TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

60'ıncı Birleşim

25 Şubat 2025 Salı

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İÇİNDEKİLER

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, Batı Trakya Türklerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün, Kırıkkale’de savunma sanayisine yönelik eğitim bölümlerinin açılmasına ilişkin gündem dışı konuşması

3.- İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’e ilişkin gündem dışı konuşması

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Erzurum Milletvekili Fatma Öncü’nün, Erzurum’un İspir ilçesinin 25 Şubat 1918'de işgalden kurtuluşunun yıl dönümüne ilişkin açıklaması

2.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, SMA ve DMD hastalarına ilişkin açıklaması

3.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, AK PARTİ’nin 8'inci Olağan Büyük Kongresi’ne ilişkin açıklaması

4.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Kahramanmaraş, Türkoğlu ve Nurhak Devlet Hastanelerine ilişkin açıklaması

5.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya-Alanya Otoyolu Projesi'ne ilişkin açıklaması

6.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, nakliyeci ve yük taşıma kooperatiflerine üye şoförlerin taleplerine ilişkin açıklaması

7.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, süt üreticilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması

8.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, İngiliz yayın organlarına ilişkin açıklaması

9.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, AK PARTİ’nin 8'inci Olağan Büyük Kongresi’ne ilişkin açıklaması

10.- Adana Milletvekili Bilal Bilici’nin, Çukurova'da yaşanan don afetine ilişkin açıklaması

11.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, iklim kanununa ilişkin açıklaması

12.- Konya Milletvekili Ali Yüksel’in, emeklilik yaş şartının kademelendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

13.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, hastalardan alınan katılım paylarına ilişkin açıklaması

14.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay’ın Arsuz ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

15.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, evlenme oranlarına ilişkin açıklaması

16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya’nın, acil yardım ve afet yönetimi lisans mezunlarına ilişkin açıklaması

17.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, Adana'nın mahallelerinde PTT şubelerinin kapatılmasına ilişkin açıklaması

18.- Siirt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş’ın, Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Abdurrahim Demir’e ilişkin açıklaması

19.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, özel hastane ve vakıf hastanelerinde başlatılacak yeni hasta kayıt sistemine ilişkin açıklaması

20.- Mersin Milletvekili Ali Bozan’ın, Mersin, Adana ve Hatay illerinde meydana gelen don felaketine ilişkin açıklaması

21.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, göç idarelerini destekleme projesi kapsamında çalışan personele ilişkin açıklaması

22.- Mersin Milletvekili Levent Uysal’ın, Mersin'de soğuk hava koşulları nedeniyle yaşanan felakete ilişkin açıklaması

23.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, Suriye'ye girecek Türk vatandaşlarının 150 dolar ödeyecek olmasına ilişkin açıklaması

24.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a sormak istediği soruya ilişkin açıklaması

25.- Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun’un, "Covid izni" olarak bilinen iyileştirmenin suç tarihi esas alınarak herkese uygulanması gerektiğine ilişkin açıklaması

26.- Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın, Yalova Termal Çağlayan Barajı İçme Suyu Tesisleri, Hidroelektrik Santrali ve Hazır Beton Üretim Tesisi Projesi’ne ilişkin açıklaması

27.- Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in, ihtiyaç fazlası meraların kiralanmaya ve satılmaya açılmasını öngören genelgeye ilişkin açıklaması

28.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, siber güvenlikle ilgili olarak getirilen teklife ilişkin açıklaması

29.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Çukurova'da yaşanan don afetine ilişkin açıklaması

30.- Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan’ın, cezaevlerindeki ağız içi arama uygulamasına ilişkin açıklaması

31.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili tartışmalara, diplomalı işsizlere, evlenen çift sayısındaki düşüşe ve boşanmalardaki artışa, son günlerdeki tutuklamalara ilişkin açıklaması

32.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, Tarım ve Orman Bakanına verdiği soru önergesine, çiftçiye verilmesi gereken desteklere ve gübreye gelen zamma ilişkin açıklaması

33.- Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın, şehit olan Polis Memuru İbrahim Birol'a, Adalet ve Kalkınma Partisinin 8’inci Olağan Büyük Kongresi'ne, evlenen ve boşanan çift sayılarına, aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için atılan adımlara, Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’ne ilişkin açıklaması

34.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, geçen hafta içinde alınan gözaltı kararlarına, Halkların Demokratik Kongresine, kayyum atamalarına, 28 Şubata, açıklanan fitre bedeline ilişkin açıklaması

35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, muayene katılım paylarına, vatandaşın kredi kartı borçlarına, RTÜK’ün kestiği cezalara ve İstanbul Başsavcısına ilişkin açıklaması

36.- Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’ün, AK PARTİ'nin 8'inci Olağan Genel Kuruluna ve AK PARTİ’ye, terörü ortadan kaldırma konusundaki kararlılıklarına, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilişkin açıklaması

37.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Türkmenistan Meclisi Başkanı Dünyagözel Gulmanova’ya "Hoş geldiniz." denilmesi

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ’ın, Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen tarafından, son beş yıl içerisinde ekonomik krizin zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası prim tutarlarındaki artışları üzerindeki etkilerinin, sigorta şirketlerinin sigorta yaptırma kriterlerinin mevzuat sınırlarında kalıp kalmadığının, sigorta prim tutarları belirlenmesinde sigorta şirketleri arasında haksız rekabet teşkil edecek uygulamalarının bulunup bulunmadığının ve bu süreçlerin sigorta acentelerine olumsuz etkilerinin belirlenmesi amacıyla 25/2/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 25 Şubat 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, gelir dağılımı eşitsizliğinin önlenmesi için alınan tedbirlere ilişkin sorusu ve Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in cevabı (7/22783)

2.- İzmir Milletvekili Mustafa Bilici'nin, 2024 yılında dövizle askerlikten yararlanan vatandaş sayısına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler'in cevabı (7/22847)

3.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz'ün, 2025 yılı bütçesinde Bakanlık tarafından Amasya iline ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın cevabı (7/23020)

4.- Denizli Milletvekili Şeref Arpacı'nın, 2025 Yılı Yatırım Programı'nda yer alan Muhtelif Etüd Projesi'nin akıbetine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın cevabı (7/23021)

5.- Amasya Milletvekili Reşat Karagöz'ün, 2025 yılı bütçesinde Bakanlık tarafından Amasya iline ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/23065)

6.- Adana Milletvekili Ayhan Barut'un, imalat sanayii ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/23067)

7.- İzmir Milletvekili Rıfat Turuntay Nalbantoğlu'nun, 2025 yılında İzmir iline yapılacak yatırımlara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın cevabı (7/23068)

8.- Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, kamu görevlilerine tahsis edilen lojmanlara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/23832)

 

 

25 Şubat 2025 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.06

BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ

KÂTİP ÜYELER: Asu KAYA (Osmaniye), Kurtcan ÇELEBİ (Ankara)

----- 0 -----

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60'ıncı Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Batı Trakya Türklerinin sorunları hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Önder Aksakal'a aittir.

Sayın Aksakal, buyurun.

 

IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, Batı Trakya Türklerinin sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması

 

MEHMET ÖNDER AKSAKAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Batı Trakya'da yaşayan soydaşlarımızın bugün içinde bulunduğu sorunları bir kez daha gündeme getirmek amacıyla söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve televizyonları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Batı Trakya Türkleri 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Anlaşması uyarınca mütekabiliyet esasına göre İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlara karşılık olarak Yunanistan devletine emanet edilen Gümülcine, İskeçe ve Dedeağaç'ta yaşayan, hukuki statüsü tescil edilmiş tek azınlık topluluğudur ve sayıları 150 bin civarındadır. Esasen Batı Trakya Türkleri bize Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emanetidir. Bugün Batı Trakya Türk azınlığı Yunan makamlarının her türlü baskı ve asimilasyon politikalarına rağmen bölgedeki varlığını sürdürmektedir. Bu politikaların en önemlisi Türk millî kimliğinin inkârıdır ve en çarpıcı göstergesi de adında "Türk" kelimesi geçen dernek ve kurumların faaliyetlerinin yasaklanmasıdır. İskeçe Türk Birliği, Gümülcine Türk Gençler Birliği ve Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği gibi azınlığın tarihî dernekleri 1980'lerin sonunda Yunan makamları tarafından tabelalarında "Türk" ibaresi bulunduğu gerekçesiyle feshedilmiş ve resmiyetleri ellerinden alınmıştır. Batı Trakya'daki Türk azınlığa ait derneklerin kapatılması üzerine iç hukuk yolları tüketilmiş, sonuç alınamayınca konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine taşınmıştır. 2008 yılında AİHM Yunanistan'ı suçlu bulunmuş ancak bu kararın gereklilikleri Yunan makamları tarafından aradan on yedi yıl geçmesine rağmen hâlen uygulanmamıştır. Adında "Türk" ibaresi geçen yeni dernek kurma çabaları da bugün dahi reddedilmeye devam edilmektedir.

Türk azınlığın örgütlenme özgürlüğü 2022 yılında kurulan Batı Trakya Fenerbahçeliler Spor ve Kültür Derneğinin Yunan mahkemeleri tarafından feshedilmesiyle ciddi bir darbe almıştır. Fesih gerekçesinde derneğin adında yer alan "Batı Trakya" ifadesi ayrılıkçı ve ulusal güvenliğe tehdit olarak değerlendirilmiştir. Bu karara itiraz edilmiş olup yargı süreci devam etmektedir.

Değerli milletvekilleri, Batı Trakya Türk azınlığının eğitim alanındaki özerk yapısına da müdahale edilmektedir. Yunan makamları Batı Trakya'da Türkçe ve Yunanca eğitim veren anaokullarının açılmasına izin vermemekte, her yıl önemli sayıda azınlık ilkokulu öğrenci sayısının yetersizliği gerekçesiyle sistematik olarak kapatılmaktadır. Ortaöğretimde ise temel sorun okul sayısının yetersizliği ve fiziki imkânların kısıtlı olmasıdır. Gümülcine ve İskeçe'de nüfusun yaklaşık yarısı Türk olmasına rağmen sadece birer tane azınlık ortaokulu ve lisesi bulunmaktadır. İskeçe'deki azınlık ortaokulu ve lisesi eski bir tütün deposunda eğitim vermektedir. Azınlık temsilcileri ve mensupları tarafından sürekli olarak yeni bir okul binası, ek bina veya restorasyon talepleri Yunan yetkililer tarafından göz ardı edilmekte, azınlık mensubu öğrenciler aşırı kalabalık sınıflarda eğitim görmeye çalışmaktadırlar.

Bir diğer önemli konu, dinî özgürlükler alanında yaşanan ciddi sıkıntılardır. Lozan Antlaşması'yla Batı Trakya Türk azınlığına kendi dinî liderlerini seçme hakkı tanınmış olmasına rağmen Yunanistan 1990 yılında bu hakkı resmen azınlığın elinden almıştır. Otuz beş senedir bu ihlal konusu neden gündeme getirilmemiş ve bir çözüme kavuşturulamamış, hakikaten enteresan bir durumdur. Buna rağmen Türk azınlık bu yasayı kabul etmemiş ve kendi müftülerini seçmiştir. O tarihten bu yana devlet tarafından atanan müftüler ile Türk azınlık tarafından seçilen müftüler arasında bir çift başlılık durumu söz konusudur. Türk azınlık, kendi seçtiği müftü ve imamlara sahip çıkarken Yunanistan azınlığın iradesine karşı müftü ve imam atamaları yapmaktadır. Bu durum toplumsal sıkıntıların en önemli olanlarından biridir.

Yunanistan, siyasi temsil konusunda da Türk azınlığa engeller çıkarmaktadır. Yüzde 3'lük demokratik olmayan seçim barajı Türk azınlığın Yunan Parlamentosunda temsil edilmesini engellemeyi amaçlamaktadır. Ayrıca, Yunan makamları Türk azınlığa ait vakıfların idare heyetlerini seçmesini engellemekte, vakıf yönetimlerini antlaşmalara aykırı olarak kendilerinin atadığı idare heyetlerine devretmektedir. Bu sosyoekonomik baskılar göçlere ve bölgede demografik yapının değişmesine yol açmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Yunanistan'da yaşayan Batı Trakya Türk azınlığının sorunlarının yanı sıra, Türkiye'de yaşamak zorunda kalan ve uzun süreli oturma iznine sahip olan Yunanistan vatandaşı Batı Trakya Türkleri de çeşitli sorunlarla karşı karşıyadır. Batı Trakya Türkleri adres tespiti uygulamaları, adres kaydı yaptıramama, genel sağlık sigortası kapsamında geriye dönük kronik hastalık sebebiyle tedavi giderlerinin karşılanmaması ve Türkiye'de yükseköğrenim gören öğrencilerin yüksek miktarda öğrenim harcı ödeme zorunluluğuna tabi tutulmaları gibi sorunlarla mücadele etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aksakal, lütfen tamamlayın.

MEHMET ÖNDER AKSAKAL (Devamla) - Bu sorunların çözümü için önerimiz Gümülcine Başkonsolosluğu tarafından kendilerine Etabli Belgesi verilen tüm soydaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları gibi hizmet almalarının sağlanmasıdır. Türkiye Cumhuriyeti, büyük ve güçlü bir devlettir, on üç yıldan bu yana ve hâlen milyonlarca Suriyeliye sağladığı olanakları kendi öz kardeşlerinden esirgeme durumunda olmamalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konuyu mutlaka bir çözüme kavuşturması gerektiğini özellikle belirtmek isterim.

Değerli milletvekilleri, Batı Trakya Türkleri tarih boyunca millî kimliklerini koruma konusunda örnek bir duruş sergilemiştir. Bu nedenle, soydaşlarımızın yasal haklarının korunması ve mağduriyetlerinin giderilmesi büyük önem taşımaktadır. Demokratik Sol Parti olarak biz, büyük Türkiye Cumhuriyeti ve asil Türk milleti, her zaman olduğu gibi Batı Trakya Türklerinin yanında olmaya devam edeceğimizi bildiriyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Evet, Sayın Aksakal, teşekkür ediyorum.

Gündem dışı ikinci söz, Kırıkkale'de savunma sanayisine yönelik eğitim bölümlerinin açılması hakkında söz isteyen Kırıkkale Milletvekili Sayın Halil Öztürk'e aittir.

Sayın Öztürk, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)

 

2.- Kırıkkale Milletvekili Halil Öztürk’ün, Kırıkkale’de savunma sanayisine yönelik eğitim bölümlerinin açılmasına ilişkin gündem dışı konuşması

 

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Çok teşekkür ederim Saygıdeğer Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Ekranları başında bizleri izleyenleri ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Savunma sanayimizin geleceği ve ülkemizin stratejik hedefleri açısından son derece önemli bir konuyu; Kırıkkale'ye savunma sanayisi meslek liseleri, savunma sanayisi meslek yüksekokulları ve savunma sanayisi fakülteleri açılması gerekliliğini sizlerle paylaşmak için söz aldım.

Malumunuz olduğu üzere, Kırıkkale'miz Türkiye'nin savunma sanayisi alanında köklü bir geçmişe ve büyük bir potansiyele sahiptir. Başta Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu olmak üzere ROKETSAN ve Türkiye'de bir ilk olarak kurulan Silah İhtisas Organize Sanayi Bölgesi'nde üretim bantları aktif bir şekilde çalışan yan sanayi tesisleriyle ilimizde faaliyet göstermektedir. Ayrıca yüzde 100 doluluğa erişmiş olan Silah İhtisas OSB için Makine Kimyadan olan yer talebimizi Makine Kimya Genel Müdürüne bir kez daha bu kürsüden iletiyor, Sayın Genel Müdürü bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Bu talebimizin karşılanması durumunda yeni gelecek yatırımcılarımızla birlikte savunma sanayisine yönelik bu kuruluşların sürdürülebilirliği ve gelişimi için nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyaç da her geçen gün artmaktadır. Bugün, savunma sanayisi için ara eleman ihtiyacını karşılayacak meslek liseleri ve teknik yüksekokulları ile ilgili fakültelerin açılması, değerli arkadaşlar, zorunluluk hâline gelmiştir. Bu bağlamda, Kırıkkale'mizde savunma sanayisi meslek liseleri açılarak burada öğrencilerimiz savunma sanayisi teknolojileri, silah sistemleri ve üretim süreçleri konusunda teorik ve pratik alanda eğitilmelidir. Savunma sanayisi meslek yüksekokulları kurularak teknik eğitim almış gençlerimiz sektörün ihtiyaç, önem ve hassasiyetine uygun bir şekilde uzmanlık gerektiren alanlarda profesyonel bir şekilde yetiştirilmelidir. Savunma sanayisi fakülteleri açılarak lisans ve yüksek lisans seviyesinde kara, hava ve deniz savunma teknolojileri, mühendislik ve alanlarında uzmanlar yetiştirmelidir.

Tüm bu önerilerimize ek olarak, Makine ve Kimya Endüstrisinden emekli olan tekniker, teknisyen ve ustaların da yıllarca edindikleri tecrübelerinden faydalanmak adına uygulamalı eğitim sürecine dâhil edilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bu adımların pilot il olarak Kırıkkale'mizde başlaması ve bütün yurda yayılması memleketimize hem lokomotif görevi üstlendirirken hem de eğitim silsilesiyle yerli ve millî teknolojiye nitelikli eleman desteği sağlamış olacaktır. Yine, bu sayede, genç nüfus istihdamında artış sağlanacak, sanayi-eğitim iş birliği daha da güçlenecek ve Türkiye'nin savunma sanayisindeki yerli üretim kapasitesi de artacaktır. Ayrıca, bu okullardan mezun olan binlerce Kırıkkaleli gencimiz tüm Türkiye'de doğrudan iş dünyasına entegre olacak ve ülkemizin savunma alanındaki bağımsızlığına katkı sunacaktır. Bu anlamda ROKETSAN, HAVELSAN, TAI, ASELSAN, ASFAT, TUSAŞ, Makine ve Kimya Endüstrisi olmak üzere gerek kamu gerekse özel sektör tabanlı tüm savunma sanayi yatırımcılarını Kırıkkale'mizde yatırım yapmaya davet ediyoruz.

Değerli milletvekilleri, arzumuz ve temel hedefimiz, ilimizin savunma sanayi merkezi olmasıdır. Gerek altyapı gerekse üstyapı hizmetlerinde her türlü desteği var gücümüzle sağlayacağımızı huzurunuzda ifade etmek isterim. Tam bu noktada, ilimiz Kılıçlar köyü sınırları çeşitli kurulma aşamasında olan Makine ve Kimya Endüstrisine ait yeni fabrikamızla Kırıkkale'mize verdiği destekten dolayı Millî Savunma Bakanımız Sayın Yaşar Güler Beyefendi'ye huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, savunma sanayimiz dünya basınında da yakından takip edilmekte. 2024 yılında Amerika merkezli dünyanın en prestijli savunma sanayi şirketleri listesi kabul edilen Defense News Top 100'de 5 Türk şirketi olan ASELSAN, TUSAŞ, ROKETSAN, Makine ve Kimya Endüstrisi ve ASFAT yer almaktadır. Hiç şüphesiz bu tabloda Türk mühendislerinin, teknisyenlerinin ve bu hususta herkesin emeği ve gayreti takdire şayandır. Özellikle son dönemde bu alanda artan ihracatımız da başarılarımızın net bir göstergesidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen tamamlayın.

HALİL ÖZTÜRK (Devamla) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Türkiye'nin 2024 yılı savunma sanayisi ihracatı 7,1 milyar dolar olurken, bu rakam 2023 yılına göre 1,6 milyar dolarlık bir artışa tekabül etmektedir. Yani görüldüğü üzere Türk savunma sanayisi her geçen gün büyüyor. Bu alandaki, ara eleman, tekniker ve mühendis alanındaki ihtiyaç da her geçen gün varlığını, eksikliğini bizlere gösteriyor. Bu bakımdan, savunma sanayisi liselerinin ve fakültelerinin açılması da büyük bir ihtiyaç olarak karşımızda duruyor. Bu büyüyen, gelişen yerli ve millî üretim kapsamındaki nitelikli uzman, ara eleman ve proje lideri yetiştirilmesini sağlamanın milletimizin bizlere verdiği vekâlet görevinin çok ötesinde bir sorumluluk olduğunu ifade ediyor, yüce Türk milletini ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum.

Gündem dışı üçüncü söz, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz hakkında söz isteyen İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir'e aittir.

Sayın Özdemir, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

 

3.- İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in, Kıbrıs ve Doğu Akdeniz’e ilişkin gündem dışı konuşması

 

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Herkes şunu kesin ve net olarak bilmelidir ki Kıbrıs'taki Türk varlığı tartışılmaz, değişmez, sarsılmaz bir hakikattir. Ne İngiliz ne Rum, Yunan ne de Amerikan varlığı Türk varlığından daha köklü ve kalıcı değildir. Kıbrıs, dört yüz elli dört yıldır Türk yurdudur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kırk bir yıldır dimdik ayaktadır ve ilelebet var olacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son dönemde Akdeniz'de yeni bir düzen, önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Suriye'de Esad rejiminin sona erdirilmesi, İran'ın bölgedeki nüfuzunun zayıflatılması, Rusya'nın bölgede azalan etkisi nedeniyle güç boşluğunun oluştuğu, Gazze'deki gerilimin hâlâ devam ettiği, Amerika'nın denge politikasından Yunanistan lehine vazgeçtiği bu süreçte tarih boyunca Amerika Kıbrıs'a hiç gelmemişken Amerika'nın Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'yle askerî ve siyasi iş birliği yapması, Kıbrıs konusunda ilk defa açıkça taraf olması bizim açımızdan endişe vericidir. Türkiye'nin Doğu Akdeniz bölgesindeki nüfuz alanının daraltılmasına yönelik uygulanan politikalarla yeni bir stratejik düzenlemeye giderken ve birilerine yeni roller verilirken iktidar ne yapıyor?

Değerli milletvekilleri, Rum, Yunan ikilisinin deniz yetki alanlarımızı ihlal eden politikaları devam etmektedir. 17 Şubat 2025'te Rum yönetimi ve Mısır arasında imzalanan anlaşmayla tek taraflı ilan edilen münhasır ekonomik bölgelerde doğal gaz çıkarma sürecini hızlandırmak istemektedirler. Doğu Akdeniz'deki kaynaklarımız yalnızca petrol ve doğal gaz da değildir; bölge, zengin balıkçılık ve su ürünleri potansiyeline sahiptir. Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti münhasır ekonomik bölge alanı ilan etmediği için Yunanistan, Güney Kıbrıs, Mısır, İtalya, İspanya gibi ülkeler zengin deniz kaynaklarımızı haksız şekilde kullanmaktadırlar. Mavi vatanımızdaki kaynaklarımız hükmedenlerin sessizliği nedeniyle gasbediliyor. G20 zirvesinde Hindistan-Orta Doğu- Avrupa Ekonomik Koridoru Projesi açıklandı. Bu projeyle bölgenin stratejik önemi artıyor ama Türkiye masada yok. Çin devletinin Tek Kuşak Tek Yol Projesi, Kalkınma Yolu ve diğer küresel projeler düşünüldüğünde Türkiye'nin etkisiz kaldığı bu süreçte Hükûmetin karşı hamle yapma planı var mıdır? Yoksa yine bekle gör prensibini mi kabul edeceğiz? Ayrıyeten Suriye'yle ilişkiler normalleşme sürecine giriyor gibi görünse de Doğu Akdeniz'de çıkarlarımızın korunacağına dair ikna edici bir açıklama hâlâ ortada yok. İktidar için Kıbrıs ve Doğu Akdeniz öncelikli mesele midir yoksa değil midir? Geçtiğimiz hafta Rum yönetimi dışişleri bakanı, Suriye Cumhurbaşkanı Şara'yı ziyaret etmiş ve en üst düzeyde kabul edilmiştir; biz bunu da not ettik. İngiltere Başbakanının elli yıl sonra güney Kıbrıs'a yaptığı ziyaret dikkat çekicidir zamanlamayla beraber. Başbakan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne uğramamıştır. Görünen o ki Rum yönetimi Yunanistan, Amerika, Avrupa ve bazı Arap ülkeleri Doğu Akdeniz'de Türkiye'yi yalnızlaştırmaya yönelik çalışma yürütmektedir.

Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı "Büyük devlet olmak için büyük hayaller kurmak, büyük hedefler belirlemek gerekir." demişti. O hâlde iktidara soruyorum: Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konusunda politikanız nedir? Ulaşılabilir bir hedefiniz var mıdır? Yoksa bu süreç "Güçlüyüz, farkındayız, gereğini yapacağız." gibi hamasi çıkışlarla geçiştirilecek mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, lütfen tamamlayın.

NİMET ÖZDEMİR (Devamla) - Son dönemde bölgede yaşanan politik ve stratejik gelişmeler ışığında millî meselemiz olan Kıbrıs ve Mavi Vatan konusunda Dışişleri Bakanının Meclisi genel görüşmeyle, gerekirse kapalı oturumla bilgilendirmesini talep ediyorum.

Bu vesileyle, büyük devlet adamı, Kıbrıs fatihi Bülent Ecevit'i hürmet ve rahmetle anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özdemir, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.

İlk söz Erzurum Milletvekili Fatma Öncü'ye ait.

Sayın Öncü, buyurun.

 

V.- AÇIKLAMALAR

1.- Erzurum Milletvekili Fatma Öncü’nün, Erzurum’un İspir ilçesinin 25 Şubat 1918'de işgalden kurtuluşunun yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

FATMA ÖNCÜ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün kadim şehrim Erzurum'un İspir ilçesinin 25 Şubat 1918'de işgalden kurtuluşunun yıl dönümü. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Aziz ecdadımız, canı pahasına vatanını savunarak bizlere tam bağımsız Türkiye'yi miras bırakmıştır. Tarih boyunca esareti kabul etmeyen aziz milletimiz, dün İspir'de, Erzurum'da olduğu gibi, bugün de tam bağımsız Türkiye idealinden asla taviz vermemektedir. Bugün, bizler de aynı ruhla bağımsızlığımızı savunuyor, Türkiye Yüzyılı'nı inşa ediyoruz. Millî teknoloji hamlesiyle savunma sanayisinde destan yazıyor, yerli ve millî İHA'larımızla, SİHA'larımızla dünyada oyun kurucu bir güç hâline geliyoruz.

Bu duygu ve düşüncelerle, İspir'in kahramanlarını ve aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Konya Milletvekili Barış Bektaş...

 

2.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, SMA ve DMD hastalarına ilişkin açıklaması

 

BARIŞ BEKTAŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; SMA ve DMD, çocuklarımızın hayatını tehdit eden ağır hastalıklardır. Çocuklar sağlıklarına kavuşmayı beklerken, aileler ise tedavinin ağır maddi yükü altında ezilmekte ve yardım kampanyalarıyla evlatlarına çare aramaktadırlar. Oysa sosyal devlet, yurttaşını kaderine terk etmez. Bu çocuklar bizim çocuklarımızdır, Türkiye'nin geleceğidir; onların yaşam hakkı ailelerinin ekonomik gücüne bağlı olamaz. Devlet, SMA ve DMD hastalarının tüm tedavi süreçlerini ücretsiz karşılamalıdır; ilaç erişimindeki bürokratik engeller kaldırılmalı, SGK tüm tedavileri kesintisiz şekilde ödemelidir; aileler çaresizlik içinde kampanya düzenlemek zorunda kalmamalı, çocuklar gerekli tedaviyi eksiksiz almalıdır çünkü sosyal devlet, yurttaşına yük değil güvence olur.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer...

 

3.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, AK PARTİ’nin 8'inci Olağan Büyük Kongresi’ne ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Geçtiğimiz pazar günü AK PARTİ 8'inci Olağan Büyük Kongre'mizi büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Kuruluşundan bu yana milletimizden aldığı gücü hizmete dönüştüren AK PARTİ, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye Yüzyılı'nı bugünden inşa ediyor. "Adında ak, ışığında istikbal" diyerek ülkemizin yarınları için azimle çalışmaya, milletimize hizmet etmeye devam edeceğiz. Bu kutlu yürüyüşe gönülden inanan, davamıza sadakatle bağlı ve ülkemiz için gece gündüz demeden emek veren tüm dava arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyor, kongremizin partimiz ve milletimiz için hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu...

 

4.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Kahramanmaraş, Türkoğlu ve Nurhak Devlet Hastanelerine ilişkin açıklaması

 

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Deprem öncesi ve deprem sonrası olmak üzere, özellikle sağlık hizmetleri yönünden geri olan Kahramanmaraş'ta, 12 Şubat 2025 Kurtuluş Günü'nde Sayın Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu tarafından 400 yataklı Kahramanmaraş Devlet Hastanesinin, 120 yataklı Türkoğlu Devlet Hastanesinin açılışı yapılmıştır. Açılıştan yaklaşık on beş gün geçmesine rağmen dün yaptığım incelemelerde 120 yataklı Türkoğlu Devlet Hastanesinin henüz tamamen kapalı hâlde olduğu, hizmet vermediği; 400 yataklı Kahramanmaraş Devlet Hastanesinin ise sadece belirli polikliniklerinin açık, yataklı kısmının yüzde 95'inin hâlen kapalı olduğu görülmektedir. Vatandaşlarımız, eski Yörük Selim Hastanesinde alt alta üst üste hizmet almaya devam etmektedir. Açıldığı söylenen Türkoğlu, Kahramanmaraş ve Nurhak Devlet Hastanelerinde personel dağıtım cetveline uygun yeni atamalar Bakanlık tarafından yapılmamıştır. İl içinde yapılan görevlendirmelerle, zaten yetersiz olan personellerle geçici çözümler çözüm değildir.

BAŞKAN - Antalya Milletvekili Aykut Kaya...

 

5.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya-Alanya Otoyolu Projesi'ne ilişkin açıklaması

 

AYKUT KAYA (Antalya) - Antalya-Alanya Otoyolu Projesi'nin detaylı güzergâhı neden hâlâ kamuoyuyla paylaşılmıyor? Böyle büyük bir projede şeffaflık esastır. Projenin neden geciktiğini ve güzergâhın hangi bilimsel ve maliyet analizlerine göre belirlendiğini öğrenmek istiyoruz. Bu otoyol projesi Taşağıl, Alara, Çakallar, İncekum, Akdam, Türkler ve Konaklı mahalleleri başta olmak üzere birçok bölgede evleri, seraları ve tarım arazilerini doğrudan etkileyecek ancak burada önemli bir soru var: Yolun güzergâhı belirlenirken bilimsel analizler yapıldı mı, alternatif güzergâhlar değerlendirildi mi? Özellikle, hazine arazilerinde atalarından beri kullanım hakkı olan vatandaşlarımızın mülkiyet hakları korunuyor mu? Taşağıl Mahallesi'nde 80 yaşındaki teyzemizin evi yıkılacaksa ona ödenecek tazminat gecikmeden verilmeli ve gerekirse hazine arazileriyle takas seçenekleri sunulmalıdır. Bu projeyi destekliyoruz ancak sürecin şeffaf, adil ve hızlı ilerlemesi şarttır.

BAŞKAN - Uşak Milletvekili Ali Karaoba...

 

6.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, nakliyeci ve yük taşıma kooperatiflerine üye şoförlerin taleplerine ilişkin açıklaması

 

ALİ KARAOBA (Uşak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Nakliyeci ve yük taşıma kooperatiflerine üye şoförlerimizin ve emekçilerimizin birçok sıkıntısı ve haklı talepleri var. Talepleri: K1 belgelerinin devirlerine izin verilmesi, C belgelerinin yurt içinde yük taşıma işlerinin durdurulması, nakliye ücretlerinin kilometre bazlı hesaplanması, kooperatif üyelerine ucuz mazot temini, nakliyecilerin ödediği yüzde 20'lik KDV'nin yüzde 8'e indirilmesi, zorunlu trafik ve kasko sigorta fiyatlarının derin ekonomik kriz içerisinde çok yüksek olması ve son olarak araç muayene istasyonlarının yetersizliğinden dolayı bakımların gecikmesi, sıra alınamaması emekçilerimizin işlerinin aksamasına sebep olmaktadır. Uşak'taki emekçilerimiz başta olmak üzere tüm Türkiye'de önemli bir görev üstlenen bu meslek grubumuzun sesinin duyulması, sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Emekçilerimizin yanındayız, mücadelelerini destekliyoruz.

BAŞKAN - Aydın Milletvekili Evrim Karakoz...

 

7.- Aydın Milletvekili Evrim Karakoz’un, süt üreticilerinin sorunlarına ilişkin açıklaması

 

EVRİM KARAKOZ (Aydın) - Sayın Başkan, süt üreticilerimiz gerçekten çok zor durumda. Ulusal Süt Konseyi tarafından çiğ süt alım fiyatı 18 lira olarak açıklanmış olmasına rağmen bugün üreticilerimiz 13 liraya, 14 liraya sütlerini satabilmektedir. Üstelik iki, üç ay vadeli alımlar yapılmaktadır, üreticilerimiz alacaklarını geç almaktadır. Girdi maliyetlerinden özellikle yem fiyatları inanılmaz artmıştır. Süt üreticileri hayvanlarını kesime gönderme, üretimi bırakma noktasına gelmiştir. Süt üreticileri desteklenmeli ve süt fiyatında, 1 kilo yem eşittir 1 kilo süt olarak düzenleme yapılmalıdır.

BAŞKAN - Kocaeli Milletvekili Sami Çakır...

 

8.- Kocaeli Milletvekili Sami Çakır’ın, İngiliz yayın organlarına ilişkin açıklaması

 

SAMİ ÇAKIR (Kocaeli) - Sayın Başkan, bu İngiliz yayın organlarını gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum. Özellikle son birkaç yıldır varlıklarını Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'ye düşmanlık üzerine bina ediyorlar. Genel seçim öncesi The Guardian gazetesinin sanki ona kalmış gibi "Erdoğan bir dönem daha göreve gelmeyi hak etmiyor." çıkışı, ardından haber ajansı Reuters'in iş ilanında, kalemiyle Erdoğan düşmanlığı yapacak birini aradığına dair duyurusu, şimdi de The Economist'in aleni ve düşmanca değerlendirmesi, periyodik, planlı bir saldırı yapıldığı, yapılacağı kanaatini perçinliyor. Hangi aklın ortaya koyduğu, hangi bilinmeyen etkenlerin devreye girdiği çok konuşulmasa da bu ülkenin içeride ve dışarıda ortaya koyduğu performans anlaşılan birilerinin uykusunu kaçırmış gibi gözüküyor. Bu millet bu kafanın her zeminde karşılığını vermeyi başarmıştır. Bugün de dünden farklı olmayacak diyor, Genel Kurulu ve milletimizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı...

 

9.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, AK PARTİ’nin 8'inci Olağan Büyük Kongresi’ne ilişkin açıklaması

 

ŞEBNEM BURSALI (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sadece Türkiye'nin değil dünya siyaset tarihinin en önemli siyasi hareketlerinden biri olan AK PARTİ'mizin 8'inci Olağan Kongresi'ni hafta sonunda büyük bir coşkuyla gerçekleştirdik. Kongrede Sayın Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımızın şu sözleri AK PARTİ'nin yirmi üç yıldır milletin gönlündeki yerini nasıl koruduğunu anlatmaya yetiyor: "Biz, gökten zembille inmedik, pazarlık masalarında kurulmadık. Bu eşsiz başarıya çilingir sofralarında kadeh tokuşturarak, kaynağı belirsiz paralardan kuleler yaparak ulaşmadık. Bu tarihî başarıyı, aziz milletimizin umutlarını, beklentilerini, hayallerini siyasete taşıyarak yakaladık. Tek tek gönülleri fethettiğimiz için de yirmi üç yıldır Türkiye'nin kaptan köşkündeyiz."

Bu başarıları daha da yukarı taşıyacak yönetim kadrolarımızın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diler, görev alan dava arkadaşlarıma başarılar temenni ederim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Bilal Bilici...

 

10.- Adana Milletvekili Bilal Bilici’nin, Çukurova'da yaşanan don afetine ilişkin açıklaması

 

BİLAL BİLİCİ (Adana) - Evet, Çukurova'da son dört beş geceden beri yaşanan don etkisi kendini göstermekte, maalesef kalıcı zararla çiftçilerimiz karşı karşıyadır. Eksi 5-6 dereceyi bulan soğukluklar sonucu açık tarlada marul olsun; lahana, patates ve sera karpuz fideleri; narenciye, portakal, mandalina; bunun dışında sert çekirdekli meyveler; erik, şeftali, kayısı, kiraz gibi ürünler ve bu ürünlerin filizleri donmuş, telef olmuş durumdadır. Bir an önce hasar tespitinin yapılıp, buna başlanıp sonuçlandırılması gerekmektedir. Ziraat Bankasının çiftçilerimizin borçlarını bir an önce ertelemesi için çağrıda bulunuyorum. Mevcut af yasası, mevcut afet yasası işe yaramamakta. Ürün bazında zarar tespiti yapılmalı ve borçlar ertelenmelidir; bu konular için tekrar çağrıda bulunuyorum.

BAŞKAN - Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla...

 

11.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, iklim kanununa ilişkin açıklaması

 

MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Fâtır suresi 41'inci ayet: "Gökleri ve yeri hiçbir arızaya meydan vermeden tutan ve yok olup gitmekten koruyan Allah'tır." Allah azze ve celle gökleri ve yeri hiçbir zaman hiçbir arızaya meydan vermeden koruyacağını ayetikerimeyle vadetmiştir. Allah vaadinden asla dönmez. "İklim değişikliği var, göklerin ayarı bozuldu, biz de bunu tamir edeceğiz." diyen inkârcı, satanist, siyonist, küreselci emperyalistlerin tüm ajandalarını neden bu halka dayatıyorsunuz? Nereden çıktı bu İklim Kanunu? Yapmayın, etmeyin. Allah'a savaş açan kaybeder. Topla tüfekle işgal edemedikleri ülkemizi 2004 yılında değiştirdiğiniz Anayasa’nın 90'ıncı maddesinin son fıkrasıyla adına "uluslararası sözleşmeler" dedikleri bir A4 kâğıdıyla sinsice işgal edilmesine asla müsaade etmeyelim diyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Konya Milletvekili Ali Yüksel...

 

12.- Konya Milletvekili Ali Yüksel’in, emeklilik yaş şartının kademelendirilmesi gerektiğine ilişkin açıklaması

 

ALİ YÜKSEL (Konya) - EYT olarak yürürlüğe giren yasada yaş şartsız emekli olma imkânı sağlandı ancak bu yasadan önce iki yıl olan emeklilik farkı 1999'dan bir gün sonra işe girişli bir çalışanın erkeklerde on yedi yıl, kadınlarda yirmi yıl gibi bir sorunu, emeklilikte yaş uçurumunu ortaya çıkarmıştır. 1999-2008 arasındaki dönem için kademeli bir geçiş uygulanması hakkaniyet açısından gereklidir. 1999'dan kanunun yürürlüğe girdiği yıl olan 2002 yılına kadarki dönemi kapsayan sürenin ilk kademe olarak belirlenerek kadınlarda 43, erkeklerde 45 yaşında başlaması, 2008 yılına kadarki dönem için her yıl emeklilik yaş şartı birer yıl artırılarak kademelendirilmelidir. 2008 yılı girişi olan kadınlarda 50, erkeklerde 52 yaş ve prim günlerinin kadın ve erkeklerde 6250'den başlayarak her yıl için 75'er gün artırılarak 7000 güne kadar kademelendirilmesi adil ve anayasal eşitliğe uygun olacaktır.

 Saygılarımla.

BAŞKAN - Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap...

 

13.- Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap’ın, hastalardan alınan katılım paylarına ilişkin açıklaması

 

ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

SGK yine her zamanki gibi bir hata yapmıştı. Ocak ayında yayınlanan tebliğle tüm hastanelerden devlet hastanesi hariç 45 lira katılım payı alıyordu tüm hastalardan; bu bir yanlıştı çünkü şehir hastanelerinin olduğu her yer Sağlık Bakanlığına bağlı eğitim ve araştırma hastanesi olmuştu ve insanlarımız, hastalarımız burada 25 lira ekstra ücret ödemek zorunda kalıyorlardı. Geç uyandılar ve en son geçen hafta yayınladıkları tebligatla artık bu 45 lira yerine 20 lira almaya döndüler. Ya, hata yapıyorsunuz, zaten birinci basamaktan sevk edilenlerde yüzde 50 indirim katsayısı uyguluyorsunuz ve insanımızın her hastaneye gittiğinde 25 lira ekstra para vermesine sebep oluyorsunuz. Bizi dileğimiz odur ki tüm katılım payları kaldırılsın ve artık çok geç olmadan -aklın yolu bir, geri vites atma özelliğinizi bırakınız- doğru olanı yapınız, katılım paylarını kaldırınız.

Teşekkürler Sayın Başkan.

BAŞKAN - Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara...

 

14.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Hatay’ın Arsuz ilçesinin sorunlarına ilişkin açıklaması

 

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Arsuz ilçemiz deprem felaketi sonrasında artan nüfus yoğunluğu dolayısıyla altyapı, yerel yönetimler ve merkezî idareden çok daha fazla hizmet almaya muhtaç durumdadır. Özellikle, Madenli, Üçgüllük, Gülcihan mahallelerimizin kesiştiği bölgelerde banka ATM'lerine ihtiyaç vardır. Trafik ışıkları, sinyalizasyon, MOBESE konulması trafik kazalarını önleyici bir tedbir olarak karşımızda durmaktadır. Yine, sulama kanallarının temizliği, DSİ'nin altyapı çalışmalarını tamamlaması ve imar konusunda birçok mahallemizde sorunların giderilmesi gerekmektedir; bize gelen en önemli şikâyetlerdir. Madenli ve Üçgüllük mahallelerimiz ile yakın çevresindeki tarım arazilerinin meyve bahçelerinin sulanması için Zilli Çayı üzerinde yapılması planlanan Gönen Barajı acilen yatırım planına alınmalıdır. Bakanlıkları, Hatay Büyükşehir Belediyesini ve ilgili kurumları buradan görevlerini ivedi şekilde yapmaya çağırıyorum.

BAŞKAN - Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül...

 

15.- Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül’ün, evlenme oranlarına ilişkin açıklaması

 

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - İktidarın kötü ekonomi politikalarından dolayı gençler evlenemiyor, yuva kuramıyor. Sayın Erdoğan bu yılı aile yılı ilan edip "En az 3 çocuk yapın." dedi. Aile Bakanlığı "Evlenin." diye dalga geçer gibi "tweet" attı ama böylesine korkunç ekonomi tablosunda gençlere "Nasıl evleneceksin?" diye soran yok. TÜİK'e göre memleketim Aydın'da 2023 yılında nüfusun artmasına rağmen evlenme sayısı 2024 yılında yüzde 1 oranında azalarak 7.744'e düştü. Evlenme yaşı Aydın'da erkeklerde 32,8; kadınlarda 29,8 oldu. Aydın'da 2023 yılında boşanma sayısı 3.120, 2024 yılında ise 3.113 oldu. İnsanlar ekonomik sebeplerden dolayı evlenemiyor, evli çiftler ise ağırlıklı olarak ekonomik nedenli sebeplerden dolayı hızla boşanıyor; işte, AKP'nin ülkeyi getirdiği durum bu.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya...

 

16.- İstanbul Milletvekili Mustafa Kaya’nın, acil yardım ve afet yönetimi lisans mezunlarına ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Ülkemizde şu anda 16 üniversitede acil yardım ve afet yönetimi lisans bölümü bulunmaktadır. Hâlihazırda eğitim gören öğrenci sayısı 13.848'dir. Bu öğrenciler birçok sağlık bilgisi ve becerilerinin yanında diğer acil sağlık hizmetleri ve uygulamaları, temel arama kurtarma, itfaiyecilikle afet yönetimi ve yönetim becerilerine sahip kişilerdir. Bu kadar donanımlı, alanında tek lisans bölümü mezunu eğitimli kişiler olmalarına rağmen istihdam edilmelerinde problemler yaşanmaktadır. Ülkemizde son yıllarda üzücü yangın, sel ve deprem felaketlerinde ne yazık ki sahada donanımlı personel eksikliğinden şikâyet edilmektedir. Acil yardım ve afet yönetimi lisans mezunları olan multidisipliner, paramedikal ve afet yönetim alanlarında gerekli tüm eğitimleri alan bu kişilerin Sağlık Bakanlığı ve diğer kurumlarda kendi alanlarında istihdam edilerek mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda yetkilileri çözüme davet ediyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin...

 

17.- Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in, Adana'nın mahallelerinde PTT şubelerinin kapatılmasına ilişkin açıklaması

 

MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Adana'nın mahallelerinde şimdilerde PTT şubelerinin kapatılması nedeniyle büyük bir sorun yaşanıyor. Örneğin Havutlu, Denizli, Narlıca, Yeşilevler, Mithatpaşa gibi birçok mahallede PTT şubesi yok, var olanlar da tek tek kapatılıyor. 12 bin ila 20 bin arasında nüfusu olan bu mahallelerde PTT şubesi yok, ATM yok. Gezici şubeler oluşturulacağı belirtiliyor ancak bundan daha hâlâ bir haber yok. On binlerce vatandaş emekli maaşını, yardımları almakta sorun yaşıyor, faturalarını ödeyemiyor. Kimsesizi var, yaşlısı var, engellisi var, bu insanları düşünün biraz, vatandaşın sorunlarına eğilin. Yurttaş için bir şey yapmıyorsunuz, bari bu sorunu bir an önce çözün. Ulaştırma Bakanını bu konuda göreve davet ediyorum.

BAŞKAN - Siirt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş...

 

18.- Siirt Milletvekili Sabahat Erdoğan Sarıtaş’ın, Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Abdurrahim Demir’e ilişkin açıklaması

 

SABAHAT ERDOĞAN SARITAŞ (Siirt) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Edirne F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan 62 yaşındaki Abdurrahim Demir, yirmi üç yıldır hapsediliyor. Böbrek yetmezliği, astım, koroner arter, hipertansiyon ve işitme sorunu gibi ağır hastalıklarla boğuşan, yüzde 90 engelli Siirtli hasta bir tutsak olan Abdurrahim Demir, bütün bunlara rağmen daracık tek bir hücrede tutulmaktadır. Dışarıyla olan insani bütün bağları koparmaya dönük bu tecrit hâli gerçek anlamda bir işkencedir. Abdurrahim Demir günde sadece bir saat havalandırmaya çıkarılıyor ve sırf güneş görmesin diye geceleri çıkarılıyor. Bu durum hiçbir evrensel anayasaya sığmıyor. İnsanlık adına, en çok da bu iktidar adına utanç vericidir. Cezaevlerinde işkence var, insanlık dışı uygulama var; dediğimiz şey tam olarak budur. Cezaevlerinde işkenceye son.

BAŞKAN - Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel...

 

19.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, özel hastane ve vakıf hastanelerinde başlatılacak yeni hasta kayıt sistemine ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) - Sayın Başkan, Sosyal Güvenlik Kurumu 2 Nisan itibarıyla özel hastane ve vakıf hastanelerinde yeni bir hasta kayıt cihazıyla yeni bir hasta kayıt sistemi başlatıyor. Daha önce avuç içi taraması yapılıyordu. Bunun için milyon dolarlık bedellerle cihazlar alındı. Şimdi onları kaldırıp çöpe atıyoruz. Şimdi yeni parmak izi cihazlar alınacak ve ayrıca da elektronik çipli kimlik kartları gerekiyor. Daha 6 milyon kişinin yeni kimlik kartı yok. Zaten zar zor randevu alan hastalara yeni bir engel, yeni bir zulüm demek. Arkadaşlar, GBT taraması yapar gibi hasta kaydı mı olur? Avuç içiyle yapamadığınızı hastanın parmağıyla mı yapacaksınız? Oldu olacak, retina taraması yapın, bedavadan göz muayenesinden sayarsınız ya da peşin peşin söyleyin, yine hangi yandaş firma zengin edilecekse parayı doğrudan aktaralım da hastalara bu zulümleri yapmayın

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Mersin Milletvekili Ali Bozan...

 

20.- Mersin Milletvekili Ali Bozan’ın, Mersin, Adana ve Hatay illerinde meydana gelen don felaketine ilişkin açıklaması

 

ALİ BOZAN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Mersin, Adana ve Hatay illerimizde geçen cuma gününden itibaren başlayan soğuk hava zirai felakete dönüştü. Don vuran bölgelerde yüzde 100'e yakın bir zarar söz konusu. Ağır ekonomik koşullarda ayakta durma mücadelesi veren Adana, Mersin ve Hatay çiftçisi son don felaketiyle perişan durumda. Çoğu çiftçimiz primlerin yüksek olması nedeniyle ürünlerine sigorta yaptıramamış. "Devlet bizi unutmasın." diyen çiftçilerimizin sesini tüm Meclis duymalı. Dondan zarar gören bölge gecikmeden afet bölgesi ilan edilmeli. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçlar faizsiz olarak ertelenmeli. Çiftçilerimizin üretime devam edebilmeleri ve zararlarını karşılayabilmeleri için ek krediler sağlanmalıdır. Zarar gören çiftçilere destek olunmaması hâlinde, pazarda, manavda, markette sebze ve meyve fiyatları daha da yükselecektir çünkü unutmayalım ki don felaketi yaşayan bölge ülkenin sebze ve meyve deposudur

BAŞKAN - Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen...

 

21.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, göç idarelerini destekleme projesi kapsamında çalışan personele ilişkin açıklaması

 

 HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Göç idarelerini destekleme projesi kapsamında Manpower insan kaynakları şirketine bağlı olarak çalışan personelin hakları günden güne ellerinden alınmakta. 2017 yılından bu yana özveriyle çalışan personel emeklerinin karşılığını alamamaktan şikâyetçi. İl Göç İdaresi müdürlüklerinde en yoğun şekilde çalışan bu kişilere yapılan yüzde 11,54'lük zam oranı enflasyonun çok altındadır. Proje başlangıcında ve işe alım sürecinde bahsedilen imkânlar ile günümüzdeki imkânlar arasında uçurum bulunmaktadır. İşe başlangıç sürecinde 3 asgari ücretten daha fazla maaş ödenirken gelinen durumda asgari ücretin de altında maaş verilmektedir. Zam oranı belirlenirken 657 sayılı Kanun göz önünde bulunduruluyor ama bu personel başka hiçbir zaman sözleşmeli çalışanların yararlandığı haklardan, imkânlardan yararlanamıyor, Manpower şirketinin emek sömürüsüne iktidar seyirci kalıyor.

BAŞKAN - Mersin Milletvekili Levent Uysal...

 

22.- Mersin Milletvekili Levent Uysal’ın, Mersin'de soğuk hava koşulları nedeniyle yaşanan felakete ilişkin açıklaması

 

LEVENT UYSAL (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 22 Şubattan beri devam eden soğuk hava koşulları maalesef başta Tarsus ve Akdeniz ilçelerimiz olmak üzere Mersin'imizde bir felakete yol açtı ve 30 binin üzerinde çiftçimiz milyonlarca lira zarar etti. Acil olarak Mersin ilimizi afet bölgesi ilan etme zorunluluğumuz doğdu. Tarım Bakanımıza sesleniyoruz: Lütfen, bu bölgedeki çiftçilerin zararını bir an önce karşılamakla ilgili hesap kitap yapalım, borçlarını erteleyelim ve bir dönem sonraki üretimin doğru olabilmesi için maddi destek sağlayalım.

Teşekkür ederim efendim.

BAŞKAN - Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu...

 

23.- Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu’nun, Suriye'ye girecek Türk vatandaşlarının 150 dolar ödeyecek olmasına ilişkin açıklaması

 

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yahu, hani Suriye'nin hâkimi bizdik? E, hani Emevi Camisi'nde namaz kılınmış, bu savaşın kazananı Türkiye olmuştu? Kasım kasım kasılıyordunuz, ne oldu şimdi, Colani bize nanik mi yaptı? Suriye'ye girecek Türk vatandaşlarının 150 dolar ödenecek olmasının manası nedir? Bayram değil seyran değil, Colani bizi niye öptü? Bizi 150 dolar ödemeye mahkûm eden Colani Ürdün, Lübnan, Malezya, Moritanya vatandaşlarını da vizeden muaf tuttu. Sahi, bu arada, biz bu Suriye'yle ilgili pazarlık masalarında neden yokuz? Amerika'sı var, Alman'ı var, İngiliz'i var, Fransız'ı, İtalya'sı var, var oğlu var. Ee, hani en kârlı çıkan bizdik? Biz niye yokuz? Bu nasıl bir algıdır, bu nasıl bir hipnozdur? Dünya lideri ve asrın lideri ne oldu?

BAŞKAN - Gaziantep Milletvekili Melih Meriç...

 

24.- Gaziantep Milletvekili Melih Meriç’in, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a sormak istediği soruya ilişkin açıklaması

 

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Gençlik ve Spor Bakanlığı evlatlarımıza sahip çıkamıyor. Sakarya'da bir kız öğrenci yurdunda yemekten zehirlenen 80 öğrenci hastanelik oldu. Şükürler olsun ki can kaybı yok. Maalesef bu olay da geçmişteki örnekleri gibi unutulacak.

Geçtiğimiz ay Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdim, yemek verilen yurtlarda gıda güvenliği ve kalitesini yükseltmek için neler yapıldığını sordum. Bakanlıktan iki hafta önce gelen cevapta her şeyin yolunda olduğu, gıda mevzuatına uygun, kaliteli, güvenli yemekler verildiği söylendi. Şimdi, Sayın Bakana bir kez daha soruyorum: Bu nasıl güvenli ve kaliteli yemek ki tek seferde 80 öğrencimiz zehirleniyor? Buradan iktidara sesleniyorum: Çocuklarımızın can güvenliğini tehlikeye atmayın, denetimleri ve kontrolleri artırın.

BAŞKAN - Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan...

Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun...

 

25.- Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun’un, "Covid izni" olarak bilinen iyileştirmenin suç tarihi esas alınarak herkese uygulanması gerektiğine ilişkin açıklaması

 

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - 31 Temmuz 2023 itibarıyla aynı suçu işleyip aynı cezayı alan iki vatandaşımızın dosyalarının inceleme zamanındaki fark yüzünden birisi infazda iyileştirme hakkına kavuşurken, diğerinin cezaevinde kalmak zorunda bırakılması her şeyden önce Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Yargı süreçlerinin gecikmesinin sorumlusu vatandaş değildir. Hukuk güvenliği, hukuki belirlilik, hukuki öngörülebilirlik ve eşitlik ilkeleri gereği yasalar her vatandaşa eşit uygulanmalıdır. Adalet gereği aynı tarihte işlenmiş ve aynı infaz rejimine muhatap aynı suça aynı cezanın verilmesi ne kadar haksa kamuoyunda "Covid izni" olarak bilinen ve uygulanan indirim ya da iyileştirmenin de suç tarihi itibarıyla esas alınarak herkese uygulanması hukuk, adalet, eşitlik için gereklidir.

BAŞKAN - Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş... Yok.

Yalova Milletvekili Tahsin Becan...

 

26.- Yalova Milletvekili Tahsin Becan’ın, Yalova Termal Çağlayan Barajı İçme Suyu Tesisleri, Hidroelektrik Santrali ve Hazır Beton Üretim Tesisi Projesi’ne ilişkin açıklaması

 

TAHSİN BECAN (Yalova) - Sayın Başkan, Termal ilçemiz şifalı suları ve tarihî kaplıcalarıyla ünlüdür. Termal, yalnız Yalova'nın değil Türkiye'nin göz bebeği olan bir bölgede, 70 dereceye kadar ulaşan sıcaklığa sahip 20'den fazla termal kaynak su bulunmaktadır. Ancak Devlet Su İşleri Müdürlüğünün planladığı Yalova Termal Çağlayan Barajı İçme Suyu Tesisleri, Hidroelektrik Santrali ve Hazır Beton Üretim Tesisi Projesi ilçedeki doğal dengeyi, ekosistemi ve yer altı sularını tehdit ederek geri dönülmez sonuçlar doğuracaktır. Bakanlık, yerel yönetimler, meslek odaları, birlikler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların görüşlerini dikkate almadığı gibi HES inşaatlarında görülen denetimsizlikler ve ÇED süreçlerindeki aksaklıklar söz konusu projenin bölgede büyük tahribat yaratacağından çevresel ve doğal değerlerin yok olması riskini beraberinde getirecektir. Bakanlığın bu projeyi iptal ederek, tüm diğer yerel bileşenlerin görüşünü alarak tekrar değerlendirmesini ve...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez...

 

27.- Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez’in, ihtiyaç fazlası meraların kiralanmaya ve satılmaya açılmasını öngören genelgeye ilişkin açıklaması

 

SİBEL SUİÇMEZ (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tarım ve Orman Bakanlığının yayımladığı genelgeyle ihtiyaç fazlası meraların kiralanmaya ve satılmaya açılması zaten zor şartlar altında üretim yapan köylülerimize vurulmuş ağır bir darbedir. Hele ki hayvancılık yapmaya elverişli mera sayısı az olan bölgemizde bu kararın alınması hayvanlarını nerede otlatacağını bilemez hâle gelen köylülerimizi ekonomik felakete sürükleyecektir. Böyle bir uygulama, hayvancılığı bırakmak zorunda kalacak üretici sayısını artıracak, et ve süt fiyatlarını yükseltecek, tüketiciyi de mağdur edecektir. Emeği hiçe sayan, zaten darboğazdaki köylümüzü tamamen üretimden koparacak bu adım kamu yararı ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle, Bakanlığı acilen bu kararı gözden geçirmeye, meraların kiralanması ve satılması sürecinden derhâl vazgeçmeye davet ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - İstanbul Milletvekili İskender Bayhan...

 

28.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, siber güvenlikle ilgili olarak getirilen teklife ilişkin açıklaması

 

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.

Tek adam düzenini güçlendirip gerici, faşist rejim inşası için çalışmaya devam ediyorsunuz. Şimdi de adına "siber güvenlik" dediğiniz ve millî güvenlik sosuna buladığınız yeni bir baskı yasasını Meclise getirdiniz. Çete, mafya liderleri memlekette konforlu yaşamlar sürüyor, yabancı istihbarat örgütleri cirit atıyor ama alın terine, demokratik haklarına ve barışa sahip çıkanlara gelince millî güvenliğiniz sarsılıyor, öyle mi? Tıpkı Antep'te işçilere OHAL ilan edip BİRTEK-SEN Genel Başkanını tutuklamanız gibi, tıpkı İstanbul'da İl Başkanımız Sema Barbaros ve onlarca gazeteci, siyasetçi, aydın, sanatçı arkadaşımızı rehin almanız gibi. Ama şunu biliniz ki biz de sizin bu sömürü ve baskı düzeninizi, işçi ve emekçilerin mücadelesiyle dağıtmaya kararlıyız. Mehmet Türkmen, Sema Barbaros ve bütün mücadele arkadaşlarımız serbest bırakılsın.

Siber saldırganlığınıza ve millî güvenlik sahtekârlığınıza "Hayır!" diyoruz!

 

VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Çeşitli İşler

1.- Başkanlıkça, Genel Kurulu teşrif eden Türkmenistan Meclisi Başkanı Dünyagözel Gulmanova’ya "Hoş geldiniz." denilmesi

 

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Türkmenistan Meclis Başkanı Sayın Dünyagözel Gulmanova Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'la birlikte Genel Kurulumuzu teşrif etmişlerdir.

Kendilerine Meclisimiz adına hoş geldiniz, şeref verdiniz diyorum. (Alkışlar)

Diğer söz talebi Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı'ya ait.

 Sayın Serkan Sarı... Yok.

Mersin Milletvekili Gülcan Kış...

 

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

29.- Mersin Milletvekili Gülcan Kış’ın, Çukurova'da yaşanan don afetine ilişkin açıklaması

 

GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Seçim bölgem Mersin başta olmak üzere Çukurova bölgesinde yaşanan şiddetli zirai don afeti çiftçilerimize ağır bir darbe vurmuştur. Narenciye başta olmak üzere tüm tarım ürünlerinde büyük kayıplar yaşanmıştır, üreticilerimizin emekleri heba olmuştur. Borçları zaten ağırdı, şimdi nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünüyorlar. Üretici desteklenmezse önümüzdeki sezon ekim yapacak gücü bile bulamayacak. Unutmayalım ki bir ülkenin bel kemiği tarımdır, Hükûmet derhâl adım atmalıdır. Bölge afet kapsamına alınmalı, zararlar hızlıca karşılanmalı; çiftçinin borcu faizsiz ertelenmeli, doğrudan destek sağlanmalı; tarım sigortaları güçlendirilmeli, üretici güvence altına alınmalıdır. Bu nedenle Türkiye Büyük Millet Meclisine kanun teklifi verdik. Cumhuriyet Halk Partisi olarak çiftçimizin hakkını sonuna kadar savunacağız.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan...

 

30.- Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan’ın, cezaevlerindeki ağız içi arama uygulamasına ilişkin açıklaması

 

KAMURAN TANHAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Cezaevlerinde ağız içi aramalarla mahpusların sağlık hakları ellerinden alınmaktadır. Yine, aynı ağız içi aramalar söz konusu duruşmalar olunca yapılmıyor ama sağlık hakkı olunca engelleniyor. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu olarak Günay Kubilay için Ankara İl Jandarma Komutanlığına yaptığımız başvuruda işleme konulmamayla ilgili olur alınmıştır. Dolayısıyla cezaevlerinde hak ihlallerinin sebebi olan ağız içi aramaların bir an önce kaldırılması, insanın en temel hakkı olan sağlık hakkına erişiminin bir an önce sağlanması gerekmektedir. Aynı durum diğer tüm cezaevlerinde yapılmaktadır. Özellikle siyasi mahpuslara ağız içi aramanın dayatılması hukuka, kanuna, ahlaka ve vicdana aykırıdır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şimdi Sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk söz talebi, YENİ YOL Partisi Grup Başkanı ve İstanbul Milletvekili Bülent Kaya'ya ait.

Sayın Kaya, buyurun.

 

31.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili tartışmalara, diplomalı işsizlere, evlenen çift sayısındaki düşüşe ve boşanmalardaki artışa, son günlerdeki tutuklamalara ilişkin açıklaması

 

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde çok ciddi sorun alanları, çözülmesi gereken problemler varken ne yazık ki âdeta bir yapay gündem zehirlenmesi yaşıyoruz. Bünyeye zarar veren aşırı doz gibi aşırı gündem nedeniyle milletimizin gerçek dertleri ve beklentilerini unutuyoruz. Maalesef ülkemize ve milletimize yazık ediyoruz, gündem ve suni tartışmalarla ülkeyi ve milleti meşgul ederken sorunlarımız her geçen gün ağırlaşıyor. Bu gündemler maalesef çoğu zaman iktidar eliyle belirlenen ve değiştirilen gündemlerken iktidar dışındaki odakların da bu gündem zehirlenmesinden etkilendiğini üzülerek görüyoruz. Ülkemiz ve milletimiz bu süreçte âdeta abandone olmuş durumda; her iki güne bir yeni bir gündemle başlıyoruz ve o gündemi tüketmeden bir başka gündemi konuşmaya başlıyoruz ve maalesef bu gündemler de milletin dertlerine çözüm bulacak gündemle değil.

Son yapay gündemimiz Sayın İmamoğlu'nun diploması oldu. Sanki iktidarınız, sanki Adalet ve Kalkınma Partiniz, sanki Hükûmetiniz atamalarda, sınavlarda, ehliyet ve liyakatte diplomaya çok önem veriyormuş da bir de siyasette diploma tartışması başlatıyorsunuz. Evet, bu ülkede diplomayı konuşmamız lazım ama eğer diploma meselesini konuşacaksak konuşmamız gereken ilk şey diplomalı işsizler ordusudur. Bugün Türkiye'deki en büyük işsizlik kalemini diplomalı işsizler oluşturuyor. Kimin diplomasının geçerli olup olmadığını değil, diplomaların yeterli görülmeyip mülakatta elenen bu ülkenin evlatlarını konuşmamız lazım, mülakatta elendiği için hakkı yenildiğini düşünerek intihar eden gençlerimizi konuşmamız lazım. Kimin diplomasının gerçek olduğunu değil diplomasını alıp bu ülkeyi terk eden gençlerimizi, beyin göçümüzü konuşmamız lazım. Bu ülkenin en iyi fakültelerinden mezun olan, en iyi liselerinden mezun olan diplomalı gençlerimizin niçin geleceği yurt dışında aradığını konuşmamız lazım. Yine, üç yıl sonra yapılacak seçimlere dönük her hamle ve her manevra ve sadece önümüzdeki seçimleri etkilemeye dönük bu suni ve yapay gündemler ülkemizin gündemini meşgul ediyor, ülkeyi bir kayıkçı kavgasına kurban ediyor ve maalesef, sorunlarımızı ve çözümlerimizi konuşmamız gerekirken üç yıl sonra veya ne zaman yapılacağı belli olmayan bir seçim üzerinden iktidarın siyasi saiki dizayn etme arzusuyla baş başa kalıyoruz. Dolayısıyla iktidarın bu ülkenin gündemini değiştirerek, daha üç sene sonra olacak bir seçim varken bugünden yapay, suni seçim tartışmalarıyla milletin enflasyon, emeklinin, işçinin, köylünün, tarımın, aile vahametinin konuşulmamasını isteyen bu suni gündemleri konuşmamayı tercih edeceğiz ve buradan da iktidara bu millete iyilik yapmak istiyorsanız konuşacağınız kişilerin diplomalı işsizler olması gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz.

Diplomayla siz meşgul olurken TÜİK vahim bir tabloyu ortaya koydu. Sizin Pollyannacılık oynattığınız TÜİK bile bu noktaya işaret ediyorsa varın gerisini siz düşünün. Siz diplomaları konuşurken aile cüzdanları birer birer parçalanıyor. Son rakamlara göre evlenen çift sayısı yüzde 73 düşerken boşanan çift sayısı yüzde 87 arttı. Sizin için diplomayı konuşmak daha güzel bir gündem olabilir ama milletimizin geleceği için esas tehlikeli olan bu verdiğim rakamlardır. 2025'i Aile Yılı ilan eden bir iktidarın konuşması gereken ev gençleridir; evde kalan, iş bulamayan, diploması olan ama 30'lu, 40'lı yaşlara kadar evinde oturmak mecburiyetinde kalan gençlerimiz, kadınlarımız ve erkeklerimizdir. Eğer konuşacaksak konuşacağımız konular bunlardır. Evlenen çift sayısındaki büyük düşüş ve boşanmalardaki keskin artış sadece bireysel tercihlerle açıklanamaz. Bu tablo ekonomik belirsizliklerden barınma krizine, sosyal destek eksikliğinden aileyi koruyacak politikaların yetersizliğine dair birçok yapısal sorunları barındırıyor. Evet, sizin için diplomayı konuşmak çok cazip olabilir ama milletimizin, devletimizin bekası için konuşmamız gereken konular bunlar ve dolayısıyla iktidarınızın aile kurumunun öneminden dem vururken gerçekten onu ayakta tutacak sosyal politikaları ihmal etmesi bugünkü çöküşün en büyük sebeplerinden bir tanesidir. Diplomayı konuşmak size cazip gelebilir ama konuşmanız gereken, sabah kuşaklarında kamu kaynaklarıyla beslediğiniz televizyon kanallarının aile kurumuna verdiği zararların olması gerekiyor. Diplomayı konuşmak size cazip gelebilir ama pazarlardan pazar kapanırken artık toplamak mecburiyetinde kalan vatandaşlarımızın sorunu emin olun o diplomadan çok daha kıymetlidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Dolayısıyla bu noktada, gelin, üç sene sonraki seçimleri etkilemeye dönük yapay gündemleri bir tarafa bırakalım, siyasi farklılıklarımızı da bir kenara bırakalım. Aileyi güçlendirecek stratejileri ve politikaları bu Mecliste hep beraber konuşalım. Aile sizin için diploma kadar önemli değilse emin olun, üç sene sonra ailesi perişan olmuş bir ülkeyi siz yönetseniz ne olur; Cumhuriyet Halk Partisi, DEM PARTİ, MHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, DEVA, YENİ YOL, Gelecek yönetse ne olur. Dolayısıyla gelin, hep beraber aklımızı başımıza alalım ve suni gündemleri değil, gerçek gündemlerimizi konuşalım.

Bir diğer yapay gündemimiz yargıyı araçsallaştırmanız. Türkiye'de yargıya duyulan güveni yerle bir ediyorsunuz. Niye? Önümüzdeki siyasal süreci etkilemek için ha bire yargı sopasını muhaliflerin başında sallandırıp duruyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Kaya, lütfen tamamlayın.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Ta, on-on beş sene önceki toplantılardan suç çıkarmak yetmezmiş gibi sizin izniniz, rızanız ve onayınızla olan İmralı görüşmelerindeki konuşmaları bile on sene, on beş sene sümen altı edip bugün suç unsuru olarak çıkarıp insanların tutuklanmasına, yargılanmasına bir araç olarak ortaya koyuyorsunuz. AK PARTİ içerisinde vicdanlı olan siyasetçilere, AK PARTİ'nin içerisinde vicdanlı olarak oy verdiğine inandığımız geniş toplumsal kesimlere sesleniyorum: Gelin, bu iktidarın bizi meşgul etmesine ve kayıkçı kavgalarına aldanmadan bu ülkenin gerçek sorunlarını AK PARTİ'lisi, CHP'lisi, DEM'lisi, MHP'lisi, İYİ PARTİ'lisi, DEVA, Saadet, Gelecek; hep beraber konuşalım, sorunlarımıza odaklanalım. Kayıkçı kavgalarından, horoz dövüşünden bu ülkenin çektiği çok sıkıntılar var. Bu duygu ve düşüncelerle herkesin aklını başına alacağı günlerde buluşmak dileğiyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kaya.

Diğer söz talebi, Balıkesir Milletvekili ve İYİ Parti Grup Başkan Vekili Turhan Çömez'e ait.

Sayın Çömez, buyurun.

 

32.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, Tarım ve Orman Bakanına verdiği soru önergesine, çiftçiye verilmesi gereken desteklere ve gübreye gelen zamma ilişkin açıklaması

 

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Müteaddit defalar burada dile getirdik, Parlamentonun saygınlığı önemli ve Parlamentonun hem yasama hem de denetleme faaliyetini hakkıyla ve layıkıyla yerine getirebilmesi son derece önemli. Ancak geçmişten farklı olarak bu dönemde Parlamentonun bu hüviyetini hakkıyla ve layıkıyla gerçekleştiremediğini görüyoruz. Müteaddit kereler örnek verdim, bugün bir başka örnek vereceğim. Sayın Başkanım, hem size hitaben söylüyorum hem de AKP'nin Grup Başkan Vekiline hitaben söylüyorum: Bakın, bir soru önergesi vermişim tam on üç ay önce, Tarım Bakanına. Tam on üç ay geçmiş aradan. Bir telefonu kaldırır, izah edersiniz ama buradan, millet iradesinin tecelligâhı olan bu Meclisin çatısı altından gitmiş bir soru önergesine tabiatıyla resmî yoldan cevap vermeniz lazım. Bu itibarla sizlerden istirham ediyorum, ilgili bakanlara defalarca çağrı yaptık ama lütfen siz de Meclis Başkan Vekili olarak bununla ilgili, ilgili bakanlara sorumluluklarını hatırlatın.

Şimdi, niye önemli bu soru önergesi ve niye cevap vermediler, ona temas edeceğim. Bakın, bu soru önergesi, bir zamanlar Sayın Erdoğan başta olmak üzere zamanın Tarım Bakanının verdiği bir sözle ilgili. Ne diyordu zamanın Tarım Bakanı ve Sayın Erdoğan? "Biz elektrikli bir traktör yapacağız. Elektrikli traktör sekiz saat çalışacak ve sadece 7 liralık elektrik harcayacak." Bunun taahhüdünü verdi Sayın Erdoğan ve Sayın Bakan da bunun teminatını verdi. Aradan geçen zaman içerisinde böyle bir traktör yapılmadığı gibi, böyle bir adım atılmadığı gibi inanılmaz paralar birilerinin cebine boca edildi; şimdi onlardan da bahsedeceğim. Tabii, baktım ben -hani elektrikli traktör vaadinde bulundular ya- benim çiftçim, benim köylüm; bu ülkenin hakikaten alın teri döken, emek harcayan ve bu milleti doyurmaya çalışan gariban köylüsü mazota yıllık ne kadar para harcıyor. Bakın, geçen yıl 3,5 milyar litre mazot tüketilmiş ve buna mukabil çiftçi, köylü Tarım Bakanlığının vermediği desteklerden, yetersiz desteklerinden dolayı tam 63 milyar lira ÖTV ve KDV ödemiş mazota.

Şimdi, başka bir konu: Söz konusu traktör projesi hayata geçmediği gibi birilerinin cebine para boca edilmiş. Oturdum, Sayıştay raporlarını inceledim. Sayıştay raporlarında tek tek bütün ayrıntılar var. O dönemde yani 2019-2023 döneminde "Biz bu traktörü yapıyoruz, merak etmeyin, ramak kaldı, hallediyoruz." dedikleri dönemde -Sayıştay raporlarında olduğu için bu rakamları söylüyorum- tam 276 milyon lira birilerinin cebine boca edilmiş. Oturdum, o dönemin parasından bir döviz hesabı yaptım, 40 milyon dolar birilerinin cebine para boca edilmiş ve bugünün parasıyla 1,4 milyar lira para ediyor bu. Bir hayalî proje... Eminim, Sayın Erdoğan samimi bir şekilde bunun olacağına inanmıştır ama kimler inandırdı ve inandırdıktan sonra niye bu proje hayata geçmedi? Bu proje hayata geçmediği gibi nasıl oldu da birilerinin cebine 276 milyon lira para boca edildi? Bir taraftan köylü perişanken, bir taraftan köylü kan ağlarken, köylüye verilmesi gereken gayrisafi millî hasıladan yüzde 1'lik oranın çok altında para verilirken nasıl oldu da birilerinin cebine bu kadar yoğun miktarda paralar boca edildi? Bunların cevabını almak istiyoruz Sayın Bakanım. Tam on üç ay önce soru önergesi verdim bütün ayrıntılarıyla. Bunlardan mutlaka ve mutlaka kamuoyunun haberdar olması lazım. Kaçarak, saklanarak, gizlenerek siyaset yapılmaz. Parlamento yasama makamıdır, denetleme makamıdır, millet adına hesap sorma makamıdır. Köylü bu kadar aç ve perişanken, köylü kan ağlarken, köylünün parasını birilerinin cebine boca edip hayal satanların, "Elektrikli traktör yapacağız." diyenlerin, aynı zamanda bilmem kaç yüz milyon lirayı, bugünün bilmem kaç milyon dolarını birilerinin cebine boca edenlerin tek tek bunun hesabını vermeleri lazım. Dolayısıyla bu konu son derece önemli. Lütfen ilgili bakanları uyarın, bunların cevaplarını versinler.

Şimdi, bir başka konu da destekler. Sayın Başkan, bakın, geçen yıl buğdaya yapılan zam yüzde 12, arpaya yapılan zam ise yüzde 3,6 fakat geçen yıl tarımda girdi maliyetleri yüzde 70 arttı; buna rağmen çiftçiye sadece buğdayda yüzde 12'lik, öte yandan arpada yüzde 3,6'lık bir zam verildi, bir artış verildi. Sonra da denildi ki: "Merak etmeyin, biz size ton başına 1.750 lira destek vereceğiz." Destek yok orta yerde. Bakın, aradan ne kadar zaman geçti?

Teşekkür ediyorum, sanıyorum siz de bir katkı sağlayacaksınız Sayın Tanal...

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Aradan bu kadar zaman geçti, köylünün parası birilerinin cebine peşkeş çekilirken, rantiyecilerin cebine boca edilirken zavallı köylü alın terinin, göz nurunun karşılığını niye alamıyor? Bunların cevabını Tarım Bakanının vermesi lazım. Balıkesir'de çiftçi kan ağlıyor, belli ki Urfa'da da aynı sıkıntılar var. Bir gün dahi vakit geçirmeden bu köylünün hakkını, hukukunu verin.

Tabii, başka bir sıkıntı daha var. Bakın, o dönemde, harman döneminde gübrenin tonu 135 bin liraydı, bugün gübrenin tonu 190 bin lira oldu yani yaz döneminden bugüne gübreye yüzde 40 zam gelmiş. Oturdum, hesapladım, gübrecileri dolaştım Balıkesir'de; son kırk gün içerisinde üre gübresine yüzde 30 zam gelmiş. Arkadaşlar, köylü kan ağlıyor, çiftçi kan ağlıyor, hayvancılık kan ağlıyor; bakın, bu böyle devam ederse bizler gıda enflasyonunda rekor kırmaya devam edeceğiz ve bu millet, maalesef, bugün çarşıya pazara çıktığında, çürümüş ürünleri toplamak zorunda kalan dar gelirli ve emekli yarın çok daha vahim tabloyla karşı karşıya kalacak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Çömez, lütfen tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - O sebeple, çiftçiyi unutmayın diyoruz, köylüyü unutmayın diyoruz, hayvan yetiştiricisini unutmayın diyoruz, verdiğiniz sözlerin arkasında durun diyoruz. Anayasa’nın ve Tarım Kanunu'nun amir hükümleri "Köylüyü destekleyin." derken onlara uyun, gayrisafi millî hasıladan verilmesi gereken katkıları verin diyoruz. Bakın, aksi hâlde biz önümüzdeki yıl daha vahim şeyleri burada konuşuyor olacağız.

 Sözlerimi tamamlarken bir kere daha söylüyorum: Bu hayalî elektrikli traktör projesinin arkasında kim var? Bu 40 milyon dolar kimin cebine boca edildi? Bunların cevabını istiyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Çömez, teşekkür ediyorum.

Diğer söz talebi, Nevşehir Milletvekili ve Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekili Filiz Kılıç'a ait.

Sayın Kılıç, buyurun.

 

33.- Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın, şehit olan Polis Memuru İbrahim Birol'a, Adalet ve Kalkınma Partisinin 8’inci Olağan Büyük Kongresi'ne, evlenen ve boşanan çift sayılarına, aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için atılan adımlara, Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’ne ilişkin açıklaması

 

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri ve ekranları başında bizleri takip eden yüce Türk milleti, Kayseri'de görevi başında rahatsızlanarak kaldırıldığı hastanede şehit olan Polis Memuru İbrahim Birol'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisinin 8. Olağan Kongresi'nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Milletimizin iradesi doğrultusunda Türkiye'nin gelişimi ve kalkınması için üstlendiğiniz sorumlulukta başarılar diliyor, kongrenin ülkemiz ve demokrasimiz adına hayırlı olmasını temenni ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Adalet ve Kalkınma Partisinin 8. Olağan Büyük Kongresi'ne millî birlik ve kardeşliği simgeleyen özel bir çiçek aranjmanı göndermiştir. Bu anlamlı armağan 1.071 adet gülle Malazgirt Zaferi'ni, 1.453 adet karanfille İstanbul'un Fethi'ni, Türk Bayrağı çerçevesiyle birlik ve dayanışmayı, 23 beyaz orkideyle AK PARTİ'nin yirmi üç yıllık yönetimini temsil etmektedir. Sayın Genel Başkanımızın bu takdiri, güçlü Türkiye inancımızın ve birlik ruhumuzun en anlamlı ifadesidir. Bu vesileyle, yeni dönemde görev alacak tüm kadrolara muvaffakiyetler diliyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aile toplumumuzun temel taşı ve millî varlığımızın en önemli unsurudur. Son yıllarda aile kurumumuz çeşitli tehditler ve risklerle karşı karşıya kalmıştır. Bu nedenle, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın 2025 yılını "Aile Yılı" olarak ilan etmesini memnuniyetle karşılamıştık, şimdi de aynı memnuniyetimizi dile getiriyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi olarak aile kurumunun korunması, geliştirilmesi ve geleceğe hazırlanması için yapılacak tüm çalışmaları destekleyeceğimizi ifade ediyorum.

Türkiye İstatistik Kurumunun 2024 yılı verilerine göre, evlenen çiftlerin sayısı 568.395 olarak kaydedilmiştir. Bu, 2023 yılında 567.011 olan evlilik sayısına göre küçük bir artışa işaret etmektedir ancak boşanan çiftlerin sayısı da 2023 yılında 173.342 iken 2024 yılında maalesef 187.343'e yükselmiştir. Bu veriler evlilik kurumunun güçlendirilmesi ve boşanmaların sebepleri üzerinde ciddiyetle durup azaltılması hususunda acilen çalışmalar yapılması gerektiğini de göstermektedir. Ayrıca, ilk evlenme yaşı erkeklerde ortalama 28,3, kadınlarda ise 25,8 olarak belirlenmiştir; bu durum gençlerimizin evlilik yaşının giderek yükseldiğini göstermektedir. Evliliklerin teşvik edilmesi ve gençlerimizin aile kurma süreçlerinde desteklenmesi demografik yapımızın korunması açısından büyük önem arz etmektedir. Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan "Aile Yılı" destekleri kapsamında 1 Ocak 2025'ten itibaren doğan 1'inci çocuk için 5 bin lira, 2'nci çocuk için aylık 1.500 lira, 3'üncü çocuk için ise aylık 6.500 lira yardım yapılacaktır; bu yardımlar çocuklar 5 yaşını doldurana kadar devam edecektir. Ayrıca, evlilik yolundaki genç çiftlere kırk sekiz ay vadeli ve iki yıl geri ödemesiz 150 bin lira tutarında faizsiz kredi desteği sağlanacaktır. Öte yandan, TÜİK'in 2023 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre Türkiye'nin nüfusu bir önceki yıla göre sadece 92.824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 kişiye ulaşmıştır. Yıllık nüfus artış hızı ise binde 1,1 olarak kaydedilmiştir ki bu oran son on beş yılın en düşük seviyesindedir. Bu veriler nüfus artış hızımızın neredeyse durma noktasına geldiğini göstermektedir. Nüfus artışındaki bu yavaşlama, doğurganlık oranlarının düşmesi ve genç nüfusun azalması gibi demografik değişimlerin bir sonucudur. Bu nedenle aile kurumunun güçlendirilmesi ve çocuk sahibi olmanın teşvik edilmesi ülkemizin geleceği açısından hayati önem taşımaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli de aile kurumunun önemine dikkat çekerek "Aileyi ayakta tutan ve sarıp sarmalayan kadındır. Aile ise milletin temel taşıdır." ifadelerini kullanmıştır. Bu sözler aile yapımızın korunması ve güçlendirilmesinde kadınlarımızın rolünün ne derece önemli olduğunu da vurgulamaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için atılan bu adımları destekliyor, aile yapımızın sağlam temeller üzerinde yükselmesi için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğimizi vurguluyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen tamamlayın.

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin bereketli topraklarında alın teriyle üretim yapan çiftçilerimiz son yıllarda artan girdi maliyetleri, iklim koşulları ve piyasa dalgalanmaları nedeniyle ciddi zorluklarla mücadele etmektedir. Tarımsal üretimde kullanılan gübre, mazot, tohum, ilaç gibi temel girdilerin maliyetlerindeki yükseliş çiftçilerimizi zor durumda bırakırken, dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın da sağlıklı ve yeterli besine erişimini olumsuz etkilemektedir. Ancak bizler biliyoruz ki çiftçilerimiz sadece üretim yapan insanlar değil aynı zamanda bu milletin özünü, dirliğini ve birliğini temsil eden emektar neferleridir. Tarımsal üretim sadece bir ekonomik faaliyet değil aynı zamanda Cenab-ı Allah'ın bir lütfu olarak hilesiz, hurdasız elde edilen en helal kazanç kapısıdır. Bu anlayışla, üretimin bereketini paylaşmak ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek her vatan evladının sorumluluğudur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kılıç, lütfen tamamlayın.

FİLİZ KILIÇ (Nevşehir) - Tamamlıyorum.

Bu kapsamda, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli bir çiftçi evladı olarak 2025 yılında sosyoekonomik zorluklarına karşı millî dayanışmayı güçlendirmek amacıyla "Askıda 9 Gülek Buğday" projesini başlatmıştır. Sayın Genel Başkanımız bu projeye ilk katkıyı bizzat kendisi sağlayarak örnek olmuş ve çiftçilerimizi dar ve sabit gelirli vatandaşlarımızın yanında olmaya davet etmiştir. Bu proje Türk milletinin yardımlaşma ve dayanışma ruhunun en güzel yansımasıdır. Bugün çiftçilerimiz tarlalarındaki bereketi paylaşarak dar gelirli vatandaşlarımızın ve çocuklarımızın beslenmesine katkıda bulunmaya hazırdır. Biz de bu dayanışma hareketine Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında destek veriyor, tüm üreticilerimizi ve hayırsever vatandaşlarımızı "Askıda 9 Gülek Buğday" kampanyasına katılmaya davet ediyoruz.

Bu vesileyle, tüm çiftçilerimize kolaylıklar diliyor, emeğiyle sofralarımıza katkı sağlayan herkesin alın terine saygılarımı sunuyor, Genel Kurulu muhabbetle selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Kılıç, teşekkür ediyorum.

Diğer söz talebi, Muş Milletvekili, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grup Başkan Vekili Sezai Temelli'ye ait.

Sayın Temelli, buyurun.

 

34.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, geçen hafta içinde alınan gözaltı kararlarına, Halkların Demokratik Kongresine, kayyum atamalarına, 28 Şubata, açıklanan fitre bedeline ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta içinde yine bir operasyon yaşadık, bir kumpas davası yapılandırılmaya çalışıldı, Halkların Demokratik Kongresi'ne yönelik gözaltılar söz konusu oldu. Cuma akşamı da gözaltına alınan onlarca arkadaşımızdan 30 arkadaşımız tutuklandı, 17 arkadaşımız ev hapsi, üç arkadaşımız da denetimli serbestlikle bırakıldı ancak. Tutuklanan arkadaşlarımızın -tahmin edeceğiniz gibi- hiçbir suçu yok, tamamıyla bir kumpas davası yapılandırılması. Onun ötesinde, soruşturmaya baktığınızda da olabildiğince absürt bir soruşturmayla karşı karşıyayız. Son zamanlarda bunlara çok alıştık, yine böyle bir meseleyle karşı karşıya kaldık. Halkların Demokratik Kongresi on beş yaşında, on beş senedir bu ülkede kadın cinayetlerine karşı, çocuklara yönelik tacize karşı, doğanın talanına karşı, savaşa karşı yani bu ülkede bu ülke halklarına, bu ülke insanına her türlü zulme karşı mücadele etmiş yeni bir muhalefet anlayışının zeminidir, çok güçlü bir platformdur, toplumsal muhalefet için yol göstericidir, siyasi muhalefeti besleyen en önemli kaynaktır. Evet, muhaliftir, zaten muhalif olduğu için de hedeftir, biz bunu biliyoruz. On beş yıl sonra Emniyetin ve yargının oluşturduğu listeler üzerinden âdeta -tırnak içinde söylüyorum- bir cadı avı başlamıştır, kabul edilmesi mümkün değildir. Gerçi, o listeye baktığınızda aslında ne kadar güçlü bir muhalefetin, ne kadar güçlü bir direnişin olduğunu da görüyorsunuz. Bu bizim için gurur kaynağıdır çünkü biz hepimiz HDK'liyiz, bundan da gurur duyarız, saklayacağımız bir şey değildir ama bugün içinde bulunduğumuz durum, maalesef, yargı bürokrasisinin ve güvenlik bürokrasisinin yaratmış olduğu kumpas ve bu kumpasın altında ezilen bir iktidar grubudur. Defalarca burada dile getirdik, burada bir vesayet sistemi oluşuyor ve bu vesayet sistemi sizin iradenizi yok sayarak sizi bir aritmetiğe çeviriyor, bundan hiç mi hicap duymuyorsunuz? "Bu yargı ve güvenlik bürokrasisinin yaratmış olduğu bu düzeneğe karşı hiç mi adım atmayacaksınız?" diye sorduk, hiç ses çıkmadı. Sadece bununla mı sınırlı? Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sadece bununla sınırlı değil. Bakın, 12'nci kayyum Kağızman'a atandı, 12'nci kayyum. 12 kayyum boyunca da burada yine, iktidar partisini uyardık, iktidar partisine dedik ki: Bu bir darbe rejimidir, kayyumlar bir darbedir; bu darbe rejimine karşı harekete geçmelisiniz çünkü siz, tam da bu Mecliste var olma nedeninizle karşı çıkmalısınız çünkü seçilmişsiniz, halkın iradesiyle buradasınız, yerelde seçilmişlere karşı bu darbe girişimine mutlaka sesiniz çıkmalı. Çıktı mı sesiniz? Yok. Gelen her kayyumu için için alkışladınız, bir de çıktınız burada kayyumları savundunuz. Oysa kayyumlar hem siyaseten hem iktisaden suçlulardı; onların yargılanması için adım atmak yerine hâlâ kayyum rejimine devam ettiniz. Van örneğini de verdik. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Van'da bir kayyum atanması sahnesi var, apaçık bir darbe girişiminden başka bir şey değil, bundan daha güçlü bir fotoğraf elimizde yok; 12 Eylülde vardı ancak, mukayese edilecek tek tarih 12 Eylüldür ama bunda ısrar ettiniz.

Kağızman kayyumuyla ilgili gerekçeyi söyleyeceğim size, yargının verdiği kararı, sonra o karara bağlı olarak kayyum atanma gerekçesini. Belediye Başkanımız sevgili Mehmet Alkan husumetli iki aileyi barıştırmış, suç olarak yazılan bu, husumetli iki aileyi barıştırması; bundan daha absürt bir şey duydunuz mu siz? Duyamazsınız çünkü bu kayyum düzenini destekliyorsunuz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üç gün sonra 28 Şubat. AKP sıralarında eminim ki 28 Şubatı hatırlayanlar var, hâlâ o günün neler ifade ettiğini bilenler var. O gün o AKP'li arkadaşlarla -o zaman AKP'li değillerdi- biz hep beraber Beyazıt Meydanı'ndaydık, Taksim'deydik, Kızılay'daydık, darbeye karşı direniyorduk.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - O gün darbeye karşı direnenler bugün o darbe mekaniğinden beslenecek bir yere sürüklenmiş durumdalar. Bence bu bir utançtır, bundan utanmanız gerekiyor, kendinizden utanmanız gerekiyor. AKP Grup Başkan Vekilinin solundan başlayarak ta Mecliste bu uca kadar baktığınızda, bütün muhalefet farklı renklerine rağmen, farklı dünya görüşlerine rağmen, bugün Türkiye demokrasisi için bir mücadele veriyor, barış için mücadele veriyor, demokrasi için mücadele veriyor ve en son örneği, kayyum konusunda bir ortaklaşma var ama o 28 Şubatı unutanlar bugün o kanun teklifine de bir türlü dönüp bakmıyorlar. Onlar bakmamaya devam etsin, Türkiye'de demokrasi mücadelesi büyüyor çünkü tek çıkış demokrasidedir, tek çıkış Meclistedir, müzakerededir, diyalogdadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, lütfen tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Öyle asker postalından, tanklardan medet umanların sonu hüsrandır, hüsran olmuştur. Bu ülkenin tarihini bilenler bunu da bilirler. Bugün siyasi kriz derinleşmiştir, siyasi kriz derinleştikçe ekonomik kriz de derinleşmektedir. Örnek mi? Diyanet İşleri Başkanı fitreyi açıkladı, onun açıklamasından üç gün sonra da pide fiyatları açıklandı. 1 pide 20 lira, sekiz yıl önce 1 pide 1 liraydı. Başarmış olduğunuz bu -tırnak içindeki- başarı öyküsü işte yoksulluktur. İnsanların ramazanı karşılarken düşündükleri tek bir şey vardır; tabii ki bu ramazanda alacakları pide, kuracakları sofra. Hiç abartmıyorum, o 180 liralık fitre bir öğünü bile karşılayamıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Temelli, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet, son kez uzatıyorsunuz, rahatsız olmuş olabilirsiniz çünkü o 180 lirayla bir öğün bile geçiremiyor insanlar ama Diyanet İşleri Başkanının umurunda değil. Diyanet İşleri Başkanının altındaki araba, Diyanet İşleri Başkanının yaşadığı şatafat bununla mukayese edilmeyecek bir uçurumu bize gösteriyor. Ama o şatafata siz de düşkünsünüz, zaten düşkün olduğunuz için ne yoksulun dilinden anlıyorsunuz ne hâlinden anlıyorsunuz ama bu yoksulluğu yönetebilmek adına tanklardan, askerden, polisten medet umuyorsunuz. İşte faşizm budur. Buradan bir çıkış yolu yoktur, çıkış yolu demokrasidir. O yüzden de 28 Şubatı bir kez daha size hatırlatıyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.

 

VII.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Bekir Bozdağ’ın, Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

 

BAŞKAN - Sayın Temelli, sadece bir hususu ifade etmek isterim. Burada Sayın Grup Başkan Vekillerimize eşit bir muamele yapılıyor. Herkese beş dakika açıyoruz, sonra birer dakika arayla uzatıyoruz. Üçüncü uzatmadan önce de herkese aynı uyarıyı yapıyorum. O yüzden o ifadenize üzüldüğümü bilmenizi isterim. Sizin söyledikleriniz için zaten Meclis var, herkes görüşlerini ifade etsin diye; bunu ifade etmek isterim.

Şimdi diğer söz talebi, Ankara Milletvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Murat Emir'e ait.

Sayın Emir, buyurun.

 

V.- AÇIKLAMALAR (Devam)

35.- Ankara Milletvekili Murat Emir’in, muayene katılım paylarına, vatandaşın kredi kartı borçlarına, RTÜK’ün kestiği cezalara ve İstanbul Başsavcısına ilişkin açıklaması

 

MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Anımsanacağı gibi, ocak ayının başında bir yasa geçirmiştik ve bu yasadan alınan yetkiyle muayene katılım payları yüzde 500 oranında artırıldı ve 2 lira olan muayene 20 lira, 7 lira olan ikinci basamak muayenelerindeki katılım payı da 45 liraya çıkarılmıştı. Biz buradan bunun insafsız, haksız ve özellikle de yaşlı ve hastalıklı nüfusumuz açısından taşınamaz bir yük olduğunu ısrarla söylemiştik ama uyarılarımızı dinlememişlerdi. Son bir değişiklikle bu 45 lirayı 20 liraya geri aldılar; biz de sevindik, elbette iyi bir şey bu ama nasıl oldu da bu oldu diye de baktık tabii. Çünkü biz anlatıyoruz, dinlemiyorlar; halkımız feryat ediyor, dinlemiyorlar; emeklilerimiz ayda bir defa bile doktora gidemeyecek hâle geliyorlar, dinlemiyorlar. Meğer bunun altından Merkez Bankasının enflasyon uyarısı varmış, o çıktı. Merkez Bankası diyor ki: "Ocak ayı enflasyonu yüzde 5 çünkü bunun yüzde 0,6'sı muayene katılım paylarından geldi. Bu böyle devam ederse bu fark yüzde 1,7 olacak, yıl sonunda e biz yüzde 24'ü tutturacağız. Ne yapalım? O zaman bunu geri alın." Ve şimdi 20 liraya indirdiler. İyidir ama eksiktir. Burada şu ortaya çıkmıştır: Bu iktidarın bütün yönetimleri gibi sağlık yönetimi de tutarsızdır, iyi çalışılmamıştır, beceriksizdir ve savruktur.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; vatandaşımız ağır bir ekonomik krizin pençesinde inim inim inlerken birçok gösterge var bu yoksulluğu ve çaresizliği ortaya koyan. Bunlardan bir tanesini paylaşacağım sizinle. Vatandaşımız maalesef borç batağında; vatandaşımız kredi kartının borcunu ödeyemiyor, çok takibata giriyor, borcu borçla kapatıyor, günü kurtarıyor ama maalesef borçları da katlanarak artmaya devam ediyor. Bakınız, Sayın Başkan, vatandaşımızın toplam kredi kartı borcu bakiyesi 1 trilyon 981 milyar lira, vatandaşımız kredi kartıyla 1 trilyon 981 milyar lira borçlanmış ve bu kredi kartı ve kredi borcunun 137 milyarı şu anda icra takibinde yani halkımızın büyük bir kısmı borçlanmak zorunda ve bu borçları da büyük oranda icra takibine konu olmuş; bu da son derece çarpıcı bir rakam. Dolayısıyla da bu ülkeyi yönetenlerin özellikle bu rakamlara dikkat etmesinde büyük yarar var.

Sayın Başkan, RTÜK her gün, kendisinden beklenen ve kanununda da yazan "kamu tüzel kişisi olmaktan kaynaklanan tarafsızlığı"nı ihlal edecek örneklerle karşımıza çıkıyor. Kısa bir süre önce muhalif saydığı bütün medya gruplarına ağır cezalar kesti, gerekçesi de şu: Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, Sinan Ateş cinayetinin dosyasında şüpheliydi, şimdi dosyası ayrıldı ve takipsizlik verildi ama ilk baştaki dosyada adı var ve Ahmet Yiğit Yıldırım'ın aracının katili taşıdığı da mobese kayıtlarıyla sabit. Bu kişinin ilgili avukatla yani şu anda tutuklu olan Serdar Öktem isimli avukatla hastanede buluştuğu, bulunduğu kamera kayıtlarına yansıdı ve bu haber yapıldı. Değerli arkadaşlar, bundan daha doğal bir haber olur mu? Basın, medya bunu haber yapmayacaksa neyi yapacak? Yani bir şüpheli var, dosyası görülüyor, bir cinayet davası var ve bu cinayet davasındaki bir tutukluyla hastanede buluşuyor ve bunun da kayıtları var. "Sen bunu yayınlayarak yargının yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiliyorsun." diye ceza kesti. Yine, TÜSİAD, bugün hedefe koydukları TÜSİAD, TÜSİAD'a yapılanı savunamayınca, TÜSİAD'ın geçmişini karıştırıyorlar. Bırakın onları... İş dünyasına ait bir kuruluş, dünya çapında da saygınlığı olan ve Türkiye'de ağırlığı olan yani hacimsel olarak istihdam ve ihracatta ağırlığı olan bir kurum diyor ki: "Türkiye'de yargı bağımsızlığı olmazsa, hukuk devleti olmazsa yatırım alamayız; Türkiye'nin iş, aş sorunlarını çözemeyiz." Son derece açık ve son derece net.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, lütfen tamamlayın.

MURAT EMİR (Ankara) - TÜSİAD bunu söylemeyecek de ne söyleyecek? Efendim, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan diyor ki: "Türkiye'de fırsat eşitliği bitti, azaldı. Bakın, ben Elâzığ'ın bir köyünden çıktım, geldim buralara ama bugün artık bunu söylemek imkânsız." Bu bir görüş. Bunu söyledi diye Sözcü TV'ye ceza kesti ve bunu kesen kurumun başkanı bunları niye yaptığını bir kez daha ortaya koydu. Bakın, Ebubekir Şahin'in AKP kongresi için attığı "tweet." Bu kişi siyasi bir kişilik değil. Bakın, burada biraz önce AKP kongresini tebrik eden mevkidaşlarım oldu, gayet haklarıdır, kimse buna karışamaz hatta ben de diyebilirim hayırlı uğurlu olsun diye ama RTÜK'ün başındaki, kamu tüzel kişiliğinin başındaki kişi, yemin etmiş kişi eğer AKP kongresine böylesine iltifatlarda bulunuyorsa işte bu takdiri almak için de bu uygulamaları yapıyor. Bu değil değerli arkadaşlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, lütfen tamamlayın.

MURAT EMİR (Ankara) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Yani medyayı sustur, sivil toplumu sustur, üniversiteleri sustur, baroları sustur, muhalefet partisine davalar aç, potansiyel adaylara davalar aç; nereye kadar sürecek bu? Ve bunun da en büyük apareyinin Ebubekir Şahin olduğu ve RTÜK olduğu bir kez daha ortaya çıktı.

Bir İstanbul Başsavcımız var yani Başsavcı mı yoksa kendini Türkiye'nin her işine bakmakla yetkili sayan bir kişi mi anlamak mümkün değil. Yani olağanüstü yetkileri haiz, belli; Sayın Ümit Özdağ'ı İstanbul'da yargılamak için Antalya'dan başka bir iddiayla getirtip Kayseri'deki bir iddiayla tutuklayacak kadar alanını genişletiyor; Ankara'yla ilgili, Ankara'nın yetkisine giren konularda soruşturma yürüttüğünü de gayet iyi biliyoruz, şimdi de SPK'ye el attı. Ya, Sermaye Piyasası Kurulunun koşulları belli, şartları belli, kanunu belli; eğer borsada bir manipülasyon varsa bunun araştırılacağı yer SPK'nin kendisidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Emir, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

MURAT EMİR (Ankara) - "Borsa yüzde 2 düştü." İlk defa düşmüyor ki, yüzde 10 düştüğü de oldu, SPK görevini yapar. "Yok, ben soruşturacağım." Niye? Hangi yetkiyle? Borsaya da siz mi bakacaksınız? Bakın, Türkiye'deki bu yoksullaşmanın, bu işsizliğin, bu enflasyonun, bu fukaralaşmanın 1'inci kaynağı hukuk devletinin olmayışıdır ve başsavcının operasyon yaptığı, başsavcının yönettiği bir borsaya yatırım gelmeyince de "Türkiye niye büyümüyor?" diye feryat ediyoruz. İşte, açık örneği. Başsavcılar borsaya böyle işlem yaparlarsa elbette ki ekonomi düzelmez, yatırımcı gelmez ve bu yoksulluk kaderimiz olmaya devam eder.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Emir, teşekkür ediyorum.

Diğer söz talebi, Gaziantep Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Abdulhamit Gül'e ait.

Sayın Gül, buyurun.

 

36.- Gaziantep Milletvekili Abdulhamit Gül’ün, AK PARTİ'nin 8'inci Olağan Genel Kuruluna ve AK PARTİ’ye, terörü ortadan kaldırma konusundaki kararlılıklarına, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye ilişkin açıklaması

 

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, aziz milletimiz; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Bu pazar günü AK PARTİ'mizin 8'inci Olağan Genel Kurulunu büyük bir coşkuyla, heyecanla yaptık. Tüm Türkiye'den, 81 ilimizden ve yurt dışından AK PARTİ'ye, bu coşkuya, heyecana destek olan, ortak olan çok değerli teşkilat mensuplarımıza ve aziz milletimize şükranlarımızı sunuyoruz. Yirmi dört yıldır Türkiye için, milletimiz için, Türkiye'nin istiklali ve istikbali için mücadele eden Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AK PARTİ hareketi, yine geleceğe doğru, Türkiye'nin güçlü geleceğine doğru, hedeflerine doğru kararlı bir şekilde yoluna devam etmektedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın kongremizde de hem Türkiye Yüzyılı inşasına yönelik yapmış olduğu değerlendirmeler hem Türkiye ve dünya gündemine ilişkin yapmış olduğu çağrılarla daha adil bir dünyanın kurulabileceğine ilişkin çağrıları bütün dünyada çok önemli karşılık bulması gereken mesajlardır. İnanıyoruz ki hem Türkiye'nin yeniden büyük Türkiye, güçlü Türkiye olma ideali hem de daha adil bir dünyanın kurulmasına yönelik Cumhurbaşkanımız liderliğinde Türkiye, öncülük yapmaya, liderlik yapmaya, bölgesel ve küresel liderliği yine kararlı bir şekilde sürdürmeye devam edecektir. AK PARTİ, kurulduğu günden beri, milletimizin iradesiyle tabelasını astığı ve destek verdiği, 7'den 70'e herkesin omuz verdiği bir siyasi harekettir ve kapı kapı gezerek milletin oy verdiği, daha da önemlisi gönül verdiği bir siyasi harekettir. AK PARTİ bir halk hareketidir, AK PARTİ bir gençlik hareketidir, AK PARTİ bir kadın hareketidir, AK PARTİ dünya siyasi tarihine, demokrasi tarihine örnek olarak okutulacak, üzerinde doktora ve akademik çalışmalar yapılacak, çok önemli siyasi başarılara imza atmış bir siyasi harekettir; bir dava hareketidir, lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır ve yine kurulduğu günden beri yapmış olduğu reformlarla milletimize hizmetlerini ortaya koymuştur ve daha nice reformlar yapma kararlılığıyla, iradesiyle önümüzdeki dönemde de milletimize hem ekonomik alanda hem hukuki alanda reformları kararlı bir şekilde sürdürmeye devam edecektir.

Türkiye, tüm bu çalışmalarıyla birlikte dünyada barışın, çok yönlü diplomasinin, ahlakın, vicdanın sesi olmuştur ve daha güçlü bir şekilde bu sesi yükseltmeye devam edecektir. Türkiye'yi, ülkemizi toksik demokrasiden, siyaset ve toplum mühendislerinin etkisinden, vesayetçi kurumların gölgesinden tamamen arındırarak demokrasimizi, siyaset kurumunu daha da güçlendirici adımları hem yeni anayasayla hem Siyasi Partiler Kanunu'yla hem Meclis İçtüzüğü'yle hem Seçim Kanunu'yla Türkiye'yi daha demokratik bir Türkiye'ye inşallah ulaştırmaya hep beraber kararlıyız, devam edeceğiz tüm bu çalışmalara.

AK PARTİ, sadece bölgesel bir parti, sadece bir zümrenin, bir kesimin değil Türkiye'nin tamamını temsil eden bir toplumsal merkezin bizatihi kendisi olan bir siyasi harekettir, bir partidir. Siyasetimizi yaparken toplumun her kesimini kucaklamaya, her kesimine bu çatı altında, bu tabela altında, bu partinin bir öznesi olarak yer vardır ve bu çağrımızı bir kez daha yineliyoruz.

Yepyeni bir döneme girerken, dünya sisteminde çoklu krizlerle dünya bir krize doğru giderken, çatışmaya, gerilimlere doğru giderken Türkiye'nin çok önemli bir misyonu yine önündedir. Türkiye terör belasını, ülkemizin üzerinde bir kambur gibi duran bu terör sıkıntısını tamamen ortadan kaldırmaya kararlıdır. Terörsüz Türkiye anlayışıyla önümüzdeki dönemde yine mücadelesini güçlü bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımızın iç cepheyi güçlendirme çağrıları ve yine Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin bu çerçevedeki yaklaşımları, açıklamaları ve tutumları demokrasimiz ve ülkemiz adına çok önemli bir tutumdur ve önemli bir tarihî sorumluluk bilinciyle yapılan açıklamalar ve tutumlardır.

Bu vesileyle, geçtiğimiz günlerde başarılı bir operasyon geçiren ve çok şükür ki hızlı bir şekilde sağlığına kavuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli Beyefendi'ye bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da AK PARTİ-Cumhur İttifakı ülkemizin kalıcı sorunlarını çözmeye devam edecek, reformlarla birlikte ülkemizi geleceğe her açıdan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayın.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Türkiye Yüzyılı'nı Cumhurbaşkanımız liderliğinde kurmaya kararlıyız. Milletimizle beraber, omuz omuza eksiklerimizi, hatalarımızı onararak... Elbette yirmi dört yılın içerisinde eksiklerimiz mutlaka var, yapacağımız, atmamız gereken adımlar var; bunları da bu dönemde milletimizle beraber atacağız, onlara layık bir şekilde siyasetimizi sürdüreceğiz diyorum.

Kongrede görev alan arkadaşlarımızı tekrar tebrik ediyorum. Ülkemize, Türk demokrasisine, ülkemiz demokrasisine hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Gül.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Çömez...

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bir söz talebim vardı.

BAŞKAN - Buyurun.

 

37.- Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez’in, Nevşehir Milletvekili Filiz Kılıç’ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Milliyetçi Hareket Partisinin Sayın Grup Başkan Vekili "9 Gülek Buğday" kampanyasından bahsetti -son derece kıymetli bir kampanya- ve söz konusu kampanyayı ifade ederken özellikle dar gelirlilerin, emeklilerin çocuklarının beslenebilmesi için bunun çok kıymetli olduğunu vurguladı; ben de katılıyorum. Tabii, müteaddit defalar burada ifade ettik yani bu ülkede çocukların beslenmesiyle ilgili çok ciddi sıkıntılar var. Çocukların persentil eğrileri, büyüme eğrileri düştü; büyüme, gelişme gerilikleri var ve 2022'den 2023'e bebek ölümlerinde yüzde 30'luk bir artış var. Dolayısıyla yapılacak olan bu katkının değerli olduğunu düşünüyorum. İktidar partisinin Sayın Grup Başkan Vekiline sormak istiyorum: Acaba bu kampanyaya nasıl bir katkı sağlayacaklar, nasıl bir destek verecekler? Ve başta Sayın Cumhurbaşkanı olmak üzere partisinin yetkilileri nasıl bir adım atacaklar? Ve ne kadar buğday toplanması öngörülüyor? Ben bu konuda onların vereceği katkıyı merak ediyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Peki, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 16.41

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.06

BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ

KÂTİP ÜYELER: Asu KAYA (Osmaniye), Kurtcan ÇELEBİ (Ankara)

----- 0 -----

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60'ıncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Şimdi gündeme geçiyoruz.

"Başkanlığın Genel Kurula Sunuşları" vardır.

YENİ YOL Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Şimdi öneriyi okutuyorum:

 

VIII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkan Vekili Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen tarafından, son beş yıl içerisinde ekonomik krizin zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası prim tutarlarındaki artışları üzerindeki etkilerinin, sigorta şirketlerinin sigorta yaptırma kriterlerinin mevzuat sınırlarında kalıp kalmadığının, sigorta prim tutarları belirlenmesinde sigorta şirketleri arasında haksız rekabet teşkil edecek uygulamalarının bulunup bulunmadığının ve bu süreçlerin sigorta acentelerine olumsuz etkilerinin belirlenmesi amacıyla 25/2/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 25 Şubat 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 25/2/2025

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 25/2/2025 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

 

Bülent Kaya

 

 

İstanbul

 

 

Grup Başkanı

Öneri:

Mersin Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Mehmet Emin Ekmen tarafından, son beş yıl içerisinde ekonomik krizin zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası prim tutarlarındaki artışları üzerindeki etkilerinin, sigorta şirketlerinin sigorta yaptırma kriterlerinin mevzuat sınırlarında kalıp kalmadığının, sigorta prim tutarları belirlenmesinde sigorta şirketleri arasında haksız rekabet teşkil edecek uygulamalarının bulunup bulunmadığının ve bu süreçlerin sigorta acentelerine olumsuz etkilerinin belirlenmesi amacıyla 25/2/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerin 25/2/2025 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

 BAŞKAN - YENİ YOL Partisi grup önerisinin gerekçesini açıklamak üzere Gaziantep Milletvekili Ertuğrul Kaya'ya söz veriyorum.

Sayın Kaya, buyurun. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)

YENİ YOL GRUBU ADINA ERTUĞRUL KAYA (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri YENİ YOL Grubumuz ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.

Milletimize iktidar eliyle yaşatılan ekonomik kriz ne yazık ki artık vatandaşlarımızın yaşamlarının her alanında; ama istisnasız günlük hayatlarının her alanını olumsuz etkiliyor. Bu krizin etkilediği alanlardan biri de zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası prim tutarlarındaki fahiş fiyat artışları. Yaşanan ekonomik kriz, maalesef artık, vatandaşımızın yapılması zorunlu, yaptırılmadığında ise cezai müeyyideyle karşılaşacağı trafik sigortasını yaptırmaması yönünde vatandaşlarımızı zorlayan bir duruma gelmiş vaziyette. Ceza alma riskini bile -Allah korusun- bir kaza sonrasında çok ciddi maddi kayıpları bile vatandaşlarımız artık bir kenara koyup aracını sigorta yaptırmaktan imtina eder hâle geldi. Vatandaşlarımız artık yiyeceği ekmeğin hesabını yaparken zorunlu trafik sigortası ve beraberinde kasko sigortalarını yaptırmama cihetine hızla sürükleniyor.

Ülkemizde trafiğe kayıtlı 31 milyon 300 bin araç var. Bu rakam bile bu sorunun vatandaşlarımızın ne kadar büyük bir kesimini etkilediğini açıkça ortaya koyuyor. Bakın, sekiz ay öncesinden bir haber: "Her 5 araçtan 1'i sigortasız." Anadolu Ajansı'nın bir diğer haberi: "Trafikteki araçların 23,3 milyonu sigortalı." yani 31 milyon 300 binden çıkarttığımız zaman -tabii, Anadolu Ajansı'nın haber yapma tekniği bir başka- yaklaşık 7 milyon araç sahibi aracını sigorta yaptırmıyor. Diğer bir haber: "Türkiye'de son altı ayda otomobillerdeki sigortasızlık oranı arttı." Diğer bir haber: "Türkiye'de sigortasız otomobil sayısı altı ayda yüzde 20 arttı." Diğer bir haber: "Trafik sigortası olmayan araç sayısı 1,6 milyon arttı." Evet, bu haberler, tabii, artarak devam ediyor.

Değerli arkadaşlar, zorunlu olmasına rağmen, cezai müeyyide olmasına rağmen, aracının bağlanma riskine rağmen araçlarını sigorta ettirmekten vatandaşlarımız artık imtina ediyor. Pekâlâ, sorun sadece bu mu? Sigorta şirketleri de artan işletme maliyetleri ve enflasyon nedeniyle fırlayıp giden araç ve yedek parça maliyetleri nedeniyle tazminat ödememek için işi yokuşa sürüyor; vatandaşa eziyet ediyorlar, hak sahiplerine ödeme yapmamak için âdeta ipe un seriyorlar. Başka ne yapıyor sigorta şirketleri? Hasar ödemelerini geciktiriyorlar. Zorunlu trafik sigortasını yaptırmak isteyen veya yaptırmaya yeltenen vatandaşlarımız toplu bir ödemeyle karşı karşıya bırakılıyorlar. İş yokuşa sürülüyor, taksit yapılmıyor, tek çekim veya nakit ödemeye vatandaşlarımız zorlanıyor. Tabii, sigorta şirketleri ve vatandaşlar arasında aracılık yaparak bu sorunun tam ortasında yer alan sigorta acenteleri de mağdur ediliyor. On binlerce kişiye istihdam sağlayan sigorta acenteleri, maalesef, sigorta şirketlerinin belirlediği katı kriterler nedeniyle birçok aracın poliçesinin oluşturulamaz hâle geldiğinden yakınıyorlar.

Ekonomik kriz nedeniyle vatandaşlarımız araçlarını yenileyemiyor, trafikteki araç yaş ortalaması da hızla artıyor. 2024 sonu itibarıyla araçların yaş ortalaması on dört yıl üç ay gibi yüksek bir orana ulaşmış vaziyette. İktidara buradan seslenmek istiyorum: Şimdi, tabii, niyet okuyuculuğu yapmak istemiyorum ama ağzınızı büzüşünüzden "Ömer" diyeceğiniz de belli. Birazdan önergemizi reddedeceksiniz ve muhtemelen, yine birazdan önergemize ilişkin kanaatlerinizi bildirirken, 2002 yılında Türkiye'de trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtlarının sayısının 8 milyon 655 bin olduğunu, bugün bu rakamın 31 milyon 301 bin seviyelerine çıktığını yani uçtuğumuzu, kaçtığımızı anlatacaksınız.

Değerli arkadaşlar, sıfır lüks araç talebinde, evet, patlama yaşanıyor; evet, bu sayıların içinde Meclis bahçemizdeki Audi araçları da sayabiliriz. 85 milyonluk Türkiye'de sadece küçük bir azınlık parasına para, zenginliğine zenginlik katıyor; bunlar neredeyse her yıl araçlarının modellerini yeniliyorlar. Lüks araç satan galeriler talebe, evet, yetişemiyorlar. Bir tarafta ucuz ekmek kuyrukları, diğer tarafta ise lüks araba kuyrukları.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL KAYA (Devamla) - Tamamlıyorum efendim.

BAŞKAN - Lütfen Sayın Kaya, tamamlayın.

ERTUĞRUL KAYA (Devamla) - Bir tarafta "Bir daha elime geçmez." diye arabasına ailesinin bir ferdi, bir evladı gibi, göz bebeği gibi bakmak zorunda kalan milyonlarca vatandaşımız; diğer tarafta ise hurdaya ayrılması gereken araçlara binerek kelle koltukta yolculuk yapan vatandaşlarımız.

Değerli arkadaşlar, bir otomobilin 4 lastiği en az 12 bin lira, çok değil yedi yıl önce bu paraya ikinci el bir araba, araç pekâlâ alınabiliyordu; şimdi, aynı paraya arabanın dört lastiği... Hesap ortada, krizin büyüklüğü ortada. Daha dün ihalesi yapılan araç muayene istasyonlarındaki fahiş fiyatları da ayrıca konuşacağız, burada güya devlet kontrolünde... Bu konuyu da ayrıca konuşacağız, o da gündemimizde, ona da sıra gelecek, orada yaşananları da buradan milletimizle paylaşmaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kaya, teşekkür ediyorum.

Öneri üzerinde ilk söz talebi, İYİ Parti Grubu adına İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar'a aittir.

Sayın Kırkpınar, buyurun. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YENİ YOL Partisinin grup önerisi üzerinde İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım.

AK PARTİ iktidarlarının yarattığı büyük ekonomik yıkımın faturasını her alanda ödemeye mecbur bırakılıyoruz. Bugün araçların tamir, bakım masrafları, sayıları artarak rekor rakamlara ulaşan trafik cezaları, motorlu taşıtlar vergisi, yüksek otoyol ve köprü ücretleri, araç muayene ücretleri, ardı arkası kesilmeyen akaryakıt zamları, yetmiyormuş gibi astronomik rakamlarla telaffuz edilen trafik ve kasko sigortası primleri insanımızı canından bezdiriyor. Sizler buralarda gelecek paralarla kasadaki açığı kapatma hayalleri kuruyorsunuz ama bakın, zorunlu sigorta yaptırma yükümlülüğüne rağmen sigortasız olarak trafiğe çıkan araç sayısında bir hayli artış var. Asgari ücret düzeyinde geliri olan aileleri bir düşünün, en ucuz arabayı bile taşıyacak mali durumları kalmadı. Fakirliğin seviyesi her geçen gün derinleşiyor. Zorunlu trafik sigortası fiyatları enflasyonun çok üzerinde artırıldı. Sigorta şirketlerinin aynı model ve yaşta araçlar için yüzde 100'e varan fiyat farklarını engellemek adına neden bir dönem denetim mekanizması geliştirilmiyor? Zorunlu trafik sigortası ücretlerine ilişkin taban-tavan fiyat uygulamasını neden getirmiyorsunuz? Fiyat istikrarının sağlanması ve fiyatların makul seviyelere çekilmesinde harekete geçmek için neyi bekliyorsunuz?

Değerli milletvekilleri, Hükûmetin mağdur ettiği taraf yalnızca araç sahipleri değil, Türkiye'de sigorta pazarı büyük bir sektör ve yaklaşık olarak 16 bin acente bu pazarda faaliyet gösteriyor. Sektörün en önemli oyuncusu olan acenteler özellikle son yıllarda pazar kaybı, gelir yetersizliği, düşük komisyon ve teknoloji, haksız şubeleşme ve haksız rekabet gibi birçok konuda sorunlar yaşıyor. Görüldüğü üzere, her iki tarafın da kazanımına katkı sağlayacak adımların ivedilikle atılması gerekiyor.

Bu sebeple, YENİ YOL Partisinin vermiş olduğu önergeyi desteklediğimizi ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Kırkpınar, teşekkür ediyorum.

Öneri üzerinde diğer söz talebi, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez'e ait.

 Sayın İrmez, buyurun. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ZEKİ İRMEZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ekranları başında bizleri izleyen tüm Türkiye halkları ve cezaevinde haksız, hukuksuz bir şekilde rehin tutulan tüm yoldaşlarımı saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Görünen o ki Meclisin tüm işini gücünü bırakıp zamanını AKP iktidarının yarattığı ekonomik krizin yaralarını sarmaya, toplumsal tahribatı ve çürümeyi geriletmeye ayırması gerekiyor. Biz bunu istiyoruz, talep de ediyoruz. Tabii ki bunun için de mücadele ediyoruz fakat önümüze sürekli suni gündemler konuluyor, Meclisin toplumun yaralarına deva olmasının önüne geçiliyor. Evet, dağılan hayatlar, geleceksiz kılınmış bir toplum, krizin yol açtığı umutsuzluk söz konusu. İktidarın semirttiği, eleştiri cümlesi kuran yandaşına hemen bir koltuk hediye ettiği günlerden geçiyoruz. Hakikati görmezden gelen bu rantçı, iş birlikçi, kirli para ittifakına karşı toplumu savunmaya, toplumun hakkını savunmaya, örgütlenerek büyüme devam edeceğiz. Bakınız, yarattıkları ekonomik krizi sönümlendirebilmek için akıllarına gelen çözüm demokratikleşmek, rantçı ve sermayeci anlayıştan uzak durmak değil, gözü dönmüşçesine halkın cebine el uzatmak, vergileri daha da artırmak olmuştur. Tüm kalemlerde vergiler artırılmış, yurttaş nefes alamayacak hâle getirilmiştir. Bu durumun bir çıktısını da araç vergilerinde, özellikle de zorunlu trafik sigortalarındaki artışta ve bunun doğal bir sonucu olarak kasko ücretlerinin de artmış olmasında görüyoruz. Yüzde 50'leri aşan oranlarda artışlar söz konusu olmuştur. Mevcut durumdan dolayı yurttaş zorunlu trafik sigortasını ödeyemez duruma gelmiştir ve yine, kazaya belaya karşı aracına kasko yaptırmak isteyen yurttaş da maalesef bu pahalılıktan nasibini almıştır. "Her tarafa, her yere duble yol yaptık." diye övünen iktidarın aslında Şırnak'ta, Mardin'de, Edirne'de, Kars'ta, Trabzon'da, Mersin'de ve daha birçok kentte bile isteye bakımsız bıraktığını ve onlarca yıldır hiçbir bakım yapılmayan yolların kazalara sebep olduğunu düşünürsek, dişinden tırnağından artırarak bir arabayı alan yurttaş için kasko da bir zorunluluk hâline geldi. Ekonomik krizin sorumlusu olan iktidar, mevcut toplumsal kaosu görmezden gelmeye çalışsa da mızrak çuvala sığmıyor artık. Bir asgari ücretlinin, 30 yaşındaki bir aracı yani hurdaya ayrılması gereken bir aracı alabilmek için bile hiçbir şey yemeden içmeden tam on dört ay çalışması gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın İrmez, lütfen tamamlayın.

MEHMET ZEKİ İRMEZ (Devamla) - Hurda bir araç alabilmek bile bu kadar zorken bir de bunun vergisi çıkıyor; yetmedi, trafik sigortası çıkıyor.

İktidar her gün bizden ve cebimizden bir parça koparıyor; yetmiyor, lokmamıza ortak oluyor; yetmiyor, bindiğimiz araca, bindiğiniz araca ortak oluyor. Sonuç olarak, ekonomik krizin altında yine maalesef yurttaş eziliyor. Acilen, araçlar alınırken ödenen vergilerin, trafik sigortasının insani koşullara çekilmesi gerekiyor.

Biz de DEM PARTİ Grubu olarak bu öneriye destek veriyoruz. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın İrmez, teşekkür ediyorum.

Diğer söz talebi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Düzce Milletvekili Talih Özcan'a ait.

Sayın Özcan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

 CHP GRUBU ADINA TALİH ÖZCAN (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YENİ YOL Partisinin grup önerisi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, içinden geçtiğimiz ekonomik kriz ve geçim derdi her alanda devam ediyor. Nüfusun yarısı 14 bin lira emekli maaşıyla, 22 bin lira asgari ücretle yoksulluk sınırının altında geçinmeye çalışıyor. Aile yılı ilan edilen 2025 yılında 4 milyona yakın hane ve 20 milyon insanımız sosyal yardımlara muhtaç olmuştur. 8 milyon vatandaşımız genel sağlık sigortası prim borcunu ödeyemiyor. 2024 yılında 170 bin çocuk yatağa aç girdi. Sayenizde işçi, memur, emekli çarşıya, pazara çıkamaz oldu; ev kirasını, faturalarını ödeyemez oldu.

Değerli milletvekilleri, 2025 yılında vergi arttı, maaşlar eridi; gıda fiyatları, otoyol ve köprülere, akaryakıta, ev kiralarına yapılan zamlar nedeniyle vatandaşlarımız artık nefes alamıyor. Bunlardan biri de zorunlu trafik sigortası ve kasko ürünlerine yapılan zamlardır. Ülkemizde trafiğe kayıtlı araç sayısı 31 milyondan fazladır. Yeni yılda sigorta primlerinden teminat limitlerine kadar birçok değişiklik yapıldı ancak yüksek fiyatlar ve ekonomik krizin etkisiyle zorunlu trafik sigortası veya kasko yaptırmayanların sayısı her geçen gün artmaktadır. Güncel raporlara göre, zorunlu trafik sigortası olmayan araç sayısı 7 milyonu geçmiştir, kasko sigortalarına olan talep azalmıştır. Sigorta şirketleri arasında fiyat farklılıkları bulunmaktadır. Sigorta şirketlerine göre kriterler değişmektedir. Araç sahipleri bu fiyatları ödemekte zorlanmaktadır. Ayrıca, sigorta şirketlerinin hasar ödemeleri sürelerinde gecikmeler yaşanmakta olup vatandaşlarımız mağdur olmaktadır. Sigorta şirketleri ve araç sahipleri arasında açılan davaların sayısı giderek artmaktadır.

Değerli milletvekilleri, iktidarın yanlış ekonomi politikaları araç sahiplerini hep pişman etmiştir. 2025 yılında bir aracın yıllık masrafı vatandaşın belini bükmüştür. Motorlu taşıtlar vergisi, kasko, trafik sigortası, bakım ve yakıt masrafları derken en uygun aracın yıllık masrafı 70 bin lirayı geçmiştir. Bu rakam emekli maaşına, 3 asgari ücrete denk gelmektedir. Araba almak hayal oldu, şimdi araba masrafını karşılamak daha da hayal oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Özcan, lütfen tamamlayın.

TALİH ÖZCAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, geçtiğimiz gün araç muayene ihalesi yapıldı. Birçok yabancı firmanın katıldığı ihale sonucunda araç muayene hizmeti yirmi yıllığına 1,7 milyar dolara yabancı ortaklı firmaya verildi. Yılda 12,5 milyon araç ortalama 2 bin lira bedelle muayene oluyor. Bu durumda, ihaleyi alan şirket yılda 25 milyar yani 20 yılda 13,7 milyar dolar kazanacak. Hazineye giden para 1,7 milyar dolardır, ihaleyi kazanan firmaya da 12 milyar dolar gitmektedir.

Bunun için, bu ihale zarara uğratıyor, derhâl kamulaştırılmalı diyorum; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Özcan, teşekkür ediyorum.

Diğer söz talebi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Faruk Aytek'e ait. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Sayın Aytek, buyurun.

AK PARTİ GRUBU ADINA FARUK AYTEK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YENİ YOL Grubunun Meclis araştırması açılması teklifi üzerine AK PARTİ Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu, yüce heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Zorunlu trafik sigortası ve kasko sigortası primlerinin belirlenmesi yalnızca tek bir parametreye bağlı olmayan, çok katmanlı ve dinamik bir süreçtir. Aktüeryal hesaplamalar, hasar frekans analizleri, reasürans piyasasındaki gelişmeler, teknik karşılık düzenlemeleri ve piyasa denge unsurları gibi birçok faktör bu sürecin belirleyici unsurları arasındadır. Sigorta primleri yalnızca arz talep dengesiyle değil, aynı zamanda sigorta şirketlerinin mali yapısı, küresel finans piyasalarındaki gelişmeler ve en önemlisi risk yönetim stratejileri doğrultusunda şekillenmektedir. Bu noktada, prim artışlarının sigorta havuzundaki risk dağılımı, hasar gerçekleşme oranları, döviz kurundaki dalgalanmalar, yedek parça maliyetleri gibi nesnel kriterlerle hesaplanmaktadır. Özellikle küresel ekonomik gelişmelerin sigorta sektörüne etkisi göz ardı edilmemelidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu çerçevesinde sigorta şirketlerinin teknik kârlılıklarını sürdürebilmeleri ve reasürans kabullerine uygun bir prim seviyesinin oluşturabilmeleri esastır. Bu bağlamda, Hazine ve Maliye Bakanlığımıza bağlı Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu zorunlu trafik sigortasında fiyat dengesini sağlamak adına tavan fiyat uygulamasını yürütmekte, sigorta primlerine ilişkin düzenlemeleri titizlikle takip etmektedir. Aynı zamanda sigorta şirketlerinin fiyatlandırma süreçleri piyasa koşulları çerçevesinde teknik esaslara uygun olarak belirlenmektedir. Sigorta primlerine yönelik fiyat hareketliliği, sektörel solventlik oranları, hasar-prim dengesi ve uluslararası sigortacılık normları doğrultusunda detaylı analizlere tabi tutulmaktadır. Özellikle hasar prim oranlarının sürdürülebilirliği, reasürans piyasasındaki maliyet unsurları ve sektörün finansal istikrarı gibi değişkenler fiyatlama modellerine doğrudan yansımaktadır. Bütün bu teknik gerçekler ışığında, sigorta primlerinde yaşanan değişimler yalnızca iç piyasa dinamiklerinden değil küresel finans ve sigortacılık sektöründeki gelişmelerden de doğrudan etkilendiği açıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Aytek, lütfen tamamlayın.

FARUK AYTEK (Devamla) - Dolayısıyla prim artışları konusunda yapılan spekülatif yorumlardan kaçınılmalıdır. Hazine ve Maliye Bakanlığımız sigorta sektörünü yakından takip etmeye, vatandaşlarımızın haklarını korumaya ve finansal istikrarı sağlamaya devam etmektedir. Sigortacılık piyasasının sağlıklı işleyişini sürdürmesi adına gerekli tüm denetimler yapılmakta, uygun maliyetlendirme politikaları için ilgili kurumlarımızın çalışmaları aralıksız sürdürülmektedir. Bu çerçevede, piyasanın dengesini bozacak müdahaleler yerine teknik analizlere dayalı ve sürdürülebilir politikaların belirlenmesi en doğru yaklaşım olacaktır. Sigorta sektörünün sağlıklı işleyişi hem sigorta şirketlerinin hem de sigortalı vatandaşlarımızın haklarının korunmasını sağlayacak en önemli unsurlardır.

Bu duygu ve düşüncelerle, konunun ilgili kurumlarımız tarafından tüm yönleriyle takip edildiğini ve gerekli adımların titizlikle atılmaya devam ettiğini belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Aytek, teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, şimdi YENİ YOL Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş önerisini oylarınıza sunacağım ancak oylamadan önce yazılı bir yoklama talebi vardır; okutacağım, imza sahiplerini arayacağım, yeterli çoğunluk olduğu takdirde yoklama yapacağım.

Şimdi talebi okutuyorum:

 Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

25/2/2025 tarihli birleşimde YENİ YOL Grubunun grup önerisinin oylamasından önce toplantı yeter sayısı aranmasını ekli listedeki milletvekilleri olarak arz ederiz.

 

 

 

Bülent Kaya

 

 

İstanbul

 

 

YENİ YOL Grup Başkanı

 

BAŞKAN - Necmettin Çalışkan? Burada.

Hasan Karal? Burada.

Mehmet Karaman? Burada.

Şerafettin Kılıç? Burada.

İdris Şahin? Burada.

Medeni Yılmaz? Burada.

Sadullah Ergin? Burada.

Mustafa Bilici? Burada.

Selçuk Özdağ? Burada.

Bülent Kaya? Burada.

Ertuğrul Kaya? Burada.

Birol Aydın? Burada.

Ayhan Barut? Burada.

 Yüksel Taşkın? Burada.

Talih Özcan? Burada.

Yüksel Selçuk Türkoğlu? Burada.

Hüsmen Kırkpınar? Burada.

Birol Aydın? Burada.

Adnan Şerif Çirkin? Burada.

Burak Akburak? Burada.

Turhan Çömez? Burada.

 

III.- YOKLAMA

 

BAŞKAN - Şimdi yoklama işlemini başlatıyorum ve üç dakika süre veriyorum.

(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.35

 

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.54

BAŞKAN: Başkan Vekili Bekir BOZDAĞ

KÂTİP ÜYELER: Asu KAYA (Osmaniye), Kurtcan ÇELEBİ (Ankara)

----- 0 -----

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 60'ıncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

 

III.- YOKLAMA

 

BAŞKAN - YENİ YOL Partisi grup önerisinin oylamasından önce talep üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, yoklama için pusula gönderen sayın milletvekillerini ismen arayacağım, o yüzden pusula gönderen değerli vekillerin Genel Kuruldan ayrılmamasını rica ediyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

 

BAŞKAN - Değerli milletvekilleri, şimdi pusula gönderen sayın vekilleri arayacağım.

Gaziantep Milletvekili İrfan Çelikaslan? Yok.

Siirt Milletvekili Mervan Gül? Burada.

Manisa Milletvekili Murat Baybatur? Yok.

Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler? Burada.

Elâzığ Milletvekili Mahmut Rıdvan Nazırlı? Yok.

Değerli milletvekilleri, bu sonuca göre diğer pusulaları aramaya hacet yok. Bu nedenle toplantı yeter sayısı yoktur.

Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 26 Şubat 2025 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

 Kapanma Saati: 18.03