TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

58’inci Birleşim

8 Şubat 2024 Perşembe

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İÇİNDEKİLER

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora’nın, 6 Şubat 2023 deprem felaketine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, Kütahya’nın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, 6 Şubat depreminin 1’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Manisa’da yaptığı konuşmasında tanıttığı Bodrum Belediye Başkan Adayı Tamer Mandalinci’ye ilişkin açıklaması

2.- Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkede yaşanan 3 büyük depreme ve devletin her kademesinin büyük bir azim ve kararlılıkla vatandaşların yanında olduğuna ilişkin açıklaması

3.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, sigortası 8 Eylül 1999’dan sonra başlayanlara ilişkin açıklaması

4.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, 28 Ocak 1920'de alınan Misakımillî kararlarına ve Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in yaptığı gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

5.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, taşeron işçilerin kadro sorununa ilişkin açıklaması

6.- İstanbul Milletvekili Celal Fırat’ın, tutuklu Ergin Doğru’nun mektubuna ilişkin açıklaması

7.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya’nın Demre ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

8.- Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın, sağlık yönetimi ve sağlık kurumları işletmeciliği mezunlarının, özel sektörde çalışan diş hekimleri ile öğretmenlerin taleplerine ilişkin açıklaması

9.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, yirmi iki yıllık AKP iktidarının ülkeyi yönetemediğine ilişkin açıklaması

10.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, vatandaşların hastanelerde tedavisinin neredeyse imkânsız hâle geldiğine ilişkin açıklaması

11.- Düzce Milletvekili Ercan Öztürk’ün, Kahramanmaraş ve 11 ili kapsayan asrın felaketinin seneidevriyesine ve kentsel dönüşüme ilişkin açıklaması

12.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, gıda mühendislerinin, veteriner hekimlerin ve ziraat mühendislerinin daha fazla sayıda atama beklediğine ilişkin açıklaması

13.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Sultan Abdülhamit Han’ın vefatının 106'ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması

14.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, bugün İzmir’de gözaltına alınanlara ilişkin açıklaması

15.- İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın, iktidarın aslında depremle değil vatandaşla mücadele ettiğine ilişkin açıklaması

16.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Millî Eğitim Bakanlığının 6 Şubat depremlerine ilişkin raporuna ilişkin açıklaması

17.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Çağlayan Adliyesinde güvenlik noktasına düzenlenen saldırıya ilişkin açıklaması

18.- İstanbul Milletvekili Ersin Beyaz’ın, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi Raporu’na göre ülkenin 180 ülke arasında 115’inci sırada yer almasına ilişkin açıklaması

19.- Karabük Milletvekili Cevdet Akay’ın, Karabük’ün işsizlik sorununa ilişkin açıklaması

20.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, Gaziantep’e “Gazi”lik ünvanı verilişinin 103’üncü yılına ilişkin açıklaması

21.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, binlerce işçinin kamu iş yerlerinde haftalardır eylem yaptığına ilişkin açıklaması

22.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç’ın, Kürt dili ve edebiyatı bölümünden mezun olan öğretmenlerin atama sorununa ilişkin açıklaması

23.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

24.- Edirne Milletvekili Mehmet Akalın’ın, sağlık çalışanlarına şiddet sorununa ilişkin açıklaması

25.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, Trabzon’da stadyumun yanında başlanan şehir hastanesi inşaatına ilişkin açıklaması

26.- Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu’nun, Ardahanlı yurttaşların ısınmak için ödedikleri bedeller konusunda adaletsizlik yaşadıklarına ilişkin açıklaması

27.- Şanlıurfa Milletvekili Abdürrahim Dusak’ın, 6 Şubat depremlerinin 1’inci yıl dönümüne ve şehirlerin depremlere dayanıklı hâle getirilmesinin en öncelikli husus olduğuna ilişkin açıklaması

28.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin il genelinde 6 Şubat 2024 tarihinde yoğun kar yağışı dolayısıyla 119 köy yolunun ulaşıma kapandığına ve Borçka’da etkili olan sel ve heyelanlara ilişkin açıklaması

29.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, yerel yönetim seçimleri yaklaşırken birçok il ve ilçede usulsüz seçmen kaydırıldığına ilişkin açıklaması

30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya’nın, Sivas'ta sağlıkla ilgili yaşanan problemlere ilişkin açıklaması

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, geçtiğimiz günlerde Çağlayan Adliyesinde yaşanan saldırıya, son günlerde ülkede kamu düzenini bozan önemli olaylar yaşandığına, deprem bölgesinin en önemli sorununun barınma sorunu olduğuna, genç avukatların sorunlarına ve beklentilerine, bugün Anayasa Mahkemesi Başkanının son günlerde yaşanan tartışmalara yönelik yaptığı açıklamasına ilişkin açıklaması

32.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, emeklilerin büyük bir ekonomik darboğazın içerisinde geçim mücadelesi verdiklerine, emekli astsubayların ve özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin taleplerine, İsrail'in Gazze'de 7 Ekim tarihinde başlattığı katliama ve başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm dünyanın derin bir sessizlik içerisinde olduğuna, Gaziantep’e “Gazi”lik ünvanının verilişinin 103’üncü yılına ilişkin açıklaması

33.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, bugün Anayasa Mahkemesindeki yemin törenine Meclis Başkanının da katılmasına, törende Anayasa Mahkemesi Başkanının yaptığı açıklamalara ve sarayda Başdanışman Mehmet Uçum’un verdiği yanıta, hasta tutsaklara ve infaz yakmalara, adaletsizliğin temel nedenine ve 108 cezaevinde yetmiş dört gündür süren açlık grevine, DEM Grubu milletvekillerinin hayata geçirdiği özgürlük yürüyüşüne ilişkin açıklaması

34.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, AK PARTİ Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Aydın Ayaydın’a, bugün Merkez Bankası Başkanının yaptığı konuşmaya, emekli ikramiyesine yapılacak artışla ilgili tartışmalara, devlet bankalarının CHP'li belediyelere kredi vermediğine, Anayasa Mahkemesi Başkanının bugün yaptığı konuşmaya ve Anayasa Mahkemesinde bugün düzenlenen törene Yargıtay Başkanının gelmemesine, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusunun en çok düştüğü dönemin yaşandığına ilişkin açıklaması

35.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Cem Karaca’nın 20’nci ölüm yıl dönümüne, 7 Şubat’ta Maraş'a “Kahraman”lık, 8 Şubat’ta Antep’e “Gazi”lik ünvanlarının verilişine, Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde özel bir madende yaşanan göçüğe, 6 Şubat asrın felaketi çerçevesinde yaraları sarmak noktasında Cumhurbaşkanı ve bakanların bir haftadır vatandaşlarla beraber olduklarına, Azerbaycan’da yeniden seçilen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e, Zengezur Koridoru’na, 2024 yılını “emekliler yılı” olarak ilan ettiklerine, tek haneli enflasyon ve kişi başına düşen millî geliri çok daha artırma mücadelesini kararlılıkla devam ettirdiklerine, 31 Mart seçimlerine ilişkin açıklaması

36.- Ankara Milletvekili Deniz Demir’in, iş cinayetlerine kurban giden çocuklara ve MESEM’lere ilişkin açıklaması

37.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Malkara OSB’nin sorunlarına ilişkin açıklaması

38.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne ve 1999 Düzce depreminde Kaynaşlı’da evleri yıkılan 28 ailenin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

39.- Bolu Milletvekili Türker Ateş’in, Bolu’nun Kıbrıscık ilçesinin uzun zamandır konut krizi yaşadığına ilişkin açıklaması

40.- Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın, cumhurbaşkanlığı yatırım programından Muğla’nın aldığı ödeneklere ilişkin açıklaması

41.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, kadınların hayatın her alanında cumhuriyetle var olduklarına ve büyük başarılara imza attıklarına ilişkin açıklaması

42.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve bir Muğla Milletvekilinin Manisa’dan Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için aday olmasına ilişkin açıklaması

43.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Muğla Milletvekili Kadem Mete ile Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ve Genel Kurulda bulunmayan adaylar üzerinden tartışmaları sürdürmenin yerinde olmadığına ilişkin açıklaması

 

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklaması sırasında Saadet Partisi Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

4.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

5.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde herkesin hatibini alkışlayabileceğine ama hatibin başka kelimelerle kürsüden uğurlanamayacağına ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin vakarına uygun davranılmasını hassasiyetle talep ettiğine ilişkin konuşması

 

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Saadet Partisi Grubu tarafından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu yedek üyeliğine Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın aday olarak bildirildiğine ilişkin tezkeresi (3/837)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği (AB) Belçika Dönem Başkanlığı tarafından 12-13 Şubat 2024 tarihlerinde düzenlenecek “Avrupa Birliği’nde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferansa katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi (3/838)

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Profesör Doktor Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin 21-23 Şubat 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek olan Asya Parlamenter Asamblesi (APA) 14’üncü Genel Kurul Toplantısı’na katılımda bulunmalarına ilişkin tezkeresi (3/839)

IX.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu tarafından, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta dokuz saat arayla yaşanan, 11 il ve 15 milyon vatandaşı etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin seneidevriyesinde gerek depremde kaybedilen vatandaşları anmak ve Gazi Meclisin, acıları hâlâ taze olan vatandaşların yanında olduğunu hissettirmek gerekse geçen bir yılda deprem bölgesinde yapılan tüm çalışmalara ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bundan sonra bölgede yapılacak çalışmaların detaylarına ilişkin bilgi verilmesi amacıyla 2/2/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 8 Şubat 2024 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Ankara Milletvekili Murat Emir'in, kapatılan askerî hastanelere ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler'in cevabı (7/8374)

2.- Karabük Milletvekili Cevdet Akay'ın, TBMM'ye gönderilen Sayıştay Denetim Raporlarında yer almayan eklere ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler'in cevabı (7/8377)

3.- Ankara Milletvekili Kürşad Zorlu'nun, şehir hastanelerinin yabancı bir yatırımcıya satılacağı iddiasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8545)

4.- Konya Milletvekili Hasan Ekici'nin, KOSGEB tarafından KOBİ'lere sağlanan yurt dışı iş gezisi desteklerinin durdurulmasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/8646)

5.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu'nun, yapay zekanın gelişiminin Türkiye'deki istihdama etkilerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/8648)

6.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulut'un, Suudi Arabistan'da oynanması planlandığı halde oynanmayan Süper Kupa Final maçına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8780)

7.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, işsizlik sorununun önlenmesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8781)

8.- Ankara Milletvekili Semra Dinçer'in, emeklilerin bankalara olan borçlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8865)

9.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, ülke genelinde orman sınırları dışına çıkarılan alanlara,

Zonguldak'ta orman sınırları dışına çıkarılan alanlara,

İlişkin soruları ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8867), (7/8868)

10.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz'ın, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de gerçekleştirdiği doğal gaz arama faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/8871)

8 Şubat 2024 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58’inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gümdem dışı ilk söz, 6 Şubat 2023 deprem felaketi hakkında söz isteyen Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora’ya aittir.

Buyurun Sayın Karakoç Dora. (MHP sıralarından alkışlar)

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Kahramanmaraş Milletvekili Zuhal Karakoç Dora’nın, 6 Şubat 2023 deprem felaketine ilişkin gündem dışı konuşması

ZUHAL KARAKOÇ DORA (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hayatımızda derin bir boşluk, yüreğimizde onulmaz yaralar açan Kahramanmaraş depremlerinin yıl dönümü sebebiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Aziz Türk milletini ve Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyor, 6 Şubat depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı özlem ve rahmetle anıyorum.

Hayatlarımızı altüst eden depremlerin üzerinden tam bir yıl geçti ve kalplerimizin Kahramanmaraş’ta, Malatya’da, Hatay’da, Adana’da, Adıyaman’da, Osmaniye’de, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te, Diyarbakır’da, Kilis’te ve Elâzığ’da attığı 6 Şubat, hepimizin yaşamında önemli bir dönüm noktası oldu. 5 Şubat gecesi bizim için en uzun geceydi ve uyandığımızda artık hiçbir şey eskisi gibi değildi, bizler dâhil. 6 Şubat sabahına kimimiz bir daha uyanamadı, uyanabilenlerimiz ise bir daha hiç uyuyamadı. Kimliğini teşhis etmekte zorlandığımız yakınlarımızın bedenlerini ararken bir gün artık kendimizi teşhis etmekte zorlanacağımız aklımıza bile gelmezdi. Evet, bizler artık kendimizi teşhis edemiyoruz zira artık hiçbirimiz aynı insan değiliz. Yitip giden yuvalarımızın, enkaz altındaki şehirlerimizin altında çocukluğumuzla birlikte kimliklerimiz ve benliklerimiz de kaldı. İşte bu hissiyat içinde depremden etkilenen 11 şehrimizi yeniden ayağa kaldırma paydasında birleşen gönüllerin iradesiyle tüm kayıplarımızın acısını kalplerimize mühürleyerek ortak acıları ve ortak sevinçleri en derinden paylaşmış olduğumuz bir yılın dönümünü anmaktayız.

Biz Kahramanmaraşlılar; genç, yaşlı, kadın ve çocuk demeden 12 Şubatta Türk Kurtuluş Savaşı’na adımızı altın harflerde yazdırmış bir zümreyiz. Hamurumuzda olan bu vakur kahramanlık cevheriyle de bundan bir yıl önce asrın felaketinde de cihana emsal bir duruş sergiledik. Kahramanmaraş’ımızın her bir evladı kendi canının güvenliğine verdiği önemden daha çok, bir başkasının yarasını sarmak için çabaladı. Kendisinden daha muhtaç olanın ihtiyacına koştu ve her şeyden önemlisi laf üretmek için değil çare üretmek için çabaladı. Emsali yüzyıllardır görülmemiş ölçekteki bu felaketin zararlarını en aza indirmek için devlet ve millet el ele vermiş, muazzam ölçekte arama ve kurtarma, insani yardım faaliyetleri ile yeniden imar ve rehabilitasyon hamleleri icra etmiştir. Bizler yüce Türk milleti olarak böylesine büyük bir felaketin ardından olağanüstü çalışmalarla insan tahayyülünün ötesinde işler başardık ve bu işler sadece başlangıç noktamızı belirledi. Son depremzedenin de güvenli bir şekilde yuvasına kavuştuğunu görmeden, en umutsuzunun yüzünü güldürmeyi başarmadan, kendi evlatlarımızın yüzüne memleketimizdeki ihtiyaç sahibi yaşıtlarına hizmet etmiş olmanın güveniyle bakmadan bu yoldan geri dönmeme kararlılığında olduğumuzu buradan bir kez daha vurgulamak isterim.

Değerli milletvekilleri, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta şöyle der: “Felaket başa gelmeden evvel onu önleyecek ve ona karşı savunulacak önlemleri düşünmek gerekir. Geldikten sonra dövünmenin yararı yoktur.” Bu nedenle, Kahramanmaraş’ımız başta olmak üzere afete dirençli örnek şehirler inşa etmek için yardım değil yatırım zamanı olduğunu her fırsatta dile getirdim, getirmeye de devam edeceğim. Kahramanmaraş başta olmak üzere deprem bölgesinin yatırımda öncelikli bölge özel statüsünde ele alınarak teşviklerden, hibe ve özel destek faiz uygulamalarından yararlanabilmesi oldukça önemlidir. Tarımsal üretim ve tarıma dayalı sanayide Türkiye'nin önemli kenti olan Kahramanmaraş'a bugün atacağımız tohumlar, tarımsal altyapının güçlendirilmesi ve tarımda modernizasyonun önceliklendirilerek çiftçimize her türlü üretim desteğinin sağlanması oldukça önemlidir. Can damarlarımızdan olan tekstil sektöründeki ihracat kaybının telafisi için fabrikalarımızın eskisinden daha büyük ve rekabetçi bir üretim hacmine ulaşması gerekiyor. Buna ek olarak “uygun olmayan alan” konusunun bilimin önceliğinde ve fakat vatandaşlarımızı mağdur etmeden yeniden düzenlenmesi oldukça önemlidir.

Görünmeyen yaralarımızın uzun yıllara sâri sonuçlarının üstesinden gelebilmemiz için ise bölgeye daha çok ama daha çok psikolog ve sosyolog görevlendirilmesi hususunun altını çizmek isterim.

Bilmenizi isterim ki Kahramanmaraş depremden önce dışarıya en az göç veren illerimizin başındaydı ve nüfusunun yüzde 80'ninden fazlası kendi topraklarında yaşıyordu. Bizler nereye gidersek gidelim, ne iş yaparsak yapalım kalpten bağlı olduğumuz şehrimizle, yuvamızla hemhâliz. İşte bu nedenle şehrimizle birlikte şehrimizde ayağa kalkmak istiyoruz, bunun için de yardım değil yatırım istiyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, Kütahya’nın sorunları hakkında söz isteyen Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’a aittir.

Buyurun Sayın Kasap. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

2.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, Kütahya’nın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) – Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Buradan tekrar 6 Şubat mağduru tüm yurttaşlarımıza başsağlığı diliyorum, Allah rahmet eylesin.

Bugün gündemimizde Kütahya olacak. Yıllardır dilimizde tüy bitti ama iktidar Kütahya’ya karşı sağır ve dilsizi oynuyor. Anadolu Beylerbeyliği’nin merkezi, kuruluşun ve kurtuluşun şehri Kütahya özelleştirme mağduru oldu. Kütahya’nın kamu iktisadi teşekküllerinden Azot Fabrikası, Şeker Fabrikası, Kümaş, Gümüş İşletmesi, Seyitömer Termik Santrali, Seyitömer Linyit İşletmesi ve Tunçbilek Termik Santrali dâhil bunlar özelleştirildi. 70 milyar TL’ye yakın bir özelleştirme getirisi sağlandı ama insanlarımız mağdur edildi, 12 bine yakın insanımız işini kaybetti, şehir dışına göç etmek zorunda kaldı ve Kütahya nüfusu Ege Bölgesi’nde nüfusu azalan tek il olarak en son verilerde o şekilde yer alıyor. Özelleştirmeyle birlikte 4/B’ye geçenlerin birçoğu, memur ve işçi şu anda işini kaybetti Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine rağmen. Emeklilerin de durumunu en son biliyorsunuz -emekli şehri oldu- şu anda emekliler perişan vaziyetteler. Kütahya’ya her seçim döneminde söz verdiğiniz hızlı tren bir türlü gelmedi, 2029'a kadarki yatırım planında da maalesef hızlı tren yok. Bitmeyen bir hastane var. Çalıştığım hastanenin on dört yıldır yenisi yapılamadı. Geleneksel çini sanatları, el sanatları, seramikle ilgili iyileştirme yapılmadı; KDV indirimi teklif etmiştik, kanun teklifimiz tarafınızdan reddedildi. Kaplıcalar diyarı 6 ilçede termal su kaynağı var ancak teşvik kapsamı dışına aldınız Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle. Yıllardır bitmeyen bir yolu var, değerli milletvekili arkadaşlarım, Kütahya’nın bir yolu var, 1931 yılında ilk kazmanın vurulduğu Kütahya-Balıkesir yolu var, hâlâ bitmedi. 1931'den beri bitmeyen bir yol var. Tavşanlı-Domaniç-İnegöl yolu hâlâ yapılmadı, yapılamadı. Günde yüzlerce aracın geçtiği, bor fabrikasına asit taşıyan asit tankerlerinin geçtiği ve tarım arazilerine zarar verdiği yolu hâlâ yapmadınız. Hisarcık-Gediz yolu, Simav-Sındırgı yolu yapılamadı, Altıntaş yolu yapılamadı. Kütahya’nın bazı ilçelerinde maalesef entegre ilçe hastaneleri yok, olan hastanelerde de doktor kadrosu ve çalışan kadrosu yeterli değil. Çavdarhisar-Emet yolu -burada tekrar söyleyeceğim- yapılamadı.

Kuruluşun ve kurtuluşun şehri demiştim, kurtuluşun şehri, 130 bin şehit verdiğimiz Dumlupınar Meydan Muharebesi’yle ilgili kanun teklifi vermiştik, Dumlupınar’ın Gelibolu gibi bir tarih alanı olmasını talep etmiştik, bu kanun teklifi de tarafınızdan reddedildi. AK PARTİ milletvekillerine tekrar söylüyorum -3 Kütahya milletvekili var, 1 MHP milletvekili var- Dumlupınar siyasete konu edilemeyecek kadar önemli bir yerdir ve buranın tarihî alan olması için kanun teklifini siz getirin, biz de “Evet.” diyelim.

Gediz-Murat Dağı yolları, Trikupis’in tutuklandığı yer, Kurtuluş Savaşı için orası da çok önemli, termal ve kış turizmi yapılabilecek yer, yalnız, burası da sizin tarafınızdan mağdur ediliyor.

Simav’da seracılıkla ilgili, halıcılıkla ilgili hiçbir şey yapmadınız. Deprem konutlarını hâlâ bitiremediniz, bitirilenler de oturulacak vaziyette değil.

Pazarlar ve Şaphane ilçelerimiz kiraz, vişne yönünden… Bakın, burada da yine tüccara mahkûm ediyorsunuz insanlarımızı ve bu mağduriyetin giderilmesi gerekiyor. Bir soğuk hava deposu veya işletme tesisi açılamaz mı? Açmadınız. Belediyeleriniz çalışmıyor, maalesef, bunu da söyleyeceğim.

Domaniç-İnegöl yolu yapılamadı, adliyesi yok, entegre hastanesi yıllardır yapılamadı. KYK yurdu yok ama öğrenci var, meslek yüksekokulu var.

En önemli şey, onu da söyleyeyim, defalarca gündeme getirdik, yaklaşık on beş yıldır tespit edilmiş bir şey var, Kütahya’nın Emet ilçesi, hani Emet ve Hisarcık ilçeleri var ya, dünyanın en çok bor madeninin bulunduğu, işte yüzde 60-70 vesaire diye övündüğünüz ama insanların 30 kat yüksek arsenikli suyu içtiği bir belde ve AK PARTİ belediyeleri tarafından yaklaşık yirmi yıla yakındır yönetiliyor ve hâlâ içilebilir, insanlarımızı zehirlemeyen bir su temin edemediniz.

NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Bursa) – Yazıklar olsun!

ALİ FAZIL KASAP (Devamla) – Damacanalarla bari su götürseydiniz. 30 kat yüksek arsenikle insanlarımız zehirleniyor ve su temin etmediniz, etme yoluna gitmediniz. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ FAZIL KASAP (Devamla) – İnsanlarımız bu bölgeden istihdam edilmiyor, başka şehirlerden, diğer yerlerden istihdam ediliyor ve buradaki insanlar göçe mahkûm ediliyor. Bu sefaletin, Kütahya’nın bu terk edilmişliğinin son bulacağı günleri bekliyoruz. Bunları siyasi malzeme yapmayın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, 6 Şubat depreminin 1’inci yıl dönümü nedeniyle söz isteyen Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’e aittir.

Buyurun Sayın Öztürkmen. (CHP sıralarından alkışlar)

3.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, 6 Şubat depreminin 1’inci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, 6 Şubat depremine dair söylenmedik bir şey kalmadı ama ben öncelikle Gaziantep’le ilgili gurur verici, onur verici bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün teklifi ve onayıyla Gaziantep’e savaşın en şiddetli olduğu günlerde verilen, 8 Şubat 1921 tarihli “Gazi”lik unvanın verilişinin 103’üncü yıl dönümü. Saygıyla, onurla ve gururla anıyorum.

Ama bir de üzüntümüz var, bir de acımız var, Gaziantep Milletvekilimiz, 18’inci Dönem Milletvekili Sayın Ahmet Günebakan vefat etmiştir. Kendisine buradan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.

Evet, gündemimiz 6 Şubat depremi. Az önce söylediğim gibi, söylenmeyen bir şey kalmadı ancak dün burada sayın iktidar sözcüleri Hatay ya da diğer iller arasında bir ayrım yapılmadığını, hizmetlerin eşit verildiğini iddia ettiler. Elimizdeki rakamlara göre, resmî rakamlara göre Hatay'da 30.762 ölüm olmuş, Kahramanmaraş'ta 12.622 ölüm olmuş. 30.762 ölüm için 7 bin ev teslim edilirken 12 bin ölüm için 9 bin ev teslim edilmiş. Neredeyse Kahramanmaraş’taki vefat sayısının 3 katı vefat Hatay'da olmasına rağmen Kahramanmaraş'a Hatay'dan çok daha fazla sayıda ev teslim edilmiş. Ben “Kahramanmaraş'a niye çok fazla sayıda teslim edildi?” demiyorum ama niye verilen sözler tutulmadı? Sayın Cumhurbaşkanı bir yıl içinde 319 bin ev teslim edeceğini vadederken bugüne kadar teslim edilen de değil, kurası çekilip ve belirlenen ev sayısı 27.262. Demek ki halka vadedilmiş, söylenmiş ama yerine getirilmemiş. Niye? Çünkü seçimlerden iki ay, üç ay önceydi. Şimdi yine seçimlere gidiyoruz, yine sayın iktidar sözcüleri “-cek, -cak”larla, “Şöyle yapacağız, böyle yapacağız.” diye halkı uyutmaya çalışıyor. Ben hep söylüyorum, sayın iktidar yetkililerinin belki buna canları sıkılacak ama işin gerçeği bu: Her ne kadar AKP'nin açılımı Adalet ve Kalkınma Partisi ise, işin gerçeğinde aldatma ve kandırma partisi olduğunu artık bütün halkımız bu yirmi bir senede anlamış durumda değerli arkadaşlar, değerli dostlar. (CHP sıralarından alkışlar)

İşin bir başka acı yönü var, bu acı yönü de yine iktidar partisinin duymazdan geldiği bir yön. İYİ Parti de Cumhuriyet Halk Partisi de bu konuda araştırma önergesi vermiş olmasına rağmen yine Cumhur İttifakı oylarıyla reddedilen bir konu kayıp insanlar. 6 Şubat depreminde 145 şahsın dışında ayrıca 38 bebek ve çocuk kayboldu. Adları belli, soyadları belli, isimleri belli, nerede oldukları belli ama AKP'li yetkililer ve Sayın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı “Hiçbir kaybımız yoktur, kaydı olmayan çocuk yoktur.” diyor. Peki, hastaneye giriş kaydı olmasına rağmen hâlâ izine rastlanmayan Aybüke Körük nerede? Peki, enkazdan sağ çıktığı görülen, görgü tanıklarınca beyan edilen Batuhan Güleç nerede? Peki, enkazdan sesi duyulan, daha sonra sağ çıkarılan ve ambulansa bindirilip götürülen, sonradan haber alınamayan Merve Ateş nerede? Peki, eşinin ve oğlunun enkaz altında kalışlarına şahit olan, şoka girdiği ve muhtemelen bilincini kaybettiği belirtilen Melike Kılıç gibi 145 vatandaşımız nerede? Bunların araştırılmasını istediğimiz verdiğimiz araştırma önergelerine neden ret veriyorsunuz? Sizin çoluk çocuğunuz, sizin torununuz yok mu? Geçtiğimiz günlerde Ulus Meydanı’nda yapılan bir etkinliğe katıldığımızda oradaki bir dede dedi ki: “Torunumun kokusunu özledim, ‘dede’ demesini özledim.” Sizde hiç dede, büyükanne, büyükbaba yok mu? Neden bunun araştırılmasını istemiyorsunuz? Yoksa sizin de bu konuda bir kusurunuzun olduğu ortaya çıkacak diye mi araştırılmasını istemiyorsunuz?

Söylenecek çok şey var, 6 Şubat depreminden sonra Sayın Cumhurbaşkanı, Adıyaman’a gittiğinde demişti ki: “Depremin ilk birkaç günü istediğimiz çalışmaları yapamadık.” Neden yapamadınız, neden üç gün sahaya çıkmadınız? On binlerce insan ilk üç gün orada sahaya çıkmadığınız için vefat etti. Bu aslında bir görev ihmalidir. Demokratik bir devlette bir cumhuriyet başsavcısının ya da yargısal usullere göre araştırılması ve aslında görevi ihmalden cezalandırılması gereken bir yönetim var ama hâlâ “Bir suçumuz, kusurumuz yoktur.” diyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÖZTÜRKMEN (Devamla) – Sayın Başkanım, bir dakika lütfen.

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Vekilim.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Şimdi, ekonomiyi getirdiğiniz nokta meydanda; insanlar aç, insanlar perişan, emekliler yerlerden çürük çarık meyve sebze topluyorlar. Demokrasiyi bitirdiniz, dünya demokrasi sıralamasında en sonlarda yer alıyoruz, insan haklarında en sonlarda yer alıyoruz, basın özgürlüğünde en sonlarda yer alıyoruz, zaten “eğitim” diye bir şey kalmadı, hukuku yerle bir ettiniz, Anayasa Mahkemesi kararları uygulanmıyor. “Hani, hani?” diyorsunuz ya hep, bu asrın felaketi, evet asrın felaketi ama bir asrın felaketi varsa bu da ülkemiz açısından AKP iktidarıdır.

Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarında alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerinden bir dakikayla söz vereceğim.

Muğla Milletvekili Kadem Mete…

Buyurun Sayın Mete.

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Manisa’da yaptığı konuşmasında tanıttığı Bodrum Belediye Başkan Adayı Tamer Mandalinci’ye ilişkin açıklaması

KADEM METE (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel cumartesi günü Manisa’da yaptığı konuşmasında Bodrum Belediye Başkan adayını bakın nasıl tanıtmış?

(Hatibin cep telefonundan bir ses kaydı dinletmesi)

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, böyle bir usul yoktur, lütfen…

KADEM METE (Muğla) – Peki.

Sayın Genel Başkanın “Hakan” diye tarif ettiği kişinin adı Tamer, soyadı “Mandalinacı” değil, Mandalinci’dir; beş yıldır Başkan Vekilliği değil, Belediye Meclis üyeliği yapmıştır. Dünyaya Türkiye’yi tanıtan adayları Amerika’da sadece üç buçuk ay dil eğitimi almıştır, hepsi o kadar. Yabancı dil bilmekle övünen aday için Bodrum da bir ayrıcalık da değildir, kediler bile yabancı dile alışıktır Bodrum’da. Kısacası adayınız mandalinacı da olsa, limoncu da olsa çöp, çamur, çukur ve susuzlukla boğuşan Bodrum ve Muğla’mızı artık aydınlık günler bekliyor.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Sakarya Milletvekili Ali İnci…

Buyurun Sayın İnci.

2.- Sakarya Milletvekili Ali İnci’nin, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkede yaşanan 3 büyük depreme ve devletin her kademesinin büyük bir azim ve kararlılıkla vatandaşların yanında olduğuna ilişkin açıklaması

ALİ İNCİ (Sakarya) – Sayın Başkan, 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemiz 3 büyük depremle asrın felaketini yaşamıştır. Depremde 11 ilimiz, 14 milyon vatandaşımız ve 120 bin kilometrekare alan etkilenmiştir. Depremde can kaybımız 53.537, yaralı sayımız 107.213’tür.

Devletimizin her kademesinin büyük bir azim ve kararlılıkla vatandaşlarımızın yanında olduğuna şahit olduk. AK PARTİ Yerel Yönetimler Başkanımız, şimdiki Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Sayın Mehmet Özhaseki’nin başkanlığında Yerel Yönetimler birimi olarak bölgeye intikal edip görevlendirilmiş olduğumuz belediyelerin koordinasyonunda bulunduk. 805 AK PARTİ’li belediyemiz canla başla mücadele ederek önemli görevlerde bulundular. Deprem bölgesindeki belediyelerimizle kardeşlik köprüleri kurup yaraların sarılmasında önemli bir rol oynadık.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Aydın Milletvekili Evrim Karakoz...

Buyurun Sayın Karakoz.

3.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, sigortası 8 Eylül 1999’dan sonra başlayanlara ilişkin açıklaması

EVRİM KARAKOZ (Aydın) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Emeklilik her çalışan insanın en büyük hayalidir ancak bu hayal adalet olan, adil yönetilen ülkelerde geçerlidir. İktidar emeklilikte yaşa takılanlar için bir düzenleme yaptı, onu da eline yüzüne bulaştırdı. Sigorta başlangıcı 8 Eylül 1999’dan önce olanlar yaş dışındaki şartları yerine getirdiğinde EYT kapsamında emekli olabiliyorlar ancak söz konusu tarihten bir gün sonra sigortası başlayanlar EYT kapsamı dışında kaldılar ve şimdi emekli olamıyorlar. Bir gün geç sigortalı olan yıllarca çalışmak zorunda kalacak, kayıpları toplam on yedi yıl. Vatandaşlar arasında ayrım olmaz, 8 Eylül 1999’dan sonra sigortası başlayanlar için mutlaka kademeli emeklilik düzenlemesi yapılmalıdır, vatandaşlarımızın mağduriyetleri giderilmelidir.

İktidar verdiği sözleri unutmasın, emeklilikte yaşa takılanların sorunlarını çözsün.

BAŞKAN – Konya Milletvekili Mehmet Baykan...

Buyurun Sayın Baykan.

4.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, 28 Ocak 1920'de alınan Misakımillî kararlarına ve Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in yaptığı gündem dışı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

MEHMET BAYKAN (Konya) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Bağımsızlığın ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünün en büyük alameti olan Misakımillî kararları 28 Ocak 1920'de alınmıştır. Birinci Dünya Savaşı'ndan çıkan dünya devletleri yeni bir dünya düzenine hazırlanırken, yaşanan gelişmeler doğrultusunda Meclis-i Mebusan üyeleri aldıkları kararla ülkemizin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü âdeta dünyaya haykırmıştır. Gazi Mustafa Kemal ve dava arkadaşları liderliğinde gerçekleştirilen Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar Misakımillî Beyannamesi’nin âdeta teyidi ve milletimiz tarafından kabulünün alameti olmuştur.

Sayın Hasan Öztürkmen, harflerden yola çıkarak "aldatma ve kandırma partisi" dediniz. Kadem Mete arkadaşımın yaptığı konuşmadan hareketle biz de “cehalet partisi” mi diyelim, ne diyelim? Bırakın bu harflerle oynamayı, gerçekleri konuşalım, tartışalım ama birbirimizi rencide etmeyelim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Amasya Milletvekili Reşat Karagöz...

Buyurun Sayın Karagöz.

5.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, taşeron işçilerin kadro sorununa ilişkin açıklaması

REŞAT KARAGÖZ (Amasya) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Vedat Bilgin'in 90 bin olarak açıkladığı ancak sendikaların yaptığı çalışmalarda sayılarının 150 bini bulduğu anlaşılan taşeron işçiler kadro bekliyor. 2021 yılından bu yana kadro sözlerinin tutulmasını bekleyen Karayolları yol bakım çalışanları, KİT çalışanları, bilgi işlem çalışanları, kiralık araç çalışanları, şehir hastanesi çalışanları, PTT çalışanları, TELEKOM çalışanları, belediye şirket işçileri ve saymakla bitmeyecek iş kollarında çalışan taşeron işçilerin sabrı kalmamıştır. Çalıştıkları kurumlarda büyük bir özveriyle çalışan taşeron işçiler mutlaka güvence altına alınarak kadroya geçirilmelidir. Ülkemiz, artık modern dünyada yeri olmayan taşeron işçi çalıştırma ayıbından kurtulmalıdır. 2024 yılında işçilerimiz hak ettiği değeri görmeli ve on binlerce vatandaşımızı doğrudan etkileyen bu sorun çözüm bulmalıdır.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Celal Fırat...

Buyurun Sayın Fırat.

6.- İstanbul Milletvekili Celal Fırat’ın, tutuklu Ergin Doğru’nun mektubuna ilişkin açıklaması

CELAL FIRAT (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Başkanım.

Bilindiği gibi Diyanet İşleri Başkanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan protokol gereğince cezaevinde tutuklu bulunan mahkûmlar mensup oldukları din görevlileri tarafından ziyaret edilmektedirler. Ancak bu uygulama da sadece imamlar aracılığıyla yürütülmektedir. Çok doğal olarak, Sünni inanca mensup mahkûmlar için cezaevinde imam görevlendirilirken cezaevinde bulunan Alevi inancına mensup mahkûmların da haftada bir kez olsun Alevi dedesiyle görüşme talepleri kabul edilmelidir. Bu bağlamda, Elâzığ 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan Ergin Doğru’nun tarafıma ulaşan mektubunda Alevi dedesiyle görüşme talebi bulunmaktadır. Biz bu talebi Adalet Bakanlığına ilettik ve bir an önce çözüme kavuşturulmasını bekliyoruz.

Saygılarımla.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Antalya Milletvekili Aykut Kaya…

Buyurun Sayın Kaya.

7.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya’nın Demre ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

AYKUT KAYA (Antalya) – Demre-Finike arasındaki virajlardan oluşan yolun genişletilmesi ve tüneller yapılması gerekmektedir. İktidar tarafından vadedilen Batı Antalya Havalimanı’nın yapılması Demre’mizin ve Batı Antalya’mızın kalkınması için önemlidir. Sahilde tahsis edilen beş yıldızlı otel alanları iptal edilerek yerine butik otel projeleri yapılmalı, böylece Demre halkının sahil şeridini özgürce kullanmaları sağlanmalıdır. Demre Hastanemizdeki başhekim, doktor ve ekipman eksikliği bir an önce giderilmelidir. İlçemize verilen suyun sondaj kuyu suyu olması nedeniyle hemşehrilerimizin kaliteli ve temiz suya erişim ihtiyaçları giderilmelidir. Finike'de yeni yapılan barajdan Demre’ye içme suyu desteği verilebilir. Tuzlanmanın olmadığı yerlerde hızla yeni sondajlar açılarak içme suyu kaynaklarının yenilenmesi gerekmektedir. Genç nüfusun tarıma teşviki için meslek liselerinde seracılık bölümü açılarak gençlerimizin tarım konusunda nitelikli ve teknik bilgiye sahip olması amaçlanmalıdır. Demreli hemşehrilerimizin sorunlarının takipçisi olmaya devam edeceğiz.

BAŞKAN – Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı…

Buyurun Sayın Ocaklı.

8.- Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın, sağlık yönetimi ve sağlık kurumları işletmeciliği mezunlarının, özel sektörde çalışan diş hekimleri ile öğretmenlerin taleplerine ilişkin açıklaması

TAHSİN OCAKLI (Rize) – Teşekkür ederim Başkanım.

1963 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan sağlık yönetimi ve sağlık kurumları işletmeciliği mezunları meslek tanımlarının yapılmasını ve Bakanlıkta kodlarıyla birlikte, ünvanlarıyla birlikte yer almak istediklerini talep ediyorlar. Mağduriyetlerinin giderilmesini biz de Bakanlığa buradan iletmiş olalım.

Yine, diş hekimlerimizin kamuda çalışanları ile özel sektörde çalışanları arasında emeklilik açısından farklılık bulunduğu, bunun giderilmesiyle ilgili taleplerinin olduğunu iletmek isterim. Benzer şekilde, özel okul öğretmenlerinin de aynı biçimde kamuda çalışan öğretmenler ile özel sektörde çalışan öğretmenler arasında ciddi bir fark olduğu, özlük hakları bakımından aynı haklara sahip olmak istediklerini yüce Meclisimize özellikle hatırlatmak istiyorum. Bu konuda çalışma yapılması talebimizdir.

Saygılarımı sunuyorum.

BAŞKAN – Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül…

Buyurun Sayın Bülbül.

9.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, yirmi iki yıllık AKP iktidarının ülkeyi yönetemediğine ilişkin açıklaması

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) – Yirmi iki yıllık AKP iktidarı ülkeyi yönetemiyor, ekonomik buhran büyüyor, gerçek anlamda işsizlik yüzde 20’leri aşmış durumda. Gençler gelecek kaygısında, yurt dışında yaşamak istiyor; beyin göçü artarak sürüyor. Ekonomik buhrandan dolayı vatandaşın psikolojisi, dengesi, aile huzuru kalmadı.

Sağlık sistemi çöktü, hastanelerden randevu alabilmek çok zorlaştı. Bakın, 2013 yılında 37 milyon 288 bin 388 kutu antidepresan ilaç kullanılırken 2023 yılında 65 milyon 451 bin 831 kutu antidepresan ilaç kullanılmış.

Adalet sistemi de içler acısı, suç işleme oranları yükselmiş. 2023 yılında ceza mahkemelerine gelen dosya sayısı 3 milyon 856 bin 381. Vekili olduğum il Aydın da yüz binde 970 oranıyla Türkiye’de suç oranı en yüksek il olarak açıklandı. Türkiye’de nüfusun dörtte 1’i birbiriyle davalık.

Sağlıktan adalete iktidar başarısız. 31 Martta sandıkta hesap mutlaka sorulacak.

BAŞKAN – Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin…

Buyurun Sayın Şevkin.

10.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, vatandaşların hastanelerde tedavisinin neredeyse imkânsız hâle geldiğine ilişkin açıklaması

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Vatandaşlarımızın artık hastanelerde tedavisi neredeyse imkânsız hâle geldi. Salgınla birlikte tıklım tıklım olan hastanelerden randevu almak mucizelere kaldı. Adana ve bölgeye ilave hizmet veren Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi binası depremde hasar gördüğü gerekçesiyle boşaltıldı ve bir yıldan bu yana derme çatma yerlerde hizmet vermeye çalışıyor. Bina ne onarıldı ne de yerine yenisi yapıldı. Yaklaşık 500 bin kişilik nüfusun faydalanmaya çalıştığı Adana’nın güney bölgesindeki Yüreğir Devlet Hastanesi Akkapı ek hizmet binası tek doktorla, sadece acil servisle günü kurtarmaya çalışıyor. Vatandaşlar ekmek sırası bekler gibi doktor bekliyor. Sağlıktaki bu keşmekeş yurdun her bölgesinde yaşanıyor, hastanelerde doktor yok. “Giderlerse gitsin.” diyenlere önemle duyurulur.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Düzce Milletvekili Ercan Öztürk…

Buyurun Sayın Öztürk.

11.- Düzce Milletvekili Ercan Öztürk’ün, Kahramanmaraş ve 11 ili kapsayan asrın felaketinin seneidevriyesine ve kentsel dönüşüme ilişkin açıklaması

ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Milletimizi derinden yaralayan Kahramanmaraş ve 11 ili kapsayan asrın felaketinin seneidevriyesindeyiz. Bu vesileyle, deprem bölgesinde kaybettiğimiz 54 bine yakın kardeşimize Allah'tan rahmet, yaralı kardeşlerimize acil şifalar diliyorum.

Toplam 11 ilimizi ve 14 milyon vatandaşımızı doğrudan etkileyen böylesi bir afetin altından kalkmak için devletimiz, milletimiz, sivil toplum kuruluşlarımız depremin meydana geldiği andan itibaren seferber olmuş, asrın dayanışmasını sergileyerek büyük bir fedakârlıkla yaraları sarmaya gayret göstermiştir. Depremin ardından bir sene geçse de toprağa verilen her bir canımızın acısını yüreklerimizde ilk günkü tazeliğiyle hissetmeye devam etmekteyiz. Bu süreçte zaman zaman gecikmeler, sıkıntılar yaşansa da Hükûmetimizin, devletin yapmaya çalıştıkları ortadadır.

Bunun yanında, kentsel dönüşüme “rantsal dönüşüm” diyenlerle bu işin bir yere varmayacağı açıktır. Biz, bu konudaki görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak tüm Türkiye'de bir an önce kentsel dönüşümle alakalı iktidarıyla muhalefetiyle üzerine düşenin yapılması gerektiğine inanmaktayız.

BAŞKAN – Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız...

Buyurun Sayın Tahtasız.

12.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, gıda mühendislerinin, veteriner hekimlerin ve ziraat mühendislerinin daha fazla sayıda atama beklediğine ilişkin açıklaması

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, ülkemizde 32 veteriner fakültesi her yıl 3 bine yakın mezun veriyor, 43 ziraat fakültesi her yıl 5 bin mezun veriyor, sahada olması gereken 50 bin ziraat mühendisi evinde oturuyor. Sağlıksız gıdalar memlekette cirit atıyor, gıda mühendisleri için atama yapılmıyor. Öğrenci başına en fazla harcamanın yapıldığı veteriner hekimler başka işler yapıyor ya da yurt dışına gitmek zorunda kalıyor. Hayvancılıkta sürekli geri gidiyoruz. Bakanlığın açıklamasına göre 600 bin büyükbaş hayvan ithal ediyoruz. Bu nasıl bir istihdam ve eğitim planlaması? Sizin plansızlığınızın faturasını gençlerimiz ödüyor. Yaklaşık iki yıllık bir bekleyişin sonunda 652 veteriner hekim ve 982 ziraat mühendisinin istihdam edileceği açıklandı. Dağ yine fare doğurdu. Gıda mühendisleri, veteriner hekimler ve ziraat mühendisleri mesleklerini yapabilmek için daha fazla sayıda atama bekliyor. Tarıma, çiftçimize ve ülkemize hizmet için bekleyen gençlerimizin sesini duyun, verdiğiniz sözleri yerine getirin.

BAŞKAN - Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan…

Buyurun Sayın Özcan.

13.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Sultan Abdülhamit Han’ın vefatının 106'ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması

MESTAN ÖZCAN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üstat Necip Fazıl’ın “Abdülhamit’i anlamak, her şeyi anlamaktır.” sözü bugünün dünyasını fazlasıyla anlamlandırıyor. Devlet-i Aliyye-i’nin en sancılı yıllarında otuz üç yıl tahtta kalmış Sultan Abdülhamit Han’ı en vizyoner, en stratejik zihne sahip şahsiyetlerden biri olarak biliyor, ufkunun, hayallerinin ve projelerinin zamanının çok ötesinde olduğunu görüyoruz. Ulu Hakanın, katil İsrail'in Kudüs toprakları emelleri üzerine “Ben bir karış dahi olsa vatan toprağını satmam, zira bu vatan bana değil milletime aittir. Milletim de bu toprakları ancak aldığı fiyata verir. Bu topraklar kanla alınmıştır, kanla verilir.” sözü bugünleri aydınlatıyor. Vatan sevdalısı, iman dolu kalbi, ilim dolu aklıyla ömrünü en kıymetli değerlerimizi korumaya adamış cennetmekân Ulu Hakan Sultan Abdülhamit Han’ı 10 Şubatta vefatının 106'ncı yıl dönümünde bugünden rahmetle anıyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk...

Buyurun Sayın Çubuk.

14.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, bugün İzmir’de gözaltına alınanlara ilişkin açıklaması

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) – Teşekkürler Başkan.

İzmir bugün yeni bir operasyonla uyandı. Devrimci Parti, Toplumsal Özgürlük Partisi ve Sosyalist Meclisler İnisiyatifi üyeleri, 4 kişi sosyal medya paylaşımları gerekçesiyle gözaltına alındı. 4 kişiden 3’ü kadındır ve feminist örgütlerde çalışmaktadırlar ve gözaltı nedenleri sosyal medyada kendi içinde yer aldıkları kurumların paylaşımlarını “tweet” etmektir. Şunu tekrar söylemek istiyoruz AKP-MHP ittifakına: Sosyalistleri, feministleri gözaltılarla, tutuklamalarla sindiremediniz, sindiremeyeceksiniz; her yerde mücadele etmeye, zindanda da direnmeye devam edeceğiz.

Teşekkürler.

BAŞKAN – İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç…

Buyurun Sayın Erdan Kılıç.

15.- İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç’ın, iktidarın aslında depremle değil vatandaşla mücadele ettiğine ilişkin açıklaması

SEVDA ERDAN KILIÇ (İzmir) – Bir yıl önce 50 binden fazla vatandaşımız kâğıttan kentlerde ertesi güne uyanamadı, o andan itibaren acıyı da çaresizliği de hep birlikte yaşadık. Gecenin sessizliğinden fışkıran yardım çığlıkları bir tek saraydan duyulmadı o gece. İki gün önce yine deprem bölgesindeydik, depremin acısı geçti sanmayın, barınma başta olmak üzere, sağlık, yiyecek ve su sorunları devam ediyor. Depremin üzerinden sanki üç dört gün geçmiş gibi hâlen her yer enkaz, her yer harabe, her yer iş makinesi. Salgında maske dağıtamayan iktidar, yangında uçak, depremde de enkaz kaldıramadı ama bolca deprem vergisi topladı, imar affı çıkarıp para topladı, çadır satıp para topladı, IBAN atıp para topladı, hiçbir yere sığdıramadığı depremzedelere de ev yerine barikat kurdu; aslında depremle değil, vatandaşla mücadele etti. Deprem altmış beş saniyede 50 binden fazla canımızı bizden aldı, iktidar ise üç yüz altmış beş günde milyonlarca vatandaşımızın yaşam umudunu. Aynı acılar tekrar yaşanmasın diye unutmayacağız.

BAŞKAN – Adana Milletvekili Orhan Sümer…

Buyurun Sayın Sümer.

16.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Millî Eğitim Bakanlığının 6 Şubat depremlerine ilişkin raporuna ilişkin açıklaması

ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Millî Eğitim Bakanlığının 6 Şubat depremlerine ilişkin raporunda Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi’nin ağırlıkta olması dikkat çekti. Rapor kapsamında Bakanlığa bağlı birimlerin deprem bölgesindeki faaliyetleri paylaşıldı, Din Öğretimi Genel Müdürlüğünün verileri dikkati çekti. Bu proje kapsamında okullara 63 milyon 79 bin TL para yardımında bulunulduğu kaydedildi. Bunun yanı sıra, yine, proje kapsamında, depremdeki okullara 1 milyon 910 bin TL bakım onarım desteği sağlandığı da rapora eklendi. Buradan sormak istiyorum: Destek kapsamında verildiği iddia edilen bu paralar hangi okullara gönderilmiştir? Hangi okullarda bu bahsi geçen paralarla onarım yapılmıştır? Madem bu kadar para toplanmış ve okulların onarımı için ayrılmışsa Millî Eğitim Bakanı Adana'da yaptığı ziyarette okulların durumuyla ilgili sorulan soruya neden “Yerel seçimlerden sonra seçilecek belediye başkanlarının hangi partiden olacağına bakacağız, ona göre yardım yapacağız.” diye açıklama yapmıştır? İktidarın buna acilen cevap vermesi lazım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili Sami Çakır…

Buyurun Sayın Çakır.

17.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Çağlayan Adliyesinde güvenlik noktasına düzenlenen saldırıya ilişkin açıklaması

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, terör bu ülkenin başının belası, habis bir ur gibi, nerede, ne zaman ortaya çıkacağı belli olmayan, çıktıktan sonra nerede, nasıl metastaz yapacağının hesaplanması zor olmakla birlikte milletçe el ele vererek üstesinden gelineceğine dair inancımı ifade etmek istiyorum.

Çağlayan Adliyesinde güvenlik noktasında düzenlenen saldırıda 3 polisimiz ve 4 sivil vatandaşımız yaralanmış, yaralanan vatandaşlarımızdan Dilfiraz Karataş vefat etmiştir. Vefat eden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Olayın detayı ve bağlantılarıyla ilgili çalışmanın aydınlatıcı olacağına inanıyorum. Kapıdan içeri girmeyi başarmış olsalardı daha büyük bir terör eylemi gerçekleşmiş olabileceği ifade ediliyor.

Kahraman polislerimizi tebrik ediyor, terörün her türlüsüne ve destekçilerine karşı her daim ve her an teyakkuz hâlinde olmamızın mecburiyetini tekrar hatırlatıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Ersin Beyaz…

Buyurun Sayın Beyaz.

18.- İstanbul Milletvekili Ersin Beyaz’ın, Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi Raporu’na göre ülkenin 180 ülke arasında 115’inci sırada yer almasına ilişkin açıklaması

ERSİN BEYAZ (İstanbul) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü tarafından açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi Raporu’na göre ülkemizin 180 ülke arasında 115’inci sırada yer alması demokrasimiz açısından ciddi bir uyarıdır. Bu durum yolsuzlukla mücadelede daha etkin adımlar atmamız gerektiğini göstermektedir. Bu raporda yer alan ülkeler incelendiğinde, maalesef, Zambiya ve Gambiya gibi ülkelerin dahi gerisine düştüğümüz görülmektedir. Bu durumu düzeltmek için, güçlü yasal düzenlemeler yapmalı ve yargı bağımsızlığını güçlendirmeliyiz, toplumumuzun güvenini kazanmalı, demokratik değerlere bağlılığımızı göstermeliyiz. Bu, sadece demokratik zenginliğimiz değil, aynı zamanda ekonomik gelişmişliğimizde de önemlidir. Unutulmamalıdır ki ekonomik göstergeler hukuki düzenlemelerle desteklendiğinde daha kolay yükselecektir; şeffaflık, hesap verilebilirlik, demokratik değerlere bağlılık ve gerekli yasal düzenlemeler bu süreçte kilit rol oynayacaktır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Karabük Milletvekili Cevdet Akay…

Buyurun Sayın Akay.

19.- Karabük Milletvekili Cevdet Akay’ın, Karabük’ün işsizlik sorununa ilişkin açıklaması

CEVDET AKAY (Karabük) – Teşekkürler Sayın Başkanım.

Karabük'ün nüfusu arttı fakat iş olanakları aynı kaldı; işsizlik sorunu ilimizin en büyük kanayan yarası.

255 bin nüfusa sahip kentimizde sadece 1 tane organize sanayi bölgesi var. İktidar, demir çeliğin başkenti Karabük’e demir çelik ürünleri ihtisas organize sanayi bölgesini bir an önce kurmalıdır. Eskipazar Metal ve Metal Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin altyapı çalışmaları bir an önce bitirilmeli, fabrika bacaları tüttürülerek, kentimize iş ve aş sağlanmalıdır.

Ayrıca, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına çağrıda bulunuyorum: Yeterli alan olmadığı gerekçesiyle iptal edilen Yenice Orman Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesi hayata geçirilmeli, Eflani mermer ihtisas organize sanayi bölgesi ilimize kazandırılmalıdır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak…

Buyurun Sayın Bakbak.

20.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, Gaziantep’e “Gazi”lik ünvanı verilişinin 103’üncü yılına ilişkin açıklaması

DERYA BAKBAK (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8 Şubat, kurtuluş mücadelesine ilham olan Antep’in destansı mücadelesinin “Gazi”lik unvanıyla taçlandırıldığı gündür. Şehrime “Gazi”lik unvanı verilişinin 103’üncü yılını tebrik ediyor, bu toprakları bizlere vatan kılan ecdadı rahmet ve minnetle anıyorum. Bu topraklar uğruna canını feda eden şehit ve gazilerimizin yegâne beklentisi Türk milletinin al bayrağının altında ilelebet hür yaşamasıdır. Hürriyetin temeli millî gücümüz, demokrasi ve kalkınmamızdır, bilimle donatılan değerlerine sahip çıkan nesillerimizdir. İşte, bu anlayışla -yirmi iki yıldır Cumhurbaşkanımızın önderliğinde- hiç durmadan üreterek, büyüyerek Gaziantep’imizi ve ülkemizi müreffeh yarınlara ulaştıracak, milletimizle büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa edeceğiz.

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili İskender Bayhan…

Buyurun Sayın Bayhan.

21.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, binlerce işçinin kamu iş yerlerinde haftalardır eylem yaptığına ilişkin açıklaması

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Başkan.

Binlerce işçi kardeşimiz başta askerî iş kolları, demir yolları ve kara yolları olmak üzere kamu iş yerlerinde haftalardır eylem yapıyor. İnsanca yaşayacak bir ücret ve çalışma koşulları için ek zam ve vergide adalet istiyor. Kocaeli’de, Seydişehir'de, Antep’te, Ankara'da, İzmir’de ve daha birçok ilde işçiler ücret artışları ve sendikal hakları için direniyor. “Sabretmeyeceğiz, dişimizi sıkmayacağız, fedakârlık yapmayacağız, emeğimizin hakkını istiyoruz ve alacağız.” diye haykırıyor. Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan ise sendika bürokratlarını da yanına alarak ayak oyunlarıyla, alavere dalaverelerle, baskılarla işçilerin mücadelesini durduracağını sanıyor. Sermaye, saray ve sendika bürokrasisinin oluşturduğu şeytan üçgeni mücadeleyi boğmaya çalışıyor. İşçiler, sendika yöneticilerine “Mektup sendikacılığını bırakın, ya işinizi yapın ya da önümüzden çekilin.” diyor. Biz de buradan hepsine sesleniyoruz: Fabrika ve iş yerlerinde estirdiğiniz sömürü teröründen vazgeçin; unutmayın, ya işçilerin, emekçilerin haklarını vereceksiniz ya da sermaye hükûmetlerinin çöplüğündeki yerinizi alacaksınız.

BAŞKAN – Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç…

Buyurun Sayın Kamaç.

22.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç’ın, Kürt dili ve edebiyatı bölümünden mezun olan öğretmenlerin atama sorununa ilişkin açıklaması

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) – Teşekkürler Sayın Başkan.

2012-2013 yılında Mardin Artuklu Üniversitesinde Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü açıldı, ardından da Muş Alparslan ve Bingöl Üniversitelerinde bu bölüm açıldı. Toplamda bu üniversitelerden her sene ortalama 100-120 öğrenci Kürtçe öğretmeni olarak mezun oluyor. Buna karşılık Millî Eğitim Bakanlığı 2023-2024 eğitim öğretim yılında okullarda okutulacak Kürtçe dersleri için 50 öğretmen kadrosu açtı. Geçen yıl bu kadro sadece 3’tü. Böylece son on yılda toplamda atanan Kürtçe öğretmen sayısı 132 olacak. Bu yıl Kürtçe dilini tercih eden öğrenci sayısı açıklanmazken 2022-2023 eğitim öğretim yılında 24.368 öğrenci tercih etmişti. Bu durumda öğretmen başına düşen öğrenci sayısını hesaplayın ve durumun vahametini siz de görün.

Millî Eğitim Bakanlığına sesleniyoruz: Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun olan öğretmenlerin atamasını yapın, tercih yapan öğrencileri öğretmenleriyle buluşturun.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş… Yok.

Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici…

Buyurun Sayın Öneş Derici.

23.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

AK PARTİ milletvekilinin Bodrum belediye başkan adayımız Tamer Mandalinci ve Genel Başkanımızın adayımızın ismini yanlışlıkla yanlış ifade etmesi üzerine yaptığı eleştirilere ilişkin birkaç vurguda bulunmak istiyorum. Şöyle ki -Bodrumlu Muğla Milletvekili olarak- Tamer Mandalinci çok köklü, çok saygı duyulan, çok sevilen bir ailenin genç ve gelecek vadeden bir üyesidir. Adayımızın genç ve gelecek vadedici olmasının AK PARTİ’de endişe yarattığını anlayabiliyorum. Yine de bu ifadeleri daha siyasi nezaket çerçevesinde değerlendirebiliriz belki de. Tamer Mandalinci en genç belediye meclis üyesiydi, başkan vekilliği yaptı, bu çerçevede gerek Bodrum gerek Muğla Belediyesi üzerinde boş hayaller kurmamalarını tavsiye ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Edirne Milletvekili Mehmet Akalın…

Buyurun Sayın Akalın.

24.- Edirne Milletvekili Mehmet Akalın’ın, sağlık çalışanlarına şiddet sorununa ilişkin açıklaması

MEHMET AKALIN (Edirne) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bugün burada toplumumuzda giderek artan sağlık çalışanlarına şiddet sorununa dikkat çekmek istiyorum. Edirne Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde geçen akşam yaşanan vahim olay bu sorunun ciddiyetini bir kez daha ortaya koymuştur. Yoğun bakımda yatan bir hastanın hayatını kaybettiği haberinin verilmesi esnasında görevi başında bulunan kadın doktora bir hasta yakınının acımasızca ve alçakça saldırıda bulunması kabul edilemez bir davranış biçimidir. Hasta yakınının alkollü olması da durumun vahametini ortaya koymaktadır. Sağlık çalışanlarına karşı şiddetin önlenmesi için caydırıcı yasal düzenlemelerin yanında etkin yaptırımların da uygulanması gerekmektedir. Milletvekilleri olarak bizlerin sorumluluğu sağlık çalışanlarımızın huzur ve güven içinde görev yapmalarını sağlayacak yasal düzenlemeler çıkarmaktır.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın…

Buyurun Sayın Aydın.

25.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, Trabzon’da stadyumun yanında başlanan şehir hastanesi inşaatına ilişkin açıklaması

YAVUZ AYDIN (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Trabzon’da Akyazı körfezi doldurularak 2016 yılında Trabzonspor’umuzun maçlarının oynanacağı stadyum inşa edildi. Stadyumun yanında da şehir hastanesinin inşaatına başlandı. Şimdi soruyorum: Maç günlerinde yoğun bir trafik oluşurken stadyumun yanına hastane inşaatı yapmak hangi aklın ürünüdür? Maç saatine denk gelen acil bir hasta ambulansta hayatını kaybederse bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Bu nasıl bir stratejidir? Plansız ve programsız yapılan her icraat Trabzonlu hemşehrilerimize eziyet ve zulüm olarak geri dönmektedir diyor, Genel Kurulu ve Trabzonlu hemşehrilerimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu…

Buyurun Sayın İncesu.

26.- Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu’nun, Ardahanlı yurttaşların ısınmak için ödedikleri bedeller konusunda adaletsizlik yaşadıklarına ilişkin açıklaması

ÖZGÜR ERDEM İNCESU (Ardahan) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde basında gördüğünüz üzere, gündüz eksi 32 derece soğukluk ve 1,5 metre karla yaşamlarını sürdürmeye çalışan Ardahanlı yurttaşlarımızın ısınmak için ödedikleri bedeller konusunda yaşadıkları adaletsizliğin altını çizmek istiyorum. Dünyada benzer durumdaki şehirlerden yakıt parası alınmazken Ardahanlı yurttaşımız evini ya da iş yerini ısıtmak için sıcaklığın 15-20 derece olduğu Ege ve Akdeniz’deki şehirlerin 3 katı yakıt tüketip yine de ısınamamaktadır. Batıdaki illerimizde ödenen asgari ücret ile Ardahan’da ödenen asgari ücret de aynı olduğuna göre bu durumda bir haksızlık vardır. Sosyal devlet ilkesi gereği, Ardahan ve Kars başta olmak üzere iklim koşullarının belli bir sıcaklığın altında seyrettiği illerde devletimiz doğal gaz tüketiminde indirim ve yakacak yardımı yaparak yurttaşımızı bu zor koşullarda yalnız bırakmamalıdır.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Abdürrahim Dusak...

Buyurun Sayın Dusak.

27.- Şanlıurfa Milletvekili Abdürrahim Dusak’ın, 6 Şubat depremlerinin 1’inci yıl dönümüne ve şehirlerin depremlere dayanıklı hâle getirilmesinin en öncelikli husus olduğuna ilişkin açıklaması

ABDÜRRAHİM DUSAK (Şanlıurfa) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Bu hafta, büyüklüğüne ve yıkıcılığına tarih kitaplarında bile az rastladığımız felaketlerden biri olan 6 Şubat depremlerinin 1’inci yıl dönümünü andık. Millet olarak yaşadığımız bu deprem felaketinde devlet-millet el ele vererek büyük bir dayanışma örneği sergileyen aziz milletimizin gönül zenginliği bir kez daha tescillenmiştir. Yaraların sarılması için TOKİ eliyle depreme dayanıklı konutlar yapılmakta ve bunların bir kısmı bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlanarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından hak sahiplerine teslim edilmiş, geriye kalan kısmının da inşaatı hızlı bir şekilde devam etmektedir.

Deprem kuşağında yer alan ülkemizde en öncelikli husus, şehirlerimizin depremlere dayanıklı hâle getirilmesinin sağlanmasıdır. Bu sebeple çıkardığımız 7471 sayılı Kanun’la yerinde dönüşüm kolaylaştırılmıştır. Bir daha benzer felaketlerin yaşanmaması temennisiyle hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine bir kez daha sabır diliyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan...

Buyurun Sayın Bayraktutan.

28.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Artvin il genelinde 6 Şubat 2024 tarihinde yoğun kar yağışı dolayısıyla 119 köy yolunun ulaşıma kapandığına ve Borçka’da etkili olan sel ve heyelanlara ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Artvin il genelinde 6 Şubat 2024 tarihinde yoğun kar yağışı dolayısıyla Şavşat’ta 65, Ardanuç’ta 38 ve Yusufeli ilçesinde 16 olmak üzere 119 köy yolu ulaşıma kapanmıştır. 6 Şubat günü Şavşat ilçemizin Karaköy mevkisinde yoğun kar yağışı nedeniyle kapanan yolu açma çalışması yürüten il özel idaresinde görevli kepçe operatörü Gökhan Yılmaz maalesef çığ düşmesi sonucu hayatını kaybetmiştir; kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, ailesine başsağlığı diliyorum.

Borçka'da sel ve heyelanlar etkili olmuş, Borçka il merkezinde meydana gelen heyelan ve su baskınları nedeniyle 5 bina, 21 konut tedbir amaçlı boşaltılmıştır. Artvin merkez, Ardanuç, Borçka, Murgul, Şavşat ve Yusufeli ilçelerimizde yoğun yağışlar nedeniyle eğitime ara verilmiştir. Özellikle Şavşat'ta yoğun kar nedeniyle yol açma çalışmaları, Borçka'da sel nedeniyle oluşan hasarların giderilmesi çalışmaları devam etmektedir. Bu vesileyle Artvin’imize geçmiş olsun diyorum, bir daha böyle felaketlerin meydana gelmemesini temenni ediyorum.

BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar…

Buyurun Sayın Şenyaşar.

29.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, yerel yönetim seçimleri yaklaşırken birçok il ve ilçede usulsüz seçmen kaydırıldığına ilişkin açıklaması

FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Yerel yönetim seçimlerinin yapılacağı 31 Mart yaklaşırken birçok il ve ilçede usulsüz seçmen kaydırılıyor. Urfa’nın 8 ilçesine beş ay içinde 18.865 seçmen kaydırıldığını tespit ettik. Sadece Halfeti’de 4.239 seçmen kaydırılmış, dışarıdan getirilen seçmenler AKP'li siyasetçilerin ikametgâhlarına kaydedilmiş. Halfeti AKP İlçe Başkanının ikametgâhında 42 seçmen kayıtlı gözüküyor. Konuya dair yaptığımız itiraz, ilçe seçim kurulunca somut delil olmadığı gerekçesiyle reddedildi. Bir evde 42 seçmenin bulunmasının hayatın normal akışına aykırı olduğu somut delil değil mi? Tüm bu usulsüzlüklere rağmen belediyelerimizi geri alıp halkımızla birlikte yöneteceğiz.

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya…

Buyurun Sayın Kaya.

30.- İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya’nın, Sivas'ta sağlıkla ilgili yaşanan problemlere ilişkin açıklaması

MUSTAFA KAYA (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Yaklaşık 650 bin nüfusa sahip olan Sivas'ta sağlıkla ilgili problemler maalesef hâlâ devam ediyor. Cumhuriyet Üniversitesinde hastalıkların teşhislerine yönelik en büyük kaynak cihazlardan biri olan tomografi cihazı uzun bir süreden beri arızalı durumdadır. Bu durumda vatandaşlarımız Kayseri'ye ya da İstanbul'a yönlendirilmek suretiyle mağdur edilmektedir. Konya'dan sonra en geniş topraklara sahip olan Sivas'ta uzak ilçelerden merkeze gelen insanlarımız bir de tomografi cihazının bozuk olmasından dolayı büyük çileler çekmektedir. Bu arızanın ne zaman giderileceği veya yeni bir cihazın ne zaman geleceği de aylardır bilinmemektedir. Sivaslı hemşehrilerimizin içinde bulunduğu bu eziyetin bir an önce sonlandırılması için Sağlık Bakanlığını ve tüm yetkilileri harekete geçmeye çağırıyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk söz talebi Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin'e aittir.

Buyurun Sayın Şahin.

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, geçtiğimiz günlerde Çağlayan Adliyesinde yaşanan saldırıya, son günlerde ülkede kamu düzenini bozan önemli olaylar yaşandığına, deprem bölgesinin en önemli sorununun barınma sorunu olduğuna, genç avukatların sorunlarına ve beklentilerine, bugün Anayasa Mahkemesi Başkanının son günlerde yaşanan tartışmalara yönelik yaptığı açıklamasına ilişkin açıklaması

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tabii, dün doğrudan deprem gündemine girdik. Geçtiğimiz günlerde Çağlayan Adliyesinde bir olay yaşandı. Bu saldırıyı gerçekleştiren DHKP-C terör örgütü başta olmak üzere ülkemize yönelik eylemleri olan tüm terör örgütlerini kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Saldırıda hayatını kaybeden vatandaşımıza rahmet diliyorum. Saldırıda büyük bir facianın önlenmesine vesile olan kahraman polislerimizi de tebrik ediyorum.

Son günlerde maalesef ülkemizde kamu düzenini bozan, bizi üzen önemli olaylar yaşanıyor. Taksi şoförü Oğuz Erge cinayeti “Ramazan Hoca” lakabıyla bilinen Ramazan Pişkin cinayeti, yine Fatih Camisi imamına yapılan saldırı gibi olaylar maalesef Türkiye'de kamu düzenini bozan önemli olaylar. Bu anlamda asayişin bozulması, kamu düzeninin bozulması önemli bir sorun. Bu konuda kamu düzeninin yeniden tesis edilmesi için, asayişin sağlanması için İçişleri Bakanlığının, yetkililerin bu anlamda gereken önlemleri alması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Tabii, deprem bölgesiyle ilgili konuşmalarımıza devam etmek istiyoruz. Deprem bölgesinin en önemli sorunu, barınma sorunu. Ben iktidar partisindeki arkadaşlarımızdan tatmin edici bir cevap vermelerini ya da buradan tatmin edici bir bilgilendirme yapmalarını özellikle bekliyorum çünkü bugüne kadar farklı farklı sayılar verildi, 31 Martta Sayın Cumhurbaşkanının “Bir yıl içerisinde 319 bin konut yapacağız.” sözü var. Yine, burada, bizim grup önerimize çok büyük tepkiler gelmişti iktidar partisindeki arkadaşlardan. Ben, deprem bölgesini, hepsini gezen bir milletvekili olarak “Deprem bölgesinde sizin bahsettiğiniz kadar konut yapılmıyor.” gibi bir yapıcı eleştiri ortaya koyduğumda bizi burada arkadaşlarımız tefe koymuşlardı, Sayın Bülent Tüfenkci, burada iktidar adına çıkıp “184 bin konut teslim edeceğiz yıl sonuna kadar.” demişti. Arkadaşlar, nerede 184 bin konut? Nerede Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı 319 bin konut? 50 bin konut dahi teslim edilememiş durumda. Kimse sayılarla oynamasın, kimse deprem bölgesinin üzerinden “Genel seçimler geçti, yerel seçimleri de geçirelim.” derdiyle hareket etmesin. Deprem bölgesi üzerinden evet, muhalefet de siyaset yapmasın, yapmıyoruz ama iktidar da siyaset yapmasın. Sizden rica ediyorum, şuradaki vermiş olduğunuz sayılarla ilgili şuraya çıkıp tatmin edici bir açıklama yapın arkadaşlar. Bu, sizin sorumluluğunuzdur, tarih önünde sorumluluğunuzdur. Eğer şunu yapıyorsanız, “Ya, şu yerel seçimleri de geçirelim.” gibi bir kaygıyla hareket ediyorsanız, yapmayın; deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın en önemli sorunu barınma sorunu, konut bekliyorlar ve bu konut sorununun hızlı bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Bunu özellikle paylaşmak istiyorum.

Şimdi, geçtiğimiz günlerde genç avukat arkadaşlarımız bizi ziyaret ettiler, önemli sorunları var genç meslektaşlarımın. Son dönemlerde işte, uzayan yargılamaların ortaya çıkardığı sistemin tıkanması gibi, işte, avukat sayısının çoğalması, çok sayıda hukuk fakültesi açılması gibi çeşitli sebeplerle avukatlık mesleği ciddi anlamda itibar kaybediyor. Burada, tabii, genç avukatlarımızın da ekonomik krizin ortaya çıkardığı, ekonomik zorlukların ortaya çıkardığı önemli sorunları var. Mesleğin başında olan genç avukatlarımız maalesef kolay bir şekilde ayakta kalamıyorlar. Bizimle sorunlarını paylaştılar, onların bir kısmını buradan özellikle paylaşmak istiyorum. Bu sorunlara çözüm bulunması gerekir diye bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Mesleğin başında ayakta kalmak isteyen genç avukatlarımızın başvurduğu bir yöntem CMK avukatlığı ama CMK ücret tarifesi geçtiğimiz günlerde yayınlandı, asgari ücret tarifesinin neredeyse dörtte 1’i tutarında CMK avukatlığı. Örneğin, ağır cezada asgari ücret tarifesi 29 bin liraysa CMK da 7 bin lira gibi bir rakam; bunun güncellenmesini bekliyor genç meslektaşlarımız. Bunun yanında CMK avukatlığının da bir kamu hizmeti olduğu göz önünde bulundurularak buradan alınan KDV ücretlerinin yüzde 1 olması gerektiğini özellikle bekliyorlar. Yine, CMK avukatlarına yani zaten ücretler düşük bir de çok geç ödemeler yapılıyor, para değerini kaybediyor, genç avukatlarımız daha da zorlanmış oluyorlar yani bu ödemelerin de gecikmeksizin yapılması hatta enflasyon farklarının da buraya yansıtılması onların önemli beklentileri.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Bir diğer beklentileri ise adli yardım sistemindeki aksaklıklar. Bütçede yargı harçları içerisinden adli yardıma ayrılan oranın güncellenmesini bekliyorlar. Adli yardım sisteminde görev yapan avukatlara birikmiş borçların ödenmesini bekliyorlar.

Yine, bir diğer sorun, mesleğe yeni başlayan avukat arkadaşlarımızın staj yeri bulamaması sorunu. Bu anlamda, bir sistem değişikliğine gidilmesi gerekir diye düşünüyoruz staj yeri ayarlanması için. Hâkim, savcı stajyerleri için stajda ödeme söz konusu. Avukatlık da bir kamu hizmeti, genç avukat arkadaşlarımızın da avukatlık stajında böyle bir ödemeyle hayatlarını kolaylaştırma beklentisi var. Bunu özellikle iktidar partisiyle paylaşmak istiyorum.

Son olarak şunu da ifade etmek istiyorum: Bugün Anayasa Mahkemesi Başkanımızın bir açıklaması oldu son günlerdeki tartışmalara yönelik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Başkanım, son defa lütfen.

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – “Elbette, Anayasa Mahkemesi kararlarını beğenmeyebiliriz ancak bir hukuk devletinde katılmasak da bu kararlara uyulması bir zorunluluktur.” gibi bugün yapılan toplantıda bir konuşması oldu. Evet, bizim de söylediğimiz şey bu. Bakın, kararın esasına filan girmiyoruz. Anayasa Mahkemesi kararlarının, 153'üncü madde gereğince kesin olduğu ve bütün kurumları bağladığının altını çizmek istiyoruz. Cevap nereden geldi? Atanmış bir bürokrattan geldi; Mehmet Uçum, atanmış bir bürokrat. Her defasında aynı kişi cevap veriyor, iktidarda seçilmiş bir arkadaşımız neden cevap vermez? Ben birçoğunun da rahatsız olduğunu biliyorum. Ben buradan o atanmış bürokrata sesleniyorum: Sen atanmış bir bürokratsın, otur oturduğun yere, işine bak diyoruz. Burada olması gereken şey şudur: Devletin içindeki Türkiye’yi otoriter hâle getirmek isteyen klik yapılar temizlenmeden Türkiye'de hiçbir şeyi düzeltemeyiz diyorum. Bu konuya da özellikle dikkat çekmek istedim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Başkanım, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Sıradaki söz talebi Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Dervişoğlu.

32.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, emeklilerin büyük bir ekonomik darboğazın içerisinde geçim mücadelesi verdiklerine, emekli astsubayların ve özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin taleplerine, İsrail'in Gazze'de 7 Ekim tarihinde başlattığı katliama ve başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm dünyanın derin bir sessizlik içerisinde olduğuna, Gaziantep’e “Gazi”lik ünvanının verilişinin 103’üncü yılına ilişkin açıklaması

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Bugün yıllarca çalışarak üretime katkı sağlayan emeklilerimizin durumunu gündeme getirmek isterim. Emeklilerimiz büyük bir ekonomik darboğazın içerisinde geçim mücadelesi vermektedir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan yeni yılın ilk Kabine toplantısı sonrasında yapmış olduğu açıklamada bu yılın emeklilerin yılı olacağını ifade etmişti, emekliler bu ifadelerin karşılığını ve tutarlılığını yaklaşan bayram ikramiyesinde yapılacak iyileştirmelerle görmek istemektedirler. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı emeklileri geçinebilmek için çalışmaya mahkûm etmiştir. Sayın Erdoğan, siyasi rantın olduğu yerde sahiplenme psikolojisiyle “Benim emeklilerim.” diye ifade ettiği emekli vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacak durumda olduğunu görmek mecburiyetindedir. Hükûmetin verdiği 2 bin liralık emekli ikramiyesi yüksek enflasyon karşısında bugünden erimiştir. Bu kapsamda önümüzdeki bayramda ödenecek ikramiye miktarı için emeklilerimizin ihtiyaç ve talepleri iyi değerlendirilmeli, sorunları görmezden, sesleri duymazdan gelinmemelidir.

Geçtiğimiz hafta sonu emekli astsubaylar emekli aylıklarının yetersizliğini ve buna bağlı yaşadıkları geçim zorluğunu duyurmak için 81 ilden gelerek Ankara’da toplandılar. Birçok astsubayın emekli aylıkları yoksulluk sınırının altında durumdadır. Astsubaylar, astsubay emeklileri emekliliklerine yansıyacak şekilde makam tazminatlarını alamamakta, maaşlarında da reel düşüşler yaşanmaktadır. Görev ve makam tazminatı astsubaylar için bir imtiyaz değil, hakkın teslimi olarak değerlendirilebilecek adil bir taleptir.

Yine, geçtiğimiz hafta içerisinde, özel okul öğretmenleri taban maaş haklarının geri verilmesi ve özlük haklarının iyileştirilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde toplu olarak taleplerini ifade etmişlerdir. Bugün, özel eğitim kurumlarında çalışan ve sayıları on binleri bulan öğretmenler ve akademisyenler asgari ücret veya asgari ücret seviyesinin altında maaş almaktadır. Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarı boyunca uyguladığı eğitim politikalarında öğretmenlerin özlük haklarını ve maaşlarını iyileştiremediği gibi, belki daha da önemlisi öğretmenlik mesleğinin itibarına ve saygınlığına da gölge düşürmüştür. İYİ Parti olarak astsubaylarımıza ve öğretmenlerimize destek olmaya ve toplumun tüm kesimlerinin taleplerini Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminde tutmaya devam edeceğiz.

Sayın milletvekilleri, İsrail'in Gazze'de, 7 Ekim tarihinde başlattığı katliamın üzerinden yüz yirmi günden fazla süre geçmiştir. Hayatını kaybeden sivil Filistinlilerin sayısı 27 bini aşmıştır. Ölümlerin yarısı çocuk ve kadınlardan oluşmaktadır. Gazze'de yaşanan vahşet tüm hızıyla devam ederken dün, İsrail Başbakanı Netanyahu, Hamas’ın üç aşamalı ateşkes teklifini reddederek savaşın devam edeceğini dünya kamuoyuna ilan etmiştir. İsrail'in bu açıklamasına Birleşmiş Milletlerin sessiz kalması izaha muhtaç bir garabet olduğu gibi aynı zamanda da acziyettir. İsrail’in zorbalığı devam etmekte, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm dünya derin bir sessizlik içerisinde susmakta, katliamlar ve ölümler ise aynı şiddetle devam etmektedir. Yüz yirmi gündür süregelen diplomatik girişimler ne İsrail'in aleyhine ne de Filistin'in lehine bir sonuç vermemiştir. Sayın Erdoğan'ın ve onun Hükûmetinin Filistin’deki acıyı dindirecek herhangi bir diplomatik adım atamaması kanaatimizce şaşılacak bir durum değildir. Zira ilk günden itibaren Filistin meselesini yalnızca iç politikada hamaset üretmek üzere kurgulayan bir yönetim anlayışı tercih edilmiştir. Türk devleti ve Türk milletinin ebet müddet varlığı itidalli ve akılcı bir dış politikayla sağlanmalıdır. Yüz yirmi günün ardından bir kez daha burada ifade etmek istiyoruz ki Türk Dışişleri Bakanlığını geleneksel yani aktif ama ihtiyatlı bir hariciye politikası çerçevesinde uluslararası toplumu harekete geçirecek şekilde uygun bir usul ve metotla politikalarını oluşturmaya ve uygulamaya davet ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Bitiriyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Dervişoğlu.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Sayın milletvekilleri, yüz üç yıl önce bugün Millî Mücadele Dönemi’nde gösterdiği üstün cesaret ve başarıdan dolayı Anadolu direnişini şahlandıran Antep'e Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarafından “Gazi”lik unvanının verildiği gündür. Böylesine anlamlı bir günde Gaziantep halkını en içten dileklerimle selamlıyor, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle minnetle yâd ediyorum. Bu vesileyle de Genel Kurulu ve zatıalinizi saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sıradaki söz talebi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Muş Milletvekili Sezai Temelli’ye aittir.

Buyurun Sayın Temelli.

33.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, bugün Anayasa Mahkemesindeki yemin törenine Meclis Başkanının da katılmasına, törende Anayasa Mahkemesi Başkanının yaptığı açıklamalara ve sarayda Başdanışman Mehmet Uçum’un verdiği yanıta, hasta tutsaklara ve infaz yakmalara, adaletsizliğin temel nedenine ve 108 cezaevinde yetmiş dört gündür süren açlık grevine, DEM Grubu milletvekillerinin hayata geçirdiği özgürlük yürüyüşüne ilişkin açıklaması

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bildiğiniz gibi, bugün Anayasa Mahkemesinin 1 üyesinin yemin töreni vardı. O törende Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı da bulunmaktaydı. Meclis Başkanını orada gördük, Türkiye'de olduğunu gördük ve sevindik. Bugün hiçbir vekil arkadaşımızın vekilliğinin düşme riski yok, en azından bunu görmüş olduk; kendisi Türkiye'de. Tabii, orada hazin olan şu: Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanına karşı Anayasa Mahkemesi Başkanı bir kez daha Anayasa'yı, hukuku, adaleti hatırlattı ve çok net Anayasa Mahkemesi kararlarına uymamanın bir mazereti olamayacağını, herkesin bu kararlara uymak zorunda olduğunu dile getirdi. Bu konu bu kadar açıkken geçen hafta burada Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda Meclis Yargıtayın yargı darbesine iştirak ederek aslında bir anayasa suçu işlemiştir. Bunu burada dile getirmemize rağmen bu konudaki ısrar devam etmekte, bu hukuksuzluk sürdürülmektedir.

Anayasa Mahkemesi Başkanının açıklamalarına yanıt saraydan geldi. Sarayda Başdanışman olan Mehmet Uçum, ki hukukçu olduğu için orada, giderek hukukçuluğunu unutuyor; tabii, bu arada Türkçesinde de sorun olmaya başlamış çünkü okuduğu şeyi anlamakta zorluk çekiyor. Anayasa 153’ü gösteriyor bize, 153'ü bir kez daha okuyorum, belki dinliyordur: “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir.” Sonunda da şöyle bitiyor madde: “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.” Bu kadar açık, sarih bir madde. Bunu anlamak için hukukçu olmaya gerek yok ancak ve ancak bunu anlamamak için Mehmet Uçum olmaya gerek var, bir saray aklına sahip olmaya gerek var. Yani yargıyı taraflı ve bağımlı hâle getirerek otoriter bir rejimi besleme kaygısının dışında bir kaygısı olmayan birisi olmaya gerek var; bunu bir kez daha anladık.

Şimdi, bu madde, açıklamada “Bireysel başvuru hakkını bağlamaz.” gibi absürt bir açıklamayla beraber geliyor. Oysa şunu çok iyi biliyoruz ki Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bağlayıcıdır, Anayasa 90’a göre de bu çok nettir, açıktır. Bu hukuksuzluk bizi bir felakete sürüklüyor; bu, adaletsizliği yaratan bir şey. Hukuk tanımazlık, yasa tanımazlık aslında bu ülkeyi çok ciddi bir adaletsizliğe sürükledi. Bu adaletsizliğin olduğu bir yerde devletten söz edemezsiniz. Ne kadar devlet güzellemesi yaparsanız yapın, o güzellemesini yaptığınız şeye devlet denmez, ona başka bir şey denir. Dolayısıyla, eğer devletin kurumlarıyla, kurullarıyla işlemesini, bir kamu yararı üretmesini, kamusal alanı düzenlemesini istiyorsanız onun en temel referansı adalettir, o adaleti sağlayacak şey de hukuk devletidir. Bu ülkede bundan bahsedebilir misiniz? Bahsedemezsiniz. Bırakın bahsetmeyi, Yargıtay eliyle âdeta hukuk düzeni ortadan kaldırılmaya çalışıldı ve maalesef, bu Meclis de buna alet oldu.

Şimdi, adaletsizliğin geldiği boyutları anlamak için bir ülkede neye bakmak çok çok önemli bir açıklayıcılığa sahip olabilir? Tabii ki cezaevlerine. Cezaevleri karnemize baktığımızda zaten bu hukuksuzluk, bu yasa tanımazlık kendisini fazlasıyla teşhir ediyor. Ben size cezaevlerine dair birkaç tane vaka hatırlatmak istiyorum. Öncelikle hasta tutsaklar; bu ülkede hasta tutsakların her türlü haktan mahrum kalarak âdeta yaşam hakkının da gasbedildiği bir süreç yaşanıyor. Bu konudaki duyarsızlık bu hasta tutsakların giderek çok ciddi anlamda yaşam sorunlarına, hayatta kalma sorunlarına neden oluyor.

Bakın, birkaç tane örnek vereceğim: Ergin Aktaş; her iki eli olmayan ve Adli Tıp Kurumu tarafından 5 kez “cezaevinde kalamaz” raporu verilen Ergin Aktaş tüberküloza yakalandı. Yüksek ateş, terleme, hâlsizlik şikâyetleriyle sürekli kan tükürüyor; toplum güvenliği için tehlike gerekçesiyle tahliyesi gerçekleşmiyor.

Semire Direkçi; yirmi üç yıldır cezaevinde, beyin ve bağırsak ameliyatları geçirdi. İki yılı aşkın süredir bağırsak ameliyatı nedeniyle maalesef bağırsakları dışarıda yaşamak zorunda. Söz konusu kişiye…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun, tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Semire Direkçi’ye cezaevinde corona koşulları nedeniyle çok titiz bir sağlık hizmeti verilmesi gerekirken verilmiyor, şu anda da tahliye edilmemekte.

Bir başka örnek, Batman M Tipi Cezaevindeki Abdulalim Kaya; 85 yaşında, sol gözü görmüyor, sol kulağı duymuyor, böbrekleri iflas etmiş durumda. Demans teşhisi konulan Kaya kalp hastası olmasından kaynaklı olarak bir yıl önce anjiyo oldu ve kendisinin hayatını tek başına devam ettirmesi mümkün değil; tahliye edilmiyor.

Mehmet Ali Yaşa; Malatya Akçadağ T Tipi Cezaevinde otuz yıldır tutuklu, koşullu salıverilmesine yetmiş iki gün kalmış ve kendisi kanser hastası; tahliye edilmiyor.

Muhlise Karagüzel; defalarca kalp krizi geçirdi, şu anda hastaneye kaldırıldı, ameliyatı bir türlü gerçekleşmiyor ve tahliyesi engelleniyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Van T Tipi Cezaevinde Hanife Arslan, 76 yaşında. Kurul raporlarıyla sabit olan tansiyon, kemik erimesi, KOAH gibi birçok hastalığı var, kireçlenmeden dolayı hareket edemiyor fakat bu durumda ısrarla doktora götürülüp getirilirken inanılmaz acılar çekiyor. Bu bir işkenceye dönüşmüş durumda; tahliye edilmiyor.

Bu, hasta tutsakları ilgilendiren kısımdan birkaç örnek ama bu durumda olan 1.700’e yakın hasta tutsak var. Bunların 700'ü şu anda ölümle pençeleşiyor. İşte Türkiye'deki adalet fotoğrafı bu.

Peki, sadece hasta tutsaklar mı? İnfaz yakmalar var. Peki, neden infazlar yakılıyor? Birçok insanın infazı yakılmış durumda. İnfaz yakma gerekçelerine bakın: Fazla su kullanmak, fazla kitap okumak, az kitap okumak, arkadaşlarıyla selamlaşmak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – …ALES’e girmemek, ALES’e girmek, şarkı söylemek, üniversite bitirmemek, Kürtçe türkü söylemek, fazla dilekçe vermek, pişman olmamak… Bunun gibi bahanelerle insanların infazları yakılıyor ve cezaevinde otuz yılını doldurmuş insanlar bile maalesef bu uydurma disiplin cezalarından dolayı tahliye edilmiyorlar.

İnfazı yakılanlara da bir iki örnek vereyim. Mesela, biri, Sudan Güven, iyi hâlli olmadığı dolayısıyla infazı 3 kez yakıldı, kendisi meme kanseri.

Yine, infazı yakılan birçok tutsak var; örneğin, Mutlak Tozun, otuz yıllık infazını tamamlamış, ağır kanser hastası, kanser bütün vücuduna yayıldı, ölme durumunda ancak şimdi çıkarıldı. Şimdi, bütün bunların nedeni… Bu örnekleri, bütün örnekleri burada okusak da bu adaletsizliğin nedenini konuşmak…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, bu adaletsizliğin temel nedenini konuşmak durumundayız. Bu adaletsizliğin temel nedeni, bu ülkenin hukuksuz bir sistem içinde yönetilmeye çalışılmasıdır. Bu hukuksuzluğun kaynağı da tecrittir. Yirmi beş yıldır bu ülkedeki bu tecrit sistemi bizi sürekli olarak işte, bu çürümeye doğru, bu hukuksuzluğa doğru itti. Bugün 108 cezaevinde yetmiş dört gündür süren bir açlık grevi var ve tutsaklar diyorlar ki: “Bu tecrit sonlansın.” Yani adalet mücadelesi veriyorlar ama biz Mecliste adaleti yok etmek için neredeyse akla hayale gelmeyecek şekilde Anayasa'yı ihlal etmeye devam ediyoruz. İşte, en temel çelişkimiz burada. Biz burada hukuk devletini savunmak zorundayız. Biz burada tecride ve tecridin neden olduğu bu hukuksuzluğa karşı çıkmak zorundayken cezaevindeki bu mağdur olmuş tutsaklar… Ki bunlar siyasi tutsaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Tamamlıyorum.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Tutukludur efendim, tutsak değil, tutuklu.

BAŞKAN – Son kez uzatıyorum Sayın Temelli.

Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) – Bir ülkede zaten siyasi tutsaklık o ülkenin demokrasisinin ne hâlde olduğunu gösteren bir durumdur. Ama maalesef, tecrit de sürüyor, açlık grevleri de sürüyor, hasta tutsaklar ölüme yatmış durumdalar, infaz yakmalar devam ediyor. Buna dikkat çekmek için DEM Grubu milletvekilleri, arkadaşlarımız ve örgütümüz bir özgürlük yürüyüşü hayata geçiriyorlar. Özellikle kayyum coğrafyasında, Kürt illerinde sürdürülen bu özgürlük yürüyüşü Kürt halkının taleplerini, siyasi iradesini ve beklentilerini hayata geçirmek içindir; bu konuya da dikkatlerinizi çekiyorum.

Evet, Türkiye demokratikleşmek istiyorsa, hukuk devleti olmak istiyorsa bu hukuk devleti ve demokrasinin önündeki en temel engel olan tecride bir an önce son vermelidir.

BAŞKAN – Sıradaki söz talebi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’a aittir.

Buyurun Sayın Başarır.

34.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, AK PARTİ Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Aydın Ayaydın’a, bugün Merkez Bankası Başkanının yaptığı konuşmaya, emekli ikramiyesine yapılacak artışla ilgili tartışmalara, devlet bankalarının CHP'li belediyelere kredi vermediğine, Anayasa Mahkemesi Başkanının bugün yaptığı konuşmaya ve Anayasa Mahkemesinde bugün düzenlenen törene Yargıtay Başkanının gelmemesine, cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusunun en çok düştüğü dönemin yaşandığına ilişkin açıklaması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP Muğla Milletvekili Kadem Mete, gencecik, pırıl pırıl adayımızla ilgili hem Genel Başkanımızın bir videosunu dinletti hem de onun hakkında bazı tespitlerde bulundu; konuşmama başlarken bununla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum: Bir sefer, ben Muğla'nın damadı olarak da Muğla’yı çok iyi bilen birisiyim. Bodrum’da, cumhuriyetten bugüne kadar yaşayan dördüncü kuşak bir ailenin evladını aday yaptık, 30 yaşında ve “mandalinacı mı, limoncu mu” diyor ama mandalinayı Bodrum’a getiren bir aile olduğu için soy ismini buradan alan bir aile ve onun çocuğu; mimar, Meclis üyemiz. Aslında gurur duyması lazım bir Rizeli ve Muğla Milletvekili olarak bu durumdan ama bu bile burada, Meclis tutanaklarında, konuşmalarda geçebiliyor.

Şimdi, Bodrum ve Muğla’yı çöple, kirlilikle yan yana getirdi. Ben, Marmaris’in, Bodrum’un, Fethiye’nin pırıl pırıl olduğunu ve başta kendi otelinin çöpleri olmak üzere çöplerin toplandığını görüyorum. Çöp ile Bodrum’u yan yana getiriyor beyefendi. Oysa ben Muğla'da bambaşka bir aday görüyorum, ithal bir aday görüyorum; aslında Cumhuriyet Halk Partisinin çöpe, kenara bıraktığı bir ismi aday yaptıklarını görüyorum; yazları sadece tatil yapmaktan öte bir aksiyonu, ilgisi olmayan bir adayı büyükşehre getirdiklerini görüyorum; önce ona baksınlar. Sonra, bu beyefendi tur rehberiymiş, asıl mesleği o; öncelikle Muğla adayına, -bir görev versin parti, Aydın Ayaydın’dı herhâlde ismi- Muğla’yı gezdirsin rehber olarak, Muğla’yı bir tanıtsın, Bodrum’u, Fethiye’yi, Köyceğiz’i, köylerini, o güzel insanları tanıtsın, seçim boyunca da yanından ayrılmasın, kaybolur Ayaydın çünkü orada; onu da söyleyeyim. (CHP sıralarından alkışlar)

Bir şey daha söyledi, “İngilizce biliyor.” dedi, “Bodrum’da kediler bile İngilizce biliyor.” dedi. E, o da Muğla'nın kalitesini gösterir, Muğla'nın kedileriyle bile onur duysun.

Şimdi, diğer bir konu… Bugün Merkez Bankası Başkanı konuştu. Herhâlde, bu ucube sistemden sonra gelen beş yılda 5’inci Merkez Bankası Başkanı. TÜİK'in bazı verilerini vermek isterim: Bugün bu ülkede ülkenin en zengin yüzde 20’lik kesimi ülke gelirlerinin yani parasının yüzde 49,8’ini alıyor. Peki, en fakir, en yoksul yüzde 20’lik kesim ne kadarını alıyor? 5,9’unu alıyor. İşte ülkenin geldiği nokta bu; fakir daha fakir, zengin, daha zengin oldu bu ülkede ve bunu yaratan tek bir kişi ve parti var, Cumhurbaşkanı ve AKP'dir. Niye böyle olduk? Bu ülkenin tüm ihalelerini sipariş usulü belli şirketlere verirsen, bir de ondan vergi almazsan, bir de sigorta almazsan, tüm istisnaları ve hakları onlara verirsen, bu ihaleleri 21/B’yle yaparsan ülkenin parasının büyük çoğunluğu onlara gider, onlar AKP'nin yarattığı zenginler olarak tarihe geçer ama bu ülkede emekli, işçi, öğrenci, çiftçi işte bu ülkenin 5,9'luk gelirinden pay alır.

Şimdi, bir şey daha söyledi Merkez Bankası Başkanı “Enflasyon tahminlerimiz aynı. Seçime kadar sadece doğal gaz ve elektriği baz almadık.” dedi. Demek ki seçimden hemen sonra doğal gaz ve elektriğe büyük zam geliyor ve seçimden hemen sonra zam yağmuru olacak. Hepimiz gerçekçi olalım; bu ülkede hissedilen, yaşanan enflasyon, fiyat durumu, Türk parasının değeri ortada. Bu Merkez Bankası Başkanının da sonunu iyi görmüyoruz çünkü Merkez Bankasını beyefendiler değil, hanımefendiler değil, saray yönetiyor.

Emekli ikramiyesi… Geçen hafta büyük mücadeleler verdik bu Mecliste muhalefet partisi milletvekilleriyle, “En azından asgari ücret olsun.” dedik, kürsüyü işgal ettik, her şeyi söyledik. Şimdi, yine, bu ikramiye tartışılıyor. 2021'de 1.100 lira olmuştu, 2023’te 2.000 lira oldu. 3.000 lira mı yapacaklar, 4.000 lira mı yapacaklar?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Biz bu halkın vekilleri olarak, muhalefet partisi milletvekilleri olarak bir kez daha vicdanlarına seslenmek istiyoruz: Nasıl “En düşük emekli maaşı asgari ücret olsun.” dediysek aynı noktadayız; gelin emekliye, asgari ücret oranında bir ikramiye verin. Hadi bunu veremiyorsunuz, emekli maaşı oranında verin ama 3 bin lira gibi artık bu çağın gerisinde kalmış bu miktarları tartışmayın bile. Sokağa çıkın, insanlarla görüşün, emekliyle görüşün; gelin burada hep beraber misafir edelim, 81 ilden 81 emekliyi buraya çağıralım, dinleyelim; ne diyorlarsa, ne şartlarda geçiniyorlarsa karar versinler. Ben Meclisin halkın isteklerine, sorunlarına artık bir parça ses vermesini istiyorum; bari, emekli ikramiyesinde onları duyalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Dün yine bir konu vardı: Devlet bankaları CHP'li belediyelere kredi vermiyor. Valla, selam da vermiyorlar. Çünkü ben Ziraat Bankasının Yönetim Kurulundaki AKP’lilere bakıyorum: Veysi Kaynak, 25’inci ve 26’ncı Dönem AKP Milletvekili; Fatih Aydoğan, İBB meclis üyesi; Fazlı Kılıç, eski Kâğıthane Belediye Başkanı; Vakıfbankta 6-7 eski milletvekili, saraydaki bürokrat var; Halk Bankasında Mevlüt Uysal’dan başlıyorum, Ebubekir Şahin’e kadar 5 kişi var. Ya, kamu bankalarını bu hâle getirdiyseniz, kamu bankalarını eski milletvekillerinin rehabilite edildiği bir yer noktasına getirdiyseniz, tabii ki belediyelere kredi vermezler, selam da vermezler! Ama kamu bankalarının yani Ziraat Bankasının, Vakıfbankın, Halk Bankasının bu hâle gelmesi utanç meselesidir. Yok mu vatan evladı bu ülkede? Ne okullarda ne ekonomistler yetişiyor; ne bankacılar, pırıl pırıl gençler var!

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Niye milletvekili olamayan, saraydan emekli olan, partinizden bir şekilde görevi sonlandırılan insanlar emekliliklerini bu bankaların yönetim kurullarında geçiriyor? Ya, çıkıp söylesinler, başka insan yok mu? “Yok!” Niye? Çünkü bunları getiriyorlar ki -Demirören gibi- kanallarında beyefendilere yer veren bu şirketlere, bu patronlara milyarlarca liralık krediyi verecekler, beş yıl içerisinde ödemeyecek, icraya vermeyecekler. Yazık, gerçekten yazık!

Sayın Başkanım, son olarak, bugün Anayasa Mahkemesi Başkanı konuşmasında Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmamasının hiçbir yasal zemininin olmadığını hatırlattı. Kimin gözünün içine bakarak hatırlattı? Bu ülkenin Cumhurbaşkanının, Anayasa Mahkemesi kararlarının en üstün karar olduğunu, yargıda kişisel sebeplerle de olsa tartışılmayacağını belirtti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ama daha acı bir durum vardı; bugüne kadar pek görmediğimiz bir durum: Anayasa Mahkemesine, Meclise kafa tutan, bir anlamda aslında bir darbe girişiminde bulunan Yargıtay Başkanı bu toplantıya gelmedi. Cumhurbaşkanı geldi, devlet erkânı oradaydı, herkes oradaydı, Yargıtay Başkanı gelmedi. Ne hakla, bu gücü kimden alıyor, nereden alıyor, ben merak ediyorum.

Son olarak, Türkiye nüfusu neden azalıyor? Herkese “3 çocuk yapın, en az 3 çocuğunuz olsun.” diyen bir Cumhurbaşkanı var ama görüyoruz ki cumhuriyet tarihinden bugüne kadar -TÜİK’e göre o da- Türkiye Cumhuriyeti’nin nüfusunun en çok düştüğü, Avrupa'nın da gerisinde kaldığı bir dönemi yaşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Son cümlelerim…

BAŞKAN – Buyurun.

Son kez mikrofonunuzu açıyorum Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Türkiye'de yaklaşık 10 milyon sığınmacı var, onların nüfusunun ne kadar arttığını bilemiyoruz bile ama bildiğimiz bir şey var: Yoksulluktan, göçten insanlar artık çocuk yapamıyor.

Şimdi, bir çocuğun maliyeti 7 bin lira civarında. Yeni evlenecek bir ailenin sadece eşyaları 500 bin lira ve Avrupa’nın gerisinde nüfusumuz artıyor ama sığınmacıların nüfusu kat kat artıyor. Bu, hayra alamet bir şey değil, bu konuşulmalı, tartışılmalı. Mecliste de bununla ilgili bir önerge vereceğiz diyorum, teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sıradaki söz talebi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

35.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, Cem Karaca’nın 20’nci ölüm yıl dönümüne, 7 Şubat’ta Maraş'a “Kahraman”lık, 8 Şubat’ta Antep’e “Gazi”lik ünvanlarının verilişine, Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde özel bir madende yaşanan göçüğe, 6 Şubat asrın felaketi çerçevesinde yaraları sarmak noktasında Cumhurbaşkanı ve bakanların bir haftadır vatandaşlarla beraber olduklarına, Azerbaycan’da yeniden seçilen Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’e, Zengezur Koridoru’na, 2024 yılını “emekliler yılı” olarak ilan ettiklerine, tek haneli enflasyon ve kişi başına düşen millî geliri çok daha artırma mücadelesini kararlılıkla devam ettirdiklerine, 31 Mart seçimlerine ilişkin açıklaması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum.

Bugün 8 Şubat, Anadolu Türk müziğinin, “rock” müziğinin hakikaten unutulmaz isimlerinden Cem Karaca’nın ölüm yıl dönümü, 20’nci ölüm yıl dönümü. Yıllar önce bir röportajında “Pırıl pırıl bir Türkiye özlemimi anlatan şarkılar söylüyorum.” diyen Karaca’nın Anadolu’dan esintiler taşıyan şarkıları hâlâ dillerde dolaşıyor. “Yol bir, akıl bir, bak da görebil/ Sev, korkma sakın, Rab sana yakın.” Anadolu “rock” efsanesi ve “rock” müziğinin unutulmaz ismi Cem Karaca’yı vefatının 20’nci yıl dönümünde rahmetle yâd ediyorum.

Tabii, dün 7 Şubat, Maraş'a “Kahraman”; bugün 8 Şubat, Antep’e “Gazi” unvanının Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla verildiği tarihî günler. Bu münasebetle, Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde, gerçekten din ve devlet, vatan ve millet müdafaası için; istiklal ve istikbalimiz için; istiklalitam, tam bağımsız Türkiye için; muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkan bir Türkiye hedefi için; gerçekten millet-devlet kaynaşmasıyla hep beraber o gün fedayıcan eden ve bize bu cennet vatanı emanet eden, Maraş'ın yiğit insanları, Antep'in yiğit insanları, kahramanlıkla, gazilikle gerçekten hak ederek -Urfa’mızın “Şanlı” olarak- bu haklı unvanlarını alan illerimiz başta olmak üzere 81 vilayetimizde yaşayan 85 milyon insanımızın tamamına bu ruh ve manayı bugün de dimdik ayakta tuttukları için; 15 Temmuz'da 2'nci kez uluslararası darbe ve işgal girişimine karşı durarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, kumandanlığında bu büyük girişime, işgal girişimine net bir cevap verdikleri için, tekraren, aziz milletimizi tebrik ediyorum. Özellikle Kahramanmaraş ve Gaziantep’teki vatandaşlarımıza da selam ve hürmetlerimi sunuyorum. Bütün şehit olanlara, gazilere hürmetlerimi buradan grubumuz adına ifade ediyorum. Vefat edenleri rahmetle ve gazilerimizi de minnetle yâd ediyorum.

Bugün, tabii, gerçekten üzen bir haber aldık. Zonguldak'ın Kilimli ilçesinde özel bir madende göçük sonrası hayatını kaybeden 1 vatandaşımız var, kendisine Cenab-ı Hak’tan rahmet diliyorum; 1’de yaralımız var, yaralımıza acil şifalar diliyorum.

Şunu ifade etmek isterim ki: Gerçekten 6 Şubat asrın felaketi çerçevesinde yaralarımızı sarmak noktasında Sayın Cumhurbaşkanımız ve bakanlarımız bir haftadır neredeyse kesintisiz orada vatandaşlarımızla beraberler. Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa'da daha önce inşallah nasip olursa bugün de Adıyaman'da hak sahiplerine konutları teslim edildi, ediliyor ve edilecek. Şubat ayı içerisinde 46 bin konutu hak sahiplerine teslim etmiş olacağız, mart ayı içerisinde bu sayı 75 bin olarak inşallah gerçekleşecek, bu yıl sonu, 2024 yılı sonuna kadar da 200 bin konut teslim edilecek. Elan devam eden ve ihalesi yapılan 307 bin konutun da işlemleri devam ediyor. 255 bin konutun yerinde dönüşümle -hibe ve kredi şeklinde, iki yılı ödemesiz, on yıl faizsiz bir şekilde ödenecek şekilde- zemin etütleri yapılmış, sağlam zeminlerde vatandaşlarımızın kendilerince bu konutları yapabilme imkânını da düzenlemiş durumdayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN- Buyurun Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Yaklaşık 15 bin başvuru da bu konuda işleme alınmış, olumlu olarak dönülmüş vaziyette. Bu hak sahiplerine hakkını tastamam verinceye kadar bize durmak yok, bu konuda canla başla vatandaşlarımızın hizmetinde çalışmaya ve önceliğimiz de depremzedeler olmak üzere 11 vilayetimize her türlü katkıyı yapmaya devam edeceğiz.

Tabii, kardeş ülke can Azerbaycan'da gerçekleşen ve Şuşa da dâhil olmak üzere, gerçekten Azerbaycan topraklarının tamamında cereyan eden ve bir rekor oyla yeniden seçilen Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’i grubumuz adına tebrik ediyorum, kendilerine üstün başarılar diliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – “Tek millet, iki devlet” anlayışı içerisinde birlik ve beraberliğimizi, stratejik ortaklığımızı devam ettirerek gerçekten Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde de bu neticelerin en güzel sonuçlar doğurmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum. Tabii, bu çerçevede, özellikle Zengezur Koridoru hakikaten önemli bir atılım ve yatırım. Bu manada, hem Türkiye ile Orta Asya’yı, Türk Devletleri Teşkilatını ve ortak koridoru Çin’e kadar bağlayacak ve özellikle kalkınma yoluyla Basra Körfezi’nden Türkiye'ye, Türkiye'den Avrupa'ya ve Basra Körfezi’ni İskenderun Körfezi’ne, Akdeniz’e, Ege Denizi’ne, Karadeniz’e ve Hazar Denizi’ne…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) - …Türkiye'nin merkezinde olduğu ve Pekin’den Londra’ya kadar hem Marmaray üzerinden şu anda gerçekleştirdiğimiz bu ortak koridoru ve “merkez ülke Türkiye” anlayışını, aynı zamanda Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde gerçekleştirdiğimiz tren yolu sistemini de bu ağa, demir yolu ağına ve kara yolu ağlarına tekrar entegre etmek suretiyle hem Basra Körfezi’nden hem de Zengezur Koridoru’ndan Türkiye'nin her iki koridorun da merkezinde olduğu ve Çin ile İngiltere'yi birbirine Türkiye üzerinden bağlayacak stratejik hamleleri şu an devam ettiriyoruz. Türkiye kısmındaki bu yatırımların, muhataplarımızla da görüşerek hep beraber ortaklaşa bir programın küresel anlamda sonuç doğuracak şekilde gerçekleştirilmesi hususunda yoğun bir çaba sarf ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Tabii, bu manada, 2024 yılını Emekliler Yılı olarak ilan ettik. Bu konuda emeklilerimizin alım gücünü artıracak, onların mutluluğunu, sevincini, inşallah, yükseltecek adımlarımızı atmaya devam edeceğiz.

AK PARTİ iktidara geldiğinde Türkiye 65 milyondu, 3 bin dolarlar seviyesindeydi kişi başına düşen millî gelir; şimdi 85 milyon insanız ve elhamdülillah, 1 trilyon 100 milyar dolara varan bir gayrisafi millî hasıla ile 12.500-13 bin dolarlara çıkan bir noktadayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Biz bunu yeterli görmüyoruz, daha da yukarılara Allah'ın izniyle çıkaracağız. Orta vadeli program sonucunda, inşallah, tek haneli enflasyon ve kişi başına düşen millî gelirin de hakikaten çok daha arttığı, en azından yüzde 50 arttığı bir noktaya -Allah nasip ederse- getirme mücadelemizi hep beraber kararlılıkla devam ettiriyoruz.

Tabii, 31 Mart seçimleri önümüzde. Bu bağlamda, biz Muğla’da da İstanbul’da da Ankara’da da Allah’ın izniyle başa güreşiyoruz. Bu manada, Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleriyle, insan şehrin, şehir de insanın aynasıdır. 81 vilayette iddialıyız. Allah’ın izniyle, bizim gerçek belediyecilik anlayışımızı, hizmet ve eser siyasetimizi bizzat yaşayan ve gören vatandaşlarımızın maşerî vicdanında karşılık bulacağımızı düşünüyoruz biz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bitireceğim.

BAŞKAN – Son kez açıyorum Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır, geçmişimiz ortadadır. Dolayısıyla nasıl ki mayısta tekrar, yeniden Cumhurbaşkanımıza hükûmeti kurma görevini bu milletimiz vermişse, inşallah, yerel yönetimlerde de hizmet ve eser belediyeciliği konusunda, Allah’ın izniyle, en güzel neticeleri alacağımıza dair inancımızı ifade ediyorum. AK PARTİ olarak, Cumhur İttifakı olarak en güzel neticelerin alınacağına ve demokratik güzel bir yarışın millet nezdinde, onun hakemliğinde neticeleneceğine olan inancımızı ifade ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, İç Tüzük 60’a göre kısa bir söz talebinde bulunan 6 sayın milletvekiline yerinden bir dakika söz vereceğim.

Ankara Milletvekili Deniz Demir…

Buyurun Sayın Demir.

36.- Ankara Milletvekili Deniz Demir’in, iş cinayetlerine kurban giden çocuklara ve MESEM’lere ilişkin açıklaması

DENİZ DEMİR (Ankara) – Sayın Başkan, İş Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin tespit ettiği verilere göre ocak ayında en az 7 çocuk işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. İş cinayetlerine kurban giden çocuklar arasında 15 yaşındaki Erol Can Yavuz ve 14 yaşındaki Arda Tombul’u MESAM kapsamında çalıştıkları ağaç ve metal fabrikalarında kaybettik.

Millî Eğitim Bakanlığının uzun süredir çocuk işçiliğini yasal ve meşru hâle getirme çabası neticesinde MESAM’lara kaydolan küçük sayısı giderek yükseliyor. Buradaki öğrenciler sadece bir gün okula gidiyor, haftanın dört günü ise işletmelerde çalıştırılıyor. MESAM’lar aracılığıyla çocuklarımız ucuz iş gücü olarak kullanılıyor, iş sağlığı ve güvenlikleri hiçe sayılarak emekleri sömürülüyor. Çocuklarımıza “eğitim” adı altında sermayenin insafına bırakan ve canlarını tehlikeye atan bu düzeni kabul etmiyoruz.

BAŞKAN – Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar…

37.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Malkara OSB’nin sorunlarına ilişkin açıklaması

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Sayın Başkan, ülkemizdeki kriz ortamından tüm OSB’ler gibi Malkara OSB de etkilenmiş olup pek çok sorunla yüz yüzedir. 10 işletmeden 8’i mali ve finansal tedbirlerden olumsuz etkilenmekte, her 4 işletmeden 3’ü krediye erişimde zorlanmaktadır. Milyonlarca liralık yatırım yapan işletmeciler istihdam edecek ara eleman bulma konusunda zorlanmaktadır çünkü nitelikli eğitim veren teknik ve mesleki liseler teşvik edilmemektedir. Çözümü, OSB’lerin içine mesleki ve teknik Anadolu liselerinin yapılması, ailelerin, öğrencilerin bu meslekler konusunda bilgilendirilmesi ve teşvik edilmesidir.

Malkara OSB’nin diğer bir sorunu doğal gazın OSB’ye getirilmemesi ve çok sık yaşanan elektrik kesintileridir. Acilen 9 kilometrelik doğal gaz hattının döşenmesi ve TEİAŞ’ın yeni trafo ve elektrik santralini OSB’ye kurması gerekmektedir.

BAŞKAN – Düzce Milletvekili Talih Özcan…

Buyurun Sayın Özcan.

38.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, 6 Şubat depremlerinin yıl dönümüne ve 1999 Düzce depreminde Kaynaşlı’da evleri yıkılan 28 ailenin yaşadığı mağduriyete ilişkin açıklaması

TALİH ÖZCAN (Düzce) – Teşekkürler Sayın Başkan.

6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde, hayatını kaybeden insanlarımızı bir kez daha rahmetle anıyor, yakınlarına sabırlar diliyorum.

1999 Düzce depreminde Kaynaşlı’da evleri yıkılan ve aralarında engelli vatandaşlarımızın da olduğu 28 aile, hayırseverler tarafından yapılan 65 metrekarelik evlerde yaşamaktadır. Kaynaşlı Belediyesi bu ailelerden geçmişe dönük kira parası istemektedir. Eğer ödemezlerse yirmi üç yıldır oturdukları evlerden çıkarılacaklardır. Bu vatandaşlarımızın gelir durumu zaten elverişli değildir. Gidecek başka yerleri olmayan bu insanların yaşadığı mağduriyet giderilmelidir. Buradan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına çağrıda bulunuyorum: Vatandaşlarımızın yirmi üç yıldır oturduğu evleri kendilerine bedelsiz şekilde tahsis edilmelidir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Bolu Milletvekili Türker Ateş…

Buyurun Sayın Ateş.

39.- Bolu Milletvekili Türker Ateş’in, Bolu’nun Kıbrıscık ilçesinin uzun zamandır konut krizi yaşadığına ilişkin açıklaması

TÜRKER ATEŞ (Bolu) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bolu’nun Kıbrıscık ilçesi uzun zamandır konut krizi yaşıyor. Belediyenin sosyal konut yapım amacıyla istediği hazine arazisi yangından mal kaçırır gibi TOKİ'ye devredildi. TOKİ araziyi aldığından beri konut yapımı için 3 kez ihaleye çıktı ancak ihalelere hiçbir yüklenici firma girmedi. Bu nedenle, yıllardır inşaatlar bir türlü başlamadı. Kıbrıscık gibi küçük bir ilçede dahi yurttaşlarımızın barınma krizi çözülemiyor. Girdi maliyetlerindeki yüksek artış ve deprem bölgesine ağırlık verilmesi nedeniyle TOKİ’nin faaliyetleri ülke genelinde zaten durma noktasına geldi. Kıbrıscık ilçemizde TOKİ bu işin altından kalkamayacaksa söz konusu araziyi bir an önce belediyeye devretsin, belediye sosyal konutlarını yapsın, Kıbrıscık halkı daha fazla mağdur edilmesin.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN – Muğla Milletvekili Gizem Özcan…

Buyurun Sayın Özcan.

40.- Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın, cumhurbaşkanlığı yatırım programından Muğla’nın aldığı ödeneklere ilişkin açıklaması

GİZEM ÖZCAN (Muğla) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Muğla’yı çöple, susuzlukla ananlara ithafen bir haksızlık programı olan Cumhurbaşkanlığı yatırım programı açıklandı. Muğla merkezî bütçeye yaklaşık 9 lira vermekte 1 lira almaktadır. Yazlık saray Marmaris Okluk Koyu’na 40 milyon ödenek ayrıldı, Bodrum İçme Suyu Projesi’ne ve Muğla İçme Suyu Projesi’ne biner lira sembolik ödenek ayrıldı. Siz önce yapmadığınız yatırımların hesabını Muğla halkına verin. Hiç merak etmeyin, Muğlalı evrensel kültürün zenginliğiyle bütün dilleri bilir, hak edene hak ettiği dilde cevap vermesini de iyi bilir; 31 Martta da o cevabı verecektir.

BAŞKAN – Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever…

Buyurun Sayın Timisi Ersever.

41.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, kadınların hayatın her alanında cumhuriyetle var olduklarına ve büyük başarılara imza attıklarına ilişkin açıklaması

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Cumhuriyet bir kadın devrimidir. Kadınlar hayatın her alanında cumhuriyetle var olmuş ve büyük başarılara imza atmışlardır. 8 Şubat 1935'te Türkiye'de kadınlar ilk kez seçme ve seçilme hakkını kullandılar. Seksen dokuz yıl önce bugün 17 kadın seçilerek Parlamentoya girdi, Türkiye kadınların temsilinde dünya da 2’nci sırada yer aldı.

Yaşasın kadın mücadelesi, yaşasın cumhuriyet.

Teşekkür ediyorum Başkanım.

KADEM METE (Muğla) – Sayın Başkanım…

BAŞKAN – Buyurun.

KADEM METE (Muğla) – Sataşmadan dolayı söz hakkı talebinde bulunuyorum. Muğla milletvekilleri ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin şahsım ve mesleğimle alakalı konuşmaları üzerine söz talep ediyorum efendim.

BAŞKAN – Buyurun, yerinizden söz vereceğim.

42.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ve bir Muğla Milletvekilinin Manisa’dan Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için aday olmasına ilişkin açıklaması

KADEM METE (Muğla) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Sayın Grup Başkan Vekili adımı, soyadımı, mesleğimi, nereli olduğumu, nerede doğduğumu öğrenmiş. Demek ki bunları öğrenmek zor şey değil. Keşke kendi Genel Başkanları da tanıttıkları adayın adı, soyadı ve ne iş yaptığıyla alakalı doğru bilgiler verebilseydi. Ben buna istinaden söyledim, söylediğim hiçbir şey de yanlış ve yalan değil, bugün YouTube’dan vatandaşlar zaten izleyebilirler. “Hakan Mandalinacı” diye tanıttığı belediye başkan adayının adı “Tamer Mandalinci.” “Beş yıl boyunca grup başkan vekilliği yapmıştır.” dedi; beş yıl boyunca grup başkan vekilliği yapılmaz, grup başkan vekilliği bir meslek değildir, belediye başkanı şehir dışına, ülke dışına çıktığı zaman kısa süreyle yapılan bir iştir ve bütün belediye meclisi üyeleri de bunu sırayla yaparlar. Efendim, “Yabancı dil biliyor.” dedi yani sanki… Bodrum’da herkes yabancı dil bilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KADEM METE (Muğla) – Tamamlayayım efendim.

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

KADEM METE (Muğla) – “Dayısı, lobisi yok.” dedi; dedesi milletvekilliği yapmış, bakanlık yapmış, babası belediye meclisi üyeliği yapmış ve daha önceden de CHP’den belediye başkanlığı yapmış “Eğer beni aday göstermezseniz bu arkadaşı aday göstereceksiniz yoksa başka bir partiden aday çıkarım.” tehdidinin üzerine belediye başkanlığına aday gösterilmiş bir arkadaştır. Söyledikleri cümlenin içerisinde tek bir kelime doğru değildir.

Bizim adayımıza yani Aydın Bey’e laf atma hadsizliğinde de bulunmuştur, Aydın Bey’e söz söylemek Sayın Grup Başkan Vekilinin kalibresini aşar. Aydın Bey’in aday olması onların şirazesini bozmuştur, doğrudur çünkü 31 Martta “kale” diye adlandırdıkları yerin artık Adalet ve Kalkınma Partisinin büyükşehir belediyesi olacağını hep beraber göreceklerdir.

CAVİT ARI (Antalya) – Nereden geldi, nereye gitti? Kalibresini gösteriyor! Konuşacak en son kişi sizsiniz ya!

KADEM METE (Muğla) – Son bir cümle Sayın Başkanım: Muğlalı Cumhuriyet Halk Partililerden size hizmet edecek diye milletvekillerine oy istemişler, kazandıkları milletvekillerinden birisi Gelecek Partisine, diğeri de İYİ Partiye geçmiştir. Bu anlaşılabilir bir şeydir ittifakla alakalı olarak ama bir milletvekilinin, Muğla milletvekilinin Manisa’dan Büyükşehir Belediye Başkanı olmak için aday olmasını da Muğlalı CHP’li seçmenlerin takdirine sunuyorum.

Teşekkür ederim.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Açıkçası, aslında cevap bile vermeyecektim ama yok “kalibre”mi falan tartışıyor; cevap vermek istiyorum.

KADEM METE (Muğla) – Evet, kalibrenizi görelim.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Hâlâ konuşuyorsun burada.

KADEM METE (Muğla) – Evet, hâlâ konuşuyorum. Sen de konuşuyorsun.

BAŞKAN – Buyurun.

Kürsüden iki dakika, lütfen…

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Şimdi, değerli milletvekilleri, binlerce kişi aday oluyor. Muğla’da gencecik, Bodrum’da, dört kuşaktır orada yaşayan, dediğim gibi mandalini Bodruma getiren, soy ismini Cumhuriyet Dönemi’nde o sebeple “Mandalinci” olarak alan bir ailenin çocuğu.

KADEM METE (Muğla) – Adını ne yapacaksın, adını?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Mimar, Meclis üyesi…

KADEM METE (Muğla) – Adını ne yapacaksın?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Tamer Mandalinci, adını söyleyeyim; kafana yaz, çok yazacaksın daha kafana o çocuğun adını sen.

ADEM ÇALKIN (Kars) – Biz değil, Genel Başkanın…

KADEM METE (Muğla) – Genel Başkanın söylesin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Pırıl pırıl bir çocuk. Neymiş? “İngilizce biliyor.”muş, “Bodrum’da kediler de İngilizce biliyor.”muş. E, sen de biliyorsun.

KADEM METE (Muğla) – Doğru, biliyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bu, Bodrum’un, Muğla'nın kalitesini ortaya koyar. Bu nasıl bir üslup?

KADEM METE (Muğla) – Ne güzel.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Yani bu Meclisin seviyesi bu mu?

KADEM METE (Muğla) – Genel Başkanın seviyesi…

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bu çocukla ilgili…

DERYA AYAYDIN (İstanbul) – Çocuk mu?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – …bir iddian varsa dürüstlüğüyle, ahlakıyla ilgili söyle; olamaz, pırıl pırıl bir çocuk.

KADEM METE (Muğla) – Çocuğa ayıp ediyorsunuz, adını yanlış söylüyorsunuz.

ADEM ÇALKIN (Kars) – Adını bile…

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – “Bu çocuk büyüdüğü zaman Melih Gökçek gibi Ankara'yı soyar.” dersen yine, söyle; o da yok, olamaz. (CHP sıralarından alkışlar)

KADEM METE (Muğla) – Ya, Ankara’nın ne alakası var şimdi!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Ama bir kez daha söyleyeyim: Bodrum’u, Muğla’yı, Marmaris’i çöp götürüyormuş, su sorunu varmış; hayır Beyefendi!

KADEM METE (Muğla) – Yok mu?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Sen Beykoz Konakları’ndan Muğla’ya aday yapacaksın, bizim çöpe, kenara attığımız bir adamı aday yapacaksın, sonra da benim Bodrum’un, Muğla’nın evladına, 30 yaşındaki çocuğa dil uzatacaksın. Hadi oradan! Hadi oradan!

NİLHAN AYAN (İstanbul) – Seviye bu mu!

DERYA AYAYDIN (İstanbul) – Sen kendi seviyene bak!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bir çöp sorunu, bir temizlik sorunu, bir hizmet sorunu yok. Senin otelinin çöpleri bile toplanıyorsa orada bir sorun yoktur. (CHP sıralarından alkışlar)

DERYA AYAYDIN (İstanbul) – Sen kendi seviyene bak!

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkanım, hatip, Grup Başkanımızın adını kullanarak doğrudan bir sataşmada bulundu, onun için ben de söz istiyorum.

KADEM METE (Muğla) – Başkanım, tekrar, kürsüden konuşabilir miyim.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sataşmadan dolayı, şahsı adına.

KADEM METE (Muğla) – Sayın Başkanım, sataşmadan dolayı söz söylemek istiyorum. Kürsüden konuşabilir miyim, lütfen.

BAŞKAN – Sayın Milletvekili, Saadet Partisi Grup Başkan Vekili de sözlerinizden dolayı, sataşmadan bir söz talep etti. Ona da söz vereceğim, daha sonra size söz vereceğim.

Buyurun, iki dakika.

2.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin yaptığı açıklaması sırasında Saadet Partisi Grup Başkanına sataşması nedeniyle konuşması

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Tabii, önemli gündemlerimiz var. Deprem bölgesinin sorunlarını konuşacağız, farklı konuları konuşacağız ancak iktidar partisinin bunu bir strateji olarak uyguladığını düşünüyorum artık. Deprem bölgesinin sorunlarını konuşturmamak için, deprem bölgesinde söz verdikleri 180 bin konutu yapamadıklarını bizim konuşmamamız için gündemi farklı mecralara saptırıyorlar diye düşünüyorum. Şimdi, sayın milletvekili gerçekten önce AK PARTİ’nin bir hafızasına baksın. Bizim Grup Başkanımız, evet, Muğla’dan Milletvekili seçildi “Manisa’dan neden gitti, aday oldu?” gibi böyle garip bir açıklama yaptı. Sayın Milletvekili, sizin 2019’daki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayınız İstanbul’un Milletvekili miydi? Nerenin milletvekiliydi? İzmir Milletvekiliydi. Önce kendi hafızanıza bir bakın. Yani kendi hafızanızda olan şeyleri sonradan başkaları yapınca yadırgıyormuş gibi konuşmayın. Burada garipsenecek hiçbir şey yok, onu söyleyeyim. Eğer garipsenecek bir şey varsa kendinizi de yadırgayabilirsiniz. Bunu özellikle paylaştım. Ya, zaten, neyse, bir şey söyleyecektim, söylemeyim, o bir sataşmaya girer. Başka bir şey söyleyeceğim, burada konuşacaksak deprem bölgesinin sorunlarını konuşalım. Bakın, deprem bölgesinden, oradan iki gündür ses veriyoruz, diyoruz ki: “Ya, Sayın Cumhurbaşkanımız bir yılda 319 bin konut yapacağız.” dedi. Arkadaşlar, neden yapılmadı? Sayın Bülent Tüfenkci bu kürsüye çıktı bizim grup önerimiz üzerine “184 bin konutu teslim edeceğiz.” dedi, neden teslim edilmedi? Teslim edilen için teşekkür ediyoruz ancak bu vadedilen sayılar neden yapılmadı? Sayın Grup Başkan Vekilinize iki gündür soruyoruz, kulağının üstüne yatıyor, bu önemli gerçekliği görmezden geliyor. Biraz önce öyle bir şey söyledi ki “Emeklilerimizin alım gücünü artırmaya devam edeceğiz.” dedi. 10 bin lira maaş alan emeklilerimiz sizi nasıl takip ediyor, bunu ben onlara bırakıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

KADEM METE (Muğla) – Sayın Başkan…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sataşmadan dolayı söz talebi vardı.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Milletvekili, kürsüden iki dakika süre veriyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

3.- Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır ile İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in sataşma nedeniyle yaptıkları konuşmaları sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

KADEM METE (Muğla) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; tabii, ben çok da eleştirel anlamda söylemedim yani Sayın Selçuk Özdağ’ın Muğla’ya hizmet vermek için milletvekili seçilmesini ve doğum yeri olan Manisa’dan Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olmasını biraz da esprili bir şekilde dile getirmek istemiştim. Bunu yapabilir tabii, istediği yerde aday olabilir ama hani Muğlalılar, Cumhuriyet Halk Partili Muğlalılar kendilerine hizmet yapsın diye seçmişlerdi arkadaşımızı, ondan dolayı söyledim.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Binali Bey’i de hizmet yapsın diye seçtiler İzmir’e.

KADEM METE (Devamla) - Kalibreden bahsettim, yanılmamışım. Grup Başkan Vekili buraya çıkarak profesör olan ve Türkiye'de çok önemli kadrolarda görev yapmış bir beyefendi için “Biz onu çöpe attık.” demiştir, aslında işte ne kadar kalibresiz olduğunu da bu sözlerle ortaya koymuştur; demek ki haklıymışız. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Saygılı ol! Dikkat et sözlerine! Sen dikkat et sözlerine!

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) – Bizim vekilimiz CHP’den gelmedi.

CAVİT ARI (Antalya) – CHP’de milletvekili olup da AK PARTİ’den aday olandadır o iş.

KADEM METE (Devamla) – Aydın Bey yirmi yıldır Muğla’da yaşıyor, onun engin tecrübesinden faydalanmak için, Muğla’nın makus talihini değiştirmek için evet, sizin çöp, çukur, çamur hâline getirdiğiniz, su problemlerini çözemediğiniz bir şehri çözüme kavuşturmak için kendisini büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösterdik ve göreceksiniz…

GİZEM ÖZCAN (Muğla) – Su problemini çözün, çözün. Devlet Su İşleri çözsün. Bin lira ödenek ayrıldı, bin. 40 milyon ödeneğin karşısında.

KADEM METE (Devamla) – Sizin telaşınızı anlıyorum…

GİZEM ÖZCAN (Muğla) – Elinizi tutan mı var, çözün su problemini.

KADEM METE (Devamla) - Sahada da göreceksiniz 31 Mart akşamı Muğlalılar aydına kavuşacak, aydınlıklara kavuşacaklar.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum, teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sayın Başkan, biraz evvel Saadet Partisi Grup Başkan Vekili bizzat…

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Grup Başkan Vekilinin talebini duyamıyorum, lütfen…

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Arkadaşlar, biraz evvel Saadet Partisi Grup Başkan Vekili bizzat şahsımla ilgili “Kulağının üstüne yatarak duymazdan geliyor.” dedi, dolayısıyla sataşmadan dolayı kürsüden söz istiyorum.

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Akbaşoğlu, iki dakika.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Ya, deyim kullanıyoruz “sataşma” diyorsunuz, atasözüne “sataşma” diyorsunuz.

4.- Çankırı Milletvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu’nun, İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Sizinle ilgili hiçbir sataşma yoktu Sayın Başkan, hiçbir sataşma ama bir kelime bir yerden tutturursanız yani işte bugün hava bulutlu, hava bulutlu olursa yağmur yağar, yağmurda küçük göletler oluşur, orada ördekler yüzer…

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Hava bulutlu olursa emeklilerin alım gücü artar!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – …sen benim burnumu ördeğin burnuna benzettin çıkarması yapılıyor bazen; bu da onlardan bir tanesi oldu doğrusu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sonuç itibarıyla şunu söyleyeceğim: Biz gündemimize hâkimiz.

CAVİT ARI (Antalya) – Sizinki de öyle oldu Başkan, sizinki de öyle.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – Biz şu anda deprem bölgesindeyiz, Sayın Cumhurbaşkanımız Adıyaman’da şu anda elhamdülillah hak sahiplerine konutlarını teslim ediyor.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayılara cevap verin, lütfen sayılara cevap verin.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – 26 bin konutu Allah’ın izniyle şubat ayı içerisinde teslim edeceğiz değerli arkadaşlar, daha bir yıl olmadı temel atılalı. Bak, biz 6 Şubat depreminden önce, bir yıl dolmadan binlerce, on binlerce konut teslimini yapıyoruz elhamdülillah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu muazzam bir iş, bunu kim takdir ediyor biliyor musunuz? Meseleleri objektif bir şekilde yansız olarak bilirkişi gözüyle değerlendirenler bunu itiraf ediyorlar. Bunu muhalif gazeteci olarak tanınan birtakım insanlar, biliyorsunuz kamuoyuna yansıdı, yurt dışından gelen gazeteciler hayretlerini ifade ediyorlar. (CHP sıralarından gürültüler) “Ya, muazzam derecede nasıl böyle bir inşai faaliyet söz konusu olabilir?” diye bu hayranlıklarını ifade ediyorlar. (CHP sıralarından gürültüler) Öyledir efendim, öyledir; 75 bin konutu mart ayı içerisinde teslim edeceğiz. Bu yıl sonuna kadar da 200 bin konutu teslim edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Sayın Başkanım, sayın hatip biraz önce “şubat” dedi, şimdi marta erteledi bu konut teslimini. Hangisi doğru şimdi?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – Efendim, emekliler bizim başımızın tacı…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Çankırı) – Bir dakika… Toparlayacağım.

BAŞKAN – Buyurun.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – O yüzden mi ayırdınız “çalışan-çalışmayan” diye?

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – …memurlar, işçiler, çiftçiler, esnaf bizim ne yaptığımızı biliyor. Yirmi bir yıldır iktidardayız, bu boşuna mı?

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Süründürüyorsunuz emeklileri ya!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – Bu takdiri en güzel şekilde emeklilerimiz, çalışanlarımız, çiftçilerimiz, esnafımız yapıyor Allah’a çok şükür.

AYSU BANKOĞLU (Bartın) – 10 bin lirayla geçinmeyi dener misin, 10 bin lirayla geçinmeyi dener misin Sayın Akbaşoğlu.

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – Yine bu güzellikleri beraberce yaşayacağız, biz milletimizin emrindeyiz, biz milletimizin hizmetindeyiz. Hazırız, kararlıyız.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – 15 milyon sürünüyor 10 bin liraya!

MUHAMMET EMİN AKBAŞOĞLU (Devamla) – 31 Martta da en güzel neticeleri hep beraber alacağız diyor, selam ve hürmetlerimi arz ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Yazık be! Bir de alkış tutuyorsunuz emekliyi süründürdüğünüz için! Utanmadan alkış tutuyor bir de iktidar vekilleri! 10 bin lirayla mı geçindireceksiniz insanları!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan...

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başarır, kürsüden iki dakika...

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Bir de alkış tutuyorsunuz ya 10 bin lira için!

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri...

Sayın Başarır, bir saniye...

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Türkiye Büyük Millet Meclisinde herkesin hatibini alkışlayabileceğine ama hatibin başka kelimelerle kürsüden uğurlanamayacağına ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin vakarına uygun davranılmasını hassasiyetle talep ettiğine ilişkin konuşması

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, daha önce de Sayın Grup Başkan Vekillerine bu konuda bir uyarıda bulunmuştum. Burada hatiplerinizi, konuşmacılarınızı, milletvekillerinizi, Grup Başkan Vekillerinizi elbette alkışlayabilirsiniz. Burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, alkış dışında başka cümlelerle, kelimelerle söz sarf edilmesinin Genel Kurulun ve bizi izleyen değerli yurttaşlarımızın bakış açısı açısından doğru olmadığını ifade ediyorum. Herkes hatibini alkışlayabilir ama başka kelimelerle hatip kürsüden uğurlanamaz.

Bunun bir kez daha altını çizmek istiyorum: Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir, Türkiye Büyük Millet Meclisinin vakarına uygun davranılmasını hassasiyetle kürsüden talep ediyorum.

Buyurun Sayın Başarır.

VI.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Muğla Milletvekili Kadem Mete’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Şimdi, Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Bodrum’da gösterilen aday -ki gençleri, kadınları siyasette daha etkin olunması için savunuyoruz- gerçekten 30 yaşında ve orada genç yaşına rağmen rüştünü ispatlamış bir aday olması sebebiyle ben bu kadar cevap verme ihtiyacı duyuyorum ve bir milletvekilinin çıkıp “İsmi yanlış söylenmiş, İngilizce biliyormuş, kediler de İngilizce biliyor.” gibi seviyesiz bir üslupla burada konuşmasına üzülüyorum. Evet, İngilizce bir insan bilmeyebilir, bak, bu ayıp değil, bilmesi de artı bir değerdir. Mesela, Cumhurbaşkanımız da İngilizce bilmiyor, kediler biliyor ama bu sorun değil, bu hiç sorun değil. Bir insanın…

MEHMET BAYKAN (Konya) – “One minute”le dünyayı ayağa kaldırıyor.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – O kadar biliyor, o kadar biliyor, o kadar biliyor, o kadar biliyor ama kalibreden bahsediyorsunuz. Bakın, kalibre nedir biliyor musunuz?

KADEM METE (Muğla) – Sende olmayan.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Kalibre nedir? Yazlık sarayına Marmaris’te 40 milyon lira ayırıp da Bodrum’un içme suyu projesine bin lira ayırmaktır kalibresizlik. (CHP sıralarından alkışlar) Kalibresizlik nedir biliyor musun? Akbelen’de o çiftçinin, köylünün döktüğü gözyaşına rağmen o doğayı talan etmektir. Kalibresizlik nedir biliyor musun? O Cennet Koyu’nu 5’li çeteye üç kuruş para için peşkeş çekmektir. Kalibresizlik budur Beyefendi, budur. (CHP sıralarından alkışlar) Kalibresizlik nedir biliyor musun? Bu ülkenin gençleri yurt bulamazken, çiftçi, emekli ekmek bulamazken yazlık sarayına milyarlarca lira para ayırmaktır Beyefendi. Kalibresizlik budur, budur. Sen kalibreyi otellerinle, paranla, Aydın Ayaydın’ın Beykoz’daki konaklarıyla ölçüyorsun; ben ise emekle, ahlakla, namusla, şerefle ölçüyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

DERYA AYAYDIN (İstanbul) – Bir defa, Aydın Ayaydın Beykoz’da oturmuyor.

MEHMET BAYKAN (Konya) – Karşıyaka Belediyesine 5’li çete, hatırlatırım. Gençleri burada da bekleriz ayrıca, Genel Kurula.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) – 5’li çeteyle sizin kardeş olduğunuz belli zaten.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – 5’li çeteyle sizsiniz akraba, siz dostluk kuruyorsunuz.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Sayın Başkan…

BAŞKAN – Sayın Dervişoğlu, bir söz talebiniz var zannedersem.

Buyurun.

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

43.- İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu’nun, Muğla Milletvekili Kadem Mete ile Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ve Genel Kurulda bulunmayan adaylar üzerinden tartışmaları sürdürmenin yerinde olmadığına ilişkin açıklaması

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Efendim, teşekkür ederim.

Bir düzeltme yapmak için söz aldım. Adalet ve Kalkınma Partisinin hatibi Cumhuriyet Halk Partisinin 2 milletvekili çıkardığını, bunlardan birinin Saadet Partisine, bir diğerinin de İYİ Partiye geçtiğini falan ifade etti. Bizim milletvekilimiz Cumhuriyet Halk Partisinden seçilmedi, Muğla halkının oylarıyla İYİ Parti milletvekili olarak seçildi; o hususu bir kere düzelteyim.

Bir de buradaki tartışma… Az önceki uyarılarınıza aynen iştirak ediyorum Sayın Başkanım. Buradaki tartışmaları burada bulunmayan adaylar üzerinden sürdürmenin de yerinde olmadığı kanaatini taşıyorum. Biz birçok partinin göstermiş olduğu adayları şahsen de tanıyoruz yani onlar siyasetin de yabancısı değil, sosyal hayatımızın da yabancısı değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.

DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Burada bulunmayan adaylar üzerinden adayların rencide edilmesinin önünü açabilecek tartışmaları da Türkiye Büyük Millet Meclisinin mehabetine yakıştırmadığımızı ifade etmek istiyorum. Ayrıca bu tartışmaları yapacağımıza dün yaptığımızı yapalım, bu yüzeysel tartışmalar üzerinden hem Meclisi hem aziz milletimizi meşgul etmeyelim. Bu hususu partim ve şahsım adına ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.

VIII.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Saadet Partisi Grubu tarafından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu yedek üyeliğine Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın aday olarak bildirildiğine ilişkin tezkeresi (3/837)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 3’üncü maddesi uyarınca Saadet Partisi Grubu tarafından Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu yedek üyeliğine Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap aday olarak bildirilmiştir.

Mezkûr kanunun 12’nci maddesinde öngörülen yabancı dil şartını karşıladığı 8 Ocak 2024 tarihli, 16 sayılı Başkanlık Divanı Kararı’yla tespit edilen aday Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

BAŞKAN – Bilginize sunulmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki tezkeresi daha vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği (AB) Belçika Dönem Başkanlığı tarafından 12-13 Şubat 2024 tarihlerinde düzenlenecek “Avrupa Birliği’nde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferansa katılım sağlanmasına ilişkin tezkeresi (3/838)

8/2/2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Birliği (AB) Belçika Dönem Başkanlığı tarafından 12-13 Şubat 2024 tarihlerinde “Avrupa Birliği’nde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferans düzenlenecektir.

Söz konusu konferansa katılım sağlanması hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9’uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler… Tezkere kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Profesör Doktor Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin 21-23 Şubat 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek olan Asya Parlamenter Asamblesi (APA) 14’üncü Genel Kurul Toplantısı’na katılımda bulunmalarına ilişkin tezkeresi (3/839)

8/2/2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Profesör Doktor Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin 21-23 Şubat 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek olan Asya Parlamenter Asamblesi (APA) 14. Genel Kurul Toplantısı’na katılımda bulunmaları hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9’uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir.

İYİ Parti Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

IX.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İzmir Milletvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu tarafından, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta dokuz saat arayla yaşanan, 11 il ve 15 milyon vatandaşı etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin seneidevriyesinde gerek depremde kaybedilen vatandaşları anmak ve Gazi Meclisin, acıları hâlâ taze olan vatandaşların yanında olduğunu hissettirmek gerekse geçen bir yılda deprem bölgesinde yapılan tüm çalışmalara ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bundan sonra bölgede yapılacak çalışmaların detaylarına ilişkin bilgi verilmesi amacıyla 2/2/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 8 Şubat 2024 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

8/2/2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 8/2/2024 Perşembe günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 Dursun Müsavat Dervişoğlu

 İzmir

 Grup Başkan Vekili

Öneri:

İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Dursun Müsavat Dervişoğlu tarafından, 6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta dokuz saat arayla yaşanan, 11 il ve 15 milyon vatandaşımızı etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin seneidevriyesinde gerek depremde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı anmak ve Gazi Meclisimizin, acıları hâlâ taze olan vatandaşlarımızın yanında olduğunu hissettirmek gerekse geçen bir yılda deprem bölgesinde yapılan tüm çalışmalara ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bundan sonra bölgede yapılacak çalışmaların detaylarına ilişkin bilgi verilmesi amacıyla 2/2/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 8/2/2024 Perşembe günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına söz talebi Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Hamşıoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakika.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubu adına, partimizin deprem felaketiyle ilgili genel görüşme talebini içeren grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Felaketin 1’inci yılında deprem şehitlerimizi rahmetle anıyor; kayıplarımızın artmasına yol açan, afet dışı sebeplerin oluşmasında payı bulunan, bilimsel uyarılara kulak tıkayan; yasa, yönetmelik ve ahlaki yükümlülüklere göre değil, ranta göre karar alan, o yasa ve yönetmeliklerle oynayıp onları ranta kılıf yapan bu vebal silsilesinin hangi kademesinde kim varsa senden, benden, ondan fark etmeksizin lanetliyorum, Allah'ın gazabı üzerlerine olsun.

Enkaz başında battaniyelere sarılmış cenazeleriyle baş başa kalmış ve ciğerleri ömürlerinin sonuna kadar unutamayacakları ölüm kokusuyla dolmuşken kardan, kıştan yollar kapandığı, köprüler yıkıldığı, ovaya yapılan hava limanları kullanılamadığı, arama kurtarma ekibi ulaşsa ekipman ulaşmadığı, yardım yaparken önce kime dağıtılacağına karar verilemediği, sosyal medya kısıtlandığı, afet çadırlarını satmakla meşgul olunduğu, konut, otel, okul, hastane kumdan yapıldığı, tarım arazisine imar izni verildiği için acılarının katlanmasına yol açılan her bir vatandaşımızdan siyaset kurumu adına ve yine başkaları adına utanarak ayrı ayrı özür diliyorum. İsias Otel için özür diliyorum, Ebrar Sitesi için özür diliyorum, Rönesans Rezidans için özür diliyorum, bu toplu mezarların kurallara uygun yapılabildiğini savunan yerel yöneticiler adına, feryatları göğü delen depremzedelere hakaret etme cüretinin gösterilebildiği bu hesapsızlık düzenini, kendinden olana her şey hak, olmayana her şey müstahak düzenini engelleyemediğimiz için de özür diliyorum.

Bakın, bir yıl geçti, hâlâ gerçekte kaç ölümüz olduğunu bilmiyoruz. Ölüp ölmedikleri belli olmayanlar var. “Yok.” demekle yok olmayan kayıplarımız var. Deprem bölgesinden İzmir'e hastaneye gelmiş, görüntüsü var, giriş kaydı var, çıkışı yok, ambulansa bindirilmiş, sonrasını bilmiyoruz. Yandı, bitti, kül olmadı ya bu çocuklar. Ha, öylesi de var bu arada. Gerekli önlemler alınmadan kurulan çadırlarda yanarak can veren çocuklarımız da var. Temel altına kadar 2 defa kazılmış, elenerek aranmış enkazda tek izi bulunmayan kadın ve çocuklar var; nasıl olabilir? Ve onları bu bilinmezlikten kurtarmak zorunda olduğumuz, vekili olduğumuz asillerimiz var bizim orada; onlara karşı sorumluluklarımız var. Bu bir yıl içinde İYİ Parti milletvekilleri olarak 143 soru önergesi, 29 araştırma önergesi vermişiz depremle ilgili, refakatsiz çocuklarla ilgili vermişiz, hasar tespitiyle ilgili vermişiz, kamu binalarının dayanıklılığıyla ilgili, asbest tehlikesiyle ilgili, verilemeyen adliye ve sağlık hizmetleriyle ilgili, elektrik, su kesintileriyle ilgili; çoğuna ya cevap yok ya ezbere ret. Ne olur bugün de öyle olmasın, Allah rızası için! Neden burada olduğumuzu hatırlayalım, şu ellerimizi, hâlâ var olan, Hataylınınki gibi, Adıyamanlınınki gibi kopmamış, kırılmamış olan şu ellerimizi içinde deprem geçen her önerge, teklif, talebin lehine kaldıralım, ne olur! Kapı, kilit sistemi olmayan çadırlarda şiddet, taciz, istismara açık kadın ve çocukların korkusunu şuramızda hissederek, onlar yok sayılarak yapılan çadır ve konteyner kentlerde tekerlekli sandalyesiyle duşa, tuvalete, giremeyen engellilerin çaresizliğini hissederek, birleştirilmiş çadır sınıflarda YKS’ye hazırlanma ihtimali bulunmayan öğrencilerin gelecek kaygılarını hissederek, hastalarını Hatay’dan Mersin’e, Antalya’ya taşımak zorunda kalan depremzedenin çilesini hissederek, kalıcı konut için ölene kadar borçlu hâle getirdiğimiz depremzedelerin yoksulluğunu hissederek kaldıralım. Ölü sayısı mı, bulalım; kaybolan çocuklar mı, dünyayı ayağa kaldıralım; okul mu, hastane mi, adliye mi; yapalım, yaptıralım. Bugüne kadar aldıkları ihalelerle yedi sülaleleri ihya olanların girdikleri kul haklarının sadakası olsun. Ne olur ama ne olur elleri kopmuşların “Eliniz kopsun.” elleri kırılmışların “Eliniz kırılsın.” bedduasını almayalım bugün. Destek verin, bugüne kadar ne yapıldı ne yapılmadı, açık açık konuşabileceğimiz, bundan sonra yapılması gerekenlerle ilgili…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Hamşıoğlu.

SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) – …toplumsal mutabakata dayanan, kamu vicdanında karşılık bulan bir yol haritası çizebileceğimiz bir genel görüşme açalım.

Merhum Hasan Bitmez’in bu kürsüde, ciğerimizi sökerek haykırdığı o Sezai Karakoç mısrasındaki gibi, nihayetinde, biz burada konuşmasak, biz sussak tarih susmayacak, biz sussak, o, hâlâ bir isim yazamadığımız mezar taşları anlatacak bugünleri. Bunun idrakiyle, gelin tarihe onların ahıyla yazdırmayalım kendimizi.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerine Saadet Partisi Grubu adına söz talebi Denizli Milletvekili Sayın Sema Silkin Ün’e aittir.

Buyurun Sayın Silkin Ün. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakika.

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken 6 Şubat depreminde yitirdiğimiz canlarımızı rahmetle anıyor, tedavisi devam eden depremzedelerimize acil şifalar diliyorum.

Türkiye gibi deprem kuşağında olan bir ülkede arzın altına hükmetmemiz mümkün değil ama arzın üstü için söz söylemeye, harekete geçmeye hakkımız var.

Milletimizin, iradesinin tecelligâhı, sorunlarının çözüm adresi olarak gördüğü Meclisimizin, deprem konusundaki beklentileri ne denli karşıladığını gazeteci arkadaşımız Mehmet Kızmaz’ın Meclis önergeleriyle oluşturduğu istatistikler üzerinden değerlendirmek istiyorum; vatandaşlarımızın “Depremden bu sefer bari ders çıkarılsın, en azından bu konu siyasetüstü tutulsun.” diyerek siyasilere bağladığı umutlar ne olmuş, bakalım: 6 Şubat depremi sonrasında, 27’nci ve 28’inci Yasama Dönemlerinde depremle ilgili 218 Meclis araştırması, 664 soru önergesi verildi. 27’nci Döneme ait iki aylık Meclis sürecinde 13’ü iktidar bloğu, 88’i muhalefet partileri tarafından verilen 101 önergenin sadece 26’sı kabul edilmiş, 75’i reddedilmiş ya da hükümsüz sayılmış. 28’inci Döneme gelindiğinde, tamamı muhalefet partilerine ait olmak üzere, depremle ilgili 47 Meclis araştırması önergesi verildi ve tek bir tanesi dahi kabul edilmedi. 27’nci Dönemde kabul edilen sınırlı sayıdaki önergenin, kamuoyunun sıcak tepkisini dindirme motivasyonuyla olduğunu suizannımızdan değil, depremin sessizce gündemden düşürüldüğü 28’inci Dönemde tek bir önergenin dahi kabul edilmemesinden anlayabilirsiniz. Depremden sonra, hemen tamamı cevaplanmayan ve hükümsüz sayılan bine yakın soru önergesi bir tarafa, 27’nci Dönemde deprem olmadan önce verilen 75 araştırma önergesinin sadece 5’i kabul edilmiş, tümü muhalefetin olan 70’i ise “Gündemde.” denilerek yıllarca bekletilmiş. Deprem öncesi verilen o önergeler kabul edilmiş olsaydı 6 Şubatta bu derecede ağır bir tabloyla karşılaşmayacaktık belki de; tıpkı, depremden sonra inatla, yine kabul edilmeyen diğer önergelerin sonuçlarını şimdi ve gelecekte hayatlarımızla ödeyeceğimiz gibi. Depremzedeye halkın çadırını satanların, işlevsiz bırakılan kurumların, kayıp çocukların akıbetinin, alınmayan, alınması istenen tedbirlerin, deprem sürecinde yaşanan ihmallerin ve sorumluların, binlerce insanın ölümüne sebep olanların, tekrardan insanların enkaz altında kalmasının, depremden kurtulmuşken insanların hipotermiden ölmesinin araştırılması yok sayıldı, yok sayılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Milletvekili.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) – Cevapsız bırakılan her soru önergesi, reddedilen her araştırma önergesi, hükümsüz bırakılan her önerge canların yitirilmesine, hayatların yok olmasına sebep oluyor. Deprem gibi hayati derecede önemi olan bir konuda bu yok saymalar milleti yok saymak demektir. Bu millet, takip edilmesini beklediği hakları hoyratça reddedilsin diye mi oy veriyor bize, bunun için mi bu Meclise gönderiyor? Bu hoyratlığın hesabı yalnız bu dünyada değil, ahirette de yakamızda olur.

Sayın iktidar vekillerine bunu hatırlatmak zorunda hissediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerine Halkların Eşitliği ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç’a aittir.

Buyurun Sayın Kamaç. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir yıl önce meydana gelen ağır depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyorum.

İYİ Parti Grubu önerisi adına söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, doğanın bizimle konuşan bir dili, bizimle yaşayan bir canlılığı ve hayatımıza temas eden bir gerçekliği vardır, dahası herkesçe kabul edilen bir yasası vardır. Rüzgâr eser, şimşek çakar, yağmur yağar, fırtına olur, sel olur, çığ düşer, toprak kayar, deprem olur; doğanın bu hareketlerine doğa olayı deriz, bunlar doğanın hiç değişmeyen yasalarıdır ve doğanın kendini dengeleme biçimidir. Değişen, bu doğal olayları afete ve felakete dönüştüren şey, insanoğlunun yaşamı kurgularken doğanın yasalarını çiğnemesidir. Doğal olayların ismini değiştirerek “doğal felaket” ya da “asrın felaketi” nitelemesi yapmak sorumluluğu üzerimizden atma amacı taşısa da sonuç değişmiyor. Can kayıpları, mağduriyetler, acılar, umutsuzluk ve çaresizlik yine de yaşamımızın gerçeğini oluşturuyor. Deprem, sel, heyelan, çığ coğrafyamızın bir gerçeği ve meydana geldiğinde her seferinde bizden canlar alıyor.

Yaşam alanlarımız ve kentlerimiz depreme dirençli değilse meydana gelen depremlerde başımıza yıkılır ve felakete dönüşür, 6 Şubat depremleri bunun en acı ve açık örneğidir. 6 Şubat depremiyle ilgili o kadar çok konuşmamız gereken şey var ki nereden başlamalı; deprem vergileriyle yapıldığı itiraf edilen duble yolların yarıldığından mı, acil durumlarda halka ivedilikle güvenlik içinde hizmet vermesi gereken başta hastaneler olmak üzere devlet binalarının dahi yıkılmasından mı, bütün iletişim araçlarının kullanım dışı kalmasından mı, altyapı hizmetlerinin kullanılamaz hâle gelmesinden mi, bir yıl geçmesine rağmen hiçbir problemin çözülmemesinden mi, yoksa ivedilikle arama kurtarma çalışmasına başlaması gereken kurumların yardıma muhtaç hâle gelmesinden mi? Hangi birinden başlayıp eleştirmeliyiz, hangi birinden başlayıp düzeltmeliyiz? Yirmi yıllık iktidarın bütün politikalarının çöktüğü ve maalesef ki yüz binlerce yurttaşımızın ve başka birçok canlının bu çöken sistem altında can verdiği bir felaketten konuşuyoruz. Belki bir yerden başlamak gerekirse, en ayyuka çıkan, iktidarın imar afları oldu. İmar uygulamaları, kullanım amacına göre fiziki yapısı, zemin etüdü, altyapısı ve üstyapısıyla birbirini tamamlayan kurallar bütünüdür. Bu bütünlük bozulduğunda güvenli yaşam alanlarını oluşturma imkânını ortadan kaldırmış olursunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Milletvekili.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) – 2018 ve öncesinde çıkarılan imar aflarıyla yapılan tam da budur. Toplumun sağlıklı ve güvenli konutlarda yaşamasını belirsizliğe sokmuş, mühendislik hizmeti almayan yapılar yasallaştırılmıştır. İmar affıyla ilgili usul ve esaslarda yapının depreme dayanıklılığı ve yapının fen ve sanat norm ve standartlarına aykırılığı hususu yapı malikinin sorumluluğuna bırakılmıştır. Bu maddeyle, iktidar imar affı uygulamasına dâhil olan yerlerde mekân denetimini ve toplum güvenliğini sağlama görevini yapı sahibine devrederek yapıya ilişkin her türlü olumsuzluktan yapı sahibini sorumlu tutar.

Buradan Meclise ve Hükûmete çağrımız: Acil Eylem Planı çerçevesinde imar affı felaketinden geri dönülmesi, Türkiye’de yapı stokunun depreme dayanıklılık denetiminden geçirilmesi, Allah korusun yeni felaketlerin önüne geçilmesidir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Öneri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Bankoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA AYSU BANKOĞLU (Bartın) – Teşekkürler Sayın Başkan.

6 Şubat 2024 depremin 1’inci yılı. Aynı zamanda, enkaz altında yardım bekleyen insanlara ölmeden selalarının dinletilmesinin de 1’inci yılı, Kızılay çadırlarının parayla satılmasının da 1’inci yılı, enkaz altındaki insanların internetinin kesilmesinin de 1’inci yılı, 1 şişe su için saatlerce beklemenin, kar suyu eritip çocuklara içirmenin de 1’inci yılı, battaniye dağıtımı için referans istemenin de 1’inci yılı, yardıma giden belediye araçlarına AKP logosu yapıştırmanın 1’inci yılı, “Tek Yürek” diye yandaşların ekranda parayla şov yapmasının 1’inci yılı, yüz binlerce insanın hâlâ çadırlarda yaşamasının 1’inci yılı, enkaz altında can veren on binlerce insanımızın hesabının sorulmamasının 1’inci yılı.

O gün büyük bir kargaşa, büyük bir koordinasyonsuzluk, ihmalkârlık ama en önemlisi yönetememezlik vardı. İnsanların göçük altında kalan yakınlarını kendi çabalarıyla çıkarmalarına tanık olduk hep beraber, elleriyle beton kazmalarına tanık olduk. Bir yıl geçti, ben eminim hâlâ hiçbirimizin kulaklarından “Beni kurtarın!” “Sesimi duyan var mı?” sesleri gitmiyor. Kaldırımlar cansız bedenlerle doluydu. Gömülemeyenlere, kefen bulunamayanlara tanık olduk biz. Bunların hiçbiri yalan değil değerli arkadaşlar. Hatay’da on sekiz gün boyunca gözlerimizle gördük hepsini. Depremin ilk üç gününde askerleri ilk anda sahaya indirebilirdiniz, indirmediniz. İlk üç günde seyyar hastaneler kurulabilirdi, mutfaklar kurulabilirdi ama kurulmadı, kurmadınız. 6’ncı günden sonra bir sürü bakan, koordinatör vali atadınız, gelen yardımlara el koydular ama bu yardımları bile insanca dağıtmayı beceremediniz. Aylarca ama aylarca barınma sorunu, çadır sorunu çözülemedi. Neden mi? Çünkü çadır sattınız siz, yiyecek sattınız siz! Türkiye'nin dört bir yanından gelen gönüllüler yardımlar yaptılar, o yardımları bile “Biz yaptık.” diye kendi istatistiklerinize kattınız siz! (CHP sıralarından alkışlar) O gün de depremden siyasi rant yaratmaya çalışıyordunuz, bugün de aynı şeyi yapıyorsunuz. Şimdi depremzedelere 2’nci bir deprem yaşatmak üzere “rezerv alanı” ilan ederek mülkiyet haklarını gasbediyorsunuz. Asbestle, kanser tehlikesiyle hayatlarının kaybedilmesi sizin umurunuzda değil çünkü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Bankoğlu.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – Ezbere konuşuyorsun, ezbere konuşuyorsun.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Peki, ezbere konuşuyorsam söyler misin, asbest ihaleleri kim tarafından hangi şirketlere verildi, nasıl bu ihaleler yapıldı? Çık buraya açıkla. Bölge halkı soruyor, çık buradan anlat. (CHP sıralarından alkışlar) Nereden yaptınız o ihaleleri, nasıl yaptınız o ihaleleri açıklayın. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – Göz lazım. Yapılanları görmüyorsunuz. Bu memleket hepimizin, yapılanları görün.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Sizin asbestle de kanser tehlikesiyle de insanların bu yüzden hayatlarını kaybetmeleriyle de derdiniz yok.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – Yapılanları görün, görün.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Sizin tek derdiniz var: Rant, kâr, para; sizin tek umurunuzda olan şey bu.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – İzan lazım, izan lazım, görün ya!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Utanın ya, utanın! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – Sen utan, sen!

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) – Sen utanmalısın!

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Ben bir insan olarak enkazlara karışıp gidenleri, rastgele gömülen isimsiz bedenleri, kayıp çocuklarını arayan aileleri içime sindiremiyorum, ben içime sindiremiyorum.

ADEM YILDIRIM (İstanbul) – Tutuşturulmuş kâğıdı gelip burada okumadık. Ezbere konuşma! Yapılanların hepsi ortada. Git gör, gör! Sizin belediyeleri gördük.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Depremden sağ kurtulup çadırda selden ölenleri kabullenemiyorum, kabullenemiyorum! (CHP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Son sözlerinizi alalım Sayın Bankoğlu.

AYSU BANKOĞLU (Devamla) – Bugün, sizin bakanlarınızdan birinin, depremzedeler için "İyi ki evimiz yıkıldı, şimdi villada oturuyoruz." dediğini iddia ederek alenen yalan söylemesini, sonra da şehit ailesinin çadırına gidip ısıtıcı götürmesini reddediyorum ben. En kötüsü de yarın benzer bir felaket yaşandığında aynı şeylerin yeniden yaşanacağını bilmeyi hazmedemiyorum.

Bir yıl geçti. Bana buradan laf atmayı biliyorsunuz; bir yıl geçti, verdiğiniz sözleri niye tutmadınız? Niye tutmadınız? Bir yıl geçmiş, “Herkesin Cumhurbaşkanıyım ben." diye yemin eden kişi “Oy yoksa yardım yok, Hatay’ı gördünüz işte.” diye depremzedeleri tehdit ediyor. Ben utandım bu sözden, ben utandım. (CHP sıralarından alkışlar) Şaşırmadık ama utandık. Söz verip yapamadıklarınız için, ortaya çıkan tüm yalanlarınız için utanın, utanın, utanın! (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) – Sen utan!

BAŞKAN – Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'e aittir.

Buyurun Sayın Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubunun önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Yüreklerimize ateşin düştüğü, feryatların canımızı yaktığı, milletçe hepimizi tarifsiz bir yasa boğan 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıl dönümündeyiz. Acımız tarifsiz, hüznümüz taptazedir. Depremlerde hayatını kaybeden 53.537 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, bıraktıkları ailelerine sabır diliyorum. Bu felakette yaralanan 107 binin üzerindeki vatandaşımız başta olmak üzere, tedavileri hâlen devam etmekte olan yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.

Yaklaşık 14 milyon insanı etkileyen, 11 şehrin 124 ilçesindeki 7 bin mahalle ve köyde ağır bir yıkıma yol açan böyle bir felaket karşısında Türkiye kadar güçlü durabilecek pek az ülke ve birbirine kenetlenen çok az sayıda millet vardır.

Değerli milletvekilleri, devletimiz depremin ilk anından itibaren tüm imkânlarını seferber etti. Bölgeye sevk edilen 1 milyon çadırla yaklaşık 3 milyon kişinin acil barınma ihtiyacı karşılandı; ardından, 215 bin konteynerle depremzedelerimize daha iyi şartlarda barınma imkânı sunmaya gayret edildi. Bölgede 398 adet konteyner kent kurulumu gerçekleştirildi, kurulan konteynerlerde 687.676 vatandaşımız misafir edilmektedir. Diğer şehirlerdeki yakınlarına gitmek isteyen 3,5 milyon afetzede vatandaşımızın tahliyesi sağlandı. İnşası tamamlanan ilk konutların kura çekimi ve anahtar teslimi hafta sonu itibarıyla başlayarak Hatay'da 7.285, Gaziantep'te 10.698, memleketim olan Kahramanmaraş'ta 9.289, Şanlıurfa'da dün 1.314 konutun kurası çekilerek anahtar teslimi yapıldı. Bugün de Adıyaman'da inşası tamamlanan 2.798 konutun teslimi yapılacaktır. Amacımız, yıl sonuna kadar 200 bin konutu ve köy evini hak sahiplerine teslim etmektir; ardından, bu sayı 390 bine tamamlanacak ve bu iş hiçbir hak sahibi açıkta kalmayacak şekilde tamamlanacaktır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizin parlayan yıldızı savunma sanayisi yatırımlarını deprem bölgesi illerimizde yoğunlaştıracak olan İskân ve İstihdam Projesi başlatıldı. Hatay'da ROKETSAN, Gaziantep'te TUSAŞ karbon fiber tesisi, Kahramanmaraş'ta TUSAŞ Hava Aracı Yapısalları Üretim Tesisi inşa edilmeye başlandı hatta Maraş’ta ilk üretime başlandı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) – Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde, Kahramanmaraş Ankara’dan sonra ikinci savunma sanayisi ve havacılık uzay sanayisi merkezi hâline getirilecektir. Burada bir şey daha söylemek istiyorum: İki gündür deprem konusunda hiçbir şey yapılmadığından bahsediliyor. Söylenecek çok şey var ama hiçbirinizin haberi yok, hiçbiriniz de bilmiyorsunuz.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Her şeyden haberimiz var, öyle bir şey söyleyemezsiniz.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) – Yapılanlara içten içe gıpta ettiğinizi biliyorum ama bulunduğunuz konum gereği bunu söylemek zorunda olduğunuzu da takdirle karşılıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Hiçbir şeye gıpta etmiyoruz! O insanların o hâline mi gıpta edeceğiz? Ayıp ya!

MEHMET ŞAHİN (Devamla) – Şimdi, bir yılda devletimiz tarafından yapılanlar 580 sayfada tek tek anlatılmış. Hepinizin, İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan bu çalışmaları gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Git onu Maraş meydanında anlat, Maraş meydanında.

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Ya, bu insanların üstüne…

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Gidip Maraş meydanında söyleyebiliyor musun? Maraş’ta söyleyebiliyor musun bunları sen?

MEHMET ŞAHİN (Devamla) – Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Maraş’ta bunları söyleyebiliyor musun?

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) – Bir dakika daha alabilir miyim?

BAŞKAN – Tamamladınız. Daha sonra...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) – Yok, yok, gitti bir dakika, yerine geç sen. Hakkı gitti onun; kürsüden ayrıldı efendim, kürsüden ayrıldı.

Bunları Maraş meydanında anlatabiliyor musun?

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisini oylarınıza…

III.- YOKLAMA

(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Yoklama talebimiz var Sayın Başkan.

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bir yoklama talebi var.

Sayın Başarır, Sayın Tanal, Sayın Coşar, Sayın Uzun, Sayın Arslan, Sayın Akay, Sayın Tahtasız, Sayın Yontar, Sayın Yıldırım Kara, Sayın Karagöz, Sayın Arı, Sayın Timisi Ersever, Sayın Işık, Sayın Şevkin, Sayın Yaman, Sayın Sümer, Sayın Bankoğlu, Sayın Çorabatır, Sayın Ocaklı, Sayın Taşkın, Sayın Nalbantoğlu, Sayın Karaoba.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.29

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.49

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

-----0-----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 58’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN – İYİ Parti grup önerisinin oylanmasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

Sayın milletvekilleri, pusula veren milletvekillerinin Genel Kurul Salonu’ndan ayrılmamalarını rica ediyorum, kontrolünü yapacağız.

Yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN – Toplantı yeter sayısı yoktur.

Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 13 Şubat 2024 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 16.53