TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
54’üncü Birleşim
30 Ocak 2024 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Bayburt Milletvekili Orhan Ateş’in, son dönemlerde Bayburt’ta yapılan yatırımlara ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, Balıkesir’in sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp’ın, Bitlis’teki seçmen usulsüzlük iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ın, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde Türk düşmanlığının belgesi niteliğinde iki rapor onaylandığına ilişkin açıklaması
2.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, mazota yapılan zamların çiftçiyi vurduğuna ilişkin açıklaması
3.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan seçim beyannamesine ve 31 Mart seçimlerine ilişkin açıklaması
4.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, emekli aylıklarına ilişkin açıklaması
5.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, beş gündür Urfa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde bir skandal yaşandığına ilişkin açıklaması
6.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, yirmi dört saat içinde motorine üst üste yapılan 2 zamma ilişkin açıklaması
7.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, belediye ve il özel idaresi şirketlerinde çalışan mühendis, mimar ve şehir planlamacıların haksızlığa uğradığına ilişkin açıklaması
8.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Kredi kartına taksit kaldırılmalı.” Açıklamasına ilişkin açıklaması
9.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, milyonlarca emekçinin vergide adaletin sağlanması için destek beklediğine ilişkin açıklaması
10.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Uluslararası Adalet Divanının İsrail'le ilgili kararını memnuniyetle karşıladıklarına ancak yeterli bulmadıklarına ilişkin açıklaması
11.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, hastayı fiziki olarak gören, muayene eden özel hekimlerin reçetesinin SGK tarafından kabul edilmemesine ilişkin açıklaması
12.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, bir defaya mahsus olmak üzere ehliyet affının hayata geçirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
13.- İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan’ın, yaklaşmakta olan yerel seçimlerin ülkenin kalkınma yolundaki ilerleyişini şekillendireceğine ilişkin açıklaması
14.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, Kadirli’nin temiz su sorununa ilişkin açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in, açılışı sürekli ertelenen Çukurova Bölgesel Havalimanı’na ilişkin açıklaması
16.- İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu’nun, politik tutsakları sahiplenmeye devam edeceklerine ve 1-15 Şubat tarihleri arasındaki büyük özgürlük yürüyüşüne ilişkin açıklaması
17.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin açıkladığı, protesto edilen senet sayılarının illere ve bölgelerine göre dağılımına ilişkin açıklaması
18.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak’ta merkeze bağlı Derbent köyünün uzun yıllardır yatırım almadığına ilişkin açıklaması
19.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Adana İl Göç İdaresi Müdürlüğünün düzensiz göçmenleri taşımak için açtığı araç kiralama ihalesine ilişkin açıklaması
20.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, çay ve simit hesabına, en düşük emekli maaşı en az asgari ücret olana kadar mücadeleye devam edeceklerine ilişkin açıklaması
21.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okutulacağını iktidar partisi Grup Başkan Vekillerinden televizyonlardaki canlı yayında öğrendiklerine ve bu konunun kendilerine 14.55’te ifade edildiğine, Meclis Başkanının böyle önemli bir konu konuşulurken şu an yurt dışında olduğuna, bu kararın bugün okutulmamasını ve partilere müzakere etme imkânının tanınmasını istirham ettiklerine, Meclis Başkanından öngörülebilir olmasını beklediklerine ilişkin açıklaması
22.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın okutulacağını Genel Kurul açılmadan beş veya on dakika önce öğrendiklerine, yargı içerisinde siyasi kutuplaşmanın gün yüzüne çıktığına, Parlamento çatısı altında milletvekilliği düşürülecek kişinin isminden ve partisinden ziyade meseleye Anayasa temelli, hukuk esaslı bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğine ve İYİ Parti olarak demokrasiye olan inançlarından, Anayasa’ya olan bağlılıklarından ve hukuka sadakatlerinden asla taviz vermeyeceklerine ilişkin açıklaması
23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Misakımillî’nin kabul edilişinin 104’üncü yıl dönümüne ve Misakımillî’nin ana felsefesine ilişkin açıklaması
24.- Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, Genel Kurulun başlamasına sadece beş dakika kala Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararının bugün Genel Kurulda okunacağının söylendiğine ve bu kararın okunmasını reddettiklerine, bir milletvekilinin milletvekilliği düşürülecekken Meclis Başkanının yurt dışı seyahatinde olduğuna, Divanı Anayasa’ya uymaya davet ettiklerine, anayasasızlığa ve hukuksuzluğa karşı her türlü haklarını kullanacaklarına ilişkin açıklaması
25.- İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın’ın, 14 Mayıs 2023 tarihinde seçilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunması gereken bir milletvekilinin bugün milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bir tezkereyi okumak ve oylamakla kalmayıp Türkiye'de anayasal düzenin kalıp kalmadığını oylayacaklarına, Meclisin Genel Kurulunda bir milletvekilinin milletvekilliği düşürülürken Meclis Başkanının Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğuna, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okunacağını AKP Grup Başkan Vekilinden televizyonlardaki canlı yayında duyduklarına, kendilerine ancak 14.55’te ifade edildiğine ve Başkanlık Divanını bu suça ortak olmamaya davet ettiklerine ilişkin açıklaması
26.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ile İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay kararıyla ilgili tartışmanın siyasi boyutunun ağır bastığına ve Başkanlık Divanınca Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrasının gereğinin yerine getirildiğine, yargı organları arasında benzer bir çatışmaya imkân vermemek adına bu konuda daha sarih, net hükümler koymak gerektiğinin ortaya çıktığına ilişkin açıklaması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- CHP Grubu tarafından 14 Mayıs 2023 tarihinde milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının TBMM Genel Kurulunda okutulmasıyla ilgili görüşmelerin kapalı oturumda yapılmasına ilişkin İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş olan önergesi
B) Tezkereler
1.- Başkanlıkça, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2023/12611 esasında kayıtlı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2022/1270 esas, 2022/1463 sayılı Karar’ına konu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/178 esas sayılı dava dosyasında mahkemece verilen 27/12/2023 tarih ve 2021/178 esas, 2022/178 sayılı Ek Karar üzerine yapılan inceleme sonunda verilen 3/1/2024 tarih ve 2023/12611 esas, 2024/1 Değişik İş Sayılı Karar yazısının Genel Kurulun bilgisine sunulmasıyla, Anayasa’nın 76’ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir suç teşkil eden ve Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi (3/835)
VI.- KAPALI OTURUMLAR
İkinci Oturum
(Kapalıdır)
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Vekili Bekir Bozdağ’ın, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının Genel Kurulda okutulmasına yönelik Başkanlığın tutumu hakkında
VIII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç'ın, alkollü içeceklerden alınan vergilere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8027)
2.- Ankara Milletvekili Okan Konuralp'ın, bir üniversitenin öğrencilerine eylem yaptıkları gerekçesiyle soruşturma açılmasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8028)
3.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin altyapı ve sosyal olanaklarının artırılmasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8031)
4.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Şanlıurfa GAP Havalimanı’ndan İzmir'e yapılan direkt uçuşların durdurulduğu iddiasına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun cevabı (7/8133)
5.- Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya'nın, Diyarbakır Havalimanının altyapısının geliştirilmesi için yürütülen çalışmalara ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun cevabı (7/8139)
6.- İzmir Milletvekili İbrahim Akın'ın, İzmir'in Buca ilçesindeki bir köy okulunun isminin değiştirilmesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8142)
7.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, asgari ücretin miktarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8146)
8.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, 2023 yılında kamu kurumlarında kullanılmak üzere satın alınan veya kiralanan araçlara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8148)
9.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, TÜİK tarafından açıklanan enflasyon oranlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8150)
10.- Hakkâri Milletvekili Öznur Bartin'in, Hakkâri ve çevre illerde yaşanabilecek olası bir depreme yönelik yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8152)
11.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu'nun, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremler sonrası ulaşılamayan vatandaşların akıbetine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8153)
30 Ocak 2024 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.12
BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ
KÂTİP ÜYELER: Muhammed ADAK (Mardin), Elvan IŞIK GEZMİŞ (Giresun)
-----0-----
BAŞKAN – Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54’üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, son dönemlerde Bayburt’ta yapılan yatırımlar hakkında söz isteyen Bayburt Milletvekili Orhan Ateş’e aittir.
Sayın Ateş, buyurun.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Bayburt Milletvekili Orhan Ateş’in, son dönemlerde Bayburt’ta yapılan yatırımlara ilişkin gündem dışı konuşması
ORHAN ATEŞ (Bayburt) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vekili olduğum Bayburt ilimize son dönemlerde yapılan yatırımlar hakkında AK PARTİ Grubumuz adına gündem dışı söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
İlk olarak, istihdam alanında Bayburt’umuza son sekiz ay içinde yaklaşık 600 kişiye İŞKUR yoluyla iş imkânı sağlanmış olup kamu ve özel sektörde açılacak yeni istihdam alanlarıyla birlikte tüm gençlerimizin iş problemini çözüme kavuşturmak için çalışmalarımız devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kültür ve turizm alanında ilimizde yenileme çalışmaları kapsamında eski köprülerin yıkımı başlamış olup şehrin tarihî dokusuna ve ruhuna uygun mimari yapıların inşası başlamıştır. Bu kapsamda, ilk olarak Taş Köprü’nün yıkımı yapılmış olup inşallah mart ayı itibarıyla hemşehrilerimizin hizmetine sunulacaktır. İlimizde bulunan ve ülkemizin en büyük yer altı şehirlerinden biri olan Aydıntepe Yer Altı Şehri ve yine ülkemizin en büyük mağaralarından biri olan Çımağıl Mağarası’nın turizme tekrar kazandırılması için restorasyon ihalesi bitme aşamasındadır. Çoruh Nehri ve Aslan Dağı üzerinde kurulacak olan bölgenin ilk ve tek turizm destinasyon alanı proje çalışması tamamlanmış olup inşasına kısa zaman içinde inşallah başlanacaktır. Bayburt'umuz yine bitme aşamasındaki havaalanı ve tünelleriyle birlikte yerli ve yabancı turistlerin tercih ettiği bölgenin önemli kültür ve turizm merkezi konumuna kısa zaman içinde inşallah gelecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilimizde sağlık alanında gelinen noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Hastane yatak sayımız 270’e çıkmıştır. Yıllık hastane poliklinik muayene sayımız 370 bine çıkmıştır. Hekim sayımız 200’e ulaşmıştır, hemşire sayımız 275’e çıkmıştır. Sağlık Bakanlığımızdan aldığımız onayla bölgedeki ikinci basamak hastanelerinde ilk olan kemoterapi ünitemiz hizmet vermeye başlamıştır. Eski devlet hastanesi yerine hizmet verecek olan 70 yataklı fizik tedavi hastanesi tadilat onayı almış olup kısa zaman içinde hemşehrilerimizin hizmetine sunulacaktır. Anjiyo merkezi açılışı konusunda son aşamaya gelinmiştir. Aydıntepe ve Demirözü İlçe Devlet Hastanelerimizde hemodiyaliz ünitesi hizmet vermeye başlamıştır. Diş hastanemizde gömülü diş çekimi, eklem ve diş sıkma tedavileri, kist operasyonları, çene kırıkları tedavisi gibi cerrahi alanlarda hizmet verecek olan ağız ve çene cerrahisi uzmanımız hizmet vermeye başlamıştır. Sahip olduğu yatak kapasitesi ve nitelikli personeliyle Bayburt Devlet Hastanesi sağlık alanında önemli bir merkez olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine şehrimizde yapılacak olan sanayi yatırımları kapsamında geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından onaylanan 800 milyon liralık yatırım bedeliyle 65 bin metrekare alana yapılacak olan, kendi enerjisini kendi üreten, yeşil sanayi konseptinde olan Sanayi Sitesi Projemizle gerek istihdam gerekse üretim alanında Bayburt’umuz önemli bir noktaya kısa zaman içinde gelecektir. Organize sanayi bölgesinde tamamlanan ve yapımı devam eden teknoloji ürünlerinin üretimi yapılacak olan fabrikalarımızla istihdam ve üretim alanında Bayburt’umuz yine bölgenin sayılı merkezleri hâline gelecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim alanında Bayburt, üniversitemizin sahip olduğu öğrenci sayısı ve fiziki şartlarla yine bölgenin önemli eğitim merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Üniversitemiz bu sene yurt dışı öğrenci kabulüne başlamış olup, açılan yeni birimler ve nitelikli öğretim üyesi kadrolarıyla birlikte dünya üniversite liginde üst sıralara tırmanmaya devam etmektedir.
Şehrimizde tarım alanında gelinen son noktadan bahsetmek istiyorum. Türkiye Yüzyılı’nın Tarımda Vizyon Projesi sulama yatırımları ile Bayburt’umuzda tamamlanan baraj ve göletler endüstriyel tarım ürünlerinde Bayburt'ta büyük bir dönüşüme yol açmıştır. Yıllık şeker pancarı üretimi, 2023 yılında 33 bin dekara, ayçiçeği üretimi 3 bin dekara çıkmıştır. Yine ilk defa bu yıl, modern sulama sistemleriyle aynı sezonda iki farklı ürünün alındığı yıl olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Ateş, lütfen tamamlayın.
ORHAN ATEŞ (Devamla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; her seçimde liderimiz ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın arkasında Bayburt Kalesi gibi dimdik duran Bayburtlu tüm hemşehrilerim adına, Bayburt’umuza yapılan bu yatırımlar ve hizmetlerden dolayı kendilerine sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Cumhurbaşkanımızın şu ifadesiyle sözlerime son vermek istiyorum: “Bayburt bizi sevdi, biz Bayburt’u sevdik.”
Yüce Meclisimizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi ve Bayburtlu tüm hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Ateş.
Şimdi, gündem dışı ikinci söz, Balıkesir’in sorunları hakkında söz isteyen Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’ya aittir.
Sayın Sarı, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, Balıkesir’in sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
SERKAN SARI (Balıkesir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İstiklal Madalyası’nı hak eden, AKP mensupları tarafından verilen sözün tutulmasını bekleyen Kuvayımilliye kenti Balıkesir’in sorunlarını dile getirmek üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Her şeyden önce, yirmi iki yıllık AKP iktidarının Balıkesir'de yaratmış olduğu sorunları dile getirmek için değil beş dakika, elli beş dakika da konuşsak ne yazık ki anlatmaya yetmez. AKP’den önce Balıkesir Türkiye'yi doyuran şehirdi, tarımın başkenti olarak bilinirdi ve aradan geçen yıllar sonunda yirmi yıl önce Bigadiç Türkiye’nin yumurta borsası merkeziydi ama ne yazık ki gerekli destekler ve yardımlar yapılmadığı için bu değerini kaybetti ve yitirdi.
Desteklerle mağdur edilen hayvan yetiştiricilerimiz, et üreticilerimiz, yine kendilerine destek verilmek yerine ithalatçıya destek verildiği için her geçen gün geriledi ve fakirleşti. Bugün Bandırma Limanı’nı et limanı hâline getirdiniz. Peki, yaptığınız bu ithalatlarla eti ucuzlatabildiniz mi? Ne yazık ki halkımız hâlâ daha ucuz ete ulaşamadı. Peki, bu neden bu durumda biliyor musunuz? Et meselesi, ot meselesidir. Süt meselesi ot meselesidir. Hayvancılık, mera meselesidir ama meralarımızı bir bir yok ediyorsunuz, ranta teslim ediyorsunuz.
Ayrıca, tarımın başkenti olan Balıkesir'de tarım arazilerimiz ne yazık ki bankaların icraları yüzünden bir bir satılıyor ve el değiştiriyor. Bugün bölgemizde yaklaşık 45 hektar tarım arazisi, değeri 90 milyonu bulan arazi, 16 ilçemizde tarla, tarım arazisi, zeytinlik vasfında birçok mülk icradan satılık durumda; üreticimiz, çiftçimiz tarımdan koparılmış durumda. Tarım ve hayvancılığı bitirdiniz, farkında mısınız?
Sayın Başkanım, üzülerek söylemek isterim ki yıl 2024, uzaya astronot gönderdik ama biz Balıkesir'in hâlâ yol sorunlarını konuşur, anlatır, tartışır durumdayız. Balıkesir ve ilçelerimizde bitmeyen yolları Balıkesirlilerin kaderi hâline getirdiniz. Balıkesirliler bu kaderi kabul etmiyor bunu bilesiniz. Balya “Kaderini değiştirecek.” dediğiniz yolu on yıldır bekliyor. Sındırgı “Bereket getirecek.” dediğiniz termal yolu yedi yıldır; İvrindi, Bergama yolunu on yıldır; Erdek, çevre yolunu yıllardır bekliyor. Balıkesir'de en büyük beceriksizliğiniz de Balıkesir-Dursunbey Karayolu’dur. 2012 yılında başladığınız bu yolu -pişmiş tavuğun başına gelmeyenler geldi- ne yazık ki, hâlâ, yıllar geçmiş olmasına rağmen bitiremediniz; aynı durum Kepsut-Savaştepe yollarımızda da yaşanmakta. Birçok kırsal mahallemizin yolları ne yazık ki perişan hâlde. Vatandaşlarımız sizden hizmet bekliyor.
Ayrıca, Marmara, Avşa, Ekinlik Adalarında yaşayan vatandaşlarımız, gemi fiyatlarının pahalılığı durumundan merkez karaya ulaşmakta zorluk yaşıyor ve sizler bunu biliyor olmanıza rağmen sadece seyrediyorsunuz.
Gizemli bir konuya daha dikkat çekmek isterim: Yolcu inmeyen havaalanı olur mu? AKP yapınca oluyor. Balıkesir’de hayalet bir havaalanı var “Yılda 1 milyon yolcu olacak.” dediğiniz, dört yıldır bir tek tarifeli uçağın inmediği bir havaalanına sahibiz. “Hava yolunu halkın yolu yaptık.” dediniz, 600 milyon lira masraf ederek bir havaalanı yaptınız, ne yazık ki havaalanını çürümeye terk ettiniz. Hayalet havaalanına elektrik bakım ihalesi, ot toplama ihalesi hatta bakım ihaleleri yaptınız ama bir tek uçak indiremediniz. Trajikomik olan şeyse -şuraya dikkat çekmek isterim- Balıkesir’de 2 havaalanımız var, AKP’li Büyükşehir Belediyesi, Sabiha Gökçen Havaalanı’na günde 4 defa otobüsle sefer yapmakta. Hani diyorlar ya “Fıkra bu kadar.” İşte, tam da öyle bir durumdayız.
Bir diğer konuya daha değinmek isterim: “Sağlıkta Dönüşüm” diye başlattığınız sağlıktaki çöküşün faturasını Balıkesir halkı ödüyor, hastalarımız doktorlara ulaşamıyor. Randevu almak, piyango kazanmak gibi. Uzman doktor sayısı yetersiz, yoğun bakımlarda yatak bulunamıyor. 2018’den bu yana “400 yataklı Balıkesir Devlet Hastanesi inşaatına başladık.” “Başlıyoruz.” “Bitiriyoruz.” dediniz, bir kazma dahi vuramadınız ne yazık ki. Bütün ilçelerimizde hastanelerimizin fiziki ortamları yetersiz, tıbbi altyapısı ve kadrosu yetersiz. Burhaniye’de yoğun bakımda yer olmadığı için bir vatandaşımız geçtiğimiz hafta sedyede yaşamını yitirdi. Bunun bedelini ve hesabını Sağlık Bakanımız ve AKP iktidarı vermek zorunda. Balıkesirli hemşehrilerimiz sedyenin üzerinde can veriyor. Edremit’te yeni hastane için on yıldır yer bulamadınız. Bandırma Devlet Hastanesi yetersiz kaldı, yeni bir hastane lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Sarı, lütfen tamamlayın.
SERKAN SARI (Devamla) – Tıp Fakültesi var, bina yok; üç yıl geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki faaliyete geçirilemedi. Balya’da yatırım programına alınan yeni hastane için tek bir kazma vurulmadı, Dursunbey’de uzman doktor yok, Sındırgı’da “Bir buçuk yılda bitecek.” dediğiniz hastane beş buçuk yıl geçti hâlâ bitirilebilmiş değil.
Spor yatırımlarına da bakmak isteriz hızlıca: 2024 yatırım programında Cumhurbaşkanının “Masamda.” dediği, söz verdiği Bandırma Stadyumu ne yazık ki 2004 programına dahi alınmış değil; bu, acı bir tablo. 17 Eylül Stadyumu’nun arkasındaki yüzme havuzu ve gençlik merkezi ne yazık ki yine gündeme alınmamış, olduğu gibi duruyor. Öncelikle kentimizin en büyük sorunlarından biri de çevre sorunları. Edremit Körfezi, Bandırma, Erdek Körfezi, Manyas Gölü, Susurluk Çayı, Gönen Çayı, Kocaçay gibi çaylarımız, denizlerimiz her geçen gün ölüyor, ne yazık ki sizler bu konuda bir adım atmıyorsunuz. Edremit Körfezi’ndeki arıtma tesisini bitiremediniz, bitirmiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Sarı.
Gündem dışı üçüncü söz, Bitlis’teki seçmen usulsüzlüğü iddiaları hakkında söz isteyen Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp’a aittir.
Sayın Çağlar Gökalp, buyurun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
3.- Bitlis Milletvekili Semra Çağlar Gökalp’ın, Bitlis’teki seçmen usulsüzlük iddialarına ilişkin gündem dışı konuşması
SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Bitlis) – Genel Kurulun sayın üyeleri, konuşmama başlamadan önce özgürlük ve barış talepleriyle altmış beş gündür cezaevlerinde süren açlık grevi direnişini selamlıyorum.
Hiç kuşkusuz demokrasinin temel gereklerinden biri de seçimlerdir ama bu temel gereklilik, seçimlerin yapıldığı ortam ve yapılış şeklinden azade değildir. Demokratik bir seçim, şeffaf ve özgür bir ortamda farklı görüşleri temsil eden siyasi partilerin herhangi bir baskı altında kalmadan örgütlenebilmeleriyle başlar. Seçimlerin yönetime demokratik meşruiyet kazandırması sadece seçim yapılıyor olması değildir; meşru sayılabilmesi için aynı zamanda bu gereklerin de yerine getirilmesi beklenir. Seçimler ancak özgür ve çoğulcu bir ortamda genellik, eşitlik ve gizlilik ilkelerine uygun bir biçimde ve dürüstçe yapıldığı oranda geçerli sayılırlar ancak maalesef önceki genel seçimde de gördüğümüz gibi 31 Mart 2024 yerel seçimlerine giderken seçim hilelerine dönük bilgiler yağmaktadır; özellikle partimizin yüksek oy aldığı yerlerde bu durumun daha da yoğunlaştığı görülmektedir. Yerel Seçimler Komisyonumuz bu usulsüzlükleri titizlikle incelemektedir, gerekli itirazları yapmaktadır ancak çoğu itirazımız gerekli incelemeler yapılmadan reddedilmektedir. Komisyonumuz YSK seçmen kayıtlarını incelemesi sonucu tek bir konuta yüzlerce hatta bazen binlerce kişinin seçmen olarak kaydedildiği, partimizin güçlü olduğu illere başka illerden çok sayıda kolluk gücünün seçmen olarak kaydırıldığı, önceki seçimde “yurt dışı seçmen” olarak kaydı bulunan çok sayıda kişinin bu seçimde bölgeye kaydırıldığı gibi çok sayıda usulsüzlük tespit etmiştir.
Seçim bölgem Bitlis'te partimizin 2023 genel seçimlerindeki başarısı Cumhurbaşkanına kadar gitmiş, seçimlerden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan bu başarıdan duyduğu rahatsızlığı dile getirmişti. Bu rahatsızlığın yarattığı korkudan olacak ki iktidar hileli yöntemlerle seçime gitmeye çalışmaktadır. Tatvan ilçesinde önceki seçimlerde askerî alanlarda adreslerde yer almayan yeni seçmenler tespit edilmiştir. Ayrıca, bu adreslerde bu kadar çok sayıda insanın yer alabileceği nitelikte binaların olmadığı bilinmektedir. Askerî lojmanların dışında kışlanın kendi askerî yerleşkesinde adlandırılan bloklara yüzlerce seçmen kaydırılmıştır. Partimizin YSK verilerini incelemesi sonucu Tatvan ilçesi Kale Mahallesi Çevreyolu Caddesi’nde 214 ve uzantısı adreslerde olağan dışı artışlar olduğu tespit edilmektedir. Mayıs 2023 seçimlerinde bu adresler yok yani hiçbir seçmen kaydı yok. Şu andaysa bu adreste 1 Ekim 2023 itibarıyla 708 seçmen kayıtlıdır. Altı ay içerisinde 708 seçmenin ikametine uygun böyle bir adresin yapılması hayatın olağan akışına aykırıdır. İlçe seçim kuruluna yaptığımız itiraz reddedildi. Adres, Onuncu Komando Tugay Komutanlığına bağlı bir kışlaymış. Altı ay önce kimsenin ikamet etmediği bir adreste bir anda 708 kişinin ikamet etmesi kışla olduğu için normalmiş, inceleme yapmaya gerek yokmuş. İlçe Seçim Kurulu bu adreste hizmet binaları ve misafirhanenin de bulunmasını gerekçe yapmış.
Yine, Tatvan Saray Mahallesi’nde aynı hanede 20'den fazla seçmenin bulunduğu, örneğin bir hanede 118 seçmenin olduğu adres de dâhil 7 adres için itiraz edildi. İlçe Seçim Kurulu tarafından askerî alan olduğu için olağanüstü bir durum olmadığı gerekçesiyle kişilerin tek tek araştırılmasına gerek olmadığı kanaatiyle itirazlarımız yine reddedildi. Tatvan’da toplamda itiraz edilen 1.140 seçmenin kayıtlı olduğu bu adreslerin tümü sadece askerî alan olmaları sebebiyle araştırma yapılmaksızın reddedilmiştir.
Bitlis'te merkezdeki Cumhuriyet Mahallesi’ndeki 8 no.lu adreste 53 seçmenin kayıtlı olmasına itiraz edilmiş, yine Jandarma Komutanlığı Sosyal Tesisleri Müdürlüğüne bağlı olduğu gerekçesiyle itiraz reddedilmiştir.
Yine, yerel kaynaklardan gelen çok sayıda bilgiye göre Mutki, Tatvan ve Bitlis merkez köylerindeki bazı köy korucuları, belediye başkanlığı seçimleri için il ve ilçe merkezlerine taşınmaktadır.
Sayın milletvekilleri, seçimlerin adil ve şeffaf yürütülmesinden sadece partimiz ve halkımız sorumlu değildir. Devletin tüm ilgili kurumlarının, özellikle muhalefet partilerinin, sivil toplum kuruluşlarının da sorumluluğu vardır. Bu anlamda tüm kesimleri, sorumluluğunu yerine getirmeye buradan davet ediyoruz. Ayrıca iktidara da sesleniyoruz: Halkın iradesinden korkmayın, bu korkuyla yanlış işlere tevessül etmeyin. Yıllardır sömürge valisi olarak atadığınız kayyumlarla halkın iradesini gasbediyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Lütfen tamamlayın.
SEMRA ÇAĞLAR GÖKALP (Devamla) – İlk fırsatta, halkın kayyumları ve sömürgeci zihniyetinizi ait oldukları yerlere göndereceğinin farkındasınız, bu sebeple türlü türlü hilelere başvuruyorsunuz; bundan derhâl vazgeçin. Bizler, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi olarak, seçimlerin adil ve şeffaf yürütülmesi için halkımızla kol kola, onlardan aldığımız güçle mücadelemizi sürdüreceğiz ve halkımızla beraber bu hilelerin hepsini boşa çıkaracağız; bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Genel Kurulu selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Çağlar Gökalp, teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.
İlk söz İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’a aittir.
Sayın Ayrım, buyurun.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ın, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde Türk düşmanlığının belgesi niteliğinde iki rapor onaylandığına ilişkin açıklaması
ŞAMİL AYRIM (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde Türk düşmanlığının belgesi niteliğinde iki rapor onaylandı. Birinde, Azerbaycan direkt hedef alındı; rapor Ermeni yalanlarıyla doluydu. Karabağ zaferi ve geçen yılki antiterör operasyonları sonrası topraklarını işgalden kurtaran Azerbaycan suçlandı. Azerbaycan, Karabağ’da Ermeni çetelerinin ateşi altında kalan Ermeni sivilleri koruma altına alıp güvenli bir şekilde bölgeden tahliye etmişti ve bu durum Birleşmiş Milletler temsilcileri tarafından da rapor edilmişti. Buna rağmen, başta Ermenistan, Fransa’nın desteği, maalesef PKK teröristlerinin savunucuları tarafından da bu rapor onaylandı ve Azerbaycan’ın bu üyeliği düşmüş oldu. Bir yıl Azerbaycan bu toplantılara katılamayacak. AKPM’deki Türk düşmanlığı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Adana Milletvekili Ayhan Barut…
2.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, mazota yapılan zamların çiftçiyi vurduğuna ilişkin açıklaması
AYHAN BARUT (Adana) – Sayın Başkan, çiftçinin en büyük girdi maliyeti mazot ama zamlar çiftçiyi vurdu. AKP iktidara geldiğinde 1,48 lira olan bir litre mazotun fiyatı şu anda 43 liraya dayandı. Yine, yarın 2 lira 30 kuruş zam geleceği söyleniyor. AKP mazotla bizi terbiye etmeye çalışıyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin yapıldığı 28 Mayısta yaklaşık 20 liraydı, aradan geçen sekiz ayda yüzde 115 zam geldi. Bu sene asgari ücretin açıklandığı gün fiyatlar 36 lira seviyesindeydi, o günden beri yüzde 18 zamlandı. Türkiye'de çiftçimiz yıllık yaklaşık 3,5 milyar litre mazot kullanıyor ama zamlar bitmiyor, çiftçimiz bitiriliyor.
Üretime düşmanlık anlayışını kınıyor, zamların geri alınmasını, mazotta KDV ve ÖTV indirimini istiyoruz.
BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı…
3.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, Cumhurbaşkanı ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan seçim beyannamesine ve 31 Mart seçimlerine ilişkin açıklaması
CEVAHİR ASUMAN YAZMACI (Şanlıurfa) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bugün açıklanan seçim beyannamemizde Türkiye Yüzyılı şehirleri için gerçek belediyecilik düsturuyla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nın inşasına katkı sunacak aralarında Şanlıurfa’mızın da bulunduğu birçok belediye başkan adaylarımız geçtiğimiz haftalarda tanıtıldı. İnşallah 1 Nisan sabahı bütün il ve ilçelerde AK PARTİ’nin zafer günü olacak, Türkiye güçlü yerel yönetimleriyle daha güzel bir güne uyanacak. Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazırız, kararlıyız. 31 Martta tüm şehirlerimizi gerçek belediyecilikle taçlandıracağız. Seçim akşamı Türkiye haritasını Cumhur İttifakı renkleriyle donatacağız.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Başkan adayımız Zeynel Abidin Beyazgül başta olmak üzere, vatandaşlarımıza hak ettikleri değeri verecek başkan adaylarımızın her birine bu süreçte kolaylıklar diliyor…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Aydın Milletvekili Evrim Karakoz…
4.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, emekli aylıklarına ilişkin açıklaması
EVRİM KARAKOZ (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP iktidarları döneminde emekli aylıkları asgari ücretin altına düştü, emekli ikramiyeleri eridi, pula döndü. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemiyle birlikte ise emekli vatandaşlarımız âdeta kâbusu yaşıyor.
Yıllarını devletimize hizmet için harcayan emeklilerimiz huzura, refaha ve rahata en çok ihtiyaç duydukları dönemde büyük sıkıntılarla karşı karşıyalar. Emekliler geçinemiyor, barınamıyor, çarşıya pazara çıkamıyor.
Bugün, yaklaşık 4 milyon emeklimiz kirada oturuyor. Son beş yılda konut kiraları 10 kat artarken emekli maaşları sadece 3,5 kat arttı. Ortalama 2 bin-3 bin lira civarında olan kiralar, bugün, 12 bin-15 bin liralara çıktı. Soruyoruz: Emekliler 10 bin lira aylıkla bu kiraları nasıl ödeyecek? Emeklileri aç bıraktınız, bari açıkta bırakmayın; en düşük emekli aylığını asgari ücrete eşitleyin.
BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar…
5.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, beş gündür Urfa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde bir skandal yaşandığına ilişkin açıklaması
FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Beş gündür Urfa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde bir skandal yaşanıyor; sabit geliri olan, kendi hâlinde bir ailemiz on bir ay önce Aile Bakanlığı yetkililerine başvurarak beş aylık bir bebeği evlat ediniyor. Bir yıl sonra Bakanlık yetkilileri aileyi arayıp “O çocuğu sizden alıp daha zengin bir aileye vereceğiz.” diyor, “Eğer talep ederseniz size başka bir çocuk verelim.” teklifinde bulunuyorlar. Bu teklifi biz insanlık dışı buluyoruz. Çocuğu öz ailesinden daha fazla sahiplenen aile çocuğu Bakanlıktan geri istiyor. Aile beş gündür evine gidemiyor, kapının önünde oturuyor.
Çağrımız Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere Mecliste bulunan bütün milletvekillerinedir. Zulme sessiz kalmak, zulme ortak olmaktır. Urfa'da devam eden bu zulme bir an önce son verin.
BAŞKAN – Samsun Milletvekili Murat Çan…
6.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, yirmi dört saat içinde motorine üst üste yapılan 2 zamma ilişkin açıklaması
MURAT ÇAN (Samsun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Meşhur slogan milletin canını yakmaya devam ediyor son yıllarda. “Yaparsa AK PARTİ yapar.” Evet, yaparsa AK PARTİ yapar. AK PARTİ zam yapar, millete zulüm yapar. İşte, son eseriniz 24 saat içinde motorine üst üste 2 zam. Dün gece 1 lira 38 kuruş, bu gece -24 saat sonra- 1 lira 40 kuruş motorine zam geliyor, benzin de arkasından koşmaya çalışıyor. Dün gece Cumhurbaşkanı ejder meyveli “smoothie”sini içerken akaryakıta zam geldi esnaf, üretici, gençler, şoför esnafı kan ağlamaya başladı. Akaryakıt zammının iğneden ipliğe her şeye yeniden zam getireceğini hatta zamları katmerleyeceğini artık kundaktaki bebek bile biliyor çünkü onun bezine de zam geliyor. Bu zam çiftçiyi vuracak, esnafı vuracak. Benim sorum şu:..
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Melih Meriç…
7.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, belediye ve il özel idaresi şirketlerinde çalışan mühendis, mimar ve şehir planlamacıların haksızlığa uğradığına ilişkin açıklaması
MELİH MERİÇ (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Belediye ve il özel idare şirketlerinde şirket işçisi olarak 4857 İş Kanunu’na tabi çalışan memur eliyle yürütülmesi gereken işlerin birçoğunu icracı ve imzacı olarak yürüten mühendis, mimar ve şehir planlamacı haksızlığa uğramaktadır. Bu kadrolarla aynı işleri yürüten memurlar arasında mali ve özlük hakları açısından büyük farklılıklar vardır. Bu durum iş barışını zedelemiş, özlük hakları dengesini bozmuş, eşit işe eşit ücret ilkesine ters düşmüştür. Çalışma barışının sağlanması için bu personelin devlet memuru kadrosuna geçirilmesi gerekmektedir. Kamu yararı gözetilerek yapılan tüm işlerde çalışan mimar, mühendis ve şehir planlamacılarının mağduriyeti giderilmeli, ayrıca kamu mühendisleri, mimarlar ve şehir planlamacılarının özlük mağduriyetleri de çözülmelidir.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Mersin Milletvekili Gülcan Kış…
8.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Kredi kartına taksit kaldırılmalı.” Açıklamasına ilişkin açıklaması
GÜLCAN KIŞ (Mersin) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dar gelirli vatandaşlarımıza kredi kartı kullanmaktan başka çare bırakmayan Hükûmet, gözünü vatandaşın kredi kartına da dikmiştir. Maliye Bakanı Şimşek “Kredi kartına taksit kaldırılmalı.” diye açıklama yaparken Şimşek’in ardından benzer bir açıklamayı da Türkiye Bankalar Birliği Başkanı yapmıştır. Geliri giderlerini karşılayamadığı için geçimini kredi kartıyla ve taksitlerle sağlayan vatandaşlar bir ekmeği bile kredi kartıyla almak zorunda bırakılmıştır. Görüyoruz ki AKP Hükûmetinin ekonomi yönetimi, yaşanan ekonomik krizin faturasını yine vatandaşa çıkarmak istemektedir. Yüksek enflasyon, her geçen gün gelen zamlar vatandaşları kredi kartına mecbur bırakmıştır.
Sayın Bakan, siz, taksitlerle bütçesini ancak denkleştirebilen asgari ücretlilerden oluşan bir sefalet toplumu yarattınız. “Artık yeter!” diyoruz, bu krizi vatandaşın cebinden çözmeyi bırakın.
BAŞKAN – Burdur Milletvekili İzzet Akbulut…
9.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, milyonlarca emekçinin vergide adaletin sağlanması için destek beklediğine ilişkin açıklaması
İZZET AKBULUT (Burdur) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; milyonlarca emekçimiz vergide adaletin sağlanması için bizlerden destek bekliyor. Herkesin vicdanına sesleniyorum: Az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi almak vicdana, hukuka, hakka sığar mı? O meşhur 5’li şirkete on dokuz yılda 250 milyar dolarlık ihale verildi, 129 kez vergi borçları silindi; iş, emekçimize geldiğinde niye sessiz kalıyoruz? Aşağı yukarı kesintilerin yüzde 40'ı bulduğunu hepimiz biliyoruz. Her ay damga vergisi alınıyor. İşçi sınıfının ahı ve vebali, ne yazık ki böyle giderse hepimizin üzerinde olacak. Gelin, bu haksızlığı hep beraber giderelim, gelir vergisinin ilk dilim vergi oranını yüzde 10’la sınırlandıralım, damga vergisini kaldıralım, asgari ücret vergi istisnasını çalışanın lehine düzenleyelim, zenginin de fakirin de aynı oranda vergi verdiği bu sistemi değiştirelim.
BAŞKAN – Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan…
10.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Uluslararası Adalet Divanının İsrail'le ilgili kararını memnuniyetle karşıladıklarına ancak yeterli bulmadıklarına ilişkin açıklaması
MESTAN ÖZCAN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; insanlık tarih boyunca gördüğü en büyük zulümlerden birine şahitlik ediyor, İşgalci İsrail kadın, çocuk, yaşlı ve sivil ayırt etmeksizin Gazze'de soykırım suçu işliyor. Yaşanan bu işgal ve soykırım vicdan sahibi yürekleri kanatıyor, başta bölgemiz ve Orta Doğu olmak üzere tüm dünyanın huzuruna kastediyor. Uluslararası Adalet Divanının Güney Afrika’nın açtığı soykırım davasında İsrail'in Gazze sakinlerine yönelik öldürme, saldırı ve yıkımla ilgili her türlü eylemden kaçınmasına ve soykırımı önlemek için tüm tedbirleri almasına hükmettiği kararını memnuniyetle karşılıyor ancak yeterli bulmuyoruz, çok ivedi olarak ateşkes kararı da alınmalıdır. İsrail’in, hukuksuz işgal hareketi ve katlettiği insanlar için uluslararası hukuk önünde ve tüm dünyanın vicdanında yargılanmasını, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, yakından takip edeceğiz.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap.
11.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, hastayı fiziki olarak gören, muayene eden özel hekimlerin reçetesinin SGK tarafından kabul edilmemesine ilişkin açıklaması
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Sağlıkta bir skandalla daha yüz yüzeyiz. Hastayı fiziki olarak gören, muayene eden özel hekimlerin reçetesi SGK tarafından kabul edilmiyor, e-reçeteleri kabul edilmiyor. Sağlığı ticaret olarak görüyorsunuz, hastalık üzerinden patronlara para kazandıran bir sistem daha kurdunuz. Sağlık Bakanlığının çıkardığı Uzaktan Sağlık Hizmeti Yönetmeliği’yle -10 Şubat 2022- hastayı hiç görmeden, telefon üzerinden, ekran üzerinden muayene eden bir sistem kurdunuz, 190 lira civarında ücret alıyorsunuz ve buradan, hastayı görmeden, dokunmadan, herhangi bir giydirilebilir cihaz dahi kullanmadan hastaya reçete yazıyorsunuz ve bu reçeteyi de Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) kabul ediyor; böyle bir sistem dünyada herhâlde tek. Uzaktan tıp bu şekilde değil dünyada ama yine kimlere para kazandırıyorsunuz ve randevu veremediğiniz hastaları bu yolla tekrar mı soyduruyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Konya Milletvekili Barış Bektaş…
12.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, bir defaya mahsus olmak üzere ehliyet affının hayata geçirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması
BARIŞ BEKTAŞ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 300 bini aşkın yurttaşımızın trafik cezaları ve benzeri nedenlerden dolayı ehliyetlerine el konulmuştur. Bu 300 bini aşkın yurttaşımızın büyük bir çoğunluğu ise taksi, dolmuş, otobüs ya da kamyon kullanarak yani şoförlük mesleğiyle hayatını kazanan kişilerdir. Ölümlü ya da yaralanmalı kazalara karışmadan ehliyetlerine el konulmuş olan bu yurttaşlarımız için bir defaya mahsus olmak üzere ehliyet affını hayata geçirmemiz gerekmektedir. Zira ehliyetini tekrar kazanmak adına sürücü davranışlarını geliştirme eğitimine katılması gereken yurttaşlarımız il sağlık müdürlüklerinin bu eğitimleri düzenli olarak yapmaması nedeniyle eğitime de katılım gösterememektedir. Bu insanların mağduriyetini görmezden gelmemiz mümkün değildir ve bir defaya mahsus çıkaracağımız ehliyet affıyla başta şoförler olmak üzere yüz binlerce yurttaşımızın engelini kaldırmamız şarttır.
Saygılar.
BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan…
13.- İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan’ın, yaklaşmakta olan yerel seçimlerin ülkenin kalkınma yolundaki ilerleyişini şekillendireceğine ilişkin açıklaması
HALİT YEREBAKAN (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yaklaşmakta olan yerel seçimler belediyelerin geleceğiyle birlikte ülkemizin kalkınma yolundaki ilerleyişini şekillendirecektir. Şehirler nüfusun çoğunluğuna ev sahipliği yapmakta ve karşılaştıkları zorluklar artmaktadır. Partimizin seçim beyannamesiyle vatandaşlarımızı odağa alan bir gelecek inşa etme vizyonumuzu paylaştık. Türkiye Yüzyılı belediyeciliği, sadece altyapı çalışmaları değil, aynı zamanda yüreklerdeki umutları, sokaklardaki hayatları ve geleceğe dair hayalleri inşa etmektir. Bizler hizmet ettiğimiz her yerde kaldırımları vatandaşlarımızın yürüdükçe hissedecekleri huzur ve güvenle döşüyoruz. Bu toprakların evlatları olarak şehirlerimizi Ege’nin mavilikleri kadar güzel, Torosların dorukları gibi yüce kılma gayretindeyiz. İstanbul'un tarihini, Antalya’nın doğal güzelliklerini, İzmir’in canlılığını, Konya’nın huzurunu, medeniyetimizin mirasını koruyarak gelecek nesillere gurur duyacakları bir Türkiye bırakmayı amaçlıyoruz çünkü biz yıldızlar kadar parlak, Mevlâna’nın sözlerindeki gibi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Osmaniye Milletvekili Asu Kaya…
14.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, Kadirli’nin temiz su sorununa ilişkin açıklaması
ASU KAYA (Osmaniye) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Şu fotoğrafta gördüğünüz, Kadirli’mizin musluklarından akan su, neskafe renginde akan şu suya bir bakın. Her yağmur sonrası Kadirli’nin suyu çamurlu akıyor, yıllardır bu sorun büyüyerek devam ediyor. Soruyorum: Hangi bakterileri taşıdığı, hangi hastalıklara yol açacağı belli olmayan böyle bir suyu siz çocuklarınıza içirebilir misiniz? Sene 2024, Kadirli halkı bebeğini, çocuğunu hâlâ kazanda su kaynatarak yıkıyor. Çamaşırını, bulaşığını yıkayamayan ama her türlü vergisini ödeyen 128 bin nüfusa bu suyu nasıl reva görürsünüz? Soruyorum: Bu suda bir problem yoksa kentin Belediye Başkanı bu suyu içerken video çekip halkla paylaşsın da görelim. Kâğıt üzerinde ayırdığınız milyarlarca liralık bütçelerle bir an önce Kadirli’mize temiz suyu getirin, halkın sağlığını riske atmayın.
BAŞKAN - Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen…
15.- Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in, açılışı sürekli ertelenen Çukurova Bölgesel Havalimanı’na ilişkin açıklaması
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Sayın Başkan, bugün 30 Ocak 2024 ve Mersinlilerin hasretle beklediği Çukurova Bölgesel Havalimanı bu ay da açılmadı. Defalarca kez söz verilmesine rağmen açılışı sürekli ertelenen havalimanı için en son Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın Abdulkadir Uraloğlu 18 Aralık 2023 tarihinde yani otuz beş gün önce, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ise 25 Aralık 2023 tarihinde yani tam bir ay önce, ocak ayı içerisinde açılacağını ilan etmişti. Mersin Havalimanı; 2011 yılında ilk ihalesi yapılan, dönemin Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen'in “2013 yılında bitecek.” dediği ve günümüze kadar defalarca kez uzatılan ihaleler, bir türlü bitirilemeyen bir havalimanı.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aynı tarih dilimi içerisinde aynı dönemde söz verilen Ordu-Giresun Havalimanı deniz doldurularak 2015 yılında, İstanbul Havalimanı dere tepe doldurularak 2018 yılında, Rize Havalimanı ise yine deniz doldurularak…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu…
16.- İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu’nun, politik tutsakları sahiplenmeye devam edeceklerine ve 1-15 Şubat tarihleri arasındaki büyük özgürlük yürüyüşüne ilişkin açıklaması
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) – İzmir’de Ezilenlerin Sosyalist Partisi İl Başkanı Kerim Altınmakas, Gülseren Olgun, Vezan Özoğlu, Yaşar Aslan TÖP Parti Meclisi Üyesi Didar Gül hapishanelerde devrimci komünist tutsakları görüşe gittikleri, para yatırdıkları için gözaltına alındılar. Politik tutsakları sahiplenmeye devam edeceğiz. Ezilenlere hapishanede uygulanan tecrit politikalarına karşı susmamaya çağırıyoruz, 1-15 Şubat tarihleri arasında bir kolu Van’dan bir kolu Kars’tan başlayacak olan büyük özgürlük yürüyüşüne davet ediyoruz.
BAŞKAN - Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül…
17.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezinin açıkladığı, protesto edilen senet sayılarının illere ve bölgelerine göre dağılımına ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Sayın Başkan, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi protesto edilen senet sayılarını, illere ve bölgelerine göre dağılımını açıkladı. Aydın, Ege bölge sıralamasında İzmir ve Manisa'dan sonra 3’üncü sırada. Aydın'da 2023’te protesto edilen 3.692 senedin toplam tutarı 208 milyon 476 bin 448 TL oldu. Ege Bölgesi’nde yıl içerisinde protesto edilen senetlerin toplam tutarı 2 milyar 229 milyon 476 bin 577 oldu. Açıkça, iflas ekonomisi, İktidarın memleketi getirdiği bu noktadır; ödenemeyen krediler, protesto edilen senetler, siftah etmeyen, batan esnaflar, girdi maliyetleriyle üretemeyen, ürettiği para etmeyen çiftçiler, gelecek kaygısı olan işsiz gençler, sefalet sınırındaki emekliler ve yoksullaşan milletimiz; hesabı 31 Martta, sandıkta mutlaka soracaklar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Uşak Milletvekili Ali Karaoba…
18.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak’ta merkeze bağlı Derbent köyünün uzun yıllardır yatırım almadığına ilişkin açıklaması
ALİ KARAOBA (Uşak) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Şehrim Uşak ne yazık ki yandaş ve beceriksiz yönetimler nedeniyle büyük sorunlar yaşıyor. Merkeze bağlı 6’ncı büyük köy olan Derbent, 2 bin kişilik nüfusa rağmen uzun yıllardır yatırım almıyor, Cumhur İttifakı’nda sadece vaat dinliyor. Daha küçük köylerde bile bulunan düğün salonu ve çok amaçlı bir salon bile mevcut değil, gençlerin spor yapacağı bir alan yok. Küçük Derbent Mahallesi’nde vatandaşlar Gediz Nehri üzerinde tahta köprüden geçiyor. Her selde köprü gidiyor, vatandaş kendi çabasıyla tekrar köprüyü yapıyor. Küçük Derbent’te araçların geçtiği köprü ise tek şerit ve ayaklarından biri yıkılmak üzere. Uşaklılar cumhuriyetin 2’ci yüzyılında bu manzarayı hak etmiyor. Yıllardır “Yol ve köprü yaptık.” diye övünen iktidarın tüm Derbentlilerden özür dileyip bir an önce bu sorunu çözmesi gerekiyor.
Derbentliler hakkını alacak, Uşak hakkını alacak.
BAŞKAN – Adana Milletvekili Orhan Sümer…
19.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Adana İl Göç İdaresi Müdürlüğünün düzensiz göçmenleri taşımak için açtığı araç kiralama ihalesine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Düzensiz göçmenlerin, sığınmacıların kaçak şekilde ülkemize girmelerini Türkiye'ye, özellikle memleketim Adana'mıza getirdiği sorunları, yüklediği külfeti defalarca dile getirdim. Şimdi buradan bir belge göstermek istiyorum: Adana Göç İdaresi Müdürlüğü sınır dışı edilecek düzensiz göçmenlerin havalimanlarına, hudut kapılarına götürülmesi için araç kiralama ihalesi açıyor. İhale tutarı 2 milyon 870 bin lira. Milyonlarca çocuğumuz ekonomik sorunlar nedeniyle okul servisi dahi kullanamazken Adana Göç İdaresi düzensiz göçmenleri taşımak için bir senelik otobüs kiralıyor. Bir ay gece gündüz demeden çalışıp burada bahsi geçen paraların onda 1’ini kazanamayan milyonlarca işçimiz, emekçimiz, asgari ücretlimiz varken bu tür işlerin yapılması kamu vicdanını yaralamaktadır. Adanalı hemşehrilerim kendilerinden kesilen vergilerin yabancılara değil, kendi öz evlatlarına yatırım olarak dönmesini istemektedir.
BAŞKAN – Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız…
20.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, çay ve simit hesabına, en düşük emekli maaşı en az asgari ücret olana kadar mücadeleye devam edeceklerine ilişkin açıklaması
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) – Sayın Başkan, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.
Recep Tayyip Erdoğan 1993 yılında yaptığı bir konuşmada çok güzel çay ve simit hesabı yapıyor ve iktidarı zalimlikle suçluyordu. 1 çay, 1 simit 20 lira -Tayyip Erdoğan’a inanan insanlarımız 3 çocuk yaptı- 5 kişilik bir aile günde 3 öğün çay ve simit yese günde 300 lira, ayda 9 bin lira ödeyecek. En düşük emekli maaşı 10 bin, asgari ücret 17.002 lira. Yirmi dokuz yıl sonra Sayın Erdoğan’ın sözleriyle sesleniyorum: Bu zalim yönetim bu aziz millete 1 bardak çay ile 1 simidi bile layık görmüyor mu? Halkımız sadece çay ve simit yese dahi evin kirasını, elektrik parasını, yakıtını, internetini, telefonunu, su parasını kim ödeyecek, çoluk çocuğun masrafını kim karşılayacak? Halkımıza çay ve simit hesabı yaptıranlara yazıklar olsun!
En düşük emekli maaşı en az asgari ücret olana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Emeklimiz sizden sadaka değil, hakkını istiyor.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi siyasi parti Grup Başkan Vekillerimizin söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz Saadet Partisi Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’ya aittir.
Sayın Kaya, buyurun.
21.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okutulacağını iktidar partisi Grup Başkan Vekillerinden televizyonlardaki canlı yayında öğrendiklerine ve bu konunun kendilerine 14.55’te ifade edildiğine, Meclis Başkanının böyle önemli bir konu konuşulurken şu an yurt dışında olduğuna, bu kararın bugün okutulmamasını ve partilere müzakere etme imkânının tanınmasını istirham ettiklerine, Meclis Başkanından öngörülebilir olmasını beklediklerine ilişkin açıklaması
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Öncelikle, her ne kadar bugün Meclisi siz yönetiyor olsanız da birazdan ileteceğim hususlar Meclis Başkanının kendisine ve iktidar partisinin karar verici kişisine ait, dolayısıyla şahıs olarak üzerinize almamanızı temenni ederek sözlerime başlıyorum çünkü siz bugün, Başkan Vekili olarak bunu yönetiyorsunuz. Karar Meclis Başkanının kendisinin de değil, Meclis Başkanı sadece kendisine bildirilen kararı size iletti, görev sizde olduğu için siz de bunu okumak durumundasınız; o açıdan, sizi anlayışla karşılıyorum.
Can Atalay’la ilgili bir mahkemenin Anayasa’ya aykırı bulunan gerekçeli bir kararı Meclise daha önce iletilmişti, zannedersem altı ay önce. Sayın Meclis Başkanı bunu okutmayarak Anayasa Mahkemesinden gelen sonucu beklemek üzere bekletti. Meclis Başkanlığı olarak gündemi parti gruplarıyla birlikte değerlendirip müzakere etmemiz lazım ki partiler Genel Kurula gelirken gündeme yeterince hazırlık yapabilsinler. Dolayısıyla biz sizinle saat 14.55’te Danışma Kurulu toplantısının bitiminde sohbet ederken siz Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okutmak üzere size iletildiğini ifade ettiniz. Biz de sizden bir süre talep ettik çünkü bu Anayasa’ya aykırılığı bizim diğer parti gruplarıyla konuşmamız lazım. Sayın Meclis Başkanımız böyle önemli bir konu konuşulurken şu an yurt dışında, onunla konuşmamız lazım çünkü nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa’ya uymayan bir kurum durumuna düşecek ve biz bunu üzülerek iktidar partisinin Grup Başkan Vekillerinin canlı yayında televizyonlara “Biz bu kararı bu hafta okutmayı planlıyoruz.” sözlerinden öğreniyoruz. Paralel bir Meclis yapısı var da bizim mi haberimiz yok Sayın Başkanım? Eğer bir konu Meclisin gündemine gelecekse bu, Meclis Başkanımız ile iktidar partisinin kendi arasında konuşacağı bir konu değil, gruplarla konuşması lazım. Biz iktidar partisinden sonra bu konuyu öğreniyorsak bu Meclisin çalışma kültürüne aykırı olduğu gibi, Meclis Başkanı, seçildikten sonra 600 milletvekilinin başkanı olarak hareket etmiyor, AK PARTİ'nin bir mensubu olarak hareket ediyor manasına geliyor. Onun için, sizden de istirhamımız bu geleneği lütfen bozmayın, bugün bu kararı okutmayın. Hiç olmazsa iktidar partisiyle beraber Meclis gündemini müzakere ettiğiniz gibi bize de bu konuda gerekli çalışmaları yapma imkânı tanıyın. Aksi takdirde, iktidar grubuna daha önce haber verdiğiniz bir konuyu bize son dakika haber vermiş bir Meclis başkan vekili durumuna düşersiniz; bunu da herhâlde Meclis Başkanımız yapmış olsa gerek. Dolayısıyla bu konudaki ilk talebimiz, lütfen, bunu bugün Genel Kurulda okutmayın, partilere bu konuyu müzakere etme imkânı tanıyın ve iktidar partisi ile diğer partilerin tamamının sizin için eşit ve aynı mesafede olduğunu lütfen ortaya koyun.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Aksi takdirde, dediğim gibi, siz de Meclisin Başkan Vekili değil iktidar partisi adına bu Meclisi yönetir, iktidar partisi grubunu yönetir duruma düşmüş olacaksınız.
Bir diğer önemli husus Sayın Başkanım, hukukta öngörülebilir olmak önemli bir şeydir. Hukukta öngörülebilir olmadığınız zaman “hukuk” diye bir şey kalmaz. Yetki kullanan bütün makamlar için de öngörülebilir olmak çok önemlidir. Dolayısıyla “öngörülebilirlik” kavramının olmadığı yerde yetki kullanan hukuka göre davranmış olmaz, bir derebeyi gibi “Bir gün öyle konuşurum, bir gün böyle konuşurum.” gibi davranmak durumunda kalır. Sayın Meclis Başkanımız, altı ay önce kendisine bu gerekçeli karar geldiği zaman -altı aydır- bu gerekçeli kararın bu Mecliste niçin okunmadığını kamuoyuna izah etmek zorundadır. Eğer “Ben bunu bekletici bir mesele yaptım, Anayasa Mahkemesinden bu karar gelinceye kadar bunu okutmadım.” diyorsa, Anayasa Mahkemesinden 2 kez olumlu karar geldi; o zaman, niçin Anayasa Mahkemesinin kararının beklenmesine rağmen, olumlu gelen karara rağmen…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kaya, lütfen son sözlerinizi alalım.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Efendim, önemli bir konu, lütfen, biraz zaman tanıyın.
Dolayısıyla Sayın Meclis Başkanımız, daha önce Enis Berberoğlu kararında, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında ve hatta sizin demokrat olduğunuz dönemde birçok milletvekilinin kesin hükmünü yıllarca okutmayarak dönem sonuna bıraktığınız dönemlerdeki davranışlarınızdaki çifte standardı bu kamuoyuyla paylaşmak zorundasınız. Ne olduysa size 2016'dan sonra oldu çünkü artık demokrasi, özgürlük, insan hakları hak getire. 2016’dan önceki pratiğinizi niçin terk ettiğinizi bu Meclise ve bu kamuoyuna izah etmek durumundasınız. Onun için, Meclis Başkanından ilk beklediğimiz şey öngörülebilir olması. Genel Kurulu toplantıya davet ediyoruz, 2020'de AK PARTİ'nin içtihadının tam tersi bir içtihada AK PARTİ’yle beraber imza atıyor. Bunun gerekçelerini açıklamak zorundasınız; aksi takdirde, Türkiye Büyük Millet Meclisini; İç Tüzük’e Anayasa’ya göre değil, keyfinize göre yorumluyorsunuz manasına gelir.
Bir diğer önemli husus, Sayın Başkanım…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kaya, sürenizi son kez uzatıyorum.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Anayasa Mahkemesinin görevleri arasında olan bireysel başvuru düzenlemesini siz getirdiniz. Dolayısıyla bugün getirdiğiniz bireysel başvuru hakkını kendi vatandaşınıza, kendi milletvekilinize tanımıyorsunuz. Ve yine, Anayasa’nın 153’üncü maddesinin son cümlesi Anayasa Mahkemesinin kararlarının yasama, yürütme ve yargı dâhil bütün organları bağlayacağını söylüyor. Meclis Başkanımız bundan layüsel mi? 153’üncü maddenin son cümlesi aynı zamanda, bunun Meclis Başkanını da bağlayacağını söylüyor. Dolayısıyla siz, Meclis tarihine Anayasa'yı çiğneyen bir Meclis başkan vekili olarak lütfen geçmeyin, bu işi size yaptırmasınlar, Meclis Başkanı gelsin kendisi okutsun, bunu size ihale etmesin çünkü bu, size yakışmaz Sayın Başkanım diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.
Şimdi İYİ Parti Grup Başkan Vekili ve Samsun Milletvekili Erhan Usta’ya söz veriyorum.
Sayın Usta, buyurun.
22.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın okutulacağını Genel Kurul açılmadan beş veya on dakika önce öğrendiklerine, yargı içerisinde siyasi kutuplaşmanın gün yüzüne çıktığına, Parlamento çatısı altında milletvekilliği düşürülecek kişinin isminden ve partisinden ziyade meseleye Anayasa temelli, hukuk esaslı bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğine ve İYİ Parti olarak demokrasiye olan inançlarından, Anayasa’ya olan bağlılıklarından ve hukuka sadakatlerinden asla taviz vermeyeceklerine ilişkin açıklaması
ERHAN USTA (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Tabii, bu, Can Atalay kararının okutulacağına ilişkin düşüncenizi toplantı başlamadan beş veya on dakika önce öğrenmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla aslında bugün bu kısa konuşmada başka gündem maddelerim vardı ancak tabii, onu değiştirip şimdi bu meseleye ilişkin düşüncelerimi ben de sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu, Yargıtayın Anayasa tanımaz hukuk skandalına -öyle anlaşılıyor ki- büyük Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı da eşlik edecek. Yargı içerisinde siyasi kutuplaşma gün yüzüne çıkmış, Anayasa görmezden gelinmiş, hukuk siyasi saikler tarafından esir alınarak adalet keyfiyen işletilir hâle gelmiştir. Hukukun üstünlüğü değil üstünlerin hukuku galip gelmiştir maalesef. “Hukuk” “anayasa” ve “adalet” gibi temel kavramları bünyesinde barındıran cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında böylesi vahim bir skandalın ortaya çıkması demokrasimiz adına üzüntü vericidir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi hukuki literatürden uzak, ideolojik düşünce temelinde bir tutum sergilemiştir. Bu kapsamda, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin almış olduğu karar ne yazık ki hukuki bir metinden ziyade siyasi bir irade beyanıdır. Yüksek yargı organlarının birbirleri arasında hukuka aykırı şekilde kararı yok sayma aşamasına varan bir restleşmeyi adalet sistemimiz açısından kaygı verici bir gelişme olarak takip etmekteyiz. Yargıtayın normlar hiyerarşisine göre en üstte bulunan Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilgili olarak denetim yapma yetkisi bulunmamaktadır. Yargıtayın kendisini Anayasa’dan üstün görmesi kabul edilemez. Yargıtay hem normlar hiyerarşisini tanımayarak Türk hukuk sistemini parçalamış hem de kendisini millet iradesinin üstünde konumlandırmıştır.
Bugün Parlamento çatısı altında milletvekilliği düşürülecek kişinin isminden ve partisinden ziyade meseleye Anayasa temelli, hukuk esaslı bir bakış açısıyla yaklaşmamız gerekmektedir. “Can Atalay” ismi üzerinden Anayasa’nın ihlal edilebilme cüreti üzerine gelecekte uğrayacağımız olası hukuksuzlukların meşru görülmesinin ülkemiz üzerinde yaratacağı tahribatı görmek gerekmektedir. Altını çizerek ifade etmek istiyorum ki biz İYİ Parti olarak Can Atalay'ın tarafında değiliz, biz hukuktan ve Anayasa’dan yana tarafız, biz devleti ebed müddet için olmazsa olmaz olan adaletten yanayız. Eğer ki Türkiye, hukuku adaletli bir şekilde işletilmeyen, Anayasa’sı istenildiği zaman askıya alınabilen bir ülke olarak konumlandırılmak isteniyorsa bilinmelidir ki toplumda bunun sonucu olarak türlü zorbalıklar açığa çıkacaktır. Adalet bir kere hukukun gereğine göre değil siyasi saiklere göre verilirse o ülkede yaşayanların can ve mal güvenliği tehlikeye girecektir. İktidar sahipleri eğer ki çoğunluğun gücünü baskıya dönüştürme gayreti içerisinde ise, bu durumun getireceği tek gerçeğin kontrol edilemez ve yaşanamaz bir toplum doğuracağı unutulmamalıdır. İşte bu yüzdendir ki kuvvetler ayrılığı ilkesi, demokrasilerde uygulanması şart olan, tartışılmaz bir ilke olarak kabul edilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Usta, lütfen tamamlayalım.
ERHAN USTA (Samsun) – Tamamlayacağım Başkanım.
Yargıtayın ilgili ceza dairesi bu tutumuyla kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırarak mahkemelerin bağımsızlığına ve tarafsızlığına ve belki de en önemlisi milletimizin vicdanına şüphe düşürmüştür. Anayasa Mahkemesinin 2 kez aynı yönde verdiği karara rağmen Can Atalay’ın milletvekilliğini düşürmek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kendi eliyle kendi meşruiyetini ortadan kaldırmasına eş değer olmakla birlikte, Türk hukukunun artık Anayasa Mahkemesini tanımaması anlamına da gelmektedir. Anayasa’yı fiilen ortadan kaldıracak olan bu tehlikeli gidişatın durdurulması, gelecek nesillerimizin hukuk güvencesi altında yaşayabilmesi için bir zarurettir.
Bu vesileyle bir kez daha Anayasa’nın ilgili maddelerini hatırlatmak isterim: Anayasa’nın 11'inci maddesi: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.” Anayasa’nın 153'üncü maddesi ise “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.” şeklindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Usta, lütfen tamamlayalım.
ERHAN USTA (Samsun) – Tamam, bitiriyorum.
Unutulmasın ki yüz yılını dolduran Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa’sında güvence altına alınmış bir hukuk devletidir. Eğer devlet var olacaksa eğer millet baki kalacaksa iktidar sahipleri yargıyı baskı altına alan yönlendirici kararlardan kaçınmalı ve yargıçların cübbesine düğme eklemeye çalışmaktan vazgeçmelidir.
İYİ Parti olarak biz, demokrasiye olan inancımızdan, Anayasa’ya olan bağlılığımızdan ve hukuka duyduğumuz sadakatimizden asla taviz vermeyeceğiz. Anayasa Mahkemesinin itibarsızlaştırılmasına, mahkemelerin kişisel hırsları yüzünden hukuka diklenmesine müsaade etmeyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti devletini insan haklarına saygılı, Anayasa’nın üstünlüğünü kabul etmiş, demokratik ve bağımsız bir hukuk anlayışıyla ilelebet payidar kılacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Samsun) – Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN – Son kez uzatıyorum.
Buyurun.
ERHAN USTA (Samsun) – Bu sebeple, sayın milletvekillerine Anayasa’ya bağlı kalacağımıza dair ettiğimiz yemini hatırlatıyor, bu konuda her bir milletvekilini hukukun ve adaletin gerektirdiği esaslara göre tavır almaya davet ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Usta, teşekkür ediyorum.
Üçüncü söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Sayın Erkan Akçay’a aittir.
Sayın Akçay, buyurun.
23.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Misakımillî’nin kabul edilişinin 104’üncü yıl dönümüne ve Misakımillî’nin ana felsefesine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
28 Ocak 2024 Türk Kurtuluş Savaşı’nın manifestosu, cumhuriyetimizin siyasi ve hukuki dayanağı olan Misakımillî’nin kabul edilişinin 104’üncü yıl dönümüdür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Sivas Kongresi’nde ana hatlarını belirlediği ilkeler Meclis-i Mebusan tarafından 28 Ocak 1920’de Misakımillî yani millî ant olarak oy birliğiyle kabul edilmiştir. Misakımillî, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş senedi, Millî Mücadele’nin zafere ulaşmasını sağlayan ruh ve varoluş beyannamesidir. Misakımillî, Osmanlı Meclis-i Mebusanında 28 Ocak 1920’de kabul edilmesini takiben ayrıca 18 Haziran 1920'de de Türkiye Büyük Millet Meclisinde açıklanan dış politika ilkeleri doğrultusunda Misakımillî’ye bağlı kalınacağı tüm dünyaya duyurulmuştur. Misakımillî emperyalistlere karşı millî iradenin vermiş olduğu en önemli tarihî cevaptır. Misakımillî Türk milletinin bağımsızlık karakterinin ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Milletimizin ebedî vatanında ilelebet var olacağının ilanıdır, vazgeçilmez yeminimizdir, yol haritamızdır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Misakımillî’yi doğrudan doğruya Türk milletinin anayasası olarak belirtmiş ve şöyle tarif etmiştir: “Vatanın dış düşman karşısındaki durumunu ve yerini tespit eden kutsal bir kuraldır. Misakımillî’mizde muayyen ve müspet bir hat yoktur, kuvvet ve kudretimizle tespit edeceğimiz hat hattıhudut olacaktır.”
Misakımillî’nin ana felsefesi Mondros Mütarekesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş, çoğunluğu Osmanlı ahalisi olan bölgeler Türk yurdudur ve parçalanamayacaktır anlayışına göre bina edilmiştir. Misakımillî mülkümillettir, millet Türk’tür. Tarih coğrafyaya dar geliyor. Misakımillî konusunda tarih henüz hükmünü vermemiştir, coğrafyanın da bir asırlık özlemi dinmemiştir. Misakımillî’nin mirasıyla ilgilenmek hakkımız olduğu kadar ecdadımızın bize yüklediği tarihî görevdir. Misakımillî millî bir yemindir, bu yemin yaşatılacak ve tutulacaktır. Misakımillî’den aldığımız bağımsızlık, birlik ve bütünlük ülkümüzü yaşatacağız.
Misakımillî’nin 104’üncü yıl dönümü vesilesiyle Osmanlı Meclis-i Mebusanında düşman tehdidine aldırmadan onu kabul eden ve ilan eden vatansever milletvekillerini…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Akçay, lütfen tamamlayalım.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - …ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerini, Millî Mücadele’yi zafere taşıyan Meclisimizin kahramanlarını rahmet ve minnetle anıyoruz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Akçay, teşekkür ediyorum.
Şimdi söz sırası, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili ve Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e aittir.
Sayın Kılıç Koçyiğit, buyurun.
24.- Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, Genel Kurulun başlamasına sadece beş dakika kala Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararının bugün Genel Kurulda okunacağının söylendiğine ve bu kararın okunmasını reddettiklerine, bir milletvekilinin milletvekilliği düşürülecekken Meclis Başkanının yurt dışı seyahatinde olduğuna, Divanı Anayasa’ya uymaya davet ettiklerine, anayasasızlığa ve hukuksuzluğa karşı her türlü haklarını kullanacaklarına ilişkin açıklaması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın vekiller, az sonra bu Meclis yine tarihî bir hataya, yine tarihî bir utanca tanıklık edecek. Az önce, Danışma Kurulu bittikten sonra, Genel Kurulun başlamasına sadece beş dakika kala siz buradan Hatay Milletvekili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi kararını bugün Genel Kurulda okuyacağınızı söylediniz. Oysaki bu karar daha önce Meclis Başkanı tarafından Anayasa Mahkemesi kararı nedeniyle bekletici neden yapılmıştı, bu karar burada okunmamıştı. Ne yazık ki AKP iktidarı bunu, 2 yüksek yargı arasındaki yargısal bir yorum farkı olarak ifade etti. Oysaki biz açık ve net bir şekilde burada söyledik ve tekrar söyleyelim: Bu bir yargı darbesidir. Bugün siz Meclis Başkan Vekili olarak bu kararı okuyarak Anayasa'yı ilga etmiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Meclise, halkın iradesine parmak sallamasına “evet” demiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Hatay halkının seçme ve seçilme hakkını yok saymış olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak arkanızda yazan “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” sözünü yerle yeksan etmiş olacaksınız. “Egemenlik sarayındır.” diyorsunuz. “Egemenlik Yargıtay 3. Ceza Dairesinindir.” diyorsunuz. “Egemenlik bu ülkede bir seçkin azınlığındır.” diyorsunuz, “İktidarı elinde tutanlarındır.” diyorsunuz ve bu Meclisin de buna razı gelmesini istiyorsunuz. Bu, razı gelebileceğimiz bir şey değil Sayın Başkan, çok açık ve net söyleyelim: Anayasa 83/3 çok açık, bir milletvekilinin milletvekilliğinin düşürülmesi koşulları açık. Anayasa 153/6'ncı fıkra “Anayasa Mahkemesi kararları yasama, yürütme, yargıyı, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” Çok açık. Peki, siz ne yapıyorsunuz? Bugün burada Yargıtay 3. Ceza Dairesinin kararını okuyorsunuz, üstelik de hukuksuz bir kararı ama bunu ilk defa yapmadınız. Bakın, 27'nci Dönemde Sayın Leyla Güven’in, Sayın Musa Farisoğulları’nın, Sayın Semra Güzel’in, Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun kararlarını da aynı hukuksuz teamülünüzle okudunuz ve tarihe geçtiniz, halkın iradesine darbe yapan bir iktidar olarak ve onun ortağı olarak tarihin utanç sayfasına geçtiniz Sayın Başkan, bunu açık ve net söyleyelim.
Diğer bir mesele: Ya, burada bir milletvekilinin milletvekilliği fezlekesi okunacak ve düşürülecek. Halk iradesine darbe yapılıyor, Meclis iradesine darbe yapılıyor, Meclis Başkanı nerede? Yurt dışı seyahatinde. Böyle bir şey olabilir mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Tamamlayacağım Sayın Başkan ama tamamlanacak bir konu değil çünkü neyini tamamlayalım? Yani siz bütün yerleşik içtihatları yok sayıyorsunuz, siz Anayasa'yı ilga ediyorsunuz, siz normlar hiyerarşisini reddediyorsunuz, diyorsunuz ki: “Biz Anayasa da tanımayız başka bir şey de tanımayız.” E, akşama kadar biz burada Kürtçe okuyunca açıyorsunuz İç Tüzük’ü, bize Anayasa hatırlatıyorsunuz. Ya, Kürt'e gelince, muhalife gelince Anayasa var da size niye yok Sayın Başkan? Bu Anayasa kimi bağlıyor? Yazın “Anayasa’nın bağladığı kişiler” bir de “Anayasa’nın bağlamadığı kişiler” bu Anayasa AKP'yi, MHP’yi bağlamıyor mu? Bu Anayasa Meclis Başkanını bağlamıyor mu? Bu Anayasa şu anda kararı okuyan siz Divan üyelerini ve Meclis Başkan Vekili olarak sizi bağlamıyor mu Sayın Başkan? Bağlıyor, değil mi? Bağlıyorsa o zaman Anayasa’nın gereğini yapın. Biz bu Anayasa’dan en fazla çekmiş grubuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kılıç Koçyiğit, lütfen tamamlayın.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Toparlıyorum Sayın Başkan.
Biz bu Anayasa nedeniyle partisi kapatılma tehdidiyle baş başa bırakılmış, onlarca partisi kapatılmış bir grubuz ama bugün sizin her şeyi yok eden yeni bir toplumsal düzen, ya, bırakın hukuk devletini bir kanun devleti bile olmayacak bir düzen kurmanızı reddediyoruz, Can Atalay kararını burada okumanızı reddediyoruz. Can Atalay bu halkın milletvekilidir, Hatay halkının iradesidir, Hatay halkının ve bizim onurumuzdur. Bugün meseleyi siyasi saiklerle yürüttünüz ve yargıya talimat verdiniz, karar çıkardınız. Şimdi bu kararın gereğini yapıyorsunuz ve bizden de buna uymamızı bekliyorsunuz. Böyle bir dünya yok Sayın Başkan, böyle bir şey yok. Sizi bir kez daha Anayasa’ya uymaya davet ediyorum. Meclis Başkan Vekili olarak, Divan olarak Anayasa’ya sadakat yemini ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Kılıç Koçyiğit, sürenizi son kez uzatıyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Bitiriyorum.
Bu konuda sizi tekrardan Anayasa’ya uymaya ve bu kararı bugün burada ve hiçbir zaman okumamaya davet ediyorum.
Bir kez daha şunu söyleyelim Sayın Başkan: Bütün bunların yolunu yavaş yavaş döşediniz. Bu ülkeyi, artık bırakın halkın egemenliğinin olduğunu -demin de ifade ettim- en ufak bir hukuk kırıntısının kalmadığı bir ülke hâline getirdiniz, bütün Meclis teamüllerini yok ettiniz, Anayasa’yı yok etmeye çalışıyorsunuz. Şimdi, ara sıra sizin hoşunuza gitmeyen, AKP'nin hoşuna gitmeyen karar verdi diye Anayasa Mahkemesini bile ortadan kaldırmaya çalışan bir iktidarsınız. Size ne diyelim, AKP'ye ne diyelim, bu iktidara ne diyelim; direneceğiz, bu anayasasızlığa, bu hukuksuzluğa karşı her türlü hakkımızı kullanacağız.
Bütün halkımızın ve Genel Kurulun bilgisine.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç Koçyiğit.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın'a söz veriyorum.
Sayın Günaydın, buyurun.
25.- İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın’ın, 14 Mayıs 2023 tarihinde seçilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunması gereken bir milletvekilinin bugün milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bir tezkereyi okumak ve oylamakla kalmayıp Türkiye'de anayasal düzenin kalıp kalmadığını oylayacaklarına, Meclisin Genel Kurulunda bir milletvekilinin milletvekilliği düşürülürken Meclis Başkanının Birleşik Arap Emirlikleri’nde olduğuna, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’la ilgili kararın Genel Kurulda okunacağını AKP Grup Başkan Vekilinden televizyonlardaki canlı yayında duyduklarına, kendilerine ancak 14.55’te ifade edildiğine ve Başkanlık Divanını bu suça ortak olmamaya davet ettiklerine ilişkin açıklaması
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Evet, 30 Ocak 2024, yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi değil, Türkiye tarihî bir gün yaşıyor. Biz 14 Mayıs 2023 tarihinde seçilmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunması gereken bir milletvekilinin bugün milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bir tezkereyi okumak ve oylamakla kalmayacağız, Türkiye'de anayasal düzenin kalıp kalmadığını oylayacağız. Mesele bu kadar açıktır, mesele bir milletvekili meselesinin çok üzerinde bir meseledir. Peki, böylesine ciddi bir konuyu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından gruplarına kadar nasıl ele alıyorlar? Bir değerlendirelim. Bugün bu kararı okumamakta direnen ve doğru bir iş yapan Meclis Başkanı Birleşik Arap Emirlikleri'nde. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanına sesleniyorum: Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak Türkiye'deki hukuksuzluktan kaçamazsın. (CHP sıralarından alkışlar) Bugün, Meclisin Genel Kurulunda, Meclisin bir milletvekilliği düşürülüyor. Sen bu kararı okumamakta direnmişsin, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hâkimleri bu kararı okumadığın için seni açıkça eleştirmişler yani sana ayar vermişler ve sen bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak bu meseleden kurtulabileceğini sanıyorsun. Bu bir skandaldır, Sayın Numan Kurtulmuş'un kendi müktesebatı için de Türkiye Büyük Millet Meclisi için de bir skandaldır.
Peki, ikinci skandal ne, bununla yetiniyor muyuz? Biz bugün, Can Atalay kararının okunacağını canlı yayında AKP Grup Başkan Vekilinden duyuyoruz. AKP Grup Başkan Vekili saat 11.30 civarında "Can Atalay kararını Mecliste okumayı planlıyoruz." diyor. Bu Meclisi siz mi planlıyorsunuz, AKP'nin Grup Başkan Vekili mi planlıyor? AKP'nin Grup Başkan Vekilinin saat 11.30'da bildiği konuyu ben neden 14.55'te duyuyorum? Neden? Neden 14.55’te öğreniyorum? Oralarda bir Grup Başkan Vekili oturuyor da biz burada Grup Başkan Vekili değil miyiz? Yani siz bizden gündemi saklayarak mı bu Meclisi yöneteceksiniz? Böylesine bir aymazlık olabilir mi? Bu, yalnızca kişisel bir skandaldan öte Türkiye Büyük Millet Meclisinin nasıl çalıştırıldığına ilişkin bir başka önemli husustur. Arkadaşlar, artık bu kitabı size sallamaktan bıktık, usandık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Günaydın, lütfen tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Türkiye Büyük Millet Meclisinin İçtüzüğü, uymanız gereken İç Tüzük. Buranın 136'ncı maddesi diyor ki: “Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğine seçilmeye engel bir suçtan dolayı kesin hüküm giyen veya kısıtlanan milletvekili hakkındaki kesinleşmiş mahkeme kararının Genel Kurulun bilgisine sunulmasıyla üyelik sıfatı sona erer.” Peki -hukukçusunuz- soruyorum: Şerafettin Can Atalay hakkında kesinleşmiş bir mahkeme kararı var mıdır? Eğer varsa Numan Kurtulmuş bugüne kadar neden Yargıtay 3. Ceza Dairesi kararı sonrasında bunu okutmadı? Neden Anayasa Mahkemesinin hak ihlali kararı verip vermeyeceğini beklediniz ve Anayasa Mahkemesi 2 kere hak ihlali kararı vermesine rağmen neden bugün okutmaya kalkışıyorsunuz? Anayasa’nın 153'üncü maddesini bir kere daha mı hatırlatayım? Siz de bana İç Tüzük’ün 136’ncı maddesini mi göstereceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Günaydın, lütfen sözlerinizi tamamlayın.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Sözlerim tamamlanır da mesele tamamlanmaz.
Burada hepimiz biliyoruz ki bir hukuk ihlali değil açıkça Anayasa’nın ihlali vardır. Mesele, Yargıtay üzerinden Anayasa Mahkemesine, Yargıtay üzerinden yasama organına sopa sallanmasıdır. Anayasal düzenin açıkça ihlalini burada okutmak üzere meşrulaştıran bir Başkanlık Divanıyla karşı karşıyayız. Hem sizi hem de Başkanlık Divanında bulunan bütün milletvekili arkadaşlarımı bu suça ortak olmamaya davet ediyorum; bırakın, orayı terk edin. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu, bu talimatı kim veriyorsa gelsin o okutsun; Meclis Başkanı neredeyse gelsin, Divanı o yönetsin, onun hesabını bize kendisi versin.
Ben burada bulunmaktan ilk kez bu kadar hüzün duyuyorum. Anayasa’nın ihlaline tanık olduğumuz bir Genel Kurulu hep beraber yaşıyoruz. Bu ülkenin geleceği adına kaygı duyuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Günaydın, son kez uzatıyorum.
Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Uzatacak bir şey yok, laflarımı söyledim, bu laflar da bu atmosfere bir kere daha asıldı. O atmosferden bu lafları indirip yeniden gündem yapacağımız zamanlar gelecektir. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Günaydın, teşekkür ediyorum.
Şimdi söz sırası, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’e aittir.
Sayın Zengin, buyurun.
26.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ile İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın’ın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay kararıyla ilgili tartışmanın siyasi boyutunun ağır bastığına ve Başkanlık Divanınca Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrasının gereğinin yerine getirildiğine, yargı organları arasında benzer bir çatışmaya imkân vermemek adına bu konuda daha sarih, net hükümler koymak gerektiğinin ortaya çıktığına ilişkin açıklaması
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evveliyatla Sayın Meclis Başkanımızla ilgili birkaç şey söylemem lazım. Meclis Başkanımızın hangi şartlarda, hangi dönemlerde Genel Kurulu yöneteceğinin bir teamülü var. Sayın Meclis Başkanımız burada olsaydı da planlandığı üzere bugün Genel Kurulu siz yönetecektiniz. Burada neden kaçılsın? Kimse bir yere kaçmıyor, herkes bulunduğu yerde. Sadece Sayın Meclis Başkanımız, daha evvelden planlandığı gibi, bir grup milletvekili arkadaşımızla beraber iki ülkeyi ziyarete gitti.
Daha evvel bu konuyla alakalı pek çok konuşma, ziyaret, tartışma zaten yapıldı fakat bu konunun, tabii, iki boyutu var: Bir, hukuk tekniği açısından meseleye bakabiliriz, bir de siyasi boyutu var. Şu ana kadar yapılan tartışmalarda siyasi boyutun ağır bastığını görüyoruz ama şöyle bir vakıa var: Her şeye rağmen Türkiye Büyük Millet Meclisine gelen kesinleşmiş bir yargı kararı var ve bu kesin yargı kararı milletvekili seçilmesine engel oluşturan bir karar niteliğini taşıyor ve Anayasa’nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği ne yapmamız gerekiyorsa şu anda onu yapmaya çalışıyoruz.
SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) – İki kere ihlal kararı vermiş, neresi kesin?
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Müsaadenizle konuşmamı bitirmek istiyorum, kimseye laf atmadım konunun önemine binaen.
İşte, bu noktada, Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanına düşen bu karar… Meclis Başkanlığının ve Başkanlık Divanının iradesiyle şu anda bunları icra ediyoruz. Bu konuda hangi mahkeme daha haklıdır, hangi mahkemenin kararı tutarlıdır, tutarsızdır; bu tartışmayı yapmak değildir, elimizde var olan bu kararı 84'üncü maddenin ikinci fıkrası gereğince icra etmektir... Kaldı ki Anayasa’nın 138'inci maddesi çok sarih bir şekilde şunu ifade ediyor, görülmekte olan bir dava hakkında yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili olarak Meclise soru sorulması, görüşme yapılması veya herhangi bir beyanda bulunulması dahi yasaklanıyor. Bu sebeple, bizim de her 2 mahkemenin yargı yetkisini kullanmasıyla alakalı -öyle olsun, böyle olsun- bir tartışmanın parçası olmamız kesinlikle doğru değildir diye düşünüyorum.
Devamında şunu ifade etmek isterim: Elbette ki bize düşen şeyler vardır. Örneğin, bazı Avrupa ülkelerinde anayasa mahkemesinin verdiği kararların doğrudan uygulandığını görüyoruz ama bizde Anayasa Mahkemesinin kuruluş kanununda doğrudan uygulama yetkisi yoktur. Kendisi de zaten verdiği kararda kararın kaldırılması üzerine bir karar vermiştir. Bu sebeple, bu noktada, Türkiye Büyük Millet Meclisine, bizlere düşen, bu konuya dair hem yasa koyucu olarak hem anayasa koyucu olmamız hasebiyle meseleyi daha derinlemesine tartışmaktır. Yargı organları arasında benzer bir çatışmaya imkân vermemek adına bu konuda daha sarih, net hükümler koymak gerektiği ortaya çıkmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Zengin, lütfen tamamlayalım.
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindeki her problem elbette bizim problemimizdir ve elbette ki çözüm de bu Gazi Meclisin çatısı altında olacaktır. Anayasa hükmünün 84'üncü maddesinin ikinci fıkrasını uygulamaktan kaçınmak, âdeta bir takım tutar gibi bir taraf seçmek Türkiye Büyük Millet Meclisine yakışmamaktadır. Bu manada, bize düşen, burada eğer varsa bir tartışma alanı bu tartışma alanını izale edecek, gerçekten anayasal anlamda boşlukları dolduracak bir çözüm üretmektir ve bu manada bunları da hızlıca hayata geçirmektir.
Bugüne dair söyleyecek pek çok konu var fakat konunun önemine binaen belki bunları yarına ifade etmeyi tercih ediyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Zengin.
Değerli milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Şimdi, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bir yazısı vardır, okutup işleme alacağım. (CHP sıralarından ayağa kalkmalar; DEM PARTİ sıralarından ayağa kalkmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
KÂTİP ÜYE ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) – Sayın Başkan, ben bu Divana katılamıyorum.
(Kâtip üye Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in Başkanlık Divanındaki yerini terk etmesi; Kâtip Üye Mersin Milletvekili Havva Sibel Söylemez’in Başkanlık Divanındaki yerini alması)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Kapalı oturum talebimiz var, Başkanım, kapalı oturum talebimiz var.
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri ancak “Sunuşlar” kısmında yer alan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının okunması… (CHP, DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından gürültüler)
(Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in düdük çalarak kürsüye doğru yürümesi)
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Başkanım, usule dair…
BAŞKAN – …işleminin kapalı oturumda yapılmasına dair İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır. (CHP, DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından gürültüler; DEM PARTİ milletvekillerinin kürsü önünde toplanmaları)
ERKAN BAŞ (İstanbul) – O kararı okuyamazsınız, o kararı okuyamazsınız; o karar okunamaz! Bu ülkede adalet olduğu sürece siz o kararı okuyamazsınız!
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Anayasal bir darbe yapıyorsunuz şu anda!
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Eğer o kararı okursanız Anayasa’yı ve İç Tüzük’ü yok sayarsınız.
BAŞKAN – Kapalı oturum istemine dair önergeyi okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- CHP Grubu tarafından 14 Mayıs 2023 tarihinde milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının TBMM Genel Kurulunda okutulmasıyla ilgili görüşmelerin kapalı oturumda yapılmasına ilişkin İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş olan önergesi
(Kâtip Üye Mardin Milletvekili Muhammed Adak tarafından önerge okunmaya başlandı)
“30/1/2023
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına…”
(Kürsü önünde toplanmalar, gürültüler)
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Eğer Anayasa yoksa siz de Meclis Başkan Vekili değilsiniz! O kararı okutamazsınız, Anayasa’ya aykırı harekette bulunamazsınız!
BAŞKAN – Şu anda kapalı oturum önergesi var, onu okutuyorum; kapalı oturum verilmesine dair, usule dair bir işlem yapıyorum. (CHP sıralarından gürültüler; DEM PARTİ sıralarından gürültüler, sıra kapaklarına vurmalar)
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Anayasa’ya aykırı ve İç Tüzük’e aykırı harekette bulunamazsınız!
BAŞKAN – Kapalı oturuma geçilmesine dair CHP Grubunun verdiği bir önerge vardır, onu okutuyorum. (CHP DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından gürültüler)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Sayın Başkan, gün gelir adalet size de lazım olur, yanlış yapıyorsunuz! Adalet Bakanlığı yaptınız bu ülkede!
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkanım, bireysel başvuruyu siz getirdiniz. Bakın…
BAŞKAN – Buyurun:
30/1/2023
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ankara
14 Mayıs 2023 tarihinde milletvekili seçilen Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik Başkanlık tezkeresinin TBMM Genel Kurulunda okutulacağı 30 Ocak 2023 tarihinde yapılan Danışma Kurulunda saat 14.55’te öğrenilmiştir.
Konu, yalnızca bir milletvekilinin seçme ve seçilme hakkının engellenmesi değil, açık biçimde Anayasa’nın ihlal edilmesi ve yüksek yargı organları arasındaki çatışma üzerinden anayasal düzenin işlemez hâle getirilmesidir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın ihlali anlamına gelen ve ülkemizin ve demokratik rejimin geleceğini tehdit eden bu gelişmeyi değerlendirmek üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve aşağıda imzası bulunan milletvekilleri olarak TBMM İç Tüzüğü’nün 70’inci maddesi uyarınca kapalı oturum yapılmasını talep ediyoruz.
Gülcan Kış Hasan Öztürkmen Gökhan Günaydın
Mersin Gaziantep İstanbul
Ali Mahir Başarır Talat Dinçer Kadim Durmaz
Mersin Mersin Tokat
Sibel Suiçmez Servet Mullaoğlu Türker Ateş
Trabzon Hatay Bolu
Süleyman Bülbül Mehmet Tahtasız Nail Çiler
Aydın Çorum Kocaeli
Aşkın Genç Faik Öztrak Ali Karaoba
Kayseri Tekirdağ Uşak
Ali Öztunç Kadri Enis Berberoğlu Tahsin Becan
Kahramanmaraş İstanbul Yalova
İnan Akgün Alp Gizem Özcan İlhami Özcan Aygun
Kars Muğla Tekirdağ
Mahmut Tanal Türkan Elçi Talih Özcan
Şanlıurfa İstanbul Düzce
Evrim Karakoz Semra Dinçer Yunus Emre
Aydın Ankara İstanbul
Asu Kaya Harun Özgür Yıldızlı Orhan Sümer
Osmaniye Kocaeli Adana
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, kapalı oturumda Genel Kurul salonunda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir.
Sayın İdare Amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.
Yeminli stenografların ve diğer yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Şimdi, salonun ve kulislerin boşaltılması için birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.25
VI.- KAPALI OTURUMLAR
İkinci Oturum
(Kapalıdır)
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ
KÂTİP ÜYELER: Muhammed ADAK (Mardin), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)
-----0-----
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54’üncü Birleşiminin kapalı oturumdan sonraki Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bir yazısı vardır, okutuyorum…
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Sayın Başkan, usule ilişkin, usul hakkında söz istiyoruz.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Başkanım, usul hakkında söz istiyoruz.
BAŞKAN – Evet, Sayın Günaydın, buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Usul hakkında söz istiyorum Sayın Başkanım.
VII.- USUL HAKKINDA GÖRÜŞMELER
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkanı Vekili Bekir Bozdağ’ın, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin yazısının Genel Kurulda okutulmasına yönelik Başkanlığın tutumu hakkında
BAŞKAN – Usul tartışması açacağım.
ABDULLAH GÜLER (Sivas) – Lehte…
ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) – Lehte…
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Aleyhte…
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Aleyhte…
BAŞKAN – Aleyhte Gökhan Günaydın, aleyhte Erkan Baş; lehte Abdullah Güler, lehte Özlem Zengin.
Önce lehte Sivas Milletvekili, AK PARTİ Grup Başkanı Abdullah Güler’e söz veriyorum.
Sayın Güler, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (Sivas) – Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulumuzu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkanım, biraz önce almış olduğunuz, Başkanlık Divanımızın, Başkanlığımızın almış olduğu tutumun lehine söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, biraz önce de değerli hatiplerin bazı açıklamaları oldu, bu açıklamalarla ilgili de birkaç hususa temas etmek istiyorum. Malumunuz, Anayasa’mızın 11’inci maddesi Anayasa maddelerinin, hükümlerinin yasama, yürütme, yargı organlarını, idari organları, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağını ifade eder. 11’inci maddemize baktığımızda Anayasa maddeleri arasında bir altlık üstlük ilişkisi yoktur. Bazı maddeler çok önemlidir, bazıları önemlidir, bazıları önemsizdir diyemeyiz. Yine, Anayasa’mızın 138’inci maddesi var, Anayasa’nın 138’inci maddesi de der ki: “Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan “Yargı yetkisine ilişkin.” diyor; sınırlamış.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Ve yine Anayasa’mızın 153’üncü maddesi var…
BÜLENT KAYA (İstanbul) –“Yargı yetkisine ilişkin görüşme yapılamaz.” diyor.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) - Arkadaşlar, acele etmeyin, geliyorum.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Onu tam okuyun.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Anayasa’mızın 153’üncü maddesi var.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Hayır, 138’i söylüyorum, yargı yetkisine dair. Sayın Başkan, “Yargı yetkisine dair görüşme yapılamaz.” diyor.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Ne diyor 153’üncü maddesi? Der ki: ”Anayasa Mahkemesi kararları… yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Eyvallah. Peki, yürütülmekte olan bir dava hakkında burada görüşme mi yapacağız?
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Yapılabilir, “Yargı yetkisine dair yapılamaz.” diyor.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Cevap veriyorum, Anayasa’mızın 154’üncü maddesi var.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Tutturacak oraya mı kaldınız ya? Oraya mı kaldın tutturacak ya?
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Arkadaşlar, dinlemeye tahammülünüz yok değil mi?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Var, var, sen konuş da dinleyelim biraz.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Tabii, dinleyin, Anayasa’mızın 154’üncü maddesi var.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Yeni mi hatırladın 154’ü? Sayın Başkan? Yeni mi hatırladın?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Siz darbeyi savunuyorsunuz.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – 154’üncü maddesinde der ki: Adli merciler huzurunda görülmekte olan bir dava başka bir adli merciye teslim edilmemişse kesin hüküm noktasında Yargıtayın bağlayıcı hükümleri var, 154’üncü madde.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) – Anayasa Mahkemesi de size ait, Anayasa Mahkemesinin kararına ne diyeceksin?
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Yani şunu mu demek istiyorsunuz, açıkça söyleyin, açıkça söyleyin, lafı dolandırmayın, deyin ki…
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Açıkça sen söyle, sen söyle açıkça! Açıkça sen söyle, “Anayasa benim için önemli değildir.” de, açıkça sen söyle! Açık konuş, açık konuş!
BÜLENT KAYA (İstanbul) – 10 bin tane karar var. Abdullah Bey, 10 bin kez yeniden yargılama istediniz. Anayasa Mahkemesi…
(CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Güler…
Değerli milletvekilleri, sayın hatip gürültüden konuşamıyor.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Biraz sonra buraya aleyhte konuşmaya geleceksiniz, nasıl konuşacaksınız!
BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen Genel Kurula hitap edin.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Geleceğim, konuşturma!
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Nasıl konuşacaksınız!
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Konuşuruz, bizim alnımız ak!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Konuşturma, geleceğim; ben doğruları konuşuyorum, doğruları!
(DEM PARTİ sıralarından gürültüler)
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – 154’üncü maddeyi söylüyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Darbeyi alkışlıyorlar.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Arkadaşlar, lafı doğrudan söyleyin, “Anayasa Mahkemesi Türkiye’de süper temyiz mahkemesidir.” deyin, lafı gevelemeyin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini sizler temyiz mahkemesi hâline getirdiniz, siz yaptınız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesini. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine tanıdığınız yetkiyi Anayasa Mahkemesine… Yazıklar olsun!
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Anayasa Mahkemesini tanımadınız.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Türkiye’de yüksek yargı organları arasında… (CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın arkadaşlar, Türkiye’de yüksek yargı organları arasında astlık-üstlük ilişkisi yoktur, birbirleri arasında…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Güler, lütfen tamamlayın.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Biz yasama, yürütme, yargı organları olarak Anayasa’mızın 11’inci maddesi kapsamı içerisinde…
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Sen yargı organı değilsin. “Biz, yargı” diye konuşamazsın oradan.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – …ve Anayasa’mızın 84’üncü maddesi içeriğinde ikinci fıkrasında Yargıtay tarafından kesinleştirilmiş bir kesin hükmün yasama organı tarafından okunması suretiyle bir işlem tesis ediyoruz, başka herhangi bir işlem yapmıyoruz. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler) Biz bir davanın tarafı değiliz, herhangi bir yargılamada bulunmuyoruz, lütfen bu hususlarda herkesi hukuk içinde kalmaya davet ediyorum.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Tarafısınız, tarafısınız!
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Talimatın tarafısınız, vesayetin tarafısınız.
ABDULLAH GÜLER (Devamla) – Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) – Biz de tanımadığınız Anayasa’yı, yargı kararlarını uygulamaya davet ediyoruz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) – Bırakın bu işleri.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Darbeyi alkışlıyorlar.
BAŞKAN – Aleyhte… (CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler) Değerli milletvekilleri, aleyhte İstanbul Milletvekili CHP Grup Başkan Vekili Sayın Gökhan Günaydın’a söz veriyorum.
Sayın Günaydın, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET BAYKAN (Konya) – Ah darbeciler ah! Ah darbeciler ah!
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Aynaya bakarsan görürsün darbeciyi! Aynaya bak, aynaya!
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Yer değiştirdi, darbeciler yer değiştirdi.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – Aynaya bakarsan darbeciyi görürsün. Evet, doğru, savunulacak bir adam değilsin, haklısın. Savunulacak adam, hem sözün itibarıyla hem kişiliğin itibarıyla değilsin. Evet, değilsin. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın Günaydın… Bir dakikanızı alabilir miyim, sürenizi yeniden başlatacağım. (AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)
ABDULLAH GÜLER (Sivas) – Arkadaşlar… (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi konu tartışılıyor, her gruptan veya söz verdiğimiz 4 arkadaş lehte, aleyhte değerlendirmelerini yapıyor; lehte de konuşan var, aleyhte de konuşan var.
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Normal bir süreçten geçmiyoruz Sayın Başkan, anayasal bir darbe yapılıyor şu anda.
BAŞKAN – Lütfen birbirimizi saygıyla dinleyelim. Genel Kurul ve aziz milletimiz bizi izliyor.
ÇİÇEK OTLU (İstanbul) – Valla, biz dinliyoruz, siz de halkın iradesini dinleyin yani. Can Atalay halkın iradesiyle seçildi, halkı dinleyin.
BAŞKAN – Sayın Günaydın, sürenizi yeniden başlatıyorum.
Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – Teşekkür ederim.
Evet, Sayın Başkan, biraz evvel söylediğimiz gibi, burada bir milletvekili arkadaşımızın 14 Mayıs 2023'ten bu yana, seçildiği ve görev yapması gereken Türkiye Büyük Millet Meclisi makamlarından mahrum edilmesini konuşuyor değiliz, onun çok daha ötesinde, yüksek yargı mercileri arasında çıkan uyuşmazlık ve çatışmanın ortaya çıkardığı bir devlet krizini konuşuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin önce bunun ciddiyetine varması lazım. Evet, Can Atalay çok önemlidir, Can Atalay bir milletvekilidir ama Yargıtayın 3. Ceza Dairesi sizin de görev yaptığınız bu Meclisin Başkanına ayar verdi “Ben bu kararı verdim. Sen bu kararı neden okutmadın?” dedi. Şimdi sizin argümanınız doğruysa şu anda Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan Sayın Numan Kurtulmuş bu kararı bugüne kadar neden okutmadı? Çünkü biliyor ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin onurunu korumak lazım. Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında ilk derece mahkemelerinin ve Yargıtayın kararı okunduktan sonra Anayasa Mahkemesi kararı geldi, hak ihlali kararı verildikten sonra döndü, ilk derece mahkemesi yargılamayı durdurdu ve bu karar burada 2’nci kez okundu, Numan Kurtulmuş da haklı olarak dedi ki: “Meclisin onuru mahkeme kararları arasında pinpon topu gibi gelip gidecek bir şey olamaz. Anayasa Mahkemesinin kararını bekleyelim.” Şimdi, AKP Grup Başkanı diyor ki: “Açıkça söyleyin, Anayasa Mahkemesi süper temyiz mevkisi midir?” Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Enis Berberoğlu davasında siz bu Mecliste değil miydiniz? Anayasa Mahkemesi kararları sonrasında yargılamanın durdurulması kararı verilmedi mi, burada okutulmadı mı, neyin tartışmasını yapıyorsunuz? Bu kadar açık bir konuda laf kalabalığı yaparak olayı boğmaya mı çalışıyorsunuz? Arkadaşlar, bakın, bir kere daha ifade ediyorum, hepimiz başka partilere ait müktesebatlara sahip olabiliriz, ortaya çıkan Türkiye Cumhuriyeti devletinin yönetilememe meselesidir.
Yargı meselesi, iki yargı kurumu arasındaki dava olmaktan çıkmış, bize, Meclise ayar vermeye çalışan bir Yargıtay 3. Ceza Dairesi var ve arkasından, saraydan Mehmet Uçum çıkıyor, diyor ki: “Anayasa Mahkemesi, millî ve yerli değildir, bir anayasal aktivizm uygulamaktadır.” Ya, bu Anayasa Mahkemesi üyelerini biz mi atadık? Anayasa Mahkemesi üyelerinin hepsi sizin müktesebatınızdan gelen adamlar değil mi, hepsi sizin Cumhurbaşkanınız tarafından atanmadı mı? Ve bu Anayasa Mahkemesi üyeleri aleyhte karar vermelerine rağmen yani bazıları Can Atalay’ın mahkûmiyetinin Mecliste okutulmasına yönelik karar vermelerine rağmen daha sonra çoğunlukta olan arkadaşlarına uyarak “Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulması zorunludur ve buna uyulmaması bir kaos yaratır.” diye bir karar vermediler mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Günaydın, lütfen tamamlayalım.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – Şimdi soruyorum: Anayasa Mahkemesi hoşunuza gitmeyen karar verirse bu kararlar icra edilebilir kararlar olmuyor, öyle mi? Anayasa’nın 153’üncü maddesine rağmen siz bunu ifade edebiliyorsunuz. Siz burada yalnızca Can Atalay’ın vekilliğini değil Türkiye'nin demokrasisini düşürüyorsunuz, Türkiye'nin demokrasisini ortadan kaldırmaya çalışıyorsunuz. İfade edeyim, çoğunluğunuz bu kararın okutulmasına ve sevgili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yetebilir ancak çoğunluk, haklı olmak anlamına gelmez. Tarih boyunca tarih önünde büyük bir mahkûmiyeti onlarla beraber siz de maalesef kabul ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Siz Başkanlık Divanı olarak kabul ediyorsunuz; Birleşik Arap Emirlikleri’nde bulunan, bugüne kadar…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – …bu kararı okutmayan ve bu kararı yurt dışında okutursa, yurt dışındayken bu karar okunursa…
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan, uzatıp…
BAŞKAN – Sayın Başkan, teşekkür için açtım.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkanım, önemli bir konu.
BAŞKAN – Buyurun.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – Birleşik Arap Emirlikleri’nde iken, Sayın Bekir Bozdağ burada Başkanlık Divanını yönetiyor iken bu kararın okutulması durumunda kendisinin bu sorundan kurtulabileceğini varsayan bir Meclis Başkanımız var. Kendisi adına da üzüldüğümü ifade edeyim. Meclis Başkanına karşı defalarca söyledik, “Biz size karşı muhalefet yapmak istemiyoruz, bugüne kadarki tutumunuz doğrudur, bundan sonra da tutumunuzu sürdürün.” dedik. Ortaya çıkan nedir? Yurt dışına giderek bu sorunu çözmeye çalışıyor. Bu sorun hepimizin kucağındadır, bu sorun bu Millet Meclisinin onuru ve saygınlığıyla alakalı bir konudur. Bu karar bundan böyle Anayasa Mahkemesinin dilediğiniz kararlarına uymama özgürlüğünü size verir ki bu andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti’ne de “laik, demokratik, sosyal hukuk devleti” nitelemesi maalesef yapıştırılamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÖKHAN GÜNAYDIN (Devamla) – Dolayısıyla, hepinizi sorumluluğa davet ediyorum. En başta da Meclis Başkan Vekilini sorumluluğa davet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Günaydın, teşekkür ediyorum.
Şimdi lehte Tokat Milletvekili Mustafa Arslan’a söz veriyorum.
Sayın Arslan, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ARSLAN (Tokat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şerafettin Can Atalay, Gezi Parkı eylemleri kapsamında yapılan soruşturma ve devamındaki yargılama neticesinde İstanbul 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından…
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Asliye mi?
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Asliye de olur, Asliye de(!)
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) - Ağır Ceza Mahkemesi tarafından on sekiz yıl hapis cezasıyla mahkûm edilmiştir.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sulh ceza bile verir sizde(!)
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) – İstinaf kararı hukuka uygun bulunmuş, Yargıtay 3. Ceza Dairesinde karar onanmıştır. Yargıtay, on sekiz yıl hapis cezasını da az bulmuş, zanlının…
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Ne zanlısı ya, bir milletvekili ya.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) – …müebbet hapisle cezalandırılması gerektiği hâlde aleyhe temyiz olmadığından on sekiz yıl hapis cezasıyla cezalandırılması gerektiğine karar vermiştir.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Sayın Başkan, bir milletvekili için “zanlı” ifadesini kullanamaz.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – “Milletvekilinin” diyeceksin.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Bir milletvekili burada, bir milletvekili için “zanlı” kavramı kullanılamaz, kabul etmiyoruz.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Zanlı siz oluyorsunuz, siz.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) – Tabii, bu karar derecattan geçip kesinleştikten sonra Anayasa Mahkemesi hak ihlaline karar vermiş, dosyayı yeniden ele alan 3. Ceza Dairesi önceki kararda ısrar etmiştir, ihlal kararının gerekçelerini de gerekçeli kararda ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır. Yargıtay 3. Ceza Dairesi Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesi için gerekli işlemlere başlanmak üzere de dosyayı Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına göndermiştir. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi Anayasa’nın 14’üncü maddesinin yorumunda farklı görüşler ortaya koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, Anayasa’nın 138’inci maddesinde “Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.” Yine, Anayasa’nın 146’ncı maddesinde “Yüksek mahkemeler” üst başlığı altında Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay şeklinde yüksek mahkemeler sıralanmıştır.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Konuya da gelirsek bir zahmet…
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Bu daha giriş.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) – Bunların kuruluş ve işleyişine ilişkin hükümler Anayasa’da belirlenmiştir. Burada şu hususu arz etmekte fayda vardır: Anayasa’da yüksek mahkemeler belirlenirken aralarında bir hiyerarşi öngörülmemiştir, tamamı aynı başlık altında yüksek mahkeme olarak belirlenmiştir. Yüksek mahkemeler arasında bir ast-üst ilişkisi yoktur. Anayasa'mızın 153'üncü maddesi Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ilgili hükümleri düzenlerken Anayasa’nın 154'üncü maddesi de Yargıtayın adliye mahkemelerince verilen ve başka bir adli yargı mercisine bırakılmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisi olduğunu açıkça ortaya koymuştur.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – 158/3 ne diyor? 158/3 neyi düzenliyor Sayın Vekil?
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) - Yine, Meclis İçtüzüğü’nün 49'uncu maddesi Meclis gündemini düzenlemiştir. “Gündem.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun gündemi şu kısımlardan ibarettir: 1.Başkanlığın Genel Kurula sunuşları. 2.Özel gündemde yer alacak işler. 3.Seçim. 4.Oylaması yapılacak işler. 5.Meclis soruşturması raporları.” şeklinde devam etmiştir.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Ya, yazıyor burada, yazıyor burada bak, yazıyor onlar, yazıyor burada. Ya, zamanını kullanma, bırak eğer konuşacak bir şey kalmadıysa.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sen ne anlatıyorsun?
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) - Meclis gündemi açıktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Arslan, lütfen tamamlayın.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Tamamladı zaten.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Sayın Başkan… Anayasa kitabı hepimizde var.
MUSTAFA ARSLAN (Devamla) - Başkanlığın Mecliste sunuşu olmuştur. Başkanlığın sunuşu Meclis İçtüzüğü’ne ve Meclis teamüllerine uygundur.
Bu nedenle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) – Bravo! Bravo! Tırnak içinde Bravo! Işıl ışıl oldu.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Arslan.
Şimdi, aleyhte olmak üzere İstanbul Milletvekili Erkan Baş’a söz veriyorum.
Sayın Baş, buyurun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
ERKAN BAŞ (İstanbul) - Değerli yurttaşlar, usul üzerine tartışıyoruz. Sadece usulsüz değil, kanunsuz bir işlem yapılıyor, Anayasa’ya aykırı bir işlem yapılıyor, Anayasa’yı ayaklar altına alan bir darbe girişiminin tamamlanmasını izliyoruz. Aylardır anlatıyoruz, okuma-yazma bilen her yurttaş Anayasa’nın ayaklar altına alındığını okuyabilir, anlayabilir, kavrayabilir, bence siz de kavrıyorsunuz. Bugün, şu anda itiraz ettiğimiz şudur: “Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayalım, Anayasa'yı tanımayalım.” diyen bir Yargıtay kararının Meclis Divanından okutulması, Meclis Divanının “Anayasa’yı tanımayalım.” kararını tutanaklara geçirmesini reddediyoruz. Eğer Meclis Divanı Anayasa’yı tanımazsa burada Meclis Başkanlığı yoktur. Bu karar Meclis tutanaklarına girdiğinde sizin milletvekilliğiniz sorgulanır, Cumhurbaşkanı sorgulanır, bakanlar sorgulanır, her şey sorgulanır hâle gelir. Bir tek soru sormak istiyorum; aklı çalışan tüm yurttaşlarımıza, vicdanı olan her yurttaşımıza soruyorum: Şimdi karar okunacak, Can Atalay’ın milletvekilliği düşürülecek yani Can Atalay milletvekiliymiş değil mi? Milletvekiliyse dokuz aydır nasıl hapiste tutuyorsunuz ya! Milletvekiliyse niye hapiste? Milletvekili değilse neyi düşüreceksiniz? (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, akıl dışı, vicdan dışı, hukuk dışı bir girişim. Bakın, Can Atalay benim mücadele arkadaşım. Gezi’de de beraberdik, bütün duruşmalarını izledim. Bir gün bile “Yapmadım, etmedim.” demedi. Yaptığı her şeyden, bu halk adına, halkla beraber yaptığı her şeyden her yerde onur duyduğunu, gurur duyduğunu söyledi, yurttaş için yaptığını söyledi. Niye? Biz, yaptığımızı savunuruz, söylediğimizi yaparız. Şimdi, bugün, burada bir karar okunacak, Meclis Başkanı yok. Biz şimdi usulü tartışıyoruz. Eğer siz “Bu, usule uygundur.” diyorsanız Numan Kurtulmuş usulsüzlük yapıyor aylardır, eğer burada usule uygun bir şey yapılıyorsa Numan Kurtulmuş’u ne yapacağız? Ama açık konuşacağım, kusura bakmayın: Numan Kurtulmuş okumuyor, okunduğu gün ülkede bulunmuyor; Celal Adan okumuyor; Sırrı Süreyya Önder okumuyor; Gülizar Hanım okumuyor; Bekir Bozdağ okuyor. Bu da tarihin bize bir ironisidir. Hak ediyor okumayı çünkü, o hak ediyor okumayı. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Kimsenin açıkça “Ben çıktım, ben bu kararı okuyacağım Meclis kürsüsünde, okutacağım.” diyemediği bir şeyi -Meclisin açılışına üç dakika kala, beş dakika kala Danışma Kurulunu topluyorlar- apar topar, kapkaçla, yaptığını savunamayacak bir korkaklıkla “Bunu Meclise getirelim, hemen geçirelim.” diyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Baş, lütfen tamamlayın.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Kim diyor? Arkadaşlar, hepimiz birbirimizi tanıyoruz. Bir kural vardır, mafyada böyle yaparlar, bazen suçlu olduklarını bildiklerini yanlarında tutarlar ve en pis işleri onlara yaptırırlar. Türkiye’de adaleti katleden Bekir Bozdağ’a yaptırırsın bunu ancak! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Başkası çıkıp şunu savunamaz. Ama yapın, yapın, yapın, vallahi yapın!
Bakın ben “Can” diyorum, resmî adı Şerafettin Can Atalay’dır, amcası Şerafettin Atalay’ın adını taşır. Amcası 1960’lı yıllarda Türkiye İşçi Partisi Amasya İl Başkanıyken katledilmiştir ve ne mutlu bize ki öldürseniz de vekilliğimizi düşürseniz de size asla boyun eğmeyeceğiz, Hatay halkı size asla boyun eğmeyecek!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEYLA ŞAHİN USTA (Ankara) – Gezicilere boyun eğmeyeceğiz, hiç merak etmeyin.
ERKAN BAŞ (Devamla) – Elinizden geleni ardınıza koymayın, ne yapıyorsanız yapın! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Evet, teşekkür ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, tutumumda bir değişiklik yoktur.
KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) – Yaptığınız şey darbedir, anayasal darbedir.
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Yaptığınızın usulsüz olduğunu biliyorsunuz ama yapın, yapın.
SIRRI SAKİK (Ağrı) – O kararı kimse duymayacak.
CELAL ADAN (İstanbul) – Bekir Bey, Sayın Başkan, bir dakika…
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkanım… Başkanım… Başkanım, usule dair bir talebim var.
BAŞKAN – Yargıtay 3. Ceza Dairesinin bir yazısı vardır, okutuyorum: (CHP ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) Tezkereler
1.- Başkanlıkça, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 2023/12611 esasında kayıtlı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2022/1270 esas, 2022/1463 sayılı Karar’ına konu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/178 esas sayılı dava dosyasında mahkemece verilen 27/12/2023 tarih ve 2021/178 esas, 2022/178 sayılı Ek Karar üzerine yapılan inceleme sonunda verilen 3/1/2024 tarih ve 2023/12611 esas, 2024/1 Değişik İş Sayılı Karar yazısının Genel Kurulun bilgisine sunulmasıyla, Anayasa’nın 76’ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir suç teşkil eden ve Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin tezkeresi (3/835)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dairemizin 2023/12611 esasında kayıtlı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 2022/1270 esas, 2022/1463 sayılı Karar’ına konu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin 2021/178 esas sayılı Dava Dosyası’nda mahkemece verilen 27/12/2023 tarih ve 2021/178 esas, 2022/178 sayılı Ek Karar üzerine yapılan inceleme sonunda verilen 3/1/2024 tarih ve 2023/12611 esas, 2024/1 Değişik İş Sayılı Karar yazımız ekinde gönderilmiştir.
Bilgilerinize arz olunur.
Muhsin Şentürk
Daire Başkanı
(Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, “Yuh!” sesleri)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Bu yaptığınız ayıptır!
ERKAN BAŞ (İstanbul) – Yapın! Yapın! Yaptığınızın usulsüz olduğunu biliyorsunuz!
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Bu hukuksuzluğu reddediyoruz! Ayıptır, günahtır!
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Anayasa’nın 76’ncı maddesi kapsamında milletvekili seçilmeye engel bir suçu teşkil eden ve…
(Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, “Yuh!” sesleri)
BAŞKAN - …Anayasa’nın 84’üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince bilgiye sunulan kesinleşmiş mahkeme kararı doğrultusunda Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’ın milletvekilliği düşmüştür.
(Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, “Yuh!” sesleri)
AYSU BANKOĞLU (Bartın) – Yuh! Yuh!
(Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’nun Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü kitapçığını Başkanlık Divanına fırlatması)
(Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ’ın ayağa kalkması)
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) – Bu karar çocuklarımızın tarihine kara bir leke olarak düşecektir!
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, bu gürültü ve kavga devam ederse birleşimi kapatmak zorunda kalacağım.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.21
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.28
BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ
KÂTİP ÜYELER: Muhammed ADAK (Mardin), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)
-----0-----
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 54’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
[Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, alkışlar(!)]
(Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in düdük çalması)
BAŞKAN – Efendim, çalışmamıza lütfen izin verin, Genel Kurulun çalışmasına izin verin.
[Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, alkışlar(!)]
BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, ortaya çıkan durum nedeniyle, gürültü ve kavga nedeniyle çalışmaya devam edemiyoruz.
[Başkanlık kürsüsü önünde toplanmalar, gürültüler, “Yuh!” sesleri, alkışlar(!)]
BAŞKAN – Alınan karar gereğince, Hâkimler ve Savcılar Kurulunda boş bulunan 1 üyeliğe seçim yapılması için 31 Ocak 2024 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere İç Tüzük’ün 68’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 17.29