DÖNEM : 20 CİLT : 22 YASAMA YILI : 2
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
64 üncü Birleşim
5 . 3 . 1997 Çarşamba
İ Ç İ N D E K
İ L E R
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. GELEN KÂĞITLAR
III. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA
SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Manisa Milletvekili Hasan Gülayın, demokratik parlamenter
sisteme ilişkin gündemdışı konuşması
2. Nevşehir Milletvekili Abdulkadir Başın, patates
üreticilerinin sorunlarına ve alınması gereken önlemlere
ilişkin gündemdışı konuşması ve Tarım ve
Köyişleri Bakanı Musa Demircinin cevabı
3. Erzurum Milletvekili İsmail Kösenin, son günlerde basında
yer alan bazı iddialara ilişkin gündemdışı
konuşması ve Adalet Bakanı Şevket Kazanın cevabı
B)TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.Almanya, Fransa ve Fasa gidecek olan Çevre Bakanı M. Ziyaattin
Tokara, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Ahmet Demircanın
vekâlet etmesinin uygun görüldüğüne
ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresi (3/703)
2. Çek Cumhuriyeti Parlamento Başkanının vaki davetine
icabet edecek Parlamento heyetine ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/704)
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.İzmir Milletvekili Birgen Keleş ve 33
arkadaşının, elektrik santrallarının ve
dağıtım hizmetlerinin işletme hakkının devri konusunun
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/171)
2. Malatya Milletvekili Ayhan Fırat ve 31
arkadaşının, SSK sınavıyla ilgili olarak ileri sürülen
yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının
araştırılması amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/172)
IV. ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU
ÖNERİLERİ
1. Gündemdeki sıralamanın yeniden yapılmasına
ilişkin ANAP, DYP, DSP, ve CHP Gruplarının müşterek önerisi
V.SEÇİMLER
A)KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.(10/160) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
VI.SORULAR VE CEVAPLAR
A)SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Patnosda Büyük Klima İstasyon Müdürlüğü
kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/219)
2. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Eleşkirt Meteoroloji İstasyonunun ne zaman
açılacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/220)
3. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Hamur İlçesine Meteoroloji İstasyonu kurulmasına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/221)
4. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Patnos Devlet Hastanesi ve lojman inşaatına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/222)
5. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Patnos Spor Salonu inşaatına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/223)
6. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Hamur İlçesi Ceylanlı -Kamışlı köyleri
arasında bağlantıyı sağlayacağı belirtilen
köprü yapımına ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/224)
7. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İli ve ilçelerindeki elektrik kesintilerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/225)
8. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
OYAKın üyelerine yaptırmak istediği konutlarla ilgili birim
fiyatına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/226)
9. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Diyadin İlçesinin spor sahası ihtiyacına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/228)
10. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Diyadin İlçesinde bulunan kaplıcaların, sosyal
tesis ihtiyacına ilişkin Turizm Bakanından sözlü soru önergesi
(6/229)
11. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Şekerova Barajı projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/230)
12. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımına
başlanan sağlık ocağına ve sağlık personeli
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/233)
13. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı ve ilçelerinde yapımı devam eden hastane ve
sağlık ocaklarına ilişkin Sağlık Bakanından
sözlü soru önergesi (6/234)
14. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki Devlet hastane ve
sağlık ocaklarındaki sağlık personeli ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/235)
15. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki il kütüphanesinin hizmet
binası ihtiyacına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru
önergesi (6/236)
16. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı
sürdürülen kültür sitesi inşaatına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/237)
17. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı - ilçelerinde öğretmen evi yapılmasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/238)
18. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Eleşkirt İlçesinde yapımı devam eden
İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/239)
19. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde yapımı devam
eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
sözlü soru önergesi (6/240)
20.Bayburt Milletvekili Suat Pamukçunun, bazı enerji nakil
hatlarının ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)
21.Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçükün, köy korucularına
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/242)
22. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Türkiyeye çeşitli kaynaklardan yapılacak yardımlardan Doğu
ve Güneydoğu bölgelerine bir pay ayrılıp
ayrılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/243)
23.Adana Milletvekili Tuncay Karaytuğun, MersinGümrüğü ve
limanındaki bazı kamu görevlilerinin rüşvet
aldığı iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/246)
24. Adıyaman Milletvekili Ahmet Çelikin, Adıyamanda
yapımı süren hava meydanının hizmete açılmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı
Lütfü Esengünün cevabı (6/248)
25. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, bir gazetede
yayımlanan Patrikhane TCyi takmıyor başlıklı
haberde yer alan iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/249)
26. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama inşaatlarının
personel yetersizliğine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)
27.Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, Türkiye
-İsrail Askerî Eğitim İşbirliği Anlaşması
ile ilgili basına yansıyan bir beyanına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/252)
28.Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, Hollandadaki
İslam Kolejlerinden mezun olanların bu okullarda geçen öğretim
sürelerinin Türkiyede eksik değerlendirildiği iddiasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)
29.Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İline bağlı köy ve mezralardaki göçleri önlemeye
yönelik projelere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/254)
30. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
kalkınmada öncelikli yörelerdeki çiftçilere ek kredi verilmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/255)
31.Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın, 1996
-1997 Hububat Alım Kararnamesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/256)
32. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı il sınırları içindeki bazı akarsular
üzerinde baraj yapılmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)
33.Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı Yazıcı Barajı projesine ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/258)
34.Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Eleşkirt -Aydıntepe, Tutak -Nadir Şeyh, Tutak -Karahalit
barajlarının yapımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/259)
35.Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı İli sınırları içinde bulunan Murat nehri
üzerinde bir baraj yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/260)
36. Ağrı Milletvekili M. Sıddık Altayın,
Ağrı -Patnos İlçesinde bulunan Badişan Deresi üzerinde bir
baraj yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)
37. Konya Milletvekili Mustafa Ünaldının, gazetelerde yer
alan İsrail nükleer deneme için Türkiyeyi seçti şeklindeki habere
ilişkinBaşbakandan sözlü soru önergesi (6/262)
38.Konya Milletvekili Nezir Büyükcengizin, kamu kurum ve
kuruluşlarında değişik pozisyonlarda çalışıp
aynı işleri yapan personel arasındaki ücret
farklılığına ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/264)
39. Ağrı Milletvekili M.Sıddık Altayın,
hayvan besicilerinin borçlarının ertelenmesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/265)
40.Burdur Milletvekili Kâzım Üstünerin, Burdur -Antalya demiryolu
projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/266)
41. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İl
Müdürlüğüne bağlı sera sebzeciliği ve çiçekçiliği
üretme istasyonu kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/269)
42. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde
Bakanlığa bağlı bir serakent kurulmasına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)
43. Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli Organize Sanayi
Bölgesi -Çardak arası duble yol yapımına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/272)
44.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Sarayköy -Babadağ yol
yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/273)
45.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Pamukkale -Akköy - Sarayköy
yol yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/274)
46.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli Belediyesinin
Büyükşehir Belediyesi statüsüne kavuşturulmasına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/275)
47.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Pamukkale Elektrik
Dağıtım A. Ş. adıyla bir şirket kurulmasına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/276)
48.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İline bir kültür
sitesi yapılmasına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru
önergesi (6/277)
49.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde
yapımı devam eden görme özürlüler okuluna ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/278)
50.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Çardak Havaalanının
iyileştirilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sorusu
ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/280)
51.İzmir Milletvekili Zerrin Yenicelinin, ilaçtan alınan
KDVnin kaldırılmasına ve ilaç reklamlarına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/281)
52.Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydının, Etimesgut
Belediyesince Eryaman 4. Etap konutlarına yapı kullanma izninin
verilmeyiş nedenine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/282)
53.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde bir
Gümrük Müdürlüğü Hizmet Binası ve Sundurması yapımına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/267)
54.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Denizli İlinde bir
gümrük kimyagerliğinin kurulmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/268)
55.Denizli Milletvekili Hilmi Develinin, Honaz Dağına bir
kayak merkezi tesisi yapılmasına
ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/279)
56.Rize Milletvekili Ahmet Kabilin, Çay Kurumundan kuru çay alan ve
bedelini ödemeyen bayilere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/283)
57.Rize Milletvekili Ahmet Kabilin, Çay Kurumundan kuru çay alan ve
bedelini ödemeyen bir bayiye ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/284)
58.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, havadan orman
alanı renkli fotoğraf çekimi ile ilgili ihalede yolsuzluk
yapıldığı iddiasına ilişkin Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/285)
59. Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Atatürk Hava
Limanında yaşandığı iddia edilen bazı
olumsuzluklara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/286)
60.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Başbakanın
Konya mitinginde, Konya Valisinin protokol kurallarına uygun
davranmadığı iddiasına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/287)
61. Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Hazinenin
örtülü ödenek davasında müdahil olmaktan vazgeçtiği iddiasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün
cevabı (6/288)
62.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın,
gerçekleştirilmesi vaad edilen icraatların hangi kaynaklardan
karşılanacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/289)
63.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Türkiye -İsrail
Askerî Eğitim Anlaşmasına ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/290)
64.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Kürt Parlamentosu
adı altındaki toplantıların önlenmesi için yürütülen
çalışmalara ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/291)
65.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Iraktaki
Türkmenlerin durumlarına ve Türkiyeye gelenlerinin oturma ve
çalışma izinlerine ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/292)
66.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Kuzey Irakta insanî yardım adı
altında faaliyet gösterdikleri iddia edilen casusluk
kuruluşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/293)
67.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Gayriresmî RPli
heyetin Suriyeli yetkililerle görüştükleri iddiasına ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/294)
68.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, basına yönelik
bazı uygulamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/295)
69.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Maliye
Bakanının bazı açıklamalarının ekonomi üzerinde
olumsuz etki yaptığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/296)
70.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, RPli heyetin İranı,
Dışişleri Bakanlığının bilgisi
dışında ziyaret ettiği ve yetkililerle görüştüğü
iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/297)
71.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Diyarbakır
Devegeçidi Barajının ham petrol ve kimyasal madde atıklarıyla
kirletildiği iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/298)
72.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Türkiye Motor Sanayi
(TÜMOSAN)nin Türkiye traktör üretimindeki payına ve zarar nedenine
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/299)
73.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, hazine arazilerine
RPye yakınlığı ile bilinen grupların talip
olduğu iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/300)
74.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Sıvas
Belediyesine aktarılan para miktarına ilişkin Çevre
Bakanından sözlü soru önergesi (6/301)
75.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, kaybolan
insanların bulunması için yapılan çalışmalara
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/302)
76.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, ithalat ve ihracatımızın
durumuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi
(6/303)
77.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Antbirlikte
çalışmadan maaş aldıkları iddia edilen kişilere
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/304)
78.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, et ithalatına
ilişkin tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/305)
79.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, pamuk üreticilerinin
desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/306)
80.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, devlet televizyonunun
bir kanalında Kürtçe yayın için hazırlık
yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/307)
81.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, kamu kurum ve
kuruluşlarında yapılması düşünülen atama ve nakillere
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/308)
82.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, Güllük Karakolunun
İran askerlerince tarandığı iddialarına
ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi
(6/309)
83.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın,
çıkarılması düşünülen vergi affı kapsamına
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/310)
84.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, ülkemizin elektrik
ihtiyacının hangi kaynaklardan karşılanacağına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/311)
85.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın, proje ihalesi
yapılan bazı otoyolların yapımından neden
vazgeçildiğine ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/312)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşarın, Gaziantepin
telefon santralı ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Ulaştırma Bakanı Ömer Barutçunun, yazılı cevabı
(7/1976)
2. Adana Milletvekili Erol Çevikçenin, belediyelerin sigorta prim
borçlarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Necati Çelikin yazılı cevabı (7/1988)
3.İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketencinin, Susurluk
Soruşturmasıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına verdiği iddia edilen bir talimata
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Şevket Kazanın
yazılı cevabı (7/2006)
4.Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlunun, Tirebolu -Torul
Karayolunun yapım çalışmalarına ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın
yazılı cevabı (7/2041)
5. Afyon Milletvekili H.İbrahima Özsoyun, Afyon çevre yolu
yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın
yazılı cevabı (7/2079)
VII. KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa
Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararname ve Millî Savunama Komisyonu Raporu (1/215) (S.
Sayısı :23)
2. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı :175)
I. GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00te açılarak iki oturum yaptı.
Sri Lanka, Pakistan ve Filipinlere gidecek olan Devlet Bakanı
Bekir Aksoya, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Nevzat Ercanın,
Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan Millî Eğitim Bakanı
Mehmet Sağlama, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı Bahattin
Şekerin,
Kuzey Kıbrıs TürkCumhuriyetine gidecek olan Devlet Bakanı
Işılay Saygına, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı
Namık Kemal Zeybekin,
Vekillik etmelerinin uygun görülmüş olduğuna ilişkin
Cumhurbaşkanlığı tezkereleri Genel Kurulun bilgisine
sunuldu.
Afyon Milletvekili Halil İbrahim Özsoy ve 21
arkadaşının, mermerciliğin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/170) okundu; önergenin, gündemdeki yerini
alacağı ve öngörüşmesinin, sırasında
yapılacağı açıklandı.
Tekirdağ Milletvekili Enis Sülünün, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair Kanun ile 78 ve
190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/536) ile,
Amasya Milletvekili AslanAli Hatipoğlunun, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 41 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı
Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/190)
İçtüzüğün 37 nci maddesi uyarınca doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergeleri, yapılan görüşmelerden
sonra, kabul edildi.
Samsun Milletvekili Biltekin Özdemir ve 41 arkadaşının,
4214 Sayılı Yetki Kanununu kötüye kullanmak suretiyle kamu
personelinin ücret rejimiyle ilgili yanlış ve adaletsiz politikalar
izledikleri iddiasıyla Bakanlar Kurulu üyeleri hakkında gensoru
açılmasına ilişkin önergesinin (11/10) gündeme
alınmasının, görüşmelerden sonra, istem üzerine
yapılan açık oylama sonucunda; kabul edilmediği
açıklandı.
Gensoru üzerindeki görüşmeler sırasında;
Sıvas Milletvekili Temel Karamollaoğlu ve Aydın
Milletvekili Ali Rıza Gönül, ANAP Grubu adına konuşan Sakarya
Milletvekili Ersin Taranoğlunun,
Kastamonu Milletvekili Murat Başesgioğlu da Sıvas
Milletvekili Temel Karamollaoğlunun,
Partilerine sataştığı iddiasıyla birer
konuşma yaptılar.
İzmir Milletvekili Metin Öney ve 60 arkadaşının,
Anayasa, kanunlar ve cumhuriyetin temel ilkeleri ve gelenekleriyle
bağdaşmayan tutum ve davranışlarıyla görevini kötüye
kullandığı ve bu eyleminin TürkCeza Kanununun 240 ıncı
maddesine uyduğu iddiasıyla Adalet Bakanı Şevket Kazan hakkında
Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesinin
(9/11), görüşmelerden sonra, istem üzerine yapılan açık oylama
sonucunda, kabul edilmediği açıklandı.
Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için,
5 Mart 1997 Çarşamba günü saat 15.00te toplanmak üzere, 20.38de
birleşime son verildi.
Yasin
Hatiboğlu
Başkanvekili
Kâzım Üstüner Ali
Günaydın
Burdur Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
II. GELEN KÂĞITLAR
5.3.1997 ÇARŞAMBA
Teklif
1. Refah Partisi Grup Başkanvekili Kayseri
Milletvekili Salih Kapusuz ile Doğru Yol Partisi Grup Başkanvekili
Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedükün; Gümrük Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/717)
(Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi
:28.2.1997)
Raporlar
1. İstanbul Milletvekili Halit Dumankaya ve
13 Arkadaşının, TMO Genel Müdürlüğündeki Usulsüzlük ve
Yolsuzluk İddialarını Araştırarak Alınması
Gereken Tedbirleri Belirlemek Amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis
Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve
(10/6) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu
(S. Sayısı :154) (Dağıtma tarihi :5.3.1997)(GÜNDEME)
2.Konya Milletvekili Mustafa Ünaldı ve 18
Arkadaşının, Hudutlarımızın Güvenliği
Konusunda Alınan ve Alınması Gereken Tedbirleri
AraştırmakAmacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması
Açılmasına İlişkin Önergesi ve (10/6) Esas Numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (S. Sayısı :174)
(Dağıtma tarihi :5.3.1997)(GÜNDEME)
Yazılı Soru Önergeleri
1.İzmir Milletvekili Birgen Keleşin,
Gürcistan ile yapılan Elektrik satın alma sözleşmesine taraf
olan Türk firmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanınadan yazılı soru önergesi (7/2204)
(Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)
2. İzmir Milletvekili Birgen Keleşin,
termik santrallerin işletme hakkı devir bedellerine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2205) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)
3.Kars Milletvekili Çetin Bilgirin, Kars bölgesinde
teşvik amacıyla dağıtılan süt ineklerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2206) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)
4.Sinop Milletvekili Metin Bostancıoğlunun,
Sinopta tecavüz olayları yaşandığı iddia edilen bir
Kuran kursuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2207) (Başkanlığa geliş tarihi :3.3.1997)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.İzmir Milletvekili Birgen Keleş ve 33
arkadaşının, elektrik santrallerinin ve dağıtım
hizmetlerinin işletme hakkının devri konusunda Anayasanın
98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
(10/171) (Başkanlığa geliş tarihi :4.3.1997)
2.Malatya Milletvekili Ayhan Fırat ve 31
arkadaşının, S.S.K. sınavıyla ilgili olarak ileri
sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının
araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
Araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/172)
(Başkanlığa geliş tarihi
:4.3.1997)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 15.00
5 Mart 1997 Çarşamba
BAŞKAN : Başkanvekili Yasin
HATİBOĞLU
KÂTİP ÜYELER : Ali GÜNAYDIN (Konya), Kâzım
ÜSTÜNER (Burdur)
BAŞKAN Çalışmalarımızın
hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah'tan niyaz ederek,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64 üncü Birleşimini açıyorum.
Sayın milletvekilleri, toplantı
yetersayımız vardır; görüşmelere, gündemdışı
konuşmalarla başlıyoruz.
İçtüzüğün amir hükmü gereği, sadece üç
arkadaşıma gündemdışı söz verebilme imkânım var.
III.
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Manisa Milletvekili Hasan
Gülayın, demokratik parlamenter sisteme ilişkin
gündemdışı konuşması
BAŞKAN Birinci sırada, çok değerli
arkadaşımız Sayın Hasan Gülay, demokratik parlamenter
sistemle ilgili olarak görüşlerini ifade buyuracaklar.
Buyurun Sayın Gülay. (DSP sıralarından
alkışlar)
HASAN GÜLAY (Manisa) Sayın Başkan, Yüce
Meclisin değerli üyeleri; şahsım adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ben de, sizler gibi bir
parti üyesiyim, Demokratik Sol Partinin üyesiyim; ama, ben, önce, Yüce Meclisin
bir üyesiyim. Parti üyeliğimi de aşan düşüncelerle, halkıma
karşı, ne az ne fazla, ancak sizler kadar bir sorumluluğum var.
Yüce Meclisin tüm değerli üyelerinin de, ne az ne fazla; ama, mutlaka
benim kadar, halkımıza karşı, demokratik ve laik düzene
karşı, Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete karşı
görevi ve sorumluluğu olduğunu da, eğer müsaade ederseniz
hatırlatmak istiyorum; bunu görev biliyorum.
Değerli milletvekilleri, ben, önce, demokrat bir
insanım. Bu sebeple, grubu olsun olmasın, bütün siyasal partilere
karşı, en az kendi partim kadar saygı duyuyorum; bunu da samimî
olarak söylediğime inanmanızı istirham ediyorum. Bu, önce,
demokrat olmamın, demokrat olmayı başarmamın da
gereğidir.
Bildiğiniz gibi, Demokratik Sol Parti, Anayol
Hükümeti kurulurken, ülkenin bir hükümet bunalımına sürüklenmemesi
için, ülkenin Refah Koalisyonuna muhtaç olmaması için, o hükümete,
çekimser oyla destek verdi. Bazı siyasal parti sözcüleri, bazı
basın ve medyanın sözcüleri, Demokratik Sol Partiyi, hükümete girmeme
gerekçesi olarak, hükümet etme sorumluluğundan kaçmakla suçladılar.
Bizim amacımız, Anayol Hükümeti kurulurken muhalefette kalarak, Refah
Partisinin hem büyümesini önlemek hem de bu partinin panzehiri Demokratik Sol Parti
olduğu için, daha iyi mücadele edip, muhalefet sahasını onlara
bırakmak idi.
ÖMER EKİNCİ (Ankara) Hani sen
demokratım diyordun! Hem demokratım diyorsun hem de partimizi
suçluyorsun.
HASAN GÜLAY (Devamla) Bugün, bu hareketimizin
doğruluğunu hem biz hem de halkımız çok iyi görmekteyiz.
Buradan, samimî olarak, bütün içtenliğimle, Refah Partisinin tüm
değerli üyelerine bazı şeyleri hatırlatmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, 54 üncü Hükümet (Refahyol
Hükümeti) kurulduktan sonra -Refah Partisi üyelerinin, başta Sayın Başbakan
olmak üzere- dinin öne çıkarıldığı bir siyaset
yapılmaya başlandı. Refah Partili Kayseri Belediye
Başkanının, Sincan Belediye Başkanının
çıkışları, Taksim'e cami yapılması
olayının, Refah Partisi tarafından siyasal şova
dönüştürülmesi, Sultanbeyli'ye Büyük Atatürk'ün anıtının
yapılması konusunda Refah Partili belediyenin
takındığı tavırlar, İran elçilerinin, cumhuriyet
rejimimiz üzerindeki küstah tavırları gibi... İran elçilerinin
bu tavırlarına, Refah Partisinin hiçbir sayın üyesinin
karşı çıktığını ben görmedim, devamlı
savunmada kaldılar; eğer, karşı
çıkıldığını söylerseniz
alkışlamasını bilirim.
Ülkenin onurunun korunması, yalnız muhalefete
kalmış bir öğe değildir; ülkenin onurunun korunması,
Yüce Meclisin bütün üyelerinin birinci görevidir. Refah Partisinin tüm
değerli üyelerine, bütün içtenliğimle soruyorum: Türkiye'de, bu
zamana kadar gelmiş geçmiş ve bundan sonra da gelecek olan cumhuriyet
hükümetleri içerisinde, ilk defa cami yapacak olan bu Hükümet mi? Samimî olarak
soruyorum, samimî olarak cevap bekliyorum... Cevap, muhakkak
"Hayır"dır... O zaman, o kutsal dinimiz öne
çıkarılarak niye şov yapılıyor?.. Beni çok iyi; ama,
çok iyi dinlemenizi istirham ediyorum. Siyaset, bu dünya için yapılır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gülay, 2 dakika eksüre yeter
mi? (RP sıralarından gürültüler)
HASAN GÜLAY (Devamla) Yeter.
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın
Başkan, gereksiz konuşmalar için eksüre vermeyin...
BAŞKAN Efendim, müsaade buyurun lütfen... Rica ediyorum...
Sayın Gülay, birleşimi ben yönetiyorum; siz
buyurun efendim.
HASAN GÜLAY (Devamla) Siyaset, oy versin vermesin,
halka eşit hizmet için yapılır; en azından, ben, siyaseti
böyle anlıyorum. Yüce Allah'a inanmak, yüce dinimizin gereklerini, emirlerini
yerine getirmek de öbür dünya için yapılır. Her ikisi çok farklı
şeylerdir. Bunun böyle bilinmesini, hiç; ama, hiç, akıldan
çıkarılmamasını istiyorum.
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) Siz
müftü müsünüz efendim?!
HASAN GÜLAY (Devamla) Yüce Allah'ın ve yüce
dinimizin reklama da ihtiyacı yoktur. Onlara inanmak, onların
isteğini yerine getirmek gerekir. Bilinçli bilinçsiz, toplumu siyasal ve
dinsel kamplara bölerek siyaset yapılamaz, en azından,
yapılmamalıdır.
Tüm halkımızın, ekonomik olarak ne kadar
sıkıntıda olduğunu size bir örnekle açıklamak
istiyorum: Bir tek zeytinin -kilo demiyorum- fiyatı 7 bin liradır.
Sizin, bizim, Yüce Meclisin tüm görevi enflasyonu düşürmektir. Yüce
Allah'ı ve yüce dinimizi istismar edenlerin, esasında kendilerinin
reklama ihtiyacı vardır.
Yüce Meclisin tüm üyelerinin, demokratik ve laik düzene
-Atatürk'ün demiyorum- her geçen gün büyüklüğünü daha iyi
anladığım Büyük Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet rejimine
sahip çıkmaları, bu değerleri korumaları, burada
olmamızın da gereğidir. Gelecek nesillere,
çocuklarımıza bırakacağımız tek en iyi şey,
demokratik ve laik düzen ile cumhuriyet rejimidir. Herkesin bu kurallara
uyması lazım. Ha, uymazsa ne olur; uymazsa, siyaseti, hisleriyle
değil, mantığıyla yapan, mantığıyla yapmaya
mecbur olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HASAN GÜLAY (Devamla) Bitiyor Sayın
Başkanım.
ÖMER EKİNCİ (Ankara) 5 dakika daha verin,
çok faydalı bir konuşma yapıyor Sayın Başkan!..
BAŞKAN Sayın Gülay, son cümlenizi ifade
eder misiniz efendim; 5 dakikalık süreye 3 dakika ilave süre çok geliyor.
HASAN GÜLAY (Devamla) ...Yüce Meclisin değerli
üyelerinin sorumluluk oylarıyla, demokratik ve laik düzeni koruyan, Büyük
Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete sahip çıkan, Yüce Allah'ı ve yüce
dinimizi reklam aracı yapmayan bir cumhuriyet hükümeti kurulur.
Sözlerime son verirken, demokratik ve laik düzenin,
cumhuriyet rejiminin, bu Yüce Mecliste -Türkçenin akışı
içerisinde söylüyorum, tabirimi mazur görünüz- adam gibi savunmaya
ihtiyacı vardır. Bu tarihî görevi hatırlatmayı da görev
biliyorum.
Hepinize saygılar sunarım. (DSP ve CHP
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar; RP
sıralarından alkışlar [!])
BAŞKAN Sayın Gülay, teşekkür ediyorum.
Efendim, Sayın Gülay'ın
konuşmasıyla ilgili, Hükümet cenahından bir talep?.. Yok.
2. Nevşehir Milletvekili Abdulkadir
Başın, patates üreticilerinin sorunlarına ve alınması
gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Musa Demircinin cevabı
BAŞKAN Şimdi, ikinci sırada,
Nevşehir Milletvekilimiz Sayın Abdulkadir Baş, patates
üreticilerinin sorunlarıyla ilgili olarak gündemdışı söz
talebinde bulunmuşlardır, kendilerine söz veriyorum.
Bendeniz, kendisine "Nevşehir'de patates
ekilir mi" diye sordum, şimdi onu ifade edecekler.
Buyurun efendim.
ABDULKADİR BAŞ (Nevşehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülke genelini ilgilendiren; ama,
Nevşehir ile Niğde yöresinde yoğunluk arz eden patates
üreticilerinin meselesini sizlere arz etmek ve Hükümetin dikkatini bu noktaya
çekmek için söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce,
Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Bu sözü almada ne kadar isabetli olduğumu,
Muhterem Başkanın dahi, Nevşehir ve Niğde yörelerindeki
patates durumundan haberdar olmaması, çok güzel ifade ediyor.
BAŞKAN Aman... Aman... Aman, Sayın
Baş, onun ne anlama geldiğini siz iyi biliyorsunuz...
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, burada herhangi bir
siyasî polemiğe meydan vermeden, patates üreticilerinin meselesini sizlere
arz etmek istiyorum. Çiftçinin sıkıntısı o kadar had
safhada ki, üzerinde siyaset yapılmasını gerçekten
gerektirmiyor.
Patates üreticilerinin meselesine geçmeden önce, Türk
çiftçisinin genel problemi olan bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum. Bugün,
başta pancar üreticisi olmak üzere, fındık, pamuk, üzüm
üreticisinin, devletten, 43 trilyonun üzerinde alacağı
bulunmaktadır. Bu çiftçilerimiz fevkalade
sıkıntıdadır; paralarının bir an önce ödenmesi
icap etmektedir.
Yine, Hükümetin taahhüdü altında olan gübrede iade
meselesinin bir an önce halledilmesi gerekmektedir; altı aydır gübre
iadesi yapılamamıştır. Yine, Hükümet, gübrede yüzde 50
sübvansiyonun verileceği hususu üzerinde durmuş olmasına
rağmen ve şimdi, vatandaş, gübre alma durumunda olmasına
rağmen, bununla ilgili herhangi bir Hükümet
çalışmasının olmadığı da, esefle
müşahede edilmektedir. Çiftçi bundan habersizdir.(Gürültüler)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, sükûnet rica
ediyorum...
Buyurun efendim.
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) Muhterem
arkadaşlarım, patates üreticilerinin, maliyetten kaynaklanan,
pazarlamadan kaynaklanan iki ana problemi vardır. Türkiye genelinde 4
milyon ton civarında patates üretildiği ifade edilemektedir. Bunun 2
milyon tondan fazlası; yani, Türkiye üretiminin yarısından
fazlası, Nevşehir ve Niğde yöresinde üretilmektedir. Bu
bakımdan, bu husus, yöre ekonomisini de fevkalade ilgilendirmektedir.
Değerli arkadaşlarım, yörede devlet
sulamasının olmaması sebebiyle, genellikle elektrik motorundan
istifade edilerek sulama yapılmaktadır; fakat, tarımda
kullanılan elektriğin fevkalade pahalı olması, maliyeti çok
büyük ölçüde artırmaktadır. Geçen sene, elektrik fiyatı, birim
fiyat olarak, KDV dahil 1 630 Türk Lirası olması itibariyle, bu sene
en az yüzde 300'ün üzerinde bir artış göstermiş, 5 750 Türk Lirasına
ulaşmıştır. Keza, gübre, mazot ve işçilik yüzde 400
civarında artış göstermiştir. Buna rağmen, patatesin
kilosu, geçen sene sezon sonu itibariyle 7 bin Türk Lirasından
satılmıştır; ama, bu sene sezon başında, geçen
sene fiyatının çok altında, 5-6 bin Türk Lirası
civarında satılmıştır. Çiftçi, borçlarını
ödemek için, sezon başında, patatesi büyük ölçüde elden
çıkarmıştır; ama, elektrik bedelini ödeyememiştir.
Elektrik bedeli deyip geçmemek lazım değerli
arkadaşlarım. Yöremizde, çiftçi başına 500 milyon ilâ 1,5
milyar Türk Lirası civarında elektrik bedeli ödenmesi icap
etmektedir. Bu ödenmediği için, Hükümet, mart ayı sonuna kadar bunu
ertelemiştir. Bölgede don meselesi gündeme gelmiş, çiftçinin patatesi
büyük ölçüde dona maruz kalmıştır ve bugüne kadar da fiyatlarda
önemli bir artış olmamıştır; geçen sene
fiyatının seviyesinde cereyan etmektedir. Bu bakımdan,
çiftçimiz, elektrik bedelini ödemede
fevkalade sıkıntıya düşmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Baş, efendim, 2 dakika
eksüre veriyorum.
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) 3 dakika...
BAŞKAN Sonra bir daha istersiniz ama... Bir daha
istemeyeceksiniz değil mi?
ABDULKADİR BAŞ (Devamla)
İstemeyeceğim.
BAŞKAN Peki, buyurun efendim.
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) Ben, Sayın
Hükümetten istirham ediyorum. Çiftçinin bu meselesine ciddiyetle
eğilinmesi ve elektrik borçlarının önümüzdeki sezon sonuna
aktarılması, çiftçi için fevkalade önem arz etmektedir.
Değerli arkadaşlarım, pazarlamadan
kaynaklanan sıkıntılarımız da vardır. Patates
üretiminin, tüketimden fazla olması münasebetiyle, patatesin ihraç
edilmesi önem arz etmektedir. Ancak, dünya piyasalarında, Türk patatesinin
maliyetinin fazla olması itibariyle, ihracatın mutlaka desteklenmesi
gerekmektedir. Daha önce, ton başına 50 dolar olarak patateste
ihracat iadesi öngörülmüş ve bu gerçekleşmiştir; ama, bu sene,
bu yardım, ihracatta iade çok cuzi olduğu için, patetes ihracatı
sıkıntıya girmiş ve patates, çiftçinin elinde kalmıştır.
Çiftçi, hem borcunu ödeyememekten hem elindeki patatesi satamamaktan
dolayı fevkalade sıkıntı ve infial içerisindedir. O
bakımdan, bundan sonraki yıllarda da çiftçinin bu
sıkıntısının devam etmemesi için, alınması
gereken tedbirleri maddeler halinde Yüce Heyetinize arz etmek istiyorum:
Öncelikle, tarımda kullanılan elektrik
fiyatlarının düşürülmesi ve bundan sonra da zammın otomatik
olarak yapılmaması gerekmektedir.
Patates ihracatının teşvik edilmesi ve
desteklenmesi zarurîdir; ancak, ihracat iade priminin sezon başında
açıklanması ve tatmin edici olması gerekmektedir.
Patatesin, Hal Yasasından
çıkarılması, borsa kotasyonuna dahil edilmesi, patates ihtisas
borsasının kurulması gerekmektedir.
Bölgemizde üretilen patatesin...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Baş...
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) Sadece bir sayfa
kaldı Sayın Başkan...
BAŞKAN Aman, ona hiç zamanımız yok
efendim. Lütfen... Rica ediyorum, saygı sunun, inin...
ABDULKADİR BAŞ (Devamla) Peki efendim.
Patates ihracatının
kolaylaştırılması için, Nevşehir'e (A) sınıfı
gümrük ve ihracat müdürlüğünün acilen kurulması gerekmektedir.
Patates üreticisinin yaşadığı bu
durumun ileriki yıllarda da devam etmemesi için, ilgili bakanlıklar
nezdinde ciddî ve kalıcı bir çalışmanın
başlatılmasına acilen ihtiyaç vardır.
Sayın milletvekilleri, patates üreticisinin
sıkıntısı had safhaya gelmiştir. Çiftçi infial
halindedir; borcunu ödemede ve çiftçiliğe devam etmekte acz içerisindedir;
bir an önce ciddî tedbirlerin alınmasına ihtiyaç vardır.
Hükümetin, bir an önce, çiftçinin problemlerine
eğilmesini diliyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (ANAP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Baş, teşekkür
ediyorum.
Gündemdışı konuşmaya cevap vermek
üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanımız Sayın Musa
Demirci; buyurun efendim. (RP ve DYP sıralarından alkışlar)
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MUSA
DEMİRCİ (Sıvas) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Nevşehir Milletvekilimiz Sayın Abdulkadir
Baş'ın, patates üreticilerinin problemleri hakkında yapmış
oduğu gündemdışı konuşmaya cevap arz etmek istiyorum.
Tabiî, çiftçimizin problemlerini, o yöre ve diğer
yörelerdeki patates üreticilerimizin problemlerini tekrar gündeme getirdikleri
için kendilerine teşekkürlerimi arz ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de patates ekim
alanı 191 bin hektar civarındadır. Patates üretimimiz,
yıllar itibariyle artış göstermiş ve 1996 yılında
4 milyon 700 bin ton olmuştur. Birçok vilayetimizde patates üretimi
yapılmasına rağmen, Türkiye'nin patates üretiminin yüzde 48'i
Nevşehir ve Niğde İllerinde yapılmaktadır.
Nevşehir Vilayetimizde 28 bin hektar, Niğde Vilayetimizde de 28 bin
hektara yakın bir üretim alanı vardır. Buna rağmen,
Nevşehir Vilayetimizde 1 milyon 300 bin ton, Niğde Vilayetimizde de 1
milyon ton civarında patates üretimi yapılmaktadır.
Dünyada birçok ülkede patates üretimi yapılmakta,
buna rağmen, Türkiye'nin hemen yanı başında Hollanda ve
Avrupa'nın diğer ülkelerinde patates üretimi fevkalade büyük
boyutlarda yapılmaktadır. 1996 yılı, dünyada patates
üretimi bakımından önemli bir yıl olmuştur.
Bu bakımdan, dünya piyasalarına
baktığımızda, patatesin tonu 60 ilâ 70 dolar
civarındadır. Ancak, Hükümetimiz, gerek üretimdeki bu
fazlalığı gördüğü için gerekse çiftçimizin içerisinde
bulunduğu şartları, bulunduğu zorlukları bildiği
için, 4 Ocak 1997 tarihinde Para Kredi Kurulu toplanmak suretiyle, patateste
ihracat primini getirmiştir. Hükümetimiz, bunu Resmî Gazetede
yayımlamış, ayrıca, ihracatta başka destekleri de
çiftçimize vermektedir.
Yine, bildiğiniz gibi, Irak ve Nahcivan
kapıları açılmış, mazot karşılığında
mal verilmesi sağlanmıştır. Bu bakımdan da, mal olarak
bilhassa patates, bu kapılardan verilmeye başlanmış, çok
önemli bir miktar patates, hem Irak kapısından hem Nahcivan
kapısından sevk edilmeye başlanmıştır.
Sulamada kullanılan elektrik, biliyorsunuz,
Hükümetimiz tarafından 31 Mart 1997 yılına kadar
taksitlendirilmişti. Ancak, yeni bir çalışmayla, bu
taksitlendirme süresi yılsonuna kadar, yani, 1997 yılının
sonuna kadar uzatılmış ve bu şekilde çiftçimizi rahatlatan
bir karar alınmıştır.
Ayrıca, tabiî, gübreleme konusunda çiftçilerimizin
problemleri vardır; onu da biliyoruz. Bu bakımdan,
çalışmalarımız devam etmektedir. Çiftçilerimizin,
üreticilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha açıklıyor,
Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun. (RP ve DYP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
Gündemdışı konuşma
cevaplandırılmıştır.
3. Erzurum Milletvekili İsmail
Kösenin, son günlerde basında yer alan bazı iddialara ilişkin
gündemdışı konuşması ve Adalet Bakanı Şevket
Kazanın cevabı
BAŞKAN Üçüncü gündemdışı söz
sırası, Sayın İsmail Köse'de. Sayın Köse,
gazetelerdeki bazı iddialarla ilgili olarak söz talebinde bulundu.
Buyurun. (DYP sıralarından
alkışlar)
İSMAİL KÖSE (Erzurum) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; konuşmama başlarken hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisimizin, özellikle milletvekilerimizin, her zaman olduğundan daha çok
sorumluluk duygusu içerisinde hareket etmeleri gereğini ve
sorumluluğumuzun arttığı günleri
yaşadığımızı hep beraber hissediyoruz. Bu
fırtına birçok çamı devirirken, milyonlarca
insanımızı da bu felaketten kurtarmak mecburiyetinde
olduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Sayın millevekilleri, 28 Şubat Millî Güvenlik
Kurulu toplantısından önce basında yazılanlara,
konuşulanlara, medyanın çeşitli parçalarında izlemiş
olduğumuz konulara baktığımızda ve arkasından
Millî Güvenlik Kurulu toplantısından sonra da, yine kamuoyundaki
konuşulanları ve bu hareketin muhatapları olarak aranan
mercileri de beraberce izlemekteyiz.
Ortada bir yangın vardır; bu
yangını daha şiddetlendirmek, bu ateşi daha alevlendirmek
için buraya odun taşıyanlar vardır. İşte, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin görevi, bu alevi söndürmektir, bu fırtınayı
dindirmektir. Demokrasimize, hürriyet rejimimize, milyonlarca inançlı
insanlarımıza, Türk Milletine, sonucunda da başta Hükümetimize
ve Türkiye Büyük Millet Meclisimize zarar verecek bu olayları önlemek, her
vicdan sahibi insanımızın, özellikle milletvekilerimizin
görevidir.
Ne yapacağız?.. Şimdi, bunu, hiçbir
şey yapmadan, hiçbir şey düşünmeden veya benim meselem
değil diyerek geçemeyiz. Bugün, Türkiye'de, hangi gözlükten
bakarsanız bakınız, tüm siyasî partilerimizi, siyasetle
meşgul olan -ister Mecliste olsun, ister dışında olsun- tüm
siyasetçileri alakadar eden ve toplumun muayyen kesimlerinde, meslekî
kuruluşlarda, toplumun harekete geçirilmesi konusundaki muharrik güçler de
dahil olmak suretiyle her yerde bir hareket var. Bu hareketin sebebi nedir;
sonuçları ne getirecektir; bunu çok iyi irdelememiz, değerlendirmemiz
gerekiyor.
İşte, bugün yine, basında, maalesef,
büyük gazetelerimizde, Kur'an kurslarında, rejimimizin
yıkılması konusunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuran aziz
Atatürk aleyhinde yeminler yapıldığı ve bu şekilde bir
eğitim verildiği konusunda -üzülerek ifade ediyorum- en önemli gazete
dediğimiz gazetelerin manşetlerinde bu istikamette yayımlar yer
almıştır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de nüfusun yüzde
99'unun Müslüman olduğunu söylüyoruz. Bir taraftan, devletimizin
çeşitli müesseselerinde bu insanlarımızın dinî eğitim
almaları için bu hizmetler verilirken, diğer taraftan da,
vatandaşlarımız, kendi imkânlarıyla, bu eğitimin
tamamlanması konusunda, ihlasla, rejime sadakatla ve iyi niyetle, bu
eğitimi almaya devam etmektedirler
Eğer, gerçekten böyle bir yemin varsa, vahimdir;
yani, bir taraftan hürriyetin nimetlerinden, demokrasinin nimetlerinden ve
birçok imkândan istifade etmek suretiyle böyle bir eğitimden istifade
edeceksiniz; ama, diğer taraftan, devletin dibine dinamit koymak
suretiyle, devleti temelinden sarsmak suretiyle, bu şekilde bir
düşünceyi ortaya koyacaksınız... Ben, böyle bir yeminin
olduğuna inanmıyorum (RP sıralarından
alkışlar)...
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) - Nerede var...
Nerede var...
İSMAİL KÖSE (Devamla) Böyle bir yeminin
olduğuna inanmıyorum; çünkü, bayrağın
olmadığı yerde, toprağın olmadığı yerde
hürriyet olmaz; hürriyetin olmadığı yerde de dinî eğitim
almak mümkün değildir. Özellikle İslamda, hürriyetin,
toprağın; yani, vatanın ne anlama geldiğini ancak
İslamî eğitim alanlar bilirler. "Hubbül vatan minel iman"
yani, vatan sevgisi imandandır" diyor. (DYP ve RP
sıralarından alkışlar) Vatana düşmanlık, devleti
yönetene düşmanlık, aziz devletimizi kuranlara düşmanlık...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Köse, 3 dakika süre verdim
efendim; ama, lütfen; toparlayalım.
İSMAİL KÖSE (Devamla) Böyle bir
düşüncenin, böyle bir eğitimin yüce dinimizle uzaktan ve
yakından alakası yoktur.
Şimdi, kimse bunun sorumlusu; yani, Kur'an
kurslarında böyle bir olay var mıdır; ne zaman olmuştur;
gerçekten böyle bir şey olmuş mudur? İlgili bakanın,
muhakkak surette Yüce Meclisimizi aydınlatmasını istiyorum.
Bunu, gerçekten, bu dumanlı günlerin daha da kötüye gitmemesi için;
dışarıda, sokaklarda iş bekleyen, aş bekleyen... Daha
dün, Hıristiyan topluluğu tarafından, Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin bir ideali haline gelen Avrupa Topluluğuna girmek konusunda
önümüzü kesmek üzere verilen kararlara rağmen; bugün, günümüzün meselesi
olmayan bu meselelerle uğraşmaya zamanımızın
olmamasına rağmen; bizimle, bu konularda, bu hassas konularda
uğraşanları bir daha bu kürsülerden beraberce lanetleyelim,
Meclis olarak üzerimize düşen görev neyse, onu beraberce yapma
kararlılığında olalım.(DYP ve RP sıralarından
alkışlar)
Bu duygu ve düşüncelerle, Yüce Heyetinize
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Köse, teşekkür ediyorum
efendim.
Efendim, Hükümet adına söz talebi mi var?
ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) Evet
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gündemdışı
konuşmayı cevaplamak üzere, Adalet Bakanı Sayın Kazan;
buyurun. (RP sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Kocaeli) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Erzurum Milletvekili Sayın
İsmail Köse arkadaşımızın, biraz önce, bu kürsüde,
bugünkü gazetelerden birinde manşet halinde verilmiş olan ve
"Ürperten Yemin" başlığını taşıyan
bir haber dolayısıyla yapmış olduğu
gündemdışı konuşma üzerine, Bakanlığımda, bu
konuda derdest olan bir dosya münasebetiyle, cevap vermek üzere huzurunuza
gelmiş bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Önce, Sayın İsmail Köse
arkadaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten,
Türkiye'nin gündeminin karartılmak istendiği bir ortam içerisinde,
bugün, bir gazetede, manşet halinde yer alan bir haber, toplum huzuru açısından
fevkalade büyük bir tehlike arz etmektedir. O nedenle, Sayın
Başkanın müsaadesi ölçüsünde cevap vermeye
çalışacağım.
Değerli arkadaşlar, bu konuda söz
alışım, evveliyatı itibariyle şu noktada
tamamlanmış olan bir tahkikatın konuşmaya imkân vermesi
sebebiyledir; yürütülmekte olan bir tahkikat, şu noktada
tamamlanmıştır ve o nedenle, bu konuya cevap verme imkânı
hasıl olmuştur. Anayasanın 138 inci maddesine aykırı
bir durum söz konusu değildir. Bu noktayı, bilhassa belirtmek
istiyorum.
14 Haziran 1996 tarihinde, Genelkurmay
Başkanlığından Adalet Bakanlığına bir
yazı gönderilmiştir. Gönderilen bu yazının, bir
sayfalık da eki vardır.
Önce, kısaca yazıyı okuyorum:
"Adalet Bakanlığına
İlgi: A)
Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak Yoluna adlı, Dr. Niyazi Köymen tarafından
yazılan kitap
B) Türk Ceza
Kanununun 312 nci maddesi
C) 5816
sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun
D) 5680
sayılı Basın Kanununun ek 1 inci maddesi
E) Genelkurmay
İstihbarat Başkanlığının 15 Mayıs 1996 günlü
yazısı"
Şimdi metne geçiyorum:
"İlgi (A)' daki kitabın 170 inci
sahifesinde 'Kur'an Kursları Andı' başlığı
altında yer alan yazıda, özellikle 'Hayatımı Mustafa Kemal
dinsizliğiyle savaşa adayacağıma, Kemal Paşa
zamanında çıkarılan dinsiz kanunların tatbikini
önleyeceğime' şeklindeki ifadelerden de
anlaşılacağı üzere, Atatürk'ün hatırasına alenen
hakaret edilmekte; ayrıca, halk, kanunlara karşı
itaatsizliğe, toplumun türlü sınıfları, birbirine
karşı düşmanlığa tahrik edilmektedir.
2. Bu nedenle, ilgi (A) kitap sorumluları hakkında,
ilgi (B) ve (C) kanun maddeleri uyarınca yasal işlem
yapılmasını, ilgi (A) kitabın, ilgi (D) kanunî maddesi
gereğince, dağıtımının engellenmesini ve
toplatılmasını ve sonucundan Genelkurmay
Başkanlığına bilgi verilmesinin sağlanmasını
takdir ve tensiplerinize arz ederim" denilmiş yazıda ve bu
yazıya da, bugün gazetelerde metnini gördüğünüz şu and
eklenmiş, bu bir sahifelik yazı eklenmiş, başka bir
şey yok. Yalnız, bu "Kur'an Kursları Andı" diye
başlık taşıyan metnin sonunda da "Dr. Niyazi Köymen,
Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak Yoluna, Sahife 170" diye, bir de yazar
ve kitap ismi belirtilmiş. Zaten, bunu dikkate alarak, Genelkurmay
Başkanlığı, Adalet Bakanlığının
dikkatini çekmiş.
1 Temmuz tarihinde, Ceza İşleri Genel
Müdürlüğünden, müsteşar imzasıyla, Genelkurmay
Başkanlığına, kitabın neşir merkezinin
bildirilmesi istenmiş.
4 Ekim tarihinde, Adalet Bakanlığı Ceza
İşleri Genel Müdürlüğüne gelen cevabî yazıda, adlî
müşavirlikten gelen yazıda "söz konusu kitap veya neşir
merkezi hakkında mevcut herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, ilgi (B)
yazıda tarafınıza ek olarak gönderilen ve kitabın 170 inci
sahifesinde yer aldığı anlaşılan ve tek bir sahifeden
ibaret olan 'Kur'an Kursu Andı' başlıklı bildiri mevcuttur.
Bu nedenle, suç duyurusuna yapılacak işlem açısından,
konunun, yetkili istihbarat makamlarıyla koordine edilmesinin uygun
olacağı değerlendirilmiştir." Kitap?.. Yok.
Tabiî, Adalet Bakanlığı, 14.10.1996
tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına, 14
Haziran 1996 tarihli Genelkurmay Başkanlığının yazısını,
ekindeki bu metni de ekleyerek göndermiş, kanunî gereğinin takdir ve
ifasını istemiş.
Tabiatıyla, özellikle kitapların
neşredildiği ilimiz İstanbul olduğundan, önce, bu il
açısından tahkikata geçilmiş. Yapılan
araştırmalardan sonra, 17 Ekim tarihinde, Basın
Savcısı, İstanbul Başsavcılığına
başvurmuş. "Kitabın neşredildiği yerin
bilinmesine ihtiyaç vardır yetkili savcıyı tayin, tespit
bakımından. Kayıtlarımızın
araştırılmasına rağmen, kitabın nerede
neşredildiği tespit edilememiştir. Dava müruru zamanının
bir sene olduğu da gözetilerek, kitabın, ihbarda bulunan Genelkurmay
Başkanlığından istenilmesinin uygun olacağı
düşünülmüştür" demişler. Bunun üzerine, İstanbul
Başsavcılığı da, Basın
Savcılığının bu talebini
Bakanlığımıza intikal ettirmiş; yani, kitabın
nerede olduğu soruluyor; fakat, Adalet Bakanlığı, sadece
İstanbul Savcılığı açısından
çalışmalarını sürdürmemiş, ayrıca, Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığına da bir yazı
göndermiş; Genelkurmay Başkanlığının tezkeresini
ve ekindeki kâğıdı birlikte göndermiş; aynı
şekilde, kanunî gereğinin takdir ve ifasını istemiş.
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığı, bu konuda "1906/929 sayıyla
hazırlık soruşturması dosyası açtım" diye
Bakanlığa bilgi vermiş. Bu bilgiyi verdikten sonra, ayrıca,
Emniyet Güvenlik Şube Müdürlüğüne kitaptan bir adet temin edilerek,
savcılık basın bürosuna gönderilmesini istemiş. Bunun
yanında, aynı tarihte, yine, Genelkurmay Askerî
Savcılığına "Kitap aslının, Genelkurmay Başkanlığından
temin edilerek, tetkik ve iadesi için, Savcılığımız,
basın bürosuna gönderilmesine ön olmanızı saygıyla rica
ederim" diye, Savcı, Genelkurmay Askerî Başsavcısına
yazı yazmış. Emniyet Müdürlüğüne yazılan yazıya
cevaben Başsavcılığa "adı geçen kitap ilimizde
bulunabilecek muhtemel yerlerden araştırılmış ise de,
temini mümkün olamamıştır" şeklinde yazı
gelmiş; yani "yoktur böyle bir kitap" diyor. Genelkurmay Askerî
Başsavcılığı, Ankara Başsavcısının
yazdığı yazıya, 25 Kasım gününde cevap vermiş;
ama, Ankara Başsavcılığı, yeniden, Genelkurmay Askerî
Savcılığına şu yazıyı yazmış:
"İlgi cevabî yazınızda, Dr. Niyazi Köymen ismi altında
yazıldığı belirtilen Dinsel Bunalımdan Gerçek Hak
Yoluna isimli kitabın temin edilemediği ve temini konusunun yetkili
istihbarat makamlarınca araştırılmasının uygun
olacağı belirtilmiş ise de, yaptırılan
araştırmada böyle bir kitabın varlığı
belirlenememiştir. Bu itibarla, ihbarın, makamınızda
yapıldığı göz önüne alınarak, böyle bir
yazının ne şekilde ele geçtiğinin açık bir ifadeyle
belirtilmesi saygıyla rica olunur."
Hiç olmazsa, muhbirin ismini öğrenelim, muhbirin
isminden hareketle, suçu ve suçun failinin üzerine gidelim. Buna
karşı, Genelkurmay Askerî Savcılığı "kitapla
ilgili olarak daha önce gönderdiğimiz yazıdan başka bir bilgi yoktur"
demiş. Bunun üzerine, konuyu araştırmakla görevli olan Ankara
Cumhuriyet Savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı
kararını vermiş ve bu karar, 21 Şubat 1997 tarihinde
Bakanlığımıza intikal ettirilmiş.
Şimdi, neden kovuşturmaya yer
olmadığına dair karar veriliyor; onun gerekçesi kısaca
şöyle: Kitaptan alındığı söylenilen sahifenin, sadece
bir beyaz kâğıda yazılmış bir fotokopi olduğu;
suç ihbarında bulunan Genelkurmay Başkanlığı
makamından kitabın aslı istenildiği halde, elde kitabın
mevcut olmadığını; istihbarat makamlarıyla temas
kurularak bulunması şeklinde cevap verildiği, Genelkurmay Askerî
Savcılığından da bir netice alınamaması üzerine,
güvenlik şube müdürlüğü aracılığıyla tüm
aramalara rağmen, böyle bir kitabın varlığına
rastlanamamıştır. Bu itibarla, varlığı tespit
edilemeyen, tek sahifeden ibaret yazı hakkında kovuşturmaya yer
olmadığına; kararın bir suretinin, tomar evrak suretleriyle
birlikte, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürüne
gönderilmesine itirazı kabil olmak üzere karar verildi"
denilmiş.
AYHAN GÜREL (Samsun) Sayın Başkan, 15
dakika oldu!..
KEMALETTİN GÖKTAŞ (Trabzon) Rahatsız
mı oldunuz?!.
ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Devamla) Tabiî, Ceza
İşleri Genel Müdürü olan arkadaşımız, Genelkurmay
Başkanlığına gereken bilginin verilmesi üzerine, bu konu
ile ilgili yazıyı, metni hazırladılar ve benim önüme
getirdiler. 4 Mart günü bu yazı benim önüme geldi.
Burada, tamamen kitap
araştırılıyor. Ayrıca, bu yazının
altındaki Niyazi Köymen ismi araştırılmıyor. "Ben
acaba, Niyazi Köymen isminde bir kişi var mı, yok mu; hiç olmazsa
bunu arayalım, bunu bulalım; bu yazıyı ondan sonra
gönderelim" dedim. O nedenle, Emniyet Genel Müdürlüğü Güvenlik
Dairesi Başkanlığından, Adlî Sicil ve İstatistik Genel
Müdürlüğünden, Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel
Müdürlüğünden, bu isimde bir kişinin var olup
olmadığını sordum; daha doğrusu, sordurdum.
İşte, İçişleri Bakanlığından gelen cevap:
"Yurtiçi ve yurtdışı bilgisayar kayıtlarımız
tetkik edilmiş, herhangi bir kayda rastlanmamıştır.
4.3.1997 günü, tüm illere, kitap hakkında derlenecek bilgilerin
gönderilmesiyle ilgili teleks çekilmiş olup bilgi beklenmektedir;
ayrıca, kayıtlarımızda Doktor Niyazi Köymen adına
rastlanmamış ise de araştırma sürdürülmektedir" diyor.
Adlî Sicil ne diyor: "Sabıka kaydına bakılan Niyazi Köymen
isimli şahsın, bilgisayar ortamında Türkiye çapında eksik
bilgi ve arşiv eksiği taraması yapılmış olup, bu
şahsa ait herhangi bir bilgi bulunamamıştır.
Arkadaşlar, şimdi, bir suç ihbarı var;
bu suç ihbarında bir kitap isminden bahsediliyor. O kitap
araştırılıyor; o kitap yok... İhbarı yapılan
müesseseden soruluyor "bizde de böyle bir kitap yok; sadece,
yazımızın ekinde göndermiş olduğumuz bir sayfadan
ibaret kâğıt var" deniliyor. Kişi ismi veriliyor,
soruluyor; böyle bir kişi yok!.. Ee, cumhuriyet savcıları ne
yapsın?!.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) "Yok"
demiyor "inceleniyor" diyor.
ADALET BAKANI ŞEVKET KAZAN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Türkiye'de, gerçekten, sıkıntılı
günler geçiriyoruz. Bakınız, bu gazetede "Ürperten Yemin"
başlığıyla verilen ve üzerinde bunca tahkikata rağmen,
bu şekilde verilen haber karşısında, değerli
arkadaşımız "bu bir memleket meselesi, çok önemli bir konu,
bunun üzerine gidilmesi lazım gelir" düşüncesiyle geldiler,
konuyu burada dile getirdiler. Ben, arkadaşıma müteşekkirim;
ama, bu "ürperten yemin" denilen ve sadece bir kâğıdın
üzerinde yazan; kitabı olmayan ve yazıyı yazanın da belli
olmadığı bu kâğıt, acaba, bir ürperten yemin
değil de, bir ürperten provokasyon olmasın!.. Mesele budur. (RP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, hepimiz dikkatli
olmalıyız. Her habere, aslını araştırmadan itibar
etmemeliyiz. İmzasız mektuplara, farazî senaryolara göre hareket
etmemeliyiz. Bu bakımdan, eğer, bizim, koalisyon görüşmelerimiz
sırasında, Millî Güvenlik Kurulunun teşkili
bakımından, bu Millî Güvenlik Kurulunda Adalet Bakanının da
bulunması lazım tarzındaki tezimiz, bir Anayasa
değişikliğine inkılap edebilseydi çok faydalı olurdu.
Şu bakımdan faydalı olurdu; çünkü, Millî Güvenlik Kurulunda,
İçişleri Bakanlığı, Millî Savunma
Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı
var; ama, ülkenin güvenliğini ilgilendiren konular, İçişleri
Bakanlığının poliste başlattığı
konulardır; ama, bir de savcıda devam eden, hâkimde biten
safhası var. İşte, savcıda devam eden, hâkimde biten
safhası, o kurul müzakerelerinde gündeme gelmediği için, elbette,
Türkiye'de, böyle bir kağıt parçası üzerinde bu
tartışmalar olabiliyor. Biz, yine de, bunun tahkikatını
sürdürüyoruz.
İsmail Köse arkadaşımıza
teşekkür ediyorum, hassasiyetine teşekkür ediyorum; Hükümet olarak da
aynı hassasiyeti taşıdığımızı ifadeyle,
hepinize saygılar sunuyorum. (RP ve DYP sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bakan, teşekkür ediyorum
efendim.
Sayın milletvekilleri, Sayın Köse'nin
gündemdışı konuşması, Sayın Adalet Bakanı
tarafından cevaplandırılmıştır.
Gündemdışı konuşmalar ikmal
edilmiştir.
Cumhurbaşkanlığının bir
tezkeresi vardır; değerli Divan Üyesi arkadaşımız
okuyacaklar:
B)TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.Almanya, Fransa ve Fasa gidecek olan
Çevre Bakanı M. Ziyaattin Tokara, dönüşüne kadar, Devlet Bakanı
Ahmet Demircanın vekâlet etmesinin
uygun görüldüğüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı
tezkeresi (3/703)
28
Şubat 1997
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşmelerde bulunmak üzere, 3 Mart 1997
tarihinden itibaren Almanya, Fransa ve Fas'a gidecek olan Çevre Bakanı M.
Ziyattin Tokar'ın dönüşüne kadar; Çevre Bakanlığına,
Devlet Bakanı Dr. Ahmet Demircan'ın vekâlet etmesinin,
Başbakanın teklifi üzerine uygun görülmüş olduğunu
bilgilerinize sunarım.
Süleyman
Demirel
Cumhurbaşkanı
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup,
bilgilerinize sunacağım:
2. Çek Cumhuriyeti Parlamento
Başkanının vaki davetine icabet edecek Parlamento heyetinde yer
alan milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/704)
5
Mart 1997
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kuruluna
Çek Cumhuriyeti Parlamento Başkanının
vaki davetine istinaden Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen 6 kişilik
bir parlamento heyetinin, 10-13 Mart 1997 tarihleri arasında söz konusu
davete icabet etmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 Sayılı
Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca, Genel Kurulun 25 Şubat 1997
tarihindeki 60 ıncı Birleşiminde kabul edilmiştir.
Heyeti oluşturmak üzere siyasî parti
gruplarının bildirmiş olduğu isimler, adı geçen
Kanunun 2 nci maddesi uyarınca Genel Kurulun bilgisine sunulur.
Mustafa
Kalemli
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Uluç Gürkan (Ankara)
Kubilay Uygun (Afyon)
Ahmet Küçük (Çanakkale)
Yakup Hatipoğlu (Diyarbakır)
Sabahattin Yıldız (Muş)
Ahmet Neidim
(Sakarya)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması önergeleri
vardır; sırasıyla okutup, bilgilerinize sunacağım:
C) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME,
MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.İzmir Milletvekili Birgen
Keleş ve 33 arkadaşının, elektrik santrallarının
ve dağıtım hizmetlerinin işletme hakkının devri
konusunun araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/171)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Enerji sektörü, tüm ekonomiyi ve toplumsal
yaşamı ilgilendiren en temel ve dinamik sektörlerden biridir.
Türkiye'de enerji ihtiyacı, yılda ortalama yüzde 10 oranında
artmaktadır. Bu gereksinimin karşılanması için, her
yıl yaklaşık 7-10 milyon kilovatsaat ek elektrik enerjisine
ihtiyaç vardır. Bu nedenle, 1996 öncesinde, hem mevcut santralların
daha etkin kullanımı için önlemler alınıyor hem de yeni
yatırımlar yapılıyordu.
Bugün özelleştirilmesi söz konusu olan TEAŞ
ve TEDAŞ'ın yıllık hasılatı, 1997 yılı
için, Hazinenin ve DPT'nin verilerine göre, 800 trilyon TL dolayında
olacaktır. Yüzde 10'unun kâr olacağı varsayılsa, 80 trilyon
TL kâr elde edilecektir. Dolayısıyla, santralların ve dağıtım
hizmetlerinin zarar ettiği ve edeceği savı geçerli değildir.
Diğer bir deyişle, özelleştirme kanalıyla kaynak
yaratılması değil, mevcut kaynağın
bağışlanması söz konusudur.
1984 yılında, enerji konusundaki
özelleştirmeyi düzenlemek için, 3096 sayılı Yasa
çıkarılmıştır. Söz konusu yasaya göre,
özelleştirme, ancak etkinliği ve verimliliği artırmak, yeni
teknolojiler getirmek, ek kapasite yaratmak için yapılabilir ve elde
edilecek gelirin, Elektrik Enerjisi Fonu vasıtasıyla bu sektör için
kullanılması gereklidir. Bugün gündemde olan elektrik
santralları ve dağıtım hizmetlerinin devri, 3096
sayılı Yasaya aykırıdır ve yasal dayanaktan yoksundur.
Başbakan, bu yöndeki girişimlerin bütçeye gelir sağlamak için
yapıldığını açıklamıştır. Maden
sahalarının devri ise Anayasaya aykırıdır.
Yabancı ülkeler, enerji sektörü gibi stratejik sektörlerde
özelleştirme yapmamakta veya yabancı sermaye payını yüzde
25 gibi bir oranla sınırlandırmaktadır.
Santralların ve dağıtım
hizmetlerinin kişilere veya özel şirketlere bugün öngörülen
şekilde devri; özel tekel grupları yaratacaktır. Söz konusu
kişi ve veya şirketlere büyük ekonomik güç aktarılacak,
haksız kazanç sağlanacaktır ve esasen bozuk olan gelir
dağılımı daha da çarpıtılmış
olacaktır; işçi çıkarmaları olacak, düşük ücretle ve
her türlü güvenceden yoksun olarak çalışan insanlar artacaktır;
elektrik fiyatları daha da yükselecektir; yatırımların
kimin tarafından yapılacağı belirsiz hale gelecek; devlet,
gerekli yatırımları yapmaya devam ettiği takdirde, toplum,
yatırımların gelirinden yararlanmadan ek külfete
katlanacaktır; kamu kuruluşlarının bugüne dek
ödemediği elektrik paralarını özel şirket, zorla,
gerektiğinde elektriği keserek alacağından, devlet, ek bir
mükellefiyet daha üstlenmiş olacak; bunun için gerekli kaynak da, gene,
halktan toplanacaktır; gündemdeki şekliyle, özelleştirme, yetki
karmaşasına yol açacak, bu da hizmetin aksamasına neden
olacaktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle,
santralların ve dağıtım hizmetlerinin işletme
haklarının devri konusunda Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
98 inci maddesi ve Meclis İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz
ederiz.
1. Birgen
Keleş (İzmir)
2. Ali Haydar
Şahin (Çorum)
3. Erol Çevikçe
(Adana)
4. Ali Dinçer
(Ankara)
5. Ayhan
Fırat (Malatya)
6. Atilâ Sav
(Hatay)
7. Ahmet Güryüz
Ketenci (İstanbul)
8. Şahin
Ulusoy (Tokat)
9. Fuat Çay
(Hatay)
10. Bekir Kumbul (Antalya)
11. Celal Topkan ( Adıyaman)
12. Ali Şahin (Kahramanmaraş)
13. Mustafa Yıldız (Erzincan)
14. Algan Hacaloğlu (İstanbul)
15. İrfan Gürpınar (Kırklareli)
16. İsmet Atalay (Ardahan)
17. Ahmet Küçük (Çanakkale)
18. Fatih Atay (Aydın)
19. Altan Öymen (İstanbul)
20. Sabri Ergül (İzmir)
21. Mustafa Kul (Erzincan)
22. Mehmet Moğultay (İstanbul)
23. Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)
24. Eşref Erdem (Ankara)
25. Ercan Karakaş (İstanbul)
26. Ali Rıza Bodur (İzmir)
27. Yılmaz Ateş (Ankara)
28. Erdoğan Yetenç (Manisa)
29. Yusuf Öztop (Antalya)
30. Nezir Büyükcengiz (Konya)
31. Durmuş Fikri Sağlar (İçel)
32. Haydar Oymak (Amasya)
33. Mahmut Işık (Sıvas)
34. Adnan Keskin (Denizli)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak, Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
Bir başka önerge var; okutuyorum:
2. Malatya Milletvekili Ayhan Fırat
ve 31 arkadaşının, SSK sınavıyla ilgili olarak ileri
sürülen yolsuzluk ve usulsüzlük iddialarının
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/172)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Bilindiği gibi, Sosyal Sigortalar Kurumunun
ihtiyacı olan personeli temin edebilmesi için 9 Kasım 1996 tarih ve
22812 sayılı Resmî Gazetede bir ilan çıkmış ve bu
ilanda 28 Kasım 1996 tarihinde başlayacak bir imtihanla, ihtiyaç
duyulan 2 500 personelin alınacağı duyurulmuştur.
Bu duyuru üzerine, ülkemizin dörtbir yanından
gelen 88 bin vatandaşımız, türlü zorluklara rağmen müracaat
yapmış, bir kısmı da müracaat formu dahi
bulamadığı için memleketlerine geri dönmüşlerdir.
Neticede, sınav gününe az bir süre kala, hava
şartları nedeniyle sınav ileri bir tarihe ertelenmiştir;
ancak, bu ertelemeden 6 gün sonra, sınavların 6; 7 ve 8 Aralık
1996 tarihlerinde yapılacağı bir basın
toplantısıyla tekrar ilgililere duyurulmuştur.
Bütün bu olumsuzlukları partili bir milletvekilimiz
gündemdışı bir konuşmayla Mecliste dile getirmiş ve
imtihanın ÖSYM kanalıyla yapılmasını istemiştir.
Bakan Çelik de, bu gündemdışı konuşmaya cevap verirken,
adil ve şeffaf bir imtihan yapacaklarını Yüce Mecliste
açıklamıştır.
Bilahara, yapılan imtihanın ne denli adil ve
şeffaf olduğunu tüm kamuoyu izlemiştir; tüm medya, bu imtihandan
"rezalet" diye bahsetmiştir.
Bu imtihan üzerine, Bakan hakkında partimiz bir
gensoru önergesi vermiştir.
Bu gensoru görüşmeleri sırasında Bakan
Çelik bir sav ortaya atmış ve "bakınız, o kadar
iddialı konuşuyorum; imtihanı kazanan bir kişinin benimle
birinci derecede değil, onuncu derecede
yakınlığını ispat ederseniz bu görevi bırakmaya
varım. İşte, bu kadar iddialı konuşuyorum"
demişlerdir. Bu görüşmeler, 15 Ocak 1997 tarihli oturumda
yapılmıştır.
Bilahara, Sayın Bakanın yakını olan
1971 Gölcük doğumlu Semih Bora, 1959 Gölcük doğumlu Semih Mat, 1975
doğumlu Şeniz Denizman'ın imtihanı kazanıp işe
başladıkları tespit edilmiş ve Bakan, bunu
yalanlayamamıştır.
Ancak, bu isimlerle birlikte, ikiyüze yakın ilk
imtihanı kazanamayan kimsenin, gensoru oylamasından sonra, muhtelif
tarihlerde, Genel Müdürlüğe müracaat ederek imtihan neticelerine itiraz
ettikleri ve neticede, bu itirazcıların kâğıtlarının
yeni baştan değerlendirilerek, hepsinin tekrar imtihanı
kazandıkları ve bu hususun kendilerine tebliğ edildiği,
tebligatın zimmet defterine kaydedildiği ve bu tebligatın imza
karşılığı yapıldığı da
anlaşılmıştır; ancak, zimmet defterindeki
imzaların müracaatçılara ait olmadığı, sahte
olduğu, bir kişinin birçok kişi adına imza
attığı ihbarını almış bulunuyoruz.
Bu meyanda, 78 kişinin itirazının
kayıtlı olduğu 22 Ocak 1997 tarihli zimmet defteri fotokopisi
elimizdedir. Bu fotokopiler, imzalarla ilgili iddiaların tetkikinin gerekli
olduğu ortaya koymaktadır.
Ayrıca, hiç imtihana girmemiş olup, bilahara,
sözde itiraz ederek imtihan kâğıtları değerlendirilen ve
işe alınanların varlığından da yoğun
şekilde bahsedilmektedir.
İşte bu nedenlerle, 85 bin kişinin
figüran olarak kullanıldığı ve neticede 2 500 kişinin
işe alındığı bu imtihan nedeniyle, Bakan Çelik
hakkında verilen gensorudan sonra;
Daha kaç kişinin imtihan neticelerine itiraz
ettirilerek hileli bir şekilde işe
alındığının,
Bunların, kimlerin akrabaları ve
yakınları olduğunun,
Zimmet defterindeki imzaların sahte olup
olmadıklarının,
Eğer sahteyse, bu usulsüzlüğün kimler
tarafından yapıldığının,
İvedilikle tespitine ihtiyaç vardır.
Yukarıda saydığımız
iddiaların açıklığa kavuşturulması amacıyla
-deliller ortadan kaldırılmadan- Anayasanın 98 inci ve Meclis
İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince, bu konu
hakkında bir Meclis araştırması açılmasını
saygıyla arz ederiz.
1. Ayhan
Fırat (Malatya)
2. Ahmet Güryüz
Ketenci (İstanbul)
3. Atilâ Sav
(Hatay)
4. Ali Dinçer
(Ankara)
5. Celal Topkan
(Adıyaman)
6. Şahin
Ulusoy (Tokat)
7. Fuat Çay
(Hatay)
8. Mustafa
Yıldız (Erzincan)
9. İsmet
Atalay (Ardahan)
10. Ali Şahin (Kahramanmaraş)
11. Bekir Kumbul (Antalya)
12. Algan Hacaloğlu (İstanbul)
13. İrfan Gürpınar (Kırklareli)
14. Altan Öymen (İstanbul)
15. Fatih Atay (Aydın)
16. Ahmet Küçük (Çanakkale)
17. Sabri Ergül (İzmir)
18. Mustafa Kul (Erzincan)
19. Orhan Veli Yıldırım (Tunceli)
20. Erol Çevikçe (Adana)
21. Eşref Erdem (Ankara)
22. Ercan Karakaş (İstanbul)
23. Yılmaz Ateş (Ankara)
24. Ali Rıza Bodur (İzmir)
25. Yusuf Öztop (Antalya)
26. Erdoğan Yetenç (Manisa)
27. Birgen Keleş (İzmir)
28. Fikri Sağlar (İçel)
29. Haydar Oymak (Amasya)
30. Nezir Büyükcengiz (Konya)
31. Mahmut Işık (Sıvas)
32. Ali Haydar Şahin (Çorum)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması hususundaki
öngörüşme, sırasında yapılacaktır.
IV. ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU
ÖNERİLERİ
1. Gündemdeki sıralamanın
yeniden yapılmasına ilişkin ANAP, DYP, DSP, ve CHP
Gruplarının müşterek önerisi
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Anavatan
Partisi, Doğru Yol Partisi, Demokratik Sol Parti ve Cumhuriyet Halk
Partisi gruplarının, İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza
sunacağım:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 5.3.1997 Çarşamba günü
yapılan toplantısında siyasî parti grupları arasında
oybirliği sağlanamadığından,
gruplarımızın aşağıdaki müşterek önerisinin,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına
sunulmasını saygılarımızla arz ederiz.
Zeki
Çakan Ali
Rıza Gönül
ANAP Grubu
Başkanvekili DYP
Grubu Başkanvekili
H.
Hüsamettin Özkan Nihat
Matkap
DSP Grubu
Başkanvekili CHP
Grubu Başkanvekili
Öneri:
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının
108 inci sırasında yer alan 232 sıra sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü maddesinin
değiştirilmesine dair kanun teklifinin bu kısmın 10 uncu
sırasına, 100 üncü sırasında yer alan 212 sıra
sayılı kanun tasarısının 11 inci sırasına,
101 inci sırasında yer alan 217 sıra sayılı kanun
tasarısının 12 nci sırasına, 92 nci
sırasında yer alan 215 sıra sayılı kanun teklifinin 13
üncü sırasına alınması önerilmiştir.
Öneri üzerinde söz talebi var mı? Yok.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler...
ZEKİ ÇAKAN (Bartın)
Anlaşılmadı herhalde Sayın Başkan.
BAŞKAN Efendim, kabul mü etmiyorsunuz?..
AHMET NEİDİM (Sakarya) Devam edin
Sayın Başkan.
BAŞKAN Ben ne yapıyorum ki Sayın
Neidim; oylama yapıyorum.
Kabul etmeyenler... Öneri kabul edilmiştir.
(Gürültüler)
Efendim, bu grup kabul edilmesini istemiyor mu?
HASAN HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) Tamam,
istiyorduk Sayın Başkan.
BAŞKAN Biz de onu ilan ediyoruz.
HASAN GÜLAY (Manisa) Tamam Sayın Başkan,
alkışlar...
BAŞKAN Allah Allah!.. Yarabbi, aklıma
mukayyet ol!
Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim"
kısmına geçiyoruz.
V.SEÇİMLER
A)KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.(10/160) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde
yolsuzluk ve usulsüzlük nedeniyle 1993-1994 yıllarında meydan gelen
kurum zararının tespit edilmesi amacıyla, Genel Kurulun 4
Şubat 1997 tarihli 54 üncü Birleşiminde kurulan (10/160) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti
gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp,
sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, listeyi bir kere daha okutup,
oylarınıza sunacağım.
Petrol Ofisi Genel Müdürlüğünde Yolsuzluk ve
Usulsüzlük Nedeniyle 1993-1994 Yıllarında Meydana Gelen Kurum
Zararının Tespit Edilmesi Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması
Komisyonu Üyelikleri
Aday Listesi (10/160)
Adı,
Soyadı Seçim
Çevresi
RP (3)
İsmail
Özgün Balıkesir
Veysel
Candan Konya
Bekir
Sobacı Tokat
ANAP (2)
Levent
Mıstıkoğlu Hatay
Nabi
Poyraz Ordu
DYP (2)
Ali
Uyar Hatay
Tahsin
Irmak Sıvas
DSP (1)
Mehmet
Cevdet Selvi İstanbul
CHP (1)
Metin
Arifağaoğlu Artvin
BAŞKAN Listeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Liste, okunduğu şekliyle kabul
edilmiştir; hayırlı olsun.
Meclis Araştırması Komisyonuna
seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 6 Mart 1997 Perşembe günü saat
11.00'de, Ana Bina, 1 inci Bodrum, Genel Evrak karşısındaki 475
No'lu Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı
Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip seçimini
yapmalarını rica ediyorum.
Komisyonun toplantı yer ve saati, ayrıca ilan
tahtalarına da asılmıştır.
Hayırlı olsun.
Sayın milletvekilleri, gündemin "Sözlü
Sorular" bölümüne geçeceğiz; ancak, yüksek müsaadelerinizle, 16.20'de
toplanmak üzere, birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati :16.25
BAŞKAN : Başkanvekili
Yasin HATİBOĞLU
KÂTİP ÜYELER: Ali GÜNAYDIN
(Konya), Kâzım ÜSTÜNER (Burdur)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 64 üncü Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
Sayın
milletvekilleri, çalışmalarımıza
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Şimdi,
gündemin Sözlü Sorular kısmına geçiyoruz.
Bir saat
süreyle sözlü soruları görüşeceğiz.
VI. SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Patnosda Büyük Klima
İstasyon Müdürlüğü kurulmasına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/219)
BAŞKAN
1 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan hazır mı? Yok.
Efendim,
daha önce iki kez Sayın Bakan nida edilmiş, bulunmamış; bu
suretle, sözlü soru yazılı soruya dönüşmüştür.
Sayın
soru sahibi burada mı? Yok.
2. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı Eleşkirt meteoroloji
istasyonunun ne zaman açılacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/220)
BAŞKAN
2 inci sırada yer alan, yine, Sayın Altayın, Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Cevap
verecek Sayın Bakan?.. Hazır değil.
Daha önce
iki kez cevaplanmamış; bu suretle, bu üçüncü safhada, bu sözlü soru
da yazılı soruya dönüşmüştür.
Sayın
soru sahibi?.. Hazır değil.
3. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Hamur İlçesine Meteoroloji
İstasyonu kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/221)
BAŞKAN
3 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
Altay?.. Hazır değil.
Soru
önergesi yazılı önergeye dönüşmüştür.
4. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Patnos Devlet Hastanesi ve lojman
inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/222)
BAŞKAN
4 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
soru sahibi?.. Hazır değil.
Bu soru da
yazılı soruya dönüşmüştür.
5. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Patnos Spor Salonu
inşaatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/223)
BAŞKAN 5 inci sırada yer alan, Sayın Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
Altay?.. Hazır değil.
Bu sözlü
soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.
6. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Hamur İlçesi Ceylanlı
-Kamışlı köyleri arasında bağlantıyı
sağlayacağı belirtilen köprü yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü
soru önergesi (6/224)
BAŞKAN
6 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü sorusu.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
Altay?.. Hazır değil.
Bu sözlü
soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.
7. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İli ve ilçelerindeki
elektrik kesintilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
sözlü soru önergesi (6/225)
BAŞKAN
7 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Soru
sahibi?.. Hazır değil.
Bu sözlü
soru da yazılı soruya dönüşmüştür.
8. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, OYAKın üyelerine yaptırmak
istediği konutlarla ilgili birim fiyatına ilişkin Millî Savunma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/226)
BAŞKAN
8 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Millî Savunma Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Soru
sahibi?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.
9. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Diyadin İlçesinin spor
sahası ihtiyacına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru
önergesi (6/228)
BAŞKAN
9 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
Altay?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.
10. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Diyadin İlçesinde bulunan
kaplıcaların, sosyal tesis ihtiyacına ilişkin Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/229)
BAŞKAN
10 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Turizm Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
soru sahibi?.. Hazır değil.
Bu sözlü
soru önergesi de yazılı soruya dönüşmüştür.
11. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Şekerova Barajı projesine
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/230)
BAŞKAN
11 inci sırada yer alan, Sayın Altayın, Sayın Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sayın
Altay?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesi yazılı soruya dönüşmüştür.
12. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Doğubeyazıt İlçesinde
yapımına başlanan sağlık ocağına ve
sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/233)
BAŞKAN
12 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Bu sözlü
soru önergesinin müzakeresi ertelenmiştir; daha önce bir kere Sayın
Bakan aranmış, bu sebeple erteliyoruz.
13. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı ve ilçelerinde yapımı
devam eden hastane ve sağlık ocaklarına ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/234)
BAŞKAN
13 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü
sorunun müzakeresi ertelenmiştir.
14. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki
Devlet hastane ve sağlık ocaklarındaki sağlık
personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü
soru önergesi (6/235)
BAŞKAN
14 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.
15. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Eleşkirt İlçesindeki
il kütüphanesinin hizmet binası ihtiyacına ilişkin Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi (6/236)
BAŞKAN
15 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Kültür Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.
16. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Doğubeyazıt
İlçesinde yapımı sürdürülen kültür sitesi inşaatına
ilişkin Kültür Bakanından
sözlü soru önergesi (6/237)
BAŞKAN
16 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Kültür Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesinin müzakeresi
ertelenmiştir.
17. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -İlçelerinde öğretmen
evi yapılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/238)
BAŞKAN
17 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.
18. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Eleşkirt İlçesinde
yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine ilişkin Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/239)
BAŞKAN
18 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Önergenin
müzakeresi ertelenmiştir.
19. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Doğubeyazıt
İlçesinde yapımı devam eden İmam Hatip Lisesine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/240)
BAŞKAN
19 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesinin müzakeresi ertelenmiştir.
20.Bayburt Milletvekili Suat
Pamukçunun, bazı enerji nakil hatlarının ihalesine ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/241)
BAŞKAN
20 nci sırada yer alan, Sayın Suat Pamukçunun, Sayın Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Önergenin
müzakeresi ertelenmiştir.
21.Çanakkale Milletvekili Ahmet
Küçükün, köy korucularına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/242)
BAŞKAN
21 inci sırada yer alan, Sayın Ahmet Küçükün, Sayın
İçişleri Bakanında sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
22. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Türkiyeye çeşitli kaynaklardan
yapılacak yardımlardan Doğu ve Güneydoğu bölgelerine bir
pay ayrılıp ayrılmayacağına ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/243)
BAŞKAN
22 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
23.Adana Milletvekili Tuncay
Karaytuğun, MersinGümrüğü ve limanındaki bazı kamu
görevlilerinin rüşvet aldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/246)
BAŞKAN
23 üncü sırada yer alan, Sayın Tuncay Karaytuğun, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan ya da adına bir sayın bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
24. Adıyaman Milletvekili Ahmet
Çelikin, Adıyamanda yapımı süren hava meydanının
hizmete açılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/248)
BAŞKAN
24 üncü sırada yer alan, Sayın Ahmet Çelikin, Sayın
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Cevaplandıracak.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun, Sayın Ulaştırma Bakanı tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Ahmet Çelik
Adıyaman
Adıyamanda
yapılmakta olan hava meydanı halen tamamlanmamıştır.
Hava
meydanının yapımına hız verilmesi için gerekli
ödeneğin 1996 yılı bütçesinde ayrılıp
ayrılmadığı?
Mevzubahis
hava meydanının ne zaman hizmete açılacağı?
BAŞKAN
Okunan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı
Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Adıyaman
Milletvekilimiz Sayın Ahmet Çelikin, Adıyaman Havaalanıyla
ilgili sualine, kısaca cevap arz edeceğim.
Adıyaman
ve yöresinin ulaşım ihtiyacını karşılamak
amacıyla, 2 500X30 metre pist, 80X50 metre apron ve 125X18 metre
taksiruttan oluşan uçuş üniteleri inşaatı valilikçe ihale
edilmiştir.
Teknik
kontrollük hizmetleri Bakanlığımız DLH Genel
Müdürlüğünce yapılmakta olan havaalanı inşaatı devam
etmektedir.
Adıyaman
Havaalanı için Bakanlığımız DLH İnşaatı
Genel Müdürlüğünün yatırım programındaki stol
havaalanları inşaatı projesinden bugüne kadar 13 milyar 310
milyon Türk Lirası ödenek gönderilmiştir.
Mahallî
idarelerin de katkılarıyla inşaatına süratle devam edilen
söz konusu havaalanının 1997 yılında
tamamlanacağı valilikçe planlanmıştır.
İnşaallah, 1997 yılı içerisinde Adıyaman
Havaalanı, Adıyamanlı hemşerilerimizin ve yöre
halkının hizmetine sokulacaktır.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Sayın
Çelik burada mı efendim? Hazır değil.
Soru
cevaplandırılmıştır.
25. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, bir gazetede yayımlanan Patrikhane TCyi
takmıyor başlıklı haberde yer alan iddialara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/249)
BAŞKAN
25 inci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldının,
Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır
değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
26. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Patnos Barajı ve Patnos Ovası sulama
inşaatlarının personel yetersizliğine ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/250)
BAŞKAN
26 ncı sırada bulunan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
27.Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim
İşbirliği Anlaşması ile ilgili basına
yansıyan bir beyanına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/252)
BAŞKAN
27 nci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldının,
Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır
değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
28.Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, Hollandadaki İslam Kolejlerinden mezun
olanların bu okullarda geçen öğretim sürelerinin Türkiyede eksik
değerlendirildiği iddiasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/253)
BAŞKAN
28 inci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldının,
Sayın Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
29.Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İline bağlı köy
ve mezralardaki göçleri önlemeye yönelik projelere ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/254)
BAŞKAN
29 uncu sırada bulunan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
30. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, kalkınmada öncelikli yörelerdeki
çiftçilere ek kredi verilmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/255)
BAŞKAN
30 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın, Sayın
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
31.Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, 1996 -1997 Hububat Alım Kararnamesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/256)
BAŞKAN
31 inci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?..Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
32. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı il sınırları
içindeki bazı akarsular üzerinde baraj yapılmasına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/257)
BAŞKAN
32 nci sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
33.Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı Yazıcı Barajı
projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru
önergesi (6/258)
BAŞKAN
33 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
34.Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Eleşkirt -Aydıntepe, Tutak -Nadir
Şeyh, Tutak -Karahalit barajlarının yapımına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/259)
BAŞKAN
34 üncü sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?..Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
35.Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı İli
sınırları içindeki bulunan Murat nehri üzerinde bir baraj
yapılıp yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/260)
BAŞKAN
35 inci sıradayer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?..Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
36. Ağrı Milletvekili M.
Sıddık Altayın, Ağrı -Patnos İlçesinde bulunan
Badişan Deresi üzerinde bir baraj yapılıp
yapılmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/261)
BAŞKAN
36 ncı sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?..Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
37. Konya Milletvekili Mustafa
Ünaldının, gazetelerde yer alan İsrail nükleer deneme için
Türkiyeyi şeçti şeklindeki habere ilişkinBaşbakandan
sözlü soru önergesi (6/262)
BAŞKAN
37 nci sırada bulunan, Sayın Mustafa Ünaldının,
Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan ya da adına cevap verecek sayın bakan?.. Hazır
değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
38.Konya Milletvekili Nezir
Büyükcengizin, kamu kurum ve kuruluşlarında değişik
pozisyonlarda çalışıp aynı işleri yapan personel
arasındaki ücret farklılığına ilişkin Maliye Bakanından
sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/264)
BAŞKAN
38 inci sırada yer alan, Sayın Nezir Büyükcengizin, Sayın
Maliye Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?..
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Ben cevap vereceğim Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın sözlü olarak Maliye Bakanı Sayın Lutfullah
Kayalar tarafından cevaplandırılmasına
aracılığınızı saygılarımla arz ederim.
(12.6.1996)
Nezir
Büyükcengiz
Konya
1- Kamu
kurum ve kuruluşlarında aynı işyerlerinde aynı türden
işleri yapan 1 nolu cetvel, 2 nolu cetvel, 3 nolu cetvel, kadro
karşılığı sözleşmeli, kapsam dışı
personel ve işçi olmak 6 değişik pozisyonda çalışan
personel arasındaki ücret
dağılımının düzeltilerek, uyum
yasasının çıkması konusunda ne gibi çalışmalar
yapılmaktadır?
2- 657
sayılı Kanun kapsamında istihdam edilen 1 nolu ve 3 nolu
cetvellerle ayrılmış personelin zorunlu
tasarruflarının faiziyle birlikte iadesi konusunda ne gibi
çalışmalar yapılmaktadır?
3- 399
sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre sözleşmeli personel
çalıştıran kamu kurum ve kuruluşlarının ücret
skalalarında aynı unvanlardaki kurumlar arasında 10 milyona
varan ücret farklılıklarının giderilmesi ve ücretlerin
güncelleştirilmesi ne zaman gerçekleştirilecektir?
BAŞKAN
Sözlü soruyu cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Lütfü
Esengün; buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, muhterem
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Soru
önergesinden de anlaşılacağı üzere, bu soru da, gündemdeki
birçok soru gibi, daha önceki 53 üncü Hükümetin Sayın Bakanına tevcih
edilmiş bir sorudur ve vereceğimiz cevap da, yine, 1996
yılının yedinci ayı itibariyle tanzim edilmiş bir
cevaptır. Maalesef, sözlü soruları zamanında cevaplandırma
imkânı hâsıl olmuyor çeşitli sebeplerle. Bazen soruların
bakanlığa geç intikali, bazen Meclis gündeminde yeterli zaman
bulunamayışı ve benzeri sebeplerle. İnşallah, bundan
sonra, haftada birer saat olarak değerlendirilen sözlü sorulara cevap
verme süresini, İçtüzüğün yeni hükümlerinden de faydalanmak suretiyle
çok daha verimli şekilde kullanmak ve sorulara, sorunun güncelliği
kaybolmadan, aktüalitesi geçmeden, zamanında cevap verme gayretinde
olacağız.
Konya
Milletvekili Sayın Nezir Büyükcengizin sorusuna cevabı arz ediyorum:
Değişik
statülerde çalışan personelin bir kısmının ayrı
istihdam usullerine tabi bulunmaları zorunlu olmakla birlikte, aynı
ya da benzer görev ifa eden personel arasında, bulundukları görevler
itibariyle, ücret dengelerinin sağlanabilmesi amacıyla, bütün kamu
personelinin malî ve sosyal haklarının düzenlendiği ortak bir
malî kanun, Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planında
öngörülmüş olup, bu yönde mevzuat çalışmalarına devam
edilmektedir.
Çalışanların
Tasarrufa Teşvik Edilmesi ve Bu Tasarrufların
Değerlendirilmesine Dair Kanunun tasfiyesine ilişkin olarak
çalışmalarımız devam etmektedir. Mevcut kesintilerin
durdurulmasına yönelik olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisince kabul
edilen kanun, Cumhurbaşkanınca, bir daha görüşülmek üzere geri
gönderilmiştir.
Bilindiği
üzere, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi teşebbüs ve
bağlı ortaklıklarda çalışan sözleşmeli personelin
ücretleri, temel, başarı ve kıdem ücretleri olmak üzere üç
bölümden oluşmaktadır. Sözleşmeli personelin temel ücret
tutarları, personelin unvanı, iş gerekleri, işyeri ve
çalışma şartları dikkate alınmak suretiyle,
teşebbüs ve bağlı ortaklıklarca tespit edilmektedir. Söz
konusu temel ücret tutarları, Yüksek Planlama Kurulu kararıyla
yürürlüğe girmektedir. Başarı ücretleri, ilgili personelin sicil
ve başarı değerlemesi sonucuna göre, temel ücretlerinin yüzde
8i ilâ yüzde 2si oranlarında; kıdem ücretleri ise, hizmet süresine
göre, temel ücretlerinin yüzde 5i ilâ yüzde 2si oranlarında tespit
edilmektedir.
Durumu,
saygıyla bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakana teşekkür ederim.
Sayın
Büyükcengiz?.. Yok.
Sözlü soru
cevaplandırılmıştır.
39. Ağrı Milletvekili
M.Sıddık Altayın, hayvan besicilerinin borçlarının
ertelenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü
Esengünün cevabı (6/265)
BAŞKAN
39 uncu sırada yer alan, Sayın Sıddık Altayın,
Sayın Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan veya yerine cevap verecek sayın bakan?.. Sayın
Başbakan adına, Sayın Bakan cevaplayacaklar.
Sözlü soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Sıddık
Altay
Ağrı
İngilterede
meydana gelen deli dana hastalığı, yurdumuzda büyükbaş
hayvan etine olan talebi olumsuz yönde etkilemiştir. Bu talep
düşüklüğü, büyükbaş hayvan besicilerinin ellerindeki
hayvanları satamamaları yanında, ilave yem masrafları
sebebiyle maliyetlerin de yükselmesine sebep olmuştur. Besicilerimiz, tarım
kredi kooperatifleri ve Ziraat Bankasına olan borçlarını
ödeyemez duruma gelmişlerdir.
Besicilerimizin
üretken kalabilmeleri için, tarım kredi kooperatifleri ve Ziraat
Bankasına olan borçlarını, faizsiz, bir yıl süreyle,
Bakanlar Kurulu kararıyla ertelemeyi düşünüyor musunuz? Böyle bir
erteleme olmadığı takdirde, besicilerin büyük bir
kısmı üretimden vazgeçmeyecekler mi? Bu da, dışa
bağımlılığı artırmaz mı?
BAŞKAN
Sözlü soruyu Başbakan adına cevaplandırmak üzere, Devlet
Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu soru dahi, geçen Hükümet zamanında, devrin Sayın
Başbakanına tevcih edilmiş ve 9 Eylül 1996 tarihi itibariyle
cevabı hazırlanmış bir sorudur. O tarih itibariyle
hazırlanan cevabı arz ediyorum:
Besicilerimiz
için faizsiz ertelenen alacağa erteleme tarihinden itibaren Türkiye
Cumhuriyeti Ziraat Bankasınca uygulanmakta olan cari ticarî kredi faiz
oranı üzerinden tahakkuk ettirilecek faiz ve masrafların, krediyi
veren ilgili kuruluşlara Hazinece nakden ödenmesi kaydıyla,
çıkarılacak Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda,
büyükbaş besi hayvancılığı kredileri
ertelenebilecektir şeklinde bir cevap var; ancak, aradan geçen zaman
içerisinde Hükümetimizin aldığı yeni kararlar ve
uyguladığı yeni politikalar muvacehesinde, bu sorunun,
sayın soru sahibi tarafından tekrarlanması ve bugün itibariyle,
yeniden, Tarım Bakanımız veya Sayın Başbakan
tarafından cevaplandırılması şeklindeki kanaatimi de
ayrıca arz ediyorum.
Saygılarımı
sunarım.
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
Sözlü soru
cevaplandırıldı.
Sayın
Altay?.. Yok.
40.Burdur Milletvekili Kâzım
Üstünerin, Burdur -Antalya demiryolu projesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü
Esengünün cevabı (6/266)
BAŞKAN
40 ıncı sırada yer alan, Sayın Kâzım Üstünerin,
Sayın Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Burada.
Sözlü soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ulaştırma
Bakanına 1996 malî yılı bütçe görüşmelerinde tevdi
ettiğim ve cevap alamadığım sorumu yineleyerek
aşağıdaki sorumun Ulaştırma Bakanınca sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygıyla dilerim.
Ülke
ekonomisine ve toplu taşımacılığa büyük katkı
sağlayacak olan Burdur-Antalya demiryolu projesi ne zaman programa
alınacaktır? Güzergâhı hakkında düşünceniz nedir?
Kâzım
Üstüner
Burdur
BAŞKAN
Sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı
Sayın Lütfü Esengün; buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Burdur Milletvekili Sayın Kâzım Üstünerin sorusuna
karşılık Ulaştırma Bakanlığınca
hazırlanan kısa cevabı arz ediyorum.
Isparta-Burdur-Antalya
demiryolu hattının fizibilite etüdü, 1984 yılında Orta
Doğu Teknik Üniversitesine yaptırılmış olup,
13.10.1995 tarihinde Bakanlığımız ile adı geçen üniversite
arasında yapılan protokolle, projenin revize
çalışmalarına başlanmıştır. Hattın
uzunluğu yaklaşık 150 kilometre olup, fizibilite etüdü
güncelleştirme çalışmaları devam etmektedir.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Üstüner?..
KÂZIM
ÜSTÜNER (Burdur) Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Soru cevaplandırıldı.
41. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İl Müdürlüğüne bağlı sera
sebzeciliği ve çiçekçiliği üretme istasyonu kurulmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/269)
BAŞKAN
41 inci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
42. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinde Bakanlığa bağlı bir
serakent kurulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/270)BAŞKAN 42 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin,
Sayın Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
43. Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli Organize Sanayi Bölgesi -Çardak arası duble yol
yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/272)
BAŞKAN
43 üncü sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü sorusu.
Sayın
Bakan?.. Hazır.
Sözlü soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Hilmi
Develi
Denizli
Konu: Duble
yol yapımı.
Soru 1-
Horsunlu-Sarayköy-Denizli şehir geçişi ile Organize Sanayi Bölgesi
yolunun Buldan ayrımı-Sarayköy-Denizli Organize Sanayi Bölgesi
arasının duble yol olarak projelendirildiği doğru mudur?
Ayrıca, Organize Sanayi Bölgesi-Çardak arasının da duble yol
olarak yapılmasının Genel Müdürlükçe uygun görüldüğü
doğru mudur? Konuyla ilgili açıklamalar nelerdir?
Soru 2-
Bakanlığınız tarafından, Denizlinin konumu göz önüne
alınarak, bir an önce Organize Sanayi BölgesiÇardak Havaalanı
arasının duble yol olarak değerlendirilmesi gerekmez mi?
BAŞKAN
Sözlü soru önergesinde, her ne kadar, Bayındırlık Bakanı
Sayın Mehmet Keçecilerin cevaplandırması ismen istenmişse
de, devlette devamlılık esas olduğundan, bugün, soruları,
Bayındırlık Bakanı adına, Sayın Devlet
Bakanı Lütfü Esengün cevaplayacaktır.
Buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develinin soru önergesine
cevabı arz ediyorum; 17 Temmuz 1996 tarihi itibariyle, o günkü durumu dile
getiren bir cevaptır.
Horsunlu-Sarayköy-Denizli
devlet yolunda, Pamukkale kavşağı-Organize Sanayi Bölgesi
arasının bölünmüş yol olarak projelendirilmesi uygun
görülmüş olup, Horsunlu-Sarayköy-Denizli yolu yapımı
kapsamında ele alınacaktır.
Organize
Sanayi Bölgesi-Çardak arasında yeni organize sanayi bölgelerinin
kurulması, Çardak Havaalanı yolunun aynı güzergâhta
bulunması ve Denizliden Ankara istikametindeki
çıkışların da bu güzergâhta olması, trafik
sayısını gün geçtikçe artırmakta olduğundan,
anılan bu güzergâhın da bölünmüş yol olarak projelendirilmesi
zorunlu olmaktadır. Denizli-Çardak yolunun Organize Sanayi Bölgesi-Çardak
arasının bölünmüş yol olarak projelendirilmesine ait
çalışmalar devam etmektedir.
Saygıyla
arz olunur.
BAŞKAN
Sayın Develi?..
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Sayın Başkan, bu konuda kürsüde konuşmak
istiyorum.
BAŞKAN
Hayır efendim, bulunduğunuz yerden kısaca ifade buyurun; tüzük
öyle.
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Temmuz ayından bugüne kadar sekiz aylık bir
süre geçmiş. Yüce Meclisin temel görevlerinden bir tanesi denetimdir.
Eğer, bir milletvekili, bir soru sorup, sekiz ay sonra cevabını
alıyorsa, bunda herhalde bir yanlışlık var diye
düşünüyorum. (DSP sıralarından alkışlar) Çünkü,
sayın bakanların görevlerinden bir tanesi, kendisine soru yönelten
milletvekilini cevaplandırmaktır. Eğer, sekiz aylık bir
gecikmeyle böyle bir cevap veriliyorsa, biraz da ciddiyetten uzak buluyorum.
Teşekkür
ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Estağfurullah...
Teşekkür
ediyorum.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, müsaade ederseniz...
BAŞKAN
Efendim, tabiî...
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Sözüm size değil Sayın Bakan.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Bu sorunun cevabı, 17 Temmuz 1996
gününden itibaren bizde mevcut; bugüne kadar
cevaplandırılmayışında Hükümetin veya Bakanın en
ufak bir taksiri, ihmali yoktur. İmkân olsaydı, şu 17 Temmuz
1996 tarihli cevabı, ben, günü gününe buradan arz ederdim; ama,
Meclisimizin çalışma usulünden, İçtüzüğün getirdiği zorluklardan,
sözlü sorulara cevapların mütemadiyen ertelenmesinden doğan
sebeplerden dolayı, ben, 17 Temmuz 1996 tarihinde, Hükümetçe,
Bakanlıkça hazırlanan cevabı bugün arz etme imkânını
buluyorum. Bu, Hükümetin değil, belki Meclisimizin bir sorunudur. Buna bir
çare bulunması lazımdır. Ben, her soruya cevap verirken
aynı konuyu da dile getiriyorum. Gerçekten, yedi ay önce
hazırlanmış bir cevabı bugün arz etmek
yanlıştır. O gün, hiç olmazsa soru sahibine veya Meclis Genel
Kurulunun bilgisine arz edilse... Nihayet, sizin sorunuzun tarihi 23 Haziran;
bir ay geçmeden cevap hazır hale gelmiş; ama, ne yapalım ki,
bugün ancak bu soruya cevap verme imkânı elde edilmiş. Dikkat
ederseniz, ertelenmiş bir cevap da değildir; ilk defa bugün sıra
geldi, bugün cevaplandırıldı.
Teşekkür
ediyorum. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Ben de teşekkür ediyorum.
Sözlü soru
cevaplandırılmıştır.
44.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Sarayköy -Babadağ yol yapımına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/273)BAŞKAN 44 üncü sırada yer alan, Sayın
Hilmi Develinin, Sayın Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi.
45.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Pamukkale -Akköy - Sarayköy yol yapımına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/274)
Sayın
Bakan var mı?
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) 44 ve 45 inci sorular
cevaplandırılacak; mümkünse, ikisini bir arada cevaplandırmak
istiyorum.
BAŞKAN
Efendim, soruları okutturayım, zamandan tasarruf edelim.
44 ve 45 inci
soruları okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hilmi
Develi
Denizli
Konu:
Sarayköy-Babadağ yol yapımı.
Soru 1 -
Sarayköy-Babadağ İlçeleri arasında 15 kilometrelik yolun
iyileştirilmesi konusunda Bakanlığınızın
yaptığı çalışmalar var mıdır?
Soru 2 -
Sarayköy-Babadağ arasında 15 kilometrelik mevcut yolun çok dar ve
virajlı olması nedeniyle zor ulaşıma ve kazalara neden
olması sonucu, yolun genişletilmesi için etüt ve projelerin
tamamlandığı ve geçici kabul teklifinin
Bakanlığınızda bulunduğu malumunuz mudur?
Soru 3 - Bu
yolun bir an önce yapımı için ihalesinin
çabuklaştırılması yönünde çalışmalarınız
var mıdır? Var ise, hangi aşamadadır?
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Mehmet Keçeciler tarafından sözlü olarak
yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hilmi
Develi
Denizli
Konu: Sarayköy-Akköy
yol yapımı.
Soru 1 -
Turizm açısından önemli bir yeri olan Denizlinin özellikle
Pamukkale-Akköy-Sarayköy yol bağlantısının çok yetersiz
olduğu hakkında Bakanlığınızın bir bilgisi
var mıdır?
Soru 2 -
Turizmin ve ticarî hareketliliğin getirdiği yükü
taşıyamayan bu yolun iyileştirilmesi ve Akköy-Sarayköy yol
bağlantısı olan 20 kilometrelik bölümün karayolları
ağına alınması konusunda çalışmalarınız
var mıdır? Var ise ne aşamadadır?
BAŞKAN
Sayın Bakan, bu iki sualin sahibi ve muhatapları aynı
olduğu için; yani, suali tevcih eden de aynı Sayın Milletvekili,
muhatap Bakanlık da aynı; ikisine birden cevap verme
imkânınız var.
Buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekili arkadaşlarım; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi
Develinin, Sarayköy-Babadağ İlçeleri arasındaki yolla ilgili
sorusunun cevabını kısaca arz ediyorum: 16 kilometre
uzunluğunda olan Sarayköy-Babadağ yolunun projesi, ihaleli olarak
tamamlanmış ve geçici kabul aşamasına gelinmiştir;
halen kontroller devam etmekte olup, projenin kesinleşmesini müteakip,
yapımına başlanacaktır. Yine, 17 Temmuz tarihli bu
cevabı arz ediyorum.
Diğer,
Pamukkale-Akköy-Sarayköy yoluyla ilgili sorunun cevabını arz
ediyorum: Karayolları Genel Müdürlüğümüz, halen 60 bin kilometre
uzunluğundaki yol ağında, yetersiz olan ödeneklerle, yapım
ve bakım faaliyetlerini sürdürmekte olduğundan, bugün için yol
ağını genişletecek ilave yolların ağa dahil
edilmesi mümkün olmamaktadır. Ancak, yörenin turizm açısından
önemi bilindiğinden, konu Turizm Bakanlığına iletilmiş
olup, karayolları ağına alınmadan, turistik yollar
programına alınmasının mümkün olabileceği
bildirilmiştir. Turizm Bakanlığı Yatırımlar Genel
Müdürlüğü de bu konuya olumlu yaklaşmış ve Sarayköy-Akköy
yolunun 1997 yılı turistik yollar programına
alınmasını uygun görmüştür.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Develi?..
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Ben, Sayın Bakana teşekkür ediyorum; en
azından bir tespit yaparak cevapladığı için. Biraz önce
söylediğim konuyu tekrarlamakta fayda görmüyorum; ben, Sayın Bakana
cevap verdikleri için teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum efendim.
Sorular
cevaplandırılmıştır.
46.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli Belediyesinin Büyükşehir Belediyesi statüsüne
kavuşturulmasına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/275)
BAŞKAN
46 ncı sırada yer alan, Sayın Develinin Sayın
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
47.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Pamukkale Elektrik Dağıtım A. Ş. adıyla
bir şirket kurulmasına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/276)
BAŞKAN
47 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzarekere
ertelenmiştir.
48.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İline bir kültür sitesi yapılmasına
ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/277)
BAŞKAN
48 inci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın Kültür
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzarekere
ertelenmiştir.
49.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinde yapımı devam eden görme özürlüler
okuluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/278)
BAŞKAN
49 uncu sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın Millî
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzarekere
ertelenmiştir.
50.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Çardak Havaalanının iyileştirilmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü
Esengünün cevabı (6/280)
BAŞKAN
50 nci sırada yer alan, Sayın Hilmi Develinin, Sayın
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan cevaplayacak.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın,
Ulaştırma Bakanı Sayın Ömer Barutçu tarafından sözlü
olarak yanıtlanmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Hilmi
Develi
Denizli
Konu: Çardak Havaalanı.
Soru 1- Karayolu ulaşımında Türkiyede
yaşanan zorluklar ve Denizlinin yoğun sanayi, ticaret ve turizm
trafiği göz önüne alındığında, elzem olduğu
yadsınmaz havaalanının iyileştirilmesi konusunda
Bakanlığınız çalışmaları var mıdır?
Soru 2- Türk Hava Yolları uçuş planı
içerisinde yoğun bir yolcu trafiğini, mevcuduyla zar zor kaldırmaya
gayret eden Çardak Havaalanına yeni bir terminal binası yapmayı
düşünüyor musunuz; bu konuda herhangi bir proje çalışmanız
var mıdır?
Soru 3- Havaalanında, tüm yolcuların bagaj
işlemlerinin her türlü hava koşullarında açık alanda
yapıldığı, bu işlem için de tahsis edilebilecek
herhangi bir binanın bulunmadığı,
Bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir?
Soru 4- Sağlıklı ulaşım
sağlanabilmesi için terminal-apron arasındaki yolun düzeltilmesi,
pist temizliği ve buzlanmayı önlemede kullanılan araçların
sağlanabilmesi için, Bakanlıkça girişimleriniz olacak
mıdır?
BAŞKAN Soruları cevaplamak üzere, Devlet
Bakanı Sayın Lütfü Esengün; buyurun.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Muhterem Başkan, muhterem
arkadaşlar; Denizli Milletvekili Sayın Hilmi Develinin, Çardak
Havaalanıyla ilgili sualine cevap vermek üzere huzurunuzdayım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
1991
yılında tarifeli seferlerin başlatıldığı
havaalanında, gün geçtikçe artan trafik nedeniyle, mevcut tesisler
yetersiz kalmıştır. Ancak, askerî bir havaalanı olan Çardak
Havaalanında, sivil tesisler için tahsis edilen alanın konum
itibariyle geliştirilmesi mümkün olamadığından,
meydanın güneyinde yeni sivil tesislerin yapılması planlanmaktadır.
Yeni tesislerin yapımı amacıyla, tespit edilen alanın
Bakanlığımıza tahsisi hususunda Hava Kuvvetleri
Komutanlığı nezdinde girişimde bulunulacaktır.
Havaalanına
yeni bir terminal binasının yapılması, yukarıda
belirtilen çalışma kapsamında olup, alınacak müsaadeyi
müteakip projelendirilecektir.
Yolcu bagaj
işlemleri için kapalı sundurma yapımı ile terminal
binası ve apron arasındaki yolun düzeltilmesi işi, 1996
yılı yatırım programı çerçevesinde ele alınarak
ikmali planlanmıştır.
Çardak
Havaalanı pist temizliği ve karla mücadele araçlarının
temini amacıyla 1996 yılı yatırım programında
ödenek bulunmamaktadır. Konu, 1997 yatırım programına
ödenek konulmak suretiyle çözümlenebilecektir.
Havaalanı
güvenliği için dışalımla temin edilen bir adet x-ray
cihazı tahsis edilmiş olup, montaj aşamasındadır.
Bu cevaplar
da, cevaptan anlaşıldığı kadarıyla,
güncelliğini muhafaza etmeyen cevaplardır. İnşallah, burada
arz ettiğimden çok daha ileri seviyede bir gelişme vardır.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ederim.
Sayın
Develi?..
HİLMİ
DEVELİ (Denizli) Maalesef, hiçbir gelişme
olmamıştır. Belirtmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Soru
cevaplandırılmıştır.
51.İzmir Milletvekili Zerrin
Yenicelinin, ilaçtan alınan KDVnin kaldırılmasına ve ilaç
reklamlarına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/281)
BAŞKAN
51 inci sırada yer alan, Sayın Zerrin Yenicelinin, Sayın
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
52.Çanakkale Milletvekili Hikmet Aydının,
Etimesgut Belediyesince Eryaman 4. Etap konutlarına yapı kullanma
izninin verilmeyiş nedenine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/282)
BAŞKAN
52 nci sırada yer alan, Sayın Hikmet Aydının, Sayın
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
53.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinde bir Gümrük Müdürlüğü Hizmet Binası ve
Sundurması yapımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü
soru önergesi (6/267)
BAŞKAN
53 üncü sırada yer alan, Sayın Develinin, Sayın Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
54.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Denizli İlinde bir gümrük kimyagerliğinin
kurulmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi
(6/268)
BAŞKAN
54 üncü sırada yer alan, Sayın Develinin, Sayın Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
55.Denizli Milletvekili Hilmi
Develinin, Honaz Dağına bir kayak merkezi tesisi
yapılmasına ilişkin
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/279)
BAŞKAN
55 inci sırada yer alan, Sayın Develinin, Sayın Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
56.Rize Milletvekili Ahmet Kabilin, Çay
Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bayilere ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/283)
BAŞKAN
56 ncı sırada yer alan, Sayın Ahmet Kabilin, Sayın
Devlet Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
AHMET
KABİL (Rize) Efendim, söz hakkım var mı?
BAŞKAN
Hayır. Efendim, soru yazılı soruya dönüşmediği için,
zatıâlinizin böyle bir imkânı yok. Bir kere daha Sayın
Bakanı ararız, bulamazsak yine erteleriz; üçüncüde ararız,
Sayın Bakanı bulursak karşılıklı cevaplaşırsınız,
Sayın Bakanı bulamazsak, soru yazılı soruya
dönüşeceği için, o zaman zatıâlinizin konuşma hakkı
var.
57.Rize Milletvekili Ahmet Kabilin, Çay
Kurumundan kuru çay alan ve bedelini ödemeyen bir bayiye ilişkin Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/284)
BAŞKAN
57 nci sırada bulunan, Sayın Kabilin, Sayın Devlet
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
58.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, havadan orman alanı renkli fotoğraf çekimi ile ilgili
ihalede yolsuzluk yapıldığı iddiasına ilişkin
Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/285)
BAŞKAN
58 inci sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyanın, Sayın
Orman Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
59. Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Atatürk Hava Limanında yaşandığı iddia
edilen bazı olumsuzluklara ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/286)
BAŞKAN
59 uncu sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyanın, Sayın
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
60.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Başbakanın Konya mitinginde, Konya Valisinin protokol
kurallarına uygun davranmadığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/287)
BAŞKAN
60 ıncı sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyanın,
Sayın İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
61. Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Hazinenin örtülü ödenek davasında müdahil olmaktan
vazgeçtiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/288)
BAŞKAN
61 inci sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyanın Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Başbakan adına?.. Sayın Bakan hazır.
Sözlü soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Necmettin Erbakan
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunu
müsaadelerinize arz ederim.
Saygılarımla.
Yaşar
Okuyan
Yalova
Sorular:
1. Örtülü
ödeneğin 5,5 milyar lira dolandırılması davasında,
Hazinenin müdahil olmaktan vazgeçtiği haberleri basında yer
almaktadır, doğru mudur?
2. Örtülü
ödenek skandalında, bir Atatürkçü derneğe bina alınması
bahanesiyle, dolandırıcı Selçuk Parsadana kaptırılan
5,5 milyar liradan Hazine vaz mı geçmektedir?
3.
Parsadanın dolandırdığı 5,5 milyar lira devletin
parası değil midir?
4.
Dolandırılan 5,5 milyar liranın geri alınması, bu
paranın dolandırıcıya gitmesine neden olan kişi veya
kişilerin devleti zarara uğratmaktan yargılanmasından vaz
mı geçilmektedir? Bu parayı Hazineden sorumlu Sayın Bakan
cebinden mi ödeyecektir?
5. Hazine
yönetimi birilerini aklamak için mi davadan vazgeçmektedir?
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyanın biraz önce
bilgilerinize sunulan sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere
huzurunuzdayım.
Maliye
Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel
Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, örtülü ödeneğin 5,5 milyar
lira dolandırılmasına ilişkin Celalettin Selçuk Parsadan ve
arkadaşları hakkında 765 sayılı Yasaya muhalefet
suçundan dolayı Ankara 9 uncu Ağır Ceza Mahkemesinin 1996/145
esasında açılan kamu davasına Başbakanlık Hukuk
Müşavirliği 27 Haziran 1996 gün ve 2967 sayılı
yazısı üzerine, 28 Haziran 1996 tarihinde müdahillik dilekçesi
vermiş ve müdahillik dilekçesinde, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 365
inci maddesi gereğince, 5,5 milyar liranın, olay tarihinden itibaren,
faiziyle birlikte, sanıklardan tahsili talep edilmiş, 18.7.1996
tarihli duruşmada, mahkemece, Baş Hukuk Müşavirliği ve
Muhakemat Genel Müdürlüğünün müdahilliğine karar verilmiştir.
Duruşma,
mahkemece -bu cevabın hazırlandığı tarih itibariyle-
11 Eylül 1996 tarihine ertelenmiştir. Söz konusu dava Hazinece takip
edilmekte olup, vazgeçme söz konusu değildir. Dolayısıyla,
sayın soru sahibinin, müdahillikten vazgeçmeden mütevellit, diğer
sorularının cevaplandırılması da söz konusu olamaz.
Hazine ve Hazine yetkilileri, avukatları bu konuda gereğini
yapmaktadırlar.
Saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakana teşekkür ederim.
Sayın
Okuyan?.. Yok.
Soru
cevaplandırılmıştır.
62.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, gerçekleştirilmesi vaad edilen icraatların hangi
kaynaklardan karşılanacağına ilişkin Başbakandan
sözlü soru önergesi (6/289)
BAŞKAN
62 nci sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü sorusu.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
63.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Türkiye -İsrail Askerî Eğitim Anlaşmasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/290)
BAŞKAN
63 üncü sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
64.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Kürt Parlamentosu adı altındaki
toplantıların önlenmesi için yürütülen çalışmalara
ilişkin Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/291)
BAŞKAN
64 üncü sırada bulunan, Sayın Yaşar Okuyanın, Sayın
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
65.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Iraktaki Türkmenlerin durumlarına ve Türkiyeye
gelenlerinin oturma ve çalışma izinlerine ilişkin
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/292)
BAŞKAN
65 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
66.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Kuzey Irakta insanî
yardım adı altında faaliyet gösterdikleri iddia edilen casusluk
kuruluşlarına ilişkin Dışişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/293)
BAŞKAN
66 ncı sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
67.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Gayriresmî RPli bir heyetin Suriyeli yetkililerle
görüştükleri iddiasına ilişkin Dışişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/294)
BAŞKAN
67 nci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Dışişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
68.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, basına yönelik bazı uygulamalara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı
(6/295)
BAŞKAN
68 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan cevaplayacağını işaret buyurdu.
Sözlü soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Okuyan
Yalova
Sorular:
1.
Gazeteciler Cemiyetinin polis tarafından basılarak basın
mensuplarının tartaklanması ve gözaltına
alınmasıyla ilgili olarak sorumlular hakkında ne gibi işlem
yapılmıştır?
2.
Basına yönelik bu tür olayların olmasında, basını
hedef alan uygulamalarınızın bir etkisi var mıdır?
3.
Basının görev yapması neden engellenmektedir?
4. Birçok
yolsuzluğun üzerine giden basın susturulmak mı istenmektedir?
5.
Basın mensuplarının can güvenliğinin sağlanması
hususunda ne gibi tedbirler alınmaktadır?
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyanın
Sayın Başbakanımıza tevcih ettiği sorunun
cevabını arz ediyorum.
Sayın
Yaşar Okuyanın sözlü soru önergesinde ileri sürdüğü gibi,
Gazeteciler Cemiyetinin polis tarafından basılması ve basın
mensuplarının tartaklanması söz konusu değildir.
15 Temmuz 1996 tarihinde, İstanbul İlinde,
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin bulunduğu Cağaloğlu Semtinden
2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüşleri Kanununa
aykırı olarak gösteri yapmak isteyen kişilerin
dağıtılması ve yakalanması sırasında meydana
gelen olaylarla ilgili, İstanbul Valiliğince, gerekli inceleme
başlatılmıştır.
Basını susturmayı hedef alan bir
uygulama söz konusu olmayıp, basın mensuplarının görev
yapmaları engellenmemekte, bilakis, rahat çalışmaları için
gerekli tedbirler alınmaktadır.
Basın mensuplarımızın ve tüm
vatandaşlarımızın can güvenliğinin
sağlanması amacıyla tüm tedbirler alınmakta olup,
hayatı ciddî derecede tehdit altında bulunan kişilerin ise,
mevzuat gereğince yapılmakta olan yakın koruma hizmetleri
sürdürülmektedir.
Durumu bilgilerinize arz eder, Yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
Sayın Okuyan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
önergesi cevaplandırılmıştır.
69.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Maliye Bakanının bazı
açıklamalarının ekonomi üzerinde olumsuz etki
yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/296)
BAŞKAN
69 uncu sırada yer alan, Sayın Okuyanın Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Cevaplayacak
Sayın Bakan?.. Hazır.
Sözlü soruyu
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sayın Başbakan tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması hususunda delaletlerinizi
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Okuyan
Yalova
Sorular:
1.
Sayın Maliye Bakanının açıklamaları ekonomi üzerinde
şok etkisi yapmıştır. Serbest piyasa ekonomisinden
kapalı bir ekonomiye mi geçilecektir?
2. Sayın
Maliye Bakanının açıklamalarının devlete bir günlük
zararının 2,3 trilyon lira olduğu doğru mudur?
3. Aynı
demeçte, yüzde 13lük bir artışla rantiyecilerin cebine 273 trilyon
lira fazladan aktarıldığı doğru mudur?
4. Ekonomi,
demeçlerle mi idare edilecektir?
BAŞKAN
Sayın Bakan, soruyu cevaplandırmak üzere, buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyanın sözlü
soru önergesindeki iddialarını veya sorularını cevaplandırmak
üzere huzurunuzdayım. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği
üzere, 54 üncü Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, 8 Temmuz 1996 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinden güvenoyu almıştır. 54 üncü Hükümetin
hükümet programı ise, 7 Temmuz 1996 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisinde okunmuş olup, uygulanacak ekonomik politikalara hükümet
programında ayrıntılarıyla yer verilmiştir. Hükümet
programında, ülkeyi süratli bir ekonomik büyüme ve gelişmeye kavuşturmanın
temel amaç olduğu belirtilmiş ve ayrıca, serbest piyasa
ekonomisinin tüm şartlarını sağlayacak ortamın
gerçekleştirilmesi ana hedef olarak öngörülmüştür. Programda,
ekonomik kalkınmada temel esasın rant ekonomisinden üretim
ekonomisine geçiş olduğu, ayrıca belirtilmiştir. Görev
başında bulunan Hükümetimizin ekonomi politikaları da, hükümet
programında öngörülen bu hedefler çerçevesinde yürütülmekte olup,
kapalı bir ekonomiye geçiş gibi bir durum söz konusu
bulunmamaktadır.
Soru
önergesinde, söz konusu rakamların nasıl bulunduğu ve devlet zararına
sebep olunduğu açık olarak belirtilmemektedir; ancak, basında,
ülkemizin özkaynaklarının geliştirilmesi konusunda Türkiye Büyük
Millet Meclisinde 11 Temmuz günü yapılan genel görüşmenin gündeme alınması
ve ilgili görüşmeler sırasında Maliye Bakanımız
tarafından yapılan konuşmayı takiben, 15 Temmuz günü
yapılan hazine içborçlanma ihalesinde yıllık bileşik
faizlerin yüzde 127den yüzde 139a çıkarak 12 puan yükselmesine yol
açılmak suretiyle rantiye sınıfına ek kazançlar
sağlandığı ileri sürülmektedir.
Bu
iddiaların açıklığa kavuşturulması
bakımından hazine içborçlanma ihalelerinde gerçekleşen faiz
oranlarındaki gelişmelerin belirtilmesi gerekmektedir. Hazine
tarafından 14 Mayıs 1996 tarihinde yapılan ihalede, bileşik
faiz yüzde 106,34 olmuştur; müteakip ihalelerde ise, bu oran sürekli
olarak artmış ve 9 Temmuz 1996 tarihindeki ihalede yüzde 127,23; 15
Temmuz 1996 tarihindeki ihalede yüzde 139,28 olarak gerçekleşmiştir.
9 Temmuz ile 15 Temmuz tarihlerinde yapılan ihalelerde faizlerde 12
puanlık bir artış olmuştur; ancak, biraz önce de ifade
edildiği üzere, faizlerde 14 Mayıs 1996 tarihinden itibaren sürekli
bir artış eğilimi görülmektedir. Örneğin, 14 Mayıs
1996 tarihindeki ihalede faiz oranı yüzde 106 iken, bir sonraki ihalede
-28 Mayıs 1996 tarihli ihalede- bu oran 11 puan artarak yüzde 117,35
olmuştur. Dolayısıyla, faizlerde bazı dönemlerde görülen
artışları sadece belirli nedenlere bağlamak uygun
bulunmamaktadır.
İhalelerdeki
faiz oranları, bonoların vade tarihleri, kabul edilen teklif
tutarları gibi çeşitli unsurlara bağlı olarak belirlenmekte
ve bu konulardaki gelişmelere göre bazen yükselmekte, bazen de
düşmektedir. Nitekim, 15 Temmuz tarihinde yapılan 204 gün vadeli
ihalede faiz oranı yüzde 139 iken, 24 Temmuz tarihinde yapılan ve 146
gün vadeli ihalede faiz oranı yüzde 129,59a düşmüştür.
Dolayısıyla,
önergede bahsedildiği şekilde bir zarar söz konusu değildir;
aksine, faizlerin yüksek olduğu konjonktürde ihalenin düşük
olması, toplam içborç faiz yükünü azaltmıştır.
Faiz
oranlarıyla ilgili bu açıklamalar, faiz oranlarının,
ekonomideki çeşitli gelişmelere bağlı olarak ortaya
çıktığını ve bu gelişmeler çerçevesinde bazen
artış eğilimine girdiğini, bazen de düştüğünü
göstermektedir. Bu itibarla, faizlerde bazı dönemlerde görülen
artışları sadece belirli bazı nedenlere bağlayarak
açıklamak ve devletin zarara uğratıldığını
ileri sürmek mümkün bulunmamaktadır.
Sayın
milletvekilleri, bu cevap metni 4 Eylül 1996 tarihini
taşımaktadır. Bilindiği üzere, Hazine tarafından
müteakip aylarda yapılan ihalelerde vade tarihi bir yıldan daha fazla
bir süreye atıldığı gibi, faiz oranları da yüzde 83e
kadar düşürülmüştür.
Konuyu
bilgilerinize arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Okuyan?.. Hazır değil.
Sözlü soru
cevaplandırılmıştır.
70.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, RPli heyetin İranı, Dışişleri
Bakanlığını bilgisi dışında ziyaret
ettiği ve yetkililerle görüştüğü iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/297)
BAŞKAN
70 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın Bakan?..
Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
71.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Diyarbakır Devegeçidi Barajının ham petrol ve
kimyasal madde atıklarıyla kirletildiği iddiasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/298)
BAŞKAN
71 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
72.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Türkiye Motor Sanayi (TÜMOSAN)nin Türkiye traktör üretimindeki
payına ve zarar nedenine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/299)
BAŞKAN
72 nci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
73.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, hazine arazilerine RPye yakınlığı ile
bilinen grupların talip olduğu iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/300)
BAŞKAN
73 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
74.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Sıvas Belediyesine aktarılan para miktarına
ilişkin Çevre Bakanından sözlü soru önergesi (6/301)
BAŞKAN
74 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın Çevre
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
75.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, kaybolan insanların bulunması için yapılan
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/302)
BAŞKAN
75 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
76.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, ithalat ve ihracatımızın durumuna ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/303)
BAŞKAN
76 ncı sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
77.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Antbirlikte çalışmadan maaş aldıkları
iddia edilen kişilere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü
soru önergesi (6/304)
BAŞKAN
77 nci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın Sanayi ve
Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
78.Yalova Milletvekili Yaşar Okuyanın,
et ithalatına ilişkin tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/305)
BAŞKAN
78 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
79.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, pamuk üreticilerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/306)
BAŞKAN
79 uncu sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
80.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, devlet televizyonunun bir kanalında Kürtçe yayın için
hazırlık yapıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/307)
BAŞKAN
80 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
81.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, kamu kurum ve kuruluşlarında yapılması
düşünülen atama ve nakillere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/308)
BAŞKAN
81 inci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakandan sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
82.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, Güllük Karakolunun İran askerlerince
tarandığı iddialarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/309)
BAŞKAN
82 nci sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın
Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
83.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, çıkarılması düşünülen vergi affı
kapsamına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/310)
BAŞKAN
83 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
84.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, ülkemizin elektrik ihtiyacının hangi kaynaklardan
karşılanacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından sözlü soru önergesi (6/311)
BAŞKAN
84 üncü sırada yer alan, Sayın Okuyanın, Sayın Enerji ve
Tabiî Kayanlar Bakanından sözlü soru önergesi.
Sayın
Bakan?.. Hazır değil.
Müzakere
ertelendi.
85.Yalova Milletvekili Yaşar
Okuyanın, proje ihalesi yapılan bazı otoyolların
yapımından neden vazgeçildiğine ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sorusu ve Devlet
Bakanı Lütfü Esengünün cevabı (6/312)
BAŞKAN
85 inci sırada yer alan, Sayın Yaşar Okuyanın,
Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru
önergesi.
Sayın
Bakan cevaplayacak.
Soru
önergesini okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Sayın Bayındırlık ve İskân
Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması
hususunda delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Okuyan
Yalova
Sorular:
1.
İhale edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçildiği doğru mudur?
2. Proje
ihalesi yapılan ve bu yıl sonunda yapımına
başlanılması beklenen toplam 846 kilometrelik
Gaziantep-Şanlıurfa, Ankara-Pozantı,
Orhangazi-Bursa-İzmir-Bursa çevre yolu dahil- otoyollarının
yapılmasından neden vazgeçilmiştir?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Bakan, buyurun efendim.
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Sayın Başkan, muhterem
milletvekilleri; Yalova Milletvekili Sayın Yaşar Okuyanın,
Bayındırlık ve İskân Bakanımızdan sorduğu
suallerin cevabını kısaca arz ediyorum:
İhale
edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçildiği doğru mudur
şeklindeki soruya, ihale edilmesi planlanan otoyollardan vazgeçilmesi söz
konusu olmayıp, daha önce ihalesi yapılan otoyolların
yapımına ve tamamlanmasına öncelik verilecektir şeklinde
cevap arz ediyorum.
Gaziantep-Şanlıurfa
otoyolunun projeleri tamamlanmış olup, 1996 yılında ödenek
temin edilerek ihale yapılabilmesi için Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığına müracaat
edilmiştir.
Ankara-Pozantı
otoyolunun Ankara-Acıkuyu kesiminin önprojeleri tamamlanmış,
Acıkuyu-Pozantı kesiminde ise çalışmalar devam etmektedir.
Orhangazi-Bursa-Karacabey
ayırımı -Bursa geçişi dahil- otoyolunun projeleri
tamamlanmış olup, yapım programına alınması için
Devlet Planlama Teşkilatı nezdinde girişiminde bulunulmuştur.
Öncelikle, Bursa çevre yolunun 1996 yılı yatırım
programına alınması ve ihale izni verilmesi konusunda
çalışmalar devam etmektedir.
Bu cevap, 26
Ağustos 1996 tarihli durumu ifade etmektedir. Bilgilerinize saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.
Sayın
Okuyan?.. Yok.
Soru
cevaplandırılmıştır.
Sayın
Bakan, 85 adet sözlü soru önergesi işleme tabi tutulmuş, büyükce bir
kısmı zatıâliniz tarafından
cevaplandırılmıştır; ayrıca teşekkür
ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, 1 saatlik sözlü soru müzakereleri kısmı tamamlanmıştır.
Şimdi,
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
işler bölümüne geçiyoruz.
Önce,
sırasıyla, yarım kalan işlerden
başlayacağız.
VII. KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER
İŞLER
1. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri
Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine İlişkin 488
Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Millî Savunma Komisyonu Raporu
(1/215) (S. Sayısı : 23)
BAŞKAN
Yarım kalan işlerden olan, 926 Sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine ilişkin 488
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının
müzakerelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon?..
Hazır değil.
Müzakere
ertelenmiştir.
2. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/543) (S. Sayısı :
175) (1)
BAŞKAN
Yarım kalan olan işlerden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun görüşülmesine
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Sayın
Komisyon hazır mı efendim? Komisyon hazır.
Hükümet
hazır mı? Hükümet hazır.
Komisyon ve
Hükümet yerlerini aldılar.
Sayın
milletvekilleri, geçen birleşimde tarasının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmış, maddelerine geçilmesinin
oylamasında kalmıştık.
Şimdi,
tasarının maddelerine geçilmesi hususunu oylayacağım.
Sayın
milletvekilleri, müzakereye konu tasarının maddelerine geçilmesi
hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul
etmeyenler...Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir.
İBRAHİM
GÜRDAL (Antalya) Efendim, kabul edenlerde biz de el
kaldırmıştık!
BAŞKAN
Efendim, zaten, zatıâlinizin katkısı olmasa kabul edilmesi
mümkün değildi; ben, onu esas aldım.
Efendim, 1
inci maddeyi okutuyorum:
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı
MADDE1.4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci
fıkrasının birinci cümlesiyle ikinci fıkrasının
ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
(1) 175 S.
Sayılı Basmayazı 22.1.1997 tarihli 49 uncu Birleşim
tutanağına eklidir.
Yakalanan şahıs bırakılmazsa,
yakalama yerine en yakın sulh hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre
hariç yirmidört saat içinde sulh hâkiminin önüne çıkarılır ve
sorguya çekilir.
Soruşturma bu sürede sonuçlandırılmazsa
Cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararı ile
süre yedi güne kadar uzatılabilir.
BAŞKAN
Efendim, madde üzerinde, gruplar adına söz talebi?..
OYA ARASLI
(İçel) Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın Ali
Şahin.
HASAN
HÜSAMETTİN ÖZKAN (İstanbul) Demokratik Sol Parti Grubu adına,
Hatay Milletvekili Ali Günay.
BAŞKAN
CHP Grubu adına, Sayın Şahin; buyurun.
CHP GRUBU
ADINA ALİ ŞAHİN (Kahramanmaraş) Sayın Başkan,
değerli üyeler; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa Tasarısı
üzerinde, CHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
Yüce Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Düzenlenen 1
inci maddeyle, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci
maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve ikinci
fıkrasının ikinci cümlesi değiştiriliyor. Buna göre,
suçüstü hallerinde gözaltına alma süresiyle ilgili olarak, yakalanan
şahıs, yakalandığı ve gözaltına
alındığı zaman hemen bırakılmazsa, yakalanma
yerine en yakın sulh mahkemesine gönderilmesi için, zorunlu süre hariç, 24
saat içerisinde hâkim önüne çıkarılıp, hâkim tarafından sorguya
çekilmesi öngörülüyor. Soruşturma bu sürede sonuçlandırılmazsa,
savcının talebi üzerine, hâkim kararıyla bu süre 7 güne kadar
uzatılabiliyor. Önceden, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci
maddesinde, hâkim kararıyla uzatılma süresi 8 güne kadar olduğu
halde, bu değişiklikle, uzatma süresi, 8 günden 7 güne çekiliyor.
Belki de, bu tasarıdaki en olumlu gelişme, gözaltı süresinin 8
günden 7 güne indiriliyor olmasıdır.
Görüşülmekte
olan tasarının genel gerekçesinde durum izah ediliyor. Avrupa Konseyini
oluşturan devletlerin mevzuatına uyum sağlanması
bakımından sürenin kısaltılması ve hâkim kararına
bağlanması, kabule şayan bir görüştür; fakat, biraz sonra
görüşeceğimiz diğer maddelerde, bunun tamamen tersine bir durum,
yani, Avrupa Konseyi devletlerinin yargı mevzuatına uyum
sağlanması değil, onlardan ne kadar
uzaklaştığımızı göreceğiz.
Bu nedenle,
esasta, 7 günlük gözaltı süresi de uzun bir süredir. Suç
işlediği kesin olarak belli olmayan, belki hâkim huzuruna
çıktığı zaman serbest bırakılacak olan, belki
savcı tarafından serbest bırakılacak olan kişinin, 7
gün gözaltında kalması olumlu bir netice değildir; insan
haklarıyla bağdaşan bir oluşum değildir.
Bütün
bunlara rağmen, gözaltı süresinin 8 günden 7 güne düşürülmesini,
insan hakları bakımından olumlu bir gelişme sayıyor;
bu nedenle, bu maddeye karşı olmadığımızı
ifade ediyor; Yüce Kurula saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Şahin, teşekkür ediyorum efendim.
Demokratik
Sol Parti Grubu adına, Sayın Günay; buyurun. (DSP sıralarından
alkışlar)
DSP GRUBU
ADINA ALİ GÜNAY (Hatay) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; sözlerime başlarken, Demokratik Sol Parti Grubu
adına, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşülmekte
olan, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair 175 sıra sayılı
Kanun Tasarısının 1 inci maddesiyle, 1412 sayılı Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin birinci ve ikinci
fıkrasında değişiklik yapılmaktadır. 128 inci
maddenin birinci ve ikinci fıkralarına baktığımız
zaman, 128 inci maddenin, yakalanan kimsenin sorguya çekilmesini ve
gözaltı süresini düzenlediğini göreceğiz.
Yapılan
değişikliğe göre, 128 inci maddenin birinci
fıkrasının birinci cümlesi olan Yakalanan şahıs
bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hâkimine
gönderilmesi için gerekli süre hariç 24 saat içinde sulh hâkimi önüne çıkarılır
ve sorguya çekilir cümlesindeki gerekli sözcüğü zorunlu
sözcüğüyle değiştirilmiştir. Burada hassasiyet
gösterilmiş, yakalanan şahsın 24 saat içerisinde hâkim önüne
çıkarılması ve yakalama yerine en yakın sulh hâkimine
gönderilmesi için, savsaklama yapılmaması ve bu hususta titizlik
gösterilmesi hedeflenmiştir; ancak, bu titizlik, değişiklik
yapılan 128 inci maddenin ikinci fıkrasının ikinci
cümlesinde gösterilmemiştir. 128 inci maddenin Soruşturma bu sürede
sonuçlandırılamazsa, cumhuriyet savcısının talebi ve
sulh häkiminin kararıyla 8 güne kadar uzatılabilir şeklindeki
ikinci fıkrasının ikinci cümlesindeki
sonuçlandırılamazsa sözcüğü sonuçlandırılmazsa
olarak değiştirilmiştir; 8 gün olan süre de 7 güne indirilmiştir.
Kanun
tasarısının 1 inci maddesiyle yapılan
değişikliklerin gerekçesi, 128 inci maddede iyileştirme
yapmaktır. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesine göre 24
saat olan gözaltı süresi, üç veya daha fazla kişinin bir suça
iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda, cumhuriyet
savcısının yazılı emriyle 4 güne kadar ve bu süre
içerisinde de soruşturmanın sonuçlandırılamaması
halinde, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin
kararıyla 8 güne kadar uzatılabilmektedir. İşte, hâkim
kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi 1 gün
kısaltılmakta ve 7 güne indirilmektedir. Yetersiz olmakla beraber, bu
husus, kısmen bir iyileştirme olarak kabul edilebilir; ancak
sonuçlandırılamazsa sözcüğünün sonuçlandırılmazsa
sözcüğü şeklinde değiştirilmesi, iyileştirme bir yana,
mevcut durumun kötüleştirilmesidir. Sonuçlandırılmazsa
sözcüğü bir keyfîliği, sonuçlandırılamazsa sözcüğü
ise bir mecburiyeti ifade eder. Madde gerekçesine
baktığımız zaman sonuçlandırılamaması
sözcüğünün kullanıldığını görmekteyiz. Madde
metninde yazılı sonuçlandırılmazsa sözcüğünün bir
yazı hatası olduğunu ve sonuçlandırılamazsa olarak
düzeltilmesi gerektiğini düşünüyor ve bu düşünceyle, bu hususta
bir değişiklik önergesi vermiş bulunuyoruz. Bu hususta gerekli
düzeltmenin yapılacağını umuyoruz.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk
devletidir. Hukuk devletinde, mahkeme kararı olmadan, kimse, hürriyetinden
yoksun bırakılamaz. Hakkında kesinleşmiş ceza
mahkûmiyeti bulunmayan bir sanığı bir gün bile hürriyetinden
yoksun bırakmak haksızlıktır. Gözaltı ve tutukluluk,
hukukçularca, zorunlu bir haksızlık sayılır. Bu
haksızlığın uzun süreli olması, hak ve hukuka uygun
olmayacağı gibi, adaletsizlik kaynağı oluşturur. Bu
nedenle, gözaltı süresi, zorunlu en kısa süre olmalıdır.
Üç veya daha
fazla kişinin iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen suçlarda,
cumhuriyet savcısının yazılı emriyle 4 güne ve
soruşturmanın bu süre içinde sonuçlandırılmaması
halinde, cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin
kararıyla 7 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresi uzun bir
süredir. Gözaltı koşulları da çok zordur. Çoğu zaman da,
gözaltına alınanlar, mahkemece serbest bırakılmakta,
haklarında dava açılmamakta veya beraat etmektedirler. Bu durumda
olup da uzun süre gözaltında tutulmuş olan kişilerin
uğramış oldukları mağduriyetin telafisi de mümkün
olamamaktadır.
Gözaltı
süresini kısaltmak, insan haklarına saygının ve hukuk
devleti olmanın gereğidir. Soruşturmayı yapacak
görevlilerin sayısını, bilgi ve becerilerini artırmak ve
soruşturma için gerekli olabilecek her türlü araç ve teknik imkânları
sağlamak suretiyle, soruşturmayı kısa sürede
sonuçlandırmak mümkündür. Gözaltı süresi bakımından Avrupa
standartlarına yetişmeye çalışacağımıza,
Avrupa ülkelerine ve diğer ülkelere örnek olacak adımlar atalım.
Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin 3842 sayılı kanunla
değişiklik yapılmadan önceki hükmüne göre, gözaltı süresi
15 güne kadar uzatılıyordu. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev
alanına giren suçlarda, olağanüstü hal bölgelerinde ise, gözaltı
süresi 30 güne kadar uzatılabilmektedir. Dikkat edilirse, iki süre
arasındaki oran 1/2dir. 175 sıra sayılı kanun
tasarısının 3 üncü maddesiyle yeniden düzenlenen 2845
sayılı kanunun 16 ncı maddesine göre, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda, olağanüstü hal
bölgesinde azamî gözaltı süresi 10 güne indirilmektedir. Bu 10 günlük
gözaltı süresini, adi suçlar bakımından, aynı şekilde,
1/2 oran olarak düşünecek olursak; 128 nci maddeye göre hâkim
tarafından uzatılacak gözaltı süresinin 5 gün ile
sınırlı olması gerekir.
Bu
nedenlerle, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesindeki hükme göre
hâkim kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresini,
kanun tasarısının 1 inci maddesinde olduğu gibi 7 güne
indirmek yerine, bunu 5 güne ve cumhuriyet savcısının
yazılı emriyle 4 güne kadar uzatılabilen gözaltı süresini
de 3 güne indirmemek için kabul edilebilir, makul bir neden yoktur. Her türlü
soruşturmanın sonuçlandırılması için bu sürelerin
yeterli olabileceği düşüncesiyle, hepinize saygılar sunarım.
(DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Günay, teşekkür ediyorum.
Sayın
Komisyon, Sayın Günayın da işaret ettiği gibi, bu
sonuçlandırılmazsa sözüyle... Sayın Komisyon takip edebiliyor
mu efendim?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) İştirak etmiyoruz
efendim.
BAŞKAN
Efendim, bir dakikanızı rica edeyim.
Yani, bu,
bir yazım hatası değil, özellikle mi
sonuçlandırılmazsa şeklinde düzenlendi.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara)
Sonuçlandırılamazsa tabiri, bir mazeretin arkasında
bulunmasını gerektiriyor; ama sonuçlandırılmazsa kesin
bir ifadedir. Komisyondan geçen metin doğrudur diye kabul ediyoruz.
BAŞKAN
Yani, bir yazım hatası değil; ben, onu tespit etmek istedim.
Teşekkür ediyorum.
Gruplar
adına başka söz talebi?.. Yok.
Kişisel
söz talebinde bulunan, Tunceli Milletvekili Sayın
Yıldırım?.. Yok.
Sayın
Esat Bütün?.. Yok.
Sayın
Ali Oğuz, buyurun efendim.
ALİ
OĞUZ (İstanbul) Muhterem Başkanım, değerli
arkadaşlarım; müzakere konusu Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde görüşlerimi arz etmek üzere
huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bahis konusu kanun tasarısının uzun
zamandan beri gündemimizde, yani Meclis müzakeremizde bulunduğu hepinizin
malumudur. Arkadaşlarımızın bir kısmı
grupları adına, bir kısmı da şahısları
adına bu husustaki görüşlerini dile getirdiler. Mevcut
değişiklik, okunan metinden de anlaşıldığı
gibi 4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun
128 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile
ikinci fıkrasının ikinci cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir şeklinde ifade edilerek
Yakalanan şahıs bırakılmazsa, yakalama yerine en
yakın sulh hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç 24 saat içinde
sulh hâkiminin önüne çıkarılır ve sorguya çekilir hükmü
getirilmiştir.
Malumu
âliniz, konu, insanların en değerli varlıkları
şahsiyetlerinin korunması ve özgürlüklerinin kanun hâkimiyetine
alınması konusudur. Yıllarca hukuk hayatını
sürdürmüş hâkim ve avukat arkadaşlarımız çok iyi bilirler
ki, nezaret altına alınanlar, uzun süre karakollarda, nezarette ve
sorguları yapılmak üzere savcılık huzuruna getirilen
zanlılar, maznun sıfatıyla, uzun süre savcılıklarda
sorgularının yapılması için bekletilirlerdi. CMUK ile
birlikte getirilen bu değişiklikteki mevcut kısaltma, o günün
hukukçuları arasında büyük bir ittifak sağlamış ve
büyük taltif ifade eden sözlerle övülmüştü; bu maddelerde bununla ilgili
sürelerin kısaltılması, bütün hukukçuların takdirine mazhar
olmuştu ve övülmüştü.
Bugün ise,
bu değişiklik yapılan süreler daha da kısaltılarak,
suçlanan kimselerin, gerek adlî kovuşturmada, yani, kolluk kuvvetlerinde
-jandarmada ve poliste- gerekse savcılık huzurundaki
sorgulanmalarının kısaltılması hususunda çok
hassasiyet gösterildiği, şu okuduğum metinden, gayet açık
bir şekilde anlaşılmaktadır. 24 saat içerisinde
sorgulanmasının temini hususunda, savcıların huzuruna
getirilmesini ve süratle hâkimin huzuruna sevk edilerek sorgusunun
tamamlanması hususu, özellikle burada karara bağlanmış
bulunmaktadır.
Getirilen bu
kolaylık ve bu hassasiyet takdire şayandır. Daha evelki
çıkardığımız ve ismine CMUK denilen Ceza Muhakemeleri
Usulü Kanununun bu sorgulamaya ve gözaltına taalluk eden müddetlerindeki
kısaltmalar, arz ettiğim gibi, büyük hassasiyet ve takdire mazhar
olmuştu; ancak, sadece maznunun temin edilen müdafiiyle korunmasına
rağmen, mağdurların korunmasında aynı hassasiyetin
gösterilmemesi sebebiyle tenkite uğramıştı.
Burada da
aynı hassasiyeti göstererek, bir yanlışlık
yapılmaması hususundaki titizliğimizin, Meclisimizdeki bütün
değerli hukukçu kardeşlerimiz tarafından gösterileceğini
ümit ediyorum ve bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum
efendim. (RP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Oğuz, teşekkür ediyorum efendim.
Sayın
Kâzım Arslan?.. Sayın Kâzım Arslan yok.
Madde
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyle
ilgili önergeler vardır; önce geliş sırasına, sonra da
aykırılık derecesine göre okutup işleme tabi
tutacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992
Tarih ve 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 1 inci maddesiyle,
4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128
inci maddesinin ikinci fıkrasının değiştirilen ikinci
cümlesindeki sürede sözcüğünden sonra gelen ve cumhuriyet
sözcüğünden önce gelen sonuçlandırılmazsa sözcüğünün
sonuçlandırılamazsa olarak düzeltilmesini saygıyla arz ederiz.
Ayhan
Gürel Hadi
Dilekçi Ali Günay
Samsun Kastamonu Hatay
Ali
Ilıksoy Hayati
Korkmaz Erdoğan Toprak
Gaziantep Bursa İstanbul
Hikmet Sami Türk
Trabzon
BAŞKAN
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
175
sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 1 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Ali
Günay Hikmet Sami
Türk Ali Ilıksoy
Hatay Trabzon Gaziantep
Hayati
Korkmaz Mehmet
Yaşar Ünal
Bursa Uşak
MADDE 1.-
4.4.1929 tarih ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128
inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesiyle ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yakalanan
şahıs bırakılmazsa, yakalanma yerine en yakın sulh
hâkimine gönderilmesi için zorunlu süre hariç 24 saat içinde sulh hâkiminin
önüne çıkarılır ve sorguya çekilir.
Üç veya daha
fazla kişinin bir suça iştiraki suretiyle toplu olarak işlenen
suçlarda, delillerin toplanmasındaki güçlük veya fail
sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle cumhuriyet
savcısı bu sürenin 3 güne kadar uzatılmasına
yazılı olarak emir verebilir. Soruşturma bu sürede
sonuçlandırılmazsa, cumhuriyet savcısının talebi ve
sulh hâkiminin kararıyla süre 5 güne kadar uzatılabilir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, ikinci okuduğumuz önerge, aykırı
önergedir; çünkü, maddeyi yeniden düzenliyor. Birinci önerge, bir sözcükte
değişiklik istiyor.
Şimdi,
aykırı olan bu ikinci önergeye Sayın Komisyon ne buyuruyor
efendim?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Hükümet ne buyurur?..
DEVLET
BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.
Sayın
önerge sahibi, gerekçeyi mi okuyalım efendim?
ALİ
GÜNAY (Hatay) Gerekçe okunsun efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun
tasarısının 1 inci maddesiyle, gözaltında tutma süresinde
bir indirme yapılarak bu hususta bir iyileştirme amacıyla 1412
sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Yapılan
değişiklikle, hâkim kararıyla 8 güne kadar uzatılabilen
gözaltı süresi, 7 güne kadar indirilmektedir. 7 günlük gözaltı
süresi, çok uzun ve gözaltına alınacak kişileri mağdur
edebilecek bir süredir. 128 inci maddeye göre, gözaltı süresi 24 saat
olup, toplu olarak işlenen suçlarda bu süre cumhuriyet
savcısının yazılı emriyle 4 güne, bu süre içerisinde
de soruşturmanın sonuçlandırılamaması halinde,
cumhuriyet savcısının talebi ve sulh hâkiminin kararıyla 8
güne kadar uzatılabilmektedir. 4 günlük sürenin 3 güne ve 7 güne indirilmek
istenen 8 günlük sürenin de 5 güne indirilmemesi için kabul edilebilir bir
neden yoktur. Soruşturmayı yapacak görevli sayısını,
bilgi ve becerisini artırmak, soruşturma için gerekli olabilecek her
türlü araç ve teknik imkânı sağlamak suretiyle, her türlü
soruşturma bu süre içerisinde sonuçlandırılabilir. Bu
düşüncelerle, değişiklik önergesi düzenlenmiştir.
BAŞKAN
Önergeye, Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet iştirak etmediler.
Önerge
sahibinin talebi veçhile gerekçe okundu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
İkinci
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
175
sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 1 inci maddesiyle, 4.4.1929 tarih ve 1412
sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesinin ikinci
fıkrasını değiştiren ikinci cümlesindeki süre
sözcüğünden sonra gelen ve cumhuriyet sözcüğünden önce gelen
sonuçlandırılmazsa sözcüğünün sonuçlandırılamazsa
olarak düzeltilmesini saygıyla arz ederim.
Ali
Günay
(Hatay)
ve
arkadaşları.
BAŞKAN
Sayın Komisyon ne buyurur efendim?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Hükümet?..
DEVLET
BAKANI NEVZAT ERCAN (Sakarya) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmadı.
Önerge
sahibimiz?..
ALİ
GÜNAY (Hatay) Konuşmak istiyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın Günay, buyurun. (DSP ve CHP sıralarından
alkışlar)
ALİ
GÜNAY (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz kanun tasarısının 1 inci
maddesiyle yapılan değişikliklerin gerekçesi, 128 inci maddede
iyileştirme yapmaktır.
Ceza
Muhakemeleri Usulü Kanununun 128 inci maddesine baktığımız
zaman, kanun tasarısının 1 inci maddesiyle, 128 inci maddenin
birinci fıkrasındaki gerekli sözcüğünü bile
değiştirme gereği duyulmuş ve gerekli sözcüğü
zorunlu sözcüğü olarak değiştirilmiştir.
Ancak,
aynı maddenin ikinci fıkrasında, yakalanan kişiyle ilgili
soruşturmanın 24 saat içinde yapılamaması halinde bu
sürenin 4 güne kadar uzatılması yönünü düzenleyen fıkrada
soruşturma bu sürede sonuçlandırılamazsa ibaresi olmasına
rağmen, yapılan tasarıyla getirilmek istenen
değişiklikte, bu sonuçlandırılamazsa sözcüğü
sonuçlandırılmazsa olarak değiştirilmiştir.
Şimdi,
bu iki kelimenin arasındaki farka baktığımız zaman,
sonuçlandırılmazsa sözcüğü
kullanıldığında, görevli olan kişinin, görevini yapma
yerine oturup seyretmesi durumunda da, bu süre içinde bu görevini ifa etmeme
durumu karşımıza çıkabilir. Oysaki, bu 24 saat içinde
elinden gelen her türlü ihtimamı ve gayreti göstermiş olmasına
rağmen, bu 24 saatlik sürenin yeterli gelmemesi gerekir. Eski düzenlemede
husus bu durumda iken, yeni yapılan düzenlemede daha geriye gidilmiş
ve iyileştirme yerine kötüleştirme yapılmıştır.
Biz, bu nedenlerle bu değişiklik önergesini hazırladık ve
eski metinde olduğu gibi sonuçlandırılamazsa sözcüğünün
daha uygun olacağını düşünüyoruz.
Saygılar
sunuyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Günay, teşekkür ediyorum.
Efendim,
önergeye Sayın Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı; önerge
sahibi gerekçesini ifade buyurdu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Maddeyi,
okunduğu ve müzakere olunduğu veçhile oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
2 nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE2. 18.6.1983 tarih ve 2845 sayılı Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki 312
nci maddenin 2 nci fıkrasında; 313, 314, 384, 385 inci maddelerinde;
ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Sayın
Şahin; buyurun efendim.
CHP GRUBU
ADINA ALİ ŞAHİN (Kahramanmaraş) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan bu maddeyle, 2845
sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama
Usulleri Hakkındaki Yasanın 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendindeki, Türk Ceza Kanununun 312 nci
maddesinin ikinci fıkrası ve Türk Ceza Kanununun 313, 314, 384, 385
inci maddelerindeki suçlarla ilgili yapılacak yargılamalar devlet
güvenlik mahkemelerinin yetkisi dışına
çıkarılmaktadır.
Biz,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak, vatandaşlarımızın eşit
koşullar altında, adil ve alenî -özel yetkilerle
donatılmış mahkemede değil- hukukun genel kuralları ve
yargı düzenlemeleri içerisinde genel mahkemelerde
yargılamasından yanayız; fakat, ülke koşullarında,
ülke bütünlüğünü ve amme nizamını sarsacak nitelikteki olaylar
ve suçların oluşumu halinde, devleti ve ona vücut veren halkı
korumak için özel nitelikte mahkemelerin kurulduğu bir gerçektir.
Devlet güvenlik
mahkemeleri kurulduktan sonra, Türk Ceza Kanunundaki, ülkenin bütünlüğüne,
devletin şahsiyetine, ammenin selametine ve anayasal kurumları yok
etmeye ve çalıştırmamaya yönelik suçlar devlet güvenlik
mahkemelerinin yargılama görevleri arasına alınmıştır.
Ayrıca, toplu silah kaçakçılığı, uyuşturucu
suçları ve olağanüstü hal ilan edilen bölgelerdeki olağanüstü
halin ilanına neden olan suçlar, devlet güvenlik mahkemesi kapsamına
alınmıştır.
Bu
tasarıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanından çıkarılmak
istenen, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki,
halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge
farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa
açıkça tahrik eden tahrik suçları ile yine, cürüm işlemek için
teşekkül ve çete oluşturmak suçlarını kapsayan 313 üncü
maddesi ve kara, deniz, hava nakil vasıtaları, devlet
demiryolları veya trenlere karşı işlenen suçlar, devlet
güvenlik mahkemesi kapsamından çıkarılmak istenmektedir.
Bu suçlar,
devlete, rejime, anayasal kurumlara karşı işlenen ve halkta
korku, endişe ve panik yaratmak suretiyle amme nizamını bozan
suçlardır.
Görüşülen
bu tasarıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanına giren
suçlardan, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası,
devlet güvenlik mahkemesinin görev alanından çıkarılıyor.
Esasta, bu madde, aydın, yazar-çizerlerimizi de cezalandıran ve
düşünceyi suç sayan bir maddedir; basında, Meclisimizde ve Avrupa
basınında tartışılan, birçok bilim adamımızın
mahkûmiyetine neden olan suçları kapsayan bir maddedir.
Bu maddenin
kapsamı, mahallî mahkemeler, bilirkişi incelemeleri ve
Yargıtayda bile ciddî gerekçelerle değişik yorumlanıyor ve
uygulanıyor. Vatandaş, neyin suç olduğunu, hangi
yazının suç oluşturacağını bilmeden, suç
kastı olmadan yazdığı bir yazı nedeniyle, kendisini
sanık sandalyesinde buluyor, bulabiliyor. Ceza mevzuatımızda
temel sorun, düşüncenin suç sınırını saptayacak
demokratik koşulların oluşmamasıdır.
Bu maddenin
ikinci fıkrası, yalnız devlet güvenlik mahkemelerinin
kapsamı dışına çıkarmak şeklinde değil, bu
maddedeki suçun tanımına açıklık getirecek şekilde
düzenlenseydi; yani, eylemi suç sayan; fakat, düşünceyi suç olmaktan
çıkaracak biçimde oluşturulacak bir teklif şeklinde gelseydi,
daha uygar, daha demokratik olurdu kanısındayız. O zaman,
Yaşar Kemaller ve bu maddeden yargılanmış, mahkûm
olmuş yüzlerce düşünürümüzün cezaevlerinde süründürülmesine engel
olunurdu.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısının
bu maddesiyle değiştirilmek istenilen 313 üncü madde, asıl
üzerinde durulması gereken maddelerden biridir. Bu yasa
tasarısıyla, devlet güvenlik mahkemelerinin yetkileri
dışına çekilmek istenilen, Türk Ceza Kanununun 313 üncü
maddesinde tanımlanan suç, Sayın Adalet Bakanının hafife
aldığı kadar basit bir suç değildir. Faslın
başlığı, cürüm işlemek için teşekkül meydana
getirenlere yönelik olup, tek kelimeyle mafya ve çetecilik dediğimiz
suçların oluşumunu örgütleyenleri; yani, elebaşlarını
kapsamı içerisine alan maddedir. Kurulan çete, halk arasında, korku,
endişe veya panik yaratmak ya da siyasî ve sosyal bir görüşten
kaynaklanan amaçla, ammenin selameti aleyhine cürümlerle adam öldürtmek,
yağma yaptırıp yol kestirmek ve adam kaldırmak cürümlerini
işletmek için çete oluşturmanın müeyyidesi, Türk Ceza Kanununun
313 üncü maddesindedir.
Bu maddedeki
suçları, bu maddenin lafzına ve ruhuna uygun olarak,
zamanımızda, aynen yaşıyoruz. Halkımız, bir
taraftan, belki yıllardır var olan ve Susurluk olayıyla aleniyet
kazanan bir mafyalaşma, çeteleşme olayını
yaşıyor; bu olayla, ülkede, ciddî soygun, vurgun ve çıkara
dayalı cinayetlerin işlendiğine, suçlularının da
bazı kamu görevlileri ve siyasî kişilerce korunduğuna,
mafyanın devlete sızdığına inanıyor. Halk, bunca
işlenen faili meçhul cinayetlerin arkasında devlet-mafya
ilişkisi olmasının endişesini taşıyor.
Diğer
taraftan, halkımız, yıllardır, tarikat adı
altında, ahlaksızca, kutsal İslam dinini kullanarak, halkı,
Atatürk ilke ve inkılaplarına, demokratik ve laik cumhuriyete
karşı yönlendirmeye çalışan bazı sahte dinci ve
cincilerin, nüfuz kazanmak, servet kazanmak için, kimleri, nasıl
kullandıklarını, İslamî düşüncelerle kendilerine gelen
bazı hanımlarımızın hulus ve saffetinden istifade
ederek bunlardan hayâsızca nasıl yararlandıklarını
görüyor ve üzülüyor. Suçluların meydana çıkmasını ve cezalandırılmasını
istiyor; bunun için, sokaklarda yürüyor, ışık söndürüyor, medya
da haykırıyor...
Birtakım
kamu görevlilerinin, özel korumaların ve bazı siyaset
adamlarının isimlerinin karıştığı;
halkın, sokaklarda suçlular Mecliste diye feryat ettiği, Cumhurbaşkanın
zirvede toplantı yaparak olayın aydınlatılması için
mesajlar verdiği; Sayın Başbakanın, Başbakanlık
Denetleme Kurulunu devreye soktuğu; Mecliste kurulan araştırma
komisyonunun olayı aydınlatmak için çaba sarf ettiği bir
aşama ve zamanda, bu maddenin devlet güvenlik mahkemesinin yetkisinden
çekilmesini anlamak mümkün değildir.
Şimdi,
soruyorum: Bu suçların yargısı devlet güvenlik mahkemesinde mi görülse daha iyi aydınlanır,
yoksa, bidayet mahkemesinde mi görülse daha çabuk aydınlanır ve suç
meydana çıkar?
Biz, CHP
olarak, yargıda görev yapan tüm hâkim ve savcılara güveniyor ve
inanıyoruz. Bu maddeye karşı çıkmamız, Hükümetin,
olaylar üzerine ciddî şekilde gitmemesinden ve Adalet Bakanına güven
duymamamızdandır. Bize göre, bu tasarıyla, Türk Ceza Kanununun
313 üncü maddesini devlet güvenlik mahkemesinden almak, sanıkları
korumaya, tahkikatı zamana yaymaya, olayı yaratan çete
başlarının ve suçlularının ortaya
çıkmasını engellemeye yöneliktir. Bu, adalete, yargıya
müdaheledir; mahkeme adresini değiştirmek suretiyle adaleti
saptırma, yargılamayı daha uygun bir adreste yaptırarak
olayı kapatmak, kamuoyunun infialini zaman içerisinde durdurmaya
yöneliktir.
Devlet
güvenlik mahkemesinin görevlerini göz önüne aldığımız
zaman, bu maddelerin devlet güvenlik mahkemesinde kalmasının
gereğine son derece inanmak zorundayız.
Değerli
arkadaşlarım, devlet güvenlik mahkemesi görevine giren suçlarda ilk
soruşturma yapılmaz. Soruşturma, doğrudan cumhuriyet
savcıları tarafından yapılır. Soruşturmanın
gerekli kıldığı hallerde suç mahalline ve delillerin
bulunduğu yerlere gidilir. Tüm cumhuriyet savcılıkları,
devlet güvenlik mahkemesi başkanı ve savcılarının
yapılmasını istediği soruşturmayı öncelikle ve
ivedilikle yapmak zorundadır. Bu mahkemenin kapsamına giren suçlular
hakkında, suç, görev sırasında görevden dolayı
işlenmiş olsa dahi cumhuriyet savcılıklarınca
doğrudan tahkikat yapılır. Yani, Memurin Muhakemat Kanununa
sığınmak mümkün değildir. Bütün zabıta makam ve
memurları, kamu görevlileri, devlet güvenlik mahkemesi başkanı
ve cumhuriyet savcılarının, soruşturma, kovuşturma ve
infaza ilişkin emirlerini öncelikle yerine getirmek zorundadır.
Ayrıca, zabıta, sanıkları, tanıkları, bilirkişiyi,
suçtan zarar gören şahısları, belirlenen gün, saat ve yerde
hazır bulundurmaya mecburdur ve bunlara karşı zor kullanma
yetkisi vardır.
Ayrıca,
devlet güvenlik mahkemeleri davalara ara vermeden bakmaktadır. Bu
koşullarda, suçun ve suçlunun meydana çıkması, adaletin süratle
tecellisi mümkün olacaktır. Keza, devlet güvenlik mahkemelerinin
kuruluşunda, Adalet Bakanına bağlı olmayan askerî hâkimler
ve savcılar vardır. Burada çalışan, yani, devlet güvenlik
mahkemesinde çalışan hâkim ve savcılar 4 yıl süreyle
atanır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
ALİ
ŞAHİN (Devamla) Ciddî bir suç oluşturmadıkça görev
yerinin değişmesi mümkün değildir. Bu bir teminattır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; toplumdaki düşünce, dinci
çeteleri, Hükümetin büyük ortağı Refahın, rantiye çetelerini,
küçük ortağı Doğru Yolun kolladığı
istikametindedir. Bu yasa tasarısıyla, bu konudaki endişenin
daha da arttığını söylemek mümkündür. Suçluların
acilen belirlenmesini, tarafsız yargıda hesap vermelerini
istiyorsanız, bunca kurulan araştırma ve soruşturma
komisyonlarındaki 7-8lik parmak hesabıyla şüpheli
aklandığınız suçlamaların devam etmesini
istemiyorsanız ve bugün ülkeyi saran mafya, çete, tarikat adı
altında nüfuz ve servet kazananların suçlanmasını,
cezalandırılmasını istiyorsanız, bu maddenin
tasarıdan çıkarılması için verilen önergemize destek
veriniz.
Sayın
Adalet Bakanı, konuşmasında siz, mahallî mahkemelere güvenmiyor
musunuz diyor. Biz, devlet güvenlik mahkemelerine de mahallî mahkemelere de
güveniyoruz; fakat, anlamadığım, Sayın Adalet Bakanı
da devlet güvenlik mahkemelerine niçin güvenmiyor? Devlet güvenlik mahkemelerinde
yargılanılması istenen çeteleri acaba kayırmak mı
istiyor? Bütün bunları aşmak için, bu suçluların devlet güvenlik
mahkemelerinde yargılanması lazım. Bu olmadığı
zaman, Türkiye Büyük Millet Meclisini, hiçbirimizi, kamuoyunun zan altında
bırakmasını önlememiz mümkün değildir; çünkü,
vatandaş, suçlu Mecliste diyor, Meclisi suçluyor. Bu madde devlet güvenlik
mahkemelerinin görev alanınından çıktığı zaman,
sanki bu çeteleri korumaya yönelik bir davranışta bulunduğumuz
meydana çıkacaktır.
Şimdi,
burada değiştirilmek istenilen Türk Ceza Kanununun 314 üncü maddesine
değinmek istiyorum. 314 üncü madde, çetelere yataklık yapanlara
yöneliktir; bunun da devlet güvenlik mahkemelerinin kapsamından
çıkması isteniyor; bu son derece yanlıştır. Türk Ceza
Kanununun...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şahin, ben, sizin sürenizi uzatmıştım; o da
yetmedi galiba. 1 dakika yeter mi efendim?
ALİ
ŞAHİN (Devamla) 2 dakika...
BAŞKAN
Buyurun.
ALİ
ŞAHİN (Devamla) Sayın Başkan, yine, devlet güvenlik
mahkemelerinin yetki alanından çıkarılmak istenen, 384 ve 385
inci maddeler uçak kaçırmaya, deniz araçlarını kaçırmaya,
Devlet Demiryolları raylarına birtakım olumsuzluklar yaparak
trenleri yok etmeye yönelik suçlara ilişkindir. Bu Hükümet tarafından
daha önce bir kanun tasarısı getirildi ve Yüce Mecliste
görüşülerek kanunlaştı. Türk Ceza Kanununun 384 ve 385 inci
maddelerine ilişkin suçlara bakmak devlet güvenlik mahkemelerinin
görevinde değildi. Bu 384 ve 385 inci maddeler içerisine giren
suçların terör suçu sayılmasına yönelik bir kanun
tasarısı geldi, Adalet Komisyonundan geçti, Genel Kurulda kabul
edildi, 3.11.1996 tarihinde Resmî Gazetede yayımlandı ve
kesinleşti; yani, bir ay sonra bu tasarı tekrar geldi, bu defa, bu
suçların...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
ŞAHİN (Devamla) Topluyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun efendim.
ALİ
ŞAHİN (Devamla) Şimdi, bir ay önce devlet güvenlik
mahkemelerinin yetki alanına giren bu suçlar bu tasarıyla devlet
güvenlik mahkemelerinin yetki alanından çekilmek isteniyor. Bu ciddî bir
olay değildir; kanun ciddî bir meseledir; vatandaşın
inançlı olması lazımdır ve bu suçlardan suçlananların
da devlet güvenlik mahkemelerinde yargılanması gerekir. Uçak
kaçırıyor, gemi kaçırıyor, demiryolunu tahrip ediyor;
bunlar toplumsal bir suçtur, halkı ilgilendiren bir suçtur.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Şahin teşekkür ediyorum.
Demokratik
Sol Parti Grubu adına, Sayın Günay; buyurun. (DSP
sıralarından alkışlar)
DSP GRUBU
ADINA ALİ GÜNAY (Hatay) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve Bu Kanunlarda
Değişiklik Yapan 3842 Sayılı Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesiyle
Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında, 313, 314,
384 ve 385 inci maddelerinde yazılı suçlar, devlet güvenlik
mahkemelerinin görev alanının kapsamı dışına
çıkarılmaktadır.
Türk Ceza
Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrası, halkı
sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge
farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa
açıkça tahrik edenlere, 313 üncü maddesi, her ne suretle olursa olsun, cürüm
işlemek için teşekkül oluşturanlara ve bu teşekküle
katılanlara, 314 üncü maddesi teşekküllerin mensuplarına bilerek
ve isteyerek barınacak yer gösteren veya erzak yahut silah ve cephane
tedarik ve yardım edenlere, 384 üncü maddesi zor veya nüfuz kullanarak
veya tehditle veya hileyle, kara veya deniz ulaşım aracının
hareket etmesini engelleyen, ettirmeyen veya hareket halinde bulunanları
durduran veya gitmekte olduğu yerden başka bir yere gönderten
kimselere, bir uçağı kaçıran veya hareket etmesine engel olan
veya bu eylemlere teşebbüs edenlere, 385 inci maddesi ise, kasten demiryolu
üzerine bir şey koyarak yahut rayların makaslarını
kapatarak veya açarak yahut yanlış işaretler vererek veya her ne
suretle olursa olsun, bir hareket yaparak bir kaza vukuu tehlikesine meydan
verenlere verilecek cezaları düzenlemektedir. Bu maddelerde
yazılı suçlar, devletin güvenliğini ilgilendiren ve kamu
düzenini bozmak amacına yönelik suçlardır.
3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci maddesine göre, kamu
düzenini bozmak amacıyla, bir örgüte mensup kişi veya kişiler
tarafından girişilecek her türlü eylem, terördür. 2845
sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre, demokratik düzen ve
cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan doğruya devletin iç ve
dış güvenliğini ilgilendiren suçlara ilişkin davalara
bakmak üzere, devlet güvenlik mahkemeleri kurulmuştur.
Türk Ceza
Kanununun 312/2, 313, 314, 384 ve 385 inci maddelerinde yazılı
suçlar, kamu düzenini bozan ve devletin güvenliğini ilgilendiren suçlara
ilişkin suçlardır ve devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı
kapsamı içerisindedir. Nitekim, 1/525 esas nolu yasa
tasarısıyla, Türk Ceza Kanununun 384 üncü maddesi, 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinin kapsamı
içerisine alınmış ve bu maddede yazılı suçlar terör suçu
sayılmıştır.
Biz,
bunları söylerken, devlet güvenlik mahkemelerini savunmak amacıyla
söylemiyoruz; devlet güvenlik mahkemeleri, ayrıca tartışma
konusu yapılabilir ve bu mahkemeler yerine, genel mahkemeler içerisinde
ihtisas mahkemeleri oluşturulabilir. Devlet güvenlik mahkemelerinin görev
alanı kapsamının daraltılması bir yana,
koşulları oluştuğunda tümden
kaldırılmasının tartışılmasından
yanayız. Ancak, son aylarda, kamuoyu gündeminin üst
sırasını işgal eden ve bütün toplumu rahatsız eden
çete, mafya, devlet ilişkileri iddiasının
araştırılması sırasında, bu yasa
tasarısının gündeme getirilmesi ve Meclis gündeminin Kanun
Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
bölümünün üst sırasına alınması ve bu tasarının
öncelikle görüşülmesi için İktidar kanadınca sergilenen
ısrarcı tutum, demokratikleşme alanında atılan
adım yerine, ister istemez acaba, amaç başka mıdır
sorusunu kafalara çağrıştırmaktadır.
Anayasal
hükümlerin ihmal edilerek ve gereğinin yapılması için haftalarca
hiçbir gayret gösterilmeyerek, öncelikle görüşülmesi gereken 145 sıra
sayılı Kanun Tasarısı yerine bu tasarının
öncelikle görüşülmesini sağlama gayretini, hukuka saygı ile
bağdaştıramıyoruz.
Meclis
gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler bölümünde yer alan 145 sıra sayılı İdarî
Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına
ilişkin Kanun Tasarısı, oluşan bir hukukî boşluğu
doldurmak üzere düzenlenmiştir. Hukukî boşluğu dolduracak bu
kanun tasarısının öncelikle görüşülüp karara bağlanması,
Anayasanın 153 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince
bir zorunluluk iken, bu konuda hiçbir duyarlılık göstermeyen
Hükümetin, çete, mafya, devlet ilişkileri iddiasının toplumu
fazlasıyla rahatsız ettiği bir ortamda başta, cürüm
işlemek için teşekkül oluşturma suçu olmak üzere, devlet
güvenliğini ilgilendiren ve kamu düzenini bozmaya yönelik birtakım
suçların Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev alanı kapsamı
dışına çıkarılmasını öngören bu
tasarıya, amacı bakımından kuşkuyla
yaklaşılmaması, kuşkuyla bakılmaması mümkün
değildir.
Kanun
tasarısının 2 nci maddesi, içerisinde bulunduğumuz şu
an için gereksiz bir düzenlemedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 88 inci maddesi gereğince tasarının 2 nci
maddesinin geri istenmesi veya en azından bu 2 nci madde metninden, bir
değişiklik önergesiyle, Türk Ceza Kanununun 312/2, 313 ve 314 üncü
maddelerinin çıkarılması gerekmektedir. Her iki hususun
yapılmaması halinde de sayın milletvekillerinin, Türkiye Büyük
Millet Meclisinin, önce ülke çıkarlarını, sonra parti ve
kişisel çıkarları gözeten ulusal bir meclis olduğunu ve
parmak makinesi olmadıklarını göstermelerini ve
tasarının 2 nci maddesine ret oyu vermelerini diliyoruz.
Devlet
güvenlik mahkemelerinin kurulmasını önerenlerin amacı, terör
konusunda uzmanlaşmış, sırf bu suçlara bakan ve
alabildiğince hızlı çalışan bir mahkeme
yapısı oluşturulmasıydı. Ancak, neticede bu
amaçların çok dışına çıkılarak bir devlet
güvenlik mahkemesi yapısı oluşturulmuş ve teröristlerin
yanı sıra gazeteci, yazar, şair, bilim adamıyla ilgili kimi
konular bu mahkemelerin kapsamına alınmıştır.
Bu
mahkemeler olağanüstü yargı yerleridir. Tabiî hâkim ilkesine
aykırıdır ve genel mahkemelere güvensizliğin ifadesi
niteliğindedir. Asıl olan, genel mahkemelere güvenmek ve
yapılması gereken de mahkemelerin
bağımsızlığını ve hâkim güvencesinin
sağlanmasını temin etmektir. Bunun için de, Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunu düzenleyen Anayasanın 159 uncu maddesinde
değişiklik yapılması gerekmektedir. Demokratik Sol Parti,
yargı bağımsızlığını sağlamak
amacıyla, Anayasanın 159 uncu maddesinde değişiklik teklifi
hazırlamış ve bu önerge, Demokratik Sol Partinin bütün
milletvekillerince imzalanmış; ancak, aradan aylar geçmiş olmasına
rağmen bu önergeyi, Demokratik Sol Parti milletvekillerinin dışında
bugüne kadar imzalayan olmamıştır.
Mahkemelerin
bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin
sağlanması için bütün milletvekillerinin destek vermelerini bekliyor,
devlet güvenlik mahkemelerine gereksinim duyulmamasını ve
şartları oluştuğunda, bu mahkemelerin tümden
kaldırılmasını diliyor, bu duygu ve düşüncelerle
hepinize saygılar sunuyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Günay, teşekkür ediyorum.
Anavatan
Partisi Grubu adına, Sayın Aşık; buyurun efendim. (ANAP
sıralarından alkışlar)
ANAP GRUBU
ADINA EYÜP AŞIK (Trabzon) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 tarih ve 3842
sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde, Grubum adına, söz
almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, kanun tasarısının 2 nci maddesi, devlet
güvenlik mahkemesi kapsamına giren -Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin
ikinci fıkrasında, 313, 314, 384, 385 inci maddelerinde- ifadelerinin
metinden çıkarılması; yani, Devlet Güvenlik Mahkemesi
kapsamı dışına çıkarılması hususundadır.
Daha evvel, bu kanun tasarısının, gerek komisyonda görüşülmesi
sırasında gerek gündeme alınması ve öncelikle
görüşülmesi sırasında, müteaddit defalar kanun
tasarısı üzerinde görüşlerimizi açıklamış ve
içerisinde bulunduğumuz konjonktür sebebiyle, demokratikleşme
açısından önemli olmasına rağmen, kanun tasarısının
bu maddesine karşı olduğumuzu, özellikle, Türk Ceza Kanununun
312, 313, 314 üncü maddelerinin devlet güvenlik mahkemesi kapsamının
dışına çıkarılmasına karşı
olduğumuzu söylemiştik.
Sayın
milletvekilleri, bakınız, daha evvel bu kürsüden
açıklamıştım. Kanun tasarısı tümüyle bir
demokratikleşme adımı olmasına rağmen, Susurluk
olayından sonra, Türkiyede bütün halkımızın dikkatle takip
ettiği bir husus var. Bu Parlamento da, devlet de âdeta halkın
gözünde bir imtihandadır. Acaba, bunca belgeye rağmen, bunca bilgiye
rağmen, bunca itiraflara rağmen, parmak izlerine rağmen, bulunan
bunca sahte pasaportlara, yeşil pasaportlara, sahte kimliklere
rağmen, bu olaylar kapatılacak mı, yoksa, bunlar
aydınlığa çıkacak mı; bütün milletimiz dikkatle bunu
takip ediyor. Bunun için, Parlamentoda bir komisyon kurulmuş;
Parlamentodaki komisyonun bir saatlik toplantısı dahi,
televizyonlarda birinci haber oluyor, üç aydan bu yana, dört aydan bu yana.
Hiçbir konu, kamuoyunun gündeminde, bu kadar uzun süre kalmamıştır,
bu kadar dikkatle takip edilmemiştir.
Biz
biliyoruz ki, devlet güvenlik mahkemesi, Susurluk olayından sonra, çete
konusunda yaptığı çalışmalarda belli bir yere
varmış ve dokunulmazlıkların kaldırılması
hususunda bir fezlekeyle Adalet Bakanlığına da
başvurmuştur.
Devlet
güvenlik mahkemesi kapsamı dışına çıkarmak
istediğimiz, Türk Ceza Kanununun 313 ve 314 üncü maddeleri,
başlığı itibariyle Cürüm İşlemek İçin
Teşekkül Meydana Getirenler tabir ettiğimiz; yani, kamuoyunda
bilinen çetelerle ilgili husustur. Biz, burada, bu tasarıyı bu
şekliyle kabul edersek, bugün devlet güvenlik mahkemelerinin
kapsamında olan bu maddeleri bu kapsamdan çıkarırsak, devlet
güvenlik mahkemelerini yetkisiz hale getireceğiz. O zaman ne olacak;
bugüne kadar yapılmış bütün işlemleri -tutuklananlar var,
gözaltına alınanlar var, iddianame hazırlanmış,
fezlekeler hazırlanmış- yok sayacağız ve
silbaştan, diyeceğiz ki, normal savcılıklar bunları
yürütsün!..
Değerli
milletvekilleri, normal savcılıkların, böyle, çete kurma
işlemiyle ilgili bir hukukî prosedürü tamamlaması, bugünkü mevzuat
dahilinde, hemen hemen, fiilen mümkün değildir; çünkü, Balıkesirdeki
bir savcı, trafik davası, İstanbuldaki cinayet davası,
Ankaradaki bir savcılık ise, sahte belge, sahte evrak düzenleme
iddiasıyla dava açmış. Bunların birbiriyle
ilişkilerini, koordinasyonunu kim kurmuş, nasıl kurmuş?..
Herhangi bir savcılığın, bu bilgileri toplayıp bir
araya getirmesi, bir fezleke düzenlemesi, soruşturma açması mümkün değildir.
Devlet
güvenlik mahkemelerinin, gerek yetkileri bakımından gerek
işleyişleri bakımından gerekse hukukî ve idarî
durumları dolayısıyla, bu konudaki imkânları, bu konuyu, bu
çete meselesini nispeten sonuca ulaştıracak durumdadır. Bu
bakımdan, içinde bulunduğumuz şu ortamda, bu maddelerin kabul
edilmesi ve devlet güvenlik mahkemeleri kapsamından
çıkarılması, doğrudan doğruya, Susurlukla ortaya
çıkan ve bütün halkımızı gece gündüz sokaklara döken ve
neticesini bütün halkımızın beklediği ve neredeyse
sorguladığı bir dönemde bunların üzerini örtmek
manasına gelir ki, bu ayıbın, bu suçun altından
kalkamayız; demokratikleşme adına dahi kalkamayız.
312 nci
maddeye gelince: Sayın milletvekilleri, Türk Ceza Kanununun 312 nci
maddesinin, devlet güvenlik mahkemeleri kapsamı dışına
çıkarılmak istenilen ikinci fıkrası, halkı,
sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı
gözeterek, kin ve düşmanlığa açıkça tahrik eden kimseye
verilen ceza... Şimdi, bunu da devlet güvenlik mahkemesinin kapsamı
dışına çıkardığımız zaman -bugün ne
yapmak istediğimizi kamuoyu dikkatle takip ediyor- yarın bunun
hesabını veremeyiz. Anavatan Partisi Grubu adına verdiğimiz
bir önergeyle, bildiğim kadarıyla, bize söylenildiği
kadarıyla, grup başkanvekillerinin de olurunu almak,
mutabakatını almak suretiyle verdiğimiz bir önergeyle, sadece bu
üç maddenin, yani, Türk Ceza Kanununun 312 nci, 313 üncü ve 314 üncü
maddeleri... Din, mezhep, sınıf, ırk
ayrımcılığı yapmakla, bir de çete kurmakla ve çete
kurmaya yataklık etmekle ilgili davaların devlet güvenlik
mahkemelerinde görülmesine bir süre daha, hiç değilse şu önemli
dönemde devam edilmesinin daha uygun olacağını düşünüyoruz
ve bu yönde de bir önergemiz var. Önergemiz kabul edildiği takdirde,
tasarının tümüne, 2 nci maddeye de olumlu oy vereceğiz; ama,
Türk Ceza Kanununun 312, 313, 314 üncü maddelerindeki -tekrar söylüyorum-
sınıf, ırk, din, mezhep ve bölge farklılıklarıyla
ilgili suçlarla, çete kurmak ve çete kuranlara yataklık edenlerle ilgili
suçların Devlet Güvenlik Mahkemesi dışına çıkarılmasına
evet denilirse, yani, çıkmasın diye teklifimiz kabul edilmezse, o
zaman, kanunun tümünün çıkmasına muhalefet etmeye, direnmeye,
çıkmaması için gayret etmeye devam edeceğiz. Esasen,
Anayasanın ilgili maddesi, biliyorsunuz, görülmekte olan bir davanın
sonuçlarını etkilemeye yönelik müdahalenin
yasaklandığını söylemektedir. Bu durumda, bu kanunun, bu
şekilde çıkması Anayasaya da aykırıdır; çünkü,
görülmekte olan bir davanın dosyası hazırlanmış,
fezlekesi hazırlanmış, birkaç kişisi tutuklanmış,
dokunulmazlığın kaldırılmasıyla ilgili önerileri
yazılmış bir davanın orta yerinde, siz, mahkemenin
yetkilerini alıyorsunuz. Bu, sonuca müdahale etmek değildir de,
nedir... Onun sonucuna, sadece fikren dahi müdahaleyi Anayasa
yasaklamıştır; değil, gelip, burada, Meclis kararıyla
mahkemenin yetkisini almayı... Bana göre, Anayasaya da
aykırıdır. Onun için, şu noktada bu
değişikliği yapamayız ve bu önergelerimizin kabulü halinde,
kanunun tümüne de, 2 nci maddeye de evet oyu vereceğimizi Yüce
Heyetinize saygıyla arz ediyorum. (ANAP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Aşık, teşekkür ediyorum.
Gruplar
adına başka söz talebi?.. Yok.
Kişisel
söz talebinde bulunanlar, Sayın Veli Yıldırım, Sayın
Sami Türk, Sayın Topçu, Sayın Oğuz, Sayın Kâzım
Arslan, Sayın Gürel, Sayın Sav.
Sayın
Veli Yıldırım?.. Yok.
Sayın
Sami Türk?.. Burada.
Buyurun.
(DSP sıralarından alkışlar)
HİKMET
SAMİ TÜRK (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk hukukuna ilk kez 1961 Anayasasının 136 ncı
maddesinde 1973te yapılan bir değişiklikle giren Devlet
Güvenlik Mahkemeleri, 1982 Anayasasıyla da sürdürülmektedir. Bu
mahkemelerin görevi, Anayasanın 143 üncü maddesinde Devletin ülkesi ve
milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik düzen ve nitelikleri
Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine işlenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendiren suçlara
bakmak... biçiminde ifade edilmiştir.
Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin başlangıçta hayli geniş tutulan görev
alanı, 18.11.1992 tarih ve 3842 sayılı kanunla önemli ölçüde
daraltılmıştır. Görüşülen tasarıda, bu alan,
biraz daha daraltılmak ve devletin şahsiyetine karşı
işlenen suçlara hasredilmek istenilmektedir.
Devlet
Güvenlik Mahkemeleri, başlangıçtan beri, yoğun
tartışmalara konu olmuştur. Sınırlı konuşma
süresi içinde bu tartışmalara girmekte yarar yoktur. O nedenle,
tasarıyla getirilen yeni hükümleri, bu mahkemelerin, doğrudan
doğruya Anayasada düzenlenmiş bir yargı mercii olduğunu göz
önünde bulundurarak ele almak uygun olacaktır.
Tasarının
2 nci maddesinde, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanunun, 9 uncu maddesinin, birinci fıkra (a)
bendinde yazılı Türk Ceza Kanunu maddelerinden beşini kapsayan
ibarenin 9 uncu madde metninden çıkarılması öngörülmüştür.
İstisnaî
bir mahkeme niteliği taşıyan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
görev alanının daraltılması, ilke olarak doğru bir
düşüncedir; ancak, önerilen hükmün ne ölçüde yerinde olduğunu
belirleyebilmek için, tasarıyla Devlet Güvenlik Mahkemelerinin görev
alanı dışına çıkarılmak istenilen suçlarla ilgili
hükümlerin içeriğini dikkate almak gerekir.
Türk Ceza
Kanununun 312 nci maddesinin ikinci fıkrasında, halkı,
sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge
farklılığı gözeterek, kin ve düşmanlığa
tahrik suçu düzenlenmiştir. Bu düzenleme, devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan, yazılı ve sözlü
propaganda ile toplantı, gösteri ve yürüyüş
yapılmasını yasaklayan Terörle Mücadele Kanununun 8 inci maddesi
dışında kalan hususları kapsamaktadır. Terörle
Mücadele Kanununun 8 inci maddesi gibi, Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin
ikinci fıkrası da, uluslararası forumlarda düşünce
özgürlüğünü kısıtlayan hükümler arasında gösterilen, o
nedenle eleştirilen ve kaldırılması istenilen bir
düzenlemedir. Şüphesiz, Türkiye, bu konudaki değerlendirmeyi kendi
demokratik idealleri doğrultusunda ve ülke gerçeklerini göz önünde tutarak
yapacaktır; ancak, şimdi, 312 nci maddenin ikinci fıkrası,
devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı dışına
çıkarıldığı takdirde, aynı konuya ilişkin
iki düzenlemeden biri devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı içinde
kalırken, diğeri genel mahkemelere verilmiş olacaktır.
Türk Ceza
Kanununun 313 ve 314 üncü maddelerinde cürüm işlemek için teşekkül
oluşturma veya bu teşekküllere katılma cürümleri
düzenlenmiştir. Bu düzenleme anlamında teşekkül, 313 üncü
maddede iki veya daha fazla kimsenin birlikte cürüm işlemek amacı
etrafında birleşmesi biçiminde tanımlanmıştır.
Aynı kavramı için örgüt terimini kullanan Terörle Mücadele
Kanununun 1 inci maddesi, bu terimin, Türk Ceza Kanunu ile ceza hükümlerini
içeren kanunlarda geçen teşekkül, cemiyet, silahlı cemiyet, çete
veya silahlı çeteyi de kapsadığını belirtmektedir.
Tasarı kabul edildiği takdirde, örgütlü suçların bir bölümü
devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı içinde kalacak, bir bölümü
genel mahkemelere devredilmiş olacaktır.
Türkiyede
çeşitli türden çetelerin günlerdir kamuoyunu meşgul ettiği,
devlet güvenlik mahkemeleri savcılarının bunlarla ilgili
hazırlık soruşturması yaptığı...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Türk, toparlar mısınız. Ben, size süre verdim.
HİKMET
SAMİ TÜRK (Devamla) Sağ olun.
...veya dava
açtığı bir sırada, Türk Ceza Kanununun 313 ve 314 üncü
maddelerinde düzenlenen suçlara bakmakla görevli yargı merciinin
değiştirilmesi doğru mudur? Bu suçlar, doğrudan doğruya
devletin iç ve dış güvenliğini ilgilendirmiyor mu?
Türk Ceza
Kanununun 384 ve 385 inci maddeleri, kara, deniz ve hava ulaşım
araçları ve demiryolları aleyhinde cürümler için verilecek
cezaları göstermektedir. Avrasya Feribotunun kaçırılması
gibi, yakın tarihlerde yaşanan bazı olaylarda da açıkça
görüldüğü gibi, bu cürümler de doğrudan doğruya devletin iç ve
dışgüvenliğiyle ilgilidir. Nitekim, daha dört ay önce, bu tip
suç faillerine daha ağır cezaî müeyyidelerin uygulanması
suretiyle, caydırıcılığın sağlanması
amacıyla, Türk Ceza Kanununun 384 üncü maddesi, 13.11.1996 tarih ve 4211
sayılı Kanunla Terörle Mücadele Kanununun 4 üncü maddesinin (a) bendi
kapsamına alınmıştır. Böylece, Türk Ceza Kanununun 384
üncü maddesinde düzenlenen ulaşım araçları aleyhine cürümler,
Terörle Mücadele Kanununun 1 inci maddesinde belirtilen, terör amacıyla
işlendiği takdirde terör suçu sayılacak ve devlet güvenlik
mahkemelerinin görev alanına girecek; bu amaç yoksa, genel mahkemelerde
dava açılacaktır.
Görüldüğü
gibi, şimdi, devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanı
dışına çıkarılmak istenilen suçların ikizleri,
Terörle Mücadele Kanunu dolayısıyla, yine, devlet güvenlik
mahkemelerinin görev alanı içerisinde kalacaktır; çünkü, Terörle
Mücadele Kanununun 9 uncu maddesi uyarınca, bu kanun kapsamına giren
suçlarla ilgili davalara devlet güvenlik mahkemelerinde bakılır.
Tasarının
2 nci maddesi bu haliyle kabul edildiği takdirde, niteleme farkları
dolayısıyla, ileride devlet güvenlik mahkemeleri ile adlî yargı
mahkemeleri arasında çeşitli görev uyuşmazlıkları
çıkabilir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Türk, lütfen...
HİKMET
SAMİ TÜRK (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Açıklanan
nedenlerle, 2 nci maddenin, uygulamada yol açabileceği
karışıklıklar ve ülkenin bugünkü koşulları
dikkate alınarak, tasarıdan çıkarılması uygun
olacaktır.
Bu
düşüncelerle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (DSP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Türk, teşekkür ediyorum.
Sayın
Topçu hazır mı efendim? Sayın Topçu yok.
Sayın
Oğuz, buyurun efendim.
ALİ
OĞUZ (İstanbul) Muhterem Başkanım, değerli
arkadaşlarım; müzakere konusu yaptığımız 2 nci
madde üzerinde, gerek gruplar adına gerekse şahısları
adına söz alan arkadaşlarımız, değerli hukukçu
kardeşlerimiz calibi dikkat ve yerinde tenkitler yaptılar; ancak,
şunu ifade etmek isterim ki, 1 inci maddede de işaret ettiğimiz
gibi, bu kabil müddetler gerekse vazife, görev, yetki konusundaki
değişiklikler, bir suçun ortadan kaldırılması
mahiyetinde olmayıp veya suçu hafife almak, hatta teşvik etmek
manasında onun cezasını azaltmak ve
caydırıcılık unsurlarını ortadan kaldırmak
mahiyetinde olmayıp, mahkemenin görevi dahilinde olan bazı
suçların oradan alınıp, başka bir mahkemeye tevdi edilmesi
manasındadır.
Değerli
arkadaşlarım, aslolan, Anayasada hükmünü bulan tabiî mahkemelerdir.
Diğer, olağanüstü mahkemeler ise, fevkalade hallerde müracaat edilen
ve caydırıcı olması yönünden de, korkutucu olması
yönünden de, ihtisas mahkemesi bakımından da yerinde olan vazife
verme şekilleridir.
Normal
ağır ceza mahkemeleri bu kabil davalara bakan, normal ve tabiî
mahkemelerdir; ancak, özellikle suçların çoğalması -arz
ettiğim gibi- caydırıcılık unsurunun ortaya
çıkarılması ve bu suçların azaltılması yönünde,
devlet güvenlik mahkemeleri gibi mahkemelere de zaman zaman zaruret hâsıl
olmuş, ihtiyaç hâsıl olmuş olabilir ve olmuştur da. Ancak,
bunların gündeme geldiği sırada -ben de dahil olmak üzere-
birçok hukukçu arkadaşlarımız, değerli ilim adamları,
buna karşı çıkmışlardır ve devlet güvenlik mahkemelerinin
normal mahkeme olmadığını, hatta, ihtisas mahkemesi dahi
sayılmayacağını, vatandaşın normal mahkeme
huzurunda yargılanmasının onun tabiî hakkı olduğunu,
insan hakkı olduğunu ifade etmişlerdir ki, bu yerinde bir
tespittir.
Bugün,
devlet güvenlik mahkemesi, hâkimlerinin yarısı sivil hâkimlerden
yarısı askerî hâkimlerden; savcılarının
yarısı sivil savcılardan yarısı da askerî
savcılardan teşekkül eden fevkalade olağanüstü bir mahkemedir;
Yüce Divan gibi bir şeydir; askerî mahkeme gibi bir şeydir; hatta
hatta, fevkalade hallerde, İstiklal Mahkemeleri gibi bir şeydir.
Aslında, buna, hiçbir zaman ihtiyaç yoktur ve tabiî mahkeme,
ağır ceza mahkemeleri olduğuna göre, bunu devlet güvenlik
mahkemelerine götürmenin bir anlamı da yoktur. Burada yapılan hadise
de budur. Bir hadisenin, normal ağır ceza mahkemelerinde görülmesi
gerekirken, devlet güvenlik mahkemesine götürülmesi hususu, zamanında, o
şartlar altında ihtiyaç duyulmuş ve o görev alanı içerisine
sokulmuş, bugün de, bu görev alanı içerisine alınarak, normal
ağır ceza mahkemelerine verilmesi ihtiyacı hâsıl
olmuş; bu, bir takdir meselesidir. Bunu, Yüce Heyetiniz tensip ederse,
orada kalabilir; ama, kabul etmezse, Yüce Heyetimizde bu konu
tartışılır; Meclisin verdiği karara hepimiz saygı
duyarız.
Bu vesileyle
huzurlarınıza çıkıp söz aldım; Yüce Heyetinizi hürmet
ve saygıyla selamlıyorum efendim. (RP ve DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Oğuz, teşekkür ediyorum efendim.
Madde
üzerindeki müzakereler tamamlanmıştır. Maddeyle ilgili önergeler
vardır; önce geliş sırasına göre okuyacağız,
sonra aykırılık derecesine göre işleme tabi
tutacağız.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 175 sıra sayılı
kanun tasarısının 2 nci maddesiyle getirilen düzenleme Anayasaya
aykırı olduğundan, reddedilmesini öneriyoruz.
Saygılarımızla.
Metin
Öney Işın
Çelebi Murat
Başesgioğlu
İzmir İzmir Kastamonu
Abbas
İnceayan Mehmet
Keçeciler
Bolu Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2 nci maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Saygılarımızla.
Murat
Başesgioğlu Mehmet
Keçeciler Ali Talip Özdemir
Kastamonu Konya İstanbul
Cengiz
Altınkaya Halil
İbrahim Özsoy Yıldırım
Aktürk
Aydın Afyon Uşak
EYÜP
AŞIK (Trabzon) Sayın Başkan, metinden çıkarma
önergelerimizi geri çekiyoruz.
BAŞKAN
Efendim, işleme koyduğumuzda...
Diğer
önergeleri okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sıra
sayısı 175 olan Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2 nci maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını
öneririz.
Saygılarımızla.
Atilâ
Sav Önder Sav İsmet Atalay
Hatay Ankara Ardahan
Altan
Öymen Celal Topkan Mustafa Kul
İstanbul Adıyaman Erzincan
Ali
Şahin
Kahramanmaraş
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
175
sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet Güvenlik
Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ve
Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Ali
Günay Yalçın
Gürtan Çetin Bilgir
Hatay Samsun Kars
Emin
Karaa Hikmet
Sami Türk
Kütahya Trabzon
Madde 2. 18.6.1983 Tarihli ve 2845 Sayılı
Devlet Güvenlik Mahkemeleri Kuruluş ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanununun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendindeki 384, 385 ifadeleri madde metninden
çıkarılmıştır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 175 sıra sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanun ve Bu Kanunlarda Değişiklik Yapan 18.11.1992 Tarih ve 3842
Sayılı Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İsmail
Köse Ali Rıza
Gönül Ahmet İyimaya
Erzurum Aydın Amasya
Eyüp
Aşık Kadir
Bozkurt
Trabzon Sinop
Madde 2.-
18.6.1993 tarih ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanunun 9 uncu
maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki 384, 385
ifadeleri madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN
Sayın Aşık, bu Anayasaya aykırılık önergesi
miydi zatıâlinizin buyurduğu?
EYÜP
AŞIK (Trabzon) Evet, 2 tane Sayın Başkan, Anayasaya
aykırılık ve bir de madde metninden
çıkarılmasıyla ilgili.
BAŞKAN
Geri mi çekiyorsunuz efendim?
MURAT
BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Geri çekiyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Evet, Anayasaya aykırılık önergesi ve bir de birinci imza
Sayın Başesgioğluna ait önergeyi geri çekiyorsunuz.
MURAT
BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Evet.
BAŞKAN
Peki, iki önerge iade edildi.
Aykırı
olan önerge, metinden çıkarma önergesi var; onu okutup, işleme tabi
tutacağım.
Kanun
tasarısının 2 nci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını öneririz.
Atilâ
Sav
(Hatay)
ve
arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon ne buyurur efendim?
ADALET KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara)
Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Komisyon ve Hükümet
katılmadı.
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) Sayın
Başkan, karar yetersayısının aranmasını
istiyorum.
BAŞKAN Efendim, henüz oylamaya geçmedim.
ATİLÂ SAV (Hatay) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Peki, gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
2 nci maddesiyle Türk Ceza Kanununun 312 nci maddesinin ikinci
fıkrası ile 313, 314, 384 ve 385 inci maddelerinde yer alan suçlar,
devlet güvenlik mahkemelerinin görev alanlarından
çıkarılmaktadır. Bu suçlar, halkı, sınıf,
ırk, din, mezhep ve bölge farklılığı gözeterek kin ve
düşmanlığa tahrik, cürüm işlemek için örgüt kurmak,
çetecilik, zor veya nüfuz kullanarak veya tehdit veya hileyle kamu
taşıtlarını, deniz ulaşım araçlarını
veya uçakları kaçırmak yahut da hareketini engellemek
suçlarıdır. Bu suçlarla ilgili maddelerin uygulanması, son
zamanlarda kamuoyunu çok ilgilendiren bazı suçların
yargılanmasına esas olacaktır. Susurluk kazasının
ortaya çıkardığı ilişkilerin belirlediği
çetecilik olaylarının bütün toplumca
tartışıldığı günlerde, bir usul
değişikliyle, bu davaların devlet güvenlik mahkemelerinin görev
alanı dışına çıkarılması ister istemez
siyasal düşünce ve kaygıları, hukukî gerekçelerin önüne
çıkarmaktadır; ama, siyaset-mafya-güvenlik üçgeni gibi gözüken bu
suçlarla ilgili davaların yargısal göreviyle oynamak
mıdır... Biz, istediğimiz kadar ilke tartışmaları
yapsak da, kamuoyunu, bu değişikliğin gerekliliğine
inandıramayız, hiçbir şey değilse bile, bu, talihsiz bir
zamanlamadır.
Anayasanın
temel ilkelerinden birisi doğal yargıç ilkesidir. Bu
anlayışla devlet güvenlik mahkemelerinin olağanüstü yargı
yeri niteliği tartışma konusudur. Bizce, devlet güvenlik
mahkemelerinin tümüyle kaldırılması yerinde olacaktır. Ne
var ki, bugün böyle bir sistem düzenlemesi düşünülmemektedir. Sistemde bir
reform düşünülmediğine göre, bugünlerin yapılacak böyle
kısmî bir değişiklik sistemine iyileştirme sayılamaz.
Sadece birkısım davaları, belli bir zaman dilimi içerisinde,
devlet güvenlik mahkemelerine kaçırmak anlamına gelecektir.
Türk Ceza
Kanununun sistematiği içerisinde bu suçların, devletin
kişiliğine karşı işlenen suçlardan
olmadığı ileri sürülerek, bunların devlet güvenlik
mahkemelerinin görev alanından çıkarıldığı
yolundaki gerekçe de inandırıcı olmamaktadır. Bu
açıdan, zamanlama yanlıştır.
Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında
Kanunla uzun zamandan beri kamu düzenini tehdit eden bu suçların
ağırlığı ve önemi göz önünde tutularak kapsama
alınmış olmasından bu tür suçların şaha
kalktığı bir dönemde, devletin güvenliğiyle ilgisinin
kesilmesi kabul edilemez. Belirtilen nedenlerle, madde metninden çıkarılması
önerilmektedir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, değişiklik önergesine Sayın
Komisyon ve Sayın Hükümet katılmadı.
Sayın
Hacaloğlunun, karar yetersayısının aranması talebi
var.
Bu talebi
dikkate alarak, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Karar yetersayısı vardır, önerge
kabul edilmemiştir.
İki
önergemiz var, birbirinin aynı, birleştirerek oylarınıza
sunacağım.
Şimdi,
birinci önergeyi okutuyorum:
Kanun
tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Gönül
(Aydın)
ve
arkadaşları.
Madde 2.-
18.6.1983 tarih ve 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 9 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendindeki 384, 385 ifadeleri madde
metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN
Sayın Komisyon?..
ADALET
KOMİSYONU BAŞKANI AHMET TEKDAL (Ankara) Okunan metin
çerçevesinde bir redaksiyonun yapıldığı görüldü ve bu
şekliyle, her ne kadar kişisel olarak iştirak edeceksek de,
Komisyon olarak ekseriyetimiz olmadığı için kabul edemiyoruz.
BAŞKAN
Efendim, kestirmesi, Sayın Komisyon, ekseriyeti olmadığı
için katılmıyor.
Sayın
Hükümet?..
DEVLET
BAKANI LÜTFÜ ESENGÜN (Erzurum) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Katılıyorsunuz.
Peki,
teşekkür ediyorum.
Komisyon
ekseriyeti olmadığı için katılamadı...
ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) Karar yetersayısının
aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN
...Sayın Hükümet katıldılar.
Önergelerin
sahipleri söz istemiyorlar.
MURAT
BAŞESGİOĞLU (Kastamonu) Sayın Başkan, teknik
açıdan izah etmek istiyorum: Son verilen bu önerge, 1993 tarihli ve 2845
sayılı Yasaya atıfta bulunarak tanzim edilmiş; elimizde de,
3842 sayılı Yasadan bahsediyor. Yani, burada, önerge sahipleri ile
bizim muradımız, DGM kapsamından sadece 384 ve 385 inci maddelerin...
Ki, kapsam dışı; tamam mı efendim; bunu arz etmek istedim.
BAŞKAN
Tamam efendim, Komisyon da, o istikamette...
HİKMET
ULUĞBAY (Ankara) Efendim, bizim de aynı mahiyette önergemiz
vardı.
BAŞKAN
Efendim, görüşmeler tamamlandı.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmiştir.
Maddeyi,
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, saat 19.00; süremiz doldu. Bu çaba ve gayretimiz de, bu
maddeyi geçirmek içindi.
Şimdilik,
buraya kadar, hayırlı olsun; bundan sonrasını da,
yarın, inşallah, inayeti Hakla, hallederiz.
Başkanlık
olarak, sayın milletvekillerinin hepsine teşekkür ediyoruz.
Sayın
milletvekilleri, kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için, 6 Mart
1997 Perşembe günü saat 15.00te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 19.00
VII. YAZILI SORULAR VE CEVAPLAR
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. Gaziantep Milletvekili Mustafa R.
Taşarın, Gaziantepin telefon santralı ihtiyacına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Ulaştırma Bakanı Ömer
Barutçunun yazılı cevabı (7/1976)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun, delaletlerinizle Sayın
Başbakan tarafından yazılı olarak
cevaplandırılması hususunu saygılarımla arz ederim.
Mustafa Taşar
Gaziantep
Soru : Hızla büyüyen, GAPın sanayi ve
ticaret merkezi olma yolunda olan Gaziantepe, bugünkü kapasitesiyle mevcut
telefon santralı yetmemektedir. Gaziantepe yeni bir telefon santralı
kurulması konusundaki yaklaşımınız nedir? Bu konuda
Hükümetinizce bir çalışma yapılmakta mıdır? 1997
yılı Yatırım Programında böylesine önemli bir
yatırıma yer vermediğinizi üzülerek gördüm. Bu eksikliğin
giderilmesi hususunda Revize bir yatırım programı düşünüyor
musunuz?
T.C.
Ulaştırma
Bakanlığı 4.3.1997
Araştırma
Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
Sayı
: B.11.0.APK.0.10.01.21-E/312-4985
Konu : Gaziantep Milletvekili Mustafa R.
Taşarın yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
İlgi : a) TBMM
Başkanlığının 31.1.1997 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/1976-5072/14304 sayılı yazısı.
Gaziantep Milletvekili Mustafa R. Taşarın
Sayın Başbakanımıza yönelttiği 7/1976-5072
sayılı yazılı soru önergesinin cevabı ekte
sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Ömer
Barutçu
Ulaştırma
Bakanı
Gaziantep Milletvekili
Mustafa R. Taşarın
7/1976-5072
Sayılı Yazılı Soru Önergesinin Cevabı
Soru : Hızla büyüyen, GAPın sanayi ve
ticaret merkezi olma yolunda olan Gaziantepe, bugünkü kapasitesiyle mevcut
telefon santralı yetmemektedir. Gaziantepe yeni bir telefon santralı
kurulması konusundaki yaklaşımınız nedir? Bu konuda
Hükümetinizce bir çalışma yapılmakta mıdır? 1997
yılı Yatırım Programında böylesine önemli bir
yatırıma yer vermediğinizi üzülerek gördüm. Bu eksikliğin
giderilmesi hususunda Revize bir yatırım programı düşünüyor
musunuz?
Cevap: Gaziantep ilinin haberleşme ihtiyacı
Ek 1 listede belirtilen mevcut santrallarla sağlanmaktadır. 1997
yılında mevcut santrallara 18 000 hat santral ilavesi planlanmakta
olup, ileriye yönelik olarak Merveşehir, Cengiz Topel ve İbrahimli
merkezlerinde yeni santral sahaları oluşturulması hususunda
gerekli çalışmalar yapılmaktadır.
BÜYÜK TİP SANTRAL
PROGRAMI
İli Merkezi Cinsi 96 Sonu 97
Prog. 97 Taslak
Gaziantep GZP-Beylerbeyi
S-12R 976 0
Gaziantep GZP-Binevler S-12 27 648 2
048 E S
Gaziantep GZP-Duztepe S-12 15 360 2
048 E S
Gaziantep GZP-Duztepe S-12 3
072 E
Gaziantep GZP-F.
Çakmak S-12 11 264 0 2
048 E
Gaziantep GZP-Gatem EWSD 2 802 0
Gaziantep GZP-Golluce
S-12R 976 0 1 464 ER
Gaziantep GZP-Karşıyaka S-12 25 600 0 2 048E
Gaziantep GZP-Kusget N5-3 7 200 0
Gaziantep GZP-Merkez-1A N5-3 19
000 0
Gaziantep GZP-Merkez-1B N5-3 10
300 0
Gaziantep GZP-Şahinbey S-12 25 600 0
Gaziantep GZP-Sanayi EWSD 0 2
800 I S
Gaziantep GZP-Ünaldı S-12 24 576 0 2 048 E
Gaziantep GZP-Üniversite S-12R 2 928 0 488 ER
Gaziantep GZP-Yeşilkent S-12R 488 0
174
718 6 896 11 168
2. Adana
Milletvekili Erol Çevikçenin, belediyelerin sigorta prim borçlarına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Necati
Çelikin yazılı cevabı (7/1988)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Kamu yönetiminin halka en yakın, halkla iç içe
olan kesimi belediyelerdir. Belediyelerin gelir kaynakları zaten yeterli
olmadığından, özellikle sigorta prim borçları yüzünden,
icra takibi altındadırlar. Halka hiçbir şekilde hizmet
veremediklerinden, bilindiği gibi özellikle orta ve küçük boyuttaki
Belediyeler malî açıdan tam bir iflasın içindedirler. Bu nedenle;
aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Sayın Necati Çelik tarafından yazılı
olarak yanıtlanmasını saygı ile arz ederim.
Erol
Çevikçe
Adana
Sorular : 1. Türkiye çapında, sigorta prim borcu
olan belediyelerin dökümü nasıldır?
2. RPli belediyelerin sigorta prim borçları ne
kadardır?
3. Belediyelerin sigorta prim borçlarını
faizleriyle birlikte bir defaya mahsus olmak üzere affı konusunda bir
çalışma yapıyor musunuz?
T.C.
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Sosyal Güvenlik
Kuruluşları Genel Müdürlüğü
Sayı :
B.13.0.SGK.0.13.00.01/1484/005752 5.3.1997
Konu : Yazılı soru önergesi
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : 31.1.1997 tarih ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-5233-14415 sayılı yazınız.
Adana Milletvekili Erol Çevikçe tarafından
hazırlanan Belediyelerin sigorta prim borçlarına ilişkin
7/1988 Esas Nolu yazılı soru önergesi Bakanlığımca
incelenmiştir.
Bilindiği üzere, Anayasamızın 66
ıncı maddesinde, Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak tedbirleri alır ve
teşkilatı kurar hükmü yer almıştır.
Sosyal Sigortalar Kurumunun amacı ve işlevi
ülkemiz çalışanlarının büyük bir bölümünün sosyal
güvenliklerini sağlamaktadır. Sosyal güvenliğin
sağlanması ise herşeyden önce bir finansman sorunudur. Kurumun
en önemli finansman kaynağı da sigorta primleridir.
Sosyal Sigortalar Kurumunun, iş kazaları,
meslek hastalıkları, hastalık, analık, malüllük,
yaşlılık ve ölüm sigortası kollarında nüfusumuzun
büyük bir bölümüne (çalışanlar, emekliler ile onların eş ve
çocukları) hizmet götürmeye çalışması, özellikle
sağlık hizmetlerinin pahalı olması gözönüne
alındığında, primlerin tam ve zamanında tahsil
edilmesi ile sosyal güvenlik hizmetlerinin sağlanması arasında
çok yakın bir ilişkinin varlığı açıkça
görülecektir.
Sosyal Sigortalar Kurumunun verdiği hizmetin
belediyelerin verdiği kamu hizmetlerinden daha aşağı
olduğu düşünülemez. Bir yandan her türlü sağlık
yardımlarından, bir yandan da malullük, yaşlılık ve
ölüm hallerinde aylık gelir hakkından (eş, çocuk ana ve babalarıyla
birlikte), yararlanan belediye çalışanlarının, bu
şekilde Kurum hizmetlerinden yararlanırken, bu hizmetin
karşılığı sigorta primlerinin ödenmemesi
dolayısıyla, Kurum hizmetlerinin nasıl aksadığı
da herkesin bilgisi dahilindedir.
Sosyal sigortalar sistemi ve hukuku çerçevesinde,
durumları ne olursa olsun, tüm işverenler yükümlülüklerini yerine
getirmede aynı konumdadırlar. Dolayısıyla Kuruma borçlu
bulunan işveren belediyelerin borçlarının takip ve tahsilinin
izlenmesinde tüm belediyelerin kamu hizmeti gördükleri nazara alınarak parti
bazında ayrı ayrı izlenmeleri söz konusu olmamaktadır.
Buna göre, ekli listede de görüleceği gibi, resmî
sektör işverenleri arasında mütalaa edilen belediyelerin 1.11.1996
tarihi itibariyle toplam prim ve gecikme zammı borçları 17 258 088
826 597 TL. dir.
Bilgilerinize arz ederim.
Necati
Çelik
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı
2.1.1997
1 Kasım 1996 Tarihi İtibariyle Özel ve Resmî
Sektörden
(KİT, Belediye Diğer Kamu Kur.) Prim
Alacaklarını Gösterir Dağılım Tablosu
Sektör
1. Özel
Sektör : 37
673 995 905 134 % 73.56
2. Resmî
Sektör : 13
548 145 577 482 % 26.44
2.1 Kitler 5
287 861 138 195 % 10.32
2.2 Belediyeler 7
052 376 639 268 % 13.77
2.3 Diğer Kamu K. 1 207 907 800 019 % 2.35
Toplam
Prim Alacağı 51
222 141 482 616 % 100.00
1 Kasım 1996 Tarihi İtibariyle Özel ve Resmî
Sektörden (KİT, Belediye Diğer Kamu Kur.)
Prim + G. Zammı Alacaklarını Gösterir
Dağılım Tablosu
Sektör Prim Gecikme Zammı G. Toplam Oran
1. Özel Sektör 37
673 995 905 134 42 119 297 480 502 79 793 293 385 636 % 71.21
2. Resmî Sektör 13
548 145 577 482 18 397 150 046 127 32 245 295 623 609 % 28.79
2.1 Kitler 5
287 861 138 195 7 967 088 515 045 13 254 949 653 240 % 11.84
2.2 Belediyeler 7
052 376 639 268 10 205 712 187 329 17 258 088 826 597 % 15.40
2.3. D. Kamu Kur. 1
207 907 800 019 524 349 343 753 1 732 257 143 772 % 1.54
GENEL TOPLAM 51
222 141 482 616 60 816 447 526 629 112 038 589 009 245 %100.00
Not :
Büyükşehir Belediyeleri ve Belediyeler ile bunlara ait
tüzelkişiliği haiz kuruluşların,
Prim : 4 704
Gecikme zammı : 4 090
İcra masrafı : 0 930
olmak üzere toplam : 9 724 trilyon TL. tutarındaki
borçları 3 986 Sayılı Kanun çerçevesinde 1.6.1994 tarihinden
başlamak üzere 36 ay içerisinde taksitle tahsil olunacaktır. Bu
tutara (özel sektör alacakları içinde takip olunan) belediyelere ait
tüzelkişilerin borcu da dahil olup, belediyelerden olan alacak
toplamında bu nedenle farklılık görülmektedir. Bu alacaklara
karşılık 15.11.1996 tarihine kadar 5.6 trilyon tahsilat
yapılmış bulunmaktadır.
3.
İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketencinin, Susurluk
Soruşturmasıyla ilgili olarak Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına verdiği iddia edilen bir talimata
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Şevket Kazanın
yazılı cevabı (7/2006)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Adalet
Bakanı Sayın Şevket Kazan tarafından yazılı
olarak cevaplandırılması için gereğini saygı ile arz
ederim.
Ahmet
Güryüz Ketenci
İstanbul
1. Susurluk soruşturmasının Sahte belge
tanzim etmek ve kullanmak bölümünü yürüten Ankara Cumhuriyet
Savcılığınca, Emniyet Genel Müdürlüğü döneminde
Sayın Mehmet Ağar tarafından, katliam zanlısı,
İnterpol bültenlerinde aranan, uyuşturucu hükümlüsü Abdullah
Çatlıya verildiği iddia edilen uzmanlık belgesi
altındaki imzanın, Mehmet Ağara ait olduğu yolunda
Jandarma Kriminal Laboratuvarında yapılan incelemeyi yeterli
bulmayıp yeniden bir inceleme yapmak üzere ilgili soruşturma
dosyasındaki belgenin Adlî Tıp Kurumuna gönderilmesi için Ankara
Cumhuriyet Savcılığına talimat verdiğiniz doğru
mudur? Doğru ise bu ihtiyaç nereden kaynaklanmaktadır?
2. Uygulamayı da bilen bir kişi olarak,
özellikle Adalet Bakanı olarak dava açmak için, Jandarma Kriminal
laboratuvarının verdiği raporu yeterli buluyor musunuz?
3. Uygulamada bu ve benzeri incelemeler, yargılama
safhasında ve itiraz üzerine yapıldığı bilinmesine
rağmen, daha dava açılmadan, olay soruşturma
aşamasında iken 2 nci kez inceleme için Adlî Tıp Kurumuna
gönderilmesi konusunda böylesine acele davranılması birtakım
kuşkuları hatıra getirmektedir. Adlî Tıptan alınacak
bir raporun Mehmet Ağar lehinde olacağı gibi bir izlenim
kamuoyunca edinilmiştir.
Raporun Mehmet Ağar lehinde alınması
için Adlî Tıp Kurumuna baskı yapıldığı doğru
mudur?
4. Jandarma Kriminal Laboratuvarının güven
vermediği yolunda kuşkunuz, yahut yeterli teknik donanıma sahip
olmadığı yolunda bilginiz varsa :
Bu konudaki kuşkunuzun ortadan
kaldırılması için, yahut da yeni çağdaş teknolojilerin
Adlî Tıpa kazandırılması konusunda Cumhuriyetimizin
bakanı ve bir kamu görevlisi olarak ne gibi girişimlerde
bulunacaksınız?
T.C.
Adalet
Bakanlığı
Bakan
: 4.3.1997
1301
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : Kanunlar ve Kararlar Dairesi
Başkanlığı ifadeli, A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2006-5148/14542
sayılı yazınız.
İlgi yazı ekinde alınan ve İstanbul
Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci tarafından verilen ve yazılı
olarak cevaplandırılması istenen 7/2006 Esas No.lu soru
önergesine verilen cevap iki nüsha halinde ekte sunulmuştur.
Bilgilerinize arz ederim.
Şevket
Kazan
Adalet
Bakanı
Sayın Ahmet Güryüz Ketenci
İstanbul Milletvekili
TBMM
Bakanlığıma yöneltilen ve yazılı olarak
cevaplandırılması istenilen 7/2006 Esas nolu soru önergesinin
cevabı aşağıda belirtilmiştir.
1. Bakanlığımca Cumhuriyet
Başsavcılıklarına gönderilen 10.12.1996 tarihli ve
B.03.0.CİG.0.0.00.0-17-100 sayılı Genelgede, T.C.
Anayasasının 83 üncü maddesinin ikinci fıkrası
gereğince, yasama dokunulmazlığının
kaldırılmasına dair evrakın, lehte ve aleyhte tüm deliller
toplandıktan sonra Cumhuriyet Başsavcıları tarafından
dosya bizzat incelenerek isnad olunan fiilin işleniş şeklini ve
delillerini, suça temas eden kanun maddelerini de ihtiva edecek şekilde
bizzat Cumhuriyet Başsavcılarınca düzenlenerek
Bakanlığıma gönderilmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Soru önergesinde adı geçen Milletvekili ile ilgili yasama
dokunulmazlığının kaldırılmasına
ilişkin evrakın, söz konusu Genelge hükümlerine uygun olarak
düzenlenmemiş olması nedeniyle Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığına iade edildiği
anlaşılmıştır.
Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına sözü edilen
dosyadaki bazı belgelerin incelenmek üzere gönderilmesi hususu Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığının takdirine taalluk
etmektedir.
2. Bilindiği üzere, imza
karşılaştırılmasıyla ilgili olarak verilecek
raporların takdiri ve değerlendirilmesi adlî mercilere aittir.
3. Soru önergesinde konu edildiği biçimde rapor verilmesi hususunda
Adlî Tıp Kurumu Başkanlığına baskı
yapıldığı iddiası tamamıyla hilafı
hakikattır.
4. Bakanlığım ile Adlî Tıp Kurumunun
koordinasyonuyla 1997 yılı için programlanan demirbaş, makine ve
teçhizat alımları, gerek duyulan kadroların ihdası ve yeni
birimlerin açılması çalışmaları sürdürülmektedir. Bu
çalışmalar çerçevesinde, Kurumun merkez ve taşra
teşkilatının bilgisayar ağıyla donanması, Fizik,
Kimya ve Biyoloji İhtisas Dairelerinin çağdaş bilimsel
teknolojiye uyum sağlayacak ve mevcut teknolojisini yenileyecek makine ve
teçhizatların Kuruma alınması amaçlanmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Şevket
Kazan
Adalet
Bakanı
4.
Giresun Milletvekili Rasim Zaimoğlunun, Tirebolu -Torul
Karayolunun yapım çalışmalarına ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Cevat Ayhanın
yazılı cevabı (7/2041)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Cevat Ayhan
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını
tensiplerinize arz ederim. 28.1.1997
Rasim
Zaimoğlu
Giresun
Giresun Tirebolu İlçesi ile Gümüşhanenin
Torul İlçesi arasında bulunan toplam uzunluğu 88 kilometre olan
ve Doğu Karadenizi Doğu ve Güneydoğu Anadoluya
bağlaması düşünülerek, yapımına 1976 yılında
başlanan Tirebolu Torul karayolu çok önemli bir bağlantı
yoludur.
Buna göre;
Sorular :
1. Tirebolu-Torul karayolunun yapım
çalışmalarında geçen yıllara oranla nasıl bir
gelişme vardır?
2. Tirebolu-Torul karayolu için 1997 yılı
programınızda ne kadar ödenek ayırdınız?
3. Eğer bu yolun bir an önce bitirilmesi
yararına inanıyorsanız, Refah-Yol Hükümeti olarak yolun hizmete
açılması konusunda bir tarih verir misiniz?
T.C.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı 5.3.1997
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/414
Konu :Giresun
Milletvekili Rasim Zaimoğlunun Yazılı Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMMnin 6.2.1997 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-5323-14720 sayılı yazısı. (7/2041)
İlgi yazı ekinde alınan, Giresun
Milletvekili Rasim Zaimoğlunun Tirebolu-Torul Karayolunun
yapımına dair Bakanlığımıza yönelttiği
yazılı soru önergesi incelenmiştir.
Soru 1. Giresun Tirebolu İlçesi ile
Gümüşhanenin Torul İlçesi arasında bulunan toplam uzunluğu
88 kilometre olan ve Doğu Karadenizi Doğu ve Güneydoğu
Anadoluya bağlaması düşünülerek, yapımına 1976
yılında başlanan Tirebolu Torul karayolu çok önemli bir
bağlantı yoludur. Buna göre;
Tirebolu-Torul karayolunun yapım
çalışmalarında geçen yıllara oranla nasıl bir
gelişme vardır?
Cevap 1. 88 km. uzunluğunda olan bu yolun 39
km.lik kesimi (Eymür-Özkürtün arası) dışında kalan
kesimler, Karayolları Genel Müdürlüğümüz tarafından önceki
yıllarda asfalt kaplamalı olarak bitirilmiştir.
Kürtün Barajı nedeniyle D.S.İ.
tarafından yapılan 39 km.lik kesimde 1996 yılında 12
km.lik kesim alt temel düzeyinde, 9 km.lik kesim ise sathi kaplamalı
olarak bitirilmiştir.
Km : 35+380-97+157 arası tünelde kazı
çalışmaları bitirilmiş,
Km : 43+052-43+995 arası tünelde
tamamlanmış,
Km : 44+052-44+657 arası tünelde
tamamlanmış,
Km : 49+925-51+175 arası tünelde kazı
çalışmaları devam ediyor,
Km : 52+346-52+726 arası tünelde
tamamlanmış,
Km : 59+561-60+229 arası tünelde
tamamlanmıştır.
Ayrıca, toplam uzunluğu 335 m. olan 11 adet
köprüden toplam 310 m. uzunluğunda 9 adet köprü bitirilmiştir.
Soru 2. Tirebolu-Torul karayolu için 1997
yılı programınızda ne kadar ödenek
ayırdınız?
Cevap 2. Tirebolu-Torul yoluna 1997 yılında
toplam (TCK. 40 Milyar, DSİ. 3 000 Milyar olmak üzere) 3 040 Milyar TL.
ödenek ayrılmıştır.
Soru 3. Eğer bu yolun bir an önce bitirilmesi
yararına inanıyorsanız, Refah-Yol Hükümeti olarak yolun hizmete
açılması konusunda bir tarih verirmisiniz?
Cevap 3. Adı geçen yolun inşaatı 4 Nolu
tünelin (Km : 49+925-51+175 arasındaki) beton kaplaması hariç 1997
yılında bitirilecektir.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlık
ve İskân Bakanı
Not
:Yazılı soruyla ilgili diğer bilgiler dosyasındadır.
5. Afyon
Milletvekili H. İbrahim Özsoyun, Afyon çevre yolu yapımı için
ayrılan ödeneğe ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Cevat Ayhanın yazılı cevabı
(7/2079)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorumun
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Cevat Ayhan
tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına
delaletlerinizi arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
H. İbrahim Özsoy
Afyon
Afyon çevre yolu yapımı
çalışmaları devam etmekte iken ödenek yokluğundan altı
aydır herhangi bir çalışma yapılamamaktadır.
1. 1997 yılı bütçesinden Afyon çevre yolu
yapım işi için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
2. Bu ödenek yıl içerisinde yetmediği
takdirde ödenek aktarmayı düşünüyor musunuz?
T.C.
Bayındırlık
ve İskân Bakanlığı 5.3.1997
Basın
ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Sayı :
B.09.0.BHİ.0.00.00.25/2-A/394
Konu :Afyon
Milletvekili H. İbrahim Özsoyun Yazılı Soru Önergesi.
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
İlgi : TBMMnin 19.2.1997 gün ve
A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/2079-5339/14977 sayılı yazısı.
İlgi yazı ekinde alınan, Afyon
Milletvekili H. İbrahim Özsoyun Bakanlığımıza yönelttiği
yazılı soru önergesi incelenmiştir.
Soru 1. Afyon çevre yolu yapımı
çalışmaları devam etmekte iken ödenek yokluğundan altı
aydır herhangi bir çalışma yapılamamaktadır.
1997 yılı bütçesinden Afyon çevre yolu
yapım işi için ne kadar ödenek ayrılmıştır?
Cevap 1. Afyon Çevre yolu için 1997 Yatırım
Programında 190 Milyar TL. ödenek ayrılmıştır.
Soru 2. Bu ödenek yıl içerisinde yetmediği
takdirde ödenek aktarmayı düşünüyor musunuz?
Cevap 2. Söz konusu yolun 1997 yılı ek ödenek
ihtiyacı 400 Milyar TL. olup; Maliye Bakanlığınca ödenek
aktarıldığı takdirde yapım
çalışmalarına devam edilecektir.
Bilgilerinize arz ederim.
Cevat
Ayhan
Bayındırlık
ve İskân Bakanı
TUTANAĞIN SONU