DÖNEM : 20 CİLT : 7 YASAMA YILI : 1
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
67 nci Birleşim
26 . 6 . 1996 Çarşamba
İ Ç İ N D E K
İ L E R
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – YOKLAMA
IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1. – İçel Milletvekili Emin Aydınbaş'ın ülke
tarımının ve seracılığın içinde
bulunduğu sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
2. – Kırşehir Milletvekili Mehmet Ali Altın'ın,
sağlık sistemindeki aksaklıklara ilişkin gündem
dışı konuşması ve Sağlık Bakanı
Yıldırım Aktuna'nın cevabı
3. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, millî
eğitimin sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – İtalya'ya gidecek olan Başbakan A. Mesut Yılmaz'a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nahit Menteşe'nin vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/354)
2. – İtalya'ya gidecek olan Dışişleri
Bakanı Emre Gönensay'a, dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı
Turhan Tayan'ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/355)
3. – Malezya'da yapılacak olan İkinci Parlamenter
Konferansına, Türkiye Büyük MilletMeclisinden bayan parlamenterlerin
davetine icabet edilmesine ilişkinBaşkanlık tezkeresi (3/356)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
1. – Ankara Milletvekili Eşref Erdem ve 23
arkadaşının, yasa dışı örgütlerin faaliyetlerinin
boyutlarını ve varlığı iddia edilen kamu
görevlileriyle olan ilişkilerini araştırmak amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
2. – BitlisMilletvekili Kâmran İnan ve 24
arkadaşının, yurt dışında açılan
temsilcilikler ve buralarda görevlendirilen personel ile çeşitli
nedenlerle yurt dışına gönderilen kamu görevlilerinin nicelik,
nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/90)
V. – ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU
ÖNERİLERİ
1. – Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının görüşülme günü, gündemdeki yeri ve 26.6.1996
Çarşamba günkü Birleşimde sözlü soruların görüşülmemesine
ilişkin Danışma Kurulu önerileri
VI. – SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA ÜYE
SEÇİMİ
1. – Adalet Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
VII. – KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1. – Türk Vatandaşları Hakkında Yabancı Ülke
Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk Mahkemelerinden Verilen
Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunun Bazı Maddelerinde
DeğişiklikYapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/298) (S. Sayısı :
16)
2. – 926 Sayılı TürkSilahlı Kuvvetleri Personel
Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S.
Sayısı : 23)
3. – Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in Aynı
Mahiyetteki Kanun Teklifi ve Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonları
raporları (1/296, 2/29) (S. Sayısı : 29)
4. – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in 4.7.1934 Tarih ve 2559
Sayılı Polis Vazife ve SelahiyetKanununun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu
Raporu (2/64) (S. Sayısı : 15)
5. – Tokat Milletvekili Ahmet Feyzi İnceöz ve 22
Arkadaşının, Tütün Mamullerinin Zararlarının
Önlenmesine Dair Kanun Teklifi ile Tütün ve Tütün Mamullerinin
Zararlarının Önlenmesine Dair 9.1.1991 Tarih ve 3694 Sayılı
Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince
Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ve AdaletKomisyonu Raporu (2/70, 1/5) (S. Sayısı : 17)
6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amirleri Ankara
Milletvekili Yücel Seçkiner, Adana Milletvekili Veli Andaç Durak, Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Halil Çelik, Gaziantep Milletvekili Mustafa
Yılmaz ile Balıkesir Milletvekili
İ. Önder Kırlı'nın, 832 Sayılı
Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine
ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa ve
Plan ve Bütçe komisyonları raporları (2/201) (S. Sayısı :
24)
VIII. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Kastamonu Milletvekili Fethi Acar'ın, bazı
bakanlıklarca yapılan ihalelere ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı Ali Talip Özdemir'in yazılı cevabı (7/480)
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açıldı.
Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydın ile Kayseri Milletvekili Ayvaz
Gökdemir'in, Türk Bayrağına vaki saldırıya,
Diyarbakır Milletvekili Ömer Vehbi Hatipoğlu'nun, HADEP
Kongresindeki olaylar ve siyasî parti kongrelerinde alınması
lazım gelen tedbirlere,
İlişkin gündem dışı konuşmalarına,
İçişleri Bakanı Ülkü Güney cevap verdi.
BirleşimBaşkanı Yasin Hatiboğlu,
TürkBayrağına reva görülen muameleyi, Başkanlık adına
kınadığına ve lanetlediğine ilişkin bir
konuşma yaptı.
CHP Grup Başkanvekilleri Ankara Mliletvekili ÖnderSav, İçel
Milletvekili Oya Araslı ve Hatay Milletvekili Nihat Matkap tarafından
hazırlanan, HADEP İkinci Olağan
Kongresinde,TürkBayrağının asılı olduğu yerden
sökülerek yere atılmasının bütün yurtta üzüntü ve nefretle
karşılandığını, temsilcisi oldukları
milletin ve vatandaşların bu duygularını bölüştüklerini;
Türk Bayrağına saygısız davrananları ve bu çirkin
olayı hoşgörüyle karşılayanları şiddet ve
nefretle kınadıklarını ifade eden metin ile,
Endonezya ve Malezya'ya gidecek olan Millî Savunma Bakanı Mahmut
Oltan Sungurlu'ya, dönüşüne kadar, İçişleri Bakanı Ülkü
Güney'in vekâlet etmesinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi ve,
Başkan, Başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimine dair;
(10/67) esas numaralı Meclis Araştırması,
(9/3) esas numaralı Meclis Soruşturması,
Komisyonları Geçici Başkanlıklarının
tezkereleri,
Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un (6/158),
Ağrı Milletvekili Mehmet Sıddık Altay'ın
(6/143),
Esas numaralı sözlü sorularını geri aldıklarına
ilişkin önergeleri okundu; sözlü soruların geri verildiği
açıklandı.
Bazı milletvekillerine, belirtilen sebep ve sürelerle izin verilmesine
ilişkin Başkanlık tezkeresi ile,
Anayasanın 93 üncü ve İçtüzüğün 5 inci maddelerine göre,
1 Temmuz 1996 Pazartesi günü tatile girmesi gereken Türkiye Büyük Millet
Meclisinin çalışma süresinin 1 Ağustos 1996 tarihine kadar
uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi,
Kabul edildi.
Gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 1 inci
sırasında bulunan (6/58) esas numaralı soru, ilgili Bakan Genel
Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
Grupların da mutabakatıyla, 26 Haziran 1996 Çarşamba günü
saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 16.08'de son verildi.
Yasin Hatiboğlu
Başkanvekili
Kâzım Üstüner Ali Günaydın
Burdur Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. –
GELEN KÂĞITLAR
26 . 6 .
1996 ÇARŞAMBA
Tasarılar
1. – Bazı Suç Failleri Hakkında Uygulanacak
Hükümlere Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkinKanun Tasarısı (1/480) (Adalet Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 21.6.1996)
2. – 190 Sayılı GenelKadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki Cetvellerde
DeğişiklikYapılmasına DairKanun Tasarısı (1/481)
(Millî Eğitim,Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.6.1996)
3. – Terörle Mücadele Kanununda
Değişiklik Yapılmasına DairKanun Tasarısı (1/482)
(İçişleri ve Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi : 21.6.1996)
4. – Devlet İhale Kanununda
DeğişiklikYapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/483)
(Plan ve Bütçe ve İçişleri komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 21.6.1996)
5. – Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun
Tasarısı (1/484) (Millî Savunma ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21.6.1996)
6. – Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile
Diğer Aletler Hakkında Kanunun İki Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkinKanun
Tasarısı (1/485) (Millî Savunma ve İçişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.6.1996)
7. – Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail
Devleti Hükümeti Arasında Yatırımların
Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının UygunBulunduğuna
dairKanun Tasarısı (1/486) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.6.1996)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1. – Ankara Milletvekili Eşref Erdem ve 23
arkadaşının, yasa dışı örgütlerin faaliyetlerinin
boyutlarını ve varlığı iddia edilen kamu görevlileriyle
olan ilişkilerini araştırmak amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
(Başkanlığa geliş tarihi : 25.6.1996)
2. – Bitlis Milletvekili Kâmran İnan ve 24 arkadaşının,
yurt dışında açılan temsilcilikler ve buralarda
görevlendirilen personel ile çeşitli nedenlerle yurt dışına
gönderilen kamu görevlilerinin nicelik, nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/90) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.6.1996)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU
KÂTİP
ÜYELER: Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67 nci
Birleşimini, tüm çalışmalarımızın hayırlara
vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederek açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır.
Sayın milletvekillerinin, salonda bulunduklarını yüksek sesle
belirtmelerini rica ederim.
(Antalya Milletvekili Deniz Baykal'a kadar yoklama
yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; gürüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, gündemdışı söz
talepleri vardır; üç sayın üyeye gündemdışı söz
vereceğim.
IV. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
1. –
İçel Milletvekili Mehmet Emin Aydınbaş'ın, ülke
tarımının ve seracılığın içinde
bulunduğu sorunlara ilişkin gündem dışı
konuşması
BAŞKAN – Sayın Emin Aydınbaş,
Türkiye'nin tarımsal ve seracılık sorunlarıyla ilgili
olarak Genel Kurulu bilgilendirmek istediniz; bu konuda size söz veriyorum.
Buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
MEHMET EMİN AYDINBAŞ (İçel) – Sayın
Başkan, değerli üyeler; Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Ülke tarımımızın ve özellikle
seracılığımızın içinde bulunduğu
sorunları, Yüce Heyetinizin dikkatine sunmak için
gündemdışı söz almış bulunuyorum.
Ülke nüfusumuzun yaklaşık yarısına
yakın bir bölümü, doğrudan tarımla uğraşmaktadır.
Ayrıca, buna, şehirlere göç ettiği halde, köyü ve
toprağıyla organik bağını devam ettiren, gıda
ihtiyacını köyünden karşılayanlar ile tarıma
bağlı, gübre, ilaç, paketleme, pazarlama, nakliyat sektöründe
çalışanlar; hammaddesi tarımsal ürün olan gıda sanayii ve
diğer sanayi kolları da göz önüne alınacak olursa, ülke
nüfusunun en az üçte ikisinin geçiminin tarıma
dayandığını söylemek hiç mübalağa olmaz.
Halbuki, bunca önemine rağmen, tarımın
gayri safî millî hâsıla içindeki payı, gittikçe düşmektedir.
Mesela, tarımın gayri safî millî hâsıla içindeki payı, 1990
yılında yüzde 17,5 iken, şimdi, yüzde 15'tir. Ülkemizin içinde
bulunduğu ekonomik ve sosyal bunalımların, toplumsal bir
patlamaya dönüşmemesinin en büyük nedeni, halkımızın büyük
bir bölümünün toprağa bağlılığının devam
etmesi ve gizli işsizlik şeklinde de olsa, işsiz, genç nüfusu
büyük ölçüde massetmesidir.
Yakın zamana kadar, dünyada, tarımsal yönden
kendine yeterli, yedi ülkeden biri olmakla övünürken, şimdi, şeker,
buğday, canlı hayvan ve giderek, kesilmiş et ithal etmezsek,
açlığa mahkûm olacak noktalara geldik. Bu durumun ortaya
çıkışı tesadüfî değildir, tam tersine, korumasız,
sahipsiz bırakılmaya yönelik sistemli uygulamalardır. Bunun en
büyük belirtisi, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında
seracılıktan bir kelime bile olsun bahsedilmemesidir.
1989 yılında başlayan ve 1995
yılı başına kadar devam eden Kaynak Kullanım
Destekleme Fonu, çiftçilerimizin tasarrufuna katkıda bulunan ve Dünya
Bankasınca finanse edilen bir fondur. Kalkınmada öncelikli illerde
yüzde 30, diğer illerdeyse yüzde 25 oranında -çiftçinin
yapmış olduğu sera, hayvancılık, bağ, bahçe,
deniz ürünleri gibi- yatırımlara uygulanan bu fon, çiftçilerimizin
birikimlerine yüzde 30 gibi katkıda bulunmak suretiyle çiftçilerimizi
yatırıma yönlendiriyordu.
1995 yılında çiftçilere ödenen yüzde 25'lik
Kaynak Kullanım Destekleme Fonu, 4 trilyon civarında
gerçekleşmiştir. 1995 yılına kadar uygulandı ve bundan
sonra, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı bu fonu
kaldırdı. Bu fonun tekrar faaliyete geçirilmesi çiftçilerimizin küçük
birikimlerine katkıda bulunacağı için, çiftçilerimizi tekrar
yatırıma yönlendirecektir.
Uygulanan yanlış politikalar sonucu, 1993'te
21 milyon ton olan buğday üretimimiz, 1994'te 17,5 milyon tona
düşmüştür; 1995 yılında yaklaşık 18 milyon ton
düzeyinde kalmıştır. Diğer hububat ve bakliyat türleri de,
geçen yıl, rekolte yönünden âdeta dibe vurmuştur. Buna karşılık,
bazı ürünler de, üretim fazlalığı veya pazarlama
sorunları yüzünden deniz ve derelere dökülmüştür. Mesela, geçen
yıl, soğan ve patates ürünlerinde aynı durumu yaşadık.
Bugün, domates, İçel ve Antalya'da, maalesef, denize dökülmektedir;
tarlada fiyatı 15 bin lira, pazardaysa en ucuzu 60 bin liradır. Bu
yüzden, zorlayıcı değil; ama, yönlendirici ve teşvik edici
tarımsal üretim planlaması yapılması zorunludur.
Sınaî ürünler için de aynı şeyler
söylenebilir. Şekerpancarı üretimi devamlı düşmektedir.
1993'te 15,6 milyon ton iken, 1995'te 11,4 milyon ton düzeyine düşmüş
ve ülkemiz, şeker ithalatı yapmaya mecbur kalmıştır.
Türkiye'de seracılık ve hibrit sebze tohumu
kullanımı İçel ve Antalya yöresindedir özellikle...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET EMİN AYDINBAŞ (Devamla) –
Affedersiniz; 2 dakika daha rica edeceğim.
BAŞKAN – Peki, size 2 dakika daha veriyorum;
buyurun.
MEHMET EMİN AYDINBAŞ (Devamla) – Bu
yörelerde, 1 trilyon 200 milyar lira değerinde hibrit domates tohumu
tüketilmektedir. Biber, patlıcan, salatalık ve diğer sebze
çeşitleriyle birlikte, toplam 2,5 trilyon değerinde tohum
kullanılmaktadır. Yörede, son iki yıl içerisinde, İsrail
tohumculuk firmaları, bu 2,5 trilyonluk piyasanın yüzde
60'ını ellerine geçirmişlerdir.
Hibrit tohum tüketimi, tüketiciye çok pahalıya mal
olmaktadır. Bu da, turfanda sebze fiyatlarının artmasında
en önemli rolü oynamaktadır.
Tarım sektörü içerisinde, turfanda sebze üretimi
ve kesme çiçek, ayrı bir başlık altında incelenmelidir;
özelliği olan bir üretim şeklidir; birim alandan daha yüksek verim
elde etme metodudur. Dolayısıyla, daha yüksek sabit tesis
yatırımı, daha yüksek bilgi, daha yüksek teknoloji ve
işletme sermayesi istemektedir. Bakımı, işletmesi,
paketlemesi, pazarlaması, finansmanı, her biri başlıbaşına
bir inceleme konusudur. Yüksek gen teknolojisi gerektiren tohumculuk, özel
ekipmanı, özel gübreleriyle, arka planında, büyük bir sanayi
sektörünü gerektirmektedir.
Geleneksel tarımsal ihraç ürünlerimizin dünya
pazarlarında gittikçe daha az pazar bulması ve rekabet
şansını kaybetmesi süreci içerisinde, Türk
tarımının kurtuluşu için, seracılık gerçek bir
çıkış noktasıdır. Hem iklimi hem de toprakları
itibariyle son derece olumsuz şartları olan Hollanda,
seracılık sayesinde, dünyada en önemli tarımsal ürün
ihracatçısı olmuştur. Seracılık, bunca önemine
rağmen, aynı oranda, kendi haline terk edilmiş, problemler
arasında bocalayan bir sektördür. Gübre, tohum, ilaç gibi üretim
girdileri, tamamen ithalata dayalı
yüksek teknoloji ürünleridir. Tohumlar İsrail ve Hollanda menşeli
olup, dövize endekslidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET EMİN AYDINBAŞ (Devamla)– Sayın
Başkan, 2 dakika daha süre istiyorum, konu çok önemli.
BAŞKAN – Efendim, konunun çok önemli olduğunu
biliyorum; ama, lütfen bitirin.
Buyurun.
MEHMET EMİN AYDINBAŞ (Devamla) – 10 gramlık
bir paket domates tohumunun fiyatı 15 milyon liradır, yani,
altından daha pahalıdır. Bugünkü altın kuru itibariyle, 1
gram altın 998 bin lira olduğuna göre, siz hesap edin...
16 Ocak 1994'deki devalüasyondan önce tanesi 1 200 TL
olan salatalık tohumunun fiyatı bugün 9 600 TL'dir; bu da yüzde
800'lük bir artış demektir. Domates tohum fiyatlarında da durum
aynıdır.
Seracılıkta en önemli girdilerden biri olan
sera plastik örtüsünün fiyatı, 16 Ocak 1994'ten önce 20 000 TL/kilogram
iken, bugün 140 000 TL/kilograma ulaşmıştır. Oysa,
girdilerdeki bunca artışa rağmen, sera domates ve
salatalıklarında hal fiyatları geçen yılla aynı
düzeyde seyretmektedir. Anamur halinde 1 kilogram domatesin fiyatı 15 bin
Türk Lirasıdır, 1 kilogram salatalık ise 7 bin Türk Lirasıdır. Artık,
neredeyse, bir laboratuvar teknolojisi ve bilgi düzeyi gerektiren
seracılığın, her yönden bir sektör olarak ele
alınıp, yüksek teknoloji girdilere ait endüstrisinin kurulması,
eğitim, finansman, paketleme, pazarlama, hızlı ulaşım
sorunlarının çözülmesi halinde, seracılık, ülke
ihracatına sıçrama yaptıracak bir potansiyeli
taşımaktadır.
Muğla, Antalya, İçel, Adana ve Hatay
şeridinde en önemli tarımsal üretim alanı olan
seracılık, en az 10 milyon vatandaşımızı direkt
ve dolaylı olarak etkilemektedir. Çok kısa zamanda, öncelikle, sera
tarımı girdileri olan, tohum, gübre, sulama ekipmanlarının
Türkiye'de üretiminin sağlanması, araştırma enstitülerinin
kurulması, özel finansman yöntemlerinin geliştirilmesi, özellikle
pazarlama, ulaşım yönünden çiftçiye destek olunması
gerekmektedir.
Üretim merkezine yakın bir noktada, özellikle
Mersin'de, İçel'de uluslararası bir havaalanının tesisi
ise, pazarlama ve ulaşım sorununa çok önemli katkılarda
bulunacaktır.
Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlarım.
(RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Aydınbaş
teşekkür ediyorum.
Cevap ihtiyacı izhar olunmadı.
2. –
KırşehirMilletvekili Mehmet Altın'ın, sağlık
sistemindeki aksaklıklara ilişkin gündem dışı
konuşması ve Sağlık Bakanı Yıldırım
Aktuna'nın cevabı
BAŞKAN – İkinci sırada, Anavatan Partisi
Kırşehir Milletvekili Sayın Mehmet Ali Altın.
Buyurun Sayın Altın.
MEHMET ALİ ALTIN (Kırşehir) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Sağlık kesiminde doktorluk, üniversitelerde
öğretim üyeliği ve altı yıl süreyle başhekimlik
yapmış bir sağlık elemanı olarak, ülkemizin
sağlık sistemini, bir parlamenter gözüyle değerlendirmek
istiyorum.
Sayın milletvekilleri, eğer, yolunuz bir gün,
Anadolu'nun bir iline veya ilçesine düşecek olursa, devlet hastaneleri ile
Sosyal Sigortalar Kurumu hastanelerinin, sistemin, ne kadar çok
aksadığını, vatandaşların ne kadar çok
şikâyet ettiğini duyacaksınız. Bazı ilçelerde hastane
olmadığını, hastane olan yerlerin çoğunda doktor ve
yardımcı sağlık personeli
bulunmadığını, hastane olsa bile, bu personele
şiddetle ihtiyaç duyulduğunu ve bunların yanında cerrahi
malzeme, alet ve ilaç eksikliğini hissedeceksiniz. Mesela, kendi bölgem
olan Kırşehir'in Çiçekdağı İlçesinde
-Çiçekdağı İlçesi 1860'da inşa edilmiş bir yerdir ve
80 yıllık bir ilçedir- maalesef hastane yoktur, doktor yoktur.
Çiçekdağı halkı, her gün, bir başka ilin ilçesine muayene
olmaya gider. Söylediğim gibi, üç büyük ilçesinde -Akpınar, Akçakent
ve Çiçekdağı'nda- maalesef hastane yoktur. Mucur'da hastane
vardır; ama, doktor yoktur.
Hastanelerimizin çoğunda branş doktoru
eksikliği had safhadadır. Röntgen cihazları, basit kan
sayımından başlayan ve ileri fonksiyonları dahi yapamayan,
laboratuvar malzemeleri ve laboratuvar elemanları eksikliği
vardır. Mucur Devlet Hastanesinde -20 yataklı bir hastanedir- röntgen
cihazı yoktur. Burası, E-23 karayolu üzerindedir ve her gün buradan
insanlar gelip geçer; bir film dahi çekemezsiniz. Keza, Kırşehir SSK
Hastanesi 100 yataklı bir hastanedir ve burada, bırakın bir
anestezi doktorunu, bir anestezist dahi bulamazsınız; SSK'lı
hastalar, burada ameliyat olma şansını yakalayamazlar.
Hasta-doktor ve hasta yakını ilişkisinin
ne kadar can sıkıcı, ne kadar düzensiz olduğunu,
poliklinikleri dolaştığınızda göreceksiniz. Hastane
yönetiminden, doktorlardan, laboratuvar elemanlarından şikâyetçi olan
hastalarımızın, her gün, birbirlerine, valiye, başhekime,
hatta milletvekillerine şikâyetlerini ilettiklerini de tespit edeceksiniz.
Bulunduğu il ve ilçede sağlık hizmetini
alamayacağını düşünen hastalar, eğer zengin iseler,
özel hastaneye veya özel muayenehanelere veya başka bir vilayete
gitmektedirler. Fakir olanlar ise, eczanelere gidip, dertlerini orada
anlatıp, ilaç istiyorlar ve kendi kendilerini tedavi ediyorlar.
Hekim arkadaşların çok zor durumda
olduğunu, Anadolu'da, her hekimin kazancının öyle
abartıldığı kadar yüksek olmadığını,
devletin verdiği maaşla geçinmenin zor olduğunu ve bunların
sonuçlarının da çalışmalarına
yansıdığını belirtmek lazım.
Hastane yönetimlerinin, özellikle günümüzde -bu, sadece
bu dönemi kapsamıyor- partizanca yönlendirildiğini, bu yüzden de
hekimlerarası diyaloğun bozuk olduğunu söylemek lazım.
Hastanelerin iç donanımının fevkalade
kötüleştiğini, hastalar için odaların, maalesef, çok yerde
yatılamaz durumda olduğunu, ziyaret ettiğinizde, görmeniz mümkün
olacaktır.
Hastane giriş ve çıkışları
düzensizliğinin yanında, hijyenik şartlara
uyulmadığını, her türlü yiyeceğin hastaneye
rahatlıkla sokulduğunu tespit edeceksiniz.
Değerli milletvekilleri, çok hastanede ambulans
azlığını, olanların da iç
donanımlarının olmadığını, hastaların
alelade bir otomobile yerleştirilir gibi bırakıldığını;
bunun yanında, özel ambulansların bile modern cihazlı
olması için, talimatlar hazırlandığını bilmenizi
isterim.
Sağlık sistemimizde tam bir planlama
yapılamamaktadır. Doktor ve malzeme
dağılımının neye göre yapıldığı da
çok iyi bilinmemektedir.
Ülkemizde olduğu gibi, dünyanın her
tarafında...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun efendim.
MEHMET ALİ ALTIN (Devamla) – ...nadir de olsa,
istenmeyerek meydana gelen hekim hataları, televizyonlara
çıkılarak "biz, size alet bulacağız, kol bacak
takacağız " diye şova dönüştürülmekte; ama,
vatandaş perişan olmaktadır. Şimdiye kadar, bu kazalarla
ilgili olarak, devletin genel bir politikası tespit edilememiştir.
Hastanelerde, bilimsel yayınlar, ölüm sonu
çalışmaları, hastane istatistikleri kavramları
unutulmuş gibi gözükmektedir. "Sağlık haritası"
diye bir kavram hâlâ kavranamamıştır.
Ülkemizde, bugün, kanser sayıları ve cinsleri
doğru dürüst tespit edilmemektedir.
Hastanelerimizde yoğun bakım üniteleri
açılamamaktadır. Üç yıl önce, Van'a "kalp merkezi kurulacak,
açık kalp ameliyatı yapılacak" diye söz verilmiş
olmasına rağmen, aletler gönderilmiş olmasına rağmen,
dünya kadar malzeme yığılmış olmasına
rağmen, merkez hâlâ tamamlanamamıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
her hükümet kuruluşunda, en değerli varlığın insan
olduğu, en büyük yatırımın insanlara yapılması
gerektiği yazılır ve söylenir; fakat, bunun böyle
olmadığı, ülkemizde sağlık yönetiminin kötüye gittiği,
mevcut sistemin çağdaşlaşamadığı,
çağdaşlaşmayı bırakın, günlük olaylara bile cevap
veremediği gözlenmektedir.
Sağlık Bakanlığının,
bizzat bakandan başlamak koşuluyla, İç Anadolu, Güneydoğu
Anadolu ve Doğu Anadolu'ya, arada bir de olsa, uğramanın
hekimlere, yardımcı sağlık personeline, en azından
güven ve moral vermesi bakımından, kanaatimce, faydası
olacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim...
MEHMET ALİ ALTIN (Devamla) – Sayın
Başkan, hemen tamamlıyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
MEHMET ALİ ALTIN (Devamla) – Gezerek, görerek,
yerinde tespit ederek ihtiyaçlara yardımcı olmak, bolca parti
kongrelerinde dolaşmaktan, çok daha yararlı olacaktır
kanaatindeyim.
Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
(ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Altın, teşekkür
ediyorum.
Sayın Altın'ın gündemdışı
konuşmasına cevap vermek üzere, Sağlık Bakanı
Sayın Aktuna; buyurun efendim.
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (İstanbul) –
Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; Anavatan
Partisi Kırşehir Milletvekili Sayın Mehmet Altın'ın,
değerli meslektaşımın, yapmış olduğu
gündemdışı konuşmaya cevap vermek için söz almış
bulunuyorum.
Ben, genellikle, konuşmalarımda
arkadaşlarımı incitmemeye özen gösteririm; hele, o
konuşmacı benim meslektaşımsa, ona daha da fazla özen
göstermek isterim; ama, bir şeyi söylemekten kendimi alıkoyamıyorum:
Bu denli eleştiri yapma imkânı bulan değerli
arkadaşımızın mensubu olduğu parti sekiz sene
iktidarda kaldı; sekiz sene süresince, sağlık alanında, bu
eleştirilerini ortadan kaldıracak hizmetleri verememişse, bunun
ayıbı kendi partisine aittir. Bunu ifade etmek istiyorum.
Diğeriyse, hastaneleri gezmeyi tercih etmek,
sağlık kuruluşlarını yerinde görmek; fevkalade
doğru, isabetli bir görüş olduğunu ifade etmek...
A. TURAN BİLGE (Konya) – O cevap değil ama...
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (Devamla) – Susarsanız,
konuşurum. Beni de dinlerseniz, herkes iyice anlar ne demek
istediğimi.
A. TURAN BİLGE (Konya) – Cevap olmuyor Sayın
Bakan...
AHMET KABİL (Rize) – Osmanlı
İmparatorluğundan başla!.. Altı sene önceye gittin!
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (Devamla) – Biraz
sabırlı olursanız, ne söyleyeceğimi de görürsünüz. Benim
bildiğim, genellikle, ufak çocuklar, insanı konuşturmazlar,
insanın sözüne müdahale ederler; büyükler, insanı dinlerler evvela,
anlarlar ne söylediğini, sonra, cevap vereceklerse, çıkıp cevap
verirler; eğer, tüzük, kendilerine hak veriyorsa...
Hastaneleri gezmek yerine, sağlık
kuruluşlarını gezmek yerine, siyasî parti
toplantılarına katılmanın tercih edilmemesinin
gerektiğini söyledi; doğru. Siyaseti bu kadar altüst etmezseniz,
siyasette bu kadar dengeleri bozacak, akla hayale gelmeyen uygulama ve
girişimleri yapmazsanız, siyaseti, kendi haline, sakin haline
bırakırsanız ve insanları, hizmet yapma amacıyla
geldikleri yerlerde, yıkmak için, tahrip etmek için değil de, onlara
destek olmak amacıyla yanlışını, eksiğini
söylerseniz, elbirliğiyle çok daha başarılı olabiliriz
değerli arkadaşım. (DSP sıralarından "Sen önce
kendine bak" sesi)
Sana, cevabı kuliste veririm...
A. TURAN BİLGE (Konya) – Sen, güzel cevap
veriyorsun.
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (Devamla) –
Değerli arkadaşlarım, şimdi, üç ay içerisinde
yapılabilecekleri yapıyorum. Tabiî eleştirmek kolaydır,
çıkar, her şeyi eleştirebilirsiniz, eleştiri
özgürlüğünüz vardır; ama, eleştiri yapan kişi, evvela,
kendi vicdanını ve aklının sesini de iyi dinlemelidir.
Bugün, burada dile getirilen aksaklıklar, eğer bu üç ayda
doğmuşsa, o zaman, tabiî yerden göğe kadar
haklısınız, o zaman sözünüzde bunu ifade etmeliydiniz.
1983'te, yani, 12 Eylülden sonra göreve gelen Anavatan
İktidarından bu yana, maalesef, yapılamamış bu
hizmetleri buradan ifade ediyorum deseydiniz, ben, size daha fazla saygı
duyacaktım.
Değerli arkadaşlarım, tabiî ki
sıkıntılarımız var; bu sıkıntıları
ben de sizlerle paylaşıyorum. Bu sıkıntılar,
saklanacak sıkıntılar değil, saklanması gereken
sıkıntılar da değildir. Bu yüzden, sağlık
reformunu, 1991 yılından bu yana hazırlama çabası
içerisinde olduk; bu yüzden, bugün işlemeyen hantal sistemi, ne hizmet
sunan -başta hekim olmak üzere- sağlık personelinin mutlu
olduğu ne de hizmet sunulan halkımızın -hizmetin
kalitesizliği nedeniyle- mutlu olduğu bir sistemi
değiştirmenin, kökünden değiştirmenin gerekli olduğunu
söyledik ve bu sistemin nasıl kurulacağını da hazırladık;
projesi tamam, yasa tasarısı taslakları tamam. Bu Koalisyon
Hükümetinin ortaklığı dolayısıyla, Doğru Yol
Partisi ve Anavatan Partisi arasında, yasa tasarısı
taslakları üzerinde işbirliği ve uzlaşma da
sağlanmıştır. Meclise gönderilmek üzere, siyasette durulma
bekleniyor; ki, bunları, uzlaşmayla, Meclisten bir an evvel
çıkaralım. Hedefimiz, en az 1996 yılında, bu üç yasa
tasarı taslağını çıkarmak, kanunlaştırmak ve
1997 yılından itibaren, Bilecik İlinde pilot uygulama
çalışmasına başlamaktır; ama, bunu yaparken, mevcut
sistemi onarmak, iyileştirmek, rehabilite etmek de aslî görevimizdir; bunu
da yapma çalışması içerisindeyiz.
Ben, size, burada, zaten, 1996 yılında,
sağlık evlerine, sağlık ocaklarına, hastanelere, ek
inşaatlara, nerelere para gönderdiğimi, zamanınızı
almamak için, rakamlar vererek söyleyecek değilim; bunu, önümüzdeki
günlerde, elinize alacağınız mektuplarda göreceksiniz. 1996
yılında, herkesin kendi ilindeki sağlık
kuruluşlarına, sağlık evinden, sağlık
ocağından, hastane inşaatlarına ve ek inşaatlara
varıncaya kadar, bu yıl içerisinde bütçeden ve fondan ne kadar ödenek
tahsis edildiğini ve gönderildiğini ve bu yıl, nelerin
biteceğini, nelerin bitmeyeceğini, nelerin 1997 yılında
biteceğini, nelerin 1998 yılında biteceğini o listede
göreceksiniz.
Değerli arkadaşlarım, ambülans
eksikliği vardır, doğru; ama, bütçenize göre alabilirsiniz.
Geçenlerde, TOBB'un almış olduğu 25 ambülansı, turizm
bölgelerine verdik; ama, yaptığım incelemede gördüm ki, bütçeme
göre, 150 ambülans daha alabilirim. 150 ambülansın alımı
girişimine başlanılmıştır; önümüzdeki günlerde
ihalesi yapılacak ve birkaç ay içerisinde, 150 ambülans, öncelikli ve acil
olarak ihtiyacı olan yerlere verilecektir.
Değerli arkadaşlarım, bu üç ay
içerisinde, 53 sağlık ocağı ve 32 sağlık evi
açılarak hizmete girmiştir. Yaptığımız planlamaya
göre, ödeneklerimize göre, yıl sonuna kadar, 295 sağlık
ocağı ile 473 sağlık evi, 5 halk
sağlığı laboratuvarı, 2 ana-çocuk
sağlığı, aile planlaması merkezi hizmete girecektir.
Değerli arkadaşlarım, önemli bir
projemiz de şudur: 450 sağlık ocağı ile 50 ana-çocuk
sağlığı, aile planlaması merkezi ve 63 halk
sağlığı laboratuvarını,
hazırladığımız projeyle, çağdaş ve
gelişmiş teknolojik donanımla donatılmış hale
getiriyoruz. Burada ne yapıyoruz: Bugüne kadar, sağlık
ocaklarında, elinde stetoskop ve tansiyon aletinden başka bir
şey olmayan hekim arkadaşlarımı, sağlık
ocaklarına -bu 500 taneden başlamak üzere- röntgen,
elektrokardiyografi cihazı ve çeşitli kan tahlilleri
yapılabilecek bir laboratuvar, otoanalizatör -küçük tipte- ve diş
ünitesi koymak suretiyle, burada, her türlü acil ve diğer bazı
hastaların da durumlarını takip edecek ve tetkiklerini yapacak
imkâna kavuşturuyoruz. Onun için, bunu yaptığımız
zaman -reformda da, sağlık ocağının, zaten önemli bir
görevi olacak sistemde- vatandaş,
sağlık ocağına gittiği zaman, evvela, şekerine,
üresine, kolesterolüne baktırabilecek, elektrosunu çektirebilecek ve
dişinde herhangi bir problemi varsa -protez hariç- diş tedavisi,
çürük tedavisi, diş çekimi gibi diğer tedavilerini de
yaptırabilecek hale gelmektedir.
Bu arada, bir diğer önemli projeyi zikretmek
istiyorum. Hasta göçünü kısmen önlemek amacıyla, kalp
hastalıkları, kalp-damar cerrahisi, kanser, kanser teşhis,
tıbbî ve cerrahî tedavisi ve organ naklini yapmak amacıyla 10 devlet
hastanemizi de 10 bölge hastanesi haline getiriyoruz. Bu cihazlarla donatmak
suretiyle, artık bu tür hastalıkların tedavisini, teşhisini
ve cerrahî tedavisini bölgelerde bitireceğiz. Diyarbakır'da bitecek,
Erzurum'da bitecek, Kayseri'de bitecek, Adana veya Mersin'de bitecek,
Antalya'da bitecek, bölgesinde bitecek; hiç kimse, Ankara'ya, İstanbul'a,
İzmir gibi yerlere gelmek zorunda kalmayacaktır.
Bir diğer önemli projemiz, hemodiyaliz ünitesidir.
Böbrek yetmezliği olan hastalarımızın böbrek nakli
yapılana kadar hayatta kalabilmelerini sağlamak için, hemodiyalizin
önemini hepimiz biliyoruz. Bugün için 12 ilde ve 22 ilçede bir proje
hazırlandı. 12 ilimizde hemodiyaliz ünitesi yok. Bu 12 ile
hemodiyaliz ünitesi koyuyoruz. Bir de, il merkezine uzak olan 22 ilçeyi tespit
ettik. Öncelikle, bu 22 ilçe devlet hastanesinde de hemodiyaliz ünitesi
kuruyoruz. İhalesi hazırlandı. 32 ünite ve 127 cihazla takviye
etmek üzere, ihalesi yapılmak üzere, en geç ikibuçuk-üç ay içerisinde,
bunlar, yerlerine, arıtma tesisleriyle monte edilmiş ve hizmete girmiş
olacaktır.
Bir diğer projemiz de, 1992 yılında
çıkardığımız ve bugün için 6 469 kişinin
yararlandığı yeşil kart kapsamını genişletme
yasa tasarısı taslağını hazırladık. Onu, şunun
için yapıyoruz: Organ nakli yaptığınız hastanede parasını ödediniz yeşil
karttan; organ nakli bittikten, evine gittikten sonra, hastanın,
yıllarca, immün sistemi deprese eden, baskı altında tutan ilaç
tedavisine ihtiyacı var; aksi takdirde, vücut, organı reddeder.
Dolayısıyla, bu tür hastaların ayaktan tedavi giderlerini de
yeşil kart kapsamına alıyoruz.
Diyabet hastalığı var. Bir çocuk;
juvenil diyabeti var, her gün ensülin gerekiyor; yaşaması için,
komplikasyona maruz kalmaması için ilaç alması lazım; ödeme gücü
yok. Diyabetlinin ilaçlarını yeşil kart kapsamına
alıyoruz.
Epilepsi (sara) hastalığı var, konjestif
kalp yetmezliği var, yüksek tansiyon var. Bütün bunları, ayaktan
tedavi olarak, yeşil kart tedavisi kapsamı içerisine alma
hazırlığımız bitmiştir; yakında, Bakanlar
Kurulundan geçirip Meclise sunacağız.
Değerli arkadaşlarım, birkaç cümle de
Kırşehir ile ilgili söylemek istiyorum. Arkadaşım,
Kırşehir'in eksikliklerini açıkyüreklilikle dile getirdi.
Çİçekdağı İlçenizdeki durumu biliyorum. Onun için,
geçenlerde Kırşehir'e gittiğimi de biliyorsunuz.
Kırşehir'de sizlerle beraber olduk. Çiçekdağı Belediyesinin
zemin ve artı, iki katlı binasını bize devretmesi ve
bizimle 10 yıl süreyle protokol yapması çalışmamız
bitmiştir. Dolayısıyla, bu binayı restore etmek ve onarmak
suretiyle, burada en az 25 yataklı Çiçekdağı devlet hastanesini
hizmete açacağız. Bunun da, 1996 yılında
olacağını sanıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (Devamla) –
Sayın Başkan, son cümlelerimi söylüyorum.
BAŞKAN – Lütfen, Sayın Bakan...
SAĞLIK BAKANI YILDIRIM AKTUNA (Devamla) –
Teşekkür ederim.
Ayrıca, Akpınar İlçesi
Ankara-Kırşehir karayolu üzerinde olan ve bildiğiniz gibi,
trafik kazalarının yoğun görüldüğü bir yerdir. Akpınar
Belediyesi tarafından, mülkiyeti belediyeye ait olan binanın da,
hastaneye devredilmek suretiyle -protokolle- burada da bir acil yardım ve
trafik hastanesi kurmayı planladık, projelendirdik. Bunun
çalışmaları da yapılmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, tabiî, Türkiye'nin
sorunları çok, sağlık sorunları da çok. Bunları
kısa sürede çözmek mümkün değil; ama, ben, planlamadan yana olan bir
insanım. Şimdi, ne kadar personel var -çeşitli alanlarda- ne
kadar araç, gereç ve cihazlarımız var, ne kadar hastanemiz var, ne
kadar yatağımız var; bütün bunların envanterini
hazırlatıyorum; yakında önüme gelecek. Ondan sonra,
yatırımları olsun, personel dağılımı olsun,
araç, gereç ve cihaz almak olsun, bütün bu konularda, belli bir planlama
doğrultusunda, hizmetin yoğunluğuna göre, hizmet
akışının biçimine göre, bunlar, hiçbir siyasî etkinin
altında kalmadan, ona da göğüs gererek, halkın ihtiyacını
karşılayacak doğrultuda yerine getirilecektir.
Bana bu konuşma fırsatını
verdiği için, çok değerli arkadaşıma teşekkürlerimi
sunuyorum; hepinize saygılar ve iyi günler diliyorum. (DYP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündem dışı konuşma
cevaplandırıldı.
3. – Konya
Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın millî eğtimin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
BAŞKAN – Sayın Mustafa Ünaldı, millî
eğitimin sorunlarıyla ilgili olarak konuşacaklar.
Buyurun Sayın Ünaldı. (RP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ÜNALDI (Konya) – Sayın Başkan,
değerli üyeler; millî eğitim politikalarındaki bazı
gelişmeler üzerine gündemdışı söz almış
bulunuyorum; sözlerimin başında, heyetinizi, saygıyla
selamlıyorum.
Dün, burada, üç arkadaşımız,
gündemdışı, bir parti kongresinde yaşanan bayrak indirme
cinayetiyle ilgili konuşmalar yaptılar ve bu menfur olayı
gündeme getirdiler. Bu menfur olayın sonrasında yaşananlar da,
ülkemiz için üzüntü vericidir.
Ben, bugün, böylesine önemli gelişmelerin arka
planına değinmek istiyorum. Böylesine ihanete kadar varabilecek
sapmaların oluşmasında ve bunların, çevresinde bir
kalabalık bulabilmesinde eğitimin veya eğitimsizliğin büyük
payı vardır. Eğitimde son zamanlardaki gelişmeler, müspet
olması gerekirken, menfi gelişmeler şeklinde izlenmektedir.
İşsizlik, enflasyon, terör, hükümet boşluğu gibi, daha çok,
acıtan konular, izafî bir duyarsızlık oluşturduğu
için, ihmal ettiğimiz konulardan birisi de, eğitim konusudur.
Türkiye'de dinin, özellikle İslamın bilinmesi, öğrenilmesi,
anlaşılması, bazı mihrakları rahatsız ediyor. Ne
yazık ki, bunlar, gayri hukukî etkilerle, birtakım
yanlışlıklara ve yönlendirmelere de sebep olmaktadırlar.
Nefsini ve iradesini ulvî duygular ve düşüncelerle
kontrol eden dindar insan, toplum huzurunu sağlamak, namuslu bir düzen
oluşturmak için gerekli ve hedeflere vardırıcı bir
varlık olması gerekirken, bundan neden rahatsız olunuyor? Yüce
değerlere sahip olan ve sahip çıkan insanlardan, toplum, ne zarar
görür? Neden, hem de millete rağmen, din eğitimi engellenmeye, millî
değerlere karşı çıkılmaya
çalışılmaktadır?
İşte, bu soruların oluşturduğu
duygu ve düşüncelerle, özellikle, millî eğitimdeki üç yöneliş
üzerinde durmak, Yüce Heyetinizin dikkatini çekmek istiyorum.
Bunlardan birincisi, 5 artı 3 şeklinde
gerçekleştirilebilecek 8 yıllık temel eğitim yerine, 8
yıllık ilköğretime yönelinmesi ve Millî Eğitim
Şurâsının bu yönde yönlendirilmesi olayıdır.
İkincisi, imam hatip liselerinde alan
sıkıntısı oluşturmak suretiyle, bu liselerden mezun
olanlara üniversite kapılarının kapatılmaya
çalışılması olayıdır. Bakanlığın
bu konudaki beyanları güven verici değildir; sonradan, basitçe
yapılmış bir iyileştirme de, gerçek manada, toplumu tatmin
edecek bir olay olmaktan uzaktır.
Eğitimde yapılan hataların veya hatalı
yönelişlerin üçünçüsü ise, üniversitelerin bu kadar problemi varken, hatta
dağlar gibi yığılmış sorunlardan bahsetmek mümkün
iken, baskıcı akademik değerlendirme kurulları
oluşturmak suretiyle, sistemin güzel çalışan yönlerini dejenere
edecek, haksızlığı ve dayatmacılığı
heveslendiren, bazı çalışmaların olmasıdır.
Vatandaş ne istiyor, bakanlık ne
yapıyor; çelişki nereden kaynaklanıyor? Bu soruların
cevabını arayıp bulmak durumundayız. Hatalar
bulunmalıdır. Vatandaş, evladını, manevî değerlerle
yüklü, kimliğine sahip, yüce değerlere sahip bir kimse olarak
yetiştirmek istiyor. Bunun için de, bütün yokluklara ve
sıkıntılara rağmen, ekmeğinden keserek okullar
yapıyor. Evladının imam hatip lisesinde okumasını
istiyor. Bunu, yalnız imam ve hatip yetiştirmek için istemiyor.
İnsanımız, her meslekten eleman yetiştirme
ihtiyacını biliyor, evlatlarını da ona göre yönlendiriyor;
ama, her mesleğe eleman olabilecek evladının, biraz evvel
saydığım değerlere sahip olarak yetişmesinden
yanadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ÜNALDI (Devamla) – İşte bundan
dolayıdır ki, imam hatip liselerine ait binaları, millet,
kendisi yapmaktadır. Ne var ki, bundan rahatsız olan bazı
karanlık mihraklar da, milletin bu arzusunu görmezden gelmektedirler.
Bakanlığın bu yönde
değerlendirmelerde bulunması, çok yönlü bir yanlışı
oluşturmaktadır. Halkımız, dindar olmak yalnız
imamlara ve din eğitimcilerine mahsus olmamalıdır derken, bu
kesim ve bakanlık, sanki millete inat, dindarlık ve dinî bilgi sahibi
olma hakkı yalnız imamlara ve din eğitimcilerine mahsustur
anlayışına sahip çıkmaya çalışmaktadır.
Yüksek Öğretim Kanununda yapılması düşünülen ve gündeme
getirilmeye çalışılan değişiklikler de, aynı
endişelerle, aynı mihraklardan kaynaklanmaktadır.
Eğitimde verimlilik ile kalkınma
arasında çok yönlü bir ilişki olduğu için, verimliliği ve
başarıyı önleyecek yanlışlara dikkat çekmek istedim.
Demokratik rejimlerde halkın dediği
olacağına göre, Meclis olarak, halkımızın istek ve
temennilerine sahip çıkmamız gereğini bir kere daha
hatırlatıyor ve dikkatlerinizi bu konu üzerine çekmek istiyorum.
Bu düşüncelerle, heyetinizi, tekrar saygıyla
selamlıyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Ünaldı, teşekkür
ediyorum.
Cevap ihtiyacı?.. Gösterilmedi.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı
konuşmalar tamamlanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri
vardır; sırayla okutuyorum:
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1. –
İtalya'ya gidecek olan Başbakan A. Mesut Yılmaz'a, dönüşüne
kadar, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı NahitMenteşe'nin
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/354)
20
Haziran 1996
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 22 Haziran 1996
tarihinde İtalya'ya gidecek olan Başbakan Mesut Yılmaz'ın
dönüşüne kadar; Başbakanlığa, Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe'nin vekâlet
etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş
olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
2. –
İtalya'ya gidecek olan Dışişleri Bakan Emre Gönensay'a,
dönüşüne kadar, Millî Eğitim Bakanı TurhanTayan'ın vekâlet
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/355)
20
Haziran 1996
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 22 Haziran 1996
tarihinde İtalya'ya gidecek olan Dışişleri Bakanı Emre
Gönensay'ın dönüşüne kadar; Dışişleri
Bakanlığına, Millî Eğitim Bakanı Turhan Tayan'ın
vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş
olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması önergeleri
vardır; okutuyorum:
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI
1.
– Ankara Milletvekili Eşref Erdem ve 23 arkadaşının,
yasa dışı örgütlerin faaliyetlerinin boyutlarını ve
varlığı iddia edilen kamu görevlileriyle olan ilişkilerini
araştırmak amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Son günlerde, kamuoyunu derinden sarsan ve
dehşetle izlenen bir suç örgütü, ülke gündeminin ilk sıralarına
yerleşmiştir. Aralarında polis ve askerlerin de bulunduğu
"Söylemez Çetesi" adıyla anılan bu örgütü, sadece bir çete
olarak nitelemek, olayın boyutunu ve çapını gözardı
etmektir. Bu suç örgütünün içerisinde, güvenlik görevlilerinin ve silahlı
kuvvetler mensubu subay ve astsubayların bulunması, olayın
vahametini bir kat artırmaktadır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu
olaya derhal el koymalı ve bütün boyutlarıyla konuyu
araştırmalıdır.
Yazılı ve görsel basın organlarında
yer alan haber ve görüntüler, teşhir edilen silahlar, işlenen
cinayetler, planlandığı iddia edilen eylemler, kamu görevlileri
ve politikacı adlarının da ima yoluyla dahi olsa söz konusu
edilmesi tüyler ürperticidir.
Mafya, çek-senet tahsilatı, uyuşturucu
bağlantıları, işlenen cinayetler, planlanan suikastlar,
ortaya atılan politikacı ilişkilerine
bakıldığında, sözü edilen suç odağının
boyutunun çok daha büyük olduğu izlenimi doğmaktadır. Oysa,
aysberg örneği, asıl ortaya çıkarılması gereken, suyun
altında kalan büyük parçanın su yüzüne çıkarılmasıdır.
Kamuoyunun ilgi ve dikkatinin de bu doğrultuda
yoğunlaştığı anlaşılmaktadır.
12 Eylül müdahalesiyle birlikte ülkemizde tüm
değer yargıları dejenere edilmiş, büyük oranda da erozyona
uğratılmıştır. Ülke yönetiminde, giderek
kuralların yerini kuralsızlık almıştır.
İşte bu anlayış, ülkede çürümenin işaretlerini
vermiş ve etik değerlerin yok olmasını beraberinde
getirmiştir.
Bugün ortaya çıkan olay, devletin benzer odaklarca
kuşatıldığı, daha da ileri giderek devlet
kadrolarında yuvalandığı iddialarını
pekiştirecek ipuçlarıyla doludur.
Demokrasi, kaba tanımıyla, halkın
kendini yönetmesidir. Temsilî demokrasiler de, bunu, seçilen, parlamento
aracılığıyla yapar. Üzülerek ifade etmek gerekiyor ki, son
yıllarda, demokrasinin temel kurumlarına, siyasete ve siyaset
adamlarına güven zedelenmiştir. Bu nedenle, neredeyse bütün siyasî
partiler ve siyaset adamları elbirliği etmişçesine, ülkemizde
bir "Temiz Eller Operasyonu" gerekliliğini ifade
etmişlerdir. Bu, bir anlamda kamuoyu önünde hepimizin ortak taahhüdüdür.
Öyle anlaşılıyor ki, karşı
karşıya olduğumuz olay, İtalya'da ortaya çıkarılan
"Gladio" örneğinde olduğu gibi, karmaşık ve
karanlık ilişkiler yumağını akla getirmektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak hepimizin görevi, demokrasiyi ve
onun temel kurumlarını ve siyaseti hak ettiği
saygınlığa kavuşturmaktadır.
Bu nedenle, devletin içinde yuvalandığı
iddia edilen bu ve benzeri örgütlerin var olup olmadığının,
boyutlarının, kamu görevlileri ve politikacılarla var
olduğu iddia edilen ilişkilerin ortaya çıkarılabilmesi
için, Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 104 üncü maddeleri uyarınca,
bir Meclis araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ve talep ederiz.
1- Eşref Erdem (Ankara)
2- Nihat Matkap (Hatay)
3- Adnan Keskin (Denizli)
4- Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)
5- Oya Araslı (İçel)
6- Önder Sav (Ankara)
7- Nezir Büyükcengiz (Konya)
8- Zeki Çakıroğlu (Muğla)
9- Metin Arifağaoğlu (Artvin)
10- Algan Hacaloğlu (İstanbul)
11- Bekir Kumbul (Antalya)
12- Ahmet Küçük (Çanakkale)
13- Atilâ Sav (Hatay)
14- Haydar Oymak (Amasya)
15- Ali Şahin (Kahramanmaraş)
16- Fuat Çay (Hatay)
17- İrfan Gürpınar (Kırklareli)
18- Ali Rıza Bodur (İzmir)
19- Ayhan Fırat (Malatya)
20- Durmuş Fikri Sağlar (İçel)
21- Fatih Atay (Aydın)
22- Aydın Güven Gürkan (İzmir)
23- Ali Topuz (İstanbul)
24- Onur Kumbaracıbaşı (Kocaeli)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak; Meclis
araştırması açılıp açılmaması hususundaki
öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Bir başka önerge vardır; okutuyorum:
2. –
Bitlis Milletvekili Kâmran İnan ve 24 arkadaşının, yurt
dışına açılan temsilcilikler ve buralarda görevlendirilen
personel ile çeşitli nedenlerle yurt dışına gönderilen kamu
görevlilerinin nicelik, nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/90)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Yüksek Başkanlığına
– Bürokrasimiz dış dünyaya kontrolsüz bir
şekilde yayılmaktadır. Devlet kuruluşları bu alanda
birbiriyle yarışmaktadır. Dışarıda temsilcilik
açma ve tayinlerde, hizmetin gereğinden ziyade, maddî ve şahsî
düşünceler hâkim olmaktadır.
– Türkiye, dışarıda en büyük sayıda
müşavir bulunduran memleket durumundadır. Maliyetleri yüksek,
verimlilikleri en düşükler arasındadır. Aynı temsilcilikte
Maliye, Hazine, Dış Ticaret ve bazı hallerde Devlet Planlama
müşavirlerinin yanyana bulunduğu tek örnek Türkiye'dir. Eğitim
müşaviri yanında kültür müşaviri bulunduran tek memleket de
Türkiye'dir. Buralara tayin edilenlerin yüzde 80'inden fazlası, hizmetin
gerektirdiği, başta yabancı dil olmak üzere, vasıflara sahip
değildir.
– Türkiye, halen yabancı memleketlerde görevli 7
500 personele 10 trilyonun üzerinde maaş ödemektedir. Bunun
yarısından fazlası ihtiyaç dışıdır. Bunlara
yüksek rakamlar ödenmektedir. Orta Asya'daki bir kardeş cumhuriyet
bakanı ayda 45 dolar maaş alırken, aynı memleketteki
Türkiye büyükelçisi ayda 8 bin dolar maaş almaktadır.
– Bu daimî kadrolardan başka, devlet
kuruluşları, her yıl, dışarıya
"görgü-bilgi" örtüsü ile 300-350 görevli göndermektedir. Bunlar, 6
aydan 2 yıla kadar dışarıda kalmakta, maddî külfetten
başka bir fayda sağlamamaktadır.
– Başta ABD, Kanada gibi devletler olmak üzere
yabancı memleketler, tasarruf düşüncesiyle dış temsilcilik
sayısını indirirken, Dışişleri
Bakanlığımız, şahıslara yer açmak üzere, yeni
temsilcilikler açmaktadır. Bir temsilciliğin sadece ilk kuruluş
masrafları 1 milyon doların üzerindedir. Son olarak Roma'da Gıda
ve Tarım Teşkilatı nezdinde daimî delegelik, Cenevre'de ikinci
bir daimî delegelik kurulması, bunun üzücü ve çarpıcı
örneği olmaktadır. Aynı Bakanlık, dış lüks ve
israf bakımından da Türkiye gerçekleriyle ters düşmekte,
rahatsız edici olmaktadır. 1995 yılında 55 milyon Alman
Markına 140 Mercedes-500 ve Mercedes jeep alınmıştır.
Her biri 420 bin mark olan Mercedes-500'ü kullanan başka hiçbir
yabancı büyükelçi gösterilemez. Dışişleri
Bakanlığının bu ölçüsüz israfını, 20 bin köyünde
içmesuyu bulunmayan, 1 milyon çocuğu okul noksanlığından
ilkokula gidemeyen, çadırlarda, ahırlarda yaşayan insanları
bulunan, merkebin ulaşım vasıtası, tezeğin enerji
kaynağı olduğu Türkiye gerçekleriyle bağdaştırmak
mümkün değildir.
Durum, Meclisin el koymasını, denetim
hakkını kullanmasını gerektirmektedir.
Dış teşkilat, tayin ve seyahatler
konularını bütün yönleriyle incelemek üzere, Anayasanın 98 inci
maddesi çerçevesinde Meclis araştırması
açılmasını tensiplerinize saygılarımızla arz ve
rica ederiz.
1. Kâmran İnan (Bitlis)
2. Aslan Ali Hatipoğlu (Amasya)
3. Ali Coşkun (İstanbul)
4. Mehmet Ali Bilici (Adana)
5. Yılmaz Karakoyunlu (İstanbul)
6. İbrahim Gürdal (Antalya)
7. Mustafa Küpeli (Adana)
8. İlhan Kesici (Bursa)
9. Orhan Kavuncu (Adana)
10. Metin Öney (İzmir)
11. Feridun Pehlivan (Bursa)
12. Biltekin Özdemir (Samsun)
13. Mehmet Ekici (Ankara)
14. Şerif Bedirhanoğlu (Van)
15. Ali Doğan (Kahramanmaraş)
16. Hikmet Aydın (Çanakkale)
17. Zerrin Yeniceli (İzmir)
18. Eyyüp Cenap Gülpınar (Şanlıurfa)
19. Yaşar Okuyan (Yalova)
20. Yusuf Pamuk (İstanbul)
21. Nejat Arseven (Ankara)
22. Mustafa Cumhur Ersümer (Çanakkale)
23. Muzaffer Arslan (Diyarbakır)
24. Ömer Ertaş (Mardin)
25. Mete Bülgün (Çankırı)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak; Meclis
araştırması açılıp açılmamasına dair
öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Bir Danışma Kurulu önerisi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım:
V. –
ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİLERİ
1. – Ordu
Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının görüşülme günü, gündemdeki yeri ve 26.6.1996
Çarşamba günkü Birleşimde sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin
Danışma Kurulu önerileri
Danışma Kurulu Önerisi
No: 19 Tarih:
26.6.1996
25.6.1996 tarihli gelen kâğıtlarda
yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan 29
sıra sayılı Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun
Bazı Maddelerinde Değişik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının,
48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının
üçüncü sırasına alınmasının ve 26.6.1996 Çarşamba
günkü birleşimde sözlü soruların görüşülmemesinin Genel Kurulun
onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
RP
Grubu Başkanvekili ANAP
Grubu Başkanvekili
Abdüllatif
Şener Murat
Başesgioğlu
DYP
Grubu Başkanvekili DSP
Grubu Başkanvekili
Ali
Rıza Gönül Hasan
Hüsamettin Özkan
CHP
Grubu Başkanvekili
Nihat
Matkap
BAŞKAN – Okunan öneriyle ilgili söz talebi?.. Yok.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Danışma Kurulu önerisi kabul
edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
IV. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER (Devam)
3. –
Malezya'da yapılacak olan İkinci Parlamenter Konferansına,
Türkiye Büyük MilletMeclisinden bayan parlamenterlerin davetine icabet
edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/356)
26
Haziran 1996
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Müslüman Kadın Parlamenterler
Sekreteryasından alınan 24 Haziran 1996 tarihli bir yazıda,
29-31 Temmuz 1996 tarihleri arasında Malezya'nın başkenti Kuala
Lumpur kentinde yapılacak İkinci Kadın Parlamenterler
Konferansına Türkiye Büyük Millet Meclisinden bayan parlamenterler davet
edilmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük
Mİllet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 Sayılı Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca
Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
BAŞKAN – Tezkereyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tezkere kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin
"Seçimler" kısmına geçiyoruz.
VI. –
SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA
ÜYE SEÇİMİ
1. –
Adalet Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN – Adalet Komisyonunda boş bulunan ve
Anavatan Partisi Grubuna düşen bir üyelik için, İçel Milletvekili
Sayın Halil Cin aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir. Hayırlı olsun.
Sayın milletvekilleri, gündemin "Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" bölümüne geçiyoruz.
VII. – KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1. – Türk
Vatandaşları Hakkında Yabancı ülke Mahkemelerinden ve
YabancılarHakkında Türk Mahkemelerinden Verilen Ceza
Mahkûmiyetlerinin İnfazına DairKanunun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/298) (S. Sayısı :
16) (1)
BAŞKAN – Türk Vatandaşları Hakkında
Yabancı Ülke Mahkemelerinden ve Yabancılar Hakkında Türk
Mahkemelerinden Verilen Ceza Mahkûmiyetlerinin İnfazına Dair Kanunun
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu raporunun
müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet hazır.
Sayın milletvekilleri, yarım kalan
işlerden olması hasebiyle, basılı gündemin 2 nci
sırasındaki işi müzakere ediyoruz.
Geçen birleşimde, tasarının 2 nci
maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmış ve 2 nci maddenin
oylamasında kalmıştık.
Şimdi, 2 nci maddeyi tekrar oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 2 nci madde, geçen
birleşimlerdeki müzakeresi de dikkate alınarak, oylanmış ve
kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.– Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına veya
kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde okunduğu
biçimiyle kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4.– Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN– Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz
talebi ?.. Yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
okunduğu şekliyle kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Tasarının tümü kabul
edilmiştir; hayırlı uğurlu olsun.
Sayın milletvekilleri, böylece, bir kanunu
müzakere edip bitirdik; konsensüs denilen mutabakat, uzlaşma, ne kadar
güzel şeymiş, değil mi?..(DYP ve ANAP sıralarından
"Evet Sayın Başkan" sesleri)
Ya Rabbî, bize çok ver...
2. – 926
Sayılı TürkSilahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde
Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve
Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)
(1) 16 S.
Sayılı Basmayazı 13.6.1996 tarihli 62 nci
BirleşimTutanağına eklidir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
basılı gündemin 1 inci sırasındaki kanun hükmünde
kararnameyle ilgili tasarının müzakeresini yapamıyoruz; şu
açıdan: Hükümetin, İçtüzüğümüzün 78 inci maddesine göre, bu
konuda bir talebi yok.
2 nci sırada bulunanı da zaten biraz önce kabul buyurdunuz.
3. – Ordu
Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve
Millî Savunma ve Plan ve Bütçe Komisyonları raporları (1/296)
(S.Sayısı : 29)
BAŞKAN – Teselsülü de değişmek üzere,
biraz önce kabul ettiğiniz Danışma Kurulu önerisi gereği 3
üncü sıraya gelmiş olan, Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun
ßazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının müzakerelerine başlayacağız.
Komisyon?..
ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Bu kanun
tasarısı için ben sözcüyüm.
BAŞKAN – Sayın Bütün, zatı âlinizin
içinden mi öyle geliyor acaba, bu kanunun sözcüsü olsam diye; yoksa, öyle bir
karar var mı efendim?
ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Karar var efendim.
BAŞKAN – Nerede? Biz bir bakalım...
Efendim, zatı âlinizin elinizdeki nüshada mı
var acaba?
ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Sayın
Başkanım, görüşürken karar almıştık, öyle
yazılacaktı.
BAŞKAN – Raporda "Esat Bütün
(Kahramanmaraş)" diye, zatı âlinizin ismi latifi ve bölgeniz
zikrediliyor. "Bu rapor için sözcüdür" kaydı bizde yok. Onun
için, biz, şimdi, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun Başkanını
veya o rapor için özel bir sözcü tayin edildiyse onu rica edelim.
M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın
Başkanım, Komisyonun Başkanvekili geliyor...
BAŞKAN – Efendim, ben 10 dakika ara veriyorum ki,
bunu tedarik buyurasınız da tasarıyı görüşelim.
M. NECATİ ÇETİNKAYA (Konya) – Geliyor
Sayın Başkanım...
BAŞKAN – Kim geliyor efendim?
Plan ve Bütçe Komisyonunun temsilcilerini temin edesiniz
diye, saat 16.15'te toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.05
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.18
BAŞKAN :
Başkanvekili Yasin HATİBOĞLU
KÂTİP
ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 67 nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
VII. – KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3. – Ordu
Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner'in Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifi ve
Millî Savunma ve Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/296, 2/29)
(S. Sayısı : 29) (1)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Ordu
Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının müzakeresine başlıyoruz.
Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet yerlerini
almışlardır.
Komisyon raporu, bildiğiniz üzere, sayın
üyelere dağılmıştı.
Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu
oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Raporun okunması kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, bahse konu kanun
tasarısının tümü üzerinde guruplar adına söz talebi var
mı?
YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Sayın Başkan,
Anavatan Partisi Grubu adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Anavatan Partisi Grubu adına
Sayın Seçkiner...
Gruplar adına başka söz talebi var mı?
OYA ARASLI (İçel) – CHP Grubu adına
Sayın Hacaloğlu konuşacaklar.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
Sayın Hacaloğlu...
Kişisel söz taleplerini de alacağım;
ama, deniliyorsa ki, maşallah, gerekçe, efradını cami
ağyarını mânidir; ilave söze hacet yoktur; bizim bir
itirazımız olmaz.
ANAP Grubu adına konuşmak üzere, Sayın
Yücel Seçkiner; buyurun efendim.
ANAP GRUBU ADINA YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Ordu Yardımlaşma Kurumu
Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile benim kanun teklifim hakkında
görüşlerimi açıklamak üzere huzurlarınızdayım;
hepinizi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, bilindiği
gibi, 3.1.1961 tarihli ve 205 sayılı Kanunla kurulan Ordu
Yardımlaşma Kurumu, emeklilik yardımını üyelerine
toplu ödeme sistemine göre yapmaktaydı. Bu nedenle, üye emekliye ayrıldığında,
tasarruf primleri ile bu primlere isabet eden kurum gelirlerinin topluca
ödenmesi suretiyle, üyenin kurumla ilişiği kesilmekteydi. Bu suretle,
Ordu Yardımlaşma Kurumundan ilişiği kesilen 28 885 subay,
62 859 assubay, 10 824 sivil memur olmak üzere, 102 568 personel mağdur
durumda bırakılmıştır.
(1) 29 S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Bugüne kadar devletten bir tek kuruş yardım
almadan 40 trilyon liraya ulaşan sermayesine karşılık, bu
mağdur olan arkadaşlarımız, getirilen bu kanun
tasarısıyla, kendi istekleriyle üye oldukları takdirde, ikinci
bir emeklilik maaşına kavuşacaklardır; ölümleri halinde de,
eşleri bu kanundan istifade edecektir.
Ayrıca, yedek subaylar da, terhislerini müteakip,
ara vermeden Silahlı Kuvvetlere nasbedilenler de, kurumun daimî üyesi
olabileceklerdir.
Değerli arkadaşlarım, isteklerine
bağlı olarak, maaşlarından yüzde 10 kesilerek Konut Ön
Biriktirim Fonu oluşturulmasıyla, daha çabuk konut sahibi
olabilmeleri de sağlanacaktır.
Yukarıda önerilen her üç madde
değişikliği, devlete herhangi bir malî yük getirmemektedir ve
önerilen sistemlere, üyeler, isteğe bağlı olarak ve kendi
kaynaklarıyla katılabileceklerdir. 1995 yılında 10,5
trilyon lira vergi ödemiştir bu kurum; bu
arkadaşlarımızın katılımlarıyla, devlete
daha çok vergi ödeyecektir.
Bu kanun tasarısının görüşülmesinde
emeği geçen Millî Savunma Komisyonu ve Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine
huzurlarınızda teşekkür eder, kanunun Silahlı Kuvvetler
mensuplarına hayırlı uğurlu olmasını diler,
saygılar sunarım. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Seçkiner, çok teşekkür
ediyorum.
Hayrül kelâmi mâkalle ve delle; sözün güzeli, kısa
olanıdır; teşekkür ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın
Hacaloğlu; buyurun.
CHP GRUBU ADINA ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 29 sıra
sayılı, Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini dile
getirmek üzere söz almış bulunuyorum; hepinize saygılarımı
sunuyorum.
Ordu Yardımlaşma Kurumu, kendine özgü, hususî
hukuk hükümlerine tabi, malî ve idarî bakımdan özerk, çok
başarılı bir kurumumuzdur. OYAK, birkaç yönlü işlevi ve
faaliyeti olan bir kuruluştur. OYAK'ın faaliyetlerini ve
katkılarını dört kesimde toparlamak mümkündür:
OYAK, bir cebrî tasarruf kurumudur; Türk Silahlı
Kuvvetleri mensuplarının -ki, bu yasa tasarısıyla,
kapsamı genişletilmektedir- maaşlarından yapılan
kesintilerle, bir cebrî tasarruf oluşturulabilmektedir.
İkincisi, OYAK, kendi mensuplarına, yani
Silahlı Kuvvetlerimizin mensuplarına ve Silahlı Kuvvetlerimize
hizmet veren personele sosyal güvenlik hizmeti sağlamaktadır.
OYAK, bir sosyal güvenlik kurumu olmaktan öte, bir
sosyal hizmetler kurumudur; günümüzün emek dünyasında, devletin, yani
serbest çalışanların ve kamu çalışanlarının
tabi oldukları üç sosyal güvenlik kurumunun üstlenmediği bir
faaliyeti, ordu pazarları ve diğer kurumlarıyla yürüten bir
sosyal hizmetler kurumudur.
Bu üç niteliğin dışında, bir
farklı niteliği daha vardır; o da, OYAK, birçok sektörde, kâr
amaçlı faaliyet gösteren, holding nitelikli, girişimci
işletmecilik yapan bir kurumdur. Bu, gerçekten kendine özgü bir modeldir,
ülkemizde benzeri olmayan bir modeldir ve kabul etmek gerekir ki, özellikle
ülkemizdeki kamu kurumlarının, kamu işletmelerinin,
KİT'lerin, kamu sandıklarının ve sosyal güvenlik
kurumlarının gelmiş bulundukları nokta dikkate
alındığında, başarılı bir yapıdır.
OYAK, yasasında belirtilen emniyet, verimlilik,
likidite ve reel değeri koruma ilkelerini, gerçekten, kuruluş
yılı olan 1961'den günümüze, oldukça başarılı bir
şekilde uygulamış ve zannediyorum ki, mevcut yarı kamusal
kurum niteliği içerisinde, yönetimlerinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin
ve kamu kesiminin belirli temsilcilerinin de varlığına
rağmen, o özerk yapısı nedeniyle, o siyasetin, partizan müdahalenin
bünyeye taşınmaması nedeniyle, başarılı bir
faaliyet noktasına gelmiştir. Bu bağlamda, KİT'lerin, kamu
ekonomik girişimciliğinin, OYAK'tan alması gereken çok dersler
olduğunu düşünmekteyiz.
Bu noktada, OYAK'ın, özellikle
ağırlık taşıyan sosyal güvenlik kurumu niteliğini
dikkate alarak, ülkemizde bu konuda gelinen manzaraya, çerçeveye, noktaya bir
iki tespitle bakmak istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bazı
gerçekleri saklamaya hiç gerek yok. Hükümet kurma sürecinde günlerini,
haftalarını, aylarını yitirmekte olan Türkiye,
kurumlarıyla, ekonomisiyle, toplumsal yapısıyla, çok ciddî
sıkıntılar içerisine girmektedir. Onbeş yirmi
yıldır yüzde 70'ler düzeyinde devam etmekte olan enflasyon, sosyal
devlet kavramının ve onun kuruluşlarının ve
tabiatıyla yoksul insanlarımızın, sabit gelirli
insanlarımızın yaşamını felç etmektedir.
Sıcak parayla beraber, ülkemizde, boyutu yeni noktalara taşınan
karapara, yolsuzluklar ve giderek büyümekte olan kayıtdışı
ekonomi, kurumsal yapıyı, sosyal dengeyi ve eşitliği altüst
etmekte ve halkımızın siyasete ve Parlamentoya olan umudunu, her
geçen gün biraz daha köreltmektedir. Adil ve sağlıklı kaynak
yaratmak, adil vergi almak yerine; rantiye kesimlerini destekleyen bir
anlayışı, borç alan bir anlayışı tercih eden son
onbeş yılın ekonomi yönetimi; giderek, doğal olarak, sosyal
devlet kavramını da, ülkemizde, sosyal devletin temel
kurumlarını oluşturması gereken, SSK'yı,
Bağ-Kur'u, Emekli Sandığını da temelinden sarsmaktadır.
Bir toplumda sosyal güvenliğin
kurumsallaştırılamadığı,
insanlarımızın -özellikle geçkin yaşlarında- hayata
umutla bağlanmalarını sağlayacak bir sosyal güvenlik
sisteminin, bir sağlık sisteminin, yeterince, gereğince
oluşmaması; biliniz ki, bugün, iç
barışımızın temel sıkıntısını
oluşturan terörden de, orta ve uzun vadede, daha ciddî kanayan bir yaraya
dönüşecektir. Siyasetçiler olarak, bunu, hepimizin
kavradığını düşünüyorum. Türkiye, hızla, sosyal
güvenlik kurumlarını ayağa kaldırmak, sağlık kurumlarını
ayağa kaldırmak ve sosyal devlet, sosyal hukuk devleti olma konusunda
kararlı, ciddî adımlar atmak zorundadır. Aksi halde, bugün, çok
yönüyle kanamakta olan iç barışımızda yeni gedikler
açılacağına hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
Bunlara değinmemin nedeni, doğal olarak,
OYAK'ın, sosyal güvenlik sürecinde, toplumun en azından bir kesimine,
toplumun önemli bir kesimine, hatta, toplumun, belki de diğer kesimlerine
oranla, görevleri, meslekleri gereği en yüksek risk taşıyan bir
kesimine, yani, Silahlı Kuvvetler mensuplarına bir ek,
yaşamlarında bir ilave katkı sağlayan faaliyetleri
nedeniyle sosyal güvenlik kurumlarının geneline değinmiş
bulunuyorum.
Esasında, Plan Bütçe Komisyonunda da şu husus
dile getirildi: OYAK, kesilen aidatlarla, kendi faaliyetlerini kamu
katkısına gereksinim duymadan sürdüren bir kuruluş. O halde,
biz, OYAK, daimî üyelik kapsamını genişleterek, daimî üyelerine
daha yaygın sosyal güvenlik hizmeti sunmak istiyorsa, bunu niye
tartışıyoruz dedik. Kendi iç aktuarya dengelerini bugüne kadar
çok sağlıklı bir şekilde korumuş olan OYAK, kendi
aktuarya dengelerini gözeterek, ileriye dönük olarak, eğer, bu defa,
sözleşmeli astsubaylara, uzman jandarmalara, emekli maaşı
sistemine giren üyelerine, üyelerin ölümleri halinde sisteme devam etmek
isteyen eşlerine daimî üyelik niteliği kazandırarak, onlara halen
yürürlükte olan emeklilik yardımı, maluliyet yardımı, ölüm
yardımı dışında, mesken, ordu pazarları ve ikraz
fonları çerçevesinde sürdürdüğü diğer sosyal hizmetlere bu yeni
boyutları kazandırmak istiyorsa, biz, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak
niye bunu tartışıyoruz dedik. Tabiî, cevabı mevcut; çünkü,
yasa ile kurulmuş olan bu kurumun, bir anlamda, yarı kamusal bir
niteliği var; ama, bence, üzerinde durmamız gereken bir başka
boyut var. Evet, OYAK'a devlet doğrudan doğruya bir kaynak
aktarması yapmıyor. OYAK, başarılı girişimcilik
ve çimentodan otomotive, kimyadan inşaata, gıda, hizmet, turizm,
finans sektörlerini kapsayan bir geniş holding faaliyeti içerisinde
çalışmalarını sürdürürken, devlet, bir ayrıcalığı
OYAK'ın kuruluş yasasıyla getirmiş bulunmaktadır.
Devlet, bu ayrıcalığı, hiçbir hususî hukuk hükümlerine tabi
bir kuruluşa getirmemiştir; malî, idarî bakımdan özerk olan
başka hiçbir kuruluşa getirmemiştir; ama, OYAK'a
getirmiştir, uygun görülmüştür, getirmiştir. Nedir bu;
OYAK'ın bu türden sanayi ve ticaret faaliyetleri, Kurumlar Vergisinden
muaftır. OYAK'ın gelirlerini oluşturan maaş kesintileri,
Gelir Vergisinden muaftır. Bu muafiyetler, bir anlamda, devletin, OYAK'a,
bir sosyal güvenlik kurumu olarak, örtülü olarak aktardığı
kaynaktır. Devlet, yıllardır SSK gelirlerini bedava kaynak
olarak görmüş ve bunları kullanmıştır; ama, giderek,
SSK başta olmak üzere, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur bir
tıkanıklığa girmiş, hem hizmetler gerilemiş hem
de kurumlar bugün -bu yıl itibariyle- devletten 300 trilyon düzeyinde bir
finanman ihtiyacı gereksinecek çöküntüye
taşınmıştır. 300 trilyon, 1996 yılı kamu
yatırım ödeneğinin de üzerinde bir rakamdır. Devlet, bunu
karşılayacaktır. Devlet, sosyal güvenlik kurumlarında
reform yapacaktır, yapmalıdır; bu, en öncelikli görev alanlarımızdan
birisidir. Devlet, eğer sosyal hukuk devletiyse, bu açığı
karşılayacaktır. Devlet, gelişmiş Batılı
ülkelerde olduğu gibi, bu sektöre; yani, sosyal güvenliğe kaynak aktarmayı
bir görev bilecektir. En azından, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sosyal
demokratlar olarak biz, bunun böyle olması gerektiğini
düşünmekteyiz.
BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, toparlar
mısınız efendim.
ALGAN HACALOĞLU (Devamla) – Toparlıyorum
Sayın Başkan.
Bu bağlamda, devlet, biraz evvel belirttiğim
gibi, OYAK'a, bilinçli olarak, yasayla, vergi almayarak bir kaynak
aktarmaktadır.
Şimdi, bizim önerimiz şu değerli
arkadaşlarım: Devletin -tabiî bu yasa içerisinde değil ve
OYAK'ın başarılı çalışmalarını aksatacak
bir süreç içerisinde de değil- sosyal devleti gerçekleştiren sosyal
güvenlik kurumlarına yönelik sorumluluğunu, daha net, daha
şeffaf olarak ortaya koyabilmesi için, OYAK'a tanıdığı
Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi muafiyetini kaldırması; ama,
karşılığında, eş düzeyde bir kaynak
aktarımını, süreklilik içerisinde -devletin sosyal devlet olma
sorumluluğu altında- OYAK'a aktarma yapması... Böylelikle, hem
vergi veren insanlarımız, kime, niye, ne miktarda kaynak
verdiğini, destek verdiğini bilir hem de diğer sosyal güvenlik
kurumları ve kamu kurumları açısından örnek
alınabilecek bir şeffaflık, bir ilkeye bağlı kamu
desteği olgusunu, yaşama geçirebiliriz.
Bir cümleyle de, yedek subayların, OYAK ile
ilişkisi konusunda bir noktaya değinmek istiyorum. Silahlı
kuvvetlerimize hizmet etmek, herkesin, her Türk vatandaşının en
onurlu bildiği hizmettir. Niteliği ne olursa olsun, süresi ne olursa
olsun, silahlı kuvvetlerde geçirilen günler, kadınıyla
erkeğiyle, bir insanın yaşamının en onurla anılan
bölümüdür. Bilindiği gibi yedek subaylar, kısa süreli askerlik
yaparlar; bu süreleri içerisinde, OYAK'a maaşlarından yüzde 5 kesinti
yapılır ve yedek subaylar, geçici üye niteliğindedir. Bunlara,
gereksinilmesi halinde, durumun oluşması halinde, maluliyet ve ölüm
yardımı yapılır. Bu sistem, böyle devam edebilir.
Biz, OYAK'ın oluşturmuş olduğu
başarılı işletmecilik ve yönetim yapısına
müdahale edilmesi anlayışında değiliz; ama, eğer,
Sayın Bakan, bize, şimdi veya sonra, yedek subaylarla ilgili gelir ve
gidere, yani, sadece o kesime ait alt aktuarya dengesine ilişkin bilgi
verebilirse, bu konuda, bir eşitsizliğin var olup
olmadığı veya düzeltilmesi, gerçekten zorunlu olan düzeyde bir
eşitsizliğin var olup olmadığı konusunda, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri de bilgi sahibi olur.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, bu
tasarıyı destekliyoruz; olumlu oy kullanacağız.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Hacaloğlu, teşekkür
ediyorum.
Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?..
ALİ COŞKUN (İstanbul) – Sayın
Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN – Sayın Coşkun kişisel söz
talebinde bulundu.
Buyurun Sayın Coşkun. (ANAP
sıralarından alkışlar)
ALİ COŞKUN (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli Meclis üyeleri; Ordu Yardımlaşma Kurumu
Kanununun bazı maddeleriyle ilgili değişiklikler konusunda
görüşlerimi bildirmek için söz almış bulunuyorum.
Millî Savunma Komisyonunda, bu kanun tasarısı
Meclise indiği şekliyle kabul edildikten sonra, basında
çıkan bazı haberler üzerine, diğer emeklilerden de bazı uyarılar
aldık; anlaşılıyor ki, konu yanlış
anlaşılmış, onu, burada açıklığa
kavuşturmak istedim.
Bu kanundaki değişiklikle sağlanan
haklar, ikinci bir emeklilik değildir. Sigorta sisteminde,
alacağı emeklilik tazminatının 1/4'ünü,
yarısını veyahut 3/4'ünü ya da tamamını kuruma
bırakan, aylık gelir temin etmek isteyen ve kendi gönül
rızasıyla üye olan şahıslara ödenen bir ek nemadır;
bunun, sadece, subay emeklilerine sağlanmış ikinci bir emeklilik
hakkı olmadığını Yüce Meclisin bilgilerine sunmak
istiyorum. Yanlış anlaşılmıştır; kendi
kazanılmış haklarından, kendi rızasıyla
aylık gelir talebinde bulunma sistemidir. Böylece, bu tasarıyla
sadece, ek bir aylık gelir sisteminin sağlanma
kolaylığı değil, aynı zamanda, Konut Ön Biriktirim
Fonuna kesilmiş aidatların, süre şartı
aranmaksızın, nemasıyla birlikte ödenebilmesi ve eşin ölümü
halinde kanunî mirasçılarına ölüm yardımı
yapılamayacağı hükme bağlanmaktadır. Bu hususun
bilgilerinize sunulmasını yararlı gördüm.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Coşkun, teşekkür
ediyorum efendim.
Tümü üzerinde başka söz talebi?..
Buyurun Sayın Bakan.
MİLLî SAVUNMA BAKANI MAHMUT OLTAN SUNGURLU
(Gümüşhane) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri;
arkadaşların konuşmalarında geçen bazı hususlar
üzerinde ve kanun tasarısının neler getirdiği hususunda
kısaca izahat vermek istedim.
Önce, kanun tasarısı neler getiriyor: Kanunun
getirdiği üç ana hüküm var; birisi, emekli olan bir subay, assubay veya
OYAK üyesi, emekli olunca OYAK'tan
alacağı tazminatı OYAK'a bıraktığı takdirde,
bu paranın nemasından istifade ediyor ve OYAK üyeliği devam
ediyor; yani, devletten herhangi bir şey almadan, tamamen
sandığın kendi bünyesi içerisindeki bir işlem.
Diğeri, OYAK'ın konut kredisi vermesidir;
ancak, bugünkü imkânlarla konut kredisi verme şansı yok. İsteyen
üyeler -ki, birincisi de arzuya tabidir- Konut Ön Biriktirim Fonu diye bir fona
üye olmak, maaşlarının yüzde 10'unu kestirmek suretiyle konut
sahibi olma şansına sahip oluyorlar; bu da arzuya tabidir.
Üçüncü mesele şudur: Bugün, yedek subayların
maaşlarından OYAK'a yüzde 5 nispetinde bir kesinti
yapılmaktadır; ancak, bir yedeksubay, bilahara, muvazzaf subay olarak
orduya iltihak ederse, maaşından kesilen bu yüzde 5'ler kendi
hesabına yazılmıyor; ama, şimdi, bu getirilen
değişiklikle, bir yedek subay, ileride orduya dönerse, yedek subayken
maaşından kesilen yüzde 5'ler OYAK'ta onun hesabına
yazılacaktır.
Eğer, bir üye, şu anda emekli ise, kanun
yürürlüğe girdikten sonra iki
yıl içerisinde müracaat edip bugünkü rayiçlere göre parayı
yatırdığı takdirde, yine, bu şartlardan, bu
hükümlerden istifade etme şansına sahip. Kimse müracaat eder mi etmez
mi, kimse maaşını içeride bırakır mı bırakmaz
mı; bu, tamamen, kendi takdirine bağlı bir meseledir
ESAT BÜTÜN (Kahramanmaraş) – Maaş değil,
Sayın Bakan...
MİLLî SAVUNMA BAKANI MAHMUT OLTAN SUNGURLU
(Devamla) – İkramiyesini...
Burada, bu tasarruf -söylendiği gibi- kanunen
yapılan bir tasarruftur. Yalnız, yedek subayların
maaşları mevzuunda, şunu açıklamak durumundayım:
Bugün, yedek subaylardan yapılan kesinti, Türkiye çapında, ayda 770
milyon tutmaktadır. Bir yedek subay, herhangi bir suretle, bir kazaya
uğradığında, öldüğünde ailesine ödenen tazminat, 675
milyondur. Yedek subaylardan az kesilmekte; ancak, onlara da, gerek ölüm
halinde gerek yaralanma halinde, OYAK'tan, bu tazminatlar ödenmektedir.
Dolayısıyla, bu yüzde 5 kesintiler, onlara yapılan bu ödemelerin
karşılığıdır.
Şimdi ise, bir iyileştirme getiriliyor.
Ayrıca, Kurumlar Vergisi alınmayışını, bir
sayın üyemiz takdirle karşıladığını ifade
etti; ama, ben, ordu pazarları dışındaki her yerden,
Kurumlar Vergisi alındığını da ifade etmek istiyorum.
Dolayısıyla, diğer bütün özel teşebbüsler gibi, OYAK da,
aynı kanun hükümlerine tabidir; bunu da, burada, ifade etmek isterim.
Yüce Meclise saygılar sunarım. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, müzakereye konu
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine geçilmesi hususunu
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
Şimdi, 1 inci maddeyi okutuyorum:
Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı
MADDE 1. – 3.1.1961 tarihli ve 205 sayılı
Ordu Yardımlaşma Kurumu Kanununun 17 nci maddesinin (a)
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve (c) fıkrasına
aşağıdaki bent eklenmiştir.
“a) Türk Silahlı Kuvvetleri kadrolarında
görevli bilumum muvazzaf subay, sözleşmeli subay, askerî memur, astsubay,
sözleşmeli astsubay ve uzman jandarmalar ile emekli maaşı
sistemine giren üyeler ve ölümleri halinde sisteme devam etmek isteyen
eşleri kurumun daimi üyeleridir.”
“Geçici üyelikten daimî üyeliğe geçenler, kurumca
belirlenecek usuller dahilinde hesaplanacak aidat farkını
nemaları ile birlikte ödemek şartıyla, geçici üyelikte geçen
süreleri ile daimî üyelik sürelerinin birleştirilmesini isteyebilirler.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde okunduğu şekliyle kabul
edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. – 205 sayılı Kanunun 18 inci
maddesine aşağıdaki (g) fıkrası eklenmiştir.
“g) a, b ve c fıkralarında sayılan
üyelerden Konut Ön Biriktirim Fonundan yararlanmak isteyenlerin
maaşları tutarından her ay kesilecek % 10 ek aidatlar.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. – 205 sayılı Kanunun 20 nci
maddesinin (a) fıkrasına aşağıdaki (4) numaralı
bent ilave edilmiş ve maddeye aşağıdaki (c)
fıkrası eklenmiştir.
“(4) Konut Ön Biriktirim Fonundan yararlanmak
isteyenlere verilecek ve kullanım ve yönetim usulleri Genel Kurulca
belirlenecek Konut Edindirme Yardımı.”
“c) Emekli maaşı sistemine giren üyelere
yapılacak yardımlar ise şunlardır :
(1) Emekli maaşı,
(2) Ölüm yardımı.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul
edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4. – 205 sayılı Kanunun 21 inci
maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Birinci fıkraya göre emeklilik
yardımına hak kazanarak görevli oldukları kuruluşlardan
herhangi bir sebeple ayrılan üyeler isterlerse emeklilik
yardımının 1/4’ünü veya 2/4’ünü veya 3/4’ünü yahut
tamamını Kurumda bırakarak Emekli Maaşı Sistemine
girebilirler.
26 ncı maddenin (a) fıkrasına göre tam
ve daimî maluliyet yardımından yararlanacak üyeler; emeklilik
yardımlarının 1/4’ünü veya 2/4’ünü veya 3/4’ünü yahut
tamamını kurumda bırakmak suretiyle Emekli Maaşı
Sistemine girebilirler. 26 ncı maddenin (b) fıkrasına göre
kısmî maluliyet yardımından yararlanan üyeler, emeklilik yardımından
yararlanabilmeleri durumunda emeklilik yardımının 1/4’ünü veya
2/4’ünü veya 3/4’ünü yahut tamamını kurumda bırakmak
şartıyla Emekli Maaşı Sistemine girebilirler.
Kurum üyesi iken ölenin eşi, ölen üye için
tahakkuk eden emeklilik yardımının kendisine düşen miras
payı oranında veya daha yüksek bir dilimde; kurum emekli
maaşı sistemine girmiş bulunan üyenin ölümü halinde ise;
varislerine ödenecek olan rezervinin 1/4’ünü veya 2/4’ünü veya 3/4’ünü yahut
tamamını kurumda bırakmak veya iştirak edilecek dilimi
tamamlamak suretiyle Emekli Maaşı Sistemine girebilir. Emekli
Maaşı Sistemine giren üye eşinin ölümü halinde birikmiş
rezervi kanunî mirasçılarına ödenir.
Tam ve daimî malul veya kısmî maluliyet
yardımına hak kazanan üyeler ile muvazzaf iken ölen üyenin eşi,
hak edilen emeklilik yardımları aidata esas albay maaşının
yirmi katından az olduğu takdirde, isteklerine bağlı olarak
emeklilik yardımlarını bu miktara kadar artırarak sisteme
girebilirler.
Emekli maaşı sisteminde bulunanlar,
sistemdeki 1/4, 2/4, 3/4 veya tam olan iştirak paylarının, bu
dilimlerden birinde bulunacak şekilde, o yıldaki kendi emsali
birikiminin esas alınarak indirilmesini veya yükseltilmesini
isteyebilirler. Dilim indirim hakkı sadece bir kez ve sisteme
girişten itibaren en az üç yıl geçtikten sonra kullanılabilir.
Dilim yükseltme hakkı ise, yılda bir kez kullanılabilir.
Sistemde bulunan üyenin ölümü durumunda, eşi
hakedilen ölüm yardımını rezervine ekleme hakkına sahip
değildir.
Sistemde bulunan üyelerin, sisteme girişlerinden
itibaren üç yıl geçtikten sonra rezervlerini alarak ayrılabilmeleri
mümkündür. Ancak, sistemden çıkanlar bir daha sisteme kabul edilemezler.
Sistemden çıkış müracaatları her
yılın Aralık ayında yapılır ve sistemden
çıkış, müteakip olağan Genel Kurul toplantısından
sonra gerçekleştirilir.
Sistemden ayrılan üyelerin hakları, sahibi
bulunduğu rezerv kendisine ödeninceye kadar devam eder.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
5 inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5. – 205 sayılı Kanunun 23 üncü
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Konut Ön Biriktirim Fonuna katılan üyelerin
birikmiş ek aidatları, kurum üyeliğinin herhangi bir sebeple son
bulması halinde, birinci fıkradaki sürelere
bakılmaksızın nemasıyla birlikte ödenir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6. – 205 sayılı Kanunun 24 üncü maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 24. – Emeklilik yardımı, üyenin
kurumda geçen ve aidat ödediği süreye karşılık olarak,
tasarruf primine yıllık % 5 teknik faiz oranı üzerinden
hesaplanan miktardan ibarettir.
Üyelik süresinin hesabında ay kesirleri tam ay
sayılır.
Emeklilik maaşı, üyenin kurumda
bıraktığı emekli yardımına göre hesaplanan
yıllık % 5 faizden ibarettir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7. – 205 sayılı Kanunun 25 inci
maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Emekli maaşı sistemine giren üyenin ölümü
halinde kanunî mirasçılarına en son aylık emekli
maaşının 10 katı tutarında ölüm yardımı
ödenir. Kurum üyeliği devam ederken ölen üyenin sisteme girmiş
bulunan eşinin vefatı halinde kanunî mirasçılarına ölüm
yardımı yapılmaz.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 8. – 205 sayılı Kanunun 29 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Madde 29. – 21, 24, 25 ve 26 ncı maddelerde
yazılı yardımlar 11 inci maddenin (e) fıkrası
gereğince hazırlanacak teknik bilançoya göre, Kurumun malî durumu
müsait görüldüğü takdirde, Yönetim Kurulunca tespit edilecek esaslara göre
artırılabilir. Ancak, Yönetim Kurulunun artırma yapılması
hakkındaki kararları Genel Kurulun tasdiki ile tekemmül eder.
Emekli maaşı sistemine giren üyeye, Genel
Kurulun tasdikinden sonra sağlanan artırımın
yarısı maaşına, yarısı rezervine eklenir. Ancak,
üyenin talebi halinde maaşa eklenecek miktar, kısmen veya tamamen
üyenin rezervine eklenebilir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... kabul etmeyenler... Madde okunduğu şekliyle kabul
edilmiştir.
9 uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 9. – 205 sayılı Kanunun 33 üncü
maddesinin (h) fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“h) Daimî üyeleri mesken sahibi yapmak maksadıyla,
Konut Ön Biriktirim Fonu kurmaya, arsalar almaya ve bu arsalar üzerinde
meskenler inşa etmeye veya bu maksatla mübayaa edeceği gayrimenkulleri,
peşin veya ipotek karşılığında 20 seneye kadar
vade ve faizli taksitle kendilerine satmaya,”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... kabul etmeyenler... Madde
kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 10. – 205 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 6. – Bu Kanunun yürürlüğe
girmesinden önce 205 sayılı Kanunun 21, 25 ve 26 ncı maddelerine
göre 1.3.1961 tarihinden itibaren emeklilik yardımına hak kazanarak
ayrılan üyeler iki yıl içinde başvurmak şartıyla, bir
defaya mahsus olmak üzere Kurumca belirlenen usuller dahilinde, emsallerinin
ödemek durumunda olduğu meblağı Kuruma geri ödemek suretiyle
Emekli Maaşı Sistemine girebilirler. Bunlar bakımından 19
uncu madde uygulanmaz ve hakları; daha önce kurumdaki üyelik süresi ile
sistemdeki sürenin toplamı gözönüne alınarak belirlenir.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde okunduğu şekliyle kabul
edilmiştir.
11 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 11.– Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi ?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
12 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 12. – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi ?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın Komisyondan, bir hususun vuzuha
kavuşturulmasını rica edeceğim. Biraz önce
oyladığımız ve Genel Kurulun kabul buyurduğu 10 uncu
madde ve onun zikrettiği, hükme bağladığı geçici 6
ncı madde var. Bu, mevcut 205 sayılı Kanuna yönelik mi, yoksa,
müzakereye konu bu Kanuna yönelik mi; yani, tereddütlere mahal verecek bir
düzenleme midir?.. Şayet, tereddütlere mahal verecek bir düzenleme ise,
Komisyon olarak, doğru şeklinin ne olduğu konusunda bir
açıklama yapar mısınız?
Gerekiyorsa beş dakikalık bir ara da
verebilirim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)- Hayır, gerek yok Sayın
Başkanım.
Uygun görürseniz, tereddütleri tümüyle bertaraf etmek
üzere, söz konusu düzenlemedeki "Madde 10.- 205 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir" ibaresiyle, ondan
sonraki "Geçici Madde 6" sözcüğündeki "6"
rakamının çıkarılarak, bu maddenin "geçici madde"
biçimine düşünüştürülmesi halinde hiçbir iltibasa mahal kalmayacaktır.
Arz ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Efendim, bu 10 uncu maddenin ifade ettiği
hükümlerdeki -kanun tekniği itibariyle, kanunlar bütünlüğü
itibariyle- eksik redaksiyonun düzeltilmesi koşuluyla, Kanunun tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler...Kanunun tümü
kabul edilmiştir; hayırlı uğurlu olsun.
İlkokulda hepimize okutmuşlardı
"Olacağım avukat; dava kazandığım gün,
şanım, sevincim olur iki kat" diyordu... Bir kanunu geçirince
bizim sevincimiz de iki kat oluyor. Hayırlı, uğurlu olsun.
Benim Genel Kuruldan istirhamım, şu
kanunları anlaşarak getirelim. Bakın, ne güzel, iki saatte, 2
kanunu geçirdik gitti.
NECMETTİN DEDE (Muş) – Sayın
Başkan, bugün, ağzınızdan bal akıyor.
BAŞKAN – Evet evet, öyledir.
Sayın milletvekilleri, Yüce Heyetinizin
aldığı kararla, basılı gündemin sıralama
numaralarında bir değişiklik oldu ve 3'ü şimdi kabul ettik.
Dolayısıyla, basılı gündemin 3 üncü sırasındaki
teklif böylece 4 üncü sıraya kaymış oldu.
4. – Ankara Milletvekili Yücel
Seçkiner'in 4.7.1934 Tarih ve 2559 Sayılı Polis Vazife ve
SelahiyetKanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun
Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/64) (S. Sayısı :
15)
5. – Tokat Milletvekili Ahmet Feyzi
İnceöz ve 22 Arkadaşının, Tütün Mamullerinin
Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun Teklifi ile Tütün ve Tütün
Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair 9.1.1991 Tarih ve 3694
Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince
Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme
Tezkeresi ve AdaletKomisyonu Raporu (2/70, 1/5) (S. Sayısı : 17)
BAŞKAN – Yeni sıralamaya göre 4 ve 5 inci
sırada olan konularla ilgili olarak Hükümetin görüşme talebi yok.
Yani, İçtüzüğümüzün 78 inci maddesine göre, bunları
görüşmemiz mümkün değil.
6. – Türkiye Büyük Millet Meclisi
İdare Amirleri Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner, Adana Milletvekili Veli
Andaç Durak, Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Çelik,
Gaziantep Milletvekili Mustafa Yılmaz ile Balıkesir Milletvekili
İ. Önder Kırlı'nın, 832 Sayılı
Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine
ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa ve
Plan ve Bütçe komisyonları raporları (2/201) (S. Sayısı :
24) (1)
BAŞKAN – Halen, basılı gündemin 5 inci
sırasında; ama, yeni teselsüle göre 6 ncı sırada olacak
olan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amirleri Ankara Milletvekili
Sayın Seçkiner, Adana Milletvekili Sayın Durak, Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Çelik, Gaziantep Milletvekili Sayın Yılmaz,
Balıkesir Milletvekili Sayın Kırlı'nın 832
Sayılı Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair
Kanun Teklifi ve Anayasa ve Plan ve Bütçe Komisyonları
raporlarının müzakerelerine başlıyoruz.
Komisyonumuz hazır mı?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Hazır efendim.
BÜLENT AKARCALI (İstanbul) – Sayın
Başkan, müsaadenizle, usulle ilgili bir şey söylemek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
BÜLENT AKARCALI (İstanbul) – 4 üncü sırada
olan, Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanun,
aslında Meclisin kendi kanunu olmuş olup, zamanında, Sayın
Cumhurbaşkanının tekrar görüşülmesi isteğiyle buraya
gönderilmiştir. Bunun gündeme alınması için Hükümetin
ayrıca bir teklifine ihtiyaç yoktur. Bu, Meclisin, zaten kabul
edilmiş bir kanunudur. Dolayısıyla, bunun, burada, Hükümetten
herhangi bir tezkere beklenmeden ele alınması gerekiyor.
Bakıldığında görüldüğü gibi, Anayasanın 89 uncu
maddesi gereğince, Cumhurbaşkanınca, bir daha görüşülmek
üzere geri gönderilmiş bir kanundur, Hükümetle yakından uzaktan bir ilişkisi kalmamıştır;
Meclisin kendi malıdır. Yoksa, burada "Egemenlik
kayıtsız şartsız hükümetindir" diye yazmak gerekir.
BAŞKAN – Hayır efendim, olur mu... Hele hele,
biz hiç vermeyiz onu.
AHMET FEYZİ İNCEÖZ (Tokat) – Aynı konuda
ısrar ediyorum efendim.
BÜLENT AKARCALI (İstanbul) – Evet, yalnız
değilim efendim; Sayın Komisyon Başkanımız da burada.
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI M. NECATİ
ÇETİNKAYA (Konya) – Sayın Başkanım, zaten, daha önce,
hükümet tarafından, Komisyonda görüşülmek üzere gelmişti ve
gündeme de daha önce girmişti. Yani, Hükümetin güvenoyu bahis konusu
olmadan...
(1) 24 S.
Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN – Efendim, İçtüzüğün 78 inci
maddesi gayet açık ve genel "Bakanlar Kurulunun herhangi bir sebeple
çekilmesi halinde yeni Bakanlar Kurulu güven oyu alıncaya kadar, Anayasa
ve İçtüzük değişiklikleri hariç, kanun tasarı ve
tekliflerinin komisyonlarda ve Genel Kurulda görüşülmesi ertelenir. Ancak,
Bakanlar Kurulunun öncelikli olduğunu bir yazı ile
Başkanlığa bildirdiği kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine devam olunur" diyor; keşke olsa da, bu mekruh ve
menfur tütünden kurtuluşa yardımcı olsak.
BÜLENT AKARCALI (İstanbul) – Sağ olun
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Hükümet hazır
mı?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Hazır efendim.
ADALET BAKANI MEHMET AĞAR (Elazığ) – Hazırız
efendim.
BAŞKAN – Sayın Komisyon ve Hükümet
hazır.
832 Sayılı Sayıştay Kanununun
Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı
Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi...
Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu
oylayacağım.
Komisyon raporunun okunmasını kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Komisyon raporunun okunması kabul
edilmemiştir.
Tümü üzerinde, gruplar adına söz talebi?..
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Sayın
Başkan, Grubum adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına Sayın
Oğuz.
Gruplar adına ve kişisel başka söz
talebi varsa, kaydını yapacağız.
Buyurun Sayın Oğuz. (RP
sıralarından alkışlar)
RP GRUBU ADINA ALİ OĞUZ (İstanbul) –
Muhterem Başkan, muhterem ve değerli arkadaşlarım; 24
sıra sayılı kanun teklifi ve Anayasa ve Plan ve Bütçe
Komisyonları raporları üzerinde Grubumun görüşlerini arz etmek
üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce
Heyetinizi hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, önümüzdeki metnin
genel gerekçesinden de anladığımız veçhile, yüce bir mahkememiz
ve kurumumuz olan Sayıştayımızın Kanununun 1.11.1990
tarih ve 3677 sayılı Kanunla değişik 5 inci maddesinin
tamamı ile 6 ncı maddesinin üçüncü, dördüncü ve beşinci
fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 23.5.1992 tarih ve 21236
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 11.7.1991 tarih, esas 1990/39,
karar 1991/21 sayılı kararıyla iptal edilmiştir. Hepinizin
malumu olduğu bir hadise. O tarihten bu yana da epeyce bir zaman
geçmiştir ve bu suretle doğan hukukî boşluğun giderilmesi
için, iptal kararının Resmî Gazetede yayımlandığı
tarihten itibaren altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar
verilmiştir ve o süre de, malumunuz olduğu gibi, manzuru âliniz
olduğu gibi, işlemiştir.
İptal edilen 5 inci madde, Sayıştay
Birinci Başkanının seçim usulü ile görevine 4 yıllık
sınır getirilmesi; 6 ncı maddesinin iptal edilen
fıkraları ise, Sayıştay üyelerinin seçim usulüne
ilişkindir. Bu husus da, malumunuz. O tarihten bu yana, bu husus, herkesin
bildiği açık seçik bir gerçektir. Anayasa Mahkemesinin iptal
gerekçesi, özetle, Türkiye Büyük Millet Meclisine ait bir yetkinin, Plan ve
Bütçe Komisyonu dahil, hiçbir Meclis komisyonunca
kullanılamayacağı şeklindedir. Nitekim, önümüze gelen
teklifte, bu konuyla ilgili bir ek 8 inci maddede, daha geniş yetkiler
verilmesi, Meclisin bazı görevleri Sayıştaya vermesi, partilerin
mal varlığının incelenmesi hususunda kendisine görevler
verilmesi, neredeyse Meclisteki araştırma ve soruşturma
komisyonlarınca da verilen kararlar üzerine, yine, Sayıştayımıza
bazı görevler verilmesi hususu, gene bu teklifte yer almaktaydı;
ancak, inceleme hususunda, ana komisyon, Anayasa Komisyonundan bu konuda bir
mütalaa isteme durumunda kaldı ve Anayasa Komisyonumuz bu konuyu ariz amik
inceledi ve netice itibariyle, ek 8 inci maddede istenilen bu yetkilerin ve
görevlendirmenin Anayasaya aykırı olduğuna dair bir düzenleme
yaparak, raporunu asıl komisyona verdi; bir tali komisyon görevinden
ziyade bir mütalaa serdetme hususundaki raporu önünüzdeki metinlerde mevcuttur
ve esbabı mucibesi de gene o metinlerde derc edilmiştir.
Yüce Heyetinizin bu konuda fazla zamanını
almak istemiyorum. Önümüzdeki metnin -hemen bir göz
atıldığı zaman- 9 uncu sayfasında Anayasa Komisyonu
raporu olarak derç edilen o raporda "Anayasanın 160 ıncı
maddesine göre Sayıştay, genel ve katma bütçeli dairelerin bütün
gelir ve giderleri ile mallarını Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına denetlemek ve sorumlularının hesap ve işlemlerini
kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme ve denetleme ve hükme
bağlama işlerini yapmakla görevlidir" şeklinde Sayıştayın
görevlerini tadat ettikten sonra, asıl, Sayıştay'ın,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına görev yaptığı
gerçeği doğrultusunda önerilen ek 8 inci madde
değerlendirilmiş ve netice itibariyle "maddenin birinci
fıkrasının Anayasanın 160 ıncı maddesine aykırılık
taşımadığı; ancak, son satırının 'kamu
kaynaklarından desteklenen dernek ve vakıf hesaplarını,
malî nitelikteki diğer konuları ve iddiaları inceleyebilir' şeklinde
ifade edilmesinin daha uygun olacağı görüşünde
birleşilmiştir" denilmektedir.
Yine "maddenin ikinci fıkrasına göre
birinci fıkrada düzenlenen konularda, Türkiye Büyük Millet Meclisi
tarafından, kendileriyle ilgili olarak inceleme ve denetim
hakkını Sayıştaya vermek, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
denetim görev ve yetkisini bir başka hukukî gruba devretmek anlamına
gelir" şeklinde mütalaasını da, yine, raporuna derç etmek
suretiyle bir açıklık getirmiştir. "Bu ise, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasanın 87 nci ve
Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme ve denetim yollarını
düzenleyen 98 inci maddesine açıkça aykırıdır"
denildikten sonra "kaldı ki, devletin gelir giderleri ve
mallarıyla ilgili kesin yargı fonksiyonunu Meclis adına yürüten
Sayıştayın bu bünyesini de korumak gerekir" şeklindeki
ifadeden sonra "ayrıca, siyasî parti Meclis gruplarının,
kendileri için Sayıştay denetimi istemeleri, Anayasanın 69 uncu
maddesinin, siyasî partilerin gelir giderleri ve mallarını tespit ve
denetleme görevini Anayasa Mahkemesine veren emredici hükmü
karşısında düşünülemez. Bu maddeye göre de Anayasa
Mahkemesinin Sayıştaydan sadece yardım sağlaması
öngörülmüştür" şeklinde raporuna devam etmektedir.
Onun için, yüksek huzurlarınızda, raporun
tahlilini ve metninin tamamını
ifade etmek istemiyorum ve böylece, huzurumuza gelen şu metinde, ek
8 inci madde çıkarıldıktan sonra, geri kalan maddeler hususunda,
gerek genel gerekçede gerekse madde gerekçelerinde ifade edildiği gibi,
bir yenilik, açıklık ve rahatlık getirmektedir ve rahatlık
getirmektedir. Biz, Grup olarak, bu getirilen hükümlere ve Plan ve Bütçe
Komisyonunda kabul edilen bu maddelere sıcak bakıyor, müspet mütalaa
serdediyoruz ve bunlara müspet oy vereceğimizi; bir an evvel de, o
tarihten bu yana bir boşluk arz eden ve bir türlü de çıkarılamayan
bu hükümlerin çıkarılmasında, bu kanun
değişikliğinin yapılmasında zaruret gördüğümüzü,
bundan fayda umduğumuzu ifade ediyorum.
Kanun teklifinde emeği geçenleri, başta
Sayın Başkan olmak üzere, bütün Sayıştay mensubu
arkadaşlarımı kutluyorum ve Yüce
Sayıştayımıza bu kanun teklifinin hayırlı
olmasını dileyerek, Yüce Heyetinize saygılarımı arz
ediyorum efendim. (RP, ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Oğuz, teşekkür
ediyorum efendim.
Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Yayla;
buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)
ANAP GRUBU ADINA HÜSEYİN YAYLA (Hatay) –
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 832
sayılı Sayıştay Kanununun bazı maddelerinin
değiştirilmesi ve bazı maddeler eklenmesi konusunu ifade etmek
üzere, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Sayın milletvekilleri, Sayıştay
Kanununun başkan ve üyelerinin seçimine ilişkin maddeleri, Anayasa
Mahkemesi kararıyla, yaklaşık beş yıl önce iptal
edilmiş, ancak, ortaya çıkan hukukî boşluğun giderilmesi,
bütün gayretlere rağmen, bugüne kadar mümkün olamamıştır.
Ayrıca, Sayıştay denetiminin etkin hale
getirilmesi bakımından da bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç
bulunmaktadır. Teklif, bu hususların karşılanması
amacıyla hazırlanmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonundan
geçtiği haliyle, yürütme ve yürürlük maddeleri dahil 10 maddeden
oluşan bu teklifle, Sayıştay Kanununun Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen 2 maddesi yeniden düzenlenirken, adı geçen
Kanunun 5 maddesinde değişiklik yapılması ve bu Kanuna 4 ek
madde ilave edilmesi öngörülmektedir.
Teklifte, Sayıştay üyeliğiyle ilgili üç
düzenleme mevcuttur. İlk olarak, Sayıştay üyeliğine seçilme
niteliklerinde değişiklik yapılmak suretiyle, Sayıştay
faaliyetleriyle ilgili görülen İçişleri ve Maliye
Bakanlıkları ile Hazine Müsteşarlığı merkez
denetim elemanlarına Sayıştay üyesi olabilme imkânı
sağlanmıştır.
İkinci olarak, Sayıştay üyelerinin seçim
usulü belirlenmiş ve Anayasa Mahkemesi kararına uygun biçimde,
seçimin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda neticelendirilmesi
esası getirilmiştir. Bu düzenlemeye göre, boş Sayıştay
üyelikleri için, önce, Sayıştay Genel Kurulunda 4 aday belirlenmekte,
daha sonra, Önseçim Geçici Komisyonu tarafından aday sayısı 2'ye
indirilmekte ve nihayet, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, seçim
gerçekleştirilmektedir.
Burada sözü edilen Sayıştay Başkan ve
Üyeleri Önseçim Geçici Komisyonunun oluşum tarzı ve çalışma
esasları bir ek maddeyle düzenlenmiştir. Buna göre, önseçim geçici
komisyonu, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri arasından, siyasî partiler ile
bağımsızların Türkiye Büyük Millet Meclisindeki temsil
güçleri oranında ve ad çekme usulüyle belirlenen 15 üyeden
oluşmaktadır. Bu komisyonun salt çoğunluk ile toplanması,
gerektiğinde adaylarla mülakat yapılabilmesi ve gizli oyla
yapılacak aday belirleme işlemini en çok üç turda tamamlaması da
ek maddede düzenlenen diğer hususlardandır.
Ayrıca, halen boş bulunan 15
Sayıştay üyeliği seçimiyle ilgili bir düzenlemeye de, teklifte
yer verilmiştir. Geçici madde şeklinde yaplan bu düzenlemede seçimin
bir an önce tamamlanabilmesi maksadıyla, bu seçimin doğrudan Türkiye
Büyük Millet Meclisinde tamamlanması öngörülmüştür.
Sayıştay Birinci Başkanını
seçim usulü de, yine, Anayasa Mahkemesi kararına uygun olarak Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda gerçekleştirilecek tarzda
düzenlenmiş, Önseçim Geçici Komisyonunun görevi ise "iki aday tespit
etmek" şeklinde belirlenmiştir.
Sayıştay Başkanlığı
görevinin süresi ise yedi yıl olarak belirlenmiştir. Bu sürenin
belirlenmesinde, aynı yasama döneminde birden fazla Sayıştay Başkanı
seçiminin yapılmaması ve seçilen başkanlara icraat için yeterli
süre tanınması hususları göz önünde bulundurulmuştur. Halen
görev başında bulunan Sayıştay Başkanının görev
süresiyle ilgili geçici maddenin düzenlenmesinde ise, bu hususta ortaya
çıkması muhtemel tereddütlerin önlenmesi
amaçlanmıştır.
Sayıştay Kanununun mevcut maddelerindeki
diğer değişiklikler ise, Sayıştayın iç
işleyişi ve mensupları ile ilgilidir. Bu maddelerde,
Sayıştay Genel Kurulunun toplantı nisabının
değiştirilmesi, Sayıştay mensuplarının
bilirkişilik yapmalarına izin veren mevcut hükmün kanun metninden
çıkarılması ve meslek mensuplarının tezkiye
amirlerinin yeniden belirlenmesi öngörülmektedir.
Ayrıca, Sayıştay Başkan ve
üyelerinin teminatıyla ilgili maddeye de bir fıkra ilave edilerek,
Sayıştay Birinci Başkan ve üyelerinin, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanının önerisi üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi
üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli
oyuyla görevden alınabilmelerine dair bir düzenleme getirilmiş
bulunmaktadır.
Sayıştay Kanununa ilave edilmesi öngörülen ek
maddelere gelince, bunlar, Sayıştayın denetim
anlayışına yeni bir veçhe kazandıracak nitelikte
düzenlenmelidirler. Gerek önceki yasama dönemlerinde gerekse Sayıştay
bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu
toplantılarında, Sayıştay denetiminin eksikliği olarak
belirtilen hususlar bu düzenlemelerle büyük ölçüde çözümlenmiş ve
Sayıştayda başlatılmış olan yeniden
yapılanma çalışmalarının devamı
sağlanmış olacaktır.
Sayıştay Kanununa ilave edilmesi öngörülen ek
maddelerden biri kısmî denetimle ilgilidir. Saymanlık
sayısı 12 bini aştığı halde,
Sayıştayca, her yıl bu saymanlıklardan, yaklaşık
2 bin adedi incelenebilmektedir. Denetim işgücünün, bazı
saymanlıkların bütün işlemlerinin incelenmesine tahsis edilmesi
yerine, bütün saymanlıkların bazı işlemlerinin denetimine
tahsis edilmesi, günümüz koşullarında zorunlu hale gelmiştir.
Mevcut hükümlere göre, herhangi bir saymanlık hesabına dahil
işlemlerin, Sayıştayca, kısmen incelenebilmesi mümkün
olmadığından, böyle bir düzenlemeye gerek görülmüştür.
Sayıştayın en büyük problemlerinden
biri, modern denetim tekniklerini uygulama imkânından yoksun
bulunmasıdır. Sadece hukuka uygunluk yönünden yürütülen denetim,
çoğu zaman şeklî bir nitelik taşımakta ve yetersiz kalmaktadır.
Diğer taraftan, kamu yönetiminde, hukuka uygunluk yanında dikkate
alınması gereken en önemli ilkeler, verimlilik, etkinlik ve
tutumluluktur. Bu nedenle, Sayıştayın performans denetimi
yapması günümüz koşullarında zarurî hale gelmiştir. Bu
ihtiyacı karşılamak üzere, teklifte, konuya ilişkin bir ek
maddeye yer verilmesi uygun bulunmuştur. Bu denetim usulüyle, aynı
zamanda, denetim kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşlarının
bu yöndeki çalışmaları da teşvik edilmiş
olacaktır.
Teklifte, son olarak yer alan ek maddeyle de, il özel
idareleri ve belediyelerin, harcamaya ilişkin olarak yapacakları
sözleşmelerden hangilerinin Sayıştay tescilinden istisna
edileceğinin, Sayıştay Başkanlığının önerisi
üzerine, her yıl bütçe kanunuyla tespit edilmesi öngörülmüştür. Bu
düzenlemeyle, bugüne kadar her yıl bütçe kanunlarında yer alan hükme
dayanılarak Sayıştay Genel Kurulunca yapılan bu tespit
bundan böyle doğrudan bütçe kanunuyla yapılacaktır.
Beş yıldır yürürlüğe konulması
gereken bu düzenlemelerin, daha fazla geciktirilmesinin büyük sakıncalar
yaratacağı, Anayasamızın hükümlerinin -bilhassa malî
denetimi açısından- yerine getirilmesinin kaçınılmaz
olduğu yüksek takdirlerinizdedir.
Teklifin bu bakımdan kabulünü, memleketimize
hayırlı olmasını diler, saygılarımı sunarım.
Teşekkür ederim. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın
Bedük; buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)
DYP GRUBU ADINA SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün görüşmeye
başladığımız, Sayıştay Kanunda
değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi üzerinde,
Grubum adına görüşlerimi sunmak üzere söz almış
bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teklifle, esas itibariyle, bir yandan Anayasa
Mahkemesinin iptal kararıyla ortaya çıkan hukukî
boşlukların doldurulması, diğer taraftan da,
Sayıştayın daha etkin bir biçimde faaliyet göstererek, Yüce
Meclisimize daha tatminkâr raporlar sunmasını teminen gerekli
düzenlemelerin hükme bağlanması öngörülmektedir.
Anayasa Mahkemesi kararından sonra, uzun bir süre,
Sayıştay başkan ve üyelerinin seçim usul ve
esaslarının Yüce Meclisimizce karara
bağlanmadığı, bunun sonucunda kamuoyunda bazı
tartışmaların yaşandığı ve
Sayıştayımızın çalışmalarının da
bu hukukî boşluktan olumsuz yönde etkilendiği hepimizin
malumlarıdır. Bu nedenle, Plan ve Bütçe Komisyonumuzca üzerinde
uzlaşılan ilkeler etrafında birleşmemizin, bu haliyle
teklifi süratle kanunlaştırmamızın uygun olacağını
ifade etmek istiyorum.
Her ne kadar, Plan ve Bütçe Komisyonunun
çalışmaları sırasında, siyasal parti genel
başkanlarının mal varlıklarıyla ilgili
birkısım iddia ve ithamların hukukî bazda çözümlenmesi, tespiti
ve incelenmesine yönelik, kanun maddesine bir ek madde ilavesi istenilmiş
ise de, Plan ve Bütçe Komisyonunda özellikle değiştirildiğini
belirtmek istiyorum.
Buradaki ana hedefimiz, Anayasamıza
aykırı olarak bir soruşturma yetkisinin verilmesi değil,
esas itibariyle siyasal parti genel başkanlarını doğrudan
doğruya ilgilendiren mal varlığı konusundaki bir kısım
iddiaların tespit ve incelenmesine tespit ve inceleme imkânının
verilmesine yönelikti.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sayıştayımız, bir süreden beri mevcut iş yükü ve
işgücü dengesini daha rasyonel temellere oturtmanın
arayışı içerisindedir. Modern denetim, metot ve tekniklerindeki
gelişmelerin yakından izlenmesi, denetim, planlama ve insan
kaynakları yönetiminin oluşturulmaya başlanması ve
Sayıştay denetiminin modernizasyonu projesinin uygulamaya hazır
hale getirilmesi bu arayışın ürünleridir.
Teklifte yer alan kısmî denetimle ilgili
düzenleme, sonuçta, tamamen zaman ve işgücü tasarrufu sağlayacak ve
denetimde verimliliği artıracak bir düzenlemedir. Bu düzenlemeyle,
Sayıştay denetimine, modern tekniklerin dahil edilmesi ve denetimin
daha akılcı ve daha organize bir faaliyet haline getirilmesiyle
mümkün olabilecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
uzun süreden beri hazırlık çalışmaları devam eden ve
değişik platformlarda tartışılarak
olgunlaştırılan ve sonuçta, Plan ve Bütçe Komisyonumuzun
Başkan ve üyelerinin değerli katkılarıyla son şeklini
alan bu kanun teklifinin -konuşmamın başında da
belirttiğim gibi- bir an önce kanunlaşması ve bu suretle
Sayıştayımızın çalışmalarına yeni bir
ivme kazandırılması en halisane dileğimdir. Bu nedenle, fazla
vaktinizi almak istemiyorum; ancak, çok önemli gördüğüm performans
denetimi konusunu özellikle size açmak istiyorum.
Sayın Başkan, sayın üyeler; ek madde
10'da, Sayıştayın, denetimine tabi kurum ve
kuruluşların, kendilerine verilen görevleri yerine getirirken,
kaynaklarını ne ölçüde verimli, etkin ve tutumlu
kullandıklarını incelemeye yetkili olduğu; bu inceleme ve
denetim sonuçlarının, Sayıştay Birinci Başkanı
tarafından, bir değerlendirme raporuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulacağı hükme
bağlanmaktadır. Maddenin düzenleme sebepleri genel gerekçede
açıklanmıştır. Madde gerekçesinde de özel olarak ifade
edilmiştir. Konuşmamda bunlara temas etmeyeceğim ve
dokunmayacağım.
Sayın Başkan, sayın üyeler; malumunuz
olduğu üzere, bütün dünyada, kamu kesiminin daha hızlı, daha
etkili çalışması, daha az masraflı; ama, daha kaliteli
hizmetler sunması yolundaki arayış, çaba ve teşebbüsler,
özellikle 1950'li yıllardan sonra yoğunluk kazanmıştır.
Bu arayış, çaba ve teşebbüsler, günümüzde de bütün ağırlığıyla
devam etmektedir. Böyle olması da son derece tabiîdir. Gerçekten, kamunun,
yurttaşların değişen, çeşitlenen ve artan
ihtiyaçlarının layıkı veçhile karşılanması,
kamu kesiminin değişen şartlara göre sürekli yenilenmesi ve
yeniden yapılanmasına bağlıdır.
Performans denetimi, kamunun daha etkili ve verimli
çalışması arayışlarına paralel olarak ortaya
çıkan bir kavramdır. Bu denetim, kamu kaynaklarının
mevzuata uygun kullanımını araştırmakla yetinen klasik
denetimden farklı olarak, kaynakların verimli ve etkin
kullanılıp kullanılmadığını
değerlendiren ve kamu yönetiminin iyileştirilmesi çabalarına
yardımcı olan bir denetimdir.
Performans denetimi, yüzü geçmişe değil,
geleceğe dönük ve yapıcı bir anlayışı temsil
etmektedir.
Konuşmamın bu aşamasında, izninizle,
performans denetiminin temel karakteristiklerini ana hatlarıyla sizlere
belirtmek istiyorum. Performans denetimi, kamu kaynaklarının verimli,
etkin ve tutumlu kullanılıp
kullanılmadığının araştırılmasıdır
ve bununla sınırlı bir faaliyettir. Başka bir ifadeyle,
kamu hizmetleriyleriyle ilgili temel tercihlerin yapılması işi,
dünyanın her yerinde, denetim organlarının değil,
parlamentonun, hükümetin ve idarenin görevleri arasına girmektedir.
Performans denetimi, denetim organlarının
kamu hizmetindeki aksaklıkları ve yetersizlikleri, yasama ve yürütme
organlarının dikkatlerine sunma ve onları bilgilendirme
işidir. Aksaklıkların düzeltilmesinin yol ve yöntemleriyle
zamanlamasının tayini tamamen yasama ve yürütmenin yetkileri
dahilindedir.
Performans denetimi, kesinlikle yerindelik denetimi
değildir.
Performans denetimi, sorumluları bulma ve
onları cezalandırma faaliyeti hiç değildir. Performans denetimi,
sorumlularla değil, daha az masrafla, daha kaliteli hizmetler
üretilmesiyle ilgilidir.
Sayın Başkan, sayın üyeler; teklifin ek
madde 10'da öngördüğü düzenleme, az önce belirtmeye
çalıştığım gelişmelere ve tabloya uygun
düşmektedir.
Performans denetimi, hemen hemen bütün dünyada,
artık, sayıştayların en tabiî denetim alanları
içerisinde görülmektedir. Kanada'da, İngiltere'de, Amerika Birleşik
Devletlerinde ve İsveç'te, yargı yetkisi bulunmayan
sayıştaylar, uzun yıllardır bu denetimi başarıyla
yapagelmektedirler. Fransa, İtalya ve Belçika gibi ülkelerde de yargı
yetkisi bulunan sayıştaylar, performans denetimi
çalışmalarını, klasik denetim faaliyetlerine
eklemişler ve bu alanda önemli mesafeler katetmişlerdir.
Kısacası, performans denetimi yapmak ve bu
denetimin sonuçlarını raporlarla parlamentolarına sunmak,
yargı yetkisi olsun veya olmasın, bütün çağdaş
sayıştayların ortak özelliklerinden birisidir.
Kuşkusuz, klasik uygunluk denetimi, performans
denetimi yapan sayıştaylarda önemini korumaya devam etmektedir.
Performans denetimi, klasik denetimin yerine geçen veya onu ortadan
kaldıran bir faaliyet değil, onun
tamamlayıcısıdır. Elbette, sayıştaylar,
performans denetimi yapmaya başladıktan sonra da, planlı ve
ilkeli bir biçimde, usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların üzerine gitmeye
devam etmişlerdir ve devam etmektedirler.
Sayın Başkan, sayın üyeler;
bildiğiniz gibi, kamu malî yönetimi sistemimizin modernizasyonu
çalışmaları, Dünya Bankası finansmanı desteğinde
de sürmektedir. Sayıştay denetiminin, performans denetimi yoluyla
desteklenmesi, malî sistemimizdeki modernizasyon
çalışmalarının ayrılmaz bir parçası olarak
düşünülmelidir. Bu bakımdan, maddenin sevk edilmesi, zamanlama
bakımından son derece yerinde bir harekettir.
Yapılan bu düzenlemeyle, Yedinci Beş
Yıllık Kalkınma Planının "Kamu Hizmetlerinde
Etkinliğin Artırılması Projesi ve Kamu Kesiminde Ücret
Adaletinin Sağlanması" başlıklı bölümünde yer
alan ve performans denetimi noktasında 832 sayılı
Sayıştay Kanununun gözden geçirilmesini öngören hedef de, bir anlamda
gerçekleşmiş olmaktadır.
Kuşkusuz, performans denetimi yapmanın,
açık, yasal yetkiler sağlamakla bitmeyen yönleri de
bulunmaktadır. Gerçekten, performans denetimi, planlamasıyla,
yürütülmesiyle ve sonuçlarının raporlanmasıyla, klasik denetime
oranla daha uzun, sabırlı ve titiz bir çalışmayı da
gerektirmektedir.
Sayıştayımızın, son zamanlarda
artan ve yoğunlaşan uluslararası temas ve eğitim
çalışmaları, performans denetimi alanında önemli bir teorik
birikimi de sağlamıştır. Bu birikimin, performans denetimi
çalışmalarını başlatmada önemli bir sıçrama
tahtası olacağına yürekten inanıyorum.
Sayın Başkan, sayın üyeler; sözlerimi
bitirirken şu gerçeğin altını çizmek istiyorum: Performans
denetimi yetkisinin, açık bir yasal düzenlemeyle Sayıştaya
verilmesi, Sayıştayımız açısından bir prestij
meselesi olmaktan çok, Yüce Meclisimize, raporlar yoluyla doyurucu bilgiler
gelmesi ve dolayısıyla, yasama denetiminin artması ve etkinleşmesi
meselesidir.
Bu düşüncelerle, teklifi desteklediğimizi
belirtiyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN – Sayın Bedük, teşekkür ediyorum.
Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.
ÖNDER SAV (Ankara) – Grubumuz adına, Sayın
Oya Araslı konuşacaklar.
BAŞKAN – Efendim, daha önce işaret mi
buyurmadınız, biz mi görmedik?
OYA ARASLI (İçel) – Bir anlaşmazlık oldu
herhalde.
BAŞKAN – Peki.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın
Araslı, buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) – Sayın
Başkan, Genel Kurulun değerli üyeleri; sizleri saygıyla
selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Sayıştay Kanunun bazı maddelerinin,
Anayasa Mahkemesinin 11.7.1991 tarih, esas 1990/39, karar 1991/21
sayılı kararıyla iptal edilmesi üzerine, hepimizin bildiği
gibi, ortaya bir hukukî boşluk çıkmıştır. Bu
boşluğu ortadan kaldırmak ve özellikle Sayıştay
Birinci Başkanının ve üyelerinin seçimine ilişkin
kuralları belirlemek amacıyla yeni bir düzenleme yapılması
zorunlu hale gelmiştir. Bugün, bu zorunluluğu yerine getirme
aşamasına gelmiş bulunmamız, hepimiz için, cidden, memnuniyet
verici bir durumdur. Bu zorunluluğu yerine getirirken ve boşluk
doğan konularda yeni kurallar koymaya giderken, hepimizin bildiği
gibi, uyulması gereken, esas alınması gereken bazı
dayanaklar vardır. Bunların başında, Anayasa ve konuyla
ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gelmektedir. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, Sayıştay Kanunuyla ilgili bu düzenlemeyi yapma
aşamasına gelinmiş olmaktan son derece mutluluk
duymaktayız; ama, ortaya konulan düzenlemenin, bazı açılardan,
Anayasaya ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uyumlu
olmadığı görüşünü taşımaktayız.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının
gerekçesinde, Sayıştay birinci başkanını ve üyelerini
seçme yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olduğu, bu yetkinin
başka hiçbir organ ve başka ad ve sıfatı taşıyan
birtakım komisyonlarca kullanılamayacağına ilişkin bir
belirleme vardır. Anayasa Mahkemesinin gerekçesinde bu hususlar
açıkça belirtilmişken, önümüze getirilen teklifte, önümüze getirilen
öneride yapılan düzenlemeyle, Sayıştay üyelikleri ve Birinci
Başkanlığı için ön seçme yapacak bir komisyona,
adayları eleme yetkisinin bırakıldığı
görülmektedir.
Adayları eleme demek, başvuranları eleme
demek, başvuranlar arasından bir kısmının -Yüce
Meclis, hiçbir irade ortaya koymaksızın- seçilmemiş konuma
düşürülmesi demektir. Bu hususa, Yüce Meclisin dikkatini çekmek isterim.
Tespit ettiğimiz bu aksaklığı gidermek üzere önümüze gelen
öneride, 2 nci, 3 üncü ve ek 8 inci maddeyle ilgili olarak, Anayasa Mahkemesi
kararı ve Anayasayla uyumu sağlamak üzere, birtakım
değişiklik önerileri vermiş bulunmaktayız. Bu konuda,
açıklamalarımız doğrultusunda, Yüce Meclisin desteğini
beklediğimizi belirterek, saygılarımı sunarım.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN– Sayın Araslı, teşekkür
ediyorum.
Gruplar adına başka söz talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, maddelere
geçmeden önce bir hususu belirtmek istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun efendim.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayıştay gibi çok önemli
bir anayasal kurumu konuşuyoruz. Salonda, Anayasanın 96 ncı
maddesinde istenilen karar yetersayısının
olmadığını da görüyoruz. Bunu, Yüce Meclisin takdirine
sunuyorum.
BAŞKAN – Efendim, karar yetersayısı
aramamızı mı talep ediyorsunuz?
ÖNDER SAV (Ankara) – Evet efendim.
BAŞKAN – Peki.
Sayın milletvekilleri, teklifin maddelerine
geçilmesi hususunu oylayacağım; Sayın Sav'ın talebi
üzerine, karar yetersayısını arayacağım.
Maddelere geçilmesi hususunu kabul edenler...Kabul
etmeyenler... Teklifin maddelerine geçilmesi hususu kabul edilmiştir;
karar yetersayısı vardır. (DYP sıralarından
"Sağ ol Sayın Başkan" sesleri, alkışlar)
Efendim, Genel Kurul sağ olsun; çünkü,
yetersayıyı Sayın Genel Kurul sağladı.
1 inci maddeyi okutuyorum:
832
Sayılı Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine
ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair Kanun Teklifi
MADDE 1. – 21.2.1967 Tarih ve 832 sayılı
Sayıştay Kanununun 4 üncü maddesinin (B) fıkrasının
(c) bendindeki “görevlerde” ibaresinden sonra gelen “bulunmuş olmak”
ibaresi madde metninden çıkarılmış ve (B)
fıkrasına aşağıdaki (d) bendi eklenmiştir.
d) Lisans düzeyinde yüksek öğrenimi
tamamladıktan sonra kamu hizmetinde en az yirmi yıl
çalışmış olmak kaydıyla, İçişleri
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığı merkez denetim elemanlığı
görevlerinde,
Bulunmuş olmak.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde, okunduğu şekliyle kabul
edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. – Sayıştay Kanununun Anayasa
Mahkemesinin 11.7.1991 tarih; E:1990/39, K:1991/21 sayılı kararı
ile iptal edilen 5 inci maddesi aşağıdaki şekilde yeniden
düzenlenmiştir.
Madde 5. – Sayıştay Birinci
Başkanı, bu Kanunda yazılı niteliklere sahip isteklilerden
Ek 8 inci madde esaslarına göre Sayıştay Başkan ve Üyeleri
Ön Seçim Geçici Komisyonunca belirlenecek iki aday arasından Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunca gizli oyla seçilir.
Birinci Başkan seçilebilmek için Türkiye Büyük Millet
Meclisi üye tamsayısının dörtte birinin bir fazlasından az
olmamak kaydıyla ilk oylamada mevcudun salt çoğunluğunun oyu
aranır. İlk oylamada sonuç alınmadığı takdirde,
ikinci oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Birinci Başkanın görev süresi yedi
yıldır. Süresi biten yeniden seçilebilir. Yeniden seçilemeyen veya
seçime girmeyen Birinci Başkanın görev süresi yeni Başkan göreve
başlayıncaya kadar devam eder. Görevi sona eren Birinci Başkan
boş kadro şartı aranmaksızın Sayıştay üyesi
olarak göreve devam eder, boşalan ilk üye kadrosu kendisine tahsis edilir.
BAŞKAN – 2 nci madde üzerinde gruplar adına
söz talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Bir adet değişiklik önergesi var.
Efendim, hatırlayacaksınız,
İçtüzüğümüzün 87 nci maddesi yeni bir düzenlemeyle bir hüküm getirdi;
önerge sahibi, gerekçesinin okunmasını arzu ederse, kendisine söz
verme imkânımız yok; yok, gerekçem okunmasın buyurursa, o
takdirde söz verme imkânım var.
Önerge sahibine soruyorum...
ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçenin okunması yeterli
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Peki, teşekkür ederim.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 24 sıra sayılı
832 sayılı Sayıştay Kanunun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair
Kanun Teklifinin 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Önder
Sav Oya
Araslı Fatih
Atay
Ankara İçel Aydın
Zeki
Çakıroğlu İsmet
Atalay Bekir Kumbul
Muğla Ardahan Antalya
Atilâ
Sav Yahya
Şimşek Celal
Topkan
Hatay Bursa Adıyaman
Metin
Arifağaoğlu
Artvin
Madde 2- Sayıştay Kanunun, Anayasa
Mahkemesinin 11.7.1991 tarih; 1990/39, K: 1991/21 sayılı
kararıyla iptal edilen 5 inci maddesi aşağıdaki
şekilde yeniden düzenlenmiştir.
Madde 5- Sayıştay Birinci Başkanı,
ek 8 inci madde esaslarına göre kurulacak "Önseçim Geçici
Komisyonu" tarafından bu Kanunda yazılı niteliklere sahip
oldukları belirlenen adaylar arasından, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunca gizli oyla seçilir.
Birinci Başkan seçilebilmek için Türkiye Büyük
Millet Meclisi üye tamsayısının dörtte birinin bir
fazlasından az olmamak kaydıyla, ilk oylamada mevcudun salt
çoğunluğunun oyu aranır. İlk oylamada sonuç alınamadığı
takdirde, ikinci oylamada en fazla oy alan aday seçilmiş olur.
Birinci Başkanın görev süresi yedi
yıldır. Süresi biten yeniden seçilebilir. Yeniden seçilemeyen veya
seçime girmeyen Birinci Başkanın görev süresi, yeni başkan
göreve başlayıncaya kadar devam eder. Görevi sona eren birinci
başkan, boş kadro şartı aranmaksızın,
Sayıştay üyesi olarak göreve devam eder, boşalan ilk üye kadrosu
kendisine tahsis edilir.
Gerekçe:
Getirilen kanun teklifinin 2 nci maddesinde,
Sayıştay Birinci Başkanının "Sayıştay
Başkan ve üyeleri, Önseçim Geçici Komisyonu" tarafından
belirlenecek iki aday arasından Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunca seçileceğine ilişkin bir hüküm yer almaktadır. Bu
hüküm, Anayasa Mahkemesinin 23 Mayıs 1992 tarih ve 21236 sayılı
Resmî Gazetede yayımlanan 11.7.1991 tarih ve E: 1990/39, K: 1991/21
sayılı kararına ve dolayısıyla da Anayasanın,
Anayasa Mahkemesi kararlarının
bağlayıcılığı ilkesini ifade eden 153 üncü
maddesine aykırıdır; çünkü, Anayasa Mahkemesi, söz konusu
kararının gerekçesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına,
genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleriyle
mallarını denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini
kesin hükme bağlamak, işlemleri yerine getirmekle görevli olan
Sayıştayın Başkan ve üyelerinin seçiminin, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunca yapılmasının, Anayasadan
doğan bir zorunluluk olduğunu, adı ve görevi ne olursa olsun,
hiçbir komisyonun Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna verilmiş bir
yetkiyi kullanamayacağını açıklamıştır.
Başvurular arasında yapılacak bir
elemenin, seçimin bir aşaması olduğu gerçeğinden hareket
edilirse, bu konuda yetkili kılınan komisyon, Anayasa Mahkememize
göre, Anayasadan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanacaktır.
Anayasa Mahkemesinin ilgili kararına ve
dolayısıyla Anayasanın 160, 153 ve 6 ncı maddelerine
aykırı görünen bu düzenlemeye, Anayasa Mahkemesi kararına ve
Anayasa ilkelerine uygun bir öngörünüm kazandırabilmek amacıyla böyle
bir değişikliğe gidilmesi ve "Önseçim Geçici
Komisyonu" na, adayların, yalnız kanunda gösterilen nitelikleri
taşıyıp taşımadığı konusunda bir
inceleme yapmak yetkisinin bırakılması uygun görülmüştür.
BAŞKAN – Sayın Komisyon önergeye
katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın Hükümet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI MEHMET AĞAR (Elazığ) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.
Önergeye, Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet
katılmadı.
İçtüzüğümüzün 87 nci maddesinin dokuzuncu
fıkrası gereği, önerge sahibine söz verme imkânımız
yok.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde, tertip edildiği şekliyle kabul
edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. – Sayıştay Kanununun 6 ncı
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 6. –
Sayıştay’da boşalan üyeliklerin beşte üçü
Sayıştay Meslek Mensuplarından, geriye kalanlarının en
az yarısı Maliye Bakanlığı Meslek Mensuplarından
olmak üzere, 4 üncü maddenin (B) fıkrasının (b), (c) ve (d)
bentlerinde sayılan diğer adaylar arasından seçilir. Bu
oranların uygulanmasından tamsayı yanında meydana gelen
kesirler bir adet olduğu takdirde Sayıştay Meslek
Mensupları, iki adet olduğu takdirde, biri Sayıştay Meslek
Mensupları, diğeri ise Maliye Bakanlığı
kontenjanına aktarılır.
Sayıştay Başkanlığı
boşalan üyelik sayısının beşi bulduğu tarihten
itibaren yedi gün içinde başlamak üzere Resmi Gazete ve diğer
basın ve yayın organları kanalı ile seçim için duyuru
yapar. Başvurular Sayıştay’a yapılır. Üye
adaylığı için başvuru süresi, ilk duyuru tarihinden
itibaren bir aydır.
Sayıştay Genel Kurulunca,
Sayıştay’a başvuranların sicilleri üzerinde yapılacak
inceleme sonucunda, bu Kanunda yazılı niteliklere sahip
oldukları anlaşılanlar arasından mevcut üye
sayısının salt çoğunluğunun gizli oyu ile her boş
yer için dörder aday seçilir. Aday seçimi, başvuru süresinin bitiminden
itibaren otuz iş günü içerisinde sonuçlandırılır. Seçim
sonuçları, seçimi takip eden üç iş günü içerisinde Sayıştay
Başkanlığınca Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulur. Otuz iş günlük sürede seçim
tamamlanamadığı takdirde Sayıştay
Başkanlığı aday adaylıkları kabul edilmiş
olanların tümünü kontenjan gruplarını da belirtmek suretiyle
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunar. Bu
durumda, aday seçimi müteakip fıkrada belirtilen usule göre
yapılır.
Sayıştay Başkanlığınca
bildirilenler arasından bu maddenin birinci fıkrasındaki
dağılım oranları dahilinde Ek 8 inci madde esaslarına
göre boş üyelik
sayısının iki katı kadar belirlenen adaylar, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulur. Dağılım
oranları dahilinde gösterilen adaylar için ayrı ayrı listeler
halinde, birleşik oy pusulası düzenlenir. Adayların adlarının
karşısındaki özel yer işaretlenmek suretiyle oy kullanılır.
Seçilecek üyelerin sayısından fazla verilen oylar geçersiz
sayılır. Seçimde, kontenjan gruplarının oranları
dahilinde en çok oyu alan adaylar seçilmiş sayılır.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
1 adet önerge vardır.
Sayın Sav?..
ÖNDER SAV (Ankara) – Okunsun efendim...
BAŞKAN – Gerekçe okunsun; bununla iktifa...
ÖNDER SAV (Ankara) – Önerge okunsun...
BAŞKAN – Efendim?..
ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçe konusunda Hükümet ve
Komisyonun görüşünü aldıktan sonra...
BAŞKAN – Efendim, biz, gerekçeyi ona göre
okuyacağız. Şimdi, diyelim ki...
ÖNDER SAV (Ankara) – Efendim, İçtüzüğün 87
nci maddesini Meclis Başkanlığı yanlış uyguluyor.
Komisyonun ne diyeceğini öğrendikten sonra önerge üzerinde
konuşma hakkımız doğuyor...
BAŞKAN – Sayın Sav, ben, zatı
âlinizin ifade buyurduğu biçimde uygularsam; istiyorsunuz ki,
değişiklik metnini okutayım, Komisyonun ve Hükümetin
görüşünü alayım; yani, o safhaya gireyim, sonra, o safhadan
çıkayım, tekrar önerge sahibine döneyim... Bu, yanlış
uygulama; bizim uygulamamız doğrudur. Önergenin gerekçesinin
okunmasını arzu ederseniz, gerekçeyi okutacağım; size söz
vermeyeceğim; ama...
ÖNDER SAV (Ankara) – Efendim, sonuç
değişmeyecek "gerekçemiz okunmasın" dediğimiz
zaman, söz hakkımız doğuyor.
BAŞKAN – Tabiî...
ÖNDER SAV (Ankara) – Ancak, Komisyonun, önergemize
hangi gerekçeyle katılıp katılmadığını
nasıl saptayacağız?
BAŞKAN – Efendim, İçtüzüğün bu açık
hükmü karşısında, meseleyi tartışma konusu yapmak
istemiyorum Sayın Sav. Zatı âlinizin tercih hakkı var; yeni düzenlemeye göre, isterseniz söz
hakkınızı kullanırsınız, isterseniz önergenizdeki
gerekçeyi zabıtlara geçirtirsiniz.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Başkan, bir
tartışmaya neden olmak istemiyorum; bundan sonraki uygulamalarda ne yapacağımızı
saptamak istiyorum. Aslında, biz, konuşacağız. Ancak,
maddenin son fıkrasını okuduğumuz zaman "Başkan,
önergeye katılıp katılmadığını komisyona ve
Hükümete sorar" denildiğini görüyoruz. Önerge okunacak ki, siz,
hükümete soracaksınız. Devamında da "...Komisyon ve
Hükümet, katılmama gerekçelerini kısaca açıklayabilirler.
Hükümetin veya komisyonun katılmadığı önerge, sahibi
tarafından beş dakikayı geçmemek üzere açıklanabilir.
Önerge sahibine, gerekçesinin okunmasını istediği önerge
hakkında söz verilmez" deniliyor.
BAŞKAN – Efendim, önergenin metniyle gerekçesi,
bize göre bir bütündür. Onun için, önergenizi okurken...
Efendim, buyrun metni okuyun. Sayın Sav söz
alacak, öyle zannediyorum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım...
BAŞKAN – Buyurun efendim, Komisyonun bir talebi mi
var?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, daha
önce değerlendirilen 2 nci maddeyle ilgili önerge, Genel Kurulumuzca kabul
edilmediği ve bundan sonraki önergeler, o önergenin kabulüne ilişkin
düzenlemeleri içerdiği için, bu önergelerin, esas itibariyle, uygulama ve
değerlendirme kabiliyeti kalmamıştır; arz ederim.
BAŞKAN – Efendim, bir defa, önergeyi bir
okuyalım, Genel Kurul muttali olsun, sonra, zatı âlinize,
Komisyonunuza soracağım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Önerge var önümüzde.
BAŞKAN – Efendim, siz de var; ama, Genel Kurulun
önünde yok önergeler.
Efendim, okuyalım. Bu, talebe vabeste değil;
bunu okuyacağız zaten.
Buyurun efendim.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 24 sıra sayılı
832 Sayılı Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve Bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair
Kanun Teklifinin 3 üncü maddesinde "Sayıştay Kanununun 6
ncı maddesiyle ilgili olarak yapılan yeni düzenlemenin üçüncü ve
dördüncü fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Önder
Sav Oya
Araslı Fatih
Atay
Ankara İçel Aydın
Atilâ
Sav Bekir Kumbul Yahya Şimşek
Hatay Antalya Bursa
Zeki
Çakıroğlu Celal
Topkan Metin
Arifağaoğlu
Muğla Adıyaman Artvin
İsmet
Atalay
Ardahan
"Başvuru süresinin bitiminden itibaren, en
geç üç işgünü içerisinde başvurular ve ekli belgeler,
Sayıştay Başkanlığınca, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı, bu başvuru ve belgeleri, kendisine
ulaştığı tarihten itibaren iki iş günü içerisinde, bu
kanunun ek 8 inci maddesindeki esaslara göre kurulacak önseçim geçici
komisyonuna verir. Önseçim geçici komisyonunca, başvuru ve belgelerin
ulaştığı tarihten itibaren 30 işgünü içerisinde
tamamlanacak inceleme sonucunda, bu kanunda yazılı niteliklere sahip
oldukları belirlenenler, aday olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına bildirilir ve bu adaylar, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kuruluna sunulur.
Bu maddenin birinci fıkrasındaki
dağılım oranlarına göre, adaylar için ayrı ayrı
listeler halinde birleşik oy pusulası düzenlenir ve adayların
adlarının karşısındaki özel yer işaretlenmek
suretiyle oy kullanılır. Seçilecek üyelerin sayısından daha
fazla verilen oylar geçersiz sayılır. Seçimde, kontenjan
gruplarının oranları dahilinde en çok oy alan adaylar
seçilmiş sayılır. "
BAŞKAN – Sayın Komisyon?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım, biraz
aceleci davrandığım için özür dilerim.
BAŞKAN – Estağfurullah efendim, bir an önce
çıksın diye acele ediyorsunuz; ben onu biliyorum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Demin de arz ettiğim gibi,
eğer, 2 nci maddeyle ilgili önerge Yüce Kurulumuzca kabul
buyrulsaydı, bu düzenlemeler o zaman gerekli olacaktı; o düzenleme
kabul edilmediği için, burada öngörülen hususların uygulanmasına
da mahal kalmamıştır.
Arz ederim efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim efendim.
Böylece katılmıyorsunuz, o anlamı
çıkarıyorum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Sayın Hükümet?..
ADALET BAKANI MEHMET AĞAR (Elazığ) –
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.
Sayın Sav?..
ÖNDER SAV (Ankara) – 5 dakikayı geçmemek üzere
konuşma hakkımı kullanmak istiyorum.
BAŞKAN – Tabiî efendim; ben, zaten, zatı
âlinizi onun için kürsüye davet ettim.
ÖNDER SAV (Ankara) – Sayın Araslı
konuşacaklar efendim.
BAŞKAN – Önergede Sayın Araslı'nın
da imzası var.
Buyurun Sayın Araslı.
OYA ARASLI (İçel) – Sayın Başkan, Genel
Kurulun sayın üyeleri; sizleri saygıyla selamlayarak sözlerime
başlamak istiyorum ve ilkönce, Sayın Komisyonun, bu önergenin
görüşmeye açılmaması konusundaki fikrine
katılmadığımı da açıklamak istiyorum, bunun
nedeni de şudur: Bundan önce, Genel Kurulun kabul etmediği önergede
söz konusu olan düzenleme, Sayıştay Birinci Başkanıyla
ilgilidir. Burada ise, Sayıştay üyeleriyle ilgili bir düzenlemeden
söz edilmektedir. Birbirinden farklı iki hususta, birbirinden farklı
iki ayrı seçim yöntemi de kullanılabilir. Bu nedenle, birinci
görüşmede 2 nci maddeyle ilgili değişiklik önergesinin
reddedilmiş olması, bu konudaki düzenlemeye ve getirilecek yeni
önerilere hiçbir şekilde etkide bulunmaz.
Anayasa Mahkememizin temel almamız gereken
kararının gerekçesinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına,
Anayasanın 160 ıncı maddesinde belirtilen denetleme görevlerini
yerine getiren Sayıştayın Başkan ve üyelerinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından seçilmesi gerektiği açıkça
bildirilmiştir. Hatta, Anayasa Mahkemesi, bu yetkiyi -adı ne olursa
olsun- herhangi bir komisyonun kullanmasına imkân olmadığını
da, olanca açıklığıyla ortaya koymuştur.
Hal böyle iken, Sayıştay üyelerinin seçiminde
Sayıştaya bir eleme yetkisinin bırakılması, bir
başka eleme yetkisinin de, önseçim yapmak üzere söz konusu teklifin ek 8
inci maddesinde belirtilen esaslara göre kurulacak bir komisyona
bırakılması, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının
gerekçesinde belirtilen esaslara bütünüyle aykırı bir durumdur. Bu
aykırılığı giderebilmek amacıyla, Anayasanın
160 ıncı maddesine, Anayasanın 153 üncü maddesinde dile
getirilen Anayasa Mahkemesi kararlarının
bağlayıcılığı ilkesine ve yine Anayasanın 6
ncı maddesinde ifade edilen, hiçbir organın, kökünü Anayasadan
almayan bir yetkiyi kullanamayacağı ilkesine uygunluğu
sağlamak, bu uygunluğu gerçekleştiren bir düzenleme ortaya
çıkarabilmek amacıyla, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, bu
değişiklik önergesini vermeye gerek duyduk ve eğer, Anayasa
Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığına
inanıyorsak, Anayasa hükümlerine inanıyorsak, bu önergeye destek
verilmesi görüşündeyiz ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak, Yüce Meclisin,
bu önergeye destek vermesini beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
Saygılarımı sunarım; teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Araslı, teşekkür
ediyorum.
Efendim, değişiklik önergesine Sayın
Hükümet ve Sayın Komisyon katılmadılar.
Önerge sahibi söz hakkını kullandı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde, düzenlendiği şekliyle kabul
edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4. – Sayıştay Kanununun 7 nci maddesine
1 inci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Ancak Sayıştay Birinci Başkanı ve
üyeleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının önerisi üzerine
Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının beşte üç
çoğunluğunun gizli oyu ile görevden alınabilir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde, okunduğu biçimiyle kabul
edilmiştir.
5 inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 5. – Sayıştay Kanununun 17 nci
maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
“Genel Kurul mevcut üye sayısının en az
üçte ikisi ile toplanır, mevcudun salt çoğunluğu ile karar
verir. Oyların eşitliğinde Birinci Başkanın
bulunduğu taraf üstün sayılır."
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
6 ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6. – Sayıştay Kanununun 93 üncü
maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Ancak, kooperatif şirketleri ve hayır
kurumlarının yönetim kurullarında görev alanlar, ilmî ve meslekî
araştırma ve yayınlarda bulunanlar, davet olundukları millî
ve milletlerarası kongre, konferans ve toplantılara katılanlar
için bu madde hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Maddeyle ilgili değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
7 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 7 – Sayıştay Kanununun 94 üncü maddesinin
birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Başkan ve üyeler dışındaki meslek
mensuplarının sicilleri her takvim yılı sonunda,
kişisel ve meslekî nitelikleri, kanun ve nizamlara saygı derecesi,
görevine uyabilme yeteneği, bulundukları görevlerdeki
başarı derecesi ve verimlilik notları gözönünde tutularak
yükselmeye yeterli olup olmadıklarını belirtecek şekilde;
A) Genel Sekreter Yardımcıları ve Grup
Şefleri hakkında ilk derecede Genel Sekreter, ikinci derecede Birinci
Başkan,
B) Başraportörler ve raportörler hakkında ilk
derecede ilgili Kurul veya Daire Başkanı, ikinci derecede Birinci
Başkan,
C) Denetçiler, denetçi yardımcıları ile
denetçi yardımcısı adayları hakkında, ilk derecede
ilgili olduğu grup şefi veya başraportör veya raportör; ikinci
derecede, dairelerde görevli olanlar için ilgili Daire Başkanı,
diğerleri için Genel Sekreter,
Tarafından düzenlenir.
Denetçiler, denetçi yardımcıları ve
denetçi yardımcısı adaylarının sicillerinde
aykırılık olması halinde nihai sicil Birinci Başkan
tarafından verilir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
8 inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 8 – Sayıştay Kanununa 420
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesi ile eklenen ek madde
numaraları “Ek Madde 6” ve “Ek Madde 7” olarak
değiştirilmiş ve bu Kanuna aşağıdaki ek maddeler
eklenmiştir.
Ön Seçim Geçici Komisyonu
EK MADDE 8. – Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda yapılacak Sayıştay Birinci
Başkanlığı ve Sayıştay üyeliği seçimleri
için gerekli değerlendirmeleri yapmak ve aday belirlemek üzere
Sayıştay Başkanı ve Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu
kurulur.
Bu Komisyon, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri
arasından, siyasî partiler ile bağımsızların Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki temsil güçleri oranında ve ad çekmek usulü ile
belirlenen onbeş kişiden oluşur. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı,
kendi siyasî parti grubunun kontenjanından Ön Seçim Geçici Komisyonuna
katılır ve başkanlık eder.
Ön Seçim Geçici Komisyonu mevcudun salt
çoğunluğu ile toplanır. Sayıştay Birinci Başkan
adaylarının seçiminde aday listesi, Sayıştay üye
adaylarının seçiminde ise kontenjan gruplarına göre düzenlenen
birleşik oy pusulası kullanılır. Aday seçimleri gizli oyla
yapılır. Aday seçilebilmek için ilk turda üye tam
sayısının salt çoğunluğu, ikinci turda oylamaya
katılanların salt çoğunluğu aranır. İlk iki
oylamada sonuç alınamadığı takdirde, geçerli oyların en
yükseğini alanlar seçilmiş sayılır. Adayların
belirlenmesi sırasında oylarda eşitlik olması halinde,
eşit oy alanlar arasında yeniden oylama yapılır.
Ön Seçim Geçici Komisyonu gerekli gördüğü hallerde
adaylarla mülakat yapabilir.”
BAŞKAN – Sayın Komisyon, ikinci fıkrada
"Bu Komisyon, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri arasından, siyasî
partiler ile bağımsızların Türkiye Büyük Millet
Meclisindeki temsil güçleri oranında ve adçekme usulü ile belirlenen
onbeş kişiden oluşur" deniliyor. Bu adçekme, komisyonda mı?..
Nerede bu adçekme?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkanım,
oradaki ifadeden, ad çekmenin komisyonda mı, Genel Kurulda mı yoksa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanında mı
olduğu hususu gerçekten açık değil; ama, düşünülen
şekil, adçekmenin, mademki, üyeler, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri
arasından seçilecektir diye düşünülmüştür, Plan ve Bütçe
Komisyonunda, adçekilmesi suretiyle belirlenmesi biçiminde mütalaa
edilmiştir.
Arz ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum.
Yani, bu husus vuzuha kavuşmalı ki,
konuşacak arkadaşlarımız da, ona göre meseleyi ortaya
vazedebilsinler.
ATİLÂ SAV (Hatay) – Vuzuha kavuşmuş
sayılmaz...
BAŞKAN – Sayın Sav, bir dakikanızı
rica edeyim efendim...
Gruplar adına; ek 8 inci madde üzerinde, CHP Grubu
adına Sayın Oya Araslı söz istemişlerdir; buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlayarak,
üçüncü kere, huzurlarınızda Yüce Meclisi, Anayasa Mahkemesinin
kararlarına uygun hareket etmeye davet etmek üzere söz almış
olmaktan üzüntü duyduğumu da ifade etmek istiyorum.
Bundan önceki konuşmalarımda da
belirttiğim gibi, Anayasa Mahkemesinin, Sayıştay Birinci
Başkanı ve Sayıştay üyelerinin seçimi için öngörmüş
olduğu usul, en azından, bu usulün ne doğrultularda
olmaması gerektiği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının
gerekçesinde açıkça ortaya konulmuştur.
Anayasa Mahkemesi, bu seçimin, Sayıştay
Birinci Başkanı ve Sayıştay üyeleri için yapılacak
seçimin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca
gerçekleştirilmesinin bir anayasal zorunluluk olduğu
düşüncesindedir. Bu düşüncesini açıkça ifade etmiştir ve
bir Meclis komisyonu dahi olsa, bu komisyonun adı, Plan ve Bütçe Komisyonu
da olsa, bir başka ad taşısa da komisyon, böyle bir seçimi,
Türkiye Büyük Millet Meclisine ait olan bir yetkiyi kullanmak suretiyle
gerçekleştiremeyeceği, yine, Anayasa Mahkemesinin bu kararında
açıkça belirtilmiştir.
Şimdi, önümüzdeki ek 8 inci maddede, bir ön seçim
geçici komisyonu oluşturulmaktadır ve bu komisyon, başvuruda
bulunanların bir kısmını elemektedir. Yüce Meclisin
huzuruna isimleri gelmeden, onları seçimi kaybetmiş bir konuma
getirmektedir ve bu iş, Yüce Meclis herhangi bir karar vermeden olmaktadır;
yani, Yüce Meclis seçimi gerçekleştirmeden, ön seçim komisyonunun aday
olarak Yüce Meclise sunmadığı kişiler için seçim bitmekte
ve bunlar seçimi kaybetmiş olmaktadır. Bu durum, Anayasa Mahkemesinin
Anayasaya uygun bulmadığı bir durumdur. Bu konuda daha önce
yapılan düzenlemenin de, yine, Anayasaya aykırı olarak
getirmiş olduğu yöntem, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal
edilmiştir. Bu iptalden sonra ortaya çıkan hukukî boşluk,
özellikle Sayıştay gibi Türkiye'de çok önemli konumda bulunan, çok
önemli yetkilerle donatılmış bir kurum için çok vahim sonuçlar
doğuracak bir durum ortaya koymuştur.
Yüce Meclisi, Türkiye'nin yeniden böyle bir iptal
kararıyla yüz yüze gelmemesi için çok dikkatli hareket etmeye -bu daveti
yapmaktan üzüntü duysam da- davet etme gereğini duyuyorum. Böyle
iptallerin ardı ardına gelmesine, Türkiye'nin hukuk düzeninin hiç
tahammülü yoktur; hele, Sayıştay gibi önemli bir kurumun hiç
tahammülü yoktur. Bu nedenle, bir kere daha, Anayasaya uygun hareket etmemiz
gerektiğini, Anayasanın 160 ıncı, 153 üncü ve 6 ncı
maddelerini hiçbir şekilde gözardı etmeye hakkımız
olmadığını yineleyerek, saygılarımı sunmak
suretiyle huzurlarınızdan ayrılmak istiyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Sayın Araslı, teşekkür
ediyorum.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Sayın Komisyon bir talep mi var?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Evet, söz istiyorum...
BAŞKAN – Sayın Başkan, saatler çok
acımasız; saat 19.00'a kadar bitirelim diye düşünüyorum.
Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun)– Sayın Başkanım, Büyük
Millet Meclisinin sayın üyeleri; değerli arkadaşımız
Sayın Araslı, düzenlemelerden burada işaret buyurduklarını,
önergeler vesilesiyle, müteaddit defalar Anayasa Mahkememizin daha önce
vermiş olduğu iptal kararı dikkate alınmadan
yapıldığı yanlış izlenimini veren
değerlendirmeler yaptıkları için, huzurunuzda kısa bir
açıklama yapma gereğini duyuyorum.
Söz konusu itirazlar, Plan ve Bütçe Komisyonunda da
arkadaşlarımız tarafından gündeme getirilmiş ve
Anayasa Mahkememizin kararı çok dikkatli ve titiz bir değerlendirmeye
alınarak, Anayasamızın hükümleri ve Mahkememizin, gerekçeleri
muvacehesinde, düzenlemelerin nasıl olması gerektiği hususu her
boyutuyla düşünülmüş ve sonunda, Anayasa Mahkememizin Genel Kurul
adına, herhangi bir Meclis komisyonunun harekette
bulunamayacağına, bir karar oluşturamayacağına veya
bir kararın oluşumuna hazırlık çalışmasında
bulunamayacağına ilişkin değerlendirme
yaptığı; oysa, Genel Kurulun, her zaman için, kendi
çalışmalarını kolaylaştırmak üzere, geçici
nitelikte ön değerlendirme ve çalışma komisyonları
oluşturmasının mümkün olduğuna değinildiği ve
işaret edildiği için, biz, Plan ve Bütçe Komisyonu olarak, Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulu adına, bir ön çalışma geçici komisyonunun
oluşturulmasının, Büyük Millet Meclisinin vereceği görevler
çerçevesinde görevini yapmasının, Anayasa Mahkememizin kararına
hiçbir suretle aykırı düşmeyeceğini mütalaa ettik ve
düzenlemeler bu çerçevede yapılmıştır.
Tabiatıyla, Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu, bu
seçimlerde, çok titiz ve hazırlıklı bir
çalışmanın huzurlarına gelmesini, şu düzenlemelerle
öngördü ve gerek Sayıştay Birinci Başkanlığına
gerek Sayıştay üyeliklerine seçilecek arkadaşların, hem
nitelikleri hem de bu nitelikler içerisinde kendilerine nihaî kararı
vermek üzere kimlerin gelmesi gerektiği hususunda bir ön geçici komisyon
oluşturmuştur.
Anayasa Mahkememiz, seçimin nihaî kararının
Genel Kurulca verilmesini öngörmektedir. Bu düzenlemelerde de aksine bir husus
söz konusu değildir. Genel Kurulun bir seçim arenasına
dönüştürülmesini önlemek, başvuru sahiplerinin
sağlıklı bir şekilde geçmişlerini değerlendirmek
ve Büyük Millet Meclisinin huzuruna, en sağlıklı gördüğü
adayları, yine, Genel Kurulda grubu bulunan partilerimizin ağırlıkları
dikkate alınmak suretiyle teşkil edilen demokratik bir geçici alt
komisyonda ön çalışması yapılmak üzere düzenlenmiş ve
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu kararın, aslında, tam
gereği yerine getirilmiştir.
Bu itibarla, burada, Komisyonumuz, hiçbir suretle
Anayasaya aykırı bir düzenlemenin olmadığını
mütalaa etmektedir.
Saygılarımla arz ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Sav, görüşümü şu gerekçeyle
değiştirdim: Hatadan dönmek fazilettir, bir. Uygulamalara esas
olacaktır; doğrusunu yapmalıyız diye düşünüyorum, iki.
Burada, İçtüzüğün 87 nci maddesinin düzenleme
biçimine biraz daha geniş elden baktığımda, madde
"Başkan, değişiklik önergesi hakkında komisyona ve
gruplara derhal bilgi verir -demek ki, önerge gelir gelmez Sayın Komisyon
buna muttali- değişiklik önergeleri önce veriliş, sonra
aykırılık sırasına göre okunur ve işleme
konur" demektedir. Önergeyi okutacağız ve sonra, Komisyona ve
Hükümete soracağız; Komisyon ve Hükümet,
katılmadığını ya bir cümleyle yahut da kısa bir
gerekçeyle ifade edecek; sonra, ben, önerge sahibi sayın üyeye
"konuşmak mı istersiniz, gerekçenizin okunmasını
istersiniz" diye soracağım. Bunu, sanki, İçtüzüğümüzün
60 ncı maddesinde, bir sayın üyenin yazılı
beyanının bir Divan üyesi tarafından okutulmasına benzer
bir düzenleme gibi yorumluyorum; dolayısıyla, şimdi,
uygulamamı şöyle yapacağım: Komisyona ve Hükümete
soracağım, önergeye katılıyorsa, zaten mesele yoktur;
katılmıyorsa, zatı âlinize, yani, önerge sahibine, gerekçenin
okunmasını mı yoksa beyanda bulunmanızı mı tercih
ediyorsunuz diye soracağım ve ona göre işlem
yapacağım.
ÖNDER SAV (Ankara) – Doğrudur efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Ek 8 inci maddeyle ilgili olarak gruplar adına
başka söz talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Ek 8 inci maddeyle ilgili bir önerge var.
Efendim, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 24 sıra sayılı
832 sayılı Sayıştay Kanununun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine ve bu Kanuna Bazı Maddeler Eklenmesine Dair
Kanun Teklifinin "Ön Seçim Geçici Komisyonu" kenar
başlığını taşıyan ek 8 inci maddesinin,
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Fatih
Atay Oya
Araslı Önder
Sav
Aydın İçel Ankara
Bekir
Kumbul İsmet
Atalay Yahya
Şimşek
Antalya Ardahan Bursa
Zeki
Çakıroğlu Atilâ
Sav Celal Topkan
Muğla Hatay Adıyaman
Metin
Arifağaoğlu
Artvin
Ek Madde 8: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulunda yapılacak Sayıştay Birinci
Başkanlığı ve Sayıştay üyeliği seçimi için
başvuranların, bu Kanunda gösterilen nitelikleri
taşıyıp taşımadıklarını belirlemek
üzere Sayıştay Başkanı ve Üyeleri Ön Seçim Geçici Komisyonu
kurulur.
Bu Komisyon, Plan ve Bütçe Komisyonu üyeler
arasından, siyasî partiler ile bağımsızların Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki temsil güçleri oranında ve ad çekmek usulüyle
belirlenen 15 kişiden oluşur. Plan ve Bütçe Komisyonu
Başkanı, kendi siyasî parti grubunun kontenjanından Önseçim
Geçici Komisyonuna katılır ve başkanlık eder.
Önseçim Geçici Komisyonu mevcudun salt çoğunluğu
ile toplanır, kararlarını katılanların salt
çoğunluğu ile alır.
BAŞKAN – Sayın Komisyon ne buyurur efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.
Sayın Hükümet?..
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI MEHMET KEÇECİLER
(Konya) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Katılmıyorsunuz.
Sayın Sav, zatı âliniz mi Sayın
Araslı mı konuşacak efendim?
ÖNDER SAV (Ankara) – Gerekçenin okunmasıyla
yetinelim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yetineceksiniz. Peki, teşekkür
ediyorum.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Anayasa Mahkemesi 23.5.1992 tarih ve 21236
sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 11.7.1991 tarih ve E: 1990/39
K: 1991/21 sayılı kararının gerekçesinde, genel ve katma
bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleriyle mallarını Türkiye
Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve
işlemlerini kesin hükme bağlamakla görevlendirmiş bulunan
Sayıştayın, Birinci Başkanının ve üyelerinin
Türkiye Büyük Millet Meclisince seçilmesinin bir Anayasal zorunluluk olduğunu,
adı ve görevi ne olursa olsun böyle bir yetkiyi herhangi bir komisyonun
kullanamayacağını bildirmiştir.
Teklifin ek 8 inci maddesiyle, bir eleme yaparak
Türkiye Büyük Millet Meclisine aday sunmak yetkisiyle donatılan bir geçici
komisyon kurulması, Anayasa Mahkemesinin sözü geçen kararına ve
dolayısıyla Anayasanın 160, 153 ve 6 ncı maddelerine
aykırı bir durum ortaya çıkarmaktadır. Çünkü, eleme,
seçimin bir parçasıdır ve komisyonca elenen adaylar, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kendileri hakkında bir iradesi bulunmadan, seçimi
kaybetmiş olmaktadırlar. Bu nedenle, yapılan yeni düzenlemenin
Anayasa ile uyumunu sağlamak amacıyla söz konusu
değişikliğe gerek görülmüştür.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri,
değişiklik önergesine Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet
katılmadı.
Önerge sahibinin talebi üzerine, gerekçeyle iktifa
olundu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmemiştir.
Maddeyi, okunduğu şekliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde, düzenlenen
biçimiyle kabul edilmiştir.
Ek madde 9'u okutuyorum:
Kısmî denetim
“EK MADDE 9. – Sayıştay, denetimine tabi
kurum ve kuruluşların hesap, işlem ve faaliyetlerini, idare
hesabı dönemine bağlı olmaksızın yılı içinde
veya yıllar itibariyle, Sayıştay Başkanının
işin aciliyeti ve gecikmede sakınca bulunması halleriyle
sınırlı olarak vereceği onayla, kısmî inceleme ve
denetime tabi tutabilir. Bunlardan hangilerinin merkezde veya yerinde
inceleneceğine Birinci Başkan karar verir. Bu inceleme ve denetim sonuçları
Dairelerce öncelikle hükme bağlanır. İlgili hesabın
bilahare yargılanması halinde, önceden yargılanmış
olan sözkonusu işlemler tespit edilerek geriye kalanlar için hüküm tesis
edilir.”
BAŞKAN – Madde üzerinde grupları adına
söz talebi?..Yok.
Kişisel söz talebi ?..Yok.
Değişiklikle ilgili bir önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler...Kabul etmeyenler...Madde kabull edilmiştir.
Ek madde l0'u okutuyorum:
Verimlilik ve etkinlik değerlendirmesi
“EK MADDE 10. – Sayıştay denetimine tabi kurum
ve kuruluşların kaynakları ne ölçüde verimli, etkin ve tutumlu
kullandıklarını incelemeye yetkilidir. Bu inceleme
sonuçları Sayıştay Birinci Başkanı tarafından bir
değerlendirme raporuyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sunulur.
Bu raporlar ile bu Kanunda öngörülen genel mahiyetteki
diğer raporlar Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda
görüşülür ve Komisyon önerisi ile birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna sunulur.”
BAŞKAN– Madde üzerinde grupları adına
söz talebi?..Yok.
Kişisel söz talebi?..Yok.
Değişiklikle ilgili bir önerge yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler...Kabul etmeyenler...Madde kabul edilmiştir.
Ek madde 11'i okutuyorum:
Mahallî İdarelerin sözleşmelerinde tescil
sınırı
Ek MADDE 11. – İl Özel İdareleri ve
Belediyelerin harcamaya ilişkin olarak yapacakları sözleşmelerle
her türlü bağıtlardan hangilerinin tescilden istisna edileceği,
bunların niteliği, konusu ve tutarı dikkate alınarak Sayıştay
Başkanlığının önerisi üzerine, her yıl Bütçe
Kanunu ile tespit edilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Efendim, 8 inci maddeyi, biraz önce kabul
buyurduğunuz ek maddeleriyle birlikte oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 1 inci maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1. – Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 7.5.1991 tarih ve 138 sayılı kararı ile seçilmiş
olan ve halen görev başında bulunan Sayıştay Birinci
Başkanının görev süresi, 832 sayılı Kanunun bu Kanunla
yeniden düzenlenen 5 nci maddesinde yazılı 7 yıllık süre
tamamlandıktan sonra aynı madde hükümlerine göre sona erer.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 2 nci maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2. – Bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihte boş bulunan Sayıştay üyelikleri için
müracaatlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca
yapılacak ilk ilanı müteakip 15 gün içinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına yapılır. 832 Sayılı
Sayıştay Kanununun Ek 8 nci maddesi esaslarına göre 4 üncü
maddesinde belirtilen niteliklere sahip olanlar arasından, aynı
Kanunun 6 ncı maddesinde yazılı oranlar dahilinde boş
üyelik sayısının iki katı kadar belirlenen adaylar Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna sunulur. Sayıştay üyeleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 832 sayılı Kanunun, bu
Kanunla değişik 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki
usule uygun şekilde seçilir.
Seçim yapılacak boş üyelik
sayısına, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte boş
bulunan Daire Başkanlıkları sayısı da dahil edilir. Bu
üyelerin göreve başlamasında kadro şartı aranmaz. Daire
Başkanı seçimi ile boşalacak üye kadroları kendilerine
tahsis edilir.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Geçici 3 üncü maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3. – 21.2.1967 tarih ve 832
Sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce göreve
başlayan ve 1.11.1990 tarih ve 3677 sayılı Kanunun yürürlüğünden
önce üye seçilme hakkı bulunan Sayıştay meslek
mensuplarının kazanılmış hakları
saklıdır.”
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Daimî 9 uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 9.- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
10 uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 10.- Bu Kanun hükümlerini Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı yürütür.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz
talebi?.. Yok.
Kişisel söz talebi?.. Yok.
Değişiklik önergesi yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Kanun teklifinin tümünü oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir; hayırlı
uğurlu olsun. (Alkışlar)
Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 62 nci
maddesinin ikinci fıkrasına göre, Sayın Sayıştay
Başkanımızı kürsüye davet ediyorum.
Buyurun efendim. (Alkışlar)
SAYIŞTAY BAŞKANI VECDİ GÖNÜL –
Sayın Başkan, sayın milletvekillerimiz; biraz önce kabul
buyurduğunuz kanunla, Anayasa Mahkemesinin iptaliyle doğan
boşluk doldurulmuş ve ayrıca, Sayıştay,
çağdaş gelişmelere paralel bir bünye ve fonksiyona
kavuşturulmuş bulunmaktadır; bu sebeple
şükranlarımı sunmak üzere, İçtüzüğün 62 nci maddesinin
son fıkrasına dayanarak söz aldım, hepinize teşekkür
ederim.
Bu teşekkürlerimi, müsaade ederseniz, teklif
sahibi Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın İdare Amirlerine,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Sayın Başkanına ve Sayın
Başkanvekillerine ve özellikle, teklifin bu hale gelmesinde çok büyük gayretleri
bulunan Plan ve Bütçe Komisyonuna, Sayın Başkanına, sayın
üyelerine ve Plan ve Bütçe Komisyonunda teşkil edilen alt komisyonun
Sayın Başkan ve üyelerine, Anayasa Komisyonu Sayın Başkan
ve üyelerine de sunmak istiyorum.
Ayrıca, çeşitli safhalarda önerileri ve
konuşmalarıyla bize destek olan ve tasarının bu hale
gelmesinde, olgunlaşmasında büyük emeği geçen sayın
milletvekillerimize de, şükranlarımı sunuyorum.
Bu şükranlarımı, şahsım ve
Sayıştay camiası adına sunuyorum, lütfen kabul buyurunuz ve
itimadınıza layık olmaya çalışacağız.
Saygılar sunuyorum efendim. (Alkışlar)
BAŞKAN – Efendim, teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, gündemde görüşülecek
başkaca konu kalmadığından, kanun tasarı ve
tekliflerini görüşmek için, 27 Haziran 1996 Perşembe günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 18.37
VIII. –
SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Kastamonu
Milletvekili Fethi Acar'ın, bazı bakanlıklarca yapılan
ihalelere ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı Ali Talip
Özdemir'in yazılı cevabı (7/480)
Türkiye Büyük MilletMeclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki soruların Başbakan
Sayın Mesut Yılmaz tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim. 20.3.1996
Fethi
Acar
Kastamonu
1. 24 Aralık 1995 tarihinden itibaren
özellikle yatırımcı bakanlıklarda
(Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Enerji ve
Tabiî KaynaklarBakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı,
Millî Eğitim Bakanlığı,
SağlıkBakanlığı, Tarım Bakanlığı,
OrmanBakanlığı) 2386 sayılı İhale (Artırma
ve Eksiltme) Kanunu ile, bu Kanuna tabi olmayan kendi kuruluş kanununa
göre yapılan, yani ihale edilen işler hangileridir?
2. Bu ihalelerin birinci keşif bedelleri
miktarı nedir? Kimlere veya hangi firmalara ihale edilmiştir ve ihale
bedelleri nedir?
T.C.
Devlet
Bakanlığı 24.6.1996
Sayı
: B.02.0.012/2.02.848
Türkiye BüyükMillet Meclisi
Başkanlığına
İlgi : Türkiye BüyükMilletMeclisi
Başkanlığının 1.4.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/480-922/2302 sayılı yazısı.
Kastamonu Milletvekili Sayın Fethi Acar'ın
Başbakana tevcih ettiği ve tarafımdan
cevaplandırılması tensip edilen "24 Aralık 1995
tarihinden itibaren, özellikle yatırımcı bakanlıklarda 2886
sayılı İhale Kanununa göre ihale edilen" işlere
ilişkin 7/480 Esas No.lu yazılı soru önergesi ile ilgili
cevaplar bir dosya halinde yazımız ekinde sunulmaktadır.
Bilgilerinize saygılarımla arz ederim.
Ali
Talip Özdemir
DevletBakanı
Not :
Yazılı soruyla ilgili bilgiler hacimli olduğundan
dosyasındadır.
(") 13.6.1996
tarihli 62 nci Birleşimde yer alan 7/480'e ek cevap olmak üzere.
TUTANAĞIN
SONU