TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

7’nci Birleşim

12 Ekim 2023 Perşembe

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

İÇİNDEKİLER

 

 

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, son bir haftadır Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalar ve ardından Gazze’nin gerçekten insanlık dışı bir saldırıya, insanlık dışı bir muhasaraya muhatap tutulması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu oturumu gerçekleştirmesi ve bu oturumun sonunda ortak bir deklarasyona imza atarak bunu Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşacağına ilişkin konuşması

 

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde İç Tüzük’ün 59’uncu maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde yürütmenin Genel Kurulu bilgilendirmesinin ve devamında siyasi parti grupları adına konuşmalar ile grubu bulunmayan 1 milletvekilinin konuşmasının İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın, esas komisyon olarak Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale edilen (2/1128) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldığına ilişkin önergesi (4/19)

3.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde (8/16) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi’nin İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi

 

B) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği (AB) Konseyi İspanya Dönem Başkanlığı tarafından 26-27 Ekim 2023 tarihlerinde İspanya’nın Başkenti Madrid’de “Avrupa Birliğinde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferansa katılımın sağlanması hususuna ilişkin tezkeresi (3/768)

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin, Uluslararası Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi’ne katılmak üzere 23-24 Ekim 2023 tarihlerinde Çekya Cumhuriyetine resmî bir ziyarette bulunması hususuna ilişkin tezkeresi (3/769)

 

V.- KAPALI OTURUMLAR

 

VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın, Hatay depremine ve 6 Şubattan bu yana Hatay’daki son duruma ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Tekirdağ’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Ankara Milletvekili Yüksel Arslan’ın, Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

 

VII.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ın, İsrail topraklarında ve Gazze’de sivillerin öldürülmesini asla kabul etmediklerine ilişkin açıklaması

2.- Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydın’ın, insanın ve insanlığın Filistin’de son günlerde yaşadığı drama ilişkin açıklaması

3.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, eğitim sisteminin sistematik bir şekilde yok edilmek istendiğine ilişkin açıklaması

4.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği vahşeti kınadığına ve Suriye’yle ilgili getirilecek tezkereye ilişkin açıklaması

5.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, ana muhalefet partisi Genel Başkanının grup toplantısında Gazi Meclis hakkındaki açıklamalarına ilişkin açıklaması

6.- Bolu Milletvekili İsmail Akgül’ün, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının eğitim faaliyetlerine ilişkin açıklaması

7.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, AFAD’a ilişkin açıklaması

8.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, kiralara ilişkin açıklaması

9.- Denizli Milletvekili Şeref Arpacı’nın, pamuğa verilecek fark ödemesine ilişkin açıklaması

10.- Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun’un, Iğdır ilinde toplumsal sorunları çözen akil insanlara ilişkin açıklaması

11.- Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’ün, Filistinlilerin meşru müdafaa hakkına ilişkin açıklaması

12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, AKP’nin genel seçimden bugüne emeklilere zulmettiğine ilişkin açıklaması

13.- Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’in, Çıldır Gölü kenarında 9 Ekimde yanan kütük eve ilişkin açıklaması

14.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, Tekirdağ’da Basın İlan Kurumunun yerel basın organlarının âdeta nefesini kestiğine ilişkin açıklaması

15.- Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir’in, Gaziantep’teki iş cinayetlerine ilişkin açıklaması

16.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, açıklanan şeker pancarı alım fiyatına ilişkin açıklaması

17.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, Filistin’in somut çözüm için adımlar atılmasını beklediğine ilişkin açıklaması

18.- Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in, Gazze’nin yoğun bir bombardıman altında olduğuna ilişkin açıklaması

19.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Muratlı Sınır Kapısı’na ilişkin açıklaması

20.- Elâzığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın, Gazze’de şehit olanlara, Türkiye’nin çatışma alanlarındaki etkisine ilişkin açıklaması

21.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Bafra’da sulama birliğinin çeltik üreticilerinden sulama ücreti talep etmesine ve Bafra Devlet Hastanesine ilişkin açıklaması

22.- Konya Milletvekili Hasan Ekici’nin, açıklanan şeker pancarı alım fiyatına ilişkin açıklaması

23.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, Erdoğan’ın seçim öncesi çiftçilere vaatte bulunduğu krediye ilişkin açıklaması

24.- Sivas Milletvekili Rukiye Toy’un, Gazze’de tabutluk gibi bir alanda 2 milyon kişinin yaşadığına ilişkin açıklaması

25.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, Gazi Mecliste Türk ordusuna yapılan benzetmeye ve Gazi Meclisin Gazze’de daha aktif bir misyon üstlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

26.- Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in, ülkede herkesin bir şeyler beklediğine ilişkin açıklaması

27.- Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’in, Kayseri ili Develi ilçesinde seçim dönemi verilen sözlerin unutulduğuna ilişkin açıklaması

28.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması

29.- Van Milletvekili, Zülküf Uçar’ın, valiler eliyle, 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan erteleme ve yasaklama kararları verildiğine ilişkin açıklaması

30.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, açıklanan pamuk alım fiyatına ilişkin açıklaması

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Gazi Meclisin Filistin hassasiyetine, emekliye verilecek ikramiyeye, mülakata, yargı organında yaşanan sorunlara ve deprem bölgesinin kışa hazır olmadığına ilişkin açıklaması

32.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, İsrail ve Filistin’de yaşanan şiddetin geldiği noktaya ve İYİ Partinin bu konudaki düşüncelerine, Azerbaycan devletinin 19 Eylülde Dağlık Karabağ’da başlattığı terörle mücadele operasyonuna ve Karabağ’a, İYİ Partinin Azerbaycan’ın Karabağ’daki haklı mücadelesini sonuna kadar desteklediğine ilişkin açıklaması

33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 7 Ekim Cumartesi günü Filistin ve Gazze’de başlayan olaylara ve Milliyetçi Hareket Partisinin meseleye bakışına, barışın yolunun Türkiye’den geçtiğine ilişkin açıklaması

34.- Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, 14 Ekim 2022’de Amasra’da meydana gelen maden patlamasında 43 madencinin hayatını kaybettiği davaya ve sorumlular hakkında disiplin soruşturmasının bile başlatılmadığına, zırhlı araçların çarpması sonucu yaşanan ölümlere ve cezasızlık anlayışına ve valiler ve kaymakamlar eliyle, 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan erteleme ve yasaklama kararı verildiğine ilişkin açıklaması

35.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’a, açıklanan Küresel Gıda Fiyat Endeksi’ne göre Türkiye’nin sıralamadaki yerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının “mücbir sebep” açıklamasına, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen emeklilere verilecek 5 bin lirayla ilgili maddenin önerge verilerek değiştirilebileceğine, çiftçilerin perişan durumda olduğuna ve Rus yetkililerin Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili yaptıkları açıklamalara ilişkin açıklaması

36.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Gazze’nin orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun bir saldırı karşısında olduğuna ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili gerçekleştirdiği telefon diplomasisine, Diyarbakır Annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattıkları evlat nöbetlerinin 5’inci yılına ve Türk ordusunun sınır ötesinde terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun olarak devam ettirdiğine ilişkin açıklaması

37.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak Güney Çevre Yolu’na, ilişkin açıklaması

38.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, berber, kuaför ve güzellik uzmanlığı alanlarında devlet katkı ödemesinin kaldırılmasına, staj mağdurlarına ve esnafın kepenk kapattığına ilişkin açıklaması

39.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, İskenderun’un sanayi sitesi sorununa ilişkin açıklaması

40.- Van Milletvekili Gülderen Varli’nin, kadın tacizine karşı yapılan basın açıklamasının kriminalize edilmesine ilişkin açıklaması

41.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, deprem sonrası Hatay’da yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 12/10/2023 Perşembe günkü birleşiminde yapılacak olan (8/16) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi üzerinde siyasi parti grupları adına yapılacak konuşmaların iki konuşmacı tarafından kullanılabilmesine ilişkin önerisi

 

IX.- GENEL GÖRÜŞME

A) Görüşmeler

1.- AK PARTİ Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, CHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Yeşil Sol Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan Akçay, İYİ Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili Samsun Milletvekili Erhan Usta ve Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin ve İsrail’de başlayan çatışmaların diğer bölgelere de yayılmamasını, sivil can kayıplarının engellenmesini ve bölgede tansiyonun düşürülmesini teminen ülkemizce sergilenen çabalar konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/16)

 

X.- BİLDİRİLER – DEKLARASYONLAR

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Yeşiller ve Gelecek Sol Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi gruplarının ortak imzasıyla hazırlanan, Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleriyle hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınadıklarına; Filistin ve İsrail’i iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ettiklerine ilişkin bildirisi

 

XI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/30) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 17)

2.- İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş’un Türkiye Cumhuriyeti ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/31) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 18)

 

XII.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, döviz kurundaki artıştan olumsuz etkilenen sağlık sektörüne ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/664)

2.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, ilaç temininde yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/665)

3.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, Avrupa Birliğiyle imzalanan geri kabul anlaşmasına,

- İstanbul Milletvekili Özgür Karabat'ın, yabancı ülkelere iltica başvurusunda bulunan Türk vatandaşlarına,

İlişkin soruları ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın cevabı (7/721), (7/850)

4.- Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü'nün, vize süreçlerinde yaşanan problemlere,

- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, Schengen vizesiyle ilgili çeşitli verilere,

- Antalya Milletvekili Aykut Kaya'nın, Schengen vize sürecinde yaşanan sorunlara,

- Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, Türk vatandaşlarının Schengen vizesi başvurularının reddedilmesine,

İlişkin soruları ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın cevabı (7/1066), (7/1171), (7/2005), (7/3240)

5.- İzmir Milletvekili Mahir Polat'ın, 2023 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali organizasyonuna ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/1069)

6.- İstanbul Milletvekili Namık Tan'ın, büyükelçi atamalarına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın cevabı (7/1392)

7.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, KYK yurdunda kalan bir öğrencinin intiharına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/1399)

8.- İstanbul Milletvekili Ali Gökçek'in, 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremler sonrasında yurtlara yerleştirilen depremzedelere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/1401)

9.- Eskişehir Milletvekili İdris Nebi Hatipoğlu'nun, son üç yılda hakkında spor müsabakalarından men ve seyirden yasaklanma kararı verilen kişilere ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/1832)

10.- Bursa Milletvekili Kayıhan Pala'nın, ülkemizin Aarhus Sözleşmesi'ne katılımına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın cevabı (7/1893)

11.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, bir ilacın tedariğinde yaşanan sorunlara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/2170)

12.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış'ın, FIVB Kadınlar Milletler Ligi’nde şampiyon olan A Millî Kadın Voleybol Takımı’mız için yayınlanan tebrik mesajına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/2319)

13.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever'in, 2020-2023 yılları arasında Bakanlık ile Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar tarafından kiralanan ve kiraya verilen gayrimenkullere,

2021-2023 yılları arasında Bakanlık ile Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların temsil ve ağırlama giderlerine,

2013-2023 yılları arasında Bakanlık ile Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kurum ve kuruluşlar tarafından kiralanan ve satın alınan araç sayısına,

- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlarda bulunan araç sayısına,

İlişkin soruları ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın cevabı (7/2442), (7/2443), (7/2444), (7/2639)

14.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever'in, 2021-2023 yılları arasında Bakanlık ile Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların temsil ve ağırlama giderlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/2459)

15.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, sahte ilaç satışıyla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/2523)

16.- Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere'nin, KYK yurtlarında barınmakta olan depremzede vatandaşlardan yurtları boşaltmalarının istendiği iddiasına ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/2642)

17.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, Bakanlığa bağlı kurum ve kuruluşlar tarafından kiralanan binalara ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/2833)

18.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, öğrencilere verilen burs ve kredilerde artış yapılmasına,

KYK burslarının miktarlarının belirlenmesine,

İlişkin soruları ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/3105), (7/3245)

19.- İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar'ın, Karşıyaka Spor Kulübü Stadı inşaatının akıbetine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/3108)

20.- Adana Milletvekili Burhanettin Bulut'un, Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmelik'te yapılan değişikliğe ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın cevabı (7/3503)

21.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan'ın, üniversitelerde uluslararası öğrencilerden alınan okul ücretlerine ilişkin sorusu ve Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın cevabı (7/3598)

12 Ekim 2023 Perşembe

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 14.03

BAŞKAN: Numan KURTULMUŞ

KÂTİP ÜYELER : Adil BİÇER (Kütahya), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

-------0-------

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşimini açıyorum.

Öncelikle yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.

Toplantı yeter sayımız vardır, şimdi görüşmelere başlıyoruz.

III.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, son bir haftadır Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalar ve ardından Gazze’nin gerçekten insanlık dışı bir saldırıya, insanlık dışı bir muhasaraya muhatap tutulması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu oturumu gerçekleştirmesi ve bu oturumun sonunda ortak bir deklarasyona imza atarak bunu Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşacağına ilişkin konuşması

BAŞKAN – Son bir haftadır Filistin ve İsrail arasındaki çatışmalar ve ardından Gazze’nin gerçekten insanlık dışı bir saldırıya, insanlık dışı bir muhasaraya muhatap tutulması, binlerce insanın yaralanması, yine binlerce insanın ölümüyle sonuçlanan bir trajedinin yaşanması nedeniyle Türkiye Büyük Millet Meclisinin gösterdiği bu duyarlılık dolayısıyla, Mecliste grubu bulunan bütün partilerimize, grup yöneticilerine bu oturuma çağırmaları dolayısıyla teşekkür ediyor, tebrik ediyorum. Ayrıca, 600 milletvekili arkadaşımızın hemen tamamının ortak alanlarından biri olan bu konudaki hassasiyetlerimizin dile getirilmesi için böyle bir imkânın ortaya konulmuş olması fevkalade önemlidir.

İsrail-Filistin arasındaki bu gerilimin daha fazla sivil can kaybı olmaksızın, daha fazla masum insanın kanı dökülmeksizin çözülebilmesi için Türkiye olarak baştan beri büyük bir katkıyı ortaya koymaya gayret ediyoruz. Bir an evvel çatışmaların durdurulması ve özellikle zaten açık bir hapishane olan Gazze Şeridi’nde insanları hayattan koparan bu saldırıların bir an evvel sonlandırılması, gıdası tükenmiş, suyu tükenmiş, sağlık hizmetlerine ulaşımı neredeyse tamamıyla engellenmiş olan Gazze halkının nefes alabilmesi için bir an evvel ateşkesin tesis edilmesi yönünde Türkiye'nin çok ciddi adımları, çok ciddi diplomatik temasları mevcuttur. Ayrıca, zaten bir barut fıçısına dönmüş olan Orta Doğu’da bu gerilimin daha fazla sürdürülmesi bu savaşın bölgesel ve küresel yeni çatışmaların da fitilini ateşleyebilecek bir imkâna sahip olduğu açıktır. Onun için, savaşın genişlemesinin önlenmesi için barış, güven ve istikrar ekseninde, bu anlayışımız çerçevesinde adil ve hakkaniyetli bir barışın tesis edilebilmesi için Türkiye olarak üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, çoğu ülke yaşanan çatışmaları, ardından gelen Gazze’deki katliamı görmezden gelirken ya da bir tiyatro izler gibi izlerken, keskin bir tarafgirlik içerisinde maalesef buradaki insani dramları gündemlerine dahi almazken, öldürülen çocuklar, taş taş üstünde bırakılmayan Gazze halkı için kıllarını kıpırdatmazken Türkiye Büyük Millet Meclisinin insani, ahlaki ve tarihî sorumluluğunu kuşanmak üzere bu oturumu gerçekleştirmesi ve bu oturumun sonunda ortak bir deklarasyona imza atarak bunu Türkiye ve dünya kamuoyuyla paylaşması gerçekten büyük bir önemi haizdir ve her türlü övgünün üstündedir. Bu, bugünkü toplantı ve sonunda deklare edeceğiniz bildiri aslında tarihe de düşülen bir imzadır. Bir kez daha, bu vesileyle, Parlamentoda grubu bulunan bütün siyasi partilere, grubu olmayan bütün partilerin mensubu milletvekili arkadaşlarımıza teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum.

Esasına bakarsanız dünyada Filistin-İsrail meselesinde büyük bir vukufiyetle söz söyleyebilecek bir milletin evlatlarıyız. Ecdadımız dört asır boyunca bugünkü Filistin topraklarında farklı dinden insanları, farklı mezhepleri, farklı meşrepleri, farklı etnik yapıları bir arada yaşatabilmiş ve bu dört asır boyunca Batılı insaflı tarihçilerin “Osmanlı barış düzeni” olarak tanımladıkları bu dönemde bir tek mezhep kavgası olmamış, bir tek din kavgası olmamış, herkesin hakkına hukukuna riayet edilmiştir.

Kısaca özetlemek gerekirse Mescid-i Aksa’daki “Allahuekber!” sesleri ile hemen yanı başındaki Ağlama Duvarı’nda Yahudilerin yakarışları, birkaç yüz metre ötedeki Doğuş Kilisesi’nde Hristiyanların duaları birbirine karışmış ve insanlar barış içinde, esenlik içerisinde yaşamışlardır. Bunu sağlayan iki temel gerekçe vardı; bunlardan biri dinlere, inançlara ve kimliklere saygı, bir diğeri ise her insanı yaradılışta esas haklara sahip olan, eşit olan hazreti insan olarak gören anlayışımızdır. Dolayısıyla böylesine önemli bir tarihî birikime sahip olan Türkiye'nin evlatları olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyelerinin ve siyasi partilerin bugün göstermiş olduğu bu dayanışmanın tarihî bir adım olduğunun altını çizmek istiyor, emeği geçen bütün arkadaşlarımıza tebrik ve teşekkürlerimi bir kere daha ifade etmek istiyorum.

Değerli kardeşlerim, saygıdeğer milletvekilleri; insanlık tarihini, bölge tarihini bilenler şu gerçeğin altını çizeceklerdir: Dünya barışının kapısı Orta Doğu barışıdır, Orta Doğu barışının kapısı ise hiç kuşkusuz Filistin halkının barış ve esenlik içerisinde Orta Doğu’da yaşayabilmesidir. Onun için bu gerçeği en iyi bilen bir milletin çocukları olarak şu anda yaşananları, bir sebep olarak değil on yıllar boyunca süren yanlış uygulamaların bir sonucu olarak görüyor ve bu nedenler ortadan kalkmadan Orta Doğu’da bir barışın tam manasıyla kurulmasının mümkün olmadığına inanıyoruz.

Üç temel meseleyi Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşımayı vazife olarak telakki ediyorum. Orta Doğu barışının sağlanması, Filistin ve İsrail arasındaki gerilimin ortadan kaldırılması için hiç şüphesiz üç temel konuda adım atılmak mecburiyeti vardır. Bunlardan biri, 1967 sınırlarında, bütünleşik, tam manasıyla bağımsız, egemen ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devleti mutlaka mutlaka kurulmalıdır ve bütün dünya tarafından tanınmalıdır. (AK PARTİ, CHP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

Bir halkın devlet olarak varlığına müsaade edeceksiniz, asırlardır onlarla birlikte yan yana yaşamış bir başka halkın devlet olmasını kabul etmeyeceksiniz; böylesine bir çifte standart, böylesine yanlış bir anlayış olamaz. Dolayısıyla diyoruz ki Türkiye olarak başından beri ifade ettiğimiz 2 toplumlu, 2 devletli çözümden başka hiçbir çözüm olmadığını son olaylar bir kez daha ortaya koymuştur.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu sorunun çözülmesi için ikinci temel mesele ise özellikle on yıllar boyunca yerleştirilen ve son birkaç yıldır giderek sayıları artan yasa dışı yerleşimciler meselesidir. İnsanlar evlerinden, iş yerlerinden, köylerinden, kentlerinden tehcir edilerek onların yerine orayla hiç ilgisi olmayan halklar getirilmiş ve yerleşimciler uluslararası hukuka aykırı, Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı bir şekilde yerleştirilmeye devam edilmiştir. Yasa dışı, hukuk dışı bu yerleşimciler meselesinin ve buna bağlı olarak İsrail’in işgal ve ilhak teşebbüslerinin sona erdirilmesi barışın önünü açacak en önemli gelişmelerden biridir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, üçüncü temel mesele ise başta Mescid-i Aksa olmak üzere -Müslümanların, Hristiyanların ve Yahudilerin- bütün din mensuplarının kutsal mekânlarının masuniyetinin korunması ve bu anlamda dinlerin kutsallarına karşı saygı gösterilmesidir. Onlarca kere yaşandığı gibi, özellikle son dönemde sadece sıradan insanların da değil bazı milletvekillerinin, bazı bakanların öncülüğünde Müslümanların kutsal mekânı olan Mescid-i Aksa’nın defalarca baskılara uğramış olması, baskınlarla işgal edilmiş olması uluslararası hukuk bakımından kabul edilebilecek bir durum değildir.

İşte bu temel üç maddeyi, inşallah, önümüzdeki dönemde dünya sisteminin yeniden güçlü ve hakkaniyetli bir şekilde oluşması için Filistin barışının, Filistin-İsrail barışının temel meseleleri olarak görüyoruz. Ümit ediyorum ki Türkiye’nin öncülüğünde, sizlerin bu kararlılığıyla, Orta Doğu’daki bu sorunu çözecek ve nihai olarak adil, hakkaniyetli bir barışı sağlayacak adımların atılması mümkün olur.

Ben, bu çerçevede, bir kez daha, Türkiye Büyük Millet Meclisine, bugünkü deklarasyonda imzası bulunan değerli gruplara, grup yöneticilerine çok teşekkür ediyorum, takdirlerimizi ifade ediyorum ve milletimiz adına her birinize ayrı ayrı şükranlarımızı ifade ediyorum; Meclis oturumumuzun hayırlı sonuçlara vesile olmasını temenni ediyorum. (AK PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, yürütmenin, İsrail-Filistin çatışması hakkında İç Tüzük’ün 59’uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince gündem dışı söz alma istemi vardır. Bu istemi yerine getireceğim. Daha sonra, talepleri hâlinde siyasi parti gruplarına ve grubu bulunmayan milletvekillerinden de birine söz vereceğim.

Konuşma süreleri yürütme için yirmi dakika, siyasi parti grupları için onar dakika, grubu bulunmayan 1 milletvekilimiz için ise beş dakikadır.

Şimdi yürütme adına konuşmalarını yapmak üzere Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan’ı Genel Kurul salonuna davet ediyorum.

Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, yürütmenin İsrail-Filistin çatışması hakkında İç Tüzük’ün 59’uncu maddesi ikinci fıkrası gereğince gündem dışı söz isteminin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır. Bu önergeyi Genel Kurula okutuyorum:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Önergeler

1.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde İç Tüzük’ün 59’uncu maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde yürütmenin Genel Kurulu bilgilendirmesinin ve devamında siyasi parti grupları adına konuşmalar ile grubu bulunmayan 1 milletvekilinin konuşmasının İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi

12/10/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde İç Tüzük’ün 59’uncu maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde yürütmenin Genel Kurulu bilgilendirmesi ve devamında siyasi parti grupları adına konuşmalar ile grubu bulunmayan 1 milletvekilinin konuşmasının İç Tüzük’ün 70’inci maddesi doğrultusunda kapalı oturumda yapılmasını arz ve teklif ederim.

 Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu

 Manisa

 AK PARTİ Grubu

 Başkan Vekili

BAŞKAN – Kapalı oturumda Genel Kurul Salonu’nda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkarılması için Sayın İdare Amirlerinden salonun boşaltılmasını istirham ediyorum.

Yeminli stenografların ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Oy çokluğuyla kabul edilmiştir.

Salonun ve kulislerin boşaltılması için ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi için oturuma beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 14.17

V.- KAPALI OTURUMLAR

(İkinci Oturum Kapalıdır)

(Üçüncü Oturum Kapalıdır)

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 16.37

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Adil BİÇER (Kütahya), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

-----0----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşiminin kapalı oturumdan sonra açık olarak yapılacak Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Hatay depremi ve 6 Şubattan bu yana Hatay’daki son durum hakkında söz isteyen Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’a aittir.

Buyurun Sayın Yayman. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VI.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman’ın, Hatay depremine ve 6 Şubattan bu yana Hatay’daki son duruma ilişkin gündem dışı konuşması

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen aziz vatandaşlarımız; yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Tabii, bugün tarihî bir gün, Türkiye Büyük Millet Meclisi kapalı bir oturuma ev sahipliği yaptı ve Filistin davasının bu milletin, bu devletin davası olduğunu bir kez daha burada tüm dünyaya haykırdı. Ben de Filistin meselesinde Filistin davasının yanında olduğumuzu ve mazlumların yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün ben burada Hatay depremiyle ilgili söz almış bulunmaktayım. Bir milletvekili olarak değil, bir siyasetçi kimliğimle değil, Hatay’ın bir evladı olarak, bir depremzede olarak konuşmak isterim.

Gerçekten biz 6 Şubatta 04.17’de bir deprem yaşamadık, biz bir kıyameti yaşadık. Uzmanların söylediği itibarıyla 200 atom bombası büyüklüğünde bir yıkıma maruz kaldık. Havalimanımız 7 yerinden kırıldı. Hatay Meclis binamız yıkıldı. Hatay’da bin yıldır ayakta olan camilerimiz, ibadethanelerimiz, kiliselerimiz yerle bir oldu. Dolayısıyla bu, aslında yüz yılın depremi değil, bu, bin yılın bir depremidir. Şu kanaatteyim: Biz, Hatay depreminin büyüklüğünü ne Türkiye’ye ne dünyaya doğru biçimde anlatamadık. Bugün itibarıyla Allah’a çok şükür, 6 Şubat tarihine göre mesafe alındı.

Geçen de konuştum, bunun üzerinden bazı arkadaşlar polemik yapmak istediler, bir kez daha söylemek istiyorum: Şu anda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup, hak sahibi olup yani “Ben kira yardımı istemiyorum, konteynerde yaşamak istiyorum.” diyen herkese konteyner verilmiştir. Suriyeli mültecilerin bir kısmı çadır kentlerde yaşamaktadır ama onlar da en kısa zamanda Üzümdalı’ndaki konteynerlere yerleştirilecektir. Dolayısıyla biz, 6 Şubatta da bugün de Hatay’ın, Hataylıların hizmetindeyiz, emrindeyiz.

İsimlendirme meselesini bir kez daha gündeme getirmek isterim: Bu depremde 25 bin kayıp veren ve en çok binanın yıkıldığı yer Hatay’dır, dolayısıyla bu depremin adı “Hatay depremi” olmalıdır. Biz Hataylılar olarak o kadar çok gözyaşı döktük ki gözyaşlarımız Akdeniz kadar birikti; o kadar çok acı yaşadık ki acılarımız Amanos Dağları kadar birikti. Dolayısıyla, Mustafa Kemal Atatürk'ün “Hatay benim şahsi meselemdir.” dediği Hatay meselesinin artık 85 milyonun meselesi olduğunu biliyoruz ve görüyoruz. Dolayısıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden tüm Türkiye'ye, 85 milyona bir kez daha seslenmek istiyorum: Hatay’ı unutmayın, Hatay'daki kardeşlerinizi unutmayın ve depremin bir ulusal güvenlik meselesi olarak ele alınması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Biz çok acılar çektik, bizden sonra kimse bu acıları çekmesin. Türkiye için bir ulusal güvenlik meselesi olduğu, sadece 103 milyar dolar bir faturanın çıkmış olması dahi bu meselenin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır.

Biz doksan saniyede bir deprem değil, bir kıyamet yaşadık. Bugün itibarıyla, Hatay'da su yoktu, getirdik; altyapı yoktu, getiriyoruz; yolları açmaya çalışıyoruz; İskenderun'da, Kırıkhan'da, Antakya'da, Defne’de, Samandağ'da, Hassa'da, Reyhanlı’da su getirme çalışmalarına İller Bankası marifetiyle devam ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) – Müsaadenizle Başkanım, tamamlamak isterim.

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Yayman.

HÜSEYİN YAYMAN (Devamla) – Çok sağ olun.

Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz, Bakanlarımıza çok çok teşekkür ediyoruz. Biz, burada, bir çağrıda bulunmak istiyoruz: Bize inanmıyorsanız devletin kurumlarının bilgilerine bakın; Valiliğimizin bilgilerine, AFAD’ın bilgilerine, Çevre, Şehircilik Bakanlığının bilgilerine bakmak suretiyle bu doğru bilgileri almak mümkün.

Enerjisayla ilgili sorunlar yaşıyoruz, Antakya'da Honda kavşağında çok büyük ulaşım sorunu yaşıyoruz. Bir taraftan kalıcı konutları yapmak isterken diğer taraftan şehrin imar planını yapmaya çalışıyoruz. Bugün itibarıyla Hatay'da yaklaşık 30 bin kalıcı konutu teslim edeceğiz ve Allah nasip ederse kırsalda da yaklaşık 8 bin konutu teslim edeceğiz. Bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Umudu büyütmek istiyoruz. Hatay’ın sorunları bizim sorunumuzdur.

Yüce Meclisimizi bir kez daha saygıyla sevgiyle hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Gündem dışı ikinci söz, Tekirdağ’ın sorunları hakkında söz isteyen Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’a aittir.

Buyurun Sayın Yontar. (CHP sıralarından alkışlar)

2.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Tekirdağ’ın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tekirdağ ilimizin sorunları hakkında gündem dışı söz aldım. Sizi ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Tekirdağ ilimiz en çok vergi veren ilk 10 il içindedir fakat kamu yatırımlarından hak ettiği payı alamamaktadır. 1 milyon 142 bin kişinin yaşadığı Tekirdağ'da 2023 yılı için 5 milyar 233 milyon liralık yatırım öngörülmüştür fakat şehrimizin ödediği vergi 66 milyar liradır yani 12,5 kat fark vardır. Şehir 12,5 lira vergi veriyor, karşılığında 1 lira yatırım alıyor.

Şehre yatırım yapan Büyükşehir Belediyemiz daha fazla yatırım almak için İller Bankasından istediği krediyi alamamakta, hatta engellenmektedir. İktidar vekillerine şehrim adına soruyorum: Neden bu krediler onaylanmamaktadır?

AFAD’ın risk haritasına göre Tekirdağ ikinci derece riskli iller arasındadır. 6 Şubatta 11 ilimiz depremle yerle bir oldu. Özellikle kamu kurumlarının yıkılmış olması depreme hazırlıklı olmadığımızı kanıtladı. Buna bağlı olarak Tekirdağ'da bulunan tüm kamu kurumlarının durumlarını merak etmekteyim. 2008 yılında okullardan karot numuneleri alındı ve okulların durumu rapor edildi Bakanlığa ve Valiliğe. Raporlar uzun süre sümen altında kaldı, 2018 yılında yürürlüğe girdi. Neden zamanında bu raporlar uygulanmadı, Millî Eğitim Bakanlığının bütçesine neden dâhil edilmedi, onu bilemiyoruz.

Millî Eğitim Bakanına şehrimdeki okulların depreme dayanıklılığı hakkında soru önergesi verdim. 63 okul için yıkım kararı verildiği, 8 tane okulun yapıldığı, 6 okulun inşaatının devam ettiği, 40 tanesinin de programa alındığı dile getirildi. 2014 yılında Tekirdağ büyükşehir olduğunda ilk icraatı 11 ilçeye 11 okul yapmak oldu, iyi ki de yapmış. Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı kendinin olan görevi hayırsever vatandaşlarımıza devretmiş, onların yaptığı okulları açmakla övünüyor. Kendi adıma öncelikle eğitime katkı veren tüm hayırsever vatandaşlarıma huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Bakanlık marifetiyle Tekirdağ'daki çocuklarımıza reva görülen okulsuzluk, ikili eğitim, 40 kişinin üzerinde sınıflar, aynı binada 2-3-4 okul, 3-4 yaşında çocuklarımızın gidebileceği devlet kreşinin olmayışı, eğitim öğretimin içinin boşaltılması, ÇEDES Projesi’ni uygulamak istemeniz… Aslında ulaşmak istediğiniz amacı gayet iyi anlıyoruz: Cahil bir toplum yaratmak, Cumhurbaşkanının dediği gibi, cahil, dindar, kindar bir nesil ama başarılı olamayacaksınız.

Geçtiğimiz dönem Meclis Başkanlığı -Tekirdağ Milletvekilimiz- Süleymanpaşa'da halk kütüphanesini boşalttırarak kendine konut yaptı. Konut yapacak hiç mi yer yoktu şehirde çocuklarımızın kütüphanesine göz diktiniz? Bunlar olurken iktidar milletvekilleri neden ses çıkarmadı? Mevcut hastanelerimize baktığımız zaman da doktorların olmadığını, bölümlerin kapandığını, kanser hastalığında patlama olmasına rağmen radyoloji servislerinin çalışmadığını; radyolog, onkolog, cerrah eksikliğinin tavan yaptığını; üniversite hastanesinde göz bölümünün kapandığını, ameliyatların yapılmadığını yani hastanelerin hiçbir bölümünde vatandaşlarımızın yeterli hizmeti alamadığını görüyor ve yaşıyoruz. 67 bin nüfuslu olan Ergene ilçemizde hastane bile yok. Sürekli hastane yapmakla övünen iktidar, Ergene’ye neden hastane yapmıyor? Hele bir MHRS var ki hastaneden randevu almak neredeyse imkânsız. AKP il ve ilçe örgütleri, başkanlıkları âdeta MHRS’nin yerine geçmiş durumda.

Cumhurbaşkanına pırıl pırıl aktığı söylenen Ergene Nehri’nin aslında endüstriyel, evsel ve zirai ilaçların karışmasıyla simsiyah aktığını, halk sağlığını, gıda güvenliğini tehdit ettiğini biliyoruz. Bölgemizde kanser vakaları ve ölümler tavan yapmış durumda. Derin deşarj üniteleri çalışmamakta ve bu da Marmara Denizi’nde müsilaja sebep olmaktadır. Son zamanlarda Çorlu’da teneffüs edilen havanın gözleri ve genizleri yaktığı ve bunun astım, bronşit, KOAH ve göz hastalıklarının artışına sebep olduğu gözlemlenmektedir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının ilimizle alakalı acilen bir eylem planı hazırlaması ve denetimlere başlaması gerekmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURTEN YONTAR (Devamla) – Sayın Başkanım…

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Beş dakika daha verin Başkanım.

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) – Değerli Başkanım, pozitif ayrımcılık...

BAŞKAN – Yok, az önce farkında olmadan Sayın Yayman’ın süresini bir dakika uzatmışım, normalde gündem dışında uzatmıyordum, o nedenle sizinkine de bir dakika ilave edeceğim.

Buyurun.

NURTEN YONTAR (Devamla) - Her platformda “Yol yaptık.” diye övünen iktidar milletvekillerine sormak isterim: Yılan hikâyesine dönen ve “ölüm yolları” olarak adlandırılan Süleymanpaşa-Muratlı, Süleymanpaşa-Hayrabolu yolları ne zaman bitirilecek? Karayolları tarafından yapılması gereken şehir hastanesi bağlantı yollarını ve otoban bağlantı yollarını neden Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi kendi bütçesinden yapmaktadır? Karayolları Tekirdağ'da sadece yer işgal etmektedir.

Teşekkür eder, saygılarımı sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, gündem dışı üçüncü söz hakkı İYİ Parti Ankara Milletvekili Sayın Yüksel Arslan’a aittir.

Buyurun Sayın Arslan. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

3.- Ankara Milletvekili Yüksel Arslan’ın, Ankara’nın başkent oluşunun yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

YÜKSEL ARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Ankara’nın başkent olmasının 100’üncü yılı dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın milletvekilleri, başkentler siyasal, ekonomik, kültürel, idari ve askerî birçok yönden ülkenin merkezi, bütün bir milletin beynidir. Bu çerçevede başkentin çok işlevli ve etkin bir şehir olarak ele alınması gerekir. Büyük Atatürk ve cumhuriyet kadroları bu bilinçle hareket etmiştir. Devletimizin başkenti olan Ankara, kurum ve kuruluşlarıyla dört başı mamur bir şekilde ele alınmıştır. Hikâyesi, mücadelesi ve zaferiyle kuruluşun ve kurtuluşun şehri başkent Ankara, hükmi şahsiyeti ve niteliğiyle Türk milletinin ve Türk devletinin egemenliğinin ispatıdır. Ankara, Atatürk’ün cumhuriyetidir, hürriyettir, azimdir, iradedir. Türk’ün şanlı mazisinin tanığı, aydınlık geleceğimizin mimarı Ankara, ebedî Başkomutanın ebedî başkentidir. Ankara, bahtı kara milyonlarca Türk’ün ve mazlum milletlerin bozkırda yeşerttiği umuttur.

Kıymetli milletvekilleri, 1999 depremi bildiğiniz üzere İstanbul ve Marmara Bölgesi için çok yıkıcı olmuştur. Aynı bölgede tekrar bir depremin olacağı yönünde ciddi bulgular varken devletin kurumlarını Ankara’dan İstanbul’a taşımak doğru değildir. Kamu kurumları ve bankaları ile özel bankaların genel müdürlükleri Ankara’dan İstanbul’a taşınmıştır. Hükûmet yetkilileri İstanbul’un finans merkezi olacağını, uluslararası kurumların da İstanbul’a geleceğini ifade etmişlerdi. Günün sonunda sadece Ankara’daki kurumlar İstanbul’a taşınmıştır. Zaten kaldıramayacağı bir nüfusa sahip, yapı dönüşümüne de ihtiyacı olan İstanbul’a devlet kurumlarının taşınması, bu ağırlığın İstanbul’a yüklenmesi tam bir felakettir. İstanbul’a taşınan kurumların tekrar Ankara’ya taşınması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Ankara, devletimizin, milletimizin vitrinidir; görünen yüzü, duyulan sesidir; devletimizin kritik öneme sahip kurum ve kuruluşlarının başkentimizde olması kadar doğal ne olabilir? Ankara’nın insan kaynağının, bilimsel ve teknolojik altyapısının yok sayılmaması, stratejik yatırımların başka bölgelere yapılmaması gerekir. İstanbul’da metro yarışına girildi. Ulaştırma Bakanlığı “Şu kadar yaptım.” diyor, Belediye “Bu kadar yaptım.” diyor, “Şu kadar metro hattı yapıldı.” diye sürekli konuşuluyor; başkente neden yapılmıyor? Geçmiş Ankara Büyükşehir Belediyesi yönetimi döneminde Keçiören metrosu yirmi yılda bitirilemedi, bunu da Ulaştırma Bakanlığı bitirdi, metro inşaatının devrini Ulaştırma Bakanlığı alarak o hattın yapılması sağlandı. Ancak Bakanlığın devraldığı Çayyolu, Sincan ve Keçiören metro hatlarının yapım bedelinin, maliyetlerinin metro gelirlerinin yüzde 15’ini geçmeyecek şekilde düzenlemesine rağmen, 2014 yılında başlaması gereken ödemeler 2019 Mayıs ayında seçim sonuçlarının belli olmasından hemen bir ay sonra yürürlüğe giren 1014 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla bu oran genel bütçenin yüzde 5’i yapılarak ödenmesi gereken tutarın 23 kat fazlasının kesinti yapıldığı görülmektedir. 2019’dan bugüne kadar kesinti yapılması gereken tutar 88 milyon TL olması gerekirken 2 milyar 82 milyon TL’ye, reel olarak da 4,5 milyar TL’ye yükseltilmiştir. Ankara Büyükşehir Belediyesi “Havalimanı metrosunu biz yapacağız.” dedi ancak Ulaştırma Bakanlığı 2019’da yatırım programına dâhil edildiği gerekçesiyle havalimanı metro projesini engelledi. Havaalanı metrosuna bugüne kadar bir çivi dahi çakmadılar. Yirmi beş yıl Ankara’yı yöneten, 1 metre metro yapmayan insanlar bugün çıkıyorlar “Niye metro yapmadınız?” diyorlar, dört yıl ile yirmi beş yılı kıyaslıyorlar; bu vicdani değil, ahlaki de değil.

Ankara, İstanbul, birçok şehrimizi ilgilendiren Tatlar Atık Su Arıtma Tesisinin kapasitesinin artırılması gerekiyor. Tarım arazileri, içme suyu kaynakları ve doğamız tehlike altında. Günlük siyasi menfaatler için hayati bir konuda büyük yanlışlar yapılmakta, Ankara Büyükşehir Belediyesinin proje bazlı kredi talebi AK PARTİ’li meclis üyeleri tarafından reddedilmektedir. Başkent Ankara için, milletimiz için çalışanlara destek olun. Ankara'yı dünya başkentleri arasında hak ettiği yere getirmek için siyasetüstü, insan ve hizmet odaklı millî bir bakış açısı gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun.

YÜKSEL ARSLAN (Devam) - Kentlerimizin gelişmesi, siyaset kurumunun üstündedir. Yerel yönetimlerin hizmetleri kentte yaşayanlar için ayrımsız, siyasetüstü olmalıdır. Sizi bu çizgiye davet ediyorum. Kafanızdaki Ankara, cumhuriyet ve Atatürk algılarını değiştirin; gömlek değiştirmek kadar kolay olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle irademizi ve idaremizi millî mücadele ruhuyla dokuyan Ankara'nın başkent oluşunun 100’üncü yılı kutlu olsun. “Ankara'nın, Ankaralıların benim gönlümde bambaşka bir yeri var.” diyen Büyük Atatürk ve Millî Mücadele kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyor, Genel Kurula saygılarımı sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Değerli milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerlerinden bir dakika süreyle yer vereceğim.

İlk söz, İzmir Milletvekili Şamil Ayrım…

Buyurun Sayın Ayrım.

VII.- AÇIKLAMALAR

1.- İstanbul Milletvekili Şamil Ayrım’ın, İsrail topraklarında ve Gazze’de sivillerin öldürülmesini asla kabul etmediklerine ilişkin açıklaması

ŞAMİL AYRIM (İstanbul) – Gazi Meclisimizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Dünyanın gözü önünde İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesini, aynı şekilde Gazze’deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini asla kabul etmiyor, şiddetle kınıyoruz. Filistin halkını insani ihtiyaçlardan mahrum etmek, ibadethane, okul ve hastane demeden her yeri bombalayarak yakıp yıkmak savaş değil katliamdır, savaş suçudur. Bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan, 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelecektir.

Unutmayalım ki dünya 5’ten büyüktür, adil bir düzen mümkündür. Dünya bizim tek evimizdir, bu gezegenin güvenliğinden ve insanlığın geleceğinden tüm ülkeler sorumludur.

BAŞKAN – Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydın…

Buyurun Sayın Aydın.

2.- Bursa Milletvekili Muhammet Müfit Aydın’ın, insanın ve insanlığın Filistin’de son günlerde yaşadığı drama ilişkin açıklaması

MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Kapalı oturumdaki bütün siyasi partilerimizin hatiplerini tebrik ediyorum, teşekkür ediyorum.

İnsanın ve insanlığın Filistin’de son günlerde yaşadığı dram İsrail vahşetinin ve katliamının son perdesi ve insanlık vicdanının testidir. İsrail tarafından gerçekleştirilen abluka, oradaki insanların sadece öldürülmesi, susuz, aç bırakılması olmaktan çıkmış, tam bir soykırım sürecine evrilmiştir. Bugüne kadar yaptıklarına örtbas etme kılıfı giydirilmiş, arkasına aldığı emperyalist ülkelerin açık ve gizli destekleriyle çoluk çocuk, yaşlı genç demeden insan öldürme ve soykırım sanatını icra ediyor olmalarını hayret ve şaşkınlıkla takip ediyoruz. Dinlerin bir arada yaşama kültürünü altüst eden, dünyayı siyonist hegemonyasının esiri yapma gayretini telin ediyor, bundan sonra olacakların daha kötü, daha acı sonuçlar doğuracağını…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Amasya Milletvekili Reşat Karagöz…

Buyurun Sayın Karagöz.

3.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, eğitim sisteminin sistematik bir şekilde yok edilmek istendiğine ilişkin açıklaması

REŞAT KARAGÖZ (Amasya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Laik, çağdaş ve bilimsel eğitime dayanması gereken eğitim sistemimiz, sistematik bir şekilde yok edilmek isteniyor. Eğitim alanında uygulanan yanlış politikalar, öğrencilerimizin iyi bir gelecek hayalini yok etmiş durumda. Yıllardır yapboz tahtasına dönen eğitim sistemimiz, bilimsel eğitim temellerinden giderek uzaklaşıyor. Çocuklarımızın ihtiyacı olan “yaptım oldu.” mantığıyla görevlendirilen manevi danışmanlardan ziyade işinin ehli, çocuk ve ergen psikolojisi üzerine eğitim almış PDR’ci ve psikolog arkadaşlarımızdır.

AKP'nin sorgulayan, araştıran, çağdaş öğrenciler yetiştirmekten uzak olduğunu biliyoruz. Bilinçli bir şekilde eğitim harcamalarının kısıtlı tutulduğunun farkındayız. Hükûmet bir an önce laik, çağdaş ve bilimsel eğitime gerekli önemi vermelidir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Adana Milletvekili Orhan Sümer…

Buyurun Sayın Sümer.

4.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği vahşeti kınadığına ve Suriye’yle ilgili getirilecek tezkereye ilişkin açıklaması

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

İsrail'in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği vahşeti kınıyorum. Bir devletin sivil insanların hayatını hiçe sayarak uluslararası hukuka uygun olmayan bu tür eylemlere girişmesinin çok tehlikeli sonuçları olacağının altını çiziyorum.

Bu arada, bu olay vesilesiyle “ABD uçak gemisinin burada ne işi var?” diye soran Sayın Erdoğan’a şunu sormak istiyorum: Suriye'yle ilgili getireceğiniz tezkerede, ülkemizde yabancı askerlerin ne işi var? Hangi nedenle başka ülkelerin askerlerinin postallarına atalarımızın, şehitlerimizin, gazilerimizin kanıyla sulanmış bu aziz toprakları çiğneteceksiniz? Büyük Orta Doğu Projesi’nin Eş Başkanı olduğunu iddia edenler bu tezkerenin, bu projenin neresinde olduğunu açıklamalıdırlar. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Konya Milletvekili Mehmet Baykan…

Buyurun Sayın Baykan.

5.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, ana muhalefet partisi Genel Başkanının grup toplantısında Gazi Meclis hakkındaki açıklamalarına ilişkin açıklaması

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ana muhalefet Genel Başkanının grup toplantısında Gazi Meclisimiz hakkındaki açıklamalarını şaşkınlık içinde duyduk. Cumhuriyetimizin göz bebeği, millet iradesinin tecelligâhı Gazi Meclisimize karşı söylediği sözler, gerçekten, muhalefetimizin içinde bulunduğu durumu özetlemeye yetiyor.

15 Temmuz gecesi yaşanan ve tarihimize kara bir leke olarak geçen hain kalkışmanın Meclisimizde bıraktığı izleri göremedikleri ortada. Genel Kurul Salonu dâhil uçakların bombaladığı Türkiye Büyük Millet Meclisi gazi değildir de nedir?

Bu söylemlerin sebebi olarak gösterdiği bahaneler ise ana muhalefet partisi liderine hiç yakışmamıştır. Cumhur İttifakı’nın oylarıyla yasaların çıkması çoğulcu demokrasinin tam bir yansımasıdır. En azından, 15 Temmuz gecesi Meclise koşan CHP milletvekillerine haksızlık yapılmıyor mu? Yine aynı gün konuşmasında “Gazi Meclis” diyen CHP Tekirdağ Milletvekiline haksızlık yapılmıyor mu? “Benim içinde bulunmadığım demokrasi demokrasi değildir.” mantığıyla hareket etmek ve meşru olanı kötülemek kabul edilemez bir davranış biçimidir.

BAŞKAN – Bolu Milletvekili İsmail Akgül…

Buyurun Sayın Akgül.

6.- Bolu Milletvekili İsmail Akgül’ün, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfının eğitim faaliyetlerine ilişkin açıklaması

İSMAİL AKGÜL (Bolu) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mensubu olmaktan gurur duyduğumuz Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfımızın Türk gençliği adına ortaya koymuş olduğu eğitim faaliyetleri gençlerimizin büyük ilgisini görmektedir. Ülkü Ocakları Genel Başkanımız Sayın Ahmet Yiğit Yıldırım’ın öncülüğünde, Ülkü Ocaklarımız, merhum İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik.” şiarına dijitalde birlik ideallerini de ekleyerek dijital çağa uyumlu öncü projeler gerçekleştirmektedir. Özellikle deprem bölgesinde kurulan bilgisayarlı eğitim çadırlarında ve Türkiye'nin her yerinde yapay zekâ destekli, Uzaktan Eğitim Merkezi Projesi Odak 2023 hızlı okuma yazılımı, Permakültür Tarım Projesi, Türk tarihi ve genel kültür alanında hizmete sunduğu Bilgi Akını ve OcaktaBul oyunları, kültür ve sanat eğitim alanında gerçekleştirdiği büyük çalışmalarıyla Türk gençliğine hizmet sunan Ülkü Ocaklarımıza Gazi Meclisimiz huzurunda şükranlarımı sunuyor, başarılar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin…

Buyurun Sayın Şevkin.

7.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, AFAD’a ilişkin açıklaması

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Vatandaşı depreme karşı korumak, deprem anı ve sonrasında halkımıza maddi, manevi destek olmak için kurulan AFAD ne yazık ki farklı işlerle anılmaya başlandı. Adana İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü Şambayadı geçici konaklama konteyner merkezinde tam bir skandal yaşanıyor. 6 Şubat depremlerinden bu yana gecesini gündüzüne katan TYP’li çalışanlara mobbing uygulanıp işlerine son verilirken şube müdürünün eşi, kayınbiraderi, memurun, çaycının oğlu, kuzeni TYP kisvesiyle işe alınıyor. Ayrıca, kampa izinsiz açılan kafeterya ve markette, doğrudan teminlerle, ihalelerin il müdürünün aile şirketi üzerinden yeğenlerine aktarıldığı konuşuluyor. Usulsüz işe alıma ve iddia edilen yasa dışı işlere bir an önce son verilmesini, İçişleri Bakanlığının da acilen bu konuya el atmasını bekliyoruz.

BAŞKAN – Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul…

Buyurun Sayın Ertuğrul.

8.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, kiralara ilişkin açıklaması

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar kira fiyatlarına yüzde 25 üst sınır koyarak çözüm bulduğunu müjdeledi ancak bu çözüm olmadı. Peki, ne oldu? Yüzde 200’leri bulacak biçimde artış talep eden ev sahibi bunu kabul etmeyen kiracısına “Evimi boşalt.” dedi, sokağa attı, silahla saldırdı. Yeni bir şiddet sarmalı ortaya çıkmış durumda. Büyük kentlerin bazı mahallelerinde 10 bin liranın altında kiralık ev yok. Memurlar kendi evini kiraya veriyor, kendisi lojmana gidiyor.

Bu düzeni böyle çarpıklaştıran, vatandaşı sistemde boşluk arar duruma sokan, vatandaşı vatandaşın lokmasına göz diker hâle getiren sebep yönetemediğiniz ekonomidir. Geçim sıkıntısı artık her şeyi mübah kılmış durumda. Ağır yaptırımlar uygulanacağına dair suni açıklamalar yapılıyor. Çözüm, toplumun kesimleri arasında gelir farkını uçuruma sürükleyen bu düzenin sebeplerini ortadan kaldırmaktır. Söylemden öteye gidecek düzenlemelerin bir an önce gündeme alınması gerekmektedir.

BAŞKAN – Denizli Milletvekili Şeref Arpacı…

Buyurun Sayın Arpacı.

9.- Denizli Milletvekili Şeref Arpacı’nın, pamuğa verilecek fark ödemesine ilişkin açıklaması

ŞEREF ARPACI (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; pamuk, ülkemiz için stratejik bir öneme sahiptir. Tekstil ve konfeksiyon sanayisi olmak üzere birçok iş kolunun da ana ham maddesidir. Pamuk alım fiyatını ÇUKOBİRLİK, TARİŞ ve ANTBİRLİK açıklıyor. Birlikler eski gücünde değil, “özerkleştirme” adı altında birlikler yok edildi, piyasadaki güçleri zayıflatıldı, devlet adına ürün almaları engellendi, bazı birlikler kapandı, olan üreticimize ve ülkemize oldu. AKP hükûmetlerinin 2018 yılına kadar pamuğa verdiği fark ödemesi desteği 22 sentin altına hiç düşmemişti fakat 2019’dan sonra bu rakam 12 sent olarak gerçekleşti. Mazotun 40, gübre çuvalının 1.000 lirayı geçmesi sebebiyle çiftçi “Toprağımı ekmeyeceğim.” deme noktasına geldi. Bugün üreticimizin beklentisi fark ödemesinin en az 5 lira olmasıdır. Eğer çiftçi ekemezse sanayi de ham madde bulamaz ve ithalata bağımlı hâle geliriz. Hükûmetten…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun...

Buyurun Sayın Hun.

10.- Iğdır Milletvekili Yılmaz Hun’un, Iğdır ilinde toplumsal sorunları çözen akil insanlara ilişkin açıklaması

YILMAZ HUN (Iğdır) – Seçim bölgem Iğdır ilinde toplumsal sorunları çözen, halk arasında barış elçisi olarak tanınan “…”ler[(*)], bir nevi “akil insanlar” olarak bilinen ve birçok sorunun barışçıl yollarla çözülmesine katkı sunan yaşlılara müebbet hapis cezası verilerek cezaevine atılmaları toplum içerisinde büyük tepkiyle karşılanmıştır.

Abdullah Ateş’in kalp ve böbrek rahatsızlıkları bulunmaktadır; Mecit Kaya’nın prostatı ve 2 adet ameliyatı bulunmaktır; Ferzende Elbi, anjiyo ve fıtık ameliyatı geçirmiştir; Kerim Boran, anjiyo geçirmiş, kalbine 2 adet stent takılmış, beyni su topladığı için beyin ameliyatı geçirmiştir, Parkinson hastalığı vardır ve prostat ameliyatı geçirmiş, şeker hastalığı ve sürekli beyne pıhtı atma durumu söz konusudur.

İçlerinde yaşları 75’in üzerinde olan 2 kişinin cezaevinde geçirdikleri hastalıklardan ve tahliyelerinin geç yapılmalarından kaynaklı vefat ettikleri biliniyorken hâlen bu ağır hasta ve yaşlı insanları cezaevinde tutmak hangi vicdana sığmaktadır? Aile ve avukat görüşlerine bile gardiyanların destekleriyle çıkabilen bu kişilerin derhâl infazları ertelenmeli, son zamanlarını aileleriyle geçirmeleri sağlanmalıdır.

Aynı şekilde, Bolu Cezaevinde…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün…

Buyurun Sayın Ün.

11.- Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün’ün, Filistinlilerin meşru müdafaa hakkına ilişkin açıklaması

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Heyetinizi ve milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

7 Ekim Cumartesi günü Filistin'de başlayan çatışmaların akabinde oluşan tartışmalar zemininde bir meşru müdafaa hakkından bahsediyorsak eğer, o hakkın Filistinlilerin, İsrail işgal devletinin yetmiş beş yıllık zulmüne karşılık olarak kullandığı meşru müdafaa hakkı olduğunu belirtmek istiyorum.

20’nci yüzyılın en büyük sömürgeci emperyalist işgaline karşı kurtuluş mücadelesi veren Gazi Meclisimizin çatısı altında Filistinli kardeşlerimizle kalplerimizin bir artmasından duyduğum memnuniyeti mutlulukla ifade etmek istiyorum. Bugün, aziz milletimizin iradesinin sarsılmaz tecelligâhı olan Meclisimizden, hiçbir parti farkı gözetmeksizin yan yana, dimdik durduğumuz ve Mecsid-i Aksa’nın bekçilerini saygıyla selamladığımız onurlu günlerden biri olarak tarihe geçecektir.

BAŞKAN – Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer…

Buyurun Sayın Gürer.

12.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, AKP’nin genel seçimden bugüne emeklilere zulmettiğine ilişkin açıklaması

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Teşekkürler Sayın Başkan.

AKP, genel seçimden bugüne emeklilere zulmetmektedir. Emeklilere verilen 7.500 lira ücret açlık sınırı ve asgari ücretin altında kalmıştır, Cumhurbaşkanının, bakanların emekli maaşlarına iyileştirme sözleri boşluktadır. Sonuçta, bu yıl emekli maaşlarında iyileştirme olmayacağı açığa çıkmıştır. Bir kereye mahsus 5 bin liranın kasım ayında verileceği açıklanmış ve bu destekte dahi ayrımcılık yapılmıştır. Yüksek emekli maaşı alan ya da çalışacak durumda olmayanlar 5 bin lirayı alırken açlıkla boğuşup çalışmak zorunda kalanlara emekli ikramiyesi 5 bin lira dahi çok görülmüştür.

İntibak düzenlemesini yapmayan, ilaç katkı payını kaldırmayan, aylık bağlama oranını yüzde 70’e çıkarmayan AKP zihniyeti emekliyi verdiği sadaka gibi destekte dahi ayrıştırmıştır. Bu ayıptır, haksızlıktır. Emekliye en düşük maaş asgari ücret olmalıdır, tüm emeklilerin maaşları iyileştirilmelidir.

BAŞKAN – Kars Milletvekili İnan Akgün Alp…

Buyurun Sayın Alp.

13.- Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’in, Çıldır Gölü kenarında 9 Ekimde yanan kütük eve ilişkin açıklaması

İNAN AKGÜN ALP (Kars) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

2017 yılında Finlandiya’dan getirildiği iddia edilen yangına dayanıklı ağaçlarla yapılmış ve Kars Özel İdaresi tarafından turizm amacıyla işletilen Çıldır Gölü kenarındaki kütük ev 9 Ekim günü tamamen yanarak kül olmuştur. Yanan binada kullanılan malzemenin evsafa uygun olup olmadığı, binada yangın tertibatının bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa yangında neden çalışmadığı, yangında ihmalin olup olmadığı hususlarının tespitine esas olmak üzere enkazda yapılacak çalışmalar ve numune alınma süreçlerinin hassasiyetle denetlenmesi için Sayın Bakanı göreve çağırıyor ve idari soruşturma açılmasını talep ediyorum.

BAŞKAN – Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun…

Buyurun Sayın Aygun.

14.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, Tekirdağ’da Basın İlan Kurumunun yerel basın organlarının âdeta nefesini kestiğine ilişkin açıklaması

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) – Tekirdağ Basın İlan Kurumu ekonomik krizin derinleştiği bir ortamda yaşam mücadelesi veren yerel basın organlarımızın âdeta nefesini kesmiştir. 20-28 Temmuz 2023 tarihlerinde sözde denetimle 20’ye yakın günlük ve haftalık gazeteye ilan yasağı getirmiştir. Bu cezalar çok serttir, bir ay ile on dört aya kadar resmî ilan yayımlama hakkı ellerinden alınmıştır. Denetimler gerçekçi değil, tek kişinin beyanına dayanmaktadır. Süleymanpaşa’da faaliyet gösteren bir günlük gazetenin kaderi dağıtım büfeleri ile sorulan birkaç soruyla belirlenemez. Oysa bu denetimler sonucunda tutanak tutulması, bunun gazetelerin imtiyaz sahiplerine ulaştırılması gerekiyordu. Delillerin olup olmadığı, tutanakların imzalanıp imzalanmadığı belli değildir çünkü Basın İlan Kurumu tutanakları gazeteci arkadaşlarla paylaşmamaktadır.

Basın İlan Kurumunun bazı gazete sahiplerine “Artık yazılı basının sonuna gelindi, internet medyasına geçin.” dediği de iddia ediliyor. Anladığımız kadarıyla, basının kapısına kilit vurulmak ve basının kamuoyunu bilgilendirme hakkına son verilmek isteniyor. Birçok insanın ekmek yediği yerel basınımız büyük tehlike altındadır, bu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir…

Buyurun Sayın Demir.

15.- Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir’in, Gaziantep’teki iş cinayetlerine ilişkin açıklaması

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) – Antep’te işçilere reva görülen mezbaha düzeninde 30 yaşında bir işçi, Rüstem Topaloğlu, bugün, yine makinenin stop düğmesi çalışmadığı için, yine hiçbir güvenlik önlemi alınmadığı için bacağını kaybetti; şimdi hastanede canıyla sınanıyor. Tüter Plastik patronu vardiya amirini sorumlu tutuyor; 1 işçi hastanede, diğer işçi mahkemede, patronun keyfi yerinde çünkü sırtını sizin işçi düşmanı kara düzeninize yaslamış durumda. Tüter Plastik patronu önlem için üç kuruşluk harcamayı gereksiz görmüş, siz bu fabrikaya çalışma izni vermişsiniz, denetlememişsiniz, ölüm düzenine yol vermişsiniz.

Bakın, Antep’te son on yılda en az 427 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Çocuk işçi ölümleri Antep’te Türkiye ortalamasının tam 2 katı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) – Antep’in tüm işçi ve emekçilerine sesleniyorum: Bizi öldürmekten zerre çekinmeyen bu işçi düşmanı düzene karşı birleşelim.

BAŞKAN – Burdur Milletvekili İzzet Akbulut…

Buyurun Sayın Akbulut.

16.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, açıklanan şeker pancarı alım fiyatına ilişkin açıklaması

İZZET AKBULUT (Burdur) – Geçen sene pancarın tohum fiyatı 1.000 lira, işçinin günlük yevmiyesi 200-250 lira, mazot ise 19-20 lira civarındayken bu yıl pancarın tohum fiyatı 2.500 liraya, işçinin günlük yevmiyesi 500 liraya, mazot ise 41 liraya çıkmıştır. Tüm girdilerde yüzde 100’lük, hatta yüzde 200’lük artışlar olmuştur. Geçen sene pancarın tohum başına alım fiyatı 1.450 lirayken bu yıl Tarım ve Orman Bakanlığı 2023 şeker pancarının alım fiyatının ton başına 1.855 lira olduğunu açıklamıştır.

Çiftçimizin üretim girdi maliyetlerinde bir yılda ortalama yüzde 200’lük zam yapan Hükûmet, çiftçimizin emeğine, alın terine yüzde 28’lik zammı uygun görmüştür. Bu, reva mıdır? Böyle giderse ne pancar eken çiftçimiz kalacak ne de yerli ve millî şekerimiz. Şeker pancarı en az ton başına 2.900 TL olmalıdır.

Teşekkür ediyorum

BAŞKAN – İstanbul Milletvekili İskender Bayhan…

Buyurun Sayın Bayhan.

17.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, Filistin’in somut çözüm için adımlar atılmasını beklediğine ilişkin açıklaması

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Filistin halkı sahte gözyaşları değil, hamaset değil acil somut çözüm için adımlar atılmasını bekliyor.

Bunun için;

1) İsrail’le yapılan bütün ikili anlaşmalar iptal edilmelidir.

2) Filistin halkının insanca yaşayacağı ekonomik ve sosyal koşullar için her türlü destek sağlanmalıdır.

3) ABD ve NATO üsleri derhâl kapatılmalıdır.

4) Rojava başta olmak üzere sınır ötesi operasyonlara son verilmelidir.

5) Kürt sorununun eşit haklara dayalı çözümü için demokratik ve barışçıl adımlar atılmalıdır.

6) İsrail işgal ettiği topraklardan çekilip 2 devletli adil bir çözüm sağlanmalıdır.

7) Halklar kendi geleceklerine kendileri karar vermeli, bunun için dayanışma ve mücadele büyütülmelidir.

BAŞKAN – Mersin Milletvekili Faruk Dinç…

Buyurun Sayın Dinç.

18.- Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in, Gazze’nin yoğun bir bombardıman altında olduğuna ilişkin açıklaması

FARUK DİNÇ (Mersin) – Bismillah.

Siyonistlerin ablukası altındaki Gazze yoğun bir bombardıman altında. Siyonistler ABD’nin desteğiyle gerçekleştirdiği saldırılarda kadın, çocuk, yaşlı demeden soykırımlarına devam ediyor. Siyonist rejim Gazze’nin suyunu ve elektriğini kesmiş durumda. Çalışan son elektrik santrali de dün kapandı, hastanelerin yoğun bakım üniteleri çalışmıyor. Mısır’dan yola çıkan insani yardım konvoyu vuruldu. İşgal çetesi savaş suçu işliyor. Gazze, içindeki 2,5 milyon insanla birlikte dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürüldü. Vicdan ehli olan herkes ve İslam dünyası tam bir birlik hâlinde olmalı, Gazze’ye gıda yardımı göndermelidir. Halkın elektrik, suya ve sağlık malzemesine ulaşması sağlanmalıdır.

Bu vesileyle Aksa Tufanı Operasyonu’nu gerçekleştiren Filistin halkını selamlıyorum ve zalimler için “Yaşasın cehennem!” diyorum.

BAŞKAN - Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan…

Buyurun Sayın Bayraktutan.

19.- Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan’ın, Muratlı Sınır Kapısı’na ilişkin açıklaması

UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ülkemiz ile Gürcistan arasında geçişleri sağlayan Sarp Sınır Kapısı dışında Borçka Muratlı Sınır Kapısı’nın açılması konusunda yurttaşlarda ve yöre halkında büyük bir beklenti mevcuttur. Yıllardır bir türlü çözüme kavuşmayan ve ileri tarihe atılan Muratlı Sınır Kapısı'nın yöre kalkınması için büyük önem arz ettiği ortadadır. Ticaret Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığının ortak çalışmalarda, gerekli girişimlerde bulunarak Resmî Gazete’de yayımlanan 26/11/2013 tarih ve (2013/5677) sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla Borçka ilçesi, Muratlı mevkisinin daimî yolcu giriş-çıkış kara hudut kapısı olarak tescil edilen Muratlı Sınır Kapısı'nın alternatif olarak faaliyete geçirilmesinin sağlanması Sarp Sınır Kapısı’nda meydana gelen yoğunluk nedeniyle mağduriyet yaşayan bölge halkının öncelikli talepleri arasındadır. Türkiye ile Gürcistan arasındaki dostluğumuzu ve ticari faaliyetleri pekiştirecek, her ülke halkının da heyecanla beklediği Muratlı Sınır Kapısı’nın açılması adına her iki ülke arasında gerekli adımların ivedilikle atılması gerekmektedir. Yöre halkı bu kapının açılmasını…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Elâzığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı…

20.- Elâzığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı’nın, Gazze’de şehit olanlara, Türkiye’nin çatışma alanlarındaki etkisine ilişkin açıklaması

MAHMUT RIDVAN NAZIRLI (Elâzığ) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; sözlerime Gazze'de şehit olan kardeşlerimi selamlayarak başlamak istiyorum; ruhları şad olsun.

Yaşadığımız üzere, dünya güvenlik mimarisinde oluşan boşluklar bölgemizin ateş çemberine dönmesine neden oldu. Kuzeyde Ukrayna-Rusya, doğuda Azerbaycan-Ermenistan, güneyde tekrar alevlenen İsrail-Filistin meselesi… Allah'a hamdolsun ki bütün bu çatışma alanlarında etkisini, gücünü ve ağırlığını hissettiren bir Türkiye, sözüne itibar edilen bir lider, Recep Tayyip Erdoğan var.

Kayıtlara geçmesi adına buradan İsrail'e bir uyarıda bulunmak istiyorum: Görüyorum ki İsrailli yetkililer insani duygularını kaybetmiş, devlet aklını terk etmiş, haddini aşan açıklamalarla keskinleşmeyi marifet saymıştır. Oysa bir Türk atasözü vardır “Keskin sirke küpüne zarar verir.” İsrail, böyle devam ederse sarsılan ve çatlayan küpü dağılacak ve Filistin halkına karşı uyguladıkları gayrihukuki, gayriinsani…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Samsun Milletvekili Murat Çan…

Buyurun Sayın Çan.

21.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Bafra’da sulama birliğinin çeltik üreticilerinden sulama ücreti talep etmesine ve Bafra Devlet Hastanesine ilişkin açıklaması

MURAT ÇAN (Samsun) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Seçim bölgem Samsun, ülkemiz çeltik üretiminde 2’inci sıradadır. Henüz çeltik hasadı tamamlanmadan, sulama birliği Bafra’da üreticilerimizden su tahsilatının yarısını tahsil etmek istemektedir. Hiçbir konuda vatandaşın yanında olmayan tek adam rejimi üreticiyi sıkboğaz ederek ödeme yapamayanları yüzde 50 devlet desteğinden de mahrum edecektir. Bir kez bile üreticiyi düşünmeyen Hükûmet, bizi yine yanıltmamış -tırnak içinde- gereğini yapmıştır.

“Bafra” demişken, “devlet” demişken Bafra Devlet Hastanesinde diyetisyen yok, fizyoterapist yok, ortopedi uzmanı tek; vatandaşın sağlığı özel sektöre emanet. Tabii, gidebilen varsa bu ekonomide. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Konya Milletvekili Hasan Ekici…

Buyurun Sayın Ekici.

22.- Konya Milletvekili Hasan Ekici’nin, açıklanan şeker pancarı alım fiyatına ilişkin açıklaması

HASAN EKİCİ (Konya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, malum, Tarım ve Orman Bakanlığı şeker pancarı alım fiyatını açıkladı. Türkiye'nin önemli şeker üretim merkezlerinden bir tanesi de Konya. Ben de geçen hafta Konya Ilgın Şeker Fabrikası önündeki şeker pancarı teslim eden çiftçilerimizi ziyaret ettim. Çiftçilerimize, Tarım ve Orman Bakanlığının açıkladığı 1.855 TL fiyatı nasıl bulduklarını sordum. Çiftçilerimiz geçen sene 1.450 lira olan fiyatın bu sene 1.855 lira olduğunu, artış oranının yüzde 28 olduğunu ifade ettiler. Buna karşılık mazot 17 TL’den 41 TL’ye, işçilik 200 TL’den 500 TL’ye, tohum 1.000 liradan 2.500 liraya çıkmış; gübre, ilaç yüzde 100’ün üzerinde artmış. “TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranı yüzde 61 iken yüzde 28’lik şeker pancarı alım fiyatı artışı kabul edilemez.” dedi çiftçilerimiz. Şunu ifade etmek istiyorum ki…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel…

Buyurun Sayın Adıgüzel.

23.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, Erdoğan’ın seçim öncesi çiftçilere vaatte bulunduğu krediye ilişkin açıklaması

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) – Sayın Erdoğan seçim öncesi bir kamu bankası organizasyonunda çiftçilere vaatte bulunuyor: Çiftçi başına 250 bin liraya kadar yıllık 9,75 faizle otuz altı ay vadeli kredi. Çiftçiler devletine güvenerek bu krediyi alıyor. Şimdi, seçim sonrası bankaya gittiklerinde veya internete girdiklerinde bir sürprizle karşılaşıyorlar, çiftçiler bir bakıyor ki değişken faizli bu kredinin faizi yüzde 30’a çıkmış, çiftçiye haber bile vermeden borçlar katlanmış. Şimdi burada evrakı da var; bu, düpedüz tefeciliktir. Devlet tefecilik yapar mı? Yakında icralar başlayacak, borcunu ödeyemeyen çiftçi de hapse girecek. Cezaevinde çiftçiler için yer açın, çiftçiler geliyor. Bu konuda bir düzenleme eğer yapmazsanız, ünvanlarınızda bir de çiftçileri icraya veren, yetmedi, kodese tıkan Hükûmet olarak anılacaksınız.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Sivas Milletvekili Rukiye Toy…

Buyurun Sayın Toy.

24.- Sivas Milletvekili Rukiye Toy’un, Gazze’de tabutluk gibi bir alanda 2 milyon kişinin yaşadığına ilişkin açıklaması

RUKİYE TOY (Sivas) – Sayın Başkan, Sivas’ın Milletvekiliyim. Sivas’ın en küçük ilçelerinden biri olan Gölova ile Gazze’nin büyüklükleri birbirine çok yakındır. Gölova’mızın nüfusu 3.246 kişiyken Gazze’nin nüfusu 2 milyonu aşmış durumdadır; aynı büyüklükteki coğrafyada aralarında yüzlerce kat nüfus farkı var. Şunu söylemek istiyorum: Gazze’de tabutluk gibi bir alanda 2 milyon kişi kıstırılmış vaziyette hem de abluka altında yıllardır yaşıyor. İğne atsanız yere düşmeyecek yerlere günlerdir kesintisiz biçimde tonlarca ağırlıkta bombalar atılmaktadır. Pazarın orta yerinde bomba bırakmak nedir? Boğazını işgalcinin sıktığı bu halkın daha ne kadar bu şartlar altında yaşaması bekleniyordu? İnsanlık tarihinde böylesine kitlesel bir ceza görülmemiştir. Mamanın, gıdanın, ilacın tünellerden taşındığı bir şehri dünya tarihinde gözler görmedi. Çocukları yıllardır kucaklarında can veren babalar ne yapsa haktır. Acımasızca ve vahşice devam eden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu.

Buyurun Sayın Türkoğlu.

25.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, Gazi Mecliste Türk ordusuna yapılan benzetmeye ve Gazi Meclisin Gazze’de daha aktif bir misyon üstlenmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) – Mete’den beri Türk ordusu kahramanlık, merhamet, şefkat ve mertlik timsalidir. Gazi Meclis çatısı altında Türk ordusuna, terör devleti İsrail ordusuna imaen savaş suçlusu benzetmesinde bulunmak açıkça gaflettir, ihanettir. Kandan, savaştan, savaş suçundan, terörden beslenenleri arayanlar, bebek katiline, Kandil’e, PKK’ya, YPG’ye bakacaklar.

Diğer taraftan, yalnızca kınama yetmez; Türk Parlamentosu öncülüğünde dünya parlamentolarına çağrı yaparak Gazze’de daha aktif bir misyon üstlenmelidir Gazi Meclisimiz.

Teşekkür ederim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez...

Buyurun Sayın Suiçmez.

26.- Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in, ülkede herkesin bir şeyler beklediğine ilişkin açıklaması

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) – Sayın Başkan, maalesef bu ülkede herkes bekliyor; ekonomik sıkıntı nedeniyle okullarına aç giden ilkokul çocukları bir öğün ücretsiz yemek bekliyor; üniversite kazanan ancak yurt sıkıntısı nedeniyle cemaat, tarikat yurtlarının kucağına atılan ya da okullarını bırakan gençler barınacak yurt bekliyor; açlıkla sınanan emekliler zam bekliyor; ayrımcılığa, şiddete, istismara uğrayan kadınlar, kız çocukları toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını bekliyor; adliyelerde yıllar süren dosyalarıyla uğraşan vatandaşlar adalet bekliyor; üniversite öğretim üyeleri maaşlarına zam bekliyor; atanamayan öğretmenler atama, atanacak öğretmenler ise mülakatsız atama bekliyor; cezaevindeki gazeteciler özgürlük bekliyor; cezaevinden tahliye edilmeyen Avukat Can Atalay milletvekili yemini etmeyi bekliyor. Bilmem, ağlasam mı, ağlamasam mı? (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Kayseri Milletvekili Aşkın Genç…

Buyurun Sayın Genç.

27.- Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’in, Kayseri ili Develi ilçesinde seçim dönemi verilen sözlerin unutulduğuna ilişkin açıklaması

AŞKIN GENÇ (Kayseri) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Seçim bölgem Kayseri'ye bağlı Develi ilçemizde seçim dönemi verilen sözler unutuldu. Başta otobüs terminalinin yenilenmesi, halk ekmek fabrikasının kurulması ve toplu taşıma hizmetinde Develili hemşehrilerimize seçim vaadi olarak sunulan hiçbir konuda gelişme yaşanmadı. 68 bin nüfuslu ilçemizde organize sanayinin bir türlü hayata geçmemesinden dolayı istihdam her geçen gün daralıyor. Develi’nin önemli firmaları tek tek kapanıyor. Bugün iktidar sağlıkta atılımdan bahsediyor ancak Develi Devlet Hastanesinin birçok konuda eksikleri var. Kayseri’nin en büyük ilçesinin hastanesinde MR cihazı, ultrason cihazı bulunmuyor, bazı bölümlerde hekim eksikliği yaşanıyor, diş hastanesinin bakım ve onarımı için gerekli olan ödenek bir türlü çıkarılamıyor.

Buradan yetkililere sesleniyor ve Develi halkına verilen sözleri bir an önce yerine getirin diyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN – Mersin Milletvekili Gülcan Kış…

Buyurun Sayın Kış.

28.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması

GÜLCAN KIŞ (Mersin) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. AKP iktidarıyla birlikte hızla çöken sağlık sisteminin en önemli sorunlarının başında sağlıkta şiddet gelmektedir. Can güvenlikleri tehdit altında olan sağlıkçılarımız seslerini duyurmak için bu hafta iş bırakma kararı aldılar. “İşimizi, mesleğimizi yapamaz hâle geldik.” diyen sağlık çalışanları hayati tehlike içinde olduklarını defalarca dile getirmişlerdir. Geçtiğimiz aylarda Mersin'de de 1 doktorumuz ve 2 hastane çalışanımız şiddete maruz kalmıştır. Şiddet önlenebilir bir sorundur. Hükûmet şiddet dilini bırakıp, hekimleri hedef gösteren açıklamalardan vazgeçip sağlıkta şiddetle ilgili etkin mücadele başlatmalıdır. Bu konuda sağlık çalışanlarının talebi açıktır: Derhâl ve amasız sağlıkta şiddet sona erdirilmeli, gereken yasal ve siyasi adımlar hemen hayata geçirilmelidir.

Teşekkürler Sayın Başkan.

BAŞKAN – Van Milletvekili Zülküf Uçar...

Buyurun Sayın Uçar.

29.- Van Milletvekili, Zülküf Uçar’ın, valiler eliyle, 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan erteleme ve yasaklama kararları verildiğine ilişkin açıklaması

ZÜLKÜF UÇAR (Van) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Valiler eliyle yıllardır 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan erteleme ve yasaklama kararları verilmektedir. Kanun, yasaklama ve erteleme kararlarını sebep ve amaç bakımından açıkça sınırlamış olmasına rağmen valilikler bu sınırın dışına çıkmakta ve kararlarını kanunlara, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak gerekçesiz ve keyfî olarak vermektedir. Van’da kısa periyotlarla yıllardır süregelen hukuksuz yasaklama kararlarına aşinayız. Bu yöntemin Van’da test edildikten sonra tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmış bir yönetim stratejisi olduğu da görülmektedir. Nitekim son yirmi dört saat içerisinde birçok ilde merkezî bir talimata dayandığı açıkça anlaşılan yasaklama ve erteleme kararları demokrasi ve özgürlükler bakımından iktidarın tasavvurunu bir kez daha teşhir etmektedir. Bakanlık, valileri ifade ve toplanma özgürlüğünü engellemek…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Osmaniye Milletvekili Asu Kaya.

Buyurun Sayın Kaya.

30.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, açıklanan pamuk alım fiyatına ilişkin açıklaması

ASU KAYA (Osmaniye) – Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Çukurova’nın beyaz altını olan pamuk üreticileri isyanda, ÇUKOBİRLİK tarafından pamuk alım fiyatı olarak açıklanan 18 TL’nin maliyetlerini karşılamayacağını ve üretimden çekilme noktasına geldiklerini söylüyorlar. Osmaniye’nin kalan tek çırçır fabrikası da kapanmak üzere. Bir yılda maliyetler yüzde 100’den fazla artmışken, pamuğun üretim fiyatı yüzde 300 artmışken geçen sene 21 TL olarak açıklanan pamuk alım fiyatının bu sene 3 TL azalarak 18 TL olmasının sebebi nedir?

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’ya soruyorum: Ülkemizde son bir yılda ne azalmıştır ki neyin fiyatı düşmüştür ki pamuk alım fiyatı düşmektedir? Bakanlığınızı pamuk üreticilerinin “Perişanız.” diyen çığlığını duymaya ve yerli ve millî pamuk politikasına geri dönmeye davet ediyorum.

BAŞKAN – Şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk söz talebi, Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’e aittir.

Buyurun Sayın Şahin.

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Gazi Meclisin Filistin hassasiyetine, emekliye verilecek ikramiyeye, mülakata, yargı organında yaşanan sorunlara ve deprem bölgesinin kışa hazır olmadığına ilişkin açıklaması

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Öncelikle Gazi Meclisimizi Filistin hassasiyetindeki duruş nedeniyle tebrik ediyorum. Bütün siyasi partilerimize bu anlamlı duruş nedeniyle teşekkür ediyoruz. Tabii ki doğru yapılan, iyi yapılan her şeye tebrik ve teşekkürü her zaman ortaya koyarız ancak burada dünyanın gözü önünde bir katliam yaşanıyor, dünyanın gözü önünde uluslararası hukuk yok sayılıyor. Tam da burada, tam da burada evet, yapılan diplomasi çalışmalarına teşekkür ediyoruz ancak bunun yeterli olmadığını görüyoruz. Tam da burada İsrail'e tarihte “Dur!” diyebilecek, karşı durabilecek tek millet olmamız hasebiyle -bunun altını özellikle çiziyorum- tarihî misyonumuz hasebiyle burada Türkiye’nin 2009-2014’te olduğu gibi daha aktif bir diplomasi yürütmesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Evet, bazı konuları buradan çok sık tekrarlıyoruz çünkü o sorunlar sürekli yaşanmakta olan sorunlar. Emeklilerimizin sorunu böyle bir sorun, mülakat sorunu böyle bir sorun, deprem bölgesinin sorunu böyle bir sorun. Şimdi, emeklilerimizle ilgili, evet, emeklilerimize bir ikramiye veriliyor ancak bunun gerçekten çok büyük bir şeymiş gibi, büyük bir müjdeymiş gibi yansıtılmasını da yadırgadığımızı ifade etmek istiyorum yani bu verilen ikramiye emeklilerimizin yaşadığı sıkıntıları giderebilecek bir şey değildir; bunun altını da özellikle çizmek istiyoruz. Emeklilerimiz gerçekten zor şartlar altında yaşamak zorunda kalıyor, emeklilerimiz ay sonunu getiremiyor. Bu anlamda yani yarından tezi yok emeklilerimizle ilgili daha kalıcı bir çözüm ortaya konmak zorundadır ocak ayı beklenmeden; emeklilerimiz adına bu soruna bir kere daha dikkat çekmek istiyoruz.

Değerli milletvekilleri, genç bir milletvekili olarak genç arkadaşlarıma benim bir sözüm var, gittiğim her yerde bunu söylüyorum ve bu konuyu da bu sorunu da çok sık gündeme getiriyorum, bugün basın toplantısı da yaptım: Mülakat sorunu. Bu konuda net bir tavrımız var yani bizim tavrımız net; adaletsiz, torpile dayalı, referansa dayalı mülakat sisteminin kaldırılması, yerine liyakate dayalı, adaletli bir sistemin getirilmesi. Bu anlamda ben iktidar partisine, iktidar partisindeki bütün arkadaşlarımıza, milletvekili arkadaşlarımıza seçim öncesi verdikleri sözü hatırlatmak istiyorum. Burada her Grup Başkan Vekili arkadaşımıza bu hatırlatmamızı iletmeleri için de bunu buradan paylaşıyoruz. Şimdi mülakatlarla ilgili Sayın Cumhurbaşkanının seçim öncesi bir açıklaması oldu, çok açık bir sözü oldu “Mülakatları kaldıracağız.” diye ve Millî Eğitim Bakanı, dönemin Millî Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer'in “Mülakatlar kaldırılacak, sadece KPSS puanı esas alınacak.” diye çok net bir açıklaması var ancak şöyle bir şeyle karşılaşıyoruz; geçen günlerde yeni Millî Eğitim Bakanının açıklaması bir zihin karmaşasına sebep oldu. Tam da burada eski Millî Eğitim Bakanının gençlerimize, öğretmen adaylarımıza bir açıklama mecburiyeti var. Arkadaşlar, ben bunu gerçekten söylemekten hicap duyuyorum. Ancak yani, biz, bunun, seçim öncesi verilmiş bir söz olmuş olabileceğine inanmak istemiyoruz, samimi bir şekilde verilmiş bir söz olduğuna inanmak istiyoruz ve bu sorunun çözülmesi gerektiğini tekrar tekrar hatırlatıyoruz. Bu anlamda, iktidar partisini, Sayın Cumhurbaşkanını gençlerimize vermiş olduğu sözünü tutmaya tekrar tekrar davet ediyoruz. Bu konuyu, açık söylüyorum, her gün, her hafta gündem yapmaya devam edeceğiz.

Mülakat demişken, yargı organında yaşanan sorunlara da dikkat çekmek istiyorum. Tabii, yargı organımızın, hukuk sistemimizin gerçekten önemli sorunları var. Uzayan yargılamalar maalesef vatandaşımızın adalete erişimini engellemektedir. Geciken adalet, adalet değildir diyoruz.

Onun haricinde, işte, hâkimlerimizin, savcılarımızın son dönemlerde oluşan hukuki vasıf sorunu gerçekten önemli bir sorun. Tam da burada mülakatların kaldırılması büyük bir önem arz ediyor. Burada, isterlerse iktidar partisindeki arkadaşlarla da paylaşabilirim. Arkadaşlar, şimdi, ben bir hukukçuyum, burada 2 karar var; konu aynı konu; davalı, birinde davalı birinde davacı. Arkadaşlar, konu aynı konu, bir damga vergisinin iptaliyle ilgili bir dava açılmış, 2 farklı vergi mahkemesine düşmüş, 2 farklı karar çıkmış.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Toparlıyorum.

BAŞKAN – Buyurun.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Aynı konu, aynı müvekkil, 2 farklı karar çıkmış. Sonra, hadi, 2 farklı kanaat diyelim, doğru değil de öyle diyelim; üst mahkemeye, istinafa gidiyor, orada bu kararın birinin kabul, birinin reddedilmesi gerekiyor yani birinin düzeltilmesi gerekiyor ama istinaf mahkemesi 2 karar için de ret kararı vermiş. Bunun anlamı şu: Bu, yargı organının maalesef geldiği noktayı göstermektedir yani hâkimlerimizin… Bütün hâkimlerimizi tabii ki aynı şeye koyamayız, işini gerçekten doğru yapan hâkimlerimizi tenzih ediyorum. Bu anlamda gerçekten burada yargı organının geldiği noktayı göstermesi açısından önemli bir sorun; ben bu soruna da buradan dikkat çekmek istiyorum.

Son olarak, deprem bölgesiyle ilgili az önce de Hatay Milletvekili arkadaşımız bir konuşma yaptı. Değerli iktidar partisindeki arkadaşlarımız, deprem bölgesiyle ilgili yaptığımız konuşmalarda yaralamak, sataşmak yani buradan bir muhalefet, bir siyaset çıkarmak derdinde değiliz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) – Toparlıyorum.

Ben de deprem bölgesinin bir evladıyım, biz de bu acıyı yüreğimizde hissediyoruz ancak bizim derdimiz orada aksayan hususlar konusunda size dikkat çekmek. Bu anlamda ben tekrar tekrar bir şeyin altını çiziyorum: Deprem bölgesi ne acıdır ki kışa hazır değil. Yarın yağmur yağdığında, Osmaniye'de yağmur yağdığında, Hatay'da yağmur yağdığında, konteynerler aktığında milletvekillerimizi arayacak oradaki vatandaşlarımız. Deprem bölgesi kışa hazır değil; biz bu soruna dikkat çekmek istiyoruz. Bu anlamda deprem bölgesinin sorunlarını sürekli olarak burada gündem yapacağımızı da ifade etmek istiyoruz. Tekraren de buradan bir siyaset devşirme amacında değiliz, yapıcı muhalefet anlayışımızın bir gereği olarak, bunu bir sorumluluk olarak ortaya koyduğumuzu da ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – İYİ Parti Grubu adına söz talebi Grup Başkan Vekili Samsun Milletvekili Erhan Usta’ya aittir.

Buyurun Sayın Usta.

32.- Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın, İsrail ve Filistin’de yaşanan şiddetin geldiği noktaya ve İYİ Partinin bu konudaki düşüncelerine, Azerbaycan devletinin 19 Eylülde Dağlık Karabağ’da başlattığı terörle mücadele operasyonuna ve Karabağ’a, İYİ Partinin Azerbaycan’ın Karabağ’daki haklı mücadelesini sonuna kadar desteklediğine ilişkin açıklaması

ERHAN USTA (Samsun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail ve Filistin’de yaşanan çatışmaların ve şiddetin geldiği nokta savaş hukukuna ve insan haklarına tamamen aykırıdır. Kim olursa olsun doğrudan sivilleri hedef alan insanlık dışı eylemler şüphesiz ki tarihe bir utanç vesikası olarak geçecektir. Filistin’in haklı var olma mücadelesine kara bir leke çalan sivillere yönelik saldırılar ne kadar gayrimeşruysa İsrail'in Gazze Şeridi’nde hedef gözetmeksizin yaptığı katliamlar da o kadar gayrimeşrudur. Biz nasıl Hamas’ın sivilleri hedef alan saldırılarını tasvip etmiyorsak İsrail'in uyguladığı ve giderek şiddetini arttıran devlet terörünü de asla tasvip etmiyoruz.

Filistin-İsrail hattını tamamen kuşatan bu çatışma ortamında, bugün geldiğimiz noktada, en büyük endişemiz bölgenin Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve İran gibi aktörlerin taraf olduğu bir vekâlet savaşına doğru sürüklenmesidir. Tıpkı Suriye'de olduğu gibi, bölgesel ve küresel aktörlerin Orta Doğu’da yürüttükleri vekâlet savaşlarıyla bölgeyi kan gölüne çevirmesinin önüne geçilmelidir. İsrail-Filistin hattında gerçekleşebilecek bir vekâlet savaşı ihtimali maalesef hem Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgeye uçak gemisi intikal ettirmesiyle hem de Rusya ve İran'ın yapmış olduğu açıklamalarla giderek güçlenmektedir. Suriye-İsrail sınır hattında bulunan ve hâlihazırda İsrail'in işgali altında olan Golan Tepeleri üzerinde bu çatışma ortamının Suriye-Irak eksenine doğru yayılma ihtimaline karşı son derece dikkatli olmalıyız.

Türkiye Cumhuriyeti devleti, Atatürk'ün inşa ettiği geleneksel Türk dış politikası ilkelerine dayanarak yakın zamanda ortaya çıkabilecek çok aktörlü ve çok katmanlı bir savaş ihtimaline karşı son derece temkinli ve dengeli bir dış politika ortaya koymak mecburiyetindedir. Sayın Genel Başkanımız Meral Akşener'in devlet aklıyla ifade ve ilan ettiği gibi İYİ Parti bu süreçte başta İsrail ve Filistin olmak üzere tüm uluslararası toplumu soğukkanlı olmaya, intikam duygularından uzak kalmaya ve meseleye kalıcı bir çözüm bulmak için gayret göstermeye davet etmektedir.

Müslümanlara zulmetmeyi meşru gören emperyalist zihniyetin karşısındayız, yüce dinimiz İslam’ı kanlı terör eylemlerini meşrulaştırmaya çalışmak için kullanan cehaletin de karşısındayız. Türk milleti sahip olduğu vakar ve yüksek hasletlerle daima adaletten ve onurlu bir barıştan taraf olacaktır.

Diğer taraftan, bir gerçeği daha ifade etmek gerekir; Filistin-İsrail arasında 2 devletli çözüm ihtimalinin altını oyan taraf İsrail’dir, İsrail’in on yıllardır bölgede uyguladığı yayılmacı politikaları ve hukuksuz işgalidir. Bildiğiniz üzere 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Batı Şeria, Kudüs ve Gazze İsrail tarafından işgal edilmişti. İşte o günden bugüne kadar İsrail'in işgal ettiği bölgelerde uyguladığı yerleşim politikası bugün bölgede yaşanan güvenlik krizinin en temel sebebidir. Türkiye’nin tezi adildir. İsrail-Filistin meselesinde onurlu bir barış istiyorsak, artık bölgede kan dursun, bu mezalim sona ersin istiyorsak bu ancak 1967 öncesi sınırlara dönerek, Doğu Kudüs'ün Filistin'in başkenti olduğu hakkaniyetli bir taksimle, 2 devletli çözümle gerçekleşebilir. İsrail ordusunun hiçbir kural ve kaide tanımadan hareket edeceklerine dair yaptığı açıklamalar son derece vahimdir. İsrail şunu bilmeli ki eğer kuralsız ve kanunsuz hareket edeceklerse devlet olmanın gerektirdiği vasıfları kaybedeceklerdir. Gazze şeridinde kullanılan bu orantısız şiddetin bir an önce son bulması en büyük temennimizdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Azerbaycan devletinin 19 Eylül’de Dağlık Karabağ'da başlattığı terörle mücadele operasyonu ve Ermeni güçlere yasa dışı rejime son vermeleri çağrısı sonucu operasyonun Azerbaycan tarafında başarıyla tamamlanmasının hem Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü hem de bölgedeki barış ve istikrarın devamlı hâle gelmesi açısından önemli görüyoruz. Karabağ sadece Azerbaycan'ın değil, her Türk’ün gönlünde yer bulan bir dava olmuştur. Bu haklı davanın nihayete kavuştuğunu görmek her Türk için olduğu gibi bizim açımızdan da sevindiricidir. Şüphesiz ki Karabağ bizim için bir hasret olmakla birlikte özgürlüğün de sembolüdür. Tarihin gördüğü en büyük soykırımlardan birinin yaşandığı Hocalı’nın Azerbaycan kontrolüne geçmesinden dolayı haklı bir gurur ve mutluluk duyuyoruz. Karabağ’da hak nihayet yerini bulmuş, Türk’ün bayrağı yani Azerbaycan Bayrağı hak ettiği yerde dalgalanmıştır. Karabağ Türk’tür ve ebediyen Türk olarak kalacaktır. Sahada kazanılan zaferin masada tescil edilmesi Dışişleri Bakanlığımızın önünde tarihî bir misyon olarak bulunmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Usta.

ERHAN USTA (Samsun) – Teşekkür ederim.

Bu fırsat iyi değerlendirilirse Azerbaycan ile Türkiye arasında doğrudan bir ulaşım köprüsü sağlanacak, Türk dünyasının entegrasyonu için büyük bir adım atılacaktır. Zengezur Koridoru’yla bölgede huzur ve istikrar tesis edilecektir. İYİ Parti, dün olduğu gibi bugün de dost ve kardeş ülke Azerbaycan’ın Karabağ’daki haklı mücadelesini sonuna kadar desteklemektedir.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz talebi Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan Akçay’a aittir.

Buyurun Sayın Akçay.

33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 7 Ekim Cumartesi günü Filistin ve Gazze’de başlayan olaylara ve Milliyetçi Hareket Partisinin meseleye bakışına, barışın yolunun Türkiye’den geçtiğine ilişkin açıklaması

ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

7 Ekim Cumartesi günü Filistin ve Gazze’de başlayan olaylar, başta Gazze olmak üzere Filistin şehirlerinde kanlı bir savaş hatta savaş ötesi bir vahşet hâline gelmekte. Kadın, çocuk ve yaşlı demeden savunmasız insanların hedef alındığı görülüyor. Sivil can kayıplarının haklı ve geçerli bir bahanesinin asla olamayacağı da açıktır.

İsrail'in yıllarca Filistinli kardeşlerimize zulmü, dünyanın gözü önünde tarifi ve tahammülü olmayan insanlık suçları hepimizin malumu. Uluslararası hukuk çiğnenmiş ve Birleşmiş Milletler kararları da daima yok sayılmıştır. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak bu meseleye bakışımızı müteaddit defa ifade etmekle birlikte başlıklar hâlinde tekrar hatırlatmakta fayda görüyoruz.

Öncelikle, derhâl ateşkesin tesis edilmesi gerekmektedir ve taraflar eş zamanlı olarak itidalli, sükûnetli ve aklıselim bir çizgiye gelmelidir. Ayrıca, Hükûmetin dengeli ve sorumlu duruşunu da destekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanının diplomasi ve diyalog kanallarını aktif hâle getirilmesine yönelik attığı ve atacağı adımlar mutlaka desteklenmelidir. Birleşmiş Milletler de acilen devreye girmelidir. Uluslararası toplumun ve kuruluşların sorumluluklarını yerine getirip şiddeti ve savaşı önleyecek, barışı tesis edecek bir tutum almaları gerekirken bunun yerine kargaşa, kaos, şiddet ve savaşı körükleyecek tutum takınmaktadırlar. Maalesef, Amerika Birleşik Devletleri'nin savaş gemilerini Doğu Akdeniz'e getirmesi bu kargaşa, kaos, şiddeti körükleyen ve köpürten politikanın en son örneğidir. Bu savaş gemilerinin bölgeye getirilmesinin bölgede yaşanan hadiselerin çok çok dışında birtakım sebeplere ve amaçlara matuf olduğunu düşünüyoruz.

Türkiye uluslararası arenada yürüttüğü dengeli politikalarla ve yürüttüğü ikili ilişkilerle diplomasiye ve barışa şans tanıyor. Dolayısıyla barışın yolunun Türkiye'den geçtiğini düşünüyoruz. Türkiye, Suriye, Libya, Irak, Karabağ ve Rusya-Ukrayna krizinde olduğu gibi Filistin meselesinde de dünyanın bir umududur. Filistin ile İsrail arasındaki çatışmaların bölgesel bir nitelik kazanmadan hatta küresel alana sıçrama ihtimalini de hesaba katarak taraflar arasındaki barış görüşmelerinin ortamı derhâl inşa edilmelidir. Bağımsız, egemen, siyasi ve toprak bütünlüğünü tescillemiş ve 1967 sınırları dâhilinde başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin tanınması ve temelinin atılması ertelenemez ve geciktirilemez bir mecburiyettir.

Ayrıca, bugünkü yapmış olduğumuz görüşmeler ve yapacağımız genel görüşmenin ve akabinde Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak yayınlamayı düşündüğümüz ve arzu ettiğimiz ortak bildirinin de biraz evvel ifade ettiğim görüşler doğrultusunda barışa, huzura, güvene, hakkaniyete ve adalete hizmet etmesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Grubu adına söz talebi Grup Başkan Vekili Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’a aittir.

Buyurun Sayın Oluç.

34.- Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç’un, 14 Ekim 2022’de Amasra’da meydana gelen maden patlamasında 43 madencinin hayatını kaybettiği davaya ve sorumlular hakkında disiplin soruşturmasının bile başlatılmadığına, zırhlı araçların çarpması sonucu yaşanan ölümlere ve cezasızlık anlayışına ve valiler ve kaymakamlar eliyle, 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan erteleme ve yasaklama kararı verildiğine ilişkin açıklaması

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, sayın vekiller; geçen yıl 14 Ekim 2022’de Amasra'da meydana gelen maden patlamasında 43 madenci hayatını kaybetmişti, yaklaşık bir yıl geçmiş oldu, iki gün sonra 14 Ekim. O zaman bir soruşturma başlatıldı bu kapsamda; madenin müessese müdürü, işletme müdürü ile iş güvenliği uzmanlarının da aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı ve Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinde görevli 23 kişi hakkında açılan davada da olası kasıtla öldürme, bilinçli taksirle öldürme ve taksirle öldürme iddialarıyla çeşitli hapis cezaları talep edildi. Şimdi, yani düşünün, olası kasıtla, bilinçli taksirle öldürme suçlarından yargılanıyor bu sanıklar. Çok önemli bir durum, değil mi? Fakat ilginç bir şey oldu; bu, dava dosyasına giren bir yazıda ortaya çıktı: 43 madencinin ölümüyle ilgili yargılanan bu sorumlular hakkında disiplin soruşturması bile başlatılmamış yani bu kadar ağır suçlamalarla dava açılmış ama herhangi bir disiplin soruşturması başlatılmamış bunlar hakkında. Davanın avukatları, tabii, protesto ettiler bu durumu ve düşünün, normalde bir kamu kurumunda 3 top kâğıt kaybolsa disiplin soruşturması açılır ama bu kadar ağır iddialarla yargılanan kişiler hakkında açılmamış disiplin soruşturması. Türkiye Taşkömürü Kurumunu bu kadar uzun süre disiplin soruşturması açmamış olması nedeniyle elbette ki eleştiriyoruz, yasa ve yönetmeliğe aykırı olduğunu özellikle vurguluyoruz. İnsan hayatını bu kadar ucuz gören bir anlayış, gerçekten bu iktidar anlayışı kamunun bütün kurumlarına sızmış vaziyette. Bu konunun takipçisi olacağız. Derhâl idari ve disiplin soruşturması yapılması gerekiyor, bunu özellikle belirtmek istiyoruz.

Şimdi, başka bir konu, burada çok sık konuştuk, bunu dile getirdik, geçtiğimiz dönemde de dile getirdik. Biliyorsunuz, bu zırhlı araçlarla, onların kullanılması sırasında yaşanan ölümler var. Son on beş yılda zırhlı araçların, asker ve polislerin kullandığı araçların çarpması sonucu 21’i çocuk toplam 44 kişi yaşamını yitirdi. Bunu hep konuştuk, konuşmaya da devam ediyoruz, yani neden hep Kürt coğrafyasında bu kazalar yaşanır? “Neden mesela İstanbul'da, Antalya'da, Trabzon'da, İzmir’de, Tokat'ta ya da herhangi bir başka ilde bunlar yaşanmaz da Diyarbakır'da, Mardin'de, Şırnak'ta, Hakkâri'de, Van'da hep böyle şeyler yaşanır?” diye daha evvel de bunu hep dile getirdik. Tabii ki yani neden olduğunu biz biliyoruz, bu şekilde ölümlerin çoğunun Kürt coğrafyasında yaşanmasının anlamının ne olduğunu biliyoruz. Yani savaş ya da çatışma sırasında kullanılmak üzere tasarlanmış olan bu araçların -zırhlı araçlardan söz ediyoruz- yaşam alanlarında son sürat hız yaparak kullanılması, pervasızca dolaşması Kürt çocuklarının ölümüne neden oluyor, bu çok açık ortada. Bunlara trafik kazası demek mümkün değil, aslında açıkça cinayet bunlar. Esas sorun şu: Cezasızlıkla hep devam ediyor bu süreç ve gerçekten bu zırhlı araçları kullananları da bu cezasızlık politikası hem ödüllendiriyor hem de teşvik etmiş oluyor, bunu bu şekilde yapmalarını.

Şimdi, bir tane örnek var: Diyarbakır’ın Merkez Bağlar ilçesinde 27 Aralık 2019’da zırhlı polis otobüsünün çarpması sonucu bir çocuk, Cihan Can hayatını yitirdi; davası görüldü, bir karar çıktı. “Karar çıktı.” deyince hani herkes “Aa, ne güzel!” diye düşünecek. Adli Tıp Kurumu başta olmak üzere 3 ayrı yerden alınan rapora göre yüzde 100 kusurlu olan bir polis memuru var. Mahkeme üç yıl hapis cezası verdi, üç yıl; sonra hapis cezasını iyi hâl indirimiyle 21.200 liralık bir para cezasına çevirdi. Yani bir Kürt çocuğunun hayatı bu kadar ucuz. Mahkemenin verdiği bu ceza günlük 20 Türk lirasından hesaplanan bir ceza yani ne denebilir buna? Yani, bazen, hani “Sözün bittiği yerdeyiz.” diyor ya insan, gerçekten sözün bittiği yer işte böyle bir yer.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Buyurun Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) – Cezasızlık anlayışından vazgeçmezse bu iktidar, bu tür suçların ceza almasına yol açacak bir uygulama bir an evvel gündeme gelmezse “kaza” adı altındaki bu tür cinayetlerin de işlenmeye devam edeceğini ve ağırlıklı olarak da kolluk kuvvetlerinin kullandığı zırhlı araçlar sonucunda, onların yaptıkları kazalar sonucunda Kürt çocuklarının ve gençlerinin hayatlarını kaybetmesinin devam edeceğini söylüyoruz. Bir an evvel önlem alınması gerekiyor. Her seferinde bunu konuşmaya devam edeceğiz, bunu da özellikle belirtmiş olayım.

Şimdi, sayın vekiller, yine -yeni bir şey değil, kaç yıldır bunu hep konuşuyoruz burada, geçtiğimiz dönemde de konuştuk- valiler eliyle, 2911 sayılı Kanun’la düzenlenen yetkiyi aşan bir erteleme ve yasaklama kararı illerde veriliyor. İçişleri Bakanlığı bu konuda valileri ve kaymakamları uyaran bir yazı gönderiyor ve valiler ile kaymakamlar kendi illerindeki, ilçelerindeki demokratik hakların kullanılmasını engelliyorlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) – Yine, birçok ilde bu son birkaç gün içinde böyle bir durumla karşı karşıya kalındı ve valiler kanunlara, Anayasa’ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırı olarak kendi illerinde iki gün, üç gün, bir haftaya kadar varan eylem ve etkinliklerin yasaklanmasına yönelik açıklama yaptılar. Birçok ilde dediğim gibi bu. Aslında baktığımızda barışçıl toplanma özgürlüğü temel bir insan hakkıdır, Anayasa’mızda yazar, insanlar toplantı ve gösteri haklarını kullanabilirler, açıklama yapma hakkı vardır ama bunların hepsini bir kararnameyle, bir genelgeyle valiler ve İçişleri Bakanlığı engellemektedir. Bunun bir insan hakkı ihlali olduğunu, anayasa ihlali olduğunu söylüyoruz, söylemeye de devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) – Bitiriyorum efendim.

BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Oluç.

HAKKI SARUHAN OLUÇ (Antalya) – Ve bugün bu yasaklamalar nedeniyle birçok insan gözaltına alındı. Neden? “Savaşa hayır.” diye açıklama yapmak istedikleri için, basın açıklaması yapmak istedikleri için bir araya gelen insanlar gözaltına alındılar. Nerede oldu? Urfa’da oldu, Şırnak'ta oldu, Mardin'de, Mersin'de, Adana'da, Van'da bu gözaltılar yaşanıyor. Yani “Savaşa hayır.” diye açıklama yapmak isteyenleri valilik ve kaymakamlık kararıyla gözaltına aldırıyorlar ve “Savaşa hayır.” demek mümkün olmuyor. Bu da tabii bu iktidarın çok büyük bir çelişkisi. Bir taraftan “Savaş engellensin, barış olsun.” diye itidal çağrısı yapan iktidar, öbür taraftan İçişleri Bakanlığı, valiler ve kaymakamlar eliyle de yurttaşların savaşa karşı protesto etme haklarını açıkça engelliyor. Biz de bunu kınıyoruz ve protesto ediyoruz, bir kez daha bunu dile getirmiş olayım.

Teşekkür ediyorum. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’a aittir.

Buyurun Sayın Başarır.

35.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay’a, açıklanan Küresel Gıda Fiyat Endeksi’ne göre Türkiye’nin sıralamadaki yerine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının “mücbir sebep” açıklamasına, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen emeklilere verilecek 5 bin lirayla ilgili maddenin önerge verilerek değiştirilebileceğine, çiftçilerin perişan durumda olduğuna ve Rus yetkililerin Akkuyu Nükleer Santrali’yle ilgili yaptıkları açıklamalara ilişkin açıklaması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan, bugün, Anayasa’ya aykırı olarak cezaevinde tutulan Can Atalay’ın dosyası Anayasa Mahkemesinde görüşüldü. Maalesef başvuru ileri bir tarihe ertelendi.

Biliyorsunuz ki Anayasa Mahkemesi, daha önce vermiş olduğu kararlarda, Kadri Enis Berberoğlu ve Mustafa Balbay hakkında Anayasa’nın 67’nci maddesinin -seçme ve seçilme hakkının- ihlal edildiğine hükmetmişti. Bugün de Anayasa Mahkemesinin bir milletvekili hakkında karar vermesi gerekiyordu ama ileri bir tarihe attı.

Eski Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Can Atalay için “Onu kapıda karşılarım.” demişti. Yine, Cumhuriyetçi Millet Partisinden milletvekili seçilmiş olan Osman Bölükbaşı -ki Meclise hakaretten tutuklanmıştı- altmış yedi yıl önce cezaevinde bir daha seçildi, koğuşta yemin etti ve dokunulmazlığı kazandığı gün tahliye edildi. Üzülerek söylüyorum ki altmış yedi yıl önceki hukuktan çok daha gerideyiz. Anayasa Mahkemesi bir an önce karar vermeli.

Küresel Gıda Fiyat Endeksi’nin gıda enflasyon rakamları yayınlandı. Türkiye gıda enflasyonunda dünyada 1’inci sırayı aldı. Evet, temmuz ayında gıda enflasyonu yüzde 60 civarındayken eylülde bu rakam 75,7 oldu. Maalesef ki işçi, emekli, köylü, öğrenci beslenemiyor. Bu konuda dünyada 1’inciliği alan bir iktidar var. Şimdi, bunun gerekçelerini garip garip durumlarla açıklıyorlar; Çalışma Bakanı “mücbir sebep” dedi.

Arkadaşlar “mücbir sebep” hukuki bir terim. Ben bu Bakana sormak isterim: Pandemi, evet, bir mücbir sebep ama pandemide sokağa çıkma yasağında bu 5 şirkete, sokakta bir tane araba, uçan bir tane uçak olmamasına rağmen garanti ettiğimiz paralarını tıkır tıkır verdik. Neden bugün emekliye gelince mücbir sebep? Mücbir sebep, uygulanması gereken yerde uygulanmadı, emekliye yapılan zamma ve gıda enflasyonuna mücbir sebep. Önce bunun ne demek olduğunu Bakan bir bilmeli, nerede uygulanıp uygulanmayacağını bilmeli. Gerçekten Türkiye’de bir sefalet, bir yoksulluk var.

Hemen buradan emekliye geçiyorum. Evet, çalışmak zorunda bırakılan emeklilerle ilgili rakamlar: Yılın ilk dokuz ayında 60-65 yaş üştü 22.115 kişi iş için başvuruda bulunmuş, 338’i kadın. Bunlardan 6.349’u işe yerleştirilmiş ve 60 yaş üstünde bir yıldır iş bekleyen 5.156 kişi var; ülke bu durumda.

Değerli arkadaşlar, 5 bin liralık ödemeyi çalışan emeklilere vermeme gerekçesini Bakan -ne demiştik- mücbir sebep olarak açıkladı. Şimdi bir rakam daha vermek istiyorum: İŞ-KUR’a başvuran ve kayıtlı olarak çalışan emekli dışında kayıt dışı olanlar var. Maliye Bakanı “61 milyar ikramiye vereceğiz.” dedi. Bu hesapla 3,5 milyon emekli bu 5 bin liralık ikramiyeyi de alamayacak. Şimdi görüşülen Plan ve Bütçe Komisyonu torba yasasında emekliyle ilgili 5 bin liralık madde geldi; bir önerge veriyor milletvekili arkadaşlarımız “Gelin, bunu en az 15 bin lira yapalım.” diyor. Haydi, ben 2 gruba da sesleniyorum: Gelin, bunu 15 bin lira yapın. Yapın!

HALUK İPEK (Amasya) – Para nerede?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ayrımsız, çalışan-çalışmayan herkese bunu yapalım, bizim görevimiz bu. Tamam, saraydan böyle geldi ama bu Meclis olarak “5 bin lira yetmiyor, Plan ve Bütçe Komisyonunda bir teklif var, bunu değerlendirelim.” diyelim. Bakalım ne diyecekler, ben merak ediyorum? Plan ve Bütçe Komisyonunda ne diyecekler, Genel Kurula geldiği zaman ne diyecekler? Ama önerilen rakam da en düşük 7.500 lira emekli maaşı da utanç verici bir rakamdır. Sadaka gibi 5 bin lira para vereceksin, zammı ocakta yapacaksın ve çalışan-çalışmayan ayrımını bu Meclise getireceksin, Anayasa’yı ihlal edeceksin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Diğer bir durum, çiftçiler. Maalesef çiftçiler perişan durumda. Pamuk, ayçiçeği, limon, mısır, pancar üreticileri maalesef ürettikleri ürünleri maliyetine satamıyorlar. İşte, en çok ilgilenen arkadaşlarımızdan birisi yanımda, çiftçilerimiz ekim sürecinde mutlaka destek görmeliler. Bütçede kanuna göre bütçenin yüzde 1’i oranında destek verilmesi gerekir, bu verilmiyor; çiftçi 7 bölgede, tüm illerde perişan durumda.

Sayın Başkan, Akkuyu’yla ilgili süreci yaklaşık on gündür Mecliste tartışıyoruz. Akkuyu’daki şirketin CEO’su “Burası bizimdir, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir söz hakkı yoktur.” dedi. Diğer direktör, topraklarımızla alakalı “Burası bir limandır, bizim limanımızdır.” dedi. Dün de Putin konuştu “Oranın proje aşamasından kapatılacağı güne kadar tüm söz hakkı Rusya'nındır.” dedi, bunu Rusya Devlet Başkanı söyledi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayalım Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Rusya Devlet Başkanının topraklarımızdaki bir liman için “Projeden kapanacağı güne kadar söz hakkı benim.” demesi benim yüzümü kızarttı, iktidar ne düşünüyor merak ediyorum. Putin bu konuda açıklama yaparken, muhalefet günlerdir bu konuda konuşurken, Cuneyd Zapsu bu konuda yönetimden istifa edip dava açmışken -kendi verdiği yöneticisi- hâlâ Enerji Bakanının, hâlâ Cumhurbaşkanının tek bir açıklama yapmaması utanç verici bir durumdur. Türkiye Cumhuriyeti topraklarında hiçbir ülke tek başına karar alamaz, bu ülkede bir çivi bile çakacaksa izin almalıdır ama şirketin CEO'su…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Tamamlıyorum.

…ve bay Putin diyor ki: “O topraklar da liman da santral de bizimdir. Biz açarız, biz kapatırız.” Ve şu anda 5 bin Rus görevli Silifke ve Gülnar’da, Mersin topraklarında. Çıkın, bu konuda konuşun, eğer böyleyse bu rezalete son verin. Yüz yıllık cumhuriyet tarihimizden bugüne kadar böyle bir rezaleti ne Mersin’de ne Türkiye'de yaşamadık.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’na aittir.

Buyurun Sayın Yenişehirlioğlu.

36.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Gazze’nin orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun bir saldırı karşısında olduğuna ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuyla ilgili gerçekleştirdiği telefon diplomasisine, Diyarbakır Annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattıkları evlat nöbetlerinin 5’inci yılına ve Türk ordusunun sınır ötesinde terörle mücadelesini uluslararası hukuka uygun olarak devam ettirdiğine ilişkin açıklaması

BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) – Teşekkür ederim Başkanım.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlar; Filistin ve İsrail arasında yaşanan gerilim bugün İsrail'in sivillere yönelik saldırıları boyutuna geçmiş durumdadır. İşgal altındaki Gazze, suyu ve elektriği kesilerek en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamayacak durumda bırakılmıştır; giriş çıkışları kapatılarak tamamen abluka altına alınmıştır. Binaların hiçbir ayrım gözetilmeksizin bombalar altında bırakılmasıyla Gazze bugün orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun bir saldırı karşısındadır. Taraflarca bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak, sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi gerekmektedir.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İsrail-Filistin arasındaki üzücü gelişmelerin yaşandığı andan itibaren Filistin Devlet Başkanı, İsrail Cumhurbaşkanı, Mısır Cumhurbaşkanı, Katar Emiri, Lübnan Başbakanı, Malezya Başbakanı, Rusya Devlet Başkanı ve Birleşmiş Milletler Genel Sekreteriyle bölgedeki son durumla ilgili telefon diplomasisi gerçekleştirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız, Gazze halkının yaşadıklarının son bulması, çatışmaların bir an önce durması ve gerilimin düşürülmesi için elinden geleni yapmaktadır ve yapmaya devam edecektir ancak bölgede kalıcı barış ve huzurun ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan, 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulması ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla mümkün olacaktır. Mesele, sadece oradaki mazlum ve mağdurların sorunu değildir; gelinen nokta itibarıyla mesele, dünyanın tamamının ve bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur. Filistinli kardeşlerimizle daima dayanışma içinde olurken bölgede gerilimi tırmandıracak, daha fazla kan akmasına yol açacak, sorunları daha da derinleştirecek her türlü adımdan imtina edilmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Bir diğer husus, Diyarbakır Annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattıkları evlat nöbetlerinin 5’inci yılıdır. Beş yıl önce nöbete başlayan, yaz-kış demeden yürekleriyle teröre karşı mücadele eden Diyarbakır Annelerimizi saygıyla selamlıyorum. Büyük bir dayanışma ve kararlılıkla beş yıldır sürdürülen oturma eylemine 366 aile katıldı, bugüne kadar 46 ailemiz evladını terörün pençesinden kurtardı. Gösterdikleri cesaret ve terör örgütlerine verdikleri net mesaj nedeniyle kendilerine şükran borçluyuz. Devletimizin terörle mücadeleye karşı kararlı tutumu sayesinde, düne kadar acılarını içine atan, lanet terör örgütü nedeniyle feryatlarını dile getirmeyen annelerimiz için 3 Eylül 2019 tarihi bir dönüm noktası oldu. 15 yaşlarında nice çocuklar kandırılarak dağa götürülüyor, kimileri infaz ediliyor, tacize uğruyor, sömürülüyor, pervasızca ölüme yollanıyor, ailelerin çocuklarının akıbetleriyle ilgili hiç haberi olmuyor; anneler artık yüreklerini ortaya koyuyor ve çocuklarının kaçırılmasına itiraz ediyor. Çocuk yaştaki evlatları dağa kaçırılan, “Terörü ve teröristi istemiyorum, evladımı istiyorum.” diyen Diyarbakır Annelerinin evlat ve vicdan nöbeti tüm insanlığa yapılmış bir çağrıdır ve bu acılı annelerin yanında olmak bir insanlık görevidir. Annelerimizle dayanışma içinde olmak insan olmanın erdemiyle hareket etmektir. Diyarbakır Annelerinin evlatlarına kavuşma azmini hiçbir şey kıramaz. Evlatları için verdikleri mücadelede 5’inci yılına giren cesaret timsali annelerimizi hürmetle selamlıyorum. Diyarbakır Annelerine kör ve sağır olanlar bilsinler ki devletimiz annelerimizin sonuna kadar yanında olacak.

Bugün şanlı Türk ordusunun terörle mücadelesi tek bir vatandaşımızın kılına zarar gelmeyecek şekilde, orada yaşayan vatandaşlarımızın yakalarına yapışan, onları yerlerinden yurtlarından etmeye çalışan, çocuklarını dağa kaçıran, eli kanlı terör belasını sona erdirmek üzere kararlı bir şekilde devam etmektedir; aynı şekilde, sınır ötesinde PKK-YPG terör örgütlerine karşı, orada yaşayan tek bir sivilin kılına zarar gelmeyecek şekilde, uluslararası hukuka uygun olarak devam ettirilmektedir.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum efendim.

BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

2.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal’ın, esas komisyon olarak Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale edilen (2/1128) esas numaralı Kanun Teklifi’ni geri aldığına ilişkin önergesi (4/19)

BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, esas komisyon olarak Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna havale edilen (2/1128) esas numaralı Kanun Teklifi Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal tarafından geri alınmıştır.

Bilgilerinize sunulur.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının 2 tezkeresi vardır, ayrı ayrı okutup oylarınıza sunacağım.

B) Tezkereler

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Avrupa Birliği (AB) Konseyi İspanya Dönem Başkanlığı tarafından 26-27 Ekim 2023 tarihlerinde İspanya’nın Başkenti Madrid’de “Avrupa Birliğinde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferansa katılımın sağlanması hususuna ilişkin tezkeresi (3/768)

12/10/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Avrupa Birliği (AB) Konseyi İspanya Dönem Başkanlığı tarafından 26-27 Ekim 2023 tarihlerinde İspanya’nın başkenti Madrid’de “Avrupa Birliğinde İstikrar, Ekonomik Koordinasyon ve Yönetişim” konulu parlamentolar arası konferans düzenlenecektir.

Söz konusu konferansa katılım sağlanması hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9’uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Diğer tezkereyi okutuyorum:

2.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin, Uluslararası Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi’ne katılmak üzere 23-24 Ekim 2023 tarihlerinde Çekya Cumhuriyetine resmî bir ziyarette bulunması hususuna ilişkin tezkeresi (3/769)

11/10/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Profesör Doktor Numan Kurtulmuş ve beraberindeki Parlamento heyetinin Uluslararası Kırım Platformu II. Parlamenter Zirvesi’ne katılmak üzere 23-24 Ekim 2023 tarihlerinde Çek Cumhuriyeti’ne resmî bir ziyarette bulunması hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9’uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.

 

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

BAŞKAN – Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza sunacağım.

VIII.- ÖNERİLER

A) Danışma Kurulu Önerileri

1.- Danışma Kurulunun, Genel Kurulun 12/10/2023 Perşembe günkü birleşiminde yapılacak olan (8/16) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi üzerinde siyasi parti grupları adına yapılacak konuşmaların iki konuşmacı tarafından kullanılabilmesi önerisi

No: 5 12/10/2023

Danışma Kurulu Önerisi

Danışma Kurulunun 12/10/2023 Perşembe günü (bugün) yaptığı toplantıda Genel Kurulun 12/10/2023 Perşembe günkü birleşiminde yapılacak olan (8/16) esas numaralı Genel Görüşme’de siyasi parti grupları adına yapılacak konuşmaların 2 konuşmacı tarafından kullanılabilmesi önerisinin Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.

 Numan Kurtulmuş

 Türkiye Büyük Millet Meclisi

 Başkanı

 

 Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu Ali Mahir Başarır

 Adalet ve Kalkınma Partisi Cumhuriyet Halk Partisi

 Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili

 

 Hakkı Saruhan Oluç Erkan Akçay

 Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Milliyetçi Hareket Partisi

 Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili

 

 Erhan Usta Bülent Kaya

 İYİ Parti Saadet Partisi

 Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili

BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul Edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmına geçmeden önce İç Tüzük 60’ıncı maddeye göre kısa bir söz talebinde bulunan 5 sayın milletvekiline yerinden bir dakikalık söz hakkı vereceğim.

Uşak Milletvekili Sayın Ali Karaoba...

VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

37.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak Güney Çevre Yolu’na, ilişkin açıklaması

ALİ KARAOBA (Uşak) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Leyla ile Mecnun’un kavuşmamasını aratmayacak bir hikâyemiz var Uşak’tan; yıllardır ne zaman seçim vakti gelse gündemden düşmeyen, yarım yamalak planlamalarla gündeme gelen Uşak Güney Çevre Yolu. Size her seçim öncesi oynanan tiyatroyu anlatayım: Seçim vaadi olarak yolun belirli kısımlarını davullarla, zurnalarla açıyorlar, ziyaret etmeyen bakan, vali, milletvekili kalmıyor; işin daha da acısı, bu açılan kısımlar üç ay içerisinde çöküyor ve hayati tehlike yaratıyor.

Yine Uşak’ta ölüm kavşağı yapıldı. Gediz Kavşağı projede olmasına rağmen köprü yapılmadan açıldı, devasa göbekte dönmek mümkün değil, trafik ışığı yok; tam anlamıyla ölüm kavşağı. Çevre yolu projesinin faaliyete geçmesiyle bölgede 5 yıldızlı oteller olacak hayaliyle yola çıkanlar on yıldır bitirilmeyen bir projeyle baş başa bıraktılar.

Uşak ve Uşaklılar, ölüm yolu değil vergilerinin karşılığı olarak söz verilen yolun yapılmasını istiyor. Uşak hakkını alacak.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız…

Buyurun Sayın Tahtasız.

38.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, berber, kuaför ve güzellik uzmanlığı alanlarında devlet katkı ödemesinin kaldırılmasına, staj mağdurlarına ve esnafın kepenk kapattığına ilişkin açıklaması

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) – Teşekkürler Sayın Başkan.

Mesleki eğitim merkezlerinin ve meslek liselerinin en fazla mezun verdiği meslek dallarından biri olan berber, kuaför ve güzellik uzmanlığı alanlarında yeni kayıtlar için devlet katkısı ödemesinin kaldırılması sektörü sıkıntıya düşürecektir. Pandemide can çekişmiş olan esnafımıza bu destekler can suyu olmuştu. Berber, kuaför ve güzellik uzmanlığı sektörleri de yeni kayıtlar için devlet katkısı ödemesine dâhil edilmelidir. Ayrıca, staj gören genç kuşaklarımızın sigorta başlangıç tarihleri emeklilik için baz alınmalıdır, staj mağdurlarının sorunu çözülmelidir.

2023 yılının ilk sekiz ayında 71.500 esnafımız kepenk kapattı. KOBİ’lerin banka borcu 2 trilyon 868 milyar oldu, borcu takibe düşen KOBİ sayısı 330 bine ulaştı. Yüksek faiz, yüksek kur, fahiş vergiler esnafa kepenk kapattırdı. Kontrolden çıkan kira, elektrik, doğal gaz, BAĞ-KUR, SSK prim maliyetleri küçük esnafı zor durumda bırakırken siz bu…

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN – Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur...

Sayın Güzelmansur, buyurun.

39.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, İskenderun’un sanayi sitesi sorununa ilişkin açıklaması

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İskenderun sanayisinin en büyük sorunu bir sanayi sitesinin olmaması. Mevcut sanayi sitesi bir mahallenin içerisinde, ciddi sorunları var. İş yerleri çok küçük, eski ve harap vaziyette. Dolayısıyla verimli çalışamıyorlar, potansiyellerinin gerisinde kalıyorlar. Depremle burada birçok iş yeri de yıkıldı; sanayici esnafın çok ciddi zararları var, tahsil edemedikleri alacakları var. Sanayici diyor ki: “Devlet bize sanayi sitesi yapsın, yer göstersin biz çalışırız, zararımızı da çıkarırız, yatırımı da geri öderiz.” İskenderun’a yeni sanayi sitesi yapılırsa 5 bin kadar yeni istihdam sağlanacak. Buradan iktidara sesleniyorum: Bu zor dönemde sanayicinin yanında olalım, sesini duyalım, İskenderun’a yeni bir sanayi sitesi kazandıralım.

Saygılarımla.

BAŞKAN – Van Milletvekili Gülderen Varli…

Buyurun Sayın Varli.

40.- Van Milletvekili Gülderen Varli’nin, kadın tacizine karşı yapılan basın açıklamasının kriminalize edilmesine ilişkin açıklaması

GÜLDEREN VARLİ (Van) – Sayın Başkan, 1 Ekimde, Van’da girdikleri bir işletmede bulunan 2 kadını taciz ederek etraftakilere Kürt kimliği üzerinden hakarette bulunan 6 uzman çavuş halkın tepkisi üzerine gözaltına alınmıştı. 2 Ekimde bölge illerinde güvenlik güçlerinin taciz olaylarını protesto etmek isteyen kadınlar basın açıklaması gerçekleştirerek tacize karşı tepkilerini ortaya koymuştu. Van Cumhuriyet Başsavcılığı, taciz eden değil açıklama yapan ve temel demokratik hakkı olan ifade özgürlüğü hakkını kullanan kadınlara karşı, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan soruşturma başlatmıştır. Karşı karşıya olduğumuz bu garabet bir sömürge hukuku pratiğidir, kadın düşmanlığının ise somut bir ifadesidir. Kadın tacizine karşı yapılan basın açıklamasının kriminalize edilmesinden başka hiçbir izahatı yoktur. (Yeşil Sol Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN – Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara…

Buyurun Sayın Kara.

41.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, deprem sonrası Hatay’da yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Deprem sürecinde sekiz ayı geride bıraktık. O gün nasıl ki doğru ve sağlıklı bir planlama yapılamadıysa bugün de Hatay’da özellikle sağlık, eğitim ve barınmayla ilgili çok ciddi sorunlarımızla yine baş başayız.

Sağlık çalışanları için özlük hakları ve ekonomik olarak daha iyi gelişmişlik düzeyiyle ilgili çok acil düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin, performansa dayalı bir düzenlemeden acilen vazgeçilmelidir.

Okulların depreme karşı güçlendirilmesi ve tadilat işlemleri hâlen devam etmektedir. Çocuklar, bir an önce, güvenli ortamda, tadilatları bitmiş okullarda eğitim öğretim hayatını sürdürmelidirler.

Eşya yardımıyla ilgili, depremin yaklaşık iki hafta sonrasında dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu dedi ki: “Her zaman olduğu gibi depremzedelerimizin yanındayız ve eşya yardımını en kısa sürede yapacağız.” Şimdi soruyoruz bütün vatandaşlar olarak: Eşya yardımı nerede?

BAŞKAN – Alınan karar gereğince gündemin “Özel Gündemde Yer Alacak İşler” kısmına geçiyoruz.

AK PARTİ Grubu adına Grup Başkan Vekili, Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu; CHP Grubu adına Grup Başkan Vekili, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır; Yeşil Sol Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili, Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili, Manisa Milletvekili Erkan Akçay; İYİ Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili, Samsun Milletvekili Erhan Usta ve Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili, İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin ve İsrail'de başlayan çatışmaların diğer bölgelere de yayılmamasını, sivil can kayıplarının engellenmesini ve bölgede tansiyonunun düşürülmesini teminen ülkemizce sergilenen çabalar konusunda bir genel görüşme açılmasına ilişkin (8/16) esas numaralı Önerge üzerine Genel Kurulun 10/10/2023 tarihli 5’inci Birleşiminde açılması kabul edilen genel görüşmeye başlıyoruz.

IX.- GENEL GÖRÜŞME

A) Görüşmeler

1.- AK PARTİ Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, CHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Yeşil Sol Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, MHP Grubu adına Grup Başkan Vekili Manisa Milletvekili Erkan Akçay, İYİ Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili Samsun Milletvekili Erhan Usta ve Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin ve İsrail’de başlayan çatışmaların diğer bölgelere de yayılmamasını, sivil can kayıplarının engellenmesini ve bölgede tansiyonun düşürülmesini teminen ülkemizce sergilenen çabalar konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/16) [(*)]

BAŞKAN – İç Tüzük’ün 103’üncü maddesine göre genel görüşmede ilk söz hakkı önerge sahibine aittir. Daha sonra İç Tüzük’ün 72’nci maddesine göre siyasi parti gruplarına ve şahıslar adına 2 üyeye söz verilecektir. Alınan karar gereğince siyasi parti grubu adına yapılacak konuşmalar 2 konuşmacı tarafından yapılabilecektir. Önerge sahibi ile şahıslar adına konuşacak milletvekillerinin konuşma süreleri onar dakika, gruplar adına yapılacak konuşmaların süresi yirmişer dakikadır.

Sayın milletvekilleri, genel görüşmenin kapalı oturumda görüşülmesine dair İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre verilmiş bir önerge vardır, okutuyorum:

IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

A) Önergeler (Devam)

3.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde (8/16) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi’nin İç Tüzük’ün 70’inci maddesine göre kapalı oturumda yapılmasına ilişkin önergesi

12/10/2023

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Genel Kurulun 12/10/2023 tarihli 7’nci Birleşiminde (8/16) esas numaralı Genel Görüşme’nin İç Tüzük’ün 70’inci maddesi doğrultusunda kapalı oturumda yapılmasını arz ve teklif ederim.

 Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu

 Manisa

 AK PARTİ Grubu

 Başkan Vekili

BAŞKAN – Kapalı oturumda Genel Kurul Salonu’nda bulunabilecek sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin dışarıya çıkmaları gerekmektedir.

Sayın İdare Amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica ediyorum.

Yeminli stenografların ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

Salonun ve kulislerin boşaltılması için birleşime beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.19

V.- KAPALI OTURUMLAR (Devam)

(Beşinci Oturum Kapalıdır)

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 21.36

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Adil BİÇER (Kütahya), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

-----0----

BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7’nci Birleşiminin kapalı oturumdan sonra açık olarak yapılacak Altıncı Oturumunu açıyorum.

Sayın milletvekilleri, az önceki kapalı oturumda 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin ve İsrail’de başlayan çatışmaların diğer bölgelere de yayılmaması, sivil can kayıplarının engellenmesi ve bölgede tansiyonun düşürülmesi temennisiyle ülkemizce sergilenen çabalar konusunda gerçekleştirdiğimiz genel görüşmenin ardından, aynı konuda siyasi parti gruplarının Başkanlığımıza sundukları müşterek imzalı bir bildirisi vardır. Şimdi bildiriyi okuyorum:

X.- BİLDİRİLER – DEKLARASYONLAR

1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı ile Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Yeşiller ve Gelecek Sol Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi gruplarının ortak imzasıyla hazırlanan, Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleriyle hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınadıklarına; Filistin ve İsrail’i iki devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ettiklerine ilişkin bildirisi

“Türkiye Büyük Millet Meclisinin Ortak Bildirisi

Filistin ve İsrail'de yaşanan çatışmalarda çok sayıda sivil can kayıplarının yaşanması, sivil altyapının hedef alınması ve sivillerin en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak durumda bırakılması vicdanları yaralamaktadır. Krizin başka bölgelere de sirayet potansiyeli, bölgesel güvenlik ve istikrarı ciddi biçimde tehdit etmektedir.

Sivillerin her şartta korunması ve toplu cezalandırma mahiyetindeki uygulamalardan kaçınılması hukukun, vicdanın ve insanlığın gereğidir. Bu gerilimin telafi edilemez sonuçlar doğurmaması için tüm tarafları barış-güvenlik-istikrar vizyonumuz çerçevesinde itidale ve aklıselime davet ediyoruz.

Son yaşananlar, uzun süredir tarifsiz sıkıntı, umutsuzluk ve acılara yol açan Filistin-İsrail meselesinin artık 2 devletli çözüme yönelik yerleşik Birleşmiş Milletler parametreleri temelinde ve müzakereler yoluyla adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözüme kavuşturulması zaruretini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Filistin-İsrail meselesinin çözümü, sonuçları yönetmekten değil, sorunların temelinde yatan sebepleri ortadan kaldırmaktan geçmektedir. Son olaylar, elli altı yıldır devam eden hukuksuz işgal ve buna bağlı politikaların doğurduğu bir sonuçtur.

Toprakları, hayat ve gelecek umutları elinden alınan Filistin halkı, bugün yeni ve emsali görülmemiş bir kuşatma altındadır. 2 milyon insanın yaşadığı ve on altı yıllık ablukayla çoktan bir açık hava hapishanesine dönüşmüş bulunan Gazze'ye sağlanan gıda, enerji ve insani yardımların kesilmesi, sivil yerleşimlerin hedef gözetilmeksizin vurulması uluslararası hukukun açık ve ağır bir ihlalidir.

İşgalle başlayan yasa dışı yerleşimcilerin mülk gaspları, kutsal mekânların statüsünü hiçe sayan saldırı ve provokasyonlarla devam eden ihlaller zinciri ve çifte standartlı uygulamalar, 2 devlet temelindeki çözüm vizyonunu da aşındırmaya devam etmektedir.

Bu itibarla, Filistin topraklarında devam eden işgal uygulamalarının bir an önce sona ermesi ve adil bir barışa ulaşılması şarttır. Başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, tüm uluslararası toplumun artık daha fazla gecikmeksizin 2 devletli çözüm vizyonu temelinde tarafları adil bir çözüme yönlendirmek için sorumluluk alması gerekmektedir.

Orta Doğu’da kalıcı barışın öncelikle Filistin-İsrail meselesinin adil bir çözüme kavuşturulmasıyla mümkün olduğunu ve bunun 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulmasıyla mümkün olabileceğini net bir şekilde yineliyoruz.

Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan tüm siyasi partiler olarak yukarıda sıraladığımız görüşler temelinde taraflardan Filistin ve İsrail’de yaşanan çatışmaları tırmandırmaya son vermelerini ve sivilleri hedef almamalarını bekliyoruz. Gazze’de bitmeyen insani trajediyi derinleştiren kolektif cezalandırma yöntemleriyle hedefi doğrudan siviller olan tüm saldırıları kınıyor; Filistin ve İsrail’i 2 devlet temelinde adil ve kalıcı bir çözüme ulaşmaları için daha fazla gecikmeksizin kalıcı barışa yönelik müzakerelere başlamaya davet ediyoruz.

 Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu Ali Mahir Başarır Hakkı Saruhan Oluç

 Manisa Mersin Antalya

 AK PARTİ Grubu Başkan Vekili CHP Grubu Başkan Vekili Yeşil Sol Parti Grubu Başkan Vekili

 Erkan Akçay Erhan Usta Bülent Kaya

 Manisa Samsun İstanbul

 MHP Grubu Başkan Vekili İYİ Parti Grubu Başkan Vekili Saadet Partisi Grubu Başkan Vekili”

(Alkışlar)

Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.

1’inci sırada yer alan, 17 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlayacağız.

XI.- KANUN TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) Kanun Teklifleri

1.- İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş’un Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Senegal Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ve Eki Protokolün Anlaşmada Değişiklik Yapılmasına Dair Notalarla Birlikte Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/30) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 17)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

2’nci sırada yer alan, 18 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine başlayacağız.

2.- İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş’un Türkiye Cumhuriyeti ile Kongo Demokratik Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığı ile Vergiden Kaçınmaya Engel Olma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi (2/31) ve Dışişleri Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 18)

BAŞKAN – Komisyon? Yok.

Ertelenmiştir.

Bundan sonra da komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından, Anayasa’nın 92’nci maddesi kapsamında sunulan (3/761) esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi’ni görüşmek ve alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 17 Ekim 2023 Salı günü saat 15.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati: 21.43


[(*)] Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelime ifade edildi.

[(*)] (8/16) esas numaralı Genel Görüşme Önergesi’nin ön görüşmeleri 10/10/2023 tarihli 5’inci Birleşiminde yapılmıştır.