DÖNEM : 20 CİLT
: 21 YASAMA YILI : 1
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
61 inci Birleşim
26 . 2 .
1997 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. GELEN KÂĞITLAR
III. YOKLAMA
IV. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Siirt Milletvekili Nizamettin Sevgilinin, Siirt Sosyal Sigortalar
Hastanesindeki uygulamalara ilişkin gümdemdışı
konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati
Çelikin cevabı
2. İçel Milletvekili Abdulbaki Gökçelin, İçel İlinde
meydana gelen doğal afetler ve sınır ticareti nedeniyle
çiftçilerin uğramış oldukları haksızlığa
ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Musa Demircinin cevabı
3. Adana Milletvekili Orhan Kavuncunun, Doğu Türkistanda meydana
gelen olaylara ilişkin gümdemdışı konuşması
B)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. Hatay Milletvekili Fuat Çay ve 25 arkadaşının,
özelleştirme uygulamalarının yarattığı
sorunların tespiti ile alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/166)
2. Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan ve 33
arkadaşının, Bulgaristandan yurdumuza göç eden
soydaşlarımızın sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/167)
3. Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir ve 41
arkadaşının, 4214 sayılı Yetki Kanununu kötüye
kullanmak suretiyle kamu personelinin ücret rejimiyle ilgili yanlış
ve adaletsiz politikalar izledikleri iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri
hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/10)
V. SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1. (10/108) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
VI. SORULAR VE CEVAPLAR
A)
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrının Hamur İlçesine bağlı bazı köy ve
mezralarda kapalı bulunan okullara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/205)
2. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde branş öğretmeni
ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/206)
3. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrının Hamur İlçesinde yapımı devam eden
lojmanlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/207)
4. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Hamur - Köşk ve Tükenmez köyleri arasındaki yola
köprü yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/208)
5. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrının Hamur İlçesindeki Sağlık Merkezine
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/209)
6. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrının Hamur İlçesindeki Merkez Sağlık
Ocağının onarım ve kalorifer tesisatı ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/210)
7. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Sağlık kuruluşlarında, Sağlık Meslek Liselerinden
mezun olanların görevlendirilmemelerine ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/211)
8. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrının, Taşlıçay İlçesindeki hastane ve lojman
inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/212)
9. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyacına ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/214)
10. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Patnosda Büyük Klima İstasyon Müdürlüğü
kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/219)
11. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Eleşkirt Meteoroloji İstasyonunun ne zaman
açılacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/220)
12. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Hamur İlçesine Meteoroloji İstasyonu
kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/221)
13. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/222)
14. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Patnos Spor Salonu inşaatına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/223)
15. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın, Ağrı
- Hamur İlçesi Ceylanlı -Kamışlı köyleri arasında
bağlantıyı sağlayacağı belirtilen köprü
yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/224)
16. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/225)
17. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
OYAKın üyelerine yaptırmak istediği konutlarla ilgili birim
fiyatına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/226)
18. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Diyadin İlçesinin spor sahası ihtiyacına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/228)
19. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Diyadin İlçesinde bulunan kaplıcaların, sosyal
tesis ihtiyacına ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/229)
20. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Şekerova Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/230)
21. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
E-80 Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/232)
22. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Doğubayazıt İlçesinde yapımına
başlanan sağlık ocağına ve sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/233)
23. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı ve ilçelerinde yapımı devam eden hastane ve
sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/234)
24. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Eleşkirt İlçesindeki Devlet hastane ve
sağlık ocaklarındaki sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/235)
25. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Eleşkirt İlçesindeki il kütüphanesinin hizmet
binası ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru
önergesi (6/236)
26. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Doğubayazıt İlçesinde yapımı
sürdürülen kültür sitesi inşaatına ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/237)
27. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İlçelerinde öğretmen evi yapılmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/238)
28. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı Eleşkirt İlçesinde yapımı devam eden
İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/239)
29. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - Doğubayazıt İlçesinde yapımı devam
eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/240)
30. Bayburt Milletvekili Suat Pamukçunun, bazı enerji nakil
hatlarının ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)
31. Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçükün, köy korucularına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/242)
32. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Türkiyeye çeşitli kaynaklardan yapılacak yardımlardan Doğu
ve Güneydoğu bölgelerine bir pay ayrılıp
ayrılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/243)
33. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı Sigorta Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati
Çelikin cevabı (6/244)
34. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Hamur İlçesinin bazı köylerinin imam ihtiyacına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Nevzat Ercanın cevabı
(6/245)
35. Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğun, Mersin Gümrüğü ve
limanındaki bazı kamu görevlilerinin rüşvet
aldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/246)
36. Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelikin, Fırat Nehri
üzerinde bir köprü yapılmasına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/247)
37. Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelikin, Adıyamanda
yapımı süren hava meydanının hizmete açılmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/248)
38. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, bir gazetede
yayımlanan Patrikhane TCyi takmıyor başlıklı
haberde yer alan iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/249)
39. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama inşaatlarının
personel yetersizliğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)
40. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaşın bir gazetede yer alan bazı sözlerine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/251)
41. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, Türkiye -
İsrail Askerî Eğitim İşbirliği Anlaşması ile
ilgili basına yansıyan bir beyanına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/252)
42. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, Hollandadaki
İslam Kolejlerinden mezun olanların bu okullarda geçen öğretim
sürelerinin Türkiyede eksik değerlendirildiği iddiasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)
43. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İline bağlı köy ve mezralardaki göçleri önlemeye
yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/254)
44. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
kalkınmada öncelikli yörelerdeki çiftçilere ek kredi verilmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/255)
45. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
1996-1997 Hububat Alım Kararnamesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/256)
46. Ağrı Milletvekili M. Sıddık
Altayın, Ağrı il sınırları içindeki bazı
akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)
47. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı Yazıcı Barajı projesine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/258)
48. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Eleşkirt - Aydıntepe, Tutak-Nadir Şeyh, Tutak-Karahalit
barajlarının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/259)
49. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İli sınırları içinde bulunan Murat nehri
üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/260)
50. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı-Patnos İlçesinde bulunan Badişan Deresi üzerinde bir
baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)
51. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, gazetelerde yer
alan İsrail nükleer deneme için Türkiyeyi seçti şeklindeki habere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/262)
52. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, BM Genel
Sekreteri Butros Galinin Habitat toplantılarında Türkiye ile ilgili
beyanlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
Lütfü Esengünün cevabı (6/263)
53. Konya Milletvekili Nezir Büyükcengizin, kamu kurum ve
kuruluşlarında değişik pozisyonlarda çalışıp
aynı işleri yapan personel arasındaki ücret
farklılığına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/264)
54. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
hayvan besicilerinin borçlarının ertelenmesine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/265)
55. Burdur Milletvekili Kâzım Üstünerin, Burdur-Antalya
demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/266)
56. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İl
Müdürlüğüne bağlı sera sebzeciliği ve çiçekçiliği
üretme istasyonu kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/269)
57. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde Bakanlığa
bağlı bir serakent kurulmasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)
58. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinin
karayolunun otoyola dönüştürülmesine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/271)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. İstanbul Milletvekili Ercan Karakaşın, çifte
vatandaşlık uygulamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
İçişleri Bakanı Meral Akşenerin yazılı
cevabı (7/1865)
2. Artvin Milletvekili Süleyman Hatinoğlunun, memur
maaşlarını ödeyebilmek için döviz bozdurulduğu
iddiasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Abdüllatif
Şenerin yazılı cevabı (7/1936)
3. Bursa Milletvekili Ertuğrul
Yalçınbayırın, Bursa 1 ve 2 nci etap çevre yolunun
yapımına ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/1938)
4. Ordu Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Halk
Bankası Genel Müdürlüğü tarafından verilen kredilere
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı H. Ufuk Söylemezin yazılı
cevabı (7/2016)
5. Gaziantep Milletvekili Mustafa Rüştü Taşarın, ekmek
fiyatına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın
yazılı cevabı (7/2027)
6. Hatay Milletvekili Atila Savın, yeni telefon rehberi
basılıp basılmayacığına ilişkin sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçunun yazılı cevabı
(7/2054)
VII. KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1. 926
Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici
Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/215) (S. Sayısı : 23)
2. Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı : 175)
3. Yurtdışında Bulunanların Sosyal Güvenlikleri
Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (1/569) (S.
Sayısı : 209)
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00te açıldı.
Bursa Milletvekili Feridun Pehlivanın,
İzmir Milletvekili Hakan Tartanın,
Bulgaristandan göç eden
soydaşlarımızın sorunları konusuna ilişkin
gündemdışı konuşmalarına İçişleri
Bakanı Meral Akşener;
Ankara Milletvekili Ali Dinçerin, Bulgaristandaki
ekonomik kriz, nisanda yapılacak erken seçim ve
soydaşlarımızın sorunları konusuna ilişkin
gündemdışı konuşmasına da Bayındırlık
ve İskân Bakanı Cevat Ayhan;
Cevap verdi.
Millî Savunma Bakanı Turhan Tayan, Bursa
Milletvekili Feridun Pehlivanın, konuşmasında kendisine
sataşması nedeniyle bir konuşma yaptı.
Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan;
Millî Savunma Bakanı Turhan Tayana, dönüşüne
kadar, Devlet Bakanı Işılay Saygının,
Devlet Bakanı Abdullah Güle, dönüşüne kadar,
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün,
Endonezya ve Malezyaya gidecek olan Devlet Bakanı
Sabri Tekire, dönüşüne kadar, Kültür Bakanı İsmail
Kahramanın,
Vekillik etmelerinin uygun görüldüğüne ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri;
Balıkesir Milletvekili Tamer Kanber ve 20
arkadaşının, Balıkesir İlinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/165)
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; Meclis
araştırma önergesinin gündemde yerini alacağı ve
öngörüşmelerinin, sırasında yapılacağı
açıklandı.
Slovakya Millî Meclis Başkanının,
Çin Halk Cumhuriyeti makamlarının,
Çek Cumhuriyeti Meclis Başkanının,
Yunanistan Parlamentosu Başkanının,
Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir Parlamento
heyetini davetlerine icabet edilmesine ilişkin TBMM
Başkanlığı tezkereleri kabul edildi.
Erzincan Milletvekili Mustafa Kulun, 5434
Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununun 32 nci Maddesinin
(B) Bendine Bir Fıkra Eklenmesine Dair (2/403);
Muğla Milletvekili Zeki Çakıroğlunun,
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa Bir Madde ve Bir Geçici
Madde Eklenmesi Hakkında (2/354);
Kanun Tekliflerinin, İçtüzüğün 37 nci Maddesi
uyarınca doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği
açıklandı.
İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit ve 19
arkadaşının, cumhuriyetin temel niteliklerini hedef alan ve
rejimi tehdit eden faaliyetlere göz yumdukları ve gerekli tedbirleri
almadıkları iddiasıyla Bakanlar Kurulu Üyeleri Hakkında
(11/7),
Ankara Milletvekili Eşref Erdem ve 35
arkadaşının, cumhuriyetin temel niteliklerine ve özellikle
laikliğe karşı saldırı önlemekte isteksiz ve yetersiz
kaldıkları iddiasıyla Başbakan Necmettin Erbakan ve
Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında (11/8),
Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106
ncı maddeleri uyarınca bir gensoru açılmasına ilişkin
önergelerin birleştirilerek yapılan görüşmelerden sonra, kabul
edilmediği açıklandı.
26 Şubat 1997 Çarşamba günü saat 15.00te
toplanmak üzere, birleşime 19.36da son verildi.
Hasan Korkmazcan
Başkanvekili
Ahmet Dökülmez Fatih Atay
Kahramanmaraş Aydın
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. GELEN KÂĞITLAR
26 . 2 . 1997
ÇARŞAMBA
Teklif
1. Burdur Milletvekili Yusuf Ekincinin; 3984
Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunun 17 nci Maddesinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/709) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 20.2.1997)
Sözlü Soru Önergesi
1. Bursa Milletvekili Feridun Pehlivanın,
Bulgaristandan Türkiyeye gelen soydaşların
sınırdışı edileceği iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/442)
(Başkanlığa geliş tarihi : 20.2.1997)
Yazılı Soru Önergeleri
1. Kütahya Milletvekili Emin Karaanın, Kütahya
BAĞ-KUR Müdürlüğünün eczacı ihtiyacına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2144) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
2. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, Bartın-Kurucaşilede yapımı
süren Lisenin Gemi İnşaa ve Yat Yapımı Anadolu Meslek
Lisesine dönüştürülmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2145)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
3. Bartın Milletvekili Cafer Tufan Yazıcıoğlunun,
S.H.Ç.E.K.na bağlı yuva ve geliştirme yurtlarındaki
sağlık personeline ilişkin Devlet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2146) (Başkanlığa geliş
tarihi : 24.2.1997)
4. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, İstiklal Savaşı gazilerine
verilen aylıklara ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2147) (Başkanlığa geliş tarihi :
24.2.1997)
5. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, Cezaevleri İnfaz ve Koruma Başmemur ve
Memurlarına bazı hakların verilip verilmeyeceğine ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2148)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
6. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, Bartın-Kurucaşile Meydan Köyünün orman
köyü kapsamına alınmama nedenine ilişkin Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2149) (Başkanlığa geliş
tarihi : 24.2.1997)
7. Bartın Milletvekili Cafer Tufan
Yazıcıoğlunun, ziraat mühendisi istihdamı için bir
sınav yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2150) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
8. Antalya Milletvekili Yusuf Öztopun, pamuk
üretiminin artırılmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2151)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
9. Çanakkale Milletvekili A. Hamdi
Üçpınarların, casinolarda kredili talih oyunları
oynatılıp oynatılmadığına ilişkin Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2152)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
10. Tokat Milletvekili Metin Gürderenin, Tokata
bağlı bazı yerleşim birimlerinin yolları için ayrılan
ödeneğe ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2153)
(Başkanlığa geliş tarihi : 24.2.1997)
Meclis Araştırması Önergeleri
1. Hatay Milletvekili Fuat Çay ve 25
arkadaşının, özelleştirme uygulamalarının
yarattığı sorunların tespiti ile alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/166)
(Başkanlığa geliş tarihi : 26.2.1997)
2. Yalova Milletvekili Yaşar Okuyan ve 33
arkadaşının, Bulgaristandan yurdumuza göç eden
soydaşlarımızın sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/167) (Başkanlığa
geliş tarihi : 26.2.1997)
Gensoru Önergesi
1. Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir ve 41
arkadaşının, 4214 Sayılı Yetki Kanununu kötüye
kullanmak suretiyle kamu personelinin ücret rejimiyle ilgili yanlış
ve adaletsiz politikalar izledikleri iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri
hakkında Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı
maddeleri uyarınca bir Gensoru açılmasına ilişkin önergesi
(11/10) (Başkanlığa geliş tarihi : 25.2.1997)
(Dağıtma tarihi : 26.2.1997)
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati : 15.00
26 Şubat
1997 Çarşamba
BAŞKAN :
Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet DÖKÜLMEZ (Kahramanmaraş), Fatih ATAY (Aydın)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 61 inci Birleşimini açıyorum.
III. YOKLAMA
BAŞKAN
Ad okunmak suretiyle yoklama yapılacaktır; sayın
milletvekillerinin, salonda bulunduklarını yüksek sesle
belirtmelerini rica ediyorum.
(Yoklama
yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayımız vardır;
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce, üç milletvekili arkadaşıma gündemdışı
söz vereceğim.
IV.
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Siirt Milletvekili Nizamettin
Sevgilinin, Siirt Sosyal Sigortalar Hastanesindeki uygulamalara ilişkin
gümdemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Necati Çelikin cevabı
BAŞKAN
Gündemdışı ilk sözü Siirt Milletvekili Sayın Nizamettin
Sevgiliye veriyorum.
Sayın
Sevgili, Siirt Sosyal Sigortalar Hastanesindeki uygulamalarla ilgili olarak
gündemdışı söz talebinde bulunmuştur.
Buyurun
Sayın Sevgili.
Sayın
Sevgili, konuşma süreniz 5 dakikadır.
NİZAMETTİN
SEVGİLİ (Siirt) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Siirt İlimizde açılması düşünülen SSK 50
nci Yıl Hastanesiyle ilgili bilgi sunmak üzere huzurunuzdayım. Bu
vesileyle, Yüce Parlamentonun değerli mensuplarını saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, 1990 yılındaki idarî yapılanmayla kolu
kanadı kırılan Siirt, ikinci bir darbeyi, işsizlik
belasından ve onun getirilerinden yedi. Yetersiz altyapı merkezleri
ve göç nedeniyle köylerin boşalması yaşam
koşullarını
ağırlaştırdı. Aşırı nüfus
artışı, işsizlik, yoksulluk ve olumsuz çevre
koşulları en çarpıcı olarak yöre insanının
sağlığını olumsuz etkiledi. Aynı hanede birden
fazla aileninin yaşaması, şiddete bağlı ruhsal
bozuklukların artması; yeterli beslenmeme, ısınmama,
temizlik koşullarına uymama; yetersiz ve kirli içmesuyu, atık
sulların yeterli tahliye edilmemesi, katı atıkların
rastgele atılması; eğitim düzeyinin düşüklüğü, sağlık
kurumlarındaki yetersizlik, yörede en ciddî hastalıkların sorun
olacağını gösterir oldu.
Öte yandan,
can güvenliği nedeniyle hastaların ileri merkezlere transfer
edilmemesi, Siirtte sağlık sorununun önemini daha da
artırmaktadır. İshal, tifo, solunum yolu hastalıkları,
kızamık, maltahumması, trahom, sıtma, tüberküloz, beslenme
yetersizliği Siirtte tehlikeli boyutlardadır. Bebek ölüm
hızı ve anne ölümleri Türkiye ortalamasının iki
katıdır. Doğumların yüzde 70i, sağlık
kurumlarının dışında olmaktadır. İşte,
bu koşullarda yaşayan Siirt halkı için SSK 50 nci Yıl
Hastanesi bir umuttu, sosyal devlet olmanın bir getirisiydi,
Anayasamızın 56 ncı maddesinin emriydi. Bunun tahakkuku için
sarf ettiğim çabayı ve zamanı anlatmama gerek yok; çünkü, bu,
benim görevimdi, sorumluluğumdu. Ancak, 54 üncü Hükümet, pek çok konuda
olduğu gibi, hastanenin açılması konusunda da taahhütlerini
yerine getirmemiştir, Siirtliyi maalesef hafife almıştır.
Değerli
milletvekilleri, müsaadenizle, Siirt SSK Hastanesiyle ilgili bazı
bilgileri arz etmek istiyorum: Siirt SSK Hastanesi bir dispanserden ibaretti.
Anayol Hükümeti döneminde, benim çok ciddî girişimlerim üzerine,
zamanın Sayın Bakanı Emin Kul Beyefendinin yardım ve
talimatlarıyla, dispanser, SSK Yönetim Kurulunun 12.6.1996 tarih ve 7281
sayılı yazılarıyla, 50 nci Yıl Hastanesi olarak
değiştirilmiş bulunmaktadır. Bu konu için de, ben,
zamanın Bakanı Sayın Emin Kula teşekkürlerimi ve
şükranlarımı burada arz etmek istiyorum. (ANAP ve DSP
sıralarından alkışlar)
Yine, Anayol
Hükümeti döneminde, 15 Eylül 1996 tarihinde hastanenin
açılışını planlamış bulunmakta idik. Bu konu
için tüm hazırlıklar yapılmış ve uzman, pratisyen,
ebe, hemşire, sağlık memuru, memurlar ve cihazların
alımı için gereken ödeneklerin temini cihetine gidileceği
planlanmış idi. Sekiz ayı aşkın bir zamandan beri
Refahyol Hükümeti işbaşındadır. Çok acı bir
gerçeği, siz, sayın milletvekillerinin bilgilerine büyük bir
teessürle arz etmek istiyorum. 26.2.1997 Çarşamba günü itibariyle, yani,
bugün, Siirt SSK Hastanesinde 1 çocuk uzmanı, 3 pratisyen, 1 eczacı,
4 hemşire, 1 laborant, 1 veznedar, 5 memur, 2 hizmetli, 3 gece bekçisi
olmak üzere toplam 21 kişi görev yapmaktadır. Takdir buyurursunuz ki,
bu kadrolar değil bir hastaneye, ancak ve ancak bir sağlık evi
veyahut da en fazla bir sağlık ocağına kâfi gelmek
durumundadır. Hiç zaman geçirilmeksizin, kadirşinas ve vefakâr
Siirtli hemşerilerime hizmet sunabilmek için, aşağıda arz
edeceğim, uzman doktor, pratisyen, hemşire, memur, işçi...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Sevgili, konuşmanızı tamamlayın efendim.
NİZAMETTİN
SEVGİLİ (Devamla) ...eleman ve demirbaşların tahsis
edilmesini Siirt Milletvekili olarak bendeniz ve tüm Siirtli hemşerilerim
sabırsızlıkla bekliyoruz: Genel cerrahî uzmanı, kadın
hastalıkları uzmanı, göğüs hastalıkları
uzmanı, kulak-burun-boğaz uzmanı, üroloji uzmanı, ortopedi
uzmanı, psikiyatri uzmanı, nöroloji uzmanı, beyin cerrahisi
uzmanı, biyokimya uzmanı, fizik tedavi uzmanı, cildiye
uzmanı, radyoloji uzmanı, 3 pratisyen doktor, 2 diş hekimi, 2
eczacı, 17 hemşire, 16 ebe, diş teknisyeni, röntgen teknisyeni,
biyokimya teknisyeni... Bunların bir an önce gönderilmesini Sayın
Bakanımdan özellikle istirham ediyorum. Bunlar, Siirte bir an önce
gönderilirse, Siirt SSK Hastanesi tam teşekküllü hastane durumuna
gelmiş olacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, son yirmi yıl
değerlendirildiğinde, SSKda, hizmet talebinin
artışıyla bu talebe cevap vermek üzere yapılan
yatırım ve alınan önlemler kıyaslanmayacak ölçüde
yetersizdir. SSKnın finansmanı, insangücü ve altyapı
politikalarının hemen hemen tümü, sigortalının
sağlık hizmetlerine ulaşmadaki eşitsizliğini
artırıcı niteliktedir.
Sağlık
hizmetlerinde, sigortalıların, eşit sağlık hizmeti
için eşit olanaklardan yararlanmalarını sağlayacak politikalar
gereklidir.
SSK,
sağlık hizmetlerini kâr hedeflerine göre değil, toplumsal yarar
hedeflerine göre yapılandırmak zorundadır. İşte bu
yüzden, hiçbir mazerete sığınmadan, Sayın Bakan başta
olmak üzere tüm ilgililer bunun gereğini hemen yapmalıdırlar.
Siirtliler de, SSK 50 nci Yıl Hastanesinin
açılışını umutla ve dörtgözle beklemektedirler. Bunu,
Siirtliler adına, Siirt Milletvekili olarak, Sayın Bakanımdan
istirham ediyorum ve böylece, Siirtin mağduriyetini bir nebze
önlemiş olacağız.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Sevgili, son cümlenizle teşekkürlerinizi sunun efendim.
NİZAMETTİN
SEVGİLİ (Devamla) Bunun gereğinin
yapılacağını ümit ediyorum ve bekliyorum.
Hepinize en
derin saygılarımı sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Gündemdışı konuşan Siirt Milletvekili Sayın
Nizamettin Sevgiliye teşekkür ediyorum.
Hükümet
adına gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı söz istemişlerdir.
Buyurun
Sayın Bakan.
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Siirt
Milletvekili Sayın Nizamettin Sevgilinin Siirt SSK 50 nci Yıl
Hastanesiyle ilgili olarak yaptığı gündemdışı
konuşmayı cevaplamak üzere huzurlarınızda bulunuyorum;
sözlerime başlarken, hepinizi, Sayın Başkanın
şahsında saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, üzülerek ifade etmeye ne yazık ki mecburum ki,
Sosyal Sigortalar Kurumu, gerek sağlık hizmetleri açısından
gerek sigorta hizmetleri açısından çok uzun yıllar ihmal edilmiştir.
Yaklaşık 30 milyon insana hizmet sunan bu Kurum, bu ihmal sonucu,
büyük oranda mefluç haldedir. İşte, değerli milletvekili
arkadaşım, bunlardan bir tanesini, Siirt 50 nci Yıl Hastanesini
Yüce Meclisin kürsüsüne taşımıştır.
Geldiğimiz
günden bugüne, Kurumu, işte, içine düşürüldüğü bu acı
durumdan çıkarmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Eleman
alımı bakımından çaba içerisindeyiz, tıbbî cihaz
alımı bakımından yoğun bir çaba içerisindeyiz; ancak,
takdir edilecektir ki, yılların ihmali, yılların tahribi,
altı aylık, yedi aylık, sekiz aylık bir zaman zarfında
telafi edilemez, telafi edilmesi beklenemez; ancak, işte, 506
sayılı Yasada yaptığımız değişiklikler
komisyonlarda görüşülmeye başlanmıştır; prim
tahsilatının hızlandırılması
çalışmamız yine Meclis komisyonlarında görüşülmektedir
ve buna benzer çalışmalarla Sosyal Sigortalar Kurumu bütünüyle ele
alınmış ve yeniden ihya edilmeye
çalışılmaktadır.
Sayın
Nizamettin Sevgilinin, çok haklı olarak ifade ettiği gibi, doğu
ve güneydoğuda işsizlik had safhadadır, yoksulluk had
safhadadır ve benim de kanaatim odur ki, bu acı tablo, terörü
besleyen çok önemli bir amildir. Bu bölge,
hem işsizlik yönüyle hem göçü durdurma yönüyle hem de sağlık
hizmetlerini insan onuruna yaraşır bir seviyeye taşımak
suretiyle mutlaka yeniden ihya edilmelidir. Hükümetimiz, bu düşünceden hareketle, çok yakın
bir tarihte Bakanlar Kurulunu Ağrıda toplamıştır;
bölge bakımından işsizliği önleme, göçü önleme
istikametinde çok yoğun bir program uygulanmaktadır.
Sadece 1997
yılı için o bölgede hayvancılık
başlıbaşına teşvik edilecektir ve ilave olarak 100 bin
ton et üretimi o bölgede gerçekleştirilmek istenmektedir, ki, bölge bakımından, 100 bin ton ilave
et üretimi demek, 70 bin artı istihdam demektir.
Dolayısıyla,
Hükümetimiz, o bölge için bugüne kadar söylenen bütün vaatleri kuvveden fiile
çıkarmaya, sözden uygulamaya geçirmeye çalışmaktadır.
Sağlık
hizmetleri bakımından da, hem Sağlık
Bakanlığı olarak hem de Sosyal Sigortalar Kurumu olarak, o bölge
için, yeni bir kısım tedbirler düşünülmüştür,
planlanmıştır, programlanmıştır ve mutlaka o
bölgeye hekimin gitmesi, o bölgeye hemşirenin gitmesi, o bölgeye memurun
gitmesi sağlanacaktır. Bu konuda, hem Bakanlığım hem
Sağlık Bakanlığı tam bir uyum içerisinde ve
kararlılık içerisinde hareket edecektir.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, Siirt 50 nci Yıl SSK Hastanesi 1996
Aralık ayında müteahhitten devralınmıştır ve 1997
Ocak ayında, dispanser bu hastaneye taşınmıştır;
personel alımı yönüyle takviye edilmiştir, 1996 Haziran
ayından 26 Şubat 1997 tarihine kadar bu hastaneye 19 ilave personel
verilmiştir, ki, şu anda hastanede, 2 uzman tabip, 3 pratisyen tabip,
2 eczacı olmak üzere yaklaşık 35 personel hizmet görmektedir;
bunun 19u benim dönemimde atanmıştır.
NİZAMETTİN
SEVGİLİ (Siirt) Hepsi 21, Sayın Bakan.
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Devamla) Bana verilen
resmî rakamları sizlere takdim ediyorum. Sayın Sevgili, şayet
sizin söylediğiniz doğruysa, çıktıktan sonra çek ederiz,
teyit ederiz; ama, kurumun bana verdiği resmî rakamları sizlere
takdim ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, buna rağmen, kabul etmek lazımdır ki,
sigortalı eş ve çocuklarına, hastanelerimizin insan onuruna
yaraşır hizmet sunma imkânı bulunmamaktadır. Mutlaka, yeni
takviyelere ihtiyaç vardır; hem tıbbî cihaz olarak yeni takviyelere
ihtiyaç vardır hem araç-gereç olarak takviyelere ihtiyaç vardır hem
de eleman olarak takviyelere ihtiyaç vardır.
Sayın
Sevgili ve Siirtin değerli diğer milletvekili arkadaşlarım
da bu konuyu yakından takip etmektedirler; kendilerine müteşekkirim
ve inşallah, en yakın zamanda Siirt İline gelerek bu hastaneyi
de resmen açarız ve bu eleman alımlarıyla hastanemizi yeteri
elemana kavuştururuz. Tıbbî cihaz alımına çıkılmıştır.
Bu cihazlar da, inşallah, en kısa zamanda hastanemize
ulaştırılacaktır.
Bu duygu ve
düşüncelerle Yüce Meclisi saygıyla selamlarken, konuyu gündeme
getirdikleri için Sayın Sevgiliye de teşekkürlerimi ayrıca arz
ediyorum.
Sağ
olun efendim. (RP, DYP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Necati Çelike teşekkür ediyorum.
2. İçel Milletvekili Abdulbaki
Gökçelin, İçel İlinde meydana gelen doğal afetler ve
sınır ticareti nedeniyle çiftçilerin uğramış
oldukları haksızlığa ilişkin gündemdışı
konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa
Demircinin cevabı
BAŞKAN
İkinci sırada, gündemdışı konuşma yapmak üzere,
İçel Milletvekili Sayın Abdulbaki Gökçel bulunuyor. (DSP
sıralarından alkşılar)
Sayın
Gökçel, İçel İlindeki doğal afetlerle ilgili olarak,
çiftçilerimizin uğramakta olduğu haksızlıkları konu
alan gündemdışı söz talebinde bulunmuştur.
Sayın
Gökçel, buyurun efendim.
Konuşma
süreniz 5 dakikadır.
ABDULBAKİ
GÖKÇEL (İçel) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tüm
Çukurova bölgesini etkisi altına alan İçel İlindeki doğal
afetlerle ilgili açıklamalarda bulunmak ve sınır ticareti
amacıyla ithal edilen mallar sebebiyle Mersinde çiftçilerimizin
uğramakta olduğu haksızlığı arz etmek üzere
gündemdışı söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlarken, Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, bilindiği gibi, İçel İlimiz, yılın 12
ayında, her türlü tarımsal üretime uygun toprak ve iklim
özelliklerine sahip olan bir ildir ve bu ilimizde üretilen tarım ürünleri,
iç tüketimde tüm ülkemiz illerinde tüketilmekte olup, narenciye ve turfanda
sebzenin dışsatımıyla da, 1995 yılı itibariyle,
ülke ekonomimize 175 milyon dolar döviz sağlamıştır.
Ayrıca, ülkemiz işsizlerine istihdam olanakları sağlamakta
olduğu da bilinen bir gerçektir.
Geçen sene,
verim düşüklüğü nedeniyle, yapmış olduğu
masraflarını bile alamayan İçeldeki narenciye ve yaş
turfanda sebze üreticilerimiz, geçtiğimiz 1.12.1996 tarihinde, Türkiyenin
yoğun gündemi içerisinde pek dikkat çekmeyen şiddetli dolu afetine
maruz kalmıştı. Daha sezonun başında yağan
şiddetli dolu, narenciye ve yaş turfanda sebze üreticimizi daha da
çok yaşam sıkıntısına sokmuştu.
Bu konuda,
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı İçel İl
Müdürlüğümüzce gerekli hasar tespit çalışmaları
yapılmış, Mersin çevresinde bu afet sonucunda zarara
uğrayan çiftçilerimize ait raporlar ilgili mercilere verilmişti.
Bu
çiftçilerimiz, önümüzdeki sezonu nasıl getirebileceklerini, devletimizin
bu konuda yardımcı olup olamayacağını kara kara
düşünmekteyken, 5 Şubat 1997 tarihinde, tüm Çukurova Bölgesini etkisi
altına alan şiddetli don afeti, İçel İlimizdeki narenciye
ve turfanda sebze seralarının tamamını öldürmek suretiyle
çiftçilerimizi yıkıma uğratmıştır.
Bir sezon
içerisinde iki sefer doğal afete maruz kalan İçelli
yurttaşlarımıza bir defa daha geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Türkiye
Cumhuriyeti Devleti, bu tür afetlerden zarar görenleri normal
yaşamlarına döndürecek güç ve kaynağı her zaman
yaratabilmekte ve bunu tereddütsüz kullanabilmektedir; ancak, Türkiyenin
yoğun gündemi nedeniyle bu afetzede yurttaşlarımızın unutulmamalarını
ve gereken ilgiyi görmelerini bekliyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu konuda Hükümetin, soruna, Türk
Devletinin her zaman sergilediği sorumluluk anlayışıyla
yaklaşmasından duymuş olduğum memnuniyeti de belirtmek
istiyorum. Doğal afetlerden hemen sonra hem Devlet Bakanımız
Sayın Ayfer Yılmaz Hanımefendi hem de Tarım ve
Köyişleri Bakanımız Sayın Musa Demirci afet bölgesinde
gerekli incelemeleri yapmışlardır; meydana gelen zararları
gözleriyle görmüşlerdir. Kendilerine huzurlarınızda
teşekkür ediyorum. Umut ederim ki, bu olumlu çalışmalar
geçmiş yıllarda olduğu gibi lafta kalmasın.
Değerli
arkadaşlar, niçin lafta kalmasın diyorum: Şu elimdeki belge,
tabiî afetlerden zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankasına ve
tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarının faizsiz
ertelenmesi hakkında, daha önceki tabiî afetlerden dolayı, Bakanlar
Kurulumuzun almış olduğu karardır. Fakat, bu karar,
1.10.1996 tarihinde alınmasına rağmen, halen daha bu
çiftçilerimizin Ziraat Bankasına olan borçlarının faizsiz
ertelenmesi uygulanmamıştır, onun için lafta kalmasın
diyorum.
Tabiî
afetten zarar gören çiftçilerimizin Ziraat Bankasına, tarım kredi
kooperatiflerine olan borçlarının faizsiz ertelenmesini...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Gökçel, konuşmanızı tamamlayın efendim.
ABDULBAKİ
GÖKÇEL (Devamla) ...eski borçlarının faizlerinin silinmesini, bu
çiftçilerimize ve daha önce kredi almayanlara yeni kredi imkânları
sağlanmasını bekliyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biraz da, sınır ticareti
amacıyla ithal edilen mallar sebebiyle, Mersindeki çiftçilerimizin
uğramakta olduğu haksızlığa değinmek istiyorum.
Geçtiğimiz aylardan bu yana, sınır ticareti yapan illerden,
Mersin Toptancı Haline TIRlar dolusu yaş sebze ve meyve
getirilmektedir. Sınır ticareti yoluyla gümrüksüz ithal edilen
malların ilimize getirilerek satılması haksız rekabet
koşulları yaratmakta ve sıkıntılar çekmekte olan yöre
çiftçilerimizi yöre çiftçilerimizi daha da zor durumda bırakmaktadır.
Oysa, 5.1.1996 tarihinde yürürlüğe girmiş olan, Bakanlar Kurulunun,
sınır ticaretinin düzenlenmesine ilişkin kararının
amacı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULBAKİ GÖKÇEL (Devamla) Bir
dakikanızı rica edeyim Sayın Başkanım.
BAŞKAN Son cümlenizle tamamlayın efendim.
ABDULBAKİ GÖKÇEL (Devamla) ... doğu ve
güneydoğu illerimize kara sınırı bulunan ülkeler ile bu
illerimizde yaşayan mukim gerçek kişilerin zarurî
ihtiyaçlarını karşılamaktır. Sınır ticareti
yapılacak illerimiz de bu kararda açıklanmıştır. Bu
kararda gerçek kişilerin iştigal alanları dahilinde,
ihtiyaçları göz önünde bulundurulmak üzere, il değerlendirme
kurulunca belirlenen miktar ve değerlerde ithalat yapma hakkı vardır.
Sınır ticareti yoluyla ithal edilecek mallar ticarî mahiyette
olamazlar; sadece, gerçek kişilerin zarurî ihtiyaçlarını
karşılamaktan ibarettir denilmektedir.
Bakanlar Kurulu kararında sınır ticareti
yoluyla ithal edilecek malların ticarî mahiyette olamayacağı,
gerçek kişilerin zarurî ihtiyaçlarını karşılamak
amacıyla ithalat yapılabileceği açıkça ifade edilmesine
rağmen, sınır ticareti yoluyla ithal edilen mallar ticarî
amaçlı olarak ithal edilmekte ve satılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULBAKİ GÖKÇEL (Devamla) Sayın
Başkan, bir dakika verin, bitireyim
artık.
BAŞKAN
Buyurun efendim, tamamlayın.
ABDULBAKİ
GÖKÇEL (Devamla) Bunun en bariz örneği, geçtiğimiz aylardan bu yana
Mersin Toptancı Halinde yaşanmaktadır. Kanunun amacına
aykırı olarak yapılan bu tür uygulama ve girişimlerin
engellenmesi, sınır ticareti yoluyla yurda giren malların
kanunun amacına uygun olarak denetlenmesi için bir an önce önlem
alınmalıdır. Sınır ticareti yoluyla ithal edilen
malların İlimizde serbestçe pazarlanması önlenmelidir. Bunlar
yapıldığı takdirde, çiftçilerimizin uğramakta
olduğu haksızlıktan kurtulacağına inanıyorum.
Aksi taktirde, çiftçilerimiz, oluşan haksız rekabet
koşulları nedeniyle, ürettikleri malları pazarlama olanağı
bulamayacak, mallarını, maliyetinin altında bir fiyatla satmak durumunda
kalacaklardır. Bu da İlimiz tarım sektöründe daha büyük kriz
yaşanmasına neden olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ABDULBAKİ
GÖKÇEL (Devamla) Sonuç olarak, bu haksızlığa meydan
verilmemesi ve doğal afetten zarar görmüş olan çiftçilerimize gerekli
yardımın yapılması hususunda Yüce Meclisin ve ilgili
bakanlığın desteğini bekler, Yüce Meclise
saygılarımı sunarım. (DSP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Gündemdışı konuşan İçel Milletvekili Sayın
Abdulbaki Gökçele teşekkür ediyorum.
Hükümet, bu
konuşmaya da cevap vermek istiyor.
Tarım
ve Köyişleri Bakanı Sayın Musa Demirci, buyurun. (RP
sıralarından alkışlar)
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MUSA DEMİRCİ (Sıvas)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçel Milletvekilimiz
Sayın Abdulbaki Gökçelin, Çukurova yöresinde meydana gelen don
olayıyla alakalı olarak yapmış olduğu
gündemdışı konuşmaya cevap arz etmek istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, şubat ayının 2si ile 7si arasında,
Adanada, İçelde ve Antalya yöresinde don hadisesi meydana
gelmiştir. Bilhassa Adana ve Antalya yöresinde, sühunet, eksi 7ye kadar
düşmüş; ancak, İçel yöresinde bu biraz daha şiddetli
olmuş, ısı, eksi 9a, hatta eksi 13e kadar düşmüştür.
Böylece, narenciye, hububat alanlarında ve Antalyada muz bahçelerinde, en
önemlisi de örtüaltı sebzeciliğimizde fevkalade hasar meydana
gelmiştir.
Adana
İlimizdeki hasar, 5 ilçede ve 72 köyde, 151 600 dekar sahada meydana
gelmiştir.
Bunun
yanında, İçel Vilayetimizde, 7 ilçede ve 136 köyde 126 bin dekar
alanda, yüzde 50den başlayıp yüzde 100e varan oranlarda hasar
meydana gelmiştir. Burada, daha çok narenciye alanlarında yüzde 100,
diğer sahalarda, örtüaltı sebzecilikte, yüzde 50 veya üzerinde bir
hasar meydana gelmiştir.
Antalya
Vilayetimizde, daha önce bir sel hadisesi olmuştu; bu, İçel
İlimizde de oldu. Antalya İlimizde 3 ilçede ve 55 köyde, toplam 38
bin dekar sahada, yüzde 5 ilâ yüzde 100 arasında hasar söz konusudur.
Tabiî, hemen, valilerimizin görevlendirdiği tarım il müdürlükleri
kanalıyla, süratle, hasar tespit çalışmaları
yapılmıştır. Onun neticesinde, hasardan veyahut da don
hadisesinden hemen kısa bir süre sonra, biz, yanımıza bir heyet
almak suretiyle, Mersin ve Antalya yörelerimizde bir araştırma, bir
incelemede bulunduk. Ayrıca, bölge milletvekilleri ve bölgede bulunan
bakanlar da, o bölgede, gerçekten, hassasiyet göstermek suretiyle çiftçinin
yanında oldular ve büyük bir araştırmayı bu
arkadaşlarımız da yaptı.
Netice
itibariyle, biz, şu anda, aldığımız bilgilerin
tamamını Bakanlar Kuruluna arz etmek üzere bir kararname
hazırladık. Kararnamenin içeriği şudur: Yüzde 40tan yüzde
100e varan hasarla karşı karşıya kalan çiftçilerimizin
Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatiflerine ve diğer
tarım kuruluşlarına olan borçları 1 yıl süreyle ve
faizsiz olarak ertelenecektir.
Ayrıca,
tabiî, bazı çiftçilerimiz var ki, herhangi bir kuruluştan kredi alma
imkânı olmamış, almamışlar ve kendi öz
kaynaklarıyla yatırım yapmışlar. Bu çiftçilerimizin
de, aynı kararnameye bir madde eklemek suretiyle, yine, Ziraat
Bankasından veya tarım kredi kooperatiflerinden, düşük faizli
-yüzde 30 faizli- bir kredi almalarını bu şekilde
sağlamış olacağız.
Ayrıca,
tabiî, yine, hemen bu tarihlere rastlayan bir dönemde, bilhassa Nevşehir
civarında da, yine, sühunetin fevkalade aşağıya
düşmesinden, bilhassa yerüstündeki patates depolarında yüzde 5e
varan bir hasar meydana gelmiştir. Tabiî, bu sene, aşağı
yukarı 4 milyon 700 bin tonluk bir rekolte oldu patateste. O
bakımdan, o yörede de bir sıkıntı var. Bilhassa,
sıkıntının defedilebilmesi bakımından,
biliyorsunuz, Irak sınırı açıldı, Nahcivan
sınırı açıldı ve yine, Van yöresinde ve Kars
yöresindeki sınırlar açılmak suretiyle, bu bölgelerden, bilhassa
patates sevkıyatı başladı. Ayrıca, tabiî, ihracatta
bir teşvik desteği de vardı. Bu bakımdan, bu
çiftçilerimizde de bir rahatlama söz konusu oldu.
Yine, bu
çiftçilerimizin sulamadan dolayı elektrik borçları var. O, 31 Marta
kadar ertelenmişti. Yine bir çalışma başlattık.
İlgili bakanımıza da konu intikal etmiştir. O konuda bir
çalışma yapılıyor ve tahmin ediyorum ki, gerek Çukurova
yöresindeki, Antalya yöresindeki çiftçilerimizin gerekse diğer yörelerdeki
patates üreticilerinin sıkıntılarını yakın bir
zamanda aşacağız.
Ben, konuyu
gündeme getirdikleri için, milletvekilimize teşekkür ediyorum ve bölge
çiftçilerine de geçmiş olsun diyorum.
Sağ
olun efedim. (RP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sayın Musa Demirciye teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakan, aynı zamanda, gündemdışı söz verme imkânı bulamadığımız
diğer çiftçi bölgelerinin milletvekillerinin de sorunlarını ele
almak suretiyle, o ihtiyacı da karşılamış oldular;
ayrıca teşekkür ediyorum.
3. Adana Milletvekili Orhan
Kavuncunun, Doğu Türkistanda meydana gelen olaylara ilişkin
gümdemdışı konuşması
BAŞKAN
Şimdi, gündemdışı üçüncü söz sırası, Adana
Milletvekili Sayın Orhan Kavuncunun. Sayın Kavuncu, Doğu
Türkistandaki olaylarla ilgili olarak gündemdışı söz isteminde
bulunmuştur. (BBP ve RP sıralarından alkışlar)
Sayın
Kavuncu, konuşma süreniz 5 dakikadır.
Buyurun.
ORHAN
KAVUNCU (Adana) Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; Büyük
Birlik Partisi ve şahsım adına, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
4
Şubatta, Kadir Gecesinde, Çinin Uygur Özerk Bölgesi
yaptığı ve Çince -kazanılmış topraklar,
fethedilmiş topraklar- anlamına gelen Sincan ismini verdiği
Doğu Türkistanda cereyan eden olaylarla ilgili olarak söz almış
bulunuyorum.
Olaylar,
Doğu Türkistanın kuzeybatısında Kulca Şehrinde, Kadir
Gecesi Kuran okumak için bir araya gelmiş 30 civarında
hanımın bu eylemlerini, Kuran okuma isteklerini engelleyen ve
bunları karakola götüren Çin polisine karşı, oradaki
soydaşlarımızın tepkisiyle başlamıştır.
Karakolun önünde toplanan halka, Çinli polisler, bu hanımlardan 3ünün
cesedini dışarıya atmak suretiyle cevap vermişler ve bunun
üzerine olaylar, Kulcadan, Doğu Türkistanın bütün eyaletlerine,
bütün yerleşim yerlerine yayılmıştır. Şu ana
kadar aldığımız bilgilere göre, Kulcada, soydaşlarımızdan
196 kişi öldürülmüştür. 4 Şubat ilâ 7 Şubat tarihleri
arasında 3 500 kişinin tutuklandığı, 1 000den fazla
soydaşımızın yaralandığı gelen bilgiler
arasındadır. Olaylar, şu anda, Doğu Türkistanın her
tarafına yayılmış; ancak, Çin güvenlik kuvvetleri, Kulcada
sükûneti sağlamış, orada isyan halinde bulunan, tepkilerini,
öfkelerini bastıramayan soydaşlarımızı eğitim
kamplarına, temerküz kamplarına toplamış
bulunmaktadırlar.
Daha sonra,
bayram sabahı, sadece Başkent Urumçide, iki camide bayram
namazı kılınmasına müsaade eden ve uluslararası
basını da oraya götürmek suretiyle insan haklarına, sözde,
nasıl saygı gösterdiklerini ispat etmek isteyen Çin idaresi,
Doğu Türkistanın diğer yerleşim yerlerinde, bu bayram
namazı kılma işine müsaade etmediği için, halk tekrar
camilerin, mescidlerin önünde toplanmış ve Çinli askerlerle
aralarında, ister istemez çatışmalar
çıkmıştır. Şu anda, Hotan vilayetine bağlı
Karakaş, Guma ve Kargalıkta, sonra güneyde İlçi ve Lop isimli
yerleşim yerlerinde Çinli asker ve polislerden şehirler
arındırılmış; ancak, Çin güçleri de, bu yerleşim
yerlerini kuşatma altına almış bulunmaktadır.
Bu akan kana
dur denilmesi gerekmektedir. Anadolu insanının bölgeye ilgisiz
kalamayacağını buradan ifade etmek istiyorum. Turfanda
sözümüz, bölgenin Turfan şehrinden gelmektedir; orada, sebze ve meyveler
erken yetiştiği için, turfanda sözü gelişmiştir. Uygurlar,
Türk toplulukları arasında medeniyeti en önce kavramış,
benimsemiş bir topluluk olduğu için, medenî
karşılığı uygar sözü, bu Uygurlardan gelmiştir.
Divanü Lûgat-it Türkün yazarı Kaşgarlı Mahmut, bölgedeki
Kaşgar Şehrindendir. Dede Korkut hikâyeleri, bölgenin eseridir.
Dolayısıyla, Uygur durdukça, Dede Korkut durdukça, Turfan durdukça,
Kaşgar durdukça, Anadolu Türklüğünün bölgeye duygusal ilgisi devam
edecektir. (BBP sıralarından alkışlar)
Mesele,
Çinin içişlerine karışmak değildir; orada insan
hakları ihlal edilmektedir. Türkiye, AGİTi, Birleşmiş
Milletler İnsan Hakları İnceleme Komisyonunu, bölgeye gözlemci
heyetler göndermeye davet etmelidir. Dışişleri
Bakanlığı Sözcümüz Büyükelçi Sayın Akbelin protesto
gösterileri ile bayrağa saygısızlığı birbirine
karıştırmamak gerekir şeklindeki ifadelerini olumlu
buluyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kavuncu, konuşmanızı tamamlayın efendim.
ORHAN
KAVUNCU (Devamla) Türkiye, bütün uluslararası kuruluşlar nezdinde
etkinliklerde bulunmalı, hiçbir etkinlikten çekinmemelidir; çünkü, oradaki
soydaşlarımızın en tabiî insan haklarına, yaşama
haklarına sahip olması, bizim için, her türlü menfaatın üzerindedir.
Elbette,
Çinle dostane ilişkilerin gelişmesine evet diyoruz; ancak, orada
soydaşlarımızın kanları ve gözyaşları
akarken geliştirilecek dostluğun, bize hayır
getirmeyeceğini düşünüyoruz. Bu dostluk, bizim kadar, Çinin de
faydasınadır. Onun için, Çin yetkililerine her fırsatta
anlatmamız gerekiyor ki, Çinin bizimle dostluğunu
geliştirebilmesi, Doğu Türkistanda insanlıkdışı
uygulamalarından vazgeçmesiyle mümkündür.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Gündemdışı konuşan Adana Milletvekili Sayın Orhan
Kavuncuya teşekkür ediyorum.
Bu
konuşmaya Hükümet adına cevap verecek Sayın Bakan?.. Yok.
İki
adet Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum.
B)
GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1. Hatay Milletvekili Fuat Çay ve 25
arkadaşının, özelleştirme uygulamalarının
yarattığı sorunların tespiti ile alınması gereken
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/166)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiyede yapılan özelleştirmelerin
incelenmesi, aksaklıkların ortaya çıkarılması, ulusal
yararlar bakımından stratejik kuruluşlarla ilgili
özelleştirme uygulamalarının gözden geçirilmesi,
uygulamanın yarattığı sorunların ve çözüm önerilerinin
tespiti için Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılmasını saygılarımızla arz ederiz.
1. Fuat Çay (Hatay)
2. Yahya Şimşek (Bursa)
3. Haydar Oymak (Amasya)
4. Aydın Güven Gürkan (İzmir)
5. Ali Rıza Bodur (İzmir)
6. Celal Topkan (Adıyaman)
7. Bekir Kumbul (Antalya)
8. Yusuf Öztop (Antalya)
9. Ali Haydar Şahin (Çorum)
10. Nezir Büyükcengiz (Konya)
11. Metin Arifağaoğlu (Artvin)
12. Zeki Çakıroğlu (Muğla)
13. Önder Kırlı (Balıkesir)
14. Nihat Matkap (Hatay)
15. Mahmut Işık (Sıvas)
16. Ercan Karakaş (İstanbul)
17. Algan Hacaloğlu (İstanbul)
18. Birgen Keleş (İzmir)
19. Ali Şahin (Kahramanmaraş)
20. Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)
21. Ayhan Fırat (Malatya)
22. Ali Dinçer (Ankara)
23. Şahin Ulusoy (Tokat)
24. Erdoğan Yetenç (Manisa)
25. Fatih Atay (Aydın)
26. Mehmet Moğultay (İstanbul)
Gerekçe:
Türkiyede ekonomik sorunların
aşılmasında mucize bir formül olarak, gündeme getirilen
özelleştirme çerçevesinde yapılan uygulamalar sürekli
tartışma konusu olmuştur.
RP-DYP Hükümetinin denk bütçe ve kaynak yaratma
projeleri çerçevesinde özelleştirmeye önemli bir yer verilmiştir.
Gerçeklere dayalı olmayan bu projeler çerçevesinde özelleştirmeye
önemli yer verilmesi konuyu daha ciddileştirmektedir. Bu projeleri hayata
geçirmeye çalışırken kamu işletmelerinin ve
varlıklarının acelece, peşkeş çekme
yaklaşımıyla elden çıkarılmaya
çalışıldığına tanık olunmaktadır. Kimi
zaman mevcut yasalara aykırı olarak, kimi zaman yasaların
öngördüğü şartlardan kurtulmak için karşı hile
yollarını içeren uygulamalar kaygıları daha da
artırmaktadır.
Bu çerçevede
demir, çelik, telekomünikasyon, enerji santralları gibi, kârlı ve
ulusal yararlar bakımından stratejik kamu işletmeleri, tesisleri
elden çıkarılmaya çalışılmaktadır.
Siyasî
etkinin partizan tutumun özelleştirme uygulamalarına
yansıdığı bu uygulamalardan devletin zarar ettirildiği
yönünde ciddî kuşkular mevcuttur.
Özelleştirilen
kuruluşlarda yasalar ve özelleştirmeden güdülen amaçlara
aykırı davranıldığı da üzerinde durulması
gereken bir başka noktadır. Bu çerçevede, özelleştirme
bedellerinin düşük tutulması, işletmelere talip olanlara
kuruluşlardan para aktarılması, bu paralarla özelleştirme
teminatlarının karşılanması, taksitlerin
zamanında ödenmemesi, kuruluşların makine ve
teçhizatlarının başka bölgelere götürülmesi, işletmelerdeki
hurda olarak nitelenen malzemelerin ek gelir yaratması ve
özelleştirilen kuruluşlarda üretimin yapılmaması gibi
sorunlarla karşılaşılmaktadır.
Bu
nedenlerle, Türkiyede yapılan özelleştirmelerin incelenmesi, aksaklıkların
ortaya çıkarılması, ulusal yararlar bakımından
stratejik kuruluşlarla ilgili özelleştirme uygulamalarının
gözden geçirilmesi, uygulamanın yarattığı sorunların ve
çözüm önerilerinin tespiti için Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması
açılması zorunluluğu doğmuştur.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge
gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında
yapılacaktır.
İkinci
Meclis araştırması önergesini okutuyorum:
2. Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyan ve 33 arkadaşının, Bulgaristandan yurdumuza göç eden
soydaşlarımızın sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/167)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Bulgaristandan 1989 yılında, bilinen
sebeplerle Türkiyeye göç eden soydaşlarımızın çeşitli
sorunlarla karşı karşıya kaldıkları ve hâlâ
birçok sorunlarına maalesef bir çözüm bulunamadığı bir
gerçektir. 1989 yılında Türkiyeye göç eden
soydaşlarımızın önemli bir kısmına o tarihteki
Anavatan İktidarı döneminde konutları
yaptırılmış ve soydaşlarımız en asgarî
önemli bir kısmının konut sahibi olması
sağlanmıştır. Ancak, söz konusu göçmen
konutlarının halen bir kısmında, projelerde yer
almasına rağmen, bunca geçen zaman içerisinde sosyal tesis, okul,
cami, mezarlık, sağlık ocağı gibi bölümleri hâlâ
gerçekleştirilmemiş ve bu konutlara yerleştirilen soydaşlarımız
çeşitli sıkıntılarla başbaşa
bırakılmıştır.
31
Aralık 1992 yılı sonuna kadar gelen
soydaşlarımızın bir kısmı konut için para
yatırdıkları halde, o tarihten bu güne kadar konut sahibi
olamadıkları gibi, bugün bu konuyla ilgili sorunun nasıl
çözüleceğine dair bir bilgi dahi ilgililere verilmemektedir. Bazı soydaşlarımızın
çok düşük ücretlerle, âdeta karın tokluğuna bazı
işlerde çalıştırıldıkları da acı bir
gerçektir. Soydaşlarımızın Bulgaristandaki sosyal güvenlik
haklarıyla ilgili olarak ciddiye alınabilecek ve sonuç almaya yönelik
bir girişimin yapılmamış olduğunu da üzüntüyle
gözlemliyoruz. Yine yukarıdaki tarihe kadar Türkiyeye gelenlere
verilmiş olan ikâmet tezkerelerine rağmen, zaman zaman
soydaşlarımızın çeşitli sorunlarla karşı
karşıya kalmalarına mani olunamamış ve hâlâ bu
kapsamdaki soydaşlarımızın Türk tabiyetine geçme
işlemleri tamamlanamamıştır.
Ayrıca
1 Ocak 1993 tarihinden sonra çeşitli tarihlerde yurdumuza
yakınlarının yanına misafir, turist, grup veya çeşitli
yollarla gelip de geri dönmeyerek ailelerinin ve yakınlarının
yanlarında sığınan soydaşlarımızın
çocuklarının Millî Eğitim
Bakanlığımızın talimatları doğrultusunda
okullara alındıkları ve halen öğrenimlerine devam ettikleri
bir gerçektir. Büyük bir kısmının bu süre içerisinde
Bulgaristandaki mallarını ellerinden çıkarıp Türkiyede ev
bark sahibi oldukları ve Türkiye Cumhuriyeti tabiyetindekilerle evlenip
çoluk çocuk sahibi oldukları açık bir gerçektir. Bu konuyla ilgili
olarak, soydaşlarımızla ilgili kuruluşların Türk
Hükümetinden talepleri arasında, 1 Ocak 1993 ile 31 Aralık 1995
tarihleri arasında yukarıdaki yollardan Türkiyeye gelenlere son bir
kez, Türkiyede oturduklarını kanıtlamak kaydıyla,
ikâmetgâh tezkeresi verilmesi talebinde bulundukları bilinmektedir.
En son
İçişleri Bakanlığı genelgesiyle ikâmet tezkeresi
bulunmayan bütün soydaşlarımızın 1 Nisan 1997 tarihine
kadar Bulgaristana zorla gönderileceği ve bununla ilgili olarak
valiliklere talimat verildiği anlaşılmıştır. Bu
durum soydaşlarımız arasında haklı olarak
huzursuzluğa ve tepkiye yol açmıştır.
Bütün
yukarıdaki kısaca belirtilen konuların incelenmesi ve
soydaşlarımızın durumlarının
araştırmaya konu edilmesi, alınacak olan tedbirlerin tespiti,
soydaşlarımızın sorunlarının çözülmesi için gerekenlerin
neler olduğunun araştırılması ve neticede
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
gereğince bir araştırma komisyonu kurulmasını arz ve
teklif ederiz.
1. Yaşar Okuyan (Yalova)
2. M. Cavit Kavak (İstanbul)
3. Mustafa Cumhur Ersümer (Çanakkale)
4. Enis Sülün (Tekirdağ)
5. Şükrü Yürür (Ordu)
6. İbrahim Gürdal (Antalya)
7. Ahmet Alkan (Konya)
8. Murat Başeşgioğlu (Kastamonu)
9. Ahmet Kabil (Rize)
10. Yusuf Pamuk (İstanbul)
11. Recep Mızrak (Kırıkkale)
12. Yusuf Ekinci (Burdur)
13. Nabi Poyraz (Ordu)
14. Aslan Ali Hatipoğlu (Amasya)
15. İsmail Durak Ünlü (Yozgat)
16. Nejat Arseven (Ankara)
17. Cemil Çiçek (Ankara)
18. Güneş Taner (İstanbul)
19. Korkut Özal (İstanbul)
20. Hüsnü Sıvalıoğlu (Balıkesir)
21. Emin Kul (İstanbul)
22. Ersin Taranoğlu (Sakarya)
23. Ali Talip Özdemir (İstanbul)
24. Abdullah Akarsu (Manisa)
25. Hüsnü Doğan (İstanbul)
26. Rüştü Kâzım Yücelen (İçel)
27. Edip Safder Gaydalı (Bitlis)
28. Sami Küçükbaşkan (Antalya)
29. Erkan Mumcu (Isparta)
30. Ömer Ertaş (Mardin)
31. Cemal Özbilen (Kırklareli)
32. Miraç Akdoğan (Malatya)
33. Veysel Atasoy Zonguldak)
34. İbrahim Çebi (Trabzon)
MUSTAFA
RÜŞTÜ TAŞAR (Gaziantep) Sayın Başkan, ben de önergeye
katılıyorum.
HALİT
DUMANKAYA (İstanbul) Ben de katılıyorum Sayın
Başkan.
ÜNAL
YAŞAR (Gaziantep) Sayın Başkan, ben de
katılıyorum.
BAŞKAN
Sayın Mustafa Taşar, Sayın Halit Dumankaya ve Sayın Ünal
Yaşar da önergeye katıldıklarını belirttiler;
tutanağa geçti.
Efendim,
katılma isteminizi yazılı olarak Başkanlığa
duyurmanızı rica ediyorum.
Önerge
bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge,
gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşme, sırasında
yapılacaktır.
Bir gensoru
önergesi vardır; önerge bastırılıp sayın
milletvekillerine dağıtılmıştır.
Önerge 500
kelimeden fazla olduğu için özetini okutuyorum:
3. Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir
ve 41 arkadaşının, 4214 sayılı Yetki Kanununu kötüye
kullanmak suretiyle kamu personelinin ücret rejimiyle ilgili yanlış
ve adaletsiz politikalar izledikleri iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri
hakkında gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/10) (1)
(1) (11/10)
esas numaralı gensoru önergesi tutanağa eklidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
1- Ülkeyi
yönetenlerin ve özellikle hükümetlerin başarısında çok özel bir
önem ve yer taşıyan ve sayıları 2 milyona
yaklaşmış bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileriyle,
bunların 1 milyondan fazla sayıda emekli, dul ve yetimlerini ilgilendiren
personel rejiminde son dört beş yılda yaratılan ağır
bozulmaya ek olarak, Refahyol Hükümetinin, bilhassa 28.11.1996 tarih ve 4214
sayılı Yetki Kanunu çerçevesinde yapmış olduğu ve
rejimi tamamen yozlaştırarak altüst eden adaletsiz, ehliyetsiz ve
gelişigüzel uygulamaları, meselenin Yüce Meclisin huzuruna getirilmesini
zorunlu kılmış ve yetkisini kötüye kullanan Hükümet
hakkında gensoru önergesi verilmesi gereği duyulmuştur.
2. 1984-1991
yılları arasında kademeli şekilde yürürlüğe konulan
çok sayıda kanun hükmünde kararnameyle, kamu personelinin çeşitli
kesimleri arasında özlük hakları bakımından adalet ve
hizmet gereklerine uygun olarak tesis edilmiş bulunan dengeler, son üç
dört yıllık dönemde maaş katsayılarının
yanlış ve tutarsız bir şekilde tespit edilmesi neticesinde
tamamen bozulmuş, bilhassa 1994 ve 1995 yıllarında aylık
katsayıları sabit tutularak, emekliliğe esas aylık, toplam
maaş içerisinde iyice gerilemiş, bu durum, sosyal güvenlik
kurumlarına yapılan kesintileri de azaltarak, sosyal güvenlik
sistemine, diğer büyük yanlışların yanı sıra, bu
yönden de zarar verilmiştir.
3. Kamu
personeli ücret rejiminin, ciddî hazırlık isteyen,
çalışanlar, emekliler, hizmet sınıfları,
hiyerarşik kademeler ve kariyer memuriyetler arasında hem yatay hem
de dikey olarak sağlıklı ve duyarlı dengeler
kurulmasını gerektiren bir olgu olduğu dikkate alınmadan
ortalama ücret artışı adı altında, konuyu, sadece
basit bir aylık artışı olarak değerlendiren 1992
sonrası yaklaşımının halen devam ettiğini
görmekteyiz.
4. Nitekim,
21 Aralık 1996 tarihli ve 568 sayılı Kanun Hükmünde Kararname
ile 25 Ocak 1997 tarih ve 569 sayılı Kararnamelerle yapılan
düzenlemeler, önce savunma ve güvenlik kuvvetleri arasındaki, sonra da ek
zam verilmeyen diğer hizmet sınıfları arasındaki ve
nihayet, çalışanlarla emekli olan kamu görevlileri arasındaki
unvan, rütbe ve maaş dengelerini tamamen bozmuştur.
5. a) Bütçe
görüşmeleri sırasında yüzde 90lar dolayında seyreden
enflasyon önünde, hiç olmazsa malî yılın ilk yarısı için
yüzde 50 artış yapılmasına ilişkin Anavatan Partisi
olarak yaptığımız teklifleri Hükümet reddetmiş,
şimdi, bu yanlışını, Yetki Kanununu amacından
saptırıp, yanlış uygulayarak telafiye
çalışmaktadır.
b)
Yapılan düzenlemeleri karşılayacak ödenek bütçede yoktur.
Yıl içinde personel için eködenek kanunu çıkarılması
zorunlu hale gelmiştir. Bütçenin öz gelirlerini artıracak ciddî bir
gelir politikası da, zaten, benimsenmemiştir. Hayalî kaynaklarla,
topluma, son derece yanıltıcı mesajlar verilmektedir.
c)
Başbakan eködeme, kuruluşun içindeki dengeleri kurmak içindir,
herkese eşit zam vermek adaletsizliktir şeklinde beyanlarda
bulunmasına rağmen, şu ana kadar, bunun tam aksini
yürürlüğe koyarak, hem yatay hem dikey dengeleri daha da bozmuş,
adaletsizliği ve Meclisin verdiği yetkiyi kötüye kullanmayı
kendisi yaratmıştır.
d) Hizmet
sınıfları arasında ayırımcılık
yapılmıştır.
e) Aynı
sınıf içerisinde bile ayırımcılık
yapılmıştır.
f) Emekliler
hiç dikkate alınmamış, çalışanlarla emekliler
arasındaki farklılıklar hem yatay hem dikey olarak
bozulmuştur.
g)
Enflasyonun, tüm çalışanları, emeklileri etkilediği
gözardı edilmiştir.
h) Hükümet
üyeleri birbirlerini nakzeden, gerçekçi olmayan beyanlarda bulunmuşlar,
verdikleri sözü tutmamış ve tutamamışlar,
güvenilirliklerini zedelemişlerdir.
ı) Her
bir hizmet sınıfı için basit düzenlemeler, uzun
çalışmayı gerektiriyormuş gibi takdim edilmiş, konu
istismar edilerek çalışanlar üzerinde nüfuz
kullanılmıştır.
j) Hükümet,
ek zam farklılığını yaratmak suretiyle, memurumuza,
cumhuriyet tarihimizin en büyük haksızlığını ve
adaletsizliğini yapmıştır. Personel rejiminin
yürürlüğe konulduğu 1970li yılların başında dahi
zam verilmesinde hizmet sınıfları arasında bugün
yapıldığı gibi yüzde 40lara ulaşan düzeyde
farklılıklar yapılmamıştır.
Yukarıda
kısaca açıklandığı ve ekli raporumuzda da
ayrıntılı bir biçimde sunulduğu üzere, Hükümet, Yetki
Kanununu yanlış kullanmaktadır; tehlikeli surette kötüye
kullanmaktadır; bilgili ve adaletli bir davranış
sergileyememektedir.
Bütün bu
nedenlerle, Hükümet hakkında, Anayasanın 99 uncu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 106 ncı maddeleri uyarınca
gensoru açılması hususundaki işbu önergemizi gereği için
müsaadelerinize saygılarımızla arz ederiz.
1. Biltekin
Özdemir (Samsun)
2. Miraç
Akdoğan (Malatya)
3.
Yıldırım Aktürk (Uşak)
4. Metin
Gürdere (Tokat)
5. Hayrettin
Uzun (Kocaeli)
6. Ekrem
Pakdemirli (Manisa)
7. Mehmet
Ali Bilici (Adana)
8. Mahmut
Bozkurt (Adıyaman)
9. Hüseyin
Yayla (Hatay)
10. Abbas
İnceayan (Bolu)
11. Yücel
Seçkiner (Ankara)
12. Yusuf
Namoğlu (İstanbul)
13. Naim
Geylani (Hakkâri)
14.
Nizamettin Sevgili (Siirt)
15.
İrfan Köksalan (Ankara)
16.
Şinasi Altıner (Karabük)
17. Ahmet
Neidim (Sakarya)
18. Eyüp
Cenap Gürpınar (Şanlıurfa)
19. Refik
Aras (İstanbul)
20. Emin Kul
(İstanbul)
21. Nejat
Arseven (Ankara)
22.
İbrahim Özsoy (Afyon)
23. Kaya
Erdem (İzmir)
24.
Işın Çelebi (İzmir)
25. Mehmet
Sağdıç (Ankara)
26.
Yaşar Eryılmaz (Ağrı)
27.
Şükrü Yürür (Ordu)
28. Seyit
Eyüpoğlu (Şanlıurfa)
29.
Yılmaz Karakoyunlu (İstanbul)
30. Metin
Öney (İzmir)
31. Hüsnü Doğan
(İstanbul)
32. Esat
Bütün (Kahramanmaraş)
33.
İrfan Demiralp (Samsun)
34. Hüsnü
Sıvalıoğlu (Balıkesir)
35. Ersin
Taranoğlu (Sakarya)
36. Murat
Başesgioğlu (Kastamonu)
37. Adil
Aşırım (Iğdır)
38. Aslan
Ali Hatipoğlu (Amasya)
39. Mahmut
Oltan Sungurlu (Gümüşhane)
40.
Abdulkadir Baş (Nevşehir)
41. Yusuf
Selahattin Beyribey (Kars)
42.
İsmail Durak Ünlü (Yozgat)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Gensoru
önergesinin görüşme günü, Danışma Kurulunca daha sonra
belirlenerek, Genel Kurulun oyuna sunulacaktır.
Sayın
milletvekilleri, şimdi, gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
V.
SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1. (10/108) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN
Polis tarafından dinlenen telefonlar hakkındaki iddiaları
araştırmak amacıyla, Genel Kurulun 28.1.1997 tarihli 51 inci
Birleşiminde kurulan (10/108) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca
gösterilen adayların listesi, basılıp, sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi,
listeyi okutup oylarınıza sunacağım:
Polis
Tarafından Dinlenen Telefonlar Hakkındaki İddiaları
Araştırmak Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi (10/108)
Adı Soyadı Seçim
Çevresi
RP
Sıtkı Cengil Adana
Suat Pamukçu Bayburt
Şeref Malkoç Trabzon
ANAP
Adil Aşırım Iğdır
İsmail Durak Ünlü Yozgat
DYP
Ünal Erkan Ankara
İlyas Yılmazyıldız Balıkesir
DSP
Çetin Bilgir Kars
CHP
Sabri Ergül İzmir
BAŞKAN
Listeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Meclis
araştırması komisyonuna seçilen arkadaşlarıma
başarılar diliyorum.
Meclis
araştırması komisyonuna seçilmiş bulunan sayın
üyelerin, 27 Şubat 1997 Perşembe günü saat 11.00de anabina zemin kat
PTT karşısındaki 172 numaralı Meclis soruşturması
komisyonları toplantı salonunda toplanarak başkan,
başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Komisyonun
toplantı yer ve saati ayrıca ilan tahtalarına da
asılmıştır.
Sayın
milletvekilleri, gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
VI. SORULAR
VE CEVAPLAR
A)
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesine
bağlı bazı köy ve mezralarda kapalı bulunan okullara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/205)
BAŞKAN
1 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesine bağlı
bazı köy ve mezralarda kapalı bulunan okullara ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sorusu vardır.
Sayın
Bakan?.. Yok.
Bu önerge,
daha önce iki defa cevaplandırılmadığı için,
İçtüzüğün 98 nci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden
çıkarılmıştır.
2. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde
branş öğretmeni ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/206)
BAŞKAN
2 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde branş
öğretmeni ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sorusu vardır.
Sayın
Millî Eğitim Bakanı?.. Yok.
Bu önerge,
daha önce iki defa cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesi gereğince yazılı soruya
çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.
3. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesinde
yapımı devam eden lojmanlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/207)
BAŞKAN
3 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesinde yapımı
devam eden lojmanlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sorusu
vardır.
Sayın
Millî Eğitim Bakanı?.. Yok.
Bu önerge,
üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge, gündemden
çıkarılmıştır.
4. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Hamur - Köşk ve Tükenmez
köyleri arasındaki yola köprü yapılmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/208)
BAŞKAN
4 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sayın Sıddık
Altayın, Ağrı-Hamur-Köşk ve Tükenmez Köyleri
arasındaki yola köprü yapılmasına ilişkin, Devlet
Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.
Soruyu
cevaplayacak Devlet Bakanı?.. Genel Kurulda hazır
bulunmadığından, görüşmeyi tamamlayamıyoruz.
Bu önerge de
üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir. Önerge, gündemden
çıkarılmıştır.
5. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesindeki
Sağlık Merkezine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/209)
BAŞKAN
5 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesindeki sağlık
merkezine ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru önergesinin
görüşmelerine geçiyoruz.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Sağlık Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
bulunmuyor.
Bu önerge de
üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge, gündemden
çıkarılmıştır.
6. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının Hamur İlçesindeki
Merkez Sağlık Ocağının onarım ve kalorifer
tesisatı ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/210)
BAŞKAN
6 ncı sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesindeki Merkez
Sağlık Ocağının onarım ve kalorifer tesisatı
ihtiyacına ilişkin, Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesinin görüşmesine başlıyoruz.
Soru
önergesini cevaplandıracak Sayın Bakan ?..Genel Kurul salonunda
bulunmadığından görüşme tamamlanamamıştır.
Bu önerge,
üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden
çıkarılmıştır.
7. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Sağlık kuruluşlarında,
Sağlık Meslek Liselerinden mezun olanların
görevlendirilmemelerine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/211)
BAŞKAN
7 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, sağlık kuruluşlarında, sağlık
meslek liselerinden mezun olanların görevlendirilmemelerine ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmadığından görüşme tamamlanamamıştır.
Bu önerge de
üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden
çıkarılmıştır.
8. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrının, Taşlıçay
İlçesindeki hastane ve lojman inşaatına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/212)
BAŞKAN
8 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının, Taşlıçay İlçesindeki
hastane ve lojman inşaatına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır..
Önergeyi
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmadığından, görüşme yapılamamaktadır.
Bu önerge de
üç birleşim içerisinde cevaplandırılmadığından,
İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca
yazılı soruya çevrilecektir; önerge gündemden
çıkarılmıştır.
9. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı ve ilçelerinin kütüphane
ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/214)
BAŞKAN
9 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı ve ilçelerinin kütüphane ihtiyacına
ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır.
Böylece, bu
önerge de üç birleşim içinde
cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci
maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya
çevrilecektir; önerge, gündemden çıkarılmıştır.
10. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Patnosda Büyük Klima
İstasyon Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/219)
BAŞKAN
10 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Patnosda Büyük Klima İstasyon
Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan var mı?.. Önergeyi cevaplayacak Sayın
Bakan Genel Kurulda hazır bulunmadığından, önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
11. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Eleşkirt Meteoroloji
İstasyonunun ne zaman açılacağına ilişkin Devlet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/220)
BAŞKAN
11 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Eleşkirt Meteoroloji İstasyonunun ne
zaman açılacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
12. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Hamur İlçesine
Meteoroloji İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/221)
BAŞKAN 12 nci sırada, Ağrı Milletvekili
Sıddık Altayın, Ağrı-Hamur İlçesine Meteoroloji
İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır; bu
önerge de ertelenmiştir.
13. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman
inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/222)
BAŞKAN
13 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi yer
almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Sağlık Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
14. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Patnos Spor Salonu
inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/223)
BAŞKAN
14 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Patnos Spor Salonu inşaatına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergenin
görüşülebilmesi için Sayın Bakanın Genel Kurul salonunda
hazır bulunması gerekiyor. Şu anda, önergeyi cevaplayacak
Sayın Bakan?.. Bulunmadığından önergenin görüşülmesi
ertelenmiştir.
15. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Hamur İlçesi
Ceylanlı -Kamışlı köyleri arasında
bağlantıyı sağlayacağı belirtilen köprü
yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/224)
BAŞKAN
15 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Hamur İlçesi
Ceylanlı-Kamışlı köyleri arasında
bağlantıyı sağlayacağı belirtilen köprü
yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi yer
almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır
bulunmadığından, önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.
16. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İli ve ilçelerindeki
elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/225)
BAŞKAN
16 ncı sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır; bu sebeple önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
17. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, OYAKın üyelerine yaptırmak
istediği konutlarla ilgili birim fiyatına ilişkin Millî Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/226)
BAŞKAN
17 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, OYAKın üyelerine yaptırmak istediği konutlarla
ilgili birim fiyatına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü
soru önergesi yer almaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Millî Savunma Bakanı?.. Genel Kurul
salonunda bulunmamaktadır; bu sebeple, sözlü sorunun görüşülmesi
ertelenmiştir.
18. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Diyadin İlçesinin spor
sahası ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/228)
BAŞKAN
18 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, AğrıDiyadin İlçesinin spor sahası
ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi yer
almaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmesi
ertelenmiştir.
19. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Diyadin İlçesinde bulunan
kaplıcaların, sosyal tesis ihtiyacına ilişkin Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/229)
BAŞKAN
19 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın AğrıDiyadin İlçesinde bulunan
kaplıcaların, sosyal tesis ihtiyacına ilişkin Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Turizm Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır; bu sebeple, 19 uncu sıradaki önergenin
görüşülmesi de ertelenmiştir.
20. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Şekerova Barajı projesine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/230)
BAŞKAN
20 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın Şekerova Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır; bu sebeple, bu önergenin görüşülmesi de
ertelenmiştir.
21. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, E-80 Karayoluna ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/232)
BAŞKAN
21 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın E80 Karayoluna ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Bu önergeyi
cevaplayacak...
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, ben cevap
vereceğim.
BAŞKAN Önergeyi cevaplamak üzere, Hükümet
adına, bir Sayın Bakan söz istemiştir.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun karayollarından sorumlu Bayındırlık ve İskân
Bakanı tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Sıddık
Altay
Ağrı
Eleşkirt-Ağrı-Taşlıçay-Diyadin-
Doğubeyazıt ve Gürbulak, uluslararası yol niteliğindeki
E-80 karayolunda bulunan uğrak noktalarıdır. Ağır
tonajlı vasıtaların geçtiği bu karayolu büyük tahribata
uğramış ve ölümcül trafik kazalarının meydana
gelmesine yol açmıştır.
Bu karayolumuzun satıh kaplamasının yenilenmesi için 1996
yılı için planınız var mıdır? Varsa, ne zaman
başlanacaktır?
BAŞKAN Soruyu, Bayındırlık ve İskân
Bakanı adına cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün
söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan.
Sayın Bakan, konuşma süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Ağrı Milletvekilimiz Sayın
Sıddık Altaya, Ağrı İlinin sorunlarına
gösterdiği bu yakın alakadan dolayı öncelikle
teşekkürlerimi arz ediyorum.
Bu sorular, Hükümetimizden önce görev yapan 53 üncü Hükümet döneminde, o
zamanın Sayın Başbakanı ve bakanlarına tevcih
edilmiş sorulardır.
Şimdi, huzurunuzda arz edeceğim cevap da, maalesef, üzerinden
altı ay, yedi ay geçmiş, 28 Haziran 1996 tarihini taşıyan
ve o günün şartları içerisinde hazırlanmış bir
cevaptır.
Cevabı şöyle arz ediyorum:
Eleşkirt-Ağrı-Taşlıçay-Doğubeyazıt-Gürbulak
yolu; Aras ayrımı-Eleşkirt 49 kilometre. Türkiye Büyük Millet
Meclisince verilen eködenekle yolun temel ve asfalt mıcırı
malzemesi temini ihalesi yapılmış olup, malzeme üretimi devam
etmektedir. Yolun 19 kilometrelik kesimine temel malzemesi çekilmiş,
diğer kesimlere de devam eden malzeme çekim işi bitirildikten sonra
yolun asfalt onarımı yapılacaktır.
Eleşkirt-Ağrı arasındaki kaplamada herhangi bir
sorun bulunmadığından bu kısımda bir çalışma
yapılmayacaktır.
Ağrı-Taşlıçay-Diyadin
ayrımı 52 kilometre; 12 kilometre astarsız sathî kaplama olarak
1996 yılı programında yer almaktadır. Geri kalan kesim
için, Türkiye Büyük Millet Meclisince verilen eködenekle astarlı sathî
kaplama onarımı yapılacaktır.
Yolun temel
ve asfalt mıcırı temini ihalesi yapılmış, malzeme
üretimi devam etmektedir. Bu kesimde astarsız ve astarlı sathî kaplama
onarımı yapılacaktır.
Diyadin
ayrımı-Doğubeyazıt-Gürbulak yolu, 76 kilometre; 1988
yılında sıcak karışım ihalesi
yapılmış, iş devam ederken, 1994 yılında
çıkan kararname doğrultusunda, müteahhit firma tarafından
tasfiye edilmiştir. Çaldıran ayrımı-Doğubeyazıt-Gürbulak
arası (42 kilometre) sıcak karışım olarak
tamamlanmıştır. Diyadin ayrımı-Çaldıran
ayrımı arası, 1996 yılı bitümlü sıcak
karışım programında 9,5 milyar lira ödenekle yer almakta
olup, bitümlü sıcak karışım kaplama ihalesi 1996
yılı içerisinde yapılacaktır.
Tabiî, bu
-geçen yıl da arz ettiğim gibi- inşallah yapılmış
hizmetlerdir. Sayın Sıddık Altay tarafından, son durumu
sual eden bir yazılı soru önergesi tevcih edildiği takdirde,
Bayındırlık ve İskân Bakanlığımız
tarafından kendilerine gereken cevap takdim edilecektir.
Saygılarımla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir saniye... Kürsüde bekler misiniz; sayın soru
sahibinin bir söyleyeceği varsa, ara vermeden onu da cevaplayalım.
Sayın
Sıddık Altay, bir talebiniz var mı?
MEHMET
SIDDIK ALTAY (Ağrı) Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Son
durumu, bir yazılı soru önergesiyle öğreneceğim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
22. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Doğubayazıt
İlçesinde yapımına başlanan sağlık
ocağına ve sağlık personeli ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/233)
BAŞKAN
22 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Doğubeyazıt İlçesinde
yapımına başlanan sağlık ocağına ve
sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi vardır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
Önerge
sahibi Sayın Sıddık Altay Genel Kurul salonunda bulunduğu
için, bu cevaplamalarla ilgili görüş belirtme hakkı vardır; söz
isterse kendisine söz verebilirim.
23. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı ve ilçelerinde yapımı
devam eden hastane ve sağlık ocaklarına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/234)
BAŞKAN
23 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık Altayın,
Ağrı ve ilçelerinde yapımı devam eden hastane ve
sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Sağlık Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
hazır bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmesi
ertelenmiştir.
24. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Eleşkirt İlçesindeki
Devlet hastane ve sağlık ocaklarındaki sağlık
personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/235)
BAŞKAN
24 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Eleşkirt ilçesindeki devlet hastane ve
sağlık ocaklarındaki sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Sağlık Bakanı?.. Genel Kurulda
hazır bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmesi
ertelenmiştir.
25. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Eleşkirt İlçesindeki
il kütüphanesinin hizmet binası ihtiyacına ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/236)
BAŞKAN
25 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı-Eleşkirt İlçesindeki il kütüphanesinin
hizmet binası ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü
soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Kültür Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmesi
ertelenmiştir.
26. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Doğubayazıt
İlçesinde yapımı sürdürülen kültür sitesi inşaatına
ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/237)
BAŞKAN
26 ncı sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı Doğubayazıt İlçesinde
yapımı sürdürülen kültür sitesi inşaatına ilişkin
Kültür Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Kültür Bakanı?.. Şu anda Genel Kurul salonunda
hazır bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmesi ertelenmiştir.
27. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İlçelerinde öğretmen
evi yapılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/238)
BAŞKAN
27 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı ilçelerinde öğretmen evi yapılmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Soru
önergesini cevaplayacak Sayın Millî Eğitim Bakanı?.. Genel
Kurulda hazır bulunmamaktadır; bu sebeple, önergenin görüşülmsi
ertelenmiştir.
28. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı Eleşkirt İlçesinde
yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/239)
BAŞKAN
28 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı Eleşkirt İlçesinde yapımı
devam eden imam hatip lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Millî Eğitim Bakanı?.. Genel Kurulda
hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
29. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı - Doğubayazıt
İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/240)
BAŞKAN
29 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı Doğubeyazıt İlçesinde
yapımı devam eden imam hatip lisesine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Millî Eğitim Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
30. Bayburt Milletvekili Suat
Pamukçunun, bazı enerji nakil hatlarının ihalesine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)
BAŞKAN
30 uncu sırada, Bayburt Milletvekili Suat Pamukçunun, bazı enerji
nakil hatlarının ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?.. Genel Kurul
salonunda bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
31. Çanakkale Milletvekili Ahmet
Küçükün, köy korucularına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/242)
BAŞKAN
31 inci sırada, Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçükün, köy
korucularına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın İçişleri Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
hazır bulunmamaktadır; bu sebeple, soru önergesinin görüşülmesi
ertelenmiştir.
32. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Türkiyeye çeşitli kaynaklardan
yapılacak yardımlardan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine bir
pay ayrılıp ayrılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/243)
BAŞKAN
32 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Türkiyeye çeşitli kaynaklardan yapılacak
yardımlardan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine bir pay
ayrılıp ayrılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesi cevaplayacak Devlet Bakanı?.. Genel Kurul salonunda hazır
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
33. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı Sigorta Hastanesinin
sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati Çelikin cevabı
(6/244)
BAŞKAN
33 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı Sigorta Hastanesinin sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Sayın
Bakan?.. Burada.
Önergeyi
tekrar okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Mehmet
Sıddık Altay
Ağrı
Ağrı
Sigorta Hastanesinde 2 pratisyen hekim ve 6 hemşire görev
yapmaktadır. Ağrı İli ve 7 ilçesinde binlerce
sigortalı bulunmaktadır. Gerek sigortalıları gerekse
ailelerini tedavi edecek uzman hekim sigorta hastanesinde
olmadığından, Erzurum ve Ankaradaki hastanelere sevk
edilmektedir. Bu da, hastaların tedavisini geciktirmekte, aynı
zamanda, işgücü kayıplarına neden olmaktadır. Şimdiye
kadar neden sigorta hastanesine uzman hekim tayin edilmemiştir? Yeterli
uzman hekim, ebe, sağlık memuru, hastane müdürü 1996 yılı
içinde tayin edilecek mi?
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
Konuşma
süreniz 5 dakikadır.
ÇALIŞMA
VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI NECATİ ÇELİK (Kocaeli) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ağrı
Milletvekili Sayın Mehmet Sıddık Altayın SSK
Ağrı Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere
huzurlarınızda bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, Sayın Altayın soru önergesi 1996
yılının haziran ayında verilmiştir. Bakanlık
görevine geldiğimden hemen sonra, Sayın Milletvekilinin ivedilikle
bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla, kendilerine, 26 Temmuz 1996
tarihinde yazılı bir cevap göndermiştim. Şimdi, o tarihten
bu yana meydana gelen gelişmelerle birlikte, durumu, bir kez daha Yüce
Genel Kurula arz etmek istiyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, geçtiğimiz dönemde,
Başbakanlığın tasarruf tedbirleriyle ilgili genelgeleri
nedeniyle SSK sağlık tesislerinin personel ihtiyacının
karşılanması, ne yazık ki mümkün olmamıştır.
Personel yetersizliği nedeniyle, inşaatı tamamlanan bazı
hastaneler açılamamış, bazılarında ise düşük
kapasiteyle hizmet verilmesi öngörülmüştür.
Hükümetimizin
konuya verdiği önemin bir sonucu olarak, bu dönemde, açık
kadrolarımızın bir bölümüne atama yapılması konusunda
gerekli çabanın gösterildiği, Muhterem Heyetinizin
malumlarıdır.
Sayın
Milletvekilimizin soru önergesini verdiği tarihten bu yana, yapılan
atamalarla, pratisyen hekim adedi 2den 4e, hemşire adedi 6dan 8e
çıkarılmış; ayrıca, 1 uzman hekim
atanmıştır. İdarî personel eksikliğinin giderilmesi
için sınavla alınan personel arasından, Ağrı
Hastanesine 1 memur, 1 şoför, 1 bekçi ve 4 hizmetli
atanmıştır. Doktor ve hemşire takviyesi bundan sonra da
sürdürülecektir.
Muhterem
Heyetin ve Değerli Milletvekilimizin bilgilerine, saygıyla arz
ediyorum.
Sağ
olun efendim.
BAŞKAN
Sözlü soru önergesini cevaplayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Sayın Necati Çelike teşekkür ediyorum.
Soru
sahibinin bir sözü var mı efendim? Yok.
Buyurun
Sayın Bakan; teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, sözlü soruların görüşülmesine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
34. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Hamur İlçesinin bazı köylerinin imam
ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
Nevzat Ercanın cevabı (6/245)
BAŞKAN
34 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrının Hamur İlçesinin bazı
köylerinin imam ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Başbakan veya sayın bakan?.. Soru önergesini
Sayın Başbakan adına cevaplamak üzere, Devlet Bakanı
Sayın Nevzat Ercan hazır bulunmaktadır.
Soruyu
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, Başbakan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim.
Saygılarımla.
M.
Sıddık Altay
Ağrı
Ağrının Hamur İlçesi
Müftülüğüne bağlı 47 köyden sadece 14 köyde kadrolu imam
bulunmaktadır. Halkın dinî vecibelerini yerine getirmek için önem
taşıyan imamlık kadrosunun boş tutulması, kabul
edilebilir bir yönetim şekli değildir.
Boş olan 33 imam kadrosuna, 1996 yılı
içerisinde atama yapılacak mı? Yapılmayacaksa nedenleri?..
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
Cevap süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) Sayın
Başkan, muhterem milletvekilleri; ağrı milletvekilimiz
Sayın Sıddık Altaya ait soruya cevap vermek üzere
huzurlarınızdayım; Yüce Heyetinize saygılar sunarım.
Ağrının Hamur İlçesinde bulunan
köylerden 37sinde imam-hatip kadrosu vardır. Bu ilçemizde, 7 köyün
imam-hatip kadrosu bulunmamaktadır. Kadro kifayetsizliği sebebiyle,
bu köylere kadro tahsisi yapılamadığından, imam-hatip
ataması da bugüne kadar yapılamamıştır; ancak,
imam-hatip kadrosu bulunan 37 köyden 22sinde görevli bulunmakta olup, 15inde
görevli bulunmamaktadır.
Demek ki,
değerli arkadaşımızın bu soruyu sorduğu
tarihlerde, soru önergesinde zikrettiği, ancak 14 kadrolu imam
bulunduğu şeklindeki açıklaması sonrası,
biliyorsunuz, Türkiye genelinde, 77 ilde
-3 il hariç- sınav yapılarak, 3 100 adet imam-hatibin ataması
yapıldı. Ataması yapılan 3 100 adet imam-hatipten de 8
adedinin, Hamur İlçesindeki imam hatip bulunmayan camilerimize
atandığı -o tarihten sonra- ortaya çıkmış
bulunmaktadır. Şimdi, görevli
bulunmayan, kalan 15 camimize de imam-hatip atamaları için atama izni
beklenmektedir. Atama izni sağlanabildiği takdirde, belki, yine, bu,
boş olan 15 camimize kısmen atama yapılabilecektir.
Yüce
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Sözlü soruyu cevaplandıran Devlet Bakanı Sayın Nevzat Ercana
teşekkür ediyorum.
Önerge
sahibinin bir sözü var mı efendim?
MEHMET
SIDDIK ALTAY (Ağrı) Sayın Bakana teşekkür ediyorum
efendim.
BAŞKAN
Önerge sahibi de teşekkür ediyorlar.
Sözlü soru
cevaplandırılmıştır.
35. Adana Milletvekili Tuncay
Karaytuğun, Mersin Gümrüğü ve limanındaki bazı kamu
görevlilerinin rüşvet aldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/246)
BAŞKAN
35 inci sırada, Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğun, Mersin
Gümrüğü ve Limanındaki bazı kamu görevlilerinin rüşvet
aldığı iddiasına ilişkin, Başbakandan sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
36. Adıyaman Milletvekili Ahmet
Çelikin, Fırat Nehri üzerinde bir köprü yapılmasına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/247)
BAŞKAN
36 ncı sırada, Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelikin,
Fırat Nehri üzerinde bir köprü yapılmasına ilişkin,
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
yer almaktadır.
Önergeyi,
Bayındırlık ve İskân Bakanı adına cevaplamak
üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün söz istemiştir.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından
sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Ahmet Çelik
Adıyaman
Soru:
Atatürk Baraj sularının yükselmesiyle Adıyaman-Diyarbakır
karayolu trafiğe uzun yıllardır kapalıdır. Bu yolun
trafiğe açılması için, Fırat Nehri üzerinde köprü
yapılması düşünülüyor mu? Köprü yapımı
düşünülüyorsa, ihalesi ne zaman yapılacak ve mevzubahis köprü ne
zaman bitirilecektir?
BAŞKAN
Sayın Bakan, cevap süreniz 5 dakikadır; buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Adıyaman
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Çelik tarafından, yine, bizden önceki
hükümete tevcih edilmiş olan ve 16 Temmuz 1996 tarihi itibariyle
hazırlanan cevabı bilgilerinize arz ediyorum.
Atatürk
Baraj gölünde su tutulmaya başlandıktan sonra,
Adıyaman-Diyarbakır devlet yolundaki Nissibi Köprüsü sular
altında kalmış ve bu yolun alternatifi olarak da,
Adıyaman-Kâhta-Narince 9 uncu Bölge hududu yolu yapılmıştır.
Ayrıca, baraj gölünden feribotla Diyarbakıra bağlantı
sağlanmıştır.
Bu nedenle,
sözü edilen güzergâhta ve baraj gölü üzerinde bir köprü yapımı çok
yüksek maliyeti gerektirdiğinden, şimdilik düşünülmemektedir.
Bilgilerinize
saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN
Önerge sahibinin bir söyleyeceği?.. Yok.
Önerge
cevaplandırılmıştır.
Önergeyi
cevaplayan Devlet Bakanı Lütfü Esengüne teşekkür ediyorum.
37. Adıyaman Milletvekili Ahmet
Çelikin, Adıyamanda yapımı süren hava meydanının
hizmete açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/248)
BAŞKAN
37 nci sırada, Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelikin,
Adıyamanda yapımı süren hava meydanının hizmete
açılmasına ilişkin, Ulaştırma Bakanından sözlü
soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
38. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Bir gazetede yayımlanan Patrikhane TCyi
takmıyor başlıklı haberde yer alan iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/249)
BAŞKAN
38 inci sırada, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, bir
gazetede yayımlanan Patrikhane Türkiye Cumhuriyetini takmıyor
başlıklı haberde yer alan iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Başbakan veya cevap verecek Sayın Bakan?..
Genel Kurul salonunda hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
39. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama
inşaatlarının personel yetersizliğine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)
BAŞKAN
39 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama
inşaatlarının personel yetersizliğine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
40. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaşın bir gazetede yer alan
bazı sözlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
Lütfü Esengünün cevabı (6/251)
BAŞKAN
40 ıncı sırada, Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Rauf Denktaşın, bir gazetede yer alan bazı sözlerine
ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
delaletlerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Prof.
Dr. Mustafa Ünaldı
Konya
Sorular:
25.5.1996
tarihli Akit Gazetesinde yer alan bir haberde, Sayın Denktaşın
Kıbrıs, tarihte görülmemiş ölçüde sahipsiz ve desteksiz
bırakılıyor sözlerine yer verilmektedir.
1- Haberdeki
iddia doğru mudur?
2-
Doğruysa, bunun İsraille ilişkilerle ilgisi var
mıdır?
3-
Doğruysa, bunun gümrük birliğiyle ilgisi var mıdır?
BAŞKAN
Sözlü soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü
Esengün söz istemişlerdir.
Buyurun
efendim.
Cevap
süreniz 5 dakikadır.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Konya Milletvekili Sayın Ünaldının sualine
cevaplarımızı arz ediyorum.
Kıbrıs
Türkünün ve Kıbrıs davasının sahipsiz ve desteksiz
bırakılması gibi bir durum söz konusu olamaz. Türkiye,
Kıbrıs Türkünün özgürlük ve adalet mücadelesini, bugün kadar, tüm
imkânlarıyla desteklemiştir; bu desteğini gelecekte de
sürdürmekte kararlıdır. Bu kararlılığın en son
göstergesi, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Denktaş arasında
28 Aralık 1995 tarihinde imzalanan ve Türkiyenin Kıbrıs
davasındaki tam ve sarsılmaz siyasî desteğini gösteren ortak
bildiridir.
Türkiye,
Kıbrıs Türk halkının ekonomik kalkınmasının
ve refah düzeyinin yükseltilmesi amacıyla da çabalarını
sürdürmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde üretilen tüm
ürünlerin, Türkiyeye gümrüksüz ihraç edilmelerine imkân sağlayacak
şekilde kıyı ticareti kapsamına alınması, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetine turist taşıyan charter uçaklarının
zorunlu olarak ülkemize yaptıkları touch down için ödedikleri
meblağın tarafımızdan karşılanması gibi
tedbirler, bu yöndeki çabalarımızın ürünleridir.
Amaç, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini, üretime ve ihracata dönük,
rekabet edebilen bir yapıya kavuşturmak, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyetinin siyasî bağımsızlığını,
ekonomik yeterlilikle pekiştirmektir. Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti tarafından yürürlüğe konulan yapısal
değişim programıyla birlikte, bu yönde önemli mesafeler
alınmıştır.
Son birbuçuk
yıldır, Kıbrıs sorununun, uluslararası ilişkiler
gündeminin en ön sıralarında yer almadığı
doğrudur. Bunun sebebi, Kıbrıs Rum tarafının
Birleşmiş Milletler müzakere sürecine geri dönmeme yolunda
gösterdiği uzlaşmaz tutumdur. Bu olguya bağlı olarak,
Kıbrıs müzakere süreci de bir durgunluk dönemine girmiş olup,
Türk dışpolitikasının, başka konulara öncelik vermesi
ve bu nedenle Kıbrıs sorununu ikinci planda bırakması gibi
bir yaklaşım, kesinlikle söz konusu değildir.
Durumu,
sayın soru sahibi arkadaşımızın ve Yüce Heyetinizin
bilgilerine, saygıyla arz ediyorum.
BAŞKAN
Soru sahibi Sayın Ünaldı?.. Şu anda salonda bulunmuyorlar.
Soru
cevaplandırılmıştır. Soruyu cevaplayan Devlet
Bakanı Sayın Lütfü Esengüne teşekkür ediyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisinin de, Kıbrıs konusunda, Sayın
Cumhurbaşkanlarımız Sayın Süleyman Demirel ve Sayın
Rauf Denktaşın ortak bildirisinin imzasını takip eden
günde, bütün gruplarımızın imzasıyla ortak bir destek
bildirisi çıkardığını, ayrıca ifade ediyorum.
41. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Türkiye - İsrail Askerî Eğitim İşbirliği
Anlaşması ile ilgili basına yansıyan bir beyanına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/252)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, 41 inci sırada, Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Türkiye-İsrail Askerî Eğitim
İşbirliği Anlaşmasıyla ilgili basına
yansıyan bir beyanına ilişkin, Başbakandan sözlü soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Başbakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
42. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Hollandadaki İslam Kolejlerinden mezun
olanların bu okullarda geçen öğretim sürelerinin Türkiyede eksik
değerlendirildiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)
BAŞKAN
42 nci sırada, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının,
Hollandadaki İslam kolejlerinden mezun olanların bu okullarda geçen
öğretim sürelerinin Türkiyede eksik değerlendirildiği
iddiasına ilişkin, Millî Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Millî Eğitim Bakanı?.. Genel Kurul salonunda
hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
43. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İline bağlı köy
ve mezralardaki göçleri önlemeye yönelik projelere ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/254)
BAŞKAN
43 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı İline bağlı köy ve mezralardaki
göçleri önlemeye yönelik projelere ilişkin, Devlet Bakanından sözlü
soru önergesi bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda
bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
44. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, kalkınmada öncelikli yörelerdeki
çiftçilere ek kredi verilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/255)
BAŞKAN
44 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, kalkınmada öncelikli yörelerdeki çiftçilere ek kredi
verilmesine ilişkin, Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
45. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, 1996-1997 Hububat Alım Kararnamesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/256)
BAŞKAN
45 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, 1996-1997 Hububat Alım Kararnamesine ilişkin,
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı?..
Genel Kurul salonunda hazır bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
46. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı il sınırları
içindeki bazı akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)
BAŞKAN
46 ncı sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı İl sınırları içindeki
bazı akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin, Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
47. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı Yazıcı Barajı
projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/258)
BAŞKAN
47 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı Yazıcı Barajı projesine
ilişkin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Bu sebeple,
sözlü soru önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
48. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Eleşkirt - Aydıntepe, Tutak-Nadir
Şeyh, Tutak-Karahalit barajlarının yapımına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/259)
BAŞKAN
48 inci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Eleşkirt -Aydıntepe, Tutak-Nadir, Şeyh,
Tutak-Karahalit barajlarının yapımına ilişkin, Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü
soru
önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?.. Genel Kurul
salonunda hazır bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
49. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İli
sınırları içinde bulunan Murat Nehri üzerinde bir baraj
yapılıp yapılmayacığına ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/260)
BAŞKAN
49 uncu sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, Ağrı İli sınırları içinde bulunan
Murat Nehri üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına
ilişkin, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi yer
almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?.. Genel Kurulda
hazır bulunmadığından, sözlü soru önergesinin
görüşülmesi ertelenmiştir.
50. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı-Patnos İlçesinde bulunan
Badişan Deresi üzerinde bir baraj yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)
BAŞKAN
50 nci sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık Altayın,
Ağrı-Patnos İlçesinde bulunan Badişan Deresi üzerinde bir
baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin, Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Sözlü soru
önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
51. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, gazetelerde yer alan İsrail nükleer deneme için
Türkiyeyi seçti şeklindeki habere ilişkin Başbakandan sözlü
soru önrergesi (6/262)
BAŞKAN
51 inci sırada, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının,
gazetelerde yer alan İsrail, nükleer deneme için Türkiyeyi seçti
şeklindeki habere ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Başbakan veya cevap verecek Sayın Bakan?..
Genel Kurul salonunda hazır bulunmadığından, önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
52. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının,
BM Genel Sekreteri Butros Galinin Habitat toplantılarında Türkiye
ile ilgili beyanlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/263)
BAŞKAN
52 nci sırada, Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının,
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Galinin Habitat
toplantılarında Türkiye ile ilgili beyanlarına ilişkin,
Başbakandan sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Bakanlar
Kurulu sıralarından, önergenin cevaplandırılacağı
işaret ediliyor.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
delaletlerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Prof.
Dr. Mustafa Ünaldı
Konya
Sorular:
1- Habitat
toplantılarında Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros
Galinin, Türkiyeyle ilgili olarak sarf ettiği sözler hakkındaki
tavrınız nedir?
2- Bu konuda
ne işlem yaptınız?
BAŞKAN
Sözlü soru önergesi, Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengün
tarafından cevaplandırılacaktır.
Cevap
süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Butros Gali,
Habitat-II Konferansı vesilesiyle, 2 Haziran 1996 gecesi Açık Hava
Tiyatrosunda düzenlenen kültür faaliyetinde yaptığı
konuşmada İstanbul Türk Cumhuriyeti konferansın 3 Haziran 1996
tarihinde açılışı vesilesiyle yaptığı
konuşmada da Türkiye Federal Cumhuriyeti tabirlerini
kullanmıştır. Bu yanlışlıklar tarafımızdan
derhal Genel Sekreter Butros Galinin dikkatine getirilmiş ve düzeltilmesi
istenmiştir. Genel Sekreter, sekretaryasından kaynaklanan bu maddî
hatalar nedeniyle özür dilemiştir. Ayrıca, Genel Sekreterin
basın sözcüsü de, 3 Haziranda düzenlediği basın
toplantısında gerekli tavzihte bulunmuştur.
Bu arz
ettiğim cevap metni, Dışişleri
Bakanlığımız tarafından hazırlanarak
Başbakanlığa sunulan cevaptır. Malumlarınız
olduğu üzere, Butros Gali görevini tamamlayarak, yerini yeni Genel
Sekretere devretmiştir. Dolayısıyla, Butros Galiden, hem
Birleşmiş Milletler, hem dünya, hem de Türkiye
kurtarmıştır diye şahsî görüşümü de arz ediyorum.
Saygılarımı
sunuyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Önerge sahibi?.. Genel Kurul salonunda bulunmuyor.
Sözlü soru
önergesi cevaplandırılmıştır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengüne
teşekkür ediyorum.
53. Konya Milletvekili Nezir
Büyükcengizin, kamu kurum ve kuruluşlarında değişik
pozisyonlarda çalışıp aynı işleri yapan personel
arasındaki ücret farklılığına ilişkin Maliye Bakanından
sözlü soru önergesi (6/264)
BAŞKAN
53 üncü sırada, Konya Milletvekili Nezir Büyükcengizin, kamu kurum ve
kuruluşlarında değişik pozisyonlarda çalışıp
aynı işleri yapan personel arasındaki ücret
farklılığına ilişkin, Maliye Bakanından sözlü
soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi cevaplayacak
Sayın Maliye Bakanı?.. Genel Kurul salonunda hazır
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
54. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, hayvan besicilerinin borçlarının
ertelenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/265)
BAŞKAN
54 üncü sırada, Ağrı Milletvekili Sıddık
Altayın, hayvan besicilerinin borçlarının ertelenmesine
ilişkin, Başbakandan sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Başbakan?.. Genel Kurul salonunda hazır
bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
55. Burdur Milletvekili Kâzım
Üstünerin, Burdur-Antalya demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/266)
BAŞKAN
55 inci sırada, Burdur Milletvekili Kâzım Üstünerin,
Burdur-Antalya demiryolu projesine ilişkin, Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi yer almaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Ulaştırma Bakanı?.. Genel Kurul
salonunda hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi ertelenmiştir.
56. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İl Müdürlüğüne bağlı sera
sebzeciliği ve çiçekçiliği üretme istasyonu kurulmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/269)
BAŞKAN
56 ncı sırada, Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli
İl Müdürlüğüne bağlı sera sebzeciliği ve
çiçekçiliği üretme istasyonu kurulmasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplayacak Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı?.. Genel Kurul
salonunda hazır bulunmamaktadır.
Önergenin
görüşülmesi, bu sebeple, ertelenmiştir.
57. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinde Bakanlığa bağlı bir
serakent kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)
BAŞKAN
57 nci sırada, Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde
Bakanlığa bağlı bir serakent kurulmasına ilişkin,
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Sözlü soru
önergesini cevaplayacak Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanı?..
Genel Kurul salonunda bulunmamaktadır.
Bu sebeple,
sözlü soru önergesinin görüşülmesi ertelenmiştir.
58. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinin karayolunun otoyola dönüştürülmesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/271)
BAŞKAN
58 inci sırada, Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli
İlininin karayolunun otoyola dönüştürülmesine ilişkin,
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
bulunmaktadır.
Önergeyi
cevaplamak üzere, Hükümet sıralarından söz istenmiştir.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hilmi
Develi
Denizli
Konu: Otoyol Yapımı
Soru 1 Ege, İç Anadolu ve Akdeniz Bölgesini
birbirine bağlayan anaarter üzerinde bulunan Denizlinin yoğun
kalkınma çabasına yeterince hizmet veremeyen mevcut karayolunun
iyileştirilmesi için, otoyol yapımı konusunda
Bakanlığınızın yaptığı
çalışmalar var mıdır; var ise, ne aşamadadır?
Soru 2 Denizlinin, hem konumu hem de hızla
kalkınan ve sanayileşen bir il olması nedeniyle, konu üzerinde,
Bakanlığınızca, bir an önce çalışmalara
başlamanız gerekmez mi?
BAŞKAN Sözlü soruyu cevaplamak üzere, Devlet
Bakanı Sayın Lütfü Esengün konuşacaktır.
Sayın Bakan, buyurun.
Cevap süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi
Develinin biraz önce okunan soru önergesinin cevabını arz ediyorum:
Denizli İli için önemli bir
bağlantıyı teşkil edecek olan Aydın-Denizli Otoyolu,
Kamu Ortaklığı Fonundan finanse edilen 1996 yılı
otoyol programının etüt, proje ve yapım bölümlerinde yer
almaktadır. Önproje ihalesinin bu yıl içerisinde yapılması
planlanmakta olup, proje çalışmalarının bitimini müteakip,
finansman temini halinde, yapım ihalesine geçilecektir. Arz ettiğim
durum, 17 Temmuz 1996 tarihi itibariyledir.
Aradan geçen zaman içerisinde, inşallah, suale
konu olan yol yapılmış veya ihalesi
yapılmıştır.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) Proje ihalesinin
yapıldığını biliyoruz.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Devamla) Evet.
Dolayısıyla,
sayın soru sahibinin, durumu, bir defa daha, Bayındırlık ve
İskân Bakanlığından şahsen veya İçtüzük
gereğince, sözlü veya yazılı soru önergesiyle sormasında
yarar olduğu kanaatindeyim.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir saniye, kürsüyü terk etmeyin.
Sözlü soru
sahibi olarak Sayın Develinin bir sözü var mı?
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Sayın Başkan, Sayın Bakanın
anlattığı 17 Temmuz 1996; oysa, bugünkü takvim 26 Şubat
1997... Dolayısıyla, verdiği cevap güncellik
taşımıyor.
BAŞKAN
Sayın Bakan da güncellik taşımadığını
ifade etti. Zaten, güncel olsa da, cevapta değişecek bir durum yok,
fiilî durumda değişiklik olmadığı için. Sözlü veya
yazılı soruyla yeniden gündeme getirmeniz icap edecek; ama,
İçtüzük gereğince, Sayın Bakana ve size söz verdiğim için,
bu sözlü sorunun cevaplandırılmış olduğunu
tutanağa geçirmek durumundayım.
Sözlü soru
cevaplandırılmıştır.
Sözlü soruyu
cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Lütfü Esengüne teşekkür
ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, soruların cevaplandırılmasıyla ilgili
süremiz tamamlanmıştır.
Gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler Bölümüne geçiyoruz.
Önce,
sırasıyla, yarım kalan işlerden başlıyoruz.
VII. KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER
İŞLER
1. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/215) (S. Sayısı : 23)
BAŞKAN
926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa Bir
Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnameyle ilgili tasarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?..
Yok.
Tasarı
üzerinde daha önce görüşmeler yapılmıştı; ancak,
Komisyon hazır olmadığı için, ertelenmiştir.
2. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı :
175)
BAŞKAN
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanuna ilişkin tasarının müzakeresine
başlayacağız.
Komisyon?..
Yok.
Ertelenmiştir.
3. Yurtdışında
Bulunanların Sosyal Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu
Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/569) (S. Sayısı : 209) (1)
(1)
209 S. Sayılı Basmayazı 6.2.1997 tarihli 56 ncı
Birleşim tutanağına eklidir.
BAŞKAN
Yurtdışında Bulunanların Sosyal Güvenlikleri
Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı ve Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?..
Hazır.
Hükümet?..
Hazır.
Komisyon ve
Hükümet yerlerini almışlardır.
Bu
tasarıyla ilgili geçen birleşimde tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşma
tamamlanmıştı.
Şimdi,
tasarının tümü üzerinde söz alan diğer üyelerin isimlerini
okuyorum: Anavatan Partisi Grubu adına, Kırıkkale Milletvekili
Recep Mızrak; Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul
Milletvekili Zekeriya Temizel; Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Kastamonu Milletvekili Haluk Yıldız söz istemişlerdir.
Şahısları
adına; İstanbul Milletvekili Emin Kul, Hatay Milletvekili Nihat
Matkap, Yozgat Milletvekili Kâzım Arslan, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç,
Trabzon Milletvekili Hikmet Sami Türk, Kocaeli Milletvekili Bekir Yurdagül,
Adana
Milletvekili Sayın Sıtkı Cengil, Hatay Milletvekili Sayın
Atilâ Sav söz istemiş bulunmaktadırlar.
Şimdi,
gruplar adına...
BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) Sayın Başkan, usul hakkında söz alma
imkânımız var mı efendim?
BAŞKAN
Şu esnada yok; kürsüye hatip çağırmak üzereyim. O konuşma
bittikten sonra, usule ilişkin ne gibi bir isteminiz var, onu tespit
edeceğim.
Şimdi,
Anavatan Partisi Grubu adına, Sayın Recep Mızraka söz
veriyorum. Buyurun. (ANAP sıralarından alkışlar)
Sayın
Mızrak, konuşma süreniz 20 dakikadır.
ANAP GRUBU
ADINA RECEP MIZRAK (Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yurtdışında Bulunanların Sosyal
Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı üzerindeki
görüşlerimizi belirtmek üzere, Anavatan Grubu adına söz
almış bulunmaktayım; sözlerime başlarken, şahsım
ve grubum adına, hepinizi ve ayrıca, Türkiye dışında
bulunan tüm gurbetçi ve soydaşlarımızı saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün itibariyle, yurt dışında ikamet eden
vatandaşlarımızın sayısı yaklaşık
olarak 3,5 milyona ulaşmış bulunmaktadır. Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verdiği rakamlara
göre, 25 ülkede toplam 3 milyon 370 bin Türk vatandaşı yaşamaktadır.
Bu sayının yaklaşık 3 milyonu Batı Avrupa ülkelerinde
bulunmakta, bunlardan da 2 milyon 100 bin gibi çok büyük bir bölümü Almanyada
ikamet etmektedir. Bu ülkeyi, vatandaşlarımızın
sayısal çokluğu itibariyle, sırasıyla, Fransa, Hollanda,
Avusturya, Belçika, İsviçre ve diğerleri takip etmektedir. Batı
Avrupa ülkeleri dışında ikamet eden 370 bin
vatandaşımız ise, yine sayısal büyüklükleri itibariyle,
Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Kanada ve başta Suudî
Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinde bulunmaktadır.
Bilindiği
üzere, İkinci Dünya Savaşında çalışan genç nüfusun
önemli bir kısmını kaybeden Batı Avrupa ülkeleri, takip
eden yıllarda, ihtiyaç duydukları işgücünü, başka
ülkelerden karşılamak mecburiyetiyle karşı
karşıya kalmışlardır. Ekonomik faaliyetlerinin
devamı için gerekli işgücü ihtiyacını en fazla hisseden o
zamanki Batı Almanya, bu ihtiyacını, 1955 yılından
itibaren İtalya, 1960 yılından itibaren de Yunanistan ve
İspanyadan sağlamaya başlamıştır.
Bu
çerçevede, ülkemiz ile Almanya arasında 30 Kasım 1960 tarihinde
imzalanan anlaşmayla, hızlı bir işgücü göçü
başlamıştır. İlk üç senede Almanyada 27 bine
ulaşan Türk nüfusu, 1965 yılında 100 bine, 1971 yılında
500 bine, 1973 yılında 910 bine ulaşmıştır. Bugün
itibariyle, Almanyada, o gün ilk defa çalışmaya başlayan
birinci neslin yanında, ikinci, üçüncü ve hatta dördüncü nesille birlikte,
yaklaşık 2 milyon 100 bin vatandaşımız
yaşamaktadır. Halen yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın sayısı, ülke nüfusumuzun
yaklaşık yüzde 5ine tekabül etmektedir.
İlk
önceleri, büyük ölçüde, yurt dışında çalışan Türk
işçileri, bugün ise, yurt dışında ikâmet eden, yaşayan
vatandaşlarımız olarak nitelendirebileceğimiz bizim
insanlarımız, başlangıçtaki yalın işçi görevinin
oldukça dışına taşmış, ülkemiz ekonomisine çok
yönlü imkânlar sağlamaya, dışpolitikamızda da önemli yer
tutmaya başlamışlardır.
1960lı
yıllardan bu yana yaklaşık otuzbeş yıl içerisinde
resmî yollardan gönderilen döviz miktarı 45 milyar doların üzerinde
oluşmuştur. Merkez Bankası ve diğer bankalardaki döviz
tevdiat hesapları tutarı 15 milyar doları geçmiş, bunun
yanında aynî olarak ülkemize getirilen her türlü makine, teçhizat ve
diğer eşyalar da önemli miktarlara ulaşmıştır.
Hepsinden önemlisi, o tarihlerde işçi olarak giden bu vatandaşlarımız
ile bunların neslinin sahibi bulunduğu irili ufaklı 40 bini
aşkın işletme söz konusu ülkelerde faaliyet göstermektedir.
Dışa açılan teşebbüsçülüğümüzün öncüleri
sayılabilecek bu faaliyetler, buralara yönelik
ihracatımızın ciddî boyutlara ulaşmasının en
önemli etkeni olmuştur. Elbette ki, yurt dışında ikamet
eden, faaliyet gösteren vatandaşlarımız, Türk millî
kimliğinin dışarıda gelişip güç kazanmasının
da nedenini teşkil etmişlerdir. Orada doğup, orada eğitim
gören gençlerimiz, ülkemizin gelişmesine katkıda bulunmakta,
yurtdışı temsil görevlerini hakkıyla yerine getirmeye
çalışmaktadırlar.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Anayasamızın 62 nci
maddesinde aynen Devlet, yabancı ülkelerde çalışan Türk
vatandaşlarının aile birliğinin, çocuklarının
eğitiminin, kültürel ihtiyaçlarının ve sosyal güvenliklerinin
sağlanması, anavatanla bağlarının korunması ve
yurda dönüşlerinde yardımcı olunması için gerekli
tedbirleri alır denilmektedir. Yurt dışında yaşayan
ve ülkemiz için son derece önemli, son derece yararlı faaliyetlerde
bulunan, anlam ifade eden bu vatandaşlarımız için,
Anayasamızın amir hükmüne rağmen, fazla bir şey
yapabildiğimizi de söylemek maalesef mümkün değildir. Âdeta kendi
hallerine terk edilen, yığınla sorunlarına çözümler
getirilemeyen bu insanlarımız için bir şeyler yapmanın
zamanı çoktan gelmiştir. Hep onlardan istemenin yanı sıra,
aynı zamanda, verebilmenin çabası içine de girilmelidir. Konuyla
ilgili 100ü aşkın sorun çözüm beklemektedir. Acil ve önemlilerinden
başlayarak bir an önce ve gerçek anlamda harekete geçmenin gereği
açıkça görülmelidir. Bu hususta bugüne kadar çeşitli boyutlarda
çalışmalar yapılmış, sorunlar tespit edilmiş,
raporlar hazırlanmıştır. Bu safhada, artık, çözüm ve
sonuca gitme çabaları ağırlık kazanmalıdır. Bu
noktadan hareketle, aynı zamanda, huzurunuza getirilen bu tasarı
vesilesiyle çok önemli gördüğümüz bazı sorunları ile bunlara
getirilmesi gereken çözümler hakkında Grubumuzun görüşlerini de
açıklamak istiyorum.
Özellikle,
Almanyanın karşı çıkması nedeniyle henüz belli bir
çözüme kavuşturulamayan burada yaşayan
vatandaşlarımızın çifte vatandaşlık sorunu
giderek önem kazanmaktadır.
Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlarının, ülkemize olan tabiyet
bağının kaybedilmesi halinde de, yabancı statüsüne
geçilmesi yönünde sorunlar çıkabilmektedir.
İnsanlarımızın
yabancı düşmanlığına karşı korunarak siyasî
etkinlik kazanmasının en iyi yolu, çifte
vatandaşlıktır. Bu hususun, anayasasında karşı
bir hüküm bulunmamasından da yararlanılarak, özellikle Almanyaya
benimsetilmesi temel politika yapılmalıdır.
Yurt
dışındaki vatandaşlarımızın
vatandaşlıktan çıkma izni veya tekrar geri dönme
başvuruları çok uzun zaman almaktadır. Başvuruları en
kısa zamanda sonuçlandıracak tedbirler bir an önce
alınmalıdır.
Vatandaşlıktan
çıkma izni ile tekrar kabulü arasında geçen hukukî boşluğun
doldurularak, Türk vatandaşlığından doğan
hakların kaybolmaması yolunda Türk Vatandaşlığı
Kanununda gerekli değişikliklerin yapılması da bir
diğer çözüm yolu olarak görülmektedir.
Vatandaşlıktan
çıkan insanlarımızın Alman tabiyetine geçtikten sonra,
tekrar Türkiye Cumhuriyeti tabiyetine geçmesi, Almanlarca istenilmemektedir ve
engeller çıkarılmaktadır ki, bu konuda da gerekli
teşebbüslerde mutlaka bulunulmalıdır.
Türkiyedeki
seçimlerde oy kullanabilmeleri için gerekli tedbirler alınmalı ve
yeterli düzenlemeler, diğer devletlerle de teşebbüse geçilmek
suretiyle, mutlaka yapılmalıdır. Bu şekilde,
vatandaşlarımıza oy kullanma imkânı sağlanacak ve böylece,
ülkelerine olan bağlılıkları daha da
sağlamlaştırılmış olacaktır.
Karşılıklı
ziyaret ve beraberliklerin artırılması, elbette, yararlı
sonuçlar doğuracaktır. Özellikle Almanyada yaşayan Türk
vatandaşlarımızın birinci derecedeki akrabaları dahi
vize almadan bu ülkeye girememektedirler.
Yine,
vatandaşlarımız, Avrupa Birliği ülkelerine olan
seyahatlerinde de vize almak zorunda bırakılmaktadırlar.
Alman
Hükümetinin son olarak aldığı ve 15 Ocak 1997 tarihinden
itibaren uygulamaya koyduğu bir kararı, burada yaşayan
vatandaşlarımızı daha da üzmüş ve
sıkıntıya sokmuştur. Günümüzdeki insan hakları
uygulamalarına son derece aykırı biçimde ve aileleri parçalar
bir mahiyette, 16 yaşından küçük çocuklarda, Türkiyede
yaşayanların Almanyaya gidebilmeleri için vize alma şartı,
Almanyada ailelerinin yanında bulunanlarda ise, oturma izni
şartının getirilerek 15 Ocak tarihinden itibaren yürürlüğe
konulmuş olması, maalesef, Hükümetimiz tarafından da
atlanılmış, gerekli tepkiler gösterilemeyerek gerekli
teşebbüslerde de bulunulamamıştır. Gerek millî hukuka ve
gerekse uluslararası hukuka ters olan bu uygulamanın iptali için,
gerekli teşebbüslere acilen geçilmelidir. Son derece önemli olan bu ve
diğer vize konularına nihaî çözüm bulunana kadar, Türkiyedeki
yabancı temsilciliklerin rencide edici, aşırı ve keyfî vize
şartları koymalarının önüne geçilebilmesi için, çaba
gösterilmelidir. Avrupada çalışma iznine sahip işçilerimizin,
Avrupa Birliği ülkelerinde herhangi bir kayda tabi olmaksızın
serbestçe çalışabilmelerine imkân verilmesine kesin çözümün,
Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliğiyle mümkün olabileceği
düşünülmektedir. Ancak, yine de, mal ve hizmetlerin serbestçe
dolaşımını öngören Gümrük Birliği
Antlaşmasının doğal uzantısından yararlanarak,
daha iyi şartların yaratılması için
uğraşılmalıdır.
Değerli
arkadaşlar, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın, özellikle Millî Eğitim
Bakanlığını ilgilendiren sorunlarının bir an önce
giderilmesi hususunda da büyük teşebbüslerde bulunulmalı ve bu konuya
da önem verilmelidir.
Din
adamı ihtiyaçlarının karşılanması, kültürel
ihtiyaçlarının karşılanması, kültür merkezlerinin
açılması ve zamanımızın kısalığı
dolayısıyla arz etmeye fırsat bulamadığım 100
civarındaki sorunlarının tespit ve bunların giderilmesi
için gerekli gayretlerin gösterilmesi lazımdır. Bu vesileyle, yurt
dışında bulunan -çalışan veya çalışmayarak
bulunan- başka ülke vatandaşı bile olsa, dünyadaki tüm
soydaşlarımızın birtakım problemleri olabilmektedir;
ki, bunlarla da yakından ilgilenmek mecburiyetini hissetmekteyiz. Öyle ki,
büyük devletler, ancak büyük milletlerle olabilir. Türk Milletine, tarih, büyük
millet olarak bir değer biçmiş; kabul etsek de etmesek de büyük
millet olmanın gereğini de yerine getirmek zorundayız. En son
olarak, mesela, Kerkükten bu tarafa -Iraktaki Türkmenlerden- gelmek zorunda
kalan, kaçmak mecburiyetinde bulunan 30 kadar Türkmen, şu günlerde, iade
edilme gibi bir karar içerisindedirler -ki, belki de iade edilmişlerdir-
bunlar döndükleri zaman, orada, bunları bekleyen akıbet idamdır
veya kurşuna dizilmektir. Aynı şekilde, Bulgaristandan gelen
soydaşlarımızın iadesine yönelik olarak, 20 Ocak 1997
tarihli genelgenin ve İçişleri Bakanlığının bu
konudaki düzenlemesinin de yeniden gözden geçirilmesi gerekir diye
düşünmekteyiz.
Değerli
arkadaşlar, Anayasamızın 62 nci maddesi uyarınca, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti tarafından çözülmek ya da çözülmesine
yardımcı olunmak zorunda bulunulan, yurt dışında
bulunan Türk vatandaşlarının, belli başlı 100ü
aşkın sorunlarından bazılarına, biraz önce arz
ettiğim gibi, kısaca değindikten sonra, yine aynı maddeye
dayanılarak hazırlandığı ifade edilen ve Yüce Meclisin
huzuruna getirilen bu yasa tasarısı hakkındaki
görüşlerimizi de arz etmek istiyorum.
Bir kere,
her şeyden önce, bu yasa tasarısının,
Anayasamızın 62 nci maddesinin devletimize verdiği bir görevin
sonucunda hazırlanmış ve yurt dışında bulunan
işçilerimizin, Türk vatandaşlarının kendileri ve aile
fertlerinin sosyal güvenliklerinin sağlanmasına yönelik bir düzenleme
olduğu kanaatine ulaşmakta güçlük çektiğimizi ifade etmek
istiyorum. Bu, aslında, yeni bir kaynak paketi hüviyetindedir. 400 bin
kişiyi kapsamına almak suretiyle, 5 milyar dolar kaynak
sağlamaya matuf bir düzenleme niteliğindedir. Zaten, bu Hükümet
tarafından da böyle açıklanmış ve detayları da
verilmek suretiyle, 25 Kasım 1996 tarihinde, Sayın Başbakan ve
Sayın Başbakan Yardımcısının müştereken
yaptıkları basın toplantısında, üçüncü kaynak
paketinin içerisinde kamuoyuna böyle takdim edilmiştir.
Anayasamızın
62 nci maddesi, biraz önce de ifade ettiğim gibi, yurt
dışında çalışan Türk vatandaşlarının,
eğitim, kültürel ve diğer ihtiyaçlarıyla birlikte, sosyal
güvenliklerinin sağlanmasını emretmektedir. Yani, burada, sosyal
güvenlikleri sağlanacak olanlar, yurt dışında muayyen bir
süre kalmış olan vatandaşlarımız olmasına
rağmen, bu kanun tasarısına göre, geçmişte ve halen yurt
dışında bulunanlar, yurt dışında, hangi sebeple
olursa olsun, olursa olsun, bir gün dahi bulunmuş olanlar, herhangi bir
yaş şartı aranmaksızın, kendileri ve aile fertleri,
kanunlaşması halinde, bu tasarının hükümlerinden istifade
edebileceklerdir.
Daha önce
başka ülkelerin vatandaşları olarak o ülkelerde yaşarken,
bazı sebeplerle ülkemize gelen insanlarımız, yani göçmenlerimiz,
yurt dışında bulunanlar ile yurt dışında bulunup
da ölenlerin hak sahipleri de 15 Mart 1997 tarihine kadar, bu tasarıda
belirtilen hükümlere göre borçlanmaları halinde yine bu sistemden
yararlanabileceklerdir.
Kanun
tasarısında yer alan diğer bir husus da, yurt
dışında geçen sürelerini borçlanarak değerlendirmiş
olanlara da, aylıklarını artırmak bakımından,
yeniden, borçlanma hakkı tanınmış olacaktır.
Diğer
taraftan, düzenlemenin getirdiği uygulama, 15 Mart 1997 tarihine kadar ilk
taksitlerini, diğerlerini ise 15 Mayıs 1997 ve 15 Temmuz 1997
tarihlerine kadar yatırmak suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere
yapılabilmektedir.
Asgarî
borçlanma 5 bin gün olmakta ve her bir gün için 2,5 dolar üzerinden 12 500
doların ilgili hesaba, yani Ziraat Bankası nezdinde açılan
Yurtdışı Sosyal Güvenlik Kasasına
yatırılması gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlar, tüm bunlara baktığımız zaman, bu kanun
tasarısıyla getirilmek istenen düzenlemenin, Anayasamızın
62 nci maddesinin amir hükmü gereğince, yurt dışında
çalışan Türk vatandaşlarına sosyal güvenlik sağlamaya
yönelik olmadığı, yeni bir kaynak paketi niteliğinde bir
düzenleme olduğu kanaatine ayrıca ulaşılmaktadır.
Böyle olunca, sistemin, yani Kasanın aktuaryel dengesi, başka bir
ifadeyle tahsilat-ödeme dengesi sağlanabiliyorsa, aynen bedelsiz ithalatta
olduğu gibi, yurt dışında yaşamış olan
vatandaşlarımızla beraber, yurt içerisinde yaşayan
vatandaşlarımızın da, yasalaşması halinde, bu
kanundan istifade etmesi gerekir diye düşünüyor ve yararlanamayacak
olmalarını da bir eksiklik ve adaletsizlik olarak kabul ediyorum.
Değerli
arkadaşlar, ister bazı vatandaşlarımızı sosyal
güvenlik şemsiyesi altına almak olarak, isterseniz bir kaynak paketi
olarak nitelendirelim, bu düzenleme de, maalesef, bu zamana kadar yapılan
diğer hukukî düzenlemelerde olduğu gibi, yine, aceleye
getirilmiştir. Burada, yatırılacak primler, emekliliğin
başlayacağı tarih ve bunların sonucunda, kasanın
gelir-gider dengesi iyi hesap edilememiştir. İleriki yıllarda
-en fazla yedi sekiz sene sonra- sosyal güvenlik
teşkilatlarımızın içinde bulunduğu bugünkü durumla,
aynen karşılaşılacağı, aynı ortam içine
düşülüp altından kalkılamayacak bir ödeme
sıkıntısıyla karşı karşıya
kalınacağı kaçınılmaz olacaktır.
506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre, bağlanacak malullük ve
yaşlılık aylığının ayda 258 dolar ve tedricî olarak ödeme esasına göre yılda 3 250 dolar olduğu, maaşlarındaki
artış oranlarının da dolar kurundaki artışla
aynı seviyede olacağı ve dolar cinsinden hesaplanıp yüzde
10 oranında gelir getireceği ve yine, yüzde 10 oranında nema
verileceği varsayımlarına göre yapılan hesaplamalarda, bu
tasarının -tahsil edilecek prim miktarı, prim süresi ve
emekliliğin başlangıç tarihi dahil- hükümlerinin aynen
kanunlaşması halinde, emekliliğin başlangıç tarihinden
itibaren en geç yedi yıl sonrasından başlayarak, aktuaryel
dengesinin aleyhe bozulup sistemin tıkanacağı ortaya çıkmaktadır.
Tasarının
7 nci maddesine göre, primlerini tam olarak ödeyen ve 6 ncı maddesinde
belirtilen üç yıllık bekleme süresini tamamlayan iştirakçilerin
emekli olabilmeleri için, kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını
doldurmuş olmaları gerekmektedir. Başka bir ifadeyle, emeklilik
başlangıç yaşı kadında 50, erkekte 55tir.
Devlet
Planlama Teşkilatının 1995, 1996 ve 1997 yıllarına
ait, ülkemizde ortalama yaşama süresiyle ilgili yaptığı
tahmine göre, yaşama süresi, erkeklerde 68,4, kadınlardaysa 70,8
yıldır.
Yine, Devlet
İstatistik Enstitüsü Başkanlığı tarafından
yapılan, on onbeş gün
içerisinde yayımlanacak olan çalışmalara göre, yaşama
süresi, erkekte 69, kadında 73 yıldır. Yani, bu sistemden
istifade ederek emekli olmak isteyen iştirakçilerden kadınlar
yaklaşık olarak 23 yıl, erkekler ise yine yaklaşık
olarak 14 yıl emekli maaşı alacaklar demektir. Sistemin ise,
Kasadan, kadınlara 23, erkeklere 14 yıl emekli maaşı
ödeyeceği anlamına gelmektedir. Başka bir ifadeyle, bir taraftan
12 500 dolar tutarındaki primi alıp, bunu üç yıl bekletip, yüzde
10 faiz oranıyla borçlanabildiğimiz alternatif borç
kaynaklarının yerine kullanılması, diğer taraftan,
bunun karşılığında 14 sene, 23 sene emeklilik
maaşı ödenmesidir. Kaldı ki, ölümden sonra da
iştirakçilerin bakmakla yükümlü oldukları kimseler, aynı
haklardan yararlanmaya devam edeceklerdir ve ayrıca, bu süre içerisinde sağlık
yardımından da istifade edeceklerdir.
Değerli
arkadaşlar, buradaki başabaş noktası, yani, toplanan
primlerin dolar bazında yüzde 10 oranı üzerinden nemalarıyla
birlikte ödenecek emekli aylıklarını karşılama
noktası ...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Mızrak, bir saniye...
Konuşmanızı
tamamlayın efendim.
RECEP MIZRAK
(Devamla) Hay hay.
... süre
olarak emekliliğin başlangıç tarihinden itibaren, erkeklerde 6
yıl, kadınlarda 8 yıl; ortalama ise, 7,5 yıl öncesi olarak
teşekkül etmektedir. Yani, kadınlarda 42, erkeklerde 49
yaşından daha yaşlı her iştirakçinin sisteme katılımı,
Kasayı menfi yönde etkilemekte; tersinden bakacak olursak, bu
yaşlardan daha küçük iştirakçilerin emeklilik için prim
yatırmaları ise, kendilerinin aleyhine bir durum yaratmaktadır
ve bu hesaplamalar yapılırken, sağlık harcamaları da
-biraz önce arz etmeye çalıştığım gibi- hiç dikkate
alınmamıştır. Burada iştirakçilerin yaş olarak
yoğunluğu ve başabaş noktasından sonraki yaşlarda
yoğunlaşacak olursa -ki, tahminimiz o istikamettedir- kasanın
gelir-gider dengesindeki aleyhe bozulma ciddî anlamda sıkıntı
yaratacak ve bugünü kurtaralım derken, gelecekte daha önemli boyutlarda
altından kalkılamayacak derecede problemlerle karşı
karşıya kalınacaktır.
Değerli
arkadaşlar, sonuç olarak, bu tasarıyı, bugün takdim
edildiği gibi, yurt dışında bulunanların sosyal
güvenliklerini sağlamaya yönelik bir tasarı olarak mütalaa ve kabul
etmek maalesef mümkün değildir; kendilerinin de 25 Kasım 1996 tarihli basın toplantılarında
kamuoyuna takdim ettikleri gibi, bir kaynak paketidir.
Elbette ki,
ülkeninin ekonomik ve sosyal faaliyetlerinde kullanılmak üzere
kaynağa ihtiyaç vardır ve özkaynaklarımızın yani,
gelirlerin yetişmemesi halinde, yabancı kaynağa
başvurularak borçlanma yoluna da gidilecektir ve borçlanmanın da iç
ve dış tüm meselelerimizi ipotek altına alabilen diğer
ülkeler ve bu ülkelerin kuruluşları yerine, kendi vatandaş ve
kuruluşlarımıza yapılmasında elbette fayda
vardır; özellikle de tercih edilmelidir. Ancak, hesabı kitabı
iyice yapılmayan, dengeleri iyi kurulamayan borçlanmaların,
devletimize ne derece büyük sıkıntılar getireceği de
aşikârdır ve örneklerini sürekli olarak yaşamaktayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RECEP MIZRAK
(Devamla) 1 dakika daha müsaade ederseniz...
BAŞKAN
Tamamlayın efendim.
RECEP MIZRAK
(Devamla) Bu bakımdan, tasarıyı, bugünü kurtarmak
maksadıyla gibi bir düşünceyle olmasa da, gelecekte büyük
sıkıntılarla karşılaşmamızı
kaçınılmaz kılacak, aceleye getirilmiş,
hazırlığı iyi yapılıp, dengeleri iyi
kurulamamış; hatta, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüp,
müzakere edilememiş bir tasarı, bir kaynak paketi olarak mütalaa
etmek doğru olacaktır kanaatini taşıyor;
tasarının çekilerek, daha ciddî ve arz etmeye
çalıştığım mahzurların giderilmek suretiyle
yeniden getirilmesinde fayda mülahaza ettiğimizi ifade ediyor; bu duygu ve
düşüncelerle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Anavatan Partisi Grubu adına konuşan, Kırıkkale
Milletvekili Sayın Recep Mızraka teşekkür ediyorum.
Sayın
Biltekin Özdemir, usule ilişkin bir istemi olduğunu ifade
etmişti; tespit edeyim.
Buyurun
efendim.
BİLTEKİN
ÖZDEMİR (Samsun) Sayın Başkanım, vasıtanızla,
Büyük Millet Meclisine, usul açısından şu hususu arz etmek
istiyorum: Bildiğiniz gibi, Büyük Millet Meclisinin, Anayasamızca
kurulmuş bir Plan ve Bütçe Komisyonu vardır. Bu Komisyon, malî
hususlarda, Büyük Millet Meclisinin, en geniş biçimde, doğru
kararı almasına yardımcı olmak üzere teşkil
edilmiş bir ihtisas komisyonudur. Huzurunuzdaki tasarı da,
teşkil edilen bir Kasaya, muayyen koşullarla gelirlerin girmesine,
buradan gelirlerin çıkmasına, aylık ödenmesine, eğer bu iki
denge arasında bir fark oluşursa, bu farkın devlet
tarafından garanti edilmesine, gelirlerinin ve bilcümle
muamelatının her türlü vergi, resim ve harçtan muafiyetine
ilişkin hükümler dışında hiçbir hususu düzenlememektedir.
Şimdi,
bu içerikte bir tasarının, Plan ve Bütçe Komisyonunda, Meclisin bu
ihtisas Komisyonunda görüşülmeden huzurunuza tekemmül etmiş veya
tekâmül etmiş şekliyle gelmiş olduğu düşünülebilir mi;
elbette düşünülemez. İşlenmiş olan bu usul
eksikliğinin kesin surette giderilmesi gerektiği
ihtiyacını, vasıtanızla, Büyük Millet Meclisinin bu konuda
bir karar almasını takdirlerinize saygılarımla arz ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özdemir.
Sizin
isteminizi tespit edince, Meclis oturumlarındaki klasik anlamda usul
tartışmalarının dışında bir konuyu gündeme
getiriyorsunuz; onu anlıyorum.
İçtüzüğümüzün
63 üncü maddesine göre, burada bir usul tartışması açabilmemiz
için, görüşmeye yer olup olmaması, Başkanı, gündeme veya
Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalışma usullerine uymaya davet, bir
konuyu öne alma veya geriye bırakma gibi usule ait konular getirilmesi
lazım. Sizin buyurduğunuz hususlar, bunların kapsamında
bulunmamaktadır.
Komisyonların
çalışmasına ilişkin usul ise, İçtüzüğümüzün 73
üncü maddesinde belirlenmiştir. 73 üncü maddenin üçüncü
fıkrasında Başkan, gelen tasarıları ilgili
komisyonlara doğrudan doğruya havale eder ve bunu tutanak dergisine
ve ilan tahtasına yazdırır.
Bu havaleye
bir milletvekili itiraz etmek isterse oturumun başında söz alır
denilmektedir.
Şimdiye
kadar bu tasarıya ilişkin, komisyona havale tarihinden itibaren
herhangi bir itiraz vuku bulmamıştır 73 üncü madde
kapsamında; o sebeple, konu, bu noktaya gelmiştir.
Komisyonların,
bu konuda kendini yetkili görmek suretiyle görüş bildirmesi, yine,
İçtüzüğümüze göre mümkündür; ancak, o işlem de, artık,
geride kalmıştır.
Şu
anda, Meclis gündemine girmiş, görüşülmeye başlanmış,
bazı sözcülerin üzerinde konuştukları bir tasarının
görüşmesini erteleyebilmeme imkân yok; bu konuda bir usul müzakeresi açmak
suretiyle, Genel Kurulumuzun bir karar alması da mümkün değil; o
sebeple, görüşmelere kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Şimdi,
söz sırası, Demokratik Sol Parti Grubu adına, İstanbul
Milletvekili Sayın Zekeriya Temizelin.
Buyurun
Sayın Temizel. (DSP sıralarından alkışlar)
Konuşma
süreniz 20 dakikadır.
DSP GRUBU
ADINA ZEKERİYA TEMİZEL (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; Yurtdışında Bulunanların Sosyal
Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı üzerinde
Demokratik Sol Partinin görüşlerini belirtmek üzere, söz almış
bulunuyorum; sözlerime başlarken, Demokratik Sol Parti adına,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, önünüzde bir yasa tasarısı var. Önünüzdeki yasa
tasarısının adına baktığınızda, yurt
dışında bulunup da herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu
kapsamında bulunmayan insanlara, sosyal güvenlik kurumlarımızda
bir sosyal güvence sağlanıyor diye düşünebilirsiniz; böyle
düşündüğünüz için de, yasa tasarısına karşı
çıkmak aklınızdan bile geçmez; çünkü, istersiniz ki, gerek yurt
içinde gerek yurt dışında bulunan tüm
yurttaşlarımız, bir sosyal güvenlik kuruluşundan yararlansın,
onun kapsamında olsun; ancak, yasa tasarısını inceleyince,
durumunun hiç de öyle olmadığını hemen görürsünüz; çünkü,
önünüzdeki yasa tasarısı yurt dışında
çalışanların Türk sosyal güvenlik sisteminin üç temel emekli
kurumundan birisine katılmasına ilişkin hükümler içermiyor; Türk
sosyal güvenlik sisteminin üç temel kurumunun yanına bir kurum daha
ekliyor: Yurtdışı Sosyal Güvenlik Kasası.
Değerli
millevekilleri, bu yasa tasarısı, birçok bakımdan çok önemli
sakıncalar taşımaktadır. Bir defa -biraz önce bir
sayın milletvekili de Sayın Özdemir de belirtti- önünüzdeki yasa tasarısının,
Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülme süreci açısından çok
büyük bir eksikliği bulunmaktadır.
Yasa
tasarısı, yeni bir sosyal güvenlik kurumu yaratmakta ve neredeyse
tamamı malî hükümler taşımaktadır.
Yurt
dışında bulunanlara sosyal güvenlik sağlamak için, yeni bir
kurum oluşturmaya gerek var mıdır? Bunun maliyeti ne
olacaktır? Kurulacak olan sistem için aktuaryel hesaplar
yapılmış mıdır? 2 500 dolar
karşılığı satılan devlet garantisinin anlamı
nedir? Bu garantinin devlete getireceği yük, ne zaman ve ne kadar
olacaktır?
Bu gibi
soruların yanıtlarının tasarının ihtisas
komisyonunda görüşülmesi sırasında aranılması, en
doğru olanıdır; ancak, biraz önce belirtildiği gibi,
tasarı, bu konularda, Anayasal olarak kurulmuş bir komisyon olan Plan
ve Bütçe Komisyonunda incelemeye tabi tutulmamıştır, yani
görüşülmemiştir. Hem örgütlenme yaratan hem de başından
sonuna kadar malî hükümler taşıyan bu yasa tasarısının
ihtisas komisyonu olarak Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmemesi, çok
önemli bir eksikliktir; hepinizin bildiği gibi, 1961 Anayasası,
ilgili komisyonlarda görüşülmemesini iptal nedeni sayıyordu.
YÜKSEL
YALOVA (Aydın) Gayet tabiî...
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) 1982 Anayasasında bu hüküm yok; ama, artık,
Türk demokrasisinde bunun
yerleşmiş olduğu varsayımından
kaynaklandığını kabul etmek zorundasınız.
YÜKSEL
YALOVA (Aydın) Parlamento teamülleri de öyle.
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) Yoksa, başka türlü -şurada
saydığınız zaman neredeyse çoğunluğunun üçte
biri, hatta beşte biri bile olmayan milletvekillerinin bu Genel Kurulda bu
tasarıyı bu kadar ayrıntısıyla tartışıp
da ülke yararına veya yararlananlar yararına bir hale getirmesi
mümkün mü; değil- olması da mümkün değil. (DSP ve ANAP
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, Sayın Başkan, haklı olarak, şu
aşamada bir usul tartışması açmanın olanaksız
olduğunu belirtti; ancak, İçtüzükte, bu konuda, Meclise doğru
davranmaya ve olumlu katkıda
bulunmaya olanak tanıyan bir madde var; o da, İçtüzüğün 88 inci
maddesi. İçtüzüğün 88 inci maddesi uyarınca, Hükümet ilgili
komisyonda görüşülsün diye bu tasarıyı geri çekebilir. Ne
yazık ki, Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanının yerinde, şu anda, Sayın Kültür Bakanı
oturuyor. Sayın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, bu
tasarıyı geri çekip, ilgili ihtisas komisyonunda görüşülüp,
tekrar Meclise getirilmesini istediği takdirde, biz, bu
tartışmaları burada keser, gereken katkıyı orada
yapar, sonra da -eğer olumlu bir şey yaratabiliyorsak- bu Meclisten
geçmesini sağlarız.
Sayın
Bakan, bu tasarıyı, şu aşamada çekmeyi düşünüyor
musunuz? (RP sıralarından gürültüler) Var efendim; 88 inci maddede
bir usul var.
BAŞKAN
Sayın sözcü, Genel Kurula hitaben konuşacaksınız.
Sayın
Bakan, sorduğunuz soruya bir cevap mı verdi? Cevap verdiyse, ben de
tespit etmek istiyorum; çünkü, konu usule ilişkindir.
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) Verdiler efendim; ilgili komisyonda
görüşüldüğüne kanaat getirdiklerini söylediler.
BAŞKAN
Evet. Tamam efendim.
Yani,
Sayın Hükümet, bu tasarının tekrar ilgili komisyonda
görüşülmesini talep ederse, İçtüzüğe göre bu mümkündür. Tabiî,
bu arada, esas komisyonun dışındaki komisyonlardan da -bu arada
Plan ve Bütçe Komisyonundan da- görüş alınması mümkündür.
REFİK
ARAS (İstanbul) İlgili Sayın Bakan burada.
BAŞKAN
Sayın Bakanın değişik bir beyanı olacak mı
efendim?
MEHMET
GÖZLÜKAYA (Denizli) Sayın Başkan, konuşma devam etsin, Hükümet
-eğer isterse- konuşmanın bitiminde cevaplasın.
ASLAN
ALİ HATİPOĞLU (Amasya) Anayasa Mahkemesinden döneceği
kesin olan tasarıyı görüşmenin bir anlamı yok. Biz bunu
Komisyonda da tekrar ettik.
TEVHİT
KARAKAYA (Erzincan) Nereden kefil oluyorsunuz Anayasa Mahkemesine; bütün
kurumlara kefil oldunuz, onların adına konuşuyorsunuz.
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, karşılıklı
tartışmada bulunmayalım. Sayın Temizel
konuşmasına devam ediyor.
Bu arada,
eğer Hükümetin -görüşmelerin sonuna kadar- bir düşüncesi olursa,
onu ifade ederler.
Buyurun
efendim.
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Hükümetin gereğince tartışılmak üzere ilgili komisyona
çekmediği bu yasa tasarısı, aslında, Anayasamızın
eşitlik ilkesine ve Türkiyenin de katıldığı
uluslararası anlaşmaların hükümlerine aykırıdır.
İşte, bu nedenle, bunun, ilgili komisyonlarda
tartışılması gerekiyordu.
Neden mi
aykırıdır; çünkü, sosyal güvenlik sistemlerinde, sosyal güvenlik
kurumu ile sosyal güvenlikten yararlananlar arasındaki ilişki,
çalışmaya ilişkindir; yani, ilişki, bir çalışma
ilişkisidir. Çalışma ilişkisi dışındaki
ilişkilerle kurulan ve genellikle de para yatırmaya dayanan
ilişkiler, bir sosyal güvenlik ilişkisi değil, basit bir sigorta
ilişkisidir.
Bu yasa
tasarısı ise, sosyal güvenlikten yararlanma koşulu olarak,
çalışmayı değil, bulunmayı -altını çizerek
söylüyorum- gerektirmektedir. Yasa tasarısının 3 üncü maddesi,
yurt dışında bulunanlar ile yurt dışında
bulunmuş olanların, kendilerinin ve aile bireylerinin bu yasadan
yararlanacakları hükmünü getirmektedir. Aslında, yasa
tasarısının borçlanmak suretiyle sosyal güvenlik
bakımından değerlendirilebileceğini belirttiği
günlerin, yaşamın herhangi bir evresinde geçen günlerden hiçbir
farkı ve özelliği bulunmamaktadır. Bu ifadenin, diğer
sosyal güvenlik düzenlemelerine benzerlik sağlamak için
kullanıldığını ve bunun dışında
herhangi bir anlamının olmayacağını, hepimizin kabul
etmesi gereği vardır.
Türkiyedeki
işçiler, 20-25 yıl çalışıp, bu sürede prim ödeyerek
bazı haklar elde ederken, yurt dışındakiler ya da yurt
dışından geçmiş olanlar, hiçbir çalışma
şartı olmaksızın ve -kaba bir hesapla- ülke içindekilerin
ödediklerinin yarısını ödeyerek, aynı haklara sahip
olacaklardır. Daha açık bir anlatımla, 5 bin işgünü
karşılığı 12 500 dolar ödeyenler, çalışarak
5 bin işgünü prim ödeyenlerin ödediğinin yarısı kadar prim
ödeyeceklerdir. Yani, hem çalışıp toplumsal üretime katkıda
bulunulmamakta hem de çalışanların yarısı kadar prim
ödeyerek emekli olunmaktadır ki, bu, Anayasanın eşitlik ilkesine
aykırıdır. (DSP sıralarından alkışlar)
Bir sosyal
güvenlik sisteminin mantığında, çalışarak üretime
katılanların ve çalıştıkları süre içerisinde prim
biriktirenlerin, çalışmadıkları sürede aylık
almaları bulunmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin parasal boyutunu
oluşturan nesillerarası dayanışma, ancak
çalışanlar arasında söz konusu olmakta; çalışanlar,
çalışırken çalışamayacak durumdakilere bakarken, onlar
çalışamayacak duruma geldiklerinde de çalışanlar onlara
bakmaktadır. Bir gün bile çalışmamış bir kişinin
12 500 dolar yatırması halinde emeklilik hakkını elde
etmesi, bir gazetemizin -yurtdışı baskısıdır bu-
manşetten de belirttiği gibi turistlikten emekliyiz
çağrışımını yapmaktadır. Değerli arkadaşlar,
işte bu durum, sosyal güvenlik sisteminin mantığına
aykırıdır.
Yurt
dışında bulunanların sosyal güvenliklerinin
sağlanmasına yönelik Anayasanın 62 nci maddesi,
çalışanların çalıştıkları süreleri yurtiçi
sosyal güvenlik kurumlarıyla ilgilendirerek sosyal güvenlik kapsamına
alınmasını öngörmektedir. Yoksa, Anayasanın, yurt
dışında çalışanlara değil de yurt
dışında bulunanlara, çalışanların geleceğini
satarak sosyal güvenlik sağlaması gibi bir amacı olamaz.
Kaldı ki, yurt dışında çalışanların sosyal
güvenliklerinin sağlanmasıyla ilgili olarak
çıkarılmış olan yasalar zaten mevcuttur. Bunların
bazı eksikliklerinin olduğu da bir gerçektir. Bu eksiklikler
giderilerek, yurt dışında çalışanların sosyal
güvenceye kavuşturulması mümkün olabilir. Nitekim, Hükümet de böyle
yasaların varlığını önünüzdeki yasayı sevk
ettikten sonra fark etmiş olmalı ki, yasanın eksikliklerini
gidermek yerine, 3201 sayılı Yasaya göre emekli olacakların
parasal yükümlülüklerini artırarak, Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk
ettiği yasanın önünü açmaya çalışmıştır.
Bu
uygulamalar da göstermektedir ki, değerli arkadaşlar, amaç, yurt
dışında çalışanlara sosyal güvence sağlamak
değildir. Çalışanlara sosyal güvence sağlamayacak olan bu
yasa, aslında, yurt dışında çalışanları da,
bazı haklarının kaybedilmesi tehlikesiyle karşı
karşıya bırakmaktadır. Bu konuya özellikle dikkatinizi
çekmek istiyorum.
Bugün,
yabancı sosyal güvenlik sistemleri, özellikle Alman sosyal güvenlik
sistemi, yabancıların emekli aylığı bağlanmadan
sistemden çıkmasını teşvik etmektedir. Belirli bir süre
çalışanlar, kendi katkılarını alarak sistemden
çıkabilmekte; ayrıca, bir miktar teşvik primi bile
alabilmektedirler. Anlaşılan, yapılan bu düzenlemeyle, uygulama
bizim tarafımızdan da teşvik edilmekte, yıllarını
bu ülkeye harcamış olan insanlara, Alman sisteminden çıkın,
birikmiş primlerinizi alın, aldığınız
paranın 12 500 dolarını bize verirseniz, üç yıl bekledikten
sonra sizi emekli ederiz, kalan miktar da yanınıza kâr kalır,
öyle 65 yaşına kadar beklemek zorunda da kalmazsınız
denilebilmektedir.
Daha önce
yurt dışında yaşayıp da çeşitli nedenlerle
Türkiyeye göçmüş olan soydaşlarımızın sorunu ise,
başka özellikler göstermektedir değerli arkadaşlar.
Anayurtlarına sığınmış olan bu
soydaşlarımızın sosyal güvenliklerinin şimdiye dek
sağlanamaması bir devlet ayıbı ise, şimdi, bu
insanlara sosyal güvenlik hakkının satılmaya
kalkışılması da ayrı bir ayıptır. Kaldı
ki, 12 500 doları bulamayıp da bu hakkı satın alamayanlar
ne yapacaktır? Bunların geldikleri ülkelerdeki gelir düzeyleri düşünüldüğünde,
bu olayın saçmalığı çok daha açık bir şekilde
ortaya çıkar.
Değerli
milletvekilleri, getirilen düzenleme, Uluslararası Çalışma
Örgütünün 102 sayılı Sözleşmesine de aykırıdır.
102 sayılı ILO Sözleşmesi, bir kişinin, iki ayrı
ülkede aynı anda sosyal güvenlik kapsamına alınmasına
karşı çıkar. Bu nedenle, ülkeler, sosyal güvenlik konusunda
duplikasyonlara -yani, çifte prim alma olayına- meydan vermemek için,
sosyal güvenlik anlaşmaları yaparlar. Bu anlaşmalarda da,
genellikle, sağlık giderlerinin karşılanmasına
ilişkin düzenlemeler vardır ve bu düzenlemelere göre, eğer bir birey
bir ülkedeki sosyal güvenlikten yararlanıyorsa, birey ve aile fertleri
nerede ikamet ederlerse etsinler, sağlık giderleri,
aylığı bağlayan ülke tarafından
karşılanmaktadır; eğer emekli aylığı iki
ülke tarafından ayrı ayrı bağlanmışsa, bu halde
ikamet esası geçerli olmakta, sağlık giderleri, ikamet edilen
ülke tarafından karşılanmaktadır. Bu durumda, örneğin,
Almanyada çalışan bir yurttaşımızın aile
fertleri Türkiyede bulunuyorsa, bunların sağlık giderleri,
Almanyadaki sağlık güvenlik kurumu tarafından
karşılanmaktadır; ancak, bu kişiler, bu yasadan
yararlanarak bir de Türkiyede emekli olurlarsa -yani, Almanyada
çalışırken bir de Türkiyede emekli olmaları halinde-
Türkiyedeki aile fertlerinin sağlık giderlerini Türkiyedeki Kasa
karşılayacaktır. Böylece, Türkiye, anlaşmalarla
sağladığı bir haktan kendi eliyle vazgeçmektedir. Üstelik
de, böyle bir hakkın kaybedilmesi ilk defa olmamaktadır. Hepinizin
bildiği gibi, Hükümet, bedelsiz ithalat hakkı tanıyarak döviz
fonları oluştururken aynı hatayı yapmış ve gümrük
birliği çerçevesinde almış olduğumuz en önemli haklardan
biri olan kullanılmış otomobil ithalatının
yasaklanmasını kendi eliyle kaldırarak, iç sanayii tahrip etme
pahasına, ülkeyi kullanılmış makine ve araç
mezarlığına çevirmekten çekinmemiştir.
Kaldı
ki, bu yasayla emekli olarak Türkiyede emekli aylığı
alanların gelirlerinde de herhangi bir değişiklik olmaması
olasılığı bulunmaktadır.
Yurttaşlarımızdan bazılarına,
çalıştıkları ülkelerde, gelirlerindeki düşüklüğü
telafi etmek amacıyla, bazı yardım ve ek ödemeler
yapılmaktadır. Dolayısıyla, bu durumda olanların bu
sistem içerisinde emekli olmaları halinde, yapılan yardım, ödeme
miktarı kadar emekli aylıklarından düşülerek yapılacaktır;
bundan kesin olarak emin olun.
Bunun
yanında, hepinizin bildiği gibi, çalıştıkları
ülkelerde işsiz kalan yurttaşlarımıza işsizlik
parası ödenmektedir. Bu yurttaşlarımıza eğer
Türkiyede aylık bağlanırsa, bunlar çalışma
hayatından çekilmiş sayılacağından... Altını
bir daha çiziyorum: Eğer işsizlik parası alanlara Türkiyede
emekli aylığı bağlanırsa, bunlar çalışma
hayatından çekilmiş sayılacağından, işsizlik
yardımından büyük bir ihtimalle yararlanamayacaklardır.
Değerli
arkadaşlar, bütün bunların bu düzenlemeyi yapanlar tarafından
bilinmemesi, kesinlikle söz konusu olamaz.
Bakın,
burada, Başbakanlığın 1995 yılının
aralık ayında yayımladığı bir kitap var (Yurt
Dışındaki Vatandaşlarımızla İlgili Sorunlar
ve Çözüm Önerileri) ve bu, Başbakanlık Batı Avrupadaki
Türklerle ilgili müşavirlik tarafından yayımlanmış.
Burada, yurt dışındaki vatandaşlarımızın
kesin dönüş yapmadan Türkiyede emekli olmaları halinde hangi
sorunların ortaya çıkacağını madde madde
sıralamış- aşağı yukarı, bizim
açıklamalarımızın aynısı- artı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ilgili
bakanlık görüşü olarak, böyle bir uygulamanın ülke yararına
olmadığını çok açık bir şekilde yazmış.
Şimdi, Başbakanlık ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından ülke yararına
olmadığı kabul edilen ve bir kitap halinde
yayımlanmış olan böyle bir olay, bir yasa tasarısıyla
ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.
Değerli
arkadaşlar, Türkiyede, yaptım oldularla yapılan düzenlemeler,
artık, Türkiyeyi herhangi bir yere
götürmüyor. Özellikle, bir sosyal güvenlik sistemi, yaptım oldularla
hiçbir şekilde kurulamaz. Belki de, yaptım oldulara
başvurulmaması gereken tek yön veya en önemli konu
burasıdır. Özellikle yurt dışında bulunan
yurttaşlarımız açısından, konunun birçok boyutu
bulunmaktadır. Tüm bu boyutlar göz önünde bulundurulmadan yapılacak
düzenleme, yarar yerine, hem ülkeye hem de bu insanlara, kesin olarak, zarar
getirir.
Peki,
değerli arkadaşlar, bu sistem, bir sosyal güvenlik sistemi olarak
işlem görebilir mi; yani, böyle bir olasılık var
mıdır? Yasa tasarısıyla, sosyal güvenlik sistemimizin üç
temel kurumuna dördüncü bir kurum daha eklenmektedir. Bu kurum içerisinde ve
tasarıda, bundan yararlanacak olan kişilere ilişkin
ayrıntılı açıklamalara yer verilmemektedir; direkt olarak
Sosyal Sigortalar Yasasına atıfta bulunmak suretiyle, oradaki
hükümlerin burada da uygulanacağı söylenmektedir. Böyle bir
düzenlemeyle bir sosyal güvenlik kurumunun hizmet vermesi, kesinlikle
olanaklı değildir; çünkü, sistem, bir defalık
yatırılan 10 bin dolarların değerlendirilmesi esası
üzerine kurulmuştur. Bir kimseden aldığınız 10 bin doları
değerlendirerek, o kimseye, belki de onbeş yıl boyunca ayda 10
milyon lira maaş ödeyebilirsiniz; ama, Hükümetin
açıkladığı gibi, ayda 250 dolardan, bu insanlara -hele 55
yaşında emekli olacağını ve 70 yaşına kadar
yaşayacağını da varsayıyorsanız- bu kadar süre
içerisinde, kesinlikle, emekli aylığı ödeme
olasılığınız yoktur. Kaldı ki, iştirakçinin
ölümünden sonra bakmakla yükümlü olduklarına, dul ve yetimlerine de
aylık bağlanmasını düşünürseniz, demek ki, 55
yaşında emekli olan birisine, aşağı yukarı, yirmi
yirmibeş yıl emekli aylığı ödenmesi gerekmektedir.
Sosyal Sigortalar Kurumunda bu bilgiler
zaten var. Üstelik, bu sistemin içerisine bir de sağlık giderlerini
katarsanız, hesaplar tamamen karmakarışık olur. Biraz önce
bir değerli arkadaşım, sistemin yedi yıl içerisinde
çökeceğini söyledi. Değerli arkadaşlar, sağlık
giderleri, emekli ödemelerinin, aşağı yukarı yüzde 20si
ilâ yüzde 30u arasında bir miktar oluşturmaktadır. Bunu da hesaba
kattığınız takdirde, sistem, dörtbuçuk yıl içerisinde,
tam anlamıyla çökmektedir. Dörtbuçuk yıldan sonra, bu
sandığın, daha doğrusu bu Kasanın tüm
masraflarını devlet karşılamaya başlayacaktır.
Değerli
arkadaşlar, böyle bir sisteme, bir sosyal güvenlik sistemi demek
olası değildir. Hiçbir yurttaş, kimseye, günü kurtarmak için
sistemi ve çalışanların geleceğini yok edin diye yetki
vermez -bu yetki, Hükümete de verilmemiştir- alınan yetki de, hiçbir
zaman, bu amaçla kullanılamaz. Yapılan düzenlemenin
doğuracağı sonuçları görmemek, gerçekten mümkün
değildir.
Bu
tasarıya olumlu oy verecek değerli milletvekilleri, daha önceden,
belki de, bu yasanın doğuracağı sonuçları bilmemenin
rahatlığı içerisinde olumlu oy kullanma olanağına
sahiptiniz; ancak, şu anda değilsiniz. Bu yasanın
doğuracağı sakıncaları, biz, buradan, zamanımızın
elverdiği ölçüde belirtiyoruz. Eğer, bununla yetinmiyorsanız....
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Temizel, konuşmanızı tamamlayın efendim.
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) ...Başbakanlığın
yayımladığı şu kitabı değerlendirin, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının oradaki görüşlerine
bakın. Bu sistem, gerçekten, Türk sosyal güvenlik sistemine herhangi bir
katkıda bulunacak bir sistem değildir. Böyle bir devlet yönetimi olduğunu
söylemek, gerçekten söz konusu değildir. Üstelik, böyle bir düzenleme
yaparak, Türkiyenin olanaklarını harekete geçiriyoruz diye övünme
imkânınız da yoktur.
Tasarı,
kurmuş olduğu Kasada birikecek paraların ne şekilde
kullanılacağını 11 inci maddesinde belirtmektedir. Ne diyor
11 inci madde: Kasanın gelirleri, devletin çıkardığı
borçlanma senetlerine yatırılacak... Neymiş yapılacak
olan: Kasanın tüm gelirleri, devlet borçlanma kâğıtlarına
yatırılacakmış! Şimdi, bu düzenlemeye, bir sosyal
güvenlik düzenlemesi demek mümkün olabilir mi? Zaten, bu düzenlemelerin kaynak
paketleri arasında sayılmış olması da, bunun en temel
göstergesidir.
Değerli
milletvekilleri, kaynak paketlerinin açıklanmaya
başlandığı günden bu yana sürekli söylüyoruz.
Yaratılan kaynak falan yok. Hükümet, borç olarak el koyabileceği
döviz fonları yaratıp bunlara el koyarak, borçlanma
yapısını değiştirmeye çalışıyor, Türk
Lirası borçlarını döviz cinsinden borca çevirmeye
çalışıyor. İşte, bu yasa da bunlardan bir tanesi.
Uygun enstrümanlar kullandığında, böyle bir değişimi
kabul etmek mümkün olabilir; ancak, Hükümet, borç yapısını
değiştirirken uygun enstrümanlar da kullanmıyor. Üstelik,
borçlanmanın maliyeti de, söylediklerinin aksine, çok çok ağır;
çünkü, borçlanmanın maliyeti sadece bunlar için ödenecek faizler
değil. Hükümet, döviz fonlarına bir yandan faiz öderken bir yandan da
promosyon yapmakta; bu promosyonlarla, buralara para yatırmayı cazip
hale getirmeye çalışmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Temizel, toparlayın efendim.
ZEKERİYA
TEMİZEL (Devamla) Bedelsiz ithalat olayında bu promosyon, 50 bin
mark yatırana, yüzde 10 faizin yanında bir de otomobil ithal
hakkı verilmesiydi. Bu promosyonun bedelini, otomobil üreticileri ve Türk
sanayicisi ödedi. Dövizle emeklilik kasasına yatırılacak 12 500
doların promosyonu da, üç yıl sonra başlayacak olan,
sağlık güvenceli emeklilik maaşı. Bunun bedelini ödeyecek
olanlar ise, tüm çalışanlar; sıkıntısını
çekecek olanlar da, değerli milletvekilleri, devlete güvenerek
paralarını buralara yatıranlar.
Hükümet, bu
alandan 4 milyar dolar imkân yaratılacağını iddia ediyor.
Değerli
milletvekilleri, size buradan çok açık olarak söylüyorum: Buradan
Türkiyeye ne 5 milyar dolar ne de 4 milyar dolar gelecek. Bu işin
faturasının çıkışını çok fazla beklemenize
de gerek kalmayacak. Bu Hükümet bu konularda çok net hesap hataları
yapıyor. Daha iki ay önce, dürüst vergi mükelleflerini rencide etme
pahasına, çok sınırlı bir gruba...
Şu
konuyu özellikle dinlemenizi rica ediyorum değerli milletvekilleri.
Hükümet, bundan iki ay önce, çok sınırlı bir gruba, altın
ve kıymetli maden stok affı çıkardı ve buradan da 64
trilyon lira gelir elde edeceğini söyledi. Şimdi, size, bu
yasanın uygulanmasından ne kadar gelir elde edildiğini
söylüyorum: Şu ana kadar yapılan tahsilat 543 milyar, tahakkuk da 863
milyar. Yani, 1 trilyon bile değil, atmışdörtte bir bile
değil. Nerede kaldı 64 trilyon lira? 64 trilyon lira gelecek diye bu
kadar insanı rencide etme hakkını elde edenler, bunun
hesabını birilerinden sormayacaklar mı? Bunun sorulması gerekir.
(DSP sıralarından alkışlar) Nerede kaldı -o zaman
söylenen- 40 bin tane kuyumcu mağdur, bir an önce bu yasanın
çıkmasını bekliyor diyenler? Yasadan yararlanan tüm
kuyumcuların adedi 2 300. İşin garip kısmı da, bunun
toplamını beyan edenlerin sayısı, sadece 30 civarında.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Temizel...
ZEKERİYA TEMİZEL (Devamla)
Değerli milletvekilleri, birileri, bu Hükümeti yanlış
yönlendiriyor; kulaktan dolma bilgiler, ipe sapa gelmez varsayımlarla yanlış
işlemler yaptırıyor; tüm bunların faturasını da
Türk Halkı ödüyor. Bu yasa tasarısıyla getirilmek istenilen
dövizle emeklilik satışının ağır
faturasını da, yine, halkımız ödeyecek. Umuyoruz ki,
Türkiye Büyük Millet Meclisi, bu defa buna izin vermeyecek.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu ağır
faturayı çalışanlara ödettirmeyeceği umuduyla, hepinize
saygılar sunuyorum. (DSP, ANAP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Demokratik Sol Parti Grubu
adına konuşan İstanbul Milletvekili Sayın Zekeriya
Temizele teşekkür ediyorum.
Tasarının tümü üzerinde, gruplar adına
dördüncü konuşmayı, Doğru Yol Partisi Grubu adına,
Kastamonu Milletvekili Sayın Haluk Yıldız yapacaklardır.
Buyurun Sayın Yıldız. (DYP
sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 20 dakikadır.
DYP GRUBU
ADINA HALUK YILDIZ (Kastamonu) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yurtdışında Bulunanların Sosyal
Güvenlikleri Hakkında Borçlanma Kanunu Tasarısı üzerinde, DYP
Grubunun görüşlerini belirtmek üzere söz almış
bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce, Grubum ve şahsım
adına, hepinizi saygıyla selamlarım.
Bilindiği
üzere, ulusal sosyal güvenlik haklarından yararlanma imkânı
bulunmayan yurt dışında çalışmakta olan
vatandaşlarımız ile bunların geçindirmekle yükümlü
oldukları kişiler ve ölümleri halinde geride kalan hak sahiplerinin
sosyal güvenliklerinin sağlanması için, 30.5.1978 tarih, 2147
sayılı ve 8.5.1985 tarih, 3201 sayılı yasalar
yürürlüğe konulmuştur; ancak, anılan kanunlardan yararlanmak
için yurda kesin dönüş yapma şartı olduğundan,
vatandaşlarımızın büyük bir bölümü bu kanunlardan
yararlanamadığından, vatandaşlarımızın da
istekleri dikkate alınarak, yeni bir kanunun yürürlüğe konulması
gerekli olmuştur.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan,
Yurtdışında Bulunanların Sosyal Güvenlikleri Hakkında
Borçlanma Kanununun amacı, kanunun yürürlüğe girdiği tarihte
yurt dışında bulunan veya daha önce yurt dışında
bulunmuş vatandaşlarımızın kendileri, aile bireyleri
ve hak sahiplerinin yurt dışında veya yurt içinde geçmiş
veya geçecek günlerinin borçlandırılarak sosyal güvenlikleri
bakımından değerlendirilmesidir. Kanun, ikili veya çok
taraflı sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış olup
olmadığına bakılmaksızın, bu kanunun yürürlük
tarihinde yurt dışında bulunan veya daha önce yurt dışında
bulunmuş vatandaşlarımızı, aile bireylerini ve hak
sahiplerini kapsamaktadır. Bu kanuna göre borçlanacak kişilerin,
bunların hak sahiplerinin ve aile bireylerinin, en az 5 bin gün karşılığı
prim ödemeleri gerekmektedir. Borçlanılarak değerlendirilecek olan
her gün için ödenecek prim karşılığı 2,5 dolar
olduğundan, borçlanacak her kişi 12 500 dolar ödeyecektir. Bu kanuna
göre borçlananlar, borçlarını, üç eşit taksitle, kanunun
yürürlüğe girdiği tarihle ile 15 Mart 1997 tarihi arasında;
ölenlerin hak sahipleri ise, iki eşit taksitle ödeyeceklerdir. Borçlanan
kadın sigortalılar 50, erkek sigortalılar 55
yaşını doldurduklarında ve üç tam yıl bekledikten
sonra, Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre aylık
bağlanacaktır. Ölüm aylığı bağlanması
sırasında kadın sigortalının 50, erkek
sigortalının 55 yaşını doldurmuş olması
şartı aranmayacaktır.
Değerli
milletvekilleri, sosyal güvenlik kuruluşlarından aylık
alanların bu kanuna göre borçlanmaları halinde, almakta
oldukları aylıklar, tarafına ödenmeye devam edecektir. Üç
yıl dolduğunda, aylık aldıkları sosyal güvenlik
kuruluşu tarafından, borçlandıkları hizmetleri dikkate
alınarak hesaplanacak yeni aylıkları ödenecektir.
Sosyal
sigorta haklarının sağlanması için, Yurtdışı
Sosyal Güvenlik Kasası kurulmuştur. Kasa, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına bağlı olarak
çalışmaktadır.
Kasa,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Müsteşarının başkanlığında, Sosyal
Sigortalar Kurumu Genel Müdürü ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının
bağlı olduğu Devlet Bakanlığınca
görevlendirilecek birer üyeden oluşacak yönetim kurulunca yönetilecektir.
Primlerin
tahsili ve her türlü ödemeler, Kasa hesabından yapılacaktır.
Kasanın
denetimi, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunca
yapılacaktır.
Kasa
gelirleri;
a) Devletin
çıkardığı borçlanma senetlerine yatırılacak,
b) Faiz
haddi yürürlükteki hükümlere göre en yüksek düzeyde olmak üzere, Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankasına yatırılmak suretiyle
işletilecektir.
Kasa
gelirleriyle taşınmaz mal alınamayacaktır; ancak, Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankası, üç yıllık süreyle, Kasa
hesabında ayı içinde toplanan prim ve gelirleri, takip eden
aybaşı itibariyle, o yılki hazine tahvili ortalama faiz
hadlerinden aşağı olmamak üzere, devletin
çıkardığı borçlanma senetlerine yatıracaktır.
Diğer
taraftan, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, tahsil edilen prim
tutarlarının yüzde 20sini, ayı içinde, yurtdışı
sosyal güvenlik kasası hesabından, kasanın devlet güvencesi
payı olarak bütçeye irat kaydedilmek üzere Hazineye aktaracaktır.
Bu tasarıyla getirilen
değişiklik ve sağlanan hakları kısaca açıklamak
gerekirse:
30.5.1978
tarih, 2147 sayılı veya 8.5.1985 tarihli, 3201 sayılı
Kanunlardan yararlanamamış vatandaşlarımıza da
borçlanma hakkı getirilerek, sosyal güvenlikleri
sağlanmıştır; gerek 2147 gerekse 3201 sayılı
Kanunlardan yararlanamayan vatandaşlarımızın mağduriyetleri
de önlenmiş olacaktır.
Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten önce yurtdışında
bulunmuş ve ölmüş vatandaşlarımız ile kanunun yürürlük
tarihi ile borçlanmaya ait ilk taksitin son ödeme tarihi arasında
ölenlerin hak sahiplerine de borçlanma hakkı
tanınmıştır.
2147 ve 3201
sayılı Kanunlara göre borçlanarak aylık almakta olanlara, sosyal
güvenlik sözleşmesi uygulanmak suretiyle, sosyal güvenlik
kuruluşlarınca kısmî aylık bağlanmış olan
sigortalı veya hak sahiplerine de borçlanma hakkı tanınarak,
aylıklarının yükseltilmesi sağlanmıştır.
Ülkemizle
ilgili sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerde iş üstlenen
Türk ve yabancı işverenler yanında çalışan
vatandaşlarımıza, topluluk sigortası yoluyla sigortalı
olma imkânı sağlanmıştır.
Borçlanma
yapanlara, prim borcunun ödenmesinden en az üç yıl geçtikten sonra
aylık bağlanacak olmasına rağmen, bağlanacak
aylığın hesaplanmasına esas göstergenin tespiti, prim
borcunun tamamının ödendiği tarihteki gösterge tespit
tablolarından yapılmak suretiyle,
vatandaşlarımızın aylıkları, aradan geçen
yıllar nedeniyle enflasyona karşı korunmuştur.
Bu tasarıya
göre, borçlanılan günlere göre bağlanacak veya yükseltilecek
aylıklar nedeniyle, sosyal güvenlik kuruluşlarımız ek bir
malî külfetle karşılaşmayacaklardır. Bağlanacak
aylıklar ve yapılacak sağlık yardımları
giderleri, yurtdışı sosyal güvenlik kasası tarafından
karşılanacaktır.
Değerli
milletvekilleri, bu tasarıya göre yapılacak aylık ödemeleri ve
sağlık yardımları giderleri nedeniyle, devlet
tarafından da herhangi bir ödemede bulunulmayacak; bilakis, bu
tasarının uygulanması nedeniyle elde edilecek prim gelirlerinin
yüzde 20si, devlet güvencesi payı olarak, Hazineye ödenmek suretiyle
kaynak yaratılmıştır.
Borçlanma
yapmak suretiyle, hemen aylığa hak kazanan
vatandaşlarımıza bu aylığın ödenmesi için, en az
üç yıllık bekleme süresi getirilmek suretiyle, sistemin aktuaryel
dengesi sağlanmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 3201 sayılı Kanun ile bu
tasarıyı mukayese etmek gerekirse:
3201
sayılı Kanunda, sadece yurt dışında geçen
çalışma süreleri, bu süreler arasında veya sonunda her birinde
çalışılmayan sürelerin bir yıla kadar olan süreleri ve yurt
dışında ev kadını olarak geçen süreleri
borçlanılabilmekte iken, bu tasarıyla yurt dışında
bulunmuş kişilerin kendisi, hak sahipleri ve aile bireylerine
borçlanabilme hakkı tanınmıştır.
3201
sayılı Kanunda hizmetlerin borçlanılabilmesi için
yurtdışı hizmetlerinin belgelenmesi esas iken, bu tasarayı
göre borçlanabilmek için, hizmetlerin belgelenme zorunluluğu yoktur.
3201
sayılı Kanunda borçlanılacak süre isteğe bağlı
iken, bu tasarıya göre borçlanılacak süre, en az 5 bin gün olarak
belirlenmiştir.
3201
sayılı Kanunda borçlanmış olan kişilere aylık
bağlanabilmesi için kesin dönüş şartı var iken, bu
tasarıya göre borçlanmış kişiler yurt
dışında ikamet ederken de kendilerine aylık
bağlanabilecektir. Bu tasarıya göre borçlanacakları
aylıkları kurulacak yurtdışı sosyal güvenlik
kasası tarafından ödeneceği için, Sosyal Sigortalar Kurumuna
parasal yönden hiçbir yük getirmeyecek ve Kurumun aktuaryel dengesini de
bozmayacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan kanun
tasarısını desteklediğimizi belirtir; hayırlı
olması dileğiyle saygılar sunarım. (DYP ve RP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşan Kastamonu Milletvekili
Sayın Haluk Yıldıza teşekkür ederim.
Şimdi,
grupları adına son konuşmayı yapmak üzere, Refah Partisi
Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Osman
Yumakoğullarına söz veriyorum. (RP ve DYP sıralarından
alkışlar)
Konuşma
süreniz 20 dakikadır.
RP GRUBU
ADINA OSMAN YUMAKOĞULLARI (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Yurtdışında Bulunanların Sosyal Güvenlikleri Hakkında
Borçlanma Kanunu Tasarısıyla ilgili olarak Refah Partisi Grubu
adına görüşlerimi arz etmek üzere huzurlarınızdayım;
bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Anayasamızın
62 nci maddesi, yurtdışında bulunan
yurtdaşlarımızın ve aile bireylerinin diğer
hakları yanında, sosyal güvenliklerinin de
sağlanmasını devlete görev olarak vermiştir. Devlet, bu
görevi yerine getirmek bakımından 1978 yılında 2147
sayılı Kanunu yürürlüğe koymuş ve bu Kanunun
yurtdışındaki vatandaşlarımızın
sorunlarına cevap vermemesi konumunu dikkate alarak, 1985
yılında 3201 sayılı Kanunu yürürlüğe koymuştur.
1985 yılından beri yürürlükte bulunan 3201 sayılı Kanunda
öngörülen kesin dönüş şartına bağlı borçlanma
hakkının getirdiği sorunlar, yurtdışında bulunan
vatandaşlarımız bakımından yeni bir borçlanma kanununu
gündeme getirmiştir. Bu tespitler doğrultusunda hazırlanan kanun
tasarısının amacını, yurtdışında
bulunan veya daha önce yurtdışında bulunmuş olanların
bu Kanunda belirtilen esaslara göre borçlanılan günlerini sosyal güvenlik
bakımından değerlendirmesidir, şeklinde belirleyebiliriz.
Dolayısıyla, borçlanma sistemimizden, uzun yıllar sosyal
güvenlikten yoksun kalan göçmenlerimiz de faydalanacaktır. Bu
şekilde, göçmenlerimiz, Anayasımızın 62 nci maddesi
çerçevesinde, sosyal güvenlik şemsiyesine kavuşmuş
olacaklardır.
Kanun
tasarısında borçlanma esasları şu şekilde
düzenlenmiştir: Yurtdışında bulunanlar ile
yurtdışında bulunmuş olanlar, kendilerinin veya aile
bireylerinin yurtdışında veya yurtiçinde geçen veya gelecek
günlerini istekleri halinde 15 Mart 1997 tarihine kadar bu Kanun hükümlerine
göre borçlanmak suretiyle sosyal güvenlikleri bakımından
değerlendirebileceklerdir. Kanun tasarısında düzenlenen
borçlanma sistemine göre, öncelikle sistem, bir borçlanma kanunudur ve
isteğe bağlı bir uygulamadır.
Bu genel
belirlemeden sonra, kanundan kimlerin yararlanacağını ortaya
koymak gerekecektir; kanun tasarısına göre,
yurtdışında bulunanlar, yurtdışında bir gün dahi
bulunmuş olanlar, herhangi bir yaş şartı
aranmaksızın kendileri veya aile bireyleri yararlanabileceklerdir.
Borçlanılan gün karşılığında çalışma
şartı olmadığı gibi, geçmiş ve gelecek süreleri
borçlanma imkânı da yasa tasarısıyla tanınmıştır.
Kanun
tasarısında, borçlanılacak, sosyal güvenlik bakımından
değerlendirilecek olan her 1 gün için ödenecek prim
karşılığı, 2,5 dolar olarak tespit edilmiştir.
Dolayısıyla, borçlanma talebinde bulunan kişinin, borçlanma
karşılığı ödeyebileceği prim tutarı,
borçlanılan gün sayısının, ikinci fıkrada belirtilen
gün karşılığı 2,5 doların çarpımı
suretiyle hesaplanacaktır. Hesaplanan prim tutarı, üç eşit
taksitle ödenecektir. İlk taksit 15 Mart 1997 tarihine kadar, ikinci
taksit 15 Mayıs 1997 tarihine kadar, üçüncü taksit 15 Temmuz 1997 tarihine
kadar Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasına veya muhabirlerine dolar olarak
yatırılmak suretiyle ödenecektir.
Kanun
tasarısının diğer önemli bir düzenlemesi de, hak
sahiplerine borçlanma hakkı tanımasıdır. Yurtdışında
bulunanlar ile yurtdışında bulunup da ölenlerin hak sahipleri
de, 15 Mart 1997 tarihine kadar, bu kanun tasarısı hükümlerine göre
borçlanmak suretiyle borçlandıkları günlerini sosyal güvenlikleri
bakımından değerlendirebileceklerdir.
Kanun
tasarısında yer alan diğer bir düzenleme de,
yurtdışında geçen sürelerini borçlanarak
değerlendirmiş olanlara da aylıklarını artırma
bakımından borçlanma hakkı tanınmasıdır. Bilindiği
üzere, birkısım vatandaşlarımız veya hak sahipleri,
30.5.1978 tarihli 2147 sayılı veya 8.5.1985 tarihli 3201
sayılı Kanunlara göre borçlanarak, ilgili sosyal güvenlik
kuruluşunca kendilerine veya hak sahiplerine aylık
bağlanmış bulunmaktadır. Bu borçlanma kanunlarına ek
olarak, birkısım vatandaşlarımıza da, sosyal güvenlik
sözleşmeleri uygulanmak suretiyle, sosyal güvenlik
kuruluşlarınca kendilerine veya hak sahiplerine kısmî aylık
bağlanmıştır. Bu kapsamdaki
vatandaşlarımızdan, kendileri veya ölenlerin hak sahipleri,
borçlanmalarını 15 Mart 1997 tarihine kadar bu kanun
tasarısı hükümlerine göre yaparak, borçlandıkları günlerini
sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirebileceklerdir.
Kanun
tasarısında, primi ödenmiş sürelerin değerlendirilmesi
şu esasa dayandırılmıştır: Borçlanma yapanlar,
yazılı taleplerini, ilk taksitlerine ait ödendi belgesini de eklemek
suretiyle Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirecek, işlemlerini
tamamlamış olacaklardır. Ayrıca, ikinci ve üçüncü
taksitlerini de ödeyerek borçlanma hakkına ait yükümlülüklerini yerine
getirmiş olacaklardır.
Bu
çerçevede, bu kanun hükümlerine göre borçlanılarak primi ödenen günler,
borçlanma tutarının tamamen ödendiği tarihten ancak üç yıl
sonra sosyal güvenlik bakımından primi ödenmiş süreler olarak
değerlendirilecektir. Bunlardan biri yaşlılık ve ölüm
aylığı, diğeri sağlık yardımıdır.
Kanun
tasarısına göre, borçlanılan günlere karşılık
aylık bağlanabilmesi için üç temel şart öngörülmüştür:
1- En az 5
bin gün karşılığı borçlanarak primi ödenmiş
olması,
2-
Kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş
olması,
3- Üç tam
yıl bekleme süresinin tamamlanmış olmasıdır.
Bu
şartların üçünü bir araya getirmiş olan kimse veya hak
sahipleri, Sosyal Sigortalar Kurumuna yazılı istekte bulunmak
suretiyle, yaşlılık ve ölüm aylığı
bağlanmasını talep edeceklerdir. Bu şartlara
bağlı olarak hak kazanılan aylık hesabı, 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine göre
yapılacaktır. Dolayısıyla, sistem, isteğe
bağlı bir uygulamayı, özel bir prim ödemeyi öngörmesine
rağmen, aylık bağlama şartları, 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslara dayandırılarak, borçlanma
yapan vatandaşlarımıza temel bir sosyal sigorta sisteminin
uygulanması amaçlanmıştır.
Ölüm
aylığı bağlanmasında, ölenin yaş şartı aranmaksızın aylık
bağlanması hükmü öngörülmüş ve hak sahiplerine bağlanacak
aylıkta, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerinin
uygulanacağı konusunda kanun tasarısında açık hükme
yer verilmiştir.
Kanun
tasarısında yapılan düzenlemede, aylık bağlananlar ile
bunların 506 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde belirtilen
aile bireylerine, aylık bağlama tarihinden itibaren ve Türkiyede
bulundukları sürece, aynı Kanunun ilgili maddelerine göre,
sağlık yardımı yapılması öngörülmüştür.
Kanun
tasarısıyla, sistemin
uygulanması, özel bir kuruluşa, yurtdışı sosyal
güvenlik kasası diye isimlendirilen kasaya verilmiştir.
Yurtdışı sosyal güvenlik kasası, Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı olacaktır. Bu
kanun hükümlerine göre, borçlanılan günlere ait primlerin tahsili ve her
türlü ödemeler, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası nezdinde açılan
yurtdışı sosyal güvenlik kasası hesabı adına
yapılacaktır.
Sistemin en
önemli konularından birisi de, sistemin devlet güvencesinde
olmasıdır. Bu güvence sisteminin sağlanması
bakımından, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasına, tahsil edilen
prim tutarlarının yüzde 20 sini, ayı içinde
yurtdışı sosyal güvenlik kasası hesabından
kasanın devlet güvencesi payı olarak ve bütçeye irat kaydedilmek
üzere Hazineye aktarma görevi verilmiştir.
Bu Kanun
uygulamasında, öngörülen sisteme ait doğan sosyal sigorta
haklarına ait işlemler ile diğer hizmetler Sosyal Sigortalar
Kurumu Genel Müdürlüğünce yürütülecek olup, sosyal sigorta haklarına
ait ödemeler kasa tarafından karşılanacaktır.
Kasanın
denetimi, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunca yapılır.
Kasa hakkında iflas hükümleri yürütülemez.
Kasa
paraları ve malları, Türk Ceza Kanunu bakımından devlet
malı sayılır.
Kasanın
alacakları, devlet alacağı derecesinde imtiyazlıdır.
Kasanın
gelirleri ile bu kanun hükümlerine göre bağlanan aylıklar her türlü
vergi, resim ve harçtan muaftır.
Kanun
tasarısında, kasa yönetim kurulunun görevleri şu şekilde
belirtilmiştir:
1
Kasanın iş programını ve bütçesini hazırlayıp
bütçe bölümleri arasındaki aktarmalarla ek ve olağanüstü ödenek
önerilerini inceleyip, onaylanmak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına
sunmak,
2
Kasanın yıllık bilançosunu ve faaliyet raporunu
hazırlayıp, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kuruluna ve birer
örneğini de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
ve Hazine Müsteşarlığına sunmak,
3 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 139 uncu maddesi uyarınca
teknik bilanço hazırlayıp, Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı ile Başbakanlık Devlet Planlama
Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlığına sunmak,
4 Kasa
adına ita amiri ve diğer konularda yetki verilecek yönetim kurulu
üyesi ve diğer kişiler ile bunların yetki
sınırlarını belirlemek,
5
Kasayı idarî ve yargı mercilerinde üçüncü kişilere
karşı temsil yetkisi verilecek kişileri belirlemek,
6 Kasa gelirlerinin
bu kanun hükümleri içinde işletilmesi konusunda kararlar vermek,
7 Kasa
için fayda görülen hallerde; dava ve icra kovuşturması haline
gelmemiş olan uyuşmazlıkların uyuşma yoluyla
çözümlenmesi ve bunlara ait paraların terkini, kasa leh ve aleyhine
açılmış dava ve icra kovuşturmalarının
uzlaşma veya tahkimi yoluyla çözümlenmesi hakkında kararlar vermek,
8.-
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca gönderilen bu
kanunla ilgili diğer hususları inceleyip karara bağlamak,
Olarak
tespit edilmiştir.
Kanun
tasarısında, kasa gelirlerinin işletilmesi iki aşamalı
olarak öngörülmüştür. Üç yıllık süreyle sınırlı
olarak Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası kasa hesabında ayı
içinde toplanan prim ve gelirleri, takip eden aybaşı itibariyle o
yılki hazine tahvili ortalama faiz hadlerinden aşağı
olmamak üzere devletin çıkardığı borçlanma senetlerine
yatırılarak değerlendirilecektir. Bu düzenlemeyle, kasada
biriken prim karşılığı fonların üç
yıllık yasal bekleme süresi içinde özel işletme metodu
benimsenmiştir.
Belirtilen
geçici dönem sonunda, kasa yönetimi, kasanın gelirlerini devletin
çıkardığı borçlanma senetlerine yatırmak, faiz haddi
yürürlükteki hükümlere göre en yüksek düzeyde olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti
Ziraat Bankasına yatırmak suretiyle işletilecektir. Kasa
gelirleriyle taşınmaz mal alınmaması hususunda özel hükme
yer verilmiştir.
Değerli
milletvekilleri, kanun tasarısı, sistem itibariyle, özel ve geçici
süreli bir borçlanma hükmü içermekle birlikte, bu hükümlerin
dışında, Türkiyeyle ikili sosyal güvenlik sözleşmesi
bulunmayan ülkelerde iş üstlenen Türk veya yabancı işverenler
yanında çalışacak Türk işçilerinin sosyal güvenlikleri
bakımından, yurtdışı topluluk sigortası sisteminin
kurulmasını da düzenlemektedir. Yurtdışı topluluk
sigortası, malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta
kollarını kapsayacaktır. Çalışılan her ülkeye
göre ve bu kanun hükümlerine uygun olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığınca belirlenecek genel şartlara göre
çalışacaktır.
Yurtdışı topluluk sigortası, işverenler ile
kasa arasında isteğe bağlı bir sistem olmakla birlikte,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı,
çalışılan ülkeye göre, topluluk sigortası
uygulamasını zorunlu kılabilmesi konusunda yetki
öngörmüştür.
Kanun
tasarısının uygulanmasıyla ilgili usul ve işlemler
Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı,
Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü ile Türkiye Cumhuriyeti Ziraat
Bankasının uygun görüşü alınarak Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
belirlenecektir.
Kanun
tasarısında yer alan diğer bir konu da, 9.1.1985 tarihli 3148
sayılı Kanunla onaylanması uygun görülen Türkiye Cumhuriyeti ile
Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi arasında sosyal güvenlik
sözleşmesi kapsamındaki Türk daimî işçileri adına bu sözleşmenin
4 üncü maddesi hukmüne göre transfer edilecek primlerin hesaplanmasıyla
ilgilidir. Bu primlerin hesaplanmasında, işçi ve işveren
arasında yapılan hizmet sözleşmesinde belirlenen ücretin Türk
Lirası karşılığı ve Libya Arap Halk Sosyalist
Cemahiriyesi sigorta prim oranlarının esas alınması
hususunda yasal bir düzenleme yapılacaktır. Bu da, bu düzenlemeye
göre hesaplanan prim tutarının, 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu hükümlerine göre belirlenen prime esas kazancın üst
sınırı ve prim oranına göre hesaplanan primden fazla
olmayacağı konusundaki düzenlemedir.
Değerli
milletvekilleri, uzun zaman Avrupada kalan, Avrupadaki işçilerin
dertlerini yakinen bilen bir insan olarak, şunu açık ve net olarak
ifade ediyorum ki: Bugün, Türk işçilerinin arasında işsiz
kalanların arbeit loss dediğimiz yardımı alanların,
işsizlik parası alanların adetleri her geçen gün hızla
artmaktadır. Lahey Adalet Divanının kararına rağmen,
oradaki bir işçimiz haklılığını ispat etmesine
rağmen, maalesef, Almanyanın en büyük gazeteleri Türk gitmek
zorundadır başlığını atmışlardır
bu karardan sonra. Onunla da kalmamışlar, çalışamaz hale
gelen Türke Avrupa Birliğinde yer yoktur demişlerdir.
İşte, bu insanlar, 65 yaşından önce emekli olamadıklarından
dolayı, kendileri için bir sosyal güvence bekliyorlardı, bu
tasarının, bu insanların beklentilerine cevap vereceğinden
dolayı, Refah Partisi Grubu olarak bu tasarıyı destekliyoruz.
Yüce
Heyetinize saygılar sunuyorum. (RP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Refah Partisi Grubu adına konuşan İstanbul Milletvekili
Sayın Osman Yumakoğullarına teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremizin bitimine çok az zaman kaldı;
kalan süre içerisinde bir üyeye kişisel söz vereceğim.
İstanbul
Milletvekili Sayın Emin Kul var kişisel sözlerde birinci sırada;
buyurun Sayın Kul.
Konuşma
süreniz 10 dakikadır.
EMİN
KUL (İstanbul) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 209 sıra sayılı kanun
tasarısı üzerinde, şahsım adına söz almış
bulunuyorum, görüşlerimi arz etmeden önce sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 1991 yılından bu yana geçen
zaman süreci içerisinde, sosyal güvenlik sistemimizin önemli bir bölümünü
oluşturan kurumlar, başta Sosyal Sigortalar Kurumu olmak üzere,
siyasî iktidarın, bütün uyarılarımıza rağmen
yaptığı müdahaleler ve uygulamaları sonucu çöküntüye
doğru sürüklenen çok büyük sarsıntılar geçirmiştir.
Yaklaşık altı yılı aşan bir süre içerisinde yer
verdiğimiz uyarılar Meclis zabıtlarından incelenirse bugün
gelinen tablonun çok daha önce haber verilmiş olduğu görülecektir.
Olumsuz gelişmelere sadece Sosyal Sigortalar Kurumu açısından
bakarsak, 1991de 128 milyar lira gelir fazlasıyla
bıraktığımız Sosyal Sigortalar Kurumu, 1996
yılında 163 trilyon lira, 1997 yılında 350 trilyon lira bir
açıkla karşı karşıya getirilmiştir. Sosyal
güvenlik kurumlarının açıkları, bu yıl sonunda 500
trilyon lirayı aşacaktır.
Sorunları,
defaatle dile getirdiğimiz ve bir önergemizle geç de olsa kurulan Meclis
araştırma komisyonumuzun raporunda kısmen yer
aldığı için, burada tekraren belirtmeyeceğim; ancak,
yaklaşık sekiz aydır sadece aktüer denge çöküntüsüne
ilişkin olarak bile hiçbir çözüm üretilmemiş olmasını
görmek gerçekten endişe vericidir. Bu alanda esnafımızın
sosyal güvenliğiyle ilgili Bağ-Kurun aktüer dengesini daha da
bozacak bir tasarıyla, Sosyal Sigortalar Kurumunun sorunlarını
çözmekten uzak, elde kalan gayrimenkullerin satılmasına yönelik bir
tasarıdan başka, sorunlara çare olabilecek Hükümetin
gerçekleştirdiği hiçbir önlem ve hiçbir yasal düzenleme yoktur.
Şimdi,
48 saat beklemeksizin komisyona ve komisyon gündemine getirilerek ve bir iki
saatte komisyondan geçirilerek Genel Kurula getirilen 14 maddelik sözde bir
borçlanma tasarısıyla karşı karşıyayız.
Ayrıca,
bu tasarı, Plan ve Bütçe Komisyonundan geçirilme ihtiyacını da
duymadan huzurumuza getirilmiştir.
Yurt
dışında bulunanların sosyal güvenlik borçlanması
adı altında getirilen bu kanun tasarısının, ne sosyal
güvenlik kavramıyla ve ne de sosyal güvenlik borçlanmasıyla hiçbir
ilgisi yoktur.
REFİK
ARAS (İstanbul) Sayın Başkan, dinlenmiyor...
BAŞKAN
Sayın Kul, bir saniye... Sürenizi durdurdum...
Değerli
milletvekili arkadaşlarım ve sayın bakanlar, biraz önce
konuşma süremizin sonuna yaklaştığımızı
ifade ettim; ama, konuşma süremiz bitti, bugünkü konuşmaları
tamamladık demedim.
Şu
anda, kürsüde, bir değerli hatibimiz, konuyla ilgili görev
yapmış eski bir bakanımız görüşlerini ifade ediyor; 5
dakika daha sabır rica ediyorum...
Buyurun
Sayın Kul.
EMİN
KUL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu
tasarı, bütün içeriğiyle, aynen Sosyal Sigortalar Kurumunun elde
kalan gayrimenkullerinin satışı tasarısında
olduğu gibi, önce, üçüncü kaynak paketinin üçüncü bölümünde, ikinci kaynak
olarak Kasım 1996da ilan edilen, dolar cinsinden nakit bulma
arayışında araç olmak üzere kullanılan ve düzenlenmiş
bir tasarıdır.
Bakınız,
üçüncü kaynak paketinin -ki, burada kaynak paketi- 56, 57, 58 ve 59 uncu
sayfalarında, âdeta, kanun tasarısının gerekçesi yer
almış ve hatta 59 uncu sayfada, aceleyle dolar yerine mark denmek
suretiyle, ne denli tutarsız bir girişim yapıldığı
da ortaya çıkmıştır.
Bakınız,
hesap yapılırken, 12 500 dolar yerine 12 500 marktan 5 milyar dolar
gelir sağlanacağı kaynak paketinin 59 uncu sayfasında yer
alıyor. Yani, önce dolar bulmak amacıyla bir alan tespit edilmekte,
sonra, bu amaç, sosyal güvenlik konusunda bir araç olarak
kullanılmaktadır. Temel gerekçesi bu olan kanun tasarısı,
ayrıca, bir kaynak yaratma sonucunu da sağlamaktan uzak, sadece bir
para toplama tasarısıdır ve sosyal güvenlikle hiçbir ilgisi
yoktur.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri, bu kanun tasarısı,
öncelikle, içeriği itibariyle Plan ve Bütçe Komisyonundan geçmeden Genel
Kurula gelmiş bir tasarı olduğu için, esasen, Genel Kurulca
reddî gerekir. Ayrıca, yekdiğeriyle ilişkili, 2, 3, 4, 6, 7 ve 9
uncu maddelerinin hükümleriyle ve bu nedenle de tümüyle, Anayasanın 10,
11, 60 ve 73 üncü maddelerine aykırıdır. Esasen, bu konuda
önergelerimiz vardır; sırası geldiğinde, önergelerimizde bu
aykırılığı ortaya koyacağız.
Tasarı,
sosyal güvenlik ve sosyal güvenlik borçlanması kavramlarıyla ters
düşen, bu kavramları berhava eden bir içerikte bulunmaktadır. Bu
nedenle de, sigortacılıkla hiçbir ilgisi olmayan, aktuer denge
hesabı bulunmayan, gelecekte, bu görünümüyle, Sosyal Sigortalar Kurumuna
ağır yükler getirecek bir niteliktedir.
Tasarı,
ne Hükümetçe ne Komisyonca geri alınacak değildir; zira,
tasarının beklemeye tahammülü yoktur; çünkü, tasarıyla ilgili
borçlanma 15 Mart 1997 tarihiyle
sınırlandırılmıştır.
Bu
tasarının, aktüer dengesi bakımından da
sağlıklı bir yönü bulunmamaktadır. Toplanan bütün gelirler
maaş olarak ödenmeye başlandığında, gider olarak
ödenmeye başlandığında, yaklaşık beş
yılda tükenecektir. Ondan sonra da kasa açık verecek, iflas edecek
veyahut da kasanın yükümlülükleri Sosyal Sigortalar Kurumunun
sırtında kalacaktır.
Bu
tasarı, yürürlükte bulunan sosyal güvenlik mevzuatı ve bu alandaki
kurumlaşmayla da çatışkanlık içerisinde olduğu gibi,
kendi mantığı içerisinde dahi tutarsızlık ve
çelişkileri barındırmaktadır.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; tasarının bu genel
niteliği dışında, tasarının
mantığına bakıldığında, özetle tespit
edebileceğimiz durum şudur: Yaş sınırı
olmaksızın, Türk vatandaşı olup olmadığına
dahi bakılmaksızın, herhangi bir sosyal güvenlik kurumunda,
geçmişte bir günlük olsun, iştirakçiliği olup
olmadığına bakılmaksızın, yurt
dışında herhangi bir nedenle birkaç saat bulunmuş olan
herkes ve bunların bakmakla yükümlü olduğu ana, baba, eş ve
çocukları, hem geçmişe ve hem de geleceğe doğru; yani,
yaşadıkları ve yaşayacakları süreler için, bu kanun
tasarısıyla Kasa denilen, benim kasa antika diye
nitelendirdiğim bu nam altındaki, tüzelkişiliği dahi
bulunmayan garip bir alındı veznesine, eksiksiz 12 500 dolar
ödedikten 3 sene sonra emeklilik, ölüm, maluliyet sigortasını
kazanmış sayılarak, bu sigorta kollarının aylık
ve ödeneklerini kasadan alacaklar ve sağlık hizmetleri de kasa
tarafından karşılanacaktır. Ayrıca, yurt
dışında herhangi bir nedenle bulunmuş olup halen ölmüş
olanların mirasçıları ve kanunun yürürlüğe gireceği
tarihe kadar ölecek olanların mirasçıları da, kasaya 12 500
dolar yatırdıklarında aynı haklardan yararlanmış
olacaklardır.
BAŞKAN
Sayın Kul, 2 dakikalık süreniz kaldı.
EMİN
KUL (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
İşte,
özetle tasarının genel mantığı budur. Görüldüğü
gibi, bu mantık, 12 500 doları olana Türk vatandaşı; olmayana,
vatandaşlıktan çıkarılanlara, örgüt mensuplarına, kara
para aklanmasına ardına kadar açık, yurt dışına
çıkma imkânı bulunmayana ve sosyal güvenlik borçlanması
kavramına ise sıkı sıkıya kapalı bir
tasarıdır. Bu tasarı -özür dileyerek ifade ediyorum- Banker Bako
zihniyetini yansıtan bir mantığın eseridir.
12 500
doları olana, parasını toplayan bu kasanın aktüer dengesi
söz konusu olmadığı gibi, toplanacağı tahmin edilen 5
milyar doların yüzde 20sinin Hazineye aktarılacağının
hükme bağlanması gibi bir garabetin yanında, kalan 4 milyar
doların, tasarının 11 inci maddesine göre, faizle
çalıştırılacağının hükme
bağlanmış olması, faizci düzene ve faize karşı
olduğunu ilan edenlerin sosyal güvenliği dahi faize
bağladıklarının hazin bir göstergesidir.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; siyasî sonuçlar elde etmek için suni
gündemleri bizzat üreterek toplumsal huzurun ve güvenliğin
sarsılmasına sebebiyet veren her konuda, üzerine basmamakta çok özen
göstermemiz gereken mayınları döşeyen bir siyaset
anlayışı, bu tasarıyla da, üzülerek belirtmek gerekir ki,
sosyal güvenlik kavramını berhava edecek bir girişimi
sergilemiş olmaktadır. Bu tasarı, her halükarda, Anayasa
Mahkemesinden dönmeye mahkûmdur. Bu nedenle, tasarı, maddelerine
geçilmeden ya reddedilmelidir veya Hükümetçe, Komisyonca geri çekilmelidir;
ama, Anayasa Mahkemesini, sürekli uyarılara rağmen bidayet
mahkemesine çeviren bir zihniyet, bu tasarıyı, hukuka uygun
değil, kol gücüyle Yüce Meclisten geçirebilir; ama, bu kabul, hiçbir
zaman, bu tasarının hukuka uygunluğunu, sosyal güvenlik
kavramına uygunluğunu, sosyal güvenlik borçlanması
kavramına uygun olduğunu ortaya koymaz.
Bu
tasarıya oy vermekten sakınmanızı, tasarının
maddelerine geçilmesini reddetmenizi özellikle arz ediyor, saygılar
sunuyorum. (ANAP, DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Tasarı üzerinde kişisel görüşlerini belirten İstanbul
Milletvekili Sayın Emin Kula teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, görüşme süremiz tamamlanmıştır.
Kanun
tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 27 Şubat 1997
Perşembe günü saat 15.00te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.07
B)
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaşın, çifte vatandaşlık uygulamasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri Bakanı Meral
Akşenerin yazılı cevabı (7/1865)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıda yer alan sorularımın Sayın
Başbakan tarafından yazılı olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Ercan
Karakaş
İstanbul
Bilindiği gibi 1995 yılında
vatandaşlık yasasında değişiklik yapılarak
Avrupanın çeşitli ülkelerinde ve özellikle de Almanyada
yaşayan yurttaşlarımızın bulundukları ülkelerin
vatandaşlığına geçmeleri, çifte vatandaşlık
hakkı tanınarak kolaylaştırılmıştı.
Ancak uygulamada bazı aksaklıklar ve yanlışlıklar olduğu
görülmektedir. Yurt dışında yaşayan
yurttaşlarımız bunların düzeltilmesini beklemektedir.
Sorular :
1. Yurt dışındaki
yurttaşlarımızın Türkiye Cumhuriyeti
Vatandaşlığından çıkma ve tekrar girme işlemleri
uzun zaman almaktadır. Bu süre bazı hallerde bir yılı
bulmaktadır. Bu süreyi kısaltacak yeni düzenlemeler getirmeyi
düşünüyor musunuz?
Yurt dışındaki işçilerimizin
vatandaşlıktan çıkma ve tekrar girme işlemlerini Bakanlar
Kurulu onayı yerine İçişleri Bakanlığının
onayı ile yapılması konusundaki düşünceniz nedir?
2. Çifte vatandaşlık hakkına sahip olan
yurttaşlarımıza Türkiyede üç aydan fazla kaldıkları
zaman çıkış da ceza kesildiği doğru mudur?
Doğruysa, bu uygulamayı değiştirmek için herhangi bir
çalışma yapılmakta mıdır?
3. Çifte yurttaşlık hakkına sahip olan
yurttaşlarımızın yabancılar gibi Ege, Marmara ve
Benzerî askerî güvenlik bölgelerinde mülk edinmelerinin yasak olduğu
doğrumudur? Doğruysa bu uygulamanın değiştirilmesi
yönünde bir çalışma var mıdır?
T.C.
İçişleri
Bakanlığı
Nüfus ve Vatandaşlık
İşleri Genel Müdürlüğü
Şb. Md.
: B050NÜV0080003.226/6024 24.2.1997
Konu : Soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) TBMM
Bşk.lığının 20.1.1997 günlü ve 13800 sayılı
yazısı.
b) Başbakanlığın 27.1.1997 günlü ve
B.02.0.KKG/106-450-4/449 sayılı yazısı.
c) Devlet Bk.lığının 30.1.1997
günlü ve B.02.0.0010/01800 sayılı yazısı.
İstanbul Milletvekili Ercan
Karakaşın Sayın
Başbakanımıza tevcih ettiği ve kendileri adına
tarafımdan cevaplandırılması tensip edilen yazılı
soru önergesi ile ilgili hazırlanan cevap ekte sunulmuştur.
Arz ederim.
Dr.
Meral Akşener
İçişleri
Bakanı
İstanbul Milletvekili Ercan Karakaşın
Yazılı Soru Önergesinin Cevabı
1. Türkiye ilke olarak çifte
vatandaşlığı kabul eden, benimseyen ve destekleyen bir
ülkedir. Mevzuatımızdaki çifte vatandaşlığa cevap
veren hükümler 403 sayılı Türk Vatandaşlığı
Kanununda 13.2.1981 tarihli ve 2383 sayılı Kanunla düzenlenmiş
olmasına rağmen, çok sayıdaki vatandaşımızın
yaşadığı Almanyanın vatandaşlık
kazanımında Türk Vatandaşlığından
çıkmayı şart koşması nedeniyle önce Türk
Vatandaşlığından çıkma izni almak daha sonra da Türk
vatandaşlığına yeniden alınmak zorunda kalmaktadırlar.
403 sayılı Türk
Vatandaşlığı Kanununun 8, 20 ve 22 nci maddelerinde hüküm
bulan yeniden vatandaşlığa alınma, Türk
Vatandaşlığından çıkma ve Türk
Vatandaşlığını muhafaza ederek başka bir devlet
vatandaşlığına geçme işlemlerinin kısa bir süre
içerisinde sonuçlandırılması amacıyla son yıllarda
Bakanlığımızca bir dizi yasal ve idarî düzenlemeler
yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemelerle işlemler
basitleştirilmiş, zaman kaybına neden olan bazı gereksiz
yazışmalar, formaliteler ve araştırma konuları
kaldırılmış olup, bu düzenlemelerden dış
temsilciliklerimiz de haberdar edilmiş ve vatandaşlarımıza
kolaylık sağlamak açısından bu işlemlerde
kullanılan form-dilekçeler her işlemin özelliğine göre yeniden
düzenlenerek müracaat makamlarına gönderilmiştir. Tüm bilgi ve
belgelerin bilgisayar çıktısı olarak alınması
sağlandığından işlemler çok kısa bir sürede tamamlanmaktadır.
Ancak Türk Vatandaşlığından çıkma izni ve yeniden Türk
Vatandaşlığına alınma Bakanlar Kurulunca
onaylanmaktadır. Bakanlar Kurulundan karar alınmasını
gerektiren bir işlemin 4-5 aydan önce sonuçlandırılması
mümkün olamamaktadır. Kaldı ki vatandaşlık
kazanımında Türk Vatandaşlığından çıkmak
için kişilere verilen süre de iki yıldır.
Devlet kavramının, o devlete bağlı
belirli bir insan topluluğu olmadan düşülemeyeceği bilinen bir
gerçektir. Bu bağlılığı sağlayan hukuk
kavramı da Vatandaşlıktır. Bilindiği gibi
vatandaşlık Türkiyenin de dahil olduğu kara Avrupası
sisteminde kabul edildiği üzere, kişileri devlete bağlayan
siyasî bir bağ olup, doğrudan doğruya Devletin hükümranlık
haklarıyla ilgili bulunmaktadır. Bu nedenle de niteliği
itibariyle kamu düzenini ilgilendiren vatandaşlığa alınma
ve vatandaşlıktan çıkma konusu, bahis konusu sistemde
münhasıran Hükümet tasarruflarının konusunu teşkil
etmektedir. Ayrıca vatandaşlık, bir devletin kendi nüfusunu
tayin meselesi olması dolayısıyla sadece bu açıdan bile
yine siyasî bir karakter taşımaktadır. Bu itibarla, Devletin
egemenlik hakkını ilgilendiren siyasî ağırlıklı
bir konuyu tayin yetkisinin, Bakanlar Kurulu yerine bir Bakanlığa bırakılmasının
vatandaşlık hukuku ile bağdaşmayacağı
düşünülmektedir.
Kanunda böyle bir düzenlemenin
yapıldığı var sayılsa bile bu durumun İdare
Hukukunun temel prensiplerinden olan usülde paralellik ilkesine ters
düşeceği ve kanunun sistematiğini de bozacağı
açıktır.
2. Bakanlığımızı
ilgilendirmediğinden cevaplandırılmamıştır.
3. Bakanlığımızı
ilgilendirmediğinden cevaplandırılmamıştır.
2. Artvin
Milletvekili Süleyman Hatinoğlunun, memur maaşlarını
ödeyebilmek için döviz bozdurulduğu iddiasına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Abdüllatif Şenerin yazılı cevabı
(7/1936)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sayın Maliye Bakanı tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi arz ederim.
Süleyman
Hatinoğlu
Artvin
Bugünkü basınımızda da yer alan
haberlere göre Hazine Müsteşarlığı tarafından memur
maaşlarını ödeyebilmek için döviz bozdurulduğu
belirtilmektedir.
Bu nedenle sorularım :
1. Memur maaşlarını ödemek için
bozdurulan bu dövizler, bedelsiz ithalat gelirlerinden elde edilen dövizler
midir?
2. 15.1.1997 tarihli memur maaşlarını
ödemek için bozdurulan döviz miktarı ne kadardır?
3. Takip eden aylarda memur maaşlarını
ödemek için döviz bozdurmayı düşünüyor musunuz? Eğer
düşünüyorsanız bozduracağınız döviz
miktarlarını açıklar mısınız?
4. Dövizin bu kadar süretle artmakta olduğu
ülkemizde, memurun maaş kaybını önlemek için o günkü kur
üzerinden memur maaş ödemelerini dövizle yapmayı düşünür
müsünüz?
5. Memurlara yapacağınız ek ilave
zammın miktarını ve kesin tarihini açıklar
mısınız?
T.C.
Maliye
Bakanlığı
Bütçe ve Malî
Kontrol Genel Müdürlüğü
Sayı :
B.07.0.BMK.0.11.013/600-2597 26.2.1997
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi
Başkanlığının 24.1.1997 tarih ve A.01.0.GNS.
0.10.00.02.7/1936-5007/14095 sayılı yazıları.
Artvin Milletvekili Sayın Süleyman
Hatinoğlunun 7/1936 esas nolu yazılı soru önergesinde yer alan
sorulara ait cevaplar aşağıda sunulmuştur.
Bilindiği üzere Hazinenin nakit yönetimi
çerçevesinde, belirli bir dönemde yapılacak harcamalar toplamından o
dönemde gerçekleşen gelir miktarı çıkarılmakta ve finansman
ihtiyacına ulaşılmaktadır.
Finansman ihtiyacının tesbitinde, banka
hesaplarında bulunan veya borçlanma yoluyla elde edilen tüm nakit
imkânları bir arada değerlendirilmektedir. Bütçe uygulama
prosedüründe de belli kaynakların belirli harcamalar için
kullanılması sözkonusu olmadğından harcamalar toplam olarak
dikkate alınmaktadır.
Dolayısıyla, belirli bir dönemde banka
hesaplarından yapılan TL. kullanımının veya bozdurulan
döviz miktarının, belli bir harcamayı finanse etmek üzere
kullanıldığını, ifade etmek mümkün
bulunmamaktadır.
Öte yandan Hükümetimizin göreve başlamasından
bugüne kadar çalışanlarımızın maaşlarında ek
iyileştirmeler hariç kümülatif olarak yüzde 95 oranında bir
artış sağlanmıştır. Askerî personel ile emniyet
mensuplarımızın maaşlarında ayrıca ilave
iyileştirmeler yapılmıştır. Bütçe imkânlarındaki
genişlemelere paralel olarak, diğer kamu personelimizin
maaşlarında da ek iyileştirmeler yapılacak olup, halen bu
çalışmalara devam edilmektedir.
Bilgilerine arz olunur.
Doç.
Dr. Abdüllatif Şener
Maliye
Bakanı
3. Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayırın, Bursa 1 ve 2 nci etap
çevre yolunun yapıpımına ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın
yazılı cevabı (7/1938)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Bayındırlık ve İskân Bakanı tarafından
yazılı olarak cevaplandırılması hususunu TBMM
içtüzüğünün 99 uncu maddesi uyarınca arz ederim. 16.10.1997
Ertuğrul
Yalçınbayır
Bursa
Sorular :
1. Bursada kilitlenen trafiğin
açılmasına katkıda bulunmak amacıyla
şehirlerarası kamyon, TIR, otobüs ve otomobil trafiğini Yeni
Yalova yolundan santral garaj kavşağına sokmadan
İzmir-Balıkesir ve Mudanya yoluna aktarmak için Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanlığınca yapılan ve 1 inci etap çevre
yolu ve 2 nci etap çevre yolu diye adlandırılan yolların
yapım görevi yasal olarak Bakanlığınıza ait midir?
2. Bursa 1 inci ve 2 nci etap çevre
yollarının yapımı görevi bakanlığınıza
ait ise, bu yolların yapım masraflarını zorunlu olarak
üstlenen ve bu hususta 113,2 milyar TL. harcayan Bursa Büyükşehir
Belediyesine bu harcama miktarını ödeyecek misiniz?
3. Şehirlerarası trafiğin transit olarak
şehir içine girmeden akışını sağlamak için Bursa
Büyükşehir Belediyesince yapılmak üzere planlanan Bursa
Küçükbalıklı köprüsü mevkiinde köprülü kavşak
inşaatına maddî katkılarınız olacak mı?
T.C.
Bayandırlık
ve İskân Bakanılğı
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/352 26.2.1997
Konu : Bursa Milletvekili Ertuğrul
Yalçınbayırın yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : T.B.M.M.nin 28.1.1997 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.02-5169-14174 sayılı yazısı. (7/1938)
İlgi yazı ekinde alınan, Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayırın
Bakanlığımıza yönelttiği yazılı soru
önergesi incelenmiştir.
Soru : 1. Bursada kilitlenen trafiğin
açılmasına katkıda bulunmak amacıyla
şehirlerarası kamyon, TIR, otobüs ve otomobil trafiğini Yeni
Yalova yolundan santral garaj kavşağına sokmadan İzmir-Balıkesir
ve Mudanya yoluna aktarmak için Bursa Büyükşehir Belediye
Başkanlığınca yapılan ve 1 inci etap çevre yolu ve 2
nci etap çevre yolu diye adlandırılan yolların yapım görevi
yasal olarak Bakanlığınıza ait midir?
Soru : 2. Bursa 1 inci ve 2 nci etap çevre
yollarının yapımı görevi bakanlığınıza
ait ise, bu yolların yapım masraflarını zorunlu olarak
üstlenen ve bu hususta 113,2 milyar TL. harcayan Bursa Büyükşehir
Belediyesine bu harcama miktarını ödeyecek misiniz?
Cevap : 1, 2. Bursa Büyükşehir Belediyesince
DSİ Setteleri üzerine inşa edilen, İzmir Devlet Yolunu
Bursa-Yalova yoluna bağlayan ve Yakın Çevre Yolu diye
adlandırılan yol meskûn alan içinde olup; imar yolu
niteliğindedir.
İkinci bölümü olan ve halen yapımı
sürdürülen Ankara bağlantısı da aynı standart ve
özelliktedir. Bu nedenle söz konusu yollar Belediye
Başkanlığının sorumluluğundadır.
Soru : 3. Şehirlerarası trafiğin transit
olarak şehir içine girmeden akışını sağlamak için
Bursa Büyükşehir Belediyesince yapılmak üzere planlanan Bursa Küçükbalıklı
köprüsü mevkiinde köprülü kavşak inşaatına maddî
katkılarınız olacak mı?
Cevap : 3. Küçükbalıklı semtinin,
Bursa-Yalova Devlet yolu ile kesiştiği yerde köprülü kavşak
yapımına ilişkin Karayolları Genel Müdürlüğümüzün
Yatırım Programında herhangi bir proje
bulunmadığı gibi, bütçe İmkânları da yeterli durumda
değildir.
Ancak, talep edilen köprülü kavşağın
yapımının Bursa Büyükşehir Belediyesince
gerçekleştirilmesi mümkün gözükmektedir. Bu konuda Bursa Büyükşehir
Belediye Başkanlığınca Karayolları 14 üncü Bölge
Müdürlüğümüz ile temasa geçilmesi ve teknik şartları
belirleyecek protokolün düzenlenmesi gerekmektedir. Bu husus, 2.1.1997 gün ve
16-0006 sayılı yazımız ile Belediyesine
bildirilmiştir.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlır
ve İskân Bakanı
4. Ordu
Milletvekili Hüseyin Olgun Akının, Halk Bankası Genel
Müdürlüğü tarafından verilen kredilere ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı H. Ufuk Söylemezin yazılı cevabı (7/2016)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Halk Bankası kredileri hakkında ki
aşağıda belirtilen soruların ilgili Devlet Bakanı
Rüşdü Saracoglu tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim. 21.4.1996
Hüseyin
Olgun Akın
Ordu
Halk Bankası Genel Müdürlüğünden
23.12.1993-29.8.1994 tarihleri arasında;
1. Verilen kredi miktarı ne kadardır?
2. Kimlere ne miktarda kredi verilmiştir?
3. Bu kredilerden ne kadarı zamanında tahsil
edilmiş? Ne kadar miktarı tahsil edilememiştir? Tahsil
edilemeyen krediler için ne gibi kanunî işlemler
yapılmıştır?
T.C.
Devlet
Bakanlığı
Sayı
: B.02.0.015 (02) 143 24.2.1997
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : 3.2.1997 tarih ve 7/2016-1930/5219
sayılı yazınız.
Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin Olgun Akına
ait 7/2016-1930 sayılı sözlü soru önergesine
Bakanlığım ilgili kuruluşu T. Halk Bankası
tarafından hazırlanan cevap yazısı ekte sunulmuştur.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim.
H.
Ufuk Söylemez
Devlet
Bakanı
Ek : T. Halk Bankası yazısı
T.C. Devlet Bakanlığına
(Sayın Ufuk Söylemez)
Ordu Milletvekili Sayın Hüseyin Olgun
Akının cevaplanmasını istediği; ülkemiz
bankacılık sektörünün önde gelen, etkin bankalarından birisi,
aynı zamanda esnaf ve sanatkârla küçük ve orta ölçekli işletmelerin
tek finans kuruluşu olan Türkiye Halk Bankası hakkındaki
sorulara yönelik, Bankamız cevabı ilişikte sunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ek : 1
O.
Nuri Ertuğ Yenal
Ansen
Genel
Müdür Yrd. Genel
Müdür
Türkiye Halk Bankası Genel Müdürlüğünden
23.12.1993-28.8.1994 Tarihleri Arasında;
Soru :1. Verilen kredi miktarı ne kadardır?
Cevap : 1. Türkiye Halk Bankası kurulduğu
günden bugüne kadar başta esnaf, sanatkâr, küçük ve orta ölçekli
işletmeler olmak üzere; ülkemiz üretim, yatırım ve istihdam
hacmine katkıda bulunan, tüm işletmeleri başarıyla finanse
etmiş, güvenilir bir bankadır.
Bu doğrultuda; bankamızca, 1993 yıl
sonunda 8 trilyon 815 milyar lira ihtisas kredileri, 10 trilyon 840 milyar lira
da ticarî ve bireysel olmak üzere toplam 19 trilyon 655 milyar lira kredi
kullandırılmıştır. Ağustos/94 itibariyle bu
krediler 11 trilyon 758 milyar lira ihtisas, 12 trilyon 260 milyar lirada
diğer olmak üzere toplam 24 trilyon 18 milyar liraya yükseltilmiştir.
Toplam kredilerde söz konusu dönemde oluşan 4,4 trilyon liralık
artışın 2,9 trilyon lirası ihtisas kredilerinde gerçekleşmiştir.
Sonuç olarak; bankamız kuruluşundan bu güne
kadar temel amaç ve görevleri doğrultusunda faaliyet göstermiş son
günlerde bu çalışmalarına hız kazandırarak hedef
kitlesi olan esnaf, sanatkâr ve KOBİlere kullandırdığı
kredilerin tutar, limit ve vadelerini artırarak faiz oranlarını
düşürmüştür.
Böylece esnaf ve KOBİlere kullandırılan
ihtisas kredilerinin payı 1994 yılındaki % 58 düzeyinden % 76
düzeyine ulaşmıştır.
Soru : 2. Kimlere ne miktarda kredi verilmiştir?
Cevap : 2. Türkiye Halk Bankası tüm bankacılık
işlemlerini yaparken, kanun ve kararnamelere göre faaliyette bulunan bir
banka olduğu gerçeğini daima gözönünde bulundurmaktadır.
Bu nedenle kredi kullandırımında
herhangi bir kişi ya da işletmeye Banka riski ve güvenilirliğini
zedeleyebilecek düzeyde kredi kullandırılmamış, kanunî
sınırlar içerisinde kullandırılan kredilerde ise
kârlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde hareket edilmiştir.
Ancak kredi kullandırılan kişi ve
kurumların adları ile kullandırılan kredi tutarları
Bankalar Kanununun 83 üncü maddesi gereğince Banka Sırrı kabul
edildiği için açıklanması mümkün olmamaktadır.
Soru : 3. Bu kredilerden ne kadarı zamanında
tahsil edilmiş? Ne kadar miktarı tahsil edilememiştir? Tahsil
edilemeyen krediler için ne gibi kanunî işlemler yapılmıştır?
Cevap : 3. Bankanın toplam kredilerinin içindeki
ihtisas kredileri payının yüksekliği, bu kredileri kullanan
işletme ölçeğinin küçük olması Türkiye Halk Bankası
tarafından kullandırılan kredilerin riskinin bir çok
işletme üzerine dağıtılmış olduğunu, yani
toplam kredi riskinin düşüklüğünü güsterir.
Bankamızca kredilendirme öncesi müşteri
seçiminde titiz davranılarak firmalar malî ve ekonomik yönden
incelenmektedir. Tahsili gecikmiş alacaklarımız, toplam
kredilerimizin içinde % 1,2 gibi düşük bir oranda olup, bunların
tamamı da şahsî ve maddî teminata bağlıdır.
5. Gaziantep
Milletvekili Mustafa Rüştü Taşarın, ekmek fiyatına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/2027)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Sayın Başbakan tarafından, delaletlerinizle yazılı
olarak cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz
ederim.
Mustafa
Taşar
Gaziantep
1. Ramazan Bayramından sonra ekmeğin
fiyatının 20 000 TL. olacağı yolundaki haberler konusunda
ne düşünüyorsunuz?
2. Bütün Türkiyede ekmeğin 15 000 TL.den
satılması yolundaki kararınızın üzerinden henüz iki ay
geçmeden, ekmeğin gramaj olarak küçültülmesi ve fiyatının da 20
bin TL.ye çıkarılması hazırlıkları
karşısında, Hükümet olarak nasıl bir tavır
sergileyeceksiniz?
3. Ekmeğin bütün Türkiyede standart olarak 250
gramdan satılmasını hedefleyen ve Hükümetiniz tarafından
hazırlanan Yönetmelik çıktığı zaman, ekmek
fiyatlarında da bir standarda gitmeyi düşünüyor musunuz? Eğer
böyle bir düşünceniz var ise ekmeğe uygulamayı
düşündüğünüz fiyat nedir?
T.C.
Tarım
ve Köyişleri Bakanlığı
Toprak
Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü 21.2.1997
Sayı
: 013-06.6.5-176
Konu : Ekmek fiyatları.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : Gaziantep Milletvekili Sayın Mustafa
Taşarın Sayın Başbakan tarafından
cevaplandırılmasını talep ettiği soru önergesi.
1. Ramazan Bayramından sonra ekmeğin 20 000
TL. den satılacağına dair haber sadece İstanbul
Fırıncılar Derneği tarafından açıklanan bir haber
olup Mart ayında yürürlüğe gireceği ifade edilmiştir. Buna
karşılık olarak başta Ankara Fırıncılar
Odası Başkanlığı olmak üzere birçok ilimiz
odaları ekmeğe herhangi bir zam yapmayı düşünmediklerini
açıklamışlardır. Nitekim şu anda Türkiye genelinde
ortalama ekmek fiyatı 15 371 TL/250 gr. olup; 80 ilden 50sinde ekmek
fiyatı 15 000 TL.nin altında bulunmaktadır.
2. 1996 Kasım ayında ekmek fiyatları
yükselme eğilimine girmiş ancak Hükümetimizin aldığı
bir dizi tedbir sayesinde bu yükselme eğilimi durmuş ve Toprak
Mahsulleri Ofisininde buğday satış fiyatlarını zarar
etmeyecek şekilde aşağı çekmesiyle ekmek fiyatları
bugünkü düzeyinde kalabilmiştir. Aksi halde gerekli tedbirler
alınmamış olsaydı bugün Türkiyede ortalama ekmek
fiyatı 15 371 TL/250 gr. değil 25 000 TL. ve hatta daha da üzerinde
olacaktı. Ayrıca T.M.O.nin stoklarında piyasanın
ihtiyacını karşılayacak şekilde yeterli buğday
stokuda bulunmaktadır.
3. Diğer taraftan Türkiyede tek tip ekmek
satılmasını sağlayacak olan ekmek standardı ve kodeksi
yürürlüğe girdiğinde Halk tipi ekmek olarak
adlandırabileceğimiz bu ekmeğin fiyatı üzerinde
fırıncılar istedikleri gibi oynayamayacaktır. Bunun
dışında üretilecek ekmek Lüks ekmek adıyla değişik
fiyattan satılabilecektir.
Gereğini bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Tarım
ve Köyişleri Bakan V.
6. Hatay
Milletvekili Atila Savın, yeni telefon rehberi basılıp
basılmayacağına ilişkin sorusu ve Ulaştırma
Bakanı Ömer Barutçunun yazılı cevabı (7/2054)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü ile ilgili
aşağıdaki sorumun, Ulaştırma Bakanınca
yazılı olarak yanıtlanması dileğimi bilgi ve
değerlendirmenize sunarım.
Saygılarımla.
Atila
Sav
Hatay
Soru :
Ankarada basılıp dağıtılan
son Telefon Rehberi 1990 tarihlidir. İstanbul dahil kalabalık nüfuslu
ve çok telefon abonesi bulunan öbür kentlerde de aynı durum vardır.
Rehber olmadan telefon kullanılması son
derece güçtür. 118 bilinmeyen numaralar servisi de hizmete
yetişememektedir.
Bakanlık ve Türk Telekom A.Ş.nin yeni
Rehberle ilgili düşüncesi ve çalışması hangi
aşamadadır?
Halk arasındaki yaygın düşünceye göre
özelleştirmenin geri kalması ile Rehberin basılmaması
arasında bir ilişki vardır. Bu izlenim doğru mudur?
T.C.
Ulaştırma
Bakanlığı
Araştırma
Planlama ve Koordinasyon
Kurulu
Başkanlığı 24.2.1997
Sayı :
B.11.0.APK.0.10.01.21.EA/254-4464
Konu : Hatay Milletvekili Atilla Savın
yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMM Başkanlığının
12.2.1997 gün ve A.01.0.GNS.0.10.00.02/2054-5262-14819 sayılı
yazısı.
Hatay Milletvekili Atila Savın
Bakanlığıma yönelttiği 7/2054-5262 sayılı
yazılı soru önergesinin cevabı ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Ömer
Barutçu
Ulaştırma
Bakanı
Hatay Milletvekili Atila Savın 7/2054-5262
sayılı yazılı soru önergesi ve cevabı
Sorular :
Ankarada basılıp dağıtılan
son Telefen rehberi 1990 tarihlidir. İstanbul dahil kalabalık nüfuslu
ve çok telefon abonesi bulunan öbür kentlerde de aynı durum vardır.
Rehber olmadan telefon kullanılması son
derece güçtür. 118 bilinmeyen numaralar servisi de hizmete
yetişememektedir.
Bakanlık ve Türk Telekom A.Ş.nin yeni
rehberle ilgili düşüncesi ve çalışması hangi
aşamadadır?
Halk arasında yaygın düşünceye göre
özelleştirmenin geri kalması ile rehberin basılmaması
arasında bir ilişki vardır. Bu izlenim doğru mudur?
Cevap :
Basım ve dağıtımı Türk
Telekomun yasal yükümlülüğünde olan rehberler, 1986 yılına
kadar reklam toplama işi de dahil olmak üzere Türk Telekomca il
bazında ihale yapılmak suretiyle bastırılmıştır.
1986 yılında yapılan ihale ile
rehberlerin basımı ITT Bilka Bilgi ve Kaynak Tic. A.Ş.
firmasınca yapılmaya başlanmış, ancak firmanın
sözleşme gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle sözleşme 1992 yılında
feshedilmiştir. 1993 yılında ülkemizde yeni numaralama planına
yönelik çalışmalar nedeniyle rehber basımı gündeme
gelmemiştir. Mart 1994 ve Nisan 1995 tarihinde rehberlerin her türlü
masrafı firmaya ait olmak üzere iki kez ihalesi yapılmış,
ancak iştirak olmadığından ihaleler iptal edilmiştir.
Bunun üzerine alfabetik telefon rehberlerinin bir defaya mahsus olmak üzere
rehber masraflarının büyük bir kısmının Türk Telekom
tarafından karşılanmasına bir kısmının da
abonelere yansıtılmasına karar verilmiştir.
Buna göre; ülke genelinde tüm illeri kapsayacak
şekilde Kasım 1995 tarihinden itibaren 1996 yılının
ilk yarısına kadar rehber ihaleleri gerçekleştirilmiş,
ancak uzun bir süre rehber basılmaması nedeniyle 118 abone
bilgilerinin rehber standartlarına uygun hale getirilmesi işlemleri
zaman almıştır. Bu nedenle programda öngörülen sürelerde gecikme
olmuştur. Rehberlerin basımındaki gecikmelerin Türk Telekomun
özelleştirilmesi ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Türkiye genelinde 79 il için 81 (İstanbul için 3
rehber alanı) rehber alanı belirlenmiştir. Basım
işlemi tamamlanan 78 rehber alanında 60ında rehberler, avans
yatıran abone adreslerine teslim edilmiştir. 18 rehber alanında
dağıtım sürdürülmektedir. Kalan 3 rehber alanına ait
rehberlerin de basım işlemleri sürdürülmektedir.
Alfabetik Telefon
Rehberlerinin Basım ve Dağıtım Durumunu Gösterir Tablo
Rehber Baskı
Alanı Adedi Son Durumu
Adana 190
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Adıyaman 26
500 Basıldı,
dağıtıma 7.2.1997 tarihinde başlanıldı
Afyon 85
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Ağrı 36
000 Basıldı,
dağıtımı sürüyür
Aksaray 40
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Amasya 58
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Ankara 315
000 Baskıda, ilk 100 bin
adedinin dağıtımına 25.2.1997 tarihinde
başlanacak
Antalya 126
685 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Ardahan 13
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Artvin 25
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Aydın 130
000 Basıldı,
dağıtımı sürüyor
Balıkesir 160
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Bartın 30
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Batman 19
500 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Bayburt 10
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Bilecik 41
600 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Bingöl 12
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Bitlis 12
000 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Bolu 90
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Burdur 52
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Bursa 270
000 Basılmadı, ilk 100 bin
adedinin dağıtımına 22.3.1997 tarihinde
başlanacak
Çanakkale 90
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Rehber Baskı
Alanı Adedi Son Durumu
Çankırı 34
100 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Çorum 53
850 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Denizli 120
000 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Diyarbakır 55
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Edirne 67
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Elazığ 67
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Erzincan 30
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Erzurum 50
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Eskişehir 150
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Gaziantep 101
000 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Giresun 50
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Gümüşhane 9
900 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Hakkâri 5
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Hatay 140
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Iğdır 13
000 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Isparta 75
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
İçel 150
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
İstanbul-1 220
000 Basıldı,
dağıtıma 14.12.1996 tarihinde başlanıldı
(212-2,4)
İstanbul-2 350
000 Basıldı, 90 492
adedinin dağıtımına 7.2.1997 tarihinde
(212-5,6,7,8) başlanıldı
İstanbul-3 350
000 Basıldı,
dağıtıma 27.11.1996 tarihinde başlanıldı
(216-3,4)
İzmir 383
294 Basılmadı, ilk 100 bin
adedinin dağıtımına 12.3.1997 tarihinde
başlanacak
Karabük 42
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Karaman 35
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kars 33
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kastamonu 50
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kayseri 100
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kırıkkale 30
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kırklareli 75
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kırşehir 37
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kilis 10
500 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Kocaeli 134
785 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Konya 180
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Kütahya 91
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
K. Maraş 48
000 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Rehber Baskı
Alanı Adedi Son Durumu
Malatya 84
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Manisa 135
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Mardin 31
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Muğla 115
000 Basıldı,
dağıtıma 12.2.1997 tarihinde başlanıldı
Muş 12
900 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Nevşehir 40
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Niğde 50
000 Basıldı, dağıtımı
tamamlandı
Ordu 70
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Rize 50
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Sakarya 100
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Samsun 110
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Siirt 14
400 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Sinop 24
000 Basıldı, dağıtımı
tamamlandı
Sıvas 90
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Şırnak 12
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Tekirdağ 85
000 Basıldı,
dağıtımı sürüyor
Tokat 80
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Trabzon 86
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Tunceli 6
500 Basıldı, dağıtımı
tamamlandı
Şanlıurfa 45
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Uşak 62
500 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Van 39
000 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Yalova 21
500 Basıldı,
dağıtım sürüyor
Yozgat 35
630 Basıldı,
dağıtımı tamamlandı
Zonguldak 110
000 Basıldı, dağıtımı
tamamlandı
TUTANAĞIN SONU