Dö­nem: 22                                                                           Ya­sa­ma Yı­lı: 5

 

TBMM                                                        (S. Sa­yı­sı: 1255)

 

Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir Boz­dağ ve 11 Mil­let­ve­ki­li­nin; Çe­şit­li Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Tek­li­fi ve

Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (2/870)

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ BAŞ­KAN­LI­ĞI­NA

Çe­şit­li Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Tek­li­fi ek­te su­nul­muş­tur.

Ge­re­ği­ni say­gı­la­rımız­la arz ede­riz.

                                                                                                                  10/10/2006

                                                                      

Be­kir Boz­dağ

Ra­ma­zan Can

Ah­met Çağ­la­yan

 

 

Yoz­gat

Kı­rık­ka­le

Uşak

 

Va­hit Er­dem

Re­cep Özel

Ha­san Ka­ra

 

Kı­rık­ka­le

Is­par­ta

Ki­lis

 

Hak­kı Köy­lü

Alim Tunç

Afif De­mir­kı­ran

 

Kas­ta­mo­nu

Uşak

Bat­man

 

Meh­met Dül­ger

Ha­cı Bi­ner

Mu­zaf­fer Kül­cü

 

An­tal­ya

Van

Ço­rum

 

 

 

GE­NEL GE­REK­ÇE

Bi­lin­diği üze­re, ce­za ada­let sis­te­mi­mi­zi oluş­tu­ran te­mel ce­za ka­nun­la­rı ola­rak ad­lan­dı­rı­lan Türk Ce­za Ka­nu­nu, Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu, Ce­za ve Gü­ven­lik Ted­bir­le­ri­nin İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nun ve Ad­li Si­cil Ka­nu­nu, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­ce ka­bul edi­le­rek 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hi iti­ba­riy­le yü­rür­lü­ğe gir­miş­tir. Ke­za, 3/7/2005 ta­rih­li ve 5395 sa­yı­lı Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nu ile 3/7/2005 ta­rih­li ve 5402 sa­yı­lı De­ne­tim­li Ser­best­lik ve Yar­dım Mer­kez­le­ri ile Ko­ru­ma Ku­rul­la­rı Ka­nu­nu da sı­ray­la 15/7/2005 ve 20/7/2005 ta­rih­le­rin­de yü­rür­lü­ğe gir­miş­ler­dir.

Ge­çen za­man içe­ri­sin­de yu­ka­rı­da bah­se­di­len ka­nun­la­rın uy­gu­lan­ma­sın­da ba­zı mad­de­ler yö­nün­den te­red­düt­le­rin oluş­tu­ğu, fark­lı uy­gu­la­ma­la­rın ya­pıl­dı­ğı, uy­gu­la­ma bir­li­ği­ni sağ­la­ya­cak Yar­gı­tay iç­ti­hat­la­rı­nın da he­nüz oluş­ma­dı­ğı gö­rül­müş­tür.

Öte yan­dan, 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­ce ip­tal edil­miş ve ka­nun ko­yu­cu­ya ye­ni dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı ko­nu­sun­da za­man ta­nın­mış­tır. Bu ka­rar ne­de­niy­le, ka­nu­nun uy­gu­la­ma­sın­da olu­şa­cak boş­lu­ğu gi­der­mek ama­cıy­la, söz ko­nu­su mad­de­nin ye­ni­den dü­zen­len­me­si zo­run­lu ha­le gel­miş­tir.

5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu ile 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den son­ra, idarî yap­tı­rım ka­ra­rı ge­rek­ti­ren fi­il­ler ve suç açı­sın­dan uy­gu­la­ma bir­li­ği sağ­lan­ma­sı, uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çı­kan te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si, mev­zu­atı­mı­za ye­ni gi­ren uz­laş­ma gi­bi ba­zı mü­es­se­se­le­re iş­ler­lik ka­zan­dı­rıl­ma­sı ama­cı­na yö­ne­lik de­ği­şik­lik­ler yap­ma ge­re­ği du­yul­muş­tur.

Di­ğer yan­dan, 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nun­da hak yok­sun­luk­la­rıy­la il­gi­li ola­rak sü­re­siz hak yok­sun­lu­ğu ka­bul edil­me­me­si­ne kar­şın, 5352 sa­yı­lı Ad­li Si­cil Ka­nu­nu­nun ge­çi­ci 2 nci mad­de­sin­de, di­ğer ka­nun­lar­da­ki ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı be­lir­li sü­rey­le ha­pis ce­za­sı­na ve­ya bel­li suç­lar­dan do­la­yı bir ce­za­ya mah­kum olan ki­şi­le­rin bel­li hak­la­rı kul­lan­mak­tan sü­re­siz ola­rak yok­sun bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­le­rin sak­lı tu­tul­ma­sı ve­ sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­nun da ka­pa­lı tu­tul­ma­sı ne­de­niy­le uy­gu­la­ma­da cid­di so­run­lar or­ta­ya çı­ka­cak­tır. Bu so­run­la­rın çö­zü­mü­ne yö­ne­lik ola­rak, 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki çe­şit­li ka­nun­lar­da­ki ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı be­lir­li sü­rey­le ha­pis ce­za­sı­na ve­ya bel­li suç­lar­dan do­la­yı bir ce­za­ya mah­kum olan ki­şi­le­rin sü­re­siz ola­rak kul­lan­mak­tan ya­sak­lan­dık­la­rı hak­ları tek­rar kul­la­na­bil­me­le­ri­ne im­kan ta­nı­yan bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı­na ih­ti­yaç du­yul­muş­tur.

İşbu Ka­nun Tek­li­fiy­le, yu­ka­rı­da bah­se­di­len hu­sus­lar­da or­ta­ya çı­kan te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si ve ih­ti­yaç­la­rın kar­şı­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

MAD­DE GE­REK­ÇE­LE­Rİ

Mad­de 1- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 61 in­ci mad­de­si­ne se­ki­zin­ci fık­ra­dan so­nra gel­mek üze­re fık­ra ek­len­miş­tir. Ad­li pa­ra ce­za­sı­nın ha­pis ce­za­sı­na se­çim­lik yap­tı­rım ola­rak ka­bul edil­di­ği hal­ler­de, ce­za­nın be­lir­len­me­si ve bi­rey­sel­leş­ti­ril­me­si bağ­la­mın­da mah­ke­me, ön­ce ki­şi hak­kın­da ha­pis ce­za­sı­na mı yok­sa ad­li pa­ra ce­za­sı­na mı hük­me­de­ce­ği­ni ka­ra­ra bağ­lar. Bu ter­ci­hin ya­pıl­ma­sın­da sa­de­ce suç­lu­nun ki­şi­li­ği dik­ka­te alın­ma­lı­dır. Bu ter­cih, as­lın­da ce­za­nın bi­rey­sel­leş­ti­ril­me­si yön­tem­le­rin­den bi­ri­ni oluş­tur­mak­ta­dır. Bu ba­kım­dan söz ko­nu­su be­lir­le­me­de fai­lin geç­mi­şi, sos­yal iliş­ki­le­ri, fi­il­den so­nra­ki ve yar­gı­la­ma sü­re­cin­de­ki dav­ra­nış­la­rı, ce­za­nın fai­lin ge­le­ce­ği üze­rin­de­ki ola­sı et­ki­le­ri gi­bi hu­sus­la­rın ya­nı sı­ra, eko­no­mik du­ru­mu da göz önün­de bu­lun­du­ru­lur.

Bu ter­cih so­nu­cun­da mah­ke­me­nin ki­şi hak­kın­da ad­li pa­ra ce­za­sı­na hük­met­me­yi ka­rar­laş­tır­ma­sı ha­lin­de, ad­li pa­ra ce­za­sı­nın he­sap­lan­ma­sın­da esas ala­ca­ğı gün sa­yı­sı­nı, ha­pis ce­za­sı­nın be­lir­len­me­si ve bi­rey­sel­leş­ti­ril­me­si ile il­gi­li ola­rak 61 in­ci mad­de­de ön­gö­rü­len usul ve sı­ra­yı iz­le­ye­rek be­lir­le­ye­cek­tir.

Bu he­sap­la­ma­da te­mel gün be­lir­le­nir­ken, beş gün ile ye­di­yü­zo­tuz gün ara­sın­da bir gün mü, yok­sa il­gi­li suç ta­nı­mın­da­ki ha­pis ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nı­rı­nın mı esas alı­na­ca­ğı ko­nu­sun­da, uy­gu­la­ma­da bir te­red­düt oluş­muş­tur. Bu te­red­dü­dün gi­de­ril­me­si için, iş­bu fık­ra hük­mü mad­de met­ni­ne ek­len­miş­tir.

Bu hük­me gö­re, ad­li pa­ra ce­za­sı­nın he­sap­lan­ma­sı­na iliş­kin te­mel gün be­lir­le­nir­ken, il­gi­li suç ta­nı­mın­da­ki ha­pis ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nı­rı­nın göz önün­de bu­lun­du­rul­ma­sı ge­re­kir. Ak­si tak­dir­de, ad­li pa­ra ce­za­sı­nın öden­me­me­si ha­lin­de uy­gu­la­na­cak ha­pis sü­re­si ba­kı­mın­dan den­ge­siz so­nuç­lar or­ta­ya çı­ka­bi­lir.

Bu su­ret­le be­lir­le­nen te­mel gün üze­rin­den 61 in­ci mad­de­de­ki usul ve sı­ra­ya gö­re ar­tır­ma ve­ya in­di­rim yap­mak su­re­tiy­le so­nuç gün sa­yı­sı be­lir­le­nir.

Mad­de 2- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin baş­lı­ğın­da yer alan "uz­laş­ma" iba­re­si, mad­de­nin içe­ri­ği­ne uy­gun ola­rak mad­de met­nin­den çı­kar­tıl­mış­tır.

Mad­de 3- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 87 nci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Kas­ten ya­ra­lama su­çu­nun ne­ti­ce­si se­be­biy­le ağır­laş­mış hal­le­rin­den bi­ri­si ke­mik kı­rıl­ma­sı­dır. 87 nci mad­de­nin üçün­cü fık­ra­sın­da, mad­de­nin di­ğer fık­ra­la­rın­dan fark­lı ola­rak, 86 ncı mad­de­ye gö­re be­lir­le­nen ce­za­nın bel­li oran­da ar­tı­rıl­ma­sı yön­te­min­den ay­rı­lın­mış­ ve ke­mik kı­rıl­ma­sı ha­li­ne öz­gü ola­rak ha­pis ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nır­la­rı müs­ta­ki­len be­lir­len­miş­tir. Bu dü­zen­le­me kar­şı­sın­da; ör­ne­ğin ana­sı­na kar­şı iş­le­di­ği kas­ten ya­ra­la­ma su­çu so­nu­cun­da kol ke­mi­ği­nin kı­rıl­ma­sı­na ne­den olan fa­il hak­kın­da 87 nci mad­de­nin üçün­cü fık­ra­sın­da­ki ma­kas ara­sın­da ce­za­ya hük­me­der­ken, mağ­dur­la fa­il ara­sın­da­ki üst­soy - alt­soy iliş­ki­si­nin ne su­ret­le göz önün­de bu­lun­du­ru­la­ca­ğı hu­su­sun­da uy­gu­la­ma­da olu­şan te­red­düt­le­ri gi­der­mek ama­cıy­la iş­bu de­ği­şik­li­ğin ya­pıl­ma­sı­na ge­rek du­yul­muş­tur. Ay­rı­ca, uygu1ama­da du­yu­lan te­red­düt­ler göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak, fık­ra met­ni­ne ke­mik çı­kı­ğı ek­len­miş­tir. Çün­kü çı­kık­la­rın da, ke­mik kırı­ğı gi­bi ki­şi­nin ha­yat fonk­si­yon­la­rı üze­rin­de önem­li et­ki­si ol­mak­ta­dır.

Mad­de 4- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 89 un­cu mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Kas­ten ya­ra­la­ma fi­ili­nin ki­şi üze­rin­de­ki et­ki­si­nin ba­sit bir tıb­bî mü­da­ha­ley­le gi­de­ri­le­bi­le­cek öl­çü­de ha­fif ol­ma­sı ha­lin­de, so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ya­pıl­ma­sı mağ­du­run şi­ka­ye­ti­ne ta­bi kı­lın­mış­tır. Bu­na kar­şı­lık, 89 un­cu mad­de­nin son fık­ra­sı­na gö­re, bi­linç­li tak­sir­le ya­ra­la­ma ha­lin­de, ya­ra­la­ma­nın ağır­lı­ğı göz önün­de bu­lun­du­rul­mak­sı­zın re'sen so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ya­pı­la­bi­le­cek­tir. Bu du­rum­da bir çe­liş­ki­ye düş­me­mek için, bi­linç­li tak­sir­le se­be­bi­yet ve­ri­len ya­ra­lan­ma­nın te­mel şek­lin­de an­cak mağ­du­run şi­ka­ye­ti üze­ri­ne so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ya­pı­la­bil­me­si­ni müm­kün kıl­mak ama­cı­na yö­ne­lik ola­rak iş­bu de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır.

Mad­de 5- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 191 in­ci mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Ye­ni Türk Ce­za Ka­nu­nun­da, iz­le­nen suç si­ya­se­ti­nin ge­re­ği ola­rak, uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­lan­mak de­ğil, kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak fi­il­le­ri suç ola­rak ta­nım­lan­mış­tır. Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi, as­lın­da te­da­vi­ye ih­ti­yaç du­yan bir ki­şi­dir. Bu ne­den­le, ye­ni Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 191 in­ci mad­de­sin­de, ki­şi­nin ön­ce­lik­le te­da­vi edil­me­si­ni ve tek­rar uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­lan­mak­tan ko­run­ma­sı­nı sağ­la­ma­ya yö­ne­lik ola­rak hak­kın­da de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­nı ön­gö­ren bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır.

An­cak, bu dü­zen­le­me­nin içe­ri­ğiy­le il­gi­li ola­rak uy­gu­la­ma­da te­red­düt­le­rin oluş­tu­ğu göz­lem­len­miş­tir. Bu te­red­düt­le­ri gi­der­mek ama­cıy­la söz ko­nu­su mad­de met­nin­de de­ği­şik­lik ya­pıl­ma­sı ge­re­ği ha­sıl ol­muş­tur.

Bu­na gö­re, ki­şi­nin te­da­vi ol­ma­yı ka­bul et­me­si ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak do­la­yı­sıy­la hak­kın­da ce­za­ya hük­mo­lun­ma­ya­cak­tır. Baş­ka bir de­yiş­le, bu du­rum­da mah­ke­me, uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de­yi kul­lan­mak için sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi hak­kın­da ce­za­ya hük­met­me­den te­da­vi ile bir­lik­te de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ya da sa­de­ce de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­re­cek­tir.

Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi­nin te­da­vi­ye ih­ti­ya­cı­nın olup ol­ma­dı­ğı, tıp bi­li­mi­nin ve­ri­le­ri çer­çe­ve­sin­de be­lir­le­ne­bi­le­cek olan bir so­run­dur. Bu ne­den­le, mah­ke­me, kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi­nin uyuş­tu­ru­cu mad­de kul­la­nıp kul­lan­ma­dı­ğı­nı, kul­lan­mak­ta ise te­da­vi­ye ih­ti­ya­cı­nın olup ol­ma­dı­ğı­nı bi­lir­ki­şi ma­ri­fe­tiy­le be­lir­le­ye­cek­tir.

Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi­nin ih­ti­ya­cı olan te­da­vi­nin sü­re­si ka­nun­da be­lir­len­me­miş­tir. Çün­kü te­da­vi, ya­lın bir tıb­bi ol­gu­dur. Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi, bu mad­de­nin et­ki­sin­den kur­tu­la­bil­me­si için ken­di­siy­le il­gi­li ola­rak uy­gu­la­nan te­da­vi­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü­dür. Ki­şi te­da­vi sü­re­cin­de ay­rı­ca de­ne­tim ser­best­lik ted­bi­ri­ne ta­bi tu­tu­lur.

Uy­gu­la­nan te­da­vi­nin olum­lu so­nuç ver­me­si ve ar­tık ge­rek kal­ma­dı­ğı için te­da­vi­ye son ve­ril­me­si ha­lin­de de de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na de­vam edi­lir. Te­da­vi­nin so­na er­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na as­ga­ri bir yıl sü­rey­le de­vam olu­nur. An­cak, mah­ke­me, top­lam üç yı­lı geç­me­mek üze­re, bu sü­re­nin uza­tıl­ma­sı­na ka­rar ve­re­bi­lir.

Ki­şi­nin hak­kın­da uy­gu­la­nan de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin de ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, bu sü­re so­nun­da, hak­kın­da açıl­mış olan ka­mu da­va­sı ile il­gi­li ola­rak mah­ke­me­ce düş­me ka­ra­rı ve­ri­lir.

Bu­nun ifa­de et­ti­ği an­lam şu­dur: Kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak su­çun­dan do­la­yı hak­kın­da ka­mu da­va­sı açıl­mış olan sa­nık­la il­gi­li ola­rak ce­za­ya hük­met­me­den te­da­vi ile bir­lik­te de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ya da sa­de­ce de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, açıl­mış olan ka­mu da­va­sı der­dest ol­ma­ya de­vam et­mek­te­dir.

Ki­şi­nin, ken­di­siy­le il­gi­li ola­rak uy­gu­la­nan te­da­vi­nin ve­ya de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­ma­sı ha­lin­de, açıl­mış olan da­va­ya de­vam olu­na­rak hak­kın­da 191 in­ci mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı hük­mü­ne is­ti­na­den ce­za­ya hük­mo­lu­nur.

Mad­de­nin al­tın­cı fık­ra­sın­da, ki­şi hak­kın­da ce­za­ya hük­mo­lun­duk­tan son­ra da te­da­vi ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri uy­gu­lan­ma­sı­nın yo­lu açık tu­tul­muş­tur.

Kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak su­çun­dan do­la­yı mah­kum edil­miş olan ki­şi­nin te­da­vi­yi ka­bul et­me­si ve bu­nun­la bağ­lan­tı­lı ola­rak uy­gu­la­nan de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, hak­kın­da hük­mo­lu­nan ce­za­nın in­fa­zı­na baş­lan­maz.

Olum­lu so­nuç ver­me­si do­la­yı­sıy­la uy­gu­la­nan te­da­vi­ye son ve­ri­len ta­rih­ten iti­ba­ren as­ga­ri bir yıl, aza­mi üç yıl sü­rey­le de­vam eden de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, ki­şi hak­kın­da hük­mo­lu­nan ce­za in­faz edil­miş sa­yı­la­cak­tır.

Bu­na kar­şı­lık, ki­şi­nin ken­di­siy­le il­gi­li ola­rak uy­gu­la­nan te­da­vi­nin ve­ya de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­ma­sı ha­lin­de, hük­mo­lu­nan ce­za der­hal in­faz edi­lir.

Mad­de 6- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 221 in­ci mad­de­si­ne bir fık­ra ek­lenmek su­re­tiy­le ör­güt­lü suç­lu­luk­ta, et­kin piş­man­lık hü­küm­le­rin­den ya­rar­lan­ma­ya sı­nır­la­ma ge­ti­ril­miş­tir.

Mad­de 7- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 234 ün­cü mad­de­si­ne üçün­cü fık­ra ola­rak ye­ni bir fık­ra ek­len­miş­tir. 22/11/2001 ta­rih­li ve 4721 sa­yı­lı Türk Me­de­ni Ka­nu­nu­nun 339 un­cu mad­de­si­nin dör­dün­cü fık­ra­sı­na gö­re, "Ço­cuk, ana ve ba­ba­sı­nın rı­za­sı dı­şın­da evi terk ede­mez ve ya­sal se­bep ol­mak­sı­zın on­lar­dan alı­na­maz." Bu hü­küm­le, ya­şı ne olur­sa ol­sun, ço­cu­ğa ana ve ba­ba­sı­nın bil­gi­si ve­ya rı­za­sı dı­şın­da evi terk et­me­me hu­su­sun­da bir yü­küm­lü­lük yük­len­miş­tir. Bu hük­mü, ana ve ba­ba­sı­nın bil­gi­si ve rı­za­sı dı­şın­da evi terk eden ço­cu­ğu ya­nın­da bu­lun­du­ran ki­şi­ye ço­cu­ğun ana ve ba­ba­sı­nı ve­ya yet­ki­li ma­kam­la­rı du­rum­dan ha­ber­dar et­mek yö­nün­de bir yü­küm­lü­lük yük­le­mek su­re­tiy­le ta­mam­la­mak ge­re­kir. Ço­cu­ğun evi terk et­me­si­nin ana ve ba­ba­da bü­yük bir te­dir­gin­lik oluş­tur­du­ğu her­kes ta­ra­fın­dan bi­li­nen bir ger­çek­tir. Be­lir­ti­len ge­rek­çe­ler­le, Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun, "Ço­cu­ğun ka­çı­rıl­ma­sı ve alı­ko­nul­ma­sı" baş­lık­lı 234 ün­cü mad­de­si­ne, ka­nu­ni tem­sil­ci­si­nin bil­gi­si ve­ya rı­za­sı dı­şın­da evi terk eden ço­cu­ğu rı­za­sıy­la da ol­sa ya­nın­da tu­tan ki­şi­ye ço­cu­ğun ai­le­si­ni ve­ya yet­ki­li ma­kam­la­rı du­rum­dan ha­ber­dar et­mek yö­nün­de bir yü­küm­lü­lük yük­le­yen ve bu yü­küm­lü­lü­ğe ay­kı­rı dav­ra­nı­şı suç ola­rak ta­nım­la­yan bir fık­ra ek­len­miş­tir.

Mad­de 8- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 245 in­ci mad­de­si­ne fık­ra ek­len­miş­tir. Mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na gi­ren fi­il­ler­le baş­ka­sı­na ait ban­ka kar­tı ve­ya kre­di kar­tı­nın hu­ku­ka ay­kı­rı ola­rak kul­la­nıl­ma­sı su­re­tiy­le hak­sız bir men­fa­at el­de edil­miş ol­ma­sı ha­lin­de mal­var­lı­ğı­na kar­şı iş­le­nen suç­la­ra iliş­kin et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na im­kan ta­nı­mak su­re­tiy­le Ana­ya­sa­nın eşit­lik il­ke­si­ni gü­ven­ce al­tı­na alan 10 un­cu mad­de­si­ne uy­gun bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

Mad­de 9- Mad­dey­le, 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır. Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun yü­rür­lük ve uy­gu­la­ma şek­li­ne iliş­kin 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı met­nin­de "alt ve üst sı­nır­la­rı ve­ya bun­lar­dan bi­ri­nin gös­te­ril­di­ği ve­ya hiç gös­te­ril­me­di­ği ve­ya sa­bit bir ra­kam ola­rak gös­te­ril­miş bu­lu­nan pa­ra ce­za­la­rı" iba­re­si­ne; bu­na kar­şı­lık 5 in­ci mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sın­da ise, "alt ve üst sı­nır­la­rın­dan bi­ri­si ve­ya bun­lar­dan her iki­si gös­te­ril­me­miş ol­mak­la bir­lik­te," iba­re­si­ne yer ve­ril­miş ol­ma­sı, pa­ra ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nır­la­rı­nın her iki­si­nin de gös­te­ril­di­ği suç ta­nım­la­rın­da özel­lik­le 5. mad­de­nin ikin­ci fık­ra­sı bağ­la­mın­da uy­gu­la­ma­da bir te­red­dü­de ne­den ol­muş­tur. Bu te­red­dü­dün gi­de­ri­le­bil­me­si ama­cıy­la, Yü­rür­lük Ka­nu­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da yer alan "alt ve üst sı­nır­la­rı ve­ya bun­lar­dan bi­ri­nin gös­te­ril­di­ği ve­ya hiç gös­te­ril­me­di­ği ve­ya sa­bit bir ra­kam ola­rak" iba­re­si me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

Mad­de 10- Mad­dey­le, Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun yü­rür­lük ve uy­gu­la­ma şek­li­ne iliş­kin 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da ya­pı­lan de­ği­şik­li­ğe pa­ra­lel ola­rak ve ay­nı ge­rek­çe­ler­le, Yü­rür­lük Ka­nu­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da yer alan "alt ve üst sı­nır­la­rın­dan bi­ri­si ve­ya bun­lar­dan her iki­si gös­te­ril­me­miş ol­mak­la bir­lik­te", iba­re­si me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

Mad­de 11- Mad­dey­le, 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Mül­ga 765 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 15 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da, "Ha­pis ce­za­sı ye­di gün­den yir­mi se­ne­ye ka­dar­dır. Ka­nun­da açık­lan­ma­yan yer­ler­de yu­ka­rı had­di beş se­ne­dir." hük­mü yer al­mak­tay­dı. Ye­ni Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 49 un­cu mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da ise, "Sü­re­li ha­pis ce­za­sı, ka­nun­da ak­si be­lir­til­me­yen hal­ler­de bir ay­dan az, yir­mi yıl­dan faz­la ola­maz." hük­mü­ne yer ve­ril­miş­tir. Bu du­rum kar­şı­sın­da, di­ğer ka­nun­lar­da ör­ne­ğin üç ay­dan az ol­ma­mak üze­re ha­pis ce­za­sı­nın ön­gö­rül­dü­ğü suç ta­nım­la­rın­da ce­za­nın üst sı­nı­rı yir­mi yıl ol­mak­ta­dır. Bu fark­lı dü­zen­le­me; as­li­ye ce­za mah­ke­me­si­nin gö­rev ala­nı­na gi­ren bu suç­la­rın, ağır ce­za mah­ke­me­si­nin gö­rev ala­nı­na gir­me­si­ni so­nuç­lan­mış­tır. Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun yü­rür­lük ve uy­gu­la­ma şek­li­ne iliş­kin 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da­ki mev­cut dü­zen­le­me, bu so­ru­nu sa­de­ce 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den ön­ce iş­len­miş olan suç­lar­la sı­nır­lı ola­rak çöz­mek­te­dir. 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den son­ra iş­le­nen ve di­ğer ka­nun­lar­da sa­de­ce alt sı­nı­rı gös­te­ril­miş olan suç­lar­la il­gi­li ola­rak ce­za­nın üst sı­nı­rı­nın ve bu­na bağ­lı ola­rak gö­rev­li mah­ke­me­nin be­lir­len­me­si ba­kı­mın­dan or­ta­ya çı­kan so­ru­nu çöz­mek ama­cıy­la iş­bu de­ği­şik­li­ğin ya­pıl­ma­sı­na ih­ti­yaç du­yul­muş­tur.

Mad­de 12- Mad­dey­le, 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun, ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­de yer alan "31 Ara­lık 2006" iba­re­si, il­gi­li ka­nun­lar­da ge­rek­li de­ği­şik­lik­le­rin ya­pıl­ma­sı­na im­kan sağ­la­mak ama­cıy­la "31 Ara­lık 2008" ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Mad­de 13- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 6 ncı mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na gö­re, da­va­ya ba­kan mah­ke­me, gö­rev­li olup ol­ma­dı­ğı­na ko­vuş­tur­ma ev­re­si­nin her aşa­ma­sın­da re'sen ka­rar ve­re­bi­lir. 6 ncı mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na gö­re ise, id­di­ana­me­nin ka­bu­lün­den son­ra, yar­gı­la­ma­nın alt de­re­ce­li bir mah­ke­me­ye ait ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­mez.

Ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­den ön­ce­ki bir aşa­ma­da gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­me­ye­ce­ği­ne, ko­vuş­tur­ma ev­re­si id­di­ana­me­nin ka­bu­lü ile baş­la­ya­ca­ğı­na gö­re, 6 ncı mad­de uya­rın­ca gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­bil­me­si hiç­bir şe­kil­de müm­kün ola­ma­mak­ta­dır.

Her ne ka­dar, 4 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da, 6 ncı mad­de hük­mü­nün sak­lı ol­du­ğu be­lir­til­mek­te ise de, bun­dan kas­te­di­len, bu mad­de kap­sa­mın­da hiç­bir za­man gö­rev­siz­lik ka­rarı ve­ri­le­me­me­si de­ğil, yar­gı­la­ma­da bel­li bir aşa­ma­ya ge­lin­dik­ten son­ra gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­me­me­si­dir. Oy­sa 6 ncı mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı hük­mü, üst de­re­ce­li mah­ke­me ba­kı­mın­dan gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ril­me­si yo­lu­nu bü­tü­nüy­le ka­pat­mak­ta­dır.

6 ncı mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın mev­cut ha­li, kap­sam­lı bir so­ruş­tur­ma ya­pı­la­rak id­di­ana­me dü­zen­len­me­si ve bu­na bağ­lı ola­rak yar­gı­la­ma­nın ma­kul bir sü­re­de so­nuç­lan­dı­rıl­ma­sı he­de­fi­nin önün­de bir en­gel oluş­tur­mak­ta­dır. Çün­kü da­va­ya bak­mak is­te­me­yen mah­ke­me, id­di­ana­me­yi ka­bul et­tik­ten son­ra, üst de­re­ce­li mah­ke­me­nin gö­rev­li ol­du­ğu ge­rek­çe­siy­le 5 in­ci mad­de uya­rın­ca gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ver­di­ği tak­dir­de, üst de­re­ce­li mah­ke­me­nin de gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ver­mek su­re­tiy­le gö­rev uyuş­maz­lı­ğı çı­kar­ma­sı ve asıl gö­rev­li mah­ke­me­nin mer­ci ta­yi­ni yo­luy­la be­lir­le­ne­bil­me­si müm­kün ol­ma­ya­cak­tır. Bu du­rum, id­di­ana­me­le­rin ge­re­ği gi­bi in­ce­len­mek­si­zin ka­bul edil­me­si­ne ve bu­nun so­nu­cu ola­rak, bir yan­dan yar­gı­la­ma­nın uza­ma­sı­na di­ğer yan­dan da mad­de ba­kı­mın­dan yet­ki­li ol­ma­yan bir mah­ke­me­nin da­va­ya bak­mak zo­run­da kal­ma­sı­na yol aça­bil­mek­te­dir.                              

Bu ne­den­ler­le Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 6 ncı mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­mek­te­dir. Böy­le­ce, doğ­ru­dan doğ­ru­ya ve­ya gö­rev­siz­lik ka­ra­rıy­la id­di­ana­me ken­di­si­ne ge­len mah­ke­me, aşa­ğı de­re­ce­li mah­ke­me­nin gö­rev­li ol­du­ğu gö­rü­şün­de ise gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­re­bi­le­cek­tir. Bu du­rum­da id­di­ana­me­ler da­ha dik­kat­le in­ce­le­ne­rek ka­bul edi­le­cek­tir.

An­cak, gö­rev­li ol­du­ğu­nu ka­bul ede­rek du­ruş­ma­ya baş­la­ma­sın­dan son­ra, du­ruş­ma­da su­çun hu­ku­ki ni­te­li­ği de­ğiş­ti­ği için alt de­re­ce­li mah­ke­me­nin gö­re­vi­ne gi­ren bir yar­gı­la­ma­nın söz ko­nu­su ol­du­ğu­nu dü­şü­nen mah­ke­me, usul eko­no­mi­si ge­re­ği, ar­tık gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ver­me­yip yar­gı­la­ma­yı ta­mam­la­ya­cak­tır. Böy­le­ce, 4 ün­cü mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da yer alan “6 ncı mad­de hük­mü sak­lı­dır” ku­ra­lı da ger­çek iş­le­vi­ne ka­vuş­muş ola­cak­tır.

Mad­de 14- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 100 ün­cü mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın (a) ben­di­ne (5) nu­ma­ra­lı alt bent­ten son­ra gel­mek üze­re (6) nu­ma­ra­lı alt bent ek­len­miş­tir. Dü­zen­le­mey­le, özel­lik­le bü­yük kent­ler­de hır­sız­lık ve yağ­ma suç­la­rın­da mey­da­na ge­len ar­tış­lar ile ço­cuk­la­rın bu suç­lar­da kul­la­nıl­ma­sı ve ka­mu­oyun­da mey­da­na ge­len in­fi­al de dik­ka­te alın­mak su­re­tiy­le, bu suç­la­rın iş­len­di­ği hu­su­sun­da kuv­vet­li şüp­he se­bep­le­ri­nin var­lı­ğı ha­lin­de tu­tuk­la­ma ne­de­ni­nin var­sa­yı­la­bil­me­si ön­gö­rül­müş­tür.

Mad­de 15- Mad­dey­le 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 109 un­cu mad­de­si­ne bir fık­ra ek­len­miş­tir. Ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len tu­tuk­lu­luk sü­re­le­ri­nin dol­ma­sı ne­de­niy­le sa­lı­ve­ri­len­ler hak­kın­da, mad­de­de dü­zen­le­nen ce­za mik­ta­rı ko­şu­lu aran­mak­sı­zın adlî kon­tro­le iliş­kin hü­küm­le­rin uy­gu­lan­ma­sı­na ola­nak sağ­lan­mış­tır.

Mad­de 16- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 146 ncı mad­de­sin­de ba­zı de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­mış­tır. Mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na ek­le­nen iba­re ile, hak­kın­da tu­tuk­la­ma ka­ra­rı ve­ril­me­si ve­ya ya­ka­la­ma em­ri dü­zen­len­me­si için ye­ter­li ne­den­ler bu­lu­nan şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın ya­nı sı­ra, ifa­de ve­ya sor­gu için 145 in­ci mad­de­ye gö­re çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­miş olan şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın da zor­la ge­ti­ril­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­le­ce­ği ön­gö­rül­mek­te­dir. Böy­le­ce uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çı­kan ba­zı te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si amaç­lan­mış­tır.

Dör­dün­cü ve be­şin­ci fık­ra­lar­da yer alan “zor­la ge­tir­me­yi is­te­yen” iba­re­le­ri fık­ra me­tin­le­rin­den çı­ka­rıl­mak­ta­dır. Bu fık­ra­lar­da ya­pı­lan de­ği­şik­li­ğin ama­cı, Cum­hu­ri­yet sav­cı­la­rı­nın zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ver­me yet­ki­le­ri­nin bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı hu­su­sun­da uy­gu­la­ma­da ya­şa­nan yo­ğun te­red­düt­tür. So­ruş­tur­ma ev­re­si­nin asıl sa­hi­bi ko­nu­mun­da bu­lu­nan Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na bu yet­ki­nin ta­nın­ma­ma­sı, uz­laş­ma gi­bi ba­zı ku­rum­la­rı önem­li öl­çü­de iş­le­mez ha­le ge­ti­re­ce­ği gi­bi, id­di­ana­me­nin ia­de­si yo­lu­nun iş­le­til­me­si ba­kı­mın­dan da so­run­lar çı­ka­ra­bi­le­cek­tir. Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da so­ruş­tur­ma ev­re­si­ne yük­le­nen fonk­si­yo­nun ge­re­ği gi­bi ifa edi­le­bil­me­si ve yar­gı­la­ma­nın ma­kul bir sü­re­de so­nuç­lan­dı­rı­la­bil­me­si için, so­ruş­tur­ma ev­re­si­nin asıl yet­ki­li­si olan Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın zor­la ge­tir­me yet­ki­si hu­su­sun­da bir tar­tış­ma ve te­red­dü­dün bu­lun­ma­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

Mad­de­ye ek­le­nen ye­din­ci fık­ra ile; ta­nık, bi­lir­ki­şi, mağ­dur ve şikâyet­çi­nin ön­ce­lik­le çağ­rı kâğı­dı ile çağ­rı­la­ca­ğı, bu­na rağ­men gel­me­yen bu ki­şi­ler hak­kın­da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­ce­ği hük­mü­nü içer­mek­te­dir.

Ta­nık­lar söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, 43 ün­cü mad­de uya­rın­ca ça­ğı­rı­lan ta­nık gel­me­di­ğin­de 44 ün­cü mad­de uya­rın­ca zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bil­mek­te­dir. An­cak 44 ün­cü mad­de sa­de­ce hâkim ve­ya mah­ke­me­nin yet­ki­li ol­du­ğu şek­lin­de an­la­şıl­ma­ya mü­sa­it­tir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın da bu ko­nu­da yet­ki­li ol­du­ğu­nu vur­gu­la­mak ama­cıy­la ta­nık­lar ba­kı­mın­dan böy­le bir dü­zen­le­me­ye ih­ti­yaç du­yul­muş­tur. Bu ne­den­le hü­küm, özel­lik­le Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ver­me yet­ki­si ba­kı­mın­dan önem ta­şı­mak­ta­dır.

Bi­lir­ki­şi hak­kın­da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­lip ve­ri­le­me­ye­ce­ği, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun mev­cut dü­zen­le­me­le­ri ba­kı­mın­dan tar­tış­ma­lı ha­le gel­miş­tir. Mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nun­da (m. 70); “rey ver­mek­le mü­kel­lef ol­du­ğu ve usu­lü da­ire­sin­de çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen ve­ya ge­lip de ye­min­den, rey ve mü­ta­laa be­ya­nın­dan çe­ki­nen bi­lir­ki­şi­ler hak­kın­da ta­nık­la­ra iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır” şek­lin­de bir dü­zen­le­me yer al­mak­ta idi. Do­la­yı­sıy­la bu hü­küm, hem çağ­rı­ya uyul­ma­ma­sı­nın hem de çağ­rı­ya uyul­ma­sı­na rağ­men ye­min­den ve gö­rüş açık­la­ma­sın­dan ka­çın­ma­nın yap­tı­rı­mı­nı dü­zen­le­mek­te idi. Bu­na gö­re, çağ­rı­ya uy­ma­yan bi­lir­ki­şi hak­kın­da mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 46 ncı mad­de­si, ye­min­den ve gö­rüş açık­la­ma­sın­dan ka­çı­nan bi­lir­ki­şi hak­kın­da ise mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 63 ün­cü mad­de­si uy­gu­la­na­bil­mek­te idi. Mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 46 ncı mad­de­si ise, çağ­rı­ya uy­ma­yan ta­nık­la­rın, do­la­yı­sıy­la bi­lir­ki­şi­le­rin, zor­la ge­ti­ril­me­si­ni ön­gör­mek­te idi.

Mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 70 in­ci mad­de­si­ne kar­şı­lık ge­len ve bu mad­de ile ay­nı baş­lı­ğı ta­şı­yan 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 71 in­ci mad­de­si, kıs­men fark­lı bir dü­zen­le­me içer­mek­te­dir. Söz ko­nu­su hük­me gö­re; “usu­lün­ce çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen ve ge­lip de ye­min­den, oy ve gö­rüş bil­dir­mek­ten çe­ki­nen bi­lir­ki­şi­ler hak­kın­da 60 ın­cı mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı hük­mü uy­gu­la­nır.” 60 ın­cı mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı ise, mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 63 ün­cü mad­de­si­nin ilk üç fık­ra­sı­na kar­şı­lık gel­mek­te­dir. Baş­ka bir ifa­dey­le, ha­zır olan fa­kat ye­min­den ve­ya ta­nık­lık­tan çe­ki­nen ki­şi, bun­dan do­ğan gi­der­le­re ve di­sip­lin hap­si­ne mu­ha­tap ola­cak­tır.

Gö­rül­dü­ğü üze­re, mül­ga 1412 sa­yı­lı Ka­nu­nun 70 in­ci mad­de­si, ta­nık­la­ra iliş­kin hü­küm­le­re ge­nel ola­rak, ya­ni mad­de nu­ma­ra­sı zik­ret­mek­si­zin atıf yap­mak su­re­tiy­le, hem ha­zır bu­lun­ma­yan bi­lir­ki­şi­nin zor­la ge­ti­ri­le­bi­le­ce­ği­ni, hem de ha­zır bu­lun­du­ğu hal­de ye­min­den ve bi­lir­ki­şi­lik­ten ka­çı­nan  ki­şi­ye uy­gu­la­na­bi­le­cek yap­tı­rım­la­rı dü­zen­le­mek­te idi. Bu­na kar­şı­lık 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 71 in­ci mad­de­si, ha­zır bu­lun­du­ğu hal­de ye­min­den ve oy/gö­rüş açık­la­mak­tan ka­çı­nan bi­lir­ki­şi ya­nın­da, usu­lün­ce çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen bi­lir­ki­şi ba­kı­mın­dan da 60 ın­cı mad­de­ye atıf yap­mak­ta­dır. Baş­ka bir ifa­dey­le, ça­ğı­ran ma­kam­la­rın hu­zu­run­da bu­lu­nan fa­kat ba­zı iş­lem­ler­den ka­çı­nan bi­lir­ki­şi­ye yö­ne­lik yap­tı­rım­lar, çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen bi­lir­ki­şi için de ge­çer­li ol­mak­ta­dır. Bu yap­tı­rım­lar ise, ba­zı gi­der­le­rin bi­lir­ki­şi­ye yük­le­til­me­si ve di­sip­lin hap­si­dir. An­cak, özel­lik­le di­sip­lin hap­si, usu­lün­ce ya­pı­lan çağ­rı­ya uy­ma­mış olan bi­lir­ki­şi­nin ha­zır bu­lun­du­rul­ma­sı­nı, bu­nun için de zor­la ge­ti­ril­me­si­ni ge­rek­li kıl­mak­ta­dır. Bu­nun­la bir­lik­te, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 71 in­ci mad­de­sin­de, zor­la ge­tir­me­yi ön­gö­ren 44 ün­cü mad­de­ye açık bir atıf bu­lun­ma­dı­ğı için, da­ve­te rağ­men gel­me­miş olan bi­lir­ki­şi­nin zor­la ge­ti­ri­lip ge­ti­ri­le­me­ye­ce­ği hu­su­su be­lir­siz kal­mak­ta­dır.

Bi­lir­ki­şi ba­kı­mın­dan zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ver­me yet­ki­sin­de­ki be­lir­siz­lik sa­de­ce Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ba­kı­mın­dan de­ğil­dir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ya­nın­da, hâkim ve mah­ke­me­nin de bi­lir­ki­şi hak­kın­da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ver­me yet­ki­si­nin açık­ça be­lir­til­me­si ba­kı­mın­dan böy­le bir dü­zen­le­me ih­ti­ya­cı or­ta­ya çık­mış­tır.

Mağ­dur ve şüp­he­li de, çağ­rı kâğı­dı ile çağ­rıl­dık­la­rı hal­de gel­me­dik­le­ri tak­dir­de hak­la­rın­da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­cek­tir. 233 ün­cü mad­de­ye gö­re, mağ­dur ile şikâyet­çi, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve­ya mah­ke­me baş­ka­nı ve­ya hâkim ta­ra­fın­dan çağ­rı kâğı­dı ile ça­ğı­rı­lıp din­le­nir, bu hu­sus­ta ya­pı­la­cak çağ­rı ba­kı­mın­dan ta­nık­la­ra iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır. 235 in­ci mad­de­ye gö­re ise mağ­dur ve­ya şikâyet­çi­nin, di­lek­çe­le­rin­de ve­ya tu­ta­na­ğa ge­çi­ril­miş olan be­yan­la­rın­da be­lirt­tik­le­ri ad­res­le­ri teb­li­ga­ta esas alı­nır. Bu ad­re­se çı­kar­tı­lan çağ­rı­ya rağ­men gel­me­yen kim­se­ye ye­ni­den teb­li­gat­ta bu­lu­nul­maz. Be­lir­ti­len ad­re­sin yan­lış­lı­ğı, ek­sik­li­ği ve­ya ad­res de­ği­şik­li­ği­nin bil­di­ril­me­me­si ne­de­niy­le teb­li­gat ya­pı­la­ma­ma­sı hal­le­rin­de ad­re­sin araş­tı­rıl­ma­sı ge­rek­mez. Bu kim­se­le­rin be­ya­nı­nın alın­ma­sı zo­run­lu gö­rül­dü­ğü hal­ler­de üçün­cü fık­ra uy­gu­lan­maz. 236 ncı mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na gö­re de, mağ­du­run ta­nık ola­rak din­len­me­si ha­lin­de, ye­min ha­riç, ta­nık­lı­ğa iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­nır.

Mağ­dur ve şi­ka­yet­çi ile il­gi­li söz ko­nu­su hü­küm­le­rin bir zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bil­me­si­ne imkân ta­nı­yıp ta­nı­ma­dı­ğı hu­su­sun­da uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çık­mış bu­lu­nan te­red­düt­le­ri gi­der­mek ama­cıy­la, ek­le­nen ye­din­ci fık­ra ile, çağ­rı­ya uy­ma­ma­la­rı ha­lin­de bu ki­şi­le­rin zor­la ge­ti­ri­le­bi­le­ce­ği açık­ça hü­küm al­tı­na alın­mak­ta­dır.

146 ncı mad­de­ye ek­le­nen ye­din­ci fık­ra ile, 251 in­ci mad­de­nin al­tın­cı fık­ra­sıy­la da uyum sağ­lan­mak­ta­dır. Bu­na gö­re, 250 nci mad­de kap­sa­mın­da­ki suç­la­rın so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­sı söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, her­han­gi bir çağ­rı­ya ge­rek kal­mak­sı­zın; Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, hâkim ve­ya mah­ke­me­nin söz­lü em­riy­le şüp­he­li ve­ya sa­nık, ta­nık, bi­lir­ki­şi ve suç­tan za­rar gö­ren ha­zır bu­lun­du­ru­la­bi­le­cek­ken, 250 nci mad­de kap­sa­mı dı­şın­da ka­lan suç­la­rın so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­sın­da bu ki­şi­ler ön­ce da­vet edi­le­cek, bu­na rağ­men gel­mez­ler­se, hak­la­rın­da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­cek­tir.

Mad­de 17- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 150 nci mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı, uy­gu­la­ma­da şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın mü­da­fi­si bu­lu­nup bu­lun­ma­dı­ğı ve mü­da­fi se­çe­bi­le­cek du­rum­da olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın ken­di­le­ri­ne mü­da­fi ta­yin edil­me­si yo­lu­na gi­dil­me­si göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak, ön­ce­lik­le, şüp­he­li ve­ya sa­nık­tan ken­di­si­ne bir mü­da­fi seç­me­si­nin is­te­ne­ce­ği­ne iliş­kin açık dü­zen­le­me ya­pıl­mış, şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın mü­da­fi se­çe­bi­le­cek du­rum­da ol­ma­dı­ğı­nı be­yan et­me­le­ri ha­lin­de ise, bu ko­nu­da ta­lep­te bu­lun­ma­la­rı şar­tıy­la, mü­da­fi gö­rev­len­di­ri­le­ce­ği hü­küm al­tı­na alın­mış­tır.

İkin­ci fık­ra­sı ise 5237 sa­yı­lı Ka­nun­la uyum sağ­la­mak ama­cıy­la de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Üçün­cü fık­ra­da ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le, is­tem aran­mak­sı­zın mü­da­fi gö­rev­len­di­ril­me­si uy­gu­la­ma­sı­nın et­kin ha­le ge­ti­ril­me­si amaç­lan­mış­tır. Bi­rin­ci fık­ra­ya gö­re, anı­lan fık­ra­da ön­gö­rü­len şart­la­rın ger­çek­leş­me­si kay­dıy­la, her­han­gi bir ce­za sı­nır­la­ma­sı­na ta­bi ol­mak­sı­zın mü­da­fi gö­rev­len­di­ril­me­si ise, her za­man müm­kün­dür.

Mad­de­ye ek­le­nen dör­dün­cü fık­ra, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü alın­mak su­re­tiy­le Ada­let Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan yö­net­me­lik çı­ka­rıl­ma­sı­nı ön­gör­mek­te­dir. Zo­run­lu mü­da­fi­lik­le il­gi­li di­ğer hu­sus­lar yö­net­me­lik­te gös­te­ri­le­cek­tir. Söz ko­nu­su yö­net­me­lik­te zo­run­lu ve­kil­lik­le il­gi­li dü­zen­le­me­le­re de yer ve­ri­le­bi­le­cek­tir.

Mad­de 18- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 171 in­ci mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Bu de­ği­şik­lik­le mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sı da­ha an­la­şı­lır bir ha­le ge­ti­ril­mek­te­dir. Mad­de­ye, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ile il­gi­li beş ye­ni fık­ra ek­len­mek­te­dir. Ge­rek 171 in­ci mad­de­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da­ki tak­dir yet­ki­si­nin ge­rek­se ek­le­nen fık­ra­lar­da dü­zen­le­nen ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı­nın ve­ri­le­bil­me­si için, ön­ce­lik­le, so­ruş­tur­ma so­nu­cun­da top­la­nan de­lil­le­rin, id­di­ana­me dü­zen­len­me­si­ni ge­rek­ti­re­cek şe­kil­de su­çun iş­len­di­ği hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he oluş­tur­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Bu­na kar­şı­lık, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı için ye­ter­li şüp­he oluş­tu­ra­cak de­lil el­de edi­le­me­miş­se ve­ya ko­vuş­tur­ma ola­na­ğı bu­lun­ma­mak­ta ise, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı 172 nci mad­de uya­rın­ca ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na ka­rar ve­re­cek­tir.

Mad­de­ye ek­le­nen ikin­ci fık­ra, Cum­hu­ri­yet savc­sı­nın, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­re­bi­le­ce­ği suç­la­rın kap­sa­mı­nı ve er­te­le­me­nin sü­re­si­ni gös­ter­mek­te­dir. Bu­na gö­re; uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren bü­tün suç­lar ile, uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­ma­sa da­hi, üst sı­nı­rı iki yıl ve da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren suç­lar bu kap­sam­da­dır. An­cak uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren suç­lar söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, ön­ce­lik­le uz­laş­ma usu­lü de­nen­mek zo­run­da­dır. Ni­te­kim bu hu­su­su vur­gu­la­mak üze­re, üçün­cü fık­ra­da, uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­le­rin sak­lı ol­du­ğu be­lir­til­mek­te­dir.

Kap­sa­ma gi­ren bir suç söz ko­nu­su ol­du­ğun­da ve üçün­cü fık­ra­da ara­nan şart­lar ger­çek­leş­ti­ğin­de, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı, beş yıl sü­rey­le er­te­le­ne­bi­le­cek­tir.

Mad­de­nin üçün­cü fık­ra­sı, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­nin şart­la­rı­nı dü­zen­le­mek­te­dir. Söz ko­nu­su şart­la­rın bir­lik­te ger­çek­leş­me­si ge­rek­mek­te­dir.

İlk şart, şüp­he­li­nin da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı ha­pis ce­za­sı ile mahkûm ol­ma­mış bu­lun­ma­sı­dır. Mahkûmi­ye­tin ke­sin­leş­miş ol­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Ön­ce­den böy­le bir mahkûmi­ye­ti bu­lu­nan şüp­he­li­nin uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren bir su­çu­nun so­ruş­tur­ma­sın­da uz­laş­ma müm­kün­dür. Böy­le bir du­rum­da, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­me­si ha­lin­de; bu mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, uz­laş­ma­yı ka­bul eden şüp­he­li hak­kın­da so­ruş­tur­ma ko­nu­su suç­la il­gi­li ola­rak yi­ne de ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­cek­tir. Bu­na kar­şı­lık, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si­ne rağ­men şüp­he­li­nin ka­bul et­me­me­si ha­lin­de ise; bu mad­de­de­ki şart­lar ger­çek­leş­miş ol­sa bi­le, şüp­he­li hak­kın­da so­ruş­tur­ma ko­nu­su suç­la il­gi­li ola­rak ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­cek­tir.

Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bil­me­si­nin ikin­ci şar­tı, ya­pı­lan so­ruş­tur­ma­nın, ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ha­lin­de şüp­he­li­nin suç iş­le­mek­ten çe­ki­ne­ce­ği ka­na­ati­ni ver­me­si­dir.

Üçün­cü şart, ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­nin, şüp­he­li ve top­lum açı­sın­dan ka­mu da­va­sı açıl­ma­sın­dan da­ha ya­rar­lı ol­ma­sı­dır.

Son şart ise, su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki ha­le ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le, ta­ma­men gi­de­ril­me­si­dir. Za­ra­rın tü­rü ve mik­ta­rı­nı Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı be­lir­le­ye­cek­tir.

Dör­dün­cü fık­ra­ya gö­re, er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­di­ği tak­dir­de, ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na ka­rar ve­ri­le­cek­tir. Er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­si ha­lin­de ka­mu da­va­sı açı­lır. Er­te­le­me sü­re­sin­ce da­va za­ma­na­şı­mı iş­le­mez.

Be­şin­ci fık­ra­da ise, er­te­le­me­ye iliş­kin ka­rar­la­rın kay­dı, bu ka­yıt­la­rın kim­ler ta­ra­fın­dan, ne kap­sam­da ve han­gi amaç­la kul­la­nı­la­bi­le­ce­ği hu­sus­la­rı dü­zen­len­mek­te­dir.

Son fık­ra, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne iliş­kin hü­küm­le­rin, Ana­ya­sa­nın 174 ün­cü mad­de­sin­de ko­ru­ma al­tı­na alı­nan İn­kı­lap Ka­nun­la­rın­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­lan­ma­ya­ca­ğı hük­mü­nü içer­mek­te­dir.

Mad­de 19- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 231 in­ci mad­de­si­ne, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ile il­gi­li ola­rak, dör­dün­cü fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re ye­ni fık­ra­lar ek­len­miş ve mad­de­nin baş­lı­ğın­da da bu­na uy­gun ola­rak de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır.

Mad­de­ye ek­le­nen be­şin­ci fık­ra ile, han­gi tür ve mik­tar­da ce­za­lar ba­kı­mın­dan hük­mün açık­lan­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­le­ce­ği be­lir­til­mek­te­dir. Bu­na gö­re, yar­gı­la­ma so­nun­da hük­mo­lu­nan iki yıl ve da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı ile her mik­tar­da­ki adlî pa­ra ce­za­sı ba­kı­mın­dan hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir.

Be­şin­ci fık­ra­da, ay­rı­ca, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ta­nım­lan­mak­ta­dır. Bu­na gö­re, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı, ön­ce­lik­le bir hü­küm ku­rul­ma­sı­nı ge­rek­tir­mek­te­dir. An­cak bu hü­küm sa­nık hak­kın­da hu­kukî so­nuç do­ğur­ma­mak­ta­dır. Baş­ka bir ifa­dey­le, ku­ru­lan hük­mün hu­kukî so­nuç do­ğu­rup do­ğur­ma­ma­sı, bel­li bir sü­re­ye ve ba­zı şart­la­ra bağ­lı kı­lın­mak­ta­dır. Mahkûmi­yet hük­mü ku­rul­duk­tan baş­ka ay­rı­ca, ku­ru­lan bu hük­mün, sa­nık hak­kın­da, yü­küm­lü­lük­le­re uy­du­ğu tak­dir­de be­lir­li bir sü­re hu­ku­ki so­nuç do­ğur­ma­ya­ca­ğı an­la­mı­na ge­len hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı da ve­ri­le­cek­tir.

Be­şin­ci fık­ra­da, uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler sak­lı tu­tul­mak­ta­dır. Böy­le­ce, yar­gı­la­ma ko­nu­su fi­il 255 in­ci mad­de uya­rın­ca uz­laş­ma­ya ta­bi ise, ön­ce­lik­le uz­laş­ma yo­luy­la uyuş­maz­lı­ğın so­na er­di­ril­me­si de­ne­ne­cek­tir. Uz­laş­ma ger­çek­leş­ti­ği tak­dir­de, mah­ke­me, uz­laş­ma so­nu­cun­da sa­nı­ğın edi­mi­ni de­fa­ten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­rir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik arz et­me­si ha­lin­de; sa­nık hak­kın­da, şart­la­rı aran­mak­sı­zın, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­lir. Uz­laş­ma ger­çek­leş­me­di­ği tak­dir­de ise, mah­ke­me; mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­me­si ha­lin­de, şart­la­rı aran­mak­sı­zın, uz­laş­ma­yı ka­bul eden sa­nık hak­kın­da ko­vuş­tur­ma ko­nu­su suç­la il­gi­li ola­rak hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­re­bi­lir. Mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si­ne rağ­men sa­nı­ğın ka­bul et­me­me­si ha­lin­de, 231 in­ci mad­de­de­ki şart­lar ger­çek­leş­miş ol­sa bi­le, sa­nık hak­kın­da ko­vuş­tur­ma ko­nu­su suç­la il­gi­li ola­rak hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­mez.

Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bil­me­si­nin şart­la­rı al­tın­cı fık­ra­da dü­zen­len­mek­te­dir. Bu­na gö­re;

a) Sa­nı­ğın da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan mah­kum ol­ma­mış bu­lun­ma­sı ge­re­kir. Mah­ku­mi­ye­tin ke­sin­leş­miş ol­ma­sı ara­na­cak­tır.

b) Mah­ke­me­ce, sa­nı­ğın ki­şi­lik özel­lik­le­ri ile du­ruş­ma­da­ki tu­tum ve dav­ra­nış­la­rı göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak ye­ni­den suç iş­le­me­ye­ce­ği hu­su­sun­da ka­na­ate va­rıl­ma­sı ge­re­kir.

c) Su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki ha­le ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le, ta­ma­men gi­de­ril­me­si ge­re­kir. Bu za­ra­rın de­ne­tim sü­re­sin­ce ay­lık tak­sit­ler ha­lin­de öden­me­si su­re­tiy­le ta­ma­men gi­de­ril­me­si ko­şu­luy­la da hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­ce­ği ise, do­ku­zun­cu fık­ra­da hü­küm al­tı­na alın­mış­tır.

Ye­din­ci fık­ra­ya gö­re, açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­len hü­küm­de, mahkûm olu­nan ha­pis ce­za­sı er­te­le­ne­mez ve kı­sa sü­re­li ol­ma­sı ha­lin­de se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ri­le­mez. An­cak mah­ke­me, ken­di­si­ne yük­le­nen yü­küm­lü­lük­le­ri de­ne­tim sü­re­si için­de ye­ri­ne ge­ti­re­me­yen sa­nı­ğın du­ru­mu­nu de­ğer­len­di­re­rek; hü­küm­de­ki ha­pis ce­za­sı­nın er­te­len­me­si­ne ya da kı­sa sü­re­li ol­ma­sı ha­lin­de se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ril­me­si­ne ka­rar ve­re­rek ye­ni bir mahkûmi­yet hük­mü ku­ra­bi­lir.

Se­ki­zin­ci fık­ra­ya gö­re, hük­mün açık­lan­ma­sı beş yıl sü­rey­le er­te­le­nir. Bu sü­re içe­ri­sin­de sa­nık de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ta­bi tu­tu­la­cak­tır. De­ne­tim sü­re­sin­ce da­va za­ma­na­şı­mı iş­le­mez. De­ne­tim sü­re­si için­de sa­nı­ğın ay­rı­ca se­ki­zin­ci fık­ra­da ön­gö­rü­len yü­küm­lü­lük­le­re ta­bi kı­lın­ma­sı­na da ka­rar ve­ri­le­bi­lir.

Onun­cu fık­ra, de­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­len­me­di­ği ve yü­küm­lü­lük­le­re uy­gun dav­ra­nıl­dı­ğı tak­dir­de, açık­lan­ma­sı ge­ri bı­ra­kı­lan hü­küm or­ta­dan kal­dı­rı­la­rak, da­va­nın düş­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­bi­le­ce­ği­ni ön­gör­mek­te­dir.

De­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­le­me­si ve­ya yü­küm­lü­lük­le­ri­ne ay­kı­rı dav­ran­ma­sı ha­lin­de, mah­ke­me hük­mü açık­lar. An­cak mah­ke­me, ken­di­si­ne yük­le­nen yü­küm­lü­lük­le­ri de­ne­tim sü­re­si için­de ye­ri­ne ge­ti­re­me­yen sa­nı­ğın du­ru­mu­nu de­ğer­len­di­re­rek; ce­za­nın ya­rı­sı­na ka­dar be­lir­le­ye­ce­ği bir kıs­mı­nın in­faz edil­me­me­si­ne, hü­küm­de­ki ha­pis ce­za­sı­nın er­te­len­me­si­ne ya da se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ril­me­si­ne ka­rar ve­re­rek ye­ni bir mahkûmi­yet hük­mü ku­ra­bi­lir.

Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı­na iti­raz edi­le­bi­lir.

Hük­mün açık­lan­ma­sımn ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı, bun­la­ra mah­sus bir sis­te­me kay­de­di­lir. Bu ka­yıt­lar, an­cak bir so­ruş­tur­ma ve­ya ko­vuş­tur­may­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan is­ten­me­si ha­lin­de, bu mad­de­de be­lir­ti­len amaç için kul­la­nı­la­bi­lir.

Son fık­ra­ya gö­re, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­ler, Ana­ya­sa­nın 174 ün­cü mad­de­sin­de ko­ru­ma al­tı­na alı­nan İn­kı­lap Ka­nun­la­rın­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­lan­ma­ya­cak­tır.

Mad­de 20- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 253 ün­cü mad­de­si ye­ni­den dü­zen­len­miş­tir.

Bi­rin­ci ve ikin­ci fık­ra­lar­da uz­laş­ma­ya ta­bi suç­la­rın kap­sa­mı gös­te­ril­mek­te­dir. Bu­na  gö­re,

a) Türk Ce­za Ka­nu­nun­da ve­ya di­ğer ka­nun­lar­da yer alan so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç­lar,

b) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şikâye­te bağ­lı olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan suç­lar­dan lis­te­de sa­yı­lan­lar uz­laş­ma­ya ta­bi­dir. Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki ka­nun­lar­da yer alan ve re'sen ta­kip edi­le­bi­len suç­lar­da uz­laş­ma hü­küm­le­ri­nin uy­gu­la­na­bil­me­si için, il­gi­li ka­nun­lar­da bu ko­nu­da bir dü­zen­le­me­nin bu­lun­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şikâye­te bağ­lı ol­sa bi­le et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­ne yer ve­ri­len suç­lar ile cin­sel do­ku­nul­maz­lı­ğa kar­şı suç­lar­da uz­laş­ma hü­küm­le­ri uy­gu­la­na­ma­ya­cak­tır.

Dör­dün­cü ve de­va­mı fık­ra­lar so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de uz­laş­ma­nın usu­lü­nü ve esas­la­rı­nı dü­zen­le­mek­te­dir. Dör­dün­cü fık­ra­ya gö­re, so­ruş­tur­ma ko­nu­su su­çun uz­laş­ma­ya ta­bi ol­ma­sı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve­ya ta­li­ma­tı üze­ri­ne adlî kol­luk gö­rev­li­si, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nur. Şüp­he­li­nin, mağ­du­run ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin re­şit ol­ma­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­ma tek­li­fi ka­nu­ni tem­sil­ci­si­ne ya­pı­lır: Bu ki­şi­le­rin ayırt et­me gü­cü­ne sa­hip olup ol­ma­dık­la­rı Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan araş­tı­rıl­dık­tan son­ra, uz­laş­ma tek­li­fi­nin mu­ha­ta­bı be­lir­le­ne­cek­tir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren, ken­di­si­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­duk­tan iti­ba­ren üç gün için­de ka­ra­rı­nı bil­dir­me­di­ği tak­dir­de, tek­li­fi red­det­miş sa­yı­la­cak­tır.

Be­şin­ci fık­ra dü­zen­le­me­sin­de, uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nu­lan ki­şi­ye, uz­laş­ma­nın ma­hi­ye­ti ve uz­laş­ma­yı ka­bul ve­ya red­det­me­si­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı­nın an­la­tıl­ma­sı ön­gö­rül­mek­te­dir. Bu nok­ta­da şüp­he­li­ye ya­pı­la­cak açık­la­ma­lar ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­ne ya­pı­la­cak açık­la­ma­lar fark­lı ola­cak­tır. Uz­laş­ma­nın ma­hi­ye­ti ile uz­laş­ma­yı ka­bul ve­ya red­det­me­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı bu mad­de­nin çe­şit­li fık­ra­la­rın­da dü­zen­len­mek­te­dir. Ör­ne­ğin şüp­he­li­ye yö­ne­lik açık­la­ma­da; uz­laş­mış ol­ma­sı­nın su­çu ka­bul an­la­mı­na gel­me­di­ği, uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri sı­ra­sın­da ya­pa­ca­ğı açık­la­ma­la­rın ve bu açık­la­ma­la­ra iliş­kin tu­ta­nak­la­rın, mev­cut so­ruş­tur­ma­da ve di­sip­lin­le il­gi­li olan­lar da da­hil ol­mak üze­re, hiç­bir so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ya da da­va­da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­ma­ya­ca­ğı, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si­ne rağ­men ken­di­si­nin ka­bul et­me­me­si ha­lin­de; şart­la­rı ger­çek­leş­miş ol­sa bi­le, hak­kın­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­me­ye­ce­ği ve ye­ter­li de­lil var­sa ka­mu da­va­sı açı­la­ca­ğı söy­le­ne­bi­le­cek­tir.

Al­tın­cı fık­ra­ya gö­re; ge­rek­li araş­tır­ma­la­ra rağ­men, her­han­gi bir ne­den­le mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­ne, bu ki­şi­ler ve­ya şüp­he­li tem­yiz kud­re­ti­ne sa­hip de­ğil­ler­se ka­nu­ni tem­sil­ci­si­ne ula­şı­la­ma­mak­ta ise, uz­laş­ma yo­lu­na gi­dil­mek­si­zin so­ruş­tur­ma so­nuç­lan­dı­rı­lır. Ör­ne­ğin ad­res be­lir­le­ne­mi­yor­sa, so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da­ki ad­res­ler de bu­lu­na­mı­yor­sa ve­ya sa­yı­lan ki­şi­ler yurt dı­şın­da ise, bu şe­kil­de ha­re­ket edi­le­cek­tir.

Ye­din­ci fık­ra­ya gö­re; bir­den faz­la ki­şi­nin mağ­du­ri­ye­ti­ne ve­ya za­rar gör­me­si­ne se­be­bi­yet ve­ren bir suç­tan do­la­yı uz­laş­ma yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­le­rin hep­si­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si ge­re­kir. Bu iti­bar­la bu su­je­ler­den bi­ri­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­me­si uz­laş­ma­yı so­nuç­suz kı­la­bi­le­cek­tir.

Uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­ma­sı ve­ya tek­li­fı­nin ka­bul edil­me­si, so­ruş­tur­ma ko­nu­su su­ça iliş­kin de­lil­le­rin top­lan­ma­sı­na ve ko­ru­ma ted­bir­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na en­gel ol­ma­ya­ca­ğı hu­su­su se­ki­zin­ci fık­ra­da dü­zen­len­mek­te­dir. Tek­lif sı­ra­sın­da uz­laş­ma­nın so­nu­cu he­nüz bi­li­ne­me­di­ğin­den, de­lil­le­rin top­lan­ma­sı­na de­vam edil­me­si ge­rek­mek­te­dir. Özel­lik­le on­do­ku­zun­cu fık­ra uya­rın­ca; ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si ile­ri ta­ri­he bı­ra­kı­lan, tak­si­de bağ­la­nan ve­ya sü­rek­li­lik ar­ze­den bir edim söz ko­nu­su ol­du­ğu için ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ril­me­si üze­ri­ne, da­ha son­ra uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, şüp­he­li hak­kın­da ka­mu da­va­sı aç­mak için, top­la­nan de­lil­le­rin su­çun iş­len­di­ği hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he oluş­tur­ma­sı ara­na­cak­tır.

Do­ku­zun­cu fık­ra, tek­li­fin il­gi­li­ler­ce ka­bu­lü ha­lin­de uz­laş­ma­nın ki­min ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­le­bi­le­ce­ği­ni ön­gör­mek­te­dir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­ma­yı ken­di­si ger­çek­leş­ti­re­bi­le­ce­ği gi­bi, uz­laş­tır­ma­cı ola­rak avu­kat gö­rev­len­di­ril­me­si­ni ba­ro­dan is­te­ye­bi­lir ve­ya hu­kuk öğ­re­ni­mi gör­müş ki­şi­ler ara­sın­dan uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­re­bi­lir.

Onun­cu fık­ra, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun hâki­min da­va­ya ba­ka­ma­ya­ca­ğı hal­ler ile red­di se­bep­le­ri­nin, uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­ril­me­si ile il­gi­li ola­rak da göz önün­de bu­lun­du­ru­la­ca­ğı hük­mü­nü içer­mek­te­dir. Bu ko­nu­da özel bir red ve­ya çe­kin­me sü­re­ci ön­gö­rül­me­miş olup, uz­laş­ma­nın ta­raf­la­rı­nın ve­ya uz­laş­tır­ma­cı­nın bu hu­sus­ta­ki en­di­şe­le­ri­nin dik­ka­te alın­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

On­bi­rin­ci fik­ra­ya gö­re, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, gö­rev­len­di­ri­len uz­laş­tır­ma­cı­nın ta­le­bi ha­lin­de so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da yer alan ve Cum­hu­ri­yet sav­cı­sın­ca uy­gun gö­rü­len bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği­ni ve­rir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­tır­ma­cı­ya, ken­di­si­ne so­ruş­tur­ma­nın giz­li­li­ği il­ke­si­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu­nu ha­tır­la­tır.

Oni­kin­ci fik­ra­da, so­ruş­tur­ma­yı sü­rün­ce­me­de bı­rak­ma­ya­cak ma­kul bir uz­laş­ma sü­re­si ön­gö­rül­mek­te­dir. Uz­laş­tır­ma­cı, dos­ya için­de­ki bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği ken­di­si­ne ve­ril­dik­ten iti­ba­ren en geç otuz gün için­de uz­laş­ma­yı so­nuç­lan­dı­ra­cak­tır. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı bu sü­re­yi yir­mi gü­nü geç­me­mek kay­dıy­la uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri­nin du­ru­mu­na gö­re bir ve­ya bir­kaç kez uza­ta­bi­lir.

Onü­çün­cü fik­ra­ya gö­re, so­ruş­tur­ma­nın giz­li­li­ği­nin ge­re­ği ola­rak, uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri giz­li ola­rak yü­rü­tü­lür. Uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri­ne şüp­he­li, mağ­dur, suç­tan za­rar gö­ren, ka­nu­ni tem­sil­ci, mü­da­fi ve ve­kil ka­tı­la­bi­lir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin ken­di­si ve­ya ka­nu­ni tem­sil­ci­si ya da ve­ki­li­nin mü­za­ke­re­le­re ka­tıl­mak­tan im­ti­na et­me­si ha­lin­de, uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­miş sa­yı­lır. Mü­da­fi­in mü­za­ke­re­le­re ka­tıl­ma­ma­sı­nın uz­laş­ma­ya olum­suz bir et­ki­si ka­bul edil­me­miş­tir.

On­dör­dün­cü fık­ra mü­za­ke­re sü­re­ci ile il­gi­li hü­küm­ler içer­mek­te­dir. Uz­laş­ma sağ­la­na­bil­me­si için bir­den faz­la mü­za­ke­re ya­pı­la­bil­me­si müm­kün­dür. Uz­laş­tır­ma­cı, mü­za­ke­re­ler sı­ra­sın­da iz­len­me­si ge­re­ken yön­tem­le ve­ya uz­laş­ma­nın sey­riy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sıy­la gö­rü­şe­bi­lir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı da, uz­laş­tır­ma­cı­ya ta­li­mat­lar ve­re­bi­lir.

Uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri olum­lu ve­ya olum­suz ola­rak so­nuç­lan­dı­ğın­da uz­laş­tır­ma­cı, on­be­şin­ci fık­ra uya­rın­ca bir ra­por ha­zır­la­ya­cak­tır. Ra­po­run uz­laş­ma sü­re­ci­ni doğ­ru ve ek­sik­siz yan­sıt­ma­sı ge­rek­mek­te­dir. Ra­por ile bir­lik­te, uz­laş­tır­ma­cı­ya ön­ce­den ve­ril­miş olan bel­ge ör­nek­le­ri Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na tes­lim edi­le­cek­tir. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de, ra­por içe­ri­ğin­de, ta­raf­la­rın ne su­ret­le, han­gi şart­lar­la uz­laş­tı­ğı ay­rın­tı­lı ola­rak açık­la­na­cak­tır.

Onal­tın­cı fık­ra­ya gö­re, uz­laş­ma tek­li­fi­nin red­de­dil­me­sin­den son­ra, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren uz­laş­tık­la­rı­nı gös­te­ren bel­ge ile en geç id­di­ana­me­nin dü­zen­len­di­ği ta­ri­he ka­dar Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na baş­vu­ra­rak uz­laş­tık­la­rı­nı be­yan ede­bi­le­cek­ler­dir.

On­ye­din­ci fik­ra­ya gö­re, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, uz­laş­ma­nın, ta­raf­la­rın öz­gür ira­de­le­ri­ne da­yan­dı­ğı­nı ve edi­min hu­ku­ka uy­gun ol­du­ğu­nu be­lir­ler­se ve bu yön­de ka­na­at sa­hi­bi olur­sa ra­po­ru ve­ya bel­ge­yi mü­hür ve im­za al­tı­na ala­rak so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da mu­ha­fa­za ede­cek­tir.

On­se­ki­zin­ci fik­ra­ya gö­re, uz­laş­tır­ma­nın so­nuç­suz kal­ma­sı ha­lin­de tek­rar uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­me­ye­cek­tir.

On­do­ku­zun­cu fık­ra­ya gö­re, uz­laş­ma, bir edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si ve­ya ye­ri­ne ge­ti­ri­le­ce­ği­nin ta­ah­hüt edil­me­si ha­lin­de ger­çek­le­şe­bi­le­cek­tir. Şüp­he­li­nin edi­mi­ni de­fa­ten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, hak­kın­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­ri­le­cek­tir. Ye­ri­ne ge­ti­ri­le­cek olan edim, mad­di ve­ya ma­ne­vi bir za­ra­rın kar­şı­lı­ğı ola­bi­le­ce­ği gi­bi, ör­ne­ğin özür di­le­me şek­lin­de de ola­bi­lir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya ör­ne­ğin mağ­du­run be­lir­li bir sü­re is­tih­dam edil­me­si gi­bi, sü­rek­li­lik arz et­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, şüp­he­li hak­kın­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­cek­tir. Bu du­rum­da 171 in­ci mad­de­de­ki şart­la­rın aran­ma­yı­şı­nın ve ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­rip ver­me­mek hu­su­sun­da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın bir tak­dir yet­ki­si­nin bu­lun­ma­ma­sı­nın ne­de­ni; ile­ri bir ta­ri­he bı­ra­kıl­mış ve­ya tak­si­de bağ­lan­mış olan ya da sü­rek­li­lik ar­ze­den edi­min ye­ri­ne ge­ti­ri­le­ce­ği ta­ah­hü­dü­nün iz­len­me­si ge­re­ği­dir. Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rın­dan son­ra uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­nin dör­dün­cü fık­ra­sın­da­ki şart aran­mak­sı­zın, ka­mu da­va­sı açıl­mak üze­re şüp­he­li hak­kın­da id­di­ana­me dü­zen­le­ne­cek­tir. Bu­nun için, uz­laş­ma sü­re­cin­de de de­lil top­lan­ma­ya de­vam edil­me­si ge­rek­mek­te­dir. Uz­laş­ma ile ay­nı za­man­da mağ­du­run ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin mad­di ve ma­ne­vi za­rar­la­rı­nın kar­şı­lan­ma­sı amaç­lan­dı­ğın­dan, uz­laş­ma­nın sağ­lan­ma­sı ha­lin­de, ar­tık, so­ruş­tur­ma ko­nu­su suç ne­de­niy­le taz­mi­nat da­vası açı­la­maz, açıl­mış bir da­va var­sa bun­dan fe­ra­gat edil­miş sa­yı­lır. Ay­rı­ca, şüp­he­li­nin, edi­mi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­me­si ha­lin­de uz­laş­ma ra­po­ru ve­ya bel­ge­si, 9/6/1932 ta­rih­li ve 2004 sa­yı­lı İc­ra ve İf­las Ka­nu­nu­nun 38 in­ci mad­de­sin­de ya­zı­lı ilam ma­hi­ye­ti­ni ha­iz bel­ge­ler­den sa­yı­la­cak­tır.

Yir­min­ci fık­ra dü­zen­le­me­si­ne gö­re, uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri sı­ra­sın­da ya­pı­lan açık­la­ma­lar, her­han­gi bir so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ya da da­va­da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­maz. Mü­za­ke­re­ler sı­ra­sın­da ya­pı­lan açık­la­ma­lar ve­ya be­yan­lar, le­he ve­ya aley­he ola­cak şe­kil­de, mev­cut so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­ma­ya­ca­ğı gi­bi, baş­ka bir ce­za ve­ya di­sip­lin mu­ha­ke­me­sin­de, hu­kuk da­va­sın­da, idarî bir da­va­da ve­ya baş­ka her­han­gi bir uyuş­maz­lık­ta da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­ma­ya­cak­tır. Bu hü­küm, özel­lik­le, uz­laş­ma hu­su­sun­da çe­kin­gen dav­ra­nan şüp­he­li­ler ba­kı­mın­dan önem­li bir gü­ven­ce oluş­tur­mak­ta­dır.

Yir­mi­bi­rin­ci fık­ra da­va za­ma­na­şı­mı ve ko­vuş­tur­ma ko­şu­lu olan da­va sü­re­le­ri­nin iş­le­me­me­si ile il­gi­li­dir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­den bi­ri­ne ilk uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­du­ğu ta­rih­ten iti­ba­ren uz­laş­tır­ma gi­ri­şi­mi­nin so­nuç­suz kal­dı­ğı ve en geç, uz­laş­tır­ma­cı­nın ra­po­ru­nu dü­zen­le­ye­rek Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na ver­di­ği ta­ri­he ka­dar da­va za­ma­na­şı­mı ile ko­vuş­tur­ma ko­şu­lu olan da­va sü­re­si iş­le­me­ye­cek­tir. Her ne ka­dar uz­laş­tır­ma sü­re­cin­de ol­duk­ça kı­sa sü­re­ler ön­gö­rül­mek­te ise de, özel­lik­le ba­zı da­va sü­re­le­ri­nin de kı­sa­lı­ğı kar­şı­sın­da, bu dü­zen­le­me önem arz et­mek­te­dir.

Yir­mi­ikin­ci fık­ra­da uz­laş­tır­ma gi­der­le­ri dü­zen­len­mek­te­dir. Bu­na gö­re, uz­laş­tır­ma­cı­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ça­lış­ma ve mas­raf­la­rıy­la oran­tı­lı bir üc­ret tak­dir edi­le­rek öde­ne­cek­tir. Uz­laş­tır­ma­cı­ya öde­ne­cek üc­ret de da­hil ol­mak üze­re, uz­laş­tır­ma gi­der­le­ri, 324 ün­cü mad­de kap­sa­mın­da yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yıl­mak­ta­dır. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de bu gi­der­ler Dev­let Ha­zi­ne­si ta­ra­fın­dan kar­şı­la­na­cak­tır.

Yir­mi­üçün­cü fık­ra­ya gö­re, uz­laş­ma so­nu­cun­da ve­ri­le­cek ka­rar­lar­la il­gi­li ola­rak bu Ka­nun­da ön­gö­rü­len ka­nun yol­la­rı­na baş­vu­ru­la­bi­le­cek­tir.

Yir­mi­dör­dün­cü fık­ra­ya gö­re, uz­laş­tır­ma­nın uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin bü­tün hu­sus­lar, Ada­let Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­ne­cek­tir.

Madde 21- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 254 ün­cü mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Bu de­ği­şik­lik­le, ay­nı za­man­da yar­gı­nın iş yü­kü­nün azal­tıl­ma­sı araç­la­rın­dan bi­ri olan uz­laş­ma, asıl ola­rak so­ruş­tur­ma ev­re­si­nin bir ku­ru­mu ola­rak dü­zen­len­miş­tir.

Bi­rin­ci fık­ra uya­rın­ca mah­ke­me ta­ra­fın­dan uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri­nin ya­pı­la­bil­me­si, an­cak, fii­lin uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­du­ğu­nun ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de an­la­şıl­ma­sı ha­lin­de müm­kün­dür. Bu du­rum an­cak du­ruş­ma aşa­ma­sın­da gün­de­me ge­le­bi­lir. Çün­kü an­cak du­ruş­ma­da de­lil­le­rin or­ta­ya ko­nup tar­tı­şıl­ma­sı üze­ri­ne su­çun ni­te­li­ği de­ği­şe­bi­lir. İd­di­ana­me­nin ka­bu­lü ile du­ruş­ma açıl­ma­sı ara­sın­da­ki aşa­ma­da esa­sa iliş­kin bir de­ğer­len­dir­me ya­pıl­ma­dı­ğın­dan, bu ara­da suç vas­fın­da bir de­ği­şik­lik ola­maz. İd­di­ana­me­nin mah­ke­me­ye su­nul­ma­sı üze­ri­ne in­ce­len­me­si aşa­ma­sın­da su­çun uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­du­ğu­nun gö­rül­me­si ha­lin­de ise, uz­laş­ma usu­lü uy­gu­lan­ma­dı­ğı için id­di­ana­me ia­de edi­le­cek­tir.

Su­çun uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­du­ğu­nun ilk de­fa du­ruş­ma­da an­la­şıl­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­ma imkânı­nın bu aşa­ma­da da ta­nın­ma­sı amaç­lan­mış­tır. Uz­laş­tır­ma usu­lü 253 ün­cü mad­de­de dü­zen­len­di­ğin­den, mah­ke­me ta­ra­fın­da da ay­nı usu­le uyu­la­rak uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­tir. Bu­na gö­re, mah­ke­me, il­gi­li­le­re uz­laş­ma­la­rı tek­li­fin­de bu­lu­na­cak, uz­laş­ma­nın ma­hi­ye­ti­ni, ka­bul ve­ya red­det­me­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı­nı an­la­ta­cak­tır. Do­ğal ola­rak bu aşa­ma­da uz­laş­ma­yı ka­bul ve­ya red­det­me­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı, so­ruş­tur­ma ev­re­sin­de­ki­ne gö­re fark­lı ola­cak­tır.

Et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­ne yer ve­ri­len bir suç söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, mah­ke­me ta­ra­fın­dan uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­me­ye­cek­tir. An­cak şart­la­rı var­sa hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir.

İkin­ci fık­ra­da, uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de, edi­min ye­ri­ne ge­ti­ri­liş şek­li­ne gö­re ve­ri­le­bi­le­cek ka­rar­lar ön­gö­rül­mek­te­dir. Sa­nı­ğın edi­mi­ni de­fa­ten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­cek­tir. Bu­na kar­şı­lık edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik arz et­me­si ha­lin­de; sa­nık hak­kın­da, 231 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­me­si ge­rek­mek­te­dir. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­dik­ten son­ra, uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, mah­ke­me ta­ra­fın­dan, 231 in­ci mad­de­nin onun­cu fık­ra­sın­da­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hü­küm açık­la­nır.

Madde 22- Mad­dey­le, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 309 ve 310 un­cu mad­de­le­ri de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun “Ka­nun ya­ra­rı­na boz­ma” baş­lık­lı 309 un­cu mad­de­si, mül­ga 1412 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­le­ri Usu­lü Ka­nu­nu­nun “Ya­zı­lı emir ile boz­ma” baş­lık­lı 343 ün­cü mad­de­si­nin kar­şı­lı­ğı ola­rak dü­zen­len­miş­tir. Mül­ga 1412 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­le­ri Usu­lü Ka­nu­nu­nun 343 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da “Hâkim ta­ra­fın­dan ve mah­ke­me­ler­den ve­ri­len ve Yar­gı­tay­ca tet­kik edil­mek­si­zin ka­ti­le­şen ka­rar ve hü­küm­ler­de ka­nu­na mu­ha­le­fet edil­di­ği­ni ha­ber alır­sa, Ada­let Ba­ka­nı o ka­rar ve­ya hük­mün bo­zul­ma­sı için Yar­gı­ta­ya mü­ra­ca­at et­me­si için Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na ya­zı­lı emir ve­re­bi­lir. Bu emir­de bo­zul­ma­yı müs­tel­zim ka­nunî se­bep­ler gös­te­ri­lir.” de­nil­mek su­re­tiy­le, Ada­let Ba­ka­nı­nın söz ko­nu­su ka­rar ve­ya hük­mün bo­zul­ma­sı yö­nün­de Yar­gı­ta­ya mü­ra­ca­at et­me­si için “Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na ya­zı­lı emir ve­re­bil­me­si”nden bah­se­dil­miş­tir. 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 309 un­cu mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da ise, “Hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ri­len ve is­ti­naf ve­ya tem­yiz in­ce­le­me­sin­den geç­mek­si­zin ke­sin­le­şen ka­rar ve­ya hü­küm­de hu­ku­ka ay­kı­rı­lık bu­lun­du­ğu­nu öğ­re­nen Ada­let Ba­ka­nı, o ka­rar ve­ya hük­mün Yar­gı­tay­ca bo­zul­ma­sı is­te­mi­ni, yasal nedenlerini belirterek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirir.” denilmek suretiyle, Adalet Bakanının, ilgili karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini, ya­sal ne­den­le­ri­ni de be­lir­te­rek “Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na ya­zı­lı ola­rak bil­dir­me­si”nden söz edil­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, 5271 sa­yı­lı 309 un­cu mad­de­si, mül­ga 1412 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­le­ri Usu­lü Ka­nu­nu­nun 343 ün­cü mad­de­si­nin kar­şı­lı­ğı ola­rak dü­zen­len­miş ise de, bu mü­es­se­se­nin, ye­ni Ka­nun­da­ki adı ve içe­ri­ği­nin dü­zen­le­niş bi­çi­mi iti­ba­riy­le, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na ya­pı­la­cak söz ko­nu­su ya­zı­lı bil­di­ri­min bi­za­ti­hi Ada­let Ba­ka­nın­ca ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin zo­run­lu ol­ma­dı­ğı an­la­şıl­mak­ta­dır. Ke­za, “Ka­nun ya­ra­rı­na boz­ma” mü­es­se­se­si­nin da­ha et­kin ve hız­lı iş­le­ti­le­bil­me­si, hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ri­len ve is­ti­naf ve­ya tem­yiz in­ce­le­me­sin­den geç­mek­si­zin ke­sin­le­şen ka­rar ve­ya hü­küm­ler­de­ki hu­ku­ka ay­kı­rı­lık­la­rın der­hal gi­de­ri­le­bil­me­si­ni sağ­la­mak ba­kı­mın­dan da, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğı­na bu ko­nu­da ya­pı­la­cak ya­zı­lı bil­di­ri­min biz­zat Ada­let Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan de­ğil, Ada­let Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan ye­ri­ne ge­ti­ri­le­bil­me­si­ne imkân ta­nın­ma­sı­na ih­ti­yaç du­yul­mak­ta­dır.

Madde 23- Mad­dey­le 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 325 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı mü­es­se­se­si­nin uy­gu­lan­ma­sın­da yar­gı­la­ma gi­der­le­ri­ne iliş­kin ola­rak do­ğa­bi­le­cek te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si ama­cıy­la de­ği­şik­lik ön­gö­rül­müş­tür.

Madde 24- Mad­dey­le, 5275 sa­yı­lı Ka­nu­nun 107 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı, on­beş ya­şı­nı ta­mam­la­mış olan ço­cuk­lar üze­rin­de suç iş­le­me hu­su­sun­da cay­dı­rı­cı bir et­ki sağ­la­ma­sı ama­cı­na yö­ne­lik ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Madde 25- Mad­dey­le, 5320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na cüm­le ek­len­miş­tir. Bu de­ği­şik­lik­le, Yar­gı­tay ce­za da­ire­le­ri ile ce­za ge­nel ku­ru­lu ka­rar­la­rın­da­ki ya­zı­ma iliş­kin mad­di ha­ta­la­rın dü­zel­til­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

Madde 26- Mad­dey­le, 5320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 13 ün­cü mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ma­kam­la­rı­nın is­te­mi üze­ri­ne ba­ro ta­ra­fın­dan gö­rev­len­di­ri­len mü­da­fi ve ve­ki­le öde­ne­cek üc­re­tin be­lir­len­me­si­ne ve öden­me­si­ne iliş­kin usul ve esas­la­ra yer ve­ril­miş ve bu üc­ret yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yı­la­rak mah­ku­mi­yet ha­lin­de büt­çe­ye ge­ri dön­me­si­ne imkân sağ­lan­mış­tır.

Madde 27- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si de­ğiş­ti­ril­miş­tir. Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si­nin yü­rür­lük­te olan met­ni­ne gö­re, bu Ka­nu­nun ge­nel hü­küm­le­ri di­ğer ka­nun­lar­da­ki ka­ba­hat­ler hak­kın­da da uy­gu­la­na­cak­tır. Bu­nun so­nu­cu ola­rak Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun ka­nun yo­lu­na iliş­kin hü­küm­le­ri di­ğer ka­nun­lar­da yer alan idarî pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren bü­tün fi­il­ler açı­sın­dan da uy­gu­la­na­bi­le­cek­tir. An­cak, bu uy­gu­la­ma, üst ku­rul­lar ta­ra­fın­dan ve­ri­len idarî pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ola­rak yar­gı yo­lu ba­kı­mın­dan bir tar­tış­ma­ya ne­den ol­muş­tur. Üst ku­rul­lar ta­ra­fın­dan bel­li sek­tör­ler­de­ki fa­ali­yet­le­rin de­net­len­me­si bağ­la­mın­da yük­sek meb­lağ­lar­da idarî pa­ra ce­za­la­rı ve­ri­le­bil­mek­te­dir. Bu iti­bar­la, mad­de met­nin­de, özel­lik­le üst ku­rul­la­ra iliş­kin ka­nun­lar­da bu ku­rul­la­rın ve­re­ce­ği idarî pa­ra ce­za­la­rı­na kar­şı ilk de­re­ce mah­ke­me­si ola­rak Da­nış­ta­ya gi­di­le­bil­me­si­ne imkân ta­nı­yan bir dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır.

Madde 28- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 17 nci mad­de­si­nin üç ve dör­dün­cü fık­ra­la­rı de­ğiş­ti­ril­miş­tir. İda­ri pa­ra ce­za­la­rı­nın tah­sil yet­ki­si ve ge­lir kay­dı ko­nu­sun­da 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu­na ek­li cet­vel­le­rin esas alın­ma­sı ve Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun et­kin ve hız­lı bir şe­kil­de uy­gu­la­na­bi­lir­li­ği­nin sağ­lan­ma­sı ama­cıy­la söz ko­nu­su de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­mış­tır.

Madde 29- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 20 nci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Dü­şük mik­tar­da­ki ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ile il­gi­li ola­rak be­lir­le­nen so­ruş­tur­ma za­ma­na­şı­mı sü­re­le­ri­nin uy­gu­la­ma­da ye­ter­siz gö­rül­me­si do­la­yı­sıy­la, üst sı­nır iti­ba­riy­le el­li­bin Türk li­ra­sın­dan az ida­ri pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de so­ruş­tur­ma za­ma­na­şı­mı­nı ye­ni­den be­lir­le­miş­tir.

Madde 30- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 27 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye ye­ni fık­ra­lar ek­len­miş­tir. Mad­de­nin be­şin­ci fık­ra­sın­da, idarî yap­tı­rım ka­ra­rı­nı bu Ka­nu­nun 24 ün­cü mad­de­si­ne gö­re mah­ke­me­nin ver­me­si ha­lin­de, bu ka­ra­ra kar­şı an­cak iti­raz yo­lu­na gi­di­le­bi­le­ce­ği hu­su­su­na açık­lık ge­ti­ril­mek için de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır.

Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, suç oluş­tur­du­ğu id­di­asıy­la ya­pı­lan şi­ka­yet üze­ri­ne bir fi­il­le il­gi­li ola­rak so­ruş­tur­ma baş­la­tır. So­ruş­tur­ma so­nu­cun­da, fii­lin suç oluş­tur­ma­dı­ğı ka­na­ati­ne vara­rak, fa­il hak­kın­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na ka­rar ve­rir. An­cak, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı bu fii­lin ka­ba­hat oluş­tur­du­ğu ge­rek­çe­siy­le, fa­il hak­kın­da idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ve­rir. Bu du­rum­da, şi­ka­yet­çi, fii­lin suç oluş­tur­du­ğu id­di­asıy­la Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın ka­ra­rı­na iti­raz ede­bi­lir. Bu­na kar­şı­lık, fa­il, dav­ra­nı­şı­nın ka­ba­hat de oluş­tur­ma­dı­ğı­nı ile­ri sü­re­rek hak­kın­da ve­ri­len idarî pa­ra ce­za­sı­nın kal­dı­rıl­ma­sı­nı ta­lep ede­bi­lir. Bu gi­bi du­rum­lar­da ka­nun yo­lu ba­kı­mın­dan na­sıl bir yol iz­len­me­si ge­rek­ti­ği hu­su­su­na açık­lık ge­tir­mek için mad­de met­ni­ne al­tın­cı fık­ra ek­len­miş­tir.

Ye­din­ci fık­ra ola­rak mad­de met­ni­ne ek­le­nen hü­küm­le, ay­nı so­ru­nun ko­vuş­tur­ma ev­re­sin­de or­ta­ya çık­ma­sı ha­lin­e öz­gü çö­züm ge­ti­ril­miş­tir.

Mad­de met­ni­ne se­ki­zin­ci fık­ra ola­rak ek­le­nen hü­küm­le, Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun dü­zen­le­me­le­ri­nin or­ta­ya çı­ka­rdı­ğı bağ­lan­tı so­ru­nu­na çö­züm ge­ti­ril­miş­tir.

Madde 31- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 28 in­ci mad­de­si­ne fık­ra ek­len­miş­tir. İdarî yap­tı­rım ka­ra­rı­na kar­şı baş­vu­ru­da bu­lu­nu­lan sulh ce­za mah­ke­me­si­nin sa­de­ce baş­vu­ru­nun red­di ve­ya ka­bu­lü yö­nün­de ka­rar ve­re­bil­me­si, or­ta­ya bir ek­sik­li­ği çı­kar­mış­tır. İdarî dü­ze­ne ay­kı­rı fi­il­ler­le il­gi­li ola­rak ka­nun­lar­da idarî pa­ra ce­za­sı mak­tu de­ğil, alt ve üst sı­nır­la­rı gös­te­ril­mek su­re­tiy­le de be­lir­le­ne­bil­mek­te­dir. Ka­nun­da idarî pa­ra ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nır­la­rı­nın gös­te­ril­di­ği ka­ba­hat­ten do­la­yı so­mut olay­da idarî pa­ra ce­za­sı­na ka­rar ve­ril­me­si­nin ge­rek­me­si­ne rağ­men, ve­ril­miş olan idarî pa­ra ce­za­sı­nın ka­ba­hat fi­ili­nin oluş­tur­du­ğu hak­sız­lık­la oran­tı­lı ol­ma­ma­sı ha­lin­de; mah­ke­me­nin ve­ri­len idarî pa­ra ce­za­sın­da de­ği­şik­lik ya­pa­rak da baş­vu­ru­nun ka­bu­lü­ne ka­rar ve­re­bil­me­si­ni sağ­la­mak için iş­bu de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır.

Madde 32- Mad­dey­le, 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­si­ne “ve 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den son­ra yü­rür­lü­ğe gi­ren di­ğer ka­nun­lar­da­ki idarî pa­ra ce­za­la­rı ile il­gi­li ola­rak” iba­re­si ek­len­mek su­re­tiy­le 5083 sa­yı­lı Ka­nun­da ön­gö­rü­len pa­ra bi­ri­mi ba­kı­mın­dan be­nim­se­miş ol­du­ğu sis­te­min idarî pa­ra ce­za­la­rın­da uy­gu­lan­ma­sı sağ­lan­mış­tır.

Madde 33- Mad­dey­le, 5352 sa­yı­lı Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na iba­re ek­len­miş­tir.

5352 sa­yı­lı Adlî Si­cil Ka­nu­nu­nun 8 in­ci mad­de­sin­de, adlî si­cil bil­gi­le­ri­ni ve­re­cek mer­ci­ler be­lir­len­miş olup, bun­la­r ara­sın­da el­çi­lik­ler ve kon­so­los­luk­lar sa­yıl­ma­mış­tır. Yurt dı­şın­da bu­lu­nan va­tan­daş­la­rın da ko­lay­lık­la adlî si­cil bil­gi­le­ri­ne ula­şa­bil­me­le­ri­ni sağ­la­mak ve ya­şa­nan so­run­la­rı gi­der­mek ama­cıy­la de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır.

Madde 34- Mad­dey­le, 5352 sa­yı­lı Ka­nu­na 13/A mad­de­si ek­len­miş­tir. 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 53 ün­cü mad­de­sin­de­ki dü­zen­le­me­ye gö­re, bel­li bir suç­tan mah­ku­mi­ye­te bağ­lı sü­re­siz hak yok­sun­lu­ğun­dan söz edi­le­mez. İş­le­di­ği suç do­la­yı­sıy­la top­lum­da ki­şi­ye kar­şı du­yu­lan gü­ven sar­sıl­dı­ğı için suç­lu ki­şi, özel­lik­le gü­ven iliş­ki­si­nin var­lı­ğı­nı ge­rek­li kı­lan bel­li hak­la­rı kul­lan­mak­tan yok­sun bı­ra­kıl­mak­ta­dır. An­cak, bu hak yok­sun­luk­la­rı sü­re­siz de­ğil­dir. Ce­za­lan­dı­rıl­mak­la gü­dü­len asıl amaç, iş­le­di­ği suç­tan do­la­yı ki­şi­nin et­kin piş­man­lık duy­ma­sı­nı sağ­la­yıp tek­rar top­lu­ma ka­zan­dı­rıl­ma­sı ol­du­ğu­na gö­re, 53 ün­cü mad­de­de su­ça bağ­lı hak yok­sun­luk­la­rı­nın da bel­li bir sü­rey­le sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı yö­nün­de dü­zen­le­me ya­pıl­mış­tır. Türk Ce­za Ka­nu­nun­da, bel­li bir su­çu iş­le­mek­ten do­la­yı ce­za­ya mahkûmi­ye­tin so­nu­cu ola­rak ömür bo­yu de­vam ede­cek bir hak yok­sun­lu­ğu söz ko­nu­su ol­ma­dı­ğı için, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si mü­es­se­se­si­ne iliş­kin dü­zen­le­me ya­pıl­ma­mış­tır.

An­cak, 5352 sa­yı­lı Adlî Si­cil Ka­nu­nu­nun Ge­çi­ci 2 nci mad­de­sin­de, di­ğer ka­nun­lar­da­ki ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı be­lir­li sü­rey­le ha­pis ce­za­sı­na ve­ya bel­li suç­lar­dan do­la­yı bir ce­za­ya mah­kum olan ki­şi­le­rin, bel­li hak­la­rı kul­lan­mak­tan sü­re­siz ola­rak yok­sun bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­le­ri sak­lı tu­tul­muş­tur. 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki çe­şit­li ka­nun­lar­da­ki sü­re­siz hak yok­sun­lu­ğu do­ğu­ran bu hü­küm­le­re rağ­men, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­nun ka­pa­lı tu­tul­ma­sı, uy­gu­la­ma­da cid­di so­run­la­ra yol aça­cak­tır. Bu so­run­la­rın çö­zü­mü­ne yö­ne­lik ola­rak, 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki çe­şit­li ka­nun­lar­da­ki ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı be­lir­li sü­rey­le ha­pis ce­za­sı­na ve­ya bel­li suç­lar­dan do­la­yı bir ce­za­ya mah­kum olan ki­şi­le­rin sü­re­siz ola­rak kul­lan­mak­tan ya­sak­lan­dık­la­rı hak­la­rı tek­rar kul­la­na­bil­me­le­ri­ne imkân ta­nı­yan bir dü­zen­le­me ya­pıl­ma­sı­na ih­ti­yaç du­yul­muş­tur.

Madde 35- Mad­dey­le, 5395 sa­yı­lı Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun 19 un­cu mad­de­si, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne iliş­kin hü­küm­le­ri­nin Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­na ko­nan hü­küm­ler­le uyu­mu­nun sağ­lan­ma­sı ama­cıy­la de­ğiş­ti­ril­miş­tir. An­cak Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nun­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si mü­es­sese­siy­le il­gi­li ola­rak yer ve­ri­len ço­cuk­la­ra öz­gü hü­küm­ler ko­run­muş­tur.

Madde 36- Mad­dey­le, 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 23 ün­cü mad­de­si­nin hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­le­ri­nin Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­na ko­nan hü­küm­ler­le uyu­mu­nun sağ­lan­ma­sı am­cıy­la mad­de met­ni de­ğiş­ti­ril­miş­tir. An­cak, Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nun­da hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı mü­es­se­se­siy­le il­gi­li ola­rak yer ve­ri­len ço­cuk­la­ra öz­gü hü­küm­ler ko­run­muş­tur.

Madde 37- Mad­dey­le, 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 24 ün­cü mad­de­si, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­le­ri­nin ço­cuk­la­ra yük­le­nen suç­lar­la il­gi­li ola­rak da uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

Madde 38- Mad­dey­le, 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­ne fık­ra ek­len­miş­tir. Bu dü­zen­le­me ile hü­küm­lü­nün, de­ne­tim­li ser­best­lik ve yar­dım mer­ke­zi şu­be mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan de­ne­tim­li ser­best­lik ka­ra­rı­nın in­fa­zı ile il­gi­li ya­pı­lan çağ­rı­la­ra ve­ya ha­zır­la­nan de­ne­tim pla­nı­na şu­be mü­dür­lü­ğün­ce ya­pı­lan uya­rı­ya rağ­men hak­lı, ge­çer­li ve ge­rek­ti­ğin­de bel­ge­len­di­ri­len ma­ze­re­ti ol­mak­sı­zın uy­ma­ma­sı ha­lin­de il­gi­li mad­de­de­ki yap­tı­rım uy­gu­la­na­cak­tır.

Madde 39- Mad­dey­le, 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (c) ben­di de­ğiş­ti­ril­mek su­re­tiy­le, de­ne­tim­li ser­best­lik ve yar­dım mer­ke­zi şu­be mü­dür­lük­le­ri­nin gö­rev­le­ri ara­sı­na “Ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin gö­rev yap­mak” da da­hil edil­miş­tir.

Madde 40- Mad­dey­le, 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 14 ün­cü mad­de­si­ne ikin­ci fık­ra ek­len­miş­tir. Bu dü­zen­le­me ile, Türk  Ce­za Ka­nu­nu ve Ce­za ve Gü­ven­lik Ted­bir­le­ri­nin İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri ge­re­ğin­ce ka­mu­ya ya­rar­lı bir iş­te ça­lış­tı­rı­lan hü­küm­lü­le­rin bu ça­lış­ma­la­rı hiz­met ak­di­ne da­yan­ma­ma­sı, 506 sa­yı­lı Ka­nu­nun ikin­ci mad­de­sin­de bu hü­küm­lü­ler ile il­gi­li dü­zen­le­me bu­lun­ma­ma­sı, ça­lış­ma kar­şı­lı­ğın­da hü­küm­lü­le­re üc­ret öden­me­me­si ve bu ça­lış­ma­nın bir ce­za­nın de­ne­tim­li ser­best­lik kap­sa­mın­da in­faz şek­li ol­ma­sı ne­de­niy­le, ka­mu ya­ra­rı­na ça­lış­ma yap­tı­rı­mı­nın in­fa­zın­da 17/7/1964 ta­rih­li ve 506 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­ya­ca­ğı ön­gö­rül­mek­te­dir.

Madde 41- Mad­dey­le, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sı yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır. Bir usul hu­ku­ku mü­es­se­se­si olan uz­laş­ma ile il­gi­li ola­rak Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da ay­rın­tı­lı dü­zen­le­me­ler yer al­mak­ta­dır. Bu ne­den­le, uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rı be­lir­le­yen hük­mün de Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da yer al­ma­sı­nın da­ha doğ­ru ola­ca­ğın­dan fık­ra yü­rü­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

Geçici Madde 1- Mad­de­de ya­pı­lan dü­zen­le­mey­le, hük­me bağ­lan­mış an­cak he­nüz ke­sin­leş­me­miş olan dos­ya­lar­da uz­laş­ma kap­sa­mı­nın ge­niş­le­til­me­si ge­rek­çe gös­te­ri­le­rek boz­ma ka­ra­rı ve­ril­me­si­nin önü­ne ge­çil­me­si amaç­lan­mış­tır.

Madde 42- Yü­rür­lük mad­de­si­dir.

Madde 43- Yü­rüt­me mad­de­si­dir.

Ada­let Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru

         Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si                                                                     

                 Ada­let Ko­mis­yo­nu

                  Esas No.: 2/870                                                                       6/11/2006

                   Ka­rar No.: 111

 

TÜR­Kİ­YE BÜ­YÜK MİL­LET MEC­Lİ­Sİ BAŞ­KAN­LI­ĞI­NA

Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir BOZ­DAĞ ile 11 mil­let­ve­ki­li­nin "Çe­şit­li Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na İliş­kin Ka­nun Tek­li­fi (2/870)", Baş­kan­lı­ğı­nız­ca, 11/10/2006 ta­ri­hin­de Ko­mis­yo­nu­mu­za ha­va­le edil­miş­tir.

Ko­mis­yo­nu­muz; Zon­gul­dak Mil­let­ve­ki­li  Kök­sal TOP­TAN Baş­kan­lı­ğın­da, Ko­mis­yon Baş­kan­lık Di­va­nı üye­le­ri; Baş­kan­ve­ki­li, Is­par­ta Mil­let­ve­ki­li Re­cep ÖZEL, Söz­cü, Kı­rık­ka­le Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan CAN ve Ka­tip üye Ki­lis Mil­let­ve­ki­li Ha­san KA­RA ile di­ğer Ko­mis­yon üye­le­ri; Adı­ya­man Mil­let­ve­ki­li  Feh­mi Hüs­rev KUT­LU, Ağ­rı Mil­let­ve­ki­li  Ha­lil ÖZ­YOL­CU, An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Ha­luk İPEK, An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li Fe­ri­dun Fik­ret BA­LOĞ­LU, Art­vin mil­let­ve­kil­le­ri Or­han YIL­DIZ, Yük­sel ÇOR­BA­CI­OĞ­LU, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met KÜ­ÇÜ­KA­ŞIK, Ço­rum mil­let­ve­kil­le­ri Fe­ri­dun AY­VA­ZOĞ­LU ile Mu­zaf­fer KÜL­CÜ, Er­zu­rum Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Nu­ri AK­BU­LUT, Ga­zi­an­tep Mil­let­ve­ki­li Mah­mut DUR­DU, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met YIL­MAZ­CAN, Kas­ta­mo­nu Mil­let­ve­ki­li Hak­kı KÖY­LÜ, Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem KI­LIÇ, Niğ­de Mil­let­ve­ki­li Or­han ERAS­LAN, Or­du Mil­let­ve­ki­li En­ver YIL­MAZ, Te­kir­dağ Mil­let­ve­ki­li Meh­met Nu­ri SAY­GUN, Uşak Mil­let­ve­ki­li Ah­met ÇAĞ­LA­YAN ile Yoz­gat Mil­let­ve­ki­li Be­kir BOZ­DAĞ’ın ve Ko­mis­yo­nu­mu­zun Uz­man­la­rı Ce­mil TU­TAL ve Mus­ta­fa DO­ĞA­NAY’ın; Hü­kü­me­ti tem­si­len Ada­let Ba­ka­nı Ce­mil Çİ­ÇEK’in, Ada­let Ba­kan­lı­ğı Ka­nun­lar Ge­nel Mü­dü­rü Ni­ya­zi GÜ­NEY, yi­ne ay­nı Ge­nel Mü­dür­lük Da­ire Baş­ka­nı Ha­kim Ze­ke­ri­ya YIL­MAZ ve Tet­kik Ha­ki­mi Meh­met ÖK­MEN ile Yar­gı­tay Baş­kan­lı­ğın­dan Tet­kik Ha­ki­mi Gür­sel YAL­VAÇ, Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­lı­ğın­dan, Cum­hu­ri­yet Sav­cı­sı Ra­ma­zan ÖZ­KE­PİR ile Ga­zi Üni­ver­si­te­si Hu­kuk Fa­kül­te­si öğ­re­tim üye­le­ri, Prof. Dr. Cum­hur ŞA­HİN ve Prof. Dr. İz­zet ÖZ­GENÇ’in ka­tı­lım­la­rıy­la söz ko­nu­su Tek­li­fi (2/870), gö­rüş­müş ve Ko­mis­yo­nu­muz­ca Tek­lif üze­rin­de ya­pı­lan de­ği­şik­lik­ler aşa­ğı­da sı­ra­sıy­la açık­lan­mış­tır.

Tek­li­fin 1 in­ci ve 2 nci mad­de­le­ri ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fe, in­san ti­ca­re­ti su­çu­nun fu­huş ama­cıy­la ya­pı­la­bi­le­ce­ği de göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 80 in­ci mad­de­sin­de de­ği­şik­lik ön­gö­ren öner­ge ka­bul edil­miş ve 3 ün­cü mad­de ola­rak ek­len­miş ve di­ğer mad­de nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

Tek­li­fin 3 ün­cü mad­de­si 4 ün­cü mad­de ola­rak, 4 ün­cü mad­de­si 5 in­ci mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

“Kaç ta­ne fi­il var­sa o ka­dar suç, kaç ta­ne suç var­sa o ka­dar ce­za” ku­ra­lı ge­re­ğin­ce, hır­sız­lık su­çu­nu iş­le­mek için baş­ka­sı­nın ko­nu­tu­na gi­ril­me­si ve­ya mal ­var­lı­ğı­na za­rar ve­ril­me­si ha­lin­de, ay­rı­ca bu suç­lar­dan do­la­yı da ce­za­ya hük­met­mek ge­re­kir. An­cak, her iki su­çun te­mel şek­li, so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç ol­du­ğu için; ör­ne­ğin ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı­nı iş­le­mek su­re­tiy­le hır­sız­lık su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı­nın te­mel şek­li uz­laş­ma kap­sa­mı­na gir­mek­te ve fa­kat, hır­sız­lık su­çu uz­laş­ma kap­sa­mı dı­şın­da kal­mak­ta ve bu du­rum­lar­da, uy­gu­la­ma­da, hır­sız­lık su­çun­dan do­la­yı so­ruş­tur­ma­nın bek­le­til­me­si ve­ya ay­rı yü­rü­tül­me­si gi­bi so­run­lar­la kar­şı­la­şıl­mak­ta­dır. Be­lir­ti­len sa­kın­ca­nın or­ta­dan kal­dı­rıl­ma­sı ama­cıy­la 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 142 nci mad­de­si­ne fık­ra ek­len­me­si­ni ön­gö­ren öner­ge ka­bul edil­miş ve Tek­li­fe, 6 ncı mad­de ola­rak ek­len­miş ve di­ğer mad­de nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

Tek­li­fin 5 in­ci mad­de­si 7 nci mad­de­si ola­rak, 6 ncı mad­de­si 8 in­ci mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 227. mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sın­da, fu­huş su­çu­nun mağ­du­ru ko­nu­mun­da­ki ki­şi­le­rin, ör­ne­ğin bu­la­şı­cı has­ta­lık ta­şı­ma­la­rı do­la­yı­sıy­la te­da­vi­ye ta­bi tu­tul­ma­sı­nın ya­nı sı­ra ya da bu­na ih­ti­yaç du­yul­ma­ma­sı ha­lin­de sa­de­ce psi­ko­lo­jik te­ra­pi uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak dü­zen­le­me içe­ren öner­ge, Tek­li­fe, 9 un­cu mad­de ola­rak ek­len­miş ve di­ğer mad­de nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

Tek­li­fin 7 nci mad­de­si 10 un­cu mad­de ola­rak, 8 in­ci mad­de­si 11 in­ci mad­de ola­rak, 9 un­cu mad­de­si 12 nci mad­de ola­rak, 10 un­cu mad­de­si 13 ün­cü mad­de ola­rak, 11 in­ci mad­de­si 14 ün­cü mad­de ola­rak, 12 n­ci mad­de­si 15 in­ci mad­de ola­rak ve 13 ün­cü mad­de­si 16 ncı mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 14 ün­cü mad­de­sin­de, 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun “Tu­tuk­la­ma ne­den­le­ri” baş­lık­lı 100 ün­cü mad­de­si­nin uy­gu­la­ma­sın­da or­ta­ya çık­mış olan te­red­düt­le­rin gi­de­ril­me­si ama­cıy­la de­ği­şik­lik ya­pıl­mış ve 17 nci mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Ağır ce­za mah­ke­me­si dı­şın­da­ki ce­za da­va­la­rı­na ba­kan mah­ke­me­le­rin gö­re­vi­ne gi­ren suç­la­rın kar­ma­şık­lı­ğı, de­lil­le­rin top­lan­ma­sın­da­ki güç­lük, tu­tuk­lu­luk­tan bek­le­nen amaç göz önün­de bu­lun­du­rul­mak ve uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çık­mış olan ih­ti­ya­cın gi­de­ril­me­si ama­cıy­la 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun      102 nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da de­ği­şik­lik ön­gö­ren öner­ge ka­bul edil­miş ve Tek­li­fe 18 in­ci mad­de ola­rak ek­len­miş ve di­ğer mad­de nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

Tek­li­fin 15 in­ci mad­de­si 19 un­cu mad­de ola­rak, 16 ncı mad­de­si 20 nci mad­de­si ola­rak ve          17 nci mad­de­si 21 in­ci mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 18 in­ci mad­de­sin­de aşa­ğı­da açık­la­nan ge­rek­çe­ler­le de­ği­şik­lik ya­pıl­mış ve 22 nci mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Suç iş­len­di­ği hu­su­sun­da ye­ter­li şüp­he bu­lun­ma­sı ha­lin­de mut­la­ka ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı ge­re­ği­ni ifa­de eden ka­mu da­va­sı­nın mec­bu­ri­li­ği il­ke­si, hiç­bir ül­ke ce­za mu­ha­ke­me­si mev­zu­atın­da is­tis­na­sız bir bi­çim­de uy­gu­lan­ma­mak­ta­dır. Ni­te­kim 1412 sa­yı­lı Ka­nun­da da bu il­ke­nin is­tis­na­la­rı yer al­mak­ta idi. Ye­ter­li suç şüp­he­si­nin bu­lun­du­ğu her du­rum­da ka­mu da­va­sı açı­la­cak ol­ma­sı ne­de­niy­le yar­gı­nın iş yü­kü­nün aşı­rı şe­kil­de ağır­laş­ma­sı, yar­gı­la­ma sü­re­ci­nin zo­run­lu ola­rak ya­vaş iş­le­me­si gi­bi se­bep­ler­le, Ana­ya­sa­mı­zın ve İn­san Hak­la­rı Av­ru­pa Söz­leş­me­si­nin ka­bul et­ti­ği ma­kul sü­re­de yar­gı­lan­ma hak­kı ve Dev­le­tin ma­kul sü­re­de yar­gı­la­ma yü­küm­lü­lü­ğü­nün ge­re­ği ye­ri­ne ge­ti­ri­le­me­mek­te­dir. Bu ne­den­le Kı­ta Av­ru­pa­sı hu­kuk sis­te­mi­ne da­hil birçok ül­ke­de de, ka­mu da­va­sı­nın mec­bu­ri­li­ği il­ke­si­ne çok sa­yı­da is­tis­na ge­ti­ril­miş, bu il­ke ade­ta ku­ral ol­mak­tan çık­mış­tır. İn­san Hak­la­rı Av­ru­pa Söz­leş­me­si­nin ih­la­li ne­de­niy­le Tür­ki­ye’nin taz­mi­nat öde­mek zo­run­da kal­dı­ğı fi­il­le­rin ezi­ci ço­ğun­lu­ğu­nun da ma­kul sü­re­de yar­gı­lan­ma il­ke­si­nin ih­la­li ile il­gi­li ol­du­ğu dü­şü­nül­dü­ğün­de, ye­ter­li suç şüp­he­si bu­lu­nan her so­ruş­tur­ma ko­nu­su­nun yar­gı­la­ma ma­kam­la­rı önü­ne ge­ti­ril­me­si­nin sa­kın­ca­la­rı­nın, ak­si yön­de­ki sa­kın­ca­lar­dan çok da­ha faz­la ol­du­ğu ko­lay­lık­la gö­rü­le­bi­le­cek­tir. Yo­ğun iş yü­kü ne­de­niy­le uzun sü­ren ve ye­ter­siz in­ce­le­me­ye da­ya­lı ola­rak ya­pıl­mak zo­run­da ka­lı­nan yar­gı­la­ma­la­rın, ay­rı­ca bu ne­den­ler­le or­ta­ya çı­kan ad­li ha­ta­la­rın, sos­yal ba­rı­şı olum­suz et­ki­le­dik­le­ri de mu­hak­kak­tır. Bü­tün bu ne­den­ler­le, çağ­daş ül­ke­ler­de­ki ge­liş­me­le­re de pa­ra­lel ola­rak, ka­mu da­va­sı­nın mec­bu­ri­li­ği il­ke­si­ne, sı­nır­lı sa­yı­da ve kap­sam­da da ol­sa, ba­zı is­tis­na­la­rın ge­ti­ril­me­si, 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nunun ka­bul et­ti­ği bir yak­la­şım­dır.

Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si, sa­de­ce şüp­he­li açı­sın­dan de­ğil, ay­nı za­man­da mağ­dur açı­sın­dan da ele alın­ma­sı ge­re­ken bir ku­rum­dur. Ger­çek­ten, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ile il­gi­li dü­zen­le­me­yi, şüp­he­li­nin yar­gı­lan­ma­ma­sın­dan zi­ya­de mağ­du­ru ko­ru­ma, tat­min yol­la­rın­dan bi­ri­si ola­rak de­ğer­len­dir­mek ge­re­kir.

Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­nin, mü­es­se­se ola­rak sağ­lık­lı bir şe­kil­de uy­gu­la­na­bil­me­si için, kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rın baş­lan­gıç­ta sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı amaç­lan­mış­tır. Uz­laş­ma kap­sa­mına gi­ren suç­lar­la il­gi­li ola­rak uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler bağ­la­mın­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­le­cek­tir. An­cak, so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı ol­mak­la bir­lik­te, et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­nin ön­gö­rül­dü­ğü suç­lar do­la­yı­sıy­la uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­me­ye­cek­tir. Öne­ri­len bu de­ği­şik­li­ğe gö­re, söz ko­nu­su suç­lar­la il­gi­li ola­rak, üst sı­nı­rı iki yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­tir­me­si ko­şu­luy­la, 171 in­ci mad­de­ye ek­le­nen fık­ra­lar­da ara­nan di­ğer ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de, uz­laş­tır­ma kap­sa­mı­na gir­me­se da­hi, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­le­cek­tir. İkin­ci fık­ra­nın (b) ben­din­de ya­pı­lan de­ği­şik­lik kar­şı­sın­da, mad­de­nin al­tın­cı fık­ra­sı me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

Tek­li­fin 19 un­cu mad­de­sin­de aşa­ğı­da açık­la­nan ge­rek­çe­ler­le de­ği­şik­lik ya­pıl­mış ve 23 ün­cü mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan 765 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu ile 647 sa­yı­lı Ce­za­la­rın İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nun­da­ki dü­zen­le­me­si iti­ba­riy­le, er­te­le­me, bir ko­şul­lu ati­fet ku­ru­mu ni­te­li­ği ta­şı­mak­ta idi. Bu­na gö­re, de­ne­me sü­re­si içe­ri­sin­de ye­ni bir su­çun iş­len­me­me­si ha­lin­de, “mah­ku­mi­yet va­ki ol­ma­mış” sa­yıl­mak­ta idi. Ke­za, er­te­le­me, sa­de­ce ha­pis ce­za­sı açı­sın­dan de­ğil, “er­te­le­me­nin bö­lün­mez­li­ği” ku­ra­lı ge­re­ğin­ce, di­ğer bü­tün ce­za hu­ku­ku yap­tı­rım­la­rı ba­kı­mın­dan da, ku­ral ola­rak, ay­nı so­nu­cu do­ğur­mak­ta idi. Bu­na kar­şı­lık 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun sis­te­min­de ise, er­te­le­me, sa­de­ce ha­pis ce­za­sı­na öz­gü bir in­faz re­ji­mi ola­rak dü­zen­len­miş­tir. Bu ba­kım­dan, ye­ni sis­tem­de ar­tık “er­te­le­me­nin bö­lün­mez­li­ği” ku­ra­lın­dan söz et­mek müm­kün de­ğil­dir. Ha­pis ce­za­sı açı­sın­dan bir in­faz re­ji­mi ola­rak ka­bul edi­len er­te­le­me­de, hü­küm­lü, de­ne­tim sü­re­si zar­fın­da ka­sıt­lı ye­ni bir suç iş­le­me­di­ği ve ken­di­si­ne yük­le­nen yü­küm­lü­lük­le­re uy­gun dav­ran­dı­ğı tak­dir­de, hak­kın­da hük­mo­lu­nan “ha­pis ce­za­sı” in­faz edil­miş sa­yı­la­cak­tır. Şa­yet hak­kın­da ha­pis ce­za­sı­nın ya­nı sı­ra ya da sa­de­ce ad­li pa­ra ce­za­sı­na ve­ya gü­ven­lik ted­bi­ri­ne hük­me­dil­miş­se, ad­li pa­ra ce­za­sı ve gü­ven­lik ted­bir­le­ri ba­kı­mın­dan er­te­le­me söz ko­nu­su ol­ma­ya­cak­tır. Bu du­rum, er­te­le­me­yi hü­küm­lü açı­sın­dan, yü­rür­lük­ten kal­dı­rı­lan 765 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu sis­te­min­de­ki dü­zen­le­me­ye na­za­ran da­ha ağır so­nuç­lar do­ğu­ran bir ku­rum ha­li­ne ge­tir­miş­tir. Bu ne­den­le ku­rum­lar ara­sın­da­ki den­ge­li ge­çi­şi sağ­la­mak ama­cıy­la, Türk Ce­za Hu­ku­ku­na iliş­kin ye­ni mev­zu­atı­mız­da, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­nın, bir ku­rum ola­rak dü­zen­len­me­si bir ih­ti­yaç ola­rak or­ta­ya çık­mış­tır.

Ce­za­ya mah­ku­mi­ye­te bağ­lı yok­sun­luk­la­rın doğ­ma­ma­sı için, ki­şi açı­sın­dan, de­ne­tim sü­re­si zar­fın­da ye­ni bir suç iş­le­me­me­si ve özel­lik­le mağ­du­run mağ­du­ri­ye­ti­ni gi­der­mek ama­cı­na yö­ne­lik ola­rak ken­di­si­ne yük­le­nen be­lir­li yü­küm­lü­lük­le­re uy­gun dav­ran­ma­sı ko­şu­luy­la, hak­kın­da ce­za­ya hük­me­dil­me­me­si, top­lum ba­rı­şı­nın sağ­lan­ma­sı ba­kı­mın­dan, ce­za­ya mah­ku­mi­ye­te na­za­ran da­ha et­ki­li ola­bi­le­cek­tir.

Bu ama­ca hiz­met eden hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­nın, mü­es­se­se ola­rak hu­kuk sis­te­mi­mi­ze ka­zan­dı­rıl­ma­sın­da bir ge­rek­li­lik bu­lun­mak­ta­dır. An­cak, söz ko­nu­su ku­ru­mun sağ­lık­lı bir şe­kil­de uy­gu­la­na­bil­me­si için, kap­sa­mı­na gi­ren suç­la­rın sı­nır­lı tu­tul­ma­sı dü­şü­nül­müş­tür. Bu mü­la­ha­zay­la, 231 in­ci mad­de­ye ek­len­me­si ön­gö­rü­len be­şin­ci fık­ra­da­ki so­mut olay­da hük­mo­lu­nan ha­pis ce­za­sı­na iliş­kin iki yıl­lık sı­nır bir yı­la in­di­ril­miş­tir. Ke­za, on­dör­dün­cü fık­ra­da ya­pıl­ma­sı öne­ri­len de­ği­şik­lik­le, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı mü­es­se­se­si­nin sa­de­ce so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­la­na­bil­me­si amaç­lan­mış­tır.

Tek­li­fin 20 nci mad­de­siy­le de­ğiş­ti­ri­len 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 253 ün­cü mad­de­si­nin on­do­ku­zun­cu fık­ra­sın­da, uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çık­ma­sı muh­te­mel so­run­la­rın önü­ne ge­çil­me­si ama­cıy­la de­ği­şik­lik ya­pıl­mış ve söz ko­nu­su 20 nci mad­de 24 ün­cü mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 21 in­ci mad­de­siy­le de­ğiş­ti­ri­len 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 254 ün­cü mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da, uy­gu­la­ma­da or­ta­ya çık­ma­sı muh­te­mel so­run­la­rın önü­ne ge­çil­me­si ama­cıy­la de­ği­şik­lik ya­pıl­mış­tır. Uz­laş­ma bağ­la­mın­da be­lir­le­nen edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­ni sağ­la­mak ama­cıy­la hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­di­ğin­de, sa­nı­ğın beş yıl­lık bir de­ne­tim sü­re­si­ne ta­bi tu­tul­ma­sı­na ge­rek bu­lun­ma­mak­ta­dır. Bu­ra­da uz­laş­ma bağ­la­mın­da be­lir­le­nen edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me sü­re­sin­ce hük­mün açık­lan­ma­sı ge­ri bı­ra­kı­la­ca­ğı için ka­rı­şık­lı­ğa en­gel ol­mak ama­cıy­la, “de­ne­tim sü­re­si” ye­ri­ne, “ge­ri bı­rak­ma sü­re­si” iba­re­si kul­la­nıl­mış­tır. Söz ko­nu­su 21 in­ci mad­de bu de­ği­şik­lik­le 25 in­ci mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 22 nci mad­de­si 26 ncı mad­de ola­rak, 23 ün­cü mad­de­si 27 nci mad­de ola­rak, 24 ün­cü mad­de­si 28 in­ci mad­de ola­rak, 25 in­ci mad­de­si 29 un­cu mad­de ola­rak, 26 ncı mad­de­si 30 un­cu mad­de ola­rak, 27 nci mad­de­si 31 in­ci mad­de ola­rak, 28 in­ci mad­de­si 32 nci mad­de ola­rak, 29 un­cu mad­de­si 33 ün­cü mad­de ola­rak, 30 un­cu mad­de­si 34 ün­cü mad­de ola­rak, 31 in­ci mad­de­si 35 in­ci mad­de ola­rak, 32 nci mad­de­si 36 ncı mad­de ola­rak, 33 ün­cü mad­de­si 37 nci mad­de ola­rak ve 34 ün­cü mad­de­si 38 in­ci mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 35 in­ci mad­de­siy­le, 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 19 un­cu mad­de­sin­de dü­zen­le­nen ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ile il­gi­li ola­rak, ko­şul­la­rı ve uy­gu­la­ma şek­li ba­kı­mın­dan Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da yer al­ma­sı ön­gö­rü­len bu ku­ru­ma iliş­kin dü­zen­le­me­ye yol­la­ma­da bu­lu­nul­muş­tur. An­cak mad­de­de, sa­de­ce er­te­le­me sü­re­si ba­kı­mın­dan is­tis­na hük­mü­ne yer ve­ril­miş­tir. Bu dü­zelt­me­ler­le söz ko­nu­su mad­de 39 un­cu mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 36 n­cı mad­de­siy­le, 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 23 ün­cü mad­de­sin­de dü­zen­le­nen hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ile il­gi­li ola­rak, ko­şul­la­rı ve uy­gu­la­ma şek­li ba­kı­mın­dan Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da yer al­ma­sı ön­gö­rü­len bu ku­ru­ma iliş­kin dü­zen­le­me­ye yol­la­ma­da bu­lu­nul­muş­tur. An­cak mad­de­de, sa­de­ce de­ne­tim sü­re­si ba­kı­mın­dan is­tis­na hük­mü­ne yer ve­ril­miş­tir. Bu dü­zelt­me­ler­le söz ko­nu­su mad­de 40 ın­cı mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 37 nci mad­de­si 41 in­ci mad­de ola­rak, 38 in­ci mad­de­si 42 nci mad­de ola­rak, 39 un­cu mad­de­si 43 ün­cü mad­de ola­rak ve 40 ın­cı mad­de­si 44 ün­cü mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 41 in­ci mad­de­si, 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 80 in­ci mad­de­sin­de ya­pıl­ma­sı ön­gö­rü­len de­ği­şik­li­ğe pa­ra­lel ola­rak söz ko­nu­su Ka­nu­nun 227 nci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın da yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­ma­sı ama­cıy­la de­ği­şik­lik ya­pı­la­rak 45 in­ci mad­de ola­rak ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­si, Baş­kan­lı­ğı­mı­za ve­ri­len re­dak­si­yon yet­ki­si­ne da­ya­nı­la­rak dü­zel­til­mek su­re­tiy­le ka­bul edil­miş­tir.

Tek­li­fin 42 nci mad­de­si 46 ncı mad­de ola­rak ve 43 ün­cü mad­de­si 47 nci mad­de ola­rak ay­nen ka­bul edil­miş­tir.

Tek­lif­te­ki mad­de­ler, gö­rü­şül­me­si sı­ra­sın­da re­dak­si­yo­na ta­bi tu­tul­muş­tur.

Ra­po­ru­muz, Ge­nel Ku­ru­lun ona­yı­na su­nul­mak üze­re Baş­kan­lı­ğa say­gı ile arz olu­nur.

 

Başkan

Başkanvekili

Sözcü

 

 

Köksal Toptan

Recep Özel

Ramazan Can

 

 

Zonguldak

Isparta

Kırıkkale

 

 

Kâtip

Üye

Üye

 

 

Hasan Kara

Fehmi Hüsrev Kutlu

Halil Özyolcu

 

 

Kilis

Adıyaman

Ağrı

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Haluk İpek

Feridun Fikret Baloğlu

Yüksel Çorbacıoğlu

 

 

Ankara

Antalya

Artvin

 

 

(İmzada bulunamadı)

(Karşı oyum ektedir)

(Karşı oy vardır)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Orhan Yıldız

Mehmet Küçükaşık

Feridun Ayvazoğlu

 

 

Artvin

Bursa

Çorum

 

 

 

(Karşı oyum ektedir)

(Karşı oyum ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Muzaffer Külcü

Mustafa Nuri Akbulut

Mahmut Durdu

 

 

Çorum

Erzurum

Gaziantep

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Mehmet Yılmazcan

Hakkı Köylü

Muharrem Kılıç

 

 

Kahramanmaraş

Kastamonu

Malatya

 

 

 

 

(Karşı oyum ektedir)

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Süleyman Sarıbaş

Orhan Eraslan

Enver Yılmaz

 

 

Malatya

Niğde

Ordu

 

 

(Toplantılara katılmadı)

(Karşı oyum ektedir)

 

 

 

Üye

Üye

Üye

 

 

Mehmet Nuri Saygun

Ahmet Çağlayan

Bekir Bozdağ

 

 

Tekirdağ

Uşak

Yozgat

 

 

(Karşı oyum ektedir)

 

 

 

 

KAR­ŞI OY YA­ZI­SI

Ada­let Ko­mis­yo­nun­da 2/870 esa­sıy­la gö­rü­şü­len ka­nun tek­li­fi­ne aşa­ğı­da ya­zı­lan ne­den­ler­den do­la­yı kar­şı­yız.

Ön­ce­lik­le sö­zü edi­len ka­nun tek­li­fi da­ha ön­ce Ada­let Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şü­le­rek 1235 sı­ra sa­yı­sıy­la Te­mel Ce­za Ka­nun­la­rı­na Uyum Ama­cıy­la Çe­şit­li Ka­nun­lar­da De­ği­şik­lik Ya­pıl­ma­sı­na Da­ir Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın içe­ri­sin­de bu­lu­nan mad­de­le­rin ay­nen alı­na­rak ka­nun tek­li­fi ha­li­ne ge­ti­ril­me­si ve bu­na bir­kaç mad­de ek ya­pıl­ma­sın­dan iba­ret­tir. Bu ha­liy­le ka­nun tek­li­fi İç­tü­zü­ğe kar­şı bir hi­le ola­rak dü­zen­len­miş­tir. 652 mad­de­yi ta­şı­yan ve çe­şit­li ka­nun­lar­da de­ği­şik­lik ya­pan ta­sa­rı­nın Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si gru­bu­nun tep­ki­si üze­ri­ne geç­me­ye­ce­ği­ni he­sap­la­yan ik­ti­dar par­ti­si gru­bu, sı­ra sa­yı­sı alan bu ta­sa­rı­nın içe­ri­sin­den 40 ci­va­rın­da mad­de­yi ala­rak san­ki ye­ni bir ka­nun tek­li­fiy­miş gi­bi İç­tü­zük hü­küm­le­ri­ne kar­şı hi­le yo­luy­la, tek­li­fi ko­mis­yo­na ge­tir­miş­tir. Ön­ce­lik­le bu hu­su­su doğ­ru bul­mu­yor ve İç­tü­zük hük­mü­nün su­is­ti­ma­li ola­rak gö­rü­yo­ruz.

Da­ha ön­ce de TCK ve CMK ile il­gi­li ve di­ğer ce­za ka­nun­la­rıy­la il­gi­li yaz­mış ol­du­ğu­muz tüm kar­şı oy ya­zı­la­rın­da TCK ve CMK’nın iyi ha­zır­lan­ma­dan ya­sa­laş­tı­rıl­dı­ğı­nı, uy­gu­la­ma­da pek çok ak­sak­lık­lar­la kar­şı­la­şı­la­ca­ğı­nı söy­le­miş­tik. He­nüz ya­sa­nın yü­rür­lü­ğe gir­me­sin­den bir yıl bi­le geç­me­den, be­şin­ci de­ği­şik­lik gün­de­me gel­miş bu­lun­mak­ta­dır. Bu hal bi­le tes­pit­le­ri­mi­zin ne ka­dar hak­lı ve ye­rin­de ol­du­ğu­nu gös­te­rir. Şim­di ay­nı man­ta­li­te içe­ri­sin­de CMK’na üç ye­ni mü­es­se­se ge­ti­ril­mek is­te­nil­mek­te­dir. Bu üç ye­ni mü­es­se­se kuş­ku­suz ki usul hu­ku­kun­da ye­ni mü­es­se­se­ler de­ğil­dir. Özel­lik­le ang­lo sak­son ül­ke­le­rin­de ve ba­zı ku­zey ül­ke­le­rin­de bu uy­gu­la­ma­la­rın ben­zer­le­ri var­dır. An­cak, baş­ka ül­ke­ler­de bu tür uy­gu­la­ma­la­rın var ol­ma­sı, bi­zim de bu uy­gu­la­ma­la­rı doğ­ru­dan doğ­ru­ya al­ma­mız ge­rek­ti­ği bi­çi­min­de yo­rum­lan­ma­ma­lı­dır.

Unu­tul­ma­ma­lı­dır ki, ce­za hu­kuk sis­tem­le­ri bir bü­tün­dür ve esas iti­ba­riy­le ül­ke­nin sos­yo-eko­no­mik ko­şul­la­rı, ta­ri­hi, ada­let psi­ko­lo­ji­si, kül­tü­rel du­ru­mu dik­ka­te alı­na­rak ha­zır­lan­dı­ğı tak­dir­de iş­lev­sel olan ve ömür­lü olan bir sis­tem ge­ti­ril­miş olur. Sis­te­me ya­ban­cı olan mü­es­se­se­le­ri de ti­tiz­lik­le sis­tem içe­ri­si­ne al­mak­tan ka­çın­mak ge­re­kir. Tec­rü­be ede­lim an­la­yı­şıy­la ge­ti­ri­len mü­es­se­se­ler sis­tem­de çök­me­ye ne­den ola­bi­lir­ler. Ül­ke­nin te­mel kod­la­rı, dok­to­ra tez­le­ri­nin tec­rü­be edil­di­ği yer de­ğil­dir.

Bu çer­çe­ve içe­ri­sin­de de­ğer­len­di­ril­di­ğin­de ka­nun tek­li­fi­nin, 22. mad­de­sin­de yer alan ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si, 23. mad­de­sin­de yer alan hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ve 24. mad­de­sin­de yer alan uz­laş­ma mad­de­le­ri hu­kuk sis­te­mi­miz­de bir fa­ci­aya ne­den ola­bi­le­cek ni­te­lik­te­dir. İyi dü­şü­nül­me­ye­rek, baş­ka­sın­da var biz­de de ol­sun man­ta­li­te­siy­le sis­te­me uy­ma­yan ku­rum­lar alın­mış­tır. Sis­te­min yoz­laş­ma­sı­nın ya­nı sı­ra, ade­ta su­ça teş­vik so­nu­cu­nu do­ğu­ra­cak dü­zen­le­me­ler ola­rak ce­za hu­kuk sis­te­mi­miz­de yer al­mış­tır. Ay­rı­ca ge­ti­ri­len bu dü­zen­le­me­ler açık şe­kil­de Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­dır.

Tek­li­fin 22. mad­de­siy­le CMK’nın 171. mad­de­sin­de de­ği­şik­lik ya­pı­la­rak, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si mü­es­se­se­si sis­te­me ge­ti­ril­miş­tir. Ge­ti­ri­len bu mü­es­se­se, bi­zim hu­kuk sis­te­mi­mi­ze uy­gun ol­ma­yan bir mü­es­se­se­dir. Me­se­le, sav­cı­lı­ğa gü­ve­nip gü­ven­me­me me­se­le­si de­ğil­dir. Kuş­ku­suz ki, çok ola­ğa­nüs­tü zor ko­şul­lar­da gö­rev ya­pan Türk sav­cı­la­rı em­sal­le­ri­ne gö­re da­ha gü­ve­ni­lir du­rum­da­dır. An­cak, ko­nu­yu bir gü­ven me­se­le­si çer­çe­ve­sin­de ir­de­le­mek bi­zi yan­lış so­nuç­la­ra gö­tü­rür. Bi­zim ka­bul et­ti­ği­miz sis­tem, id­di­ana­me­nin mec­bu­ri­li­ği sis­te­mi­dir. Bu sis­tem­de mec­bu­ri­lik sis­te­mi­ni yu­mu­şa­tan un­sur­lar da Ce­za Usul Hu­ku­ku­muz­da mev­cut­tur. Sis­te­mi bo­za­cak şe­kil­de id­di­ana­me­nin ih­ti­ya­ri­li­ği­ni ge­tir­mek va­him, key­fi dav­ra­nış­la­ra se­bep ola­bi­lir. İd­di­ana­me­nin mec­bu­ri­li­ği, dev­le­tin ce­za ver­me yet­ki­si­nin bir so­nu­cu­dur. Bu an­lam­da da ce­za da­va­sı su­çun zo­run­lu ne­ti­ce­si­dir. Suç iş­len­miş­se bu sis­tem­de ce­za da­va­sı ol­mak zo­run­da­dır. Ce­za da­va­sı bir ka­mu gö­re­vi­dir ki sav­cı bu­nu ye­ri­ne ge­tir­me­me ik­ti­da­rın­da de­ğil­dir. Ak­si­ni ka­bul et­mek, ce­za da­va­sı­nı sub­jek­tif­li­ğin key­fi­li­ği­ne bı­rak­mak an­la­mı­na ge­lir. Bu an­lam­da Fa­ruk Erem’in de de­di­ği gi­bi “Ce­za ka­nun­la­rı­nın tat­bi­ki­nin mec­bu­ri­li­ğin­den, ka­mu da­va­sı­nın mec­bu­ri­li­ği­ni ayır­ma­ya im­kan yok­tur. Ka­nun önün­de eşit­lik, ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da da eşit­lik de­mek­tir.”

Bu çer­çe­ve­de de­ğer­len­di­ril­di­ğin­de, ya­pı­lan dü­zen­le­me pek çok ba­kım­dan Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık teş­kil eder. Ön­ce­lik­le ce­za ka­nun­la­rı, uy­gu­lan­ma­sı zo­run­lu ka­nun­lar­dır. Bu ka­nun­la­rın her­ke­se eşit uy­gu­lan­ma­sı, ka­nun önün­de eşit­lik il­ke­si­nin ge­re­ği­dir. CMK 171. mad­de­sin­de ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le ce­za ka­nu­nu her­ke­se eşit uy­gu­lan­ma­ya­cak­tır. Pek çok su­is­ti­mal­le­re de yol aça­bi­le­cek bir dü­zen­le­me­nin ka­pı­sı açıl­ma­sı bir ya­na, uy­gu­la­ma­da da eşit­li­ğin ol­ma­ya­ca­ğı çok açık­tır. Bu du­rum Ana­ya­sa­nın 10. mad­de­sin­de­ki eşit­lik il­ke­si­ne açık­ça ay­kı­rı­lık teş­kil eder. Pa­ra­sı olan­la­ra im­ti­yaz ta­nın­dı­ğı da açık­tır.

Bir baş­ka Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık nok­ta­sı ise, CMK sis­te­min­de şah­si da­va dü­zen­len­me­miş­tir. Ta­ki­bi şi­ka­ye­te bağ­lı suç­tan şi­ka­yet­çi olan mağ­dur ya da müş­te­ki­nin; 171. mad­de­de­ki de­ği­şik­lik so­nu­cu ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­ma­sı ha­lin­de, baş­vu­ra­ca­ğı baş­ka bir ma­kam yok­tur. Ya­ni hak ara­ma hür­ri­ye­ti elin­den alın­mak­ta­dır. Bu du­rum açık­ça Ana­ya­sa­nın 36. mad­de­si­ne ay­kı­rı­dır. Bu yö­nüy­le de ele alın­dı­ğın­da 171. mad­de­sin­de­ki ya­pı­lan de­ği­şik­lik, Ana­ya­sa­nın 2. mad­de­sin­de ifa­de­si­ni bu­lan hu­kuk dev­le­ti il­ke­siy­le de bağ­daş­ma­mak­ta­dır. Bu dü­zen­le­me 2, 10 ve 36. mad­de­le­ri­ne açık­ça ay­kı­rı­dır.

Ay­nı çer­çe­ve­de tek­li­fin 23. mad­de­siy­le CMK 231’de ya­pı­lan de­ği­şik­lik­le hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı mü­es­se­se­si ge­ti­ril­mek­te­dir. Bu mü­es­se­se de ay­nen yu­ka­rı­da 171. mad­de­de­ki de­ği­şik­lik­te bah­set­ti­ği­miz sa­kın­ca­la­rı ta­şı­mak­ta­dır. Esas iti­ba­riy­le ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da­ki eşit­lik, bu­ra­da da ol­ma­dı­ğı için, Ana­ya­sa­nın 10. mad­de­si­ne ve hak ara­ma hür­ri­ye­ti­ne en­gel ol­du­ğu için 36. mad­de­si­ne ay­kı­rı­dır. Do­la­yı­sıy­la Ana­ya­sa­nın 2. mad­de­sin­de ifa­de edi­len hu­kuk dev­le­ti il­ke­si­ne de ay­kı­rı­dır. Yar­gı­nın ola­bil­me­si için, hü­küm ge­re­kir. Hük­mün ol­ma­dı­ğı yer­de, hük­mün açık­lan­ma­dı­ğı yer­de yar­gı­dan söz ede­bil­me ola­na­ğı yok­tur. Bu ne­den­le dü­zen­le­me Ana­ya­sa­nın 9. mad­de­si­ne ve du­ruş­ma­la­rın açık ve ka­rar­la­rın ge­rek­çe­li ol­ma­sı hük­mü­nü ta­şı­yan 141. mad­de­si­ne açık­ça ay­kı­rı­dır. Ana­ya­sa­ya ay­kı­rı­lık id­di­ala­rı­mı­za rağ­men bu hu­sus­lar gö­ze­til­me­ye­rek, bu dü­zen­le­me­ler ya­pıl­mış­tır.

Bu du­rum­da gö­re­vi kö­tü­ye kul­lan­ma su­çu­nu iş­le­yen pek çok ka­mu gö­rev­li­si­nin bu dü­zen­le­me se­be­biy­le ce­za­sız ka­la­ca­ğı açık­tır. Ül­ke­miz yol­suz­luk­lar­la sar­sı­lır­ken, yol­suz­luk­la­rın bir ba­ca­ğı si­ya­set­çi olup, bu­nun­la il­gi­li do­ku­nul­maz­lık­lar kal­dı­rıl­maz­ken; do­ku­nul­maz­lı­ğın kal­dı­rıl­ma­sı­na sö­zü­mo­na dev­let me­mur­la­rı­nın do­ku­nul­maz­lı­ğı ge­rek­çe gös­te­ri­lir­ken, şim­di yol­suz­lu­ğun bir ba­ca­ğı olan ka­mu gö­rev­li­si­nin su­is­ti­ma­li ce­za­sız bı­ra­kıl­mak­ta­dır. Bu dü­zen­le­me yol­suz­luk­lar­da pat­la­ma­ya yol aça­cak hü­küm­le­ri ta­şı­mak­ta­dır.

Öte yan­dan ay­nı çer­çe­ve­de ki­mi suç­la­rın uz­laş­ma yo­luy­la çö­züm­len­me­si­ni ön­gö­ren ve tek­li­fin 24. ve 25. mad­de­sin­de uz­laş­ma ko­nu­sun­da ge­ti­ri­len dü­zen­le­me­ler­de yu­ka­rı­da an­la­tı­lan çer­çe­ve de Ana­ya­sa­nın eşit­lik il­ke­si­ne ay­kı­rı­dır. Pa­ra­sı ola­na su­çu sa­tın al­ma ola­na­ğı­nı ver­mek­te­dir. Böy­le bir du­ru­mu hu­kuk dev­le­ti­nin ge­rek­le­riy­le bağ­daş­tır­ma ola­na­ğı yok­tur. Zen­gin ve fa­kir ara­sın­da ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da fark­lı­lık ya­rat­mak, pa­ra­sı ola­na ki­mi ce­za ka­nu­nu mad­de­le­ri­ni uy­gu­la­ma­mak, top­lum­sal ba­rı­şı bo­zu­cu ni­te­lik­te­dir. Ang­lo sak­son hu­ku­kun­da var olan bu mü­es­se­se­nin hu­kuk sis­te­mi­miz içe­ri­sin­de va­him so­nuç­la­ra yol aça­ca­ğı açık­tır.

Ka­nun tek­li­fiy­le ge­ti­ri­len bu mü­es­se­se­ler top­lum­da hak­lı ola­rak su­ça teş­vik ya­sa­sı adıy­la anıl­mış­tır. Hu­kuk dev­le­ti, suç­la mü­ca­de­le eden dev­let­tir. Su­çun ar­tı­şı­na ola­nak ve­ren dev­let, hu­kuk dev­le­ti de­ğil­dir. Bu dü­zen­le­me­ler, su­çu, suç iş­le­ni­şi­ni ar­tı­ran, hak ara­ma hür­ri­ye­ti­ni sı­nır­la­yan, do­la­yı­sıy­la ih­ka­kı ha­ka yol açan dü­zen­le­me­ler­dir. Bu dü­zen­le­me­ler­le yol­suz­luk­lar­da da pat­la­ma mey­da­na ge­le­cek­tir.

Ay­rı­ca tek­li­fin 17. mad­de­sin­de ya­pı­lan dü­zen­le­me­de hır­sız­lık su­çun­dan da­ha ağır olan do­lan­dı­rı­cı­lık ve ni­te­lik­li do­lan­dı­rı­cı­lık suç­la­rı­nın da ko­mis­yon­da gö­rü­şül­dü­ğü hal­de, tu­tuk­la­ma kap­sa­mı­na alın­ma­ma­sın­da ıs­rar edil­me­si­nin son pat­la­yan YİM­PAŞ ola­yıy­la bağ­lan­tı­lı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­ruz. İk­ti­dar par­ti­si­nin çe­şit­li ba­kan ve mil­let­ve­kil­le­ri­nin iliş­ki­li ol­du­ğu YİM­PAŞ’ın yö­ne­ti­ci­le­ri ya­pı­lan dü­zen­le­mey­le ko­ru­ma al­tı­na alın­mak is­te­nil­miş­tir. Ya­ni bu dü­zen­le­me­ye gö­re ba­sit hır­sız­lık su­çu­nu iş­le­yen, ek­mek ça­lan tu­tuk­la­na­bi­le­cek, ama ca­mi­ler­de 120 bin ki­şi­nin din duy­gu­la­rı­nı is­tis­mar ede­rek do­lan­dı­ran şa­hıs­la­rın tu­tuk­lan­ma­sı­nın önü­ne ge­çil­mek is­te­nil­di­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Eğer tu­tuk­la­may­la il­gi­li ka­ta­log dü­zen­le­ne­cek­se ve bu ka­ta­log­da hır­sız su­çu yer ala­cak­sa he­men ya­nın­da do­lan­dı­rı­cı­lı­ğın da ol­ma­sı ka­çı­nıl­maz­dır. Ak­si hal­de, do­lan­dı­rı­cı­lık su­çu­nun hır­sız­lık su­çun­dan ay­rıl­dı­ğı iz­le­ni­mi do­ğar. Bu yö­nüy­le, bu ko­nu­da­ki dü­zen­le­me­ye de kar­şı­yız.

Ya­sa­ma ça­lış­ma­la­rı top­lum­sal ba­rı­şa, hu­kuk dev­le­ti­ne, yurt­taş ara­sın­da eşit­li­ğe dik­kat et­mek du­ru­mun­da­dır. Yol­suz­lu­ğu ve eşit­siz­li­ği güç­len­di­ren, suç­la mü­ca­de­le et­me­yen ça­lış­ma­la­rı, ya­sa yap­ma hak­kı­nın iyi kul­la­nıl­ma­ma­sı ola­rak de­ğer­len­di­ri­yo­ruz. Kar­şı oy ya­zı­mı­zı say­gıy­la arz ede­riz.

 

 

Or­han Eras­lan

Mu­har­rem Kı­lıç

Meh­met Kü­çü­ka­şık

 

Niğ­de

Ma­lat­ya

Bur­sa

 

Fe­ri­dun Ay­va­zoğ­lu

Meh­met Nu­ri Say­gun

Fe­ri­dun Ba­loğ­lu

 

Ço­rum

Te­kir­dağ

An­tal­ya

 

 

Yük­sel Çor­ba­cı­oğ­lu

 

 

 

Art­vin

 

YOZ­GAT MİL­LET­VE­Kİ­Lİ BE­KİR BOZ­DAĞ VE 11 MİL­LET­VE­Kİ­Lİ­NİN TEK­Lİ­Fİ

ÇE­ŞİT­Lİ KA­NUN­LAR­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA İLİŞ­KİN KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

MAD­DE 1- 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 61 in­ci mad­de­si­ne se­ki­zin­ci fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş ve di­ğer fık­ra­lar bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

“(9) Adlî pa­ra ce­za­sı­nın se­çim­lik ce­za ola­rak ön­gö­rül­dü­ğü suç­lar­da bu ce­za­ya iliş­kin gün bi­ri­mi­nin alt sı­nı­rı, o suç ta­nı­mın­da­ki ha­pis ce­za­sı­nın alt sı­nı­rın­dan az; üst sı­nı­rı da, ha­pis ce­za­sı­nın üst sı­nı­rın­dan faz­la ola­maz.”

MAD­DE 2- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin baş­lı­ğın­da yer alan “uz­laş­ma” iba­re­si me­tin­den çı­kar­tıl­mış­tır.

MAD­DE 3- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 87 nci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(3) Kas­ten ya­ra­la­ma­nın vü­cut­ta ke­mik kı­rıl­ma­sı­na ve­ya çı­kı­ğı­na ne­den ol­ma­sı ha­lin­de, yu­ka­rı­da­ki mad­de­ye gö­re be­lir­le­nen ce­za, kı­rık ve­ya çı­kı­ğın ha­yat fonk­si­yon­la­rın­da­ki et­ki­si­ne gö­re, ya­rı­sı­na ka­dar ar­tı­rı­lır.”

MAD­DE 4- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 89 un­cu mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(5) Tak­sir­le ya­ra­la­ma su­çu­nun so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­ru­lma­sı şikâye­te bağ­lı­dır. An­cak, bi­rin­ci fık­ra kap­sa­mı­na gi­ren ya­ra­la­ma ha­riç, su­çun bi­linç­li tak­sir­le iş­len­me­si ha­lin­de şikâyet aran­maz.”

MAD­DE 5- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 191 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 191- (1) Kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi, bir yıl­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.

(2) Bu suç­tan do­la­yı açı­lan da­va­da mah­ke­me, bi­rin­ci fık­ra­ya gö­re hü­küm ver­me­den ön­ce uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi hak­kın­da, te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne; kul­lan­ma­mak­la bir­lik­te, kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi hak­kın­da, de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­re­bi­lir.

(3) Hak­kın­da te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­ri­len ki­şi, be­lir­le­nen ku­rum­da uy­gu­la­nan te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü­dür. Hak­kın­da de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne hük­me­di­len ki­şi­ye reh­ber­lik ede­cek bir uz­man gö­rev­len­di­ri­lir. Bu uz­man, gü­ven­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­la­ma sü­re­sin­ce, ki­şi­yi uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de­nin kul­la­nıl­ma­sı­nın et­ki ve so­nuç­la­rı hak­kın­da bil­gi­len­di­rir, ki­şi­ye so­rum­lu­luk bi­lin­ci­nin ge­liş­me­si­ne yö­ne­lik ola­rak öğüt­te bu­lu­nur ve yol gös­te­rir; ki­şi­nin ge­li­şi­mi ve dav­ra­nış­la­rı hak­kın­da üçer ay­lık sü­re­ler­le ra­por dü­zen­le­ye­rek, hâki­me ve­rir.

(4) Te­da­vi sü­re­sin­ce de­vam eden de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne, te­da­vi­nin so­na er­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren bir yıl sü­rey­le de­vam olu­nur. De­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma sü­re­si­nin uza­tıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu du­rum­da sü­re üç yıl­dan faz­la ola­maz.

(5) Te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ra­nan ki­şi hak­kın­da açıl­mış olan da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir. Ak­si tak­dir­de, da­va­ya de­vam olu­na­rak hü­küm ve­ri­lir.

(6) Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi, hak­kın­da kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak­tan do­la­yı ce­za­ya hük­me­dil­dik­ten son­ra da, iki ilâ dör­dün­cü fık­ra­lar hü­küm­le­ri­ne gö­re te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne tâbi tu­tu­la­bi­lir. Bu du­rum­da, hük­mo­lu­nan ce­za­nın in­fa­zı er­te­le­nir. An­cak, bu­nun için ki­şi hak­kın­da bu suç ne­de­niy­le ön­ce­den te­da­vi ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­ril­me­miş ol­ma­sı ge­re­kir.

(7) Ki­şi­nin mahkûm ol­du­ğu ce­za, te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, in­faz edil­miş sa­yı­lır; ak­si tak­dir­de, der­hal in­faz edi­lir.”

MAD­DE 6- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 221 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(6) Ki­şi hak­kın­da, bu mad­de­de­ki et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri bir­den faz­la uy­gu­lan­maz.”

MAD­DE 7- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 234 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(3) Ka­nu­ni tem­sil­ci­nin bil­gi­si ve­ya rı­za­sı dı­şın­da evi terk eden ço­cu­ğu, rı­za­sıy­la da ol­sa, ai­le­si­ni ve­ya yet­ki­li ma­kam­la­rı du­rum­dan ha­ber­dar et­mek­si­zin ya­nın­da tu­tan ki­şi, şikâyet üze­ri­ne, üç ay­dan bir yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.”

MAD­DE 8- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 245 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(5) Bi­rin­ci fık­ra kap­sa­mı­na gi­ren fi­il­ler­le il­gi­li ola­rak bu Ka­nu­nun mal­var­lı­ğı­na kar­şı suç­la­ra iliş­kin et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 9- 4/11/2004 ta­rih­li ve 5252 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun Yü­rür­lük ve Uy­gu­la­ma Şek­li Hak­kın­da Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da yer alan “alt ve üst sı­nır­la­rı ve­ya bun­lar­dan bi­ri­nin gös­te­ril­di­ği ve­ya hiç gös­te­ril­me­di­ği ve­ya sa­bit bir ra­kam ola­rak” iba­re­si mad­de met­nin­den çı­kar­tıl­mış­tır.

MAD­DE 10- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da yer alan “bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len ka­nun­lar­da alt ve üst sı­nır­la­rın­dan bi­ri­si ve­ya bun­lar­dan her iki­si gös­te­ril­me­miş ol­mak­la bir­lik­te,” iba­re­si mad­de met­nin­den çı­kar­tıl­mış­tır.

MAD­DE 11- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(2) 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den ön­ce yü­rür­lü­ğe gir­miş ka­nun­lar­da;

a) Ağır ha­pis iken, bi­rin­ci fık­ra uya­rın­ca hap­se dö­nüş­tü­rü­len ce­za­lar, ka­nun­la­rın­da ak­si­ne bir hü­küm yok­sa alt sı­nır bir yıl, üst sı­nır yir­mi­dört yıl ola­rak,

b) Ha­pis ce­za­la­rın­da ka­nun­la­rın­da ak­si­ne bir hü­küm yok­sa alt sı­nır bir ay, üst sı­nır beş yıl ola­rak,

uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 12- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­sin­de yer alan “31 Ara­lık 2006” iba­re­si, “31 Ara­lık 2008” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 13- 4/12/2004 ta­rih­li ve 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 6 ncı mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 6- (1) Du­ruş­ma­da su­çun hu­kukî ni­te­li­ği­nin de­ğiş­ti­ğin­den ba­his­le gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­rek dos­ya alt de­re­ce­li mah­ke­me­ye gön­de­ri­le­mez.”

MAD­DE 14- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 100 ün­cü mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın (a) ben­di­ne, (5) nu­ma­ra­lı alt ben­din­den son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki alt bent ek­len­miş ve di­ğer alt bent nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

“6. Ni­te­lik­li hır­sız­lık, yağ­ma ve ni­te­lik­li yağ­ma (mad­de 142, 148, 149)”

MAD­DE 15- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 109 un­cu mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(7) Ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len tu­tuk­lu­luk sü­re­le­ri­nin dol­ma­sı ne­de­niy­le sa­lı­ve­ri­len­ler hak­kın­da bi­rin­ci fık­ra­da­ki sü­re ko­şu­lu aran­mak­sı­zın adlî kon­tro­le iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­na­bi­lir.”

MAD­DE 16- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 146 ncı mad­de­si­nin baş­lı­ğı “Zor­la ge­tir­me” şek­lin­de; bi­rin­ci, dör­dün­cü ve be­şin­ci fık­ra­la­rı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(1) Hak­kın­da tu­tuk­la­ma ka­ra­rı ve­ril­me­si ve­ya ya­ka­la­ma em­ri dü­zen­len­me­si için ye­ter­li ne­den­ler bu­lu­nan ve­ya 145 in­ci mad­de­ye gö­re çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın zor­la ge­ti­ril­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir.”

“(4) Zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ile çağ­rı­lan şüp­he­li ve­ya sa­nık der­hal, ola­nak bu­lun­ma­dı­ğın­da yol sü­re­si ha­riç en geç yir­mi­dört sa­at için­de ça­ğı­ran ha­ki­min, mah­ke­me­nin ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın önü­ne gö­tü­rü­lür ve sor­gu­ya çe­ki­lir ve­ya ifa­de­si alı­nır.

(5) Zor­la ge­tir­me, bu­nun için hak­lı gö­rü­le­cek bir za­man­da baş­lar ve hâkim, mah­ke­me ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan, sor­gu­ya çe­kil­me­nin ve­ya ifa­de al­ma­nın so­nu­na ka­dar de­vam eder.”

“(7) Çağ­rı­ya rağ­men gel­me­yen ta­nık, bi­lir­ki­şi, mağ­dur ve şikâyet­çi ile il­gi­li ola­rak da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir.”

MAD­DE 17- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 150 nci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 150- (1) Şüp­he­li ve­ya sa­nık­tan ken­di­si­ne bir mü­da­fii seç­me­si is­te­nir. Şüp­he­li ve­ya sa­nık, mü­da­fi se­çe­bi­le­cek du­rum­da ol­ma­dı­ğı­nı be­yan eder­se, is­te­mi ha­lin­de bir mü­da­fi gö­rev­len­di­ri­lir.

(2) Mü­da­fii bu­lun­ma­yan şüp­he­li ve­ya sa­nık; ço­cuk, ken­di­si­ni sa­vu­na­ma­ya­cak de­re­ce­de malûl ve­ya sa­ğır ve dil­siz ise, is­te­mi aran­mak­sı­zın bir mü­da­fi gö­rev­len­di­ri­lir.

(3) Alt sı­nı­rı beş yıl­dan faz­la ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren suç­lar­dan do­la­yı ya­pı­lan so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ikin­ci fık­ra­ hük­mü uy­gu­la­nır.

(4) Zo­run­lu mü­da­fi­lik­le il­gi­li di­ğer hu­sus­lar, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü alı­na­rak çı­ka­rıla­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.”

MAD­DE 18- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 171 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 171- (1) Ce­za­yı kal­dı­ran şahsî se­bep ola­rak et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­nı ge­rek­ti­ren ko­şul­la­rın ya da şahsî ce­za­sız­lık se­be­bi­nin var­lı­ğı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­re­bi­lir.

(2) Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı,

a) Uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren,

b) Üst sı­nı­rı iki yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren,

Suç­lar­dan do­la­yı, ye­ter­li şüp­he­nin var­lı­ğı­na rağ­men, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın beş yıl sü­rey­le er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­re­bi­lir. Suç­tan za­rar gö­ren, bu ka­ra­ra 173 ün­cü mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz ede­bi­lir.

(3) Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bil­me­si için, uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak üze­re;

a) Şüp­he­li­nin da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı ha­pis ce­za­sı ile mahkûm ol­ma­mış bu­lun­ma­sı,

b) Ya­pı­lan so­ruş­tur­ma­nın, ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ha­lin­de şüp­he­li­nin suç iş­le­mek­ten çe­ki­ne­ce­ği ka­na­ati­ni ver­me­si,

c) Ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­nin, şüp­he­li ve top­lum açı­sın­dan ka­mu da­va­sı açıl­ma­sın­dan da­ha ya­rar­lı ol­ma­sı,

d) Su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki ha­le ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le, ta­ma­men gi­de­ril­me­si,

Ko­şul­la­rı­nın bir­lik­te ger­çek­leş­me­si ge­re­kir.

(4) Er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­di­ği tak­dir­de, ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na ka­rar ve­ri­lir. Er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­si ha­lin­de ka­mu da­va­sı açı­lır. Er­te­le­me sü­re­sin­ce za­ma­na­şı­mı iş­le­mez,

(5) Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne iliş­kin ka­rar­lar, bun­la­ra mah­sus bir sis­te­me kay­de­di­lir. Bu ka­yıt­lar, an­cak bir so­ruş­tur­ma ve­ya ko­vuş­tur­may­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan is­ten­me­si ha­lin­de, bu mad­de­de be­lir­ti­len amaç için kul­la­nı­la­bi­lir.

(6) Bu mad­de­nin ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne iliş­kin hü­küm­le­ri, Ana­ya­sa­nın 174 ün­cü mad­de­sin­de ko­ru­ma al­tı­na alı­nan İn­kı­lap Ka­nun­la­rın­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­lan­maz.”

MAD­DE 19- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 231 in­ci mad­de­si­nin baş­lı­ğı “Hük­mün açık­lan­ma­sı ve hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı” şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­lar ek­len­miş­tir.

“(5) Sa­nı­ğa yük­le­nen suç­tan do­la­yı ya­pı­lan yar­gı­la­ma so­nun­da hük­mo­lu­nan ce­za, iki yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ve­ya adlî pa­ra ce­za­sı ise; mah­ke­me­ce, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler sak­lı­dır. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı, ku­ru­lan hük­mün sa­nık hak­kın­da bir hu­ku­ki so­nuç do­ğur­ma­ma­sı­nı ifa­de et­mek­te­dir.

(6) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bil­me­si için;

a) Sa­nı­ğın da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan mahkûm ol­ma­mış bu­lun­ma­sı,

b) Mah­ke­me­ce, sa­nı­ğın ki­şi­lik özel­lik­le­ri ile du­ruş­ma­da­ki tu­tum ve dav­ra­nış­la­rı göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak ye­ni­den suç iş­le­me­ye­ce­ği hu­su­sun­da ka­na­ate va­rıl­ma­sı,

c) Su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki hâle ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le, ta­ma­men gi­de­ril­me­si,

ge­re­kir.

(7) Açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­len hü­küm­de, mahkûm olu­nan ha­pis ce­za­sı er­te­le­ne­mez ve kı­sa sü­re­li ol­ma­sı ha­lin­de se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ri­le­mez.

(8) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı­nın ve­ril­me­si ha­lin­de, sa­nık, beş yıl sü­rey­le de­ne­tim sü­re­si­ne ta­bi tu­tu­lur. Bu sü­re için­de bir yıl­dan faz­la ol­ma­mak üze­re mah­ke­me­nin be­lir­le­ye­ce­ği sü­rey­le, sa­nı­ğın de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri ola­rak;

a) Bir mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­ma­sı ha­lin­de, mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la bir eği­tim prog­ra­mı­na de­vam et­me­si­ne,

b) Bir mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­sı ha­lin­de, bir ka­mu ku­ru­mun­da ve­ya özel ola­rak ay­nı mes­lek ve­ya sa­na­tı ic­ra eden bir baş­ka­sı­nın gö­ze­ti­mi al­tın­da üc­ret kar­şı­lı­ğın­da ça­lış­tı­rıl­ma­sı­na,

c) Bel­li yer­le­re git­mek­ten ya­sak­lan­ma­sı­na, bel­li yer­le­re de­vam et­mek hu­su­sun­da yü­küm­lü kı­lın­ma­sı­na ya da tak­dir edi­le­cek baş­ka yü­küm­lü­lü­ğü ye­ri­ne ge­tir­me­si­ne

Ka­rar ve­ri­le­bi­lir. De­ne­tim sü­re­si için­de da­va za­ma­na­şı­mı du­rur.

(9) Al­tın­cı fık­ra­nın (c) ben­din­de be­lir­ti­len ko­şu­lu der­hal ye­ri­ne ge­ti­re­me­di­ği tak­dir­de, sa­nık hak­kın­da mağ­du­ra ve­ya ka­mu­ya ver­di­ği za­ra­rı de­ne­tim sü­re­sin­ce ay­lık tak­sit­ler ha­lin­de öde­mek su­re­tiy­le ta­ma­men gi­der­me­si ko­şu­luy­la da hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir.

(10) De­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­len­me­di­ği ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük­le­re uy­gun dav­ra­nıl­dı­ğı tak­dir­de, açık­lan­ma­sı ge­ri bı­ra­kı­lan hü­küm or­ta­dan kal­dı­rı­la­rak, da­va­nın düş­me­si ka­ra­rı ve­ri­lir.

(11) De­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­le­me­si ve­ya de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük­le­re ay­kı­rı dav­ran­ma­sı ha­lin­de, mah­ke­me hük­mü açık­lar. An­cak mah­ke­me, ken­di­si­ne yük­le­nen yü­küm­lü­lük­le­ri ye­ri­ne ge­ti­re­me­yen sa­nı­ğın du­ru­mu­nu de­ğer­len­di­re­rek; ce­za­nın ya­rı­sı­na ka­dar be­lir­le­ye­ce­ği bir kıs­mı­nın in­faz edil­me­me­si­ne ya da ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de hü­küm­de­ki ha­pis ce­za­sı­nın er­te­len­me­si­ne ve­ya se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ril­me­si­ne ka­rar ve­re­rek ye­ni bir mahkûmi­yet hük­mü ku­ra­bi­lir.

(12) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı­na iti­raz edi­le­bi­lir.

(13) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı, bun­la­ra mah­sus bir sis­te­me kay­de­di­lir. Bu ka­yıt­lar, an­cak bir so­ruş­tur­ma ve­ya ko­vuş­tur­may­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, ha­kim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan is­ten­me­si ha­lin­de, bu mad­de­de be­lir­ti­len amaç için kul­la­nı­la­bi­lir.

(14) Bu mad­de­nin hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­le­ri, Ana­ya­sa­nın 174 ün­cü mad­de­sin­de ko­ru­ma al­tı­na alı­nan İn­ki­lap Ka­nun­la­rın­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­lan­maz.”

MAD­DE 20- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 253 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 253 - (1) Aşa­ğı­da­ki suç­lar­da, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren ger­çek ve­ya özel hu­kuk tü­zel ki­şi­si­nin uz­laş­tı­rıl­ma­sı gi­ri­şi­min­de bu­lu­nu­lur.

a) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç­lar,

b) Şi­ka­ye­te bağ­lı olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan;

1. Kas­ten ya­ra­la­ma (üçün­cü fık­ra ha­riç, mad­de 86; mad­de 88),

2. Tak­sir­le ya­ra­la­ma (mad­de 89),

3. Ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı­nın ih­la­li (mad­de 116),

4. Ço­cu­ğun ka­çı­nıl­ma­sı ve alı­ko­nul­ma­sı (mad­de 234),

5. Ti­ca­ri sır, ban­ka­cı­lık sır­rı ve­ya müş­te­ri sır­rı ni­te­li­ğin­de­ki bil­gi ve­ya bel­ge­le­rin açık­lan­ma­sı (dör­dün­cü fık­ra ha­riç, mad­de 239),

suç­la­rı.

(2) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şikâye­te bağ­lı olan­lar ha­riç ol­mak üze­re; di­ğer ka­nun­lar­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, ka­nun­da açık hü­küm bu­lun­ma­sı ge­re­kir.

(3) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şikâye­te bağ­lı ol­sa bi­le, et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­ne yer ve­ri­len suç­lar ile cin­sel do­ku­nul­maz­lı­ğa kar­şı suç­lar­da, uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­mez.

(4) So­ruş­tur­ma ko­nu­su su­çun uz­laş­ma­ya ta­bi ol­ma­sı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve­ya ta­li­ma­tı üze­ri­ne ad­li kol­luk gö­rev­li­si, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nur. Şüp­he­li­nin, mağ­du­run ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin re­şit ol­ma­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­ma tek­li­fi ka­nunî tem­sil­ci­le­ri­ne ya­pı­lır. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­ma tek­li­fi­ni açık­la­ma­lı teb­li­gat ve­ya is­ti­na­be yo­luy­la da ya­pa­bi­lir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren, ken­di­si­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­duk­tan iti­ba­ren üç gün için­de ka­ra­rı­nı bil­dir­me­di­ği tak­dir­de, tek­li­fi red­det­miş sa­yı­lır.     

(5) Uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­ma­sı ha­lin­de, ki­şi­ye uz­laş­ma­nın ma­hi­ye­ti ve uz­laş­ma­yı ka­bul ve­ya red­det­me­si­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı an­la­tı­lır.

(6) Resmî mer­ci­le­re be­yan edil­miş olup da so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da yer alan ad­res­te bu­lun­ma­ma ve­ya yurt dı­şın­da ol­ma ya da baş­ka bir ne­den­le mağ­du­ra, suç­tan za­rar gö­re­ne, şüp­he­li­ye ve­ya bun­la­rın ka­nu­ni tem­sil­ci­si­ne ula­şı­la­ma­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­dil­mek­si­zin so­ruş­tur­ma so­nuç­lan­dı­rı­lır.

(7) Bir­den faz­la ki­şi­nin mağ­du­ri­ye­ti­ne ve­ya za­rar gör­me­si­ne se­be­bi­yet ve­ren bir suç­tan do­la­yı uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­le­rin hep­si­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si ge­re­kir.

(8) Uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­ma­sı ve­ya tek­li­fin ka­bul edil­me­si, so­ruş­tur­ma ko­nu­su su­ça iliş­kin de­lil­le­rin top­lan­ma­sı­na ve ko­ru­ma ted­bir­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na en­gel de­ğil­dir.

(9) Şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma tek­li­fi­ni ka­bul et­me­si ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­tır­ma­yı ken­di­si ger­çek­leş­ti­re­bi­le­ce­ği gi­bi, uz­laş­tır­ma­cı ola­rak avu­kat gö­rev­len­di­ril­me­si­ni ba­ro­dan is­te­ye­bi­lir ve­ya hu­kuk öğ­re­ni­mi gör­müş ki­şi­ler ara­sın­dan uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­re­bi­lir.

(10) Bu Ka­nun­da be­lir­le­nen hâki­min da­va­ya ba­ka­ma­ya­ca­ğı hal­ler ile red­di se­bep­le­ri, uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­ril­me­si ile il­gi­li ola­rak göz önün­de bu­lun­du­ru­lur.

(11) Gö­rev­len­di­ri­len uz­laş­tır­ma­cı­ya so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da yer alan ve Cum­hu­ri­yet sav­cı­sın­ca uy­gun gö­rü­len bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği ve­ri­lir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­tır­ma­cı­ya, so­ruş­tur­ma­nın giz­li­li­ği il­ke­si­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu­nu ha­tır­la­tır.

(12) Uz­laş­tır­ma­cı, dos­ya için­de­ki bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği ken­di­si­ne ve­ril­dik­ten iti­ba­ren en geç otuz gün için­de uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri­ni so­nuç­lan­dı­rır. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı bu sü­re­yi en çok yir­mi gün da­ha uza­ta­bi­lir.

(13) Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri giz­li ola­rak yü­rü­tü­lür. Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri­ne şüp­he­li, mağ­dur, suç­tan za­rar gö­ren, ka­nu­ni tem­sil­ci, mü­da­fi ve ve­kil ka­tı­la­bi­lir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin ken­di­si ve­ya ka­nu­ni tem­sil­ci­si ya da ve­ki­li­nin mü­za­ke­re­le­re ka­tıl­mak­tan im­ti­na et­me­si ha­lin­de, uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­miş sa­yı­lır.

(14) Uz­laş­tır­ma­cı, mü­za­ke­re­ler sı­ra­sın­da iz­len­me­si ge­re­ken yön­tem­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sıy­la gö­rü­şe­bi­lir; Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, uz­laş­tır­ma­cı­ya ta­li­mat ve­re­bi­lir.

(15) Uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri so­nun­da uz­laş­tır­ma­cı, bir ra­por ha­zır­la­ya­rak ken­di­si­ne ve­ri­len bel­ge ör­nek­le­riy­le bir­lik­te Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na ve­rir. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de, ta­raf­la­rın im­za­la­rı­nı da içe­ren ra­por­da, ne su­ret­le uz­la­şıl­dı­ğı ay­rın­tı­lı ola­rak açık­la­nır.

(16) Uz­laş­ma tek­li­fi­nin red­de­dil­me­si­ne rağ­men, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren uz­laş­tık­la­rı­nı gös­te­ren bel­ge ile en geç id­di­ana­me­nin dü­zen­len­di­ği ta­ri­he ka­dar Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na baş­vu­ra­rak uz­laş­tık­la­rı­nı be­yan ede­bi­lir­ler.

(17) Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, uz­laş­ma­nın, ta­raf­la­rın öz­gür ira­de­le­ri­ne da­yan­dı­ğı­nı ve edi­min hu­ku­ka uy­gun ol­du­ğu­nu be­lir­ler­se ra­po­ru ve­ya bel­ge­yi mü­hür ve im­za al­tı­na ala­rak so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da mu­ha­fa­za eder.

(18) Uz­laş­tır­ma­nın so­nuç­suz kal­ma­sı ha­lin­de tek­rar uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­mez.

(19) Uz­laş­ma so­nu­cun­da şüp­he­li­nin edi­mi­ni def’aten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, hak­kın­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­ri­lir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik ar­zet­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, şüp­he­li hak­kın­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­lir. Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rın­dan son­ra, uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­nin dör­dün­cü fık­ra­sın­da­ki şart aran­mak­sı­zın, ka­mu da­va­sı açı­lır. Uz­laş­ma­nın sağ­lan­ma­sı ha­lin­de, so­ruş­tur­ma ko­nu­su suç ne­de­niy­le taz­mi­nat da­va­sı açı­la­maz; açıl­mış olan da­va­dan fe­ra­gat edil­miş sa­yı­lır. Şüp­he­li­nin, edi­mi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­me­si ha­lin­de uz­laş­ma ra­po­ru ve­ya bel­ge­si, 9/6/1932 ta­rih­li ve 2004 sa­yı­lı İc­ra ve İf­las Ka­nu­nu­nun 38 in­ci mad­de­sin­de ya­zı­lı ilam ma­hi­ye­ti­ni ha­iz bel­ge­ler­den sa­yı­lır.

(20) Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri sı­ra­sın­da ya­pı­lan açık­la­ma­lar, her­han­gi bir so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ya da da­va­da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­maz.

(21) Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­den bi­ri­ne ilk uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­du­ğu ta­rih­ten iti­ba­ren, uz­laş­tır­ma gi­ri­şi­mi­nin so­nuç­suz kal­dı­ğı ve en geç, uz­laş­tır­ma­cı­nın ra­po­ru­nu dü­zen­le­ye­rek Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na ver­di­ği ta­ri­he ka­dar da­va za­ma­na­şı­mı ile ko­vuş­tur­ma ko­şu­lu olan da­va sü­re­si iş­le­mez.

(22) Uz­laş­tır­ma­cı­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ça­lış­ma ve mas­raf­la­rıy­la oran­tı­lı bir üc­ret tak­dir edi­le­rek öde­nir. Uz­laş­tır­ma­cı üc­re­ti ve di­ğer uz­laş­tır­ma gi­der­le­ri, yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yı­lır. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de bu gi­der­ler Dev­let Ha­zi­ne­si ta­ra­fın­dan kar­şı­la­nır.                           

(23) Uz­laş­ma so­nu­cun­da ve­ri­le­cek ka­rar­lar­la il­gi­li ola­rak bu Ka­nun­da ön­gö­rü­len ka­nun yol­la­rı­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(24) Uz­laş­tır­ma­nın uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin hu­sus­lar, yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir."

MAD­DE 21- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 254 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 254- (1) Ka­mu da­va­sı açıl­dık­tan son­ra ko­vuş­tur­ma ko­nu­su su­çun uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri 253 ün­cü mad­de­de be­lir­ti­len esas ve usu­le gö­re, mah­ke­me ta­ra­fın­dan ya­pı­lır.

(2) Uz­laş­ma ger­çek­leş­ti­ği tak­dir­de, mah­ke­me, uz­laş­ma so­nu­cun­da sa­nı­ğın edi­mi­ni def’aten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­rir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik ar­zet­me­si ha­lin­de; sa­nık hak­kın­da, 231 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­lir. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­dik­ten son­ra, uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, mah­ke­me ta­ra­fın­dan, 231 in­ci mad­de­nin onun­cu fık­ra­sın­da­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hü­küm açık­la­nır."

MAD­DE 22- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 309 un­cu mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı ile 310 un­cu mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da yer alan "Ada­let Ba­ka­nı" iba­re­si, "Ada­let Ba­kan­lı­ğı" ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 23- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 325 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(2) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ve ce­za­nın er­te­len­me­si hal­le­rin­de de bi­rin­ci fık­ra hük­mü uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 24- 13/12/2004 ta­rih­li ve 5275 sa­yı­lı Ce­za ve Gü­ven­lik Ted­bir­le­ri­nin İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nu­nun 107 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sın­da­ki “on­se­kiz” iba­re­si, “on­beş” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 25- 23/3/2005 ta­rih­li ve 5320 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun Yü­rür­lük ve Uy­gu­la­ma Şek­li Hak­kın­da Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın so­nu­na aşa­ğı­da­ki cüm­le ek­len­miş­tir.

“Yar­gı­tay ce­za da­ire­le­ri ile Ce­za Ge­nel Ku­ru­lu ka­rar­la­rın­da­ki ya­zı­ma iliş­kin mad­di ha­ta­la­rın dü­zel­til­me­si için Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı, il­gi­li ce­za da­ire­si ve­ya Ce­za Ge­nel Ku­ru­lu­na baş­vu­ra­bi­lir.”

MAD­DE 26- 5320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 13 ün­cü mad­de­si baş­lı­ğı ile bir­lik­te aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Mü­da­fi ve ve­kil üc­re­ti

MAD­DE 13- (1) Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ma­kam­la­rı­nın is­te­mi üze­ri­ne ba­ro ta­ra­fın­dan gö­rev­len­di­ri­len mü­da­fi ve ve­ki­le, avu­kat­lık üc­ret ta­ri­fe­sin­den ay­rık ola­rak, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü de alı­na­rak Ada­let ve Ma­li­ye Ba­kan­lık­la­rı ta­ra­fın­dan bir­lik­te tes­pit edi­le­cek üc­ret, Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­sin­de bu amaç­la yer alan öde­nek­ten öde­nir. Bu üc­ret, yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yı­lır.

(2) Bu mad­de uya­rın­ca ya­pı­la­cak öde­me ve uy­gu­la­ma­ya iliş­kin usul ve esas­lar Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü de alın­mak su­re­tiy­le Ada­let Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.”

MAD­DE 27- 30/3/2005 ta­rih­li ve 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 3- (1) Bu Ka­nu­nun;

a) İdarî yap­tı­rım ka­rar­la­rı­na kar­şı ka­nun yo­lu­na iliş­kin hü­küm­le­ri, di­ğer ka­nun­lar­da ak­si­ne hü­küm bu­lun­ma­ma­sı ha­lin­de,

b) Di­ğer ge­nel hü­küm­le­ri, idarî pa­ra ce­za­sı ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rı­mı­nı ge­rek­ti­ren bü­tün fi­il­ler hak­kın­da,

uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 28- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 17 nci mad­de­si­nin üçün­cü ve dör­dün­cü fık­ra­la­rı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(3) 10/12/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu­na ek­li (I), (II) ve (III) sa­yı­lı cet­vel­ler­de yer alan ka­mu ida­re­le­ri ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­nın il­gi­li ka­nun­la­rın­da 1/6/2005 ta­ri­hin­den son­ra be­lir­le­nen ora­nın dı­şın­da­ki kıs­mı ile Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lık­la­rı ve mah­ke­me­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­di­lir. Sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı ile ma­hal­li ida­re­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ken­di büt­çe­le­ri­ne ge­lir kay­de­di­lir. Di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ise, il­gi­li ka­nun­la­rın­da­ki hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la, Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­di­lir. Ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı­nın ver­di­ği pa­ra ce­za­la­rı, ken­di ka­nun­la­rın­da­ki hü­küm­le­re ta­bi­dir. Ki­şi­nin eko­no­mik du­ru­mu­nun mü­sa­it ol­ma­ma­sı ha­lin­de, idarî pa­ra ce­za­sı­nın, ilk tak­si­ti­nin pe­şin öden­me­si ko­şu­luy­la, bir yıl için­de ve dört eşit tak­sit ha­lin­de öden­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Tak­sit­le­rin za­ma­nın­da ve tam ola­rak öden­me­me­si ha­lin­de, idarî pa­ra ce­za­sı­nın ka­lan kıs­mı­nın ta­ma­mı tah­sil edi­lir.

(4) Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­dil­me­si ge­re­ken ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ke­sin­le­şen ka­rar­lar, 21/7/1953 ta­rih­li ve 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re tah­sil edil­mek üze­re Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğın­ca be­lir­le­ne­cek tah­sil da­ire­le­ri­ne gön­de­ri­lir. Sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı ve ma­hal­li ida­re­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı, il­gi­li ka­nun­la­rın­da ak­si­ne hü­küm bu­lun­ma­dı­ğı tak­dir­de, Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re ken­di­le­ri ta­ra­fın­dan tah­sil olu­nur. Di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ri­len ve Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­dil­me­si ge­rek­me­yen ida­ri pa­ra ce­za­la­rı, il­gi­li ka­nun­la­rın­da özel hü­küm bu­lun­ma­dı­ğı tak­dir­de ge­nel hü­küm­le­re gö­re tah­sil olu­nur."

MAD­DE 29- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 20 nci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"(2) So­ruş­tur­ma za­ma­na­şı­mı sü­re­si;

a) Yüz­bin Türk Li­ra­sı ve­ya da­ha faz­la ida­ri pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de beş,

b) El­li­bin Türk Li­ra­sı ve­ya da­ha faz­la ida­ri pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de dört,

c) El­li­bin Türk Li­ra­sın­dan az ida­ri pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de üç,

Yıl­dır."

MAD­DE 30- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 27 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­lar ek­len­miş­tir.

"(5) İda­ri yap­tı­rım ka­ra­rı­nın mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ril­me­si ha­lin­de, bu ka­ra­ra kar­şı an­cak iti­raz yo­lu­na gi­di­le­bi­lir.

(6) So­ruş­tur­ma ko­nu­su fii­lin suç de­ğil de ka­ba­hat oluş­tur­du­ğu ge­rek­çe­siy­le ida­ri yap­tı­rım ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de; ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı­na iti­raz edil­di­ği tak­dir­de, ida­ri yap­tı­rım ka­ra­rı­na kar­şı baş­vu­ru da bu iti­raz mer­ci­in­de in­ce­le­nir.

(7) Ko­vuş­tur­ma ko­nu­su fii­lin suç de­ğil de ka­ba­hat oluş­tur­du­ğu ge­rek­çe­siy­le ida­ri yap­tı­rım ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de; fii­lin suç oluş­tur­ma­ma­sı ne­de­niy­le ve­ri­len be­ra­at ka­ra­rı­na kar­şı ka­nun yo­lu­na gi­dil­di­ği tak­dir­de, ida­ri yap­tı­rım ka­ra­rı­na kar­şı iti­raz da bu ka­nun yo­lu mer­ci­in­de in­ce­le­nir.

(8) İda­ri yap­tı­rım ka­ra­rı­nın ve­ril­di­ği iş­lem kap­sa­mın­da ay­nı ki­şi ile il­gi­li ola­rak ida­ri yar­gı­nın gö­rev ala­nı­na gi­ren ka­rar­la­rın da ve­ril­miş ol­ma­sı ha­lin­de; ida­ri yap­tı­rım ka­ra­rı­na iliş­kin hu­ku­ka ay­kı­rı­lık id­di­ala­rı bu iş­le­min ip­ta­li ta­le­biy­le bir­lik­te ida­ri yar­gı mer­ci­in­de gö­rü­lür."

MAD­DE 31- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 28 in­ci mad­de­si­ne se­ki­zin­ci fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş ve di­ğer fık­ra nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sü1 et­ti­ril­miş­tir.

"(9) İda­ri pa­ra ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nı­rı­nın ka­nun­da gös­te­ril­di­ği ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la ve­ril­miş ida­ri pa­ra ce­za­sı­na kar­şı baş­vu­ru­da bu­lu­nul­ma­sı ha­lin­de, mah­ke­me ida­ri pa­ra ce­za­sı­nın mik­ta­rın­da de­ği­şik­lik ya­pa­rak da baş­vu­ru­nun ka­bu­lü­ne ka­rar ve­re­bi­lir."

MAD­DE 32- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­sin­de yer alan "Bu Ka­nun­da" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re, "ve 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den son­ra yü­rür­lü­ğe gi­ren di­ğer ka­nun­lar­da­ki ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ile il­gi­li ola­rak" iba­re­si ek­len­miş­tir.

MAD­DE 33- 25/5/2005 ta­rih­li ve 5352 sa­yı­lı Ad­li Si­cil Ka­nu­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na "kay­ma­kam­lık­lar­ca" iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re "yurt dı­şın­da el­çi­lik ve kon­so­los­luk­lar­ca" iba­re­si ek­len­miş­tir.

MAD­DE 34- 5352 sa­yı­lı Ka­nu­nun 13 ün­cü mad­de­sin­den son­ra gel­mek üze­re, aşa­ğı­da­ki 13/A mad­de­si ek­len­miş­tir.

"Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si

MAD­DE 13/A- (1) 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki ka­nun­la­rın bel­li bir suç­tan do­la­yı ve­ya bel­li bir ce­za­ya mah­ku­mi­ye­te bağ­la­dı­ğı hak yok­sun­luk­la­rı­nın gi­de­ri­le­bil­me­si için, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na gi­di­le­bi­lir. Bu­nun için; Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 53 ün­cü mad­de­si­nin be­şin­ci ve al­tın­cı fık­ra­la­rı sak­lı kal­mak kay­dıy­la,

a) Mahkûm olu­nan ce­za­nın in­fa­zı­nın ta­mam­lan­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren üç yıl­lık bir sü­re­nin geç­miş ol­ma­sı,

b) Ki­şi­nin bu sü­re zar­fın­da ye­ni bir suç iş­le­me­miş ol­ma­sı ve ha­ya­tı­nı iyi hal­li ola­rak sür­dür­dü­ğü hu­su­sun­da mah­ke­me­de bir ka­na­at oluş­ma­sı,

ge­re­kir.

(2) Mahkûm olu­nan ce­za­nın in­fa­zı­na ge­nel af ve­ya et­kin piş­man­lık dı­şın­da baş­ka bir hu­ku­ki ne­den­le son ve­ril­miş ol­ma­sı ha­lin­de, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, hük­mün ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­ten iti­ba­ren beş yıl geç­me­si ge­re­kir. An­cak, bu sü­re ki­şi­nin mahkûm ol­du­ğu ha­pis ce­za­sı­na üç yıl ek­len­mek su­re­tiy­le bu­lu­na­cak sü­re­den az ola­maz.

(3) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si için, hü­küm­lü­nün ve­ya ve­ki­li­nin ta­le­bi üze­ri­ne, hük­mü ve­ren mah­ke­me­nin ve­ya hü­küm­lü­nün ika­met­ga­hı­nın bu­lun­du­ğu yer­de­ki ay­nı de­re­ce­de­ki mah­ke­me­nin ka­rar ver­me­si ge­re­kir.

(4) Mah­ke­me bu hu­sus­ta­ki ka­ra­rı­nı, dos­ya üze­rin­de in­ce­le­me ya­pa­rak ya da

Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nı ve hü­küm­lü­yü din­le­mek su­re­tiy­le ve­re­bi­lir.

(5) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si ta­le­bi üze­ri­ne mah­ke­me­nin ver­di­ği ka­ra­ra kar­şı, hü­küm­le il­gi­li ola­rak Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da ön­gö­rü­len ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(6) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar, ke­sin­leş­me­si ha­lin­de, ad­li si­cil ar­şi­vi­ne kay­de­di­lir.

(7) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na baş­vu­rul­ma­sı ne­de­niy­le olu­şan bü­tün mas­raf­lar hü­küm­lü ta­ra­fın­dan kar­şı­la­nır."

MAD­DE 35- 3/7/2005 ta­rih­li ve 5395 sa­yı­lı Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun 19 un­cu mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 19- (1) Ço­cu­ğun iş­le­di­ği üst sı­nı­rı üç yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren suç­lar­dan do­la­yı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da­ki di­ğer ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de; ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu ki­şi­ler açı­sın­dan er­te­le­me sü­re­si üç yıl­dır. Ay­rı­ca, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 171 in­ci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın (d) ben­din­de­ki ko­şul ço­cu­ğun ai­le­si­nin ve­ya ken­di­si­nin eko­no­mik du­ru­mu­nun el­ve­riş­li ol­ma­ma­sı ha­lin­de aran­ma­ya­bi­lir."

MAD­DE 36- 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 23 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 23- (1) Ço­cu­ğa yük­le­nen suç­tan do­la­yı ya­pı­lan yar­gı­la­ma so­nun­da hük­mo­lu­nan ce­za üç yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ya da ad­li pa­ra ce­za­sı ise, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da­ki di­ğer ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de, mah­ke­me­ce hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu ki­şi­ler açı­sın­dan de­ne­tim sü­re­si üç yıl­dır. Ay­rı­ca, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 231 in­ci mad­de­si­nin al­tın­cı fık­ra­sı­nın (c) ben­din­de­ki ko­şul, ço­cu­ğun ai­le­si­nin ve­ya ken­di­si­nin eko­no­mik du­ru­mu­nun el­ve­riş­li ol­ma­ma­sı ha­lin­de aran­ma­ya­bi­lir."

MAD­DE 37- 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 24 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"MAD­DE 24- (1) Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­le­ri su­ça sü­rük­le­nen ço­cuk­lar ba­kı­mın­dan da uy­gu­la­nır."

MAD­DE 38- 3/7/2005 ta­rih­li ve 5402 sa­yı­lı De­ne­tim­li Ser­best­lik ve Yar­dım Mer­kez­le­ri ile Ko­ru­ma Ku­rul­la­rı Ka­nu­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"(2) De­ne­tim­li ser­best­lik ve yar­dım mer­ke­zi şu­be mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan ya­pı­lan çağ­rı­la­ra ve­ya ha­zır­la­nan de­ne­tim pla­nı­na uya­rı­ya rağ­men uyul­ma­ma­sı, de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük ih­la­li sa­yı­lır."

MAD­DE 39- 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (c) ben­di aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

"c) Ka­nun­lar­la ön­gö­rü­len de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin gö­rev­le­ri yap­mak."

MAD­DE 40- 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 14 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

"(2) Ka­mu ya­ra­rı­na ça­lış­ma yap­tı­rı­mı­nın in­fa­zın­da 17/7/1964 ta­rih­li ve 506 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz."

MAD­DE 41- 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sı yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

GE­Çİ­Çİ MAD­DE 1- Bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih iti­ba­rıy­la ke­sin­leş­me­miş ol­mak­la be­ra­ber hük­me bağ­lan­mış olan dos­ya­lar­da, uz­laş­ma kap­sa­mı­nın ge­niş­le­di­ğin­den ba­his­le boz­ma ka­ra­rı ve­ri­le­mez.

MAD­DE 42- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

MAD­DE 43- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

 

ADA­LET KO­MİS­YO­NU­NUN KA­BUL ET­Tİ­Ğİ ME­TİN

ÇE­ŞİT­Lİ KA­NUN­LAR­DA DE­Ğİ­ŞİK­LİK YA­PIL­MA­SI­NA İLİŞ­KİN KA­NUN TEK­Lİ­Fİ

 

MAD­DE 1- 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 61 in­ci mad­de­si­ne se­ki­zin­ci fık­ra­sın­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş ve di­ğer fık­ra nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

“(9) Adlî pa­ra ce­za­sı­nın se­çim­lik ce­za ola­rak ön­gö­rül­dü­ğü suç­lar­da bu ce­za­ya iliş­kin gün bi­ri­mi­nin alt sı­nı­rı, o suç ta­nı­mın­da­ki ha­pis ce­za­sı­nın alt sı­nı­rın­dan az; üst sı­nı­rı da, ha­pis ce­za­sı­nın üst sı­nı­rın­dan faz­la ola­maz.”

MAD­DE 2- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin baş­lı­ğın­da yer alan “uz­laş­ma” iba­re­si me­tin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

MAD­DE 3- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 80 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(1) Zor­la ça­lış­tır­mak, hiz­met et­tir­mek, fu­huş yap­tır­mak ve­ya esa­re­te tâbi kıl­mak ya da vü­cut or­gan­la­rı­nın ve­ril­me­si­ni sağ­la­mak mak­sa­dıy­la, teh­dit, bas­kı, ce­bir ve­ya şid­det uy­gu­la­mak, nü­fu­zu kö­tü­ye kul­lan­mak, kan­dır­mak ve­ya ki­şi­ler üze­rin­de­ki de­ne­tim ola­nak­la­rın­dan ve­ya ça­re­siz­lik­le­rin­den ya­rar­la­na­rak rı­za­la­rı­nı el­de et­mek su­re­tiy­le ki­şi­le­ri ül­ke­ye so­kan, ül­ke dı­şı­na çı­ka­ran, te­da­rik eden, ka­çı­ran, bir yer­den baş­ka bir ye­re gö­tü­ren ve­ya sevk eden ya da ba­rın­dı­ran kim­se­ye se­kiz yıl­dan oni­ki yı­la ka­dar ha­pis ve on­bin gü­ne ka­dar ad­li pa­ra ce­za­sı ve­ri­lir.”

MAD­DE 4- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 87 nci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(3) Kas­ten ya­ra­la­ma­nın vü­cut­ta ke­mik kı­rıl­ma­sı­na ve­ya çı­kı­ğı­na ne­den ol­ma­sı hâlin­de, yu­ka­rı­da­ki mad­de­ye gö­re be­lir­le­nen ce­za, kı­rık ve­ya çı­kı­ğın ha­yat fonk­si­yon­la­rın­da­ki et­ki­si­ne gö­re, ya­rı­sı­na ka­dar ar­tı­rı­lır.”

MAD­DE 5- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 89 un­cu mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(5) Tak­sir­le ya­ra­la­ma su­çu­nun so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şikâye­te bağ­lı­dır. An­cak, bi­rin­ci fık­ra kap­sa­mı­na gi­ren ya­ra­la­ma ha­riç, su­çun bi­linç­li tak­sir­le iş­len­me­si ha­lin­de şikâyet aran­maz.”

MAD­DE 6- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 142 nci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(4) Hır­sız­lık su­çu­nun iş­len­me­si ama­cıy­la ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı­nın ihlâli ve­ya ma­la za­rar ver­me su­çu­nun iş­len­me­si ha­lin­de, bu suç­lar­dan do­la­yı so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ya­pı­la­bil­me­si için şi­ka­yet aran­maz.”

MAD­DE 7- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 191 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 191- (1) Kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi, bir yıl­dan iki yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.

(2) Bu suç­tan do­la­yı açı­lan da­va­da mah­ke­me, bi­rin­ci fık­ra­ya gö­re hü­küm ver­me­den ön­ce uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi hak­kın­da, te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne; kul­lan­ma­mak­la bir­lik­te, kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın alan, ka­bul eden ve­ya bu­lun­du­ran ki­şi hak­kın­da, de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­re­bi­lir.

(3) Hak­kın­da te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­ri­len ki­şi, be­lir­le­nen ku­rum­da uy­gu­la­nan te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü­dür. Hak­kın­da de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne hük­me­di­len ki­şi­ye reh­ber­lik ede­cek bir uz­man gö­rev­len­di­ri­lir. Bu uz­man, gü­ven­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­la­ma sü­re­sin­ce, ki­şi­yi uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de­nin kul­la­nıl­ma­sı­nın et­ki ve so­nuç­la­rı hak­kın­da bil­gi­len­di­rir, ki­şi­ye so­rum­lu­luk bi­lin­ci­nin ge­liş­me­si­ne yö­ne­lik ola­rak öğüt­te bu­lu­nur ve yol gös­te­rir; ki­şi­nin ge­li­şi­mi ve dav­ra­nış­la­rı hak­kın­da üçer ay­lık sü­re­ler­le ra­por dü­zen­le­ye­rek, hâki­me ve­rir.

(4) Te­da­vi sü­re­sin­ce de­vam eden de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne, te­da­vi­nin so­na er­di­ği ta­rih­ten iti­ba­ren bir yıl sü­rey­le de­vam olu­nur. De­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin uy­gu­lan­ma sü­re­si­nin uza­tıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu du­rum­da sü­re üç yıl­dan faz­la ola­maz.

(5) Te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ra­nan ki­şi hak­kın­da açıl­mış olan da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­ri­lir. Ak­si tak­dir­de, da­va­ya de­vam olu­na­rak hü­küm ve­ri­lir.

(6) Uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de kul­la­nan ki­şi, hak­kın­da kul­lan­mak için uyuş­tu­ru­cu ve­ya uya­rı­cı mad­de sa­tın al­mak, ka­bul et­mek ve­ya bu­lun­dur­mak­tan do­la­yı ce­za­ya hük­me­dil­dik­ten son­ra da, iki ilâ dör­dün­cü fık­ra­lar hü­küm­le­ri­ne gö­re te­da­vi­ye ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ta­bi tu­tu­la­bi­lir. Bu du­rum­da, hük­mo­lu­nan ce­za­nın in­fa­zı er­te­le­nir. An­cak, bu­nun için ki­şi hak­kın­da bu suç ne­de­niy­le ön­ce­den te­da­vi ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne ka­rar ve­ril­me­miş ol­ma­sı ge­re­kir.

(7) Ki­şi­nin mahkûm ol­du­ğu ce­za, te­da­vi­nin ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­nin ge­rek­le­ri­ne uy­gun dav­ran­ma­sı ha­lin­de, in­faz edil­miş sa­yı­lır; ak­si tak­dir­de, der­hal in­faz edi­lir.”

MAD­DE 8- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 221 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(6) Ki­şi hak­kın­da, bu mad­de­de­ki et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri bir­den faz­la uy­gu­lan­maz.”

MAD­DE 9- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 227 nci mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sın­da yer alan “te­da­vi ve­ya te­ra­pi­ye ta­bi tu­tu­lur.” iba­re­si “te­da­vi­ye ve­ya psi­ko­lo­jik te­ra­pi­ye ta­bi tu­tu­la­bi­lir.” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 10- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 234 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(3) Ka­nu­ni tem­sil­ci­si­nin bil­gi­si ve­ya rı­za­sı dı­şın­da evi terk eden ço­cu­ğu, rı­za­sıy­la da ol­sa, ai­le­si­ni ve­ya yet­ki­li ma­kam­la­rı du­rum­dan ha­ber­dar et­mek­si­zin ya­nın­da tu­tan ki­şi, şikâyet üze­ri­ne, üç ay­dan bir yı­la ka­dar ha­pis ce­za­sı ile ce­za­lan­dı­rı­lır.”

MAD­DE 11- 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 245 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(5) Bi­rin­ci fık­ra kap­sa­mı­na gi­ren fi­il­ler­le il­gi­li ola­rak bu Ka­nu­nun mal­var­lı­ğı­na kar­şı suç­la­ra iliş­kin et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 12- 4/11/2004 ta­rih­li ve 5252 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun Yü­rür­lük ve Uy­gu­la­ma Şek­li Hak­kın­da Ka­nu­nun 4 ün­cü mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sın­da yer alan “alt ve üst sı­nır­la­rı ve­ya bun­lar­dan bi­ri­nin gös­te­ril­di­ği ve­ya hiç gös­te­ril­me­di­ği ve­ya sa­bit bir ra­kam ola­rak” iba­re­si mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

MAD­DE 13- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da yer alan “bi­rin­ci fık­ra­da be­lir­ti­len ka­nun­lar­da alt ve üst sı­nır­la­rın­dan bi­ri­si ve­ya bun­lar­dan her iki­si gös­te­ril­me­miş ol­mak­la bir­lik­te,” iba­re­si mad­de met­nin­den çı­ka­rıl­mış­tır.

MAD­DE 14- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun 6 ncı mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(2) 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den ön­ce yü­rür­lü­ğe gir­miş ka­nun­lar­da;

a) Ağır ha­pis iken, bi­rin­ci fık­ra uya­rın­ca hap­se dö­nüş­tü­rü­len ce­za­lar, ka­nun­la­rın­da ak­si­ne bir hü­küm yok­sa alt sı­nır bir yıl, üst sı­nır yir­mi­dört yıl ola­rak,

b) Ha­pis ce­za­la­rın­da ka­nun­la­rın­da ak­si­ne bir hü­küm yok­sa alt sı­nır bir ay, üst sı­nır beş yıl ola­rak,

Uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 15- 5252 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­sin­de yer alan “31 Ara­lık 2006” iba­re­si, “31 Ara­lık 2008” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 16- 4/12/2004 ta­rih­li ve 5271 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun 6 ncı mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 6- (1) Du­ruş­ma­da su­çun hu­ku­ki ni­te­li­ği­nin de­ğiş­ti­ğin­den ba­his­le gö­rev­siz­lik ka­ra­rı ve­ri­le­rek dos­ya alt de­re­ce­li mah­ke­me­ye gön­de­ri­le­mez.”

MAD­DE 17- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 100 ün­cü mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı­nın (a) ben­di­ne, (2) ve (5) nu­ma­ra­lı alt bent­le­rin­den son­ra gel­mek üze­re, sı­ra­sıy­la aşa­ğı­da­ki alt bent­ler ek­len­miş ve di­ğer alt bent nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

“3. Si­lah­la iş­len­miş kas­ten ya­ra­la­ma (mad­de 86, fık­ra 3, bent e) ve ne­ti­ce­si se­be­biy­le ağır­laş­mış kas­ten ya­ra­la­ma (mad­de 87),”

“7. Hır­sız­lık (mad­de 141, 142) ve yağ­ma (mad­de 148, 149),”

MAD­DE 18- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 102 nci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(1) Ağır ce­za mah­ke­me­si­nin gö­re­vi­ne gir­me­yen iş­ler­de tu­tuk­lu­luk sü­re­si en çok bir yıl­dır. An­cak bu sü­re, zo­run­lu hal­ler­de ge­rek­çe­le­ri gös­te­ri­le­rek al­tı ay da­ha uza­tı­la­bi­lir.”

MAD­DE 19- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 109 un­cu mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(7) Ka­nun­lar­da ön­gö­rü­len tu­tuk­lu­luk sü­re­le­ri­nin dol­ma­sı ne­de­niy­le sa­lı­ve­ri­len­ler hak­kın­da bi­rin­ci fık­ra­da­ki sü­re ko­şu­lu aran­mak­sı­zın ad­li kon­tro­le iliş­kin hü­küm­ler uy­gu­la­na­bi­lir.”

MAD­DE 20- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 146 ncı mad­de­si­nin baş­lı­ğı “Zor­la ge­tir­me” şek­lin­de; bi­rin­ci, dör­dün­cü ve be­şin­ci fık­ra­la­rı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(1) Hak­kın­da tu­tuk­la­ma ka­ra­rı ve­ril­me­si ve­ya ya­ka­la­ma em­ri dü­zen­len­me­si için ye­ter­li ne­den­ler bu­lu­nan ve­ya 145 in­ci mad­de­ye gö­re çağ­rıl­dı­ğı hal­de gel­me­yen şüp­he­li ve­ya sa­nı­ğın zor­la ge­ti­ril­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir.”

“(4) Zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ile çağ­rı­lan şüp­he­li ve­ya sa­nık derhâl, ola­nak bu­lun­ma­dı­ğın­da yol sü­re­si ha­riç en geç yir­mi­dört sa­at için­de ça­ğı­ran hâki­min, mah­ke­me­nin ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nın önü­ne gö­tü­rü­lür ve sor­gu­ya çe­ki­lir ve­ya ifa­de­si alı­nır.

(5) Zor­la ge­tir­me, bu­nun için hak­lı gö­rü­le­cek bir za­man­da baş­lar ve hâkim, mah­ke­me ve­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan, sor­gu­ya çe­kil­me­nin ve­ya ifa­de al­ma­nın so­nu­na ka­dar de­vam eder.”

“(7) Çağ­rı­ya rağ­men gel­me­yen ta­nık, bi­lir­ki­şi, mağ­dur ve şi­ka­yet­çi ile il­gi­li ola­rak da zor­la ge­tir­me ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir.”

MAD­DE 21- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 150 nci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 150- (1) Şüp­he­li ve­ya sa­nık­tan ken­di­si­ne bir mü­da­fii seç­me­si is­te­nir. Şüp­he­li ve­ya sa­nık, mü­da­fi se­çe­bi­le­cek du­rum­da ol­ma­dı­ğı­nı be­yan eder­se, is­te­mi hâlin­de bir mü­da­fi gö­rev­len­di­ri­lir.

(2) Mü­da­fii bu­lun­ma­yan şüp­he­li ve­ya sa­nık; ço­cuk, ken­di­si­ni sa­vu­na­ma­ya­cak de­re­ce­de ma­lul ve­ya sa­ğır ve dil­siz ise, is­te­mi aran­mak­sı­zın bir mü­da­fi gö­rev­len­di­ri­lir.

(3) Alt sı­nı­rı beş yıl­dan faz­la ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren suç­lar­dan do­la­yı ya­pı­lan so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ikin­ci fık­ra hük­mü uy­gu­la­nır.

(4) Zo­run­lu mü­da­fi­lik­le il­gi­li di­ğer hu­sus­lar, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü alı­na­rak çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.”

MAD­DE 22- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 171 in­ci mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 171- (1) Ce­za­yı kal­dı­ran şahsî se­bep ola­rak et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­nı ge­rek­ti­ren ko­şul­la­rın ya da şahsî ce­za­sız­lık se­be­bi­nin var­lı­ğı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­re­bi­lir.

(2) Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı,

a) Uz­laş­ma kap­sa­mı­na gi­ren,

b) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı olup, üst sı­nı­rı iki yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren,

Suç­lar­dan do­la­yı, ye­ter­li şüp­he­nin var­lı­ğı­na rağ­men, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın beş yıl sü­rey­le er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­re­bi­lir. Suç­tan za­rar gö­ren, bu ka­ra­ra 173 ün­cü mad­de hü­küm­le­ri­ne gö­re iti­raz ede­bi­lir.

(3) Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bil­me­si için, uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler sak­lı kal­mak üze­re;

a) Şüp­he­li­nin da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan do­la­yı ha­pis ce­za­sı ile mahkûm ol­ma­mış bu­lun­ma­sı,

b) Ya­pı­lan so­ruş­tur­ma­nın, ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si hâlin­de şüp­he­li­nin suç iş­le­mek­ten çe­ki­ne­ce­ği ka­na­ati­ni ver­me­si,

c) Ka­mu da­va­sı açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­nin, şüp­he­li ve top­lum açı­sın­dan ka­mu da­va­sı açıl­ma­sın­dan da­ha ya­rar­lı ol­ma­sı,

d) Su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki hâle ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le, ta­ma­men gi­de­ril­me­si,

Ko­şul­la­rı­nın bir­lik­te ger­çek­leş­me­si ge­re­kir.

(4) Er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­di­ği tak­dir­de, ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı­na ka­rar ve­ri­lir. Er­te­le­me sü­re­si için­de ka­sıt­lı bir suç iş­len­me­si hâlin­de ka­mu da­va­sı açı­lır. Er­te­le­me sü­re­sin­ce za­ma­na­şı­mı iş­le­mez.

(5) Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si­ne iliş­kin ka­rar­lar, bun­la­ra mah­sus bir sis­te­me kay­de­di­lir. Bu ka­yıt­lar, an­cak bir so­ruş­tur­ma ve­ya ko­vuş­tur­may­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan is­ten­me­si ha­lin­de, bu mad­de­de be­lir­ti­len amaç için kul­la­nı­la­bi­lir.”

MAD­DE 23- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 231 in­ci mad­de­si­nin baş­lı­ğı “Hük­mün açık­lan­ma­sı ve hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı” şek­lin­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­lar ek­len­miş­tir.

“(5) Sa­nı­ğa yük­le­nen suç­tan do­la­yı ya­pı­lan yar­gı­la­ma so­nun­da hük­mo­lu­nan ce­za, bir yıl ve­ya da­ha az sü­re­li ha­pis ve­ya adlî pa­ra ce­za­sı ise; mah­ke­me­ce, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­ler sak­lı­dır. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı, ku­ru­lan hük­mün sa­nık hak­kın­da bir hu­ku­ki so­nuç do­ğur­ma­ma­sı­nı ifa­de et­mek­te­dir.

(6) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bil­me­si için;

a) Sa­nı­ğın da­ha ön­ce ka­sıt­lı bir suç­tan mahkûm ol­ma­mış bu­lun­ma­sı,

b) Mah­ke­me­ce, sa­nı­ğın ki­şi­lik özel­lik­le­ri ile du­ruş­ma­da­ki tu­tum ve dav­ra­nış­la­rı göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak ye­ni­den suç iş­le­me­ye­ce­ği hu­su­sun­da ka­na­ate va­rıl­ma­sı,

c) Su­çun iş­len­me­siy­le mağ­du­run ve­ya ka­mu­nun uğ­ra­dı­ğı za­ra­rın, ay­nen ia­de, suç­tan ön­ce­ki hâle ge­tir­me ve­ya taz­min su­re­tiy­le ta­ma­men gi­de­ril­me­si,

Ge­re­kir.

(7) Açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­len hü­küm­de, mahkûm olu­nan ha­pis ce­za­sı er­te­le­ne­mez ve kı­sa sü­re­li ol­ma­sı ha­lin­de se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ri­le­mez.

(8) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı­nın ve­ril­me­si ha­lin­de sa­nık, beş yıl sü­rey­le de­ne­tim sü­re­si­ne ta­bi tu­tu­lur. Bu sü­re için­de bir yıl­dan faz­la ol­ma­mak üze­re mah­ke­me­nin be­lir­le­ye­ce­ği sü­rey­le, sa­nı­ğın de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri ola­rak;

a) Bir mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­ma­sı ha­lin­de, mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la bir eği­tim prog­ra­mı­na de­vam et­me­si­ne,

b) Bir mes­lek ve­ya sa­nat sa­hi­bi ol­ma­sı ha­lin­de, bir ka­mu ku­ru­mun­da ve­ya özel ola­rak ay­nı mes­lek ve­ya sa­na­tı ic­ra eden bir baş­ka­sı­nın gö­ze­ti­mi al­tın­da üc­ret kar­şı­lı­ğın­da ça­lış­tı­rıl­ma­sı­na,

c) Bel­li yer­le­re git­mek­ten ya­sak­lan­ma­sı­na, bel­li yer­le­re de­vam et­mek hu­su­sun­da yü­küm­lü kı­lın­ma­sı­na ya da tak­dir edi­le­cek baş­ka yü­küm­lü­lü­ğü ye­ri­ne ge­tir­me­si­ne,

Ka­rar ve­ri­le­bi­lir. De­ne­tim sü­re­si için­de da­va za­ma­na­şı­mı du­rur.

(9) Al­tın­cı fık­ra­nın (c) ben­din­de be­lir­ti­len ko­şu­lu der­hal ye­ri­ne ge­ti­re­me­di­ği tak­dir­de; sa­nık hak­kın­da mağ­du­ra ve­ya ka­mu­ya ver­di­ği za­ra­rı de­ne­tim sü­re­sin­ce ay­lık tak­sit­ler ha­lin­de öde­mek su­re­tiy­le ta­ma­men gi­der­me­si ko­şu­luy­la da hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir.

(10) De­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­len­me­di­ği ve de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük­le­re uy­gun dav­ra­nıl­dı­ğı tak­dir­de, açık­lan­ma­sı ge­ri bı­ra­kı­lan hü­küm or­ta­dan kal­dı­rı­la­rak, da­va­nın düş­me­si ka­ra­rı ve­ri­lir.

(11) De­ne­tim sü­re­si için­de kas­ten ye­ni bir suç iş­le­me­si ve­ya de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük­le­re ay­kı­rı dav­ran­ma­sı ha­lin­de, mah­ke­me hük­mü açık­lar. An­cak mah­ke­me, ken­di­si­ne yük­le­nen yü­küm­lü­lük­le­ri ye­ri­ne ge­ti­re­me­yen sa­nı­ğın du­ru­mu­nu de­ğer­len­di­re­rek; ce­za­nın ya­rı­sı­na ka­dar be­lir­le­ye­ce­ği bir kıs­mı­nın in­faz edil­me­me­si­ne ya da ko­şul­la­rı­nın var­lı­ğı hâlin­de hü­küm­de­ki ha­pis ce­za­sı­nın er­te­len­me­si­ne ve­ya se­çe­nek yap­tı­rım­la­ra çev­ril­me­si­ne ka­rar ve­re­rek ye­ni bir mahkûmi­yet hük­mü ku­ra­bi­lir.

(12) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı­na iti­raz edi­le­bi­lir.

(13) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ka­ra­rı, bun­la­ra mah­sus bir sis­te­me kay­de­di­lir. Bu ka­yıt­lar, an­cak bir so­ruş­tur­ma ve­ya ko­vuş­tur­may­la bağ­lan­tı­lı ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, hâkim ve­ya mah­ke­me ta­ra­fın­dan is­ten­me­si ha­lin­de, bu mad­de­de be­lir­ti­len amaç için kul­la­nı­la­bi­lir.

(14) Bu mad­de­nin hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na iliş­kin hü­küm­le­ri, so­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç­lar­la il­gi­li ola­rak uy­gu­la­na­bi­lir.”

MAD­DE 24- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 253 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 253- (1) Aşa­ğı­da­ki suç­lar­da, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren ger­çek ve­ya özel hu­kuk tü­zel ki­şi­si­nin uz­laş­tı­rıl­ma­sı gi­ri­şi­min­de bu­lu­nu­lur.

a) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı suç­lar,

b) Şi­ka­ye­te bağ­lı olup ol­ma­dı­ğı­na ba­kıl­mak­sı­zın, Türk Ce­za Ka­nu­nun­da yer alan;

1. Kas­ten ya­ra­la­ma (üçün­cü fık­ra ha­riç, mad­de 86; mad­de 88),

2. Tak­sir­le ya­ra­la­ma (mad­de 89),

3. Ko­nut do­ku­nul­maz­lı­ğı­nın ih­la­li (mad­de 116),

4. Ço­cu­ğun ka­çı­rıl­ma­sı ve alı­ko­nul­ma­sı (mad­de 234),

5. Ti­ca­ri sır, ban­ka­cı­lık sır­rı ve­ya müş­te­ri sır­rı ni­te­li­ğin­de­ki bil­gi ve­ya bel­ge­le­rin açık­lan­ma­sı (dör­dün­cü fık­ra ha­riç, mad­de 239),

Suç­la­rı.

(2) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı olan­lar ha­riç ol­mak üze­re; di­ğer ka­nun­lar­da yer alan suç­lar­la il­gi­li ola­rak uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, ka­nun­da açık hü­küm bu­lun­ma­sı ge­re­kir.

(3) So­ruş­tu­rul­ma­sı ve ko­vuş­tu­rul­ma­sı şi­ka­ye­te bağ­lı ol­sa bi­le, et­kin piş­man­lık hü­küm­le­ri­ne yer ve­ri­len suç­lar ile cin­sel do­ku­nul­maz­lı­ğa kar­şı suç­lar­da, uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­mez.

(4) So­ruş­tur­ma ko­nu­su su­çun uz­laş­ma­ya ta­bi ol­ma­sı ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ve­ya ta­li­ma­tı üze­ri­ne ad­li kol­luk gö­rev­li­si, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nur. Şüp­he­li­nin, mağ­du­run ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin re­şit ol­ma­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­ma tek­li­fi ka­nu­ni tem­sil­ci­le­ri­ne ya­pı­lır. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­ma tek­li­fi­ni açık­la­ma­lı teb­li­gat ve­ya is­ti­na­be yo­luy­la da ya­pa­bi­lir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren, ken­di­si­ne uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­duk­tan iti­ba­ren üç gün için­de ka­ra­rı­nı bil­dir­me­di­ği tak­dir­de, tek­li­fi red­det­miş sa­yı­lır.

(5) Uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­ma­sı ha­lin­de, ki­şi­ye uz­laş­ma­nın ma­hi­ye­ti ve uz­laş­ma­yı ka­bul ve­ya red­det­me­si­nin hu­ku­ki so­nuç­la­rı an­la­tı­lır.

(6) Res­mi mer­ci­le­re be­yan edil­miş olup da so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da yer alan ad­res­te bu­lun­ma­ma ve­ya yurt dı­şın­da ol­ma ya da baş­ka bir ne­den­le mağ­du­ra, suç­tan za­rar gö­re­ne, şüp­he­li­ye ve­ya bun­la­rın ka­nu­ni tem­sil­ci­si­ne ula­şı­la­ma­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­dil­mek­si­zin so­ruş­tur­ma so­nuç­lan­dı­rı­lır.

(7) Bir­den faz­la ki­şi­nin mağ­du­ri­ye­ti­ne ve­ya za­rar gör­me­si­ne se­be­bi­yet ve­ren bir suç­tan do­la­yı uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­le­rin hep­si­nin uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­si ge­re­kir.

(8) Uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­ma­sı ve­ya tek­li­fin ka­bul edil­me­si, so­ruş­tur­ma ko­nu­su su­ça iliş­kin de­lil­le­rin top­lan­ma­sı­na ve ko­ru­ma ted­bir­le­ri­nin uy­gu­lan­ma­sı­na en­gel de­ğil­dir.

(9) Şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin uz­laş­ma tek­li­fi­ni ka­bul et­me­si ha­lin­de, Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­tır­ma­yı ken­di­si ger­çek­leş­ti­re­bi­le­ce­ği gi­bi, uz­laş­tır­ma­cı ola­rak avu­kat gö­rev­len­di­ril­me­si­ni ba­ro­dan is­te­ye­bi­lir ve­ya hu­kuk öğ­re­ni­mi gör­müş ki­şi­ler ara­sın­dan uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­re­bi­lir.

(10) Bu Ka­nun­da be­lir­le­nen hâki­min da­va­ya ba­ka­ma­ya­ca­ğı hal­ler ile red­di se­bep­le­ri, uz­laş­tır­ma­cı gö­rev­len­di­ril­me­si ile il­gi­li ola­rak göz önün­de bu­lun­du­ru­lur.

(11) Gö­rev­len­di­ri­len uz­laş­tır­ma­cı­ya so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da yer alan ve Cum­hu­ri­yet sav­cı­sın­ca uy­gun gö­rü­len bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği ve­ri­lir. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı uz­laş­tır­ma­cı­ya, so­ruş­tur­ma­nın giz­li­li­ği il­ke­si­ne uy­gun dav­ran­mak­la yü­küm­lü ol­du­ğu­nu ha­tır­la­tır.

(12) Uz­laş­tır­ma­cı, dos­ya için­de­ki bel­ge­le­rin bi­rer ör­ne­ği ken­di­si­ne ve­ril­dik­ten iti­ba­ren en geç otuz gün için­de uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri­ni so­nuç­lan­dı­rır. Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı bu sü­re­yi en çok yir­mi gün da­ha uza­ta­bi­lir.

(13) Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri giz­li ola­rak yü­rü­tü­lür. Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri­ne şüp­he­li, mağ­dur, suç­tan za­rar gö­ren, ka­nu­ni tem­sil­ci, mü­da­fi ve ve­kil ka­tı­la­bi­lir. Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­re­nin ken­di­si ve­ya ka­nu­ni tem­sil­ci­si ya da ve­ki­li­nin mü­za­ke­re­le­re ka­tıl­mak­tan im­ti­na et­me­si ha­lin­de, uz­laş­ma­yı ka­bul et­me­miş sa­yı­lır.

(14) Uz­laş­tır­ma­cı, mü­za­ke­re­ler sı­ra­sın­da iz­len­me­si ge­re­ken yön­tem­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet sav­cı­sıy­la gö­rü­şe­bi­lir; Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, uz­laş­tır­ma­cı­ya ta­li­mat ve­re­bi­lir.

(15) Uz­laş­ma mü­za­ke­re­le­ri so­nun­da uz­laş­tır­ma­cı, bir ra­por ha­zır­la­ya­rak ken­di­si­ne ve­ri­len bel­ge ör­nek­le­riy­le bir­lik­te Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na ve­rir. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de, ta­raf­la­rın im­za­la­rı­nı da içe­ren ra­por­da, ne su­ret­le uz­la­şıl­dı­ğı ay­rın­tı­lı ola­rak açık­la­nır.

(16) Uz­laş­ma tek­li­fi­nin red­de­dil­me­si­ne rağ­men, şüp­he­li ile mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren uz­laş­tık­la­rı­nı gös­te­ren bel­ge ile en geç id­di­ana­me­nin dü­zen­len­di­ği ta­ri­he ka­dar Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na baş­vu­ra­rak uz­laş­tık­la­rı­nı be­yan ede­bi­lir­ler.

(17) Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı, uz­laş­ma­nın, ta­raf­la­rın öz­gür ira­de­le­ri­ne da­yan­dı­ğı­nı ve edi­min hu­ku­ka uy­gun ol­du­ğu­nu be­lir­ler­se ra­po­ru ve­ya bel­ge­yi mü­hür ve im­za al­tı­na ala­rak so­ruş­tur­ma dos­ya­sın­da mu­ha­fa­za eder.

(18) Uz­laş­tır­ma­nın so­nuç­suz kal­ma­sı ha­lin­de tek­rar uz­laş­tır­ma yo­lu­na gi­di­le­mez.

(19) Uz­laş­ma so­nu­cun­da şüp­he­li­nin edi­mi­ni def’aten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, hak­kın­da ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı ve­ri­lir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik ar­zet­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, şüp­he­li hak­kın­da ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­lir. Er­te­le­me sü­re­sin­ce za­ma­na­şı­mı iş­le­mez. Ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rın­dan son­ra, uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, 171 in­ci mad­de­nin dör­dün­cü fık­ra­sın­da­ki şart aran­mak­sı­zın, ka­mu da­va­sı açı­lır. Uz­laş­ma­nın sağ­lan­ma­sı ha­lin­de, so­ruş­tur­ma ko­nu­su suç ne­de­niy­le taz­mi­nat da­va­sı açı­la­maz; açıl­mış olan da­va­dan fe­ra­gat edil­miş sa­yı­lır. Şüp­he­li­nin, edi­mi­ni ye­ri­ne ge­tir­me­me­si ha­lin­de uz­laş­ma ra­po­ru ve­ya bel­ge­si, 9/6/1932 ta­rih­li ve 2004 sa­yı­lı İc­ra ve İf­las Ka­nu­nu­nun 38 in­ci mad­de­sin­de ya­zı­lı ilam ma­hi­ye­ti­ni ha­iz bel­ge­ler­den sa­yı­lır.

(20) Uz­laş­tır­ma mü­za­ke­re­le­ri sı­ra­sın­da ya­pı­lan açık­la­ma­lar, her­han­gi bir so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma­da ya da da­va­da de­lil ola­rak kul­la­nı­la­maz.

(21) Şüp­he­li, mağ­dur ve­ya suç­tan za­rar gö­ren­den bi­ri­ne ilk uz­laş­ma tek­li­fin­de bu­lu­nul­du­ğu ta­rih­ten iti­ba­ren, uz­laş­tır­ma gi­ri­şi­mi­nin so­nuç­suz kal­dı­ğı ve en geç, uz­laş­tır­ma­cı­nın ra­po­ru­nu dü­zen­le­ye­rek Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­na ver­di­ği ta­ri­he ka­dar da­va za­ma­na­şı­mı ile ko­vuş­tur­ma ko­şu­lu olan da­va sü­re­si iş­le­mez.

(22) Uz­laş­tır­ma­cı­ya Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı ta­ra­fın­dan ça­lış­ma ve mas­raf­la­rıy­la oran­tı­lı bir üc­ret tak­dir edi­le­rek öde­nir. Uz­laş­tır­ma­cı üc­re­ti ve di­ğer uz­laş­tır­ma gi­der­le­ri, yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yı­lır. Uz­laş­ma­nın ger­çek­leş­me­si ha­lin­de bu gi­der­ler Dev­let Ha­zi­ne­si ta­ra­fın­dan kar­şı­la­nır.

(23) Uz­laş­ma so­nu­cun­da ve­ri­le­cek ka­rar­lar­la il­gi­li ola­rak bu Ka­nun­da ön­gö­rü­len ka­nun yol­la­rı­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(24) Uz­laş­tır­ma­nın uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin hu­sus­lar, yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.”

MAD­DE 25- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 254 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 254- (1) Ka­mu da­va­sı açıl­dık­tan son­ra ko­vuş­tur­ma ko­nu­su su­çun uz­laş­ma kap­sa­mın­da ol­du­ğu­nun an­la­şıl­ma­sı ha­lin­de, uz­laş­tır­ma iş­lem­le­ri 253 ün­cü mad­de­de be­lir­ti­len esas ve usu­le gö­re, mah­ke­me ta­ra­fın­dan ya­pı­lır.

(2) Uz­laş­ma ger­çek­leş­ti­ği tak­dir­de, mah­ke­me, uz­laş­ma so­nu­cun­da sa­nı­ğın edi­mi­ni def’aten ye­ri­ne ge­tir­me­si ha­lin­de, da­va­nın düş­me­si­ne ka­rar ve­rir. Edi­min ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­nin ile­ri ta­ri­he bı­ra­kıl­ma­sı, tak­si­de bağ­lan­ma­sı ve­ya sü­rek­li­lik ar­zet­me­si ha­lin­de; sa­nık hak­kın­da, 231 in­ci mad­de­de­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­lir. Ge­ri bı­rak­ma sü­re­sin­ce za­ma­na­şı­mı iş­le­mez. Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ril­dik­ten son­ra, uz­laş­ma­nın ge­rek­le­ri­nin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­me­si ha­lin­de, mah­ke­me ta­ra­fın­dan, 231 in­ci mad­de­nin on­bi­rin­ci fık­ra­sın­da­ki şart­lar aran­mak­sı­zın, hü­küm açık­la­nır.”

MAD­DE 26- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 309 un­cu mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı ile 310 un­cu mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sın­da yer alan “Ada­let Ba­ka­nı” iba­re­si, “Ada­let Ba­kan­lı­ğı” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 27- 5271 sa­yı­lı Ka­nu­nun 325 in­ci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(2) Hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı ve ce­za­nın er­te­len­me­si hal­le­rin­de de bi­rin­ci fık­ra hük­mü uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 28- 13/12/2004 ta­rih­li ve 5275 sa­yı­lı Ce­za ve Gü­ven­lik Ted­bir­le­ri­nin İn­fa­zı Hak­kın­da Ka­nu­nun 107 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sın­da­ki “on­se­kiz” iba­re­si, “on­beş” ola­rak de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

MAD­DE 29- 23/3/2005 ta­rih­li ve 5320 sa­yı­lı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun Yü­rür­lük ve Uy­gu­la­ma Şek­li Hak­kın­da Ka­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın so­nu­na aşa­ğı­da­ki cüm­le ek­len­miş­tir.

“Yar­gı­tay ce­za da­ire­le­ri ile Ce­za Ge­nel Ku­ru­lu ka­rar­la­rın­da­ki ya­zı­ma iliş­kin mad­di ha­ta­la­rın dü­zel­til­me­si için Yar­gı­tay Cum­hu­ri­yet Baş­sav­cı­sı, il­gi­li ce­za da­ire­si ve­ya Ce­za Ge­nel Ku­ru­lu­na baş­vu­ra­bi­lir.”

MAD­DE 30- 5320 sa­yı­lı Ka­nu­nun 13 ün­cü mad­de­si baş­lı­ğı ile bir­lik­te aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“Mü­da­fi ve ve­kil üc­re­ti

MAD­DE 13- (1) Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu ge­re­ğin­ce so­ruş­tur­ma ve ko­vuş­tur­ma ma­kam­la­rı­nın is­te­mi üze­ri­ne ba­ro ta­ra­fın­dan gö­rev­len­di­ri­len mü­da­fi ve ve­ki­le, avu­kat­lık üc­ret ta­ri­fe­sin­den ay­rık ola­rak, Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü de alı­na­rak Ada­let ve Ma­li­ye Ba­kan­lık­la­rı ta­ra­fın­dan bir­lik­te tes­pit edi­le­cek üc­ret, Ada­let Ba­kan­lı­ğı büt­çe­sin­de bu amaç­la yer alan öde­nek­ten öde­nir. Bu üc­ret, yar­gı­la­ma gi­der­le­rin­den sa­yı­lır.

(2) Bu mad­de uya­rın­ca ya­pı­la­cak öde­me ve uy­gu­la­ma­ya iliş­kin usul ve esas­lar Tür­ki­ye Ba­ro­lar Bir­li­ği­nin gö­rü­şü de alın­mak su­re­tiy­le Ada­let Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le be­lir­le­nir.”

MAD­DE 31- 30/3/2005 ta­rih­li ve 5326 sa­yı­lı Ka­ba­hat­ler Ka­nu­nu­nun 3 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 3- (1) Bu Ka­nu­nun;

a) İdarî yap­tı­rım ka­rar­la­rı­na kar­şı ka­nun yo­lu­na iliş­kin hü­küm­le­ri, di­ğer ka­nun­lar­da ak­si­ne hü­küm bu­lun­ma­ma­sı ha­lin­de,

b) Di­ğer ge­nel hü­küm­le­ri, idarî pa­ra ce­za­sı ve­ya mül­ki­ye­tin ka­mu­ya ge­çi­ril­me­si yap­tı­rı­mı­nı ge­rek­ti­ren bü­tün fi­il­ler hak­kın­da,

Uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 32- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 17 nci mad­de­si­nin üçün­cü ve dör­dün­cü fık­ra­la­rı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(3) 10/12/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu­na ek­li (I), (II) ve (III) sa­yı­lı cet­vel­ler­de yer alan ka­mu ida­re­le­ri ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­nın il­gi­li ka­nun­la­rın­da 1/6/2005 ta­ri­hin­den son­ra be­lir­le­nen ora­nın dı­şın­da­ki kıs­mı ile Cum­hu­ri­yet baş­sav­cı­lık­la­rı ve mah­ke­me­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­di­lir. Sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı ile ma­hal­li ida­re­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ken­di büt­çe­le­ri­ne ge­lir kay­de­di­lir. Di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı ise, il­gi­li ka­nun­la­rın­da­ki hü­küm­ler sak­lı kal­mak kay­dıy­la, Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­di­lir. Ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı­nın ver­di­ği pa­ra ce­za­la­rı, ken­di ka­nun­la­rın­da­ki hü­küm­le­re ta­bi­dir. Ki­şi­nin eko­no­mik du­ru­mu­nun mü­sa­it ol­ma­ma­sı ha­lin­de, idarî pa­ra ce­za­sı­nın, ilk tak­si­ti­nin pe­şin öden­me­si ko­şu­luy­la, bir yıl için­de ve dört eşit tak­sit ha­lin­de öden­me­si­ne ka­rar ve­ri­le­bi­lir. Tak­sit­le­rin za­ma­nın­da ve tam ola­rak öden­me­me­si ha­lin­de, idarî pa­ra ce­za­sı­nın ka­lan kıs­mı­nın ta­ma­mı tah­sil edi­lir.

(4) Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­dil­me­si ge­re­ken ida­ri pa­ra ce­za­la­rı­na iliş­kin ke­sin­le­şen ka­rar­lar, 21/7/1953 ta­rih­li ve 6183 sa­yı­lı Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re tah­sil edil­mek üze­re Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğın­ca be­lir­le­ne­cek tah­sil da­ire­le­ri­ne gön­de­ri­lir. Sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı ve ma­hal­li ida­re­ler ta­ra­fın­dan ve­ri­len ida­ri pa­ra ce­za­la­rı, il­gi­li ka­nun­la­rın­da ak­si­ne hü­küm bu­lun­ma­dı­ğı tak­dir­de, Am­me Ala­cak­la­rı­nın Tah­sil Usu­lü Hak­kın­da Ka­nun hü­küm­le­ri­ne gö­re ken­di­le­ri ta­ra­fın­dan tah­sil olu­nur. Di­ğer ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ve­ri­len ve Ge­nel Büt­çe­ye ge­lir kay­de­dil­me­si ge­rek­me­yen ida­ri pa­ra ce­za­la­rı, il­gi­li ka­nun­la­rın­da özel hü­küm bu­lun­ma­dı­ğı tak­dir­de ge­nel hü­küm­le­re gö­re tah­sil olu­nur.”

MAD­DE 33- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 20 nci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“(2) So­ruş­tur­ma za­ma­na­şı­mı sü­re­si;

a) Yüz­bin Türk Li­ra­sı ve­ya da­ha faz­la idarî pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de beş,

b) El­li­bin Türk Li­ra­sı ve­ya da­ha faz­la idarî pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de dört,

c) El­li­bin Türk Li­ra­sın­dan az idarî pa­ra ce­za­sı­nı ge­rek­ti­ren ka­ba­hat­ler­de üç,

Yıl­dır.”

MAD­DE 34- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 27 nci mad­de­si­nin be­şin­ci fık­ra­sı aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­lar ek­len­miş­tir.

“(5) İdarî yap­tı­rım ka­ra­rı­nın mah­ke­me ta­ra­fın­dan ve­ril­me­si ha­lin­de, bu ka­ra­ra kar­şı an­cak iti­raz yo­lu­na gi­di­le­bi­lir.

(6) So­ruş­tur­ma ko­nu­su fii­lin suç de­ğil de ka­ba­hat oluş­tur­du­ğu ge­rek­çe­siy­le idarî yap­tı­rım ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de; ko­vuş­tur­ma­ya yer ol­ma­dı­ğı ka­ra­rı­na iti­raz edil­di­ği tak­dir­de, idarî yap­tı­rım ka­ra­rı­na kar­şı baş­vu­ru da bu iti­raz mer­ci­in­de in­ce­le­nir.

(7) Ko­vuş­tur­ma ko­nu­su fii­lin suç de­ğil de ka­ba­hat oluş­tur­du­ğu ge­rek­çe­siy­le idarî yap­tı­rım ka­ra­rı ve­ril­me­si ha­lin­de; fii­lin suç oluş­tur­ma­ma­sı ne­de­niy­le ve­ri­len be­ra­at ka­ra­rı­na kar­şı ka­nun yo­lu­na gi­dil­di­ği tak­dir­de, idarî yap­tı­rım ka­ra­rı­na kar­şı iti­raz da bu ka­nun yo­lu mer­ci­in­de in­ce­le­nir.

(8) İdarî yap­tı­rım ka­ra­rı­nın ve­ril­di­ği iş­lem kap­sa­mın­da ay­nı ki­şi ile il­gi­li ola­rak idarî yar­gı­nın gö­rev ala­nı­na gi­ren ka­rar­la­rın da ve­ril­miş ol­ma­sı ha­lin­de; idarî yap­tı­rım ka­ra­rı­na iliş­kin hu­ku­ka ay­kı­rı­lık id­di­ala­rı bu iş­le­min ip­ta­li ta­le­biy­le bir­lik­te idarî yar­gı mer­ci­in­de gö­rü­lür.”

MAD­DE 35- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun 28 in­ci mad­de­si­ne se­ki­zin­ci fık­ra­dan son­ra gel­mek üze­re aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş ve di­ğer fık­ra nu­ma­ra­la­rı bu­na gö­re te­sel­sül et­ti­ril­miş­tir.

“(9) İdarî pa­ra ce­za­sı­nın alt ve üst sı­nı­rı­nın ka­nun­da gös­te­ril­di­ği ka­ba­hat­ler do­la­yı­sıy­la ve­ril­miş idarî pa­ra ce­za­sı­na kar­şı baş­vu­ru­da bu­lu­nul­ma­sı ha­lin­de, mah­ke­me idarî pa­ra ce­za­sı­nın mik­ta­rın­da de­ği­şik­lik ya­pa­rak da baş­vu­ru­nun ka­bu­lü­ne ka­rar ve­re­bi­lir.”

MAD­DE 36- 5326 sa­yı­lı Ka­nu­nun Ge­çi­ci 1 in­ci mad­de­sin­de yer alan “Bu Ka­nun­da” iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re, “ve 1 Ha­zi­ran 2005 ta­ri­hin­den son­ra yü­rür­lü­ğe gi­ren di­ğer ka­nun­lar­da­ki idarî pa­ra ce­za­la­rı ile il­gi­li ola­rak” iba­re­si ek­len­miş­tir.

MAD­DE 37- 25/5/2005 ta­rih­li ve 5352 sa­yı­lı Adlî Si­cil Ka­nu­nu­nun 8 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­na “kay­ma­kam­lık­lar­ca” iba­re­sin­den son­ra gel­mek üze­re “yurt dı­şın­da el­çi­lik ve kon­so­los­luk­lar­ca” iba­re­si ek­len­miş­tir.

MAD­DE 38- 5352 sa­yı­lı Ka­nu­nun 13 ün­cü mad­de­sin­den son­ra gel­mek üze­re, aşa­ğı­da­ki 13/A mad­de­si ek­len­miş­tir.

“Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si

MAD­DE 13/A- (1) 5237 sa­yı­lı Türk Ce­za Ka­nu­nu dı­şın­da­ki ka­nun­la­rın bel­li bir suç­tan do­la­yı ve­ya bel­li bir ce­za­ya mahkûmi­ye­te bağ­la­dı­ğı hak yok­sun­luk­la­rı­nın gi­de­ri­le­bil­me­si için, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na gi­di­le­bi­lir. Bu­nun için; Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun 53 ün­cü mad­de­si­nin be­şin­ci ve al­tın­cı fık­ra­la­rı sak­lı kal­mak kay­dıy­la,

a) Mahkûm olu­nan ce­za­nın in­fa­zı­nın ta­mam­lan­dı­ğı ta­rih­ten iti­ba­ren üç yıl­lık bir sü­re­nin geç­miş ol­ma­sı,

b) Ki­şi­nin bu sü­re zar­fın­da ye­ni bir suç iş­le­me­miş ol­ma­sı ve ha­ya­tı­nı iyi hal­li ola­rak sür­dür­dü­ğü hu­su­sun­da mah­ke­me­de bir ka­na­at oluş­ma­sı,

Ge­re­kir.

(2) Mahkûm olu­nan ce­za­nın in­fa­zı­na ge­nel af ve­ya et­kin piş­man­lık dı­şın­da baş­ka bir hu­ku­ki ne­den­le son ve­ril­miş ol­ma­sı ha­lin­de, ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na gi­di­le­bil­me­si için, hük­mün ke­sin­leş­ti­ği ta­rih­ten iti­ba­ren beş yıl geç­me­si ge­re­kir. An­cak, bu sü­re ki­şi­nin mahkûm ol­du­ğu ha­pis ce­za­sı­na üç yıl ek­len­mek su­re­tiy­le bu­lu­na­cak sü­re­den az ola­maz.

(3) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si için, hü­küm­lü­nün ve­ya ve­ki­li­nin ta­le­bi üze­ri­ne, hük­mü ve­ren mah­ke­me­nin ve­ya hü­küm­lü­nün ika­met­ga­hı­nın bu­lun­du­ğu yer­de­ki ay­nı de­re­ce­de­ki mah­ke­me­nin ka­rar ver­me­si ge­re­kir.

(4) Mah­ke­me bu hu­sus­ta­ki ka­ra­rı­nı, dos­ya üze­rin­de in­ce­le­me ya­pa­rak ya da Cum­hu­ri­yet sav­cı­sı­nı ve hü­küm­lü­yü din­le­mek su­re­tiy­le ve­re­bi­lir.

(5) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si ta­le­bi üze­ri­ne mah­ke­me­nin ver­di­ği ka­ra­ra kar­şı, hü­küm­le il­gi­li ola­rak Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da ön­gö­rü­len ka­nun yo­lu­na baş­vu­ru­la­bi­lir.

(6) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si­ne iliş­kin ka­rar, ke­sin­leş­me­si ha­lin­de, adlî si­cil ar­şi­vi­ne kay­de­di­lir.

(7) Ya­sak­lan­mış hak­la­rın ge­ri ve­ril­me­si yo­lu­na baş­vu­rul­ma­sı ne­de­niy­le olu­şan bü­tün mas­raf­lar hü­küm­lü ta­ra­fın­dan kar­şı­la­nır.”

MAD­DE 39- 3/7/2005 ta­rih­li ve 5395 sa­yı­lı Ço­cuk Ko­ru­ma Ka­nu­nu­nun 19 un­cu mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 19- (1) Ço­cu­ğa yük­le­nen suç­tan do­la­yı Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da­ki ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de, ka­mu da­va­sı­nın açıl­ma­sı­nın er­te­len­me­si ka­ra­rı ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu ki­şi­ler açı­sın­dan er­te­le­me sü­re­si üç yıl­dır.”

MAD­DE 40- 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 23 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 23- (1) Ço­cu­ğa yük­le­nen suç­tan do­la­yı ya­pı­lan yar­gı­la­ma so­nun­da, Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nun­da­ki ko­şul­la­rın var­lı­ğı ha­lin­de, mah­ke­me­ce hük­mün açık­lan­ma­sı­nın ge­ri bı­ra­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­le­bi­lir. An­cak, bu ki­şi­ler açı­sın­dan de­ne­tim sü­re­si üç yıl­dır.”

MAD­DE 41- 5395 sa­yı­lı Ka­nu­nun 24 ün­cü mad­de­si aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

“MAD­DE 24- (1) Ce­za Mu­ha­ke­me­si Ka­nu­nu­nun uz­laş­ma­ya iliş­kin hü­küm­le­ri su­ça sü­rük­le­nen ço­cuk­lar ba­kı­mın­dan da uy­gu­la­nır.”

MAD­DE 42- 3/7/2005 ta­rih­li ve 5402 sa­yı­lı De­ne­tim­li Ser­best­lik ve Yar­dım Mer­kez­le­ri ile Ko­ru­ma Ku­rul­la­rı Ka­nu­nu­nun 5 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(2) De­ne­tim­li ser­best­lik ve yar­dım mer­ke­zi şu­be mü­dür­lü­ğü ta­ra­fın­dan ya­pı­lan çağ­rı­la­ra ve­ya ha­zır­la­nan de­ne­tim pla­nı­na uya­rı­ya rağ­men uyul­ma­ma­sı, de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin yü­küm­lü­lük ih­la­li sa­yı­lır.”

MAD­DE 43- 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­si­nin bi­rin­ci fık­ra­sı­nın (c) ben­di aşa­ğı­da­ki şe­kil­de de­ğiş­ti­ril­miş­tir.

c) Ka­nun­lar­la ön­gö­rü­len de­ne­tim­li ser­best­lik ted­bi­ri­ne iliş­kin gö­rev­le­ri yap­mak.”

MAD­DE 44- 5402 sa­yı­lı Ka­nu­nun 14 ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki fık­ra ek­len­miş­tir.

“(2) Ka­mu ya­ra­rı­na ça­lış­ma yap­tı­rı­mı­nın in­fa­zın­da 17/7/1964 ta­rih­li ve 506 sa­yı­lı Sos­yal Si­gor­ta­lar Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz.”

MAD­DE 45- 26/9/2004 ta­rih­li ve 5237 sa­yı­lı Ka­nu­nun 73 ün­cü mad­de­si­nin se­ki­zin­ci fık­ra­sı ile 227 nci mad­de­si­nin üçün­cü fık­ra­sı yü­rür­lük­ten kal­dı­rıl­mış­tır.

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1- Bu Ka­nu­nun yü­rür­lü­ğe gir­di­ği ta­rih iti­ba­rıy­la hük­me bağ­lan­mış ol­mak­la be­ra­ber he­nüz ke­sin­leş­me­miş olan dos­ya­lar­da, uz­laş­ma kap­sa­mı­nın ge­niş­le­di­ğin­den ba­his­le boz­ma ka­ra­rı ve­ri­le­mez.

MAD­DE 46- Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

MAD­DE 47- Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.