GELİR VERGİSİ KANUNU
VE BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN
Kanun No. 5588 |
|
Kabul Tarihi : 1/3/2007 |
MADDE 1- 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (6) numaralı bendi ile mülga ikinci fıkrasından
sonra gelen üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“6. Evlerde kullanılan
dikiş, nakış, mutfak robotu, ütü ve benzeri makine ve aletler hariç
olmak üzere, muharrik kuvvet kullanmamak ve dışarıdan işçi almamak
şartıyla; oturdukları evlerde imal ettikleri havlu, örtü, çarşaf,
çorap, halı, kilim, dokuma mamûlleri, kırpıntı deriden üretilen mamûller,
örgü, dantel, her nevi nakış işleri ve turistik eşya, hasır, sepet,
süpürge, paspas, fırça, yapma çiçek, pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü
işleri, ip ve urganları, tarhana, erişte, mantı gibi ürünleri işyeri
açmaksızın satanlar. Bu ürünlerin, pazar takibi suretiyle satılması
ile ticarî, ziraî veya meslekî faaliyetleri dolayısıyla gelir ve
kurumlar vergisi mükellefi olanların düzenledikleri hariç olmak
üzere; düzenlenen kermes, festival, panayır ile kamu kurum ve kuruluşlarınca
geçici olarak belirlenen yerlerde satılması muaflıktan faydalanmaya
engel değildir.”
“Ticarî, ziraî
veya meslekî kazancı dolayısı ile gerçek usûlde Gelir Vergisine tâbi olanlar
ile yukarıda sayılan işleri Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerine bağlılık
arz edecek şekilde yapanlar esnaf muaflığından faydalanamazlar.”
MADDE 2- 193 sayılı Kanunun mülga 32 nci
maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir.
“Asgarî geçim indirimi
MADDE 32- Ücretin
gerçek usûlde vergilendirilmesinde asgarî geçim indirimi uygulanır.
Asgarî geçim indirimi;
ücretin elde edildiği takvim yılı başında geçerli olan ve sanayi
kesiminde çalışan 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan asgarî
ücretin yıllık brüt tutarının; mükellefin kendisi için % 50’si, çalışmayan
ve herhangi bir geliri olmayan eşi için % 10’u, çocukların her biri
için ayrı ayrı olmak üzere; ilk iki çocuk için % 7,5 diğer çocuklar
için % 5’idir. Gelirin kısmî
döneme ait olması halinde, ay kesirleri tam ay sayılmak suretiyle
bu süreye isabet eden indirim tutarları esas alınır. Asgarî geçim indirimi,
bu fıkraya göre belirlenen tutar ile 103 üncü maddedeki gelir vergisi
tarifesinin birinci gelir dilimine uygulanan oranın çarpılmasıyla
bulunan tutarın, hesaplanan vergiden mahsup edilmesi suretiyle uygulanır.
Mahsup edilecek kısmın fazla olması halinde iade yapılmaz.
İndirimin uygulamasında “çocuk” tabiri, mükellefle birlikte
oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat
edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle
birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını
doldurmamış çocukları, “eş” tabiri ise, aralarında yasal evlilik bağı
bulunan kişileri ifade eder.
İndirim tutarının tespitinde mükellefin, gelirin elde edildiği
tarihteki medenî hali ve aile durumu esas alınır. İndirim, yukarıdaki
oranlara göre hesaplanan tutarları aşmamak kaydıyla, ücret geliri
elde eden aile fertlerinden her biri için ayrı ayrı, çocuklar için eşlerden
yalnızca birisinin gelirine uygulanır. Boşananlar için indirim
tutarının hesabında, nafakasını sağladıkları çocuk sayısı dikkate
alınır.
Bakanlar Kurulu,
indirim konusu yapılacak toplam tutarın asgarî ücretin yıllık
brüt tutarını aşmaması şartıyla ikinci fıkrada belirtilen asgarî
geçim indirimi oranlarını artırmaya veya kanunî oranına kadar indirmeye
yetkilidir.
Asgarî geçim indiriminin uygulama dönemleri ve mahsup şekli
ile diğer hususlara ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir.”
MADDE 3- 193 sayılı Kanunun 41 inci maddesinin birinci fıkrasına (4)
numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki (5) numaralı bent eklenmiş
ve diğer bentler buna göre teselsül ettirilmiştir.
“5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler
hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere
uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar
üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde,
emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış
bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden
çekilmiş sayılır.
Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil
yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu
şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi
veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler
ilişkili kişi sayılır.
Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya
verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri
ödemeleri gerektiren işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet
alım ya da satımı olarak değerlendirilir.
İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından
beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate
alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir.
İlişkili kişiler ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede
yer almayan hususlar bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
13 üncü maddesi hükmü uygulanır.”
MADDE 4- 193 sayılı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı
bendine, birinci paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf
eklenmiştir.
“5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7 nci maddesindeki şartların
birlikte gerçekleşmesi halinde; Türkiye’de yerleşik gerçek kişilerin
doğrudan veya dolaylı olarak ayrı ayrı ya da birlikte sermayesinin,
kâr payının veya oy kullanma hakkının en az % 50’sine sahip olmak suretiyle
kontrol ettikleri yurt dışı iştiraklerinin kazançları dağıtılsın
veya dağıtılmasın, iştirakin hesap döneminin kapandığı ayı içeren
yıl itibarıyla dağıtılan kâr payı sayılır. Türkiye’de vergilendirilmiş
kazancın iştirak tarafından sonradan dağıtılması durumunda, elde
edilen kâr paylarının vergilendirilmiş kısmı bu tutardan indirilir.”
MADDE 5- 193 sayılı Kanunun mükerrer 80
inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yer alan
“dört yıl içinde” ibaresi “beş yıl içinde” olarak değiştirilmiştir.
MADDE 6- 193 sayılı Kanunun 94 üncü maddesine
birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Vergilendirme
rejiminin, Türk vergi sisteminin sahip olduğu vergilendirme kapasitesi
ile en az aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı
ve bilgi değişiminde bulunup bulunmadığı hususu da göz önünde bulundurulmak
suretiyle, Bakanlar Kurulunca ilan edilecek ülkelerde yerleşik
veya faaliyette bulunanlara (Türkiye’de yerleşik olanların bu ülkelerde
bulunan işyerleri dahil) nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk
ettirilen her türlü ödemeler üzerinden, bu ödemelerin verginin konusuna
girip girmediğine veya ödeme yapılanın mükellef olup olmadığına
bakılmaksızın % 30 oranında vergi kesintisi yapılır. Emsaline uygun fiyatlarla satın alınan mal ve iştirak hisseleri
için yapılan ödemeler, emsaline uygun fiyatlarla, deniz ve hava
ulaştırma araçlarının kiralanması için yapılan ödemeler ile yapılan
işin tamamlanabilmesi bakımından zorunluluk arz eden geçiş ücreti,
liman ücreti gibi ödemeler üzerinden yapılacak kesinti oranını;
her bir ödeme türü, faaliyet konusu ya da sektör itibarıyla ayrı ayrı
belirlemeye, sıfıra kadar indirmeye veya kanunî seviyesine kadar
getirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yurt dışındaki finans kuruluşlarından
temin edilen borçlanmalara ilişkin anapara, faiz ve kâr payı ödemeleri
ile sigorta ve reasürans ödemeleri üzerinden bu fıkra uyarınca vergi
kesintisi yapılmaz.”
MADDE 7- 193 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“MADDE 99- Muhtasar beyannamenin şekil, içerik ve eklerini belirlemeye
ve tevkifat konuları itibarıyla ayrı ayrı beyanname verme mecburiyeti
getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.”
MADDE 8- 193 sayılı Kanunun 121 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kontrol edilen yabancı kurumlara yapılan ödemeler üzerinden
94 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kesilen vergiler, Türkiye’de
yıllık beyannameyle bildirilen kontrol edilen yabancı kurum kârı
üzerinden hesaplanacak gelir vergisinden mahsup edilebilir. Mahsup
edilecek vergi, kontrol edilen yabancı kurumun bu ödemelerden kaynaklanan
kazancına isabet eden gelir vergisinden fazla olamaz.”
MADDE 9- 193 sayılı Kanunun 123 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Kontrol edilen yabancı kurumlara ilişkin hükümlerin uygulandığı
durumlarda, yurt dışı iştirakin toplam vergi yükünün hesabında
esas alınan vergiler, ödenmiş olmaları şartıyla, Türkiye’de vergilendirilecek
kontrol edilen yabancı kurum kârları üzerinden hesaplanan gelir vergisinden
mahsup edilebilir.”
MADDE 10- 193 sayılı Kanunun 92 nci maddesinde
yer alan “Mart ayının onbeşinci günü akşamına kadar,” ibaresi “Mart ayının başından yirmibeşinci günü akşamına kadar,” olarak, “Şubat ayının onbeşinci
günü akşamına kadar,” ibaresi “Şubat ayının başından yirmibeşinci
günü akşamına kadar,” olarak, 98 inci maddesinde yer alan “ertesi
ayın yirminci günü akşamına kadar,” ibaresi “ertesi ayın yirmiüçüncü
günü akşamına kadar,” olarak,
“Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirminci günü akşamına
kadar” ibaresi “Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının yirmiüçüncü günü
akşamına kadar” olarak, mükerrer 120 nci maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan “geçici verginin beyan süresini üç aylık dönemi izleyen
ikinci ayın onuncu,” ibaresi “geçici verginin beyan süresini üç aylık
dönemi izleyen ikinci ayın ondördüncü,” ve üçüncü fıkrasında yer alan “dönemi
izleyen ikinci ayın onuncu günü akşamına kadar” ibaresi “dönemi izleyen
ikinci ayın ondördüncü günü akşamına kadar” olarak, geçici 67 nci
maddesinin (1) numaralı fıkrasının yedinci paragrafındaki “dönemini
izleyen ayın yirminci günü akşamına kadar” ibaresi “dönemini izleyen
ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar”, (14) numaralı fıkrasında
yer alan “2006 yılında” ibaresi “31/12/2008 tarihine kadar” olarak; ayrıca, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 41 inci
maddesinde yer alan “yirminci günü” ibaresi “yirmidördüncü günü”
olarak değiştirilmiştir.
MADDE 11- 193 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 71- Bu Kanunun mükerrer 80 inci maddesinin birinci
fıkrasının (6) numaralı bendinin uygulanmasına ilişkin olarak, 70
inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde
sayılan ve 1/1/2007 tarihinden önce iktisap edilmiş olan mal (gerçek
usûlde vergilendirilen çiftçilerin ziraî istihsalde kullandıkları
gayrimenkuller dahil) ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların
vergilendirilmesinde dört yıllık süre esas alınır.”
MADDE 12- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
13 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“c) Altın, gümüş, platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj
ve Türk Petrol Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine
ilişkin olmak üzere, bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim
ve hizmetler ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık
yapanlara bu hatların inşa ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim
ve hizmetler,”
MADDE 13- 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin
(2) numaralı fıkrasının (b) bendinde yer alan “Üniversite ve yüksekokullar
ile 8.6.1965 tarihli ve 625 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullar
tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin % 10 unu” ibaresi
“8/2/2007 tarihli ve 5580 sayılı Kanun hükümlerine tâbi özel okullar
tarafından ilgili dönemdeki kapasitelerinin % 10’unu, üniversite
ve yüksekokullarda ise % 50’sini” şeklinde; (4) numaralı fıkrasının
(o) bendinde yer alan “işlemlerine konu mallar”
ibaresinin “işlemlerine konu mallar ile transit rejim kapsamında işlem
gören mallar” şeklinde; aynı fıkranın (r) bendi aşağıdaki şekilde; 29 uncu
maddesinin (2) numaralı fıkrasındaki “işletmelerden” ibaresi ise
“işletmeler ile organize sanayi bölgelerinden” şeklinde değiştirilmiştir.
“r) Kurumların aktifinde veya belediyeler
ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan
iştirak hisseleri ile gayrimenkullerin satışı suretiyle gerçekleşen
devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin
borçlarına karşılık gayrimenkul ve iştirak hisselerinin (müzayede
mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimleri.
İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların,
bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları gayrimenkul ve iştirak hisselerinin
teslimleri istisna kapsamı dışındadır.
İstisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen
ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen
katma değer vergisi, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir
veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate
alınır.”
MADDE 14- 6/6/2002
tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı
listenin
MADDE 15- 1/7/1964 tarihli ve 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (1) sayılı tablonun “I.
Akitlerle ilgili kağıtlar” başlıklı bölümünün (A) fıkrasına aşağıdaki (6) numaralı
bent ile (2) sayılı tablonun “III-İşçiler, çiftçiler ve göçmenlerle
ilgili kağıtlar” başlıklı bölümüne aşağıdaki (9) numaralı fıkra
eklenmiştir.
“6. İkinci el araç satış sözleşmeleri (Binde 1,5)”
“9. 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu uyarınca düzenlenen
menşe şahadetnameleri.”
MADDE 16 - 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı
Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına “nev’i değişiklikleri
nedeniyle yapılacak işlemler ile” ibaresinden sonra gelmek üzere
“Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri (Bu kooperatifler
ile Kredi Garanti Fonu İşletme ve
Araştırma Anonim Şirketi tarafından bankalardan kullandırılacak krediler için
verilecek kefaletler dahil)” ibaresi eklenmiş, Kanuna ekli (4) sayılı
tarifenin “I- Tapu İşlemleri” bölümünün (20) numaralı fıkrasının
(d) bendindeki parantez içi hüküm “(Bu bedel, üzerinde hak tesis edilen
gayrimenkulun emlak vergisi değerinin yarısından az, iki katından
çok olamaz)” şeklinde değiştirilmiş, ekli (8) sayılı tarifenin
"XI- Finansal Faaliyet Harçları" başlıklı bölümünün (7) numaralı
fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde yer alan tutarlar aşağıdaki şekilde
yeniden belirlenmiştir.
“a) Yetkili müesseseler (döviz büfeleri)
kuruluş izin belgeleri (her yıl için) (11.220.-YTL)
b) Yetkili
müesseselerin (döviz büfeleri) açacakları şubeler için düzenlenen
belgeler (5.610.-YTL)”
MADDE 17- 13/07/1956 tarihli ve 6802 sayılı
Gider Vergileri Kanununun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendine “ikramiyeleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “ile Merkez
Bankasınca ihraç edilen likidite senetlerinden elde edilen faiz gelirleri,”
ibaresi eklenmiş, 31 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiş; 33 üncü
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bankalar arası kambiyo muamelelerinde”
ibaresi “kambiyo muamelelerinde” şeklinde değiştirilmiştir.
“Sigorta şirketleri, iptal ettikleri sigorta muamelelerine
ilişkin vergileri (yalnızca iptal tarihinden sonraki döneme ait
olan kısmı), iptalin gerçekleştiği dönemde hesaplanan banka ve sigorta
muameleleri vergisinden indirebilirler. Bu dönemde indirilemeyen
vergiler, sonraki dönem beyannamelerinde indirim konusu yapılabilir.”
“Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve
esasları belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 18- 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı Gelir İdaresi Başkanlığının Teşkilat
ve Görevleri Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin (g) bendi aşağıdaki
şekilde, 24 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “bu işlemlere
ilişkin olarak yaratılan ihtilaflarla ilgili yargı mercileri nezdinde
talep ve savunmalarda bulunmak” ibaresi “bu işlemler ile diğer işlemlerinden
dolayı idarî yargı mercileri nezdinde yaratılan ihtilaflarla ilgili
olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda bulunmak” şeklinde
değiştirilmiş ve 33 üncü maddesine “Başkanlığın görev alanına giren
konularda” ibaresinden sonra gelmek üzere “Maliye Bakanlığına yapılmış
olan atıflar Gelir İdaresi Başkanlığına” ibaresi eklenmiştir.
“g) İşlem ve eylemlerinden dolayı idarî yargı mercilerinde yaratılan
ihtilaflarla ilgili olarak bu merciler nezdinde talep ve savunmalarda
bulunmak, gerektiğinde itiraz, temyiz ve tashihi karar yoluna gitmek;
temyiz yoluna gidilip gidilmeyeceği hususunda taşra teşkilâtına
muvafakat vermek; şikâyet başvurularını karara bağlamak; uygulamada
ortaya çıkan ihtilafların en aza indirilmesine ve uygulama birliğinin
sağlanmasına yönelik tedbirleri almak.”
MADDE 19- 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı
Vergi Usul Kanununa 28 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki
madde eklenmiştir.
“Beyanname verme ve ödeme sürelerinde yetki
MÜKERRER MADDE 28- Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, beyannamelerin
verilme ve ödeme sürelerinin son gününü, kanunî süresinden itibaren
bir ayı geçmeyecek şekilde yeniden belirlemeye yetkilidir.”
MADDE 20- 213 sayılı Kanunun 120 nci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra,
353 üncü maddesinin (3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra
gelmek üzere aşağıdaki cümle eklenmiş; 367 nci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan “defterdarlığın veya gelirler bölge müdürlüğünün”
ibaresi “vergi dairesi başkanlığının veya defterdarlığın” şeklinde,
377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları ise aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Bu Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı
vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak faaliyete geçen
vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme yetkisi vergi dairesi
başkanına ait olup, başkan bu yetkisini ilgili grup müdürlerine
ve/veya müdürlere devredebilir.”
“Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti
vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir.”
“Vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir
İdaresi Başkanlığının (İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin)
muvafakatını almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz
yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak
şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin
taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına ve/veya
defterdarlıklara devredebilir.”
MADDE 21- 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “vergi
dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine defterdar,” ibaresi “vergi
dairesi müdürünün (5345 sayılı Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini
haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında,
ilgili grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine defterdar
ve/veya vergi dairesi başkanı,” şeklinde değiştirilmiş, ikinci fıkrasında
yer alan “müdürü” ibaresinden sonra gelmek üzere fıkraya “(5345 sayılı
Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve
faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürü
ve/veya müdür)” ibaresi eklenmiş, 90 ıncı maddesinde yer alan “gayrimenkulün
bulunduğu yer tapu sicil muhafızından teşekkül eder.” ibaresi “gayrimenkulün
bulunduğu yer tapu sicil muhafızı veya tevkil edeceği zattan teşekkül
eder” şeklinde değiştirilmiştir.
MADDE 22- Büyük Mükellefler Vergi Dairesi
Başkanlığı mükelleflerinden tahsil edilen gelirlerden, 10/7/2004
tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 23 üncü
maddesinin (b) bendi gereğince büyükşehir belediyelerine ayrılması
gereken payın hesaplanmasında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar;
bu mükelleflerin, kanunî veya iş merkezlerinin bulunduğu büyükşehir
belediyesi, şubeleri nedeniyle mükellefiyeti bulunanlarda, şube
tarafından beyan edilen ve şube adına ödemesi yapılan vergi gelirlerini
kapsamak şartıyla, şubenin mükellefiyetinin bulunduğu büyükşehir
belediyesi esas alınır. Gelir İdaresi
Başkanlığının kuruluşuna ilişkin 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca şube mükellefiyetinin değiştirilmesi
halinde de bu madde hükmüne göre işlem yapılır. Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usûl ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
MADDE 23- 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 10 uncu maddesinin
sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Kurum, dördüncü fıkranın; (c) bendi ile ilgili olarak Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığının uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim
borcunun kapsamı ve tutarını; (d) bendi ile ilgili olarak, Gelir İdaresi
Başkanlığının uygun görüşünü alarak vergi borcu kapsamına girecek vergileri;
tür ve tutar itibariyle belirlemeye yetkilidir.
Bu madde
kapsamında istenen belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği
Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı
hususlar içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli
tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden belgelerin sözleşme
imzalanmadan önce verilmemesi halinde bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak
geçici teminatları gelir kaydedilir.”
MADDE 24- 29/1/2004 tarihli ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki
ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun;
A) 3 üncü ve 4 üncü maddelerinin birinci fıkralarının (a) bentlerinde
geçen “otuz” ibareleri “on” olarak, (b) bentleri ise “1.4.2005 tarihinden
önce işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden
asgarî on işçi çalıştıranların iş yerlerinde fiilen çalışan işçilerin,”
şeklinde,
B) 5 inci maddesi “Bu Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının
(b) bendinde belirtilen illerde en az on kişilik istihdam öngören
yatırımlara girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye,
özel bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere
ait arazi veya arsaların üzerinde kırkdokuz yıl süreli bağımsız ve
sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı tesis edilebilir. Bu taşınmazlar
üzerindeki kamuya ait ve ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde
henüz faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar da bu
kapsamda değerlendirilir. Ancak, talep edilen taşınmazın bulunduğu
ilçenin mülkî sınırları içinde organize sanayi veya endüstri bölgesi
bulunması halinde, bu bölgelerde yer alabilecek yatırımlar için tahsis
edilecek boş parsel bulunmaması şartı aranır.
31/8/1956 tarihli
ve 6831 sayılı Orman Kanununa tâbi alanlar hariç olmak üzere, Devletin
hüküm ve tasarrufu altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis
edilemeyen taşınmazlar üzerinde ise kırk dokuz yıl süreli bedelsiz
kullanma izni verilebilir. Bu
Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendi
kapsamı dışında kalan kalkınmada öncelikli yörelerdeki diğer illerde
(Gökçeada, Bozcaada hariç) bedelsiz yatırım yeri tahsisine ilişkin olarak, 5
inci maddenin 31/12/2006 tarihinde yürürlükte olan hükümleri uygulanır.
İrtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan
imar planı bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz
olarak verilen ön izin süresi içinde yapılır.
İstihdam edilecek işçi sayısına,
yatırım konusu işletmenin faaliyete geçtiği tarihten itibaren beş
yıl süreyle uyulması zorunludur.
Yatırımcı tarafından, mücbir sebepler hariç öngörülen sürede
yatırımın en az yüzde ellisinin tamamlanmadığının
veya taşınmazın üzerine yatırıma başlama tarihinden itibaren
bir yıl içinde herhangi bir yatırım yapılmadığının ya da işletmeye
geçtikten sonra faaliyetin sona erdirildiğinin tespiti, irtifak
hakkı ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali sayılır
ve bu durumda herhangi bir yargı kararı aranmaksızın irtifak hakkı
veya kullanma izni iptal edilerek taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin
maliki idareye intikal eder. Bu durumda ilgili idarenin talebi
üzerine irtifak hakkı tapu idarelerince re’sen terkin edilir ve taşınmazın
carî yıl proje maliyet bedelinin yüzde biri oranında tazminat alınır.
Yatırımcı tarafından,
mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en az yüzde
ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın tamamlanmaması
veya öngörülen istihdam sayısına yüzde onu aşan oranda uyulmaması
halinde ise bedelsiz olarak tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen
kullanma izni, bedelliye dönüştürülür. Bu durumda yıllık irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli, yatırımın
carî yıl proje maliyet bedelinin binde beşidir.
Bedelsiz irtifak hakkı veya kullanma iznine konu taşınmazların
üzerinde gerçekleştirilecek yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların
maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin üç katından az
olamaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığınca
belirlenir.” şeklinde,
C) 6 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları birleştirilerek,
“31.12.2008 tarihine kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi
kapsamındaki illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen
ve asgarî on işçi çalıştıran işletmeler ile 1.4.2005 tarihinden önce
faaliyete geçmiş ve asgarî on işçi çalıştıran işletmelerden; fiilen ve
sürekli olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği ve tavukçuluk
dahil), organik ve biyoteknolojik tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği ve kompostu,
seracılık, sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalât
sanayi, madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık
alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi giderlerinin
yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana; 1.4.2005 tarihinden
sonra faaliyete geçen işletmelerde asgarî sayıdan sonraki her
bir işçi için, 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerde
ise bu tarihten sonra işe başlayan ve asgarî işçi sayısından sonraki her bir
işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak
oran, organize
sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan işletmeler
için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette bulunan işletmeler
için yüzde kırkı geçemez.” şeklinde,
değiştirilmiştir.
D) 5084 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 2- Bu Kanunun 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddelerinde yer alan
destek ve teşviklerden, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle, bu
maddelerdeki şartları taşımaları kaydıyla Gökçeada ve Bozcaada’daki işletmeler
de yararlanır.”
MADDE 25- 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 26 ncı maddesinin
ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“492 sayılı Harçlar Kanunu hükümleri
uyarınca tahsil edilen ticaret sicili harçlarının red ve iadeler
düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25’i ilgili odaya gelir
kaydedilmek üzere aktarılır.”
MADDE 26- 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı
Avukatlık Kanununun 180 inci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinde geçen “yüzde üçü” ibareleri “yüzde
ikisi” şeklinde değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Maliye
Bakanlığınca iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına göre tespit edilen
toplam tutarlar esas alınarak 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (1), (2) ve (3)
sayılı tarifelere göre alınan harçların yüzde biri ile idarî nitelikteki para
cezaları hariç olmak üzere para cezalarının yüzde biri; her yıl Mart ayının
sonuna kadar Türkiye Barolar Birliği adına açılan hesaba aktarılır ve zorunlu
müdafi ve vekil görevlendirme ile ilgili carî giderler bu hesaptan ödenir. Bu hesap, münhasıran zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme ile ilgili carî
giderler için kullanılır ve yılı içinde harcanmayan paralar, ertesi yıla aynen
aktarılır. Bu paraların barolar arasındaki dağıtımı, harcanması ve bu hizmet
için çalıştırılacak personele ilişkin hususlar, Maliye Bakanlığının görüşü
alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı ile Türkiye Barolar Birliği tarafından
birlikte çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
MADDE 27- 15/11/2000 tarihli ve 4603 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 9- Türkiye Halk Bankası A.Ş.’nin ödenmiş sermayesini
oluşturan hisselerin 9/12/2004 tarihli ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında Yeni Türk Lirasına
intibakını sağlamak üzere; ödenmiş sermaye içerisinde Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı dışındaki hissedarlara ait 100 TL itibarî değerli
hisse senetleri; 1 YTL itibarî değerli 1 adet, 500 TL itibarî değerli
hisse senetleri; 1 YTL itibarî değerli 5 adet ve 1 .000 TL itibarî değerli
hisse senetleri; 1 YTL itibarî değerli
10 adet hisse senedine tamamlanır. Bu tamamlama işlemi, Banka sermayesi
artırılmaksızın, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının hisselerinin
yeteri miktarda devri yoluyla bedelsiz olarak yapılır. Ayrıca,
Özelleştirme İdaresi Başkanlığının farklı itibarî değerlerdeki
hisseleri 1 YTL itibarî değerli hisselere çevrilir. Bu şekilde yapılacak tamamlama işlemleri, Bankanın
hisse senetleri Pay Defterine işlenir. Türk Ticaret Kanununun nama
yazılı hisse devirlerine ilişkin hükümleri uygulanmaz.
Söz konusu işlemlere ilişkin olarak yapılacak ana sözleşme değişikliğinde
9/12/2004 tarihli ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun hükümleri uygulanır ve anılan değişikliğin Ticaret Siciline
tescil ettirilmesini takiben eski hisse senetleri hüküm ifade etmez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren azamî iki ay içerisinde,
bu madde kapsamında yapılacak ana sözleşme değişikliği mevcut mevzuat
uyarınca gerçekleştirilir.”
MADDE 28-
3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması
ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve Satımına,
4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“MADDE 8- A) Kurumdan tesis kurma izni almadan tütün
işlemek ve tütün mamûlleri ile alkol
ve alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuranlara,
Kurumdan üretim izni almaksızın işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu
maddeleri işleyen ve üretenlere bir yıldan üç yıla kadar hapis ve onbin
güne kadar adlî para cezası verilir. Ancak, işleme ve üretim için
hükmolunacak adlî para cezasının miktarı işlenmiş tütün veya üretilmiş
tütün mamûlleri ile alkol ve alkollü içkilerin piyasa satış fiyatının
on katı tutarından az olamaz. Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket
edenler hakkında da uygulanır.
Tütün mamûlleri, alkol ve alkollü içkilerin ambalajlarına
uygulanan bandrol, etiket, hologram, pul, damga veya benzeri işaretleri taklit
eden, bunların taklit olduğunu bilerek kullanan, nakleden, bulunduranlarla,
bunların taklit olmayanlarını ilgili mevzuatta belirlenen şekilde temin
etmesine rağmen belirlenen ürünlerde kullanmaksızın bedelli veya bedelsiz
olarak başkalarına verenler, bu işaretleri alma ve kullanma hakkı olmadığı
halde sahte belgelerle veya herhangi bir şekilde ilgili kurum veya kuruluşları
yanıltarak temin edenler ve piyasaya bu işaretleri taşımayan ürünleri arz eden
ya da satmak amacıyla elinde bulunduranlar hakkında bir yıldan üç yıla kadar
hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
Dağıtım ve satış belgesi almadan satış yapanların ellerindeki ürünlere el
konulmakla birlikte, toptan satış ve dağıtım yapanlara beşyüz güne kadar,
perakende satış yapanlara ikiyüz güne kadar adlî para cezası verilir. Ancak,
verilecek adlî para cezasının miktarı el konulan ürünlerin piyasa satış fiyatının on katından az olamaz.
El konulan ürünlerle ilgili yapılacak işlemlerin usûl ve esasları Kurum
tarafından belirlenir.
B) Bu Kanun hükümleri ile Kurumun genel ve düzenleyici işlem ve
kararlarına, ilgili diğer mevzuatla belirlenen idarî ve teknik düzenlemelere
aykılığın saptanması halinde Kurulca;
a) Tütün, tütüm
mamûlleri, alkol ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, ithal
eden, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların her türlü
birliklerinin, Kurumun görev alanı ile ilgili konularda görevlendirilen
Kurum yetkililerinin talep ettikleri her türlü bilgi ve belgeyi
ve numuneleri belirlenen süre içerisinde tam ve doğru olarak vermemeleri,
gerekli tesis ve yerleri incelemeye açmamaları ve durumu tespit
eden tutanakları imzalamamaları halinde beşbin Yeni Türk Lirası
idarî para cezası uygulanır.
b) Sarmalık kıyılmış tütün mamûlünü
birim ambalajı içerisinde, tütün miktarı ile orantılı miktarda
yaprak sigara kâğıdı veya makaron bulundurulmadan ve Kurumca belirlenen
usûl ve esaslara uyulmadan piyasaya arz edenlere ikibin Yeni Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
c) Tütün piyasasında ilgili mevzuata uymayarak piyasayı bozucu
faaliyetlerde bulunanlar ile yazılı sözleşme esası veya açık artırma
yöntemi ile yapılan alım-satım kapsamındaki yükümlülüklerini süresi
içinde yerine getirmeyenlere her bir eylem için beşbin Yeni Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
d) Tütün mamûlleri
piyasasında faaliyet gösteren üretici ve ithalatçı firmaların,
Kurumca belirlenen usûl ve esaslara uymadan veya izin almadan ve/veya güncelleme yapmadan
ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin standardına etkisi olabilecek
girdilerde ve piyasaya arz ambalajına ilişkin herhangi bir değişiklik
yapmaları ve ürünleri piyasaya arz etmeleri halinde onbin Yeni
Türk Lirası idarî para cezası verilir.
e) Tütün, tütün mamûlleri, alkol ve alkollü içkiler piyasasında
faaliyet gösteren üretici ve ithalatçı firmaların, Kurumca talep
edildiği halde ticarî faaliyetini gösterir satış ve faaliyet raporlarını
vermemeleri halinde, onbin Yeni Türk Lirası idarî para cezası uygulanır.
f) İşleyici ve üretici firmaların, Kuruma karşı yükümlülüklerini
yerine getirmeden faaliyetlerini sona erdirmesi halinde yirmibin Yeni Türk
Lirası idarî para cezası verilir.
g) Kurumdan izin alınmaksızın işleme ve üretim tesislerinin kuruluş
yerinin değiştirilmesi, kurulu makinelerinin ülke içerisinde
kısmen veya tamamen aynı firma tarafından kurulacak yeni veya eski
bir fabrikaya nakli, başka bir firmaya devri veya ülke dışına çıkarılması
halinde yirmibin Yeni Türk Lirası idarî para cezası uygulanır.
h) Kurumdan proje tadilat izni alınmaksızın işleme veya üretim tesisinde
değişiklik yapılması halinde onbin Yeni Türk Lirası idarî para cezası
uygulanır.
ı) Toptan ve perakende tütün mamûlü, alkol ve alkollü içki dağıtıcı ve
satıcıları ile açık içki satıcılarının kaçak veya sahte ürün bulundurmaları,
ürünleri Kurumdan ve/veya il özel idarelerinden izin ve yetki almamış kişilerden
almaları veya bu kişilere satmaları veya yetkilendirme belgesinde
belirtilen işyeri veya dağıtım alanları dışında dağıtım ve satış yapmaları halinde
her bir eylem için bin Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir.
i) Perakende satıcıların, yetkili olmadığı halde açık olarak
içki satışı veya sunumu yapmaları veya piyasaya arz ambalajında satışa sunulan
tütün mamûlleri ile alkol ve alkollü içkileri ambalajını bozarak veya bölerek
satmaları halinde beşyüz Yeni Türk Lirası idarî para cezası verilir.
j) 18 yaşını
doldurmamış kimselere tütün mamûlleri ve alkollü içki sattıkları tespit edilenlere bin Yeni Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
k) Üretici, ithalatçı, dağıtıcı, toptan ve perakende satıcılardan, tütün
mamûlleri ve alkollü içkilerin satış yerlerinde raf, stand ve benzeri teşhir
ünitelerinde haksız rekabet yaratmayacak, reklam ve tanıtıma ilişkin mevzuata
aykırı olmayacak şekilde aynı konumda ve aynı ambalaj kategorisinde
yerleştirilmesini teminen Kurumca yapılan düzenlemelere uymadığı tespit
edilenlere ve otomatik satış makinesi ile satış yapanlara bin Yeni Türk Lirası
idarî para cezası verilir.
l) Yukarıda sayılan
haller dışında bu Kanun kapsamında verilen yetkilendirme belgelerinde belirtilen
şartlara uyulmadan faaliyet gösterildiğinin veya Kurumca yapılan
düzenlemelere aykırı hareket edildiğinin tespiti halinde, ilgili gerçek ve
tüzel kişiler uyarılmakla birlikte aykırılığın giderilmesi için altı
aya kadar süre verilir. Verilen süre sonunda aykırılığın devam etmesi
veya süre verilse dahi aykırılığın giderilmesinin mümkün olmadığı hallerde,
fiilin niteliğine göre bin Yeni Türk Lirasından beşbin Yeni Türk Lirasına kadar
idarî para cezası uygulanır.
İdarî para cezasını gerektiren fiillerin tekrarlanması hallerinde para
cezaları, her defasında bir önceki cezanın iki katı oranında artırılarak
uygulanır. Bu cezaların verildiği tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para
cezası verilmesini gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar
tekrarda esas alınmaz. Ancak bu maddenin (f), (g) ve (h) bentlerinde sayılan
ihlaller nedeniyle verilecek para cezası Kuruma bildirilen son satış raporunda
belirtilen ürün miktarının piyasa satış fiyatından az olamaz; (a), (c), (i),
(j), (k) ve (l) bentlerinde sayılan ihlallerin tekrarı halinde ise fiilin
ağırlığına göre idarî para cezası uygulanmaksızın yetkilendirme belgelerinin
iptaline, (d) bendinde sayılan ihlallerde bir yıla kadar faaliyetin
durdurulmasına karar verilebilir. Satış belgesi iptal edilen satıcıların
kendileri adına ya da aynı işyerinde aynı ticaret unvanı ile faaliyette
bulunulması veya işyerinin aynı gerçek veya tüzel kişilerce işletilmesi
halinde, söz konusu işyerinde satıcılık yapmak üzere başkaları adına iki yıl
süreyle yeni belge başvurusunda bulunulamaz.
İdarî para cezaları, bu Kanuna aykırı hareket eden tarafların herbirine
ayrı ayrı uygulanır. Bu Kanun gereğince para cezasını gerektiren fiillerin Türk
Ceza Kanunu veya ceza hükmü içeren diğer kanunlarda suç sayılması, söz konusu
para cezalarının ve diğer idarî yaptırımların uygulanmasına engel olmaz.
Bu Kanundaki cezaları gerektiren fiillerin birden fazla olması halinde ve
aralarında bağlantı olması durumunda en yüksek cezayı gerektirecek fiilin
cezası; bağlantı bulunmaması halinde ise herbirinin cezası ayrı ayrı uygulanır.
3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı, 8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı, 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı kanunlara
karşı gelmekten mahkûmiyeti olanlar ile konuya ilişkin mevzuatın
ihlali nedeni ile iki defadan fazla aynı suçtan dolayı ön ödemede
bulunarak, haklarında iki defadan fazla ön ödeme kapsamında karar verilmiş olanlara bir daha satış
ve/veya uygunluk belgesi verilmez.
Bu maddede
perakende satıcılar hakkında yer alan idarî para cezaları ve diğer
yaptırımlar Kurumca belirlenen usûl ve esaslar dahilinde il özel idarelerince
uygulanır.
İdarî para cezalarının takip ve tahsilinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı
Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır.”
MADDE 29- 17/9/2004 tarihli ve 5234 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Aylık gayrisafî hasılattan irat kaydedilecek oranı, döner sermayeler
itibariyle %1’e kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir.”
MADDE 30- 7/6/2005 tarihli ve 5362 sayılı
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 69 uncu maddesinin
birinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Alınan bu harcın
red ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde 25’i ilgili
birliğe gelir kaydedilmek üzere aktarılır.”
MADDE 31- 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim
Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8 inci maddesine birinci
cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
“Meslek yüksekokullarının Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek
uzmanlık alanlarına açıktan ya da naklen atanacak öğretim görevlileri
merkezi sınavdan muaftır. Bu statüde meslek yüksekokullarına atananlar,
meslek yüksekokullarının uzmanlık alanları dışındaki üniversitelerin
ya da yüksek teknoloji enstitülerinin bir birimine görevlendirilemez
ve atanamazlar.”
MADDE 32- 193 sayılı Kanunun mükerrer 121 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
GEÇİCİ MADDE
1- 23/3/2005 tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6/12/2006 tarihli
ve 5560 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile değişmeden önceki 13 üncü
maddesine göre, 19/12/2006 tarihine kadar Ceza Muhakemesi Kanunu
gereğince Baro tarafından müdafi ve vekil olarak görevlendirilen
avukatlara ödenmesi gereken ücret karşılığı tutarın kalan kısmı,
ilgililere ödenmek üzere Adalet Bakanlığı bütçesine aktarılacak
ödenekten tahakkuk ettirilmek suretiyle ödenir. Ödemelere ilişkin
usûl ve esaslar Adalet ve Maliye Bakanlıkları ile Türkiye Barolar
Birliğince birlikte belirlenir.
GEÇİCİ MADDE
2- Ücretlilerin
2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında ödeyecekleri gelir vergisinden
mahsup edilecek vergi indirimiyle ilgili işlemler, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan mükerrer 121
inci maddesi hükümlerine göre sonuçlandırılır.
GEÇİCİ
MADDE 3- 16/5/2006
tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile Sosyal Güvenlik
Kurumuna devredilen Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü, Sosyal
Sigortalar Kurumu Başkanlığı ve Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile 18/6/1992
tarihli ve 3816 sayılı Kanun kapsamında bulunanlar için Sağlık Bakanlığına
bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından 31/12/2006 tarihine kadar
alınan tedavi hizmetleri karşılığı tutarlar ile 2006 yılında Sağlık
Bakanlığına bağlı döner sermaye işletmelerinin aylık gayrisafî
hasılatından genel bütçeye ödenmesi gereken tutarlara ilişkin olarak
mahsuplaşmaya, alacaktan vazgeçmeye ve gerektiğinde terkin suretiyle
uzlaşmaya Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Sağlık
Bakanı müştereken yetkilidir. Bu konuda gerekli her türlü düzenleyici
işlemleri yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Üniversite
hastanelerinin Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen kurumlara 31/12/2006
tarihine kadar verilen tedavi hizmetleri karşılığı düzenledikleri fatura
bedellerinden mahsuben yapılan ödemelerden sonra kalan tutarın % 80’i,
incelemesi devam eden veya incelemesi tamamlanmış ancak mutabakatı sağlanamamış
fatura bedellerinin % 6’sı ve varsa yapılan diğer ödemeler düşüldükten sonra
kalan tutarın tamamı ödenir. Bu ödemeler yapıldıktan sonra kalan tutarlar
terkin edilir ve terkin edilen kısım için herhangi bir alacak ve hak talebinde
bulunulamaz. Bu konuda gerekli her türlü düzenleyici işlemleri yapmaya Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığı yetkilidir.
Yukarıda sayılan
kurumlar ile 3816 sayılı Kanun kapsamında bulunanlara ilişkin olarak
üniversiteler ile Sağlık Bakanlığına bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarınca
31/12/2006 tarihine kadar alınan tedavi hizmetleri karşılığı düzenlenen faturalar ve ekleri,
birinci fıkradaki usûle göre uzlaşma gerçekleştikten sonra kontrol
edilip edilmediğine bakılmaksızın imha edilir.
MADDE 33- Bu Kanunun;
a) 3, 4, 5, 8 ve 9
uncu maddeleri; 10 uncu maddesinin, 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin (14) numaralı
fıkrasına ilişkin değişiklik hükmü, 11, 25, 26, 29, 30, 31 ve 32 nci
maddeleri ile geçici 2 nci ve geçici 3 üncü maddeleri 1/1/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
b) 2 nci maddesi, 1/1/2008 tarihinden itibaren elde edilecek gelirlere
uygulanmak üzere yayımı tarihinde,
c) 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı Kanunun 17 nci maddesinin (2)
numaralı fıkrasının (b) bendinde yapılan değişiklik hükmü, 17 nci
maddesinin 6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde değişiklik yapılmasına
ilişkin hükümleri ve 24 üncü maddesi yayımını izleyen aybaşında,
ç) 16 ncı maddesi ile 492 sayılı Kanuna ekli (8) sayılı tarifenin
“XI-Finansal Faaliyet Harçları” başlıklı bölümünün (7) numaralı
fıkrasına ilişkin hükümleri
1/1/2008 tarihinde,
d) Diğer maddeleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 34- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.