TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

67'nci Birleşim

18 Mart 2025 Salı

 

 

 

(TBMM Tutanak Hizmetleri Başkanlığı tarafından hazırlanan bu Tutanak Dergisi’nde yer alan ve kâtip üyeler tarafından okunmuş bulunan her tür belge ile konuşmacılar tarafından ifade edilmiş ve tırnak içinde belirtilmiş alıntı sözler aslına uygun olarak yazılmıştır.)

 

 

İÇİNDEKİLER

 

I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- YOKLAMALAR

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Çanakkale'nin yıl dönümüne ve Anadolu'nun nehirleriyle ilgili hazırlamış olduğu kanun teklifine ilişkin konuşması

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla'nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, Halepçe katliamına ilişkin gündem dışı konuşması

2.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, İzmir’de yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin gündem dışı konuşması

3.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata’nın, İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze'ye tekrar saldırmasına ilişkin açıklaması

2.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

3.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, veteriner hekimlerin özlük haklarında yaşadıkları mağduriyete ilişkin açıklaması

4.- İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

5.- Kocaeli Milletvekili Sadettin Hülagü’nün, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

6.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, okunan son cuma hutbesine ilişkin açıklaması

7.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

8.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Yenidoğan Araştırma Komisyonu olarak Gaziantep'te yaptıkları toplantıya ilişkin açıklaması

9.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

10.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, Hatay'da kuraklığın başladığına ilişkin açıklaması

11.- Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı’nın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

12.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, Giresun'daki Taşbaşı Parkı'na ilişkin açıklaması

13.- Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit’in, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevine ilişkin açıklaması

14.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, DSİ'nin Balıkesir Ballıpınar'daki dere ıslahı projesine ilişkin açıklaması

15.- Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ’ın, Kobani Berxbotan köyüne 17 Mart 2025 gecesi yapılan saldırıya ilişkin açıklaması

16.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Adana Karşıyaka Orhan Çobanoğlu Kız Meslek Lisesine ilişkin açıklaması

17.- Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'nin duruşuna ilişkin açıklaması

18.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale'de vatan uğruna can veren tüm kahramanlara, Uşak'ın Eşme ilçesinde gerçekleştirdikleri tütün mitingine ilişkin açıklaması

19.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu’nun, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

20.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, Çukurova'da yaşanan kuraklığa ilişkin açıklaması

21.- Mersin Milletvekili Perihan Koca’nın, İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze'ye tekrar saldırmasına ilişkin açıklaması

22.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'in ateşkesi yok sayarak Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği saldırıya ve bu konuyla ilgili ortak bir bildiri hazırlanmasını teklif ettiklerine ilişkin açıklaması

23.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'in ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği saldırılara, Suriye politikasıyla ilgili endişelerine ve Suriye'yle alakalı genel görüşme yapılması taleplerine ilişkin açıklaması

24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ve İsrail'in Gazze'deki ateşkesi tek taraflı bozarak gerçekleştirdiği hava saldırılarına ilişkin açıklaması

25.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'i kınadıklarına, Kobani'de iki gün önce hayatını kaybedenlerin isimlerine, 16 Mart Halepçe'nin yıl dönümüne, 16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesinde yaşananlara, Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasının dünkü duruşmasına ve bugün görüşmelerine başlanacak olan torba yasa teklifinde yer alan emeklilerin bayram ikramiyesine ilişkin açıklaması

26.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, Cumhurbaşkanının ABD Başkanı Trump'la yaptığı telefon görüşmesine, Gazze'nin uğradığı saldırıya, bugün görüşmelerine başlanacak olan torba yasa teklifinde yer alan emeklilerin bayram ikramiyesine ve yeni getirilen ek vergiye ilişkin açıklaması

27.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne, Gazze'de katliamların devam ettiğine ve televizyon kanallarının konuyla ilgili yayınlarına, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, Halepçe katliamına, CHP'nin nasıl yönetildiğine ve Kadın Boks Millî Takımı'nın başarısına ilişkin açıklaması

28.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Derinçay Deresi'ne ilişkin açıklaması

29.- Kayseri Milletvekili Sayın Bayar Özsoy’un, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü ile İsrail'in Gazze'deki katliamına ilişkin açıklaması

30.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya'nın Gündoğmuş ilçesine bağlı Serinyaka Mahallesi'nde yapılması planlanan taş ocağına ilişkin açıklaması

31.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

32.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, Türk Hava Kurumuna ilişkin açıklaması

33.- Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun’un, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

34.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ve Nusret mayın gemisine ilişkin açıklaması

35.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç’ın, SMA'lı hastaların tedavi giderlerine ilişkin açıklaması

36.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin şehitlerine ve Niğdeli Ali Onbaşıya ilişkin açıklaması

37.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünde Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere rütbeli, rütbesiz tüm şehitlere ve kişi başına kırmızı et tüketimine ilişkin açıklaması

38.- İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

39.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Samsun'un Ayvacık ilçesindeki Sarıahmetler Mesire Alanı'na ilişkin açıklaması

40.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Erzin ve Dörtyol çiftçileri ile Erzin Acil Durum Hastanesinin bağlantı yoluna ilişkin açıklaması

41.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, Eskişehir'de Mihalıççık madeninde çalışan işçilere ve Kocaeli'de bulunan bir şirketin işçilerine ilişkin açıklaması

42.- Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir’in, Antep işçi sınıfına çağrılarına ilişkin açıklaması

43.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama ilişkin açıklaması

44.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

45.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

46.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadeleri ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

47.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadeleri ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

48.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

50.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

51.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

52.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

53.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

54.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, üsluba ve Doktor Azad Barış'a ilişkin açıklaması

55.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

56.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

57.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

58.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin tekraren açıklaması

59.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

60.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin tekraren açıklaması

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, ABD'nin Yemen saldırısının ve İsrail'in bölgesel barışa karşı oluşturduğu tehdidin durdurulması için alınabilecek etkili ve caydırıcı önlemlerin tespit edilmesi amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, Türkiye'nin Suriye'yle ilişkilerini yeniden şekillendirme ihtimali, oluşturulması gereken yeni güvenlik stratejileri ve bölgesel istikrar politikalarının kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 18/03/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

 

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

IX.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Muğla Milletvekili Selçuk Özdağ'ın, Cumhurbaşkanı'nın bazı devlet ve hükümet başkanlarına hediye ettiği Togg marka araçlara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24280)

2.- Batman Milletvekili Zeynep Oduncu Kutevi'nin, Batman'ın Beşiri ilçesine bağlı Kuşçukuru köyündeki Ezidi vatandaşların mülkiyet hakkına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24281)

3.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba'nın, Cumhurbaşkanı'nın Malezya, Endonezya ve Pakistan'a gerçekleştirdiği ziyaretlere ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24282)

4.- İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç'ın, Suriyeli sığınmacılar için Suriye'de yapılması planlanan konut projesinin akıbetine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24356)

5.- Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, elektrikli araç şarj istasyonlarının arıza bakımıyla ilgili mevzuat hazırlanması talebine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın cevabı (7/24401)

6.- Bursa Milletvekili Mehmet Atmaca'nın, konut yapı kooperatiflerinin üyelerinin yaşadığı mağduriyete ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24554)

7.- Mardin Milletvekili Salihe Aydeniz'in, Malatya'nın Yeşilyurt ilçesine bağlı İkizce Mahallesi'nde bazı vatandaşların arazilerine kamulaştırmasız el atma işlemi yapıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24656)

8.- Van Milletvekili Gülderen Varli'nin, Van Büyükşehir Belediyesine kayyım atanmasının ardından yaşanan olaylara ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24657)

9.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, Şanlıurfa'daki kamu kurumlarına ait binaların yangın güvenliği açısından denetlenmesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24660)

10.- Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal'ın, TİHEK'in mevsimlik tarım işçilerine yönelik çalışmalarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24874)

11.- İstanbul Milletvekili Yunus Emre'nin, RTÜK Başkanının bir sosyal medya paylaşımına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24875)

12.- Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel'in, Boğaziçi Üniversitesinde bir kafeteryanın kapatılmasını protesto eden bazı öğrencilere disiplin cezası verilmesine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24876)

13.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, 2025 yılında yapılması planlanan doğum yardımlarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24877)

14.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz'ın, seçimlerde yeniden parmak boyası kullanılması talebine ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24878)

15.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/24943)

16.- Denizli Milletvekili Yasin Öztürk'ün, Denizli ilinde artan intihar vakalarına ilişkin sorusu ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın cevabı (7/25048)

 

 

18 Mart 2025 Salı

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.02

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Muhammed ADAK (Mardin)

----- 0 -----

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere geçeceğiz.

Değerli milletvekilleri, Sayın Grup Başkan Vekilleri; görüşmelere geçmeden önce bir şey paylaşmak istiyorum ama arkadaşlar, otomatik, herkes buraya yöneliyor; herkese söz vereceğim, siz rahat olun çünkü biraz sınıf görüntüsü veriyor böyle olunca. Elimizden geldiğince bütün arkadaşlara söz haklarını kullandıracağız. (CHP ve DEM Parti sıralarından alkışlar)

Çanakkale'nin yıl dönümü. Bu hafta söz dağıtmakta epey zorlandık; hem bölge vekilleri, il vekilleri hem de Çanakkale'yi ruhunda duyan bütün sayın vekiller bugünde söz almak istediler. Biz geliş sırası gibi bir adalet gözetmeye çalıştık ama zannediyorum fazla kalabalık da değiliz, talebi olan bütün arkadaşların söz taleplerini elden geldiğince karşılayacağız.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI

1.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Çanakkale'nin yıl dönümüne ve Anadolu'nun nehirleriyle ilgili hazırlamış olduğu kanun teklifine ilişkin konuşması

 

BAŞKAN - Şimdi, Çanakkale gibi bir şeyden başladık. Bu arada, orada bu ülkenin yeşermeye duran dalları kırıldı. Olayın direniş boyutu kadar önemli bir tahribat boyutu da var. Bugün de günümüzde savaşlar ağırlıklı olarak su kaynakları üzerinden şekilleniyor bütün dünyada.

Biz parti adına yasa teklifi veremediğimiz için ben bir yasa teklifi hazırladım. İlk sözü Sayın Grup Başkan Vekillerinin izniyle kendime beş dakika veriyorum. Bunu kişisel olarak vermek istemiyorum; bu konuşmadaki amacım, bütün sayın siyasal parti temsilcileri, Sayın Grup Başkan Vekilleri olarak buna katkı sunup ortak bir öneriye dönüştürebilirsek, su kaynaklarıyla ilgili geleceğe bırakılmış önemli bir miras olacak bu. Dünyada artık, tekrar gelmekte olan iklim krizi ve benzeri tehditlere karşı bir önlem olarak su kaynaklarını, nehirleri yeniden içilebilir duruma getirme çabaları var. Şimdilik çok cılız ama yaklaşmakta olan tehdidi düşündüğümüzde, çocuklara, dünyanın gelecek nüfusuna karşı insanlığın bir borcu olarak düşünüyorum. Anadolu'nun sesi, suyun hafızası ve geleceğin vicdanı adına bu yasa teklifini bütün vekillerimizin katkısına açmak istiyorum çünkü nehirlerimizin binlerce yıldır taşıdığı su kadar hikâyeleri de var. Fırat'ın, Dicle'nin, Kızılırmak'ın, Sakarya'nın, Büyük Menderes'in, her birinin sesi Anadolu'nun kültürüyle, tarihiyle, insanıyla iç içe ancak bu ses artık kuruyan yatakların çatlaklarında yankılanıyor. Suya hükmettiğimizi sandık oysa su bizi var eden şeydi; nehirleri yalnızca birer kaynak, bir enerji hattı, bir sınır olarak gördük, onları böldük, yönlerini değiştirdik, kuruttuk, oysa su yaşamak ister.

Bugün dünyada bir dönüşüm yaşanıyor; Yeni Zelanda'da Whanganui Nehri, Kolombiya'da Atrato Nehri, Hindistan'da Ganj Nehri birer hukuk öznesi hâline geldiler çünkü bir nehir kirletildiğinde, kurutulduğunda, talan edildiğinde sadece su kaybolmuyor, bir kültür, bir yaşam ve en önemlisi, topyekûn büyük insanlık ailesi olarak evrende birlikte yaşadığımız canlılarla beraber geleceğimiz yok oluyor. Bizler Anadolu'nun çocuklarıyız, nehirlerimiz destanlarımızda, türkülerimizde efsanelerimizde yaşar ancak onları artık sadece şiirlere ve türkülere mahkûm edemeyiz. Bugün, Anadolu'nun tüm nehirlerine bir tüzel kişilik tanımak, onların hakkını korumak, geleceğe nefes vermek zorundayız. Buna sayın siyasi parti temsilcileri ortaklaşma iradesi gösterirlerse seçilecek pilot bir nehirle başlayabiliriz; bir nehri nasıl iyileştirebilir, nasıl korur, sularını doğasında olduğu gibi nasıl içilebilir hâle getirebiliriz... Kapımızdaki krizle su yoksulu bir ülke kategorisinde anılıyoruz artık, bütün bu yemyeşil cennet ülkeyi "su yoksulu" statüsüne soktuk; bir aymazlıktır bu, dış faktörlerden daha fazla. Ergene hayat vereceğine ölüm saçmaya başladı. Eğer Kızılırmak konuşsaydı bize ne anlatırdı, Fırat konuşsaydı bize nelerden şikâyet ederdi, Büyük Menderes, Sakarya ses verebilseydi ne söylerdi? Bizim için binlerce yıl boyunca verdikleri emek ve hayati hizmetin karşılığında muhtemelen sadece yaşamayı ve bu hizmeti vermeye devam etmeyi isterlerdi. Bu yüzden, Anadolu'nun tüm akarsularına, nehirlerine tüzel bir kişilik kazandırarak onların haklarını koruyacak bir yasal çerçeve oluşturmalıyız. İçme-Kullanma Suyu Havzalarının Korunmasına Dair Yönetmelik ya da alan başkanlıkları tek başına bu işi göremiyor. Öyle olsaydı eğer, kullanılabilir su havzalarımızın miktarı her sene vahim bir şekilde, bir önceki yıla göre düşmezdi. Bu yalnızca bir çevre meselesi değil, bu yönüyle baktığımızda bir insanlık onur meselesidir de. Nehirler yaşarsa biz yaşarız, ülkemiz var olur. Bu çağrıyı yalnızca bir örnek olarak değil, bir vicdan meselesi, bir gelecek manifestosu olarak değerlendirmenizi diliyorum. Gelin, Anadolu'nun bütün sularına ses olalım, onları yaşatalım ki biz de yaşayabilelim.

Son olarak...

 SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Suyla ilgili konuşmanız bitti mi Başkan, alkışlayacağız çünkü? (CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Alkışı bana değil, kendisini su kültürüne adayan ve bu konuya dikkatimi ilk çeken Urla'da mukim "Nihat Özdal" adlı gönüllü için ve su için bu ülkede seferber olan bütün sivil toplum kuruluşları ile bireysel olarak hassasiyet gösteren bütün yurttaşlarımız için rica edeyim. (CHP, DEM PARTİ, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

Dinlediğiniz için teşekkür ediyorum.

Ben yasa teklifini Sayın Grup Başkan Vekillerine, katkılarına ve önerilerine açık bir şekilde, önümüzdeki hafta takdim edeceğim. Böylece, inşallah geleceğimize dönük bir şeyde müşterek bir tutum da almış olabiliriz.

Tekrar hepinize çok teşekkür ediyorum.

Gündeme geçmeden önce 3 sayın milletvekiline gündem dışı söz vereceğim.

Gündem dışı ilk söz, Halepçe katliamı hakkında söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Sayın Mehmet Sait Yaz'a aittir.

Buyurun Sayın Yaz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

 

V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) Milletvekillerinin Gündem Dışı Konuşmaları

1.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Sait Yaz’ın, Halepçe katliamına ilişkin gündem dışı konuşması

 

MEHMET SAİT YAZ (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Halepçe katliamının 37'nci seneidevriyesi münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün, insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmış Halepçe katliamını anmak ve bu büyük acının bizlere yüklediği sorumluluğu bir kez daha hatırlamak için burada bulunmaktayım. Hafızalarımızı tazelemek, unutmamak ve unutturmamak hepimizin insanlık görevidir. Halepçe sessiz çığlıkların şehridir. "..."[1] "Anne, dışarıdan elma kokusu geliyor." Evet, tarih 16 Mart 1988, Halepçe'de gökyüzü bir daha asla unutulmayacak bir zehir bulutuyla kaplandı. Zulmün en korkuncuna maruz kalan binlerce masum Kürt kardeşimiz; kadınlar, erkekler, çocuklar, yaşlılar evlerinde otururken, bahçesinde çalışırken, ana kucağında uyurken, ibadethanede secde ederken, nefes almaya çalışırken hep beraber can verdiler. Sarin gazı, hardal gazı ve diğer kimyasal maddelerle asrın firavunu Saddam Hüseyin tarafından gerçekleştirilen bu katliam yalnızca Kürt halkına değil bütün insanlığa karşı vahşice işlenmiş bir suçtur çünkü katledilenler sivil, masum ve mazlum idiler.

Değerli milletvekilleri, Halepçe'de yaşananlar sadece o gün orada bulunanları değil nesiller boyu sürecek bir acıyı da miras bırakmıştır. Katliamın üzerinden yıllar geçmesine rağmen, doğan çocuklarda genetik hastalıklar, akciğer hastalıkları ve psikolojik travmalar hâlâ devam etmektedir. Hayatta kalanlar ise o kara günün izlerini ruhlarında taşımaktadır. Allah'ın verdiği canı almak onun en büyük yasaklarından bir tanesidir. Ayette ferman buyuruluyor ki "Kim bir cana kıymamış ve yeryüzünde bozgunculuk yapmamış birini öldürürse bütün insanlığı öldürmüş gibidir."

Değerli milletvekilleri, zulme karşı sessiz kalmak da zulümdür. Halepçe katliamı dünyanın gözleri önünde yaşanmıştı ancak ne yazık ki uluslararası toplum Müslüman'ıyla, Hristiyan'ıyla uzun süre suskun kalmıştı. Oysaki dinimize göre zulme sessiz kalanlar da zalimler kadar mesuldür. İslam, zulme karşı durmayı emreder. Peygamber'imiz "Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle izale edin, buna gücünüz yetmezse dilinizle karşı koyun, buna da gücünüz yetmezse kalben buğzedin, bu ise imanın en zayıf halkasıdır." diye buyurmuştur. Dolayısıyla, Halepçe trajedisi karşısında sessiz kalanlar, o gün mazlum Kürt halkının yanında yer almayanlar bu büyük günaha da ortak olmuşlardır.

Değerli milletvekilleri, unutmak da ihanettir, Halepçe'yi unutmak zulmü kabul etmek demektir; bugün Halepçe'yi anmak, geçmişte yaşanan acıları hatırlamak sadece bir anma değil aynı zamanda bir bilinçlenme ve uyanış vesilesidir. Unutursak tarih tekerrür eder. Bir daha böyle acılar yaşanmasın diye bizler geçmişten ders çıkarmalı, zalimin karşısında durmalı ve mazlum kim olursa olsun yanında saf tutmalıyız.

O gün Halepçe'ye sahip çıkılsaydı arkasından Enfal dehşeti yaşanmazdı, Enfal'e sahip çıkılsaydı Gazze'de soykırım yapılamazdı, şu an Yemen'in üstünü beyaz dumanlar saramazdı. Kim bilir yarın sıra kimdedir? Allah'ın huzuruna çıktığımızda "Elimizden geleni yaptık." diyebilmemiz için her yerde zulmün sona ermesine katkı yapmalıyız.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şunu da unutmamak gerekir: Halepçe sadece bir şehir ismi değildir, Halepçe direnişin, hafızanın ve adalet arayışının da simgesidir. Bugün burada Halepçe'yi anarken aynı zamanda bütün tiranları, çağdaş firavunları da hep beraber lanetlemeliyiz "Bir daha asla." diyerek, insanlığın vicdanına seslenerek, yeni Halepçelerin ve Gazzelerin yaşanmaması için hep beraber mücadele etmeliyiz.

Ayrıca, bugün 18 Mart Çanakkale şehitlerini anma günüdür. Bu vesileyle, başta Çanakkale şehitleri olmak üzere tüm şehitleri saygıyla, rahmetle, minnetle anıyorum. Allah zalimlerin karşısında dik durmayı ve mazlumun yanında yer almayı hepimize nasip eylesin.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Yaz.

Gündem dışı ikinci söz, İzmir'de yaşanan kadın cinayetleri hakkında söz isteyen İzmir Milletvekili Sayın Burcugül Çubuk'a aittir.

Buyurun Sayın Çubuk. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

 

2.- İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk’un, İzmir’de yaşanan kadın cinayetlerine ilişkin gündem dışı konuşması

 

BURCUGÜL ÇUBUK (İzmir) - Ekranları başında bizleri izleyen değerli halkları, direnişlerdeki işçileri saygıyla selamlıyorum.

Başkan, selamlamalar biraz uzun sürebilir, malum, gündem biraz yoğun, özür diliyorum herkesten.

 12, 16 ve 18 Mart katliamlarını, Beyazıt, Gazi ve Halepçe'de katledilen insanları saygıyla selamlıyorum, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

Bugün bizi izleyen Şakran Kadın Kapalı Hapishanesindeki siyasi kadın tutsakları saygıyla selamlıyorum, inandıkları barış gelecektir. Hepinizin 8 Martını ve "Nevroz"unu kutladıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ve Filistin direnişinin simgesi, polis evimizi bastığında, evlerimizdeki resimleri puşili diye ilk hedefi o resimleri olan Leyla Halid'i, kadınların mücadelenin her yerinde olabileceğini gösteren Leyla Halid'i selamlıyorum; umarım kendisinden iyi haberler alacağız. Onun verdiği mücadele bizim de umudumuzdur. Filistinli kadınları, Filistin halkını saygıyla selamlıyorum.

Bugün size sayılardan, istatistiklerden bahsetmeyeceğim çünkü hayatlarımız birer sayıdan daha fazlası, ölümlerimiz istatistik değerlerinin çok ötesinde. Katledilen kadınların arkasından takip ettiğimiz davalardaki adaletsizlikler istatistiklerin, rakamların ötesinde. İzmir bu coğrafyanın en modern kentlerinden biri kabul edilir, İzmir'de yaşayan kadınlar daha güvende varsayılır, sokakların daha güvenli olduğu iddia edilir. Katiller evlerimizin içinden çıkarken, katiller akrabalarımızın arasından çıkarken, katiller tanıdıklarımız, en yakınlarımızken şehirler güvenli değildir.

Size Ece Ocakdan'dan bahsetmek istiyorum. Ece evli olduğu erkek onu ailesiyle tehdit ettiği için boşanamayan bir kadındı. Ece tehditler yüzünden boşanamayan yüzlerce, binlerce kadından biriydi. "Seni öldürür ve ceza almam. Hiç hapis yatmam." diyen bir erkekle evliydi yani katil evin içindeydi. Erkeğin söylediği oldu, Ece'nin ölümünün arkasından hiçbir araştırma yapılmadı, intihar olarak kayda geçti ve evinden hiçbir delil toplanmadı. Ece'nin öldüğü evin bir yıl sonra açılan mührü bize şunu gösterdi: Ece'nin üzerindeki kıyafetler kesilip çöpe atılmıştı, evdeki diğer fiziksel deliller toplanmamıştı ve Ece'nin ailesi bununla yüzleşmek zorunda bırakılmıştı; bu cinayetin üstü örtülmüştü.

Hande Buse Şeker'i hatırlıyor musunuz? Bugün sokakta bile gezmesine izin verilmeyen trans kadınlardan biriydi. Hande, kendisine dayatılan hiçlik içerisinde ayakta kalmaya çalışırken bir polis tarafından öldürüldü. Hande kendi evinde öldürüldü. Katil Hande'yi vurdu, cinsel şiddet uyguladı, gasbetti, ev arkadaşını yaraladı ve ona da cinsel şiddet uyguladı ve en sonunda Hande'yi öldürdü. Planlı bütün bu suçlar toplamı sonucunda herhangi bir indirim almasa da bu suçun ederi olan ağırlaştırılmış mahpuslukla da cezalandırılmadı. Eğer arkadaşları, LGBT+'lar, LGBT+ örgütleri, feministler olmasaydı gizlilikle kapatılmaya çalışılan bu davada bu erkek belki de çok cüzi cezalar alacak ve bugün sokakta olacaktı.

Cenazesi ailesi tarafından alınmayan Safiye Karakaş'ı hatırlıyor musunuz, adını hiç duydunuz mu? Safiye'yi kadınlar defnetti, Safiye'nin mezar taşını kadınlar yaptı. Safiye'yi eşinin yeğeni öldürdü. Şimdi mezar taşında kırık bir kırmızı gül var. 28 yaşındaki Safiye'yi, Aile Yılı ilan ederek güvenli varsaydığınız o ailenin içinden biri öldürdü, cenazesi, anısı ve adaleti kadınların elinde kaldı.

Ecem Seçkin, Hande gibi, adalete, yaşamaya, var olmaya hakkı olduğu düşünülmeyen bir trans kadındı. Katil, üzerinde 3 bıçakla evine geldi. Ecem'i öldürdü, gasbetti ve hiçbir şey olmamış gibi evden çıktı. Eğer Ecem'in komşusu onu durdurup yakalamaya çalışmasaydı yakalanıp yakalanmayacağını bilmiyoruz. Yakalansa bile sadece gaspla mı suçlanacaktı, onu bile bilmiyoruz.

Size, 2017'den beri katledilen kadınlardan sadece birkaçını saydım. En son Fatma Kara'dan bahsedeceğim; geçen hafta başında katledildi. Cenazesini vefat etmiş olan annesinin annesi yani anneannesi kaldırdı, kızının mezarının yanına torununun mezarını koydu. Cenazesini kadınlar kaldırdı. Cenazesini annesinin teyzesi yıkadı ve Fatma'nın teyzesi "Bize anlatsaydı korurduk." dedi. Neyi mi anlatsaydı? Beş yıl önce evlenmeyi reddettiği adamın, bir yıl önce ona şiddet uyguladığı için uzaklaştırma alan adamın şerrinden bahsetseydi. Fatma, korunan, kollanan erkeklikle katledildi. Fatma'nın vücudundaki her yara, her morluk, her sızı, Fatma'nın vücudundaki o şiddetin her izi bizim adalet mücadelemizin simgesi, bizim hesabımızın simgesi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) -  Katil erkeklerin adlarını anmadım, bahsetmedim çünkü adları, işleri, yaşları, memleketleri değişse de suç değişmiyor, erkekler kadınları katlediyor. Aile Yılı ilan ediyorsunuz ya, biyolojik cinsiyet yasası getirmeye çalışıyorsunuz ya, bunların tamamının karşısında ortak kaderimiz duruyor. Ortak kaderimiz en yakınımızdaki erkekler, tanıdığımız erkekler, tanımadığımız erkekler tarafından katledilmek. Biz bu kaderi değiştireceğiz, yazgıyı değiştireceğiz; eşitlik, adalet, yaşama mücadelemizi, kurtuluş mücadelemizi manipülasyonların ortasında bırakmayacağız. Birbirimizden ayırarak gayrimeşru ilan etmeye ve mücadelemizi bölmeye çalışmanız karşısında kadınlar birlikte güçlü diyeceğiz ve birçoğunuzun duymadığı şu sloganlarla sokakta olmaya devam edeceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - On saniye...

BAŞKAN - Buyurun.

BURCUGÜL ÇUBUK (Devamla) - Teşekkürler.

Katledilen kadınlar isyanımızdır, kadın cinayetleri politiktir, trans cinayetleri politiktir ve biz birlikte kazanacağız.

Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Çubuk.

Gündem dışı üçüncü söz, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Çanakkale Milletvekili Sayın Özgür Ceylan'a aittir.

Buyurun Sayın Ceylan. (CHP sıralarından alkışlar)

 

3.- Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan’ın, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması

 

ÖZGÜR CEYLAN (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin yıl dönümünde gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün emperyalizmin savaş canavarlarını boğazın serin sularına gömdüğümüz, işgal için saldıran düşmanların geldikleri gibi gittikleri 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü kutlamanın onurunu ve heyecanını yaşıyoruz. Birinci Dünya Savaşı'nın en kritik aşamalarından olan Çanakkale Savaşları siyasi ve askerî sonuçlarıyla uluslararası güç dengelerini etkilemiş, tarihin akışını değiştirmiştir.

Sayın milletvekilleri, "hey onbeşli onbeşli" diye ağıtların yakıldığı, kınalı kuzuların cepheye gönderildiği, gidenlerin bir daha dönemediği, o yılların okullarının mezun veremediği, toprağın uğrunda ölenlerce vatan kılındığı yerdir Çanakkale. Bayramiçli Âkif'in "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?/Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın." dizeleriyle destanlaşan, dünyanın en büyük ordularına karşı kazanılan zaferdir. 18 Martta Çanakkale'yi denizden geçemeyeceklerini gören İtilaf Devletleri Çanakkale'yi karadan geçmeyi denediğinde Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve kahraman ordumuzun direnciyle karşılaşmıştır. Dünya ve ulusumuz Kurtuluş Savaşı'nı yürüten ve cumhuriyeti kurarak milletimize çağdaş, medeni bir ülke, aydınlık yarınlar armağan eden Yüce Önder Atatürk'ün üstün niteliklerini bu savaş vesilesiyle tanıma olanağı bulmuştur. Çanakkale'de güneş gibi doğan Mustafa Kemal gönüllerde tutuşturduğu bağımsızlık ateşiyle Türk ulusuna boyunduruk vurulamayacağını kanıtlamıştır. Musul'dan, Kerkük'ten, Bağdat'tan, Halep'ten, Bakü'den, Sivas'tan, Tokat'tan, Kars'tan, Diyarbakır'dan, Ankara'dan yani yurdun dört bir yanından vatan evlatlarının barış içinde koyun koyuna yattığı yerdir Çanakkale. 250 kiloluk top mermisini sırtlayıp namluya süren Seyit Onbaşı'yla, Nusret mayın gemisinin komutanı İsmail Hakkı Bey'le, şanlı 57'nci Alayın şehit komutanı Yarbay Hüseyin Avni Bey'le, Cevat ve Esat Paşalar ve daha ismini sayamadığımız nice kahramanlarla bir destan yazdığımız yerdir Çanakkale. Millî Şair'imizin İstiklal Marşı'mızdaki "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı/Düşün altında binlerce kefensiz yatanı." dizelerinde ifade ettiği binlerce isimsiz şehidin omzunda bağımsızlık talebimizin âdeta bir abide gibi yükseldiği yerdir Çanakkale. Tarihin görüp görebileceği en büyük siper savaşı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum." emriyle başlamıştır. Türk askerinin vatan sevgisi, bağımsızlık aşkı, merhameti ve inancı düşmanda bile hayranlık uyandırmıştır. Çanakkale ruhu olarak tarihimize geçen, tüm farklılıklarımıza rağmen söz konusu vatansa bir ve beraber olabileceğimizi bütün dünyaya gösterdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin ön sözünün yazıldığı yerdir Çanakkale. (CHP sıralarından alkışlar) Millet olma duygusunu hissettiğimiz, koynunda yatan şehitleriyle vatanını seven her yurttaşımızın tüylerini diken diken eden, her aileden uzak yakın bir akrabasının şehit olduğu, ne kadar büyük bedeller ödeyerek bu ülkeyi vatan yaptığımızı bizlere hatırlatan yerdir Çanakkale.

Değerli milletvekilleri, dün olduğu gibi bugün de milletimiz dişiyle tırnağıyla kurduğu devlete sahip çıkmakta bir an olsun tereddüt etmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin tek adamın hezeyanlarıyla yeniden emperyalist devletlerin oyuncağı olmasına asla müsaade etmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar) Ülkemiz ve demokrasimiz için mücadele etmeye devam edecek, hukukun üstünlüğünü mutlaka yeniden tesis edeceğiz. Bu noktada en büyük görev de gençlerimize düşmektedir. Onlara yine İstiklal Şairi'mizin dizeleriyle seslenmek istiyorum: "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın/Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZGÜR CEYLAN (Devamla) - Zaferin 110'uncu yıl dönümünde başta ebedî Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Türk ordusunun kahraman evlatlarını, vatan uğruna hayatını feda eden bütün şehitlerimizi bir kez daha saygı, rahmet ve şükranla anıyorum; ruhları şad olsun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler.

Sayın milletvekilleri, şimdi, sisteme giren ilk 20 milletvekiline yerlerinden birer dakika süreyle söz vereceğim.

İlk söz Bingöl Milletvekili Sayın Zeki Korkutata'ya aittir.

Buyurun Sayın Korkutata.

 

VI.- AÇIKLAMALAR

1.- Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata’nın, İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze'ye tekrar saldırmasına ilişkin açıklaması

 

ZEKİ KORKUTATA (Bingöl) -  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

İsrail ateşkesi bozarak Gazze'de tüm dünyanın gözü önünde vahşi bir soykırım gerçekleştiriyor. Kadın, çocuk, yaşlı demeden masum sivilleri hedef alan bu katliam insanlık tarihine kara bir leke olarak kazınmıştır. Bu vahşetin sorumluları yalnızca İsrail değil, ona sınırsız destek veren emperyalist güçler ve bu zulme sessiz kalanlardır. İsrail'in ölüm makinelerini sağlayan, bombalarını tedarik eden, diplomatik kalkan oluşturan ABD yönetimi de bu katliamların suç ortaklarındandır. Birleşmiş Milletlerin kararlarını hiçe sayan, uluslararası hukuku ayaklar altına alan bu zulüm düzeni insanlığın vicdanında asla affedilmeyecektir. Bu bir savaş değil, bir soykırımdır, Filistin halkı yok edilmek istenmektedir. Ancak bilinmelidir ki zalimler asla kazanamayacak, adalet ve direniş er ya da geç galip gelecektir. Gazze halkının yanındayız, bu katliamı, bu insanlık suçunu ve destekleyenleri lanetliyoruz. Zalimler için yaşasın cehennem!

BAŞKAN - Sayın Mustafa Okan Özer...

 

2.- Konya Milletvekili Mustafa Hakan Özer’in, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

MUSTAFA HAKAN ÖZER (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Çanakkale Zaferi'mizin 110'uncu yıl dönümünü millet olarak büyük bir gururla idrak ediyoruz. Çanakkale Destanı'nın bütün kahramanlarını rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Çanakkale'de vatan aşkıyla geçit vermeyen ecdadımız dönemin en güçlü ordularına karşı iman ve azimle direnmiş, "Çanakkale geçilmez!" sözünü tarihe altın harflerle yazdırmıştır. Bu zafer yalnızca bir milletin kaderini değil, dünya tarihini de değiştiren bir dönüm noktası olmuştur. Bugün bizlere düşen görev, ecdadımızın miras bıraktığı bu kutlu vatanı aynı kararlılıkla korumak ve gelecek nesillere daha güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Çanakkale'de yazılan o büyük destanı anlamak günümüzde bizlerin yol haritası olmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Barış Bektaş...

 

3.- Konya Milletvekili Barış Bektaş’ın, veteriner hekimlerin özlük haklarında yaşadıkları mağduriyete ilişkin açıklaması

 

BARIŞ BEKTAŞ (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; veteriner hekimler halk sağlığını koruyan, zoonoz hastalıklarla mücadele eden ve ülkemizin en ücra köylerinde, kasabalarında dahi görev yapan önemli sağlık çalışanlarıdır ancak toplumsal sağlığa ve hayvancılık sektörüne verdikleri büyük katkılara rağmen veteriner hekimler yıllardır özlük hakları konusunda ciddi mağduriyet yaşamaktadır. 3600 ek gösterge düzenlemesinden yararlanamamakta, fiilî hizmet zammı alamamakta ve sağlıkta şiddet yasası kapsamına dâhil edilmemektedirler. Veteriner hekimlerin sağlık meslek grubuna alınması, 3600 ek göstergeden yararlandırılmaları ve yılda iki ay fiilî hizmet zammı almaları gerektiği açıktır. Veteriner hekimlerin hak ettiği bu düzenlemelerin bir an önce yapılması ve onların haklarını alabilmeleri için Meclisimizi göreve davet ediyorum.

Saygılarımla.

BAŞKAN - Sayın Derya Ayaydın...

 

4.- İstanbul Milletvekili Derya Ayaydın’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

DERYA AYAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün, milletimizin bağımsızlık ve vatan sevgisini dünyaya kanıtladığı, destan yazdığı 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü kutluyoruz. Çanakkale, sadece bir savaş değil, inancın, cesaretin ve fedakârlığın simgesidir. Dünyanın en güçlü ordularına karşı inançla, vatan sevgisiyle canlarını feda eden Mehmetçiklerimizin kahramanlığı bugün hâlâ bizlere ilham vermektedir. Genciyle yaşlısıyla, kadınıyla erkeğiyle milletimiz "Çanakkale geçilmez!" diyerek işgalcilere "Dur!" demiş, memleket aşkını ta o tarihlerde dünyaya ilan etmiştir. Bu büyük zaferin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Onların bize emanet ettiği bu cennet vatanı sonsuza dek koruyacağımıza söz veriyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Sadettin Hülagü...

 

5.- Kocaeli Milletvekili Sadettin Hülagü’nün, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

SADETTİN HÜLAGÜ (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü kutluyoruz. Dünyanın yenilmez sanılan gelişmiş ordularına diz çöktüren kahraman ordumuz bugün hâlâ aynı çelik iradeyle dimdik ayakta durmaktadır. Yaralı askerlerimizi tedavi eden vakur sağlıkçılarımız hâlâ aynı kararlılıkla vazifelerinin başındalar. Şanlı destanımızı memleketimizin en ücra köşelerine kadar yayarak kalplerimize kazıyan ediplerimiz bugün hâlâ aynı coşkuyla kalem tutuyorlar. Mehmetçik'in muzafferiyeti için aziz milletimiz hâlâ aynı imanla dua ediyor, mukaddes bayrağımız hâlâ Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının vatanın bölünmez bütünlüğü ülküsüyle dalgalanıyor. İşte, zaferi mümkün kılan bu yüksek ruh var oldukça Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale'yi geçilmez kılan aziz kahraman şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad, makamları ali olsun.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Nurten Yontar...

 

6.- Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar’ın, okunan son cuma hutbesine ilişkin açıklaması

 

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sayın Başkan, Diyanet, 18 Mart Çanakkale Zaferi öncesi okunan son cuma hutbesinde yine ülkemizin kurucusu Büyük Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anmadı. Büyük Önder'imizin kurduğu Diyanetin başında oturacaksın, milyonluk makam araçlarına bineceksin, ülke ülke gezeceksin, ülkemizin tüm imkânlarından faydalanacaksın, sonra da kurucu liderlerini anmayacaksın; bu, düpedüz vefasızlık, ikiyüzlülük ve riyakârlıktır. Bugün milletimizin alnı secdeye değiyorsa, camilerimizden özgürce ezanlar okunabiliyorsa bu Atatürk sayesindedir. Mustafa Kemal'in olmadığı bir Çanakkale Zaferi düşünülemez. Askeri ona, o askerine inandı, güvendi. "Ben size taarruz etmeyi değil, ölmeyi emrediyorum." diyerek vatan sevgisinin ne olduğunu tüm dünya uluslarına gösterdi. Büyük Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve kahraman şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Önder Aksakal...

 

7.- İstanbul Milletvekili Mehmet Önder Aksakal’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

MEHMET ÖNDER AKSAKAL (İstanbul) -  Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Küresel emperyalizmin topyekûn saldırıları altında başlayan işgale karşı "Çanakkale geçilmez!" şiarıyla sürdürülen mücadele bugün de aynı inançla ruhumuzda yaşamaya devam ediyor. ABD öncülüğünde, İsrail'in taşeronluğunda, PKK ve benzeri terör örgütlerinin tetikçiliğinde yürütülen yeni işgal stratejileri bölge ülkelerinin sahip olduğu dâhilî ve haricî bedhahlar eliyle sonuca ulaştırılmaya çalışılıyor. Ülkemizde de yıllarca milliyetçi duyguları istismar edenlerin bugün geldiği nokta terör örgütü mensuplarını şirinleştirme, onlara güzellemeler yaparak toplumu farklı duygulara sevk etme gayretinden başka bir anlam ifade etmemektedir. Herkes iyi bellemelidir ki Türkiye Cumhuriyeti devleti Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde, kahraman şehitlerimizin kanlarıyla sulanarak yeniden vatan yapılmış ve ilelebet yaşatılacaktır. Yüz on yıl önce bu destanı yazan tüm kahramanlarımızı saygı, rahmet ve şükranla yâd ediyorum. Çanakkale Zaferi'mizi bir kez daha gururla kutluyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - İrfan Karatutlu...

 

8.- Kahramanmaraş Milletvekili İrfan Karatutlu’nun, Yenidoğan Araştırma Komisyonu olarak Gaziantep'te yaptıkları toplantıya ilişkin açıklaması

 

İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, pazar günü Yenidoğan Araştırma Komisyonu olarak Gaziantep'teydik, bölge illerinin sağlık yöneticileriyle konuştuk. Bölgede bebek ve yenidoğan ölümleri Türkiye ortalamasının 2 katıdır. Çalıştaya depremden etkilenen Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Güneydoğu illeri Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır sağlık yöneticileri de katıldı. Toplantıda bölgenin merkezi 2 milyon 200 bin nüfuslu Gaziantep'te üniversite hastanesinde beş yıldır yenidoğan uzmanının olmadığını, yine 1 milyon 200 bin nüfuslu Kahramanmaraş'ta gebelik uzmanı perinatoloji doktorunun hiç olmadığını öğrendik. Sağlık Bakanlığı bu illeri pilot bölge ilan ederek acil tedbirler almalıdır; başta şehrim Kahramanmaraş olmak üzere personel dağılım cetveline uygun doktor ve sağlık personeli atamalarını hızlıca yapmalıdır.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Şebnem Bursalı...

 

9.- İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı’nın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

ŞEBNEM BURSALI (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

18 Mart 1915 Türk milletinin fedakârlık ve azmiyle tarih sahnesine altın harflerle yazdığı destanın tarihidir. Çanakkale sadece bir zaferin adı değil aynı zamanda bağımsızlık ruhumuzun, vatan sevgimizin ve birlik beraberliğimizin en güçlü nişanesidir. Kimi evladını geride bırakmış bir baba, kimi ana kuzusu bir yiğit olan Mehmetçikler cephede "Çanakkale geçilmez!" diyerek emperyalist güçlere karşı göğüslerini siper ettiler. Hepsi aynı inanç ve cesaretle vatan toprağını savundu. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bugün de aynı inanç ve cesaretle vatan topraklarımızı her türlü tehlike ve tehdide karşı savunmayı sürdürüyoruz. Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve dualarla anıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Mehmet Güzelmansur...

 

10.- Hatay Milletvekili Mehmet Güzelmansur’un, Hatay'da kuraklığın başladığına ilişkin açıklaması

 

MEHMET GÜZELMANSUR (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hatay'da kuraklık başladı; içme suyu barajı Karaçay Barajı'nda su seviyesi geçen seneye göre yüzde 50 azaldı, Yayladağı Barajı'nda ise yüzde 70 azalma var. Depremzede Hatay çiftçisini geçen hafta don vurdu, şimdi de kuraklık vuruyor. Suyun olmaması demek, tarımın bitmesi, gıda üretiminin maliyetli hâle gelmesi, üretimin azalması, yurttaşlarımızın gıdaya erişememesi demektir.

Her alanda sınıfta kalan AKP iktidarının çiftçiyi ezen tarım politikaları da sınıfta kalmıştır. "5/5/2015'te bitirilecek." dedikleri Reyhanlı Barajı bile hâlâ bitirilemedi.

Buradan iktidara sesleniyorum: Hatay'a üvey evlat muamelesi yapmaktan artık vazgeçin, Hatay'a hak ettiği hizmetleri yapın.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın İsmail Çağlar Bayırcı...

 

11.- Kütahya Milletvekili İsmail Çağlar Bayırcı’nın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

İSMAİL ÇAĞLAR BAYIRCI (Kütahya) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Kurtuluş Savaşı'nın âdeta öncüsü olan Çanakkale Zaferi, Türk milletinin tarih boyunca bağımsızlık ve vatan sevgisi uğruna savaşmaktan çekinmediğini, tarihten silinmek istenen bir milletin bütün imkânsızlıklara rağmen bağımsızlık ve hürriyet uğruna sarsılmaz inancı, azmi ve kararlılığıyla vatan müdafaası için neler yapabileceğini tüm dünyaya gösterdiği kahramanlık dolu destanlardan biridir. Milletimiz ve kahraman Türk askerimiz dün nasıl ki Çanakkale'de ülkesine, milletine ve vatan topraklarına karşı yönelen tehditleri bertaraf ettiyse bugün de aynı şekilde vatanımıza ve milletimize karşı her türlü tehlikeyi yok edebilecek güç ve kararlılıktadır

Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünde, bu vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Elvan Işık Gezmiş...

 

12.- Giresun Milletvekili Elvan Işık Gezmiş’in, Giresun'daki Taşbaşı Parkı'na ilişkin açıklaması

 ELVAN IŞIK GEZMİŞ (Giresun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Giresun'un tarihî ve kültürel hafızasının önemli bir parçası olan tarihî Taşbaşı Parkı 1930'lu yıllardan bu yana şehrin sosyal yaşamında önemli yer tutmaktadır. Kentimizin kültürel mirası olan bu değerli park, Giresun Belediyesinden alınarak Sultan Selim Hanı Evvel Bin Bayezit Han-ı Sani isminde bir vakfa devredilmiştir.

Dün Belediye Başkanımızla beraber binlerce yurttaşımızın katılımıyla Taşbaşı Parkı'ndan adliye binasına yürüdük ve parkın Giresun Belediyesine geri verilmesi için hukuki süreci başlattık. Park hiçbir kalıntı olmamasına rağmen akıl almaz şekilde "restorasyon" adı altında yapılaşmaya açılmak isteniyor.

Parkımızı geri alana dek mücadele devam edecek, haklı davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Gülcan Kaçmaz...

 

13.- Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit’in, Van Yüksek Güvenlikli Cezaevine ilişkin açıklaması

 

GÜLCAN KAÇMAZ SAYYİĞİT (Van) - Teşekkürler Sayın Başkan.

İçinden geçtiğimiz süreçte halkımızın gözü cezaevlerinde çünkü barış arzusu ve çağrısına rağmen hasta mahpusların durumunda herhangi bir değişiklik yok, hak ihlalleri artarak devam ediyor.

9 Mart 2025 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde mahpuslara yönelik baskılar da bunun bir örneğidir. Cezaevi koridorunda gardiyanlar Rojavalı bir mahpusu yere yatırıp bel fıtığı olduğunu belirtmesine rağmen sırtına basarak eziyet ediyor. Yine, birçok koğuş basılarak mahpuslar darbe dönemlerinde gördüğümüz şekliyle yere yatırılıp sırtlarına basılıyor. İşkence uygulamalarının yanında mahpuslara hakaret ediliyor, birçoğu hakkında keyfî bir şekilde disiplin cezası veriliyor.

Adalet Bakanına buradan soruyoruz: "İşkenceye sıfır tolerans." dediğiniz şey bu mudur? Siyasi iktidarı buna bir son vermeye çağırıyoruz çünkü cezaevleri onurlu bir barışın turnusolüdür diyorum.

 Teşekkür ederim.

 BAŞKAN - Sayın Serkan Sarı...

 

14.- Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı’nın, DSİ'nin Balıkesir Ballıpınar'daki dere ıslahı projesine ilişkin açıklaması

 

SERKAN SARI (Balıkesir) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Balıkesir ili Erdek ilçesi sınırları içerisinde yer alan Kapıdağ Yarımadası fauna ve florasıyla Türkiye'nin önemli bölgelerinden bir tanesidir. Bu bölgede yetişen ve coğrafi işarete sahip olan mor soğan ne yazık ki DSİ'nin yapmadığı yatırımlar sebebiyle risk altındadır ve tehlikeyle karşı karşıyadır.

Erdek ilçemiz Ormanlı, Ballıpınar, Şahinburgaz, Turanlar, Doğanlar Mahalleleri -geçim kaynağı olan- bu riski kaldırmak için yatırım yapılmasını bekliyor. Mor soğan, bu bölgede yaklaşık 200 hanenin geçim kaynağı ve kırsalda kalmak için de önemli bir sebep oluşturmakta. Özellikle, köydeki kadınlarımızın emek verdiği bu ürünü korumak için DSİ'nin Ballıpınar Projesi'ne, dere ıslahı projesine bir an evvel yatırım yapması gerekiyor. Bölgenin 2010-2018 yılları arasında yaşanan sellerle ne kadar büyük bir risk altında olduğu... Balıkesir İl Afet Planı'na yansıyan bu yatırım 2014 yılından beri bitirilememiştir. DSİ'nin bir an evvel bu yatırımı tamamlamasını talep ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Heval Bozdağ...

 

15.- Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ’ın, Kobani Berxbotan köyüne 17 Mart 2025 gecesi yapılan saldırıya ilişkin açıklaması

 

HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Kobani Berxbotan köyüne 17 Mart 2025 gecesi Türkiye'ye ait olduğu iddia edilen SİHA'ların saldırısı sonucu aynı aileden 7'si çocuk 9 sivil hayatını kaybetti ve 2 sivil de yaralandı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Türkiye'ye operasyonlarını durdurma çağrısı yaptı.

Saldırıyı kınıyoruz; güvenlik tehdidi bahanesiyle sivillerin, kadınların, çocukların katledilmesini kabul etmiyoruz. Çocuklar nasıl güvenlik tehdidi olabilir? Sivillere yönelik bu türden eylemler savaş suçudur, uluslararası hukuk açıkça ihlal edilmektedir. Yapılan bu sivil katliamla ilgili derhâl açıklama yapılarak kamuoyu bilgilendirilmelidir. Bu savaş suçunu işleyenler ortaya çıkarılmalıdır, saldırı emrini veren ve emri yerine getiren tüm sorumlular cezalandırılmalıdır.

Teşekkürler.

BAŞKAN - Sayın Orhan Sümer...

 

16.- Adana Milletvekili Orhan Sümer’in, Adana Karşıyaka Orhan Çobanoğlu Kız Meslek Lisesine ilişkin açıklaması

 

 ORHAN SÜMER (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yaklaşık dört ay önce Adana Karşıyaka Orhan Çobanoğlu Kız Meslek Lisesinde öğrencilerin pansiyondaki dinlenme odasının okul müdürü tarafından sadece kendisine tahsis edildiği ve şark köşesi yapıldığını dile getirmiştim. Maalesef, velilerden, öğrencilerden ve öğretmenlerden gelen bilgilere göre işler daha da vahim duruma gelmiştir. Okuldaki şark odasının artık geceleri de kullanılmak üzere aynen durduğu, gelen misafirlerine kız öğrencilerimizin servis yaptığı, okulun tüm ihtiyaçlarının pansiyon müdürünün ailesine ait şirketten karşılandığı, müdüre rahatsızlıklarını bildiren öğretmenlerimizin de hizmet ve puan, ek ders ücretlerinin düşük tutulduğu, mobbing uygulandığı, CİMER'e şikâyet edeceğini söyleyen öğrencilerin aileleri çağrılıp pansiyondan atılmakla tehdit edildiği, öğretmenlerin pansiyondaki yeme içme servislerinin kaldırıldığı gibi ciddi iddialar bulunmaktadır.

Buradan Bakanlık yetkililerine ve Adana İl Millî Eğitim Müdürüne sesleniyorum: Bu okulda yaşanan sorumsuz tavra derhâl müdahale edin. Kız öğrencilerimiz oraya ders yapmaya, bilgi öğrenmeye gidiyor. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Seda Sarıbaş...

 

17.- Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş’ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ve Türkiye'nin duruşuna ilişkin açıklaması

 

SEDA SARIBAŞ (Aydın) - Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yalnızca Türkiye sınırları içerisinde değil, gönül coğrafyamızın her köşesinde adaletin, vicdanın ve kardeşliğin sesi olmaya devam ediyor.

Türkiye'nin duruşu tüm İslam dünyasının umut ışığıdır. Dost, kardeş ülkelere uzanan temaslarda ekonomik ve stratejik iş birliklerimizi güçlendirmekle kalmadık, ümmet bilincimizi pekiştiren, dayanışmamızı kuvvetlendiren sağlam adımlar attık. Türkiye, sadece coğrafi sınırları içerisinde değil, dünyanın her köşesinde mağdur ve mazlumların yanında durmaya devam edecektir.

Biz "Dünya 5’ten büyüktür." derken sadece bir sözü deklare etmiyoruz, adaletsizliğe meydan okuyan bir iradeyi temsil ediyoruz. Biz, Kudüs'ün onurunu korumaya, Gazze'deki yetimin hakkını savunmaya, mazlumların elinden tutmaya devam edeceğiz.

 BAŞKAN - Sayın Ali Karaoba...

 

18.- Uşak Milletvekili Ali Karaoba’nın, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale'de vatan uğruna can veren tüm kahramanlara, Uşak'ın Eşme ilçesinde gerçekleştirdikleri tütün mitingine ilişkin açıklaması

 

ALİ KARAOBA (Uşak) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Çanakkale'de vatan uğruna gözünü kırpmadan can veren tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyorum.

Hafta sonu Eşme Güllü'de tütün mitingi gerçekleştirdik. Çiftçilerimizden biri AKP'li Tarım Bakanına bir şiir yazmış, onu sizlerle paylaşmak istiyorum:

"Nisanda başlar, eylülde biter

Fidesi dünya para, tarla sürme 3 sefer

Dikmesi, çapalama, ilacı, kırması 3 sefer

Kurutma serası, tavlayıp kartona basması emek ister

1 kilo tütünden 50 sigara çıkar

80 çarpı 50, 4 bin TL eder

Devlet ise bize '1 kilo tütünü 180 TL'ye sat.' der

Delinin birine bile sorsanız inanın, ağlayarak halimize güler de güler."

Uşaklı, Eşmeli tütün üreticilerinin yanındayım. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz! (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Mehmet Celal Fendoğlu...

 

19.- Malatya Milletvekili Mehmet Celal Fendoğlu’nun, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türk milleti Çanakkale'de iman ve vatan aşkıyla "Çanakkale geçilmez!" diyerek tarihe altın harflerle yazılmış bir destan bırakmıştır. Aziz şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu topraklar bizlere ebedî bir emanet olarak bırakılmıştır. Bu zafer yalnızca askerî bir başarı değil, aynı zamanda millî birlik ve beraberliğimizin de sarsılmaz bir göstergesidir.

Çanakkale Zaferi, Türklüğün devleşen inancının, çelikleşen iradesinin her türlü imkansızlığa meydan okuyan, yürek burkan inanmışlığın zaferidir. Çanakkale, istiklalimizin ön sözü, cumhuriyetimizin müjdecisidir.

Bu duygu ve düşüncelerle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Çanakkale'yi geçilmez kılan kahramanlarımızı, vatan için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve dualarla anıyorum; ruhları şad, mekânları cennet olsun.

BAŞKAN - Sayın Asu Kaya...

 

20.- Osmaniye Milletvekili Asu Kaya’nın, Çukurova'da yaşanan kuraklığa ilişkin açıklaması

 

ASU KAYA (Osmaniye) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Memleketim Osmaniye'de, Çukurova'da kuraklık maalesef bağıra bağıra geldi ama önlem alınmadı; seneye buğday, narenciye, mısır, zeytin maalesef olmayacak.

Her seçimde kurdelesini kestiğiniz, "Bitireceğiz." dediğiniz Düziçi Çatak Barajı'nı hâlâ bitiremediniz. Düziçi'nin tarlaları maalesef kavruldu. Kalecik Barajı'nı hâlâ onarmadınız depremden sonra. Çiftçi 5 Şubatta su istedi, Devlet Su İşleri ancak 10 Martta verebildi, ürünlerin hepsi yandı. Yine, Kadirli'nin tarlaları kavruldu.

Osmaniye'de maalesef çiftçi perişan; geçen yıl ürün para etmedi, bu yıl da ürün hiç yok. Çiftçinin Ziraat Bankası, Tarım Kredi borçlarını ve Sulama Birliği borçlarını faizsiz erteleyin. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Perihan Koca...

 

21.- Mersin Milletvekili Perihan Koca’nın, İsrail'in ateşkesi bozarak Gazze'ye tekrar saldırmasına ilişkin açıklaması

 

PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Siyonist İsrail devletinin 19 Ocaktaki ateşkesi bozarak Gazze'ye tekrar saldırmasını kabul etmiyoruz.

Soykırımcı İsrail devleti ABD'nin de desteğiyle ateşkesi bozarak dün geceden bu yana giriştiği katliamla 400'ü aşkın Filistinliyi katletti. Siyonist İsrail'le ticari anlaşmaları devam ettirenler, diplomatik ilişkileri kesmeyenler bu soykırım suçunun ortağıdırlar. Tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşen, Orta Doğu'yu kana bulayan bu katliamı lanetliyoruz.

Soykırımcı İsrail devleti işgal ettiği Filistin topraklarından derhâl çıkmalıdır. Türkiye, İsrail'le ticari anlaşmalar başta olmak üzere tüm ilişkileri sonlandırmalıdır.

Emperyalizme, siyonizme, soykırıma karşı direnen Filistin halkının yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz.

BAŞKAN - Teşekkürler.

Şimdi, sayın Grup Başkan Vekillerinin söz taleplerini karşılayacağım.

İlk söz, YENİ YOL Partisi Grubu Başkanı Sayın Bülent Kaya'ya ait

Buyurun Sayın Kaya.

 

22.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'in ateşkesi yok sayarak Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği saldırıya ve bu konuyla ilgili ortak bir bildiri hazırlanmasını teklif ettiklerine ilişkin açıklaması

 

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümünü, hep beraber idrak ediyoruz ve kutluyoruz. Ben de bu 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nde emeği geçen başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ve onun silah arkadaşlarını, değerli milletimizin her ferdini bu Çanakkale Zaferi'nde göstermiş oldukları başarı ve direnişten dolayı bir kez daha rahmetle ve minnetle yâd ediyorum.

Birinci Dünya Savaşı'nın en önemli cephelerinden biri olan, milletimizin destansı direnişiyle tarihe geçen önemli bir zaferini idrak ediyoruz. Deniz yoluyla boğazı geçemeyen İtilaf Devletleri'nin Gelibolu Yarımadası'na çıkarma yaparak kara savaşlarıyla şansını denediği, Arıburnu'nda, Conkbayırı'nda, Anafartalar'da, Seddülbahir'de milletimizin ve ordumuzun büyük bir direniş ve efsanevi mücadelesiyle oradan da söküp atıldıkları ve nihayetinde de 9 Ocak 1916'da Gelibolu'ndan düşmanın tamamen çekildiği bir zafer sürecini bu millet elhamdülillah bizlere yaşatmış oldu ve tarihî bir miras olarak bıraktı.

Elbette bu Çanakkale Zaferi'ni sadece tarihî bir olay olarak görmemek lazım; bu, bağımsızlık ve vatan sevgisinin bu topraklarda ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu, birlik ve beraberlik ruhunun çok büyük güçleri yerle bir edebileceğine dair inancımızı ve ülkemizin bağımsızlığını ve millî duruşunu savunma noktasındaki azim ve kararlığımızın ne derece sonuç alıcı olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Dolayısıyla Çanakkale Şehitliği'ne baktığımız zaman aslında ülkemizin ve milletimizin bugününü görme imkânına sahip oluyoruz. Dolayısıyla onu idrak etmek, bu tarihî şuuru, bu millî şuuru genç nesillere aktaracak çalışmaları hep beraber yapmamız gerektiğine inanıyorum. Bir kez daha Çanakkale Zaferi'mizi tebrik ediyor ve düşmanlarımızın bu Çanakkale Zaferi'mizi görerek bir daha asla ve asla benzerlerine tevessül etmemelerini diliyorum.

Bir diğer önemli husus Sayın Başkanım, İsrail'in sayısız katliamlarının akabinde 15 Ocak 2025'te bir ateşkes sağlanmıştı. Müzakerelerin devamı, rehinelerin salıverilmesi, Gazze'ye insani yardımların serbestçe girmesi gibi hususları içeren bu ilk ateşkes anlaşmasına İsrail zaten baştan beri ayak sürerek yaklaşmıştı. Ancak son olarak, dün gece ateşkesi tamamen yok sayan bir saldırıyla sivil yerleşim ve mülteci çadırlarının yoğun olarak bulunduğu Han Yunus, Refah, Gazze ve Deir el-Balah bölgelerinde birçok çoluk çocuğu ve maalesef sivil Filistinliyi katletti. Dolayısıyla buradan bir kez daha İsrail'in bu katliamlarını lanetlediğimizi, Türkiye Büyük Millet Meclisinden ifade etmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Toparlayalım lütfen.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Bu katliamı buradan lanetlerken sadece lanetlemekle kalmamamız gerektiğini, dolayısıyla milletimizle, devletimizle beraber İsrail'e anladığı dilden cevap verecek yaptırımları devreye biraz daha fazla almamız gerektiğini buradan bir kez daha talep ediyorum. Elbette bugüne kadar gerek Meclisimizin yayınlamış olduğu ortak bildirilerle, gerekse iktidarımızın atmış olduğu bazı diplomatik adımlarla bu sürece olan tepkimizi ortaya koyduk. Az tepki ortaya koymuşuzdur, çok tepki ortaya koymuşuzdur ama şu an yapmamız gereken, İsrail'in ve özellikle de Amerika'nın Yemen'e başlatmış olduğu saldırılardan sonra Orta Doğu barışını tesis edebilmek adına biraz daha etkili adımlar atmamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Bizim muhalefet olarak elbette bu Filistin duyarlılığımızı, Orta Doğu'daki barış duyarlılığımızı dile getirmek için iktidardan taleplerimizin olması son derece doğal ve normal olandır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KAYA (İstanbul) -  Son kez, toparlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Burada iktidardan beklentimiz ve talebimiz odur ki milletimizin sesine tercüman olsunlar ve İsrail'e anladığı dilden; diplomatik, bunlardan sonuç almıyorsa sonraki aşamaları da devreye alacak hususları konuşalım.

Burada İsrail'in Türkiye Cumhuriyeti için de büyük bir tehdit oluşturduğunu ve Hükûmetin de talebiyle burada bir genel görüşmede, hatta gizli bir görüşmede İsrail'in hem ülkemiz hem coğrafyamız için ne kadar büyük bir tehdit olduğunu burada dile getirdik. Sadece bir genel görüşmeyle sınırlı kalmaması lazım. Burada bütün muhalefet ve iktidar partisiyle beraber ortak bazı adımları atmanın diyaloğunu ortaya koymamız lazım ve buradan ortak bir bildiriyle, bu ramazan gününde sivillere, çocuklara yapılmış bu katliamı Türkiye Büyük Millet Meclisinden ortak bir bildiriyle lanetlemeyi teklif ediyor, diğer grupların da takdirine sunuyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.

Şimdi, Milliyetçi...

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Milliyetçi İYİ Parti.

BAŞKAN - İYİ Parti adına Sayın Grup Başkan Vekili Buğra Kavuncu.

 

23.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'in ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nde gerçekleştirdiği saldırılara, Suriye politikasıyla ilgili endişelerine ve Suriye'yle alakalı genel görüşme yapılması taleplerine ilişkin açıklaması

 

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de bugün Çanakkale Zaferi'mizin yıl dönümünü anarak konuşmama başlamak istiyorum. Öyle bir ruhtur ki Çanakkale bence bütün evlatlarımızın, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının gitmesi, görmesi. soluması gereken bir yerdir. Bu ruh bizim geleceğimizin, birliğimizin çimentosudur. Emperyalizme karşı Türk milletinin direndiği ve emperyalizmi ezdiği bir gündür Çanakkale 18 Mart Zaferi'nin yıl dönümü. Çanakkale Zaferi'mizdeki şehitlerimizi ve gazilerimizi, bu zaferin mimarlarını ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum.

Evet, dün, maalesef mübarek ramazan ayında İsrail ordusu yine çok büyük bir katliama imza attı. Ateşkese rağmen Gazze Şeridi'nde dün akşamdan itibaren düzenlenen saldırılar sonucu 300'den fazla insanın katledildiği ifade ediliyor. Bu kanlı katliamın gözü dönmüş sorumlularıyla birlikte bunlara göz yuman bütün uluslararası toplum da bu katliamın ortağıdır. Hani "'Medeniyet' dediğin tek dişi kalmış canavar?" diyor ya İstiklal Marşı'mızın yazarı Mehmet Akif, tam bunu görüyoruz burada. Çünkü en başında da Amerika Birleşik Devletleri bu katliamın arkasındaki ana güç olarak gözükmektedir zira Beyaz Saray Sözcüsü yaptığı açıklamayla bu kanlı katliamdan haberdar edildiklerini ifade etti ve "Kıyamet kopacak." ifadesini kullandı. Kullandığı ifade aynen budur "Kıyamet kopacak." dedi ve maalesef günahsız birçok insan dün katledildi.

Tekrar ifade ediyoruz: Katillerin hedefindeki mazlum Filistinlilerin daima yanındayız. İsrail'in saldırılarında yaşamını yitiren Filistinlilere Allah'tan rahmet diliyorum.

Şimdi, arkadaşlar, dış politikayla ilgili bizim tereddütle, endişeyle takip ettiğimiz "Ya, bir ülkenin dış politikası böyle yönetilemez." diye veryansın ettiğimiz bir durumla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günlerde Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan bir televizyon programına katıldı ve çok dikkat çeken, hepimizin dikkatini çeken ifadeler kullandı. Öyle bir süreç yaşıyoruz ki herkes bir şey söylüyor ama sanki hiç kimse hiçbir şey söylemiyor, herkes kafasına estiği gibi konuşuyor. Mesela, bir yetkili diyor ki: "Bu yapılan çağrı YPG'yi de kapsıyor." Bir başka yetkili çıkıyor, diyor ki: "Bu yapılan çağrı, Öcalan'ın çağrısı sadece kendi örgütüne yapıldı, YPG'yi kapsamıyor." Bakın, Dışişleri Bakanı da çok benzer bir durumda Suriye'de imzalanan anlaşmayla ilgili geçtiğimiz günlerde televizyon yayınında aynen şunları söylüyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Aynen, cümle cümle, hiç değiştirmeden okuyorum, diyor ki Dışişleri Bakanı: "Özellikle YPG'yle ilgili konularda başka birtakım tezgâhlar olmak üzere her şey olabilir. İyi niyetle imzalanan bir anlaşma varsa gereği yapılsın ama orada ileriye dönük döşenmiş mayınlar olabilir. Bütün silahlı organların entegrasyonuyla ilgili, devlet entegrasyonuyla ilgili konular var. Bunlar tam da ileriye dönük mayınlı konular." Dün de AK PARTİ Sözcüsü Sayın Ömer Çelik çıktı ve şunları söyledi: "Önceliğimiz PKK'nın silah bırakması. Çağrı SDG/YPG'yi de kapsıyor." Ya, bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti gibi köklü bir devlet böyle yönetilemez. Her açıklama birbiriyle çelişiyor. Dışişleri Bakanı çıkıp ileriye dönük döşenmiş mayınlar olduğunu anlatıyor. Nedir bu mayınlar, çıksın anlatsın bize.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, lütfen.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Nedir bu mayınlar, çıksın anlatsın.

Düne kadar Suriye'de bir zafer edası vardı, hatırlayın. Kasiyun Dağ'ında kahveler içildi. Şimdi, Ahmed eş-Şara Türkiye'nin bir terör örgütü olarak tanımladığı yapının lideriyle oturuyor ve bir belgeye resmî olarak imza atıyor. Bu işin artık geri dönüşü yok. Geçiş Hükûmeti, YPG/PYD'yi tanımıştır artık. Terör örgütü YPG, Amerika tarafından donatılmış bir örgüt ve 80 bin teröristin varlığından söz ediliyor. Ahmet eş-Şara'nın kontrolünde kaç Suriye askeri var veya HTŞ yapısı kapasitesi ne kadar? 15 bin diyen var, 20 bin diyen var. Şimdi soruyorum size: 80 bin kişilik bir gücün 15-20 bin kişilik bir gücün içine dâhil olması mı mümkün yoksa o gücü içine alması mı mümkün? Bakın, burası Orta Doğu; Orta Doğu'da bildiğimiz birçok aile darbeyle işbaşına geldi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Son cümlem Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Meseleyi bir adım daha ileriye taşıyalım, bizi bekleyen bir başka tehlike: Yarın bir gün Suriye'de bir askerî darbe olduğunda bunun garantisi var mı, böyle bir büyük gücün askerî darbe yapması karşısında nasıl büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacağımızın farkında mı devletimizin Dışişleri veya devlet yetkilileri?

Bütün bu tereddütlerimizden, bütün bu endişelerimizden, bize yaşatılan, millete yaşatılan bütün bu çelişkilerden dolayı biz bugün Türkiye Büyük Millet Meclisine Suriye'yle alakalı genel görüşme yapılma talebimizi ilettik. Bugün de arkadaşlarımız konuyla ilgili açıklamalarını yapacaklar, bu talebi de Türkiye Büyük Millet Meclisine iletecekler diyorum.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kavuncu.

Milliyetçi Hareket Partisi adına Grup Başkan Vekili Sayın Erkan Akçay konuşacaklar.

Buyurun efendim.

 

24.- Manisa Milletvekili Erkan Akçay’ın, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ve İsrail'in Gazze'deki ateşkesi tek taraflı bozarak gerçekleştirdiği hava saldırılarına ilişkin açıklaması

 

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Türk milleti, tarihinde pek çok zaferler kazanmıştır. Bugün dünyada eşine az rastlanan kahramanlık destanının yazıldığı 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü idrak ediyoruz. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin işgale karşı bağımsızlığını korumak için topyekûn göstermiş olduğu bir direnişin ve Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan uzun ve zorlu bir sürecin ilk adımıdır. Çanakkale'de milletimiz tek ses ve tek yürek olmuş, omuz omuza mücadele ederek şehadet şerbetini birlikte içmiştir. Bugün Çanakkale, dünyanın en büyük şehitliğidir. 18 Mart 1915'te Çanakkale'yi geçilmez kılan şanlı ecdadımız, 25 Nisanda kara savaşını zaferle taçlandırmıştır.

İstiklal Şairi'miz Mehmet Akif Ersoy'un "Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor/Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!" dizeleri tarihimize altın harflerle yazılmıştır. Ortak hafızası olan toplumlara "millet" denir. Bizim hafızamız pek çok hatırayla, millî şuurla bezenmiştir. Şair Necmettin Halil Onan "Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir/Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın bir vatan kalbinin attığı yerdir." dizeleriyle Çanakkale destanını hafızalarımıza kazımıştır.

Çanakkale'yi geçilmez kılan, milletimizi yenilmez yapan, milletimizin birlik ve beraberliği, birlikte yaşama ülküsü ve kararlılığıdır; dün Çanakkale'de gösterdiğimiz fedakâr mücadeleyi vatanımızın varlığı, birliği ve milletimizin bütünlüğü için tekrarlamaktan kaçınmayacaktır. Şehit ve gazilerimiz Türk milletinin en büyük emaneti ve hatırasıdır. Bu cennet vatan, bu aziz millet şehitlerimize ve gazilerimize ebediyen minnettardır. Şehitlerimizin aziz hatıraları, lider ülke Türkiye hedefine yönelik kutlu yolculuğumuzda önümüzü aydınlatan meşale, bizlere ilham veren mücadele kaynaklarımızdır. Birbirimize Çanakkale ruhuyla sarılmamız manevi ve millî bir görevdir.

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ezineli Yahya Çavuşu, Seyit Onbaşı'yı, Tophaneli Yüzbaşı Hakkı'yı, Cevat Paşa'yı, 57'nci Piyade Alayını, Çanakkale'yi geçilmez kılan kahramanlarımızı ve aziz şehitlerimizi rahmet ve şükranla yâd ediyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, bugün, burada insanlığın yüz karası bir vahşeti, soykırımı, bir devlet terörünü lanetleyerek sözlerime devam etmek istiyorum. Bu sabaha karşı İsrail Gazze'deki ateşkesi tek taraflı bozmuş, hava saldırılarıyla 300'den fazla Filistinliyi şehit etmiştir. Bir buçuk yıldır süren vahşette 46 binden fazla Filistinli kardeşimiz şehit edildi, katledildi; 110 binden fazla yaralı ve sakat var.

Türk milleti olarak bizler, tarih boyunca mazlumun yanında, zalimin karşısında olduk. Bugün de aynı kararlılıkla haykırıyoruz: İsrail, tam teşekkül bir terör devletidir. Netanyahu Hükûmeti, uluslararası hukuku, insani değerleri ve temel insan haklarını ayaklar altına almaktadır. İsrail'in bu son saldırısını da şiddetle kınıyor ve lanetliyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye, İsrail'e karşı en sert yaptırımları uygulamaya davet ediyoruz.

Sözlerimi bitirirken şehit olan tüm Gazzeli kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Akçay.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi adına Grup Başkan Vekili Sayın Sezai Temelli konuşacaklar.

Buyurun.

 

25.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'i kınadıklarına, Kobani'de iki gün önce hayatını kaybedenlerin isimlerine, 16 Mart Halepçe'nin yıl dönümüne, 16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesinde yaşananlara, Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasının dünkü duruşmasına ve bugün görüşmelerine başlanacak olan torba yasa teklifinde yer alan emeklilerin bayram ikramiyesine ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü. Sadece zaferi konuşmak yetmez, Çanakkale Zaferi'nden önceki yıllara bakmak gerekir. Nasıl oldu da Birinci Dünya Savaşı'na bu ülke sürüklendi? O günkü iktidar aklını anlamak gerekir, o büyük yıkıma neden olan anlayışı bilmek gerekir, bilmek gerekir ki bugünü doğru anlayabilelim. 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi sonrasına bakmak gerekir, sonrasında ortaya çıkan kurucu aklın hangi ittifaklar üzerinden yükseldiğini anlamak gerekir; 1920 Meclisine, 21 Anayasası'na bakmak gerekir ki o kurucu aklın, o büyük ittifakın, Türk-Kürt ittifakının ve bütün halkların nasıl bir mücadele içinde olduğunu bize göstersin. Evet, Çanakkale'yi o gün anlayamayanlar, ondan sonra bu akıldan sapanlar, bugün aslında yaşadığımız birçok acının da müsebbibidir.

Evet, bugün İsrail'i kınıyoruz. Evet, tam da bu sabah Filistin'de, Gazze'de 330 masum insan katledildi, bunda hiç mi sorumluluğumuz yok? Yine Meclise bir yazı gelecek, hep birlikte kınayacağız ama ölümler devam edecek, tıpkı iki gün önce Kobani'de yitip giden 9 can gibi; bombalandılar, katledildiler. İsimlerini okuyacağım, isimlerini okuyacağım ki kayda geçsin, kayda geçsin ki bir gün adalet, gerçek anlamda adalet söz konusu olduğunda bu suçu işleyenler yargılanabilsin. Evet, kimdi katledilenler? Ahin Osman Ebdo, Dijle Osman Ebdo, Dilovan Osman Ebdo, Yasir Osman Ebdo, Eziz Osman Ebdo, Saliha Osman Ebdo, Avesta Osman Ebdo, Osman Berkel Ebdo ve Hezal Osman Ebdo. Bu 9 kişiden 7'si çocuktu.

Evet, Ortadoğu bu katliamlarla anılan bir coğrafya. Buna son verebiliriz, buna son verme iradesini var etmekle mükellefiz. İşte o zaman Çanakkale 1915'i anlamak mümkündür. Çünkü o Çanakkale'de yitip gidenlerin arasında Kürtler, Türkler, Kobanililer, Filistinliler var. Emperyalizme karşı direniş böyle olur, ancak böyle bir ittifakla mümkün olabilir. Bu ittifakı var etmediğiniz sürece ırkçı yaklaşımlarla hâlâ kalkıp SDG'yi ya da hâlâ Suriye'yi başka bir yerden yorumladığınız sürece barış ne Orta Doğu'ya gelir ne bu topraklara gelir. O yüzden, bizim barışımız Orta Doğu barışıdır, Orta Doğu'nun barışı bizim iç barışımızdır. Bu ilişkiyi koparmadan ancak yol alabiliriz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16 Mart Halepçe'nin yıl dönümüydü. Evet, Baas rejiminin Kürt düşmanlığının belki de en vahim katliamlarından, soykırımlarından biri Halepçe'de yaşanmıştı.

Yine, 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesinde yaşanan katliam. Dolayısıyla, maalesef, katliamları anmakla, dile getirmekle üzüntülere, acılara değinmiş oluyoruz. Ama hakikatle yüzleşmeden, bu gerçeklerle yüzleşmeden aslında bu acıları dindirmek de çok mümkün değil. "Acılar" deyince dün Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasının davası vardı ve bu davada bir baba, evladını maden faciasında yitiren bir baba şunu sordu: "Bir evlat kaç para eder?" Çünkü yitirilenler için bir bedel belirlenmiş.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu bedel sunuluyor. Oysa bakın, orada bizzat maden yetkililerinin açıklaması var, diyorlar ki: "Buradaki madende atılan artığın yüksekliği en fazla 150 metre olur, 255 metreye çıkmıştı bu rakam; facianın nedeni budur." Bu 255 metreye çıkma iznini kim vermiş? Bakanlık vermiş. Yani işte, İliç'teki madenden tutun da bugün bu ülkede yaşanan bütün bu afetlerin arkasında böyle bir anlayış saklı. O yüzden de bunun sorumlularının ortaya çıkması, yargı önünde bu konuda hesap vermesi büyük önem taşıyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hep sermayeden yana, iş adamlarından yana bir siyaseti var ettiğiniz sürece ister istemez bu faciaları yaşıyorsunuz ama günlük hayatımızda da bu tür facialar yaşanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim, son kez uzatıyorum.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İşte, bugün görüşmeye başlayacağımız torba yasa teklifindeki emekli ikramiyeleri. Emekli ikramiyeleri bin lira arttırıldı, daha fazla artırılamayacağına dair işte ha bire mazeretler üretiliyor iktidar tarafından. Bakın, sadece 8 tane şirketin silinen vergi borcu emeklilere verilen ikramiyenin 3 katı. Dolayısıyla bu bir tercih, bu tercih böyle olduğu sürece bu yoksulluktan kurtulmak mümkün değil. Bütçe açığının iki ayda geldiği rakam 400 milyarın üzerinde ve bu denli büyük bütçe açığının verilmesinin nedeni emekliler değil, emekçiler değil, sizin sermayeden, işverenden yana olan tercihinizdir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Temelli.

Cumhuriyet Halk Partisi adına Grup Başkan Vekili Sayın Ali Mahir Başarır konuşacaklar.

Buyurun Sayın Başarır.

 

26.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, Cumhurbaşkanının ABD Başkanı Trump'la yaptığı telefon görüşmesine, Gazze'nin uğradığı saldırıya, bugün görüşmelerine başlanacak olan torba yasa teklifinde yer alan emeklilerin bayram ikramiyesine ve yeni getirilen ek vergiye ilişkin açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bugün 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü. Yüz on yıl önce bu topraklarda birlik ve beraberlik içerisinde bir kahramanlık destanı yazıldı. Bu millet böyle bir destana sahip olduğu için ne kadar gurur duysa azdır. Bunu bu ülke beraberce yaptı. Öncelikle bu zaferin mimarı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyorum ve Çanakkale Zaferi'yle bir kez daha gurur duyduğumuzu belirtmek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Dün çok çok acı bir olay yaşandı. Maalesef, Orta Doğu'da akan kan durmuyor, 400'ün üzerinde Filistinli sivil, çocuk, kadın, insan öldü.

Şimdi, ben buradan sormak istiyorum: Bu pazar bu ülkenin Cumhurbaşkanı Trump'la bir görüşme yaptı. Ne Beyaz Saray ne de sarayın sözcüleri bir açıklama yapmadı. Ne görüştüler, ben merak ediyorum. "Dostum Trump." "Hoş geldin Trump." "İyi ki seçildin Trump." Ama insanlar orada ölmeye devam ediyor. Bakın, ne acıdır ki İsrail, Suriye'nin kuzeyini bir anlamda işgal etmiş durumda, orada konumlanmış, Filistin'e yardım etmek isteyen ya da o bölgede önemli bir yeri olan Yemen bombalanıyor, Cumhurbaşkanı Trump'la görüşüyor ama bir gün sonra, sahur vakti, ramazan ayında Gazze en büyük saldırıya uğruyor. Şimdi, bunu şiddetle kınıyorum ama bu ülkenin Cumhurbaşkanı burada farklı konuşup telefonda farklı konuştuğu sürece, burada farklı mesaj verip dünyaya farklı mesaj verdiği sürece bu olmaz. Biz ne konuştuğunu merak ediyoruz. Filistin'le ilgili tek bir şey konuşabildi mi, uyarı yapılabildi mi? Bu Trump "İnsanlar Gazze'ye geri dönmesin, dönerse orada ölürler. Gazze artık bir ölüm yeri, orayı işgal edeceğiz." diyen birisi değil miydi? Ama maalesef ki dönemlik, günlük siyaset yapan bir iktidar, bir Cumhurbaşkanı var. Amerika'yla ya da İsrail'le bir anlamda ticaret yapan, bu görüşmeleri yapan, uyarmayan herkesin bu olayda sorumluluğu vardır, mesuliyeti vardır, iktidarın da vardır. Sen pazar günü konuşacaksın, ondan sonra Filistin'de 400'ün üzerinde sivil ölecek, bununla ilgili bir açıklama yapmayacaksın. Ne konuştun? Ne konuştun? İlk kez Beyaz Saray da bu görüşmeyi açıklamadı çünkü.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım lütfen.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sen burada farklı konuşacaksın, dünyada farklı konuşacaksın; her olayı Suriye dâhil olmak üzere iç siyasete malzeme yapacaksın, Suriye'deki olayları çok farklı anlatacaksın... Hayır, hayır, hayır! Suriye'de de Amerika'da da Yemen'de de Filistinli insanların, o ülkenin güvenliği değil İsrail'in ve Amerika'nın emelleri maalesef hâkim oluyor. Bunlar açıkça konuşulmalı. Burada, Mecliste kınama yaparak, burada konuşarak bu iş çözülmüyor. Bu yüzyılda insanlar ölüyor. İsrail'i, katliam yapan İsrail'i, soykırım yapan İsrail'i Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak kınıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)

 Bugün, şimdi torba yasa gelecek, en önemli konu emekli ikramiyesi, bayram ikramiyesi; iki günde, üç günde bu konuyu bitireceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  Ya, arkadaşlar, sormak isterim: Bu bayramın geleceği belli, niye bu haftaya sıkıştırıyoruz? Bu konu Mecliste niye tartışılmıyor? Meclisin bu 4 bin lirayı uzun uzun tartışıp 6 bin lira yapacak iradesi yok mu? Biz saraydan gelen bu sadaka gibi rakama mahkûm muyuz, Meclis mahkûm mu, AKP Grubu mahkûm mu? Ben sormak istiyorum. Bayrama kalmış günler, bu yasa gelmiş, bunu geçirmek zorundayız. Biz sadakayı kabul etmek zorunda mıyız, 4 bin lirayı kabul etmek zorunda mıyız? Ben sormak istiyorum bunu.

 İki günde bu yasa geçecek. Bize diyeceksiniz ki: "Geçmezse emekli parayı alamayacak." Ya, zaten emekliye verdiğiniz parayla 6 kilo kıyma alınmıyor. Utanç verici bir rakamı konuşacağız, birazdan uzun uzun konuşacağız, herkes konuşacak ama biz 4 bin liraya teslim olmayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, son defa açıyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - 17 milyonu 4 bin liraya teslim etmeyeceğiz, muhalefet olarak burada hep beraber direneceğiz. Gelin, bu rakamı makul bir seviyeye getirin, bir saatte bu yasayı geçirelim, hiç sıkıntı yok ama 4 bin liraya hayır.

Şimdi, Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; gerçekten Türkiye'de ekonomi mizah gibi yönetiliyor. İki aylık bütçe açığımız 450 milyar yani cumhuriyet tarihinden bugüne kadar görülmemiş bir durum, on iki ayın sonunda görülüyor ki yaklaşık yüzde 20'nin üstünde bir bütçe açığı olacak ama Maliye Bakanı çözümü bulmuş, ek vergiler getiriyor iğneden ipliğe kadar ama ilginç bir vergi daha var; medyumlardan vergi alacaklar, falcılardan vergi alacaklar.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Başkanım...

BAŞKAN - Son defa dedim, bir son defa daha açayım.

Buyurun, bitirelim lütfen.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, burada, büyücülerden, falcılardan, medyumlardan bunu alacaksınız, muska yazanlardan alacaksınız; belki ikinci muskadan yüzde 50 fazla alacaksınız ama bu neyin aklı arkadaşlar? Kadına Yönelik Şiddet Komisyonuna Zahide Yetiş'i getirdiniz, herhâlde bu yasa görüşülürken de yaşasaydı medyum Memiş'i getirirdiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Ya, şimdi, ben, gerçekten çok merak ediyorum: Grubunuzda milletvekillerinden milyarlarca lira ciro yapıp vergi vermeyen insan var. 3 trilyon vergiyi affetmişsiniz bu bütçede. Şimdi, bütçe açığını kapatmak için "Medyumlardan vergi alınmalı." diyen bir Maliye Bakanı var. Hakikaten mizah, hakikaten bir komedi yani ben diyecek bir şey bulamıyorum ama bu komik vergilerle bütçe açığını kapatamazsınız. Türkiye bir felakete gidiyor, tek çözüm seçimdir.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Başarır.

Adalet ve Kalkınma Partisi adına Grup Başkan Vekili Sayın Özlem Zengin.

Buyurun Sayın Zengin.

 

27.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne, Gazze'de katliamların devam ettiğine ve televizyon kanallarının konuyla ilgili yayınlarına, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine, Halepçe katliamına, CHP'nin nasıl yönetildiğine ve Kadın Boks Millî Takımı'nın başarısına ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; tabii, tebessüm ederek başlıyorum, tebessümle ilgili kısma sonra geleceğim.

Değerli arkadaşlarım -ilk söylemek istediğim şey- tabii ki Çanakkale Zaferi'yle başlamak istiyorum. Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümündeyiz. Hepimizin o toprakları ziyaret ettiğini düşünüyorum. Sanıyorum, içinde en ufak merhamet olan herkesin ziyaret ettiği zaman sadece ve sadece şehitliklerde dolaştığı an kalbinin titrediği en önemli mekânlardan bir tanesi, Türkiye'nin remzi. Osmanlı coğrafyasının hemen her yerinden gencecik insanların -15 yaşında, liseye giden- işte, İstanbul Erkek Lisesi öğrencilerinin o yıl tamamının mezun olamadığı, hemen hemen hepsinin şehit olduğu çok önemli bir savaş meydanından bahsediyoruz. Aslında orada sadece bir savaş değil bir insanlık duruşunu, bir ruh hâlini, vatana dair sevdanın ne kadar büyük boyutlarda olduğunu idrak ettiğimiz, şehit kanlarıyla sulanmış muazzam bir zaferden bahsediyoruz. Biz her birisini rahmetle yâd ediyoruz. Onları anlamak, idrak etmek, o ruhu içimizde hissedebilmek mümkün olsun diye ben bu ramazan gününde dua ediyorum, her birini rahmetle anıyorum. Orada savaşan, savaşa da iştirak eden Mustafa Kemal de dâhil olmak üzere bütün şehitlerimize, o günden itibaren gazi olarak yoluna devam eden hepsine minnetlerimi, şükranlarımı sunuyorum. Fakat özü itibarıyla baktığım zaman "Ana ben düşmana karşı gidiyorum." diyen böyle yanık türkülerin, Mehmet Akif'in yazdığı şiiri okuduğumuzda da ruhumuzda hissettiğimiz Türkiye'nin en yanık hikâyesinin bir resmidir diye düşünüyorum; Çanakkale Zaferi, bütün dünyaya karşı ilan edilmiş bir zaferdir.

Tabii ki dün gece çok üzüldüğümüz bir gece oldu, Gazze'de katliamlar devam ediyor. Bu katliamla ilgili olarak Sayın Cumhurbaşkanımız, sadece bu katliam değil bu coğrafyada olan biten bütün bu haksızlıklarla ilgili, haksız zulümlerle ilgili olarak bulunduğu her yerde, her toplantıda -Ali Mahir Bey, Sayın Trump'la yaptığı en son konuşma da dâhil olmak üzere, biraz evvel de teyit ederek söylüyorum- her konuşmada belki de sadece ve sadece, tek başına bu konuyu savunan en önemli liderdir dünyada.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - O zaman konuşmasın, belki o zaman korur.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Dediğinizi tam anlayamadım, daha sonra söylerseniz cevap veririm.

Bunu söylemenin nesinden rahatsızsınız, anlayamadım. Her an, her ortamda, yapılan her konuşmada Gazze'den, dünyadaki mazlumlara yapılan zulümden bahseden bir Cumhurbaşkanımız var, bunun altını çizmemiz lazım.

Şimdi, aynı zamanda, şöyle bir hata yapılıyor, bunu da bir düzeltmemiz lazım. Ben, şimdi, televizyon kanallarının yayınlarına bakıyorum, yapılan bu zulümle alakalı, bu katliamla alakalı bir masumlaştırma yöntemi uygulanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bu 400 insanla ilgili olarak deniliyor ki: "Hamas hedefleri vuruldu." Bizim haber kanallarımızda da bu kullanılıyor. Buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden çağrıda bulunmak istiyorum: Böyle yaparak sivil insanların öldürülmesi dünya kamuoyu önünde masumlaştırılıyor, normalleştiriliyor. Türkiye'de bize düşen, bu öldürülen insanların mazlum insanlar olduğunun, bunun ramazan vakti yapıldığının, sahurda yapıldığının, bu insanların ibadete kalktıkları anda yapıldığının altını çizmek. Bizim burada yapmamız gereken şey, sadece Türkiye değil bütün dünya kamuoyunu bu konuda, zulüm konusunda uyarmak, bununla alakalı sivil inisiyatifi daha fazla harekete geçirmek. Zaten buradan yaptığımız konuşmalarda şunun altını hep çizdik: Dünyada sivil insanlar aslında imtihanı geçti fakat devletler bu imtihanı kaybediyor başta Amerika olmak üzere. Ama biraz evvel ifade...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Aynı müsamahayı rica edeceğim Sayın Başkanım.

En son yapılan konuşma da dâhil olmak üzere, bu konuların konuşulmadığı hiçbir konuşma, hiçbir ortam olmadığını bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, biraz evvel Halepçe'den de bahsedildi. Halepçe katliamı tabii ki bizim dünyamızda son derece kanatan bir şeydir. 1988'de, ta o tarihlerde kimyasal bir saldırıyla öldürülen binlerce insandan bahsediyoruz. 5 bin insan hayatını kaybetti, 7 binden fazla sivil yaralandı. Dünyada yapılan en büyük zulümlerden bir tanesidir ve onları da rahmetle yâd ediyorum.

Biraz evvel, tabii, konuşulurken arkadaşlarım dedi ki... Mizah gibi yönetilen bir şeyden bahsedildi.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ekonomi.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Evet, valla bir mizah varsa CHP'nin yönetiminde var, ben söyleyeyim. Yani biz -ne zaman- Cumhuriyet Halk Partisinin grup toplantısını, etrafta olan bitenleri izliyoruz, diyoruz ki...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hakikaten tam bir mizahla yönetilen bir partiden bahsediyoruz. Nerede duruyorsunuz, nasıl duruyorsunuz, hangi olayda hangi tavrı sergiliyorsunuz kamuoyu algılamakta zorluk çekiyor. O yüzden, önce insanlar kendi mizahlarını algılamalı ki ondan sonra karşı tarafa bir şey söyleyebilsinler diye düşünüyorum.

Bir tabii de iyi haberle kapatmak istiyorum. Kadınlarımız, Kadın Boks Millî Takımı'mız çok önemli başarılara imza attı. Dünya Kadınlar Boks Şampiyonası'nda bir altın madalya kazandı Busenaz, kendisini tebrik ediyoruz ve gümüş madalya kazanan Busenaz Çakıroğlu, Hatice Akbaş, Büşra Işıldar ve bronz madalya kazanan Esra Yıldız Kahraman ve Elif Güneri'yi buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden tebrik ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

 BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Zengin.

Sayın Mehmet Tahtasız...

 

28.- Çorum Milletvekili Mehmet Tahtasız’ın, Derinçay Deresi'ne ilişkin açıklaması

 

MEHMET TAHTASIZ (Çorum) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Sizin de açılış konuşmanızda yaptığınız gibi su gerçekten bizim için hayati bir mesele. Alaca Çayı'yla Çorum'da birleşerek önce Yeşilırmak'a, oradan Karadeniz'e akan Derinçay'ımız 90'lı yıllarda balık tutulabilen ve tarım sulaması yapılan bir nehirken şu anda maalesef Derinçay yirmi yıldır zehir saçıyor, kanser saçıyor. Buranın tek sorumlusu Çorum Belediyemizin yıllardır yenilememiş olduğu arıtma tesisinin bu dereyi kirletmesi ve Çorum Organize Sanayisi'nde arıtma tesisi olmayışından dolayı Derinçay yıllardır bütün köylerimizin tarımsal sulamasında zehir saçıyor. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğünü, Sayın Valimizi, Belediye Başkanımızı ve en önemlisi Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'u göreve çağırıyorum. Bir an önce bu Derinçay'ı kirletenler hesap vermeli ve Derinçay'ımız tekrar eski yıllarına, günlerine dönmelidir diyorum.

Saygılar.

BAŞKAN - Sayın Bayar Özsoy...

 

29.- Kayseri Milletvekili Sayın Bayar Özsoy’un, 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü ile İsrail'in Gazze'deki katliamına ilişkin açıklaması

 

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü'müzü kutluyorum, tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Mübarek ramazan ayında "siyonazi" katil İsrail kendine yakışan ahlaksızlığı yaparak yine masum insanlara bomba yağdırdı, Gazze'deki katliama tekrar başladı. Hayvandan aşağıya siyonistlerin katliamına göz yuman, hatta teşvik eden haydut devlet Amerika ve onun ruh hastası Başkanıyla beraber siyonistlere ses çıkarmayan tüm Batılı emperyalist ülkeleri lanetliyorum. Kahrolsun İsrail, kahrolsun Amerika, kahrolsun emperyalistler! Ne yaparlarsa yapsınlar başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin Devleti kurulacaktır diyor, aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

 BAŞKAN - Sayın Aykut Kaya...

 

30.- Antalya Milletvekili Aykut Kaya’nın, Antalya'nın Gündoğmuş ilçesine bağlı Serinyaka Mahallesi'nde yapılması planlanan taş ocağına ilişkin açıklaması

 

AYKUT KAYA (Antalya) - Gündoğmuş ilçemize bağlı Serinyaka Mahallesi büyük bir tehdit altında. Bölgede yapılması planlanan taş ocağı sadece doğal yaşamı değil tarihî ve kültürel mirası da yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Bu taş ocağı açılırsa binlerce yıllık kale kalıntıları yok olacak, endemik bitki türleri geri dönülemez zarar görecek, tarım arazileri kullanılamaz hâle gelecek ve su kaynaklarımız kirlenecektir. Ayrıca taş ocaklarının neden olacağı toz ve gürültü köy halkının sağlığını ciddi şekilde tehdit edecek. Bu ülkenin doğası, tarihi ve tarımı rant uğruna feda edilemez. Gündoğmuşlu hemşehrilerimizin bu süreçte sonuna kadar yanındayız. Yetkilileri bu projeyi iptal etmeye davet ediyorum. Antalya'mızın ve Türkiye'nin doğal mirasını korumak hepimizin sorumluluğudur.

BAŞKAN - Sayın Yavuz Aydın...

 

31.- Trabzon Milletvekili Yavuz Aydın’ın, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Çanakkale Zaferi milletimizin bağımsızlık ve vatanı uğruna verdiği eşsiz mücadelenin destanıdır. 18 Mart 1915'te vatanın dört bir yanından gelen kahramanlarımız canlarını hiçe sayarak düşmana geçit vermemiştir. Bugün de şehitlerimizin aziz hatırasına layık olmak, onların emanetine sahip çıkmak hepimizin boynunun borcudur. Şehitlerimizin kanı yerde kalmaz, emaneti de pazarlık konusu yapılamaz. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, sözlerimi şu dizelerle tamamlıyorum:

"Kahramanlık, ne yalnız bir yükseliş demektir

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir

Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir.

Kahramanlık, saldırıp bir daha dönmemektir."

 BAŞKAN - Sayın Hasan Öztürkmen...

 

32.- Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen’in, Türk Hava Kurumuna ilişkin açıklaması

 

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

AKP iktidarı Atatürk'e olan düşmanlığını, Atatürk'ün kurumlarını yok etmek ısrarını devam ettiriyor. Atatürk'ün mirası olan Türk Hava Kurumunun yangın uçaklarını satarak onların yerine aynısını kiralama ihalesi açtılar. Bu uçakların aynısını kiralama ihalesinde de birinci ihaleyi iptal ettiler, ikinci ihaleyi de bir ay önce yaptılar. Ancak bugüne kadar ihale sonuçlarını açıklamamakta ısrar ediyorlar. Üstelik AKP'li kayyumlar tarafından yönetilen Türk Hava Kurumu beş yıl dört aydır ısrarla genel kurula götürülmüyor. Neyi saklıyorsunuz? Neyi kaçırıyorsunuz? Türk halkından kaçırdığınız bir hırsızlık mı var, bir yolsuzluk mu var?

Sorduğum soru önergesine de bugüne kadar cevap vermediler. Israrla, konunun takipçisi olacağız.

BAŞKAN - Sayın Hakan Şeref Olgun...

 

33.- Afyonkarahisar Milletvekili Hakan Şeref Olgun’un, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Tarihi şan ve şereflerle dolu büyük milletimizin unutulmaz destanı Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü kutluyorum. Çanakkale Zaferi Ulu Önder'imiz Mustafa Kemal Atatürk'ün "Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum!" diyerek askerî dehasını ortaya koyduğu, Türk milletinin "Çanakkale geçilmez!" diyerek dünyanın en güçlü ordularına karşı verdiği destansı mücadelenin simgesidir.

Bugün topraklarımızda huzur içinde yaşamamız için kendilerini feda eden tüm kahramanlarımızın ve şehitlerimizin aziz hatıralarını saygı ve hürmetle yâd ediyorum. Başta muzaffer Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milletimizin esenliği uğruna şehit düşmüş tüm kahraman ecdadımıza Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun.

 BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, birleşime on beş dakika ara vereceğim, açılışta Sayın Burhanettin Kocamaz'a bir söz vereceğim Çanakkale Zaferi'yle ilgili bir çabasını, tarihe mal olmuş değerli bir çabasını dile getirmesi için. Açılışta burada olun lütfen.

Birleşime on beş dakika ara veriyorum.

 Kapanma Saati: 16.33

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 16.52

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Sayın Kocamaz, size iki dakika söz veriyorum.

Buyurun.

 

34.- Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz’ın, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ve Nusret mayın gemisine ilişkin açıklaması

 

BURHANETTİN KOCAMAZ (Mersin) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, bugün, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü gururla kutluyoruz. Bize bu zaferi kazandıran başta Aziz Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

Ben bugün sizlere koskoca bir armadayı, "yenilmez" denilen bir armadayı boğazın sularına gömen bir gemiden, Nusret mayın gemisinden bahsetmek istiyorum; elimizdeki son 26 el yapımı mayını Karanlık Liman bölgesine dökerek koskoca armadayı denizin dibine gömen ve İstanbul'un işgalinin önlenmesine vesile olan Nusret mayın gemisinden.

Acaba Nusret mayın gemisinin Tarsus'ta olduğunu kaç kişi biliyor? Diyebilirsiniz ki: "Çanakkale nere, Tarsus nere." Nusret'in hikâyesi ve ona yapılan vefasızlık gerçekten çok dramatik oysa Çanakkale Deniz Zaferi ve onun başkahramanı Nusret mayın gemisi Türkiye Cumhuriyeti'nin besmelesidir. Nusret, o gün o kahramanlığı göstermemiş olsaydı ve İstanbul işgal edilmiş olsaydı hâlimiz ne olurdu; bunu düşünmek bile istemiyoruz.

Nusret gemisinin 1911 yılında Almanya'nın Kiel Limanı'ndaki tersanede kızağa alındığını kaç kişi biliyor? 1914 yılında Padişah V. Mehmet Reşat döneminde Osmanlı donanmasına katılmış ve 18 Mart 1915'te o tarihî görevi yerine getirmiş olan Nusret mayın gemisi 1937 yılına kadar orduda görevine devam ediyor. 1937 yılından 1955 yılına kadar eğitim gemisi olarak kullanılıyor. 1955 yılında da askerden terhis edilip sivil hayata geçiyor ve yük gemisi olarak kullanılmak isteniyor. Boyu 40 metre; boyu 40 metre olan bir gemiyle yük taşımanın mümkün olmadığı bilinciyle tam göbekten kesilerek 13 metre ilave ediliyor ve 1983 yılına kadar Türkiye'nin tanınmış bir firmasında yük gemisi olarak kullanılıyor. 1983 yılında Mersin'deki bir firmaya devrediliyor. 1989 yılına kadar da Kıbrıs'a yük çekiyor. Tabii, 1989...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

2.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

BAŞKAN - O iki dakikaya bir dakika daha ilave ettim. Ben tamamlayayım izin verirseniz.

Bu kadar hakir görülen o gemi, Sayın Burhanettin Kocamaz'ın Belediye Başkanlığı sırasında Tarsus'a alınarak restore edildi ve bugün bütün yurttaşların gezmesine, görmesine açık bir şekilde; teşekkür ediyoruz. (CHP, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

İnşallah daha sonra devam edersiniz, sağ olun.

Sayın Burak Akburak... Yok.

Sayın Mehmet Kamaç...

Buyurun.

 

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

35.- Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç’ın, SMA'lı hastaların tedavi giderlerine ilişkin açıklaması

 

MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bu ülkede yüzlerce SMA'lı çocuğun ve ailelerin gözü bir umut bu Mecliste "Acaba derdimize çare olacak bir yasa çıkar mı?" diye. Ali Bıçkıcı, bunlardan sadece birisi. Ali Bıçkıcı yirmi beş aylık bir bebeğimiz; aynı zamanda, Kahramanmaraş Pazarcık'ta depremzede bir bebeğimizdir. Ali Bıçkıcı'nın on dokuz ay önce başlayan para toplama kampanyasında, valilik izinli para toplama kampanyasında maalesef şu ana kadar sadece yüzde 16'sı tamamlanabilmiş.

Ali Bıçkıcı şahsında bu ülkedeki SMA'lı çocuklar adına, hastalar adına Hükûmete ve iktidara sesleniyorum, diyorum ki: Bu hastalarımızın, bu çocuklarımızın ve ailelerinin sıkıntılarına çare olmak adına SMA'lı hastalarımızın hastalık tedavi giderlerinin Hükûmet tarafından giderilmesini...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkürler.

Sayın Ömer Fethi Gürer...

 

36.- Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in, 18 Mart Çanakkale Zaferi'nin şehitlerine ve Niğdeli Ali Onbaşıya ilişkin açıklaması

 

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Teşekkürler Sayın Başkan.

18 Mart Çanakkale Zaferi'ndeki şehitlerimizi rahmetle anıyorum.

Çok bilinmeyen bir konudur, burada da ifade edildi ama onun adı hiç geçmedi. Seyit Onbaşı'nın sırtına o topu veren Niğdeli Ali Onbaşı'dır. O anlamda, o günü yaratan başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anarken Seyit Onbaşı'nın sırtına o topu veren Niğdeli Ali Onbaşı'yı da rahmetle anıyorum. Kayıtlara onun da geçmesinin ve o büyük zaferde o topu oraya birlikte sürdüklerinin de ifade edilmesinin gerektiğini düşünüyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın İlhami Özcan Aygun...

 

37.- Tekirdağ Milletvekili İlhami Özcan Aygun’un, Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünde Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere rütbeli, rütbesiz tüm şehitlere ve kişi başına kırmızı et tüketimine ilişkin açıklaması

 

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünde Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere Seyit Onbaşı, Mehmet Çavuş, Yarbay Hüseyin Avni ve rütbeli, rütbesiz tüm kahraman şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyorum.

"Çanakkale geçilmez!" sözünü tarihe kazıyan Türk ulusunun özgürlük ve birlik meşalesinin ülkemizde sonsuza kadar yanmasını dilerim.

Yanlış hayvancılık politikası çöktü, hem çiftçi zararda hem tüketici et yiyemez hâlde. Türkiye'de kişi başına kırmızı et tüketimi yıllık 16,6 kiloyla dünya ortalamasının oldukça gerisinde kalıyor. OECD-FAO Tarımsal Görünümü Raporu'na göre bu oran OECD ülkelerinde 34,8 kilo, Avrupa'da 34,5 kilo. Düşünün, savaşan Ukrayna'da bile kırmızı et tüketimi yüzde 17,4; Ukrayna'nın bile gerisindeyiz. TÜİK yeni açıkladı yani her 5 çocuktan 1'i et yiyemez hâlde; bu da AK PARTİ iktidarının getirdiği noktadır.

Teşekkür ederim Başkanım.

BAŞKAN - Sayın Nimet Özdemir...

 

38.- İstanbul Milletvekili Nimet Özdemir’in Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümüne ilişkin açıklaması

 

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, yüz on yıl önce Çanakkale'de Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde verilen destansı mücadele, milletimizin bağımsızlık aşkının ve sarsılmaz iradesinin en güçlü nişanesidir. Çanakkale Zaferi, Türk milletinin esarete asla boyun eğmeyeceğini tarihe kazımıştır. Bu bilinçle, ecdadımızın kanıyla canıyla savunduğu vatanı daha güçlü yarınlara taşımak en büyük sorumluluğumuzdur. Atatürk'ün izinde Çanakkale ruhunu yaşatarak vatanımıza ve istiklalimize sahip çıkacağız.

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere vatan için can veren bütün şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize hürmetlerimi sunuyorum ve diyorum ki: Ne mutlu Türk'üm diyene!

BAŞKAN - Sayın Murat Çan...

 

39.- Samsun Milletvekili Murat Çan’ın, Samsun'un Ayvacık ilçesindeki Sarıahmetler Mesire Alanı'na ilişkin açıklaması

 

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Seçim bölgem Samsun'un doğal zenginlikleriyle öne çıkan ilçesi Ayvacık'ta bugün büyük bir ağaç katliamı yaşanıyor. Bölgede kara yolu inşaat çalışması yapacak olan yüklenici firmaya depolama alanı olarak Sarıahmetler Mesire Alanı tahsis edildi ve şimdi o mesire alanındaki asırlık çam ağaçları katlediliyor. Depolama alanı diye tahsis edilen yere büyük olasılıkla asfalt plent tesisi inşa edilecek. Burası Yeşilırmak Nehri'nin Suat Uğurlu ve Hasan Uğurlu Baraj Göllerinin hemen bitişiğinde, kurulacak bu tesis bu su kaynaklarını da tehdit edecek. Ayvacıklı hemşehrilerimiz haklı olarak bu duruma isyan ediyor, yanlıştan bir an önce dönülmesini bekliyor. Yürütme ve idarenin görevi bu yıkım ve katliamı derhâl durdurmaktır.

BAŞKAN - Sayın Nermin Yıldırım Kara...

Buyurun.

 

40.- Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara’nın, Erzin ve Dörtyol çiftçileri ile Erzin Acil Durum Hastanesinin bağlantı yoluna ilişkin açıklaması

 

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Toplam 27 bin hektar tarım arazisi olan Erzin ve Dörtyol ilçelerimizde şubat ayının son günlerinde gece saatlerinde sıcaklıkların mevsim normallerinin çok altında seyretmesi nedeniyle narenciye bahçelerimiz çok büyük zarar gördü. Çiftçilerimiz soba yakma ve dumanlama gibi önlemler almış olmalarına rağmen, maalesef, bu zarar ve ziyanları önleyemediler. Mandalina üretiminde yüzde 35-40, portakal üretiminde yüzde 65-70 civarında bir potansiyele sahibiz. Zarar tespit komisyonlarının özellikle çiftçilerimizin zarar tazminleri konusunda hızlıca hareket etmelerini istiyoruz. Ayrıca, kooperatiflere ve Ziraat Bankasına olan borçların ivedi şekilde ertelenmesi talep edilmektedir.

Ayrıca, Erzin ilçemizdeki Acil Durum Hastanesinin bağlantı yolunun yapılması bizim tarafımızdan istenmektedir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın İskender Bayhan...

 

41.- İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın, Eskişehir'de Mihalıççık madeninde çalışan işçilere ve Kocaeli'de bulunan bir şirketin işçilerine ilişkin açıklaması

 

İSKENDER BAYHAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Başkan.

Doruk Madencilik aylardır binlerce işçinin ücretlerine çökmüş, ödemiyor. Mihalıççık madeninde çalışan işçi kardeşlerimiz iki gündür çoluk çocuk Ankara'ya geliyor, Yıldızlar SSS Holdingin önünde eylem yapıyor. Holding sahibi Sebahattin Yıldız maden ruhsatı şampiyonu, ucuz emek sömürüsüyle zengin olma konusunda her türlü sabıkası var, eski Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın ve iktidarınızın iyi dostu. Emek düşmanlığını bırakın, hak ediş ödemelerini durdurun, önce işçi kardeşlerimizin ücretlerini ödeyin.

Kocaeli'nde bulunan Tezcan Galvaniz işçileri de sekiz gündür grevde. Sömürücü Tezcanlar grevi kırmak için her türlü hukuksuzluğu yapıyor, idari personeli işçilerin yerine çalışmaya zorluyor, bu yüzden eli kesilen bir emekçi kardeşimiz hastaneye kaldırıldı. Tezcanlar iş cinayetleriyle isim yapmış bir sömürücü.

Peki, Çalışma Bakanı Vedat Işıkhan ne yapıyor? Sömürücülerin borazanı olarak orada, burada konuşuyor. Kendisine ve saray iktidarına bir kez daha hatırlatıyoruz: Bu emek düşmanlığınız sizin de sonunuzu getirecek.

BAŞKAN - Sayın Sevda Karaca...

 

42.- Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca Demir’in, Antep işçi sınıfına çağrılarına ilişkin açıklaması

 

SEVDA KARACA DEMİR (Gaziantep) - Teşekkürler Sayın Başkan.

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen bir aydır tutuklu, yalnızca Başpınar patronlarının emek sömürüsüne karşı çıktığı için hukuksuz bir şekilde tutuklu. Suriye'deki savaşın dumanı inmemişken ellerini ovuşturan Başpınar patronlarına Suriye'yle ticaret müjdesi veren AKP iktidarı, Antep işçilerinin emeğinin ucuzlatılmasıyla daha fazla kâr hesabı yapıyor bu arada. Türkiye İhracatçılar Meclisi Suriye Masasının başına bir Başpınar patronu getirilmesi tabii ki tesadüf değil. Barış ve demokrasi hamasetiyle gizlenmeye çalışılan Suriye'yle ihracat hesabı, Antep işçi sınıfına daha uzun çalışma saatleri, daha çok üretim baskısı ve daha az ücret getirecek.

Antep işçi sınıfına çağrımızdır: Emeğinize de emeğinizi savunanlara da sahip çıkın, kârları için sırtınıza binen yerli ve yabancı kapitalistlere karşı Suriyeli işçi kardeşlerimizle birlik olup bu sömürü iş birliğini bozun.

BAŞKAN - Sayın Mehmet Aşıla...

 

43.- Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla’nın, İsrail'in Gazze'de yaptığı katliama ilişkin açıklaması

 

MEHMET AŞILA (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Allah'a verdikleri sözlerini bile tutmayan lanetli bir kavmin kullarla yaptıkları anlaşmalara sadık kalması zaten beklenemezdi. Zerre kadar şerefi, onuru, haysiyeti olmayan kahpe İsrail Gazze'de yine bir katliam yaptı. Bu vahşet karşısında Türkiye vakit kaybetmeden somut adımlar atmalı, İncirlik Üssü derhâl kapatılmalı, Malatya Kürecik Radar İstasyonu derhâl kapatılmalı, Amerika'nın ülkemizdeki ve bölgemizdeki askerî varlığına derhâl son verilmeli. Kınamalarla, diplomatik mesajlarla İsrail'in durdurulamayacağı açıktır. Sahur vakti bebek katili İsrail'in anlayacağı tek dil var; o da kurşuna kurşun, silaha silah, füzeye füze.

Ayrıca, eğer Amerika siyonist İsrail'i bu kadar seviyorsa alsın o İsrail'i Alaska'ya taşısın diyor, teşekkür ediyorum.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

3.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla'nın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

BAŞKAN - Sayın Aşıla, sözünüzü kesmedim, öfkenizi de anlıyorum fakat daha çok kadınlar için bir aşağılama anlamında kullanılan, yaygınlaşan bir kelimeyi İsrail'in gaddarlığı için kullanmasanız da anlaşılabilirdi. Lütfen, bundan sonra kadınlara dönük bu söyleme tenezzül etmeyelim; onların yaygınlaşmasına, yeniden üretilmesine vesile olmayalım.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Müzeyyen Şevkin burada mı? Yok.

44 kişiye söz vermiş olduk.

Şimdi gündeme geçiyoruz.

NECMETTİN ÇALIŞKAN (Hatay) - Başkanım...

BAŞKAN - Hakkınız baki sizin her zaman.

Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.

YENİ YOL Partisi Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

Öneriyi okutuyorum:

 

VII.- ÖNERİLER

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, ABD'nin Yemen saldırısının ve İsrail'in bölgesel barışa karşı oluşturduğu tehdidin durdurulması için alınabilecek etkili ve caydırıcı önlemlerin tespit edilmesi amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 18/3/2025

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 18/3/2025 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

Bülent Kaya

 

 

İstanbul

 

 

Grup Başkanı

Öneri:

İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanı Bülent Kaya tarafından, ABD'nin Yemen saldırısının ve İsrail'in bölgesel barışa karşı oluşturduğu tehdidin durdurulması için alınabilecek etkili ve caydırıcı önlemlerin tespit edilmesi amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergemizin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 18/3/2025 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

BAŞKAN - Önerinin gerekçesini açıklamak üzere YENİ YOL Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Mustafa Kaya konuşacaklar.

Buyurun Sayın Kaya. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz beş dakikadır.

YENİ YOL GRUBU ADINA MUSTAFA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; grubumuzun genel görüşme talebiyle ilgili söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle sizleri saygıyla selamlıyorum.

Gazze Sağlık Bakanlığı şöyle bir açıklama yaptı: "Gazze'nin çeşitli bölgelerine düzenlenen işgal saldırılarında 412 Filistinli şehit oldu, 500'den fazla yaralı var." Dün gece gerçekleşen saldırılar, maalesef, 19 Ocak gününden beri devam eden ama zaman zaman Amerika tarafından da ihlal edilen, İsrail tarafından ihlal edilen ateşkeste artık dayanılmaz noktaya gelindiğini ve ateşkesin ihlal edildiğini net olarak ifade eden bir gelişme olarak ortaya çıktı. 412 açıklanan resmî rakam.

Değerli arkadaşlar, İsrail'in askerî ve siyasi hedeflerine ulaşamadığını bütün dünya gördü, ulaşamadığı için ateşkes masasına oturduğuna herkes bizzat şahit oldu. Trump, 20 Ocakta işbaşına gelmesinden sonra öyle açıklamalar yaptı, öyle değerlendirmeler yaptı, öyle tehditler savurdu ki Gazze'nin insansızlaştırılmasından tutun Gazze'nin bir tatil köyüne döndürülmesini videolarla, paylaşımlarla bütün dünyaya ilan etti; tam bir emlakçı mantığıyla hareket etti. Dün Gazze'de yaşananların aslında bilfiil destekçisi ve sorumlusu da Amerika Birleşik Devletleri'dir. Amerika Birleşik Devletleri'nin 20 Ocaktan sonra F-35 uçaklarını İsrail'e göndermesi, her türlü desteğe devam ediyor olması ve her yaptığının arkasında durması da başlı başına zaten bu tehdidi, bu yaklaşımı nasıl ortaya koyduğunun delilidir.

Değerli arkadaşlar, 8 Aralık sonrası İsrail hâlâ bölgedeki tehditlerine devam ediyor; etkilenen sadece Gazze değil Yemen'i vuruyor, sivilleri katlediyor; Suriye'de Şam'a 20 kilometre yaklaştı ve Lübnan'da geri çekilme anlaşması olduğu hâlde Lübnan'daki anlaşmaya da uymuyor, Lübnan'ı da tehdit etmeye devam ediyor.

Hem Sayın Cumhurbaşkanı hem de Sayın Meclis Başkanı 1 Ekim tarihinde burada yaptıkları konuşmalarda İsrail'in saldırganlığını net olarak ifade ettiler. Sayın Cumhurbaşkanı hatta daha da ileri bir değerlendirme yaparak İsrail'in sınırlarımıza kadar yaklaştığını ifade etti. 8 Ekim 2024 tarihinde bizler burada kapalı bir oturum yaparak bu konunun bütün detaylarıyla araştırılmasını, değerlendirilmesini sağlamaya çalıştık.

Şimdi, bizim bugün yaptığımız girişim, aslında tam da dün yaşanan katliam neticesinde bir kere daha -bütün Grup Başkan Vekillerinin ifade ettiği şekliyle- Gazze'deki hassasiyetimizi tekrar gündeme taşımak ve dünkü katliamın karşısında olduğumuzu ifade etmektir. Bizim uluslararası hukuk çerçevesinde diplomatik girişimleri artırmamız zorunludur; bölge ülkeleriyle koordinasyonu çok daha geniş kapsamda yapmak zorundayız. Tüm partiler olarak ortak bir bildirinin altına imza atmamız, bu genel görüşme talebini kabul etmemiz bu konuya verdiğimiz değeri, önemi mutlaka hissettirecektir.

Değerli milletvekilleri, Erbakan Hocamızın çok önemli bir sözü vardı, derdi ki: "İsrail ancak güçten anlar." Ve biz, bugün artık kınama, lanetleme gibi açıklamaları bir kenara bırakarak tamamen Gazze'nin yanında olduğumuzu ifade eden Gazze barış gücü oluşturmalıyız. Gazze barış gücü için Türkiye'nin öncülük ettiği, Mısır'ın dâhil olduğu, bölge ülkelerinin destek verdiği; Güney Afrika Cumhuriyeti, İspanya gibi vicdan sahibi ülkelerin de işin içinde olduğu bir barış gücü oluşturulmak zorundadır. Yapılan açıklamaların, kınama mesajlarının bundan sonra hiçbir anlamı olmayacaktır, siyonizm bütün insanlık için bir tehdittir, siyonizmin karşısında ben ve öteki vardır. Siyonizmi tarif ederken rahmetli üstat Necip Fazıl "Yumurtalarını pişirmek için bütün dünyayı ateşe verirler." ifadesini kullanmıştı. Bugün için bizim Parlamentomuza düşen görev, Gazze barış gücü oluşturulması noktasında bir irade beyanını ortaya koymaktır.

Değerli arkadaşlar, bugün Çanakkale Deniz Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümü. Size bazı isimleri okuyacağım, bu isimleri lütfen dikkatle dinlemenizi istirham ediyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

MUSTAFA KAYA (Devamla) -  Teşekkür ederim.

Adı Abdulcabbar, baba adı Reşit, rütbesi er, doğum yeri Kudüs, şehadet yeri Arıburnu Muharebesi, şehadet tarihi 5 Mart 1915, 23 yaşında.

Adı Abdulkadir, baba adı Mehmet, rütbesi er, doğum yeri Gazze, doğum tarihi 1886; şehadet yeri Şimal Grubu Ağır Mecruhin Hastanesi, Arıburnu; şehadet tarihi 20 Eylül 1915.

Adı Halil, baba adı İbrahim, rütbesi er, sınıfı amele, doğum yeri Kudüs, doğum tarihi 1882, şehadet yeri Taşkışla Hastanesi, şehadet tarihi 23/11/1915, yaşı 33.

Değerli milletvekilleri, işte, Çanakkale Zaferi'nin, şehitlerimizin bütün aziz hatırasına, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bütün şehit ve gazilerimizin aziz hatırasına sahip çıkmak bu genel görüşme talebimize "evet" demekle mümkün olur diyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.

İYİ Parti Grubu adına Tekirdağ Milletvekili Sayın Selcan Taşcı konuşacaklar.

Buyurun Sayın Taşcı. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Süreniz üç dakikadır.

 İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; manidar bir tevafuk: Türk milleti için kutlu bir zafer günü olan 18 Mart'ta Akif'in "yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi" diye tariflediği saldırganlara karşı, yine Akif'in "Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran/O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın" diye tariflediği zaferin yıl dönümünde, bir başka his yoksulu, sırtlan olan İsrail ve hamilerinin ve himayesindeki görünür görünmez terör örgütlerinin bir avuç ve çaresiz ve sahipsiz ve bizatihi sahiplik iddiasındakiler tarafından hançerlenen sivil Müslümanları boğduğu, şiirdeki deyişle "mahşer mi, hakikat mahşer" demeyi hak eden bir gecenin sabahına uyandık. Ben, bugün, bu kürsüde söze bir kere daha "Yine İsrail, yine katliam, yine mübarek Ramazan, yine katledilenler Müslüman." diye başlamak zorunda kalmanın ezasını duyan bir kardeşiniz olarak; bir siyasetçiden ziyade "Yıkılasın İsrail!" diye isyan etmekten artık ikrah etmiş, "Allah'ım kahreyle!" diye dualarına beddualar karıştırmaktan usanmış, bir cansız bebek bedeni daha görmeye tahammülü kalmamış, Filistin'den gelen ve tek rengi kan olan modern zaman "Guernica"larını andıran bir tek fotoğrafa daha bakmaya tahammülü kalmamış bir kardeşiniz olarak söylüyorum: Yanlış yapıyoruz. Burada Filistin oturumu yaptık, önemli bir fırsatı heba ettik. Her şeyi; riskleri, tehditleri, tehlikeleri, ihtiyaçları açık açık konuşup partilerüstü ve tarihin akışını değiştirmeye namzet kararlar alabilecekken bu oturumları görev savmayla harcayarak yanlış yapıyoruz. İsrail'e "terör devleti" derken bölücü terör örgütünü devletleştirmeye çalışarak yanlış yapıyorsunuz. İsrail'e lanet yağdırırken, El Kaide ABD'ye neyi verdiyse belli ki misyonu İsrail'e aynısını vermek olan HTŞ'yle iş tutarak yanlış yapıyorsunuz. Dedim ya, manidar tevafuk; bugün de çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk; görüyoruz işte, biri Yemen'e saldırıyor, diğeri Suriye'den çıkıyor ama yine sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk. Bugün Çanakkale'de şehit düşmüş, Filistinli askerleri dinleyeceğiz muhtemelen birçok yetkili zattan; gün, en çok da onlar için "Cinayet mi, ticaret mi?" karar günüdür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

SELCAN TAŞCI (Devamla) - Mevzubahis zulme başkaldırıysa eğer Doğu Türkistan'daki zulmün de Kerkük'teki zulmün de Suriye'deki zulmün de en az Filistin'deki kadar mücadeleye değer olduğunun farkında olarak aslında insanlık, medeniyet neymiş ne değilmiş göstermek üzere uluslararası bir başkaldırının öncüsü olmak; 1915'te demir kafesi göğsüyle parçalayanların izinde Demir Kubbe'yi katillerin ve çılgın projeleri mazlum coğrafyalara emlak, kaynak varsayanların kafasına geçirme iradesini ortaya koymak günüdür. Hiçbir Müslüman son nefesini borçlu vermek istemez; gün, en çok da Çanakkale Şehitliği'nde üzerinde "Gazze" yazan mezar taşlarıyla ifade olunan ruha, ülküye borçlarını ödeme günüdür.

Bu vesileyle, bir kere daha, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, 18 Martta yaşadığımız övüncü borçlu olduğumuz bütün kahramanlarımızı, başta şehitlerimizi minnetle anıyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Taşcı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Sayın Mehmet Kamaç konuşacaklar.

Buyurun Sayın Kamaç. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

DEM PARTİ GRUBU ADINA MEHMET KAMAÇ (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri; YENİ YOL Grubunun grup önerisi üzerine söz almış bulunuyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Elbette, insanlığın gözü önünde dört yüz yetmiş gün kesintisiz bir şekilde bir şehre saldırarak bir halkı yok etmeye, bir halkı katletmeye yönelmiş bir gücün dün akşam yeniden aynı şehre saldırmasını şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz. YENİ YOL Grubunun verdiği önergesini de destekliyoruz.

Fakat burada bir şeyi daha belirtmekte fayda var: Sonuçta, ölümü ve öldürmeyi, daha doğrusu öleni ve öldüreni kimliği üzerinden tasnif ettiğimizde Orta Doğu'da sorunları çok da fazla çözmüş olmayacağız. Bugünlerde Halepçe katliamını anıyoruz. 5 bin Kürt... Sayıyla çoğalttığımızda sanki daha farklı bir anlam çıkıyormuş gibi ölüm 1 de olur, 5 bin de olur, 10 bin de olur, fark etmez; sonuçta her ölüm ölümdür. Halepçe'nin 37'nci yıl dönümünü anıyoruz. Bu vesileyle Halepçe katliamında katledilen soydaşlarımızı, akrabalarımızı buradan saygıyla, hürmetle, minnetle anıyorum; anılarının önünde saygıyla eğiliyorum.

Bir diğer konu: Biz Gazze'yi konuşuyoruz ama hemen burada, bizim burnumuzun dibinde, Suriye'de on gün önce binlerce Alevi katliama uğradı. Biz, Alevileri katledenleri -gittik- Şam'da kucaklayarak onlarla ilişkilerimizi geliştirdik. Oysa ölmenin ve öldürmenin bir kimliği yoktur; kim öldürüyorsa ve haksız yere öldürüyorsa ve katlediyorsa bunun adı HTŞ olmuş ya da Netanyahu olmuş, arada hiçbir fark yoktur. Burada, eğer biz Suriye'de Alevilerin ölümünü görmezden gelip sadece Gazze'deki kardeşlerimizin ölümünü gündemimize alırsak bu, çok adil bir yaklaşım olmayacak. YENİ YOL'un grup önerisini destekliyoruz ama eksik buluyoruz.

Değerli arkadaşlar, gelin, bu önerinin içerisine Suriye'deki Alevileri de ekleyelim. Daha dün Kobani'de -5 yaşından tutun da 60 yaşına kadar- bir aile uzaylılar tarafından katledildi; gelin, bunu da ekleyelim bu önerinin içerisine ve hakikaten, Orta Doğu'da ölümlerin, savaşların bu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET KAMAÇ (Devamla) - ...toplumlar için nelere mal olduğunun tamamının araştırılması için bu Mecliste bir genel görüşmeyi sağlayalım ve bunun üzerinden artık bu coğrafyada barışın adımlarını atalım, ölümler olmasın diyelim. Bunu bir ilk adım olarak bu Meclisten başlatabiliriz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kamaç.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Veli Ağbaba. (CHP sıralarından alkışlar)

Nasılsınız Sayın Ağbaba?

 CHP GRUBU ADINA VELİ AĞBABA (Malatya) - Çok sağ olun Sayın Başkanım.

Sayın Başkanım, size cezaevinden bir selam getirdim; Sayın Pınar Aydınlar'ın, beraber aday olduğunuz Sayın Pınar Aydınlar'ın selamı var. Başkan adayı olduğu için, sadece başkan adayı olduğu için HDK soruşturması kapsamında gözaltına alındı. Sayın Sırrı Süreyya Önder'in de bunu dikkatlerine sunmak istiyorum. O da cezaevinde kalan, cezaevinde bu acıları yaşayan, bu baskıları gören bir Meclis Başkan Vekilimiz; en çok da Sayın Sırrı Süreyya Önder anlar bundan.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum tekrar.

15 Ocak 2025'ten bugüne dek süren ateşkes, İsrail'in kanlı saldırısıyla bozuldu. Genç, kadın, yaşlı, çoluk çocuk demeden Gazze'de bir ramazan katliamını hep beraber yaşıyoruz. Bu katliamı şiddetle lanetlediğimizi belirtmek istiyorum. Âdeta bir devlet terörüyle dünya yıllardır karşı karşıya. Maalesef, dünyanın da kılı kıpırdamıyor bu konuda. Ne Müslüman ülkeler yeterince tepki gösterebiliyorlar ve ne de Müslüman ülkeler Gazze'nin yanında yer alabiliyorlar ancak kuru kuru kınamadan başka bir yere geçemiyorlar. Lanet olsun böyle teröre diyoruz, lanet olsun böyle devlete diyoruz, lanet olsun böyle insanlığa diyoruz! (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bu katliamın başındaki sorumlusu kim? Netanyahu. Herkes biliyor ki dünya âlem biliyor ki Netanyahu'ya bu kadar cesareti veren de kim? Trump. Netanyahu soruyor, söylüyor... "Arkamızda güçlü bir destek olarak Trump'ın olduğu söyleniyor." Trump kim değerli arkadaşlar? Trump bizimkinin dostu. Bizimkinin o kadar yakın dostu ki Trump seçimleri kazandığı zaman AK PARTİ'ye yakın, yandaş gazeteler zafer manşetleri attılar Trump kazandığı için, Trump kazandığı için manşetler attılar. Değerli arkadaşlar, Trump'ın iki dostu var: Birisi Netanyahu, birisi Erdoğan. Bir halay düşünün; ortada Trump, bir elinde Netanyahu, bir elinde Erdoğan. Arkadaşlar, Trump aradan çekilse Erdoğan ile Netanyahu kol kola girecekler, ikisinin de dostu bu. Şimdi, bu konuda samimi değil, bakın bu konuda iktidar samimi değil.

Değerli arkadaşlar, katliamdan bir gün önce Erdoğan Trump'la görüşüyor. Ne görüşüyor? F-35 görüşüyor, göçmen görüşüyor, Suriye görüşüyor, başka meseleleri görüşüyor. Allah aşkına Gazze'yi niye konuşmadı? Trump dostu üzülür diye. Hayır, üzülür değil, kızar diye korkusundan konuşmadı. (CHP sıralarından alkışlar) Ya, koca devlet... Bunun tutanaklarını çıkarsanıza, kim ne konuşmuş bir bakalım.

Değerli arkadaşlar, bakın, Gazze'yi turizm merkezi yapacakmış. ABD, Filistin Devleti'nden arınmış ne istiyor? Bir Gazze istiyor. Ey Erdoğan, ey AK PARTİ vekilleri; yiğitlik burada muhalefete bağırmayla, gazetecileri tutuklamayla, muhalifleri cezaevine atmayla olmaz! (CHP sıralarından alkışlar) Bir insanlık katliamı var, yiğitseniz ne yaparsınız? Çıkın, meydan okuyun, Trump'ı kınayın, Amerika'yı kınayın! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bu katliamın arkasında Trump var deyin, bu katliamın arkasında ABD var deyin; yiğitseniz söyleyin! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Başkanım, hemen bitiriyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Başkanım, süre, uzatma...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ya, bin defa söylenmiş, işitme kabiliyetiniz yok.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Başkanım, hemen bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, yiğitliğiniz nasıl biliyor musunuz, yiğitliğiniz? Öyle kararlar alıyorsunuz ki Netanyahu'nun dizleri titriyor(!) Ne yapıyorlar? Mecliste Nescafe'yi yasaklıyorlar, Mecliste; Coca Cola'yı yasaklıyorlar; Mecliste Nescafe isteyin, Nescafe yok. Bakın, yiğitlik muhalefete bağırmayla olmaz, yiğitlik bu katliamı yapanlara, bu katillere, bu katliama destek verenlere bağırmayla olur, meydan okumayla olur! (CHP sıralarından alkışlar) Ama, maalesef, burada muhaliflere aslan gibisiniz, Trump'a karşı kuzu gibisiniz.

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Kedi, kedi.

VELİ AĞBABA (Devamla) - Kuzu değil "kedi" gibisiniz. Burada muhalefete karşı aslan ama kime karşı... Trump'a karşı kedi gibisiniz, kedi.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Genel Kurulda konuşup gidiyor arkadaş, hiçbir şey dinlemediği için eleştirileri duymuyor.

 

IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI (Devam)

4.- Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin konuşması

 

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Ağbaba.

Pınar Aydınlar'ın mesajını avukatı üzerinden de daha önce aldım, yeri özgürlüktür. Pınar Aydınlar'la belli bir tarihten değil çok eskiden tanışıyoruz ve yoldaşımdır. Gereken duyarlılığı sadece onun için değil bütün arkadaşlarımıza karşı had safhada yürüttüğümüzü bilmenizi istiyorum.

 

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, ABD'nin Yemen saldırısının ve İsrail'in bölgesel barışa karşı oluşturduğu tehdidin durdurulması için alınabilecek etkili ve caydırıcı önlemlerin tespit edilmesi amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Mehmet Şahin. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Katil İsrail ve destekçisi Amerika Birleşik Devletleri, ona sessiz kalanlar ve belli kurumların başında olmasına rağmen onları çalıştırmayanlar ve yaklaşık iki yıldır katliam yaşanırken en güçlü bir şekilde destek çıkan liderin yanında olmayanlar...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - İsrail'e mi?

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Ticaret yapanlar mesela. "En güçlü lider" demeseydin onu söylemeyecektim.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) -  ...ve onlara sessiz kalanlar ve boş boş konuşanlar... (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Aynen senin gibi.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Konuşmakta zorlanıyorsun, boş konuşan sensin. Boş konuşuyormuş insanlar. Hocasın sen, o yüzden seni uyarıyorum.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Heyecanlanma! Grup Başkan Vekilisin, yakışmıyor sana, yakışmıyor!

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sana yakışıyor mu?

MEHMET BAYKAN (Konya) - Yakışıyor, yakışıyor; çok yakışıyor.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Ben buraya geldim, yaklaşık iki yıldır Grup Başkan Vekili olarak sizi dinliyorum; keşke dinlememiş olsaydım vaktim daha güzel olabilirdi.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Keşke bir şey öğrenseydin!

TALAT DİNÇER (Mersin) - Demek ki öğrenememişsin.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Filistin kim, CHP kim ya, siz kimsiniz?

Değerli milletvekilleri, bugün, 18 Mart Şehitleri Anma ve Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümü. Milletçe büyük bir gurur ve heyecanla Çanakkale Zaferi'nin 110'uncu yıl dönümünü anıyor, başta Mustafa Kemal olmak üzere Çanakkale'yi geçilmez kılanları şükranla yâd ediyorum.

Değerli milletvekilleri, İsrail 7 Ekimden bu yana -beş yüz yetmiş gündür- Gazze Şeridi'nde Orta Çağ'da bile olmayan katliamı uyguluyor; 50 binden fazla Filistinliyi çocuk, kadın demeden katlediyor. Dünyada ilk defa bir canlı soykırım izleniyor. Dünya sessiz, Avrupa sessiz; sesi çıkan, en güçlü çıkan hem İslam ülkeleri içinde hem de dünyada devlet olarak Türkiye Cumhuriyeti devleti, lider olarak Recep Tayyip Erdoğan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Sadece Gazze'de soykırım yaşanmıyor. Gazze'deki yoğunluğa bakıyoruz ama Batı Şeria'da da katliam yaşanıyor. Adamların evlerine, zeytinliklerine, tarlalarına...

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Suriye'de de yaşanıyor, Suriye.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Dinleyin, işinize yarar, belki öğrenirsiniz.

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Sizin de işinize yarar.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, böyle bir üslup yok Sayın Başkan, gerçekten böyle bir üslup yok. Bu nedir ya!

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Ve burada da bir katliam yaşanıyor, bunları da görüyoruz.

Gazze nüfusunun yüzde 80'ini oluşturan Filistinliler yerlerinden göç ettiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Farkındaysanız her gün bir yerden bir yere göçü izliyoruz.

NERMİN YILDIRIM KARA (Hatay) - Biz farkındayız onun, siz değilsiniz.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - 10 kilometre eninde, 40 kilometre uzunluğunda ve burada bir katliam yaşanıyor. O katliamı, Birleşmiş Milletler kürsüsü başta olmak üzere, Recep Tayyip Erdoğan dile getiriyor.

HASAN ÖZTÜRKMEN (Gaziantep) - Güney Afrika'da niye...

TALAT DİNÇER (Mersin) - Uyardı, uyardı, "Seslenme, sesin çıkmayacak." dedi. Bak, sesi çıkmıyor, ağabeyi uyardı.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Eğer bizim söylediklerimiz size kâr etmiyorsa bir Gazzeliye, bir Filistinliye, bir Filistinliyi destekleyene sorun, şu soruyu sorun: "Sizi, bu katliama karşı dünyada destekleyen 1'inci ülke kim, 1'inci siyasi kim?" diye sorun, o size adresi gösterecektir ama siz onu göremeyecek kadar körsünüz.

TALAT DİNÇER (Mersin) - Onun için mi ticaret yaptı?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, Başkan, Sayın Başkan...

TALAT DİNÇER (Mersin) - İsrail kardeşiniz, kardeşiniz.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - İsrail'in güvenliği çerçevesinde, bütün Orta Doğu'nun güvenliği tehlikeye atılıyor.

 (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.

BAŞKAN - Sürenizi uzattım.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Orta Doğu'da, İsrail dışında işleyen bir devlet bırakmak istenmiyor. Bu çerçevede ne insani değer ne uluslararası hukuk kalmış durumda; hiç kimsenin umurunda değil. Dünya, emperyalizm ile siyonizmin el ele vermiş olduğu bir sürece doğru gidiyor. Bunun karşısında ortaya koymuş olduğu kapasiteyle karşı çıkan tek devlet, Türkiye Cumhuriyeti devletidir ve Recep Tayyip Erdoğan'ındır.

Destekleriniz için teşekkür ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Şahin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başarır.

 

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

44.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, bir profesör milletvekili oluyor ve bu kürsüye geliyor.

Bakın, muhalefetin hepsi Filistin'le, Gazze'deki dramla ilgili düşüncelerini söyledi, eleştirilerini yaptı. Eğer ki bir akademisyen muhalefete "Boş yapıyorsunuz, boş konuşursunuz." diyorsa ona yazıklar olsun! Bu dil, bu Meclise yakışmıyor. Şimdi, herkes biliyor ki herkes biliyor ki İsrail, Amerika, işte Yemen'de yaşananlar, Suriye'de, yaşananlar, Trump'ın açıklamaları... "Gazze'ye dönmeyin, ölürsünüz." diyen bir adamı arayan bir cumhurbaşkanı var. Ben buradan soruyorum, Hasan Doğan çıksın açıklasın: Recep Tayyip Erdoğan pazar günü Trump'la ne konuşmuş?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitiriyorum.

BAŞKAN - Buyurun, bitirin lütfen.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bir hukuk devletinde, demokrasi olan bir ülkede eğer böyle bir telefon konuşması varsa Beyaz Saray da açıklar Tayyip Bey de açıklar ama Tayyip Bey'de Filistin'le ilgili, İsrail'le ilgili Trump'a bir şey söyleyecek cesaret yok; o, kendisine "budala" diyen Trump'a "Hoş geldin Trump." diyecek kadar basiretsiz davranmış bir cumhurbaşkanıdır. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) O yüzden, burada muhalefeti kimse suçlamasın. Buraya çıkan insanlar "Boş konuşma." "Şöyle konuşma." diyemez. Ben, şu sözde hocayı gerçekten burada kınıyorum, üzülüyorum, yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Teşekkürler.

Sayın Kaya, buyurun.

 

45.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ramazan ayındayız. Bir sahur vakti -çoluk çocuk, kadınların içerisinde bulunduğu- masum insanlar bombalanıyor ve bizim bu konuyu gündeme getirmemizin tek bir sebebi var: Filistin'le dayanışma hâlinde olmak, birbirimizle olan siyasi rekabetlerimizi bir tarafa bırakarak Filistinli kardeşlerimizin hiç olmazsa sesini ortak olarak buradan duyurabilme kaygısıdır. Dolayısıyla, önergemizin öznesi Filistin'de uygulanan zulümdür, İsrail'in barbarlığıdır, Amerika'nın hukuk tanımaz tavrıdır. Böyle bir gündemi iç politikaya çekip, Sayın Erdoğan'ı övme üzerine getirip burada sanki Sayın Erdoğan tartışılıyormuş gibi konunun buraya çekilmesini Filistin davasına da haksızlık olarak görüyorum, Sayın Erdoğan'a da haksızlık olarak görüyorum; Meclisin ve ramazanın mehabetine de aykırı olarak gördüğümü ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Sayın Zengin...

 

46.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadeleri ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; şimdi Genel Kurulda yaptığımız konuşmaları bir bütünlük içerisinde yapıyoruz. Şimdi, eğer Cumhuriyet Halk Partisinin hatibi kürsüye gelerek, bağırarak bize hakaret ediyorsa...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Biz hakaret etmedik.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  Ne demek! "Korkak" diyorsunuz arkadaşım!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  "Korkaklık" hakaret mi?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne münasebet! Tabii ki!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  Yok, bence alışın buna!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Siz kendiniz alışın!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Alışın buna bence!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Kusura bakmayın, niye alışacağız böyle bir şeye!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, Yargıtaya göre hakaret mi bu?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Korkak insana "korkak" denir. Ne AK PARTİ ne grubumuz ve milletvekili ne bu ülkenin Cumhurbaşkanı asla korkak değildir, sizler de asla bunu söyleyemezsiniz. Bunu size aynen iade ediyoruz, korkak olan varsa sizlersiniz! (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bize yapışmaz!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne münasebet!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bize yapışmaz!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Biraz evvel yaptığınız konuşmada bu soruyu sordunuz. Ben de burada telefon ederek, İletişim Başkanlığıyla bizzat görüşerek ben size burada cevap verdim.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Lütfen bana konuşmayın, Trump hakkında bir şeyler söyleyin!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben size cevap verdim, dedim ki: Filistin meselesi de dâhil olmak üzere bu konu telefonda gündeme gelmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Kaldı ki bütün uluslararası toplantılarda, Birleşmiş Milletlerde, NATO'da yapılan bütün toplantılarda en yüksek perdeden yapılan konuşmaların tamamını Sayın Cumhurbaşkanımız yapmıştır. Yani buraya gelip konuşup hiçbir konuşmacıyı dinlemeyen, her kürsüye geldiğinde gerginlik yapan hatibinize dönüp bakmanız lazım. Ve teessüf ediyorum size, teessüf ediyorum! Türkiye'nin ve Cumhurbaşkanımızın bu kadar öncü olduğu bir konuda buraya çıkıp yalan söylüyorsunuz. Artık el insaf!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Niye yalan söylesin?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Tabii ki yalan söylüyorsunuz, tabii ki yalan söylüyorsunuz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, işte bu, sataşma yani ne diyeyim ben.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne münasebet! Ne münasebet!

Kimse bize, grubumuza, Cumhurbaşkanımıza "korkak" diyemez, nokta. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, şimdi ben uzatmak istemiyorum da her cevap bir tartışmayı gerektiriyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne münasebet ya! Ne münasebet!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Burada herkes Trump'ı, onunla yapılan konuşmayı eleştirdi.

Sayın Başkan, bana bir şey söylemeyin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne münasebet!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Cesaretiniz varsa çıkın Trump'ı lanetleyin burada, İsrail'i lanetleyin burada; yok ama o cesaretiniz sizin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Var tabii. Kaç defa lanetleyeceğiz daha?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Çıkın! Çıkın!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, Sayın Grup Başkan Vekili "Yalancı!" diyor, cevap vermem lazım.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bize "Yalancı!" diyorlar Sayın Başkan, ne münasebet; bize "Yalancı!" diyorlar.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Evet "Yalancı!" dedin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Olmaz! Bize "Yalancı!" diyorsunuz ya, bu ne biçim iştir!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Ağbaba.

 

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VELİ AĞBABA (Malatya) - Değerli milletvekilleri, İsrail katliamı, Gazze saldırısı başladıktan sonra, bütün Türkiye'de, AK PARTİ'ye "İsrail'le ticareti kesin." diye konuşuldu. Hatta burada, bu kürsüde bir milletvekili konuşması esnasında "İsrail'le ticaret yapıyorsunuz." diye şehit oldu. Yalanı kim söylüyor? Sizden daha büyük yalancı var mı? Sizden daha ikiyüzlü bir siyaset var mı? (AK PARTİ sıralarından gürültüler) Bakın, bir taraftan Gazzeli çocuklar için ağlıyorsunuz, diğer taraftan İsrail'le iş tutuyorsunuz, İsrail'le iş tutuyorsunuz. Sonra, kim yalan söyler? Önce "Ticaret yok." denildi, bir gün bir Cumhurbaşkanlığı genelgesi yayımlandı "İsrail'le ticareti yasaklıyoruz." diye. Yalancı kim? (AK PARTİ sıralarından "Sensin, sen!" sesleri) Yalancı sizsiniz, ikiyüzlüsünüz, ikiyüzlü! Sizden daha ikiyüzlü, sizden daha yalancı, sizden daha kıvırtan bir siyaset dünyaya gelmemiştir. (CHP sıralarından alkışlar) Dün "siyah" dediğinize bugün "beyaz" diyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından sıra kapaklarına vurmalar) Dün Birleşik Arap Emirlikleri'ne düşmandınız, bugün dost oldunuz. Dün Cemal Kaşıkçı cinayetinden dolayı Suudi Arabistan'la ilişkiyi kestiniz, sonra Veliaht Prens'in eteğini öptünüz, eteğini! Cemal Kaşıkçı'yla ilgili belgesel yaptınız.

Başka söyleyeyim mi? Mısır... Ne diyordunuz? "Rabia." Ne oldu Rabia? Yapsanıza! Ne oldu? Şimdi varsa yoksa Sisi. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) "Ben o adamla aynı masada oturmam" diyordu, araya adam soktunuz, adam; araya milletvekili soktunuz.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Sen Türkiye'ye mi düşmansın?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Ne oldu?

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Sen kendi Cumhurbaşkanına mı düşmansın?

VELİ AĞBABA (Devamla) - Dün ne diyordunuz? "Bebek katili." Bugün ne diyorsunuz? "PKK'nın kurucu önderi." diyorsunuz.

MEHMET BAYKAN (Konya) - Ayıp! Ayıp!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Sizden daha ikiyüzlü, sizden daha dönek bir siyaset var mı? (CHP sıralarından alkışlar)

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Gazze'de soykırım var!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan, gerçekten yazıklar olsun! Şu kürsüye çıkıp...

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Gazze'de soykırım var, sen...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Grup Başkan Vekiliniz konuşuyor Hanımefendi.

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - İnsanlar ölüyor, siz başka şeyin derdindesiniz, yazıklar olsun!

BAŞKAN - Sayın Zengin'in süresini durdurun.

İsterseniz buyurun buradan cevap verin, isterseniz oradan.

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Çoluk çocuk öldürülüyor, burada aptal aptal polemiklerle...

BAŞKAN - Sayın vekiller, Sayın Grup Başkan Vekili Özlem Hanım konuşuyor, lütfen...

MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) - Ayıp denen bir şey var ya!

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar)

ADEM YILDIRIM (İstanbul) - Terbiyesiz!

VELİ AĞBABA (Malatya) - "Terbiyesiz" diyemezsiniz, "terbiyesiz" demek...

(AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)

 BAŞKAN - Sayın vekiller, birleşime on beş dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 17.41

ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 17.57

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

----- 0 -----

 BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

 

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

1.- YENİ YOL Grubunun, Grup Başkanı İstanbul Milletvekili Bülent Kaya tarafından, ABD'nin Yemen saldırısının ve İsrail'in bölgesel barışa karşı oluşturduğu tehdidin durdurulması için alınabilecek etkili ve caydırıcı önlemlerin tespit edilmesi amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - YENİ YOL Partisinin grup önerisini oylarınıza sunup sonra söz talebinizi karşılayacağım.

YENİ YOL Partisi grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmemiştir.

Buyurun Sayın Zengin.

 

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

47.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın YENİ YOL grup önerisi üzerinde yaptığı konuşmasındaki bazı ifadeleri ile Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; yani, gerçekten çok derin bir nefes alarak konuşuyorum. Aslında çok daha farklı, ağır şeyler söyleyebilirim fakat şunu görüyorum yani bakın, çok önemli bir şey yaşıyor dünya. Binlerce çocuk ölüyor, dünden bugüne 500 insan hayatını kaybetti. Biz asıl öfkemizi yöneltmemiz gereken yeri bırakıyoruz. Bizim öfkemiz nereye yönelmeli? İsrail'e yönelmeli, bizim öfkemiz Amerika'ya yönelmeli. Bunu burada defaatle söyledik. Trump'a yönelmeli, orayı turistik bir yer hâline getireceğini söyleyen, bu katliama yol veren Trump'a yönelmeli. Fakat Genel Kurulda ne oluyor? Buraya çıkılıyor ve her seferinde kendisi burada problem yaratmanın piri olan bir milletvekili geliyor, Genel Kurulda bize hakaret ediyor. Bunun için, bu konuya hayatını vakfetmiş insanlar, bakın, bizim bütün milletvekillerimizin hayatı... Eminim, sizlerin de öyledir, içinizde böyle arkadaşlarım var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, toparlayalım lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hepimize hakaret ediyor. Hakaret etmeden konuşamaz mıyız? Fikirlerimizi birbirimize "aşağılık" "korkak" "zavallı" demeden söyleyemez miyiz yani? Neden bunu yapamıyoruz? Neden öfkemizi olması gereken yere yönlendirmiyoruz?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sizin vekiliniz söyledi Sayın Başkanım, "Boş konuşuyorsunuz." dedi.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ama başlangıca bakar mısınız, rica ediyorum yani? Önce lafı söyleyeceksiniz, insanları alnının ortasından vuracaksınız, ondan sonra buna cevap geldiği zaman da "Neden böyle oluyor? denecek. Olmaz. Şu anda yapmamız gereken şey... Bir, ramazan; iki, hakikaten herkesin kalbi titriyor. Biraz evvel, bakın, arkadaşım -Hasan Turan- konuşurken ağlayacak gibiydi ya. Hepimizi, Filistin'le alakalı her mesele bizi kahrediyor. Allah rızası için, şu Genel Kurulda nereye odaklanacağımıza bir karar verelim. Her konuyu bıraktım bir kenara, hiç olmazsa Filistin, Gazze konusunda öfkemizi aynı yere odaklayalım; problemin İsrail olduğunu, problemin Amerika olduğunu görelim ve birbirimizi suçlayarak siyaset yapmaktan vazgeçelim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son cümle.

BAŞKAN - Buyurun, lütfen tamamlayalım.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Varsa bir öneriniz, deyin ki: "Arkadaşlar, şunu yapalım." Oturalım, tartışalım, hatta arkada tartışalım, Genel Kurulun içinde tartışalım, yazacaksak yazalım ama lütfen ya, şu birbirimizi tahkir ederek, aşağılayarak, hakaret ederek siyaset yapmaktan vazgeçelim ve CHP Grubundan da hassaten rica ediyorum, gerçekten aynı problemli konuşmacıyı her seferinde çıkararak grupları, özellikle bizi tahrik etmekten vazgeçiniz. Her seferinde aynı şey oluyor. Ne olur, sakince eleştiri yapın, deyin ki: "Bu yaptığınız azdır, şunu daha iyi yapabilirsiniz, bunu böyle yapın." Ama lütfen, bize, Grubumuza Cumhurbaşkanımıza "korkak" demeyiniz; bu, çok çok yaralayıcı. Bu kadar emek veriliyor, bu kadar uğraş gösteriliyor, dünyada bir önderlik yapılıyor; bir nebze "Allah razı olsun." diyemez misiniz, bir tane "İyi olmuş." diyemez misiniz? Rica ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Zengin.

Buyurun Sayın Başarır.

 

48.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Öncelikle, Sayın Zengin'in aslında bugün konuşulan Filistin meselesi, Filistin'de yaşananlarla ilgili Trump'ı, ABD'yi ve İsrail'i birlikte kınamasını, lanetlemesini kıymetli buluyorum, onu söyleyeyim.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hep söylüyoruz bunu.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Çünkü Cumhurbaşkanının pazar günü telefon görüşmesi yapıp o görüşmeden bir gün sonra kadınların, çocukların, insanların, 450 insanın katledilmesi hepimizin içini acıttı.

Şimdi, bir milletvekilimizi hedef göstermenizi de doğru bulmuyorum.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hayır, o hakikat, hakikat!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  Bakın, buraya geliyor arkadaşlarımız... Sizden de çok sert konuşan, amacını aşan konuşmalar yapan bir profesör tüm muhalefete "Boş konuşuyorsunuz." dedi, bunun üzerine tartışma çıktı.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sizinki sistematik.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Oysa kimi arkadaşımız sakin konuşur, kimisi sert konuşur. Hakaret başka bir şey, eleştiri başka bir şey. Bakın "korkak" dedi, "korkak" kelimesinden alındınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlem.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ben size soruyorum: "Korkak" desem rahatsız olmayacak mısınız? Böyle bir şey olur mu ya?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - "Korkak" kelimesinden rahatsız oluyorsunuz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Tabii ki olacağız, siz de olursunuz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yahu, Cumhurbaşkanının iftar yemeklerinde muhalefet için söylediği cümleleri görüyorum, ben üzülüyorum.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ya, siz bugün grubu dinlemediniz... Kendi Grup Başkan Vekilinizi dinlememişsiniz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bakın, neler söylüyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Neler söyledi ya! Neler söylüyor!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Benim Genel Başkanım ne Cumhurbaşkanına ne diğer, Milliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanına hakaret etmiyor ama Cumhurbaşkanı CHP'yle başlıyor, CHP'yle bitiriyor. Sabah akşam CHP'ye hakaret ediyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Siz de öyle, siz de aynısınız.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  "Korkak" kelimesinden rahatsız oluyorsunuz. "Korkak" kelimesi hakaret değil.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hakaret!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  İçinde bulunduğunuz durumu yansıtıyor.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Siz o zaman korkaksınız, korkaksınız, korkaksınız! Korkağın ağababasısınız.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bunu muhalefet söyler, bunda bir sıkıntı yok. Sıkıntı yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Öyle şey mi olur ya! Korkaksınız! "Korkak Ali Mahir" diye başlayacağım, sıfatınız korkak.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Olur.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Olursa bundan sonra...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - "Korkak Ali Mahir" deyin, ben sizin gibi kızmam.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Korkak Ali Mahir.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Kızmam, diyebilirsiniz, öyle görüyorsunuzdur.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hayret bir şey! Bana diyemezsiniz...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bana diyemezsiniz demedim.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Olamaz öyle bir şey, ben kabul edemiyorum. Hayret bir şey!

BAŞKAN - Buyurun Sayın Şahin.

Yeni bir sataşmaya mahal vermeden...

 

49.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Değerli milletvekilleri, burada bulunan tüm üyeler eşit derecede halkın oyuyla gelmiştir ve saygıdeğerdir. Onun başka ünvanlarını dile getirerek farklı imalar ortaya sürmek, hele bir Grup Başkan Vekili olarak bunu yapmak çok ayıp, bunu kınıyorum; bu, bir.

İki, Filistin konusunda elbette ki ortak tavır ortaya koyacağız. Benim konuşma metnime bakılabilir; benden önceki konuşmacının konuşmalarına tek tek bakıyorsunuz, içinden hakaret olmayan kelimeleri seçmekte zorlanıyorsunuz.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bravo! Vallahi bravo! Alkışlıyorum, bravo!

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Benim profesörlüğüme bakacağınıza seçtiğiniz adamın milletvekili olup olmadığına bakın.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, böyle bir dil yok Sayın Başkanım, bakın...

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Şimdi söylüyorum, son cümlem şu, son cümlem: Benim...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bir daha söylüyorum: "Niye tartışma çıkıyor?" diyor.

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Bir bitireyim.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sana mı kaldı benim milletvekilimi tartışmak? Bak, sana mı kaldı? Olur mu öyle şey?

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Siz istediğinizi söyleyeceksiniz... Tekrar söylüyorum: Doğru bildiğimiz hiçbir düşünceyi söylemekten geri duymayacağız, devam edeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, bakın...

RUKEN KİLERCİ (Ağrı) - Çok uzattınız, artık yeter ya!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hakikaten...

BAŞKAN - Buyurun.

 

50.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Şimdi, az önce konuşan milletvekiline söylüyorum: Ben seni 2010'da, 2011'de, 2012'de, 2013'te FETÖ'nün bu ülkede en fazla kıyım yaptığı dönemde televizyonlarda görüyordum. Senin laf ettiğin benim milletvekilim var ya, o Veli Ağbaba, dün de bugün de bu Mecliste aslanlar gibi muhalefet ediyordu. (AK PARTİ sıralarından "Ne alakası var?" sesleri, gürültüler) Sen düne kadar FETÖ'yü savunan bir adamdın. Sen düne kadar FETÖ'ye bu ülkenin aydınlarını hedef gösteren bir adamdın. Sen mi benim milletvekilimin duruşunu, durumunu tespit edeceksin? Hadi oradan! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan... Sayın Başkan... Sayın Başkan...

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Başkanım, söz hakkı vermeniz lazım.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Seni çok iyi biliyorum ben. Sen bu ülkenin askerlerini hedef gösterdin FETÖ'ye! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Değerli milletvekilleri... Değerli milletvekilleri...

BAŞKAN - Sayın Şahin... Sayın Şahin...

Sayın Şahin, buyurun buradan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Evet, bravo, kürsüye gel!

BAŞKAN - Sizi bekleyene kadar dört dakika geçiyor.

 

VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)

2.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

MEHMET ŞAHİN (Kahramanmaraş) - Değerli milletvekilleri, FETÖ konusunda 2008 yılında "ABD'nin Müslüman Savaşçıları" diye akademik makaleyi ben yazdım. Benim FETÖ konusundaki bir tek kelimemi bulursanız, bir tek kelime bulursanız geleceğim sizden özür dileyeceğim.

OĞUZHAN KAYA (Çorum) - Yanlış yere tezgâh açtı.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Dilemezsin.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Ama sizin, bak "senin" demiyorum, sizin Sayın Grup Başkan Vekili ve grup üyeleri ve milletvekilleri, 17-25 Aralıktan sonra...

MEHMET BAYKAN (Konya) - Önce.

MEHMET ŞAHİN (Devamla) -  Öncesi de var, daha öncesi de var; böyle kollarınızı açıp FETÖ kurumlarının önüne ve FETÖ'cülerin önüne "Gitmeseydiniz kurban olduklarım." diyen sizlersiniz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Hadi oradan!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ya, Zaman gazetesinin önünde eylem yapan kimdi?

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - FETÖ konusunda Mehmet Şahin'e, FETÖ konusunda Mehmet Şahin'e söz söyleyecek içinizde bir kişi yok.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Hadi oradan!

MEHMET ŞAHİN (Devamla) - Onun için, tekrar söylüyorum, FETÖ konusunda Mehmet Şahin'e söz söyleyecek biriniz yok, biriniz yok.

Saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) -  Tabii, havuz medyasında görüntülerin var senin.

BAŞKAN - Söz talebiniz var mı, baki mi?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Yani bitireyim artık. Ben kifayetimüzakere ediyorum.

BAŞKAN - Peki, ben bir şey rica edeyim.

2 Sayın Grup Başkan Vekiline de son bir kez söz vereceğim. Fasit daireye girdik, buradan çıkış yok.

Sayın Ağbaba, talebiniz olması durumunda size de söz vereceğim ama yeni bir münakaşaya meydan vermeden temiz bir dille buyurun lütfen.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Böyle bir ihtimal yok. Böyle bir ihtimal yok Başkanım. Eğer Veli Ağbaba konuşursa tartışma olmama ihtimali yok.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, umumi arzu üzerine buraya buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Öyle bir ihtimal yok. Tartışma olmama ihtimali yok. Öyle bir ihtimal yok.

 

3.- Malatya Milletvekili Veli Ağbaba’nın, Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Şahin'in yaptığı açıklaması sırasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim konuşmamın, ilk konuşmamın hiçbir bölümünde hakaret yoktu, bazı gerçekleri dile getirdim. Bir cümle hakaret yoktu. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Bir çıkaralım şu konuşmayı ya!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Bakın, ben öğrenciliğimden beri aynı siyasi çizgide siyaset yapan, üniversite öğrencisiyken de solcu, sonrasında da solcu, sosyal demokrat olan bir siyasetçiyim. 1993'te SHP'ye üye oldum, sonra CHP'yle birleşti, CHP'de siyasete devam ettim; tırnaklarımla kazıyarak mücadele sonucunda Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili oldum, birileri gibi birilerine yalakalık yaparak milletvekili olmadım ben. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Birileri kimmiş ya? Kim, kim?

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Yalaka sensin, yalaka!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Tamamen mücadeleyle oldum.

Şimdi, bir başka konu, bakın bir başka konu, gidin illerinizde sokağa çıkın; kim iyi vekil, kim kötü vekil; hodri meydan, hodri meydan! İllerinizde sokağa çıkın.

Bir başka mesele, 2011'de milletvekili oldum.

MUSTAFA VARANK (Bursa) - Çok iyi vekil olduğun için büyükşehir belediye başkanı seçilemedin! Aday oldun, aday!

VELİ AĞBABA (Devamla) - Türk Silahlı Kuvvetlerini, rektörleri, aydınları AKP'yle beraber FETÖ'yle iş birliği yaparak cezaevi kapılarında süründürdünüz siz. FETÖ'yle iş birliği yaptınız ve Türk Silahlı Kuvvetlerine düşman kuvvetlerinin yapmadığını siz yaptınız, Türk Silahlı Kuvvetlerinin bütün komuta kademesini cezaevine attınız. Siz o zaman FETÖ'yle iş birliği yaparken Veli Ağbaba Silivri'de barikatları yıkıyordu, barikatları! Ne konuşuyorsunuz siz? (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, şu grupta Fetullah Gülen'le bir tane resmi olan varsa şurada istifa edeceğim ama sizde resmi olmayan vekil yok, ilişkisi olmayan kimse yok. (AK PARTİ sıralarından gürültüler) FETÖ konusunda en son laf söyleyecek grup sizsiniz. Bu memlekette yargı eliyle üniversiteleri, Türk Silahlı Kuvvetlerini yok ettiniz siz. Kiminle yaptınız? FETÖ'yle. (CHP sıralarından alkışlar)

SAYIN BAYAR ÖZSOY (Kayseri) - Yalaka sensin, yalaka! Bir yalaka varsa o da sensin!

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Ağbaba.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

 

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

51.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Malatya Milletvekili Veli Ağbaba'nın sataşma nedeniyle yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, aynı, bizim biraz evvel ifade ettiğimiz gibi...

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

BAŞKAN - Sayın vekiller, Grup Başkan Vekili konuşuyor, lütfen dinleyelim.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Arkadaşlar, trollerle uğraşmayın...

RUKEN KİLERCİ (Ağrı) - Trol sensin ya!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Trol burada zaten, uzağa gitmeye gerek yok.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, böyle olmaz işte, bakın, tartışma tartışmayı... "Trol burada..."

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, bakın, bir kez daha Sayın Grup Başkan Vekilinden rica ediyorum; bahsi geçen milletvekili her kürsüye geldiğinde bu Mecliste olay çıkıyor, olay çıkıyor; buna muhakkak bir çözüm üretmeleri lazım, böyle olamaz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yine cevap hakkı doğdu.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Şu an anlattığı hikâye, kendi hikâyesi muhteşem, diğer milletvekillerinin hikâyesi yerlerde! Söylesin bakayım, hangi milletvekiliymiş emeğiyle gelmeyen? Dönsün, kendi partisine baksın, belediye başkanlarına baksın, uça uça gelip Genel Başkan olmaya çalışanlara bir baksın, Cumhurbaşkanı adayı olmak için on takla atanlara bir baksın bakalım; nasıl gelmişler buralara?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Çankaya, Çankaya...

BAŞKAN - Buyurun.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - O yüzden, şu kürsüye çıktıkları zaman önce kendi hikâyelerine dönüp bir baksınlar, ondan sonra laf atacaklarsa da edepleriyle, siyasi edeple bir laf söylesinler.

Bu yüzden, Genel Kurulda bir kez daha ifade etmek istiyorum. Siyaset yapacaksak bunu kelimelerimizle birbirimize hakaret etmeden, kendine duyduğu öz saygı ile muhatabına duyduğu öz saygı arasında bir paralellik kurarak yapalım lütfen.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Zengin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Başarır, son defa söz veriyorum, yeni bir sataşmaya mahal vermeyelim.

Buyurun.

 

52.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Milletvekili Özlem Zengin'in yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, niye sataşalım, niye sataşsınlar? Burada herkes muhalefet edecek, burada herkes eleştiri getirecek "Korkak." da diyebilir "Sinmişsiniz." de diyebilir. Buna niye alınıyorlar?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Diyemez, diyemez kardeşim.

RUKEN KİLERCİ (Ağrı) - Allah, Allah! O zaman "Boş konuşuyor." da diyebiliriz.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Yani şimdi, birilerinin dokunulmazlığı burada olabilir ama eleştiri anlamında kimsenin dokunulmazlığı yok burada.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ne eleştirisi ya!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Gelecek, bize hakaret edecek, Cumhurbaşkanı bu partinin geçmişine "Tezek." diyecek, iki büyük kurucuya "İki ayyaş." diyecek, her hakareti yapacak, "Korkak." denildiği için birileri rahatsız olacak.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) -  1 milyon tane hakaret...

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ya, bu denilir.

Bakın, bundan alınmayın. Hakaret Ceza Kanunu'nda sayılmış, nelerin hakaret olup olmadığı belirlenmiş, yüksek mahkeme bunu belirlemiş, neyi konuşuyorsunuz siz?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Ceza Kanunu'na göre mi konuşacağız? Siyasi ahlak diye bir şey yok mu?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Neyi konuşuyorsunuz siz?

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Yapmayın ya!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sizin akademisyen olan bir milletvekiliniz şuraya çıkıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Son cümlelerim.

BAŞKAN - Bitirelim lütfen.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - ...tüm muhalefete "Boş boş konuşuyor." diyor. Onun üzerine, ona söylediklerimizle cevap alıyorsunuz. Ya, böyle şey olmaz! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Hiç alakası yok.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bakın, Sayın Başkan hakaret varsa İç Tüzük orada, gerekeni yapsın ama "Korkak." hakaret değil.

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - "Boş boş konuşuyor." hakaret değil.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu konuda korkarsınız, bu konuda sinmişsiniz, o yüzden de bizi eleştirmeyin. (CHP sıralarından alkışlar)

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Son bir cümle Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Zengin.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Ama böyle olmaz! Hakikaten olmaz!

 

53.- İstanbul Milletvekili Özlem Zengin’in, Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması

 

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, bu ne yaman çelişki! Bu ne yaman çelişki! Bir taraftan diyeceksin ki "'Korkak' kelimesinden rahatsız olma." bir taraftan da "Boş boş konuşuyorsun." lafından alınacaksın. Biraz tutarlı olmak lazım. Bir kefeye koyalım bakalım, hangisi daha ağır basıyor? Kendilerine geldiği zaman her kelimeden alınabileceksin, bize geldiği zaman bu saçmalıklara tahammül. Saçmalığa tahammül olmayacak kardeşim burada, herkes cevabını alacak.

Teşekkür ediyorum.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Saçmalık asıl bu!

ÖZLEM ZENGİN (İstanbul) - Evet, saçmalığa tahammül olmayacak. "Boş boş"a niye alınıyorsun o zaman?

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Saçmalık asıl bu!

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Temelli, sizin de söz hakkınızı görüyorum.

Buyurun.

 

54.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, üsluba ve Doktor Azad Barış'a ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Gerçekten böyle olmaz, Meclisin konuşacağı bunca konu var, burada bilek güreşi seyrediyoruz. Ben bu tartışmaları, bu üslubu bir kez kınamak istiyorum; bu, bir.

İkincisi, bu sabah Doktor Azad Barış'ın evine ve iş yerine baskın düzenlenmiş, yine bir şafak operasyonuyla. Kimdir Doktor Azad Barış? Bilim insanıdır, sosyologdur, yazardır, araştırmacıdır ve soyadında olduğu gibi bir barış aktivistidir, barış mücadelesi veren çok kıymetli bir arkadaşımızdır; bütün çalışmaları aslında, hem bilimsel nitelikte hem de gerçekten bu ülkeye hizmet eder niteliktedir. Buna rağmen, evine yapılan baskında küçük kızı başta olmak üzere aile üyeleri mağdur edilmiştir, keza iş yerinde çalışan arkadaşları mağdur edilmiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Azad Barış'ın bir başka özelliği daha vardır, Ezidi'dir. Özellikle DAEŞ'in, IŞİD'in Ezidi soykırımı sonrasında, Ezidi kadınlara ve çocuklara sahip çıkarak, onların peşinden giderek, onları bularak, ailelerine teslim ederek insanlık adına gerçekten onur verici bir mücadeleye de imza atmıştır.

Bu operasyonu yapanları bir kez daha kınıyorum. Şafak operasyonlarıyla hukuk devletinden geriye kalanları da yok etmeye devam ediyorsunuz, bunları dile getirmek istedim.

BAŞKAN - Teşekkürler.

İYİ Parti Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır, okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.

 

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, Türkiye'nin Suriye'yle ilişkilerini yeniden şekillendirme ihtimali, oluşturulması gereken yeni güvenlik stratejileri ve bölgesel istikrar politikalarının kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 18/03/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi

 

 18/3/2025

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Danışma Kurulu 18/3/2025 Salı günü (bugün) toplanamadığından grubumuzun aşağıdaki önerisinin İç Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.

 

 

Mehmet Satuk Buğra Kavuncu

 

 

İstanbul

 

 

Grup Başkan Vekili

 Öneri:

Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu tarafından, Türkiye'nin Suriye'yle ilişkilerini yeniden şekillendirme ihtimali, oluşturulması gereken yeni güvenlik stratejileri ve bölgesel istikrar politikalarının kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 18/3/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin diğer önergelerin önüne alınarak görüşmelerinin 18/3/2025 Salı günkü birleşimde yapılması önerilmiştir.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Sayın Başarır, buyurun.

Tartışmayı bitirdik diye düşünüyorum.

 

VI.- AÇIKLAMALAR (Devam)

55.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Evet, tartışmalar bu ülkede bitmiyor çünkü gün geçmiyor ki tuhaf, hukuksuz, ahlaki dayanaktan, hukuki dayanaktan yoksun bir karar çıkmasın.

Şimdi aldığımız bir haber, hafta sonu Cumhurbaşkanlığı seçimi için partimizde ön seçime girecek İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptal edildiğini görüyoruz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) İşte, ülkenin geldiği durum budur ve bunu alkışlayacak kadar hukuktan, nezaketten eksik, nezaketten uzak insanlar var.

 MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ayıp ya! Bunda alkışlayacak ne var? Rezil ettiniz, rezil ettiniz!

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Sayın Başkanım, bu ülkede hukuk kalmamıştır, bu ülkede üzülerek söylüyorum ki hukuk ve sarayın talimatları doğrultusunda darbe yapılmaktadır.

Biz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bu durumu değerlendirmek üzere sizden kısa bir süre ara verilmesini talep ediyoruz, ona göre grubun ne yapacağına karar vereceğiz.

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Ali Mahir, bu işe en çok sen sevindin, Özgür Bey'in önü açıldı.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bir sus artık ya! Nedir ya! Bir sus artık ya!

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Sayın Başkan...

 

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

 

56.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

 

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Şimdi, bu...

(AK PARTİ ve CHP sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

OSMAN GÖKÇEK (Ankara) - Tekrar üniversite sınavına hazırlanması lazım. Tekrar üniversite sınavına hazırlansın...

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Yani bir sus artık ya! Bu kadar olmaz ya!

BAŞKAN - Siz buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Arkadaşlar, ya, bu diploma iptaline sevinç naraları atmak, hukuku tanımamak bu ülkeyi görmemek demektir. Yazıklar olsun size ya! (İYİ Parti, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar; AK PARTİ sıralarından gürültüler)

EMRE ÇALIŞKAN (Nevşehir) - Ya, evrakta sahtecilik yapanlara söyle.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bir dakika, bir dakika...

Mesele Ekrem İmamoğlu meselesi değil, kaç insan bu işten mağdur biliyor musunuz, baktınız mı? Belki o diplomayı alanlar içinde kaymakamlar var, valiler var. Böyle ülke mi yönetilir ya! Siz nasıl bir şuura, anlayışa sahipsiniz? Yazıklar olsun! (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Yani usulsüz diploma alsın, rüşvet versin...

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Yazıklar olsun size de!

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Size yazıklar olsun!

ŞENGÜL KARSLI (İstanbul) - Sizin talebiniz bu mu?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime on beş dakika ara veriyorum ve sayın Grup Başkan Vekillerini odama davet ediyorum.

Kapanma Saati: 18.19

DÖRDÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati: 18.42

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.

Bütün Grup Başkan Vekillerine söz vereceğim.

Sayın Kaya, buyurun, söz talebiniz var.

 

57.- İstanbul Milletvekili Bülent Kaya’nın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

 

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu ülke, Türkiye siyaseti, maalesef, değişik dönemlerde siyaset dışı müdahalelerle şekillendirilmeye çalışıldığı süreçleri yaşadı. Maalesef bugünlerde tekrar, geçmişten ders alınmamış gibi, benzer süreçler işletilmeye çalışılıyor. Yargının, hukukun kendi tabii mecrasında işlemesi lazım. Belli bazı siyasi maksatlarla yürütülen idari soruşturmaların ya da yargılamaların bu ülkeye fayda vermediğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Muhataplarına iyilik mi yapılıyor, kötülük mü yapılıyor, onu ilerleyen yıllarda hep beraber müşahede etme imkânı bulacağız ama bildiğim bir tek şey var ki bu ülke içeriden ve dışarıdan bu kadar ağır sorunlarla iç içeyken, ekonomik olarak, sosyal olarak, dış politikada bu kadar sorunumuz varken bu kadar kısır tartışmalarla ve gerçekten kamu vicdanını yaralayacak kararlarla bu ülkenin meşgul edilmesini DEVA, Saadet ve Gelecek Partileri olarak doğru bulmuyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Siyasetçileri ancak millet devre dışı bırakır ve siyasetçileri ancak millet baş tacı yapar, o açıdan hiç kimsenin önünü kesmemek lazım. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)

Bu ülkede millî iradeye saygı esassa millî irade kavgası veren siyasetçileri ancak millî iradenin cezalandırması gerektiğini düşünüyor, Türkiye'nin artık "Muhtar bile olamaz." denilen bir kişi tarafından yönetildiği bu dönemde bir kişinin Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili tartışmalar ve yargı kararları ya da idari soruşturmalar üzerinden cezalandırılmasını doğru bulmadığımı ifade ediyor, bu haksızlığa YENİ YOL Grubu olarak karşı çıktığımızı ve tasvip etmediğimizi, millî iradeye saygı gereği Sayın İmamoğlu'nun diplomasının iptalini yanlı bir karar olarak gördüğümüzü buradan bir kez daha ifade ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.

Sayın Kavuncu, buyurun.

 

58.- İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu’nun, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin tekraren açıklaması

 

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu karar, siyasi rakibin kendilerine göre tasfiyesinden ibaret basit bir karar değildir; bu karar, ülkedeki iç huzuru bozacak, ülkedeki sosyal huzuru bozacak, hukuk dışı, kanun dışı, anlatılamaz bir karardır, bu kararın vebali çok büyüktür.

Bakın, bundan daha kötü olan nedir biliyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisine milletin oylarıyla, millet iradesiyle, seçmenin oyuyla gelmiş milletvekillerinin böyle bir kararı alkışlaması ve bu karar sonunda kahkaha atması utanç vericidir, asıl utanç verici olan budur. (İYİ Parti, CHP, YENİ YOL sıralarından alkışlar)

Biz, bu kahkahaları atanların aslında bu siyasi tecrübeyi yıllardır, yıllar önce yaşadıklarını da gayet iyi biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ama öyle gözüküyor ki ne hafıza kalmış ne vicdan kalmış ne anlayış kalmış; hiçbir şey kalmamış, şuur da kalmamış. Böyle, devlet yönetilmez.

Bakın, 1991-1992 yılında mezun olan sadece Ekrem İmamoğlu değil, ne yapacaksınız şimdi? Otuz beş yıl önce mezun olmuş, diploma almış, çalışan insanlarla ilgili nasıl uygulama yapacaksınız? Yarın bir gün herhangi birimizin belgesine el konulmayacağına dair nasıl bir garanti vereceksiniz? Ülkedeki hukukla oynama...

El hareketi yapma! Dinle dinle! Dinle! El hareketi yapma! Dinle efendice ya, niye el sallayıp duruyorsun sabahtan beri, niye el sallıyorsun? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sen konuşmana devam etsene! Sana ne!

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Ne?

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Konuşmana devam et. Konuşmana devam et. Konuşsana sen!

(AK PARTİ ve İYİ Parti sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Hayret bir şey ya! Dinlemeyi öğrenin be! Terbiyesiz herifler!

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, Sayın Grup Başkan Vekilini dinleyelim.

(AK PARTİ sıraları ile CHP, İYİ Parti sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) -  Ülkenin sahibi mi zannediyorsunuz kendinizi?

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Sen konuşmana devam etsene, sakin... Sen Grup Başkan Vekilisin, konuşmana devam et.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Belgemizi alacaksınız, konuşmamızı da mı engelleyeceksiniz?

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Konuşmana devam et.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Konuşmamızı da mı engelleyeceksiniz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ya, konuşmaya devam etmiyor, tahrik ediyor.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Hem yaptıkları uygulamadan hem tavırlarından görüyoruz.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kavuncu.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Konuşmaya bile tahammül edemeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Ya, sen konuş diyorum, konuş. Sen konuşmanı yap.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Dinle, dinle! Konuşmamı yapıyorum, müdahale etme.

HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Hah, onu yap, bitti, bu kadar.

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Ya, arkaya bak, arkaya, arkaya!

(AK PARTİ ve İYİ Parti sıraları arasında karşılıklı laf atmalar, gürültüler)

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Grup Başkan Vekiliniz yok mu sizin? Siz niye konuşuyorsunuz? Grup Başkan Vekiliniz yok mu sizin?

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Senden mi korkacağız ya!

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Grup Başkan Vekili konuşuyor, siz niye konuşuyorsunuz? Grup Başkan Vekilinize mi saygınız yok? Grup Başkan Vekilinize mi saygınız yok?

HÜSMEN KIRKPINAR (İzmir) - Biraz sakin olun ya! Biraz saygılı olun, sakin olun ya! Olağanüstü bir şey yaşanmış.

YAVUZ AYDIN (Trabzon) - Ayıptır ya!

BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Grup Başkan Vekili konuşuyor, lütfen dinleyelim.

Buyurun.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) -  Biz, bu tavrı, bu yaklaşımı, yapılan bu hukuksuzluğu şiddetle kınıyoruz ve bunun inşallah acılarını da çok daha büyük bir şekilde bu ülke çekmez diyorum.

Sağ olun. (İYİ Parti, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kavuncu.

Sayın Temelli...

 

59.- Muş Milletvekili Sezai Temelli’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin açıklaması

 

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni bir utançla karşı karşıyayız. Bu gerçekten bir utanç, alkışlama meselesinin ötesinde başka bir utancı yaşıyoruz. Bu diploma mevzusunun bu Mecliste günlerce konuşulması bile büyük bir utançtı. Daha önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın diplomasının konuşulması gibi Sayın İmamoğlu'nun diplomasının konuşulması da siyaseten zaten kabul edilecek bir şey değil. Bu insanlar halkın oyuyla geliyorlar, aldıkları diplomayla gelmiyorlar ama diplomayı malzeme edenlerin niyeti aslında yargı eliyle siyaseti dizayn etmektir, seçme ve seçilme hakkı başta olmak üzere birçok hakkın ortadan kaldırılmasıdır. Kaldı ki hukuk güvenliği elden gidiyor. Bu konuda Meclis gerekli duyarlılığı göstermezse bu gibi utançları daha fazlasıyla yaşarız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Evet, bakın, Anayasa Mahkemesi daha geçen yıl tam da Süleyman Demirel Üniversitesinde yaşanan bir vakayla ilgili karar alıyor, diyor ki: "Bunu bir yıl bile olsa geriye çalıştıramazsınız." Burada otuz beş yıl var, sizin Anayasa Mahkemesinin kararlarından da haberiniz yok. İdari kararla aslında siyaseti dizayn etmek, yargı eliyle dizayn etmek tam anlamıyla hukuku gömmekten başka bir şey değildir. Hukuk devleti için mücadele edeceğiz, demokrasi için mücadele edeceğiz ama yandan dolaşıp, oradan dolaşıp bu tür kumpaslarla aslında siyaseti, demokratik siyaseti katletmeye devam ediyoruz, bunu kabul etmiyoruz. Anayasa Mahkemesinin kararı da ortadadır. Otuz beş yıl geçmiş üzerinden. Kaldı ki şunu söyleyelim: İdari kusur varsa mevzuat idareyi bağlar, kişileri değil. Bunun bilgisinden bile yoksun bir akılla karşı karşıyayız, bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, bitirelim.

SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu kararı kınıyoruz, bu yanlıştan bir an önce dönülmesini özellikle bu Meclisin bir görevi olarak kabul ediyoruz. (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Temelli.

Sayın Ali Mahir Başarır, buyurun.

 

60.- Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasıyla ilgili karara ilişkin tekraren açıklaması

 

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Evet, zannediyorlar ki bu karar Sayın Ekrem İmamoğlu hakkında verildi. Hayır, bu karar 86 milyon için verildi. Bu bir sivil darbedir. Üzülerek söylüyorum ki diplomayı veren ve iptal eden üniversite 1453'te kuruldu, hukukumuz o tarihin gerisine düştü. Bu sivil bir darbe. Artık bu ülkede insanların mal, hukuk, can güvenliği yoktur. 86 milyona sesleniyoruz: Bir düşünün, eğer bu ülkede anasının ak sütü gibi helal bir diploma otuz beş yıl sonra, tamamen, bugün bu ülkeyi yöneten erkin talimatlarıyla iptal ediliyorsa yarın malınıza, yarın özgürlüğünüze, yarın eşyalarınıza, yarın eğitim hakkınıza bir imzayla son verilebilir, darbe yapılabilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; bakın, bir kez daha söylüyorum: İstanbul Üniversitesi gibi yaklaşık altı yüzyıllık geçmişi olan bir okulu dünyaya, ülkeye rezil ettiniz. Niye? Beyefendi istiyor diye. Ben buradan soruyorum: Sayın Cumhurbaşkanı, madem bu kadar korkuyorsun, madem bu kararları aldırıyorsun ya, getir sandığı, diplomanın, savcının, atadığın rektörlerin arkasına sığınma. Bakan Yardımcısını savcı yapıyorsun, atadığın rektöre karar aldırıyorsun, bu ülkede İstanbul Belediyesi Başkanının seçme ve seçilme hakkını elinden alıyorsun. O yüzden 86 milyona sesleniyoruz: Bu kararı kabul etmeyin.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bitireceğim Başkanım.

BAŞKAN - Buyurun.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Bu karara karşı hep beraber direnmeliyiz. Yarınlarda evlerinize, bir gün bilgisayara girdiğinizde bakmışsınız, el koyulmuş, bir gün uyandığınızda diplomanız yok, bir gün uyandığınızda sabah beşte bir grup polis sizi alacak; işte, sivil darbe tam da budur. O yüzden biz 86 milyonu bu kararı tanımamaya ve Ekrem İmamoğlu'nun arkasında durmaya davet ediyoruz. Bunun AK PARTİ'lisi, DEM'lisi, İYİ Partilisi, MHP'lisi yok; bu, Türkiye'ye verilmiş bir karar, 86 milyona verilmiş bir gözdağı. Burada bir sivil darbe vardır. Biz direneceğiz, hep beraber direneceğiz. Kötüler kaybedecek, iyiler kazanacak bu ülkede. (CHP, İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Başarır.

Sayın Zengin, buyurun.

(CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN - Sayın vekiller, Grup Başkan Vekili konuşacak.

(CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN -  Sayın vekiller, Grup Başkan Vekili konuşacak.

(CHP sıralarından sürekli sıra kapaklarına vurmalar)

BAŞKAN - Birleşime on dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 18.54

BEŞİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.00

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.

 

VII.- ÖNERİLER (Devam)

A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)

2.- İYİ Parti Grubunun, Grup Başkan Vekili İstanbul Milletvekili Mehmet Satuk Buğra Kavuncu tarafından, Türkiye'nin Suriye'yle ilişkilerini yeniden şekillendirme ihtimali, oluşturulması gereken yeni güvenlik stratejileri ve bölgesel istikrar politikalarının kamuoyuyla paylaşılması amacıyla 18/03/2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun 18 Mart 2025 Salı günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin önerisi (Devam)

 

BAŞKAN - İYİ Parti Grubunun önerisini oylarınıza sunacağım.

İYİ Parti Grubunun önerisinin oylamasından önce Başkanlığımıza... (CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)

BÜLENT KAYA (İstanbul) - Arkadaşlar, Ali Mahir Bey, kapatıyoruz.

BAŞKAN - Bir sakin arkadaşlar.

İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce Başkanlığımıza...

KAYIHAN PALA (Bursa) - Gün sakin olunacak bir gün değil Başkanım.

BAŞKAN - Efendim?

KAYIHAN PALA (Bursa) - Gün sakin olma günü değil. Bu kadar hukuksuzluğa karşı eğer sakin olacaksak bundan sonraki hukuksuzlarda ne yapacağız?

BAŞKAN - Bana karşı sakin olun, istediğinize karşı telaş edebilirsiniz.

İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce, Başkanlığımıza yoklama yapılmasına yönelik bir önerge gelmiştir.

Şimdi önergedeki imza sahiplerini tespit edeceğim.

Bülent Kaya? Burada.

Selçuk Özdağ? Burada.

Elif Esen? Burada.

Necmettin Çalışkan? Burada.

Şerafettin Kılıç? Burada.

Mustafa Kaya? Burada.

Mesut Doğan? Burada.

Cemalettin Kani Torun? Burada.

Medeni Yılmaz? Burada.

İrfan Karatutlu? Burada.

Doğan Demir? Burada.

Asu Kaya? Burada.

Gülcan Kış? Burada.

Umut Akdoğan? Burada.

Hakan Şeref Olgun? Burada.

Mehmet Akalın? Burada.

Selcan Taşcı? Burada.

Ersin Beyaz? Burada.

Hüsmen Kırkpınar? Burada.

Yavuz Aydın? Burada.

Yasin Öztürk? Burada.

Şenol Sunat? Burada.

 

III.- YOKLAMA

BAŞKAN - Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve süreyi başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Bu kadar hukuksuzlukla bu ülkeye yatırım yapılır mı? Bu kadar hukuksuzluk varken bu ülkeye yatırımcı gelir mi?

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Meclis Başkanımızın bu hukuksuzluğa söyleyeceği bir iki cümle yok mu?

BAŞKAN - Olmaz olur mu efendim.

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Duymak istiyorum.

BAŞKAN - Evet, arkada söyledik.

NİMET ÖZDEMİR (İstanbul) - Duymak istiyorum Meclis Başkanını. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - İzin verin, bu izlenen yol da...

Efendim, sizin Grup Başkan Vekilinizin de onayıyla tutulmuş bir yolu takip ediyoruz, onun için öyle kuru kuruya bana bir şey söylemeyin yani. Sayın Ali Mahir Başarır'ın da arkada ortaklaştığı bir şeyi uyguluyoruz.

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

(Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı yoktur.

 Birleşime üç dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.05

ALTINCI OTURUM

Açılma Saati: 19.17

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

----- 0 -----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Hak, hukuk, adalet!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - İYİ Parti grup önerisinin...

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Hak, hukuk, adalet!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - Arkadaşlar...

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Hak, hukuk, adalet!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - Birleşime otuz dakika ara veriyorum.

Kapanma Saati: 19.19

YEDİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 19.46

BAŞKAN: Başkan Vekili Sırrı Süreyya ÖNDER

KÂTİP ÜYELER: Mustafa BİLİCİ (İzmir), Mahmut Atilla KAYA (İzmir)

-----0-----

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67'nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.

 [Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Hak, hukuk, adalet!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

 

III.- YOKLAMA

 

BAŞKAN - İYİ Parti grup önerisinin oylamasından önce, istem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı bulunamamıştı.

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - Şimdi yoklama işlemini tekrarlayacağım.

Yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.

(Elektronik cihazla yoklamaya başlandı)

[Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Hak, hukuk, adalet!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

 (Elektronik cihazla yoklamaya devam edildi)

BAŞKAN - Toplantı yeter sayısı yoktur.

 [Kürsü önünde toplanan bir grup CHP milletvekilinin “Kurtuluş yok tek başına! Ya hep beraber ya hiçbirimiz!” şeklinde slogan atmaları, sürekli alkışlar(!); DEM PARTİ sıralarından ayakta alkışlar(!)]

BAŞKAN - Yapılan ikinci yoklamada da toplantı yeter sayısı bulunamadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 19 Mart 2025 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati:19.49


[1] Bu bölümde hatip tarafından Türkçe olmayan kelimeler ifade edildi.