DÖNEM : 20 CİLT : 20 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
56 ncı Birleşim
6 . 2 . 1997 Perşembe
İ Ç İ N D E K
İ L E R
I. – GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. – GELEN KÂĞITLAR
III. – YOKLAMALAR
IV. – BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, kamu
çalışanlarının sorunlarına ilişkin
gündemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati Çelik’in cevabı
2. – Adıyaman Milletvekili Celal Topkan’ın, Adıyaman
İlinde hızla gelişen dışgöç ve oluşturduğu
nüfus artışı sonrasında gelişen ekonomik ve sosyal
sorunlara ilişkin gündemdışı konuşması
3. – İstanbul Milletvekili A. Ziya Aktaş’ın, Kültür
Bakanlığındaki bazı uygulamalara ilişkin
gündemdışı konuşması ve Kültür Bakanı İsmail
Kahraman’ın cevabı
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – İsviçre’ye gidecek olan Sanayi ve Ticaret Bakanı E.
Yalım Erez’e, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ayfer
Yılmaz’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/671)
2. – Anayasa Komisyonu Başkanlığının, Sanayi,
Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale
edilmiş olan “Dernekler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair (2/450) ve (2/411) sayılı Kanun
Tekliflerinin “ Anayasa Komisyonuna havale edilmesine ilişkin tezkeresi
(3/672)
3. – Anayasa Komisyonu Başkanlığının, Sanayi,
Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale
edilmiş olan “Kooperatifler Kanununun 92 nci Maddesinde
Değişiklik Yapılması Hakkında (2/454) ve (2/412)
Kanun Teklifleri ve (1/521) sayılı Kanun Tasarısının”
Anayasa Komisyonuna havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/673)
4. – Anayasa Komisyonu Başkanlığının, Sanayi,
Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale
edilmiş olan “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek
Kuruluşlarına İlişkin Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki (2/456) ve (2/406) sayılı
Kanun Tekliflerinin” Anayasa Komisyonuna
havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/674)
5. – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin resmî davetine icabet
edecek olan, TBMMDışişleri Komisyonu Başkanı Sedat
Aloğlu Başkanlığındaki parlamento heyetinde yer alacak
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/675)
6. – Gürcistan Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu
Başkanının davetine, Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen
icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/676)
C)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner ve 19
arkadaşının, veteriner ilaçları ile yetiştiricilik ürünlerinin
üretim, pazarlama, güvenli kullanım ve kalıntı
sorunlarının araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/157)
2. – İzmir Milletvekili Metin Öney ve 25
arkadaşının, demiryolu ulaşımının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlemesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
3. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova ve 29
arkadaşının, iki ABD vatandaşının Tansu Çiller’in
danışmanı sıfatıyla
çalıştırılmasının hukuka uygun olup olmadığının
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)
V. – ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – (9/2) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun
149 sıra sayılı raporu ile (9/1) esas numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonunun 173 sıra sayılı raporu ve
(9/3) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 196
sıra sayılı raporunun, Genel Kurulun 18.2.1997 Salı günkü
birleşiminde görüşülmesine, çalışma süresine ve sözlü
soruların görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VI. – KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1. – 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa
Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı
: 23)
2. – Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı : 175)
3. – Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu Raporu (1/217) (S.
Sayısı : 132)
4. – Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına İlişkin 492 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu
(1/218) (S. Sayısı : 164)
5. – Yurt Dışında Bulunanların Sosyal Güvenlikleri
Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/569) (S.
Sayısı : 209)
VII. – SORULAR VE CEVAPLAR
A)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın, bayan
öğretmenlerin kıyafetlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Mehmet Sağlam’ın yazılı cevabı (7/1828)
I. – GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 13.30’da açılarak dört oturum yaptı.
Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül, Türkiye’de kâğıt sanayii
ve SEKA’nın sorunları ile alınması gereken önlemlere,
Aydın Milletvekili Yüksel Yalova, TURBAN’daki yolsuzluklarla ilgili
soruşturma komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulundaki oylamasında yaşanan sorunlara,
İlişkin gündemdışı birer konuşma
yaptılar.
Antalya Milletvekili Yusuf Öztop’un, öğretmenlerin ekonomik ve
sosyal sorunlarına ilişkin gündemdışı
konuşmasına Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam cevap
verdi.
Adalet Komisyonu Başkanlığının, Komisyonda
açık bulunan kâtip üyeliğe Adana Milletvekili İ. Cevher Cevheri’nin
seçildiğine ilişkin tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
(9/10) esas numaralı Meclis soruşturması
açılmasına ilişkin önergenin, Genel Kurulun 28.1.1997 tarihli
birleşimindeki açık oylamasının sonuçlarına
yapılan itirazların Başkanlık Divanında 30.1.1997
tarihinde görüşüldüğüne ve oluşturulan inceleme komisyonunun
raporunun da Başkanlık Divanının 5.2.1997 Çarşamba
günü yaptığı toplantıda görüşülerek, her itiraz konusu
üzerinde ayrı ayrı yapılan değerlendirme ve oylamalar
sonucunda ortaya çıkan tabloya göre, söz konusu oylamada “kabul” veya
“ret” yönünde bir kararın oluşmadığının
görüldüğüne; bu nedenle, Genel Kurulun 28.1.1997 tarihli birleşiminde
yapılan açık oylamanın tekrarlanması hususunun Genel
Kurulun onayına sunulmasına ilişkin Başkanlık
tezkeresi, yapılan usul görüşmesinden sonra, kabul edildi.
Alınan karar gereğince, TURBAN imkânlarını
kişisel ve siyasî menfaatlarına alet ettiği ve
yolsuzlukların üzerine gitmeyerek görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin Türk Ceza Kanununun 240 ıncı
maddesine uyduğu iddiasıyla eski Başbakan Tansu Çiller
Hakkında bir Meclis soruşturması açılmasına
ilişkin önergenin (9/10) açık oylaması tekrarlandı;
önergenin kabul edilmediği açıklandı.
Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler” kısmının;
1 inci sırasında bulunan 23,
2 nci sırasında bulunan 132,
3 üncü sırasında bulunan 164,
4 üncü sırasında bulunan 168,
5 inci sırasında bulunan 175,
Sıra sayılı kanun tasarılarının
görüşmeleri, komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,
ertelendi.
6 ncı sırasında bulunan, 9.7.1945 Tarih ve 4792
Sayılı Sosyal Sigortalar Kurumu Kanununun Bir Maddesinin
Değiştirilmesi ve Bu Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun Tasarısının (1/528) (S. Sayısı : 163)
görüşmelerine devam edildi; yapılan açık oylama sonucunda, kabul
edildiği ve kanunlaştığı;
7 nci sırada bulunan, Refah Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Salih Kapusuz ve Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili
Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya’nın, Büyükşehir Belediyelerinin
Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulü Hakkında Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesine ve Ek
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/582) (S. Sayısı : 183)
maddelerine geçilmesinin kabul edilmediği;
Açıklandı.
İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, Konya Milletvekili
Veysel Candan’ın, ileri sürmüş olduğu görüşlerden
farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle bir açıklamada
bulundu.
Kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 6 Şubat 1997
Perşembe günü saat 13.30’da toplanmak üzere, 24.00’te birleşime son
verildi.
Uluç Gürkan
Başkanvekili
Kadir Bozkurt Zeki Ergezen
Sinop Bitlis
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Ali
Günaydın
Konya
Kâtip Üye
II. – GELEN
KÂĞITLAR
6 . 2 .
1997 PERŞEMBE
Teklifler
1. – Konya Milletvekili Ahmet Alkan ve 9 Arkadaşının;
Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/682) (İçişleri ve
Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi
: 30.1.1997)
2. – Konya Milletvekili Ahmet Alkan ve 11 Arkadaşının;
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hâkimler ve
Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personeli
Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu ile
Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları ve Diğer
Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı ve Kıdem
Aylığı ile Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/683) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 30.1.1997)
3. – Konya Milletvekili Ahmet Alkan ve 11 Arkadaşının;
Yükseköğretim Personel Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/684) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.1.1997)
4. – Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurt ve 2
Arkadaşının; Devlet Memurları Kanununa Bir Ek Geçici Madde
Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/685) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.1.1997)
5. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un; 5434 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/686) (İçişleri ve
Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi
: 30.1.1997)
6. – Sinop Milletvekili Kadir Bozkurt’un; İl Özel İdaresi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/687) (İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.1.1997)
7. – Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu ve 6
Arkadaşının; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 28.3.1983 Tarihli ve 2809
Sayılı Kanuna Ek Maddeler Eklenmesi ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerin Eki Cetvellerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/688) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 30.1.1997)
8. – Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlu ve 5
Arkadaşının; Şebinkarahisar Adı ile Yeni Bir İl
Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/689) (İçişleri ve Plan
ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi :
30.1.1997)
9. – Antalya Milletvekili Yusuf Öztop ve 16 Arkadaşının;
Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Sendika Faaliyetleri Nedeniyle
Aldıkları Disiplin Cezalarının Affı Hakkında
Kanun Teklifi (2/690) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi : 31.1.1997)
10. – Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu’nun; Dört
İlçe ve Bir İl Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/691)
(İçişleri ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 31.1.1997)
11. – Ordu Milletvekili Şükrü Yürür’ün; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanuna Bir Ek ve
Bir Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/692) (Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi : 31.1.1997)
12. – Denizli Milletvekili Hasan Korkmazcan ile Siyasî Parti
Gruplarını Temsilen 10 Milletvekilinin Sendikalar Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/693) (Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Anayasa
komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.2.1997)
Yazılı
Soru Önergeleri
1. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, Tarım Kredi
Kooperatiflerince belirlenen girdi fiyatlarına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2050)
(Başkanlığa geliş tarihi : 3.2.1997)
2. – Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, İran’ın
Ankara Büyükelçisine ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/2051) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
3. – Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş’in, Sincan Belediye
Başkanınca tertiplenen bir geceye ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2052)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
4. – Hatay Milletvekili Atila Sav’ın, emniyet görevlilerince
bazı taşıtlara sahte plaka takıldığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2053) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
5. – Hatay Milletvekili Atila Sav’ın, yeni telefon rehberi
basılıp basılmayacağına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2054)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
6. – Kütahya Milletvekili Emin Karaa’nın, Almanya’daki Türk
vatandaşların dinî nikah kıymaya zorlandıkları
iddiasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/2055) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1. – Burdur Milletvekili Kâzım Üstüner ve 19
arkadaşının, veteriner ilaçları ile yetiştiricilik
ürünlerinin üretim, pazarlama, güvenli kullanım ve kalıntı
sorunlarının araştırılması amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/157) (Başkanlığa geliş tarihi :
4.2.1997)
2. – İzmir Milletvekili Metin Öney ve 25
arkadaşının, demiryolu ulaşımının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
3. – Aydın Milletvekili Yüksel Yalova ve 29
arkadaşının, iki ABD vatandaşının Tansu Çiller’in
danışmanı sıfatıyla
çalıştırılmasının hukuka uygun olup olmadığının
araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/159)
(Başkanlığa geliş tarihi : 4.2.1997)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi Beyreli’nin, Gümrük Birliği
kurallarını ihlal eden bazı uygulamalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1763)
2. – İzmir Milletvekili Zerrin Yeniceli’nin, özürlülerin
eğitim, sağlık ve işsizlik sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1765)
3. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın,
Bulgaristan göçmenlerinin konut ihtiyacına ilişkin Devlet
Bakanından (Namık Kemal Zeybek) yazılı soru önergesi
(7/1771)
4. – Bursa Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın,
Bursa Mustafakemalpaşa Belediyesinde memuriyetten çıkarılan bir
personel hakkındaki mahkeme kararının
uygulanmadığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1775)
5. – İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı’nın,
T.D.İ. tarafından satın alınan bir sit alanında kaçak
yapılaşma olduğu iddialarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1779)
6. – Afyon Milletvekili Osman Hazer’in, Afyon’a bağlı
bazı yerleşim birimlerinin yol sorununa ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1780)
7. – Afyon Milletvekili Osman Hazer’in, AIDS ve tüberkülozla mücadeleye
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1795)
8. – Afyon Milletvekili Osman Hazer’in, Afyon - Dinar Devlet
Hastanesinin doktor ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/1796)
9. – Manisa Milletvekili Hasan Gülay’ın, Tavşanlı -
Opanözü Mevkiinde bulunan krom madeninin işletme ruhsatıyla ilgili
iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1799)
10. – Ordu Milletvekili Müjdat Koç’un, ABD Başkanının
Kıbrıs ile ilgili bir beyanına ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/1803)
11. – İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş’ın, TEAŞ
ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1805)
12. – Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlu’nun, Muğla
-Milas -Bodrum karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1808)
13. – Burdur Milletvekili Yusuf Ekinci’nin, Burdur İlindeki
sağlık personeli açığına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1810)
14. – Afyon Milletvekili H. İbrahim Özsoy’un, Dinar depreminde
hasar gören camilerin onarımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/1814)
15. – Manisa Milletvekili Tevfik Diker’in, talih oyunlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1815)
16. – Karaman Milletvekili Zeki Ünal’ın, Karaman Devlet
Hastanesinde yapılan bir ihaleye ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1816)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati : 13.30
6 Şubat
1997 Perşembe
BAŞKAN :
Başkanvekili Uluç GÜRKAN
KÂTİP
ÜYELER : Zeki ERGEZEN (Bitlis), Kadir BOZKURT (Sinop)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56 ncı
Birleşimini açıyorum.
III. –
YOKLAMA
BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır;
sayın milletvekillerinin, salonda bulunduklarını yüksek sesle
belirtmelerini rica ediyorum.
(Yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız yoktur; 14.30'da yeniden toplanmak üzere, birleşime
ara veriyorum.
Kapanma Saati
: 14.00
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.30
BAŞKAN:
Başkanvekili Uluç GÜRKAN
KÂTİP ÜYELER:
Zeki ERGEZEN (Bitlis), Kadir BOZKURT (Sinop)
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 56
ncı Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
III. –
YOKLAMA
BAŞKAN – Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır;
sayın milletvekillerinin, salonda bulunduklarını yüksek sesle
belirtmelerini rica ediyorum.
(Yoklama yapıldı)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı
söz vereceğim.
Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısını
da oy pusulasıyla sağladık. Gündemdışı
konuşmaya gelecek arkadaşların da oy pusulalarını
göndermeleri, kürsüye çıkmaları için yeterlidir.
IV. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. – Bursa Milletvekili Ali Rahmi
Beyreli’nin, kamu çalışanlarının sorunlarına
ilişkin gündemdışı konuşması ve Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelik’in cevabı
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, gündemdışı ilk
konuşma, kamu çalışanlarının sorunları
hakkında, Sayın Ali Rahmi Beyreli'nin.
Buyurun Sayın Beyreli. (DSP sıralarından
alkışlar)
ALİ RAHMİ BEYRELİ (Bursa) – Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kamu çalışanlarının
sorunlarını dile getirmek üzere, burada, söz almış
bulunuyorum; konuşmama başlamadan önce, Yüce Heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Ülkemizde, özellikle son yıllarda uygulanmaya
çalışılan devleti küçültme adına sanayileşmeden,
üretimden uzaklaşma, rant ekonomisini destekleme,
çalışanların millî gelirden aldıkları payı düşürme
ve düşük ücret politikaları, Refahyol Hükümeti tarafından da
kabul görmüş ve uygulanmaya devam etmektedir. Bu bağlamda,
hızlandırılmış özelleştirme uygulamalarıyla,
kamu malları ve KİT'ler talan edilmektedir.
Kamu çalışanlarının büyük çoğunluğuna
yüksek enflasyon oranı karşısında yüzde 30'luk ücret
artışı reva görülürken, devletin askerlerine yüzde 70, polisine
ise yüzde 50'lik zamlar verilmektedir. Öncelikle belirtmek isterim ki, biz, çok
zor şartlar altında hizmet veren asker ve polisimizin
aldığı bu zammın karşısında değiliz;
ancak, öğretmenlerimizin, doktorlarımızın,
mühendislerimizin, hâkimlerimizin, savcılarımızın ve
diğer tüm kamu çalışanlarının şartları çok
daha iyi değildir. Son günlerde, Hükümet yetkilileri tarafından
"özellik arz eden görev" diye bir tanım ortaya
atılmıştır. Ne demektir özellik arz eden görev?
Çocuklarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin,
canımızı emanet ettiğimiz doktorlarımızın,
ülkemizin sanayisini emanet ettiğimiz, üretimini emanet ettiğimiz
mühendislerimizin, kamunun diğer tüm gereksinimlerini karşılayan
kamu görevlilerinin görevleri daha mı az özellik
taşımaktadır? Kamu görevlerinin tümü, bir zincirin
halkaları gibidir, birbirlerini tamamlarlar; biri diğerine nazaran
daha az önemli değildir. Burada bir ayırımcılık yapılmıştır.
Bu ayırımcılık, ülkemizde sosyal yaralara yol açar. Bu
ayırımcılık, kamu çalışanlarımız
arasında huzursuzluk yaratmıştır. Hükümetimizi, bir an önce
bu yanlış uygulamadan vazgeçmesi konusunda uyarmayı görev kabul
ediyorum. Bu ayırımcılık ve adaletsizlik ortadan
kaldırılmalı ve tüm kamu çalışanlarının ücretleri
hakça düzenlenmelidir.
Düşük ücret sorunu, uygulanmakta olan, zengini daha zengin, fakiri
daha fakir yapan rant ekonomisinin bir sonucudur. Sürekli gözardı edilen
ve unutturulmaya çalışılan grevli toplusözleşmeli sendikal
düzen, kamu kesiminde, bir an önce yasal güvencelere
kavuşturulmalıdır. Gerek kamuda çalışan gerekse özel
sektörde çalışan geniş halk kesimlerini doğrudan
ilgilendiren, işsizlik sorununu giderek büyüten, ülkemizin geleceğini
karartan yatırımsızlık politikalarına son verilmesi,
yeni istihdam sisteminin geliştirilerek sosyal güvenlik
sigortasının başlatılması büyük önem arz etmektedir.
Ayrıca, sosyal devlet olmanın gereği olarak, sağlık
hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve her türlü
sağlık harcamasının sosyal
güvenlik kapsamına alınması da oldukça önemlidir.
Kamu çalışanlarının gasp edilen zorunlu
tasarrufları geri verilmelidir. Hükümet, bu fonda 438 trilyon lira para
olması gerektiğini söylemekte; ancak, bu paranın var
olmadığını ifade etmektedir. Herhalde, bunun sorumlusu kamu
çalışanları değildir. Bir yanda, milyonlarca
çalışanın parasını gasp ediyor, diğer yanda ise,
her ay rant kesimine ortalama 400 trilyon aktarıyorsunuz. Rant kesimine
yılda yüzde 100 civarında faiz verirken, işçiden, memurdan zorla
gasp edilen paralara, zorunlu tasarruf hesaplarına yüzde 11 faiz veriyor
ve bunu da başarı olarak, sistemde iyileştirme olarak halka
yutturmaya çalışıyorsunuz.
HASAN GÜLAY (Manisa) – Yüzde 2... Yüzde 2...
ALİ RAHMİ BEYRELİ (Devamla) – "Temmuzda yüzde 50,
ocakta yüzde 30, altı ayda yüzde 95 zam verdik; ancak, altı
aylık enflasyon yüzde 31 oldu; bizi takdir etmeniz gerekir" gibi
savsatalarla, halkın inanmasını istiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) – Senin kafan bunları almaz!
BAŞKAN – Sayın Beyreli, lütfen, 1 dakika içinde
toparlayınız.
Sayın milletvekilleri, atılan sözlerin de bir üslubu
olması gerekir; lütfen, dikkatli açalım ağzımızı.
Lütfen...
Buyurun Sayın Beyreli.
ALİ RAHMİ BEYRELİ (Devamla) – Ben, bu söylenen söze cevap
vermiyorum. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz..."
Ne oldu maaşların dolara endekslenmesi? Ne oldu eşelmobil
sistemi? Siz, ancak, emeğiyle geçimini binbir zorluk içinde sağlamaya
çalışan işçi ve memurlara karşı cesaretli uygulamalar
yapabilirsiniz. Bu da, sizin, yıllardır göstere göstere
uyguladığınız halk yığınlarını
ezen ekonomik politikalarınızın bir gereğidir.
Uyguladığınız politika, bütün sorumsuzluğuyla
"sat sat ye" politikasıdır.
İnanıyorum ki, halkımız, artık, bu
düşünceye sahip, işçiyi, memuru, köylüyü, esnafı ezen ekonomik
programları benimseyen ve uygulayan tüm sosyal oluşumlara bundan
sonra gereken dersi verecektir. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Beyreli.
Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına
yanıtlamak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Sayın Necati Çelik.
Buyurun Sayın Bakan. (RP sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK
(Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bursa
Milletvekili Sayın Ali Rahmi Beyreli Beyin gündemdışı
konuşmalarını cevaplamak üzere, huzurlarınızda
bulunuyorum. Sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın Beyreli'ye, benim de fevkalade önem verdiğim bir soruna
değindikleri ve bu konuyu bu kürsüye getirdikleri için,
huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, kabul etmek gerekir ki, işsizlerden
sonra en mağdur kesim memurlardır, kamu
çalışanlarıdır. Hükümetimiz, bu gerçekten hareketle, bizden
önceki hükümet 1996 yılı bütçesinde yüzde 20'lik bir artış
öngördüğü halde, bu artışın yeterli
olamayacağını düşünerek, bütçe imkânlarını
zorlayarak, hem memurlarımıza hem Bağ-Kur ve işçi
emeklilerimize yüzde 50'lik bir maaş ve ücret artışı
öngörmüştür. 1997 yılı itibariyle de, ilk altı ay için
yüzde 30 öngörülmüş; ne var ki, ilk üç aylık enflasyon çerçevesinde,
1 Nisan itibariyle bütün kamu çalışanlarına,
memurlarımıza ilave ödeme yapılacağı, yine
Hükümetimizce kamuoyuna deklare edilmiştir. Sayın Beyreli'nin de
ifade ettiği gibi, buna ilaveten, özellik arz eden kamu görevlilerine
ilave ödemeler yapılacaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerine bunun
daha önce açıklanmış olması, özellik arz eden diğer
kamu görevlilerine eködeme verilmeyeceği anlamına gelmez. Nitekim,
Hükümetimiz, bunu, polise, yüksek yargıçlara, yargı organlarında
çalışanlara, üniversitede çalışan bilim adamlarına
olmak üzere, kapsamı olabildiğince genişletmiştir ve Maliye
Bakanlığının, bütün bakanlıklardan alacağı
bilgilerle, özellik arz eden bütün kamu görevlilerine eködemenin ödenebilmesi
hususundaki çalışmalar son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
İmkân olursa bayramdan önce, imkân olmazsa bayramdan sonra, özellik arz
eden kamu çalışanlarına, hangi oranlarda eködeme
yapılacağı, Hükümetimizce, ayrıca duyurulacaktır.
Değerli milletvekilleri, Hükümetimizin prensibi şudur: Kamu çalışanları, enflasyona,
hiçbir biçimde ezdirilmeyecektir. İlave olarak, kamu çalışanları,
kalkınma payından da hisse alacaklardır; yani, enflasyon
artı refah payı olarak kamu çalışanlarına ödemeler
devam edecektir. Kaynak paketleri ve ülkemizin bütçe imkânları elverdikçe,
geçmiş yılların kayıpları da telafi edilmeye
çalışılacaktır. Hükümetimiz, bu istikamette, iyi niyetle,
yoğun bir gayret içerisindedir. Bunu, Yüce Meclisin değerli
üyelerinin bilgilerine özellikle arz etmek istiyorum.
Bir başka arzım, izin verirseniz şu olacaktır:
Değerli arkadaşlarım, hepinizin de paylaşacağı
önemli bir çalışma, son aşamaya gelmiş bulunmaktadır.
İnşallah, kamu çalışanlarının
sendikalaşmalarını öngören kanun tasarısı
çalışmalarımız, son aşamaya gelmiş
bulunmaktadır. Bu tasarıyı, büyük bir gayretle, bayram öncesi,
Başbakanlığa sevk etmek istedim; ne var ki, yetişmedi. Kamu
çalışanlarının sendikalaşmalarını öngören
kanun tasarısı, bayram sonrası, ilk hafta içerisinde Yüce
Meclise sevk edilecektir. Bu bilgiyi de, Muhterem Heyetinize arz ediyorum.
Sayın Beyreliye, tekrar teşekkür ediyor; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Buyurun Sayın Özdemir.
BİLTEKİN ÖZDEMİR (Samsun) – Sayın
Başkanım, Sayın Bakanın verdikleri izahatın
gerçeği yansıtması açısından, Anavatan Hükümetinin,
kamu çalışanları için artırım olarak yüzde 40
önerdiğini ve bunun resmî kayıtlara geçtiğini,
kayıtları tetkik buyururlarsa göreceklerini, vasıtanızla
kendilerine arz ederim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Özdemir.
2. – Adıyaman Milletvekili Celal
Topkan’ın, Adıyaman İlinde hızla gelişen
dışgöç ve oluşturduğu nüfus artışı
sonrasında gelişen ekonomik ve sosyal sorunlara ilişkin gündemdışı
konuşması
BAŞKAN – Gündemdışı ikinci söz, Adıyaman
İlinde son zamanlarda hızla gelişen dışgöç,
dışgöçün oluşturduğu nüfus artışı
sonrasında gelişen ekonomik ve sosyal sorunlar konusunda,
Adıyaman Milletvekili Sayın Celal Topkan'ın.
Buyurun Sayın Topkan. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Topkan, süreniz 5 dakikadır.
CELAL TOPKAN (Adıyaman) – Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Adıyaman İlinde son zamanlarda hızla
gelişen dışgöç, dışgöçün oluşturduğu nüfus
artışı sonrasında gelişen ekonomik ve sosyal sorunlar
konusunda söz aldım; Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Birleşmiş Milletler tarafından yayımlanan son
verilere göre, dünyada yaşayan 5,7 milyar nüfusun 1 milyar 100 milyonu,
yoksulluk sınırı olan 500 doların altında bir gelirle
yaşamını sürdürmektedir. Bu nüfusun binde 8'i olan 8 milyon 800
bini Türkiye'de yaşamaktadır. Yoksulluk sınırında
yaşayan bu insanların yaklaşık yüzde 80'i Güneydoğu
Anadolu Bölgesinde oturuyorlar. Bunu nereden biliyorsunuz diyebilirsiniz. Bunu
ben söylemiyorum; Diyarbakır'da bir günlük mutfak gıdasına sahip
olabilmek uğruna çamur deryasında boğuşan,
onurlarını ayaklar altına alan, komşularına,
akrabalarına ve çocuklara, birbirlerine sopalarla saldıran
insanların televizyondaki görüntüleri söylüyor. Buna neden olan, 1980'li
yıllardan başlayarak bugünlere kadar yüzde 70'ler seviyesinde devam
eden enflasyondur.
Türkiye'de, 1950'lerden beri ekonomiyi yöneten, kontrol eden sağ
zihniyet, ülkede, ekonomik ve sosyal dengeleri altüst etmiştir. Bu yönetim
anlayışı sonrasında, fakir daha fakir, zengin daha zengin
olmuştur. Sonuçta, gelir dağılımı adaletsizliği,
ülkede, açlar ordusu ve göçler ordusunun oluşmasına neden
olmuştur. Diyarbakır'da yaşananlar, kırkaltı
yıllık sağ ekonomi yönetimi anlayışının
çöküşünün canlı kanıtıdır.
Devlet İstatistik Enstitüsünün yayımladığı son
verilere göre, Adıyaman, yüzde 44 oranında dışgöç
almaktadır; bu oranla, en fazla dışgöç alan ildir. Bugünden
başlayarak, gerekli ekonomik ve sosyal önlemler alınmaz ise,
gelecekte, Adıyaman'da da Diyarbakır manzaraları her an
yaşanabilir.
Adıyaman'ın ekonomik ve sosyal yapısına şöyle
bir bakarsak: Türkiye'de üretilen petrolün yüzde 61'i Adıyaman'da
üretilmektedir. Yıllık üretim miktarının ekonomik
değeri, 28 trilyon liradır. Petrol üretimiyle, ülke ekonomisine 28
trilyon lira katkı sağlayan ilde, istihdama yönelik hiçbir petrol
üretimi yatırımı yoktur.
Atatürk Barajı, Adıyaman'ın ekilir arazileri üzerine
inşa edilmiştir. Yalnızca elektrik üretimiyle, ülke ekonomisine
yılda 100 trilyon civarında katkı sağlamaktadır.
Atatürk Barajı, biri kaza olmak üzere toplam 85 yerleşim yerini sular
altında bırakmış, 2 815 aile göç etmek zorunda
bırakılmıştır, 701 ailenin henüz iskânı
sağlanmamıştır, 663 milyar lira anapara olmak üzere, 2
trilyon lira civarında istimlâk alacağı henüz ödenmemiştir.
Diğer taraftan, GAP entegre projesi kapsamında,
Adıyaman'da sulamaya yönelik projelendirilen dört barajdan hiçbirisinin
temeli dahi atılmamıştır. Tütün, buğday, pamuk ve
antepfıstığı, üretimiyle, ülke ekonomisine
yaklaşık 20 trilyon lira girdi sağlamaktadır. Yani, bir
yılda ülke bütçesine yaklaşık 150 trilyon lira katkı
sağlayan Adıyaman'a, buna karşılık, 1996
yılında genel bütçeden ayrılan pay 1,5 trilyon liradır.
İstihdama ve altyapıya yönelik hiçbir yatırım
yapılmamış, 1997 yılı bütçesinde de benzer
şekilde hiçbir yatırım söz konusu değildir. Merkez ilçe
dahil, sekiz ilçenin hiçbirisinde küçük sanayi sitesi ve organize sanayi sitesi
yoktur. Yapılan araştırmalara göre, ilde işsizlik yüde 45'lere
ulaşmıştır.
Sayın Erbakan, Adıyaman'da yaşayan insanlar, sizin
söylemlerinize kanarak, size oy verdiler; bunun
karşılığında, sizden aldıkları, büyük bir
hayal kırıklığıdır. Bu insanlar, şu anda,
hayatın her türlü sıkıntısı ve zorluğuyla
karşı karşıyadırlar. Bir taraftan, hızla artan
nüfus ve dışgöç; diğer taraftan, yetkililer tarafından
alınmayan önlemler. Adıyaman'da yaşayan insanlar, bir sosyal
patlama sonrasında hatırlanmak istemiyorlar. Bugünden
başlayarak, bir master plan çerçevesinde sorunlarına çözüm
istiyorlar. Bu isteklerinin bir lütuf olmayıp ülke ekonomisine
katkıları oranında, hakları kadarını
yatırım olarak istemeyi bir hak olarak görüyorlar.
Sayın Başbakana sormak istiyorum. Adıyaman'dan ülke
ekonomisine katkı olarak 150 trilyon alacaksınız; buna
karşın, 2 trilyon vereceksiniz ve hiçbir yatırım
yapmayacaksınız... Eğer sizin adil ekonomik düzen
anlayışınız bu ise, Türk Halkının bugünü ve
yarını karanlık demektir. Sizi ve yönetiminizi adil düzenci
değil, ama adaletli olmaya davet ediyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Topkan, 1 dakika içinde lütfen
toparlayınız.
CELAL TOPKAN (Devamla) – Çarpıcı olması
açısından, yolsulluk sınırının altında
yaşamaya çalışan Çelikhan İlçemizde yaşayan
insanların sorunlarını ve sıkıntılarını
anlatmak istiyorum. İlçenin tek geçim kaynağı tütün ve
fasulyedir; ancak, gerek tütün gerekse fasulye geçen yılın
fiyatlarının yarısına alıcı
bulamamıştır. Halbuki, ülkede yüzde 80'lerde seyreden enflasyon
mevcuttur. Bir tarafta yüzde 80'lerde seyreden enflasyon, bir tarafta geçen
yılın yarısına alıcı bulamayan tütün ve
fasulye... Bu ekonomik yönetim anlayışıyla toplum dengelerini
korumak ve sosyal barışı sağlamak mümkün değildir.
Sayın Hükümeti uyarmayı, kendi açımdan toplumsal bir
görev kabul ediyor, Yüce Parlamentoyu saygılarımla selamlıyorum.
(CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Topkan.
Gündemdışı konuşmayı Hükümet adına
yanıtlamak üzere söz talebi var mı efendim? Yok.
3. – İstanbul Milletvekili A. Ziya
Aktaş’ın, Kültür Bakanlığındaki bazı uygulamalara
ilişkin gündemdışı konuşması ve Kültür
Bakanı İsmail Kahraman’ın cevabı
BAŞKAN – Gündemdışı üçüncü söz, Kültür
Bakanlığındaki bazı uygulamalarla ilgili olarak, Sayın
Ziya Aktaş'ın.
Buyurun Sayın Aktaş.
A. ZİYA AKTAŞ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görevini yapan bir profesöre Kültür Bakanının uygun
gördüğü, reva gördüğü bir eylem konusunda görüşlerimi
açıklamak üzere gündemdışı söz almış bulunuyorum.
Yüce Meclisi, basın görevlilerini ve bizi izleyen
halkımızı, içten, sevgi ve saygılarla selamlıyorum.
Bilmem siz de izlediniz mi, 1 Şubat 1997 Cumartesi akşamı
televizyon kanallarından birinde Kültür Bakanı Sayın İsmail
Kahraman konuşuyor "imzamı attım ve onu kapının
dışına koydum" diyordu. Bir an irkildim ve merak ettim; kim
ve neden kapının önüne koyulmuş diye. Cevabını, yine,
Bakan, Karabük'te yaptığı bir parti toplantısındaki o
konuşmasında verdi: "73 yaşındaki bir profesör diyor
ki: Ben sanat tarihine ihanet edemem" Bir profesör, sanata, tarihe ve
sanat tarihine aykırı gördüğü bir uygulamaya karşı
çıktığı için, Sayın Bakan, bir imzayla işi
hallediveriyor. Ardından da ekliyor: "Bakanlıktaki
bürokratlarım her ne dersem 'emredersiniz' deyip, hemen yerine
getiriyorlar." Anlaşılan, Bakanın havsalası
almıyor, konunun uzmanı olan bir profesörün, kendisine, hayır,
bu yanlıştır, bunu yapamazsınız demesini,
diyebilmesini.
Canlı yayında konuk edilen Prof. Dr. Sayın Semavi Eyice,
inandığı doğruları yapmış olmanın
verdiği rahatlıkla ve güvenle konuşuyordu; ancak, onu
rahatsız eden bir şeyi duyduğumda, ben de çok rahatsız
oldum ve üzüldüm. Sayın Bakan, konuşması sırasında,
profesör için aynen şöyle diyor: "Secdei Rahman'a gitmemiş,
alnı secde okşamamış ki..." Sayın Profesör de
"kimin Müslüman olduğu, kimin olmadığı, bu tamamen
vicdanî bir meseledir o, benim bileceğim bir şey" diyor.
İbadetin Allah ile kul arasında olduğunu anımsatıp,
gerçek bir laik Müslüman Türk gibi konuşuyor ve anlarsa, Sayın Bakana
güzel bir ders veriyordu. (DSP ve CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Bakan şunu bilmelidir ki, öğretim üyesi veya
bürokrat olarak bildiği doğruları söyleyebilmek ve savunabilmek
erdemlerin en yücesidir. Özgeçmişinde "serbest avukat ve
sanayici" yazan bir Kültür Bakanının dahi, ne olursa olsun, karşısında,
her dediğine başüstüne deyip, doğru yanlış demeden
yapan kişiler yerine, gerektiğinde doğruları söyleyebilen
kişilere de yaşama hakkı vermesinin, kendisine,
Bakanlığına ve en önemlisi, ülkemize ve halkımıza
yararlı olacağını birilerinin söylemesi gerekiyor.
Sizlerden birisinin, Sayın Aydın Menderes'in, sizlere
söylediği "ben iktidarım, yaparım demekle olmaz"
sözlerini hatırlatıp "ben Bakanım, yaparım"
demekle hiç olmaz bugünün Türkiye'sinde Sayın Bakan; bunu
yapmamalısınız. (DSP sıralarından alkışlar)
Arkadaşlar, Anadolumuz, bir tarih ve kültür hazinesidir. Binlerce
yılın çeşitli uygarlıkları Anadolu potasında
erimiş, çeşitli inanç, mezhep ve etnik köken sahibi
insanlarımız, yüzlerce yıldır, binlerce yıldır,
aynı çevrede ve birlikte yaşamışlardır. Anadolu
insanımızın taşıdığı hoşgörünün,
en okumamış insanında dahi var olan bilgeliğin, inanç ve
ruh derinliğinin, bu binlerce yıllık uygarlık ve kültür
birikimimizin bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Tabiî ki, sadece
cumhuriyet dönemi değil, ondan önceki Osmanlı eserlerine, Selçuklu
eserlerine ve kökümüzü oluşturan Orta Asyadaki eski Türk eserlerine,
uygarlıklarına sahip çıkacağız; ama, Anadolu'da,
sadece son bin yılda değil, beş bin altı bin yıl
öncesinden beri gelen, Anadolu'da yeşermiş, eser vermiş, iz
bırakmış tüm uygarlıklara sahip çıkmak da, yine bizim
hakkımız, bizim görevimizdir. Böylece, Anadolu'nun gerçek ev
sahibinin, Atamızın kurduğu bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin bütün
vatandaşları olduğunu tüm dünyaya gösterip
kanıtlayabilmeliyiz.
Arkadaşlar, bu ülkede bilim adamı olarak yaşayabilmek,
giderek, iyice zorlaşıyor; geçim koşulları, bilim
adamlarımızı zorluyor. Hükümet, bu konuda yapması
gerekenleri hâlâ yapmıyor, oyalamaya devam ediyor...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Aktaş, 1 dakika içerisinde lütfen
toparlayınız.
A. ZİYA AKTAŞ (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Ama, kimse, bilimadamlarımızın ve
bürokratlarımızın onuruyla oynamasın; buna, Kültür
Bakanı da dahil, hiç kimsenin hakkı yoktur. (DSP
sıralarından alkışlar) Bizler "alimlerin atının
ayağının çamuru bile bizim için onurdur" diyebilen ve o
çamurlu kaftanını saklatan ataların çocuklarıyız.
Aynı zamanda da "ahrette, şehitlerin kanıyla, alimlerin
mürekkebi tartılacak, alimlerin mürekkebi daha ağır
gelecektir" diyen bir büyük peygamberin dinindeniz. Onun için, Kültür
Bakanının yaptıklarına ve söylediklerine, inanç adına,
tarih adına, bilim adına esef ediyoruz.
Hepinizin ve tüm ulusumuzun Ramazan Bayramını kutlar, sevgi ve
saygılar sunarım. (DSP, ANAP ve CHP sıralarından
alkışlar)
ŞEVKİ YILMAZ (Rize) – Büyük gelişme!..
A. ZİYA AKTAŞ (İstanbul) – Gelişmeyi sizler
göreceksiniz efendim.
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Aktaş.
Yanıt için, Kültür Bakanı Sayın İsmail Kahraman;
buyurun efendim. (RP sıralarından alkışlar)
HASAN GÜLAY (Manisa) – Sayın Yılmaz, gülme, dinle; ne demek
istediğimi anlıyorsun değil mi!..
BAŞKAN – Sayın Gülay... Sayın Gülay... Lütfen...
MUSTAFA BAHRİ KİBAR (Ordu) – İnsanlık adına
saygın varsa, dinle!..
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri... Lütfen...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – El kol hareketi yapıp durma!..
Ayıp oluyor yahu!..
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Sayın Bakan
konuşacak... Lütfen...
Buyurun Sayın Bakan.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (İstanbul) – Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İstanbul Milletvekili
Sayın Ziya Aktaş'ın, Sayın Semavi Eyice hakkında,
basında çıkan yazılar, medyada çıkan haberler ve
değerlendirmeler üzerine burada vaki konuşmasına... (DSP ve CHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen sükûnetle dinleyelim.
Buyurun Sayın Bakan.
ASLAN ALİ HATİPOĞLU (Amasya) – Televizyonlardan dinleme
şerefine ulaştık zaten.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – ...cevap vermek
üzere huzurunuzdayım.
Benim kullandığım bir deyimin aşağılama
olarak değerlendirilmesi, anlaşılması ve
algılanması, bir kanalda bunun, aynı sahnenin, yönlendirme
maksadıyla, üst üste beş defa gösterilmesinin neticesidir. Eğer,
siz, benim konuşmamın tümünü incelerseniz, ortada bir
aşağılamanın olmadığını, hakaret
kastımın katiyen bulunmadığını
anlarsınız. Böyle bir anlamaya meydan verildiği için, öncelikle
üzüntümü ifade ediyorum. (DSP sıralarından "kefaretini
ödeyin" sesleri)
Kefaret diye bir hadise yok; lütfen dinleyiniz.
Ortada maksadın aşılması olarak bir
değerlendirme mevzubahistir; yoksa, bir ilim adamına veya herhangi
bir insana hakaret veya aşağılama, ne inancımızda ne
inancımda ne kültürümüzde ne yapımda mevzubahis değildir. (RP
sıralarından alkışlar)
Ali Fuat Başgil Hocanın bir kitabında -Esas Teşkilat
Kitabında- dipnotu var, diyor ki: "İsviçre'de ne
cumhurbaşkanısınız ne de çöpçü; birinizin elinde kalem,
imza atarsınız, öbürünüzün elinde süpürge, sokağı
süpürürsünüz; ama, mesai bittiğinde biri kalemini bırakır, biri
süpürgesini; sokakta, 9 ay 10 günde doğmuş insansınız."
Sıfatı ne olursa olsun, yaradılmışların en
şereflisi olan insana, hiçbir şekilde, hakaret etme -hâşâ
huzurdan- küfür veya sövme gibi, aşağılama gibi bir durum, benim
için, bizim için, insanımız için, milletimiz için mevzubahis
değildir. Burada bir gayret görüyorum; fuzulî bir gayret görüyorum, yapay
bir gündem oluşturma gayreti görüyorum.
Karabük il divanı toplantısında, sadece partililere
açık, basına kapalı, halka kapalı bir toplantıda,
Taksim camiî sorulduğunda, yapılmış olan bir
konuşmanın uzantısıdır; asla, Sayın Eyice'yi
aşağılamak değildir. Eyice'nin ilmî tarafını
biliyorum; Bizans araştırmalarında, Bizans sanat tarihinde
otorite bir isim olarak hizmet vermiş, 73 yaşında,
kurullarımızda 35 sene çalışmış bir zat. Kendisi,
19 Ekim günü müddeti bittiği için ve mazeretiyle ayrılma durumunda
olduğunu ifade etti. Onun ifadesinden sonra, vazifesine, yönetmeliğin
maddesi, mevzuatın icabı olduğu için, yeni üye atanana kadar,
yeni atanan üyenin göreve başlama tarihine kadar yine devam etti. Yerine
gelen kişi de, genç, 1974'te güzel sanatlardan mezun olmuş bir mimar
ve sanat danışmanı, epey eserleri olan kıymetli bir insan.
Nasıl Sayın Eyice 1958'de girmişse, 1974 mezunu olan yeni bir
elemanımız da, bu sene kurulda vazife aldı. Kurulda vazife alma,
öteden beri devam eden usulle, hükümetin gönderdiği
-Bakanlığın gösterdiği- üç üye, üniversiteden gelen iki üye
tarzında devam edip gitmektedir. Burada, bir hadise ortaya koyma
isteğinin uzantısını görüyorum ve kavgacı bir toplum
olmada, her hadiseyi değerlendirme ve sunî gündem meydana getirme
gayretini görüyorum.
Taksim hadisesi, Taksim camii meselesi, sadece bir partinin, bir Refah
Partisinin hadisesi değildir, topyekûn milletin hadisesidir ve
kırkbeş senelik tarihe sahiptir, maziye sahiptir; rahmetli Adnan
Menderes'ten başlayan bir gelişmedir. Şimdiki
Cumhurbaşkanımız Sayın Süleyman Demirel'in
Başbakanlık yaptığı dönemde, mayıs ayında ve
temmuz ayında Hükümetin iki kararnamesi vardır ve bu kararnamelerin
altında, şu anda Mecliste bulunan değerli bakanlarımızın,
milletvekillerimizin de imzaları mevcuttur. (DSP ve CHP sıralarından
gürültüler)
AYHAN FIRAT (Malatya) – Konuyu saptırma!
VELİ ANDAÇ DURAK (Adana) – Fahri Korutürk'ün de imzası var.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, sessizce dinleyelim.
Sayın Bakan, siz devam edin.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bitiriyorum.
Efendim, mesela, Sayın Süleyman Demirel'in
Başbakanlığında, Köksal Toptan, Ekrem Ceyhun, Turgut Toker,
Hasan Ekinci, Esat Kıratlıoğlu, Sümer Oral, rahmetli Tevfik
Koraltan gibi, o günün Kabinesinde görev almış zatların ve
Cumhurbaşkanı Vekili olarak rahmetli İhsan Sabri
Çağlayangil Beyin imzaları var.
1977 yılında Anıtlar Yüksek Kurulu karar veriyor
"Taksim'de cami olur" diye; o devirde, Başbakan, yine Sayın
Demirel'dir; arkasından, Sayın Ecevit geliyor; Kurulun kararına,
Sayın Ecevit'in Kültür Bakanı imza atıyor ve Sayın Ecevit
imza atıyor. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)
Cumhuriyet Halk Partisinden, ANAP'tan, AP'den, DYP'den ve Refah Partisinden
bütün milletvekilleri ve bütün vazifelilerin imza attığı bir
hadisedir.
Taksim'deki cami hadisesinden dolayı yola çıkarak,
söylenmiş bir deyim meselesini bir hakarete vardırmanın
yanlışlığını tekrar ifade ederken, Taksim'deki
cami meselesinin bir polemik konusu yapılmasının, yine aynı
gayretlerin, sunî gündem meydana getirme gayretlerinin sonucu olduğuna
inanıyorum.
İSMET ATALAY (Ardahan) – Siz getiriyorsunuz.
AYHAN FIRAT (Malatya) – Konuyu saptırıyorsunuz.
METİN ŞAHİN (Antalya) – Sayın Bakan, konuya gel,
konuya..
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Şurada,
rahmetli Turgut Özal'ın dahil olduğu bir listede, danışma
kurulu üyelerinin, mütevelli heyetin isimleri var; mesela -alfabetik olarak da
dizilmiş- Halit Narin, Hüseyin Bayraktar, İbrahim Cevahir,
İbrahim Bodur, Sabri Ülker, Saffet Ulusoy, Orhan Keçeli, Osman Şıklar,
Ömer Dinçkök, Rahmi Koç, Raif Dinçkök, Vehbi Koç, Vefa Poyraz, Yalım
Erez... (CHP sıralarından "Kim bunlar" sesleri)
Velhasıl, bu, hangi partide olursa olsun, Türkiyemizin bütün
insanlarının, inançta birleşme şuuru içerisinde emek
verdiği bir hadisedir.
1806 yılında orada yapılmış bir Taksim
kışlasında, zaten, cami vardı ve Ruslar, 1877'de, Aya
Trinada diye bir kilisenin yapılmasını şart
koştuklarında, devletimiz Osmanlı "orada bir de cami
yapacağız" demişti; 1877'de, bundan 120 sene evvel...
TUNCAY KARAYTUĞ (Adana) – Osmanlının yapamadıklarını
siz mi yapacaksınız?!
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Taksim'de, 1 100
kişi istiaplı, 960 metrekarelik üç tane mescit var -600 bin
yerleşik, 2 milyon hareketli nüfus var- ihtiyaca yetmiyor ve cuma günleri,
millet, dışarıda namaz kılma durumunda oluyor. Eğer, o
dışarıda olan insanlar gibi, orada, gazetelerin üzerinde namaz
kılma durumunda kalıp, kaldırımlarda
sıkışmış olsalar, oradaki ihtiyacı anlarlar.
MUSTAFA GÜVEN KARAHAN (Balıkesir) – Ne anlatmaya
çalışıyorsun?
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bu, sadece bizim,
bir partinin meselesi değildir. Taksim camii hususunda, Sayın
Eyice'nin menfi bir görüşü mevzubahis değildi. (CHP
sıralarından gürültüler)
ALİ OĞUZ (İstanbul) – Cami deyince niye
kızıyorsunuz?!
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Orada, su sarnıcının
olduğu noktada değil, gezi yerinde olma noktasındaki bir
kararı vardı. İster orada olsun, ister Taksim'de olsun, böyle
bir eserin ortaya çıkmasını, hepimiz, büyük bir iftiharla
sahipleniriz. Bu, bir partinin hadisesi değildir.
Sizlere, tekrar, şunu ifade ediyorum: Hepimiz, Türkiye'nin birlik
ve bütünlüğe ihtiyacı olduğunu kabul ettiğimize göre, yapay
gündemlerle ortamı bozmanın...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Bozan sizsiniz.
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – ...yanlışa
götürmenin hiçbirimize yararı olmayacağını hep kabul
ettiğimize göre, lütfen, olmayanları, muhalleri varsaymayalım,
muhalleri farz etmeyelim. Yoksa, dediğim gibi, ben, elbette ki, bir
hakareti, değil bir profesöre, herhangi bir insana yapmanın
yanlışlığına inanan, o inançta olan bir insanım.
Kesinlikle böyle bir kastım olmadığını yeniden ifade
ediyorum.
MUSTAFA GÜVEN KARAHAN ( Balıkesir) – Yalan söylüyorsunuz Sayın
Bakan!..
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bize,
kardeşliğin ve iyi gözle bakmanın, iyi kulakla dinlemenin gerektiğine
inanıyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) – Profesör sizin dediğinizi
demiyor ama!..
KÜLTÜR BAKANI İSMAİL KAHRAMAN (Devamla) – Bu
inancımı tekrar ederken, mübarek Ramazan Bayramınızı
da tebrik ediyor, hepinize engin saygılarımı sunuyorum. (RP ve
DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ediyorum Sayın Kahraman.
HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Sayın Başkan...
BAŞKAN – Buyurun Sayın Uluğbay.
HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Efendim, arkadaşımız
gündemdışı konuşmasında, bir bürokrata, aynı
zamanda, akademik kimliği olan bir bürokrata karşı sergilenen
davranışı dile getirmiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, izlemekte güçlük çekiyorum,
biraz sükûtu sağlayabilir miyiz.
HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Arkadaşımızın
gündeme getirdiği konuşması zabıtlardan tetkik
edildiği takdirde, bir bakanın, akademik kimliği olan bir
bürokrata karşı sergilediği davranışa yöneliktir.
Sayın Bakan, bu davranışının cevabını vermek
yerine, konuyla hiç ilgisi olmayan boyutlara getirerek konuyu
saptırmıştır. Zabıtlara geçmesi için ifade ediyorum.
Teşekkürler.
BAŞKAN – Nasıl yanıt vereceği, elbette, Sayın
Bakanın kendi takdiri; buna, bizim herhangi bir müdahalemiz söz konusu
olamaz.
HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Tabiatıyla; ama, bir
saptırma da vardır.
BAŞKAN – Zabıtlara girdi Sayın Uluğbay.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar
tamamlandı.
Cumhurbaşkanlığının bir tezkeresi vardır;
okutuyorum.
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. – İsviçre’ye gidecek olan Sanayi
ve Ticaret Bakanı E. Yalım Erez’e, dönüşüne kadar, Devlet
Bakanı Ayfer Yılmaz’ın vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne
ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/671)
4 Şubat 1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
6 Şubat 1997 tarihinde İsviçre'ye gidecek olan Sanayi ve
Ticaret Bakanı E.Yalım Erez'in dönüşüne kadar; Sanayi ve Ticaret
Bakanlığına, Devlet Bakanı Ayfer Yılmaz'ın
vekâlet etmesinin, Başbakanın teklifi üzerine, uygun görülmüş
olduğunu bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Anayasa Komisyonu Başkanlığının, dernekler,
kooperatifler ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına
ilişkin kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun
teklifleri hakkında, İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca
verilmiş tezkereleri vardır; okutuyorum:
2. – Anayasa Komisyonu Başkanlığının,
Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna
havale edilmiş olan “Dernekler Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair (2/450) ve (2/411) sayılı Kanun
Tekliflerinin” Anayasa Komisyonuna havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/672)
30.1.1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1995 yılında gerçekleşen Anayasa
değişikliklerinin kanunlara yansıtılması veya halen
yürürlükte olan kanunların sözü geçen Anayasa değişikliğine
aykırı hükümlerinin uygun hale getirilmesine ilişkin teklif ve
tasarıların esas komisyonunun Anayasa Komisyonu olduğu
düşünülmektedir.
Meclis Başkanlığının girişimiyle bütün
partilerden oluşan eşit temsilli uyum komisyonunda da bu görüş
hâkim olmuştur.
Esasen sorun, temelde bir Anayasa ve Anayasaya
uygunluğu sağlama sorunudur. (Anayasa Md.11)
Anayasaya uyum sağlanması amacına yönelik olarak
Dernekler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 2/450 ve
2/411 sayılı Kanun Tekliflerinin İçişleri Komisyonuna esas,
Anayasa Komisyonuna tali komisyon olarak havale edildiği görülmektedir.
Belirtilen nedenle, bu tekliflerin diğer uyum kanunlarında
olduğu gibi, İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca, esas
komisyon olarak Anayasa Komisyonuna havale edilmesi için gereğini arz
ederim.
Saygılarımla.
Ahmet
İyimaya
Amasya
Anayasa
Komisyonu Başkanı
BAŞKAN – İkinci tezkereyi okutuyorum:
3. – Anayasa Komisyonu
Başkanlığının, Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale edilmiş olan
“Kooperatifler Kanununun 92 nci Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında (2/454) ve (2/412) Kanun Teklifleri ve
(1/521) sayılı Kanun Tasarısının” Anayasa Komisyonuna
havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/673)
30.1.1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1995 yılında gerçekleşen Anayasa değişikliklerinin
kanunlara yansıtılması veya halen yürürlükte olan
kanunların sözü geçen Anayasa değişikliğine
aykırı hükümlerinin uygun hale getirilmesine ilişkin teklif ve
tasarıların esas komisyonunun Anayasa Komisyonu olduğu
düşünülmektedir.
Meclis Başkanlığının girişimiyle bütün
partilerden oluşan eşit temsilli uyum komisyonunda da bu görüş
hâkim olmuştur.
Esasen sorun, temelde bir Anayasa ve Anayasaya uygunluğu
sağlama sorunudur. (Anayasa Md.11)
Anayasaya uyum sağlanması amacına yönelik olarak
Kooperatifler Kanununun 92 nci Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında 2/454 ve 2/412 sayılı Kanun
Teklifleri ve 1/521 sayılı kanun tasarısının Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna esas, Anayasa
Komisyonuna tali komisyon olarak havale edildiği görülmektedir. Belirtilen
nedenle, bu tekliflerin, diğer uyum kanunlarında olduğu gibi,
İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca esas komisyon olarak Anayasa
Komisyonuna havale edilmesi için gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Ahmet
İyimaya
Amasya
Anayasa
Komisyonu Başkanı
BAŞKAN – Üçüncü tezkereyi okutuyorum:
4. – Anayasa Komisyonu
Başkanlığının, Sanayi, Ticaret, Enerji ve Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna havale edilmiş olan “Kamu Kurumu
Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki (2/456) ve
(2/406) sayılı Kanun Tekliflerinin”
Anayasa Komisyonuna havale edilmesine ilişkin tezkeresi (3/674)
30.1.1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1995 yılında gerçekleşen Anayasa
değişikliklerinin kanunlara yansıtılması veya halen
yürürlükte olan kanunların sözü geçen Anayasa değişikliğine
aykırı hükümlerinin uygun hale getirilmesine ilişkin teklif ve
tasarıların esas komisyonunun Anayasa Komisyonu olduğu
düşünülmektedir.
Meclis Başkanlığının girişimiyle bütün
partilerden oluşan eşit temsilli uyum komisyonunda da bu görüş
hâkim olmuştur.
Esasen sorun, temelde bir Anayasa ve Anayasaya uygunluğu
sağlama sorunudur. (Anayasa Md.11)
Anayasaya uyum sağlanması amacına yönelik olarak Kamu Kurumu
Niteliğindeki Meslek Kuruluşlarına İlişkin Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki 2/456 ve 2/406
sayılı Kanun Tekliflerinin Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna esas, Anayasa Komisyonuna tali komisyon olarak havale
edildiği görülmektedir.
Belirtilen nedenlerle, bu tekliflerin, diğer uyum kanunlarında
olduğu gibi, İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca esas
komisyon olarak Anayasa Komisyonuna havale edilmesi için gereğini arz
ederim.
Saygılarımla.
Ahmet
İyimaya
Amasya
Anayasa
Komisyonu Başkanı
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, okunmuş bulunan
tezkerelerdeki Anayasa Komisyonunun talepleri, İçişleri Komisyonu ile
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunca da
uygun bulunduğundan, İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü
fıkrası uyarınca Başkanlığımızca yerine
getirilmiştir.
Bilgilerinize sunarım.
Meclis araştırması önergeleri vardır; okutup,
bilgilerinize sunacağım.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım
araştırma önergesi 500 kelimeyi geçtiği için, 500 kelime olarak
düzeltilmiş biçimiyle okutuyorum:
C)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. – Burdur Milletvekili Kâzım
Üstüner ve 19 arkadaşının, veteriner ilaçları ile
yetiştiricilik ürünlerinin üretim, pazarlama, güvenli kullanım ve
kalıntı sorunlarının araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/157)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bilindiği üzere, veteriner ilaçları ve yetiştiricilik
ürünlerinin çağdaş teknolojilerde bolca üretilerek geniş ölçekte
tüketime sunulması ve güvenli bir biçimde kullanılması, bir
yandan çeşitli üretim sektörlerini ve diğer yandan da insan, hayvan
ve çevre sağlığını yakından ilgilendiren evrensel
nitelikli sağlık konularından biridir.
Çağımızda veteriner ilaçları ve yetiştiricilik
ürünleri, veteriner hekimliği sanatının ve bilinçli hayvan
yetiştiriciliğinin en önemli araçlarından biri konumuna
gelmiştir. Artık, ilaçsız hiçbir sağaltım
seçeneği, üretim modeli, sağlıklı, dengeli ve verimli
yetiştiricilik seçeneği düşünülememektedir. Bu nedenle de,
tıpkı insan sağlığı yönünden olduğu gibi,
veteriner ilaçları da hekimlik mesleğiyle birlikte, hayvan
sağlığının başlıca güvencesi ve verimli
hayvancılığın sigortası olarak kabul edilmektedir.
Veteriner hekimliği uygulamaları ve hayvan
yetiştiriciliğinde kullanılan veteriner ilaçları ve bilim
ve teknoloji yoğun sanayi ürünleri niteliğindedir.
Dolayısıyla böyle ürünlerin üretiminden
dağıtımına ve tüketimine değin geçen bütün
aşamalarda, önemli boyutlarda ekonomik kaynak kullanımı, sürekli
halde devlet desteği ve gözetimi, ileri düzeyde bilgi ve beceri
birikimiyle çağdaş teknoloji transferlerini gerektirir. Belirtilen
aşamalarda başgösteren eksiklik veya yetersizlik durumları,
ülkesel ölçekte ekonomik kayıplar, toplum ve çevre
sağlığını yakından ilgilendiren çok yönlü
sorunlara yol açabilir.
Ülkemizde veteriner ilaçları ve yetiştiricilik ürünlerinin,
üretim, pazarlama, güvenli kullanım ve kalıntı sorunları
yönlerinden irdelenebilmesi için Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırmasının
yapılmasını arz ederiz.
Gerekçeler:
1. Türkiye'de ruhsatlandırılarak piyasaya sunulmuş olan
veteriner ilaçlarının üretiminden dağıtımına ve
tüketimine değin etkin, dinamik ve devlet kontrolünden söz etmek oldukça
zordur. Ayrıca, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının analiz ve kontrolleri düzenli olarak
yapabilecek tam teşkilatlı laboratuvarları ve yetişmiş
uzman elemanları da bulunmamaktadır.
Ülkemizde veteriner ilaçlarının tüketimi ve
kullanılmasının düzenlenmesiyle ilgili etkili bir bilimsel ve
yasal denetim yoktur.
2. Kalite ve piyasa kontrolüne yönelik devlet etkinliğinin yetersiz
kalması yüzünden, yurt içinde üretilen ve dışalımla
sağlanan ilaç çeşitlerinin gerçek kalitesi bilinemediği gibi;
bozuk, kalitesiz veya hayvan ve insan sağlığına
aykırı ürünlerin üretilme riski de oldukça artmaktadır. Bu
yüzden de, bir taraftan tüketici ve hayvan yetiştiricisi aldatılırken,
diğer taraftan ilaç kullanımından beklenilen
sağıtıcı, koruyucu ve verim artırıcı
etkilerin yeterince sağlanamaması nedenleriyle büyük boyutlarda
ekonomik kayıplar kaçınılmaz olmaktadır.
3. İlaç uygulanan hayvanların belli bir süre geçmeden veya
bekletilmeden kasaplık olarak kesilmesi ya da böyle hayvanlardan elde
edilen et, süt, yumurta gibi besinler tüketilmektedir.
4. Bugün için ülkemizde, veteriner ilaçları, hiç bir denetim söz
konusu olmaksızın hayvan yetiştiricilerince rastgele
sağlanarak suiistimal derecesinde tüketilmektedir.
5. İnsan ve hayvan sağlığı ile çevresel
etkileri yönünden son derece etkin olan veteriner ilaçlarının mutlaka
veteriner hekim reçetesi karşılığında ve denetiminde,
eczaneler ve veteriner hekimlerden sağlanması gerekirken, bugünkü
durumuyla yem satış bayilerinde, ziraî ilaç satış
yerlerinde ve hatta mahalle ve köy bakkallarında serbestçe
satılabilmektedir.
6. Böylesine başıboş, denetimsiz bir kullanılma ve
tüketimin kaçınılmaz bir sonucu olarak, her yıl ülkemiz önemli kayba
uğramakta, yaratılan sakıncalı ortam ve besin kirlenmesi
halkın sağlığını tehlikeye sokmaktadır.
7. Ülkemizde veteriner ilaç fiyatları üreticimizin alım gücünü
zorlayan pahalılığa ulaştığı dikkate
alınmalı;
Veteriner ilaçlarına uygulanan KDV tamamen kaldırılarak,
uygulanılmakta olan yüzde 20 oranındaki teşvik daha pratik hale
getirilmelidir.
8. Türkiye'de veteriner ilaçlarının
ruhsatlandırılması, üretim, kalite ve piyasa kontrolü
alanlarında gerçek anlamda bir yetki kargaşası söz konusudur.
Dolayısıyla belirtilen kontrol seçeneklerinde devlet etkinliği
yok denebilecek derecede azalmıştır.
Böylesine bir uygulamanın kaçınılmaz bir sonucu olarak
ülkemizde ilaç ruhsatlandırma işlemleri oldukça uzamaktadır. Bu
durum ise, bir taraftan ilaç sanayiinde aşırı masraf ve
bıkkınlığa yol açarken, diğer taraftan,
hayvancılık sektörünün öncelikli gereksinmesi olan daha yeni ve
kaliteli ürünlerin ülkemize girişini geciktirmektedir.
9. Önümüzdeki yıllarda gerek yerli etken ve yardımcı
hammadde üretimi ve gerekse veteriner hekimliği ve hayvan
yetiştiriciliği uygulama alanlarında gereksinme duyulan ilaç
çeşitlerinden çoğunluğunu üretebilecek şekilde üretim
planlamasının yapılması ve sektöre yönelik teşvikler
ve ithalat kolaylıklarıyla yatırımların
yönlendirilmesi isabetli bir yaklaşım olacaktır.
10. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bünyesinde
veteriner ilaçları ve yetiştiricilik ürünleri ile ilgili hizmet
birimlerinin bu alandaki bütün çağdaş gereksinmeleri bütün yönleriyle
karşılayabilecek bir entegrasyon içinde örgütlenmelidir.
1. Kâzım Üstüner (Burdur)
2. Bekir Yurdagül (Kocaeli)
3. Hasan Gemici (Zonguldak)
4. Yüksel Aksu (Bursa)
5. Çetin Bilgir (Kars)
6. Hilmi Develi (Denizli)
7. Ali Günay (Hatay)
8. Hasan Gülay (Manisa)
9. Yalçın Gürtan (Samsun)
10. Zerrin Yeniceli (İzmir)
11. Tuncay Karaytuğ (Adana)
12. Halil Çalık (Kocaeli)
13. Ayhan Gürel (Samsun)
14. Ziya Aktaş (İstanbul)
15. Erol Karan (Karabük)
16. Hadi Dilekçi (Kastamonu)
17. Abdülbaki Gökçel (İçel)
18. Ali Rahmi Beyreli (Bursa)
19. Mehmet Cevdet Selvi (İstanbul)
20. Nami Çağan (İstanbul)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması önergesi gündemde yerini alacak ve
Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin dolmasına 5
dakika vardır; daha okunacak Meclis araştırması önergeleri
var. Şu an okumaya başlayacağımız önergenin okunma
süresi çalışma süremizi aşarsa, bu önergenin bitimine kadar
çalışma süremizin uzatılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
2. – İzmir Milletvekili Metin Öney
ve 25 arkadaşının, demiryolu ulaşımının
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/158)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemizde demiryollarının içinde bulunduğu durumun
araştırılması, ihtiyaçların tespiti ve günümüz
teknolojisine uyumu için gerekli çalışmaların
yapılması hususlarında, Anayasamızın 98 inci ve Meclis
İçtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir
araştırma açılmasını saygılarımızla arz
ederiz.
1. Metin Öney (İzmir)
2. Lale Aytaman (Muğla)
3. Ahmet Alkan (Konya)
4. Miraç Akdoğan (Malatya)
5. Eyüp Cenap Gülpınar (Şanlıurfa)
6. Sami Küçükbaşkan (Antalya)
7. H. İbrahim Özsoy (Afyon)
8. Yaşar Okuyan (Yalova)
9. Süleyman Hatinoğlu
(Artvin)
10. Avni Kabaoğlu (Rize)
11. Işın Çelebi (İzmir)
12. Hayrettin Uzun (Kocaeli)
13. Emin Kul (İstanbul)
14. Yusuf Ekinci (Burdur)
15. Hüsnü Sıvalıoğlu (Balıkesir)
16. Ersin Taranoğlu (Sakarya)
17. Mehmet Sağdıç (Ankara)
18. Abdulkadir Baş (Nevşehir)
19. Sümer Oral (Manisa)
20. Ali Coşkun (İstanbul)
21. Şerif Bedirhanoğlu (Van)
22. Edip Safder Gaydalı (Bitlis)
23. Rasim Zaimoğlu (Giresun)
24 . Şadan Tuzcu (İstanbul)
25. Aslan Ali Hatipoğlu (Amasya)
26. Esat Bütün (Kahramanmaraş)
Gerekçe:
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, anayurdu demir
ağlarla örmek, ulaşım politikasının temel hedefi
olmuştu. Demiryolu ulaşımını pazar ekonomileri
dışında kalan ülkelerin tercih ettiği ulaşım
biçimi olarak gören Türkiye, 1950'li yıllarda, temel ulaşım
politikasında radikal bir değişiklik yaparak, karayolunu temel
alan bir ulaşım politikası izlemeye
başlamıştır. Demiryollarını gözardı eden
uygulamaya halen devam edilmektedir.
Dünyaya baktığımızda, 1980'li yılların
sonlarına doğru Batı Avrupa ve Uzakdoğu'nun pazar ekonomisi
uygulayan ülkelerinde, demiryolu ulaşımına verilen önemin,
yeniden ön plana çıktığını görmekteyiz. Fransa,
Japonya, Almanya, İspanya, İtalya, İsveç gibi ülkelerde,
demiryollarını iyileştirmeye ve karayolu, hatta belirli mesafeye
kadar havayolu ulaşımı ile rekabet edebilir hale getirmeye
yönelik çabalar hız kazanmıştır. Özellikle, saatte
hızları 200 kilometreyi aşan hızlı tren teknolojisinde
önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bahsi geçen ülkelerde
hızlı tren teknolojisine dayalı yeni demiryolu hatlarının
yapılmasını ya da var olan hatların aynı teknolojiler
esas alınarak yenilenmesini kapsayan projeler birbiri ardına hayata
geçirilmektedir.
Günümüzde, doğal çevrenin korunması hususunda artan toplumsal
duyarlılık, doğal kaynakların sürdürülebilirliği ve
sürdürülebilir hareketlilik arayışları gibi yeni unsurlar,
ulaşım politikalarını etkiler hale gelmiştir. Araç
trafiğindeki tıkanmalar ve trafik kazalarıyla araçların
yarattığı hava kirliliği ve gürültünün, giderek büyüyen
toplumsal maliyeti, günümüzdeki ulaşım sistemlerinin, özellikle,
karayolu taşımacılığının, yeniden üzerinde
düşünülmesini gerektirmektedir.
Demiryolu ulaşımında yeni teknolojiler kullanılarak,
doğal çevrenin korunması, gürültü düzeyinin düşürülmesi, enerji
tasarrufu ve gecikmeksizin güvenli bir ulaşım sağlanması
doğrultusunda kaydedilen başarılar, bu sisteme, karayolu
taşımacılığına göre, belirgin üstünlükler
sağlamaktadır.
Avrupa Birliği, yalnızca üye ülkeleri değil, Orta ve
Doğu Avrupa ülkelerini de hesaba katarak, Avrupa yüksek-hız tren
şebekesini kurmaya başlamıştır; ancak, ülkemizde
demiryolları teknolojisinin geliştirilmesi, mevcut hatların
iyileştirilmesi ve yeni hat yapımı konularında herhangi bir
çalışma yapılmamaktadır. 1950'den bu yana ülkemizde yeni
demiryolu yapılmadığını bilmek üzüntü vericidir.
Sonuç olarak, uzun zamandır ihmal edilen demiryollarının
içinde bulunduğu koşulların araştırılması,
ihtiyaçlarının tespiti ve çağdaş teknolojinin
demiryollarımızda kullanımı için gerekli
çalışmaların başlatılması hususlarında bir
Meclis araştırması açılmasında zaruret vardır.
BAŞKAN – Meclis araştırması önergesi bilgilerinize
sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme,
sırasında yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, çalışmalarımıza
kaldığımız yerden devam etmek üzere, saat 19.00'a kadar
birleşime ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.02
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 19.00
BAŞKAN:
Başkanvekili Uluç GÜRKAN
KÂTİP
ÜYELER: Ali GÜNAYDIN (Konya), Kadir BOZKURT (Sinop)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 56 ncı Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Meclis araştırması önergelerinin okunmasına
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
IV. –
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ (Devam)
3. – Aydın Milletvekili Yüksel
Yalova ve 29 arkadaşının, iki ABD vatandaşının
Tansu Çiller’in danışmanı sıfatıyla
çalıştırılmasının hukuka uygun olup olmadığının
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (3/159)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Eski Başbakan ve Başbakan
Yardımcısı-Dışişleri Bakanı Sayın Tansu
Çiller, 1994 yılından bugüne kadar, Jay Krigel ve Rober Squire
adlı iki Amerika Birleşik Devletleri vatandaşını
danışman sıfatıyla çalıştırmaktadır.
Adı geçen danışmanların hangi hizmet alanlarında
ve hangi hukukî işlemlere dayanılarak
çalıştırıldıkları bilinmemektedir. Keza ne kadar
ücret ödendiği, yapılan ödemelerin hangi kurum ve/veya kuruluş
tarafından karşılandığı kamuoyunun meçhulüdür.
Oysa, kamu hizmetinin tabi bulunduğu temel kurallar, hizmet aktinin
süresini, koşullarını ve tarafların
karşılıklı yükümlülüklerini belirlemek olduğu halde,
söz konusu danışmanların istihdamında bu kurallara
uyulmadığı görülmektedir.
Her iki danışmanın yıllardır Sayın
Tansu Çiller'e, Dışişleri
Bakanlığının istediği hususlardan çok, özel
işlerinde hizmet vermekte oldukları herkesin malumudur. İki
danışmana, bu hizmetler karşılığı ödenen
para 2 milyon dolara yakındır.
Sayın Tansu Çiller, bu yazılı soruya verdiği
cevapta, Müşavir Jay Krigel ile Türkiye Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanlığı arasında
imzalanmış sözleşmenin 3 Eylül 1996-31 Aralık 1996 dönemini
kapsadığını ifade etmiş, ödenen miktarı
yanıtsız bırakmış, Rober Squire hakkında en küçük
bir bilgi vermemiş, 1994 ve 1995 yıllarında her iki
danışmanın istihdamını gözardı etmiştir.
Bu durumda, 3 yılı geçen süre içerisinde her iki
danışmana ödenen paranın kaynağı olarak Tanıtma
Fonu, örtülü ödenek, DYP veya herhangi bir özel şirket akla gelmektedir.
Bir başka mantıkî ihtimal ise, iki danışmana ödenen ücretin
bir danışman üzerinden ödenmesidir.
Her halükârda, Sayın Tansu Çiller, Başbakanlık ve
Başbakan Yardımcılığı döneminde istihdam
ettiği iki danışmanla ilgili hizmetin kapsamı, süresi ve
ücrete ilişkin soruları ısrarla yanıtsız
bırakmış, kamunun bilgi edinme hakkını
çiğnemiştir.
Üstlendiği görevlerin gereği olarak, her türlü devlet
sırrına vakıf bir devlet yöneticisinin, kendisiyle ilgili
Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığı
iddialarının zımmen kabullenmişliği
karşısında, böylesi bir hizmet ilişkisini sürdürmesi ve
devlet imkânlarını kendi menfaatı doğrultusunda kullanmaya
devam etmesi, kamu görevinin emredici kurallarının ihlali olduğu
kadar, Parlamentonun denetim yetkisinin de gaspı anlamını
taşımaktadır.
Kamuoyunda konuya ilişkin yazıların ve iddiaların
yanıtsız bırakılması, Yüce Parlamentonun
işletilen denetim yollarının, Sayın Tansu Çiller
tarafından verilen bilgilerin eksik ve gerçekdışı
bulunması nedeniyle, devlet eliyle ödenen 230 milyar Türk Lirası
civarında paranın, ancak, daha önemli olarak hukukî
sözleşmedışı fiilî hizmet ilişkisinin devlet
yönetimimiz bakımından ortaya çıkarabileceği
sorunların ve konuların açıklığa
kavuşturulması için Anayasamızın 98 inci ve
İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
Saygılarımızla.
1. Yüksel
Yalova (Aydın)
2. İsmail
Durak Ünlü (Yozgat)
3. Zeki Çakan (Bartın)
4. İbrahim
Yılmaz (Kayseri)
5. Ünal
Yaşar (Gaziantep)
6. Yusuf Pamuk (İstanbul)
7. Veysel
Atasoy (Zonguldak)
8. Mehmet Salih
Yıldırım (Şırnak)
9. Hüsnü
Sıvalıoğlu (Balıkesir)
10. Ahmet Alkan (Konya)
11. Enis Sülün (Tekirdağ)
12. Nizamettin Sevgili
(Siirt)
13. İbrahim Yazıcı (Bursa)
14. Rasim Zaimoğlu (Giresun)
15. Yaşar Topçu (Sinop)
16. Levent Mıstıkoğlu (Hatay)
17. Emin Kul (İstanbul)
18. Nabi Poyraz (Ordu)
19. Hayrettin Uzun (Kocaeli)
20. Cemil Çiçek (Ankara)
21. Nejat Arseven (Ankara)
22. Halil İbrahim Özsoy (Afyon)
23. Cemal Özbilen (Kırklareli)
24. Ülkü Güney (Bayburt)
25. Yaşar Eryılmaz (Ağrı)
26. Yusuf Namoğlu (İstanbul)
27. Edip Safder Gaydalı (Bitlis)
28. Mahmut Oltan Sungurlu (Gümüşhane)
29. Ersin Taranoğlu (Sakarya)
30. Eyyüp Cenap Gülpınar (Şanlıurfa)
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Bu önergeye ben de
katılıyorum.
BAŞKAN – Tutanaklara geçti efendim.
Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusunda öngörüşme,
sırasında yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir
tezkeresi vardır; okutup, bilgilerinize sunacağım:
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
5. – Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin resmî davetine icabet edecek olan, TBMMDışişleri
Komisyonu Başkanı Sedat Aloğlu
Başkanlığındaki parlamento heyetinde yer alacak
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/675)
04.02.1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu
Başkanı Sayın Sedat Aloğlu
Başkanlığında 12 kişilik bir Parlamento Heyetinin,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin resmî davetine icabet etmesi hususu,
Genel Kurulun 16 Ocak 1997 tarihli ve 47 nci Birleşiminde kararlaştırılmıştı.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin
Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesi
uyarınca belirlenen Parlamento Heyetimizin isim listesi Genel Kurulun
bilgilerine sunulur.
Doç.
Dr. Mustafa Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Sayın
Sedat Aloğlu Sayın
Cevdet Akçalı
İstanbul Adana
Dışişleri
Komisyonu Başkanı Dışişleri
Komisyonu Üyesi
Sayın
Mehmet Sağdıç Sayın
Hasan Tekin Enerem
Ankara İstanbul
Dışişleri
Komisyonu Üyesi Dışişleri
Komisyonu Üyesi
Sayın
Cefi Jozef Kamhi Sayın
Hüseyin Kansu
İstanbu İstanbul
Dışişleri
Komisyonu Üyesi Dışişleri
Komisyonu Üyesi
Sayın
Ercan Karakaş Sayın
Bülent Tanla
İstanbul İstanbul
Dışişleri
Komisyonu Üyesi Dışişleri
Komisyonu Üyesi
Sayın
Cemal Özbilen Sayın
Abdullah Gencer
Kırklareli Konya
Dışişleri
Komisyonu Üyesi Dışişleri
Komisyonu Üyesi
Sayın
Bayram Fırat Dayanıklı Sayın
Enis Sülün
Tekirdağ Tekirdağ
Dışişleri
Komisyonu Üyesi Dışişleri
Komisyonu Üyesi
BAŞKAN – Bilgilerinize sunulmuştur.
Başkanlığın bir diğer tezkeresi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım:
6. – Gürcistan Parlamentosu Türkiye
Dostluk Grubu Başkanının davatine, Türkiye Büyük Millet
Meclisini temsilen icabet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/676)
6 Şubat 1997
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Gürcistan Parlamentosu Türkiye Dostluk Grubu Başkanının
1996 yılı içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento
Heyetini davetine icabet edilmesi hususu 10.12.1996 tarihinde ve 29 uncu
Birleşimde Genel Kurul tarafından kabul edilmişti. Anılan
davete Parlamento çalışmalarının yoğunluğu
nedeniyle kararlaştırılan tarihte icabet edilememiştir. Bu
kez 24-28 Şubat 1997 tarihleri için davet yenilenmiştir.
Söz konusu davete icabet edilmesi hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
Dışilişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620
sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun
tasviplerine sunulur.
Doç.Dr.
Mustafa Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN – Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır; okutup,
oylarınıza sunacağım:
V. –
ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. – (9/2) esas numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonunun 149 sıra sayılı raporu ile
(9/1) esas numaralı Meclis Soruşturması Komisyonunun 173
sıra sayılı raporu ve (9/3) esas numaralı Meclis
Soruşturması Komisyonunun 196 sıra sayılı raporunun,
Genel Kurulun 18.2.1997 Salı günkü birleşiminde görüşülmesine,
çalışma süresine ve sözlü soruların görüşülmemesine
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
No.52 6.2.1997
Danışma Kurulu Önerisi
Gündemin Meclis Soruşturma raporları kısmının 1
inci sırasında yer alan Enerji ve Tabiî Kaynaklar eski Bakanı
Şinasi Altıner hakkındaki (9/2) Esas Numaralı Meclis
Soruşturma Komisyonunun 149 sıra sayılı raporu ve 2 nci
sırasında yer alan eski Başbakan Tansu Çiller hakkındaki
(9/1) Esas Numaralı Meclis Soruşturma Komisyonunun 173 sıra
sayılı raporu ile 3 üncü sırasında yer alan eski
Başbakan Tansu Çiller hakkındaki (9/3) Esas Numaralı Meclis
Soruşturma Komisyonunun 196 sıra sayılı raporunun
görüşmelerinin Genel Kurulun 18.2.1997 Salı günkü birleşiminde
yapılmasının ve her üç raporun görüşmelerinin
tamamlanmasına kadar çalışma süresinin
uzatılmasının ve bu birleşimde sözlü soruların
görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına sunulması
Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı
Salih
Kapusuz Zeki
Çakan
RP
Grubu Başkanvekili ANAP
Grubu Başkanvekili
Mehmet
Gözlükaya Hikmet
Uluğbay
DYP
Grubu Başkanvekili DSP
Grubu Başkanvekili
Oya Araslı
CHP Grubu
Başkanvekili
(DYP ve ANAP sıralarından "Söz istiyoruz Sayın
Başkan" sesleri)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, bir dakika... Bir
oylayalım önce... Oylamadan önce söz isteme konusunda da böyle acele
etmeye gerek yok; çünkü, biliyorsunuz, gündemde basılı.
Yazılı müracaatlar, dolayısıyla, başından beri
kabul ediliyor. Yazılı müracaat etmiş ve işleme girmiş
arkadaşlarımız var. Altı sayın milletvekiline bu kez
söz veriliyor. Onun için, yazılı müracaatları, geliş
sırasına göre zaten işleme koyuyorlar. Bu konuda da
yazılı müracaatlar var.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Şimdiye kadarki uygulamalarda
yapılmaktaydı.
BAŞKAN – Efendim, bu, soruşturma komisyonu raporu. Bir
farklılık var. Soruşturma açılması değil. Raporun
görüşülmesi ve gündemde basılı... Müracaatlara daha önceden
açılmış bir olay. Şu an önünüzdeki gündemlerde
basılı olan bir olay bu; yani, şu an, hâlâ, baştan beri,
yazılı müracaatların kabul edildiği bir süreç...
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Şu ana kadar böyle bir
uygulamamız yoktu Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, uygulama böyle. Siz, şu an, bu olayı,
soruşturma talebinin açılmasıyla ilgili görüşmedeki usulle
bunu karıştırıyorsunuz.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Karıştırmıyoruz.
Aynı şekilde iki oylamada da aynı uygulama yapıldı.
BAŞKAN – Gündemdeki bir konu... Gündemde basılı efendim.
Müracaatlar zaten yapılıyor şu an. Yazılı
yaparsanız sırasında işleme koyarız.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Daha yeni okundu.
BAŞKAN – Yani, o yanılgı veya o eksiklik benim sorunum
değil.
Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
(ANAP sıralarından "Söz istiyoruz" sesleri)
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Yazılı
müracaatlarımız var.
BAŞKAN – Burada söz isteme, yazılı müracaatlara
açık...
ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – Onları okur musunuz Sayın
Başkan...
BAŞKAN – Yazılı müracaatları okumak usulümüz
değil; ama, müracaatlar yapılmış.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Şu anda müracaat yapıyoruz.
BAŞKAN – Yapın efendim.
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Sayın Başkan, izin
verirseniz bir hususu belirlemek istiyorum...
Gündemde basıldığında görüşme günü belli
değil biliyorsunuz.
BAŞKAN – Önemli değil efendim o anlamda.
MUSTAFA CUMHUR ERSÜMER (Çanakkale) – Bugün, Danışma Kurulu
karar aldı...
BAŞKAN – Efendim gündemdeki kanun tasarı ve teklifleriyle
ilgili görüşme günü belli olmamakla birlikte, şahsî veya grup
adına söz talepleri alınmıyor mu; alınıyor.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan, şimdiye
kadarki bütün uygulamalarınızda, okunduktan sonra, bilgiye
sunulduktan sonra, söz hakkı verdiniz; dolayısıyla, eğer,
böyle bir uygulama olursa ki, örneklerimize bugüne kadar ki uygulamalara...
BAŞKAN – Sayın Bedük, bir şeye işaret ediyorum.
Bazı işlemler var ki, burada okunup, gündeme girmesini tarihiyle
birlikte onaylıyoruz. Gündeme girdiği için, o zaman, bu Meclis
soruşturması taleplerinde açılmasıyla ilgili önergelerin
görüşülmesinde, buradaki gibi bazı uygulamalarımız
oluyordu, toplu isimleri alıyorduk, kura çekiyorduk veya tespit
edebildiğimiz kadar tespit ediyorduk; ama, buradaki durum farklı.
Meclis Başkanlığınca, Anayasa gereği
dağıtılıp, 7 gün sonra görüşülme durumunda olup,
gündeme girmiş olan, bu gün de gündemimizde bulunan bu konu hakkında
yazılı müracaatlar alınmaya başlanmıştı.
Şu an, zaten, yazılı müracaatlar var. Benim yapacağım,
burada isimleri tespit etmek, gerekiyorsa -ki, yersiz bir formalite olacak-
orada tekrar aşağıdan doğru sıraya koymaktır.
Onun için diyorum ki, yazılı müracaat edin geliş
sırasına göre dolsun ve çok büyük probleme gerek yok. Üç kişi
değil altı sayın milletvekili konuşuyor bunun üstünde.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkanım, kaç
kişi yazılı olarak müracaat etmiş?
BAŞKAN – Şu an bilemiyorum; yani, 13.30'dan beri müracaat
yapılıyor.
ALİ ILIKSOY (Gaziantep) – Söz isteyenleri okuyun da bilelim
Sayın Başkan.
BAŞKAN – Efendim, sırasıyla okuyamam, söz
sırasını bağlamış oluruz; çünkü, Kanunlar ve
Kararlar Dairesinde de sıraya girmiş müracaatlar var. Tabiî, aynı
soruşturmaya, aynı arkadaşlar müracaat etmiş.
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Her birinde konuşabilirler efendim.
BAŞKAN – Hayır, efendim, numara yazılmış;
mesela Sayın Dumankaya'nın şurada daha önce de müracaatı
vardı, önümüzde 3 tane müracaatı var; hepsi (9/3)'e.
HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Üçü de birer tane...
BAŞKAN – Hayır efendim, işte burada.
HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Değiştireyim onu
Sayın Başkan;
BAŞKAN – Ayrıca verin.
HALİT DUMANKAYA (İstanbul) – Geri alayım.
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Olmaz efendim.
BAŞKAN – Ben, bunu değiştirmem; bunun bir tanesini
işleme koyarım. Yeni müracaatınız varsa, onu da işleme
koyarım.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
Önce, sırasıyla, yarım kalan işlerden başlıyoruz.
VI. – KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1. – 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine
İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî
Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)
BAŞKAN – 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnameye ilişkin kanun tasarısının
müzakeresine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Müzakeresi ertelenmiştir.
2. – Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu,
Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992
Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S.
Sayısı : 175)
BAŞKAN – Ceza Muhakemeleri Usulû Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının müzakeresine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Müzakeresi ertelenmiştir.
3. – Emniyet Teşkilatı
Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair 490
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve İçişleri Komisyonu
Raporu (1/217) (S. Sayısı : 132)
BAŞKAN – Emniyet Teşkilatı Kanununun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair 490 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının müzakeresine
başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Müzakeresi ertelenmiştir.
4. – Millî Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin 492
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonu Raporu (1/218) (S. Sayısı : 164)
BAŞKAN – Millî Eğitim Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun Bir Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına İlişkin 492
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının
müzakeresine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Müzakeresi ertelenmiştir.
5. – Yurt dışında
bulunanların Sosyal Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu
Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı : 209) (1)
BAŞKAN – Yurtdışında Bulunanların Sosyal
Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısının
müzakeresine başlıyoruz.
Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Sayın Başkan, karar
yetersayısının aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN – Raporun okunup okunmaması hususunu
oylayacağım...
Karar yetersayısının aranmasını istiyorsunuz
öyle mi?
ZEKİ ÇAKIROĞLU (Muğla) – Evet...
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, komisyon raporunun okunup
okunmaması hususunu oylarınıza sunacağım: Raporun
okunmasını kabul edenler...
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Karar yetersayısının
aranmasını istiyoruz.
(1) 209 S. Sayılı Basmayazı
tutanağa eklidir.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Olur mu Sayın Başkan...
BAŞKAN – Sayalım sayın milletvekilleri...
Raporun okunmasını kabul edenler... (RP ve DYP
sıralarından gürültüler)
Sayacağız efendim.
Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı yoktur.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) – Sayın Başkan, oylamada usulsüzlük
oldu; arkadaşlar, önce, okunmasını kabul ettiler...
BAŞKAN – Sayın Gözlükaya...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan, şimdi,
bu raporun okunması isteniyorsa okunsun, okunmamasını
istiyorlarsa yine okunmasın...
BAŞKAN – Efendim, benim yapacağım bir şey yok. Karar
yetersayısı yok. Meclisimizde de, sayın milletvekilleri
iradelerini beyan ettikleri oyun rengi konusunda ilk defa değişiklik
yapmıyorlar, daha önce de yaptılar.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır... Hayır...
Sayın Başkan, benim arz etmek istediğim, biz,
İçtüzüğün...
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı
yoktur; yersiz tartışmaya gerek yok. Ne kadar ara vereyim?
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Bir şey söyleyeyim de ondan sonra...
BAŞKAN – Buyurun Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Efendim, burada, İçtüzüğün arzu
ettiği husus, bu hususun okunup okunmaması konusunda bir kararın
ortaya çıkmasıdır. Şimdi, bu talep
karşısında okunsun deniyorsa okunsun, okunmaması
isteniyorsa okunmasın. Parlamentoda da, çoğunluk itibariyle, burada
uyum var. Şayet bu konuda, arkadaşlarımızın tutumu
ille bir ara vermeyi gerektiriyorsa, 10 dakika veya 15 dakika verebilirsiniz.
ÜLKÜ GÜNEY (Bayburt) – İçtüzüğü okumamış...
BAŞKAN – Sayın Kapusuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bahsettiğiniz tür oylamalar, ancak belli çoğunluk aranan oylamalarda
geçerli olabilir; örneğin güven oylamasında, örneğin bir
kişinin Yüce Divana sevkinde; diğer bütün oylamalarda kabul veya ret
diye sorduğumuz için -kabul edenler etmeyenler- kararın
oluşması için karar yetersayısını aramaya mecburuz.
Sayın milletvekilleri, 19.40'ta toplanmak üzere, birleşime ara
veriyorum.
Kapanma Saati
: 19.24
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati : 19.40
BAŞKAN :
Başkanvekili Uluç GÜRKAN
KÂTİP
ÜYELER : Ünal YAŞAR (Gaziantep), Kadir BOZKURT (Sinop)
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 56 ncı Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
VI. – KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
5. – Yurt dışında
bulunanların Sosyal Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu
Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı : 209) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu tekrar
oylarınıza sunup, karar yetersayısı arayacağım;
ancak, daha önce, bir açıklama yapmak istiyorum:
Sayın milletvekilleri, gündemimizde basılı olan Meclis
soruşturması komisyonu
raporlarından, (9/1) esas numaralı Sayın Şinasi
Altıner'le ilgili TEDAŞ'tır.
METİN BOSTANCIOĞLU (Sinop) – (9/2) Sayın Başkan,
yanlış okudunuz.
BAŞKAN – (9/2) esas numaralı, Sayın Şevket Kazan ve
75 arkadaşının...
ZEKİ ÇAKAN (Bartın) – Sayın Başkan yanlış
okudunuz.
BAŞKAN – Pardon... Evet, yanlış okudum, düzeltiyorum.
3 adet Meclis soruşturması önergesi var: (9/1), (9/2) ve
(9/3). Bunlardan ikisi TEDAŞ, biri TOFAŞ.
Bazı arkadaşlarımız, henüz gündemde yer
almadığı, dağıtımının
yapılmadığı halde, Mal Varlığı Komisyonu ve
Civangate diye bilinen Meclis soruşturması komisyonu raporu üzerinde
de yazılı taleplerde bulundular;
bunları, işleme koyma imkânımız yok.
Dağıtım, yarın 10.30-11.00 dolayında yapılacak. O
saatten sonra, yazılı başvuruları yapmak mümkün olacak.
Şimdi, komisyon raporunun okunup okunmaması hususunu
oylarınıza sunacağım: Raporun okunmasını kabul
edenler_ Raporun okunmasını kabul etmeyenler_
Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur
NİHAT MATKAP (Hatay) – Bir saat ara verelim; belki gelirler.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, yoklamada iki defa
çoğunluk bulunmadığında, biliyorsunuz birleşimi
kapatıyoruz; karar yetersayında farklı uygulamalar söz konusu
olmuş. Grupların görüşünü almak istiyorum.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Bir ara verelim, devam edelim Sayın
Başkanım.
ALİ ILIKSOY (Gaziantep) – Kapatalım Sayın
Başkanım.
HİKMET ULUĞBAY (Ankara) – Kapatalım Sayın
Başkan.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır efendim, kapatmak yok;
çalışacağız.
BAŞKAN – Bir dakika...
SAFFET ARIKAN BEDÜK (Ankara) – Sayın Başkan,
çalışmaya devam edelim.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, lütfen, bunu, inat haline
getirmeyelim. Karar yetersayısını bulsak bile, zorlukla
bulacağız.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Hayır efendim...
BAŞKAN – Muhalefet mensubu sayın gruplar
kapatılmasını istiyorlar.
TURHAN GÜVEN (İçel) – Çalışmak istemiyorlar.
BAŞKAN – Çalışmak istiyor, istemiyor diye... Ama, yoklama
talebi olabilir.
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Olabilir efendim. Olsun...
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri...
ALİ ILIKSOY (Gaziantep) – Zaten, yeteri kadar ara verildi.
BAŞKAN – Bir dakika... Ben, görüşünüze başvurdum; yani,
baskı yapmayın. Arkadaşlarımla da
konuşacağım.
Sayın milletvekilleri, alınan karar uyarınca, gündemdeki
konuları sırasıyla görüşmek için, 18 Şubat 1997
Salı günü saat 15.00'te...
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) – Sayın Başkan... Hayır
efendim...
BAŞKAN – ...toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.46
VII. – SORULAR
VE CEVAPLAR
A)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. – İstanbul Milletvekili Bülent
Akarcalı’nın, bayan öğretmenlerin kıyafetlerine
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam’ın
yazılı cevabı (7/1828)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Millî Eğitim
Bakanı Sayın Mehmet Sağlam tarafından yazılı
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Bülent
Akarcalı
İstanbul
1. Bayan öğretmenlerin giyim kuşamlarına
ait özel uygulama var mıdır?
2. Bayan öğretmenlerin kara çarşaf giymelerine
izin verilmiş midir?
3. Ankara Garnizonu’ndaki okula kara çarşaf giyen
bir bayan öğretmenin atandığı doğru mudur?
4. Doğruysa, bunu kim yapmıştır?
5. Bu, profesyonel bir taktik, provokasyon değil
midir?
6. Bu işin suçluları kimlerdir?
7. Haklarında ne gibi soruşturma
başlatılmıştır?
T.C.
Millî
Eğitim Bakanlığı 6.2.1997
Araştırma,
Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
Sayı :
B.08.0.APK.0.03.01.00-022/384
Konu
: Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının
10.1.1997 tarih ve A.01.GNS.0.10.00.02-7/1828-4777/13313 sayılı
yazısı.
İstanbul Milletvekili Sayın Bülent
Akarcalı’nın “Bayan öğretmenlerin kıyafetlerine
ilişkin” yazılı soru önergesi incelenmiştir.
Okullarda görevli yönetici ve öğretmenler,
kılık ve kıyafetlerinde 16.7.1982 tarihli ve 8/5105
sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan “Kamu
Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık
ve Kıyafetine Dair Yönetmelik” esaslarına uymaktadırlar.
Ankara Garnizonundaki okula çarşaf giyen bir bayan
öğretmen atanmamıştır.
Arz ederim.
Prof.
Dr. Mehmet Sağlam
Millî
Eğitim Bakanı
EK - 2
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Bilindiği
üzere, veteriner ilaçları ve yetiştiricilik ürünlerinin
çağdaş teknolojilerde bolca üretilerek geniş ölçekte tüketime
sunulması ve güvenli bir biçimde kullanılması bir yandan
çeşitli üretim sektörlerini ve diğer yandan da insan, hayvan ve çevre
sağlığını yakından ilgilendiren evrensel
nitelikli sağlık konularından biridir. Halen bütün dünyada
güncel sağlık sorunları kapsamında geniş ölçekte
tartışılan bu konunun ülkemizde gerek ilgili kamu
kuruluşları ve kitle dayanışma örgütleri ve gerekse
kamuoyunca gerektiğince algılandığını
söyleyebilmek oldukça zordur.
Çağımızda
veteriner ilaçları ve yetiştiricilik ürünleri veteriner
hekimliği sanatının ve bilinçli hayvan
yetiştiriciliğinin en önemli araçlardan biri konumuna gelmiştir.
Artık ilaçsız hiç bir sağaltım seçeneği, üretim
modeli, sağlıklı, dengeli ve verimli yetiştiricilik
seçeneği düşünülememektedir. Bu nedenle de tıpkı insan
sağlığı yönünden olduğu gibi, veteriner ilaçları
da hekimlik mesleği ile birlikte
hayvan sağlığının başlıca güvencesi ve
verimli hayvancılığın sigortası olarak kabul
edilmektedir.
Veteriner
hekimliği uygulamaları ve hayvan yetiştiriciliğinde
kullanılan veteriner ilaçları da bilim ve teknoloji yoğun
sanayii ürünleri niteliğindedir. Dolayısıyla böyle ürünlerin
üretiminden dağıtımına ve tüketimine değin geçen bütün
aşamalarda önemli boyutlarda ekonomik kaynak kullanımı, sürekli
halde devlet desteği ve gözetimi, ileri düzeyde bilgi ve beceri birikimi
ile çağdaş teknoloji transferlerini gerektirir. Belirtilen
aşamalarda başgösteren eksiklik veya yetersizlik durumları
ülkesel ölçekte ekonomik kayıplar, toplum ve çevre
sağlığını yakından ilgilendiren çok yönlü
sorunlara yol açabilir.
Belirtilen
nedenlerle ileri teknoloji ürünü halinde hazırlanan veteriner
ilaçları yetiştiricilik ürünleri bilinçli ve sağaltım
ilkelerine uygun bir biçimde kullanılabildiği sürece öngörülen
yararları sağlayabilir. Hatalı, yanlış ve amaç
dışı kullanılması halinde de insan ve hayvan
sağlığını tehlikeye sokan, önemli ekonomik
kayıplara ve çevresel sorunlara yol açan yaygın ve tehlikeli bir silaha
dönüşebilir. Kaldı ki son yıllarda yaşanılan
hızlı endüstrileşme ve teknolojik gelişmelerin olumlu bir
sonucu olarak aynı veya farklı ya da kötü amaçlarla
kullanılabilecek ilaç çeşidi ve sayısında katlamalı
artışlar olmuştur. Bu durum da bilinçsiz ve kontrolsuz ilaç
kullanımından doğabilecek çok yönlü sakınca riskini
aynı ölçüde artırmıştır.
Ülkemizde
veteriner ilaçları ve yetiştiricilik ürünlerinin üretim, pazarlama,
güvenli kullanım ve kalıntı sorunları yönlerinden
irdelenebilmesi için Anayasanın 98 inci İçtüzüğün 104 ve 105
inci Maddeleri gereğince bir Meclis araştırmasının yapılmasını
arz ederiz.
Kâzım
Üstüner
Burdur
Ve
19 arkadaşı
GEREKÇELER
1. Türkiye’de ruhsatlandırılarak piyasaya
sunulmuş olan veteriner ilaçlarının üretiminden
dağıtımına ve tüketimine değin etkin, dinamik ve
devlet kontrolünden söz etmek oldukça zordur. Ayrıca Tarım ve
Köyişleri Bakanlığının analiz ve kontrolleri düzenli
olarak yapabilecek tam teşkilatlı laboratuvarları ve
yetişmiş uzman elemanları da bulunmaktadır.
Ülkemizde veteriner ilaçların tüketimi ve
kullanılmasının düzenlenmesiyle ilgili etkili bir bilimsel ve
yasal denetim yoktur.
Dolayısıyla kaliteli, güvenli ve etkin ilaç
üretimi tümüyle ilaç sanayicisinin doğruluk anlayışı ve
insafına bırakılmıştır. Yurt içinde üretimine
veya dış alımla sağlanmasına müsaade edildikten sonra
üretimin kalitesini ve piyasa kontrolünü yapamayan bir başka ülke
örneği göstermek oldukça zordur.
2. Kalite ve piyasa kontrolüne yönelik devlet
etkinliğinin yetersiz kalması yüzünden, yurt içinde üretilen ve
dış alımla sağlanan ilaç çeşitlerinin gerçek kalitesi
bilinemediği gibi; bozuk, kalitesiz veya hayvan ve insan
sağlığına aykırı ürünlerin üretilme riski de
oldukça artmaktadır. Bu yüzden de bir taraftan tüketici ve hayvan
yetiştiricisi aldatılırken, diğer taraftan da ilaç
kullanımından beklenilen sağıtıcı, koruyucu ve
verim artırıcı etkilerin yeterince sağlanamaması
nedenleriyle büyük boyutlarda ekonomik kayıplar kaçınılmaz
olmaktadır.
3. İlaç uygulanan hayvanların belli bir süre
geçmeden veya bekletilmeden kasaplık olarak kesilmesi ya da böyle
hayvanlardan elde edilen et, süt, yumurta gibi besinler tüketilmektedir.
4. Bugün için ülkemizde, veteriner ilaçları hiç
bir denetim söz konusu olmaksızın hayvan yetiştiricilerince
rastgele sağlanarak suistimal derecesinde tüketilmektedir.
5. İnsan ve hayvan sağlığı ile
çevresel etkileri yönünden son derece etkin olan veteriner ilaçların
mutlaka veteriner hekim reçetesi karşılığında ve
denetiminde, eczaneler ve veteriner hekimlerden sağlanması
gerekirken, bugünkü durumuyla yem satış bayilerinde, ziraî ilaç
satış yerlerinde ve hatta mahalle ve köy bakkallarında serbestçe
satılabilmektedir.
6. Böylesine başıboş, denetimsiz bir
kullanılma ve tüketimin kaçınılmaz bir sonucu olarak, her
yıl ülkemiz önemli kayba uğramakta, yaratılan
sakıncalı ortam ve besin kirlenmesi halkın sağlığını
tehlikeye sokmaktadır.
7. Ülkemizde veteriner ilaç fiyatları üreticimizin
alım gücünü zorlayan pahalılığa
ulaştığı dikkate alınarak; veteriner ilaç
fiyatlarının tespitinde daha gerçekçi davranılmalıdır.
Veteriner ilaçlarına uygulanan katma değer
vergisi tamamen kaldırılarak uygulanılmakta olan % 20
oranındaki teşvik daha pratik hale getirilebilir.
8. Türkiye’de veteriner ilaçlarının
ruhsatlandırılması, üretim, kalite ve piyasa kontrolü
alanlarında gerçek anlamda bir yetki kargaşası söz konusudur.
Dolayısıyla belirtilen kontrol seçeneklerinde devlet etkinliği
yok denebilecek derecede azalmıştır.
Böylesine bir uygulamanın kaçınılmaz bir
sonucu olarak ülkemizde ilaç ruhsatlandırma işlemleri oldukça
uzamaktadır. Bu durum ise bir taraftan ilaç sanayiinde aşırı
masraf ve bıkkınlığa yol açarken, diğer taraftan da
hayvancılık sektörünün öncelikli gereksinmesi olan daha yeni ve
kaliteli ürünlerin ülkemize girişini geciktirmektedir.
9. Ülkemiz veteriner ilaçları sektörü son
onbeş yıllık süreçte ilk kez hazır ürün ihracatı
yapabilir duruma gelmesi takdire şayandır. Önümüzdeki yıllarda
gerek yerli etken ve yardımcı hammadde üretimi ve gerekse veteriner
hekimliği ve hayvan yetiştiriciliği uygulama alanlarında
gereksinme duyulan ilaç çeşitlerinden çoğunluğunu üretebilecek
şekilde üretim planlamasının yapılması ve sektöre
yönelik teşvikler ve ithalat kolaylıklarıyla
yatırımların yönlendirilmesi isabetli bir yaklaşım
olacaktır.
10. Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı bünyesinde veteriner ilaçları ve
yetiştiricilik ürünleri ile ilgili hizmet birimlerinin bu alandaki bütün
çağdaş gereksinmeleri bütün yönleriyle karşılayabilecek bir
entegrasyon içinde örgütlenmelidir.
Veteriner ilaçları, yetiştiricilik ve
biyoteknoloji ürünlerinin kullanılma seçeneklerine ve yasal
konumlarına göre sınıflandırılmalıdır.
Kâzım
Üstüner Bekir
Yurdagül
Burdur Kocaeli
Hasan
Gemici Yüksel
Aksu
Zonguldak Bursa
Çetin
Bilgir Hilmi
Develi
Kars Denizli
Ali
Günay Hasan
Gülay
Hatay Manisa
Yalçın
Gürtan Zerrin
Yeniceli
Samsun İzmir
Tuncay
Karaytuğ Halil
Çalık
Adana Kocaeli
Ayhan
Gürel Ziya
Aktaş
Samsun İstanbul
Erol
Karan Hadi
Dilekçi
Karabük Kastamonu
Abdülbaki
Gökçel Ali
Rahmi Beyreli
İçel Bursa
Mehmet
Cevdet Selvi Nami
Çağan
İstanbul İstanbul
TUTANAĞIN SONU