TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

17'inci Birleşim

12 Kasım 2024 Salı

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

 

İÇİNDEKİLER

 

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sonsuzluğa uğurlanışının 86'ncı yılına ve İzmir Selçuk'ta 5 çocuğun yanarak can vermelerine ilişkin konuşması

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Burak Akburak’ın, üniversitelerdeki eğitim kalitesine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak’ın, 6 Şubat asrın afetinden sonra Malatya'nın imar ve ihya sürecinde Malatyalıların yaralarının sarılmasına ve yürütülen çalışmalara ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, kadın cinayetlerine ilişkin gündem dışı konuşması

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Denizli Yörükleri Derneği Başkanı ve üyelerine "Hoş geldiniz." denilmesi

B) Önergeler

1.- Başkanlıkça, İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt'un Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifasına dair yazısının 12/11/2024 tarihinde Başkanlığa ulaştığına ilişkin önerge yazısı (4/80)

2.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın, (2/1917) esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/81)

C) Duyurular

1.- Başkanlıkça, (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830) esas numaralı Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuru

2.- Başkanlıkça, (10/1899, 1900, 1901, 1902, 1903, 1904) esas numaralı Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım ve Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuru

VII.- AÇIKLAMALAR

1.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Karatay Belediyesince inşa edilen Hoş Kubbe'ye ilişkin açıklaması

2.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, 31 Ekimde Konya'da tespit edilen kuş gribi vakasına ilişkin açıklaması

3.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesine ilişkin açıklaması

4.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, Düzce depreminin yıl dönümüne ilişkin açıklaması

5.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, hiç kimsenin bilerek veya bilmeyerek başkasının dinine, inancına hakaret edemeyeceğine ilişkin açıklaması

6.- Kütahya Milletvekili Mehmet Demir’in, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86'ncı yılına ve 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü'ne ilişkin açıklaması

7.- Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar’ın, Tekirdağ'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

8.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, sağlık emekçilerinin taleplerine yanıt vermeyen yönetmeliğe ilişkin açıklaması

9.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, 30 Kasımda mücbir sebebin sona ereceğine ilişkin açıklaması

10.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Tekirdağ'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

11.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, İzmir Selçuk'ta hayatını kaybeden 5 çocuğa ilişkin açıklaması

12.- Adana Milletvekili Sadullah Kısacık’ın, İzmir Selçuk'ta hayatını kaybeden 5 çocuğa ilişkin açıklaması

13.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, kumar kapsamından çıkarılan şans oyunlarına ilişkin açıklaması

14.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Uşak Belediye Meclisinin 4/9/2024 tarihli 317 sayılı Kararı'na ilişkin açıklaması

15.- Adana Milletvekili Bilal Bilici’nin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ve Adana'nın Feke ve Saimbeyli ilçelerine ilişkin açıklaması

16.- Düzce Milletvekili Ercan Öztürk’ün, Düzce depreminin yıl dönümüne ilişkin açıklaması

17.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak'ın sağlık sorununa ilişkin açıklaması

18.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Zonguldak ili Ereğli-Alaplı kara yolunda çöken istinat duvarına ilişkin açıklaması

19.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Kahramanmaraş'ın hava yolu ulaşımı sorununa ilişkin açıklaması

20.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, vergi kaçakçılığına ilişkin açıklaması

21.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, KYK borçlarına ilişkin açıklaması

22.- Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu’nun, kamulaştırmasız el atmaya ve deprem konutlarına ilişkin açıklaması

23.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, Burdur'un sağlık sorununa ve aile hekimlerine ilişkin açıklaması

24.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Cemilbey Barajı'na ilişkin açıklaması

25.- İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu’nun, Batman'daki kayyum uygulamasına ilişkin açıklaması

26.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, üniversite öğrencilerine verilen bursa ilişkin açıklaması

27.- İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğulları’nın, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a ilişkin açıklaması

28.- İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan’ın, Barış ve Kalkınma İçin Dünya Bilim Günü'ne ilişkin açıklaması

29.- Bolu Milletvekili Türker Ateş’in, kamuda ve özel sektörde çalışan mühendislere ilişkin açıklaması

30.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay'da deprem sonrasında yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin açıklaması

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 86'ncı ölüm yıl dönümüne, dün İzmir'de 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, asgari ücrete, emeklilere, Sermaye Piyasa Kuruluna yapılan atamaya, öğretmen atamalarındaki mülakata, Narin cinayetine ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının sosyal medyada yasa dışı bahis reklamlarını teşvik eden ünlüler hakkında başlattığı soruşturmaya ilişkin açıklaması

32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, 10 Kasımda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andıklarına, Atatürk Müze Köşkü'nün açılışına, Anıtkabir'de yapılan siyasi tezahüratlara, Doğu Türkistan Cumhuriyet Günü'ne, İzmir'in Selçuk ilçesinde 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, Düzce depreminin yıl dönümüne, Adana'da geçici işçilerin bulunduğu çadırlara ve etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin açıklaması

33.- Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümüne, dün İzmir'de 5 çocuğun ölümüne, şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün şehadetinin yıl dönümüne, 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü'ne, Düzce depreminin yıl dönümüne ve 12 Kasım Uzman Çavuşlar Günü'ne ilişkin açıklaması

34.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İzmir'de yangında 5 kardeşin yaşamını yitirmesine, Batman'a kayyum atanmasına, sanatçıların konserlerinin yasaklanmasına, kolluk gücü anlayışına ve cezaevlerindeki kötü muameleye ilişkin açıklaması

35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 86'ncı yılına, 10 Kasımda Anıtkabir'i ziyaret eden ziyaretçi sayısına, dün İzmir'de 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, Esenyurt Belediye Başkanına ve kayyum atanmasına, İsrail'le ticarete ve "RDX" isimli ham maddeyle dolu gemiye ilişkin açıklaması

36.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, birleşimi yöneten Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca'ya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 86'ncı yıl dönümüne, Selçuk'ta 5 çocuğun yanarak hayatını kaybetmesine, İsrail'in Filistin'de el yükselttiğine, Düzce depremine ve Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir'e ilişkin açıklaması

37.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

38.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

39.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

40.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

41.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli ile Ankara Milletvekili Murat Emir'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

42.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

43.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, 39 branşta 900 bin sağlık mezununa ilişkin açıklaması

44.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, hayatını kaybeden 5 çocuğa ve Kadirli yoluna ilişkin açıklaması

45.- Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2024 Ekim Raporu'na ilişkin açıklaması

46.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Kırşehir'deki kaza kara noktalarına ilişkin açıklaması

47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde'deki peribacaları ve mağaralara ilişkin açıklaması

48.- Kilis Milletvekili Mustafa Demir’in, 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Zeytin Festivali'ne ilişkin açıklaması

49.- Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün, Roblox'a ilişkin açıklaması

50.- Denizli Milletvekili Şeref Arpacı’nın, AK PARTİ Denizli İl Başkanlığına ilişkin açıklaması

51.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, mülakata ilişkin açıklaması

52.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Mersin'deki vatandaşların gündemine ilişkin açıklaması

53.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, mülakat mağduru öğretmenlere ilişkin açıklaması

54.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, fizyoterapistlere ilişkin açıklaması

55.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Ulu Önder Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması

56.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması

57.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, ısınma giderlerine ilişkin açıklaması

58.- Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın, Akbelen mücadelesine ilişkin açıklaması

59.- Ankara Milletvekili Umut Akdoğan’ın, Anıtkabir'de slogan atılmasına ilişkin açıklaması

60.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

61.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

62.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

63.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

64.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Türkiye’deki kamu başdenetçiliği kavramına ilişkin açıklaması

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkanı Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınacak bir kararla İsrail'in işlediği insanlık suçlarının deklare edilmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sanal bahis sitelerinin yol açtığı toplumsal sorunların tespit edilerek gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla 14/5/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

3.- DEM PARTİ Grubunun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik ve arkadaşları tarafından, kayyım rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

4.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ücretsiz öğle yemeği sorununun tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik’in, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun DEM PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması

2.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun DEM PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

3.- Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu’nun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik'in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

4.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması

5.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan'ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

X.- SEÇİMLER

A) Komisyonlara Üye Seçimi

1.- (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830) esas numaralı Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine seçim

2.- (10/1899, 1900, 1901, 1902, 1903, 1904) esas numaralı Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım ve Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine seçim

B) Kamu Başdenetçiliği Seçimi

1.- Kamu Başdenetçisi Seçimi (S. Sayısı:165)

XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Hakkâri Milletvekili Öznur Bartin’in, kamuda istihdam edilen işaret dili tercümanlarının sayısına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/17971)

2.- İstanbul Milletvekili Ersin Beyaz’ın, birden fazla suç kaydı olup tutuksuz yargılanan kişilere ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cevabı (7/18097)

3.- Mardin Milletvekili Beritan Güneş Altın’ın, kadın cinayetlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cevabı (7/18117)

4.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, 2024 yılında KVKK’ya yapılan başvurulara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un cevabı (7/18131)

5.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, kalıcı yaz saati uygulamasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın cevabı (7/18159)

6.- Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan’ın, son beş yılda Şanlıurfa’da yaşanan sağlıkta şiddet vakalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun cevabı (7/18203)

7.- Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent’in, Sakarya’ya kurulması planlanan organize sanayi bölgeleri için yapılan çalışmalara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın cevabı (7/18207)

8.- İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu’nun, Türkiye ile İsrail arasında gerçekleşen ithalat ve ihracat verilerine ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18213)

9.- İzmir Milletvekili İbrahim Akın’ın, İsrail’le ticari ilişkilerin devam ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18214)

10.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, İsrail’le ticari ilişkilerin devam ettiği iddiasına ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18215)

11.- Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın, Erzincan ili İliç ilçesinde altın madeni işleten bir özel şirkete ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18218)

12.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, 2023-2024 yılları arasında kamu kurumlarında kullanılan kâğıt miktarına ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18340)

13.- Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin’in, Okul ve Ders Saati Uygulaması konulu Genelge’ye ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in cevabı (7/18432)

14.- İzmir Milletvekili Deniz Yücel’in, İsrail’le yürütülen ticarete ilişkin sorusu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın cevabı (7/18470)

15.- Diyarbakır Milletvekili Mustafa Sezgin Tanrıkulu’nun, Bakanlığın personel sayısına ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun cevabı (7/18476)

16.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Sayıştayın 2023 yılı Denetim Raporu’nda Bakanlık ile ilgili yaptığı bazı tespitlere ilişkin sorusu ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun cevabı (7/18477)

17.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, bazı kamu kurumlarının bir İsrail firmasından dijital güvenlik hizmeti aldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18485)

18.- Manisa Milletvekili Şenol Sunat’ın, İsrail’e karşı uygulanan ekonomik tedbirlere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18667)

19.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk’ün, kredi kartı limitleriyle alakalı bir kanun teklifine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18670)

20.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Zonguldak İl Özel İdaresine yapılan işçi alımlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18673)

21.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, dijital platformlarda yaşanan şantaj ve taciz olaylarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18676)

22.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun, bir vakıfla ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın cevabı (7/18677)

 

 

12 Kasım 2024 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Elvan IŞIK GEZMİŞ (Giresun), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

 ----- 0 -----

 

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17'nci Birleşimini açıyorum.

 Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün sonsuzluğa uğurlanışının 86'ncı yılına ve İzmir Selçuk'ta 5 çocuğun yanarak can vermelerine ilişkin konuşması

 

BAŞKAN -  Değerli milletvekilleri, görüşmelere başlamadan önce, birkaç konudaki düşüncelerimi Genel Kurulla paylaşmak istiyorum.

 Geçtiğimiz günlerde Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü aramızdan ayrılışının ve sonsuzluğa uğurlayışımızın 86'ncı yılında saygı ve özlemle andık. Ben de bir kez daha, sadece yaşadığı döneme değil bugüne ve yarınlara da ışık tutan, devrimleriyle her daim yüreğimizde olacak Sayın Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını saygı, minnetle anıyor ve şükranlarımı sunuyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

 Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki: "Vatanı korumak, çocukları korumakla başlar." Bu cümleden yola çıkarak, dün İzmir Selçuk'ta, 5 çocuğun evde tek başlarına -derin yoksullukla mücadele eden annelerinin olmadığı bir süreçte- yanarak can vermeleri hepimizin, tüm toplumun yüreğinde derin bir acı ve öfke bıraktı.

 Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; Plan ve Bütçe Komisyonunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi görüşmeleri sırasında meydana gelen bu vahim olay Türkiye Büyük Millet Meclisinin de bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerekliliğini bir kez daha hatırlattı. Çocukların yaşam hakkı, beslenme hakkı, barınma hakkı en temel insan haklarından bazılarıdır. O nedenle, görüşmelerine devam edilmekte olan 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nde çocuklara özgü bir bütçenin tahsis edilmesi ve açlıkla, derin yoksullukla mücadele eden yurttaşlarımızın ve çocukların yaşam hakkı, beslenme hakkı ve barınma hakkının bu bütçeyle mutlaka sağlanması gerektiğini bir kez daha ifade ediyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı olarak, kaybettiğimiz, yaşamdan koparılan 5 çocuğumuz için Allah'tan rahmet, acılı tüm aileye de bu kürsüden başsağlığı diliyoruz.

 Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekilinin gündem dışı söz taleplerini karşılayacağım.

 Gündem dışı birinci söz, üniversitelerde eğitim kalitesi hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Burak Akburak'a aittir.

 Buyurun Sayın Akburak.

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A.- Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Burak Akburak’ın, üniversitelerdeki eğitim kalitesine ilişkin gündem dışı konuşması

 

BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, üniversitelerimizin gençlerimizi iş dünyasına kazandırma sürecindeki yapısal eksikliklerinden bahsetmek için söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Konuşmama başlamadan önce, Meclis Başkan Vekilimizin önerisini de kalben desteklediğimi buradan iletmek istiyorum.

 Türkiye'de hızla artan üniversite sayısına rağmen iş gücü piyasasında nitelikli eleman açığı devam ediyor. Katıldığım bir GEN Türkiye organizasyonunda ülkemizin her yıl en az 10 bin yazılımcıya ihtiyacı olduğu söylendi. Bir yazılımcı yetiştirmek için dört yıllık bir üniversite eğitimi alması gerekmiyor, on iki ila on altı aylık bir eğitim bu ihtiyacı karşılamaya yeterli olabilir. Türkiye'nin geleceğe güvenle bakabilmesi için eğitim sistemimizde köklü bir değişime ihtiyacımız var. Bugün 208 üniversitemiz var ancak üniversite sayısının artması ne yazık ki nitelikli bir eğitim verildiği anlamına gelmiyor. Özellikle mühendislik gibi teknik bilgi gerektiren bölümlerde eğitimin niteliği düşerken, mezun olan gençlerimiz sanayi, teknoloji, "start-up" ekosistemi gibi sektörlerde istenilen donanımı kazanamıyor. Sosyal bilimler bölümlerinde de tablo benzer; nitelikli insan kaynağı olmadan ekonomimizi güçlendirmemiz, teknolojiye ayak uydurmamız ve yenilikçi olmamız mümkün değil. Üniversiteler yalnızca dört yıllık lisans bölümlerine yönelik bir hedefle ilerlememeli, verimli kullanılmayan fakülte binaları gözden geçirilerek teknoloji, yazılım, tarım ve turizm gibi hızla gelişen sektörlere yönelik daha işlevsel kampüsler hâline getirilmelidir. Bu tarz kampüsler için yapılacak yatırımlar ülkemizi eksik kaldığı birçok noktada hızla ileri taşıyacaktır. Gençlerimizi çalışma hayatına daha donanımlı, daha hızlı kazandırmak hem sanayimizin hem ekonomimizin ihtiyaç duyduğu kalifiye iş gücüne ulaşmamızı sağlayacaktır. Bu durum sanayicilerimizden ticaret odalarına, küçük işletmelerden büyük işletmelere kadar her kesimin ortak talebidir. Bugün her işletmenin temel sorunu nitelikli ara eleman bulma zorluğudur. Ülkemizde diplomalı ama mesleki donanımdan yoksun bir nesil yetiştiriyoruz. İş dünyamızın bu açıkça ifade edilen ihtiyaçlarını dikkate alarak üniversitelerimizi ve gerekiyorsa bölümlerini gençlerimizi kısa sürede meslek sahibi yapacak bir yapıya kavuşturmalıyız.

 Özetle, üniversitelerimizin eğitim yapısını iş dünyasıyla uyumlu hâle getirmemiz ve gençlerimizin istihdam sayısını artırmamız elzemdir. İş gücü piyasasının ihtiyaçlarına cevap veren, mesleki yetkinlik kazandıran bir eğitim modelini hayata geçirmek Türkiye'nin ekonomik kalkınması ve gençlerimizin geleceği için bir zorunluluktur. Gençlerimizi daha hızlı, pratik ve sektör odaklı yetiştirecek daha hızlı ve etkin eğitim merkezleri ihtiyacımız olan kalifiye iş gücünü hızla sağlamanın en etkili yolu olacaktır. Üniversitelerimizde eğitimin kalitesine, öğretim kadromuzun gücüne ve mezunlarımızın istihdam katkısına odaklanmalıyız. Eğitimde kalite olmadan iş dünyasında ve uluslararası alanda başarı mümkün değildir.

 Teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.(İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Gündem dışı ikinci söz, 6 Şubat asrın afetinden sonra Malatya'nın imar ve ihya sürecinde Malatyalıların yaralarının sarılması ve yürütülen çalışmalar hakkında söz isteyen Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak'a aittir.

 Buyurun Sayın Ölmeztoprak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 

2.- Malatya Milletvekili İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak’ın, 6 Şubat asrın afetinden sonra Malatya'nın imar ve ihya sürecinde Malatyalıların yaralarının sarılmasına ve yürütülen çalışmalara ilişkin gündem dışı konuşması

 

İNANÇ SİRAÇ KARA ÖLMEZTOPRAK (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, burada Gazi Meclisimizin çatısı altında, Genel Kurulda Malatya'mızda yürüttüğümüz çalışmalar, asrın afeti sonrası yeniden yapılanma sürecimiz ve hemşehrilerimizin ihtiyaçları hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum.

 Malatya'mızda yeniden imar, ihya ve inşa sürecindeyiz. Asrın afeti sonrası hızla toparlanmak ve Malatya'mızın her köşesine güvenli, sürdürülebilir bir altyapı ve üstyapı sunmak amacıyla kapsamlı projeleri hayata geçirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda, depremden etkilenen hemşehrilerimizin hanelerine geçiş sürecini hızlandırmak, kalıcı konut ve kalıcı iş yerlerini bir an önce kazandırmak en temel hedeflerimizden. Bu çerçevede, TOKİ, Emlak Konut ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız eliyle başlatılan konut projelerimizde, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, kesintisiz talimat ve destekleriyle, güvenli konut ve ticari alanları sunma hedefine hızla ilerliyoruz. Malatya'mızda deprem sonrası imar ve ihya çalışmaları kapsamında Akçadağ'ımızda ve Doğanşehir'imiz de dâhil olmak üzere toplamda 54 rezerv alanda kapsamlı projeler yürütülüyor. Şehir merkezimizde 43 rezerv alanda başlatılan projelerle, 68 etap dâhil olmak üzere 71 etap hâlinde, toplamda sadece rezervde 40.785 bağımsız bölüm oluşturulmak hedeflenildi ve bu hedef doğrultusunda hızla ilerleyeniliyor. Şu ana kadar 39 etap ihale edildi, 10 etapta ise ihale süreci hızla devam ediyor. Ayrıca, 15 alanda  19 etap üzerinde çalışmalarımız da yoğun bir şekilde sürüyor. Malatya'mızın şehir merkezi ve kırsalında toplamda 80.665 hak sahibimize yönelik projelerimizi belirledik. Hemşehrilerimizin, vatandaşlarımızın kalıcı konut ve iş yerlerine kavuşması adına çok yoğun bir çaba içerisindeyiz. Bu süreç içerisinde 79.702 konut ve iş yerinin inşası planlanmış durumda. Şu ana kadar kuraları çekilen ve teslimi gerçekleştirilen 17.438 kalıcı konutumuz mevcut.

 Yine, detayları inceleyecek olursak 79.702 bağımsız bölümden 25.701 yeni yerleşim alanları oluşturduk gerek altyapısıyla gerek üstyapısıyla; 40.785’i şehir merkezinde, 13.216’sı kırsal alanlarda yer alıyor. Şu anda 56.779 konutun hem ihalesi tamamlanmış hem de hızla şantiye çalışmaları devam etmekte. 6 Şubat depremi sonrası Malatya’mızda, asrın afetinden sonra hemşehrilerimizin tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere 75 konteyner kent kuruldu. Bu alanlarda tam 37 bin konteynerimiz bulunmakta, buna hem konteyner kentler hem de bireyseller dâhil; burada emniyet, güvenlik, huzur için Jandarma, özel güvenlik birimlerimiz, güvenlik kameralarımız, 7/24 izleme ve takip mercilerimiz mevcut.

 Yine, belediyelerimiz, kamu kurumlarımız ve her türlü iş birliğimizle birlikte birçok faaliyetimiz de konteyner kentlerde yürütülmekte. Hemşehrilerimizin sosyal alanlara, sosyal hayatlara katılımı, eğitim destekleri, kurslar, okul için ihtiyaç duydukları tüm destekler, anne ve bebek sağlığı, hijyen konusundaki eğitimler, yine büyüklerimiz için, yaşlı çınarlarımız için sosyal destek programları, sanat atölyeleri, konteyner kentlerimizin tümünde mevcut. Konteyner kentlerde çocuklarımız, evlatlarımız ve gençlerimiz için açık hava etkinlikleri ve kültürel etkinlikler de süreç içerisinde etap etap düzenlenmeye devam etmektedir. Hem sosyal entegrasyonu desteklemek hem de entegrasyonla birlikte kalıcı konut ve iş yeri projeleri tamamlanana kadar hemşehrilerimizin günlük ihtiyaçlarının eksiksiz tamamlanması ve karşılanması temel hedeflerimizdendir.

 Öte yandan, depremin etkisiyle... Yine, biliyorsunuz birçok tarım ürünü ve kayısısıyla gerçekten gündemde olan ve kayısısıyla sadece ulusal pazarda değil uluslararası pazarda da kendini gösteren Malatya'mızın, dünyaya sesini duyuran Malatya'mızın sulama potansiyeli... Asrın afetinden zarar gören -sulamayla ilgili arazilerdeki- 106 bin dekarlık tarım arazisini asrın afetinden zarar görmemişçesine, 2025'teki sulama döneminde hiçbir sıkıntıyla karşılaşmamak üzere, Sultansuyu Barajı tam kapasite yeniden işlerlik projesi ve şantiyesi, inşallah, 2025 sulama dönemi gelmeden sona erecek.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

İNANÇ SİRAÇ KARA ÖLMEZTOPRAK (Devamla) - Biz, yine, hiçbir problem ve hiçbir sıkıntıyla karşılaşmadan sulama dönemlerimizi gerek açık gerek kapalıda ve gerekse göletlerde ve barajlarda tamamlamış olacağız.

 Yine, burada -süre müsaade etmediği için- ilçelere dair çok detay verilebilecek göletler, projeler ve yer altı barajlarıyla ilgili çok ciddi çalışmalarımız var. Malatya'mızın modern ulaşım altyapısını güçlendirmek için de çevre yolu projemiz inşallah 2025'in sonunda, 2026'nın başında çok ciddi bir işlerlik kazanacak.

 Yine "Tek bir Beylerderesi Viyadüğü'ne yine bir alternatif düşünülmüyor mu? Çünkü orada yeni bir yerleşim yeri oluşturuluyor." söylemlerine karşılık, evet, biz yeni bir köprüyle, yeni bir güzergâhla, oradaki yerleşim yerinde hiçbir trafik sorununu yaşatmadan orada bir ikametgâh kurma azminde, çalışma ve gayretindeyiz.

 Yine, bu projelerle birlikte, bizim hızlı tren hattımız, hızlı trenle alakalı çalışmalarımız, Narlı-Malatya Hızlı Tren Projesi de bulunmakta.

 Malatya'mızın her köşesinde iz bırakan yatırımlarımızla hemşehrilerimizin yanında olmaya gayret göstereceğiz.

  Saygılarımı sunuyorum Genel Kurula. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Gündem dışı üçüncü söz, kadın cinayetleri konusunda söz talebinde bulunan Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin'e aittir.

 Buyurun Sayın Şevkin. (CHP sıralarından alkışlar)

 

3.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, kadın cinayetlerine ilişkin gündem dışı konuşması

 

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 Öncelikle, size de geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum.

 Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 86'ncı yılında burada anmak isterim ve UNESCO'nun tanımını sizlerle burada paylaşmak isterim: "Dünya barışının öncüsü, bütün yaşamı boyunca insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayrımı yapmayan, eşi olmayan devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk." Önünde saygıyla eğiliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

 Evet, sevgili milletvekilleri, değerli milletvekilleri; bu kürsüye kadın cinayetlerinin sona ermesi için yapacağım çağrı konuşması nedeniyle çıktığım için son derece üzgünüm. Kadınları öldürülen bir ülkede yaşamaktan da utanç duyduğumu burada ifade etmek isterim. Ülkemiz, âdeta kan gölüne döndü; nefret söyleminin alabildiğine arttığı, silahlanmanın bir tıkla bilgisayar üzerinden alabildiğine çoğaldığı bir ortamda her yerde kadın cinayeti mahalline dönüşmüş bir ortam var ne yazık ki. Ülkemizde her gün en az 3 kadın öldürülüyor ve maalesef, en az 500 kadın her yıl cinayete maruz kalıyor. Bunu bir rakam olarak ifade etmekten de çok büyük zül duyduğumu belirtmek isterim.

 Bakın, 4.401 kadın sadece 2008 yılı ile 2023 yılları arasında erkekler tarafından katledilmiş bulunuyor. 2024 yılının ilk on ayında 343 kadın cinayete maruz kalıyor, 217'sinin sebebi belli değil. Türkiye'de ne yazık ki kadın cinayetleri artış gösterirken şüpheli şekilde yaşamını yitiren kadınların sayısı da her geçen gün artıyor.

 Adana'da geçtiğimiz günlerde on iki saat içerisinde tam 5 kadın öldürüldü arkadaşlar. Geçtiğimiz pazartesi günü bir taziyeye gittiğimde -Fahriye Asena Eskikanbur iş yerinde silahla öldürüldü ve onu öldüren polis de intihar etti- annesi ne dedi biliyor musunuz arkadaşlar? "Kızımı öksüz büyüttüm, bakıcılık yaparak büyüttüm. Ben bir kör kurşuna gitsin diye mi büyüttüm kızımı?" dedi. Yine, öldürülen kadınlardan birisi Manisa'nın Demirci ilçesinde, polis lojmanında kafasından vurulmuş hâlde bulunan Yeşim Akbaş. Annesi "Mahkeme üzerindeki baskı kalksın." diyor. Değerli milletvekilleri, ne cevap vereceğiz bu annelere?

 Değerli AK PARTİ milletvekilleri, değerli MHP milletvekilleri; sizlerin vicdanına sesleniyorum. Aynı sayaç gibi her gün kadın cinayetleri artıyor, buna ne zaman "Dur!" diyeceğiz, bir "Dur!" demeyecek miyiz arkadaşlar? (CHP sıralarından alkışlar) Gerçekten yüreğiniz sızlamıyor mu, vicdanınız sızlamıyor mu arkadaşlar? Korkunç bir olayla karşı karşıyayız. Daha ne kadar kadının öldürülmesi gerekiyor?

 Bakın, 1 Temmuz 2021'den, İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırıldığı günden bugüne tam 1.113 kadın öldürüldü, 701 kadın da şüpheli şekilde ölü bulundu. Bunları rakam olarak ifade ediyoruz, her birinin arkasında bir hikâye var. Sözleşmeden çıkılan 2021 yılında 280 kadın cinayeti yaşanırken takip eden bir yıl sonra yüzde 20 artmış arkadaşlar. Niye İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıyoruz arkadaşlar? Bize soruldu mu? Bu Meclisten onayla geçen İstanbul Sözleşmesi herhangi bir kadına sorularak mı kaldırıldı? Böyle bir şeye hakkınız var mı? "6284" diyorsunuz, onun da etkin uygulanmaması nedeniyle her gün 3 kadın cinayetiyle karşı karşıya kalıyoruz arkadaşlar. Ben bu konuşmayı geçen hafta yapacaktım, o günden bugüne rakamları güncellemek durumunda kaldım. Ne acı, öyle değil mi? Yani gerçekten yüreğimiz daralıyor arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

 Kadına yönelik şiddetle mücadele etmenin tek yolu bu sorunun sebebi olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak, bu mücadelenin en net ve kapsamlı ifadesi İstanbul Sözleşmesi'ni yeniden hayata geçirmektir.

 Değerli milletvekilleri, kadınları şiddete karşı korumak, kadına yönelik her türlü ev içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve tamamen sona erdirmek amacını güden İstanbul Sözleşmesi kadınlar için yaşamsal önemdedir ve yeniden hayata geçirilmelidir. Sözleşmeyi yeniden hayata geçirmezsek, 6284 sayılı Yasa'nın etkin olarak kullanılmasını sağlamazsak kadın cinayetleri için daha çok burada konuşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Bakın, her gün birçok kadın maalesef silahlı aletlerle yaşamdan koparılmakta. Bireysel silahlanmanın önü alınmamaktadır. Buna ilişkin, ruhsatsız silah sayısının 36 milyona dayandığını buradan sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şevkin.

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Devamla) - Hemen bitiriyorum.

Evet, Türkiye'de sadece kadın cinayetlerini değil, bu nefret söyleminin, bu nefret dilinin, cinayetlerin alabildiğine arttığı ve insanların neredeyse normal bir şekilde ölmediği bir ülke hâline dönüştürüldüğü bir süreci yaşıyoruz arkadaşlar. Derhâl bu silahsızlanma sağlanmalı, bir tıkla internetten silah alınmasının önüne geçilmeli, bu şiddet söylemine son verilmeli. Kadına yönelik şiddetin, tacizin tecavüzün sonlanması, suçluların hak ettiği cezayı almalarına dönük müeyyidelerin uygulanması, mağdurların haklarını aramasına yönelik var olan yasaların hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Kadınların siyasete katılımı, eşit temsili ve uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmesi önemlidir diyorum. Artık yeter! Kadın cinayetleri son bulsun, son bulsun, son bulsun diyorum.

 Teşekkür ediyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A.- Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Denizli Yörükleri Derneği Başkanı ve üyelerine "Hoş geldiniz." denilmesi

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün Meclis Genel Kurulumuzda misafirlerimiz var; Denizli Yörükleri Derneği Başkanı, yönetimi ve üyelerine hoş geldiniz diyorum. (Alkışlar)

 Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 30 milletvekiline yerlerinden birer dakikayla söz vereceğim.

 İlk söz, Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer'e aittir.

 Buyurun Sayın Özer.

 

VII.- AÇIKLAMALAR

1.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Karatay Belediyesince inşa edilen Hoş Kubbe'ye ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

 Karatay Belediyemiz tarafından yeni nesil kütüphane anlayışıyla inşa edilen Hoş Kubbe, adı gibi hoş mekânlarda çocuklarımıza ve gençlerimize hizmet vermeye başladı. İçerisinde çocuk ve yetişkin kütüphaneleri, atölyeler ve kafeterya barındıran kütüphane hem mimari yapısı hem de işlevselliğiyle örnek bir mekân olarak öne çıkıyor. Yatırım bedeli 70 milyon yani bazıları için sadece bir konser bedeli olsa da Hoş Kubbe 0-3 yaş grubu arası veli destekli bebek kütüphanesi, 3-6 yaş arası atölyeler, masal, drama, oyun ve FeTeMM alanlarıyla geniş bir yaş grubuna hizmet vererek şehrimize değer katacaktır. Konya modeli belediyeciliğimizin bir parçası olan Karatay Belediyemize bu güzel eser için teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Konya Milletvekili Barış Bektaş...

 Buyurun Sayın Bektaş.

 

2.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, 31 Ekimde Konya'da tespit edilen kuş gribi vakasına ilişkin açıklaması

 

BARIŞ BEKTAŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 31 Ekimde Konya'da bir çiftlikte tespit edilen kuş gribi vakası büyük endişeye neden olmuştur. Yetkililerin konuya dair tatmin edici açıklamalar yapmaması ve bazı kaynakların kuş gribi görülen tesis sayısının 22'ye yükseldiğini iddia etmesi bu kaygıyı daha da artırmaktadır. Ayrıca, Eskişehir'de kuş gribi tespit edilen tavukların Konya'dan getirildiği haberleri de salgının kontrol altında olmadığını düşündürmektedir. Yurttaşlarımızın sağlığı, Türkiye'deki her 5 yumurtadan 1'inin üretildiği Konya'da sektörün bir kriz yaşamaması, bölge ekonomisi için hızla harekete geçilmesi, kamuoyunun şeffaf bilgilendirilmesi ve salgının yayılmasını engelleyecek önlemlerin hızla uygulanması Hükûmetin asli görevlerinden biridir. Hükûmeti kamuoyunu aydınlatan açıklamalar yapmaya ve salgını önlemek üzere adımlar atmaya davet ediyorum.

BAŞKAN -  Rize Milletvekili Harun Mertoğlu...

 Buyurun Sayın Mertoğlu.

 

3.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesine ilişkin açıklaması

 

HARUN MERTOĞLU (Rize) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Yükseköğretim Kalite Kurulundan tam akreditasyon alarak kalitesini ve yetkinliğini bir kez daha kanıtlamıştır. Bu önemli adım, yükseköğretimimizin gelişimine katkı ve eğitim sistemimize duyduğumuz güven açısından önemlidir. Kalite güvencesi çerçevesinde yürütülen çalışmalar ve ortaya konulan özverili çabalar üniversitemizi daha ileriye taşımak adına örnek teşkil ettiği gibi, eğitimde mükemmeliyet yolunda atılmış kararlı bir adımdır. Bu vesileyle, tüm üniversitelerimizin benzer başarıları yakalaması temennisiyle Rektörümüz Profesör Doktor Yusuf Yılmaz ile akademik ve idari personelimizi tebrik ediyor, yükseköğretimimize hayırlı olmasını diliyorum.

BAŞKAN - Düzce Milletvekili Talih Özcan...

 Buyurun Sayın Özcan.

 

4.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, Düzce depreminin yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

TALİH ÖZCAN (Düzce) -  Teşekkürler Sayın Başkan.

 Bugün 12 Kasım 1999, Düzce depreminin yıl dönümü. Tam yirmi beş yıl önce çok büyük acılar yaşadık, Düzce'de hâlâ depremin izleri var. 845 insanımızı kaybettik, binlerce insanımız yaralandı, binlerce ev yıkıldı ve ağır hasar aldı. Düzce'de hâlâ prefabrik okullar var; camilerimizin tamiratını, minarelerini hayırseverler yaptırıyor. Tarım arazileri imara açıldı, ana caddeler daraldı; Düzce yirmi beş yılda yeniden dizayn edilmedi. Sığınmacılar eski ve yıkılmamış binaları işgal etti. Düzce artık depremin etkilerinden kurtarılmalıdır.

 12 Kasım Düzce depreminin 25'inci yıl dönümünde depremde hayatını kaybeden insanlarımızı rahmet ve saygıyla anıyor, geride kalanlara sabırlar diliyorum.

 Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz...

 Buyurun Sayın Yaz.

 

5.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, hiç kimsenin bilerek veya bilmeyerek başkasının dinine, inancına hakaret edemeyeceğine ilişkin açıklaması

 

MEHMET SAİT YAZ (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

 İnsan bir dine inanır veya inanmaz, bu, onun bileceği iştir ama hiç kimse bilerek veya bilmeyerek başkasının dinine, inancına hakaret etme, alay etme yetkisine asla sahip değildir. Geçen gün bir gazeteci köşe yazısında "Efendim, bir tane Kâbe ne demektir, her devlette bir Kâbe olmalı, hatta bazı illerde farklı Kâbeler olmalı, herkes kendi Kâbe'sini ziyaret etmelidir." diye ifade etmişti. Ben bu sözü nefretle kınıyorum; bu, küfür kelimesidir. Eğer bu arkadaş Müslümansa onu istiğfara ve tövbeye davet ediyorum.

 Hiç kimse bu memlekette Kâbe'ye, Müslümanların mukaddesatına ve ibadet yerlerine asla hakaret etme yetkisine sahip değildir. Tekraren söylüyorum: Bunu kınıyorum ve lanetliyorum.

 Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Kütahya Milletvekili Mehmet Demir...

 Buyurun Sayın Demir.

 

6.- Kütahya Milletvekili Mehmet Demir’in, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86'ncı yılına ve 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü'ne ilişkin açıklaması

 

MEHMET DEMİR (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cumhuriyetimizin banisi Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 86'ncı yılında saygı, sevgi ve özlemle anıyoruz.

 Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın himayelerinde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından "Geleceğe Nefes, İnsanlığa Nefes" sloganıyla Türkiye genelinde 81 ilimizde eş zamanlı düzenlenen etkinlikte Kütahya'mızda 12 bin fidanı toprakla buluşturduk. Yeşil Kütahya'mızı daha da yeşil hâle getirmek için 2019 yılından bu yana 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Gününde ağaçlandırma çalışmalarını yapıyoruz. AK PARTİ iktidarı sürecinde Türkiye'nin orman varlığı önemli bir artış sağlamış ve son yıllarda ağaçlandırma projeleri, yeşil alanların genişletilmesine ve ormanların korunmasına yönelik politikalarla Türkiye orman varlığını çok ciddi ölçüde artırmayı başarmıştır. Bu çalışmaları başlatan ve destekleyen Cumhurbaşkanımıza ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar...

 Buyurun Sayın Avşar.

 

7.- Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar’ın, Tekirdağ'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Her bir karış toprağı atalarımızın kanlarıyla sulanmış tarihin bize emanet ettiği Tekirdağ'ımızın kurtuluşu bizler için yalnızca bir bayram değil aynı zamanda özgürlüğe, bağımsızlığa ve onurlu bir geleceğe duyduğumuz bağlılığın sembolüdür. Kurtuluşun kutlu olsun mavi gözlü şehir. Şehrimiz coğrafyası, tarihi, doğası, sanayisi, turizmi ve tarımıyla ülkemizin nadide değerlerinden biridir. Tekirdağ'ın hak ettiği konuma ulaşması için her platformda sesimizi daha da güçlü duyuracak, her alanda ortaya koyacağız. Geleceğe uzanan bu yolda yorulmadan gayret etmeye, üretmeye, çalışmaya devam edeceğiz.

 Bu vesileyle, Tekirdağ'ımızın düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümünde bizlere bağımsız bir vatan bırakmak için canlarını feda eden, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz rahmet ve minnetle anıyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Ayhan Barut...

 Buyurun Sayın Barut.

 

8.- Adana Milletvekili Ayhan Barut’un, sağlık emekçilerinin taleplerine yanıt vermeyen yönetmeliğe ilişkin açıklaması

 

AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, haklarını aramak ve sesini duyurmak için iş bırakma eylemi yapan hekimlerimizi ve meslek örgütlerini selamlıyoruz. Tümüyle eziyet yönetmeliği olarak iktidar yeni bir yönetmelik yayınladı. Sağlıkta büyüyen sorunlara, halkın derdine ve sağlık emekçilerinin taleplerine yanıt vermeyen bu yönetmeliğe karşı sağlık emekçilerimiz de eylem yapıyor. Sağlıkta özelleştirme adımlarının, piyasacı anlayışın nasıl sonuçlar doğurduğunu herkes yaşayarak görüyor; hasta garantili hastaneler nedeniyle kamu kaynakları oluk oluk sermayeye aktarılıyor. Halkımız ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetinden yararlanamıyor; muayene olamıyor, randevu alamıyor. Bunun yanında, elleri öpülesi sağlık görevlilerimiz ise açlık, baskı ve şiddetle mücadele ediyor. Sağlık Bakanlığı ve iktidarı uyarıyor, sağlıktaki sorunların çözümünü ve eziyet yönetmeliğinin iptalini istiyoruz.

BAŞKAN - Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur...

 Buyurun Sayın Güzelmansur.

 

9.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, 30 Kasımda mücbir sebebin sona ereceğine ilişkin açıklaması

 

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 30 Kasımda mücbir sebep sona eriyor. Hatay insanı kara kara düşünüyor. Cumhurbaşkanı "Hatay'a sahip çıkıyoruz." diyor. Bu mu Hatay'a sahip çıkmak? Hatay esnafına, tüccarına iş insanına böyle mi sahip çıkıyorsunuz? Hatay'a sahip çıkmak istiyorsanız Hatay'da mücbir sebebi en az iki yıl daha uzatın, aksi hâlde Hatay ekonomisi ayağa kalkamaz. Ben Hatay'da 31 Aralık 2026'ya kadar mücbir sebebin uzatılması için kanun teklifi verdim. Meclisteki tüm siyasi grupların milletvekillerinden bu teklife "evet" demelerini bekliyorum. Çünkü 6 Şubat depremlerinde toplam can kaybının ve yıkımın yarısının yaşandığı Hatay'da barınma ihtiyacı bitmeden, iş yerleri teslim edilmeden, altyapı sorunları çözülmeden mücbir sebep kal-dı-rı-la-maz.

 Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan...

 Buyurun Sayın Özcan.

 

10.- Tekirdağ Milletvekili Mestan Özcan’ın, Tekirdağ'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 102'nci yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

MESTAN ÖZCAN (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Tekirdağ'da kasımda aşk başkadır. Yüz iki yıldır her kasım ayı şehrimizde farklı heyecanla kutlanmaya devam ediyor. Marmaraereğlisi ve Çerkezköy ilçemizle başlayan kurtuluş serimiz sırasıyla Çorlu, Ergene, Kapaklı, Saray ve Muratlı'yla devam eden, ardından merkez ilçemiz Süleymanpaşa, Hayrabolu, Malkara ve en son 17 Kasımda Şarköy ilçemizle Tekirdağ, benzeri görülmemiş bir mücadeleyle kazanılmış zaferimizin ardından düşman işgalinden tamamen kurtulmuştur. Kasım ayı, Tekirdağ için vatan aşkı, millet aşkı, bağımsızlık sevdasıdır. Yüz iki yıl önce bu azimle verilen mücadeleyle Kurtuluş Savaşı'nda kahramanca bir zafer kazanarak adını tarihe altın harflerle yazdıran, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, şehrimizin bütün kahramanlarını saygı, sevgi ve minnetle yâd ediyorum. Gazi Meclisimizden, bu mücadelede büyük kahramanlıklar gösteren şehitlerimizin, gazilerimizin evlatları, torunları olan bütün Tekirdağlı hemşehrilerimizi de saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk...

 Buyurun Sayın Çubuk.

 

11.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, İzmir Selçuk'ta hayatını kaybeden 5 çocuğa ilişkin açıklaması

 

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

İzmir Selçuk'ta hayatını kaybeden, Nefes, Peri, Aslan, Masal ve Bulut için herkese başsağlığı diliyorum. Bu ölümlerden, bu cinayetten, katliamdan üzüntü duyan, ar edenlere tabii ki başsağlığı diliyorum. Anne Sinem Akcan hedef gösterilerek, hedefe konularak hiç kimse sorumluluğundan kurtulamayacaktır. En nihayetinde, yoksulluk ve bunun etkilediği çocuklar bu Hükûmetin temel sorumluluğudur. Çocukları, sosyal hizmetlerin alması gibi çözümlerin çözüm olmadığını, çocukların sevildikleri ve saygı duyuldukları ortamlarda yaşatılmaları gerektiğini biliyoruz. Sürekli "kutsal aile" vurgusu yapan iktidarın, 5 çocuğun yoksulluk içinde ölümündeki payını elbette anneye atarak hesap vermekten kaçınacağının farkındayız ama elbet hesap döner ve gelip o hesap sizi bulur.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Sadullah Kısacık...

 Buyurun Sayın Kısacık.

 

12.- Adana Milletvekili Sadullah Kısacık’ın, İzmir Selçuk'ta hayatını kaybeden 5 çocuğa ilişkin açıklaması

 

SADULLAH KISACIK (Adana) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Dün gece saatlerinde İzmir ilimizin Selçuk ilçesinden aldığımız çok acı bir haberle vicdanlarımız yangın yerine döndü. Açlığın ve yoksulluğun insanları ne hâle getirdiğine, insanlara neler yaşattığına dün gece İzmir'deki acı olayda yitirdiğimiz 5 evladımızla şahit olduk. Bir annenin evlatları için verdiği zorlu hayat mücadelesi hayatının felaketine dönüştü. Bir annenin çocuklarını güvensiz bir biçimde ardında bırakarak geçimini sağlamak için gece hurda toplamaya çıkması reva mıdır? Yaşanan bu olayda şu durumu kabul etmeliyiz ki İzmir'de devletimizi temsil eden tüm kurumlar sınıfta kalmıştır. Her zaman söylüyoruz: Ülkemizin birinci gündemi açlıktır, yoksulluktur çünkü halkımızın öncelikli derdi geçim derdidir, gelecek kaygısıdır. Kim bu gündemi görmezden geliyorsa, üstünü örtmek için...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla...

 Buyurun Sayın Aşıla.

 

13.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, kumar kapsamından çıkarılan şans oyunlarına ilişkin açıklaması

 

MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Maalesef bırakın vatandaşını korumayı, üretimi teşvik edip helalinden para kazanmak varken "Şans oyunlarının cazibesini artıracağız." diyen idareye sahibiz. Şans oyunlarından, bahis oyunlarından değil de yasa dışı bahis oyunlarından rahatsız oluyorlar. Memleketi açık hava kumarhanesine çevirdiniz, devlet eliyle yasal düzenlemeyle kumar kapsamından çıkarılan şans oyunlarının da aslında kumardan hiçbir farkı yoktur çünkü bunlar da şans üzerine kurulu ve insan emeğinin zarara uğratıldığı oyunlardır. Dolayısıyla ne devlet eliyle ne de devlet kontrolünde kumar oynatılmasına izin verilmemeli, şans oyunlarıyla insanların emeğinin zarar görmesi önlenmelidir. "Kumardan gelen haram parayı ben milletime hizmet olarak sunamam." diyerek kumarhaneleri kapatan Erbakan Hocamız gibi bu işi sonlandırmak da bize düşecek galiba diyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Uşak Milletvekili İsmail Güneş...

 Buyurun Sayın Güneş.

 

14.- Uşak Milletvekili İsmail Güneş’in, Uşak Belediye Meclisinin 4/9/2024 tarihli 317 sayılı Kararı'na ilişkin açıklaması

 

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Uşak ilimizin merkez nüfusu 250 bin olup yılda yaklaşık 4.500 civarında düğün ve nişan merasimi düzenlenmektedir. Uşak Belediye Meclisi 4/9/2024 tarihinde 317 sayılı Kararı'nda "Uşak mücavir alanları içinde faaliyet gösteren düğün salonlarının 250 metre yarıçaplı alanda yerleşik konut alanı varsa düğün salonlarının açık kısmı ve kır düğün salonlarının faaliyetleri 2025 yılı içinde durdurulmuştur." denmektedir. Bu karar kapsamında 18 düğün salonundan 17 tanesi kapatılır, sadece 1 düğün salonu açık kalır; bunun, yerleşik konut alanına mesafesi 300 metredir.

 Peki, size soruyorum: Bu düğün salonu kime aittir? Tabii ki CHP'li Uşak Belediye Başkanı Özkan Yalım'a aittir. Bu, haksız rekabet değil de nedir? Böyle adaletsiz bir karar olur mu? Herkesi kapat, kendininkini açık tut; buna "CHP adaleti" diyorlar. Batsın sizin adaletiniz! Bu haksız uygulamayı yapanları kınıyorum, kendilerini halkımızın vicdanına havale ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Bilal Bilici...

 Buyurun Sayın Bilici.

 

15.- Adana Milletvekili Bilal Bilici’nin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ve Adana'nın Feke ve Saimbeyli ilçelerine ilişkin açıklaması

 

BİLAL BİLİCİ (Adana) -  Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz pazar 10 Kasımdı, iki hafta önce ise 29 Ekimdi. Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü minnet ve rahmetle anıyorum.

 Dün Adana'mızın Feke ve Saimbeyli ilçelerindeydim. Bu iki ilçemiz de kaderlerine terk edilmiş ve sahipsiz durumdadır ve ilçelerimizin sıkıntıları çok fazladır. Bu ilçelerdeki işsizlik, eğitim, barınma, sağlık hizmetlerinin yetersizliğinden dolayı bu ilçeler büyük şehirlere göç vermektedir. Geçen yıl da 4 öğretmen taş düşmesi sonucu vefat etmiştir. Yollarda sıkıntılar devam etmektedir taş düşme riskinden dolayı ve gerekli aksiyon bir an önce alınmalıdır diyorum.

BAŞKAN - Düzce Milletvekili Ercan Öztürk...

 Buyurun Sayın Öztürk.

 

16.- Düzce Milletvekili Ercan Öztürk’ün, Düzce depreminin yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

ERCAN ÖZTÜRK (Düzce) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 Düzce'mizin yüreğinde derin izler bırakan, merkez üssü Kaynaşlı ilçemiz olan 12 Kasım 1999 Düzce depreminin bugün 25'inci yıl dönümü. Önce 17 Ağustosta sarsılan Düzce, daha ilk depremin yarasını sarmaya çalışırken yaklaşık üç ay sonra bu kez 12 Kasım 1999'da âdeta yerle bir oldu. 12 Kasım biz Düzceliler için sadece bir tarihten ibaret değildir. Binlerce konut ve iş yerinin kullanılmaz hâle geldiği depremin ardından Düzce'miz ülkemizin 81'inci vilayeti olarak bugün üniversitesi, sanayisi, tarımı ve turizmiyle hükûmetlerimiz döneminde âdeta küllerinden yeniden doğmuştur.

 Depremde hayatını kaybeden 845 vatandaşımıza Allah'tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyorum. Rabb'im böyle acı hatıralar bırakacak tüm afetlerden ülkemizi ve milletimizi muhafaza etsin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Uşak Milletvekili Ali Karaoba...

 Buyurun Sayın Karaoba.

 

17.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Uşak'ın sağlık sorununa ilişkin açıklaması

 

ALİ KARAOBA (Uşak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Neredeyse her ay Mecliste dile getiriyoruz, Sağlık Bakanlığı Uşak'ı ve Uşaklının sesini duymuyor, görmüyor, anlamıyor. Uşak'ı bir tane hastaneye mahkûm ettiniz. 2024'ün bitmesine daha iki ay var ama dopplere, meme ultrasonuna, tüm batın ultrason ve tiroit ultrasonuna Haziran 2025'e randevu veriliyor. AKP Uşak Milletvekili Mecliste "Uşak'ta randevularda sorun yok, bir iki güne, en geç bir haftaya randevu alınıyor." diye açıklama yapıyordu. Buyurun sayın vekil, bunun gibi onlarca örneği size gösterebilirim. Uşak halkı artık bıktı. Uşak'ın en temel hakkı olan sağlığa erişim konusunda gereğinin yapılmasını istiyoruz. 2025'te değil, aralıkta değil, haftaya değil, yarın değil, bugünden itibaren Sağlık Bakanlığının bu konuda somut bir adım atmasını Uşak adına talep ediyorum. Uşak hakkını alacak, Uşak hakkını alacak! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul...

 Buyurun Sayın Ertuğrul.

 

18.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Zonguldak ili Ereğli-Alaplı kara yolunda çöken istinat duvarına ilişkin açıklaması

 

EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Zonguldak ilimizde Ereğli-Alaplı kara yolu Plajlar mevkisinde sağanak yağışlar sonrasında yeni yapılan istinat duvarı her yağışta çöküyor. İstinat duvarı daha önce yaşanan çökme dolayısıyla daha yeni yapılmıştı, son yağışların ardından duvarın bir bölümü yine yıkıldı. Bunların ihalelerini kim yapıyor? İhale olurlarını kim veriyor? Kim denetleniyor? Yapılan duvar çöktüğü zaman ihale sonrası beş yıl süreyle aynı firma bunu tekrar yapıyor. Peki, bu süre geçtikten sonra ne olacak? Bu kamu zararı nasıl ortadan kaldırılacak? İstinat duvarları artık yazboz tahtasına döndü. Ayrıca, bu duvar yağış anında yoldan geçen bir aracın üstüne çökerse bunun sorumluluğunu kim alacak, vicdanınız bunu nasıl kabul edecek? Yandaş firmaları kayıracağız diye devletin soyulmasına izin vermeyin, vicdanınızı dinleyin.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu...

Buyurun Sayın Karatutlu.

 

19.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Kahramanmaraş'ın hava yolu ulaşımı sorununa ilişkin açıklaması

 

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum.

 Ulaştırma Bakanlığı şehirler arasında ayrım yapmaya, Kahramanmaraş'ı ihmal etmeye devam ediyor. Örneğin, hava ulaşımı; uçak iniş saatleri sorunlu, sefer saatleri yetersiz ve uygunsuzdur. Yirmi altı yıl sonra nihayet ILS cihazımız geldi; teşekkür ediyoruz. Lakin Kahramanmaraş'tan özellikle İstanbul Anadolu yakası Sabiha Gökçen Havaalanı'na sefer yok. Hâlbuki komşu illerimize Adana'dan günde 12 sefer, Kayseri'den 8 sefer, Gaziantep'ten 6 sefer, Sivas ve Malatya'dan 2 sefer var. Kahramanmaraş, Sakarya ve Kocaeli özellikle İstanbul Anadolu yakasındaki vatandaşlarımız ile öğrencilerimiz büyük mağduriyet yaşıyor. Bunun yanında, Ankara-Kahramanmaraş seferi haftada 4 kez ve uygunsuz "ölü saat" dediğimiz öğle arasında... Biz haftada her gün sefer istiyoruz Ankara'ya ve uygun saatlerde istiyoruz.

 Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı...

 Buyurun Sayın Sarı.

 

20.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, vergi kaçakçılığına ilişkin açıklaması

 

SERKAN SARI (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.

 AKP iktidarı ülkemizde yeni bir utancı daha yaşattı. OECD ülkeleri arasında vergi kaçakçılığında 1'inci sıraya getirdiniz ülkemizi; yazıktır, utanmıyor musunuz bilmiyorum. Vergi kaçakçılığının en önemli sebeplerinden bir tanesi de yapılan vergi aflarıdır. Ne yazık ki yirmi dört yıllık AKP iktidarı döneminde 14 defa vergi affı yapılmış; bu da bir buçuk yılda bir yapılan vergi affı anlamına geliyor. Vergisini düzenli ödeyen esnafımız ve şirketlerimiz bu aflar karşısında haksız rekabetten dolayı mağdur olmaktadır. Bugün baktığımızda, yandaş şirketlerinize, 5'li çetelerinize sağladığınız vergi indirimleri ve vergi afları da ayrı bir tartışma konusu. Cengiz İnşaata 30 kez, Kolin İnşaata 36 kez, Makyol İnşaata 24 kez, Limak İnşaata 19 kez, Kalyon Holdinge 19 kez vergi muafiyeti sağladınız. Cengiz Holdinge ise 2005-2009 yıllarında 300 milyon dolar vergi muafiyeti sağladınız. Şu anda Kaz Dağları'nı talan eden Cengiz Holdinge...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Samsun Milletvekili Murat Çan...

 Buyurun Sayın Çan.

 

21.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, KYK borçlarına ilişkin açıklaması

 

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

 Acılı ve öfkeli bir babanın, emekli bir eğitimcinin dün akşam bana gönderdiği mesajı sizlerle paylaşıyorum, diyor ki: "Sayın Vekilim, bugün bana ve oğlumun telefonuna mesaj geldi. Konu, KYK borcu. Oğlumun banka hesabı ve kredi kartlarına bloke konulmuş. Vergi dairesine gittik. Son beş on yılda mezun olmuş birçok gencimize aynı işlem uygulanmış. Çocuklarımız işsiz, hem kendileri hem aileleri perişan hâlde." Ben de Halil Öğretmenin sesi olarak bu utanç tablosunun mimarı iktidara sesleniyorum: Gençlerimizin geleceğini karartmakla yetinmediniz, şimdi bir de talan ederek boşalttığınız hazineyi doldurabilmek için gençlerimizin banka hesaplarına çöküyorsunuz. Kara para aklayanlara, vergi yüzsüzlerine, dolandırıcılara, devleti soyanlara yapılmayan muamelenin gençlerimize reva görülmesini reddediyoruz.

BAŞKAN - Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu...

 Buyurun Sayın Mullaoğlu.

 

22.- Hatay Milletvekili Servet Mullaoğlu’nun, kamulaştırmasız el atmaya ve deprem konutlarına ilişkin açıklaması

 

SERVET MULLAOĞLU (Hatay) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Hatay'ın Defne ilçesine bağlı Hüseyinli, Mengüllü, Güneysöğüt köylerinin toprağının yarısından fazlası kamulaştırmasız el atma suretiyle alınmıştır. Orada birçok insanın tek geçim kaynağı, kamulaştırmasız el atma suretiyle alınan topraklarıdır. İhtiyaçtan fazla yerlerin alınmaması, alınan yerlerin de kamulaştırma bedellerinin bir an önce ödenmesi çok önemlidir.

Deprem illerinde yapılan konutların maliyeti bugüne kadar henüz açıklanmamıştır. Yapılan konutların bedava yapılması gerekmektedir. 660 milyar vergiyi zenginlerden siliyorsunuz da neden bu evleri bedava yapmıyorsunuz? Her şeyini kaybetmiş bu insanlara yapılacak en iyi hizmet budur. Koltuklarınızın devamını sağlamak için olmadık işler yapacağınıza depremzedelerin konutlarını bedava yapın.

 Teşekkürler.

BAŞKAN - Burdur Milletvekili İzzet Akbulut...

 Buyurun Sayın Akbulut.

 

23.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, Burdur'un sağlık sorununa ve aile hekimlerine ilişkin açıklaması

 

İZZET AKBULUT (Burdur) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; Burdur'umuzun tüm ilçeleriyle beraber aşağı yukarı 300 bine yakın bir nüfusu var ama ne yazık ki sağlık anlamında yeterli hizmeti alamıyor, eğitim araştırma hastanesinin olmadığı ender şehir şehirlerden bir tanesi; yine tıp fakültesinin olmadığı ender şehirlerden bir tanesi, özel hastanelerin çok yetersiz olduğu illerden bir tanesi. Buna rağmen Burdur'umuzda bile -işte, cuma günü ilçelerimizi dolaştık- aile hekimlerimiz isyan ediyorlar, iş bırakma noktasına geldiklerini söylüyorlar. Karamanlı'da iş bırakanlar dahi oldu. Tefenni'deki doktorlarımız, aile hekimlerimiz de diyorlar ki: "Ağrı kesici, mide koruyucu, antibiyotik yazamıyoruz; maaştan düşüyor. Beş dakikada bir muayene yapmak durumunda kalıyoruz, yoksa maaşımız düşüyor." Yine, yılda 7 defa hastası başka yere giderse maaşlarının düştüğünü söylüyorlar. Sağlıklı olduğundan dolayı kendilerine gelmeyen hastadan dolayı maaşlarının kesildiğini söylüyorlar. Uygulamanın değişmesini bekliyorlar.

BAŞKAN - Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız...

 Buyurun Sayın Tahtasız.

 

24.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Cemilbey Barajı'na ilişkin açıklaması

 

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, Alaca'dan Çorum Cemilbey köyüne kadar uzanan boğazda, Dereyazıcı köyü mevkisinde yapılacak sulama amaçlı Cemilbey Barajı'nın ihale kayıt numarası 2017 yılında DSİ tarafından yapıldı. Planlaması yapılan Cemilbey Barajı, Ovasaray köyünden başlayıp Kadıkırı, Ahiilyas, Uğrak, Karaca, Çeşmeören ve tüm ova köylerini kapsayan 70 bin dekar alanda sulama yapacaktı. Tarım gelişecek... 2022 yılı Eylül ayında Çorum'u ziyaret eden dönemin Devlet Su işleri Genel Müdürü Lütfi Akca, 2023 yılında Cemilbey Barajı'nın proje ihalesinin yapılacağını söyledi. Bu barajın yapımı 2017 yılından bu yana her seçim öncesinde AKP tarafından vaat olarak kullanıldı. Gelinen noktada yedi yıl geçti ancak barajın ihalesi dahi yapılmadı. AKP iktidarında söz verildiği hâlde hiç yapılmayan ve yarım kalan projeler Çorum'dan saraya yol olur. İktidarın yalanları havada uçuşuyor. Biz, iktidara "Söz kişinin aynasıdır, sözünüzü tutun." diyoruz.

BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu...

 Buyurun Sayın Otlu.

 

25.- İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu’nun, Batman'daki kayyum uygulamasına ilişkin açıklaması

 

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Batman'da iradesi gasbedilen halk dokuz gündür sokakta, oyuna, iradesine sahip çıkıyor, direniyor. Sokaklarda kimliği belirsiz paramiliter çeteler kendilerini "polis" diye tanıtarak gençlere, kadınlara, gazetecilere ve Batman halkına işkence yapıyor. Bir kişiye yüzlerce polis saldırıyor, kimisinin gözünü, kimisinin kafasını şişiriyor, kimisinin de boğazını kesmeye çalışıyor. Batman'da kayyum darbesine karşı direniş, protesto hakkını kullanan, iradesine sahip çıkan halkımıza yönelik gözaltındaki işkenceleri kabul etmiyoruz. 1990'lı yıllardan bu yana bu karanlık, yasa dışı uygulamaları çok gördük ama asla boyun eğmedik, boyun eğmeyeceğiz; insanlık onuru işkenceyi yenecek.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Orhan Sümer...

 Buyurun Sayın Sümer.

 

26.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, üniversite öğrencilerine verilen bursa ilişkin açıklaması

 

ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 2023-2024 eğitim döneminde üniversite öğrencilerine verilen burs 2 bin TL. Türkiye'de barınma,

ulaşım ve beslenme gibi en temel giderler bile olağanüstü artmışken öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilmek için devletten aldıkları burslar ancak sembolik bir anlam taşımaktadır. Özellikle büyük şehirlerde okuyan gençlerimiz kira ve yurt ücretleriyle karşı karşıya kalırken gıda, kırtasiye ve diğer yaşam giderlerini karşılamakta zorlanmakta, eğitimlerini ikinci plana itmek zorunda kalmaktadırlar. 2 bin TL'lik burs ücreti günlük yemek masrafını bile karşılayamazken öğrencilerimizin geçinmesi, kendini geliştirmesi ve başarılı olması beklenemez. Bir kahvenin 150 TL, normal bir tostun 100 lira olduğu yerde öğrencilerimize verilen burs ve krediler yetersizdir. Öğrencilerimizin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi, huzur ve güven içinde eğitimlerine devam edebilmesi için burslarının acilen güncellenmesi gerekmektedir.

BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Yücel Arzen...

 Buyurun Sayın Arzen.

 

27.- İstanbul Milletvekili Yücel Arzen Hacıoğulları’nın, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a ilişkin açıklaması

 

YÜCEL ARZEN HACIOĞULLARI (İstanbul) - Sayın Başkan, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tahir Büyükakın'ın ne yaptığını gördünüz mü, kendisine atılan iftiralara nasıl cevap verdiğini? Elbette, onurlu, şerefli, haysiyetli bir dava adamı nasıl cevap verirse öyle verdi. İddianın sahibi CHP Genel Başkanına dedi ki: "Ey Özgür Özel, iddianı ispatla! İspat edersen, ne mevki ne makam, hepsinden istifa edeceğim. Peki, sen? İddianı ispat edemezsen sen ne yapacaksın?"

 Geçen hafta Sayın Mansur Yavaş'a Ebru Gündeş'le arasındaki 69 milyon meselesini sorduk, Mansur Bey açıklama yaptı "69 milyon değil, 44 milyon." falan filan...

 Alın, size iki farklı yaklaşım. Bir tarafta mesnetsiz bir iddiaya kendinden emin bir şekilde "Kafamı koyarım." diyen bir dava adamı, diğer tarafta şimdilik Ankara Büyükşehir Başkanı.

BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan...

 Buyurun Sayın Yerebakan.

 

28.- İstanbul Milletvekili Halit Yerebakan’ın, Barış ve Kalkınma İçin Dünya Bilim Günü'ne ilişkin açıklaması

 

 HALİT YEREBAKAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, Barış ve Kalkınma için Dünya Bilim Günü'nde bilimin, insanlığın karanlıklarını aydınlatan ve medeniyetleri ileriye taşıyan en güçlü meşale olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bilimin aydınlattığı yolda ilerleyerek insanlık, atomun gizeminden genlerin diline kadar bilinmeyeni bilinir kılmıştır. Bugün medeniyetimizin ulaştığı seviye, bilime olan inancımızın ve gayretimizin eseridir. Bilmekten öte, daha iyi bir geleceği istemektir bilim. Bu nedenle, bilimi insanlık adına bir iyilik, barışın temeli ve anlayışın yolu olarak görmek hepimizin sorumluluğudur. Bilimin insanlarımızın laboratuvarlarından Meclis koridorlarına uzanan sesi hepimizin rehberi olmalıdır. Onların cesur adımları yüce Meclisimizin iradesiyle birleştiğinde imkânsız dediğimiz her şey mümkün hâle gelir. Bu nedenle, kalkınma için, barış için herkesi bilimin ufkunu toplumun geleceğiyle birleştiren bir vizyonun taşıyıcısı olmaya davet ediyorum.

 Saygılarımla.

BAŞKAN - Bolu Milletvekili Türker Ateş...

 Buyurun Sayın Ateş.

 

29.- Bolu Milletvekili Türker Ateş’in, kamuda ve özel sektörde çalışan mühendislere ilişkin açıklaması

 

TÜRKER ATEŞ (Bolu) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sesleniyorum: Ülkemiz büyük depremler tehdidindedir, önlemler önemlidir. İnşaatların en önemli aşaması olan beton dökümlerinde aksamalar var. Şantiye şefi olan mimar, mühendisler de tam mesai şartlarında ve tam sigortayla çalıştırılmalıdır. Beton dökümlerinin Çevre, Şehircilik Müdürlüğünün mesai saatlerinin dışında olan saatlerde ve günlerde yapılması kontrol mekanizmasının çalışmasını aksatmaktadır. Bu konuda acil önlemler alınmalıdır. Kamuya yeterli mimar, mühendis ve şehir planlamacı alınmalıdır.

 Ayrıca, özel sektördeki mühendisler de zor durumdadır. Birçoğu asgari ücretle çalışmaktadır. Meslek odalarının belirlediği asgari ücretin SGK'yle protokolle hayata geçirilmesi gerekmektedir. Kamudaki ve özel sektördeki mühendislerin insanca yaşayabilmeleri için ücrette...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara...

 Buyurun Sayın Yıldırım Kara.

 

30.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay'da deprem sonrasında yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin açıklaması

 

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

 Hatay'da deprem sonrasında sağlık alanındaki sorunlar bitmek tükenmek bilmiyor. Çevre illere, kilometrelerce uzağa gitmek zorunda kalıyoruz. Reyhanlı Devlet Hastanesinde doktor ve cihaz eksik; üroloji ameliyat yapamıyor, ileri derecede katarakt ameliyatı yapılamıyor. Hatay'daki kamu hastanelerinde radyoterapi, onkoloji, cerrahi alanlarında yine makine, teçhizat anlamında eksikler var. Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Defne Hastanesinde yatak kapasitesi yetersiz. Kırıkhan'da yaşayan bir onkoloji hastası, maalesef, Mersin Şehir Hastanesine gitmek zorunda. Aynı zamanda, birinci basamak sağlık hizmetlerinde de sorunlar var. 58 aile hekimi kadrosu boş, 75 aile sağlığı çalışanı kadrosu boş dolayısıyla buradan Sağlık Bakanına çağrı yapıyorum: Hatay'a özel hassasiyet istiyoruz.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

 İlk söz talebi, Saadet Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin'e aittir.

 Buyurun Sayın Şahin.

 

31.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 86'ncı ölüm yıl dönümüne, dün İzmir'de 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, asgari ücrete, emeklilere, Sermaye Piyasa Kuruluna yapılan atamaya, öğretmen atamalarındaki mülakata, Narin cinayetine ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının sosyal medyada yasa dışı bahis reklamlarını teşvik eden ünlüler hakkında başlattığı soruşturmaya ilişkin açıklaması

 

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 86'ncı ölüm yıl dönümünü geride bıraktık. Bu vesileyle cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü saygı ve şükranla bir kere daha anmak istiyorum.

 İzmir'den, maalesef, dün akşam çok üzücü bir haber aldık. İzmir'de yaşanan ve 5 yavrumuzun hayatını kaybetmesine neden olan trajik olay hepimizi derinden sarstı. Acılı aileye sabır ve başsağlığı diliyorum. Bu acı olay sadece bir kaza değil, aynı zamanda son dönemde toplumumuzda ortaya çıkan bazı yapısal sorunların da bir yansımasıdır diye düşünüyorum. Birçok anne-baba maalesef geçim sıkıntısı nedeniyle ek iş yapmak, geceleri çalışmak zorunda kalıyor. "5 yavrusunu 5 yaşındaki ablalarına emanet edip dışarı çıkmak, aklı yerinde bir insanın yapacağı bir şey midir?" diye de sormadan edemiyor insan ama evlatlarının geçimini sağlama konusu olunca maalesef oluyor. Bizim insanımızın kaderi bu olmamalı diye düşünüyorum. Burada, belediye başkanlarının kişisel hesapları için on milyonları, yüz milyonları harcadığı, devletin koca koca şirketlerin milyarlarca liralık vergisini sildiği bir zaman diliminde bir annenin yavrularına bakmak için çöp toplamak zorunda kalması ve 5 yavrumuzun bu şekilde can vermesi hepimizin utancı olmalıdır diye düşünüyorum.

 Asgari ücret konusu: Sene sonu geldi. Emekçilerin, çalışanın, vatandaşın gözü kulağı Asgari Ücret Tespit Komisyonunda. Bir yanda kalıcı fakirlik, diğer yanda sürekli düştüğü söylenen ama halkın cebine yansıyan enflasyonda bir türlü görmediğimiz cüzdan enflasyonu. Ne yazık ki asgari ücret için konuşulan rakamlar, 2024 yılından sonra 2025 yılının da dar ve sabit gelirli vatandaşlarımız için bir yıkım olacağı korkusunu bize yaşatıyor. Gelin, bu hataya düşmeyin; gelin, yıllardır enflasyon belası altında beli bükülen vatandaşın sırtından bu yükü alalım. Bir sene de fedakârlık yapan devletten ihaleler alan büyük şirketler olsun, büyük iş adamları olsun, büyük paralar kazananlar olsun; en azından sosyal adalet sağlansın, vatandaşımız bir an olsun nefes alsın. Tabii, bir yandan da piyasadaki uyanık ve kan emici bazı fırsatçıların gözü bu zam oranlarında. Zira ellerinde etiket makineleri, daha asgari ücret yürürlüğe girmeden etiket fiyatlarını o oranda değiştirmeyi bekliyorlar. Ticaret Bakanlığı bu duruma seyirci kalmamalı. Elbette, serbest piyasada maliyetler fiyatlara yansıtılabilir ama fırsatçılık ile maliyet muhasebesi de birbirine karıştırılmamalı, Ticaret Bakanlığı üzerine düşen sorumluluğu burada üstlenmeli.

 Asgari ücretliden daha kötü durumda olanlar da var maalesef. Kimler? Tabii ki emeklilerimiz. Bugün en düşük emekli maaşı 12.500 lira. Bakın, ben İstanbul Milletvekiliyim; İstanbul'da artık bu parayla bırakın yaşamayı, nefes almak bile imkânsız hâlde. Yıllarca ülkemiz için çalışmış, prim ödemiş, emekli olmuş ama rahat etmesi gereken ömrünün son döneminde açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışıyor bu insanlar. "Allah'tan reva mıdır?" diye sormadan edemiyoruz. Emeklimizin çığlığını duymak, çilesine son vermek zorundayız. Bu noktada önerimiz; en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesinin altında olmamalıdır.

 Pazar gecesi bir Resmî Gazete ataması okuduk; Sermaye Piyasası Kuruluna 7 Ekimden beri yapılmayan atama yapıldı. Bu kadar önemli bir konum için bu kadar uzun süre atama yapılmaması ayrı bir sorundur; devlet düzeni böyle işlememeli çünkü devlette süreklilik esastır. Bunun yanında, Kurula ataması yapılanlardan birinin son günlerde kayyum atamasıyla gündeme gelen İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının eşi olduğu ortaya çıktı. Bu atamadan sonra doğal olarak kamuoyundan haklı eleştiriler geliyor. Vatandaş neyi sorguluyor? "Kamuda liyakat mi önemli yoksa sadakat mi önemli?" Maalesef, sadakatin tercih edildiğini de üzülerek görüyoruz. Yapmayın arkadaşlar diyoruz; devleti günübirlik anlayışla yönetmeye kalkışmayın, bu ülkeye yazık etmeyin.

 "Liyakat" deyince... Mülakat konusunu burada çok konuştuk, bu Meclis kürsüsünde çok dile getirdik. Mülakatların kaldırılmasını liyakatli bir sistem için gençlerimizin, ülkemizin geleceği adına önemsediğimizi tekrar tekrar vurguladık.

 Öğretmen atamalarına değineceğim, öğretmen mülakatlarına değineceğim; burada büyük bir haksızlık yaşandı.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Öğretmen mülakatlarında farklı bölgelerdeki komisyonlar farklı puanlamalar yaptı arkadaşlar. Bakın, torpil falan var demiyorum, farklı bölgelerde farklı puanlamalar yapıldı. Bir kriter var mı? Yok. Yani İzmir'deki komisyon KPSS puanının 2 puan üstünü vermiş, Van'daki 5 puan üstünü vermiş. Böyle büyük bir sorun var, gençlerimizi bu haksızlıkla baş başa bırakmayın. AK PARTİ'li arkadaşlarımızdan bu konuya bir daha eğilmelerini istirham ettiğimi özellikle ifade etmek istiyorum.

 Narin cinayeti, sadece bir ailenin değil bütün bir toplumun yüreğine kor gibi düştü. Narin'in kısacık hayatı, maalesef, acımasızca elinden alındı. Bizler de bu kürsü dâhil her yerde bu konuyu gündem yaptık, adalet beklediğimizi ifade ettik. Şimdi, adaletin terazisinin çalışma zamanı. Narin davası başladı. Adaletin yerini bulması, gerçek suçluların ortaya çıkarılmasıyla, suçluların hak ettikleri cezayı almasıyla mümkün olacaktır.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Bu, sadece bir ceza değil aynı zamanda toplum vicdanını da rahatlatacak bir adım olacaktır.

 Son olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı sosyal medyada yasa dışı bahis reklamlarını teşvik eden ünlüler hakkında soruşturma başlattı. Bu gecikmiş ve son derece doğru olan adımı desteklediğimizi ifade etmek istiyorum. Sanal bahis ve kumar sadece gençlerimizi değil toplumun tamamını etkileyen bir sorundur. Maalesef, gençlerimiz, vatandaşımız cebinde artık bir kumarhane taşır hâle gelmiştir. Yeşilay verilerine baktığımızda, bağımlılık sorununun en önemli başlığının kumar bağımlılığı olduğunu maalesef görüyoruz. Yalnız, burada iki hafta önce biz bu konuyla ilgili bir araştırma önergesi verdik, oylayacak yeterli sayı bulunamadı, toplantı yeter sayısı sağlanamadı; gerçi oylasak da sanırım iktidar reddedecekti. Şimdi, diyoruz ki: Siz getirin, biz buna destek verelim.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Şahin.

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Başkanım, çok kısa...

 Bu toplumsal sorunu masaya yatırmak önemli. Sorunun sebeplerini ve çözüm önerilerini belirlemek zorundayız, burada bir Meclis araştırması komisyonu kurulması bu sorunun çözümü için çok çok önemli. Tekrar iktidar partisine ifade ediyorum: Siz getirin, bu önemli çalışmaya biz destek verelim, yeter ki ülkemizin geleceğinde böyle önemli bir sorun sopa gibi durmasın diyorum.

 Başkanım, teşekkür ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, İYİ Parti Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu'ya aittir.

 Buyurun Sayın Kavuncu.

 

32.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, 10 Kasımda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andıklarına, Atatürk Müze Köşkü'nün açılışına, Anıtkabir'de yapılan siyasi tezahüratlara, Doğu Türkistan Cumhuriyet Günü'ne, İzmir'in Selçuk ilçesinde 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, Düzce depreminin yıl dönümüne, Adana'da geçici işçilerin bulunduğu çadırlara ve etki ajanlığı düzenlemesine ilişkin açıklaması

 

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

 Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 Evet, geçtiğimiz pazar günü 10 Kasımdı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andık. Ona olan sevginin her geçen gün arttığına şahit oluyoruz, ki bir rekor kırılmış, 1 milyon 92 bin kişi geçtiğimiz pazar günü Anıtkabir'i ziyaret etmiş.

 Tabii, 10 Kasımda bizi kısmen mutlu eden başka hadiseler de yaşandı. Sayın Cumhurbaşkanı, Atatürk Müze Köşkü'nün açılışını gerçekleştirdi ve genel olarak Atatürk'e olan sevgiyi ve saygıyı yansıttı, hatta Kabine toplantısını da -bildiğiniz gibi- Çankaya Köşkü'nde gerçekleştirdi. Bunlar tabii ki olumludur ama geç kalınmıştır, yine de biz Türk milletinin AK PARTİ'ye Atatürk sevgisini öğretmiş olmasından büyük mutluluk duyuyoruz.

 Yalnız, tabii, öğrenilmesi gereken başka bir husus daha var -ben bunu daha önce de burada gündeme getirdim ve AK PARTİ'li milletvekillerine çağrı yaptım- bir kabirde siyasi tezahürat olmaz, hele hele Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün ebedî istirahatgâhında hiç ama hiç olmaz, yakışmaz. Anıtkabir her önemli günde kendilerine yer ayrılan birileri tarafından sanki bir futbol statyumundaymışçasına yapılan siyasi tezahüratlara sahne oluyor. Bu saygısızlığı engellemek sizin üzerinize düşen bir vazife, hesabını sormak da bizim üzerimize düşen bir sorumluluktur diyoruz.

 Bugün 12 Kasım, Doğu Türkistanlı soydaşlarımız için önemli bir gün; Doğu Türkistan Cumhuriyet Günü, esaret altında bulunan soydaşlarımızın günü. Doğu Türkistanlılar bütün bir Türkistan coğrafyasına mağdur ama gururlu tavırlarıyla hep örnek oldular. Çin esareti altında insanlık dışı her türlü muameleye maruz kalan, 21'inci yüzyılda toplama kampları gibi bir vahşetin ortasında hayatta kalmaya çalışan soydaşlarımızın sesini daha gür çıkarmamız gerektiğini biz her fırsatta ifade ediyoruz.

 Bir başka husus, Doğu Türkistanlıları aşırı, radikal ya da dış bağlantılı olarak yaftalayan zihniyeti de buradan bir kez daha kınıyoruz. Daha önce de ifade etmiştik; Çin, aslında Türkiye'de görüldüğünden, sanıldığından çok daha güçlü ve bir kısım medyayı, bazı sözde gazetecileri ve maalesef bazı siyasetçileri de avcunun içine alınmış durumda. Bu sebeple, Doğu Türkistan'ın haklı mücadelesinde biz İYİ Parti olarak daima onların yanlarında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz.

Benden önce de milletvekili arkadaşlarım değindiler. Evet, İzmir'in Selçuk ilçesindeki yangın hepimizin vicdanını mahvetti, yaraladı. Maalesef bu yangında yaşları 1 ile 5 arasında olan 5 çocuğumuzu kaybettik. Anneleri hurda toplamaya gitmiş, kapıyı da kilitlemek durumunda kalıyor; 2024'ün Türkiyesinde yaşanıyor bunlar, bunlar sizin iktidarınızda yaşanıyor. Bu kaybettiğimiz çocukların canından sorumlusunuz. Saç kurutma makinesiyle çocuklarını ısıtmak zorunda kaldığı için intihar eden Emine Akçay'dan da siz sorumlusunuz, Bakanınızın cebine sıkıştırmaya çalıştığı parayı "Ben dilenci değilim." diye reddeden kanser hastası Dilek Özçelik'ten de siz sorumlusunuz, atanamadığı için intihar eden, cebinden 6 lira çıkan öğretmen İbrahim Yeşilbağ'dan da siz sorumlusunuz; ezcümle, Fırat'ın kenarında kaybolan koyundan siz sorumlusunuz.

 Bugün 12 Kasım, Düzce depreminin yıl dönümü. Bu ülke bir buçuk yıl önce de çok büyük bir deprem faciası yaşadı. Deprem ülkesi olmamıza rağmen hâlâ hiçbir şey olmamış gibi devam ediyorsunuz. 17 Ağustosu yaşadık, 12 Kasımı yaşadık, 6 Şubatı yaşadık; maalesef aldığımız ders sıfır.

 Ben hem İzmir'de hayatını kaybeden çocuklarımızı hem de 12 Kasım 1999 Düzce depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı bir kez daha anıyorum.

 Bakın, bir başka konu, gene benzer hadiseler, geçtiğimiz cumartesi günü bizim 3 milletvekilimiz; Ayyüce Türkeş Taş, Ahmet Eşref Fakıbaba ve Burhanettin Kocamaz Adana'da geçici işçilerin bulunduğu çadırı ziyaret ettiler ve bu ziyaretlerinde bir gerçekle karşılaştılar. Son beş yılda ki genelde bu çadırlar Devlet Su İşlerinin kanallarının arasındaki alanlara kuruluyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son beş yılda bu kanallarda 253 vatandaşımız boğularak hayatını kaybetmiş ve son bir yılda da 2 çocuğumuz, bu çadırlarda yaşayan 2 çocuğumuz bu kanallarda boğulmuş. Yıllardır devletten sadece bir tel istiyorlar yani bu çadırlarda yaşayan insanların bu kanallarda boğulmaması, bu çocukların hayatını kaybetmemesi için dikenli tel talep ediyorlar. Bir dikenli teli tedarik etmekten bile aciz bir iktidarla karşı karşıyayız.

 Şimdi, tabii, bu konuya yarın gireceğiz, öyle gözüküyor;  etki ajanlığı konusu. Ben uzun uzun anlatmayacağım, yarın vaktimiz olacak fakat bu, bakın, altını çizerek söylüyorum, bu rejimin kırılma noktasıdır, çok önemli bir konudur. Bugün burada biz milletvekili olarak konuşuyoruz ama yarın, bu kanunun çıkmasıyla hepimiz, bırakın normal vatandaşı, vekilliğimiz bittikten sonra bizler de burada yapmış olduğumuz konuşmalardan dahi bu maddeye dayanılarak suçlanabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Gürcistan'la alakası yok deniliyor; bilmiyorum, bir metin verildi bize bakacağız ona ama ben inceledim yani Gürcistan'taki etki ajanlığı kanunu bu kanundan bile daha hafif. Niye biliyor musunuz? Detay verilmiş. Mesela deniliyor ki: "Yabancı fonlardan, işte, şu kadar yüzde, imkân sağlayanlar için uygulanacak." gibi bayağı bir detaylandırma yapılmış fakat bu kanun teklifinde böyle bir durum yok. Bu, Türkiye'yi konuşmayan, susan, konuşanın cezalandırıldığı bir ülke hâline getirecek. Neden çıktığını, neden böyle bir kanun teklifinin geldiğini kimse anlamadı. Casuslukla ilgili kanun var, bununla ilgili zaten uygulama yapılıyor. Neden buna ihtiyaç duydunuz? Neden böyle bir ihtiyaç hissedildi, bunu gerçekten merak ediyoruz.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kavuncu

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - İYİ Parti Grubu olarak bu kanunun bu hâliyle çıkmaması için biz var gücümüzle, elimizden geldiği kadar mücadele edeceğiz diyorum.

 Yüce Meclise saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç'a aittir.

 Buyurun Sayın Kılıç.

 

33.- Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümüne, dün İzmir'de 5 çocuğun ölümüne, şehit Kaymakam Muhammet Fatih Safitürk'ün şehadetinin yıl dönümüne, 11 Kasım Millî Ağaçlandırma Günü'ne, Düzce depreminin yıl dönümüne ve 12 Kasım Uzman Çavuşlar Günü'ne ilişkin açıklaması

 

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Teşekkür ederim, Sayın Başkan.

 Değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri takip eden yüce Türk milleti; 10 Kasımda başta ülkemizde olmak üzere Türk'ün bulunduğu her coğrafyada Ata'mızı özlem ve saygıyla andık. 10 Kasım esasen bir matem günü değil, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü idrak vesilesi, cumhuriyeti öncesi ve sonrasıyla kavrama vefasıdır. Millî Mücadele'nin yolbaşçısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin banisi, ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü vefatının 86'ncı yıl dönümünde saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyorum. Ata'mızı Türk nesilleri her daim saygıyla hatırlayacak, onun yolundan yürümeye devam edecektir. Aziz ruhu şad, mekânı cennet olsun.

 Dün İzmir'de 5 yavrumuzun ölümüyle neticelenen talihsiz kazadan duyduğumuz üzüntüyü belirtirken yavrularımıza Allah'tan rahmet, aileye de sabırlar diliyorum.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 10 Kasım 2016 tarihinde kaymakamlık makamında haince gerçekleştirilen tuzaklı saldırıda ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede 11 Kasım 2016'da şehit düşen Şehit Kaymakamımız Muhammet Fatih Safitürk'ü şehadetinin yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyorum. Aziz hatırası Türk milletinin kalbinde sonsuza kadar yaşayacaktır; ruhu şad, mekânı cennet olsun.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ormanlarımızı atalarımızdan kalan bir miras değil, gelecek nesillerimizin bir emaneti olarak görüyoruz. Geçen yıl cumhuriyetimizin 100'üncü yılı münasebetiyle "Cumhuriyete Nefes" sloganıyla 81 ilimizde cumhuriyet ormanları kurulmuştu. Bu yılın teması ise bir yılı aşkın süredir Filistin'de devam eden soykırıma ve dünyanın çeşitli yerlerinden yükselen mazlum çığlıklarına bir kez daha dikkat çekmek için "Geleceğe Nefes, İnsanlığa Nefes" olarak belirlendi.

 Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli'nin emir ve talimatları doğrultusunda, 11 Kasım 2024 Millî Ağaçlandırma Günü münasebetiyle Milliyetçi Hareket Partisi Türkiye genelinde bütün teşkilatlarının katılımıyla "Biz Kardeşiz" temasıyla ağaç dikme kampanyasını başlatmıştır. Bu vesileyle, Sayın Genel Başkanımızın talimatlarıyla Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezimizin önüne Biz Kardeşiz Ağaçları dikilmiştir. Biz Kardeşiz Ağaçları, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin köklü bir şekilde Türkiye Cumhuriyeti'ni kucaklayan anlayışını ifade etmesi bakımından köknar yürütmeyi, sedir yargıyı, ladin yasamayı tanımlamaktadır. Sayın Genel Başkanımızın 1 Ekimden sonra başlattığı sürecin ardından göknar, sedir, ladin eşkenar olması münasebetiyle vatanın hudutlarının tüm paydaşlarımızda herkese eşit, eşkenar üçgenin iç açılarının 60 derece olarak bilinmesiyle Türk milletimizin eşit hak ve hürriyete sahip olunan Türk üçgeninin altında huzur içinde yaşamak olarak nitelendirilmesi yapılmıştır.

 Sayın Genel Başkanımızın başlattığı kampanyaya şahsım da katılarak seçim bölgem Nevşehir'imizde üç hilalimize, sevdamıza mülhem 3 adet fidan bağışında bulundum ve bütün teşkilatlarımız da fidan bağışlarında bulunmaya devam etmektedir. 11 Kasımda idrak ettiğimiz Millî Ağaçlandırma Günü'müzü en kalbî duygularımla kutluyorum.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Kasım 1999 Düzce depreminin yıl dönümünde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızı rahmet ve duayla anıyor, deprem gerçeğini unutmamamız gerektiğini bir kez daha belirtmek istiyorum. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız nezdinde TOKİ'nin kentsel dönüşüm noktasındaki üstün gayretlerinden dolayı tebriklerimi iletiyorum ve çalışmalarının hız kesmeden devam etmesi noktasında da elimizden gelen gayreti göstereceğimizi ifade etmek istiyorum. Marmara depremi, Van depremi, İzmir depremi ve Kahramanmaraş depremlerinde hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza da Allah'tan rahmet diliyorum.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerimin sonunda vatan müdafaasında en ön saflarda yer alan kahraman uzman çavuşlarımızın 12 Kasım Uzman Çavuşlar Günü'nü canıgönülden kutluyorum. Şehadete yürüyen kahramanlarımıza Allah'tan rahmet, gazilerimize sıhhat, görev başındaki kahramanlarımıza da muvaffakiyetler diliyorum.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kılıç.

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Muş Milletvekili Sezai Temelli'ye aittir.

 Buyurun Sayın Temelli.

 

34.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İzmir'de yangında 5 kardeşin yaşamını yitirmesine, Batman'a kayyum atanmasına, sanatçıların konserlerinin yasaklanmasına, kolluk gücü anlayışına ve cezaevlerindeki kötü muameleye ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İzmir yangınında 5 kardeş yaşamını yitirdi; bu kardeşlerin isimlerini size okumak istiyorum unutmayın diye: Fadime Nefes 5 yaşında, Funda Peri 4 yaşında, Aslan Miraç 3 yaşında, Masal Işık 2 yaşında ve Aras Bulut Akcan 1 yaşında. Anne gözaltında, ihmalden. Ama siz o evi gördünüz mü? Esas ihmalde bulunan sizlersiniz, keşke fırsat olsa da sizi ihmalden gözaltına alsak çünkü ihmalinizin belgesi nerede mi? İşte bütçede, Bütçe Komisyonunda görüşülüyor. Neyi ihmal ettiğiniz için o çocuklar yanarak can verdi biliyor musunuz? Bütçeden o çocuklara para ayırmak yerine kaynakları silaha ayırdığınız için, bütçeden o çocuklara kaynak ayırmak yerine, yoksullukla mücadele etmek yerine o kaynakları sermayeye ayırdığınız için. Belgesi bütçede, gidin, bakın; sermayenin 3 trilyon lira vergi borcunu siliyorsunuz, sonra da anne gözaltında! "Annenin ihmalinden çocuklar öldü." Hayır, sizin ihmalinizden bu ülkede çocuklar ölüyor. O çocuklara bir öğün yemeği çok gören zihniyet, sermayeye 3 trilyon lirayı peşkeş çekebiliyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bu ihmalin sorumlusu bu iktidardır, bu iktidarın aslında ekonomi politikalarıdır, bu iktidarın yaratmış olduğu zulümdür. Savaştan, şiddetten beslene beslene her yere bu yangını yaydınız; işte, bu yangının içinde de çocuklarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, savaş ve şiddet ve işte, şiddetin fotoğrafları, buraya astık. İşkenceciliğin aslında en açık, bariz teşhiri Batman sokaklarında yaşandı. Batman'a kayyum atadınız. Bu, bir suçtur; bu, bir darbedir. İnsanlar haklı olarak protesto ettiler, sokağa çıktılar, haklarını savundular, iradelerine sahip çıktılar. Oy verdikleri belediye başkanlarının yerine atanan kayyuma karşı tabii ki protesto edecekler. Ne bekliyorsunuz, sizin yaptığınız her suça eyvallah demelerini mi bekliyorsunuz; bu mümkün mü? Değil. Fark ediyorsanız çoğu gençtir çünkü ilk defa oy kullandılar hem de bir demokrasi şöleninin içinde yer alarak oy kullandılar. Neydi o demokrasi şöleni biliyor musunuz? Ön seçimdi. Kürt illerinde tam 100 binden fazla insanın katılımıyla ön seçim yapıldı. Şimdi soruyorsunuz, ön seçim nedir? Ön seçimden haberiniz yok ki sizin, siz seçildiğinizi bile ancak ertesi gün televizyondaki yayından sonra öğreniyorsunuz. Bu tek adama, tek zihniyete, tek kayyuma bağlısınız, o yüzden ön seçimle gelmiş olan insanları "Kandil atadı." diye suçlayabiliyorsunuz. 100 binden fazla insan ön seçime katıldı, sonrasında YSK'ye başvurdular, onay aldılar, sonrasında seçildiler, mazbatalarını aldılar ve içinize sindiremediğiniz için kayyum atadınız. OHAL döneminin hukukuna sığınarak, darbe hukukuna sığınarak, aslında o bir an önce iptal edilmesi gereken yasanın arkasına sığınarak bu suçları işlemeye devam ediyorsunuz; bu, hukuki olarak suçtur. Evet, bir yasa gerekçesi vardır ama bir hukuk devletinin kabul edeceği bir şey değildir, bir demokrasinin kabul edeceği bir şey değildir. Dolayısıyla seçilmişlerin hiçbir zaman herhangi bir vesayeti kabul etmemeleri gerekir. Ne İçişleri Bakanının -ki hayatında bir tek oy almamıştır- ne Adalet Bakanının -hayatında bir tek oy almamıştır- ne de herhangi bir bürokratın, savcının, bir atanmışın kararına, vesayetine hiçbir seçilmiş baş eğmemelidir. İşte, Meclise düşen görev budur, seçilmişlerin hakkını korumaktır. Hukuk devletinin belki de en önemli adresi bu anlamıyla yasamadır, yasama yasa yapar, yargının yerine kendini koymaz, yaptığı yasalara tutsak olmaz ama yasama ne yapıyor? Sessizliğe gömülüyor. Aslında tam da buna dair bir kanun teklifi verdik ve bu kanun teklifi çerçevesinde yasamanın tüm üyelerini bu konuda inisiyatif almaya davet ediyoruz. Yani buranın hakkını da biz savunuyoruz, kendi hakkınızı da savunmaya sizleri davet ediyoruz yoksa yarın bir gün bugün bizim belediyemize kayyum atayan zihniyet kalkar buraya da o vesayetini dayatır, sizin yerinize de kayyum atar, hiç kuşkunuz olmasın.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kürt düşmanlığı her cephede devam ediyor, akıl almaz bir düşmanlık. Bakın, sanatçıların konserleri yasaklanıyor. Neden? Nedenini açıklayan kimse yok.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu sanatçılar önceden anlaşmışlar; işte, sanatçılarımız Rojda, Azad Bedran, Xece, Diljen Roni gibi birçok Kürt sanatçısı konser hazırlığı yapmışlar, inanılmaz bir şekilde belli maliyetlere katlanmışlar ama son dakikada konser yasaklanıyor, ve nedenini açıklayan yok. Bununla da yetinmiyorlar, hatırlayacaksınız, burada dile getirmiştik, düğünde halay çeken kadınları gözaltına almıştınız, tutuklamıştınız; hatırlıyor musunuz? Şimdi de düğüne giden gençler yöresel kıyafet giydi diye saldırıya uğradılar hem de silahlı saldırıya uğradılar. Kendisine "polis" diyen kolluk gücü... Çünkü bir kolluk gücünün, bir polisin bu denli yasa dışı bir eylem içinde olmasını beklemiyoruz ve o yüzden kendisine "Kolluk gücü mü, değil mi?" sorusunu soruyoruz, İçişleri Bakanına soruyoruz; Batman'da işkence yaptılar, sorduk "Bunlar polis mi?" Cevap yok, bilmiyoruz.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Aynı şekilde, düğüne giden çocuklara silah çekip ateş eden, havaya ateş edenlere ne olduğunu bilmiyoruz. Ya, böyle bir kolluk gücü anlayışı, böyle bir güvenlik birimi anlayışı, böyle bir polis anlayışı olabilir mi? İçişleri Bakanı bunlarla uğraşacağına sabah akşam kayyum savunusuna soyunmuş çünkü zihniyet aynı.

 Bakın, kayyum işine sadece İçişleri Bakanı değil, savcılar da bulaşıyor. Akın Gürlek'in eşi SPK üyesi oldu; belki liyakaten hak etmiştir, bilemiyoruz fakat bu kadar tesadüf artık hepimizi rahatsız ediyor. Kayyum ata, sonra ödüllendir! Bunun aynısını nerede mi yaşadık? Bunun aynısını Kobani kumpas davasında yaşadık. Yine bir savcı, Yüksel Kocaman, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararından sonra Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması gerekirken Cumhurbaşkanı "Gereğini yaparız." dedi, o savcı hemen gereğini yaptı, sonra ödüllendirildi mi? Evet, kuşkunuz olmasın, ödüllendirildi.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İşte, böyle bir sistemle karşı karşıyayız. Sistemin, bu çalışan sistemin birinci önceliği Kürtlere karşı sürdürdükleri bu savaş ve şiddet siyasetidir. Dolayısıyla bu savaş ve şiddete karşı barışı, bu savaş ve şiddete karşı demokrasiyi savunmaya devam edeceğiz, darbelere hep birlikte karşı çıkmaya devam edeceğiz. Türkiye bununla yol alamaz; alsaydı alırdı zaten. Geldiğimiz yer belli, ülke çökmüş durumda. Çöktürme planı yapanlar altında kaldı, kalmaya devam edersiniz. Dolayısıyla, buradan çıkmanın yolu barıştır, demokrasidir ama bunu yapmak yerine hâlâ bu ceberut anlayışla şiddet sopasına sarılanlar bu zulümde sınır tanımıyorlar.

 Son olarak, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önceki dönem Eş Başkanlarımızdan Sayın Figen Yüksekdağ, biliyorsunuz, Kandıra Cezaevinde tutsak...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - ...Kobani kumpas davasından dolayı. Biraz önce de anlattığım, aslında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararına rağmen içeride tutulan başkanlarımızdan. Ona yönelik şiddeti de cezaevindeki kötü muameleyi de kabul etmiyoruz. Kandıra Cezaevi Müdürü Barış Yegin hukuk tanımaz, yasa tanımaz anlayışla tüm mahkûmlara yönelik orada uyguladığı bu ihlallere bir an önce son vermeli. Adalet Bakanı çıkıp sürekli olarak kayyum savunusu yapacağına biraz cezaevleriyle ilgilenmeli. Defalarca burada cezaevlerindeki sorunları dile getirdik. Bunları duymazdan geldikçe bu şiddetin boyutu giderek artıyor.

 Bakın, Figen Başkanımızın ayakkabısına bile el koymuşlar ya. Bu kadar fütursuzluk olur mu? Bu kadar saldırı olur mu? Bir insanın ayakkabısına el koymak nedir? Cezaevinde diye insanlar...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son kez açıyorum Sayın Temelli, tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Cezaevindeki insanlara yapılan kötü muamelenin geldiği nokta... Her türlü şiddete, hak yoksunluğuna maruz kalıyorlar.

 Yine, MYK Üyemiz Aynur Aşan'a yönelik de çıplak arama... Çıplak aramayı kabul etmiyoruz. Bakın, bu insanlık suçlarını işlemeye bir son verin. Bu suçları size rağmen işleyenler varsa haklarında gereken işlemi bir an önce başlatın; eğer başlatmıyorsanız demek ki bu suçları sizin icazetinizle hayata geçiriyorlar, o zaman da sorumlusu sizsiniz.

 Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve Ankara Milletvekili Murat Emir'e aittir.

 Buyurun Sayın Emir.

 

35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 86'ncı yılına, 10 Kasımda Anıtkabir'i ziyaret eden ziyaretçi sayısına, dün İzmir'de 5 çocuğun hayatını kaybetmesine, Esenyurt Belediye Başkanına ve kayyum atanmasına, İsrail'le ticarete ve "RDX" isimli ham maddeyle dolu gemiye ilişkin açıklaması

 

MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 86'ncı yılında rahmetle, özlemle, minnetle ve saygıyla anıyoruz.

 Gerçekten bir cumhuriyeti kurdu ve bu cumhuriyeti gençliğe emanet etti. Bilsin ki cumhuriyet onun emanet ettiği gençlerin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür ellerinde yükselmeye devam edecek ama cumhuriyetle sorunları bir türlü bitmeyenler, gerektiğinde onu takdir etmiş gibi görünen ama gerçekte Mustafa Kemal'le mücadelesi hiç bitmeyenler, onun devrimlerini içine sindiremeyenler ve onu bir şekliyle kötüleyenleri, onu yargılayanları sürekli onurlandıranlar bilsinler ki bu milletin kalbinden Mustafa Kemal sevgisini asla silemediler, silemeyecekler. (CHP sıralarından alkışlar) Bunun güzel bir örneğini bu pazar günü 10 Kasımda Anıtkabir'de bir kez daha gördük, Anıtkabir'e 1 milyon 92 bin 365 kişinin ziyaretçi olduğunu öğrendik. Bu sayı giderek artıyor, milletimiz her geçen gün atasına daha çok sahip çıkıyor ve Ata'sının yaktığı ışığın sahibi olmaya devam ediyor. Mustafa Kemal'in 1919'da Samsun'da yaktığı ışık hâlâ yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor ve devam edecek.

 Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; dün bir acı haberle hepimiz sarsıldık. Gerçekten "insanım" diyen, vicdanı olan herkesin durup düşüneceği, yüreğinde burkulma hissedeceği, yüzünün kızaracağı, vicdanının ayağa kalkacağı, asla kabul edemeyeceği bir haber aldık. Sonrasında... O evin ben üzülerek resmini göstermek istiyorum. Bu resmi gösterirken büyük acı çektiğimi de bilmenizi isterim ama bu devirde, bu dünyada 5 çocuğun böylesine bir şekilde, böylesine bir yoksulluk içerisinde ve ihmal sonucunda yaşamını yitirmesi asla kabul edilemez. Burada her birimizin sorumluluğu olduğunu, her birimizin yapabileceği bir şeyler olduğunu, hele hele bu Mecliste görev yapan her bir milletvekiline görev düştüğünü bilmek zorundayız. Elbette ki ülkeyi yönetenler iktidar partisi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iktidar partisinde. Mutlaka yapılması gerekenler var, eksik yapıldığı çok belli ama bugün burada bir tartışmayı, bir suçlamayı, bir eleştiriyi büyütmek yerine şu resim karşısında vicdanları ayağa kaldırıp, elimizi uzatıp gerçekten ne yapılması gerekiyorsa yapalım demek gerekiyor.

 Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak özellikle bütçe çalışmaları yaptığımız bu süreçte, bu tip çocuklara ve bu tip ailelere mutlaka sosyal yardımların ulaştırılması, bu çocukların mutlaka koruma altına alınması ve ülkemizdeki derinleşen yoksulluğun mutlaka giderilmesi için, sosyal devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi için neler yapılması gerekiyorsa tek tek yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve katkı vermeye hazırız. Böylesine olayları bir daha yaşamamak için kuru laflarla geçiştirmek yerine sorumluluk almak, gereğini yapmak ve bu sorunların her bir noktasının üstüne gitmek bizim görevimizdir. Bu konuda tabii iktidar partisine görev düşüyor ama biz avcumuzu açıyoruz ve görev yapmaya hazırız.

 Değerli arkadaşlar, on dört gün önce Esenyurt Belediye Başkanımız haksız, hukuksuz bir biçimde, sabah beş sularında evinin kapısı kırılarak gözaltına alındı, apar topar kayyum atandı ve sorgusundan anladık ki aslında dosyasında deliller yok ve sonrasında özellikle tutukluluğa itiraz dilekçemize hâkimliğin verdiği cevaptan anlıyoruz ki aslında hâkimlik de "Tutukluluk devam etsin." diyor ama dosyadaki delillerin yeterli delil olmadığını, örgütsel faaliyete dönük yeterli delil olmadığını kararında söylüyor.

 Aynı zamanda, bir gizli tanık olduğunu öğreniyoruz ve bu gizli tanığın ifadelerinin de tek başına hüküm kurmaya yetmeyeceğini mahkeme de söylüyor ama bütün bunlar birleşince, tutukluluk da devam edince, apar topar kayyum da atanmış olunca aslında olan Esenyurt halkının iradesine olmuş oluyor ve maalesef, demokrasimiz ağır bir yara almış oluyor.

 Değerli arkadaşlar, on üç gün boyunca Esenyurt'a milletvekillerimiz dâhil, seçilmiş Belediye Meclis üyelerimiz dâhil hiç kimse alınmadı belediyenin içerisine, belediye binasına hiç kimse alınmadı.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) -  Tam bir hukuksuzluk, tam bir kanun tanımazlık. Dokunulmazlığı olan milletvekilleri dâhil, bizim seçilmiş Belediye Meclis üyelerimiz dâhil bunların haklarında herhangi bir karar yokken, görev yapmaları gerekiyorken görev yapmaları engellendi, belediye binasına girişleri engellendi, fiilen yapıldı, hukuksuzluk devam ettirildi ve nihayet bunun dün çözülmüş olmasından memnunuz ama burada her birimizin özellikle hukuktan yana ve en azından milletvekili dokunulmazlığından yana tavır almamız beklenirdi. Geç de olsa yaşama geçmiş olmasından dolayı memnunuz.

 Değerli arkadaşlar, İsrail'le ticaret hız kesmeden devam ediyor. Dezenformasyon kurumu bir bilgi yayınladı, âdeta alay eder gibi bir bilgi yayınladı.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - Çünkü Türkiye'de özellikle buna itiraz eden, İsrail'le ticarete itiraz eden insanlar, kalemler, gazeteciler, siyasetçiler bu ticareti deşifre ettikçe bunu yalanlamak yerine, bunu reddetmek yerine, bunun delillerini ortaya koymak yerine kuru yalanlarına devam ettiler. Ama açıklayamadıkları şey şu: Özellikle Filistin'e giden bizim ihraç mallarımızda İsrail Ticaret Bakanlığının veya başka kurumların rakamlarında yüzde 1.000'den fazla artış var. Dolayısıyla da baktığınızda çimentonun, demirin, kablonun, çelik telin, ilaç ham maddesinin, makyaj malzemesinin Filistin'e niye binlerce kat daha fazla gittiğini açıklamak zorundalar; bunu açıklayamıyorlar.

 Değerli arkadaşlar, çok çarpıcı bir olay yaşandı, tüm dünyanın gözü önünde yaşandı.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) -  İsrail'de silah yapımında kullanılmak üzere "RDX (hexogen)" isimli bir ham maddeyle dolu bir gemi Namibya'dan harekete geçti; Vietnam kabul etmedi, Angola kabul etmedi; Slovenya "Bayrağımı taşıyamazsın." dedi, bayrağını iptal etti; Portekiz izin vermedi, İspanya izin vermedi; Malta açıklarına geldi, Malta Limanı'na girmek istedi, izin alamadı; Karadağ'dan izin alamadı ama gele gele Mısır'a geldi ve Mısır'da 28/10/2024'te yükünün bir kısmını tahliye etti ve oradan da İsrail'e gittiğini biliyoruz.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - Sonrasında bu gemiyi, dünyanın lanetlediği bu gemiyi, Birleşmiş Milletler Filistin Özel Temsilcisinin silah ham maddesi taşıdığı için lanetlenmesi gerektiğini söylediği, limanlara alınmaması gerektiğini söylediği ve tüm dünyanın, en yoksul ülkelerin bile limanlarına yaklaştırmadığı bu gemiyi Türkiye kabul etti. Önce Haydarpaşa Limanı'na geldi 3/11'de, sonra 4/11'de Antalya Limanı'na geldi ve bugün anlıyoruz ki bu gemi, tekrar kayıtlardan baktık, Çanakkale Limanı'na doğru seyir hâlinde.

 İşte, değerli arkadaşlar, AKP iktidarının İsrail'le mücadelesi bu kadar. Dünyanın kabul etmediği bir gemiyi kendi kara sularına alıp orada ağırlayacak kadar, oradan içindeki bir kısım ham maddeyi intikal ettirecek kadar İsrail'e yardımcı olan bir iktidar. Dolayısıyla, bakın, hâlâ Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı şakır şakır petrol akıtmaya devam ediyor, jet yakıtı olarak kullanılıyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son kez açıyorum Sayın Emir, tamamlayın lütfen.

MURAT EMİR (Ankara) -  Yunanistan üzerinden çimento gönderiliyor, silah ham maddesi gönderiliyor ve sonuç olarak, Gazze'deki çocukların kafasına düşen o bombalarda, maalesef, üzülerek söylemek zorundayız ki bu iktidarın katkısı var.

 Ben buradan iktidara şunu soruyorum: Sizin, İsrail karşıtı olduğunuzu nutuklarınızdan başka göstereceğiniz en ufak bir belirtiniz, en ufak bir deliliniz, en ufak bir çabanız var mı? Bunun cevabını verin.

 Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'e aittir.

 Buyurun Sayın Zengin.

 

36.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, birleşimi yöneten Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca'ya, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 86'ncı yıl dönümüne, Selçuk'ta 5 çocuğun yanarak hayatını kaybetmesine, İsrail'in Filistin'de el yükselttiğine, Düzce depremine ve Ankara Milletvekili Zehranur Aydemir'e ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, ben öncelikle size geçmiş olsun diyorum, acil şifalar diliyorum.

 İstiklal mücadelemizin başkomutanı, cumhuriyetimizin banisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete irtihalinin 86'ncı yıl dönümü idi 10 Kasım, bu hafta sonu; ben de kendisini grubumuz adına saygıyla, rahmetle anıyorum.

 Dün olan, özellikle bugün kamuoyunda yoğunca konuştuğumuz, biraz evvel Grup Başkan Vekili arkadaşlarımın da dile getirdiği; Selçuk'ta 5 çocuğumuz maalesef yanarak hayatını kaybetti. Yaşları çok küçük, 1 ile 5 yaş arasında evlatlarımız. Tabii, evde tek başına olmaları tahammül edilebilir, anlaşılabilir bir mevzu değil. Selçuk, İzmir'de ufak bir şehrimiz, kasabamız, 37 bin nüfusu haiz; Belediye Başkanımız da bir genç hanımefendi. Filiz Hanım'ın bir açıklaması var, onu burada paylaşmak istiyorum, Filiz Hanım diyor ki: "Hepimiz sorumluluk taşıyoruz. Bu olay karşısında her birimizin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu felaketi önlemek için hep beraber gayret içerisinde olmamız gerekiyor. Buradan yola çıkarak üzgünüz, öfkeliyiz ve sorumluluk hissediyoruz." Kendisinin söylediği şeye ben de katılıyorum. Hepimizin burada -biraz evvel Murat Emir Bey'in de ifade ettiği gibi- asıl meseleye odaklanması gerekiyor.

Şimdi, bu konuyla ilgili olarak yapılan çalışmalara baktığımız zaman şunu görüyoruz karşımızda: Ailenin babası hapiste, sekiz yıl hapis cezası almış; annenin maalesef pek çok suç kaydı var ve Aile Bakanlığı, Kaymakamlık üzerinden bu konudan haberdar olmuş yani bu çocukların gerekli özenle bakılmadığını görmüş, Belediye de görmüş. Nihayetinde, çok yakın da bir tarihte, 9/1/2024 tarihinde asliye hukuk mahkemesine başvurarak bu çocuklarla ilgili olarak hem sağlık konusunda hem de ailenin genel olarak bir danışmanlık alması üzerine bir karar çıkmış ve bu vesileyle de Aile Bakanlığı tam 18 defa bu ailemizi ziyaret etmiş. Bu ziyaretlerde aileye sağlık konusunda yardımcı olunmuş, mali destekler verilmiş; burada rakamlar da var, aylık düzenli olarak destek verilmiş aileye, Kaymakamlığın verdiği destek dışında destekler verilmiş. Fakat tüm bunlara rağmen yani Belediyenin, Kaymakamlığın, Bakanlığın, mahkemenin verdiği özene, alakaya rağmen bu sonuç hasıl olmuş. Aile Bakanlığı, çocukların yeteri kadar bakılamadığını gördüğü için bu çocukların tamamını, 5'ini de devlet korumasına almayı aileye önermiş fakat aile bu talebi reddetmiş.

 Şimdi, buradan bizim şunu yapmamız gerekiyor: Bu tarz, bu konumda olan aileler için biz Meclis olarak nasıl bir düzenleme yapmalıyız? Yani eğer aileler buna müsaade etmiyorsa bunun karşısında devletin, kamu kurumlarının, bakanlıkların elini güçlendiren bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Tüm bu olanlar karşısında, Filiz Hanım'ın da söylediği gibi, yani üzülüyoruz, kahroluyoruz, işte kurumlar devreye giriyor ama çözüm olmuyor. Bu konuyu sadece destek vermeye bağlayamayız, kurumsal işleyişle ilgili olarak herkesin gördüğü ama maalesef sonuç üretemediği bir tabloyla karşı karşıyayız. Bence bundan sonrasıyla ilgili olarak, Bakanlığımızla da görüşerek -bu çocuklarımıza- gerekirse mahkemeden başka bir karar çıkarmaya imkân verecek şekilde bu ailelere müdahale edecek bir yöntem, bir metot bulmamız gerekiyor. Evet, annenin de ihmali var, çok önemli, vahim bir ihmali var, bunların hepsini bir bütün olarak değerlendirmemiz gerekiyor. Buradan yola çıkarken birbirimizi dövmek için değil "Buradan daha doğruya dair hangi adımı atmamız gerekiyor?" yönünde bir ortak düşünme, çalışma alanı açmamız gerekiyor.

 Şimdi, İsrail'le ilgili konuyu konuşmaya devam ediyoruz; tabii, biz bunları konuşurken İsrail el yükseltiyor, Gazze'yi dümdüz etti, artık geldi sıra Batı Şeria'ya. Şimdi yaptığı açıklamalar... "Biz öyle oldu, böyle oldu..." defaatle açıklıyoruz. Yani elinizi kalbinize, vicdanınıza koyun; şu İsrail'le olan bitenle ilgili Filistin'in sesini sadece bugün değil, yıllara sâri olarak dünyada duyuran Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan başka kimi tanıyorsunuz? Her yaptığı konuşmada, gittiği her ülkede konuşan ve aynı zamanda eylemleriyle de bunu teyit eden bir kişiden bahsediyorum, bir Cumhurbaşkanından bahsediyorum.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Neden Türkiye'nin yani kendi ülkenizin, ülkemizin bu konuda yaptığı öncü rolün altını bir nebze olsun çizme ihtiyacı duymadığınızı da ben anlamakta zorlanıyorum. Şu anda "Filistin" denince akla gelen ilk ülke Türkiye'dir. Türkiye, kamuoyunda, dünya kamuoyunda bu konunun altını çizen, sesini yükselten en önemli ülkedir. Şu anda da İsrail Batı Şeria'yı ilhak etmekten bahsediyor. Az evvel Dışişleri Bakanlığımızın bu konuda bir açıklaması oldu bunu asla kabul etmeyeceğimize dair. Birbirimizi suçlamak yerine, beraber, bir birlik içerisinde olarak şu konuyla ilgili yeknesak bir ses çıkarmanın Türkiye'nin de Filistin'in de hayrına olduğunun altını çizmek istiyorum.

 Şimdi, bir diğer konu: Zaman çok hızlı geçiyor, ben bugün gibi hatırlıyorum, bu deprem olduğunda çocuklarımın bana sarılarak geçirdiğimiz o depremi hatırlıyorum, Düzce depremini.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Üzerinden tam yirmi beş yıl geçmiş ve bu yirmi beş yılın neticesinde Düzce yepyeni bir şehir olarak yeniden inşa oldu. Enteresan bir tevafuk, ben de bu hafta sonu kongrelerimiz vesilesiyle Düzce'deydim. Düzce'ye de ilk defa gittim, fevkalade yemyeşil bir şehir, derlenmiş toparlanmış, yeniden bir şehir inşa olmuş durumda. Ben buradan tekrar Belediye Başkanımıza, ilimizin milletvekillerine, İl Başkanımıza hassaten teşekkür ediyorum. Burada tabii 845 insanımız yirmi beş yıl önce hayatını kaybetti, vefat etti; onları da rahmetle anıyorum. Biliyorum ki o ailelerin hiçbir zaman yüreklerinde o acıyı hissetmedikleri bir zaman yoktur. Tekrar onları rahmetle yâd ediyorum.

 Bir de tabii bu kadar şeyden sonra tebessüm ettiren bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Ne kadar tartışırsak tartışalım bir aile olduğumuzu düşünüyorum. Çok genç milletvekilimiz var, Meclisimizin en genç vekillerinden birisi Zehranur Aydemir.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

 Zehranur Aydemir arkadaşımızın bir oğlu, bebeği dünyaya geldi. Milletvekillerimiz de anne oluyorlar. Bebeğin ismi Yusuf Tayyip. Kendisini buradan tekrar tebrik ediyorum, Allah hayırlı uzun ömürler versin. Kolay değil hem milletvekili olmak hem annelik yapmak. Buradan onu da tebrik ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündemin diğer bölümlerine geçmeden önce...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

 

37.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

 Kayıtlara geçsin diye... Tabii, şimdi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının gitmesi, 18 defa görüşmesi, kurumsal işleyişe yönelik çalışmaları bir tarafa, çocuklarını vermek istemeyebilirler. Yani siz gideceksiniz, illaki zorla mı çocukları alacaksınız? İşte, zihniyet burada zaten sorun olarak karşımıza çıkıyor. Önemli olan, yerinde, sosyal yaşamı içinde ve yoksullukla baş edebilmiş bir şekilde o ailenin korunması. Hani hep lafa gelince "ailenin bütünlüğü, ailenin bütünlüğü..." aklınıza soyadında mı geliyor ailenin bütünlüğü? Ailenin bütünlüğü, sosyal yaşam meselesinde karşınıza çıkmalı. Yoksullukla mücadele edecek bir programınız var mı sizin? Yok. Siz o evi gördünüz mü hiç? O ev gibi evlerde yaşayan yüz binlerce çocuğumuz var. 4 milyon aile yoksulluk sınırı altında, sosyal yardım alıyor. Dolayısıyla Türkiye'deki fotoğraf budur.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu fotoğrafa doğru yerden yaklaşıp, neden-sonuç ilişkilerini doğru koyup yoksullukla mücadele edersek çocuklarımızın yaşamlarını kurtarabiliriz. Aksi hâlde, burada her seferinde ölen çocukların arkasından ağıt yakan anmalarla günümüzü geçirmeye devam ederiz. Sorun budur, bu sorunu çözecek misiniz, çözmeyecek misiniz? Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı -gitmiş de görmüş de incelemiş de- 18 defa oraya gitmiş. 18 defa gittiğiniz için mi öldü bu çocuklar?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, bir cevap vermem lazım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

 

38.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Şimdi Sezai Bey'in aileyle ilgili hassasiyetimiz konusunda dalga geçermiş gibi konuşmasını pek anlayamadım yani sesinizi falan değiştirmeye gerek yok. Burada aileye muhalif olan kimse var mı, herhâlde yoktur; bütün dünyada herkesin kabul ettiği en temel nüvedir, toplumsal hayatın en temel nüvesidir. Evet, aileyle ilgili bir hassasiyetimiz var. Kimin çocuğuna neden el koyalım yani anlatıyoruz: Bakınız, şimdi, ben bilerek yapılan destekleri söylemedim, ailemize bir yıl içerisinde 110.705 lira Bakanlığımız tarafından, Kaymakamlık üzerinden de 9 bin lira civarında. Ayrıca, elektrik -tek tek, kalem kalem var- desteği verilmiş, başka destekler verilmiş fakat şu var: Aile tüm bunlara rağmen çocuklarına kendi bakmayı tercih etmiş. Biz şunu görüyoruz, kimsenin çocuğunu zaten zorla alma kastı yok; bakınız, eğer öyle olsaydı başka bir... Öyle bir imkân da yok zaten ama şu da var: Burada annenin de hayat tarzı -işte acılı günde söylemek istemiyorum- yani annenin de...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  ...çocuklarına bakmayla ilgili bir meselesi varsa bununla alakalı hep çağrıda bulunuyorum: Yani hep beraber ortak yeni bir sistem üzerinde konuşalım diyorum. Yani siz dönüyorsunuz, dolaşıyorsunuz, her şeyi bir paraya bağlıyorsunuz. Yani bütün mesele, bu problemlerin olmasının sebebi parasal sebepler mi?

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Değil... Bunun altında başka sebepler var. Konuşalım yani onları da arka tarafta size izah edeyim. Yani ailenin içerisinde olan başka problemler de var. Bu kadar acılı bir günde dönüp dolaşıp bütün meseleyi sadece paraya bağlanmanızı hakikaten anlamakta zorlanıyorum. Tüm bunlara rağmen, bakın, Selçuk Belediye Başkanı bir hanımefendi o da görmüş, bakanlıklar görmüş, Kaymakamlık görmüş, mahkeme... 18 defa gitmeyi küçümsemek değil, takdir etmeniz gereken bir şeydir. Aileye defaatle ziyarette bulunulmuş. "Biz koruma altına alalım, bakalım..." Siz zaten biliyorsunuz, şu an Türkiye'de kurumlarda kalan çocukların yüzde 90'ının anne ve babası var, maalesef, keşke öyle olmasa ve nihayetinde de bu vahim tablo ortaya çıkmış. Bize düşen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son cümle...

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin, son defa açıyorum.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Teşekkür ederim. Yani başka arkadaşlar gibi on dakikayı doldurmadım.

 Velhasılıkelam, bize düşen şey bu konularla alakalı "Daha ne yapabiliriz?"in cevabını bulmaktır.

 Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Zengin, on bir dakikayı doldurduk bu arada.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Arkadaşlarım söylediği için olmuştur, yoksa olmayacaktı.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

 Lütfen yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim.

 

39.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Biz hiçbir şeyi paraya bağlamıyoruz,  paraya bağlayan sizsiniz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Siz oraya bağlıyorsunuz.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İşte bütçeniz orada, paradan başka bir şey yok, bütün hesaplarınız parayla ilgili.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Bütçe olduğu için.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sermayeye vergi indirelim, ona teşvik verelim, müteahhitlere ödememiz aman aksamasın, halkın üzerine vergi yükleyelim, her şey para; sermayenin partisi olduğunuz için böyle, halkın partisi olsanız sosyal meseleleri toplumsal barış içinde çözersiniz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Bütçe zaten nedir yani? Bütçe para demektir zaten ya! Bütçe ne demektir yani?

SEZAİ TEMELLİ (Muş) -  Dolayısıyla, mesele “130 bin lira verdik.” “30 bin lira daha verdik.” İşte, paraya bağlamışsınız; onu söylemeyin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Siz söylüyorsunuz.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) -  Sosyal adaleti sağlayın, gelir dağılımını düzeltin; mesele bu. Paraya bağlayan sizsiniz. Bu paranın etkisinden kurtulsanız belki de bu meseleleri çözeceğiz.

MURAT EMİR (Ankara) -  Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.

 

40.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok önemli bir konuyu konuşuyoruz ve aslında sıcak siyasetin konusu olmaması gereken ama siyasetin mutlaka konusu olması gereken, herkesin üzerinde durması gereken önemli bir konuyu konuşuyoruz. Derin yoksulluk var ve bu derin yoksulluk içerisinde insanlarımız inim inim inlerken böylesine aileler, böylesine çocuklar bakımsız, korumaya muhtaç yaşamak zorunda kalıyorlar ve zaman zaman böyle acı bir şekilde onları kaybedince gündeme geliyorlar. Hepimiz Allah'tan rahmet diliyoruz, yüreğimiz yanıyor ama sonra unutuyoruz; bunun olmaması lazım. Biz sizi suçlamayalım ama bilin ki biz burada kendi üstümüze suç alırken, sorumluluk alırken asıl sorumluluğun sizde olduğunu, asıl bunu çözmesi gerekenin siz olduğunuzu bilmiyor değiliz, söylemekten de çekinecek değiliz ama gerçekten hassas bir konu tartışıyoruz, bunu üstünüze alın.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN -  Tamamlayın Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) -  Biz her yıl -2020'de var, 2021'de var, 2022'de var, sonrasında var- sürekli buraya geliyoruz, getiriyoruz; şu yoksulluğu, derin yoksulluğu araştıralım, el atalım diyoruz. Türkiye'de 8 milyon kişinin aylık geliri asgari ücretin üçte 1'inden daha az, bir kuruş sosyal güvenlik primi ödeyemiyor. Dolayısıyla, buralara bakıp "Buralarda hepimizin sorumluluğu var, buraya Meclisce el koyalım, bu sorunları çözelim, bir daha böylesine acılar yaşamayalım." dememiz gerekmez mi? Ve buradaki en büyük sorumluluk iktidar partisine düşerken dönüp burada hiçbir şey yapmamayı kabullenemiyoruz. Gelin, bunu bir fırsata çevirelim, kuralım bir araştırma komisyonu, hep beraber bu konuyu tartışalım.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, bir cümleyi söylemem lazım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

 

41.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli ile Ankara Milletvekili Murat Emir'in yaptıkları açıklamalarındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Anlaşılmak ne kadar zor hakikaten. Diyor ya: "Anlam arayışı." Yani hayattaki en önemli şey anlaşılmak. Ben de tam böyle söylüyorum, tam; diyorum ki: Beraber...

MURAT EMİR (Ankara) - Niye reddediyorsunuz Sayın Başkan? Reddetmeyin o zaman önergelerimizi.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Neyi reddetmişim, anlamadım ben. Beraber yapalım diyoruz yani be-ra-ber yapalım; bunu söylüyoruz. Sadece konuşmak için verilen önergeleri reddediyoruz.

 Teşekkür ederim.

MURAT EMİR (Ankara) - Kanun teklifini hazırlıyoruz, kabul edecek misiniz?

BAŞKAN - Gündeme geçmeden önce, İç Tüzük'ümüzün...

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Şahin.

 

42.- İstanbul Milletvekili İsa Mesih Şahin’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Biz Özlem Hanım'ı anladık, onu ifade edelim öncelikle.

 Tabii, yiğidi dövelim de hakkını da verelim. Şimdi, burada iktidar partisinden bence güzel bir teklif geldi, önemli bir sorunda "Bunu masaya yatıralım, birlikte bir çözüm yolu bulalım." gibi değerli bir teklif geldi. Biz bunu önemsiyoruz, bu konu önemli; bu anlamda Meclis araştırması komisyonu kurulması gerekiyorsa komisyon kuralım, kanun çalışması yapılması gerekiyorsa birlikte yapalım. Ben bu anlamda bu teklifi değerli bulduğumu ifade ediyorum. Özlem Hanım'ı da anladığımızı tekrar ifade ediyorum.

 Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, İç Tüzük 60'ıncı maddeye göre kısa bir söz talebinde bulunan 7 milletvekili arkadaşımıza yerlerinden söz vereceğim.

 Sayın Nurten Yontar...

 Buyurun Sayın Yontar.

 

43.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, 39 branşta 900 bin sağlık mezununa ilişkin açıklaması

 

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) -  Sayın Başkan, 39 farklı sağlık branşında eğitim almış yaklaşık 900 bin sağlık mezunu bulunmakta ve her geçen gün sayıları artarak umutları tükenmekte. Sağlık sektöründe artan ihtiyaca rağmen kadroların tahsis edilmemesi nedeniyle nitelikli sağlık personelinin yerine taşeron çalışanlar görev almakta. Bu durum hem sağlık hizmetlerinin kalitesini olumsuz yönde etkilemekte hem de sağlık mezunlarının ve ailelerinin canını acıtmakta.

 39 branşta 900 bin sağlık mezunu gençlerimizi ne zaman atayacaksınız? Liyakatsız atamalara, mesleki itibar kaybına, ücret yetersizliğine ne zaman son vereceksiniz?

 Sağlık hizmetlerinin aksamadan ve en yüksek kalitede sunulabilmesi adına bu atamaları acilen yapmanızı bekliyoruz.

BAŞKAN - Sayın Asu Kaya...

 

44.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, hayatını kaybeden 5 çocuğa ve Kadirli yoluna ilişkin açıklaması

 

ASU KAYA (Osmaniye) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

 Sözlerime yokluğun, yoksulluğun pençesinde çok acı bir şekilde hayatını kaybeden 5 çocuğu anarak ve iktidar mensuplarına hatırlatarak başlamak istiyorum.

 İlim Osmaniye'de geçtiğimiz hafta Osmaniye ve en büyük ilçesi Kadirli yolunda, Cevdetiye beldesinde çok büyük bir trafik faciası meydana geldi ve 4 genç hayatını maalesef kaybetti. Daha önce de bu yolda her yıl onlarca aile, insan, genç, kadın, çocuk hayatını kaybetti ve her yıl yüzlerce yaralanmalı kaza meydana gelmeye devam ediyor. Yine, dün aynı yerde kaza oldu ve 4 kişi şans eseri sadece yaralandı.

 Defaatle bu yolun çift şerit olması gerektiğini ifade ettik ama yetkililer buraya sadece 2 kırmızı ışık lambası ekleyebildi. 39 kilometrelik Osmaniye ve en büyük ilçesi Kadirli kara yolunun bölünmüş yol olması için kamulaştırmanın yapıldığı ancak tasarruf tedbirlerinin alınması sonrası yapımının durdurulduğu bilinmektedir.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tahsin Becan...

 Buyurun Sayın Becan.

 

45.- Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2024 Ekim Raporu'na ilişkin açıklaması

 

TAHSİN BECAN (Yalova) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 20 Mart 2021 günü yeni bir kararla feshedilen İstanbul Sözleşmesi, Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi'yle başlayan umursamaz politikalar sonucu kadın cinayetleri her gün, her ay, her yıl katlanarak artıyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu 2024 Ekim Raporu çok vahim bir tablo ortaya koymuştur. Ekim ayındaki 48 kadın cinayeti sayısı şu ana kadar bir ayda gerçekleşen en yüksek kadın cinayeti sayısı olarak kaydedildi. Yüzde 40'ı evli olduğu erkek tarafından, yüzde 54'ü evlerinde, yüzde 69'u ateşli silahla öldürüldü. Yılın başından bu yana en az 36 kadın, polise veya savcılığa başvurmasına rağmen önlem alınamadı. Siyasi iktidar sosyal devlet olarak kadınları ve çocukları korumak...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Metin İlhan...

 Buyurun Sayın İlhan.

 

46.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, Kırşehir'deki kaza kara noktalarına ilişkin açıklaması

 

METİN İLHAN (Kırşehir) - Teşekkür ederim Başkanım.

 Kırşehir'deki kaza kara noktalarının oluşturdukları tehlikeleri daha önce defalarca dile getirdim, Karayolları Genel Müdürüyle de konuyu bizzat görüştüm. Ancak, gelinen noktada, Karayolları Genel Müdürlüğünün sitesinde iyileştirme yapılacak illere bakıldığında Kırşehir yine yok maalesef. Kırşehir'de riskli yollardaki iyileştirmelerin neredeyse tamamı sinyalizasyondan ibarettir. Ancak, başta mühendislik hatası olmak üzere, aşınma, çökme gibi doğal sebepler de dâhil Kırşehir'deki birçok bölgede kaza tehlikesi yaratacak noktalarla ilgili hâlâ büyük risk oluşmaktadır. Daha bu hafta Mucur-Kızıldağyeniyapan köyü yolunda yaşanan kazada gencecik bir insanımızı kaybettik, yaralılarımız var. Buradan tekrar sesleniyorum: Kırşehir'deki kaza kara noktalarının iyileştirilmesi için daha kaç canımızı toprağa vermemiz gerekecek diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Ömer Fethi Gürer.

 Buyurun Sayın Gürer.

 

47.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, Niğde'deki peribacaları ve mağaralara ilişkin açıklaması

 

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Niğde ili Çiftlik ilçesi Bozköy kasabası sınırları içerisinde bulunan Ülke Deresi (Tıraz) bölgesindeki peri bacaları ve mağaralar bölge tarihinin izlerini günümüze taşımaktadır. 2015 yılında birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilen yerde yer altı şehri giriş kısmı temizlenmeye başlanmıştır ancak bu çalışma yarım kalmıştır, bu süreç devam ettirilmelidir. Yer altı şehrindeki tünel, galeri ve odaların turizme kazandırılması ve çevresinde gerekli çalışmaların yapılması bölgenin gelişmesi açısından yararlı olacaktır.

 Çiftlik ilçe merkezindeki tarihî doku da görülmeye değerdir. Azatlı kasabası, Kömürcü, Kula, Kitreli, Şeyhler Divarlı, Kayırlı, Ovalıbağ, Narköy, Gösterli tarihin zengin izlerini taşımaktadır. Bu bölgelerdeki tarihî dokulara değer verilmeli, gün ışığına çıkarılmalı ve gerekli çalışmalar yapılmalıdır diyorum.

BAŞKAN - Sayın Mustafa Demir...

 

48.- Kilis Milletvekili Mustafa Demir’in, 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Zeytin Festivali'ne ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA DEMİR (Kilis) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

 Türkiye'nin önemli zeytin ve zeytinyağı üretim merkezlerinden olan Kilis'te bölgede asırlık ağaçlardan binbir emekle elde edilen kendine has aroması, tadı ve yağlık türüyle coğrafi işaret tescilli zeytin hasadına başlanmıştır. Çiftçilerimize artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin temennisiyle hayırlı, bol bereketli bir hasat dönemi diliyorum. Kilis zeytininin doğadan gelen bereketini kadim geleneğimizin mirasıyla birlikte keşfetmek üzere tüm vatandaşlarımızı 15-16 Kasım tarihlerinde gerçekleştirilecek olan Zeytin Festivali'mize davet ediyor, Gazi Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Mustafa Sarıgül...

 

49.- Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün, Roblox'a ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA SARIGÜL (Erzincan) - Roblox, çocukların sosyal dünyası, çocukların gönül dünyası. Çocuklarımız Roblox'ta eğleniyor öğreniyor, yeni fikirlere ulaşıyor, teknoloji açısından da son derece önemli. Mütevazı aile çocukları sinemaya gidemiyor, tiyatroya gidemiyor, burada gerçekten günlerini geçiriyorlar. İçeriklere bakılsın, örflerimiz, törelerimiz, geleneklerimiz korunsun, bayrağımızla ilgili -Allah korusun- toprağımızla ilgili, ulusal birliğimizle ilgili en ufak bir sıkıntı olmasın ama Roblox çocukların mutluluğu, önlemi alalım, Roblox'u açalım, çocukların sosyal dünyasını karartmayalım. Roblox açılsın, çocukların yüzü gülsün. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri gündeme geçiyoruz.

 Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B.- Önergeler

1.- Başkanlıkça, İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt'un Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifasına dair yazısının 12/11/2024 tarihinde Başkanlığa ulaştığına ilişkin önerge yazısı (4/80)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İstanbul Milletvekili Cemal Enginyurt'un Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonu üyeliğinden istifasına dair yazısı 12 Kasım 2024 tarihinde Başkanlığımıza ulaşmıştır.

 Bilgilerinize sunulur.

 

 Saadet Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

VIII.- ÖNERİLER

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkanı Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınacak bir kararla İsrail'in işlediği insanlık suçlarının deklare edilmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

 12/11/2024

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Danışma Kurulu 12/11/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

İsa Mesih Şahin

 

 

İstanbul

 

 

Grup Başkan Vekili

 Öneri:

 Muğla Milletvekili ve Grup Başkanı Selçuk Özdağ tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınacak bir kararla İsrail'in işlediği insanlık suçlarının deklare edilmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 12/11/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Saadet Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ'ın söz talebi vardır.

 Buyurun Sayın Özdağ. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail'in "soykırımcı" olarak tanınmasıyla ilgili genel görüşme talebim üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 Adalet ve Kalkınma Partisinin Grup Başkan Vekili Özlem Zengin Hanımefendi biraz önce bir konuşma yaptı ve dedi ki: "Yekpare çalışalım İsrail'in Filistin'deki zulmüne karşı, İsrail'in zalimliğine karşı, işgallerine ve soykırımına karşı." Ben de şimdi nasıl yekpare -o "yeknesak" dedi ama "yekpare" demesi gerekiyordu- beraberce, birlikte olacağımızı, olmamız gerektiğini anlatacağım sizlere.

Bundan tam bir sene bir ay ve bir hafta önce 7 Ekim 2023 tarihinde Filistin halkının gasbedilmiş hakları için mücadele eden Hamas'ın İsrail'e yaptığı saldırıyı bahane eden Netenyahu yönetimi, o günden itibaren haklı davasından başka hiçbir gücü ve desteği bulunmayan mazlum Filistin halkını kadın, çocuk, yaşlı, erkek demeden, bebek demeden katletmeye devam etti. 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana Netenyahu yönetiminin başlattığı saldırı ve devam eden katliamları sebebiyle 15 binden fazla erkek, 7 binden fazla kadın, 12 binden fazla çocuk ve kimliği tespit edilemeyenlerle birlikte yaklaşık 50 bin Filistinli hayatını kaybetti; yaralanan Gazzeli sayısı ise yaklaşık 100 bine ulaştı. İsrail son bir yılda Gazze Şeridi'nde yaklaşık 140 binden fazla konutu tamamen imha etti. Saldırılar nedeniyle yaklaşık 2,3 milyon nüfusa sahip Gazze'de 2,1 milyon kişi yerlerinden edildi. İsrail'in katliamları Gazze'yle de sınırlı kalmadı ve Lübnan halkına yönelik olarak da benzer katliamlarına imza atmaya devam etti. Uluslararası hukuku ve egemenlik haklarını zerre-miskal kale almayan Netanyahu yönetimi, Hamas lideri İsmail Haniye'yi İran topraklarında bir suikast sonucunda katletti. İsrail, Lübnan'da yaklaşık 4 binden fazla kişiyi öldürerek katliamlarında sınır ve hedef gözetmediğini de göstermiştir.

 Sayın Başkan, Değerli Genel Kurul; Güney Afrika Cumhuriyeti, Netanyahu yönetiminin soykırıma varan katliamlarını artırdığı geçen yılın son aylarında, soykırım ve insanlığa karşı işlediği suçlardan ötürü 29 Aralık 2023 tarihinde İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında bir dava açmıştı. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da hemen ardından Türkiye'nin Adalet Divanındaki dava için belgeler sağladığını söylemiş ve "Şu anda bizim teslim ettiğimiz -ağırlıklı olarak görsel belgeler de söz konusu- bu belgelerle İsrail mahkûm olacaktır." açıklamasını yapmıştı. Bu süreçte, dünyanın birçok ülkesinde, özellikle de Batı ülkelerinde İsrail'in insanlık dışı katliamları protesto edilmekte, İsrail için mal ve hizmet üreten firmalar afişe edilmekte, ihracat gemileri alıkonulmakta ve halk özellikle kendi hükûmetlerinin İsrail lehine olan politikalarını eleştirmekte, milyonlarca insan protesto gösterileri yapmaktadır. Katliam ve mezalimlere tepki olarak ve meseleye din ve inanç aidiyetlerinden ziyade insanlık ve vicdan odaklı yaklaşan İspanya, İrlanda, Slovenya ve Norveç gibi ülkeler Filistin'i tanıyacaklarını resmen dünyaya ilan etmişler, ardından da Ermenistan da Filistin devletini tanıma kararı aldığını deklare etmişti. Ermenistan da Filistin devletini tanıma kararı aldığını deklare ettikten sonra tüm bu katliam ve soykırım uygulamaları devam ederken birkaç hafta önce Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan "İsrail'in dinî fanatizmle Gazze ve Lübnan'dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır." diyerek İsrail saldırıları durdurulmaz ve yaptırımlarla muhatap edilmezse bir sonraki hedefin ülkemiz toprakları olacağını bizzat ifade etmişti.

 Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısa bir süre önce İrlanda Parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda, İsrail'in Gazze'de soykırım yaptığını belirten, bağlayıcı olmayan bir önerge kabul edilmiştir. Dail'de yapılan oturumda Parlamentonun bu konuda duruşunu gösteren ancak yasal olarak bağlayıcılığı bulunmayan Gazze'deki soykırım önergesi görüşülmüştür. İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Michael Martin; Gazze'deki durumun endişe sebebi olmayı sürdürdüğünü, İsrail'in herhangi bir ahlak pusulasının ötesinde hareket ettiğini, tüm nüfusun toplu şekilde cezalandırılmasına ve Gazze'nin tamamen yıkılmasına şahit olunduğunu ifade etmiş ve İrlanda Parlamentosu, yasal olarak bağlayıcı olmasa da dünya kamuoyunun dikkatini çekerek ve İsrail'in Gazze ve çevresinde uyguladığı katliam ve soykırım uygulamalarını Parlamentolarında kabul ederek haklı ve vicdani bir duruş göstermiştir.

 Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirve Toplantısı'nda, tüm dünyanın gözü önünde "Netanyahu Hükûmetine, Filistin topraklarını işgalinin maliyeti olduğunu hissettirecek somut ve gerçekçi tüm önerileri hayata geçirmeye hazırız." demişti. Devamında "İsrail'in amacı Gazze'ye yerleşmek, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere Batı Şeria'daki Filistin varlığını yok etmek ve nihayetinde ilhak etmektir." diyordu.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özdağ.

SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Teşekkür ederim.

 "Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı temelinde Filistin'de soykırım suçu işleyenlere özellikle zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eş güdüm hâlinde sürdürmemiz fevkalade önemlidir." diyerek esasen bizim bugün genel görüşme gerekçemiz olan İsrail'in "soykırımcı bir devlet" olarak nitelendirilmesinin somut bir gerçeklik olduğunu ifade etmiştir.

 Şimdi, Sayın Erdoğan'ın yani Cumhurbaşkanımızın tüm dünyaya ilan ederek talep ettiği somut bir adımın atılması için AK PARTİ Grubu ve iktidar blokuna sıcağı sıcağına bir fırsat veriyoruz ve diyoruz ki: Gelin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı temelinde Filistin'de soykırım suçu işleyen İsrail'e karşı atılacak bu somut adımı, hiç değilse ilkesel bir duruş adına hep beraber, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ilan edelim; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu sözünü havada bırakmayalım. Gelin, huzurdaki bu genel görüşme talebimizi Sayın Erdoğan'ın bir talebi olarak görün ve genel görüşme talebimizi kabul edin, soykırımcı olduklarını, işgalci olduklarını ve orada aynı zamanda katliamcı olduklarını bütün dünyaya -bakın, lafla değil- somut olarak burada ispat edelim diyor ve Genel Kurulu saygıyla selamlarken de bütün milletvekillerini sorumluluk almaya, sorumlu olmaya davet ediyor, saygılarımı sunuyorum.

 Teşekkür ederim.(Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine İYİ Parti Grubu adına söz talebi Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı'ya aittir.

 Buyurun Sayın Taşcı.(İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Nazilerin Yahudilere uyguladığı ne kadar soykırımsa -trajik bir paradoks- Yahudi İsrail'in bugün Müslüman Filistinlilere reva gördüğü de o kadar soykırımdır. Bizim aklımızla değerlendirdiğimizde vardığımız sonuç da fikrimizle kabulümüz de kalbimizle hücrelerimize kadar inandığımız da budur. İsrail yönetimi, bütün dünyanın gözü önünde, insanlığa dair bütün değerlerin üzerinde pervasızca tepinen katiller sürüsündan başka hiçbir şey değildir; canidir, zalimdir, devlet görünümlü bir terör şebekesidir. Ancak her ne kadar tarihî, siyasi tartışmaların konusu olsa da böyle kararlar alan parlamentolar olsa da soykırım, esasen bir hukuki tanımdır. Soykırım ve soykırımcılığı, uluslararası geçerliliğe sahip, işlevsel, muhatabına yaptırımı olan bir hüküm olarak ancak bu yetkiye sahip uluslararası ceza mahkemeleri verebilir ve bu girişim, Filistin davasına hamilik iddiasında olan iktidar için ne acı ki Güney Afrika'dan gelmiştir. Buna rağmen, çıkardığı sesle orantısız da olsa Türkiye'nin en azından müdahillik başvurusunda bulunmuş olması da kıymetlidir. Keza benim hiç şüphem yok, inanıyorum, bu Meclisin kahir ekseriyeti de Gazze'de yaşanan soykırımın acısını paylaşırken samimidir. Zaten tam da bu yüzden Parlamentonun, parlamenterlerin gerçek duygusunu, gerçek düşüncesini, gerçek yürek yangınını, itirazını hiçleştirdiği için benim isyanım bu siyasi düzene, kirli sisteme. Biliyorum, bu sıralardaki birçok arkadaşımız duasından eksik etmiyor Gazze'yi ama görüyorum, yaşıyoruz işte her gün hep birlikte, bu yetmiyor terk etmelerine sistemin onlara dayattığı rolleri; kiminin ticari menfaati, kiminin siyasi ikbali, yalan dünyanın yalan işlerinin gölgesinde engelleniyor bu Meclisin vicdanda ortaklaşabilmesi. Dolayısıyla ben çoğu zaman zorlanıyorum aslında burada konuşurken çünkü "50 bin Filistinlinin katili" desem yüreğinizde karşılık bulacak eminim ama 40 binden fazla insanın katiliyle barışmayı normalleştirebilmiş bu kirli siyasi düzeni aşıp da önergeye destek oyu vermenizi sağlayamayacak. Ölen çocuklardan dem vursam daha bu sabah sosyal devletin valiliğinden, AK PARTİ'li bakanlıktan CHP'li belediyeye herkesin kaydı altında bulunan bir mezbelelikte 5 bebek diri diri yandı bu ülkede.

 Hafta sonu Adana'daydık, tarım işçileriyle buluştuk. "Ne istiyorsunuz?" deyince ne istediler biliyor musunuz? Tel, hani şu İsrail'e tonlarcası giden dikenli tellerden istediler.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Taşcı.

SELCAN TAŞCI (Devamla) - Dikenli tellerden istediler bizden; öyle tonlarca değil, 100 metre. Çünkü yerleşim alanlarındaki kanalın etrafına tel çekmeyi kimse umursamamıştı ve 2 evlatları orada boğularak can vermişti.

 Saadet Partisinin önergesini, İsrail'in insanlık suçlarını ve duruşumuzu bir kere daha deklare etmeyi destekliyorum, önemsiyorum ama bunu bütün dünya tarafından önemsenir, ciddiye alınır kılacak olanın da haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme karşı bu duruşu kendi bünyesinde de haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme zinhar geçit vermeyen, adalet ve vicdan timsali bir ülke olarak yapıyor olmak olduğunu hatırlatmak istiyorum. Zira, dünya açısından çok da ikna edici olmayabilir kendi çocuklarını yaşatamayan bir ülkenin Gazzeli çocuklar ölmesin diye feryat etmesi.

 Teşekkür ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç'a aittir.

 Buyurun Sayın Kamaç. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Saadet Partisinin İsrail'in işlediği suçların deklare edilmesi için genel görüşme açılmasını teklif eden grup önerisi üzerine söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Doğrusu, tam dört yüz günü aşkın bir süredir İsrail'in Gazze'de yaptığı saldırıların bilançosunu her gün rakamlarla buradan anlatmaktan bir insan olarak utanç duymaya başladık. 50 binin üzerinde insan katledildi, 100 binin üzerinde insan yaralandı, 2 milyonun üzerinde insan yerinden yurdundan edildi ve bütün bunlar insanlığın gözü önünde yaşanıyor, hepimizin gözü önünde yaşanıyor. Sanırım, bu söze dair söylenmemiş, kurulmamış bir cümle kalmadı burada fakat ben daha önce, Gazze'ye yönelik saldırılar başlayınca buradan bir ayet okumuştum, o ayeti tekrar buradan okuyacağım. Aslında bu ayetin muhatabı öncelikle iktidar partisi, sonra hepimiziz. Allahutaala, Nisâ suresinin 75'inci ayetinde diyor ki...

 (Hatip tarafından Nisâ suresinin 75'inci ayetikerimesinin okunması)

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Diyor ki: "Size ne oluyor ki -bakın, ilk hitap size sayın iktidar partisi, sonra bütün Meclise- ezilen kadınlar, çocuklar, yaşlılar, erkekler 'Rabb'imiz, bize katından bir veli ve bir yardımcı gönder.' diyor da siz yerinizde oturuyorsunuz ve bunların uğrunda neden savaşmıyorsunuz?"

 Değerli arkadaşlar, savaşmak sadece silahla saldırmak değildir. Bir zalime karşı savaşmak, o zalimin lojistik desteğini kesmektir. Bütün dünyanın gözü önünde bu katliam yaşanırken hâlen Türkiye'nin limanlarından İsrail'e petrol akıyor, çimento akıyor, çelik akıyor, her türlü yardım akıyor oralara. Bundan başta iktidar partisinin utanç duyması gerekiyor. Bizim "öteki" dediğimiz dünya yani sözüm ona Müslüman olarak görmediğimiz dünya her gün İsrail'e tepki koyarken, silah taşıyan gemilerini limanlarına sokmazken ve bu silah gemileri Türkiye'nin limanlarından yola çıkıyorken hepimizin aslında bundan hicap duymamız lazım, bundan utanç duymamız lazım.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kamaç.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - Şimdi, İsrail'in işlediği suçların deklare edilmesi meselesi önemli bir mesele ama zaten İsrail bütün bunları pervasızca, bütün dünyanın gözü önünde yapıyor, gözlerimizin içine baka baka yapıyor, desteğini bizden alarak yapıyor; bu ülkeden silah alıyor, akaryakıt alıyor, lojistik zincirini burada tamamlayarak bu katliamı yapıyor. Dolayısıyla, öncelikle bu Meclisin bütün gruplarının buna dönük bir sorumluluk alması ve Türkiye'den İsrail'e yönelik ticaretin kesilmesi, İsrail'in yaptığı bu pervasızca suçların deklare edilmesi önemlidir. Bu açıdan, Saadet Partisinin grup önerisini destekliyor, Genel Kurulu da saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Ordu Milletvekili Seyit Torun'a aittir.

 Buyurun Sayın Torun. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA SEYİT TORUN (Ordu) - Sayın Başkan, tekrar geçmiş olsun.

 Dün 10 Kasımdı, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümü. Tekrar, kendisini rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz ve onun "Yurtta sulh, cihanda sulh." ilkesinin sonuna kadar takipçisiyiz.

 Saadet Partisi grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 7 Ekim 2023 tarihinde Gazze'de başlayan katliam on üç ayı geride bıraktı ve katil İsrail, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 50 bine yakın Filistinliyi katletti, yaklaşık 100 bin Filistinliyi de yaraladı.

 Vahşetin başladığı 7 Ekim sonrasında İsrail'le diplomatik ve ticari ilişkileri kesmeyen saray hükûmeti ve hükûmetin başındaki Cumhurbaşkanı, İsrail'in yaptığı katliamları siyasi rant malzemesi olarak kullandı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, ülke gündemini değiştirmek ve hatta halkımıza uyguladığı acımasız vergi politikasını daha da ağırlaştırmak için savaşın Türkiye'ye sıçrayacağı yalanını ortaya atarak İsrail'in katliamlarından kendisine istikbal devşirmeye çalıştı.

 Değerli arkadaşlar, biz bu filmi daha önce de gördük. 2010 yılının Mayıs ayına gidelim ve Mavi Marmara olayını hatırlayalım. İsrail askerleri, yardım gemisine saldırıda bulunmuş ve gemideki sivilleri katletmişti. Dönemin Başbakanı Erdoğan, ardından, esmiş gürlemiş, İsrail'e demediğini bırakmamıştı ama olay yatıştıktan sonra da Mavi Marmara olayı kapandı, küçük bir tazminatla da geçiştirildi.

 Şimdi aynı filmi tekrar izliyoruz. Katliam devam ediyor. Bu savaş elbet bir gün bitecek ama görüyoruz ki sarayın örtülü İsrail seviciliği baki kalacak. Şimdi, yine çıkıp "İsrail terör devletidir." diyecek, sonra da İsrail'le yapılan ticarete bakarak ellerinizi ovuşturacaksınız. Biraz vicdan, biraz da samimiyet bekliyoruz sizlerden. Mesela Erdoğan neden 2004 yılında Amerikan Yahudi Komitesi tarafından kendisine verilen cesaret ödülünü geri iade etmedi? O günden bu yana birçok kez konuşuldu hatta o dernek geri istedi ama bir türlü geri verilmedi.

 Halkımız, tarihi boyunca Filistin'in haklı davasının yanında olmuştur. Milliyetçi cephe hükûmetlerinin baskısından, ölüm tehditlerinden korkmayan, Filistin Kurtuluş Örgütüne katılan devrimci Denizleri, Yusufları, Mahirleri ve kahraman devrimcileri rahmetle ve minnetle anıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

 Eğer gerçek bir karşı duruş, gerçek bir direniş örneği arıyorsanız uzaklarda aramayın. Değerli arkadaşlar, korkmadan "Katil İsrail!" diyen rahmetli Milletvekilimiz Hasan Bitmez'in de burada gösterdiği tepkinin yarısını bile koymadınız İsrail'e karşı. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar) Burada sizlerin saldırılarına uğrayan rahmetli Bitmez'e başka kim saldırdı biliyor musunuz? İsrail Dışişleri Bakanlığından bir yetkili. Allah, kimseyi, İsrail karşıtlığı yalanına sarılırken İsrailli bürokratlarla aynı sözleri söyleyecek kıvama getirmesin.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Torun.

SEYİT TORUN (Devamla) - Biraz samimiyete, biraz dürüstlüğe, bolca cesarete ihtiyacımız var ancak saray iktidarı bu iradeyi ancak ülkesinin ezilenlerine karşı gösterebiliyor.

 Buradan son olarak da bir soru sormak istiyorum: Ya, şu Rusya ve Ukrayna savaşında boy gösteren İHA ve SİHA'larımızı neden Gazze semalarında göremiyoruz? Bununla ilgili bir açıklamanız var mı acaba?

 Biz, yüz yılı aşkın süredir, dünyayı bir çift mavi gözün ışığında görüyor ve yeniden haykırıyoruz: Yurtta sulh, cihanda sulh!

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Denizli Milletvekili Cahit Özkan'a aittir.

Buyurun Sayın Özkan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet Partisinin grup önerisi hakkında AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.

 Malum olduğu üzere, Orta Doğu'da, Kafkaslarda, Balkanlarda, gönül coğrafyamızda yaşanan sorunlara ilişkin tarihî sorumluluğumuzun farkındayız. Tarih boyunca yaklaşık dört yüzyıl milletimizin barış, huzur ve refah ikliminin egemen olduğu bu coğrafyada hiçbir kan ve gözyaşı dökülmezken bugün insanlık, ciddi anlamda bir buhranla, krizle karşı karşıya. İşte, biz de Filistin ve Gazze sorumluluğu açısından bu tarihî sorumluluğumuz ve tarihsel tecrübemiz çerçevesinde meseleye yaklaşıyoruz.

 Petrol, silah ve sömürgeci finans anlayışıyla, faizci bir anlayışla bölgede huzurun, barışın egemen olması mümkün değildir. Bu, barışın değil bizzat savaşın ve krizin sebebidir.

 Türkiye olarak Gazze ve Filistin başta olmak üzere bölgemizdeki sorunlara kalıcı çözüm üretmek için çalışıyoruz. Gazze ve Filistin'deki sorunların kalıcı çözümü; başkenti Kudüs olan, 1967 sınırlarının öncesine çekildiği, bağımsız, egemen ve hemhudut yani sınırları ve birliği, bütünlüğü olan Filistin Devleti'nin tanınması şarttır. İşte, bu çerçevede, 7 Ekimden günümüze, Sayın Cumhurbaşkanımız, Devlet Başkanımız liderliğinde, yine ülke ve millet olarak yasama organıyla, yürütmesiyle her alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. 7 Ekim 2023'te Türkiye, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını kınamış; Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in eylemlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu bütün dünyaya haykırmıştır. Cumhurbaşkanımız, bir ayda 40 farklı ülkeyle diplomatik telefon görüşmeleri gerçekleştirmek suretiyle bu hususa dikkat çekmiştir ve tabii, özellikle BM, Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı nezdinde, biraz önce bahsettiğimiz, başkenti Kudüs olan, 1967 sınırlarının öncesine çekildiği ve hudutları, sınırları bir olan Filistin vurgusu gerçekleştirilmiştir. Bunun yanında, aynı zamanda Uluslararası Ceza Mahkemesine Türkiye tarafından elde edilen, basın kuruluşlarımızın elde ettiği belgelerin delil olarak sunulduğu, Uluslararası Ceza Mahkemesi nezdinde de Türkiye'nin dava açma sürecini 2023 Aralık ayından itibaren başlatmış bulunmaktayız.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - O hâlde niye ticareti devam ettiriyorsunuz, onu açıklayın Sayın Özkan.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Ancak Güney Afrika'nın açmış olduğu dava nedeniyle yeni bir yargısal süreç yerine davaya müdahil olunması yoluna gidilmiş ve bu süreç de 7 Ağustos tarihi itibarıyla başlatılmıştır.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Diplomatik ilişkiler de kesilmedi, ticaret de devam ediyor.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Türkiye yaklaşık 10 milyar dolarlık ticari hacmi olan İsrail'le bütün ilişkilerini sonlandırmış ve 7 Ağustostan itibaren mal çıkışına hiçbir şekilde müsaade edilmemiştir.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Bütün belgeler ortada, ticaret devam ediyor ama; lafla olmuyor bu işler Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, böyle olursa... Benim zaten üç dakikalık sürem var, müsaade ederse...

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, lütfen hatibi dinleyelim.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Laf atmaya hakkımız var.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bakınız, her şeyden önce Filistinli kardeşlerimiz, Gazze meseleye nasıl bakıyor? Türkiye'nin tarihsel sorumluluğunu yerine getirip getirmediği konusundaki bakış açısını Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın ifadeleriyle, Hamas liderinin ifadeleriyle sizlerle paylaşmak istiyorum.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Filistin'le ticaret yapmıyorsunuz.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bir kısmını zaten burada sizler dinlediniz, Mahmud Abbas geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Başkanım, bir dakikanızı rica ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Özkan, uzatmıyoruz tekrar, kayda geçmek üzere devam edin lütfen.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Bakınız, burada Hamas'ın Siyasi Büro Şefi Halid Meşal'ın ifadesini sizlerle paylaşmak istiyorum: "Vicdan varsa, adalet varsa, Gazze ve Filistin hassasiyetiniz varsa bu konularda sizleri insafa davet ediyorum." Bakınız, diyor ki: "'Türkiye Filistin'e ne yaptı?' diyenlere kulak asmayın..."

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - İsrail'le ticaret Filistin'e ihanettir Sayın Özkan! Bu konuda bir şey söyleyin. İsrail'le ticaret Filistin'e ihanettir!

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - "...onlar haset ediyorlar. Sizler Kudüs konusunda asla cimri davranmadınız. Mavi Marmara şehitleri hâlâ bizim gönüllerimizde..."

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Hamasete karnımız tok!

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özkan.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - "...Recep Tayyip Erdoğan'ın o şanlı duruşu hâlâ bizim gözlerimizde."

 Bu şanlı duruş, Allah'ın izniyle, çok büyük zaferin müjdecisi olacaktır.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Hamasete karnımız tok!

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Ben, grup önerisi için Saadet Partisine teşekkür ediyorum.

BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Oy verin.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - Niçin? Bu duruş aslında milletimizin hassasiyetleridir...

BAŞKAN - Sayın Özkan teşekkür ediyoruz.

CAHİT ÖZKAN (Devamla) - ...ve devletimizin bu noktadaki gayretinin bir kez daha ifade edilmesi açısından ehemmiyeti vardır.

 Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

CEMALETTİN KANİ TORUN (Bursa) - "Evet" diyorsunuz yani.

BAŞKAN - Sayın Özkan, teşekkür ediyoruz.

Saadet Partisi grup...

III.- YOKLAMA

 

 (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz.

BAŞKAN - Oylamaya geçmeden önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun yoklama talebi vardır.

Sayın Emir, Sayın Kaya, Sayın Tezcan, Sayın Meriç, Sayın Emre, Sayın Çan, Sayın Ersever, Sayın Sümer, Sayın Kılıç, Sayın Yanıkömeroğlu, Sayın Yazgan, Sayın Kış, Sayın Özcan, Sayın Coşar, Sayın Derici, Sayın Güneşhan, Sayın Bülbül, Sayın İlhan, Sayın Arslan, Sayın Yıldızlı.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

 Yoklama işlemini başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı yoktur.

 Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.25

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.38

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Elvan IŞIK GEZMİŞ (Giresun), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

 ----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17'nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Saadet Partisi grup önerisinin oylanmasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

 Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

 Yoklama işlemini başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı vardır.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkanı Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ tarafından, Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınacak bir kararla İsrail'in işlediği insanlık suçlarının deklare edilmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Saadet Partisi Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

 İYİ Parti Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sanal bahis sitelerinin yol açtığı toplumsal sorunların tespit edilerek gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla 14/5/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

12/11/2024

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Danışma Kurulu 12/11/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

Mehmet Satuk Buğra Kavuncu

 

 

İstanbul

 

 

Grup Başkan Vekili

 Öneri:

 İstanbul Milletvekili, Grup Başkan Vekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sanal bahis sitelerinin yol açtığı toplumsal sorunların tespit edilerek gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla 14/5/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 12/11/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

 (Uğultular)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda çok fazla uğultu var. Şimdi hatibi kürsüye çağıracağım. Lütfen, sessizliği ve sükûneti sağlayalım.

 İYİ Parti Grubu önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Edirne Milletvekili Mehmet Akalın'ın söz talebi vardır.

 Buyurun Sayın Akalın. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

 (Uğultular)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Hatip kürsüye geldi. Salonda çok uğultu var. Lütfen, sessizliği ve sükûneti sağlayalım.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA MEHMET AKALIN (Edirne) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Değerli milletvekilleri, gençlerimizi tehdit eden sanal bahis bağımlılığı hakkındaki İYİ Parti Grubumuzun önerisini anlatmak üzere söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Ülkemizi ve gençlerimizi tehdit eden bu kadar önemli bir konuda, maalesef, iktidara geldiğinizde belirli günlerde sayılı olan şans oyunları şimdi, her geçen gün daha fazla sayıda çoğalarak gençler için sıradan bir hâle gelmiştir. Politikalarınız neticesinde, hayallerinden umudunu kesen gençlerimiz, kısa vadeli kazanç hayaliyle önce masum bir şekilde başlayan bu oyunların içine çekiliyor, sonrasında kaybettikçe kazanma umuduyla sisteme daha fazla para yatırmaya başlıyorlar. Bu bağımlılık, stres, kaygı, depresyon ve hatta yalnızlık gibi ciddi psikolojik sorunları beraberinde getirmektedir. Gençlerimizin akademik başarıları düşmekte, iş hayatlarındaki performansları zayıflamakta, aile içi ilişkiler de bu bağımlılıktan nasibini almaktadır. Bunun sonucunda ise kaybedilen sadece para değil aynı zamanda hayaller, ilişkiler, aile bağları ve en acısı kaybolan bir hayat oluyor. Yüzlerce insan borç yükü altında ezilerek, duygusal ve psikolojik çözümler ararken intihar gibi trajik sonuçlarla karşılaşıyor.

 Değerli milletvekilleri, kolay para kazanma vaadiyle sunulan bu siteler sosyal medya ve fenomenlerin etkisiyle gençlerimizin dikkatini çeker hâle getirilmekte, hayalî kazançlar ve "hoş geldin" bonusları gibi promosyonlarla gençlerimiz âdeta tuzağa sürüklenmektedir. Bu sitelerin sunduğu mobil uygulamalar basit ve hızlı bir arayüzle gençleri kendine çekmekte, her an, her yerde bahis oynama kolaylığı sağlamaktadır. Oysaki sizlerin bu tehlikeyi görmemeniz imkânsızdır ve ne yazık ki sizler bu büyük tehdidin önüne geçmek için hiçbir ciddi adım atmıyorsunuz.

 Peki, neler yapılmalı? Ne tür adımlar atılmalı? Gençlerimizi hayattan koparan yasa dışı şans oyunlarına erişimi engellemeli, bunun önüne geçmek için ciddi, kalıcı bir altyapı oluşturmaya çalışmalısınız.

 Yine, kumara dayalı dijital platformların bankacılık sistemleriyle entegre olmasını engelleyen bir sistem kurulması gerekmektedir.

 Gençlerimizi bilinçlendirecek kapsamlı eğitim programları hayata geçirilmelidir. Eğitim konularımızda gençlere yönelik seminerler düzenlenmeli, sanal bahis ve kumar bağımlılığı hakkında bilgilendirmeler yapılmalıdır. Bu sürece ebeveynler de dâhil edilmeli ve desteklenmelidir. Ailelere yönelik rehberlik programları ve danışmanlık hizmetleri verilmeli, ailelerin çocuklarının davranışlarındaki değişimleri daha kolay fark etmeleri sağlanmalıdır. Bakın, bu konuda hiçbir ilerleme kaydedilmediği takdirde gençlerimizi bu karanlık yola itmeye devam edeceksiniz.

 Yasa dışı bahis reklamlarının bugün çıkmış gibi bir algı oluşturulmasının da çok yanlış olduğunu ifade etmek istiyorum. Yaşanan bu olayın neden ülkemizde gerçekleştiğinin, bu bahis çetelerinin nasıl ülkemizde bu rahatlıkla çalıştıklarının da araştırılması gerektiğini düşünüyorum.

 Değerli milletvekilleri, gençlerimiz geleceğimizdir. Onların değerini bu kadar düşük görmek, onları yalnızca cehaletle, kötü alışkanlıklarla baş başa bırakmak en büyük sorumsuzluktur. Gençlerimizi bu bağımlılıklardan, bu yıkıcı oyunlardan kurtarmak için zaman kaybetmeden harekete geçilmelidir; aksi takdirde, kaybedecek çok şeyimiz olacaktır diyor, önergemize tüm milletvekillerimizin destek vermesini bekliyor, yüce Meclisi ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti, CHP ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Saadet Partisi Grubu adına söz talebi Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün'e aittir.

 Buyurun Sayın Silkin Ün. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Ekim tarihinde bir önerge vermiştim ve millî ya da gayrimillî, sanal ya da gerçek, legal ya da illegal fark etmeksizin kumar illetinin toplumsal cazibesini ortadan kaldıracak, gençlerimiz arasındaki özendiriciliğini giderecek çalışmaları yapmak üzere bir araştırma önergesi vermeyi istiyorum ve bunu sizlerin takdirine sunuyorum demiştim. O gün Grup Başkan Vekilimiz İsa Mesih Şahin konunun önemine, ehemmiyetine binaen bu kararın bütün vekillerimizin, çoğunluğun vicdanıyla alması gerektiğini düşünerek bir karar yeter sayısı talep etmişti ve o gün karar yeter sayısı sağlanamadığı için önergemiz ne kabul edildi ne de reddedildi. Bunda da belki bir hikmet vardır. Bugün İYİ Partinin önergesiyle bu fırsatı tekrar Allah sizlere vermiş, sunmuş olabilir; en azından bunu değerlendirin diyoruz. Hatta ortağınız, iktidar ortağı Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilimizin de daha önce böyle bir kanun teklifi vardı ve buna sizlerin kulağınızın üzerine yatmayacağınıza inanmak istiyoruz.

 Bu sorun, evet, küresel bir sorun, tıpkı uyuşturucu gibi. Sahip olduğu pastanın büyüklüğünü Birleşmiş Milletler bize söylüyor: Birleşmiş Milletler Suç Ofisi -2023 rakamları- 1,7 trilyon dolarlık bir rakamdan bahsediyor; İçişleri Bakanlığı ülkemiz için "50 milyar dolar." diyor. Evet, biz bir foseptik patlayınca maalesef bunları gündemimize getiriyoruz. Yine, konuşup konuşup olaysız dağılmayacağız umarım buradan. Uyuşturucu parasının aklanmasına varan bir illetle karşı karşıyayız. Mesela, bunun çözümünde, Türkiye Futbol Federasyonunun bu çözümde devreye girip girmeyeceğini hepimiz merak ediyoruz. Zira, alt liglerdeki futbol kulüplerinin finansını tamamen bu yasa dışı bahislerden sağladığı iddia ediliyor. Kulüplerimizin, büyük kulüplerimizin statlarının çevreleri tamamen kumar ve bahis şirketlerinin reklamlarıyla dolu. Bu bahis baronlarıyla mücadele edilmeyecekse havanda su dövmekten başka bir şey  yapmayız arkadaşlar.

Şimdi, burada, meselenin özüne gelirsek aslında devletimizin bir sorumluluğu var. Bundan birkaç yıl önce Millî Piyango idaresi özelleştirildi ve bu özelleştirme öncesinde aslında birçok oyun, daha geleneksel oyunlardı, belki de toplumun tüm kesimlerine yayılmıyordu. Bu özelleştirmeden sonra ne oldu arkadaşlar? İnsanların evlerinde geniş aileleriyle bir araya gelip eğlence olsun diye oynadıkları oyunlar devlet eliyle kumara dönüştürüldü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Ün.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Ve bu kumara devletimiz izin veriyor, yol veriyor maalesef arkadaşlar. Kumarı inanın tabana yayan bir uygulama var, en alt kesimlerin dahi hayatlarına girdi. Şimdi, çocukların bile ellerinde oynadıkları basit ev oyunları kumara çevrildi. Gençlerimizin cebinde kumarhane taşıdıklarını hepimiz görüyoruz ve buna hizmet ediyoruz.

 Değerli arkadaşlar, eğer bugün elinizi vicdanınıza koyacaksanız, kumarbaz nesilleri oluşturan bir iktidar olarak anılmak istemiyorsanız gelin bu önergeye sizler de "evet" deyin ve toplumumuzu, gençlerimizi, çocuklarımızı, nesillerimizi hep birlikte bu illetten kurtaralım diyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'na aittir.

 Buyurun Sayın Gergerlioğlu. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ortada bir canavar var, yasa dışı bahis canavarı. Bağımlılık içinde olanların yüzde 36'sı yasa dışı bahis ve kumar bağımlısı. "Web" siteleri günde 5-6 milyon lira kazanıyor. Siz, bu canavarı -işte, birtakım fenomen isimler- Mehmet Ali Erbil, Serdar Ortaç ve benzerlerinin üstüne yıkamazsınız; onlar reklam yüzü, gerçeklik başka. Bakın, reklam yüzü onlar, aklayanlar Dilan Polatlar ama ben buradan soruyorum: Bu işin, yasa dışı bahis meselesinin gerçek patronu kim kardeşim, gerçek patronu kim? Gerçek patronu, AK PARTİ-MHP cumhur zulüm ittifakıdır.

MEHMET UĞUR GÖKGÖZ (Isparta) - Sus, bağırma!

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Son yirmi yıldır Kıbrıs'ta 2,5 milyar dolarlık yasa dışı bahis ve kumar dönmektedir. Bu, nereden gidiyor? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Yılda 50 bin kişi, 50 bin dolar kumar, yasa dışı bahis oynuyor Kıbrıs'ta, bunu teşvik eden kim? Cumhur zulüm ittifakı, başka kim olacak. Peki, bunu durdurabilen var mı? "Yargı durdursun." deriz değil mi? Adaletten bir şey bekleriz. O yargının ne yaptığı ortaya çıktı. Daha bugün medyaya düştü: Eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, şimdi Yargıtay Üyesi Yüksel Kocaman, Ayhan Bora Kaplan çetesinden para almış. Dekontta diyor ki: "Kira parası." Yüksel Kocaman bu arkadaşlara malını mülkünü kiraya vermiş herhâlde, inanan var mı arkadaşlar? Ben daha öncesinde Yüksel Kocaman hakkında burada çok önemli gerçekleri beyan etmiştim, erişim yasağı getirtmişti; yargı elinizde ya. Bakın, şimdi Sedat Peker de bunun açıklamıştı. Halil Falyalı neden öldürülmüştü arkadaşlar? Yasa dışı bahis ve kumarın yüzde 80'ini yapan Halil Falyalı öldürüldü. Sedat Peker bağırdı, Süleyman Soylu'ya çok önemli ithamlarda bulundu. Bu ülkenin bir tek savcısı çıktı da Süleyman Soylu hakkında bir işlem yaptı mı? Süleyman Soylu savcılara meydan okudu da bir tek savcı çıktı mı? Çıkmadı. O hâlde "Yasa dışı bahis neden devam ediyor?" diye sormayın, "Gençler niye zehirleniyor?" diye sormayın ey iktidar! İşte, bundan dolayı oluyor.

 Bakın, başka bir ispatı daha: Yasa dışı bahis neden güçleniyor? Çünkü siz teşvik ediyorsunuz. Varlık Fonuna niye Tarım Bakanlığından bahis devredildi, neden vergi oranları düşürüldü? Bana cevap veren bir tek AK PARTİ'li var mı? Bakın, at yarışlarında yüzde 14'ten 7'ye düşürüldü, diğerlerinde 10'dan 5'e düşürüldü. Kumarı teşvik eden sizsiniz yahu!

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bakın, Muhammed Nur Görgen, FBI bile onun peşinde...

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Gergerlioğlu.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - ...ve bu kişi, yasa dışı bahis akademisi kurmuş arkadaşlar. Bu kişi serbest bırakıldı, biliyor musunuz? Adam bir akademi kurmuş. Sizin yargınız bu, sözleriniz de yalan.

 Bakın, az evvel sayın Cahit Özkan burada söyledi, ben itiraz ettim. Aralıkta Dezenformasyonla Mücadele Merkezi "İsrail'le ticaret yalan." dedi, sonra kendi yalanlarını ortaya çıkardılar, Mayıs 2024'te "İsrail'le ticareti yasakladık." dediler. Ya, demek ki önceki sözün yalan, yalanla mücadele merkezi yalan atmış demek.

 Şimdi, bakın, biz bütün bu yalanları burada belgeledik, en sonunda işte buna cevap verin. ZIM şirketi, İsrail siyonist şirketi Türkiye'yle ticaret yapıyor. Burada bir sürü belge var; bakın, "Chemical Ranger." Nereden? Derince'den İsrail Hayfa'ya gitmiş. Ne zaman? Bakın, 14 Eylül 2024'te.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Gergerlioğlu.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Belgeler burada. Buna itiraz edebilecek var mı arkadaşlar? Çıkıp çıkıp burada konuşuyorsunuz; şu belgeye itiraz edebilecek var mı? Biz burada diyoruz ki: İsrail'le ticaret Filistin'e ihanettir ve belgesiyle buradadır! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, teşekkür ediyoruz.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bunu inkâr edebilecek bir tek kişi varsa çıksın buraya; çıksın buraya, meydan okuyorum! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

 Teşekkür ediyorum.

MEHMET UĞUR GÖKGÖZ (Isparta) - Bağırma!

BÜŞRA PAKER (İstanbul) - Hadi!

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Çıkın o zaman, buyurun söyleyin, şu belgeleri yalanlayın o zaman.

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, teşekkür ediyoruz.

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Yalanlayamazsınız, gerçekler burada!

BAŞKAN - Sayın Gergerlioğlu, diğer hatibi çağıracağım, lütfen...

 Teşekkür ediyoruz.

 Öneri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Gaziantep Milletvekili Melih Meriç'e aittir.

 Buyurun Sayın Meriç. (CHP sıralarından alkışlar)

 CHP GRUBU ADINA MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet -az önce Özlem Hanım'ın söylediği gibi- biz bir aileyiz Özlem Hanım, sizleri de çok seviyoruz ama gerçekten bize güvenen, bizleri buraya gönderen milletimiz ne durumda, hangi sıkıntıları çekiyor, bunlar için bizler ne yapıyoruz? Özellikle bu memleketi yirmi üç yıldan beri yöneten AK PARTİ'lilere soruyorum: Hangi sorunlarına çözüm buldunuz? Bakın, sanki yepyeni bir şey çıkmış gibi bahis meselesini konuşuyoruz. Bahis meselesi... Kendi şahsi telefonuma bile hemen hemen her gün 5-10 tane mesaj geliyor, kimler tarafından gönderildiği belli olmayan mesajlar. Bunu kim kontrol ediyor? Bunu ortaya koyan, bunun suçlularını bulan kim? Biz mi bulacağız bunları? Bakın Özlem Hanım, diyorsunuz ya hani "Çözüm buluyoruz." diye, daha dün İzmir'de o yanan evlatlarımız; sessiz kalıyorsunuz. Gaziantep'te şehrin merkezinde, metropol ilçemizde kömür alamadığı için tandırın altında oturan ailelerimiz var. Çocuğu da uyuşturucu kullanıyor ama ne hâlini soran... Kaymakamlığa başvurmuş, kaymakamlıktan bir kömür dahi gitmemiş evlerine, sokağın ortasında tahta yakıyorlar. Evlerine girdiğimizde gerçekten üzülecek pozisyondayız, tandırın içerisinde oturuyorlar. Eşi çalışmıyor, bir iş kazası geçirmiş ama biz burada ne konuşuyoruz, neyin bütçesini konuşuyoruz? Gerçekten vicdanınız varsa bu kadar sıkıntının içerisinde, bakanlık bütçelerini konuşurken vatandaşın bütçesini ne zaman konuşacağız? Merak etmeyin, Vali Bey sonradan o arkadaşlara ulaştı ama öyle yüzlerce aile var Gaziantep'te ama kimsenin umurunda değil.

 Bakın, şimdi bahis çetelerinden bahsediyoruz. Acaba gençlerimiz bu bahis olaylarına niye düşüyor, neden, acaba geçinemediklerinden dolayı mı? Kolay yoldan paraya alıştırdığınız, para kazanmaya alıştırdığınız için bunun peşinden mi gidiyorlar? Bunun amacı ne? Gençlerimiz bu kadar kolay bir şekilde nasıl kandırılıyor? Bunu hiç sordunuz mu? Ama yok. (CHP sıralarından alkışlar) Sadece yaptığınız... "Aileyiz." diyorsunuz ama sadece "Ben biliyorum, ben yaparsam en iyisini yaparım." diye burada CHP veya diğer muhalefet milletvekillerinin getirdiği ne varsa "ret" veriyorsunuz.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MELİH MERİÇ (Devamla) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Meriç.

MELİH MERİÇ (Devamla) - Bakın, bir örnek daha vereyim size: Tam bir yıl önce, ruhsatsız silah taşıyanlara cezaların artırılması için yasa teklifi verdim.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Kimseye vermediniz Başkan, niye veriyorsunuz?

MELİH MERİÇ (Devamla) - Verdi Hanımefendi, lütfen dinler misin. Herkese veriyor, takip edin; yeni geldin zaten, bari sus!

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Bu nasıl bir üslup ya! Ayıp değil mi ya? Bir kadına karşı konuşuyorsun ya!

MUSTAFA KÖSE (Antalya) - Doğru konuş!

MELİH MERİÇ (Devamla) - Şimdi, bir şekilde...

 Ama baksanıza...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Ayıp ya!

MELİH MERİÇ (Devamla) - Şimdi, bir yıl önce yasa teklifi verdim ruhsatsız silah taşıyanlara cezaların artırılmasıyla alakalı, "ret" verdiniz. Ama şimdi yine getiriyorsunuz.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Hiç yakıştıramadım size, hiç yakışmadı gerçekten!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

 Sayın Meriç, bir saniye, sürenizi durdurdum.

MELİH MERİÇ (Devamla) - Neden?

BAŞKAN - Sayın Meriç, bir saniye...

 Sayın milletvekilleri, bütün arkadaşlarıma, normal konuşma süresini tamamladıktan sonra ek bir dakika verdim. Sayın Meriç ek bir dakikasını kullanıyor. Ben bu konuda adaletliyim. Lütfen siz de Genel Kurulu iyi takip edin.

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Cahit Bey'e vermediniz ama.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Meriç, devam edin.

MELİH MERİÇ (Devamla) - Saygı nedir? Takip etmediği hâlde suçlamasıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) -  Hiç yakışmadı!

MELİH MERİÇ (Devamla) - Otur yerine ya!

 Her şeyden önce şunu söylüyoruz: Bir yıl önce benim verdiğim yasa teklifine ret verdiniz, şimdi getiriyorsunuz. Gaziantep'te bir yılda kaç tane silahlı vurulma oldu biliyor musunuz? Daha bu sabah eşini kafasından vurdu, sonra kendi intihar etti, bu sabah Gaziantep'te. Hiç mi vicdanınız yok? "Artıralım." dedik "Bu silaha ulaşılmasını engelleyelim." dedik. Niye ret verdiniz geçen sene? Tam bir yıl önce verdim. Yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Size yazıklar olsun!

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Konuşma ya...

BAŞKAN - Sayın Meriç, lütfen...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Konuşma be! Konuşsam ne olacak! Ahlaksız!

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Ahlaksız sensin! Terbiyesiz herif!

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Terbiyesizsin sen!

BAŞKAN - Sayın Meriç, lütfen...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Utanmaz herif! "Konuşma." ne demek ya!

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Terbiyesiz de sensin!

BAŞKAN - Sayın Meriç, lütfen...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Bir kadına "Konuşma." diyor, bak, yine aynı şeyi söylüyor.

BAŞKAN - Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili Büşra Paker'e aittir.

 Buyurun Sayın Paker. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA BÜŞRA PAKER (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletim; hepinizi saygıyla selamlıyorum. İnternette yaşanan yasa dışı sanal bahis, kumar gibi sorunların irdelenmesi, tespiti ve çözümü üzerine talep edilen araştırma önergesi için AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.

 Saygıdeğer milletvekilleri, hepimizin bildiği gibi internet iletişim ve bilgiye erişim açısından büyük bir devrim olarak kabul edilmektedir. Toplumumuz bu dijital çağın sunduğu fırsatları kullanarak büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak bu güçlü aracın beraberinde getirdiği ciddi tehditler de göz ardı edilemez bir gerçek olarak karşımızdadır. Dijital dünya kimin neyi nasıl kullandığına göre değişiklik gösteren bir yapıya sahiptir. İnternetin kötüye kullanımı da hem bireyleri hem de toplumsal huzuru ve düzeni tehdit eden boyutlara ulaşabilmektedir.

 Özellikle yasa dışı bahis ve kumar faaliyetleri vatandaşların ekonomik düzenini sarsmakta, sosyal yapıyı bozmakta ve gençleri hedef alarak aile yapısını tehdit eden yıkıcı bir unsur hâline gelmektedir. Bu meselenin ciddiyetinin farkında olarak ve vatandaşlarımızı bu tür tuzaklardan korumak için ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla bu konuda -sadece kamuoyunun gündemine geldiğinde değil- her daim Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yasa dışı her türlü suç ve suçluya karşı kararlı mücadelemize devam etmekteyiz.

 Sayın milletvekilleri, Spor Toto Teşkilatı, Türkiye'deki yasal bahis sistemlerini denetleyen ve düzenleyen kurumumuzdur. Spor Toto, internet üzerinden yasa dışı bahis yapan siteleri izleyerek bu sitelere erişimin engellenmesi için BTK'yle iş birliği yapmaktadır; ayrıca, halkımızı yasa dışı bahis ve kumar faaliyetleri hakkında bilgilendirici kampanyalar düzenlemektedir. BTK bu noktada önemi haiz bir kurum olarak yasa dışı bahis ve kumar sitelerine göz açtırmamaktadır. BTK hem erişimin engellenmesi kararı alıp uygulamak üzere gönderilen konularla ilgili hem de 5651 sayılı Kanun'da sayılan katalog suçları kapsayan ihbarlarla ilgili gerekli teknik ve hukuki işlemleri incelemekte, hızlı ve etkili bir şekilde önlem alarak bu siteleri engellemektedir. İçişleri Bakanlığımız siber suçlarla mücadele kapsamında "SİBERAY" yani Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığımızca internetin daha güvenli kullanımı için kullanıcılara ve vatandaşlara yol göstermekte ve her türlü siber suçlarla eylem oluşmadan mücadele etmektedir.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Paker.

BÜŞRA PAKER (Devamla) - Ayrıca, Emniyet Genel Müdürlüğümüz yasa dışı bahisle bağlantılı suçların takibini yapmaktadır. Sermaye Piyasası Kurulumuzca yasa dışı finans kaynaklarının takibinin yapılmasıyla suç teşkil edecek unsurlar belirlenmektedir. Ayrıca, Adalet Bakanlığımız yasa dışı bahis sitelerinin işletilmesi, kumar oynanması, oynatılması ve bahis yapma suçları kapsamında hukuki süreçleri başlatmaktadır. Bu bağlamda, Hükûmetimiz yasa dışı bahis ve kumarla mücadele konusunda kapsamlı bir strateji yürütmektedir. İlgili tüm kuruluşlarımızla denetim mekanizmaları bilinçlendirici kampanya ve faaliyetlerle desteklenmektedir. Bu noktada hassasiyetimizi ve duruşumuzu her fırsatta dile getirmekteyiz.

 Kısacası, tüm erklerimizle -yasamamız, yürütmemiz ve yargımızla- Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hiçbir gencimizin ve vatandaşımızın bu kötücül emellerin aracı olmaması için çalışmalarımızı kararlılıkla aynı özveride sürdürmeye devam ediyoruz.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

III.- YOKLAMA

 (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkanım, yoklama istiyoruz.

BAŞKAN - Önerinin oylanması sırasında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yoklama talebi vardır...

ÜMMÜGÜLŞEN ÖZTÜRK (İstanbul) - Benim de konuşma talebim var Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Emir, Sayın Kaya, Sayın Akdoğan, Sayın Gezmiş, Sayın Yontar, Sayın Timisi Ersever, Sayın Özcan, Sayın Kış, Sayın Yanıkömeroğlu, Sayın Coşar, Sayın Öneş Derici, Sayın Güneşhan, Sayın İlhan, Sayın Arslan, Sayın Durmaz, Sayın Taşkent, Sayın Elçi, Sayın Bankoğlu, Sayın Bülbül, Sayın Taşkın Özer.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

 BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı yoktur.

 Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.09

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.19

 BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Sibel SUİÇMEZ (Trabzon), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17'nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - İYİ Parti grup önerisinin oylanmasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

 Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

 BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı vardır.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, gençler arasında kullanımı yaygınlaşan sanal bahis sitelerinin yol açtığı toplumsal sorunların tespit edilerek gerekli önlemlerin alınabilmesi amacıyla 14/5/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

 Sayın milletvekilleri, İç Tüzük 60'a göre kısa söz talebinde bulunan milletvekili arkadaşlarıma yerlerinden birer dakika söz vereceğim.

 Sayın Şeref Arpacı...

 

VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

50.- Denizli Milletvekili Şeref Arpacı’nın, AK PARTİ Denizli İl Başkanlığına ilişkin açıklaması

 

ŞEREF ARPACI (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 Denizli'de AKP İl Başkanlığı tarafından 10 Kasımda Ata'mıza yapılan saygısızlığı kınıyorum. AKP İl Başkanlığına sesleniyorum: Atatürk'ün görselini İl Başkanlığı binanıza asmayarak onu yok sayabileceğinizi mi sanıyorsunuz? Ne kadar yok saymaya çalışsanız da Atatürk vatanını seven herkesin gönlündedir. Oturduğu koltuktan bihaber olan Başkan, o koltuk sana demokrasinin gereği olarak Atatürk'ün eseridir. Saygısızlığınızın cevabını Denizlili hemşehrilerimiz yerel seçimde vermişti ama belli ki siz farkında değilsiniz. Yaklaşan erken genel seçimlerde bu cevabı bir kez daha geri dönülmez bir biçimde göreceksiniz.

 Bu vesileyle, ülkemizin kurucusu ve ebedî lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyorum.

BAŞKAN - Sayın Ersever...

 Buyurun.

 

51.- Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever’in, mülakata ilişkin açıklaması

 

ALİYE TİMİSİ ERSEVER (Ankara) - Teşekkür ederim.

 Atadığınız kayyumlarla millet iradesini yok sayarken fırsat eşitliğini yok ederek gençlerin ve ülkenin umudunu çalıyorsunuz. Milletin gözünün içine baka baka "Mülakatı kaldıracağız." diye söz verdiniz, seçimler bitince bunu da unuttunuz. Samsun Asarcık Kaymakamlığının açtığı sınava en yüksek KPSS puanıyla giren ve sözlüde elenen Doğuş Can Kavaklı intihar etti. Bu, bir intihar değil bir cinayettir. Esenyurt Kaymakamlığının açtığı sınavda KPSS puanı en yüksek olan adaylar elendi; yine torpil, yine kayırma. Bu adaletsizlik ve torpil sistemi daha ne kadar sürecek? Kul hakkına girdiğiniz, gençlerin geleceğini çaldığınız yetmedi mi? Sözünüzü yerine getirin, mülakatı kaldırın.

BAŞKAN - Sayın Mehmet Emin Ekmen? Yok.

 Sayın Gülcan Kış...

 

52.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Mersin'deki vatandaşların gündemine ilişkin açıklaması

 

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Seçim bölgem Mersin'de hafta sonu çarşıda pazarda vatandaşlarımızla bir araya geldim. Herkesin tek bir gündemi var, gün geçtikçe kötüye giden ekonomi; marketlerde fiyatlar ateş pahası, vatandaş etin tadını unutmuş durumda, sebze ve meyve almak için akşam saatini bekliyor pazar ucuzlasın diye. AKP iktidarı pembe tablolar çizmeye devam etse de halkın gerçeği çok başka. TÜİK verilerle oynayıp yoksulluğu gizlemeye çalışıyor ama mutfakta tencere kaynamıyor, dolaplar boş. Bu tablo, halktan kopmuş, vatandaşın sesini duymayan bir iktidarın eseridir. Herkesin adaletli bir pay alması gerekirken insanlar açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor. Ülkemizin kaynakları doğru ellerde olsa herkesin sofrası dolar. Mersin'den yükselen bu ses Türkiye'nin gerçeğini haykırıyor. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yoksulluğa itiraz ediyoruz çünkü biliyoruz ki geçim yoksa seçim var.

 Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Selçuk Türkoğlu...

 

53.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, mülakat mağduru öğretmenlere ilişkin açıklaması

 

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Memleketin her köşesi mutlaka bir konuda mağdur insanlarımızla dolup taşıyor. Tarihin en rezil, en vicdansız ve en adaletsiz mülakatının mağdurları öğretmenler bütün Türkiye'de eylemde, geçtiğimiz hafta da Bursa'daki eyleme Grup Başkan Vekilimiz Sayın Buğra Kavuncu'yla katıldık, oradaki vicdan sızlatan sonuçları birlikte gördük. Oturma eylemi devam edecek.

 Buradan iktidara ve onun duyarsız, hak gasbı mimarı Sayın Yusuf Tekin'e sesleniyorum: Hani kırk beş dakika sürecekti mülakatlar ve hani bu itirazlara standart cevap verilmeyecekti. Hepsine aynı matbu cevaplar veriliyor. Duyun artık bu feryadı ve bu mülakatları iptal edin.

 Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın İlhami Özcan Aygun...

 

54.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, fizyoterapistlere ilişkin açıklaması

 

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Sağlık Bakanına sesleniyorum: Fizyoterapistler toplum sağlığını koruma ve geliştirmeye katkı sağlayan, bireylerin yaşam kalitesini artıran, hareketsiz yaşamın oluşturduğu riskleri azaltacak yaklaşımları uygulayan bir meslek grubudur. Gelişmiş ülkelerde vatandaşlar fizyoterapistlere kolaylıkla erişebilmektedir. Hastalar bazı ülkelerde hekime, bazı ülkelerde ise doğrudan fizyoterapiste başvurmaktadır. Ülkemizde ise fizyoterapistlerin serbest meslek icrasına dair yönetmeliği ne yazık ki bulunmamaktadır. Hastalık tanısının konulması sonrası vatandaşların dilediği fizyoterapiste giderek tedavi olma hakkını sağlayacak olan serbest çalışma yönetmeliğine olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Ülkemizde 70 binden fazla fizyoterapistin mesleklerini uluslararası standartlarda ve etkin bir şekilde uygulayabilmesi, fizyoterapistlerin birincil basamak sağlık hizmetlerinde vatandaşlarımıza hizmet edebilmesi için Sağlık Bakanlığının serbest çalışma yönetmeliğini çıkarması kritik bir önem arz etmektedir. Bir an evvel bu yönetmeliği çıkarın, fizyoterapistlerin önünü açın, okullarda okuyan çocuklarımıza destek olun.

BAŞKAN - Sayın Necmettin Çalışkan? Yok.

 Sayın Süreyya Öneş Derici....

 

55.- Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici’nin, Ulu Önder Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

SÜREYYA ÖNEŞ DERİCİ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz 10 Kasım, bağımsızlığımızın mimarı, cumhuriyetimizin kurucusu, ebedî liderimiz Ulu Önder Atatürk'ün vefatının 86'ncı yıl dönümü idi. Bu 10 Kasımda da Türkiye'nin her yerinden genci yaşlısı, kadını erkeği Anıtkabir'deydi. Bodrum Gençlik Kollarımız da Gençler Ata'sının Yolunda Kampanyası çerçevesinde 160 kişilik bir grupla Ata'mızın huzuruna çıktılar. Buradan Ulu Önder'imizi saygı, minnet ve özlemle bir kez daha anarken emanetinin tüm cumhuriyet kadın ve erkeklerinde güvende olduğunu ifade ediyorum.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Elvan Işık Gezmiş...

 Buyurun Sayın Gezmiş.

 

56.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, sağlıkta şiddete ilişkin açıklaması

 

ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Sağlıkta şiddete hayır!

 Doktorlarımıza ve sağlık çalışanlarımıza şiddet her geçen gün artıyor. Sağlık çalışanlarımız zorlu koşullarda, büyük özveriyle ve fedakârlıkla hizmet verirken şiddete uğramaları kabul edilemez. Şiddetin önlenmesi için caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalı, güvenlik önlemleri acilen artırılmalıdır. Sağlık emekçilerine sahip çıkmak hepimizin ortak sorumluluğudur.

 Sağlıkta şiddetin son örneği, maalesef, Giresun'da görevi başındayken Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanımıza karşı gerçekleşmiştir. İl Başkanımız Doktor Gökhan Şenyürek'in uğradığı saldırıyı kınıyor, saldırganların hak ettiği şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz.

 Sizin "Giderlerse gitsin." dediğiniz doktorlarımız için Ata'mızın "Beni Türk hekimlerine emanet ediniz." sözünü hatırlatıyorum.

BAŞKAN - Sayın Burhanettin Kocamaz...

 Buyurun Sayın Kocamaz.

 

57.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, ısınma giderlerine ilişkin açıklaması

 

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

 Yüksek ısınma giderleri bu yıl da dar gelirli vatandaşlarımızı mağdur etmeye ve kara kara düşündürmeye başladı. Dar gelirli vatandaşlarımız bu sene de yüksek ısınma faturaları nedeniyle kışı battaniye altında titreyerek geçirmek zorunda kalacak. Asgari ücrete ara zam yapmayan ve emeklilerimizi 12.500 TL maaşa mahkûm eden AKP iktidarı, kış öncesi, daha birkaç ay önce doğal gaz ve elektrik fiyatlarına yüzde 38 zam yaptı. Artan yüksek doğal gaz ve elektrik fiyatları karşısında kömüre yönelmiş fakat kömür fiyatlarına yüzde 30-40 oranında zam yapılması ve geçen yıl tonu 5 bin TL olan kömürün bu yıl en az 6.500 TL'ye yükselmesi dar gelirli vatandaşlarımızı iyice mağdur etmiştir. Elektrik, doğal gaz ve kömür zamlarını geri almayı ya da dar gelirli vatandaşlarımıza yakacak yardımı yapmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Sayın Gizem Özcan...

 Buyurun Sayın Özcan.

 

58.- Muğla Milletvekili Gizem Özcan’ın, Akbelen mücadelesine ilişkin açıklaması

 

GİZEM ÖZCAN (Muğla) -  Teşekkürler Sayın Başkan.

 Bugün, ülkemiz çevre mücadelesinin yüz akı Akbelen mücadelesi yargılandı. Beş senedir Akbelen Ormanı'nı şirketler işgal etmesin diye direnenler hâkim karşısına çıkarıldı. Ormanı korumak anayasal bir görevken bu görevi canla başla yerine getirenler suçlu addedilmek istendi. Herkes bilsin ki bir karış toprağımızın şirketlere peşkeş çekilmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkenin onurlu hâkimleri sayesinde beraat aldılar. Bakın, biz mücadele ederek dayanışmayla büyüyoruz. Bugün, Akbelen, dünyaya, çevre mücadeleleriyle tarihe adını yazdırmıştır, çoktan kazanmıştır.

 Buradan bir kez daha Akbelen için, mücadelemiz, emeğimiz, umudumuz için bütün yaşam savunucularını dayanışmayla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Umut Akdoğan...

 Buyurun Sayın Akdoğan.

 

59.- Ankara Milletvekili Umut Akdoğan’ın, Anıtkabir'de slogan atılmasına ilişkin açıklaması

 

UMUT AKDOĞAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz 10 Kasımda, bundan önce olduğu gibi büyük bir hüzünle ve bağlılıkla Ata'mızı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü andık ancak bu 10 Kasımda da diğer resmî bayramlarda olduğu gibi büyük bir ayıp yaşandı. Anıtkabir'e kim olduğu, ne olduğu belli olmayan bir güruh girerek Ata'mızın mezarında büyük saygısızlıklar yapıyor. Anıtkabir bir ulusun kalbinin attığı yerdir, bir milletin saygısının cisimleşmiş olduğu hâldir; buraya gelip slogan atmaktan herkesi menederiz. Bu saygısızlığa bir an evvel son verilmelidir.

BAŞKAN - Sayın Öztürk, söz talebiniz var ancak tutanakları talep ettim -ben de bir kadına şiddet dilini asla onaylamıyorum- tutanaklar geldiğinde inceleyeceğim, ona göre gereken açıklamayı yapacağım.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

3.- DEM PARTİ Grubunun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik ve arkadaşları tarafından, kayyım rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

BAŞKAN - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

12/11/2024

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Danışma Kurulu 12/11/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

Sezai Temelli

 

 

Muş

 

 

Grup Başkan Vekili

 Öneri:

 12 Kasım 2024 tarihinde Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik ve arkadaşları tarafından, kayyım rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması amacıyla Türkiye Büyük Millet Meclisine verilmiş olan (8949 grup numaralı) Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 12/11/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik'e aittir.

 Buyurun Sayın Sakik. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA SIRRI SAKİK (Ağrı) - Sevgili arkadaşlar, herkese selam, sevgi ve iyi akşamlar.

 Evet, bugün yeniden kayyumu tartışıyoruz ve konuşuyoruz. Bu kayyum politikaları bir gasp politikasıdır. 2016 yılında başlamış, benim de Ağrı'da bulunduğum dönemde kayyumla yerime bir vali atanmıştı. Şimdi, aslında 2016'da başlayan bir süreç değil, cumhuriyetin yaşanan bu yüz yıllık sürecine baktığımızda, 1921'de bir miktar bölge vekilleri geliyor, Kürt vekilleri geliyor, geçiş dönemi yaşanıyor ve bittikten sonra 1924'te yeni bir süreç ve 1925'ten sonra da olağanüstü hâl uygulamaları, sıkıyönetimler ve o gün bugündür Kürt coğrafyasında Kürt'ün kendisini temsil etmemesi için ne gerekiyorsa nasıl tek parti döneminde yapıldıysa, bugün sizin döneminizde de aynı şey yaşanıyor.

 Bakın, 1924'ten 1927'ye kadar olağanüstü hâl uygulaması var, arkasından umumi müfettişlik var. Bu bölgede, Kürt coğrafyasında Kürtler başka bir hukukla yönetiliyorlar ve bu müfettişlik, bölgede sadece yetkiyi ülkenin Cumhurbaşkanından alıyor. O dönem oraya giden Abidin Özmen diye bir yetkili orada uzun süre kalıyor ve orada ne diyor, biliyor musunuz? Kürt coğrafyasında, kürdistanda diyor ki: "Kürtler ortadan kaldırılmalıdır, Kürtlerin çocukları alınıp asimile edilmelidir. Kürtler devletin hiçbir kurumuna alınmamalıdır." Siyah Rapor'da bunlar söyleniyor. Bu raporunu o dönemde nereye gönderiyor? İşte, Kürtlerin... Yani "kayyum politikası" dediğimiz... İsmet Paşa'ya gönderiyor. Saidi Kürdi onlar için ne diyor, biliyor musunuz? Diyor ki: "Zalimler için yaşasın cehennem ateşi." İşte, o gün bugündür sonrası darbeler, sonrası bilinen bütün süreçlerde sıkıyönetimler, olağanüstü hâl uygulamaları, Kürt'ün iradesini tanımamak adına ne hileler varsa hepsi uygulanıyor. İşte, bugün geldiğimiz nokta da bu.

 Sonrası, bakın, Kürtler kendi coğrafyasında demokratik siyaseti o kadar çok önemsiyorlar ki bütün partilere kapıları kapalı olduğu hâlde bunlar bağımsız. Mesela Mehdi Zana ve sonrası Edip Solmaz.

 Edip Solmaz Batman'da Belediye Başkanı seçiliyor ama kontra birimleri Edip'i seçildikten yirmi sekiz gün sonra katlediyorlar. Orhan Alpaslan benim seçim bölgemde Belediye Başkanı oluyor, sonra darbeler oluyor, Orhan Alpaslan da -çare yoksa dağ çaredir- dağlara gidiyor ve orada öldürülüyor. Sonrası Mehdi Zana, o da uzun yıllar cezaevlerinde kalarak demokratik siyasetin bedelini çok ağır bir şekilde ödüyor.

 Şimdi, bakın, kayyum politikası diyorsunuz. Mardin'de Ahmet Türk'ün yerine gelen kayyum ne yapıyor, biliyor musunuz? Kırklareli'de bilinmeyen bir yere 4 milyon lira para gönderiyor. Şimdi, hani diyorsunuz ya "Dağa bayıra gidiyor." diye, kim ki bu alçaklığı yapıyorsa, bu halkın parasını sağa sola gönderiyorsa adı alçaktır. Şimdi, senin ne hakkın var alıp bu parayı Kırklareli'ye gönderiyorsun? Geçen gün Özgür Özel de söyledi, çıktı, açıkladı. Ne dedi, biliyor musun? Süleyman Soylu'ya hediye edilen tespihler 350 milyon lira. İşte, kayyum dediğimiz bu, halkın iradesine bu şekilde ipotek koyuluyor.

HALUK İPEK (Amasya) - İspat et.

SIRRI SAKİK (Devamla) - Siz oraları gasbediyorsunuz, oraları kuşatmaya çalışıyorsunuz; açık, net olarak söylüyoruz. Bakın, geçen gün Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: "Ne idiği belirsiz insanlar..." Çok ayıp be! Ayıp be! Bizim hepimizin nerelerden geldiğimizi siz bizden çok iyi biliyorsunuz. Kırk yıldır Ahmet Türk'le bu topraklarda, bu Parlamentoda, hayatın her alanında biz demokrasi mücadelesi veriyoruz arkadaşlarımızla, nereden geldiğimizi herkes çok iyi biliyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sakik, tamamlayın lütfen.

 Buyurun.

SIRRI SAKİK (Devamla) - Eğer ne idiği belirsiz insanlar arayacaksanız nerede aramalısınız, biliyor musunuz? Seçimlerde, Ağrı'ya hiç ilgisi, ilişkisi olmayan insanları alıp getirdiniz, Şırnak'a getirdiniz, Bitlis'e getirdiniz, Kars'a getirdiniz; oralara ait olmayanlar... Ne idiği belirsiz insanlar kayyumlardır. Bu halkın kadim çocukları, kadim evlatları o toprakların sahibidir. Asıl "ne idiği belirsiz" dediğiniz insanlar işte bunlar, halkın malını gasbedenler. Siz bunu bildiğiniz hâlde tutup yanlış alanlara doğru mesajlar veriyorsunuz; bunun hiç kimseye bir yararı yok.

 Kayyum politikaları iflas etmiştir. Kayyumlar hırsızdır. Kayyumlar halkın malını gasbedenlerdir. Onun için, gaspçıların bu topraklarda, Kürt coğrafyasında yeri yoktur, defolup gitmelidirler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili Bülent Kaya'ya aittir.

 Buyurun Sayın Kaya. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli AK PARTİ'li dostlar; ezberlerimizi artık bozmanın, birilerinin bizim yerimize düşünmesi değil, bizim bir muhakeme yapmamızın zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Birçok demokratik ilkeyi, evrensel hukuk ilkesini yok sayan, çok önemsediğimiz ve sizlerin de önemsediğinden hiç şüphemin olmadığı terörle mücadeledeki meşruiyet problemini ortaya çıkaran bir durumdur kayyum uygulaması. Dolayısıyla, gelin, bu kayyum uygulamalarının ülkemize, demokrasimize, hukuk devletine, uluslararası çevrelerde Türkiye'ye, milletimize hiçbir faydası olmadığını, en fazla da Adalet ve Kalkınma Partisinin kendisine bir faydası olmadığını hep beraber görelim ve bu muhasebeyi yapalım. Kayyumdan önceki bölgedeki oy oranlarınıza bakıp bugünkü oy oranlarınıza bakarsanız aslında bu kayyum politikalarının en fazla sizin partinize zarar verdiğini çok net bir şekilde görmeniz lazım. 2014'te seçilmiş başkanlara 2016'da kayyum atadınız, millet 2019'da bu uygulamanızı tasvip etmedi, tekrar kayyum atadınız, 2024'te yeniden seçime gittiniz ve yeniden buna cevaz vermediğini ortaya koydu. Kaç seçim geçmesi lazım bunun yanlış olduğunu görüp anlayabilmeniz için?

 Darbeci Kenan Evren'in bile hazırladığı bu Anayasa'da demokrasiyi bu kadar ayaklar altına alan bir düzenleme yoktu çünkü darbeci Kenan Evren Anayasa’nın 127'nci maddesinde, mahallî idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatlarını kaybetmelerinin ancak yargı kararıyla olabileceğini söylemişti. Buna tek bir istisna koymuştu: Görev suçu. Göreviyle ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma olan birisinin yerine -o da soruşturmanın selameti açısından çünkü belediyeyi sevk ve idare eden bir kişi şayet belediyedeki bir görev suçuyla ilgili soruşturuluyorsa o suçun delillerini örtme ihtimali var diye- kayyum atanıyordu. Siz ne yaptınız? Kanun hükmünde kararnameyle, Kenan Evren'den bile daha ileri antidemokratik bir uygulamaya hep beraber imza attınız. Hadi, şunu kabul edelim: "O dönemin şartları." diyebiliriz; Türkiye 15 Temmuz gibi ağır bir süreci, farklı süreçleri yaşadı ama mübarekler, sekiz yıldır... Artık bu ülkeyi, lütfen, normalleştirin; bu ayıbı artık bize, ülkemize yaşatmayın. Biz, hepimiz inanan insanlarız. Evrensel hukukta beraatizimmet esastır, İslam hukukunda beraatizimmet esastır; kişi suçu sabit olmadığı müddetçe suçlu muamelesi göremez. Bırakın kişiye suçlu muamelesi yapmayı, siz, Esenyurt Belediyesindeki bütün Meclis üyelerine, Mardin'deki bütün Belediye Meclis üyelerine, Batman'daki bütün Belediye Meclis üyelerine, Halfeti'de daha önce atadığınız bütün Belediye Meclis üyelerine "Hayır, siz potansiyel suçlusunuz." muamelesi yapıyorsunuz. Geçtim bireyleri, toplumlar bile artık suçlu muamelesi görmeye başladı.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.

BÜLENT KAYA (Devamla) - Dolayısıyla bu uygulamanın anti İslami, antidemokratik olduğunu lütfen hep beraber görelim; faydası yok size, devlete de faydası yok.

Bir de en önemli şey şeffaflık ve denetim. Denetimin olmadığı bir yerde hırsızlık olur, denetimin olmadığı bir yerde yolsuzluk olur. Siz bir yere belediye başkanı atıyorsunuz, örneğin Esenyurt'a. Meclisin denetim yetkisini ortadan kaldırıyorsunuz. İmarla ilgili bütün kararlara, bütün imar uygulamalarına kaymakam olan, vali yardımcısı olarak atanan belediye başkanı ve 5 encümen -onu da belediye başkanı belirliyor, memur encümenler- imza atacak. Esenyurt'un bugün geldiği hâl zaten ortada. Esenyurt kirli imar işlerinin başkenti değerli arkadaşlar. Bu başkenti hâlâ belediye meclislerinin devrede olmadığı bir süreçle mi yöneteceksiniz? Onun için buradan hepinizin vicdanlarına sesleniyorum ve bu konudaki hassasiyetinizden de hiç şüphem yok: Birileri bizim yerimize düşünmesin, bu uygulamayı lütfen gelin, hep beraber biz düşünelim.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz talebi Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun'a aittir.

 Buyurun Sayın Olgun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir kişinin suçlu olduğuna ancak mahkeme karar verebilir. Masumiyet karinesi hukukun sadece bir kuralı değil, temel bir insan hakkıdır. Dolayısıyla hiçbir kişi, hiçbir kurum suçlu olduğu ispatlanmadan görevden alınamaz. Ancak kayyum atamaları ülkemizde keyfî ve siyasi çıkarlarla yapılmaktadır. Kayyum atamalarını savunurken terörle ilişkilendirilen yerel yöneticiler konusunda açık ve net olmak gerekir. Terörle mücadele devletin en temel görevlerinden biridir ancak bu mücadelenin sınırları hukukun öngördüğü çerçevede olmalıdır. Eğer bir belediye başkanı ya da bir yerel yöneticinin terör örgütleriyle bağlantılı olduğuna dair somut bir delil bulunuyorsa o kişi seçilmeden önce gereken yasal işlemler yapılır. Seçilmiş bir belediye başkanının terörle bağlantısı ortaya çıkarsa derhâl yargı süreci başlatılır ve suçlu bulunursa cezası verilir. Hadi tersten başlayıp suçluluğu mahkeme kararıyla belirlenmeden, yargı süreci sonuçlanmadan görevden aldınız, o zaman yerine vekâlet edecek kişiyi yine halkın oyuyla seçilen belediye meclis üyelerinin seçmesi gerekmektedir. 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle değişiklik yapmadan önce 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 45'inci maddesine göre belediye başkanlığının boşalması, görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda, vali tarafından on gün içinde toplanan belediye meclisi tarafından ve belediye meclis üyeleri arasından bir başkan belirleniyordu ancak 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle belediye meclisi yok sayılarak başkan vekili atamaya İçişleri Bakanlığı ve valilik yetkili kılındı. Terör faaliyetleri nedeniyle görevden alınan belediye başkanlarının yerine seçim yapılamayacak olmasının yasal boşluk ve belirsizlik yaratması keyfî uygulamalara yol açmaktadır. Anayasa'mızın 127'nci maddesi yerel yönetimlerin halk iradesine dayalı olarak yönetilmesini öngörmekte ve bu yönetimlerin özerkliğini güvence altına almaktadır. Ancak kayyum atamaları, halkın seçtiği yerel yöneticilerin görevden alınarak yerine merkezî idare tarafından atanan kişilerin görevlendirilmesi bu özerklik ilkesine açıkça aykırıdır.

 İYİ Parti olarak biz terörle mücadeleyi elbette çok önemsiyoruz ancak hukukun üstünlüğüne dayalı bir çözümü savunuyoruz. Bunun dışında, hukuki dayanağı olmayan kayyum atamaları kabul edilemez.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi Antalya Milletvekili Aliye Coşar'a aittir.

 Buyurun Sayın Coşar. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA ALİYE COŞAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Yirmi iki yıldır kutuplaştırarak siyaset yapan, kendinden olmayanları terörist ilan eden AKP iktidarı hukuksuz bir şekilde kayyum atamalarına devam ediyor. Yargı eliyle siyaseti dizayn ederek seçilmişlerin yerine atanmışlarla halkın iradesini gasbeten zihniyetle karşı karşıyayız. 31 Mart seçim sonuçlarını hazmedemeyen AKP iktidarı seçimle alamadığı belediyeleri kayyumla gasbetmektedir. Geçtiğimiz haftalarda önce Esenyurt Belediyemize, sonra Mardin, Batman ve Halfeti Belediyelerine kayyum atandı. Esenyurt Belediye Başkanımız, Akademisyen Ahmet Özer hukuksuz bir şekilde, evinin kapısı kırılarak, şafak operasyonuyla gözaltına alınarak uydurma gerekçelerle tutuklandı. Belediye Başkanımız Ahmet Özer daha ifade verirken, tutuklandığı haberi servis edildi; bu süreç esnasında, Esenyurt Belediyesine kayyum atandığı haberi havuz medyasında dolaştı. Hukuksuzluklar zinciri devam ederek belediyede Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tabelası indirildi, ne milletvekillerimiz ne de seçilmiş meclis üyelerimiz belediye binasına alındı, ancak tam on iki gün sonra milletvekillerimiz Esenyurt Belediyesine girebildi.

 Yaşanan hukuksuzluklara rağmen Adalet Bakanı ne diyor? "Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir." Adalet Bakanına soruyoruz: Madem hukuk devletiyiz, yargıya güven neden düşmektedir? Hukuk katledildi, yargı üzerindeki siyasi baskı arttı, özel yetkili savcıların yerini AKP'nin savcısı Akın Gürlek aldı, Adalet Bakanı tanımadıkları Anayasa'dan alıntı yaparak aklımızla alay etti. Bu hukuk tanımaz kayyum zihniyetini kabul etmiyoruz.

 En yüksek enflasyon, en düşük yargıya güven oranından sonra AKP iktidarı kendi rekorlarını kırıyor; Mardin Belediyesine hukuksuz bir şekilde 3'üncü kez kayyum atanıyor, adaylıklarında hiçbir hukuki engel yokken, seçildikten sonra uydurma gerekçelerle millet iradesi gasbediliyor. Peki, kayyumlar belediyelerde ne iş yapıyor? Kayyumların belediyeleri nasıl borçlandırdığını, bu kadar borca rağmen halka hizmet etmediklerini gördük, belediyenin bütçesinden kimlere tespih hediye ettiklerini gördük, rantçı anlayışı gördük.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FAHRETTİN TUĞRUL (Uşak) - Sizin belediye başkanlarınız nerelere, ne para dağıtıyor, bu hafta bunu konuşuyoruz ya!

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Coşar.

ALİYE COŞAR (Devamla) - AKP iktidarı, kayyum atamalarıyla demokrasiyi ve hukuku hiçe sayıyor. Kayyumlar demokrasiye saldırıdır. Seçilmişlerin yerine atanmışları getirerek siyaseti dizayn etmeye çalışanlar unutmasınlar, halk bunların hesabını soracaktır. Esenyurt'u yalnız bırakmıyoruz, milletvekillerimiz, seçilmiş Belediye Meclis üyelerimiz ve tüm Esenyurt halkı Esenyurt Belediyesi önünde nöbettedir. Esenyurt'u kayyumcu zihniyete teslim etmeyeceğiz, halkın iradesine sahip çıkacağız, bu kötülükle sonuna kadar mücadele edeceğiz. Halkın iradesinin üstünde hiçbir güç yoktur. 31 Martta halk bu zulüm düzenine nasıl cevap verdiyse önümüzdeki seçimde de bunun cevabını verecektir.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'na aittir.

 Buyurun Sayın Bedirhanoğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; DEM PARTİ Grubu tarafından kayyum atamalarına ilişkin Meclis araştırması açılması hakkında verilen grup önerisiyle alakalı, partim adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

 Hukuki ifadesiyle, terör suçlarından dolayı soruşturma geçiren veya ceza alanlarla alakalı belediye başkan vekilliği görevlendirilmesi, kamuoyundaki ifadesiyle de kayyum atamalarına ilişkin yine bir tartışmayı ve yine bir gündemi konuşmaktayız. Tabii, kamuoyunun da çok yakından takip ettiği bu konuyu görüşürken, tartışırken kamuoyunu doğru bilgilendirmek için, objektif bir gözle ve vicdanlarımızın sesiyle, 2016 yılından bu yana kayyum atamalarına ilişkin sürecin nasıl başladığını, bu sürece neden ihtiyaç duyulduğunu ve bu sürecin neden hâlâ devam ettiğini iyi irdelememiz gerekiyor. 2016 yılı öncesinde Cumhurbaşkanımızın -önderliğinde- büyük bir inisiyatif kullanarak başlattığı ve tarihî Meclis konuşmasında "Anneliğin ideolojisi yoktur, anneliğin siyaseti yoktur, sağcılığı solculuğu yoktur. Yozgat'taki bir anne ile Hakkâri'deki bir anne oğullarının başucunda ağlıyorsa ve aynı kıbleye yöneliyorsa burada tarihî bir hata vardır." diye ifade ettiği ve büyük bir inisiyatif kullandığı ama bu inisiyatifin karşılığında da maalesef belediyelerin cephaneliğe döndürüldüğü, maalesef... (DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Doğruyu söylemiyorsun, yalan atıyorsun sen!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Belge göster, belge göster!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Belge göster, belge!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Belge göster, yalancısın sen!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Ben atandığımda Şırnak Belediyesinin altı cephanelik doluydu.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Belge göster, yalancısın sen!

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen Genel Kurula hitap edin.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Bakın...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Belge göster, belge!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Belge göster, belge göster!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Demokrasiden bahsediyoruz değil mi?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyin.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Belge göster! Utanmaz!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Şu an kürsüdeyiz, sakin bir şekilde dinlersiniz, sonra da gelip söz alırsınız.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Hadi oradan, ne sakini! Yalan dolan! Belge göster! Kayyumsun sen be!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Evet, böyle bir insiyatifin karşısında bu şekilde...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen belge göster, belge!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sen eski bir kayyum olarak tabii ki kayyumluğu savunacaksın, tabii ki gasbın...

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Devletin kayyumu olmak dağın kayyumu olmaktan daha şereflidir, bunu da burada ifade etmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Utanmazsın sen! Utanmazsın sen!

 TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Evet, şimdi, kıymetli vekillerim, burada bu gündem maddelerini konuşurken  bakın, demokrasiden bahsediyorsunuz ama bu kürsüde konuşmamızı sabote ederek demokrasiyi engelliyorsunuz. (DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Kayyumun nedeni mi olur!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Halkın iradesine saygı duyun önce, oy verdiler.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) -  Sen utanmazsın! Sen utanmazsın!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen hatibi dinleyelim. İtirazlarınız varsa hatipten sonra söz talep edin, vereceğim. Lütfen...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Hatiplik yapsın!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Hangi demokraside?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...

 Buyurun Sayın Bedirhanoğlu.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Evet, Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; tabii, bir yanda bu güzelim memleketimizde hiçbir şey yokken bir sabah uyandık, devletimiz, Hükûmetimiz bir karar aldı ve dedi ki: "Belediyelere kayyum atıyoruz." Bu kadar basit değil herhâlde.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Aynen öyle!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Neydi bizi belediyelere başkan vekili görevlendirme sürecine iten sebepler?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Kayyım, kayyım, başkan vekili değil!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ne başkan vekili ya!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Eğer vatandaşın oyuyla seçilmiş belediye başkanları...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) -  Kürt vatandaş değil, değil mi? Kürt seçemez!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Ben de Kürt'üm, ben de Kürt'üm.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen nasıl Kürt'sün, sen nasıl Kürt'sün be! Kürt'lükten utan sen!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) -  Ben de atandım.

BAŞKAN -  Sayın Milletvekili, Genel kurula hitap edin, konuşmanıza devam edin lütfen.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sen, sana oy vermeyen Kürt'ün hakkını savunmuyorsun, Kürt sana oy vermezse oy vermiş olmuyor çünkü.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Yazıklar olsun senin Kürtlüğüne!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - ...belediyeleri örgütün şubesi olarak kullanırlarsa veya belediyelerin imkânlarını, kapasitelerini, araçlarını, gereçlerini...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Yolsuzluk dosyası olmayan kayyum göster, yolsuzluk dosyası olmayan kayyum göster.

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Yolsuzluk yapmamak suç bu ülkede, yolsuzluk yapacaksın illa ki bu ülkede!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Belediyelerin imkânlarını örgüte adam devşirme... (DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

Sayın Başkanım...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Daha Narin'i koruyamadınız, kadınları koruyamadınız, hangi belediyeden söz ediyorsun ya! Uyuşturucu bataklığı içerisinde her yer! Kadın katliamı yapıyorsunuz, çocuk istismarı yapıyorsunuz.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) -  Belediylerin araç ve gereçlerini barikat ve çukur kullanmaya yönlendirirseniz kayyum atanır.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ya, bu on yıllık bir ezber! On yıldır bunu söylüyorsunuz ya. On yıldır bu yalanı atıyorsunuz ya!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Belediyelerde çay kaşığı bırakmadınız, çay kaşığı!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Belediyecilikten mesela "altyapı hizmeti" dediğimizde, yollara ve sokaklara EYP döşemeyi anlıyorsanız...

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) -  Dava dosyalarını okuyun, dava dosyalarını.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çoğu belediyede kalorifer peteği bırakmadınız. Belediyelerde pencere demiri bırakmadınız.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ya, git otur yerine. Yalancı herif!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - ..."üst yapı hizmeti" dediğimizde hendek ve barikat kurmayı anlıyorsanız...

BAŞKAN - Sayın Bedirhanoğlu, teşekkür ediyoruz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Biraz dersini çalışsaydın keşke!

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Yalana doyduk, yalana doyduk!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - ...kusura bakmayın ama devlet sahipsiz değildir ve yeri geldiği zaman gereğini yapar.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Daha biz yalan duymak istemiyoruz, gerçekler var ortada, gerçekler.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Hiçbir seçilmiş de suç işleme özgürlüğüne sahip değildir ve hukukun çizdiği çizgiler sınırında kalmak zorundadır diyorum ve sizlere teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bizde hiçbir arkadaşımızın yolsuzluk dosyası yok ama hepinizin yolsuzluk dosyası var.

BAŞKAN - Sayın Bedirhanoğlu, teşekkür ediyoruz.

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun.

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, söz alabilir miyim 69'a göre?

HALUK İPEK (Amasya) -  Başkan, İç Tüzük'ün hangi maddesine göre söz istiyorlar söylesinler, maddeyi söylesinler.

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Çok biliyorsunuz siz de her şeyi!

MURAT EMİR (Ankara) - İç Tüzük 69'a göre söz istiyorum Sayın Başkan.

HALUK İPEK (Amasya) - Başkan, hangi maddeye dayanıyorlar, kafana göre veremezsin.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, araştırma önergemiz üzerine söz almış olan hatip sataştı, her türlü yalanı söyledi.

EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Ne dedi ya! PKK'ya sataştı.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bununla ilgili, araştırma önergesi sahibi vekilimiz yanıt vermek istiyor.

HALUK İPEK (Amasya) - Hangi maddeye dayanıyor, söylesin.

SEVİLAY ÇELENK (Diyarbakır) - Hangi belgeye dayanarak konuşuyor bu?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Sakik.

 Lütfen yeni bir sataşmaya mahal vermeyin.

 

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik’in, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun DEM PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Vallahi siz bir yalancısınız, hem kayyumcu hem talancı hem de yalancısınız. Bakın, ben...(AK PARTİ sıralarından gürültüler)

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Ya, hakaret etmeyin ya! Bu ne biçim iş ya!

EMRE ÇALIŞKAN (Nevşehir) - Bu ne biçim iştir ya!

SIRRI SAKİK (Devamla) - Bana bağırmayın! Bana bağırmayın!

 Dönüp diyecek ki: "Cephane var." Dönüp diyecek ki: "Silah var."

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Sensin yalancı, sensin!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...

SIRRI SAKİK (Devamla) - Bağırmayın, bağırmayın!

EMRE ÇALIŞKAN (Nevşehir) - Hakaret edemezsiniz!

BAŞKAN - Sayın Sakik, lütfen, sizi temiz bir dile davet ediyorum. Lütfen konuşmanızı tamamlayın.

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Böyle konuşamazsın! Temiz dil kullanmak zorundasın.

 Başkan, İç Tüzük’ü uygula.

EMRE ÇALIŞKAN (Nevşehir) - Gelip hakaret edemezsiniz siz!

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Başkan, temiz dil kullanmak zorunda, onu uyarmak zorundasınız.

EJDER AÇIKKAPI (Elazığ) - Temiz dil... Temiz dil...

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Hakaret ediyorsun, hakaret!

SIRRI SAKİK (Devamla) - Bağırmayın!

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Başta hakaret ediyorsun...

SIRRI SAKİK (Devamla) - Başkanım, lütfen...

BAŞKAN - Sayın Sakik, ses açık, lütfen, siz konuşmaya devam edin.

SIRRI SAKİK (Devamla) - Size ne söyleyeyim? Gelip burada... Bakın, ben belediye başkanlığı yaptım, benim yerime de kayyum atandı. Kayyum atandığında Başbakan dönüp diyor ki İçişleri Bakanına: "O kentte huzur var; ne çatışma var ne silah var ve büyük bir hizmet var."

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hendekleri kim kazdı, hendekleri?

SIRRI SAKİK (Devamla) - Ama siz çıkıp diyorsunuz ki: "Cephanelik var, bilmem ne var." Bunun adı "yalan" değil de nedir?

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Şırnak'a baktınız mı, Şırnak'a?

SIRRI SAKİK (Devamla) - Siz kayyumsunuz değil mi? Şırnak'ta hem Şırnak Belediyesinden, 3 beldeden, 4 yerden maaş alıyorsun; sen, tabii, onun için çıkıp kayyumu savunacaksın. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Sakik, lütfen Genel Kurula hitap edin.

SIRRI SAKİK (Devamla) -  Sen belediyenin bütün imkânlarını alıp orada peşkeş çekeceksin, gelip buralarda yalan söyleyeceksin!

NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Asıl yalancı sensin! 

SIRRI SAKİK (Devamla) - Arkadaşım, ben, evet, belediye başkanlığı yaptım. Bir tek insan çıksın, kentte huzursuzluk, kentte yolsuzluk veyahut da bizim bütün belediye başkanlarımızla ilgili bir tane akçeli işlerle ilgili bir işlem varsa şu an vekilliği bırakırım.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hendekleri kim kazdı?

SIRRI SAKİK (Devamla) - Ama bunların hiçbiri yok. Peki, bu son üç kayyumda, Allah aşkına, hangi belediyede araçları gönderdiler, çatışma... Hangisinde?

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET BAYKAN (Konya) - Hendekleri kim kazdı?

SIRRI SAKİK (Devamla) -  Esenyurt'ta çatışma mı vardı? Esenyurt'ta kavga mı vardı?

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Sakik.

SIRRI SAKİK (Devamla) - El insaf, el vicdan, insan biraz Allah'tan korkar, kullarından utanır. Gelip burada bir de "Ben Kürt'üm..." Git işine ya! (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

EMRE ÇALIŞKAN (Nevşehir) - Sen mi karar vereceksin kimin olup olmadığına?

BAŞKAN - Sayın Sakik, teşekkür ediyorum.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sataşma var Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.

 

2.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun DEM PARTİ grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında Cumhuriyet Halk Partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

MURAT EMİR (Ankara) - Esenyurt Belediyesi üzerinden yapılan tartışmalar üzerine sayın hatibe ve AKP Grubuna birkaç noktayı tekraren hatırlatmak isterim: Bir, Ahmet Özer Başkanımız hakkındaki iddiaların en önemlisi 2015 yılında Remzi Kartal'la yaptığı 15 görüşme ama o sırada onunla yemek yiyen ve "Ben bilim adamı kimliğimle yemek yiyordum." diyen sizin vekilleriniz var. Dolayısıyla öyle bir delil delil olamaz, geçin onu. Artı, İmralı'da Öcalan'la görüşmeler sırasında, sizin kurduğunuz masada görüşmeler sırasında Öcalan "Akademisyen olarak yararlanabilirsiniz." diyor, adı geçiyor, hepsi bu. "Para transferi" diyorsunuz, kızına gönderilen para trafiği ve okuyun, tutukluluğa itirazın mahkemede nasıl değerlendirildiğini okuyun. Mahkeme diyor ki: "Delillerin örgütsel faaliyete yetmeyeceği anlaşılmakla birlikte, tek başına gizli tanığın da karara esas oluşturamayacağı da bilinmekle beraber -benim gibi konuşuyor- yine de tutukluluğun devamına..." Niye? Çünkü kayyum atamak lazım. Niye? Çünkü Esenyurt'un rantına çökmek lazım.

 Değerli arkadaşlar, burada hukuk yok, burada adalet yok, burada delil yok, burada gerçek bir iddianame yok, gerçek bir yargılama yok. Burada ne var? Fiilen Esenyurt'ta Belediye Başkanının Belediye Başkanlığı koltuğuna çökme var, millî iradeyi, halkın iradesini gasbetme var. Dolayısıyla mevcut konuları teker teker tartışırsak yanlışlardan kurtulmuş oluruz.

 Remzi Kartal'la yemek yiyen gelip burada oturacak "Ben bilim adamı olarak oturdum." diyecek. O sırada zaten bilim adamı olan, bir sosyoloji profesörü olan Ahmet Özer'in adı geçti diye, telefonda görüştü diye on yıl sonra hatırlayacaksınız, Belediye Başkanlığı koltuğundan edeceksiniz; buna da "adalet" diyeceksiniz, öyle mi? Geçin bu işleri. Bunlar sizin boyunuzu aşar. (CHP sıralarından alkışlar)

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bedirhanoğlu.

 Yeni bir sataşmaya mahal vermeden lütfen.

 

3.- Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu’nun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik'in sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Sayın Başkanım, öncelikle şunu ifade ediyorum...

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen soruşturmalarını açıkla, sana niye soruşturma açılmış onları söyle.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Bizi yalancılıkla suçlamak kimsenin hakkı da değil, haddi de değil, birincisi o.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen soruşturmalarını açıkla bakalım, seninle ilgili soruşturmaları anlat bize.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - İkincisi, bakın, Sırrı Bey'in kendi gerekçesinde diyor ki bakın, cümleye bakın, bakın...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Hakkınızda açılan soruşturmalar ne oldu?

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen soruşturmalardan bahset. Kaç maaş aldın, onları anlat sen bize.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Diyor ki: "Sadece Mardin'de bir önceki vali kayyum döneminde..."

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Geç! Geç!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, biz hiç konuşamadık.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Konuşma! Ne konuşacaksın? Kayyumsun sen, ne konuşacaksın? Sen kayyumsun!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Bakın, biz sizi dinliyoruz burada, sizin demokratik zihniyetiniz bu mu?

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen kayyumsun!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Ne anlatacaksın?

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sen aldığın maaşı... Sen kayyumsun!

BAŞKAN - Sayın Bedirhanoğlu, Genel Kurula...

 (AK PARTİ ve DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, hatibi lütfen dinleyin. Varsa sataşma tekrar söz istersiniz. Lütfen dinleyin.

 Sayın Hatip, lütfen, siz de Genel Kurula hitap edin.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkanım, bakın, diyor ki: "Sadece Mardin'de bir önceki vali, kayyım dâhil bütün yönetim mekanizması yolsuzluk ve hırsızlık dolayısıyla tutuklanmış ve dava konusu olmuştur." Sizin ifadeniz.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Şırnak’a açılan 9 soruşturmayı anlat! Kayyım, kayyım!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Seninle ilgili olan, seninle ilgili.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Seninle ilgili işlediğin suçları anlat!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Demek ki biz hukuku işletiyoruz. Yanlış yapan kim varsa, yanlış yapan birileri varsa, bizim atamış olduğumuz birileri de olsa hukukun gereği gerektiği gibi yapılıyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - İşlediğin suçları anlat, suçları!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Bakın, ranttan bahsediyorsunuz. 27/2/2024 yılında yine ben bu kürsüde konuşma yapıyorum, yine partiniz tarafından verilmiş bir grup önerisi var; Bitlis'te arsa satışlarından bahsediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Yolsuzluk yapılıyor." Peki, şimdi size soruyorum: Tatvan Belediyesi... Zorlaya zorlaya bir belediye alabildiniz Bitlis'te, hamdolsun, 13 belediyenin 10'unu biz aldık, 1 belediye sizde var ve...

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Hileyle aldınız! Polis ve askeri getirdiniz, ne yaptınız? Gasbettiniz be!

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Hepsini hileyle aldınız.

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Hileyle aldınız!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Sırrı Bey, bir saniye, bir saniye...

 O önergede dediniz ki: "Bitlis'te arsa satışları yapılıyor usulsüz bir şekilde." Şimdi size soruyorum: Tatvan Belediyesi sizde, şu an cari olarak ilanda 194 tane arsa satışı ilanı var. Bu, yolsuzluk değil mi peki? Bunun cevabını kim verecek? O da arsa satışı bu da arsa satışı, ne fark ediyor?

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ne alakası var? Yalan atıyorsun sen ya!

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Ne alakası var?

MEHMET BAYKAN (Konya) - AK PARTİ yapınca suç, DEM PARTİ yapınca sevinç.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ne anlatıyorsun sen ya!

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Açık ihaleyle oluyor, olur mu öyle şey ya!

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Ve şunu da ifade etmek istiyorum...

BAŞKAN - Sayın Bedirhanoğlu, teşekkür ediyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ne anlatıyorsun? İhale gizli mi yapılmış, adrese teslim ihale mi yapılmış? Neye istinaden, neye istinaden yolsuzluk?

TURAN BEDİRHANOĞLU (Devamla) - Bizi yalancılıkla suçlamak isteyenler, bizi yalancılıkla suçlayanlar İçişleri Bakanlığına bir yazı yazarak Şırnak'ta sokaklarda kazılan hendek ve barikatların fotoğraflarını oradan isteyebilirler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Tek partinin valisi geç yerine!

BAŞKAN - Sayın Bedirhanoğlu, teşekkür ediyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Kayyum vali geç yerine!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Temelli, buyurun.

MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - Sataşma yok, bir şey yok.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Turan Bey, bir daha söz alacaksınız, zaten bir şey anlamadık Başkanım, bir dakikası bağırmayla geçti.

 

4.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, Bitlis Milletvekili Turan Bedirhanoğlu'nun sataşma nedeniyle yaptığı konuşması sırasında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisine sataşması nedeniyle konuşması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; müfterisin, neden biliyor musun?

MUSTAFA ARSLAN (Tokat) - Müfteri sensin.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Burada geliyorsun, herhangi bir gerçeklik üzerinden konuşmuyorsun; tamamen halkı aldatmaya, kandırmaya, yanıltmaya çalışıyorsun. Ortada kayyum gerçekliği var. Kayyum talandır, kayyum soygundur, kayyum hırsızlıktır, kayyum darbedir. Bu kürsüden kayyumu savunmak zaten başlı başına kabul edilebilir bir şey değildir ama kabahat sende değil seni vekil yapanda, bir kayyumu vekil yapanda kabahat; seçme seçilme hakkına, demokrasi hakkına saygı göstermeyende kabahat çünkü kayyum faşizmdir, bunu kabul edin.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) -  Kandil'e bak, Kandil'e! Sizi Kandil vekil yaptı, Kandil! Sizi vekil yapan Kandil'e laf söyle! Kandil'in vekillerisiniz siz, Kandil'in vekillerisiniz!

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) -  Gelelim yalanlarınıza...

 Sürekli olarak yok "Dağa para gitti." yok "Oraya para gitti." Ya, bir tane belge getirin buraya, ya, bir gün bir belge getirin buraya, Allah için bir belge getirin buraya; bir gün, söylediğiniz şeyi kalkın kanıtlayın. Ya, bir tane mahkeme kararı getirin. Ya, burada yalana battık, doyduk yalana. Elinizde bir tane belge yok, hep yalan, hep iftira.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Belediye başkanlarınız ceza aldı, ceza.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Hep aynı şeyle bu çarkı çevirmeye çalışıyorsunuz. Bu çark dönmez çünkü bu, darbe mekaniğidir, darbe çarkıdır.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Çukurları kim kazdı?

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Bunun için de bu ülkeyi çürüttünüz, çürüttünüz. Halkın seçme ve seçilme hakkını yok sayan bir anlayışla burada böyle yola devam edilmez. Size bunu anlatıyoruz.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - 190...

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Ya, neden kayyum atandığını bile bilmiyorsun. Sen neden kayyum atandığını bile bilmiyorsun. Kalkıyorsun, bakıyorsun yalanın tutmadı, Bitlis'ten örnek veriyorsun. Bitlis'te yapılan, Tatvan'da yapılan için hukuksuz bir tarafı yok.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Biz satarken niye gündem yapıyorsunuz?

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Zaten olsa eski Bakanın anında bu işe dalar.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Ama neden? Çünkü savunacak bir şey yok.

MEHMET BAYKAN (Konya) - DEM satarsa iyi satar!

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sen çok konuşuyorsun ya oradan!

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - 5 çocuğu koruyamadınız ya! İnsanlar yoksulluktan ölüyor, açlıktan ölüyor!

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Şırnak'ta...

BAŞKAN - Sayın Temelli, teşekkür ediyoruz.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Sayın Başkan...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ya, Başkan, anlayamadık, hatiplere de laf atıyorlar. Artık biraz ayıp oluyor yani.

BAŞKAN - Sayın Temelli, teşekkür ediyoruz.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) -  Sayın Başkan, burada iftiralara laf söylemeyip bize niye laf söylüyorsunuz?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Kendi hatiplerine laf atıyorlar, bakar mısınız yani. Şu hâle bakın... Arkadaşınız size laf atıyor ya!

BAŞKAN - Karşılıklı lütfen konuşmayın.

 Sayın Temelli, sataşmadan hiç kimsenin ek süresini kullandırmadım.

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Bakın, burada sataşıyor, her türlü hakareti yapıyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Siz yapıyorsunuz. Bakın, siz...

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Bu dilin bu Mecliste olmaması üzerine bu kadar konuşuyoruz. Bir kayyum geliyor, kayyumu burada seçilmişlere karşı savunuyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hiç alakası yok!

SEZAİ TEMELLİ (Devamla) - Buna bir şey söylemiyorsunuz, bizim söz hakkımıza müdahale ediyorsunuz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Temelli, teşekkür ediyoruz.

TURAN BEDİRHANOĞLU (Bitlis) - Benden daha çok konuştu.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Kayyum demek güvenilir kişi demektir, emin kişi demektir, düzgün kişi demektir; yanlış yaparsa cezasını verir adalet.

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Ya, önce içinizdeki yanlışlara ceza verin, yanlışlara.

BAŞKAN - Sayın Milletvekili, Grup Başkan Vekilinize söz verdim, lütfen...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin...

ÇİÇEK OTLU (İstanbul) - Sizin için yanlış değil hırsızlık, yolsuzluk, rant.

BAŞKAN - Sayın Milletvekili...

 Sayın milletvekilleri, Grup Başkan Vekiline söz verdim. Lütfen, sükûneti sağlayalım.

 

VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

60.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

 Şimdi, enteresan bir tablo ortaya çıkıyor. DEM Grubunun Grup Başkan Vekili kürsüye geliyor, bizim hatibimizi konuşturmayan hanımefendiler cıyak cıyak bağırarak kendi başkanlarını da konuşturmuyorlar; böyle bir şey olmaz! (AK PARTİ sıralarından alkışlar, DEM PARTİ sıralarından gürültüler)

 Şimdi, burada...

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Bir kadın olarak dikkat et, dikkat et!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bravo! Devam, devam, tam gaz... Alışkınsınız! Alışmışsınız, devam, devam... Çığlık çığlığa devam ediniz.

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Bir kadın olarak dayanışma istersiniz bizden!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen... Sayın milletvekilleri, lütfen...

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bu ifadeleri kabul etmiyoruz, kadın düşmanı bu!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Kayyumu savunmayın!

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Dayanışma istersiniz bizden zamanı gelince.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Buraya çıkan vekiliniz kadınlara nasıl hitap edeceğini bilmiyor, kadın düşmanı!

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) -  "Cıyak cıyak" ne ya!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Vallahi kendimi duyabilirsem buyuracağım.

 Sayın Başkanım, şimdi kürsüdeki hatibin süresini bağırarak yok eden bir anlayış var aynen şu anda olduğu gibi. Şunu bilmeliler: Kendi partilerinde kim, nerede, nasıl milletvekili olduğuna karar veriyor bilmiyorum ama bizim partimizde ekibimiz ve Cumhurbaşkanımız karar veriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Ön seçimi izleseydiniz.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Kandil'den, Kandil'den, Kandil'in listesi onlar!

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Bizim kendi iç hukukumuz var, tek adamın emrinde değiliz biz!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Kendilerine kimler karar veriyor bilmiyorum ama şu çığlıklara bakarsak kendi gruplarının bir dahli yok, onlar başka bir yerden herhâlde karar alıyorlar; böyle bir şey olmaz! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 Yani her dakika "hukuk" lafını söyleyeceksiniz, daha şu kürsüde bile konuşurken hukuka riayet etmeyeceksiniz. O yüzden ben kendilerini söylediklerini yapmaya davet ediyorum. Belediyeler de böyle, söylenen ile icraat arasında muazzam bir uçurum vardır, kayyumun gelme sebebi de hakikatin kendisinin böyle olmasından kaynaklıdır; bir kez daha altını çiziyorum.

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sen durdun durdun kadınlara saldırdın, başka da bir şeyin yok senin yani! Durdun durdun kadınlara saldırdın; sen içinizdeki erkek zihniyetine bak ya! Hadi oradan ya!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Sataşma var ama yani.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Sataşma yok.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

3.- DEM PARTİ Grubunun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik ve arkadaşları tarafından, kayyım rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri öneriyi...

 

III.- YOKLAMA

 

 (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MURAT EMİR (Ankara) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

BAŞKAN - Oylama öncesi Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bir yoklama talebi var.

 Sayın Emir, Sayın Kaya, Sayın Tanal, Sayın Özçağdaş, Sayın Sarıgül, Sayın Özcan, Sayın Timisi Ersever, Sayın Güneşhan, Sayın Özcan, Sayın Sümer, Sayın Bilici, Sayın Emre, Sayın Çan, Sayın Zeybek, Sayın Coşar, Sayın Bingöl, Sayın Ertuğrul, Sayın İlhan, Sayın Arslan, Sayın Öneş Derici.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

 Yoklama işlemini başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı vardır.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

3.- DEM PARTİ Grubunun, Ağrı Milletvekili Sırrı Sakik ve arkadaşları tarafından, kayyım rejiminin neden olduğu toplumsal ve ekonomik tahribatların araştırılması amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

 Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, öneriyi okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

4.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ücretsiz öğle yemeği sorununun tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

 12/11/2024

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Danışma Kurulu 12/11/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz. ederim.

 

 

Murat Emir

 

 

Ankara

 

 

Grup Başkan Vekili

 Öneri:

 İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ücretsiz öğle yemeği sorununun tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan (886 sıra no.lu) Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 12/11/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş'a aittir.

 Buyurun Sayın Özçağdaş. (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZÇAĞDAŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

 Saygıdeğer milletvekilleri, ekranları başında bizi izleyen değerli yurttaşlarımız; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, okullarda yaşamakta olduğumuz beslenme sorununu araştırmak üzere verdiğimiz araştırma önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Benzer bir konuda, geçtiğimiz cuma günü, okullarda bir öğün öğle yemeği verilmesi üzerine bir kanun teklifi de sunmuştuk.

 Değerli milletvekilleri, ülkemizde 19 milyon öğrencimiz Millî Eğitim Bakanlığının uhdesinde eğitim almaktadır. Türkiye'de yapılan araştırmalara göre, İstanbul Planlama Ajansının verilerine göre, her 3 öğrenciden 1'i okula gitmeden önce hiç kahvaltı yapmamaktadır; öğrencilerin yüzde 60'ı haftada en az bir gün kahvaltı yapmamakta, beşte 1'i ise parasızlık nedeniyle haftada en az bir gün aç kalmaktadır. Yine, Bakanlığın da kullandığı PISA verilerine göre, 3,6 milyon öğrencimiz açlıkla mücadele etmekte, PISA raporuna göre "Öğrencilerin karınları gurulduyorsa etkili bir şekilde öğrenmeleri pek olası değil." tespiti yapılmaktadır.

 Tabii, okullarda öğrencilerimizin yaşadığı bu sorun, ülkemizin karşı karşıya olduğu yoksulluk, enflasyon ve ekonomik krizle de doğrudan ilişkilidir. Öğrencilerimiz, maalesef, yemek bulamadıkları gibi temiz su dahi içememektedirler.

 Sayın vekiller, bu görüntüler Türkiye'de, sizlerin de bildiği, haftalarca tartıştığımız okullar açıldıktan sonra temizlenemeyen okulların standardını göstermekte. Öğrencilerimizin buralarda temiz su içmesini bekliyoruz. Kantinlerde temiz su 10 lira, tost 50 lira, simit, açma, poğaça 20 lira; Bakanlığın öğrencilere verdiği şartlı eğitim yardımı ise ayda 90 lira, kız öğrenciler için 100 lira yani bir öğrencimiz bir ay boyunca beklerse ayda 2 tost yeme şansına sahip. Doğal olarak öğrencilerimiz ve ailelerimiz bunu gerçekleştiremiyorlar.

 Bakın, bunlar da öğrencilerimizin beslenme çantasında olan görüntüler. Bu görüntülerin milyonlarcası her gün okullarda yaşanıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Göktaş 9 Ağustosta "5,4 milyon çocuk için toplamda yaklaşık 3,8 milyar lira ödeme yapacağız." diyor Sayın Bakan. Demek ki ülkemizde her 4 çocuktan 1'inin ciddi bir beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz.

Tabii, bir Millî Eğitim Bakanımız var, Millî Eğitim Bakanımızın millî eğitimdeki sorunlarla ilgili temel yaklaşımı başkalarını sorumlu kılmak. Adalet ve Kalkınma Partisinin seçim beyannamesinde var, defalarca söz verdiniz, bir önceki Bakanımız okullarda okul öncesine yemek vermişti, bu Bakanın ilk yaptığı iş beslenmeyi kaldırmak oldu. Sayın Bakana sordular, dediler ki: "Ne düşünüyorsunuz bununla ilgili?" Cevabı şu: "Bütün öğrencilerimize yemek vereceğimizi var sayalım. Çocukların yemeklerini verecek personel var mı? Hepsini geçtik, okullarda yemek yiyebilecekleri bir alan var mı? Bir diğer husus: Çocuklar bizim dağıttığımız yemekleri yiyorlar mı? Yani özel okuldaki çocuklar bile -özel okul sahipleriyle konuşuyor, başkasıyla konuşmadığı için- yemekhanede çıkan yemekleri yemiyorlar, kantinden alışveriş yapıyorlar. Çocuklarımızın yeme alışkanlıkları buna uygun değil." diyor, Millî Eğitim Bakanı söylüyor. Ya, beslenmenin önemini... Sadece bu nedenle bile okulda yemek vermek zorundasınız, sadece bu nedenle. Eğer Bakanın dediği doğruysa sadece beslenme alışkanlıklarını düzeltmek için bile okulda yemek vermek zorundasınız ki asıl nedenimiz açlık ve yoksullukla mücadele etmek. Tabii, Bakanlığın bir dizisi var Velivizyon Platformu'nda "Ailem" dizisi. Burada bir aile var, bir kötü anne var -Bakanın neden kadınlarla problemi var, bilmiyorum- çocuk sabah portakal suyunu içememiş, haşlanmış yumurtasını yiyememiş. Kim suçlu? İktidar suçlu değil. Kim suçlu? Anne suçlu. Anne ilgisizmiş -diziyi izleyin, çok tavsiye ederim- anne ilgisiz olduğu için çocuğa portakal suyu sıkılamamış. Bu derece aymaz, bu derece gerçeklikten kopmuş bir Millî Eğitim Bakanlığıyla karşı karşıyayız.

 Sayın Bakanlarım, sayın vekillerim; hepiniz farkındasınız, çocukların açlığı bir anayasal sorundur, bir yasal sorundur. Bütün uluslararası sözleşmelerde çocuklarımızın sağlıklı büyümesi için bir talepte bulunmuş durumdayız, bir söz vermiş durumdayız, uluslararası anlaşmaları imzalamış durumdayız. Dolayısıyla yaşadığımız bütün bu ekonomik sorunlara karşılık olarak çocuklarımıza bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su sağlamak durumundayız. Peki, bunu yapamayan Bakanlık ne yapıyor? 24 bin lira ile 28 bin lira arasında özel okullara destek veriyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Özçağdaş.

SUAT ÖZÇAĞDAŞ (Devamla) - Toplamda 14 milyon öğrencimiz var. Bunun bütçeye toplam bedeli 190 milyar lira. Yani eğer devlet okullarında bir öğün yemek verilirse 190 milyar liraya mal oluyor. Bu, Millî Eğitim bütçesinin yüzde 9'u. İşveren prim ödemesi 223 milyar lira, Avrasya Tüneli, köprü, otoyol, şehir hastaneleri 202 milyar lira, bir aylık faiz gideri 162 milyar lira; sıkı durun, sizin yandaşlardan almadığınız vergi 701 milyar lira. Dolayısıyla, 19 milyon çocuğumuza bir öğün yemek vermek için verebileceğiniz para var. İtibara para var, saraya para var, her yere para var ama maalesef çocuklarımıza para yok. Burada bir araştırma önergesi ve bir kanun teklifiyle sizlerden rica ediyoruz; milyonlarca çocuk okullara aç gidiyor, gelin, hep beraber bunları araştıralım, sorunların çözümünü birlikte geliştirelim. Bu Meclis bağırmak çağırmak için değil çözüm üretmek için var.

 Hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Saadet Partisi Grubu adına söz talebi Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan'a aittir.

 Buyurun Sayın Çalışkan.(Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Gerçekten utanılması, hayâ edilmesi gereken bir konuyu konuşuyoruz: "Ülkede milyonlarca çocuk okula aç gidiyor, acaba bunlara beslenecek basit bir yiyecek verelim mi, vermeyelim mi?" Belki ekranları başında bizi izleyen aziz milletimiz şöyle soruyordur...

 Sayın Grup Başkan Vekilinin dünkü İzmir'deki olayı paraya bağlaması hafife alması gibi belki yanlış anlaşıldı -zannederim birazdan düzeltir- bana gelen dönüşlerden milletimiz çok rencide olmuş durumda.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Başkanım, bir saniye... Bu önemli bir şey, buraya gireceğim ben.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Tabii, şu anda Başkan Hanım yönettiği için ben şunu söylemek isterim ki belki milletimiz şunu söylüyor bize: "Bunlar Gazze'de açlıktan ölen bebekleri gündemlerine almadılar, sadece istismarını yaptılar, ülkemizdeki çocuklarla mı ilgilenecekler?" Tabii, bu da bir soru.

 Değerli milletvekilleri, şu sorunları hepimiz görüyoruz: Bakın, 5 çocuk öldü; bu, çok tarihî bir olay ve bu vebal aslında memleketçe, milletçe hepimizin üzerinde durması gereken bir olay. Sosyal devletin gereği olarak elbette bütün neslimizi düşünmek durumundayız. Nitekim, tarihin -cumhuriyetin kuruluşundaki az bir dönem hariç- en yoksul dönemini yaşadığımız bugünlerde çocuklar değil herkes aç, herkes yoksul, nüfusun büyük çoğunluğu tam rahat bir şekilde hayatını sürdüremiyor. Burada, elbette, şunu da belirtmek gerekir ki on iki yıl eğitimi zorunlu hâle getirdiniz, sonra da çocuklar okuldan kaçmasın diye okullar yüksek yüksek tellerle çevriliyor. Aslında bugün okullarımız cezaevlerinden daha kötü hâle geldi; cezaevlerinde bile -hiç olmazsa- üç öğün yemek verilirken okullara giden çocuklarımız aç. Onun için sosyal devletin gereği olarak gelecek neslimizi düşünmek, onların beden ve ruh sağlığını düşünmek hepimizin görevi olmalıdır. Bu açıdan da hiç olmazsa bu defa bu konuda bir çalışma yapılması, memleketin geleceğini oluşturacak çocuklarımızın gıdasına katkı olacak bir çalışma yapılması son derece önemli olacaktır.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Çalışkan, tamamlayın.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Devamla) - Burada eğitimde fırsat eşitliğinden bahsederken "fırsat eşitliği" demek sıralar ile tahtalar değildir. 2 çocuk yan yana oturuyor, biri aç, biri tok; bu, işte fırsat eşitsizliğidir. Sosyal devletin görevi bütün vatandaşların sorunlarını çözmek olmalıdır, bu nokta da elbette Meclisin görevidir.

 Son olarak, dünkü olayda, evet, hanımefendinin kötü niyetle söylemediğini ben de biliyorum ama bazen yanlış anlaşılabiliyor, düzeltmesi için de kendisine belki fırsat verilir ama biz siyasiler asla insanların yaşadığı olayları küçümseyemeyiz. Bu hepimizin vebalidir. Bu hadise Türkiye'de yaşanmış ve yaşanan benzeri pek çok hadiseden sadece biridir, münferit bir vaka değildir. Bu vesileyle eğitime önem verelim, çocuklarımıza sahip çıkalım, onların beslenmesi için en küçük bir katkıyı bir şekilde gösterelim diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

 

IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

5.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan'ın CHP grup önerisi üzerinde yaptığı konuşması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, Sayın Necmettin Çalışkan'a teşekkür ediyorum. Genel Kurul açılırken benim yaptığım konuşma esnasında kendisi burada değildi.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) -  Buradaydım.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Fakat tabii, muhalif medyanın mükemmel bir alışkanlığı var, mükemmel. Biz burada açılışta, bence, bütün gruplar harika bir konuşma yaptık bu konuya dair, hatta bu konuşmaları yaparken büyük bir hassasiyet gösterdik, "Burada hayatını kaybeden 5 evladımız var. Siyasi partiler olarak bu konuyu siyasetin üstünde değerlendirelim ve bu konular olmasın diye ne yapalım?" diye çok iyi konuşmalar yaptık. Ama daha sonrasında DEM PARTİ'den arkadaşımız, Grup Başkan Vekilimiz bu konu üzerine bir cevap verdi bana, o cevapta dedi ki: "Bunun kabahatlisi sizsiniz. Buradaki mesele, bu olanların tamamından ekonomik sebepler sorumludur."

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - Ben de şunu anlattım bir kez daha; efendim, değerli arkadaşlarım, kamuoyuna sesleniyorum: Bakın, karşımızda evinde yapayalnız olduğu için 5 yaşında, 4 yaşında, 3 yaşında, 2 yaşında 1 yaşında yanarak hayatını kaybeden evlatlarımız var. Babaları hapiste, annelerinin pek çok suç kaydı var. 2024 yılının Ocak ayında asliye hukuk mahkemesi bu aileyle alakalı danışma ve sağlık yardımı kararı almış, Aile Bakanlığımız çocukları alıp bakmak istemiş ama aile buna müsaade etmemiş. Belediye gitmiş, ilgilenmiş, Kaymakamlık ilgilenmiş ama tüm bunlara rağmen bu evlatlarımız hayatını kaybetmiş; bunu nasıl küçümseyebiliriz ki? Benim de yüreğim kan ağlıyor. Ben buradan şu çağrıyı yapıyorum: Tüm bunlara rağmen eğer bu engellenememişse bunun sebebi sadece maddi sebep olamaz, onu söylüyorum, sadece parasal bir sebep olamaz. Bakın, kurumlar da devreye girmiş ama yine çözememiş.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın, son cümlenizi alayım lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (Devamla) - O hâlde, kimsenin bunu yaşamaması için bizim yapmamız gereken farklı bir düzenleme lazım, ben bunu söylüyorum ama tabii ki tek amacı buradan bir kötülük çıkarmak isteyen bir grup medya oradan bir lafı alıyor -ki haklı bir sözdür- başka bir yere taşıyor, dışarıdaki bir milletvekilimiz de -bunu gördüğünde- bunun bir yanlış anlaşılma sebebi olduğunu görüyor, kendisine teşekkür ediyorum. Bu konu bütün hepimizi ilgilendiren çok önemli bir meseledir. Bunun çözümü için sağlıklı bir konuşmaya ihtiyaç var, burası da doğru bir zemindir.

 Teşekkür ediyorum.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) -  Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

 

VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

61.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir dakikalık konuşmada vekilimizin sesi kesildi; ben biraz önce söz almaya çalışıyorum, mikrofon kesiliyor. Yani bunların da nasıl tesadüfler olduğunu da düşünmek istiyorum.

 Şimdi, Sayın Zengin biraz önceki konuşmasında bize sataştı. Tabii, şöyle bir şey söyledi; biz kayyumları konuşuyorduk, kayyumlarla ilgili bir tane belgeniz var mı dedik, hiç bu belgelere girmedi, sonra döndü, dedi ki bize: "Sizin adaylarınızı da Kandil belirliyor." Yani Kandil'e para gittiğine dair bir bilge yok.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben Kandil demedim Başkanım, ben Kandil demedim.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Şimdi geldik adaylar meselesine.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - İkrardır, ikrardır.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bir dakika Sayın Başkan, bir dakika...

Geldik adaylar meselesine. Bakın, bununla ilgili bugün bir video yayınladık grup toplantımızda, sosyal medya hesabına da koyduk. 100 binden fazla insanın ön seçime katıldığı ve adayların orada belirlendiği bir süreçtir. Lütfen girin, izleyin, sonra da elinizi vicdanınıza koyun.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Temelli.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Artık bu aslı astarı olmayan suçlamalardan vazgeçin.

 Teşekkür ederim.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Başkanım, düzeltme yapmamız lazım.

BAŞKAN - Ben yapacaktım ama...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bir cümle...

BAŞKAN - Tabii, buyurun.

 

62.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Muş Milletvekili Sezai Temelli'nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan dikkatli bir dinleyicidir, biliyorum ben fakat ben Kandil falan demedim yani kendilerinin galiba ilk aklına gelen yer orası. Ben bunlar nerede karar veriliyor diye soru sordum, benim bir telaffuzum değildir ama kendisi böyle anlamışsa demek ki bunun bir zemini vardır.

 Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - İlk kez söylemiyorsunuz, geçmişte de söylediniz. Neler neler söylediniz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben söylemedim, ben söylemedim.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Temelli.

 

63.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’in, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

 SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, Sayın Zengin, birbirimizin aklıyla alay etmeyelim.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Etmem.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Mesajınızın ne olduğunu ben çok iyi anladım.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben söylemedim.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bakın, ben size nezaket içinde sadece bir videoyu izlemenizi öneriyorum. Dönüp bize burada laf oyunu yapmanıza gerek yok.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Tamam Sayın Başkan da benim söylemediğim şeyi niye benim söylediğimi söylüyorsun, ben anlamadım yani.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Neyin ne olduğu çok açık, sadece o videoya iki dakikanızı ayırın, bakın.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben bunu söylemedim! Hiç söylemeyeceğim şey yani!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sizin geleneklerinizde olmayan bir şey, size de katkısı olur demokrasi adına, halkın söz yetkisi adına. Bu kadar...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Söylemediğim bir şeyi bana atfen neden söylediğimi söylüyorsun?

BAŞKAN - Sayın Temelli, öncelikle bir konuyu Genel Kurulun bilgisine sunmak isterim. Bugün mikrofonlarda gerçekten bir sorun var. Cumhuriyet Halk Partisinden bir dakika söz talebinde bulunan 2 milletvekilinde ses kesildi, DEVA'da ses kesildi. O nedenle, teknik bir sıkıntı var, kasıtlı bir durum yok; bunu da Genel Kurulun bilgisine sunmak istedim.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

4.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ücretsiz öğle yemeği sorununun tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Öneri üzerine İYİ Parti Grubu adına söz talebi İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar'a aittir.

 Buyurun Sayın Kırkpınar.

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.

 Seçim bölgem olan İzmir'in Selçuk ilçesinde dün akşam saat 19.30 sularında bir evde bir yangın çıktı. Anne alışveriş için evi terk ediyor ve kapıyı kapatıyor, kilitliyor, sonra sobanın devrilmesiyle çocuklar yanarak değil dumandan boğularak hayatlarını kaybetmiştir. Bu yavrularımıza Cenab-ı Hak'tan rahmet diliyorum. Allah bir daha bu tip acıları İzmir'imize, Selçuk'umuza ve Türkiye'mize yaşatmasın.

 Önergeye gelecek olursak, artan hayat pahalılığı ve adaletsiz gelir dağılımı ailelerin her bir ferdini etkilerken özellikle çocuklarımız derinleşen yoksulluğu daha fazla hissediyor. Çocuklarına harçlık vermekte zorlanan anne-baba, çocukları büyüdükçe masrafı da arttığı için çocuklarının büyümesine bile sevinemiyor. OECD verilerine göre Türkiye'de 6,5 milyon çocuk şiddetli yoksulluk içinde, her 5 çocuktan 1'i ise yeterli ve besleyici gıdaya erişemiyor. 2022-2023 eğitim öğretim yılının başında "Ücretsiz yemekten faydalanan 1,5 milyon öğrenciyi 5 milyona çıkaracağız." dediniz. O zaman almış olduğunuz bir kararla "5 milyona çıkaracağız." dediğiniz bu rakamı, 2026 yılına ertelemiş oldunuz. Oysa okullarda en azından bir öğün ücretsiz yemek sözü sizin seçim vaadinizdi, bizler de size destek verdik. Kaldı ki parti programımızda yani İYİ Parti programında yer alan, hatta seçim beyannamemizde yer alan, ilkokul öncesi çocuklarımızdan, devlet okullarında okuyan ilkokul, ortaokul ve lise yani 1'inci sınıftan, ilkokul 1'den lise son sınıfa kadar devlet okullarında okuyan öğrencilere sabah kahvaltısı, ayrıca öğlen de öğlen yemeği sosyal projemiz vardı, bunu hayata geçirmek için iktidara gelmemiz gerekiyordu ama bu işi "İyi'den örnek alınır." diyerek yürütmenizi yani okul öğrencilerimize bir öğün yemeğin devam etmesini talep ediyoruz. Gerçekten, Allah aşkına, neden devlet okullarında okuyan 15 milyonu aşkın çocuğumuza ücretsiz, sağlıklı beslenmeleri için bir öğün yemeği veremiyorsunuz? Getirdiğiniz 4+4+4 eğitim modeliyle artan ders sayısı ve saatleri yüzünden çocuklarımız okullarda daha uzun süre kalıyor ve aç kalıyorlar.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

HÜSMEN KIRKPINAR (Devamla) - Temel beslenme ihtiyacı dahi karşılanamayan, sıcak yemeğe hasret ve okullarda açlıktan bayılan evlatlarımız için soruyorum: Çocuklarımızın boğazından kıstığınız kaynağı nerelere aktarıyorsunuz? Biz söyleyelim; sarayın israfını kesseydiniz, haksız kazançlarla lüks yaşamlarınızdan vazgeçseydiniz, ülke gelirleriyle yandaşları zengin etmeseydiniz, fakirlik içinde kıvranan milletin milyar dolarlarını faize ve sığınmacılara dağıtmasaydınız; özetle, dünya nimetlerini hep kendiniz için istemeseydiniz kaç çocuğumuza ücretsiz yemek verebilirdiniz? İnanın, ne çocuklarımız aç kalırdı ne de milletimiz. Siz ekonomik krizin bedelini yoksul çocuklarımıza ödetiyorsunuz. Lafa geldiğinde "Bütçeden aslan payını eğitime verdik." diye övünüyorsunuz, madem öyleyse bütçeyi eğitimin bütün kademelerindeki öğrencilere en az bir öğün ücretsiz yemek vermek için kullanın.

 İktidarın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi için önergeyi desteklediğimizi ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerine Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu'ya aittir.

 Buyurun Sayın Konukçu. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA KEZBAN KONUKÇU (İstanbul) - Değerli halklarımız, bu ülkede maalesef hiç kimsenin yaşam güvencesi yok; kadınların yok, çocukların yok, sokak hayvanlarının yok. Biz aslında çok daha eşit, adil bir dünya için mücadele ediyoruz, daha refah içinde yaşamak için mücadele ediyoruz ama dönüp bir bakıyoruz ki yaşam hakkımız dahi yok. Daha dün İzmir'de 5 çocuk yangından boğularak hayatını kaybetti. Bunun sorumlusu kimdi? Tabii ki bunun sorumlusu toplumu gitgide yoksulluğa iten, her geçen gün yoksulların sayısını artıran iktidardır. Bu çocukların ölümünden bire bir sorumlu olarak kendimizi hissetmediğimiz sürece, iktidar hissetmediği sürece yol almamız da mümkün değil.

 Bakın, nasıl oluyor da gitgide toplum yoksullaşıyor, nasıl oluyor da asgari ücret açlık sınırının çok çok altında kalıyor ve bu asgari ücret de genel ücretlerin içinde yüzde 50'sini oluşturuyor? Kayıtsız çalışanlar dâhil olmak üzere asgari ücretin de altında ücret alanların sayısı milyonları buluyorken biz çocukların yoksulluğundan bahsediyoruz, derin yoksulluktan bahsediyoruz. Bir taraftan, özel okullara ciddi teşvikler yapılıyor, ÇEDES Projesi'yle tarikatlara teşvikler veriliyor, geçiş garantili otoyollara milyarlar aktarılıyor, zenginlerin, holdinglerin, büyük holdinglerin vergileri siliniyor ama "Çocuklara bir öğün yemek." denince orada "Para yok." deniyor. Bu paraların nereye gittiğini biz çok çok iyi biliyoruz.

 Şu an Türkiye'de 6,5 milyon çocuk şiddetli yoksullukla mücadele etmek zorunda kalıyor. Bakın, sosyal medyaya düşmüştü, eminim hepiniz görmüşsünüzdür; 13 yaşındaki bir çocuk "Kendimi geliştirmeye çalışıyorum, acıkmamak için su içiyorum." diyor. Bakın, çocuklar kendisini bu yönden değil, aslında yetenekleri doğrultusunda geliştirmesi gerekirken, bizim eğitime böyle bakmamız gerekirken çocuklar acıkmamak için su içiyorlar, kendilerini bu yönde terbiye ediyorlar. İktidar hiçbir şekilde nefsini terbiye etmezken çocukların nefsini terbiye etmesini bekliyor, açlıkla mücadele etmesini bekliyor.

 Bakın, Avrupa'da yalnızca yüzde 18 olan kansızlık oranı Türkiye'de kız çocuklarında yüzde 85, erkek çocuklarında yüzde 68'e çıkmış durumda. Şu an devlet okullarında dahi en basit bir tost, tek kaşarlı tost 30 lira, herhangi bir öğle yemeği 200 lirayken bu açlık sınırının altında asgari ücret alan yoksul insanlar çocuklarını nasıl besleyebilir? Bunun mümkün olmadığını çok iyi biliyorsunuz ama bile bile, göz göre göre çocukları açlığa mahkûm ediyorsunuz, sonra da bu durumdan velileri sorumlu tutuyorsunuz, anne-babayı sorumlu tutuyorsunuz; yirmi iki yıldır iktidarda olmanıza rağmen en ufak bir sorumluluk hissetmiyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Konukçu.

KEZBAN KONUKÇU (Devamla) - Peki, yirmi iki yılda topladığınız 3 trilyon dolar vergi nereye gitti? Bunun hesabını veriyor musunuz? Hayır, vermiyorsunuz.

 Bakın, böyle saçma sapan konularda konuşuyorsunuz, çarpıtmalar yapıyorsunuz, yalanlarla dolanlarla artık insanları kandıramıyorsunuz, 31 Martta gördük, oy alamıyorsunuz artık yalanlarınızla. Elinizde bulunan gücü kötüye kullanarak kayyum atıyorsunuz belediyelerimize, bu devranın böyle döneceğini zannediyorsunuz ama bu devran böyle dönmez. İnsanlar artık uyandılar, size oy vermiyor bu insanlar; bunu kabul edin. Kayyumlar da sizi kurtaramayacak diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Öneri üzerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi Sinop Milletvekili Nazım Maviş'e aittir.

 Buyurun Sayın Maviş. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 Tabii, AK PARTİ hükûmetleri döneminde eğitime hep en büyük yatırımı yaptık, hiçbir maliyetten kaçınmadık, kaçınmamaya çalışıyoruz çünkü eğitime yatırımın yarınlara yatırım olduğunu, bu ülkenin geleceğine yatırım olduğunu, bu ülkenin evlatlarına yatırım olduğunu biliyoruz.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Okullarda temizlik yapılmıyor, temizlik; ilkokulların, ana sınıflarının kapılarında güvenlik yok.

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Bütçeden her zaman en büyük payı eğitime ayırdık, 2002'ye kadar eğitimin bütçeden aldığı pay 4'üncü sıra iken AK PARTİ hükûmetleri döneminde eğitim bütçesi en büyük payı alan 1'inci bütçe hâline dönüştü.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Çocuklar aç, okullar leş, kapılarında güvenlik yok! (AK PARTİ ve DEM PARTİ sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Elbette eğitime ayırdığımız bu büyük bütçede en önemli kalemlerden bir tanesi de sosyal yardımlar ve eğitimle ilgili sosyal politikalara ayrılan kalemler oldu.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sosyal politikalar...

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Amacımız, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirmek, eğitime erişimi özellikle dezavantajlı kesimler açısından kolaylaştırmak ve eğitimin vatandaş üzerindeki maliyetini azaltmak oldu.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Kolaylaştırdınız; hiç eğitim yok!

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Bunun için, 2002'de 1.489 pansiyon varken bugün bu sayıyı 3.026 pansiyona çıkarttık, şartlı eğitim yardımını yirmi bir yılda 11 milyar 490 milyon 611 bin 316 TL'ye yükselttik, burs miktarını 1.806 TL'ye çıkarttık, burs alan öğrenci sayısını 109 binden 365 bine çıkarttık.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nazım Bey, önergeye gelelim; yemek verecek miyiz vermeyecek miyiz kardeşim?

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) -  Özel okullarda hayat hoş tabii!

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Değerli milletvekili arkadaşlarım, bugün öğrenciler ücretsiz ders kitaplarını başka ülkelerde örneğine çok kolaylıkla rastlayamadığımız şekilde okuların açıldığı ilk gün sıralarının üzerinde buluyorlar.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Bak, sayın vekilim Almanya'dan geldi, orada da ücretsizmiş.

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Sıralara koyduğunuz kitaplar...

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - 2022-2023 eğitim öğretim döneminde 296 milyon 869 bin 986 ders kitabını öğrencilerimize dağıttık ve bu kitaplar için katlandığımız toplam maliyet 6 milyar 59 milyon 306 TL oldu.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Yemek verelim mi vermeyelim mi; hele önce yemeğe gelelim! 

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Destekleme, yetiştirme kurslarıyla LGS sınavlarında ve YKS sınavlarında desteğe ihtiyaç hisseden öğrencilerimize ücretsiz bir şekilde hazırlık kursları vermek suretiyle yanlarında olduk.

 EBA'yla dijital platformlarda desteğe ihtiyaç duyan öğrencilerimizin destek bulabilecekleri bir dijital ortamı öğrencilerimizin hizmetine sunduk.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nazım Bey, öğle yemeğini verelim mi vermeyelim mi; ona gelelim!

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ya, çocukların kıyafeti yok, interneti yok, sen hangi dijital..

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - MESEM'lerdeki öğrencilerimizin, 9, 10, 11'inci sınıflardaki öğrencilerimizin asgari ücretin yüzde 30'u kadar desteğini, 12'nci sınıflarda da yüzde 50 kadar desteğini...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nazım Bey, öğle yemeği verelim mi vermeyelim mi?

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - ...yine Hükûmetimiz tarafından karşılamış olduk. Bunların yanı sıra, sosyal donatılarla da öğrencilerimizin üzerindeki, velilerimizin üzerindeki eğitimin maliyetini azaltacak işler yaptık.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, size saygı duyuyorum; öğle yemeğini verelim mi vermeyelim mi?Nazım Bey, öğle yemeğini verelim mi vermeyelim mi; konuya gelelim!

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Bakın, BİLSEM'leri 372 merkeze çıkarttık, 110.730 öğrenci BİLSEM'lerden hizmet alıyor.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Nazım Bey, ücretsiz su verelim mi vermeyelim mi, ücretsiz su, su!

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Spor salonları; iktidara geldiğimizde 2.791 spor salonu varken 12.041 spor salonuna çıkarttık, laboratuvar sayısını 21 binden 50 binin üzerine...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Maviş, tamamlayın lütfen.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ya, onlar sorun değil; sorun, ücretsiz yemek verelim mi vermeyelim mi?

NAZIM MAVİŞ (Devamla) - ...kütüphane sayısını 13.851'den 38.841'e çıkarttık; böylelikle, eğitime destek imkânlarıyla velilerimizin üzerindeki eğitimin maliyetini azaltan işler yaptık.

 Şimdi, karşımda bir milletvekili arkadaşımız ikide bir diyor ki: "Bu söylediğin şeyler bizim sana sorduğumuz sorunun karşılığı değil." Bunu söylemek söylediğimiz şeyi anlayamamak anlamına geliyor; neden, biliyor musunuz? Yaptığımız bütün bu altyapı yatırımlarıyla, yaptığımız bütün bu desteklerle öncelikle velilerimizin üzerindeki eğitim maliyetini azalttık; öncelikle bunu görmeniz ve bunu anlamanız lazım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü biz sosyal devlete inanıyoruz, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." anlayışıyla hareket ediyoruz. Eğitimin insan kaynağı ihtiyacımıza etkisini biliyoruz ve kalkınmanın yolunun nitelikli insan gücünden geçtiğini, bunun da eğitime yapılacak yatırımla sağlanacağını biliyoruz. Ne yaptığımızın farkındayız, sizden ders olacak da değiliz.

 Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 

III.- YOKLAMA

 

 (CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)

MURAT EMİR (Ankara) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Ücretsiz su verecek misiniz? Nazım Bey, ücretsiz su verilecek mi? Yok. Ücretsiz su var mı? 

BAŞKAN - Önergenin oylamasına geçmeden önce, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun yoklama talebi vardır, bu talebi yerine getireceğim.

 Sayın Emir, Sayın Genç, Sayın Tanal, Sayın Özçağdaş, Sayın Sarıgül, Sayın Yıldızlı, Sayın Yanıkömeroğlu, Sayın Güneşhan, Sayın Özcan, Sayın Kış, Sayın Meriç, Sayın Tüzün, Sayın Çan, Sayın Zeybek, Sayın Coşar, Sayın Altaca Kayışoğlu, Sayın Ertuğrul, Sayın İlhan, Sayın Arslan, Sayın Tahtasız.

 Yoklama için üç dakika süre veriyorum.

 Yoklamayı başlatıyorum.

 (Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı vardır.

 

VIII.- ÖNERİLER (Devam)

A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (devam)

4.- CHP Grubunun, İstanbul Milletvekili Suat Özçağdaş ve arkadaşları tarafından, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda ücretsiz öğle yemeği sorununun tespiti ve çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla 12/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin Genel Kurulun 12 Kasım 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B.- Önergeler (devam)

2.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız'ın, (2/1917) esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/81)

 

BAŞKAN - İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınması önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

21/5/2024

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 (2/1917) esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'min TBMM İçtüzüğü’nün 37'nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine alınması konusunda gereğini saygılarımla arz ederim.

 

 

Mehmet Tahtasız

 

 

Çorum

 

BAŞKAN - Önerge üzerine teklif sahibi olarak Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız konuşacaktır.

 Buyurun Sayın Tahtasız. (CHP sıralarından alkışlar)

 Süreniz beş dakika.

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan saygıdeğer milletvekilleri; Meclis İçtüzüğü'nün 37'nci maddesi gereğince infaz ve koruma memurlarının güvenlik hizmetleri sınıfına alınmasına dair verdiğim kanun teklifi üzerine söz almış bulunuyorum.

 Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak büyük bir risk altında çalışan infaz ve koruma memurlarına bu haklarını vermemiz gerektiğini düşünüyorum. 87 bin kişilik bir camiadan bahsediyoruz, aileleriyle beraber 350 bin vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren bir kanun teklifi.

 Arkadaşlar, bu resimde gördüğünüz gibi, infaz koruma memurları silah taşıyor, cop taşıyor, gerektiğinde kask takıp çelik yelek giyiyor, gerektiği zaman zor kullanma yetkileri var, her türden mahkûmla günde yedi sekiz saat geçiriyorlar, kapalı alanda görev yapıyorlar. Pandemide on beş yirmi gün evlerine gidemeyen bu arkadaşlarımız görev alanlarında telefon dahi kullanamıyorlar, çoğu zaman tehdit ediliyorlar, bazen mahkûmlar tarafından jiletleniyorlar. Bu saydıklarıma bakınca, infaz ve koruma memurlarının zaten güvenlik hizmetleri sınıfında yer aldığını düşünebilirsiniz ama böyle değil. Riskli bir ortamda görev yapan infaz ve koruma memurları büro memurları gibi genel idari hizmetler sınıfındalar, masabaşı iş yapmıyorlar ancak masabaşı memur muamelesi görüyorlar, özlük hakları konusunda ciddi sıkıntıları var; genel idari hizmetler sınıfında olduklarından dolayı herhangi bir tazminatları yok oysa kapalı alan tazminatı, iletişim kısıtlılığı tazminatı gibi tazminatlar almaları gerekiyor ama maalesef o haklardan da mahrumlar. Yine, genel idari hizmetler sınıfında sadece ceza infaz kurumunda çalışanlar için sendika hakkı tanınmadı yani hem genel idari hizmetler sınıfına dâhiller hem de o sınıfa dâhil olan diğer büro personelleri gibi sendikal hakları yok, birçok hakları yok; gelin, biz de onları yok saymayalım.

 Sayın milletvekilleri, bu Mecliste 9 yargı paketi görüşüldü ve kanunlaştı. İnfaz ve koruma memurları haklı olarak ilk görüşülen yargı paketinden bu tarafa her yargı paketinde kendileriyle alakalı bir düzenleme beklediler ancak iktidar 87 bin kişilik bu camiayı ne gördü ne duydu ne de onların sorunlarını çözdü. Yedinci yargı paketine infaz ve koruma memurlarıyla ilgili düzenlemeler eklenmişti fakat her ne hikmetse bu yargı paketinden de gerekçesi belli olmadan ceza infaz kurumu memurları çıkartıldı.

 Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili olan Sayın Bekir Bozdağ 3 kez Adalet Bakanlığı yaptı. Bekir Bozdağ 2022 Haziran ayında Adalet Bakanı olarak katıldığı bir televizyon programında aynen şu cümleleri kurdu: "İnfaz ve koruma memurlarının haklı taleplerini biliyorum, gerçekten çok zor şartlar altında çalışıyorlar, büyük fedakârlık altında görev yapıyorlar; onların durumlarını iyileştirmek benim borcum." Gelinen noktada, dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bu sözünü yerine getiremeden maalesef Bakanlıktan ayrıldı. Sayın Bekir Bozdağ'a bu borcunu hatırlatıyor, vebal altında kalmaması için borcunu ödemeye davet ediyorum. Aslında bu borç sadece Sayın Bekir Bozdağ'ın değil, tüm iktidar milletvekillerinin ve Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un da boynunun borcudur. 87 bin infaz ve koruma memuru adına sesleniyorum: Borcunuzu ödeyin. (CHP sıralarından alkışlar) Ya bu kanun teklifini kabul edin ya da bu konuyla ilgili siz bir kanun teklifi getirin, biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanun teklifine "evet" diyeceğiz. Özlük haklarını iyileştirelim.

 Bu kanun teklifinin görüşülmesine "evet" diyeceğinizi ümit ediyor, tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.

 Gündemin seçim kısmına geçiyoruz.

 

X.- SEÇİMLER

A.- Komisyonlara Üye Seçimi

1.- (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830) esas numaralı Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine seçim

 

BAŞKAN - Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi yapılacaktır.

 Komisyon üyelikleri için siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesini okutup oylarınıza sunacağım:

 Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

 (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830)

 Adı Soyadı Seçim Bölgesi

 Adalet ve Kalkınma Partisi (11)

 Cengiz Aydoğdu Aksaray

 İbrahim Ethem Taş Antalya

 Adem Korkmaz Burdur

 Nazım Elmas Giresun

 Yıldız Konal Süslü İstanbul

 Tuba Köksal Kahramanmaraş

 Adem Çalkın Kars

 Şaban Çopuroğlu Kayseri

 Necmettin Erkan Kırşehir

 Radiye Sezer Katırcıoğlu Kocaeli

 Harun Mertoğlu Rize

 Cumhuriyet Halk Partisi (5)

 Aylin Yaman Ankara

 Nermin Yıldırım Kara Hatay

 Türkan Elçi İstanbul

 Suat Özçağdaş İstanbul

 Ayşe Sibel Yanıkömeroğlu İstanbul

 Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (2)

 Beritan Güneş Altın Mardin

 Kamuran Tanhan Mardin

 Milliyetçi Hareket Partisi (2)

 Pelin Yılık Çankırı

 Hasan Basri Sönmez Isparta

 İYİ Parti (1)

 Şenol Sunat Manisa

 Saadet Partisi (1)

 Ali Fazıl Kasap Kütahya

 

BAŞKAN - Okunan listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C.- Duyurular

1.- Başkanlıkça, (10/1806, 1813, 1827, 1828, 1829, 1830) esas numaralı Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuru

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 20 Kasım 2024 Çarşamba günü saat 14.00'te Halkla İlişkiler Binası Komisyonlar Bloku'nun Alt Zemin 1 Numaralı Toplantı Salonu'nda toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimi yapmalarını rica ediyorum.

 Komisyonun toplantı gün, saat ve yeri ayrıca elektronik ilan panosunda ilan edilecektir.

 

X.- SEÇİMLER (Devam)

A.- Komisyonlara Üye Seçimi (devam)

2.- (10/1899, 1900, 1901, 1902, 1903, 1904) esas numaralı Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım ve Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine seçim

 

BAŞKAN - Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım ve Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonuna üye seçimi yapılacaktır.

 Komisyon üyelikleri için siyasi parti gruplarınca gösterilen adayların listesini okutup oylarınıza sunacağım.

 Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi

 (10/1899, 1900, 1901, 1902, 1903, 1904)

 Adı Soyadı Seçim Çevresi

Adalet ve Kalkınma Partisi (11)

 İshak Şan Adıyaman

 Hasan Arslan Afyonkarahisar

 Orhan Ateş Bayburt

 Erol Keleş Elâzığ

 Seda Gören Bölük İstanbul

 Şengül Karslı İstanbul

 Ümmügülşen Öztürk İstanbul

 Sevan Sıvacıoğlu İstanbul

 Halit Yerebakan İstanbul

 Sadettin Hülagü Kocaeli

 İsmail Güneş Uşak

Cumhuriyet Halk Partisi (5)

 Sema Dinçer Ankara

 Kayıhan Pala Bursa

 Turan Taşkın Özer İstanbul

 Murat Çan Samsun

 Ali Karaoba Uşak

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (2)

 Ceylan Akça Cupolo Diyarbakır

 Ömer Faruk Gergerlioğlu Kocaeli

Milliyetçi Hareket Partisi (2)

 Ayşe Sibel Ersoy Adana

 Pelin Yılık Çankırı

İYİ Parti (1)

 Şenol Sunat Manisa

Saadet Partisi (1)

 Ali Fazıl Kasap Kütahya

BAŞKAN - Okunan listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

C.- Duyurular (devam)

2.- Başkanlıkça, (10/1899, 1900, 1901, 1902, 1903, 1904) esas numaralı Bazı Özel Sağlık Kuruluşlarında Yaşanan Bebek Ölümlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılması, Özel Sağlık Kuruluşlarının Yenidoğan, Çocuk, Engelli ve Yaşlılarla İlgili Bakım ve Servislerindeki Uygulamalarının ve Mevzuatın İncelenerek Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuru

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 20 Kasım 2024 Çarşamba günü saat 14.30'da Halkla İlişkiler Binası Komisyonlar Bloku'nun Alt Zemin Kat 2 numaralı Toplantı Salonu'nda toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip seçimi yapmaları rica olunur.

 Komisyonun toplantı gün, saat ve yeri ayrıca elektronik ilan panosunda ilan edilecektir.

 Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati:19.55

 

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 20.23

BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Havva Sibel SÖYLEMEZ (Mersin)

----- 0 -----

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 17'nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

 Gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

 

X.- SEÇİMLER (Devam)

B.- Kamu Başdenetçiliği Seçimi

1.- Kamu Başdenetçisi Seçimi (S. Sayısı:165)[1]

 

BAŞKAN - Şimdi, Kamu Başdenetçiliği için yapılacak seçime başlıyoruz.

 Anayasa’nın 74'üncü maddesi ile 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 11'inci maddesi hükümlerine göre seçim gizli oylamayla yapılacaktır. Başdenetçi seçebilmek için ilk iki oylamada üye tam sayısının üçte 2 çoğunluğu yani 400 oy, üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu yani 301 oy aranacaktır. Üçüncü oylamada da salt çoğunluk sağlanamaması durumunda bu oylamada en çok oy alan 2 aday için dördüncü oylama yapılacak ve dördüncü oylamada karar yeter sayısı olmak koşuluyla en fazla oy alan aday seçilmiş olacaktır.

 Şimdi Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonca belirlenen 3 kamu denetçisi adayının adlarını okutuyorum:

 Kamu Başdenetçisi Aday Listesi

 Mehmet Akarca

 Burhanettin Sağsöz

 Şinasi Yurdakul

BAŞKAN - Komisyonca belirlenen adayların adlarını içeren mühürlü oy pusulası Başkanlıkça bastırılmıştır.

 Şimdi gizli oylamanın ne şekilde yapılacağını arz ediyorum: Komisyon sıralarından birinci sıradaki kâtip üye Adana'dan başlamak üzere İstanbul'a kadar -İstanbul dâhil- ikinci sırada yer alan kâtip üye ise İzmir'den başlamak üzere Zonguldak'a kadar -Zonguldak dâhil- adı okunan milletvekillerinin adını defterden işaretleyecektir. Adı işaretlenen milletvekiline mühürlü oy pusulası ve zarf verilecektir. Oyunu kullanacak sayın milletvekili mühürlü oy pusulası ile zarfı aldıktan sonra oy kabinine girecek, oy pusulasında adları yazılı adaylardan hangisine oy verecekse işaretleyip oy pusulasını kabinde zarfa koyduktan sonra Başkanlık Divanı kürsüsü önüne konulan oy kutularına atacaktır.

 Sayın üyelerin oylamada dikkat edeceği hususları arz ediyorum: Oy kullanılırken adaylardan sadece birinin adının önündeki kutucuk işaretlenecektir. Birden fazla adayın işaretlendiği oy pusulası geçersiz sayılacaktır. Kabinlerde aynı renk tükenmez kalemler konulmuştur. Sayın üyeler bu kalemleri kullanacaktır. Oy pusulasında oyun kime ait olduğunu belirleyecek herhangi bir işaret, imza veya karalama durumunda oy geçersiz sayılacaktır.

 Sayın Kâtip Üyelerin yerlerini almalarını rica ediyorum.

 Birinci oylamada kullanılacak mühürlü oy pusulaları ve zarflar Sayın Kâtip Üyelere teslim edilsin.

 Sayın milletvekilleri, oylamanın sayım ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit ediyorum:

 Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak? Yok.

 Berdan Öztürk, Diyarbakır? Yok.

 Ruken Kilerci, Ağrı? Yok.

 Ayhan Barut, Adana? Yok.

 Nejla Demir, Ağrı? Yok.

 Orhan Sümer, Adana? Yok.

 Mahmut Tanal, Şanlıurfa? Yok.

 Gizem Özcan, Muğla? Burada.

 Umut Akdoğan, Ankara? Yok.

 Mehmet Tahtasız, Çorum? Burada.

 Zuhal Karakoç Dora, Kahramanmaraş? Yok.

 Mustafa Oğuz, Burdur? Yok.

 İdris Nebi Hatipoğlu, Eskişehir? Yok.

 Kamuran Tanhan, Mardin? Yok.

 Behiye Eker, İstanbul? Yok.

 Adnan Beker, Ankara? Yok.

 Mustafa Demir, İstanbul? Yok.

 Ümit Özlale, İzmir? Yok.

 Nimet Özdemir, İstanbul? Yok.

 Kaan Koç, Ardahan? Yok.

 Abdullah Ağralı, Konya? Yok.

 Ali Öztunç, Kahramanmaraş? Yok.

 Ercan Öztürk, Düzce? Yok.

 Saffet Sancaklı, Kocaeli? Yok.

 Kayhan Türkmenoğlu, Van? Yok.

 Osman Sağlam, Karaman? Burada.

 Mevlüt Kurt, Kahramanmaraş? Yok.

 Hüsmen Kırkpınar, İzmir? Burada.

 Tekin Bingöl, Ankara? Yok.

 Oğuz Üçüncü, İstanbul? Yok.

 Serkan Sarı, Balıkesir? Yok.

 Çiğdem Koncagül, Tekirdağ? Yok.

Ömer Karakaş, Aydın? Yok.

Necmettin Erkan, Kırşehir? Yok.

Hasan Ekici, Konya? Yok.

Mehmet Emin Öz, Erzurum? Yok.

Cevahir Uzkurt, Niğde? Yok.

Mustafa Hamarat, Ordu? Yok.

Ayşe Sibel Ersoy, Adana? Burada.

Sayın milletvekilleri, tasnif komisyonuna seçilen üyeler oy verme işlemi bittikten sonra komisyon sıralarındaki yerlerini alacaklardır.

Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.

(Oyların toplanmasına başlandı)

BAŞKAN - Oy kabininde oy kullanan değerli üyemiz, bir dakika sonra kupaları kaldıracağım; lütfen oyunuzu kullanınız.

 (Oyların toplanmasına devam edildi)

BAŞKAN - Oy kabininde oy kullanmak için bekleyen arkadaşlarımız varsa bir dakika içinde kupaları kaldıracağım, lütfen oy kullanma işleminizi tamamlayın.

 (Oyların toplanmasına devam edildi)

BAŞKAN - Sayın Akdoğan, kupayı kaldırıyorum; lütfen oyunuzu kullanın.

 (Oyların toplanmasına devam edildi)

BAŞKAN - Oy kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

 Oylama işlemi tamamlanmıştır.

 Oy kupaları kaldırılsın.

 Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.

 Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını tekrar okutuyorum:

 Gizem Özcan, Muğla Milletvekili; Osman Sağlam, Karaman Milletvekili; Mehmet Tahtasız, Çorum Milletvekili; Hüsmen Kırkpınar, İzmir Milletvekili; Ayşe Sibel Ersoy, Adana Milletvekili; buyurunuz lütfen.

 Ayça Taşkent, Sakarya? Burada.

 Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonuna seçilen Sayın Gizem Özcan salonda bulunmadığı için yeniden kura çekimi yapılmış ve yerine Ayça Taşkent'in ismi çıkmıştır. Tasnif Komisyonu, Ayça Taşkent'le tamamlanmıştır.

 (Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Anayasa’nın 74'üncü maddesi ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 11'inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için yapılan birinci oylamaya 351 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

 Saygıyla arz olunur.

 Tasnif Komisyonu

Üye

Üye

Üye

Ayşe Sibel Ersoy

Osman Sağlam

Mehmet Tahtasız

Adana

Karaman

Çorum

Üye

 

Üye

Hüsmen Kırkpınar

 

Ayça Taşkent

İzmir

 

Sakarya

 

Mehmet Akarca : 269 oy

Burhanettin Sağsöz : 1 oy

Şinasi Yurdakul : 9 oy

Boş : 9 oy

Geçersiz : 63 oy

Toplam : 351 oy

BAŞKAN - Sayın Emir, söz talebiniz var zannediyorum.

 Buyurun.

 

VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)

64.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Türkiye’deki kamu başdenetçiliği kavramına ilişkin açıklaması

 

MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.

 Ülkemizde 2010 Anayasa değişikliğiyle "ombudsmanlık" yani "kamu başdenetçiliği" kavramı Anayasa'mıza girdi ve sonrasında yasal düzenleme yapıldı ve sekiz yıl önce Genel Kurulda ilk seçimlerimizi yaptık ve Sayın Şeref Malkoç 2 kez Kamu Başdenetçisi olarak seçildi. Kamu başdenetçiliğinin dünyadaki örneklerine baktığımızda kamuyu denetleyen; kamunun her türlü eylem ve işlemini denetleyen, inceleyen, araştıran; yargı dışındaki konularda tarafsızlığıyla öne çıkan ve yargı kararlarının dışında oluşan, yargıya götürülemeyen konularda kamu adına görev yapan kurumlar olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla kamu başdenetçiliği yürütmeyi denetleyen, yürütmenin içerisinde olmayan ve...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Emir.

MURAT EMİR (Ankara) - ...toplumdaki tüm kesimleri kucaklayan, onlar adına görev yapan bir mekanizma. Türkiye'de de böyle olması beklenirdi ama bu sekiz yıllık uygulamada Kamu Başdenetçileri seçilirken muhalefetin hiçbir şekilde görüşü alınmadı, kamu denetçileri seçilirken dahi -4 üye seçilecek haftaya Karma Komisyonda- bir kişinin bir görüşü alınmadı, muhalefete yer verilmedi, oradaki denge aranmadı. Hatta biz bu nedenle ombudsmanlara "ak ombudsman" diyoruz çünkü mevcut sistemin bir küçük parçasına dönüştüler. Tam da bu nedenle, bu seçimi protesto ediyoruz. Böyle seçilecek Kamu Başdenetçisinin, aranılan o kamunun denetimi fonksiyonunu layıkıyla yerine getirmesi mümkün değil. Tam da bu nedenle, biz, bu seçimi bu şekliyle protesto ediyoruz, doğru bulmuyoruz, yararsız buluyoruz ve bu nedenle de oylarımızı boş olarak kullanıyoruz.

 Genel Kurulun bilgisine arz ederim.

 

X.- SEÇİMLER (Devam)

B.- Kamu Başdenetçiliği Seçimi (devam)

1.- Kamu Başdenetçisi Seçimi (S. Sayısı:165) (Devam)

 

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu sonuca göre Kamu Başdenetçisi seçiminde Anayasa'da ve 6328 sayılı Kanun'da öngörülen üçte 2 çoğunluk bulunamamıştır.

 Şimdi ikinci oylamaya başlıyoruz. Bu oylamada Başdenetçi seçilebilmek için üye tam sayısının...

MAHMUT TANAL (Şanlıurfa) - Listeler usulsüz geldi Değerli Başkanım, normalde alt komisyonda oy çokluğu alan adayın gelmesi gerekirken... (Gürültüler)

BAŞKAN - ...üçte 2 çoğunluğu yani 400 oy aranacaktır.

 Sayın Kâtip Üyelerin yerlerini almalarını rica ediyorum.

 İkinci oylamada kullanılacak mühürlü oy pusulaları ve zarflar Sayın Kâtip Üyelere teslim edilsin.

 Sayın milletvekilleri, oylamanın sayım ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit edeceğim:

 Sayın Elif Esen? Burada.

 Sayın Hakan Şeref Olgun? Yok.

 Sayın Mehmet Aşıla? Burada.

 Sayın Türkan Elçi? Yok.

 Sayın Hasan Çilez? Yok.

 Sayın Nilhan Ayan, İstanbul? Yok.

 Sayın Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli? Burada.

 Sayın Yusuf Ahlatcı? Burada.

 Sayın Barış Bektaş, Konya? Yok.

 Sayın Fatma Serap Ekmekci, Kastamonu? Yok.

 Sayın Adalet Kaya, Diyarbakır? Yok.

 Sayın Vehbi Koç, Trabzon? Yok.

 Sayın Arslan Tatar, Şırnak? Yok.

 Sayın Ahmet Fethan Baykoç, Ankara? Burada.

 Sayın milletvekilleri, tasnif komisyonuna seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon sıralarındaki yerlerini alacaklardır.

 Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.

 (Oylar toplandı)

BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

 Oylama işlemi tamamlanmıştır.

 Oy kupalarını kaldıralım lütfen.

 Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.

 Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını tekrar okutuyorum:

 Elif Esen, İstanbul Milletvekili; Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli Milletvekili; Yusuf Ahlatcı, Çorum Milletvekili; Mehmet Aşıla, Kocaeli Milletvekili; Ahmet Fethan Baykoç, Ankara Milletvekili.

 (Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Anayasa’nın 74'üncü maddesi ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 11'inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için yapılan ikinci oylamaya 279 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

 Saygıyla arz olunur.

 Tasnif Komisyonu

Elif Esen

Ömer Faruk Gergerlioğlu

Yusuf Ahlatcı

İstanbul

Kocaeli

Çorum

Mehmet Aşıla

 

Ahmet Fethan Baykoç

Kocaeli

 

Ankara

 Mehmet Akarca : 252

 Burhanettin Sağsöz : 4

 Şinasi Yurdakul : 2

 Boş : 3

 Geçersiz : 18

 Toplam : 279

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu sonuca göre Kamu Başdenetçiliği seçiminde Anayasa ve 6328 sayılı Kanun'da öngörülen üçte 2 çoğunluğa ulaşılamamıştır.

 Şimdi üçüncü oylamayı başlatıyoruz. Bu oylamada Başdenetçi seçilebilmek için üye tam sayısının salt çoğunluğu yani 301 oy aranacaktır.

 Sayın Kâtip Üyelerin yerlerini almalarını rica ediyoruz.

 Üçüncü oylamada kullanılacak mühürlü oy pusulaları ve zarflar Sayın Kâtip Üyelere teslim edilsin.

 Sayın milletvekilleri, oylamanın sayım ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik tasnif komisyonunu tespit edeceğim:

 Sayın Yüksel Selçuk Türkoğlu? Burada.

 Sayın Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak? Burada.

 Sayın Müşerref Pervin Tuba Durgut, İstanbul? Yok.

 Sayın Cahit Özkan, Denizli? Yok.

 Sayın Gizem Özcan, Muğla? Yok.

 Sayın Osman Gökçek, Ankara? Burada.

 Adem Yıldırım, İstanbul? Yok.

 Lütfi Kaşıkçı, Hatay? Yok.

 Saffet Bozkurt, Zonguldak? Burada.

 Radiye Sezer Katırcıoğlu, Kocaeli? Yok.

 Hasan Arslan, Afyonkarahisar? Yok.

 Hasan Öztürk, Bursa? Yok.

 Selman Özboyacı, Konya? Yok.

 Sayın Ayyüce Türkeş Taş? Burada.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, tasnif komisyonuna seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon sıralarındaki yerlerini alacaklardır.

 Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

 Oylama işlemi tamamlanmıştır.

 Oy kupaları kaldırılsın.

 Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.

 Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını tekrar okutuyorum:

 Yüksel Selçuk Türkoğlu, Bursa; Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak; Osman Gökçek, Ankara; Saffet Bozkurt, Zonguldak; Ayyüce Türkeş Taş, Adana.

(Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Anayasa’nın 74'üncü maddesi ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 11'inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için yapılan üçüncü oylamaya 282 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

 Saygıyla arz olunur.

Tasnif Komisyonu

Üye

Üye

 Üye

Yüksel Selçuk Türkoğlu

Ahmet Çolakoğlu

Osman Gökçek

Bursa

Zonguldak

Ankara

Üye

 

Üye

Saffet Bozkurt

 

Ayyüce Türkeş Taş

  Zonguldak

 

Adana

 

 Mehmet Akarca : 264 oy

 Burhanettin Sağsöz : 2 oy

 Şinasi Yurdakul : -

 Geçersiz : 16 oy

 Toplam : 282 oy

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu sonuca göre, Kamu Başdenetçisi seçiminde Anayasa'da ve 6328 sayılı Kanun'da öngörülen üye tam sayısının salt çoğunluğu bulunamamıştır.

 Şimdi dördüncü oylamaya başlıyoruz.

 Üçüncü oylamada en çok oy alan 2 aday için dördüncü oylama yapılacak ve dördüncü oylamada karar yeter sayısından aşağı olmamak üzere en fazla oy alan aday seçilmiş olacaktır.

 Üçüncü oylamada en fazla oy alan 2 adayın isimlerini okutuyorum:

 Mehmet Akarca, Burhanettin Sağsöz.

 BAŞKAN - Sayın Kâtip Üyelerin yerlerini almalarını rica ediyorum.

 Dördüncü oylamada kullanılacak mühürlü oy pusulaları ve zarfları Sayın Kâtip Üyelere teslim edilsin.

 Sayın milletvekilleri, oylamanın sayım ve dökümü için ad çekmek suretiyle 5 kişilik bir tasnif komisyonu tespit edeceğim:

 Mehmet Kamaç, Diyarbakır? Yok.

 Selcan Taşcı, Tekirdağ? Yok.

 Şahin Tin, Denizli? Yok.

 Cevahir Asuman Yazmacı, Şanlıurfa? Burada.

 Mustafa Demir, İstanbul? Yok.

 Derya Bakbak, Gaziantep? Yok.

 Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli? Burada.

. Saffet Bozkurt, Zonguldak? Burada.

 Hilmi Durgun, Antalya? Yok.

 Burak Akburak, İstanbul? Yok.

 Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu, Manisa? Yok.

 Yakup Otgöz, Muğla? Yok.

 Ahmet Çolakoğlu, Zonguldak? Yok.

 Lütfi Kaşıkçı, Hatay? Yok.

 Harun Mertoğlu, Rize? Yok.

 Osman Sağlam, Karaman? Burada.

 Berdan Öztürk, Diyarbakır? Yok.

 Zeki Korkutata, Bingöl? Yok.

 Gizem Özcan, Muğla? Yok.

 Nilgün Ök, Denizli? Burada.

 Sayın milletvekilleri, tasnif komisyonuna seçilen üyeler oylama işlemi bittikten sonra komisyon sırasındaki yerlerini alacaklardır.

 Oylamaya Adana ilinden başlıyoruz.

(Oylar toplandı)

BAŞKAN - Oyunu kullanmayan sayın üye var mı? Yok.

 Oylama işlemi tamamlanmıştır.

 Oy kupaları kaldırılsın.

 Tasnif Komisyonu üyeleri lütfen yerlerini alsınlar.

 Tasnif Komisyonu üyelerinin adlarını tekrar okutuyorum:

 Ömer Faruk Gergerlioğlu, Kocaeli; Saffet Bozkurt, Zonguldak; Osman Sağlam, Karaman; Nilgün Ök, Denizli; Cevahir Asuman Yazmacı, Şanlıurfa.

 (Oyların ayrımı yapıldı)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Tasnif Komisyonu tutanağı gelmiştir, okutuyorum:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

 Anayasa’nın 74'üncü maddesi ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 11'inci maddesine göre Kamu Başdenetçiliği için yapılan dördüncü oylamaya 276 üye katılmış, kullanılan oyların dağılımı aşağıda gösterilmiştir.

 Saygıyla arz olunur.

 Tasnif Komisyonu

Ömer Faruk Gergerlioğlu

Saffet Bozkurt

Osman Sağlam

Kocaeli

Zonguldak

Karaman

Nilgün Ök

Cevahir Asuman Yazmacı

 

Denizli

Şanlıurfa

 

 

 Mehmet Akarca : 264

 Burhanettin Sağsöz : -

 Geçersiz : 12

 Toplam : 276

 BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bu sonuca göre Sayın Mehmet Akarca dördüncü oylamada Anayasa'da ve 6328 sayılı Kanun'da öngörülen çoğunluğu sağlamış ve 264 oyla Kamu Başdenetçisi seçilmiştir; kendisini tebrik ediyor, başarılar diliyorum.

 Gündemimizdeki konular tamamlanmıştır.

 Alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek üzere 13 Kasım 2024 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 Kapanma Saati: 23.17

 


[1] 165 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.