DÖNEM : 20 CİLT : 12 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
11 inci Birleşim
23. 10 . 1996 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – YOKLAMA
IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – Ankara Milletvekili YılmazAteş’in, doğalgaz
satış fiyatlarını düzenleyen Enerji ve Tabiî
KaynaklarBakanlığı tebliğlerine ilişkin
gündemdışı konuşması
2. – Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey’in, Karsİlinin 76
ncı Kurtuluş Yıldönümüne ilişkin gündemdışı
konuşması
3. – İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak’ın,
Güneydoğu Anadolu’da mobil eğitim konulu projeye ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlam’ın cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – Rusya Federasyonuna gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer
Yılmaz’a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemez’in
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/526)
2. – Rusya Federasyonuna gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel’e, dönüşüne kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı
Mustafa Kalemli’nin vekâlet edeceğine ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/527)
3. – Pakistan Meclis Başkanının davetine icabet edecek
Parlamento heyetindeki değişikliğe ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/528)
4. – Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanlığında ve Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu
üyeliğinde boş bulunan üyelikler için gösterilen adaylara
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/529)
V. – ÖNERİLER
A)DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ
1. – Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına,
23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların
görüşülmemesine ve Genel Kurul çalışmalarına ara
verilmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VI. – SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN
ÜYELİKLERE SEÇİM
1. – Plan ve Bütçe Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
VII. – KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1. – 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine
İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma
Komisyonu Raporu(1/215) (S.Sayısı : 23)
2. – Özürlüler İdaresi Başkanlığı
Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları ile İlgili Çeşitli
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/438) (S.
Sayısı :101)
3. – Adana Milletvekili Halit Dağlı ve 7 Arkadaşı
ile Refah Partisi Grup Başkanvekili Sıvas Milletvekili Temel
Karamollaoğlu ve 4 Arkadaşının; Toprakkale Adıyla Bir
İlçe ve Osmaniye Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında
Kanun Teklifleri; Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 6
Arkadaşının, Adana İli Osmaniye İlçesinin İl
Olması Hakkında Kanun Teklifi; Adana Milletvekili Erol Çevikçe’nin, Bir
İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ile Adana Milletvekili
Uğur Aksöz ve 6 Arkadaşının, Bir İlçe ve Bir İl
Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri ve Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporları (2/446, 2/457, 2/401, 2/439, 2/447)
(S.Sayısı :108)
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM GenelKurulu saat 15.00’te açıldı.
Kars Milletvekili Çetin Bilgir, Doğu Anadolu’daki ticarî
faaliyetlere ve Türkiye-Ermenistan arasındaki Doğu Kapı’nın
açılmasına ilişkin gündem dışı bir konuşma
yaptı.
Niğde Milletvekili Doğan Baran’ın, son günlerde okul
çağındaki gençler üzerinde yaygınlaşma istidadı gösteren
ve giderek artan uyuşturucu bağımlılığıyla
ilgili alınması gerekli tedbirlere ilişkin gündem
dışı konuşmasına, Devlet Bakanı Işılay
Saygın,
Hakkâri Milletvekili Naim Geylani’nin, Hakkâri’nin Yüksekova
İlçesinde ortaya çıkarılan silahlı çeteye ilişkin
gündem dışı konuşmasına da İçişleri
Bakanı Mehmet Ağar,
Cevap verdi.
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında 41
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne
DairKanunun Bir Maddesinin Yürürlükten Kaldırılmasına
İlişkin 9.10.1996 tarih ve 4190 sayılı Kanunun, bir defa
daha görüşülmek üzere geri gönderildiğine,
Özbekistan’a gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e,
dönüşüne kadar, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa
Kalemli’nin vekâlet edeceğine,
Almanya’ya gidecek olan Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemez’e,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz’ın,
İran’a gidecek olan Kültür Bakanı İsmail Kahraman’a,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Sabri Tekir’in,
Kazakistan Cumhuriyetine gidecek olan Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanı M. Recai Kutan’a dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Fehim
Adak’ın,
Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna,
İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ve,
Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen Pakistan Meclis
Başkanının vâki davetine icabet etmek üzere altı
kişilik Parlamento heyetinde yer alacak milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi,
Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
İzmir Milletvekili Veli Aksoy ve 20 arkadaşının,
altın işletmeciliğinde kullanılan yöntemler incelenerek bu
konuda alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi,
İstanbul Milletvekili Yusuf Namoğlu ve 47
arkadaşının, spor yapma olanakları ile spor klüpleri ve
sporcuların sorunlarının araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi,
İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve 21
arkadaşının, milletvekilleri ve bakmakla yükümlü
olduklarına, ödenen sağlık harcamalarını
araştırarak, varsa usulsüzlükleri tespit etmek,
İstanbul Milletvekili Algan Hacaloğlu ve 25
arkadaşının, Halk Bankası tarafından usulsüz kredi
verildiği iddialarını araştırmak;
Amacıyla birerMeclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri (10/113) (10/114) (10/115)
(10/116) okundu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve
öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı açıklandı.
Niğde Milletvekili M. Salih Katırcıoğlu’nun, (6/180)
esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin
önergesi okundu; sözlü sorunun geri verildiği bildirildi.
İstanbul Milletvekili OsmanKılıç’ın, Sanayi ve
Teknoloji ve Ticaret,
Adana Milletvekili Mehmet Büyükyılmaz’ın, Çevre,
Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun,
Tarım, Orman ve Köyişleri,
Uşak Milletvekili Mehmet Yaşar Ünal’ın, Sağlık,
Aile ve Sosyal İşler,
Kars Milletvekili Çetin Bilgir’in, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm,
İçel Milletvekili M. İstemihan Talay’ın,
Dışişleri,
Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül’ün, Millî Savunma,
Ordu Milletvekili İhsan Çabuk’un, Anayasa,
Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber’in, Adalet,
İstanbul Milletvekili Mehmet Aydın’ın,
İçişleri,
Kütahya Milletvekili Ahmet Derin’in (10/5) esas numaralı Meclis
Araştırma,
Komisyonu üyeliklerinden çekildiklerine ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu.
(10/5) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonunda
açık bulunan ve RP Grubuna düşen bir üyeliğe Konya Milletvekili
Veysel Candan,
Dışişleri Komisyonunda açık bulunan ve DYP Grubuna
düşen bir üyeliğe, Afyon Milletvekili Yaman Törüner,
Seçildiler.
Başkanlıkça, (10/17) esas numaralı Meclis
Araştırma Komisyonunun başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip
üye seçimini yapmak üzere toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin
duyuruda bulunuldu.
Çanakkale Milletvekili Hamdi Üçpınarlar ve 53
arkadaşının, haksız ve keyfi işlemleriyle devleti
zarara uğrattığı ve bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 240
ıncı ve ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla
Sağlık eski Bakanı Halil Şıvgın hakkında
Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca bir Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi ve (9/11)
esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonu raporu (S.
Sayısı : 337) üzerindeki görüşmeler tamamlandı;
yapılan açık oylama sonucunda raporun kabul edilmediği;
Bursa Milletvekili Turhan Tayan ve 50 arkadaşının, hayalî
ihracat iddialarının üzerine gitmeyerek devletin zarara
uğramasına sebebiyet verdikleri ve bu eylemlerinin TürkCeza Kanununun
240 ncı ve ilgili maddelerine uyduğu iddiasıyla, Devlet eski
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Kaya Erdem,
Maliye ve Gümrükeski Bakanları Ekrem Pakdemirli ve Ahmet Kurtcebe
Alptemoçin ile Devlet eski Bakanı Yusuf Bozkurt Özal haklarında
Anayasanın 100 üncü maddesi uyarınca bir Meclis
soruşturması açılmasına ilişkin önergesi ve (9/22)
esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun, dava
açılmasını gerektirecek sorumluluklarının
bulunmadığına mütedair raporunun (S. Sayısı: 779)
görüşmeleri müteakip yapılan işarî oylama sonucu kabul
edildiği;
Açıklandı.
23 Ekim 1996 Çarşamba günü saat 15.00’te toplanmak üzere
birleşime 18.42’de son verildi.
KamerGenç
Başkanvekili
Ünal Yaşar Mustafa Baş
Gaziantep İstanbul
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. – GELEN KÂĞITLAR
23 . 10 . 1996 ÇARŞAMBA
Teklifler
1. – Malatya Milletvekili Fikret Karabekmez’in; Malatya İl
Merkezinde Fırat ve Beydağı Adında İki İlçe
Kurulması ve Mevcut Yeşilyurt ile Battalgazi İlçe Belediyelerine
DahilEdilmek Suretiyle Malatya Büyükşehir Belediyesi Kurulması
Hakkında Kanun Teklifi (2/509) (İçişleri ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.10.1996)
2. – Kastamonu Milletvekili Halûk Yıldız ve 3
Arkadaşının; Bir İlçe Kurulması Hakkında Kanun
Teklifi (2/510) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.10.1996)
3. – Kırklareli Milletvekili Ahmet Sezal Özbek’in; Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bağlı I Sayılı Ek
Gösterge Cetvelinde Değişiklik Yapılması ve Kanuna Bir Ek
Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/511) (Millî Savunma ve
Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi
: 21.10.1996)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
23 Ekim 1996 Çarşamba
BAŞKAN : Başkanvekili Kamer
GENÇ
KÂTİP ÜYELER: Ünal YAŞAR
(Gaziantep), Mustafa BAŞ (İstanbul)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 11 inci Birleşimini
açıyorum.
III. – Y O K
L A M A
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, ad okunmak suretiyle yoklama
yapılacaktır; adı okunan sayın milletvekillerinin yüksek
sesle işaret buyurmalarını rica ederim.
(Yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; çalışmalarımıza
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşımıza
gündemdışı söz vereceğim.
IV. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – Ankara Milletvekili
YılmazAteş’in, doğalgaz satış fiyatlarını
düzenleyen Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı tebliğlerine
ilişkin gündemdışı konuşması
BAŞKAN – Birinci gündemdışı sözü, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanlığının, belediyelerin, doğalgaz
satışında en fazla yüzde 30 zam yapabileceği
hakkındaki 1995/1 sayılı tebliğini 1.8.1996 tarihinden
itibaren yürürlükten kaldıran 1996/1 sayılı tebliği
hakkında gündemdışı konuşma yapmak isteyen Ankara
Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş'e veriyorum.
Buyurun Sayın Ateş. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır efendim.
YILMAZ ATEŞ (Ankara) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, doğalgazın satışı,
satış fiyatının tespiti ve ülke içinde
dağıtım yetkisi BOTAŞ'a ait bulunmaktadır.
Uluslararası enerji pazarındaki petrol ve petrol türevi yakıtların
fiyatına bağlı olan ve her üç ayda bir değişen
BOTAŞ'ın doğalgaz alım fiyatlarına paralel olarak,
BOTAŞ tarafından dağıtım kuruluşlarına
uygulanan fiyatlar da dolar bazında değişmektedir.
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı Teşkilat ve
Görevleri Hakkındaki Kanun ile 505 sayılı Kanun Hükmündeki
Kararnamenin verdiği yetkiye dayanarak, kamu yararı ve piyasa
ihtiyaçlarını dikkate alarak, dağıtım
kuruluşlarının BOTAŞ'tan aldıkları gazın,
şehirlerde konut, resmî daire ve ticerathane tüketicilerine uygulayacakları
satış fiyatını 1995/1 sayılı tebliğle
belirlemiş, 1.1.1995 tarihinden itibaren yürürlüğe koymuştu;
buna göre, alt sınır BOTAŞ'ın satmış olduğu
fiyattan az olmamak, üst sınır da BOTAŞ fiyatından yüzde 30
fazla olmamak.
Bu tebliğ yürürlükte olduğu tarihlerde, Ankara'da
dağıtım yapan EGO Genel Müdürlüğü, bu tebliğe
aykırı olarak yüzde 300'e varan zamlı satış tarifeleri
yaparak, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Başbakanlık ve bakanlıkların da dahil olduğu kamu
kurum ve kuruluşları ile Ankara halkından 40-50 trilyon lira
arasında değişen haksız kazanç
sağlamıştır. Yargıtay 13 üncü Hukuk Dairesi, Ankara
halkından fazladan tahsil edilen doğalgaz bedellerinin iadesine karar vermiştir. Ancak, belediye bu
bedelleri de iade etmeyerek, hem Ankara halkını hem de belediyeyi
ayrı ayrı eziyet ve külfete itmektedir. O nedenle, belediye aleyhine
binlerce dava açılmaktadır.
İçişleri Bakanlığı da, Ankaralılara yüksek
fiyatla doğalgaz sattıkları için, EGO Genel Müdürlüğü
İdare Encümeni Başkan ve üyeleri hakkında soruşturma
açmış, hazırlanan rapor Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına tevdi edilmiştir.
Başsavcılık da ilgililerin Türk Ceza Kanununun 240
ıncı maddesi uyarınca cezalandırılmaları
talebinde bulunarak, kamu davası açmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanlığının doğalgaz fiyatlarını belirleme
yetkisinin bulunmadığını iddia ederek Danıştaya
yaptığı başvuru, 10 uncu Dairenin 14.2.1995 tarih ve 5447
sayılı kararıyla reddedilmiş, Bakanlığın
fiyatları belirleme yetkisinin olduğuna karar verilmiştir. Yeni
Bakan Sayın Recai Kutan, yargının bu kararına rağmen,
1995/1 sayılı tebliği
1.8.1996 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır. Gerekçe olarak
da, hukukî mevzuatı ve 1996 bütçesinin 55 inci maddesini
göstermiştir. Oysa, bütçenin bu maddesi, sadece, genel ve katma bütçeli
dairelerin kullandıkları su ve doğalgaz için "mahallî
idareler tarafından belirlenecek tarife bedelleri, konutlar için
uygulanacak tarifelerin yüzde 30 fazlasını aşamaz" demekte
ve okul ile hastaneler için de konut tarifesinin uygulanmasını
öngörmektedir. Konut ve ticarethaneler için uygulanacak fiyata ise hiç
değinmemektedir.
Sayın milletvekilleri, Ankaralılar şu anda çifte soygunla
karşı karşıyadırlar. Ankaralıları soğuk
değil, doğalgaz fiyatları titretmektedir. Doğalgaz
fiyatları hem serbest bırakılmış hem de mekanik
sayaçlar sökülerek, önödemeli elektronik sayaçlara dönüştürülmek suretiyle
vurguna mahkûm edilmişlerdir.
Bütün Ankaralılar bu durumdan şikâyetçidir. 10 daireli bir
apartman, 10 milyona bir günlük banyo ihtiyacını
karşılayamamaktadır; 10 daireli bir işyeri, 30 milyona 24
saatliğine ısınamamaktadır. Ankaralılara uygulanan bu
soygun ve vurgun düzenine dur denilmelidir.
İlgili bakanları göreve davet ediyorum. Milletvekilliğini
yaptığım bir şehrin Belediye Başkanını, Yüce
Meclisin kürsüsünden halka şikâyet etmek durumunda kaldığım
için de üzgün olduğumu belirtiyorum.
Yüce Meclisi tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Ateş.
Gündemdışı konuşmaya cevap verecek sayın
bakan?..Yok.
2. – Kars Milletvekili Yusuf Selahattin
Beyribey’in, Kars İlinin 76 ncı Kurtuluş Yıldönümüne
ilişkin gündemdışı konuşması
BAŞKAN– İkinci gündem dışı söz, Kars'ın
kurtuluşu nedeniyle gündem dışı konuşma yapmak isteyen
Sayın Selahattin Beyribey'e verilmiştir; buyurun efendim. (ANAP
sıralarından alkışlar)
Sayın Beyribey, konuşma süreniz 5 dakikadır.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sizlere, 30 Ekim 1996 tarihinde 76 ncı Kurtuluş
Yıldönümünü kutlayacağımız Kars İlinden
bahsedeceğim.
Cumhuriyetin ilk yıllarında, Anadolu'nun doğusunda,
Türkiye Cumhuriyetinin varlığının doğuş kapısı
olan Kars, 1950'lere kadar ticaretin canlılığı ve aktif
nüfusun ticaretle uğraşması nedeniyle kentleşme
hızında Türkiye ortalamasının çok üzerinde yer alan bir
ilimizdi. Sonraki yıllarda sınır ticaretimizin azalması,
kentleşme hızını düşürmüş, yüksek doğurganlık
oranına rağmen, hem kırsal alanda hem de şehir merkezinden
göç kaçınılmaz olmuştur.
Kars'ın tarihiyle, coğrafyasıyla, ekonomisiyle ve
güvenliğiyle ilgili olarak Kâzım Karabekir Paşa ne güzel
söylemiş: "Boğazlar, boğazımız, Kars, Ardahan
belkemiğimizdir." Oysa, günümüzde Kars'ın durumu nedir? Halen,
bölgemizde 1 000 öğretmen açığı mevcuttur,
yaklaşık 100 tane okul halen kapalıdır. 80 köyümüzde
içmesuyu yetersiz ve sağlıksız, yaklaşık 20 köyümüzde
hiç içmesuyu mevcut değildir.
1993 yılında 18 inci Karayolları Bölge Müdürlüğü
kurulmuş olmasına rağmen, kuruluş kanunu hâlâ
çıkmamıştır. Otoyol çağında olmamıza
rağmen, devlet karayollarımızın 37 kilometresi stabilize durumdadır.
Son yıllarda uygulanan yanlış tarım
politikaları, ülke genelinde, hayvancılığı, bitirme
noktasına getirmiştir.
Nüfusunun yaklaşık yüzde 70'i tarımla uğraşan
ilimizde, temel ekonomik faaliyet olan hayvancılık yok olma
tehlikesini yaşamaktadır. En son yapılan uygulamayla, ithal
damızlık hayvanlar kasaplık hale getirilmiş, bunun sonucu
olarak, et fiyatları, yüksek yem girdisi ve enflasyona rağmen
aynı yerde kalmıştır. Bir yıl önce 280 bin lira olan
etin kilosu, bugün, hâlâ 280 bin liradır.
Organize ve küçük sanayi tesisleri tamamlanamamış; Kafkas
Üniversitesi geliştirilememiş, hem personel hem fizikî
yapılaşma yönünden kendisiyle eşzamanlı kurulan
üniversitelerin çok gerisinde kalmıştır.
Sağlık hizmetleriyse yürekler acısıdır.
Sağlık evleri kapalı, sağlık ocakları
donanımsızdır; 88 uzman hekim bulunması gerekirken,
ilimizde, şu anda 18 uzman hekim mevcuttur.
Kars İli, gelişme hızı bakımından,
Türkiye'nin en fazla küçülen illerindendir ve iller arasında gayri safî
yurt içi hâsıladan aldığı pay, son yılların en
düşük değerine ulaşmıştır. Kars'ın şu
andaki durumu Kağızmanlı Âşık Hıfzı'nın
söylediği gibi;
Sefil baykuş ne gezersin bu elde,
Yok mudur vatanın, ellerin hani.
Küsmüş müsün selamımı almadın,
Şeyda bülbül şirin dillerin hani.
Oysaki Karslı, 93 Harbi sonrası 1918 yılı, Millî
Mücadeleyle ilgili ilk adımı atmış, Millî Şûra Hükümetini
kurarak, Kurtuluş Savaşının başlamasına
katkıda bulunmuştur. Ali Rıza Ataman, Cihangiroğlu Hasan
Han Aydın, Doktor Esat Oktay, Fahrettin Erdoğan, Molla Bilal Efendi,
Alibeyoğlu Mehmet Bey, Yavuz Arpaçay, Hacı Abbasoğlu Mehmet Bey
ve ismini burada sayamadığım bütün
kahramanlarımızı şükranla anıyorum.
1955 yılında savaşta Gazi Kars unvanını
almış olan Karslının mücadelesiyle ilgili Aşık
Şenlik şöyle diyordu:
Asker olan bölük bölük bölünür,
Sandınız mı Kars kal'ası alınır,
Boz atlar üstünde kılıç çalınır,
Can sağken yurt vermeyiz düşmana.
Bu dörtlükte ifade ettiğim gibi, Kahraman Kars Halkı şark
kumandanı Kâzım Karabekir Paşa komutasında 30 Ekim 1920'de
Kars'ı düşman işgalinden kurtarmıştır. Bu
kurtuluş mücadelesine vatan borcu can borcudur şiarıyla kahramanca
destek veren Kars Halkını kutluyorum.
Bugün, burada, bizlere düşen görev; Millî Mücadele
yıllarından başlayıp günümüze değin geçen süreç
içerisinde bulunduğu coğrafî konumu nedeniyle, önemini herkesin kabul
ettiği...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Beyribey size eksüre veriyorum; lütfen,
konuşmanızı tamamlayın.
YUSUF SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) – Sağ olun efendim.
...serhat şehrimize daha fazla ilgi göstermek ve uygar Türkiye'nin
modern bir şehri haline getirmektir. Bu amaçla, halen atıl
vaziyetteki kamu yatırımlarını aktif hale getirip, özel
girişimciliği teşvik edici tedbir ve uygulamalara hız
verilmelidir. Halen kapalı olan doğu kapısı açılmalıdır.
Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra
bağımsızlığına kavuşan Türk Cumhuriyetlerine
geçişin ilk uğrak yeri olan Kars'a, her zamankinden daha fazla
değer ve önem vermeliyiz.
Büyük Ozan Aşık Şenlik'in dediği gibi; yurdun
kalkanıdır Kars'ın Kal'ası.
Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Beyribey.
Biz de, Kars'ın Kurtuluş Günü dolayısıyla, bütün
Karslı hemşerilerimizi kutluyoruz.
Gündemdışı söze cevap?.. Yok.
3. – İstanbul Milletvekili
Erdoğan Toprak’ın, Güneydoğu Anadolu’da mobil eğitim konulu
projeye ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî
Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam’ın cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Güneydoğu
Anadolu'da mobil eğitim konusunda gündemdışı söz isteminde
bulunan İstanbul Milletvekili Sayın Erdoğan Toprak'a
verilmiştir.
Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Toprak, süreniz 5 dakikadır.
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; çok önemli gördüğüm, Güneydoğu
Anadolu'da mobil eğitim konulu projemiz üzerindeki görüşlerimi
açıklamak üzere huzurunuzdayım.
Türkiye, özellikle Körfez krizinden bu yana, tarihin en ağır
bunalımını yaşamaktadır. Bir taraftan,
örgütlenmiş ve laik cumhuriyeti ortaçağ karanlıklarına
çekmeye çalışan gerici fanatizm; diğer yandan, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu'da yaşanan, bilançosu gittikçe
ağırlaşan terörün vahşi yüzü. Bunlar, ülkemiz üzerinde
oynanan karanlık senaryoların temel taşlarıdır.
Kuzey Irak'ta dış güçlerin tezgâhıyla şekillenen
Kürt devleti oyunu da, bu gelişmeleri körüklemekte, Türkiye'ye
karşı çirkin işbirliği, âdeta açık açık sahneye
konulmaktadır. Güneydoğuda yaşayan halk ise, olaylar
karşısında çaresiz, terör karşısında
korunmasız ve gelecek konusunda umutsuzdur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu bölgedeki
sorunun temeli eğitimdir. Güneydoğu Anadolu'daki terörün temelinde,
ekonomik çaresizlik ve eğitimsizlik yatmaktadır. Güneydoğunun
binlerce köyünde, yıllardır eğitim verilmemektedir. Öyle ki,
bazı yerlerde, terörün başladığı tarihlerden bu yana,
eğitim yüzü görmemiş bir nesil yetişmektedir. Yaklaşık
2 bin köy okulu, terör tehdidi yüzünden kapalıdır. Bu yörelerde
eğitim hizmeti vermeye çalışan öğretmenlerimiz, PKK
eşkıyası tarafından öldürülmüştür. Terörle geçen
yıllar içerisinde öldürülen öğretmen sayısı, kısa bir
süre önce meydana gelen alçakça katliamla birlikte 131'e yükselmiştir;
sonuç, acıklıdır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yörelerde
yaşayan çocuklarımız, daha abeceyi öğrenmeden, gözü
kapalı silah söküp takmayı öğrenmektedir, eşkıya
tarafından kolaylıkla kandırılarak dağa
çıkarılmaktadır; diğer bir deyişle, bu cahil çocuklar,
terörün kurumayan kaynağını oluşturmaktadır.
Hükümetler ise, bu durumu çaresizlik içinde izlemektedir.
Bütün gücünü, yalnızca askerî tedbirler için kullanarak
bölücülüğe, aykırıcılığa asıl prim verme
gafletini göstermektedir. Oysa, bu insanlardan bölücülüğe ve teröre
karşı çıkmasını, vergiyi verip askere gitmesini,
devlete sadık olmasını, her şart altında muhakeme
gücünü ve oyunu doğru kullanmasını istemekteyiz. Peki, bunun
karşılığında, yurttaşlarımızın
olmazsa olmaz hangi gereksinimini karşılamaktayız? Eğitim
mi, sağlık mı, iş mi, fırsat eşitliği mi?
Tüm bu soruların karşılığı, ne yazık ki
olumsuzdur.
İşte, bu yüzden, Demokratik Sol Parti olarak bizler,
güneydoğuda yeni bir eğitim modeline geçilmesinin ne kadar gerekli olduğunu
biliyoruz ve bu konuşmamda, bunu, sizlere anlatmaya
çalışacağım.
Ülkemizin güneydoğusunda, bugün, yaklaşık 2 bin okul
terör yüzünden kapalıdır. Buralarda eğitim görmesi gereken
onbinlerce çocuğumuz, cehaletin kör karanlığında, âdeta,
teröre alet olacakları günü beklemektedirler. Öğretmenler, can
güvenliği nedeniyle bu bölgelerde eğitim vermekten haklı olarak
kaçınmaktadırlar. Kısacası, devlet, başlıca
görevlerinden biri olan eğitim konusunda tam bir iflas içindedir. Bu
durumu ortadan kaldırmak, güneydoğudaki çocuklarımızın
diğer yörelerdeki yaşıtları gibi çağdaş
eğitimden yararlanmasını sağlamak için
uygulanmasını önerdiğimiz proje, mobil eğitim projesidir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sistemin temeli,
kapalı okul sayısı kadar otobüsün, özel donanımla okul
otobüsü haline dönüştürülmesine dayanmaktadır; içinde, bilgisayar,
televizyon, video ve kütüphanesi bulunan otobüsler, özel bir dizaynla 40 - 45
öğrencinin rahatlıkla eğitim görebileceği bir okula dönüştürülecektir.
Bu otobüsler, okulları kapalı olan köylerin bağlı
bulunduğu il ve ilçelerin emrine verilecektir. Bu otobüsler, haftanın
beş günü, öğretmenleriyle birlikte, saptanan köylerde, gündüz vakti,
normal eğitim verecek ve daha sonra hava kararmadan ilçe merkezlerine,
güvenli alanlara geri döneceklerdir. Her okul otobüsü, köylere, hava
aydınlanınca gidecek, hava kararmadan dönecektir. Her otobüs için
mutlaka beş kişilik tam teçhizatlı koruma verilecektir. Köy
korucularından da bu konuda yararlanılabilinecektir; ancak,
başlarında, mutlaka, deneyimli bir asker bulunmak koşuluyla.
Böylelikle, öğretmenlerimizin ve otobüslerin terörden korunması
sağlanacaktır.
Teröristlerin genellikle gece saldırdığı
düşünülürse; eğitimin gündüz verilmesi ve bu koruma sistemiyle
başarılı olacağı kesindir. Ayrıca, okulları
kapalı olan köylerden birbirine yakın olanların da bir araya
getirilerek, daha çok çocuğa, daha az maliyetli çağdaş
eğitim verilmesi sağlanabilecektir.
Köy okullarında genellikle bir öğretmen beş
sınıfa birden eğitim vermeye çalışmaktadır.
Böylece, her sınıf haftada ancak 1 gün eğitim alabilmekte, bu da
eğitim döneminde ancak 32 güne eşdeğer olabilmektedir; yani,
çocuklar, bırakın eşit düzeyde öğrenim görme
şansını, son derece zayıf bir eğitim alabilmektedir.
Mobil eğitim sisteminde bir otobüse en az üç öğretmen, tüm
sınıflara her gün vardiyalı sistemle, üstelik görsel eğitim
verebilecek modern eğitimin tüm araçlarını kullanabilecektir.
Okul otobüsle, bilgisayar, televizyon, video ile görsel eğitimin
her safhası uygulanabilecektir. Kütüphanesinden, temel eğitimine,
kitapları da yer alacaktır_
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Toprak, size de eksüre veriyorum; lütfen,
konuşmanızı bitirin efendim.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) – Sağ olun Başkanım.
Bir otobüs özel dizaynla, rahatlıkla üç bölüme ayrılabilecek,
çocuklar, sınıflarına göre eğitim alabilecektir.
Değerli arkadaşlarım, kısaca, güneydoğu
çocukları, batıdaki çocuklar gibi çağdaş eğitimden
yararlanacaktır.
Bu sistemle, eğitim, ayrıca, hava şartlarına göre de
ayarlanabileceği için son derece kolay olacaktır. Hava
koşullarının sert olduğu yerlerde, dönemsel ya da
sınırlı, günlük ve haftalık kaydırmalar
rahatlıkla yapılabilecektir. Yaz aylarının
bunaltıcı geçtiği Pakistan'da böyle bir sistem uygulanmış
ve başarılı olmuştur.
Değerli arkadaşlarım, gelelim sistemin maliyetine. Mobil
eğitim projesinin maliyeti hiç de pahalı değildir. Özel
dizaynlı okul otobüsü haline getirilen bir aracın maliyeti bugün 6-7
milyar TL'dir.
Ayrıca, bu sistemin yararları neler olacaktır, sorusu
akıllara gelebilir. Mobil eğitim projesinin, eğitimin yanı
sıra, değeri parayla ölçülemeyecek çapta başka yararları da
bulunmaktadır.
Güneydoğudaki çocuklarımız, İstanbul'daki
paralı eğitimin verildiği bir kolejde uygulanan laboratuvarla
eğitim sisteminin neredeyse eşi bir sistemle modern ve
çağdaş bir eğitim görme olanağına
kavuşacaklardır.
Bu projeyle birlikte, yöre halkıyla devlet arasında sıcak
bir ilişki başlayacak, ulus bilincinin yerleşmesi
sağlanacaktır.
Şeriat, bölücülük gibi ülkenin temeline dinamit koyacak
akımlara yöneliş önlenecektir.
Bu projeyle öğretmenlerin can güvenliği sağlanacak,
artık, okullar yakılmayacaktır.
Çocuklarımız, batıdaki yaşıtları gibi,
gerekli sürede eğitim görme, modern çağın araçlarıyla
tanışma, muhakeme gücünü kullanma, dünyayı tanıma
fırsatı yakalayacaklardır.
Başarılı öğrencilerin, yatılı bölge
okullarına, parasız okullara transferi sağlanacaktır.
Okul otobüsleri, ayrıca, gezici sağlık ekibi gibi
kullanılabilecek ve yöre halkının temel sağlık sorunlarına
çözüm ulaştırılabilecektir.
Bu sistemden yalnızca çocuklar değil, kadınlı
erkekli tüm köy halkı da yararlanabilecektir.
Nüfus planlamasından çocuk bakımına, çiftçilerimizin
gübreleme tekniklerinden ürün toplamaya kadar, akla gelebilecek her konuda
televizyon ve video aracıyla görsel eğitim verilebilir. Günlük
gazeteler, dergi ve kitaplar köylere kadar
yaygınlaştırılabilir.
Bu projeye devletin yanı sıra işadamları ve halk da
katılarak kampanya desteklenebilir.
Okul otobüsleri projesi, okulu olan köylerde dahi devrim yaratabilecek
kapsamdadır. Her köye, her okula götüremediğimiz modern eğitim
araçlarıyla çocuklarımızın ve yöre insanının
tanışması gerçekleşecektir.
Mobil eğitim projesi, seçilecek pilot bölgelerde süratle
yaşama geçirilebilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sonuç olarak,
mobil eğitim projesi, karanlık senaryoların birbiri ardına
sahneye konulduğu ülkemizde, halkla devletin barışması ve
doğruyu bulan nesillerin yetişmesine büyük katkı sağlayacak
bir projedir.
Özellikle, bu bölgede ekonomik ve sosyal kalkınmanın
sağlanması; toplumsal ve bireysel refah düzeyinin artması;
doğa ve insan kaynaklarının etkili bir şekilde
geliştirilmesi böyle bir eğitim projesinin hayata geçirilmesiyle
mümkün olabilecektir. Bu konuya, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan tüm
parlamenter arkadaşlarımın aynı
duyarlılığı göstereceğini umut ediyor; Yüce Meclise ve
Sayın Başkanıma saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Toprak.
Milli Eğitim Bakanı, gündemdışı konuşmaya
cevap verecekler.
Buyurun Sayın Bakan.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI MEHMET SAĞLAM
(Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, sayın üyeler; değerli
arkadaşımız İstanbul Milletvekili Erdoğan
Toprak'ın konuşmasını dinledik. Mobil eğitim konusunda
bir yaklaşımın, güneydoğudaki eğitim sorunlarına
çözüm getireceği şeklindeki düşünceleriyle ilgili olarak,
güneydoğuda neler yapıyoruz, bugünkü durum nedir; kısaca, Yüce
Meclisin bilgisine arz etmek istiyorum.
Güneydoğuda, bu yıl, eğitim ve öğretimin
eksikliklerini tamamlamak üzere, eğitim öğretim yılından
iki ay önce, güneydoğuda bulunan millî eğitim müdürlerimizle Siirt'te
bir toplantı yaptık. Burada üzerinde durduğumuz en önemli konu;
güneydoğudaki okullarımızı açık tutabilmek için,
öğrencilerimizi öğretmensiz bırakmamak için ne yapabiliriz
konusuydu. Bize, öğretmen sağlanması, okulların
bulunduğu yerden ziyade öğrencinin bulunduğu yerlerde
öğretimin sağlanması ve nihayet, üçüncü olarak da, tamirat ve
okulların ihtiyaç duyduğu paranın temin edilmesi gibi üç noktada
toplayacağımız çözüm önerileri geldi.
Bunlardan sonuncusundan başlarsak, aşağı yukarı
300 milyar civarında bir para talebi geldi. Buna karşılık
350 milyar lira para hemen gönderildi ve okulların açık tutulabilmesi
için ihtiyaçlarının karşılanmasına harcandı.
Arkasından, özellikle göç nedeniyle, öğrencilerin,
bulundukları illerde, ilçelerde veya bulundukları yerlerde
eğitilmesi esası benimsendi. İcap ederse, yatılı bölge
okullarında veya merkezdeki okullarda ikili öğretim yapmak suretiyle
veya okulların kapasitesini daha da genişletmek suretiyle, ne
yapabiliriz konusu gündeme getirildi. Arkasından da, buraya öğretmen
atanması söz konusu oldu.
Bildiğiniz gibi, geçen iki-üç hafta öncesinde 24 bin öğretmen
atandı ve bunun 20 bine yakını da Türkiye çapında, gidip
görevine başladı. Her yıl, yüzde 50'lere, 60'lara varan,
güneydoğuda öğretmenlerin göreve başlamaması olayı, bu
yıl, genelde, yüzde 20'ler civarında kaldı; yani, yüzde 80'i
gidip görevine başladı.
Şimdi, buna rağmen, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde son
durum şudur: Şu anda, olağanüstü hal bölgesi, mücavir iller ve
hassas illerde bulunan 11 591 öğretim kurumundan; yani, doğu ve
güneydoğu illerimizdeki 11 591 okuldan 2 bini kapalıdır. Yalnız,
bu 2 bin okul içinde güvenlik nedeniyle kapalı olanlar vardır,
öğretmensizlikten kapalı olanlar vardır.
Güvenlik nedeniyle kapalı olan okullardaki eğitim, mümkün
olduğu kadar, taşımalı eğitimle; yani, başka
merkezlere taşınma, güvenilebilir merkezlere taşınma
yoluyla yapılmaktadır. 199 okulda 3 549'a yakın öğrenci, bu
yıl yeni bir gelişmeyle, taşımalı sistemle merkez
okullarına getirilmeye çalışılmaktadır.
Yılın başlangıcında okula gidemeyen 166 635 öğrenci
adedini, şu anda 97 bine düşürmüş durumdayız.
Burada, büyük ölçüde, güvenlik nedeni dışındaki
kapalı olan okullarımız için ise yeni başvurular
yapılmıştır. Önümüzdeki hafta içerisinde, yeni tayinlerle
öğretmen sağlama gayreti içerisine gireceğiz.
Güneydoğudaki okullarımızın açık tutulması
konusunda Millî Eğitim Bakanlığı olarak bizim öngördüğümüz
sistem, yatılı bölge okulu sistemidir. Bugün, olağanüstü hal bölgesinde 32
yatılı bölge okulu inşa halindedir ve 1997 yılında
bunların bitirilmesi için bütçeye gerekli ödenek teklifi
yapılmıştır. Plan ve Bütçe Komisyonu ve Yüce Meclis bu
ödenekleri kısıtlamadan geçirdiği takdirde, bizim
hesaplarımıza göre, okula gidemeyen 97 bin civarında
öğrencinin de, bitirilecek olan 32 yatılı bölge okuluyla
sorunlarını çözmek mümkündür.
Tabiî, güvenlik olayı ise bir ayrı konudur. Elbette ki,
öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin güvenliği, Millî
Eğitim Bakanlığı olarak bizim arzu ettiğimiz bir
şeydir; ama, bir de, yatılı bölge okullarında, hali
hazırda belirli bir kapasite düşüklüğü söz konusudur. Yani,
vatandaş, bazen bu okullara öğrenci göndermek istememektedir; bazen
de, karma okullar olduğu için, özellikle kız çocuklarını
göndermek istememektedir. Dolayısıyla, bir taraftan, daha evvel
bulunan birkaç kız yatılı bölge okulunu daha da genişletmek
kararındayız ve halihazırda inşa halinde olan 32
yatılı bölge okulunu da 1997 yılında bitirmek
kararındayız.
Dolayısıyla, bizim, güneydoğudaki ilköğretim
okullaşma sorununa önerdiğimiz yol, yatılı bölge
okullarıdır. 1997 bütçesinde 32'si tamamlandığı
takdirde, güneydoğudaki, özellikle okullaşamayan bu 97 400
öğrenci için de okula gitme şansı çıkacaktır.
Değerli arkadaşımızın önerdiği mobil
eğitim sistemi birçok yerde denenmiş bir sistemdir, üzerinde
çalışabiliriz. Önemli olan, okulsuz öğrenci ve öğretmensiz
öğrenci bırakmamaktır. Bu yoldaki
çalışmalarımız sürüyor. Yüce Meclisin bilgisine arz
ediyorum; saygılar sunuyorum. (DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan, Sayın
Bakanıma yardımcı olması açısından -finansman
konusunu söyledi- eğer, izin verirseniz, o konuda bir noktayı
açıklamak istiyorum.
BAŞKAN – Hayır, hayır; öyle bir usul yok.
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan, Hükümete,
finansman kaynağı öneriyorum. Avrupa Topluluğunda eğitim
için ayrılan fon...
BAŞKAN – Siz, özel olarak Sayın Bakanla görüşebilirsiniz_
Gündemdışı konuştunuz_
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Bakanıma
ulaşamıyorum da...
BAŞKAN – Sayın Bakan her zaman yerinde canım; siz, her
zaman ulaşabilirsiniz.
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Kendilerine
kaynağını öneriyorum.
BAŞKAN – Siz, bir rapor halinde Sayın Bakana kaynağı
verin; böyle bir usulümüz yok yani. Siz, gündemdışı
konuşmada düşüncelerinizi söylediniz, Sayın Bakan da size cevap
verdi, kendi takdirleri içinde. Ayrıca, siz, kaynak hakkında bir
bilgi vermek isterseniz, kendisiyle görüşürsünüz. Yazılı da
müracaat edebilirsiniz.
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündemdışı
konuşmalar ve bunlara verilen cevaplar bitmiştir.
İki adet Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – Rusya Federasyonuna gidecek olan
Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz’a, dönüşüne kadar, DevletBakanı
H. UfukSöylemez’in vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/526)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) Yüksek Düzeyli
Memurlar Toplantısına katılmak üzere, 24 Ekim 1996 tarihinde
Rusya Federasyonuna gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'ın
dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı H.
Ufuk Söylemez'in vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun
görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
2. – Rusya Federasyonuna gidecek olan
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, dönüşüne kadar, Türkiye
BüyükMillet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli’nin vekâlet
edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/527)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Moskova'da 24-25 Ekim 1996 tarihlerinde düzenlenecek olan Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Devlet ve Hükümet Başkanları
Toplantısına Türkiye'yi temsilen katılmak üzere Rusya
Federasyonuna gideceğimden, dönüşüme kadar
Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 106 ncı maddesi uyarınca, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Doç. Dr. Mustafa Kalemli vekâlet edecektir.
Bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının iki
tezkeresi vardır; okutuyorum:
3.
– Pakistan Meclis Başkanının davetine icabet edecek Parlamento
heyetindeki değişikliğe ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/528)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Pakistan Meclis Başkanının davetine icabetle 24-29 Ekim
1996 tarihleri arasında Pakistan'ı ziyaret edecek Parlamento
Heyetine, Doğru Yol Partisinden Manisa Milletvekili Rıza Akçalı
yerine Sıvas Milletvekili Tahsin Irmak katılacaktır.
TBMM'nin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki
3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun
bilgilerine sunulur.
Doç.
Dr. Mustafa Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
4. – Türkiye - AT Karma Parlamento
Komisyonu Eşbaşkınlığında ve Kuzey Atlantik
Asamblesi TürkGrubu üyeliğinde boş bulunan üyelikler için gösterilen
adaylara ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/529)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Doğru Yol Partisi Grubunca, Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanlığında boş bulunan bir üyelik için,
İstanbul Milletvekili Hasan Tekin Enerem ve Anavatan Partisi Grup
Başkanlığınca, Kuzey Atlantik Asamblesi Türk Grubu yedek
üyeliğinde boş bulunan bir üyelik için, Sakarya Milletvekili Ahmet
Neidim aday gösterilmiştir.
Siyasî parti gruplarınca aday gösterilen üyelerin isimleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Dışilişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince
Genel Kurulun bilgilerine sunulur.
Doç.
Dr. Mustafa Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Sayın milletvekilleri, Danışma Kurulunun önerileri
vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza
sunacağım:
V. –
ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİSİ
1. – Gündemdeki sıralamanın
yeniden yapılmasına, 23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde
sözlü soruların görüşülmemesi ile Genel Kurul
çalışmalarına ara verilmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No: 33 Tarih: 23.10.1996
Danışma Kurulunun 23.10.1996 Çarşamba günü
yaptığı toplantıda aşağıdaki önerilerin
Genel Kurulun onayına sunulması uygun görülmüştür.
Kamer
Genç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
V.
Salih
Kapusuz Cumhur
Ersümer
RP
Grubu Başkanvekili ANAP
Grubu Başkanvekili
Saffet
Arıkan Bedük Mümtaz
Soysal
DYP
Grubu Başkanvekili DSP
Grubu Başkanvekili
Nihat
Matkap
CHP
Grubu Başkanvekili
Öneriler:
1. 22.10.1996 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve
bastırılıp dağıtılan 108 sıra
sayılı Bir İl ve İki ilçe Kurulmasına Dair Kanun
Teklifinin, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3
üncü sırasına, gündemin 28 inci sırasında yer alan 100
sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü
sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 75 sıra
sayılı kanun tasarısının 5 inci sırasına, 25
inci sırasında yer alan 77 sıra sayılı kanun
tasarısının 6 ncı sırasına, 29 uncu
sırasında yer alan 106 sıra sayılı kanun
tasarısının 7 nci sırasına alınması ve
23.10.1996 Çarşamba günkü birleşimde sözlü soruların
görüşülmemesi önerilmiştir.
2. 3 Kasım 1996 Pazar günü yapılacak olan mahallî ara seçimler
nedeniyle, 30.10.1996 Çarşamba ve 31.10.1996 Perşembe günlerinde
Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesi önerilmiştir.
BAŞKAN – Şimdi, önerileri ayrı ayrı tekrar okutup,
oylarınıza sunacağım efendim.
Birinci öneriyi okutuyorum:
1. 22.10.1996 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve
bastırılıp dağıtılan 108 sıra
sayılı Bir İl ve İki İlçe Kurulmasına Dair Kanun
Teklifinin, 48 saat geçmeden, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 3
üncü sırasına, gündemin 28 inci sırasında yer alan 100
sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü
sırasına, 23 üncü sırasında yer alan 75 sıra
sayılı kanun tasarısının 5 inci sırasına, 25
inci sırasında yer alan 77 sıra sayılı kanun
tasarısının 6 ncı sırasına, 29 uncu sırasında
yer alan 106 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci
sırasına alınması ve 23.10.1996 Çarşamba günkü
birleşimde sözlü soruların görüşülmemesi önerilmiştir.
BAŞKAN – Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Birinci öneri kabul edilmiştir.
İkinci öneriyi okutuyorum:
2.- 3 Kasım 1996 Pazar günü yapılacak olan mahallî ara
seçimler nedeniyle, 30.10.1996 Çarşamba ve 31.10.1996 Perşembe
günlerinde Genel Kurul çalışmalarına ara verilmesi
önerilmiştir.
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Bu öneri de kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına
geçiyoruz.
VI. –
SEÇİMLER
A)KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN
ÜYELİKLERE SEÇİM
1. – Plan ve Bütçe Komisyonunda açık
bulunan üyeliğe seçim
BAŞKAN – Plan ve Bütçe Komisyonunda boş bulunan ve
bağımsız milletvekillerine düşen bir üyelik için seçim
yapacağız. Bu üyelik için iki sayın milletvekili aday
olmuştur; ancak, Ordu Milletvekili Sayın Refaiddin Şahin
adaylıktan vazgeçtiğini bir tezkereyle Başkanlığımıza
bildirmiştir. Bu nedenle, Plan ve Bütçe Komisyonunda
bağımsız milletvekillerine düşen bir üyelik için sadece
Çorum Milletvekili Hasan Çağlayan aday olmuştur.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VII. – KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1. – 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine
İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî
Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine
İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili
tasarının müzakeresine kaldığımız yerden devam
edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
2. – Özürlüler İdaresi
Başkanlığı Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları
ile İlgili Çeşitli Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı
ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporu (1/438) (S. Sayısı :101)
BAŞKAN – Özürlüler İdaresi Başkanlığı
Kurulmasına ve Özürlülerin Durumları ile İlgili Çeşitli
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısının müzakeresine
başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3. – Adana Milletvekili Halit
Dağlı ve 7 Arkadaşı ile Refah Partisi Grup
Başkanvekili Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve 4
Arkadaşının; Toprakkale Adıyla Bir İlçe ve Osmaniye
Adıyla Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifleri;
Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve 6
Arkadaşının, Adana İli Osmaniye İlçesinin İl
Olması Hakkında Kanun Teklifi; Adana Milletvekili Erol Çevikçe’nin,
Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ile Adana Milletvekili
Uğur Aksöz ve 6 Arkadaşının, Bir İlçe ve Bir İl
Kurulması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri ve Plan ve
Bütçe Komisyonları Raporları (2/446, 2/457, 2/401, 2/439, 2/447)
(S.Sayısı :108) (1)
BAŞKAN – Alınan karar gereğince, Osmaniye İlçemizin
il olmasına ilişkin olarak verilen kanun teklifinin müzakeresine
geçiyoruz.
Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
Raporun okunup okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım:
Raporun okunmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Raporun
okunması kabul edilmemiştir.
Teklifin tümü üzerinde; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına,
Sayın Nihat Matkap; Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın
Veli Andaç Durak; Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Uğur
Aksöz; Refah Partisi Grubu adına, Sayın Yakup Budak; Demokratik Sol
Parti Grubu adına, Sayın Mehmet Büyükyılmaz söz
istemişlerdir.
Kişisel söz isteyen arkadaşlar da isimlerini Divana
yazdırsınlar_
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkanım, ben de kanun
teklifi sahibi olarak söz istedim; yazılı müracaatım var
efendim_
BAŞKAN – Müracaatınız, bu kanun teklifinin gündeme
girdiği saatten sonra başlayacak; ondan önceki müracaatlar geçerli
değil; çünkü, kanun tasarı ve teklifleri üzerinde veya herhangi bir
meselede söz istemek için onun gündeme girmesi lazım. Gündeme şu
dakikada girdi. Bu dakikadan sonra istenen konuşmaları, istenen
sözleri sıraya koyuyoruz.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Gündeme girdikten sonra verdim efendim.
ARİF SEZER (Adana) – Sayın Başkan, şahsım
adına söz istiyorum.
BAŞKAN – Tamam efendim...
İlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Nihat
Matkap'ın.
Buyurun Sayın Matkap.
Süreniz 20 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA NİHAT MATKAP (Hatay) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Osmaniye İlçemizin il olmasıyla ilgili
yasa teklifi hakkında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüş ve
düşüncelerini açıklamak üzere söz almış bulunmaktayım;
sözlerime başlarken, Sayın Başkanı ve sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Osmaniyeliler, nefeslerini tutmuş,
dört gözle, Yüce Meclisimizin bugün vereceği kararı beklemektedir; bu
nedenle, konuşmamı çok kısa tutmaya
çalışacağım.
Değerli milletvekilleri, Osmaniye'nin il olması için birinci
yasa teklifini, Sıvas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu ve
arkadaşları verdi; bu teklif, (2/401) esas numarasını
aldı. Osmaniye İlçemizin il olmasıyla ilgili ikinci yasa
teklifini, Adana Milletvekili Erol Çevikçe verdi; bu yasa teklifi de (2/439)
esas numarasını aldı. Aynı konuyla ilgili üçüncü yasa teklifini,
Adana Milletvekili Halit Dağlı ve arkadaşları verdi; bu
teklif de (2/446) esas numarasını aldı. Yine, aynı konuyla
ilgili dördüncü yasa teklifini, Adana Milletvekili Uğur Aksöz ve
arkadaşları verdi; bu teklif de (2/447) esas numarasını
aldı. Aynı konuyla ilgili beşinci ve son teklifi, Sıvas
Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve arkadaşları verdi; bu teklif
de (2/457) esas numarasını aldı.
Osmaniye'nin il olması için kanun teklifi vermiş ve
katkıda bulunmuş tüm arkadaşlarımıza teşekkür
ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Osmaniye'nin il olması Osmaniyeliler
için bir lütuf değildir; gecikmiş bir hakkın iadesidir.
Bildiğiniz gibi, Osmaniye İlçemiz 1924-1933 yılları
arasında zaten il statüsündeydi.
Bu yasa teklifi, gerek İçişleri Komisyonunda gerek Plan ve
Bütçe Komisyonunda tüm siyasî parti gruplarımızın
ittifakıyla kabul edildi; umuyorum, bugün de, Genel Kurulumuzda, bu kanun
teklifi ittifakla kabul görecektir.
Değerli milletvekilleri, Osmaniyeli yurttaşlarımız,
Genel Kurulumuzun bu yaklaşımından, bu çabasından mutlaka
çok mutlu olacaktır; ama, Osmaniye'de kanayan bir yara var; özellikle, o
konuyla ilgili Sayın Hükümetimizin katkısını istiyorum.
Osmaniye Belediyesinde çalışan işçiler yaklaşık
on aydır maaş alamadı. Bu arada, aynı işçilerimiz,
yaklaşık dört yıldır, toplusözleşmeden doğan
sosyal hak alacaklarını da alamadı. Eğer, Sayın
Hükümetimiz, özellikle Sayın Maliye Bakanımız, bu
çalışanlarımızın maaşlarının ödenmesi
için, yerel yönetimlere ayrılan fondan Osmaniye Belediyesine bir miktar
havale ederse, bu, Osmaniye'de yaşayan asgarî 15 bin
yurttaşımızı sevindirecektir; çünkü, Osmaniye'de,
sayısı bini bulan çalışanlarımız, esnafa olan
borcundan aylardır sokakta rahat gezememektedir. Aynı
çalışan arkadaşlarımız, okula giden çocuklarına
okul malzemesi alamamaktadır; evlerinde boynu bükük durmaktadır. Bu
sıkıntının, özellikle Hükümet tarafından
giderilmesini, CHP Grubu adına, hassasiyetle rica ediyorum.
Osmaniye İlçemizin il olmasının, tüm Osmaniyelilere ve
ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Matkap.
Gruplar adına ikinci konuşma, Doğru Yol Partisi Grubu
adına, Adana Milletvekili Sayın Veli Andaç Durak'ın. Buyurun
Sayın Durak.
Süreniz 20 dakika efendim.
DYP GRUBU ADINA VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; televizyonları başında bizleri
izleyen 200 binin üzerindeki Sayın Osmaniyeli hemşerilerimi ve aziz
vatandaşlarımı saygıyla selamlayarak sözlerime
başlamak istiyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siz değerli siyasî
partilerin grup sözcülerinin katılımlarıyla İçişleri
Komisyonunda ve Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan çalışmalar
neticesinde güzel bir eser meydana getirilmiştir. Bu esere
katkılarından dolayı, tüm siyasî partileri kutlamak istiyorum.
Tarihi ve kültürü itibariyle -tarihin engin derinliklerinde- Türkiye
Cumhuriyetine ve önceki Türk devletlerine büyük katkıları olan,
"Cebelibereket" diye isimlendirilen Osmaniye'nin il olması
hususundaki görüşlerimi arz etmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi, Osmaniye, 200 binin üzerinde insanın
yaşadığı, en yakın il olan Adana'ya 85 kilometre
mesafede olan, 1 milyon dekar arazi üzerine kurulmuş, eski ve çok önemli
coğrafî durum arz eden bir yerleşim yerimizdir. Bugün, Türkiye Büyük
Millet Meclisi, bu önemli yerleşim yerimizin itibarının iadesi
için bir araya toplanmıştır; bugün vereceğiniz karar, bu
insanların itibarını iade etme kararıdır. Bunun için,
bu insanlarımızı sevindirici -bu yöreye benzeyen, bu yörenin
özelliğini taşıyan, il olma özelliğini taşıyan
başka yörelerin de hakkı saklı kalmak üzere- Osmaniye'nin il
olması hususunda Doğru Yol Partisinin düşüncelerini, müsaade
ederseniz arz etmek istiyorum.
Bugün, Doğru Yol Partisi, siyasî varlığını
sürdüren bir partidir; ama, Doğru Yol Partisi, bugün, geçmişine
bağlı olan bir partidir ve geçmişini devamlı olarak
saygıyla karşılamış, geçmişiyle de övünen bir
partidir. Geçmişi olmayan insanların övünecekleri bir şey de
olmaz. Bugün, biz, Doğru Yol Partisi olarak, Osmaniye'deki siyasî
çalışmalarımıza başladığımız ilk
gün Osmaniyelilere ne söz vermişsek, bugün de o sözleri burada
tekrarlamaktayız.
Genel Merkezimizin aldığı kararla, Genel
Başkanım, beni, seçim koordinatörü olarak Osmaniye'ye gönderdi ve
beni gönderdiğinde, Genel İdare Kurulunun huzurunda bana şu
talimatı verdi: "Sayın Durak, gidiniz Osmaniye'ye; bugün, biz,
Demokrat Partinin ve Adalet Partisinin ta kendisiyiz diyorsak, biz, Demokrat
Partinin ve Adalet Partisinin verdiği tüm sözlere sahip çıkmamız
gerekir; Osmaniyelilere selamımı söyleyin; Osmaniyelilere verilen bu
söz yerine getirilecektir; benim kararlı olduğumun altında bu
yatmaktadır" dedi. Ben de ilk gün Osmaniyelileri topladım,
bugün, biz, rahmetli Menderes'in ve Sayın
Cumhurbaşkanımızın verdiği sözleri yerine getirmek
üzere görevlendirildik dedim. Bu sözleri yerine getirmek için, bugüne kadar,
Osmaniye'de, otuzbeş gün önce ne demişsek, bugün de Meclis
kürsüsünden aynı şeyi söylüyoruz. Biz, bugün, Demokrat Parti ve
Adalet Partisinin ta kendisiyiz. Onun genel başkanlarının
vermiş olduğu sözleri yerine getirmek de bizim görevimizdir. Böylece,
rahmetli Menderes'in ruhunu şâd edeceğiz ve bugün, Genel Başkanımız,
Başbakan Yardımcısının talimatıyla da -şu
anda Hükümette olamadığı için- Süleyman Demirel'in sözleri yerine
getirilecektir.
Değerli hemşerilerim, biraz önceki sözcü
arkadaşımın, Türkiye Büyük Millet Meclisine üç tane...
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Mecliste "hemşerim" olur
mu?!
VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) – Biraz önce... Müsaade ederseniz...
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Osmaniye'de değilsin şu anda!
VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) – Osmaniye'nin dışına
çıkmam mümkün değil efendim. Bunu Osmaniyeliler bilir. Ben
Osmaniye'yle yatıyorum, Osmaniye'yle kalkıyorum; çıkmam mümkün
değil efendim...
YUSUF PAMUK (İstanbul) – Bunu Osmaniyelilere anlat!
BAŞKAN – Efendim, müdahale etmeyelim lütfen.
YUSUF PAMUK (İstanbul) – Sayın Başkan, niye müdahale
etmiyorsunuz?!
BAŞKAN – Şimdi, efendim, kanun tasarısının tümü
üzerinde görüşülüyor. Tabiî ki, sözcüler, tasarının tümü
üzerinde konuşurlarken konunun biraz dışına
taşabilirler; yani, bu, çok genel bir konuşma olduğu için... (RP
ve DYP sıralarından alkışlar) Yani, siz devamlı
yapıyorsunuz... Ne yapalım... Şimdi, aslında, kritik bir
konu; herkes, işte, çıkacak, burada kendi partisinin propagandasını
yapacak; ben nasıl müdahale edeyim_
VELİ ANDAÇ DURAK (Devamla) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; benden önceki hatip, konuşmalarında, Türkiye Büyük
Millet Meclisine Osmaniye'yle ilgili olarak birkaç kanun teklifinin
verildiğinden bahsettiler. Doğrudur, o sözlerine ben de
katılıyorum. Birinci teklifi veren partiyi, ikinci teklifi veren
partiyi söylediler ve üçüncü teklifi veren partinin de Doğru Yol Partisi
olduğunu söylediler. Doğrudur arkadaşlar, biz, üçüncü
sırayı teşkil eden teklifi verdik; ama, bakınız, birinci teklifi verenlerin teklifi şimdi
nerede?... (CHP sıralarından "burada, burada" sesleri)
Değerli milletvekilleri, ikinci teklifi verenlerin teklifi
nerede?.. Türkiye Büyük Millet Meclisi İçişleri Komisyonundan ve Plan
ve Bütçe Komisyonundan geçirilerek bugün de huzurlarınıza getirilen
teklif, bizim teklifimizdir. Bunun böyle bilinmesini, bunun doğru
olduğunu ifade etmek istiyorum.
Bizim teklifimiz üzerindeki bugünkü görüşmelerinizin, Osmaniye'ye,
ülkemize ve Türkiye Büyük Millet Meclisine hayırlara vesile
olmasını diliyorum, hepinize
saygı ve sevgilerimi tazeliyorum.
Sağ olunuz, var olunuz. (DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Çok teşekkür ederim Sayın Durak.
Efendim, gruplar adına üçüncü söz_
MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) – Sayın Başkan,
bu, bir partiye mal edilir mi?!
BAŞKAN – Efendim, bu, zaten, Meclisin genel bir tasarrufu. Bu
konuda bütün gruplar anlaşmışlar; kürsüye her çıkan da,
kendi partisiyle ilgili birkaç laf
söylüyor...
Sayın Uğur Aksöz, buyurun efendim.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – ANAP Grubu adına Uğur Aksöz...
BAŞKAN – ANAP Grubu adına Sayın Uğur Aksöz dedik;
siz, herhalde duymuyorsunuz.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Söylemediniz Sayın Başkan...
BAŞKAN – Efendim, bir arkadaşımızı
çağırırken, yanındaki arkadaş çıkıp müdahale
ediyor. Herhalde on tane kulağımız yok, bir tane de
ağzımız var...
Buyurun Sayın Aksöz, süreniz 20 dakika efendim.
ANAP GRUBU ADINA UĞUR AKSÖZ (Adana) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 108 sıra
sayılı Osmaniye'nin il olmasına ilişkin yasa teklifinin
tümü üzerinde Anavatan Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere söz
almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)
Aslında, ben, burada, yasa teklifinin çerçevesinde kalmak
istiyordum; ama, sevgili hemşerim öyle şeylerden bahsetti ki, ben,
öyle, havada kalan laflarla değil, belgelerle konuşacağım;
mecbur kaldım, onun için konuşacağım.
Bakınız, elimde bir belge var; Anavatan Partisinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisine verdiği yasa teklifi; tarih, 28 Ekim 1995, dikkat
edin, 1996 değil. Bütün siyasî partilerin Osmaniye'nin il olması
konusundaki yasa teklifleri 1996'da verilmiştir. Büyük Birlik Partisinin
teklifi temmuz 1996'da, diğer bütün partilerin teklifleri 1, 2, 3 Ekim
1996'da verilmiştir; ama, Anavatan Partisinin teklifi 28 Ekim 1995'te
verilmiştir. Eğer bir ilk arıyorsanız, ilk biziz,
Anavatandır! (ANAP sıralarından "Bravo" sesleri,
alkışlar)
Bakın, bu konuya girmeyecektim; ama, Sevgili Durak kardeşim
girince, bunu açıklamak zorundayım. Anavatan Partisinin teklifi
bununla bitmedi, daha gerisi var. 28.10.1995'te teklifi verdikten sonra,
Anavatan Partisi dönüyor, yine herkesten evvel, 5.9.1996'da bir teklif daha
veriyor; belki unuturlar, bizim güzel Osmaniyemiz ilçe olarak kalmasın
diye_ (ANAP sıralarından alkışlar) Bununla da
yetinmiyorlar, 2 Ekim 1996'da bir daha teklif veriyorlar. Şimdi ben
soruyorum; bir gol mü büyüktür, üç gol mü büyüktür?!. (ANAP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, üç kere teklif verdik.
Şimdi, bunu burada kapatıyoruz.
Efendim, aslında, burası bir Yüce Meclis... Ben, bütün
partilere, bir Adanalı olarak ve Adana Milletvekili olarak
şükranlarımı tekrar tekrar arz ediyorum; çünkü, bütün partiler,
Osmaniye'nin il olması konusunda hemfikirdirler. Bu Parlamentoda, biz, ne
kavgalar ne ayrılıklar gördük; ama, görüyorum ki, Osmaniye için bütün
partiler birleşmiş, büyük bir mutabakat, muhteşem bir birlik teşkil
etmişler, Osmaniyem adına, Adanam adına
şükranlarımı sunuyorum. (ANAP sıralarından
alkışlar)
VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Yalan söylüyorsun...
UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Laf atmak yok Veli Durak, biz
hemşeriyiz, böyle, şakayla karışık, gerçekleri,
belgeyle size söyledim.
Şimdi efendim, Osmaniye'ye gelelim... Sırada bekleyen bir sürü
il varken, Osmaniye neden il oluyor?.. Basın, bunu, bir siyasî
rüşvet, bir seçim rüşveti gibi değerlendirdi. Bir kere, bunu
hemen reddediyorum, hepiniz adına reddediyorum_ Adanalılar ve
Osmaniyeliler adına reddediyorum. Niye reddediyorum: Rüşvet niçin
verilir; yasal olmayan bir şeyi elde etmek için verilir. Beyler, Osmaniye,
bundan yıllarca önce, zaten il idi; "Cebelibereket" adıyla,
koskoca bir Osmanlı sancağıydı; sonra, tuttular,
Osmaniye'yi parçaladılar, böldüler, küçük bir ilçe yaptılar.
Şimdi biz ne yapıyoruz; alınmış bir hakkı iade
ediyoruz, itibarı iade ediyoruz, yaptığımız bir
haksızlığı düzeltiyoruz; rüşvet bunun neresinde?..
Haksızlık, geç de olsa, Osmaniye'nin il olmasıyla
düzeltilmiş olmaktadır; o bakımdan, hiç kimseye, sakın
olaki "bu, seçim rüşveti" lafını ağzına
almasını tavsiye etmiyorum; çünkü, Osmaniyeliler bundan rencide
oluyorlar.
Osmaniye neden il oluyor; söyleyelim: Bakın -çoğunuzda
vardır zannediyorum- Eskişehir Anadolu Üniversitesi bir araştırma
yaptı: "Siyasetçilere güven giderek azalıyor, yok olma
noktasına doğru gidiyor."
Kahvehanelerde, toplantılarda siz de
karşılaşıyorsunuz, halk, siyasetçilere güvenmiyor. Niye
güvenmiyor; çünkü, verilen sözler tutulmadığı için. Peki, ben
şimdi sizlere hatırlatıyorum; geçirdiğimiz bütün
seçimlerde, Osmaniye'de otobüsün üzerine çıkan bütün sayın liderler
-hepsi burada- ve bizler de, Osmaniye'ye "sizi il
yapacağız" demedik mi?
İSMET ATTİLA (Afyon) – DYP'deyken söz verdi...
UĞUR AKSÖZ (Devamla) – Bunun kasetleri var, görüntülü kasetleri
var, gazetelerde resimleri var. İşte şimdi, Osmaniye, bütün
siyasîlere kendilerini kurtarma fırsatını veriyor. Verilmiş
sözlerin tutulduğunu göstermek bakımından, bir fırsat bu;
liderlerin, verdikleri sözleri "işte, biz tutarız"
diyebilmeleri için, bizim, liderler adına verdiğimiz sözleri
"işte, tuttuk" diyebilmemiz için, bu yasa teklifi bir
fırsat. Bugün, Osmaniye'ye, otobüsün üzerinde verilen sözleri
tutmanın bahtiyarlığını yaşıyorum;
umarım, hepiniz de yaşıyorsunuzdur. (CHP sıralarından
"öbürleri ne olacak" sesleri) Geleceğiz efendim, sırayla.
Efendim, işin bir de, coğrafî tarafı var. Fazla vaktinizi
almamak için, sadece bir örnek vereceğim: Osmaniye'ye
bağladığımız Düziçi ve Bahçe İlçeleri var
-oraları tanıyanlar bilirler- Düziçi'nden Adana'ya işini yapmak
için gelen bir vatandaş, bir belediye reisi veya bir resmî kişi,
memur, tam iki saatte Adana'ya varır, iki saat de dönüş, 4 saat;
yani, o kadar uzaktır ki, bir memurun bütün günü yollarda geçebilir.
Halbuki, şimdi ne yapıyoruz; Düziçili ve Bahçeli vatandaşlar,
Osmaniye İl Merkezine sadece 15-20 dakikada gidecekler ve işlerini
halledecekler. Yani, coğrafî bakımdan da, o ilçelerin yakın bir
merkeze kavuşması bakımından da, Osmaniye'nin il
olması zarureti vardır.
Peki, nüfus nasıl?.. O da bir kriter... Nüfus bakımından
da, Osmaniye il olmayı fazlasıyla hak etmiştir. Bugün Türkiye'de
nüfusu 200 binin altında pek çok il var, mevcut illerin çoğunun
nüfusu 200 binin altında; ama, Osmaniye, bugün,
bağladığımız ilçelerle birlikte, 250-300 bin
civarında bir nüfusa sahip -bu tahmini bir rakam- doğudan ve
güneydoğudan anormal göç alacağını da düşünürseniz,
belki 400 binlere ulaşacaktır. Demek ki, Osmaniye, nüfusu
bakımından da il olmayı hak etmiştir.
Edindiğimiz bilgilere göre, Osmaniye'de 7 500-8 000 civarında
vergi mükellefi vardır; bakın, bu çok büyük bir rakamdır. Bu
demektir ki, 7 500-8 000 civarında insan ticaret yapıyor, mal
alıyor, mal satıyor, devlete vergisini veriyor. Bu büyüklükteki bir
yerleşim biriminin de il olması en doğal hakkıdır.
Şimdi, Osmaniye'ye verilmiş sözleri tutarak kendimizi beraat
ettirirken, bu arada, il olmaya hazır ve Anavatan Partisinin tüm gücüyle
il yapmak için çalışacağı ilçeleri saymadan geçemeyiz,
onlara haksızlık edemeyiz. Bakın, Anavatan Partisi, il yapmak
üzere öncelikli olarak plana aldığı ilçeleri benim
vasıtamla burada sayıyor: Siverek, Tarsus, İskenderun, Alanya,
Anamur, Nazilli, Bandırma, Düzce, Akşehir, Ereğli ve Çorlu.
Anavatan Partisi, tıpkı Osmaniye gibi, söz verilen,
tıpkı Osmaniye gibi, nüfusu
kalabalık, tıpkı Osmaniye gibi, coğrafî bakımdan il
olması zaruret olan bu ilçe merkezlerini de, öncelikle il yapmak üzere
elinden gelen gayreti gösterecektir ve diğer partilerden de bu konuda
destek beklemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Osmaniye'nin il
olması için destek veren bütün partilere ve bütün milletvekillerime
şükranlarımı sunuyorum ve yeni il statüsünün Osmaniyemize,
Adanamıza ve ülkemize hayırlı olmasını dilerken
-mahallî lisanla- darısı diğer bekleyenlere diyor, saygılar
sunuyorum. (ANAP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Aksöz.
Sayın Aksöz, konuşmasında "siyasîlere itibar
azalıyor" diye bir laf sarf ettiler. Aslında, bence, bu,
siyasîler hakkında haksız ve gereksiz bir ithamdır; çünkü,
siyasî insanların bütün hayatı daima şeffaftır, basın,
radyo ve televizyonun denetimi altındadırlar; ama, tabiî ki,
Türkiye'de, siyasîlerin yerinde çok insanın gözü olduğu için, siyasî
makamlarda bulunan insanları devamlı kötülemek istemektedirler. Benim
gördüğüm kadarıyla -aşağı yukarı onbeş
senedir bu çatı altında görev yapıyorum- elimizden geldiği
kadar, halka karşı görevimizi yerine getiriyoruz; ama, yerimizde gözü
olan insanlar, özellikle bazı basın mensupları, bazı
basının köşe yazarları, özellikle normal cumhuriyet
rejimini tasvip etmedikleri için, hatta belirli çevrelere davet
yazdıkları için, siyasîleri
devamlı kötülemeye çalışmaktadırlar; oysa ki, siyasîlerin
öyle itibarsız bir hali yoktur. (DYP ve RP sıralarından
alkışlar)
Aslında çok fazla da konuşmak istemiyorum; ama, hiç olmazsa,
bu konuları siyasîlerin ağzından duymayalım
arkadaşlar. Burası, bizim bir mekânımızdır; bu
mekânımızda bu gibi şeylerin dile gelmemesi lazım.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Yakup Budak; buyurun efendim.
(RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
RP GRUBU ADINA YAKUP BUDAK (Adana) – Sayın Başkan,
Meclisimizin değerli üyeleri; sözlerime başlarken hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
Bugün, burada, Osmaniye'nin il olmasını konuşuyoruz.
Bütün Osmaniyelileri ve Osmaniye'nin il olması için gayret gösteren bütün
arkadaşlarımızı ve Yüce Meclisimizi, aynı zamanda,
tebrik ediyorum.
Malumunuz, biraz önce konuşan arkadaşlarımız da
"bu, Osmaniye'ye bir seçim rüşveti değildir; zaten, Osmaniye
1924 ile 1933 yılları arasında ildi; bir iadei itibar söz
konusudur" dediler, isabetli bir tespitte bulundular. Biz de aynı
şeyi söylüyoruz. Gerçi, Osmaniye'nin il olması seçimin arifesine
getirilmiştir; ama, bu siyasî bir rüşvet değildir, bir seçim yatırımı
değildir, Osmaniye'nin hakkının iade edilmesidir. Bu hakkın
iade edilmesi konusunda, bütün siyasî partilerimiz elbirliği
yapmıştır, kanun teklifleri vermiştir; hepsine ayrı
ayrı teşekkür ediyoruz.
Yine, Osmaniyemizde bir seçim yapılacak; bu seçimler münasebetiyle,
aday olan bütün arkadaşlarımıza da tebriklerimizi, sevgilerimizi
sunuyor, başarılar diliyoruz. (RP ve DYP sıralarından
alkışlar)
Yine, 3 Kasımda bir seçimimiz olacak; inşallah, bu seçimi,
barış içerisinde, huzur içerisinde, uzlaşma içerisinde,
anlaşma içerisinde, kardeşlik havası içerisinde
geçireceğiz; inşallah, bu böyle sürüp gidecektir.
Osmaniye neden il oluyor; neden il olmalı; bunun üzerinde fazlaca
duracak değiliz; çünkü, sosyal açıdan, siyasal açıdan, ekonomik
açıdan ve coğrafî açıdan Osmaniye, eskiden zaten ildi, Cebelibereket'ti.
Şimdi de Osmaniye İlimiz oluyor; çünkü, Osmaniye, Adana'ya,
Kahramanmaraş'a, Gaziantep'e, Hatay'a uzaklığı itibariyle,
coğrafî açıdan tam orta bir yerde bulunmaktadır. Ekonomik
açıdan da, gerçekten, ovanın üzerinde bulunmasından dolayı,
pamuğuyla, yerfıstığıyla, zaten ticaretin de,
tarımın da merkezi durumundadır; bundan dolayı da il
olması gerekiyordu.
Yine, çok değişik illerin kalkınması
açısından birtakım çareler düşünülürken, Osmaniyemiz
gerçekten -yanından, otobanın, demiryollarının geçmesi
hasebiyle de- ilerlemeye, gelişmeye ve gerçekten, illerimiz arasında
her zaman güzel bir il olmaya namzet olmuştur ve il olmaktadır.
Muhterem arkadaşlar, biraz önce konuşan
arkadaşlarımız "efendim, iki teklif verdik, üç teklif
verdik, dört teklif verdik" gibi birtakım laflar söylediler, sözler
ettiler. Ben, şöyle söylemek istiyorum: Önemli olan, bir teklif vermek, üç
teklif vermek, beş teklif vermek değildir; önemli olan, verilen
teklifin yerine getirilmesidir, tatbikatının
yapılmasıdır. (RP ve DYP sıralarından
alkışlar) Ben, iyi hatırlıyorum: 1987 seçimlerinde,
şimdi bu sıralarda oturan arkadaşlarımızdan
bazıları "bize oy verin; biz iktidardayız; dört ilçeden
birisini il yapacağız" diye dolaşıyorlardı; 1991
seçimlerine gelindiğinde, kimisi telgrafla il yaptı, kimisi mektupla
il yaptı; ama, bu Hükümet geldi; bu Hükümet, laf yapmıyor iş
yapıyor, icraat yapıyor, Osmaniye'yi il yapıyor. (RP
sıralarından alkışlar) Niye mi yapıyor: Merkez Karar Yönetim
Kurulu üyemiz, siyasî işlerden sorumlu Başkan Yardımcımız
Aydın Menderes'in Hocamızdan bir ricası vardı: "Hocam,
şimdiye kadar gelenler hep söz verdiler; ama, bu sözlerini
tutmadılar; hiç değilse, babamın şu sözünü siz yerine
getirin" diyordu. Hocam da "peki" dedi. (RP
sıralarından alkışlar) O açıdan, üç teklif, beş
teklif; şu sırada, bu sırada verdim demek önemli değil;
önemli olan yapmaktır. Bunu da ifade ederken altını çizmek
istiyorum: Osmaniye'nin il olması, bu Meclisin, 20 nci Dönem milletvekili
arkadaşlarımızın ortak takdiridir, ortak
kararıdır; bunu da ifade etmek istiyorum.
Muhterem arkadaşlar, elbette ki, sırası gelen yerlerimiz
de il yapılacaktır. Osmaniye'nin il olması, belki bu
kapıyı açmaktadır; ama,
siyasal ve sosyal açıdan gerçekten şartları uyan, il
yapılması lazım gelen yerlere, inşallah -biraz önce
arkadaşımızın ifade ettiği gibi- darısı
onların da başınadır diyerek sözlerimi bitirmek istiyorum.
Hepinize sevgiler, saygılar, hürmetler sunuyorum. (RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Budak.
Gruplar adına son konuşma, DSP Grubu adına Sayın
Arif Sezer'de.
Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Sezer, süreniz 20 dakikadır.
DSP GRUBU ADINA ARİF SEZER (Adana) – Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün, Osmaniye'nin il
olması konusunda, Meclisteki teklifin getirmiş olduğu
politikayı, burada şovu yapıyoruz. (DSP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) Biz, Demokratik Sol Parti
olarak, Osmaniye'nin il olmasına karşı değiliz; ama,
belediye başkanı ölmeden önce, acaba, Osmaniye'nin il olması
için, 20 nci Yasama Döneminde hangi parti grubu kanun teklifi verdi Mecliste?!
(DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Özlemlerimiz vardı buraya gelirken; devlet adamı
politikacılığı... Hemşerim Sayın Aksöz
konuştu "kanun teklifi verdik" dedi. Osmaniye Cebelibereket
iken, benden büyük kardeşlerimin sancağı ve vilayetiydi.
Ceyhan'a bağlıdır köyüm. Sayıları 292 iken
Aksaray'ı il yaptırıyorlardı da, Adanalı
parlamenterler neden Osmaniye'yi il yaptırmadı? (DSP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Kilis il
yapılıyordu...
HALİL ÇALIK (Kocaeli) – Yalova il yapılıyordu.
ARİF SEZER (Devamla) – Yalova il yapılıyordu seçim
yatırımı için; ama, Osmaniye neden gündemde yoktu?! Maazallah,
ölüler üzerine bina yapıyoruz, layık olan ili değil.
Osmaniye'nin tarihten bu yana farklı bir yeri vardır. (DSP
sıralarından "yakın konuş, yaklaş
yaklaş" sesleri) 1864 yılında, Saraybosna'nın,
Bosna-Hersek'in ıslahını yapan Gazi Ahmet Muhtar Paşa,
Cevdet Paşa'nın isteğine bırakılarak, ilk defa Komutan
Derviş Paşa'yı Çukurova'yı ıslah için gönderir. Çünkü,
Çukurova'nın Türkmenleri, yazları yaylalara, kışları
"hu" yapıp Çukurova'ya otururlar. Yukarı Çukurova, Erzin,
Dörtyol, İslâhiye, Nurdağı'na kadar uzanır, önce
denizyoluyla Adana'ya gelir. Bu tümenin adı 11 inci Girit Tümenidir. Ama,
biz, yöntem olarak karşıyız dedik, il olmasına
değil... Ve gelinir_ Çünkü, devlet anlayışımız
Selçukludan başlayıp Osmanlıda kök salmış,
Cumhuriyetle beraber devam etmiştir. O gün için Cerit, Afşar, Tecirli, Bozdoğan bölgede
birtakım Türkmen boyları sayılır. Amaç, toprağa
bağlı kalarak, Türk insanının, devlet bilincinde, ulus
olmanın onurunu yaşasın
diyedir; fakat, sıtma vardır, yazın Çukurova insanı
kırılır; onun için yaylalara giderler; yerleşik düzene
geçmemişlerdir.
Millî Mücadelede de Osmaniye'nin ayrı bir yeri vardır. Bugün
GAP'ın giriş noktası, evet, güneydoğu
başlangıcı, Nurdağları dediğimiz, Osmaniye
eteklerinden başlar. Önemlidir; ama, yasayla gündeme gelen
Andırın İlçesinin de coğrafî olarak Osmaniye'ye yakın
bağlantısı vardır.
Ama, biz, seçime de katılmadık; bu olay, korkumuzdan
değildi; bir yılda, üç seçim... Şimdi, asıl sorulması
gereken şu: Artık, politik şovu bırakalım. Evet,
Çukurova'nın dağ köyleri Düziçi dahil ve bizim yukarıda, kuzey
şeridimizin Saimbeyli, Tufanbeyli, Feke, Aladağ, Karaisalı dahil,
geri kalmış yöreleri vardır. Bir Ceyhan, bir Adana bu yönden
farklıdır; ciddî bir oya sahiptir.
Sayın Başbakan,
Sayın Başbakan Yardımcısı; biz, buraya gerice bölge
statüsü verip de yatırımları çekebiliyor muyuz, yoksa seçim ili
mi yapıyoruz? Bu konuda ciddî çalışmaları gündeme
getirmemiz gerekiyor.
Ülkemiz, ulusal birliğin, birbirini sevmenin, binlerce
yıldır devlet ve ulus olmanın bilincinde yaşayan insanlarla
dolu ve inanıyorum ki, Osmaniyeliler, ile layık, biz de
destekliyoruz; ama, bir tek farkımız var; ölümünden sonra vermedik,
daha önce verilmişti teklif; Belediye Başkanının
vefatından sonra, şov yapmak için il olma teklifi vermedik.
Bu vesileyle, Osmaniye'nin il olmasını kutluyor; ama,
yatırımlarda öncelik tanınan bölge statüsüne getirilmesini
diliyorum.
Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlar, hayırlı, uğurlu
olmasını dilerim.
Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sezer.
Gruplar adına yapılan konuşmalar bitmiştir.
Şahısları adına; Rüştü Kâzım Yücelen,
Mahmut Işık, Ahmet Dökülmez, Orhan Kavuncu, Mehmet Büyükyılmaz,
Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Sayın Başkan, burada
Danışma Kurulu önerisi okunur okunmaz kağıdı
gönderdim; bir yanlışlık olabilir...
BAŞKAN – Efendim, arkadaşlarımız belirlediler;
kusura bakmayın... Ben oradan gelen_ Bakın, kendi
yazıları...
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Söz istemek için önce ben
gönderdim, diğer arkadaşlar hep sonradan gönderdiler.
BAŞKAN – Efendim, sırayla, gelenleri...
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Buradan, kavas
vasıtasıyla gönderdim.
BAŞKAN – Efendim, yani siz konuşmak istiyorsanız, o zaman
maddeler üzerinde konuşursunuz. Tümü üzerinde konuşmakla, maddeler
üzerinde konuşmak arasında bir şey yok. Biraz gecikme olur; ama,
ilk konuşanın arkasından konuşan diğer
arkadaşlarımız da, yeni yeni birtakım şeyler
söyleyebiliyorlar. Yani, nasıl olsa şiir okumuyoruz; yeni yeni
birtakım şeyler söylemek mümkün; maddeler üzerinde konuşabilirsiniz.
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – 2 nci madde üzerinde söz
istiyorum.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkan, ben teklif sahibiyim.
BAŞKAN – Teklif sahibinin ayrı bir söz hakkı yok
İçtüğümüzde.
İki kişi konuşabilir, kusura bakmayın.
Buyurun; Sayın Yücelen.
Süreniz 10 dakika efendim.
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (İçel) – Sayın Başkan, Yüce
Meclisin değerli üyeleri; önce, televizyonu başında bizi izleyen
vatandaşlarımızla beraber, hepinize saygılarımı
sunuyorum.
Bu Genel Kurulda, zaman zaman, il tasarıları
tartışıldı ve ne hikmetse, bu il
tasarılarının hepsi, seçim öncesine gelmekle beraber, buraya
çıkan sayın konuşmacıların da hiçbiri "bu
tasarıları seçim dolayısıyla getirdik; bu
tasarıları, önümüzdeki seçimler için acele indirdik" demez; bu
sözler yerine, seçim yapılacak ilçeye selam babında "biz,
kesinlikle siyasî rüşvet vermiyoruz; bunu, rüşvet için
çıkarmadık" konuşmalarını yaparlar.
Bugün de dikkat ettim, Osmaniye İlimizin -inşallah, biraz
sonra oylarınızla il olacağı anlaşılıyor- 3
Kasımda geçireceği seçim için, bütün siyasî partilerimizin
temsilcileri "bir siyasî rüşvet olmadığını ve
kesinlikle, bu Meclisin ortak malı olduğunu" söylediler; sadece,
bir siyasî partimiz, seçime girmeyeceği için, daha objektif bir
konuşma yaptı.
Peki, Osmaniyeli vatandaşlarımız bizi buradan izliyorlar,
acaba, gerek iktidardan gerek muhalefetten genel başkanlar, genel
başkan yardımcıları, Osmaniye'de seçime iştirak eden
partilerin temsilcileri, 3 Kasıma kadar Osmaniye'nin il olma konusunu
seçim malzemesi yapmayacakları sözünü de biraz sonra buradan verirler mi?
Eğer, hakikaten, bu sözü buradan verebiliyorlarsa ve siyasî partilerimizin
temsilcileri, 3 Kasıma kadar, kesinlikle, Osmaniye'nin il
yapılması konusunu kullanmayacaklarsa, hakikaten, Yüce Meclisin
şanına yakışır ve 3 Kasımda yapılacak
seçimlerle hiç bağı kurulmadan, Osmaniye'nin il
yapıldığını buradan söyleyebiliriz; ancak...
CAFER GÜNEŞ (Kırşehir) – Siz yapmadınız
mı?
BAŞKAN – Efendim, müdahale etmeyelim.
Buyurun, siz devam edin.
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) – Evet, biz, Anavatan Partisi olarak
seçim zamanlarında yapmadık ili; ama, geçtiğimiz yıl,
aynı şekilde, bu kürsüden, Kilis'in il olmasını,
Yalova'nın il olmasını, aynı sözlerle, aynı
-zabıtlardan takip edebilirsiniz- burada...
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Bartın?!
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) – Bartın'ı yaptık,
istisna değil; Bartın'da da yaptık. Demek ki, biz de kötü
yapmışız, aynı şekilde siz de tenkit ettiniz. (RP ve
DYP sıralarından alkışlar) Ama, en azından şunu
kaldırmamız lazım, bugün neresinden dönersek dönelim, şu
sözü kaldırabilmemiz lazım: Akşam, eğer, televizyonlarınızın
başına geçtiğiniz zaman, bu görüntüleri seyrederseniz, buradan
konuşulanlar ile vatandaş tarafından görülenlerin birbiriyle tam
tezat teşkil ettiğini görebilirsiniz. En azından, bu uygulamaların
neresinden...
ERSİN TARANOĞLU (Sakarya) – Biz, Bartın'ı seçimden
sonra il yaptık.
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) – Ama, seçimden önce söz verdik
efendim.
ERSİN TARANOĞLU (Sakarya) – Eylül ayında il kanunu
çıktı.
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) – Hayır. Belediye seçimi
vardı o zaman Sayın Taranoğlu; belediye seçimi için yaptık.
Bakın, bu geldiğimiz noktada, belki buradan belediye
başkanlarına bir çağrıda bulunmamız lazım; hangi
ilçeyi il yapmak istiyorsak, belediye başkanını bir araseçimden
üç beş ay önce istifa etmeye belki buradan çağırmamız
lazım, hep beraber. Belki, birçok ilçede belediye başkanlarına
araseçimlerden önce baskı yapılmaya başlanacak. Belki, orada,
onların istifası gündeme gelecek.
Hakikaten, bu işleri, hak, hukuk, adalet ölçüleri içerisinde
yapıyorsak -biraz önce, Anavatan Partimizin değerli konuşmacısı,
Anavatan Partisi Grubu adına konuşan arkadaşımız, ilk
ağızda, il yapılması gereken ilçeleri
sıraladı- burada hakikaten
adalet ölçüleri geçerli ise, bugün, nüfus oranıyla şu andaki mevcut
illerin 40'ından daha büyük olan Tarsus İlçesinin il olması
gerekir. Eğer, nüfus bir kıstas değil de, kıstas, sadece
vilayetine uzaklıksa, yüzölçümü ise, bugün, kendi vilayetine 225
kilometre, kendi vilayetinden sonraki en yakın vilayete 260 kilometre
mesafede olan Anamur'un il yapılması gerekir. Eğer, Osmanlı
döneminde sancak olmak bunda kıstassa, Silifke'nin, Alanya'nın yine
aynı şekilde il yapılması gerekir.
İBRAHİM HALİL ÇELİK (Şanlıurfa) –
Siverek'i de unutmayalım!
RÜŞTÜ KÂZIM YÜCELEN (Devamla) – Tabiî, Siverek'i de
unutmayalım.
Gelin bunun bir ölçüsünü bulalım ve bu ölçüyü hep beraber
koyalım; bizden sonraki nesiller de, değerli seçmenlerimiz,
vatandaşlarımız da bu Yüce Meclisi, sadece, seçimden seçime il
yapan bir Meclis olarak görmesin.
Anavatan Partisi olarak, ilk defa, beldeleri ilçe, ilçeleri il yapma
konusunu biz getirdik. Nasıl, az önce "seçim için il
yapmadınız mı" dediyseniz, bu gerçeği de sizin kabul
etmeniz gerekir.
Anavatan Partisi, 1983 yılında iktidara gelinceye kadar,
Türkiye'nin idarî yapısını değiştirmeyi kimse
konuşmuyordu, kimse, ilçeleri il yapmaktan, beldeleri ilçe yapmaktan
bahsetmiyordu; ama, o günlerde bunun ölçüsünü de koymuştuk, Türkiye'deki
vilayet sayısını 100'e çıkaracağımızı
söylemiştik.
Gelin, bu Yüce Meclisteki temsilcilerimiz, liderlerimiz
toplansınlar, hangi ilçeleri il yapacaksak, hangi vakitte yapacaksak,
hangi sıralamayla yapacaksak bunları kamuoyuna açıklayalım
ve bu konunun bundan böyle siyasî istismar meselesi yapılmasını
önleyelim diyorum.
Ben, huzurlarınızda fazla kalmadan, Tarsus Belediye
Başkanımızın -bir milletvekili sıfatıyla bana-
göndermiş olduğu mektubu -bu mektuptan kaç milletvekilimize geldi
bilmiyorum- hiç yorum yapmadan sizlere arz edeceğim:
"Sayın milletvekilim, her seçimde vaatler verilerek
unutulmaktan bıkan Tarsus halkı, yine bir seçim arifesinde Osmaniye'ye
il sözü verilmesinden dolayı infial halindedir.
60 vilayetten büyük, nüfus potansiyeli açısından 22 inci
sırada bulunan, tarihî, kültürel, ekonomik ve sosyal
altyapısıyla il olmayı çoktan hak etmiş Tarsus'u hiçe
sayarak başka yerleri il yapamazsınız. Önce Tarsus il
olmalı, sonra başka ilçeler_ Çünkü, hak, adalet, hukuk ve vicdan bunu
gerektirir. Şayet bu ölçüleri
taşıdığınızı iddia edebiliyorsanız
böyle bir uygulamaya alet olmaz, Tarsus'un olmadığı hiçbir
oylamaya katılmazsınız.
Tarsus
Belediye Başkanı"
Şimdi, bu mektubu gönderen arkadaşım, o beldenin belediye
başkanı olarak, infial içindedir; ama, buradaki parti
temsilcilerinden -Anavatan Partisi adına biraz önce konuşan
arkadaşımızın söylediği gibi- bundan sonraki ilk
tasarıda, Tarsus'un il olacağı sözünün de buradan
duyurulmasını sabırsızlıkla Tarsus halkı
beklemektedir.
Ben, bütün bu sözleri söyledikten sonra, Osmaniye'nin il
yapılmasının Osmaniye'ye bir hakkın verilmesi olduğunu
buradan vurguluyorum. Tabiî ki, bu sözlerim Osmaniye'deki hemşerilerimizi,
vatandaşlarımızı tedirgin etmemelidir. Sadece, Osmaniye'nin
il olması gibi hayırlı bir işle bundan sonraki bu ve
benzeri şikâyetlerin ortadan kalkması en büyük dileğimizdir.
Ben, Osmaniye ilinin, önce Osmaniye'de yaşayan Osmaniyeli
vatandaşlarımıza, daha sonra, bölgesine ve Türkiyemize
hayırlara, uğurlara vesile olmasını diliyor; hepinize
saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yücelen.
İkinci konuşma için, Sayın Mahmut Işık; buyurun
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır Sayın Işık.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Osmaniye
İlçemizin il olması konusunda söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, Osmaniyelileri saygıyla selamlıyorum ve il olma
kararının çıkabileceğini tahmin ederek -biz de, Parti
olarak ve şahıs olarak oy vereceğimiz için- hayırlı
olması dileklerimi iletiyorum.
Bu arada, tabiî, yöre milletvekili arkadaşlarım "ben,
teklifi verdim; öbürü ben verdim; ben, daha çok çalıştım"
deyince; o yörenin milletvekili olmadığım için, Sayın Genel
Başkan Yardımcımız Çevikçe'ye "Sayın Çevikçe, söz
hakkımı size vereyim; siz, bir şeyler söyleyin. Siz de o yörenin
milletvekilisiniz" dedim.
Grupları olan partiler içerisinde ilk teklifi vermiş
olmasına ve Komisyonda da tüm takibini bizzat yapmış
olmasına rağmen "hayır, Osmaniyeli aydındır,
kimin ne yaptığını bilir" dedi. Osmaniye'de beş
belediye başkanı seçilmeyecek değerli arkadaşlarım;
bir belediye başkanı seçilecek. Tabiî, elbette hepimiz, Osmaniye'ye
olan katkılarımızı nezih bir şekilde söyledik; ama,
bundan sonrasını takdir de Osmaniyelilere kalıyor.
Şimdi, tabiî, Osmaniye'den sonraki ilçeler ne olacak? Özellikle,
Doğru Yol Partisi Sayın Genel Başkanı buradayken, ben, bir
tarihî mirastan da bahsetmek istiyorum. Adalet Partisi Genel Başkanı
Sayın Süleyman Demirel, iki defa Suşehri'ne gitti, bir belediye
seçiminde de "istiyorsanız vilayeti, vurun mührü gır atın
altına" dedi, açık seçik söz verdi ve Sayın Demirel'e heyet
olarak gittiğimizde, bendeniz de vardım, Adalet Partisi eski
Bakanlarından rahmetli Sayın Tevfik Ağabey de vardı,
Oğuz Aygün Bey de vardı. Sayın Aygün "Sayın
Cumhurbaşkanı, rahmetli Adnan Menderes, Refik Koraltan'ı
Divriği'ye gönderiyor 'Divriği'nin vilayet olduğunu müjdeleyin'
diyor -Divriği de, Mengüçoğullarına başkentlik
yapmış bir ilçedir- Peki, siz, bugüne kadar, hep 'biz Adalet
Partisinin mirasına, borçlarına da alacaklarına da kefiliz'
dediniz, neden Divriği'yi vilayet yapmadınız?" dedi.
Sayın Demirel'in cevabı şuydu: "Beni Divriği nüfusuna
kaydedin, ben Divriği'nin hemşerisiyim. Divriği mutlaka vilayet
olacaktır. Bu alınmayan bir siyasî haktır."
Şimdi, ben değerli arkadaşlarıma -bütün sağ
partilere- soruyorum; alınmayın lütfen. Hepiniz, Demokrat Partinin ve
Adalet Partisinin mirasına sahip çıktınız; bugün de sahip
çıkıyorsunuz.
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Yok öyle bir şey... Demokrat
Parti...
MAHMUT IŞIK (Devamla) – Yani, bakıyorum; Sayın Aydın
Menderes, işte bu mirastan ve kişiliğinden dolayı Refah
Partisinde. Doğru Yol Partisi de, bu mirastan dolayı hep Demokrat
Partiye atıfta bulunur. Siz, galiba, miraslar menfaatınıza
uygunsa sahip çıkıyorsunuz, değilse çıkmıyorsunuz.
Öyleyse, bu borçlu miraslarınıza da sahip çıkmanızı
bekliyor, diliyor ve istiyoruz.
Diğer taraftan, teklifin sahibi ve aynı vilayetin milletvekili
olan diğer 2 arkadaşıma da iki sözüm var: Suşehri, Kelkit
Vadisinde, 4 ilçenin yer aldığı bir bölgede yer almaktadır
-bu ilçeler Suşehri, Akıncılar, Koyulhisar, Gölova'dan
müteşekkildir ve birbirine de çok yakındır- 45 bin
civarında oyu var ve vilayet olma uğruna hepsini sağ partiler
aldı. Refah Partisi de, Anavatan Partisini temsilen Sayın
Yazıcıoğlu da "Suşehri vilayet olacaktır"
dedi. Bu sözü verdiniz. Ben, bu arkadaşlarımın bu sözlere sahip
çıkmalarını istiyorum. Bu verilen sözler yerine
getirilmediğinde -ben, birçoğunuz gibi devletten gelen bir
insanım- devlete olan güven azalıyor;
yurttaşlarımızı kırıyoruz, incitiyoruz. Onun
için, Hükümetten özellikle rica ediyorum ve istiyorum; bir milletvekili olarak,
bir yurttaş olarak istiyorum. Bugüne kadar söz verilmiş tüm
ilçelerin, bir takvim çerçevesinde mutlaka vilayet yapılması
gerekmektedir. Aksi takdirde, biz
inandırıcılığımızı kaybediyoruz. Bu,
bize, maalesef, eksi puan veriyor.
Diğer taraftan, Sıvas, terör konusunda, biliyorsunuz neredeyse
pilot bölge seçilmiştir; Türkiye'nin alan bakımından ikinci
büyük vilayetidir. Değerli arkadaşlarım, Sıvas'a bir vali
yetmemektedir. Bakınız, bir ay önce Divriği İlçesindeki,
Zara İlçesindeki ve İmranlı İlçesindeki operasyonlarla
ilgili olarak Sarıkamış'tan bir alay, Kayseri'den bir alay,
Merzifon'dan bir alay getirtildi ve o bölgedeki insanların rahat
oturabilmeleri için çok önemli operasyonlar da yapıldı. Bu
birliklerin bir kısmı gitti; yok, kalacak yerleri yok. O nedenle de
Sıvas'ın mutlaka bölünmesi gerekir. Eğer, Sıvas
karıştırılırsa, bilmiş olunuz ki, Türkiye
karıştırılır. 1918 yılında da Sıvas
karıştırılmak istendi. O tarihte Yüce Atatürk, Sıvas
halkını bağrına bastı ve Sıvas'ta
yatırımları artırdı. Eğer, böyle bir talep
olsaydı, inanıyorum ki, buna mutlaka anında karar verecekti.
Koçgiri İsyanı, Şeyh Sait İsyanları da bu bölgede
olmuştur. O tarihte de Seyit Abdülkadir Fransa'da Bogos Nobar Paşayla
Ermeni ittifakı kurdu, Divriği'nin Yellice Köyüne geldi,
Zara'nın Celalli Nahiyesine geldi, bu tarihte de PKK, Asala ile ittifak
yaptı, o da ilk bu bölgelere geldi. Bunlar tesadüfî değildir. (ANAP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, onun için, Sıvas'ın
mutlaka bölünmesini, idarî yapısının yeniden düzenlenmesini,
bütçe açısından, özel idare açısından ve özellikle
coğrafi konumunun büyüklüğü açısından dikkate almak
zorundasınız.
Divriği İlçesi ile Koyulhisar İlçesi arasında altı-yedi saat mesafe var ve o bölgede
de, biliyorsunuz, Kızıldağ bulunmaktadır. O bölgeden, bu
bölgeye güvenlik kuvvetlerinin ya da başka araç ve gerecin ya da
başına bir iş gelen yurttaşın gidip gelmesi mümkün
değildir. O bölgeye, ta Kayseri indirme tugayından helikopterler
geliyor. Herhalde, bu kadar sıkıntı çeken halka, bizim, bir an
önce eğilmemiz gerekir.
O nedenle de, ben, özellikle, tüm Anavatan Partili
arkadaşlarımın söylediği listeye katılmakla birlikte,
Sıvas'ın da, bu konumlarından dolayı, birinci
sırasına alınmasını, hem devletin en üst birimlerinin,
ta Demokrat Parti dönemindeki Meclis Başkanımız rahmetli Refik
Koraltan'ın haber götürdüğü Divriği'nin hem de devletin en üst
kademesinin birkaç kez söz verdiği ve nüfus bakımından, alan
bakımından yeterli olan bu iki ilçenin de, mutlaka, vilayet
yapılmasını, Yüce Meclisin takdirlerine ve önerilerine sunuyorum.
Ayrıca, tekrar tekrar, Osmaniye'nin il olmasını
kutluyorum; hayırlı olsun diyorum. Böyle bir ilimizde, geçmiş,
tarihî bir hakkı iade etmekte birleştiğimiz için de hepinize
teşekkür ediyorum; hayırlı olsun.
Saygılar sunuyorum. (CHP ve ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.
Hükümet adına, Sayın Bakan Halit Dağlı söz
istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakan, süreniz 20 dakikadır.
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Osmaniyemizin il olmasıyla ilgili
kanun teklifi üzerinde, Hükümet adına görüşlerimizi ifade etmek üzere
huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sözlerimin başında, Mayıs 1996 tarihinde, elim bir kazada
kaybettiğimiz merhum Osmaniye Belediye Başkanımız Musa
Şahin'e Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum; ayrıca, kederli
ailesine ve Osmaniyelilere başsağlığı diliyorum ve
Cenabı Allah'tan, milletimize böyle acıları bir daha
göstermemesini niyaz ediyorum.
Teklif üzerinde, siyasî parti gruplarının ve kişisel
görüşlerini açıklayan arkadaşlarımız, efendim, şu
zaman teklif verildi, bu zaman teklif verildi gibi birtakım
değişik düşünceler ortaya koydular. Evet, Anayasamızın
126 ncı maddesi gereğince bir ilçenin il olabilmesi için
birtakım objektif kriterler gerekmektedir. Nedir bu objektif kriterler? Bu
objektif kriterlere baktığımız vakit, evvela coğrafî
durum, akabinde ekonomik durum, kamu hizmetlerinin gerekleri, nüfus,
ayrılacak ili ne yönde etkilediği, eski yıllardaki statüsü ve
halkın talepleri. Bunların tamamı Osmaniyemiz için geçerlidir.
Gerçekten, Osmaniyemiz il olmayı çoktan aşmıştır ve
bununla ilgili çeşitli tarihlerde -arkadaşlarımız teklif
meselesini söylediler- 19 uncu Dönemde Adana Milletvekilleri olarak bizler,
hepimiz, Osmaniyemizin ve Kozanımızın il olmasıyla ilgili
kanun teklifini vermiştik; ama, o teklif kadük oldu. Ondan sonra
arkadaşlarımız yine teklif verdiler_
Burada, herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermek istemiyorum;
ama, bir eksikliği düzeltmek için, huzurlarınızda ifade edeceğim.
Anavatan Partisi sözcüsü arkadaşımız Sayın Aksöz, 28 Ekim
1995 tarihinde teklif verdiklerini ifade ettiler. Keşke bu teklifi
vereceklerine, Anayasa Mahkemesine gidip de yetki kanununu iptal
ettirmeselerdi, Osmaniye çoktan il olacaktı; şimdi, bu tartışmalara
da gerek kalmayacaktı. Biz, Hükümet olarak,
arkadaşlarımızın, sözcülerimizin bir
kısmının da ifade ettiği gibi, objektif kriterleri dikkate
alarak, il olmak için bekleyen ilçelerimizi, bir çırpıda, herhangi
bir seçime falan denk getirmeden il yapmak kararındayız. Yalnız,
şu anda, il olmak için müracaat eden 127 ilçemiz vardır; ayrıca,
553 tane ilçe olmak için müracaat vardır. Sayın Okuyan "hepsini
yapalım" diyor; ama, getireceği ekonomik yükümlülükleri de
dikkate almak durumundayız.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – "Hepsini yapacağız"
dediniz, onu da yapmanızda fayda var dedik.
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Devamla) – Biz, efendim...
(ANAP sıralarından "seçim yatırımı" sesleri)
Efendim, niye seçime denk geldi. (ANAP sıralarından
"Önceden haklarıydı" sesleri) Evet, vakit, saat yeni
gelmiş demek ki. Vakit, saat meselesidir. (Gülüşmeler) Gayet tabiî,
vakit, saat meselesidir; öyle denk geldi. Keşke yetki kanunu iptal
edilmeseydi; Sayın Yücelen'in ifade ettiği gibi, şu anda, Türkiye'nin
il sayısı 100'e çıkmış olacaktı.
Şimdi, Osmaniyemiz için, çokpartili siyasî hayata geçtiğimiz
günden bugüne kadar, il olmak, bir özlemdir, bir hasrettir; Osmaniyeliler,
büyük bir hasret ve büyük bir özlemle il olmayı beklemektedirler.
İnşallah... Bu, 20 nci Dönem Parlamentosuna ve 54 üncü Cumhuriyet
Hükümeti olarak bizlere nasip olduğundan dolayı, son derece mutluyuz.
Osmaniye İlimizin, Osmaniyemize, Türkiyemize, Türkiyemizin idarî
yapısına hayırlı uğurlu olmasını diliyor,
Yüce Meclise saygılar sunuyorum. (DYP ve RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Son söz, milletvekilinindir ilkesi gereği, Kahramanmaraş
Milletvekili Sayın Ahmet Dökülmez; buyurun. (RP sıralarından
alkışlar)
Sayın Dökülmez, süreniz 10 dakika efendim.
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; Osmaniyemiz, hayırlısıyla, il
olacak. Bundan hepimiz şeref duyuyoruz ve memnuniyet duyuyoruz. Ancak,
Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili bu kanun teklifinin komisyon raporunu kaç
kişi okudu; ben, merak ediyorum. Her saat başı telefon ettim;
şu rapor çıksın da bir bakayım, ne oluyor, ne var ne yok
içerisinde diye. Daha matbaadan çıkar çıkmaz, sıcağı
sıcağına raporu aldım baktım ki, Osmaniye il oluyor;
ama, Kahramanmaraş'ın Andırın İlçesi de Osmaniye'ye
bağlanıyor. Olmaz değil, bu tür şeyler olabilir; ama, ben
şöyle düşünüyorum: Andırın, Osmaniye'ye 110 kilometre,
Maraş'a ise 70 kilometre mesafededir. Kaldı ki, Andırın,
Maraş'a direkt bağlıyken, Osmaniye'ye arada bir Kadirli olmak
suretiyle bağlı. Ne de olsa, seçmenimize, bir küçülme psikolojisidir,
etki eder. Osmaniye'nin il olması konusu senelerdir söylendiği için,
herkes bu konuda motive olmuş durumda; yani, Osmaniye'nin il olmasına
hiç kimse ses çıkarmaz; ama, İçiçleri Komisyonundaki raporu açın
bakın, Andırın'ın Osmaniye'ye bağlanması
konusunda bir şey yok. Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeler
sırasında böyle bir şey oluyor. Üstelik, bölge
milletvekillerinin de bundan haberi yok. Sayın Millî Eğitim
Bakanımızla da görüştük. Şu anda, böylesine acil bir karar
vermek, aniden karar vermek fazla sağlıklı bir şey olmaz.
Devlet adamları, heyecanla, öfkeyle ve aşırı sevinçlerle
karar verirlerse, önünde sonunda, bir gün yanılmış
olduklarını anlayabilirler.
Onun için, kanun teklifinin 2 nci maddesiyle ilgili olarak
verdiğimiz bir önergeyle dedik ki, "Andırın'ın
Osmaniye'ye bağlanması konusu şu aşamada dursun, metinden
çıkarılsın; daha sonra, gerekirse, bu konu tekrar ele
alınır, sağlıklı bir şekilde düşünülür,
konuşulur, halkın iradesine başvurulur." Seçimlerde oy
isterken, ne bir muhtar ne bir belediye başkanı ne de milletvekilleri
olarak hiçbirimiz "Andırın'ı Osmaniye'ye
bağlayacağız" diye bir şey söylemedi. Bu, ekstradan
çıkan bir şey; fazla bir acelesi de yok.
Andırınlı, eğer böyle bir şey isterse -niye
ister- senelerdir Maraş'a bağlı Andırın İlçesi
olarak yüzümüzü güldürmediniz, bir ilçe olarak bize bakmadınız diye
öfkeyle karar verir. Halbuki, bu işler öfkeyle olacak işler
değil. Şu anda, kim olursa olsun, Andırın'a gitsin
"Maraşlılar size bakmıyor, ona
kızgınlığınızdan Osmaniye'ye
bağlanın" desin, onlar kabul ederler; ama, bunlar doğru
değil.
Aklıselimin bu Meclise hâkim olması taraftarıyız. Bu
konuda, 2 nci maddeyle ilgili olarak, verdiğimiz önergenin tüm
arkadaşlar tarafından desteklenmesini arzu ediyoruz. Onun için bu
konuşmayı yaptım, söz aldım. Söz verdiği için
Başkanıma ve dinlediğiniz için sizlere sonsuz
teşekkürlerimi arz ediyorum.
Osmaniye'nin il olmasının, biraz önce bahsettiğim
kayıtlar dışında, hayırlı uğurlu
olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Dökülmez.
UĞUR AKSÖZ (Adana) – Sayın Başkan, yerimden, bir
yanlışlığı düzeltmek için söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurun... Hangi konuda?..
UĞUR AKSÖZ (Adana) – Efendim, Sayın Bakan Halit
Dağlı "yetki yasası iptal edilmeseydi, Osmaniye
şimdiye il olurdu" dedi. Bu yanlışlığı
düzeltmek istiyorum; çünkü, halkımız televizyondan izliyor. İl
yapmak için yetki yasasının gerekmediğini bugün görüyoruz; yetki
yasasıyla değil, müstakil bir yasayla yapıyoruz. Demek ki, yetki
yasasına ihtiyaç yoktur; bu bir.
Yetki yasasının iptalinden sonra, biz, eğer,
şuranın buranın il olmamasını isteseydik, Kilis ile
Yalova'yı iptal ettirirdik; onlar için baş vurmadık, iptal
ettirmedik. Demek ki, böyle bir niyetimiz yok; bu iki.
Üçüncüsü: Yetki yasasıyla, o iptal edilen yasayla Kilis ile
Yalova'yı il yapmayı biliyorlardı da, onun altına
"Osmaniye" yazmayı bilmiyorlar mıydı?
BAŞKAN – Efendim, şimdi burada yarışa girmeyelim.
Rica ediyorum...
Buyurun Sayın Durak.
VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Sayın Başkan, biraz önceki
hatip, Plan ve Bütçe Komisyonundan bölge milletvekillerinin bilgisi olmadan
geçirildiğini ifade etti. Bunun düzeltilmesi hususunda söz aldım;
lütfen bu düzeltilsin. Tüm bölge milletvekilleri Plan ve Bütçe Komisyonunda
hazırdı.
BAŞKAN – Hayır... Siz, Adana'daki bölge milletvekillerini
kastediyorsunuz; ama, herhalde, arkadaşımız, Maraş
adına konuşuyor. O bakımdan... Neyse efendim, onu şey
etmeyelim.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki müzakereler sona
ermiştir.
Maddelere geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Maddelere geçilmesi kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
Üç İlçe
ve Bir İl Kurulması ile 190 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi
MADDE 1. – Ekli (1) sayılı listede adları
yazılı köyler bağlanmak ve merkezi Toprakkale bucak merkezi
olmak üzere Adana İlinde Toprakkale adıyla,
Ekli (2) sayılı listede adları yazılı köyler
bağlanmak ve merkezi Cevdetiye Belediyesi olmak üzere Adana İlinde
Cevdetiye adıyla,
Ekli (3) sayılı listede adları yazılı kasaba ve
köyler bağlanmak ve merkezi Kırmıtlı Belediyesi olmak üzere
Adana İlinde Kırmıtlı adıyla
Üç İlçe kurulmuştur.
BAŞKAN – Madde üzerinde, ANAP Grubu adına Sayın Mustafa
Küpeli, DSP Grubu adına Sayın Mehmet Büyükyılmaz söz
istemişlerdir.
Sayın Küpeli, buyurun efendim. (ANAP sıralarından
alkışlar)
Sayın Küpeli, konuşma süreniz 10 dakika efendim.
ANAP GRUBU ADINA MUSTAFA KÜPELİ (Adana) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu adına, 108 sıra
sayılı Yasanın 2 nci maddesi üzerinde, Osmaniye ile ilgili söz
almış bulunuyorum.
Bizi...
BAŞKAN – Hayır, 1 inci madde üzerinde...
MUSTAFA KÜPELİ (Devamla) – 1 inci madde üzerinde...
Bizi televizyonları başında izleyen tüm
vatandaşlarımızı ve Osmaniyeli hemşerilerimi en derin
saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Osmaniye'nin bir geçmişi var. Gerçekten, Osmaniye, 1924-1933
yılları arasında "Cebelibereket" adıyla
kurulmuş bir ildir. 1933'te, Osmaniye, ilçe olarak Adana'ya
bağlanmıştır ve ben, şunu, burada, özellikle
vurgulamak istiyorum: Erzin İlçesi, 1924-1933 yılları
arasında "Cebelibereket" adıyla kurulmuş olan
Osmaniyemize, daha sonra, 1933'ten sonra da,
bir müddet, Adana'ya bağlı kalıyor.
Biraz önce vermiş olduğum önergemde, Erzin İlçesinin
Osmaniye'ye bağlanmasını talep ettim. Burada bulunan tüm siyasî
parti gruplarından, Erzin İlçesinin Osmaniye'ye
bağlanmasını talep ediyorum. İnşallah, buradaki siyasî
partilerimizin de desteğiyle, Erzin İlçesi Osmaniye'ye
bağlanacaktır; çünkü, hem Erzinli hemşerilerimiz hem de
Osmaniyeli kardeşlerimiz Erzin'in Osmaniye'ye bağlanmasını
isterler; Osmaniyeliler de kendilerine bağlanmasını isterler. Şu
açıdan bunu söylemek istiyorum: Çünkü, Erzin'in nüfusu 29 bin, Hatay'a
uzaklığı 95 kilometre...
LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – 60 kilometre, 95 kilometre değil.
MUSTAFA KÜPELİ (Devamla) – Osmaniye'ye uzaklığına
baktığımız zaman, sadece 13 kilometre. Yani, Erzinli
vatandaşlarımız 95 kilometre gidinceye kadar 13 kilometre
giderek Osmaniye'ye bağlanmak isterler. O açıdan, Toprakkale'nin ve
diğer ilçelerin kurulmasına ilaveten, bu Erzin İlçemizin de
Osmaniye'ye bağlanmasını talep ediyorum. Vermiş
olduğum önergeye desteklerinizi bekliyorum.
Televizyonları başında bizi izleyen tüm
vatandaşlarımızı, ayrıca, saygıdeğer tüm
Osmaniyeli hemşehrilerimi, siz değerli milletvekillerimizi
saygıyla selamlıyor; hepinize teşekkür ediyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Küpeli.
DSP Grubu adına, Sayın Mehmet Büyükyılmaz; buyurun
efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakikadır.
DSP GRUBU ADINA MEHMET BÜYÜKYILMAZ (Adana) – Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; konumuz Osmaniye'nin il olması; nedeni,
rahmetli belediye başkanının elim bir kaza ile ölümü ve 3
Kasımda yeni belediye başkanının seçimi olayıdır.
Peki, belediye başkanı hayatta olsaydı Osmaniye il olur
muydu; kesinlikle olmazdı. Nereden bu yargıya varıyoruz...
Adana'nın, il olmayı bekleyen Kozan ve Kadirli İlçeleri de var;
hatta, Ceyhan'ı da buna ekleyebilirsiniz. Yine, sağımızda
ve solumuzda, İskenderun ve Tarsus İlçeleri de var. Onlar için bir
girişim var mı; yok. Öyleyse, bunun adına seçim rüşveti
denir.
Peki, sayın milletvekilleri, Türkiye ve Türk Ulusu bu
rüşvetle, bu ilkel popülist politikalarla nereye gider?
Politikacının, her zaman, halkın bir adım önünde
olması gerekir; yol gösteren, yeni ufuklar açan kişiler olması
gerekir. Politikacıların rüşvet dağıtır konuma gelmelerini,
ben, kendime yediremiyorum. Siyasî partilerin ve parlamenterlerin,
yıllardan beri yapamayacakları sözleri vermeleri veya siyasî
rüşvet dağıtmaları, halkımızın demokrasiye
olan güvenini sarsmaktadır.
Bir örnek olması bakımından anlatma ihtiyacı
duyuyorum. Seçim çalışmalarında esnafı
dolaşıyorum. Esnaf, esnaflığı çok iyi
öğrenmiş, giriyorsunuz, verdiği dört cevap var, beşinci
yok: "Hakkımızda hayırlısı",
"hakkınızda hayırlısı", "memleketimiz
için hayırlısı", "hayırlıysa beri gelsin,
hayırsızsa öte gitsin." Bu dört cevap... Ama, esnafta bulunan,
yaşını başını almış, sözünü
esirgemeyen, ununu eleyip eleğini asmış insanlarımız
"yine geldiler" diyor.
Bunu, ben, kendi üzerime alınmıyorum; çünkü, benim partim,
Demokratik Sol Parti, daha önce oradan milletvekili çıkarmamış,
ben de daha önce karşılarına aday olarak çıkmamışım.
Bu, benim şahsımda tüm siyasî partilere verilen bir mesajdır.
Sayın milletvekilleri, peki, halkın siyasî partilere,
milletvekillerine ve Parlamentoya güveni kalmaz ise, o zaman nereye gidecek;
totaliter ve otoriter rejim özlemcilerinin yanına gidecektir.
İşte, Türkiye, bugün bunun sancılarını
yaşamıyor mu? İşte, totaliter ve otoriter rejimlerle idare
edilen ülkelerin tam ortasında yaşıyoruz; hangi biri nereye
gitmiş, çok zengin tabiat kaynakları olmasına rağmen; ama,
bir de Batı'ya bakıyoruz, doğal kaynakları az olsa da,
insan onur ve haysiyetine yakışır şekilde yaşam
sürmekteler. Bunun da sebebi, yetişmiş insan gücü ve onlar
arasından seçilen politikacıların ürettikleri politikalar.
Bağnazlığı ilmin önünde tutarsanız,
kurnazlığı dürüstlüğün önünde tutarsanız, rüşveti
helal sayarsanız, pek de yol alınacağı yoktur.
Bütün bu sözlerden sonra Osmaniye'ye geliyoruz. Osmaniye'nin il
olmasını şimdiden kutluyoruz; yalnız, keşke bir seçim
olmadan önce bu iş olsaydı.
Şunu da eklemek istiyoruz: Kadirli'nin Osmaniye'ye
bağlanmasına gönlümüz elvermiyor. Kadirli ve Kozan,
başlıbaşına il olmayı hak etmiş ilçelerimizdir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Büyükyılmaz.
Şahısları adına, Sayın Orhan Kavuncu; buyurun.
Süreniz 5 dakika efendim.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, Genel Kurulun değerli üyeleri; Osmaniye il
oluyor; hayırlı uğurlu olsun. Burada, Osmaniye'nin il
olmasına hiçbir siyasî partinin sahip çıkmaması gerektiğini
düşünüyorum. Osmaniye'nin il olmasını sağlayan iki tane
irade burada söz konusudur. Bunlardan bir tanesi, Yüce Meclisimizdir; ikincisi
de, Yüce Meclisimizi iradesini bu noktada kullanmaya getiren Osmaniyelinin
iradesidir. Burada bir seçim rüşveti söz konusu değildir, burada
Osmaniyeliye bir iane söz konusu değildir; Osmaniyeli, hakkını
-maalesef diyorum- fırsatı değerlendirmek suretiyle elde
etmiştir. Seçimler dolayısıyla Osmaniye'ye giden, kampanyalara
katılan bütün arkadaşlarımız, Osmaniye'deki afişleri,
pankartları görmüşlerdir. Osmaniyeliler "il yapın, oy
verelim; il yapmazsanız oy vermeyeceğiz" demişlerdir ve
Osmaniyelinin bu fırsat değerlendirmesiyle, biz, itiraf etmek
durumundayız, bu noktaya gelmiş bulunuyoruz. Osmaniyelinin bu
davranışından örnek almamız gerektiğini
düşünüyorum. Gerçekleştirilebilir olmayan vaatlerle değil,
objektif kriterlerle, bundan sonra, idarî yapılanmayı ele almak
durumundayız; yani, hangi ilçeler il olacaktır, hangi bucaklar ilçe
olacaktır, bunların objektif kriterlere bağlanması
gerekmektedir.
Osmaniye'nin, Osmaniyeliyi tatmin edecek -Türkiye ekonomisine
Osmaniyenin il olmasının bir yük getirmekten ziyade- Türkiye
ekonomisine katkı sağlayacak ve güvenlik gerekçelerine uygun bir il
haline gelmesi gerekmektedir. İçişleri Komisyonunda benimsenen
şekliyle, daha sonra Plan ve Bütçe Komisyonunda benimsenen şekliyle
Osmaniye'nin şu şekilde il yapılması, Osmaniyeliyi tatmin
etmekten uzak olduğu gibi, söylediğim gerekçelere de uygun
değildir. Bizim verdiğimiz kanun teklifinde hiçbir bucağın
ilçe yapılması önerilmemişti; çünkü, il sınırları
belli olduktan sonra hangi bucakların ilçe yapılacağı daha
sonra kararlaştırılabilir, objektif kriterlerle bunlar
belirlenebilirdi. İçişleri Komisyonunda Toprakkale ve Cevdetiye, Plan
ve Bütçe Komisyonunda da Kırmıklı ilçe olsun teklifleri
benimsendi. Şimdi, sizlere soruyorum arkadaşlar: En az bunlar kadar
gelişmiş olan Hasanbeyli niçin ilçe yapılmadı; çünkü,
sahipsizdi; çünkü, belediye başkanı Mecliste grubu bulunan herhangi
bir partiye ait belediye başkanı değildi.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Yapıyoruz Orhan Bey...
ORHAN KAVUNCU (Devamla) – Önergenizi destekleriz efendim.
Bahçe, Düziçi, Nurdağı, İslâhiye ve Erzin, bizim
önerimizde, Osmaniye'ye bağlanması öngörülen ilçelerdir. Biz, bu
önerimizi, önerge halinde de Yüce Meclis Başkanlığına
sunmuş bulunuyoruz. Desteklerinizi bekliyoruz.
İl olmak isteyen güzide yörelerimize, ben, bu vesileyle, bu
mikrofon aracılığıyla seslenmek istiyorum. Suşehri'ne,
Kozan'a, Tarsus'a, Düzce'ye, Siverek'e sesleniyorum; bunun gibi daha birçok
güzide yöremize sesleniyorum: Haklı taleplerinizde
gerçekleştirilebilir olmayan vaatlerin peşine
oylarınızı veresiye vermeyin. Büyük Birlik Partisi olarak,
Osmaniyeli ile nasıl bütünleşip Osmaniye'nin il olması
noktasında Osmaniyeli'yi bu noktaya getirdiysek, sizlerle de aynı
şekilde bütünleşmeye hazırız.
Ben, bu vesileyle...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti. Süre uzatmıyorum.
Bir de, sizden rica ediyorum; burası Türkiye Büyük Millet Meclisi
kürsüsüdür; burası herhangi bir partinin, seçim meydanında gibi nutuk
atacağı bir kürsü değildir. Rica ediyorum, bu olgunluğu
hepimiz muhafaza edelim.
Peki, teşekkür ederim. Bir başka maddede size söz verebilirim.
ORHAN KAVUNCU (Devamla) – Çok teşekkür ediyorum; hayırlı
uğurlu olsun efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim. Sağ olun.
Sayın Sıtkı Cengil, buyurun efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Sayın Başkan, bir açıklama yapmak
istiyorum.
BAŞKAN – Komisyon bir açıklama yapacak.
Buyurun efendim.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Sayın
Başkanım, değerli milletvekilleri; Anavatan Partisi Grubu
adına konuşan Adana Milletvekili Sayın Mustafa Küpeli, Erzin
İlçemizin, Hatay'dan Osmaniye'ye, sonra, Osmaniye'den Hatay'a
bağlanmasıyla ilgili eleştirilerde bulundu.
Şu anda, Plan ve Bütçe Komisyonumuzda, Plan ve Bütçe Komisyonu
üyelerimiz Hatay Milletvekili -ANAP milletvekili- Sayın Hüseyin Yayla,
Esat Bütün, Miraç Akdoğan ve 6 arkadaşıyla, Erzin, Osmaniye'ye
bağlandı, tekrirî müzakereyle tekrar Osmaniye'den alındı,
Hatay'a bağladık. Bunu açıklamak istedim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Tekinel.
Sayın Sıtkı Cengil, buyurun efendim.
MUSTAFA KÜPELİ (Adana) – Sayın Başkan, bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN – Efendim, artık, böyle yarış olmaz ki...
Tamam efendim... Ben, söz verdim arkadaşımıza.
Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
SITKI CENGİL (Adana) – Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; sözlerime başlarken, hepinizi hürmetle selamlıyorum.
Osmaniye İlimizin de, bölgemize, ülkemize hayırlı
olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum.
Çok kısa konuşacağım; çünkü, Osmaniyeliler, bir an
önce Osmaniye'nin il olmasının tescili için ellerimizi
kaldırmamızı bekliyorlar. Bugüne kadar hep sabrettiler, bu
sabırlarını daha fazla istismar etmemek için, sözlerimi çok
kısa keseceğim.
Seçim münasebetiyle, bölgem olması hasebiyle, Osmaniye'ye sık
sık gittim. Seçim mitinglerinde konuşmaya
başladığımız zaman, Osmaniyeliler hep bir
ağızdan şunu söylüyordu: "İl... İl...
İl..." Tabiî, niye bunu söylüyorlardı; şunun için
söylüyorlardı: Bugüne kadar hep söz verildi, hep
"yapacağız" denildi; ama, yapılmadı; fakat, ben,
orada, sevgili Osmaniyelilere şunu söylemiştim ve
"altını da çizerek söylüyorum" demiştim:
"Hükümetler icraaat yapar, konuşmaz." (RP sıralarından
alkışlar) "Yapacağız, göreceksiniz"
demiştim. Elhamdülillah, Rabbime şükrediyorum, bugün, bu sözümüzü
tutmuş oluyoruz.
İkinci husus da şudur değerli arkadaşlar: Hakikaten,
DSP adına konuşan değerli arkadaşım Mehmet
Büyükyılmaz'ı dinlerken üzüntüye gark oldum. Sebebine gelince...
Dediler ki: "Bu bir rüşvettir, seçim rüşvetidir." (DSP
sıralarından "Doğru" sesleri) Değerli
arkadaşım -bilmiyorum, herhalde konuşmasını
yaptı, gitti- keşke şu anda yerinde oturuyor olsaydı; o
arkadaşıma, kendi şahsım adına değil,
Osmaniyeliler adına şunu söylemek isterdim: Eğer, Partiniz
Osmaniye'de seçime girme cesareti göstermiş olsaydı, Osmaniyelileri
daha yakından tanırdınız ve Osmaniyelilerin rüşvete
pabuç bırakmayacağını da bilirdiniz ve bu sözü
söylememiş olurdunuz. (RP sıralarından alkışlar)
EMİN KARAA (Kütahya) – Siz, o mikrofondan Osmaniye'ye
konuşuyorsunuz.
SITKI CENGİL (Devamla) – Osmaniyeliler adına teessüflerimi
bildiriyorum. Osmaniye ilimizin hayırlı olmasını
Cenabı Allah'tan niyaz ediyorum; katkı veren bütün
arkadaşlarıma da teşekkürlerimi arz ediyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
EMİN KARAA (Kütahya) – Bu şovu yemezler! Yapılan
şovları millet değerlendirecektir.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Cengil.
Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.
Madde üzerinde verilen bir önerge vardır.
Sayın milletvekilleri, biliyorsunuz, İçtüzükte bir
değişiklik yaptık; bu değişikliğe göre,
görüşülmekte olan kanun tasarı ve teklifinin maddeleri içinde
olmayan, yani, komisyondan geçen teklifler içinde olmayan yeni bir kanun
teklifi veya tasarısı niteliğindeki önergelerin Genel Kurul müzakeresi
sırasında nazarı itibara alınmayacağını,
Genel Kurulda hükme bağladık. Onun için, bazı
arkadaşlarımızın, mesela, İlyas
Yılmazyıldız'ın Balıkesir'de yeni ilçe
kurulmasına; yine, İbrahim Çebi ve arkadaşlarının
bazı yerlerde yeni ilçe kurulmasına; yine, Ünal Yaşar ve
diğer arkadaşlarımızın Çorum İlinde, Denizli
İlinde, Amasya İlinde yeni ilçeler kurulmasına yönelik olarak
verdikleri önergeleri işleme koyamayız; çünkü, aynı konuda
herkesin istekleri var. Mesela, benim de bir Akpazar Beldem var ve ben de onun
ilçe olmasını istiyorum; ama, bu önergeyi burada işleme
koyamayız.
ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) – Sayın Başkan,
Meclisin daha hızlı çalışabilmesi için aynı amaçta
olan önergeleri burada işleme koyarsak;
vatandaşlarımızın beklediği ve Hükümet tarafından
da seçim vaadi olarak yapılacak dedikleri ilçeleri...
BAŞKAN – Efendim, onlar ayrı bir teklif olarak...
ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) – Bunlardan bir tanesi,
bizim Amasya'nın Aydınca Beldesinin ilçe olması için...
BAŞKAN – Şimdi, efendim, Başkanlık Divanı
olarak, zaten görüşümüz budur. Burada bir önergeyle bir ilçeyi il yapmak,
bir beldeyi ilçe yapmak öyle ucuz şeyler değildir; gerekli
araştırmanın yapılması lazım...
EMİN KARAA (Kütahya) – Seçim olması lazım...
BAŞKAN – ...bakanlıkların görüşlerinin
alınması lazım, bunların idarî zaruretlerden dolayı il
veya ilçe yapılması gerektiğinin belirlenmesi lazım. Burada
bir önergeyle olmaz. Bu devletin birtakım harcamaları var. Anayasada
da hüküm var; yeni bir harcama gerektiren önergelerin gerektirdiği kaynakların
gösterilmesi lazım.
Onun için, bunları işleme koyamayacağım.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 1 inci maddesinin iki ve üçüncü
fıkralarının ekli (2) ve ekli (3) sayılı listeleriyle
birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Salih
Kapusuz Saffet
Arıkan Bedük
RP
Grup Başkanvekili DYP
Grup Başkanvekili
Abdulkadir
Öncel Mehmet
Emin Aydınbaş
Şanlıurfa İçel
Oğuzhan
Asiltürk Ertuğrul
Eryılmaz
Malatya Sakarya
Temel
Karamollaoğlu Ali
Rıza Gönül
RP
Grup Başkanvekili DYP
Grup Başkanvekili
Doğan
Baran
Niğde
Ekli (2) sayılı listede adları yazılı kasaba ve
köyler bağlanmak ve merkezi Hasanbeyli Belediyesi olmak üzere, Adana
İlinde Hasanbeyli adıyla;
Ekli (3) sayılı listede adları yazılı kasaba ve
köyler bağlanmak ve merkezi Sumbas Belediyesi olmak üzere, Adana
İlinde Sumbas adıyla,
Üç İlçe kurulmuştur.
2
Sayılı Liste
Hasanbeyli
İlçesine Bağlı Kasaba ve Köyler
Sıra
No Birim
Adı İlçesi Bucağı
1 Hasanbeyli Bahçe Merkez
2 Çulhalı Osmaniye Kaypak
3 Kalecik Osmaniye Kaypak
4 Karayiğit Osmaniye Kaypak
5 Sarayova Osmaniye Kaypak
6 Yanıkkışla Osmaniye Kaypak
7 Çolaklı Bahçe Merkez
3 Sayılı Liste
Sumbas İlçesine Bağlanan Kasaba ve Köyler
Sıra
No Birim Adı
İlçesi Bucağı
1 Sumbas Kadirli Merkez
2 Mehmetli Kadirli Merkez
3 Gafarlı Kadirli Merkez
4 Höyükköy Kadirli Merkez
5 Armağanlı Kadirli Merkez
6 Alibeyli Kadirli Merkez
7 Kabayar Kadirli Merkez
8 Kızılömerli Kadirli Merkez
9 Reşadiye Kadirli Merkez
10 Küçükçınar Kadirli Merkez
11 Yazıboyu Kadirli Merkez
12 Köseli Kadirli Merkez
13 Akçataş Kadirli Merkez
14 Hardallık Kadirli Merkez
15 Çaygeçit Kadirli Merkez
16 Akdam Kadirli Merkez
17 Yeşilyayla Kadirli Merkez
18 Esenli Kadirli Merkez
19 Çiçeklidere Kadirli Merkez
20 Çukurköprü Kadirli Merkez
21 Akköprü Kadirli Merkez
BAŞKAN – Madde üzerinde tek önerge var; onun için, tekrar
okutmuyorum.
Komisyon bu önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet?..
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge sahipleri, söz mü istiyorsunuz, gerekçesini mi
okutalım?
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Gerekçeyi okutun efendim.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Cevdetiye ve Kırmıtlı birimleri yerine Sumbas ve
Hasanbeyli birimlerinin ilçe yapılması uygun görüldüğünden bu
önerge hazırlanmıştır.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Komisyon önergeye
katılmadı, Hükümet takdire bıraktı.
Önergeyi oylarınıza...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Çoğunluk olmadığından
katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – O zaman, öyle açıklayın; yani
"katılmıyoruz" deyince anlam biraz daha değişiyor
tabiî.
Komisyon çoğunluğu olmadığı için önergeye
katılmıyor.
Aslında, benimsiyor musunuz Sayın Komisyon?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLi NURHAN TEKİNEL
(Kastamonu) – Evet Sayın Başkan. (ANAP sıralarından
"olur mu" sesleri)
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Tabiî, yani, biraz daha
açıklasın Komisyon canım.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Çoğunluğumuz olmadığından
katılamıyoruz...
BAŞKAN – Önergenin esasına katılıyor; fakat,
çoğunluğu olmadığı için...
AYHAN FIRAT (Malatya) – Onu öyle soramazsınız Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Efendim, böyle söylüyoruz hep; usulümüz böyle.
Hükümet takdire bırakıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir efendim.
1 inci maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusundaki
değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci madde kabul edilen önerge
doğrultusundaki değişik şekliyle kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2. – Ekli (4) sayılı listede adları
yazılı ilçe, bucak, kasaba ve köyler bağlanmak ve Adana
İline bağlı Osmaniye İlçe Merkezi merkez olmak suretiyle
Osmaniye adıyla bir il kurulmuştur.
BAŞKAN – Madde üzerinde ANAP Grubu adına Mehmet Ali Bilici,
DSP Grubu adına Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bilici. (ANAP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 10 dakika efendim.
ANAP GRUBU ADINA MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) –
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 108 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 2 nci maddesi üzerinde, ANAP Grubu adına
söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluşundan 1933 yılına kadar Osmaniye on
yıl il merkezi olarak "Cebelibereket" adı altında
idarî birimde yer almıştır. 1933 yılında -o devrin
ekonomik ve devlet yönetiminin kıt imkânlarıyla- ilçe haline
dönüştürülmüştür.
Osmaniye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Çukurova arasında
tampon yerleşim merkezi olduğundan ticaret imkânları ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesinden akan nüfusun toplandığı
yerleşim birimi olması sebebiyle ilçede ekonomik, sosyal ve nüfus
yapısında büyük patlamalar meydana gelmiştir.
Osmaniye, bugün yerleşim birimleri içerisinde il ve ilçe
bazında 34 üncü sırayı almıştır. Şu an, ilçe
merkez nüfusu 200 bini bulmaktadır. Şehir merkezindeki nüfusun büyük
kısmı, çeşitli yörelerden geçim sağlamak amacıyla
yerleşenlerden meydana gelmektedir. Gelen nüfus, Osmaniye'ye ekonomik ve
sosyal problemleri beraberinde getirmektedir. Bu gerçekler
karşısında vatandaşa daha iyi hizmet verebilmek için,
Osmaniye'nin il olması gerekmektedir.
1923 yılından 1933 yılına kadar 10 yıl il
olarak hizmet veren Osmaniye İlçesi, bu zor şartlar altında ilçe
halkına hizmeti sağlıklı bir şekilde verememektedir.
İl olma müktesep hakkının iade edilmesi, ülkemiz ve
vatandaşlarımız açısından her yönüyle büyük fayda ve
zaruret haline gelmiştir. Osmaniye'nin il yapılması, kamu
hizmetlerinin daha iyi verilebilmesi için şart olmuştur.
Geçen dönemde iki kez Osmaniyelilere -1991 ve 1994 yılllarında-
siyasiler tarafından il yapılma sözü verilmiştir; ama, maalesef
çeşitli sebepler dolayısıyla bu söz yerine getirilmemiştir.
Osmaniye'nin il olma zamanı gelmiştir; il olması 20 nci Dönem
Parlamentosunun takdirine kalmıştır. İnşallah, biraz
sonra, Osmaniye'yi hep beraber il yapacağız ve Osmaniye
halkını bu konuda memnun edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, değerli arkadaşlarım; bu
bölgenin insanı olarak, Osmaniye'nin il olması için
gösterdiğiniz yakın ilgi ve alakadan dolayı hepinize ayrı
ayrı teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
Anavatan Partisi olarak aşağıda sayacağım
ilçelerin de, il olması çalışmalarını bu dönem
başlatmış bulunuyoruz. Bu konuda tüm Parlamentodan destek
bekliyoruz.
İlçelerin adını veriyorum: Fethiye, Şereflikoçhisar,
Şebinkarahisar, Polatlı, Siverek, Akhisar, Tarsus, İskenderun,
Silifke, Alanya, Anamur, Nazilli, Bandırma, Düzce, Akşehir,
Ereğli, Çorlu, Bucak, Ceyhan ve Kozan ilçeleridir. Bu konuda hepinizden
destek bekliyoruz.
Saygılarımı sunuyorum.(ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bilici.
DSP Grubu adına, Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim. (DSP
sıralarından alkışlar)
Sayın Türk, süreniz 10 dakika efendim.
DSP GRUBU ADINA HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, Osmaniye ile sekseninci
iline kavuşmak üzeredir. Böylece, eskiden Cebelibereket
Sancağının, cumhuriyet döneminde ise, 1933'e kadar Cebelibereket
İlinin bir ilçesi olan, bu ilin kaldırılmasından sonra da,
Adana İline bağlanan Osmaniye, artık, kendi adıyla il
olmaktadır.
Teklifin gerekçelerinde de belirtildiği gibi, yüzölçümü 1 003 220
dekar olan; köyleriyle birlikte nüfusu 200 bini aşan; çevre illere
uzaklığı bakımından elverişli coğrafî
konumda bulunan; ekonomik bakımdan dinamik bir gelişme gösteren Osmaniye,
kamu hizmetlerinin daha etkin bir biçimde yürütülmesi için, il olarak
örgütlenmeye layık görülmüştür; buna hak kazanmıştır,
Osmaniyelileri içtenlikle kutluyoruz; ancak, bu vesileyle, ilçeleri il,
bucakları ilçe yapma yöntemini tartışmakta yarar görüyoruz.
Osmaniye'nin il yapılmasına ilişkin kanun teklifleri,
Demokratik Sol Parti dışında, Mecliste temsil edilen 5 partiye
mensup milletvekillerince verilmiştir.
Tekliflerin hepsinin bu ay içerisinde verildiği
anlaşılmaktadır. Açıkça görülüyor ki, teklif sahiplerini
harekete geçiren etken, Osmaniye gibi, 80 bin dolayında geniş bir
seçmen tabanına sahip bir ilçemizde, 3 Kasım 1996 günü, yerel
araseçim yapılacak olmasıdır. Böylece, Osmaniye gibi, il olmaya
layık bir ilçe, bir yerel ara seçim arifesinde bir seçim
yatırımı, bir seçim rüşveti olarak il
yapılmaktadır. İşin hazin olan tarafı, Osmaniye'nin bu
duruma düşürülmesidir. (DSP sıralarından "Doğru"
sesleri, alkışlar) Eğer, Osmaniye'de 3 Kasım 1996 günü
araseçim olmasaydı, bu ilçemizi il yapmak hanginizin hatırına
gelecekti?!
ileride benzeri uygulamalara meydan vermemek için, il olma ölçüleri
üzerinde durmak yerinde olacaktır. Anayasamızın 126 ncı
maddesinde "Türkiye, merkezî idare kuruluşu bakımından,
coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin
gereklerine göre, illere; iller de diğer kademeli bölümlere
ayrılır" denilmektedir. Aynı ölçüler, illerin ilçelere,
ilçelerin de bucaklara bölüneceğini açıklığa
kavuşturan 5442 sayılı İl İdaresi Kanununda da
belirtilmiştir. Bu kanunda, il ve ilçe kurulması,
kaldırılması, merkezlerinin belirtilmesi, adlarının
değiştirilmesi, bir ilçenin başka bir ile bağlanması
işlemlerinin kanunla yapılacağı hükme
bağlanmıştır. Böylece, Türk hukukunda, il yapmanın
maddî unsurları olarak, coğrafya durumu, ekonomik koşulllar,
kamu hizmetlerinin gerekleri; biçimsel unsur olarak, işlemin kanunla
yapılması ölçüleri ifade edilmiş bulunmaktadır; ancak, son
yıllardaki uygulamalar, maddî ölçülerin siyasal iktidarlarca oldukça
serbest takdir edildiğini, bu arada, bazı ilçelerin, genel veya
araseçimler öncesinde bir seçim yatırımı, bir seçim rüşveti
olarak il yapıldığını göstermektedir.
1980'li yılların sonlarında başlayan ve uzun
zamanlar 67'de kalmış olan il sayısını kısa
zamanda 79'a yükselten gelişme, birçok ilçemizde il olma isteğini
uyandırmıştır. Bu istek, birçok ilçemizde, bugün,
artık, karşı konulamaz bir tutku haline gelmiştir. Kimi
politikacıların ölçüsüz vaatleri bu tutkuyu daha da
kamçılamıştır. Şimdi, birçok ilçemiz il olmayı
beklemektedir. İl olma isteği, âdeta, ilçelerarası bir
yarış ve bir prestij sorununa dönüşmüştür. Konunun rasyonel
temellerinin kaybolmamasını ve kamu hizmetlerinin en uygun idarî
yapılanma içerisinde, etkin bir biçimde halka ulaştırılmasını
sağlamak için, Anayasamızın 126 ncı maddesindeki maddî ölçülerin
daha ayrıntılı bir biçimde somutlaştırılması
zamanı gelmiştir.
Herhalde, genel veya ara seçim öncesinde il yapma
alışkanlığından kesinlikle vazgeçmek, bu yöntemi
yasaklamak, böylece, işlemin, kısa vadeli seçim hesapları
dışında, objektif ölçülere göre yapılmasını
sağlamak gerekir.
Bu arada, mevcut illeri bölüp, bazı ilçelerini il yaparken,
Anayasanın, yalnız 126 ncı maddesinin değil, başka
ilkelerinin de zedelenebileceğini hatırlamakta yarar vardır.
Örneğin, il sayısının çoğalmasına devam
edildiği takdirde, yeni kurulan iller, Anayasanın 67 nci maddesinde,
seçim sisteminin iki temel ilkesinden biri olarak belirtilen "temsilde
adalet" ilkesinin gerçekleşmesine elverişli genişlikte
seçim çevreleri olmaktan uzaklaşacaktır. Mevcut illeri bölme ve yeni iller
kurma çığrı devam ettiği takdirde, il kavramı
kısa zamanda yozlaşacak, Anayasanın 126 ncı maddesi
anlamını yitirebilecektir. Bu gidiş, ileride, küçük illeri,
yeniden, daha büyük birimler içerisinde toplamayı zorunlu
kılacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısaca
özetlemek gerekirse, ilçelerin il yapılması işlemi,
Anayasanın 126 ncı maddesini somutlaştıracak objektif
ölçülere bağlanmalı, seçim arifesinde, siyasal ahlakla
bağdaşmayan bir seçim yatırımı konusu olmaktan
kurtarılmalıdır.
Osmaniye'nin, bundan böyle il olarak parlak bir geleceğe doğru
yürüyeceği inancıyla, Osmaniyelileri bir kez daha kutlar, Yüce
Meclise saygılar sunarım. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Türk.
Şahsı adına, Sayın Hüseyin Yayla; buyurun.
Sayın Yayla, süreniz 5 dakika.
HÜSEYİN YAYLA (Hatay) – Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; Osmaniye'nin il
olmasıyla ilgili gündem maddesi hakkında kişisel
görüşlerimi belirtmek üzere söz almış bulunuyorum; bu
münasebetle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, Osmaniye, il olmayı çok iyi
şekilde hak etmiş bir ilçemizdir. Kaldı ki, geçmiş
yıllarda il olma şerefini belli bir müddet
taşımış olan Osmaniye İlçemizin, il olması
konusundaki karar, geç kalmış bir karar olarak mütalaa edilmektedir;
ben bunu böyle düşünüyorum. Tabiî ki, bu konu İçişleri
Komisyonunda görüşülürken, bir ilçenin il olma aşamasında, mensubu bulunduğu ilin
sınırları içerisinde kalmak kaydıyla haritasının
çizilmesi hususunu gündeme getirmiş, bu konu da Komisyonun müşterek
ve müspet kararıyla sonuçlanmıştı; ancak,
arkadaşlarımızın Plan ve Bütçe Komisyonunda vermiş
olduğu bir önergeyle Erzin İlçesinin de Osmaniye iline
katılması konusu gündeme geldi. Biz bunu, Sayın
Başkanvekili arkadaşımızın da ifade ettiği üzere,
tekriri müzakere yoluyla, tekrar çevirerek, Erzin'in Osmaniye'ye
bağlanmasını ortadan kaldırdık; böylece Erzin, nihaî
olarak Hatay İli sınırları içerisinde kalmış
oldu.
Sayın arkadaşlarım, biz, Osmaniye'nin il
olmasını -biraz evvel de ifade ettiğim gibi- saygıyla
karşılıyoruz; fakat, bir de, bugün Osmaniye'ye bitişik
durumda olan İskenderun İlçemiz vardır. 280 bin nüfusuyla,
limanı, karayolu, havayolu, üniversiteleri, organize sanayi bölgeleri,
sanayi siteleri ve sosyoekonomik durumuyla her bakımdan il olmayı,
bir Osmaniye kadar, daha ziyadesiyle kazanmış bir ilçemiz de, keza
sırada beklemektedir. Biz, zaman içerisinde, İskenderun'la ilgili il
olma talebimizi Yüce Meclise arz etmiş durumdayız. Bu konu da gündeme
geldiğinde, Yüce Meclisin, İskenderun'un il olmasıyla ilgili
konuya, tıpkı Osmaniye'de olduğu gibi, yakın ilgi ve
sıcak alaka göstereceğine inanıyor...
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) – Seçim yap seçim; seçim
olmazsa olmaz...
HÜSEYİN YAYLA (Devamla) – Biz, Başkanımızdan
memnunuz, seçim yapmaktan da yana değiliz o münasebetle.
Plan ve Bütçe Komisyonunda vermiş olduğum bir önergeyi de
kısaca dile getirmek istiyorum. Bir ilçenin il olmasıyla ilgili
yapılan mütalaa ve münakaşalar, siyasî parti mensubu bizleri
zedelemekte, siyasî polemiklere neden olmaktadır. Bütün bunları
ortadan kaldırmak, bunları önlemek amacıyla, bölgesel bazda bir
ilçenin il olmasını temin edecek kriterlerin ve şablonların
hazırlanması yönünde verilmiş bir önergemiz vardır. Bu
önerge bazında yapılan çalışmalar sonucu, bir ilçe hangi
imkânlara sahip olduğu zaman il olmalı; kendiliğinden bu tablo
sonuçlarına göre değerlendirilmeli, hiçbir siyasî iradenin
desteğine ihtiyaç duyulmaksızın, bir ilçe, sahip olduğu
şartlar paralelinde il olmalı diyorum.
Bu realitenin gerçekleştirilmesi amacıyla, ilgili
komisyonlarda değerlendirmeye alınmasını temenni ediyor,
Osmaniyeli hemşerilerimin il olma hususiyetlerini kutluyor, Yüce Meclisi,
bu yüce kararından ötürü tebrik ediyor, hepinize saygılarımı
sunuyorum.
Teşekkür ederim. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yayla.
Sayın Ahmet Dökülmez?..
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Vazgeçtim efendim.
BAŞKAN – Vazgeçtiniz...
Sayın Sıtkı Cengil?..
SITKI CENGİL (Adana) – Vazgeçtim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Vazgeçtiniz...
Sayın İlyas Yılmazyıldız; buyurun.
Süreniz 5 dakikadır.
İLYAS YILMAZYILDIZ (Balıkesir) – Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Osmaniye'nin il
yapılması hakkındaki kanun teklifi üzerinde kişisel olarak
söz almış bulunmaktayım; konuşmama başlamadan önce
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, şu ana kadar konuşan bütün
arkadaşlarımla, üç aşağı beş yukarı,
aynı görüşü paylaştık. Eğer, bir yer il olacaksa,
objektif kriterleri belirlenmeli ve buna göre il yapılmalıdır.
Bu açıdan bakıldığında, Bandırma
İlçesi, bu kriterlere hangi ölçüyü koyarsanız koyun, il olma
konusunda, en fazla, en uygun olan bir ilçemizdir...
A. HAMDİ ÜÇPINARLAR (Çanakkale) – Seçim yok, seçim!..
İLYAS YILMAZYILDIZ (Devamla) – Seçim olmadığı için,
özellikle Bandırma'nın, bu aşamada il olmasını, bu
Yüce Meclisin desteğiyle istirham ediyorum.
Bandırma'nın il olması, Edincik ve Sarıköy'ün ilçe
olmasıyla ilgili tekliflerimi değişiklik önergesi olarak
sunmuştum; ancak, Sayın Başkan işleme koymadı.
İçtüzükte ilgili maddeye bakıldığı zaman, sonuç
olarak, bu, yeni bir il kurulmasıyla ilgilidir; yeni bir şey
değildir; dolayısıyla, dahil edilebilir diye bir kanaate
sahibim; ancak, böyle takdir gördüler. Bundan sonra, bu konuda verdiğimiz
kanun teklifinin, Yüce Mecliste, en kısa zamanda görüşülerek kabul
edilmesi en büyük dileğimizdir; bu konuda desteğinizi bekliyoruz.
Bunun dışında, Bandırma, öncelikle, İstanbul,
İzmir ve Bursa'yla doğrudan bağlantısı olan,
şehir merkezi nüfusu 150 bin ve civarıyla birlikte 350 bin nüfusa
sahip, gübre üretiminin yüzde 30'unun ve pek çok tarımsal üretimin
yapıldığı gelişmiş bir yöremiz olarak, artık
çok büyük olan Balıkesir İli tarafından sorunları
çözülemeyecek noktadadır. Şu anda, Bandırma'da, haftada dört gün
su akmamaktadır; 2,3 trilyon gibi büyük bir projeyle bunun
yapılması lazım. En yakın il merkezi 110 kilometre. Öyle
olunca, Bandırma'nın, Manyas, Erdek, Susurluk, Marmara, Gönen ve yeni
kurulacak Edincik, Sarıköy ilçeleriyle birlikte il yapılması
gerekmektedir. Özellikle, il yapılacak yeni ilçelerin, bu konuda en
kısa zamanda kriterler belirlenerek, önümüzdeki üç beş ay içinde il
yapılması, Meclisimize karşı halkın sempatisini daha
da artıracaktır, biz politikacılara karşı halkın
mevcut güvenini daha da artıracaktır.
Bu duygularla, Osmaniye'nin il olmasının, Osmaniyelilere
hayırlı olmasını dilerken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın
Yılmazyıldız.
Sayın milletvekilleri, konumuz, Osmaniye'nin il olması konusu.
Şimdi, her milletvekili çıkar da, Tarsus il olsun, İskenderun il
olsun, Siverek il olsun derse, bu olmaz. Rica ediyorum... Bu, konu
dışına çıkmaktır. Bundan sonra çıkacak her
milletvekili, Osmaniye'nin il olmasının zarureti veya bununla ilgili
düşünceleri varsa söylesin; yoksa, müsaade etmeyeceğim, mikrofonu
kapatacağım efendim. Olmaz ki arkadaşlar, konu
dışına çıkılıyor.
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Sayın Başkan, madde
üzerinde bir önergem vardı.
BAŞKAN – Efendim, önergeleri okutacağız.
Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.
Madde üzerinde verilen bazı önergelerle, yine, yeni iller, ilçeler
kurulması teklif edilmektedir. Biraz önce dediğim gibi, bu konuyla
ilgili değil; yeni bir kanun teklifinin verilmesini gerektiren nitelikteki
önergeler olduğu için işleme koymuyoruz.
Maddeyle ilgili dört önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
108 sıra sayılı kanun teklifinin 2 nci madde metnine
bağlı "Listeler" kısmında, 4 sayılı
listenin "Andırın İlçesi" başlığı
altında, merkez bucağa bağlı 46 yerleşim birimi ile
Çakak Bucağına bağlı 8 yerleşim biriminin listeden ve
tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz. 22.10.1996
Ahmet
Dökülmez Mustafa Kamalak Hasan Dikici
Kahramanmaraş Kahramanmaraş Kahramanmaraş
Avni
Doğan Mehmet
Elkatmış Veysel
Candan
Kahramanmaraş Nevşehir Konya
M.Salih
Katırcıoğlu Latif
Öztek Memduh
Büyükkılıç
Niğde Samsun Kayseri
Abdullah
Örnek Yasar Canbay Ömer Ekinci
Yozgat Malatya Ankara
Tevhit
Karakaya İsmail
Özgün Metin
Perli
Erzincan Balıkesir Kütahya
Feti
Görür Şaban
Karataş Mehmet
Emin Aydın
Bolu Ankara Siirt
Nurettin
Aktaş Kahraman
Emmioğlu Hayrettin
Dilekcan
Gaziantep Gaziantep Karabük
Mehmet Bedri
İncetahtacı İbrahim
Halil Çelik Mustafa Kemal
Ateş
Gaziantep Şanlıurfa Kilis
Ekrem
Erdem Abdulilah
Fırat Cemalettin
Lafçı
İstanbul Erzurum Amasya
Ali
Doğan Mehmet Sıddık
Altay Abdullah Arslan Kahramanmaraş Ağrı Tokat
Ömer
Naimi Barım Kemalettin
Göktaş Cafer
Güneş
Elazığ Trabzon Kırşehir
İsmail
Coşar
Çankırı
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı 3 İlçe ve 1
il Kurulmasıyla 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Eki
Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki kanun
teklifinin 2 nci maddesine ekli 4 sayılı listenin sonuna
aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece Erzin İlçesinin
bugünkü sınırlarıyla bağlı köy ve bucaklarıyla
birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu Kanunla kurulan Osmaniye
İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz. 23.10.1996
Mustafa
Küpeli Agâh Oktay Güner Mehmet Ali Bilici
Adana Ankara Adana
Mehmet
Keçeciler Uğur
Aksöz
Konya Adana
ERZİN İLÇESİ
Sıra
No Birim Adı
İlçesi Bucağı
1 Başlamış Erzin Merkez
2 Gökdere Erzin Merkez
3 Kızlarçayı Erzin Merkez
4 Kuyuluk Erzin Merkez
5 Turunçlu Erzin Merkez
6 Yoncadüzü Erzin Merkez
BAŞKAN – Öteki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı Üç İlçe ve
Bir İl Kurulması ile 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun
Teklifinin 2 nci maddesine ekli (4) sayılı listenin sonuna
aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece, Erzin İlçesinin
bugünkü sınırlarıyla bağlı köy ve bucaklarıyla
birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu kanunla kurulan Osmaniye
İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz.
Erol
Çevikçe İsmet
Atalay Yılmaz
Ateş
Adana Ardahan Ankara
Ayhan
Fırat Haydar
Oymak Mahmut
Işık
Malatya Amasya Sıvas
Zeki
Çakıroğlu Birgen
Keleş Mustafa
Kul
Muğla İzmir Erzincan
Metin
Arifağaoğlu Şahin
Ulusoy
Artvin Tokat
ERZİN İLÇESİ
Sıra
No Birim
Adı İlçesi
Bucağı
1 Başlamış Erzin Merkez
2 Gökdere Erzin Merkez
3 Kızlarçayı Erzin Merkez
4 Kuyuluk Erzin Merkez
5 Turunçlu Erzin Merkez
6 Yoncadüzü Erzin Merkez
BAŞKAN – Öteki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 2 nci maddesinde düzenlenen ekli
(4) sayılı listeden Cevdetiye İlçesi ile Kırmıtlı
İlçesinin çıkarılmasını; yine aynı listeden
Sumbas İlçesi ile Hasanbeyli İlçesine bağlanan birimlerin de
ilgili sütunlardan çıkarılmasını; aynı listeye
ilişikte sunulan Hasanbeyli İlçesi ile Sumbas İlçesinin
eklenmesini ve ekli (4) sayılı listenin merkez ilçe sütünuna
aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Salih
Kapusuz Ali
Rıza Gönül
Refah Partisi
Grubu Başkanvekili DYP
Grubu Başkanvekili
Muhammet
Polat Nihan İlgün Saffet Arıkan
Bedük
Aydın Tekirdağ DYP Grubu
Başkanvekili
Hüsamettin
Korkutata Evren Bulut
Bingöl Edirne
BAŞKAN – Şimdi, bu önergeleri aykırılık
derecesine göre işleme koyacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
108 sıra sayılı kanun teklifinin 2 nci madde metnine
bağlı "Listeler" kısmında, 4 sayılı
listenin "Andırın İlçesi" başlığı
altında, merkez bucağa bağlı 46 yerleşim birimiyle,
Çokak Bucağına bağlı 8 yerleşim biriminin listeden ve
tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kamalak
Kahramanmaraş
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Hükümet?..
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana) – Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Takdire bırakıyorsunuz.
ÖNDER SAV (Ankara) – Hükümet aydınlatmayacak da kim
aydınlatacak... Hükümet takdire bırakıyor; öyle, takdire
bırakmakla oluyor mu?!..
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkan, maddeyle ilgili bizim de
önergemiz vardı.
BAŞKAN – Yok efendim; maddeyle ilgili başka önerge yok.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Biz de verdik Sayın Başkan.
BAŞKAN – Yok efendim, gelmemiş bize... Efendim, varsa
işte buraya gelecek; yani nereye gidecek...
Efendim, yeni il kurulmasıyla ilgili önergeleri işleme
koymadık.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili kanun
teklifinin 2 nci maddesi üzerinde 3 tane önergemiz var efendim.
BAŞKAN – Ben bu önergeyi oylayayım da efendim.
Önergeye Komisyon katılmıyor, Hükümet takdire
bırakıyor; önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
Sayın Kavuncu, sizin bahsettiğiniz önergeler, yeni il ve ilçe
kurulmasına ilişkin. Burada işte; yani, bunların
hiçbirisini işleme koymadık.
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Önergemiz geldi mi gelmedi mi diye
soruyorsunuz da, gelmedi.
BAŞKAN – Efendim, sizin önergeniz yeni il ve ilçe kurulmasına
ilişkin, Osmaniye'yle ilgisi yok.
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Hangi arkadaşlar önerge verdi,
onu bir zikredelim.
BAŞKAN – Efendim, olur mu şimdi, burası bir propaganda
merkezi değil ki; yani, işleme koymayacağımız önergeyi
niye okutalım burada?! Olur mu, herkes, o zaman, kendi ilinde yeni...
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Siz, sabahtan beri propaganda
yapıyorsunuz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, demin de okumadım. Şimdi, bütün
milletvekili arkadaşlarımız yarışırlar
"benim ilimde şu ilçeler kurulsun... Bu iller kurulsun..." diye.
Olmaz, rica ediyorum; artık, bu yakışmaz milletvekili
arkadaşlarımıza.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Bir dakika efendim... Sizinki yeni il ve ilçe
kurulmasına ilişkin.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Hayır, değil efendim.
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun teklifinin 2 nci maddesinde düzenlenen ekli
4 sayılı listeden Cevdetiye İlçesiyle Kırmıtlı
İlçesinin çıkarılmasını, yine aynı listeden
Sumbas İlçesiyle Hasanbeyli İlçesine bağlanan birimlerin de
ilgili sütunlardan çıkarılmasını, aynı listeye
ilişikte sunulan Hasanbeyli İlçesiyle Sumbas İlçesinin
eklenmesini ve ekli 4 sayılı listenin merkez ilçe sütununa
aşağıdaki ibarenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Salih
Kapusuz
Refah
Partisi Grup Başkanvekili ve
arkadaşları
4 Sayılı Liste
Hasanbeyli İlçesine Bağlı Kasaba ve
Köyler.
Sıra
No Birim Adı İlçesi Bucağı
1 Hasanbeyli B. Hasanbeyli Merkez
2 Çulhalı Hasanbeyli Merkez
3 Kalecik Hasanbeyli Merkez
4 Karayiğit Hasanbeyli Merkez
5 Sarayoba Hasanbeyli Merkez
6 Yanıkkışla Hasanbeyli Merkez
7 Çolaklı Hasanbeyli Merkez
4 Sayılı Liste
Sumbas İlçesi Merkez Bucağı
Sıra
No Birim Adı
İlçesi Bucağı
1 Sumbas B. Sumbas Merkez
2 Mehmetli Sumbas Merkez
3 Gafarlı Sumbas Merkez
4 Höyükköy Sumbas Merkez
5 Armağanlı Sumbas Merkez
6 Alibeyli Sumbas Merkez
7 Kabayar Sumbas Merkez
8 Kızılömerli Sumbas Merkez
9 Reşadiye Sumbas Merkez
10 Küçük Çınar Sumbas Merkez
11 Yazıboyu Sumbas Merkez
12 Köseli Sumbas Merkez
13 Akçataş Sumbas Merkez
14 Hardallık Sumbas Merkez
15 Çaygeçit Sumbas Merkez
16 Akdam Sumbas Merkez
17 Yeşilyayla Sumbas Merkez
18 Esenli Sumbas Merkez
19 Çiçeklidere Sumbas Merkez
20 Çukurköprü Sumbas Merkez
21 Akköprü Sumbas Merkez
TECİRLİ BUCAĞI
4 Sayılı Listenin merkez ilçe sütununa
eklenecek ibare
Sıra
No Birim Adı İlçesi Bucağı
19 Değirmenocağı
BM. Merkez Tecirli
20 Cevdetiye B. Merkez Tecirli
21 Bahçe Merkez Tecirli
22 Kazmaca Merkez Tecirli
23 Kesmeburun Merkez Tecirli
24 Sarpınağzı Merkez Tecirli
25 Yeniköy Merkez Tecirli
26 Kırmıtlı B. Merkez Tecirli
27 Kırmacılı Merkez Tecirli
28 Gökçedam Merkez Tecirli
29 Koçyurdu Merkez Tecirli
30 Köyyeri Merkez Tecirli
31 Orhaniye Merkez Tecirli
32 Sakarcalık Merkez Tecirli
33 Selimiye Merkez Tecirli
BAŞKAN – Sayın Komisyon, 1 inci maddede kabul edilen bir
önergeyle Cevdetiye ve Kırmıtlı ilçeleri
değiştirilmişti herhalde, değil mi? Yani, ona göre düzeltme
yapıldı; ilçe merkezleri değişti, isim değişti
?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Cevdetiye ile
beraber Kırmıtlı değişti ; katılıyoruz buna
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor.
Ancak, çoğunluğunuz olmadığı için
katılamazsınız...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Daha önce görüşüldü ve geçti, ondan ötürü
katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Öyle mi efendim, peki.
Hükümet ?..
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT
DAĞLI (Adana) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Komisyon ve Hükümet önergeye katılıyor.
Oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
HANEFİ ÇELİK (Tokat) – Sayın Başkan, bizim önerge ne
oldu ?..
BAŞKAN – Efendim sizin bu maddeyle ilgili önergeniz yok.
HANEFİ ÇELİK (Tokat) – Bu maddeyle ilgili önergemiz var,
lütfen önergemizi geri verin.
BAŞKAN – Beyefendinin önergesini verin.
Arkadaş getiriyor, sizinle konuşacak.
Öteki önergeyi okutuyorum :
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkalığına
Görüşülmekte olan 108 sıra sayılı Üç İlçe ve
Bir İl Kurulmasıyla 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
Eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun
Teklifinin 2 nci maddesine ekli 4 sayılı listenin sonuna
aşağıdaki listenin eklenmesini, böylece Erzin İlçesinin,
bugünkü sınırlarıyla, bağlı köy ve bucaklarıyla
birlikte Hatay İlinden ayrılarak bu kanunla kurulan Osmaniye
İline bağlanmasını arz ve teklif ederiz.23.10.1996
Mustafa
Küpeli
Adana
ve
arkadaşları
Erzin İlçesi
Sıra
No Birim
Adı İlçesi
Bucağı
1 Başlamış Erzin Merkez
2 Gökdere Erzin Merkez
3 Kızlarçayı Erzin Merkez
4 Kuyuluk Erzin Merkez
5 Turunçlu Erzin Merkez
6 Yoncadüzü Erzin Merkez
BAŞKAN – Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ NURHAN
TEKİNEL (Kastamonu) – Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN – Hükümet?..
ORMAN BAKANI MEHMET HALİT DAĞLI (Adana)– Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkanım.
AYHAN FIRAT (Malatya) – Bir önerge daha var...
EROL ÇEVİKÇE (Adana) – Sayın Başkan, aynı konuda
benim önergem de var...
BAŞKAN – Sayın Erol Çevikçe ve arkadaşlarının
önergesi de aynı mahiyette; birleştirerek işleme koyuyoruz.
(ANAP sıralarından "önerge okunmadı"sesleri)
Okundu efendim, okundu da...
EROL ÇEVİKÇE (Adana) – Sayın Başkan, ben, şunun için
söylüyorum; konuşma hakkımı sağlayabilmek için benim
önergemi de okutmalısınız.
BAŞKAN – Anlamadım...
EROL ÇEVİKÇE (Adana) – Efendim, Komisyon katılmazsa, o sebeple
söz vereceksiniz.
BAŞKAN – Efendim, Komisyon katılmadı; o zaman, söz
vereceğiz size efendim...
Komisyon katılmıyor, Hükümet takdire bırakıyor.
Buyurun o zaman efendim...
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkan?..
BAŞKAN – Bir dakika... Önergeyi işleme koyuyoruz Sayın
Kavuncu.
ORHAN KAVUNCU (Adana) – Sayın Başkan, ben, önergeyle ilgili
söz almak istiyorum...
BAŞKAN – Efendim, arkadaşa söz verdik; siz istemediniz...
MUSTAFA KÜPELİ (Adana) – Sayın Başkan, ben de söz
istiyorum.
BAŞKAN – Size de söz vereceğiz efendim; madem
birleştirdik...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – Önerge, Sayın Küpeli'nin... Bir de
başka önergeyi işleme alamazsınız!..
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Hangi önerge üzerinde
konuşuluyor?
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Önerge okunmadı ki
Başkan!..
BAŞKAN – Efendim, biraz önce okuduk; aynı önergeyi
birleştirdik, işleme koyduk. (ANAP sıralarından
"Okunmadı" sesleri)
Buyurun.
EROL ÇEVİKÇE (Adana) – İsterseniz okusunlar efendim.
BAŞKAN – Hayır efendim okundu; işleme beraber koyduk.
EROL ÇEVİKÇE (Devamla) – Sayın Başkanım,
değerli arkadaşlarım; seçim öncesi yapıldığı
için, haklı olarak, konu, siyasî açıdan eleştiriliyor ve
Osmaniye'nin il olma konusu, diğer ilçelerin il olma haklarıyla
birlikte, burada, milletvekili arkadaşlarımızın bazı
sıfatları bile kullanmasına neden oluyor.
Değerli arkadaşlarım, özellikle, Hükümet kanadındaki
partili arkadaşlarımdan bir hususu dinlemelerini rica ediyorum. Bu
tip konular, Genel Kurulda, bir ilçeyi il yaparken, ilçe
bağlantıları, kasaba bağlantıları, bütünleştirilmesi
Genel Kurulda, önergeyle değiştirilmesi açısından herhalde
son derece ciddî sakıncalar taşıyan bir konudur. O nedenle, bu
konular, komisyonlarda görüşülürken, esası bağlanarak buraya
gelmesi ve -sanıyorum, geçmişte de- burada, üzerinde ittifak sağlanarak
geçmesi gereken konulardır.
Şimdi, ben, konu, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülürken,
hatta, bizim arkadaşlarımız aracılığıyla,
orada bile, Sayın Başkana rica ettim, alt bir komisyon kurularak
-Plan ve Bütçe Komisyonunun genelinde bile konunun düzenli
konuşulamayacağı, görüşülemeyeceği için- alt komisyonda
müzakere edilmesini istedim ve onu yaptılar, bir alt komisyona havale
ettiler. Sonra, konu, orada görüşüldü ve buraya gelen şekliyle karar
alındı. Onun içerisinde, biraz evvel değiştirdiğiniz
Andırın vardı, Erzin de vardı. Değerli
arkadaşlarım, dikkatinizi çekiyorum, Erzin de vardı...
Komisyon, çalışmasını, teknik açıdan, ekonomik,
siyasî, sosyal ilişkilerle yaptı ve eğer, Osmaniye'yi il
yapıyorsak, bir il yapalım diye, haklı olarak, mesafeleriyle,
ilişkileriyle, bağlantılarıyla, tarihiyle, belli bir il
düzeyine, teknik olarak çalışarak getirdiler;
Andırın'ı da koydular, Erzin'i de koydular. Şimdi, biz,
burada, Genel Kurulda -belki yöre milletvekilleri haklıdır
arkadaşlarım, kendi illerinden ilçe gidiyor diye
rahatsızlıklarını burada dile getirmek için- teklifin o
maddelerini bozuyoruz.
Doğru yapmıyoruz değerli arkadaşlarım. İl
yapıyoruz... Burada, Hataylı arkadaşlarım, elbette
rahatsız olacaklardır; fakat, geçen gün seçim
çalışmaları sırasında gittiğimde, Osmaniye
Halinde "Erzin'in ürünlerinin yüzde 80'inin Osmaniye Halinden
pazarlandığı" ifade edildi.
LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – Erzinlilere sorun Sayın Çevikçe...
EROL ÇEVİKÇE (Devamla) – Ben, size, alt komisyonda yapılan
çalışmayı anlatmaya çalışıyorum. Bir alt
komisyonun yaptığı çalışmayı, Genel Kurulda
siyasî amaçlı olarak bozuyoruz.
LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – Alt komisyonda da yaptık...
EROL ÇEVİKÇE (Devamla) – Sizden rica ediyorum... Değerli
arkadaşlarım, Andırın'da da yanlış
yaptınız. Bakınız, Komisyonda, Erzin karar altına
alındıktan sonra, tekriri müzakere ile değiştirildi.
LEVENT MISTIKOĞLU (Hatay) – Elbette... O da siyasî...
EROL ÇEVİKÇE (Devamla) – Bu yanlış bir iş. Bu tip
işleri, komisyonlardan geldikten sonra bozmamız
yanlıştır.
HÜSEYİN YAYLA (Hatay) – Yüce Meclis her şeyin üzerindedir.
EROL ÇEVİKÇE (Devamla) – Elbette üzerindedir. O takdire müdahale
ediyor değiliz ve anlayışımız o değil -ben, yılların
politikacısıyım değerli arkadaşım- başka bir
şey söylüyorum. Bir yeri il yapıyorsunuz; Komisyon, bir teknik
çalışmayla, size gelip, dediyse ki "onun gereğini böyle
yapınız" lütfen, bunları ciddiye alalım.
Biz "burada böyle; ilimiz şöyle küçülüyor, seçmen bize ne
der" diye korkarsak, doğru iş yapmayız. Ben,
altını çizerek bunu belirtmek istiyorum; önerge bu sebeple
verilmiştir, siyasal bir nedeni yoktur.
Bakın, sabahtan beri konuşuluyor -ben Adana milletvekiliyim,
seçime katılan bir partiyiz- çıkıp o yönde bir konuşma
yapmayı da düşünmedim; ama, bu konu, teknik bir konu.
Dolayısıyla, ben, önergeye katılmanızı rica ediyorum;
il yapıyorsak, ciddiyetiyle, boyutlarıyla, gerekleriyle bir il
yapalım.
Teşekkür ederim Sayın Başkan, saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Çevikçe.
Efendim, bunu emsal olarak kabul etmiyorum -iki önergeyi birleştirdik- ilk defa
böyle özel bir söz veriyorum.
Buyurun Sayın Küpeli.
Süreniz 5 dakika.
MUSTAFA KÜPELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; vermiş olduğum önerge, kendi kişisel
önergemdir.
Bizi televizyonları başında
vatandaşlarımız izliyor; bizim önergemiz, Erzin'in, Osmaniye'ye
çok yakın olması nedeniyle, hem Osmaniye halkının hem de
Erzin halkının, Erzin'in Osmaniye'ye bağlanmasını
istemesi dolayısıyla ve bu amaçla verilmiş bir önergedir. Ben,
Yüce Meclisin takdirine sunuyorum -inşallah- desteklerinizi bekliyorum.
İkinci bir husus; biz, daha önceden Cevdetiye'nin ve
Kırmıtlı'nın ilçe olmasını önermiştik. Biz, parti olarak, Sumbas'ın da,
Hasanbeyli'nin de ilçe olmasına karşı değiliz; ama,
Cevdetiye'nin de, Kırmıtlı'nın da ilçe olarak
kalmasını talep ediyoruz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Küpeli.
MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) – Sayın Başkan,
bir kelime de ben söylemek istiyorum.
BAŞKAN – Efendim, ne kelime söyleyeceksiniz; önergeyle ilgili
konuşmalar bitti. Buyurun.
Önergeye Komisyon katılmamıştı, Hükümet takdire
bırakmıştı.
MEHMET ALİ BİLİCİ (Adana) – Sayın Başkan,
tarihî bir an efendim.
BAŞKAN – Bir dakika efendim... Rica ederim... Tarihle ne ilgisi
var?.. Burada yapılan her iş tarihîdir.
Şimdi, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Sayın Orhan Kavuncu ve
arkadaşlarının verdiği önergeyi, madde tek fıkra
olduğu ve bu önergeden önce 4 önerge verildiği için işleme
koyamıyorum; yanlış anlaşılmıştır,
teşekkür ederim.
Efendim, maddeyi, ekli listeler ve kabul edilen önergeler
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Madde, ekli listeler ve kabul edilen 2 önerge doğrultusunda
kabul edilmiştir.
Efendim, bazı arkadaşlarımız, ikazlarımıza
rağmen, ek 3 üncü madde konularak, Siirt'e bağlı Bağgöze ve
Ziyaret beldelerinin kurulması, Eruh İlçesine bağlı bilmem
şu beldelerin kurulması şeklinde önerge veriyorlar. Rica
ediyorum... Biz, bunları işleme koymayacağımızı
söyledik.
NİZAMETTİN SEVGİLİ (Siirt) – Sayın Başkan,
okudun...
BAŞKAN – Onun için, maddeyle ve teklifle ilgisi olmayan bu tür
hiçbir önergeyi işleme koymuyorum ve ifade de etmiyorum.
CENGİZ ALTINKAYA (Aydın) – Önergemi geri istiyorum.
BAŞKAN – Alın önergenizi.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. - Bu Kanunla kurulan il ve ilçelerin ihiyaçlarını
karşılamak üzere ekli (5) sayılı listede yer alan
çeşitli kurum ve kuruluşlara ait kadrolar ihdas edilerek, 190
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı (1) sayılı
cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiştir.
Ekli (6) sayılı listede yer alan il özel idaresine ait
kadrolar ihdas edilmiştir.
BAŞKAN – Madde üzerinde gruplar adına söz isteyen?..
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN(İstanbul) – Var efendim; DSP Grubu
adına Arif Sezer konuşacak.
BAŞKAN – Efendim, peki; ama, önce, Sayın Keçeciler'e söz
veriyorum.
ANAP Grubu adına, Sayın Keçeciler; buyurun.
Efendim, maddeye bağlı olarak konuşulmasını
rica ediyorum; yani, artık, Osmaniye'yi bırakmayalım, başka
ilçelere ve illere gitmeyelim.
ANAP GRUBU ADINA MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan,
Yüce Meclisin değerli üyeleri; bugün, oylarımızla,
hayırlısıyla, Osmaniye İlçemizi il haline getireceğiz
ve yıllardan beri bekleyen bir hakkı böylece teslim etmiş
olacağız.
Görüşmekte bulunduğumuz bu kanun teklifinin 3 üncü maddesinde
belirtilen hususla 460 kadro ihdas edilmektedir. Ben,
arkadaşlarımız adına, bu kadroları tek tek
saydım, hesap ettim. Sayın Başkan endişe etmesin, maddeye
veya kanun metnine sadık kalarak konuşmaya gayret edeceğim; yalnız,
Grubumuza yapılan bir iki yanlış isnada da cevap vermek mecburiyetim
var.
Değerli arkadaşlarım, Osmaniye'nin il olmasını,
elbette ki, bu safhada herkes gönülden arzu etmektedir. Hiç kimse, bu konuda
geriye dönüp, birtakım ithamlar yaparak, bu kanunun
çıkmasını geciktirmeye kalkışmasın. Sayın
Bakan biraz evvel çıktılar buraya "eğer, Yetki Kanununu
Anavatan Partisi iptal ettirmemiş olsaydı, Osmaniye, bugün il
olurdu" dediler. Bu, tamamen haksız ve mesnetsiz bir iddiadır.
Bir kere, şunu hiçbir zaman unutmamak lazım: İptal
ettirebildiğimize göre, Anayasaya aykırı bir işlem var
ortada. Anayasa Mahkemesi iptal ettiğine göre, Anayasaya aykırı
bir işlem var. Sayın Bakan diyor ki: "Anayasaya aykırı
işleme devam edelim; siz, bunun peşine gitmeseydiniz..." O Kanun
çıkarken söyledik -zabıtlarda var- dedik ki:
"İstediğiniz yetki, her şeyden evvel, normal, anayasal
düzende, hukuk rejiminde, alınmaması icap eden, hiç tevessül
edilmemesi icap eden bir yetkidir." O günkü Hükümet, Meclisin yetkisini
almıştı, gidecekti illere, ilçelere, pazarlık
yapacaktı ve o pazarlığa göre netice alacaktı.
Değerli arkadaşlarım, biz o kanunu iptal ettirinceye
kadar Yalova'yı, Kilis'i ve Karabük'ü il yaptınız; eğer
istiyor idiyseniz, altına Osmaniye'yi de yazsaydınız. Sayın
Bakan o zaman Osmaniye'yi de yazsaydı ve Osmaniye 1995 yılında
il olsaydı. Şimdi, vaktiyle yapmış olduğunuz
yanlışlığı, hatayı hiç kimseye ciro
edemeyeceksiniz.
Bu kanunun çıkarılmasından dolayı Osmaniyelinin
hiçbir partiye, ama hiçbir partiye diyet borcu yoktur; Osmaniyeli hak ederek
almaktadır, Osmaniye'nin hakkıdır (ANAP sıralarından
alkışlar) Netice itibariyle, yıllardan beri verilmeyen bir
hakkı burada almaktadır. Bizim, Osmaniyeliye verdiğimiz bir tek
söz var; "Osmaniye Meydanında size söz verip, plaka
dağıtıp, sonra sözünde durmayanları, bu kanunu
çıkarıncaya kadar Mecliste kovalayacağız, bu kanunu
çıkarıncaya kadar kovalayacağız... (ANAP
sıralarından alkışlar) Sizin sesiniz olacağız,
sizin gözünüz olacağız, sizin kulağınız
olacağız" dedik; bugün de bu sözümüzü tutuyoruz ve yerine
getiriyoruz.
Değerli arkadaşlarım, biraz evvel çok yanlış
önergeler verildi. Bakınız, Kırmıtlı ve Cevdetiye,
komisyonlarda görüşülmüş, kabul edilmiş, ilçe olarak,
bağlı köyleri olarak bu teklife dercedilmiş; Komisyondan Genel
Kurula getirilmiş. Burada bir önerge veriyoruz, diyoruz ki
"Kırmıtlı ile Cevdetiye çıkarılsın, ilçe
olmasın; yerine, Hasanbeyli ile Sumbas olsun." Hasanbeyli ile Sumbas
da olsun; Osmaniye'nin 7 ilçesi olacağına 9 ilçesi olsun, farketmez;
ama, değerli arkadaşlarım...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Keçeciler... Sayın
Keçeciler...
MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Bir dakika...
...siz, Cevdetiye'nin Belediye Başkanı ANAP'lı diye,
getirip burada göz göre göre çıkarıyorsunuz. (ANAP
sıralarından alkışlar)
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır...
MEHMET KEÇECİLER (Devamla) – Evet. Cevdetiye, Bahçe'den bölünecek
diye göz göre göre çıkarıyorsunuz... (ANAP sıralarından
alkışlar) Kırmıtlı'yı çıkarıyorsunuz.
Bunlar haksızlıktır; yapmayın... Hasanbeyli ile
Sumbas'ı da ilave edin; ama, Komisyondan gelen bu teklifi, burada
tepetaklak getirecek tarzda lütfen değiştirmeyin. Bunu,
oybirliğiyle çıkaralım, elbirliğiyle çıkaralım.
Osmaniyeliye hayırlı ve mübarek olsun, Osmaniyeli hak
etmiştir; helalı hoş olsun.
Hepinize saygılar sunarım. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Keçeciler.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Söz istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Peki efendim.
DSP Grubu adına, Sayın Arif Sezer; buyurun.
DSP GRUBU ADINA ARİF SEZER (Adana) – Sayın Başkan,
değerli Divan ve saygıdeğer milletvekilleri; başında
da söyledim, ne yazık ki salt çoğunluk şov yapıyor.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) - Siz de tolkşov yapıyorsunuz.
ARİF SEZER (Devamla) – Siz, Doğru Yol-Refah, Andırın
İlçesini alıyorsunuz; burada, yarın göstereceksiniz "biz,
teklif ettik; ama, yasa çıkmadı." En azından referandum
getirilebilirdi. Osmaniye'yi il yaparken, seçim meydanlarında, miting
alanlarında "Andırın'ı size bağlıyoruz,
Erzin'i size bağlıyoruz" diyorsun; komisyondan geçiriyorsun,
ondan sonra da burada reddediyorsun.
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Ceyhan'a niye gücün yetmiyor; 45 kilometre
uzaklıkta?!.
BAŞKAN- Efendim, müdahale etmeyelim lütfen.
ARİF SEZER (Devamla) – Sana düşmez... Sana düşmez...
BAŞKAN – Efendim, siz, lütfen devam edin...
ARİF SEZER (Devamla) – Ama, bunu getiren, senin komisyon üyelerin
sayın milletvekili. (DSP sıralarından alkışlar)
Başında söyledik, oy almak, devlet idaresinde her şeyi
bitirmek demek. Ne yazık ki, bugün, buna Refah da başladı,
riyakârlık yapıyor; işte burada örnekleri var...
AHMET DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş) – Riyakâr sensin!..
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum; sataşmaya...
ARİF SEZER (Devamla ) – Kalkıp konuşuyorsunuz,
Osmaniye'ye en azından Andırın ve Erzin referandum yoluyla,
kabul edilir veya edilmez...
MEHMET AYKAÇ (Çorum) - Boş konuşuyorsun!
ARİF SEZER (Devamla) – Tabiî efendim, işte metinler; Osmaniyeliler
bunu dinliyor. Çok güzel, komisyonda kabul, öbür tarafta reddet;
çoğunluktasın Plan ve Bütçe Komisyonunda, hani
senin samimiyetin, hani senin samimiyetin?!. Plan ve Bütçe Komisyonunda
kabul ediyorsun..
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) – Nerede riyakârlık?!.
ARİF SEZER (Devamla) – Tabiî, Tabiî (RP sıralarından
"burası seçim meydanı değil_Ayıp ediyorsun,
ayıp_" sesleri)
Bu vesileyle bugün, televizyonları başında bizleri
izleyenler -biz seçime katılmıyoruz- İktidarın şov
yaptığını görüyor, Cevdetiye'yi kaldırıyorsun,
önce kabul ediyorsun, Kırmıtlı'yı kabul ediyorsun, kalk,
öbür tarafı da kabul et bu defa. "Ne yapalım, Meclisten
geçmedi..." Ama, burada imzanız var, kabul etmişsiniz, teklif
vermişsiniz... Ne denir buna, riyakârlık denmez de?!. Herhalde, ancak
siyasî şov denir. (DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)
Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Dilerim, Türkiye
Büyük Millet Meclisi, her zamanki gibi, devlet adamlığına
yakışır politikalar yapar.
Teşekkür ederim; saygılar sunuyorum. (DSP ve ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Sezer.
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Başkan,
Sayın Sezer "riyakârlık yapıyorsunuz" dedi.
BAŞKAN – Arkadaşımız, hakaret anlamında
söylemedi; daha doğrusu, önergelerin değiştirildiği
anlamında kullandı.
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) – Sayın Başkan, ben de,
kendisine "riyakâr" diyorum o zaman.
BAŞKAN – Refah Partisi Grubu adına, Sayın Salih Kapusuz;
buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
RP GRUBU ADINA SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Şu anda, Yüce Kurulumuz, Osmaniye'nin il olmasıyla ilgili
kanun teklifleri üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.
Yapılan çalışmaların öncelikle Osmaniye'ye ve memleketimize
hayırlı olmasını diliyor, Osmaniye'nin de, yeni yıla
yeni bir il olarak girmiş olmasından, memnuniyetimizi ifade ediyor,
bu konuda katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz.
Öncelikle, burası, seçim meydanı gibi kullanılacak bir
mahal değil. Arkadaşlarımızın
konuşmalarında, bu kürsüye uygun tavır sergilemelerini, ben,
şahsen, münasip gördüğümü ifade etmek istiyorum. Burada,
yakışıksız sözler söylemenin, hiç kimseye bir faydası
söz konusu değil.
Konuşmalarında da, her arkadaşımız, diyorlar
ki: "Burası, il olmaya layıktır; il
olmalıdır." Bir vesileyle il yapılmaktadır;
dolayısıyla, herkesin tasvip ettiği bir konuyu başka
yerlere çekmeye, birtakım yanlış değerlendirmeler yapmaya mahal
olmadığı kanaatindeyim. Onun için,
arkadaşlarımızı dikkatli olmaya davet ediyorum.
Tabiî, bir husus var ki, değerli Anavatan sözcüsü
arkadaşım çıkıp konuştuğunda, efendim, ne önemi
var, Osmaniye'nin 5 tane, 7 tane ilçesi olacağına 9 tane olsun gibi bir
anlayış... Kendileri, mahallî idarelerle yakından ilgili olan
bir zevat, bir şahıs; böyle değerlendirmesinin pratikle ve ülke
menfaatlarıyla ve o ilin coğrafî konumuyla hiç alakası yok
efendim.
MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Siyaset yapıyorsunuz!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – Şimdi, düşünebiliyor musunuz;
siz, 3 yeni ilçe kuruyorsunuz, aralarındaki mesafe 4 kilometre. Bir
yerlerde bir yanlışlık yapılmışsa bunu, Genel
Kurulun düzeltmiş olması gerekir. Evet, orada, birtakım
arkadaşlarımız, birtakım gayret sarf ederek o anda ilçe
olması teklifinde bulunmuş, münasip görülmüş olabilir; biz,
bunu, saygıyla karşılıyoruz...
MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sizin kendi teklifinizde de var!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) – ...ancak, arz etmek istediğimiz,
bizim burada düzeltmek istediğimiz, olayın, siyasî hiçbir boyutu
yoktur; sadece, yapılan kanunî düzenlemenin uygun olması çabası
vardır. Şu anda Sumbas'ın ilçe olmasına karşı
çıkmazsanız, efendim Hasanbeyli'nin ilçe olmasını uygun
görürseniz ondan sonra diğer 2 ilçe, ki, aralarında 3 kilometre, 4
kilometre var; bunu, Genel Kurul düzeltmek isterse, bunun hiçbir
yadırganacak yeri yok arkadaşlar.
Şu anda Genel Kurulun yapmış olduğu düzeltme yerinde
bir düzeltmedir; uygun bir çalışmadır. Bizim hedefimiz, daha
güzeli yakalama gayretidir. Onun için, bu kanun teklifi, başka alanlara,
başka mahallere çekilmesine gerek olmayan bir kanun teklifidir.
Yapılan çalışmalar yerindedir. Zaten, bütün Genel Kurulda ve
burada grubu olan olmayan bütün siyasî parti mensubu arkadaşlarımızın
görüşlerinde, bu çalışmada,
Osmaniye'nin il olması konusunda bir fikir birliği söz
konusudur. İşte, 54 üncü Hükümet de bir vesileyle bunu il
yapmaktadır; katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. (RP ve
DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Kapusuz.
Şahısları adına, Sayın Sıtkı
Cengil?..
SITKI CENGİL (Adana)– Vazgeçtim...
BAŞKAN – Peki.
Sayın İlyas Yılmazyıldız?.. Yok.
Sayın Ali Er...
Buyurun Sayın Er. (ANAP sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika Sayın Er.
ALİ ER (İçel) – Sayın Başkan, Yüce Meclisin
değerli üyeleri; hepinizi saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum.
Osmaniye İlçemizin il olmasını kutluyorum; sevgili
Osmaniyelilere hayırlı uğurlu olsun diyorum.
Tabiî, bu arada, 2 nci maddede, İçel İlimizin 3 tane ilçesinin
il olması konusunda, arkadaşlarımızla birlikte bir
önergemiz olmuştu. Onu, Sayın Başkan, maalesef, 2 nci maddede
gündeme almadı; üzüldüm.
Muhterem arkadaşlar, tabiî, Osmaniyemizin il olmak, mutlaka
hakkı ve o konuda da Osmaniyelileri tebrik ediyorum; ama, bununla beraber
-verdiğimiz önergede- bizim İçel İlimizin Tarsus İlçesinin
de il olmak, hakkı. Biliyorsunuz, hepiniz, zaman zaman -otoban
açılmadan önce- Tarsus'un içinden geçerdiniz. Tarsus, Türkiye'nin...
BAŞKAN – Sayın Er, maddeyle ilgili konuşursanız
memnun olurum.
ALİ ER (Devamla) – Sayın Başkan, oraya geleceğim.
BAŞKAN – Efendim, maddeyle ilgili konuşun.
ALİ ER (Devamla) – Oraya geleceğim Sayın Başkan.
(ANAP sıralarından "gelecek, gelecek" sesleri)
BAŞKAN – Olur mu arkadaşlar?! Burası, oyuncak yeri
değil ki!..
ALİ ER (Devamla) – Şimdi, Tarsus İlçemizin 350 bin nüfusu
var; gerçekten, Türkiye'de, nüfus bakımından 22 nci sırada.
Tarsus, artık, bir ilin içerisine sığmaz olmuş. Yani,
şurada önerge verdik; Silifke İlçemiz için önerge verdik, 100 binin
üzerinde nüfusu var. Gerçekten, eskiden il olmuş, il olma hakkı
elinden alınmış; onun için önerge verdik. Bugün, Anamur
İlçemiz yine öyle; İçel İline uzaklığı 250
kilometre. Bir insan mahkemeye gitse gelse, o insanın mahkemeye gidip
gelmesi dahi insanı perişan eder; yolları kötü. İl olmak,
bizim bu 3 ilçemizin de hakkı. Ben, bir önerge verdim; şimdi,
Osmaniye ile beraber bunlara da parmak kaldırsanız, kabul etseniz,
yanlış mı olurdu, doğru mu olurdu?! (ANAP
sıralarından alkışlar) Doğru olurdu tabiî. Onun
için...
BAŞKAN – Sayın Ali Er, konuya gelin lütfen.
ALİ ER (Devamla) – Şimdi, muhterem arkadaşlar...
BAŞKAN – Konuya gelmezseniz sözünüzü keseceğim.
ALİ ER (Devamla) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Rica ediyorum canım... Konu, kadrolar meselesi, siz
gelmişsiniz...
ALİ ER (Devamla) – Sayın Başkan "konuya gelin"
diyorsunuz...
BAŞKAN – Gel konuya... Ben, bundan sonra, konu
dışına çıkan arkadaşları
konuşturmayacağım. Lütfen, biraz sorumluluk
taşıyın canım.
ALİ ER (Devamla) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Yani, burada, her çıkan, seçim meydanında
konuşuyormuşcasına kendi ilini, ilçesini överse, o zaman,
burada, kanun çıkar mı?
ALİ ER (Devamla) – Sayın Başkan, siz konuşuncaya
kadar ben konuşsaydım, şimdiye kadar sözlerimi bitirirdim .
BAŞKAN – Rica ediyorum, konuya gelin.
ALİ ER (Devamla) – Şimdi, önerge veriyorum, önergemi niye
okutmuyorsunuz? Yani, Osmaniye'yle birlikte, Tarsus'un, Silifke'nin, Anamur'un
da il olmak, hakkı değil mi; hakkı. Neden okutmuyorsunuz?
Denizli Kızılcabölük için de verdik, onu niçin okutmuyorsunuz? Olmaz,
Sayın Başkan...
Burada, Yüce Meclisin huzurunda, Yüce Mecliste milletvekilliği
yapan bir insan, seçildiği bölgenin hakkını korumak
mecburiyetindedir; evvela Türkiye'nin, ondan sonra seçildiği bölgenin.
Şimdi, ben, Tarsus'un, Silifke'nin, Anamur'un il olması hakkında
önerge veriyorum, siz işleme koymuyorsunuz; ondan sonra diyorsunuz ki,
"gündemin dışına çıkmayın." Nasıl
çıkmam; nasıl, Tarsusumun, Silifkemin, Anamurumun, Denizli'deki
Kızılcabölük'ün hakkını müdafaa etmem? (ANAP
sıralarından alkışlar)
Evet, Osmaniyemizin il olmasını kutluyorum. Yüce Meclisi de
tebrik ediyorum, Osmaniyelileri de tebrik ediyorum. Yüce Heyetinizi
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir.
Burası, sorumluluk taşıyan bir kurumdur. Burada,
çalışmalarımızı İçtüzüğe göre
yapıyoruz. İçtüzükte –yeni değiştirdik- diyoruz ki,
görüşülmekte olan kanun tasarısı ve teklifiyle ilgisi olmayan,
yeni bir kanun teklifi niteliği taşıyan önergeler işleme
konulmaz. Okuma yazması olan kişiler, İçtüzüğü okur. (DYP
ve RP sıralarından alkışlar) Bakın, burada, Osmaniye'nin il
yapılmasını istiyoruz; ama, herkes, bir ilçesinin il yapılması
konusunda -burada 550 milletvekili var- bir önerge verirse veya üç önerge, biz
de bunları okutursak o zaman, bu kanun engellenmiş olur ve
çıkmaz.
ALİ ER (İçel) – Ne ilgisi var canım!..
BAŞKAN – Bu kanunun çıkmasını isteyen insanlar, bu
kanunun engellenmesi için bir davranış içinde olmazlar.
ALİ ER (İçel) – Sayın Başkan, sen yorum
yapamazsın.
BAŞKAN – Siz çıkmışsınız... Şimdiye
kadar neredeydiydiniz Sayın Ali Er, Tarsus'u, Siverek'i veya
şurayı burayı il yapmak için öneri getirmiyorsunuz da,
şimdi, bu kanun teklifi üzerinde, hemen önerge veriyorsunuz? Devletteki
gayri ciddiyet bu kadar olur mu?..
ALİ ER (İçel) – Sen yorum yapamazsın!..
BAŞKAN – Bir il yapmak için araştırma yapmak
lazım...
ALİ ER (İçel) – Sayın Başkan, sen yorum
yapamazsın.
BAŞKAN – ...coğrafî durumlarını nazara almak
lazım, oranın ekonomik durumunu nazara almak lazım. Propaganda
olsun diye burada son anda bir önerge ver ve ondan sonra il olsun... (RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
Ben de Çemişkezek İlçemizin il olmasını isteyeyim;
hadi; olur mu böyle?
MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) – Tarafsız olmak
mecburiyetindesin.
ALİ ER (İçel) – Sen yorum yapamazsın; yorum memuru
değilsin, yorum yapamazsın!..
BAŞKAN – Rica ediyorum arkadaşlar... Biraz sorumluluk
taşıyarak buraya gelelim ve sorumluluk içinde görev yapalım.
Yoksa, burada her şey söylenebilir...
ALİ ER (İçel) – Yorumcu değilsin sen, yorum
yapmayacaksın.
BAŞKAN – ...ama milletvekilinin bir sorumluluğu vardır.
Rica ediyorum... (RP sıralarından alkışlar)
Başka söz isteyen?.. Yok.
ALİ ER (İçel) – Sen yorum yapamazsın!..
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Sayın Başkan, şimdi
şu tavrınız, gerçekten, bizim Grubumuzu ve önerge veren
arkadaşları yaralamıştır.
BAŞKAN – Hangisi?..
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Şu tutumunuz,
tavrınız ve sözleriniz.
BAŞKAN – Evet, nasıl yaralamıştır?..
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Bizim arkadaşlarımız
buraya 30 tane il olmasıyla ilgili önerge getirmemişlerdir.
BAŞKAN –Efendim, işte burada önergeler...
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Bir dakika... Bir dakika
Başkan...
BAŞKAN – Bağırmayın; bir Meclis Başkanıyla
konuşuyorsunuz. Lütfen... Söz vermedim. (ANAP sıralarından
gürültüler)
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – 200 tane ilçe kurulmasıyla
ilgili önerge vermemişlerdir; sizin, şu dediğiniz kıstaslar
dikkate alınmıştır. Onun için, bu söyledikleriniz
havadadır, sadece suçlayıcı mahiyettedir. Sizi de
kınıyorum. (ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Arkadaşlarınız burada konuştu. Burada
kaç tane önerge var, ben bunları saymadım; ama, aslında
kınanacak davranış, sizin Grup Başkanvekili olarak bana
karşı gösterdiğiniz davranış biçimidir.
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Hayır, hayır...
ALİ ER (İçel) – Yorum yapamazsınız!..
BAŞKAN – Madde üzerindeki konuşmalar bitmiştir.
Efendim, bir önerge var, bu önergeyi de işleme koymuyoruz; çünkü,
maddeyle ilgisi yok.
3 üncü maddeyi, ekli listeleriyle birlikte oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 3 üncü madde, ekli listelerle
birlikte kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin bitmesine çok az
bir zaman kalmıştır. Herhalde, devam etmek için, daha önce de
alınmış bir kararımız olmadığı için.
MEHMET CAVİT KAVAK (İstanbul) – Alalım efendim.
BAŞKAN – Efendim, alamayız; Danışma Kurulunun
kararı olması lazım. Yani, siz kaç senedir Mecliste
çalışıyorsunuz, değil mi?.. (Gürültüler)
Bu itibarla, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 24
Ekim 1996 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati 18.51
BİRLEŞİMİN SONU