TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
90’ıncı Birleşim
4 Haziran 2024 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, Kudüs’e, ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç’ın, Antalya’nın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan’ın, Edirne’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Meclisin 28’inci Dönem milletvekillerinin göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçmesine ilişkin açıklaması
2.- Elâzığ Milletvekili Erol Keleş’in, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
3.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın açıklamalarına ilişkin açıklaması
4.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, Hakkâri halkının iradesini yok sayan kararı tanımadıklarına ilişkin açıklaması
5.- Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz’un, şehit olan Hava Pilot Albay Uğur Yıldız ve Hava Pilot Albay Gökhan Özen’e, geçen hafta Burdur Devlet Hastanesinde diyaliz tedavisi aldıktan sonra rahatsızlanan hastalara ilişkin açıklaması
6.- İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk’ün, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
7.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, Türkiye’nin ve Balıkesir’in hayvancılıkta her geçen gün kan kaybettiğine ilişkin açıklaması
8.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Filistin’in işgalini, Filistinlilerin yaşam haklarının gasbını asla ve asla kabul etmeyeceklerine ilişkin açıklaması
9.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Malkara’da bir sitenin elektrik tesisatı yapılırken müteahhidin dikkatiyle olası bir facianın önüne geçildiğine ilişkin açıklaması
10.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Bayan Voleybol Millî Takımı’na ve Ampute Millî Futbol Takımı’na, Birleşmiş Milletlere, Kayseri’de şehit olan pilotlara ilişkin açıklaması
11.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Amerikalı Müslüman boksör Muhammed Ali’nin vefat yıl dönümüne ilişkin açıklaması
12.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Zonguldak Kömürspor’un küme düşmesine neden olan maça ilişkin açıklaması
13.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Samsun’un Atakum ilçesindeki Kurupelit Marina sahasında yapılacak projeye ilişkin açıklaması
14.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, TOKİ'nin iki yıl önce ilan edilen İlk İş Yerim ve İlk Evim Arsa Projelerine ilişkin açıklaması
15.- Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in, süresiz nafaka düzenlemesine ilişkin açıklaması
16.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, Şanlıurfa’daki Türkiye Kültür Yolu Festivali etkinliklerine ilişkin açıklaması
17.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, çiftçilerin beklentilerine ilişkin açıklaması
18.- Kütahya Milletvekili Mehmet Demir’in, 2 Haziran 2024 Pazar günü Kütahya Tavşanlı’da meydana gelen trafik kazasına ve Kayseri’de şehit olan pilotlara ilişkin açıklaması
19.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Mersin’de Cumhuriyet Halk Partili 7 ilçe belediyesinin başlattığı “Birlikte Başaralım, SMA’lı Çocuklara Umut Olalım” kampanyasına ilişkin açıklaması
20.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Pozantı Devlet Hastanesinin ihtiyaçlara cevap veremediğine ilişkin açıklaması
21.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, yeni müfredata ve Millî Eğitim bütçesinden Maarif Vakfına büyük paralar aktarıldığına ilişkin açıklaması
22.- Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan’ın, Kayseri’de şehit olan pilotlara ve Kırıkkale’nin savunma sanayisi açısından önemine ilişkin açıklaması
23.- Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan’ın, kayyum atamalarına ilişkin açıklaması
24.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Hitit Üniversitesi Güney Kampüsü Sağlık Merkezi Projelerine ilişkin açıklaması
25.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
26.- Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’ın, Kars’ın Digor ilçesinin Mahirbey köyündeki caminin yıkılan minaresine ilişkin açıklaması
27.- Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko’nun, Türkiye’de üretilen ürünlerin yurt dışında daha ucuza satıldığına ilişkin açıklaması
28.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, fahiş fiyatlara ilişkin açıklaması
29.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, 1461 Trabzon Futbol Kulübü ile Iğdır Futbol Kulübü arasında oynanan müsabakanın büyük bir skandala şahitlik ettiğine ilişkin açıklaması
30.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Hükûmet kadrolarının Kırşehir'e verdiği yeni kapalı spor salonu ve şehir stadı sözlerinin seçim dönemiyle sınırlı kaldığına ilişkin açıklaması
31.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Kayseri’de şehit olan pilotlara, TÜİK’in açıkladığı Mayıs ayı enflasyon verilerine, kayyum meselesine ve geçen hafta İsrail’in Refah’ta başlattığı katliamı protesto etmek için bir araya gelenlerin gözaltına alınmasına ilişkin açıklaması
32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, Kayseri’de şehit olan pilotlara, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili kanun teklifine ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük haklarıyla ilgili önergelerine, Küçükçekmece’de çöken binaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin başlattığı çalışmaya ve siyasette bahsedilen yumuşamadan deprem probleminin çözülebilmesine dair bir iradenin ortaya çıkmasını da beklediklerine, Maliye Bakanının “Son iki ayda 65 milyar dolar, dolar girişi oldu, kaynak girişi oldu.” açıklamasına ilişkin açıklaması
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Kayseri’de şehit olan pilotlara, İstanbul Küçükçekmece’de çöken binaya, ülkenin büyük bir bölümünün deprem kuşağında yer almasına ve kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin açıklaması
34.-Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, kumpas davalarının bugün Hakkâri Belediyesine kayyum atamak için gerekçe yapıldığına ve sekiz yıldır Kürt halkının iradesinin yok sayıldığına, İçişleri Bakanlığının bütün bölge illerinde eylem ve etkinlik yasağı getirdiğine, Hilvan’da yenilenen seçime, Hakkâri’de yaşananlara ilişkin açıklaması
35.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kayseri’de şehit olan askerlere, dün gece Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına, Hakkâri Belediye Başkanının görevden alınmasına ve kayyum atanmasına, Ankara, İstanbul ve Balıkesir Belediye Başkanlarının FETÖ’yle iltisaklı olduğu için istifa ettirildiğine, artan enflasyona ve Meclis kapanmadan emeklilerin ve asgari ücretlilerin sorunlarının çözülmesi gerektiğine, Millî Eğitim Bakanının okulların mezuniyet etkinliklerini tasarruf tedbirleri kapsamında yasaklamasına, LGS sorusunda AK PARTİ propagandası yapıldığına ilişkin açıklaması
36.- Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’ün, Kayseri’de şehit olan pilotlar Uğur Yıldız ve Gökhan Özen’e, İsrail'in 7 Ekimden itibaren artırarak sürdürdüğü soykırımı bütün dünyanın izlediğine; İspanya, İrlanda ve Norveç’i Filistin Devleti’ni tanımalarından dolayı tebrik ettiklerine, İslam dünyasının İsrail’in sürdürdüğü soykırıma sessiz kalmasının üzüntü verici olduğuna ve “dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla daha adil, yeni bir dünyanın kurulması zaruretine ilişkin açıklaması
37.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, Mersin Şehir Hastanesinde ve yeni Tarsus Devlet Hastanesinde yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
38.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, TMO’nun hâlen buğday fiyatını açıklamadığına ilişkin açıklaması
39.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, açıklanan çay taban fiyatına ilişkin açıklaması
40.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Süper Lig’e çıkan Bodrumspor’a ve Gençlik ve Spor Bakanlığından beklentilerine ilişkin açıklaması
41.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, Hükûmetin kamu iş yerlerindeki personel servislerini kaldırmasına ilişkin açıklaması
42.- Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu’nun, Hükûmetin depremden dolayı ciddi mağduriyetler yaşayan vatandaşlara mağduriyet üstüne mağduriyet yaşattığına ilişkin açıklaması
43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde’de kapatılan okullara ilişkin açıklaması
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, İsrail terör devletinin yaptığı soykırımı ve onlara destek verenleri protesto hakkını kullananlara karşı yapılan müdahalelerin görüşülmesi ve bundan sonra yapılacak eylem ve protestoların demokratik hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde müdahale olmaksızın gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenlerin müzakere edilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, 24/5/2024 tarih ve 8568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Maarif Vakfı bütçesine 2024 yılı için aktarılacak 5 milyar 702 milyon Türk lirasının eğitim sisteminde oluşturacağı etkiler, eğitim kaynaklarının doğru ve yerinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, kararın eğitimde fırsat eşitliğine olan etkileri, eğitim kalitesinin bu karardan ne derece etkilendiği, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularının incelenmesi, millî eğitim politikalarının gözden geçirilmesi ve Maarif Vakfının faaliyetleriyle ilgili bilgi edinilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3.- DEM PARTİ Grubunun, Hakkâri Milletvekili Vezir Coşkun Parlak ve arkadaşları tarafından, Hakkâri’deki kayyum darbesinin yaratacağı tahribatların tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
VI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın'ın, sürekli hastalık ve kocama gerekçesiyle Cumhurbaşkanı tarafından bazı mahkûmların cezasının kaldırılması talebine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/11656)
2.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Şanlıurfa ilinde sulama birliğinden yararlanan çiftçilere ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11790)
3.- Antalya Milletvekili Aliye Coşar'ın, Antalya'nın Manavgat ilçesinde yaşanan dolu yağışından etkilenen çiftçilere destek verilmesi talebine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11792)
4.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer'in, Niğde'nin Bor ilçesine bağlı Halaç köyünde yapılacak gölet projesinin akıbetine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11795)
5.- Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan'ın, Eskişehir ili içme suyu projesinin akıbetine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11796)
6.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş'in, Giresun yaylalarındaki elektrik aboneliği sorununa ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11797)
7.- Kırklareli Milletvekili Fahri Özkan'ın, TMO tarafından yapılan hububat alımlarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11799)
8.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya'nın, Osmaniye'de gerçekleştirilen dere ıslahı çalışmalarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11800)
9.- İzmir Milletvekili Mehmet Salih Uzun'un, Batman Barajı'ndan tarım arazilerine su verilmesi talebine ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11802)
10.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'in, kırmızı et ithalatına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11804)
11.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, çiftçilerin ekonomik koşullarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11807)
12.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya'nın, Antalya ilinde gerçekleştirilen doğalgaz çalışmalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'nun cevabı (7/11817)
13.- Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç'un, Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesine bağlı Fındık Mahallesi'ndeki Hazineye ait bir taşınmazın kiralanmasına ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11925)
14.- Kocaeli Milletvekili Harun Özgür Yıldızlı'nın, Kocaeli ilinde bulunan NATO petrol boru hattında meydana gelen sızıntıya ilişkin sorusu ve Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın cevabı (7/11927)
4 Haziran 2024 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Yasin ÖZTÜRK (Denizli), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-------0-------
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 90’ıncı Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Kudüs hakkında söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’a aittir.
Buyurun Sayın Yaz.
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, Kudüs’e, ilişkin gündem dışı konuşması
MEHMET SAİT YAZ (Diyarbakır) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail’in Gazze’de ve Kudüs’te masum ve mazlum Filistinlilere karşı tarihte emsali görülmemiş vahşetini bir kez daha dile getirmek için söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, “İsrail” kelimesi Kur'an’da Yakup Peygamber için kullanılır, “Beni İsrail” ise Yakup’un evlatlarına denir. 12 erkek çocuğu bulunan bu Ulu Peygamber’in 7’nci çocuğunun adı “Yahuda”dır. Yahuda, kardeşi Yusuf’u canlı canlı kuyuya atan bir canidir, aynı zamanda, bugünkü Yahudilerin de atasıdır. Öz kardeşini kuyuya atan Yahuda’nın bugünkü torunları Filistin topraklarını işgal ederek oranın yerli, asil ve aziz halkını kuyu misali Gazze’de yer altındaki tünellerde yaşamaya mahkûm ve mecbur etmiştir. Bugün on binlerce kadını ve çocuğu fosfor bombalarıyla diri diri yakmaya devam eden siyonist Yahudiler, Kur'an’da Davut ve İsa Peygamberin diliyle lanetlenmiştir. Bu kavmin çirkin karakterini ve akıbetini sizlere mukaddes kitabımızın bazı ayetleriyle anlatmak istiyorum. Şöyle ki: “Sakın Yahudiler ve Hristiyanların emirleri altına girmeyin. Onlar birbirlerinin velileridirler. Sizden kim onlara boyun eğerse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu asla hidayete erdirmez.”
“Kuşku yok ki müminlerin insanlar içinde en azgın düşmanlarının Yahudiler ve şirk koşanlar olduğunu göreceksin, yine onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olanların da ‘Biz Nasrani’yiz.’ diyenler olduğunu bileceksin çünkü Nasraniler yani Hristiyanlar içinde insaflı din adamları vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.”
“Yahudileri asla sırdaş edinmeyin. Onlar size kötülük yapmaktan geri durmazlar, her zaman sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların ağızlarından nefret taşmaktadır, kalplerinin gizlediği ise daha büyüktür. Düşünmeniz için hakikati tüm yönleriyle işte böyle açıklıyoruz.”
“Size gelince, bakın, siz Yahudi ve münafıkları hâlâ seviyorsunuz ama onlar sizi asla sevmezler. Siz kitabın tamamına inanıyorsunuz, onlar da sizinle karşılaştıkları zaman ‘İnandık.’ diyorlar, yalnız kaldıklarında ise size karşı öfkelerinden parmaklarını ısırıyorlar. Onlara de ki: Öfkenizden ölün. “Şüphesiz Allah kalplerde olanı bilmektedir.”
“Size bir iyilik gelirse bu onları üzer ama başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Eğer sabreder ve sakınırsanız, onların tuzağı size hiçbir zarar vermez.”
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kur’an’daki bu ayetler bize açıkça gösteriyor ki siyonist Yahudi milletine güvenilmez, itimat edilmez, itibar edilmez çünkü onlar anlaşmalara asla riayet etmezler. Bunlar 17 peygamberini dahi acımasızca öldüren vahşi bir millettir. İsrail'in bölgedeki yayılmacı politikası bitmek tükenmek bilmeyen arzımevut hezeyanı ve hırsı bir gün mutlaka onların sonunu da getirecektir.
İsrail'in sonunun felaketle biteceğini de yine bize Kur’an ferman buyurmaktadır: “Biz kitapta İsrailoğullarına şöyle bildirmiştik: ‘Yeryüzünde mutlaka iki defa fesat çıkaracak, çok böbürleneceksiniz.’”
“Bu iki fesattan ilkinin zamanı gelince üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Bunlar, evlerin arasında dolaşıp köşe bucak her tarafı aradılar. Bu, yerine getirilmiş bir vaat idi.”
“Ey İsrailoğulları, bir müddet sonra onlara karşı sizi mal, silah ve evlatlarla tekrar üstünlük kıldık, üstünlük verdik, gücünüzü artırdık, adamlarınızın sayısını daha da çoğalttık.”
“Eğer iyilik ederseniz kendiniz için iyilik etmiş olursunuz, eğer kötülük ederseniz yine kendinize edersiniz. Nihayet ikinci cezalandırma vakti gelince düşmanlarınız onurunuzu çiğneyecek, daha önce girdikleri gibi yine Mescid-i Aksa’ya girecek ve ellerine geçirdikleri her şeyi yıkıp harap edeceklerdir.”
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bizim için en değerli ve en güvenilir kaynak olan kitabımızın kati ihbarına göre, arzımevut yani İsrailoğullarına yeryüzünde vadedilmiş bir toprak veya devlet asla bulunmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Yaz.
MEHMET SAİT YAZ (Devamla) – Gelecekte de yeryüzünde İsrail diye bir devlet olmayacaktır. Yıllardır İsrail'in yaşattığı dehşet ve vahşet altında acı çeken mazlum Filistin halkı, er ya da geç, bir gün mutlaka özgürlüğüne kavuşacak ve 1967 yılı öncesi sınırları içinde bağımsız bir Filistin devleti kuracaktır. Bu hakikat herkes tarafından böylece bilinmelidir. Şu da unutulmamalıdır ki “Yerin ve göğün orduları yalnız Allah’ındır.” Allah'ın izniyle, zamanı geldiğinde bir gece ansızın gelir ve ayetin müjdesinin şerefine biz nail oluruz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz, Antalya’nın sorunları hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç’a aittir.
Buyurun Sayın Kılıç.
2.- Antalya Milletvekili Şerafettin Kılıç’ın, Antalya’nın sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
ŞERAFETTİN KILIÇ (Antalya) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Antalya’nın sorunlarına ilişkin gündem dışı söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri takip eden aziz milletimizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Kayseri’deki 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından eğitim uçuşu için havalanan uçakta geçirdiği kaza sonucu şehit olan pilotlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına sabır diliyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ve milletimizin başı sağ olsun.
Değerli milletvekilleri, Antalya'mız sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda ekonomik potansiyeliyle de öne çıkan bir şehrimizdir. Antalya’mız millî gelire en büyük katkıyı sunan illerimizin başında gelmektedir. Bugün nüfusu yaklaşık 3 milyona yaklaşan Antalya’mız her yıl ortalama 15 milyon turisti ağırlamaktadır. Bununla birlikte, sebze ve meyve üretiminde hem iç piyasayı besleyen hem de ciddi oranda ihracat geliri elde edilen bir merkez konumundadır. Millî gelire katkısına oranla Antalya’mız en az yatırım yapılan illerimizin başında gelmektedir. Bu durum gerçek potansiyelin zenginliğe dönüşmesini engellemektedir. Turizmin başkenti olarak bilinen güzel Antalya’mız sadece güneş ve deniz turizmiyle sınırlı kalmamalı, daha geniş bir ekonomik çeşitliliğe kavuşturulmalıdır. Tarım ürünleri dünya çapında tanıtılmalı ve desteklenmelidir. Sanayi alanında da teknoloji ve inovasyona dayalı yatırımlarla Antalya’mızın ekonomik çeşitliliği artırılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, Antalya’mızda yıllardır çözülemeyen bir trafik sorunu var. Karayolları kapasiteleri yetersiz, kıyı şeridi boyunca konuşlanan şehrimizde alternatif ulaşım yöntemlerinin ivedilikle hayata geçirilmesi bir zarurettir. Antalya’nın yaşanabilir, örnek bir kent olabilmesi, yakın ve uzak vadede ulaşım sorunları yumağı içine girmemesi için en ekonomik, en akılcı ulaşım ve altyapı yatırım projelerinin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Vatandaşlar ulaşımda planlama, denetim ve hizmet bekliyor.
Geçtiğimiz dönem soru önergesiyle de gündeme getirdiğimiz, daha önce defalarca ertelendikten sonra nihayet ihale edilen Antalya-Alanya Otoyol Projesi’nin bir an önce tamamlanması gerekmektedir. Ancak ne var ki ihalesi yapılan, altı aydan fazla bir süre olan otoyol projesinde hâlen çakılan tek bir çivi yoktur.
Antalya-Manavgat arasındaki D-400 Karayolu’nun yükünü azaltacak potansiyele sahip Antalya-Belek arasındaki turizm yolu devam ettirilerek tamamlanmalı ve alternatif oluşturulmalıdır.
2013 yılında Eskişehir-Antalya ve Konya-Antalya Yüksek Hızlı Tren Demir Yolu Hatlarının 2023 yılında açılacağı vadedildi ancak bugüne kadar sadece proje aşamasında kaldı, bu projelerin de bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Antalya trafiğinin çözümü için artık siyasetüstü bir anlayışla yapısal adımlar atılmalı, kentin doğusu ile batısını bağlayacak bir metro yatırımının temellerinin yerel ve merkezî yönetim iş birliğinde süratle atılması gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, bir diğer husus tarımdır. Nüfusunun yüzde 90'ı tarımsal üretim süreçlerine etkin katılan Antalya'mızın yaylaları Korkuteli ve Elmalı gibi ilçelerimiz Antalya'mızın turizm özelliği dolayısıyla kalkınmış ilçeleri sayılmaktadır. Bu sebeple ilçelerimiz kırsal kalkınma desteklerinden neredeyse hiç faydalanamamaktadır. Bu durum acilen düzeltilerek ilçelerimiz desteklerden yararlandırılmalıdır.
Büyükşehir Yasası’ndan sonra köylülerimizin meralarına ve otlaklarına el konuluyor, buralar şirketlere peşkeş çekiliyor. Bundan derhâl vazgeçin, köylünün merasından da elinizi çekin.
Bakınız, 2016 yılında, EXPO 2016 Antalya’nın tanıtımını “dünyanın en büyük organizasyonu” diye yaptınız ve o dönemin parasıyla 1 milyar 700 milyon lira harcadınız ancak sonuç olarak atıl bıraktınız, parsellere ayırıp satışa çıkardınız; on ay önce bunu da sorduk ancak cevap yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.
ŞERAFETTİN KILIÇ (Devamla) – Bir afet oluyor, Antalyalı başının çaresine bakmak zorunda bırakılıyor. Antalya’mızda meydana gelen sel, fırtına ve hortumlar Demre, Kumluca, Finike ve Manavgat ilçelerimizde ciddi hasara yol açmıştır. Hortum sadece Kumluca’da bin dönüm seraya zarar vermiştir. Maliyetlerden dolayı zaten beli bükülen çiftçilerimiz bir de afetler sonucunda yeni bir yükün altına girmişlerdir. Afetlerden olumsuz etkilenen çiftçilerimize mutlaka ilave destekler yapılmalı ve zararları derhâl telafi edilmelidir. Geliniz, artık Antalya’mıza üvey evlat muamelesi yapmaktan vazgeçiniz, gereken adımları daha fazla gecikmeden atınız. Aksayan yönler düzeltilmeli, yanlış yatırımlardan vazgeçilmeli, israftan uzak durulmalıdır. Şehrimizi ayağa kaldıracak çalışmalar için kaynak ve fırsat bulunsun.
Değerli milletvekilleri, bu duygularla Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum, hürmetlerimi arz ediyorum efendim.
BAŞKAN – Gündem dışı üçüncü söz, Edirne’nin sorunları hakkında söz talep eden Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan’a aittir.
Buyurun Sayın Yazgan. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan’ın, Edirne’nin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET BARAN YAZGAN (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün tarihiyle, turizm olanaklarıyla, konumuyla eşsiz bir noktada olmasına karşın hak ettiği değeri görmeyen Edirne’mizin sorunlarını anlatmak için kürsüye çıktım. Yanı başımızdaki Yunanistan, Bulgaristan ve hatta Romanya vatandaşları sadece kimlikleriyle Edirne'ye geliyorlar, yiyorlar, içiyorlar, mutfak alışverişlerini bile burada yapıyorlar, Edirneliler de vize sırası bekliyor; eh, bu ekonomik krizde gidilebilirse tabii. Edirneliler bize soruyor, biz de iktidara soruyoruz: Biz ne zaman bir Bulgar, bir Yunan ya da bir Romanyalı gibi kimliğimizle yurt dışına gidebileceğiz?
Değerli milletvekilleri, 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla Edirne doğumlu yaklaşık 504 bin yurttaşımız var ancak bunların yalnızca 285 bini Edirne'de yaşıyor yani 219 bin kişi doğduğu bu ilde değil, başka bir ilde yaşıyor. Edirnelilerin neredeyse yarısı Edirne'de duramıyor. Bu, Edirne'yi görmezden gelen, istihdam yaratmayan, tarımı desteklemeyen, sanayiyi anlamayan bu iktidarın suçudur. Bu sene hızlı tren yatırımı dışında neredeyse hiçbir icraatınız yok, buna ayrılan bütçenin de yarısı Avrupa Birliği fonu yani bizim projemiz değil.
Değerli milletvekilleri, Edirne'nin sorunları maalesef saymakla bitmiyor. İktidar Edirne'de sınıfta kaldı. Yıllardır Edirne merkezde yeni okul açılmıyor. Yeni kurulan ve yaklaşık nüfusu 10 bin olan Cumhuriyet Mahallesi sınırları içinde ne bir ilkokul var ne de bir ortaokul. Edirne merkezde Plevne İlkokulunun mevcudu bine dayanmış, sınıf başına 32 öğrenci düşüyor. Bu mu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’niz sizin? Keşan’da depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle yıkılan 2 okuldan 1’i iki yıldır, diğeri ise bir yılı aşkın süredir yeniden inşa edilmeyi bekliyor. Bu nedenle diğer okullarda ikili eğitim yapılmak zorunda kalınıyor.
Çiftçimizin sorunlarına da değinmeden geçemiyorum. Edirne, Türkiye'nin en önemli tarımsal üretim merkezlerinden biridir, 2023'te en çok çeltik ve ayçiçeğinin üretildiği kenttir. Peki, çeltiğin sulaması nereden yapılıyor biliyor musunuz? Kirliliğiyle meşhur olan Ergene Nehri’nden yapılıyor. Edirne’nin önemi verilerle ortada. Peki, iktidar ne kadar önem veriyor? Edirne kırsal kalkınma destekleri verilen 42 il arasında yok maalesef. Buğday biçiliyor ama ortada hâlen alım fiyatı yok. TMO’nun depoları dolu ağzına kadar, buğdaylar taşıyor ama ithalattan vazgeçmişler mi? Bu da yok. Kısacası bu iktidar, yok, yok, yok iktidarıdır.
İstanbul'un atası, serhat şehri Edirne'miz, “kültür başkenti” olarak da anılıyor. Edirne sadece Kırkpınar ve Selimiye Camisi’nden ibaret bir şehir değildir sayın vekiller. Yüzlerce tarihî eser harabe hâlde. Yılda 10 eser ihya edilse tamamlanması en az elli yıl sürer. Birkaç yılda bir yapılan tek tük restorasyonlarla lütfen göz boyamaya devam etmeyin.
Bir göz boyama hikâyesi daha sizlere: Uzunköprü Ergene Stadyumu yıkılalı üç yıl oldu, yerinde stat yok. Edirne 25 Kasım Stadyumu yıkılıyor, yerine stat projesi yok. Sizlere soruyorum: Bu topçular toplarını sokakta mı oynasınlar?
Değerli milletvekilleri, son olarak, Keşan-Enez yolumuz, yıllardır kanayan yara, özellikle yazın yoğun şekilde kullanılıyor ve kazaya davetiye çıkarıyor. Türkiye’yi duble yollarla donattığını söyleyen iktidar, bu yolun ihalesini ancak yapabildi. Bu yol ne zaman bitecek? Edirnelilerin gönül rahatlığıyla kullanabileceği yolu ne zaman olacak? Edirnelilerin vergilerini bari bir kez olsun Edirne için düzgün harcayalım. Şu yolu da bitirin ya! Vekil olduğumda dediler ki: “Kendini parçalasan da bu yolu yaptıramazsın, yapmazlar.” Bari rahmetli Erdin Bircan Vekilimizin memleketinin yolunu onun hatırına yapın. Bu görevin başındayken rahmetli oldu, onun hatırına bu yolu bitirelim.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerlerinden birer dakikayla söz vereceğim.
İlk söz İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’ya aittir.
Buyurun Sayın Bursalı.
IV.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Meclisin 28’inci Dönem milletvekillerinin göreve başlamasının üzerinden bir yıl geçmesine ilişkin açıklaması
ŞEBNEM BURSALI (İzmir) – Teşekkürler Sayın Başkanım.
Necip milletimizin 28 Mayısta sandığa yansıttığı iradeyle seçilen Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Meclisin 28’inci Dönem milletvekilleri olarak bizim yemin ederek göreve başlamamızın üzerinden bir yıl geçti. Bizler üstlendiğimiz kutsal görevin farkında olarak Cumhurbaşkanımızın liderliğinde halkımızın sorunlarını çözmek, refahını arttırmak ve Türkiye’nin her köşesine hizmet götürmek amacıyla çalışmaya devam ediyoruz. Geçen bir yıllık sürede 50’si uluslararası sözleşme olmak üzere 62 kanun teklifini yasalaştırdık. Bu kanunlar arasında; fahiş fiyat düzenlemesi, Aile ve Gençlik Fonunun kurulması, yargı paketi, emekli maaşlarında iyileştirme gibi düzenlemeler yer aldı. Önümüzdeki dört yıl boyunca da aynı azim ve kararlılıkla, yine, milletimizin bizlerden beklentileri doğrultusunda hizmet etmeye devam edeceğiz. İnanıyorum ki 28'inci Dönem, hayata geçirdiğimiz tüm düzenlemelerin yanı sıra milletimize armağan edeceğimiz sivil, özgürlükçü bir anayasayla da anılacaktır.
BAŞKAN – Elâzığ Milletvekili Erol Keleş…
Buyurun Sayın Keleş.
2.- Elâzığ Milletvekili Erol Keleş’in, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
EROL KELEŞ (Elâzığ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler tarafından, 4 Haziran 1982 tarihi, Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü ilan edilmiştir. Bu özel gün, dünya genelinde çatışmaların masum çocuklar üzerindeki yıkıcı etkilerini hatırlatmak ve bu durumun son bulması için farkındalık yaratmak amacıyla belirlenmiştir. Ne yazık ki aradan geçen kırk iki yıla rağmen, masum çocuklar çatışmaların en büyük kurbanı olmaya devam etmektedir. Özellikle Gazze'deki katliam, çocukların yaşadığı trajediyi gözler önüne sermektedir. Ekim ayından bu yana devam eden İsrail saldırılarında 15 bine yakın çocuk hayatını kaybetmiş ve binlercesi yaralanmıştır. Bu acı gerçekler karşısında, Gazze'deki çocukların yaşadığı vahşeti unutmamalı ve unutturmamalıyız. Savaşın masum kurbanları olan çocuklar için bir an önce barış ve adaletin sağlanmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
BAŞKAN – Konya Milletvekili Mehmet Baykan…
Buyurun Sayın Baykan.
3.- Konya Milletvekili Mehmet Baykan’ın, Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın açıklamalarına ilişkin açıklaması
MEHMET BAYKAN (Konya) – Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın, yakın zamanda çeşitli kaynaklarda ve Anadolu Ajansı’nın teyitli haberlerinde yer alan açıklamaları dikkate alınması gereken açıklamalardır. Sözde “soykırım” ifadesi yerine, yine, sözde “büyük felaket” ifadesini kullanıyor ve 1915 olaylarını jeopolitik entrikaların sonucu olarak nitelendiriyor. Ayrıca, 1915 olaylarında hayatını kaybedenlerin isimlerinin belirlenmesi için çalışma başlatılmasını ve bu olayın artık birtakım lobiler, siyasi kuruluşlar ve diğer ülkeler tarafından suistimal edilmesinin önlenmesini teklif ediyor. Normalleşmek istiyor, siyasi ideolojilerin ve dayatmaların halkına verdiği zararı görüyor. Amerika’daki, Avrupa’daki birtakım lobilerin güçlerini korumak için sürekli gündemde tuttuğu bu karalamanın gerçeği yansıtmadığını ve halkına bu düşüncelerin empoze edilmesinden artık vazgeçilmesi gerektiğini söylüyor ancak hâl böyleyken, ülkemizde bazı kesimler, hatta her 24 Nisan tarihinde Meclis kürsüsünden çığırtkanlık yapanlar kaostan beslenmenin, Türkiye’yi küçük düşürmenin hazzını tatmak istedikleri için her türlü yalanı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar…
Buyurun Sayın Şenyaşar.
4.- Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın, Hakkâri halkının iradesini yok sayan kararı tanımadıklarına ilişkin açıklaması
FERİT ŞENYAŞAR (Şanlıurfa) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Yirmi yıl önce Türkiye demokratik bir hukuk devletiydi; şu an ülke Anayasa’yı tanımayan, baskıcı bir rejim tarafından yönetiliyor. Yasama pasif durumda, yargıysa toplumu sindirmek için araç olmuştur. Kendine oy vermeyen herkesi düşman, kendini Anayasa’dan üstün gören bir parti aklıyla yönetiliyor tüm ülke. AKP-MHP iktidarının normalleşme iddiası Hakkâri darbesiyle çökmüştür, yeni anayasa iddiaları kayyum enkazının altında kalmıştır. Dün Hakkâri için verilen karar sadece Belediye Başkanına indirgenecek bir durum değildir; ülkede demokrasiden, adaletten bahseden herkesin sorunudur. İktidarın hukuksuzluklarına sessiz kalmak suça ortak olmaktır. Seçimlerde oy kullanmış tüm yurttaşlar kendi oylarına saygı duyulmasını nasıl istiyorsa Hakkâri için de aynı duyarlılığı göstermelidir. Hakkâri halkının iradesini yok sayan bu kararı tanımıyoruz. Darbe kararı geri alınana kadar haklı mücadelemizi her platformda sürdüreceğiz.
BAŞKAN – Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz…
Buyurun Sayın Oğuz.
5.- Burdur Milletvekili Mustafa Oğuz’un, şehit olan Hava Pilot Albay Uğur Yıldız ve Hava Pilot Albay Gökhan Özen’e, geçen hafta Burdur Devlet Hastanesinde diyaliz tedavisi aldıktan sonra rahatsızlanan hastalara ilişkin açıklaması
MUSTAFA OĞUZ (Burdur) – Teşekkür ederim.
Bugün Kayseri’de düşen eğitim uçağında şehit olan Hava Pilot Albay Uğur Yıldız ve Hava Pilot Albay Gökhan Özen’e Cenab-ı Allah’tan rahmet; kahraman ordumuza, aziz milletimize ve ailelerine sabrıcemiller niyaz ediyorum.
Geçtiğimiz hafta Burdur Devlet Hastanemizde yaşanan… 2’si yoğun bakımda yatmakta olan 33 hastamız Burdur Devlet Hastanesinde diyaliz tedavisine girmiş, diyaliz seansını bitirip eve nakli sağlanan hastalardan bazılarında farklı şikâyetler görülmesi üzerine diyaliz tedavisi alan tüm hastalar hastanemizde gözetim altına alınmıştır. Acil durum değerlendirmeleri yapılarak 2 yoğun bakım hastamız dâhil hastalarımızın 14’ü entübe hâlde stabilize edilmiş; hastalarımızın 3’ü Isparta’ya, 23’ü Antalya’ya, 6’sı Afyon’a, 1’i Denizli’ye diyaliz ve yoğun bakım ihtiyacıyla nakledilmiştir. Nakledilen tüm hastalarımızın sağlık durumları tarafımızdan hassasiyetle takip edilmiştir. Bu süreçte, mevcut kronik rahatsızlıklarının da etkisiyle, 1’i önceden yoğun bakım hastası olan ileri yaşlardaki 3 hastamızı maalesef kaybettik. Bugün itibarıyla entübe durumda olan hastamız kalmamıştır. Tedavileri devam eden hastalarımızın durumu iyiye gitmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk...
Buyurun Sayın Öztürk…
6.- İstanbul Milletvekili Ümmügülşen Öztürk’ün, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) – 4 Haziran, 1982’de, Birleşmiş Milletler tarafından, Filistin ve Lübnan’daki çocukların maruz kaldığı vahşeti anmak için Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü ilan edildi. Kırk iki yıl sonra değişen hiçbir şey yok, manzara yine dehşet verici. Gazze'de çocuk olmak çocukken bir anda büyümek, çocukluğunu yaşamadan ölmektir. Dünyanın en büyük çocuk mezarlığı olan Gazze'de 16 bine yakın çocuk, masum katledildi. En az 3.500 çocuk ise İsrail kuşatması nedeniyle açlıktan ölmek üzere. Bu insanlık dışı vahşet son bulsun artık. Çocuklar ölmeyi değil gülmeyi hak ediyor. Filistin başta olmak üzere tüm çocukların yaşam hakkının korunduğu, oyun oynayabildikleri, gülebildikleri, çocukluklarını yaşayabildiği bir dünyada büyümelerini diliyorum.
BAŞKAN – Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı…
Buyurun Sayın Sarı.
7.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, Türkiye’nin ve Balıkesir’in hayvancılıkta her geçen gün kan kaybettiğine ilişkin açıklaması
SERKAN SARI (Balıkesir) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Türkiye’yi hayvancılıkta dışa bağımlı yaptınız. Balıkesir, tarım ve hayvancılıkta Türkiye'yi doyuran şehirdi. Balıkesir'de on yıl önce 550 bini bulan büyükbaş hayvan sayısı yapılan ithalatlara rağmen bugün 530 binlere geriledi. Canlı hayvan sayısında Balıkesir 2014’te 4’üncü, şimdi 8’inci sırada. Sayenizde, Türkiye ve Balıkesir hayvancılıkta her geçen gün kan kaybediyor. TÜİK'in makyajlı rakamları bile gerçeklerin üstünü örtemiyor. Canlı hayvan ve kırmızı eti 2002’de ihraç ederken 2010’dan bu yana ithal etmeye başladık. İthalata geçen yıl 1,2 milyar dolar ödediniz. Peki, et ucuzladı mı? Hayır. İthalata başladığınız yıl dana etinin kilosu 25 liraydı; şimdi, 24 kat artışla 600 liranın üzerinde. Meralarımız daraldı, maliyetlerin altında ezilen besicimiz hak ettiği desteği alamadı. Politikalarınız sorun çözmeye değil yandaşı zengin etmeye yarıyor. Yandaş yerine vatandaşımızı ne zaman düşüneceksiniz? Millet ne zaman ucuz et yiyecek, merak ediyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN – Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan…
Buyurun sayın Özcan.
8.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Filistin’in işgalini, Filistinlilerin yaşam haklarının gasbını asla ve asla kabul etmeyeceklerine ilişkin açıklaması
MESTAN ÖZCAN (Terkirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “Dünyanın en uzun hüznü yağıyor/Yorgun ve yenilmiş insanlığımızın üstüne.” Filistin görüntüleri rahmetli Erdem Bayazıt’ın bu sözlerini hatırlatıyor. Son yaşanan katliamlar, artık uygulanmayan hukuk kararlarıyla, vahşetin geçiştirilemeyeceğini ortaya koyacak kadar nettir. Katil İsrail terörünün durdurulamaması hâlinde dünya hiç kimsenin kendini güvende hissedemeyeceği bir noktaya doğru gidecektir. Bunun için Amerika, Avrupa, Birleşmiş Devletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, diğer uluslararası kurumlar hatta tüm devletlerin İsrail zulmüne karşı fiilî bir duruş ortaya koyma zamanıdır. İnanıyorum ki insanlık eninde sonunda galip gelecek, bu hüzün bitecek, Filistin özgür olacak ve Filistinli çocukların yüzü gülecektir. Kardeşlerimiz bugüne kadar görevlerini yerine getirdiler, artık insan olarak Filistin nöbetini devralma sırası bizlere gelmiştir. Şunu herkes bilsin ki Filistin’in işgalini, Filistinlilerin yaşam haklarının gasbını asla ve asla kabul etmeyeceğiz diyor, buradan Filistinli kardeşlerimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar…
Buyurun Sayın Yontar.
9.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, Malkara’da bir sitenin elektrik tesisatı yapılırken müteahhidin dikkatiyle olası bir facianın önüne geçildiğine ilişkin açıklaması
NURTEN YONTAR (Tekirdağ) – Sayın Başkan, Malkara’da 3 bloktan oluşan 27 dairelik sitenin elektrik tesisatı yapılırken müteahhidin dikkati olası bir facianın önüne geçti. Betonun kolay parçalandığını gören müteahhit belediyeye başvurarak test yapılmasını istedi. Laboratuvardan geçtiği söylenen betonun inşaat koşullarına uygun olmadığı ortaya çıktı. Belediye ekipleri tarafından mühürlenen inşaat bir süre sonra yıkıldı ancak beton şirketinin ortaklarından biri Mart 2024 seçimlerinde Giresun’un Çamoluk ilçesinde AKP'den belediye başkanı adayı oldu ve seçildi. Aynı kişinin Tekirdağ'da sattığı betonla yapılan tüm inşaatların denetlenmesi gerektiğini düşünüyor ve konuyu kamuoyunun takdirine bırakıyorum.
BAŞKAN – Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer…
Buyurun Sayın Özer.
10.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Bayan Voleybol Millî Takımı’na ve Ampute Millî Futbol Takımı’na, Birleşmiş Milletlere, Kayseri’de şehit olan pilotlara ilişkin açıklaması
MUSTAFA HAKAR ÖZER (Konya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Milletler Ligi’nde Amerika'daki tüm grup maçlarını kazanan Bayan Voleybol Millî Takımı’mızı tebrik ediyorum.
Ayrıca, Ampute Millî Futbol Takımı’mız, Avrupa Şampiyonası’nın ilk maçını İsrail karşısında 6-0 kazandı. Her bir sporcumuz ve teknik heyeti, maç sonrası, Gazze'de yaşanan katliama dikkat çekmek için sergiledikleri görselden dolayı gönülden tebrik ediyorum.
Önemli günleri ilan etmekten öteye gidemeyen Birleşmiş Milletler, 1982 yılında bugünü de ironik bir şekilde, Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü ilan etmişti. Gazze'de yaşanan soykırımı durduramayacaksa Birleşmiş Milletler neden var? Gazze'de sadece insanlık değil Birleşmiş Milletler de ruhuyla birlikte ölmüştür.
Bugün bizleri üzen bir haber de Kayseri’den geldi. Düşen eğitim uçağında şehit olan pilotlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili Sami Çakır…
Buyurun Sayın Çakır.
11.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, Amerikalı Müslüman boksör Muhammed Ali’nin vefat yıl dönümüne ilişkin açıklaması
SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) – Sayın Başkan, Muhammed Ali, Amerikalı Müslüman boksör, tüm zamanların en iyi bir boksörü. Hayatında ulaştığı başarı ve şampiyonluklar, madalyalar yaşadığı ve çektiği acıların, gözyaşlarının mükâfatı olarak görülebilir. Tüm siyahilerin ırkçılığa karşı verdiği mücadelenin sembol isimlerinden biriydi; her maçını bu davanın bir temsilcisi olarak yaptığını anlayabilirdiniz. İstanbul ziyaretinde, iki adım ötemde, mütebessim çehresiyle müminlerin kardeş olduğunu haykıran sesi hâlâ kulaklarımda. Beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir şekilde üstünlüğü olmadığını haykıran, vakur duruşu dünden bugüne şaşmayan bir doğruyu ifade etmesine rağmen, aynı yanlışların dünyanın her yerinde aynen devam ettiğini görüyor ve kahroluyoruz. Vietnam'a gitmeyi reddedişinde, işgalci ruhu lanetleme yatıyordu. Onu anlamak, Gazze’yi işgale kalkan emperyalistlerin kötücül ruhlarının değişmediğini anlamak demektir.
Vefat yıl dönümünde Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul...
Buyurun Sayın Ertuğrul.
12.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Zonguldak Kömürspor’un küme düşmesine neden olan maça ilişkin açıklaması
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülke gündemini sarsan anlaşmalı futbol maçıyla ilgili, birçok kanaldan tepki gösterdik. Taraftarlarımız seslerini duyurmak için sokaklara çıktılar, bizler de konuyu gündemde tuttuk; maça dair görüntüler her mecrada konuşuldu. Zonguldak Kömürspor’umuzun küme düşmesine neden olan maçta tek bir şut dahi atılmamasının net bir şaibe olduğu açıktır. Haftalardır hakkaniyetli bir karar bekliyorduk ancak Federasyon üzerine düşeni yapmayarak Ankaraspor-Nazilli Belediyespor’un şaibeli maçı sonucunda Zonguldak Kömürspor’un küme düşürüldüğü sonucunu, maalesef, dün gece tescilledi. Sadece Zonguldak Kömürspor için değil tüm Türk futbolu için önemli bir karar olacaktı, Türk futbolunun şike iddialarıyla değil hakkaniyetli olaylarla anılmasına vesile olacaktı. Siz, Zonguldak Kömürspor’u değil Türk futbolunu dünya çapında alt liglere çektiniz. Türk futboluna yakışmayan bu görüntüleri hafızalardan silmek için çalışmaya devam edeceğiz.
BAŞKAN – Samsun Milletvekili Murat Çan…
Buyurun Sayın Çan.
13.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Samsun’un Atakum ilçesindeki Kurupelit Marina sahasında yapılacak projeye ilişkin açıklaması
MURAT ÇAN (Samsun) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu iktidar ne yazık ki rant uğruna doğa katliamı yapmaya, kentlerin kimliklerini yok etmeye, bilimle inatlaşmaya devam ediyor. Bakın, defalarca uyardık: Samsun Atakum ilçemizde Kurupelit Marina sahasında dolgu yapılacak; deniz doldurulup imara açılacak, rant kovalanacak. Bu marina alanında kirlenme sorunu varsa temizlersiniz, akıntı sorunu yaşanıyorsa akıntıyı, dalga akışını sağlayacak bilimsel ve teknik projeler üretir uygularsınız ama böyle yapılmıyor; “Burayı dolduralım, üzerine inşaat çıkalım, marinayı ileriye taşıyalım.” deniyor. İşte, bugün de bu ihanet projesinin ÇED toplantısı yapıldı. Atakum halkı da Samsunlular da haklı olarak projeye itirazlarını ortaya koydu. Daha önce de söyledik, bugün bir kez daha yineliyorum: Yapılmak istenen Samsun’a ihanettir. Samsun halkı ve sağlıklı bir kentte yaşama hakkı yok sayılmaktadır.
BAŞKAN – Uşak Milletvekili Ali Karaoba…
Buyurun Sayın Karaoba.
14.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, TOKİ'nin iki yıl önce ilan edilen İlk İş Yerim ve İlk Evim Arsa Projelerine ilişkin açıklaması
ALİ KARAOBA (Uşak) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Cumhurbaşkanı tam iki yıl önce TOKİ'nin İlk İş Yerim Projesi’ni, İlk Evim Arsa Projesi’ni ilan etti. Devletine, Cumhurbaşkanına güvenen vatandaşlarımız ücretlerini yatırdılar, hak sahibi oldular. Yıl 2024; birçok ilde arsaların adaları, parselleri, bölgeleri bile belli değil. Vatandaşlarımızın telefonlarına çıkan yok, TOKİ'den muhatap alan bir kişi bile yok, çok övündüğünüz CİMER bile vatandaşlarımıza cevap vermiyor. Dar gelirliler için ilan edilen bu proje cumhuriyet tarihinin sözde en büyük sosyal konut projesi olacaktı. CİMER ve TOKİ yanıt vermiyorsa buradan soruyorum: Dönemin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un binlerce mağdur aileden aldığı paralar nerede? TOKİ neden bu konuda sessiz kalıyor? Vatandaşlarımıza verilen sözler ne zaman tutulacak? Haklarını sahiplerine teslim edin.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Mersin Milletvekili Faruk Dinç…
Buyurun.
15.- Mersin Milletvekili Faruk Dinç’in, süresiz nafaka düzenlemesine ilişkin açıklaması
FARUK DİNÇ (Mersin) – Bismillahirrahmanirrahim.
Türkiye'deki aile hukukunun en çok tartışılan ve kronikleşmiş problemi süresiz nafaka düzenlemesidir. Medeni Kanun’un 175'inci maddesi on birlerce insanı mağdur etmektedir. Süresiz nafaka düzenlemesinde evliliğin süresi ve mahiyeti göz ardı edildiği için bir gün süren evliliklerden sonra ömür boyu nafakaya hükmedilebiliyor oysa hukukta asıl olan adaleti sağlamaktır. Boşanan erkek maddi imkânsızlıklar nedeniyle hayata yeniden başlayamıyor. Süresiz nafakayla ilgili bir düzenleme mutlaka yapılmalı, vatandaşın mağduriyeti giderilmelidir. Bir zulüm sopasına dönüşen Medeni Kanun’un 175'inci maddesi ne kadına ne erkeğe haksızlık yapılmayacak bir şekilde düzenlenmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı…
Buyurun Sayın Yazmacı.
16.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, Şanlıurfa’daki Türkiye Kültür Yolu Festivali etkinliklerine ilişkin açıklaması
CEVAHİR ASUMAN YAZMACI (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Türkiye Yüzyılı’nda Şanlıurfa'mız Hükûmetimizin destekleriyle birçok önemli etkinliğe ev sahipliği yaparak kültür ve turizm alanında daha iyi noktalara ulaşacak. Bunlardan en önemlisi, tartışmasız, Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından düzenlenen, bu yıl ilk kez dâhil edildiğimiz Türkiye Kültür Yolu Festivali oldu. On iki bin yıllık geçmişiyle insanlık tarihinin ilk izlerini taşıyan Şanlıurfa’mızda dokuz gün süren festivalde 40 ayrı noktada 300’ün üzerinde etkinlik yapıldı. Festivalde, Filistin'in mücadelesi de özel bir seçki -saygı duruşu- olarak yer aldı. On binlerce kişiyi şanlı şehrimizde ağırlamaktan büyük mutluluk duyduk. Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’un nezdinde emeği geçen herkese hemşehrilerim adına şükranlarımı sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Aydın Milletvekili Evrim Karakoz…
Buyurun Sayın Karakoz.
17.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, çiftçilerin beklentilerine ilişkin açıklaması
EVRİM KARAKOZ (Aydın) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Girdi maliyetleri nedeniyle çiftçilerimiz gerçekten çok zor durumda. Buğday üreticilerimiz taban fiyatın açıklanmasını ve taban fiyatın en az 15 lira olarak belirlenmesini bekliyor. Tarımsal sulama ücretleri çok pahalı, çiftçilerimiz en az yüzde 50 indirim bekliyor. Çiftçilerimiz, desteklemelerin zamanında ödenmesini, maliyetlerin ve enflasyonun çok gerisinde kalan prim ve desteklemelerin güncellenmesini bekliyor. Çiftçilerimiz, zirai kredilerin limitlerinin artırılmasını ve zirai kredilerdeki faizlerin indirilmesini bekliyor. Çiftçilerimiz, özetle, seslerinin duyulmasını, dertlerine deva ve çare bulunmasını bekliyor.
BAŞKAN – Kütahya Milletvekili Mehmet Demir…
Buyurun Sayın Demir.
18.- Kütahya Milletvekili Mehmet Demir’in, 2 Haziran 2024 Pazar günü Kütahya Tavşanlı’da meydana gelen trafik kazasına ve Kayseri’de şehit olan pilotlara ilişkin açıklaması
MEHMET DEMİR (Kütahya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
2 Haziran 2024 Pazar günü Kütahya Tavşanlı’da meydana gelen trafik kazasında Tunçbilek beldesi İlet Mahallesi’nde ikamet eden 23 yaşındaki Kamil Lama ve 28 yaşındaki Abdulbaki Usluer isimli 2 genç fidanımız vefat etti. Vefat eden gençlerimize Allah'tan rahmet, kederli ailelerine ve tüm Tunçbilek beldesine başsağlığı diliyorum.
Olay, 246 promil alkollü olan araç sürücüsünün kırmızı ışıkta bekleyen motosikletli gençlere arkadan -hiç frene basmadan- çarpmasıyla meydana gelmiştir. Alkol tüm kötülüklerin anası olmaya devam ediyor. Alkol toplumun temeline konulmuş bir dinamittir. Alkolün sebep olduğu olumsuzlukları, kişiler ve toplum üzerindeki tüm etkilerini ortadan kaldırmak için gerekli düzenlemelerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca, Kayseri’de düşen eğitim uçağında şehit olan pilotlarımıza Allah'tan rahmet diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Mersin Milletvekili Gülcan Kış…
Buyurun Sayın Kış.
19.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Mersin’de Cumhuriyet Halk Partili 7 ilçe belediyesinin başlattığı “Birlikte Başaralım, SMA’lı Çocuklara Umut Olalım” kampanyasına ilişkin açıklaması
GÜLCAN KIŞ (Mersin) – Ülkemizde sosyal medyadan en aktif yürütülen kampanyalardan biri maalesef SMA kampanyası olmuştur. Umutları tükenen aileler seslerini duyurma ve bağış toplama mücadelesi vermektedirler. Mersin’de, Büyükşehir Belediye Başkanımızın çağrısıyla, Cumhuriyet Halk Partili 7 ilçe belediyemiz “Birlikte Başaralım, SMA’lı Çocuklara Umut Olalım” kampanyasını başlatmışlardır. Sağlık Bakanı “Ailelerin umutlarının ticari amaçlara alet edilmesine izin vermeyeceğiz.” demektedir ancak her ay toplandığı iddia edilen SMA Bilim Kurulu en son Ocak 2023'te toplanmış, son kamuoyu açıklamasını da o zaman yapmıştır. Ülkemizde SMA tedavisi ve yöntemleri üzerine, bu Bilim Kurulunda hangi kararlar alınmış hiçbiri bilinmemektedir, ailelerle güncel veriler paylaşılmamaktadır. Buradan Sağlık Bakanına çağrımızdır: Gelin, muhalefetiyle iktidarıyla SMA’lı çocuklara umut olalım, nefes olalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Adana Milletvekili Orhan Sümer…
Buyurun Sayın Sümer.
20.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Pozantı Devlet Hastanesinin ihtiyaçlara cevap veremediğine ilişkin açıklaması
ORHAN SÜMER (Adana) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Adana Pozantı, yaklaşık 22 bin nüfuslu, yazın ise 150-200 bini bulan vatandaşımızın yaşadığı şirin bir yayla ilçemizdir. Pozantı Devlet Hastanesi ne yazık ki ihtiyaçlara cevap verememektedir. Hastanede bir tane MR cihazı yok, sabit doktor bulunmuyor, kulak burun boğaz doktoru yok, kardiyoloji doktoru yok. Acildeki doktorlar yeni pratisyen hekimlerden oluşuyor. Hastalar acile gittiği zaman sürekli olarak Adana merkeze yönlendirilmek zorunda kalınıyor. İlçede yaşayan vatandaşlarımız, hastanenin sağlık ocağından farksız bir durumda olduğunu söylüyorlar. Randevu almak neredeyse imkânsız. “Sağlıkta devrim yaptık.” diyen AKP iktidarının vatandaşımıza verdiği önem bir kez daha ortaya çıkmıştır. Başta memleketim Adana olmak üzere birçok ilçe devlet hastanesinde aynı durum söz konusu. Sağlık Bakanlığı bir an önce ilçe devlet hastanelerine gereken önemi vermeli ve vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermelidir.
BAŞKAN – Gaziantep Milletvekili Melih Meriç…
Buyurun Sayın Meriç.
21.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, yeni müfredata ve Millî Eğitim bütçesinden Maarif Vakfına büyük paralar aktarıldığına ilişkin açıklaması
MELİH MERİÇ (Gaziantep) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Türk eğitim sistemi ideolojik dayatmaların deneme tahtasına dönüşmüştür. Yeni müfredatla birlikte çocuklarımızın geleceği değil iktidarın ideolojisi dikkate alınmaktadır. Bu durum, beyin göçünün en üst seviyeye çıktığı bir dönemde geleceğin parlak zekâlarını da yurt dışına itmektedir. Tüm bunlar yetmezmiş gibi, zaten kısıtlı olan Millî Eğitim bütçesinden Maarif Vakfına büyük paralar aktarılmaktadır. 2019'da Maarif Vakfına ayrılan pay 422 milyon lira iken bu yıl tam 5,7 milyar liraya çıkarılmıştır. Emekli kuru ekmeğe muhtaç, vatandaş ay sonunu getiremiyor. Gaziantep başta olmak üzere deprem bölgesinde yıkılan okullar hâlâ yapılmadı. AKP iktidarını, kendi vakıflarına değil; emekliye, vatandaşa, öğrencilere hizmet etmeye, bütçeleri halk için kullanmaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan...
Buyurun Sayın Kaplan.
22.- Kırıkkale Milletvekili Mustafa Kaplan’ın, Kayseri’de şehit olan pilotlara ve Kırıkkale’nin savunma sanayisi açısından önemine ilişkin açıklaması
MUSTAFA KAPLAN (Kırıkkale) - Teşekkür ederim Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kayseri’de şehit olan pilotlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Kırıkkale’mizin savunma sanayisi açısından öneminden bahsetmek istiyorum. Kırıkkale, savunma sanayimizde kritik bir rol oynamaktadır ve bu alandaki yatırımlar ve projelerle ülkemizin güvenliğine büyük katkılar sağlanmaktadır. Kırıkkale’de bulunan MKE ve ROKETSAN tesisleri savunma sanayimizin yerli ve millî üretim hedeflerine ulaşmasında önemli bir rol oynamaktadır. Bu tesislerde üretilen mühimmat, silah sistemleri ve roketler ordumuzun ihtiyaçlarını karşılamakla kalmamakta, aynı zamanda uluslararası arenada da rekabet gücümüzü artırmaktadır. Savunma sanayisindeki bu gelişmeler, Kırıkkale’nin ekonomik kalkınmasına da olumlu yansımaktadır. Yeni istihdam alanları yaratılmakta ve yerel ekonomiye canlılık kazandırılmaktadır. Bu bağlamda, Kırıkkale’deki savunma sanayisi yatırımlarını artırmak ve bu alanda çalışan nitelikli iş gücünü desteklemek hepimizin görevidir.
Bu vesileyle Kırıkkale’deki savunma sanayisi kuruluşlarında çalışan tüm emekçilere ve bu alanda katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan...
Buyurun Sayın Tanhan.
23.- Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan’ın, kayyum atamalarına ilişkin açıklaması
KAMURAN TANHAN (Mardin) - Kayyum atamaları bir irade gasbıdır. Bakınız, AKP daha önce 2 defa yaptı. Yarın yapılacak duruşmada, 61'inci duruşmasında… Hakkâri Belediye Eş Başkanımız gözaltına alındı; bu, yargıya bir talimattır. Dolayısıyla “Biz kayyum atadık, siz gereğini yapın, cezayı verin, bizim sözümüzü yere düşürmeyin.” anlayışının bir devamıdır. Kayyum darbesinin devamındaki hedef, Kürtlerin seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmaktır. Kürt kentlerini, kürdistanı, ekonomik, kültürel, sosyal, siyasal ve toplumsal olarak gelişimini engelleyip sistematik olarak geri bırakmak ve göçe zorlamaktır. Kürt'e ayrı, Türk’e ayrı bir hukuk sistemi olamaz. 22 Eylül 2017 tarihinde İstanbul'da Kadir Topbaş görevden alındı, yerine meclisten atandı. Yine 28 Ekim 2017’de Ankara'da Gökçek alındı, yerine Mustafa Tuna atandı. 30 Ekim 2017’de Balıkesir, 20 Aralık 2019’da Şanlıurfa Ceylânpınar, 18 Temmuz 2022’de de İzmir Menderes'te belediye başkanları görevden alındı ama yerine meclisten atandı.
BAŞKAN - Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız…
Buyurun Sayın Tahtasız.
24.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Hitit Üniversitesi Güney Kampüsü Sağlık Merkezi Projelerine ilişkin açıklaması
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, Çorum Hitit Üniversitesi Tıp Fakültemiz var ama öğrencilerimiz hastaneye 10 kilometre uzakta, liseden bozma, imkânları yetersiz bir okulda eğitim öğretim görüyorlar. Oysa tıp öğrencilerimizin morfoloji binalarında eğitim görmesi gerekiyor. Tıp öğrencilerimizin ve sağlıkla ilgili diğer bölümlerin modern şartlarda eğitim göreceği, 600 dönüm arazi üzerine inşa edilecek Hitit Üniversitesi güney kampüsü sağlık merkezinin sözü 2017 yılında verildi, 2018’de temel atılacaktı. Sağlık merkezinde tıp fakültesi, veterinerlik, diş hekimliği, eczacılık fakültesi olacak ve kongre merkezi, sağlık bilimleri fakültesi, deney hayvanları araştırma merkezi, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu, kapalı spor salonu ve yüzme havuzu bulunacaktı. Verilen sözün üzerinden yedi yıl geçti, bir çivi bile çakılmadı.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanına, Sağlık Bakanına sesleniyorum: Her seçim öncesi Çorumluların ağzına bir parmak bal sürüyorsunuz sonra ortadan kayboluyorsunuz. Verdiğiniz sözleri yerine getirin, Hitit Üniversitesi Güney Kampüsü Sağlık Merkezi Projelerini bir an önce hayata geçirin ve geleceğin doktorlarını izbe binalardan kurtarın.
BAŞKAN - Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap… Yok.
Rize Milletvekili Harun Mertoğlu…
Buyurun Sayın Mertoğlu.
25.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü’ne ilişkin açıklaması
HARUN MERTOĞLU (Rize) – Teşekkürler Sayın Başkan.
1982 yılında Birleşmiş Milletler kararıyla 4 Haziran Uluslararası Çatışma Kurbanı Masum Çocuklar Günü olarak ilan edilmiştir. Üzülerek görmekteyiz ki kararın alınmasından bu yana kırk yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen değişen hiçbir şey olmamıştır. Başta Filistinli çocuklar olmak üzere her gün televizyonlarda izlediğimiz, gazetelerde okuduğumuz haberlerde yüzleri ve vücutları kanla kaplanmış yaralı çocuklar görmekteyiz. 7 Ekimden bu yana İsrail'in hedef ayırt etmeksizin yaptığı saldırılarda 16 bine yakın masum çocuk katledilmiştir. En az 3.500 çocuk ise İsrail kuşatması nedeniyle açlıktan ölmek üzere, uluslararası kamuoyu ise sadece susmakla yetinmektedir. İsrail barbarlığı tarafından şehit edilen, aralarında masum çocukların da yer aldığı 36 bini aşkın kardeşimizi rahmetle anıyor, yaralılara acil şifalar diliyorum. Tarih er ya da geç İsrail ve destekçilerinden bu soykırımın hesabını soracaktır.
BAŞKAN – Kars Milletvekili İnan Akgün Alp...
Buyurun Sayın Alp.
26.- Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’ın, Kars’ın Digor ilçesinin Mahirbey köyündeki caminin yıkılan minaresine ilişkin açıklaması
İNAN AKGÜN ALP (Kars) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kars’ın Digor ilçesinin Mahirbey köyünde caminin minaresi yıkılmıştır. Muhtar müftüye ve kaymakama gitmiş, “Ödenek yok.” cevabı almıştır. Fotoğrafını da gösteriyorum AK PARTİ milletvekillerinin görmesi için ve her gün burada ayet okuyan AK PARTİ milletvekillerine soruyorum: Hani, minareler süngüydü? Hani, camiler sizin kışlanızdı? Şimdi ödenek neden camilere değil de Audilere harcanıyor? Ve buradan çağrı yapıyorum: Digor’un Mahirbey köyünün minaresi derhâl yapılsın; parası da Diyanet İşleri Başkanının arabasından kesilsin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko…
Buyurun Sayın Kanko.
27.- Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko’nun, Türkiye’de üretilen ürünlerin yurt dışında daha ucuza satıldığına ilişkin açıklaması
MÜHİP KANKO (Kocaeli) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün, burada, vatandaşlarımızın nasıl sömürüldüğünün vahim tablosunu bir örnekle göz önüne sermek istiyorum. Türkiye'de üretilen yerli bir markanın çamaşır makinası Finlandiya'da 295 euroya satılırken kendi ülkemizde kendi vatandaşlarımıza 500 euroya, yaklaşık 17 bin TL'ye satılıyor. Bu nasıl bir soygun düzenidir ki kendi vatandaşımız kendi ülkesinde üretilen bir ürünü daha kazık bir fiyata satın almak zorunda kalıyor. Aslında bu örnek AK PARTİ hükûmetlerinin vatandaşı nasıl sömürdüğünün somut bir göstergesidir. Vergi politikaları, lojistik maliyetler, fiyatlandırma stratejileri tamamen vatandaşımızın aleyhine işlemiştir. Vergi yükü mü yanlış, yanlış ekonomi politikaları mı, yoksa yönetim beceriksizliği mi bu duruma neden olmuştur? Bu kabul edilemez durumu değiştirmek için acilen adımlar atılmalıdır. Ülkemizde üretilen ürünlerin yurt dışında daha ucuza satılmasını izah etmek mümkün değilken…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin…
Buyurun Sayın Şevkin.
28.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, fahiş fiyatlara ilişkin açıklaması
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Hayatın her alanında fahiş fiyatlar artık vatandaşı canından bezdirirken TÜİK sepete eklenen ürünleri kendi kafasına göre belirleyip manipülasyonla enflasyon rakamlarını geriye düşürme derdinde. Gerçekçi olmayan rakamlar vatandaşın maaşlarıyla beraber alım gücünü düşürdükçe düşürüyor. İktidar fahiş fiyatı sözüm ona önlemeye dönük 7511 sayılı Kanun’u geçen hafta çıkarırken diğer taraftan kendi eliyle fahiş fiyat uygulamasını hayata geçirmekten geri durmuyor. Türk Hava Yolları bilet fiyatları bayram öncesi uçtukça uçtu. Bayramı fırsat bilip bilet fiyatlarını, İstanbul-Adana fiyatlarını 7 bin liraya kadar çıkaranlara Allah’tan korkun diyorum. Ulaştırma Bakanını göreve davet ediyorum; ya uçak sayısını artırın ya da bu bilet fiyatlarına müdahale edin. Çocuklar evlerine ulaşamıyor, emekliler bayram tatiline gidemiyorlar. Uçakta, maalesef, insanlar yer bulamadığı gibi suyu bile çok gördünüz, fahiş fiyattan satıyorsunuz.
BAŞKAN – Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç… Yok.
Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın…
Buyurun Sayın Aydın.
29.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, 1461 Trabzon Futbol Kulübü ile Iğdır Futbol Kulübü arasında oynanan müsabakanın büyük bir skandala şahitlik ettiğine ilişkin açıklaması
YAVUZ AYDIN (Trabzon) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Önceki gün 1461 Trabzon Futbol Kulübü ile Iğdır Futbol Kulübü arasında oynanan 2. Lig play-off final müsabakası büyük bir skandala şahitlik etmiştir. “Türkiye Futbol Federasyonu protokol tribününde Iğdır Futbol Kulübüne fazlaca yer ayırmasına rağmen 1461 Trabzon Futbol Kulübü yönetimine ve Başkan Celil Hekimoğlu'nun ekibine neden 2 kişilik yer ayırmıştır? Bu durum Federasyonun beceriksizliğinden mi kaynaklandı yoksa kasıtlı olarak mı yapıldı? sorularının cevaplarını Trabzon kamuoyu merak etmektedir. Iğdır ile Trabzon iki kardeş şehirdir, bu dostluğun art niyetliler yüzünden bozulmayacağını belirtiyor, 1461 Trabzonspor camiasını yürekten kutluyorum.
BAŞKAN – Kırşehir Milletvekili Metin İlhan…
Buyurun Sayın İlhan.
30.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Hükûmet kadrolarının Kırşehir'e verdiği yeni kapalı spor salonu ve şehir stadı sözlerinin seçim dönemiyle sınırlı kaldığına ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir) – Teşekkür ederim Başkanım.
Yıllardır her seçim döneminde Kırşehir'i mesken tutan hükûmet kadroları Kırşehir'e yeni bir kapalı spor salonu ve yeni bir şehir stadı sözü vermekteler ancak sözler seçim dönemiyle sınırlı kalmaktadır. Kırşehirli, elli yıllık stat ve kapalı spor salonuyla idare etmeye çalışmaktadır. Bu kürsüden üç yıl önce de bu konuyu dile getirdiğimde Aşıkpaşa Kapalı Spor Salonu'nun tadilat ihalesine çıktılar ve milyonlarca lira harcayarak kullanım ömrünü doldurmuş salona bir şeyler yapmaya çalıştılar. Buradan bu spor salonunun yenisinin yapılmasının şart olduğunu, sadece birkaç yıl daha kullanım için devletin milyonlarını boşa harcamayın diye uyarmıştım fakat gelinen noktada yeni tadilat gören salonun çatısı sürekli sorun teşkil etmekte ve yeniden tamir görmekte. Geçen hafta çatı yeniden aktı ve müsabakalar mecburen ertelendi. Kırşehir, kullanım süresini doldurmuş elli yıllık stadı ve kapalı spor salonunu hak etmiyor.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz talebi, Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’ya aittir.
Buyurun Sayın Kaya.
31.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Kayseri’de şehit olan pilotlara, TÜİK’in açıkladığı Mayıs ayı enflasyon verilerine, kayyum meselesine ve geçen hafta İsrail’in Refah’ta başlattığı katliamı protesto etmek için bir araya gelenlerin gözaltına alınmasına ilişkin açıklaması
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün saat on sıralarında Kayseri 12’nci Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından eğitim için kalkan, Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait bir eğitim uçağımız Kayseri ili Kocasinan ilçesi Hasanpaşa Mahallesi yakınlarında maalesef düşmüştür. Eğitim uçağında görevli 2 askerî personelimiz, pilotumuz şehit olmuştur. Şehit olan askerlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz, ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyoruz, mekânları cennet olsun diye niyazda bulunuyoruz.
Ayrıca, dün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından mayıs ayı enflasyon verileri açıklandı. Buna göre, enflasyon mayıs ayında aylık bazda yüzde 3,33'lük yükseliş kaydederken yıllık enflasyon yüzde 75,45’e yükseldi. Sayın Mehmet Şimşek’in büyük umutlarla enflasyonla mücadele etmek için göreve getirildiği 4 Haziran 2023'te enflasyon oranı Türkiye'de yüzde 39,59'du. Aradan bir yıl geçti, Sayın Mehmet Şimşek çok iyi bir mücadele ortaya koymuş olmalı ki enflasyonu yüzde 75,45'e çıkarmayı başardı! Enflasyonu yükseltmeyle ilgili bu mücadelesinden dolayı Sayın Mehmet Şimşek’e teşekkür ediyoruz! “Ekonomide çok kötü günler geride kaldı.” demekten de geri durmadı. Daha önce de “Ekonomide kötü günler geride kaldı.” sözlerini Sayın Cumhurbaşkanımızdan, önceki Hazine ve Maliye Bakanlarımızdan muhtelif tarihlerde duyduk ama maalesef, geride kalan, kötü günler değildi, hep sürekli daha kötü günleri görür hâle geldik. Umarım milletimiz bu kez aynı akıbetle karşılaşmaz ve daha da kötü günlerle karşılaşmayız ama iktidarın yapıp ettiklerine bakınca da daha kötü günler için kaygılı olduğumuzu da ifade etmek istiyorum.
15 Temmuz 2016 askerî darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL sürecinde 15 Ağustos 2016 tarih, 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 38'inci maddesiyle Belediye Kanunu’na eklenen hükümle belediyeler kayyum atanması uygulamasına geçildi. Bu hain darbe girişiminin üzerinden geçen sekiz yıla ve bu süreçte gerek 2019 yerel seçimleri gerekse 2024 yerel seçimlerinde tecelli eden millî iradeye rağmen dün itibarıyla seçilmiş belediye organlarına kayyum atanarak seçme ve seçilme hakkının işlevsiz hâle getirilmeye çalışıldığı süreçlerin tekrar edilmek istendiği görülmektedir. Kayyum meselesiyle ilgili tartışmalarda üzerinde geniş toplumsal uzlaşı olan üç konunun altını Saadet Partisi olarak çizmek isteriz.
Birinci husus: Hangi seçilmiş makam olursa olsun makamlara seçilen kişilerin layüsel olmadığı dolayısıyla haklarında suç işlediklerine dair bir isnat veya iddia varsa bu kişilerin siyasetin baskısından uzak, bağımsız yargı tarafından incelenerek, soruşturularak, yargılanarak denetlenmesi ve günün sonunda suçlu ise cezalandırılması, suçlu değil ise beraat ederek aklanmasına dair süreçleri kamuoyunu da tatmin edecek şekilde, şeffaf bir şekilde yürütmemiz gerekir.
İkinci husus: Mahallî idarelerin millî iradenin seçimle işbaşına gelmiş kişilerce yönetilmesini, şayet Anayasa ve hukukun gerektirdiği şekilde belediye başkanı olacak kişinin sürekli veya geçici olarak belediye başkanlığından ayrılması ya da açığa alınması hâlinde millî iradenin gereği olarak belediyelerin seçilmiş Meclis üyeleri arasından yine Meclis üyeleri tarafından seçilmiş kişilerce yönetilmesinin millî iradeye saygı olduğunun altını çizmek istiyoruz.
Üçüncü bir husus da beraatizimmetin esas olduğu, suçun şahsiliği ilkesi gereğince şayet bir belediye başkanı suç işlese dahi bütün Meclis üyelerini ve onu seçen bütün seçmenleri cezalandıracak bir toplu cezalandırmanın da vicdani, insani ve hukuki olmadığını düşünüyoruz.
Üzerinde geniş toplumsal uzlaşı olan, hemen hemen her siyasi fikriyata sahip kişilerce üzerinde mutabakata varılan bu üç noktayı dikkate almayan ve yaklaşık sekiz yıldır süregelen kayyum uygulamalarının üçüncü dönemi için start verildiğine dair ilk işaret maalesef dün verilmiştir. Saadet Partisi olarak vurguladığımız bu üç geniş uzlaşı noktasını dikkate almayan kayyum uygulamalarını doğru bulmadığımızı, bu uygulamaların millî iradeye ve toplumsal barışa hizmet etmediğini ve bu uygulamaları kabul ve tasvip etmediğimizi tekraren vurgulamak isteriz.
Yine, bir diğer önemli husus, geçtiğimiz hafta İsrail’in Refah’ta başlattığı katliamı protesto etmek için bir petrol şirketinin önünde bir grup genç sivil inisiyatif sahibi bir araya geldi, ne var ki mala zarar vermek gibi ciddiyetsiz gerekçelerle sabaha karşı evlerinden şafak operasyonlarıyla gözaltına alındı. Her ne kadar dün akşam saatlerinde gençlerin tamamı serbest bırakılmış olsalar da bu utancın ülkemize yaşatılmış olması bizleri derinden sarsmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – İfadeleri alındıktan sonra serbest bırakılacak kişilerin bir şafak operasyonuyla gözaltına alınması, âdeta bir cezalandırma veya gözdağı işlemi gibi gözaltı işleminin yapılması ve gözaltında kadınlara çıplak muamele, erkeklere kötü muamele şeklindeki uygulamaların şikâyet olarak dile getirilmesi, bu Hükûmetin ve Filistin meselesine, insan hakları meselesine duyarlılık gösteren herkesin takip etmesi gereken bir konudur. Burada iktidar âdeta “Protestolar bile benim kontrolümde olmalı ve benim tarafımdan organize edilmedikçe makbul olmamalı.” anlayışını ortaya koyuyor. Her şeyden ve herkesten uslu çocuk olmasını beklemeyin. Sizden olmayanların da ortaya koymuş olduğu protestolar, düşünce ve ifade özgürlükleri olabilir. Bunların sonucu, coplanmak ya da bir şafak operasyonunda gözaltına alınmak asla ve asla olmamalı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Toparlıyorum.
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) – Dolayısıyla burnunuzun dibinde tarihin en kanlı soykırımlarından biri gerçekleşirken bunlara sesinizi somut adımlarla yükseltmenizi beklediğimiz gibi bu süreçte insanlarımızın vicdanında daha derin yaralar açmamak için bu protesto ve düşünce ve ifade özgürlüğünü ortaya koyan vatandaşlarımıza karşı hukuka ve adalete uygun tavırlar ortaya koymanızı bekliyoruz. Birilerini savunmak için değil insanlarımızı savunmak için bu adli işlemleri işletin ve bir daha asla ve asla zalimin zulmüne sessiz kalmamak için haykıran gençleri bir şafak operasyonuyla gözaltına almaya sakın ama sakın yeltenmeyin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sıradaki söz talebi, İYİ Parti Grubu Adına Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu’ya aittir.
Buyurun Sayın Kavuncu.
32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, Kayseri’de şehit olan pilotlara, Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili kanun teklifine ve Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin özlük haklarıyla ilgili önergelerine, Küçükçekmece’de çöken binaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin başlattığı çalışmaya ve siyasette bahsedilen yumuşamadan deprem probleminin çözülebilmesine dair bir iradenin ortaya çıkmasını da beklediklerine, Maliye Bakanının “Son iki ayda 65 milyar dolar, dolar girişi oldu, kaynak girişi oldu.” açıklamasına ilişkin açıklaması
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) – Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Kayseri 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığında eğitim için kalkan Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait eğitim uçağımız henüz bilinmeyen bir nedenle kaza kırıma uğradı. 2 kahraman pilotumuzu şehit verdiğimiz haberini büyük bir üzüntüyle öğrendik; Allah’tan rahmet diliyoruz, ailelerine ve milletimize de başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.
Tabii, bugün Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili bir kanun teklifi var, bu kanun teklifini hep beraber görüşeceğiz önümüzdeki üç gün. Biz, askerlerimizin, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki personelimizin bazı özlük haklarıyla ilgili konuları defaatle gündeme getirmiştik, hazır bu anmayı da yapmışken bir kez daha bu vesileyle hatırlatmak istiyorum.
Öncelikle, 2023 Temmuz ayında memurlara yapılan seyyanen bir zam var ve bu zammın şehit ailelerimize verilmesi konusu gündeme getirilmişti, bunun tekrar değerlendirilmesi gerektiği… Beraberinde, kahraman ordumuzun göz bebeği astsubaylar büyük bir geçim derdiyle, çok ciddi bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıyalar. Maalesef bugün birçok astsubayımızın emekli aylıkları yoksulluk sınırının altında. Emeklilere yansıyacak şekilde makam tazminatlarını alamıyorlar ve maaşlarında yarıdan fazla bir düşüş yaşanıyor. Astsubayların makam tazminatları verilmeli, sözleşmeli astsubaylar muvazzaf statüsüne çıkartılmalı ve sicil affı sağlanmalıdır. Tabii, bunu komisyonda da dile getirmiş kıymetli üyelerimiz. Gelin, bu önergemizi de bu teklife ekleyelim ve orta yolu bulalım diyoruz.
Küçükçekmece’de bir bina çöktü biliyorsunuz bilinmeyen bir nedenle ve 1 kişi yaşamını yitirdi, 2’si ağır, 8 kişi de yaralandı. Bina otuz altı yıl önce yapılmış, 1,5 kat kaçak çıkılmış ve burada kum kullanılmış. İstanbul'da yapılmış olan binaların -ki yaklaşık 1,2 milyon yapı var- bu yapıların 800 bini 2000 yılından önce yapılmış yani İstanbul'daki mevcut binaların yaklaşık yüzde 70-75’i 2000 yılından önce yapılmış, risk taşıyan eski binalar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi bir çalışma başlatmıştı binaları kontrol etmek, binalarının depreme karşı ne kadar dayanıklı olduğunu tespit etmek amacıyla. Bugüne kadar 160 bin bina maliki buraya başvurmuş ve sadece 35 bin binada inceleme yapılmış ve bu inceleme yapılan 35 bin binanın içerisinde de 17.500 binanın yüksek risk taşıdığı söylenmiş. Şimdi, 800 bin bina var diyoruz, burada akla şu soru geliyor: İstanbul'da birçok binanın depreme karşı dayanıksız olduğu biliniyor ancak vatandaşlarımız bir karot aldırmıyor, binayla ilgili bir analiz, çalışma yaptırmıyor; tabii, bunun sebeplerini iyi anlamak lazım; göz göre göre, herhangi bir depremde yıkılacak binanın içerisinde yaşıyorlar, buradaki en büyük sıkıntı da işin ekonomik boyutu. Karotu aldırdığınız zaman, binanızın depreme karşı riskli olduğunu tescil ettiğiniz an, binayı boşaltmanız gerekiyor zira belediye hem elektriği hem doğal gazı kesiyor, kestiriyor. Ve bir kira yardımına ihtiyacınız var, kentsel dönüşüm kapsamında evinizi tekrar ne zaman geri alacaksınız, bunu bilmiyorsunuz ve milyonlarca insanımız bu konuyla ilgili çok ciddi bir mağduriyet yaşıyor.
Tabii, bir yumuşama döneminden bahsediliyor; işte, Cumhurbaşkanıyla görüşülüyor, siyasette yumuşamadan bahsediliyor. Umarım bu yumuşama sadece siyasi bir manevrayla kalmaz; işte, burada bahsettiğimiz gibi, İstanbul’da milyonlarca insanımızın deprem karşısında taşıdığı riski çözecek somut adımlar atmaya döner. Ki ben bunu daha önce de gündeme getirdim, bu kadar büyük bir facianın beklendiği bir ilde, bugün yumuşamanın aktörü olan iki taraf hâlen İstanbul’da metro isimleri konusunda bile uzlaşamamış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) – Biz, bu yumuşamadan, bu deprem probleminin çözülebilmesine dair bir iradenin ortaya çıkmasını da bekliyoruz, umuyoruz diyorum.
Ekonomi, tabii, bir başka konu. Maliye Bakanı bir açıklama yaptı “Son iki ayda 65 milyar dolar, dolar girişi oldu, kaynak girişi oldu.” dedi. Bakın, niye böyle bir giriş olduğunu ve bizi nasıl bir riskin beklediğini size izah edeyim çok kısa bir hesapla. 65 milyar dolarlık giriş oldu çünkü şöyle bir hesap yapın: 1 milyon Türk liranızı bugün bankaya mevduata yatırsanız, bir ay içerisinde 42 bin lira mevduat faizi alıyorsunuz yani asgari ücretin 2,5 katı. Dolar olarak ifade edeyim: 1 milyon yani 31.250 doları bankaya yatırdığınızda ay sonunda alacağınız faiz 1.300 dolar yani ayda yüzde 4 dolar faizi alıyorsunuz. Dünyada böyle bir getiri yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu.
MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) – Bitiriyorum.
Onun için 65 milyar dolar gelir, yarın 150 milyar dolar da gelir çünkü sıcak para, dolar üzerinden yıllık yüzde 4-4,5 faiz ödeyen bir ülkeye elbette parasını getirir ama soru şu: Yarın bu para çıktığında ne yapacağız? Burada, her anlamda bir anomali var. Kiralarla ilgili yüzde 25 sınırı vardı, Maliye Bakanı bunun da kalkacağını söylüyor. Belki de konulması doğru muydu, değil miydi, bunların hepsi tartışmaya açık fakat bütün bunları bugün konuşuyor olmamızın tek sebebi var: “Faiz sebep, enflasyon sonuçtur.” diyen zihniyetin bizi bugün getirdiği nokta bu. Yılda yüzde 4,5 dolara para kazandıran bir ülkedeyiz. “65 milyar dolar kaynak akışı oldu.” diye gururla söyleniyor. Eğer buradan bir toparlanma süreci yaşanırsa evet ama ufacık bir riskte çok sıkıntılı günler bizi bekleyecektir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Manisa Milletvekili Erkan Akçay’a aittir.
Buyurun Sayın Akçay.
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, Kayseri’de şehit olan pilotlara, İstanbul Küçükçekmece’de çöken binaya, ülkenin büyük bir bölümünün deprem kuşağında yer almasına ve kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Kayseri’deki 12’nci Hava Ulaştırma Üs Komutanlığından eğitim faaliyeti için kalkan Hava Kuvvetleri Komutanlığımıza ait bir eğitim uçağının kaza kırıma uğraması neticesinde şehit olan 2 pilotumuza Allah’tan rahmet, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri camiasına ve aziz milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Sayın Başkan, 2 Haziran Pazar günü İstanbul Küçükçekmece’de 4 katlı bir binanın çökmesi sonucu 1 kişi hayatını kaybetmiş, 8 kişi de yaralanmıştır. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında binanın sahibi ile binanın girişinde bulunan restoran sahibi gözaltına alınmıştır. Binanın çökmesi sonucu hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Küçükçekmece’de çöken bina dikkatlerimizi bir kez daha muhtemel İstanbul depremine çevirmiştir. Ülkemizin büyük bir bölümü deprem kuşağı içinde yer almaktadır. Topraklarımızın yüzde 66’sı, nüfusumuzun yüzde 71’i yüksek riskli deprem bölgesindedir. Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünün Türkiye diri fay hattı haritasına göre Türkiye'de 45 ildeki 485 diri fay 5,5 ve üzerinde deprem üretme potansiyeline sahiptir. Ülkemizin deprem başta olmak üzere afetlere dirençli hâle getirilmesi için tek çare ve en önemli çarelerden biri kentsel dönüşüm çalışmalarıdır. Afet riskli kentsel dönüşüm uygulamaları, 31 Mayıs 2012 tarihinde yürürlüğe giren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında yürütülmektedir. 6306 sayılı Kanun kapsamında 2012’den bugüne kadar kentsel dönüşüm projeleriyle Türkiye genelinde 2 milyon 200 bin bağımsız bölüm dönüştürülmüştür, 400 bin bağımsız bölümün dönüşümü de devam etmektedir. Ülke genelinde 36 milyon bağımsız bölüm bulunmakta, bunlardan 6 milyonu risk altındadır; 2 milyon bağımsız bölümün de acilen dönüştürülmesi gerekmektedir. Depremlerde yaşadığımız kayıplarla bir daha karşılaşmamak için risk altındaki alanlarda yapıların depreme dayanıklı hâle getirilmesi ve dönüşüm çalışmalarının ivedilikle başlanarak hızla tamamlanması gerekmektedir.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi, Grup Başkan Vekili ve Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e aittir.
Buyurun Sayın Koçyiğit.
34.-Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, kumpas davalarının bugün Hakkâri Belediyesine kayyum atamak için gerekçe yapıldığına ve sekiz yıldır Kürt halkının iradesinin yok sayıldığına, İçişleri Bakanlığının bütün bölge illerinde eylem ve etkinlik yasağı getirdiğine, Hilvan’da yenilenen seçime, Hakkâri’de yaşananlara ilişkin açıklaması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Genel Kurulu, ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün yine bir AKP klasiğiyle güne başladık “Darbelerden darbe beğen.” denilen ülkede yine halkın iradesini gasbettiler. Yine, aslında çok iyi bildikleri hukuksuzlukta, rantta, talanda halkı malzeme etmeye çalıştılar. Büyük bir çete operasyonuyla, büyük bir kayyum rejimiyle karşı karşıyayız. Büyük bir darbeci kayyum çetesi iş başına gelmiş. “Kim kılavuzları?” diye sorarsanız söyleyelim: FETÖ'cü polisler, FETÖ'cü savcılar, FETÖ'cü hâkimler, FETÖ’cülükten ceza almış, cezaevinde olanların hazırladığı kumpas davalarını, kumpas dosyalarını bugün Hakkâri Belediyesine kayyum atamak için gerekçe yapmış bir rantçı, talancı akılla karşı karşıyayız. Tabii, bunu ilk defa yaşamıyoruz. İki dönemdir, sekiz yıldır belediyelerimize kayyum atanıyor. Sekiz yıldır Kürt halkının iradesi yok sayılıyor. Sekiz yıldır Kürt halkının seçme seçilme hakkı askıya alınmış. Sekiz yıldır bu ülkeyi yöneten iktidar Kürtlere şunu söylüyor: “Siz yurttaş değilsiniz, siz eşit değilsiniz, sizin oyunuz Yozgat’takinin oyuyla eşit değil. Sizin oyunuz; Hakkâri’deki, Bitlis’teki, Van’daki yurttaşın oyu Tekirdağ'daki yurttaşın oyuyla eşit değil.” diyor. “Sen istediğin kadar seç, sen istediğin kadar demokrasiye inan, sen istediğin kadar sandığına sahip çık, yeri gelir garnizon kurar, sandığa kayyum atarım; yeri gelir FETÖ’cü kumpasçılarla iş birliği yapar, halkın iradesini gasbederim.” diyor. Biz de açık söylüyoruz ve buradan soruyoruz: Hani normalleşme, hani yumuşama? Kürtler hariç değil mi? Kürtler hariç normalleşme. Normali nedir AKP'nin? Normali kayyumdur, normali zulümdür, normali baskıdır, normali tehdittir, normali şantajdır, normali kumpastır, normali irade gasbıdır, normali talandır, normali halkın iradesini gasbetmektir; bu kadar açık ve net söylüyoruz ama şunu da herkes bilsin: Bu normale teslim olmayacağız.
Bakın, önce kayyum atıyorlar on yıldır devam eden bir soruşturmadan, bir davadan, yeni açılmış bir soruşturmadan; ortada hiçbir hukuki gerekçe yok, hiçbir mahkeme kararı yok. Ama sadece öyle yapmıyor, algı operasyonu yapıyor. Neymiş? Yurt dışına kaçacakmış. Hâlbuki daha iki gün önce gitmiş Belediyeler Birliği için oy kullanmış Belediye Eş Başkanımız; çıkmış, gelmiş, Van’da kızının evinde, cebinde 50 bin lira para var; sanki 50 bin lira pul değilmiş gibi “Üzerinde çok para var.” diye çukur medyaya bir de haber yaptırıyorlar. Ya, Allah'tan korkun, Allah'tan korkun! Hiç kuldan korkmuyorsunuz, kuldan utanmıyorsunuz ama bari Allah'tan korkun ya; yok böyle bir şey!
Şimdi, önce kayyum atıyorlar, sonra emirlerinde İçişleri Bakanlığı kumpası kurmuş, bütün bölge illerinde eylem, etkinlik yasağı; sokağa çıkarmıyor, eylem yaptırmıyor, slogan attırmıyor ama normalleşecekmiş, ama demokrasi gelecekmiş bu ülkeye! Öyle mi? Bu mu demokrasi? Bu demokrasi ne zaman Kürt’ün evine uğrayacak? Bu demokrasi ne zaman Kürt’ün yüzünü güldürecek? Hilvan’da hukuksuzluk yaptınız, Hilvan’da seçimi yenilettiniz, sandığı yaktınız, 10 kat fark attık ama bırakmadınız ya, bırakmadınız bir yirmi dört saat Kürt’ün yüzü gülsün, başarısından onur duysun, başarısı nedeniyle mutlu olsun; buna bile izin vermediniz.
Şimdi, bütün bu hukuksuzlukların içerisinde neyi konuşacağız Sayın Başkan? Neyi konuşacağız? “Yeni anayasa” deniliyor. Var olan askıda; Anayasa'yı bırakın, en temel haklarımız askıda bizim, en temel yurttaşlık haklarımızı kullanamıyoruz biz bugün bu ülkede. Kime dert anlatacağız? Demokratik siyasete yeminli düşman bir iktidarla karşı karşıyayız; Kürt düşmanı bir ittifakla karşı karşıyayız; Kürt’ün her şeyine, her şeyine düşman bir iktidarla karşı karşıyayız; Kürt’ün kendisini yönetmesini istemeyen bir akılla karşı karşıyayız; Kürt muhtar olamasın, aza olamasın, belediye başkanı olmasın, milletvekili olmasın diye kumpas üstüne kumpas kuran bir anlayışla karşı karşıyayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Şimdi biz burada ne yapacağız? Bizi bu Meclisten süpürüyorlar, götürüyorlar, gözaltına alıyorlar; ısrar ediyoruz, halkımızla beraber direniyoruz, geliyoruz bu sıralara ama birileri bizi ısrarla bütün bu demokratik siyasetten tasfiye etmeye çalışıyor. Ben soruyorum, soruyorum AKP’ye: Nasıl olacak, nasıl olacak? Bu zulümle nasıl yol alacaksınız? Kürt’ün sırtına vura vura ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Ne yapacağız biz? Şimdi Hakkâri’de halkımız yürüyor, plastik mermi sıkılıyor, gaz sıkılıyor, coplanıyor, vekillerimiz darbediliyor. Ne yapacaktık? Kayyum efendilerinizi, çetelerinizi çiçekle mi karşılayacaktı Hakkâri halkı? Çiçek mi verecektik biz onlara? Ya, size yapılmasını istemediğiniz şeyi…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – …yetkilerinizi, gücünüzü, iktidarı, devleti, bütün her şeyi kötüye kullanarak nasıl bir halkın başına boca edersiniz ya, nasıl? Hele bize söyleyin ya, hukuk bunun neresinde, bize söyleyin, biz de anlayalım. Hangi anayasaya tabi bu Kürtler ya? Nerede bu, yazılmayan, yazısız olan anayasayı bize gösterin, biz de bilelim. Biz de bilelim, bu ülkede hakkımız ne. Söyleyin bize ya, deyin ki: “Seçilme hakkınız yok.” Deyin ki: “Seçme hakkınız yok.” “Belediye başkanı olma hakkınız yok.” deyin ama söyleyin, açık yürekli olun, dönün söyleyin, biz de onun gereğini yapalım. Ama bir taraftan YSK’ye onaylatacaksınız, bir taraftan ortada Anayasa maddesi var, açık hüküm var, “Uzaklaştırılsa bile görevinden meclis seçer.” diyor ama siz söz konusu Kürtler olunca otomatik kayyum atıyorsunuz. Niye?
BAŞKAN – Son kez açıyorum Sayın Koçyiğit, tamamlayın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Toparlıyorum Sayın Başkan.
Çünkü orada rant var, çünkü orada yandaşa aktarılan kaynak var, çünkü Hakkâri’de seçim döneminde AKP’nin Belediye Başkanının kampanyasını belediyenin kasasından yürüttüler, çünkü orada kirli ilişkiler var, çünkü orada Emniyetten İçişleri Bakanlığına kadar uzanan kirli trafikler var. Neyi kurtarmaya çalışıyorsunuz Hakkâri’den? Hakkâri’de DEM PARTİ yönettiğinde hangi çıkarınız zeval görüyor; söyleyin, söyleyin ama açıkça söyleyin, açıkça söyleyin, bütün Türkiye halkları bilsin. Düşmanlığınızı, nefretinizi, kininizi, hukuksuzluğunuzu bütün Türkiye halkları bilsin çünkü biz biliyoruz.
Ama şunu da söyleyelim: Ant olsun ki asla ama asla teslim olmayacağız; yenileceksiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Selamlayıp bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Selamlayın lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) – Türkiye halklarının dayanışmasına, toplumsal muhalefetin yan yana gelişine, Gezi’nin ruhuna, Kobani’nin dayanışmasına, yoldaşlarımızın, cezaevine koyduğunuz yoldaşlarımızın dik duruşuna, çocuklarımızın gülüşüne, kadınların eşitlik, özgürlük mücadelesine, bu ülkede demokratik değişim isteyen her bir insanın emeğiyle, bedeliyle mücadelesine yenileceksiniz; bunu bir tarafa yazın.
Zulmünüz artsın, zulmünüz artsın, zulmünüz artsın ki tez zeval bulasınız! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sıradaki söz talebi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’a aittir.
Buyurun Sayın Başarır.
35.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kayseri’de şehit olan askerlere, dün gece Resmî Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararına, Hakkâri Belediye Başkanının görevden alınmasına ve kayyum atanmasına, Ankara, İstanbul ve Balıkesir Belediye Başkanlarının FETÖ’yle iltisaklı olduğu için istifa ettirildiğine, artan enflasyona ve Meclis kapanmadan emeklilerin ve asgari ücretlilerin sorunlarının çözülmesi gerektiğine, Millî Eğitim Bakanının okulların mezuniyet etkinliklerini tasarruf tedbirleri kapsamında yasaklamasına, LGS sorusunda AK PARTİ propagandası yapıldığına ilişkin açıklaması
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, bugün Kayseri’de 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından kalkan bir eğitim uçağı henüz belirlenemeyen bir nedenden dolayı düştü, 2 evladımız, askerimiz şehit oldu. Ailelerine, ülkemize, yakınlarına, Meclise başsağlığı diliyorum.
Dün gece, Anayasa Mahkemesi Resmî Gazete'de bir kararını yayımladı. Evet, karar dikkatle incelendiği takdirde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, tek adam sisteminin, bu ucube sistemin iskeletinin tamamen çöktüğünü görmekteyiz. Öncelikle, 2017 yılında yapılan Anayasa değişikliğinden sonra Bakanlar Kurulu “Anayasa değişikliğine uyum” adı altında Meclisten kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini istedi ve bu Meclis yetki kanununu çıkardı. O gün dedik: “Bakın, bu yanlış. Meclisin alması gereken birçok kararı Cumhurbaşkanı tek imzayla alacak, gün gelecek Anayasa Mahkemesi bunu iptal edecek ve dört yıl, beş yıl, altı yıl boyunca bu ülkeyi Anayasa’ya aykırı bir şekilde yönetmiş olacaksınız.” Şimdi, bakın, beyefendinin hangi yetkileri iptal edildi: Adalet Bakan Yardımcısının Hâkimler, Savcılar Kurulunda doğal üye olması, Merkez Bankası Başkanının atanması -bakın, Türkiye'yi aslında bu duruma getiren imzalardan bahsediyoruz- rektörlerin Cumhurbaşkanı tarafından atanması, Sayıştay Başsavcısının atanması ve buna benzer, TRT'nin şirket kurmasından tutun RTÜK Başkanının maaşına kadar yani devleti ilgilendiren temel konuları, beyefendi tek imzayla attı, karara bağladı. Aradan altı yıl geçti, Anayasa Mahkemesi dedi ki: “Bir dakika, sana bu yetkiyi yanlış vermiş bu Meclis. Senin bugüne kadar attığın her imza Anayasa’ya aykırı, yanlış bir iş yaptın, sen bunları Meclisten kanunla geçireceksin.” Şimdi, bu kadar iş bilmezlik, bu kadar muhalefetle uyumsuzluk, bu kadar dinlememek; bu bir hastalık bence, burnunun dikine gitme hastalığı. O gün, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve diğer muhalefet partileri açıkça söyledi bunu, ne oldu? Atadığı rektörler, Merkez Bankası Başkanları, RTÜK Başkanının maaşı; yahu, bunlarla ilgili ne olacak? Olacak olanı söyleyeyim mi? Meclis kapanacak, “Temmuzda getirelim bunları, sıkıştıralım, tek tek çıkartalım.” Yapmayın ya! Bir yıl süre verdi ama eminim ki bunu on beş güne sığdırarak bu Meclise getirip gece gündüz çalıştırarak, tartışmadan çıkarmaya çalışacağız ama birinin de bir hesap vermesi lazım. Neden, neden, neden, neden bu kadar anayasasız, neden bu kadar Anayasa’ya aykırı davranıyoruz? Aslında bu bir suç, açıkça bir suç, Meclis iradesine yapılan bir darbe ama beş altı yıl aradan geçiyor, bugün, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararı konuşuyoruz ve içimiz yanıyor. Ben gruplarının takdirine bırakıyorum.
Şimdi, dün, bize göre de yanlış, üzücü, demokrasiye yapılan bir müdahaleydi Hakkâri Belediye Başkanının görevden alınması, kayyum atanması.
Değerli milletvekilleri, her parti olabilir, sen iki ay önce Yüksek Seçim Kurulundan adaylık için vize vereceksin, “Aday ol.” diyeceksin; iki ay sonra -2014'ten bugüne kadar bu Belediye Başkanının soruşturması olacak, sonra o soruşturma kovuşturmaya dönecek- “Yeni bir soruşturman var.” diyeceksin, o soruşturmayla ilgili gizlilik kararı vereceksin ve onu açığa alıp “Ben oraya kayyum atıyorum.” diyeceksin. Bir, Hakkâri halkı yüzde 49’la Belediye Başkanını seçmiş; iki ay önce sen bu adaya vize vermişsin, şimdi diyorsun ki: “Terör suçlusu olabilir.” Masumiyet karinesine tamamen aykırı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ve her şeyi bir kenara bırakıyorum, bu kadar muğlak bir durumda meclisini de -bana göre- terör örgütüyle iltisaklı ve suçlu ilan ediyorsun, oradan bile birini seçme hakkını vermiyorsun, sonra burada bunu konuşuyoruz. Bir parça demokrasiyle yönetilen ülkelerde kayyum faşizmdir; eğer bunun sınırlarını, eğer bunun alanlarını çok çok daraltmazsan, çok istisnai, kesin hüküm durumuna getirmezsen işte, keyfî olarak, iki ay önce seçilen Belediye Başkanlarına kayyum atanır. Bakın, size bir şey söylemek isterim: Biz hepimiz biliyoruz ki Ankara Belediyesi, İstanbul Belediyesi, Balıkesir Belediyesi; hepsi 15 Temmuzda bu darbe girişimini yapan FETÖ’yle iltisaklı olduğu için istifa ettirildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Bakın, bir kez daha söylüyorum: O Belediye Başkanlarının neden istifa ettirildiği hâlâ açığa çıkmadı ama herkes biliyor ki o Belediye Başkanlarının FETÖ’yle ilişkisi vardı ve artık, gruplarının da midesi kaldırmıyordu, istifa ettirildiler. Şimdi, sana böyle bir demokrasi, başka parti olunca böyle bir demokrasi. Niye onlara kayyum atanmadı? Soruyorum: Niye kayyum atamadınız? Ankara’ya Melih Gökçek’in yerine niye kayyum atamadınız? FETÖ’nün olimpiyat oyunlarında bangır bangır çağrısını yapıyordu, bunu herkes biliyordu; Samanyolu TV’ye, Zaman gazetesine 15 Temmuzdan sonra para yatırıyordu. İşte, bu olmuyor, bunun adı demokrasi falan değil, bunun adı bir darbe.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Şimdi, diğer bir konu şu: Yerel seçimlerin üzerinden iki ay geçti ve sürekli artan bir enflasyon var. Şu anda, dün açıklanan, bana göre doğru olmayan verilere göre yüzde 75,45; ENAG’a göre yüzde 120. Bakın, yaklaşık kırk-kırk beş gün içerisinde bu Meclisi kapatacağız ve bu Meclisi kapatırken emeklinin maaş durumu hâlâ ortada, milyonlarca emekli 10 bin lira maaş alıyor; bu bizim için bir utanç meselesi. Bu Mecliste tüm partiler, milletvekili arkadaşlarımız tarafından emekçilerin maaşları ve geçim durumuyla ilgili araştırma önergeleri verildi, reddedildi; kanun teklifleri verildi, reddedildi. Eğer ki bu Meclis kapanmadan bu insanların sorunlarını, asgari ücretlilerin sorunlarını çözmeden gidersek yazın bizler sokağa çıkamayız, en çok da siz çıkamazsınız yani ne kadar çıkıyorsunuz, onun da farkındayım ama hiç çıkamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Son kez açıyorum Sayın Başarır.
Buyurun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ekmek almaya da çıkamazsınız, gezmeye de çıkamazsınız çünkü gerçekten bir dram var, bir utanç meselesi. Bugün, her şey artıyor, enflasyon sürekli artıyor, artıyor, artıyor, artıyor; 10 bin lira emekli maaşı… Yüzlerce kez buradan konuşuyoruz, yol alamıyoruz. Bu Meclis, bu dönem kapanmadan önce bu sorunu biz hep beraber çözmeliyiz yoksa bir kez daha söylüyorum, az çıkıyorsunuz, hiç sokağa çıkamazsınız.
Son olarak, neden tasarruflara okullardan başlıyoruz, merak ediyorum. Millî Eğitim Bakanı okulların mezuniyet etkinliklerini bir imzayla, genelgeyle tasarruf tedbirleri kapsamında yasakladı. Ya, bakanlarınız vızır vızır jetle geziyor; hepsinin makam arabaları, yakıtları, korumaları… Hiçbir şeyden tasarruf yapılmıyor da iş liselerde, üniversitelerde çocukların mezuniyet törenine mi geldi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Ha, gerçekten akıl tutulması; tasarrufa buradan başlayacağız, öğretmenlerin giderlerinden başlayacağız, çocukların mezuniyet töreninden başlayacağız ama Çevre ve Şehircilik Bakanı devletin uçağıyla evine gelip gidecek.
Son olarak, -bunu mutlaka söylemek zorundayım- LGS sorusunda AK PARTİ propagandası yapıyorlar; aynen soru şu: “Anadolu kültürü, bütün dünyaya barışı ve huzuru getirmeyi hedefleyen Türkiye Yüzyılı’nın temel dayanak noktasıdır. Bu cümlenin türüyle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?” Hepsi yanlış, bu cümle yanlış. Her şey bitti; billboard bitti, reklam bitti, uçak bitti; şimdi, liselerdeki sınav sorularıyla mı propaganda yapıyoruz arkadaşlar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Selamlayın lütfen.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Bitiriyorum.
Yani bence soru şu olabilirdi: “Türkiye'de son yirmi iki yılda eğitimi bu hâle hangi parti getirdi?” 5 tane parti ismi verseydiniz, AKP'yi verseydiniz milyonlarca çocuktan biri yanlış şıkkı işaretlemezdi, “AKP” derdi ama bari çocukların sınav sorularınızdan elinizi çekin çünkü birçoğunun psikolojisi bozuluyor.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sıradaki söz talebi Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’e aittir.
Buyurun Sayın Gül.
36.- Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’ün, Kayseri’de şehit olan pilotlar Uğur Yıldız ve Gökhan Özen’e, İsrail'in 7 Ekimden itibaren artırarak sürdürdüğü soykırımı bütün dünyanın izlediğine; İspanya, İrlanda ve Norveç’i Filistin Devleti’ni tanımalarından dolayı tebrik ettiklerine, İslam dünyasının İsrail’in sürdürdüğü soykırıma sessiz kalmasının üzüntü verici olduğuna ve “dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla daha adil, yeni bir dünyanın kurulması zaruretine ilişkin açıklaması
ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) – Teşekkür ediyorum Başkanım.
Kayseri 12’nci Hava Ulaştırma Ana Üs Komutanlığından eğitim için kalkan uçağın kaza kırıma uğradığını teessürle öğrendik. Şehit olan pilotlarımız Uğur Yıldız ve Gökhan Özen’e Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum; ailelerine ve Türk Silahlı Kuvvetlerimize sabır diliyorum, başsağlığı diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “Rüyamda şehit olduğumu ve beni gömdüklerini gördüm.” cümlesi, 21'inci yüzyılda Filistin'de bir çocuğun dudaklarından dökülen bir cümle; sahillerde top oynaması gereken, akranlarıyla beraber koşması, oynaması gereken bir çocuğun bugün yaşadığı dramı gözler önüne açık bir şekilde ortaya koyuyor. Filistinli yazar Mahmud Derviş’in deyişiyle “Çocukluğunu yaşayamayan çocuklardır, ihtiyarlığını yaşayamayan ihtiyarlardır -ve yine- istekleri yerine gelmeyen, istediği gibi hayatını yaşayamayan kadınlardır Gazze.” Bugün insanlık bu cümlenin de altında ezilmekte. Maalesef, susmanın suça iştirak olduğu bir dönemde yaşıyoruz ve esas itibarıyla, söylemlerin de artık yetersiz kaldığı ve İsrail'in 7 Ekimden itibaren her gün artırarak sürdürdüğü bir soykırımı bütün dünya maalesef izliyor, bütün dünyanın gözleri önünde bu soykırım… On binlerce ocak, hastane, kilise, cami, okul bombalanıyor; Gazze bir açık hava hapishanesine dönüştü ve açlıkla pençeleşir durumda. Refah’ta bir mülteci kampına sığınan insanları bile bombalayan bir dramı hep beraber yaşıyoruz. Bu katliamın sorumluları hesap vermedikçe ve bu soykırım bitmedikçe, sona ermedikçe buna vesile olan, buna sessiz kalan herkes ve uluslararası toplum, kurumlar, kuruluşlar bu vahşetten, bu soykırımdan birinci derecede mesuldür. Uluslararası toplumun da artık söylediği şeylerin hiçbir geçerliliğinin olmadığı, güçlünün haklı olduğu bir dönemi hep beraber yaşıyoruz. Yalta Konferansı’nda -düzen kurma adına- devletlerin ortaya koyduğu yeni dünya düzeninin insanlığa barış getirmediği, adalet getirmediği gün gibi aşikârdır ama tüm bunlara rağmen Amerika'da, Avrupa'da üniversitelerde başlayan, meydanlarda -yine, bu anlamda- bu soykırıma karşı sesini yükselten öğrenciler, öğretim üyeleri, vicdanlı insanlar bütün insanlığın sesi olmaya devam etmekte.
Rachel Corrie’nin de verdiği bir beyanat vardı, Rachel Corrie “Eğer zulüm bizdense ben bizden değilim.” diyerek zulmün karşısında, İsrail zulmünün karşısında buldozerlerin altında canını vermiştir. Bütün dünyanın yine birleşeceği nokta zalimin karşısında olma noktasıdır; bu meyanda, yine, İspanya’nın, İrlanda ve Norveç’in Filistin Devleti’ni tanıması da çok kıymetlidir, çok anlamlıdır. Bu tavırlarından dolayı da Gazi Meclisten kendilerini tebrik ediyoruz.
Diğer taraftan, İslam dünyasının tüm bu halkların hilafına, İslam dünyasının yöneticileri başta olmak üzere bu soykırıma sessiz kalmaları gerçekten üzüntü vericidir, ibretamizdir ve bu anlamda da yine, bütün insanlığın elleri, sessiz kalanların, bu soykırıma karşı gücü olduğu hâlde bu gücünü yerine getirmeyenlerin sorumluluğunun üzerindedir.
“Dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla daha adil, yeni bir dünyanın kurulması zarureti vardır. Cumhurbaşkanımızın her zaman vurguladığı gibi “dünya 5’ten büyüktür” anlayışıyla, dünyanın barışı için, adaleti için yeni bir uluslararası mekanizmanın ve bağımsız Filistin Devleti’nin kurulması, yine, Türkiye’nin öncülüğünde bütün dünya halklarının, milletlerinin, bütün insanlığın önünde en önemli bir görevdir. İnanıyorum ki Filistin, Gazze özgür olacak ve bu zulümler sona erecek.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce İç Tüzük 60’ıncı madde uyarınca kısa bir söz talebinde bulunan 7 milletvekilimize yerinden söz vereceğim.
Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz…
Buyurun Sayın Kocamaz.
37.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, Mersin Şehir Hastanesinde ve yeni Tarsus Devlet Hastanesinde yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Mersin Şehir Hastanesine ulaşım konusunda yaşanan sorunlar artarak devam etmektedir. Şehir hastanesinin hizmete açılmasıyla birlikte Mersin Devlet Hastanesi de hizmete kapatılmıştır. Kimi zaman iki-üç araç değiştirilerek ancak gidilebilen Mersin Şehir Hastanesinde hastalar bazı muayene ve ameliyat randevuları konusunda da büyük sorunlar yaşamaktadır. Yeni Tarsus Devlet Hastanesi de bütün karşı duruşlara rağmen inatla tıpkı şehir hastanesi gibi merkeze çok uzak ve trafiğin yoğun olduğu bir yere yapılmıştır. Yeni Tarsus Devlet Hastanesinin hizmete açılmasıyla birlikte, eski hastane hizmete kapatılmış, altı yedi yıldır atıl duruma düşmüş ve çürümeye terk edilmiştir. Tarsus halkı daha kolay ulaşabildikleri eski Tarsus Hastanesinin poliklinik hizmeti vererek yeni hastanenin yükünü hafifletmesini talep etmektedir. Tarsuslu hemşehrilerimizin bu taleplerini buradan Sayın Hükûmete iletiyor, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Konya Milletvekili Barış Bektaş…
Buyurun Sayın Bektaş.
38.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, TMO’nun hâlen buğday fiyatını açıklamadığına ilişkin açıklaması
BARIŞ BEKTAŞ (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Konya'da buğday harmanına on gün kaldı ancak buğday fiyatıyla ilgili belirsizlik hâlen sürüyor ve çiftçilerin endişesi devam ediyor. Her geçen gün maliyetlerin artması nedeniyle 1 kilogram buğdayın üretim fiyatı 12 TL'ye yaklaşmış durumda. Tarımın sürdürülebilirliği ve Türkiye’nin bir gıda krizi yaşamaması için buğdayın en az 15 lirayla Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından alınması gerekmektedir ancak cumhuriyet tarihi boyunca çiftçinin kara gün dostu olarak bildiğimiz TMO hâlen bir fiyat açıklaması yapmamıştır ve buğday üreticilerini mahsullerini düşük fiyatla serbest piyasaya satmaya mahkûm etmektedir. Toprak Mahsulleri Ofisi bir an önce buğday fiyatını açıklamalı ve alım yapmaya başlamalıdır.
Saygılar.
BAŞKAN – Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş…
Buyurun Sayın Işık Gezmiş.
39.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, açıklanan çay taban fiyatına ilişkin açıklaması
ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Doğu Karadeniz'de 835 bin dekar alanda üretimi yapılan çay, aileleriyle birlikte 1 milyon kişiyi ilgilendirmektedir. Çay, seçim bölgem Giresun'da Görele, Güce, Eynesil, Tirebolu ilçelerimiz başta olmak üzere fındıktan sonra en önemli tarımsal üründür. Giderlere bakıldığında açıklanan çay taban fiyatıyla maalesef üreticimiz bir kez daha mağdur edildi. Cumhuriyet Halk Partisi çay üreticisinin emeğinin hakkını alması için sonuna kadar mücadele edecektir. Taban fiyatın revize edilerek 25 TL'ye çıkarılmasını üreticimiz adına bir kez daha talep ediyoruz. 2018’de söz verilip 47 dönüm yer tahsisi yapılan fakat unutulan yeni Tirebolu Çay Fabrikasının yatırıma dönüştürülmesini Giresun Milletvekili olarak talep ediyorum.
BAŞKAN – Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici…
Buyurun Sayın Öneş Derici.
40.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Süper Lig’e çıkan Bodrumspor’a ve Gençlik ve Spor Bakanlığından beklentilerine ilişkin açıklaması
SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Muğla’nın gururu Bodrumspor, tarihinde ilk kez Süper Lig’de. Bu başarıda emeği geçen başta futbolcularımız, teknik ekip, yönetim kurulu ve fedakâr taraftarlarımıza teşekkür ediyor, Bodrumspor’un Süper Lig’de büyük başarılara imza atacağına yürekten inanıyorum.
Gençlik ve Spor Bakanlığımızın Süper Lig’e takımı çıkan il ve ilçelerde stadın lige uygun hâle getirilmesine verdiği katkılardan hareketle Bodrum’a da bu konuda destek vermesini bekliyor, dünya kenti olma yolundaki Muğla’mızın bu başarıyla çok daha ileri gideceğine yürekten inanıyorum.
BAŞKAN – Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever…
Buyurun Timisi Ersever.
41.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, Hükûmetin kamu iş yerlerindeki personel servislerini kaldırmasına ilişkin açıklaması
ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) – Sayın Başkan, Hükûmet sözde “tasarruf tedbirleri” adı altında kamu iş yerlerindeki personel servislerini kaldırıyor, hukuku yok sayarak memurun toplu sözleşmeden doğan servis hakkı elinden alınıyor. Bu kararı değiştirmezseniz bir yandan çalışanları mağdur edecek, diğer yandan servisçi esnafını iflasın eşiğine getireceksiniz. Ülkemizde 110 bin servis aracı var, servis sahipleri, çalışanlar ve aileleri düşünüldüğünde 1 milyona yakın kişi mağdur edilecek. Ülkemizde, bildiğimiz kadarıyla, 125 bin makam aracı var; dünyanın ekonomik devleri Japonya ve Almanya'daki makam aracı sayısı ise yaklaşık 10 bin. Eğer niyetiniz gerçekten tasarruf yapmaksa 3,5 milyondan fazla kamu emekçisinin yararlandığı, yüz binlerce kişiye ekmek kapısı olan servislerden değil, makam araçlarından tasarruf edin.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu...
Buyurun Sayın Mullaoğlu.
42.- Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu’nun, Hükûmetin depremden dolayı ciddi mağduriyetler yaşayan vatandaşlara mağduriyet üstüne mağduriyet yaşattığına ilişkin açıklaması
SERVET MULLAOĞLU (Hatay) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Depremden bugüne kadar Hükûmet yaptığı çalışmaların neredeyse tamamını deneme yanılma yöntemiyle yapmakta ve depremden dolayı ciddi mağduriyetler yaşayan vatandaşlarımıza mağduriyet üstüne mağduriyetler yaşatmaktadır. Konteyner kentler yapmakta ancak en ufak yağışta bu konteyner kentler su dolmaktadır. Esnaflarımız için konteyner çarşılar yapmış ancak esnaflarımızın elektriğini kesmiştir. Rezerv alanlar içerisinde sağlam olan veya güçlendirilen binaları kesinlikle yıkmayacağını söylemekte ancak Defne ilçesi Çekmece, Gazi; Antakya ilçesi Akevler, Saraykent, Cumhuriyet; Kırıkhan ilçesi Gündüz Mahallesi, başka mahallelerde bulunan sağlam binaları şimdi “Yıkacağım.” diyor. “Rezerv alanlarında yapılan binaların temel maliyetlerini almayacağım.” diyor ancak yayımlamış olduğu yönetmelikte bu temel maliyetlerini maliyet hesabına katacağını ifade etmiştir. Yandaş…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer…
Buyurun Sayın Gürer.
43.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde’de kapatılan okullara ilişkin açıklaması
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Cumhuriyet Halk Partisi olarak genel seçimler öncesi, kapanan köy okullarını açacağımızı açıklayınca Cumhurbaşkanı Erdoğan da ülke genelinde kapatılmış 6.750 köy okulunu seçim sonrası açacağını söylemişti. Seçim bitti, Cumhurbaşkanı oldu, vaatlerin tam tersi uygulamalar başladı: Niğde ilinde köy ilkokullardan sonra bazı kasabalarda da ortaokullar kapatıldı, taşımalı eğitime geçildi. 2023-2024 eğitim döneminde 9 okulun kapatılmasından sonra, bu defa Altunhisar'ın Ulukışla köyünde Atatürk İlkokulunun öğrenci azlığı gerekçesiyle 2024-2025 eğitim döneminde kapatılacağı duyuruldu. Ulukışla köyü, bölgede eğitim oranı yüksek, tarımın geliştiği bir köyümüzdür. Okulun kapatılmasına köy halkının büyük bir tepkisi vardır. Okulun kapatılmasıyla taşımalı eğitim veriliyor; bu, köylerde göçe neden oluyor. Ayrıca, aile-okul ilişkileri geriliyor, kilometrelerce uzaklara gidenler başarılı olamıyor.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kısa bir söz talebinde bulunan kalan 7 milletvekili arkadaşımıza grup önerileriniz görüşülüp oylandıktan sonra söz vereceğim.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Saadet Partisi Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, İsrail terör devletinin yaptığı soykırımı ve onlara destek verenleri protesto hakkını kullananlara karşı yapılan müdahalelerin görüşülmesi ve bundan sonra yapılacak eylem ve protestoların demokratik hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde müdahale olmaksızın gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenlerin müzakere edilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4/6/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/6/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından, grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Bülent Kaya
İstanbul
Grup Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Bülent Kaya tarafından, İsrail terör devletinin yaptığı soykırımı ve onlara destek verenleri protesto hakkını kullananlara karşı yapılan müdahalelerin görüşülmesi ve bundan sonra yapılacak eylem ve protestoların demokratik hukuk devleti ilkesine uygun bir şekilde, müdahale olmaksızın gerçekleşebilmesi için yapılması gerekenlerin müzakere edilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 4/6/2024 Salı günkü birleşiminde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Saadet Partisi Grubu adına söz talebi Samsun Milletvekili Mehmet Karaman’a aittir.
Buyurun Sayın Karaman. (Saadet Partisi sıralarında alkışlar)
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA MEHMET KARAMAN (Samsun) –Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; “Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim ki?” sözüyle hafızalara kazınan Selâhaddin Eyyubî, farklı din ve kültürlere mensup insanlara karşı gösterdiği adaletle bilinir. O, savaş meydanlarında bile onuru ve insan haklarını korumuş, düşmanına bile merhamet etmiştir. Bu adalet anlayışından ilham alarak gerçekleştirdiği soykırım sebebiyle siyonist İsrail’i kınayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Filistin'de yaşanan katliamlar, insanlık dışı muameleler ve masum çocukların, kadınların hayatlarını kaybetmesi tüm insanlık için bir yüz karasıdır. Hiçbir politik amaç masum bir çocuğun canını almayı haklı çıkaramaz, hiçbir ideoloji yaşam hakkını inkâr edemez. Katil İsrail'in gerçekleştirdiği soykırıma dünya çapında farklı din ve milletlerden insanlar demokratik ve sivil yollarla bir araya gelerek seslerini yükseltiyor, bunların arasında yüz binlerce Yahudi de var. İsrail, bir Yahudi devleti değil, siyonist ideolojiye sahip katil bir devlettir. Türkiye de bu küresel haykırışın önemli bir parçasıdır. Biz, sadece kendi sınırlarımız içinde huzuru değil, dünya genelinde barışı ve adaleti savunan bir medeniyetin mensuplarıyız. Biz, tarih boyunca adaleti ve barışı savunan bir millet olarak Selâhaddin Eyyubî’nin mirasını taşıyan merhamet ve adaletin savunucuları olarak harekete geçmeliyiz. Türkiye olarak bu sorumluluğun bilinciyle Filistin halkının yanında yer almaya devam edeceğiz. Uluslararası toplumla iş birliği içinde kalıcı barışın sağlanması için yoğun çaba gösterilmeli, adaletsizliklere karşı ortak bir duruş sergilemeliyiz.
Değerli milletvekilleri, bu acı sadece Filistin'in değil, bizlerin değil, Müslümanların değil tüm insanlığın acısıdır; her birimizin sesi bu zulmü sona erdirmek için birleştiğinde daha güçlü çınlayacaktır. Siyonizmin ancak kuvvetten anladığını da akıllarımızdan çıkarmamamız gerekir ve bu yüzden biz daha güçlü, daha etkili adımlar atmalıyız; bunun için iktidarın daha fazla adım atmasında zaruret vardır. Biliniz ki İsrail'in hedefi, Gazze’yle, Refah’la, Kudüs’le veya Filistin'le sınırlı değildir, İsrail'in Anadolu topraklarında da benzer soykırım hayali artık bir sır değildir. Fırat’tan Nil’e kadar olan hiçbir coğrafya siyonist ve katil İsrail Devleti var olduğu müddetçe güvende değildir.
Sayın milletvekilleri, İsrail'in pervasızlıkları karşısında onu destekleyen markalara karşı ülkemizde ve dünyada boykotu kararlılıkla devam ettiren herkese bu kürsüden şükranlarımı sunuyorum. Unutmayınız ki kayaları aşındıran dalgaların şiddeti değil sürekliliğidir, boykottan asla geri adım atılmamalıdır.
Bu gerekçelerle şu 3 kararın alınmasının önem arz ettiğine inanmaktayım:
1) İsrail'e karşı kapsamlı ekonomik yaptırımlar uygulanmalıdır. Ticari kısıtlamaların genişletilmesi yetmez, ihracat ve ithalatın sıfıra indirilmesi gerekir. Bırakın kimyasal madde ihracatını, sebze, meyve, iğne iplik dâhil alınmaması ve satılmaması gerekir.
2) Dünyada birçok ülke peş peşe Filistin'i tanıma kararı alırken dünya kamuoyuna İsrail'in bu soykırımı derhâl durdurmadığı takdirde Türkiye'nin İsrail'i artık bir devlet olarak tanımayacağı resmen ilan edilerek ülkemizdeki elçilikleri başta olmak üzere tüm unsurları ivedi olarak sınır dışı edilmelidir. Bu ifadeden kimse antisemitizmi anlamasın; kastım, Yahudi vatandaşlara yönelik değil, İsrail Devleti’nin tüm resmî görevlilerinedir.
Terör örgütü İsrail defalarca haddini ve kırmızı çizgileri aşmıştır. Kimsenin artık sabrı kalmamıştır. Uluslararası bir askerî gücün soykırımı durdurmak üzere ivedi olarak Filistin'e gitmesi kaçınılmaz bir çözüm olarak masaya yatırılmalıdır. Bu konuyla ilgili tüm diplomatik kanallar etkili bir şekilde devreye sokulmalıdır.
Bununla beraber, cumartesi günü İstanbul'da bir araya gelecek D8 ülkeleri Dışişleri Bakanları toplantısının tertip edilmesine öncülük eden Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’a teşekkürlerimi de iletmek istiyorum. Malumları olduğu üzere, D8, Erbakan Hocamız tarafından Başbakanlık yaptığı dönemde, bugünleri görerek şu 6 madde düsturu çerçevesinde; savaş değil barış, çatışma değil diyalog, çifte standart değil adalet, üstünlük değil eşitlik, sömürü değil adil düzen, baskı ve tahakküm değil insan hakları, hürriyet ve demokrasi ilkelerini kabul eden Türkiye, İran, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Mısır ve Nijerya gibi nüfusu 60 milyonun üzerinde 1,5 milyar nüfusa sahip 8 Müslüman ülkenin katılımıyla kurulmuş bir ekonomik iş birliği teşkilatıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Karaman.
MEHMET KARAMAN (Devamla) – Mezkûr üye ülkeler, sahip oldukları potansiyel dikkate alındığında ciddi ve etkili ekonomik kararlar alabilecek güçte olmakla birlikte maalesef arzu edilen etkinliğe kavuşmuş değildir. Gerçekleşecek Dışişleri Bakanları toplantısı akabinde, devlet başkanları seviyesinde de en kısa sürede bir araya gelinerek ortak yaptırım kararları alınması temennimizdir.
Unutmayın, zulme sessiz kalan zulmü işleyen kadar suçludur.
Sayın milletvekilleri, bu önerimize destek vermenizi rica ediyor, sizleri hürmet ve muhabbetle selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz talebi Tekirdağ Milletvekili Selcan Hamşıoğlu’na aittir.
Buyurun Sayın Hamşıoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN HAMŞIOĞLU (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Kayseri’de eğitim uçağının düşmesi sonucu şehit olan pilotlarımıza rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun.
Dünyanın neresinde zulme uğrayan kim olursa, inancı, aidiyeti, mensubiyeti ne olursa olsun tüm insanlığın ortak acılarını paylaştığımızın bilinmesini istiyorum. Filistin'de gelinen aşamada kalben buğzedenlerden olmanın imanın en zayıf mertebesinde kalmak olduğunun aslında gayet farkındayım. Ancak bunun dahi böyle bir süreçte kıymetli olduğunu da söylemek zorundayım. AK PARTİ sıralarındaki tüm arkadaşlarımızın da ben kalben buğzettiklerinden tereddüt etmiyorum. Etkisizliklerine kızmakla birlikte buğzetmekten dahi imtina ettiklerine inanmıyorum. İnanmıyorum çünkü hiçbir taassubun yahut hiçbir mecburiyetin vicdanın üzerinde olabileceğine ihtimal verecek kadar kalbimi karartmak istemiyorum.
Daha önce Sayın Emine Erdoğan’ın öncülüğünde yalnızca kadın milletvekillerimizden oluşan bir heyetle Refah Sınır Kapısı’na gidip bu soykırıma karşı Türk devletinin durduğu yeri göstermeyi teklif etmiştim, bir karşılık bulamadım. Size aslında üzerinde gaza ve cihat farz kılınmamış Batılı aktivistler kadar cesur olalım -az önce Sayın Gül de atıf yaptı- İsrail buldozerlerinin, tanklarının altında can verelim dememiştim, demiyorum ama insanlık davasını Filistin'de İsrail tanklarının altında kalmaktan kurtarmak için bir şeyler yapabiliriz diyorum ve teklifimi bir kez daha yineliyorum.
Değerli milletvekilleri, Saadet Partisi Grubundaki arkadaşlarımız da bu bilinçle dünyanın her yerinde bulunan vicdan sahibi milyonlar gibi kendi ülkemizde biz de sesimizi kamuoyuna duyurabilmek için temel hak ve hürriyetlerimiz engellenmeden, gösteri ve yürüyüş yapabilelim diye bir öneri vermişler. Demokratik bir hukuk devletinde gösteri ve yürüyüş hakkı şiddet içermediği müddetçe engellenemez, engellenmemelidir. Burada bu önergenin verilmesine neden olan engellemelerin gerekçesi nedir; onu AK PARTİ’deki arkadaşlarımızdan dinlemek isteriz çünkü mefhumumuhalifiyle gidersek, Allah korusun, bu yasaklama kararını alanlar hakkında, İsrail'in yaptığı soykırımı desteklediklerini veyahut İsrail korkusundan seslerini çıkaramadıklarını, seslerini çıkaramadıkları gibi ses çıkaranları da susturmaya çalıştıklarını, İsrail'in gerçekleştirdiği soykırıma göz yumanlarla aynı tarafa düşmeyi yapılacak protestoların kendilerine verebileceği siyasi zararlardan daha kabul edilebilir bulduklarını; vicdanları ile ticaret, insanlık ile siyaset arasında kaldıklarında yaptıkları tercihlerin onları düşürdüğü yerin yalnızca bu dünyalarını değil, ahiretlerini de berbat edeceğinin farkında olamayacakları kadar büyük bir gaflette olduklarını düşünmek zorunda kalırız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) – Bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Hamşıoğlu.
SELCAN HAMŞIOĞLU (Devamla) – Ben, iktidarıyla muhalefetiyle hem gönül coğrafyamızın ayrılmaz parçası Filistin'de hem de dünyanın herhangi bir yerinde yaşanmış, yaşanan, yaşanacak bir zulme sessizliği kabul etmeyeceğimize, bir gün içinde bulunduğumuz bu sessizlik sarmalını hep birlikte yırtıp atacağımıza olan inancımı koruyorum.
Bu gerekçelerle de önergeye kabul yönünde oy vereceğimi, sizlerin de takdirinizin bu yönde olmasını temenni ettiğimi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Elâzığ Milletvekili Gürsel Erol’a aittir.
Buyurun Sayın Erol. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GÜRSEL EROL (Elâzığ) – Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Saadet Partisinin verdiği önergeye katkı sunmak için geçtiğimiz günlerde Elâzığ Barosunun Elâzığ'da bir açıklaması oldu. O konuyla ilgili Genel Kurulu da bilgilendirmek isterim. Tabii, Saadet Partisinin ve İYİ Partinin konuşmacılarının söyledikleri her şeye katılıyorum, artı, eklemelerimiz var. Şöyle: Geçtiğimiz günlerde Elâzığ Barosu çok ilginç bir konuyu, bugüne kadar Türkiye kamuoyunun gündemine gelmeyen bir konuyu gündeme getirdi basın açıklaması yaparak. 2023 yılında İsrail seferberlik ilan ediyor ve dünyanın her tarafındaki yurttaşlarını seferberlik çağrısı doğrultusunda mecburi askerliğe çağırıyor ve bildiğiniz gibi, Türkiye'de de çifte yurttaş, vatandaşlık kimliği olan bir sürü İsrail kökenli ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan yurttaşlarımız var ama bunlarla ilgili şu anda hiçbir araştırma yapılmış değil. Bu konuyla ilgili ben bir soru önergesi verdim hem Adalet Bakanımıza hem İçişleri Bakanımıza. Şimdi, eğer İsrail yurttaşlığından kaynaklı İsrail Hükûmetinin seferberlik çağrısına uygun davranıp oradaki askerlik görevini yapmaya gitmişse o zaman bu bizim Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin politikalarına ters, burada bir sorun var ve bunlarla ilgili yasal işlem yapılması lazım. Yani yurttaşlıktan çıkarılmalarıyla ilgili, yasal işlemlerin yapılmasıyla ilgili, kaç kişi gitti, gerçekten bu iddianın doğruluğu var mı gibisinden bir araştırmanın yapılması lazım. Yalnızca seferberlik çağrısına cevap verip gidenler değil, aynı zamanda yine çifte vatandaşlık hakkına sahip olup da ticaret yapanlar var ve bu ticaret yapanlar burada kazandıkları parayla İsrail'e yardımda bulunmuşlar. Yani isim bazında bir çalışma yok ama genel bilgi var. Bunlarla ilgili bakanlıklarımızın araştırma yapması lazım ve eğer böyle bir şey varsa bunların Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çıkarılması lazım. Yani bir taraftan İsrail'in Filistin halkına karşı bu zulmünü protesto ederken, kınarken, bir taraftan çifte yurttaşlık ünvanına, sıfatına sahip olanların İsrail'in bu uygulamalarına destek vermek anlamında hem seferberlik çağrısına katılması hem de ticari ilişkilerden kazandıkları paralarla orada katkı vermeleri, bu bizim Anayasa’mız doğrultusunda, Anayasa’mızın içeriği doğrultusunda, yurttaşlık hakları temelinde aslında bir suç yani bununla ilgili bir tespitin yapılmasını istiyorum, bunu söylemek isterim.
Ayrıca, ben, aslında, Grup Başkan Vekilimden bugün söz isterken -cumartesi günü Adıyaman’daydım- Adıyaman’ı anlatmak için söz istemiştim ama bu da vesile oldu, zamanım kalırsa bunu da anlatmak isterim. AK PARTİ'nin Adıyaman milletvekilleri burada mı şu anda? Yani burada yoklar, zaten Adıyaman'da da yoklar, Adıyaman'da da görmedik. İnanın, Adıyaman… Ben Elâzığ milletvekillerinden özür dilerim; bak, ben Cumhuriyet Halk Partisinin Milletvekiliyim, Elâzığ milletvekillerinden özür dilerim yani onların Elâzığ’ın sorunlarının çözümüyle ilgili eksik kaldıklarını, yetersiz kaldıklarını iddia ederdim ama Adıyaman'ı görünce… Elâzığ'a “sahipsiz” denilir yani sahipsiz bir kent olduğu söylenir ve bundan önce 4 milletvekilinin 4’ü de değişti.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Erol.
GÜRSEL EROL (Devamla) – Ama Adıyaman hem sahipsiz hem kimsesiz. Ya, yol yok, su yok, konut yok; ilçe yollarını görün, köy yolu.
Ayrıca, Adıyamanlıların AK PARTİ'ye verdikleri bu oya da anlam veremedim ve orada, gerçekten, Abdurrahman Tutdere -geçen dönem milletvekilimizdi, 2 dönem milletvekilliği yaptı- Belediye Başkanı seçildi ve Türkiye'de imkânsızı gerçekleştiren bir Belediye Başkanımız. Artık Adıyaman'ın sahibi de var, kimsesi de var ama Adıyaman'a sahip çıkılması anlamında Adıyaman milletvekillerinin bu kürsüden deprem süreci ve deprem öncesi Adıyaman'da yaptıkları hizmetlerle ilgili bilgilendirme yapmaları lazım çünkü bizim milletvekilimiz Belediye Başkanı oldu ama Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun her milletvekili aynı zamanda Adıyaman milletvekili ve Adıyaman'ın sorunlarını, Adıyaman'da yaşanan problemleri, Adıyaman seçmeninin, vatandaşın isteklerini bu kürsüden iletmek de bizim sorumluluğumuz.
Hepinize teşekkür ederim. (CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Karabük Milletvekili Cem Şahin’e aittir.
Buyurun Sayın Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA CEM ŞAHİN (Karabük) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. Saadet Partisinin grup önerisi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Saygıdeğer milletvekilleri, malumunuz, İsrail'in mezalime dönüşen eylemleri 7 Ekimde başladı. 7 Ekimden beri burada da çokça milletvekilimiz söz aldılar; bu eylemin, bu eylemlerin bir mezalim olduğunu, İsrail Devleti’nin bir terörist devlet olduğunu, terör devleti olduğunu defalarca ifade ettik hep beraber, siyasi partilerimizin Genel Başkanları burada veya siyasi birtakım toplantılarda bunu dile getirdiler. Grup Başkan Vekillerimiz, aynı minvalde, İsrail Devleti’nin Gazze'de icra etmiş olduğu mezalimi eleştiren, telin eden sözler sarf ettiler. Dolayısıyla Meclisimizde bu eylemlere ilişkin, bunun bir soykırım ve mezalim olduğuna ilişkin bir konsensüs var ve burada, biz Genel Kurulda birtakım kararlar aldık; yine, İsrail'i telin eden, oradaki mezalimi telin eden kararlar aldık. Elbette ki bizim bu kararlılığımız ve bu farkındalığımız halkımızda da var. 7 Ekimden itibaren vatandaşlarımız da hatta sivil toplum örgütlerimiz, derneklerimiz, vakıflarımız Türkiye’nin dört bir yanında protesto eylemleri gerçekleştirdiler, icra ettiler. Ancak önerinin içeriğine baktığımız vakit şöyle bir algı oluştu bende: Sanki yurt dışında icra edilen eylemlere, oradaki protestolara polislerin, güvenlik güçlerinin yapmış olduğu müdahaleye benzer bizde de birtakım müdahaleler var.
Kıymetli milletvekilleri, takdir edersiniz ki aynı farkındalık bizim güvenlik güçlerimizde de var. Burada vatandaşlarımızın ve sivil toplum örgütlerimizin yapmış olduğu protestolarda güvenlik güçlerimizin aynı minvalde faaliyette bulunduğunu ifade etmek elbette ki haksızlık olur. Amacını aşan veya mevzuata uygun olarak icra edilen bir protesto eylemine elbette ki güvenlik güçlerimizin aynı çerçevede müdahale etmesi söz konusu olamaz çünkü hep beraber Türkiye olarak en güçlü sesi çıkaran grup olarak dünyada temayüz etmiş bir devletiz. Hem vatandaşlarımızın hem Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet başkanı olarak güçlü ve gür bir şekilde bu İsrail'in mezalimini telin etmiş olduğu bir atmosferde elbette ki meşru zeminde icra edilen bir protesto eylemine de güvenlik güçlerimizin amacını aşan bir şekilde müdahale etmesi haklı değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.
CEM ŞAHİN (Devamla) – Amacını aşan veya amacını aşmasa bile yasal mevzuata uygun olarak cereyan eden bir protestoya ilişkin bir tasarrufta bulunulduysa bunun hep beraber bizler de takipçisi oluruz ama ben aynı kanaatte değilim.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sayın Şahin, protesto edenler çıplak arandı, çıplak arandı; bunun için bir çift lafınız yok mu?
CEM ŞAHİN (Devamla) – Aynı kanaatte olmadığımı açıkça ifade etmek istiyorum.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Azerbaycan Bakü-Ceyhan Petrol Boru Hattı’ndan hâlâ İsrail’e petrol gidiyor Sayın Şahin; bunun için bir açıklamanız yok mu?
CEM ŞAHİN (Devamla) – Eğer buna yönelik bir tasarrufta bulunulduysa bunların hep beraber takipçisi oluruz ancak yurt dışında icra edilen eylemlere benzer burada güvenlik güçlerimizin bir müdahalede bulunduğunu biz düşünmüyoruz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Protesto eden genç kızlara çıplak arama yapıldı; bunun için bir sözünüz yok mu Sayın Şahin?
CEM ŞAHİN (Devamla) – Böyle bir düşüncenin haksız olduğu kanaatindeyiz.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) – Sabaha karşı evlerinden alındı, çıplak arama yapıldı, darbedildi, hakaret edildi, dayak atıldı; bunun için bir çift sözünüz yok mu Sayın Şahin? Nasıl bir cevaptır bu?
CEM ŞAHİN (Devamla) – Bu çerçevede bir genel görüşme açılmasına ihtiyaç yoktur. Önerinin aleyhinde olduğumu bilgilerinize sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir.
İYİ Parti Grubunun İç Tüzük’ün 19’uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, 24/5/2024 tarih ve 8568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Maarif Vakfı bütçesine 2024 yılı için aktarılacak 5 milyar 702 milyon Türk lirasının eğitim sisteminde oluşturacağı etkiler, eğitim kaynaklarının doğru ve yerinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, kararın eğitimde fırsat eşitliğine olan etkileri, eğitim kalitesinin bu karardan ne derece etkilendiği, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularının incelenmesi, millî eğitim politikalarının gözden geçirilmesi ve Maarif Vakfının faaliyetleriyle ilgili bilgi edinilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4/6/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/6/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Mehmet Satuk Buğra Kavuncu
İstanbul
Grup Başkan Vekili
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, 24/5/2024 tarih ve 8568 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’yla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Maarif Vakfı bütçesine 2024 yılı için aktarılacak 5 milyar 702 milyon Türk lirasının eğitim sisteminde oluşturacağı etkiler, eğitim kaynaklarının doğru ve yerinde kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi, kararın eğitimde fırsat eşitliğine olan etkileri, eğitim kalitesinin bu karardan ne derece etkilendiği, şeffaflık ve hesap verebilirlik konularının incelenmesi, millî eğitim politikalarının gözden geçirilmesi ve Maarif Vakfının faaliyetleriyle ilgili bilgi edinilmesi amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 4/6/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına söz talebi Edirne Milletvekili Mehmet Akalın’a aittir.
Buyurun Sayın Akalın. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET AKALIN (Edirne) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, İYİ Parti grup önerisi adına söz almış bulunuyorum.
Geçtiğimiz hafta çıkarılan 8568 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı’yla Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden Maarif Vakfına 2024 yılı için 5 milyar 702 milyon lira aktarılması kararlaştırılmıştır. Millî Eğitim sistemimizin son yirmi yılında yaşananlara bakınca yeniden doğabilecek sonuçları dikkatle ele almalıyız. Son yıllarda Türkiye'de vakıfların artan bütçeleri ve bu bütçelerin nasıl kullanıldığı konusunda soru işaretleri giderek artmaktadır. Özellikle Türkiye Maarif Vakfına yapılan devasa bütçe aktarımları ve bütçeyle ilgili harcamaların denetlenmesinin Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılacak olması kamuoyunda ciddi tartışmalara neden olmaktadır.
Bizler Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda kurulan, kurulacak olan eğitim ve kültür amaçlı vakıflara, enstitülere karşı değiliz fakat kamuoyunun aklında soru işareti bırakacak her türlü eylemi sorgulamakla mükellefiz. Bu sebeple, öncelikli olarak her yıl vakfa aktarılan bu paraların hangi faaliyetler için kullanılacağı neden şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmamaktadır? Ayrıca, son yıllarda Türkiye'deki vakıflarla ilgili usulsüzlük iddiaları da dikkat çekmektedir. Kamu kaynaklarının siyasi ve ideolojik tercihlere göre mi dağıtıldığı ve eğitimde eşitsizlikleri derinleştirebilecek bir durum olup olmadığı gibi önemli sorular gündeme gelmektedir. Eğitim politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında şeffaflık, hesap verilebilirlik ve katılımcılık ilkesine uygun hareket edilmelidir. Bu nedenle, vakıflara aktarılan kaynakların nasıl ve nereye harcandığı konusunda detaylı bilgilendirme yapılması önem arz etmektedir.
“Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi” dediniz ama Türkiye Maarif Vakfı neden buna dâhil edilmemiştir? Burada şu soruyu sorma ihtiyacı hasıl olmaktadır: Kamu kaynakları acil ihtiyaçlar doğrultusunda mı yoksa siyasi ve ideolojik tercihlere göre mi tahsis edilmektedir? Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden bu kadar büyük bir miktarın aktarılması devlet okullarının ihtiyaç duyduğu kaynakların azalmasına neden olacaktır. Bakanlık bütçesinde yaşanan bu kesinti okulların bakım ve onarımlarından öğretmen atamalarına ve maaşlarına, eğitim materyallerinden öğrenci destek programlarına kadar birçok alanda ciddi eksikliklere yol açacaktır. Özellikle kırsal bölgelerdeki okullar bu tür bütçe kesintilerinden daha fazla etkilenecek ve mevcut kaynaklarını korumakta büyük zorluklar yaşayacaklardır. Düşünün ki kırsal bir köydeki okul zaten sınırlı olan kaynaklarıyla ayakta durmaya çalışırken bir de bu kesintilerle yüz yüze gelmek zorunda bırakılacaktır. Atama bekleyen öğretmenlerimiz hepimizin kanayan yarası hâline gelmiştir. Büyük bir tutkuyla eğitimlerini tamamlayan ve mesleğini yapmak üzere hazır hâle gelen öğretmenlerimiz atanamama gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalmışlardır. Bu durum öğretmen sayılarının giderek azalmasına, sınıfların dolup taşmasına ve sonunda yetersiz eğitim sistemine zemin hazırlamaktadır. Eğitim materyallerinin yetersizliği ise çocuklarımızın öğrenme deneyimini olumsuz etkilemektedir.
Değerli milletvekilleri, vakıf demek yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsallaşmış hâli demektir. Fakat devriiktidarınızda “vakıf” demek maalesef “yandaş, adam kayırma, vergi kaçırma, para aklama” gibi ifadeler içerisinde kullanılmaktadır. Vakıfların yönetim kurulları AK PARTİ’li siyasetçi ve yandaş bürokratlardan oluşturularak doğru hizmet etme amacına yönelik eylemlerden uzak bir algı oluşturmaktadır. Denetimden uzak bir yapı yarın olası bir iktidar karar değişikliğinde ikiliğe yol açması muhtemel bir sorun hâline dönüşebilecektir. Türkiye’de mali sıkışma ve kamuda tasarruf ekonomi gündeminde ilk sıralarda yer almaya devam ederken, atama bekleyen öğretmenlerimiz varken, köy okulları kapatılırken önceliğimiz Türkiye Maarif Vakfına Millî Eğitim Bakanlığının bütçesinden pay çıkarmak olmamalıdır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerine Saadet Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’e aittir.
Buyurun Sayın Şahin.
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İYİ Partinin Maarif Vakfıyla ilgili vermiş olduğu grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum. Tabii ki Millî Eğitim Bakanlığından Maarif Vakfına aktarılan bütçeyle ilgili bir araştırma önergesi var. Biz bu tür konuların şeffaf bir şekilde yönetilmesi adına bu konulara destek verdiğimizi ifade etmek istiyorum. Bu konu araştırılmalı, bu konuda muhalefet, iktidar tarafından yeterli, tatmin edici bir şekilde bilgilendirilmelidir diye ifade etmek istiyorum.
Millî eğitimin önemli sorunlarına dikkat çekmek istiyorum, öğretmenlik mesleğinin önemli sorunlarına dikkat çekmek istiyorum. Az önce öğretmen bir arkadaşımıza sordum “Öğretmenlik mesleğiyle ilgili ne söylemek istersin?” diye, şöyle bir ifade kullandı değerli milletvekilleri: “Öğretmenlik mesleği hak ettiği itibarı görmeden, öğretmenlerimiz hak ettiği ücreti almadan, öğretmenler mutlu olmadan Türkiye'de eğitim ilerlemez, eğitim ilerlemedikçe de Türkiye ilerleyemez.” Bir öğretmenimizin konuya bakış açısı bu. Evet, mesele, öğretmenlik mesleğini ilerletmek, geliştirmek.
Burada PISA sonuçlarıyla ilgili bir konuya değinmek istiyorum, burada yine ifade etmiştim: 2022 PISA sonuçlarında Türkiye OECD ülkeleri arasında bütün kategorilerde son sıralarda yer alıyor değerli milletvekilleri. Bir ülke var, bütün kategorilerde 1’inci olmuş, Singapur. Bu bir tesadüf olabilir mi? Hayır, asla tesadüf değil. Singapur 90’lı yıllarda eğitim sisteminde büyük bir reform yapıyor, öğretmenlik mesleğini ülkenin en önemli mesleği hâline getiriyor, öğretmenlik maaşlarını ülkenin en yüksek maaşlarından biri hâline getiriyor, ciddi bir reform yapıyor ve Singapur bu eğitim reformunun sonucunda bütün kategorilerde 1’inci olabiliyor değerli milletvekilleri. Biz de öğretmenlik mesleğinin niteliğini artırmak için önemli adımları atmak zorundayız. Bunların en önemlilerinden biri, bu mülakat uygulamasının kaldırılmasıdır, objektif kriterlere dayalı bir sınav sisteminin getirilmesidir. Ya, Allah aşkına, değerli arkadaşlar, bir üniversite eğitiminde dört yılda ölçülemeyen bir sonucu kırk beş dakikada Sayın Bakan Yusuf Tekin ölçecek. Ya, bir tane itiraz gelmedi bu çarpıklığa, bu tutarsızlığa; bunu da gerçekten, tekrar, Meclis kayıtlarına geçmek istiyorum. Önemli olan, üniversite eğitiminin iyileştirilmesidir, eğitim fakültelerinin kontenjanının gözden geçirilmesidir ve objektif kriterlere dayalı bir sınav sisteminin getirilmesidir değerli milletvekilleri, bunu da tekrar ifade etmek istiyorum.
Öğretmen atamaları konusunda Sayın Bakan “68 bin ihtiyacımız var.” demişti 5 Eylül 2023 tarihindeki açıklamasında. Biz diyoruz ki: Devletin ihtiyacı olduğu kadar atama olsun. İhtiyaç 68 bindi ama 20 bin gibi bir atama yapıldı, bu tutarsızlığa da dikkat çekmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Şahin.
İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) – Her şeyden tasarruf edelim, itibardan da edelim ama eğitimden asla tasarruf etmeyelim değerli milletvekilleri.
Meslek liselerinin yapılandırılması önemli. İlerleyen teknolojiyle birlikte nitelikli insan kaynağı ihtiyacı her geçen gün artıyor, piyasalardaki en önemli ihtiyaçlardan biri ara eleman sorunu. Dolayısıyla meslek liselerinin bu anlamda bir yapılandırılmaya ihtiyacı olduğunu ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, son olarak, müfredat konusunda hiçbir paydaşın görüşü alınmadan bir müfredat çıkardınız. “Millî Eğitim Şûrası toplansın.” dedik, onu da toplamadınız. Şimdi, öğretmenlik meslek kanunu çıkarılıyor; sendikaların, öğretmenlerin buraya da itirazı var. İktidardan beklentimiz, bu konuda bütün paydaşların görüşü alınarak bu reformun yapılmasıdır. Burada bir oldubittiye getirilmesin; eğitim konusu önemlidir, eğitim konusu ülkemizin geleceğidir. Dolayısıyla bu gerçekliğe dikkat çekmek istiyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan’a aittir.
Buyurun Sayın Güneşhan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA İSMET GÜNEŞHAN (Çanakkale) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti grup önerisi üzerine söz almış bulunmaktayım. Herkesi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
31 Mart yerel seçimlerinde vatandaşlarımız bu iktidara, bu tek adam rejimine öyle bir ders verdi ki hepimiz bunu çok yakından biliyoruz. Ancak anlaşılıyor ki bu iktidar kendine bundan yeteri kadar ders almamıştır. Dün Hakkâri Belediyesine kayyum atandı. Yargı kararı olmaksızın salt bir soruşturmaya dayanarak alınan bu karar kabul edilemez, bu kararı şiddetle kınıyorum. Madem seçilen Belediye Başkanının seçilme yeterliliği yoktu, neden Belediye Başkanı adaylığına izin verildi? Kayyum atanması, Hakkârili hemşehrilerimizin 31 Martta sandığa yansıyan iradesinin gasbedilmesidir. Öyle anlaşılıyor ki iktidar her zaman olduğu gibi yine demokrasiye tahammül edememiştir.
Değerli arkadaşlar, bugün Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu temsilcileriyle bir araya geldik, oldukça verimli bir görüşmeyi gerçekleştirdik. Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinden bu yıl Türkiye Maarif Vakfına aktarılacak olan kaynak 5,7 milyar liradır. Türkiye Maarif Vakfına ait 416 eğitim kurumunda yaklaşık 50 bin öğrenci bulunmaktadır. Vakıf, öğrenci başına 115 bin lira para harcamaktadır. Bu rakam Millî Eğitimin öğrenci başına yaptığı harcamanın tam 2 katıdır. Anaokulundan lise son sınıfa kadar devlet okullarında okuyan milyonlarca öğrencimiz var. Buradan sormak istiyorum değerli arkadaşlar: Türkiye Maarif Vakfına böyle büyük bir bütçe aktarmaktansa, bu bütçe, en azından okul öncesi seviyesindeki öğrencilerimizin sağlıklı gıdaya ve temiz suya erişimi için kullanılsa daha faydalı olmaz mı?
Bakın, değerli arkadaşlar, Dünya Çocuk Gıda Kuruluşunun yayımladığı bir rapora göre, öğrenciye harcanan her bir birim 9 katı geri dönüyor. Ülkemizde bugün çocuklarımız maalesef açlığa alıştırılıyor, sağlıklı gıdaya erişim her geçen gün daha da zorlaşıyor. Bunu kolaylaştırmak bizim elimizde. Alın size tarihî bir fırsat. Bahsedilen vakıflara aktaracağınız bu büyük paraları gelin geleceğimiz olan çocuklarımız için hep beraber harcayalım.
Değerli arkadaşlar, bir başka konu öğretmen sendikası. Son üç yılda, defalarca olduğu gibi, yine Ankara sokaklarındaydılar çünkü çok haklı bir hakkın peşinde, çok meşru bir mücadelenin içinde oldular. Özel eğitim kurumlarında kölelik koşulları hüküm sürüyor, maalesef Millî Eğitim Bakanlığı bu durumu izliyor. Bu düzen artık son bulmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamlayın Sayın Güneşhan.
İSMET GÜNEŞHAN (Devamla) - Yüz binlerce öğretmen, veliler, meslek örgütleri, öğrenciler, tüm toplum “Öğretmenler asgari ücretle çalıştırılmamalı.” derken, Millî Eğitim Bakanlığı buna kulak tıkayamaz, göz yumamaz. Çok yakında öğretmenlik meslek kanunu Meclise gelecek değerli arkadaşlar. Yine, her zaman olduğu gibi, bu kanunu milletvekilleri değil de saray hazırlayacak. Bir önceki kanunda özel eğitim öğretmenlerinin adı hiç anılmamıştı. Bugün artık taban maaş hakkı geri getirilmeli, denetimler artırılmalı, sigortasız, öğretmenlik dışı unvanlarla çalıştırma sonlandırılmalıdır. Belirli süreli sözleşme bitirilmelidir değerli arkadaşlar. Tüm zorlu şartlara rağmen eğitimin yükünü omuzlayan öğretmenlerin tamamı devlet ya da özel okul fark etmeksizin Millî Eğitim Bakanlığı personelidir ve kamusal bir alanın emekçileridir. Bakanlık bu sorunları çözmek zorundadır.
Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili Nurettin Alan’a aittir.
Buyurun Sayın Alan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NURETTİN ALAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Partinin grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi ve bizleri televizyondan izleyen saygıdeğer vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Bugün şehadet mertebesine eren şehitlerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum, milletimizin başı sağ olsun.
Türkiye Maarif Vakfı, 17 Haziran 2016 tarihinde yüce Meclisimiz tarafından kabul edilen 6721 sayılı Kanun’la, sizlerin oylarıyla kurulmuş ve yurt dışında çok önemli bir vazifeyi ifa eden bir kamu vakfıdır. Dışişleri ve Millî Eğitim Bakanlıklarımızla koordinasyon içerisinde yürütülen gayretler sonucunda Vakıf, bugün itibarıyla, 6 kıtada, 52 ülkede, 500’ü aşkın eğitim kurumunda 53 binden fazla öğrenciye hizmet vermektedir. Bu ülkelerin 22’sinde FETÖ iltisaklı okullar Türkiye Maarif Vakfı tarafından devralınmıştır. 6721 sayılı Kanun uyarınca, Vakfın hem mütevelli heyetinde hem de denetim kurullarında, Millî Eğitim, Dışişleri, Hazine ve Maliye Bakanlıkları ile Yükseköğretim Kurumunun temsilci üyeleri bulunmaktadır. Denetim Kurulu her yıl 2 kere Vakfın bütün hesaplarını titizlikle denetlemekte, Vakfın yıllık faaliyet raporları düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Ayrıca, Vakıflar Genel Müdürlüğü de Vakfın bütün iş ve işlemlerinin mevzuata uygun ve verimli bir şekilde gerçekleşmesi için olağan denetim vazifesini icra etmektedir.
Saygıdeğer milletvekilleri, unutmayalım ki bugün, bu konuyu derinlemesine ele almamıza vesile olan Cumhurbaşkanlığı kararı Millî Eğitim Bakanlığımızın bütçesini Vakıf lehinde azaltmadığı gibi Vakfa bir ek bütçe aktarılmasıyla ilgili de değildir. Söz konusu karar, aralık ayında onaylanan Bütçe Kanunu’nda yer verilen miktarın Vakfa aktarılabilmesi için gerekli teknik hazırlıktan ibarettir. Üstelik bu kaynak Vakfa tek seferde bütün olarak aktarılmamaktadır; Cumhurbaşkanlığı kararıyla Vakfa aktarılabilecek kaynağın üst limiti Bütçe Kanunu’na uygun olarak belirlenmekte, Vakfın yıllık planlaması çerçevesinde ihtiyaç duyduğu miktar her ay Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından incelenerek hizmetlerin aksamadan devam edebilmesi sağlanmaktadır. Bu noktada, bir önceki yıl 4 Nisan 2023 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle Vakfa 2023 yılı için 3 milyar 499 milyon 874 bin liraya kadar kaynak aktarılabileceğine karar verilmişken, gerçekte bunların sadece…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın Sayın Alan.
NURETTİN ALAN (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Bize soruyorlar: “Niçin oralara gidiyorsunuz?” Biz onlara diyoruz ki: Mevlâna Celâlettin Rûmi Afganistan’ın Belh şehrinden niçin buraya gelmişse biz de onun için Afganistan’a gidiyoruz. Sarı Saltuk Horasan’dan Bosna’ya niçin gitmişse biz de onun için gidiyoruz. İngilizler İstanbul’u işgal edince Zenci Musa’ya kendi yanlarında olması için altın teklif etmişler, Zenci Musa bu teklifi reddederek Türk milletinin, Türk halkının yanında olduğunu beyan etmiştir. İşte, biz de Zenci Musa’nın memleketi olan Sudan’a onun için gidiyoruz. Sizin gitmediğiniz yere FETÖ gibi Türkiye düşmanı unsurlar gidiyor. Biz oralara dost eli değsin diye gidiyoruz.
Bu doğrultuda İYİ Partinin grup önerisine katılmadığımızı beyan ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3.- DEM PARTİ Grubunun, Hakkâri Milletvekili Vezir Coşkun Parlak ve arkadaşları tarafından, Hakkâri’deki kayyum darbesinin yaratacağı tahribatların tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla 4/6/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 4 Haziran 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
4/6/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 4/6/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Gülüstan Kılıç Koçyiğit
Kars
Grup Başkan Vekili
Öneri:
4 Haziran 2024 tarihinde Hakkâri Milletvekili Vezir Coşkun Parlak ve arkadaşları tarafından (5795 grup numaralı) Hakkâri’deki kayyum darbesinin yaratacağı tahribatların tüm boyutlarıyla araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 4/6/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN – Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi Hakkâri Milletvekili Vezir Coşkun Parlak’a aittir.
Buyurun Sayın Parlak. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
DEM PARTİ GRUBU ADINA VEZİR COŞKUN PARLAK (Hakkâri) – Ben halkının iradesini gasbettiğiniz, belediye binasına şafak operasyonu yaptığınız, belediye eş başkanını gözaltına aldığınız şehrin vekiliyim. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Dün sabah atanmış İçişleri Bakanının bir yazısıyla on binlerce Hakkârilinin seçme ve seçilme hakkı ortadan kaldırıldı. Üstelik bunu son sekiz yılda 3’üncü kez yaptınız. Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek aslında delilik belirtisidir. Bu iktidar sekiz yıldır aynı şeyleri yapıyor ama biz farklı sonuçlar alınmayacağını da defalarca belirttik. Biz bunu delilik değil, faşizm olarak görüyoruz. Faşizmden o kadar gözünüz dönmüş ki yaptıklarınızın sonuçlarını bile kestiremiyorsunuz. Siz kayyum ataması yaparak sadece DEM PARTİ’ye oy verenlerin iradesini gasbetmiyorsunuz, seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırdığınız için tüm partilere oy veren seçmenin de iradesini elinden alıyorsunuz. Bizim partimize her türlü kumpas ve darbeyi yaşattınız, yaşatmaya da devam ediyorsunuz. Partimizle olan derdiniz, Kürt halkıyla olan derdinizdir. Siz Kürt’ün kimliğini, kültürünü seçme ve seçilme hakkı dâhil hiçbir siyasi, sosyal, kültürel hakkını tanımıyorsunuz. Kürtlerin yurttaşlık hakkını ortadan kaldırıyorsunuz, hatta ve hatta Kürtlere düşmanlık hukuku uyguluyorsunuz. Kayyum sisteminin basit bir idari işlem olmadığını dünya âlem biliyor. Kayyum sistemi bir rejimdir, süreklileşmiş bir darbe sistemidir, bir segregasyon uygulamasıdır. Sizin yaptığınız şeyin İsrail’in Gazze’de, Apartheid yönetiminin Güney Afrika’da, Britanya Krallığı’nın Hindistan’da yaptıklarından ve daha nice sömürgecilik pratiklerinin hiçbirinden farkı yoktur. Hatta elinizden gelse Nazi Almanyasının Auschwitz’de yaptıklarını yapmaktan çekinmezsiniz; öyle derin, öyle şiddetli bir Kürt düşmanlığınız var. Sizin Kürtlere karşı kurduğunuz yargı sistemi bir hukuk düzenine değil, tuzak ve kumpas düzenine dayanıyor. Sizin yargı düzeniniz hazırda bekletilen ama var olup olmadığı bile belli olmayan gizli tanıklara, hukuk fakültelerinin çöp kutusuna bile atmaya değmeyecek iddianamelere, kanunlara göre değil, kendisine gelen emirlere göre karar veren yargıçlara dayanıyor. Kobani kumpas davası gibi Eş Başkanımız Sıddık Akış’ın davası da kumpas ve tuzak davasıdır. Fakat yanlış bir hesap yapıyorsunuz, Kürt halkına yeterince zulmedersek boyun eğerler diye düşünüyorsunuz. İşte, bu çok büyük bir yanılgıdır; biz parmakla sayılacak, vurmakla tükenecek bir halk değiliz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdilerde bir küsüp bir barıştığınız Ergenekoncular, 15 Temmuzdan önce el üstünde tuttuğunuz darbeci generaller, Susurlukçular, beyaz Torosçular, umumi müfettişler, OHAL’ciler ve daha nicesi…
YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) – Açılımcılar da var.
VEZİR COŞKUN PARLAK (Devamla) - …hepsi denedi ama hiçbiri Kürt halkının iradesini teslim alamadı çünkü biz kimliğimize, dilimize, özgürlüğümüze âşık bir halkız; hiçbir kimliğe ve inanca düşman olmadan kendi hakları için mücadele eden, barış içinde bir arada yaşamak isteyen bir halkız. Kimsenin hakkına el uzatmayız ama bizim hakkımızın çiğnenmesine de asla ve asla izin vermeyiz. Şimdi, kendini galip sayıp böbürlenenler iyi bilsin ki sizin parti militanınız olarak atadığınız kayyum, halk iradesini çalan bir gaspçı olarak anılmaya mahkûmdur. Belediye Eş Başkanlarımız Sıddık Akış ve Viyan Tekçe Hakkâri halkı tarafından seçilen Belediye Eş Başkanlarıdır. Bizim Belediye Eş Başkanlarımız ön seçimde aday oldular, sonra da halkın oylarıyla seçildiler; her ikisi de halkımızın sandığa yansıttığı irade beyanlarını temsil etmektedir. Hakkâri halkının özgür iradesiyle yaptığını siz siyasi yargıyla, polis copuyla, asker tüfeğiyle yıkamazsınız. Biz Eş Başkanlarımıza, Belediyemize, halkımızın demokratik iradesine ne pahasına olursa olsun, canımıza da mal olsa sahip çıkacağız. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayın lütfen.
VEZİR COŞKUN PARLAK (Devamla) – Hakkâri’de resmî kılıf giydirilmiş çeteciliğe de asla ve asla izin vermeyeceğiz. Biz seçimden önce şunu söyledik: “Müthiş kazandığımızı göreceksiniz.” Müthiş direndiğimizi de göreceksiniz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Hakkâri’de asla ve asla sizlere boyun eğmeyeceğiz ve kazanan bizler olacağız, kaybedecek olan da sizlersiniz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ milletvekillerinin kürsü önünde toplanmaları, “Belediyeler Bizimdir, Gaspa İzin Vermeyeceğiz” yazılı pankartların açılması)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerinize…
Sayın milletvekilleri, lütfen Genel Kurulun düzenini bozmayalım. Sayın milletvekilleri, lütfen yerinize…
Sayın milletvekilleri, sizleri Genel Kurulun düzenine uymaya davet ediyorum. Lütfen yerlerinize…
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-------0-------
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 90’ıncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi grup önerisi üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz.
(Başkanlık kürsüsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyuma hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri… Sayın milletvekilleri…
ENGİN ALTAY (İstanbul) – Demokratik haklarını kullanıyorlar.
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Demokratik hak mı bu?
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kürsüye hatip davet edeceğim; lütfen, Meclis Genel Kurulunun insicamı bozulmasın. Çalışmalara devam etmek durumundayız, sizleri yerlerinize davet ediyorum.
(Başkanlık kürsüsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyuma hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, sizleri yerlerinize davet ediyorum.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.49
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-------0-------
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 90’ıncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi grup önerisi üzerindeki görüşmelere devam ediyoruz.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Söz sırası, Saadet Partisi Grubu adına Sayın Bülent Kaya’ya aittir.
Sayın Kaya, buyurun.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, kürsüye hatibi davet ettim; kürsüyü boşaltmanız gerekiyor, lütfen yerinize…
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu oturumunun bu şekilde…
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – İç Tüzük’e aykırı bir şekilde kürsünün işgalini doğru bulmuyoruz. Lütfen yerinize…
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Kürsü gasbıdır! Bu eşkıyalıktır!
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen yerinize…
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Eşkıyalıktır bu!
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Birleşime kırk dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.37
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.31
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-------0-------
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 90’ıncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi grup önerisi üzerinde görüşmelere devam edeceğiz.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gürültü ve kavga devam ederse ve sizleri yerinize davetime hâlâ icabet etmezseniz çalışmalara devam edemeyeceğim.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
ERKAN AKÇAY (Manisa) – Sayın Başkan, İç Tüzük cezayı gerektirir.
BAŞKAN – Birleşime ara vermek zorunda kalacağım.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri…
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
(Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın ayağa kalkması)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, birleşime ara vermek zorunda kalacağım.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.33
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
-------0-------
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 90’ıncı Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
(Kürsü önünde toplanan DEM PARTİ milletvekillerinin “Kayyum darbedir. Darbeye hayır!” şeklinde slogan atmaları)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gürültü ve kavga nedeniyle çalışmalarımıza devam edemiyoruz.
(AK PARTİ ve MHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN – Alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 5 Haziran 2024 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere İç Tüzük’ün 68’inci maddesinin ikinci fıkrasına göre birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.35