TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
26'ncı Birleşim
3 Aralık 2024 Salı
(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)
İÇİNDEKİLER
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMALAR
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin konuşması
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Çankırı Milletvekili Pelin Yılık’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla, ülkede engellilerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Denizli Emekli Öğretmenler Derneği Başkanına, yönetimine ve öğretmenlere "Hoş geldiniz." denilmesi
2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Azerbaycan Millî Meclisi Dışişleri ve Parlamentolar Arası İlişkiler Komitesi Başkanı Samad Seyidov’a ve Gürcistan Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Nikoloz Samkharadze’ye "Hoş geldiniz." denilmesi
B) Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisinin 106'ncı yıl dönümü vesilesiyle düzenlenecek olan Uluslararası Parlamentolar Konferansı'na katılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinden oluşan bir heyetin 6-8 Aralık 2024 tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi hususuna ilişkin tezkeresi (3/978)
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
2.- Kütahya Milletvekili Adil Biçer’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
3.- Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
4.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, depremlerde pert olan araçlarla ilgili ÖTV istisnası getirilmesine dair kanun teklifine ilişkin açıklaması
5.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
6.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
7.- Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
8.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ve son günlerdeki operasyonlarla ilgili haberlere ilişkin açıklaması
9.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, Germencik Ortaklar pazarını ziyaretine ilişkin açıklaması
10.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
11.- İstanbul Milletvekili Celal Fırat’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
12.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay’daki elektrik sorununa ve TOKİ Çevre Yolu’na ilişkin açıklaması
13.- Adana Milletvekili Sadullah Kısacık’ın, Adanalı çiftçilerin talebine ilişkin açıklaması
14.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, Aydın’da bir yurt asansöründe bir öğrencinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davaya ilişkin açıklaması
15.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
16.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Manavgat'ta ikamet eden Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine ilişkin açıklaması
17.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
18.- Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın, engelli aylıklarına ve Çayeli'ndeki heyelanda yıkılan bir evin sahiplerine ilişkin açıklaması
19.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Adıyaman’daki İsias Otel davasına ilişkin açıklaması
20.- Sivas Milletvekili Rukiye Toy’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
21.- Elâzığ Milletvekili Erol Keleş’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
22.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
23.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, bir zamanlar belediye veya belde, şu anda köy statüsünde olan köylere ilişkin açıklaması
24.- Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’in, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Kayseri'de yaptığı kira artışlarına ilişkin açıklaması
25.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, Rize’ye ilişkin açıklaması
26.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, Beyköy Yeni Mahallesi'nde bulunan tarım arazilerine ilişkin açıklaması
27.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
28.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
29.- Kahramanmaraş Milletvekili Ömer Oruç Bilal Debgici’nin, AK PARTİ Kahramanmaraş İl Kongresi’ne, konut anahtar teslimleri ve kura çekimlerine ilişkin açıklaması
30.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, Kilis Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde yaşananlara ilişkin açıklaması
31.- Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, kayyum atamalarına; gözaltına alınıp tutuklanan siyasetçi, sendikacı ve insan hakları savunucularına, hasta tutsak Besra Erol’a ilişkin açıklaması
32.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, kapalı nüfus sayımı tekliflerine, aile hekimlerinin iş bırakma eylemlerine ve İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ve Vatan Şairi Namık Kemal’in vefatının seneidevriyesine ilişkin açıklaması
34.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, açıklanan enflasyon oranlarına, Suriye’deki gelişmelere ve Filistin konusundaki hassasiyetlerini dile getiren gençlerle ilgili soruşturmaya ilişkin açıklaması
35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, Cumhurbaşkanına soru soran gençlerle ilgili soruşturmaya, açıklanan enflasyon oranlarına ve TÜİK’e ilişkin açıklaması
36.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Ankara Milletvekili Murat Emir’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, şehit olan Mehmetçik Eren Kızıldağ'a, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'ne, Kahramanmaraş'taki 5'inci Kura Çekimi ve Anahtar Teslimi Töreni'ne, AK PARTİ Kahramanmaraş İl Kongresi’ne ilişkin açıklaması
37.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
38.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, süt üreticilerine ilişkin açıklaması
39.- Ankara Milletvekili Deniz Demir’in, İsrail’le ticareti protesto edenlere ilişkin açıklaması
40.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
41.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
42.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ve Kahramanmaraş’ta deprem sonrası yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
VIII.- ANT İÇME
1.- Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca’nın ant içmesi
IX.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, İsrail'le ticareti protesto eden gençlerin tutuklanması olayında yaşanan hukuk garabetinin tahlili ve alınacak tedbirlerin müzakere edilmesi amacıyla 3/12/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 3 Aralık 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
2.- İYİ Parti Grubunun, Muğla Milletvekili Metin Ergun ve 19 milletvekili tarafından, kuraklık konusunda alınması gereken tedbirlerin belirlenerek toplumsal farkındalık oluşturulması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla 14/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 3 Aralık 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
X.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Bolu Milletvekili Türker Ateş'in, OSB'lere kullandırılan kamu kaynaklarına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/18906)
2.- Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'ın, Manisa'daki sanayi kuruluşlarının desteklenmesi talebine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/18907)
3.- Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf'ın, Bakanlığa bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşların faaliyetlerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/19015)
4.- Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın'ın, Boğaziçi Üniversitesine yapılacak yeni kütüphanenin akıbetine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/19241)
5.- Ankara Milletvekili Deniz Demir'in, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile ilgili çeşitli iddialara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/19244)
3 Aralık 2024 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyumlar gidecek, halklar kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri... Lütfen...
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyumlar gidecek, halklar kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, görüşmelere devam edebilmem için Mecliste sükûnetin sağlanması lazım.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyumlar gidecek, halklar kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Lütfen... Sayın milletvekilleri...
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.01
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.10
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda...
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[1] sesleri, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gürültü nedeniyle Genel Kurulun sağlıklı bir şekilde işlemesini sağlayamıyoruz.
Lütfen... Sayın milletvekilleri...
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Sayın milletvekilleri...
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen Genel Kurulda sükûneti sağlayalım. Sayın milletvekilleri, lütfen gürültüye son verin.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.11
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.17
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa Bilici (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[2] sesleri, sıra kapaklarına vurmalar]
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Gülizar Biçer Karaca’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bugün Dünya Engelliler Günü.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Bugün engellileri bağrına basma günü değil bugün onların haklı taleplerini görme, eşit bir yaşam için sorumluluk alma ve gerçek bir adalet anlayışıyla yüzleşme günü. Birleşmiş Milletler raporlarına göre dünya nüfusunun yüzde 15'i engelli, 60 yaş üstü bu oran yüzde 46.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Her 10 çocuktan 1'i engelli, her 5 kadından 1'i ise yaşamın herhangi bir döneminde engelli oluyor.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Türkiye'de ise nüfusun yüzde 10'u yani her 8 kişiden 1'i engelli, bu da demek ki Türkiye'de 8,6 milyon yurttaşımız engelli.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[3] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Onlar birey olarak fark edilmek; mesleklerine, yeteneklerine, ilgi alanlarına göre topluma destek olmak ve katkı sağlamak istiyorlar. Bugün engelli bireylerin özel gün için hatırlanma günü değil.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Onlar yalnızca 3 Aralıklarda göstermelik farkındalık gösterilerine razı değil. Engelli olmayanların kendi iyilik duygularını tatmin edip rahatlanacağı gün de değildir 3 Aralık.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Engelli bireyler şefkat değil eşitlik talep ediyor, acınma değil adalet istiyor, himmet değil hak istiyor. Engelli bireyler diyor ki: "Biz de sizin kadar bu dünyanın parçasıyız."
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[4] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
BAŞKAN - "Biz de sizin kadar hak sahibiyiz. Kaldırımlar, toplu taşıma, istihdam, eğitim, sağlık hizmetleri, sosyal yaşam, hepsi herkes için erişilebilir ve eşit olmalı. Bu bir iyilik değil bu bir zorunluluktur." Dünya Engelliler Günü'nde engelli yurttaşlarımızın taleplerini ve düşüncelerini sizlerle paylaşmak istedim.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekilinin gündem dışı söz taleplerini karşılayacağım.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - İlk gündem dışı söz talebi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle söz isteyen İstanbul Milletvekili Serkan Bayram'a aittir.
Buyurun Sayın Bayram. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A.- Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Serkan Bayram’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
SERKAN BAYRAM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi muhabbetle selamlıyorum. Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Yahu, bari bugün yapmayın ya! Bugün yapmayın ya! El insaf! Yeterince zaten engelli bıraktınız!
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın Milletvekili, lütfen, siz Genel Kurula hitap etmeye devam edin.
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bugün bir farkındalık günü; bugün, bir gün değil her gün hatırlanmalı.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Cumhurbaşkanımızın riyasetinde son yirmi yılda sessiz devrimleri gerçekleştirdik ve engelli memur 5 bin iken bugün 70 bin.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[5] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Engelli bakım merkezleriyle 500 binin üzerindeki kardeşimize bakım maaşını bağladık. Engelli, öğretmen olamazken bugün öğretmen oldu; engelli, hâkim olamazken bugün hâkim oldu.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[6] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
SERKAN BAYRAM (Devamla) - İşte, bu sessiz devrimi Türkiye Yüzyılı'nda, cumhuriyetimizin 2'nci yüzyılında hep beraber taçlandıralım diyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Devletin üç erki var. Aramızda engelli milletvekili var mı? Bakın, 3 kişi.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Engelli hâkim var mı yargıda? Var. Ne kaldı? Engellilerin yürütme alanındaki temsiliyeti kaldı.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Engelli kaymakamı, valiyi, büyükelçiyi, bakanı ve bakanlığı da inşallah Türkiye Yüzyılı'nda hep beraber inşa edeceğiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Uluslararası arenada, Birleşmiş Milletlerde UNICEF var, çocuk hakları; UN Women var, kadın hakları ama UN Disabled yok, engelli hakları merkezi yok.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum'...'"[7] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Cenevre'de, BM'de, dünyanın her yerinde, gelin, bu 1,5 milyarı ilgilendiren engelli hakları merkezini Türkiye'de, İstanbul'da kuralım; burayı da başkent yapalım. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - IPU'nun Genel Sekreteri Sayın Martin, Birleşmiş Milletler, New York, dünyanın bütün ülkeleri desteklemeye başladı.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bunu da başaracağız ve Türkiye'nin demokrasi ve insan hakları açısından geldiği yeri dünyaya göstereceğiz.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Doğa, tabiat zaten yapacağını yapıyor.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[8] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Pandemisiyle, depremiyle, afetiyle nice canlarımızı içimizden alıyor, nicelerini engelli bırakıyor.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bari biz insanlar birbirimize zulmetmeyelim, birbirimizi öldürmeyelim, birbirimizi engelli bırakmayalım. Çocuklarımız ölmesin! Kadınlarımız ölmesin! Gençlerimiz ölmesin!
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Hayvanlarımız ölmesin! İnsanlar ölmesin! İnsanlık ölmesin! Filistin ölmesin! Gazze ölmesin! (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Barış içinde bir dünya istiyoruz, savaş istemiyoruz.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Engelsiz bir dünya ve engelsiz bir Türkiye için hep beraber çalışıyoruz.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bu dünyada hepimizin yiyeceği bir ekmek, içeceği bir su, teneffüs edeceği bir hava var. Barış istiyoruz, savaş istemiyoruz; dünyada akan kan dursun istiyoruz, hiçbir insanımız engelli kalmasın istiyoruz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - 2005 yılındaki Engelliler Hakkında Kanun'umuzla, 2008'deki Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmemizle, 2010 yılında Anayasa'mıza koyduğumuz pozitif ayrımcılıkla -kadınımıza, gencimize, engellimize, yaşlımıza- 2021 erişilebilirlik yılıyla bizim ufkumuzu açan Sayın Cumhurbaşkanımıza ve partimize huzurlarınızda teşekkürlerimi sunuyorum.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum gidecek, halk kalacak!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bütün milletvekillerimize de engelli yasalarında vermiş olduğu desteklerden dolayı teşekkür ediyorum.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bütün gruplarımıza da Grup Başkanlarımıza da Grup Başkan Vekillerimize de engelli hâkimliğin çıkmasında vermiş olduğu destekten dolayı teşekkür ediyorum.
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[9] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Siz ne kadar protesto ederseniz edin, engellilerle ilgili vermiş olduğunuz destekten dolayı, Başkanları, size de teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
SERKAN BAYRAM (Devamla) - Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olması münasebetiyle -600 milletvekilimizin odasına- buğday tanemizin güzel kokan karabuğdaylarını da sizlere barış dili, mücadele dili, bereket dili olarak gönderiyorum.
Hepiniz çok sağ olun, var olun. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Bayram, teşekkür ederim.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Genel Kurulu bu şekilde sağlıklı yönetebilme ve Genel Kurul çalışmalarını sağlıklı yürütebilme imkânı yoktur.
ÖMER KARAKAŞ (Aydın) - Devam edelim.
(DEM PARTİ milletvekillerinden zılgıt çekmeler, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen Genel Kurulda sükûneti sağlayalım.
(DEM PARTİ sıralarından "Kayyum darbedir, darbeye hayır!" şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
[DEM PARTİ sıralarından "Kayyum '...'"[10] şeklinde slogan atmalar, sürekli sıra kapaklarına vurmalar]
BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum ve Grup Başkan Vekillerini kürsü arkasına davet ediyorum.
Kapanma Saati: 15.25
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.44
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Gündem dışı ikinci söz talebi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle söz isteyen Çankırı Milletvekili Pelin Yılık'a aittir.
Buyurun Sayın Yılık. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Çankırı Milletvekili Pelin Yılık’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin gündem dışı konuşması
PELİN YILIK (Çankırı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına 3 Aralık Dünya Engelliler Günü sebebiyle söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamda "engelli" tanımını kullanmam sadece tıbbi bir bakış açısını değil aynı zamanda toplumun bakış açısını yansıtmaktadır. "Engel" kavramı bireylerin sahip olduğu bazı sağlık ve ruhsal sorunlardan kaynaklanabildiği gibi toplumun haksız ön yargı ve tutumları da engellilerin yani özel gereksinimli bireylerin sosyal yaşama katılımlarında engel oluşturabilmektedir.
Toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olan engelli bireylerimizin sorunları gerçekçi bir şekilde ele alınarak toplumla bütünleştirilmeleri gerekmektedir. Engellilerin ayrımcılığa, eşitsizliğe, onur ve haysiyet kırıcı davranışlara maruz kalmaları ve bireysel özerkliklerinin tanınmaması engelliliği bir insan hakları sorunu yapmaktadır.
Engellilerin toplumdaki diğer bireyler gibi her türlü insani haklarını elde etmelerinde ve mevcut sorunların çözümünde kullanılan temel aracın yürütülen kamu politikaları olduğu görülmektedir. Hükûmet programları ise kamu politikalarına yön veren en önemli stratejilerdir. Bir ülkede devletin niteliği, politika öncelikleri, yöneticilerinin hâkim ideolojileri, toplumsal değerler ve inanışlar, ekonomik gelişmişlik gibi özellikler engelliliğin anlaşılmasında ve politikaya dönüştürülmesinde etkili olan unsurlardır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak engelli kardeşlerimizin ihtiyaç ve beklentilerine bir nebze olsun katkı sunmak, bu konuya siyasetüstü bir bakış açısıyla insan hakkı olarak yaklaşmak her daim temel politikamız olmuştur. Bu süreçte, engellilere yönelik kurumsal yapıda gerçekleşen en önemli adım 1997 tarihinde Başbakanlığa bağlı olarak 57'nci Hükûmet döneminde kurulan Özürlüler İdaresi Başkanlığı olmuştur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünya nüfusunun yüzde 15'i bir tür engelle yaşamını sürdürmektedir. Bu oran herhangi bir erişim engeliyle karşılaşmaları durumunda dünyada ne kadar çok engellinin toplumdan izole ve bağımlı yaşamak zorunda olduğunu gözler önüne sermektedir. Günümüzde engellilik tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir kamu politikası alanıdır çünkü nüfus içindeki payları bu kadar yüksek olmasına rağmen engellilerin temel sorunları devam etmektedir. Engelli bireylerin toplumsal yaşamda kendilerini kabul ettirmeleri ve diğer bireylerle eşit olanak ve haklara sahip olmaları konusunda bazı olumsuzluklar yaşadıkları bilinmektedir. Toplumun diğer bireyleri tarafından acıma ve üzüntü gibi olumsuz duygularla yaklaşılan engelliler eksik ya da farklı görülerek dışlanmakta ya da ayrıştırılmaktadır. Engelli bireylerin ekonomik ve toplumsal yaşama katılımlarının en iyi yollarından biri istihdam edilmeleridir.
Diğer yandan, engelli bireylerin önemli bir kısmı engelinden dolayı eğitim olanağından yoksundur. Bu da belli bir alanda yetkinlik elde edebilmelerini ortadan kaldırmaktadır. Özetle, iş gücü piyasalarına girişte, iş bulmakta dezavantajlı konumdadırlar. Bu sebeple engelli kardeşlerimiz devletimizden istihdam müjdesi beklemektedirler. İstihdam olanağının devletimiz vasıtasıyla tesis edilmesi sosyal devlet olmanın gereğidir ve sadece özel sektörle yürütülemeyecek kadar önemlidir.
Türkiye'de engelli istihdamının artırılması için öncelikle toplumun ve işverenlerin engelliler hakkında bilgilendirilmesi önemli bir noktadır. Anaokulundan başlayarak farkındalık oluşturacak derslerin müfredata sokulması bu konuda farkındalığı yüksek nesiller yetiştirmek için önemli bir adım olacaktır. Engelli bireylerin istihdamı sadece bağımlı çalışan açısından desteklenmemeli, engellilerin girişimci fikirlerini ortaya koymalarında cesaretlendirilmeleri için de özel projeler, destekler ve hibeler tesis edilmelidir.
Engelli çocuğa bakım veren kişilerin anneler olduğunu, bakımın büyük çoğunluğunu üstlendiğini biliyoruz. Uzun ve zorlu olan bu süreç annelerde tükenmişlik duygusu yaratmaktadır. Engelli bireylerin gereksinimlerini karşılayacak sayı ve nitelikteki gündüz bakımevlerinde günün belli saatlerinde çocukların bakımlarının sağlanması ailenin yükünü azaltması açısından önemlidir. Ülkemizde engelli birey ve ailesini psikolojik ve sosyal anlamda destekleyecek nitelikte evde bakım sisteminin olmaması engelli birey ve ailelerinin sorunlarının çözümünde yetersiz kalmakta ve yalnız kalmalarına zemin hazırlamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yılık, tamamlayın lütfen.
PELİN YILIK (Devamla) - Engelli bireylerimiz için daha fazla farkındalığın olduğu bir dünya diliyorum. Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A.- Çeşitli İşler
1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu ziyaret eden Denizli Emekli Öğretmenler Derneği Başkanına, yönetimine ve öğretmenlere "Hoş geldiniz." denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle, sınıftaki yeri Cumhurbaşkanından bile önce gelen; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetiştirmeye ömrünü vakfetmiş öğretmenlerimiz aramızda. Ben, Denizli Emekli Öğretmenler Derneği Başkanına, yönetimine ve kıymetli öğretmenlerimize Genel Kurul adına hoş geldiniz diyorum, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A.- Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları (Devam)
3.- İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla, ülkede engellilerin karşılaştıkları sorunlara ilişkin gündem dışı konuşması
BAŞKAN - Gündem dışı üçüncü söz, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla, ülkemizde engellilerin karşılaştıkları sorunlar konusunda söz isteyen İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın'a aittir.
Buyurun Sayın Taşkın. (CHP sıralarından alkışlar)
YÜKSEL TAŞKIN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle söz almış bulunmaktayım.
Konuşmama, halkın iradesinin engellenmediği, atanmışların seçilmişlerin önüne konulmadığı, YSK kararlarının herkes için bağlayıcı olduğu kayyumsuz bir Türkiye dileğiyle başlamak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Elbette, bu özel günün amacı engellilere yönelik farkındalığın artırılması ve biriken sorunlara çözüm bulunmasının önünün açılmasıdır. Bu, bir tür kutlama değildir, farkındalık günüdür; önce bu tespiti yapalım. Partimizin engelliler alanına bakışını şekillendiren temel ilke, sosyal devletin, her yurttaşın hayata adil ve etkin katılımı önündeki engelleri ortadan kaldırması gereğiydi, aslında buna "hayata eşit katılım hakkı" da diyebiliriz. Yine, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'nin 28'inci maddesi engellilerin siyasal ve kamusal hayata tam ve eşit katılımını garanti altına alıyor. Çalışma hayatına eşit katılım hakkı açısından baktığımızda özellikle engelli kadınlar bakımından durum hiç de parlak değil. Ülkemizde iş gücüne katılım yaklaşık yüzde 50 civarındayken bu oran engelliler için sadece yüzde 22'dir, kadın engelliler için ise yüzde 12,5'tur. Bu bağlamda, çalışma hayatında kamu ve özel sektörde engelliler için ayrılan kotaların doldurulması gerektiğini savunuyoruz. Kamuda biriken engelli atamaları hızla tamamlanmalıdır. Özel sektör de bu kurallara uymalıdır, para vesaire cezalarla bu işten sıyrılmamalıdır, çok güçlü bir şekilde denetlenmelidir çünkü burada önemli olan engelli bireylerin de hepimiz gibi çalışma hakkından -lütuf değil- aktif olarak yararlanması, güvenceli istihdam sahibi olmalarıdır.
Ayrıca, uzaktan ve hibrit çalışma koşullarının engelli istihdamı lehine geliştirilmesi de pekâlâ mümkündür. Engellilerle ilgili yeni bir kategori var, ben ona "emeklilikte haksızlığa takılanlar" diyorum. Emeklilikte haksızlığa takılan engellilerin birikmiş sorunları, uyumlandırma politikaları ve rapor karmaşasının aşılmasıyla çözülmelidir. Birçok engelli ailesinin evde bakım desteği kesilmiş durumdadır. Yine, birçok engellinin emeklilik aylığı da yapılan yönetmelik değişiklikleriyle kesilmiş ve hâlâ da kesilmektedir. Engellileri birey olarak gördüğümüz için engelli aylıklarını ve bakım yardımlarını belirlerken ailenin gelir durumunu değil engellinin kendi gelir durumunu esas almak gerektiğine inanıyoruz. Bu, Cumhuriyet Halk Partisi için temel bir farklılıktır. Asıl devrimi tam da bu alanda yapmak gerektiğine inanıyoruz.
Engelliler lütuf değil hak istiyor; kimseye bağımlı olmadan hayata katılmak, eğitim görmek ve çalışmak istiyorlar. Engelli aylıkları, bakım yardımları ve malzeme desteklerinin enflasyon gerçeğine göre ve hakkaniyetle belirlenmesi de elzemdir. Hayata eşit ve engelsiz katılım hakkı için zorunlu olan ürünlere -ilaç olur, ortez, protez olur- verilen destek fiyatları artık komik durumlardadır. Uzun yıllardır aynı miktarlarda tutulduğu için artık engelliler açısından bu desteklerin hiçbir hükmü kalmamıştır. Ortalama olarak SGK'nin verdiği destekler ürünlerin en fazla yüzde 15'lik maliyetini karşılayabilmektedir. Ürün fiyatlarıyla destek miktarları arasındaki uçurum gelir durumu kötü olan engelliler bakımından son derece ciddi bir yıkım anlamına da gelmektedir.
Yine, uzun yıllardır üzerine gidilmeyen bir veri sorunumuz var. Az önceki konuşmacılar dünyada yaklaşık 1,3 milyar engelli olduğunu söylediler; bu, yüzde 15 veya yüzde 16'ya tekabül ediyor. Peki, ülkemizde resmî olarak engelli oranı nedir? Elimizde net bir veri yok. Dünya ortalaması olan yüzde 15 mi? Değil, yüzde 7 ile 11 arasında olduğuna dair projeksiyonlar var. Sadece gençlere projekte ettiğimizde bu hesaba göre 1,5 milyon genç engelli arkadaşımızın olması lazım. Yani genç bir insanın engellilik dezavantajına sahip olması, hele yoksul bir insanın aynı zamanda engelli olmasının ne kadar vahim sonuçlar doğurduğunu görmemiz lazım. Dolayısıyla en önemli süreçlerden bir tanesi sağlıklı veri toplamaktır. Partimiz iki yılda bir düzenli ve sağlıklı veri toplama konusunda bir vaatte bulunmaktadır.
Hayata eşit katılımın önündeki en ciddi engellerden birinin de erişilebilirlik olduğunun farkındayız. Bu konuda hepimizde temel eksiklikler var. Kendimizde, kendi yerel yönetimlerimizde, genel iktidarımızda, hepimizde eksiklikler var, bu eksikliklerin tamamlanması lazım. Partimiz erişilebilirlik sorunlarını BM Engelli Hakları Sözleşmesi'nde yer alan evrensel tasarım ilkesi doğrultusunda çözmeyi vadediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Taşkın, tamamlayın.
YÜKSEL TAŞKIN (Devamla) - Bu konuda, yerel yönetimlerimizi de teşvik ediyoruz.
Son olarak, partimiz son tüzük kurultayında ilçe, il yönetimleri, Parti Meclisi ve milletvekilliği düzeylerinde engelli temsiliyeti için bağlayıcı kararlar aldı.
Konuşmamı küresel engelli hareketinin belirlediği bir sloganla bitirmek istiyorum: "Biz olmadan hiçbir şey olmaz." diyor engelli yurttaşlar dünyada ve Türkiye'de. O nedenle ne yaparsak yapalım, katılımcılıkla yapalım diyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, kürsüdeki hatip arkadaşlarımızın süresi dolduğunda ben elindeki konuşma metnini göremediğim için arkasını dönerek süre talep etmemeleri durumunda süre vermekte zorlanıyorum. Tüm milletvekili arkadaşlarımız kürsüdeyken ellerindeki metin bitmemişse ek bir dakika için bir arkalarına dönerlerse benim de işimi kolaylaştırmış olurlar. O nedenle, bazı arkadaşlarımıza veriyor, bazılarına veremiyor gibi bir duruma düşmek istemem. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, şimdi yerlerinden sisteme giren ilk 30 milletvekiline birer dakikayla söz vereceğim.
İlk söz Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer'e aittir.
Buyurun Sayın Özer.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde engeli olan bireylerin topluma tam ve eşit katılımını sağlama konusundaki kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz. Otizmli bireylerin hayatlarına dokunan her destek, daha kapsayıcı ve umut dolu bir geleceğin inşası için atılmış bir adımdır. Bu anlamda, Konya'da faaliyet gösteren Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı yani SOBE, otizmli bireylerin eğitimine, gelişimine ve istihdamına öncülük ederek umut dolu hikâyeler yaratıyor. SOBE'nin destekleri sayesinde birçok otizmli birey eğitimde, sporda ve istihdamda başarılar elde etti. Onların başarıları potansiyellerine inanmakla başlar. Bizler daha kapsayıcı bir toplum için engelleri birlikte aşabiliriz. Hepimizi bu yolda sorumluluk almaya ve dayanışmayı artırmaya davet ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Kütahya Milletvekili Adil Biçer...
Buyurun Sayın Biçer.
2.- Kütahya Milletvekili Adil Biçer’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
ADİL BİÇER (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; engellilik sadece bir sağlık meselesi değildir; hukuki, sosyal ve ekonomik boyutları olan çok yönlü bir konudur. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde son yirmi iki yılda olumsuz her türlü algıyı değiştirerek engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıracak devrim niteliğinde adımlar attık. Simav Belediye Başkanlığım döneminde başlattığımız Simav Kestanesi Kadın ve Engelli İstihdamına Kapı Açıyor Projesi bunun en somut örneklerinden biridir. Bu projeyle hem engelli kardeşlerimizi hem de kadınlarımızı istihdama kazandırdık. Şu an 50'ye yakın ürünün üretildiği kozmetik fabrikamızdaki asıl güzellik bu projede çalışan dezavantajlı kardeşlerimizin yüreğinde. Bu projeye emek veren herkese bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
Bugün Dünya Engelliler Günü vesilesiyle şunu sormak istiyorum: Engelleri yalnızca fiziksel zannedenler bu projelerin ve hizmetlerin değerini ne zaman anlayacaklar? Hayatı engelli kardeşlerimiz için kolaylaştıracak adımlar atmayanlar vicdanlarındaki engelleri ne zaman kaldıracaklar?
Dünya Engelliler Günü'nün herkes için daha adil, daha erişilebilir bir yaşam sunmasını diliyor, Simav Kozmetik Fabrikasında çalışan engelli kardeşlerimizin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı...
Buyurun Sayın Bayırcı.
3.- Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
İSMAİL ÇAĞLAR BAYIRCI (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. AK PARTİ Hükûmetleri olarak gayemiz, engelli kişilerin kendi yaşamları üzerinde söz ve karar sahibi oldukları, özgür ve bağımsız bireyler olarak toplumsal yaşamın tüm alanlarında etkin bir biçimde var olabildikleri bir yaşam sürdürebilmeleridir. Bizler engelli kardeşlerimizle ilgili eksikliklerin giderilmesini bir lütuf olarak değil, hakların sahiplerine teslim edilmesi olarak görüyoruz. Engellilerin eşit vatandaşlar olarak potansiyellerini gerçekleştirdikleri içermeci bir toplum vizyonuyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız tarafından hazırlanan 2030 Engelsiz Vizyon Belgesi bugüne kadar kaydettiğimiz gelişmeleri bir adım daha ileriye taşıyacak ve 2030'a kadar tüm politika ve hizmetlerimize engellilik açısından yol haritası olacaktır.
Engellerin birlik ve beraberlikle aşılacağı engelsiz bir dünya temennisiyle tüm engelli vatandaşlarımızın bu özel gününü kutlar, bir gün...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur...
Buyurun Sayın Güzelmansur.
4.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, depremlerde pert olan araçlarla ilgili ÖTV istisnası getirilmesine dair kanun teklifine ilişkin açıklaması
MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cumhur İttifakı, 25 yaş ve üstü araçlarını geri dönüşüme verenlerin bir defaya mahsus olmak üzere Türkiye'de üretilmiş olmak kaydıyla alacakları yeni araçlar için ÖTV'den muaf tutulmasına dair kanun teklifi vermiş; burada, depremde pert olan araç sahipleri kapsam dışı tutulmuş. Oysa Hatay'da ve diğer deprem illerinde çok fazla sayıda, deprem nedeniyle pert olmuş araçlar var. Ben, depremlerde pert olan araçların sahiplerine bu araçların yerine alacakları ilk araç için özel tüketim vergisi istisnası getirilmesine dair kanun teklifi vermiştim. Buradan Cumhur İttifakı'na sesleniyorum: İki kanun teklifini birleştirelim, Komisyon ve Meclis gündemine alıp yasalaştıralım, depremzedenin en azından bir mağduriyetini gidermiş olalım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Konya Milletvekili Barış Bektaş...
Buyurun Sayın Bektaş.
5.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
BARIŞ BEKTAŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Bu anlamlı günde engelli yurttaşlarımızın haklı bir talebini dile getirmek istiyorum: EKPSS'yi başarıyla tamamlayan on binlerce engelli yurttaşımız kamuda kadrolu ve güvenceli bir işe kavuşmayı bekliyor. Unutulmamalıdır ki engellilerin istihdam edilmesi bir lütuf değil sosyal devlet olmanın bir gereğidir. Sınavlarda başarılı olan engelli yurttaşlarımızın sesine kulak vermeliyiz, 10 bin engelli yurttaşımızın kamuda kadrolu, güvenceli şekilde istihdam edilmesini sağlamalıyız. Birçok engelin üstesinden gelen ancak atama engelini aşamayan engelli yurttaşlarımıza engel değil destek olalım ve 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle kamuda kadrolu ve güvenceli istihdam için güzel haberi verelim.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Uşak Milletvekili Ali Karaoba...
Buyurun Sayın Karaoba.
6.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
ALİ KARAOBA (Uşak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
On binlerce canımızı yitirdiğimiz 6 Şubat 2023 depreminden sonra Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavına giren vatandaşlarımızın sayısında büyük bir artış oldu. Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan 17 Şubat 2022'de 12 bin yeni engelli memur alımının yapılacağını söylemiş olmasına ve deprem sonrasında engelli vatandaşlarımızın sayısı artmış olmasına rağmen bu konuda bir adım atılmamıştır. Engelli vatandaşlarımızın hak etmedikleri bir talebi yok. İki yıl önce Cumhurbaşkanı tarafından verilen sözlerin tutulmasını, kamuda engelli kotasının yüzde 6'ya yükseltilmesini bekliyorlar. Engelli vatandaşlarımızın sesini duyun. EKPSS'nin bir an önce düzenli bir takvime bağlanmasını, kotanın yükseltilmesini ve alımların yapılmasını bekliyoruz.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde sevginin aşamayacağı engel olmadığını hatırlatıyor, engelli vatandaşlarımıza verilen sözlerin bir an önce tutulmasını talep ediyoruz. Engelliler hakkını alacak.
BAŞKAN - Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt...
Buyurun Sayın Bozkurt.
7.- Zonguldak Milletvekili Saffet Bozkurt’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
SAFFET BOZKURT (Zonguldak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; engellilik, sosyal yönleriyle her birimizi yakından ilgilendiren, olumsuz etkilerini en aza indirgemek için herkesin katkısına, duyarlılığına ve ortak çabasına ihtiyaç duyulan toplumsal bir konudur. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturuyla hareket eden Hükûmetimiz, engelli vatandaşlarımızın sosyal hayatın içerisinde etkin olarak yer almaları, günlük yaşama engelsizce katılmaları, toplumla bütünleşmeleri, fırsat eşitliğine sahip olmaları noktasında çok ciddi temel kanuni düzenlemeler yapmış ve hayata geçirilen sosyal politikalar vesilesiyle engelli vatandaşlarımıza çok daha kapsamlı hizmetlerden istifade edebilme imkânını sağlamıştır. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, engellilerimizin toplumsal hayata katılım ve başarı yolunda gösterdikleri gayretlerden büyük mutluluk duyduğumu belirterek herkesi engelli vatandaşlarımıza sahip çıkmaya ve daha duyarlı olmaya davet ediyor, onlara sağlıklı ve mutlu bir hayat diliyorum.
BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal...
Buyurun Sayın Aksakal.
8.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ve son günlerdeki operasyonlarla ilgili haberlere ilişkin açıklaması
MEHMET ÖNDER AKSAKAL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde engelli bireylerin haklarının korunması, yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve toplumsal farkındalığın artırılması için daha güçlü adımlar atmamız gerektiğine inandığımızı belirtmek istiyorum.
Ayrıca, Türkiye olarak, güney sınırlarımız boyunca küresel emperyalizmin kurguladığı senaryoların gereği bir terör devleti kurulmasına çalışılmakla birlikte, son birkaç gündür Halep'in ve Tel Rıfat'ın PKK teröristlerinden arındırıldığına ilişkin haberleri medyadan takip ediyoruz. Şu kadarını hatırlatmak isterim ki Suriye topraklarındaki gelişmeleri tek başına PKK'yla mücadele olarak gündemin ana konusu hâline getirirsek asıl sorunu ıskalamış oluruz. Esasen, bu bölgede ABD tarafından müttefik olarak belirlenen yapı YPG/PYD terör örgütüdür. Son günlerin operasyonları paylaşılırken ne diplomatik kaynaklar ne de olayları takip eden medya bilerek ya da bilmeyerek bu konuya yeterince değinmiyor. Bilerek yapılıyorsa ciddi bir manipülasyondur, dikkatten kaçırılmaması gereken önemli bir ayrıntıdır. Türkiye özellikle bu noktaya odaklanmalı ve buna göre strateji geliştirmelidir.
BAŞKAN - Aydın Milletvekili Evrim Karakoz...
Buyurun Sayın Karakoz.
9.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, Germencik Ortaklar pazarını ziyaretine ilişkin açıklaması
EVRİM KARAKOZ (Aydın) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hafta sonu seçim bölgem olan Germencik Ortaklar pazarını ziyaret ettik. Pazarcı esnafımızın ve vatandaşlarımızın hatırını sorduk; bir dokunduk, bin ah işittik. Emekçi, emekli asgari ücretle geçinemiyor, alışveriş yapamıyor. Pazarcı esnafı ve üretici kazanamıyor, maliyetlere yetişemiyor. 4 kişilik bir ailenin açlık sınırının 20 bin lirayı geçtiği bir ortamda asgari ücretlilerin 17 bin lirayla, emeklilerin ise 12.500 lirayla geçinmeleri isteniyor. Maalesef, yirmi iki yıllık AKP iktidarı milyonlarca vatandaşımızı açlığa, yokluğa ve yoksulluğa terk etti. Saraya değil milletin Meclisine çağrımızdır: Gelin, asgari ücreti en az 30 bin lira yapalım, emekli aylıklarını bu 30 bin liraya eşitleyelim ve darda kalan milletimize rahat bir nefes aldıralım.
BAŞKAN - Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla...
Buyurun Sayın Aşıla.
10.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Gazze'ye ses olmak suç oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İsrail'le ticaretle ilgili olarak protesto eden ve üç gün gözaltında tutulan 7'si kadın 9 vatandaş tutuklanarak cezaevine gönderildi. Bu kişiler demokratik bir hak olan protesto haklarını kullandılar, kimseye hakaret etmediler, kimseye şiddet uygulamadılar. Ayrıca, bu olayla ilgili olarak ortada olayın video kaydı olduğundan dolayı delillerin karartılma riski bulunmamasına rağmen, şahısların hepsi de yerleşik ikametgâh sahibi olduklarından ve sabıka kayıtları bulunmadığından dolayı kaçma şüpheleri de olmamasına rağmen yine de hepsinin tutuklanmalarına karar veriliyor. Bu haksız, hukuksuz karar ile toleranssız ve şefkatsiz yaklaşımın kabul edilemez olduğunun altını kalın çizgilerle çizerek ifade ediyoruz. Gazze için çırpınan gençleri tutuklamayın, aksine onları alınlarından öpün çünkü bir milletin asıl gücü tankı, topu, tüfeği değil imanlı ve inançlı gençleridir diyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Celal Fırat...
Buyurun Sayın Fırat.
11.- İstanbul Milletvekili Celal Fırat’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü uluslararası bir farkındalık olarak kutlanmaktadır. Türkiye'de engellilerin nüfusa oranı kimi verilere göre yüzde 12 civarında olup engelli vatandaşlarımızın sayısı trafik kazaları, çalışma ortamları, kadına yönelik şiddet gibi çeşitli nedenlerden artmaktadır. Eğitimden sağlığa, ulaşımdan iş hayatına, ekonomik, sosyal mekânlara kadar her türlü alandan soyutlanan engelliler âdeta evlerine hapsedilmiş durumdadır. Her 3 Aralıkta törenlerle, etkinliklerle, kâğıt üzerinde kalan sözlerle gündeme getirilmektedirler. Oysa engelliler tören, konuşma, güzelleme değil çözüm beklemektedir. Engellilerin toplumsal, kamusal alanlara da katılmalarının önündeki tüm engellerin kaldırılması, engellilere karşı ayrımcılığın önlenmesi, engelli haklarına ilişkin uluslararası sözleşmelerin ertelenmeden yerine getirilmesi için tüm sorumluları göreve davet ediyoruz.
BAŞKAN - Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara...
Buyurun Sayın Yıldırım Kara.
12.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay’daki elektrik sorununa ve TOKİ Çevre Yolu’na ilişkin açıklaması
NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Deprem ve deprem sonrasında Hatay'da değişmeyen en acil ve en önemli konu elektrik kesintileri, nakil hatlarının yetersizliği, trafoların yetersizliği. Arsuz, Belen, İskenderun, Antakya, Defne, Samandağ, Yayladağı, Altınözü, Dörtyol'da artık yurttaşlarımız canlarından bezdiler. Hastalar, çocuklar, kadınlar ve öğrenciler bu kesintilerden en ağır şekilde zarar görüyor. Elektrikli eşyalar yanıyor, saatlerce karanlıkta kalıyoruz. Defne'de, Çekmece'de, Harbiye'de elektrik altyapısının neredeyse tamamı çökmüş. Orhanlı TOKİ konutlarından başlayıp Ballıöz, Toygarlı, Çekmece'den geçen TOKİ çevre yolunun acil kamulaştırma sonucundaki istimlak bedelleri neden ödenmiyor? Hatay'daki ağır tonajlı kamyonlar âdeta ambulanslarla yarışıyor, ilgilileri göreve davet ediyoruz. Bu tehlikelere son verin artık diyoruz.
BAŞKAN - Adana Milletvekili Sadullah Kısacık...
Buyurun Sayın Kısacık.
13.- Adana Milletvekili Sadullah Kısacık’ın, Adanalı çiftçilerin talebine ilişkin açıklaması
SADULLAH KISACIK (Adana) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Adanalı çiftçilerimizin talebidir: Tatlı su kaynaklarımızın yüzde 75'ini kullanan tarım sektöründe su açık kanal ve kanaletlerle dağıtılırken buharlaşma ve kırıklar sebebiyle suyun yaklaşık yüzde 50'sini daha tarlaya ulaşmadan kaybediyoruz. Tarlalarda ise salma sulama yöntemiyle gelen suyun sadece yarısının az bir kısmından faydalanılıyor, gerisini denize yolluyoruz. Yani barajlarımızdan çıkan suyun salma sulama yöntemiyle sadece yüzde 25'inden faydalanabiliyor, bu arada toprağın en iyi kısmını da erozyonla yok ediyoruz. Bu nedenle artık modern tarım yapılan ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yatırımları başlayan kapalı basınçlı sistem sulama projelerine öncelik vermeliyiz. Açık kanal ve kanaletlerle yapılan eski ve demode sistem sulama projeleri yerine istimlak ve toprak kaybı gerektirmeyen kapalı basınçlı sisteme geçilerek topraklarımızı, suyumuzu korumalıyız. Bu nedenle Adana'da projesi hazır olan kapalı basınçlı sulama sistemi projesinin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül...
Buyurun Sayın Bülbül.
14.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, Aydın’da bir yurt asansöründe bir öğrencinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davaya ilişkin açıklaması
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Aydın'ın Efeler ilçesinde üniversite eğitimi gören 19 yaşındaki Zeren Ertaş güvensiz bir yurt asansöründe hayatını kaybetti. Olayın üzerinden bir yıl geçti ancak ihmali bulunduğu iddia edilen Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürü Cenap Fillikçioğlu ve hakkında dava açılan kamu görevlileri hâlâ koltuklarında oturmakta. Bakanlık müfettişleri bu kişilere kusur atfederek disiplin cezası alması ve görevden alınması gerektiği yönünde görüş verdi. Buna rağmen Bakanlık soruşturmanın selameti için bir adım atmayarak Aydın Gençlik ve Spor İl Müdürünü ve kamu görevlilerini niçin görevden almıyor? 19 yaşındaki bir gencimizin ölümüne neden olan ihmale göz yumanlara soruyorum: Çocuklarımızın canı bu kadar mı değersiz? Sorumlular derhâl görevden alınmalı, gençlerimizin güvenliği için gereken önlemler eksiksiz alınmalıdır. Zeren'in kaybına neden olan ihmaller zincirinin aydınlatılması için bu davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz.
BAŞKAN - Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı...
Buyurun Sayın Yazmacı.
15.- Şanlıurfa Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
CEVAHİR ASUMAN YAZMACI (Şanlıurfa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bugün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle engelli vatandaşlarımızın yaşam kalitesini artırmak, toplumsal hayata eşit ve tam katılımlarını sağlamak için sorumluluklarımızı bir kez daha hatırlamalıyız. AK PARTİ olarak engelli kardeşlerimizin sadece bir gün değil her gün yanlarında olmayı, onların önündeki engelleri kaldırmayı bir görev biliyoruz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde son yirmi iki yılda engelli bireylerimizin pek çok alanda elde ettiği kazanımlar bizler için bir gurur kaynağıdır ancak yapacak daha çok işimiz var. Hep birlikte, hiçbir vatandaşımızı geride bırakmadan daha kapsayıcı bir Türkiye inşa edeceğiz.
Tüm engelli kardeşlerimize ve ailelerine sevgilerimi saygılarımı sunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Antalya Milletvekili Aykut Kaya...
Buyurun Sayın Kaya.
16.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Manavgat'ta ikamet eden Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi öğrencilerine ilişkin açıklaması
AYKUT KAYA (Antalya) - Manavgat'ımızda ikamet eden Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi öğrencileri ilçede sınav merkezi bulunmadığı için Antalya'ya veya Alanya'ya gitmek zorunda kalmaktadır. Hafta sonları yapılan sınavlar için iki gün üst üste uzun mesafeler katetmek zorunda kalan öğrencilerimiz, yaşadıkları sınav stresi bir yana, bir de ulaşımda yaşadıkları zorluklar nedeniyle mağduriyet yaşamaktadır. Bu öğrencilerimizin birçoğu evli oldukları için çocuklarını bırakacak yer bulamıyorlar ve eğitimlerini bırakmak zorunda kalıyorlar. Antalya'mıza gelen turistlerin üçte 1'ini ağırlayan, ekonomisi 40 ilden büyük olan Manavgat'ımızda Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi öğrencilerinin sınava girebilecekleri bir yer gösterilmemesi büyük bir haksızlıktır.
Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ve Anadolu Üniversitesi yetkililerini, söz konusu öğrencilerin Manavgat'ımızda sınavlara girebilmeleri için bir pilot okul belirlemeye davet ediyoruz.
BAŞKAN - İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı...
Buyurun Sayın Bursalı.
17.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
ŞEBNEM BURSALI (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Gerçek manada engellilik hâli azmini ve idealini kaybetmişler içindir. Azim varsa, hedef varsa, inanç varsa başarı vardır.
AK PARTİ olarak yirmi iki yıldır "İnsan insanın kurdudur." yerine "İnsan insanın yurdudur." anlayışıyla engelli vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak adına çok önemli adımlar attık. 2005'te hayata geçen Engelliler Kanunu'yla engelli bireylerin hakları ilk kez kapsamlı bir şekilde güvence altına alındı. Evde bakım yardımından hâlihazırda 547 bin vatandaşımız yararlanıyor. Kamu kurumlarında yaklaşık 71 bin engelli birey istihdam edildi. Yaptıklarımızı yeterli görmüyor, yapılanlara lütuf değil hak gözüyle bakıyoruz.
Varlıklarıyla ülkemize değer katan, azim ve kararlılıklarıyla hepimize örnek olan tüm engelli vatandaşlarımıza milletin Meclisinden sevgi ve muhabbetlerimi yolluyorum.
BAŞKAN - Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı...
Buyurun Sayın Ocaklı.
18.- Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı’nın, engelli aylıklarına ve Çayeli'ndeki heyelanda yıkılan bir evin sahiplerine ilişkin açıklaması
TAHSİN OCAKLI (Rize) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ablamın selamlarını gönderiyorum AK PARTİ sıraları size; 11.600 lira maaş alıyor, engelli raporu var, 30 bin lira bakıcısına ödüyoruz. Siz engelliler için iyi dileklerinizi söylüyorsunuz; yok öyle bir şey, doğru değil; engellilere yeterince destek vermiyorsunuz, birincisi o. Benim rahmetli annem de engelliydi, o da bir kuruş almadı, kız kardeşim de aynı şekilde engelli. Her gün yanındasınız ya, öyle bir şey yok. Engelli ücretini veremiyorsunuz. Niye? 17 bin liranın üçte 2'sini 200 lira geçtiği için veremiyorsunuz. Bunu bir kere tespit edelim.
İkincisi: Çayeli'nde heyelandan yıkılan bir evin konuklarını, sahiplerini misafir ettiniz. Sonra da şimdi adamlara diyorsunuz ki: "Gidin, evinizde oturun." İlk 3 kata girilmiyor; ne olacak, nerede kalacaklar? "25 kilometre ileride gidin, oturun." Olmaz, sosyal devlet böyle olmaz! Lütfen, AK PARTİ sıraları heyelandan yıkılanlara...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul...
Buyurun Sayın Ertuğrul.
19.- Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğ Ertuğrul’un, Adıyaman’daki İsias Otel davasına ilişkin açıklaması
EYLEM ERTUĞ ERTUĞRUL (Zonguldak) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Adıyaman İsias Otel'de 72 kişi yaşamını yitirdi. Bunların arasında Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyetli sporcular ve Türkiye Turist Rehberliği Birliği üyesi 32 genç rehber vardı. Bugüne kadar alınan bilirkişi raporlarında, binanın deniz kumundan yapıldığı, kolon kesildiği ve kaçak kat çıkıldığı tespit edildi. Bu dava, depremin ve Adıyaman'ın en önemli davalarından. Bugün 5'inci duruşması görülüyor. Aileler, yargılama sürecinin başından beri adalet için Adıyaman'dalar, evlatları için sanıkların olası kastla yargılanmasını istiyorlar. Depreme "doğal afet ve kader" diyerek ihmalin, tedbirsizliğin ve ahlaksızlığın üzerini örtemezsiniz. İsias ortak davamızdır. İsias Otel'de yaşamını yitiren 72 canın vebali bu çürük yapıya sebep olan herkesin boynunadır.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sivas Milletvekili Rukiye Toy...
Buyurun Sayın Toy.
20.- Sivas Milletvekili Rukiye Toy’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
RUKİYE TOY (Sivas) - Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde AK PARTİ olarak engelli bireylerimizin sosyal hayata entegre olmalarını, daha fazla alanda yer almalarını sağlayacak ve refah düzeylerini artıracak politikalarla son yirmi iki yılda birçok önemli yatırımı ve uygulamayı hayata geçirdik. Çalışmalarımızın bir neticesi olarak spordan sanata, edebiyattan siyasete, eğitimden iş dünyasına her alanda engelli vatandaşlarımızı görmek ve başarılarına şahit olmak bizlere ilham veriyor. Buna en yakın örnek Paris 2024 Paralimpik Oyunları'dır. Tarihimizin en kalabalık kafilesiyle katıldığımız oyunları 28 madalya alarak yine tarihimizin en iyi derecesiyle bitirdik.
Bu vesileyle, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, hassaten Sivas'ta yaşayan engelli kardeşlerimize ve engelli derneklerimize selamlarımı iletiyor, bütün engelli vatandaşlarımıza ve kıymetli ailelerine sağlıklı bir ömür diliyorum.
BAŞKAN - Elâzığ Milletvekili Erol Keleş...
Buyurun Sayın Keleş.
21.- Elâzığ Milletvekili Erol Keleş’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
EROL KELEŞ (Elâzığ) - Teşekkür ederim Başkan.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle, AK PARTİ hükûmetleri olarak engelli vatandaşlarımızın toplumsal hayata tam ve eşit katılımını sağlamak amacıyla yürüttüğümüz bazı çalışmaları sizlerle paylaşmak istiyorum: 2002 yılında sadece 5.777 olan kamu kurumundaki engelli memur sayısı 2024 yılı itibarıyla 71 bine çıktı. 2007 yılında yaklaşık 29 bin vatandaşımıza sunulan evde bakım hizmeti bugün itibarıyla 547 bin kişiye ulaştı. Engelli bakım merkezi sayısı 21'den 106'ya çıkarılarak daha fazla vatandaşımızın kaliteli hizmet alması sağlandı. Bugün 317 özel bakım merkezinde hizmet alan 30.165 engelli vatandaşımızın bakım maliyetinin yüzde 94'ü devlet tarafından karşılanmaktadır. Türkiye Yüzyılı barışın, huzurun ve kardeşliğin yanı sıra engelli bireylerimizin de yüzyılı olacaktır. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle tüm engelli vatandaşlarımıza...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Mersin Milletvekili Gülcan Kış...
Buyurun Sayın Kış.
22.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Bugün, vicdanlarının sesi oldukları için susturulmaya çalışılan 9 gencimizi konuşuyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirerek "İsrail'le ticareti kesin." dedikleri için hukuksuz bir şekilde tutuklandılar. Demokratik bir ülkede barışçıl protesto hakkı anayasal bir haktır. Ancak bu iktidar gençlerin sesini kısmayı seçiyor. Bu gençler ne şiddet kullandı ne de birine zarar verdi. Tek suçları haklı bir talebi cesurca dile getirmekti. Onları susturarak kimi korkutmayı hedefliyorsunuz? Gençleri mi, toplumu mu? Yanılıyorsunuz çünkü özgürlük fikirlerini tutuklayamazsınız, gençlerin cesaretini zincirleyemezsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu gençlerin derhâl serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Susturamayacağınız bir nesil geliyor ve bu nesil, adaleti mutlaka kazanacaktır.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Burdur Milletvekili İzzet Akbulut...
Buyurun Sayın Akbulut.
23.- Burdur Milletvekili İzzet Akbulut’un, bir zamanlar belediye veya belde, şu anda köy statüsünde olan köylere ilişkin açıklaması
İZZET AKBULUT (Burdur) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisinde Köy Kanunu'yla ilgili teklifi görüşüyoruz. Bir zamanlar belediyesi olan, belde olan, şu anda köy statüsündeki birçok köyümüzde referandum yapmayı teklif ediyoruz. Eğer köy halkı tekrar belediyesini istiyorsa onlara tekrar belediyesinin kazandırılmasını istiyoruz. Örneğin, seçim bölgem Burdur'un merkezinde Büğdüz'ü, Kozluca'sı; Bucak'ın Çamlık, Gündoğdu, Ürkütlü'sü; Gölhisar'ın İbecik'i; Çavdır'ın Kozağaç'ı, Bayır'ı; Yeşilova'nın Güney'i, Salda'sı; Tefenni'nin Beyköy'ü, Hasanpaşa'sı; Çeltikçi'nin Bağsaray'ı; Ağlasun'un Mamak'ı, Yeşilbaşköy'ü tekrar belediyesini istiyor. Köylerimize bu hakkı tanıyalım diyorum.
BAŞKAN - Kayseri Milletvekili Aşkın Genç...
Buyurun Sayın Genç.
24.- Kayseri Milletvekili Aşkın Genç’in, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Kayseri'de yaptığı kira artışlarına ilişkin açıklaması
AŞKIN GENÇ (Kayseri) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Seçim bölgem Kayseri'de Vakıflar Genel Müdürlüğünün vakıfevlerine ve iş yerlerine yaptığı yüzde 900'e varan kira artışlarını gündeme getirmek istiyorum. Bu astronomik oranlar sosyal devlet anlayışına ve vakıf kültürünün temel prensiplerine tamamen aykırıdır. Yasal kira artış oranı yüzde 60 bandında olmasına rağmen Vakıflar Genel Müdürlüğünün bu oranların çok üzerinde artışlar yapmasını doğru bir yaklaşım olarak bulmuyorum, zaten zor olan yaşam koşullarını bu fahiş artışlarla daha da zorlaştırıyorsunuz. Barınma ihtiyacı bir lüks değil en temel insan haklarından biridir. Sosyal devlet anlayışı, piyasayı dengelemeyi, vatandaşların temel haklarına erişimini sağlamayı gerektirir. Hükûmete ve ilgili kurumlara çağrıda bulunuyorum: Bu yanlış karardan bir an önce dönülmeli, vatandaşlarımızın mağduriyeti giderilmeli ve sosyal devlet anlayışına uygun adımlar atılmalıdır.
BAŞKAN - Rize Milletvekili Harun Mertoğlu...
Buyurun Sayın Mertoğlu.
25.- Rize Milletvekili Harun Mertoğlu’nun, Rize’ye ilişkin açıklaması
HARUN MERTOĞLU (Rize) - Teşekkürler Sayın Başkan.
TÜİK'in geçtiğimiz günlerde açıkladığı verilere göre, ilimiz Türkiye'nin en güvenli 3'üncü ili olarak öne çıkmıştır; bu başarı şehrimizin huzurlu, güvenli ve yaşanabilir bir yer olduğunun somut bir göstergesidir. Başarımızın altında vatandaşlarımızın birbirine duyduğu güvenin yanı sıra, kamu kurumlarımızın özverili çalışmaları, kolluk kuvvetlerimizin gayreti, yerel yönetimlerimizin duyarlılığı ve hemşehrilerimizin toplumsal dayanışması yatmaktadır. Başta Valimiz İhsan Selim Baydaş olmak üzere tüm güvenlik birimlerine teşekkür ediyorum. Bundan sonraki hedefimiz turizm olanakları ve kazandıracağımız yeni yatırımlarla kalkınmaya ivme kazandırarak ilimizi sadece Türkiye'nin değil dünyanın en güvenli şehirleri arasına taşımak olacaktır.
Bu vesileyle, tüm vatandaşlarımızı Rize'mizin doğal ve tarihî güzellikleriyle buluşmaya davet ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Düzce milletvekili Talih Özcan...
26.- Düzce Milletvekili Talih Özcan’ın, Beyköy Yeni Mahallesi'nde bulunan tarım arazilerine ilişkin açıklaması
TALİH ÖZCAN (Düzce) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Düzce İl Özel İdaresi tarafından vatandaşlarımıza gönderilen tebligatlarda Beyköy Yeni Mahallesi'nde bulunan tarım arazilerinin Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı kararıyla istimlak edileceği duyuruldu. Arazi sahipleriyle anlaşma sağlanamazsa dava açılacak, tarım arazilerine el konulacaktır. Birinci Organize Sanayi Bölgesi'ni büyütmek için tarım arazilerini betonlaştırmak bölgede tarımla uğraşan insanlarımıza zarar verecek ve ekili alanlar ortadan kalkacaktır. Bu topraklar Düzce'nin geleceği için çok önemlidir. Vatandaşlarımızı zor durumdan kurtaracak çözüm yolları bulunmalıdır. Birinci Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışmayan, boş durumda bekleyen birçok fabrika var. Bu fabrikalar yeniden üretime kazandırılsın, vatandaşlarımız zarar görmeden çözüm bulunsun.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak...
Buyurun Sayın Bakbak.
27.- Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Dünya Engelliler Günü. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde son yirmi iki yılda engellilerimizin hayata katılımında devrim niteliğinde adımlar attık. 547 bin engellimize evde bakım desteği, 7 bin engelliye merkezlerimizde ücretsiz hizmet sunuyoruz. 30 bin engellimiz özel bakım merkezlerinden yatılı olarak faydalanmakta. 2002'de engelli memur sayısı 6 bin bile değilken bugün 12 katlık artışla 70 bini aştı. Gaziantep'imizde kamu ve özel sektörde 4.500 kişi istihdam ediliyor. Bakımdan sağlığa, eğitimden sosyal hayata kadar birçok alanda kapsayıcı, adil ve sürdürülebilir hizmet anlayışını esas alıyoruz. Engelsiz bir Türkiye için el ele verecek, Türkiye Yüzyılı'nı engellilerimizin yüzyılı yapacağız.
BAŞKAN - Kırşehir Milletvekili Metin İlhan...
Buyurun Sayın İlhan.
28.- Kırşehir Milletvekili Metin İlhan’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ilişkin açıklaması
METİN İLHAN (Kırşehir) - Teşekkür ederim Başkanım.
3 Aralık çok önemli bir farkındalık günüdür ancak ne yazık ki hâlâ engelli vatandaşlarımızın çalışma, eğitim, emeklilik başta olmak üzere birçok sorunu mevcudiyetini korumaktadır. Meclisin 27'nci Dönemdeki Down Sendromu, Otizm Komisyonunda da bizzat tanık olduğumuz üzere, engellilerimiz kamuya alınmada, tayin, nakil, rotasyon, emeklilik, özlük hakları ve benzeri durumlarda da ciddi sorunlar yaşamaktadırlar; bunları görmezden gelemeyiz. Ayrıca, engelli vatandaşlarımızın istihdamı, ailelerine yapılacak desteklerle ilgili yeni politikalar belirlememiz ve bir an önce hayata geçirmemiz gerektiğini de özellikle belirtmek isterim.
Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 42, 49, 50 ve 70'inci maddelerinde engelli vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak için belirtilen hakları sağlamak devletin görevidir, vatandaşına sunduğu bir lütuf değildir. Engelsiz bir yaşamı hep birlikte inşa edelim.
Sevgi varsa engel yoktur diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Kahramanmaraş Milletvekili Ömer Oruç Bilal Debgici...
Buyurun Sayın Debgici.
29.- Kahramanmaraş Milletvekili Ömer Oruç Bilal Debgici’nin, AK PARTİ Kahramanmaraş İl Kongresi’ne, konut anahtar teslimleri ve kura çekimlerine ilişkin açıklaması
ÖMER ORUÇ BİLAL DEBGİCİ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Hafta sonu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı, edeler diyarı kahraman şehrimizde ağırladık. AK PARTİ 8'inci Olağan Kongre sürecinde ilk il kongresini Kahramanmaraş'ımızda, her zamanki gibi büyük bir coşku ve katılımla gerçekleştirdik. Seçilen arkadaşlarımıza başarılar dilerken kongrenin şehrimize, teşkilatlarımıza ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Deprem bölgesini daima ilk gündem maddesi olarak gören Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, hafta sonu çekilen kuralar ve anahtar teslimiyle birlikte 155 bininci konutun anahtar teslimini gerçekleştirdik. Yıl sonuna kadar hedef 200 bin konut. Şehrimizdeyse 22.228'i kentsel, 5.170'i kırsal, toplam 27.398 konutun teslimatı yapılmış oldu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kahraman şehrimizde ve deprem bölgesinin tamamında yaraları sarmaya, şehirlerimizi ihya ve inşa etmeye azim ve kararlılıkla devam edeceğiz.
BAŞKAN - Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen...
Buyurun Sayın Öztürkmen.
30.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, Kilis Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde yaşananlara ilişkin açıklaması
HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Kilis Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde neler oluyor? Kilis Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve aynı zamanda Rektör Yardımcısı olan kişinin oradaki araştırma görevlilerine ve öğretim üyelerine mobbing uyguladığı, haksız soruşturmalar açtırdığı; kendi özel taleplerini yerine getirmeyen öğrencilere ve araştırma görevlilerine zulüm uyguladığı, zulüm yaptığı iddia ediliyor. Kendisi hakkında şikâyetçi olanların soruşturmalarını rektör yardımcısı olması nedeniyle rektörlüğün işleme koymadığı iddia ediliyor. Kamu üniversitelerinde rektörler hak, hukuk tanımıyorlar, orayı kendi çiftlikleri gibi görüyorlar. O nedenle, ben YÖK'ü göreve davet ediyorum, Kilis Üniversitesi İlahiyat Fakültesi hakkında bir an önce soruşturma açılmasını talep ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, şimdi Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.
İlk söz talebi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Sayın Gülüstan Koçyiğit'e aittir.
Buyurun Sayın Koçyiğit.
31.- Kars Milletvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, kayyum atamalarına; gözaltına alınıp tutuklanan siyasetçi, sendikacı ve insan hakları savunucularına, hasta tutsak Besra Erol’a ilişkin açıklaması
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın vekiller; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Buradan bütün engelli halkımızı ben de selamlamak istiyorum. Tabii, engelli hakları en temel haklardan biri, öncelikle yaşam hakkı başta gelmek üzere birçok hakkı içerisinde barındırıyor ama ne yazık ki Türkiye'de de sağlamcı bir ideoloji var, sağlamcı bir yaklaşım var ve bu anlamıyla bu sağlamcı ideolojiyi aşmak, bunun yapısal değişimlerini sağlamak ne yazık ki çok da kolay olmuyor. Türkiye'de 10 milyondan fazla engelli var; bunların hâlâ erişilebilirlik, istihdam, eğitim, sağlık ve sosyal katılım haklarında sistematik bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını ve en önemlisi de aslında toplumda eşit yurttaş olarak görülmediklerini çok iyi biliyoruz. O anlamıyla, sağlık ve yaşam hakları engellenen, temel yurttaşlık hakları ihlal edilen engellilerin karşılaştığı adaletsizlikler bu sorunun acilen çözülmesi gerektiğini de ortaya koyuyor. O anlamıyla, engelliler için kamusal hizmetlerin planlanması, erişilebilirlik mevzuatının derhâl hayata geçirilmesi, engelli istihdamının artırılması ve bu konuda ivedilikle tedbirlerin alınması, engellilerin sosyal yaşama tam katılımını sağlayacak mekanizmaların kurulması en öncelikli görevler arasında bulunuyor. Tabii, bununla beraber politik anlamda toplumsal alanda da yapılması gerekenler var: Toplumsal farkındalığın artırılması, ayrımcı söylemlerin son bulması ve bu konuda özellikle kamunun üzerine düşeni yapması, engellilerin iş ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi, bu anlamıyla temel sağlık güvencesi ve diğer bütün haklarının sağlanması en öncelikli olanlar olarak sıralanabilir. Bu anlamıyla, sadece fiziksel engellerin değil zihinsel ve sosyal engellerin de ortadan kaldırılması gerekiyor; bunun eşitlikçi bir toplum yapısının oluşması açısından temel bir şart olduğunu ifade edelim. O anlamıyla, engellilerin yaşam hakkı ve onuru için DEM PARTİ olarak, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu ülkede engellilik manifestosunu yayınlayan ve bu konuda komisyon kurup çalışmaları yürüten parti olduğumuzu da buradan duyurmak istiyorum. Bundan sonra da engellilerin hakları için amasız fakatsız mücadele etmeye devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AKP hukuksuzlukta sınır tanımıyor. Yine, geçen hafta cuma günü de Van Bahçesaray ilçemize kayyum atadı; artık cuma günlerini "kayyum günü" ilan ettiler. Normalde cuma günü hayırlı bir gündür. AKP de önce gidip cuma namazını eda ediyor; cuma namazını kıldıktan sonra, o namazın ardından gidip ne yapıyor? Kayyum atamalarının kılıfını oluşturuyor ve belediyelerimize kayyum atama talimatı veriyor. Sonra ne yapıyor? Sonra da bütün bu kayyum atamalarını protesto eden halkımızın önüne polis bariyerleri kurarak, orada askerî barikatlar kurarak aslında halkın belediyeye girişini engellemeye çalışıyor.
Şimdi söyleyelim: Bahçesaray'da belediyeyi biz devraldığımız zaman 22 milyon gibi devasa bir borçla aldık ama buna rağmen 2 Eş Başkanımız canla başla, halkın önceliklerini dikkate alan bir şekilde, orada, o küçücük ilçede hizmet üretmeye çalıştılar. Köylerde sekiz ay gibi kısa bir sürede asfaltlama çalışması yapmaya başladılar, dar gelirli kesime ücretsiz ekmek dağıtımı sağladılar, Van ile Bahçesaray arasındaki otobüs seferlerini başlattılar. Peki, kayyum efendi ne yaptı? İlk geldiğinde bizim Belediye Eş Başkanlarımızın ortaya koyduğu projeleri siteden kaldırdı ve aslında halkın kazanımlarını yok etmek üzere de başlayan projeleri askıya aldığını biliyoruz. O anlamıyla, Bahçesaray'daki kayyum uygulamaları aslında AKP'nin halka nasıl düşman olduğunu, demokrasiye nasıl düşman olduğunu; bu ülkede Kürtlerin bütün kazanımlarına, sadece ülkede değil bölgede de Kürtlerin bütün kazanımlarına, kadınların bütün kazanımlarına, halkların bütün kazanımlarına nasıl düşman olduğunu bize açık ve net gösteriyor.
Tabii, sadece Bahçesaray değil ondan önceki hafta da Dersim ve Ovacık Belediyelerine kayyum atanmıştı. Belediye Eş Başkanımız Birsen Orhan haksız, hukuksuz gözaltına alındı ve tutuklandı, bugün serbest bırakıldığı haberini aldık. Ama Dersim kayyum efendisi ne yapmış -Vali- şu andaki kayyumu Bülent Tekbıyıkoğlu? AKP'li olduğu bilinen ve birçok yolsuzlukta adı geçen Ali Tekataş'ı Belediye Başkan Yardımcılığına getirmiş ve orada bulunan Belediye Başkan Yardımcılarının da görevlerine son vermiş. Bu Ali Tekataş kim? BASKİ Genel Müdürlüğü ve diğer görevlerinde ihale usulsüzlükleri yaptığı, kamu kaynaklarını kötüye kullandığı yönünde hakkında birçok iddia bulunan biri; Elâzığ Bölge Müdürlüğünde kendisine yakın firmalardan maddi kazanç sağlamak için çalışanları baskı altına aldığı ve usulsüzlüklere göz yumduğu ileri sürülmüş biri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - AKP'nin bir parçası bu kişi. Niye? Çünkü Elâzığ Belediye Başkan aday adayı yapmış AKP bu kişiyi ve daha sonra da getirmiş, Dersim Belediyesine kayyum olarak atamış. Yani halkın iradesini böyle yandaşlar eliyle yok etmeye çalışan, oradaki ihaleleri kendi yandaşlarına aktarmak için kendi parti teşkilatlarından kişileri getirip oradaki belediyelere dolduran, halkın iradesinin üzerine oturmaya çalışan bir AKP anlayışıyla karşı karşıyayız. O anlamıyla şunu söyleyelim: Esenyurt'tan Dersim'e, Hakkâri'den Mardin'e, Batman'a, Halfeti'ye, Bahçesaray'a, Ovacık'a, bu ülkenin dört bir yanına kayyum atanıyor ve bunu AKP gelip bize gerekçelendiriyor: "Yok yasal dayanağı varmış da yok şuymuş da yok buymuş da..." Hiçbir yasal dayanağı yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Anayasa ihlal ediliyor, demokrasiye darbe yapılıyor, sandığa darbe yapılıyor. En temel hak olan seçme ve seçilme hakkı bugün askıya alınmış durumda. O anlamıyla artık söyleyelim: Mızrak çuvala sığmıyor, boşuna getirip cuma günleri atadığınız bu kayyumları -merak etmeyin- ilk kurulan sandıkta halkımız tarihin çöp sepetine gönderecek. Tabii, sadece kayyum hukuksuzluklarıyla değil bu anlamıyla bir yönüyle de operasyon üzerine operasyon yapılıyor. Sabahın beşinde kapılar kırılıyor, insanlar gözaltına alınıyor. En son, içerisinde Eş Genel Başkan Yardımcımız Sevtap Akdağ, Kayapınar Belediye Eş Başkanımız Cengiz Dündar, İHD kurucularından Nimet Tanrıkulu, GENEL-İŞ Başkanı Remzi Çalışkan ve Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy'un da aralarında bulunduğu birçok siyasetçi, sendikacı ve insan hakları savunucusu gözaltına alındı ve tutuklandı. Neden? Çok açık ve net söyleyelim: Kumpaslarla. Nasıl gözaltına alındılar, nasıl tutuklandılar?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Koçyiğit.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Talimatlı yargı, onun emrindeki kurgulanmış olan gizli tanık ve tanık beyanlarıyla bu insanlar cezaevine gönderildi. Bu anlamıyla, aslında AKP'nin dört bir yandan toplumsal muhalefeti sınırlandırmak, bu ülkedeki demokrasi mücadelesini kesintiye uğratmak, bu ülkedeki toplumun temel hak ve özgürlüklerini yok etmek üzerine ant içtiğini; her gün ama her gün bu toplumun mücadele eden, gerçek anlamda bu faşizme karşı dik duran, bu faşizme karşı söz söyleyen, bu faşizme karşı sokağa çıkan herkese yönelik olarak aslında bir operasyona giriştiğini ve bu anlamıyla, iktidar yürüyüşünü yine zorla, yine kılıç zoruyla, yine yargı zoruyla, yine polis zoruyla sağlamaya çalıştığını çok iyi görüyoruz.
Bununla birlikte -sürem çok az kaldı ama izin verirseniz bunu da tamamlamak istiyorum Sayın Başkan- bakın, 2015'te Suruç'ta IŞİD çeteleri bir bombalı eylem yaptılar, bir bombalı saldırı gerçekleştirdiler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Son kez uzatıyorum Sayın Koçyiğit, buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Çok teşekkür ederim.
Onlardan biri Besra Erol'un oğlu Deniz Erol'du, yaşamını yitirdi. Besra Erol oğlunun cenaze töreninde bir konuşma yaptı, onun üzerine ceza aldı, 2018'den beri cezaevinde. Normalde ayın 9'unda çıkması gerekiyordu. Orada İdari Gözlem Kurulunun karşısına çıkarıldı ve kendi oğlunun cenazesinde yaptığı konuşma nedeniyle cezaevinde tutulan yaşlı Besra anneye "Pişman mısın?" diye pişmanlık dayatması yapıldı. Nasıl pişman olsun Besra anne? Oğlunun cenazesinde yaptığı konuşmadan mı pişman olsun? Bu faşizme karşı söylediği sözden mi pişman olsun? Hiçbir suçu yokken uzun süredir cezaevinde, bir hasta tutsak olarak cezaevinde tutulmasına karşı mı pişman olsun? Nedir dayattığınız pişmanlık? Bunu yapmadığı için bir yıl süreyle İdari Gözlem Kurulu Besra annenin denetimli, şartlı tahliyesini yapmış ve bir yıl sonraya ertelemiştir. Bunun kabul edilemez olduğunu ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Selamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Selamlayın lütfen.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Teşekkür ederim.
Bu konuda bu Meclisin de artık daha fazla sessiz kalmasını kabul etmiyoruz. Yaşı 70'i, 80'i aşmış yaşlı insanlar, hasta insanlar, suçsuz insanlar cezaevindeler ama bu iktidar, her gün bunları yargısal bir yetki kullanan İdari Gözlem Kurulunun o keyfekeder kararlarıyla cezaevinde tutmaya, ölüme sürüklemeye devam ediyor. Burada, yaşama kastediliyor, özgürlüğe kastediliyor, Anayasa'ya kastediliyor, demokrasiye kastediliyor ve bu Meclisin yapılan bu kadar hukuksuzluğa sessiz kalmasını doğru bulmuyoruz, kabul etmiyoruz. Herkesi vicdandan, insanlıktan, hukuktan yana tutum almaya davet ediyoruz. Besra annenin sesini, oğlunu IŞİD çetelerinin katlettiği bir kadının sesini duymayacaksa bu Meclis neyi duyacak, hangi yaraya merhem olacak sorusunu da buradan bütün Türkiye kamuoyuna ve Meclisteki her bir milletvekiline sormak istiyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (DEM Parti sıralarından alkışlar)
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
A.- Çeşitli İşler (Devam)
2.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Azerbaycan Millî Meclisi Dışişleri ve Parlamentolar Arası İlişkiler Komitesi Başkanı Samad Seyidov’a ve Gürcistan Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Nikoloz Samkharadze’ye "Hoş geldiniz." denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Azerbaycan Millî Meclisi Dışişleri ve Parlamentolar Arası İlişkiler Komitesi Başkanı Sayın Samad Seyidov ve Gürcistan Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Sayın Nikoloz Samkharadze Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir.
Kendilerine Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu adına hoş geldiniz diyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
32.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, kapalı nüfus sayımı tekliflerine, aile hekimlerinin iş bırakma eylemlerine ve İsrail’le ticareti protesto eden gençlere ilişkin açıklaması
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, İYİ Parti Grubu adına Sayın Turhan Çömez'e aittir.
Buyurun Sayın Çömez.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Saygıdeğer milletvekilleri, bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Kutlanacak bir gün değil elbet, dikkat çekilecek bir gün. Türkiye'deki engelli vatandaşlarımızın sayısını hâlâ tam olarak bilemiyoruz. Her birinin ayrı ayrı, son derece ciddi, dramatik sorunları var; tartışıyoruz ama konuyu kapatıyoruz. Fiziki ve mimari şartların yetersizliği mesela, hayatlarını son derece zorlaştırıyor. Ortez, protez ve diğer medikal ürünlerle ilgili ödemeleri gereken para her gün artıyor ve yapılan katkılar son derece yetersiz. Ulaşım araçları yetersiz mesela; bundan dolayı hayata entegre olmak, sosyal hayatın bir parçası olmak son derece zor onlar için. İstihdam oranı da keza son derece düşük ve ne yazık ki istihdam koşullarını kolaylaştıracak adımlar atılmıyor, atılamıyor. Sosyal devlet olmanın ilk ve temel şartıdır engelli yurttaşları hayata olabildiğince entegre etmek ve onların hayat koşullarını kolaylaştırmak. Türkiye'de 10 milyon civarında engelli nüfus olduğunu tahmin ediyoruz ancak tam rakamı bilemiyoruz. En son resmî açıklama TÜİK tarafından 2019 yılında yapıldı. Doğal olarak artan engelli sayısının dışında bir de deprem yaşadık ama hâlihazırda engelli sayısını net olarak maalesef bilmiyoruz.
Geçtiğimiz haftalarda, Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu, sığınmacı sayısını tespit edebilmek için bir kapalı nüfus sayımı teklif etmişti Türkiye genelinde ancak bu teklif maalesef gündeme alınmadı fakat bu ısrarımızı devam ettireceğiz. Bu teklif hayata geçerse sadece sığınmacı sayısının değil aynı zamanda şu an bilemediğimiz engelli sayısının da ne olduğunu net olarak öğrenme fırsatımız ortaya çıkacak.
Bahsettiğim sorunların dışında beslenme ve barınma gibi son derece ciddi sorunları var engellilerin ve devletin vermiş olduğu aylık maalesef çok yetersiz. Mesela, yüzde 40 ila yüzde 69 arası engeli olan vatandaşlarımıza devletin münasip gördüğü para 2.797 lira ve yüzde 70'in üzerinde engeli olan vatandaşlarımıza da uygun görülen 4.196 lira. Bununla gıda, barınma gibi temel ihtiyaçları karşılamak, öte yandan tıbbi malzemeleri temin etmek, sosyal hayata entegre olmak takdir edersiniz ki mümkün değil.
Tabii, bu arada, AK PARTİ'nin Sayın Grup Başkan Vekili de buradayken kendisine bir hatırlatma yapmak istiyorum: AK PARTİ kurulduğu yıllarda hakikaten engellilerle ilgili çok önemli vaatlerde, taahhütlerde bulunmuştu. Lütfen açın, o programı okuyun ve yirmi üç yıldır engellilerin ne noktaya geldiğini de bizatihi görmüş olun.
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; aile hekimlerimiz geçtiğimiz ay üç gün iş bırakma eylemi yaptılar. Bugün de yeniden başlayan bir eyleme tanık oluyoruz, beş gün süreyle iş bırakma eylemine gidecekler. Çok ilginçtir; Sağlık Bakanlığından bir açıklama geldi, denildi ki: "Eksikliklerini hissetmedik ve açıkçası ne yapıyorlar ki onların eksikliklerini hissedelim?" Bunu söyleyen Sağlık Bakanlığında bir Bakan Yardımcısı. Ben de buradan açıkça ilan ediyorum: Biz de sizin eksikliğinizi hissetmiyoruz. Siz ne yapıyorsunuz ki bu ülkede sağlık bu hâle geldi? Dolayısıyla görevli bir Bakan Yardımcısının 28 bin aile hekiminin dramlarına kayıtsız kalıp "Eksikliklerini hissetmedik." demesi bir skandaldır ve kabul edilemez.
Bakın, öylesine absürt, öylesine sıra dışı, öylesine anlamsız bir yönetmelik hayata geçirdiler ki hakikaten dünyada eşi benzeri yok, dünyada örneği yok. Bakın, Dünya Sağlık Örgütü diyor ki: "Sağlık bütçesinin yüzde 75'i birinci basamak sağlık hizmetlerine ayrılır, yüzde 25'i de tedavi için." Türkiye'de tam tersi, birinci basamak planlı bir şekilde çökertiliyor ama bütçenin neredeyse tamamı şehir hastanelerine ve özel hastanelere boca ediliyor. Mesela, şimdi, yeni çıkan bu yönetmelikte olan şeyleri size özetleyeyim: Örneğin, bir vatandaş geldi, doktoruna dedi ki: "Bana antibiyotik yaz." Doktor antibiyotik yazarsa puanından düşülecek, yazmazsa bu sefer vatandaş şikâyet edecek, yine puanından düşülecek. Öte yandan, sağlık ünitesine bağlı olan hastalar bir dönem içerisinde 7'den fazla oraya değil de başka bir üniteye giderlerse yine bunların puanları düşecek. Mesela, bir hasta altı ay aile hekimine uğramadığında yine puanı düşecek. Öte yandan, eğer doktor yanındaki yoğun sayıdaki hastaya bakmak isterse bakamayacak, sadece kendi hastalarına bakacak ve eğer doktorun ya da aile hekiminin hastaları başka yere taşınırsa yine ondan dolayı da puanı kesilecek. Şimdi, ben buradan soruyorum: Bir öğretmenin okulda öğrencisi azaldığında, başka bir okula kaydını yaptırdığında öğretmenin maaşı düşüyor mu? Sayın Başkanım, başka bir örnek daha vereceğim, camilerden örnek vereceğim: Mesela, imamların cemaati azaldı ya da imamların cemaati altı vakit, yedi vakit namaza gitmedi veya vazgeçti, başka bir camiye gitti, imamların maaşını düşürüyor musunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çömez, tamamlayın lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Böyle bir absürt, böyle bir anlamsız, böyle bir saçma uygulama olmaz. Aile hekimlerinin yapmış olduğu bu eylemi veyahut da iş bırakma eylemini biz destekliyoruz ve bu, Allah kanunu değil, bunun mutlaka değiştirilmesi lazım. Sağlık Bakanına açık çağrıda bulunuyoruz: Bunun yürümesi mümkün değil, bu şartlarda aile hekimliğinin hizmet vermesi de mümkün değil.
Şimdi, bir başka konuya daha temas edeceğim. Geçtiğimiz günlerde Sayın Erdoğan TRT World'ün bir toplantısında konuşma yaparken gençler kendisini protesto ettiler, çok da iyi ettiler. Protesto ederken çizgiden çıkmadılar; son derece medeni, son derece nazik bir şekilde, bizim Parlamento çatısı altında yapmış olduğumuz eleştirileri dile getirdiler. Kathrin gemisi dünyada yasaklanmış gemi, İsrail'e silah taşıdığı için yasaklanmış gemi Türkiye'de çalışıyor. ZIM firması İsrail'in en büyük ticaret firması, Türkiye'de harıl harıl faaliyetlerine devam ediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Çömez, tamamlayın lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Türkiye'den kalkan ticaret gemileri "Filistin'e ticari ürün götürüyoruz." adı altında hâlâ İsrail limanlarına mal taşıyor. Öte yandan, Yunanistan üzerinden, Mısır üzerinden hâlâ ticaret harıl harıl devam ediyor. Son günlerde takip ettiğim ve ortaya çıkan bir gerçek daha var; Türkiye'den İsrail'e giden ticaret gemileri limanlardan ayrılırken vericilerini kapatıyorlar ve sonra Hayfa Limanı'na vardıklarında açıyorlar ama rotayı takip ediyorsunuz, harıl harıl ticaret buradan devam ediyor. Dolayısıyla gençler son derece demokratik, son derece insan hakları ve özgürlükler sınırları içerisinde kalan bir eylem yapmışlar ve Sayın Erdoğan'a demişler ki: "Bunlarla ilgili bize hesap ver." Ne oldu? 9'u birden tutuklandı, doğru düzgün ifadeleri bile alınmadan kendileri şu anda cezaevine konuldu. Türkiye bunları hak etmiyor. "Dünya lideri" diyorsunuz Sayın Erdoğan'a, birkaç dünya liderinden örnek vereceğim: George Bush'a ayakkabı fırlattılar, Emmanuel Macron'a yumurta attılar, Merkel'e domates fırlattılar, Berlusconi'nin kafasına heykel attılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum, son cümlem.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Tony Blair'in kafasına toz attılar, Vladimir Putin'e de çok ağır hakaretler edip gösteri yaptılar ve Trump'a da yine yumurta attılar. Bu eylemleri yapanların hiç birisinin başına, bizim ülkemizde Anayasa’nın kendilerine vermiş olduğu hakkı kullanan bu gençlerin başına gelenler gelmedi. Dolayısıyla eğer Türkiye demokratik bir ülke olacaksa, Anayasa'ya uyan bir ülke olacaksa bunlara "Dur!" demenin ve korkmadan özgürce insanların sesine kulak vermenin vakti geldi diyorum ve teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Sayın Erkan Akçay'a aittir.
Buyurun Sayın Akçay.
33.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne ve Vatan Şairi Namık Kemal’in vefatının seneidevriyesine ilişkin açıklaması
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ndeyiz. Engelli olmak insani bir hâldir ve her insan esas itibarıyla bir engelli adayıdır. Ülkemizde görme, işitme, ortopedik, zihinsel, ruhsal ve duygusal, süreğen hastalık ve diğer engelli gruplarında yaklaşık 10 milyona yakın vatandaşımız bulunmaktadır. Eğitim sürecinin her aşamasında, sosyal ve ekonomik ilişkilerde, iş ve meslek hayatında engelli kardeşlerimizin muhatap kaldıkları sorunları kökünden bitirmek hepimizin hem insani hem de vicdani görevleri arasındadır. Engellilere fırsat eşitliği sağlamak, engellilerin yetenekleri doğrultusunda gelişmelerini teşvik etmek, ekonomik ve sosyal refahını temin etmek sosyal devletin en temel vazifesidir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin himayelerinde 30 Kasım 2024 Cumartesi günü Genel Merkezimizde Dünya Engelliler Günü Farkındalık Programı düzenlenerek, engelli kardeşlerimizle buluşarak engellilerin sorunları ve çözümüne ilişkin çalışmalar yaptık.
Bugüne kadar engellilere ilişkin yapılan uygulamalar ve düzenlemeler elbette azımsanamaz ancak sağlıktan eğitime, yaşam koşullarından istihdama, ulaşılabilirlikten erişilebilirliğe, sosyal hayata katılımdan sosyal güvenliğe kadar daha birçok alanda yeni düzenlemeler yapmamız gerekmektedir. Bu kapsamda, engellilerin toplumla bütünleşerek başkalarının yardımına muhtaç olmadan hayatlarını idame ettirebilmelerini temin edecek hukuki, fiziki ve diğer şartlar oluşturulmalıdır. Engelli vatandaşlarımızın maddi sorunlarının çözüldüğü, engelsiz yaşam şartlarının oluşturulduğu, eğitim ve rehabilitasyon haklarından yararlandırılarak güçlendirildiği, bakımlarının ve sosyal güvenlik haklarının güvence altına alındığı düzenlemeler hayata geçirilmelidir. Engellilerin günlük hayatını kolaylaştıran araç gereç, ortez, protez temininde bazı ürünler destek kapsamına alınmalı ve destek nispetleri de artırılmalıdır. Engelli vatandaşlarımız spor, sanat gibi yeteneklerini gösterecekleri alanlara yönlendirilmeli ve desteklenmelidir. Ayrıca, engelli ve engelli yakını aylığı yükseltilmeli, engelli aylığı ödenmesinde aile geliri yerine engellilerin bizzat kendi gelirleri esas alınmalıdır. Doğuştan ya da işe girmeden önce engelli olanlar malul şartlarından yararlanmalıdır. Engellilerin kamu istihdam kotası da artırılmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, engellilerimizle ilgili atılacak her adımı, yapılacak her kanuni düzenlemeyi dün olduğu gibi bugün de desteklemeye devam edeceğiz. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü münasebetiyle bütün engelli vatandaşlarımıza, kıymetli ailelerine mutlu, huzurlu ve sağlıklı ömürler diliyoruz.
Sayın Başkan, 21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da dünyaya gelen büyük Vatan Şairimiz Namık Kemal bundan yüz otuz altı yıl önce, 2 Aralık 1888'de vefat etmişti. Namık Kemal, "vatan" "millet" ve "hürriyet" kavramlarını bir heyecan içinde en tesirli şekilde topluma mal eden ilk şairlerimizin başında gelmektedir. Eserlerinde yılgınlığa karşı azmi, esarete karşı bağımsızlığı öğütlemiştir. Vatan ve Hürriyet Şairi, yazar, gazeteci, devlet adamı Namık Kemal, fikir ve eserleriyle dönemin genç aydınlarına ve ileride İstiklal Savaşı mücadelesini verecek kahramanlara ilham kaynağı olmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk bu durumu veciz sözleriyle şöyle ifade etmiştir: "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, fikirlerimin babası Ziya Gökalp, hislerimin babası Namık Kemal'dir." Namık Kemal, 1877-1878 yıllarındaki 93 Harbi'nden duyduğu derin üzüntüyü Vatan Mersiyesi'nde şu şekilde dizelere dökmüştü: "Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini/Yok imiş kurtaracak bahtı kara maderini."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Akçay, tamamlayın lütfen.
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Gazi Mustafa Kemal 13 Ocak 1921'de Meclis Başkanı sıfatıyla Namık Kemal'in bu dizelerine "Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini/Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini" şeklinde mukabele etmiştir. Vatan ve Hürriyet Şairimiz Namık Kemal'i vefatının seneidevriyesinde Murabba'sından bir dörtlükle rahmet ve şükranla anıyorum: "Yine bitmedi hâlâ sen, ben/Bize bu hâl ile bizden büyük olmaz düşman/Desti a'dâdayız Allah için ey ehli vatan/Yetişir terk edelim gayrı heva vü hevesi!"
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Saadet Partisi Grubu adına Sayın Bülent Kaya'ya aittir.
Buyurun Sayın Kaya.
34.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, açıklanan enflasyon oranlarına, Suriye’deki gelişmelere ve Filistin konusundaki hassasiyetlerini dile getiren gençlerle ilgili soruşturmaya ilişkin açıklaması
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Türkiye'de de yaklaşık 10-11 milyon civarında engelli vatandaşımızın bulunduğu tahmin edilmektedir. Özellikle 6 Şubat depreminden sonra 1 milyona yakın vatandaşımızın da depremde bir şekilde engelli vatandaşımız statüsüne geldiği kabul edilmektedir. Elbette biz, rahmetli Erbakan Hocamızın Başbakanken yaklaştığı gibi yaklaşıyoruz; biz, engelli vatandaşlarımızı özürlü vatandaşlarımız olarak değil özel vatandaşlarımız olarak görüyoruz. Dolayısıyla sosyal bir devlet olmanın gereği olarak engellilere hayatın her alanında kendi imkânlarıyla rahatlıkla erişebilecekleri bir hayat standardını hep beraber sağlamak durumundayız. 2005 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından engellilerle ilgili bir kanun çıkarıldı ama maalesef hâlâ ilgili kanunun yönetmeliği çıkarılamadığı için engellilerin başta ulaşım olmak üzere birçok konuya erişebilme imkânına sahip olmadıklarını ifade ediyoruz. Dolayısıyla aradan geçen bu on dokuz yılda iktidar partisinin engellileri sadece sosyal yardım yapılacak kişiler olarak görmekten vazgeçip onların hayatın her alanına ulaşabilmesine imkân sağlayacak bu mevzuat çalışmalarını da bir an önce yapmasını, bu konuda da muhalefet olarak bize bir vazife düşerse destek vereceğimizi ifade ediyoruz.
İkinci husus: Enflasyon oranları açıklandı, aylık enflasyon oranı yüzde 2,24; yıllık yüzde 47. Bir buçuk yılı dolan bir iktidardan bahsediyoruz. "Reel politikalara dönmemiz gerekir." dediler ama "Reel politikalara dönmemiz gerekir." dedikleri dönemde yüzde 38'lerde olan enflasyonun hâlâ ilerisindeler, o rakama bile gelmemiş oldular. Dolayısıyla önümüzdeki hafta bütçe görüşmeleri yapacağız ama bu ülkenin yıllık yüzde 50'lere yaklaşan enflasyon, yüzde 50'leri aşan bir faiz oranıyla hayatını idame ettirmesi ve adil bir paylaşıma sahip olması mümkün değil. Bu ekonomik göstergeleri de mutlaka ve mutlaka refah payını dikkate alarak ve yine sosyal devleti dikkate alarak iyileştirmemiz gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum.
Bir diğer önemli husus: Yanı başımızdaki coğrafyalarımız maalesef her geçen gün ateş çemberinin içerisine girmeye devam ediyor. Bu kapsamda, 1990'lı yıllardan beri Irak'ın hâlâ demokrasi getirilememiş olan hâli ortadayken 2011 yılından beri Suriye'ye güya barış ve demokrasi getirilecek diye Suriye halkının perişan olduğu bir süreci hep beraber yaşıyoruz. Ya kendi ülkelerinde bombaların, silahların altında yaşamak durumunda kalıyorlar ya da başka ülkelere göç etmek zorunda kalan milyonlardan bahsediyoruz. Bu yetmezmiş gibi, yine son günlerde Suriye'de bazı vekâlet savaşları eliyle Suriye'nin tekrar karıştırıldığını hep beraber görüyoruz. "Karıştırıldı" derken sanki sütliman olan huzurlu bir ülke varmış da bu ülkeler karıştırıyormuş gibi bir konuyu gündeme elbette getirmiyoruz. Biz Esed'in zalimliğini, bugün değil dünden beri zalim olduğunu biliyoruz ama biz şunu da çok iyi biliyoruz ki bu coğrafyadaki halkların gerek kendi içlerindeki gerekse birbirleriyle olan sorunlarını mutlaka ve mutlaka çatışma, silah ve şiddet kültüründen uzak, diyalogla çözmesi gerektiğini; bu coğrafyada yaşayan her halkın kendi temel hak ve hürriyetlerini savunabildikleri ve yaşayabildikleri bir coğrafyayı temin etmemiz gerektiğini; bu coğrafyanın dışından, ismi ister Rusya olsun ister İngiltere olsun ister Amerika ya da başka bir ülke olsun, buralara müdahale ederek bu ülkenin sorunlarını çözemeyeceğini bundan önceki ülkelerin sorunlarından da gördüğümüzü; dolayısıyla bu tecrübeyi yaşamış bu coğrafyanın insanları olarak diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğumuzu, diyalogdan kaçınanlar olsa bile sonuna kadar diyaloğu zorlamamız gerektiğini; hiçbir halka düşman olmadan, hiçbir etnik ve mezhepsel kimliğe düşman olmadan bu coğrafyadaki herkesin kardeşini ve barışın haklarını savunacak bir perspektifle bölge barışını gerçekleştirmemiz gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum. Yanı başımızda, komşumuzda bir kavga olduğu zaman bize hiçbir şey olmazsa bile gürültülerini dinlemek zorunda kalırız -en kötü ifadeyle söylüyorum- ama bizim, bırakın onların gürültüsünü, kendi kardeşlerimiz, kendi vatandaşlarımız, kendi soydaşlarımız olan bu insanların huzur ve barış içerisinde yaşayabilecekleri ortamları sonuna kadar zorlamamız gerektiğini buradan bir kez daha ifade etmiş oluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya, tamamlayın lütfen.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bir diğer önemli husus: Türkiye'de yargının, maalesef, iktidar eliyle sopa olarak kullanıldığı davalara her gün bir yenisi ekleniyor. Çok rahat, bir tebligatla gelebilecek insanların sabah saatlerinde veya gece yarısı gözaltına alınabildikleri ya da çağrıyla gelebilecek olan kişilerin âdeta terbiye edilme adına kolluk kuvvetleri vasıtasıyla cezalandırılması cihetine gidildiği süreçleri daha önce de yaşadık.
Son olarak, herhangi bir şiddet eylemi içermeyen, kamu güvenliğini tehdit etmeyen, sadece ve sadece Filistin davasındaki hassasiyetlerini dile getiren 7'si kadın, 2'si erkek olmak üzere 9 gencimizin dört gün boyunca, âdeta gözdağı verilerek Vatan Emniyet Müdürlüğünde Terörle Mücadele Başsavcı Yardımcısının yürüttüğü bir soruşturmayla gözaltında tutulmalarını asla ve asla kabul etmiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu soruşturmada var olan hukuksuzlukların, başta Adalet ve Kalkınma Partisindeki milletvekili arkadaşlar olmak üzere buradaki bütün milletvekili arkadaşlarımızın vicdanlarını kanattığını biliyorum ama vicdanlarımızı kanatması yetmiyor, sesimizi yükseltmemiz lazım. Bu çocuklar sizlerin de kardeşleri, çocukları olabilirdi. Gençler bunlar, Filistin konusunda hassasiyetleri var. Ülkelerinin Başkanlarının veya ülkelerinin hükûmetlerinin yaptıkları, yapamadıkları vardır; seslerini yükselterek daha fazla bir inisiyatif almalarını talep etmenin neresi terörle mücadele kapsamına giriyor? Bu çocukların "Filistin özgürleşsin" çabalarının karşılığı dört gün Vatan Emniyet Müdürlüğünde nezarette tutulmak mı olmalıydı? Ve bu 9 kişinin başörtülü bir hâkim tarafından tutuklanmasını Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarımız vicdanlarının neresine yerleştiriyor? Biz, hâkim ister başörtülü olsun ister başörtüsüz olsun, verdiği karara bakarız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla hâkimin başörtüsüyle ilgilenmiyoruz, verdiği kararla ilgileniyoruz. Ama mütedeyyin, namaz kılan, Filistin için yüreği yanan -ki öyle olduğunu biliyoruz- bir Cumhurbaşkanı olacak, "Filistin için daha fazla şeyler yapın, bu yaptıklarınız yeterli değil." diye bağıran gençler olacak ve siz kendi devriiktidarınızda dört gün boyunca bu insanları nezarette tutacaksınız; bu, vicdanın, merhametin neresine sığıyor? Sayın Cumhurbaşkanı şefkatle onlara "yavrum" diyerek seslendi, o şefkatin aslında sahte bir şefkat olmadığını göstermek istiyorsa bu 9 kardeşimizin tutukluluğunun bir an önce sona erdirilmesi lazım. Biz hiç kimseden adalet dilenmiyoruz, bu gençler de dilenmiyor ama sizin vicdanlarınızın rahatlamasına ihtiyaç var; yarın bir gün tarih nezdinde sizlerin bu utancı yaşamamaya ihtiyacınız var yoksa o gençler zaten tarihe geçtiler ortaya koydukları asil duruşla.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Son kez... Toparlıyorum.
BAŞKAN - Son kez açıyorum, buyurun Sayın Kaya.
BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu sıralarda oturan milletvekili arkadaşlarımız da otuz sene önce o gençlerle aynı duyguları yaşıyorlardı, 28 Şubat süreçlerinde kolluk kuvvetleri tarafından ağızları zorla kapatılırken bugün bu 9 kardeşimin yaşadıklarını hissediyorlardı. Size ne oldu da otuz yıl içerisinde mağdurken bugün mağrur bir şekilde onların zulüm görmesine sessiz kalıyorsunuz?
Olabilir, haksız da olabilirler; olabilir, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin yaptığı bazı şeyleri görmüyor da olabilirler; olabilir, reel politik olarak sizin yapamayacağınız bazı şeyleri talep de edebilirler ama şiddete bulaşmamışlarsa bu gençlerin vicdanını kendi vicdanınızla beraber köreltmeyin; hiç olmazsa bu gençlerin vicdanının duru kalmasını sağlayın. Emin olun, bu, tarih karşısında sizlerin de bir borcudur ama en fazla o gençlere ve ailelerine olan bir borç olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyorum; bu yanlıştan bir an önce dönün.
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Murat Emir'e aittir.
Buyurun Sayın Emir.
35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, Cumhurbaşkanına soru soran gençlerle ilgili soruşturmaya, açıklanan enflasyon oranlarına ve TÜİK’e ilişkin açıklaması
MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 3 Aralık Engelliler Günü ve bugün, ülkemizdeki engelli vatandaşlarımızın yaşadığı sorunları ve onlar için neler yapabileceğimizi dikkatli bir şekilde, özenle konuşmamız gereken bir gün.
Elbette engelli vatandaşlarımızı toplumsal yaşamın içerisine sokmak, önlerindeki her türlü engeli kaldırmak hepimizin görevidir. Bütün siyasi partilerin, grupların, engellilerin sorunları konusunda çok güzel, nitelikli sözler söylediğinin farkındayız. Ama bugün, hiç olmazsa bugün, artık rakamlarla konuşma zamanı çünkü maalesef siyasi iktidar, AKP iktidarı engellileri üvey evlat gibi görüyor ve engellilerin neredeyse hiçbir sorununu çözmüyor. Elimde rakamlar var, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının rakamları bunlar. Bakınız, engelli aylığında aktarılan tutara baktığınızda yıllar içerisinde anlamlı bir artış görmediğimiz gibi 2023 ile 2024 arasında neredeyse yüzde 10'luk bir artış var ve 2000 Eylüle kadar 18 milyar 344 milyon liralık bir engelli aylığı ödemesi yapılmış ama engelli aylığından yararlanıcı sayısına baktığınızda 2023'te 618 bin 249 iken 2024'te 546 bin 379 olmuş; yaklaşık 80 bin engelli maaş alamaz bir noktaya gelmiş. Niye? Bunun sebebine bakmamız lazım. Bunun sebebi, iktidarın engellilere maaş ödememek için dolambaçlı birçok yolu denemesi ve onların maaşını bir şekliyle ödemekten imtina etmesi; işte, gerçek budur arkadaşlar. Türkiye'de iktidar kendi yandaşlarına oluk oluk para aktarırken engellilerin maaşını kesmek için her yolu denemektedir.
Yine, engelli yakınına aylık bağlanması oranına baktığınızda 2023'te 99.900 yakına maaş bağlanmışken 2024'te 75.036'dır. Burada daha anlamlı bir düşme var. Bunların sebebi şu: AKP, bir sınır koyuyor ve "Ayda 11.334 lira geliriniz var ise size engelli maaşı ödemem, size engelli yakını parası ödemem." diyor. Oysa 11.334 lira açlık sınırının dahi yarısından az. Dolayısıyla bir evde eğer bir emekli var ise, bir engelli, emekli maaşı alıyorsa artık ona engelli parası ödemiyorsunuz. Bu, vicdana; bu, akla; bu, gerçekten sosyal devlet anlayışına sığabilecek bir yaklaşım mıdır? Dolayısıyla engellilerin her zaman yanındayız. "Engelli yüzyılı yapacağız." diyorsunuz ya, aman gözünüzü seveyim, hiçbir yılı engelli yılı, emekli yılı falan yapmayın; hangi nüfus grubunu o yılın adına işaretliyorsanız onların boğazını sıkıyorsunuz, aynen "Emekli yılı olacak." deyip emeklilerin boğazını sıktığınız gibi. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, maaş alırsa ne kadar alıyor? 9.077 lira Bakanlık veriyor, eğer kaymakamlık üzerinden alırsa da 4.196 lira, yüzde 40'tan fazla engeli olduğunu ispatlayabilirse.
Değerli arkadaşlar, Sayın Bakan açıklama yaptı "Yirmi iki yılda 70.878 kişiyi, engelliyi işe aldık." dedi yani sanki övünülecek bir rakam gibi; yirmi iki yıla böldüğünüzde yılda 3.221 ediyor. Değerli arkadaşlar, Türkiye'de siz kaç engelli olduğunu bilmeyen bir iktidarsınız. Kaç engelli var Türkiye'de? TÜİK'e göre 4,8 milyon, derneklere göre 6 milyon, bir başka istatistiğe göre 10 milyon civarında engelli var ve siz bu koşullarda yılda 3.221 kişiyi işe alıp "Engellileri istihdam ediyoruz." diyecek kadar da şirazesinden kaymış bir iktidarsınız.
Bakın, biz geldiğimizde -açıkça ilan ediyoruz- engelli maaşının önündeki engeller kaldırılacak, engelli maaşı mutlaka asgari ücret seviyesine çekilecek, engelli yakını aylığı da mutlaka asgari ücret seviyesine gelecek ve her yıl, işte, bu 3 Aralıkta engellilere bir asgari ücret destek ödemesi yapacağız.
Engellilerin istihdamıyla ilgili elimde bir belge var. Bir depremzede, Adıyaman'dan görme engelli bir kardeşimizin EKPSS sonucu; 115.146 kişi bu sınava girmiş, bu arkadaşımız 94 puanla 272'nci olmuş, altı aydır atanmayı bekliyor. Kendisine atayıp atamayacaklarını bile söylememişler. Bu arkadaş daha ne yapsın, işe girmek için ne yapması lazım soruyorum size.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - Dolayısıyla yuvarlak kelimeler, süslü sözler elbette iyidir ama gerçeğiniz budur, bu gerçekle yüzleşmeniz gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, görme engellilerin -ne öğrencilerin ne de öğretmenlerin- kullanacağı kitaplar hâlâ dağıtılmadı. Dernekler Millî Eğitim Bakanından randevu dahi alamıyorlar. Kendisi ilçe kongrelerinde dolaşıp laik, demokratik cumhuriyete, Mustafa Kemal'e dil uzatmaktan görme engellilerin kitabını dağıtmaya fırsat bulamıyor muhtemelen ve üç ay oldu okullar açılalı, görme engelliler kitaplarını bekliyorlar.
Çok konuşuldu, konuşmak lazım, İsrail'e Anadolu toprakları üzerinden -itiraf ettiler- şakır şakır petrol gitmeye devam ediyor. Efendim, sözleşmişler, rica etmişler, onlar İsrail jetlerine yakıt olmuyormuş. Hiç öyle bir şey yok. İsrail'deki, Gazze'deki çocukların kafasına bomba atan jet uçaklarının petrolü Türkiye toprakları üzerinden gidiyor ve bunu siz itiraf ediyorsunuz, buradan para kazanıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Emir, tamamlayın.
MURAT EMİR (Ankara) - Gençler gidiyorlar, Cumhurbaşkanının olduğu yerde Cumhurbaşkanına sorular soruyorlar. Elimde soruşturma tutanağı var. Bakın, "Neden Azerbaycan'a petrol gidiyor? Bu yardımlar Hayfa'ya niye gidiyor? Filistin'e gitmesi gerekirken niye izin veriliyor bunlara ve niye denizlerimizde bu faaliyete izin veriyorsunuz?" diyor gençler. "Cumhurbaşkanına hakaret" diye bu gençleri dört gündür tutuyorlar ve Cumhurbaşkanına hakaretten tutukladılar. Şimdi, biz Cumhurbaşkanının İsrail sevdalısı olduğunu biliyoruz. İsrail'in gerçekten canını yakacak hiçbir adımı atmadığını ve atamayacağını gayet iyi biliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELAMİ ALTINOK (Erzurum) - Edepsizlik etme!
BAŞKAN - Toparlayın Sayın Emir.
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
İsrail'le şu anda Suriye topraklarında iş birliği içerisinde olduğunu herkes görüyor ama bu sözler Sayın Cumhurbaşkanının İsrail'le âdeta şahsiyetinin özdeşleştiği sözler, başta Cumhurbaşkanına hakarettir.
ALİ TAYLAN ÖZTAYLAN (Balıkesir) - Yalan söylüyorsun, yalan!
MURAT EMİR (Ankara) - Bakın, onu duyun. Cumhurbaşkanına bir genç, bir kişi -ben mesela- niye İsrail'in jetleri Anadolu topraklarından gidiyor, niye engellemiyorsunuz dediğimde Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsam eğer Cumhurbaşkanı ile İsrail'in şahsiyeti örtüşmüş demektir, asıl suç olması gereken budur; bu, Cumhurbaşkanına haksızlıktır. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla buna itiraz etmenizi bekliyoruz. Bu gençler doğruyu söylediler, doğruyu yaptılar; ticaret hâlâ da devam ediyor, gemilerin gittiğini biliyoruz.
Son sözlerimi enflasyonla ilgili söyleyeceğim. Enflasyon da -önünü göremeyen bir iktidar- açıklandı 2,24 TÜİK'e göre. Yıllık neymiş? Yüzde 47. Peki hedefleri neydi? Yüzde 41,5. Merkez Bankası daha yirmi gün önce "Yüzde 44 olacak bu ülkenin enflasyonu." dedi, hani yardımcısı dedi ya: "Hedef enflasyona göre zam yapalım."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Emir, tamamlayın lütfen.
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Bu kadar öngörüsüz bir Merkez Bankası; yirmi gün önce "Yüzde 44." demiş, şimdiden daha yüzde 3 aşılmış, gerçek enflasyon yüzde 80'lerde ve siz bu ülkenin ekonomisini yönetmeye kalkıyorsunuz; böylesine, görmeyen bir ekonomi yönetimi.
Şimdi, bu enflasyon üzerinden zam verirlerse emekliler ve memurlar yüzde 12,79 zam alacaklar. Bu ne biliyor musunuz? İşte, bu, hırsızlıktır; bu, suçtur. Bu, sofraya, cüzdana el uzatmaktır. Bir devlet kurumu sizden aldığı talimatla vatandaşın cebine el uzatıyor ve bunun suç olduğunu bir Yargıtay onursal üyesi mahkemeye veriyor, idare mahkemesine diyor ki: "TÜİK, devlet kurumu istatistiklerle oynuyor, enflasyonla oynuyor, onun üzerinden maaş zammını engelliyor; memurun, emeklinin sofrasından çalıyor."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Son kez açıyorum Sayın Emir.
Buyurun toparlayın.
MURAT EMİR (Ankara) - Mahkeme TÜİK'ten belge istiyor. TÜİK'ün tabii, belgeleri gönderecek yüzü yok ve mahkeme de belgeler gelmeden kararını veriyor ve davayı reddediyor. İşte, böyle bir mahkeme var çünkü mahkemeler de ayarlanmış. Ama o hâkimler, o mahkemeler, o istatistiklerle oynayanlar, hepsi, gün gelecek, vatandaşın sofrasından çalmaktan dolayı yargılanacak.
Sabrınız için teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sıradaki söz talebi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Sayın Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu'na aittir.
Buyurun Sayın Yenişehirlioğlu.
36.- Manisa Milletvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu’nun, Ankara Milletvekili Murat Emir’in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, şehit olan Mehmetçik Eren Kızıldağ'a, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne, Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'ne, Kahramanmaraş'taki 5'inci Kura Çekimi ve Anahtar Teslimi Töreni'ne, AK PARTİ Kahramanmaraş İl Kongresi’ne ilişkin açıklaması
BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz önce, Cumhurbaşkanımızla alakalı duyduğumuz sözler, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan herkesin canını sıkmış ve üzmüş olmalı, bu sözler ancak siyonistleri sevindirmiş olmalı diye cevaplandırmak istiyorum.
Sözlerimin başında Pençe-Kilit operasyon bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit olan kahraman Mehmetçik'imiz Eren Kızıldağ'a Allah'tan rahmet; ailesine, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı ve sabırlar diliyorum; ruhu şad olsun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ kurulduğu günden bu yana daima insanı önceleyen, vatandaşlarımızın dertlerine çare arayan ve onların hayatlarını kolaylaştıran bir siyasi harekettir. "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturunu şiar edinmiş bir medeniyetin temsilcileri olarak ayrım yapmadan her insanımızın karşılaştığı ve karşılaşabileceği sorunlara çözüm üretme anlayışıyla hareket ettik, hareket etmeye devam edeceğiz. Hiçbir engel, insanın hayata tutunma iradesinden, topluma katacağı değerlerden ve yüreğinde taşıdığı umuttan güçlü değildir ancak bunun gerçek anlamda hissedilmesi toplumların engellilerle omuz omuza vererek engelleri aşmak için kararlı bir şekilde çalışmasıyla mümkündür. AK PARTİ iktidarları döneminde engellilerimizin hayatlarını kolaylaştırmak, haklarını temin etmek ve fırsat eşitliği sağlamak adına devrim niteliğinde proje ve yasal düzenlemeleri biz hayata geçirdik. İlk kez "engellilik" kavramını sosyal politikaların merkezine aldık. Kanuni düzenlemelerle eğitimden sağlığa, istihdamdan erişebilirliğe kadar pek çok alanda yapısal reformlar gerçekleştirdik. Bundan sonra da aynı kararlılıkla engelli kardeşlerimizin hayatlarını kolaylaştırmak adına çalışmaya devam edeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nün toplumsal farkındalığa vesile olmasını diliyor, engelli kardeşlerimizi en kalbî duygularımla, muhabbetlerimle de selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 29 Kasım Cuma Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü'ydü malumunuz. Toprağının her karışında şehit kanı, her sokağında mazlum feryadı, her köşesinde yetim duası saklı olan Filistin, bugün hâlâ zulümle pençeleşmekte, gaddarlıkla mücadele etmektedir. Bugün, Filistin halkına omuz vermek insanlık onurunu savunmaktır, zalimin zulmü karşısında dik durmaktır, mazlumun yüreğine umut olmaktır, merhamet kalesini savunmaktır. Soykırım motivasyonuyla zulmün dozunu ve işgalin boyutunu her geçen gün artıran Gazze kasabı Netanyahu Hükûmeti artık durdurulmalıdır. Bu insanlık suçuyla daha etkin bir mücadele insanlığa, vicdan ve merhamete verilen destekle eş değerdir. Bizler zalimlerin karşısında ve mazlumların yanında olan duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz. Filistin'in ve dünyadaki bütün mazlum coğrafyaların umudu olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde mücadelemizi sürdüreceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; asrın felaketinin yaralarını sarmaya devam ediyoruz. Depremden etkilenen illerimizin yeniden ayağa kaldırılmasına öncülük eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş'ta 5'inci Kura Çekim ve Anahtar Teslim Töreni'ni gerçekleştirdi. 6 Şubattan bugüne, depremden etkilenen 11 ilimizde inşa ettiğimiz 130.565 konut hak sahibi vatandaşlarımıza teslim edildi, 24.559 konutun daha kurasının çekilmesi ve hak sahibi vatandaşlarımıza teslim edilmesiyle bu sayı toplam 155.124 konuta ulaştı; hayırlı olmasını diliyorum. Devletimizin gücü ve milletimizin desteğiyle karşılaştığımız her türlü zorluğun üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 8'inci Olağan Kongremiz kapsamında il kongre sürecimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle Kahramanmaraş'ta başladı. Türkiye'de kuruluşu tepeden tabana doğru değil tabandan tepeye doğru gerçekleştirmiş ilk ve tek parti AK PARTİ'dir, bunun için "AK PARTİ milletin partisidir." diyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Yenişehirlioğlu.
BAHADIR NAHİT YENİŞEHİRLİOĞLU (Manisa) - Yol ve dava arkadaşlarımızın coşku ve heyecanıyla bir bayram havasında gerçekleşen kongrelerimizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Görevini devreden kardeşlerime, ak teşkilatlarımıza vermiş olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyor, hizmet bayrağını devralan arkadaşlarımıza çalışmalarında üstün başarılar diliyorum. Ak teşkilatlarımızın gücüyle milletimizin teveccühüne layık olmak için ilk günkü azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
VIII.- ANT İÇME
1.- Kamu Başdenetçisi Mehmet Akarca’nın ant içmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kamu Başdenetçisinin göreve başlamadan önce 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu’nun 13’üncü maddesine göre ant içmesi gerekmektedir.
Şimdi, Kamu Başdenetçisi seçilen Sayın Mehmet Akarca'yı ant içmek üzere Genel Kurula davet edeceğim.
Buyurun Sayın Akarca. (AK PARTİ, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
KAMU BAŞDENETÇİSİ MEHMET AKARCA - "Görevimi tam bir tarafsızlık, dürüstlük, hakkaniyet ve adalet anlayışı içinde yerine getireceğime, namusum ve şerefim üzerine andiçerim." (AK PARTİ, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Hayırlı olsun Sayın Akarca.
Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.18
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır, okutup işleme alacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B.- Tezkereler
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisinin 106'ncı yıl dönümü vesilesiyle düzenlenecek olan Uluslararası Parlamentolar Konferansı'na katılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinden oluşan bir heyetin 6-8 Aralık 2024 tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye resmî bir ziyaret gerçekleştirmesi hususuna ilişkin tezkeresi (3/978)
3/12/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Azerbaycan Cumhuriyeti Millî Meclisinin 106'ncı yıl dönümü vesilesiyle düzenlenecek olan Uluslararası Parlamentolar Konferansı'na katılmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekillerinden oluşan bir heyetin 6-8 Aralık 2024 tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye resmî bir ziyaret gerçekleştirilmesi planlanmaktadır.
Davete icabet hususu 28/3/1990 tarihli ve 3620 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 9'uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
|
| Numan Kurtulmuş |
|
| Türkiye Büyük Millet Meclisi |
|
| Başkanı |
BAŞKAN - Tezkereyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saadet Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
IX.- ÖNERİLER
A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Saadet Partisi Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, İsrail'le ticareti protesto eden gençlerin tutuklanması olayında yaşanan hukuk garabetinin tahlili ve alınacak tedbirlerin müzakere edilmesi amacıyla 3/12/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 3 Aralık 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
3/12/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu, 3/12/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük’ün 19’uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
|
| Bülent Kaya |
|
| İstanbul |
|
| Grup Başkan Vekili |
Öneri:
İstanbul Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Bülent Kaya tarafından, İsrail'le ticareti protesto eden gençlerin tutuklanması olayında yaşanan hukuk garabetinin tahlili ve alınacak tedbirlerin müzakere edilmesi amacıyla 3/12/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 3/12/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere Saadet Partisi Grubu adına söz talebi, İstanbul Milletvekili Bülent Kaya'ya aittir.
Buyurun Sayın Kaya. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İsrail'in, özellikle 7 Ekim 2023'ten itibaren soykırımını, katliamını, terörist eylemlerini arttırdığı bir süreci hep beraber yaşıyoruz. 7 Ekimden bu yana da İsrail'in bu soykırım katliamlarına karşı etkili tedbirler uygulanmasıyla ilgili dünyadaki bütün devletlerin hem birbirinden talebi var hem de halkların kendi devletlerinden talep ve beklentileri var. Hatta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, İsrail'in bu pervasız durumunu şikâyet eden bir konuşmasında "Müslüman ülkelerin İsrail'e tepki göstermekte yetersiz kalması İsrail'in geldiği bu noktanın sebeplerinden bir tanesidir." diyor yani Sayın Erdoğan'ın kendisi dahi Müslüman ülkelerin İsrail'e karşı etkili bir yaptırım uygulamamasından şikâyet ediyor. Elbette Sayın Erdoğan diğer Müslüman ülkelerden bu konuda şikâyetçiyken başka Müslüman ülkeler de Türkiye'den şikâyetçi oluyorlar yeterli ve etkili adımları atmamış olmasından dolayı. Dolayısıyla bu manada, ülkemizdeki vatandaşlarımızın da iktidarınızdan İsrail'in bu vahşetinden vazgeçmesi için etkili adımlar atmasıyla ilgili bir kısım talepleri söz konusu. Bunlar kimi mitinglerle kimi eylemlerle sürekli gündeme taşınmıştır. Bugün burada sizin İsrail'e yeterince etkili eylemler yapıp yapmadığınızı konuşmayacağız, İsrail'le yaptığınız ticareti de konuşmayacağız; bugün, vicdanları kanatan bir durumu konuşacağız. Onun için, birazdan hazır metinlerle buradan konuyu başka yere çekmeyin. Konuştuğumuz şey şu: Gençlerimizin söylediği bazı şeyler var, az söylemişlerdir, çok söylemişlerdir ama tek bir niyetleri vardır; devletlerinin İsrail'in bu zulmüne karşı daha etkili bir inisiyatif alınmasını talep etmekten öte gençlerimizin hiçbir talebi olmamıştır. Bu yüzden, seslerini yükselten... "Ey Türkiye Cumhuriyeti iktidarı, bu katil İsrail'in bu zulmünden vazgeçmesi için daha etkili tedbirler alın." demenin neresi suç Allah aşkına? "Ey Türkiye Cumhuriyeti iktidarı, daha etkili tedbirler alın da bu zalim siyonist İsrail bu zalimliğinden vazgeçsin." demenin neresinin karşılığı dört gün Vatan Emniyet Müdürlüğünde tutulmak oluyor? "Ey iktidar, bu zalim İsrail'i engelleyin, petrol göndermeyin ki artık ancak bu etkili adımlarla bunlar güçten anlar." demenin neresi Cumhurbaşkanına hakaret, neresi kendi iktidarını kötülemek? Avrupa'da da İngiltere'de, Almanya'da hatta İsrail'de Netanyahu'ya karşı insanlar yürüyor İsrail'in bu mezalimliklerini protesto etmek için. Dünyanın hiçbir tarafında Gazze'deki katliama karşı devletlerin daha etkin tedbirler almasını talep eden insanlar cezaevine atılmıyor da Türkiye'de siz hangi hakla 9 gencimizi tutuklayıp cezaevine atıyorsunuz? Hiç mi vicdanlarımız sızlamıyor? Biz 600 milletvekili olarak "Bu yaptığınız zulümdür, bu olamaz." diye sesimizi yükseltemeyeceksek hangi durumda yükselteceğiz? Köfteciyi, meşrubatçıyı, kahveciyi protesto etmek meşru da petrolcüyü şikâyet etmek niçin gayrimeşru olsun? "İsrail'e petrol gönderen SOCAR'ın Genel Müdürüne Cumhurbaşkanının bulunduğu bir toplantıda protokolde yer verip üstelik konuşturamazsınız." demenin neresi Cumhurbaşkanına hakaret? Burger King'i besmeleyle açmak... Evet, siz de haklı bir tepki gösterdiniz ama Burger King'in yöneticileri ne kadar suçluysa İsrail'e petrol gönderen petrol şirketleri de o kadar suçlu değil mi? Onu ayrıcalıklı kılan tek şey varil başına 1 dolar 27 sent mi? Niçin petrolcüye karşı sesimizi yükseltemiyoruz? Mecliste dahi kolayı, meşrubatı, kahveyi boykot ediyoruz; halbuki bunlar da Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre faaliyette bulunan şirketler ama İsrail'e buradan kola da göndermiyorlar, sadece İsrail'e maddi destek verdikleri için protesto ediyoruz ve boykot ediyoruz. Aynı boykotu bir petrolcüye niçin yapmıyoruz? 1 dolar 27 sent için mi yapmıyoruz? Gençlerimizin tek talebi bu; bu, Cumhurbaşkanına hakaret değil ki. Bunu "Cumhurbaşkanına hakaret" diye soruşturmanın kendisi Cumhurbaşkanına hakaret. Bence o gençler değil o gençlere Cumhurbaşkanına hakaretten dolayı soruşturmayı açan savcı suçludur. O gençleri Cumhurbaşkanına hakaret soruşturmasından dolayı, utandığı için tutuklayamadığı ama adli kontrol şartıyla serbest bırakan hâkimde kabahat ve hâkim, başörtülü bir hâkim; az evvel de konuşmamda söyledim, biz insanların kılık kıyafetiyle meşgul değiliz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kaya, tamamlayın.
YUNUS EMRE (İstanbul) - Sayın Başkan, İsrail'i protesto ettikleri için o gençler tutuklandı.
BÜLENT KAYA (Devamla) - İşte, ben de tam onu söylüyorum.
Biz milletvekilleri olarak, başta Sayın Cumhurbaşkanı "Ey hâkimler, ey savcılar; burada bana bir hakaret yok, 'yavrum' diye şefkatle seslendiğim gençler var. Bu gençlerin vicdanı İsrail'in bu soykırımına cevaz vermiyor ve bunlar 'Ey iktidar, az yaptın, çok yaptın ama daha fazlasını yapmalısın.' diye yürek yangınlarını ifade ediyorlar..."
Bu yürek yangınının sonucu 9 kardeşimizin terörle mücadele savcısı tarafından soruşturulması mıdır? Bu yürek yangınının karşılığı dört gün Vatan Emniyetinde tutulma mıdır? Sizlerin vicdanına sesleniyorum: Bu yürek yangınının karşılığı o cezaevi midir? Siz o 9 genci mahkûm etmediniz -mahkûm edenler için söylüyorum- kendi vicdanlarınızı mahkûm ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BÜLENT KAYA (Devamla) - Bir an önce bu yanlıştan dönün, bir an önce bu ayıptan ve utançtan dönün ve gençleri serbest bırakın.
Bu konuda bir genel görüşme açılması talebimizin Genel Kurulca kabul edilmesini ve yargının insanlarımıza karşı sopa olarak kullanılmasına artık bir son verilmesi gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi, CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz talebi, Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz'a aittir.
Buyurun Sayın Kocamaz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Saadet Partisi Grubunun yargı sisteminde yaşanan sorunlara yönelik vermiş olduğu önerge üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına söz aldım. Yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, İstanbul Kongre Merkezi'nde 29 Kasım Cuma günü düzenlenen TRT World Forum'da Sayın Cumhurbaşkanını protesto eden Filistin yanlısı 9 kişi 1 Aralık Pazar günü çıkarıldıkları İstanbul nöbetçi sulh ceza mahkemesince tutuklandı. Filistin davasına dikkat çekmek amacıyla Sayın Cumhurbaşkanına seslerini duyurmak isteyen gençlerin Cumhurbaşkanına hakaret ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçlarından tutuklanmaları ülkemizde Filistin davasına inanan herkes tarafından büyük bir tepkiye yol açmıştır. Türkiye'nin İsrail'le olan ticaretinin Filistin üzerinden birtakım firmalar marifetiyle devam ettiği herkes tarafından bilinmekte iken "kral çıplak" diye seslerini yükselten gençlerin tutuklanmaları ülkemizde demokrasinin, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün geldiği acı tabloyu açık bir şekilde ortaya koymuştur. Rakamlar yalan söylemiyor, her ne kadar inkâr edilse de İsrail'le ticaret artarak devam ediyor. Geçen yılın eylül ayında 14 milyon dolar olan Filistin'e ihracat bu yıl 11,75 kat artarak 164,5 milyon dolara çıkmıştır. Buradan soruyorum: 2024 yılında Filistin'e ihraç edilen 40 milyon 644 bin 681 liralık güzellik, makyaj ve cilt bakımı malzemelerini enkazlar altında can mücadelesi veren Filistinli kadınlar mı kullanacak? Bu dönemde Filistin'e ihracattaki artış rekor kırmış hem de toplam ihracat içinde demir çelik ihracatı artmıştır. Filistin'de inşaat sezonu açılmadığına göre bu da gösteriyor ki Filistin'deki bazı firmalar üzerinden İsrail'le ticaret büyük bir hızla devam etmektedir. Bütün bu yaşananlar açık seçik ortadayken 9 gencin kamuoyuna açık bir toplantıda Sayın Cumhurbaşkanından İsrail'e yönelik devam eden ticaretin sonlandırılmasını istedikleri için tutuklanmaları açıkçası hukukun üstünlüğüne gölge düşürmüştür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hukukun üstündeki siyasi baskı her geçen gün artmakta, hukuk kuralları kişiye ve kuruma göre uygulanmaya devam edilmektedir. Ülkemizde hukuk birtakım istisnalar hariç tamamen iktidarın güdümüne girmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
BURHANETTİN KOCAMAZ (Devamla) - Türkiye'de insanlar herhangi bir konuda tepkilerini ortaya koyamaz, hak arayamaz hâle gelmiştir. 26 suçtan arananlar sokaklarda elini kolunu sallayarak gezerken, adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken ya da bebek katiline umut affı getirilmek istenirken, ikametleri bilinmesine ve ortada protestodan başka hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen gençlerin tutuklanmalarını tamamen hukuksuz bir durum olarak görüyoruz.
"Gençler derhâl serbest bırakılsın." diyerek önergeyi desteklediğimizi belirtiyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi, Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü'ye aittir.
Buyurun Sayın Hülakü. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) -
DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Bingöl) - Sayın Başkan değerli milletvekilleri; Saadet Partisinin önergesi üzerine DEM PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.
AKP'nin Genel Başkanını protesto ettikleri için gözaltına alınan ve tutuklanan 9 genç bir başka hukuk garabeti pratiğiyle karşı karşıya kaldı. Peki, ne yaptı bu gençler? İsrail'le ticareti protesto ettiler, hakikati yüzünüze yüzünüze vurdular, fikir özgürlüğü kapsamında düşüncelerini hakarete mahal vermeden dile getirdiler. Peki, siz ne yaptınız? Önce Cumhurbaşkanına hakaret kapsamında gençleri gözaltına aldınız, daha sonra da Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet gerekçesiyle tutukladınız. Dünyanın dört bir yanında İsrail'i protesto sürerken, dünyanın dört bir yanında Filistin'e destek mesajları verilip protestolar, yürüyüşler düzenlenirken hiç kimse keyfî bir şekilde tutuklanmamıştır ancak Türkiye'de tablo, muhalif olan her sesin kısılmasından ibarettir. Türkiye'de son dört yılda Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla gözaltına alınan kişi sayısı 60 bindir. Sadece 2023 yılında 25.500 kişi hakkında hakaret dosyası açılmıştır. Şimdi, bu tabloya baktığımızda adaletten mi bahsedeceğiz yoksa AKP Genel Başkanının emir eri olmuş adalet sisteminden mi bahsedeceğiz? Buyurun, buna da siz cevap verin.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin adalet pusulası sarayı gösterdiği sürece neyin suç olup neyin suç olmadığı kanunlarda, Anayasa metinlerinde değil AKP teamüllerinde vücut bulmaktadır. Bakın, Kürt halkına yönelik savaş politikalarını protesto etmek suç, halkın iradesine atanan kayyumları protesto etmek yine suç, halay çekmek suç, "..."[11] demek suç, ana dil hakkını savunmak suç, Türkiye'de ve Orta Doğu'da barışı savunmak suç, İsrail'i protesto etmek suç, hakikati yazan gazetecilerin haber yapması suç. Kısacası, Türkiye'deki Kürtlerin ve muhaliflerin her eylemi kocaman bir suç olarak sayılmaktadır fakat çetelerle iş birliği içerisinde olmak suç değil, sosyal medya üzerinde Kürt halkına nefret söylemleri yaymak suç değil, belediyeleri kayyum eliyle soymak, yolsuzluk yapmak suç değil; TV üzerinden her gün savaş çığlıkları yapmak suç değil. Dolayısıyla bu terazisi şaşmış adalet sisteminde en son kulak kabartacağımız kişi Adalet Bakanı, en son bakacağımız yer de keyfiyetle uyguladığınız Anayasa metni ve onun uygulayıcılarıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÖMER FARUK HÜLAKÜ (Devamla) - Bugün üzerinde konuştuğumuz olay da açıkça göstermektedir ki Türkiye'de hukuk ağır bir siyasi vesayet altında can çekişmektedir.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi, Muğla Milletvekili Gizem Özcan'a aittir.
Buyurun Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA GİZEM ÖZCAN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
9 genç, Sayın Cumhurbaşkanı konuşma yaparken "Neden Azerbaycan petrolü İsrail'e gidiyor?" diye sordukları için dün tutuklandı. Dosya, ortada şiddet olmamasına rağmen terör savcısına verildi. Dört gün gözaltı uygulandı, ifade alınmadan tutuklama istendi ve tutuklandılar.
"Talimatla tutukladınız." deyince kızan arkadaşlara soruyorum: Neden ifade alınmadı? İfade alınmayacaksa neden dört gün gözaltı uygulandı? Deliller toplanmış, ikametler belli, hakaret sayılacak tek bir kelime yokken gençler neden tutuklandı? "Çıt çıkaranı yakarız." mı demek istiyorsunuz? Gençlerin "Gazze'de katliama 'Dur!' de." demesinden korkan bir iktidarın ömrü uzun mu olur sanıyorsunuz? Size kötü bir haberim var: Gençler sizden korkmuyorlar, gençler sizden korkmuyorlar. (CHP sıralarından alkışlar) Hem gençler sonuna kadar haklı değil mi? TÜİK dış ticaret verilerini de mi gizleyeceksiniz? Gazeteci Alaattin Aktaş veriler için ne demişti? "Filistin'de şu an bir endüstri devrimi yaşanmıyorsa İsrail'e gizli saklı demir çelik yollamak dışında bir açıklaması yok." Aynı şey petrol için de geçerli.
Değerli milletvekilleri, bu tutuklamalar iktidarın korktuğunun göstergesi. O yüzden, yargının siyasallaşmasından güç alarak gençleri pasifize etmek istiyorlar; ses çıkarmayan, boyun eğen bir gençlik istiyorlar. Herkesi kutuplaştırdınız ancak gençleri bir noktada ortaklaştırdınız; hak mücadelesinde, gelecek kavgasında, barış özleminde ortaklaştırdınız. Bugün 18-24 yaş arası 100 gençten 31'i ne eğitimde ne istihdamda. Türkiye'de 100 öğrenciden sadece 14'üne yurt var. KYK, üniversite öğrencilerine sadece 2 bin lira veriyor yani günlük 66 lira. Var mı "66 liraya bir öğün yemek yenilebilir." diyen? Elbette ki yok. Bu yüzden, gençlerin yüzde 70'i "İmkân bulursam yurt dışına giderim." diyor.
Son sözüm genç arkadaşlarıma: Sizlerle beraber ilk seçimde bu iktidarı beraber göndereceğimize inancım tam. Özgürlüğünüze karşı olan herkesin karşısına sizlerle beraber çıkmaya devam edeceğiz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi, Samsun Milletvekili Orhan Kırcalı'ya aittir.
Buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ORHAN KIRCALI (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Saadet Partisi grup önerisi üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi ve aziz milletimizi muhabbetle selamlarım.
Sözlerime başlarken engelli kardeşlerimize ve fedakâr ailelerine 3 Aralık Dünya Engelliler Günü vesilesiyle mutlu ve huzurlu bir yaşam dilerim.
Sayın milletvekilleri, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de yaşananlar tahammül sınırlarını aşmıştır. Bir terör devleti olan katil İsrail, Batılı güçlerin sınırsız askerî ve diplomatik desteğini arkasına alarak Filistinli kardeşlerimize yönelik bir soykırım politikasını acımasızca uygulamaktadır. Gazze'de sürdürülebilir ateşkes bir an önce tesis edilmelidir; Türkiye ilk günden beri bunu savunmuştur, bugün de aynı yerindedir. Gazze'deki soykırımın durması ve kalıcı barışın sağlanması için her alanda tüm çalışmalarımızı yapıyor, tüm adımlarımızı atıyoruz ve atmaya devam ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde; Filistin'de işgal ve katliam sona erinceye, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve toprak bütünlüğünü haiz bir Filistin devleti kuruluncaya kadar mücadelemizi sürdüreceğiz.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan TRT World Forum 2024 konulu programda konuşmasını bölen kişilere karşı da bunu bir kez daha dile getirerek "Yavrum, siyonistlerin burada dili, ağzı olma; aynen siyonistlerin dili, ağzı, gözü olmak suretiyle burayı provoke etmeye ne kadar çalışırsanız çalışın netice alamazsınız. Dünyadaki siyonistler Tayyip Erdoğan'ın nerede durduğunu çok iyi biliyor ama siz hâlâ anlayamamışsınız." sözleriyle konuya olan hassasiyetini bir kez daha tüm dünyaya vurgulamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; herkes önceden izin almaksızın kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşünü düzenleme hakkına sahiptir.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Muş Valisine de hatırlatsanıza bunu; Muş Valisine de hatırlatın, en küçük bir eylemde bile hemen gözaltı işlemi yapmaya çalışıyor.
ORHAN KIRCALI (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Kimse, kamu düzenini bozacak şekilde, diğer insanların hürriyet alanını ihlal edecek şekilde, kendisine tanınan hak ve özgürlükleri kötüye kullanamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ORHAN KIRCALI (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Muş Valisi AKP yöneticisine de hatırlatın.
ORHAN KIRCALI (Devamla) - Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle düzenlenen programda protesto eylemlerini gerçekleştirdikten sonra salondan çıkarılan kişilerin İstanbul Kongre Merkezi dış kısmına gelerek protesto amaçlı toplanan grubun slogan atmaya başlamaları üzerine şahıslara eylemlerinin yasal olmadığı...
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Az önce "yasal" dediniz, "Sormaya gerek yok." dediniz, birbirinizle çelişmeyiniz.
ORHAN KIRCALI (Devamla) - ...ve dağılmaları yönünde kolluk birimlerince uyarılarda bulunulmasına rağmen uyarıları dikkate almayarak slogan atmaya devam etmişlerdir.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - Slogan da "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri"ne dâhildir.
ORHAN KIRCALI (Devamla) - Burada dikkati çeken bir husus vardır ki atılan sloganların da maalesef, nedense hiçbirinde İsrail lanetlenmiş, İsrail protesto edilmemiştir.
SÜMEYYE BOZ (Muş) - AKP'ye dokununca mı ağırınıza gidiyor?
ORHAN KIRCALI (Devamla) - Bu durum üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma hâlen devam etmektedir. Bugün ise konunun Sayın Cumhurbaşkanımıza getirilerek asıl hukuka aykırı eylemlerin bağlamından kopartılmasının iyi niyetli bir tavır olmadığı aşikârdır.
Bu vesileyle Gazi Meclisimizi ve siz milletvekillerimizi muhabbetle tekrar selamlarım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kâtip üyeler arasında uyuşmazlık vardır, oylamayı elektronik cihazla yapacağım.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Öneri kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzük'ümüzün 60'ıncı maddesine göre kısa bir söz talebinde bulunan 6 milletvekiline yerinden bir dakika süreyle söz vereceğim.
İlk söz talebi, Amasya Milletvekili Sayın Reşat Karagöz'e ait.
Buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR (Devam)
37.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz’ün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
REŞAT KARAGÖZ (Amasya) - Teşekkürler Sayın Başkan.
3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nde, kendi hayat mücadelelerinin üzerine her gün yeni bir engelle yüz yüze bırakılan tüm engelli vatandaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.
Engelli vatandaşlarımızın toplumla bütünleşme süreci yoksulluk, eğitimsizlik, erişilebilirlik eksikliği ve işsizlik gibi nedenlerle gecikmektedir. Engelli vatandaşların en büyük talebi olan istihdam imkânlarının artırılması pek çok sorunun çözümü için anahtar niteliğinde olmasına rağmen Türkiye'de engellilerin işsizlik oranı genel işsizlik oranının çok üzerinde seyretmektedir. Avrupa Birliği ülkelerinde engellilerin yoksulluk oranı yüzde 29 iken Türkiye'de bu oranın yüzde 77 seviyesinde olması Türkiye'de engelli olmanın dünyanın geri kalanında engelli olmaktan çok daha zor olduğunu gözler önüne sermektedir. Yalnızca yardım bekleyen değil fırsat verildiğinde başarıyla hepimize ilham olan engelli yurttaşlarımızın hayatlarına huzur ve refah getirecek adımlar derhâl atılmalıdır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Serkan Sarı...
Buyurun Sayın Sarı.
38.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, süt üreticilerine ilişkin açıklaması
SERKAN SARI (Balıkesir) - Teşekkürler Sayın Başkan.
AKP iktidarına sesleniyorum: Süt üreticisi size hakkını helal etmiyor, neden mi? Enflasyonu dizginleyemeyen AKP iktidarı faturayı süt üreticisine kesmiş durumda. Nisan 2024 tarihinde 14,65 olan süt fiyatında -aradan yedi ay geçmiş ve 18 lirayı bulan maliyetine rağmen- ne yazık ki hâlâ fiyat açıklaması yapılmamış. 2024 yılı enflasyonunu çiğ süt fiyatını 2025'e bırakarak dizginlemeye çalışıyorsunuz. 1 litre süt 1 bardak çay alamıyor, 1 litre süt 1 kilogram yem alamıyor. Süt üreticileri masrafı cebinden karşılamaya, süt ineklerini kestirmeye çalışıyorlar. Enflasyonun sebebi ne süt üreticisi ne de süt inekleridir. Enflasyonun tek sebebi var, AKP iktidarıdır. Çözüm çiğ süt fiyatlarının aylık bazda güncellenmesi, süt destekleme primlerinin artırılması, yem fiyatlarına müdahale edilmesidir. Süt ineklerinin kesimini önlemek için acil destek paketi hazırlanmalıdır.
BAŞKAN - Sayın Deniz Demir...
Buyurun Sayın Demir.
39.- Ankara Milletvekili Deniz Demir’in, İsrail’le ticareti protesto edenlere ilişkin açıklaması
DENİZ DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, artık hepimizin bildiği bir gerçek var, AK PARTİ Hükûmetinin İsrail'le ticareti hız kesmeden devam ediyor. Gazeteci Metin Cihan'ın belgelerle ispatladığı bu ticarete vicdan sahibi insanlar tepki gösteriyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, katıldığı bir forumda konuşma yaparken "Gemiler Gazze'ye bomba taşıyor." sözleriyle protesto edildi. Hemen ardından ise İsrail'le ticareti protesto eden toplam 9 kişi tutuklandı. Bu insanlar Filistin'i savundukları için cezaevine gönderilecekler. Herkes görsün ki AKP'nin tek kutsalı para ve çıkarlarıdır. Bunun için de İsrail'le el sıkışmaktan çekinmezler. Sırf ticaretleri bozulmasın diye, gerçekleri haykıran, zulme karşı çıkan insanları ise cezalandırırlar.
Teşekkürler.
BAŞKAN - Sayın Mehmet Tahtasız...
Buyurun Sayın Tahtasız.
40.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; üç dakika oturun ve bir daha ayağa kalkamayacağınızı düşünün; üç dakika gözlerinizi kapatın, renkleri, sevdiklerinizi unutun; üç dakika konuşmadan kendinizi anlatın, üç dakika kulaklarınızı kapatın ve duymaya çalışın; ne kadar zor.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak engelli bireylerimizin sorunlarını biliyoruz ve çözüm için hazırız. Engelli maaşını ve evde bakım parasını net asgari ücrete çıkaracağız. Engellilerin kamu hizmetlerinden ücretsiz ya da indirimli yararlanmalarına dayanan bugünkü sosyal destek sistemi yerine, onların engelli olmalarından kaynaklanan ilave masrafları karşılamaya yönelik olarak aylık engelli ödeneği sistemine geçeceğiz. Engellilerin eğitimden, sağlıktan istihdama kadar tüm haklara erişimde önlerine konulan engelleri hep birlikte kaldıracağız. 3 Aralık ve her gün engellilerimizin farkındayız.
BAŞKAN - Sayın İlhami Özcan Aygun...
Buyurun Sayın Aygun.
41.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ilişkin açıklaması
İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Engelli vatandaşlarımızın spordan eğitime, istihdamdan oy kullanmaya kadar her alanda Anayasa'dan kaynaklanan haklarını vermeli, toplumsal hayatın en önemli unsurları olmalarına imkân tanınmalıdır. İş Kanunu'na göre, özel sektördeki işverenler 50 veya daha fazla işçi çalıştırdıkları iş yerlerinde yüzde 3 engelli işçiyi, devlet ve kamuda da yüzde 4 engelli çalışanı istihdam etmekle yükümlüdür. Engelli aylıkları ise yetersizdir ve izlenmemektedir. Engelli adayların memur olarak atanabilmeleri için en az yüzde 40 oranında engelli olduklarını yetkili hastaneden aldıkları engellilik sağlık kurulu raporuyla belgelendirmeleri gerekir. Şu an engelli memur istihdamı 70.878; bu, geçen yıl 65.662'ydi. Bir yılda yapılan istihdamın yetersiz olduğunu görüyoruz, engelsiz kariyer talep ediyoruz.
Engelli bireylerin istihdamını artıracak politikalar geliştirilmesi dileğiyle 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü kutluyor, aynı zamanda değerli milletvekili arkadaşlarımıza da her an bir engelli adayı potansiyelimizin olduğunu unutmamalarını söylüyor, buna göre etrafımızdaki...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın İrfan Karatutlu...
Buyurun Sayın Karatutlu.
42.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ne ve Kahramanmaraş’ta deprem sonrası yaşanan sorunlara ilişkin açıklaması
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, bugün 3 Aralık 2024. Başta deprem nedeniyle engelli olan binlerce vatandaşımız olmak üzere tüm engellileri ve ailelerini saygıyla selamlıyorum.
Depremden il ve ilçelerimiz, Nurdağı, Islâhiye; Hatay, Adıyaman, Malatya ve şehrim Kahramanmaraş'ta halkımız fiziken ve bedenen enkazdan çıktı fakat deprem üzerinden yirmi iki ay geçmesine rağmen Kahramanmaraş'ta yıkılan hastanelerin yerine yenileri hâlen yapılmadığı için sağlık hizmetleri deprem öncesinden çok gerilerdedir. Kahramanmaraş sağlığı hâlen enkaz altındadır. Halkımız, yaşanılan deprem travmaları, gelecek kaygısı ve endişe nedeniyle ruhsal yönden hâlen enkaz altındadır. Şehrimizde öğrenci yurtları, spor tesisleri yetersiz, sosyokültürel mekânlar işlevsizdir. Halkımız sosyal yönden hâlen enkaz altındadır. Ekonomik yönden mücbir sebep uzatılmalıdır, KOSGEB kredileri açılmalıdır. Halkımız ekonomik yönden hâlen enkaz altındadır.
IX.- ÖNERİLER (Devam)
A.- Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
2.- İYİ Parti Grubunun, Muğla Milletvekili Metin Ergun ve 19 milletvekili tarafından, kuraklık konusunda alınması gereken tedbirlerin belirlenerek toplumsal farkındalık oluşturulması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla 14/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 3 Aralık 2024 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, İYİ Parti Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi bulunmaktadır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
3/12/2024
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 3/12/2024 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
|
| Turhan Çömez |
|
| Balıkesir |
|
| Grup Başkan Vekili |
Öneri:
Muğla Milletvekili Metin Ergun ve 19 milletvekili tarafından, kuraklık konusunda alınması gereken tedbirlerin belirlenerek toplumsal farkındalık oluşturulması için yapılması gerekenlerin belirlenmesi amacıyla 14/11/2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 3/12/2024 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere İYİ Parti Grubu adına söz talebi, Muğla Milletvekili Metin Ergun'a aittir.
Buyurun Sayın Ergun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA METİN ERGUN (Muğla) - Sayın Başkan muhterem milletvekilleri, İYİ Parti Grubu olarak ülkemizde yaşanan kuraklığa ilişkin verdiğimiz araştırma önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Öncelikle, Pençe-Kilit Operasyon bölgesinde bölücü terör örgütüyle çıkan çatışmada şehit düşen kahraman Uzman Çavuşumuz Eren Kızıldağ'a Yüce Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
Muhterem milletvekilleri, 2019 yılından bu yana ülkemiz ağır bir kuraklık dönemi yaşamaktadır. Şiddeti her geçen yıl artan kuraklık, tarımsal üretimdeki verim kaybından enerji fiyatlarındaki artışa kadar birçok alanda ülkemizi olumsuz etkilemektedir. Son ayını yaşadığımız 2024 yılı da ülkemizde meteorolojik anlamda kurak bir yıl olarak kayıtlara geçmiştir. Türkiye genelinde özellikle ocak ve nisan aylarında sıcaklık rekorları kırılmıştır. Geçtiğimiz nisan ayı son elli üç yılın en sıcak nisan ayı olmuş ve yağışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 67, uzun yıllar ortalamasına göre ise yüzde 50 oranında düşmüştür. Yaz aylarının da kurak geçmesiyle birlikte Türkiye'nin neredeyse yüzde 70'inde şiddetli kuraklık seviyesine ulaşılmıştır. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün geçtiğimiz ekim ayına ilişkin yayınladığı raporun verileri de yaşanan kuraklığın boyutlarını göstermesi açısından çarpıcıdır. Bu raporda görüldüğü üzere ülkemizin büyük bir kısmı endişe verici bir kuraklık yaşamaktadır.
Muhterem milletvekilleri, Türkiye su stresi yaşayan bir ülkedir. Önlem alınmadığı takdirde hızla su kıtlığı yaşayan bir ülke hâline gelecektir. 2019'dan beri her sene şiddetini daha da artıran kuraklık Türkiye'nin su kaynaklarını ve tarımsal üretimini ciddi şekilde tehdit etmektedir. Kuraklıktan dolayı barajlarımızdaki su rezervleri kritik seviyelere düşmüş durumdadır. Hâl böyle olunca, 2019 yılından bu yana devam eden kuraklık periyodunun önümüzdeki yıllarda da devam etmesi hâlinde ülkemizin ciddi bir su sorunu yaşama riski bulunmaktadır. Hâlihazırda kuraklık yaşayan tarımsal üretim havzalarında yağışların yetersiz kalması sonucu üreticilerimiz bazı ürünlerde ekimlerini ertelemekte, hububat ekimleri ise durma noktasına gelmiştir. Takdir edersiniz ki küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklığı tamamen ortadan kaldırmamız mümkün değildir lakin özellikle su ve tarım konusundaki olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için bilimsel ve teknolojik çözümler mevcuttur; su kaynaklarımızı daha etkin kullanmak, su geri dönüşümünü sağlamak, modern ve verimli sulama yöntemlerini yaygınlaştırmak, kuraklığa dayanıklı tohum üretim ve ekimini sağlamak, doğayı korumak ve orman miktarını artırmak bunlardan sadece ve sadece birkaçıdır. Kuraklığa karşı ulusal ve uluslararası düzeyde alınması gereken pek çok tedbir vardır. Bu tedbirler alınmadığı takdirde şiddeti her yıl giderek artan kuraklığın çok katmanlı felaketlere yol açacağı unutulmamalıdır. Bu hususta, Türkiye Büyük Millet Meclisinin sorumluluk üstlenerek ülkemizin karşı karşıya olduğu bu tehdide karşı topyekûn bir mücadelenin öncülüğünü yapması gerekmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle konuşmama son verirken araştırma önergemize destek vermenizi beklediğimizi ifade ediyor, bir kez daha hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Saadet Partisi Grubu adına söz talebi, Konya Milletvekili Hasan Ekici'ye aittir.
Buyurun Sayın Ekici. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
SAADET PARTİSİ GRUBU ADINA HASAN EKİCİ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
İYİ Parti grup önerisi üzerine Gelecek-Saadet Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, gıda güvenliği ve tarım politikaları artık tüm dünyada ulusal güvenlik meselesi olmuştur. Gıda, uluslararası ilişkilerde stratejik bir unsur hâline gelmiştir. Diğer yandan, artan küresel ısınmaya bağlı olarak dünyayı ve tarımı tehdit eden kuraklık riski ülkemizi ve özellikle Konya Ovası'nı da ciddi olarak tehdit etmektedir. Konya Ovası, Türkiye'nin en az yağış alan bölgelerinden biridir ve kuraklığa bağlı olarak hızla çölleşmektedir, yeraltı suları yerin derinliklerine doğru çekilmektedir. Beyşehir Gölü, Tuz Gölü, Seydişehir Suğla Gölü, Meke Gölü ve irili ufaklı birçok gölümüz ya tamamen kurumuş ya da hızla kurumaktadır. Diğer yandan, Konya Ovası'nda irili ufaklı yüzlerce obruk oluşmuştur. Karapınar'da artan obruklar yakın gelecekte maalesef Konya şehir merkezinde de görülmeye başlayacaktır.
Konya Ovası'nın susuzluğuna çare olmak amacıyla başlanan Konya Ovası Projesi -kısa adıyla KOP- Konya'mızın ve Türkiye'nin yüzyıllık rüyasıdır. KOP sadece bir Konya projesi değil bir Türkiye projesi, bir dünya projesidir. KOP'la sadece Konya değil 6 tane il sulu tarıma geçecektir. Ülkemizin gıda güvenliği ve gıdada kendi kendine yeterliliği KOP'la sağlanacaktır. Konya Ovası Projesi maalesef Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'nun Başbakanlıktan ayrılmasından sonra tam bir yılan hikâyesine dönmüştür. Konya Ovası Projesi'nin ilk aşaması olan ve çiftçilerimizin büyük umutlarla beklediği Göksu Nehri'nin suyu hâlâ ovaya akıtılamamıştır. Proje kapsamında 2017 yılında bitirilmesi gereken 125 kilometrelik Apa-Hotamış kanalı, yıl 2024 oldu ve hâlâ bitirilemedi. Özellikle Çumra ve Karapınar çiftçisi Hotamış depolamasına bırakılacak suyu dört gözle bekliyor fakat suyun gelmesi geciktikçe çiftçinin de umutları tükeniyor. Yeraltı suları sürekli çekiliyor ve enerji masrafları almış başını gidiyor. Yine, KOP projesinin bir diğer ayağı olan ve yapımına 2012 yılında başlanan Afşar-Hadimi Tüneli de yıllardır tamamlanamamıştır. Konya Ovası susuzluktan kururken, çiftçilerimiz zor günler yaşarken plansızlık, ihmaller ve liyakatsizlik nedeniyle Afşar Barajı'nın suyu bir türlü Konya Ovası'na akıtılamadı çünkü Afşar Barajı'nda toplanan suyu Eğiste Barajı'na taşıyacak 18 kilometrelik Hadimi Tüneli de yıllardır bitirilemedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN EKİCİ (Devamla) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Ekici.
HASAN EKİCİ (Devamla) - Tünelin bitmemesi Avşar Barajı'nın kaderine terk edilmesine sebep oldu.
Buradan iktidara çağrıda bulunuyorum: Gelin, artan kuraklıkla birlikte tarımda kendi kendimize yeterliliğimizi artırmak ve gıda güvenliğimizi sağlamak için Konya Ovası Projesi'ni bir an önce tamamlayalım, milletimizin kaynaklarını yine milletimiz için kullanalım.
İYİ Parti grup önerisini desteklediğimizi bildiriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Saadet Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz talebi, Ağrı Milletvekili Nejla Demir'e aittir.
Buyurun Sayın Demir. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
DEM PARTİ GRUBU ADINA NEJLA DEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yirmi iki yıllık AKP-MHP Hükûmetinin yanlış politikaları, eğitimden sağlığa, sağlıktan tarıma, ülkeyi zaten bir uçurumun eşiğine getirmişti ancak AKP'nin hâlâ her alanda yanlış politikalarda ısrarı ülkeyi uçurumdan aşağıya itmiştir. Ne yazık ki her geçen gün hoyratça devam edilen orman katliamları, doğal bitki örtülerinin tahrip edilmesi, sanayi atıkları sorunu, sürdürülebilir olması gereken su kaynaklarının ve dere yataklarının HES'lerle kurutulması; denetimsiz, kontrolsüz bir şekilde açılan maden ocakları, maden ocaklarında kullanılan zehirli kimyasallarla kirletilen yer altı ve yer üstü sular, toplamda yapılan korkunç ekolojik yıkımlar ülkede birkaç yıl sonra daha derinden hissedeceğimiz ciddi bir su krizine sebep olmuştur.
Değerli milletvekilleri, özellikle tarımsal alanlarda yaşanan ciddi kuraklıklar çok ciddi sorunların habercisidir; AKP'li de olsanız bunun bir sorun olduğunun farkında olmalısınız. Peki, giderek artan bu sorunlara karşı su kaynaklarına dair yönetim planlarınız var mı? Ben söyleyeyim, yok. Hatta tarım alanlarında güya su yönetimi kapsamında su tasarrufu için başlattığınız damlama ve yağmurlama sulama projeleri bile birilerine peşkeş çekildi ve peşkeş çekilmeye de devam ediliyor. Projelerinizi birilerine rant ve talan kapısı olarak sundunuz ve binlerce hektarlık tarlaları tasarruflu bir şekilde sulamak için alt zemininizin olduğunu iddia ediyorsunuz. Hatta Tarım Bakanı bir toplantıda övünerek bu projelerden de bahsetmişti, sanırsam, Sayın Tarım Bakanının sahadan haberi yok. Kâğıt üzerinde görünen milyonlarca sulama malzemesi sahada gerçekten var mı? Soruyorum, takip ettiniz mi? Tabii ki yok. Bu malzemeler tarlalarda yok, bahçelerde yok ama sistemden projelerinizi kontrol ettiğinizde her şey 10 numara 5 yıldız. Sayın AKP'li, MHP'li yetkililere sesleniyorum: Sizi kuraklık için alınması gereken önlemlerde ciddiyete davet ediyorum. Çiftçilerin, dolayısıyla sofrasına ucuz, sağlıklı ürün gidecek olan halkın hakkı bir kez daha gasbedildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NEJLA DEMİR (Devamla) - Sayın Başkanım...
BAŞKAN - Tamamlayın, lütfen.
NEJLA DEMİR (Devamla) - Siz çıkarlarınız gereği ağacı sevmezsiniz, hayvanı sevmezsiniz, temiz akan dereyi, nehri hiç sevmezsiniz; doğaya ne kadar para eder gözüyle bakmaktan da vazgeçmezsiniz ancak doğaya yabancı olan topluma yabancı olur, topluma yabancı olanların da ülkeyi yönetme kapasitesi asla olamaz.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz talebi, Adana Milletvekili Ayhan Barut'a aittir.
Buyurun Sayın Barut. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA AYHAN BARUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sonda söyleyeceğimi başta söylemek istiyorum -İYİ Partinin grup önerisi kuraklık üzerine söz aldım- bu öneriyi canıgönülden partimiz adına da destekliyoruz.
Kuraklığı bir kelimeyle açıklasak, kuraklığın eş anlamlısı "susuzluk" demektir yani susuz hayat olmaz, susuz yaşam olmaz. Kuraklık özellikle son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye'mizde küresel ısınmaya bağlı, iklim değişikliklerine bağlı, hava sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte sürekli sorun gösteren ve artan bir oranda karşımıza çıkmaktadır.
Evet, günümüzde kuraklık üç çeşittir: Bunlardan birincisi, tarımsal kuraklık; bir diğeri, meteorolojik kuraklık; bir diğeri de hidrolik kuraklık ama kuraklık en fazla da tarımsal kuraklığı etkilemektedir. Özellikle, şu anda tarımsal kuraklık için su kaynakları yönetimi anlamındaki yönetimsizlikten dolayı ne yazık ki tarımsal üretim açısından tehlike çanları da çalmaktadır.
Şimdi, bakın değerli arkadaşlar, önce ülkemiz su zengini midir, bunu bir tarifleyelim. Dünya su skalasına göre ülkemiz su zengini değildir, ülkemiz hızlı bir şekilde su fakirliği yolunda ilerliyor. Dünya su skalasına göre, bin metreküpün altındaki su rezervine sahip ülkeler su kıtlığı çeken ülkeler, 2 bin metreküpe kadar olan ülkeler ise su yoksulu ve 5 bin metreküpün üzerinde, 10 bin metreküpe kadar olanlar da su zengini ülkeler sayılıyor. Peki, ülkemizde böyle mi? Ülkemizin 112 milyar metreküp su rezervi var; yıllara göre, 2000 yılında kişi başına 1.652 metreküp düşerken 2009 yılında 1.544 metreküp, en son Tarım Bakanı Sayın Yumaklı'nın açıklamasına göre de bu yıl kişi başına 1.313 metreküp su düşüyor yani Türkiye hızla su yolunda fakirleşen bir ülke. Dolayısıyla bu geçtiğimiz ekim ayında da son altı yılın en kurak sezonunu geçirdiğimiz için, yağış yüzde 26,8 milimetreye geriledi; bu demektir ki yılda ortalama yüzde 27, bundan da en fazla Akdeniz ve Ege Bölgesi etkilendi.
Peki, ne yapmalıyız değerli arkadaşlar? Biz suyumuzu idareli bir şekilde kullanıp buna bizim ülkemizi yöneten iktidarın tedbirler alması gerekiyor. Ben bu konuyla ilgili kısaca şöyle söylemek istiyorum: Birincisi, tarımda "vahşi sulama" denilen bir yöntem var "salma sulama" bunu terk etmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Barut.
AYHAN BARUT (Devamla) - Bir diğeri, kuraklığa karşı suyu daha az isteyen ürünlere ve bitki çeşitlerine yönelmek gerekiyor. En önemlisi de kapalı basınçlı sulama sistemine geçilmesi lazım. Bunun için de Tarım Bakanlığının, iktidarın muhakkak ki çiftçilere destek vermesi lazım.
Örneğin, yıllardır, 2004 yılından beri iktidar "Kapalı basınçlı sulama sistemi yapacağız." diyor, dönemin son Tarım Bakanı 2021 yılında "Adana'da Çukurova Kapalı Basınçlı Sulama Projesi için ihale açacağız." dedi; hâlâ ortada yok ve ses de yok. Kapalı basınçlı su olmazsa açık kanaletlerden, kırık kanallardan giden su hem buharlaşmayla hem de suyun israf olmasıyla yüzde 50 kayboluyor.
Suyu idareli kullanmak için merkezî idarenin yani Hükûmetin bu alanda çiftçilere destek vermesi ve suyu iyi yönetmesi gerekir diyorum, hepinize teşekkür ediyorum.
Bu grup önerisini de destekliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneri üzerine Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına söz talebi, Burdur Milletvekili Adem Korkmaz'a aittir.
Buyurun Sayın Korkmaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA ADEM KORKMAZ (Burdur) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekilleri; bugün burada, sadece tarımı değil ülkemizin gıda güvenliğini, su kaynaklarının sürdürülebilirliğini ve geleceğimizi ilgilendiren bir meseleyi, kuraklığı konuşuyoruz.
Kuraklık yalnızca doğal koşulların değil iklim değişikliği, ormansızlaşma ve kaynakların bilinçsiz kullanımı gibi insan eliyle tetiklenen süreçlerin bir sonucu olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu küresel tehdit karşısında Türkiye çözüm odaklı, kararlı örnek bir duruş sergilemektedir.
Değerli milletvekilleri, kuraklık, doğanın bir meydan okuması değil, insanlığın en büyük sınamalarından biridir de ancak biz bu zorluk karşısında çaresiz değiliz. Hükûmetlerimiz, 2007 yılından bu yana uyguladığı Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı'yla köklü bir sistem oluşturmuş ve sürdürülebilir çözümler üretmektedir. Soyut niyetler ve söylemlerle değil somut çalışmalarla da süreci yönetmektedir. Bu bağlamda, erken uyarı sistemleriyle kuraklık riski düzenli olarak izlenmekte, anlık değerlendirmelerle gereken tedbirler hızla uygulamaya geçirilmektedir. 25 havzamız için tamamlanan kuraklık yönetim planları suyun her damlasını korumak adına detaylı yol haritaları sunmakta ve bu, kaynakların sürdürülebilir yönetimine katkı sağlamaktadır. Suyu merkeze alan tarımsal planlama kapsamında, su kısıtı yaşanan bölgelerde düşük su tüketen ürünler teşvik edilmekte, bunlar için önümüzdeki yıl, 2025 yılında programa girmiş olan özel su kısıtı desteği getirilmiş ve kapalı basınçlı sulama sistemleri yaygınlaştırılmıştır. Daha biraz önce, birkaç saat önce 77 ilimizde tamamlanan 564 tesis; bunlar proje değil, bunlar niyet değil, fiilen bitirilmiş, uygulamaya açılmış, Cumhurbaşkanımız tarafından da az önce açılışı yapılmış tesisler DSİ tarafından tamamlanmıştır. Bu yatırımlar yalnızca bugünü değil yarınlarımızı da güvence altına almak için atılmış çok güçlü atılımlardır.
Yine, TARSİM kapsamında, köy bazlı verim sigortasının risk primi bu yıldan itibaren -köylüyü korumak adına- yüzde 70'e çıkarılmıştır. Bu bağlamda, modern sulama tekniklerine verilen yüzde 50 hibe destekleriyle çiftçilerimize önemli bir ekonomik katkı sağlanmış, su verimliliği seferberliği başlatılmış ve uzun vadeli su yönetimi projeleri hayata geçirilmiştir.
Yine, Orman Genel Müdürlüğü, orman varlığının artırılması için gece gündüz çalışmalarına devam etmektedir. Bunlarla da yetinmeyerek, Bakanlığımız, 2027 yılında hayata geçirmeyi planladığı Kuraklık Tahmini ve Erken Uyarı Sistemi Projesi üzerinde de yoğun çalışmalarını sürdürmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
ADEM KORKMAZ (Devamla) - Bütün bunlardan hareketle, bugün itibarıyla tarım arazilerimizin yüzde 83,5'u sulanabilir durumdadır. Barajlarımızın aktif doluluk oranlarını artırmak için yatırımlar hız kesmeden devam etmektedir. Bakanlığımız ve Hükûmetimiz sadece tarımsal sulama için değil şehirlerimizin içme suyu ihtiyacını karşılamak için de yoğun stratejiler üretmektedir. 2040, 2050 ve 2071 stratejileri çerçevesinde bütün şehirlerimizin içme suyu ihtiyaçlarını da planlamaktadır. Seçim bölgem Burdur'da hem Burdur Belediyesinin hem Bucak Belediyesinin içme suyu ihtiyaçları için Devlet Su İşleri bu belediyelere içme suyu yatırımı için protokol metni göndermiş, 2025 yılı yatırım programına alma niyetini ortaya koymuştur. Yine, az önce söylendi "Projeler şeklinde kalıyor." diye. Seçim bölgem Gölhisar, Çavdır Ovası ve Acıpayam Ovası'nı kapsayan Yapraklı Barajı'nın kapalı su sistemleri 90 bin dönüm alanı sulayacak, proje yüzde 30 gerçekleşme düzeyine ulaşmıştır.
Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MURAT EMİR (Ankara) - Yoklama istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerinin oylanmasından önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun bir yoklama talebi vardır.
Yoklama talebinde bulunan arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeceğim: Sayın Emir, Sayın Çorabatır, Sayın Tanal, Sayın Uzun, Sayın Ocaklı, Sayın Işık Gezmiş, Sayın Kış, Sayın Yanıkömeroğlu, Sayın Sarıgül, Sayın Çan, Sayın Öneş Derici, Sayın Barut, Sayın Arı, Sayın Kanko, Sayın Öztürk, Sayın Sarı, Sayın Tahtasız, Sayın Ertuğrul, Sayın Çiler, Sayın Bakırlıoğlu.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.32
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 18.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Gülizar BİÇER KARACA
KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Rümeysa KADAK (İstanbul)
----- 0 -----
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - İYİ Parti Grubunun önerisinin oylamasından önce istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi yoklama işlemini tekrar edeceğim.
Yoklama için iki dakika süre veriyorum.
Yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.
Yapılan ikinci oylamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri görüşmek üzere 4 Aralık 2024 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.45
[1] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[2] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[3] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[4] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[5] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[6] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[7] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[8] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[9] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[10] Bu bölümde DEM PARTİ milletvekilleri tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.
[11] Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.