DÖNEM : 20 CİLT
: 14 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
23 üncü Birleşim
27 . 11 .
1996 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. GELEN KÂĞITLAR
III. YOKLAMALAR
IV. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Bolu Milletvekili Abbas İnceayanın, Bolu Abant
İzzet Baysal Üniversitesi Tıp ve Mühendislik Fakültelerinin
kurulmasına ilişkin gündemdışı konuşması ve
Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlamın cevabı
2. İzmir Milletvekili Hasan Denizkurdunun, Avrupa Parlamentosu
ile TBMM arasında kurulan Karma Parlamento Komisyonunun Brükselde
yapmış olduğu toplantıya ilişkin
gündemdışı konuşması
3. Kırıkkale Milletvekili Mikail Korkmazın, üniversite
ikinci basamak sınavının Kırıkkale ve bazı
illerde yapılmasından vazgeçilmesine ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlamın cevabı
4. Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlamın; Bolu
Milletvekili Abbas İnceayanın, Bolu Abant İzzet Baysal
Üniversitesi Tıp ve Mühendislik Fakültelerinin kurulmasına ve
Kırıkkale Milletvekili Mikail Korkmazın, üniversite ikinci
basamak sınavının Kırıkkale ve bazı illerde
yapılmasından vazgeçilmesine ilişkin gündemdışı
konuşmalarına cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. (10/89, 126, 110, 124, 125) Meclis Araştırması
Komisyonu Geçici Başkanlığının, Komisyonun,
başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yaptığına ilişkin tezkeresi (3/584)
V. ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU
ÖNERİLERİ
1. (10/1, 14) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu raporunun gündemdeki yeri, görüşme gün ve çalışma
saatlerine ilişkin Danışma Kurulu Önerisi
VI. SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA AÇIK BULUNAN
ÜYELİKLERE SEÇİM
1. Anayasa; Adalet; Tarım, Orman ve Köyişleri Millî Savunma
Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere seçim
VII. SORULAR VE CEVAPLAR
A)SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçının, DYP-CHP
koalisyonu döneminde Devletten kredi ve teşvik alan medya
kuruluşlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/41)
2. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Mogan ve Eymir
göllerinin ıslahına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/44)
3. Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlunun,
Diyarbakırdaki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/47)
4. Erzincan Milletvekili Mustafa Kulun, İstanbul ve Ankara
Büyükşehir Belediyelerinin faaliyetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/48)
5. Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlunun, kamu
alacaklarının faiz oranlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/49)
6. Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncelin,
Türkiye-İsrail arasında yapıldığı iddia edilen
anlaşmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/50)
7. İzmir Milletvekili Metin Öneyin, ilaçtan alınan KDVnin
kaldırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/56)
8. Amasaya Milletvekili Cemalettin Lafçının,
İsrailin, Lübnana yönelik saldırısına ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/57)
9. Ağrı Milletvekili Celal Esinin, Ağrı ve
ilçelerinin okul, öğretmen ve personel ihtiyaçlarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/113)
10. Eskişehir Milletvekili Mustafa Balcıların, Boks
Federasyonu Başkanının sahte belge düzenlediği
iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi ve
yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/114)
11. Adana Milletvekili Sıtkı Cengilin, Dört Mevsim
Kadın isimli program çekiminde başörtülü öğrencilerin
dışarı çıkarıldıkları iddiasına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/115)
12. Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Ordu İl
Kültür Merkezi ihalesine ve kütüphane hizmet binalarına ilişkin
Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/118)
13. Kütahya Milletvekili İsmail Karakuyunun, basında
çıkan bir habere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/119)
14. Çankırı Milletvekili Ahmet Uyanıkın, Engin
Civanın mahkumiyet cezasına ilişkin Adalet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/120)
15. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrıda bir kayak tesisinin yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/121)
16. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İlinin bazı ilçelerine kapalı spor salonu
yapılıp, yapılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/122)
17. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrıda bir stadyum yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/123)
18. İstanbul Milletvekili Bahattin Yücelin, T.C. Merkez
Bankası Meclisi üyelerinin yenileneceği iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/124)
19. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İlinin köy yollarının yapımına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/125)
20. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İlinin köylerindeki kapalı okulların açılmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/126)
21. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrıdaki yoksul vatandaşlarımızın çeşitli
fonlardan sağlanan yardım miktarının
artırılmasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/127)
22. Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğun, İstanbul Atatürk
Hava Limanı dış hatlar terminali ihalesindeki yolsuzluk
iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü
Esengünün cevabı (6/130)
23. İstanbul Milletvekili Meral Akşenerin, Ereğli
Demir ve Çelik Fabrikaları A.Ş.nin özelleştirilmesi ile ilgili
ihalenin iptaline ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/131)
24. Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzolun,
çiftçilerimize yapılacak yardımlara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/132)
25. Şanlıurfa Milletvekili Zülfikar İzolun,
Şanlıurfada Tedaşın bazı hizmetlerindeki
yetersizliğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü
soru önergesi (6/133)
26. Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun, Sinop Boyabat SSK
Hastanesinin ne zaman faaliyete geçeceğine ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/135)
27. Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun, Sinopta nükleer santral
kurulması ile ilgili bir projenin olup olmadığına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/136)
28. Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun, Sinopa bağlı
bazı ilçelerin yol yapım çalışmalarında ve köy
konakları için ayrılan ödenek miktarlarına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/137)
29. Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun, Sinopa bağlı
Durağan ve Dikmen İlçelerinde yaşayan bazı kimselerin
çocuklarını Bafrada kurulmuş çocuk pazarında
sattıkları iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/138)
30. Konya Milletvekili Nezir Büyükcengizin, Tümosan Motor
Fabrikasının özelleştirme kapsamında bulunup
bulunmadağına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/139)
31. Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncelin, memurlara
ödenen lojman tazminatlarının artırılmasına
ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü
Esengünün cevabı (6/140)
32. Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir Öncelin, kamu
bankalarınca yapılan reklam harcamalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/141)
33. Ağrı Milletvekili M. Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesine Endüstri Meslek
Lisesi açılmasının düşünülüp düşünülmediğine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/144)
34. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
yurtdışına işçi gönderilmesinde Ağrılı
işsizlere öncelik verilmesinin düşünülüp düşünülmediğine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün
cevabı (6/145)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlunun,
asbest boru kullanımına ve otoyollardaki çukurlara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat
Ayhanın yazılı cevabı (7/1428)
2. Aydın Milletvekili Cengiz Altınkayanın, Bolu
Dağı geçişi tünel inşaatı ile İzmir-Aydın otoyolu
tünel inşaatına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/1536)
3. Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayırın,
Bursa Çevre Otoyolu Projesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/1557)
4. Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunçun, Elazığ
Çimento Fabrikasının yerinin değiştirilip
değiştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/1583)
5. Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Ordu sanayi
bölgesi arsasının kamulaştırma bedellerine ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezin yazılı
cevabı (7/1611)
6. Yozgat Milletvekili Kâzım Arslanın, başka illerde
hizmet veren Yozgat Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü Makina Parkına
ait araçların Yozgata iadesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Bekir Aksoyun yazılı cevabı (7/1616)
7. Eskişehir Milletvekili Necati Albayın, Eskişehirde
Kırka Boraks işletmesine alınacak işçiler için yapılan
sınava ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Teoman Rıza Günerin
yazılı cevabı (7/1633)
VIII. KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa
Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S.
Sayısı : 23)
2. Memurlar, Diğer Kamu Görevlileri ile Bunların
Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler Yapılmasına
Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/539)
(S. Sayısı : 144)
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00te açılarak iki oturum yaptı.
Birinci
Oturum
İstanbul Milletvekili M. Sedat Aloğlu,
TBMMDışişleri Komisyonu üyelerinden müteşekkil bir heyetin
Bulgaristana yaptığı ziyarete,
Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu, Hükümetin fındık
politikasına;
İlişkin gündemdışı birer konuşma
yaptılar.
Kocaeli Milletvekili Halil Çalıkın, Öğretmenler Günü ve
öğretmenlerin sorunlarına ilişkin gündemdışı
konuşmasına, Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam cevap
verdi.
İngiltere ve Amerika Birleşik Devletlerine giden Orman
Bakanı Mehmet Halit Dağlıya dönüşüne kadar, Sanayi ve
Ticaret Bakanı E. Yalım Erezin,
Belçikaya giden Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çillere, dönüşüne kadar, Millî
Eğitim Bakanı Mehmet Sağlamın,
İspanyaya giden Devlet Bakanı Bahattin Şekere,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Işılay Saygının,
Belçikaya gidecek olan Devlet Bakanı Ayfer Yılmaza,
dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ufuk Söylemezin,
Almanya ve Fransaya gidecek olan :
Devlet Bakanı Sacit Günbeye, dönüşüne kadar, Devlet
Bakanı Ahmet Cemil Tunçun,
Adalet Bakanı Şevket Kazana, dönüşüne kadar, Devlet
Bakanı Mehmet Altınsoyun,
Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin
Cumhurbaşkanlığı;
Başkanvekili ve kâtip seçimine ilişkin Anayasa Komisyonu
Başkanlığı,
Tezkereleri ile,
Aksaray Milletvekili Nevzat Kösenin, Millî Savunma Komisyonu
üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi;
Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Adana Milletvekili Cevdet Akçalı ve 49 arkadaşının,
Türkiye Cumhuriyeti ile Türkçe konuşan ülkeler arasındaki ekonomik,
kültürel ve sosyal ilişkileri geliştirmek için alınması
gereken tedbirleri belirlemek amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/132) Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergenin gündemde yerini alacağı ve öngörüşmesinin,
sırasında yapılacağı açıklandı.
Aydın Milletvekili Fatih Atayın, Aydın İli
Yenihisar İlçesi Adının Didim Olarak Değiştirilmesi
Hakkında Kanun Teklifinin (2/341) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi, yapılan görüşmelerden
sonra kabul edildi.
1997 Malî Yılı Bütçe Kanunu Tasarıları ile 1994 ve
1995 Malî Yılları Kesinhesap Kanunu Tasarılarının
TBMMgündeminin Özel Gündemde Yer Alacak İşler kısmında
yer almasına, bütçe görüşmelerine 9.12.1996 Pazartesi saat 10.00da
başlanmasına ve bitimine kadar, resmî tatil günleri dahil, her gün
saat 10.00dan 13.00e ve 14.00ten günlük programın tamamlanmasına
kadar devam olunmasına,
Başlangıçta bütçenin tümü üzerinde gruplar ve Hükümet
adına yapılacak konuşmaların Hükümetin sunuş
konuşması hariç birer saat olmasına, kişisel
konuşmaların 15er dakika ile
sınırlandırılmasına,
Bakanlık ve daire bütçeleri üzerindeki görüşmelerin 14 turda
ve 10 günde tamamlanmasına, 14 üncü turun bitiminden sonra bütçe kanunu
tasarılarının maddelerinin oylanmasına,
Her turda gruplar ve Hükümet adına yapılacak
konuşmaların 40ar dakika, kişisel konuşmaların 10ar
dakika olmasına, kişisel konuşmalarda, her turda, biri lehte,
biri aleyhte olmak üzere iki üyeye söz verilmesine ve her bir üyenin birden
fazla turda söz kaydı yaptıramamasına,
Bütçe görüşmelerinde soruların gerekçesiz ve yazılı
olarak Başkanlığa verilmesine ve soru cevap işleminin 20
dakikayla sınırlandırılmasına,
Bütçe görüşmelerinin sonunda gruplara ve Hükümete birer saat
süreyle söz verilmesine, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre
yapılacak kişisel son konuşmaların 10ar dakika
olmasına;
İlişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Gündemin Seçim kısmında yer alan yasadışı
örgütlerin devletle olan bağlantıları konusunda
araştırma yapmak üzere kurulan ve adayları tamamlanan Meclis
Araştırma Komisyonuna üye seçiminin, gündemin Özel Gündemde Yer
Alacak İşler kısmında yer alan genel görüşmeden
önceye alınması kabul edildi ve grupların gösterdikleri adaylar
komisyon üyeliklerine seçildiler.
Başkanlıkça, zorunlu tasarruf kesintilerinin
değerlendirilmesi konusunda kurulan (10/17) Esas Numaralı Meclis
Araştırma Komisyonu üyelerinin başkan, başkanvekili, sözcü
ve kâtip seçimini yapmaları için toplanacakları gün, saat ve yere ilişkin
duyuruda bulunuldu,
Birleşime, 15.55te ara verildi.
Uluç Gürkan
Başkanvekili
Ünal Yaşar Mustafa Baş
Gaziantep İstanbul
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
İkinci Oturum
Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan ve 26
arkadaşının, basın ahlak ve meslek esaslarına
aykırı olarak görsel ve yazılı basında yer alan
yayınlar konusunda önergesi üzerine açılması kabul edilen genel
görüşme (8/8) tamamlandı.
Ankara Milletvekili M. Seyfi Oktay, Kayseri
Milletvekili Nurettin Kaldırımcının, ileri sürmüş
olduğu görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi
nedeniyle bir açıklamada bulundu.
RPGrup Başkanvekili Sıvas Milletvekili Temel
Karamollaoğlu da, Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin,
konuşmasında Gruplarına sataşıldığı
iddiasıyla bir konuşma yaptı.
27 Kasım 1996 Çarşamba günü saat 15.00te
toplanmak üzere, birleşime 19.00da son verildi.
Kamer Genç
Başkanvekili
Ünal Yaşar Mustafa Baş
Gaziantep İstanbul
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. GELEN KÂĞITLAR
27 . 11 . 1996 ÇARŞAMBA
Tasarılar
1. Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve
Yolsuzluklarla Mücadele Kanununun Bir Maddesinde Bir Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/541) (Millî Savunma ve
Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.11.1996)
2. Askerî Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama
Usulü Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/542) (Millî Savunma ve
Adalet komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
25.11.1996)
Teklifler
1. Sıvas Milletvekili Nevzat Yanmaz ve 6
Arkadaşının; Sıvas İli Suşehri İlçesinin
İl Olması Hakkında Kanun Teklifi (2/571) (İçişleri ve
Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi
: 21.11.1996)
2. Aydın Milletvekili Yüksel Yalovanın;
Devlet Tiyatroları Kuruluşu Hakkında Kanun Teklifi (2/572)
(Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.11.1996)
3. Aydın Milletvekili Yüksel Yalovanın;
27.9.1984 Tarihli ve 3046 Sayılı Baknalıkların Kuruluş
ve Görev Esasları Hakkında Kanun ile 10.10.1984 Tarihli 3056
Sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkındaki
Kanunun Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/573) (Anayasa
ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 22.11.1996)
4. Hatay Milletvekili Ali Uyarın; Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 32 nci Maddesine Bir
Fıkra ile Aynı Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi
(2/574) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi : 25.11.1996)
5. İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaşın; Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanun, Milletvekili Seçimi
Kanunu ve Siyasî Partiler Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/575) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 25.11.1996)
Rapor
1. İstanbul Milletvekili Emin Kul ve 9
Arkadaşı ile Kocaeli Milletvekili Necati Çelik ve 18
Arkadaşının, Sosyal Güvenlik ve Sosyal Sigortalar Kurumu
İle İlgili Sorunların Araştırılarak
Alınması Gereken Tedbirlerin Tespit Edilmesi Amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri
Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına
İlişkin Önergeleri ve Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu (10/1, 14) (S. Sayısı : 112) (Dağıtma tarihi :
27.11.1996) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergeleri
1. İzmir Milletvekili Metin Öneyin, İzmir
SSKHastanesi ve Dispanserlerinde verilen sağlık hizmetlerine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/378) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
2. İzmir Milletvekili Metin Öneyin,
öğretmenlerin sorunlarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/379) (Başkanlığa
geliş tarihi : 26.11.1996)
Yazılı Soru Önergeleri
1. Sıvas Milletvekili Mahmut
Işıkın, SSKnın memuriyet sınavına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1675)
(Başkanlığa geliş tarihi : 25.11.1996)
2. Sıvas Milletvekili Mahmut
Işıkın, Sıvas İlindeki doğal kaynaklara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1676)
(Başkanlığa geliş tarihi : 25.11.1996)
3. Antalya Milletvekili Yusuf Öztopun, Gemi
Sağlık Cüzdanına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1677) (Başkanlığa geliş
tarihi : 25.11.1996)
4. Hatay Milletvekili Fuat Çayın, Hatay
İli Samandağ ilçesinde meydana gelen bir deniz kazasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1678) (Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
5. İzmir Milletvekili Ali Rıza Bodurun,
Beşeri ve İspençiyari Tıbbî Müstahzarların Tıbbî Tanıtım
Yönetmeliğinin ihlal edildiği iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1679)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
6. İzmir Milletvekili Ali Rıza Bodurun,
İzmir-Ödemiş Devlet Hastanesinde görevli bazı sağlık
personelinin başka yerlere yapılan atamalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/1680)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
7. İzmir Milletvekili Hakan Tartanın,
dinlendiği iddia edilen telefonlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1681) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.11.1996)
8. İzmir Milletvekili Hakan Tartanın,
SSKna alınacak personel sınavına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1682) (Başkanlığa geliş
tarihi : 26.11.1996)
9. Ordu Milletvekili Müjdat Koçun,
FİSKOBİRLİKin üreticilere olan borcuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1683)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
10. Balıkesir Milletvekili Tamer Kanberin,
SEKAya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1684)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.11.1996)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati : 15.00
27 Kasım
1996 Çarşamba
BAŞKAN :
Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP
ÜYELER : Ünal YAŞAR (Gaziantep), Mustafa BAŞ (İstanbul)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 üncü Birleşimini
açıyorum.
III. Y O K L A M A
BAŞKAN Ad okunmak suretiyle yoklama
yapılacaktır; sayın milletvekillerinin, salonda
bulunduklarını yüksek sesle belirtmelerini rica ediyorum.
(Yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; çalışmalarımıza
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline
gündemdışı söz vereceğim.
IV.
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Bolu Milletvekili Abbas
İnceayanın, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp ve
Mühendislik Fakültelerinin kurulmasına ilişkin
gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlamın cevabı
BAŞKAN Birinci söz, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi
tıp ve mühendislik fakültelerinin kurulması konusunda
gündemdışı söz isteyen Bolu Milletvekili Sayın Abbas
İnceayana verilmiştir.
Buyurun Sayın İnceayan. (ANAP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakika efendim.
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sözlerimin
başında hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlarım.
Şu günlerde, 1997 yılı bütçe tasarısı Meclisimizin
komisyonlarında görüşülüyor. Bilahara Genel Kurulda görüşmeleri
yapılacak. Cumhuriyet tarihinin bütün bütçeleri gibi, bu sene de Meclise
sevk edilen bütçe, kâğıt üzerinde denk bir bütçedir. Bu bütçe içinde
millî eğitime ve üniversitelerimize ayrılan payın
yetersizliğini hepimiz biliyoruz. Artan nüfusumuza ve üniversite
kapılarında çığ gibi biriken 1,5 milyona yakın
gencimize üniversite eğitimi vermemiz için, 19 uncu Dönemde
kurulmaları sağlanan 28 yeni üniversitemizin bu bütçeden
alacakları payla altyapı ve binalarının hangi yıllar
içinde bitirilebileceği, realize edileceği sorusu sorulduğunda,
bu bütçe rakamlarıyla ancak onbeş yirmi yıl gibi bir sürede
mümkün olabileceği anlaşılmaktadır.
Boluda 70in üzerinde okul, hastane, sağlık ocağı,
sağlıkevi, huzurevi yapımını ve
donanımını üstlenen ve devlete hediye eden İzzet
Baysalın, yine Boluda kurduğu Abant İzzet Baysal Üniversitesi,
kuruluşundan itibaren, İzzet Baysal Vakfı tarafından
üstlenilen yatırımlarla üç dört yıl gibi bir süre içerisinde
hızla realize olmuş ve en hızlı gelişen ve büyüyen bir
üniversite haline gelmiştir.
İzzet Baysal Vakfı, bugünkü rakamlarla, Türk millî
eğitimine 2,5 trilyon liralık bir yatırım yapmış
ve devlete hediye etmiştir.
İzzet Baysal Vakfı, YÖKe ve Millî Eğitim Bakanlığına
bir müracaatta bulunmuştur. Bu müracaatta, Abant İzzet Baysal
Üniversitesi kampusü içinde tıp ve mühendislik fakültelerinin
kuruluşu halinde, bütün binalarını, donanımlarını
üstleneceklerini taahhüt etmektedirler.
Şimdi, bütün Bolunun beklediği, bu hayırseverin
arzusunun hayata geçirilebilmesi için, Bakanlar Kurulunda imzaya açılan
tıp ve mühendislik ve mimarlık fakültelerinin kuruluşuna ait
kararnamenin bir an önce imzalanıp, tamamlanıp, Resmî Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe girmesidir.
Abant İzzet Baysal Üniversitesinin, bu fakültelerin kurulması
için bütçeden bir tek kuruş talebi yok, devletin bir tek kuruş vergi
kaybı söz konusu değil. Bu yatırımlar, Sayın Hükümetin
kaynak paketi, imkân paketi gibi, her müjde paketi içinden tek kuruş talep
etmeden, İzzet Baysal Vakfınca hayata geçirilecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın
İzzet Baysal, Cumhurbaşkanımızca, devlet üstün hizmet
madalyasıyla onurlandırılmıştır. Bakanlar
Kurulunun, bir an önce kararnameyi imzadan çıkarıp, bunun Resmî Gazetede
yayımlanması, 1907 doğumlu Sayın İzzet Baysala 90
ıncı yaşgünü hediyesi olacaktır; bütün servetini vakfeden
bu hayırseveri, yaratılanların en şereflisi olan
insanın hayatında eğitim her şeydir diyen Sayın
İzzet Baysalı mutlu kılacaktır, şevklendirecektir.
Zamanın YÖK Başkanı, şimdi Millî Eğitim
Bakanı olan Sayın Mehmet Sağlam, Boluda, Abant İzzet
Baysal Üniversitesinin açılış törenlerinde YÖK Başkanı
olarak İzzet Baysal Vakfının diğer vakıflardan
farkı, yaptığı tesisleri vakıf olarak yapıyorlar,
inşaat ve donanımı bitince devlete teslim ediyorlar diyordu ve
Baysal Vakfına teşekkür ediyordu.
İşte, bugün, İzzet Baysal Vakfının bir
müracaatı var; YÖKten geçmiş, Planlamadan geçmiş, Bakanlar
Kurulu kararına kalmış olan tıp fakültesinin ve mühendislik
ve mimarlık fakültesinin, üniversite bünyesi içerisindeki bütün
yatırımlarını ve donanımlarını üstlenmek.
Sayın Hükümetten, bütün Boluluların, Bolu milletvekillerinin
dileği ve beklediği, bütün mal varlığını
sağlık ve eğitime vakfeden İzzet Baysal Beyefendinin en
büyük arzusu olan tıp fakültesi ve ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Abbas İnceayan, size kısa bir eksüre
veriyorum; lütfen toparlar mısınız...
ABBAS İNCEAYAN (Devamla) .....mühendislik ve mimarlık
fakültesinin kurulmasına ait Bakanlar Kurulu kararının bir an
önce Resmî Gazetede yayımlanması ve bu fakültelerin, 1997
yılı içerisinde, İzzet Baysal Vakfı tarafından süratle
hayata geçirilmesidir.
Bu duygu ve düşüncelerle Yüce Heyetinizi sevgi ve
saygılarımla selamlarım. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın İnceayan.
Sayın Bakan, cevap verecek misiniz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI MEHMET SAĞLAM
(Kahramanmaraş) Gündemdışı bir konuşma daha var,
ikisine birden cevap vereceğim.
BAŞKAN Peki efendim.
Aslında, Öğretmenler Günü dolayısıyla, dünkü
birleşimde Sayın Halil Cin ve Sayın Erdal Kesebir de
gündemdışı söz istemişlerdir. Ben, yalnız Sayın
Halil Çalıka söz verdim; kendilerinden özür diliyorum; tabiî, hepsine
ayrı ayrı söz vermemiz mümkün değil; bunu da hatırlatmak
istiyorum.
2. İzmir Milletvekili Hasan
Denizkurdunun, Avrupa Parlamentosu ile TBMM arasında kurulan Karma
Parlamento Komisyonunun Brükselde yapmış olduğu toplantıya
ilişkin gündemdışı konuşması
BAŞKAN Gündemdışı ikinci söz, Avrupa Parlamentosu
ile Türkiye Büyük Millet Meclisi arasında kurulan Karma Parlamento
Komisyonu Toplantısının 19-20 Kasım 1996 tarihlerinde
Brükselde yapılmış olduğu; toplantıda, Türk
kanadınca hazırlanan taslak metnin, Yunanlıların muhalefet
şerhiyle kabul edildiği; bu karara göre, Avrupa Parlamentosu, bundan
böyle, karar almadan, Türk Parlamentosuyla karşılıklı
diyalog içerisinde olmayı kabul ettiği konusunda Yüce Parlamentoya
bilgi vermek isteyen İzmir Milletvekili Sayın Hasan Denizkurduna
verilmiştir.
Buyurun. (DYP sıralarından alkışlar)
HASAN DENİZKURDU (İzmir) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; gündemdışı söz almamın
sebebi, 19-20 Kasım tarihlerinde, Brükselde, Avrupa Parlamentosu ile Yüce
Parlamentomuzun seçtiği 18 milletvekilinden oluşan Karma Parlamento
Komisyonu Toplantısı hakkında bilgi arz etmek içindir; zira, bu
toplantılara iştirak eden milletvekilleri, Türk Parlamentosunu
temsilen bu görevi yapmaktadırlar. Karma Parlamento Komisyonu Türk
Kanadının Eş Başkanı olarak, orada yapılan toplantı
sonuçlarını ve alınan kararı Yüce Heyetinize arz etmeyi bir
görev biliyorum.
Değerli milletvekilleri, malumunuz olduğu gibi, gümrük
birliği sonrasında, özellikle Avrupa Parlamentosunun geçen eylül
ayında aldığı karar, öncelikle Parlamentomuzu ve Türk kamuoyunu
bir hayli rahatsız etmiştir. 15 üye içerisinde, özellikle bir
komşu ülkemizin tahrikleriyle alınan karar, Parlamentomuzca
kınanmış ve de karşı tarafa bildirilmiştir;
ancak, Brükselde yapılan Karma Parlamento Komisyonu
Toplantısında, biz, hem Meclisimizin bu duygularını ifade
etmek hem de yıllar sonra, ilk defa, Karma Parlamento Komisyonunun
statüsünden gelen bir danışma organının ötesinde, karar
alan bir organ olduğu kanaatiyle, Brüksele, 18 arkadaşımızla
birlikte, bir karar tasarısıyla gittik. Bu karar
tasarısının, özellikle en önemli kısmı, Avrupa
Parlamentosunun bundan sonra yapacağı toplantılarda, gündem
maddesinin Türkiye olması halinde, bize danışmadan alınacak
olan kararların -geçmişte olduğu gibi- yanlış
olacağını ve üstelik de bu yanlış kararların
Avrupa Parlamentosunun ciddiyetine gölge düşüreceğini belirterek,
Başkanlık Divanı olarak, 18 arkadaşımızla
birlikte, ilk defa bir karar tasarısıyla gittik. Bu karar
tasarısında üç önerimiz vardı:
1- Gümrük birliği sonrası çalışmayan kurumsal
işbirliğinin çalıştırılması; yani,
Ortaklık Konseyinin bir an önce toplantıya çağrılması,
2- Avrupa Parlamentosunun yanında yürütme organı olan Avrupa
Konseyinin bizim heyetimize bilgi vermesi,
3- Avrupa Parlamentosunun -biraz evvel söylediğim gibi- Türk Parlamentosundan
bilgi almadan karar vermemesi.
Tabiatıyla, bu karar tasarısı, her ne kadar bir gün
önceki Başkanlık Divanı toplantısında Sayın Mösyö
Pike, Dankert, Claduia Roth ve bizler tarafından kabul edilse de, ertesi
gün yapılan toplantıda, yine Yunanlı
meslektaşlarımız, bu tasarımızın kabul edilmemesi
için ellerinden gelen çabayı gösterdiler. Hatta, toplantının
sonuna doğru da 3 Yunan milletvekili toplantıyı terk etti ve
sonunda, 14 üye ülkenin kabulü ve Yunanistanın muhalefet şerhiyle,
sizlere özetini sunduğum karar tasarısı, Karma Parlamento
Komisyonunda kabul edildi. Yani, bundan sonra, Avrupa Parlamentosunun, acil,
günübirlik kararlar dışında -ki, onlar önemli kararlar
değil- alacağı kararlarda, karşı taraf
Başkanı Mösyö Pike tarafından Türk kanadına sunulacak ve
yedi günlük süre içerisinde, Türkiyenin görüşü alındıktan sonra
Avrupa Parlamentosunda tartışma olacak.
Bu vesileyle şunu söyleyeyim: Brüksele
yaptığımız ziyarette, özellikle hiçbir parti farkı
gözetmeksizin, 18 arkadaşımız, bir birlik içerisinde ve
sanıyorum, başarılı bir çalışma
sergilemişlerdir.
Ayrıca, bu seyahat dolayısıyla, Brükselde,
Hıristiyan Demokrat Partisi Grup Başkanı Martenz, Tindemanz gibi
Avrupa Parlamentosunun önde gelen milletvekillerini de ziyaret edip,
Türkiyenin görüşlerini, Parlamentomuzun görüşlerini aksettirme
imkânına sahip olduk.
Önümüzdeki toplantıyı da, mart ayında, Avrupa
Parlamentosunun toplantı halinde olacağı Strasbourgda,
haziranda da Türkiyede yapacağız...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Denizkurdu, süreniz bitti; lütfen toparlar
mısınız...
HASAN DENİZKURDU (Devamla) Ben, Parlamentomuzun bize verdiği
görev dolayısıyla, Karma Parlamento Komisyonu Eş
Başkanı olarak, bu bilgileri sizlere aktarmayı bir görev
addettim. Bundan sonraki toplantılarda da aynı yöntemi
izleyeceğiz. Bize verdiğiniz güveni, elimizden geldiği ölçüde
tüm arkadaşlarımızla yerine getirmeye çalıştık.
Bu vesileyle, Yüce Parlamentoyu saygıyla selamlıyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Denizkurdu.
3. Kırıkkale Milletvekili
Mikail Korkmazın, üniversite ikinci basamak sınavının
Kırıkkale ve bazı illerde yapılmasından vazgeçilmesine
ilişkin gündemdışı konuşması ve Millî Eğitim
Bakanı Mehmet Sağlamın cevabı
BAŞKAN Gündemdışı üçüncü söz, ikinci basamak
üniversite sınavının, seçim bölgesi olan Kırıkkale
İlinde yapılmaması dolayısıyla, Kırıkkale
Milletvekili Sayın Mikail Korkmaza verilmiştir.
Buyurun Sayın Korkmaz.
Süreniz 5 dakikadır.
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) Sayın
Başkanım, ikinci basamak sınavı, yalnız
Kırıkkalenin elinden alınmadı, maalesef, Tuncelinin de
elinden alındı. Benim bu konuşmalarım 17 ili
ilgilendiriyor; onun için, tüm arkadaşlarımı dikkatle dinlemeye
davet ediyorum.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekili
arkadaşlarım; üniversite sınavlarında, birinci basamak
sınavı, biliyorsunuz, bütün ciddiyetiyle yapılıyor; ama,
ikinci basamak sınavında, bu sene, birtakım değişik
uygulamalar yapılmakta; bu, bazı illerin elinden alınmaktadır.
İş bulmak için kuyrukların oluşturulduğu 1996 Türkiyesinde,
insanları, böyle, maddî bakımdan zorluklara koşmak, bilmiyorum
hangi uç fikirli insanların fikridir; bunu düşünmeye davet ediyorum.
Önce, birinci basamak sınavı yapılıp da ikinci
basamak sınavı yapılmayan illeri okumak istiyorum ve
arkadaşlarımı göreve davet ediyorum: Bilecik, Bingöl,
Gümüşhane, Hakkâri, Kastamonu, Mardin, Muş, Nevşehir, Tunceli,
Yozgat, Karaman, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Bartın,
Ardahan, Iğdır, Karabük ve Kilis. Bu illerin elinden ikinci basamak
sınavı maalesef alınmıştır.
AYHAN GÜREL (Samsun) Kim aldı?
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Bu işi yapanlar
almıştır. Onun için, milletvekili arkadaşlarımın
bu işin üzerinde durmaları lazım.
Ben bir hesap ettim, bu insanların masrafı, 100 milyar
liranın üzerinde bir masrafa tekabül ediyor. Hiç kimsenin, bu
insanların ellerinden bu kolay imkânı alıp, zor imkâna sokmaya
hakkı yoktur. Hiç kimsenin, başıbozuk bir düzeni düzensizlik olarak
devam ettirmeye de hakkı yoktur.
Geçtiğimiz yıl, Kırıkkaleden, birinci basamak
sınavına 10 bin civarında, ikinci basamak sınavına ise
7 bin civarında öğrenci girmiştir. İkinci basamak
sınavında, bu 7 bin kişiden aşağı yukarı 4
bini muvaffak olarak üniversitelere girmiştir.
Kırıkkalede, her şeyini ispat etmiş, son kurulan
üniversiteler arasında zannedersem birinci sırayı teşkil
eden, rüştünü ispat etmiş bir üniversite vardır. Bu
bakımdan, birinci basamak sınavının
yapıldığı; ama, ikinci basamak sınavının
ellerinden alındığı iller arasında bulunan
Kırıkkale, bir üniversite kentidir; banliyö üniversitesidir,
Ankaraya bağlıdır. Bu bakımdan, bundan mağdur
edilmemesini rica ediyorum.
Bu karar şundan dolayı alındı deniliyor: Efendim, bu
sene, birinci basamak sınavındaki puanlar yükseltildi. Kaça
yükseltildi; 120 puana. Halbuki, 130 puan da olsa, bunun aynı yerde
yapılması lazım; yani, 17 ilde de yapılması
lazım. Çünkü, insanlar, bir gün önceden geliyorlar; annesiyle geliyor,
babasıyla geliyor, kardeşiyle geliyor; yatacak yer bulamıyorlar.
Ben, hangi fikre hizmet ettiklerini bu insanlardan sormak istiyorum.
İnsanlar, otel bulamıyorlar, yurt bulamıyorlar. Belki, buradaki
milletvekili arkadaşlarım, evlerinin alt ve üst katları pansiyon
olarak kullanacaklardır.
YALÇIN GÜRTAN (Samsun) SSK imtihanlarına gelenler de
bulamadılar!
BAŞKAN Siz devam edin efendim.
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Efendim, SSK imtihanı, bizim
değil, Türkiyeyi bugüne kadar yönetenlerin yüzkarasıdır! (RP
sıralarından alkışlar)
YALÇIN GÜRTAN (Samsun) Sizin yüzkaranız değil mi?!
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Bizim değil. Biz, bu
yüzkarasını aka çevirmeye çalışıyoruz. (DSP
sıralarından gürültüler)
Evet, SSKyı siz iflas ettirdiniz, biz ettirmedik!
YALÇIN GÜRTAN (Samsun) Hadi canım sende!..
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Cevabını
alırsın, merak etme.
BAŞKAN Neyse, siz konunuza dönün.
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Onun için yaklaşık 300
bin kişinin yaşadığı Kırıkkalede -demin de
söylediğim gibi- ikinci basamak sınavını yapmamak, bu
insanlara hakarettir, Bingöle hakarettir, Tunceliye hakarettir, Karabüke
hakarettir, Bitlise hakarettir.
Onun için, sayın YÖK üyelerinden, bu kararlarını yeniden
almalarını rica ediyorum.
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) O tarafa konuş...
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Ben milletvekillerine söylemiyorum;
bizlerin suçu yok. Bu işi yönetenlere, biz baskı
oluşturacağız, bir koalisyon oluşturacağız,
varacağız YÖKün başına, bu kararınızdan dönün
diyeceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Korkmaz, süreniz bitti; lütfen toparlar
mısınız...
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Biz halkı temsil ediyoruz;
fakslar dolmuştur, fakslar kuyruk olmuştur; Kırıkkaleye
gidemiyoruz; gazeteler boy boy resim gösteriyorlar. Onun için, benim
hakkım, Kırıkkaleyi müdafaa etmektir. 17 milletvekili
arkadaşım da koalisyon kurar, giderler YÖKe, kendi illerini müdafaa
ederler. (DSP sıralarından alkışlar [!] )
Sayın arkadaşlarım, hepsinden önemlisi, hatadan dönmek
bir fazilettir ve hakka hizmettir. Onun için, bu insanlar, üniversiteye,
boyunları bükük, moralleri bozuk olarak girmesinler. Hepiniz bilirsiniz,
hepinizin çocukları vardır, bu zor şartlarla sınavlara
giren yavrularımız, başarı noktalarında fazla netice
alamıyorlar.
Onun için, ben işin özetini söylemek istiyorum. Sayın
Bakanım YÖK Başkanlığı yapmıştır.
Benim, Bakanım hakkındaki görüşüm şudur: Saf, tertemiz,
hiçbir yere bağlı olmayan; bu devletin gerçeklerine bağlı
YÖK Başkanlığı yapmıştır, Anadolu
gerçeğine bağlanmıştır (DSP sıralarından
alkışlar [!]) ve Millî Eğitim Bakanı olarak Sayın
Sağlamın, YÖKle işbirliği yapmak suretiyle bu
mağduriyeti gidereceğine inanıyoruz. Siz alkışlasanız
da alkışlamasanız da bu işi biz halledeceğiz; çünkü,
halledemeye halledemeye bu noktaya siz getirmediniz, biz getirdik. (DSP
sıralarından gürültüler)
Bağırmayın beyler, bağırmayın...
Kırıkkale, bana, 46 bin oy verdi. Ben, onların hukukunu
savunuyorum; siz de çıkın, savunun. Ben, barajı aşamayarak
buraya gelmedim; bayraklarla buraya gönderildim.
Özetleyerek, Sayın YÖK üyelerine şunu söylemek istiyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Korkmaz, süreniz bitti; lütfen, son cümlenizi
söyler misiniz.
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Sayın Başkanım, size
de hatırlatıyorum, bu işi beraber çözelim; çünkü, sizin ilinizi
de ilgilendiriyor.
BAŞKAN Tabiî, tabiî...
MİKAİL KORKMAZ (Devamla) Sayın YÖK üyelerine, bu
hatalarından dönmelerinin bir fazilet olduğunu
hatırlatıyorum; eli nasırlı, ayağı
çarıklı, kafası kasketli insanların çocuklarına bu
zulmü yapmayalım. Halka zulüm yapmak, Hakka zulüm yapmaktır.
Hepinizi hürmetle selamlıyorum. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Korkmaz.
4. Millî Eğitim Bakanı Mehmet
Sağlamın; Bolu Milletvekili Abbas İnceayanın, Bolu Abant
İzzet Baysal Üniversitesi Tıp ve Mühendislik Fakültelerinin
kurulmasına ve Kırıkkale Milletvekili Mikail Korkmazın,
üniversite ikinci basamak sınavının Kırıkkale ve
bazı illerde yapılmasından vazgeçilmesine ilişkin
gündemdışı konuşmalarına cevabı
BAŞKAN Birinci ve üçüncü gündemdışı
konuşmalara cevap vermek üzere, Millî Eğitim Bakanı Sayın
Mehmet Sağlam; buyurun efendim.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI MEHMET SAĞLAM
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
iki değerli arkadaşımızın sorularıyla ilgili,
konuşmalarıyla ilgili Yüce Meclisi aydınlatmak için
huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Abant İzzet Baysal Üniversitesinde, mühendislik mimarlık
fakültesi ve ikinci bir tıp fakültesinin kurulmasıyla ilgili;
Sayın İzzet Baysalın, hem mühendislik mimarlık fakültesini
hem de tıp fakültesini yapacağını taahhüt etmesi üzerine,
Bolu İzzet Baysal Üniversitesinde ikinci bir tıp fakültesinin ve bir
mühendislik mimarlık fakültesinin kurulması konusunda Yüksek
Öğretim Kurulundan gelen teklif, Bakanlığımızca olumlu
karşılanmıştır ve şu anda, her iki fakültenin
kurulması, ilgili kanun gereğince Bakanlar Kurulu kararı
şekline dönüştürülmek üzere imzadadır. Öyle zannediyorum ki,
birkaç gün içerisinde, her ikisi de sonuçlanacaktır.
Gerçekten, İzzet Baysal örneği, Türkiyede, büyük bir
şükranla ifade edilmesi gereken bir örnektir. İzzet Baysal, Bolu
İzzet Baysal Üniversitesini baştan sona yaptıran ve bununla da
kalmayıp, belli bir vakıfla bu üniversiteye, yıllık 80-100
milyar civarında sürekli akar sağlayan hamiyetperver bir
vatandaşımızdır ve yaptırmış olduğu
üniversiteyi de doğrudan doğruya devlete
bağışlamıştır. Bu örneğin
yaygınlaşması, üniversiter hayatımız
bakımından fevkalade önemlidir. Yapılmaktadır, bütünüyle,
üniversite olarak işletilmek üzere devlete devredilmektedir;
arkasından da, devlet bütçesine ilave olarak, sürekli bir vakfın
akarıyla üniversitenin gelişmesi desteklenmektedir.
Dolayısıyla, bu hamiyetperver vatandaşımızın yapmış
olduğu bu işlem, değerli arkadaşımızın
söylediği gibi, müracaat, Millî Eğitim Bakanlığına
değil Yüksek Öğretim Kuruluna yapıldığından,
onların incelemesi ve kararın bize bildirilmesi için de belli bir
zaman geçtiğinden belki bir süre gecikmiştir; ama, Bakanlar Kurulu
kararına dönüşmek üzeredir; birkaç gün içerisinde
sonuçlandırılacaktır. Arkadaşımıza, konuyu
gündeme getirmesinden dolayı, teşekkür ediyorum; çünkü, gerçekten,
İzzet Baysal, desteklenmesi gereken hamiyetperver bir
vatandaşımızdır; gecikmemesi daha iyi olurdu.
Üniversite giriş sınavlarının, özellikle, üniversite
ikinci basamak yerleştirme sınavının, bazı illerden
veya bazı yerleşim birimlerinden kaldırılmasıyla
ilgili bir değerlendirme, ÖSYMde, maalesef
yapılmıştır. Yalnız, 2 Aralık 1996 itibariyle
başvurular sonuçlanacaktır. Esasen, alınan karar da öğrenci
yerleştirme sınavının, daha az öğrenci başvurusu
olan yerlerden başlamak suretiyle, biraz daha azaltılarak, belli
yerleşim merkezlerinde yapılması şeklinde bir karar olmuştur.
Yalnız, ÖSYM yetkilileriyle görüştüm, YÖK yetkilileriyle görüştüm,
bir kere, şunu, Yüce Meclise hemen ifade edebilirim, il merkezi olan
yerlerden öğrenci yerleştirme sınavının
kaldırılması diye bir uygulama olmayacaktır; bu karar
yeniden gözden geçirilecektir. Değerli arkadaşımızın,
Kırıkkale başta olmak üzere, saydığı il
merkezlerinde öğrenci yerleştirme sınavı
yapılacaktır; bundan, arkadaşlarımız emin olabilirler.
(RP sıralarından alkışlar)
Tabiî, değerlendirmeleri yaparken şunu da gözden
kaçırmamak lazım: Çoğu zaman, bir üniversite yerleştirme
sınavı veya ÖSSnin bir yerde yapılıp
yapılmamasında karar kıstası, daha çok, sınav
güvenliği ve öğrenci sayısıdır. Şimdi,
Kırıkkale gibi bir ilimizde, esasen,
arkadaşımızın da belirlediği gibi, 6 binin üzerinde
öğrenci, öğrenci yerleştirme sınavına girmiştir
geçen yıl; dolayısıyla, sayı itibariyle de zaten bu
değerlendirmeye girecektir.
Bu arada, İzzet Baysal Vakfıyla ilgili, değerli
konuşmacı arkadaşımız, konuşmasının
başında, Millî Eğitim ve YÖK bütçelerinin bu yıl yeterli
düzeyde olmadığını söyledi; orada olayı düzeltmekte yarar
görüyorum. Reel bir biçimde ve genelde, özellikle, Millî Eğitim ve Yüksek
Öğretim bütçeleri yüzde 113 oranında artmıştır.
Yatırım bütçelerinden söz ediyorum özellikle ve bilhassa, Yüksek
Öğretim Kurulunda inşa halinde bulunan 37 kampusün büyük bir çoğunluğunun
tamamlanmasına yönelik, üniversite hastanelerinin tamamlanmasına
yönelik yatırım bütçeleri Yüce Meclisin onayından da geçerse,
komisyondan çıktığı haliyle gerçekten bir hayli tatmin
edici düzeydedir. Millî Eğitim Bakanlığı yatırım
bütçeleri de aynı şekilde.
Elbette ki, kalitenin hududu yoktur, iyinin daha iyisi vardır.
Yatırım bütçelerine daha fazla ilaveler yapılmasının,
genç nüfusa sahip olan Türkiyenin eğitimindeki yatırım
imkânlarının, kampuslerin, özellikle doğu ve güneydoğudaki
yatılı bölge okullarının bir an önce
tamamlanmasının, millî eğitimde çok önemli olduğunu da
burada vurgulamak istiyorum.
Her iki arkadaşımıza da, millî eğitimle ilgili
konulara gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ediyor; Yüce
Meclise saygılar sunuyorum. (RP ve DYP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Mesele hallolmuştur Sayın Korkmaz. Bu demektir ki, bütün
illerde ikinci sınav yapılacaktır. Gerçekten, hep küçük iller bu
yönde çok büyük zarar görmüştür. İmtihanların hep büyük illerde
yapılması, küçük illerde okuyan öğrencileri de her yönüyle
mağdur etmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar ve
verilen cevaplar tamamlanmıştır.
Yozgat Milletvekili Sayın Kâzım Arslan,
Başkanlığımıza gönderdiği bir yazıda, dün,
basınla ilgili genel görüşme esnasında, son konuşmacı,
CHPden Yılmaz Ateş, şahsımı ve
arkadaşlarımı rencide edici ifadeler
kullanmıştır diyor ve bu konuda bir açıklama yapmak
istiyor. Ancak, İçtüzüğümüzün bu konuyla ilgili iki maddesi
vardır. Bunlardan 58 inci maddeye göre, geçen tutanakla ilgili, bir
milletvekili veya bakan, kendisiyle ilgili, kendisinin beyanında bir
yanlış anlaşılma olursa, talep ettiğinde, o
beyanını düzeltebilir. Yani, Sayın Yılmaz Ateşin burada
yaptığı konuşmayla ilgili sizin bir düzeltme yapmanız mümkün
değil.
Ayrıca, 69 uncu maddede sataşmayla ilgili bir hüküm var.
Şahsına sataşılan veya ileri sürmüş olduğu
görüşten farklı bir görüş kendisine atfolunan milletvekilinin,
sataşmadan dolayı söz isteme hakkı vardır. Ancak,
sataşma nedeniyle söz verebilmemiz için de aynı oturum içinde sizin
böyle bir talepte bulunmanız lazım. O oturum dün bittiğine göre,
böyle bir cevap hakkını kullanmanız mümkün değildir.
KÂZIM ARSLAN (Yozgat) Dün, oturum esnasında talepte bulundum; söz
verilmedi.
BAŞKAN Efendim, siz, o zaman, dünkü oturumda yeterli
açıklamayı yapmadınız ve şahsınıza
sataşma olduğu gerekçesiyle bir söz talep etmediniz... Grup
Başkanvekiliniz söz talebinde bulundu, Grup Başkanvekiliniz söz istedikten
sonra, artık, sizin de hakkınız savunulmuş oldu.
Teşekkür ederim.
KÂZIM ARSLAN (Yozgat) O mevzuların ikisi birbirinden farklı.
BAŞKAN Efendim, şimdi, geçen konuları yeniden dile
getirmeyelim.
Sayın milletvekilleri, yasadışı örgütlerin devletle
olan bağlantıları ve Susurlukta meydana gelen kaza olayının
ve arkasındaki ilişkilerin aydınlığa
kavuşturulması konusunda (10/89, 126, 110, 124, 125) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun,
başkanı, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimine dair bir
tezkeresi vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. (10/89, 126, 110, 124, 125) Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun, başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yaptığına
ilişkin tezkeresi (3/584)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Komisyonumuz başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini
yapmak üzere 26.11.1996 Salı günü saat 16.30da toplanmış,
toplantıya 9 üye katılmış ve kullanılan oy
pusulalarının tasnifi sonucunda aşağıda ad ve
soyadı ile seçim çevresi belirtilen
üyeler hizalarında gösterilen oyları alarak başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip seçilmişlerdir.
Bilgilerinize arz ederim.
Saygılarımla. Nihan
İlgün
Tekirdağ
/89,110,124,125,126
nolu
Komisyonu
Geçici Başkanı
Başkan:
Mehmet Elkatmış (Nevşehir)
5 oy
Başkanvekili : Mahmut Yılbaş (Van) 6 oy
Sözcü : Mehmet Bedri İncetahtacı (Gaziantep) 6 oy
Kâtip : Metin
Öney (İzmir)
5 oy
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
V.
ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU
ÖNERİLERİ
1. (10/1, 14) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu raporunun gündemdeki yeri, görüşme
gün ve çalışma saatlerine ilişkin Danışma Kurulu
Önerisi
BAŞKAN Danışma Kurulunun bir önerisi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım:
Danışma Kurulu Önerisi
No. 39 Tarih
: 27.11.1996
27.11.1996 tarihli gelen kâğıtlarda yayımlanan ve
bastırılıp dağıtılan, Sosyal Güvenlik ve Sosyal
Sigortalar Kurumu ile ilgili sorunların araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin tespiti konusundaki (10/1,14) esas
numaralı Meclis
Araştırması Komisyonunun 112 Sıra Sayılı
raporunun gündemin Özel Gündemde Yer Alacak İşler
kısmında yer almasının ve rapor üzerindeki
görüşmelerin Genel Kurulun 3.12.1996 Salı günkü birleşiminde
yapılmasının ve görüşmelerinin tamamlanmasına kadar
çalışma süresinin uzatılmasının Genel Kurulun
onayına sunulması
Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Temel
Karamollaoğlu Murat
Başesgioğlu
RP
Grubu Başkanvekili ANAP
Grubu Başkanvekili
Mehmet
Gözlükaya Hikmet
Uluğbay
DYP
Grubu Başkanvekili DSP
Grubu Başkanvekili
Nihat Matkap
CHP Grubu Başkanvekili
BAŞKAN Oylarınıza sunuyorum : Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
VI.
SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN
ÜYELİKLERE SEÇİM
1. Anayasa; Adalet; Tarım, Orman
ve Köyişleri ve Millî Savunma Komisyonlarında açık bulunan
üyeliklere seçim
BAŞKAN Bazı komisyonlarda boş bulunan ve Doğru Yol Partisi Grubuna düşen
üyelikler için seçim yapacağız:
Anayasa Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için, Doğru Yol
Partisi, Manisa Milletvekili Sayın Yahya Usluyu aday göstermiştir.
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Adalet Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için, Doğru Yol
Partisi, Erzurum Milletvekili Sayın İsmail Köseyi aday
göstermiştir.
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda boş bulunan 1
üyelik için, Doğru Yol Partisi, Ağrı Milletvekili Sayın
Cemil Erhanı aday göstermiştir.
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için, Doğru
Yol Partisi, Kırşehir Milletvekili Sayın Ömer Demiri aday
göstermiştir.
Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin Sözlü Sorular kısmına
geçiyoruz.
Bilindiği üzere, daha önce alınan karar gereğince,
birleşimin, gündeme geçtikten sonraki 1 saatlik bölümü Sözlü Sorular
kısmına ayrılmaktadır
VII.
SORULAR VE CEVAPLAR
A)SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçının, DYP-CHP koalisyonu döneminde Devletten kredi ve
teşvik alan medya kuruluşlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/41)
BAŞKAN 1 inci sırada, Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçının, DYP-CHP koalisyonu döneminde devletten kredi ve
teşvik alan medya kuruluşlarına ilişkin Başbakandan
sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?..
Yok.
Bu sözlü soru, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
2. Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbayın, Mogan ve Eymir göllerinin ıslahına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/44)
BAŞKAN 2 nci sırada, Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbayın, Mogan ve Eymir Göllerinin ıslahına ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?..
Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
3. Diyarbakır Milletvekili Yakup
Hatipoğlunun, Diyarbakırdaki elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/47)
BAŞKAN 3 üncü sırada, Diyarbakır Milletvekili Yakup
Hatipoğlunun, Diyarbakırdaki elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
4. Erzincan Milletvekili Mustafa
Kulun, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin faaliyetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/48)
BAŞKAN 4 üncü sırada, Erzincan Milletvekili Sayın Mustafa
Kulun, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin faaliyetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre yazılı soruya dönüşmüştür.
5. Diyarbakır Milletvekili Yakup
Hatipoğlunun, kamu alacaklarının faiz oranlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/49)
BAŞKAN 5 inci sırada, Diyarbakır Milletvekili Yakup
Hatipoğlunun, kamu alacaklarının faiz oranlarına
ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
6. Şanlıurfa Milletvekili
Abdülkadir Öncelin, Türkiye-İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen anlaşmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/50)
BAŞKAN 6 ncı sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Abdulkadir Öncelin, Türkiye-İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen anlaşmaya ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Yazılı cevap
aldım; sözlü soru önergemi geri alıyorum.
BAŞKAN Sözlü soruyu geri alıyorsunuz; sözlü soru geri
verilmiştir efendim.
7. İzmir Milletvekili Metin
Öneyin, ilaçtan alınan KDVnin kaldırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/56)
BAŞKAN 7 nci sırada, İzmir Milletvekili Metin Öneyin,
ilaçtan alınan KDVnin kaldırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
8. Amasaya Milletvekili Cemalettin
Lafçının, İsrailin, Lübnana yönelik
saldırısına ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/57)
BAŞKAN 8 inci sırada, Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçının, İsrailin, Lübnana yönelik
saldırılarına ilişkin Dışişleri
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre, yazılı soruya dönüşmüştür.
9. Ağrı Milletvekili Celal
Esinin, Ağrı ve ilçelerinin okul, öğretmen ve personel
ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/113)
BAŞKAN 9 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Celal
Esinin, Ağrı ve ilçelerinin okul, öğretmen ve personel
ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Bu sözlü soru da, üç birleşim cevaplandırılmadığı
için, İçtüzüğün 98 inci maddesine göre, yazılı soruya
dönüşmüştür.
10. Eskişehir Milletvekili Mustafa
Balcıların, Boks Federasyonu Başkanının sahte belge
düzenlediği iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması
(6/114)
BAŞKAN 10 uncu sırada, Eskişehir Milletvekili Mustafa
Balcıların, Boks Federasyonu Başkanının sahte belge
düzenlediği iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) Sayın Başkan, söz
istiyorum.
BAŞKAN Peki, efendim.
İçtüzüğe göre 5 dakika konuşma hakkınız var;
buyurun.(ANAP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İçtüzük değişikliği yapılırken,
milletvekilinin, belli konularda bilgi sahibi olabilmesini sağlayacak
şekilde, İçtüzükte sözlü soruların daha kısa sürede
cevaplandırılmasını amaçlayacak şekilde
değişiklik yapılmış olmasına rağmen, bugün
de işte, hep beraber gördüğümüz gibi, ilgili bakanlar cevap
vermeyince, iki sefer cevap vermeyip, üçüncü kez de cevap verilmeyince,
maalesef, yazılı soru haline getirilmekte ve İçtüzüğün
ilgili maddesinin esprisi kaybolmaktadır.
Ayrıca da, mesela, 22.4.1996da bu sözlü sorumu vermişim,
belki o gün için güncelliği söz konusu olan bu konu, bugün için
güncelliğini kaybetmiş, dolayısıyla, denetim
faaliyetlerinden olan sözlü sorular, İçtüzükte gerçek ihtiyacı
karşılayacak durumdan çıkmıştır.
Değerli milletvekilleri, 22.4.1996 tarihinde, o tarihteki ilgili
Bakandan sormuş olduğum soruda, eski yıllarda boksla yakın
olmam dolayısıyla, boks camiasında epey dostum olması
dolayısıyla, mevcut federasyon başkanı hakkında
bazı şikâyetler, federasyona ve ilgili Bakanlığa intikal
ettirilmesine rağmen, ilgili Bakanlığın ve federasyonun bu
konuda ilgisiz kalmasını önlemek amacıyla, olayı tahrik
etmek amacıyla, Bakanlığı ve Hükümeti uyarmak amacıyla
bu sözlü soru önergesini vermiştim.
Burada, şu andaki mevcut Boks Federasyonu Başkanı
hakkında bir sürü iddia olmasına rağmen ilgili dosya
Bakanlıkta vardır; dün de, spordan sorumlu Sayın Devlet
Bakanıyla görüştüm, kendisine bilgi verdim ve bu konuda bir
araştırma yapacağını bana söyledi; ama, bugün, kendisi
burada yok kaçakçılıkla ilgili olarak altı ay hapis cezası
almış ve daha sonra, makamı itibariyle, sosyal seviyesi
itibariyle cezasının paraya çevrilmiş olduğuyla ilgili bir
belge var.
Boks Federasyonu Başkanlığı gibi bir makamda olan
bir kimsenin, kabadayılık olaylarına -hele son günlerdeki bu
mafya, vesaire gündemdeyken- mahal verecek hareketlerden kaçınması
gerekmesine rağmen, buna benzer hareketleri tespit edilmiştir;
dosyada bu mahiyette bilgi vardır; ama, bundan da öte, kamu adına
-seçilerek dahi olsa- görev yapan birisinin sahte belge düzenlemesi olayı
kadar ciddî ve suç unsuru teşkil edebilecek bir olay yoktur.
İlgili arkadaşımız; yani, Boks Federasyonu
Başkanı Sayın Caner Doğaneli arkadaşımız,
bir tarihte, Kıbrıslı bir kişiye sahte antrenörlük belgesi
veriyor ve ilgili kişi, bir boksörü antrene ederken, boksör ölüyor. Ailesinin
ve Kıbrıs Federe Devletinin ilgili boks şubesinin şikâyeti
üzerine, Türkiyedeki ilgili Bakanlığa ve Beden Terbiyesine
yazılı olarak soru soruluyor; böyle bir belgenin
olmadığı, bu belgenin sahte olduğu ifade ediliyor, bu
konuda Bakanlığa şikâyet dilekçesi veriliyor ve ilgili
federasyon da, ilgili Beden Terbiyesi de, ilgili Bakanlık da, bu konuda
bugüne kadar bir çırpı harekette bulunmuyor.
Bu kadar duyarsızlığın fevkalade yanlış
olduğunu vurgulamak amacıyla söz aldım. Ayrıca, bu
şekilde, sicili bozuk bir arkadaşın, Türkiyede belli bir
federasyonun başında bulunmasının, o federasyon üyelerine
ve camiasına ve spor camiasına zarar getirdiği kanaatindeyim.
İlgilileri uyarmak gayesiyle söz aldım, Yüce Heyetinize
saygılar sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Balcılar.
Sayın milletvekilleri, bu soru da yazılı soru haline
dönüşmüştür.
11. Adana Milletvekili Sıtkı
Cengilin, Dört Mevsim Kadın isimli program çekiminde başörtülü
öğrencilerin dışarı çıkarıldıkları
iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/115)
BAŞKAN 11 inci sırada, Adana Milletvekili Sıtkı
Cengilin, Dört Mevsim Kadın isimli program çekiminde başörtülü
öğrencilerin dışarı çıkarıldıkları
iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Bu soru da, üç birleşim içinde
cevaplandırılmadığı için, İçtüzüğün 98 inci
maddesine göre yazılı soru haline dönüşmüştür.
12. Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun
Akının, Ordu İl Kültür Merkezi ihalesine ve kütüphane hizmet
binalarına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/118)
BAŞKAN 12 nci sırada, Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun
Akının, Ordu İl Kültür Merkezi ihalesine ve kütüphane hizmet
binalarına ilişkin Kültür Bakanından sorusu vardır.
Sayın bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
13. Kütahya Milletvekili İsmail
Karakuyunun, basında çıkan bir habere ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/119)
BAŞKAN 13 üncü sırada, Kütahya Milletvekili İsmail
Karakuyunun, basında çıkan bir habere ilişkin Başbakandan
sorusu vardır.
Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
14. Çankırı Milletvekili
Ahmet Uyanıkın, Engin Civanın mahkumiyet cezasına
ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/120)
BAŞKAN 14 üncü sırada, Çankırı Milletvekili Ahmet
Uyanıkın, Engin Civanın mahkûmiyet cezasına ilişkin
Adalet Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
15. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrıda bir kaya tesisinin
yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/121)
BAŞKAN 15 inci sırada, Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrıda bir kayak tesisinin
yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
16. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İlinin bazı ilçelerine
kapalı spor salonu yapılıp, yapılmayacağına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/122)
BAŞKAN 16 ncı sırada, Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İlinin bazı ilçelerine
kapalı spor salonu yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Devlet Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
17. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrıda bir stadyum yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/123)
BAŞKAN 17 nci sırada, Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrıda bir stadyum yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
18. İstanbul Milletvekili Bahattin
Yücelin, T.C. Merkez Bankası Meclisi üyelerinin yenileceği
iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/124)
BAŞKAN 18 inci sırada, İstanbul Milletvekili Bahattin
Yücelin, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Meclisi üyelerinin
yenileneceği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
19. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İlinin köy
yollarının yapımına ilişkin Devlet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/125)
BAŞKAN 19 uncu sırada, Ağrı Milletvekili
M.Sıddık Altayın, Ağrı İlinin köy
yollarının yapımına ilişkin Devlet Bakanından
sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
20. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İlinin köylerindeki
kapalı okulların açılmasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/126)
BAŞKAN 20 nci sırada, Ağrı Milletvekili
M.Sıddık Altayın, Ağrı İlinin köylerindeki
kapalı okulların açılmasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?..Yok.
Soru ertelenmiştir.
21. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrıdaki yoksul
vatandaşlarımızın çeşitli fonlardan sağlanan
yardım miktarının artırılmasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/127)
BAŞKAN 21 inci sırada, Ağrı Milletvekili
M.Sıddık Altayın, Ağrıdaki yoksul
vatandaşlarımızın çeşitli fonlardan sağlanan
yardım miktarının artırılmasına ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?..Yok.
Soru ertelenmiştir.
22. Adana Milletvekili Tuncay
Karaytuğun, İstanbul Atatürk Hava Limanı dış hatlar
terminali ihalesindeki yolsuzluk iddiasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/130)
BAŞKAN 22 nci sırada, Adana Milletvekili Tuncay
Karaytuğun, İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar
terminali ihalesindeki yolsuzluk iddiasına ilişkin Başbakandan
sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?..Burada.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın
Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Tuncay
Karaytuğ
Adana
İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminalinin
acil bir ihtiyaç olduğu ve ilk kez 1986 yılında ihaleye
çıkarıldığı, bu ihalenin birçok kez iptal
edildiği bilinen bir gerçektir.
İhalenin defalarca iptal edilmiş olması, bazı
yolsuzluk iddialarının ortaya atılmasına neden
olmaktadır. Sayın Bakan Barutçu ile Sayın Genel Müdür
Karadumanın sadece ihaleyi vermek istedikleri firmaların
adlarını söylemedikleri kalmıştır.
Kamuoyu önünde cereyan eden Bakan-Genel Müdür polemiğinin devlete
güveni sarstığı kuşkusuzdur.
Sorular:
1- Konuyla ilgili iddialar karşısında ciddî bir
soruşturma başlatıldı mı? Böyle bir soruşturma
yapıldıysa buna müdahale eden oldu mu?
2- İhaleye katılan firmalar açıklanabilir mi?
3- Bakan ile Genel Müdürün karşılıklı güven
bunalımına girmiş olmaları, devlet yönetiminde zaafiyet
yaratıyor mu? Bakan ve Genel Müdür arasındaki bu kavgaya müdahale
etmeyi düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan. (RP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakika efendim.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Adana Milletvekili Sayın Tuncay
Karaytuğun, dönemin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaza
tevcih ettiği, İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar
terminali ihalesindeki yolsuzluk iddiasına ilişkin sözlü soru
önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
İstanbul Atatürk Havalimanı dış hatlar terminal
binasının yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirilmesi
için çıkılan ihale, Devlet Hava Meydanları İşletmesi
Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu kararıyla iptal edilmiştir.
Yolsuzluk iddialarıyla ilgili olarak, Ulaştırma
Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığınca
bir soruşturma başlatılmışsa da, 22 Mayıs 1996
tarihinde Başbakanlık Teftiş Kurulunca
devralınmıştır.
Ayrıca, söz konusu ihaleyle ilgili olarak, muhtelif
iddiaların, Ulaştırma Bakanlığı Teftiş
Kurulu Başkanlığınca soruşturulması sonucunda,
ihalenin çeşitli safhalarında sorumlulukları görülen, başta
eski Genel Müdür olmak üzere, muhtelif personele gerekli idarî ve inzibatî
cezalar uygulanmıştır.
Atatürk Havalimanı yeni dış hatlar terminal binası
projesine teklif veren firmaların isimleri şunlardır: SEA-ADP
ortaklığı; Bayındır-AGI ortaklığı;
Tractebel-Ceylan-Besıx-Aerriante ortaklığı; Alarko-ADC
ortaklığı; Tekfen-Intes ortaklığı; Bilkent
Holding-AFEN İnşaat-Akfen Mühendislik-Tepe İnşaat;
YAZEKS-Yüksel İnşaat.
Bilgilerinize arz eder, Yüce Meclisin değerli üyelerini
saygıyla selamlarım. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Karaytuğ?.. Yok.
Soru cevaplandırılmıştır efendim.
23. İstanbul Milletvekili Meral
Akşenerin, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları A.Ş.nin
özelleştirilmesi ile ilgili ihalenin iptaline ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/131)
BAŞKAN 23 üncü sırada, İstanbul Milletvekili Meral
Akşenerin, Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Anonim
Şirketinin özelleştirilmesiyle ilgili ihalenin iptaline ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
24. Şanlıurfa Milletvekili
Zülfikar İzolun, çiftçilerimize yapılacak yardımlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/132)
BAŞKAN 24 üncü sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Zülfikar İzolun, çiftçilerimize yapılacak yardımlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
25. Şanlıurfa Milletvekili
Zülfikar İzolun, Şanlıurfada Tedaşın bazı
hizmetlerindeki yetersizliğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/133)
BAŞKAN 25 inci sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Zülfikar İzolun, Şanlıurfada TEDAŞın bazı
hizmetlerindeki yetersizliğe ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
26. Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun, Sinop Boyabat SSK Hastanesinin ne zaman faaliyete geçeceğine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/135)
BAŞKAN 26 ncı sırada, Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun, Sinop Boyabat SSK Hastanesinin ne zaman faaliyete geçeceğine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
27. Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun, Sinopta nükleer santral kurulması ile ilgili bir projenin
olup olmadığına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/136)
BAŞKAN 27 nci sırada, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun,
Sinopta nükleer santral kurulmasıyla ilgili bir projenin olup
olmadığına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
28. Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun, Sinopa bağlı bazı ilçelerin yol yapım
çalışmalarında ve köy konakları için ayrılan ödenek
miktarlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/137)
BAŞKAN 28 inci sırada, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun,
Sinopa bağlı bazı ilçelerin yol yapım
çalışmalarında ve köy konakları için ayrılan ödenek
miktarına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.
Sözlü soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.
Saygılarımla.
Kadir
Bozkurt
Sinop
Soru 1 - Sinop - Boyabat arasındaki karayolu, standartların
çok altındadır. Bu yolla ilgili, Bakanlığınız ne
gibi bir çalışma yapmakta ve karayolu standartlarına uygun hale
gelmesi için güzergâh değişikliği düşünülmekte midir?
Soru 2 - Durağan - Alaçam yolu karayolları ağında olmasına
rağmen, yapımı için ödenek konulmamıştır. Bu yol
ne zaman trafiğe açılacaktır?
Soru 3 - Saraydüzü - Kargı yolu ne zaman bitirilecektir?
Soru 4 - Ayancık - Türkeli karayolunda bulunan köprü
bitirilmiş olmasına rağmen, dolguları
yapılmamıştır. Köprü ne zaman trafiğe
açılacaktır?
Soru 5 - Karadeniz sahil yolu projesi ne durumdadır?
Bakanlığınızın projeyle ilgili
çalışmaları nelerdir?
Soru 6 - Sinop İli ve ilçelerinde yapımı devam eden köy
konaklarına 1996 yılı içerisinde ne kadar ödenek vermeyi
düşünüyorsunuz?
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakan, süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Sinop Milletvekili Sayın Kadir Bozkurtun,
Bayındırlık ve İskân Bakanımıza tevcih
ettiği suallerin cevaplarını arz etmek üzere
huzurunuzdayım; hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın Bozkurtun birinci sualinin cevabını arz ediyorum:
SinopBoyabat yolu: 63 kilometre uzunluğundaki Sinop - Boyabat
devlet karayolunda yıllık ortalama günlük trafik sayısı 728
olup, trafiğe asfalt olarak hizmet etmektedir. Ancak, 1150 metre
rakımdan geçen bu güzergâhın ve özellikle 4 kilometrelik Garandu
varyantındaki kesiminin trafiğe daha rahat bir geçiş
sağlaması amacıyla Genel Müdürlüğümüz ile Samsun
Karayolları 7 nci Bölge Müdürlüğü teknik elemanlarından
oluşan bir heyet tarafından 1-2 Haziran 1996 tarihinde yeni bir
güzergâh tespit çalışması yapılmış; ancak, denize
paralel uzanan sıradağlar nedeniyle, mevcut yola alternatif yeni bir
güzergâh bulunamamıştır.
Söz konusu yol, 1996 yılı Yatırım Programında
Heyelan Önleme global projesi kapsamında, 475 milyon lira ödenekle yer
almakta olup, bu ödenekle Drenaz mevkiinde ihtiyaç duyulan istinat
duvarlarının yapılması planlanmıştır.
İkinci sual Durağan-Alaçam yolu, karayolları
ağında olmasına rağmen, yapımı için ödenek
konulmamıştır; bu yol ne zaman trafiğe
açılacaktır? şeklinde. Kısaca, cevabını arz
ediyorum:
Durağan-Alaçam yolu: Altınkaya Barajının
yapımı nedeniyle, Köy Hizmetlerinden ağımıza yeni
giren yolda bakım çalışmaları yapılmış olup,
etüt-proje çalışmalarına başlanmıştır.
Saraydüzü-Kargı yolunun ne zaman bitirileceğine dair sorunun
cevabı şöyle:
Saraydüzü-Kargı yolu: Boyabat Barajının yapımı
nedeniyle, yeni bir güzergâhtan projesi yapılmıştır.
İleriki yıllarda, Karayolları Genel Müdürlüğünün enerji
sektörü yatırımları içerisine alınarak veya Devlet Su
İşleri Genel Müdürlüğüyle yapılacak protokolle
yapımı mümkün olabilecektir.
Ayancık-Türkeli Karayolundaki köprülerle ilgili sorunun
cevabı: Ayancık-Türkeli yolundaki Zaviye ve Helaldı Köprülerinin
dolgularının yapılması işine ilişkin ihale ilana
çıkarılmıştır.
Tabiî, bu arz ettiğim cevaplar, Karayolları Genel
Müdürlüğünden, 8 Temmuz 1996 tarihinde Bakanlığa arz edilen
cevaplardır. İnşallah, bugüne kadar da gelişme
olmuştur.
Karadeniz sahil yoluyla ilgili projenin ne durumda olduğu?..
Karadeniz sahil yolu çalışmaları 555 kilometre
uzunluğundaki Karadeniz sahil yolunun önemli şehir geçişleriyle
yer yer 15 bini aşan yoğun trafiğe çözüm bulmak amacıyla,
yüzde 50si Dünya Bankası kredisi, yüzde 50si ise iç kaynaktan finanse
edilen Karayolları İyileştirme Projesi ve devlet yolları
kapsamında bölünmüş yol olarak inşa edilmesi
planlanmıştır.
Bu şekilde, 1995 yılı sonu itibariyle, Samsun Çevre Yolu
13 kilometre, Samsun-Ünye 82 kilometre, Ünye-Bolaman 45 kilometre,
Perşembe-Piraziz 38 kilometre, Espiye-Çarşıbaşı 77
kilometre, Çarşıbaşı-Trabzon-Araklı 68 kilometre,
Trabzon şehir geçişi 3 kilometre, Hopa-Kemalpaşa-Sarp 19 kilometre
olmak üzere, toplam 345 kilometre yolun yapım ihaleleri gerçekleştirilmiş,
muhtelif kesimlerde 50 kilometre yolun inşaatı
tamamlanmıştır.
İhale edilmiş olan 345 kilometrelik yolun, şehir
geçişlerindeki 134 kilometresinin yapımı bölünmüş yol
olarak devam etmektedir. Kalan 211 kilometrelik yolun bölünmüş yol haline
getirilebilmesi için, toplam 23 trilyon 600 milyar lira olan proje bedeli 44
trilyon liraya ulaşacaktır. İhale edilmiş işler için,
bugüne kadar, 1996 yılı fiyatlarıyla 8,6 trilyon lira harcama
yapılmıştır.
Henüz ihalesi yapılmamış kesimler ise, Bolaman-Perşembe
28 kilometre, Piraziz-Espiye 46 kilometre, Araklı-Hopa 136 kilometre olmak
üzere, toplam 210 kilometredir.
1996 yılı fiyatlarıyla toplam maliyeti 37 trilyon lira
olan bu kesimlerin 1996 ve ileriki yıllarda ihale edilmesi
planlanmaktadır.
Bu çalışmaların her birinde ödenek açığı
mevcut olup, toplam 3,3 trilyon liralık eködenek ihtiyacı gerekli
makamlardan talep edilmiştir. Bu eködeneklerden Hopa-Kemalpaşa-Sarp
yolunun yapımı için 500 milyar lira, kamulaştırması
için 100 milyar lira eködenek için Devlet Planlama
Müsteşarlığının görüşü
alınmıştır.
Son sual, Sinop İli ve ilçelerinde yapımı devam eden köy
konaklarına, 1996 yılı içerisinde ne kadar ödenek verilmesi
düşünüldüğüne dairdir.
17 Nisan 1996 tarihinde yapılan İller Bankası Genel
Kurulu Toplantısında alınan karar gereğince, bu paydan her
ilin 15 köyüne ve her bir köye 979 574 788 lira olmak üzere 14 693 621 820 lira
ayrılmış bulunmaktadır.
Yüce Meclisin bilgilerine saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Soruyu, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün
cevaplandırdı.
Sayın Bozkurt bir diyeceğiniz var mı efendim?
KADİR BOZKURT (Sinop) Hayır; teşekkür ederim.
BAŞKAN Soru cevaplandırılmıştır.
29. Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun, Sinopa bağlı Durağan ve Dikmen İlçelerinde
yaşayan bazı kimselerin çocuklarını Bafrada kurulmuş
çocuk pazarında sattıkları iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/138)
BAŞKAN 29 uncu sırada, Sinop Milletvekili Kadir Bozkurtun,
Sinopa bağlı Durağan ve Dikmen ilçelerinde yaşayan
bazı kimselerin çocuklarını Bafrada kurulmuş çocuk
pazarında sattıkları iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Başbakan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi
arz ederim.
Saygılarımla.
Kadir
Bozkurt
Sinop
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanlık
Divanı Üyesi
Soru 1.- Yazılı ve görsel basında, Sinop
İli Durağan ve Dikmen İlçelerinde yaşayan insanların
Bafrada kurulmuş olan çocuk pazarında çocuklarını
sattıkları söylenmektedir.
a) Bu doğru mudur?
b) Doğru ise, Başbakan olarak bu
kalkınmamış ilçelere ne yapmayı düşünmektesiniz?
BAŞKAN Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet
Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun.
Sayın Bakan, süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Sinop Milletvekili Sayın Kadir
Bozkurtun yazılı ve görsel basında, Sinop İli
Durağan ve Dikmen İlçelerinde yaşayan insanların, Bafrada
kurulmuş olan çocuk pazarında çocuklarını
sattıkları söylenmektedir diye dönemin Başbakanına tevcih
ettiği soruyu cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.
Konunun, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
iş müfettişlerince mahallinde yapılan incelenmesi sonucunda,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı teftiş
alanındaki Sinop İli Durağan ve Dikmen İlçelerinden, soru
önergesinde belirtilen konularla ilgili herhangi bir şikâyetin intikal etmediği;
ancak, adı geçen yörede, kırsal alanda çalışan çocukların
sorunlarıyla ilgili olarak, Türkiye Kalkınma Vakfı Durağan
Projeler Müdürlüğünce İLOIPEC Projesi çerçevesinde yapılan
araştırma sonucu, soru önergesine muhatap olayların yörede söz
konusu olduğu, Sinopun Durağan, Gerze ve Dikmen İlçelerinde
yaşandığı, Durağan İlçesinin ise, sorunun en
yoğun şekilde yaşandığı ilçe olduğu
belirtildiği;
Her yıl, mayıs-eylül ayları arası, beş ay, okul
tatilinde, çocukların kırsal alanda
çalıştırıldıkları; bu çalışmanın,
zengin çiftçilere hayvan bakımı, odun kesme, tütün dizme, su
taşıma ve benzeri işlerde olduğunun ve hedef olarak,
ilkokul dört ve beşinci sınıflara giden çocuklar ile aynı
yaş grubundaki okula gitmeyen çocukların bu gibi işlere muhatap
kılınabileceğinin söylenmekte olduğu ve geçinmek
amacıyla, çok kıt kaynaklara sahip olan orman köylülerinin, yetersiz
geçim kaynaklarına ek gelir amacıyla hareket edebileceklerinin
anlaşıldığı;
Yöredeki fakir orman köylülerinin geçimlerini temin amacıyla
çocuklarını çalıştırabilecekleri gözlenerek, bölgenin
ekonomik durumunun düzeltilmesi amacıyla yapılacak
yatırımlar sonucu doğacak istihdam imkânlarıyla, aile
bireylerinin buralarda çalışmalarının aileye bir kazanç
temin edeceği, eğitim çağındaki bu çocukların da
eğitime yönlendirilebileceği ve bu yaştaki çocukların
topluma daha bilinçli olarak kazandırılacağı hususları
tespit edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Hükümetimizce yapılan bir diğer
çalışma, Yüce Meclisin ve Yüce Milletimizin malumudur. Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Fonunda biriken tüm para, tüm
kaynak, Hükümetimizin aldığı bir karar ve Sayın
Başbakanımızın çıkardığı bir genelge
doğrultusunda, tamamına yakın nispette -yüzde 90ı
miktarında- yoksul insanlarımızın, dargelirli, geçimini
temin etmekte çok büyük güçlükler içerisinde bulunan ve bu soru önergesinde
konu edilen küçük yaştaki çocuklarını çalıştırmak
mecburiyetinde kalan muhtaç ailelerin ihtiyaçlarının giderilmesi için
kullanılmaktadır.
İnşallah, başlattığımız bu kampanya,
yaptığımız bu uygulamayla, bu şekilde, daha beş
on yaşındaki çocuğunu çalıştırmak mecburiyetinde
kalan ailelerin, dul hanımların, kadınların,
yoksulların, yetimlerin ihtiyaçları devlet tarafından, Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu tarafından
karşılanacaktır ve inşallah, alınacak diğer
tedbirlerle, bu tür yavrularımızın çalışmak
değil, eğitimde kendilerini yetiştirmek imkânları meydana
getirilecektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Sayın Başkan...
Sayın Başkan...
BAŞKAN Efendim, bir dakikanızı rica ediyorum.
Sayın Bozkurt, Sayın Bakanın yaptığı
açıklamalara karşı bir diyeceğiniz var mı efendim?
KADİR BOZKURT (Sinop) Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Yalnız, bununla ilgili, ileriye dönük ne önlemler
alındığını söylemedi. Bilhassa, Durağan
İlçemizde, bununla ilgili, ileriki yıllarda ne önlemler
alınacak; bu konuya açıklık getirmedi.
BAŞKAN Sayın Bakan, anladınız mı efendim?
Sayın milletvekili Durağan İlçemizle ilgili, ileride ne
önlemler alınacağı konusunda, Sayın Bakan bir öneride
bulunmadı diyor. Bu konuda bir açıklama yaparsanız, 5 dakika
süre verebilirim yine.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Hayır efendim, yerimden
cevap vermek istiyorum.
Gerek Durağanda gerek diğer ilçelerde gerekse diğer
illerde, bu konuda aldığımız şikâyetleri süratle
değerlendirme ve yaralara derman olma gayretindeyiz. Bu nedenle,
Durağan İlçesinde de gerekli önlemler alınmaktadır.
BAŞKAN Peki; teşekkür ederim.
KADİR BOZKURT (Sinop) Sayın Başkan...
BAŞKAN Soru tamam efendim; zaten, usulümüz böyle...
Soru cevaplandırılmıştır.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Sayın Başkan...
BAŞKAN Sayın Bostancıoğlu, buyurun.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Sinop Milletvekili Kadir
Bozkurtun sorusu şu şekildedir: Sinopa bağlı
Durağan ve Dikmen İlçelerinde yaşayan bazı kimselerin,
çocuklarını, Bafrada kurulmuş çocuk pazarlarında
sattıkları iddiasıyla... Bu söz, Sinopluları,
Durağanlıları, Dikmenlileri müthiş bir şekilde
aşağılamıştır.
BAŞKAN Şimdi, efendim... Sayın
Bostancıoğlu...
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Bu cümleler, Meclis
tutanaklarından çıkarılmalıdır. Sayın
Bakanın izah ettiği gibi, hiçbir çocuk satılmamakta; küçük
çocuklar, tarım sektöründe çalıştırılmaktadır.
BAŞKAN Şimdi, Sayın Bostancıoğlu...
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) İnsanlarımızı
aşağılamaya...
BAŞKAN Efendim, sizin, başkasının verdiği
soru önergesiyle ilgili konuşma hakkınız yok.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Sinop Milletvekili olarak
konuşuyorum.
KADİR BOZKURT (Sinop) Sayın Başkan...
BAŞKAN Bir dakika efendim...
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Çocuklar satılmıyor;
Türkiyede, hiç kimse çocukları satamaz.
BAŞKAN Bakın, Sayın Bostancıoğlu,
arkadaşımızın sorusu şu şekilde; diyor ki,
basında böyle... Siz, itham ettiniz de arkadaşınızı...
Buyurun Sayın Bozkurt.
KADİR BOZKURT (Sinop) Efendim, görsel basında, Kanal 6da ve
diğer kanallarda, Bafrada çocuk pazarı kurulduğu ve bu çocuk
pazarında, Sinopun Gerze İlçesinden, Dikmen İlçesinden ve
Durağan İlçesinden çocukların, yıllık, üç aylık,
dört aylık dönemlerle insanların yanında, daha önceki dönemlerde
yapıldığı gibi, kiralık veya aylık ücretlerle,
orada çalıştırıldıkları iddia ediliyor.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop)
Çalıştırıldıkları...
KADİR BOZKURT (Sinop) Bunu kimse inkâr edemez...
BAŞKAN Efendim...
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Satılmıyor!..
NECATİ ALBAY (Eskişehir) Satmak ayrı,
çalıştırmak ayrı...
BAŞKAN Efendim, tamam da... O zaman, burada özetleme
yanlış olmuş.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Bu ifadeler Meclis
tutanaklarından çıkarılmalıdır.
BAŞKAN Efendim, bu ifadelerin tutanaklardan çıkarılması
diye bir usulümüz yok da; eğer... Bakalım soru önergesine...
Efendim?..
NECATİ ALBAY (Eskişehir) Efendim çocuk pazarı
denildi.
BAŞKAN Efendim, zaten, iddia ediliyor; arkadaşımız
da televizyonlarda ve mahallî basında böyle iddialar var, ne diyorsunuz
diye soruyor. Ama, yani, bu sayın milletvekili arkadaşımız
da, bu konuda en az sizin kadar hassas; çünkü, hiç kimse, kendi ilindeki
insanların satıldığı iddiasında bulunamaz. Bu
gayet normal.
NECATİ ALBAY (Eskişehir) Öyle olmasını temenni
ediyorum.
BAŞKAN Yani, böyle, televizyonlarda, yerel basında
birtakım iddialar ortaya atılıyor; bunun
gerçekdışı olduğunu burada tutanaklara geçirmeyi amaçlayan
bir soru.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) Sayın Başkanım,
gerek sayın Bakanımın açıkladığı gibi gerekse
milletvekili arkadaşımın söylediği gibi tarlalarda
çalıştırılıyor.
SADİ SOMUNCUOĞLU (Aksaray) Basın Kanununa
aykırı bir...
BAŞKAN Efendim, sizinle ilgili bir şey de yok Sayın
Somuncuoğlu.
Mesele açıklanmıştır, teşekkür ederim.
KADİR BOZKURT (Sinop) Sayın Başkanım, bu
şekilde bir usul var mı? Kendileri de o bölgenin milletvekili; o
zaman, kendileri de gündeme getirseydi.
BAŞKAN Efendim, tamam... Mesele kapanmıştır.
Soru da cevaplandırılmış oldu.
30. Konya Milletvekili Nezir
Büyükcengizin, Tümosan Motor Fabrikasının özelleştirme
kapsamında bulunup bulunmadağına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/139)
BAŞKAN 30 uncu sırada, Konya Milletvekili Nezir
Büyükcengizin, Tümosan Motor Fabrikasının özelleştirme
kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkin Sanayi ve
Ticaret Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak bakan?... Yok.
Ertelenmiştir.
31. Şanlıurfa Milletvekili
Abdülkadir Öncelin, memurlara ödenen lojman tazminatlarının
artırılmasına ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/140)
BAŞKAN 31 inci sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Abdulkadir Öncelin, memurlara ödenen lojman tazminatlarının
artırılmasına ilişkin Maliye Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak sayın bakan?.. Burada.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Maliye
Bakanı Sayın Lutfullah Kayalar tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunu arz ederim.
Saygılarımla.
Abdulkadir
Öncel
Şanlıurfa
1- 15.1.1993 tarihinde 433 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle,
memurlara unvanlarına göre, 600 bin, 400 bin ve 200 bin olarak tespit
edilen lojman tazminatı bugüne kadar hiçbir değişikliğe
uğramamıştır. 2000 yılına
yaklaştığımız şu günlerde 200 bin TLlik lojman
yardımını komik durumdan kurtarmak için bir çalışma
var mıdır?
2 - 1996 bütçesinde lojman tazminatı olarak ne kadar Türk
Lirası ödenecektir?
BAŞKAN Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı
Sayın Lütfü Esengün; buyurun.
Sayın Bakan, süreniz 5 dakika.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; biraz önce bilgilerinize arz olunan suallerin
cevaplarını arz ediyorum.
Bilindiği gibi, devlet memurlarının maaşları,
çeşitli ödeme unsurlarından meydana gelmektedir. Lojman tazminatı
da, lojman tahsis edilmeyen memurlarımızın malî haklarından
bir tanesidir. Hükümetimiz, memurlarımızın malî
haklarını, özellikle aslî ödeme unsurlarında yapılacak
düzenlemelerle artırmayı düşünmektedir.
Diğer taraftan, 30 Ağustos 1996 tarih ve 4182 sayılı
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Taşınmaz
Mallarının Satışı Hakkında Kanun yürürlüğe
girmiş bulunmaktadır. Anılan kanun uyarınca, Bakanlar
Kurulu tarafından belirlenecek ilkeler çerçevesinde, lojmanların da
satışı cihetine gidilecektir. Memurlarımıza ödenen
lojman tazminatı miktarlarının satış
işlemlerinden alınacak sonuca göre 547 sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede belirtilen esaslar ve bütçe imkânlarının durumu
da dikkate alınarak yeniden belirlenmesi, Hükümetimizin temel hedefleri
arasındadır.
Bilgilerinize saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Öncel, sorunuz cevaplandırıldı mı, ek bir
izahatta bulunmak istiyor musunuz?
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Soru cevaplandırılmıştır.
32. Şanlıurfa Milletvekili Abdülkadir
Öncelin, kamu bankalarınca yapılan reklam harcamalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/141)
BAŞKAN 32 nci sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Abdulkadir Öncelin, kamu bankalarında yapılan reklam
harcamalarına ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak bakan veya Başbakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
33. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesine
Endüstri Meslek Lisesi açılmasının düşünülüp
düşünülmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/144)
BAŞKAN 33 üncü sırada, Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesine
endüstri meslek lisesi açılmasının düşünülüp
düşünülmediğine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Yok.
Soru ertelenmiştir.
34. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, yurtdışına işçi
gönderilmesinde Ağrılı işsizlere öncelik verilmesinin
düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/145)
BAŞKAN 34 üncü sırada, Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, yurtdışına işçi
gönderilmesinde Ağrılı işsizlere öncelik verilmesinin
düşünülüp düşünülmediğine ilişkin Başbakandan sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak Sayın Devlet Bakanı?.. Buradalar.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun Sayın Başbakan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
Mehmet
Sıddık Altay
Ağrı
Soru:
1 Ağrı ilinde işsizlik oranı çok yüksektir.
Yurtdışına işçi gönderilmesinde Ağrılı
işsizlere öncelik vermeyi
düşünüyor musunuz?
BAŞKAN Soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı
Sayın Esengün; buyurun efendim.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Ağrı Milletvekilimiz Sayın
Sıddık Altayın, yurtdışına işçi
gönderilmesinde Ağrılı işsizlere öncelik verilmesinin
düşünülüp düşünülmediğine ilişkin
Başbakanımızdan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere
huzurunuzdayım, hepinize saygılarımı arz ediyorum.
İş ve İşçi Bulma Kurumuna 1996 yılı
ocak-haziran döneminde Ağrı İlinden iş isteğiyle 188i
erkek, 16sı kadın olmak üzere, toplam 204 kişi başvuruda
bulunmuş; aynı dönemde, özel ve kamu kuruluşlarından 783ü
erkek, 22si kadın olmak üzere, toplam 805 kişilik açık iş
alınmış; önceki yıllarda iş için başvuranlarla
birlikte, 738i erkek, 22si kadın olmak üzere, toplam 760 kişi
işe yerleştirilmiştir. 1996 yılı haziran ayı sonu
itibariyle, Ağrı İlindeki kuruma kayıtlı işsiz
sayısı, 936sı erkek, 133ü kadın olmak üzere, toplam 1 069
kişidir. 1990-1995 yılları arasında, İş ve
İşçi Bulma Kurumunda, Ağrı İlinden, toplam 1 584
kişi yurtdışına işçi olarak gönderilmiştir. Bu
göndermelerin yıllara ve ülkelere göre dağılımına dair
tablo, cevap yazımızın ekindedir; soru sahibi Sayın Altaya bilahara takdim
edilebilir.
İş ve İşçi Bulma Kurumunca yurtdışına
yapılan işçi göndermeleri, ya kendi imkanlarıyla
yurtdışında iş bulanların gönderilmesi ya da
yurtdışında iş alan Türk firmalarının götürmek
istedikleri kendi işçilerinin işlemlerinin yapılması
şeklinde olmaktadır. Bunun dışında,
yurtdışından, doğrudan İş ve İşçi Bulma
Kurumuna gelecek işçi taleplerinin karşılanmasında
-Ağrı İli de dahil- işsizliğin yoğun olduğu
illere öncelik verilecektir.
Öte yandan, istihdamın artırılarak işsizliğin
azaltılması amacıyla İş ve İşçi Bulma
Kurumunca düzenlenen İşgücü Yetiştirme Kursları
kapsamında, 1990-1995 döneminde, Ağrı İlinde, toplam 816
kişinin katıldığı 52 kurs düzenlenerek, kursu
başarıyla bitirenlerin istihdamı
sağlanmıştır.
Yüce Meclisin ve soru sahibi sayın
arkadaşımızın bilgilerine saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan. Bir
dakikanızı rica edeyim.
Sayın Altay, bir diyeceğiniz var mı efendim?
MEHMET SIDDIK ALTAY (Ağrı) Teşekkür ederim Sayın
Bakanıma; sağ olsun.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Soru cevaplandırılmıştır.
Sayın Bakan, biliyorsunuz, İçtüzüğümüzde bir hüküm var;
eğer bir bakan birden fazla soruyu cevaplandıracaksa, birleşimin
başında Başkana bunu bildirir ve Başkan da bunu Genel
Kurula anons eder; dolayısıyla, sizin kürsüye birden fazla gelip
gitmeniz engellenmiş olur. Son İçtüzük değişikliğinde
böyle bir usul seçmişiz...
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
şöyle bir durum var: Bu cevap verdiğim sualler çeşitli
bakanlarımıza tevcih edilmiş...
BAŞKAN Hayır, mesela, zatı âliniz ben, bu
birleşimde şu şu soruları cevaplandıracağım
diye bize bildirirseniz, biz de, sizi ikide bir kürsüye çağırıp
yormayalım.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Ben yorulmaya hazırım
Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır, usul öyle; yani, zaman kaybını da
önlemek için...
Sayın milletvekilleri, böylece, bu soru da
cevaplandırılmış oldu. Soru için ayrılan 1 saatlik
çalışma süremiz de böylece doldu.
Şimdi, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
VIII. KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1. 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine
İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî
Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)
BAŞKAN 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporunun müzakeresine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
Aslında, bu kanun hükmünde kararname gündemde çok kaldı.
Devamlı bunu ertelemenin bir anlamı da yok yani.
Bilmiyorum, Sayın Hükümet ve Komisyon niye erteliyor bunu. Zaten,
hükmünü icra etmiş bir kanun hükmünde kararname.
2. Memurlar, Diğer Kamu
Görevlileri ile Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/539) (S. Sayısı : 144) (1)
BAŞKAN Memurlar, Diğer Kamu Görevlileri ile Bunların
Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler Yapılmasına
Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun
müzakeresine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon ve Hükümet yerlerini almışlardır.
Geçen birleşimde tasarının 1 inci maddesi üzerinde
Anavatan Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi Grupları adına
yapılan konuşmalar tamamlanmıştı. 1 inci madde
üzerinde söz sırası Demokratik Sol Parti Grubu adına Sayın
Metin Şahindeydi.
Buyurun Sayın Şahin. (DSP sıralarından
alkışlar)
Sayın Şahin, süreniz 10 dakika efendim
(1)
144 S.Sayılı Basmayazı 20.11.1996 tarih ve 20 nci Birleşim
Tutanağına eklidir.
DSP GRUBU ADINA METİN ŞAHİN (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Memurlar,
Diğer Kamu Görevlileri ile Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal
Haklarında Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu
Tasarısı üzerinde Demokratik Sol Parti adına 1 inci madde için
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Anayasaya
aykırılığı geçmişte kanıtlanmış
benzer bir tasarıyı bir kez daha görüşüyoruz. Bu
tasarının 1 inci maddesinde Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve
kuruluşlarında görevli memurların ve diğer kamu
görevlilerinin çalışmalarında etkinliği artırmak, kamu
hizmetlerinin düzenli, süratli ve verimli bir şekilde yürütülmesini
sağlamak ve malî imkânlar ölçüsünde geçmiş yıllardaki
kayıplarını giderebilmek için bunların ve emeklilerinin
malî ve sosyal haklarında iyileştirmeler yapmak üzere
aşağıdaki kapsam maddesinde belirtilen çerçeve dahilinde
Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilir
denilmektedir.
Değerli arkadaşlar, elimizdeki tasarı ile daha önce,
yazın, ağustos ayında iki kez görüştüğümüz ve daha
sonra, Anayasa Mahkemesi tarafından hakkında yürürlüğün
durdurulması kararı verilmiş olan metin arasında amaç
yönünden herhangi bir farklılık yok.
Elbette, şekil olarak bazı ifadelerin
değişikliği göze batıyor. Örneğin, eski
tasarıdaki personel ifadesi, şimdi memurlar şekline dönüşmüş.
Yine, daha önceki tasarıda daha adaletli ifadesi, iyileştirme
ifadesi şeklinde düzenlenmiştir. Bu anlamda, tasarının 1
inci maddesine baktığımızda, özü itibariyle bir
farklılık olmadığını görüyoruz. Tabiî, burada
dikkati çeken bir husus daha adaletli ifadesi iyileştirme ifadesiyle
yer değiştirmiş. Böyle bir değişikliği elbette
yadırgamıyoruz; çünkü, Hükümetin Refah Partisi kanadının,
adil düzeni unutup rant düzenine teslim olduğunu her alanda görüyorduk;
şimdi ise, hukuka karşı hile yaklaşımı içinde,
adaletli olma anlayışından da uzaklaşmalarını bir
sürpriz olarak görmüyoruz.
Değerli arkadaşlar, yine, tasarıda yer alan bir husus
çalışmalarda etkinliği artırmak şeklinde dile
getiriliyor; çok yuvarlak ve her niyete açık bir ifade...
Çalışmada etkinliği artırmak amacıyla, nelere dikkat
edilebilir, ne gibi konular göz önüne alınabilir, böyle bir tasarı
yasalaştığında; yani, böyle bir yetki Hükümete
verildiğinde, kadro düzenlemesi yapılabilir mi, bize göre
yapılabilir; iptal ve ihdas yapılabilir mi, elbette bize göre
yapılabilir; terfi, tenzil işlemlerinde bir düzenleme
yapılabilir mi, yine yapılabilir; disipline yönelik, verimliliği
artıyorum anlayışı içinde yeni düzenlemeler
yapılabilir mi, elbette yapılabilir; görev tanımlarında,
kariyer ve liyakat değerlendirmelerinde yeni yaklaşımlar
getirilebilir mi, elbette getirilebilir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; mevcut personel
yasasındaki düzenlemelerimize göre, kamuda belirli görevlerde
bulunmuş, liyakatını kanıtlamış ve kariyerden
gelen kişiler, belirli görevlere getirilebilmektedir. Örneğin, genel
müdür ve müsteşar olmak için kariyer ve liyakat, kamu görev
tanımının temelini oluşturmaktadır.
Şimdi, görev tanımını değiştirerek, bu
görevlere, o görev için gerekli olan liyakatla hiç ilgisi olmayan kişiler
atanırsa ne olacaktır? İşte, bu genel hükümlerin böyle
tehlikeli atamalara fırsat vereceğinden dolayı, Demokratik Sol
Parti olarak, bu tasarıya karşı çıkıyoruz.
Sayın milletvekilleri, İktidarın, kamu hizmetlerinde
verimliliği, sürekliliği sağlama uğruna ne gibi
ayrıcalıkları ve de haksızlıkları beraberinde
getireceğini önceden bilmek mümkün değildir. Bu nedenle, personel
rejimi gibi çok geniş bir tartışma ve katılımı gerektiren
bir reform anlayışı ihtiyacını, tek başına
bu İktidara düzenleme yetkisi şeklinde verebilmek, kabul edilebilir
değildir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; biz, Demokratik Sol
Parti olarak, çalışanların, memurların, böyle bir
düzenlemeyle, ekonomik ve sosyal haklarındaki iyileştirmeye
-Hükümetin dile getirmeye çalıştığı gibi, belki,
gerçek niyetini gizleyerek- sadece maaş artırımı
şeklinde olarak bakmıyoruz. Biz, çalışanların
maaş artırımı gibi bir ihtiyaçlarını elbette
haklı karşılıyoruz; artan hayat
pahalılığı karşısında, ortaya çıkan
yoksulluğu giderebilmek için maaş düzenlemeleri elbette
yapılacaktır, yapılmalıdır. Bu konuya her zaman olumlu
bakıyoruz; ancak, bunu yeterli görmüyoruz. Kamu
çalışanları, grevli, toplusözleşmeli örgütlenme
hakkını istiyorlar. Ayrıca, öğretmenler, teknik elemanlar,
özetle tüm memurlar, siyasî anlayışla işlerinden, görevlerinden
olmak istemiyorlar, sürgün yemek istemiyorlar. Bu anlamda yapılacak yeni
düzenlemelerde, kendileri için güvence getirecek düzenlemeleri de beraberinde
arıyorlar. Hele, ülkemizde yaşanan
son olaylar karşısında, mafya-bürokratlar- siyasîler
çıkar işbirliğinde görev alan yeni
kahramanlarımızı da bilmek istiyorlar. Bazı
siyasîlerimizin, haklarındaki soruşturmalardan kendilerini
aklamalarını bekliyorlar. Ekmeğin 15 bin lira olacağı
şeklindeki değerlendirmeleri bir kenara bırakarak, sürekli gelen
zamlardan kurtulmak istiyorlar. Düşüncenin suç olmasından
çıkmasını istiyorlar. Kitapların
toplatılmasının, yazarlara yapılan baskıların
sona ermesini istiyorlar.
Özetle, temiz toplum beklerken, basına getirilmek istenen son
yasalar karşısında, geçmişte konuşan Türkiye
diyenlerin elinde, şimdi, bir karanlığa düşmek
istemiyorlar.
Sayın milletvekilleri, Demokratik Sol Parti olarak, biz, sonu
nereye gideceği belli olmayan bu yetki kanunu tasarısına destek
olmayacağız. Hele, hukuka saygının gereği, Anayasa
Mahkemesince benzerleri geçmişte iptal edilen ya da yürürlüğü
durdurulan, özde aynı, bu tasarıya, ret oyu vereceğiz.
Bilgilerinize arz eder, saygılarımı sunarım. (DSP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Şahin.
Maddeyle ilgili gruplar adına konuşmalar bitmiştir.
Şahısları adına, Sayın Ömer Özyılmaz?..
Yok.
Sayın Mehmet Aykaç?.. Yok.
Madde üzerinde verilmiş bir önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
144 sıra sayılı Yetki Kanunu Tasarısının 1
inci maddesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Saygılarımızla.
Oya
Araslı Ali
Rıza Bodur O. Veli
Yıldırım
İçel İzmir Tunceli
Yahya
Şimşek İsmet
Atalay Ayhan
Fırat
Bursa Ardahan Malatya
Altan Öymen
İstanbul
BAŞKAN Tek önerge olduğu için, tekrar okutmuyorum.
Komisyon bu önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA (Afyon)
Çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükümet?..
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Hükümet ve Komisyon önergeye katılmıyor.
Sayın Araslı, konuşacak mısınız, gerekçeyi
mi okuyalım?
OYA ARASLI (İçel) Söz almak istiyorum.
BAŞKAN Söz almak istiyorsunuz; buyurun.
Sayın Araslı, süreniz 5 dakika efendim.
OYA ARASLI (İçel) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu kürsüden yetki kanunları münasebetiyle
sayısız kere yinelediğimiz gibi, Anayasamız ve Anayasa
Mahkememiz, verilecek yetkinin açık seçik, belirli bir biçimde ortaya
konulmasını amirdir; bu yetki kanununa dayalı olarak çıkarılacak
kanun hükmündeki kararnamelerin amaçlarının, çok açık, tereddüte
mahal bırakmayacak, esnek nitelik taşımayan birtakım
ifadelerle ortaya konulması gereği bildirilmiştir.
Yine, Anayasa Mahkememizin kararlarına göre, iptal edilen
kanunların yerine yasama organı bir kanun yaparken, Anayasa Mahkemesinin
karar gerekçelerine de dikkat etmek, onlara da uymak durumundadır.
Şimdi, önümüze konulan bu metne baktığımız
zaman, amacın, fevkalade esnek, kapsamının bu amacın
nerelere ulaşabileceğini fark etmemize, teşhis etmemize imkân
vermeyecek kadar uzatılabilecek bir nitelikte olduğunu
göstermektedir. Bu kadar esnek bir amaç hükmü, hem Anayasamıza hem de
Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı bir nitelik
taşımaktadır. Bu konudaki görüşlerimizi, muhalefet partilerinden
biri olarak, bundan önce Yetki Kanunu Tasarısı görüşülürken,
ağustos ayındaki olağanüstü toplantıda yine dile
getirmiştik; ama, üzülerek burada tekrarlayayım ki, bu görüşler,
özellikle iktidar partileri üyeleri tarafından pek fazla benimsenmedi. Bu
görüşler dikkate alınmaksızın aynı konuda bir Yetki
Kanunu Tasarısı hazırlandı ve sonucun ne olduğunu
hepimiz biliyoruz; bu Yetki Kanununun yürürlüğünün durdurulmasına
Anayasa Mahkememiz karar verdi.
Şimdi, biz, önerge sahipleri olarak diyoruz ki, yol yakınken
hatadan dönelim; tekrar Anayasa Mahkemesinin yürürlüğü durdurma
kararıyla karşı karşıya gelme tehlikesini göze
almayalım; gerekli değişiklikleri bu Yetki Kanunu
Tasarısı metninde yapalım; çünkü, neleri yapmamız, neleri
yapmamamız gerektiği çok açık, tartışmaya mahal
bırakmayacak bir biçimde ortaya konulmuştur. Eğer, bizim burada
söylediklerimiz dikkate alınırsa, muhalefet engelleme yapmak istiyor,
zaten ayak bağıdır gibi, bizleri rencide eden ve aslı
olmayan birtakım sözlerle bize hücum edileceğine, ne
söylediğimiz dikkate alınırsa, sizleri ikaz etme konusunda
içtenliğimize inanılırsa, öyle zannediyorum ki, aziz milletimiz
için çok değerli olan zamanlar da burada harcanmayacaktır. Ben,
zamana çok önem veriyorum; milletimizin de çok önem verdiğini görüyorum;
bütün milletvekillerimiz için de bu değerli zamanların boşa
harcanmamasına özen gösterilmesini, bütün milletvekillerimizin görev
bilmesi gerektiğine inanıyorum.
Bütün milletimiz gözünü dikmiş, bizlerin burada ne
yapacağını beklemektedir ve biz de, ağustos ayından
beri, memurun, emeklinin malî imkânlarını genişleteceğiz
adı altında, burada, boşuna bir şeyler yapıyoruz,
zaman harcamış durumdayız. Eğer, ağustosta dile
getirdiğimiz sözlere kulak asılsaydı, dikkat edilseydi, bugün bu
durumda bulunmayacaktık ve belki de, bu geçen süre içerisinde bu konuları
yasayla çözebilmek imkânını bulacaktık. Onun için, bir kere daha
bu kürsüden değerli milletvekillerinin dikkatini, bizim tespit
ettiğimiz Anayasaya aykırı hususlar üzerine çekiyorum ve bu
yanlışları yapmaktan kendimizi alıkoymanın
milletvekilliğimizin gereği olduğuna
inandığımı dile getirmek istiyorum.
Saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Araslı.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) Karar yetersayısının
aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN Peki efendim.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) Önergemiz var; müsaade ederseniz,
ondan önce önerge üzerinde konuşmak istiyorum.
BAŞKAN Nasıl olur, sizin önergeniz daha işleme
konulmadı ki.
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) Hayır efendim, o önerge
üzerinde değil, bu önerge üzerinde konuşmak istiyorum.
BAŞKAN Nasıl konuşacaksınız!..
İçtüzüğe göre, önerge sahibi konuşur, başka kimse
konuşamaz ki. Zaten, önerge sahibi de... (CHP sıralarından imza
atarsa sesleri) Neyse arkadaşlar... Bir dakika... Olabilir,
arkadaşımız yanılabilir.
NİHAT MATKAP (Hatay) Sayın Başkan, belki önergeye
katılıyor.
BAŞKAN Efendim, tamam. Yanlış
anlaşıldı... Olabilir, gayet tabiî...
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Niye bağırıyorsunuz?
BAŞKAN Bağırırım tabiî, ne olacak!..
Sayın milletvekilleri, önergeye, Hükümet ve Komisyon
katılmadı. Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı
bulunamamıştır.
Birleşime 5 dakika ara veriyorum; çünkü, karar
yetersayısına ulaşmaya çok az bir sayı var.
Kapanma Saati: 17.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.20
BAŞKAN: Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP ÜYELER: Ünal
YAŞAR(Gaziantep), Mustafa BAŞ(İstanbul)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 üncü Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VIII. KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
2. Memurlar, Diğer Kamu
Görevlileri ile Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/539) (S. Sayısı : 144) (Devam)
BAŞKAN Görüşmekte olduğumuz yasa
tasarısının 1 inci maddesiyle ilgili olarak verilen bir
önergenin oylanması sırasında karar yetersayısı
istenmişti; yapılan oylamada karar yetersayısı
bulunamadığı için, birleşime 5 dakika ara vermiştik.
Önergeye Hükümet ve Komisyon katılmamıştı. Önergeyi
yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yetersayısını arayacağım: Önergeyi kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir. (RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
Bu önergeyi işleme koyarken, ikinci bir önerge geldi; bu,
muhalefetin de tereddütünü giderecek bir önergedir, o önergeyi de okutup
işleme koyuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yetki kanunu tasarısının 1 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mehmet
Gözlükaya İsmet
Attila Mehmet Gölhan
DYP Grup
Başkanvekili Afyon Ankara
Cafer
Güneş Temel
Karamollaoğlu
Kırşehir Sıvas
Madde 1. Bu kanunun amacı; kamu kurum ve
kuruluşlarında görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri ile,
bunların emeklilerinin, malî imkânlar ölçüsünde geçmiş yıl
kayıplarını giderebilmek, malî ve sosyal haklarında
iyileştirmeler yapmak üzere aşağıdaki kapsam maddesinde
belirtilen çerçeve dahilinde Bakanlar Kuruluna, kanun hükmünde kararname
çıkarma yetkisi vermektir.
BAŞKAN Önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA
(Afyon) Yetersayımız olmadığı için
katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yani, aslında benimsiyorsunuz.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA
(Afyon) Benimsiyoruz efendim.
BAŞKAN Hükümet?..
MİLLî SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Komisyon, çoğunluğu
olmadığı için önergeye katılamıyor. Hükümet, önergeye
katılıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi, kabul edilen bu önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... 1 inci
madde, kabul edilen bu önerge doğrultusunda kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Kapsam
MADDE 2. Bu Kanuna göre çıkarılacak Kanun
Hükmünde Kararnameler;
1. 14.7.1965
tarih ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu,
2. 27.6.1989
tarih ve 375 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname,
3. 27.7.1967
tarih ve 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu,
4. 28.2.1982
tarih ve 2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı,
Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu ve 926
sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun,
5. 28.2.1985
tarih ve 3160 sayılı Emniyet Teşkilatı Uçuş Hizmetleri
Tazminat Kanunu,
6. 24.2.1983
tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu,
7. 23.1.1987
tarihli ve 270 sayılı Kanun Hükmünde Kararname,
8. 2914
sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu,
9. 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararname,
10. Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerin
Memur ve diğer kamu görevlileri ile bunların
emeklilerinin malî ve sosyal haklarını düzenleyen maddelerinde ve
sözkonusu Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere ekli cetvellerde yapılacak
ek ve değişiklikler ile yeni düzenlemeleri kapsar.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, maddenin
yazılışında sizin de dikkatinizi çektiği üzere 7 nci
sıraya kadar tarih ve sayılı denilmiş, 8 ve 9 uncu sıradaki
2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu ile 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede de tarih yazılmamış.
Madde içinde birilerinde tarih var, birilerinde yok. Komisyon ve Hükümetin bunu
düzeltmesi lazım; bir.
İkincisi; 6 ncı ve 7 nci sıradakilere tarihli
denilmiş, yukarıdakilere tarih denilmiş; yani, maddenin biraz
düzgün olması bakımından, bunun ya hepsine tarih diyelim ya da
tarihli diyelim veyahut da tarihi çıkaralım. Komisyon bu konuda...
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Başkanlığa
bu konuda redaksiyon yetkisi verelim.
BAŞKAN O zaman, hepsi tarih olacak. Bu 2914 sayılı
Yükseköğretim Personel Kanunu ve 399 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin çıkış tarihlerini de önüne yazıyoruz.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Oya
Araslı; buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Araslı, süreniz 10 dakika.
CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlayarak sözlerime
başlamak istiyorum.
Önümüzdeki konu, hepinizin bildiği gibi, bir yetki kanunu
tasarısı. Yetki kanununun nasıl
çıkarılacağı, bir yetki kanununda hangi hususların
belirlenmesi gerektiği, Anayasamızın 91 inci maddesinde
açıkça gösterilmiş durumda. Anayasamız, çıkarılacak
yetki kanununda, bu yetki kanununa dayalı olarak yürürlüğe konulacak
olan kanun hükmündeki kararnamelerin amacının, kapsamının
ve ilkelerinin açıkça gösterilmesinin gerektiğini bildiriyor.
Anayasa Mahkememizin kararlarına baktığımız
zaman ise, amacın, kapsamın ve ilkelerin esnek nitelik
taşımayan, belirli, açık ve seçik ifadelerle ortaya
konulmasının gerekli olduğunun bildirildiğini görüyoruz.
Eski yetki kanunları da bu gerekçelere dayalı olarak yeterli
belirlilikten yoksun oldukları için iptal edilmiş durumdalar ve bir
tanesinin de yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmiş
bulunuluyor.
Şimdi, yeni bir yetki kanunu çıkarılırken hem
Anayasanın 91 inci maddesinde ortaya konulmuş olan gereklere hem de
Anayasa Mahkemesi kararlarında ortaya konulmuş olan gereklere dikkat
edilmesi ve bunların gereğinin yerine getirilmesi gerekiyor.
Önünüze konulan metne baktığımızda, bunun, yeteri
kadar belirlilik taşımadığı sonucuna varıyoruz.
Belirsizlik nerede; kapsam 10 bent halinde ortaya konulmuş. Tabiî, burada
belirsizliğin ne olduğunu ifade etmeden önce, hemen bir
özensizliğe dikkatinizi çekmek istiyorum: Burada, 7 nci bent dahil, bütün
bentlerde kapsam içerisine giren düzenlemelerin -kanun veya kanun hükmünde
kararname- hem sayısı hem tarihi belirtilmiş durumda; ama, 8 ve
9 uncu bentlerde bu gerek yerine getirilmemiş. Bu, özensizlik olarak
mütalaa edilmesi gereken bir husus; ama, buna benzer bir özensizliğin, çok
da vahim boyutlarda, 10 uncu bentte ifade edilmiş olduğunu, ortaya
konulmuş olduğunu görüyoruz. Söz konusu Yetki Kanunu
Tasarısının 2 nci maddesinin 10 uncu bendinde bir ibare var
yeni düzenlemeleri kapsar diyor. Yeni düzenleme ne demektir, sayın
arkadaşlar; düzenleme, hukuk teorisinde kullandığımız
bir tanım, kural koyan işlemlere, biz, düzenleyici işlemler
diyoruz; ama, elinizde bir yasa tasarısı var ise, bir yasa
yapıyorsanız, bu düzenleyici işlemin ne olduğunu,
adını belirleyerek ortaya koymanız gerekir. Bu düzenleyici
işlem, bir kanun mudur, bir kanun hükmünde kararname midir, bir yönetmelik
midir, bir genelge midir; bütün bunlar hukuk düzeninde kural koyan
işlemler, adları değişik; ama, hepsi düzenleyici
işlem. Yeni düzenlemeler derken, biz, bunlardan hangilerini ifade
ediyoruz; bunlar kanun mu, bunlar kanun hükmünde kararname mi, tüzük mü,
yönetmelik mi; yeteri ölçüde belirliliğe hukuk terimleriyle kavuşmak
istiyorsak, yeteri ölçüde belirliliği ortaya koymak istiyorsak, bunun
adının belirlenmesi gerekir.
Tabiî, olayda aksayan yan, yalnız bununla da bitmiyor. Yeni
düzenlemeler; yani, şu anda hukuk düzeninde mevcut olmayan; ama, daha
sonra, birtakım kanunlarla, kanun hükmünde kararnamelerle ortaya konulacak
kurallarla ilgili değişiklik yapma yetkisini de, biz, bu Yetki Kanunu
Tasarısına göre Bakanlar Kuruluna devredeceğiz bu yetki kanununu
kullanırsak
Arkadaşlar, bunun adı yetki devrinden başka bir şey
değil. Anayasa, kapsamı
açıkça ortaya koymamız gerektiğinden söz ediyor; ama, ileriki
günlerde yapacağımız düzenlemeleri de, adını koymadan
bu yetkinin kapsamı içerisine alırsak biz, korkarım ki,
Anayasamıza aykırı bir vaziyette yasama yetkisini Bakanlar
Kuruluna devretmiş oluruz.
Değerli arkadaşlarım, bu hataları yaparken acaba
amacımız ne?.. Yani, deselerdi ki, böyle bir düzenleme yapmak için
bir örnek ortaya koy, bundan daha uygun, hukukta hilkat garibesi nazarıyla
bakabileceğimiz bir başka örnek daha ortaya koyamazdık.
Bunları yaparken amacımız ne; Niçin yeteri kadar özeni
göstermiyoruz; nedeni şu: Bu hatalar bu kürsülerde defaatle dile
getirilirken lütfedip dinlemiyoruz da onun için.
Şu anda sayın üyelere bakıyorum; bu küçümsenmeyecek kadar
önemli bir konu; bunun arkasında emeklilerimizin,
memurlarımızın malî haklarına kavuşması
olayı yatıyor; ama, birkısım arkadaşlarımız
birbirleriyle konuşuyorlar, başka konularla meşguller ve sonuçta
ne oluyor biliyor musunuz; çıkarttığımız yasalar, Anayasa
Mahkemesinin kapısından Anayasa Mahkemesi kararlarıyla geri
dönüyor. Bunu yapmaya hakkımız yok veya ne
yaptığımızın adını koyalım; eğer,
milletvekilliği yapmak amacıyla şu sıraları işgal
ediyorsak, insanlarımızın, milletimizin hayrına,
yararına birtakım yasalar çıkartmak çabası içerisindeysek,
gerekli özeni gösterelim. Hataları ifade ettikleri zaman, onlara
kulaklarımızı açalım; dinleyelim, ne olduğunu bilelim,
öğrenelim ve bir daha bu hataları yapmayalım. Yoksa, bize
sorarlar; amacınız ne, bu Hükümetin amacı ne, sadece göz boyamak
mı istiyor.. Yasa çıkaracağım, zam yapacağım
diyor; ama, bize bunları vaat ederken, bunları
yapamayacağını biliyor; onun için mi, Anayasa Mahkemesinin iptal
edeceğini bile bile, birtakım yasalar çıkarmak suretiyle, hem
göz boyamak hem de vaatlerini yerine getirmemek mi istiyor; bu soruyu sorarlar.
Hatta, ağustos ayında, burada, olağanüstü toplantı
diye toplanıp da, bütün ikazlarımıza rağmen, bir yasa
çıkarılmışsa ve o, Anayasa Mahkemesi kapısından
dönmüşse, çok rahatlıkla bunu bize sorarlar ve soruyorlar da.
Sokaklardaki insanlarımız soruyorlar: Bu Hükümet ve bu Hükümete
destek olan milletvekilleri, gerçekten bizim sorunlarımıza çözüm
aramak için mi Türkiye Büyük Millet Meclisindeler yoksa, göz boyamak için mi
diye ve alınan sonucu gördükleri zaman da, çok üzülerek ifade edeyim;
sizin dediğiniz tarzda değil; ama, birtakım milletvekillerimizin
nelere olumlu oy verdiğini gördüklerinde, göz boyamak için oradalar
kararını veriyorlar. Hele, bu hatalar tartışılırken,
hiç ilgisi olmayan bir konuyu, Refah Partili Belediyelerin ne
yaptığını tartışma arasına sokan, yanıt
verirken, konuşmasını sadece ve sadece bu temel üzerine oturtan
arkadaşlarımızı görünce, bunları daha rahat soruyorlar
ve demek ki, birkısım milletvekilleri bizim yararımıza
değil, sadece, elin günün gözünü boyamak için orada bir şeyler yapar
gözüküyorlar teşhisini çok daha rahatlıkla ortaya koyuyorlar.
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) Siz kendinize bakın!..
OYA ARASLI (Devamla) Değerli arkadaşlarımız,
bunlardan kaçınmamız lazım; çünkü, bugün, Hükümete ve onu
destekleyen milletvekillerine bu eleştiriler yöneltilir; ama, sonra,
giderek, Hükümetten güven esirgenir, sonra, giderek, Türkiye Büyük Millet
Meclisi töhmet altına girer ve anayasal kurumlarımız
saygınlığını yitirmeye başlar.
Vatandaşlarımız bunu çok iyi değerlendiriyorlar ve
bir şey daha soruyorlar: Bu, acaba, olma olasılığı
olmayan şeyleri, çok değerli, çok geçerli, Anayasaya uygunmuş
gibi takdim ederken, Erbakanın çikolataya sarılı aspirin
politikası mı uygulanıyor diyorlar. Burada, 10 uncu bentte
yeni düzenlemeler terimini gördüğüm zaman, aynı kuşkulara,
aynı düşüncelere ben de saplandım. Yeni düzenlemeleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Araslı, süreniz bitti efendim. Ben, kanunların
müzakeresinde ek süre vermiyorum; kusura bakmayın.
OYA ARASLI (Devamla) Saygılarımı sunayım efendim.
BAŞKAN Tamam, anlaşıldı efendim.
OYA ARASLI (Devamla) Peki efendim.
Saygılarımı sunarım.
BAŞKAN Teşekkür ederim,
sağ olun. (RP sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından alkışlar[!] )
RİFAT SERDAROĞLU (İzmir) Çok kabalık
yapıyorsunuz, bir hanımefendinin sözünü kesiyorsunuz.
BAŞKAN Benim, aslında, başkasından incelik
öğrenmeye ihtiyacım yok.
İkinci söz, DSP Grubu adına, Sayın Metin Şahine
ait.
Buyurun efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
DSP GRUBU ADINA METİN ŞAHİN (Antalya) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri, bir kez daha saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her maddede söylediğim bir sözü
tekrar ederek sözlerime başlayacağım: Anayasaya
aykırılığı daha önceki örnekleriyle
kanıtlanmış ve yine, Anayasaya aykırı olan bir
tasarıyı görüşüyoruz.
Değerli arkadaşlar, daha önceki; yani, yazın ağustos
ayında iki kez görüştüğümüz tasarıda yer alan kapsam
maddesiyle, şimdi, Hükümetin önümüze getirdiği tasarıdaki kapsam
maddesi özü itibariyle aynı; belirli bir farklılık var, bu
farklılık, dikkat edilirse, yazılış şeklinden
ileri geliyor. Yeni tasarıda daha açık ifadeler şekline
getirilmiş gibi görünmekle beraber, ilk, yazın iptal edilen,
yürürlüğü durdurulan tasarıyla, şimdikinin arasında önemli
bir fark yok.
Bu tasarıda, 9 sıra başlığı altında
toplanan, kapsamı içine giren hususların hepsi belli ve açıkça
görülüyor; ancak, dikkat çeken bir başka taraf 10 uncu sırada yer
alan husus... 10 uncu sırada ile diğer Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerin... şeklinde başlıyor; yani, Anayasanın 91
inci maddesinde yer alan kapsamın açıkça belirtilmesi ilkesine son
derece aykırı ve sonu ne olduğu belli olmayan bir düzenleme
şeklinde ortaya çıkmış bir değişiklik olarak
yeniden önümüze gelmiş bulunuyor.
Değerli arkadaşlar, bütünü üzerinde söylediğimiz gibi,
daha önceleri, hükümetler göreve geldiği zaman, hep bu yollara
başvurarak kamuda çalışanlara yönelik, sözde hep iyi duygularla
yola çıkarlar ve birtakım kararnameler hazırlarlar.
Bunların örnekleri görülmüş, 1982den sonra, altı kez hükümetler bu yönde kararname
çıkarmış. Hepiniz biliyorsunuz, başlangıçtaki ilk
kararname üzerinde, o zamanın şartları içerisinde -aynen öyle
ifade etmiştim, yine söylüyorum- bir itiraz hakkı
kullanılmamış; ama, daha sonra, hükümetlerin
çıkardığı bu altı kararnamenin dördü de, Anayasa
Mahkemesi tarafından iptal edilmiş.
Tabiî, bu işin altında yatan, temel bir personel rejimi
anlayışı içerisinde, yani, bu rejimde düzenlemeler yapma
anlayışı içerisinde hükümetler yola
çıktığına göre, Anayasa Mahkemesi, bunun, doğrudan
kanun yoluyla çözümlenmesini öngörmüştür, o şekliyle istemiştir;
yani, bunun, hükümetlerin, tek başına, kendilerinin
oluşturucağı bir yetki kararnamesi şekliyle düzenlenmesini
doğru ve yeterli bulmamıştır. İşte, böyle bir
yaklaşım içerisinde -biz, her zaman söylüyoruz- hep kararnameler
yoluyla yahut doğrudan birtakım düzenlemeler yoluyla personel rejimlerinin
bir kaosa bir açmaza düştüğü görülüyor; ama, kanun hükmünde kararname
yoluyla mevcut iktidarlara verilecek yetkiyle düzenlenmesi de doğru
görülmüyor.
Bu aşamada ne yapılabilir? Bu aşamada, Hükümet, samimî ve
iyi niyetliyse -daha önceki örneklerinde
görüldüğü gibi, bir aylık çok kısa bir çalışmayla birçok
önemli tasarıyı çıkardık. Personel rejimimizi düzeltmek
hepimizin görevidir, hepimizin de isteğidir- buna içten
yaklaşması lazımdır.
Öyleyse, ne yapabiliriz; bütün gruplar bir araya gelebiliriz; bunu, bir
alt komisyonda tartışabiliriz; bence, bu da yetmez, kamudaki ilgili
kuruluşların temsilcilerinin katılımını da
sağlarız, görüşlerini alırız ve sonuçta bir düzenleme
yapabiliriz. Elbette, bu düzenleme, bütünüyle,
tam mutabakatlı gelmeyebilir; ama, hiç olmazsa, büyük bir mutabakatla
gelir; katılımcılık anlayışı içinde
çalışanların temsilcilerinin de kendi çalışma
ortamındaki, yaşamlarında çektiği
sıkıntıları, ihtiyaçları nedir, onları da dile
getirirler ve onları da dikkate alabiliriz.
Bu bakımdan, Hükümetin bu şekliyle çaba göstermesi, Anayasaya
aykırı bir konuma geliyor ve alınan sonuçlar ortada; her biri,
Hükümetler tarafından yanlış uygulandığı için,
haksız uygulandığı için, Anayasaya ve kurallara uygun
olmayan bir biçimde uygulandığı için hep iptale
uğramış; yani, bunu kabul etmemiz lazım.
Şimdi, bunu göz göre göre, geçmişte yaşananları bile
bile -çok yenisini daha iki ay kadar önce yaşamamıza rağmen-
İktidarın, Hükümetin bu konudaki ısrarını gerçekten
anlamak mümkün değil, hukuka bağlılığını,
hukuka yatkınlığını da ortaya koymayan gerçekten üzücü
bir tablo.
Bu bakımdan, ben, Hükümetin iyi niyetli olduğunu, eğer,
gerçekten, sadece ücretlere yönelik bir düzenlemeyse, zaten bunu çok kolayca
yapabileceğimizi söylemek istiyorum.
Bakın, komisyonda bütçeyi görüyoruz; çok yakın bir zamanda,
önümüzdeki cuma günü Maliye Bakanlığının bütçesini
görüşeceğiz. Hükümet, çalışanlara yönelik ücret
artırımı yönünden -bize söylediği gibi- bu yasayı
getirişindeki amacının bu olduğunu söylüyorsa, böyle bir
anlayışı varsa, bunun yolu çok kolay, hep beraber
çalışırız, gece çalışırız, gündüz
çalışırız, katkıda bulunuruz, destek oluruz, bunu
sağlarız. Hem de önümüzde son derece açık bir fırsat var,
iki gün gibi bir süre sonra Maliye Bakanlığı bütçesini
görüşeceğiz.
Dolayısıyla, arkadaşlar, ben bu konuda Anayasanın
128 inci maddesini bir kez daha hatırlatmak istiyorum size.
Anayasanın 128 inci maddesinde Memurların ve diğer kamu
görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları
ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri
kanunla düzenlenir deniliyor. Bunu, hep biliyoruz aslında; yani, bunu ben
okumakla yeni bir şey söylemiyorum. Burada, çok tecrübeli siyasetçi
arkadaşlarımız var, yıllardan beri kabinelerde görev
almış, büyük sorumluluk taşımış
arkadaşlarımız var. Bunun, aslında böyle olduğunu
biliyorlar; ama, anlaşılmaz bir biçimde de el
kaldırıyorlar; bunu anlamak da mümkün olmuyor.
O bakımdan, sağduyu egemen olsun. Biz, personel rejiminde
ciddî düzenlemeler yapılmasını ve çalışanların
haklarının iyileştirilmesini, geliştirilmesini ve belirli
güvencelere kavuşturulmasını, elbette, hep beraber istiyoruz;
hep de bunu savunduk; ama, bunun yolu, Anayasada gösterildiği gibi,
doğrudan kanun yapma yoluyladır.
Bu bakımdan, Hükümetin bu ısrarından vazgeçmesini
diliyoruz ve de bu konuda ısrar edilmesi halinde, Anayasaya da
saygının gereği, hukuka saygının gereği,
Demokratik Sol Parti olarak, bu maddenin de aleyhinde oy
kullanacağımızı belirtiyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Şahin.
ANAP Grubu adına, Sayın Recep Mızrak; buyurun efendim.
ANAP GRUBU ADINA RECEP MIZRAK (Kırıkkale) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Memurlar, Diğer Kamu
Görevlileri İle Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısının
maddeleri üzerinde, Anavatan Grubu adına söz almış bulunuyorum;
sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elbette, ülkemizde, devlet memurlarının ve emeklilerinin,
gerek ücret durumları gerek diğer sosyal hakları, bunların
iyi bir biçimde geçinmelerine, hayatiyetlerini devam ettirebilmelerine, sosyal
statülerine uygun bir biçimde yaşantılarını devam
ettirebilmelerine müsait değildir, yeterli değildir.
Bugün itibariyle 9 uncu derecenin 1 inci kademesinde olan evli ve 2
çocuklu bir devlet memurunun aldığı maaş, 26 milyon lira
civarındadır. Bu memurun maaşı, 1992 yılında,
yaklaşık olarak 2 milyon lira civarındayken ve o günün
kurlarıyla 291 dolara tekabül ederken, bugün aldığı 26
milyon lira -bugünün kurlarıyla- yaklaşık olarak 262 dolara
tekabül etmektedir. Bir taraftan ev kiralarını, mutfak
masraflarını ve geçinebilmeleri için -bunların iaşeleri,
çoluk çocuklarının masrafları için- gereken
harcamalarını, diğer taraftan da enflasyon oranını
dikkate almanız halinde, bu miktarın ne derece yetersiz olduğu
ortadadır.
Bir diğer husus ise, özellikle son dört beş senedir, kamu
kuruluşları arasında, hatta aynı kamu kuruluşunda
çalışan farklı statüdeki personel arasında -olması
icap edenden çok daha farklı- ücret farklılıklarının
olduğu, bunun yaratıldığı da bir gerçektir.
Bu bakımdan, memurlarımızın gerek ücret gerekse
diğer sosyal hakları konusunda birtakım düzenlemeler
yapılmasına ihtiyaç olduğu ve bunun da yapılması
gerektiği herkes tarafından kabul edilecektir.
Hükümetin, memurlar ve çalışanlar hakkında, bunların
ücretlerini düzenleme konusundaki taleplerini, kendi içerisinde birazcık
tutarsız görmekteyim. Bir kere, bugünün rakamlarıyla, devletin bir ay
içerisinde, çalışanlarına, memurlarına ödemekte
bulunduğu ücretler toplamı 91 trilyon lira civarındadır.
Bugünkü haliyle, bugünkü rakamlarla devam edecek olursa, bir sene içerisinde
memurlara ödenmesi gereken personel masraflarının tutarı
yaklaşık olarak 1 katrilyon 92 trilyon lira civarında teşekkül
edecektir.
Halbuki, 1997 yılı bütçe tasarısına
baktığınız zaman, bütçe giderleri içerisinde personel
giderlerinin 1 katrilyon 675 trilyon lira olduğu görülmektedir ki, bunun,
bugünkü rakamlarla devam etmesi halinde, bir sene boyunca ödenecek olan 1
katrilyon 92 trilyon liranın yaklaşık yüzde 53 daha
yukarısında tekabül edeceği görülmektedir. 1 Ocaktan itibaren
yüzde 30 mertebesinde zam verileceği ilan edildiğine göre, ikinci
altı ayda verilebilecek zam oranı, yaklaşık yüzde 17,69 ve
bunun bileşik olarak toplamı ise, yüzde 53e tekabül edecek demektir.
Yine, 1997 yılı deflatörünün yüzde 65 civarında
olacağını düşünürsek, rakamlar, enflasyon
oranının altında bir zam verileceğini ifade etmekte ve bundan dolayı da kendi
içerisinde bir tutarsızlık var demektir.
Bir diğer husus, memurlarımızın, işçilerimizin
düşünüldüğü söylenirken, bilindiği gibi, ağustos
ayında Meclisimizin olağanüstü toplantıya
çağırılması sırasında kabul edilen bir kanunla
nemalar ortadan kaldırılmıştır. Personelin
kendisinden, yani memur ve işçilerden yüzde 2, işverenden yüzde 3 kesilerek
tasarrufu teşvik hesabında yüzde 5 olarak toplanan paranın
değerlendirilmesi suretiyle, çalışanlara, memurlara ve
işçilere hem her sene nemalarının muayyen bir kısmı
ödenmek suretiyle ilave bir katkı hem de bunların emekliliklerinde
emekli maaşlarının yaklaşık yüzde 40ı
civarında ilave bir para ödemek suretiyle yine bir katkı
sağlanırken; bunların da ortadan kaldırılmış
olması, memurlar, işçiler ve çalışanlar hakkındaki
düşüncelerin ne derece tutarlı, ne derece samimî olduğunu ortaya
koymaktadır.
Değerli arkadaşlar, bugünlerde sadece memurların
değil, memurların dışındaki 65 milyon insanın
geçimlerini, beslenmelerini onların ev geçindirmelerini çok yakından
ilgilendiren başka bir mevzua bu vesileyle girmek istiyorum: Ekmek
meselesi.
Bilindiği üzere, ekmek, piyasada yaklaşık olarak 18 bin
lira civarında satılırken, Hükümetin aldığı bir
kararla, fiyatın 15 bin liraya indirilmesi, 15 bin liradan
satılması istenilmiş, buna bazı yerlerde uyulurken,
bazı yerlerde maalesef, uyulmayarak, yine 18 bin liradan satılmasına
devam edilmiştir.
Elbette, 18 bin lira civarında satılan ekmeğin, 15 bin
liraya indirilmesi, hatta, daha aşağılara da indirilmesi
mümkündür -ki, 15 bin liraya indirilmesi kararını takdirle anmak,
takdirle karşılamak mümkündür- ancak, burada, esas üzücü olan, 18 bin
liradan 15 bin liraya indirilirken, aradaki 3 bin liralık indirimin
değirmenciden değil, fırıncıdan değil, bakkaldan,
bayiden değil, köylüden, daha doğrusu ağustos-eylül ayından
sonra buğdayın yüzde 60lık, yüzde 70lik kısmı elinde
olduğundan stokçu olarak nitelendirilen köylünün kesesinden
yapılmış olmasıdır .
Toprak Mahsulleri Ofisince, 27 bin, 27 500 lira civarında bir
fiyatla satılan buğday konusunda -ki, piyasada fiyatı 21 bin
lira, 22 bin lira şeklinde teşekkül edecektir- yüzde 15 gibi, daha önce alınan bir
karar vardı, kaldırıldı serbest bırakıldı
alım fiyatının altında olmamak kaydıyla diye böyle
bir alt sınır çizildi. Bu şekilde Toprak Mahsulleri Ofisinin
satış fiyatlarını aşağıya çekmek, diğer
taraftan eylül ayı içerisinde getirilen yüzde 15lik fonu da
kaldırmak suretiyle, tüketiciye -başka tedbirler de almak suretiyle-
daha ucuza ekmek yedirilebilecekken, bunu köylünün, çiftçinin
buğdayından indirim yaptırılması suretiyle bu tedbiri
almayı doğru bulmuyoruz.
Değerli arkadaşlarım, ekmekte klasik bir denge
vardı; 1 kilogram ekmek eşittir 2 kilogram buğday esasına
göre hareket ettiğiniz zaman, burada değirmenci de para kazanmakta,
burada_
BAŞKAN Sayın Mızrak, maddeye bağlı
konuşur musunuz efendim; bunun ekmekle, ekmek fiyatlarıyla ilgisi
yok. Rica ediyorum_ Maddedeki olay, ayrı bir olay.
RECEP MIZRAK (Devamla) Sayın Başkan, evet, buradaki konu
memurlarımızın gelir durumu. Geliri niye artırılmak
isteniyor acaba; bunların daha rahat bir yaşama getirilmesi,
yaşam düzeylerinin yükseltilmesi değil midir? Bir taraftan, gelirini
artırmak suretiyle, reel anlamda geçimini yükseltirken, diğer
taraftan, tüketimde kullandığı birtakım şeylerin
fiyatını aşağıya çekmek suretiyle de, yine
bunların geçimlerini, hayat şartlarını daha iyi düzeye
yükseltme imkânına sahipsiniz -ki, bizim söylediğimiz de budur- o
bakımdan, ben, bunu, bugünkü konudan farklı olarak görmemekteyim.
Bir diğer husus, memurların bugünkü hayat düzeylerini
yükseltecek olan bu tedbirleri, bu kaynak arayışı tedbirlerini
ve onların sonucu olarak da, yine çok ciddî görmüyorum, onların
sonucu gibi tecelli edeceğini, teşekkül edeceğini zannediyorum.
İki gün önce, Sayın Başbakanımız, yanında
koalisyon ortağı olan Sayın Başbakan
Yardımcımızla birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
Birinci paketteki 10 milyar dolarlık bir hedeften, 9,5 milyar
dolarlık bir gerçekleşme sağladıklarını ifade
ettiler. Yine, burada, bu gerçekleşmeden yaklaşık olarak 5,1
milyar dolarlık kısmının, kamu hesapları denilen
havuzda biriken paralardan oluştuğunu ifade ettiler; halbuki, gerçek,
5,1 milyar dolar civarında değil, 19.11.1996 tarihi itibariyle havuz
olarak nitelendirilen hesapta, fiilî olarak değil, kaydî olarak toplanan
para 463 trilyon...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Mızrak.
RECEP MIZRAK (Devamla) Sayın Başkan...
BAŞKAN Süre uzatmıyorum Sayın Mızrak.
RECEP MIZRAK (Devamla) Peki Sayın Başkan.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Mızrak.
Gruplar adına yapılan konuşmalar bitmiştir.
Şahısları adına, Sayın Mehmet Aykaç; buyurun
efendim.
Sayın Aykaç, süreniz 5 dakika efendim.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; görüşülmekte olan Memurlar Diğer Kamu Görevlileriyle
Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler
Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısının 2 nci
maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum:
Bu vesileyle Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, bilindiği
gibi kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar ve
diğer kamu görevlileri ile bunların emeklilerinin malî ve sosyal
hakları yeterli düzeyde bulunmamaktadır. Ayrıca, hizmeti özellik
arz eden bazı kamu personeli ile üst düzey yöneticilerin
maaşlarında son yıllarda önemli derecede reel azalma meydana
gelmiştir. Kamu görevlileri ve bunların emeklilerinin statülerine
uygun bir hayat sağlamak amacıyla mevcut kamu personel rejiminin
yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Hükümetimiz programında, kamu personel
rejiminde bu yönde reform yapılması öngörülmektedir; reform
çalışmalarına devam edilmektedir. Bununla birlikte, bu
çalışmaların uzun zaman alacağı izahtan varestedir.
Kamu görevlilerinin ve bunların emeklilerinin malî ve sosyal
haklarında iyileştirmeler yapmak için son derece kapsamlı ve
birçok kanunî düzenlemeyi içeren reform çalışmalarının
sonuçlandırılmasını beklememek gerekmektedir. Bu nedenle,
devletimizin malî imkânları dikkate alınarak, bir an önce, memurlar
ve diğer kamu görevlileri ile bunların emeklilerinin malî ve sosyal
haklarında iyileştirmeler yapmak amacıyla Hükümetimiz
tarafından bu yetki kanunu tasarısı
hazırlanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasanının
91 inci maddesi uyarınca hazırlanan bu yetki kanun
tasarısıyla, sadece sözkonusu personelin malî ve sosyal
haklarını muhtevi kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin ilgili
hükümlerinde yeni düzenlemeler ve değişiklik yapmak
amaçlanmaktadır.
Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri, bu kanun
tasarısının amacının oldukça açık olmasına
rağmen, burada, söz alan diğer parti gruplarına mensup
değerli sözcü arkadaşlarımızın, bu kanun
tasarısının amacının ne olduğunu sormaları,
bu kanun tasarısıyla neyin amaçlandığını ve
vatandaşlarımızın bizi gayet iyi izlediğini dile
getirmeleri, beni oldukça şaşırtmış ve
düşündürmüştür.
Bu kanun tasarısının amacı gayet açıktır;
kamu kurum ve kuruluşlarında görevli memurların ve diğer
kamu görevlilerinin çalışmalarında etkinliği artırmak,
kamu hizmetlerinin düzenli, süratli ve verimli bir şekilde yürütülmesi ve
malî imkânlar ölçüsünde, geçmiş yıllardaki kayıplarını
giderebilmek için, bunların ve emeklilerinin malî ve sosyal
haklarında iyileştirmeler yapmak üzere, Bakanlar Kurulunun, kanun
hükmünde kararname çıkarma yetkisi olduğu belirtilmiştir; bu
kanun tasarısının amacı budur.
Şimdi, değerli grup sözcülerimiz, özellikle, Anavatan Partisi
Grup Sözcüsü Değerli Sayın Mızrak arkadaşımız çok
önemli konulara temas ettiler ve şöyle dediler:
Memurlarımızın malî durumları oldukça düşüktür -tabiî
ki, kendisini tebrik ediyoruz, isabetli bir tespit yapmıştır-
memurlarımız arasında ücret dengesizliği vardır
Elhakk doğrudur. 1997 yılı bütçesinde, memurlarımıza
öngörülen artışın tatmin edici olmadığına
işaret ettiler; bütün bu tespitler doğrudur, kendisini tebrik
ediyorum; ama, arkasından da, bu çıkarmakta olduğumuz yetki
kanun tasarısıyla bunları düzelteceğimizi bilmesine
rağmen, buna ret oyu vereceklerini söylemelerinin, tespitleriyle, sonunda
söyledikleri arasında tutarlılık olmadığı
kanaatini burada ifade etmek istiyorum; yani, hem deniliyor ki,
memurlarımızın durumu iyi değildir; buna
katılıyoruz, biz düzeltiyoruz, Hükümetimiz bunun için bir yetki
istiyor hayır, bu yetkiyi size vermeyiz, Mecliste yapalım
AHMET ALKAN (Konya) Burada düzeltilir!..
MEHMET AYKAÇ (Devamla) İşte, Mecliste, hangi kanunu, kaç
maddelik bir kanunu, kaç saatte çıkarabildiğimizi hepiniz
biliyorsunuz; benden çok daha iyi biliyorsunuz.
AHMET ALKAN (Konya) İstediğimiz gibi, üç dakikada
çıkarıyoruz.
MEHMET AYKAÇ (Devamla) Engelleme üzerine engelleme
yapıldığını...
BAŞKAN Sayın Aykaç, süreniz bitti efendim, teşekkür
ederim.
Sayın Mahmut Işık, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika Sayın Işık; süreyi
uzatmadığımı da biliyorsunuz.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
Memurlar, Diğer Kamu Görevlileri ile Bunların Emeklilerinin Malî ve
Sosyal Haklarında Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu
Tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi arz etmek için huzurlarınızdayım.
Ben, 2 nci madde üzerinde görüşlerimi arz edeceğim. Bu kanun
tasarısı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununu, 375
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi, 926 sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununu, 2629 sayılı Uçuş,
Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağaadam Hizmetleri
Tazminat Kanununu ve buna benzer bir yığın kanunu yeni
baştan değiştiriyor.
Bu kanunu, Yüce Parlamentodan geçtikten sonra Sayın
Cumhurbaşkanı veto etmiş. Meclisimizin, bu Yasayı aynen
kabul etmesi nedeniyle; Sayın Cumhurbaşkanı, tekrar, ikinci kez
geri gönderme yetkisi olmadığı için, onaylamış. Daha
sonra, Anayasa Mahkemesine gitmiş ve Anayasa Mahkemesi de yürürlüğün
durdurulması kararı vermiş.
Biz, memurlarımızın ve onların emeklilerinin
durumlarının düzeltilmesine karşı değiliz; ancak,
Cumhurbaşkanı tarafından geri döndürülen, daha sonra da Anayasa
Mahkemesince yürürlüğünün durdurulmasına konu olan kararda belirtilen
usule uygun şekilde düzenlenmemesi nedeniyle bu tasarıya
karşıyız.
Şimdi, biraz önce Sayın Metin Şahin söyledi;
Anayasanın 128 inci maddesinde, memurlarla ilgili düzenlemelerin, 657
sayılı Yasayla verilen haklarla ilgili düzenlemelerin kanunla
yapılacağını, Anayasa hükme bağlamış.
Diğer taraftan, yine Anayasanın 153 üncü maddesi, Anayasa Mahkemesi
kararlarına, yasama, yürütme ve diğer gerçek ve tüzelkişilerin
uymasını da hükme bağlıyor; ama, Yüce Meclis, bu açık
Anayasa hükmünü ihlal ediyor; bizim karşı olduğumuz bu.
Dün, Refah Partili bir arkadaşımız,
konuşmasında faşizan baskı uyguluyorsunuz dedi, çok
sinirlendiler. Ee, şimdi, ben soruyorum, bu bir baskı değil mi,
bu bir dayatma değil mi?
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) Hayır, değil.
MAHMUT IŞIK (Devamla) Elbette dayatma. Yani, bir yasanın
hazırlanması için, hükümet, bununla ilgili sivil toplum örgütlerini
çağırır, ilgili bakanlıkların, bu işte görüş
bildirecek bakanlıkların görüşlerini alır. Burada, 8 -10
kanunu değiştiriyoruz; onları, komisyonlarda daha ciddî
tartışalım, onların görüşlerini de alalım. O
zaman, bu yasa, Anayasa Mahkemesinin gerekçelerine aykırı olarak
düzenlenmez, daha iyi incelenerek, daha ciddî incelenerek hem ilgililerin önüne
böyle bir yasa sunulmuş olur. Böylece, hem Yüce Meclis
saygınlığından bir şey kaybetmez ve hem de bu yasadan
istifade edecek birimler, kuruluşlar ve kişiler de, o yasanın
faydasını sonuna kadar kullanmış olurlar. Bizim söylemek
istediğimiz bu.
Arkadaşlarımızın olayı enteresan bir
şekilde çarpıtarak söyledikleri gibi, biz, yasanın
çıkmasına karşı değiliz; biz, yasanın
çıkmasını istiyoruz ve bilakis, yasada eksiklikler meydana
gelmesin diye uğraş veriyoruz. Bunu da
arkadaşlarımızın bilmelerini istiyorum.
İnanıyorum ki, gerek 657 sayılı Yasada gerekse 926
sayılı Yasa ve 2 nci maddede sayılan diğer tüm yasalardaki
yenilikleri teker teker getirmiş olsanız, bu Meclis, buna, son derece
duyarlı davranacaktır. Kaldı ki, bu Meclis, bunun örneklerini de
vermiştir. İşte Trafik Yasası, kaç maddeydi, ne oldu?..
Daha önce, Sayın Meclis Başkanı, bununla ilgili sivil toplum
örgütlerinin ve ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının
temsilcilerini Türkiye Büyük Millet Meclisinde topladı, bu salonda
oturduk, bunu, bir gün, sabahtan akşama kadar tartıştık.
Daha sonra da, yaptığımız tartışmalar
ışığında hazırlanan o tasarı, yeni
baştan Türkiye Büyük Millet Meclisine getirildi ve Türkiye Büyük Millet
Meclisinde sağlanan bir konsensüsle de, Trafik Yasası -işte,
birinci aydan itibaren yürürlüğe girecek; onunla ilgili altyapılar
hazırlanıyor- ilgililerin hizmetine sunuldu; Türkiyede kangren olan
bir konu, çok ciddî bir şekilde incelenmiş oldu. Eksiklerimiz olursa,
onları da ileride getirin, onlara de evet diyeceğiz.
Şimdi, 657 sayılı Kanun 926 sayılı Kanun ve
burada saydığınız kanun hükmünde kararnameleri düzelten
hususlar, aynı şekilde...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Işık, uzatmıyoruz süreyi.
Teşekkür ederiz.
MAHMUT IŞIK (Devamla) Saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, madde üzerindeki
konuşmalar bitmiştir.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
Süreniz 10 dakika efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Memurlar, Diğer Kamu Görevlileri ile
Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında Düzenlemeler
Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısının 2 nci
maddesi üzerinde, Hükümet adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, bir konunun sarahaten bilinmesinde yarar var:
Anayasamızın 128 inci maddesinin ikinci fıkrası
Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri,
atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık
ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir der.
Anayasamız, bu hükmüyle bir ilke ortaya koymuştur.
Ağustos ayının 12sinde, Hükümetimiz bir yetki kanunu
tasarısı getirmiş ve bu tasarı Meclisten geçtikten sonra,
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından, bir defa daha
görüşülmek üzere Meclise iade edilmiştir. Daha sonra, aynı yetki
kanunu Mecliste tekrar görüşülmüş, kabul edilmiş ve Anayasa
Mahkemesinden dönmüştür.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, hukuk devletidir;
yasalarımız, Anayasa Mahkemesinin denetimine tabidir. Bu ilk defa
olmuyor, ilk defa olan bir olay değil. Anayasa Mahkemesinin iptal
ettiği yetki kanunu ile bugün görüşmekte olduğumuz yetki kanunu
tasarısı çok farklı şeylerdir. Hükümetimiz, bu konuda,
ücretlere yönelik, iyileştirmeden başka bir şey
düşünmemektedir, Bunu tekraren söylüyorum: Hükümetimiz, memurların
ücretlerinde iyileştirme yapmaktan başka hiçbir şey
düşünmemektedir. Şayet, ağustos ayından bu yana geçen süre
zarfında, bu konu çözülebilmiş olsaydı, memurlarımız,
güvenlik güçlerimiz, doktorlarımız, idarecilerimiz tümüyle, bugün,
ağustos ayında Hükümetimizin memura verdiği yüzde 50lik zamdan
ayrı bir zam almış olacaktı. Muhalefet, bir yandan hayat
pahalılığından, memurun geçim
sıkıntısından bahsedecek, öte yandan, bu konuda getirilen
-tüm ekonomik zorluklara rağmen getirilen- iyileştirme önemlerine
karşı çıkacak... Bunu anlamakta zorluk çekmekteyiz.
AHMET ALKAN (Konya) Kim karşı çıkıyor Sayın
Bakan?!.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, kanun tasarısının 1 inci maddesinde,
İktidar Partileri olarak, bir öneri getirdik ve Hükümet olarak buna
katıldık; Komisyon katıldı. Ne diyordu tasarının
1 inci maddesi: Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşlarında
görevli memurların ve diğer kamu görevlilerinin
çalışmalarında etkinliği artırmak, kamu hizmetlerinin
düzenli, süratli ve verimli bir şekilde yürütülmesini sağlamak... Bu
konuda, iyileştirmenin ötesinde bazı maksat taşıyorsunuz,
amaç taşıyorsunuz noktasından hareketle, itiraz edildi. Biz, bu
itiraz karşısında, iyi niyetimizin bir işareti olarak, o 1
inci maddedeki, kendi tasarımızdaki bir ifadeyi, bir ibareyi
çıkardık ve Bu Kanunun amacı; kamu kurum ve kuruluşlarında
görevli memurlar ve diğer kamu görevlileri ile bunların
emeklilerinin, malî imkânlar ölçüsünde geçmiş yıl
kayıplarını giderebilmek, malî ve sosyal haklarında
iyileştirmeler yapmak üzere...dedik. Biz, Hükümet olarak, kendimizi
bağlamış durumdayız; bizim, bunun dışında
bir tasarruf yapmamız mümkün değildir; çünkü, getirdiğimiz
tasarıda bu mündemiçtir.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, 1986
yılında, aynı şekilde, bir yetki yasası
çıkarılmıştır; zamanın Sosyaldemokrat Halkçı
Parti Grubu, Anayasa Mahkemesine gitmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu yetki
yasası hakkında bir karar vermiştir; verdiği karar,
tamamen, bugün, bizim yapmakta olduğumuz, önerdiğimiz istikamettedir.
Bugünkü tasarının 2 nci maddesinin 10 uncu bendi, 1986
yılında çıkarılan Yetki Kanununda (m) fıkrası
olarak geçmektedir. Bakınız, ne diyor: Bu maddenin (m) bendinde,
diğer kanun ve kanun hükmünde kararnamelerin, devlet memurlarıyla
diğer kamu görevlilerinin idarî, malî ve sosyal haklarıyla ilgili
hükümlerinde ibaresine yer verilmişken; bu düzenlemenin Anayasanın
91 inci maddesine aykırı olduğu iddiasına
karşılık -cevap- mevzuatımızda, devlet
memurlarıyla diğer kamu görevlilerinin idarî, malî ve sosyal
haklarıyla ilgili hükümler içeren yasalar bellidir; ancak, bir bir
saptanması, hangi yasada bu konuda ne gibi bir hükmün bulunduğu
oldukça dikkatli bir inceleme ve araştırmayı gerektirir. Burada,
yasa koyucu, bizzat yapacağı araştırmada, devlet
memurları ve diğer kamu görevlileriyle ilgili kimi yasaların
gözden kaçmış olabilmesi ihtimalinin yaratabileceği
sakıncaları önlemek gibi bir amaçla, iptali istenilen (m) bendinde
olduğu şekilde bir belirlemeyi tercih etmiş bulunmaktadır.
Bu tür bir tespitin, kapsam belirleme işinin ötesinde, topyekûn bir yetki
devri olarak yorumlanması isabetli sayılmaz. Bu noktadan hareketle,
iptal talebi reddedilmiştir.
Bakınız, Anayasa Mahkemesinin 1986/15 esas sayılı ve
6 Ocak 1987 tarihli verdiği kararın fotokopisini, bu konuya itiraz
eden, bu konuda itirazda bulunan
arkadaşlarıma takdim edeceğim, sunacağım. Gerek Yetki Yasası
gerekse bugün bizim getirdiğimiz
yetki tasarısı, içerik itibariyle, ifade itibariyle tamamen
tıpatıp aynıdır; en ufak bir değişiklik söz
konusu değildir. Biz, Anayasa Mahkemesi kararlarına
saygılıyız. Lütfen, değerli muhalefet partisi sözcüleri bu konuda
anlayış göstersinler ve memurlarımızın beklediği
bu iyileştirmenin bir an evvel yapılması konusunda bize
yardımcı olsunlar.
Değerli arkadaşlarım, biz, bir idarî yapılanma
peşinde değiliz; istediğimiz kararları, istediğimiz
yasaları bu Meclisten çıkarabiliyoruz. Eğer biz, bu yetki
tasarısının gölgesine sığınarak başka türlü
birtakım idarî tasarruflar, idarî yapılanmalar peşinde
olsaydık, onu, açıkça buraya getirirdik. Daha önce getirilmiş
olanlardan bazılarının çıkarılmış
olması, bu yetki tasarısına konulmamış olması,
Hükümet ve İktidar grupları olarak iyi niyetimizin ifadesidir.
Saygılar sunuyorum. (DYP ve RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Öymen, konuşacak mısınız efendim?
OYA ARASLI (İçel) Sayın Başkan, muhalefet sözcülerine
atıfta bulundular ve muhalefete...
BAŞKAN Efendim, muhalefet sözcüsü,
yalnız zatı âliniz değil ki, üç tane muhalefet partisi var.
OYA ARASLI (İçel) Hepimizin üzerinde durduğu bir husus,
burada yanlış yansıtılmıştır, onun için
açıklama yapmak istiyorum...
BAŞKAN Düzeltildi efendim...
OYA ARASLI (İçel) Müsaade ederseniz düzeltelim...
BAŞKAN Hayır efendim... Sayın Bakanın bahsettiği,
muhalefetin üzerinde durduğu, biz, sanki ücretlerin iyileştirilmesi
dışında teşkilata da iyileştirme getiriyoruz...
OYA ARASLI (İçel) Hayır efendim, doğru değil,
Anayasa Mahkemesi kararıyla ilgili...
BAŞKAN Ben dinliyorum da, onun için... Onu çıkardık
dedi.
OYA ARASLI (İçel) Müsaade ederseniz, itirazımız zapta
geçsin...
BAŞKAN Buyurun Sayın Öymen.
Süreniz 5 dakika.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Sayın Başkan, sayın
arkadaşlarım; benden önce konuşan Sayın Bakan, bu
tasarıyla memurların durumlarının iyileştirilmesinin
hedeflenildiğini belirtti. Şimdi, yalnız, bu hedefe doğru
giderken, bunu, usulüne uygun yapma imkânı yok mudur?
Arkadaşlarım, bu tasarının Anayasaya
aykırı olduğunu defalarca belirttiler. Tasarının
Anayasaya aykırı olduğu bir yana, şu tasarının
yazılış şekline bakın -Sayın Başkan
farketti, yerinden işaret etti- madde şöyle
başlıyor:MADDE 2. 14.7.1965 tarih ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu.... Ne demek tarih ve 657 sayılı
Devlet Memurları Kanunu?.. Yani, tarih mi söz konusu?.. Tarihli demesi
lazım. Aşağıya kadar getirmiş getirmiş ve hep
tarih demiş -yani, bu bir Türkçe meselesi- 5 inci fıkraya kadar
tarih diye gelmiş, 6 ncı fıkrada aklı başına gelmiş,
yazan kimse düzeltmiş ve 24.2.1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler
ve Savcılar Kanunu demiş; yani, orada düzeltmiş. Yazan kimse
diyorum ama, bunu yazan Hükümet, bunu Hükümet yapıyor, Hükümetin
tasarısı. Ondan sonra, geliyor 7 nci fıkraya ve Türkçe
açısından iki tanesini düzgün olarak yazmış; 8 inci
fıkraya gelmiş ve burada tarih falan yok, tarihi tamamen unutmuş
ve sadece 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu
demiş, sadece sayı vermiş; 9 uncu fıkrada yine sayı
vermiş.
Burada Türkçe açısından, virgül, nokta gibi daha birçok
söylenecek şey var; ama, bu kadar kayıtsız, bu kadar titizlikten
uzak, laubali demek istemiyorum ama, bu kadar sorumluluk duygusundan uzak bir
şekilde kanun yazılır mı!.. Hükümet tasarısı bu.
Ve bu, Komisyona geliyor, Komisyondaki arkadaşlarımız
tarafından da da bunun için aynen kabul edilmiştir deniliyor. Yani,
iğneyi biraz da kendimize batıralım.
Değerli arkadaşlar, bu bir tarafa; anlaşılıyor
ki bu kanun tasarısı -amacı ne olursa olsun- amaca doğru
giderken doğru dürüst hareket etme gereğine uyulmadan getirilmiş
bir kanun tasarısıdır.
İkinci husus: Bunun Anayasaya aykırı olduğu o kadar
delilli bir şekilde anlatıldı ki ve şu da belli ki:
Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe sayan bir tavır sergilemek
vurdumduymazlıktır. Bu benim lafım değil, bu, Sayın
Erbakanın lafı ve arkadan devam ediyor: Anayasa Mahkemesine hürmet
etmek lazımdır şudur budur diye...Ne zaman; Hükümetin
düşürülmesiyle ilgili olarak Anayasa Mahkemesine müracaat ettikleri ve
Anayasa Mahkemesi bunu kabul ettiği zaman.
Yani kendi işlerine geldiği zaman Anayasaya uymak vazifedir,
uymamak vurdumduymazlıktır; bu Hükümetin başında
bulunduğu sırada buraya geldiği zaman ise, kendi partisi
tarafından, kendi Hükümeti tarafından verilen tasarıda bu
vurdumduymazlığın örneğini sergiliyor. Bu çifte
standarttan...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) Doğru... Doğru...
ALTAN ÖYMEN (Devamla) Böyle bu... Tarihini de söyleyeyim mi; 16
Mayıs 1996. Daha bunun gibi çok sözleri var.
Fakat, netice itibariyle, 2 nci madde üzerinde konuşuyorum, hiç
olmazsa, bu maddenin dediğim bölümlerinin Anayasaya aykırı olduğu
muhakkak, bunun reddedilmesi lazım; ama, eğer mutlaka çıkacaksa,
bunun bölümlerini, öyle, aşağıdan yukarıya canım,
Başkan, sen düzeltiver falan diye düzeltme yoluna gitmeyin. Ayıp
denen bir şey var! Başkan işaret ediyor tarih, tarihli
meselesini; oradan Komisyon diyor ki: Canım, siz de onu düzeltiverin.
Böyle kanun yapılır mı arkadaşlar?!
Kanun yapımında biraz daha ciddî olmayı ve Sayın
Erbakanın dediği gibi, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe
sayan bir tutum sergilemenin vurdumduymazlık olduğunu idrak etmeyi
Yüksek Heyetinizin takdirlerine sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öymen.
Sayın milletvekilleri, tasarının 2 nci maddesi üzerindeki
konuşmalar sona ermiştir; yalnız, Plan ve Bütçe Komisyonu,
gönderdiği bir pusulada, tasarının 2 nci maddesinde -bizim de
ikazımızı göz önünde tutarak- 6 ve 7 nci fıkralardaki
tarihli ibaresinin tarih olarak, 8 ve 9 uncu fıkraların da
11.10.1983 tarih ve 22.01.1990 tarih
şeklinde düzeltilmesini istemiş; ancak, bence tarihli daha...
MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) Sayın Başkan, bu ifade
doğrudur.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Uygundur, uygundur...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA (Afyon) Uygundur
Sayın Başkan.
MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) Bu ifade doğru, tarih ve
sayılı diye...
BAŞKAN Efendim tarih ve sayılı da olabilir de
tarihli ve sayılı olsa daha iyi.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın Başkan,
sizin dediğiniz doğru.
BAŞKAN Neyse; önemli
değil.
Yalnız, öyle düzeltiyoruz da... Yani, hepsinde ya tarih olacak ya
tarihli olacak; yani, birinde tarih birinde tarihli birilerinde de
tarih yoksa olmaz, cümlede bir insicam olmaz.
Yalnız, 10 uncu fıkra da ile ile başlıyor. Bence,
oradaki ile de gereksiz. Yani, 10. Diğer Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerin demek daha iyi olur; öyle, bendin başını ile
ile başlatmak kanun tekniğine biraz uygun değil; ama, uygun
düşerse...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan,
bunlar bir yerde esasa müteallik işler, bunları önergesiz düzenlemek
mümkün değil.
BAŞKAN Hayır efendim, bunlar nihayet bir redaksiyon...
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Redaksiyon yetkisi
verdik Divana.
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Redaksiyona girmez
bunlar.
BAŞKAN Girer efendim, girmez mi... Redaksiyonun ne olduğunu
biliyoruz. Rica ediyorum...
Teşekkür ederim.
Sayın Komisyon, ile kelimesini çıkarıyor muyuz
çıkarmıyor muyuz? Yani, redaksiyon bakımından 10 uncu
fıkranın başındaki ile kelimesinin yerinde kalmasını
istiyor musunuz, yoksa kalksın mı?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA (Afyon)
Çıkabilir Sayın Başkan.
BAŞKAN Çıkarıyoruz, peki.
Maddeyi, o şekilde, düzeltilmiş olarak oylayacağız.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Maddeyle ilgili bir önerge var okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
144 sıra sayılı Yetki Kanunu
Tasarısının 2 nci maddesinin 10 uncu bendinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Oya
Araslı Nihat
Matkap Birgen
Keleş
İçel Hatay İzmir
Altan
Öymen Ali
Şahin Ayhan
Fırat
İstanbul Kahramanmaraş Malatya
Orhan
Veli Yıldırım Yahya
Şimşek İsmet
Atalay
Tunceli Bursa Ardahan
BAŞKAN Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA (Afyon)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükümet?..
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmıyorlar.
Sayın Araslı, gerekçeyi mi okutalım, konuşacak
mısınız efendim?
OYA ARASLI (İçel) Gerekçeyi okutun efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Söz konusu 10 uncu bent, Anayasa Mahkemesinin yetki kanunlarıyla
ilgili kararlarına aykırı bir biçimde verilecek kanun hükmünde
kararname çıkarma yetkisinin kapsamını belirsiz hale
getirmektedir. Halbuki, Anayasamızın 91 inci maddesine ve Anayasa
Mahkemesi kararlarına göre, yetkinin kapsamının belirli
olması gerekmektedir.
BAŞKAN Önergenin gerekçesini okuttuk.
Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadılar.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan,
yoklama talebimiz var.
BAŞKAN - Efendim, önergeyi işleme koyalım da,
arkasından maddeyi oylayacağız.
MEHMET KEÇECİLER (Konya) Olur mu efendim?
BAŞKAN Efendim, talebinizi iki saniye sonra işleme
koyacağım... Rica ediyorum... Ne olacak yani, bir önergeyi
işleme koyalım. (anap ve CHP sıralarından gürültüler)
Arkadaşlar, o kadar önemli bir olay değil... İki saniye
geç olsun...
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
III. -
YOKLAMA
BAŞKAN Şimdi, maddenin oylaması sırasında
yoklama isteği var, işleme koyacağım. Maddeyi, böyle,
önergelerden arındırarak oylayacağız arkadaşlar.
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) Bunlar memur düşmanı(!)
BAŞKAN Maddenin oylanması sırasında yoklama
yapılması istenmiştir. Şimdi, evvela, yoklama isteyenleri
Genel Kurul salonunda arayacağım. Gerçi, bir yoklama yarım saat
sürüyor; ama, Meclisin de 40 dakikalık bir zamanını israf etmek
istemiyoruz, son dakikasına kadar Meclisin çalışma saatini
kullanacağım. Yoklamayı yapacağız, çoğunluk
olursa, çalışmalarımıza devam edeceğiz, olmazsa, ona
göre değerlendireceğiz.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Genel Kurulda yeterli çoğunluk bulunmadığından,
yoklama yapılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
BAŞKAN Önergede imzası bulunanların burada bulunup
bulunmadığına bakacağım:
Sebgetullah Seydaoğlu?.. Burada.
Adil Aşırım?.. Burada.
Murat Başesgioğlu?.. Burada.
Miraç Akdoğan?.. Burada.
Refik Aras?.. Burada.
Bülent Atasayan?.. Burada.
Recep Mızrak?.. Burada.
Ömer Ertaş?.. Burada.
Halil İbrahim Özsoy?.. Burada.
Güneş Taner?.. Burada.
Mehmet Keçeciler?.. Burada.
Sadi Somuncuoğlu?.. Burada.
Ahmet Alkan?.. Burada.
Mahmut Işık?.. Burada.
Oya Araslı?.. Burada.
Celal Topkan?.. Burada.
Ahmet Küçük?.. Burada.
Nezir Büyükcengiz?.. Burada.
Ayhan Fırat?.. Burada.
Metin Arifağaoğlu?.. Burada.
Nihat Matkap?.. Burada.
20 kişi var, yoklama isteğini yerine getireceğim.
Sayın arkadaşlar, yalnız, çalışma saatimizin
sona ermesine 35 dakika var; bizim de, böyle, 35 dakika yorulmamıza sebep
oluyorsunuz...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan,
bu kanun tasarısı bitmez zaten.
BAŞKAN Yoklamaya başlıyoruz.
(Yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, yoklama sırasında
Genel Kurul salonunda olmayıp, sonradan gelen milletvekilinin,
adını, soyadını beyaz bir kâğıda yazıp,
bugünkü tarihi ve imzasını atarak, Divana göndermesini rica ederim.
Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız
vardır; çalışmalarımıza devam ediyoruz.(RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
VIII. KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
2. Memurlar, Diğer Kamu
Görevlileri ile Bunların Emeklilerinin Malî ve Sosyal Haklarında
Düzenlemeler Yapılmasına Dair Yetki Kanunu Tasarısı ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/539) (S. Sayısı : 144) (Devam)
BAŞKAN Efendim, 2 nci maddeyi, redakte edilmiş
şekliyle, oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... 2
nci madde kabul edilmiştir.
3 ncü maddeyi okutuyorum:
İlkeler
MADDE 3. Bakanlar Kurulu bu Kanunla verilen yetkiyi
kullanırken; kamu hizmetlerinin yürütülmesinde etkinliği
artırmayı, ülkenin ekonomik ve sosyal durumunu dikkate alarak
memurlar, diğer kamu görevlileri ve bunların emeklilerinin
geçmiş yıllardaki kayıplarını gidermeyi, yeterli ve
adil bir ücret seviyesini sağlamayı, memur ve diğer kamu
görevlilerinin malî ve sosyal haklarında hizmetin özellik ve gereklerine
uygun iyileştirmeler yapmayı göz önünde bulundurur.
BAŞKAN Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Güneş
Taner; buyurun.
Sayın milletvekilleri, uygun görürseniz, bu maddenin müzakeresi
bitinceye kadar çalışma süresini uzatalım. (ANAP
sıralarından gürültüler)
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Olur mu Sayın
Başkan ?!.
BAŞKAN Bir dakika
efendim... Oylarınıza sunmadım.
Bu maddenin görüşmeleri bitinceye kadar çalışma süresinin
uzatılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Efendim, maddenin
görüşmelerine başlamamanız gerekirdi.
BAŞKAN Sayın Başesgioğlu, bakın; burada
yarım saattir yoklama yapıyoruz. Biz, Başkanlık Divanı
olarak bu kadar emek sarf ettiğimize göre, Meclisi de
çalıştırmamız lazım değil mi... (RP ve DYP
sıralarından Bravosesleri; alkışlar)
Rica ediyorum efendim... Rica ediyorum...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Uzatma olur da, bir
saatlik uzatma olmaz ki.
BAŞKAN Neyse, az bir zaman kaldı.
Buyurun Sayın Güneş Taner; süreniz 10 dakikadır.
ANAP GRUBU ADINA GÜNEŞ TANER (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türk ekonomisinin, her geçen gün,
maalesef, daha ağır şartlara itildiği bugünlerde,
şüphesiz, memurlarımızın ve emeklilerin durumunu
iyileştirmek için çıkarılacak olan her türlü yasaya, Anavatan
Partisi mensupları ve tahmin ediyorum bu Meclisin bütün üyeleri evet
diyecektir; bunda bir şüphem ve kuşkum yoktur. Bu konuda kimsenin
yanlış düşüneceğini, eksik düşüneceğini tahmin
etmiyorum.
Yalnız, bütün mesele, acaba Hükümet bu tasarıyı
getirdiği zaman bu Yüce Meclisteki milletvekillerine ve memurlara müjdeli
bir haber veriyor mu veya doğruyu söylüyor mu? İşte,
anlaşılması gereken, araştırılması gereken
veya ben yanlış anladıysam, biz yanlış
anladıysak, Hükümet tarafından düzeltilmesi gereken sual budur.
Metni okuduğunuz zaman, halisane, fevkalade tatlı, hatta,
baldan tatlı bir kanun tasarısı görüyorsunuz. Hakikaten öyle...
Bakınız, ne diyor; geçmiş zamanlar içerisinde
durumları kötüye düşen memurun ve emeklinin halini düzelteceğim.
FİKRET KARABEKMEZ (Malatya) Sayenizde...
GÜNEŞ TANER (Devamla) Sayemiz de değil mi!..
Şimdi bakın, devletin rakamlarından, memuru, kimin nereye
getirdiğini göstereceğim. (RP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Efendim, müdahale etmeyelim, rica ediyorum...
GÜNEŞ TANER (Devamla) ... Bunu söylüyor. Bununla beraber, burada,
ufak bir parantez açıyor; dikkatli okursanız göreceksiniz, diyor ki
...kamu hizmetlerinin düzenli, süratli ve verimli bir şekilde
yürütülmesini sağlamak... Şimdi, aklımıza şu sual
geliyor. Bugüne kadar, devletin kamu düzeni, sürekli ve süratli yürütülmüyor
muydu da, buna ihtiyaç duyduk? Kaldı ki, bunu yetki tasarısıyla
buraya getirmenize lüzum yok; Hükümetsiniz, elinizdeki yetkiyi kullanarak,
devleti bu şekilde idare edersiniz, hiçbir engel, hiçbir mani yok.
Bunu, acaba, buradan, sizler, yeni kadrolar açıp, memur
sayısını artırıp, kendinize ve kendi siyasî parti
yandaşlarınıza imkân tanımak için mi; yoksa, bir popülist
politikayla, 1997 senesinde erken seçimlere gitme niyetiniz olduğu için mi
geçirmek istiyorsunuz?.. Birinci sual budur.
ÖMER EKİNCİ (Ankara) Olabilir...
GÜNEŞ TANER (Devamla) Olabilir diyorsanız, bakın,
hiçbir itirazım yok. Eğer, böyleyse, çıkın, bu kürsüden, bu
Meclise, bu millete doğrusunu söyleyin. Böyle gizleyerek, alttan bunu
yapmaya kalkarsanız, doğruları söylememiş olursunuz.
Peki, ben diyorum ki, bir an için iyi niyetli davranıyoruz, katiyen
bunun altında bir şey aramayalım; o zaman, 3 üncü maddenin
metnini okuyorum size, anlatıyor, anlatıyor, anlatıyor;
bakın ne diyor: ... ve gereklerine
uygun iyileştirmeler yapmayı göz önünde bulundurur. Hükümet ne
bulundururmuş; memur için iyileştirme yapmayı göz önünde
bulundururmuş. Allah Allah!.. Nasıl bir madde bu?!. Kanun hükmünde
kararname çıkarıyoruz; diyoruz ki, ezilen memura daha fazla para
vereceğiz, emekliye daha fazla imkân vereceğiz ve bunu verecek olan
Hükümet, bu vermeyi göz önünde bulundurur... O zaman, niye buraya verir
demiyorsunuz? Çünkü, vermeyeceksiniz. Niye vermeyeceksiniz, onu da arz edeyim
size: Eğer, elimdeki doküman, şu anda Plan ve Bütçe Komisyonuna
verilen ve tartışılan bütçe yalan söylemiyorsa, eğer
buradaki rakamlar hayalî değilse, o zaman, gelin, bu rakamlar ne diyor,
ona bakalım. Bu rakamlara göre,
1996 yılında -yani, içinde bulunduğumuz yıl
içerisinde- memura tüm bütçe harcamalarından yüzde 22 oranında para
verilmiş. Hatırlayacaksınız, daha evvel yapılan yüzde
50lik bir maaş artımıyla vardı bu.
Şimdi, eğer, siz, bu iyileştirmeyi göz önünde
bulunduruyorsanız, 1997 senesinde, bu rakamlara göre, devletin bütçesinden
ne vermeyi taahhüt ediyorsunuz; yüzde 22den yüzde 24e, yüzde 2lik bir
artış getiriyorsunuz.
Peki, o zaman, daha evvel yapılanlar neymiş bakalım;
bakın devletin rakamlarından okuyorum: Anavatan Partisinin
iktidarı bıraktığı dönemde 1 milyon 270 bin memur
vardı. Bugün, bu rakam, 1 milyon 900 bini aşmıştır;
yani, geçen süre içerisinde yüzde 50 oranında yeni memur
alınmış.
Şimdi, eğer, elinizdeki imkânlar fazla yoksa -ki, Türkiyede
yok, hepimiz biliyoruz bunu, kimseye bir şey söylemek için arz etmiyorum-
o zaman, elinizdeki imkânı 1 milyon 270 bin yerine, 1 milyon 900 bin
kişiye paylaştırıyorsunuz ve bakın netice ne
olmuş, aynen okuyorum: 1991 senesinde personel giderlerinin toplam harcama
içindeki miktarı yüzde 42 imiş; yani, Anavatan Partisi Hükümeti,
bütçenin yüzde 42sini memuruna, emeklisine veriyormuş. 1992de bu rakam
yüzde 47 olmuş; hatırlayacaksınız, biraz arttı,
hükümet değişti. Peki, sonra ne olmuş; 1993te yüzde 38, 1994te
yüzde 32, 1995te yüzde 29,4 ve 1996da yüzde 24...
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, memurun durumunun
ne hale geldiği; elimizdeki imkânlar ve fazla alınan memur
sayısından dolayı bütçenin ne hale geldiği, burada,
rakamlarla ortadadır.
Bu geçmiştir, geçmişi kurcalamak istemiyorum; yapılan
yanlış, yapılmışsa yapılmıştır...
Geçmişi kurtarmak elimizde değildir; ama, yarını kurtarmak
elimizdedir.
Yarın için diyorsunuz ki: Biz, memurun durumunu, emeklinin
durumunu iyileştireceğiz. İnanmak istiyorum size.
İyileştireceksiniz; ama, hangi kaynakla iyileştireceksiniz?
Rakamlara bakıyoruz, bütçeye koyduğunuz rakamlarda bu rakam yok ve
unutmayınız ki, bu bütçe, Türkiye tarihinde bu Hükümetin
övündüğü denk bütçe olarak gelmektedir. Bunun denk olup
olmadığını zaman gösterecektir, bir şey demiyorum;
ama, var sayın ki, sizin burada yazmış olduğunuz bütün
rakamlar yerine gelse, bütün özelleştirmeyi yapsanız, bütün gelirleri
tutmuş olsanız bile, bu rakamların içerisinde, memura, burada
verecek paranız yok. Eskaza, bir yanlışlık yapar da,
popülist bir yaklaşımla, seçime meçime gideceğiz diye, siz de,
diğer iktidarlar gibi daha fazla memur alırsanız, bugünkü
memurun, bugünkü emeklinin durumu perişan olur. Gelin, yapmayın!..
Yapmayın bu garibanlara!.. Bakın, sokaklarda yürüyorlar;
yapmayın!.. insanlar aç...
Diğer taraftan, biz, burada, devletin içerisine kirli ellerin,
kirli ilişkilerin niye girdiğini tartışıyoruz. Bu
maaşla, bu imkânlarla, bu insanların nasıl düzgün, bozulmadan
kaldığına şükretmek kalıyor bize. Bakın, bu
yanlışları yapmayın!..
Peki, o zaman ne yapacaksınız; diyeceksiniz ki, peki
Sayın Taner, siz, bizim Sayın Başbakanımızı,
Sayın Başbakan Yardımcımızı iki gün evvel
izlemediniz mi, 10ar milyarlık kaynakları nasıl
getirdiğini!..
Bakın, buradan size acı bir şey anlatayım:
Türkiyenin ulusal rezervleri 25 milyar dolar civarındadır; Merkez
Bankası, artı, bankalarımız...
Dünyada hiç rastlanmamış bu havuz sistemi ile devlet bankalarının
ve özel sektör bankalarının dışarıda tuttukları
mevduat; yani, bizim rezerv olarak gösterdiğimiz rakamları oradan
alıyorsunuz, devletin Hazinesine veriyorsunuz ve buraya da 10 milyar dolar
bir para geliyor. Kaynak mı, kaynak; imkân mı, imkân; ismine ne
derseniz deyin...Peki, o zaman, sizin ulusal rezervleriniz kaç oluyor? Yani
muhasebe bilen insanlar gayet iyi bileceklerdir ki, iki yerde aynı para
olmaz; eğer, para oradaysa 25 milyar dolar; yok, para buradan gelirse...
Beyler, siz, şu andan itibaren -ki, IMF bunu size yakında
söyleyecektir, sizi, ikaz edecektir ve sizin ulusal rezerevleriniz artık
25 milyar dolar değil, ulusal rezervleriniz 10 milyar dolar
düşmüştür diyecektir- Hazinenin borçlanması için ulusal
rezervleri kullanıyorsunuz. Niye kullanıyorsunuz bu kaynakları?
Çünkü, yurtdışında Amerikan piyasası kapandı, Avrupa
piyasası kapandı, geçenlerde Japon piyasası da kapandı.
1997 senesi içerisinde anapara ve faiz olarak 11 milyar dolar para ödeyeceksiniz;
hangi kaynakla ödeyeceksiniz bunu; size, 5 kuruş para vermiyorlar!..
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yurt içinde mukim
vatandaşlarımızın...
LÜTFİ YALMAN (Konya) Alışmışsın iyice
borçlanmaya, kafanı takmışsın borçlanmaya...
BAŞKAN Müdahale etmeyelim, rica ediyorum...
Buyurun, efendim, siz devam edin.
LÜTFİ YALMAN (Konya) Türkiyenin bu kaynakları var...
BAŞKAN Efendim, müdahale etmeyin...
GÜNEŞ TANER (Devamla) Yahu, böyle bilmeden konuşuyorsun.
Ben, borçlanmaya karşı değilim; yeter ki, bu para, bu memlekete
kullanılsın. Ben, bu paranın; kulağı böyle göstererek,
memleketin ve milletin aldatılmasına karşıyım; ben,
onu anlatıyorum. Benim için fark etmez; ha Ali ha Veli, sen istediğin
yere koy... Bu işi bilenler, bu paranın nerede olduğunu
bilirler; siz, kendinizi kandırmaktan ileri gidemezsiniz...
TEMEL KARAMOLLAOĞLU (Sıvas) Sayın Başkan, konuyla
ilgili konuşsun...
GÜNEŞ TANER (Devamla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yurtiçinde mukim vatandaşlarımızın,
bankalarımızda konvertibiliteye bağlı olarak
açmış oldukları döviz tevdiat hesaplarında
yaklaşık 23.5 milyar dolar para vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Taner, süreniz bitti. Hiç kimsenin
konuşmasını uzatmadım efendim. (RP sıralarından
alkışlar)
Peki; teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Oya Araslı;
buyurun.(CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika efendim.
CHP GRUBU ADINA OYA ARASLI (İçel) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Konuyla
ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini dile getirmek
amacıyla huzurunuza çıkmış bulunuyorum.
Görüşmekte olduğumuz 3 üncü madde, tıpkı, elinizdeki
tasarının 1 inci maddesi gibi, Anayasanın belirlemenizi
istediğiniz konularda yeteri kadar belirlilikten, açıklıktan
yoksun olan bir düzenlemeyi karşımıza getiriyor. Böyle bir
düzenleme, 1 inci maddeyle ilgili olarak dile getirdiğim gibi, Anayasa
Mahkemesinin kararlarına da aykırı; çünkü, Anayasa Mahkemesi,
amaç konusunda, kapsam konusunda ve ilkeler konusunda esnek ifadelere
başvurmaksızın, açık ve seçik bir biçimde, ilkelerin,
amacın, kapsamın ortaya konulmasını emrediyor.
Şimdi, biraz önce, bu tasarının Amaç başlığı
taşıyan 1 inci maddesinin üzerinde görüşmeler yaptık.
Bizim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, üzerinde durduğumuz ve bu
düzenlemede yer almadığını iddia ettiğimiz bazı
hususlar vardı. Bu maddeye, açıklık, belirlilik getirilmesi
gerektiğini söylemiştik. Memnuniyetle gördük ki, bu
ikazlarımız ciddiye alındı, bunlara değer verildi ve
bazı değerli arkadaşlarımızın sunmuş
olduğu önerge doğrultusunda, 1 inci maddeye açıklık,
belirlilik getirecek bir değişiklik hükmü getirildi, yeni bir
düzenleme oylandı ve bu şekilde, Anayasaya
aykırılığı, Anayasa Mahkemesi kararlarına
aykırılığı konusunda söz konusu olan
endişelerimiz büyük ölçüde giderilmiş oldu bu düzenlemeyle.
Aynı tür bir tavrın söz konusu ilkelerle ilgili olarak da
sergilenmek istenildiğine ilişkin bir değişiklik önergesi
elimize geçmiş bulunuyor. Şu haliyle, bu tasarının
amacı ve ilkeleri birbirinden fevkalade değişik durumda. En
azından, ilkeleri amaçla uyumlu hale getirebilmek için, 1 inci maddenin
girdiği görünüm doğrultusunda 2 inci maddede de, İlkeler
hükmünde de bir değişiklik yapılması gerekiyor.
Bunları Anayasaya ve hukuk devletine, hukuk devleti ilkesine saygımızın
gereği olarak yapmamız söz konusu.
Biraz önce, burada, bazı arkadaşlarımız Anayasaya
aykırı yetki kanunları çıkmadı mı; onlar da,
defaatle Anayasa Mahkemesi kapısından dönmedi mi? Amacımız,
memurların ıstırabını sona erdirmek; öyleyse, bu
tartışmalarla çok fazla vakit kaybetmeden, yeni yasalar
çıkaralım gibi bu yetki kanunu tasarısını
kanunlaştıralım gibi birtakım görüşler ileri
sürdüler. Önümüzdeki tasarıyla ilgili olarak sarf edilen görüşler
doğrultusunda konunun dışına
çıkmadığımı düşünerek -çünkü, bu
tartışmalar bunlarla ilgili olarak yapıldı- bu fikirler
doğrultusunda, bazı görüşler ileri sürmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, hata herkes tarafından
yapılır; önemli olan, yapılan hatalardan yararlanarak,
onları bir kere daha tekrarlamamaya çalışmaktır. Yoksa, her
hata, bize, onları tekrarlamak için yeni bir basamak, yeni bir dayanak
oluşturmamalıdır. Arkadaşlarımız, bu tür
mantıklara bağlı kalmamalı, yeni hatalara
kapıları ardına kadar açık tutmamalıdır. Evet,
yapılmıştır birtakım düzenlemeler ve hepsi defaatle
Anayasa Mahkemesinden dönmüştür. Bunları tekrarlamayalım dedik,
ağustos ayındaki olağanüstü toplantıda bunu dile getirdik;
ama, bazı arkadaşlarımız ne olur? dediler; ne
olduğunu gördük, bir kere daha Anayasa Mahkemesinin kapısından
döndü.
Hepimizin, dertlerine çözüm getirmeyi amaçlamamıza rağmen,
memurlarımız aldıkları parayla geçinemiyorlar, geçim
sıkıntısıyla boğaz boğaza gelmek durumundalar;
bazı memur arkadaşlarımız kendilerini yakarak, bazıları
intihar edeceğini dile getirerek, sıkıntılarını
bu Yüce Meclise duyurmaya çalışmaktadırlar. Bu
arkadaşlarımızın ıstırabına son vermek
hepimizin ortak düşüncesi; kimse, burada farklı bir düşünce dile
getirmiyor; ama, bu ıstırabı nasıl çözümleyebiliriz; bu
ıstırabı, doğru düzgün, Anayasa Mahkemesi
kapısından dönmeyecek, Anayasamıza uygun yasalar çıkararak
çözebiliriz. Çünkü, bizim, burada, çeşitli görevlerimiz var. Bir sorunu
çözmek, herkesin yapabileceği bir şey; ama, bir sorunu doğru
düzgün, Anayasaya uygun, Türkiye Büyük Millet Meclisi gibi yüce bir organa
yaraşacak biçimde çözebilmek, biraz özen, biraz dikkat gerektiriyor.
İşte biz, bundan önce defaatle bu özeni göstermekte
birtakım hatalara düştük. Bugün, o nedenle, şu yasama dönemi
içerisinde, bir kere daha, bunu görüşmek durumunda kaldık. Onun için
bu kere hata yapmayalım diyoruz; gösterdiğimiz titizlik bu
nedenledir. Yoksa, muhalefet olarak, İktidarın, bir sorunu çözmesini
engellemek istemiyoruz; çünkü, bu memleketin memuru, bu memleketin emeklisi
hepimizin memuru, hepimizin emeklisidir. Onların derdini çözmek, hepimizin
ortak arzusudur; ama, hatayı bile bile tekrarlamak, hatayı defaatle
huzura getirmek, bu konulardaki ikazlara kulak asmamak, doğrusu biraz önce
söylediğim gibi, bu sorunu çözmek konusunda, özellikle Hükümetin,
özellikle ona destek veren İktidar partisi milletvekillerinin, bu konuda
yeteri kadar samimi olmadığına ilişkin kuşkuların
dile getirilmesine neden oluyor.
LÜTFİ YALMAN (Konya) Niye samimi olmamak; o nereden
çıktı?
OYA ARASLI (Devamla) Değerli arkadaşım, samimi olmamak,
hatayı göre göre onun tekrarlamak demektir. Bugüne kadar, bizim, sizi
alıkoymaya çalıştığımız sakınca, hata
budur; hatayı bile bile tekrarlamayalım, hatanın bile bile
üzerine gitmeyelim Anayasayı bir kere çiğnemekle bir şey olmaz
zihniyetinin uzantılarını bu Mecliste görüntülemeyelim.
Bizim, sizleri sakınmaktan, korumaktan
kaçınmadığımız, korumaya
çalıştığımız hatalar, sakıncalar bunlar.
Bunun için burada gayret sarf ediyoruz; ama, sizler, muhalefete
ayakbağı diye bakarsanız, bizim dediklerimize kulak
asmazsanız, doğru, düzgün ve güzel bir eseri ortaya koymamız
mümkün değildir.
Bakın, yapılanı da açıkyüreklilikle dile
getiriyoruz. Bir düzeltme önergesiyle yapılan düzeltmeler, Anayasaya
aykırılık iddialarını büyük ölçüde ortadan
kaldırmaya muvaffak olmuştur diyoruz. Eğer bunlar
yapılırsa, ileride bize vakit kaybettirecek birtakım
olayların da önüne geçmiş oluruz. Burada, iktidar ve muhalefet,
elbirliğiyle birşeyler çözmeye yönelmelidir; bizim
yaptığımız ikazlar da, muhalefete bir ayakbağı
nazarıyla bakmayan bir felsefeyle değerlendirilmelidir.
Geçen toplantımızda bir arkadaşımız siz, bize
ayakbağısınız dedi. Bizim sizlere ayakbağı
olmadığımız, doğruları gösterdiğimiz bugün
ortaya çıkmıştır. Bugün, bizim doğru diye
işaret ettiğimiz noktaya büyük ölçüde gelinmiştir.
Dilerim ki, bu işbirliği, bu beraberlik
anlayışı ve iktidarın muhalefete ayakbağı diye
bakmama zihniyeti, bundan böyle, bu Yüce Meclisin toplantılarında
geçerli olur ve elbirliğiyle, özellikle büyük sıkıntılarla
boğaz boğaza olan memurumuzun, emeklimizin
sıkıntılarını çözeriz; ama, bir kere daha ben burada
yinelemek istiyorum, yalnız ücret artışlarıyla, yalnız
maaş artışlarıyla bunu çözmek mümkün değil,
aldatıcı oluyor. Verdiğiniz zam, daha sonra, tüketim maddelerine
birbiri peşi sıra getirilen zamlarla ortadan kalkarsa, ne bu yetki
kanununun amacına ulaşması mümkün olur ne de emeklimizin
memurumuzun sorunlarının çözümünde başarılı bir
noktaya geliriz.
Onun için, verilen zamların, verilen ücret ve maaş
artışlarının erimemesi için de özen gösterilmesi
lazım. Zammın adının müjde olmadığı,
müjdenin zam diye ortaya çıkmadığı, tüketim maddelerine zam
diye ortaya çıkmadığı bir düzene bir an önce geçmek
lazım. Bir kere daha söylüyorum, bugün artık_
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Araslı.
OYA ARASLI (Devamla) Sayın Başkan, izin verin de
saygılar sunarak ineyim.
Saygılar sunuyorum efendim.
BAŞKAN Cümlenizi tamamlamanız için süreyi durdurdum; ama,
hiç tamamlama niyetinde olmadığınız için, süreyi tekrar
işletim. Kusura bakmayınız.
Teşekkür ederim
OYA ARASLI (Devamla) Niyetimin ne olduğunu bilemezsiniz efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Peki.
DSP Grubu adına Sayın Metin Şahin; buyurun efendim. (DSP
sıralarından alkışlar)
Sayın Şahin, süreniz 10 dakikadır.
DSP GRUBU ADINA METİN ŞAHİN (Antalya) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime, yine, daha önceki gibi
başlıyorum; Anayasaya aykırı olduğuna
inandığımız bir tasarıyı görüşmeye devam
ediyoruz.
Değerli arkadaşlar, tasarının
başlangıcındaki görüşmeler sırasında, o zaman
Sayın Maliye Bakanının sunuş konuşmasında
söylediklerini; acaba, Sayın Bakan bu konuyu aktarırken neleri dile
getirmiş, nasıl bir görüş ortaya koymuş, ne diye
savunmuş diye tutanaklardan okudum. Gerçekten, dikkat çekici bir
sunuş; bu tasarının ve benzerlerinin, geçmişte ne gibi
işlemlerle karşı karşıya olduğunu, hangi
iktidarlar döneminde nelerin yapıldığını ve bu
yapılanlar karşısındaki sonuçların ne olduğunu,
falan dönemde şu kadar çıktı ve işte, şunlar Anayasa
Mahkemesi tarafından geri çevrildi gibi açıklamaları
yapmış yapmış ve sonra, sanki bunlar hiç olmamış
gibi -o da ayrı bir meziyet herhalde- yok saymış ve de bir
arkadaşımızın biraz önce söylediği gibi, bir anlamda
Anayasa bir kez daha ihlal edilse, bundan bir şey çıkmaz
anlayışı içerisinde; bu tasarının ve geçmişteki
benzer tasarıların bütün sakıncalarını, müdahalelerini
anlatmış anlatmış, sonunda da bu tasarıya olumlu
bakıyoruz demiş. Tabiî, böyle bir hukuk anlayışını
Bakanın ortaya sergilemesi tuhaf geliyor.
Öte yandan, Sayın Bakanımız Tayan da, özellikle -öyle
düşünüyorum- Millî Savunma Bakanlığındaki personelin bir
bölümünün sıkıntıları içinde. Kendisine hak vermiyor
değiliz; elbette, birtakım düzenlemelerin yapılması
ihtiyacı olduğu görülüyor ve bu anlamda, Sayın Tayan, bu
tasarıya itirazlarımızı yapmayın diyor; ama, bir
anlamda, sanki uzlaşma istiyor -yani, ben, değerlendirmesini öyle
alıyorum- bir uzlaşma arzu ediyor. İşte, bunu
engelliyorsunuz; bir sürü sorunlar ortaya çıkıyor ve de biz, çalışanlara,
memurlara bir şeyleri aktarmak istiyoruz, bunları yapamıyoruz,
siz de engelliyorsunuz gibi diyor.
Biz de diyoruz ki, çalışanlara verilecek ücret
artışı doğrudur, yerindedir, biz de arzu ediyoruz. Mevcut
hayat koşulları ve yüksek enflasyon çalışanları
ezmiştir, yoksulluğa doğru götürmektedir. Nitelikli personelin
kamuda çalışmasını engeller hale getirmiştir,
bunların hepsi doğru; ama bu, her iktidar
değişikliğinde, yeni bir yaklaşımla, bunların
üzerine gitme heyecanı, isteğiyle bürokrasinin nasıl allak
bullak olduğu, nasıl kaosa sürüklendiğini de hep beraber
biliyoruz, görüyoruz. Bunları gözardı edemeyiz.
Bu bakımdan, gerçekten iyi niyetle, iktidarı ve muhalefetiyle,
biz, kamu çalışanlarına karşı, nitelikli personele
karşı koruyucu önlemleri alabilmek, onların yaşam
düzeylerini artırmak istiyorsak, bu konuda bir mutabakata ihtiyaç var. Bu
mutabakat, tek başına alınacak bir yetkiyle, bir iktidar
tarafından kullanılamaz. O, bir mutabakat olmaz. O, kendi siyasî
düşünceleri ve bürokratik yaklaşımları içinde bir çözüm
olur. Halbuki, toplum, kamu hepimizin ortak sorumluluğunda; yani,
iktidarı ve muhalefetiyle birlikte çözmemiz gereken bir olay.
Başlangıçtan beri söylüyoruz ve bu anlattıklarım
nedeniyle de zaten Anayasa Mahkemesi bunu özel bir hüküm haline getirmiş;
kamuya yönelik bu anlamdaki düzenlemeler için özel bir hüküm haline
getirmiş. Hükümete 91 inci maddeyle kanun hükmünde kararname çıkarma
yetkisini vermiş; ama bu işin özelliğini ayırmış,
bunun için de 128 inci maddeyi ayrı bir hüküm haline getirmiş.
Arkadaşlar, bunu gözardı edemezsiniz. Dolayısıyla da bu,
bir iktidarın tek başına çözümleyeceği bir konu olmaktan
çıkıyor. Biz de, çalışanların haklarının
düzenlenmesinden yanayız; ama uzlaşma istiyoruz, birlikte bu işi
çözelim istiyoruz, siz de ısrarla bundan kaçınıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bunun örnekleri görüldü. Bakın, ben,
bir ziraat mühendisiyim -Tarım Bakanlığında da,
geçmişte, bürokrat olarak görev yaptım, Sayın
Bakanımız da burada, bana bakıyorlar- 1980den sonra, böyle
yaklaşımlarla -bir örnek olsun diye söylüyorum- Tarım Bakanlığının
altı üstüne getirildi; ne fonksiyonu kaldı ne etkinliği
kaldı ne yetkisi kaldı ve ne de kuruluşları kaldı;
darmadağın oldu, paramparça oldu. Niye yapıldı bunlar; bu yasa tasarısının içerisinde
yer alan iyi niyetle yapıldı. Yaklaşımlar öyle,
iyileştirme anlayışı içerisinde yapıldı.
İyileştirme, herkesin kendi anlayışına göre
bırakılacak bir işlem değil ki, ortak mutabakatı
gerektiriyor iyileştirme. Birtakım insanlar bir araya gelip de ben
bunu iyileştiriyorum deyince, işte, kamudaki bir sürü kaos ortada,
verimsizlik ortada, etkisizlik ortada. Biz bunları yaşadık
değerli arkadaşlar. Bu bakımdan, iyi niyetli
yaklaşımlara saygı duyuyoruz; ama, bu iyi niyet tek taraflı
kullanılabilecek bir yetki değil.
Ayrıca da, zaten, 128 inci madde de, bunu, yasayla düzenleme
yetkisini Parlamentoya vermiş ve bu anlamdaki düzenleme yetkisinin de
devredilemeyeceğini, açıkça, 7 nci maddeyle ortaya koymuş.
Değerli arkadaşlar, konuya böyle
yaklaştığımızda, biz, bu konuda uzlaşmaya
hazırız, birlikte çalışmaya hazırız ve
söylüyorum, Sayın Tayanın sıkıntılarını da
anlıyorum. Bakın, gene, hukuk üstün gelecektir bu yasa
tasarısında. Eğer hukukun üstünlüğüne inanıyorsak,
hukukun üstünlüğü gene ortaya çıkacak; ama, iyi niyetle bir çözüm
arıyorsak gene gecikecek. O zaman, gelin, bunu birlikte çözelim. Bunu,
Plan ve Bütçe Komisyonunda çözelim, ilgili komisyonlarda çözelim. Bu konuda
taraf olabilecek kamu çalışanlarından temsilcilere soralım,
düşüncelerini alalım ve geniş bir mutabakatla bu işi
yapalım.
Değerli arkadaşlar, işte, bütün bu
değerlendirmelerimiz karşısında, biz, bu yetkinin, kanun
hükmünde kararname yoluyla, İktidara, Hükümete
bırakılmasına karşıyız, uygun görmüyoruz,
doğru bulmuyoruz; gerekçelerimiz de, yasa tasarısıyla,
Anayasayla da zaten ortaya konuluyor. Bu bakımdan, Demokratik Sol Parti
olarak, bu işi iyileştirmeye açığız; ancak, bu
yöntemle çözümlenmesine de karşıyız. Bu nedenle de, bu yetki
yasa tasarısının lehinde değil, aleyhinde oy
kullanacağız ve de yasaların bize verdiği hak
doğrultusunda, hukuk karşısındaki yetkilerimizi de sonuna
kadar kullanacağız.
Saygılar sunuyorum; iyi akşamlar diliyorum. (DSP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Şahin.
Efendim, şahısları
adına; Sayın Mehmet Aykaç, Sayın Ramazan Yenidede, Sayın
Ömer Özyılmaz, Sayın Altan Öymen, Sayın Mahmut Işık,
Sayın Mehmet Keçeciler söz istemişlerdir. İki kişiye söz
vereceğim.
Sayın Mehmet Aykaç, buyurun efendim. (RP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Bakanlar Kuruluna yetki veren yetki kanunları daha önceki
hükümetler zamanında da çıkmıştır. Bunlardan kimisi
iptal edilmiş, kimisi de edilmemiştir. Bugün çıkarmakta
olduğumuz bu kanun tasarısı da Anayasaya uygundur, iptal
edilmeyecektir; kanaatimiz budur.
Öyle, bazı muhalefet sözcülerimizin ifade buyurdukları gibi
efendim, bu, mutlaka iptal edilecektir, iptal edilmesi kesindir gibi sözler,
Anayasa Mahkemesinin bağımsızlığına gölge
düşürür kanaatindeyim, bu sözleri de uygun bulmuyoruz. (RP
sıralarından alkışlar)
Ayrıca, bir muhalefet partisi sözcümüzün de efendim bu kanun
tasarısıyla yandaşlara iş sağlanacaktır,
yandaşlar işe alınacaktır sözleri de son derece
yanlıştır. Bu, özellikle Hükümetimizi ve Refah Partimizi
rahatsız etmiştir. Eğer benim partimin böyle bir amacı
olsaydı, üç yıldır iktidarda, idarede bulunduğu
belediyelerde -özellikle büyükşehir belediyelerinde- bu tür insanlar
işe alınırdı.
Çorum Belediyesinde, üç yıldır, emeklilik ve çeşitli
sebeplerle 300 kişi işten ayrılmış olmasına
rağmen, alınan eleman sayısı 75tir.
Dikkatlerinize arz ediyorum ve böyle bir amacımızın
olmadığını, Refah Partisi olarak hiçbir zaman popülist bir
düşünceye sahip olmadığımızı, kamuoyuna, Yüce
Meclisinize sunmak istiyorum.
Bu kanun tasarısı yararlıdır ve bu konuda acelemiz vardır;
çünkü, bizi milyonlar izlemektedir. İnşallah, memurlarımız
bu kanun tasarısıyla rahata erecektir; müşterisi bu kesim olan
esnafımız ve tüccarımız da rahata erecektir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Aykaç.
Sayın Ramazan Yenidede; buyurun. (RP sıralarından
alkışlar)
Sayın Yenidede, süreniz 5 dakikadır.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) Sayın Başkan, iki sözü de
İktidara verdiniz; olur mu?
BAŞKAN Efendim, bunun iktidarı muhalefeti var mı;
sırayla...
MAHMUT IŞIK (Sıvas) Var tabiî...
BAŞKAN Rica ediyorum... Şu İçtüzüğü okuyun, ondan
sonra gelin burada konuşun. (RP sıralarından alkışlar)
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Sayın Başkan, ben
İçtüzüğü okudum...
BAŞKAN Kim erken söz isterse, söz hakkı onundur. Burada,
muhalefet iktidar ayrımı yok. (CHP sıralarından gürültüler)
Efendim, zaman kaybettirmeyelim...
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) İsimleri ilk okuduğunuz
sırada biz vardık; sıra değişti.
BAŞKAN Kalemdeki arkadaşlar yazdılar bana verdiler;
zatı âliniz, dördüncü sıradasınız. Bundan sonra başta
söz isteyin de, sizi hep başa yazalım.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Zabıtlara bakın...
MAHMUT IŞIK (Sıvas) Ben, ta 2 nci maddede söz istedim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Yenidede.
RAMAZAN YENİDEDE (Denizli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kamu personeli ve emeklilerinin durumlarını
iyileştirmeyi amaçlayan yetki kanunu tasarısının 3 üncü
maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum;
bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
Memurumuzdan verim almak ve onun dürüst çalışmasını
sağlamak istiyorsak, ona, insanca yaşayabileceği imkân ve
ortamı, Meclis olarak hazırlamak mecburiyetindeyiz diye
düşünüyorum. Devletin en ağır yükünü çeken, taşıyan bu
kesimi, ekonomik ve sosyal yönden o kadar kötü duruma düşürdük ki, bundan
iki sene önce, İstanbul Müftüsü çıktı memura zekât verilebilir
dedi. Hiç kimsenin, memurumuzu, zekât alacak duruma düşürmeye hakkı
yoktur; hele, yıllardır, memurumuzu süründüren kesimin, bu kürsüden
konuşmaya hiç hakkı yoktur arkadaşlar. (RP
sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) Ortağına söyle,
ortağına...
BAŞKAN Arkadaşlar, gürültü etmeyin.
RAMAZAN YENİDEDE (Devamla) Şimdiye kadar
yapılamayanı bu Hükümet yapıyorsa
alkışlanmalıdır, destek verilmelidir; mutlaka, memurumuz,
en kısa zamanda, rahat nefes alacak hale getirilmelidir.
Ya memurdan, emekçiden, fakirden fukaradan yana olduğunuzu bu kanun
tasarısına destek vermek suretiyle teyit edersiniz, ispat edersiniz
sayın muhalefet veya bugüne kadar meydanlarda bir türlü konuşur,
Mecliste bir türlü hareket edersiniz; bunu da sandıkta, milletimiz,
özellikle memurumuz değerlendirir!.. (RP sıralarından
alkışlar)
Siz değil misiniz, yıllardır, meydanlarda, fakir fukara
edebiyatı yapan; siz değil misiniz memurumuz eziliyor diyen?!
Gelin, şimdi, memuru ezilmekten kurtarıyoruz; bu kanun
tasarısına destek verin. (RP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Efendim, fukaradan birisinin evine bir zengin misafir olmuş. Tabiî,
fukaracık, kümesinden bir tavuk yakalamış,
kızartmış, sofraya koymuş; o zengin misafire de şunun
taksimatını yapıver demişler. Tabiî, zengin misafir
fakirin halinden pek anlamaz; tavuğun başını
koparmış baba, hanenin başıdır, baş ona
münasiptir demiş; boynunu koparmış ana, hanede babadan sonra
gelir, boyun ona münasiptir demiş...
YAHYA ŞİMŞEK (Bursa) Hayatınız hikâye
anlatmakla geçiyor...
RAMAZAN YENİDEDE (Devamla) Dinleyin, ibret alacaksınız,
ders alacaksınız!.. Siz, bugüne kadar ders almamanın
cezasını çektiniz!.. (RP sıralarından alkışlar)
...kanatları koparmış kızlar haneden uçup gidecek,
kanatlar onlara münasiptir demiş; kuyruğunu koparmış
oğlan, hanenin devamıdır, babadan sonra haneyi o devam ettirir
demiş, kuyruğu oğlana vermiş misafire de ikram gerektir,
gövdesi de onundur demiş.
Şimdi, siz, bugüne kadar, tavuğu böyle taksim ettiniz; memura
kanat dağıttınız, biz gövdeyi vereceğiz. (RP
sıralarından alkışlar) Gelin, bu kanun tasarısına
destek verelim; miletimizin hayrına olacaktır. Bu kanun tasarısındaki
amaç, mutlaka, dargelirli, az gelirli memurumuzu desteklemektir.
Bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (RP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Arkadaşlar, tezahürat çok fazla; bundan sonra, herhalde,
tavuğu paylaştırmayı adilce yapacağız.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın
Başkan...
BAŞKAN Efendim, madde üzerindeki müzakereler bitmiştir.
Maddeyle ilgili önergeler vardır; okutuyorum...
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) Sayın Başkan, Sayın
Bakan işaret ediyor.
BAŞKAN Efendim bitmiştir dedim artık.
HÜSAMETTİN KORKUTATA (Bingöl) Siz söylemeden önce işaret
etmişti.
BAŞKAN Yerinizden, iki cümle söyleyebilirsiniz; çünkü
bitmiştir dedim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın
Başkanım, DSP Sözcüsü Sayın Metin Şahin,
konuşmasında Sayın Millî Savunma Bakanının
sıkıntılarını anlıyorum dedi. Şimdi,
öncelikle şunu söyleyeyim ki, ne benim sıkıntım var ne
Bakanlığımın sıkıntısı var. Bu, Millî
Savunma Bakanlığının tasarısı değil, bir
Hükümet tasarısıdır; tüm memurlarımızı kapsayan
bir tasarıdır; bunun böyle bilinmesinde yarar vardır.
Yine, Sayın Şahin uzlaşma arayışı
içerisindeler dedi. Gayet tabiî, arkadaşlar, yani, uzlaşma
arayışı, bizim iyi niyetimizin ifadesidir. Bakınız, 3
üncü maddeyle ilgili, şimdi, Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarla
mutabakat sağlayarak bir önerge verdik; bu, iyi niyetimizin
işaretidir.
İkincisi, bir redaksiyon önereceğiz; 2 nci maddenin 10 uncu bendine bunlarla ilgili diye iki
kelime koymak suretiyle. Bu konuda, 2 nci maddenin o 10 uncu bendinde diyoruz
ki ekler ve değişiklikler ve bunlarla ilgili. Yani, başka
konuyla ilgili bir değişiklik yapmayacağımızı
tescil ediyoruz. Bu konuda, Başkanlık Divanına redaksiyon
yetkisi verilmesini önereceğiz.
Arz ediyorum.
BAŞKAN Peki efendim; teşekkür ederim.
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) Sayın
Başkanım...
BAŞKAN Efendim.
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) Sayın
Bakanımıza, bu güzel açıklamaları için teşekkür
ederiz. Bizim iyi niyetimiz olmasa, yarım saat uzatamazdınız.
BAŞKAN Tabiî, tabiî. Efendim, yarım saat yoklamada geçen
zamanı... Sayın Özkan, yarım saati, yoklamada
harcadığımız zamanı telafi etmek için uzattık.
(DSP ve ANAP sıralarından gürültüler)
Efendim, rica ediyorum...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Yoklamada geçen
yarım saati bu şekilde telafi etmeye hakkınız yok.
BAŞKAN Efendim, Genel Kurul kararıyla yaptık bunu.
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Hayır Sayın
Başkan, yapamazsınız; yeni bir maddeyi burada
tartışmaya açıyorsunuz. Süre uzatması, ancak,
başlamış, devam eden, bitmesi yakın bir madde hakkında
olur.
BAŞKAN Ee, tamam, siz... Efendim, çok az bir zaman var...
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Yeni bir maddeyi
tartışmaya açtınız.
BAŞKAN Sayın Başesgioğlu, benim de takdirim, o
kadarlık bir süreyi kısa bir süre gördüm.
Önergeleri geliş sırasına göre okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
144 sıra sayılı yetki kanunu
tasarısının 3 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Oya
Araslı Nihat
Matkap Ayhan
Fırat
İçel Hatay Malatya
İsmet
Atalay Ali
Şahin
Ardahan Kahramanmaraş
BAŞKAN Öteki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yetki kanunu tasarısının
3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Gözlükaya Baki
Ataç Temel
Karamollaoğlu
Doğru
Yol Partisi Balıkesir Sıvas
Grup
Başkanvekili
Mahmut
Nedim Bilgiç Şamil
Ayrım
Adıyaman Iğdır
Madde 3: Bakanlar Kurulu bu kanunla verilen yetkiyi kullanırken,
ülkenin ekonomik ve sosyal imkânlarını dikkate alarak, memurlar ve
diğer kamu görevliler ile bunların emeklilerinin geçmiş
yıllardaki kayıplarını giderme ve onlara, yeterli ve adil
bir ücret seviyesi sağlama amacıyla malî ve sosyal haklarında,
hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapar.
BAŞKAN Öteki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yetki kanunu
tasarısının 3 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini öneririz.
Saygılarımızla.
Celal
Topkan Nezir
Büyükcengiz Altan Öymen
Adıyaman Konya İstanbul
Mustafa
Yıldız Mahmut
Işık
Erzincan Sıvas
Madde 3. Bakanlar Kurulu bu Kanunla verilen yetkiyi kullanırken;
ülkenin ekonomik ve sosyal imkânlarını dikkate alarak, memurlar ve
diğer kamu görevlileri ile bunların emeklilerinin geçmiş
yıllardaki kayıplarını gidermek ve yeterli ve adil bir
ücret seviyesine ulaşmak amacıyla malî ve sosyal haklarında
hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapar.
BAŞKAN Önergeleri aykırılık derecesine göre tekrar okutup, işleme
koyacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
144 sıra sayılı yetki kanunu
tasarısının 3 üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Oya
Araslı
(İçel)
ve
arkadaşları
BAŞKAN Sayın Araslı, aslında,
sizin bu önergeniz Anayasaya da biraz aykırı düşüyor. Çünkü,
yetki kanununu tarif eden Anayasanın ilgili hükmünde amacı, kapsamı, ilkeleri, yetki
süresinin kanun metninde belirtilmesi lazım deniliyor. Şimdi, bu
ilkeleri çıkardığımız zaman, Anayasanın açık
hükmüne aykırı oluyor. Ben, aslında önergenizi -bir başka
önerge daha verdiniz- işleme koymak da istemiyorum; ama, ısrar
ederseniz işleme koyarım. Çünkü, Anayasa, yetki kanunlarında,
verilen yetkinin amacının, kapsamının, ilkelerinin ve
süresinin açıkça belirtilmesi konusunda hüküm ihtiva etmektedir.
Dolayısıyla, siz ilkelerini çıkarın dediğiniz zaman
Anayasaya aykırı önerge vermiş oluyorsunuz...
AHMET GÜRYÜZ KETENCİ (İstanbul) Sayın
başöğretmeni dinleyelim...
OYA ARASLI (İçel) Müsaade ederseniz, arz edeyim.
Yani, mutlaka, ilkelerin bulunması elbette ki şarttır; ama,
bunların Anayasaya uygun biçimde bulunması şarttır.
BAŞKAN Ama, siz tamamını
çıkarın diyorsunuz.
OYA ARASLI (İçel) Evet, başka çare yok.
BAŞKAN Yani, ben, size hatırlatayım
dedim.
OYA ARASLI (İçel) Önümüzde bir
değişiklik önergesi var. Onun
kabul edilip edilmeyeceğini bilmediğimiz için böyle bir yol
gerekiyor...
BAŞKAN Hayır, ben, size hatırlatayım dedim;
aslında, daha önceki maddelerde de hatırlatmadım; ama, neyse...
Efendim, önergeye Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYOSU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA (Afyon)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Katılmıyorsunuz.
Hükümet?..
MİLLî SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Komisyon ve Hükümet önergeye katılmıyor.
Gerekçe mi okunsun, konuşacak mısınız?
OYA ARASLI (İçel) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okuyalım:
Gerekçe: Anayasamız, yetki kanunuyla verilecek yetkinin
kullanımında uyulacak ilkelerin gösterilmesini, (91 inci maddesinde)
zorunlu görmüştür. Anayasa Mahkemesi kararlarında, bu ilkelerin,
belirli olarak açık ve seçik biçimde ifade edilmesi gerektiğini
bildirmiştir. Sözkonusu 3 üncü maddede, bu ilkelerin son derece esnek ve
belirsiz bir biçimde ortaya konulduğu görülmektedir. Bu nedenle 3 üncü
maddenin tasarı metninden çıkarılmasını önermek
gereği doğmuştur.
BAŞKAN Önergeye Hükümet ve Komisyon
katılmamıştır.
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Efendim, Sayın Mehmet Gözlükaya ile Sayın Altan Öymenin
önergeleri birbirinin aynısıdır...
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) İzah edebilir miyim...
BAŞKAN Efendim, önce birlikte işleme koyalım...
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın Öymen,
uzlaştık ve size göre önerge değiştirdik.
BAŞKAN Eğer, Hükümet ve Komisyon katılırsa,
konuşma hakkınız doğmaz; ama, neyi
açıklayacaksınız?
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Şunu izah etmek durumundayım: Bu
önergeler aslında birbirine çok yakın.
BAŞKAN Evet ; ben de onun için birlikte işleme koyuyorum.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Birlikte işleme koyuyorsunuz, ama
-demin de söz vermediniz- birlikte işleme koyduğunuz sırada
Komisyon katılıyorum derse, bizim söyleyeceğimiz bir şey
yok. Biz, zaten bunu arkadaşlarla birlikte formüle etmiştik.
BAŞKAN O zaman mesele yok; önerge kabul edilirse amaç
sağlanmış oluyor.
İkisini birleştirerek işleme koyuyorum; buyurun efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan yetki kanunu tasarısının 3 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
MADDE 3. Bakanlar Kurulu bu Kanunla verilen yetkiyi kullanırken,
ülkenin ekonomik ve sosyal imkânlarını dikkate alarak, memurlar ve
diğer kamu görevlileri ile bunların emeklilerinin geçmiş
yıllardaki kayıplarını gidermek ve onlara yeterli ve adil
bir ücret seviyesi sağlama amacıyla malî ve sosyal haklarında
hizmetin özellik ve gereklerine uygun iyileştirmeler yapar.
Mehmet
Gözlükaya
(Denizli)
ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon bu önergeye katılıyor
mu ?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA
(Afyon) Yetersayımız olmadığı için
katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Ama, aslında benimsiyorsunuz...
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SAİT AÇBA
(Afyon) Uygun görüyoruz.
BAŞKAN Hükümet?..
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa)
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Efendim, Hükümet bu önergeye
katılıyor, Komisyon yetersayısı olmadığı
için katılmıyor; ama, esasını da benimsiyor.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Söz hakkı da
doğuyor efendim.
BAŞKAN Efendim, buyurun; 5 dakika da siz
konuşun... Ne diyorsanız; buyurun.
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) Sayın
Başkanın lütfuyla, 5 dakika da siz konuşun demesiyle buraya
geldim; ama, aslında İçtüzükteki hakkımdı tabiî.
Sayın Başkan, sayın arkadaşlar;
şimdi, burada, bazı arkadaşlar, özellikle, son sırada
şahsı adına konuşan Refah Partili arkadaş, muhalefeti,
işte, bu kanun tasarısını önlemekle falan itham etti.
Başlangıçtan beri arkadaşlarımız belirtiyorlar, biz de
belirttik; tam tersine, bu kanun tasarısının kazasız bir
şekilde çıkmasını, bir daha Anayasa Mahkemesinden
dönmemesini sağlamak için, bu kanun tasarısının
müzakereleri hep bizim uyarılarımızla geçmiştir.
1 inci maddede, arkadaşlarımızın
uyarısı üzerine, Hükümet ve Komisyon da anlayış
gösterdiği için, bir değişiklik yapılmıştır.
2 nci maddede büyük redaksiyon hataları da vardı, yine, Anayasaya
aykırılık unsurları da zikredilmişti; bunlar da
redaksiyon sırasında bir ölçüde düzeltilmiştir. Bu, yeterli
midir değil midir; biraz tartışmalı olsa bile, şimdi,
3 üncü maddedeki önergeyle, bu
tasarının 3 üncü maddesindeki mahzurlar da büyük ölçüde ortadan
kaldırılmış olmaktadır.
3 üncü madde üzerinde, biz, daha önceden, yine Komisyonla ve Hükümetle
temas arayarak, bu şekildeki bir formül üzerinde anlaştık. Onun
için, biz de bir önerge verdik, bu önergenin altında imzası olan
arkadaşlarımız da bir önerge verdi. Şimdi, bu iki önerge
birlikte konuşuluyor ve böylece, aslında, Anayasaya
aykırılık ihtimalleri büyük ölçüde azaltılmış
oluyor. Bu da bir örnektir, muhalefetin, burada, ne kadar yapıcı
şekilde davranmaya çalıştığı; fakat, bunu, biraz
önce konuşan arkadaşımın yaptığı gibi, öyle,
birtakım hikâyelerle, mikâyelerle, siz şöyle yaptınız,
böyle yaptınız diye, bu hale sokmanın da bir alemi yoktur.
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Gerçeğin ta kendisi.
ALTAN ÖYMEN (Devamla) Memurların ve diğer devlet
personelinin haklarının sağlanması, hepimizin, bütün bu
Meclisin dileğidir. Bunu yaparken, doğru yapmak, Anayasa Mahkemesi
engeline takılmamasını sağlamaya çalışmak için
gayret sarf etmek de hepimizin vazifesidir. Biz bu vazifeyi yaptık;
dileriz, bundan sonra, Komisyon da Hükümet de, aynı vazifeyi, aynı
ciddiyetle yapar, Anayasaya aykırılık yolundaki iddiaları
daha ciddiyetle inceler, sonradan
düzeltilmiş olan hataları baştan düzelterek ve önümüze daha
düzgün metinler getirerek görevini yerine getirir.
Teşekkür ederim sayın arkadaşlarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öymen.
Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmıştı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu önerge doğrultusunda, 3 üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilen önerge doğrultusunda 3 üncü madde kabul edilmiştir efendim.
Sayın Bakan, siz, 2 nci maddeyle ilgili bir redaksiyon mu
istiyorsunuz?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Evet efendim.
BAŞKAN Konuyu biraz açıklar mısınız efendim.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Sayın Başkan,
arkadaşlarımızın tereddütleri, bizim, iyileştirmenin
dışında, başka düzenlemeler yapacağımız
konusundaki kuşkularıdır. Böyle kuşkuya sahip
arkadaşlar. 2 nci maddenin sonunda ...Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelere ekli cetvellerde yapılacak ek ve değişiklikler ile
yeni düzenlemeleri kapsar denmektedir.
Arkadaşlarımız, bunlarla ilgili, yani, bu konu
dışında bir düzenleme yapılmayacağını temin
etmemizi istiyorlar. Biz de diyoruz ki, bir redaksiyon yapalım, oraya, ve
bunlarla ilgili şeklinde bir ifadeyi koymak suretiyle, başka alanda
bir düzenleme yapmayacağımız konusunda Genel Kurulu temin etmek
istiyoruz. Olay bundan ibarettir.
BAŞKAN Sayın Bakan, maksadınız
anlaşıldı.
Biliyorsunuz, kanunlar, önce lafzıyla, sonra ruhuyla
yorumlanır; ruh da, işte Türkiye Büyük Millet Meclisindeki
müzakerelerde hâkim olan görüş ve düşünceler kapsamında
yorumlanır. Dolayısıyla, Hükümetin niyeti bu ise...
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Budur efendim.
BAŞKAN ... siz de uygulamalarınızı buna göre
yaparsınız, yeni bir tekriri müzakereye gerek yok.
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI TURHAN TAYAN (Bursa) Çok teşekkür
ederim... Zapta geçmiştir...
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremiz bitti. Zaten,
uzatma kararını da 3 üncü maddenin oylanması sonuçlanıncaya
kadar almıştık.
Bu itibarla, olağanüstü halle ilgili Başbakanlık
tezkeresi ile kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 28
Kasım 1996 Perşembe günü saat 15.00te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.45
VII. SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)
B)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, asbest boru kullanımına ve
otoyollardaki çukurlara ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/1428)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın sayın
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından
yazılı olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ve talep ederim.
Cafer
Tufan Yazıcıoğlu
Bartın
Soru : 1. İller Bankasınca içme suyu ve
kanalizasyon hatlarına asbest boru döşenmekte midir? Asbest boru
zararlı mıdır?
2. 1996 yılında Teknik Araştırma
Genel Müdürlüğünüzce Bartın ili dahilindeki Belediyelere ayrı
ayrı ne kadar proje yardımı yapılmıştır?
3. Otoyollarımızda özellikle kış
aylarında oluşan ve araçların ithal parçalarının
arızalanması nedeniyle trilyonlarca lira zarara uğramamıza
neden olan çukurların hemen kapatılması için bir tedbir
alınmakta mıdır?
T.C.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 27.11.1996
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/7858
Konu : Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun yazılı soru önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.nin 10.10.1996 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-3697 sayılı yazısı. (7/1428)
İlgi yazı ekinde alınan, Bartın
Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlunun
Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru
önergesi incelenmiştir.
Soru : 1. İller Bankasınca içme suyu ve
kanalizasyon hatlarına asbest boru döşenmekte midir? Asbest boru
zararlı mıdır?
Cevap : 1. İller Bankasınca
yaptırılan içmesuyu ve kanalizasyon tesislerinde asbestli çimento
boru döşenmektedir.
Ancak; Banka yetkili mercilerce üretimi ve
kullanılmasına müsaadeye istinaden imalatı yapılan
boruların içmesuyu tesislerinde yararlanılmasına aracı
olmaktadır.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan
müteaddit toplantı ve konferanslarda içmesuyu tesislerinde kullanılan
asbestli çimento boruların kansere yol açmadığı
görüşünde birleşilmiştir.
Uluslararası Çalışma Örgütü
tarafından 1996 yılında düzenlenen kongre sonucunda 125 ülkenin
imzaladığı Asbestin Güvenli kullanımı adlı
Yönetmelik yayınlanmıştır.
ABDde, Yüksek Mahkeme 1986 da EPA (Çevre Koruma
Başkanlığı)nın koyduğu yasağı Mart
1993de kaldırmıştır.
Diğer taraftan uluslararası Asbest
Birliğinin araştırmaları sonucu Bankamızın da
katıldığı 1987 yılındaki 6 ncı Asbest
Konferansında, İçmesuyu iletiminde kullanılan asbestli çimento
boruların kanser yapmadığı, asbestli ürünlerin imalatı
sırasında asbestin toz haline gelmesi sonucu asbest liflerinin
solunum yoluyla vücuda girmesiyle kanserojen etki yapabileceği
belirtilmiştir.
Asbest
elyafının sadece belli cinslerinin, belirli büyüklükte
olanlarının yoğun ve uzun süre ile solunması halinde
sağlığa zararlı olabileceği ortaya
çıkmıştır.
Son olarak Bankamız temsilcilerinin 11-12
Mayıs 1993 tarihlerinde Pariste katıldığı AIA
(Asbestos International Association)ın 8 inci Bienal Konferansı
sonucu; krisotil cinsi asbestin kontrollü kullanımının insan
sağlığı ve çevre yönünden risk
taşımadığı, işçi sağlığı
yönünden riskin kabul edilebilir sınırlar içinde
kaldığı, bunun sağlanması için gerekli önlemlerin
alınması gerektiği teyid edilmiştir.
Ayrıca; 11.7.1993 tarih ve 21634 sayılı
Resmî Gazetede Çevre Bakanlığınca yayınlanan Zararlı
Kimyasal Madde ve Ürünlerinin Kontrolü Yönetmeliğinin, Asbest
kullanımı ile ilgili Hükümler başlıklı 37 nci
maddesinde, asbest lifi içeren ve piyasaya sürülemeyecek maddeler arasında
asbestli çimento borular yer almamaktadır.
Bu itibarla, asbestli çimento boruların, içmesuyu
tesislerinde kullanımından dolayı istatistiki
araştırma verilerine dayalı kanserojen etkileri
araştırılıp bugüne kadar ortaya
konulamamıştır.
Soru : 2. 1996 yılında Teknik
Araştırma Genel Müdürlüğünüzce Bartın ili dahilindeki
Belediyelere ayrı ayrı ne kadar proje yardımı
yapılmıştır?
Cevap : 2. Genel Müdürlüğümüzce imar
uygulamaları nedeni ile yapacakları düzenleme ve
kamulaştırma işlerinde kullanılmak üzere 1.1.1996 -
21.10.1996 tarihleri arasında Bartın İli Belediyelerinden 2
belediyeye 550 000 000 TL. tahsis edilerek gönderilmiştir.
Soru : 3. Otoyollarımızda özellikle
kış aylarında oluşan ve araçların ithal
parçalarının arızalanması nedeniyle trilyonlarca lira
zarara uğramamıza neden olan çukurların hemen kapatılması
için bir tedbir alınmakta mıdır?
Cevap : 3. Bartın ili hudutları içindeki
Devlet ve İl yollarında oluşan çukurlar, normal bakım
programında yama yapılmak suretiyle onarılmakta ve imkânlar
ölçüsünde kaplaması yapılmaktadır. Yağışlı
günlerde ve özellikle kış aylarında kar ve buzlanma nedeniyle
açılan çukurlar ise geçici olarak temel malzemesi ile doldurularak sürekli
kontrol altında tutulmakta, hava şartlarının imkân
verdiği oranda rodmiks (Asfalt-stabilize karışımı
malzeme) veya bakım plentlerimizin (Asfalt karışımı
yapan makine) bulunduğu Şube yollarımızda plentmiks
(sıcak karışım) malzemeleri ile kaplanmaktadır.
Bartın ili ve Zonguldak, Karabük gibi çevre
illerde Çimento, Demirçelik, Tuğla fabrikaları gibi ağır
sanayi tesislerinin bulunması ve buna bağlı olarak oluşan
ağır taşıt trafiği, bu çevredeki trafik yoğunluğunu oluşturmakta olup;
özellikle Devlet yollarımızın yıllık ortalama
günlük trafiği 1 000in üzerindedir. Bartın ili
sınırlarındaki yollarımızın tamamı asfalt
sathi kaplamadır. Bu nedenle ağır taşıt trafiği
altındaki yollarımızın bakımı çok zor
şartlar altında yapılmaya çalışılmaktadır.
Zorunlu hallerde; sürekli yağış olduğu ve asfalt yama
yapılamadığı günlerde, bozuk kesimlerde düşey
işaretleme yapılarak sürücüler uyarılmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlık
ve İskân Bakanı
2.
Aydın Milletvekili Cengiz Altınkayanın, Bolu Dağı
geçişi tünel inşaatı ile İzmir-Aydın otoyolu tünel
inşaatına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/1536)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhan
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına
delaletlerinizi arz ederim.
Saygılarımla...
Cengiz
Altınkaya
Aydın
1. Ülkemizin en yoğun trafik hacmine sahip yol
güzergâhı olan İstanbul-Ankara arası otoyol ağıyla
birbirine bağlanmıştır. Ancak bir türlü tamamlanamayan Bolu
Dağı geçişi, bu güzergâhı tıkayan bir engel konumunu
hala devam ettirmektedir.
Aradan geçen bunca zamana rağmen Bolu
Dağı geçişi tünel inşaatı bir türlü
bitirilememiştir. Bir an önce bitirilmesi ulaşım güvenliği
açısından elzem olan Bolu Dağı geçişi tünel
inşaatını bitirmek için Bakanlığınızca hangi
tedbirler alınmaktadır? Tünel inşaatının ne zamana
kadar bitirilmesi planlanmaktadır?
2. İzmirAydın Otoyolu tünel
inşaatı çok yavaş bir şekilde ilerlemektedir. Her iki
bacadaki karşılıklı kazımlarda günlük ilerleme iki
metre civarındadır.
Selçuk yönündeki sol bacada delinecek kısım
500 metre, sağ bacada ise 230 metre civarındadır. Sağ
bacanın bugünkü inşaat hızıyla Şubat ayı sonu
itibariyle biteceği tahmin edilirken sol baca için bir tahminde
bulunulamamaktadır.
İzmir-Aydın otoyolu tünel
inşaatının bir an evvel bitirilmesi için
Bakanlığınızca hangi tedbirlerin alınması
düşünülmektedir?
T.C.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 27.11.1996
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.21/2-A/7862
Konu : Aydın Milletvekili Cengiz
Altınkayanın yazılı soru önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.nin 1.11.1996 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-4005/10631 sayılı yazısı. (7/1536)
İlgi yazı ekinde alınan, Aydın
Milletvekili Cengiz Altınkayanın Bakanlığımıza
yönelttiği yazılı soru önergesi incelenmiştir.
Soru : 1. Ülkemizin en yoğun trafik hacmine sahip
yol güzergâhı olan İstanbul-Ankara arası otoyol ağıyla
birbirine bağlanmıştır. Ancak bir türlü tamamlanamayan Bolu
Dağı geçişi, bu güzergâhı tıkayan bir engel konumunu
hala devam ettirmektedir.
Aradan geçen bunca zamana rağmen Bolu
Dağı geçişi tünel inşaatı bir türlü
bitirilememiştir. Bir an önce bitirilmesi ulaşım güvenliği
açısından elzem olan Bolu geçişi tünel inşaatını
bitirmek için Bakanlığınızca hangi tedbirler
alınmaktadır? Tünel inşaatının ne zamana kadar
bitirilmesi planlanmaktadır?
Cevap : 1. Proje, yapım ve bir yıllık
bakım işi Astaldi S.P.A. firması taahhüdünde bulunan
Gümüşova-Gerede Otoyolunun Bolu Dağı geçişinde bulunan Bolu
Dağı tünelinin uzunluğu 3272 metredir.
Söz konusu tünelin, Yeni Avusturya Metodu (NATM) ile
1993 yılı Nisan ayında Asarsuyu girişindeki iki
ağızdan, 1994 yılı Temmuz ayında da Elmalık
girişindeki iki ağızdan yapımına
başlanmıştır.
Ancak, 1994 yılı sonunda Tünelde
aşırı deformasyonlar ortaya çıkmış ve mevcut
tünel, iksa sistemleri karşılamadığından kazı
yapılamamıştır.
Bu duruma göre Müteahhidin projecisi Geoconsult
firması; bu aşırı deformasyonlar nedeniyle Tünel içinde ve
tünel güzergâhında jeolojik, jeoteknik araştırmalar yapmakta,
elde edilen araştırma raporlarına göre tünel iksa projelerini
hazırlamaktadır. Müteahhit, hazırlanan yeni projelere göre
kazı işlerini yapmakta olup, tünelde 31.10.1996 tarihi itibariyle
Asarsuyu girişinde 881 m., Elmalık girişinde de 319 m. ilerleme
kaydedilmiştir.
Bolu Dağı tünelinin bulunduğu yer, Kuzey
Anadolu Fay hattı ile Batı Anadolu fay hattının kesiştiği
bölgede olması sonucu karşılaşılan zor zemin
şartları ve zemindeki su problemleri nedeniyle Tünel kazısı
sırasında sürekli proje revizyonları yapılmakta;
dolayısıyla kazı çalışmaları
yavaşlamaktadır. Bu nedenle çok zor koşullarda devam edilen Bolu
Dağı Tüneli yapımının, 2 000 yılında
bitirilebileceği tahmin edilmektedir.
Soru : 2. İzmirAydın Otoyolu tünel
inşaatı çok yavaş bir şekilde ilerlemektedir. Her iki
bacadaki karşılıklı kazımlarda günlük ilerleme iki
metre civarındadır.
Selçuk yönündeki sol bacada delinecek kısım
500 metre, sağ bacada ise 230 metre civarındadır. Sağ
bacanın bugünkü inşaat hızıyla Şubat ayı sonu
itibariyle biteceği tahmin edilirken sol baca için bir tahminde bulunulamamaktadır.
İzmir-Aydın otoyolu tünel
inşaatının bir an evvel bitirilmesi için
Bakanlığınızca hangi tedbirlerin alınması
düşünülmektedir?
Cevap : 2. İzmir Çevreyolu-Aydın Otoyolu
inşaatı bünyesinde yapımı Müteahhit
Kutlutaş-Dillingham Ortak Girişimi tarafından sürdürülmekte olan
Selatin Tüneli, kısım 4.1 km:86+733 ile 89+755 arasında yer
almakta olup proje boyu 3 022 metredir.
Selatin Tüneli gidiş hattında (sağ tüp)
kalan kazı boyu 200 m. dönüş hattında (sol tüp) kalan kazı
boyu ise 406 m. dir.
Her iki tüpte de çalışmalar jeolojik
yapının elverdiği maksimum hız ile yapılmakta olup,
değişik zemin formasyonlarının durumuna göre
çalışma hızı değişmektedir.
Şu anda yapılan çalışmalar kaya
sınıfı 5 ve 6da yapılmakta, bu tür zeminlerde stabil
olmadığı için kazı ve destekleme aşamasında
aktivitelerin sık sık değiştirilmesi zorunluluğu
ortaya çıktığından, günlük ilerleme hızı
düşmektedir.
Zeminin stabil olmamasından dolayı,
yapılan raund boyu 0,75 m. ile 1 m. arasında değişmekte
olup; deformasyonlar 60 cm. civarında gerçekleşmekte, bunun içinde
L=12 m. boyunda ilave balonlamalar yapılmaktadır.
Diğer taraftan, Tünel güzergâhında
beklenenden daha fazla suyla karşılaşılması nedeniyle
çalışmalar güçleştiğinden hız düşmektedir. Buna
göre;
Kaya Klası 6da ortalama ilerleme 20 m./ay
Kaya Klası 5de ortalama ilerleme 25 m./ay
olmaktadır.
Gidiş hattında kazı ve destekleme
çalışması Mart 1997 tarihinde tamamlanmış olacak ve bu
hatta kaplama betonu çalışmalarına önümüzdeki günlerde
başlanacak olup, Kasım 1997 tarihinde sağ tüpdeki betonlama
işi bitmiş olacaktır.
Aydın tarafındaki su pompaj işi 15
aralık 1996da bitirilecek ve bu kazı çalışmalarına
tekrar başlanacak olup, dönüş hattındaki kazı ve destekleme
çalışmaları Temmuz 1997 tarihinde tamamlanmış olacaktır.
Selatin Tünelinin ilk keşfi 49 955 000 ABD
Doları, bugüne kadar yapılan iş 46 114 537 ABD Doları, son
keşfi ise 71 540 554,86 ABD Doları olup; yaklaşık % 50
oranındaki keşif artışı ile birlikte işin bitim
süresi ilave ödenek ve tünel kaplama kalıbı temin edilmediği
takdirde 1998 yılı sonuna sarkacaktır.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlık
ve İskân Bakanı
3. Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayırın, Bursa Çevre Otoyolu
Projesine ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân
Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı (7/1557)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Bursa Çevre Otoyolu ile ilgili olarak
aşağıdaki sorularımın Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını Anayasanın 98 ve TBMM İçtüzüğünün
96 ncı maddeleri uyarınca arz ederim. 23.10.1996
Ertuğrul
Yalçınbayır
Bursa
Sorular :
1. Bursa Çevre Otoyolu ile ilgili olarak Çevre Etki
Değerlendirme Raporu hazırlanmış mıdır? Çevre
Otoyolunun tümü için ÇED hazırlanmamış ise bölüm bölüm
hazırlanması düşünülebilir mi?
2. Bursa Çevre Otoyolu Güzergâh ve Proje esasları
ile ilgili çalışmalar hangi aşamadadır?
3. Proje ne zaman yaptırım programına
alınmıştır veya alınacaktır?
4. Proje için bugüne kadar konulan ödenekler ve
yapılan harcamalar ne kadardır? Projenin toplam maliyeti nedir?
5. Projenin ne zaman bitmesi öngörülmektedir?
6. Bursanın kilitlenen trafiğini açacak bu
projenin hızlandırılması için neler düşünmektesiniz?
T.C.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği 27.11.1996
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/7860
Konu : Bursa Milletvekili Ertuğrul
Yalçınbayırın yazılı soru önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.nin 1.11.1996 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-4005/10631 sayılı yazısı. (7/1557)
İlgi yazı ekinde alınan Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayırın
Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru
önergesi incelenmiştir.
Soru : 1. Bursa Çevre Otoyolu ile ilgili olarak Çevre
Etki Değerlendirme Raporu hazırlanmış mıdır?
Çevre Otoyolunun tümü için ÇED hazırlanmamış ise bölüm bölüm
hazırlanması düşünülebilir mi?
Cevap : 1. Orhangazi-(Bursa-Karacabey) ayrımı
(Bursa Geçişi Dahil) projesinin bir bölümü olan Bursa Çevre Otoyolu ön
proje mühendislik hizmetleri 27.5.1993 yılında ihale edilmiş ve
iş % 98 oranında tamamlanmıştır.
Projeye ait Çevresel Etki Değerlendirme Raporu
henüz hazırlanmamıştır. 1996 Aralık ayı içinde
ihalesi planlanan uygulama projesi kapsamında hazırlanacaktır.
ÇED Raporunun bölümler halinde hazırlanması,
ancak çevreyolununda bölümler halinde (Örneğin İzmir
çıkışı-İstanbul çıkışı bir bölüm,
İstanbul çıkışı-Ankara çıkışı
ikinci bölüm) inşa edilmesi düşünüldüğü takdirde mümkündür.
Soru : 2. Bursa Çevre Otoyolu Güzergâh ve Proje
esasları ile ilgili çalışmalar hangi aşamadadır?
Cevap : 2. Orhangazi-(Bursa-Karacabey) ayr. otoyolunun
Bursa Çevreyolu kesimi, Karacabey Devlet yolu ayrımı-Bursa
arasında 26,6 Km., Bursa-Ankara Devlet yolu ayr. arasında ise 28,9
Km. olmak üzere toplam 55,5 Km. uzunluğundadır. Söz konusu otoyolun
yapımı halinde Ankara-Bursa ve İstanbul-Bursa-İzmir
trafiğini etkilemeden transit geçişi sağlanacaktır.
Otoyol üzerinde sırasıyla, Karacabey,
Görükle, Mudanya, Çağlayan, Bursa Bağlantı
kavşağı, Kazıklı ve Turanköy köprülü
kavşakları olmak üzere 7 tane köprülü kavşak yer
almaktadır.
Otoyol 2x3 şeritli olarak projelendirilmiş ve
üzerinde 29 adet kutu menfez, 23 adet altgeçit, 12 adet üstgeçit, 1 694 metre
uzunluğunda 2 adet viyadük, 1 800 m. uzunluğunda 2 adet tünel yer
almaktadır.
Soru : 3. Proje ne zaman yatırım
programına alınmıştır veya alınacaktır?
Cevap : 3. Bursa Çevre Otoyolu projesi,
Karayolları Genel Müdürlüğü Yatırım Programında
91E040150 proje no ile otoyol etütleri kapsamında,
İstanbul-Bursa-Balıkesir-İzmir Otoyolu bünyesinde 1991
yılında yer almıştır.
Bursa Çevre Otoyolunun yapım yatırım
programına alınması için Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığına 9.8.1996 gün ve 3017 sayılı
yazı ile müracaat edilmiş; ancak DPT tarafından, uygulama
projeleri, teknik, ekonomik ve malî fizibiliteleri ile ÇED etütlerinin
öncelikle yaptırılması neticesinde programa alınabileceği
belirtilmiştir.
Soru : 4. Proje için bugüne kadar konulan ödenekler ve
yapılan harcamalar ne kadardır? Projenin toplam maliyeti nedir?
Cevap : 4. Bursa Çevre Otoyolunu da kapsayan 91E040150
proje no ile yatırım programında yer alan
İstanbul-Bursa-Balıkesir-İzmir otoyolu projesinin otoyolu
etütleri için 1996 yılında ayrılan ödenek 217 500 000 000 TL.
olup, bu projenin bir parçası olan Orhangazi-(Bursa-Karacabey) ayr. (Bursa
Çevre Otoyolu dahil) ön projesi için bu güne kadar harcanan para 7,5 milyar TL.
olup, 1996 yılı sonunda ön projenin tamamlanmasını takiben
ödenecek miktar toplam 40 milyar TL. olacaktır.
Bursa Çevre Otoyolunun yapım maliyeti
yaklaşık 440 milyon ABD Doları olarak tahmin edilmektedir.
Soru : 5. Projenin ne zaman bitmesi öngörülmektedir?
Cevap : 5. Bursa Çevre otoyolu ön proje
çalışmalarının 1996 yılı sonunda
tamamlanması planlanmaktadır. 1997 yılında ise ÇED
Mühendislik hizmetleri, fizibilite etütleri ve uygulama projelerinin ihale
edilerek tamamlanması düşünülmektedir.
Soru : 6. Bursanın kilitlenen trafiğini
açacak bu projenin hızlandırılması için neler
düşünmektesiniz?
Cevap : 6. Bursa çevre otoyolunun yapım ihalesinin
1997 sonlarına doğru yapılabileği düşüncesiyle, 1997
yılı Karayolları Genel Müdürlüğü otoyolu yapım
yatırım programına alınması teklif edilmiştir.
Bursa Çevreyolunun eldeki verilere göre 1995
yılı ortalama günlük trafiği 36 588 araçtır. Bu değer
1997 yılında 44 331e, çevreyolu inşaatının
tamamlanması planlanan 2001 yılında ise 65 960a yükselecektir.
36 588 araçla bugün kilitlenen mevcut yolun 65 960 araca geçit veremeyeceği
kesindir. Fizibilite ve ÇED raporlarının
hazırlanmasını takiben 1997 yatırım programına
dahil edilerek ihale edilebilme aşamasına gelinecektir.
Kamulaştırma bedeli olarak ise 100 m. genişlik esas
alındığında 8-10 trilyon TL. tutacağı tahmin
edilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlık
ve İskân Bakanı
4.
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunçun, Elazığ Çimento
Fabrikasının yerinin değiştirilip
değiştirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/1583)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sayın Sanayi ve Ticaret Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz
ederim.
Ahmet
Cemil Tunç
Elazığ
Sorular : Elazığ Çimento Fabrikası
Elazığ ortasında etrafına toz saçan,
Elazığlıların sağlığını tehdit
eden bir kuruluş haline gelmiştir. Geçici önlem olarak filtre
takıldığı halde bu da kirliliğe çare
olmamıştır. Dört mahalle yazın sıcağında
tozdan dolayı kapı pencerelerini dahi açamamaktadırlar.
Sağlık ve temizlik için çok büyük bir problem
Elazığlıları tehdit etmektedir.
Sayın Sanayi ve Teknoloji Bakanından
şunu sormak istiyorum :
Acaba fabrikanın yerini değiştirmeyi
düşünüyor musunuz?
T.C.
Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Sayı
: B.140.BHİ.01-322 21.11.1996
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : 7.11.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.010.00.02-4110/11365 sayılı yazınız.
Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunçun
tarafıma tevcih ettiği (7/1583) esas nolu yazılı soru
önergesinde; bahse konu Elazığ Çimento Fabrikası,
Özelleştirme Yüksek Kurulunun 14.6.1995 tarih ve 95/41 sayılı
kararı ile özelleştirme kapsam ve programına
alınmış olduğundan Bakanlığımızı
ilgilendirmemektedir.
Sözkonusu önerge, Özelleştirmeden sorumlu Devlet
Bakanı Sayın Ufuk Söylemezi ilgilendirdiğinden dolayı,
yazımız ekinde iade edilmiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Yalım
Erez
Sanayi
ve Ticaret Bakanı
5. Ordu
Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Ordu sanayi bölgesi
arsasının kamulaştırma bedellerine ilişkin sorusu ve
Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı
(7/1611)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi
ve Ticaret Bakanından sözlü olarak cevaplandırılmasını
arz ederim. 20.3.1996
Hüseyin
Olgun Akın
Ordu
Bakanlar Kurulunun; 15.7.1978 tarihli kanun ile Ordu
ilinde Sanayi Bölgesi kurulması kararlaştırılıp,
planlanmış ve geçen zaman zarfında kamulaştırma
parselleme ve satışı yapılmış ve buranın 58
milyar TL. keşif bedeline arsa sahiplerinin tezyidi bedel davaları
sonucunda almağa hak kazandıkları toplam 166 milyar TL. borcun
muhatap Arsa Ofisi tarafından ödenmemesi ve bu hususta Ticaret ve Sanayi
Bakanlığının ödenek temin edememesi sonucu 250ye
yakın vatandaş mağdur edilmiştir.
Bir yerde faydalı bir hizmet yapalım derken;
1. Üzerinde oturduğu evi, işlediği
tarlası terk ettirilerek ve bedelleri verilmeyerek mağdur edilmesi
adil bir devlet anlayışı mıdır?
2. Bu hadise vatandaşın malının
gasbedilmesi değil midir?
3. 250 kişiye yakın mağdur insanın
alacaklarını alabilmeleri için bir ödenek sağlanmış
mıdır veya düşünülmekte midir?
4. Gittikçe artan enflasyon karşısında
alacaklılara ödeme hangi değerler üzerinde yapılacaktır?
T.C.
Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Sayı
: B.140.BHİ.01-321 21.11.1996
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : 11.11.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1611-902/2247 sayılı yazınız.
Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Ordu
sanayi bölgesi arsasının kamulaştırma bedellerine
ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını
istediği yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte
takdim edilmiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Yalım
Erez
Sanayi
ve Ticaret Bakanı
Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akının
yazılı sorularına cevaplarımız
Bakanlığımız kredi desteği ile
inşa edilecek olan Ordu Organize Sanayi Bölgesi arsalarının
kamulaştırılması ile ilgili olarak, Arsa Ofisi Genel
Müdürlüğü aleyhine açılan tezyid-i bedel davaları sonucu, Ordu
Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Teşekkülünce ödenmesi gerekli olan
172 milyar 350 milyon TL.lik borcun, Müteşebbis Teşekkülün ödeyecek
durumda olmaması ve Bakanlığımız bütçe
imkânlarının yetersizliği dikkate alınarak, 21.4.1995 tarih
ve 5788 sayılı yazımızla Maliye
Bakanlığından ödenek talep edilmiştir.
15.6.1995 tarih ve 8613 sayılı
yazımızla da, bölge inşaat maliyetinin artışına
mahal verilmemesi ve arsaları istimlâk edilmiş bulunan
şahısların mağdur edilmemeleri için bahsi geçen 172 milyar
350 milyon TL.nin, Bakanlığımız 1995 yılı
bütçesine ek olarak tahsisin çabuklaştırılması
istenmiştir.
Ödenek tahsis edildiğinde Müteşebbis
Teşekkül Başkanlığı kanalıyla ödeme tarihi
itibariyle yasal faizleri ile birlikte hak sahiplerine ödenecektir.
6. Yozgat
Milletvekili Kâzım Arslanın, başka illerde hizmet veren Yozgat
Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü Makine parkına ait araçların
Yozgata iadesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Bekir Aksoyun
yazılı cevabı (7/1616)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet
Bakanı Sayın Bekir Aksoy tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını talep etmekteyim.
Gereğini saygılarımla arz ederim. 7.11.1996
Dr.
Kâzım Arslan
Yozgat
1. Yozgat Köy Hizmetleri İl Müdürlüğü Makine
parkına ait ve yaklaşık 4 yıldır Ağrıda
çalıştırılan araçlar ne zaman İlimize iade
edilecektir?
2. Şayet orada ihtiyaç var ise biraz da başka
İllerden takviye edilmesi veya Yozgata muadil araçlar verilmesi daha
uygun olmaz mı?
T.C.
Devlet
Bakanlığı
Sayı
: B.02.0.0.013/5-566 25.11.1996
Konu : Soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : 14.11.1996 tarih,
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1616-4118/11326 sayılı yazınız.
Yozgat Milletvekili Dr. Kâzım Arslanın
7/1616-4118 sayılı soru önergesi incelenmiştir.
Ağrı İl Müdürlüğünde geçici olarak
bulunan 2 adet yapım greyderi ile 1 adet dozer Yozgat İl
Müdürlüğüne iade edilmiştir.
Sınır güvenlik yollarında
çalıştırılmak üzere toplam 70 adet iş makinası
muhtelif illerden görevlendirilmiştir. Sınır güvenlik
yollarının dışında muhtelif görevler için de tüm
illerimizden makinalar görevlendirilmektedir.
Bilgilerinize arz ederim.
Bekir
Aksoy
Devlet
Bakanı
7.
Eskişehir Milletvekili Necati Albayın, Eskişehirde Kırka
Boraks İşletmesine alınacak işçiler için yapılan
sınava ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Teoman Rıza
Günerinin yazılı cevabı (7/1633)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet
Bakanı T. Rıza Güneri tarafından yazılı olarak
yanıtlanmasını saygılarımla arz ederim. 11.11.1996
Necati
Albay
Eskişehir
1. 25.10.1996 günü Eskişehirde yapılan
yazılı sınavda Kırka Boraks işletmesine alınacak
176 işçi için lise mezunu, Sanat Okulu mezunu, lise ve dengi okul
mezunları için çağrı yapılmıştır.
Sınavda sorulan sorular İlkokul düzeyinde mi
düzenlendi; yoksa lise düzeyinde mi düzenlendi?
2. Yazılı sınava girenlerin
sayısı kaç kişidir; yazılı sınavı kaç
kişi kazandı?
3. Yazılıyı kazananlar 3 580 kişi
olduğuna göre 176 kişi mülakatta nasıl seçildi?
4. Söylendiği gibi sözlü sınavı
kazananlar RPli ve RP sempatizanları mıdır?
5. Maden çevresinden sınavı kazananlar kaç
kişidir?
6. Konyadan sınava katılan 35 kişi hiç
fire vermeden sınavı kazanmış mıdır?
7. Şoför sınavını kazananlardan
sınav tarihinde 2 aylık ehliyet sahibi olan var mıdır?
8. 18 yaşını doldurmadan sınav
kazanan var mıdır?
9. Bu sınavda Toplu sözleşmenin 10 uncu
maddesi gereği iş kazası geçiren, ölen veya çalışamaz
duruma gelenlerin yerine yakınlarından işçi
alınmış mıdır?
10. 1402 sayılı yasa gereği işten
ayrılanlara müracaatları halinde yeniden işe başlaması
için kendilerine yapılan tebligat gereği ilk sınavda işe
alınan var mı? Yoksa nedenlerini açıklayınız.
T.C.
Devlet
Bakanlığı
Sayı
: B.02.0.016/01300 26.11.1996
Konu : Soru önergeleri
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.
Başkanlığının 20.11.1996 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1633-4181/11536 sayılı yazısı.
Eskişehir Milletvekili Sayın Necati
Albayın şahsıma tevcih ettiği ve Millet Meclisi
İçtüzüğünün 99 uncu maddesi gereğince cevaplandırılması
istenen, 7/1633 esas nolu yazılı soru önergeleri ile ilgili bilgiler
hazırlanarak ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Teoman
Rıza Güneri
Devlet
Bakanı
Eskişehir Milletvekili Necati Albayın
Yazılı soru önergesi ve cevabı (7/1633-4181)
Soru : 1. 25.10.1996 günü Eskişehirde
yapılan yazılı sınavda Kırka Boraks işletmesine
alınacak 176 işçi için lise mezunu, Sanat Okulu mezunu, lise ve dengi
okul mezunları için çağrı yapılmıştır.
Sınavda sorulan sorular İlkokul düzeyinde mi
düzenlendi; yoksa lise düzeyinde mi düzenlendi?
Cevap : 1. Kırka Boraks İşletmesi
Müessesesi Müdürlüğü işyerinin işçi ihtiyacına binaen
25.10.1996 tarihinde yapılan yazılı sınavda imtihan
komisyonu tarafından;
a) Asgarî ilkokul mezunu olup (c) sınıfı
ehliyetli şoför adaylarına ilkokul düzeyinde,
b) Endüstri Meslek Lisesi, Teknik Lise, lise ve lise
dengi okul mezunlarına ise lise düzeyinde,
soru hazırlanarak sorulmuştur.
Soru : 2. Yazılı sınava girenlerin
sayısı kaç kişidir; yazılı sınavı kaç
kişi kazandı?
Cevap : 2. Yazılı sınava, şoför
adayı olarak 594 Endüstri Meslek Lisesi, Teknik Lise, lise ve lise dengi
okul mezunu işçi adayı olarak da 2 435 kişi olmak üzere toplam 3
029 kişi katılmıştır. Şoför adaylarından
539, lise ve lise dengi okul mezunu işçi adaylarından ise 2 370
kişi olmak üzere toplam 2 909 aday yazılı sınavı
kazanmıştır.
Soru : 3. Yazılıyı kazananlar 3 580
kişi olduğuna göre 176 kişi mülakatta nasıl seçildi?
Cevap : 3. Kamu Kurum ve Kuruluşlarının
daimî kadrolarına ilk defa işçi olarak alınacaklar hakkında
uygulanacak sınav yönetmeliği gereğince; işçinin
öğrenim ve meslekî durumu ve çalıştırılacağı
işler gözönünde bulundurularak, Yönetmelikte belirtilen konularda genel
kültür soruları sorulmak suretiyle yapılan yazılı
sınavı kazanan 538 şoför adayından 475i, 2 370 lise ve
lise dengi okul mezunu işçi adayından da 2 126sı olmak üzere
toplam 2 601 aday mülakata alınmıştır.
Bu adaylar, 1.11.1996 ile 3.11.1996 tarihleri
arasında sabah 08.00de başlayıp saat 20.00ye kadar devam eden
mülakat sonucu seçilmiş olup kendilerine mülakat sırasında yine
sözkonusu yönetmelik gereğince meslekî bilgi ve göreve ilişkin bilgi
ve becerileri içeren konularda sorular sorularak işe alınacak 176
kişi seçilmiştir.
Soru : 4. Söylendiği gibi sözlü sınavı
kazananlar RPli ve RP sempatizanları mıdır?
Cevap : 4. Yapılan mülakat esnasında adaylara
yukarıda açıklandığı üzere meslekî bilgi ve göreve
ilişkin bilgi ve becerileri içeren konular dışında siyasî
görüşlerini belirtecek mahiyette soru sorulmamıştır.
Soru : 5. Maden çevresinden sınavı kazananlar
kaç kişidir?
Cevap : 5. Maden çevresi olan Eskişehir,
Kırka ve Seyitgazi çevresinden sınava katılan adaylardan 109
tanesi sınavı kazanmış bulunmaktadır.
Soru : 6. Konyadan sınava katılan 35
kişi hiç fire vermeden sınavı kazanmış mıdır?
Cevap : 6. Konya ve ilçelerinden sınava
katılan adaylardan 33 tanesi sınavı kazanmıştır.
Soru : 7. Şoför sınavını
kazananlardan sınav tarihinde 2 aylık ehliyet sahibi olan var
mıdır?
Cevap : 7. Şoför sınavına
katılabilmek için adaylardan (c) sınıfı ehliyete haiz olmak
ve 1.10.1996 tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmuş ve 35
yaşından gün almamış olmak şartı istenmiş,
ehliyet süresine ilişkin herhangi bir şart aranmamıştır.
Soru : 8. 18 yaşını doldurmadan
sınav kazanan var mıdır?
Cevap : 8. Sınavı kazanan adaylardan
1.10.1996 tarihi itibariyle 18 yaşını doldurmayan bulunmamakla
beraber, işe girmek için işyerine verdikleri belgelerden 18
yaşını doldurmadıkları anlaşılanlar
yanlış beyanda bulunmaktan dolayı işe
alınmamaktadırlar. Nitekim İş ve İşçi Bulma Kurumundan
18 yaşını bitirmiş gibi kart alan bir kişi işe
başlatılmamıştır.
Soru : 9. Bu sınavda Toplu sözleşmenin 10
uncu maddesi gereği iş kazası geçiren, ölen veya
çalışamaz duruma gelenlerin yerine yakınlarından işçi
alınmış mıdır?
Cevap : 9. Toplu İş Sözleşmesinin
yürürlük süresi olan 1.1.1996 tarihinden sınavın
yapıldığı tarihe kadar işyerinde
çalışırken ölenler ile iş kazası ve meslek
hastalığı sonucu çalışamaz duruma gelen personel
bulunmamaktadır.
Soru : 10. 1402 sayılı yasa gereği
işten ayrılanlara müracaatları halinde yeniden işe
başlaması için kendilerine yapılan tebligat gereği ilk
sınavda işe alınan var mı? Yoksa nedenlerini
açıklayınız.
Cevap : 10. 1402 sayılı yasa gereği
işten ayrılanlardan yeniden işe girmek için müracaat eden aday
sayısı 2 olup bunlardan birisi sınavı kazanamamış
diğeri ise yedek listesinde yeralmıştır.
TUTANAĞIN SONU