DÖNEM : 20 CİLT : 54 YASAMA YILI : 3
T. B. M. M.
TUTANAK DERGİSİ
100 üncü Birleşim
10 . 6 . 1998 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. GELEN KÂĞITLAR
III. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Kahramanmaraş Milletvekili Ali Şahinin, Kadirli ve Sumbas ilçelerinde yaşayan halkın bağlandıkları iller konusundaki huzursuzluklarına ilişkin gündemdışı konuşması
2. Samsun Milletvekili Musa Uzunkayanın, Samsunun sorunları ve Havzada yaşanan sel felaketine ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı YaşarTopçunun cevabı
3. Samsun Milletvekili Ayhan Gürelin, Samsunda meydana gelen sel felaketine ilişkin gündemdışı konuşması ve DevletBakanı Hasan Gemicinin cevabı
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. Adalet Komisyonu Başkanlığının, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbulMilletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemlinin, Gaziantep Milletvekili Hikmet Çetin ve siyasî parti gruplarını temsilen 9 milletvekilinin aynı mahiyetteki kanun tekliflerinin Anayasa Komisyonuna havale edilmesinin uygun olacağına ilişkin tezkeresi (3/1547)
IV. ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. (10/21) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 632 sıra sayılı raporunun gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
2. Genel Kurulun 11 Haziran 1998 Perşembe günü saat 14.00te toplanmasına ve 8 inci sıraya kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
V. SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncelin, Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan Kuran kurslarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/866)
2. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik indirim ve teşviklerden Erzincanın yararlanıp yararlanmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı MehmetSalih Yıldırımın cevabı (6/867)
3. Niğde Milletvekili MehmetSalih Katırcıoğlunun, Niğde Üniversitesinin personel ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbayın cevabı (6/868)
4. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Erzincanda üniversite kurulmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/869)
5. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Erzincana bağlı yerleşim birimlerinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoyun cevabı (6/870)
6. Erzincan Milletvekili TevhitKarakayanın, Erzincan SSK Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/872)
7. SamsunMilletvekili Musa Uzunkayanın, Kuran kurslarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/875)
8. Samsun Milletvekili Musa Uzunkayanın, bazı kanunlarda yapılacak değişikliklere ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/876)
9. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çorum ve ilçelerine bağlı bazı köylerin kanalizasyon sorununa ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/877)
10. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı tesviye programında yer alan köylerin yollarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/878)
11. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı onarım programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/879)
12. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı stabilize kaplama programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/880)
13. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı köylerin köprü ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/881)
14. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı asfaltlama programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/882)
15. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı köylerin köprü ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/883)
16. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı ilçelerin içmesuyu sorunlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/884)
17. İçel Milletvekili Saffet Benlinin, emeklilerin maaş ödemelerinde yaşanan olumsuzluklara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/887)
18. İçel Milletvekili Saffet Benlinin, A Millî Futbol Takımının aldığı mağlubiyetlerin nedenine ilişkin sorusu ve DevletBakanı Yücel Seçkinerin cevabı (6/888)
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. İçel Milletvekili Fikri Sağların, Kaçakçılığın Men ve Takibi Konusundaki Kanunda Değişiklik Öngören Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Rifat Serdaroğlunun yazılı cevabı (7/4686)
2. Ankara
Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankara Şeker Fabri-
kasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve TicaretBakanı Yalım Erezin
yazılı ceva-
bı (7/4945)
3. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankaradaki pancar üretimine ve şeker fiyatındaki artışlara ilişkin sorusu ve Sanayi ve TicaretBakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/5036)
4. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, M.K.E. Kurumuna ait Polatlı-Beylik Köprü Tesislerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve TicaretBakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/5037)
5. Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedükün, şiddete maruz kalan kimsesiz kadınların barınma sorununa ilişkin sorusu ve DevletBakanı Işılay Saygının yazılı cevabı (7/5279)
VI. KANUN TASARI VE TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1. Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi GenelBaşkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti GenelBaşkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S.Sayısı : 232)
2. Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkinerin, 1076 Sayılı YedekSubaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)
3. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)
4. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)
5. Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji komisyonları raporları (1/735) (S. Sayısı : 638)
I. GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.00te açılarak iki oturum yaptı.
Antalya Milletvekili Yusuf Öztop, yaş sebze ve meyve üreticilerinin karşılaştıkları sorunlara ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
Erzurum Milletvekili İsmail Kösenin, Ankara Üniversitesindeki Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümünün kapatılmak istenmesi konusundaki gündemdışı konuşmasına Millî EğitimBakanı Hikmet Uluğbay,
İçel Milletvekili Halil Cinin, sözde Ermeni soykırımıyla ilgili olarak son günlerdeki gelişmeler konusundaki gündemdışı konuşmasına da DevletBakanı Hikmet Sami Türk,
Cevap verdi.
Kazakistana gidecek olan :
Cumhurbaşkanı SüleymanDemirele, Türkiye BüyükMilletMeclisi Başkanı Hikmet Çetinin vekâlet edeceğine;
Devlet Bakanı Prof. Dr. Ahad Andicana, DevletBakanı Prof. Dr. Salih Yıldırımın,
Amerika Birleşik Devletlerine gidecek olan :
Enerji ve Tabiî KaynaklarBakanı Mustafa Cumhur Ersümere, Turizm Bakanı İbrahim Gürdalın,
İçişleri Bakanı Murat Başesgioğluna, AdaletBakanı Mahmut Oltan Sungurlunun,
İrana gidecek olan DevletBakanı RifatSerdaroğluna, Ulaştırma Bakanı Necdet Menzirin,
İsviçreye gidecek olan Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanı Prof. Dr. Nami Çağana, DevletBakanı Hasan Hüsamettin Özkanın,
Almanyaya gidecek olan :
Devlet Bakanı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürele, DevletBakanı Hasan Gemicinin,
DevletBakanı Rifat Serdaroğluna, Ulaştırma Bakanı Necdet Menzirin,
Maliye Bakanı Zekeriya Temizele, DevletBakanı Mustafa Yılmazın,
Azerbaycan Cumhuriyetine gidecek olan DevletBakanı Refaiddin Şahine, Millî Savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı İsmet Sezginin,
Vekâlet etmelerinin uygun görülmüş olduğuna,
İlişkin Cumhurbaşkanlığı tezkereleri ile;
Bulgaristan Ulusal Meclisi Dış Politika ve Entegrasyon Komitesi Başkanı Assen Agov ve beraberindeki Parlamento Heyetinin, 15 - 18 Haziran 1998 tarihleri arasında ülkemize davet edilmelerine ilişkin TBMM Başkanlığı;
399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik öngören (1/747) esas numaralı kanun tasarısının, görüşülmesi gereken komisyona ilişkin Anayasa Komisyonu Başkanlığı,
Tezkereleri;
İstanbulMilletvekili Halit Dumankayanın, Adalet Komisyonu üyeliğinden çekildiğine,
Erzincan Milletvekili Naci Terzi ve 20 arkadaşının, Yatırımları Teşvik Fonu konusunda (10/267) bir Meclis araştırması açılmasına,
Niğde Milletvekili DoğanBaran ve 54 arkadaşının, turizme açılan kamu arazilerinin tahsisinde usulsüzlük ve partizanlık yapmak suretiyle görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin, Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla TurizmBakanı İbrahim Gürdal (9/23),
Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya ve 55 arkadaşının, 6.1.1998 tarih ve 98/10496 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesiyle, mevzuata aykırı bir şekilde İstanbulda yeni turizm merkezleri ilan ettiği ve bu suretle partizanlık yapılmasına yol açarak görevini kötüye kullandığı ve bu eyleminin, Türk Ceza Kanununun 240 ıncı maddesine uyduğu iddiasıyla Başbakan Mesut Yılmaz (9/24),
Haklarında birer Meclis soruşturması açılmasına,
İlişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
Anayasa Komisyonu Başkanlığı tezkeresi gereğince, ilgili kanun tasarısının, Plan ve Bütçe Komisyonuna gönderileceği;
Meclis araştırması önergesinin gündemdeki yerini alacağı ve Meclis araştırması açılıp açılmamasına ilişkin öngörüşmelerin, sırasında yapılacağı;
Meclis soruşturması önergeleri için de, Anayasanın 100 üncü maddesine göre en geç bir ay içinde olmak üzere, Danışma Kurulunca tespit edilecek görüşme gününün Genel Kurulun onayına sunulacağı;
Açıklandı.
Yozgat Milletvekili Abdullah Örnekin, (6/1007) esas numaralı sözlü soru önergesini geri aldığına ilişkin önergesi okundu; önergenin geri verildiği bildirildi.
Ankara Milletvekili Ali Dinçer ve Yılmaz Ateş, İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen ve Denizli Milletvekili AdnanKeskinin (3/1399) (S. Sayısı : 664),
DiyarbakırMilletvekili Salim Ensarioğlunun (3/1401) (S. Sayısı : 665),
Nevşehir Milletvekili Mehmet Elkatmışın (3/1400) (S. Sayısı : 666),
Tekirdağ Milletvekili EnisSülünün (3/1423) (S. Sayısı : 667),
Konya Milletvekili Veysel Candanın (3/1321) (S. Sayısı : 668),
Erzincan Milletvekili Mustafa Kulun (3/1323) (S. Sayısı : 669),
Konya Milletvekili Hasan Hüseyin Özün (3/1375) (S. Sayısı : 670),
Ankara Milletvekili Mehmet Gölhanın (3/1294) (S. Sayısı : 671),
Hakkâri Milletvekili Naim Geylaninin (3/1275) (S. Sayısı : 672),
Antalya Milletvekili Sami Küçükbaşkanın (3/1349) (S. Sayısı : 673),
Gaziantep Milletvekili MehmetBatallının (3/1274) (S. Sayısı : 674),
İstanbul Milletvekili Tansu Çillerin (3/1268) (S. Sayısı : 675),
Eskişehir Milletvekili İbrahim YaşarDedelekin (3/1267) (S. Sayısı : 676),
Kocaeli Milletvekili Necati Çelikin (3/1210) (S.Sayısı : 677),
İstanbul Milletvekili Necdet Menzirin (3/870) (S.Sayısı : 678),
İstanbul Milletvekili Meral Akşenerin (3/1242) (S. Sayısı : 679),
Afyon Milletvekili Nuri Yabuzun (3/1240) (S.Sayısı : 680),
Gaziantep Milletvekili Kahraman Emmioğlunun (3/1241) (S. Sayısı : 681),
Kayseri Milletvekili İbrahim Yılmazın (3/1239) (S. Sayısı : 684),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığına ve haklarındaki kovuşturmanın, milletvekilliği sıfatlarının sona ermesine kadar ertelenmesine ilişkin Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporları okundu; 10 gün içerisinde itiraz edilmediği takdirde raporların kesinleşeceği bildirildi.
TBMM Başkanlığının :
Bulgaristan Ulusal Meclis Başkanının,Türkiye Büyük MilletMeclisi Başkanı ve TBMM Futbol Takımını Bulgaristana davetine icabet edilmesine;
KEİPA Başkanının, KEİPA üyesi parlamentoların başkanlarını Romanyanın Başkenti Bükreşe davetine, TBMM Başkanının icabet etmesine;
İlişkin tezkereleri;
DevletBakanı Mehmet Batallının, 16 - 21 Mayıs 1998 tarihlerinde Lübnana yaptığı resmî ziyarete katılmaları uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi;
Kabul edildi.
Bartın Milletvekili Köksal Toptanın,Yükseköğretim Kurumları Teşkilâtı Hakkında 41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik yapılması (2/88) ile,
Bursa Milletvekili Yahya Şimşekin, Dört İlçe ve İnegöl İlinin Kurulması (2/628),
Hakkında Kanun Tekliflerinin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan görüşmelerden sonra kabul edildikleri açıklandı.
Adalet Komisyonunda boş bulunan ve :
DemokratTürkiye Partisi Grubuna düşen bir üyeliğe AfyonMilletvekili Kubilay Uygun;
Anavatan Partisi Grubuna düşen bir üyeliğe de İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı;
Gruplarınca aday gösterilerek seçildiler.
Gündemin Sözlü Sorular kısmının :
1 inci sırasında bulunan (6/859) ve 2 nci sırasında bulunan (6/863) esas numaralı sözlü soruların, iki birleşim içerisinde cevaplandırılmadıklarından, yazılı soruya çevrildikleri ve gündemden çıkarıldıkları açıklandı;
3 üncü sırasında bulunan (6/866),
4 üncü sırasında bulunan (6/867),
5 inci sırasında bulunan (6/868),
6 ncı sırasında bulunan (6/869),
7 nci sırasında bulunan (6/870),
9 uncu sırasında bulunan (6/872),
11 inci sırasında bulunan (6/875),
12 nci sırasında bulunan (6/876),
13 üncü sırasında bulunan (6/877),
14 üncü sırasında bulunan (6/878)
15 inci sırasında bulunan (6/879),
16 ncı sırasında bulunan (6/880),
17 nci sırasında bulunan (6/881),
18 inci sırasında bulunan (6/882),
19 uncu sırasında bulunan (6/883),
20 nci sırasında bulunan (6/884),
23 üncü sırasında bulunan (6/887),
24 üncü sırasında bulunan (6/888),
26 ncı sırasında bulunan (6/890),
27 nci sırasında bulunan (6/891),
28 inci sırasında bulunan (6/892),
29 uncu sırasında bulunan (6/893),
30 uncu sırasında bulunan (6/894),
Esas numaralı
sözlü sorular, ilgili bakanlar Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından, erte-
lendi;
Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın :
8 inci sırasında bulunan (6/871),
25 inci sırasında bulunan (6/889),
10 uncu sırasında bulunan, Tunceli Milletvekili Kamer Gençin (6/873),
Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın :
21 inci sırasında bulunan (6/885),
22 nci sırasında bulunan (6/886),
Van Milletvekili Maliki Ejder Arvasın :
31 inci sırasında bulunan (6/895),
32 nci sırasında bulunan (6/896),
Esas numaralı sözlü sorularına DevletBakanı Burhan Kara cevap verdi;
8 inci sıradaki soruda, soru sahibi karşı görüşünü açıkladı.
10 Haziran 1998
Çarşamba günü saat 15.00te toplanmak üzere, birleşime 19.05te son
verildi.
HasanKorkmazcan
Başkanvekili
Ahmet Derin Mehmet Korkmaz
Kütahya Kütahya
Kâtip Üye Kâtip Üye
II. GELEN KÂĞITLAR No. : 153
10 . 6 . 1998 ÇARŞAMBA
Teklifler
1. Denizli Milletvekili Mehmet Gözlükaya, Haluk Müftüler, Ramazan Yenidede ve Hilmi Develinin; Dazkırı İlçesinin Bağlılığının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1195) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.6.1998)
2. KahramanmaraşMilletvekili Mustafa Kamalak ve 18 Arkadaşının; 1.3.1926 Tarih ve 765 Sayılı Türk Ceza Kanununun 312 nci Maddesinin Son Fıkrasına Bir Cümle Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/1196) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 3.6.1998)
3. Kırıkkale Milletvekili Mikail Korkmaz ve 5 arkadaşının; 657 Sayılı DevletMemurları Kanununun 36 ncı Maddesinin C Bendinin 5 inci Fıkrasının Değiştirilmesi ve Kanuna Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/1197) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.6.1998)
4. Kırıkkale Milletvekili Mikail Korkmaz ve 9 Arkadaşının; Millî Eğitim Temel Kanununun Bir Maddesinde DeğişiklikYapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/1198) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ve Plan ve Bütçe komsiyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.6.1998)
5. Denizli Milletvekili Mustafa Kemal Aykurtun; Yükseköğretim Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/1199) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 4.6.1998)
Rapor
1. Kahramanmaraş Milletvekili Hasan Dikici ve 37 Arkadaşının Türkiyenin Avrupa Birliği ile İlişkilerinin İncelenerek Uygulanacak Yeni Strateji ve Politikaların Tespit Edilmesi Amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergesi ve (10/21) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Raporu (S. Sayısı : 632) (Dağıtma tarihi : 10.6.1998) (GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 1500
10 Haziran 1998 Çarşamba
BAŞKAN : Başkanvekili Hasan KORKMAZCAN
KÂTİP ÜYELER : Ahmet DERİN (Kütahya), Mehmet KORKMAZ (Kütahya)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 100 üncü Birleşimini açıyorum.
Görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç milletvekili arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.
III. BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1. Kahramanmaraş Milletvekili Ali Şahinin, Kadirli ve Sumbas ilçelerinde yaşayan halkın bağlandıkları iller konusundaki huzursuzluklarına ilişkin gündemdışı konuşması
BAŞKAN Gündemdışı ilk söz, Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Ali Şahin'in.
Sayın Şahin, Kadirli ve Sumbas İlçelerinin Adana veya Osmaniye İline bağlanması konusuyla ilgili olarak gündemdışı söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Şahin. (CHP ve DSP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Sayın Şahin, tezahüratınız ölçüsünde konuşma hakkınız yok ne yazık ki; konuşma süreniz 5 dakika.
ALİ ŞAHİN (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; gündemdışı konuşmamı, Kadirli ve Sumbas İlçelerimizin, Osmaniye veya Adana İlinden hangisine bağlanacağı konusunda uzun zamandır devam eden çekişmelere bir açıklık getirmek için yapacağım. Bu vesileyle, hepinize saygılar sunuyorum.
Kadirli İlçesi, Adana İlinin 4 büyük ilçesinden birisidir. Ekonomisiyle, kültürüyle, sosyal yapısıyla, Adana'ya bağlı, Adana'ya akımı olan bir ilçedir. Ne yazık ki, Osmaniye İlçemizdeki bir belediye başkanlığı seçimi nedeniyle, belediye başkanlığına endeksli olarak il yapma vaadi, "belediyeyi ver, il ol" şeklinde, zamanın hükümetinin ortaya attığı düşünce, Osmaniyelileri sevindirirken, Kadirlilileri üzmüştür.
Kadirli İlçesi, Osmaniye'ye bağlanmadan önce, 4200 sayılı Kanunla ikiye bölünmüştür. 19 köy bağlanarak, bir Sumbas İlçesi yaratılmış, aynı kanunla, Kadirli halkının düşüncesi, görüşü ve duygusuna hiç önem verilmeden, saygı duyulmadan, Osmaniye İline bağlanmıştır.
Biz, CHP olarak, Kadirli'nin ve Sumbas'ın Osmaniye veya Adana'ya bağlı oluşundan değil, halkın iradesine olan saygısızlıktan, ilgisizlikten yakınıyoruz. Kadirli halkı, bunun üzerine, haksızlığı gidermek için demokratik yöntem seçmiştir, referandum istemiştir. Belki on sefer, yirmi sefer, birkaç arabayla, yüzlerce Kadirlili Meclise taşınmıştır. Arkadaşlarımızın tamamı bunu biliyor.
Adana milletvekillerimiz, siyasî partilerimizin grup başkanvekilleri, genel başkanlarımız, Kadirlililerin haklı olduğunu, haklı taleple geldiğini, demokratik uygulama olan referandumu yapacaklarını söylemişler ve kanun teklifi vermişlerdir. Bu kanun teklifi İçişleri Komisyonunda görüşülmüş ve sonra bir alt komisyon oluşturularak, mahallinde, yani Kadirli ve Sumbas'ta inceleme yaptırılmıştır. Bu inceleme sonucu, alt komisyon, Kadirli'nin, Osmaniye veya Adana'ya bağlanması konusunda, ekonomik, sosyal, kültürel bakımdan, mutlaka, referandum yapılması gerektiğini, raporuyla saptamıştır. Bu rapordan sonra, İçişleri Komisyonumuz, vermiş olduğu kararla, Kadirli'de referandum yapılmasını, referandumdan çıkacak neticeye göre, hangi il lehine oluşmuşsa o ile bağlanmasını, başkaca bir işlem yapılmamasını, Yüce Kurula bir kanun teklifiyle getirmiştir. Bu aşamada, son sıralarda olan kanun teklifini öne almak için, Kadirlililer, yine, Ankara'ya yürümeye devam etmişler; çünkü, Komisyonda, bu teklif, aylarca beklemiştir; alt komisyona götürmek için çalmadık kapı bırakmamışlardır. Nihayet, yine, Kadirlililer, Ankara'ya gelerek bu kanun teklifini öne aldırmak için birtakım girişimde bulunmuşlar; tüm partilerimizin grup başkanvekilleri, bu iddiayı olumlu görerek, öncelikle görüşülmesi için, Başkanlık Divanında, Danışma Kurulunda karar almış, Kadirli ile ilgili teklif ön sırayı işgal etmiştir. Buna rağmen, tam görüşüleceği gün -bugünkü Hükümetin sık sık başvurduğu yöntem- arkadan gelen yeni kanunlarla, bu kanun teklifi, arka sıralara atılmıştır.
Değerli arkadaşlarım, 1 maddelik bir kanun teklifi. Halk tedirgin; Kadirli, Sumbas ikiye bölünmüş; yarısı "Osmaniye" yarısı "Adana" diyor. Vatandaşta bir rahatsızlık var; halk, Osmaniye'ye mi Adana'ya mı bağlı olduğunu bilmiyor. 1 maddelik bir kanunu çıkarıp, bu sorunları çözmek, hepimizin görevi olmuştur.
Sayın Başbakanımız Mesut Yılmaz, Başbakan olmadığı dönemde, Kadirlililere, Osmaniye'de "hükümet olduğumuz zaman Kadirli'de referandum yaptıracağız, bu haksızlığı çözeceğiz" demiştir. İşte, Hükümette; bu haksızlığın çözülmesi için Mecliste, lütfen, el atsınlar, bu haksızlığı çözsünler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şahin, konuşmanızı tamamlayın efendim.
ALİ ŞAHİN (Devamla) Kadirli'den buraya kimler gelmemiş; tüm siyasî parti başkanları, demokratik kitle örgütleri başkanları ve ayrıca, 95 yaşında, millî mücadeleden kalan ihtiyarlar buraya taşınmıştır. Halka verdiğimiz sözü tutmak zorundayız. Osmaniye'ye 15 kilometre mesafede Erzin'i bağlamıyoruz, Kadirli'yi bağlıyoruz, Andırın istiyor bağlamıyoruz, Kadirli'yi bağlıyoruz...
Bu yanlışlığın giderilmesini arkadaşlarımdan istirham ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündemdışı konuşan Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Ali Şahin'e teşekkür ediyorum.
2. Samsun Milletvekili Musa Uzunkayanın, Samsunun sorunları ve Havzada yaşanan sel felaketine ilişkin gündemdışı konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı YaşarTopçunun cevabı
BAŞKAN Gündemdışı ikinci söz sırası, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın.
Sayın Uzunkaya, Samsun'un sorunları ve Havza'da yaşanan sel felaketiyle ilgili olarak gündemdışı söz istemişlerdir.
Konuşma süreniz 5 dakikadır Sayın Uzunkaya.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; son günlerde, başta Batı Karadeniz Bölgesi olmak üzere, ülkenin birçok yöresini etkisi altına alan, 22 Mayıs Cuma günü Samsun Havza'da, 5 Haziran Cuma günü de Samsun Merkez, Tekkeköy ve Kutlukent yörelerimizde meydana gelen sel felaketleri ve bölgemizle ilgili sorunlarla alakalı gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Muhterem Heyetinizi, Sayın Başkanı saygıyla selamlıyor; sel felaketlerinden zarar gören vatandaşlarımıza geçmiş olsun diyor; yine, bu kazalarda hayatlarını kaybedenlere de Cenabı Hak'tan rahmet niyaz ediyorum.
Değerli Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; karada ve denizdeki bozulma, hiç şüphe yok ki, biz insanların kendi elleriyle işlemiş olduğu doğal ve ekolojik dengeyi bozucu fiillerimizin sonucudur. Tabiat ve ona hükmeden kudretin, insanları, yapmadıkları şeylerden dolayı cezalandırması elbette düşünülemez. Bakınız, 5 Haziran, Dünya Çevre Günüydü. Birleşmiş Milletler de 1998 yılını, Uluslararası Okyanus Yılı olarak ilan etmiştir. Bu nedenle, toprağın ve geleceğe bırakılacak en büyük miras olan temiz bir su ve okyanusun, milletler açısından önemi ne derece büyükse, bizim de, ülkemiz açısından, erozyonlarla, her yıl, Kıbrıs Adası kadar, denizlere kaptırdığımız, hayat kaynağımız aziz Anadolu toprağımızın ve kirlettiğimiz, kullanılamaz hale getirdiğimiz sularımızın da önemi o derece büyüktür.
Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu, 1998 yılını, "Karadeniz Yılı" olarak ilan etmiştir. Bundan dolayı bu ilgili kurumu kutluyorum.
Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; ülke ve millet olarak çok ciddî sıkıntılarla karşı karşıyayız. Her şeyin en iyisine layık olan milletimiz, maalesef, bir taraftan kötü yönetimler sonucu, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal birkısım sıkıntıları yaşar, iç ve dış barış açısından huzuru ararken, bizler, tabiî dengelerin bozulması sonucu, bahis konusu afetleri, hemen her gün sebep olduğu zararlarıyla izlemek durumundayız.
Son 30 yılda çok ciddî bir kirlenmeyle karşı karşıya kalan Karadeniz, ciddî bir çevre felaketiyle iç içedir. Karadeniz havzasında 17 ülke bulunmakta ve takribî 160 milyon nüfus bu bölgede yaşamaktadır. Denize kıyısı olan Türkiye -ki, en uzun kıyıya sahiptir- Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya Federasyonu ve Gürcistan'ın tabiî lağım atıklarıyla kirlenmesi yanında, yakın geçmişte, kıyısı olmayan birçok Batılı ülkenin de zararlı atıklarının âdeta deposu haline gelmiştir.
Deniz kirliliği sebepleri arasında ötrifikasyon (ki, su atıklarının kötüleşmesi, yeşil ölüm) evrensel atıklar, petrol atıkları, pestisitler, sanayi atıkları ve doğal denize deşarj edilen atıklar sonucu, deniz, âdeta yaşanamaz, yaşanılamaz bir hale getirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, bütün bu ihmallerle, bir taraftan denizlerimiz ölmekte, diğer taraftan da Karadenize dik olan arazilerde, bahar aylarında yağan yağmurlar sonucu, her yıl, yüzbinlerce metreküp toprağımız denizlere akıp gitmektedir. Son aylarda tüm Türkiye'de; ama, özelde Karadenizde meydana gelen sel felaketleri sonucu, sadece insanlarımızın ev ve işyerleri, bağ ve bahçeleri, tarlaları değil; onların ve bizim geleceğimiz olan nesillerimize bırakacağımız topraklarımız da denizlere akmaktadır.
Muhterem Başkan, değerli milletvekilleri; Samsun ve yöresinde son zamanlarda meydana gelen sel ve dolu felaketleri sonucu, Vezirköprü İlçemizde 7 köyde 5 500 dekar arazi ve 300 civarında çiftçi ailesi, Havza İlçesinde 6 ve 12 Mayıs tarihleri arasında meydana gelen sel ve dolu felaketleri sonucu 20 köyde 1 170 aile, buğday, fiğ ve pancar ekili 30 550 dekar arazi, yüzde 20 ile yüzde 60 arasında zarar görmüş, şehirde de 329 işyeri, 30 civarında ev selden büyük zarar görerek 7 ev tamamen tahrip olmuştur. Tekkeköy İlçemiz ve havalisinde 5 Haziran Cuma günü meydana gelen sel felaketinde ise 5 766 dekar arazide ekili tütün, sebze, buğday, mısır, yulaf...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Uzunkaya, konuşmanızı tamamlayın efendim.
MUSA UZUNKAYA (Devamla) ...sera tütün ve incir fidesi ile 5 köy, Kutlukent Beldemiz, Tekkeköy İlçemizle beraber, Samsun Merkez Gülsan Sanayi Sitesindeki işyerlerimiz çok büyük boyutlarda zarar görmüştür.
Dolayısıyla, bütün bu zararların telafisi bakımından, acilen Afet Yönetmeliğinde, kanununda bir değişikliğin yapılmasında, afet kapsamına alınacak yerlerin genişletilmesinde, özellikle son dönemde meydana gelen gerek ziraî alanda gerekse şehirlerdeki zararlardan dolayı ciddî zaruret vardır.
Hükümetimizin, yaşanan sıkıntılara ve bundan sonra yaşanması söz konusu olan sıkıntılara çare olabilecek çapta yasal düzenlemeyi acilen Parlamentoya getirmesi ve alanların genişletilmesi konusunda sağlıklı bir düzenlemenin yapılması konusunda çalışmalarını umuyor ve bu duygularla, hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündemdışı konuşan Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'ya teşekkür ediyorum.
Bu konuşmaya, Bayındırlık ve İskân Bakanı, Hükümet adına cevap vermek istiyorlar. Yalnız, üçüncü gündemdışı konuşma da, Karadenizdeki sel felekatiyle ilgili. İsterseniz, ikisini birlikte cevaplandırmak üzere, üçüncü konuşmadan sonra size söz vereyim Sayın Bakan...
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) Efendim, üçüncü gündemdışı konuşmayı, Sayın Hasan Gemici cevaplandıracaktır.
BAŞKAN Peki efendim.
Gündemdışı konuşmayı, Hükümet adına cevaplamak üzere, Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar topçu; buyurun efendim.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI YAŞAR TOPÇU (Sinop) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Meclisimiz, üç haftadır, gündemdışı konuşmalarda, ülkemizde meydana gelen sel felekatlerini görüşmekte ve bunun için alınan tedbirleri değerli arkadaşlarımızın bilgisine sunmaya çalışmaktayız.
Afet, adı üzerinde, insanoğlunun gücüyle durdurulamayan, tamamen, Cenabı Hakkın takdiri ilâhîsi denilebilecek bir olaydır. Bunun, tabiî, beşerî sebepleri konusuda muhtelif görüşler var; erozyondan tutun da ormanların yok edilmesine kadar... Tabiatın deşarj olması için kendisinin açtığı, yatakların kullanılması, yanlış yapılaşmalar, yanlış yerlerde oluşturulan tarım arazileri, yanlış yerlerde yapılan iskânlar, tabiî ki, bu afetlerdeki hasarı, zarar ve ziyanı çoğaltmaktadır. Bunların, bütün ülkemiz açısından yeniden koordine edilmesi, tabiî afetlerden daha az zarar görmek için tedbir alınması ve buna göre kaynak ayrılması, kısa zaman içerisine sığacak işlerden değildir; ama, yıllara sâri, uzun yılları kapsayacak bir program dahilinde, Türkiye'nin iskân, yerleşim, ekim alanları, deşarj alanları, çevre düzenlerinin ele alınması ve bunlara daha çok kaynak ayrılarak, bu tür afetlerden, vatandaşımızın, milletimizin daha az zarar görmesini sağlayacak tedbirlerin, mutlaka alınması lazım.
Bugün, bu tedbirler alınmıyor değil, bugün de alınıyor. Bugün de, birçok yeri, afet bölgeleri kapsamı içerisine alarak, yerleşimlerini, düzenlerini yeniden kuruyoruz. Çevre için gerekli tedbirler alınıyor; imkânlar ölçüsünde, çevrenin korunması, ekolojik dengelerin bozulmaması için elden gelen yapılıyor, yapılmaya da devam edilecektir.
Mayıs ayının başından itibaren, ülkemizde yoğun yağışlar, sel felaketlerine sebebiyet verdi. Daha öncekileri tartıştık, konuştuk. Son günlerde de, yine Samsun'da, özellikle Tekkeköy'de tekrarladı. Havza'da olan sel felaketi öncekilerle birliktedir, 20-21 Mayıstaki olaydır. Yine, oradada, Havza içerisinden geçen bir dere üzerinde yapılan yanlışlıkların, sel basmasında büyük katkısı olmuştur; ama, netice ne olursa olsun, bundan, vatandaşımız zarar görmüştür, yıkılan evler olmuştur, dükkânlarını, işyerlerini sel basan vatandaşlarımız olmuştur. Şiddetli yağışlar, maalesef, Tekkeköy ve civarında büyük hasarlar yapmıştır; özellikle Tekkeköy'ün Kirazlık, Kerimbey ve Kutlukent Beldelerinde hasarlar meydana gelmiştir.
Yine, ikinci bir olayda da, 10, 15 konut ve işyerine sular girmiş ve tarım arazilerinde büyük zararlar meydana gelmiştir. Bu zararların tümü itibariyle, Havza'dakilerin tespiti yapıldı;- Tekkeköy'de ise, selin arkasından derhal, kamu kuruluşlarının ekipleri, başta Afet İşlerinin görevlileri olmak üzere, tarım il müdürlüğü ekipleri buralara girdi, gerekli tespitleri yaptı ve bu yörelere, gereken tüm iş makineleri sevk edildi.
Sayın Hasan Gemici, bu işler için, Samsun Valiliği emrine 55 milyar lira para gönderdi. Daha önce, Afet Fonundan da 5 milyar lira göndermiştik; gönderdiğimiz bu paradan Havza'ya gönderilen hariçtir. Vilayete gönderilen bu para, zarar gören vatandaşlarımızın günlük ihtiyaçlarını, meydana gelen felaketten doğan zararlarını kısmen karşılamak üzere kullanılmaktadır. En kısa zamanda, muhtemelen bu hafta içerisinde, bendeniz de Samsun'a kadar gidip, hem Tekkeköy civarını hem Havza'yı bizzat göreceğim.
Ayrıca, Hükümetimiz -biraz sonra, sanıyorum DSP Grubundan da bir arkadaşımız, Samsun'daki sel felaketiyle ilgili söz istemişti, ona cevap verirken Sayın Gemici de bilginize sunacaktır- bu konuda şimdiye kadar alışılmış tedbirlerin dışında tedbirler aldı. Halk Bankası ve Ziraat Bankasıyla olan ilişkileri yeniden düzenledik; borçların sürelerini, afetten zarar görmüş olanların kaldırabileceği noktaya getirdik; onun ötesinde, yeniden kredilendirme, ekinleri zarar görenlerin tohumlarını karşılama gibi bütün tedbirler alındı ve Samsun, afet sebebiyle çıkarılan kararnamenin içerisine konuldu. Bu kararname tamamlandı, ilan edilecek. Samsun, Aydın, Balıkesir, Bingöl-Karlıova, Sinop, afetten zarar gören ek -yani, gün geçtikçe ilave oluyor- iller olarak bu kararnameye konuldu. Gerekli yardımlardan, gerekli imkânlardan, Samsun'daki vatandaşlarımız da, Havza'daki, Tekkeköy'deki vatandaşlarımız da yararlanacaklar.
Ben, bu sel felaketi sebebiyle, bütün milletimize, Samsun halkına, Tekkeköy halkına, Havza halkına -arkadaşımızın söylediği doğrudur, Vezirköprü'de dolu felaketi olmuştur- Vezirköprü'de de doludan zarar gören vatandaşlarımıza, Hükümetimiz adına, Parlamentomuz adına tekrar geçmiş olsun dileklerimi sunuyor, hepinize saygılarımı iletiyorum.
Teşekkür ederim. (ANAP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Yaşar Topçuya teşekkür ediyorum.
3. Samsun Milletvekili Ayhan Gürelin, Samsunda meydana gelen sel felaketine ilişkin gündemdışı konuşması ve DevletBakanı Hasan Gemicinin cevabı
BAŞKAN Gündemdışı son konuşmayı, Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel yapacaktır. (DSP sıralarından alkışlar)
Sayın Gürel, Samsun İlinde meydana gelen sel felaketiyle ilgili olarak söz istemişlerdir.
Sayın Gürel, konuşma süreniz 5 dakikadır.
AYHAN GÜREL (Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; seçim bölgem Samsun İlinde 5 Haziran 1998 Cuma günü meydana gelen hasarla ilgili olarak Yüce Heyete bilgi sunmak üzere söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Aşırı yağışlar neticesinde meydana gelen seller, Samsun'da büyük boyutlara varan hasarlara neden olmuştur. Öncelikle, Merkezde, Gülsan Sanayi Sitesinde, Kirazlık Sanayi Sitesinde, Kutlukent Beldemizde ve Tekkeköy İlçemizde bu zararların meydana gelişi nedeniyle, 5 Haziran 1998 Cuma günü Samsun İlimize giderek, hasar meydana gelen yerlerde, bizzat gerekli incelemeleri yaptım ve Gülsan Sanayi Sitesindeki 29 işyeri sahibiyle -bunlar, genellikle 35 inci ve 37 inci caddelerde yer alan işyerleri- yapmış olduğum görüşmelerde, hasarın, doğrudan doğruya altyapının yetersizliğinden kaynaklandığını söylediler ve bu, üçüncü kez olan su baskını.
Görevlileri, ilgilileri, bir an önce, Gülsan Sanayi Sitesinin altyapısını yapmaya çağırıyorum ve bu hususta, yöre milletvekili olarak, benim üzerime düşen görevi de yerine getirmeye hazırım. Pazar günü olması nedeniyle kendileriyle bir bağlantı kuramadım. Önümüzdeki hafta içerisinde, yine Samsun'a giderek ilgililerle görüşeceğim.
Gülsan Sanayi Sitesindeki 29 işyerinde 1,5 ilâ 2'şer milyar lira civarında hasarın meydana geldiğini gördüm. Kendilerine buradan tekrar geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Gülsan Sanayi Sitesindeki incelemelerimi bitirdikten sonra, ağır hasarın meydana geldiği Tekkeköy İlçemize hareket ettim. Yolda giderken, Kutlukent beldemizde Kirazlık Sanayi Sitesinin ve Tekkeköy yöresinin ekili arazilerinin tamamen sular altında kaldığını gördüm. İlçeye girdiğimde, maalesef, caddelerin büyük bir çamur tabakasıyla kaplanmış olduğunu ve belediye işçilerinin bu çamur yığınını temizlemeye uğraştığını gördüm.
Orada yapmış olduğum toplantıda, yöre halkının bazı isteklerinin olduğunu gördüm. Yalnız şunun altını çizerek belirtiyorum: Tekkeköy İlçemizde hayat tamamen durmuştur. Halk, tedirgin ve karamsarlık içerisinde "şimdi ne yapacağız" sorusunu soruyorlardı. Bu, gayet tabiî, sorulması gereken soru; çünkü, Tekkeköy'de tarımla iştigal eden çiftçilerimizin çoğunluğu geçimini tütün üretimiyle sağlamaktadırlar. Tütün ekimini yapmışlar, çapasını yapmışlar, 3 milyon liraya işçi çalıştırmışlar; parası olanlar, bu çalışmaların karşılığını peşin ödemiş ve şu anda parasız durumdalar. Parası olmayan çiftçiler ise, bu işçilerin parasını ileride ödemek üzere işçilerle anlaşmışlar; ama, şu anda onlar da, bu ödemeden yoksunlar. Çünkü, ürün tamamen sular altında ve Tekkeköy'deki tütün üreticisi, bu sene tütün elde edemeyecek, tütün satamayacak, dolayısıyla geliri olmayacak. Bu nedenle, gayet tabiî, ne yapacaklarını düşünmekteler.
Rapor şu anda elime geçti. Tekkeköy İlçemizde yapılan hasar tespiti neticesine göre 534 milyar 288 milyon lira zarar var. 5766.7 dekar araziyi de su basmış; bu, sadece Tekkeköy'deki... Sanayi sitelerinde meydana gelen hasar ile birlikte bu rakamın birbuçuk trilyonun üzerine çıktığı anlaşılmaktadır. Tekkeköy'de yaşayan üretici hemşerilerimiz, sosyal hukuk devletinden bazı isteklerde bulunmaktalar. Bu istekleri de haklı ve yerinde istekler. Bunları şu anda bilginize sunuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gürel, konuşmanızı tamamlayın efendim.
AYHAN GÜREL (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Örneğin, üreticinin banka ve kooperatiflerden kullanmış olduğu kredinin, faizsiz ve üç yıl olarak ertelenmesi; devletin ekonomik yardım yapması ya da üreticiye, ziraat kredisinin faizsiz olarak verilmesi.
Tekkeköy'de, Ziraat Bankası Müdürünün, üreticiye gerekli krediyi verebilmesi için, genel merkez tarafından gerekli finansmanın gönderilmesini, bu şekilde bir kredi verebileceğini söylemesi üzerine, dün Genel Kurulda, Devlet Bakanımız Sayın Güneş Taner'le görüştüm, kendilerine sel felaketi hakkında gerekli bilgileri verdim. Sayın Bakanımız, acilen, Tekkeköy'deki Ziraat Bankası şubesine gerekli finansmanı göndereceklerini belirttiler. Bununla birlikte, hiçbir geliri olmayan vatandaşlarımız, Emlak Vergisinin de ertelenmesini istemekteler. Sosyal hukuk devleti tarafından yerine getirilecek bu yardımları ben de takip edeceğim.
Vatandaşlarıma tekrar geçmiş olsun dileklerimi sunarken, böyle felaketlerin bir daha tekerrür etmemesi için, gerekli önlemlerin yöneticiler tarafından alınmasını diliyor; Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündemdışı konuşan Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'e teşekkür ediyorum.
Bu konuşmayı Hükümet adına cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI HASAN GEMİCİ (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Samsun Milletvekili Sayın Ayhan Gürel'in, Samsun'da ve ülkemizde son günlerde yaşanan sel felaketleriyle ilgili yapmış olduğu gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere söz almış bulunmaktayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizde, 21.5.1998 gününden bu tarafa yaşanan ve Devlet Su İşleri yetkililerince "son beşyüz yılın en büyük sel felaketi" diye tanımlanan felaketler sırasında, Hükümetimiz, ilk günden başlayarak, çok etkili bir şekilde felaketzedelerin yanında olmuştur.
Sel felaketinin yaşandığı ilk günlerde yapılması gereken, can kaybının en aza indirilmesiydi, insanlarımızın aç kalmamasıydı, susuz kalmamasıydı. Hükümetimizin aldığı tedbirlerle, kamu yetkililerinin yaptığı çalışmalarla bu, başarılmıştır. Nitekim, sel felaketi yaşanan bölgelere zaman zaman yaptığımız ziyaretlerde, bu, vatandaşlarımız tarafından da, ifade edilmektedir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sel felaketinin yaşandığı ilk günden başlayarak, felaket bölgelerindeki vali ve kaymakamlarımız emrine, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan, vatandaşlarımızın acil ihtiyaçlarında kullanılmak üzere çok önemli ölçüde kaynaklar aktardık. Bugün itibariyle, bu kaynakların toplam tutarı 1,3 trilyon liraya ulaşmıştır. Ayrıca, Başbakanlık Acil Destek Fonundan 350 milyar lira, Afetler Fonundan 100 milyar lira ve Maliye Bakanlığımız Mahallî İdareler Fonundan da 500 milyar lirayı aşkın kaynaklar felaket bölgelerine ulaştırılmıştır. İlk anda yapılan bu etkin çalışmalar yanında, selden zarar gören vatandaşlarımızın, normal ekonomik ve sosyal yaşamlarına dönebilmeleri için çok süratli bir şekilde yasal düzenlemeler yapılmış, önlemler alınmıştır.
Ben, burada, izin verirseniz, size, geçmiş dönemde yaşadığımız sel felaketleri sonunda hükümetler ne yapmış, 55 inci Hükümet ne yapmış onların bir mukayesesini yapmak istiyorum:
Bildiğiniz gibi, Hükümetimiz, sel felaketinin yaşandığı 21.5.1998 tarihinden sonra, on gün içerisinde, selden zarar gören vatandaşlarımızın banka borçlarıyla ilgili ve diğer ihtiyaçlarıyla ilgili yasal düzenlemeleri yaparak Resmî Gazetede yayımlamıştır.
Burada, Erzincan, Gümüşhane, Tunceli depremiyle mukayese etmek istiyorum... (Gürültüler)
BAŞKAN Değerli arkadaşlarım, ön sıralarda bulunan arkadaşlarım lütfen yerlerine otursunlar. Kürsüde, afetlerle ilgili gündemdışı konuşmaya cevap vermek üzere Sayın Hasan Gemici bulunuyor; konuşmanın rahatlıkla dinlenebilmesine imkân tanımanızı rica ediyorum.
DEVLET BAKANI HASAN GEMİCİ (Devamla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan, Gümüşhane, Tunceli depremi 13.3.1992 tarihinde vuku bulmuş ve 30.3.1992 tarihinde ödenek talebinde bulunulmuş; ancak, dördüncü ayda detaylı harcama planı gönderilmesinden sonra bölgeye kaynak aktarılmıştır. Ayrıca, bu konudaki yasal düzenleme, olay tarihinden sonra, 28.8.1992'de yapılabilmiş. Yani, olay 13.3.1992'de meydana geliyor, bundan beş ay sonra yasal düzenleme yapılabiliyor.
Yine, Afyon Dinar depreminde de, olay, 1995 yılının onuncu ayının 1'inde meydana geliyor, onikinci ayın 7'sinde, iki ay sonra, Bakanlar Kurulu kararı yayımlanıyor ve 1995 yılında vuku bulan Afyon Dinar depremi sonrası, depremden zarar gören vatandaşlarımıza, yurttaşlarımıza, hasar yardımları, ancak 1997 yılının -55 inci Hükümet göreve geldikten sonra- ağustos, eylül ayı içerisinde gönderiliyor; iki ay içerisinde gönderdik.
Burada, bu son felaketin büyüklüğüne ve alınan önlemlere bakacak olursak, 55 inci Hükümet çok süratli bir şekilde olaya müdahale etmiştir, çok süratli bir şekilde yasal düzenlemeleri yapmıştır; bölgeye, çok süratli bir şekilde kaynak aktarmıştır.
Şu anda, Bakanlar Kurulu kararnamesinde belirtildiği gibi, selden zarar gören yurttaşlarımızın hasar durumlarına göre -100 milyon liradan 300 milyon liraya kadar- yapılacak yardımların gerçekleşebilmesi için hasar tespit raporlarını beklemekteyiz; valilerimizden ve kaymakamlarımızdan hasar tespit raporları gelmesiyle birlikte, çok süratli bir şekilde, bu hasar yardımları, konut ve işyeri zarar gören yurttaşlarımıza aktarılacaktır.
Ayrıca, selden zarar gören çiftçilerimizin, ekicilerimizin de zararlarının karşılanması ve kendilerine tohumluk yardımı yapılması için Tarım ve Köyişleri Bakanlığımızca da çalışmalar yapılmaktadır.
Ben, dün de, Samandağ'da, Hatay'da ve Dörtyol'da incelemelerde bulundum; orada da, selin tahribatı, yarattığı yaralar çok süratli bir şekilde sarılmaktadır. Erzin'de bir köprünün yapımına başlanıldığını ve bir ay içerisinde bitirilebileceğini tahmin ediyorum ve yine bir köprümüz iki hafta içerisinde bitirilecek. Bölgede, çok süratli bir şekilde, çok yönlü çalışmalar sürdürülmektedir.
Ben, değerli milletvekili arkadaşıma, bana bu açıklamaları yapma fırsatı verdiği için teşekkür ediyorum. Selden zarar gören yurttaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyor, yakınlarını kaybedenlere başsağlığı ve hayatını kaybedenlere de Allah'tan rahmet diliyorum.
Tekrar, saygılar sunuyorum. (DSP, ANAP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Gündemdışı konuşmayı cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Hasan Gemici'ye teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Adalet Komisyonunun, İçtüzüğün 34 üncü maddesine göre verilmiş bir raporu vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1. Adalet Komisyonu Başkanlığının, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbulMilletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemlinin, Gaziantep Milletvekili Hikmet Çetin ve siyasî parti gruplarını temsilen 9 milletvekilinin aynı mahiyetteki kanun tekliflerinin Anayasa Komisyonuna havale edilmesinin uygun olacağına ilişkin tezkeresi (3/1547)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuzun 4.6.1998 tarihli 46 ncı Birleşiminde; gündemde yer alan, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun Tasarısı ile İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 arkadaşının, Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli'nin, Gaziantep Milletvekili Hikmet Çetin ve siyasî parti gruplarını temsilen 9 milletvekilinin aynı mahiyetteki kanun tekliflerinin, verilen bir önerge doğrultusunda, Anayasanın 129 uncu maddesini ve Uyum Yasaları Komisyonunun bu konudaki çalışmalarını göz önüne alarak, İçtüzüğün 34 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince Anayasa Komisyonuna havale edilmesinin uygun olacağına Komisyonumuzca karar verilmiştir.
Raporumuz saygıyla arz olunur.
Emin Karaa
Kütahya
Komisyon Başkanı ve üyeler
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Sayın milletvekilleri, okunan rapordaki, Adalet Komisyonunun talebi Anayasa Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istem, İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, Başkanlığımızca yerine getirilmiştir.
Bilgilerinize sunarım.
Danışma Kurulunun önerileri vardır; okutup, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım:
IV. ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1. (10/21 esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 632 sıra sayılı raporunun gündemdeki yeri, görüşme günü ve çalışma süresine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No: 119 10.6.1998
10.6.1998 tarihli Gelen Kâğıtlarda yayımlanan ve bastırılıp dağıtılan Türkiye'nin Avrupa Birliği ile İlişkileri konusundaki (10/21) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun 632 sıra sayılı raporunun gündemin "Özel Gündemde Yer Alacak İşler" kısmının 2 nci sırasında yer almasının ve görüşmelerinin Genel Kurulun 16.6.1998 Salı günkü birleşiminde yapılmasının ve görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Kamer Genç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Vekili
Abdüllatif Şener Metin Öney Turhan Güven
FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili DYP Grubu Başkanvekili
Metin Bostancıoğlu Nihat Matkap Mahmut Yılbaş
DSP Grubu Başkanvekili CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı
BAŞKAN Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma Kurulunun diğer bir önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
2. Genel Kurulun 11 Haziran 1998 Perşembe günü saat 14.00te toplanmasına ve 8 inci sıraya kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No:120 10.6.1998
Genel Kurulun 11 Haziran 1998 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmasının ve 11.6.1998 Perşembe günkü çalışma süresinin, gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 8 inci sırasına kadar olan işlerin görüşmelerinin tamamlanmasına kadar uzatılmasının Genel Kurulun onayına sunulması Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
Kamer Genç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Vekili
Salih Kapusuz Metin Öney
FP Grubu Başkanvekili ANAP Grubu Başkanvekili
Mehmet Gözlükaya Metin Bostancıoğlu
DYP Grubu Başkanvekili DSP Grubu Başkanvekili
Önder Sav Mahmut Yılbaş
CHP Grubu Başkanvekili DTP Grubu Başkanı
BAŞKAN Danışma Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.
V. SORULAR VE CEVAPLAR
A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1. Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncelin, Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan Kuran kurslarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/866)
BAŞKAN 1 inci sırada yer alan, Şanlıurfa Milletvekili Abdulkadir Öncel'in, Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan Kur'an kurslarına ilişkin, Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Abdulkadir Öncel
Şanlıurfa
1. 8 Yıllık Kesintisiz Temel Eğitim Kanununun yürürlüğe girdiği 16.8.1997 tarihinden sonra Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kapatılan Kur'an kursu var mıdır?
2. Kapatılan Kur'an kurslarının sayısı kaçtır? Hangi illerde kapatılmıştır?
3. 16.8.1997 tarihinden sonra, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı kurslarda talebe sayısında azalma olmuş mudur? Olmuş ise sayısı ne kadardır?
BAŞKAN Soru önergesini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk; buyurun efendim.
Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Şanlıurfa Milletvekili Sayın Abdulkadir Öncel'in, Diyanet İşleri Başkanlığınca açılan Kur'an kurslarına ilişkin sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, ülkemiz genelinde Kur'an kurslarında okuyan öğrenci sayısı, 1996-1997 öğretim yılında 177 120 iken, 1997-1998 öğretim yılında -16 Şubat 1998 tarihi itibariyle- 155 210 olmuştur. Görüldüğü üzere, bu öğretim yılında, önceki yıla göre öğrenci sayısında21 910 kadarlık bir azalma meydana gelmiş olup, bu azalma, yıl içindeki normal bir hareketliliği ifade etmektedir; çünkü, Kur'an kurslarının tamamen isteğe bağlı olduğu dikkate alındığında, öğrenci sayısında bu miktardaki azalma veya çoğalma normal karşılanmalıdır. Ayrıca, mevzuata aykırı işlemleri nedeniyle, şu ana kadar, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı, kapatılan Kur'an kursu bulunmadığını belirtmek isterim.
Bilgilerine arz eder, saygılar sunarım.
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Sayın Başkan, Sayın Bakan kürsüdeyken bir sorum var.
BAŞKAN Soru önergesi sahibinin ilave bir sorusu var; buyurun.
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Sayın Başkan, Sayın Bakana cevaplarından dolayı teşekkür ediyorum. Sekiz yıllık kesintisiz eğitimle ilgili görüşmeler yapılırken "bu sekiz yıllık kesintisiz eğitimden Kur'an kursları zarar görmeyecek" denilmiş idi; ama, üzülerek ifade ediyorum, Sayın Bakanın itiraf ettiği üzere, 21 900 Kur'an kursu fiilen kapatılmış durumda. Bu 21 900 Kur'an kursunun öğretmenleri değişik yerlere verilmiştir. Bunun temelindeki ikinci sebep de sekiz yıllık kesintisiz eğitimdir, 15-16 yaş şartıdır ve örgütleme olayıdır.
Hükümetimizden rica ediyoruz, bu olumsuzluğu önlemek üzere yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardır. Aksi halde, devlet-millet kaynaşması bozuluyor; vatandaş, çocuğunu Kur'an kursunda okutturamıyor. Yaz mevsimi yaklaşıyor; yaz mevsiminde Kur'an kurslarında okumak isteyenlere imkân sağlanmasını rica ediyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, bu konuda, zannediyorum, geçen haftalarda bir yasa teklifi komisyonda görüşüldü...
ABDULKADİR ÖNCEL (Şanlıurfa) Kabul edilmedi efendim.
DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) Bir başka soru dolayısıyla zaten o konuya geleceğiz.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Soru cevaplanmıştır.
2. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Doğu ve Güneydoğu illerine yönelik indirim ve teşviklerden Erzincanın yararlanıp yararlanmayacağına ilişkin Başbakandan sorusu ve DevletBakanı MehmetSalih Yıldırımın cevabı (6/867)
BAŞKAN 2 nci sırada yer alan, Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, doğu ve güneydoğu illerine yönelik indirim ve teşviklerden Erzincan'ın yararlanıp yararlanmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.
Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygıyla arz ederim. 12.2.1998
Tevhit Karakaya
Erzincan
4325 Sayılı Olağanüstü Hal Bölgesinde ve Kalkınmada Öncelikli Yörelerde İstihdam Yaratılması ve Yatırımların Teşvik Edilmesi ile 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile kimi illerimize bazı teşvik ve istihdam yaratılması hususunda imkânlar sağlanmıştır.
Erzincan'ın, bu kanun kapsamına, getirilen bazı kıstaslar nedeniyle alınmadığı malumunuzdur.
1- Bu kanunun diğer ayağı olan ve özellikle doğu ve güneydoğu illerimize yönelik destek ve teşvikleri içeren kararnameler nelerdir?
2- Erzincan, bu kararnamelerden hangilerinin kapsamına dahil edilmiştir?
BAŞKAN Devlet Bakanı Sayın Salih Yıldırım, soru önergesini cevaplamak üzere söz istemişlerdir.
Cevap süreniz 5 dakikadır Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI MEHMET SALİH YILDIRIM (Şırnak) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya'nın, Sayın Başbakana sorduğu sözlü soru önergesine yanıt vermek üzere huzurlarınızdayım; hepinize saygılar sunuyorum.
Hepinizin bildiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Yasasında değişiklik yapan 4325 sayılı Kanun kapsamında Erzincan yok. Daha sonra yapılan değişiklikle, 22 ile çıkarılan kapsamlı iller içerisinde de Erzincan yok. Ancak, daha sonra, Sayın Tevhit Karakaya'nın da içinde bulunduğu çok sayıda arkadaşımızın verdiği kanun teklifleriyle ilgili tasarıların Plan ve Bütçe Komisyonundan geçtiğini ve Genel Kurula indirilmek için sıra beklediğini biliyoruz. Erzincan bu kapsam içinde olan illerden biridir ve de istifade edeceği teşvik unsurlarının takdiri de Bakanlar Kuruluna bırakılacaktır.
Arz ederim.
BAŞKAN Soru önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Salih Yıldırım'a teşekkür ederim.
3. Niğde Milletvekili MehmetSalih Katırcıoğlunun, Niğde Üniversitesinin personel ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbayın cevabı (6/868)
BAŞKAN 3 üncü sırada yer alan, Niğde Milletvekili Mehmet Salih Katırcıoğlu'nun, Niğde Üniversitesinin personel ihtiyacına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmesine geçiyoruz.
Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan, Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar; önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Başbakan Sayın Mesut Yılmaz tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
M. Salih Katırcıoğlu
Niğde
Sorular:
Niğde Üniversitesi, artan öğrenci kapasitesine rağmen, sınırlı sayıda idarî ve akademik personelle eğitim hizmeti vermektedir. Eğitim hizmetlerinin aksamadan yürütülebilmesi için 26 memur, 11 hizmetli, 8 gece bekçisi, 2 güvenlik görevlisi, 3 teknisyen ve 33 akademik personel (Prof., Doç. ve Dr.) ihtiyacı bulunmaktadır.
Niğde Üniversitesinin ihtiyacı olan personelin alınabilmesi için Hükümetiniz tarafından ne gibi çalışmalar yapılmaktadır?
BAŞKAN Soru önergesini cevaplamak üzere Millî Eğitim Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Bakan; cevap süreniz 5 dakikadır.
MİLLİ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Ankara) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli üyeler; Sayın Katırcıoğlu'nun sorusunu yanıtlamak üzere huzurunuzdayım.
Sorunuzu sorduğunuz tarih itibariyle yapılan incelemede, Niğde Üniversitesinin kadro ihtiyacıyla ilgili olarak açıktan atama talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Böyle bir talep olduğu takdirde, ilgili kuruluşlar tarafından nazarı itibara alınacaktır.
Ayrıca, adı geçen üniversitenin akademik personeline ilişkin olarak çalışmalar YÖK çerçevesinde yürütülmektedir. Maliye Bakanlığımız, YÖK'ün üniversitelerdeki kadro talebini karşılamak üzere 5 bin kadro tahsis etmiştir. Bu, sadece Niğde Üniversitesi için değildir; tüm üniversitelerin kadro gereksinimlerini, akademik ve diğer boyutuyla karşılamak içindir.
Bunu da, bir bilgi olarak sizlere sunuyor, teşekkür ediyorum.
M.SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) Sayın Başkan?..
BAŞKAN Sayın Bakan, bir dakika, soru sahibinin...
M.SALİH KATIRCIOĞLU (Niğde) Sayın Başkan, Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum.
Niğde'de öğrenci sayısı 1997 yılında 8 bin iken, 1998 yılında 16 bine çıkarılmıştır ve öğrenci sayısı, geçen yıla göre yüzde 100 oranında artmıştır. Bu nedenle, özellikle, akademik ve idarî personel açığı vardır. Bu açığın bir an evvel kapatılması konusunda Sayın Hükümet üyelerine ve yetkililere talepte bulunuyoruz.
Diğer taraftan, üniversitenin altyapısı henüz tamamlanmış değil, binaları eksik ve bu binaların bir an önce tamamlanması için Hükümetten talepte bulunuyoruz.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Katırcıoğlu.
Soru önergesinden sonra soru sahibine söz vermemizin gerekçesi, henüz aydınlatılamamış bir husus varsa, onun açıklığa kavuşturulmasıdır. Siz, yeni temennilerinizi söylediniz, hem tutanağa geçti hem de Sayın Bakanımız tespit ettiler, bunun da cevaplanacak tarafı var mı efendim?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) Evet.
BAŞKAN Buyurun; o zaman, değerlendirmeyi de, Sayın Bakandan peşin olarak alalım.
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI HİKMET ULUĞBAY (Devamla) Teşekkürler.
Biraz evvel de ifade ettiğim gibi, üniversitelerde fizikî kapasiteyi geliştirmenin yanında, akademik kapasiteyi geliştirmeye yönelik olarak, Hükümet, ciddî önlemler almaktadır; bu çerçevede de -biraz evvel söylediğim gibi- Maliye Bakanlığı 5 bin kadro vermiştir; YÖK, bunun, üniversitelerimizin öğrenci-öğretim görevlisi ilişkisi çerçevesinde dağıtımını yapacaktır.
Altyapıya yönelik olarak da, bütçeden, YÖK ve üniversitelere tahsis ettiğiniz imkânlar çerçevesinde gereken ödenekler tefrik edilmekte ve gereken fizikî altyapı yatırımları da, Türkiye Büyük Millet Meclisinin verdiği ödenekler sınırı çerçevesinde yapılmaktadır.
Teşekkürler.
BAŞKAN Soru cevaplanmıştır; Sayın Bakana teşekkür ediyorum.
4. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Erzincanda üniversite kurulmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/869)
BAŞKAN 4 üncü sırada yer alan, Erzincan Milletvekili Tevhit Karakaya'nın, Erzincan'da üniversite kurulmasına yönelik bir çalışma yapılıp yapılmadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.
Önergeyi cevaplayacak sayın bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunmadığından; önerge, daha önce iki birleşimde de görüşülemediği için, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir; önerge, gündemden çıkarılmıştır.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Sayın Başkanım, söz hakkım varsa...
BAŞKAN Yok; yazılı olarak size cevap gelecek efendim.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Efendim, İçtüzüğe göre söz hakkım doğduğunu biliyorum...
BAŞKAN Konuşacak mısınız?
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Müsaade ederseniz...
BAŞKAN Buyurun.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Efendim, engel değilse, müsaade ederseniz...
BAŞKAN Buyurun efendim, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)
5 dakika söz hakkınız var Sayın Karakaya.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Malumuâliniz -Sayın Genel Kurulumuzun da malumudur- Millî Eğitim Komisyonumuzda -tespit ettiğim kadarıyla- değerli milletvekillerimizin, illerine, 91 yeni üniversite kurulması için talep var. Bunu değerlendirdiğimiz zaman, altyapısı müsait olan illerin tespiti hususunda Meclis Başkanlığımıza bir Meclis araştırması önergesi vererek, reel olarak, altyapısı müsait olan, altyapısı hazır olan illerimizde yeni üniversitelerin kurulması hususunda, Yüce Meclisimizin bir Meclis komisyonuyla bunun tespit edilmesi için bir talepte bulunmuştum. Bu konu gündemimize alındı. Ben, Yüce Meclisimiz ve Başkanlığımız, bu manada, neredeyse problem olan, belki de kangren olan yeni üniversite taleplerinin karşılanması hususunda, Sayın Hükümetimizin rahatlatılması adına, politik kaygılardan uzaklaşması adına, popülist düşüncelerden uzak tutulması adına; reel olarak, altyapısı müsait olan illerde yeni üniversitelerin kurulmasının ancak bir Meclis araştırmasıyla mümkün olabileceği kanaatini taşıyorum.
Bu manada, değerli Hükümetimizin Başbakanı Sayın Mesut Yılmaz Beyefendinin, edindiğim bilgiye göre, birtakım illere, özelikle Rize'ye, Kırşehir İlimize yeniden üniversite kurulması adına sözler ve vaatlerde bulunmuş olduğunu medyadan öğrendim.
Her gittiği yerde bu kabil sözler verecekse, daha önce, 54 üncü Hükümet döneminde Bakanlar Kuruluna getirilen ve altyapıları hazır olan Erzincan İlimizin, Yozgat İlimizin ve Ağrı'nın üniversitelerinin kanunlaşması adına ciddî bir çalışma yapılmıştı; ama, o günkü şartlarda, çeşitli enstrümanlar nazarı itibara alınarak, YÖK'ün ve Millî Eğitim Bakanlığının da karşı düşünceleriyle bu üniversitelerimiz kurulması konusu kanunlaşmamıştı.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; burada özellikle ifade edeceğim konu şu: Ülkemiz genelinde, altyapıları müsait olan Erzincanımız gibi, Yozgatımız gibi birçok ilimiz var; bunların, reel olarak alt alta sıralandığı zaman, 8-10 civarında olabileceği kanaatindeyim. Bu manada, çalışmaları da yaptık. Bu konuyu, Yüce Meclisimizin ve Sayın Hükümetin gündeme getirmesini ve reel olarak açılabilecek üniversitelerin temini hususunda çalışma yapılmasını diliyor; bu vesileyle, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Önergesi sözlü olarak cevaplandırılmayan Sayın Karakaya'nın, İçtüzüğün soru önergesi sahiplerine tanıdığı hakkı kullanarak yaptığı konuşmayı dinledik; kendisine teşekkür ediyorum.
5. Erzincan Milletvekili Tevhit Karakayanın, Erzincana bağlı yerleşim birimlerinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Halil İbrahim Özsoyun cevabı (6/870)
BAŞKAN 5 inci sırada, Erzincan milletvekili Sayın Tevhit Karakaya'nın, Erzincan'a bağlı yerleşim birimlerinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.
Sayın Bakan?.. Genel Kurul salonunda hazır bulunuyorlar.
Soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sağlık Bakanı Dr. Halil İbrahim Özsoy tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygıyla arz ederim.
13.2.1998
Tevhit Karakaya
Erzincan
Bilindiği gibi, Erzincan Devlet Hastanesi, 13 Mart 1992 depreminden sonra, Erzincanımızın, Dünya Bankası Deprem Rehabilitasyon Merkezince verilen kredi ve desteklerle en yeni teknolojilerle donatılmıştır. Ne var ki, hastanemiz, bu teknolojileri kullanacak yeterli idarî, teknik ve sağlık elemanları açısından önemli personel ihtiyacı içerisindedir.
1. Erzincan Devlet Hastanesinin idarî, teknik ve sağlık elemanı açısından personel ihtiyacı ne zaman karşılanacaktır?
2. Erzincan il, ilçe ve köylerinde hizmet veren sağlık ocaklarının sağlık personel ihtiyacı ne zaman giderilecektir?
3. Erzincan Devlet Hastanesinin eğitim hastanesi olması için Bakanlığınıza taleplerimiz olmuştur. Bu konuda Bakanlığınız bünyesinde bir çalışma var mıdır? Erzincan Devlet Hastanesi bir eğitim ve araştırma hastanesine dönüştürülecek midir?
BAŞKAN Soru önergesini cevaplandırmak üzere, Sağlık Bakanı Sayın Halil İbrahim Özsoy; buyurun.
Süreniz 5 dakikadır Sayın Bakan.
SAĞLIK BAKANI HALİL İBRAHİM ÖZSOY (Afyon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzincan Milletvekili Sayın Tevhit Karakaya'nın, tarafımdan cevaplandırılmak üzere vermiş olduğu soru önergesine cevap vermek için huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Karakaya, sorularında, Erzincan Devlet Hastanesinin, 13 Mart 1992 depreminden sonra Dünya Bankası Deprem Rehabilitasyon Merkezince verilen kredi ve destekler sayesinde en iyi teknolojilerle donatıldığını; ancak, bu hastanemizin, bu teknolojiyi kullanabilmek bakımından, idarî, teknik ve sağlık elemanı açısından önemli personel ihtiyacı içerisinde olduğunu belirtmektedir.
Ayrıca, soru önergesinde, Erzincan Devlet Hastanesinin idarî, teknik ve sağlık elemanı açısından personel ihtiyacının nasıl karşılanacağı ve Erzincan il, ilçe ve köylerindeki sağlık ocağı ve sağlık evlerinin personel ihtiyacıyla beraber, Erzincan Devlet Hastanesinin, nasıl eğitim hastanesi olacağı sorulmaktadır.
Değerli milletvekilleri, 13 Mart 1992 depreminden sonra Erzincan'a modern bir hastane yapılmıştır; Dünya Bankası kredisiyle içi de donatılmıştır; o zamanlar, yeteri kadar elaman da gönderilmiştir; ancak, 1994'ten beri, Sağlık Bakanlığına kadro verilmediği gerekçesiyle, sadece Erzincan Devlet Hastanemizde değil, Erzincan il, ilçe ve köylerindeki sağlık ocağı ve sağlık evlerinde değil, Türkiyemizin hemen hemen her tarafında hekim, yardımcı sağlık personeli, özellikle, hemşire, ebe, sağlık memuru eksikliği çekmekteyiz. Bu, sağlık hizmetlerinin olumsuz olmasında etken olarak da devam etmektedir.
Göreve geldiğimiz günden itibaren, bunu, özellikle Maliye Bakanlığına ve Bakanlar Kurulunda izah etmeye çalıştık ve Sayın Maliye Bakanının da yardımlarıyla, 37 517 kadroyu aldık, Bakanlar Kurulundan geçirdik, Sağlık, Aile ve Sosyal İşler Komisyonundan geçti, Plan ve Bütçe Komisyonundan geçti ve Yüce Meclisin Genel Kuruluna indi. Sizlerin de desteğiyle, bu 37 517 kadro, bir an evvel, Sağlık Bakanlığı emrinde kullanılmak üzere verildiği takdirde, Erzincan Devlet Hastanesi ile Erzincan il, ilçe ve köylerindeki personel eksikliği büyük ölçüde kalkacaktır ve buna paralel olarak da, sağlıktaki olumsuzlukları da asgariye indirmiş olacağız.
Esas olarak sormak istediğiniz, daha doğrusu öğrenmek istediğiniz konulardan biri de, Erzincan Devlet Hastanesinin, bu kadar modern olmasına rağmen, niçin eğitim hastanesi olmayışıdır.
Bir hastanenin eğitim hastanesi olabilmesi için, önce, 400 yataklı hastane olması lazım; bir. İkincisi, Tababet ve Uzmanlık Yönetmeliğine göre, araç-gereç, hinterlant, hasta sayısı, poliklinik, laboratuvar, röntgen ve diğer konularda da, bir eğitimi verecek durumda olması gerekmektedir.
1990 senesinde, o zamanki Hükümet tarafından, eğitim hastanelerinin Anadolu'ya yayılma projesi babında, bazı hastanelerimize, aile hekimliği yetiştirilmek üzere "eğitim hastanesi" adı verilmişti, programlanmıştı; ancak, 1991'den sonra, bu program rafa kaldırıldı.
Biz, ileriki günlerde getireceğimiz sağlık reformuna esas teşkil etmek üzere, eğitim hastanelerinin Anadolu'ya yaygınlaşması taraftarıyız ve bunun için çalışmalar yapılmaktadır. Erzincan Devlet Hastanesi de bunların içinde yer alacaktır.
Saygıyla arz ederim. (Alkışlar)
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Soru önergesini cevaplandıran Sağlık Bakanı Sayın Halil İbrahim Özsoy'a teşekkür ediyorum.
Soru önergesi cevaplandırılmıştır.
6. Erzincan Milletvekili TevhitKarakayanın, Erzincan SSK Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal GüvenlikBakanından sözlü soru önergesi (6/872)
BAŞKAN 6 ncı sırada yer alan, Erzincan Milletvekilli Tevhit Karakaya'nın, Erzincan SSK Hastanesinin sağlık personeli ihtiyacına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlayacağız.
Önergeyi cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Hazır bulunmuyorlar.
Önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, yazılı soru önergesine çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.
7. SamsunMilletvekili Musa Uzunkayanın, Kuran kurslarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/875)
8. Samsun Milletvekili Musa Uzunkayanın, bazı kanunlarda yapılacak değişikliklere ilişkin sorusu ve DevletBakanı Hikmet Sami Türkün cevabı (6/876)
BAŞKAN 7 nci sırada yer alan, Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, Kur'an kurslarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.
Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.
Sayın Bakanın bana ulaşan bir notu var; 7 nci ve 8 inci sıradaki sorular, mahiyeti itibariyle birbirine benzediği için, ikisini birlikte cevaplandırmak istiyorlar. Onun için, 7 nci ve 8 inci soruları birlikte okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki suallerime, Devlet Bakanı Sayın Hüsamettin Özkan Beyin sözlü cevap vermesine delaletlerinizi arz ederim. 18.2.1998
Musa Uzunkaya
Samsun
1. Danıştayın yürütmeyi durdurması sonucu, 1997-1998 öğretim yılı sonu -yaz tatilinde- ilköğretim okullarında okuyan çocuklarımız Kur'an kurslarına ve camilere dinî bilgiler ve Kur'an dersi almaya gidebilecekler mi?
2. İlköğretim okullarından sonra, imam-hatip liselerine gitmeyi düşünmeyen ve kahir ekseriyeti teşkil eden bu çocuklarımız, Kur'an okumayı ve dinî kültürlerini geliştirmeyi nereden sağlayabileceklerdir, bir alternatifiniz var mı, yeni bir formül düşünüyor musunuz?
3. Diyanetten sorumlu bir Bakan olarak, doğan yasal boşluğun telafisi için yeni bir yasa tasarısı hazırlamayı düşünüyor musunuz?
Saygılarımla.
BAŞKAN Diğer soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularıma, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'ün sözlü cevap vermesine delaletlerinizi arz ederim. 19.2.1998
Musa Uzunkaya
Samsun
1. İnsan hakları konusunda Türkiye'de halen yürürlükte olan; ancak, uluslararası hukukun kabul ettiği çerçeveyi ihlal eden bir dizi yasanın değiştirilmesi konusunda, dış ülkeler ve bazı uluslararası kuruluşlar tarafından baskı geldiği yolundaki, basında çıkan haberler doğru mudur?
2. Eğer bu haberler doğru ise, halkımıza, bu en temel hakları birtakım dış baskılar sonucunda mı; yoksa, bizim kendi gönüllü düzenlemelerimiz olarak mı verilmesi ülkemiz prestiji açısından daha uygundur?
3. Bu konuda Hükümetin yapmayı düşündüğü düzenlemeler, hangi kanunların hangi maddelerini kapsamaktadır?
4. Yine, bu konuyla ilgili olarak, Türk Ceza Kanunundan ölüm cezasını kaldıran tasarının askerlere sorulacağı yolundaki basında çıkan haberler doğru mudur?
BAŞKAN Okunan 7 nci ve 8 inci sıradaki soru önergelerini birlikte cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk söz istemişlerdir.
Sayın Bakan, iki önerge için cevap süreniz 10 dakikadır.
Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Trabzon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın iki sözlü soru önergesini cevaplandırmak üzere söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlarım.
Önce, Sayın Uzunkaya'nın Kur'an kurslarına ilişkin sözlü soru önergesinin cevabını arz edeceğim.
Sayın milletvekilleri, ilköğretim okullarında okuyan çocuklarımızın öğretim yılı sonu yaz tatilinde Kur'an kurslarına gitmelerini sağlamak amacıyla, değişik partilere mensup milletvekilleri tarafından hazırlanan kanun teklifleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuştur.
İstanbul Milletvekili Dr. Tayyar Altıkulaç ve arkadaşları, Konya Millletvekili Veysel Candan ve arkadaşları, Erzurum Milletvekili İsmail Köse ve arkadaşları, Bolu Milletvekili Avni Akyol ve arkadaşları ile Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya ve arkadaşları tarafından hazırlanan bu teklifleri görüşmek üzere 27 Mayıs 1998 günü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, söz konusu tekliflerden, sadece, Bolu Milletvekili Avni Akyol ve arkadaşları tarafından hazırlanan teklifin müzakere edilmesini kararlaştırmıştır; ancak, yapılan müzakere sonucunda, anılan kanun teklifi reddedilmiştir.
Sayın millletvekilleri, bilindiği üzere, ilköğretimden sonra, imam-hatip liselerine gitmeden, dinî bilgileri geliştirmek ve Kur'an-ı Kerim okumayı öğrenmek isteyen herkesin, Kur'an kurslarına gitme imkânı mevcuttur. Bu konuda herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. Ayrıca, camilerde Kur'an öğretimi uygulamasına, eskiden olduğu gibi, devam edilmektedir.
Diğer taraftan, ortaya çıkan yasal boşluğu doldurmak için, 633 Sayılı Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Tasarısı hazırlanmış olup, ilgili bakanlıkların görüşü talep edilmiştir. Kısa zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisine sevk edilecek bu tasarının kanunlaşmasıyla birlikte, mevcut yasal boşluk giderilmiş olacaktır.
Sayın milletvekilleri, şimdi, Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın, bazı kanunlarda yapılacak değişikliklere ilişkin sözlü soru önergesinin cevaplandırılmasına geçiyorum.
Önergedeki soruların cevaplarını sırasıyla arz ediyorum:
1. İnsan hakları kavramı, insanların bu sıfatla sahip oldukları hakları belirten ve evrensel geçerliliği olan değerleri içerir. Başta İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olmak üzere, çeşitli uluslararası belgeler, bu anlayışı yansıtmaktadır. Bu çerçeve içerisinde, dünyanın her tarafındaki insan hakları sorunları, günümüzde evrensel bir ilginin konusu olmaktadır.
Türkiye'deki insan hakları sorunları da, kendi halkımızın doğal ilgisi yanında, bazen, farklı nedenlerle de olsa, çeşitli uluslararası kuruluşların ve yabancı ülkelerin ilgisini çekmektedir. Özellikle, demokratikleşmenin hızlandırılması, düşünce ve ifade özgürlüğünün genişletilmesi, insan hakları ihlallerini önleyici etkili düzenlemeler yapılması, bu bağlamda üzerinde en çok durulan konular arasındadır.
2. Anayasamıza göre, insan haklarına saygı, Türkiye Cumhuriyetinin değişmez niteliklerindendir. 55 inci Cumhuriyet Hükümetinin göreve başlarken Yüce Meclise sunduğu programda, ülkemizde insan haklarına saygının gerçekleşmesi için gerekli önlemlerin alınacağı, demokrasimizin eksiklerini gidermek için gerekli düzenlemelerin yapılacağı taahhüt edilmiş; Türkiye'nin, insan hakları açısından, çağımızın en ileri ülkeleri arasında yer almasını amaçlayan bu düzenlemelerin, kendi insanımıza borcumuzun bir gereği olarak yapılacağı, önemle vurgulanmıştır. Hükümetimizin çalışmaları, bu anlayış içerisinde devam etmektedir.
3. Türkiye'de, insan haklarının, çağdaş, evrensel ölçülere uygun olarak korunması ve geliştirilmesi, insan hakları ihlallerine meydan verilmemesi için gerekli idarî ve hukukî düzenlemelerin yapılması amacıyla, Hükümetimizce, bir dizi çalışma başlatılmıştır. Bunlar arasında, yasal düzenlemeyi gerektirenler, o konudaki çalışmalar tamamlandıkça Yüce Meclise sunulmaktadır. Örneğin, düşünce ve anlatım özgürlüğünün genişletilmesi amacıyla, Türk Ceza Kanununun bazı maddeleri ile Terörle Mücadele Kanununun bir maddesinde değişiklik yapılmasını öngören kanun tasarısı, Genel Kurul, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunun yerine geçmek üzere hazırlanan kanun tasarısı, Anayasa Komisyonu gündemindedir. Türkçeye, kamu denetçisi veya kamu hakemi olarak çevrilebilecek ombudsman kurumuyla ilgili kanun tasarısının hazırlık çalışmaları devam etmektedir.
4. Bilindiği gibi, yürürlükteki Türk hukukunda, belirli suçlar için ölüm cezası öngörülmüştür; ancak, son onbeş yıl içerisinde, ülkemizde, kesinleşen ölüm cezalarından hiçbiri, Türkiye Büyük Millet Meclisince o yolda karar verilmediği için, infaz edilmemiştir. Halen, Adalet Komisyonu gündeminde bulunan Türk Ceza Kanunu Tasarısı da, çağdaş ceza hukuku anlayışına uygun olarak, ölüm cezasına yer vermemektedir.
Bu arada, Türkiye'nin 1954 yılında onayladığı İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin Ek 6 ncı Protokolünün de imzalanması, Bakanlar Kurulunca ele alınmıştır. Ölüm cezasının kural olarak kaldırılmasını hükme bağlayan bu protokolün 2 nci maddesine göre, bir devlet, mevzuatında, savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş olan fiiller için ölüm cezası öngörebilir; bu ceza, ancak bu mevzuatın belirttiği hallerde ve bunların hükümlerine uygun olarak uygulanabilir.
Konu, bu yönüyle, askerî ceza hukukunu ilgilendirmektedir. Dolayısıyla, Ek 6 ncı Protokolün Türkiye tarafından imzalanması durumunda, Askerî Ceza Kanununda ne ölçüde değişiklik yapılması gerekeceğinin öncelikle tespiti zorunludur. Bu çerçeve içinde, Genelkurmay Başkanlığının görüşünü de alarak, Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarınca ortak bir hazırlık çalışması yapılması kararlaştırılmıştır.
Öte yandan, Askerî Ceza Kanununun ölüm cezasıyla ilgili bazı hükümleri, yürürlükteki Türk Ceza Kanununa yollama yapılmak suretiyle konulmuş bulunmaktadır. Yeni Türk Ceza Kanunu Tasarısı kabul edildiği takdirde, o hükümlerde de değişiklik yapmak gerekecektir. Dolayısıyla, yapılacak çalışma, bu bakımdan da yararlı olacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
BAŞKAN Soru önergelerini cevaplayan, Devlet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk'e teşekkür ediyorum.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) Sayın Bakana bir şey sorabilir miyim Sayın Başkanım...
BAŞKAN Buyurun Sayın Uzunkaya, kısaca...
MUSA UZUNKAYA (Samsun) Sayın Bakana, her iki soruma verdikleri çok açıklayıcı cevaptan dolayı teşekkür ediyorum.
Ancak, buyurdukları gibi, şu anda Mecliste olan, Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunuyla ilgili çalışma -insan hakları açısından- devam ediyor mu, edecek mi? Bu, birincisi.
İkincisi de, başı kapalı öğrencilerin üniversitelere polis zoruyla sokulmaması olayının, mesela, dün televizyonda izlediğimiz, en son örneği dün yaşanan bu olayların bir insan hakları ihlali olduğunu kabul ediyor musunuz? Olaya nasıl bakıyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Uzunkaya, soruyu doğrudan doğruya Bakana yöneltemezsiniz; soruyu, Başkanlık aracılığıyla yöneltirsiniz; İçtüzüğümüze göre.
Şimdi, yeni bir soru yöneltmiş oluyorsunuz. Ben, size, daha önce vermiş olduğunuz sözlü soru önergelerinin açıklamaları karşısında, anlaşılmayan, açıklanması gereken bir husus varsa, onu tamamlamak için söz verdim; ama, şu anda yönelttiğiniz soru, yeni bir sorudur, yeni bir olayla ilgilidir. Yine de, Sayın Bakanın takdirine bırakıyorum tabiî; ama, ben, usulü hatırlatmak durumundayım.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) Esasen, ikinci sorum, sizin bu söylediklerinize uyan bir soru.
BAŞKAN Siz, dünkü olaylardan bahsediyorsunuz...
MUSA UZUNKAYA (Samsun) En son örneği de dünkü olay dedim yani...
BAŞKAN O, yeni bir olaydır.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI HİKMET SAMİ TÜRK (Devamla) Bu konuda, İnsan Hakları Koordinatör Üst Kurulu görüşünü açıklamış bulunmaktadır; ona ekleyecek bir şeyim yok.
MUSA UZUNKAYA (Samsun) Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sorular cevaplandırılmıştır.
9. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çorum ve ilçelerine bağlı bazı köylerin kanalizasyon sorununa ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/877)
10. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı tesviye programında yer alan köylerin yollarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/878)
11. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı onarım programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve DevletBakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/879)
12. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı stabilize kaplama programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/880)
13. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı köylerin köprü ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/881)
14. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı asfaltlama programında yer alan bazı köylerin yollarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/882)
15. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı köylerin köprü ihtiyaçlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/883)
16. Çorum Milletvekili Mehmet Aykaçın, Çoruma bağlı bazı ilçelerin içmesuyu sorunlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Yılmazın cevabı (6/884)
BAŞKAN 9 uncu sırada yer alan, Çorum Milletvekili Mehmet Aykaç'ın, Çorum ve ilçelerine bağlı bazı köylerin kanalizasyon sorununa ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmesine başlıyoruz.
Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?..
DEVLET BAKANI MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) Sayın Başkan, bu ve bundan sonraki 7 adet soru, aynı milletvekili arkadaşımıza ait ve aynı içerikte olduğu için, 8'ini birden cevaplandırmak istiyorum; o şekilde hazırlandım; çünkü, 8'i de aynı yöreye ait.
BAŞKAN Önerge sahibinin bir itirazı var mı?
MEHMET AYKAÇ (Çorum) Sayın Bakanın takdirine bırakıyorum...
BAŞKAN O halde, bu 8 önergeyi de arka arkaya okutacağım. Böylece, bugün, önergelerin cevaplandırılması bakımından rekor bir çalışma yapmış olacağız.
9 uncu sıradaki soruyu okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köy içi inşaat kanalizasyon programında yer alan devam eden işler çerçevesinde:
1. Çorum-Merkez Çeşmeören, Bozboğa, Büğet, Elmalı Köyleri,
2. Sungurlu İlçesi Kavşut Köyü,
3. Kargı İlçesi Çakırlar Köyü,
4. Ortaköy İlçesi Yaylacık Köyü,
5. Alaca İlçesi Fakılar Köyü,
Yeni işler kanalizasyon etüt proje programında yer alan:
1. Çorum Merkez Kuşsaray Köyü,
2. İskilip İlçesi Kurusaray Köyü,
3. Ortaköy İlçesi Kızılhamza Köyü,
4. Alaca İlçesi Akpınar, Bolatçık, Mahmudiye, Kayabüğet Köyleri,
5. Bayat İlçesi Ahacık Mahallesi,
6. Dodurga İlçesi Yeniköy Köyü,
7. Kargı İlçesi Örencik Köyü,
8. Laçin İlçesi Gökgözler Köyü,
9. Oğuzlar İlçesi Ağaççamı, Derinöz Köyleri,
10. Osmancık İlçesi Kuzköy Köyü işleri ne zaman sonuçlandırılacaktır?
BAŞKAN 10 uncu sıradaki önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köy yolları tesviye programında yer alan:
1. Çorum-Merkez Çatalcık, Aslanköy,
2. Dodurga İlçesi Ayva Köyü,
3. İskilip İlçesi Kurusaray, Sadıklar, Elmalı, Taşkestik Köyleri,
4. Kargı İlçesi Abdi Mahallesi, Gölceğiz Köyü,
5. Mecitözü İlçesi Kargı Köyünün yolları ne zaman yapılacaktır?
BAŞKAN 11 inci sıradaki soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köy yolları onarım programında yer alan:
1. Çorum-Merkez Kınıkdeliler, Karabayır, Seyfe, Düdüklü, Seydim, Çakallı Köyleri,
2. Bayat İlçesi Yenişıhlar, Kalınpelit, Çerkeş, Kubbettin, Ayvalıca, Falıköy-Karşı Mahallesi, Sırtyolu, Yeşilçat Köyleri,
3. Dodurga İlçesi Ayva, M.D. Tekkesi Köyleri,
4. İskilip İlçesi Örenseki, Aluç Köyleri,
5. Kargı İlçesi Akçataş Köyü,
6. Osmancık İlçesi Yasiyen, Tepeyolaltı, Saraycık Köyleri,
7. Sungurlu İlçesi Tatlı, Göller Köyleri, program yılı içerisinde bitirilecek midir?
BAŞKAN 12 nci sıradaki soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köy yolları stabilize kaplama programında yer alan:
1. Çorum-Merkez Hacıbey-Çaltıcak, Oymaağaç, Altınbaş, Saraylı, Seydim, Çakallı, Narlık, Sırıklı, Beştaşoğlu, Çalyayla ilçe sınırı, Acıpınar, Öksüzler, Hımıroğlu, Karşıyaka Mahallesi, Söğüt Köyleri,
2. Alaca İlçesi Keşlik, Gökören, Sincan-Çetederesi, Seyitnizam, Yozgat hududu köy yolları,
3. Bayat İlçesi, Ayvalıca, Tevekli, İleyik Köyleri,
4. İskilip İlçesi Yazgan Mahallesi, Mantarlı, Çulhalar, Afatyakası, Saraycık Köyleri,
5. Laçin İlçesi ilçe sınırı-Karaköy,
6. Ortaköy İlçesi Kızılhamza, Kavakalan, Cevizli Köyleri,
7. Sungurlu İlçesi Tatlı, Göller Köyleri,
8. Uğurludağ İlçesi, Suhilan, Belkavak-Tuğlu Köyleri program yılı içerisinde bitirilecek midir?
BAŞKAN 13 üncü sıradaki sözlü soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köprü proje programında yer alan:
1. Çorum-Merkez Kertme Köyü Köprüsü,
2. Alaca İlçesi Bahçeli Köyü Köprüsü,
3. Bayat İlçesi Çukuröz, Yeşilçat Köyleri köprüleri,
4. İskilip İlçesi İbik Köyü Köprüsü,
5. Kargı İlçesi Akçataş, Pelitçik Köyleri köprüleri ne zaman projelendirilip inşaatlarına başlanacaktır?
BAŞKAN 14 üncü sıradaki sözlü soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köy yolları asfalt kaplama programında yer alan:
1. Çorum-Merkez Feruz, Teslim, Narlık, Çıkrık, Karaca Köyleri,
2. Alaca İlçesi Camili, Değirmenönü, Çal-Büyükkeşlik Köyleri,
3. Uğurludağ İlçesi Kaledere, Kızağılı, Dağönü, Gökçeağaç,
4. Sungurlu İlçesi Akçalı Köyü,
5. İskilip İlçesi il yolu, Elmalar Köyleri,
6. Ortaköy İlçesi Kavakalan Köyü,
7. Mecitözü İlçesi Koyunağılı Köyü,
2. Asfalt kaplama programında yer alan:
1. Çorum-Merkez, Düvenci-Karahisar, Kadıkırı, Ahilyas Köyleri,
2. Mecitözü İlçesi Sögüt yolu, Akçakoyunlu Köyleri,
3. Alaca İlçesi Kuyumcusaray Köyü,
4. Sungurlu İlçesi Demirşeyh Hacılarhanı Köyleri,
İhaleli birinci kat asfalt kaplama programında yer alan:
1. Alaca İlçesi Alaca, Çal, Akpınar-Kılavuz Köyleri,
2. Ortaköy İlçesi Ortaköy- Karahacip Köyleri ne zaman bitirilecektir?
BAŞKAN 15 inci sıradaki sözlü soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı köprüler programı içerisinde yer alan devam eden ihaleli inşaat:
1. Merkez Laloğlu Köyü köprüsü,
2. Bayat İlçesi Çerkeş, Kubbettin Köyleri köprüleri,
3. Kargı İlçesi Güney Köyü köprüsü,
4. Osmancık İlçesi Sekibağ, Konaca Köyü köprüleri,
5. Sungurlu İlçesi Büyük İncesu, Çayyaka, Kula Köyü Köprüleri,
6. Ortaköy ilçesi Aşdavul Köyü Köprüsü,
İkmal inşaat programı içerisinde:
1. Sungurlu İlçesi Aşağıfındıklı, Akçalı köprüsü program yılı içerisinde neticelendirilecek midir?
BAŞKAN 16 ncı sıradaki sözlü soru önergesini okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünden sorumlu Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Mehmet Aykaç
Çorum
Sorular:
1998 bütçe yılı içmesuyu inşaat programı çerçevesinde devam eden emanet işlerden:
1. Kalkınmada ikinci derecede öncelikli Bayat İlçesi Demirciler içmesuyu inşaatı,
2. Devam eden emanet işler, Çorum-Merkez Deliler, Mustafa Çelebi, Ahilyas, Küçük Düvenci, Ovakarapınar Köyleri,
3. Boğazkale İlçesi Gölpınar,
4. Kargı İlçesi Gölkısımlar Mahallesi,
5. Mecitözü İlçesi Karacaören,
6. Ortaköy İlçesi Yukarı Kuyucak,
7. Sungurlu İlçesi Akçakoyunlu Grubu, Asayiş Grubu,
8. Uğurludağ İlçesi Topuz,
Susuzköy içmesuyu yapım projesi çerçevesinde yeni emanet işlerden:
1. Çorum-Merkez Yeni Karadona,
2. İskilip İlçesi Karaçukur ne zaman bitirilecektir?
BAŞKAN Çorum Milletvekili Sayın Mehmet Aykaç'ın soru önergelerini cevaplamak üzere, Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Yılmaz.
DEVLET BAKANI MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çorum Milletvekilimiz Sayın Dr. Mehmet Aykaç'ın 8 adet sorusuna cevap vermek üzere huzurunuzdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sorular çok uzun, köy isimleri çok fazla olduğu için, belki hepsini zikredemeyeceğim; ama, hazırladığım bir metin üzerinden cevap vermeye çalışacağım.
1998 bütçe yılı içmesuyu inşaatı devam eden işlerden, Çorum-Bayat Demirciler Köyü ve Sungurlu-Akçakoyunlu Grubu köylerinin içmesuyu yapımı, 1998 yılı yapım programında, 1999 yılında bitecek şekilde yer almaktadır.
Çorum-Merkez Deliler, Mustafa Çelebi, Ahilyas, Küçük Düvenci, Ovakarapınar, Boğazkale İlçesi Gölpınar, Kargı İlçesi Gölkısımlar Mahallesi, Mecitözü İlçesi Karacaören, Ortaköy ilçesi Yukarıkuyucak, Sungurlu İlçesi Asayiş Grubu, Uğurludağ İlçesi Topuz, Merkez Yeni Karadona ve İskilip İlçesi Karaçukur Köylerinin içmesuyu yapımları, 1998 yılı yapım programında yer almakta olup, yıl içerisinde bitirilmesine çalışılmaktadır.
Soru önergesinde arasında yer alan, tesviye, onarım, köprü, stabilize kaplama ve asfalt programında belirtilen yolların tümü, 1998 yılı köy yolları yapım programında olup, bu yıl bitirilmesi için uğraş verilmektedir.
İhaleli birinci kat asfalt kaplama programında yer alan işin, 1998 yılında, yani bu sene yapımına devam edilecek, bitirilemediği takdirde, geriye kalan kısmı, 1999 yılı içerisinde devam edecek şekilde ihale edilecektir; yani, iki yıl içerisinde bitirilecektir.
Çorum-Merkez Çeşmeören, Bozboğa, Büget, Elmalı, Kargı Çakırlar, Ortaköy Yaylacık, Alaca Fakılar, İskilip Kurusaray, Ortaköy Kızılhamza, Alaca Bolatçık, Mahmudiye, Kayabüget, Dodurga Yeniköy, Kargı Örencik, Laçin, Gökgözler, Oğuzlar, Ağaççamı, Derinöz, Bayat Ahacık (Aşırımdurağı Mahallesi) Köyleri 1998 yılı etüt-proje programında yer almaktadır. Bunlar da, inşallah, bu sene programa girecektir, gelecek sene yapılmak üzere; etüt programları çalışması devam etmektedir.
Etüt-proje yapılan ve kanalizasyon yapımı için uygun olanların, öncelik, aciliyet ve ödenek durumuna göre, ileriki yıllarda yatırımlarına devam edilecektir.
Sungurlu Kavşut, Çorum Merkez Kuşsaray, Alacak Akpınar, Osmancık Kuzköy, Alaca Kayabüğet Köyleri, 1998 yılı etüt-proje yapımı içerisindedir, ayrıca, yapım programında yer almaktadır; ulaştırılabilirse, bu sene de yapımına geçilebilecektir.
Yatırım programında yer alan beş köyün kanalizasyon inşaatları püremanet olarak yapılmaktadır. Ödenek yetersizliği nedeniyle, inşaatların ileriki yıllara taşabilme ihtimali vardır; ama, mümkün olursa, bu sene bitirmeye çalışacağız.
Şimdi, arkadaşımız soru sormakta haklı. Herkes işinin bir an önce bitmesini istiyor, biz de istiyoruz; tabiî bunun mümkünatı yok, hem makine yönünden mümkünatı yok -elimizdeki makine miktarı belli, alet miktarı belli- hem ayrılan bütçedeki para durumu belli.
Genel Müdürlüğümüz -tabiî, bunları da bunlarla ilgili olarak söylüyorum- temmuz sonunda ihalesini yapmak üzere, 277 milyon dolarlık bir ihaleye çıkacaktır; alınacak aletler içerisinde kamyon vardır, dozer vardır, greyder vardır; Köy Hizmetlerine lazım olan her türlü alet, bu 277 milyon dolarlık alımın içerisinde olacaktır. İnşallah, bu alım da temmuz sonunda gerçekleşirse, bu makineleri, köylümüze, illerimize orantılı olarak, vicdanî olarak dağıtacağız ve bu işlerimizin çok daha süratli şekilde bitmesine çalışacağız.
Hem köyden gelen bir insan hem de daha önce Köy Hizmetlerinde çalışmış bir insan olarak, bu tür işleri yapmaktan zevk duyuyorum; köylümüze hizmet vermeye devam edeceğiz. Tabiî, milletvekili arkadaşlarım böyle şeyler soracaklar, biz cevap vereceğiz; ancak, üzülerek söyleyeyim ki, geçmiş dönemlerdeki bu tür çalışmalar, büyük çoğunlukla, biraz ayırım yapılarak, taraf güdülerek yapılmış. Biz, çalışmalarımızda, hiç kimsenin partisine bakmadan, düşüncesine bakmadan, fikrine zikrine bakmadan, sadece insan olduğuna bakarak hizmetimizi vermeye devam edeceğiz. Geçmişte yapılan yanlışlıklar varsa, o yaraları sarmaya çalışacağız. Bizim için insan önemli; ama, yeni aldığımız hizmetlerde, haksızlık giderme yönünde çalışma yapacağız. Mağduriyet, bizim için birinci ölçüdür. Mağdur olmuş insanların, geçmişten beri, yıllar boyunca, hak etmesine rağmen, sırf düşüncelerinden, fikirlerinden zikirlerinden dolayı yapılmamış bazı yolları varsa, o şeyleri de gidererek insanlarımızı barıştırma yolundaki, ülkemizdeki barışı sağlama yolundaki adımlarımızı atacağız.
Köy hizmetlerinin görevi bana verildi. Cenabı Hak, bana, Köy Hizmetlerinden sorumlu Devlet Bakanı olarak, hizmet etme görevini verdi; bundan dolayı da kendimi çok mutlu sayıyorum. Köylünün hizmetçiliğini yapmaya devam edeceğim. Köy Hizmetlerinden sorumlu Devlet Bakanı olarak bu hizmetçilikten de memnunum. İnşallah, uzun süre, yıllarca çalışır, köylümüzün tüm sorunlarını hep birlikte çözeriz.
Hepinize teşekkür ediyorum. Sayın Milletvekilim, sorularınızdan dolayı size de teşekkür ediyorum. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sözlü soru önergelerini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Mustafa Yılmaz'a teşekkür ediyorum.
Önerge sahibinin ilave bir sözü var mı efendim?
MEHMET AYKAÇ (Çorum) Sayın Başkanım, ben de, aracılığınızla, Sayın Bakana, bu sekiz soruya verdiği toplu cevaptan dolayı teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür için aracıya gerek yok efendim.
MEHMET AYKAÇ (Çorum) Tabiî, sorular size sorulduğu için, teşekkürü de sizin aracılığınızla ediyoruz. Biraz önce Sayın Uzunkaya'yı uyardınız "bana sorun" dediniz; ben de teşekkürü size ediyorum.
Sayın Bakanımın zabıtlara geçen sözlerine ilave olarak, şunu da belirtmek istiyorum: Programda var olan şeyler, mutlaka, devletin devamlılığı açısından, imkânlar ölçüsünde yapılacaktır ve yapılmaya da devam edilecektir. Bizim arzumuz odur ki, bu programlar bir devamlılık arz etmeli, program dışına fazla çıkılmamalı ve programlı çalışılmalıdır. Geçmişteki bir sorumuzda da Sayın Bakana söylemiştim; o konuda bir endişem yok, Sayın Bakan da ifade ettiler.
Teşekkür ediyor, programın tatbikini diliyorum.
BAŞKAN Ben de teşekkür ediyorum.
17 nci sıraya kadar gündemde yer almış olan sözlü soru önergeleri bu suretle cevaplandırılmıştır.
17. İçel Milletvekili Saffet Benlinin, emeklilerin maaş ödemelerinde yaşanan olumsuzluklara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/887)
BAŞKAN 17 nci sırada yer alan, İçel Milletvekili Saffet Benli'nin, emeklilerin maaş ödemelerinde yaşanan olumsuzluklara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.
Önergeyi Hükümet adına cevaplayacak Sayın Bakan?.. Hazır bulunmuyorlar.
Önerge, üç birleşim içerisinde görüşülmediğinden yazılı soru önergesine çevrilecektir; önerge gündemden çıkarılmıştır.
18. İçel Milletvekili Saffet Benlinin, A Millî Futbol Takımının aldığı mağlubiyetlerin nedenine ilişkin sorusu ve DevletBakanı Yücel Seçkinerin cevabı (6/888)
BAŞKAN 18 inci sırada yer alan, İçel Milletvekili Saffet Benli'nin, A Millî Futbol Takımının aldığı mağlubiyetlerin nedenine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesinin görüşmelerine başlıyoruz.
Önergeyi cevaplayacak Sayın Bakan?.. Genel Kurulda hazır bulunuyorlar.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın spordan sorumlu Devlet Bakanı Sayın Yücel Seçkiner tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Saffet Benli
İçel
Bilindiği gibi A Millî Takımımız son iki özel maçta Arnavutluk'a 4-1, İsrail'e ise 4-0 yenilmiştir. Bu sonuç, spor camiası ve kamuoyunda infial ve üzüntüyle karşılanmıştır.
Soru 1. Söz konusu mağlubiyetlerin nedenleri hakkında bir çalışma yaparak bunları tespit etmek ve çözümü için bir çalışma yapıyor musunuz?
Soru 2. Bu neticeden sorumlu tutulacak kişiler var mıdır ve onlar hakkında ne gibi işlem yapmayı düşünüyorsunuz?
Soru 3. Dünyada hangi ülkeye karşı böyle bir mağlubiyet alındığında sorumlular istifa edecektir?
ALGAN HACALOĞLU (İstanbul) Dünyanın hiçbir parlamentosunda bu tarz sorular sorulmaz.
BAŞKAN Soru sorma konusu milletvekili arkadaşlarımızın yürütmeyle ilgili değerlendirmelerine bağlı; cevap konusunda sayın bakanlarımız bağlıdırlar, cevap vermek durumundalar.
Buyurun Sayın Bakan.
Cevap süreniz 5 dakikadır.
DEVLET BAKANI YÜCEL SEÇKİNER (Ankara) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; İçel Milletvekili Sayın Saffet Benli'nin, A Millî Futbol Takımının aldığı mağlubiyetler hakkındaki sözlü sorusuna cevap vermek üzere huzurlarınızdayım.
Malumlarınız, cumhuriyet tarihinde ilk defa, geçen sene, A Millî Futbol Takımımız, Avrupa şampiyonasına iştirak etti ve bu maçlar bittikten sonra yurda döndü, 2000 yılındaki yeni Avrupa şampiyonasının hazırlıklarına başladı. Teknik direktör Fatih Terim görevinden ayrıldı, yerine Mustafa Denizli getirildi.
Üçüncü grupta ilk maçımız 5 Eylül 1998 tarihindedir; yani, arada onyedi aylık bir fark var. Üçüncü grupta Almanya, Finlandiya, Kuzey İrlanda, Moldavya'yla karşılaşacak takımımızın hazırlıklarını yapmak üzere kırk kişilik genç bir kadro kuran Mustafa Denizli, bu antrenman maçlarında her türlü denemeyi yapmaktadır. Mağlubiyeti kimse hazmedemez; fakat, bunlar bir hazırlık maçıdır; hedef 5 Eylüldeki maçtır. Onun için, biz, 5 Eylüldeki maça hazırlanıyoruz. Ben takımımıza başarılar diliyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Soru önergesini cevaplayan Devlet Bakanı Sayın Yücel Seçkiner'e teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, sözlü sorular için ayrılan 1 saatlik süremiz böylece dolmuş bulunmaktadır.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
Önce, yarım kalan işlerden başlıyoruz.
VI. KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİYLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1. Kütahya Milletvekili Mustafa Kalemli, Anavatan Partisi GenelBaşkanı Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı İstanbul Milletvekili Tansu Çiller, Demokratik Sol Parti GenelBaşkanı İstanbul Milletvekili Bülent Ecevit, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Antalya Milletvekili Deniz Baykal ile 292 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/676) (S.Sayısı : 232)
BAŞKAN Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 83 üncü Maddesinin Değiştirilmesine Dair Kanun Teklifinin ikinci müzakeresine başlayacağız.
Komisyon?.. Yok.
Müzakere ertelenmiştir.
2. Bayburt Milletvekili Ülkü Güney ve Ankara Milletvekili Yücel Seçkinerin, 1076 Sayılı YedekSubaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınma Önergesi (2/669) (S. Sayısı : 338)
BAŞKAN 1076 Sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile 1111 Sayılı Askerlik Kanunlarında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin maddeleri, üzerindeki önergelerle birlikte, geçen birleşimde İçtüzüğün 88 inci maddesine göre komisyona geri verilmişti; komisyon, raporunu henüz vermediğinden, teklifin müzakerelerini erteliyoruz.
3. Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısı ile Antalya Milletvekili Deniz Baykal ve 39 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Gürcan Dağdaş ve 6 Arkadaşının, Trabzon Milletvekili Yusuf Bahadır ve 9 Arkadaşının, İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 7 Arkadaşının Aynı Mahiyetteki Kanun Teklifleri ve İstanbul Milletvekili Ercan Karakaş ve 2 Arkadaşının İşçi ve Memur Emeklileri ile Bunların Dul ve Yetimlerinin Sendikalaşmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Plan ve Bütçe komisyonları raporları (1/702, 2/224, 2/929, 2/1000, 2/1023, 2/1024) (S. Sayısı : 553)
BAŞKAN Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Tasarısının müzakerelerine devam edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
4. Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/689) (S. Sayısı : 631)
BAŞKAN Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının müzakerelerine devam edeceğiz.
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
5. Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji komisyonları raporları (1/735) (S. Sayısı : 638) (1)
BAŞKAN Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları raporlarının müzakerelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Komisyon?.. Hazır.
Hükümet?.. Hazır.
Komisyon ve Hükümet yerlerini aldılar.
Geçen birleşimde 1 inci maddenin oylamasında kalmıştık.
Şimdi, 1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kendi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticareti ile iştigal eden gerçek ve tüzelkişi tacirler tarafından yapılır.
Birinci fıkrada sayılan kişi ve kuruluşların toptancı hal dışına yaptıkları satışlarda fatura düzenlememeleri veya eksik fatura düzenlemeleri halinde mal bedelinin % 25i oranında belediye payı tahsil olunur. Eylemin tekrarı halinde, ayrıca, 21 inci maddeye göre yapılmış bulunan işyeri tahsisi belediye encümenince iptal edilir.
BAŞKAN Madde üzerinde, Fazilet Partisi Grubu adına Afyon Milletvekili Sayın Osman Hazer, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük söz istemişlerdir.
İlk söz, Fazilet Partisi Grubu adına, Afyon Milletvekili Sayın Osman Hazer'in.
Buyurun Sayın Hazer. (FP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
(1) 638 S. Sayılı Basmayazı 3.6.1998 tarihli 97 nci Birleşim tutanağına eklidir.
FP GRUBU ADINA OSMAN HAZER (Afyon) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri televizyonları başında izleyen değerli vatandaşlarımız; görüşülmekte olan, 638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde, Fazilet Partisinin görüşlerini arz etmek için huzurlarınızda bulunuyorum; sözlerime başlamadan önce hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Toplam yaş sebze ve meyve üretimimiz 25-30 milyon ton civarındadır; bunun, yaklaşık yüzde 5'i ihraç edilmektedir. Bu oran İsrail'de yüzde 31, İspanya'da ise yüzde 45'tir. Bugün, hâlâ, içpazara sürülen yaş sebze ve meyvenin, ancak yüzde 35-40'ı toptancı hal turnikesinden geçmekte, yüzde 60-65'i oranındaki yaş sebze ve meyve hiçbir kayda girmeksizin pazarlanmaktadır.
Yaş sebze ve meyvenin hal dışında alınıp satılması, devlet için önemli bir gelir kaybı anlamını taşımaktadır. Ülkemizin önemli bir sorunu olan kayıtdışı ekonomi olgusunun önemli bir bölümü yaş sebze ve meyve piyasasında oluşmaktadır. Üreticilerin ürünlerinin toptancı hale girmesiyle, bu alandaki alım satımlar kayıt altına alınabilecek ve ürünler, vergi konusu haline gelebilecektir. Bu piyasanın kayıt altına alınmasıyla, ülkemizin önemli bir sorunu olan enflasyon sorununu çözme konusunda da önemli bir adım atılmış olacaktır. Bu sorun, bir taraftan, kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması ve bu sayede vergi gelirlerinin artırılması yoluyla bütçe açıklarının azaltılması sayesinde, diğer taraftan, fiyatların rekabet koşullarında oluşması ve böylece istikrara kavuşturulması sayesinde aşılmış olacaktır.
Fiyatların toptancı halde oluşmasıyla, tüketicinin de korunması sağlanmış olacaktır. Yaş sebze ve meyvenin toptancı hale girmesiyle, kayıtdışı ekonominin kayıt altına alınması, enflasyonun düşürülmesi, tüketicinin korunması gibi olumlu sonuçların yanında, üretici, komisyoncu ve tüccarın da çıkarları korunmuş olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; yaş sebze ve meyve pazarlamasında, üretici direkt olarak rol alabildiği gibi, toplayıcılar, mahallî alıcılar, pazarcılar gibi pazarlama aracıları da çeşitli şekillerde devreye girmektedirler; ancak, yurtiçi yaş sebze ve meyve pazarlamasında en büyük rolü, toptancı halleri ve bu hallerde görev yapan komisyoncular ile tüketim merkezi komisyoncularına, semt pazarlarına ve dış satımcıya mal temin eden tüccarlar oynamaktadır.
Bir yandan, ülkemizdeki pazarlama aracılarının çokluğu, diğer yandan da -en az el değiştirme kooperatif alımlarında olduğu halde- yaş sebze ve meyve pazarlamasında üreticilerinin rolünün son derece az olması sonucunda, tarla ve pazar fiyatları arasında normal olmayan farklar oluşmakta, bundan, üretici ve tüketiciler değil, çoğu zaman, pazarlama aracıları faydalanmaktadır. Bu durumun önlenebilmesi, üretici şeklinde kurulan üretici birliklerinin teşvik edilmesi suretiyle sayılarının artırılmasına ve toptancı hallere yaş sebze ve meyve borsası karakteri kazandıracak tedbirlerin alınabilmesine bağlı bulunmaktadır.
Yaş sebze ve meyvenin toptancı hallerine daha az kademeden geçerek girmesini sağlamaya ilişkin tedbir ve düzenlemelere tasarıda yer verildiği gibi, üretici birliklerinin teşvik ve desteklenmesi konusunda da, tasarıya hüküm konulmuştur. En önemli hadise, burada yapmamız gereken, Katma Değer Vergisinin düşürülmesidir; bunu, hal esnafı söylüyor.
Her şeyden önce, belediyelerin denetiminde olan bugünkü hallerle ilgili -belediyelerin gelir unsuru elde etmek için yaptıkları çalışmalar dolayısıyla, maalesef, uygulamada çok büyük hatalar olduğu kanaatini taşıdığımı biraz önce ifade etmiştim- buraya bir madde konulmasında fayda görüyorum. Eğer, gerçekten, bu denetimlerin ve uygulamanın daha sağlıklı olması arzu ediliyorsa, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının illerdeki teşkilatlarının bu anlamda daha ciddî ve daha sağlıklı bir denetim yapmaları ve özellikle, küçük hallerdeki denetimlerini sıklaştırmaları gerektiğine inanıyorum; ama, her şeyden öte, 15 bin liraya satılan domatesin, tüketiciye 250 bin liraya intikal etmesi konusunda gerekli tedbirlere, 55 inci Cumhuriyet Hükümetinin muhakkak surette, ama muhakkak surette tekrar göz atması ve bu anlamda gerekli tedbirleri alması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; özellikle, üreticinin toptan sattığı ve ihracatçıya satmış olduğu mallarda çok büyük problemler olmasa da, bu malların, muhakkak surette toptancı hallerden geçmesi konusunda uygulamada herhangi bir sıkıntı olmaması gerektiğine inanıyorum.
Yine, göz önüne alınması gereken bir husus da, ürünün satış fiyatı üzerinden yüzde 1 oranında kesilip, Bağ-Kur'a aktarılan sosyal güvenlik gideridir. Bu sosyal güvenlik gideri, üreticinin sattığı bütün üründen kesildiği için, normal bir mükellefin yılda ödediğinden çok daha fazla prim kesilmektedir; bunun da, mutlaka göz önüne alınması lazımdır.
Semt pazarlarının altyapıları ıslah edilmek suretiyle, üreticiden doğrudan doğruya alınan ürünlerin, direkt tüketiciye intikali sağlanmalıdır. Bu uygulama, aradaki masrafları kaldıracağından, meyve ve sebze fiyatlarının daha düşük teşekkül etmesini ve aynı zamanda, üreticilerin, ürettikleri malı, dilediklerine, pazarlık etmek suretiyle, satmalarını; böylece, kendi inisiyatifleriyle demokratik bir haklarını kullanmalarını sağlayacaktır.
Toptancı halinin yüzde kaçı üretici ve üretici birliklerine tahsis edilecektir? Bunun mutlaka göz önüne alınması lazım. Toptancı hallerini cazip hale getirmek için, üreticiye vergi iadesini getirmek lazımdır. Böyle bir teşvik ortaya konulduğu zaman, kayıtdışı ekonominin çok aza indiği ortaya konulur.
Ayrıca, toptancı hallerinde, sebze ve meyve, geldiği gün bitmeyebilir, satılmayabilir; böyle durumda, hallerin içerisinde bulunacak olan soğukhava depolarında muhafaza edilmesi lazımdır. Eğer, soğuk hava deposu olmazsa, üretilen sebze ve meyve çürümeye terk edilir.
Fazilet Partisi Grubu olarak, yasa tasarısının maddeleri üzerinde değişiklik önergelerimiz olacaktır.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Fazilet Partisi Grubu adına konuşan Afyon Milletvekili Sayın Osman Hazer'e teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük'te.
Buyurun Sayın Küçük. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; şahsım ve Grubum adına, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, ülkemizin yüzde 35'i kırsal alanda yaşıyor ve çalışanların yüzde 41'i de tarımda çalışıyor. Kısacası, ne desek, Türkiye, bir tarım ülkesi görünümü vermeye devam ediyor. Bu durum, elbette çok övünülecek bir tablo değil; ama, mevcut durumu lehimize çevirecek mekanizmaları kurarak bu durumdan yararlanmamız gerekiyor.
Tarım insanları, bu ülkenin gelirinden yüzde 13 pay alıyor; yüzde 41 çalışanı barındırıyor; ama, gelirden yüzde 13 pay alıyor. Bu kesimde çalışanların ortalama millî gelirden aldıkları pay, Türkiye'nin üçte 1'i kadar; 1 000 dolar civarında. Tarım, insanları ana kucağı gibi sarmış; sosyal sorunları yumuşatan bir ana kucağı gibi.
Değerli arkadaşlarım, bugüne kadar çeşitli yayın organlarında, çeşitli köşe yazarları, çeşitli kişiler, Türkiye'de, tarımı hep birtakım kaynakları kurutan, yok eden ve birtakım kaynakları boşu boşuna harcayan bir sektör olarak görüyorlar. Oysa, tarım, Türkiye'nin yarattığı tüm zenginliklerin ana sermayesi ve kaynağıdır; çünkü, ülkemizdeki oluşturduğumuz tüm zenginliklerin kaynağında tarım gelirlerimiz yatıyor. İşte, onun için Mustafa Kemal "köylü, bu milletin efendisidir" demiş; çünkü, üreten insanlardır; üretene, üretime ve üretimin fonksiyonlarına saygı duymamız gerekiyor.
İşte, bu düzenlemeyle, tarım gelirlerinin kayıt içine alınmasını esas alan bir tasarı karşımızda. Burada, tarımdan, ülke bütçesine önemli kaynaklar aktarılacağı muhakkaktır. 1 inci maddedeki konuşmam sırasında, Sayın Başkan, konu dışına çıktığım şeklinde beni uyarmıştı.
Değerli arkadaşlarım, biz, ülke ekonomisinin kayıt içine alınmasına sıcak bakıyoruz; ama, kayıt içine alınan ekonomiden, eğer bu ekonomiyi oluşturan, esas üretimi yapan, metaı üreten insanların dünyadaki diğer tarım insanları gibi desteklenmesini sağlayacak mekanizmaları da beraberinde kuramazsak bir eksiklik ortaya çıkar; bunu ifade etmeye çalıştık; yani, tarıma, doğru desteklemeler yapmak, selektif desteklemeler yapmak; bunu anlatmaya çalıştık.
Değerli arkadaşlarım, onun için, herhangi bir düzenleme yaparken, bu durumu, bu sorunu görmezden gelirsek, bu insanların gelirini artıran mekanizmaları oluşturamazsak, önemli sosyal sorunlara yol açabileceğimizi hiç kimse unutmasın. Bu yasayı çıkarırken, tarımda ne olduğu belli olmayan mafyanın, kayıtdışı ekonominin canına ot tıkarken, bu kesimden devlete vergi aktarırken, eğer, bu sektöre gerekli destek mekanizmalarını oluşturmazsak, en büyük hatayı yaparız. Buradan elde edeceğimiz vergilerin önemli bir kısmını mutlaka üreticiye döndürecek mekanizmaları doğru bir şekilde kurmak zorundayız; doğru destekleme mekanizmaları kurmak zorundayız. Hükümetten, bu yönde de hazırlayacağı tasarıları bekliyoruz.
Değerli arkadaşlarım, bakın, Parlamentoda ikibuçuk yıldır görev yapıyorum. Tarım insanları adına herkes çok şey söylüyor, çok söz söylüyor. Burada yapılan gündemdışı konuşmaların yüzde 60-70'inin bu kesimdeki insanlar için yapıldığını görüyorum; ama, tarım için, tarımla ilgili insanlar için ikinci yasa çıkıyor -ki, bu da, tarımdan ülke bütçesine kaynak aktarmaya yöneliktir- bir tek yasa çıkmıştır, o da Mera Kanunudur; o da, yarım yamalak çıkmıştır, yeniden gelmesini bekliyoruz.
Değerli arkadaşlarım, ülkede, tarımsal üretim kalıpları, meyve sebze lehine gelişiyor; bu, iyi bir gelişmedir; yani, artık, pazar için üretim yapan bir tarım sektörü oluşuyor; bu, doğru bir gelişmedir. Yani, artık, tarımcılar, sanayiciler gibi artı değer üreten, yatırım yapan ve işini geliştiren insanlar olmak durumundadır. Tarım, yaşayan, yarışan bir sektör olmak durumundadır ve dolayısıyla, tarımın, kaynağa ihtiyacı vardır; tarımın, teknolojiye ihtiyacı vardır; tarımın, bilgiye ihtiyacı vardır; bu, doğru bir gelişmedir. Yapmamız gereken, Türkiye'de tüketim kalıplarının bu yönde oluşmasına yardımcı olmaktır. Yani, sadece üretimi geliştirmek de yetmez; insanların, doğru tüketim yapmasını ve insanların, doğru tüketim kalıpları içerisinde iyi beslenmesini sağlayacak mekanizmaları da kurma görevimiz vardır ve bu görevi burada yapıyor olduğumuzu zannediyorum; en azından öyle olmalıdır. Yani, çıkaracağımız yasayla, ülke kaynaklarını, bütçe kaynaklarını geliştirirken, bir taraftan da, tüketicinin daha çok ve sağlıklı tüketim imkânlarına sahip olmalarını da temin etme görevimiz vardır.
Türkiye'nin, yaş sebze ve meyvede ihracat imkânları mutlak artırılmalıdır. Türkiye, bölgesinde, gerek Avrupa'ya gerek Ortadoğu'ya, önemli yaş sebze meyve ihracatı kapasitesi olan bir ülkedir. Bu yönde, mutlak gerekli girişimler yapılmalı ve duvarların yıkılması yönünde dışpolitik girişimler geliştirilmelidir. Bu konudaki hukuksal ve siyasal gelişmeler mutlaka yapılmalıdır. Üretim içindeki ihracat payımız mutlaka artırılmalıdır. İhracata uygun üretim desteklenmeli, bu konuda bilgi ve teknik donanım eksikliği giderilmeli, ihracatın önü açılmalı, Türk sebze ve meyvesi tüm dünyaya satılabilmelidir. Meyve ve sebzemizin aromatik özellikleri korunmalı, dış pazarlara iyi tanıtılmalı, Avrupa Birliği ülkeleri ve komşu ülkelerde yeni pazar imkânları yaratılmalıdır.
Değerli arkadaşlarım, Hal Yasasının belediyelerimize kaynak sağlayacağı doğrudur. Eğer bu yasayı belediyeler uygulayacaksa, elbette, bundan, ciddî gelirlerinin olması doğaldır; ama, bunların kabul edilebilir imkânlara ve esnek kalıplara uydurulması gerekmektedir. Bu yönde de, Grubumuzun hazırladığı çok ciddî bir önerge vardır, 3 üncü maddede bunu göreceğiz ve inanıyorum ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli desteği sağlayacak, uygulanabilir bir yasanın çıkmasına olanak verecektir.
Değerli arkardaşlarım, bu işin bir diğer önemli yanı, bu yasanın uygulanabilir olmasının bir diğer yanı da, Katma Değer Vergisi oranlarıdır. Eğer, bu Katma Değer Vergisi oranlarıyla bu yasayı uygulama gayreti içerisine girersek, sonucun hiç de tahmin ettiğimiz gibi olmayacağını göreceğiz. Bunun ardından gelecek olan, Bakanlar Kurulunun, yaş sebze ve meyvedeki katma değer oranlarını, kabul edilebilir boyutlara, makul sınırlara çekmesi gerekmektedir; bizce, bu sınır da yüzde 1-2'ler civarındadır. Böylece, üretici, ürettiği malı, rahatlıkla, hiç korkmadan, çekinmeden hale getirebilecek ve sebzenin üzerinde oluşabilecek gereksiz maliyet unsurlarını da ortadan kaldırmış olacağız, en önemli yapmak istediğimiz, sebze ve meyve üretimini, tarım üretimini kayıt içine alma noktasında önemli bir görevi de başarmış olacağız.
Değerli arkadaşlarım, konuşmamın başında bahsettiğim doğru desteklemeler konusunda prim sistemini öneriyoruz. Buradan elde ettiğimiz kamu kaynaklarının önemli bir kısmını, hangi ürünü destekliyorsak, hangi ürünün Türkiye'de daha çok üretilmesini istiyorsak, o ürünü -tıpkı, süt üretiminde yaptığımız ve bugün 3 bin lira gibi çok minimum düzeylerde kalan desteklemede olduğu gibi- üreten üreticiye prim olarak verme ve bu prim sistemiyle de, ürünün kayıt içine alınmasında üreticinin gönüllü desteğini sağlama görevimiz vardır. Sadece ceza vererek sistem kurmak, başarısızlığa baştan razı olmak demektir.
Değerli arkadaşlarım, biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, tekrar, tarımla ilgili yeni düzenleme konusunda çalışma yapılması için Hükümeti uyarıyor ve buna ilişkin çalışmalarını bekliyoruz. Bu konuda her türlü olumlu katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz.
Bu vesileyle, ben, bu yasanın, ülke ekonomisine, Türk çiftçisine, tüketicilerimize ve ekonomimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, Yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum. (CHP, DSP ve ANAP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Çanakkale Milletvekili Sayın Ahmet Küçük'e teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Muğla Milletvekili Sayın İrfettin Akar'da. (DYP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Akar.
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
DYP GRUBU ADINA İRFETTİN AKAR (Muğla) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün, hızla küreselleşen dünyada, Türkiye'nin, yerini alabilmesi, ekonomik alanda kendine yer edinebilmesi, gelişmiş dünya ülkelerinin ekonomik yapılarına kavuşmasıyla mümkündür.
Ekonomilerin en önemli sorunlarından biri, üretilen mal ve hizmetin dağıtılmasıdır. Bütün ekonomik sistemler ve doktrinler, bu sorunun çözülmesi için geliştirilmiştir.
Serbest pazar ekonomisi, üretilen mal ve hizmetin, devletin hiçbir müdahalesi olmaksızın, serbestçe dağıtılmasını savunur. Diğer taraftan, sosyalist ülkelerde uygulanan ekonomik sistemlerde ise, mal ve hizmetin üretim ve dağıtımı, devletin mutlak kontrolü altında yapılmaktadır.
Çağdaş dünyayla entegre olma yolunda olan ülkemizin en önemli sorunu, bence, malî mevzuatın çağdaşlaştırılması ve piyasa koşullarına uyum sağlayacak kanunların çıkarılmasıdır. Dışpazarlar aranmalı ve ihracat mutlaka artırılmalıdır.
Şimdi, diyeceksiniz ki, bu hal yasası ile bunun ne ilişkisi var, ne anlamı var. Değerli arkadaşlar, piyasa ekonomisinde, kibrit satımından trilyonluk işlere kadar tüm üretim ve dağıtım sistemlerinde adaleti ve rekabeti sağlama ve uygulama zorunluluğu vardır. Bu kanun maddesiyle getirilmek istenen yenilik, aslında, rekabetçi koşulun savunulmaya çalışılmasıdır. Böylece, dağıtım tekeli kırılacak, tüketiciye ucuzluğun sağlanması kaçınılmaz olacaktır. Bizim iktidar dönemlerimizde bunlar yapılmıştır.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; söz konusu madde değişikliğiyle, kendi nam ve hesaplarına yaş sebze ve meyve ticareti yapan gerçek ve tüzel kişiler de kapsama alınmaya çalışılmıştır. Böylece, kendi nam ve hesabına yaş sebze ve meyve ticaretiyle iştigal edenlerin toptancı halinde satıcı olarak girişimde bulunmaları, toptancı halinde mal akışını sağlayıcı bir unsur olarak karşımıza çıkacaktır.
Benim temelde savunduğum ilke, tekelleşmeden ziyade, hür girişimcilerin çoğaltılarak, mal ve hizmet üretiminde ucuzluğun sağlanması ve kalitenin artırılmasıdır.
Yüce Parlamento olarak yapacağımız en önemli işlev, girişimcinin gerisinde kalmadan, düzenleyici hukuk kurallarını çıkarıp hür teşebbüsün önünü açmaktır.
Doğru Yol Partisi bu çalışmaların hep öncüsü olmuştur. Bizim iktidarda bulunduğumuz dönemlerde çıkarılan Rekabet Yasasıyla tekelleşmeyi önleme, rekabeti önplana çıkarma hedeflenmiştir.
Bu maddeyi, kısmen de olsa rekabeti artırıcı özellik taşıması nedeniyle, olumlu buluyorum. Devlet, ekonomik sistemin içinde yer almamalı, tekelleşmeyi, haksız rekabeti önleyici, tam rekabeti sağlayıcı tedbirleri alarak hakem rolünde olmalıdır. Kısaca, rekabetin önünü açacak yasaları bir an önce çıkarmalıdır.
Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; biz, bu Yüce Meclisi tıkama yerine, milletin yararına olan her tür yasal girişimi destekleriz. Böyle olumlu çalışmaları, kısır siyasî çatışma içine girmeden destekleyeceğimizi belirtir, Yüce Heyetinize sevgi ve saygılar sunarım. (Alkışlar)
BAŞKAN Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşan Muğla Milletvekili Sayın İrfettin Akar'a teşekür ediyorum.
Söz sırası, Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, Grup Başkanı, Van Milletvekili Sayın Mahmut Yılbaş'ta.
Buyurun Sayın Yılbaş.
DTP GRUBU ADINA MAHMUT YILBAŞ (Van) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kısacası, hal olarak vasıflandırılan, isimlendirilen değişiklik tasarısı üzerinde, Demokrat Türkiye Partisi Grubu olarak, görüşlerimizi arz etmek için huzurunuzdayım. Başta zatıâliniz olmak üzere, bütün milletvekili arkadaşlarıma saygılarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, söz konusu tasarının tümü üzerinde görüşülürken, Demokrat Türkiye Partisi Grubu olarak, görüşlerimizi burada açıklama cesareti gösterdik; muhalifiyle muvafıkıyla, sayın milletvekillerinin -ifade edilen veya edilmeyen- tepkisiyle karşılaştık. Kimi sözcüler buraya geldiler, dediler ki: Siz, iktidar ortağısınız ve beş Bakanınızın imzası var; o halde, niye buraya geliyorsunuz da, bu tasarı hakkında görüş ifade ediyorsunuz? Ayrıca, komisyonlarda da üyeleriniz var; onlar da bunu görmüşlerdir. Niçin, burada da Genel Kurulu fuzuli olarak işgal ediyorsunuz? Söylemek istedikleri şey, galiba, özetle şuydu: Pişmiş aşa, niye su katıyorsunuz?
Değerli arkadaşlarım, 2 nci madde üzerinde yapacağımız açıklamalara girmeden evvel, bu konulara açıklık getirmek istiyorum. Bu tasarı, iki komisyonda görüşülmüştür; birinci olarak İçişleri Komisyonunda, ikinci defa da Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda.
Değerli arkadaşlarım, bu matbu evraka baktığımızda şunları görüyoruz: İçişleri Komisyonuna başkanlık eden Akın Gönen, Niğde Milletvekili ve ANAP Grubuna mensup; Antalya Milletvekili Yusuf Öztop, CHP Grubuna mensup ve "muhalifim" notunu koymuş. Arkasından, Fazilet Partisi Grubuna mensup Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbay Bey... Bunu, teker teker okuyacağım burada; bütün kamuoyunun, özellikle, çiftçi ve köylü vatandaşlarımın bilmesini istiyorum. Mahmut Sönmez, Bingöl Milletvekili, Fazilet Partisi Grubuna mensup. (FP sıralarından "ANAP" sesleri) Sebgetullah Seydaoğlu, ANAP milletvekili; Abdulbaki Gökçel, DSP İçel Milletvekili; Yusuf Pamuk, ANAP İstanbul Milletvekili; Ali Rıza Bodur, sayın milletvekilimiz İzmir Milletvekili olup CHP Grubuna mensup; Başkanvekili Cihan Yazar, Manisa Milletvekili olup DSP Grubuna mensup; Haydar Oymak, yine, CHP'ye mensup, Amasya Milletvekilimiz; Hüsamettin Korkutata, Bingöl Milletvekili, Fazilet Partisi Grubuna mensup; Mehmet Aykaç, Fazilet Partisi Çorum Milletvekili; Ömer Vehbi Hatipoğlu, Fazilet Partisi Diyarbakır Milletvekili; Ali Talip Özdemir, ANAP İstanbul Milletvekili; Mustafa Baş, Fazilet Partisi İstanbul Milletvekili; Kemal Albayrak, Fazilet Partisi Kırıkkale Milletvekili ve Seyit Eyyüpoğlu, ANAP Şanlıurfa Milletvekili.
Değerli arkadaşlarım, bunun içerisinde Demokrat Türkiye Partisine mensup bir milletvekilinin ismi bulunmamaktadır; ne imzaya katılmıştır, ne de burada bulunmuştur.
Değerli arkadaşlarım, eğer sabrınızı taşırmazsam, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporuna bakıyoruz: Başkan, Sayın Haluk Müftüler, Denizli Milletvekili olup ANAP Grubundandır. Sözcü, Abdullah Akarsu, Manisa Milletvekili olup ANAP Grubuna mensuptur. İbrahim Yavuz Bildik, Adana Milletvekili olup ANAP Grubuna mensuptur, yalnız, imzada bulunmamıştır. (DSP sıralarından "DSP" sesleri)
Özür diliyorum.
ALİ ILIKSOY (Gaziantep) Demokratik Sol Parti, Başkan...
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Evet.
Mahmut Bozkurt, ANAP Adıyaman Milletvekili; Ziya Aktaş, DSP İstanbul Milletvekili; Mahmut Işık, CHP Sıvas Milletvekili; Sıtkı Cengil, Fazilet Partisi Adana Milletvekili "muhalifim" şerhini koymuştur; Osman Hazer, Fazilet Partisi Afyon Milletvekili; Yaman Törüner, ANAP Afyon Milletvekili; Yüksel Aksu, Bursa, Fazilet Partisi; Ömer Demir, Kırşehir, Doğru Yol Partisi...(DYP sıralarından "artık maddeye gel" sesleri, gürültüler)
Müsaade ederseniz geleceğim efendim. Lütfen... Lütfen...
Ziyattin Tokar, Ağrı, Fazilet Partisi; Altan Karapaşaoğlu, Bursa, Fazilet Partisi; Nedim İlci, Muş, Fazilet Partisi.
Değerli arkadaşlarım, bunların içerisinde de, Demokrat Türkiye Partisine mensup bir milletvekilinin ne katılmışlığı ne de üye olarak imzası bulunmaktadır.
MEHMET GÖZLÜKAYA (Denizli) Doğru Yolun da yok.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Evet, doğrudur.
Değerli arkadaşlarım, beş bakanımız bu kanun tasarısına imza atmışlardır. Bu ayıp da bize yeter, onu da kabulleniyorum. (FP ve DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
NEVFEL ŞAHİN (Çanakkale) Çekin geriye... Geriye çekin...
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Onu Hükümet bilir.
Değerli arkadaşlarım, aşağıdan bana "artık maddeye gel" dediler. Maddeye de gelelim...
BAŞKAN Sayın Yılbaş, ben de aşağıdaki arkadaşlarımızın temennisine katılıyorum; sadede gelmeniz lazım efendim.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Sayın Başkan, işte, madde herhalde sadet oluyor.
BAŞKAN Evet, Sayın Yılbaş.
AGÂH OKTAY GÜNER (Ankara) Zatıâlinizden başka sözcünüz de yok.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Sayın Başkanım, Demokrat Türkiye Partisi sözcüleri, bu kürsüye geldiğinde, başka başkanvekilleri tarafından, sanki Maginot Hattı teşekkül ettiriliyor gibi, sözcülerimize, top geçer adam geçmez muamelesi yapılıyor. Zatıâliniz de eğer böyle bir uygulamaya girecekseniz, vay bizim halimize...
Teşekkür ediyorum efendim.
552 sayılı Kanun Hükmündeki Kararnamenin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aynen şöyle dediğini görüyoruz: "Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikler ve komisyoncular tarafından yapılır."
İkinci fıkra: "Birinci fıkrada sayılan kişi veya kuruluşların -lütfen, dikkatinizi buraya, ikinci fıkraya çekmek istiyorum- birinci fıkrada sayılan kişi veya kuruluşların, toptancı hal içerisinde kendi aralarında mal almaları, satmaları ve devretmeleri yasaktır; tüm satışlar, hal dışına yapılır."
Ben, getirilmekte olan tasarıda aynı maddeyle ilgili değişikliğe bakıyorum ve bu iki fıkranın değiştirildiğini görüyorum. Acaba, ne vardı ki, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin ikinci fıkrası tamamen... Çünkü, arkasında... Daha 16 ncı maddede de çıkacağım ve burada, sizlere, neler olup bittiğini anlatacağım.
Değerli arkadaşlarım, hafta sonunu, tamamen, güneyde, üreticiler arasında geçirdim. Benimle beraber, muhtelif partilere mensup milletvekilleri de vardı; hatta, bir Sayın Bakan da vardı. Sayın Bakan o kadar alınganlık gösterdi ki, bu kürsüde söylediğimi, orada, bir festivalde, üreticilerin karşısında aynen söylediğimde, kendisinin olmadık sözlerine muhatap kaldım. Onun için, acaba, bu ikinci fıkranın bu kanun hükmünden çıkarılmasının sebebi nedir? Eğer, ilgililer gelir, bunu, burada, bize izah ederlerse, bizim de söyleyebilecek sözümüz vardır.
8 inci maddede yapılan değişiklikle getirilmek istenen birinci fıkra, hemen hemen kanun hükmündeki kararnamenin birinci fıkrasıyla aynı; ama, ikinci bir fıkra ekleniyor ve "birinci fıkrada sayılan kişi ve kuruluşların toptancı hal dışına yaptıkları satışlarda fatura düzenlememeleri veya eksik fatura düzenlemeleri halinde, mal bedelinin yüzde 25'i oranında belediye payı tahsil olunur" deniliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yılbaş, konuşmanızı tamamlayın efendim.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bir alttaki maddeye baktığımızda, aynı usulsüzlükler söz konusu olduğunda, üreticiye getirilen yaptırım, bunun en az yüzde 50 fazlası. Acaba, devlet karşısında bazıları üvey çocuk da, bazıları aynı anadan aynı babadan doğma değil mi? Niçin, burada, değişik kesimler söz konusu olduğunda, değişik şekilde uygulama getirilmek isteniyor?
Son maddesine kadar, bu kanun tasarısı görüşülürken, Demokrat Türkiye Partisi adına, burada, ister beğenilsin ister beğenilmesin, konuşmalarımıza devam edeceğiz. Grubumuzun sayısal ağırlığı kadar, her türlü engellemeye devam edeceğiz ve biraz sonraki konuşmalarda da, vatandaşlarımın bana ilettiği, burada söylememi ve okumamı istedikleri belgeleri de sizlere arz edeceğim.
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. (DTP ve FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına konuşan Van Milletvekili Sayın Mahmut Yılbaş'a teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlarım, Mecliste yönetim görevi üstlenen arkadaşlarımız, başkanvekillerimiz, kürsüdeki hatiplerin görüşlerini açık bir şekilde Genel Kurula duyurabilmelerini sağlamak gibi bir yükümlülük altındadırlar; ancak, İçtüzüğü de uygulamak zorundadırlar; yoksa, siyasî parti farkı gözeterek işlem yapmak, hiçbir arkadaşımızın mutadı değildir.
MAHMUT YILBAŞ (Van) Tutanakları getirtirim...
BAŞKAN Şimdi, Sayın Yılbaş, kendisi de, madde üzerinde konuşurken süresini iyi kullanamadı ki, sözlerini tamamlama fırsatı bile olmadı.
Buradaki, imza sahibi, komisyonda çalışan, tasarıyı sevk eden arkadaşlarımız da, yasama organında ve hükümetteki görevlerine göre davranmışlardır. Bundan dolayı, hem sayın bakanlarımızı hem de komisyonda çalışan arkadaşlarımızı kınamak da yanlıştır. Bu kınamalar böyle devam ederse, bir müddet sonra, arkadaşlarımıza gıda boykotu uygulanabilir. Onun için de, Sayın Yılbaş'ı uyarıyorum.
Şimdi, gruplar adına söz isteyen var mı?
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Sayın Başkan, bir açıklama yapabilir miyim buradan?
BAŞKAN Tabiî; Sayın Bakan, buyurun.
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Efendim, Sayın Yılbaş'ı dinlerken, 8 inci maddenin ikinci fıkrası çıkarılmış gibi bir söz anladık. 8 inci maddenin ikinci fıkrası çıkarılmıyor, 8 inci maddede, birinci fıkrada değişiklik yapılıyor, ikinci fıkra aynen kalıyor, üçüncü fıkra ilave ediliyor.
Onu açıklamak istedim.
BAŞKAN Bu, maddeler müzakere edildikçe, herhalde açıklığa kavuşacaktır.
Şimdi, 2 nci madde üzerinde görüşmeleri sürdürüyoruz.
Söz sırası, şahıslar adına konuşmacı arkadaşlarımıza gelmiştir.
Samsun Milletvekili Latif Öztek, buyurun. (FP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
LATİF ÖZTEK (Samsun) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte olan kanun tasarısının 2 nci maddesi üzerinde, kişisel fikirlerimi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Üzerinde söz aldığım tasarının 2 nci maddesi, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinde değişiklik öngörmektedir. 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesi aynen şöyledir:"Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri ve komisyoncular tarafından yapılır. Birinci fıkrada sayılan kişi veya kuruluşların toptancı hal içerisinde kendi aralarında mal almaları, satmaları ve devretmeleri yasaktır. Tüm satışlar hal dışına yapılır."
638 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinde, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında herhangi bir değişiklik öngörülmemiştir. Birinci fıkrası değiştirilmiş ve yeni bir fıkra eklenmiştir. Birinci fıkraya eklenen ifadeyle, kendi nam ve hesaplarına yaş sebze ve meyve ticareti yapan gerçek ve tüzelkişiler de satıcılar kapsamına alınmıştır. Maddeye eklenen fıkra "Birinci fıkrada sayılan kişi ve kuruluşların toptancı hal dışına yaptıkları satışlarda fatura düzenlemeleri veya eksik fatura düzenlemeleri halinde mal bedelinin yüzde 25'i oranında belediye payı tahsil olunur. Eylemin tekrar edilmesi halinde, ayrıca, 21 inci maddeye göre yapılmış bulunan işyeri tahsisi belediye encümenince iptal edilir" şeklindedir.
Değerli arkadaşlarım, kanun tasarısının gerekçesi incelendiğinde, iki amacının olduğu anlaşılmaktadır. Bunlardan birincisi, yaş sebze ve meyve satışlarının toptancı hallerde yapılması suretiyle kayıtdışı ekonominin kontrol altına alınması; ikincisi de, üretici, tüketici, komisyoncu ve ticaret erbabının menfaatlarının korunmasıdır. Bu tasarı kanunlaştığı takdirde, birinci amacın gerçekleşmesi mümkün olsa bile, ikinci amacın, yani, üretici ve tüketicilerle ilgili kısımlarının gerçekleşmesi mümkün görülmemektedir. Şöyle ki: Üreticiler, girdi fiyatlarını kontrol etme imkânından yoksundur; 1 gram sebze tohumu için milyonlarca lira ödemektedirler, mazota, gübreye, ziraî mücadele ilaçlarına gelen zamlardan etkilenmektedirler ve 55 inci Hükümetin yaptığı gibi, yine, kredi faiz oranlarının artırılmasından da etkilenmektedirler; ama, ürünlerini satarken serbest piyasa koşullarına göre oluşan fiyattan satmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Yani, üretim aşamasında desteklenmeyen üretici, pazarlama aşamasında da yalnız bırakılmaktadır. Oysa ki, sebze üretimi, yoğun işgücü istihdamı ve birim alandan elde edilen gelirin yüksekliği nedeniyle, en fazla teşvik edilmesi gereken bir sektördür. Özellikle, serada sebze yetiştiriciliği oldukça kârlıdır. Devletin bu sektörü teşvik etmesi ve pazarlamada üreticilerimize destek olması gerekir.
Türkiye'de yaş sebze ve meyve fiyatlarının düşürülmesi ve bu suretle tüketicinin korunması isteniyorsa, öncelikle üretim artırılmalıdır. Türkiye'de yıllık 25-30 milyon ton olan yaş sebze ve meyve üretiminin ancak yüzde 5'i ihraç edilmektedir. Yani, bazen söylendiği gibi "dışsatımın fazla olmasından dolayı fiyatlar artmaktadır" sözü doğru değildir diyoruz; çünkü, üretim tüketimden bir miktar fazladır ve dolayısıyla, dışsatımda meydana gelen küçük bir artış iç piyasadaki arz-talep dengesini hemen bozmakta, buna bağlı olarak da fiyatlar yükselmektedir.
Ülkemizde, bölgeler ve mevsimler arasında, sebze ve meyve üretimi bakımından, büyük farklar bulunmaktadır. Taşıma ve depolamadaki yetersizlikler fazladır; bu durum, piyasadaki mal miktarını etkilemektedir. Piyasadaki mal miktarının azalması fiyatların yükselmesine sebep olmaktadır, tüketici de bundan etkilenmektedir. Ürünlerin fazla olduğu günlerde fiyatlar düşmekte; ancak, ürünler, soğuk hava depolarında muhafaza altına alınmadığından kısa sürede bozulmakta, çürümekte ve atılmaktadır. Bu yolla meydana gelen ürün kaybı, ülkemizde, yüzde 20-25'ler mertebesindedir.
Peki, üretici ve tüketicinin zararına olan bu durumdan kim kârlı çıkmaktadır? Tek kelimeyle cevap verecek olursak, aracılar... Aslında, 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname, satışların, üreticiler, üretici birlikleri ve komisyon esasına göre çalışan komisyoncular tarafından yapılmasına izin vermiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Öztek, konuşmanızı tamamlayın efendim.
LATİF ÖZTEK (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yani, komisyoncuların kendi nam ve hesaplarına yaş sebze ve meyve ticareti yapmalarına izin vermemiştir. Maddenin birinci fıkrası değiştirilmiş ve kendi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzelkişi tacirler tarafından da toptancı hallerde satış yapılmasına izin verilmiştir.
Bu maddenin spekülasyona sebep olacak şekilde kullanılmaya müsait olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki: Bazı komisyoncular, komisyon alarak satacağı üreticiye ait malları satmak yerine, kendilerine ait malları öncelikle satma yoluna gideceklerdir; üreticinin malları da, zamanında satılmadığından, bozulup çürüyecektir.
Devlet bütçesine büyük bir gelir sağlayacağı düşünülerek Yüce Meclise getirilen tasarının, öncelikle üreticilerimize, sonra da Yüce Milletimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor; hepinize saygılarımı sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Samsun Milletvekili Sayın Latif Öztek'e teşekkür ediyorum.
İzmir Milletvekili Sayın Hasan Denizkurdu; buyurun
Konuşma süreniz 5 dakikadır.
HASAN DENİZKURDU (İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün yapılan bu müzakerelerde, özellikle Fazilet Partisi, Doğru Yol Partisi, Cumhuriyeti Halk Partisi, ANAP Gruplarının bu kanun tasarısı hakkında, geçen toplantıya kıyasla daha hazırlıklı gelerek görüşlerini belli etmeleri ve bir konsensüs sağlanması, tabiî ki doğrudur; çünkü, bu kanun, hepimizin hayatını etkileyen bir yasadır.
Burada gördüğüm kadarıyla, bir tek Demokrat Türkiye Partisinin itirazları vardır, bu da yasalaşma süreci içerisinde doğaldır; ancak, sayın sözcünün de izahta güçlük çektiği konu, bu kanun tasarısının altında beş bakanın imzası olmasına rağmen Demokrat Türkiye Partisinin bu noktada karşı çıkması. Herhalde sayın bakanlar da yaptıkları grup toplantısında ya görüşlerini değiştirdiler ya da başka izahını bulmak mümkün değil. Ancak, Sayın Yılbaş, konuşmasında dedi ki: "Komisyonlarda kabul ediyorsunuz, bakanlarınızın imzası var, burada karşı çıkıyorsunuz." O konuşmayı ben yapmıştım. Benim o tarihte yaptığım konuşma sırasında, Fazilet Partisinden de komisyon üyeleri vardı; aynı şekilde oradan bazı arkadaşlar da karşı çıktığı için, ben, komisyona ifade etmiştim. Yazılı metin de sizde vardır.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, bütün mesele -biraz evvel Sayın Aktürk'le de konuştum- şu: Acaba, bu yasa tasarısı ne getiriyor; bu tasarı yasalaştığı zaman, üretici ve tüketici bazında bir rahatlama olacak mı? Biraz evvel konuşmacılar da onu ifade ettiler. Ben maddeye geleceğim.
Şimdi, önce, şunu sormak lazım;: Bugün, üretici mağdur mu, değil mi? Yine şunu sormak lazım: Bugün, tüketici, Antalya'daki 15 bin liralık domatesi 150 bin liraya yiyor mu, yemiyor mu? 2 kere 2'nin 4 ettiği kadar gerçek. Bir gerçek daha var: Bugün, Türkiye'de satılan yaş meyve ve sebzenin büyük bir kısmı hallerden geçmiyor. Demek ki, üreticinin aleyhine olan, tüketicinin aleyhine olan, hiçbiri kayda girmediği için devletin aleyhine olan bu düzeni değiştirmemiz lazım. Onun için, burada doğruyu arıyoruz.
Dünyadaki uygulamalara baktığımız zaman, Amerika'yı yeniden keşfetmeyeceğiz. Ben, oda başkanıyken, Fransa'ya da gittim, Almanya'ya da gittim; Frankfurt'ta sebze ve meyve bir tek yerde satılır, Münih'te bir tek yerde satılır. Hatta, bir görüş; biraz evvel konuşurken denildi ki: Acaba, hiç hallere mallar gelmese... Çünkü, bu kanun 1960 yılında çıkmış, pek demokratik olmayan bir zorlamadır. Hatta, piyasa mekanizmasına, serbest piyasa düzenine aykırıdır görüşü de biraz evvel geldi. Deniliyor ki "haller olmasa, bütün halleri kaldırsak, herkes malını istediği yere satsa daha özgür olmaz mı?" Ben size söyleyeyim, bu, üreticinin mahvı olur; yani, bu şekilde, böl ve yönet şeklinde organizasyon kurulursa, bu, üreticinin mahvı olur.
Maddeye gelmek istiyorum. 2 nci maddede, dikkat ederseniz, hallerde, üreticilerin, üretici birliklerinin mal satma imkânı var. Burada, özellikle ziraat odalarından birtakım tepkiler geliyor. Bence, burada yapılması gereken şey, üreticilerin birlik haline gelip, büyük şehirlerde, satış noktası olarak hallerde yer almalarıdır.
İkincisi, yine, kanunda, belediyenin kurduğu hallerin yanında, özel sektöre de hal kurma imkânı verilmiştir. Biz, sadece değişen maddeleri konuşuyoruz. Dolayısıyla, üretici birlikleri ve üreticiler, büyük kentlerde, hal kurma imkânına sahiptirler.
Tasarının bu maddesiyle yapılan değişiklik ne getiriyor: Kendi nam ve hesabına mal alsın mı almasın mı?.. Mevcut kanuna göre, komisyoncuların, kendi nam ve hesaplarına mal alıp mal satmaları mümkün değildi; çünkü, Türk Ticaret Kanununa göre, komisyoncu, malı alır satar ve dolayısıyla kendi adına fatura vermez.
Bugün gerçek ne?.. Bugün, toğur satış dediğimiz, daha ürün tarlaya ekildiği zaman yapılan satışlar dolayısıyla, mallar satın alınmaktadır. Bu kanun tasarısıyla getirilmek istenilen, hallerde, bugün var olan, kendi nam ve hesabına yapılan, ancak saklanan işlemlerin su üstüne çıkması ve gerçek hale getirilmesidir. Dolayısıyla, hiç kimse, komisyoncu gibi görünüp kendi adına mal almayacak; kendi adına aldığı malı da, hale getirip, toptancı sıfatıyla satacaktır. Bu, doğru bir değişikliktir; yani, bugün hallerde uygulanan, bugün devletten kaçırılmak istenilen gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Ben, bu değişikliği doğru buluyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Denizkurdu, konuşmanızı tamamlayın efendim.
HASAN DENİZKURDU (Devamla) Burada sözlerimi tamamlarken, şunu söylemek istiyorum: Eğer üreticiler -özellikle Sayın Yılbaş'a söylüyorum- bugünkü düzenden, hayatlarından memnunsa, eğer bugünkü düzen üreticinin lehine çalışıyorsa, o zaman bir değişikliğe gerek yok. Üreticiden yana tavır koymak istiyorsanız, o zaman, gelip bu tasarıyı desteklemeniz lazım.
Hepinize teşekkür ediyorum.
MAHMUT YILBAŞ (Van) Daha, çok gelip gideceğiz oraya; daha bitmedi.
BAŞKAN İzmir Milletvekili Sayın Hasan Denizkurdu'na teşekkür ediyorum.
2 nci maddeyle ilgili görüşmeler tamamlanmıştır.
Madde üzerinde verilmiş 4 değişiklik önergesi bulunmaktadır. Önergeleri geliş sırasına göre okutup, aykırılık derecesine göre işleme koyacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 2 nci maddesine bağlı 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Veysel Candan Mehmet Altan Karapaşaoğlu Sıtkı Cengil
Konya Bursa Adana
Kahraman Emmioğlu Lütfi Yalman Maliki Ejder Arvas
Gaziantep Konya Van
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kendi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzelkişi tacirler tarafından yapılır. Bunun için, özellikle hal müdürlüklerine, üreticiler ve üretici birlikleri için, talep halinde en az yüzde 10 yer tahsis edilir.
BAŞKAN Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesiyle değiştirilen 8 inci maddenin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf Öztop Atilâ Sav Algan Hacaloğlu
Antalya Hatay İstanbul
Bekir Yurdagül Nihat Matkap Ahmet Küçük
Kocaeli Hatay Çanakkale
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kendi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzelkişiler tarafından yapılır.
BAŞKAN Diğer bir önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Genel Kurulda görüşülmekte olan 638 sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü paragraflarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini öneriyoruz.
Arz ederiz.
Kahraman Emmioğlu Salih Katırcıoğlu Şinasi Yavuz
Gaziantep Niğde Erzurum
İsmail İlhan Sungur Veysel Candan
Trabzon Konya
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kendi nam ve hesaplarına -süpermarketler buna dahil- olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzelkişi tacirler tarafından yapılır.
Birinci fıkrada sayılan kişi ve kuruluşların toptancı hal dışına yaptıkları satışlarda fatura düzenlememeleri veya eksik fatura düzenlemeleri halinde, mal bedelinin yüzde 25'i oranında belediye payı tahsil olunur. Süpermarketlerin belediyeye bildirimde bulunmadığı malların satış fiyatı üzerinden değerinin yüzde 25'ini belediyeye ödemek mecburiyetindedir. Eylemin tekrarı halinde, ayrıca 21 inci maddeye göre yapılmış bulunan işyeri tahsisi, belediye encümenince iptal edilir.
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) Önergeyi geri alıyoruz.
BAŞKAN Üçüncü sırada okunan önerge, sahipleri tarafından geri alındı.
Şimdi, dördüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesine eklenen fıkrada geçen "toptancı hal dışına" ibaresinin çıkarılmasını talep ediyoruz.
Gereğini saygıyla arz ederiz.
Latif Öztek Veysel Candan Suat Pamukçu
Samsun Konya Bayburt
İsmail Coşar Musa Uzunkaya Mehmet Aykaç
Çankırı Samsun Çorum
Salih Katırcıoğlu Mehmet Altan Karapaşaoğlu
Niğde Bursa
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi, maddeye en aykırı olan önergeden başlamak suretiyle, önergeleri işleme alıyorum.
En aykırı önergeyi tekrar okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı kanun tasarısının çerçeve 2 nci maddesine bağlı 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Veysel Candan
Konya
ve arkadaşları
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kendi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticaretiyle iştigal eden gerçek ve tüzelkişi tacirler tarafından yapılır. Bunun için, özellikle hal müdürlüklerine, üreticiler ve üretici birlikleri için talep halinde en az yüzde 10 yer tahsis edilir.
BAŞKAN Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ A. ZİYA AKTAŞ (İstanbul) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; özünde buna katılmakla beraber, komisyon olarak, bunun yerinin burası olmadığı, kanun hükmünde kararnamenin 21 inci maddesinde bunun zaten yer aldığı görüşündeyiz; onun için katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükümet?..
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Ben de aynı gerekçeyle katılamıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmıyorlar.
Sayın Veysel Candan önerge sahipleri adına söz istemiştir.
Buyurun.
VEYSEL CANDAN (Konya) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşülmekte olan yaş sebze ve meyve ticaretinin düzenlenmesi ve toptancı halleri hakkında kanun tasarısının 2 nci maddesi üzerindeki değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, değişikliğini görüştüğümüz kanun hükmünde kararnamenin, yani 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin tümü 32 maddedir; Hükümetin getirdiği değişiklik tasarısı da, maalesef, bu kararnamenin 7-8 maddesiyle ilgilidir. O bakımdan, aslında, yaş sebze ve meyve ticaretinin düzenlenmesi açısından, bu 7 değişiklik maddesi kâfi değildir.
Nitekim, bizim değişiklik önergemizde de, bu tür yerlerde, yani sebze hallerinde satış yapan insanlara, öncelikle, üreticiyi koruma açısından, yüzde 10 oranında yer tahsis edilmesiyle ilgili talebimiz vardı; ancak, bu kanun hükmünde kararnamenin 21 inci maddesindeki "yer tahsis edilir" ibaresinin önünde belirli bir rakam olmadığı için, ilgili belediyeler, buralarda, maalesef, üreticilere, arzu edilen seviyede yer tahsis etmemiştir ve bu kararnameden sonra kurulan mevcut hallerde de bu uygulama yoktur. Belki ileride, Hükümet, bir yönetmelikle, bir kararnameyle, bu yüzde 10 oranını koyacaktır; ama, Sayın Yılbaş'ın da birtakım ifadelerine katılmamak mümkün değil.
Bu tasarı, aslında, -ben geneli üzerinde görüşlerimi ifade ederken söyledim- bütünüyle, yaş sebze ve meyvenin, üretim, nakliye, satış ve pazarlanmasındaki sorunların tamamına cevap vermekten uzaktır. Yani, kanun tasarısının bir mantığı var; kanun tasarısının mantığında deniliyor ki "kayıtdışı bir ekonomi var, hal mafyası var; biz, bütün sebze ve meyveyi hale sokacağız, burada vergilendireceğiz ve ondan sonra enflasyonu düşüreceğiz. Belediyeler açısından, daha çok mal girdiği zaman da rüsumu alacağız. Kayıtdışı ekonomiyi kayıt içine alacağız." Halbuki, bugün hallerde, bazen, 50 araba girdiği zaman, 10 araba giriş çıkışı yapılmakta; belki de fiyatlar çok düşük rakamlarla gösterilerek, vergi kaybı olmaktadır.
Burada mühim olan, üreticiyi desteklemek suretiyle hale girişi artırmaktır. Yani, tasarıda, hale girişi cazip hale getirici bir tedbir yok. Mesela, Sayın Maliye Bakanı, görüşmemizde, bu tasarı çıktıktan sonra -biz bunu bir taahhüt olarak kabul ediyoruz- yaş sebze ve meyvede KDV'nin yüzde 2 olacağını ifade ettiler; yani "bu tasarı çıkarsa, KDV oranı yüzde 2'ye inecek" deniliyor. Aslında, üreticinin hale daha çok mal getirebilmesi için, vergi iadesi alması veya KDV'nin düşük oranda olması lazım gelir diye düşünüyoruz.
Aslında, daha değişik bir açıdan meseleye yaklaşmak lazım. Dışarıdan toptan satışa müsaade edilmelidir; borsa oluşmalı ve oluşacak fiyat da, aynı borsa primleri gibi, azamî borsa tescil ücreti ödemek suretiyle sebze ve meyvede satış yapılmalıdır.
Bu
itibarla, bu değişiklik önergemizle ilgili olarak, Sayın
Bakanın 21 inci maddede yönetmelikle yapılacak
değişikliği kabul etmesini olumlu buluyoruz ve bu şekilde,
hiç olmazsa, yeni kurulacak hallerde üreticilerimizin, üretici
birliklerimizin... Sayın Bakan "birlikler oluşmuyor" diyor;
belki yer bulunmadığı için oluşmadı; ama, böyle
özellikle tahsisli bir yer oluştuğu zaman, üre-
tici birliklerimiz rahatlıkla bu bölümlerde satış yapabilecekler
ve daha çok sebze hale girmiş
olacaktır.
Tabiî ki, Hükümetin, bu kanun hükmünde kararnamede eksiği var dedik; bakın değerli arkadaşlarım, şimdi, 1 kilo sebzenin üzerinden, hale girdiği zaman alınan birtakım vergilerde azaltmalara gitmek lazım. Bir navlun yüzde 4-15 oranında artı KDV, içnakliye artı KDV, belediye rüsumu, stopaj vergisi, Millî Savunma Fonu, komisyon, haberleşme ve Bağ-Kur primi... Yani, 1 kilo domatesin üzerinde 20 vergi çeşidi var. Bunları asgarîye indirmedikten sonra, hale sebze ve meyve girmesi zorlaşır.
Bu itibarla, değişiklik önergemizin, kararnamenin 21 inci maddesini değiştirecek yönetmelikte değerlendirileceğini olumlu bir gelişme olarak kabul ediyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Önerge sahipleri adına konuşan Sayın Candan'a teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesiyle değiştirilen 8 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf Öztop
Antalya
ve arkadaşları
Toptancı hallerde satışlar, üreticiler, üretici birlikleri, komisyoncular ile kemdi nam ve hesaplarına olmak üzere yaş sebze ve meyve toptan ticareti ile iştigal eden gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılır.
BAŞKAN Önergeye Komisyon katılıyor mu efendim?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ A. ZİYA AKTAŞ (İstanbul) Sayın Başkan çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz; ama, katılmak isteriz. Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükümet?..
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Önergeye, Komisyon, çoğunluğu olmadığı için katılamıyor; Hükümet katılıyor.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 2 nci maddesine eklenen fıkrada geçen "toptancı hal dışına" ibaresinin çıkarılmasını talep ediyoruz.
Gereğini saygıyla arz ederiz.
Latif Öztek
Samsun
ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu efendim?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ A. ZİYA AKTAŞ (İstanbul) Katılıyoruz; ama, çoğunluğumuz olmadığı için takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükümet?..
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN Önergeye Hükümet katılmaktadır; Komisyon, çoğunluğu olmadığı için katılamamıştır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.
Maddeyi, kabul edilen 2 önerge istikametindeki değişik şekliyle oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler_ Kabul etmeyenler_ Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3. 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 16. Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı taraflarca serbestçe tespit edilir.
Gerekli görülmesi halinde komisyon oranının tavanı Bakanlıkça belirlenir.
BAŞKAN Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Antalya Milletvekili Sayın Yusuf Öztop söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Öztop. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA YUSUF ÖZTOP (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinin değiştirilmesini öngören 3 üncü maddeyle ilgili olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısının üreticilerle ilgili olan yanı vardır, tüketicilerle ilgili olan yanı vardır, Maliye Bakanlığıyla ilgili olan yanı vardır ve belediyelerle ilgili olan yanı vardır. Elbette, herkesi yeterince tatmin etmesi mümkün değildir; ama, izin verirseniz, öncelikle bir şeyi ifade etmek istiyorum:
Biz neyin üzerine konuşuyoruz; üreticinin ürettiği ürünün üzerine konuşuyoruz. Dün, eksik olmasın, Sayın Başkan gündemdışı söz verdi, yaş sebze ve meyve üreticilerinin sorunlarıyla ilgili düşüncelerimi 5 dakika içinde anlatmaya çalıştım ve burada bir şeyi söyledim, domates üreticilerinin perişan olduğunu söyledim ve bununla ilgili, Hükümetin, 20 Nisan ile 20 Mayıs arasında ihraç edilen ürüne 100 dolar teşvik verdiğini, ancak bu kararın İhracatçılar Birliğine 18 Mayısta tebliğ edildiğini bildirdim; ama, buna rağmen, Hükümetin bir sözcüsünün, bir bakanının cevap vermemesini doğrusu üzüntüyle karşıladım.
Değerli arkadaşlarım, aslında, 3 üncü madde, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinde değişiklik yapıyor. 16 ncı madde, daha önceden, toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların alacağı komisyon oranlarının tavanını belirlemekteydi, yüzde 8 sınırını getiriyordu ve Bakanlar Kurulunun, gerekli gördüğü hallerde, bu komisyon oranını yarıya indirmesini ya da 2 katına çıkarmasını öngörüyordu. Tasarıda, bu düzenleme tümüyle değiştirilmiş, toptancı hallerde komisyoncuların alacağı komisyon oranlarını belirleme hakkı ve yetkisi taraflara bırakılmıştır; bunun da arz-talebe göre olduğu ve tarafların bunu serbestçe belirleyebilecekleri ifade edilmektedir.
Değerli arkadaşlarım, biz, Parti olarak, bu düzenlemenin doğru bir düzenleme olduğunu sanmıyoruz. Niçin sanmıyoruz; çünkü, yaş sebze ve meyve üreten üretici ile komisyoncuların karşılıklı olarak bir araya gelip komisyon oranlarını fiilen belirlemeleri mümkün değildir. Şunun için mümkün değildir: Bir defa, üreticiler örgütlü değildirler ve üstelik, üreticiler, üretim döneminden çok önce, komisyonculardan, üretim yapabilmek için avans para almaktadırlar ve elleri mahkûmdur, zorunlu olarak komisyonculara getirip mallarını teslim etmektedirler; komisyoncu, ister yüzde 8 ister yüzde 10 isterse yüzde 15 komisyonunu keser, geri kalanını üreticiye iade eder. Bunun, üreticiler aleyhine bir düzenleme olduğunu düşünüyoruz. Bu konuda bir değişiklik teklifimiz var; Genel Kurulun, bu değişiklik teklifimizi kabul etmesini istirham ediyor; hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Yusuf Öztop'a teşekkür ediyorum.
İkinci söz, Doğru Yol Partisi Grubu adına, Sayın Fevzi Arıcı'nın.
Buyurun Sayın Arıcı.
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
DYP GRUBU ADINA Y. FEVZİ ARICI (İçel) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
552 sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının özünde, üreticilerimizin yetiştirmiş olduğu ürünlerin değerlendirilmesinde büyük kısıtlamalar getirilmiştir; üreticilerimizin kendi mallarını pazarlamasına hiçbir şekilde müsaade edilmemektedir. Bu da, üreticilerimizin hakkını gasp etmek demektir. Önemli olan, ürünün, üreticiden tüketiciye en kısa yoldan iletilmesidir. Bu durum teşvik edilmeli ve bunu yapabilen üretici cezalandırılmamalıdır.
Yaş meyve ve sebzelerin, bu yasa tasarısının getirdiği hükümler dışında satılması söz konusu olduğunda, nakil araçlarına muayyen sürelerle el konulması, çok yanlış ve haksız bir uygulamadır. Bugün "özelleştirme" deniliyor, "devlet ekonomiden elini çekmelidir" deniliyor. Peki, bu yasa tasarılarıyla, devletin eli, üreticimizin cebinde ne geziyor?!. Bu durum nasıl izah edilebilir?!.
Kayıtdışı ekonomiden, vergi kaçırıldığından bahsediliyorken, ilk akla gelen, kadınıyla kızıyla, çoluğuyla çocuğuyla hayatını topraktan alınteriyle kazanan çiftçimiz olmamalıdır. Eğer ortada gerçekten bir mesele varsa, kayıtdışı ekonomiyle uğraşılsın; lütfen bunun üzerine gidin.
552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, Türk köylüsünün, Türk üreticisinin üretiminin karşılığını alabilmesi bakımından, birtakım engellerin daha da yumuşatılması istikametinde olmalıdır. Bugün bu tasarıda getirilenler, kolaylık sağlamadığı gibi, sorunları daha da ağırlaştıracaktır.
Hal dışında bu tasarının hükümlerine uyulmadan yapılan icraatlarda, sanki üreticimiz birtakım karanlık işler içerisindeymiş gibi, yakalanan emval ve üretim, hallerde açık artırmayla satılıyor. Bunlardan elde edilen gelir de -abesle iştigaldir bu söyleyeceğim- onu yakalayanlara ve birtakım kamu kuruluşlarına -uyuşturucu kaçakçılığında olduğu gibi- mükâfat olarak veriliyor, kalanı da üreticinin eline teslim ediliyor.
"Kayıtdışı ekonominin büyük bir bölümü, üretimden kaynaklanıyor" deniliyor. Ülkemizin genel ekonomik göstergelerine bakıldığında, durumun hiç de öyle olmadığı apaçık görülmektedir. Bir örnek verilecek olursa, tarımın gayri safî millî hâsıladan aldığı payın yüzde 14'lere düştüğü -gerçektir bu- görülecektir. Bu sektörün içinde bulunduğu sıkıntıları dikkate almadan bir de pazarlama konusunda sıkıntı yaratacak ek bir yük getirilirse, sıkıntı içerisinde olan çiftçimizi, ülkede yaşayamaz bir duruma getirebilirsiniz.
Genel manada, değişiklik tasarısı, komisyonculara ve belediyelere gelir sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Yaş meyve ve sebzelerin tamamının hallere girmesi ve yüksek oranda hal rüsumu, komisyonlar ile diğer vergilerin tahsil edilmesi, üretici ve tüketicilere herhangi bir yarar sağlamayacaktır, sağlaması da mümkün değildir. Aksine, perakende fiyatların yükselmesiyle tüketici, yüksek oranlı kesintiler nedeniyle de üretici zarar görecektir. Şehirlere intikal eden yaş sebze ve meyvelerin tamamının hallere giriş mecburiyeti yerine, borsa sisteminde olduğu gibi, hal dışındaki toptan satışlara da imkân veren bir düzenleme yapılarak, bu tip satışlardan azamî borsa tescil ücreti kadar ücret tahsil edilebilmelidir.
Konuyu madde madde ele alacak olursak:
Kanun hükmünde kararnamenin 3 üncü maddesinin (c) bendinde yer alan "üretici" tanımı "ziraat odalarına kayıtlı ticaret konusu her türlü yaş meyve ve sebzeyi üretenleri" şeklinde değiştirilmelidir. Böylece, 14 üncü madde hükmüne dayanılarak, üretici pazarında ürün satma hakkının kullanımında suiistimaller önlenecektir.
Değişiklik tasarısıyla yeniden düzenlenen kararnamenin 5 inci maddesinde de belirtildiği gibi, bütün ürünlerin hallere girmesi, büyük sorunların çıkmasına neden olacaktır; çünkü, daha ürün çiçekteyken bunu toptan satan üreticiler mevcuttur, vakıa da budur. Bunun dışında, bozulma süresi kısa olan ürünlerin hale girmelerinin mecbur olması, kayıpların artmasına neden olacaktır. Bu nedenle, ürünlerin hale girme mecburiyeti kaldırılarak, borsalarda olduğu gibi tescil ettirme mecburiyeti getirilmelidir.
Değişiklik tasarısında, hallerde yapılacak satışlarda alınacak komisyon ücretlerinin serbest bırakılması öngörülmektedir. Değişiklik bu haliyle gerçekleşirse, mevcut durumda yüzde 8 gibi zaten yüksek oranda uygulanan komisyon ücretleri, üreticimizi mağdur edecek, daha yüksek oranlara çıkabilecektir. Üreticinin, bu konuda komisyoncu karşısında pazarlık gücü yoktur. Komisyoncular, kendi aralarında yapacakları gizli mutabakatlarda tekelleşmeyle, bunu istedikleri seviyede tutabileceklerdir. Bu nedenlerle, komisyonla ilgili olarak mutlaka bir tavan belirlenmeli ve bu tavan, hallerdeki satışlarda daha önce uygulanmış olan yüzde 6'yı da geçmemelidir.
Yasa tasarısının, yukarıdaki görüşlerimiz doğrultusunda düzeltilmesini hassaten rica ediyorum.
Değerli milletvekilleri, burada yaş sebze ve meyveden bahsediyorum; bir serada üretim yapan üreticinin, çiftçinin halini düşünebiliyor musunuz... Biz, sera bölgesinden gelmiş milletvekilleriyiz, biliriz; kızıl güneşte, kışın -dışarısı soğuk, içerisi sıcak- o seraya girip çıkan vatandaşım, ya zatürree oluyor ya tüberküloz oluyor; bunun örnekleri yüzlerce var.
İkincisi; benim milletim öyle yüce millet ki, güneyde, 2 dönümlük, 3 dönümlük, 4 dönümlük seraya ailesinin istikbalini bağlamış binlerle üretici var; Antalya, Hatay, Mersin, Adana, Muğla, Manisa, İzmir ve bu, Çanakkale'ye kadar uzanıyor. Bir serada üretimin nasıl yapıldığını biliyor musunuz; tabiî ki bilemezsiniz! Bir laf vardır: "Arpa derenin halinden, arpa derip eline diken batan bilir." (DYP sıralarından alkışlar)
Benim milletim öyle yüce millet ki -kusura bakmayın- aç gezer, susuz gezer "vatan" der "millet" der; herhangi bir durumda da "Allah, devlete, millete zeval vermesin" der... Böylesine garip, böylesine kanaatkâr, böylesine devletine bağlı gariban çiftçi vatandaşa bu kadar vurulmaz; günahtır... Günahtır...
İzin verirseniz sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum -sayın milletvekilleri, iyi dinleyin- bir politikacı, bir gün, seçim esnasında, bir köye gider, köylüye "oy" der "oy"; köylünün biri atılır, der ki "Neyleyeyim ey benim mebusum; senin oylar, seni mebus eder; benim oylar da, beni mahveder."
Saygılarımı sunuyorum. (DYP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Doğru Yol Partisi Grubu adına konuşan Sayın Fevzi Arıcı'ya teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası, Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına, Sayın Mahmut Yılbaş'ın.
Buyurun Sayın Yılbaş.
DTP GRUBU ADINA MAHMUT YILBAŞ (Van) Sayın Başkan, şahsınızda Yüce Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, görüşülmekte olan 552 sayılı -hallerle ilgili- Kanun Hükmünde Kararnamede değişiklik yapılmasına ilişkin tasarının en can alıcı maddesine gelmiş bulunuyoruz ve bu madde, yani, 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesinde değişiklik yapılmasını öngören hüküm, bu değişikliğin ne maksatla buraya kadar taşınmış olduğunun göstergesidir.
Değerli arkadaşlarım, sözüme devam etmeden, bu hafta sonunda, İçel'in Çamlıyayla İlçesinin Sebil Kasabasında üreticilerle yaptığım toplantıda bana verilen ödeme fişlerinden bir tanesini sizlere okuyacağım.
Sebil Kasabasından Ahmet Demirezen adına düzenlenen ödeme fişi şöyle: Bu vatandaşımız 23.8.1997 tarihinde İstanbul Haline 14 sandık, 186 kilo şeftali yolluyor. Tutarı, kilosu 100 bin liradan 18 milyon 600 bin lira oluyor. Ayrıca, 6 sandık da üzüm yolluyor, toplamı 21 milyon 150 bin lira. İstanbul halinde bu vatandaşımıza verilen fiş elimde duruyor, isteyen bütün milletvekili arkadaşlarıma gösteririm. Toplam kesinti tutarı: 7 milyon 114 bin lira. Ayrıntılarına giriyorum. Hal rüsumu: Yüzde 2. Navlun, hamaliye ve masraflar: 2,5 milyon lira.
Burada, müsaade ederseniz, hem 552'deki hem de değişiklikteki hükmü okuyacağım. 552'nin 16 ncı maddesinde "toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı, ambalaj ve kapların kendileri tarafından temin edilmesi hali dahil yüzde 6'yı aşmamak kaydıyla serbestçe tespit edilir" deniliyor. Yani, komisyoncu, bütün giderleri, hem hamaliyeyi ve hem de kap kacağı verecek, bunun altında en fazla yüzde 6 alacak; ama, bakıyoruz ki, fiilî durum öyle değil. Benim vatandaşımdan, Ahmet efendiden, İstanbul halinde daha komisyon kesilmeden alınan bedelin...
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Mardin) Ne bağırıyorsun...
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Değerli kardeşim, müsaade edin...
SÜLEYMAN ÇELEBİ (Mardin) Bağırma!..
BAŞKAN Müdahale etmeyelim efendim.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) O kadar fazla rahatsız oluyorsanız, lütfen... Burada söylenenler sizi rahatsız etmiyor da, biraz sesli konuşulması sizi rahatsız ediyor; Türk üreticisi adına size teşekkür ediyorum ben!
Değerli arkadaşlarım, devam ediyoruz. Stopaj: Yüzde 2. Millî Savunma Fonu: Yüzde 10. Geliyoruz, kanunun 16 ncı maddesinin amir hükmüne, en fazla yüzde 6 komisyon kesilen hükmüne. Değerli arkadaşlarım, ne kesilmiş biliyor musunuz; yüzde 12. Ne alınmış karşılığında; 2 milyon 538 bin lira. Değerli arkadaşlarım, diğer masraflar ile KDV de kesildikten sonra, vatandaşımın eline 14 milyon lira para geçiyor.
Şimdi, bu işin asıl maksadı ortaya çıkıyor; çünkü, değerli arkadaşlarım, bununla, bu faturayı, bu ödeme fişini düzenleyen kişiler suç işlemişlerdir, kanunun açık hükmüne göre dolandırıcılık yapmışlardır. Ben Ahmet Bey kardeşimin kendisine, niçin savcılığa müracaat etmedin diye sordum. "Sayın Valim, ben bunu bilmiyordum" dedi. Eğer, bununla savcılığa müracaat edilmiş olsaydı, bu fişi düzenleyen mutlaka ve mutlaka takibata uğrar ve dolandırıcılıktan ceza alırdı.
Şimdi, demek ki, bu fiilî durum bazı kişileri o kadar rahatsız etmiş ki, 16 ncı maddenin düzeltilmesi... Nasıl düzeltilecek? Değerli arkadaşlarım burada deniliyor ki: "Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı taraflarca serbestçe tespit edilir." Yani, şu tavanı kaldıralım biz, atışlar serbest olsun, bu tavan bizi rahatsız ediyor. Bu tavan, üretici lehine olduğu için, ben, yüzde 6'dan fazla komisyon alamıyorum; ama, gözüm kara diyor -işte, burada, arzu ederse Sayın Bakana da verebilirim- yüzde 12'ye kadar fiilen komisyon kesiyor.
Değerli arkadaşlarım, bakıyorum ki, muhalefetiyle, iktidarıyla bir konsensüs oluşmuş, ille, bu yasanın, üreticinin aleyhine olmasına rağmen çıkarılması konusunda gizli bir ittifak var.
MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) Estağfurullah.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Estağfurullahı var mı sevgili dostum. Burada, biz, memur yasasını da sizinle görüştük; iktidar sandalyeleri doluyken, ikide bir kalkıp, yoklama istiyordunuz, karar yetersayısı istiyordunuz. Sayın Başkandan rica ediyorum, kendisinin görevi, baksın Genel Kurula, toplantı yetersayısı var mıdır, karar yetersayısı var mıdır?
KAHRAMAN EMMİOĞLU (Gaziantep) Siz de isteyin.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Benim sayım müsait değil.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, demek ki, gizli bir konsensüs var.
Biliyorum ki, güneydeki bütün üretici, köylü arkadaşlarım beni dinliyorlar. Buna eminim; çünkü, buraya, gerekli altyapıyı hazırlayarak geldim. Vatandaşlarımız, bu kanun tasarısının görüşülmesi sırasında, kimin kendi yanlarında, kimin karşılarında olduğunu gayet iyi biliyorlar.
Biraz evvel, daha sonra konuşacağım diye, rahat bir değerlendirme yapmıştım; ama, baktım ki, hâlâ, bir değerli kardeşimiz, bağımsız bir arkadaşımız, devamlı olarak buraya geliyor ve Demokrat Türkiye Partisini hedef alarak, doldur boşalt yapıyor.
Size söyleyeceğim. Bakınız, biraz evvelki madde görülüşürken bir husus vardı ve burada iftiharla da söylendi. Ne dedi: "Tacir haline getiriyoruz; artık, bundan sonra, orada satanlar, kendi adlarına fatura düzenleyecekler ve ödeyecekler."
Değerli arkadaşlarım, tacir olup da komisyon alan dünyanın neresinde var?! Siz, hem mal aldığınızda komisyon alın -tavanında serbest- hem de malı satarken, dilediğiniz gibi satış yapın. Bu, hangi ticaret kuralında var; bana, bunu söyleyiniz. Lütfen, elinizi vicdanınıza koyunuz.
80 sayılı Kanunun ve arkasından getirilmiş olan 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ana felsefesi, komisyondur; üretici adına satış yapılması demektir. Siz, bu gerçeği göz önünden kaldıracaksınız, tacir haline getireceksiniz ve ondan sonra, bunu, buraya çıkıp söyleyeceksiniz.
Bir tek şeyi daha söylemek istiyorum. Diyoruz ki: Enflasyonu önleyeceğiz. Nereden?!. Değerli arkadaşlarım, şu anda, elimde, böcek ilaçları, mantar ilaçları ve tohum fiyatları var. Okuyorum size: Patlıcanın geçen haziran ayında 5 milyon lira 10 gramlık tohumunun fiyatı, bu sene 12 milyon lira. Yine, size okuyorum; diyorum ki: Geçen sene bu ayda, dolmalık biber, üreticide 80 bin lirayken, şu anda da 80 bin lira. İsterseniz, gübreyi de okuyayım size...
Değerli arkadaşlarım, bu gerçekler göz önünde bulundurulmadan yapılacak bir değişikliğe siz imkân verdiğiniz takdirde, bu milletin üreticisinin, çiftçisinin iki eli yakanızda olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Yılbaş, konuşmanızı tamamlayın efendim.
MİKAİL KORKMAZ (Kırıkkale) Sayın Valim, hükümettesiniz...
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale) Sayın bakanlarınızı uyarınız Sayın Yılbaş.
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Efendim, bunların hiçbiri mantıklı bir değerlendirme değildir. Benim görevim, her şeyden evvel milletvekilliğidir. Benim partiyle bağlantım, ancak ve ancak halkımın yararına çıkacak kanunlarla bağlıdır. (FP sıralarından alkışlar)
Evet, diğer maddelerde de görüşeceğiz.
Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Demokrat Türkiye Partisi Grubu adına konuşan Sayın Mahmut Yılbaş'a teşekkür ediyorum.
Şimdi, söz sırası Fazilet Partisi Grubunun. Grup adına Sayın Mehmet Altan Karapaşaoğlu konuşacak.
Buyurun Sayın Karapaşaoğlu. (FP sıralarından alkışlar)
Konuşma süreniz 10 dakikadır.
FP GRUBU ADINA MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesiyle ilgili yasa tasarısı hakkında Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, konu çok önemli. Konu, ülkemizin neredeyse yarısını teşkil eden köylümüzün üretimlerine ve hizmetlerine, gayretlerine getirilen birtakım sınırlamalar ihtiva ediyor. Bu sınırlamalar, bir yerde köylümüzün çalışmalarını sınırlarken, diğer taraftan da toplumumuzun ihtiyaçlarını daha pahalı temin etmeleri noktasında birtakım teşvikler getirecek.
Değerli arkadaşlar, bakınız, "Nüfus Teorisi" adlı eseri yazan Profesör Malthus, nüfusun, gıda maddelerinden daha hızlı arttığını ve açlığın dünyayı tehdit edeceğini iddia ediyor, daha 1790'lı yıllarda.
Ayrıca, Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir araştırmada da, dünya nüfusunun her yıl yaklaşık 90 milyon arttığı ve elli yıl sonunda ise, 10 milyarı geçeceği tahmin ediliyor.
Devlet Planlama Teşkilatı yayınlarında da belirtildiği gibi, Avrupa ülkeleri ve Amerika Birleşik Devletleri, kendi tarım sektörlerinde az veya çok mutlaka sübvansiyon yapıyorlar. Türkiye, dünyanın büyük bir bölümüne yetecek kadar her mevsim taze meyve ve sebze üretebilecek ve ulaştırabilecek kabiliyete ve imkâna sahip bulunmaktadır. Bu potansiyelimizi harekete geçirecek olan şey, bu konudaki çabalara ilgi göstermek, yönlendirmek ve bu konularla uğraşanları desteklemekten geçiyor.
Bakınız, Avrupa Topluluğu, ortak tarım politikalarını uygulamaya başladığı 1962 yılından 1970'lere kadar, hedeflere ulaşmada başarılı olmuştur. Modernleşme verimlilik artışını, verimlilik artışı üretim artışını, üretim artışı da tarımsal gelir artışını getirmiştir. Dünya fiyatları dalgalanırken, ortak tarım politikaları başarılı olmuş ve dışarıdaki dalgalanmalara karşılık, içeride de istikrar sağlanmıştır. Topluluk bütçesinin üçte ikisi tarımsal pazar desteklemelerine aktarılmıştır. Örneğin, 1988 yılında, FEOGA garanti harcamalarından yarısından fazlası, üretim fazlalarının stoklanması veya elden çıkarılması konusunda harcanmıştır. Bunun yüzde 37'si ihracat sübvansiyonlarında, yüzde 17'si de stoklamada kullanılmıştır.
Değerli arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının 16 ncı maddesi, sebze ve meyve hallerindeki alım satım yerlerinin çok yüksek hava paralarıyla alınıp satıldığı bir dönemde, çiftçinin, komisyonculara ödeyeceği komisyon miktarlarını serbest bırakmaktadır. Bugün bir örnek vermemiz gerekiyorsa, çiftçiye sübvansiyonun en yüksek oranda yapıldığı Fransa'da, hale giren mahsul bedelinin -her türlü masraf ve vergiler dahil- yüzde 6'sı komisyon olarak kesilmektedir. Köylümüz, çiftçimiz, inanınız, bundan daha fazla desteklenmeye layıktır.
Değerli arkadaşlarım, sebze ve meyve hallerindeki alım satım yerlerinin çok yüksek hava paralarıyla alınıp satıldığı, üreticinin çok az sayıda kabzımal ile muhatap olduğu ve henüz yeterince gelişmemiş olan hallerde, köylümüzün, çiftçimizin yegâne geçim kaynağı olan üretiminin borsasının da olmayışı nedeniyle, çiftçimizin ürününün bedeli, belirlenmiş bir komisyonla ancak korunabilir. Aksi halde, birkaç sermayedarın insafına kalabilirler. Ayrıca, dünyada, üreticiye en üstün hizmetleri sunan gelişmiş ülkeleri incelediğiniz zaman, komisyon oranlarının yüzde 6'lar civarında olduğunu da tespit etmek mümkün olacaktır.
Değerli kardeşlerim, hallerde, üreticilerin yalnızca komisyoncularla muhatap edilmesi, toplumumuzun ahlak değerlerine de aykırıdır. Ayrıca, tüketici haklarına saygının ifadesi olarak, üreticiyle tüketiciyi karşı karşıya bırakmak da gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar, çiftçimizi sübvanse etmekte acz gösteren hükümetlerin icraatları, insafa bırakılmış olan çiftçi üretiminin hallerdeki fiyatlarının daha yükselmesine vesile olacak. Siz, geleceksiniz, Katma Değer Vergisi oranlarını yüksek tutacaksınız... Ancak, bugün öğreniyoruz ki, iki bakan arasında bir konsensüs olmuş, bu yasa tasarısı Meclisten geçerse, Katma Değer Vergisi oranları düşürülecekmiş.
Değerli arkadaşlar, hallerimizin cazip hale getirilerek, çiftçimizin üretiminin hale girmesinin teşvik edilmesi lazım. Önce, çiftçiyle ilgili destekleyici tedbirler alınmalı, sonra da bu düzenlemeler yapılmalıydı.
Değerli arkadaşlar, yürürlükteki 16 ncı madde şöyleydi: "Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı, ambalaj ve kapların kendileri tarafından temin edilmesi de dahil yüzde 6'yı aşmamak kaydıyla taraflarca tespit edilir." Fakat, şimdi, bu serbest bırakılıyor.
Şimdi, ben, soruyorum ve cevap bekliyorum: Ne zaman ve hangi devirde bu komisyon oranları yüzde 6'nın altına düşürülebildi? Yüzde 6 oranında komisyon alan komisyoncu, milyarlarca liralık hava parası vermek suretiyle hallerde yer ediniyor, yer bulmak gayreti içine giriyor. Siz, şimdi, bunu serbest bırakırsanız, komisyoncular, mutlaka bu yüzde 6'nın üzerine çıkacak bir komisyon oranı takdir edecekler. Bunun da dışında, yine komisyonda bu madde görüşülürken, tartışılırken, efendim, hallere daha büyük oranda mahsul girecek, sebze, meyve girecek, dolayısıyla, komisyoncumuz, bir taraftan daha fazla para kazanacağı için, komisyon nispetlerini düşürecek mantığıyla hareket edildi. Halbuki, ben de, bunun tam tersini söylüyorum, bugüne kadar yüzde 6 komisyonla yetinemeyen komisyoncular, yüksek havaparalarını da çıkarabilmek için, tam tersine, komisyon oranlarını belirsiz bir seviyeye çıkaracaklar. Dolayısıyla, çiftçimizin ve üreticimizin bütün üretimine, oldukça büyük oranlarda külfet getirecek olan bu tasarı, aslında bütünüyle çiftçimizin, köylümüzün sırtına bir yük getirecek. Ayrıca, tüketicimizin alış fiyatlarının...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Karapaşaoğlu, konuşmanızı tamamlayın efendim.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) Bitiriyorum.
Tüketicimizin ihtiyaçlarının daha pahalıya alınmasına vesile olacak.
Dolayısıyla, sözlerimizin sonunda şunu ifade etmek istiyoruz değerli arkadaşlar, bu konuda bir önergemiz de var: Sınırlandırılmış bir komisyon konulabilir; hatta, bu komisyon konulurken, haldeki indirme, bindirme, vergi gibi çeşitli masraflar da bu komisyonun içine dahil edilmelidir. Ayrıca, çiftçimizin hal içerisine girip girmeme konusunda belediyelere bir takdir yetkisi verilmiştir; o takdir yetkisi de nedir "belediyelerin tespit edeceği miktardan sonra" deniliyor; işte bu sınırlama da kaldırılmak suretiyle, çiftçimizin hal dışında da satış yapmasına imkân verilmelidir.
Bir karpuz üreticisini düşünün, Bursa'daki üreticilerin en çok üzerinde durduğu üretim miktarlarından biri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Devamla) Sayın Başkanım, bitiriyorum.
Bu üretici bir traktöre karpuz yüklediği zaman, 10-15 ton geliyor; bu karpuzunu getirip bir sebzeciye, bir pazarcıya verebilmeli, satabilmeli veya yolun kenarında da satabilmeli; ancak, bu çiftçimizden bizim isteyeceğimiz, belediyeye gidip belediye rüsumunun ödenmesini istemek olmalı. Belediye gelip de 15 ton yerine 500 kiloluk bir sınarlama koyarsa, bu çiftçimizin hali ne olacak?!.
Dolayısıyla, bu yasa tasarısının, aslında, geri alınmak suretiyle, üzerinde yeniden düzenleme yapılması gerekiyor kanaatini taşıyor, Yüce Meclise, siz değerli milletvekillerine ve Değerli Başkanımıza da saygılarımızı sunuyoruz. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Fazilet Partisi Grubu adına konuşan Sayın Mehmet Altan Karapaşaoğlu'na teşekkür ediyorum.
Gruplar adına konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, şahısları adına söz isteyen sayın milletvekillerinin isimlerini okuyorum: İzmir Milletvekili Hasan Denizkurdu, Sakarya Milletvekili Cevat Ayhan.
Salonda her ikisi de bulunmuyor galiba?..
MUSTAFA KÖYLÜ(Isparta) Sayın Başkan, benim söz talebim olacaktı.
BAŞKAN Söz talebiniz yok...
Sayın Köylü, buyurun, 5 dakika da siz konuşun efendim; diğer sözcüler yok. (FP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA KÖYLÜ (Isparta) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan tasarının 3 üncü maddesi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunuyorum.
"Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı taraflarca serbestçe tespit edilir" cümlesini buraya kaydeden arkadaşların, Türkiye'deki hallerin çalışma sistemi hakkında hiçbir malumatları olmadığını zannediyorum; çünkü, müstahsil her zaman, komisyoncuyla yüz yüze muhatap olmaz. Mersin'den sebzesini sarar, İstanbul'daki halde bu sebze satılır; Ceyhan'dan karpuzunu sarar, İzmir Halinde bu satılır. Çoğu zaman diyaloglar, bir tanıdık aracılığıyla, tespit edilen komisyoncuya telefon açılmak suretiyle sağlanır. Eğer, biz bu komisyon tahdidini kaldırırsak, müstahsil tamamen, hal komisyoncusunun insafına terk edilmiş olur; çünkü, adam malı satacak, yüzde 15, yüzde 20, yüzde 25, istediği oranda komisyon yazacak, para, zaten komisyoncunun elinde; müstahsilin kasası -eğer kasalı bir malzemeyse- komisyoncunun elinde; ancak o ne kadar verirse, o kadar alacak. Hukuken müstahsilin bir hak iddia etmesi de asla mümkün olmayacak.
Halbuki, bu tasarıyı Meclise sevk eden irade diyor ki: Eğer bu kanun çıkarsa, bugün yüzde 30 olan hal girişleri, yüzde 100'e ulaşacak. Eğer, bugün, bir şahıs, halde komisyonculuk yapıyorsa, yapmaya devam ediyorsa, zaten onun belirli bir kazancı var demektir. Eğer, bütün üretim malları, sebzeler, meyveler hal turnikelerinden geçerse, komisyoncuların cirosu da, doğal olarak 3 kat, en az 3 kat artacaktır. Öyle ise, aslında, burada serbest bırakılan komisyon miktarı, Hükümet tarafından biraz daha aşağıya çekilerek -çünkü, komisyoncunun kazancı artacak- bu tasarıyla sevk edilebilirdi. O durumda da, hiçbir müstahsilin rahatsız olması söz konusu olmazdı. Bu meselenin yeniden gözden geçirilmesi gerektiği kanaatindeyim.
Bir diğer husus; özellikle, Hasan Denizkurdu arkadaşımız, bütün maddelerde söz alıyor ve hemen şu cümleyi burada söylüyor: "Bugünkü üretici, halinden memnun mu; değil. Öyleyse, bunu düzeltmemiz lazım." Bugünkü üretici, halinden memnun değil; ama, bu getirdiğiniz tasarıyla temelli perişan ediyorsunuz üreticiyi. Yani, bu getirdiğiniz tasarının üreticiye bir faydası yok ki. Eğer, Antalya'da domates 15 bin liraysa -bu da, afakî bir rakamdır, buna da katılmıyorum- müstahsil, niçin halin dışında satıyor malını acaba; kârını, zararını bilmeyecek kadar aklı ermiyor mu?! Hale girdiği zaman, dışarıda elde ettiği miktar kadar para elde edemiyor; onu bildiği için, halin dışında satmayı tercih ediyor müstahsil.
Değerli arkadaşlarım, bu bakımdan, müstahsilin problemlerini çözmenin yolu, âdeta, müstahsilin elindeki malı, zorla, birilerinin insafına terk etmek değildir. Üreticimiz burada mağdur olduğu gibi, tüketicimiz de mağdur olacaktır; çünkü, herkes bilir ki, üç, ikiden büyüktür. Bu, yeniden vergilendirme sistemiyle, piyasaya arz edilecek mallar, bugünkünden daha pahalı olarak tüketicinin eline intikal edecektir.
Yapılması gereken nedir; yapılması gereken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Köylü, konuşmanızı tamamlayın efendim.
MUSTAFA KÖYLÜ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
...vergi oranlarını düşürmek; halleri, ihtiyaç oranında genişletmek; orada, müstahsillerin kendi adlarına da mal satabilecekleri standlar oluşturmak ve ille, müstahsili, bir komisyoncuya mecbur etmemektir. Ancak bu suretle, müstahsil, isteyerek, arzu ederek, malına daha fazla tüccar bulabileceği hali tercih edecektir.
Hepinize saygılar sunuyorum. (FP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Isparta Milletvekili Sayın Mustafa Köylü'ye teşekkür ediyorum.
Madde üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddeyle ilgili 3 değişiklik önergesi bulunmaktadır.
Önergeleri, geliş sırasına göre okutup, aykırılık derecesine göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16 ncı maddesini düzenleyen tasarının 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde düzenlenmesini teklif ederiz.
Altan Karapaşaoğlu Osman Hazer Murtaza Özkanlı
Bursa Afyon Aksaray
Musa Uzunkaya Musa Okçu Tevhit Karakaya
Samsun Batman Erzincan
Latif Öztek Ali Oğuz Lütfi Yalman
Samsun İstanbul Konya
İsmail İlhan Sungur Maliki Ejder Arvas Sıtkı Cengil
Trabzon Van Adana
Veysel Candan
Konya
Madde 16.- Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı, indirme, bindirme, hammaliye dahil yüzde 6'yı geçemez.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı Yaş Sebze ve Meyve Ticaretinin Düzenlenmesi ve Toptancı Halleri Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamenin Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısının 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yusuf Öztop Atilâ Sav Algan Hacaloğlu
Antalya Hatay İstanbul
Bekir Yurdagül Nihat Maktap Ahmet Küçük
Kocaeli Hatay Çanakkale
Madde 3.- Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranları tavanı yüzde 8 olup, gerekli görülmesi halinde komisyon oranı Bakanlar Kurulunca yarıya kadar indirilebilir ya da iki katına kadar artırılabilir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, maddeyle ilgili üçüncü önerge, maddeye en aykırı metni taşıdığı için, okuttuktan sonra hemen işleme koyacağım; dikkatle dinlenilmesini rica ediyorum.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 638 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mahmut Yılbaş
DTP Grup Başkanı
Van
Mustafa Zeydan Müjdat Koç Mehmet Korkmaz
Hakkâri Ordu Kütahya
Hamdi Üçpınarlar Cefi Josef Kamhi Muzaffer Arıkan
Çanakkale İstanbul Mardin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI M. HALÛK MÜFTÜLER (Denizli) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükümet?..
SANAYİ VE TİCARET BAKANI E. YALIM EREZ (Muğla) Sayın Başkan, eğer, madde 16 tamamen okunursa, arkadaşlarımın endişelerini giderici hususun burada olduğu görülecektir; çünkü, madde 16 aynen şöyledir: "Toptancı hallerde faaliyet gösteren komisyoncuların satış bedeli üzerinden alacakları komisyon oranı taraflarca serbestçe tespit edilir." Şimdi, bütün arkadaşlarımız, bu kadar kısmını okudular ve unuttular, devamını okumadılar. Bu madde "gerekli görülmesi halinde komisyon oranının tavanı Bakanlıkça belirlenir" şeklinde devam ediyor. Zaten, maddenin içinde, arkadaşlarımın bu endişesini ortadan kaldıracak gerekçesi de var; o nedenle, katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önergeye Komisyon ve Hükümet katılmamaktadır.
Önerge sahipleri konuşacak mı?
MAHMUT YILBAŞ (Van) Konuşacağım efendim.
BAŞKAN Önerge sahipleri adına, Sayın Mahmut Yılbaş...
Buyurun Sayın Yılbaş.
MAHMUT YILBAŞ (Van) Sayın Başkan, şahsınızda Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değişiklik önergemizi açıklamak üzere, huzurunuzdayım; hepinize saygılar sunuyorum.
Biraz evvel, konu açıklandı ve madde metninin tamamı okunmadı veyahut da buraya gelen konuşmacılar tarafından okunmuyor denildi. O kadar ümmi değiliz, onu okuduk, biliyoruz; ama, neden buna ihtiyaç duyuluyor da, kanunî bir hüküm, bir bakanın veya bakanlığın takdirine bırakılıyor?!. Bunu ifade edenlerin, burada, bunu açıklaması lazım.
Değerli arkadaşlarım, hem 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyi ve hem de onunla ilgili değişiklik tasarısını, başından sonuna kadar, birçok kez okudum. Hem bu tasarı ve hem de 552 sayılı Kanun Hükmünde Kararname birçok eksikliklere sahip; en bariz eksikliği şu: Biz zannediyoruz ki, haller, sadece ve sadece tüketici bölgelerinde var. Üretici bölgelerinde hal yok mudur? Peki, sadece tüketici bölgelerinde mi komisyonculuk işlemi yapılacaktır? Üretici bölgelerindeki hallerde bu işlem yapılmayacak mıdır? Eğer, ikisi birden yapıldığında... Hani tüketiciyi koruyacaktık? Hani üreticiyi koruyacaktık? Nasıl koruyacaksınız bunu? Hani bununla ilgili bir hüküm?
Değerli arkadaşlarım, bir husus da unutuluyor: Bugün, Türkiye'de toprak, miras nedeniyle, bölüne bölüne bölüne, en büyük yerlerde dahi aileyi geçindiremeyecek boyutlara indi. Varıyorsunuz bir köye, 50 tane şeftali ağacı, 2 dönümlük üzüm bahçesi -biraz evvel de sizlere okumuştum- 6 sandık üzüm, 10 sandık şeftali çıkarıyor. Peki, Torosların tepesinde olan Sebil kasabasından bu 20 kasa üzümü veyahut da şeftaliyi kim alıp da İstanbul'daki tüketici haline götürecek? Bunu, kim açıklayacak bana? Kim götürecek?.. Acaba, İstanbul'da veyahut da büyük tüketim yerlerinde olan o esnaf mı gelip bunu götürecek? Götürmediği takdirde...
DEVLET BAKANI MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) Şimdi nasıl götürülüyor?...
MAHMUT YILBAŞ (Devamla) Efendim, şimdi nasıl götürülüyor; işte, önlemeye çalıştığınız ve burada oturup "aracı" dediğiniz bir kesim daha var. Adamlar geliyorlar oraya kadar, ondan 10 sandık, bundan 5 sandık, bir arabaya yükleyip, onlar da hizmet yapıyorlar.
Siz, bu gerçeği gözardı ederseniz, bu mekanizma nasıl çalışacak... O zaman, küçük üretici -ki, tamamı buna yakındır, o bölgeden olan arkadaşlarım bilirler- ya 500 metrekarelik, en fazla 1 dönümlük bir serası vardır veyahut da 3 dönümlük, 5 dönümlük bir sebze tarlası vardır, 5 dönümlük çileği vardır, 4-5 dönümlük bağı vardır; buradan yaptığı üretimle geçinmektedir.
Değerli arkadaşlarım, sonra, denildi ki, hallerde üretici birliklerine yer sağladık, gelsinler onlar dağıtsınlar... Niçin 21 inci maddede gerekli düzenlemeyi yapmadınız ve 8 inci maddede olan "üretici" tabirini niçin koymuyorsunuz oraya? 8 inci maddede diyorsunuz ki, üretici de halde yer alır; fakat, 21 inci maddeye, tahsise geldiğinizde "üretici birlikleri" diyorsunuz, üreticiyi çıkarıyorsunuz oradan. Eğer üreticiyi düşünüyorsanız, lütfen, 21 inci maddede de, bu tasarıyla birlikte gerekli değişikliği yapıp, üretici birliği adına, yanında "üretici" tabirini de kullanmanız gereklidir.
Değerli arkadaşlarım, nereden bakılırsa bakılsın, bu tasarı eğer kanunlaştığı takdirde, inanınız ki -belki, çoğunuzun bu işle yakından ilginiz olmayabilir- Türk üreticisini, sebzecisini ve meyvecisini, altından kalkamaycağı bir sıkıntı içerisine sokuyorsunuz.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
MUSTAFA BALCILAR (Eskişehir) Sayın Başkan, bu bir Hükümet tasarısı değil mi?!
BAŞKAN Sayın Mahmut Yılbaş önerge sahibi olarak konuştu.
MEHMET BEDRİ İNCETAHTACI (Gaziantep) Karar yetersayısı aranmasını istiyoruz.
BAŞKAN Karar yetersayısını arayacağım efendim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Önergeyi kabul edenler... Kabul etmeyenler... Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı bulunmamaktadır.
Çalışma süremizin tamamlanmasına 20 dakika kaldı; ara verdiğimiz takdirde de, gruplar, 20 dakika içerisinde karar yetersayısı bulunacağı imkânını görmüyorlar.
Bu nedenle, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 11 Haziran 1998 Perşembe günü, alınan karar gereğince, saat 14.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.40
V. SORULAR VE CEVAPLAR
B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1. İçel Milletvekili Fikri Sağların, Kaçakçılığın Men ve Takibi Konusundaki Kanunda Değişiklik Öngören Kanun Tasarısına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Rifat Serdaroğlunun yazılı cevabı (7/4686) (*)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Rifat Serdaroğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını saygıyla dilerim.
D. Fikri Sağlar İçel
TBMM İçişleri Komisyonunda benimsenen kanun tasarısı ile, Kaçakçılığın Men ve Takibine İlişkin Yasada değişiklik yapılması öngörülmüştür. Buna göre, gümrüksüz olarak ve geçici kabul ile ihraç amacıyla yurtdışından mal getiren ancak taahhüdünü yerine getirmeyip bu malı yurtiçinde satanlara verilen hapis cezası kaldırılmaktadır.
Ekonomik suça ekonomik ceza mantığı ile yapılan bu değişiklikten, 97 firmanın yararlanacağı ve bunlara verilecek hapis cezasının da kanun yürürlüğe girdikten sonra kalkacağı bildirilmektedir. Komisyonda yaptığınız açıklamaya göre, Tasarı kapsamından halen bir bölümü yurtdışında bulunan firma sahiplerinin de yararlanacağı anlaşılmaktadır.
1. Komisyondaki açıklamalarınız çerçevesinde yasadan yararlanacak 97 firma ile, bu firmaların sahipleri kimlerdir?
2. Yasaları ihlal edenlerin para cezası ile kurtulması ekonomi kurallarını bozmayacak mıdır?
3. Günümüzde Susurluk diye bilinen olaylar bütünü içerisinde yasadışı organizasyonların ekonomik boyutuna temel teşkil eden sürecin başlangıcı, kamuoyunda kamuoyunda 100 bin TL. ödeyerek kaçakçılığın affı diye bilinen 3217 ve 3196 sayılı yasalarla yapılan değişiklikler kabul edilmektedir. Anılan yasalarla affedilen kişi ve firmalar hangileridir?
T.C. Başbakanlık 29.5.1998 Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü Sayı : B.02.1.GÜM.0.06.00.08.233-371-017148
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı
Genel Sekreterliğine
(Kanunlar ve Kararlar Dairesi Başkanlığı)
İlgi : a) 2.4.1998 tarihli A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4686-11978/29410 sayılı yazınız.
b) 28.4.1998 tarihli 13150 sayılı yazımız.
c) 27.4.1998 tarihli A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4686-11978/29410 sayılı yazınız.
d) 4.5.1998 tarihli 13886 sayılı yazınız.
İlgide kayıtlı yazılar konusu İçel Milletvekili D. Fikri Sağların 26.3.1998 tarihli 944 sayılı Soru Önergesinde yeralan 3196 sayılı Yasanın uygulanmasından yararlanan firmalar hakkında sorulan 3. soruya ilişkin olarak, Hazine Müsteşarlığına muhatap 17.4.1998 tarihli 11992 sayılı yazımıza cevaben alınan 11.5.1998 tarihli 26295 sayılı yazıda aynen;
* Ek cevap : TBMM tutanak dergisinin 30.4.1998 tarihli 84. Birleşiminde yeralan 7/4686ya ek cevap
Bilindiği üzere Türk ekonomisinde 1980 yılından itibaren yaşanan gelişmelere paralel olarak Kambiyo Mevzuatında da köklü değişiklikler yapılarak katı kontrol sistemi yerine daha liberal politikalar uygulamaya konulmuştur.
Bu kapsamda, 24.5.1985 tarihinde yayımlanan 3196 sayılı Yasa ile Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 1567 sayılı Yasada değişiklikler yapılarak Yasanın 3 üncü maddesi ve 4 üncü maddesinin 4 üncü fıkrası değiştirilmiştir. Ayrıca, Yasaya Ek Madde 5 ile Geçici Madde eklenmiştir.
1567 sayılı Yasada yapılan bu değişiklikle, şeklî suçlar ve döviz ziyaı suçları olarak iki kategoride uygulanan suçlar yâni bir iktisadî görüşle bir kategoride birleştirilmek suretiyle hürriyeti bağlayıcı cezalar uygulamadan kaldırılarak, yerine para cezası uygulaması getirilmiştir. Bu çerçevede, ihracat bedeli dövizlerin yurda getirilmemesi durumunda ihracatçılar hakkında yüzbin liradan on milyon liraya kadar ağır para cezası öngörülmüştür.
3196 sayılı Yasaya göre, ihracat bedeli dövizlerin yurda getirilmemesi üzerine Savcılıklara yapılan suç duyuruları, Türk Ceza Kanununun 119 uncu maddesine istinaden ihracatçılarca asgari para cezasının ödenmesi nedeniyle kamu davası açılamaması ile sonuçlanmıştır. Diğer bir ifadeyle, ihracat bedeli dövizlerin yasal süresi içinde yurda getirilmemesi nedeniyle kambiyo mercilerince haklarında suç duyusunda bulunulan ve 3196 sayılı Yasada öngörülen asgari yüz bin lira tutarındaki para cezasını ödeyen ihracatçılar hakkında Cumhuriyet Savcılıklarınca takibata geçilememiştir.
Bu kapsamda, Kambiyo Müdürlüklerinden alınan istatistiki bilgilerden, 3196 sayılı Kanunun yürürlükte olduğu (24.5.1985-28.2.1989) tarihleri arasında, ihracat bedeli dövizlerin yasal süresi içinde yurda getirilmemesi üzerine haklarında yapılan suç duyurusu sonuçsuz kalan toplam dosya sayısının 7186 olduğu anlaşılmıştır.
Ancak, Yasanın yürürlükte olduğu dönemden bu yana uzun bir sürenin geçmiş olması, Kambiyo Müdürlüklerinin yoğun iş hacmi ve eleman sayısının azlığı sebebiyle sözkonusu dosyaların firma bazında dökümü sağlanamamıştır.
denilmektedir.
Bilgilerine arz ederim.
Rifat Serdaroğlu Devlet Bakanı
2. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankara Şeker Fabrikasına ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/4945)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.
Ersönmez Yarbay Ankara
Sorular :
Basında Ankara Şeker Fabrikasının kapanacağı, yeni fabrikanın Polatlı ilçesi veya Kazan ilçesinde kurulacağı şeklinde haberler çıkmıştır?
1. Bu haberler doğru mudur?Doğru ise fabrikanın kapatılma sebebi nedir?
2. Yeni fabrika nereye kurulacaktır? Finansmanı nasıl sağlanacaktır?
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 4.6.1998 Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Sayı : B.14.BHİ.01-290
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 8.5.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/4945-12537/30358 sayılı yazınız.
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankara Şeker Fabrikasına ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/4945) esas nolu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Yalım Erez Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın Yazılı Sorularına
İlişkin Cevaplarımız
Ankara Metropoliten Kent Bütünü 2015 kent makroformunun öngördüğü gelişme alanları ile tutarlı olarak yaklaşık 1,0-1,5 milyon nüfusun yaşayacağı batı aksı ucunda yani bir metropoliten alt bölge yaratılmasında çok işlevli bir model önermek temel amacına yönelik olarak 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı çerçevesinde Ankara Şeker Fabrikası Arazisinde Büyük Ankara Batı Merkezi ve Şekerkent Projesi hazırlanmıştır. Bu proje içinde yeralması öngörülen belli başlı alanlar şunlardır:
- Konut Alanları
-Ticaret ve İş Merkezi Alanı
-Konaklama Tesisi Alanı
-Uluslararası Fuar Alanı
-Kentsel Servisler Alanı
-Hi-TECH Endüstriler ve Teknopark Alanı
-Yeşil Alanlar, Parklar, Rekreasyon ve Organize Spor Alanları
-Sosyal Donatı Alanları
Ankara Şeker Fabrikası ve diğer ünitelerin durumu, sözkonusu projenin prosedür olarak tamamlanması ve uygulamaya konulmasına bağlı olarak değerlendirilebilecektir.
3. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankaradaki pancar üretimine ve şeker fiyatlarındaki artışlara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/5036)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.
Ersönmez Yarbay Ankara
Sorular :
1. 1997-1998 sezonunda Ankara ilinde ilçe-ilçe ne kadar pancar ekimi ve üretimi yapılmıştır?Ödenecek para ne olmuştur?
2. 1990dan sonra Ankara ilinde pancar ekim alanları ve üretim artışı nasıl gerçekleşmiştir?
3. 1990dan itibaren her yıl pancara verilen fiyat ve şekere yapılan zam nasıl gerçekleşmiştir?Pancar ve şeker fiyatlarının 1990dan itibaren artışları $ bazında nasıl olmuştur?
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 4.6.1998 Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Sayı : B.14.BHİ.01-287
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 13.5.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5036-12736/30720 sayılı yazınız.
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, Ankaradaki pancar üretimine ve şeker fiyatındaki artışlara ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/5036) esas nolu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Yalım Erez Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın Yazılı Sorularına
İlişkin Cevaplarımız
Cevap 1 :
Ankara İlinde 1997/1998 Kampanya Döneminde
İlçelere Göre Pancar Ekimi ve Üretimi
Ekim Rekolte
İlçe Adları Hektar Ton
Etimesgut 61 2 885
Sincan 142 6 823
Yenimahalle 81 2 807
Ayaş 633 33 622
Bala 579 24 701
Beypazarı 195 10 891
Çubuk 264 11 913
Elmadağ 167 5 970
Gölbaşı 25 753
Haymana 2 121 85 338
Kalecik 809 30 319
Kazan 439 18 073
Kızılcahamam 82 2 495
Nallıhan 150 5 461
Polatlı 8 665 437 671
Ş. Koçhisar 1 072 52 877
Toplam 15 485 733 599
733 599 ton pancar bedeli olarak 8 trilyon 970 milyar 947 milyon TL. ödenmiştir.
Cevap 2 :
1990-1997 Yılları Ankara Bölgesi
Pancar Ekim ve Üretim Durumu
Ekim % Rekolte %
Yıllar Hektar Değişim Ton Değişim
1990 12 804 571 012
1991 13 746 7,36 587 937 2,96
1992 14 199 3,30 583 307 -0,79
1993 14 555 2,51 559 200 -4,13
1994 12 833 -11,83 380 843 -31,90
1995 7 560 -41,09 286 622 -24,74
1996 14 480 91,55 574 921 100,59
1997 15 485 6,94 733 599 27,60
1997 yılında 1990 yılına göre; ekim miktarında % 21, üretim miktarında ise % 28 oranında artış gerçekleşmiştir.
1990-1998 Yılları Arasında
Kristal Şeker Fiyatları ve Artış oranları
(KDV Hariç)
Fiyat Satış Satış
Artış Fiyatı Fiyatı Artış
Tarihi TL/KG US$/KG Yüzdesi
1990 Yılı
7.3.1990 1 350 0,55 27,3
27.12.1990 1 650 0,57 22,2
1991 Yılı
18.2.1991 1 730 0,55 4,8
4.3.1991 1 936 0,55 11,9
29.4.1991 2 250 0,59 16,2
29.7.1991 3 040 0,70 35,1
18.12.1991 3 700 0,73 21,7
1992 Yılı
13.4.1992 3 885 0,61 5
25.6.1992 4 080 0,59 5
7.9.1992 4 770 0,66 17
23.11.1992 5 110 0,63 7
30.12.1992 5 540 0,66 8
1993 Yılı
3.5.1993 6 340 0,64 14
Fiyat Satış Satış
Artış Fiyatı Fiyatı Artış
Tarihi TL/KG US$/KG Yüzdesi
1993 Yılı
14.6.1993 6 940 0,66 9
23.8.1993 7 760 0,67 12
18.10.1993 8 720 0,70 12
20.12.1993 9 800 0,70 12
1994 Yılı
6.4.1994 14 700 0,46 50
6.12.1994 17 650 0,47 20
1995 Yılı
30.1.1995 20 850 0,52 18
1.5.1995 24 000 0,56 15
5.7.1995 25 000 0,56 4
1.8.1995 26 000 0,56 4
18.10.1995 32 500 0,65 25
28.12.1995 38 100 0,67 12
1996 Yılı
15.3.1996 49 550 0,73 30
6.6.1996 55 500 0,70 12
6.10.1996 65 500 0,70 18
1997 Yılı
22.5.1997 75 500 0,55 15
19.7.1997 102 000 0,67 35
28.8.1997 108 120 0,66 6
1.10.1997 118 950 0,67 10
1.11.1997 130 850 0,70 10
3.12.1997 140 000 0,70 7
1998 Yılı
2.5.1998 154 000 0,61 10
Not :Dolar bazında şeker satış fiyatlarının (US$/Kg) belirlenmesinde aylık ortalama kur değerleri esas alınmıştır.
PANCAR FİYATLARI, ARTIŞ ORANLARI
Artış Oranı
Yıllar TL/kg % US$/ton
1990 125 62,34 47,94
1991 202 61,60 48,44
Artış Oranı
Yıllar TL/kg % US$/ton
1992 330 63,37 48,04
1993 500 51,52 45,51
1994 1 000 100,00 33,67
1995 2 500 150,00 54,70
1996 4 400 76,00 54,23
1997 11 000 150,00 72,74
4. Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, M.K.E. Kurumuna ait Polatlı-Beylik Köprü Tesislerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erezin yazılı cevabı (7/5037)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Yalım Erez tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasına delaletlerinizi saygılarımla arz ederim.
Ersönmez Yarbay Ankara
Sorular :
1. M.K.E.K.na ait Polatlı/Beylik Köprü Tesisleri bugüne kadar nasıl değerlendirilmiştir?
2. Sözkonusu tesislerin ne kadar arsası vardır? Üzerinde kaç m2 kapalı alan bulunmaktadır?
3. Bu tesisler bundan sonra ne olarak ve nasıl kullanılacaktır? Kullanma şartları ne olacaktır?
4. Bu tesislerin özelleştirme imkanları araştırılmış mıdır?
T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı 4.6.1998 Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği Sayı : B.14.BHİ.01-285
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 13.5.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5037-12737/30721 sayılı yazınız.
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın, M.K.E. Kurumuna ait Polatlı-Beylik Köprü Tesislerine ilişkin olarak tarafımdan cevaplandırılmasını istediği (7/5037) esas nolu yazılı soru önergesiyle ilgili cevabımız ekte takdim edilmiştir.
Bilgilerinizi ve gereğini arz ederim. Yalım Erez Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ankara Milletvekili Ersönmez Yarbayın Yazılı Sorularına Cevaplarımız
1. Sözkonusu tesislerin değerlendirilmesi amacıyla yapılan çalışmalar iki aşamada yürütülmüştür.
I. Bu tesislerde Savunma Sanayi konusunda bir üretime geçilmesi için uzun süre gayret gösterilmiş, birçok proje için yabancı lisansör firmalara tesisler gösterilerek ortak yatırım imkânları araştırılmış, ancak olumlu bir sonuca ulaşılamamıştır.
II. Bazı Otomotiv Sanayileri, TÜGSAŞ ve ŞEKER A.Ş. ile görüşme ve çalışmalar yapılmış, ancak sözkonusu tesislerimizin Polatlıda bulunması nedeniyle ortaya çıkan ulaşım sorunları, bu girişimleri de sonuçsuz bırakmıştır. Ancak bu tesisler 10.7.1991 ile 10.7.1994 tarihleri arasında ŞEKER A.Ş.nce depo olarak kullanılmak üzere kiralanmıştır.
2. Toplam 2 204 083 m2lik alan üzerinde 58 960 m2lik kapalı alana sahip tesisler yeralmaktadır.
3. Şubat 1998de, Millî Savunma Bakanlığı, tesislerin tahsisi talebinde bulunmuş ve Hazine Müsteşarlığı nezdinde sürdürdüğü girişimlerin sonucunda, Yüksek Planlama Kurulunun 3.4.1998 tarih, 98/T-16-Nolu kararı ile arazi ve arazi üzerindeki tesislerin bedelsiz olarak Millî Savunma Bakanlığına devredilmesi karar altına alınmıştır. Bu doğrultuda işlemler başlatılmıştır.
4. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı ortaklıklar özelleştirme kapsamına alınmamıştır. Yeniden yapılanma çalışmalarına 1997 yılında başlanılmıştır.
5. Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedükün, şiddete maruz kalan kimsesiz kadınların barınma sorununa ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Işılay Saygının yazılı cevabı (7/5279)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Işılay Saygın tarafından yazılı olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.
Saffet Arıkan Bedük Ankara
Bakanlığınıza bağlı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün görevleri arasında; kadına yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın engellenmesi için çalışmalar yapmak, kadınların aile içi ve sosyal yaşamdan kaynaklanan sorunlarına yardımcı olmak amacıyla bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak ve koordinasyon sağlamak yeraldığına göre;
1. Şiddete maruz kalmış, barınma imkânı olmayan ve açıkta kalmış bulunan kimsesiz kadınların sorunları ile ilgili olarak herhangi bir çalışmanız bulunmakta mıdır? Varsa bu konuda müsbet sonuçlanmış çalışmalarınız nelerdir?
2. Bu durumda bırakılan kadınların sorunlarını çözmek için ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak görev alanınızda olduğuna göre, kimsesiz ve barınmaya muhtaç kadınlar için barınma ve konukevlerinin yapılabilmesi hususunda SHÇEK Genel Müdürlüğünden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile bugüne kadar ne gibi çalışmalarınız olmuştur?Ne gibi sonuç alınmıştır?
T.C. Devlet Bakanlığı Sayı : B.02.0.006/00942 9.6.1998
Konu : Yazılı Soru Önergesi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : 2.6.1998 tarih ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-7/5279-13213/31549 sayılı yazınız.
İlgi yazınız ekinde Bakanlığıma gönderilen Ankara Milletvekili Saffet Arıkan Bedük tarafından verilen Bakanlığımız ile ilgili Yazılı Soru Önergesi hakkında hazırlanan cevap aşağıda sunulmuştur.
Soru :
Bakanlığınıza bağlı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün görevleri arasında; kadına yönelik her türlü şiddet, taciz ve istismarın engellenmesi için çalışmalar yapmak, kadınların aile içi ve sosyal yaşamdan kaynaklanan sorunlarına yardımcı olmak amacıyla bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapmak ve koordinasyon sağlamak yeraldığına göre;
1. Şiddete maruz kalmış, barınma imkânı olmayan ve açıkta kalmış bulunan kimsesiz kadınların sorunları ile ilgili olarak herhangi bir çalışmanız bulunmakta mıdır? Varsa bu konuda müsbet sonuçlanmış çalışmalarınız nelerdir?
2. Bu durumda bırakılan kadınların sorunlarını çözmek için ilgili kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu sağlamak görev alanınızda olduğuna göre, kimsesiz ve barınmaya muhtaç kadınlar için barınma ve konukevlerinin yapılabilmesi hususunda SHÇEK Genel Müdürlüğünden Sorumlu Devlet Bakanlığı ile bugüne kadar ne gibi çalışmalarınız olmuştur?Ne gibi sonuç alınmıştır?
Cevap :
1. Bakanlığıma bağlı Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün kadına ilişkin hizmetlerin yürütülmesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak koordinasyonu sağlamaktadır. Bu çerçevede, Genel Müdürlük bünyesinde Bilgi Başvuru Bankası (3B) kurulmuştur. Sözkonusu merkezde şiddet konusunda hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmeti sunularak barınma talebi olan şiddete uğramış ve güç durumdaki kadınlar, başta Sosyal Hizmet il Müdürlükleri olmak üzere bu konuda hizmet sunan diğer yerel ve gönüllü kuruluşlara yönlendirilmektedir. Ancak teşkilat yasasında sosyal hizmet kurumlarını açmak ve işletmek gibi görevler bulunmamaktadır.
2. Bilindiği gibi korunmaya, bakıma veya yardıma muhtaç kişi ve ailelerin kendi bünye ve çevre koşullarından doğan veya kontrolleri dışında oluşan maddi, manevi ve sosyal yoksunlukların giderilmesi, ihtiyaçlarının karşılanması, hayat standartlarının iyileştirilmesi ve yükseltilmesi görevi 2828 sayılı Kanunla Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne verilmiştir. Bu çerçevde sözkonusu Genel Müdürlüğe bağlı altı kadın konuk evi bulunmaktadır. Bunun yanı sıra üç sığınma evi de yerel yönetimlere ve hükümet dışı kuruluşlara bağlı olarak hizmet sunmaktadır. Aile ve Kadından Sorumlu Devlet Bakanlığı olarak kadına yönelik şiddet konusunda sık sık kamuoyu bilgilendirilmekte, ülke genelinde sığınma evlerinin yetersizliğini dile getirerek sığınma evlerinin sayılarının artırılması konusuna dikkat çekmektedir. Yine, kadına yönelik şiddet konusunda toplantılar düzenleyerek ilgili kurum ve kuruluşlarla bilgi alış-verişinde bulunulmaktadır.
Bilgilerinize arz ederim.
Işılay Saygın
Devlet Bakanı
BİRLEŞİM 100ÜN SONU