I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1. – Adıyaman Milletvekili Celal Topkan'ın, Adıyaman,
Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa İllerindeki
antepfıstığı üreticilerinin sorunlarına ilişkin
gündemdışı konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
E. Yalım Erez'in cevabı
2. – Adana Milletvekili Mehmet Büyükyılmaz'ın, pamuk,
soya ve mısır üreticilerinin sorunlarına ilişkin
gündemdışı konuşması ve Sanayi ve TicaretBakanı
E. Yalım Erez'in cevabı
3. – Sanayi ve TicaretBakanı E. Yalım Erez'in;
Adıyaman Milletvekili Celal Topkan ve Adana Milletvekili Mehmet
Büyükyıldız'ın, üreticilerin içinde bulundukları duruma ve
sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşmalarına cevabı
4. – Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın, Başbakan
Necmettin Erbakan'ın Libya gezisine ilişkin gündemdışı
konuşması ve KültürBakanı İsmail Kahraman'ın
cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – İtalya'ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'e, dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin
vekâlet edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi (3/292)
2. – Nijerya'ya gidecek olan DevletBakanı Sacit Günbey'e,
dönüşüne kadar, DevletBakanı T. Rıza Güneri'nin vekâlet
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/493)
3. – Azerbaycan'a gidecek olan DevletBakanı Namık Kemal
Zeybek'e, dönüşüne kadar, DevletBakanı Nevzat Ercan'ın vekâlet
etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/494)
4. – Türkmenistan'a gidecek olan DevletBakanı M. Selim Ensarioğlu'na,
dönüşüne kadar, Orman Bakanı MehmetHalit Dağlı'nın
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/495)
5. – Azerbaycan'a gidecek olan DevletBakanı Ahmet Demircan'a,
dönüşüne kadar, Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci'nin
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/496)
6. – Türkiye -AT Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanlığında ve Avrupa Güvenlik
İşbirliği Türk Grubunda boş bulunan üyelikler için
gruplarınca aday gösterilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/497)
7. – Türkiye BüyükMillet Meclisinden bir parlamento heyetinin,
Yugoslavya Parlamentosu Halklar Meclisi Başkanının davetine
icabet etmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/498)
8. – İçel Milletvekili Turhan Güven'in, (9/3) Esas
Numaralı Meclis Soruşturma Komisyonu üyeliğinin sona
erdiğine ilişkin DYP Grubu tezkeresi (3/499)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – Bitlis Milletvekili Kâmran İnan ve 22
arkadaşının, Hükümetin izlediği dış politika
konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/6)
2. – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanı ve
Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile Grup Başkanvekilleri İçel
Milletvekili Oya Araslı, Ankara Milletvekili Önder Sav ve Hatay
Milletvekili Nihat Matkap'ın, Hükümetin izlediği ciddiyetsiz ve
tutarsız dışpolitika nedeniyle devletin dış
ilişkilerinde küçültücü duruma düşürüldüğü iddiasıyla
BaşbakanNecmettin Erbakanhakkında gensoru açılmasına
ilişkin önergesi (11/2)
IV. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, TURBAN Genel
Müdürlüğüne ait bazı telefonların konuşma ücretlerine
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/1)
2. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, 1995
yılında iller itibariyle kaç kişiye ve hangi miktarlarda
hayvancılık kredisi verildiğine ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/2)
3. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın,
Seyranbağları Kreşi ücretlerine yapılan zamma ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/60)
4. – İstanbul Milletvekili Yücel Seçkiner'in, 1 Aralık
1995 tarihinden beri belediyelere verilen ödeneklere ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Abdullatif Şener'in cevabı (6/63)
5. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık'ın, 5 Nisan 1995
kararlarından sonra kamu kuruluşlarına alınan personele ve
S.S.K.'ya bağlı bazı hastane ve sağlık birimlerinin
kadro ihtiyaçlarının karşılanmasına müsaade
edilmediği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/64)
6. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Antalya Kaleiçi Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/65)
7. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, TurbanMarmaris
Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/66)
8. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban Belek
Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/67)
9. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,
TurbanBodrum Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/68)
10. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,
TurbanKemer Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/69)
11. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,
TurbanKuşadası Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile
personelin aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/70)
12. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Elmadağ Tesislerine nakledilen evraklara ilişkinBaşbakandan
sözlü soru önergesi (6/71)
13. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, 1992
– 1995 yılları arasında Turbanyönetimince alınan
kararlar ve taşeron firmalara yaptırılan işler ile
kiralanan helikopterlere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/72)
14. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban Beldibi
Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/73)
15. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Eski GenelMüdürü ÖmerBilgin döneminde yapılan ihalelere ve personele
verilen avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/74)
16. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Eski GenelMüdürü Ömer Bilgin döneminde yapılan harcamalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/75)
17. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban'ın
Isparta'da seyahat acentası açmasının nedenine ve
TurbanTesislerinde indirim yapılan kişilere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/76)
18. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Abant Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/77)
19. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Amasya Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkinBaşbakandan sözlü soru
önergesi (6/78)
20. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,
TurbanBüyükSamsun Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile
personelin aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/79)
21. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Çeşme Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkinBaşbakandan sözlü soru
önergesi (6/80)
22. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban Çorum
Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile presonelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/81)
23. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Elmadağ Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile presonelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/82)
24. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,Turban Erciyes
Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/83)
25. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Urfa Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/84)
26. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Yalova Termal Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/85)
27. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın,Turban
Ilıca Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/86)
28. – İstanbulMilletvekili HalitDumankaya'nın, Turban
Kilyos Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/87)
29. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Ürgüp Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin aldığı
avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/88)
30. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Akçay Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/89)
31. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
Gümüldür Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkinBaşbakandan sözlü soru
önergesi (6/90)
32. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın
milletvekili seçimlerinde aday olup seçilemeyen bürokratların
kararnamelerinin bekletildiği iddialarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/92)
33. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, Millî
Piyango İdaresi GenelMüdürlüğünün 1995 yılı reklam
harcamalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/94)
34. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban ve
bağlı işletmelerince Erten Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd.
Şti.'ne verilen işlere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/98)
35. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih
Katırcıoğlu'nun, yurt dışından patates ve elma
ithal edilip edilmediğine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/99)
36. – İstanbulMilletvekili Halit Dumankaya'nın, Turban
işletmelerinde bazı evrakların ortadan
kaldırıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/101)
37. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın, TRT
Genel Müdürüne ve bazı yöneticilere ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/103)
38. – İstanbulMilletvekili Mehmet Ali Şahin'in, Gümrük
Birliğine girdiğimiz tarihten itibaren ekonomide meydana gelen
değişikliklere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/5)
39. – İzmirMilletvekili HakanTartan'ın, Toplu Konut
Kredisine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/152)
40. – İzmir Milletvekili Hakan Tartan'ın, 24 Aralık
seçimlerinden sonra yurt dışına giden Bakanlara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/153)
41. – Diyarbakır Milletvekili Abdülkadir Aksu'nun, hayvan
ithalatı ile ilgili olarak ileri sürülen iddilara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/108)
42. – Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan'ın,
hayvancılığı teşvik kredilerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/109)
43. – Eskişehir Milletvekili Hanifi Demirkol'un, Destekleme
Fonundan 1995 yılı içinde illere yapılan yardımlara
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in cevabı
(6/129)
44. – İzmirMilletvekili Atilla Mutman'ın, İzmir'de Menkul
KıymetlerBorsası kurulup kurulmayacağına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/7)
45. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un, Ekonomik
Kültürel Eğitim ve Teknik İşbirliği
Başkanlığının bazı harcamalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/154)
46. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un,
TÜGSAŞ ve bağlı kuruluşlarının bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/156)
47. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un, Güven
Sigorta T.A.Ş.'nin bazı harcamalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/164)
48. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih
Katırcıoğlu'nun, patates üreticilerinin elektrik borçlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/167)
49. – Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmış'ın,
Yatırımları ve Döviz Kazandırıcı Hizmetleri
Teşvik Fonundan verilen kredilere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/172)
50. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un, Ankara
Palas'ta verilen bir resepsiyonun fatura bedeline ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/176)
51. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın,
İş ve İşçi Bulma Kurumunda usulsüz atamalar
yapıldığı iddialarına ilişkin Çalışma
ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/8)
52. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın, Ordu -
Mesudiye İmam Hatip Lisesine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/10)
53. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un, Keban
Barajından Elazığ'a içmesuyu getirilip getirilmeyeceğine
ilişkin sorusu ve KültürBakanı İsmail Kahraman'ın
cevabı (6/11)
54. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un,
Elazığ Arıcak - Palu yoluna ilişkin sorusu ve Kültür
Bakanı İsmail Kahraman'ın cevabı (6/12)
55. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un,
Elazığ Maden - Alacakaya yoluna ilişkin sorusu ve
KültürBakanı İsmail Kahraman'ın cevabı (6/13)
56. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un, Harput'un
tarihî ve kültürel varlıklarının korunmasına ilişkin
Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/14)
57. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un,
Elazığ tren yolu ile istasyonuna ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/15)
58. – Elazığ Milletvekili Ahmet Cemil Tunç'un,
Elazığ Çimento Fabrikasının yerinin değiştirilip
değiştirilmeyeceğine ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/16)
59. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın, Rize
Sağlık Meslek Okulunun kapatılacağı iddiasına
ilişkin Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru
önergesi (6/17)
60. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat'ın, demiryollarının
modernizasyonuna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/18)
61. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat'ın, enerji
sektöründe yapılacak yatırımlara ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/19)
62. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat'ın, Gökova
(Kemerköy) Santraline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/20)
63. – Adana Milletvekili Sıtkı Cengil'in, Çukobirlik'in
borçlarına ve personeline ilişkin Sanayi ve TicaretBakanından
sözlü soru önergesi (6/21)
64. – Niğde Milletvekili Mehmet Salih
Katırcıoğlu'nun, Niğde İlindeki işsizlik sorununa
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/180)
65. – Rize Milletvekili Şevki Yılmaz'ın, bazı
medya kuruluşlarına verildiği iddia edilen kredilere
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/182)
66. – Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'ün,
S.S.K.'nın sağlık hizmetleri alanındaki örgütlenmesine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru
önergesi (6/23)
67. – İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, Irak'a
uygulanan ambargonun ekonomimize olan etkilerine ilişkinBaşbakandan
sözlü soru önergesi (6/24)
68. – Aydın Milletvekili Sema Pişkinsüt'ün, S.S.K.'nın
malî durumuna ilişkin Çalışma ve
Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/25)
69. – Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan'ın, İl
Sağlık Müdürlerine ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/26)
70. – Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlu'nun, dinî
vecibelerini yerine getiren ordu mensuplarına yapılan uygulamalara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/27)
71. – Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, Çevre Düzenlemesi
Fonundan belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Çevre
Bakanından sözlü soru önergesi (6/28)
72. – Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, Konya'nın bazı
belediyelerine yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/29)
73. – KahramanmaraşMilletvekili Avni Doğan'ın,
öğretmenlerin eylemlerine ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/30)
74. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın, Ordu
Sanayi Bölgesi arsasının kamulaştırma bedellerine
ilişkinSanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/31)
75. – İstanbul Milletvekili Mehmet Ali Şahin'in, dinî
vecibelerini yerine getiren ordu mensuplarına yapılan uygulamalara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/32)
76. – BalıkesirMilletvekili İsmail Özgün'ün, vergi
sistemine ilişkinMaliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/34)
77. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Konya'daki
belediyelere yapılan yardımlara ilişkinBaşbakandan sözlü
soru önergesi (6/36)
78. – Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı'nın, Konya'daki
belediyelere yapılan yardımlara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/37)
79. – Kayseri Milletvekili Recep Kırış'ın dinî
vecibelerini yerine getiren ordu mensuplarına yapılan uygulamalara
ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/38)
80. – Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, Anadolu Ajansı
mahreçli bir habere ilişkin DevletBakanından sözlü soru önergesi
(6/40)
81. – Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçı'nın, DYP - CHP koalisyonu döneminde Devletten kredi ve
teşvik alan medya kuruluşlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/41)
82. – Konya Milletvekili Veysel Candan'ın, et ithalatına ve
kontrolüne ilişkinTarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/42)
83. – Yozgat Milletvekili Abdullah Örnek'in, Yozgat - Yerköy'deki
Beyazıtoğlu Çiftliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/43)
84. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Mogan ve Eymir
göllerinin ıslahına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/44)
85. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, Karayolu üzerinde
bulunan bazı kavşaklara ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı
İsmail Kahraman'ın cevabı (6/45)
86. – İzmir Milletvekili Atilla Mutman'ın,
balıkçılarımızın, Ege Denizinin Uluslararası
sularındaki av yasağına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/46)
87. – DiyarbakırMilletvekili Yakup Hatipoğlu'nun,
Diyarbakır'daki elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî
KaynaklarBakanından sözlü soru önergesi (6/47)
88. – Erzincan Milletvekili Mustafa Kul'un, İstanbul ve Ankara
Büyükşehir Belediyelerinin faaliyetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/48)
89. – Diyarbakır Milletvekili Yakup Hatipoğlu'nun, kamu
alacaklarının faiz oranlarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/49)
90. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Türkiye
- İsrail arasında yapıldığı iddia edilen
anlaşmalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/50)
91. – Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Türkiye
ile İsrail arasında yapıldığı iddia edilen Askerî
Anlaşmaya ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/51)
92. – Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay'ın, akaryakıt
fiyatlarındaki artışlara ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/52)
93. – İçel Milletvekili Mehmet Emin Aydınbaş'ın,
15.4.1995 – 15.10.1995 tarihleri arasında T.C. Emekli
Sandığından emekli olan kamu görevlilerinin
mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/54)
94. – Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçı'nın, hayvan
besicilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/55)
95. – İzmirMilletvekili Metin Öney'in, ilaçtan alınan KDV'nin
kaldırılmasına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/56)
96. – Amasya Milletvekili Cemalettin Lafçı'nın, İsrail'in,
Lübnan'a yönelik saldırısına ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/57)
97. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın,
kırsal kalkınma projelerine ilişkinTarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/110)
98. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın, Ordu
Arıcılık Araştırma Enstitüsüne ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/111)
99. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın,
fındık üretiminin planlanması ve dikim alanlarının
belirlenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/112)
100. – Ağrı Milletvekili Celal Esin'in, Ağrı ve
ilçelerinin okul, öğretmen ve personel ihtiyaçlarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/113)
101. – Eskişehir Milletvekili Mustafa Balcılar'ın,
Boks Federasyonu Başkanının sahte belge düzenlediği
iddiasına ilişkinDevletBakanından sözlü soru önergesi (6/114)
102. – Adana Milletvekili Sıtkı Cengil'in, "Dört
Mevsim Kadın" isimli program çekiminde başörtülü
öğrencilerin dışarı çıkarıldıkları
iddiasına ilişkin DevletBakanından sözlü soru önergesi (6/115)
103. – Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akın'ın, Ordu -
Sıvas - Mesudiye - Dereyolu karayolunun yapımına ilişkin
sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın cevabı (6/116)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – Kırıkkale Milletvekili İrfan Gürpınar'ın,
Trakya illerinde yaşanan kuraklık sonucu zarar gören çiftçi ve
üreticiler için alınması gereken tedbirlere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa
Demirci'nin yazılı cevabı (7/1051)
2. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı'nın,
Başbakan özel korumalarının giriş - çıkış ve
davranışlarına ilişkin sorusu ve Türkiye BüyükMilletMeclisi
Başkanı Mustafa Kalemli'nin yazılı cevabı (7/1433)
3. – Ankara Milletvekili Ali Dinçer'in, Yalova Atatürk Köşkü
bahçesindeki ağaçların kesildiği iddiasına ilişkin
sorusu ve Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanı Mustafa Kalemli'nin
yazılı cevabı (7/1413)
V. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI
A) ÖNGÖRÜŞMELER
1. – Bitlis Milletvekili Kâmran İnan ve 24
arkadaşının, yurt dışında açılan
temsilcilikler ve buralarda görevlendirilen personel ile çeşitli
nedenlerle yurt dışına gönderilen kamu görevlilerinin nicelik,
nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle araştırılarak
alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/90)
I. – GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM GenelKurulu saat 15.00'te açıldı.
TBMM Başkanvekili Kamer Genç, 20 nci Dönem 2 nci Yasama
Yılının ülkemiz, milletimiz ve Türkiye BüyükMilletMeclisi için
hayırlı ve uğurlu olması dileğinde bulundu.
Tekirdağ Milletvekili Bayram Fırat
Dayanıklı'nın, Trakya yöresi ve özellikle Tekirdağ'da
ayçiçeği üreticilerinin içinde bulundukları ekonomik güçlüklere
ilişkin gündem dışı konuşmasına, Sanayi ve
TicaretBakanı E. Yalım Erez cevap verdi.
İstanbul Milletvekili A.Ziya Aktaş, Açıköğretimde
yapılmakta olan yeni bir haksızlığa,
Ankara Milletvekili Cemil Çiçek de, Türk dili ve kültürüne yapılan
tecavüzler ve Türk diliyle ilgili bazı iddialara,
İlişkin gündem dışı birer konuşma
yaptılar.
İsviçre'ye gidecek olan Millî Eğitim Bakanı
MehmetSağlam'a, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Işılay
Saygın'ın,
Almanya'ya gidecek olan Kültür Bakanı İsmail Kahraman'a,
dönüşüne kadar,DevletBakanı Sabri Tekir'in,
Mısır, Libya ve Nijerya'ya gidecek olan :
BaşbakanNecmettin Erbakan'a, dönüşüne
kadar,Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Tansu Çiller'in
DevletBakanı Abdullah Gül'e dönüşüne kadar, DevletBakanı
Lütfü Esengün'ün,
Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Mehmet Recai Kutan'a, dönüşüne
kadar, Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat
Ayhan'ın,
Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri GenelKurulun bilgisine
sunuldu.
İstanbul Milletvekili M. Cevdet Selvi ve 21
arkadaşının, yasa dışı suç örgütleri ile
bunların Devletle olan bağlantıları konusunda genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/5) Genel Kurulun
bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve
öngörüşmesinin, sırasında yapılacağı
açıklandı.
Bosna - Hersek Temsilciler Meclisi ve Parlamenter Meclisinin
açılış törenine Türkiye Büyük MilletMeclisini temsilen iki
üyeyle icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi ile,
(10/67) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu
Başkanlığının,Komisyonun görev süresinin 4 Ekim 1996 tarihinden
itibaren bir ay süreyle uzatılmasına ilişkin tezkeresi,
Kabul edildi.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmının;
1 inci sırasında bulunan 23,
2 nci sırasında bulunan 15,
4 üncü sırasında bulunan 30,
5 inci sırasında bulunan 34,
6 ncı sırasında bulunan 35,
7 nci sırasında bulunan 36,
8 inci sırasında bulunan 37,
9 uncu sırasında bulunan 38,
S. Sayılı kanun tasarıları ve teklifleri ile,
3 üncü sırasında bulunan 17 S. Sayılı, 3694
sayılı Kanun ve Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek
Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve AdaletKomisyonu Raporunun müzakereleri,
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,
ertelendi.
TürkSilahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının, yapılan
müzakerelerden sonra, kabul edildiği ve kanunlaştığı
açıklandı.
Grupların mutabakatıyla, 8 Ekim 1996 Salı günü saat
15.00'te toplanmak üzere, birleşime 15.52'de son verildi.
Kamer Genç
Başkanvekili
AhmetDökülmez Kâzım Üstüner
Kahramanmaraş Burdur
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. – GELEN KAĞITLAR
4 . 10 . 1996 Cuma
Yazılı Soru Önergeleri
1. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın, THY’na ait
İzmir-Ankara uçağının rotası değiştirilerek
Antalya’ya uğramasına ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/1379) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.9.1996)
2. – Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük’ün, Manavgat, Göksuve
Köprü çay sularının satışına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1380)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.9.1996)
3. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Sakarya
İl Belediye Başkanlığınca işten
çıkarılan işçilere ve Belediye Başkanına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1381)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.9.1996)
4. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, asgarî
ücretten vergi alınmamasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1382) (Başkanlığa geliş
tarihi : 30.9.1996)
5. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Sakarya
İl Belediye Başkanlığınca işten
çıkarılan işçilere ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1383)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.9.1996)
6. – Aydın Milletvekili Fatih Atay’ın, Bodrum
Sualtı Arkeoloji Müzesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/1384) (Başkanlığa geliş tarihi :1.10.1996)
7. – Aydın Milletvekili Fatih Atay’ın, üniversite
mezunlarının öğretmen olarak atanmalarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1385)
(Başkanlığa geliş tarihi :1.10.1996)
8. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın,
görevini ihmal ettiği iddia edilen Suşehri Cumhuriyet
Savcısı hakkında yapılacak işleme ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1386)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
9. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın,
faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak CHP’lilerce hazırlanan bir rapora
ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1387) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
10. – Sıvas Milletvekili Mahmut Işık’ın, faili
meçhul cinayetlerle ilgili olarak CHP’lilerce hazırlanan bir rapora
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1388) (Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
11. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun,
Muğla-Fethiye İlçe Belediye Başkanına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/1389)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
12. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın,
Diyarbakır E tipicezaevinde yaşanan olaylara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1390)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
13. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, infaz koruma memurlarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1391)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
14. – Tekirdağ Milletvekili Fevzi Aytekin’in, Tekirdağ’dan
yayın yapan Olay TV’ye ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1392)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
15. – Tekirdağ Milletvekili Fevzi Aytekin’in, Tekirdağ
İlindeki okullara yapılan öğretmen atamalarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1393)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
16. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, 1996 yılı pamuk
taban fiyatlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1394) (Başkanlığa geliş
tarihi : 1.10.1996)
17. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, 1996 yılı Ege
kuru üzüm taban fiyatına ve TARİŞ ve TEKSEL’in kuru üzüm
alımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1395) (Başkanlığa geliş tarihi :1.10.1996)
18 – Ankara Milletvekili Yücel Seçkiner’in, belediyelere verilen para
miktarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1396) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.10.1996)
19. – Giresun Milletvekili Burhan Kara’nın, basına
yaptığı bazı açıklamalarına ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1397)
(Başkanlığa geliş tarihi : 2.10.1996)
20. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat’ın, Maliye
Bakanının Sıvas E tipi kapalı cezaevini ziyaretine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1398)
(Başkanlığa geliş tarihi : 2.10.1996)
21. – Malatya Milletvekili Ayhan Fırat’ın, bazı tutukluların talepleri
karşısındaki tutumuna ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1399) (Başkanlığa geliş
tarihi : 2.10.1996)
22. – Aydın Milletvekili Fatih Atay’ın, pamuk üreticilerinin
desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1400) (Başkanlığa geliş tarihi : 2.10.1996)
23. – Aydın Milletvekili Fatih Atay’ın, pamuk üreticilerinin
mağduriyetine ve Tariş Genel Müdürüne ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1401) (Başkanlığa geliş
tarihi : 2.10.1996)
24. – Hatay Milletvekili Atila Sav’ın, iki hâkim adayı
hakkında verilen olumsuz sicillere rağmen hâkimliğe kabul
edildikleri iddialarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1402) (Başkanlığa geliş
tarihi :2.10.1996)
25. – Samsun Milletvekili Yalçın Gürtan’ın, Samsun
Gümrüğü ve Gümrük Müdürüne ilişkin Devlet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1403) (Başkanlığa geliş
tarihi : 2.10.1996)
26. – Giresun Milletvekili Burhan Kara’nın, özel korumalarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1404)
(Başkanlığa geliş tarihi : 2.10.1996)
7 . 10 . 1996 Pazartesi
Teklif
1. – Çanakkale Milletvekili M. Cumhur Ersümer’in; Seçimlerin Temel
Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin
Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi (2/458) (Anayasa Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 3.10.1996)
8 . 10 . 1996 Salı
Teklifler
1. – Bayburt Milletvekili Suat Pamukçu’nun; Kurumlar Vergisi
Kanununun 15 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi (2/459) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 4.10.1996)
2. – Niğde Milletvekili Akın Gönen’in; Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/460) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
3. – İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 7
Arkadaşının; Siyasî Partiler Kanunu ile Yükseköğretim
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasa Önerisi
(2/461) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Anayasa
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
4. – Aksaray Milletvekili Sadi Somuncuoğlu ve 6
Arkadaşının; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun
ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/462) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
Rapor
1. – Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amirleri Ankara
Milletvekili Yücel Seçkiner ve Adana Milletvekili Veli Andaç Durak’ın;
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 6 ncı Maddesinin Üçüncü ve Dördüncü
Fıkralarının Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi ve Dışişleri Komisyonu Raporu (2/174) (S.
Sayısı : 98) (Dağıtma Tarihi : 8.10.1996) (Gündeme)
Sözlü Soru
Önergeleri
1. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, bakanlık bütçesinden dernek ve
vakıflara yapılan yardım miktarlarına ilişkin Kültür
Bakanında sözlü soru önergesi (6/330) (Başkanlığa geliş
tarihi :4.10.1996)
2. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, köknar ağaçlarındaki böcek afetine ve
Orman Karantina Yasasına ilişkin Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/331) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
3. – Bartın Milletvekili
Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun, at yarışlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/332) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
4. – Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan’ın, Libya ziyaretine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi(6/333)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
5. – Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan’ın, bürokrat
atamalarındaki tutumuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/334) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
6. – Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan’ın, öğretmenlerin
can güvenliğine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/335) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
7. – Yalova Milletvekili
Yaşar Okuyan’ın Mısır ziyaretine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/336) (Başkanlığa
geliş tarihi : 4.10.1996)
Yazılı Soru Önergeleri
1. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Sakarya
Belediye Başkanlığınca işten çıkarılan
işçilere ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1405) (Başkanlığa geliş tarihi : 30.9.1996)
2. – Aydın Milletvekili Fatih Atay’ın, Ekonomik önlemler
paketine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1406)
(Başkanlığa geliş tarihi : 1.10.1996)
3. – İzmir Milletvekili Hakan Tartan’ın, Doğu ve
Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görev yapan koruculara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1407)
(Başkanlığa geliş tarihi : 3.10.1996)
4. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, Konya İlinde bir
helikopter fabrikası kurulup kurulmayacağına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1408)
(Başkanlığa geliş tarihi : 3.10.1996)
5. – Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz’in, ithal hayvan sübvansiyon
bedellerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1409) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.10.1996)
6. – Edirne Milletvekieli Mustafa
İlimen’in, Edirne’deki Ali Paşa Çarşısındaki
dükkanlara ilişkin Devlet Bakanından yazılı soru öngresi
(7/1410) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.10.1996)
7. – Giresun Milletvekili Burhan Kara’nın, Çiftçilerin Ziraat
Bankasına olan borç faizlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1411) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
8. – Giresun Milletvekili Burhan Kara’nın, partisine
mensup bir milletvekilinin verdiği bir beyana ve Selçuk Üniversitesinin
açılış töreninde meydana gelen bir olaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1412)
(Başkanlığa geliş tarihi :4.10.1996)
9. – İstanbul Milletvekili BülentAkarcalı’nın,
iş sınavına gireceklerden daha düşük ve sabit bir
sınav masrafı alınmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1413) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
10. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın,
doğalgaz abone ücretlerine ve Alfagaz şirketine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1414) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
11. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın,
Rumeli Hisarında verilen konserlerin iptaline ilişkin Kültür
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1415)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
12. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın,
bazı illere atanan İl Millî Eğitim Müdürlerine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1416)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
13. – Kahramanmaraş Milletvekili Esat Bütün’ün, Demokratik
Barış Hareketi adlı kuruluşa yapılan yardım ve
bağışlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1417) (Başkanlığa geliş tarihi :
4.10.1996)
14. – Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlu’nun, Artvin’deki
“ZELOSMAN” alay orman yolu köprü ihalesine ilişkin Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1418) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
15. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, Bakanlıktaki
bazı uygulamalara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1419) (Başkanlığa
geliş tarihi : 4.10.1996)
16. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, tanıtma fonunun
denetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1420) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
17. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, Bursa Doğalgaz
Proje ve İşletme Müdürlüğündeki yolsuzluk olaylarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1421)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
18. – Bursa Milletvekili Yüksel Aksu’nun, termik ve nükleer santrallere
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1422) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
19. – Tekirdağ Milletvekili Bayram Fırat
Dayanaklı’nın, Çerkezköy SSK Hastanesine bir anastezist doktor
atanmama nedenine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1423)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
20. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, Bartın İli dahilindeki belediyelere
yapılan yardım ve ödemelere ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1424) (Başkanlığa geliş
tarihi :4.10.1996)
21. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, Bartın organize sanayi bölgesi projesine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1425) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
22. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlu’nun,
Bartın Petrol Ofisi Bölge Müdürlüğü stok depolarının
hizmete açılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1426)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
23. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, oyuncak türündeki patlayıcı madde
satışının yasaklanmasına ve halka açık yerlerde
tombala oynatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1427) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
24. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, asbest boru kullanımına ve
otoyollardaki çukurlara ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1428)
(Başkanlığa geliş tarihi :4.10.1996)
25. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, kamuya ait işyerleri için açılan
işe giriş sınavlarının duyurulma yöntemine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1429)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
26. – Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlu’nun, açıköğretim fakültesi mezunlarına
ve okul yollarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1430) (Başkanlığa geliş
tarihi : 4.10.1996)
27. – Erzincan Milletvekili Mustafa Yıldız’ın, Sosyal
Sigortalar Kurumu eski Genel Müdürüne ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1431)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
28. – Ankara Milletvekili Nejat Arseven’in, Bursa Cezaevi eski Müdürüne
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/1432)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.10.1996)
Genel Görüşme Önergesi
1. – Bitlis Milletvekili Kâmran İnan ve 22
arkadaşının, Hükümetin izlediği dış politika
konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğünün 102 ve 103 üncü
maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına
ilişkin önergesi (8/6) (Başkanlığa geliş tarihi :
7.10.1996)
Gensoru Önergesi
1. – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Adına Grup
Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile Grup
Başkanvekilleri İçel Milletvekili Oya Araslı, Ankara
Milletvekili Önder Sav ve Hatay Milletvekili Nihat Matkap’ın, Hükümetin
izlediği ciddiyetsiz ve tutarsız dış politika nedeniyle
Devletin dış ilişkilerinde küçültücü duruma
düşürüldüğü iddiasıyla Anayasanın 99 uncu,
İçtüzüğün 106 ncı maddesi uyarınca Başbakan Necmettin
Erbakan HakkındaBir gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/2)
(Başkanlığa geliş tarihi : 7.10.1996) (Dağıtma
tarihi :8.10.1996)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati : 15.00
8 Ekim 1996
Salı
BAŞKAN :
Başkanvekili Kamer GENÇ
KÂTİP
ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 4 üncü Birleşimini
açıyorum.
Sayın milletvekilleri toplantı yetersayımız
vardır; çalışmalarımıza başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç milletvekili arkadaşıma
gündemdışı söz vereceğim.
III. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – Adıyaman Milletvekili
Celal Topkan'ın, Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş ve
Şanlıurfa İllerindeki antepfıstığı
üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı
konuşması ve Sanayi ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez'in
cevabı
BAŞKAN – Birinci gündemdışı sözü, Adıyaman,
Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa İllerindeki antepfıstığı
üreticilerinin sorunları konusunda gündemdışı söz isteyen
Adıyaman Milletvekili Sayın Celal Topkan’a veriyorum.
Buyurun Sayın Topkan. (CHP ve DSP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır.
CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Adıyaman-Besni, Gölbaşı, Tut İlçeleri ile
Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa İllerindeki
yaklaşık 250 bin antepfıstığı üreticisi aile
adına söz aldım; sizleri, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına saygılarımla selamlıyorum.
Bu yıl, ürün, yeterince olmamakla beraber, vardı. Üreticiler,
dört gözle Hükümetin açıklayacağı başfiyatı
bekliyorlardı. Bekledikleri başfiyatın alınterlerinin
karşılığı olmasını istiyorlardı ve bu
isteklerinin mutlaka yerine geleceğine inanıyorlardı. Zira,
kendileri açısından inanmalarının haklı bir gerekçesi
vardı. Fıstık üretimiyle uğraşan bu illerin hepsinde
en çok milletvekilini Refah Partisi almış, birinci parti
olmuştu. Üreticiler
seviniyorlardı; “en fazla oy verdiğimiz parti iktidarda, bizim
fıstığımıza hak ettiği fiyatı verir” diye
düşler kuruyorlardı. Ancak, geçen yıl,
antepfıstığının kilosu 300 bin lira ilâ 330 bin lira
arasında satılırken, bu yıl, Güneydoğu Üretici
Birliği 290 bin lira başfiyatla piyasayı açtı. 5 bin ton
fıstık almayı hedeflediklerini söylüyorlar; halbuki, beklenen
rekolte 300 bin ton civarındadır. Güneydoğu Üretici
Birliğinin yaptığı açıklamalar sonrasında,
şu anda serbest piyasada fıstık, kilo başına 230 bin
lira civarında alınıp satılmaktadır. Yani, geçen
yılla mukayese edildiği zaman, fıstığa,
sıfır zam verilmiştir. Resmî enflasyonun yüzde 80 olduğu
bilinirken, fıstık üreticisinin tek geçim kaynağı olan
fıstığa kilo başına sıfır zam vermek, diğer
bir deyimle, bu insanları açlığa, ölüme terk etmek,
aracının, tefecinin, faizcinin kucağına atmak demektir.
Dünyanın hiçbir ülkesinde insaf sahibi hiçbir hükümet, halkına, böyle
bir zulmü reva görmez. Ne yazık ki, bizim ülkemizde, Sayın Erbakan
Hükümeti bu zulmü antepfıstığı üreticisi 250 bin aileye
reva görmüştür.
Fıstık üreticisi, şu anda, sukutu hayale
uğramış durumda; ne yapacağını, kime
kızacağını bilemiyor; en fazla da adil düzen getirmek
adına kandırılmış olmasına üzülüyor;hele hele
iktidar olduktan sonra söylediklerinin hepsini tersinden yapmasından
dolayı, Refah Partisine oy verdiği için kendini affedemiyor.
“Ekonomiyi en iyi biz biliriz, Türk toplumunu en iyi
biz tanırız; bu ülkenin bilinmeyen ve kullanılmayan
kaynakları var; biz iktidar olduğumuzda, bilgimizle, becerilerimizle
ve adil düzenimizle, bu kaynakları sizlerin hizmetine sunacağız”
diyen Refah Partisinin uygulamadaki adil düzeni, meğer bir kaos
düzeniymiş.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
gelin, Refah Partisinin adil düzenine şöyle bir bakalım. Bu adil
düzen iktidarı, Karadeniz Bölgesinde yetişen fındığa
bir önceki yıla göre yüzde 100’ün üzerinde bir fiyat vererek
fındık üreticisini bir nebze sevindiriyor. Fiyat
açıklamasına, Başbakan ve Başbakan
Yardımcısı beraber gidiyorlar, fiyat açıklamada
yarışa giriyorlar; fakat
antepfıstığı fiyatını açıklamaya
gelince, Sayın Başbakan ve Yardımcısı ortalarda yok;
alınan bir kararla, fıstık fiyatının belirlemesini
birliğe bırakıyorlar. Amaç, beklenen fiyatı vermemek ve
sorumluluk almamak. İşte size adil düzen! Sonuçta,
fıstığa, birlik tarafından, kilo başına 290 bin
lira gibi, üreticisinin beklediğinin oldukça altında bir fiyat
veriliyor. Bu fiyatı öğrenen üretici, perişan... Yapılan
uygulamayla, kendi akıllarınca, fıstık üreticisini
kandırdıklarını sanıyorlar. Fıstık üreticisi
kanmıyor Sayın Başbakan; geç de olsa, adil düzen adına kandırılmış
olduklarını öğreniyorlar.
Ben, Sayın Başbakana, 250 bin
civarındaki fıstık üreticisi aile adına sormak istiyorum:
İnsanların inanç duygularını sömürerek, adil düzen
getireceğiz...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti. Size küçük bir
süre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlayın.
CELAL TOPKAN (Devamla) – Teşekkür ediyorum
Başkanım.
...adalet ve eşitlik sağlayacağız diye
insanları kandırmaya ne hakkınız vardı? Bugün insanlar
size inanmış olmaktan dolayı büyük bir hayal
kırıklığına uğramış durumdalar. Sizler
rahatsınız, kırmızı plakalı arabaların
konforuyla yaşamaya devam ediyorsunuz; ancak, adil düzen adına
kandırıp oylarını aldığınız
antepfıstığı üreticisi, perişan, hayal
kırıklığına uğramış; Refah Partisinin
adil düzeninin aldatılmışlığını,
ezikliğini yaşıyor ve soruyor: Hani adil düzen
anlayışınız, nerede?.. Ülkenin bir bölgesinde üretilen
fındığa, bir önceki yıl fiyatına göre yüzde 100’ün
üzerinde bir fiyat; ülkenin diğer bir bölgesinde yetişen ve üreticisinin
tek geçim kaynağı olan antepfıstığına, geçen
yıla göre yüzde sıfır fiyat! Sormak istiyorum: Adil düzen bunun
neresinde?!.
Bu toplum, sizin iktidarınız döneminde, adil ekonomik düzen
anlayışınızla değil; ama,
uygulamalarınızdaki adaletsizliğin, haksızlığın
ve kandırılmışlığın her türlüsüyle
tanıştı. Kısa sürede göstermiş olduğunuz bu
başarıdan dolayı, sizi ve Hükümetinizi kutluyorum; ancak, antepfıstığı
üreticisi gelecekte sizi nasıl kutlar, onu bilemiyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Topkan.
Sayın Bakan, şimdi mi cevap vereceksiniz?.. İkinci
gündemdışı konuşma da bu konuyla ilgili...
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) –
Sayın Başkan, sonra cevap vereceğim.
2. – Adana Milletvekili Mehmet
Büyükyılmaz'ın, pamuk, soya ve mısır üreticilerinin
sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşması ve
Sanayi ve TicaretBakanı E. Yalım Erez'in cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, pamuk, soya ve
mısır üreticilerinin sorunları hakkında Adana Milletvekili
Sayın Mehmet Büyükyılmaz’a verilmiştir.
Sayın Büyükyılmaz, buyurun. (DSP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır.
MEHMET BÜYÜKYILMAZ (Adana) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Köylüsüyle, kentlisiyle, çiftçisiyle, esnafıyla, sanayicisiyle dert
küpü olan Adana’nın sorunlarını dile getirmek için söz
almış bulunuyorum.
Şu anda anlatacaklarım, çiftçi sorunlarıdır. Pamuk
hasadı başladı. Çukobirlik’in dokuma, iplik, yağ
fabrikaları kapatıldı. Yıllarını bu kuruma
vermiş, emekliliğine birkaç yılı kalmış olan
insanlar, ücretsiz izne ayrıldılar, ne olacaklarını
bilemeden -tam da okulların açıldığı ve kış
hazırlıklarının başladığı zaman- büyük
bir huzursuzluk içerisinde beklemektedirler. Yetkili bir Allah’ın kulu çıkıp da bu
uygulamanın nedenini açıklamıyor. Devlet ne için var, hükümetler
ne için işbaşındalar ve Sayın Sanayi Bakanının
görevi nedir, bilmek istiyorum.
Pamuk taban fiyatı açıklandı. Çiftçimiz 85-90 bin lira
taban fiyat beklerken, 60 bin lira başfiyat verildi. Bunun içerisinden
yüzde 2 stopaj, yüzde 1 Bağ-Kur, yüzde 2 kapital, yüzde 3 malî
yapıyı güçlendirme kesiliyor ve üreticinin eline 55 bin lira gibi bir
para geçiyor. Tabiî, bu, birinci sınıf pamuk için. Bir kere
yağmur yemiş ya da çiy yemiş pamuk için, bu, 45 bin liraya kadar
düşüyor.
Çukurova köylüsü ve pamuk üreticisi, haklı olarak ateş
püskürüyor. Hükümetlerin görevi, vatandaşa sorun üretmek değil,
vatandaşların sorunlarını çözmektir. Sizlerden, hükümet
olmanın gereğini yerine getirmenizi istiyorum.
Mısır taban fiyatı açıklandı; 17 600 lira. 14
bin liradan, 15 bin liradan mısır satılıyor. Çukurova
köylüsü “bize bu zulmü yapmaktan vazgeçsinler; karpuzumuz çıkar,
İran’dan karpuz ithal edilir; mısırımız çıkar,
mısır yüklü gemiler Mersin Limanına yanaşır; bizim
çektiğimiz eziyet yeter” diye feryat ediyor; çünkü, gübre fiyatları
katlamalı, beyaz sinek, kırmızı örümcek için
kullanılan ziraî ilaçlar 4 bin liradan 10 bin liraya
fırlamış, akaryakıt iki katına çıkmış
durumda; ama, üreticinin taban fiyatlarındaki artış yüzde 50’ler
seviyesinde. Köylümüz, artık, kasketine yama yaptıracak duruma
gelmiştir ve hızla, bir toplumsal patlama yapacak konuma
sürüklenmektedir.
Biz, Demokratik Sol Parti olarak “ellerinizi artık çiftçinin
cebinden çekin” diyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Büyükyılmaz.
Gündemdışı konuşmaları cevaplandırmak
üzere, Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez; buyurun
efendim.
3. – Sanayi ve Ticaret Bakanı
E. Yalım Erez'in; Adıyaman Milletvekili Celal Topkan ve Adana
Milletvekili Mehmet Büyükyıldız'ın, üreticilerin içinde
bulundukları duruma ve sorunlarına ilişkin
gündemdışı konuşmalarına cevabı
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E.YALIM EREZ (Muğla) –
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Celal Topkan
ve Sayın Mehmet Büyükyılmaz’ın antepfıstığı,
pamuk ve soya üzerindeki konuşmalarını cevaplandırmak için,
söz almış bulunuyorum.
Değerli milletvekilleri, Hükümetimiz, çiftçi gelirlerinde
maliyetleri de dikkate alarak bir artış sağlamayı genel
politika olarak benimsemiş olup, bugüne kadarki uygulamalarımız
da bu çerçevede sürdürülmektedir. Bu politika, ülke nüfusunun yüzde
40’ını ilgilendirmekte ve Bakanlığım, kendisine
bağlı birlikler ve şeker şirketi aracılığla
tarım kesimine yönelik uygulamalarda önemli görevler yüklenmiş
bulunmaktadır. Bilindiği üzere, Bakanlığımız,
tarım ürünlerinin satın alınması ve pazarlanmasıyla
ilgili politikalarda belirleyici durumdadır. Geçmiş yıllarla
karşılaştırıldığında, bu yıla ait
gelişmelerin de olumlu bir tablo ortaya koyduğu gözükmektedir.
Değerli milletvekilleri, geçen yıl birliklere bağlı
üreticilere ödenen miktar ile bu yılki ödemelere
baktığımız zaman, geçen yıl yağlık
ayçiçeği fiyatı 18 bin lira olarak ilan edilmiş, ancak, 13 bin
liradan işlem görmüştür; bu yıl yağlık ayçiçeği
35 bin liradan alınmış ve 250 bin ton ayçiçeği
alınmıştır; yaklaşık olarak, geçen yıla göre
artış oranı yüzde 94’tür. Yine, pamuk konusunda artış
oranımız, yaklaşık olarak yüzde 75’tir; kuru üzümde yüzde
106, fındıkta yüzde 102, soyada yüzde 97’dir.
Antepfıstığı konusunda, geçen yıl,
Güneydoğubirlik, antepfıstığı alımına
girmemiştir. Bu yıl, Hükümetimizin, fıstık üreticilerine
verdiği önemi göstermek bakımından,
antepfıstığı alımlarına birlik olarak girmiş
bulunuyoruz ve birliklerin mal alımında üreticilerin zarar etmemesi
için, ilk dilim olarak, kararnameyle16 trilyon 250 milyar liralık kredi
sağlanmıştır. Bugüne kadar DEFİF kredisinden
birliklere ödenen para, 8 trilyon 675 milyar liradır. Bu da, geçmiş
yıllarla mukayese edildiğinde, bu yıl, Hükümetimizin üreticiye
verdiği önemi ve değeri göstermektedir.
Değerli arkadaşlarım, burada, her türlü polemiği
yapabiliriz; ama, istismarı yapmayalım. (RP sıralarından
alkışlar) İşte, bu zihniyet ve bu kafa, biraz evvel
sayın milletvekili arkadaşımın dediği gibi, birlikleri
bu hale getirmiş, Çukobirlik’in sınaî müesseselerini
kapatmıştır.
Sayın milletvekilim şunu bilsin ki, biz, kapatmaya değil
çalıştırmaya; ama, birlikleri İş ve İşçi
Bulma Kurumu gibi çalıştırmadan, devletten çıkan
paranın siyasetçilerin elinde oyuncak olmadan direkt üreticiye gitmesini
sağlıyoruz.
Çukobirlik konusunda, dün, DİSK Genel Merkezinde, Çukobirlik
yetkilileri ve bakanlık yetkililerimizle toplantı
yapılmıştır; toplantılar devam etmektedir.
Soya konusuna gelince: Soyaya geçen sene verilen fiyat 15 000
liradır, bu sene verilen fiyat 29 500 liradır. Bu da yüzde 97’lik bir
artışı göstermektedir.
Bu meyanda, bugüne kadar, Fiskobirlik’e fındık alımı
için 5 trilyon lira Trakyabirlik’e ayçiçeği alımı için 2 trilyon
lira, Karadenizbirlik’e ayçiçeği alımı için 200 milyar lira
Tariş’e 1 trilyon 25 milyar lira, Çukobirlik’e 425 milyar lira,
Kayısıbirlik’e 15 milyar lira ve Taskobirlik’e 10 milyar lira para
ödenmiştir. Tüm birliklerin bugüne kadar aldığı ürün
bedeli, 27 trilyondur. Bunun, yaklaşık olarak 13 trilyonu
ödenmiştir ve ödeme aksaksız devam etmektedir.
Hiç merak etmeyin, sizin yaptığınız
yanlışı yapmayacağız. Üreticiyi, siyaseten prim
getirecek fiyatı verip, ondan sonra da sekiz ay bir sene
parasını vermeyerek mağdur etmeyeceğiz; bu paraların
hepsi zamanında ödenecektir. O zaman, kalkıp, burada bize
teşekkür edeceksiniz. (DYP ve RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Gündemdışı iki konuşma
cevaplandırılmıştır.
4. – Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyan'ın, Başbakan Necmettin Erbakan'ın Libya gezisine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Kültür
Bakanı İsmail Kahraman'ın cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Kaddafi’nin, Türkiye
aleyhindeki tutumuyla ilgili gündemdışı söz isteyen Yalova
Milletvekili Sayın Yaşar Okuyan’a verilmiştir.
Buyurun Sayın Okuyan. (ANAP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 5 dakikadır efendim.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce Yüce Heyeti saygıyla
selamlarım.
Bugün, milletimizin tamamı tarafından tepkiyle
karşılanan Sayın Başbakanın Libya gezisi ve Libya
lideri Kaddafi’nin ortaya koymuş olduğu sözlerle ilgili olarak
huzurunuzdayım.
Kaddafi denilen kişi, daha yirmi gün öncesinde, iki bakan
arkadaşımız Libya’dayken, Türk Milletine hakaretamiz sözleriyle,
aslında, Sayın Başbakan Erbakan’ın gezisi
sırasında ne söyleyeceğini belli etmişti. O sözle, Türk
Hükümeti tarafından, Türk Dışişleri
Bakanlığı tarafından karşı bir tepki ortaya
konulmadan ve bununla ilgili bir diplomatik girişim, bir kınama
yapılmadan, âdeta Kaddafi’nin 20 gün önce Türk Milletine hakaret eden
sözlerine ödül mahiyetinde, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Başbakanlık sıfatını taşıyan Sayın
Erbakan tarafından Libya’ya gidilmesi, tarihî ve vahim bir hataydı.
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Özal da gitmişti
ya.
BAŞKAN – Müdahale etmeyelim arkadaşlar.
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Onu da isterseniz
tartışırız.
Değerli arkadaşlarım, Kaddafi’nin ortaya koyduğu
sözler, hiçbir kelimesine dahi tahammül gösteremeyeceğimiz hakaretlerdir.
MUSA OKÇU (Batman) – Amerika’nın hazırladığı
harita.
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Size ne oluyor arkadaşım?
Hayırdır... Kaddafi’nin sözcülüğünü siz mi üstlendiniz bu
Meclis’te? (ANAP sıralarından
“Bravo”seslerialkışlar; DSP sıralarından
alkışlar)
Ben, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kürsüsünde konuşuyorum,
Kaddafi’yi eleştiriyorum. Sanıyorum ki, bu Meclisin çatısı
altında hepimiz bu duylarlılık içindeyiz.
Kaddafi’nin ortaya koyduğu görüşleri şiddetle reddetmek,
buna o anda tepki koymak gerekirdi; ama, maalesef, Sayın Başbakan,
gözünün içine baka baka, Kaddafi denilen adamın Türk Milletine, Türk
tarihine hakaretlerini, sessizce kuzu gibi dinleyebilmiştir. Bunu
anlamakta müşkülatımız var.(RP sıralarından
“yanlışınız var”sesleri)
BAŞKAN – Müdahale etmeyelim.
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Biz, Kaddafi’yi tanıyoruz.
Kaddafi’nin sözleri, daha yirmi gün öncesinden ortada idi; ama, buna orada
tepki konmamasını, üzerinde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
Başbakanlık sıfatı bulunan Sayın Erbakan
tarafından anında tepki konulmamasını şiddetle
protesto ediyoruz. (ANAP sıralarından “Bravo”sesleri,
alkışlar; DSP sıralarından alkışlar)
160 milyon dolarlık müteahhit alacakları bahanesiyle Libya’ya
yapılan bu gezi, Türk Devletinin şerefine hançer gibi
saplanmış bir gezidir. Burada, o heyette bulunan, yine Refah Partili
bir değerli arkadaşımın, Abdullah Gül
arkadaşımın gazetelerde çıkan fotoğrafını
acaba gördünüz mü? Başını ellerinin arasına almış
“bu deli saçmasıdır” diyor; millî reaksiyonu ortaya koyuyor bu
değerli Devlet Bakanı arkadaşım; ama, Sayın
Başbakan da bu reaksiyonun zerresini görmüyoruz. Bunu kabul etmemizmümkün
değil. (RP sıralarından gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN – Efendim, süreniz bitti; 2 dakika eksüre veriyorum.
Arkadaşlar, müdahale etmeyelim. Rica ediyorum...
Buyurun efendim.
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Değerli arkadaşlarım,
aslında, Kaddafi’nin ortaya koyduğu görüşlerin paralelinde
birçok konunun, Sayın Erbakan’ın daha önce yaptığı
konuşmalarla paralellik arz ettiğini de biliyoruz. Belki de,
aynı şeyleri duymaktan -öyle olsa gerek- Sayın Erbakan’ın
bir tepkisi gündeme gelmemiştir. (RP sıralarından “ Bu
iftiradır, çamur atmaktır” sesleri)
Mısır’da, Türk Bayrağının, karşılama
ve uğurlama sırasında göndere çekilmemesinin, Libya’da
Kaddafi’nin bu ağır, kabul edilemez sözlerinin, bu saltanat gezisinin
sonuçları itibariyle, milletimizin yüreğine saplanmış bir
hançer olarak tarihe geçeceği açıktır.
Şimdi, Hükümete düşen görev, bu kararnamenin
imzalanmamasıdır; asgari bu gezinin Libya kısmının
kararnameden çıkarılmasıdır ve Sayın Başbakana
düşen görev, Türkiye’ye dönüşlerinde, istifasını Sayın
Cumhurbaşkanına vermesidir. Türk milletinin beklentisi budur. (ANAP
sıralarından alkışlar, RP sıralarından
gürültüler)
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) – Siz Başbakan yaptınız...
BAŞKAN – Arkadaşlar, müdahale etmeyelim!..
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Şimdi, Kaddafi’nin aleyhinde burada
konuşurken, bazı arkadaşlarımın buna müdahalesini
garipsemiyorum. (RP sıralarından gürültüler)
ABDULLAH ARSLAN (Tokat) – Başbakanın aleyhinde konuşma!
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – O zaman, bu, aynı zihniyeti mi
paylaşıyorsunuz demektir? Bunu sormak istiyorum sizlerden!. (RP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Arkadaşlar, gürültü etmeyelim. Rica ediyorum...
Sayın Okuyan, süreniz bitti efendim. (RP sıralarından
gürültüler)
Bir dakika... Bir dakika...
Süreniz bitti de, size 1 dakika daha vereceğim.
Sayın milletvekilleri, bakın, hepimiz, laik Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin vatandaşlarıyız. (ANAP, DSP ve CHP
sıralarından alkışlar) Bu devlete kim hakaret ederse,
devletimizi kim kötülerse, devletimize karşı kim
saygısızlık yaparsa, hepimiz buna karşı cephe almak
zorundayız. (ANAP, DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, birisi cephe aldı diye, devletimize hakaret eden veya
cephe alan...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Kürsüde hatip varken nasıl
konuşuyorsunuz!..
BAŞKAN – Bir dakika efendim... Bir dakika... Rica ediyorum... Ben,
burada, devletin temsilcisiyim.
Lütfen oturur musunuz... Size söz vermedim.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Gereksiz konuşmaların lüzumu
yok.
BAŞKAN – Hayır, ben, Meclisteki havayı
yatıştırmaya çalışıyorum.
Şimdi, devletimize karşı olan her kim olursa, ona
elbirliğiyle karşı geleceğiz. Benim dediğim bu.
Buyurun efendim, size 1 dakika daha veriyorum; lütfen bitirir misiniz.
YAŞAR OKUYAN (Devamla) – Bir kere daha ifade etmek istiyorum ki, bu
sonuçlar itibariyle, Türk Milletini derinden yaralayan bu gezinin, özellikle
Libya’da Türk Milletine yönelmiş bu hakaretlere vesile olan
Başbakanın ve buna müsamaha gösteren Dışişleri
Bakanlığının, bu konuda Türk Milletine hesap vermesi
lazımdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Okuyan.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Sayın Bakan, cevap mı vereceksiniz.
Buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın
Başbakanımızın Mısır, Libya ve Nijerya
seyahatinin Libya durağında, Libya lideri Kaddafi’nin, bizleri, bütün
milletimizi üzen talihsiz beyanları olmuştur. (ANAP ve DSP
sıralarından alkışlar)
Türkiyemiz bir bütündür. Türkiyemizin, en ufak bir şekilde rencide
edilmesi, 65 milyon insanımızın tümünü üzer. Böyle üzüntüler,
yalnız belli kişiler veya kesimler için değil, yüce milletimizin
tümü içindir. Avvela bunun altını çizmek istiyorum. Burada, bir
kişinin, tek bir kişinin talihsiz bir beyanı yüzünden, ne bir
başarılı geziyi ve ne de devletlerarasındaki genel
esasları görmezlikten gelemeyiz. (RP sıralarından
alkışlar; ANAP sıralarından “Oo” sesleri, gürültüler)
BAŞKAN – Bir dakika arkadaşlar... Rica ediyorum...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Sayın
milletvekilleri, fikirleriniz kendilerinize aittir ve muhteremdir; fikrin
sahibinin saygı görmesi, yarın da sizin fikrinizi ifade ederken
saygı görmenizi sağlar. Lütfen dinleyiniz. Konuşma yeri bu
kürsüdür.
Bu teessürümü ifade ettikten sonra, gezinin başarılı
olduğu beyanımı tekrar ederek, şunu ifade ediyorum...
(ANAP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Bir dakika arkadaşlar...Rica ediyorum...
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Neresi başarılı bu gezinin
Sayın Bakan?..
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Sizin görüşünüz
bu istikamette olmadığı için Sayın Okuyan’ı
alkışladınız. Müsaade edin de, ben, görüşümü ifade
edeyim; o zaman anlayınız!..
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Türkiye’ye hakaret ediyor...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Dinleyiniz ve
anlayınız!..
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Ne demek?..
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Rica ediyorum...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Burada, Sayın
Kaddafi’nin daha sonraki açıklamasında, Libya–Türkiye ortak
basın toplantısında ve yapılan açıklamalarda ve
yapılan anlaşmalarda anlaşılıyor ki, Kaddafi,
yanlış bilgilendirmesinden rücu etmiştir.
Bunun metni, Türkiye ile Libya arasında imzalanan ortak
anlaşmalarda ve yapılan ortak basın toplantısı
metninde vardır; sizlere biraz sonra arz edeceğim.
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Büyükelçiyi niye çektiniz Sayın Bakan?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bu yanlış
bilgilendirmenin...
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Büyükelçiyi niye çektiniz Sayın Bakan?
BAŞKAN – Sayın Bakan, bir dakikanızı rica edeyim...
Sayın arkadaşlar, salonumuz küçük, ses düzeni de daha
yerleşmedi; kürsüde yapılan konuşmaları
algılayamıyoruz. Rica ediyorum, sessiz dinleyelim efendim.
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Bu geziye, başarılı bir gezi
demek olur mu?
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Rica ediyorum...
Buyurun Sayın Bakan.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Dış
politikada, millî menfaatlar önplanda tutulur. Devletlerin birbirlerine
saygı duyması esası, mutlaka riayet edilmesi gereken
hususlardandır ve Türkiyemiz, bu hususta hassastır, gereken
hassasiyeti Sayın Başbakan ve heyetimiz göstermiştir.
YUSUF ÖZTOP (Antalya) – Ne yaptılar?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bu dış
seyahatlerde, neden, çifte standarda izin verildiğini anlamak, herhalde
müşküldür.
Mısır gezisine, taa başlangıcından beri
karşı olan dar ve sığ görüşlü insanlar oldu. Halbuki,
aynı Mısır’a, tatildeyken Yüce Meclis, Parlamento heyetimiz
gitti, Sayın Meclis Başkanımızın
başkanlığında ve yine Sayın
Cumhurbaşkanımız, bir hafta arayla iki defa Mısır’a
gitti.
Bu dış gezilere neden bu kadar yabancıyız veya neden
bu kadar yabancı insanlar var anlamak mümkün değildir.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Bayrağa hakaret olur mu?!.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) –Düşününüz ki, bu
gittiğimiz ülkeler, Türkiye’nin bugüne kadar gitmediği yerlerdi.
Halbuki Türkiye, büyük bir misyonun sahibi, büyük bir maziye sahip güçlü bir
devlettir. Devletler arası münasebetleri geliştirmek, bizim
dış politikamızın esasıdır ve bu esas üzerine
devam edeceğiz. Yalnızca Batıya açık bir politika takip
etmek demek, Batının uydusu olma neticesini doğurur. Bütün dünya
coğrafyası bizim olduğunda, Türkiye gereken dış
politika faaliyetini sürdürüyor demektir. Buradaki çifte standardı,
ülkeler bazında olduğu gibi, aynı zamanda şahıslar
bazında da koymak çok büyük bir yanlışlığı
gösteriyor. Eğer, o ülkelere giden kişiler falanca kişilerse
buna vize vermiş olmak; ama, bir başka insanlarsa buna derhal
karşı çıkmak; bu çok yanlış ve kabul edilemez bir
tutumdur.
Bugün gittiğimiz ülkeler bizimle öteden beri bağı olan
ülkelerdir. Mısır ile tarihî bağlarımız vardır,
Libya ile Akdenizin altından bir doğalgaz boru hattı
düşünüyoruz, geniş ticarî münasebetlerimiz var.
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Hayal, hayal...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bir tek kişinin
tek bir beyanının, bilahara tashih edilmiş olmasını
sağlamak ve onu, bu tek kişi, devleti temsil eden kişinin...
(ANAP sıralarından gürültüler)
İBRAHİM YAZICI (Bursa) – Bu tek kişi Devlet
Başkanı...
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – O tek kişi Kaddafi, Devlet
Başkanı.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – ...12 saat sonra
şu metinde imza koyan insanın beyanını okuyorum...
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Doğalgaz boru hattı Türkiye’nin
şerefini ayaklar altına alacak kadar önemli mi? Bu konu bu kadar
önemli mi?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – “Taraflar
Irak’ın toprak bütünlüğüne, egemenliğine, birliğine
verdikleri önemi vurgulamışlardır.”
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Neden sonra.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Neden sonrası
yok, dinleyiniz lütfen.
Ben, PKK ile ilgili kısmı ıttılaınıza
sunuyorum: “Türk tarafının PKK örgütünce uygulanmakta olan terör
faaliyetleri hakkında bilgi vermesinden sonra, Libya tarafı da
Cemahiriye ve Arap Milletine yönelik olarak bazı ülkelere mensup çevre ve
kuruluşlar tarafından uygulanan terörist faaliyetler hakkında
bilgi verdi. Taraflar kendilerini ikna eden bu açıklamaları dikkate
alarak, terörün her türünü kınadıklarını ve terörle
mücadelede ayırım yapılması metodunu reddettiklerini teyit
etmişlerdir...”
NEJAT ARSEVEN (Ankara) – PKK lafı var mı?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – “...Bu maksatla, iki
ülkenin ilgili mercileri en kısa zamanda bir araya gelerek, bölgedeki
terörle yapılacak müşterek mücadelede, hangi örgütlere öncelik
vereceklerini belirleyeceklerdir. Aynı zamanda, bu mücadeleyi nasıl
bir programla yapacaklarını da tespit edeceklerdir.
NEJAT ARSEVEN (Ankara) – Bu mücadelenin içinde PKK’da var mı
Sayın Bakan?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bu
konuşmanın başlangıcında olan ve hepimizi üzen
beyanında Kaddafi -Kürdistan milletinden bahsediyor- şöyle
demişti: “Bu millet de Ortadoğu güneşi altındaki yerini
almalıdır” Yani, Suriye’yi, Irak’ı, İran’ı, Türkiye’yi
göz önüne alan bir açı içerisinde böyle bir isimden ve böyle bir
nitelemeden bahsediliyor; hepimizi üzen metin olarak söylüyorum.
MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) – Sizin de kanaatiniz aynı
mı?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Çok ayıp!
Ayıplıyorum sizi.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Sayın Başkan, izin verir misiniz.
BAŞKAN – Sayın İnan, bir dakika efendim... Sayın
Bakan kürsüde konuşma yapıyor.Lütfen...
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Hayır efendim...
BAŞKAN – Böyle bir gelenek yok Sayın İnan.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Bir dakika efendim...
BAŞKAN – Efendim, Sayın Bakan konuşmasını
yapsın, siz gene konuşun.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Hayır efendim, Sayın Bakandan
istirhamım, kendilerinin de reddettikleri bu beyanı, Türkiye Büyük
Millet Meclisi zabıtlarına geçirmemeleridir; rica ediyorum efendim.
(ANAP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – O, Sayın Bakanın takdirinde efendim.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Sayın
İnan, zatı âlinizin hassasiyeti içindeyim. Bu metin,
milletlerarası konuşmalar muvacehesinde eğer yer bulmuş
olmasaydı, bizleri üzmezdi. Zaten metinler belli, devekuşu
olmanın gereği yok. Ben, bunu, teessürle
karşıladığımı tekrar ifade etmek için söylüyorum.
(RP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
19 Eylül 1996 tarihinde, Avrupa Parlamentosu ortak bir karar
aldı...
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Meclisten geçmeyen!
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) –Sayın Başkan, izin
verir misiniz...
BAŞKAN – Arkadaşlar rica ediyorum...
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) –Sayın Bakan konuşması
sırasında...
BAŞKAN – Arkadaşlar rica ediyorum, böyle bir usul yok. Ben
size söz vermedim, rica ediyorum oturur musunuz.
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) –Sayın Bakan
konuşması sırasında “Sayın Kaddafi” demiştir...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Böyle bir usul var mı Sayın
Başkan?
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Bakan, Kaddafi’ye
“Sayın” diyemez efendim, lütfen uyarın; ben, bunu kabul etmiyorum.
BAŞKAN- Ben, size söz vermedim, oturur musunuz; böyle bir usul yok,
rica ediyorum.
Sayın Bakan, siz devam edin
efendim
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – 19 Eylül 1996’da,
Avrupa Parlamentosu ortak bir karar aldı ve maalesef, bu kararın
içerisinde “Kürdistan” tabiri var. Bizim kabul edemeyeceğimiz, kabul etmek
için düşünemeyeceğimiz hükümler var. Kaddafi’nin o
konuşmasının birkaç misli ağırı var, onu da
aynı şiddetle kınıyorum, aynı şiddetle
kınıyoruz. (RP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Silopi’de bir İngiliz çavuşunun, bir Türk
kaymakamını tokatlama ve dövmesini de kınıyoruz. (RP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bir Fransız
Devlet Başkanının karısının kalkıp
Türkiye’ye vizeli ve mihmandarlı olarak gelerek, Güneydoğuda
örgütlenme yapmasını da kınıyoruz.(RP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Lüksemburg’dan 1
milyon dolar istemeye ve dilenmeye de “hayır” diyoruz.(RP
sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
Arkadaşlarım, değerli milletvekilleri; bu mevzular millî
meselelerdir. Sizin karşınızdaki insanların herbirisi
-altını çizerek ifade ediyorum- en az sizin kadar millî duygulara
sahiptir ve bunu yerine getirmiştir.(RP sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar)
Eğer, bazı aklıevvellerin ifade ettiği gibi, o anda
Libya terk edilseydi, ne Libya özür dileyecek ne Libya meseleyi
anlayacaktı_
ALTAN ÖYMEN (İstanbul) – Sayın Bakan, bunu özür olarak mı
kabul ediyorsunuz?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – ve ne de Türkiye
yalnızlık denizinden kurtulma gibi bir duruma girmeyecekti. Onun için
doğrusu yapılmıştır.
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Türk Devletine hakaret edilmiştir.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Değerli
arkadaşlarım, eğer bir fikre inanıyorsanız ve
eğer inançlı insansanız, o zaman kaçmazsınız;
kaçaklar, inanmayan insanlardır; biz, kaçmış değiliz ve
kaçmadık.(RP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar;
ANAP, DSP, CHP sıralarından gürültüler)
YAŞAR OKUYAN (Yalova) – Abdullah Gül’ün demeci?!.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Devletimizin
temsilini gayet güzel yürütüyor ve götürüyoruz ve götüreceğiz. (ANAP, DSP,
CHP sıralarından gürültüler)
Türkiye, dışpolitikada bütünlüğünü devamlı
korumuştur. On gün süren Uzakdoğu seyahati olmuştu; beş
ülke, ikişer günden on gün. O geziye de yine karşı
çıkılmıştı; halbuki, aynı İran ile çok
defalar, her hükümet temas etmişti. Lütfen, dış politikadaki
bütünlüğü ve aklıselimle bakış açısını
kaybetmeyelim.
Bu, 252 milyar dolarlık ihracat yapan 5 ülkede, Türkiye’nin
payı bindeyle ifade ediliyor. Bu ülkelerle yaptığımız
anlaşmaların toplamı 8,5 milyar doları şu anda
buluyor.
ABBAS İNCEAYAN (Bolu) – Hayal, hayal...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Türkiyemizin
dışarıya açılmış bulunması, hepimizi memnun
etmez mi... (ANAP sıralarından “Eder, eder” sesleri)
Türkiyemizin, sadece tek yere bakarak ve belli mihraklardan, gezi
vizeleri alarak idare edilmesi devri, hiçbirimizin istemediği devirdir ve
kapanmıştır. (RP sıralarından “Bravo” sesleri,
alkışlar)
Şahsiyetli dışpolitikamıza ve şahsiyetli
dışpolitika tatbikatına devam edeceğiz. (ANAP, DSP ve CHP
sıralarından gürültüler)
İBRAHİM YAZICI (Bursa) – Şahsiyetsiz dışpolitika...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Biz, dün, Sayın
Ayvaz Gökdemir’e, Yeşillerin -Avrupa Parlamentosu mensuplarının-
takındıkları tavra da yine üzülmüştük, bugünkü tavra da
üzülüyoruz, buna benzer tavırlara da üzülürüz. Biz, 22 milyon kilometrekareye
yayılmış bir Osmanlı Devletinin varisi olduğumuzu
biliyoruz ve dünya da bunu biliyor.
ALİ DİNÇER (Ankara) – Osmanlıya hakaret ediyorlar...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bizim, şu
gösteri içerisinde, şu bölünmüşlük içerisinde
olmadığımıza da inanıyorum; çünkü, her birimiz,
aynı milletin, aynı bütünün mensuplarıyız.
İRFAN KÖKSALAN (Ankara) – Hayrını görün...
MUSTAFA RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) – Osmanlının torunu
gereğini yapar...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Türkiyemizi güçlü
yapacağız; hep beraber güçlü yapacağız.
Havayı bozarak, Türkiye’de bir kaos varmış,
yanlışlık varmış, hakaretler varmış gibi bir
durum ortaya getirerek, lütfen, kendi benliğimizin dışına
çıkmayalım. Zannedilmesin ki, bu tip sözlerle ve laflarla, Hükümette
bir çatlak meydana gelebilir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, tam bir uyum
halinde icraatına devam edecektir. (RP sıralarından “Bravo”
sesleri, alkışlar; ANAP sıralarından alkışlar
[!])
Hiç gitmediğimiz diyarlardır Afrika ülkeleri, bugün
başkentlerini bilmediğimiz ülkelerdir. Oralarla olan
münasebetlerimizi sıklaştırmak, Türkiye’nin
menfaatınadır. Bakınız, Mandela’ya Atatürk Barış
Ödülünü verdik. Mandela bunu reddetti; ama, bugün, Güney Afrika’nın
başında. Şimdi, Mandela dolayısıyla, Güney Afrika’dan
aldığımız o kömürü, almayacak mıyız? Lütfen,
sapla samanı, çöpü karıştırmayınız. Lütfen,
aklıselimle hareket ediniz. (RP sıralarından “Bravo” sesleri,
alkışlar)
ENİS SÜLÜN (Tekirdağ) – Türkiye’ye hakaret ettirmeyin...
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Hükümetimiz, büyük
bir güven, inanç içinde faaliyetini sürdürüyor, sürdürecek ve Türkiyemize çok
güzel hizmetler yapacaktır.
İBRAHİM YAZICI (Bursa) – Küçük düşürerek değil.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bundan, herkes
istifade edecek ve Türkiye, yeniden, büyük Türkiye olacak inşallah. (RP
sıralarından alkışlar)
Ben, tekrar, teessürümün yanında, çifte standartlı
düşüncelere mahal vermemeyi rica ediyor, yanıltılara
milletimizin sürüklenmemesinin gerektiğine inanıyorum ve
milletimizin, zaten, aklıselimi ve görüşü ve ufku ve arifliği bu
hususu tartmaya muktedirdir. Bir ham hayaller peşinde koşarak
bazı meseleleri polemik konusu haline getirmek, hiç kimseye yarar
sağlamaz; Türkiyemize hiç sağlamaz.
Hepinizi, hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. (RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Gündem dışı konuşma
cevaplandırılmıştır.
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Başkan!..
BAŞKAN – Buyurun.
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Sayın Bakan
konuşması sırasında, hiç haketmediği halde Kaddafi’ye
“sayın” kelimesini kullanmıştır...
BAŞKAN – Efendim, o kendi takdiridir.
RASİM ZAİMOĞLU (Giresun) – Bu Yüce Parlementonun
çatışı altında benim buna tahammülüm yok. Milletvekili
olarak “sayın” kelimesinin
tutanaklardan çıkarılmasını istiyorum.
BAŞKAN – Peki, siz düşüncenizi söylediniz efendim.
ADİL AŞIRIM (Iğdır) – Sayın Başkan, soru
sormak istiyorum! (RP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Efendim, bir dakika...Rica ediyorum... Böyle bir usul yok.
Efendim, şu safhada soru sormak yok. Soruyu, yazılı veya
sözlü sorarsınız.
ADİL AŞIRIM (Iğdır) – Sayın Başkan!...
BAŞKAN – Söz vermedim efendim.
Sayın milletvekilleri, gündem dışı konuşmalar
tamamlanmıştır.
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri vardır;
okutuyorum:
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1. –
İtalya'ya gidecek olan Cumhurbaşkanı SüleymanDemirel'e,
dönüşüne kadar, TBMM Başkanı Mustafa Kalemli'nin vekâlet
edeceğine ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/292)
4
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İtalya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro’nun davetlisi olarak
7-9 Ekim 1996 tarihleri arasında İtalya’ya resmî bir ziyarette
bulunacağımdan, dönüşüme kadar,
Cumhurbaşkanlığına, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 106 ncı
maddesi uyarınca Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Doç. Dr.
Mustafa Kalemli vekâlet edecektir.
Bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
2. –
Nijerya'ya gidecek olan DevletBakanı Sacit Günbey'e, dönüşüne kadar,
DevletBakanı T.Rıza Güneri'nin vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/493)
1
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 4 Ekim 1996 tarihinde Nijerya’ya
gidecek olan Devlet Bakanı Prof. Dr. Sacit Günbey’in dönüşüne kadar;
Devlet Bakanlığına, Devlet Bakanı Teoman Rıza
Güneri’nin vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun
görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
3. – Azerbaycan'a gidecek olan
Devlet Bakanı Namık Kemal Zeybek'e, dönüşüne
kadar,DevletBakanı Nevzat Ercan'ın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/494)
3
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 4 Ekim 1996 tarihinde
Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Namık Kemal
Zeybek’in dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına, Devlet
Bakanı Nevzat Ercan’ın vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin
teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
4. – Türkmenistan'a gidecek olan
DevletBakanı M. Salim Ensarioğlu'na dönüşüne kadar, Orman
Bakanı Mehmet Halit Dağlı'nın vekâlet etmesinin uygun
görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi
(3/495)
3
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkmen-Türk Mekteplerinin açılış törenine katılmak
üzere, 4 Ekim 1996 tarihinde Türkmenistan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet
Bakanı M. Salim Ensarioğlu’nun dönüşüne kadar; Devlet
Bakanlığına, Orman Bakanı M. Halit Dağlı’nın
vekâlet etmesinin, Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş
olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer tezkereyi okutuyorum:
5. – Azerbaycan'a gidecek olan DevletBakanı Ahmet Demircan'a,
dönüşüne kadar, Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci'nin
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/496)
3
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Karadeniz Sanayi ve İşadamları
Eğitim Kompleksinin Temel Atma Törenine katılmak üzere, 4 Ekim 1996
tarihinde Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı Dr. Ahmet
Demircan’ın dönüşüne kadar; Devlet Bakanlığına,
Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demirci’nin vekâlet etmesinin,
Başbakan Vekilinin teklifi üzerine, uygun görülmüş olduğunu
bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir
tezkeresi vardır; okutup bilgilerinize sunacağım:
6. –
Türkiye -AT Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanlığında
ve Avrupa Güvenlik İşbirliği Türk Grubunda boş bulunan
üyelikler için gruplarınca aday gösterilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık Tezkeresi (3/497)
7
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Doğru Yol Partisi Grubunca, Türkiye-AT Karma Parlamento Komisyonu
Eşbaşkanlığında boş bulunan üyeliğe, Antalya
Milletvekili Osman Berberoğlu ile Avrupa Güvenlik İşbirliği
Teşkilatı Türk Grubunda boş bulunan üyeliğe, Edirne
Milletvekili Evren Bulut aday gösterilmiştir.
Aday gösterilen üyelerin ismi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620
sayılı Kanunun 2 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine
sunulur.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN –
Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir
tezkeresi daha vardır; okutup oylarınıza sunacağım:
7. – Türkiye Büyük MilletMeclisinden
bir parlamento heyetinin, Yugoslavya Parlamentosu Halklar Meclisi
Başkanının davetine icabet etmesine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/498)
7
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Dışişleri Bakanlığının 10 Eylül 1996
tarih ve 559 sayılı yazısında Yugoslavya Parlamentosu
Halklar Meclisi Başkanının TBMM’den bir parlamento heyetini
Yugoslavya’ya davet ettiği bildirilmektedir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, TBMM’nin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı
Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Doç.
Dr. Mustafa Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Bir genel görüşme önergesi vardır; okutuyorum:
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME VE
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – BitlisMilletvekili Kâmran
İnan ve 22 arkadaşının, Hükümetin izlediği
dış politika konusunda genel görüşme açılmasına
ilişkin önergesi (8/6)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Refah-Doğru Yol Hükümeti kurulduğu günden bu yana
dış politika’da yaptığı sürekli ve ısrarlı
yanlışlıklarıyla Türkiye Cumhuriyetinin
itibarını, ciddiyetini, güvenilirliğini çok vahim bir
şekilde zedelemiştir.
Devletin dış politikası iki başlı olmuş,
Sayın Erbakan Doğu ve Afrika ülkelerinden, Sayın Çiller ABD ve
Avrupa ülkelerinden sorumluymuş gibi dış politika yapar hale
gelmişlerdir.
Başbakan Türkiye’yi barbarlıkla,
soykırımcılıkla suçlayan devlet başkanlarına
kendini davet ettirerek millî haysiyetimizi ayaklar altına almakta beis
görmemiştir.
Dışişleri Bakanı ise devlet parasıyla görevli
olarak ABD’ye yaptığı seyahatin ana gerekçesi olan New York’daki
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde konuşma yapmayıp
zamanını şahsî sorunların çözümüne
harcamıştır. Ne biri ne diğeri Gümrük Birliğinde uyum
yılı olması gereken 1996 yılında bu yönde ciddî hiçbir
adım atılamamıştır.
Hükümet, Kuzey Irak’taki gelişmeler karşısında
çaresiz kalmış, en basit istihbarat değerlendirmesi
yapamamıştır. Bağıra bağıra ilan ettiği
Irak sınırındaki güvenlik kuşağından vazgeçmek
zorunda kalmış, Türkmenlerin adını kullanmış;
ancak, kendilerine ciddî hiçbir yardım eli uzatmamıştır.
Sayın Çiller Başbakan Yardımcısı ve
Dışişleri Bakanı olarak Federal Alman Hükümetinden randevu
dahi alamayacak kadar itibar kaybetmiş, Başbakanlık döneminde
yaptığı beyan ve vaatleriyle Avrupa Parlamentosunda ülkemiz
aleyhine büyük güvensizlik yaratmış ve telafisi zor millî ve maddî
zararlara yol açmıştır.
Uygulanan bu yanlış, tutarsız ve gayri ciddî politikalar
sonucu Türkiye Cumhuriyetinin Batı dünyasıyla, dost ve
müttefiklerimizle olan ilişki ve bağları büyük tehlike
altına sokulmuştur. Buna karşılık İslam
ülkeleriyle yakınlaşma politikası tam bir fiyaskoya
dönüşmüş, ülkelerinde terörist faaliyetlerde çalışanlar
övülmüş, Türkiye’ye davet edilmişlerdir.
İran, Pakistan, Malezya, Libya ve Nijerya’ya gitmeye vakit bulan,
bu gezilerle Türkiye’nin itibarını sıfırlamaya kalkmaktan
çekinmeyen Başbakanın, asırlık Rus ve Sovyet
emperyalizminden yeni kurtulmuş olan hiçbir Türk cumhuriyetine ilgi
duymamış, bu ülkelerle en ufak teması öngörmemiş, hiçbir
ziyaret planlamamıştır. Bu durum bizde Hükümetin millî
duygularına yönelik çok ciddî kaygılar yaratmıştır.
Bu tutarsız karar ve uygulamalarıyla geleneksel millî Türk
dış politikalarından uzaklaşılmış,
dış politikanın temel niteliğini oluşturan ciddiyet,
inandırıcılık ve güvenilirlikten büyük sapmalar
yapılmıştır.
Ancak, söz konusu hatalar ne devletimizin yapısından ne de
Dışişleri Bakanlığının yetersizliğinden
meydana gelmiştir. Âdeta bile bile yapılan tüm bu
yanlışlıklar doğrudan doğruya Başbakan ve
yardımcısının şahsî beceriksizlik ve
yeteneksizliklerinden kaynaklanmıştır.
Hükümetten ve onun başı ve yardımcısından
kaynaklanan bütün bu olumsuzlukları tartışma yanında seçim
sonrası Bosna-Hersek’teki yeni Devletin geleceğinde Türkiye’nin
rolünü, Yunanistan’daki yeni Hükümetin muhtemel politikalarını, Kuzey
Irak’taki son durumu, Çekiç Güç’ün geleceğini, Afganistan’daki endişe
verici gelişmeleri, Azerbaycan’da devam eden Ermeni işgalini,
Kıbrıs’ın geleceğini, İsrail ile imzalanan yeni askerî
anlaşmayla, sınaî ve ticarî anlaşmaların içeriğini
görüşmek üzere Anayasanın 98 ve İçtüzüğün 102 ve 103 üncü
maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasını arz ve
talep ederiz.
1. Kâmran İnan (Bitlis)
2. Bülent Akarcalı (İstanbul)
3. İrfan Demiralp (Samsun)
4. Mustafa Cumhur Ersümer (Çanakkale)
5. Murat Başesgioğlu (Kastamonu)
6. Halit Dumankaya (İstanbul)
7. Ülkü Güney (Bayburt)
8. Akın Gönen (Niğde)
9. Mustafa Balcılar (Eskişehir)
10. Ahmet Neidim (Sakarya)
11. Ekrem Pakdemirli (Manisa)
12. Mehmet Sağdıç (Ankara)
13. Veysel Atasoy (Zonguldak)
14. Seyit Eyyüpoğlu (Şanlıurfa)
15. Rüştü Kâzım Yücelen (İçel)
16. H. İbrahim Özsoy (Afyon)
17. Necati Güllülü (Erzurum)
18. Ali Er (İçel)
19. Cemal Özbilen (Kırklareli)
20. Sebgetullah Seydaoğlu (Diyarbakır)
21. Zeki Çakan (Bartın)
22. Yaşar Okuyan (Yalova)
23. Yücel Seçkiner (Ankara)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini alacak, genel görüşme açılıp
açılmaması konusunda öngörüşme sırasında
yapılacaktır.
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
8. – İçel Milletvekili Turhan
Güven'in, (9/3) Esas Numaralı Meclis Soruşturma Komisyonu
üyeliğinin sona erdiğine ilişkin DYP Grubu tezkeresi (3/499)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, İçtüzüğümüzün 109
uncu maddesine göre verilmiş bir önerge vardır; okutuyorum:
8
Ekim 1996
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
(9/3) Esasa Numaralı “Türk Otomobil
Fabrikaları Anonim Şirketi (TOFAŞ) ile ilgili olarak kurulan
Meclis Soruşturma Komisyonu üyesi İçel Milletvekili Turhan Güven’in,
KANAL 7 Televizyonunda katıldığı bir açık oturumda
konu hakkında görüş ifade ettiğinden, İçtüzüğün 109
uncu maddesi gereğince üyeliği sona ermiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Saffet
Arıkan Bedük
Doğru
Yol Partisi
Grup
Başkanvekili
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ (Devam)
2. –
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanı ve Antalya
Milletvekili Deniz Baykal ile Grup Başkanvekilleri İçel Milletvekili
Oya Araslı, Ankara Milletvekili Önder Sav ve Hatay Milletvekili Nihat
Matkap'ın, Hükümetin izlediği ciddiyetsiz ve tutarsız
dışpolitika nedeniyle devletin dış ilişkilerinde
küçültücü duruma düşürüldüğü iddiasıyla Başbakan Necmettin
Erbakan hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/2)
BAŞKAN – Bir gensoru önergesi vardır. Önerge
bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır; okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Son günlerde yaşanan olaylar, Hükümetin
dışpolitikayı bir keşmekeşe sürüklediğini ortaya
koymuştur.
Devlet Bakanı Sayın Abdullah Gül, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin Malezya’daki 2 nci Müslüman Kadın Parlamenterler
Konferansına katılmakla görevlendirdiği delegasyonun yerine bir
alternatif delegasyon göndermeye kalkışmıştır.
Sayın Erbakan, İran’da ve Endonezya’da
devletin istihbarat örgütünü ve Türkleri küçük düşüren açıklamalar
yapmıştır. Özellikle kimi komşu ülkelerde Türkiye aleyhine
çalışan bir terör örgütünün Türk resmî belgelerinde yer alan
faaliyetlerinin, o ülkelerce inkâr edilebilmesine zemin
hazırlamıştır. Bu gezilerde, Sayın Erbakan’ın,
daha önce imzaladığı söylenen anlaşmaları yeniden
imzaladığı da bilinmektedir.
Irak’ta bir zirve toplantısıyla ilgili olarak
Sayın Kazan ve Çiller çelişkili açıklamalarda bulunmuşlardır.
Hükümet görevli ve yetkili kurumlar ve kişilerle görüşerek
Kuzey Irak’ta güvenlik kuşağı oluşturulmasına karar
vermiş; ancak, bu kararını uygulayamaz duruma
düşmüştür.
Dışişleri Bakanımızın bir yabancı
devlet başkanıyla yapmadığı bir telefon görüşmesini
yapmış gibi sunması, bir dışpolitika skandalı
oluşturmuştur.
Sayın Çiller’in Irak olaylarıyla ilgili olarak Amerika’da
yaptığı açıklamalar ve bunlarla ilgili düzeltmeler de birer
sorumsuzluk örneğidir.
Bütün bu olaylara ek olarak Başbakan, kendisine ve beraberindeki
bakanlara yetki ve görev verecek kararnamenin
imzalanmadığını ve bu nedenle temaslarının resmî
ve hukukî bir nitelik taşımayacağını, Türkiye
Cumhuriyeti Devletini bağlayıcı bir sonuç
doğurmayacağını bile bile Mısır, Libya ve
Nijerya’yı içeren bir geziye çıkmıştır.
Mısır’da karşılama töreninde uluslararası
diplomatik kurallara aykırı olarak, göndere Türk Bayrağı
çekilmemiş ve buna Türk Heyeti tepki göstermemiştir. Bu da gösteriyor
ki, daha önce ülkemize gelen kimi yabancı konukların Atatürk’e ve
bayrağımıza saygısızlık etmelerine duyarsız
kalan zihniyet, bu olayı da ülkemiz insanlarını çileden
çıkaran bir duygusuzlukla karşılayabilmiştir.
Mısır’daki diplomatik skandal bu şekilde
geçiştirilirken, Türk heyetinin bazı üyeleri bir terör örgütü olarak
bilinen Müslüman Kardeşler Örgütü liderleriyle hangi bağlamda
olduğu bilinmeyen görüşmeler yapmışlardır.
Anlaşılıyor ki, başkalarını terör örgütleriyle
görüştükleri için kınayan Sayın Erbakan ve
arkadaşları, kimi zaman teröristlerle bir masada müzakereye oturmakta
sakınca görmemekte ve böylece bir çifte standart zihniyeti
sergileyebilmektedirler.
Libya’da, Başbakanı Sirt’teki karargâhında kabul eden
Kaddafi, PKK’yı bir terör örgütü kabul etmediğini
açıklamış; Türkleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini
aşağılayan konuşmalar yapmıştır. Bu
saygısızca tutum karşısında hiçbir tepki göstermeyen
Başbakan, Dışişleri Bakanı tarafından
uyarıldığı halde, birtakım anlaşmaları,
yetkisi bulunmamasına rağmen, imzalamak istemiştir.
Uluslararası görüşmelerde, Dışişleri
Bakanlığının deneyimli kadrosu devre dışı
bırakılmış; Türk dışpolitikasının
geleneksel doğrultusunu değiştirmekte sakınca
görülmemiştir. Kimi görüşmelerin devlet arşivine girmesi
önlenmiştir.
Ayrıca, Avrupa Birliğiyle ilgili olarak hiçbir ciddî
girişimde bulunulmamış, gerekli yasal düzenlemelerle ilgili
herhangi bir çalışma yapılmamış; âdeta, daha önce
oluşmuş dışpolitika çizgisinden geriye dönüş
başlamıştır.
Bütün bu olaylar, Türkiye’de dışpolitika alanında
kendisini gösteren tutarsızlığın, aymazlığın
ve umursamazlığın artık Türkiye Cumhuriye Devletinin
onurunun zedelenmesine yol açacak bir ciddiyetsizlik ve sorumsuzlukla
birleştiğini ortaya koymaktadır.
Devletimiz, kurulduğu günden bu yana dış
ilişkilerinde hiçbir zaman bu denli küçültücü bir duruma düşürülmemiş;
özenle kurulmuş dış dengeler, bir partinin
çağdışı düşünce ve amaçlar doğrultusunda ve
Türkiye Cumhuriyetinin temel nitelikleri zedelenerek hiçbir zaman bu ölçüde
tahrip edilmemiştir.
Bu nedenle, Anayasanın 99 ve İçtüzüğün 106 ncı
maddesi uyarınca Başbakan Sayın Necmettin Erbakan hakkında
gensoru açılmasını talep ederiz.
Saygılarımızla.
Cumhuriyet Halk
Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu adına
Deniz
Baykal Prof.
Dr. Oya Araslı
Grup
Başkanı Grup
Başkanvekili
(Antalya) (İçel)
Önder
Sav Nihat
Matkap
Grup
Başkanvekili Grup
Başkanvekili
(Ankara
) (Hatay)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Sayın milletvekilleri, okunmuş bulunan bu gensoru önergesinin
görüşme günü Danışma Kurulu kararı üzerine,
oylarınızla belirlenecektir.
Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemin “Sözlü Sorular”
kısmına geçiyoruz.
Bilindiği üzere, daha önce alınan karar gereğince
salı ve çarşamba günleri, bir saat, sözlü soruların
cevaplandırılmasına ayrılmaktadır.
IV. – SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVPALARI
1. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, TURBAN Genel Müdürlüğüne ait bazı
telefonların konuşma ücretlerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1)
BAŞKAN –1 inci sırada İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya’nın TURBAN Genel müdürlüğüne ait bazı
telefonların konuşma ücretlerine ilişkin Ulaştırma
Bakanından sorusu vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
2. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, 1995 yılında iller itibariyle kaç
kişiye ve hangi miktarlarda hayvancılık kredisi verildiğine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/2)
BAŞKAN – Gündemin 2 nci sırasında, İstanbul
Milletvekili Sayın Halit Dumankaya’nın, 1995 yılında iller
itibariyle kaç kişiye ve hangi miktarlarda hayvancılık kredisi
verildiğine ilişkin Sayın Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili
Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3. – İstanbul Milletvekili
Bülent Akarcalı'nın, Seyranbağları Kreşi ücretlerine
yapılan zamma ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/60)
BAŞKAN – Gündemin 3 üncü sırasında, İstanbul
Milletvekili Sayın Bülent Akarcalı’nın, Seyranbağları
Kreşi ücretlerine yapılan zamma ilişkin Sayın
Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili
Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkanım, soru
sahibi milletvekilleri var mı acaba?
BAŞKAN – Efendim, İçtüzükte yaptığımız
değişikliğe göre milletvekilini aramamıza gerek yok;
milletvekili olmasa da sorusu cevaplandırılacaktır. Biraz
İçtüzüğü takip edelim, değişiklikleri de...
4. – Ankara Milletvekili Yücel
Seçkiner'in, 1 Aralık 1995 tarihinden beri belediyelere verilen ödeneklere
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Abdüllatif Şener'in cevabı
(6/63)
BAŞKAN – Gündemin 4 üncü sırasında Ankara Milletvekili
Sayın Yücel Seçkiner’in, 1 Aralık 1995 tarihinden beri Belediyelere
verilen ödeneklere ilişkin Sayın Maliye Bakanından sorusu
vardır.
Sayın Bakan?.. Burada.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Maliye Bakanı Sayın İsmet
Attila tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletlerinizi arz ederim.
Saygılarımla.
Yücel
Seçkiner
Ankara
1. 1 Aralık 1995 tarihinden bugüne kadar hangi belediye
başkanlarına, ne kadar ödenek verilmiştir?
BAŞKAN – Sayın Bakan, buyurun efendim.
Sayın Bakan, cevap verme süreniz 5 dakikadır.
MALİYE BAKANI ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Yücel Seçkiner
tarafından, Maliye Bakanının cevaplandırılması
talebiyle verilen sözlü soru önergesinin üzerinden iki hükümet daha
geçmiştir.
Soru önergesinde, 1 Aralık 1995 tarihinden 15 Ocak 1996 tarihine
kadar yapılmış olan yardımların
dağılımı sorulmaktadır.
Hepinizin bildiği gibi, Bakanlığımız bütçesinin
“Mahallî İdarelere Yapılacak Yardım ve Ödemeler” tertibinde yer
alan ödenekten, belediyelerimizin çeşitli ihtiyaçları dikkate
alınarak, yardımlar yapılmaktadır. Bu çerçevede,
belediyelere, 1 Aralık 1995 tarihinden 15 Ocak 1996 tarihine kadar olan
dönemde, toplam olarak, 721 milyar 550 milyon Türk Lirası yardımda bulunulmuştur.
Soru sorulduktan sonra, ilgili milletvekili
arkadaşımızın partisinin de içinde bulunduğu bir
hükümet kurulmuştur ve o hükümet de, görevi, daha sonra, Refah Partisi ve
Doğru Yol Partisinden oluşan Hükümete, İktidara terk
etmiştir.
Dolayısıyla, soru önergesine konu olan dönemde yapılan
yardımlar, arz ettiğim gibidir.
Saygılar sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Seçkiner, konuşacak mısınız?
YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) – İki sene evvel sorduğum soru
daha yeni cevaplandırıldı!..
Teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sayın Seçkiner, İçtüzük değişti;
artık, bu tür gecikmeler de kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Soru cevaplandırılmıştır.
5. – Sıvas Milletvekili Mahmut
Işık'ın, 5 Nisan 1995 kararlarından sonra kamu
kuruluşlarına alınan personele ve S.S.K.'ya bağlı
bazı hastane ve sağlık birimlerinin kadro
ihtiyaçlarının karşılanmasına müsaade edilmediği
iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/64)
BAŞKAN – 5 inci sırada, Sıvas milletvekili Sayın
Mahmut Işık’ın, 5 Nisan 1995 kararlarından sonra kamu
kuruluşlarına alınan personele ve SSK’ya bağlı
bazı hastane ve sağlık birimlerinin kadro
ihtiyaçlarının karşılanmasına müsaade edilmediği
iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?..
Yok.
Soru ertelenmiştir.
6. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Antalya Kaleiçi Tesislerinde ücretsiz olarak
kalan kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/65)
7. – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya'nın,
TurbanMarmaris Tesislerinde ücretsiz olarak kalan kişiler ile personelin
aldığı avanslara ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/66)
8. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın, Turban Belek Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/67)
9. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, TurbanBodrum Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/68)
10. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, TurbanKemer Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/69)
11. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın, TurbanKuşadası Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/70)
12. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Elmadağ Tesislerine nakledilen evraklara
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/71)
13. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, 1992 – 1995 yılları arasında
Turbanyönetimince alınan kararlar ve taşeron firmalara
yaptırılan işler ile kiralanan helikopterlere ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/72)
14. – İstanbulMilletvekili Halit
Dumankaya'nın, Turban Beldibi Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/73)
15. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Eski GenelMüdürü ÖmerBilgin döneminde
yapılan ihalelere ve personele verilen avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/74)
16. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Eski GenelMüdürü Ömer Bilgin döneminde
yapılan harcamalara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/75)
17. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban'ın Isparta'da seyahat acentası
açmasının nedenine ve TurbanTesislerinde indirim yapılan
kişilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/76)
18. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Abant Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/77)
19. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Amasya Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/78)
20. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, TurbanBüyükSamsun Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/79)
21. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın, Turban Çeşme Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/80)
22. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın, Turban Çorum Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile presonelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/81)
23. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Elmadağ Tesislerinde ücretsiz olarak
kalan kişiler ile presonelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/82)
24. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın,Turban Erciyes Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/83)
25. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Urfa Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/84)
26. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Yalova Termal Tesislerinde ücretsiz olarak
kalan kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/85)
27. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın,Turban Ilıca Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/86)
28. – İstanbulMilletvekili
HalitDumankaya'nın, Turban Kilyos Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/87)
29. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Ürgüp Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/88)
30. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Akçay Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/89)
31. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban Gümüldür Tesislerinde ücretsiz olarak kalan
kişiler ile personelin aldığı avanslara
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/90)
32. – İstanbul Milletvekili Halit
Dumankaya'nın milletvekili seçimlerinde aday olup seçilemeyen
bürokratların kararnamelerinin bekletildiği iddialarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/92)
33. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, Millî Piyango İdaresi GenelMüdürlüğünün
1995 yılı reklam harcamalarına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/94)
34. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban ve bağlı işletmelerince Erten
Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.'ne verilen işlere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/98)
BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Sayın Halit
Dumankaya’nın 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21,
22, 23, 24 ,25, 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33 ve 34 üncü sıralardaki
soruları, Sayın Başbakan veya cevap verecek ilgili bakanın
bulunmaması nedeniyle ertelenmiştir.
35. – Niğde Milletvekili Mehmet
Salih Katırcıoğlu'nun, yurt dışından patates ve
elma ithal edilip edilmediğine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/99)
BAŞKAN – 35 inci sırada, Niğde Milletvekili Mehmet Salih
Katırcıoğlu’nun, yurtdışından patates ve elma
ithal edilip edilmediğine ilişkin Başbakandan sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
36. – İstanbulMilletvekili
Halit Dumankaya'nın, Turban işletmelerinde bazı evrakların
ortadan kaldırıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/101)
37. – İstanbul Milletvekili
Halit Dumankaya'nın, TRT Genel Müdürüne ve bazı yöneticilere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/103)
BAŞKAN – İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya’nın 36 ve
37 inci sıralardaki soruları, Sayın Başbakan veya cevap
verecek ilgili bakanın bulunmaması nedeniyle ertelenmiştir.
38. – İstanbulMilletvekili
Mehmet Ali Şahin'in, Gümrük Birliğine girdiğimiz tarihten
itibaren ekonomide meydana gelen değişikliklere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/5)
BAŞKAN – 38 inci sırada, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali
Şahin’in, Gümrük Birliğine girdiğimiz tarihten itibaren
ekonomide meydana gelen değişikliklere ilişkin Başbakandan
sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, aslında, bu şekilde okuyup, geçmek
bizi de rahatsız ediyor. Şu anda Genel Kurul salonunda iki Sayın
Bakanımız var.
Sizin cevaplandırabileceğiniz sorular var mı efendim?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Var efendim;
53, 54’ten başlıyor.
BAŞKAN – O zaman, devam edelim; sıra gelince siz
cevaplandıracaksınız.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, araştırma
önergesine geçsek...
BAŞKAN – Efendim, aldığımız karara göre, sözlü
sorulara 1 saat ayırmak zorundayız; ama, Sayın
Bakanlarımızın cevap verecekleri sorular olduğuna göre
devam edelim.
39. – İzmirMilletvekili
HakanTartan'ın, Toplu Konut Kredisine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/152)
40. – İzmir Milletvekili Hakan
Tartan'ın, 24 Aralık seçimlerinden sonra yurt dışına
giden Bakanlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/153)
BAŞKAN – İzmir Milletvekili Hakan Tartan’ın 39 ve 40
ıncı sıralardaki soruları, Sayın Başbakan veya
cevap verecek ilgili bakanın bulunmaması nedeniyle ertelenmiştir.
41. – Diyarbakır Milletvekili
Abdülkadir Aksu'nun, hayvan ithalatı ile ilgili olarak ileri sürülen
iddilara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/108)
BAŞKAN – 41 inci sırada, Diyarbakır Milletvekili
Sayın Abdülkadir Aksu’nun, hayvan ithalatı ile ilgili olarak ileri
sürülen iddialara ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
42. – Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyan'ın, hayvancılığı teşvik kredilerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/109)
BAŞKAN – 42 nci sırada, Yalova Milletvekili Sayın
Yaşar Okuyan’ın, hayvancılığı teşvik
kredilerine ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Başbakan veya ilgili bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
43. – Eskişehir Milletvekili
Hanifi Demirkol'un, Destekleme Fonundan 1995 yılı içinde illere
yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Abdüllatif Şener'in cevabı (6/129)
BAŞKAN – 43 üncü sırada, Eskişehir Milletvekili
Sayın Hanifi Demirkol’un, Destekleme Fonundan 1995 yılı içinde
illere yapılan yardımlara ilişkin Maliye Bakanından sorusu
vardır.
Sayın Bakan?.. Burada.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı
İsmet Attila tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasına delaletinizi saygılarımla arz ve
talep ederim.
Hanifi
Demirkol
Eskişehir
Sorular:
1- Maliye Bakanlığı Destekleme Fonundan 1995
yılı içinde illere yapılan yardımın il il miktarı
nedir?
2- Bu yardımların ne kadarı 1 Ekim 1995 ile 31
Aralık 1995 devresine aittir?
3- Bu yardımlar hangi hizmetlerde kullanılmak için
gönderilmiştir?
4- Yardımların amaca uygun olarak
kullanıldığı denetlenmiş midir?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakanım, süreniz 5 dakika efendim.
MALİYE BAKANI ABDÜLLATİF ŞENER (Sıvas) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Eskişehir Milletvekili Hanifi
Demirkol’un Destekleme Fonundan 1995 yılı içerisinde illere
yapılan yardımlara ilişkin soruları da, yine, aynı
şekilde, önceki hükümetler döneminde verilmiştir.
Bu soru önergesinde, “Maliye Bakanlığı Destekleme Fonu”
ifadesi kullanılmıştır; ancak, Maliye
Bakanlığı bünyesinde böyle bir destekleme fonu mevcut
değil; fakat, buradan, sorunun niteliğinden anlaşıldığına
göre, Maliye Bakanlığı bütçesinden il özel idarelerine
gönderilen yardımlar sorulmaktadır. Soru çerçevesinde, bu
fasıldan, 1995 yılı içerisinde toplam 1 trilyon 751 milyar lira
illere, valilik emrine gönderilmiştir. Soru önergesinde ifade edilen, 1 Ekim-31
Aralık tarihleri arasında verilen para ise, 684 milyar liradır.
Bu para, valilik emrine gönderilmekte; il özel idaresi tarafından,
köylerin yolları, içmesuları ve altyapı hizmetleri için
kullanılmaktadır.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Hanifi Demirkol?.. Yok.
Soru cevaplandırılmıştır efendim.
44. – İzmirMilletvekili Atilla
Mutman'ın, İzmir'de Menkul KıymetlerBorsası kurulup
kurulmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/7)
BAŞKAN – 44 üncü sırada, İzmir Milletvekili Sayın
Atilla Mutman’ın, İzmir’de Menkul Kıymetler Borsası kurulup
kurulmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan
Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.
45. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Ekonomik Kültürel Eğitim ve Teknik
İşbirliği Başkanlığının bazı
harcamalarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/154)
46. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, TÜGSAŞ ve bağlı
kuruluşlarının bazı harcamalarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/156)
47. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Güven Sigorta T.A.Ş.'nin bazı harcamalarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/164)
BAŞKAN – Elazığ Milletvekili Sayın Ahmet Cemil
Tunç’un, 45, 46 ve 47 nci sıradaki soruları, Sayın Başbakan
veya cevap verecek ilgili bakan Genel Kurul salonunda olmadığı
için ertelenmiştir.
48. – Niğde Milletvekili Mehmet
Salih Katırcıoğlu'nun, patates üreticilerinin elektrik
borçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/167)
BAŞKAN – 48 inci sırada, Niğde Milletvekili Sayın
Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, patates üreticilerinin elektrik
borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan
Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.
49. – Nevşehir Milletvekili
Mehmet Elkatmış'ın, Yatırımları ve Döviz
Kazandırıcı Hizmetleri Teşvik Fonundan verilen kredilere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/172)
BAŞKAN – 49 uncu sırada, Nevşehir Milletvekili Sayın
Mehmet Elkatmış’ın, Yatırımları Ve Döviz
Kazandırıcı Hizmetleri Teşvik Fonundan verilen kredilere
ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan
Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.
50. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Ankara Palas'ta verilen bir resepsiyonun fatura bedeline
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/176)
BAŞKAN – 50 nci sırada, Elazığ Milletvekili
Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Ankara Palas’ta verilen bir resepsiyonun fatura
bedeline ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak ilgili bakan
Genel Kurul salonunda olmadığı için soru ertelenmiştir.
51. – Rize Milletvekili Şevki
Yılmaz'ın, İş ve İşçi Bulma Kurumunda usulsüz
atamalar yapıldığı iddialarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/8)
BAŞKAN – 51 inci sırada, Rize Milletvekili Sayın
Şevki Yılmaz’ın, İş ve İşçi Bulma Kurumunda
usulsüz atamalar yapıldığı iddialarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
52. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, Ordu - Mesudiye İmam Hatip Lisesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/10)
BAŞKAN – 52 nci sırada, Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin
Olgun Akın’ın, Ordu Mesudiye İmam Hatip Lisesine ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Başbakan veya soruyu cevaplandıracak sayın
bakan Genel Kurul salonunda olmadığı için soru
ertelenmiştir.
53. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Keban Barajından Elazığ'a içmesuyu
getirilip getirilmeyeceğine ilişkin sorusu ve KültürBakanı
İsmail Kahraman'ın cevabı (6/11)
BAŞKAN – 53 üncü sırada, Elazığ Milletvekili
Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Keban Barajından Elazığ’a
içmesuyu getirilip getirilmeyeceğine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan?.. Buradalar.
BAŞKAN – Sayın Bakan, birkaç tanesine mi cevap vereceksiniz?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Ben cevap
vereceğim.
BAŞKAN – Hayır... Hayır... Şimdi, kürsüye
çıkınca başka sorulara da cevap verecekseniz, hangilerine...
Yalnız, birleşimin başında bunu Başkanlığa
bildirmeniz lazımdı; o bakımdan -daha önceden böyle bir karar da
aldık galiba, burada bir müzakere de ettik- birleşimin
başında bize bildirmediğinize göre tek tek
cevaplandıracaksınız.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Ben, tek tek
numaralarını söyleyeyim isterseniz.
BAŞKAN – Ama, yine de okununca soralım.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Ama, cevap
vereceğim sorular peş peşe...
BAŞKAN – İçtüzükte son yaptığımız
değişikliğe göre, Sayın Bakan birleşimin
başında birden fazla soruyu cevaplandıracaksa
Başkanlığa bildirecek; biz de Genel Kurula anons edeceğiz
ve soru sahiplerinin burada olmasını sağlayacağız. O
bakımdan tek tek şey edelim.
Soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Cemil Tunç
Elazığ
Sorular:
Elazığ Belediyesi, içmesularını,
açtığı kuyulardan temin etmektedir. 2000 yılından
sonra çoğalan nüfusun da etkisiyle susuzlukla karşı
karşıyadır.
Elazığ’ın dört tarafı sularla çevrilidir. Su
problemini, Keban Barajından Elazığ’a su getirmekle ancak
mümkündür. Bu projeyi belediyenin kendi imkânlarıyla gerçekleştirmesi
mümkün değildir.
Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından
şunu sormak istiyorum: Keban Barajından Elazığ’a içmesuyu
getirmek hususunda kanaatleri nedir?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Süreniz 5 dakika.
KÜLTÜR BAKANI BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) –
Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; Elazığ
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Cemil Tunç Beyin, daha önceki hükümetler
döneminde sorduğu soruya cevabımızı arz ediyorum.
Elazığ İli içmesuyu gereksinmesinin
karşılanmasına ilişkin çalışmalar 1053
sayılı Yasa gereğince Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından sürdürülmektedir ve bu konuda bakanlığımızca
bir çalışma yapılmamaktadır. Ancak, belediyesinin
İller Bankası Genel Müdürlüğüne başvurusu üzerine
gelişme alanlarına ait içmesuyu dağıtım şebekesi
bankaca projelendirilerek onaylanmış ve tesis inşaatı, 1996
yılı yatırım ön programına teklif edilmiştir.
Arz ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Ahmet Cemil Tunç?.. Yok.
Soru cevaplandırılmıştır efendim.
54. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Elazığ Arıcak - Palu yoluna ilişkin
sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın cevabı (6/12)
BAŞKAN – 54 üncü sırada, Elazığ Milletvekili
Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Elazığ Arıcak-Palu yoluna
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu
vardır.
Sayın Bakan, bu soruyu da cevaplandıracak
mısınız efendim?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Evet efendim.
BAŞKAN – Soruyu okutuyorum efendim.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sayın
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Cemil Tunç
Elazığ
Sorular: Palu-Arıcak yolu karayolları
ağına dahildir. Ancak, bugün özellikle yağışlı
mevsimlerde çamurdan çıkılamayacak durumda olup âdeta bir patika
yoluna benzemektedir. Bugün, bu yolda çok güç şartlar altında
ulaşım yapılmaktadır. Bu ilçe halkını bu
sıkıntıdan kurtarmak için, Sayın Bayındırlık
ve İskân Bakanından şunu sormak istiyorum:
Bu yıl Arıcak-Palu yolunu yapacak
mısınız?
Yapacaksanız ne zaman yapmayı düşünüyorsunuz?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan; süreniz 5 dakika efendim.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; Elaziz Milletvekilimiz Sayın Ahmet
Cemil Tunç Beyin, daha önceki hükümetler döneminde vermiş bulunduğu
sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.
ÖNDER SAV (Ankara) – “Elaziz” diye bir vilayet yok Sayın
Başkan.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – 38 kilometre
uzunluğundaki Palu-Arıcak yolu 1996 yılı yatırım
programında yer almamaktadır; söz konusu yolun proje
çalışmaları tamamlanmış olup, yapımı için
gerekli proje bedeli, 1996 yılı birim fiyatlarıyla 424 milyar
Türk Lirasıdır. Palu-Arıcak yolu il yolları global listesi
projesi kapsamında, 1996 yılı yatırım programı
tasarısına teklif edilmiştir; ancak, söz konusu
tasarının karayolları toplamındaki ödenek talebi 71 trilyon
mertebesinde olup, bu talebe karşılık 1996 yılı için,
Karayolları Genel Müdürlüğüne, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığınca ayrılan yatırım tutarı,
sadece 20.9 trilyon Türk Lirasıdır. Son derece yetersiz olan bu
yatırım ödeneği içerisinden, ihale edilmiş olan yollara
dahi yeterli ödenek verilememiştir. Bu şartlarda Palu-Arıcak
yolunu, yatırım programına yeni iş olarak almak mümkün
olamamıştır.
Ayrıca, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığı da, son birkaç yılda olduğu gibi,
1996 yılında da, programa yeni iş alınmasını
uygun görmemektedir.
Bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Ahmet Cemil Tunç salonda yok.
Soru cevaplandırılmıştır.
55. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Elazığ Maden - Alacakaya yoluna ilişkin
sorusu ve KültürBakanı İsmail Kahraman'ın cevabı (6/13)
BAŞKAN – Gündemin 55 inci sırasında, Elazığ
Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunuç’un, Elazığ Maden-Alacakaya
yoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
sözlü soru önergesi vardır.
Sayın Bakan cevaplandırıyorsunuz?..
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Cemil Tunç
Elazığ
Sorular: Elazığ Alacakaya İlçesi ile Maden
arasındaki yol hâlâ yapılabilmiş değildir.
Bu kısa yolun yapılmasıyla, hem Diyarbakır-Erzurum
yolu 100 kilometre daha kısalacak hem de
Alacakaya-Maden-Diyarbakır-Elazığ arasında ulaşım
daha kolay sağlanacaktır.
Alacakaya İlçesi ekonomik olarak canlanacak, böylece de çok
hızlı bir şekilde devam eden göçler duracaktır.
Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanı,
1.– Maden-Alacakaya yolunu yapmayı düşünüyor musunuz?
2.– Yapmayı düşünüyorsanız, ne zaman yapmayı
düşünüyorsunuz?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Süreniz 5 dakika efendim.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; daha önceki hükümetler döneminde
Sayın Ahmet Cemil Tunç Beyin vermiş olduğu soru önergesini
cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.
Maden-Alacakaya yolu, köy yolu niteliğinde olup, Karayolları
Genel Müdürlüğü yol yapım ve bakım faaliyetlerini belirleyen
5539 sayılı Kuruluş Kanunundaki yol tanımlarına
uymamaktadır. Halen 60 bin kilometre uzunluğundaki yol
ağında, yetersiz olan ödeneklerle yapım ve bakım
faaliyetleri sürdürülmekte olduğundan, bugün için yol ağını
genişletecek ilave yolların ağa dahil edilmesi mümkün
olamamaktadır.
Söz konusu yolun yapım ve onarımı Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün sorumluluğunda bulunmaktadır.
Arz ediyorum efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın Ahmet Cemil Tunç salonda yok.
Soru cevaplandırılmıştır.
56. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Harput'un tarihî ve kültürel varlıklarının
korunmasına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/14)
BAŞKAN – Gündemin 56 ncı sırasında, Elazığ
Milletvekili Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Harput’un tarihî ve kültürel
varlıklarının korunmasına ilişkin Kültür
Bakanından sözlü sorusu vardır.
Sayın Bakan, soruyu cevaplandıracak mısınız?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Bilahara...
BAŞKAN – Peki, Sayın Bakanı yok kabul ediyoruz.
Soru ertelenmiştir.
57. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Elazığ tren yolu ile istasyonuna ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/15)
BAŞKAN – Gündemin 57 nci sırasında, Elazığ Milletvekili
Sayın Ahmet Cemil Tunç’un, Elazığ tren yolu ile istasyonuna
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan olmadığı için,
soru ertelenmiştir.
58. – Elazığ Milletvekili
Ahmet Cemil Tunç'un, Elazığ Çimento Fabrikasının yerinin
değiştirilip değiştirilmeyeceğine ilişkin Sanayi
ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/16)
BAŞKAN – Gündemin 58 inci sırasında, Elazığ
Milletvekili Ahmet Cemil Tunç’un, Elazığ Çimento
Fabrikasının yerinin değiştirilip değiştirilmeyeceğine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili
bakan ?.. Yok.
Ertelenmiştir.
59. – Rize Milletvekili Şevki
Yılmaz'ın, Rize Sağlık Meslek Okulunun
kapatılacağı iddiasına ilişkin Çalışma ve
Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/17)
BAŞKAN – Gündemin 59 uncu sırasında, Rize Milletvekili
Sayın Şevki Yılmaz’ın, Rize Sağlık Meslek
Okulunun kapatılacağı iddiasına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?..Yok
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, benim gördüğüm kadarıyla salonda
bir tek Bakanımız bulunmaktadır.
Sayın Bakan, bundan sonraki soruları cevaplandıracak
hazırlığınız var mı?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, 85 ve 103 üncü sıralardaki soruları
cevaplandıracağım. İsterseniz atlamalı olarak
gidebilirsiniz.
BAŞKAN – Hayır, o zaman devam edelim.
60. – Malatya Milletvekili Ayhan
Fırat'ın, demiryollarının modernizasyonuna ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/18)
BAŞKAN – Gündemin 60 ncı sırasında, Malatya
Milletvekili Ayhan Fırat’ın, demiryollarının
modernizasyonuna ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü sorusu
önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Yok
Ertelenmiştir.
61. – Malatya Milletvekili Ayhan
Ffırat'ın, enerji sektöründe yapılacak yatırımlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/19)
BAŞKAN – Gündemin 61 inci sırasında, Malatya Milletvekili
Sayın Ayhan Fırat’ın, enerji sektöründe yapalacak
yatırımlara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan veya Başbakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
62. – Malatya Milletvekili Ayhan
Fırat'ın, Gökova (Kemerköy) Santraline ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/20)
BAŞKAN – Gündemin 62 nci sırasında, Malatya Milletvekili
Ayhan Fırat’ın, Gökova (Kemerköy) Santraline ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
63. – Adana Milletvekili Sıtkı
Cengil'in, Çukobirlik'in borçlarına ve personeline ilişkin Sanayi ve
TicaretBakanından sözlü soru önergesi (6/21)
BAŞKAN – Gündemin 63 üncü sırasında, Adana Milletvekili
Sayın Sıtkı Cengil’in, Çukobirlik’in borçlarına ve
personeline ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan salonda olmadığı
için ertelenmiştir.
64. – Niğde Milletvekili Mehmet
Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde İlindeki işsizlik
sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/180)
BAŞKAN – Gündemin 64 üncü sırasında, Niğde
Milletvekili Sayın Mehmet Salih Katırcıoğlu’nun, Niğde
İlindeki işsizlik sorununa ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
65. – Rize Milletvekili Şevki
Yılmaz'ın, bazı medya kuruluşlarına verildiği
iddia edilen kredilere ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/182)
BAŞKAN – Gündemin 65 inci sırasında, Rize Milletvekili
Şevki Yılmaz’ın, bazı medya kuruluşlarına verildiği
iddia edilen kredilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan veya Başbakan salonda
olmadığı için ertelenmiştir.
66. – Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt'ün, S.S.K.'nın sağlık hizmetleri alanındaki
örgütlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/23)
BAŞKAN – Gündemin 66 ncı sırasında, Aydın
Milletvekili Sema Pişkinsüt’ün, SSK’nın sağlık hizmetleri
alanındaki örgütlenmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
67. – İstanbul Milletvekili
Azmi Ateş'in, Irak'a uygulanan ambargonun ekonomimize olan etkilerine
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/24)
BAŞKAN – Gündemin 67 nci sırasında, İstanbul
Milletvekili Sayın Azmi
Ateş’in, Irak’a uygulanan ambargonun ekonomimize olan etkilerine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
68. – Aydın Milletvekili Sema
Pişkinsüt'ün, S.S.K.'nın malî durumuna ilişkin Çalışma
ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü
soru önergesi (6/25)
BAŞKAN – Gündemin 68 inci sırasında, Aydın
Milletvekili Sayın Sema Pişkinsüt’ün, SSK’nın malî durumuna
ilişkin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
69. – Yozgat Milletvekili Kâzım
Arslan'ın, İl Sağlık Müdürlerine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/26)
BAŞKAN – 69 uncu sırada, Yozgat Milletvekili Kâzım
Arslan’ın, il sağlık müdürlerine ilişkin Sağlık
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
70. – Diyarbakır Milletvekili
Yakup Hatipoğlu'nun, dinî vecibelerini yerine getiren ordu
mensuplarına yapılan uygulamalara ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/27)
BAŞKAN – 70 inci sırada, Diyarbakır Milletvekili
Sayın Yakup Hatipoğlu’nun, dinî vecibelerini yerine getiren ordu
mensuplarına yapılan uygulamalara ilişkin, İçişleri
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan olmadığı için
ertelenmiştir.
71. – Konya Milletvekili Veysel
Candan'ın, Çevre Düzenlemesi Fonundan belediyelere yapılan
yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/28)
BAŞKAN – 71 inci sırada, Konya Milletvekili Sayın Veysel
Candan’ın, Çevre Düzenlemesi Fonundan belediyelere yapılan
yardımlara ilişkin Çevre Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
72. – Konya Milletvekili Veysel
Candan'ın, Konya'nın bazı belediyelerine yapılan
yardımlara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/29)
BAŞKAN – 72 nci sırada, Konya Milletvekili Veysel
Candan’ın, Konya’nın bazı belediyelerine yapılan
yardımlara ilişkin, Maliye Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştilr.
73. – KahramanmaraşMilletvekili
Avni Doğan'ın, öğretmenlerin eylemlerine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/30)
BAŞKAN – 73 üncü sırada, Kahramanmaraş Milletvekili
Sayın Avni Doğan’ın, öğretmenlerin eylemlerine
ilişkin, İçişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
74. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, Ordu Sanayi Bölgesi arsasının
kamulaştırma bedellerine ilişkinSanayi ve Ticaret
Bakanından sözlü soru önergesi (6/31)
BAŞKAN – 74 üncü sırada, Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun
Akın’ın, Ordu Sanayi Bölgesi arsasının
kamulaştırma bedellerine ilişkin, Sanayi ve Ticaret
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
75. – İstanbul Milletvekili
Mehmet Ali Şahin'in, dinî vecibelerini yerine getiren ordu
mensuplarına yapılan uygulamalara ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/32)
BAŞKAN – 75 inci sırada, İstanbul Milletvekili Mehmet Ali
Şahin’in, dinî vecibelerini yerine getiren ordu mensuplarına
yapılan uygulamalara ilişkin, İçişleri Bakanından
sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
76. – BalıkesirMilletvekili
İsmail Özgün'ün, vergi sistemine ilişkinMaliye Bakanından sözlü
soru önergesi (6/34)
BAŞKAN – 76 ncı sırada, Balıkesir Milletvekili İsmail
Özgün’ün, vergi sistemine ilişkin, Maliye Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
77. – Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldı'nın, Konya'daki belediyelere yapılan yardımlara
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/36)
BAŞKAN – 77 nci sırada, Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldı’nın, Konya’daki belediyelere yapılan yardımlara
ilişkin, Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Başbakan veya ilgili Bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
78. – Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldı'nın, Konya'daki belediyelere yapılan yardımlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/37)
BAŞKAN – 78 inci sırada, Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldı’nın, Konya’daki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin,
Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Başbakan veya ilgili Bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
79. – Kayseri Milletvekili Recep
Kırış'ın dinî vecibelerini yerine getiren ordu
mensuplarına yapılan uygulamalara ilişkin Millî Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/38)
BAŞKAN – 79 uncu sırada, Kayseri Milletvekili Sayın Recep
Kırış’ın, dinî vecibelerini yerine getiren ordu
mensuplarına yapılan uygulamalara ilişkin, Millî Savunma
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
80. – Konya Milletvekili Veysel
Candan'ın, Anadolu Ajansı mahreçli bir habere ilişkin
DevletBakanından sözlü soru önergesi (6/40)
BAŞKAN – 80 inci sırada, Konya Milletvekili Sayın Veysel
Candan’ın, Anadolu Ajansı mahreçli bir habere ilişkin, Devlet
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
81. – Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçı'nın, DYP - CHP
koalisyonu döneminde Devletten kredi ve teşvik alan medya
kuruluşlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/41)
BAŞKAN – 81 inci sırada, Amasya Milletvekili Sayın
Cemalattin Lafçı’nın, DYP ve CHP Koalisyonu döneminde devletten kredi
ve teşvik alan medya kuruluşlarına ilişkin,
Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Başbakan veya ilgili Bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
82. – Konya Milletvekili Veysel
Candan'ın, et ithalatına ve kontrolüne ilişkinTarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/42)
BAŞKAN – 82 nci sırada, Konya Milletvekili Veysel
Candan’ın, et ithalatına ve kontrolune ilişkin, Tarım ve
Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
83. – Yozgat Milletvekili Abdullah
Örnek'in, Yozgat - Yerköy'deki Beyazıtoğlu Çiftliğine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/43)
BAŞKAN – 83 üncü sırada, Yozgat Milletvekili Sayın
Abdullah Örnek’in, Yozgat Yerköy’deki Beyazıtoğlu Çiftliğine
ilişkin, Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
84. – Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay'ın, Mogan ve Eymir göllerinin ıslahına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/44)
BAŞKAN – 84 üncü sırada, Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay’ın Mogan ve Eymir Göllerinin ıslahına ilişkin,
Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Başbakan veya ilgili Bakan Genel Kurul
salonunda olmadığı için ertelenmiştir.
85. – Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay'ın, Karayolu üzerinde bulunan bazı kavşaklara
ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın
cevabı (6/45)
BAŞKAN – 85 inci sırada, Ankara Milletvekili Sayın
Ersönmez Yarbay’ın, karayolu üzerinde bulunan bazı kavşaklara
ilişkin, Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu vardır.
Sayın Bakan? Burada.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Mehmet
Keçeciler tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına
delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.
Ersönmez
Yarbay
Ankara
E-90 Karayolu üzerinde bulunan Ankara-Gölbaşı İlçemizin
Konya-Haymana Yolu Kavşağı ve Konya-Gölbaşı Belediyesi
Kavşağında zaman zaman meydana gelen trafik kazaları sonucu
can ve mal kaybı olmaktadır.
Sorular:
1-Bakanlığınız, bu iki kavşakta alt ve üst
geçit veya başka bir düzenleme yapmayı planlamış
mıdır?
2- Bu planlama yapılmışsa, 1996 programına
alınmış mıdır ya da alınacak mıdır?
3- Planlanan bu projeler için ne kadar ödenek
ayrılmıştır ve kaç yılında bitirilecektir?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakan, süreniz 5 dakikadır.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; Ankara Milletvekili Sayın Ersönmez
Yarbay’ın, daha önce sormuş bulunduğu soru önergesini
cevaplandırmak üzere huzurunuzdayım.
Haymana-Gölbaşı ve Gölbaşı Belediyesi önündeki
kavşaklar, sinyalizasyonlu hale getirilmişlerdir. Her iki
kavşağın köprülü kavşak olarak projeleri mevcuttur; ancak,
bugünkü ödenek koşullarında yapım programına
alınamamışlardır.
Bilgilerinize saygıyla sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Ersönmez Yarbay burada mı efendim? Yok.
Soru cevaplandırılmıştır.
86. – İzmir Milletvekili Atilla
Mutman'ın, balıkçılarımızın, Ege Denizinin
Uluslararası sularındaki av yasağına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/46)
BAŞKAN – 86 ncı sırada, İzmir Milletvekili
Sayın Atilla Mutman’ın, balıkçılarımızın,
Ege Denizinin uluslararası sularındaki av yasağına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
87. – DiyarbakırMilletvekili Yakup
Hatipoğlu'nun, Diyarbakır'daki elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanından sözlü soru önergesi (6/47)
BAŞKAN – 87 nci sırada, Diyarbakır Milletvekili
Sayın Yakup Hatipoğlu’nun, Diyarbakır’daki elektrik
kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sorusu
vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
88. – Erzincan Milletvekili Mustafa
Kul'un, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin faaliyetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/48)
BAŞKAN – 88 inci sırada, Erzincan Milletvekili Sayın
Mustafa Kul’un, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin
faaliyetlerine ilişkin İçişleri Bakanından sorusu
vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
89. – Diyarbakır Milletvekili
Yakup Hatipoğlu'nun, kamu alacaklarının faiz oranlarına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/49)
BAŞKAN – 89 uncu sırada, Diyarbakır Milletvekili Yakup
Hatipoğlu’nun, kamu alacaklarının faiz oranlarına
ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
90. – Şanlıurfa
Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Türkiye - İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen anlaşmalara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/50)
BAŞKAN – 90 ıncı sırada, Şanlıurfa
Milletvekili Abdulkadir Öncel’in, Türkiye-İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen anlaşmalara ilişkin
Başbakandan sorusu vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
91. – Şanlıurfa
Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Türkiye ile İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen Askerî Anlaşmaya ilişkin
Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi (6/51)
BAŞKAN – 91 inci sırada, Şanlıurfa Milletvekili
Abdulkadir Öncel’in, Türkiye ile İsrail arasında
yapıldığı iddia edilen askerî anlaşmaya ilişkin
Millî Savunma Bakanından sorusu vardır.
Sayın Bakan?.. Yok.
Ertelenmiştir.
92. – Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay'ın, akaryakıt fiyatlarındaki artışlara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/52)
BAŞKAN – 92 nci sırada, Ankara Milletvekili Ersönmez
Yarbay’ın, akaryakıt fiyatlarındaki artışlara
ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu cevaplandıracak ilgili bakan veya Başbakan
olmadığı için ertelenmiştir.
93. – İçel Milletvekili Mehmet Emin
Aydınbaş'ın, 15.4.1995 – 15.10.1995 tarihleri arasında
T.C. Emekli Sandığından emekli olan kamu görevlilerinin
mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/54)
BAŞKAN – 93 üncü sırada, İçel Milletvekili Mehmet Emin
Aydınbaş’ın, 15.4.1995-15.10.1995 tarihleri arasında
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığından emekli olan kamu
görevlilerinin mağduriyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak ilgili bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
94. – Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçı'nın, hayvan besicilerinin sorunlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/55)
BAŞKAN – 94 üncü sırada, Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçı’nın, hayvan besicilerinin sorunlarına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
95. – İzmirMilletvekili Metin
Öney'in, ilaçtan alınan KDV'nin kaldırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/56)
BAŞKAN – 95 inci sırada, İzmir Milletvekili Metin
Öney’in, ilaçtan alınan KDV’nin kaldırılmasına ilişkin
Sağlık Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak ilgili Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
96. – Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçı'nın, İsrail'in, Lübnan'a yönelik
saldırısına ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/57)
BAŞKAN – 96 ncı sırada, Amasya Milletvekili Cemalettin
Lafçı’nın, İsrail’in, Lübnan’a yönelik
saldırısına ilişkin Dışişleri
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak ilgili Bakan olmadığı için
ertelenmiştir.
97. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, kırsal kalkınma projelerine
ilişkinTarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/110)
BAŞKAN – 97 nci sırada, Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun
Akın’ın, kırsal kalkınma projelerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak bakan olmadığı için
ertelenmiştir.
98. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, Ordu Arıcılık Araştırma
Enstitüsüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/111)
BAŞKAN – 98 inci sırada, Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin
Olgun Akın’ın, Ordu Arıcılık Araştırma
Enstitüsüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sorusu
vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
99. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, fındık üretiminin planlanması ve dikim
alanlarının belirlenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/112)
BAŞKAN – 99 uncu sırada, Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun
Akın’ın, fındık üretiminin planlanması ve dikim
alanlarının belirlenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
100. – Ağrı Milletvekili Celal
Esin'in, Ağrı ve ilçelerinin okul, öğretmen ve personel
ihtiyaçlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/113)
BAŞKAN – 100 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Celal
Esin’in, Ağrı ve ilçelerinin okul, öğretmen ve personel ihtiyaçlarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
101. – Eskişehir Milletvekili
Mustafa Balcılar'ın, Boks Federasyonu Başkanının sahte
belge düzenlediği iddiasına ilişkinDevletBakanından sözlü
soru önergesi (6/114)
BAŞKAN – 101 inci sırada, Eskişehir Milletvekili
Sayın Mustafa Balcılar’ın, Boks Federasyonu
Başkanının sahte belge düzenlediği iddiasına
ilişkin Devlet Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
102. – Adana Milletvekili
Sıtkı Cengil'in, "Dört Mevsim Kadın" isimli program
çekiminde başörtülü öğrencilerin dışarı
çıkarıldıkları iddiasına ilişkin
DevletBakanından sözlü soru önergesi (6/115)
BAŞKAN – 102 nci sırada, Adana Milletvekili Sıtkı
Cengil’in “Dört Mevsim Kadın” isimli program çekiminde başörtülü
öğrencilerin dışarı çıkarıldıkları
iddiasına ilişkin Devlet Bakanından sorusu vardır.
Soruyu yanıtlayacak Bakan Genel Kurul salonunda
olmadığı için ertelenmiştir.
103. – Ordu Milletvekili Hüseyin
Olgun Akın'ın, Ordu - Sıvas - Mesudiye - Dereyolu karayolunun
yapımına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı İsmail
Kahraman'ın cevabı (6/116)
BAŞKAN – 103 üncü sırada, Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin
Olgun Akın’ın, Ordu-Sıvas-Mesudiye Dereyolu karayolunun
yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu vardır.
Sayın Bakan?..
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Ben cevap
vereceğim efendim.
BAŞKAN – Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda belirtilen soruların
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Hüseyin
Olgun Akın
Ordu
1– Ordu-Merkez-Karadüz, Ulubey ve Mesudiye İlçelerinden geçmekte
olan ve yapımına yaklaşık yirmi yıldır
başlanmış olan Sıvas-Mesudiye-Dereyolu karayolunun
tamanlanmama sebepleri nelerdir?
2.- Söz konusu karayolunun tamamlanması için alınan tedbirler
var mıdır? Çevre halkının çilesi ne zaman sona
erdirilecektir?
BAŞKAN – Buyurun Sayın Bakan.
Süreniz 5 dakikadır efendim.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin
Olgun Akın’ın daha önceki hükümet döneminde vermiş
bulunduğu sözlü soru önergesine cevap vermek üzere huzurunuzdayım.
Koyulhisar-Mesudiye-Ulubey-Ordu yolunun Karayolları 16 ncı
Bölge Müdürlüğü hudutları dahilinde kalan Suşehri-Reşadiye
ayırım Koyulhisar-Mesudiye arası önceki yıllarda projeli
olarak yapılmış ve sathî kaplama olarak trafiğe
açılmıştır.
Ayrıca, Ordu-Ulubey ayırımı Çambaşı il
yolunun projesi hazır olup, 1996 yılı yatırım
programında yer almamaktadır. İleriki yıllarda yeterli
ödenek temin edilebildiği takdirde programa alınarak
yapımına çalışılacaktır.
Ordu-Gölköy-Mesudiye devlet yolunun standart yükseltme
çalışmalarına yönelik fotogrametrik harita alımları
yapılmış ve proje çalışmalarına
başlanmıştır. Bu yolun programa alınması konusu
da ileriki yıllarda alınacak olan ödenekler çerçevesinde
değerlendirilecektir.
Arz eder, saygılarımı sunarım.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın Hüseyin Olgun Akın, bir şey söyleyecek misiniz?
HÜSEYİN OLGUN AKIN (Ordu) – Hayır efendim. Teşekkür
ederim.
BAŞKAN – Peki.
Soru cevaplandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, sözlü sorulara ayrılan 1 saatlik
süremiz aşağı yukarı doldu.
Şimdi, gündemin “Genel Görüşme ve Meclis
Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler”
kısmına geçiyoruz.
V. – GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI
VE MECLİS ARAŞTIRMASI
A) ÖNGÖRÜŞMELER
1. – Bitlis Milletvekili Kâmran
İnan ve 24 arkadaşının, yurt dışında
açılan temsilcilikler ve buralarda görevlendirilen personel ile
çeşitli nedenlerle yurt dışına gönderilen kamu
görevlilerinin nicelik, nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/90)
BAŞKAN – Daha önce alınan karar
gereğince, gündemin 70 inci sırasında yer alan, Bitlis
Milletvekili Sayın Kâmran İnan ve 24 arkadaşının,
yurtdışında açılan temsilcilikler ve buralarda görevlendirilen
personel ile çeşitli nedenlerle yurtdışına gönderilen kamu
görevlilerinin nicelik, nitelik ve malî yüklerinin bütün yönleriyle
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmelerine
başlıyoruz.
Hükümet burada mı efendim?
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Burada efendim.
BAŞKAN – Bir dakika efendim... Kendileri cevap
versinler; siz, Hükümetin vekili değilsiniz ki.
Sayın Hükümet, şimdi araştırma
önergesine geçiyoruz; bu araştırma önergesi için mi
buradasınız?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul)
– Evet efendim.
BAŞKAN – Peki efendim.
Önce Hükümete söz vereceğimiz için Hükümetin
burada olması lazım; yoksa görüşemeyiz.
Hükümet yerini aldı.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Yüksek Başkanlığına
Bürokrasimiz, dış dünyaya kontrolsüz bir
şekilde yayılmaktadır. Devlet kuruluşları bu alanda
birbirleriyle yarışmaktadır. Dışarıda temsilcilik
açma ve tayinlerde, hizmetin gereğinden ziyade, maddî ve şahsî
düşünceler hâkim olmaktadır.
Türkiye, dışarıda en büyük sayıda
müşavir bulunduran memleket durumundadır; maliyetleri yüksek, verimlilikleri
en düşükler arasındadır. Aynı temsilcilikte, Maliye,
Hazine, Dışticaret ve -bazı hallerde de- Devlet Planlama
müşavirlerinin yan yana bulunduğu tek örnek Türkiye’dir. Eğitim
müşaviri yanında kültür müşaviri bulunduran tek memleket de
Türkiye’dir. Buralara tayin edilenlerin yüzde 80’inden fazlası, hizmetin
gerektirdiği, başta yabancı dil olmak üzere, vasıflara
sahip değildir.
Türkiye, halen, yabancı memleketlerde görevli 7
500 personele 10 trilyonun üzerinde maaş ödemektedir. Bunun
yarısından fazlası ihtiyaç dışıdır. Bunlara
yüksek rakamlar ödenmektedir. Orta Asya’daki bir kardeş cumhuriyet
bakanı ayda 45 dolar maaş alırken, aynı memleketteki
Türkiye Büyükelçisi, ayda 8 bin dolar maaş almaktadır.
Bu daimî kadrolardan başka, devlet
kuruluşları her yıl dışarıya “görgü- bilgi”
örtüsüyle, 300-350 görevli göndermektedir. Bunlar, altı aydan iki
yıla kadar dışarıda kalmakta, maddî külfetten başka
bir fayda da sağlamamaktadır.
Başta, ABD, Kanada gibi devletler olmak üzere yabancı
memleketler, tasarruf düşüncesiyle, dış temsilcilik
sayısını indirirken, Dışişleri
Bakanlığımız, şahıslara yer açmak üzere yeni
temsilcilikler açmaktadır. Bir temsilciliğin, sadece ilk kuruluş
masrafı 1 milyon doların üzerindedir. Son olarak, Roma’da, Gıda
ve Tarım Teşkilatı nezdinde daimî delegelik, Cenevre’de ikinci
bir daimî delegelik kurulması, bunun, bunun üzücü ve çarpıcı
örneği olmaktadır. Aynı Bakanlık, dış lüks ve
israf bakımından da Türkiye gerçekleriyle ters düşmekte,
rahatsız edici olmaktadır. 1995 yılında, 55 milyon Alman
Markına 140 Mercedes-500 ve Mercedes Jeep alınmıştır.
Her biri 428 bin mark olan Mercedes-500’ü kullanan başka hiçbir
yabancı büyükelçi gösterilemez. Dışişleri
Bakanlığının bu ölçüsüz israfını, 20 bin köyünde
içme suyu bulunmayan, 1 milyon çocuğu -okul noksanlığından-
ilkokula gidemeyen, çadırlarda, ahırlarda yaşayan insanları
bulunan, merkebin ulaşım vasıtası, tezeğin enerji
kaynağı olduğu Türkiye gerçekleriyle bağdaştırmak
mümkün değildir.
Durum, Meclisin el koymasını, denetim hakkını
kullanmasını gerektirmektedir.
Dış teşkilat, tayin ve seyahatler konularını
bütün yönleriyle incelemek üzere, Anayasanın 98 inci maddesi çerçevesinde
Meclis araştırması açılmasını tensiplerinize
saygılarımızla arz ve rica ederiz.
Kâmran
İnan
Bitlis
ve
arkadaşları
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bu araştırma
önergesinin öngörüşmeleri sırasında, önce Hükümete, sonra
gruplara ve sonra da önergede birinci imza sahibine veya onun göstereceği
diğer bir imza sahibine söz verilecektir.
Hükümet ve gruplar adına yapılacak konuşmalar 20’şer
dakika, kişisel konuşma 10 dakikadır.
Şimdi, gruplar adına söz isteyen sayın milletvekillerinin
isimlerini okuyorum: Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Sayın Birgen
Keleş, ANAP Grubu adına Sayın Kâmran İnan, DSP Grubu
adına Sayın Ali Rahmi Beyreli.
Hükümet adına Kültür Bakanımız Sayın İbrahim
Kahraman konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Kahraman.
Süreniz 20 dakikadır.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Muhterem
Başkan, değerli milletvekilleri; Bitlis Milletvekili Sayın
Kâmran İnan ve 24 arkadaşının verdiği önerge
dolayısıyla huzurunuzda bulunuyorum.
Türkiyemizin yurtdışında tanıtımı için
kurulu bulunan organizasyonun, ataşeliklerin ve müşavirliklerin önemi
hepinizce malumdur. Tabiî ki, Türkiyemiz, bir köy halini almış olan
dünyada kendi tanıtımını en güzel bir şekilde
yapmalıdır. Bizim İstanbulumuzun nüfusundan az nüfusu olan bir
Avusturya’nın, dünyanın her gelişmiş ülkesinde gerekli
tanıtma birimleri açtığı hepinizce malumdur. Mesela,
Avusturya’nın, Türkiyemizde, okulu, kültür merkezi, lisan kursları,
müşavirlikleri, ataşelikleri vardır. Bu, bütün
gelişmiş ülkeler için aynen varittir.
Sayın İnan’ın vermiş olduğu misaller, bu
mevzudaki elzemiyeti değil, aksaklıkları tespit eden
misallerdir. Zannediyorum, hepimiz, temsil hususunda, ataşelik ve
müşavirlikler kurulması hususunda hemfikiriz; fakat, aksamaların
giderilmesi de, tabiî ki, hepimizin ortak isteğidir.
Bu araştırmanın yapılmış olması, bu
noktada, temsilin, uygun ve yapılması icap edecek tarzda yürütümünü
sağlayacaktır. Bu açıdan baktığımızda, bu
araştırmanın gerekliliğine inanıyoruz; tanıtma
müessesemizin, gerektiği ölçüde, rasyonel tarzda ve icap eden seviyede
olabilmesini temine yarayacak olduğu inancındayız ve o
bakımdan, bu teklifi desteklediğimizi beyan etmek istiyorum.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum. (RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Birgen Keleş;
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, burada,
Sayın Kâmran İnan’ın, Dışişleri
Bakanlığının bazı temsilcilikler açması ve
harcamaları konusunda verdiği Meclis araştırma önergesini
incelemek, araştırma açılıp açılmamasına karar
vermek üzere toplanmış bulunuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, Sayın İnan’ı, bu konuları çok iyi bilen
bir değerli diplomat, bir saygıdeğer politikacı olarak
selamlıyorum ve bu konuyu gündeme getirdiği için kenidisine
teşekkür ediyorum; ama, son üç ayda yaşadığımız
dış politika skandallarından sonra, biz isterdik ki, Türkiye
Büyük Millet Meclisinde, siz, Türkiye Cumhuriyetinin dış politika
doğrultusunu ne hakla ve kimden yetki alarak değiştiriyorsunuz
diye Meclis araştırma önergesi verilsin. (CHP sıralarından
alkışlar)
MEMDUH BÜYÜKKILIÇ (Kayseri) – Milletten...
FİKRET KARABEKMEZ (Malatya) – Sandıktan...
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – Yüzde 20, sandık oyu...
Programınızda da yoktur üstelik... Programınızda “Türkiye
Cumhuriyetinin dış politika doğrultusunu
değiştireceğim” diye tek bir cümle yoktur.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) – O programı biliyoruz.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – İsterdik ki, nasıl
Dışişleri Bakanlığını devre
dışı bırakırsınız ve dış
ilişkilerin yürütülmesinin bir kısmını devlet
arşivlerinden saklarsınız diye araştırma önergesi
verilsin...
MEHMET AYKAÇ (Çorum) – Niye vermiyorsunuz?!..
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – Veriyoruz zaten, hiç endişe
etmeyin.
İsterdik ki, Dışişleri
Bakanlığını nasıl olur da
dışlarsınız ve terör gibi, Kuzey Irak gibi Türkiye
açısından fevkalade önemli konularda, bu konuları yönlendirme
yetkisi bulunmayan, bu konularda eğitimi, birikimi yeterli olmayan
insanları devreye sokarsınız diye Meclis
araştırması istensin.
İsterdik ki, Türkiye’ye geldiği zaman Anıtkabiri ziyaret
etmeyen, İstiklâl Marşına saygı göstermeyen ve
bayrağımızı protokol kurallarını hiçe sayarak
gerekli yerlere asmayan insanlarla işiniz ne; bunlardan ne yarar
umuyorsunuz ve bunları, her fırsatta, kimden yetki alarak
onurlandırıyorsunuz diye Meclis araştırması istensin.
(CHP sıralarından alkışlar)
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Biz, İstiklâl
Marşını güzel söyleriz.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – İsterdik ki, Kuzey Irak’ta
güvenlik kuşağı oluştururken, neden gerekli teknik
araştırmaları yapmadınız ve bu işin
yapılıp yapılamayacağını neden önceden
tasarlamadınız, kararlaştırmadınız da güvenlik
kuşağı oluşturma kararı aldınız, sonra da
gerçekleştirmeyerek, Türkiye Cumhuriyetini, aldığı
kararları uygulayamayan bir ülke durumuna düşürdünüz diye Meclis
araştırması istensin. (RP sıralarından “sadede gel”
sesleri)
Sadede geliyorum, hiç endişe etmeyin.
İsterdik ki, Türkiye Cumhuriyetinin, belgelere dayanarak bazı
ülkeler için ileri sürdüğü, terörü destekleme ve terörle
işbirliği yapma iddialarını “yok canım,
yapmamışlardır” diye neden geçiştiriyorsunuz, nasıl
geçiştiriyorsunuz ve Türkiye Cumhuriyetinin onurunu nasıl
zedeliyorsunuz diye Meclis araştırması verilsin.
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) – Teröristleri biz
sokmadık.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – İsterdik ki, Ortak Pazarla olan
ilişkiler açısından gerekli olan uyum yasalarını neden
çıkarmıyorsunuz, rekabet kurulu gibi kurulları neden
oluşturmuyorsunuz ve dolayısıyla, çıkan yasaları da
anlamsız hale getiriyorsunuz, uygulanmaz hale sokuyorsunuz; neden Millî
Akreditasyon Kurulu gibi çok önemli olan bir kurulu oluşturmuyorsunuz diye
Meclis araştırması istensin.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) – O istediğini yapsana...
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – Hepsini yaptık ve verdik,
önergemizde var.
İsterdik ki, Körfez Savaşından sonra Türkiye’nin
uğradığı, yetkililer tarafından da 27 milyar dolar
olan ve her geçen gün biraz daha arttığı söylenen zararın
sorumlularını bulmak için Meclis araştırması istensin.
İsterdik ki, neden iki cümle konuşmak için devlet
başkanlarının peşinden koşuyorsunuz, neden size
kapalı tutulmak istenen kapıları açmak için zorluyorsunuz,
cumhurbaşkanlarının randevu vermemesini veya sizin
programınızı onaylama işleminin günlerce bekletilmesini
içinize sindiriyorsunuz ve Türkiye Cumhuriyetinin onurunu ayaklar altına
alıyorsunuz diye Meclis araştırması verilsin. (CHP
sıralarından alkışlar)
İsterdik ki, Afrika seferinin hesabının sorulması
için Meclis araştırması istensin.
Nasıl oluyor da tarihin hiçbir döneminde yapılmayan hakaretleri
dinliyorsunuz ve sadece dinliyorsunuz; tepki bile göstermiyorsunuz; bazı
konulardan hiç söz etmiyorsunuz ve bir de, üstelik, özür diliyorsunuz, daha
doğrusu, teşekkür ediyorsunuz diye Meclis araştırması
istensin. (CHP sıralarından alkışlar)
MURTAZA ÖZKANLI (Aksaray) – CHP’liler yapar onu.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) –Değerli arkadaşlarım,
biz, bunları istedik; ama, biz istiyoruz ki, bunları hep birlikte
isteyelim. Çünkü, bu Meclis çatısı altında bulunan tüm
milletvekillerinin görevi, Türkiye Cumhuriyetinin onurunu korumak, Türkiye
Cumhuriyetinin temel ilkelerini korumaktır.
FİKRET KARABEKMEZ (Malatya) – Bugüne kadar olduğu gibi(!)
BİRGEN KELEŞ (Devamla) – İnanıyoruz ki, Türkiye
Cumhuriyetinin temel ilkeleri korunduğu takdirde, Atatürk ilke ve
devrimlerine bağlı kalındığı takdirde, bu ülkenin
dış politikada da saygınlığı artacak, eski
düzeyine ulaşacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, dış politika, kelimelerin,
nüansların, zamanlamanın fevkalade önem
taşıdığı bir uzmanlık alanıdır. Bu nedenledir
ki, başka ülkeler, bu dış politikalarıyla ilgili olarak
uzmanlaşmaya büyük önem verirler ve diplomatlarını, çeşitli
konulara göre, belli ülkelerle olan ilişkilere göre özel olarak
yetiştirirler. Yine bu nedenledir ki, Türkiye Cumhuriyetinde de iktidarlar,
kendi siyasî düşünceleri doğrultusunda kadrolaşmak istedikleri
zamanlarda bile Dışişleri Bakanlığını bu
işten uzak tutmuşlardır.
Dışişleri Bakanlığının 1996
yılı bütçesi, genel bütçenin binde 57’si kadardır. 512 tane
meslek elemanı, 471 tane destek elemanı, 361 tane koruma görevlisi
vardır. Sürekli azalan -1990 yılından sonra, bir yıl
dışında sürekli azalmıştır- bütçesiyle bunlar
yanında 2 157 sözleşmeli personel bulundurmaktadır; ama,
Dışişleri temsilciliklerinde, başka bakanlıkların
temsilcileri de vardır ve sayıları hiç de küçümsenmeyecek kadar
çoktur; 481 tane meslek memuru, 157 tane de başka bakanlık ve
kuruluşların sözleşmeli personeli vardır.
Şimdi, iletişim çağında, içinde bulunduğumuz bu
dönemde, bilgi edinmek için insanın odasından bile çıkması
gerekmiyor. Acaba, başka bakanlık ve kuruluşlardan bu kadar çok
elemanın yurtdışı
temsilciliklerinde bulunmaları doğru mudur, gerekli midir veya
bulunacaklarsa ne kadar süreyle bulunmalıdır konusu, bence,
tartışmaya değer ve bu araştırma çerçevesinde ele
alınması gereken bir konudur.
Başbakan ile Cumhurbaşkanınca yapılan çok
kalabalık seyahatlere katılan herkesin, bu seyahatlerde
bulunması gerekli midir konusu, yine,
incelenmeye değer bir konudur.
Üniversiteler dışında yapılan dış
görevlendirmeler gözden geçirilebilir; ama, sayın milletvekilleri,
Dışişlerinin teşkilatı ve harcamalarıyla ilgili
olarak yapılacak araştırmalar ve getirilecek olan öneriler
hiçbir zaman onları görev yapamaz noktaya getirmemelidir; çünkü, bugün,
nasıl, üniversitelerimizde asistan olmak bütün çekiciliğini
kaybetmişse, ne yazık ki, Dışişleri mensubu olmak,
meslek elemanı olmak da eski çekiciliğini yitirmiş
durumdadır.
Oysa, gerek üniversitelerde gerek Dışişleri
Bakanlığında en nitelikli ve en iyi eğitilmiş
insanlarımızın bulunması gerekir. Bunların, buralarda
severek görev yapması, kendilerini en üst düzeyde geliştirebilmeleri
ve başka endişelerden uzak olarak kendilerini
çalışmalarına verebilmeleri için de her türlü olanak sağlanmalıdır.
Dışişleri Bakanlığının
yapısında gözden geçirmeye ihtiyaç duyulan, başka bir iki nokta
daha vardır. Bunlardan bir tanesi şudur: Dışişleri,
elemanlarını ciddî sınavlar sonunda alır ve siyasî
iktidarlar tarafından da rahat bırakıldıkları için,
genellikle meslek elemanlarının nitelikleri konusunda bir sorun
yoktur; ama, ne kadar nitelikli olurlarsa olsunlar, bu elemanlar, birkaç
yıl, bir konuda veyahut da bir ülkeyle ilişkilerde veya bir ülke
grubuyla olan ilişkilerde çalıştırılırlar; ondan
sonra da bir başka alana kaydırılırlar. Tabiî, bu, birikimi,
deneyimi sınırlayan, kısıtlayan bir sonuç
yaratmaktadır. Başka ülkeler, bunu, çeşitli şekillerde
çözmüşlerdir. Bir kısmı, belli konularda özel olarak
yetiştirdikleri elemanları, tekrar tekrar aynı ülkelerde
görevlendirmektedirler. Bir kısmı, değişik alanlarda görev
yapan, farklı ülkelere atanan diplomatlar yanında, belli konularda,
sürekli olarak merkezde kalan ve görev yapan insanlar tutmaktadırlar.
Sanıyorum, özellikle, Avrupa Topluluğuyla olan
ilişkilerin geldiği bu aşamada, buna benzer bir teşkilatlanmaya,
Türkiye açısından da bir ihtiyaç vardır; çünkü, Avrupa
Birliği ülkeleri, gümrük birliği söz konusu olduğunda,
çeşitli ülkelerle olan ilişkilerini Avrupa Topluluğu
Komisyonunun hazırladığı raporlar ve öneriler
doğrultusunda yürütmektedirler. Avrupa Topluluğu Komisyonunda da,
aynı insanlar, yıllarca aynı görevlere bakmaktadırlar ve
tabiî, birikimin getirdiği bir avantaj olduğu gibi, olayların
geçmişini bilmenin, ayrıntılara hâkim olmanın
getirdiği bir üstünlük de olmaktadır.
Dışişlerinin yapısında gözden geçirmeyi
gerektiren bir başka nokta da, gönüllü kuruluşlarla ilgilidir.
Değerli arkadaşlarım, dünyada çok sayıda gönüllü
kuruluş, her geçen gün, biraz daha etkili hale gelmektedir ve çok önemli
konularda, uluslararası toplantılar düzenlenmektedir. Örneğin,
dünyadaki kadın toplantıları, sadece kadın
haklarının konuşulduğu, bunların nasıl
geliştirileceğinin tartışıldığı
toplantılar değildir. Uluslararası ne kadar önemli kadın
toplantısı varsa, bilin ki, hepsinde, katılanlar, kendi
ülkelerinin dış politikadaki görüşlerini dile getirmekte, o
görüşler doğrultusunda dünya kamuoyunu oluşturmak için büyük bir
mücadele vermektedirler.
Türkiye, bu tür toplantılarda ya hiç temsil edilmemekte ya çok
eksik temsil edilmekte veyahut da tesadüfen iyi temsil edilmektedir.
Türkiye’nin olmadığı her toplantıda, bu boşluğu,
örneğin Yunanistan çok istismar etmektedir. Bakın, geçen yıl,
Meclis tarafından yapılan bir görevlendirme vardı; Bosna-Hersek
ile ilgili Brüksel’de yapılan bir toplantı, ertelendiği için,
Meclisten, o sırada -toplantı ertelendikten sonra- temsilci
istendiği için ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu isteğe reaksiyon
gösterip gidecek olan arkadaşları belirlediği için, Türkiye,
Brüksel’de olan toplantıda temsil edildi. Meclisten giden
arkadaşlarımız dışında, tesadüfen son dakikada
karar verip gelen tek bir dernek temsilcisi vardı. Oysa, toplantıya,
Yugoslavya’dan çok sayıda milletvekili ve üst düzeyde bürokrat insan
katılmıştı. Türkiye, çok önem verdiği, çözmek ve dünya
kamuoyunun dikkatini çekmek için yıllarca
uğraştığı Bosna-Hersek gibi bir konuda bu
toplantıya katılmayarak, en azından, artık çok ilgi
duymuyor izlenimini verecekti.
Onun için, belki, yapılacak olan araştırma sonunda
geliştirilecek öneriler arasında bir küçük ilaveyle yahut
görevlendirmeyle, bu konuların iyi izlenmesi ve gerekli önlemleri alarak,
Türkiye’nin buralarda temsil edilmesi de gerçekleştirilebilir. Gerçi,
resmî olmayan toplantılar, tabiî ki, Dışişlerinin görevi
değildir; ama, Türkiye’de kadın derneklerinin veyahut da diğer
sivil toplum örgütlerinin bütçeleri çok kısıtlı olduğu
için, dışa dönük faaliyetleri sınırlı olduğu
için, Türkiye’nin bunlardan uzak kalması da, ülke yararına olan bir
durum değildir.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, her türlü Meclis
araştırmasını sıcak karşılıyoruz;
çünkü, sorunlar, bütün açıklığıyla ve
çıplaklığıyla konuşulsun,
tartışılsın ve ancak, ondan sonra çözüm önerileri
geliştirilirse doğru olur diye düşünüyoruz; ama,
konuşmamın başında belirttiğim çok önemli konular
dururken, sadece ikinci derecede önemli konularla
uğraşılmasını da yeterli bulmuyoruz.
Uygulanan dış politika konularıyla birlikte, örgütlenme
konuları ve dış ilişkilerin yürütülme şekli de Meclis
araştırmasına konu olmalıdır diye düşünüyorum.
Bu araştırma önergesine olumlu oy vereceğimizi söylüyor
ve hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Keleş.
ANAP Grubu adına Sayın Kâmran İnan; buyurun efendim.
(ANAP sıralarından alkışlar)
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Sayın Başkanım, kürsüye
çıkmışken, önerge sahibi olarak da konuşabilir miyim?
BAŞKAN – Efendim, o konuda, size sonra yine söz vereceğim.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Kürsüye çıkmışken, bir defada
kullanayım.
BAŞKAN – Usul öyle efendim. Önce gruplar geliyor... Uygun
görürseniz, en son siz konuşun...
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Biz, bunu, beraber yapalım.
BAŞKAN – Usul böyle... Sayın İnan, İçtüzük böyle.
Önce gruplar, sonra önerge sahibi konuşuyor. Bugüne kadar uygulamamız
böyle. (ANAP sıralarından “süreyi birlikte kullansın” sesleri)
Efendim, olur mu yani?!. Uygulama böyle.
Size 10 dakika sonra söz vereyim mi efendim?
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – İsterseniz, oya arz edelim Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Efendim, oyla olmaz. İçtüzük böyle Sayın
İnan, İçtüzüğü biz oyla değiştiremeyiz ki.
En son siz çıkın, uygun görürseniz.
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – En son konuşsun
Sayın Başkan.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Sayın Başkan, bu Yüce Mecliste
İçtüzüğü yüz defadan fazla ihlal ettiğinizi bildiğimden
dolayı bunda ısrar ediyorum. Binaenaleyh, kusura bakmayın, özür
diliyorum Sayın Başkan
BAŞKAN – Efendim, uygulamamız böyle.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Pekala efendim.
MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Sayın Başkan, bir bakan bile
yok... Komisyon sıralarında da yok, Bakanlar Kurulu
sıralarında da yok.
BAŞKAN – Efendim, bakanımız buradaydı.
Sayın Bakan burada efendim... Bakın, bir bakanımız
burada efendim.
MEHMET KEÇECİLER (Konya) – Burada yerinde otursun.
BAŞKAN – Efendim, Genel Kurul salonunun her tarafı aynı
uzaklıkta ve aynı yakınlıktadır Sayın Keçeciler;
tamam mı... Sizden öğrenecek de değiliz... Sayın
Bakanı ben görüyorum buradan. (DYP sıralarından
alkışlar)
Buyurun efendim.
ANAP GRUBU ADINA KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; huzurunuza getirdiğimiz ve bir muhalefet
hareketi olarak görülmemesi gereken, tümüyle objektif bir durum tespitine
yönelik ve yılların birikimi olan bir hadisenin görüşülmesini ve
bir araştırmaya esas teşkil etmesini arzu ve rica ettiğimiz
önergeye verdikleri desteklerden dolayı, Sayın Bakana teşekkürlerimi
ve Cumhuriyet Halk Partisi sayın sözcüsü Sayın Keleş’e de
teşekkür ve şükranlarımı arz etmek isterim.
Mesele, aslında –tabiatıyla, dış
teşkilatın tümü bahis konusudur– sadece Dışişleri
Bakanlığı değil. Dışişleri
Bakanlığı, bilindiği gibi, azınlığa
düşmüş durumdadır ve dış teşkilat olması itibariyle
de iç denetimden, çoğunlukla, maalesef uzak kalmaktadır ve bu, benim
içimde senelerin getirdiği bir birikim meselesidir ve hadisesidir.
Türk bürokrasisi, Türkiye’yi boydan boya doldurup, kat kat üstüne, bölge
müdürlükleriyle, üst bölge müdürlükleriyle, sosyal tesislerle Anadolu’yu
bürokrasiye boğduktan sonra, dışarıya taşmaya
başladı ve üstelik de, önüne geçilmez bir baskı ve tazyikle her
alanda, dış memleketlere yayılmak... Yayılmanın bir
maliyeti var, giden şahısların şahsında devletin bir
görüntüsü meselesi var, bir de, üretim, verimlilik hadisesi var.
Sayın Keleş’in elindeki rakamlar çok mütevazı. Halen,
devletin, dışarıda maaş ödediği insan sayısı
10 261’dir. Bunlara ödenen ücret, her ne kadar önergemizde 10 trilyonun
üzerinde dedikse de, yan masraflarıyla, bina ve bütünleyenleriyle
alırsanız 300 milyon dolar civarındadır ki, Sayın
Başbakanın gidip de Libya’dan 160 milyon dolar alması yerine,
burada bir tasarrufa gidilse bunlar sağlanır, temin edilir.
Şimdi, ne oluyor değerli milletvekilleri?.. Önümde listesi
var: 30 devlet kuruluşunun dışarıda temsilcisi var.
Bunların içinde, Sayıştay denetimine tabi olmayan
kuruluşlar, KİT’ler yok. Bunlarla beraber alırsanız,
sayıları 40’ı geçer. Birçok delegasyonumuzda, dış
temsilciliğimizde insanların oturacak yeri kalmadı. Paris’te 11
tane Ticaret ve Hazine müşaviri var. Bazılarına, sayın
büyükelçiler “size yer ve iş bulamıyorum; aybaşında gelin
maaşınızı” alın veya “gidin, hiç olmazsa,
gelmişken dil öğrenin” diyor.
OECD’de 25 üye memleket var, bunlar içerisinde fert başına
millî geliri en düşük olan, maalesef, Türkiye’dir. Bunlar içerisinde daimî
delegeliğin personel sayısı Amerika ve Japonya ile
yarışan, yine Türkiye’dir. Aynı OECD içerisinde Türkiye’ye yardım
konsorsiyumu vardır. Biz, devletin kalkındırılması
için oradan yüzde 12-15 faizle yardım alacağız; ama,
bunları, vasıtalı olarak dışarıda
tuttuğumuz, sözde görevli ve aslında devamlı turist olan
insanlara aktaracağız. Bakınız, pek çok ticaret
müşaviri gördüm, Benelüx’ün ne demek olduğunu bilmeyen ticaret
müşavirleri.
Sizi temin ederim, bugün dışarıda bulunan bu 10 261
personelin yüzde 60’ı hiçbir hizmet karşılığı
değil ve daha acısını size arz edeceğim; yüzde
80’inden fazlası, hizmetin gerektirdiği ana şart olan
yabancı dile sahip değildir. Dışişleri
Bakanlığımız dışındaki dış
personelimizin, yabancı dili hakkıyla kullanabileceklerin
sayısı yüzde 5’i geçmiyor. Geçmiyor da ne yapıyor; ne müzakere
edildiğinin farkında olmadan, yüzlerce milyon dolarlık projeyi
müzakere ediyor. Siz, yabancıların sizin hesabınıza
düşünmesini bekleyemezsiniz.
Bugün, Cenevre Daimî Delegeliğinde 7 müşavir var. Neden var?..
Ben orada büyükelçilik, daimî delegelik yaptım... Halen, Cenevre’de
katsayılar yüksek, 1 inci derecede bir memur 10 bin dolar alır, 3
üncü derecede bir memur 8 bin dolar alır. Alır da ne iş yapar;
hiçbir iş yapmaz, size üzülerek söyleyeyim. Ben büyükelçiyken, bir ticaret
müşaviri, bize rağmen geldi. Bana ilk söylediği söz şuydu:
“6 ay çalışmayacağım; gidip dil öğreneceğim sonra
gelip sizden iş rica edeceğim.” “Hiç bavulunuzu açmayın,
devletin böyle bir şeye tahammülü yoktur. Ankara’ya geri gidersiniz” dedim
ve gönderdik.
Bir başka acı manzaramız var. Devletin
dışarıda temsil vahdeti esastır. Bizdeki
çokbaşlılığı hiçbir yabancı memlekette
göremezsiniz. Büyükelçilerin otoritesini tanımazlar; direkt muhabere
etmeye çalışırlar. Bulundukları memleketlerle, kendi
yetkilerini de aşarak, direkt müzakerelerde bulunmaktadırlar. Tabiî,
birbirinden habersiz yapılan bu müzakereler, o memleket tarafından
kullanılmaktadır.
Washington’da 3 temsilciliğimiz var; askerî temsil heyeti var,
ekonomik temsil heyeti var, büyükelçilik var. Bunların çoğu, çok
defa, Amerikan makamlarıyla, birbirleriyle irtibatlı olmadan
görüşme yaparlar, birbirine zıt beyanlarda bulunurlar ve bunun faturasını
Türk Devleti öder.
Değerli milletvekilleri, ticaret müşavirleri var. Bu müessese
nereden kalmadır; devlet ticaretinin hâkim olduğu dönemlerden
kalmadır. Bugün, serbest ticaret vardır, ticaret müşavirinin,
artık, manası kalmamıştır. Belki, hâlâ, sosyalist olan
ve devlet ticareti yürüten iki-üç memlekette vardır, onun
dışında hiçbir fonksiyonu yoktur.
Öğrenci müfettişi... Ben, dışarıda
öğrenciyken müfettiş olarak vardı. Neden vardı; o zamanki
rejimler icabı, dışarıda bulunan öğrencileri rejim
bakımından takip etmek için. Bugün, bunlar kalktı. Bugün,
dışarıdaki öğrencilerin bütün işlerini Türkiye’nin
sayısız başkonsoloslukları görebilir; ama, halen 46 tane
eğitim müşaviri var.
Kültür müşavirleri...Bir defa, bir büyükelçiliğin mevcudiyet
sebebi, Türk kültürünü temsil etmektir. Bütün personeliyle, bütün hedefi odur.
Ayrıca, kültür müşaviri, eğitim müşavirinin yanı
başında... Bunu, teklif eden sayın bakana, vaktiyle söyledim.
Şimdi, yine bakandır ve “siz haklıydınız” diye itiraf
ettiler. Dedim ki, “insaf buyurun sayın bakanım...Ne yapmak
istiyorsunuz?” “Efendim, Sidney’e, bilmem nereye Türk kültürünü
götüreceğim...” “Peki, siz, Anadolu’nun şu, şu, şu
köşelerine götürdünüz mü?..Evvela bir oraya götürseniz... Ondan sonra,
avuç dolusu ve dil bilmeyen insanı, sadece Türkçeyle
dışarıya gönderiyorsunuz...Bu mümkün değil; bunu
yapmayın”
Turizm müşavirleri...Bugün, devletin turizmde rolü
sıfırdır ve Sayın Turizm Bakanının çok
saygıyla karşıladığım bir beyanı oldu: “Bu
Bakanlığı lağvetmek lazım” diyor. Doğrudur. Hanginiz
bir dış seyahati düşündüğünüzde, bir turizm müşavirini
ararsınız?.. Seyahat acentesini ararsınız. Bugün, 40’ı
aşkın turizm müşavirine yılda sarf edilen 10 milyon
doların 3 milyon dolarını, ciddî bir seyahat acentesine, devleti
tanıtma vasıtası olarak kullanırsanız, bundan 10 misli
daha iyi yaparsınız.
Ben bir ara Belçika’da iken, bir Belçikalı dostum geldi dedi ki:
“Buradaki turizm bürosunu kapatırsanız, daha çok turist gelir.” Merak
ettim; neden dedim; gittim vitrinine baktım, vitrini, altı aydan beri
yıkanmamış, içeriyi görmeniz mümkün değil.
Zürih’te 6 ticaret müşaviri var, her geçtiğimde merak eder
giderim, her defasında kapalıdır. Singapur’da, turim
müşavirliğini zorlamayla açtılar. Tetkik ettim, neden acaba;
Singapurlular bize turizme mi geliyor?.. 2,5 milyonluk, dünyanın en
çalışkan, gayretli toplumu_ Hayır, sebebi şu: Singapur
Havayollarının Singapur-İstanbul-Glasgow seferiyle
İstanbul’dan transit geçen insanlar turist olarak gösterilmiş, Türkiye’ye
turist olarak gelmiş_ Binaenaleyh, bir turizm müşaviri_ Turizm
müşavirinin yanında, müşavir_ Müşavir_ Müşavir_ Hatta,
o derece ki -bunu biraz daha abartarak, biraz da karikatürize ederek- bizim,
bir tek basketbol müşavirlikleri eksik kaldı.
Dünyanın hiçbir büyükelçiliğinde, maliye müşaviri,
yanı başında ticaret müşaviri, yanı başında
hazine müşaviri ve bazı yerlerde -teşkilat kanunundan
kaldırmamıza rağmen- Devlet Planlama Teşkilatının
yıllık bütçeler içerisinde gizli kadroyla göndermeleri_ Ki, demin arz
ettiğim 10 261 kişi, kanunen öngörülmüş 984 kadrosu
bulunmasına rağmen, kadro dışı yapılan
tayinlerdir.
Şimdi, bu nasıl olur?!.. Bunun bir disipline
alınması lazımdır, bu, tahammül edilmez, önüne geçilmez
dış akına karşı,
birçok büyükelçiliğimizde, daimî delegeliğimizde, insan
oturtacak yer bulamıyorsunuz.
Bugün, Avrupa Birliği nezdindeki ortak üyelik statümüze
rağmen, delegasyonumuzdaki personel sayısı, tam üye memleketler
sayısından fazladır. Eğer, bunlar, gittikleri zaman dil
öğrenebilse, bir eğitim ve kültür geliştirebilse, bir
kazançtır derim. Minimum, marjinal bir kazanç... Maliyeti çok yüksek; ama,
inanın, o da olmuyor. Ne oluyor; oradaki çalışan
arkadaşların ayağına bağ olunuyor.
Bir büyükelçilik düşünün, içinde genç bir diplomat var; ikinci
kâtip, başkâtip; 6 ncı, 7 nci dereceden ve gece gündüz
çalışır; yanı başındaki masada 3 üncü derece, 2
nci derece, hazine ve ticaret müşaviri oturuyor, hiçbir iş
yapmıyor. O alıyor 8 bin dolar, genç memur alıyor 5 bin dolar.
Bu gençte çalışma şevki kalır mı?.. Bu mümkün müdür?..
Bunların bir disipline alınması lazımdır.
İnanın, bunların diplomatik pasaportları ve
toplantılarda sergiledikleri manzarayı gördüğünüzde, devletin
görüntüsü bakımından ıstırap duyuyorsunuz.
NATO Daimî Delegeliğimizde, maliye müşaviri olarak gönderilen
arkadaş, sekreteryaya Türkçe mektup yazıyor ve sekreterya bize
soruyor “bu nedir” diyor. Bunlar mümkün değil. Bütçe Komisyonuna
katılıyor... NATO’nun iki dili var; İngilizce ve Fransızca.
NATO’nun Bütçe Komisyonunda Türkçe konuşmak!.. Bunlarla ne oluyor;
devletin dışarıda menfaatı mı muhafaza ediliyor;
hayır, tahrip oluyor ve eğer, bugün, Türkiye, dış
ilişkilerinde, bilhassa ekonomik ilişkilerinde son derece büyük
zararlara uğruyorsa; bu, bu şekilde dışarıdaki
temsilinin neticesidir. Ayrıca, dış politikayla ekonomik
politikayı, ticarî politikayı ayıramazsınız, hatta
büyük ekonomik projeleri dış politikanızın aracı
olarak kullanmanız lazım bir nevi baskı unsuru olarak. O büyük
projeyi, 300 milyon-500 milyon dolarlık projeyi verdiğinizde, bunun,
bir nevi siyasî karşılığını isteyeceksiniz. Biz,
bunu, iki defa yapabildik; onun dışında yapamadık.
Bir; İsveç’in İstanbul metro ihalesine girmesinde, İsveç
parlamenterlerinin ve hükümetinin her yerde Türkiye’ye yaptığı
hücumlar karşısında, ihaleye sokmadık ve İsveç bunu
anladı; ondan sonra gelişmeler değişti.
İkincisi; İspanyolların meşhur 630 milyon
dolarlık CASA uçakları projesinde, İspanyol milletvekilleri
Strasbourg’da başımızda her gün böyle ağır
ithamlarla... İspanyonlara dedik ki, “ikisi beraber gitmez. Ya
milletvekilleriniz efendice davranır, bu projeyi ciddî müzakere ederiz
yahut da projenizi kaldırın” Bunu anladı. Sayın eski
Başbakan Gonzales, heyetini iki-üç defa Strasbourg’a göndermedi. “Gidip,
Türklerle başımı belaya sokuyorsunuz” dedi ve sonunda da proje
gerçekleşti; ama, bu ikisiyle kaldı. Gerisi?.. Hazineye
gittiğiniz zaman bir başka devletin imparatorluğu...
Dışişleriyle âdeta savaş halinde; şimdi, bir de
ayrıldılar; ticaret... İnanın, ben, 1980’de ısrar
ettim. Bu işin çok senelerdir takipçisiyim. İdareye dedim ki “ticaret
müşavirlerinizin yüzde 80’i dil bilmiyor; bunun üzerine gidin” Bir
imtihana tabi tuttu o zamanki idare, zorlamayla ve bunların 30’unun dil
bilmediği, binaenaleyh, iç ticarete nakledilmesi gerektiği tespit
edildi; ama, o 30’unun hepsi senelerce dışarıda çeşitli postlarda
bulunmuş, sözümona hizmet vermiştir. Bunlar yazıktır.
Bugün, yabancı memleketlerin Ankara’daki temsilciliklerine bakın;
onların -çoğunuzu ziyaret ediyorlar- meselelere hâkimiyeti, birlikte
hareket etmeleri... Bir de gidin, dışarıda bizim
sergilediğimiz manzaraya bakın... Cenevre daimi delegeliği,
bugün, oradaki 113 memleket daimi delegeliğinin en
kalabalığı.
Peki, bunlar içerisinde bizim Dışişleri
Bakanlığı günahsız mı; hayır, çok büyük
günahı var. Dışişleri Bakanlığı
dışarıda, hiç lüzum olmayan yerlerde misyonlar açtı.
Montreal’de Kanada’nın Sivil Havacılık Teşkilatı var.
Bunun nezdinde, bizim Ottawa’da görevli bir genç memurumuz, büroyla idare
ediyordu. Bakanlık ısrar etti, büyükelçilik, daimi delegelik... Oraya
ilk gönderilen büyükelçi arkadaşımız, birkaç ay sonra merkeze
“bu işte yanlışlık var; burada, büyükelçilik iş
yoktur, beni geri alın” dedi; o alındı; fakat, daimi delegelik
devam ediyor. Niye ediyor; yorulmuş, yaşlanmış arkadaşlarımıza
dinlenme postu. Üç güvenlik görevlisi, Mersedes-500, üç katlı ikametgâh,
kavas, bilmem ne, bilmem ne... Senede.1,5 milyon dolar masraf... Bunu, size
söylerken içimdeki acı ne; Bitlis’te tamirinin bitmesi ve bu sene
açılması gereken anadolu lisesine 15 milyar lira bulmak için
çırpınıyoruz, çırpınıyoruz.
Son olarak, Roma’da, Dünya Gıda ve Tarım Teşkilatı
nezdinde, zorlamayla, daimî delegelik, büyükelçilik... Niye; çünkü, bir
arkadaşımızı Avustralya’ya tayin ettiler; beğenmedi,
uzak dedi. Ee, bunu, Avrupa’ya tayin etmek lazım; sunî olarak bunu ihdas
ettiler. Ben, Roma’da genç bir diplomatken, büyükelçilikteki işime
ilaveten oraya bakardım; haftada bir saatten fazla işi yok. Bunun
kuruluş masrafı, eğer kirayla olursa -ikametgâh ve büro- 1
milyon dolardır ilk adım; eğer, satın alma olursa, 5 ilâ 10
milyon dolardır. Ve Türkiye’nin gerçekleri...
Aynı hadiseyi Cenevre’de yaptılar. Ben, orada da görev
yaptım. Eski GATT Teşkilatı, Uruguay Raund’dan sonra, Dünya
Ticaret Teşkilatı haline getirildi; Dışişleri
Bakanlığı, bunu derhal yakaladı. Bir post... Neden; 8 ilâ
10 bin dolar maaş... Bir müşavirler ordusu... Hatta, Hükümetin,
Sayın Başbakanın “gitmesinler” demesine rağmen, fiilen
gitti. Cenevre, Roma’dan iki misli pahalıdır. Onun da
açılış masrafı, başlangıçta 2 milyon dolar,
satın alma olursa 10 milyon dolardır. Ee, peki, bu memleket, bu kadar
zengin mi?!.
Amerika Birleşik Devletleri, geçen sene, trilyon dolarlık
bütçesinde 12 milyon dolar tasarruf yapmak için, 19 dış
temsilciliğini kapattı. Bunlar içerisinde İzmir
Başkonsolosluğu dahil; ki, İzmir’de NATO karargâhı var.
Bir başka daimî delegeliğimiz var Viyana’da.
Birleşmiş Milletlerin iki kuruluşu var; birisi Sınai
Kalkınma, birisi Sosyal İşler. Senelerce, büyükelçilikten bir
memurun, büyükelçinin takip ettiği, yine şahıs için
açıldı. Daimî delegelik altı memleketin var; yani, bu vaziyette,
Türkiye, dünyanın altı zengin memleketinden birisi. İnsaf
buyurun efendim!..
Şanghay’da başkonsolosluk kuruyorlar... Kaç Türk var
Şanghay’da?.. Napoli’de, vaktiyle deniz seferleri olduğunda,
başkonsolosluk kurulmuş; doğrudur; bugün, hiçbir Türk yok.
Napoli askerî karargahındaki personelimizin hepsi diplomatik pasaport
sahibidir; dolayısıyla, Roma’ya tabidir, büyükelçiliğe; çünkü,
başkonsolosluklar diplomatik pasaporta bakmaz. Senede 750 bin, 1 milyon
dolar... Neden?.. Bir arkadaşımıza post olsun... Bunları
önlemek lazımdır.
Bu Parlamento... Parlamentolar niye kurulmuştur: İlk,
Fransa’da “etats généraux” ismi altında parlamentonun kuruluşu,
vatandaştan verginin alınması ve bunun harcama yerlerinin
kontrolü içindir. Amerika Birleşik Devletleri Kongresi, 5 milyon
doların, 1 milyon doların hesabını sorar. Bizde milyonlar ve milyonlar bahis konusudur
ve bunun üstesinden gelinemiyor. Üzülerek arz edeyim, siyasî iktidarlar henüz
bunu kontrol altına alabilmiş değildir. Yalnız bununla
mı; hayır. Bizim bakanlıklarımız, idaremiz enteresan
formüller bulmuş, “görgü ve bilgi” ismi altında, yıllık
bütçelerine para koyuyorlar, sanki, burası Hotanto Cumhuriyetiymiş
gibi ve 6 ayla 2 yıl arasında, senede 300 ilâ 350 insan gider.
Bunlarla ilgili bir iki kararnameyi durdurttum, imzalamadım;
kıyametler koptu; sonra da gelip denilmez mi, efendim, hepsi zaten
gittiler... Bu, devlet sistemiyle bağdaşmaz efendim. Bunun devlet
sistemiyle... Nereye gidiyorlar? Gidip, dışarıda, devlet
sırtından, dövizle devamlı turizm yapıyorlar.
Şimdi, benim Bitlisimdeki tapu memurunun günahı var mı?..
O gidemiyor... Anadolu’nun en ücra köşesinde... Ama, Ankara’da görev
yapanlar, böyle, devleti haraca bağlamışlar,
dışarıya taşmak ve dayanılmaz bir iştahla...
Neden?.. Döviz... Katsayı... Bizim, dışarıdaki
memurlarımız, içerideki memurlarımızın -1 milyon 800
binin- binde 4’ü; ama, aldıkları ücretler, içeridekinin binde 44’ü;
11 misli daha fazla. Bunların üzerine eğilmek lazımdır.
Parlamentonun hakiki görevi bu.
Ben de dış teşkilatın çok iyi işlemesini,
teşkilatlanmasını isterim; ama, düşünün değerli
milletvekilleri, bugün, Avrupa’nın bir ucundan öteki ucuna kadar, her gün,
bazı çevrelerin tahrik ve teşvikiyle, Türk Devleti dövülmüyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın İnan, size eksüre veriyorum efendim.
KAMRAN İNAN (Devamla) – Lütfedin.
Peki, buna karşı, yabancı televizyonlarda çıkıp
da devleti savunanı hiç gördünüz mü?.. Buna karşı, basında
makale yazan, itiraz eden, Türkiye’nin kavgasını veren gördünüz mü?
İnsaf buyurun efendim.
Birçok defa, buradaki yabancı televizyonları
açtığımda -Fransız televizyonunu, İngiliz, Amerikan-
çeşitli memleketlerin büyükelçileri -bunların başında da
İsrail, hatta son olarak Bosna’nın büyükelçileri- çıkar, cevap
hakkı; memleketlerinin millî davalarını teşhir eder,
savunur, kavgasını verir. Size daha üzücüsünü söyleyeyim: Cenevre’de
görevliyken, İsviçre’nin Fransızca televizyonlarına çıkar
devleti savunurdum. Bern’deki arkadaşımız rahatsız oldu ve
beni bakana mektupla şikâyet etti; efendim televizyona
çıkıyor... Düşünün yani zihniyeti!.. Devleti savunmak veya fazla
çalışmak bile bir nevî suç. Bunlara eğilmek lazımdır.
Hiçbir birim, devlet içerisinde murakabe dışı
olmamalıdır, olmaması gerekir. Bütün bu israf niye
yapılıyor, kimin sırtından?..
Şimdi “Dışişleri ödeneği az” dediler.
Bakınız, ödeneği az olan bir bakanlık; Mercedes-500!.. Her
tanesi 428 bin Alman Markına -ben dışarıda bindim bir
tanesine, şoför kullanmasını bile bilmiyor zavallı- bir o
kadar da, 325 bin marka jeep. 55 milyon Alman Markı... Bugün,
dünyanın hiçbir memleketinin büyükelçisinin altında Mercedes-500
yoktur. Bu Mercedes-500’e binen arkadaşımız, demin arz
ettiğim televizyon ekranlarında, kamuoyunda, üniversitelerde,
kollarını sıvayıp da devletin kavgasını verse
amenna; ama, bu da yok. Peki kimin sırtından oluyor bu?..
Bu sene bile, ders yılı başında ilkokula gitme
imkânını bulamayan 1 milyon çocuk; okul yokluğundan,
sınıf yokluğundan, öğretmen yokluğundan... 20 bin
köyünüzde içme suyu yok. 1996 yılında Türkiye enerji üretiminin yüzde
8’i tezek üretim kaynaklıdır. Çadırlarda yaşayan
insanlarınız, ahırlarda yaşayan insanlarınız...
Van’ın etrafındaki, Diyarbakır’ın etrafındaki hallere
bakın. Yolların kralı olan merkeplerin haline bakın,
Mercedes - 500’lere... Bunu yapmaya hakkımız var mı? Buna bigâne
kalabilir mi bu Meclis?.. Bu araştırma önergesinin asıl
amacı budur. Hiç kimseye karşı değil; ama, devlet ve millet
içindir. Yani, bu dışarıya taşmaları bir yerde
durdurmak lazım.
Düşünebiliyor musunuz, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün
Teşkilat Kanunundaki hüküm aynen şöyle “iç ve dış
teşkilattan oluşur.” Demin söylediğimi yapacaklar; yani,
basketbol müşaviri gönderecekler. Bunların bir disipline alınması
lazımdır; yani Hükümet dediğiniz, Parlamento dediğiniz
budur; vazifemiz budur.
Bu masraf ve israf karşısında, doğrusu, eğer
seyirci kalmaya devam edersek, o zaman, bize milletin vekili demeleri biraz
garip olur. Milletin vekili, milletin hakkını korur; çadırlarda
yaşayan, ahırda yaşayan, çöplükte ekmek arayan insanların
hakkını korumak demektir.
Aslında, Dışişlerinde bu kadar aşırı,
55 milyon mark harcamayı yapan, Cenevre’de 6 milyon İsviçre
Frank’ına yüz yıllık bir binayı alıp da 100 bin frank
da harcayan ve buna içi acımayan arkadaşları Ağrı’ya,
Hakkâri’ye vali yapmak lazım. Türkiye’nin gerçekleriyle bir araya getirmek
lazımdır. Kimin sırtından bu lüks yapılıyor,
yaşanıyor?..
Devletin -Sayın Bakan beni bağışlasınlar-
yalnız dışarıda değil, içeride de israfına bir
kontrol getirmek lazım. Kaynağı dışarıda
aramayın efendim. Yani ziyaretlerle Türk Devletini bütün tarihiyle -ki, 10
dakikalık hakkımda oraya geleceğim- bir yerlere indirip de,
ondan sonra kaynak aramaya gitmeyin, eğer içeride israfı
durdurursanız, devleti ciddiyete getirirseniz, trilyon liralık servis
arabaları, içinde çocukları okullara götüren Mercedesleri, büyük
arabaları, bunları hizaya getirirseniz; Türkiye zengin devlettir,
büyük devlettir; ama, Türkiye kadar israfı bulunan başka hiçbir
devlet bulamazsınız.
Beyaz Sarayın müşaviri askerî uçakla bir yere gitti diye,
idare, resmî değil diye kendisinden paranın ödenmesini istedi. Alman
Ulaştırma Bakanı evini taşıyor, devletin
vasıtalarını kullanıyor -herhalde biraz bizim
atmosferimizden etkilenmiş- altı ay sonra fatura gidiyor “ev
taşıma ücretiniz şu kadardır, ödemeniz lazım” ve
ödüyor. Alman Sayıştayı dışarıya yapılan
bütün seyahatlerin maksadına uygun olup olmadığını
kontrol eder. İnanın, çok acıdır, dışarıda
yapılan konferanslarda en kalabalık heyetler Türk heyetleridir ve
bazen 15-20 kişi... Peki, içinde konuşan var mı; o da yok. 18
kişiyle Dünya Çalışma Teşkilatı Konferansına
katılırlar. İçerisinde bulundum dört sene boyu. Bu
araştırma komisyonu eğer oylarınızla kurulursa,
bunları tespit etmemiz ve Sayın Hükümete destek olarak bunlara çare
bulmamız lazımdır. Bu halin devamı Türkiye’yi
yıpratır.
Hiç dil bilmeyen bir müşavir eğer milyon dolarlık bir
projeyi müzakere için masaya oturursa, karşı tarafın bunu
istismar etmesini ve kullanmasını yadırgamayın;
başkası sizin için düşünmez, sizin
menfaatlarınızın savunucusu olmaz.
Burada, elimde çok daha uzun doneler var, teker teker hangi
bakanlığın, kuruluşun, dışarıda ne kadar
insanının bulunduğu... Bunlar ıstırap vericidir.
Düşünebiliyor musunuz, 984 kadroya mukabil 10 261... Kadro
ihtiyacını bile duymuyor. Devlet Planlama Teşkilat Kanunundan
bizim zamanımızda ve benim ricamla
kaldırıldığı halde yıllık bütçelere gizli
fasıl koyarak... Bugün Sayıştay bile takip edemez oluyor; çünkü,
fasıllar içerisinde gizliyorlar; bu, devletin usullerinin
yıkılmasıdır. Demokratik bir memlekette, murakebenin,
parlamentonun hâkim olması gereken bir ortamda bunları yapmaya
hakkınız yoktur efendim ve bir de mahalli personel olarak, maalesef,
tamamıyla siyasî tayin ve himayeli.
Enformasyon müşavirleri var; dil bilmezler, enformasyonu nasıl
edinirler?.. Ve üstelik de faksın bulunduğu, İnternet’in
bulunduğu ve her türlü komünikasyon imkânlarının bulunduğu
bir dönemde bana söyler mısınız enformasyon müşaviri gidip
de dışarıda ne yapacak; hiçbir şey yapmıyor, sadece
sefarette oturuyor, sabah geliyor akşam gidiyor zamanını
doldurup. Sonra nereden gidiyor bu; suyu bulunmayan 20 bin Anadolu köyünden...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın İnan, tekrar süre vereyim mi efendim?
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Hayır vermeyin de, son 10
dakikamı kullanayım...
BAŞKAN – Ben size epey zaman verdim, isterseniz Grup sürenizi 5
dakika daha uzatayım.
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Lütufkârsınız; belki ötekiler
kadar...
BAŞKAN – Peki efendim. Efendim, bitti süreniz o zaman. Size çok
fazla süre verdim.
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Hayır “vereyim” dediğiniz için...
BAŞKAN – Siz, şimdi 10 dakikanızı
kullanacaksınız değil mi efendim? Daha sonra 10
dakikanızı kullanacaksınız?..
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Sayın Başkan biraz müsamaha
ederseniz...
BAŞKAN – Ben, size zaten çok müsamaha ettim; yine eksüre veriyorum
efendim.
Buyurun.
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Minnettarım.
Değerli milletvekilleri, bu faslı burada bırakıp,
sizin, kabulü istikametindeki oylarınızı rica edeceğim;
fakat, bu kürsüye çıkmışken ve dış teşkilat
konuşulurken, televizyonun başındaki insanlar, haklı
olarak, bugün, Türk kamuoyunu ve gündemini birinci derecede işgal eden
gelişmeler hakkında söz etmememizi yadırgarlar. Bundan dolayı,
izninizle, o, biraz da hissî çerçeveye doğru giren konular hakkında,
belki Hükümete de yardımcı olur diye, birkaç görüşümü arz
edeyim.
Bir defa, başında şunu belirtmek lazımdır ki,
bu gibi yanlışlıklar veya meydana gelen olaylardan siyasî prim
almayı düşünen bir parti değiliz ve düşünen bir parti de
yoktur. Binaenaleyh, bunu katiyen akla getirmemek lazım. Bu gibi
teşebbüslerde de -gensoru, genel görüşme önergeleri verildi- maksat,
Sayın Hükümeti yıpratmak değil. Hamtolsun, bu konuda Hükümetin
bize ihtiyacı da yok, kendisi, gayet maharetle bunu götürüyor; bunu da
üzülerek arz edeyim. (ANAP, DSP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Maksat nedir? Bu gibi bazı yanlışlıklar -bilinçli
veya bilinçsiz, tecrübeli veya tecrübesiz- Hükümete zarar verme
boyutlarını aşarak, millete ve sisteme, millî menfaatlara zarar
verme noktasına geldiğinde susarsanız, sorumluluğa
katılmış olursunuz ve ondan dolayı, bazı
noktaların altını çizmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, birinci söylemek istediğim -bugün
güvenoyu alma itibariyle Sayın Hükümetin tam üçüncü ayı doluyor, 8
Temmuzdaydı- üç aylık bir sayın hükümetin, önünde bu derece
mühim ve öncelikli iç meseleleri bulunan bir sayın hükümetin sayın
başbakanı uzun iki tane dış seyahat yapmaz. Bu, dünyada
görülmemiştir.
İkincisi, yeni sayın başbakanlar, ziyaret kabul eder,
ziyarete gitmez. Kaldı ki, eğer, o sayın başbakan, Türkiye
Cumhuriyeti Sayın Başbakanı, büyük bir tarihi olan ve büyük bir
güç olan bir devletin Sayın Başbakanıysa, yapacağı
ziyaretlerde iki üç defa davet alır, inceler ve ondan sonra
kararını verir. Kaldı ki, bir sayın başbakanın
ziyareti, devlet hayatında mühim bir hadisedir; milletlerarası
ilişkilerde mühimdir, altı aylık bir çalışma ve
altyapı hazırlanmasını gerektirir. Öyle sümmettedarik
“geliyorum” demek rahatsız edici olur.
Mısır seyahati, Mısır yönetiminin, üç saat
Sayın Başbakanı meydanda bıraktığı anda
kesilmeliydi... Mısır beni nasıl bekletir?!.
Şimdi, bakınız, bu yöreler, Mısır olsun Libya
olsun bize yabancı yöreler değildir. Bunu biliyoruz. Bugün,
Kahire’nin ortasındaki Kavalalı Mehmet Ali Paşa heykelinin dibindeki
yazıları benden iyi bilmeniz lazımdır.
Binaenaleyh, benim tarihime dil uzatıyor Libya Devlet
Başkanı. Kendisinin üç günlük tarihi olup olmadığı
şüpheli bir zat, benim bin yıllık tarihime nasıl dil
uzatabilir?!. (ANAP, DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakan muhalefetteyken,
hükümetlerin Batı dünyası ile ilişkilerinde, bizim tarihimiz ve
büyüklüğümüzle uyumlu olmayacak şekilde veya uyumlu şekilde
hassasiyet göstermediğinden, çok defa haklı olarak şikâyet
ederdi. Peki bugün, aynı şikâyeti bizim tekrar etmeye
hakkımız yok mudur? Yani, bütün Akdeniz’e hükmeden ve dörtyüz
yıl Libya’da bulunan koca bir imparatorluğun Sayın
Başbakanı Libya’ya gidecek, misafir olacak ve ev sahibi de,
kendilerine, kendi şahsına ve onun şahsında Türk Devlet ve
Milletine bu saygısızlık ve hakarette bulunacak... Ki, bunun en
bariz ifadesini de saygı duyduğum ve tutumunu da takdirle takip
ettiğim, sağduyu sahibi Sayın Gül yapmıştır “deli
saçması, çılgınlık” diye. Bunlara dikkat etmek
lazımdır.
Değerli milletvekilleri, 1716’da Paris’e giden ilk devamlı
Türkiye Büyükelçisi Yirmisekiz Çelebi Mehmet Efendi, vardıktan sonra
Fransız idaresine diyor ki “Beni saraydaki törenlere davet edecekseniz,
bilin ki yalnız kralın yanında otururum. Zira, ben Babıali’nin
sefiriyim.” Ve yine Fransa’ya giden bir Türk büyükelçisi, kralın huzuruna
çıkarken kapının eşiği dar geliyor, eğilmesi
gerekiyor, eğilmemek için sırtını dönerek içeriye giriyor
“çünkü, ben Babıali büyükelçisiyim” diyor.
O devletin tarihiyle gelen bir milletiz ve bugün de sizi temin ederim,
eğer hükümetler yeterince kudretini ortaya koyabilse, dünyanın önde
gelen büyük bir gücü arasındayız. Bu gücün sahibi Sayın
Başbakanlar ve sayın bakanların dışarıda
sergiledikleri manzaralar, bekletilmeler randevular ve ondan sonra son
seyahat...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın İnan, size bir ek süre daha veriyorum;
lütfen bitirin.
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Bitiriyorum efendim.
Hayatta, zarurî ve şart olanlar yapılır. Zaruret, bugün
Türkiye’dedir. Ben genişlemeden yanayım. Ben, Türk diplomasi
coğrafyasının, Kuzey Amerika ve Avrupa’yla
sınırlanmasına karşıyım. Ben, Türkiye’nin, millî
menfaatları gerektirdiği zaman “hayır” demesini bilmesi
gerektiğini bilen ve bu konuda bir de kitap yazmış bir
insanım; ama, bütün mesele şudur: Dünyadaki en küçük devletle olan
ilişkileriniz, bütün devletlerle olan ilişkilerinizin bir
fonksiyonudur, bunları izole edemezsiniz. Şu memlekete
gittiğiniz zaman dünyada, ilişkileriniz bulunan 180 memleket, şu
veya bu şekilde ilgilenir.
Binaenaleyh, evet, hareketimde hürüm; ama, hareketimi
sınırlayan yine millî menfaatlardır ve bir de, kabul buyurun ki,
içinde bulunduğumuz milletlerarası kuruluşlar -NATO’suyla,
Avrupa Birliğiyle, gümrük birliğiyle, Avrupa Konseyiyle- veya ikili
anlaşmalar, çok defa, sizin millî iradeniz ve hareket serbestinize
sınırlamalar getirir; bu kaçınılmazdır; bütün
memleketler için böyledir. Onu yok telakki ederek yürüdüğünüz zaman ters
düşersiniz.
Şimdi, Libya bakımından asıl üzerinde durulması
gereken bir husus var: Libya, Amerika’nın veya Batı’nın
koyduğu değil, Birleşmiş Milletlerin koyduğu bir
ambargo altındadır. Ben, Birleşmiş Milletler üyesiyim
-aynen Irak gibi- buraya uymaya mecburum; bu, bir nevi, milletlerarası
hukukun gereğidir. “Bu haksız” diyebilirim; ama,
haksızlığın mücadelesini, gider, Birleşmiş
Milletlerde veririm; Irak için verdiğim gibi; yoksa “bu
haksızdır, ben bunu dinlemem, giderim” dediğiniz zaman,
dünyanın geri kalanını karşınıza almış
olursunuz; sonra, üzülürsünüz, rahatsız olursunuz.
Biz, içinden, yaşayarak geldik. 1974 Kıbrıs
harekâtından sonra, Batı, çok rahatsız oldu ve kendi
medeniyetinin mensubu bir kitle insana karşı harekât
yaptığımızdan dolayı, bizi, gizli ekonomik ambargo
altına aldı. Türkiye, büyük sıkıntılar çekti. Ben, o
zaman, bir ara, Sayın Başbakanın, başbakan
yardımcısı olarak bulunduğu bir hükümette bulundum. Enerji
temini için günde 500 bin dolar bulamıyorduk ve ben, aynı
sıkıntılarla, Bağdat’a gittim; birikmiş olan 150
milyon dolar borcumuzun tecili ve boru hattının kesilmemesi...
Vesilesi gelmişken, burada, bir hatıramı Yüce Meclise
nakledeyim Sayın Başkanın müsamahalarını fazla
istismar etmeden.
Beni, Hükümetin talebi ve kararıyla... Yoksa, şahsen bana
verilmiş en büyük cezadır. Osmanlı İmparatorluğunun
külleri üzerinde bitmiş büyük bir cumhuriyetin bir bakanı olarak,
yüzyıllarca eyaletim olan bir yerin başkanına gidip de borç
tecilini istemek, bir insana verilebilecek en büyük cezadır; bu
cezayı sineye çektik. 26 Ağustos 1977... Sayın Saddam kabul etti
ve de iki dakika, böyle, havada gözleri; katiyen iltifat yok ve ben durumu
anlattım. Dedi ki “bunu komuta konseyi kararlaştırır, oraya
götürürüm.” Tabiî, tavrıyla, bakışıyla, fazlasıyla
rahatsız olduk. O, aslında, tarihî intikamı alıyordu bana
yukarıdan bakmakla. Ben de, sıkıntı içerisinde; ama, orada
bir sözü söyledim. Dedim ki, Sayın Başkan, bu petrol sizindir,
istediğiniz zaman kesersiniz; ama, bunun kaynağı tükenebilir.
Bende ise size iki tane hayat damarı akıyor, Dicle ve Fırat; o
tükenmez. Bir gün bu muamelenizi hatırlarsam, bizi herhalde
anlarsınız. Ertesi gün tecil oldu. (ANAP ve DSP
sıralarından alkışlar)
Şimdi, hamtolsun, Fırat üzerinde 90 milyar metreküp su
depolarım var...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın İnan, lütfen... Efendim, sürenizi çok
uzattım. (ANAP sıralarından gürültüler)
MURAT BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) – 1 dakika verin Sayın
Başkan.
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum... Tamam...
KÂMRAN İNAN (Devamla) – Dicle’de de, eğer, Hükümetiniz ilgi
gösterir de, bizim yüzde 60’la bıraktığımız Batman,
Kralkızı ve Dicle Barajlarını süratle tamamlarsa, onu da
kontrol etmek suretiyle, dünyanın en güçlü bir yerine, durumuna geliriz.
Benim istirhamım, bütün bu meseleleri mütalaa ve mülahaza ederken,
sizin çok defa bizden fazla hassasiyet gösterdiğiniz tarihimize
bakın; nereden nereye gelmişiz. Cumhuriyetimizin büyüklüğüne
bakın ve adımları öyle atın.
Beni asıl rahatsız eden, Kaddafi’nin münasebetsiz sözlerinden
ziyade, Yüce Türk Devleti Sayın Başbakanının, onun
ayağına ve çadırına gitmiş olmasıdır.
Saygılar sunuyorum. (ANAP sıralarından “Bravo” sesleri,
alkışlar; DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın İnan.
DSP Grubu adına, Sayın Ali Rahmi Beyreli; buyurun efendim.
DSP GRUBU ADINA ALİ RAHMİ BEYRELİ (Bursa) – Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; Türkiye’nin
dış örgütlenmesi ve dış atamalar konularını bütün
yönleriyle incelemek üzere bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin olarak Demokratik Sol Parti Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi
Grubum ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
Benden önce konuşan değerli konuşmacı Sayın
Kâmran İnan’ın, yılların tecrübesiyle edindiği ve
bizlere verdiği çok değerli bilgiler sonucu, bazı tekrarlara
sebebiyet vermemek açısından benim de çok detaya girmem gerekmeyecek.
Konuyu daha genel ele alacağım; ancak, yine de,
yurtdışında yaşadığım sürede görmüş
olduğum bir iki olayı aktarmak istiyorum.
Türkiye’nin, İtalya’nın Torino Kentinde bir konsolosluğu
var. İtalya’nın Torino Kentinde Türk yaşamıyor. Bu
konsolosluk, maalesef, Türk görevliler tarafından da
çalıştırılmıyor. Buraya, geçmiş dönemde,
Türkiye’de görev yapmış değerli bir İtalyan
diplomatının oğlu, hatra binaen konsolos olarak
atanmış ve bir iki İtalyan yardımcısıyla birlikte
Türkiye adına görev yapıyor.
Türkiye adına ne görev yapıyorlar dersek; bir keresinde, Türk
gecesi düzenlemek istedik ve - çünkü, orada, çeşitli uluslardan gelen
temsilcilerle birlikte çalışıyorduk- kendilerine Türkiye’yi
tanıtıcı hazır broşürler olup
olmadığını sorduk, hiçbir şeyleri yoktu “sizde varsa
bize verin” dedi Türk Konsolosluğu
Aynı şekilde, Venedik Kentinde tek bir Türk
yaşamıyor; Türkçe bilen insan yok; ama, İtalyanlar, orada,
Türkiye adına, Türkiye’den aldıkları maaşlarla görev
yapıyorlar. Öyle sanıyorum ki -bazı ülkelerde de örnekleri
varsa- orada, konsolosluklarda, yetkilerin babadan oğula geçtiği
küçük beylikler oluşturmuşuz ve bunları Türkiye tarafından
finanse ediyoruz ve maalesef, Türkiye’ye katkıları da hiç yok denecek
kadar az, hatta hiç yok.
Değerli milletvekilleri, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada etkili
olabilmesi, kalıcı işbirliğine yönelen sağlam
ilişkiler geliştirebilmesi için elimizdeki bütün olanakları
seferber etmemiz gerekmektedir. Bunun için, elbette, Demokratik Sol Parti Grubu
olarak, Türkiye’nin yabancı ülkelerde gerektiği gibi temsil
edilmesini sağlayan değerli bürokratlarımıza
uluslararası ölçütlerde uygun donanım ve olanak
sağlanmasını savunuruz; ancak, Türkiye’nin
dışarıda temsilinin, özellikle 1980’lerden bu yana büyük bir
savrukluk içinde yerine getirilmeye
çalışıldığını da görüyoruz. Bu savrukluk,
bir yandan büyük bir israfı getirirken, öte yandan da hizmetlerin
gerektiği gibi yerine getirilmesine de engel olmaktadır.
1980’lerde Türkiye’ye egemen olan siyasal irade, devleti verimli ve
etkili işletmek amacına yöneleceği yerde, ne pahasına
olursa olsun erozyona uğratmak için seferber olmuştur. Bunun sonucu,
devlet bürokrasisinin temel direklerinden olan Dışişleri ve
Maliye Bakanlıklarının yetkilerinin azaltılması ve
sulandırılması gündeme gelmiştir; hatta aynı dönemde
Bakanlar Kurulu üyeleri arasında dünya devletleri
paylaştırılarak, bakanlar, birbirleriyle herhangi bir
tutarlı nedenle yan yana konması mümkün olmayan ülkelerle
ilişkilerden sorumlu hale getirilmişlerdir. 1980’lerin bu
anlayışına gerekçe olarak gösterilen, elbette, devleti
zayıflatmak ya da her Bakanlar Kurulu üyesine eşit dış
seyahat olanağı sağlamak değildi. Gerekçe, yeni uluslararası
yapının özelliklerinin dış ilişkilerde
uzmanlıktan yararlanmayı gerektirmesiydi.
Sayın milletvekilleri, gerekçe ne olursa olsun, bu
anlayışın, bugün, Türkiye’nin dışarıda temsilini
ne duruma getirdiği ortadadır. Devletin bütün birimleri, yabancı
ülkelere temsilci yollamak, buralarda daimî temsilcilikler açmak konusunda
birbirleriyle yarışmaktadırlar. Her dış
temsilciliğimizde, yeteneği ve verimliliği
tartışılabilecek olan danışmanlar
kalabalığı vardır. Bu danışmanlıklara
atananların büyük bölümü, yapılması gereken hizmetin
gerektirdiği niteliklerden yoksundur.
Devletin çeşitli idarî birimleri, yurtdışında
görevlendirmenin yönetmelikle düzenlenmesinden yararlanarak
yurtdışı görevlere atanacaklarda aranan nitelikleri
sulandırmak yolunu seçmektedirler. Örneğin, daha önce de
belirtildiği gibi, pek çok birimin yurtdışı görevlendirme
yönetmeliğinde, yurtdışına atanacaklarda aranan nitelikler
arasında en başta sayılması gereken yabancı dil bilme
koşulu çıkarılmıştır; hatta,
bazılarında da sulandırılmıştır. Böylece,
Türkiye, bugün, yurtdışına yolladığı binlerce
personele trilyonlarca lira ödeyen ve bunun
karşılığını alamayan bir ülke durumuna
düşürülmüştür. Ayrıca, dışarıda ne
yaptığı, hatta, ne yapabileceği belli olmayan, yabancı
dil bilmediği için başkalarıyla iletişim kuramayan yüzlerce
kişi, Türkiye’nin ulusal onuru bakımından da sakıncalar
yaratmaktadır.
Dışişleri Bakanlığının yanı
sıra, yurtdışı teşkilata sahip olan bazı
bakanlık ve kuruluşlar, yurtdışındaki hizmeti verimli
hale getirmek şöyle dursun, bir yandan da israfı
artırmaktadırlar. Bu israf, pek çok yerde, büyükelçilik veya
konsoloslukların dışında ayrı binalarda
çalışan başka bakanlık ya da kuruluş
temsilciliklerince daha da artırılmaktadır.
Bugün, uluslararası ilişkilerin kazandığı
karmaşık nitelik, elbette, temsil hizmetlerinde
uzmanlığı gerektirmektedir. Ancak, dış
ilişkilerimiz bir bütündür ve eşgüdümsüz bir biçimde,
dağınık bir biçimde yürütülemez. Bunun için, yeni bir
yapılanma düşünülmelidir. Türkiye’nin dışarıda temsili
işinin, yeniden ve asıl olarak, Dışişleri
Bakanlığına bırakılması ve bu
Bakanlığımızın, uzmanlık gerektiren hizmetleri
bazı yeni düzenlemelerle yerine getirebilir hale getirmesi gerekmektedir.
Birçok uzmanlık hizmeti, bugünkü teknolojik olanaklardan
yararlanılarak, dışarıdaki Dışişleri personelinin
hızla merkezdeki uzmanlık birimine danışmasıyla yerine
getirilebilir. Ancak, bazı uzmanlık hizmetleri de vardır ki,
bunların doğrudan doğruya uzman kişilerce yerinde
yapılması gereklidir. Bu, özellikle uluslararası ekonomik
örgütler bakımından doğrudur. Bunun için,
Dışişleri Bakanlığı Teşkilat Yasasında
yapılacak bir değişiklikle kariyer tanımlaması
getirilerek, devletin ekonomik ve malî hizmetlerini belirli düzeylerde yerine
getirmiş uzmanlardan yatay geçişle ya da geçici görevlendirmeyle
Dışişleri Bakanlığının belirli sürelerle
yararlanması sağlanabilir. Böylece, hangi nitelikteki memurların
hangi bakanlık kadrolarından hangi düzeyde hizmet için gerekli
olduğu saptanabilir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; devletin
dış temsil işlevinin içinde bulunduğu
dağınıklık, yalnızca başka kuruluş ve bakanlıkların
dış teşkilatlarının yarattığı bir olgu
değildir. Dışişleri Bakanlığının
durumunun da yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir. Bugün, Dışişleri
Bakanlığında masalar vardır; ama, masa görev
tanımları yoktur.
Dünyanın bütün ileri ülkeleri belirli bölge veya ülkelerle ilgili
uzmanlığı dışişleri kadrolarında
önkoşul olarak aramaya başlamışken,
Dışişleri Bakanlığımızda böyle bir
uzmanlık aranmamaktadır. Böyle olunca da -Türkiye’nin çok
yakınındaki ülkeler ve bölgeler de dahil- dünyanın bizim
açımızdan önemli yerlerini ve insan gruplarını
tanıyan, bilen bir uzmanlar kadrosu oluşamamaktadır. Bunun
doğal sonucu da, Türkiye’nin, dış politikasında
sürprizlerle karşılaşması ve yakınında
oluşan olayları başkalarının ardından izlemesi
olarak ortaya çıkmaktadır.
Bugün, Dışişleri Bakanlığının, 93’ü
büyükelçilik, 12’si daimî temsilcilik ve 59’u başkonsolosluk olmak üzere
toplam 164 dış temsilciliği vardır. Bu temsilciliklerimizin
hangilerinin ne kadar hizmeti yerine getirdiği, hangi diplomatik
temsilcilerimizin Türkiye’nin siyasal ilişkileri bakımından
önemli olduğu, hangi konsolosluk hizmetinin daha verimli hale getirilmesi
gerektiği araştırılmalı ve saptanmalıdır.
Gündemde olan bir konu olması bakımından şunu da
dile getirmeden geçemeyeceğim: son hafta dışpolitikadaki olaylar
bütün ulusumuzu yaralamıştır; devletimizi bugüne kadar hiç
yaşamadığı haksız durumlara düşürmüştür.
Öncelikle, şunu bilmek ya da savunmak gerekir: Bir başbakan resmî bir
ziyarette bulunmadan önce, o ziyaretin zemininin hazırlanması gerekir;
gündemdeki temel konular üzerinde anlaşmaya veya uzlaşmaya
varılması güvence altına alınır; eğer bu
sağlanamamışsa, ziyaret yapılamaz, ertelenir. Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, hatta
bakanları, bu koşullar gerçekleştikten sonra dış
ziyaret yapmak zorundadırlar.
Bu temel yaklaşımları dikkate almadan yapmaya
çalıştığımız resmî dış geziler,
doğal olarak, geçtiğimiz hafta yaşadığımız,
tüm ulusumuzu üzmüş olan olaylarla karşılaşılması
sonucunu doğurmuştur.
Sırf İslamî yapısı var diye, bir başka ülkenin
terör örgütü temsilcilerini kabul ederseniz, onlarla görüşürseniz, daha
sonra da o ülkeye ziyaret yaparsanız, o ülke de, haklı olarak, sizin
gelişinizi erteler, geciktirir, size randevu vermez, sizin gelişinizde
ve gidişinizde bayrağınızı çekmez, bu
aymazlığı gösterir ve bunda da kendini haklı bulur.
Aynı şekilde, Türkiye aleyhinde haksız ve
dayanıksız görüşlerini kamuoyuna defalarca duyurmuş bir
lideri olan bir ülkeye önhazırlıkları yapmadan gitmeye
çalışırsanız, onlar da “biz ne yaparsak yapalım,
Türkiye ses çıkarmıyor” anlayışıyla, devlet
büyüklerimizin olduğu ortamlarda aynı görüşlerini dile
getirirler, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne dil uzatırlar, bu cüreti
gösterirler; buna hakları yoktur, bu davranışları bütün
Türk Ulusunu yaralamıştır. Ne ulus olarak ne devlet olarak bu
tür davranışları hak etmedik, böyle ağır muamelelerle
bugüne kadar hiç karşılaşmadık, bundan sonra da umarım
karşılaşmayız; bu, ilk ve son olur ve umuyorum, bu gezi
resmî niteliğe kavuşmaz. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Demokratik Sol
Parti Grubu olarak, Türkiye’nin dış teşkilatlanmasının
bütün yönleriyle ve ayrıntılarıyla gözden geçirilmesi
gerektiğini düşündüğümüzü ve bu amaçla bir Meclis
araştırması açılması önerisini desteklediğimizi
belirtmek isterim.
Demokratik Sol Parti Grubu adına, Yüce Kurulumuzu saygıyla
selamlarım. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Rahmi Beyreli.
Refah Partisi Grubu adına, Sayın Abdullah Gencer; buyurun. (RP
sıralarından alkışlar)
Sayın Gencer, süreniz 20 dakika.
RP GRUBU ADINA ABDULLAH GENCER (Konya) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ANAP Bitlis Milletvekili Sayın Kâmran
İnan ve 24 arkadaşının, dış teşkilat, tayin
ve seyahat konularının bütün yönleriyle incelenmesine yönelik, Meclis
araştırması açılmasıyla alakalı, Meclis
Başkanlığına verdikleri önerge üzerinde Refah Partisi
Grubunun görüşlerini açıklamak üzere
huzurlarınızdayım; şahsım ve Grubum adına, Yüce
Heyetinizi hürmetle selamlarım.
Asırlardan beri, ihtiyar dünya üzerinde yaşayan milletler ve
onların meydana getirdiği devletler, birbirleriyle değişik
usul ve yollarla irtibat kurmuşlardır. Zaman içerisinde,
devletlerarası ilişkiler, bu ilişkilerin getirdiği
şartlar neticesi bu irtibat,büyükelçi, konsolos gibi sıfatları
haiz şahıslar ve bu şahısların yönetiminde
oluşturulan kurumlar aracılığıyla günümüzdeki sistem
içerisine girmiştir.
Tarih içerisinde, dünyaya birçok konuda önderlik yapmış bir
milletin torunlarının, zor şartlarla; ama, azim ve
fedakârlıkla kurdukları Türkiye Cumhuriyetinin, eski adıyla
Hariciye Vekâleti, yeni adıyla Dışişleri
Bakanlığı yurtdışında, ülkemizin ve aziz
milletimizin sosyal, kültürel, insanî ve ekonomik haklarını korumak,
asıl olan, dünya devletleri arasında Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
hakkı olan yerini almasında gereğini yapmak üzere
yetişmiş elemanlarıda göndermiştir.
Dışişleri Bakanlığımız
mensupları, yurtdışında ülkemizi gerektiği gibi temsil
etme ve devletlerarası hukukun içerisinde üzerlerine düşen görevleri
gereği şekilde yerine getirme gayretinde olmuşlardır ve bu
gayretle görevlerini devam ettirdikleri kanaatindeyim. Bu konuda emeği
geçen ilgili herkese teşekkür ediyor, görev şuuru içerisinde görevi
başında ölenlere de Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.
Dünya küçülmeye başladı, uzay hızıyla hareketlilik
arttı ve bu durum bütün hızıyla devam etmektedir. Bu durumun
getirdiği şartlar sonucu, özellikle Türkiye’den
yurtdışına işçi akını başladı; 1960’lı
yıllardan itibaren, özellikle Avrupa’ya işgücümüz yerleşmeye
başladı. Bugün, yurtdışında 4 milyona yakın
insanımız mevcuttur; en uzak ülke olan Avustralya’da bile 150 binin
üzerinde insanımız yaşamaktadır. Yurtdışına
yerleşen bu insanlarımızın, elbette, insanî değerler
içerisinde ihtiyaçları olup, bu ihtiyaçların
karşılanmasında, kabul edilen devletlerarası hukukun
uygulanması suretiyle, devletimizin temsilcilikleri
aracılığıyla gereği yapılmaktadır ve
yapılması da gerekmektedir.
Devletlerarası ilişkilerde, ticaretin dünyadaki boyutları
ve ülkelerin bu büyük pastadan pay alma çalışmalarına
Türkiye’nin de katılması icap etti. Yurtdışındaki
çocuklarımızın mevcudiyeti, bunların devletimize ve
milletimize bağlılığının kopmaması,
öğretmen atanmasını gerektirdi; aynı şekilde din
görevlisi ihtiyacı da bundan doğdu ve bunun neticesi, 1980’li
yıllardan itibaren din görevlileri
de gönderilmeye başlandı; böylece ihtiyaçlar arttıkça,
Dışişleri Bakanlığının
yurtdışındaki personel sayısı da arttı.
Sayın Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin
bana vermiş oldukları bilgilere göre, yaklaşık 7 500 civarında
personel gözükmektedir; ki, biraz önce Anavatan Partisi Grubu adına
konuşan, önerge sahibi Sayın Kâmran İnan, bu sayının
çok daha fazla olduğunu ifade ve beyan ettiler.
Değerli milletvekilleri, şu anda, değerli
arkadaşlarımızın bize verdikleri bilgiler çerçevesinde,
Dışişleri Bakanlığının,
yurtdışında, mesleklere göre görev yapan
arkadaşlarımızın, görevlilerin sayısı şöyle:
Meslek memuru, hukuk müşaviri ve uzman müşavir 512; idarî memur,
haberleşme, teknik personel ve mahallî kâtip 471; güvenlik görevlisi 361;
sözleşmeli personel 2 157; diğer kuruluşların meslek
memurları 481; diğer kuruluşların sözleşmeli personeli
158 olmak üzere 4 140; din görevlisi
1 025; öğretmen 1 166;
böylece 6 331’e ulaşıyor. Kültür Bakanlığının,
Çalışma Bakanlığının ve diğer
bakanlıkların da temsilcilerini ilave ettiğimizde, bu sayı
7 500 civarına gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu personel, elbette, hizmetlerini en
güzel şekilde yürütecektir. Bunun için de, bu değerli personelimizin
emirlerine 116 adet makam ve hizmet aracı tahsis edildiği, bu
araçların Mercedes-500 SEL’lerden, 300, 320 ve 420 tipi Mercedeslerden
meydana geldiği, yine yetkililerin
verdikleri bilgilerden
anlaşılmaktadır. Bunların
toplam maliyeti 39 621 964
Deutsche Marktır.
Değerli milletvekilleri, şu ana kadar size teknik bir bilgi
vermeye gayret gösterdim.
Dışişlerinin yurtdışındaki personele
yapmış olduğu harcama, aşağı yukarı 10
trilyondan fazla bir miktarı ortaya koymaktadır ve bu miktarla
yurtdışındaki hizmetler yürütülmeye gayret edilmektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; şu ana kadar,
sadece, sizlere, yurtdışındaki
teşkilatlarımızın ekonomik durumunu, personel
sayısını ve görevlerini anlatmaya gayret gösterdim. Ancak,
değerli konuşmacıların da ifade ettikleri gibi, her geçen
gün personel sayısının artma eğilimi söz konusudur.
Aynı zamanda, bu personelin, daha lüks içerisinde görev yapma arzusu
mevcuttur. Biz, personelimizin, ülkemize, milletimize en güzel şekilde
hizmet vermesinden yanayız; ancak, bütün yurtdışı
çalışmalarının gerekliliğini vurgularken, bazı
hususların da bu araştırma önergesi çerçevesinde incelenmesinin
faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu gerekçeleri şöylece
sıralamak mümkündür:
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de, devletin
küçültülmesi, masrafların azaltılması çalışmaları
yürütülmektedir. Yurtiçinde bu çalışmalar sürdürülürken,
yurtdışında devletin güçlendirilmesi
anlayışının mutlaka terk edilmesi gerekmektedir. Mesela,
Hazinenin temsilcisi var. Maliyenin temsilcisi var, Ticaret
Bakanlığının temsilcisi var; halbuki, iyi
yetiştirilmiş, gerçekten, atom çekirdeği misali, güçlerle
donatılmış, iyi dil bilen, Avrupa’yı ya da bulunduğu
ülke şartlarını fevkalade güzel bilen bir elemanı, bu üç
kurum adına değerlendirdiğimizde, iki personele
harcadığımız masrafı ortadan kaldırmış
oluruz.
Ayrı bakanlıklarda... Mesela, Kültür
Bakanlığının temsilciliği var, aynı zamanda,
eğitim müşavirleri, eğitim ataşeleri var.
Dolayısıyla, her ikisi de diğerinin görevini yapabilecek
durumdadır. Dolayısıyla, yine, iyi yetişmiş, dil bilen
elemanlarımızı bir birimde görevlendirmek suretiyle, her iki
bakanlığın da temsilini sağlamak mümkündür.
Değerli milletvekilleri, ben, bir süre yurtdışında
kalmış bir arkadaşınız olarak gördüğüm bazı
şeyleri de burada hatırlatmadan geçemeyeceğim. Bu, özellikle,
öğretmenler ve din görevlileri konusudur.
Şu anda, sadece Almanya’da, okul çağında olan
-anaokulundan üniversite son sınıfa kadar- 400 bin küsur
öğrencimiz mevcuttur. Bunların 20 binden fazlası üniversite
öğrencisidir. Özellikle ilkokul seviyesindeki, ortaokul seviyesindeki
öğrencilere eğitim vermek amacıyla gönderilen
öğretmenlerimizin, ülkemizi eğitim alanında ne kadar temsil
edebildiklerinin ve yavrularımızı ne kadar millî
menfaatlarımız çerçevesinde yetiştirebildiklerinin mutlaka
araştırılması ve tartışılması
gerektiği kanaatindeyim; çünkü, Belçika’daki bir kız öğrencimiz
bize şunu ifade etmişti: “Ben, lisenin son sınıfına
geçmiştim. Belçikalı öğretmen bana demişti ki,
başörtüyle sınıfa geliyorsun, sebebi nedir? Ben inanıyorum,
inandığım gibi yaşıyorum; sebebi budur. Ama, bir süre
sonra Türkiye’den bir öğretmen geldi. Bu öğretmen geldikten sonra,
Belçikalı öğretmen yine beni çağırdı ve ‘bakın,
siz bizi kandırıyormuşsunuz; aslında, siz, kendi ülkenizde
de okula başı açık girmek zorundaymışsınız’
dedi.” Bu şekilde, Türkiye’den, aziz Müslüman Türk Milletinin vergileriyle
maaşını ödediğimiz öğretmen, orada, bir
Belçikalıya bir öğrencisini gammazlayabiliyor. Dolayısıyla,
bunların da mutlaka araştırılması gerektiği
kanaatindeyim.
Değerli milletvekilleri, özellikle Diyanet İşleri
Başkanlığı vasıtasıyla gönderilen din
görevlilerinde de, Dışişlerimizin ya da yetkililerimizin adil
davranmadıkları kanaatindeyim; çünkü, Almanya’da, yaklaşık
2,5 milyondan fazla insanımız yaşamaktadır. Bu insanlar,
her şehirde, kendi inançlarını yaşamak amacıyla
gerekli teşkilatlarını kurmuşlardır.
Alman Anayasasına göre ya da Fransız Anayasasına göre
kurulmuş olan bu derneklerin -bize gerekli müracaatı
yaptıklarında- bir kısmına görevli verilmekte; bir
kısmına görevli verilmemektedir. Bence, bu da adelet
anlayışına ters bir durumdur. Bu görüşmeler sonucunda,
inanıyorum ki, bu önerge kabul edilecektir ve kurulacak olan komisyonun bu
hususlara da değinmesini canı gönülden arzu etmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, bugün, ülkemizde, Hükümetimiz, 54 üncü
Cumhuriyet Hükümeti, israfın önlenmesiyle alakalı fevkalade önemli
çalışmalar yapmaktadır; bu vesileyle, değişik kanun
tasarıları getirmektedir. Ülkede israfı önleme çalışmaları
yapılırken, biraz önce, çok değerli konuşmacıların,
özellikle, sahasında gerçekten uzman bildiğimiz ve hürmet
ettiğimiz Kâmran İnan Beyefendinin bizzat yaşayarak ifade
ettiği duruma göre, dışarıda bir israf söz konusudur.
Dolayısıyla, yurtdışındaki bu israfın da mutlaka
önüne geçilmesi gerekmektedir.
Bana, Dışişleri Bakanlığından çekilen bir
faksta, değerli bir Dışişleri mensubu
arkadaşımız, maaşların miktarını ifade
ederken “efendim, ortalama olarak 5-6 bin dolar” demektedir; ancak, muğlak
bir ifadeyle “Avrupa’daki bürokratlara, büyükelçilere ve Amerika’dakilere bunun
3-5 misli ödenmektedir” demektedir. Yani, kesin rakam vermiyor; ama, siz,
6’yı 5’le çarptığınız zaman, o rakamın ne
olduğunu ortaya koyarsınız.
Değerli kardeşlerim, gerçekten, bugün, ülkemizin,
dışarıdaki görevlileriyle, içerideki çalışmalarıyla,
mutlaka israfın önüne geçmesi gerekmektedir. Bu vesileyle, bu
araştırma önergesinin, buna da vesile olacağını, sebep
olacağını düşünerek, biz, Refah Partisi Grubu olarak, bu
araştırma önergesini veren Sayın Kâmran İnan Beyefendiye
teşekkür ediyor ve önergeyi
destekleyeceğimizi açıkça beyan ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bizden önce, grupları adına
konuşan bazı milletvekili arkadaşlarımız, bazı
ifadelerde bulundular. Özellikle, bir ilim adamı olduğunu
bildiğim ve “keşke” ifadeleriyle sözlerine başlayan Sayın
Birgen Keleş Hanımefendiye bazı hususlarda
hayıflandığımı ifade etmek istiyorum.
Evet, “Afrika’ya ziyareti neden düşünüyorsunuz” dediler. Ben,
Birgen Hanıma soruyorum: Afrika, bu dünyanın dışında
bir kıta mıdır acaba?.. (RP sıralarından alkışlar)
Afrika’yla, sadece ve sadece biz mi diyalog kuruyoruz?.. Afrika ülkelerinden birisi olan Nijerya
olimpiyatlarda şampiyon olmadı mı?.. Futbolda bile kulüplerimiz
Nijeryalıların peşine düşmedi mi?.. Dünyanın petrol
üreten en büyük ülkelerinden bir tanesi değil mi?.. Biz, ürettiğimiz
şeyi satmak istiyoruz ve onlardan da almak istiyoruz. Birgen Hanıma
yine soruyorum: Eğer geçen yıl Konya Ovasını gezmiş
olsalardı, Çeltik’te, Yunak’ta yetiştirilen soğanın
nasıl yerlere döküldüğünü, nasıl çukurları doldurmak için
kullanıldığını ve aziz milletin ürettiği
şeyi satamamaktan ne büyük ıstırap çektiğini elbette
görürdü. Ben inanıyorum ki, aslında Birgen Hanım da bizim
düşündüğümüz şeyi düşünüyor; yani, bu ülkenin ürettiği
şeyi satalım ve ülkemizin menfaatına olan şeyleri
istediğimiz yerden alalım; elbette; ama, tabiî ki bu kürsü siyaset
kürsüsü; bu kürsüye çıkanlar “her şeyden bahsettik, biraz da bütçeden
bahsettik” diyebiliyorlar zaman zaman. Zannediyorum değerli
arkadaşımızın konuşmasını böyle
algılamak doğru olacaktır.
Değerli milletvekilleri, saygı duyduğum değerli
Dışişleri elemanlarından ANAP Milletvekilimiz Kâmran
İnan Beyefendi de, çok nazik üslubuyla bazı hususlara atıfta
bulundular.
BÜLENT ATASAYAN (Kocaeli) – Eleman değil...
ABDULLAH GENCER (Devamla) – Kendilerine, her şeyden önce, bir küçük
kardeşi olarak hürmetlerimi arz ediyorum; ancak, Kâmran Bey şunu
bilmeli ki, birçok başbakanımız, yıllarca bizimle
savaşmış, binlerce insanımızın şehit
olmasına sebep olmuş ülkelere zeytin dalı uzatmışlar,
hatta “geliniz, kucaklaşalım, görüşelim” demişlerdir. Biz,
bu ülkenin sulh ülkesi, bu dünyanın sulh dünyası olmasını
istiyoruz. Elbette Yüce Atatürk de bunu söylüyor: “Yurtta sulh cihanda sulh.”
Biz, bunu istiyoruz; dolayısıyla, kapalı kapıların
mutlaka aralanması gerekiyor, çekilen ellerin mutlaka ele
alınması gerekiyor; çünkü, bu, sadece bir parti için değil, bir
hükümet için değil, 65 milyonluk bir ülkenin menfaatı ve
geleceği için çok önemlidir.
Değerli kardeşlerim, yine, değerli büyüğümüz Kâmran
İnan Beyefendi üzüntüsünü belirttiler, Osmanlının torunu bir
ülkenin başbakanının çadıra, Kaddafi’nin ayağına
gitmemesi gerekir” dediler. (ANAP ve DSP sıralarından “Doğru,
doğru” sesleri)
Değerli kardeşlerim, bu doğrudur belki; ancak, şu
tespiti de yapalım. 21 milyon kilometrekare topraktan elimizde kalan 1
milyonun altında bir topraktır ve bunun dışındakiler,
maalesef ya da maalmemnuniye birer devlet olmuşlardır; isteseniz de
istemeseniz de devlet olmuşlardır; ama, o devlet çadırda mı
yaşıyor, sarayda mı yaşıyor, nerede yaşıyor,
onların içişlerine karışmak Yüce Türk Milletinin gerçekten
haddi değildir. Bu vesileyle, değerli kardeşlerim, bir devlet
adamının başka bir devlet adamıyla görüşmesi esnasındaki
ortamı bizatihi o devlet hazırlar.
Bu bakımdan, Sayın Başbakanımızın ne kadar
iyi niyetli olduğunu, samimî olduğunu ve 80 milyar dolarlık
dışborca, katrilyona varan içborca, biraz önce Sayın İnan
Beyefendinin ifade ettiği gibi, okula çocuğunu gönderemeyen
insanların derdine, 11 milyon işsize ve 6 milyon gizli işsize
iş bulabilmenin çözüm yollarını aradığını
çok iyi biliyorum; dolayısıyla, hangi partiye mensup olursak
olalım, şu Yüce Meclisin çatısı altında bulunan
hepimizin aslî görevi, şu ülkenin menfaatı için atılan bütün
adımlara destek olmaktır.
İşte biz, Sayın Kâmran İnan’ın bu
araştırma önergesini böyle bir adım olarak görüyoruz ve Refah
Partisi Grubu olarak canı gönülden destekliyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum efendim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Abdullah Gencer.
Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Halil
Yıldız; buyurun efendim. (DYP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 20 dakika Sayın Yıldız.
DYP GRUBU ADINA HALİL YILDIZ (Isparta) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Dışişleri
Bakanlığının dış teşkilat, tayin ve
seyahatler konularını incelemek üzere verilen Meclis
araştırması hakkında Doğru Yol Partisi Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; bu
vesileyle hem şahsım hem de Grubum adına hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
1990 yılı sonrasında, bölgemizdeki ve dünyadaki
gelişmelerin de etkisiyle, Türk dış politikasının
gündemindeki konular, geçmişle ölçülemeyecek bir şekilde
artmış ve çeşitlenmiş; tarihî ve kültürel
bağlarımızın olduğu yeni devletler ortaya
çıkmıştır.
Türkiye, istikrarsız ve sıcak çatışmalara sahne olan
bir coğrafya kuşağında yer almaktadır. Balkanlar,
Karadeniz havzası, Kafkasya, Ortadoğu ve Orta Asya
kuşağı, bugün, dünyanın en hassas coğrafyasını
oluşturmaktadır. Türkiye, bölgesel bir güç olarak, bu duyarlı
coğrafyada önemli bir rol oynamaktadır. Dışişleri
Bakanlığı, bu rolün gereklerini yerine getirebilmek için,
halihazırda, sayılı personel ve sınırlı malî
kaynaklarla yoğun bir mesai vermektedir. Ayrıca, ülkemizin yüklenmek
zorunda olduğu misyon gereği, başta tarihî ve kültürel
bağlarımızın olduğu ülkelerin kalkınmalarına
yardımcı olmak maksadıyla, 1992 yılında,
Dışişleri Bakanlığına bağlı, kısa
adı TİKA olan Türk İşbirliği ve Kalkınma
Ajansı kurulmuştur.
Coğrafî konumu dolayısıyla, Türkiye’nin,
uluslararası her konuyu takip etmek ve
karşılaştığı sorunları izah etmek gibi bir
mecburiyeti vardır. Boğazlardan petrol tankerlerinin geçişi
bunun en güzel misalidir; zira, kamuoyu yanıltılabilmektedir.
Bosna-Hersek konusunda ülkemiz tarafından gerekli müdahaleler
zamanında yapılmasaydı, bu sonucun alınması mümkün
olamazdı. Başka bir deyimle, bölgesel bir güç olarak, 12 komşusu
bulunan Türkiye, dünyadaki gelişmeleri yakından takip edebilmek ve
meseleleri ilk ağızdan anlatabilmek açısından, bir
bakıma, her ülkede büyükelçilik bulundurmak zorundadır. Bazı
ülkelerin, mesela, İsrail’in uygulamakta olduğu bu yöntemi, bizim de,
daha etkili bir şekilde uygulamamız gerekmektedir. Diğer
taraftan, Türkiye’nin, yabancı ülkelerde 3,5 milyon vatandaşının
yaşadığı da unutulmamalıdır. Bugün,
Moğolistan’da bile bir Türk okulu bulunmaktadır. İktisadî,
ticarî ve kültürel ilişkilerimizi geliştirebilmemiz için,
temsilciliklerimizin daha da yaygınlaştırılıp
güçlendirilmesi ayrı bir önem arz etmektedir.
Değerli milletvekilleri, halen, 93’ü büyükelçilik,
12’si daimî temsilcilik ve 61’i de başkonsolosluk olmak üzere toplam 166
dış temsilcilikte görev yapan meslek memuru, hukuk müşaviri ve
uzman müşavirin toplam sayısı 493’tür. Başka bir
deyişle, temsilcilik başına düşen bu kategorideki
memurların sayısı -misyon şefleri hariç- sadece 2’dir.
Merkezde çalışan meslek memurlarının sayısı ise,
yalnızca 312’dir. Bu sayıya, idarî memurlar, hukuk müşavirleri
ve danışmanlar eklendiğinde, toplam sayı 515
olmaktadır.
Diğer taraftan, dünyadaki ve bölgemizdeki
gelişmelerin tabiî sonucu olarak, son elli yıl içerisinde
yurtdışındaki misyon sayısı yüzde 322 oranında
artarken, aynı dönemde personel artışı oranı yüzde 93
seviyesinde kalmıştır. Bunun en önemli sebebi, iç ve
dış görev maaşlarının azlığı nedeniyle,
açılan sınavlara başvuranların sayısının
giderek azalmasıdır.
Yurtdışında, Dışişleri
Bakanlığı haricinde teşkilatı bulunan Genelkurmay
Başkanlığı, İçişleri, Maliye, Millî Eğitim,
Tarım ve Köyişleri, Turizm, Kültür, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlıkları ile Dışticaret Müsteşarlığı,
Diyanet İşleri Başkanlığı ve
Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün toplam kadro adedi
648 olup, bunun, halihazırda 481’i kullanılmaktadır.
Bu memurların büyük bölümünün yabancı dil bilmedikleri ifade
edilmektedir. 1991 yılında yürürlüğe giren bir yönetmelik
uyarınca, kamu kurum ve kuruluşlarının
yurtdışı teşkilatında görevlendirilecek personelinde,
ÖSYM tarafından yapılan dil sınavlarında asgarî (C)
seviyesinde başarılı olma şartı aranmaktadır. Bu
şartın karşılanmasında azamî özen gösterilmektedir.
Ancak, söz konusu kamu kurum ve kuruluşlarının bazı
mensuplarının yabancı dil pratiğini ilgilendiren
açığının kapatılması yönündeki
çalışmalar da devam etmektedir.
Diğer taraftan, yurtdışında görevli personel
sayısı 7 500 değil, 1 825’i devlet memuru, 2 315’i de
sözleşmeli olmak üzere, 1 166 öğretmen ve 1 025 din görevlisi de
eklendiği zaman toplam 6 331’dir.
Yurtdışında görevli bütün personele maaş olarak
ödenen meblağ da, aylık yaklaşık 10 milyon dolar
civarındadır.
Batılı ülkelerin ve Amerika Birleşik Devletleri
büyükelçisinin Türkiye’deki maaşları 15 ilâ 20 bin dolar
civarındadır. Bu ülkelerin büyükelçilerinin ve diğer
büyükleçilik mensuplarının eğitim masrafları ve giderleri,
hükümetleri tarafından karşılanmaktadır. Millî geliri
bizden çok düşük olan Bangladeş ve Pakistan’da da durum
aynıdır. Yunanistan, dış görevde bulunan bütün memurlara,
dış maaşlarına ilaveten merkez maaş tutarını
da döviz olarak ödemektedir. Her yıl memurlara ve ailelerine,
yurtdışından Yunanistan’a gidiş-ödünüş uçak biletlerini
sağlayan Yunanistan, ayrıca, yurtdışındaki
büyükelçilik müsteşarlarına büyükelçi maaşının yüzde
30’u tutarında kira katkısı da yapmaktadır. Yunanistan,
yurtdışında görevli memurlarının çocukları için,
çocuk başına -yaşlarına göre- büyükelçi maaşının
yüzde 6’sı ilâ yüzde 14’ü arasında ek ödeme yapmaktadır.
Yurtdışında görevli memurlarımızın
maaşları tatminkâr olmaktan uzaktır. Orta Asya’daki Türk
cumhuriyetlerinde görevli bir büyükelçinin maaşı, Meclis
araştırma önergesinde belirtilen rakam olan 8 000 dolar değil, 5
100 dolardır.
Değerli milletvekilleri, diğer ülkelere kıyasla daha az
maaş alanı yurtdışında görev yapan
memurlarımız, çocuklarının eğitim
masraflarının karşılanması gibi, Türkiye’den çok daha
mütevazı ekonomik şartlar içerisinde bulunan ülkeler dahil, birçok
ülke tarafından dış görevdeki memurlara sağlanan
imkânlardan daha da azdır.
Meclis araştırması açılması talebinde, 1996
yılı içerisinde, Birleşmiş Milletler Gıda ve
Tarım Teşkilatı (FAO) ve Dünya Ticarete Örgütü
Teşkilatı nezdinde bir daimî temsilcilik açılması da
eleştiri konusu yapılmaktadır. Güneydoğu Anadolu Projesinin
tamamlanmasını müteakip, ülkemiz, dünyanın tarım ürünleri
üretimi yapan en önemli ülkelerinden birisi olacaktır. GAP’ın
günümüzde almış olduğu mesafe bile çarpıcıdır.
Türkiye’nin önemli bir tarım ülkesi olması ile ekonomileri büyük
ölçüde tarıma dayalı olan Orta Asya Cumhuriyetlerinin FAO ile
yakın zaman içerisinde tesis ettikleri ilişkiler, Kostarika ve
Honduras’ın da aralarında yer aldığı 39 ülkenin
müstakil temsilciliği bulunan bu teşkilatta, Türkiye’nin de
temsilcilik açmasında büyük rol oynamıştır.
Dünyanın yeni bir ticaret düzenine kavuşturulmasını
teminen, 1 Ocak 1993 tarihinden itibaren, GATT sistemi yerine, Dünya Ticaret
Teşkilatı kurulmuştur. Ülkemizin dünya ticaretindeki
payını artırma yönündeki çabaları ve Avrupa Birliği
ile tesis edilen gümrük birliği, Dünya Ticaret Teşkilatı
nezdinde bir daimî temsilcilik açılmasında önemli bir rol
oynamıştır. Yaklaşık birbuçuk yıldır
faaliyette bulunan bu teşkilat nezdinde, halen, El Salvador ve Sri
Lanka’nın da dahil olduğu 20 ülkenin temsilciliği vardır.
Avrupa Birliğinin de Dünya Ticaret Teşkilatı nezdinde bir
temsilciliğinin bulunduğu göz önüne alındığında,
toplam 35 ülkenin, anılan teşkilat nezdinde faaliyette bulunduğu
açıkça görülmektedir. Diğer yandan, Avrupa Birliği üyesi Fransa
ve Almanya, Dünya Ticaret Teşkilatı nezdinde ayrıca temsil
edilmektedirler.
Meclis araştırması talebinde, Dışişleri
Bakanlığınca, 1995 yılı içerisinde, 55 milyon Alman
Markına, 140 Mercedes 500 ve Mercedes Jeep alındığı
belirtilmektedir. 1995 yılı içerisinde, 140 değil, 4’ü makam,
15’i de servis aracı olmak üzere toplam 19 adet taşıt satın
alınmıştır. Bu alımlar için, 6 milyon 700 bin Alman
Markı tutarında ödeme yapılmıştır.
Değerli milletvekilleri, yurtdışında Türkiye’yi
büyük bir özveriyle temsil eden memurlarımıza yönelik, 1973
yılında başlayan ve 1984 yılına kadar devam eden
menfur terörist saldırıları nedeniyle, misyon şefleri ve
diğer görevlilerin can güvenliğini sağlamak amacıyla,
zırhlı makam ve servis araçları satın alınmaya
başlanmıştır.
Bu arada, bu vesileyle, yurtdışında görevleri
esnasında şehit düşen değerli görevlilere de Cenabı
Hak’tan rahmet diliyorum.
Bu şekilde, ilk olarak 1979 yılında alınmaya
başlanan taşıtların sonradan zırhlanmış
olmaları ve 1 tonun üzerinde zırhın getirdiği ilave
ağırlık dolayısıyla sık sık arıza
yaptıkları gözlenmiştir. Değişik ülkelerdeki misyonlarımıza
dağıtılan taşıtların arızalarının
giderilmesinde de önemli zorluklarla
karşılaşılmış ve sonradan
zırhlanmış bu taşıtlardan beklenen randıman
alınamamıştır. Ekonomik ömrünü tamamlayan
taşıtların yenilenmesi amacıyla son dört yıl
içerisinde, 1992 yılında 22, 1993 yılında 39, 1994
yılında 19 ve 1995 yılında 19 zırhlı araç
satın alınmıştır. Görüldüğü gibi, 1995
yılı, en az zırhlı taşıt satın alınan
yıllar arasındadır. 1995 yılı içerisinde 140
zırhlı araç satın alınarak israf
yapıldığı yolundaki beyanları, takdirlerinize
bırakıyorum.Son beş yıl içerisinde zırhlı araç
alımları için ödenen toplam meblağ 39 milyon 621 bin Alman
Markıdır.
Son olarak, bir ülkenin dışişleri
bakanlığında israf yapılıp
yapılmadığının en somut göstergesi, o ülke
dışişleri bakanlığı bütçesinin genel bütçe
içerisindeki payıdır. Dışişleri
Bakanlığı 1995 yılı bütçesinin genel bütçe içerisindeki
payı binde 87’dir; 1996’da binde 57’ye düşmüştür. Genel bütçeden
yüzde 1’in bile altında pay almakta olan Dışişleri
Bakanlığı bütçesinin yüzde 21’i de uluslararası
kuruluşlara katkı payı ödeneklerine ve din görevlileri ile
öğretmenler gibi bakanlık dışındaki
kuruluşların yurtdışındaki personelinin
maaşlarının ödenmesine harcanmaktadır.
10 milyon nüfusa sahip Yunanistan’ın Dışişleri
Bakanlığı bütçesi 288 milyon dolar, İsrail
Dışişleri Bakanlığının 1996 yılı
görünen bütçesi 244 milyon dolar olmasına rağmen,
yurtdışında 3,5 milyon vatandaşı bulunan 65 milyonluk
Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı bütçesinin 325
milyon dolar olması bütçemizin yetersizliğine en çarpıcı
örnektir.
Pakistan ve Bangladeş gibi ülkeler bile yurtdışında
bulunan memurlarına tam kira katkısı vermekte,
çocuklarının eğitim masraflarını
karşılamaktadır. Belki az gelişmiş bazı ülkelerin
diplomatları hariç tutulursa, en düşük maaşla ve en az imkânla
çalışanların Türk diplomatları olduğu bile
söylenebilir.
Sayın milletvekilleri, Meclis araştırması
açılması için verilen önergeye imza atan sayın
milletvekillerinin ileri sürdüğü rakamlar oldukça
tartışmalıdır. Sayın önerge sahiplerinin, bu bilgileri
hangi kaynaktan aldıklarını, Yüce Meclis önünde izah etmeleri
gerekmektedir.
Bütün bu açıklamaların ışığında,
Doğru Yol Partisi Grubu olarak, bu Meclis araştırması
isteğine katıldığımızı ifade ediyorum.
Bu vesileyle, bir kez daha hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(DYP ve RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Yıldız.
Sayın milletvekilleri, gruplar adına yapılan
konuşmalar bitmiştir.
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Efendim, bir dakika, sizin dilekçenizi aldım, gördüm;
size de söyledim gördüğümü.
MAHMUT IŞIK (Sıvas) – Tamam Sayın Başkan, niye
kızıyorsun ki?
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Gereğini yapıp
yapmayacağınızı merak ettim efendim.
BAŞKAN – Sayın İnan, zaten gerekli açıklamayı
yaptınız.
Evet, önerge üzerindeki konuşmalar bitmiştir.
Yalnız, Sayın Birgen Keleş, gönderdiği bir pusulada
diyor ki: “Refah Partisi sözcüsü konuşmamı yanlış
yansıttığı için, İçtüzüğün 69 uncu maddesi
uyarınca söz istiyorum.”
Konuşmanızın neresini yanlış
yansıttı, onu açıklar mısınız?
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Efendim “Afrika’da ne işiniz
vardı” dediğimi söyledi. Ben, öyle söylemedim. Bizim
itirazımız, Afrika’ya seyahat düzenlenmesi değil, Afrika’ya,
altyapısının hazırlanmadan, gerekli sonuçları
hazırlanmadan gidilmesi ve orada hakarete maruz kalınması ve
bunu içine sindirmesiydi.
BAŞKAN – Artık açıkladınız. Yani, “Afrika’ya”
dedik; aslında, “Libya’ya niye gittiniz” anlamında...
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Efendim, ama sözlerimi
yanlış aksettirdi.
BAŞKAN – Efendim, burada bir sataşma yok. Zaten, siz,
maksadınızı açıkladınız. Ben, çok açık bir
sataşma görmedim.
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Ben “sataşma” demedim, dikkat
ederseniz, “sözlerimi yanlış aksettirdi” dedim.
BAŞKAN – Yanlış yansıtıldığı
için... Bu, yanlış yansıtılmadı.
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Sataşma değil,
yanlış yansıtma var.
BAŞKAN – Efendim, rica ediyorum; burada bir yanlış
yansıtma yok.
BİRGEN KELEŞ (İzmir) – Ciddî bir yanlış
yansıtma var.
BAŞKAN – Tamam efendim.
Önerge üzerindeki konuşmalar ve müzakereler bitmiştir.
KÂMRAN İNAN (Bitlis) – Teşekkürlerimle Sayın Başkan.
BAŞKAN – Meclis araştırması önergesinin
öngörüşmesi tamamlanmıştır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Meclis araştırması önergesi kabul edilmiştir.
Meclis araştırması yapacak komisyonun 9 üyeden
kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Komisyonun çalışma süresinin başkan, başkanvekili,
sözcü ve kâtip üyenin seçimi tarihinden başlamak üzere üç ay
olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Komisyonun, gerektiğinde Ankara dışında da
çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin dolmasına
çok az bir zaman kalmıştır. Bu itibarla, sözlü sorularla kanun
tasarı ve tekliflerini görüşmek için 9 Ekim 1996 Çarşamba günü
saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma saati: 18.38
IV.—SORULAR
VE CEVAPLAR (Devam)
B) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1. —Kırklareli
Milletvekili İrfan Gürpınar’ın, Trakya illerinde yaşanan
kuraklık sonucu zarar gören çiftçi ve üreticiler için alınması
gereken tedbirlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Musa Demirci’nin yazılı cevabı
(7/1051)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Başbakan Sayın Necmettin Erbakan tarafından yazılı
cevaplandırılmasını müsaadelerinize arz ederim.
Saygılarımla.
İrfan
Gürpınar
Kırklareli
Bilindiği gibi Trakya illeri Kırklareli,
Edirne ve Tekirdağ’da bu yıl yoğun bir kuraklık
yaşanmış ve üreticiler büyük sıkıntıya
düşmüştür.
Özellikle buğday tarımında % 50’lere
varan ürün kaybına uğramışlar ve büyük çapta zarar
etmişlerdir.
Aynı şekilde devam eden kuraklık
sebebiyle Ayçiçeği tarımda kötü durumda olup Ayçiçeğinde de
%50’lerin üzerinde kayıp sözkonusudur.
Pançar ve Çeltikte de tehlike aynı
boyuttadır.
Bunun sonucu Trakya köylüsü borçlarını
ödeyemez, tarımsal girdilerini temin edemez, dolayısıyla
tarım yapamaz hale düşmüştür.
Bunun sonucu olarak Hükümet ne gibi tedbirler
almayı düşünüyor mu?
Yani;
1. Çiftçi ve üreticilerin Ziraat Bankasına,
Kooperatiflere ve birliklere olan borçlarının ertelenmesi ve
faizlerinin kaldırılması,
2. Düşük faizli, 1 sene ödemesiz kredi verilmesi
düşünülüyor mu?
3. Tarıma devam edebilmek bakımından
önümüzdeki sezon için üreticiye tohumluk ve diğer gidilerin temininde ne
gibi kolaylıklar düşünülüyor?
Bunların dışında Hükümetinizin
almayı düşündüğü tedbirler nelerdir?
T.
C.
Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı
Araştırma
Planlama ve Koordinasyon
Kurulu
Başkanlığı 4.10.1996
Sayı :KDD.BŞV.2.02/2414-66197
Konu :Trakya’da Kuraklığın Yol
Açtığı Sorunlar
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Kırklareli Milletvekili Sayın İrfan
Gürpınar’ın cevaplandırılması isteğiyle
sayın Başbakan Necmeddin Erbakan’a yönelttiği bila tarih ve
7/1051-2736 sayılı soruyla ilgili bilgiler, aşağıya
çıkarılmıştır.
Soru :Trakya İlleri Kırklareli, Tekirdağ
ve Edirne’de bu yıl yaşanan kuraklık, buğday
tarımında %50’lere varan, ayçiçeği tarımında %
50’lileri aşan pancar ve çeltikte de aynı boyutlara ulaşan ürün
kayıplarına yol açmıştır. Bunun sonucu, Trakya
çiftçisi borçlarını ödeyemez, tarımsal girdilerini temin edemez
ve tarım yapamaz hale gelmiştir. Bu gelişmeler
karşısında hükümet:
Bölge yetiştiricisinin Ziraat Bankası’na,
birliklere ve kooperatiflere olan borçlarını ertelemeyi ve faizlerini
kaldırmayı;
Düşük faizli ve bir sene ödemesiz kredi vermeyi;
Önümüzdeki sezon için tohumluk ve diğer girdilerin
temininde kolaylık sağlamayı; düşünüyor mu?
Cevap :Ülkemizde tabiî afetlerden zarar gören
yetiştiricilerle tarımsal işletmelerin durumları il veya
ilçe hasar tespit komisyonlarında tespit edilmektedir. Bu tespitlerde en
az %40 oranında ürün hasarı görülen yetiştirici ve tarımsal
işletmelere, Bakanlığımızca tohumluk tahsisi
yapılarak, Ziraat Bankası’nca dağıtımı sağlanmaktadır.
Benzer şekilde, komisyon kararlarında
borçların ertelenmesi yönünde bir hüküm yer alıyorsa, bu durumda da,
en az %40 ve daha fazla oranda zarar gören yetiştirici ve tarımsal
işletmelerin borçları, Ziraat Bankası’nca banka mevzuatına
uygun olarak, bir yıl faizli ertelenmektedir. Aynı durumdaki
kooperatif ve birlik borçları için de, ya ertelemek ya da taksitlendirmek
suretiyle yetiştiriciye ödeme kolaylığı
sağlanmaktadır.
Tabiî afetlerden % 40 ve daha fazla oranda zarar gören
yetiştirici ve işletmeler için borçların faizsiz ertelenmesi
veya düşük faizli ve bir yıl ödemesiz kredi
kullandırılması, Ziraat Bankası’nın usul ve mevzuat
esaslarına göre mümkün görülmemektedir. Ancak bu durumdaki yetiştirici
ve işletmelere, kooperatif ve birliklerce yeni kredi imkânları
sağlanmak suretiyle mağduriyetleri bir ölçüde de olsa giderilmeye
çalışılmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Musa
Demirci
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
2.—İstanbul
Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, Başbakan özel
korumalarının giriş-çıkış ve
davranışlarına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli’nin yazılı
cevabı(7/1433)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun TBMM Başkanı
sayın Mustafa Kalemli tarafından yazılı olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Bülent
Akarcalı
İstanbul
Başbakanın etrafında bulunup özel koruma
olduklarını iddia eden kişilerin TBMM ana binasına
giriş-çıkışları ve milletvekillerine karşı
kaba tavırları sorun yaratmaktadır.
1. TBMM ana binasına
giriş-çıkışlar ve kulislerde bulunma belirli kurallara ve
bu kurallara uyma mecburiyetine bağlı olduğuna göre, bu
kurallara tamamen ters olan bu durumla ilgili olarak ne gibi tedbirler
alacaksınız?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı
Genel
Sekreterliği
Kanunlar ve Kararlar
Dairesi Başkanlığı 9.10.1996
KAN.
KAR. MD:
Sayı
:A.01.0.GNS.0.10.00.02-1433-3235/8607
Sayın Bülent
Akarcalı İstanbul Milletvekili
İlgi :14.8.1996 tarihli yazılı soru
önergeniz.
Başbakan özel Korumalarının
giriş-çıkış ve davranışlarına ilişkin
ilgi önergenizde yeralan soru aşağıda
cevaplandırılmıştır.
Bilgilerinizi rica ederim.
Saygılarımla.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük MilletMeclisi
Başkanı
Cevap 1. Başbakanın özel korumaları,
Başbakanın refakatinde olmak kaydıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
ana binasına girebilmektedirler. Başbakanın Genel Kurul veya
grup toplantısına katılması halinde, özel korumaları;
görevlilerce kulislerden çıkarılmakta ve RPgrup odasında
beklemeleri sağlanmaktadır.
3. —Ankara
Milletvekili Ali Dinçer’in, Yalova Atatürk Köşkü bahçesindeki
ağaçların kesildiği ididasına ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kalemli’nin
yazılı cevabı (7/1413)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Sayın Mustafa Kalemli
tarafından yazılı olarak cevaplandırılması
hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Star logosuyla yayın yapan televizyon
kanalında yayınlanan bir programda, Yalova Atatürk Köşkü
bahçesindeki ağaçlarına kesildiği haberleri yer
almıştır.
Atatürk’ün kurmuş olduğu Cumhuriyet Halk
Partisi milletvekili olmanın dışında,
ağaçlandırma seferberliği öngören, doğa tahribatı
yapan kişilere ağır ceza yaptırımları getiren
kanunları çıkaran bir parlamentonun üyesi olarak büyük üzüntü duydum.
Bu nedenlerle aşağıdaki soruları yüce makamınıza
yöneltme gereğini hissettim.
Bu haber doğru mudur?
Doğru ise, dinlenme tesisi yapılması
kararı ne zaman verilmiştir? Kim vermiştir?
Bu karara Meclis üyelerimizin oluru
alınmış mıdır?
Millî Saraylar ve Köşkler daha iyi korunacağı
düşüncesiyle, isabetli olarak Meclis yönetimine
bırakılamış, bugüne kadar da bu görev layıkıyla
yerine getirilmişken, bu uygulamayı haklı bulmak mümkün müdür?
Atatürk yapımı sırasında bir
çınar ağacının dalını kestirmemek için
köşkün yerini değiştirmişken, O’nun diktirmiş
olduğu ağaçların kestirilmesi, aziz hatırasına ve
emanetine saygısızlık değil midir?
Şayet yanlış bir uygulama sözkonusu ise,
gerekli araştırmayı yaptırarak, sorumlular hakkında
işlem yapmayı düşünüyor musunuz?
Ali
Dinçer
Ankara
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı
Genel
Sekreterliği
Kanunlar ve
Kararlar Dairesi Başkanlığı 9.10.1996
KAN.
KAR. MD:
Sayı
:A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1434-3221/8592
Sayın Ali Dinçer
Ankara Milletvekili
İlgi :15.8.1996 tarihli yazılı soru
önergesi.
Yalova Atatürk Köşkü bahçesindeki
ağaçların kesildiği iddiasına ilişkin ilgi önergenizde
yer alan sorular aşağıda
cevaplandırılmıştır.
Bilgilerinizi rica ederim.
Saygılarımla.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük MilletMeclisi
Başkanı
1. Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığı Millî Saraylar Dairesinin yönetimindeki “Yalova
Kaplıcaları Turizm Merkezi” sınırları içerisinde kalan
Atatürk Köşkü kompleksinin bulunduğu bölgede, Millî Saraylar Dairesi tarafından ağaç
kesildiğine dair haber doğru bulunmamaktadır.
2. Buradaki mevcut orman, ilgili kanun gereği
muhafaza ormanı niteliğinde olup, Türkiye Büyük Millet Meclisine
tahsisli bulunan Atatürk Köşkü, Genel Sekreterlik Binası, Yaverlik
Köşkü ve müştemilatı binalarının izdüşümleri
dışında kalan sahaların tamanının kullanma ve
işletme hakkı Orman Bakanlığına aittir. Burada
ağaç kesme yetkimiz bulunmadığı gibi, kesim
yapılması kanuna aykırı bir eylemdir.
3. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık
Divanının 5 Mayıs 1993 gün ve 47 sayılı kararı
uyarınca 1/1000 ölçekli Yalova-Termal Suşehri Uygulama İmar Plan
Değişikliği onama sınırları içerisinde kalan,
bekçi lojmanı müştemilatı ve bahçesi üzerine rehabilitasyon ve
dinlenme tesisi yapılmaktadır. Yapılan bina yapılaşma
sınırları içerisinde olup, orman sahasıyla bir ilgisi
olmadığı gibi, yapıldığı yerde ağaç da
bulunmadığından kesim sözkonusu değildir.
4. Rehabilitasyon ve Dinlenme Tesisinin
yapımına, İçtüzüğümüzün 176 ncı maddesinin son
fıkrasında yer alan yetki doğrultusunda Başkanlık
Divanınca Karar verilmiştir.
5. Bölgede ağaç kesimi yapan ve Kurumumuzla ilgisi
olmayan kişinin Yalova Orman İşletme Müdürlüğünce tespit
edilerek hakkında kamu davasının açılmış
olduğu, Yalova Cumhuriyet Başsavcılığının
18.4.1996 gün ve E.1996/608, Karar No: 1996/50 sayılı kararından
anlaşılmıştır.
6. 11 Mart 1996 tarihinde Kanal 6 Televizyonunun
“Prizma” isimli programında, aynı doğrultuda yapılan bir
yayın sırasında söz konusu iddiaların
yanlışlığı ve doğrusu Genel Sekreterliğimizce
yayına telefonla katılmak suretiyle kamuoyuna açıklanmıştır.
Aziz Atatürk’ün çok sevdiği ve
sağlığında zaman zaman çalışmalarını
yürüttüğü Köşk ve çevresi, halka açık bir müze olarak en iyi
şekilde korunmaktadır.
TUTANAĞIN SONU