DÖNEM : 22 CİLT : 3              YASAMA YILI : 1

 

 

 

T. B. M. M.

TUTANAK DERGİSİ

 

 

27 nci Birleşim

28 . 1 . 2003 Salı

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

  I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI

1. - Oturum Başkanı TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş'in, Antalya ve çevresinde meydana gelen sel felaketi ile Tunceli'nin Pülümür İlçesinde meydana gelen deprem nedeniyle konuşması

B) GündemdIşI Konuşmalar

1. - Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Ergezen'in, Tunceli İlinin Pülümür İlçesinde meydana gelen depreme ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen ve AK Parti Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın grupları adına konuşmaları

2. - Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Türkiye ve Ankara şoför esnafının sorunları ile alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

3. - Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün'ün, Kâzım Karabekir Paşanın 55 inci ölüm yıldönümü nedeniyle Karaman İli Kâzım Karabekir İlçesinde düzenlenen törenlere ilişkin gündemdışı konuşması

4. - Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin'in, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine sosyal destek ödemesi uygulamasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun cevabı

C) Tezkereler ve Önergeler

1. - Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyenin ismine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/169)

2. - Parlamentolararası Birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/170)

3. - Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/171)

4. - NATO Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/172)

5. - Norveç Parlamentosu Dışişleri Daimî Komitesi Heyetinin TBMM'nin konuğu olarak ülkemize davet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/173)

6. - Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal'ın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/11)

D) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1. - İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve 33 milletvekilinin, denizcilik sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/26)

2. - Ankara Milletvekili İsmail Değerli ve 28 milletvekilinin, Ankara-Mamak çöplüğünün yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/27)

3. - İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 100 milletvekilinin, kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

4. - Samsun Milletvekili Haluk Koç ve 24 milletvekilinin, Samsun'da kurulma aşamasındaki mobil santralların ihale ve yer seçimi süreçleri ile çevre ve insan sağlığına muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/29)

IV. - SEÇİM

A) Komİsyonlara Üye Seçİmİ

1. - (10/9) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna seçim

V. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) Sözlü Sorular ve CevaplarI

1. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'in, şehirlerarası yolcu otobüsü şoför ve muavinlerinin sosyal güvenlik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/43)

2. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'daki yerel yönetimlerin turizm şirketlerinin ödediği vergilerden yeterince pay alamamasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (6/45)

3. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Burdur-Antalya demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/46)

4. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'in, Emekli Sandığı Diyarbakır Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (6/50)

5. - Mardin Milletvekili Muharrem Doğan'ın, bir araştırma önergesinde imzası bulunan bir Bakana ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır'ın cevabı (6/51)

6. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, zorunlu tasarruf birikimlerine ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü  soru önergesi (6/54)

7. - Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, çiftçilere doğrudan gelir desteği ödemelerinde uygulanan öncelik kriterlerine ilişkin Başbakandan sözlü  soru önergesi (6/55)

8. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, Ziraat Bankası Diyarbakır-Ergani Şubesinin kapatılması kararına ilişkin Başbakandan sözlü  soru önergesi (6/56)

9. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Sinop Havaalanının Jandarma Genel Komutanlığına devrine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü  soru önergesi (6/57)

10. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Sinop Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün ihtiyaçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü  soru önergesi (6/58)

11. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Karadeniz'e bırakılan zehirli atık dolu varillere ilişkin Çevre Bakanından sözlü  soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu'nun cevabı (6/59)

12. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, memurlara yapılan kira yardımının artırılıp artırılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu'nun cevabı (6/60)

13. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/61)

14. - İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın, İzmir ören yerleri gelirlerinden İl Özel İdaresine aktarılan payı düzenleyen protokolün iptaline ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/62)

15. - Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Çıraklık Eğitimi Merkezlerindeki öğrencilerin sigorta primlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/63)

16. - Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerinin Edirne'de ne zaman yapılacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/64)

17. - İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay'ın, seralarda kullanılan elektriğin tarifesine ve tarımsal sulama kaynaklı elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/65)

18. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârlara kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandırılan Halkbank kredilerine ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/67)

19. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârların kredi ihtiyacını karşılayacak bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/68)

20. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârlara kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandırılan Halkbank kredilerinin kullanım şartlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/69)

21. - Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, memur emekli maaşlarının aylık olarak ödenip ödenmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu'nun cevabı (6/70)

B) YazIlI Sorular ve CevaplarI

1. - Gaziantep Milletvekili Nurettin Aktaş'ın, DSİ bünyesinde ikili ve kredili anlaşmalarla yaptırılan büyük çaplı işlere ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (7/18)

2. - Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan'ın, İncesu tren istasyo-nunda Kara Konteyner Terminali yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın cevabı (7/65)

3. - Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan'ın, Kayseri'de doğalgazın ne zaman kullanılabileceğine ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (7/67)

4. - Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, İstanbul-Erzurum arası sefere konulan bir trenin Kars'a kadar gidip gitmeyeceğine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın cevabı (7/68)

5. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Konya-Ankara hızlı tren projesi çalışmalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın cevabı (7/74)

6. - Hatay Milletvekili Fuat Çay'ın;

Yumurtalık-İskenderun arasında nitelikli endüstri bölgesi kurulup ku-rulmayacağına,

- Konya Milletvekili Atilla Kart'ın,

Konya'da kurulacak üçüncü organize sanayi bölgesinin endüstri böl-gesi olarak düzenlenip düzenlenmeyeceğine,

İlişkin soruları ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (7/70, 75)

7. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Sivas-Malatya, Malatya-Gaziantep doğalgaz boru hattı projelerine ilişkin Başbakandan so-rusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güner'in cevabı (7/79)

8. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun;

Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunca denetlenen kurum ve kuru-luşlarda çalıştırılan işçilere,

Kamu vakıflarına,

İlişkin soruları ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı (7/80,86)

9. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, memur maaşı artışı-nın SSK ve BAĞ-KUR emeklilerine ne zaman yansıtılacağına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Ali Babacan'ın cevabı (7/81)

10. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bazı AKP il başkanlarının rapor ve anket istedikleri iddialarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/84)

11. - İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun, İhlas Finans Tavsiye Kurulu Başkanlığına yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun'un cevabı (7/85)

12. - Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan'ın, Yamula Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Develi İkinci Merhale Projelerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Güler'in cevabı (7/90)

13. - Şanlıurfa Milletvekili Turan Tüysüz'ün, Şanlıurfa'da yapımı de-vam eden uluslararası havaalanı projesine ilişkin sorusu ve Ulaştırma Ba-kanı Binali Yıldırım'ın cevabı (7/92)

14. - İzmir Milletvekili Erdal Karademir'in, AKP İzmir İl ve Menemen İlçe Başkanı ile ilgili çeşitli iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/95)

15. - Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın, Çukurova Kültür Merkezi inşaatına ilişkin sorusu ve Kültür Bakanı Hüseyin Çelik'in cevabı (7/101)

16. - Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü taşra teşkilatının akaryakıt ihtiyacına ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı (7/110)

17. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Suruç Ovası Sula-ma Projesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener'in cevabı (7/117)

18. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in;

Doğrudan Gelir Desteği Projesinde öncelik kriteri, ödemesi yapılma-yan illerin ödeme tarihi ile bu çerçevede Manisa'nın durumuna,

- Mersin Milletvekili Ali Oksal'ın;

Doğrudan gelir desteği ödemelerinin üreticilerin borçlarına mahsup edilip edilmeyeceğine ve kalan ödemelerin zamanına,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü'nün cevabı (7/114, 118)

19. - Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Yılmazcan'ın, Kahramanmaraş'ta Vakıflar İl Şube Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in cevabı (7/112)

VI. - GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI

A) Öngörüşmeler

1. - Kocaeli Milletvekili Osman Pepe ve 23 milletvekilinin, İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/4)


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak iki oturum yaptı.

Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl, Trabzon İli ve çevresinin güncel sağlık sorunlarına,

Sinop Milletvekili Cahit Can da Sinop İlinin sorunlarına,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar;

İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, öldürülüşünün 10 uncu yıldönümü nedeniyle gazeteci Uğur Mumcu'nun yaptıklarına,  faili meçhul cinayetlere, yargısız infazlara ve teröre kurban giden 40 000'e yakın yurttaşımıza ilişkin gündemdışı konuşmasına, Adalet Bakanı Cemil Çiçek cevap verdi. 

Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 53 milletvekilinin, esnaf ve sanatkârlar ile KOBİ'lerin sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla (10/24),

İzmir Milletvekili Canan Arıtman ve 34 milletvekilinin, İzmir'in Karşıyaka İlçesinde otopark olarak düzenlenen bir alanla ilgili mahkeme kararlarının uygulanmadığı iddialarının araştırılması amacıyla (10/25),

Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri okundu; önergelerin, gündemdeki yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

Millî Savunma Komisyonu Başkanlığının, (1/278) esas numaralı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 607 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun Tasarısının (S. Sayısı: 17) tümünün komisyona geri verilmesine ilişkin tezkeresi okundu; gündemde bulunan tasarının, İçtüzüğün 88 inci maddesi uyarınca, bir defaya mahsus olmak üzere,  komisyona geri verildiği bildirildi.

Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmında bulunan:

Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 607 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle ilgili tasarının (1/278) (S. Sayısı: 17) görüşmeleri, komisyon tarafından tasarının geri çekilmesi üzerine,  ertelendi;

Önceki birleşimde 4 üncü maddesine kadar kabul edilen, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/283) (S. Sayısı: 36), tamamlanan görüşmelerinden sonra,

Avrupa Çevre Ajansına ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Ağına Türkiye Cumhuriyetinin Katılımı ile İlgili Olarak Avrupa Topluluğu ve Türkiye Cumhuriyeti Arasında Yapılan Anlaşmanın Kabul Edilmesi ile İlgili Müzakerelerin Nihaî Senedinin ve Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Topluluğu Arasında Türkiye Cumhuriyetinin Avrupa Çevre Ajansı ve Avrupa Bilgi ve Gözlem Ağına Katılımı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/301) (S. Sayısı: 26),

Türkiye'nin MATRA Programına Katılımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/302) (S. Sayısı: 27),

Türkiye-EFTA Ortak Komitesinin 2000 Yılına Ait 4 Sayılı Kararının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/303) (S. Sayısı: 28),

Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/335) (S. Sayısı: 23),

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Arama Kurtarma Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/336) (S. Sayısı: 24),

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sahil Güvenlik Alanında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının (1/338) (S. Sayısı: 25),

Görüşmelerini takiben yapılan açık oylamalarından sonra,

Kabul edildikleri ve kanunlaştıkları açıklandı.

28 Ocak 2003 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.01'de son verildi.

Sadık Yakut

Başkanvekili

 Ahmet Küçük Suat Kılıç

 Çanakkale Samsun

 Kâtip Üye Kâtip Üye


               No. : 38

II. - GELEN KÂĞITLAR

24 . 1 . 2003 CUMA

Tasarılar

1. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Komisyonu Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/436) (Çevre ve Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 2. - Emniyet Teşkilâtı Uçuş Hizmetleri Tazminat Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/437) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 3. - Vatandaşlık Belgesi Verilmesine İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/438) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 4. - Kişi Halleri Konusunda Milletlerarası Karşılıklı Bilgi Verilmesine İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/439) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 5. - Ahvali Şahsiye Belgelerinde Yer Alan Bilgilerin Kodlanmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/440) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 6. - Yaşam Belgesi Verilmesine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/441) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 7. - Ahvali Şahsiye Cüzdanlarının Tanınmasına ve Güncelleştirilmesine İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/442) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 8. - Türkiye Cumhuriyeti ile Çek Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/443) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 9. - Türk Polis Teşkilâtını Güçlendirme Vakfı Kanunu Tasarısı (1/444) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 10. - İçişleri Bakanlığı Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/445) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 11. - Uzman Jandarma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/446) (Millî Savunma ve İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 12. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Savunma Sanayii İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/447) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

13. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hırvatistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/448) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 14. - Ozon Tabakasını İncelten Maddelere Dair Montreal Protokolü Değişikliğinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/449) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 15. - Türkiye Cumhuriyeti ile Ukrayna Arasında Hukuki Konularda Adli Yardımlaşma ve İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/450) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 16. - Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Kullanımına İlişkin İşbirliği Anlaşması ve Eki Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/451) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 17. - Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin Biyogüvenlik Kartagena Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/452) (Çevre ve Tarım, Orman ve Köyişleri ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 18. - Türkiye Cumhuriyeti ile Filipinler Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/453)  (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 19. - Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) Kuruluş Yasası ve Sözleşmesinde Değişiklik Yapan Kyoto ve Minneapolis Tam Yetkili Konferansları Sonuç Belgelerinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/454)  (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 20. - Nüfus Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesine Dair Kanun Tasarısı    (1/455) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 21. - Avrupa Peyzaj Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/456)  (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 22. - Türkiye Cumhuriyeti ile İtalya Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/457)  (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 23. - Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Arasında Ortak Sınırın Anti-Personel Mayınlardan Arındırılması ve Bunların Gelecekte Sınır Koruma Amacıyla Kullanılmaması İçin Bir İkili Rejim Tesis Edilmesi Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/458)  (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 24. - Türkiye Cumhuriyeti ile Slovak Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/459) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 25. - 1990 tarihli Petrol Kirliliğine Karşı Hazırlıklı Olma, Müdahale ve İşbirliği ile İlgili Uluslararası Sözleşme ve Eklerine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/460) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 26. - Türkiye Cumhuriyeti ve Portekiz Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşma ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/461) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 27. - Uydular Aracılığı ile Haberleşme Uluslararası Teşkilâtı (INTELSAT) Anlaşmasının ve İşletme Anlaşmasında Yapılan Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/462) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 28. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti Federal Hükümeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/463) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 29. - Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımının ve Bertaraf Edilmesinin Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesine Getirilen Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/464) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

 30. - Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeye Ek Çocukların Silâhlı Çatışmalara Dahil Olmaları Konusundaki İhtiyari Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/465) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

31. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Uganda Cumhuriyeti Arasında Ticaret Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/466) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

32. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gabon Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Genel Ticari, Ekonomik, Kültürel ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/467)  (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

33. - Türkiye Cumhuriyeti ile Slovenya Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması ve Eki Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/468) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

34. - Biyoloji ve Tıbbın Uygulanması Bakımından İnsan Hakları ve İnsan Haysiyetinin Korunması Sözleşmesi: İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/469) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

35. - Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Statüsünün Bazı Maddelerinde Yapılan Değişikliklerin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/470)  (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

36. - 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/471) ( Dışişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

37. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/472)  (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

38. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Hindistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Suçluların İadesi Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/473) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

39. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Kosta Rika Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Teknik İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/474)  (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

40. - Dünya Posta Birliği Kuruluş Yasasına Altıncı Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/475) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

41. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Karşılıklı Kalite Güvence Hizmetlerine İlişkin Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/476) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

42. - Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/477) (Adalet ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.1.2003)

43. - Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/478) (Millî Savunma ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

Teklifler

1. - İzmir Milletvekili Türkan Miçooğulları'nın; Türk Medeni Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/51) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

 2. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Türk Sivil Havacılık Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/52) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

 3. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/53) (İçişleri ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

 4. -İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın; Türk Ceza Kanununun 492 nci Maddesinin Yedinci Bendinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/54) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

 5. - Samsun Milletvekili Haluk Koç 'un; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/55) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

6. - Samsun Milletvekili Haluk Koç'un; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa Ekli (IV) Sayılı Cetvelde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/56) (İçişleri ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

Tezkereler

 1. - Aydın Milletvekili Mehmet Semerci'nin Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/167) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

 2. - Artvin Milletvekili Orhan Yıldız'ın Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi (3/168) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

Sözlü Soru Önergeleri

 1. - İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay'ın, TARİŞ'in iş planlarının onaylanmamasının nedenine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/116) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

2. - İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay'ın, pamuk ve benzeri ürünlerin destekleme primine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/117) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

3. - İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay'ın, TARİŞ'in, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu kredilerine ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/118) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

4. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya'daki SSK'lı ve BAĞ-KUR'lu hastaların il dışına sevk edilmelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından sözlü soru önergesi (6/119) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

5.- Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, sözleşmeli tütün üretimine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) sözlü soru önergesi (6/120) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

6. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, sözleşmesiz üretilen tütünün akıbetine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) sözlü soru önergesi (6/121) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, ön lisans mezunu sağlık personelinin ek göstergelerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/153) (Başkanlığa geliş tarihi: 22.1.2003)

2. - Şanlıurfa Milletvekili Turan Tüysüz'ün, Şanlıurfa'da restorasyonu yarım kalan mevlevihaneye ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali Şahin) yazılı soru önergesi (7/154) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.1.2003)

No. : 39

27 . 1 . 2003  PAZARTESİ

Tasarılar

1. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Suriye Arap Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Yasadışı Göçmenlerin Geri Kabulüne Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı (1/479) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

2. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Jamaika Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/480) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

3. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Diplomatik Temsilcilik Binalarının İnşası İçin Karşılıklı Arsa Tahsisine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/481) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

4. - Türk Vatandaşlığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/482) (İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

5. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Estonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/483) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

6. - Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti Arasında Doğal Afetlere Karşı Türk-Yunan Ortak Görev Gücü Kurulmasına İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/484) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

7. - Türkiye Cumhuriyeti ve Karayip Devletleri Birliği Arasında İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/485) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

8. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Sosyalist Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ankara'da 2 Mayıs 1966 Tarihinde İmzalanan Sivil Hava Ulaştırma Anlaşmasına Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/486) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

9. - Avrupa Sınırötesi Televizyon Sözleşmesini Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/487) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

10. - Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/488) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

11. - Çocukların Korunması ve Ülkelerarası Evlat Edinme Konusunda İşbirliğine Dair Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/489) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

12. - Eşyanın Geçici İthalatına İlişkin İstanbul Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/490) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

13. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Ukrayna Hükümeti Arasında Uzayın Araştırma ve Kullanımı Konularında İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/491) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

14. - Türkiye Cumhuriyeti ve Yemen Cumhuriyeti Arasında Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunmasına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/492) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

15. - Türkiye Cumhuriyeti ve Makedonya Cumhuriyeti Arasında Konsolosluk Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/493) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

16. - Marka Kanunu Antlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/494) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

17. - Endüstriyel Tasarımların Uluslararası Tesciline İlişkin Lahey Anlaşmasına Bağlı Cenevre Metnine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/495) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

18. - Ticaret Gemilerinde Çalışan Kaptanlar ve Gemi Zabitlerinin Mesleki Yeterliliklerinin Asgari İcaplarına İlişkin 53 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/496) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

19. - Gemi Adamlarının Hastalanması, Yaralanması ya da Ölümü Halinde Armatörün Sorumluluğuna İlişkin 55 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/497) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

20. - Gemilerde Mürettebat İçin İaşe ve Yemek Hizmetlerine İlişkin 68 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/498) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

21. - Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin 92 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/499) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

22. - Gemi Adamlarının Sağlık Muayenesine İlişkin 73 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/500) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

23. - Gemi Aşçılarının Mesleki Ehliyet Diplomalarına İlişkin 69 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/501) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

24. - İş Kazalarının Önlenmesine (Gemi Adamları) İlişkin 134 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/502) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

25. - Gemi Adamlarının Ulusal Kimlik Kartlarına İlişkin 108 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/503) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

26. - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Bulgaristan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Sahil Güvenlik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/504) (İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

27. - Karadenizin Kirliliğe Karşı Korunması Komisyonunun Ayrıcalık ve Bağışıklıklarına İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/505) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

28. - Gemi Adamlarının Sağlığının Korunması ve Tıbbi Bakımına İlişkin 164 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/506) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

29. - Gemi Adamlarının Yıllık Ücretli İznine İlişkin 146 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/507) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

30. - Liman İşlerinde Sağlık ve Güvenliğe İlişkin 152 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/508) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

31. - Gemi Adamlarının Ülkelerine Geri Gönderilmesine İlişkin 166 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/509) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

32. - Otobüs ve Otokarlarla Uluslararası Arızi Yolcu Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/510) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

33. - Türkiye Cumhuriyeti ve Hollanda Krallığı Arasında Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/511) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

34. - Mürettebatın Gemide Barınmasına İlişkin (İlave Hükümler) 133 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/512) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

35. - Uzay Cisimlerinin Verdiği Zarardan Dolayı Uluslararası Sorumluluk Hakkında Sözleşmeye Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/513) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

36. - Uzaya Fırlatılan Cisimlerin Tescili Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/514) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

37. - Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Ticari Konularda Adli İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/515) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

38. - Atlantik Ton Balıklarının Korunmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Nihai Senet, Atlantik Ton Balıkçılık İşletmeleri İstatistiklerinin Toplanmasına Dair Karar, Usul Kuralları ve Malî Düzenlemelere Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı (1/516) (Tarım, Orman ve Köyişleri ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

39. - Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna-Hersek Arasında Konsolosluk Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/517) (Dışişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

40. - Türkiye Cumhuriyeti ile Sudan Cumhuriyeti Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/518) (Plan ve Bütçe ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

41. - Hukukî veya Ticarî Konularda Yabancı Ülkelerde Delil Sağlanması Hakkında Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/519) (Adalet ve Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 13.1.2003)

Teklifler

1. - İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve 32 Milletvekilinin; Çatalca- Silivri Yöresinde Toplam 9 Köyün Hazine Tapusunda Kalan Arazilerinin Bedelsiz Devri Tahakkuk Etmiş Ecri Misil Borçlarının Kaldırılmasına İlişkin Yasa Teklifi (2/57) (Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi : 21.1.2003)

2. - Trabzon Milletvekili M. Akif Hamzaçebi ve 5 Milletvekilinin; 4734 Sayılı Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/58) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi : 22.1.2003)

Rapor

1. - Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin 2.1.2003 Tarihli ve 4779 Sayılı Kanun ve Anayasanın 89 uncu Maddesi Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ve Adalet Komisyonu Raporu (1/432) (S. Sayısı: 37) (Dağıtma tarihi : 27.1.2003) (GÜNDEME)

Sözlü Soru Önergeleri

1. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, çiftçilerin kredi borçlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/122) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

2. - Manisa Milletvekili Nuri Çilingir'in, sürücü belgesinde aranılan görme yeterliliğine ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/123) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

3. - Van Milletvekili Mehmet Kartal'ın, Bitlis-Adilcevaz'da açılan onkoloji hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/124) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

4. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, patates ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/125) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

5. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, fasulye ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/126) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

6. - Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı'nın, yönetim kademelerine yapılan atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/127) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

7. - Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun, 1958'de kaldırılan Karaköy Camiine ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/128) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

8. - Samsun Milletvekili Suat Kılıç'ın, Rus doğalgazının fiyatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/129) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

9. - Samsun Milletvekili Suat Kılıç'ın, doğalgaz ithalatına ve fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/130) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

10. - Samsun Milletvekili Suat Kılıç'ın, ithal doğalgaz fiyatlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/131) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

11. - Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın, İpsala ve Pazarkule gümrük kapılarına bağlanan yolların yapımına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/132) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

12. - Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, Manisa'da doğrudan gelir desteği ödemelerinin ne zaman yapılacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/133) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

13. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya-Adana demiryolu hattının ulaşıma ne zaman açılacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/134) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

14. - Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Alacahöyük PTT Şubesinin kapatılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/135) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

15. - Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, Çorum ve Alacahöyük müzelerinin kapatılmasına ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/136) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

16. - Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu'nun, eczacı kalfalarının eğitimine ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/137) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

17. - Van Milletvekili Mehmet Kartal'ın, Van-Erciş Şeker Fabrikasında çalışan bir grup geçici işçinin sağlık sigortası sorununa ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından sözlü soru önergesi (6/138) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

18. - Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük'ün, yerel basının desteklenmesi için yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/139) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

19. - İzmir Milletvekili K.Kemal Anadol'un, bir davada sanık olup olmadığına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/140) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

Yazılı Soru Önergeleri

1. - Samsun Milletvekili Suat Kılıç'ın, altın ve gümüş rezervlerine ve işletilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/155) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

2. - Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, Mevlana Kültür Merkezi inşaatına ilişkin Kültür Bakanından yazılı soru önergesi (7/156) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

3. - Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, Konya'da turizmi teşvik amacıyla alınması gereken önlemlere ilişkin Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/157) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

4. - Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, iflas eden bir holding ile benzer yapıdaki diğer holdinglere ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/158) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

5. - Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, pancar üretimindeki kota uygulamasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/159) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

6. - Konya Milletvekili Nezir Büyükcengiz'in, TÜMOSAN'ın özelleştirilip özelleştirilmeyeceğine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif Şener) yazılı soru önergesi (7/160) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

7. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, İller Bankasının belediyelere nüfusa göre yaptığı ödemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/161) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

8. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Ziraat Bankası Konya-Cihanbeyli-Yeniceoba Şubesinin kapatılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) yazılı soru önergesi (7/162) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

9. - Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, Cihanbeyli-Yeniceoba Karayolunun yenilenme ihtiyacına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/163) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

10. - İzmir Milletvekili Hakkı Akalın'ın, ilaçların büyük bir kısmının sadece uzman hekimlerce reçete edilebilmesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/164) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

11. - İzmir Milletvekili Hakkı Akalın'ın, SSK Sakarya Hastanesi ve Serdivan Dispanseri reçetelerindeki yolsuzluk iddialarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/165) (Başkanlığa geliş tarihi : 23.1.2003)

12. - Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın, mevsimlik orman işçilerinin mağduriyetine ilişkin Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/166) (Başkanlığa geliş tarihi : 24.1.2003)

No. : 40

28 . 1 . 2003 SalI

Sözlü Soru Önergeleri

 1. - Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Rusya'dan ithal edilen doğalgazın fiyatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/141) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.1.2003)

 2. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, Ergani pamuk üreticilerinin destekleme prim alacaklarının ne zaman ödeneceğine ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/142) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.1.2003)

3. - Kırıkkale Milletvekili Halil Tiryaki'nin, Kırıkkale-Sulakyurt-Danacı Köyündeki paratifo salgınına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/143) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.1.2003)

Meclis Araştırması Önergeleri

1. - İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve 33 Milletvekilinin, denizcilik sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi.(10/26) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

2. - Ankara Milletvekili İsmail Değerli ve 26 Milletvekilinin, Ankara-Mamak Çöplüğünün yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi.(10/27) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.1.2003)

3. - İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 100 Milletvekilinin, kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi.(10/28) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.1.2003)

4- Samsun Milletvekili Haluk Koç ve 24 Milletvekilinin, Samsun'da kurulma aşamasındaki mobil santrallerin ihale ve yer seçimi süreçleri ile çevre ve insan sağlığına muhtemel etkilerinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi.(10/29) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.1.2003)

Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri

1. - İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, üst kurul ve kurulların personel sayısı ile fayda-maliyet durumlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/1)

2. - İstanbul Milletvekili Azmi Ateş'in, yurt dışına gönderilen üst kurul ve kurul personeline ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2)             

3. - Sivas Milletvekili Nurettin Sözen'in, haklarında Cumhuriyet Savcılıklarınca soruşturma açılmış, iddianame hazırlanmış veya dava açılmış 22 nci Dönem milletvekili olup olmadığına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/4)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.00

28 Ocak 2003 Salı

BAŞKAN : Başkanvekili Yılmaz ATEŞ

KÂTİP ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Mevlüt AKGÜN (Karaman)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27 nci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayımız vardır; görüşmelere başlıyoruz.

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) Oturum BaşkanlarInIn KonuşmalarI

1. - TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş'in, Antalya ve çevresinde meydana gelen sel felaketi ile Tunceli'nin Pülümür İlçesinde meydana gelen deprem nedeniyle konuşması

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, geride bıraktığımız haftada, Batı Akdeniz'de bir sel felaketi meydana geldi. Bu felakette önemli ölçüde bir hasar tespiti oldu; köylülerimize geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

Tunceli'nin Pülümür İlçesinde de bir deprem yaşandı; bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Bu vatandaşımıza Tanrı'dan rahmet diliyorum. Bütün Tunceli ve Türkiye halkına da başsağlığı dileklerimizi ve geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum.

Sayın Bayındırlık Bakanımıza teşekkür ediyoruz; bu deprem anında hemen bölgeye gittiler; ilgilenmişler. Az önce belediye başkanımızın da Sayın Bakanımızdan bir talebi oldu. 150 konteyner sözü vermiş; onun da şimdi yolda olduğunu sanıyorum.

Böylece, tekrar, bu vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyorum.

Sayın milletvekilleri, İçtüzüğümüzün 59 uncu maddesine göre, Bayındırlık Bakanımız Sayın Ergezen'in gündemdışı söz talebi vardır.

Sayın Bakanın konuşma süresi 20 dakika, gruplarımızın konuşma süreleri 10 dakika, istemeleri halinde, bağımsız bir üyemizin de konuşma süresi 5 dakikadır.

Şimdi, Sayın Bakanı kürsüye davet ediyorum.

Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

B) GündemdIşI Konuşmalar

1. - Bayındırlık ve İskân Bakanı Zeki Ergezen'in, Tunceli İlinin Pülümür İlçesinde meydana gelen depreme ilişkin gündemdışı açıklaması ve CHP Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa Sirmen ve AK Parti Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa'nın grupları adına konuşmaları

BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI ZEKİ ERGEZEN (Bitlis) - Sayın milletvekilleri, Tunceli Pülümür'deki depremle ilgili bilgi vermek üzere huzurlarınızdayım; önce, bu söz hakkını veren Sayın Başkanıma teşekkür ederim.

Sözlerime başlamadan önce, Tuncelilere, Pülümürlülere geçmiş olsun diyorum; vefat eden kardeşimizin yakınlarına başsağlığı diliyoruz.

Acılarımızın daha fazla olmaması temennisiyle, sözlerime başlamak istiyorum.

27 Ocak 2003 Tunceli-Pülümür depremini sabahleyin duyar duymaz -sağ olsun, bizi, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, çok erken, Ankara dışında olmasına rağmen, haberdar ettiler- saat 9.45 uçağıyla apar topar Elazığ'a indik; oradan -sağ olsun, Elazığ Valisi, Elazığ'daki Kolordu Komutanı- helikopterle -zaten karayoluyla ulaşmak da çok zor, kış şartları da vardı- Ankara'dan beraberimizdeki götürdüğüm teknik elemanlarla beraber Pülümür'e geçtik.

Tabiî, 6,5 şiddetindeki depremi duyunca çok ölü, çok yaralı ve çok yıkılan bina olabileceği aklımıza geldi, üzüldük; ama, bu şiddette bir depremden sonra, sadece 1 kişinin ölmüş olması; 7 kişiden 5'inin ayakta hemen tedavi görerek taburcu olmaları; 2 kişinin de, panikten, yatılı bölge okulunun penceresinden atlamak suretiyle ayak kemiklerinde çatlamalar olması karşısında sevindik ve kendimize geldik diyebilirim. Devletin yetkilileri de orada...

Ben, buradan hemen valilerimize, askerî birliklere, devletimizin tüm kurum ve kuruluşlarına teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten çevre illerdeki valilerimizin, Bayındırlığın, Karayollarının, askerî birliklerin hemen harekete geçmiş olmaları, Tunceli Valisinin imdadına koşarak 650 çadır ve battaniyeleri yola çıkarmış olmaları; Erzincan Valisinin -yakın olduğu için- Pülümür'e hemen gelmiş olmaları; bunlar, bizim, birlik ve beraberliğimiz noktasında, acı günlerde de, tatlı günlerde de, birlik ve beraberlik içinde fedakârca çalışmamızı göstermektedir. Milletimizin bu özelliklerinden dolayı kendimizi bahtiyar ve mutlu hissediyoruz.

Tabiî, bizim buradan vereceğimiz mesajlar var. Özellikle, belediyelere, yerel yönetimlere, teknik elemanlara, müteahhitlere buradan mesaj vermek istiyoruz. Biz, Tunceli-Pülümür'e gittiğimizde, çok katlı binaların tahrip olduğunu, orta hasarlı olduğunu gördük; 1992 yılında yine, Pülümür'de depremzedeler için yapılan beş altı katlı binaların, taşıyıcı sistemlerinin değil ama, diğer sistemlerinin tahrip olduğunu, duvarlarının yıkıldığını, bu psikoloji içerisinde, binaların kullanılmasının veya geceyi o binalarda geçirmenin -haleti ruhiyeyi düşündüğünüz zaman- mümkün olmadığını, biz kendimiz de müşahede ettik. Yani, ben, o şartlarda, çocuklarımın, hanımımın o gece o binanın içinde kalmalarına müsaade eder miyim diye düşündüğümde, hayır diyorum; çünkü, duvarların, her an insanların üzerine yıkılıp gelebileceğidir. Maalesef, yatılı bölge okulunun yıkıldığını, belediye binasının, emniyet binasının tahrip olduğunu gördük.

Bir sevindirici taraf da, taşıyıcı sistemlerin hiçbirinde; yani, kolon ve kiriş bağlantılarında çatlama dahi olmamasıdır, 6,5 şiddetindeki bir depremde bunun olmamasını gerçekten bir mucize olarak görüyoruz; ancak, Afet İşleri Genel Müdürlüğü yetkililerinin vermiş olduğu bilgiye göre, depremin, yerin 16 kilometre derinliğinde olmuş olmasından dolayı, şiddetinin yüze tesiri az olmuştur ve bu konu araştırılıyor.

Bölgede ulaşım sıkıntısı yok, telefon bağlantılarında bir problem yok, elektrikte bir sıkıntı yok, gıda konusunda bir sıkıntı yok. Çadırlar kuruldu; ancak, o kurulan çadırların soğuğa karşı dayanıklı olmadığı görülünce, valimiz, hemen, gece, tekrar kış şartlarına uygun çadırlar kurdurmaya başladılar. Biz uçakla gittik; dönerken de, gece, karayoluyla geldik. Gece saat 11.00'de, vali bey "Pülümür'de, kahvede, vatandaşlarla vaktini geçirmekte olduğunu, vatandaşların bir kısmının akrabalarının yanında olduğunu, bir kısmının çadırda olduğunu" söylediler. Ancak, biz, gerçekten, iklim şartları nedeniyle, vatandaşların çadırlarda kalmalarının, çok kısa zamanda sağlıklarını bozabileceğini müşahede ettik. O nedenle, genel müdürlüğümüzü aradık, ne imkânlarımız varsa kullanalım dedik, konteynerlerimizin olduğunu öğrendik; onların, şu anda 14 tanesi herhalde yerine ulaştı; çünkü, sabah saat 9.00'da aradığımda, Sıvas civarındaydı. TIR'larla bunları ancak 2'şer tane gönderebiliyoruz; bu tür nakliyeleri, ancak trenle yapmak mümkündür. Genel Müdürlüğümüzde, arkadaşlar çalışıyorlar. Her ne kadar Meclis Başkanı "150" dediyse de -doğrudur, ilk önce, orada "150" diye konuşmuştuk- sabah, Valimizle yaptığımız telefon görüşmesinde 100'le sınırlamayı uygun gördük. Bunlar trenle Erzincan'a götürülecek, oradan da karayoluyla Pülümür'e ulaştırılacak.

Şimdi, çok acıklı olayları çok acıtarak konuşmanın da faydası olmadığı kanaatindeyim; olaya başka türlü bakmak istiyorum. Buradan, belediye başkanlarımıza, yerel yönetimde etkili olanlara diyoruz ki; lütfen, çok katlı bina yapmaktan vazgeçin; artık göze çarpıyor. Pülümür'de, çok katlı binalar devletin binaları; binaların kolon ve kiriş bağlantılarında hiçbir arıza yok; kirişler kırılmamış, kolonlarda deplasman yok, eğilme bükülme yok, çatlama yok; ama, binalar kullanılmaz durumda; çünkü, bütün tuğla duvarlar gitmiş, çatılar gitmiş, sıvalar dökülmüş, evlerdeki gardıroplar kırılmış, kütüphaneler kırılmış, dökülmüş.

Burada, üç haftadan beri devamlı konuşuyoruz, konuşurken birçok şeyleri de söyledik; o halde, belediye başkanları, buradan birileri rant elde etsin diye çok katlı bina yapmaktan vazgeçsinler dedik. Lütfen, hepimiz, bu konuda elbirliği yapalım; kaymakamlar, valiler, belediye başkanları... Pülümür'de beş katlı binaya ne gerek var?! Burası, zaten, birinci derece deprem bölgesi; üçüncü defadır deprem geçiriyor. Tek katlı binaların kapılarını çaldık, içeri girdik, kendimizi tanıttık; vatandaşlar rahat oturuyorlar, evlerinde en ufak bir çatlak bile yok 6,5 şiddetindeki depreme rağmen; ama, çok katlı binaların hepsinin yeniden ele alınması gerektiğini görüyoruz. Onun için, yapı denetimini yaygınlaştırmamız, sıklaştırmamız lazım, binalarımızı kaliteli yapmamız lazım, ahlaken kendimizi yeniden gözden geçirmemiz lazım. Bunun yanında, imar planlarını yaparken, bugünkü yaşadığımız tehlikeli durumları dikkate alarak, birileri rant sahibi olacak, para kazanacak diye apartmanları dikmeye gerek yok. Tek katlı, iki katlı binalar en uygun binalardır, yıkıldığı zaman da zayiat az oluyor, müdahale etmek kolay oluyor. Kendimize örnek aldığımız Avrupa'ya baktığımız zaman, Avrupa'da prestij binalarının veya prestij olacak şehirlerin dışında, diğer yerleşim yerlerindeki binaların çok katlı olmadığını görüyoruz; dolayısıyla, bizim de buna dönmemiz gerektiğine inanıyorum.

Tekrar, Tuncelilere, Pülümürlülere geçmiş olsun diyorum.

Allah, bu tür belalardan, musibetlerden korusun düşüncesiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ederim.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Kocaeli Milletvekili Sefa Sirmen; buyurun.

CHP GRUBU ADINA MEHMET SEFA SİRMEN (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben de, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, dün yaşadığımız Tunceli-Pülümür'deki deprem faciasında ölen vatandaşımıza rahmet diliyorum, yakınlarına sabır diliyorum, yaralılara da Allah'tan şifalar temenni ediyorum.

Tabiî, deprem, ülkemizde yaşayan herkesi çok yakından ilgilendiren, çok yakından etkileyen bir olay. Hele hele 17 Ağustos Marmara depremini yaşadıktan sonra, o acıları gördükten, yaşadıktan sonra, o kâbusu geçirdikten sonra, depremden ürkmeyen hiçbir vatandaşımızın olduğunu zannetmiyorum. Hatta, şu anda bu deprem diğer bölgelerimizi de etkilemiş durumdadır; acaba, bu depremden sonra Marmara'da yarım kalan fay hattı kırılacak mı, kırılmayacak mı, İstanbul bundan etkilenecek mi, etkilenmeyecek mi gibi soruları da gündeme getirmiştir.

Ben, özellikle, tabiî, geçmiş depremlerden alınan derslerin, bugün, yapıcı olarak etkilerini görmüş olmaktan; yani Kızılayın anında müdahalesinden, Sayın Bayındırlık ve İskân Bakanının derhal olay yerine gitmesinden dolayı sevincimi belirtmek istiyorum; ama, aslında bu konuda eksiklerimizin çok olduğunu da ifade etmek istiyorum.

Afet Yasasına göre bütün yetki Bayındırlık ve İskân Bakanlığına verilmiş. Biz, Kocaeli'nde 17 Ağustos depreminde bunun sıkıntılarını yaşadık. Belediyeler ve muhtarlar tamamen yetkisiz, etkisiz durumda. Halbuki, o birimlerin yetkilendirilmesiyle birçok hizmet hem daha süratli yapılacak hem de boş yere savurganlıklar olmayacak. Nitekim, biz, 17 Ağustos depreminde yaşadık, prefabrikler olayını yaşadık, trilyonlarca lira devletin kasasından aktı gitti. Devletimiz, her yıl -üç yıldır devam ediyor- 16 trilyon lirayı sadece o prefabriklerin kurulduğu arazilere kira bedeli olarak ödüyor. İşte, bütün bunların düzenlenmesi gerekiyor.

Şimdi, Sayın Bakan ifade ettiler, çok katlı binalar, hele hele öylesi yerlerde olmasın diye. Aslında zemine uygun, tekniğine, teknolojisine uygun inşaat yaptığınızda yüksek katların depremden etkilenmediğini biz Kocaeli'nde yaşayarak gördük. İzmit Büyükşehir Belediyesi olarak 7 000 konut yaptık, bir tek konutumuzda sıva dökülmedi. Bunların içinde onaltı katlı binalarımız var, onüç katlı binalarımız var; ama hiçbiri zarar görmedi; yani bunu kat adediyle sınırlandırmak mümkün değildir. Bizim, özellikle kamu projelerini bir elden geçirmemiz gerekiyor. Kamunun projelerinde bir standart proje belirlenmiş ve bu uygulanıyor. Biz, Kocaeli bölgesinde, Sakarya'da, başka illerimizde gördük ki, kamu binaları yerle bir oldu. Yani, özel yapılar daha az etkilendi; ama, kamu binaları, hastaneler, okullar daha fazla etkilendi ve Kocaeli'nde, hâlâ, SSK Hastanesi, devlet hastanesi kullanılamaz halde.

Tabiî ki, bu afetler, insanların psikolojisinde, fizikî yapısında, ruhunda izler bırakıyor. Tabiî ki, ilk yapılan bu acil yardımlar yeterli değildir. O bölgeye, o bölgeye yakın belediyelere, acilen, afet payı göndermek gerekir, onları güçlendirmek gerekir. Oradaki insanların acılarını, üzüntülerini dindirmek için, tedbirlerin artırılması gerekir. Sadece çadırları kurmakla, diğer acil yardımları sunmakla görev bitmez. Umuyorum ki, hükümetimiz, bu konudaki çalışmalarını sürdürecek, o bölgeyi daha güzel bir hale getirecek, oradaki insanları rahatlatacaktır.

Hükümetimiz, bu deprem olayını yeni bir anlayışla ele almalıdır. Geçtiğimiz 57 nci hükümet döneminde, yapı denetim birimleri oluşturuldu; âdeta, insanlar soyuluyor. Bir insan, birbuçuk iki katlı bina yapmak istiyor, sadece yapı denetimine 6-7 milyar lira ödüyor. Halbuki, bu işleri belediyelerle çözmek mümkün. Belediyeler, gerekli kaynaklar oraya aktarıldığında, kendi ekipleriyle bunu yapabilir. Böylece, hem vatandaşa yük olmaz hem daha düzenli bir şekilde bu işler yürür.

Zorunlu deprem sigortası vatandaşlara bir yük oldu. Adamın gecekondusu var veyahut da ruhsatsız, kaçak evi var, zorunlu deprem sigortası yaptırmak zorunda, yılda 100 000 000 lira, 200 000 000 lira ödemek zorunda; yani, sigorta şirketlerini kayırma gibi bir anlayış var. İnsanlar zaten geçime muhtaç. Bunların, 58 inci hükümet tarafından, yeniden ele alınmasında, yeniden düzenlemeler getirilmesinde, eksikliklerin aksaklıkların tamamlanmasında, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yarar görüyoruz.

Ben, bir kez daha, hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyor, yaralıların bir an evvel iyileşmelerini temenni ediyor ve Yüce Meclisi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sirmen.

Adalet ve Kalkınma Partisi adına Sayın Eyüp Fatsa; buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi, AK Parti Grubu adına saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 27 Ocak 2003 tarihinde Tunceli İlimizin Pülümür İlçesinde bir deprem olmuştur. Bu depremde, şiddeti büyük olmasına rağmen, memnuniyetle görüyoruz ki, 1 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 7 vatandaşımız da yaralanmıştır; can kaybının ve yaralı sayısının az olması tesellimizdir. Hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Yaralı vatandaşlarımıza ve Tuncelili, Pülümürlü hemşerilerimize de geçmiş olsun dileklerimizi arz ediyoruz.

Değerli arkadaşlar, ülkemiz, deprem afetine ve birtakım doğal afetlere çok sık maruz kalıyor. Geçmişte, milletçe çok acı olayları hep beraber yaşadık. Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan Sayın Sirmen de ifade etti, özellikle 17 Ağustos depremiyle beraber, hâlâ Türk Milleti olarak, milletçe, bu depremde meydana gelen zararların ve bu zararlar karşısında yapılması gereken hizmetlerin bir an önce tamamlanması noktasında beklentilerimiz vardır. Depremler, ağır afetlerdir, tahribatı çok yüksek oluyor, belki, hemen, kısa zamanda bu yaraları sarmak mümkün olmuyor.

Sayın Bakanımızı dinledik; devletin, bütün kurum ve kuruluşlarıyla beraber -yöre valilerimiz, belediyelerimiz, güvenlik güçlerimiz, Bayındırlık Bakanlığımız ve hükümetimiz, hepsi- seferber olmak suretiyle, derhal, Pülümür'e intikal ettiğini ve acil olarak alınması gereken tedbirler noktasında büyük bir gayret ortaya koyduğunu memnuniyetle gördük. Tabiî ki, temennimiz, hiçbir şeyin ilk günkü gibi kalmamasıdır. Bu hizmetlerin sürekli hale getirilmesi suretiyle, orada maddî, manevî zarara uğramış vatandaşlarımızın zararlarının bir an önce karşılanması da AK Parti Grubu olarak beklentimizdir. Bu konuda, Sayın Bakanımızın ve yetkilerinin üzerlerine düşen görevi yapacaklarına olan inancımız da tamdır.

Tabiî, konu deprem olunca, Türkiye'nin gündeminden hiç düşmüyor. Özellikle, birtakım deprem uzmanları -bilemiyorum, birbirlerine nazire olsun diye mi veya birbirlerine üstünlük sağlamak için mi yapıyorlar; doğrusunu isterseniz, bunu anlamak mümkün değil- Türkiye'yi, bir türlü, deprem korkusundan uzaklaştıramıyorlar; âdeta, deprem söylemleriyle milletin hafızasında, beyninde terör estiriyorlar. Deprem konusundaki bu çoksesliliğin de milletimiz üzerinde, halkımız üzerinde çok olumsuz etkiler meydana getirdiğini, psikolojik birtakım bozukluklara da sebep olduğunu uzmanlar sık sık ifade ediyorlar. Bu çoksesliliğin, bu Tunceli-Pülümür depremi münasebetiyle ortadan kalkmasının da önemli bir beklentimiz olduğunu Sayın Bakanıma ifade etmek istiyorum.

Bu vesileyle, Tunceli'de deprem afetine maruz kalmış bütün hemşerilerime, Tuncelili vatandaşlarımıza, AK Parti Grubu olarak geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz. Hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet diliyor; yaralıların bir an önce şifa bulmasını temenni ediyor; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar) 

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Fatsa.

Sayın milletvekilleri, gündeme geçmeden önce, üç arkadaşıma gündemdışı söz vereceğim.

Gündemdışı ilk söz, Ankara şoför esnafının sorunları konusunda söz isteyen, Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'a aittir.

Buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

 

 

2. - Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Türkiye ve Ankara şoför esnafının sorunları ile alınması gereken önlemlere ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET TOMANBAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Tunceli'de hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diliyorum, tüm Tuncelili, Pülümürlü vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Türkiye şoför esnafının ve özel olarak da Ankara şoför esnafının sorunlarını dile getirmek için söz aldım. Şoför esnafı, hepinizin bildiği gibi, yaşamını ehliyetiyle kazanan en çilekeş emekçi kesimlerinden birisidir. Yaşanan ekonomik kriz, bu kesimin sorunlarını artırdığı gibi, sorunlarına pek çok ilave sorun daha eklemiştir. Bugün, Türkiye'de, şoför esnafının sayısı 1 500 000 dolayındadır, aileleriyle birlikte 6 000 000-7 000 000 nüfusu oluşturan bir büyük kesimdir. Bu denli büyük bir nüfusun sorunlarına, özellikle sosyal adaletten yana olduğunu söyleyen hiçbir iktidarın kayıtsız kalması beklenemez.

Ayrıca, şoför esnafının ekonomiye katkısı da çok büyüktür. Bugün, ekonomik yaşamın temeli taşımacılık tarafından oluşturulmaktadır. İnsan taşımacılığından gıda maddelerine kadar her şey, şoför esnafı tarafından, bir yerden diğer yere taşınmaktadır. Şoför esnafının olmadığını düşündüğümüz anda, bütün taşımacılığın duracağı çok açık ortadadır, ekonomik yaşantı büyük miktarda zarar görecektir.

Ayrıca, şoför esnafı, kendisini istihdam eden, dolayısıyla, Türkiye'de 1 500 000 dolayında istihdam yaratan ve ekonomiye bu yolla da katkıda bulunan bir kesimdir; ama, ne yazıktır ki, bu kadar büyük bir istihdama yol açan şoför esnafı, bugün, özellikle yollarımızda, sosyal güvenlikten mahrum bir şekilde sigortasız olarak çalışmaktadır. Sosyal ve ekonomik açıdan bu denli önemli olan şoför esnafı, Türkiye'de, 676 odada örgütlenmiş bir büyük kesimdir.

Ankara Umum Otomobilciler ve Şoförler Odası ise, kayıtlı 20 000 üyesi ve kayıtlı olmayan 40 000 dolayındaki üyesiyle çok büyük bir sivil toplum kuruluşudur. Bu oda, 25 Ocak 2003 Cumartesi günü Vedat Dalokay Düğün Salonunda, şoför esnafının, sorunlarını dile getirmek ve sorunlarına çözümler bulabilmek için bir toplantı düzenlemiştir. Bu toplantıya, Ankara'daki 2 000 dolayında şoför esnafı katılmıştır; ama, ne yazık ki, bu denli büyük ve önemli bir toplantıya sadece Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri katıldılar. Bu nedenle, Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak ben, bütün esnaflarımızın ve bütün vatandaşlarımızın sorunlarına çözüm getirme durumunda olan AKP Hükümetine, şoför esnafının sorunlarını buradan aktarmayı önemli bir muhalefet görevi biliyorum.

Şoför esnafının sıkıntıları çok. Oda yöneticileri, şoför esnafının sorunlarını 22 kalem altında biriktirmişler, toplamışlar. Bu sorunların büyük kısmı da, enkaz edebiyatına başlamış olan hükümetinizin "kaynak yok" gerekçesine sığınmadan çözebileceği, ek bir kaynağa gerek kalmadan çözülebilecek idarî sorunlardır. Sorunların başında, Ankara'da taksidolmuş uygulamasına geçilmesi gelmektedir. 7 800 dolayında ticarî taksinin bulunduğu Ankara'da, ekonomik kriz sonrasında taksi kullanımında büyük bir  düşme olmuş ve şoför esnafının, taksici şoför esnafının gelirlerinde büyük kayıplar ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, Ankaramızın çeşitli bölgeleri arasında taksidolmuş sisteminin oluşturulması büyük yarar getirecektir. Bir yandan taşınan yolcular taksimetrede yazılan ücreti paylaşacaklar ve bir kazanç sağlayacaklar, öte yandan yolcu kazanırken taksici de gelir elde etmiş olacak ve ulaşım sıkıntısı da, o bölgede hafifletilmiş olacaktır.

Hızla çözüm getirilmesi gereken bir diğer önemli sorun ise, 1995 yılında çıkarılan bir yönetmelikle araçlarda kullanımı serbest bırakılan likit petrol gazının, bugün 1 100 000 Türk Lirası dolayına çıkan fiyatının, tekrar makul düzeylere düşürülmesidir. Bugün dünyada birçok ülkede, hem çevre dostu olduğu için, hem ucuz olduğu için kullanımı teşvik edilen, yaygınlaştırılan likit petrol gazının, bizde de kullanımı, hepinizin bildiği gibi, önce teşvik edilmiş ve yaygınlaştıktan sonra, ne yazık ki, fiyatı hızla 1 100 000 liraya çıkarılarak, şoför esnafı büyük miktarda mağdur edilmiştir. Bu büyük bir haksızlıktır ve mutlaka, en kısa sürede bu haksızlık ortadan kaldırılmalıdır.

 Bu konuyla bağlantılı bir diğer önemli konu ise 1995 yılında çıkarılan aynı yönetmelikle kullanımına izin verilen sıkıştırılmış doğalgaz kullanımı için gerekli altyapının oluşturulmasıdır. Bugün, yine, dünyanın pek çok yerinde ve Avrupa Birliğinde, aynen likit petrol gazı gibi çevreci olduğu için, ucuz olduğu için,  sıkıştırılmış doğalgaz kullanımı yaygınlaştırılmıştır.

BAŞKAN - Sayın Tomanbay, tamamlamanız için süre veriyorum; buyurun.

MEHMET TOMANBAY (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

Bugün, Avrupa Birliği, 2020 yılında 23 000 000 araçta sıkıştırılmış doğalgaz kullanımını amaçlamıştır. Dolayısıyla, ülkemizde de, bildiğiniz gibi, yanlış politikalar sonucu bir doğalgaz fazlalığı bulunmaktadır. Bu doğalgaz istasyonlarının oluşturulmasıyla yakıta dönüşmesi bir yandan şoför esnafını rahatlatacak, şoför esnafına ucuz ve çevreci bir yakıt kullanma olanağı sağlayacak, bir yandan da ülkemizde fazlalığı bulunan doğalgazın ekonomiye yararlı bir halde kullanılmasına katkıda bulunacaktır.

Halk Bankasından alınan esnaf kredileri ve fahiş sigorta primleri, acil çözüm bekleyen diğer önemli sorunlardır. Yüzde 59 dolayında olan kredi faizi, düşen enflasyona uygun bir şekilde aşağıya çekilmeli ve 10 milyar lira dolayında olan kredi miktarı da, şoför esnafının sorunlarına yardımcı olacak şekilde 20 milyar liraya çıkarılmalıdır.

Öte yandan, sigorta primleri, özellikle ticarî araçlarda, normal araçlara göre -çok fahiş miktarlarda- yüksektir. Bu sigorta primlerinin de normal düzeylere indirilmesi gerekmektedir.

Yine, aynı şekilde, şoför esnafına uygulanan vergilerin makul düzeylerde tutulması, çilekeş şoför esnafının acil olarak çözülmesini beklediği diğer sorunlardır.

Ekonomimizin candamarını oluşturan şoför esnafımızın pek çok sorunu arasında zaman darlığı nedeniyle dile getirebildiğim bu sorunlarına hükümetinizin kısa sürede çözüm getireceği ümidiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tomanbay.

Gündemdışı ikinci söz, Kâzım Karabekir Paşanın ölümünün 55 inci yıldönümü nedeniyle Karaman İli Kâzım Karabekir İlçesinde düzenlenen törenler hakkında söz isteyen Karaman Milletvekili Sayın Mevlüt Akgün'e aittir.

Buyurun Sayın Akgün. (AK Parti sıralarından alkışlar)

 

3. - Karaman Milletvekili Mevlüt Akgün'ün, Kâzım Karabekir Paşanın 55 inci ölüm yıldönümü nedeniyle Karaman İli Kâzım Karabekir İlçesinde düzenlenen törenlere ilişkin gündemdışı konuşması

MEVLÜT AKGÜN (Karaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün silah arkadaşlarından, Türkiye Büyük Millet Meclisimizin eski başkanlarından, büyük asker ve devlet adamı Kâzım Karabekir Paşanın vefatının 55 inci yıldönümü ve Karaman İli Kâzım Karabekir İlçesinde bu amaçla düzenlenen etkinlikler münasebetiyle gündemdışı söz almış bulunuyorum; bu vesileyle Muhterem Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, sözlerimin başında, dün Tunceli'de meydana gelen deprem dolayısıyla milletimize geçmiş olsun dileklerimle, depremde hayatını kaybeden vatandaşımıza Cenabı Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar diliyorum.

Ayrıca, Şırnak'ta bir askerimizin şehit olmasıyla sonuçlanan menfur terör saldırısını kınıyor, şehidimize Allah'tan rahmet, kederli ailesine de başsağlığı ve sabırlar niyaz ediyorum.

Değerli milletvekilleri, bir ülke, tarihi ve millî değerleriyle var olur. Yakın tarihimizin önemli değerlerinden birisi de, şüphesiz, Kâzım Karabekir Paşadır. O, sadece askerî kimliğiyle değil, bir İstanbul Milletvekili ve Türkiye Büyük Millet Meclisimizin unutulmaz başkanlarından birisi olarak Türk tarihinin mümtaz simalarından birisidir. Hatta, hatırlanmalıdır ki, o, ruhunu, bu Yüce Parlamentonun Başkanı olduğu sırada bir kalp sektesi neticesinde teslim etmiştir. Bugün, burada, ölümünün 55 inci yılında, bu çatı altında da onun ruhunu hep birlikte şad ediyor, hatırasını yâd ediyoruz. Bu fırsatı verdiği için Sayın Başkanıma ayrıca teşekkür ediyorum.

Değerli milletvekilleri, Kâzım Karabekir Paşa, millî mücadelenin ateşini yakmak üzere, İstanbul Hükümeti tarafından bütün yetkileri alınmasına rağmen Anadoluya gelen Mustafa Kemal'e, Şark Cephesi Komutanı olarak, Erzurum'da "paşam, eskisi gibi, harfiyen, bütün kolordumla emrinizdeyim" diyerek, âdeta Kurtuluş Savaşımızın anahtarını teslim etmiştir. Ermeni komitacılarını bozguna uğratarak, Kars, Ardahan ve Artvin'i yeniden vatan topraklarına katmış, Gümrü ve Kars Antlaşmaları onun başkanlığında imzalanmıştır ve bu başarılarından sonra "Şark Fatihi" olarak adlandırılmıştır. Ancak, benim, burada, onun askerî başarıları ve şahsiyeti kadar vurgulamak istediğim bir diğer nokta, onun siyasî kimliği ve demokrasi anlayışıdır.

Kâzım Karabekir Paşa, cumhuriyetimizin demokrasiyle taçlanmasında önemli bir dönüm noktasıdır. Daha Mustafa Kemal döneminde, Terakki Perver Cumhuriyet Fırkasını kurarak, demokrasi mücadelesine başlamıştır; ancak, sonraları bu fırka kapatılınca, ta 1946 yılında çokpartili döneme kadar siyasetten uzak kalmayı yeğlemiştir. Çokpartili sistemin ilk yıllarında da, Parlamentomuz, onun bu yüksek demokrasi anlayışını ödüllendirerek Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına seçmiştir; ancak, bu çatı altındaki mukaddes görevi esnasında iki yıl süren başkanlığının ardından ruhunu bu çatı altında teslim etmiştir.

Bir Karaman Milletvekili olarak, Kâzım Karabekir gibi bir şahsiyetin Karaman İlimizin bağrından çıkmış olmasının gururunu yaşıyorum. Vefatının hemen ardından Karaman İlimize bağlı Kâzım Karabekir İlçemize adının verilmesi de, bütün Karamanlılar olarak hepimiz için ayrı bir gurur vesilesidir.

Kâzım Karabekir İlçemiz, Karaman İl merkezimize 22 kilometre uzaklıkta, yaklaşık 5 000 nüfuslu şirin bir ilçemizdir. 1956 yılından beri Kâzım Karabekir Paşanın adını yaşatmaya devam etmektedir. Bugün, doğuda binlerce şehit yavrusunu ve kimsesizleri bağrına basan yetimler babasını, Mustafa Kemal'i tutuklama imkânı varken onun emrine girebilecek kadar büyük bir askeri, bir vatanperveri, bir demokrasi aşığını, bir şair ve kalem üstadını anıyoruz.

Sözlerime onun mısralarıyla son veriyorum:

"Ya İstiklâl, ya ölüm.

Vatanım, milletim, sancağım, evim.

İstiklâlsiz yoktur yerim,

Zincir vurdurur mu Türkler boynuna

Varlığı fedadır vatan yoluna

Biz tarihin Türk dediği yılmaz milletiz.

Hür yaşar, hür ölür, nurlu ümmetiz."

Kâzım Karabekir'i rahmetle anıyor, Yüce Heyetinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Akgün'e teşekkür ederim.

Gündemdışı üçüncü söz, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur emeklilerine verilen sosyal destek ödemesi uygulaması hakkında söz isteyen, Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin'e aittir.

Buyurun Sayın Çetin. (CHP sıralarından alkışlar)

4. - Kocaeli Milletvekili İzzet Çetin'in, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine sosyal destek ödemesi uygulamasına ilişkin gündemdışı konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu'nun cevabı

İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, Tunceli Pülümür'de meydana gelen depremde yaşamını yitiren yurttaşımıza Tanrı'dan rahmet, yaralılara acil şifalar ve tüm halkımıza başsağlığı diliyorum.

Değerli milletvekilleri, 8 Ocak 2003 tarihinde Meclisimizde görüşülerek yasalaşan, 15 Ocak 2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve 15 Ocak 2003 tarih ve 2003/5145 ve 5146 sayılı kararnamelerin eki olarak Bakanlar Kurulunca uygulamaya sokulan 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa Göre Gelir veya Aylık Almakta Olanlara Sosyal Destek Ödemesi Yapılması Hakkında Kanunun uygulanması hakkında gündemdışı söz almış bulunmaktayım; öncelikle, Meclisimizin değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, 8 Ocak 2003 tarihinde, bu Mecliste anılan kanun tasarısı görüşülmekteyken söz almış ve bu kanunun uygulanmasında doğabilecek aksaklıkları daha o gün dile getirmeye çalışmıştım. Bildiğiniz gibi, kamuoyunda, kısaca, SSK ve Bağ-Kur emeklilerine sosyal destek ödemesi olarak bilinen bu kanunun temel dayanağı, 57 nci hükümet döneminde, 30 Ekim 2002 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla, 2002 yılı içerisinde memur ve memur emekli aylıklarına yapılan zam ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin TÜFE'ye göre yıllık artış oranları arasında bir fark oluşur ise, bu farkın 2002 Aralık ayı içinde SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına yansıtılması kararına dayanmaktaydı. O günlerde, SSK ve Bağ-Kurdan emekli aylığı almakta olanların bile beklentisinin üzerindeki rakamların telaffuz edilmesi, yıllardır emekliliğinin tadına varamamış, çalışırken ve emekli olduktan sonra çileli yaşamdan kurtulamamış, ayakta durabilmek için çocuklarının ve torunlarının eline bakar konuma düşürülmüş, akşam karanlığında pazar artıklarını toplayarak yaşamını sürdürme çabası içindeki emeklilerimiz, aylıklarına ilaveten 75 000 000 ve 100 000 000 liralık sosyal destek ödemesini duyunca, çocuklar gibi sevinerek, hükümetinizle paylaşmışlardı.

Yine, hatırlayacaksınız, emeklilerimizin temsilcileri, Sayın Çalışma Bakanımızı makamında ziyaret edip teşekkür ve çiçeklerini sunmuşlar, Grubunuza gelerek Sayın AKP Genel Başkanına teşekkürlerini ve şükranlarını sunmuşlar, bir diğer emekli derneği de, genel kurulunda Çalışma Bakanımıza ve ekonomiden sorumlu Devlet Bakanımıza plaket vermişler ve genel kurul huzurunda teşekkür etmişlerdi.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz de, emeklilerimize verilen sosyal destek ödemesinin bir an önce gerçekleşmesi ve ellerine geçmesi için yasaya olabildiğince destek vermiştik; ama, ne yazık ki, emeklilerimizin sevinçleri on gün sürdü. On gün sonra ocak ayı aylıklarını alıp aldatıldıklarını görünce mahcup oldular, emekli derneklerinin yöneticileri, üyelerinin yüzüne bakamaz konuma düşürüldüler.

Değerli milletvekilleri, uygulamada esas alınan Bakanlar Kurulu kararına göre, SSK emeklisi için 75 000 000, Bağ-Kur emeklisi için 100 000 000 liralık sosyal destek ödemesinin, her ay açıklanan TÜFE'ye göre verilecek enflasyon farkı bu 75 000 000 ve 100 000 000 liradan her ay kesileceğinden, yapılan destek ödemesi 75 000 000 ve 100 000 000 Türk Lirası olmayıp, her ay küçülerek yıl sonuna doğru sıfıra yaklaşacaktır. Burada emeklilerimizin tek yararı, TÜFE farkını peşin almış olmalarıdır.  Bir başka deyişle,  ocak ödeme döneminden  itibaren  yapılan  seyyanen 75 000 000 ve 100 000 000 liralık artışın, enflasyon için uygulanacak artışlarla sıfırlanıncaya kadar emekli aylıklarına hiç zam yapılmamış olacaktır. Bu bir aldatmacadır. Hükümet, uygulamaya koyduğu kararnameyle, asla aldatılmaması gereken bir toplum kesimini aldatmıştır. Bu uygulama, emekliye yapılan büyük bir haksızlıktır ve özür dileyerek söylüyorum, kelimenin tam anlamıyla emeklilerimize yapılan bir saygısızlıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çetin, konuşmanızı tamamlamanız için süre veriyorum.

Buyurun.

İZZET ÇETİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Ülkesinin kalkınması için ömrünü vermiş -ne banka hortumlamış ne devlet olanaklarını kendi kişisel çıkarları için kullanmış ne sahte belge düzenleyip vergi iadesi almış- namusuyla çalışıp emekli olmuş, toplumun her kesiminden daha fazla gözetilip kollanması gereken emeklilerimize yapılan bu haksızlığın, bu aldatmacanın düzeltilmesi gerekmektedir.

Yapılması gereken, yeni bir kararla, sosyal destek ödemesini, her ay, yasada belirtildiği gibi, hiçbir kesintiye tabi tutulmadan ve TÜFE aylık artış oranlarıyla bağ kurulmadan, TÜFE artışıyla birlikte emeklilerimize vermektir. Bunu yapamıyorsanız, yapılması gereken, yapmanız gereken, emeklilerden aldığınız plaket -çiçekler belki solmuştur ama- ve teşekkürleri, özür dileyerek geri vermektir.

Yüce Meclisimizde kabul edilen bir yasayı özüne uygun olarak uygulamayıp değişik biçimde uygulayarak, yasalara ve Meclisimizde çıkarılan kanunlara yurttaşlarımızın kuşkuyla bakmalarını sağlayacak davranışları gerçekleştirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur diyor; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar).

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çetin.

Hükümet adına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Murat Başesgioğlu yanıt vereceklerdir; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bu konuyu Yüce Parlamentonun huzuruna getirerek, en azından, bugüne kadar yapılmış olan spekülasyonlar ve yanlış değerlendirmeler konusunda bize de görüş açıklama fırsatı yarattığı için, öncelikle, Sayın İzzet Çetin'e çok teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, bildiğiniz bir konu ve defalarca da bunu anlatmaya, izah etmeye çalıştık; bir kez daha bu konudaki görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum: Hepinizin bildiği gibi, 57 nci cumhuriyet hükümeti, memurlara yapmış olduğu 100 000 000 liralık seyyanen zamla ilgili bir kararname çıkardı. Burada memurlara yapılmış olan seyyanen zammın Bağ-Kur ve SSK emeklilerine de yansıtılması söz konusu idi; ama, araya seçim girdiği için, 57 nci hükümet, bu kararnamenin gereklerini yerine getiremedi. Biz, hükümeti devralır almaz, bu kararnamenin uygulanıp uygulanmayacağı sorunuyla karşılaştık ve devletin ilgili birimleriyle yapmış olduğumuz hesaplamalar neticesinde, acaba bu 100 000 000 liralık seyyanen zamdan Bağ-Kur ve SSK emeklimize ne yansıyor diye hesap ettirdik; ortaya çıkan rakam 2,7'dir. Bu 2,7'lik rakamın parasal karşılığı da SSK'da 5 000 000 lira, Bağ-Kurda 10 000 000 liradır. Hükümet olarak, bu küçük rakamları, yıllarını çalışma hayatına vermiş, devlete vermiş bu insanlara layık görmek, herhalde hiçbirimizin gönlünden, vicdanından geçen bir şey değildi.

Yapacağımız iki şey vardı; bunlardan birincisi, daha önceki yıllarda olduğu gibi, TÜFE uygulamasından gelen enflasyon farklarını, 2003 yılında da Bağ-Kur ve SSK emeklilerine yansıtmak, seyyanen hiç bir zam yapmamak veyahut da bütün imkânları zorlayarak, bütün bütçe imkânlarını zorlayarak, bu insanları -almış oldukları ücretleri biraz daha artırarak- rahatlatabilecek bir imkân sağlamaktı.

Şimdi, burada -yanlış anlaşılmasın, altını çizerek, açıklıkla ifade ediyorum- bizim, hükümet olarak, Bağ-Kur ve SSK emeklilerine açık taahhüdümüz, sözümüz şudur ki, 75 000 000 lira SSK emeklilerine net, Bağ-Kur emeklilerimize de, basamaklarına göre değişen 75 000 000-100 000 000 lira  arasında  seyyanen  zam  yapmaktır.  Bunun içinde  TÜFE'den gelen  artış farkları da vardır, 2,7 fark da vardır.

Biz, vermiş olduğumuz bu taahhüt gereği, 1 Ocak 2003'ten başlamak kaydıyla, 31.12.2003 tarihine kadar geçerli olmak ve bu yapmış olduğumuz maaş düzeninde hiçbir indirim olmamak kaydıyla, bu zamları yaptık.

Bu zamları yaptıktan sonra, önce, bunun kaynağı nerede diye hükümete sormaya başladılar. Kaynak konusunda hükümetimizin yaptığı açıklamalardan sonra, efendim, TÜFE var mıydı TÜFE yok muydu, bunun tartışması gündeme geldi. Biz, hükümet olarak verdiğimiz sözü tuttuk. 75 000 000 liralık ve 100 000 000 liralık bu seyyanen zamları yaptık.

Bu zamları yapmasaydık ne olacaktı; bu artışları, sadece, iddia edildiği gibi TÜFE uygulamasına bıraksaydık, 257 000 000 lira maaş alan SSK emeklimiz, TÜFE uygulamasıyla bir önceki ayın farkını yansıttığımız zaman, 5 000 000 liralık bir fark almış olacaktı; yani, bu ay, bizim SSK emeklimizin eline -sosyal yardım zammını hesaba katmazsak- 261 000 000-262 000 000 lira para geçecekti; ama, geçmiş ayda 257 000 000 lira maaş alan emeklimizin eline şu anda 332 000 000 lira maaş geçmiştir. Bu 332 000 000 lira, 31.12.2003 tarihine kadar devam edecektir ve bizim de, hükümet olarak, emeklilerimize -gerek Bağ-Kur emeklimize gerekse SSK emeklimize- taahhüdümüz budur ve hükümet olarak, Bakanlık olarak, biz, bu taahhüdümüzü yerine getirmiş durumdayız. Şimdi, bunun içerisinde TÜFE uygulaması vardı, yoktu deyip, bu işi sulandırmanın bizce bir manası yok. Geçmiş yıllarda yapılan artışlara baktığınız zaman, Bağ-Kur ve SSK emeklisine hiç bu kadar yüksek oranda zam yapılmamıştır. Yani, bir şeyi tenkit edebilirsiniz; ama, yapılan bu işin de, icraatın da, şu bütçe imkânları içerisinde ne kadar önemli olduğunun takdir edilmesini beklemek, hükümet olarak da bizim hakkımız diye düşünüyorum.

Gönül arzu eder ki, daha fazla zam yapılsın, bu maaşlarla hayat pahalılığı karşısında durumları zor olan Bağ-Kur ve SSK emeklilerimize daha fazla imkân sağlayalım; ama, hepinizin de bildiği gibi, bütçe imkânları, içerisinden geçmekte olduğumuz kritik konjonktür, ancak bu kadar bir iyileştirme yapabilmemize imkân verdi. Yapmış olduğumuz bu ilave maaş farkının getirdiği finansman ihtiyacı 3,2 katrilyon liradır ve bu ilave finansman ihtiyacını karşılamak için de, bütün kurumlarımız, 2003 yılında, hem savurganlığı önlemek adına hem de tasarruf yapmak adına büyük bir özveriye girmişlerdir. Örneğin, Sosyal Sigortalar Kurumu olarak sadece biz, 1 katrilyon liralık bir tasarruf hedefledik, Bağ-Kur hariç ki, yapmış olduğumuz bu zamları bir nebze olsun kendi bütçemiz içerisinden karşılayabilme imkânını sağlayabilmek için.

SSK ve Bağ-Kur emeklilerimiz bizimle de görüşüyorlar, bugüne kadar olan memnuniyetlerini dile getiriyorlar; ama, onlara, bunu açıklıkla anlatabilmek lazım. Biz, hükümet olarak, verdiğimiz taahhüdün dışında herhangi bir taahhütte, icraatta bulunmadık. Verdiğimiz söz 75 000 000 liralık zamdır, verdiğimiz söz 100 000 000 liralık zamdır ve bu zammı da kuruşuna kadar verdik.

Diliyorum, bunu sağlıklı bir şekilde, hayırlı günlerde güle güle harcasınlar.

Hepinize teşekkür eder; saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.

Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Sunuşların uzunluğunu dikkate alarak, Divan Üyemizin bu sunuşları yerinden, oturarak okuması hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının tezkereleri vardır; ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.

C) Tezkereler ve Önergeler

1. - Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyenin ismine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/169)

27.01.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesinde temsil edecek grubumuzu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca yedek üye adayı olarak gösterilen ve Başkanlık Divanının 24 Ocak 2003 tarih ve 6 sayılı oturumunda kabul edilen yedek üyenin ismi Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

  Bülent Arınç

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Başkanı

AGİTPA Türk Grubu Yedek Üyesi

Halil Ürün               AK Parti Konya Milletvekili

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

2. - Parlamentolararası Birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/170)

27.01.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisini Parlamentolararası Birlikte temsil edecek grubumuzu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen ve Başkanlık Divanının 24 Ocak 2003 tarih ve 6 sayılı oturumunda kabul edilen üyelerin isimleri Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

  Bülent Arınç

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Başkanı

Parlamentolararası Birlik Türk Grubu İsim Listesi:

Eşref Erdem              Ankara Milletvekili

Eyyüp Sanay             Ankara Milletvekili

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

3. - Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/171)

27.1.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisini Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde temsil edecek grubumuzu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca yedek üye adayı olarak gösterilen ve Başkanlık Divanının 24 Ocak 2003 tarih ve 6 sayılı oturumunda kabul edilen yedek üyelerin isimleri Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

  Bülent Arınç

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Başkanı

AKPM Türk Grubu yedek üyelerin isim listesi:

Abdullah Torun           Adana Milletvekili

M. Emin Bilgiç           Isparta Milletvekili

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

4. - NATO Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grubu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen yedek üyelerin isimlerine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/172)

27.1.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı Kanunun 2 nci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisini NATO Parlamenter Asamblesinde temsil edecek grubumuzu oluşturmak üzere, siyasî parti grup başkanlıklarınca aday gösterilen ve Başkanlık Divanının 24 Ocak 2003 tarih ve 6 sayılı oturumunda kabul edilen yedek üyelerin isimleri Genel Kurulun bilgilerine sunulur.

  Bülent Arınç

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Başkanı

NATO PA Türk Grubu yedek üyelerin isim listesi:

Mehmet Ceylan          Karabük Milletvekili

Soner Aksoy               Kütahya Milletvekili

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur:

5. - Norveç Parlamentosu Dışişleri Daimî Komitesi Heyetinin TBMM'nin konuğu olarak ülkemize davet edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/173)

Karar No. : 5                                28.1.2003

Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna

TBMM Başkanlık Divanının 10 Ocak 2003 tarih ve 5 sayılı kararıyla, Norveç Parlamentosu Dışişleri Daimî Komitesi Heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 7 nci maddesi gereğince Genel Kurulun bilgisine sunulur.

  Bülent Arınç

  Türkiye Büyük Millet Meclisi

  Başkanı

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, Meclis araştırması önergeleri vardır; ayrı ayrı okutacağım:

D) Gensoru, Genel Görüşme, Meclİs SoruşturmasI ve Meclİs AraştIrmasI Önergelerİ

1. - İstanbul Milletvekili Ahmet Güryüz Ketenci ve 33 milletvekilinin, denizcilik sektörünün sorunlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/26)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Türkiye, dünyada her ülkenin sahip olamayacağı üç tarafı denizle çevrili, 8 333 kilometrelik kıyısı olan, Çanakkale ve İstanbul Boğazları gibi su geçiş yoluna sahip kıtalararası bir köprü konumunda olan ender ülkelerden birisidir. Bu konum, ülkemize, dünya deniz ticaretinde söz sahibi olmamızı sağlayacak önemli bir stratejik avantaj sağlamaktadır.

Dünyada en ucuz taşımacılık deniz taşımacılığıdır. Denizde 1 liraya taşıdığınız mal, demiryoluyla 3,5, karayoluyla 7 liraya taşınmaktadır.

Dünya deniz taşımacılığında yıllık 300 milyar dolarlık pastadan Türkiye'nin aldığı pay sadece 3 milyar dolar iken Yunanistan 60 milyar dolarlık pay almaktadır. Gerekli önlemleri alarak bu payı 30 milyar dolara çıkarmayı hedeflemeliyiz.

Gemi inşa sanayiimize gereken özen verilmediğinden ve bugüne kadar kaynak sorunları çözülmediğinden yüzde 20 kapasiteyle çalışmakta, zor ayakta durmaktadır.

Türkiye, yeni yüzyılda, başka ülkelere göre coğrafî konum olarak üstün olduğu bu avantajı değerlendirerek, denizcilik sektörüne önem vererek, bir devlet politikasının oluşturulması ve ülkenin kalkınması için denizcilik sektörünün sorunları ve çözümü önerilerinin tespit edilmesi ve kalıcı politikaların üretilmesi amacıyla Anayasanın 98 inci maddesi ile İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasını arz ederiz.

  1. - Ahmet Güryüz Ketenci (İstanbul)

  2. - Ömer Zülfü Livaneli (İstanbul)

  3. - Mehmet Sevigen (İstanbul)

  4. - Yakup Kepenek (Ankara)

  5. - İsmet Atalay (İstanbul)

  6. - Onur Öymen (İstanbul)

  7.- Güldal Okuducu  (İstanbul)

  8. - Eşref Erdem (Ankara)

  9. - İzzet Çetin (Kocaeli)

10. - Birgen Keleş (İstanbul)

11. - Hasan Aydın (İstanbul)

12. - Sıdıka Aydoğan (İstanbul)

13. - Ensar Öğüt (Ardahan)

14. - Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)

15. - Enis Tütüncü (Tekirdağ)

16. - Sedat Uzunbay (İzmir)

17. - Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)

18. - Mehmet Küçükaşık (Bursa)

19. - Mustafa Yılmaz (Gaziantep)

20. - Mustafa Özyurt (Bursa)

21. - Mehmet Uğur Neşşar (Denizli)

22. - Canan Arıtman (İzmir)

23. - Ali Topuz (İstanbul)

24. - Abdürrezzak Erten (İzmir)

25. - Erdal Karademir (İzmir)

26. - Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)

27. - Muharrem İnce (Yalova)

28. - Fikret Ünlü  (Karaman)

29. - İsmail Özay (Çanakkale)

30. - Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu (Ankara)

31. - Özlem Çerçioğlu (Aydın)

32. - Algan Hacaloğlu (İstanbul)

33. - Abdulaziz Yazar (Hatay)

34. - Ali Rıza Bodur (İzmir)

Gerekçe:

Deniz ticareti her ülkenin sahip olabileceği bir imkân değildir. Ülke-miz, bulunduğu konum itibariyle Avrasya'nın doğu-batı, kuzey-güney bütün ulaşım hatlarını kontrol etmektedir. Bu durum dünya deniz ticaretinde söz sahibi olmamızı sağlayabilecek büyük bir fırsattır.

Ülkemizde yaşanan ekonomik krizden çıkılması, büyüme ve istihdamın sağlanması, ülkeye döviz kazandırılması için denizcilik sektörünün sorunlarına eğilerek, sektörle ilgili sürekli ve kalıcı devlet politikası oluşturulması bir zorunluluk arz etmektedir.

Sektörün ihtiyaç duyduğu düzenlemeler ve destekler sağlanarak yıllık 300 milyar doları bulan dünya deniz ticaretindeki pastadan bugün almış olduğumuz yüzde 1'lik  (3 milyar dolarlık) payı, 10 yıl içerisinde 30 milyar dolar ile yüzde 10 oranına çıkarmak hedeflenmeli ve gerekli tedbirler şimdiden alınmalıdır.

780 milyon dwt'lik dünya ticaret filosunun, 150 milyon dwt’i Yunanistan'a ait olup, 60 milyar dolar üzerinde gelir elde etmektedir. Millî filomuz bugün 8 milyon dwt olup, 3 milyar dolarlık bir gelirin sahibi bulunmaktadır.

Ülkemizin ithal ve ihraç yüklerinin yüzde 32'lik bölümü millî filomuzla taşınırken geri kalan yüzde 58'lik bölümü yabancı bayraklı filoyla taşınmakta olup, 2,5 milyar dolar ülke dışına gitmektedir.

Millî filomuzun yaş ortalaması 22 olup, uluslararası kurallar nedeniyle rekabet etme şansı hızla yok olmakta, filomuz erimektedir. Uygun finansman sağlanarak derhal yenilenmesi ve gençleştirilmesi gerekmektedir. Devlet kuruluşlarıyla uzun vadeli taşıma sözleşmesinin yapılması, filomuzun yenilen-mesinin yanı sıra ekonomik, politik, askerî ve stratejik açıdan önem taşımak-tadır.

Cumhuriyetle birlikte demir ve denizyollarına öncelik tanınmışken, 1950'li yıllarda ulaştırma politikaları değiştirilerek karayolu taşımacılığı teşvik edilmiştir. Karayolu taşımacılığının toplam taşımacılıktaki payı yüzde 93,2'ye ulaşmış, AB ülkelerinde bu oran yüzde 43'tür. Denizyolu taşımacılığı ise yüzde 1,9'a gerilemişken, AB ülkelerindeki oran yüzde 50 civarındadır.

Türkiye'nin liman elleşleme kapasitesi 310 000 000 ton/yıldır. Bunun yüzde 50'si kullanılabilmektedir. Çağdaş işletmecilik anlayışıyla transit taşımacılığımızı geliştirmemiz gerekmektedir.

Ülkemizde gemi inşa sanayiine gerekli önem verilmediği, kaynak ve teminat sorunu çözülmediği için 550 dwt kapasitesinin yüzde 20'si ancak kullanılmaktadır. Dünya deniz ticaret filosunun süratle yenilenme ihtiyacı yeni gemi inşa talebini artırmaktadır. Gemi inşa sektöründe en büyük payı yüzde 70'le Japonya ve Güney Kore, yüzde 20'sini AB ülkeleri alırken Türkiye'nin aldığı pay binde 3'tür. Tersanelerimizin potansiyelinin tamamı kullanıldığında yurtiçi ve yurtdışı gemi inşa, bakım ve onarım karşılığı 1 milyar dolarlık gelir elde edilebilir, 65 000 kişiye istihdam sağlanabilir.

Ülkemiz, deniz turizmi ve deniz kaynaklarından yeterince faydalanamamaktadır. Bu alanda yapılacak altyapı, destek ve düzenlemelerle ülkemiz ciddî anlamda döviz girdisi ve gelir sağlayacaktır.

Deniz ticaret filomuzun dünya deniz ticaret pastasından daha fazla pay alabilmesi, dışarıya kaynak transferinin minimuma indirilebilmesi, millî filomuzun gençleştirilip, büyütülebilmesi, yeni istihdam alanları yaratılabilmesi ve denizcilik sektörünün bir devlet politikası haline getirilmesi için, gerekli tedbirlerin alınması amacıyla, Anayasamızın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederiz.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

2. - Ankara Milletvekili İsmail Değerli ve 28 milletvekilinin, Ankara-Mamak çöplüğünün yol açtığı sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/27)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Mamak çöplüğü, Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Başbakanlık Konutuna takriben 3-4 kilometre uzaklıkta, yabancı elçilikler ve konsolosluklara takriben 5-6 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Başkentin ortasında, yerleşim merkezinin içinde kurulmuş, Ankara'nın başkent oluşundan bugüne kadar, merkez ilçelerin tüm atık ve artıklarının döküldüğü bu çöplüğün, yıllardır iktidara gelen hükümetlerin ve seçimle işbaşına gelen tüm belediye başkanlarının "kaldıracağız, taşıyacağız" demelerine rağmen, bir türlü kaldırılamamasının nedenlerinin ortaya çıkarılması için Anayasamızın 98 inci maddesi, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılması için gereğini arz ederim.

Saygılarımızla.

  1-İsmail Değerli (Ankara)

  2- Önder Sav (Ankara)

  3- Eşref Erdem (Ankara)

  4- Güldal Okuducu (İstanbul)

  5- Yücel Artantaş (Iğdır)

  6- Ömer Zülfü Livanelioğlu (İstanbul)

  7- İzzet Çetin (Kocaeli)

  8- Mehmet Sevigen (İstanbul)

  9- Onur Öymen (İstanbul)

10- Ensar Öğüt (Ardahan)

11- Oya Araslı (Ankara)

12- Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)

13- Algan Hacaloğlu (İstanbul)

14- Naci Aslan (Ağrı)

15- Hakkı Ülkü (İzmir)

16- Hasan Ören (Manisa)

17- Halil Tiryaki (Kırıkkale)

18- Bayram Ali Meral (Ankara)

19- Mevlüt Coşkuner (Isparta)

20- Zekeriya Akıncı (Ankara)

21- Mustafa Erdoğan Yetenç (Manisa)

22- A. İsmet Çanakçı (Ankara)

23- Erol Tınastepe (Erzincan)

24- Feramus Şahin (Tokat)

25- Mehmet Kartal (Van)

26- Mehmet Ali Arıkan (Eskişehir)

27- Mehmet Şerif Ertuğrul (Muş)

28- Mehmet Tomanbay (Ankara)

29- Yakup Kepenek (Ankara)

Gerekçe:

Ankara başkent olduğu tarihten günümüze kadar Mamak bölgesi, çöplük olarak kullanılmaktadır. Bu çöplük, Ankara'nın yüzkarası, Türkiye'nin ayıbıdır.

Başkent Ankara'nın göbeğinde, etrafı konutlarla dolu, Çankaya'ya 3-4 km mesafede, sayfiye ve kış sporlarının yapıldığı Elmadağ eteklerinde, protokol yolu üzerinde, çevre yolu ile Mamak-Çankaya viyadüğü üzerinde 27-30 hektarlık bir alan, çöplük olarak kullanılmaktadır.

Bu çöplük nedeniyle Mamak, 1984 yılında müstakil belediye olmasına rağmen gelişimini tamamlayamamış olup, yüzde 80-90'ı halen gecekonduyla kaplıdır.

Bu çöplük, görsel kirlilik yaptığı gibi, yeraltı sularını kirleterek, bir yanda Eymür-Mogan Göllerini, Mamak'ta kullanılan su kuyularını ve İncesu Çayını kirleterek, Sakarya Nehrine kadar büyük zararlar vermektedir.

Çöplük nedeniyle yaz aylarında Çankaya, Dikmen ve Oran semtlerine kadar koku yayılmakta ve çoğu zaman yabancı elçilikler tarafından şikâyet konusu olmaktadır.

Vahşi depolama büyük bir ekonomik kayıp yaratmaktadır. Çevre Bakanlığı verilerine göre günde ülkemizde kişi başına 1 kilogram çöp üretiliyor. Bunun yüzde 80'i hiçbir işleme tabi tutulmadan dökülmekte ve yıllık yüzlerce trilyon liralık millî gelir kaybı olmaktadır.

2872 sayılı Çevre Kanununun 8 inci maddesi gereğince her türlü atıkla ilgili yönetmeliklerde belirtilen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır. Bu yasağa aykırı hareket eden kurum, kuruluş ve işletmelerin faaliyetleri Çevre Kanununun 12, 15 ve 16 ncı maddeleri gereğince Çevre Bakanlığı ile ilgili diğer merciler yetkili kılınmıştır.

Ayrıca, 443 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin (k) bendi ile 9 uncu maddenin (h) ve (ı) bentleri gereğince de Çevre Bakanlığı, söz konusu tehlikeli faaliyetleri durdurmaya resen yetkilidir.

Aynı şekilde, 14 Mart 1991 tarihli Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliğinin geçici 1 inci maddesinde "kurum ve kuruluşlar yönetmeliği yayımlandığı tarihten itibaren 6 ay içerisinde faaliyetlerini yönetmelikte belirtilen şartlara uydurmak zorundadır. Aksi halde depolama işlemlerine son vermeye ilgili merciler yetkili kılınmıştır" denilmektedir.

Bütün bu yasa ve yönetmeliklere rağmen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı görevini yapmamıştır.

1991 yılında Sincan Çadırtepe'de, ihalesi yapılıp, temeli atılan modern depolama alanı tamamlanmamış, Ankara'da düşünülen 4 tane transfer istasyonu yapılmamış, Sincan Çadırtepe çöp depolama alanı, sonu belli olmayan karanlık deliğe dönüşmüş ve milyonlarca dolar kaybımız olmuştur.

3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 6 ncı maddesinin (A) fıkrasının (J) bendine göre; çöplerin ve sanayi atıklarının toplama yerlerini belirlemek, değerlendirilmesi ve imhası için gerekli tesisleri kurmak, kurdurmak, işletmek ve işlettirmek büyükşehir belediyelerinin görevidir.

Büyükşehir Belediye Başkanı 1994 ve 1999, Mamak Belediye Başkanı 1999 seçim kampanyasında Ankara ve Mamak halkına söz vermesine rağmen, bu konuya ilgisiz kalmış, hiçbir şey yapmamışlardır. Artık sadece Mamak'ın, Ankara'nın değil ülkemizin yüzkarası haline gelmiş olup, Mamak çöplüğü konusunda kapsamlı inceleme yapılması için TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması yapılmasını öneriyoruz.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge, gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

3. - İstanbul Milletvekili Azmi Ateş ve 100 milletvekilinin, kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Kamu vakıfları ile kamu bünyesinde kurulu dernek ve yardımlaşma sandıkları konusunun araştırılarak, bu oluşumlardan kaynaklanan sorunların çözümü için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa ve TBMM İçtüzüğünün ilgili hükümleri uyarınca bir Meclis araştırmasını saygılarımızla arz ederiz.

  1- Azmi Ateş  (İstanbul)

  2- Emin Şirin  (İstanbul)

  3- Salih Kapusuz (Ankara)

  4- Bülent Gedikli (Ankara)

  5- Muharrem Karslı (İstanbul)

  6- Telat Karapınar (Ankara)

  7- İrfan Gündüz (İstanbul)

  8- Abdullah Veli Seyda (Şırnak)

  9- Mehmet Mustafa Açıkalın (İstanbul)

10- Cahit Can (Sinop)

11- Mustafa Baş (İstanbul)

12- Ali İbiş  (İstanbul)

13- Osman Kılıç (Sivas)

14- Hayati Yazıcı (İstanbul)

15- Hasan Fehmi Kınay  (Kütahya)

16- Mehmet Sayım Tekelioğlu (İzmir)

17- İmdat Sütlüoğlu (Rize)

18- Hüseyin Besli (İstanbul)

19- İlhan Albayrak (İstanbul)

20- İbrahim Köşdere (Çanakkale)

21- Nusret Bayraktar (İstanbul)

22- Halide İncekara (İstanbul)

23- Kenan Altun (Ardahan)

24- Mustafa Ataş  (İstanbul)

25- Mevlüt Akgün  (Karaman)

26- Suat Kılıç (Samsun)

27- Cengiz Kaptanoğlu  (İstanbul)

28- Vahit Kiler  (Bitlis)

29- Burhan Kuzu  (İstanbul)

30- Recep Koral  (İstanbul)

31- Recep Özel  (Isparta)

32- Mustafa Ünaldı  (Konya)

33- Özkan Öksüz  (Konya)

34- Zafer Hıdıroğlu  (Bursa)

35- Ünal Kacır (İstanbul)

36- Asım Aykan (Trabzon)

37- Nevzat Yalçıntaş  (İstanbul)

38- Hikmet Özdemir  (Çankırı)

39- M. İhsan Arslan  (Diyarbakır)

40- Alaattin Büyükkaya  (İstanbul)

41- Cevdet Erdöl  (Trabzon)

42- Yahya Baş  (İstanbul)

43- Mehmet Emin Murat Bilgiç  (Isparta)

44- Mustafa Said Yazıcıoğlu  (Ankara)

45- Tevfik Akbak  (Çankırı)

46- Mustafa Cumur  (Trabzon)

47- Burhan Kılıç (Antalya)

48- Murat Yıldırım (Çorum)

49- Faruk Özak (Trabzon)

50- İbrahim Reyhan Özal (İstanbul)

51- Süleyman Gündüz  (Sakarya)

52- Mehmet Beyazıt Denizolgun  (İstanbul)

53- Mehmet Güner (Bolu)

54- Tevhit Karakaya (Erzincan)

55- Mustafa Eyiceoğlu  (Mersin)

56- Nimet Çubukçu (İstanbul)

57- Hacı Biner  (Van)

58- Ömer İnan  (Mersin)

59- Abdullah Torun (Adana)

60- Mehmet Çiçek  (Yozgat)

61- Hamit Taşçı (Ordu)

62- Eyyüp Sanay (Ankara)

63- Mehmet Özyol  (Adıyaman)

64- Ekrem Erdem  (İstanbul)

65- Mücahit Daloğlu (Erzurum)

66- Musa Uzunkaya  (Samsun)

67- Metin Yılmaz  (Bolu)

68- Fatma Şahin (Gaziantep)

69- Turhan Çömez  (Balıkesir)

70- Zeki Karabayır (Kars)

71- Ersönmez Yarbay (Ankara)

72- Ahmet İnal  (Batman)

73- Hamza Albayrak  (Amasya)

74- Cemal Uysal  (Ordu)

75- Vahit Kirişçi (Adana)

76- Remziye Öztoprak (Ankara)

77- Afif Demirkıran (Batman)

78- İnci Gülser Özdemir (İstanbul)

79- Erol Aslan Cebeci  (Sakarya)

80- Avni Doğan  (Kahramanmaraş)

81- Fahri Çakır  (Düzce)

82- Remzi Çetin  (Konya)

83- Metin Kaşıkoğlu  (Düzce)

84- Polat Türkmen  (Zonguldak)

85- Gürsoy Erol  (İstanbul)

86- Saffet Benli (Mersin)

87-.Seracettin Karayağız (Muş)

88- Mehmet Altan Karapaşaoğlu  (Bursa)

89- Cüneyt Karabıyık  (Van)

90-.Mehmet Necati Çetinkaya (Elazığ)

91- Yüksel Çavuşoğlu  (Karaman)

92- Ahmet Büyükakkaşlar  (Konya)

93- Ali Osman Başkurt (Malatya)

  94- Hüseyin Kansu  (İstanbul)

  95- Mehmet Ergun Dağcıoğlu  (Tokat)

  96- Ahmet Münir Erkal  (Malatya)

  97- Ali Küçükaydın  (Adana)

  98- Mahmut Göksu  (Adıyaman)

  99- Şemsettin Murat  (Elazığ)

100- Mikail Arslan  (Kırşehir)

101- Nihat Eri (Mardin)

Gerekçenin Özeti:

Hemen her kamu kurum ve kuruluşunun bünyesinde bir veya birden fazla vakıf kurulmuş bulunmaktadır. Yine benzer şekilde kamu kurum ve kuruluşları bünyesinde bazı derneklerin faaliyet gösterdiği bilinmektedir.

Bu vakıf ve dernekler hesabına, kamu kurum ve kuruluşlarının yürüttükleri kamu hizmetlerinden bağış adı altında paralar tahsil edilmektedir.

70 milyon insanımızı çok yakından ilgilendiren -tapu, silah ruhsatı, av tezkeresi, amatör balıkçı belgesi, adlî sicil belgesi, pasaport, araç tescili, plaka, sürücü belgesi gibi benzeri- kamu hizmetlerinin alınmasında hemen her alanda zorakî bağış talep edilmesi vatandaşlarımızı zor durumda bırakmakta olup, tepkisine neden olmaktadır.

Bu zorunlu bağışlara ilişkin makbuz kestirilmediği takdirde ise, vatandaşlarımızın talep ettiği kamu hizmetleri sonuçlandırılmamakta, istedikleri belgeler verilmemektedir.

Bu durum, kamu hizmeti vermekle yükümlü olan hukuk devleti ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.

Bu tip bir ücretlendirmenin, alınan kamu hizmeti karşılığı vatandaşın maliyete katılımı şeklinde izahı mümkün değildir. Zaten toplanan malî kaynak, ilgili kamu kuruluşuna değil vakfa veya derneğe gitmektedir.

Kamu kurum ve kuruluşlarının normal bütçe prosedürü içerisinde karşılayamadıkları, verdikleri kamu hizmetinin yürütülmesinde ihtiyaç duydukları kimi araç, gereç ve malzemenin bu yolla sağlandığı savunmalarının, uygulamaları haklı çıkarmayacağı düşünülmektedir. Durum, çalışanların sosyal tesislerine katkı, tefrişat, makam veya servis aracı alımının ötesinde ekemekli ikramiyesi ve aylığı verme noktasına gelmiştir.

Ayrıca, bu tip oluşumların faaliyet alanlarını çok çeşitlendirdikleri, tümüyle ticarî ve ekonomik uğraşılar içine girdikleri, bu işleri yaparken kamu kurum ve kuruluşlarının bina ve bahçesine yerleştikleri, kamusal alanda kamunun elektrik ve suyunu, kimi zaman personelini ve araçlarını kullandıkları görülmektedir.

Genelde kurucuları, yönetim ve denetim kurulu üyeleri, ilgili kurumun üst düzey bürokratlarından oluşan vakıf ve derneklerin etkin denetlendiği söylenemez. Vakıflar Genel Müdürlüğünün de bu konuda yetersiz kaldığı bilinmektedir.

Bu arada çok açık bir hukukî temele oturmayan personel yardımlaşma sandıkları da dikkat çekmektedir. Bu malî oluşum türü de aidat toplama, kredi verme, market çalıştırma, arazi alma gibi faaliyetlerde bulunmakta, genellikle de belli bir malî gücün üzerine çıkınca da vakfa dönüştürülmektedir.

Yüksek ciroları, giderek şişen personel sayısı, her alana yayılan faaliyetleri, yönetim ve denetimlerindeki şaibeleri ile oluşturdukları sorunlar ve farklı hukukî durumları nedeniyle kamu bünyesindeki bu tip malî yapılanmaların ele alınması zorunlu hale gelmiştir.

Bakanlıklar ve diğer merkezî idare kurum ve kuruluşları ile taşra uzantıları, İstanbul Üniversitesi başta olmak üzere üniversiteler, KİT'ler, yüksek yargı organları bünyesinde kurulu, çok sayıdaki kamu vakıflarının -özellikle de 50 kamu vakfının- malî açıdan devasa büyüklüğe ulaştığı ifade edilmektedir. Yine kamu bünyesinde kurulmuş dernekler ile yardımlaşma sandıklarının sayı, yer, teşkilat, personel, faaliyet alanı, gelir ve gider, yönetim ve denetim gibi yönlerden durum belirlemesinin yapılması gerekmektedir .

Bu vakıfların, bugüne kadar elde etmiş oldukları mevcut imkânların ihtiyaç sahibi insanlarımızın hizmetine sunulmasının yanında tasfiyesinin ya da kamusal alandan çıkarılmasının sağlanması veya gelirlerinin kamusal harcamalarda kullanılmak üzere genel bütçe kapsamına alınmasına yönelik çalışmalara kaynak teşkil edeceği ve katkı sağlayacağı düşüncesiyle hazırladığımız Meclis araştırması önergemizi Genel Kurulun takdirlerine arz ederiz.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Diğer önergeyi okutuyorum:

4. - Samsun Milletvekili Haluk Koç ve 24 milletvekilinin, Samsun'da kurulma aşamasındaki mobil santralların ihale ve yer seçimi süreçleri ile çevre ve insan sağlığına muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/29)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Samsun'da kurulma çalışmaları sürdürülen iki mobil santralın yer seçiminde bilimsel kriterlerin gözönünde bulundurulup bulundurulmadığı ve bu santralların insan sağlığı ile çevre kirliliği açısından yaratacağı sakıncaların ortaya konulması amacıyla, Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını saygılarımla arz ederim.

  1- Haluk Koç (Samsun)

  2- İlyas Sezai Önder (Samsun)

  3- Mustafa Gazalcı (Denizli)

  4- Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)

  5- Orhan Eraslan (Niğde)

  6- Feridun Ayvazoğlu (Çorum)

  7- Birgen Keleş (İstanbul)

  8- Mehmet Ziya Yergök (Adana)

  9- Ali Topuz (İstanbul)

10-. Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)

11- Fahrettin Üstün (Muğla)

12- Gürol Ergin (Muğla)

13- Osman Kaptan (Antalya)

14- Enis Tütüncü  (Tekirdağ)

15- Mehmet Akif Hamzaçebi (Trabzon)

16- Kazım Türkmen (Ordu)

17- K. Kemal Anadol (İzmir)

18- Ali Kemal Kumkumoğlu (İstanbul)

19- Ali Kemal Deveciler (Balıkesir)

20- Mehmet Tomanbay (Ankara)

21- Ali Oksal (Mersin)

22- Mustafa Özyurt (Bursa)

23- Engin Altay (Sinop)

24- Mehmet Sefa Sirmen (Kocaeli)

25- Hasan Ören (Manisa)

Gerekçe:

Ülkede yaşanan enerji açığı gerekçe gösterilerek, 16.3.1998 tarih ve 98/10826 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, yurt içinden veya yurt dışından mobil (yüzer-gezer) elektrik santrallarının ihaleyle kiralanması ve hizmet alımı yoluyla işletilmesi konusunda TEAŞ'a görev verilmiştir.

Mobil santrallar, devamlı elektrik üretimini sağlamaktan çok, doğal afet ve bunun benzeri olağanüstü durumlarda elektrik üretimini sağlamak amacına yönelik olarak kullanılan santrallardır; yani, geçici nitelikte bölgesel sorunları çözmek üzere geliştirilmiştir. Yıllık programlarda ülkemizin enerji politikası, enerji arzında sürekliliğin ve güvenilirliğin sağlanması olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda, mobil santrallarla sürekli enerji üretimi yapılması, mobil santralların kurulma amacıyla bağdaşmadığı gibi, ülkemizin temel enerji politikalarıyla da bağdaşmamaktadır.

Adı geçen Bakanlar Kurulu Kararından sonra, mobil santralların kurulmasının önünde engel olarak görülen Gayri Sıhhî Müesseseler Yönetmeliği, Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliği, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği ve Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinde değişikliklere gidilmiş; ancak, yapılmak istenilen değişiklikler Danıştay tarafından iptal edilmiştir.

Hukuksal alanda yaşanan bu gelişmelerin yanında, mobil santralların 6 numaralı fuel-oille çalışması, kurulması planlanan yerlerde yaşayan halkın tepkisini çekmiştir.

TEAŞ, mobil santralların kuruluş yeri olarak Muğla-Dalaman ve Bartın'ı belirlemiş; ancak, kamuoyundan gelen yoğun tepkiler santralların buralarda kurulmasını engellemiştir. Bu girişimlerden sonra mobil santralların Samsun'da kurulmasına karar verilmiştir. Yani, bilimsel yöntemlerle tespit edilmesi gereken yer seçiminde hangi kriterlere dayalı olarak karar verildiği belirsizdir.

Gerek Ondokuz Mayıs Üniversitesi gerekse Çevre, Elektrik, Kimya Mühendisleri Odalarınca hazırlanan raporlar, santralların, insan sağlığı ve çevre kirlenmesi açılarından bölge için son derece sakıncalı sonuçlar ortaya çıkaracağı yönündedir.

Sulama projeleri için devletin büyük yatırımlar yaptığı Bafra ve Çarşamba Ovalarındaki tarıma elverişli alanlar, mobil santralların yapılması durumunda ortaya çıkacak olan çevre kirliliğinden olumsuz yönde etkilenecektir. Santralların yapılacağı yerin 3 kilometre yakınında Samsun içmesuyu arıtma havuzları bulunmaktadır. Kükürtdioksit ve nemin oluşturabileceği sülfürik asit yağmurları insan sağlığı açısından son derece önemli sorunlar ortaya çıkaracaktır. Ayrıca, santralların, bölge için önemli gürültü kirliliği de ortaya çıkaracağı açıktır.

Mobil santral projelerinin kapsamı dışına çıkarıldığı Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliğinde, çevresel etki değerlendirmesi raporlarında, yöre halkının görüşlerinin de değerlendirilmesine yönelik hükümler bulunmaktadır. Samsun'da, 80 sivil toplum örgütü "Çevre Birlikteliği" adı altında onbinlerce kişinin katıldığı mitinglerde, mobil santrallara karşı olduğunu ortaya koymuştur. Sorun, yerel bir sorun olmaktan çıkarak, gerek santralların ihale süreci gerekse Samsun halkının gösterdiği demokratik tepkilerle ülke gündemine taşınmıştır.

Ayrıca, santralların kurulum kararlarının alınmasından sonra ülkenin enerji açığı ve alternatif enerji arzı açılarından yeni gelişmeler ortaya çıkmıştır. Mavi Akım Projesinin tamamlanması, mobil santralların 6 numaralı fuel-oil'le çalışmaları konusundaki kararın yeniden gözden geçirilmesini gerektirmektedir.

Açıkladığım gerekçelerle, mobil santralların ihale süreci, yer seçiminde kullanılan kriterler ve çevre ve insan sağlığı açılarından ortaya çıkabilecek sakıncaların Yüce Meclisimizde kurulacak araştırma komisyonunca incelenmesini takdirlerinize arz ederim.

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Sayın milletvekilleri, komisyondan istifa önergesi vardır; okutuyorum:

C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)

6. - Osmaniye Milletvekili Şükrü Ünal’ın, İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/11)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyeliği görevimden istifa ediyorum.

Gereğini arz ederim. 23.1.2003

  Şükrü Ünal

  Osmaniye

BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.

Sayın milletvekilleri, gündemin "Seçim" kısmına geçiyoruz.

IV. - SEÇİM

A) Komİsyonlara Üye Seçİmİ

1. - (10/9) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna seçim

BAŞKAN - Yolsuzlukların sebeplerinin, sosyal ve ekonomik boyutlarının araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun 7.1.2003 tarihli 18 inci Birleşiminde kurulan (10/9) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasî parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp, sayın üyelere dağıtılmıştır.

Şimdi, listeyi okutup, oylarınıza sunacağım :

         Yolsuzlukların Sebeplerinin, Sosyal ve Ekonomik Boyutlarının

Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan

                 Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi (10/9)

(12)

Adı Soyadı   Seçim Çevresi

                          AKP (8)

Ali Küçükaydın   Adana

Hamza Albayrak   Amasya

Atilla Koç   Aydın

Fahrettin Poyraz   Bilecik

Azmi Ateş   İstanbul

Halide İncekara   İstanbul

Nimet Çubukçu   İstanbul

Fazıl Karaman   İzmir

                           CHP (4)

Yüksel Çorbacıoğlu   Artvin

Ahmet Güryüz Ketenci   İstanbul

Kemal Kılıçdaroğlu   İstanbul

Mahmut Yıldız   Şanlıurfa

BAŞKAN - Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Meclis Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 28 Ocak; yani, bugün saat 17.30'da, Ana Bina, Zemin Kat PTT karşısı Meclis Araştırması Komisyonları Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmalarını rica ediyorum.

Komisyonun toplantı yer ve saati, ayrıca ilan tahtalarına asılmıştır.

Sayın milletvekilleri, şimdi, gündemimizin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

V. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) Sözlü Sorular ve CevaplarI

1. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'in, şehirlerarası yolcu otobüsü şoför ve muavinlerinin sosyal güvenlik sorununa ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/43)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, yazılı olarak cevaplandıracağız.

BAŞKAN - Efendim, bu soru önergesi üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından gündemden çıkarıyoruz, yazılı soruya çevrilecektir.

2. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya'daki yerel yönetimlerin turizm şirketlerinin ödediği vergilerden yeterince pay alamamasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un cevabı (6/45)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?...

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Sayın Başkan, izin verirseniz, vekâleten ben cevaplandıracağım.

BAŞKAN - Sayın Bakan, burada.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanlığına

Ekte sunulan sorularımın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.               26.12.2002

  Feridun F. Baloğlu

  Antalya

1- Antalya'daki otel ve tatil köylerinin yüzde 70'i, yatak kapasitesinin yüzde 80'i, merkezi Antalya dışındaki şirketlere aittir. Bu şirketlerin KDV ve diğer vergileri Antalya dışında ödenmekte; bu nedenle, vergi gelirinden Antalya belediyelerinin yüzde 6 ve İl Özel İdaresinin yüzde 1 payı alınamamaktadır. Bu haksız sonucu önleyici yasal düzenlemeler ve idarî önlemler konusunda Bakanlığınızın görüşü nedir?

2- Yukarıdaki uygulama  nedeniyle  Antalya belediyelerinin vergi kaybı  2001 yılı için ne kadardır?

3- Türkiye'nin, yüzde 4,4 ile en yüksek göç alan kenti Antalya'nın, yaz aylarında iki kat nüfusa hizmet veren belediyelerinin gelir kaybı nasıl önlenecektir?

BAŞKAN- Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakanımız, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

Sayın Bakanım, kürsüye gitmeden bir şeyi daha öğrenmek istiyorum: Yanıtlayacağınız başka sorular var mı?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul)- Hayır.

BAŞKAN- Sadece bu. Peki, teşekkür ederim.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret Baloğlu tarafından sorulan sualleri, Sayın Maliye Bakanımıza vekâleten cevaplamak üzere huzurunuza çıkmış bulunuyorum.

Birinci sorunun cevabı: Belediyelere vergi gelirlerinden pay verilmesi sorununun çözümü için ilk akla gelen yollardan birisi olarak, kurumun kanunî veya iş merkezine bakılmaksızın işletme veya tesisin bulunduğu yerdeki vergi dairesine mükellefiyet kaydının yapılması önerilmektedir. 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 21 inci maddesinde, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerdeki vergi dairesine mükellefiyet tesis edileceği belirtilmekle birlikte, Maliye Bakanlığına, mükellefin, kanunî veya iş merkezine bağlı kalmaksızın ilgili vergi dairesini belirleyebilme yetkisi verilmiş bulunmaktadır. Ancak, Vergi Usul Kanununun 8 inci maddesi ve 4358 sayılı Kanun hükümleri gereğince, her gerçek ve tüzelkişi için, merkezî mükellef sicil kütüğünden vergi kimlik numarası verilmekte olup, mükelleflerin faaliyetlerinin bulunduğu yerlerde vergilendirilmesi amacıyla her bir işletme için ayrı sicil numarası verilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır.

Diğer yandan, Maliye Bakanlığının, firmaların ticarî tercihlerini yönlendirmeleri hukukî olmadığı gibi doğru da değildir; çünkü, kanunî şirket merkezi, pazarlama, finans, muhasebe ve yönetim faaliyetlerinin icra edildiği yer olduğundan, şirket merkezinin nerede olacağına şirket sahipleri karar vermelidir. Çağdaş bazı kurumların uluslararası çapta örgütlendikleri gerçeği de dikkate alınırsa, farklı yerlerde bulunan işletmeler için ayrı muhasebe tutulması ve kâr-zarar hesaplanması hususlarında güçlükler ve sorunlar ortaya çıkabilecektir.

İkinci sorunun cevabını arz ediyorum: Bilindiği üzere, büyükşehir belediyelerine 3030 sayılı Kanun hükümlerine göre, belediyeler ve il özel idarelerine ise 2380 sayılı Kanun hükümlerine göre vergi gelirlerinden pay verilmektedir. 2380 sayılı Belediyelere ve İl Özel İdarelerine Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrasında, genel bütçeli vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden belediyelere yüzde 6, il özel idarelerine yüzde 1,12 nispetinde pay verileceği belirtilmiş ve aynı maddenin üçüncü fıkrasında da, İller Bankasında her ay sonuna kadar toplanan belediyeler payının, banka tarafından İçişleri Bakanlığınca bildirilecek son genel nüfus sayımı sonuçlarına göre büyükşehir belediyeleri dışındaki belediyelere dağıtılacağı hükme bağlanmıştır.

Söz konusu hükmün incelenmesinden de görüleceği üzere, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden yüzde 6 oranında belediyelere ayrılan pay İller Bankasına yatırılmakta ve banka tarafından nüfuslarına göre belediyelere dağıtılmaktadır. Dolayısıyla, belediyelere dağıtılan paylarda ilgili belediyelerin bulunduğu her bir il, ilçe veya beldede yapılan faaliyetlerden elde edilen ve Maliye Bakanlığına bağlı vergi dairelerine beyan edilen gelirlerin doğrudan bir etkisi bulunmamaktadır. Zira, her bir ilde toplanan vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden, o ilde bulunan belediyeye doğrudan pay verilmesi söz konusu değildir.

Diğer taraftan 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 18 inci maddesine göre, büyükşehir belediyelerinin bulunduğu il merkezlerinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden, gelir saymanlıklarınca hesaplanıp büyükşehir belediyelerine yüzde 4,1 oranında pay ayrılmaktadır. Ayrıca, aynı maddenin son fıkrasında, 4736 sayılı Kanunla yapılan değişiklik çerçevesinde ayrılan payın yüzde 40'ı, ilgili büyükşehir belediyesi hesabına doğrudan yatırılmakta, kalan yüzde 60'ı ise İller Bankası nezdinde büyükşehir belediyeleri hesabına aktarılarak, bu payların büyükşehir belediyelerine nüfuslarına göre yeniden dağıtımı yapılmaktadır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı.)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (Devamla) - Yapılan bu dağıtım sonucu, Antalya İlinde yapılan faaliyetlerden elde edilen gelirler üzerinden, Antalya dışındaki büyükşehir belediyelerine ödenmekte olan vergiler üzerinden de Antalya Büyükşehir Belediyesi nüfusa göre ayrıca bir pay alabilmektedir.

Örneğin, Antalya Büyükşehir Belediyesine 2000-2002 yıllarında verilen paylar ve değişim oranları aşağıdadır:

Büyükşehir belediye payı ve önceki yıla göre artış oranı 2000 yılında 7 953 000 000 lira, 2001 yılında 12 614 000 000 lira -ki, yüzde 58,60 artış var- 2002 yılında 26 374 000 000 lira -yüzde l09,08 artış olmuştur- düzeyindedir.

Mevcut uygulama nedeniyle bazı belediyelerin vergi kaybına ve bazı belediyelerin de haksız yere vergi kazancına sahip oldukları düşünülmemektedir ve bu konuda bir inceleme yapılmamıştır. Ancak, Antalya İli merkez ilçe ve diğer ilçelerde faaliyet gösteren turistik belgeli konaklama hizmet işletmelerinin bir bölümünün Kurumlar Vergisi Kanununun 21 inci maddesi gereğince, bazı firmaların faaliyetlerinin münhasıran Antalya İlinde kurulu işletmelerden ibaret olduğu ya da faaliyetlerini ağırlıklı olarak bu işletmelerin oluşturduğu gözlenerek, Antalya Defterdarlığınca 1996 yılında yapılan bir araştırma sonucunda düzenlenen ve 17.5.1996 tarih, 8256 sayılı yazı ekinde Bakanlığımıza sunulan öneri raporunda, Antalya merkez ve ilçelerinde faaliyet gösteren 454 adet turistik belgeli konaklama hizmeti veren firmaların 320 adedinin Antalya, 134 adedinin ise Antalya dışındaki il vergi daireleri mükellefi olduğu anlaşılmıştır. Doğal olarak bazı şirketlerin kanunî merkezleri Antalya olmakla birlikte diğer illerde işletmeleri bulunmaktadır.

Bu kurumların 2001 yılına ait beyan ettikleri Kurumlar Vergisi toplamının, vergi dairelerince 13.1.2003 tarihinde yapılan sorgulama soncunda 5 218 469 407 000 Türk Lirası olduğu belirlenmiştir. Ancak, beyan edilen bu gelirin ne kadarlık bölümünün işletme faaliyetine ait olduğu konusunda herhangi bir tespit bulunmamaktadır. Örneğin, şirket merkezi dışında olmakla birlikte elde edilen gelirin kaynağı, menkul sermaye iratları veya başka kaynaklar da olabilecektir. Bu konuda yapılacak şirket incelemeleri için çok fazla süreye ihtiyaç duyulacağı aşikârdır.

Üçüncü sorunun cevabı: Antalya İlinin yüksek göç alması nedeniyle nüfusunun artması halinde, yukarıdaki cevaplarda belirtildiği üzere, vergi gelirlerinden daha fazla pay alacaktır. Yasal uygulamalarda, belediyelerin, önceden belli olmayan geçici ve her yıl değişen turistik nüfus artışları dikkate alınamaz. Bu nedenle, turistik belediyelerin ikamet esasına dayanmayan nüfuslarına göre vergi gelirlerinden pay almaları için yasal düzenleme yapılması mümkün değildir; ancak, turistik yörelerin ekonomik gelişme ve faaliyetlerinin artması ve bunun sonucunda vergi gelirlerinden ayrılan paylarının artırılması için Maliye Bakanlığınca gerekli her türlü çaba gösterilmeye devam edecektir.

Bilgilerinize arz olunur.

Saygılarımla. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN - Açıklamanızın yerinizden, kısa olmasını rica ediyorum.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, 5 dakika rica ediyorum.

BAŞKAN - Hayır, 5 dakika değil, çok kısa; 2 dakika.

Buyurun.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanın açıklamalarına kısmen teşekkür ediyorum; ancak, bu cevap tümüyle gerçeği yansıtmıyor. Antalya'da yaşayan herkes bu cevabın alanla çakışmadığını görüyor.

Sayın Bakandan çok kısa bir açıklama talep edeceğim. İşyerinin bulunduğu yerde verginin ödenmesini zorunlu kılan bir düzenleme bu sorunu çözer ve adaletsizliği ortadan kaldırır. Şu andaki tercih sistemi, yani, işlemin yapıldığı yer ile şirketin bulunduğu yer arasında işverene tercihte bulunma hakkını veren sistem haksız bir sistemdir. Maliye Bakanlığının, bugüne kadar, bu düzenlemeyi Antalya lehine kullandığını hiç görmedik; işverenler de kullanmıyorlar, otel sahipleri de kullanmıyorlar; neden kullanmadıklarını çok iyi biliyoruz; çünkü, Antalya'da vergi denetimleri, alanın darlığı nedeniyle çok kolaydır. Onun için, İstanbul'da şirket merkezlerine gidiyorlar, Sayın Bakanın da söylediği gibi, o yoğunluk içinde -kendisi de konuşmasının bir bölümünde söyledi- kontrol edemiyorlar.

Sayın Başkan, bunun dışında, şunu söylemek istiyorum: Bugünkü uygulamayla, Antalya, sadece turizmin yükünü taşımaktadır ve turizmin çöpünü toplamaktadır. Antalya hakkını istiyor; Antalya'nın hakkını vermek hükümetin elindedir.

Ben, muhalefet partisi milletvekiliyim; çözümü gösteriyorum. Çok kısa bir düzenlemeyle, Antalya'nın bu perişan hali giderilir. Her olayda, Antalya, selle, benzeri olaylarla sürekli tahrip oluyor, bir türlü yerine gelmiyor gidenler. Antalya'yı çok rahat bir yer gibi görüyor insanlar uzaktan; çünkü, bir haftalık tatile geliyorlar; ama, Antalya'da bir de perdenin arkası var.

Sayın Bakandan, tekrar, şunu sormak istiyorum: Bu yasal düzenleme bu kadar zor mudur?!

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, ek bir açıklama yapmak ister misiniz?

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Evet Sayın Başkan.

BAŞKAN - Kürsüden rica edeyim Sayın Bakan; buyurun.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Değerli arkadaşımızın önerilerini saygıyla karşılıyoruz; ama, bugünkü mevzuat çerçevesinde başka bir şey yapmak mümkün değil; ama, önerilerini değerlendireceğiz.

Teşekkür ederiz. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru cevaplandırılmıştır.

3. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Burdur-Antalya demiryolu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi ve yazılı soruya çevrilmesi nedeniyle konuşması (6/46)

BAŞKAN - Yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge de üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 inci maddesinin son fıkrası uyarınca, yazılı soruya çevrilecektir.

Önerge gündemden çıkarılmıştır.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU(Antalya)- Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun, süreniz 5 dakikadır.

FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya)- Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Onuncu Yıl Marşını coşkuyla söyleyen insanların çoğunlukta olduğu bir ülkede, demiryollarını, önce görmezden gelip, yok olmaya terk etmek, çağdaş gelişimini kapatmak, sonra da tüm yükü karayollarına yıkıp, ülkeyi trafik kargaşasına mahkûm etmek... Bugüne kadar yapılan budur.

Doğal ki, bunu söylediğimiz zaman hep şu yanıt geliyor; "Biz, iki aylık hükümetiz." Biz, bir anlayıştan bahsediyoruz; o anlayışa sahip çıkıp çıkmamaktan, bir tercihte bulunup bulunmamaktan bahsediyoruz. "Demir ağlarla ördük  anayurdu dört baştan" diye övündüğümüz günleri de çok çabuk unuttuğumuz görülüyor.

Öyle ise, anayurdumuzu demiryoluyla birleştirmek yerine, hangi doğru seçenek var, onu kısaca görüşmek gerekiyor.

Bir süre karayollarını kral ilan ettik, ülkenin çok büyük yatırım kaynaklarını, çok büyük imkânlarını karayollarına verdik; ama, tıkanan trafiği, kan gölüne dönüşen karayollarını herkes görüyor!

Havayolunda ise, ben, kendi ilimden, Antalya'dan bir örnek vermek istiyorum. Bir, Gazipaşa Havaalanı olayı var; sürekli gündeme getiriyoruz, nedense hiçbir yanıt alamıyoruz, hep geçiştiriliyoruz. Antalya'nın bir havaalanı var, Türkiye turizminin  en büyük girdi kapılarından birisidir ve Türkiye bütçesinin en büyük desteklerinden birisidir Antalya turizmi; ama, yetmeyen bir havaalanıdır. Hep böyle yamalarla idare ediliyor, o konuda hiçbir gelişme yok.

Geriye kullanılabilecek olan bir tek denizyolları kalıyor. Türkiye'de ulaşım şartları ve iklimin getirdiği imkânlarla, Antalya Körfezi, bu ulaşıma son derece müsaittir. Bırakın doğru dürüst gemilerle ulaşımı, insan taşımasını, hiçbir şey yapılmıyor; bir hazırlık planının bile olmadığını biliyoruz.

Şimdi, bu çerçeve içerisinde ne söyleyebiliriz; yani, ne söyleyebilir. Ben, sayın bakana bu soruyu sorduktan sonra demiryolları konusunda hükümetin bir hazırlığının olup olmadığını öğrenmek isterdim.

Ha şu söylenebilir; "biz, demiryollarını tasfiye edeceğiz." O da bir tercihtir; ama, o da söylenmiyor.

Sayın Bakan, umut ediyorum, yazılı yanıtlarında, bu konuda hepimizi tatmin edecek bir açıklama yaparlar, bundan hem Türkiye mutlu olur hem Meclisimiz mutlu olur hem de biz Antalyalılar mutlu oluruz; ama, süremin bitmesine az bir süre kaldığı için, demiryolu konusunun dışında şunu da söyleyerek sözlerimi bitirmek istiyorum

İhale Kanununun 13 üncü maddesi, yerel basını yok ediyor arkadaşlar. Bu konuyla ilgisi yok gibi gözükebilir; ama, bütün Türkiye'nin sorunudur, İhale Kanununun 13 üncü maddesi yürürlükte olduğu sürece, o sevimli, o güzel Anadolu basınından bir iz bile kalmayacaktır. 5 milyarın üstündeki bütün ilanları başka kaynaklara aktaran bir uygulamadır bu. Ben, özellikle iktidar partisi milletvekillerinden istirham ediyorum -önceki akşam bir açıkoturumda tartıştık- aranızda gazeteciler var, biliyorum; Anadolu'ya yakın insanların çoğunlukta olduğunu biliyorum; lütfen, İhale Kanununun 13 üncü maddesinin son bölümündeki uygulamayı okuyunuz ve İhale Kanununun 13 üncü maddesini, Anadolu basını yararına değiştiriniz. Sayın Bakana da, buraya gelmediği için teşekkür ediyorum; o fırsattan yararlanarak Anadolu basınının dertlerini dile getirdim.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baloğlu.

4. - Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer'in, Emekli Sandığı Diyarbakır Bölge Müdürlüğünün kapatılması kararına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un cevabı (6/50)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

  Mesut Değer

  Diyarbakır

1- Yıllardır yaşanan olaylardan dolayı bölgede yaşayan insanlar, açlık, yoksulluk, sefalet had safhaya çıkmış ve ekonomi çöküntüye uğramış; bu durumda, Diyarbakır'dan, bir emeklinin, işlemleri için, Ankara'ya gelişi-dönüşü için 200 000 000 TL harcamak zorundadır.

Zira, Diyarbakır'da hiçbir işlem yapılmamakta, tüm emeklilerin şahıs işlemleri, sağlık ödemeleri, aylık ödemeleri Ankara'dan yapılmaktadır. Diyarbakır Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğünün kapatılmasının arkasındaki gerçek nedir? Yoksa, bir siyasî tercih midir?

2- Bu bir siyasî tercih değilse, kararınızı düzeltmeyi düşünüyor musunuz? Diyarbakır Emekli Sandığı Bölge Müdürlüğü faaliyetine devam edecek mi?

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Sayın Bakana söz vermeden önce, iki noktayı açıklığa kavuşturmak istiyorum.

Birincisi, Sayın Bakan, birden fazla soru da olsa, cevap süremiz 5 dakika; buna dikkat etmenizi diliyorum.

İkincisi de, siz, birden fazla soru önergesini yanıtlıyorsunuz -şimdi görüyorum- bunu, İçtüzüğümüzün 98 inci maddesine göre, Genel Kurula sunmamız gerekiyor; bunu da sunmuş bulunuyorum.

Buyurun Sayın Bakan.

SANAYİ VE TİCARET BAKANI ALİ COŞKUN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, Diyarbakır Milletvekili Mesut Değer arkadaşımızın suallerini cevaplandırıyorum.

1- Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı ve 2002 yılı programında, devlet teşkilatının küçültülerek fonksiyonel hale getirilmesi ilkesi ve uygulanan ekonomik programın hedefine ulaşması, tasarruf tedbirlerinden beklenilen faydanın sağlanması amacıyla, Bakanlar Kurulunun 12.1.2002 tarih ve 2002/3849 sayılı Kararıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ait olup 31.5.2002 tarihine kadar kaldırılmasına karar verilen bölge müdürlükleri arasında Bakanlığımız bağlı kuruluşu Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünün 9 bölge müdürlüğü de bulunmaktadır. Ancak, kaldırılan bu 9 bölge müdürlüğünden faaliyette bulunan 8'inin, bir alt birim olan irtibat müdürlüğü şeklinde faaliyetlerine devam ettirilmesi yönünde yetkili merciler nezdinde teklifte bulunulmuştur. Söz konusu Bakanlar Kurulu kararı gereğince, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı tarafından, taşra teşkilatının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili olarak bölge müdürlüklerinde yürütülen birkısım hizmetlerin merkez teşkilatına alınması, kurulacak olan irtibat müdürlüklerinde ise mahallinde yürütülmesi zorunlu olan hizmetlerin bırakılması uygun görülmüştür.

Bu itibarla, Diyarbakır Bölge Müdürlüğünde yürütülmekte olan hizmetlerden sadece, dul, yetim aylıkları tadil işlemleri ile şahıs ödeme işlemleri merkez teşkilatına alınmış olup, bu hizmetlerin merkezden gerçekleştirilmesi sonucu ilgililerin hakedişleri, bilgisayar ortamında, eskisine oranla daha süratli bir şekilde banka hesaplarına intikal ettirilmektedir. Emekli, dul ve yetim aylıklarının ödenmesi işlemleri, bugün olduğu gibi, bölge müdürlüklerinin tam kapasiteyle faaliyette bulunduğu dönemde de, bilgisayar ağıyla, Genel Müdürlük tarafından yürütülmekteydi. Sağlık karnesi, banka nakli, adres değişikliği, form ve belge verilmesi gibi işlemler ise, eskiden olduğu şekilde -bazı hizmetlerin ifası merkeze alınmış olmakla birlikte- halen faaliyette bulunan Diyarbakır Bölge Müdürlüğünce yürütülmektedir. Merkezden yapılmakta olan hizmetler için emekli, dul ve yetimlerimizin Ankara'ya gelmelerine gerek bulunmamaktadır; çünkü, yapılan iş ve işlemlerin hemen hemen tamamı bilgisayar ortamında, eskisinden daha hızlı bir şekilde gerçekleştirilmektir.

2- Söz konusu Bakanlar Kurulu kararı gereğince, 31.5.2002 tarihinde kaldırılması kararlaştırılan bölge müdürlüklerinin yerine, hizmetin devamı için gerekli alt birimlerin irtibat müdürlüklerinin genel hükümler çerçevesinde kurulma çalışmaları sürdürülmektedir.

Arz olunur.

Teşekkür ederim. (Alkışlar)

BAŞKAN - Ben teşekkür ederim.

Soru yanıtlanmıştır.

5. - Mardin Milletvekili Muharrem Doğan'ın, bir araştırma önergesinde imzası bulunan bir Ba-kana ilişkin Başbakandan sözlü  soru önergesi ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır’ın cevabı (6/51)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Burada.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Başbakan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  30.12.2002

  Muharrem Doğan

  Mardin

Sorularım:

1- 14 Ocak 1994 tarihinde RP Milletvekili Hasan Mezarcı'nın, Yüce Önderimiz Atatürk'e yönelik suikast girişiminde bulunanlara iade-i itibar istediği Meclis araştırma önergesine imza verenler arasında 58 inci hükümette Bayındırlık ve İskân Bakanı olarak görev alan Zeki Ergezen'in bulunduğunu hükümeti kurma aşamasında biliyor muydunuz, bilmiyorsanız ne zaman öğrendiniz?

2- Atatürk'e suikast düzenleyenlerin suç işlemedikleri fikrini işleyen ve TBMM Başkanlığınca işleme konulmayıp iade edilen böyle bir önergeye imzasıyla destek veren bir kişinin cumhuriyet hükümetinde bakan olarak görev yapması doğru mudur? Önergede yer alan iddia ve düşünceleri değerlendirdikten sonra adı geçen bakanla aynı hükümette uyumlu bir şekilde çalışma imkânınız olacak mıdır? Bu konudaki tavrınızı kamuoyuna açıklar mısınız?

3 - Söz konusu bakan hakkında Anayasanın 109 uncu maddesinin son fıkrası hükmünü işletip görevden azledilmesi yönünde bir işlem yapmayı gerekli buluyor musunuz?

BAŞKAN - Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ERTUĞRUL YALÇINBAYIR (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin Milletvekili Sayın Muharrem Doğan'ın, Sayın Başbakana tevcih ettiği ve Sayın Başbakan tarafından da koordinatörlüğümde cevaplandırılması tensip olunan sözlü soru önergesi incelendi. Anayasanın 98 inci maddesine göre, Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgi edinme yollarından, denetim yollarından birisi de Meclis araştırmasıdır ve belli bir konuda bilgi edinme maksadıyla verilmektedir Meclis araştırmaları.

14 Ocak 1994 tarihli Meclis araştırması önergesi Sayın Zeki Ergezen tarafından mutat bir önerge olarak telakki edilmiş ve tarihi bir olaya açıklık getirme inancıyla, bu şekilde değerlendirilerek imzalanmıştır. Ancak, Sayın Hasan Mezarcı'nın basına yansıyan beyanatları üzerine, Sayın Ergezen, Meclis araştırması önergesini ayrıntılı olarak incelemiş ve yaptığı inceleme neticesinde, Meclis araştırması önergesinin tarihi bir olaya açıklık kazandırma amacının çok ötesinde hususları içerdiğini görmüştür. Sayın Ergezen, bu defa imzasını geri çekmiştir. Önergelere imza atmak, mutat önergelere imza atmak olağan olaylardandır; ama, imzayı geri çekmek istisnai bir olaydır. Sayın Ergezen, burada gerçek iradesini ortaya koymuş ve imzasını geri çekmiştir.

Sayın Ergezen'in, söz konusu araştırma önergesinin gerçek mahiyetini öğrenir öğrenmez önergeden imzasını çekmiş olması, bu konudaki hassasiyeti, Sayın Muharrem Doğan'ın ve Sayın Başbakanla birlikte tüm Meclisin de paylaştığı hassasiyetin bir göstergesidir.

Sayın Ergezen'in bakan olarak atanmasının sebebi, Mecliste, Plan ve Bütçe Komisyonunda, üç dört dönemdir gösterdiği üstün performanstır, kalitesidir; kendilerinin, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve cumhuriyetin niteliklerine bağlılığı bellidir, tüm çalışmaları bunu göstermektedir.

Bilgilerinize arz ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Sayın Başkan, kısa bir açıklama yapmak istiyorum.

BAŞKAN -Sayın Doğan, yerinizden, buyurun.

MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben, Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisinin bir milletvekiliyim. 3 Kasım seçimlerinde, bu partinin listesinden, halk iradesinin tecelligâhı olan Yüce Meclise bir üye olarak girdim. Bir milletvekili olarak, görevimin bilincinde hareket ederek, yasaların bana tanıdığı yetki çerçevesinde, yasama görevimi eksiksiz yerine getirmeye çalışıyorum.

Politika ilkem ise, devlet ve toplumdan bir şey almak değil, tam tersine, devlete ve topluma bir şey vermektir.

Hakkında soru önergesi verdiğim Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Zeki Ergezen hemşerimdir. Bölgemizden bir milletvekilinin bakan olması, o bölgenin bir insanı olarak beni de sevindirmiş ve mutlu etmiştir. Amacım, Bayındırlık ve İskân Komisyonunun bir üyesi olarak, bu girişimi yapanların arasında Sayın Bakanın bulunduğu yolundaki bilgilerin doğruluk derecesini bizzat Sayın Bakandan öğrenmektir.

Sayın Bakanımızın yaptığı açıklama benim için tatminkârdır. Bu konuda Sayın Bakan vicdanen müsterih ise, bu konu benim için de açıklık kazanmıştır; teşekkür ediyorum.

Bu soru vesileyle Mardin'le ilgili bir konuyu arz etmek istiyorum Sayın Başkanım.

Şu anda bizim anestezi uzmanımız yok, hayatî tehlike arz eden hiçbir ameliyat yapılamamaktadır. Yine, psikiyatri uzmanımız yok, heyet raporları verilememektedir. Ulu Önder Atatürk'ün "sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" sözüne ulaşmak için, bu branşlarda eksik iki uzmanımızın bir an evvel Mardin'e gönderilmesini talep ediyorum.

Saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Doğan.

Sayın Bakan, ekleyecek bir şeyiniz var mı?

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI ERTUĞRUL YALÇINBAYIR (Bursa) - Yok Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Soru cevaplandırılmıştır.

6. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, zorunlu tasarruf birikimlerine ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü  soru önergesi (6/54)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

7. - Kars Milletvekili Selami Yiğit'in, çiftçilere doğrudan gelir desteği ödemelerinde uygulanan öncelik kriterlerine ilişkin Başbakandan sözlü  soru önergesi (6/55)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

8. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, Ziraat Bankası Diyarbakır-Ergani Şubesinin kapatılması kararına ilişkin Başbakandan sözlü  soru önergesi (6/56)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

9. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Sinop Havaalanının Jandarma Genel Komutanlığına devrine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü  soru önergesi (6/57)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

10. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Sinop Köy Hizmetleri İl Müdürlüğünün ihtiyaçlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü  soru önergesi (6/58)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan? Yok.

Ertelenmiştir.

11. - Sinop Milletvekili Engin Altay'ın, Karadeniz'e bırakılan zehirli atık dolu varillere ilişkin Çevre Bakanından sözlü  soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu’nun cevabı (6/59)

BAŞKAN - Soruyu yanıtlayacak Sayın Bakan? Burada.

Soru önergesini okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Çevre Bakanı Sayın İmdat Sütlüoğlu tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Engin Altay

  Sinop

İstanbul'dan Rize'ye kadarki alanda karaya vuran 367 zehirli varilin yüzde 80'i Sinop ve Samsun'daki depolara kaldırıldı. Greenpeace kaynaklarına göre, bu şirketin Karadeniz'e boşalttığı toplam varil sayısı 3 000 'dir.

1- 9-13 Aralık 2002 tarihinde Cenevre'de yapılan Basel Konvansiyonunda, İtalyan heyeti, varillerin kendilerine ait olduğunu ve Çevre Bakanlığımızla konuyu görüşmeye hazır olduklarını belirttiler. Bu çerçevede, İtalyan Çevre Bakanıyla görüşecek misiniz?

2- Sinop-Soğuksu köylülerinin yaşadıkları psikolojik zararı tazmin yoluna gidecek misiniz?

3- Varillerin bulunduğu depo civarında kuruyan ve devrilen yüzlerce ağacın bulunduğu saha için bir planınız var mı?

4- 12.2.2001 tarihinde, İZAYDAŞ Genel Müdürlüğü, atıkları tesislerinde imha etmek üzere kabul edebileceğini bildirdiği halde, yaklaşık iki yıldır niçin atıklar tesise sevk edilmedi?

5- Karadeniz'in dibinde var olan yaklaşık 2 700 zehirli varil hakkında ne yapmayı düşünüyorsunuz?

BAŞKAN- Teşekkür ederim.

Sayın Bakan, İçtüzüğümüzün 98 inci maddesine göre, bir sonraki soru önergesini de yanıtlayacaklardır; Genel Kurulumuza bunu da duyuruyorum.

Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sinop Milletvekili Engin Altay'ın soru önergesiyle ilgili gerekli açıklamaları yapmak üzere huzurlarınıza gelmiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlayarak konuşmama başlamak istiyorum.

4 Ağustos 1988 tarihinde, ilk kez Samsun Alaçam'da bulunan ve tehlikeli atık içeren variller, aynı yılın sonuna kadar, İstanbul'dan Rize'ye, Karadenizin muhtelif yerlerinde karaya vurmuştur. Bu varillerin yüzde 80'i Samsun ve Sinop'ta bulunmaktadır. Varillerin 152'si boş, 215'i dolu olmak üzere, toplam 367 adettir.

Üzerlerinde "R" amblemi bulunan varillerin, önce radyoaktif madde içerdiği endişesi taşınmış; ancak, yapılan incelemede radyoaktif atık olmadığı ve toksik kimyasallar olduğu belirlenmiştir.

Varillerin üzerinde bulunan ve içinden çıkan birtakım yazı ve işaretlerden, bunların İtalyan menşeli olabileceği şüphesi uyanmış ve bu konuda gerekli araştırmalara geçilmiştir.

Çevre Kanununda yapılan değişikliklerle, bu tür maddelerin yurda ithali yasaklanmış ve durum, Dışişleri Bakanlığı tarafından Batılı ülkelere resmen bildirilmiştir.

1988 Ekim ayı içerisinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi Çevre Araştırma Komisyonu üyeleri, Devlet Bakanlığı temsilcileri, Çevre Müsteşarlığı elemanları ve Federal Almanya'dan gelen bir teknik heyet bölgeye giderek, varillerle ilgili incelemelerde bulunmuşlardır.

Yerinde yapılan incelemelerde, bazı varillerin üzerlerinde İtalyanca yazılar ve bazılarının içinde İtalyanca dokümanlar bulunmuş, bu bulgular doğrultusunda, varillerin İtalyan kökenli olduğu düşünülerek, delillerin kopyaları, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla İtalya'ya gönderilmiştir.

Bu çerçevede, Bakanlığımızca, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığıyla ortak çalışmalar yapılmış, Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı kontrolörlerinin araştırmaları neticesinde, tehlikeli atık yüklü varillerin, 1987 yılı başında, Akbay-1 adlı Türk bandıralı bir gemi ve Corina adlı Malta bayraklı bir gemi ile İtalya'nın Marina di Carrara ve Chioggia Limanlarından yola çıkarak, Romanya'nın geçici malların ara deposu olduğu öğrenilen Sulina serbest bölgesine götürüldüğü ve buradan da Temmuz - Ağustos 1988 aylarında, İtalyan kimyagerler kontrolü altında, Panama bayraklı Türk gemilerine yüklenerek Karadeniz'e bırakıldığı kanıtlarla tespit edilmiştir. Bu kanıtların ele geçirilmesinden sonra, İtalyan hükümetinin bu konudaki işbirliği isteklerine olumlu cevap verilerek, dört kişilik bir İtalyan heyetiyle Karadeniz'de bir inceleme gezisi yapılmıştır. Gezi neticesinde, İtalyan heyeti, eldeki belgelerin yeterli olmadığı, dolayısıyla da İtalyanların bu varilleri imha etmek gibi bir mecburiyetlerinin olmayacağını ifade etmişlerdir.

Bu dönemde, uluslararası illegal atık trafiğini düzenleyen bir uluslararası yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle, varillerin menşei ülkeye, İtalya'ya iade edilmesi mümkün olamamıştır.

Ülkemizdeki söz konusu boşluğun giderilmesi ve gelişmiş ülkelerden ülkemize olan yasadışı atık taşınımının engellenmesi için, Tehlikeli Atıkların Sınırötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi 1989 yılında ülkemiz tarafından imzalanmış, 1994 yılında onaylanmış, 1995 yılında da ilgili yönetmelik yürürlüğe konulmuş ve bu tarih itibariyle de, serbest bölgelere ve diğer sahalara atık ithalatı yasaklanmıştır.

Diğer taraftan, varillerin nihai bertaraf işlemine kadar geçici depolanacağı yerleri tespit etmek üzere, DSİ, MTA yetkililerinin de katıldığı bir çalışma yapılmış, coğrafik ve jeolojik özellikleri uygun olan Sıvas, Yozgat ve Çankırı İlleri sınırları içerisinde uygun yerler tespit edilmiş; ancak, çok büyük tepkilerin gelmesi nedeniyle bu işlem gerçekleştirilememiştir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Devamla) - Daha sonra da, varillerin yoğun olarak bulunduğu Sinop ve Samsun İllerinde varillerin depolanmasına karar kılınmış, Çevre Bakanlığı tarafından Samsun ve Sinop Valiliklerine gerekli ödenek tahsis edilmek suretiyle, buralarda, geçici depolama alanlarında variller depolanmıştır.

Sinop Valiliğinin 24 Nisan 1997 tarihli yazısı üzerine, Sinop'taki depolama alanı yeniden ele alınmış, düzenlenmiş, variller yeniden ambalajlanmış ve etiketlenmiştir. Bu varillerin usulüne uygun bertarafı için, Almanya, Hollanda ve Finlandiya'da bulunan atık bertaraf tesislerinden teklifler alınmış; ancak, çok pahalı olacağı için bu işlem gerçekleştirilememiştir.

Aralık ayında, ben göreve geldikten sonra, Sayın İtalyan Büyükelçisini Bakanlığa davet etmek suretiyle, konuyu, karşılıklı iyi niyet çerçevesi içinde çözme teklifinde bulundum. Sayın İtalyan Büyükelçisi, hükümetinin yılbaşı dolayısıyla tatilde olduğunu, hemen tatili müteakiben konuyu İtalyan hükümetine ileteceğini ve en kısa zamanda konuya bir çözüm arayacaklarını belirtmişlerdir. Geçen hafta, tekrar, Sayın Büyükelçi Bakanlığımızı ziyaret ederek, konunun gerek İtalyan gerekse Türk teknik heyetleri tarafından incelenerek bir çözüm yolu bulunmasının birlikte gerçekleştirilmesi teklifinde bulunmuş ve bu teknik çalışmanın, şubat ayının başında yapılmasına karşılıklı olarak karar verilmiştir. Önümüzdeki ay, şubat ayının başında bu çalışmalar yapılacaktır. Bu varillerin usulüne uygun olarak bertarafı için, iyi niyet çerçevesi içinde bir çözüme kavuşturulacağı umudunu taşıyorum.

Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Altay.

ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, Sayın Bakana hassasiyeti için teşekkür ediyorum. Zaten, benim sorum da Sayın Bakanın şahsına değildir, Devlette devamlılık ilkesinden hareketle, Başkanlığınız aracılığıyla Çevre Bakanından cevap istenen bir sorudur; ancak, Sayın Bakanın yaptığı konuşma, sorduğum soruların tam olarak cevabını almama yeterli olmamıştır. Şöyle; İZAYDAŞ, bu varillerin imha edilebileceğini 12.2.2001'de Bakanlığa bildirmiştir. Aradan bir yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen böyle bir yola niçin gidilmemiştir; bunu sormuştum.

Artı, Greenpeace kaynaklarına göre ve Sayın Bakanın konuşmasında da değindiği gibi, Karadeniz'in dibinde 2 700 adet zehirli varil olduğu kuvvetle muhtemeldir, ciddî bir tespittir. Bu, Karadeniz'in dibindeki 2 700 adet zehirli varil de, takdir edersiniz ki, Karadeniz Bölgesinde, Karadeniz sahilinde yaşayan insanlarımız için, Karadeniz'deki balıklar için büyük bir tehlikedir.

Sinop'un Soğuksu Köyü ve civar köylüleri on yıldır çok ciddî bir psikolojik baskı, stres altındadırlar.

Sayın Bakan, varillerin depolandığı bölgede devrilen yüzlerce ağaçla ilgili geçmiş şimdiye kadar ihmal edilmiş olabilir; ama, lütfedip, bölgeye bir inceleme heyeti gönderirlerse, varillerin ciddî anlamda bir tehdit oluşturduğunu göreceklerdir.

Artı, İtalyan Çevre Bakanı ile Sayın Bakanın, bir an önce, konuyu görüşmesini, tüm Karadeniz Bölgesi insanları olarak istiyor ve bekliyoruz. Sorun, bana göre, sadece Sinop'un, artı, Samsun'un sorunu değildir; bu, ulusal bir sorundur. Türkiye, dünyanın çöplüğü değildir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Altay.

Buyurun Sayın Bakanım.

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İZAYDAŞ, Kocaeli'nde bulunan bu tür atıkların bertarafı için yeterli olan bir tesistir, doğrudur. Bu varillerin İZAYDAŞ'a nakli için Çevre Bakanlığı gerekli tahsisatı Sinop Valiliğinin emrine göndermiştir; ancak, çevreci örgütlerin yoğun tepkileri nedeniyle, özellikle Kocaeli bölgesindeki yoğun tepkiler nedeniyle, bu bertaraf işlemi gerçekleştirilememiştir.

Karadeniz'in dibinde o miktarda bir varilin olup olmadığını bilmiyoruz. Şu anda, elimizdeki bilgiler, bahsettiğim sayıda varilin olduğu şeklindedir; ama, bu konuda bir araştırma yapılabilir.

Depolama alanındaki ağaçların yıkılmasının varillerden kaynaklanıp kaynaklanmadığını da bilemiyoruz. Köylülerin böyle bir kanaati var; doğru olabilir, doğru olmayabilir. Bu konuda da gerekli araştırmayı en kısa zamanda yaptıracağımı buradan ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

12. - Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit'in, memurlara yapılan kira yardımının artırılıp artırılmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu’nun cevabı (6/60)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Önergeyi okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

  Muhsin Koçyiğit

  Diyarbakır

Genel ve katma bütçeli kuruluşlara ait 224 401 adet lojman bulunmaktadır. Memurlarımızın bir kısmı bu lojmanlarda otururken, lojmanda oturmayan memurlara kira yardımı yapılmaktadır.

Soru: Memurlar arasındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak üzere, lojmanda oturmayan devlet memurlarına derecelerine göre ödenmekte olan 200 000 lira, 400 000 lira ve 600 000 liralık aylık kira yardımını hayat şartlarını dikkate alarak, günün koşullarına uygun artırmayı düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Bakanım.

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; lojman tazminatı, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yapılan düzenlemeyle, kendilerine lojman tahsis edilemeyen memurlara, 15.8.1991 tarihinden itibaren kademeli olarak ödenmeye başlanmış ve miktarı, personelin ek göstergesine bağlı olarak 200 000, 400 000 ve 600 000 TL olarak belirlenmiştir. Maktu olarak belirlenen lojman tazminatı miktarları, uygulamaya girdiği tarihten itibaren günümüze kadar, devletin malî imkânsızlıkları nedeniyle, günün koşullarına uygun olarak yeniden belirlenememiştir. Bu ve benzeri ödemelerin günün koşullarına uygun şekilde yeniden düzenlenmesi, ancak ekonominin kalıcı ve istikrarlı bir yapıya kavuşturulmasıyla sağlanacak sağlam kaynakların temin edilmesine bağlıdır. Bununla beraber, hükümetimiz, bugüne kadar yeterli seviyede artırılamayan ve çok düşük miktarlarda kalan sosyal ödemeleri, bütçe olanakları çerçevesinde, aşamalı olarak artırma kararı almış ve bunun ilk adımı olarak da 1989 yılından beri artırılamayan çocuk yardımı ile 1997 yılından beri artırılamayan aile yardımı ödeneklerini yükseltmiştir. Diğer taraftan, lojmanda oturan memur ile lojmanda oturamayan memur arasında meydana gelen adaletsizliği önlemeye yönelik olarak da lojman kiralarında önemli oranlarda artışlar yapılmıştır.

Sonuç olarak belirtmem gerekir ki, hükümetimiz, bütçe imkânlarını dikkate almak suretiyle, lojman tazminatlarının ülkemiz koşullarına uygun şekilde artırılması konusunda gerekli tedbirleri almaya devam edecektir.

Saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Kısa bir açıklama için, buyurun Sayın Koçyiğit.

MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımız soruya mümkün olduğunca cevap vermeye çalıştı; fakat, sorunun yanıtını tam alamadım. Ekonomik koşulların düzeltildiği ölçüde memurların kira yardımının artırılacağını söylemesi, genel bir söylenti; bunlar devamlı söylenen laflar. Bu, aciliyeti ifade etmiyor.

Bugün, memurlara, gülünç düzeyde, 200 000 lira civarında bir kira yardımı yapılıyor. Genelde, lojmanda oturan memurlarımız, maddî durumları iyi olan, yüksek derecedeki memurlardır. Bir de, bunlar lojmanda oturduğu için memurlar arasında da adaletsizlik oluyor, ezilen memur daha fazla eziliyor. Devletimiz, hükümetimiz, her tarafa kaynak bulurken, umarım ki, memurlarımız için de kaynak arayışına girerek kaynağı bulduktan sonra dar gelirli memurlarımıza, demokrasimizin temelini oluşturan memurlarımıza, onların bütçelerini rahatlatacak ölçüde bir zam yapıp, kiralarına zam yapmayarak, sadece ücretlerini artırarak, bir yerde ücretler içerisinde kira yardımı yapmış olarak onları rahatlatmasını isterdim.

Gerçekten, bugün, memurlar çok zor durumda. Memur aylığı ortalama 400 000 000 lira. Bu 400 000 000 liranın 200 000 000 lirasını kira olarak ödediği zaman, harcamak için elinde para filan kalmıyor. Bunun için, hükümetimizin, ne yapıp yapıp, bir an önce, bu memurlarımızı zor durumdan kurtarması lazım.

Bu Bakanımıza da teşekkür eder; saygılar sunarım.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Koçyiğit.

Sayın Bakan, ekleyeceğiniz bir şey var mı?

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Yok efendim.

BAŞKAN - Soru önergesi cevaplandırılmıştır.

Soru önergemizi cevaplandıran Çevre Bakanı Sayın İmdat Sütlüoğlu'na teşekkür ederim.

 

13. - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/61)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

 

14. - İzmir Milletvekili Canan Arıtman'ın, İzmir ören yerleri gelirlerinden İl Özel İdaresine aktarılan payı düzenleyen protokolün iptaline ilişkin Kültür Bakanından sözlü soru önergesi (6/62)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

15. - Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, Çıraklık Eğitimi Merkezlerindeki öğrencilerin sigorta primlerine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/63)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

16. - Edirne Milletvekili Necdet Budak'ın, doğrudan gelir desteği ödemelerinin Edirne'de ne zaman yapılacağına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/64)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

17. - İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay'ın, seralarda kullanılan elektriğin tarifesine ve tarımsal sulama kaynaklı elektrik borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/65)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

18. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârlara kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandırılan Halkbank kredilerine ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/67)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

19. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârların kredi ihtiyacını karşılayacak bir düzenleme yapılıp yapılmayacağına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/68)

BAŞKAN -  Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

20. - Manisa Milletvekili Hasan Ören'in, esnaf ve sanatkârlara kefalet kooperatifleri aracılığı ile kullandırılan Halkbank kredilerinin kullanım şartlarına ilişkin Devlet Bakanından (Ali Babacan) sözlü soru önergesi (6/69)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Ertelenmiştir.

21. - Antalya Milletvekili Nail Kamacı'nın, memur emekli maaşlarının aylık olarak ödenip ödenmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi ve Çevre Bakanı İmdat Sütlüoğlu’nun cevabı (6/70)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Burada.

Soruyu okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların Maliye Bakanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı maddesine göre sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Nail Kamacı

  Antalya

SSK işçi emeklilerinin emekli maaşları her ay, Emekli Sandığından emekli olan emeklilerin ise emekli maaşları üç ayda bir ödenmektedir. Sizin de bildiğiniz gibi, emeklilerin aldığı aylık birinci ayı dolmadan bitmektedir. Bunun önlenmesi için, Emekli Sandığından emekli olan memur emeklilerinin de maaş ödemelerinin her ay ödenmesi yönünde Bakanlığınız çalışma yapmayı düşünüyor mu?

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Buyurun Sayın Bakan.

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Sayın Başkan,  değerli  milletvekilleri; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun 122 nci maddesinde, bağlanan aylıkların, üçer aylık ve peşin olarak ödeneceği hükme bağlandığından, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığının kurulduğu tarihten itibaren, emekli aylıkları üçer aylık ve peşin olarak ödenmiştir.

Söz konusu madde, 30.12.1989 tarihinde 351 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle "bağlanan aylıklar, her ayın başında peşin olarak ödenir. Aylıkların ödeme tarihlerini ve iki veya üç aylık olarak ödenmesini belirlemeye Maliye Bakanı yetkilidir" şeklinde değiştirilmiştir.

Değişiklikten sonra, Sandıktan aylık alan emekli, dul ve yetimlere, aylıklarının, aylık veya üçer aylık ödenmesi konusundaki tercihleri sorulmuş ve yüzde 98'inin, üçer aylık ödemelerin devam etmesi yönünde isteği bulunduğundan, emekli, dul ve yetim aylıklarının üçer aylık olarak ödenmesi işlemine devam edilmektedir.

Ayrıca, emekli aylıklarının ayda bir ödenmesinin, önlemeye çalıştığımız bankalar önünde oluşan kuyrukları daha da artıracağı düşünülmektedir. Buna rağmen, emeklilerimizin çoğunluğunun talebi yönünde uygulamanın değiştirilebileceği tabiîdir. Konu üzerinde çalışılmaktadır.

Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakan.

Buyurun Sayın Kamacı.

NAİL KAMACI (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Bakanımızın bahsettiği konu üzerinde yeni bir kamuoyu yoklaması yapılabilir. Belki, bahsettiği o konular, daha önceki dönemlerde yapılan, bahsettiği tarihlerde yapılan ve çoğunluğun istediği sonuçtur; ancak, son dönemlerde -özellikle enflasyonun artması sebebiyle- alınan üç aylıklar, daha 15 inci, 20 nci günde bitmekte, emekliler, kasabın manavın önünden geçerken başlarını eğmektedir. Zaten, aldıkları aylığın bir kıymeti harbiyesi yok; o yüzden, hiç olmazsa aylık verelim ki, öbür aybaşı geldiği zaman, tekrar bir harçlık alabilsinler diye düşünüyorum. Takdir kendilerinindir; böyle bir çalışma yaparlarsa sevinirim.

Sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kamacı.

Sayın Bakan, ekleyeceğiniz bir şey var mı?

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Yok efendim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Soru önergesi yanıtlanmıştır.

Sayın milletvekilleri, sözlü soru önergelerine ayırdığımız süre burada tamamlandı.

Şimdi, gündemimizin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmına geçiyoruz.

Bu kısmın 1 inci sırasında yer alan, Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe ve 23 milletvekilinin, İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla, Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 üncü ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesinin öngörüşmelerine başlıyoruz.

VI. - GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE

MECLİS ARAŞTIRMASI

A) Öngörüşmeler

1. - Kocaeli Milletvekili Osman Pepe ve 23 milletvekilinin, İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/4)

BAŞKAN - Hükümet?.. Burada.

İçtüzüğümüze göre, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunda, sırasıyla, hükümete, siyasî parti gruplarına ve önergedeki birinci imza sahibine veya onun göstereceği bir diğer imza sahibine söz verilecektir.

Konuşma süreleri, hükümet ve gruplar için 20'şer dakika, önerge sahibi için 10 dakikadır.

Şimdi, söz alan sayın üyelerin isimlerini bildirmelerini rica ediyorum.

EYÜP FATSA (Ordu) - Grubumuz adına, İstanbul Milletvekili Sayın Nusret Bayraktar, önerge sahipleri adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Muzaffer Baştopçu konuşacaklardır.

BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına?..

MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Grubumuz adına Kocaeli Milletvekili Sayın Safa Sirmen konuşacaklardır.

BAŞKAN - İlk söz Hükümetin.

Sayın Bakan, konuşmak ister misiniz?

ÇEVRE BAKANI İMDAT SÜTLÜOĞLU (Rize) - Hayır.

BAŞKAN - Teşekkür ederim.

Şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına, Sayın Nusret Bayraktar konuşacaklardır.

Buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözlerime başlamadan önce, dün, Tunceli-Pülümür'de meydana gelen 6,5 şiddetindeki depremde hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah'tan rahmet, geriye kalanlarına sağlık ve sabırlar dilerken, yaralı olanlara acil şifalar diliyor, bölge halkına ve milletimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor; ayrıca, yine, dün, Şırnak'ta terör karşısında şehit olan askerimize de Allah'tan rahmet diliyor, yine, milletimize başsağlığı diliyorum.

Kocaeli Milletvekili Osman Pepe ve 23 arkadaşı olarak, İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesi ile ilgili iddiaların araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin vermiş olduğumuz önerge hakkında AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; projenin başlangıcı ve tarihçesine bir göz atacak olursak, İzmit Projesi kapsamında bulunan Kirazdere, yani Yuvacık Barajı, ilk kez, 1968 yılında hazırlanan Marmara Havzası İstikşaf Raporunda yer almıştır. Projenin etütlerine 1966 yılında başlanmış ve 1978 yılında tamamlanmıştır. Bakanlar Kurulu, 1972 yılında aldığı 7-5290 sayılı kararıyla, İzmit'e su temin işini, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne vermiştir. Söz konusu kuruluş tarafından, 1982-1983 yıllarında, planlama aşaması olarak, İzmit-Kirazdere Projesi Planlama Raporu yazılmış; daha sonra, baraj arıtma ve isale üniteleri ilave olarak projelendirilmiştir.

İzmit Körfezinin kuzeyinde ve güneyinde yer alan, İzmit, Derince, Yarımca, Değirmendere, Gölcük gibi ana yerleşimlerin 2020 yılına kadar içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının yılda 273 000 000 metreküp olacağı hesaplanmış, bu miktarın 131 000 000 metreküpünün mevcut kaynaklardan, geriye kalan 142 000 000 metreküpünün ise Kirazdere, yani Yuvacık Barajından karşılanması öngörülmüştür.

Devlet Su İşleri, 1982 birim fiyatlarına göre projeyi fiyatlandırmış, tesis bedelini 15 510 000 000, proje bedelini 18 255 000 000, yatırım bedelini ise 22 996 000 000 Türk Lirası olarak tespit etmiştir. 142 000 000 metreküp/yıl kapasiteli tesisin ilk ihalesi, Devlet Su İşleri tarafından 1986 yılında yapılmış ve 2886 sayılı Kanunun 3-b maddesine göre, yapılan ihaleyi GAMA Endüstri Anonim Şirketi kazanmış; bu ihale dahilinde baraj yapımını gerçekleştirmiş ve kesin hakediş raporunun tanzim edildiği 1995 yılında barajın yüzde 80'inin ikmal edildiği belirtilmiştir.

Yukarıda belirtmiş olduğum gibi, Devlet Su İşleri tarafından 1982 yılı birim fiyatlarıyla tespit edilen maliyetleri yap-işlet-devret modeline göre imalat fiyatlarını yeniden tespit ederek güncelleştirme şeklinde baktığımız zaman -baraj tesisatını, dolar cinsinden 1993 yılı birim fiyatına göre, dönüştürme yapıyoruz; çünkü, o dönemlerde yap-işlet-devret modelinin en yoğun bir şekilde gündeme geldiği günlerdi- baraj tesisatı 39 487 000 dolar, içmesuyu tesisleri için 79 209 000 dolar, toplam olarak 118 691 973 dolar olarak tespit edilmiş. Buna göre, Devlet Su İşleri tarafından hesaplanan maliyet, kamulaştırma, proje bedelleri, faiz ve bu gibi giderler ilave edildiği takdirde projenin toplam maliyeti 175 979 775 dolara yükselmektedir.

Baraj için hesaplanan maliyetin yüzde 80'lik kısmı ilgili müteahhit tarafından yapıldığı varsayılırsa, 39 000 000 dolarlık kısmın yüzde 80'i olan 31 589 972 dolarlık kısmı bitmiş, 2886 sayılı Kanuna göre Devlet Su İşleri tarafından yapılan ihale kapsamındaki bu ikmal edilen işin dışında kalan yüzde 20'lik kısım, yani, 7 897 493 dolar harcanarak bitirilmesi gereken projeyle ilgili ilave maliyetlere baktığımız zaman ciddî rakam farklarının gözükmekte olduğunu üzüntüyle görüyoruz.

Yap-işlet-devret modeli çerçevesinde proje için 1993 yılında tespit edilen ilk fiyata ilave olarak 714 893 000 dolarlık fiyatı, proje sözleşmesinin tarihi olan 1995 yılına tekabül edecek şekilde güncelleştirecek olursak, 864 863 000 dolara yükselmiş bulunmaktadır. İnşaat maliyetleri de ayrı ayrı değerlendirmeye alındığı zaman, proje gereği, baraj yapımı için 60 000 000 dolar, boru hatları için 293 000 000 dolar, su tasfiye tesisleri için 146 000 000 dolar, ölçüm kontrolü için 41 000 000 küsur dolar; pompa istasyonu için 25 000 000, proje yönetimi için 4 000 000, işletme mobilizasyonu için 5 milyon 700 küsur, toplam 577 461 000 dolar şeklinde gözükmektedir. Bu inşaatların imalatlarının Gama ve Güriş firmaları tarafından yapıldığı söylenmekte... Bu maliyetlere, kredi faizleri, komisyon giderleri, müşavirlik ve şirket giderleri ve buna benzer imalat farkları eklenerek, toplam proje maliyeti, biraz önce bahsettiğimiz gibi, 864 863 000 dolardır.

Yap-işlet-devret modeline göre anlaşma ile yıllık 142 000 000 metreküp su elde edilmesi ve tesisleri 15 yıl süreyle şirketin kullanması ve elde edilen suyun 1-24 ile 1-50 dolar metreküp fiyatları arasında satılması karara bağlanmıştır.  Tesisler faaliyete geçtiğinde yıllık 142 000 000 metreküp temiz su elde edileceği planlanmış, belediye, elde edilen suyun tamamını, şirketten, 1-24 ile 1-50 dolar metreküp/fiyat aralığında alınmasını garanti etmektedir. Bu garanti, tüketim olmasa bile ödeme yapılacağı şeklindedir.

İzmit ve çevresinin, Devlet Su İşleri tarafından hesaplanan su tüketimleri, 1995 yılı için 86 000 000 metreküp, 2000 yılı için 88 000 000 metreküp, 2005 yılı için 91 000 000 metreküp olarak tahmin edilmektedir. Geri kalan suyun İSKİ'ye satılması planlanmış; fakat, İSKİ, su fiyatlarının çok yüksek olması ve su ihtiyacını kendi tesisleriyle karşıladığından bahisle, su almayı reddetmiştir. İSKİ su almayı neden reddetmiş; bu konu çok önemli; çünkü, Yuvacık Barajında üretilecek olan su miktarının İzmit ve çevresi için çok fazla olduğu, aslında, su ihtiyacı çok yüksek olan İstanbul'a suyun satılabileceği düşüncesi bir tüccar mantığıyla güzel bir düşünce. Özellikle, 1986-1994 yılları arasında İstanbul'un su sorunu artarak devam ederken, gerek İstanbul ve İzmit Büyükşehir Belediyeleri gerekse Devlet Su İşleri tarafından çeşitli formüller üzerinde durularak, İstanbul'un su meselesini çözmek üzere çalışmalar yapıldığını bilmekteyiz. O dönemlerde İstanbul, kalitesiz suyu 2+2 dolar -yani, temiz su, artı, atıksuyu- toplam 4 dolar/metreküp fiyata alıyordu. Oysa, bakıyoruz ve biliyoruz ki, dünyanın en pahalı su üreten bölgelerinde bile, Körfez ülkelerinde bile, denizden arıtılarak suyun temin edilebilmesi 1,5 dolar düzeyinde olması gerekirken, 4 dolarlık suyun çok pahalı olduğu düşüncesinden hareketle Melen Projesi, Sapanca Gölünden, Manavgat'tan, denizlerden tankerle, balonla su taşınması, hatta yağmur bombaları gibi çeşitli tedbirlerin alınmakta olduğu o günlerde, İzmit'teki, Yuvacık barajından elde edilecek 100 000 000 metreküp suyun İstanbul'a satılabileceği mantığı doğru olabilir; ama, bu fiyatın ne olacağına baktığımız zaman, İstanbul'a, takriben 4 dolar yerine 1,5 dolar düzeyinde su satışının uygun olacağını ve İzmit'in de para kazanacağını düşünenler, neden, İstanbul İSKİ'nin bu su alım satımından vazgeçtiğini sordukları zaman şunu görüyoruz: Bu pahalı maliyetler karşısında 1994 yılında göreve başlayan Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve yönetimindeki İSKİ, akıllı, bilimsel, çağdaş ve mantıklı anlayışla İstanbul'un su sıkıntısını 2020, hatta 2040 yıllarına kadar halletme imkânını bulmuş, hem de çok çok daha ucuz fiyatlardan. Şu anda, İstanbul'da içilebilir kaliteli suyun, atıksu bedeli dahil, 69 sent olduğunu görürsek, 1,5 dolara mal olan İzmit'teki Yuvacık suyunu almanın mantıksız olduğunu görmemek mümkün değil.

Mukayese ederek örnek vermek istiyorum: Yuvacık'tan İstanbul'a uzaklık yaklaşık 120 kilometre, Melen'den İstanbul'a ise 170 kilometredir. Melen Projesi de gündemdeydi; ama, uzak oluşu ve maliyetinin fazla olacağı düşüncesinden hareketle o projeler gündeme geçirilememiştir. İstanbul'da, yine, üçüncü bir proje arayışı vardı ve o da, Yıldız Dereleri Projesi idi. Yani, Istranca dağlarındaki 12 dereden 7 barajla İstanbul'un su sorununu çözme hususunda da projeler geliştirilmiştir. Istranca dağlarından İstanbul'a mesafenin de, 20 ilâ 200 kilometre civarında olduğunu görüyoruz.

12 dereden 7 adet baraj tesisi nasıl bitirildi; iki yılda bu tesisler nasıl bitirildi? Bunun birkaç sırrını ve rakamlarla mukayesesini yaptıktan sonra, halka, gerçekten -bütçede zorlandığı maliyetlerle- yüksek maliyetlerle paralarının nerelerde, nasıl harcandığı hususunda bir ipucu vermesi açısından önemli olduğunu bildiğimiz şu önerge konusunda gereken araştırmayı yapmamızın faydalı olacağını düşünüyorum.

Başarının asıl sırrının, üç önemli sermayenin mantıklı ve bilinçli kullanılmasından geçmekte olduğunu biliyoruz. Bunların biri, insangücü potansiyelidir. Türkiye'de bu var; ama, zaman zaman değerlendirilememiştir. İkincisi, zaman sermayesidir; geriye dönüşü olmayan zaman, yani, kısa vadede projelerin bitirilmesi hususu çok önemlidir. Üçüncüsü de, para sermayesinin akıllı ve mantıklı kullanılması gerektiği hususudur.

İSKİ, zamanı, insangücünü ve parayı iyi kullandığı için, bakın, 7 barajı iki yıl içerisinde hangi şartlarda, hangi fiyatlarda bitirdiğini göstermek en güzel tablo olacağı kanaatini veriyor bize.

Devlet Su İşleri tarafından, İstanbul'un su sorununun çözümü için Sazlıdere Barajının ihalesi 1991 yılında yapılıyor. Bu, Devlet Su İşleri ile İSKİ arasında bir mukayese, Sazlıdere Barajının kapasitesi 88 750 000 metreküp. İhalenin süresi, 1991'de başladı, 1999 yılında bitirilebildi; 8 yıl. Harcanan para ise, 96 400 000 dolar.

Aynı baraja emsal olabilecek, hatta, biraz daha büyük olan bir barajı, İSKİ, nasıl, kaç liraya, ne kadar sürede bitirdi; bakalım: Bu 7 barajdan biri olan Kazandere Barajı. İhalesi 1995 yılında yapıldı; yani, 30.1.1996'da temeli atıldı. Kapasite 88 000 000 değil, 100 000 000 metreküp, süre 8 yıl değil, 1 yıl, keşif bedeli ise, 96 000 000 dolar değil, sadece 12 000 000 dolar. Aradaki zaman ve fiyat farkını mukayese ettiğiniz zaman rakamlar neleri çağrıştırıyor dikkatlerinize sunuyorum.

Yap-işlet-devret modeliyle İzmit Büyükşehir Belediyesi Yuvacık'ta bir arıtma tesisi yapar. Bu arıtma tesisinin de güncel ve fonksiyonel bir arıtma tesisi olduğunu biliyoruz. Kapasitesi 390 000 metreküp, süre 3 yıl, tesisin bedeli 146 192 000 dolar; ama, 2015 yılına kadar satış garantisi verilerek satılamayan su bedelleri de ödendiği takdirde bu rakamın 250 000 000-300 000 000 doları bulacağını görüyoruz.

Oysa, İSKİ tarafından 1997 yılında İkitelli'de temeli atılan Fatih Sultan Arıtma Tesisinin kapasitesi 390 000 metreküp değil, 410 000 metreküp, süre 3 yıl değil, 1 yıl; harcanan para 146 000 000 dolar artı faiz değil, özsermayeden sadece 32 000 000 dolar. Bunun, aradaki farkı görmek açısından çarpıcı örnek olduğunu düşünüyorum. Keşif bedellerine karşı 5 kat, toplam faiz ve geri ödeme bedeline karşı 20 kat daha fazla ucuz veya diğeri pahalı. İSKİ, bu şartlarda pahalıya mal olmuş suyu Yuvacık'tan alır İstanbul halkına pahalı olarak satar mı?! Bu kadar yüksek maliyetteki suyu İstanbul halkına satmayı uygun bulmayan İSKİ, Yuvacık'tan alınması veyahut satılması düşünülen suyu almaktan vazgeçer. Almaktan vazgeçince Yuvacık'daki su boşa akar ve boş akan suyun karşılığı -devlet hazinesinin vermiş olduğu garanti çerçevesinde- her ay 20 000 000 dolar düzeyinde para ödenir. Bu ödeme 2015 yılına kadar devam edecek, ödenecek toplam bedelin 3,5 ilâ 4 milyar dolar düzeyinde olacağı hesaplanmaktadır.

Ülke ve millet olarak, yolsuzluk ve yoksullukla mücadele konusunda iki siyasî partinin de hassasiyet içerisinde olduğunu biliyoruz. Bugün, dışborcu 120 milyar dolar, içborcu 98 milyar dolar olan ve toplam 218 milyar dolarlık borç batağındaki Türkiye'nin, özellikle dışborç stoklarını eritememesinin arkasında yatan gerçeğin, 2/3'ü kadarı yanlış yatırımlar, yanlış yönetimler, şişirilmiş fiyatlar ve buna benzer yolsuzluklardan dolayı olduğunu görmekteyiz.

Söz konusu Yuvacık Barajı ve tesislerin olumsuzluklarını dile getiren gazete başlıkları ve köşe yazarlarının yıllarca işaret ettiklerine bakılırsa, Türkiye'nin nasıl battığını görmek mümkündür. Zamanımızın azlığı nedeniyle bu gazete kupürlerine bakmıyoruz.

Sayıştay raporlarından da aldığımız bilgilere göre, 32 sayfalık raporun belki bir birkaç cümlesine vaktim elverirse dokunabilirim; ama, vaktimin dolmakta olduğunu gördüğüm için, ben, bu konunun şu anda detayına girmeyeceğim, toparlıyorum.

Yuvacık Barajındaki yanlışlıklar sonucu, Hazinece, bugüne kadar, 738 000 000 dolar eködeme yapılmış. Eğer, anlaşma gereği 2015 yılına kadar, 13 yıl daha söz konusu projenin yanlışlığına katlanılırsa, ayda yaklaşık 20 000 000 dolar ödeyerek bu miktarın toplam olarak çok daha yükseleceğini biraz önce söylemiştim.

İçişleri Bakanlığının ve Sayıştayın vermiş olduğu raporlara göre 1990-2000 yıllarında yapılan proje  dışında  garanti  kapsamlı  eködeme,  Hazinenin ödediği para  387 000 000 dolar; 2001'de 200 000 000 dolar; 2002'de 142 000 000 dolar; toplam      738 000 000 dolar eködeme. Proje maliyeti de 864 000 000 dolar, genel toplam 1 602 000 000 doları bulmuş oluyor.

Burada, başlıklarla Sayıştay raporları var, geçiyorum, dokunamıyorum, vaktim yok. Başlangıçta 15 510 000 000 Türk Lirasıyla başlayan ve üç yılda bitirilmesinin faydalı olacağı düşünülen bu proje onüç yılda bitirilebilmiş ve 860 000 000 dolar anapara, faizleriyle birlikte 1 500 000 000 doları bulan bir bedel... Aslında, toplam proje bedelini güncelleştirecek olursak, 118 milyar dolara mal olabileceği yerde 1 600 000 000 doları geçmiştir.

Oysa, benzer özelliklere sahip İzmir Tahtalı İçmesuyu Projesinin yatırım maliyeti 115 000 000 dolardır. İSKİ Fatih Sultan Arıtma Tesisi, maliyeti 32 000 000 dolardır. Gerek Sayıştay raporu ve gerekse İçişleri Bakanlığının bu konudaki detay raporları Meclisimize zaman zaman gönderilmektedir.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yolsuzluklarla mücadelede hassas olan iki siyasî partiden biri, Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidar olmuştur; diğeri, Cumhuriyet Halk Partisi, anamuhalefet partisi olmuştur. Şu anda, ikisi de, aktif olarak, Mecliste, görevde bulunmaktalar. Halkımıza vermiş olduğumuz söz ve halkın beklentilerine cevap olması açısından son derece önemli olduğunu bildiğimiz yolsuzluklarla mücadele konusunda, 7 Ocak 2003 tarihli Genel Kurulda üzerinde durulan ve her iki parti üyeleri tarafından, karşılıklı dayanışma içerisinde mutabakata varılan bu konunun da, araştırma önergesi kapsamında değerlendirileceği umudu içerisindeyim. Hatta, Cumhuriyet Halk Partili sözcünün beyan ettiği gibi, İsmet İnönü'den bahsederken, merhum İnönü'nün "beytülmale dokunanın sonu felaket olur" sözü, aslında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - O söz, herkes için geçerlidir.

BAŞKAN - Son cümlenizi tamamlamanız için eksüre veriyorum Sayın Bayraktar.

Buyurun.

NUSRET BAYRAKTAR (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Son cümlemi söylüyorum.

...beytülmal açısından ve ülkemizin ekonomisiyle ilgili son derece önemli bir örnek olması açısından, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konunun da mutlaka araştırılacağını, yıllardır tartışılan ve tartışılmaya aday olan Yuvacık Barajıyla ilgili Meclis araştırması önergemize destek vereceğinizi umuyor, Meclisimizi ve tüm izleyenleri saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bayraktar.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu  adına,  Sayın Sefa Sirmen;  buyurun.  (CHP sıralarından alkışlar)

CHP GRUBU ADINA MEHMET SEFA SİRMEN (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kocaeli Milletvekili Sayın Osman Pepe'nin ve arkadaşlarının -benim de imza attığım- Yuvacık Barajı hakkındaki Meclis araştırması önergesi üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlarken, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabiî, Sayın Bayraktar, kendisini neden İstanbul Büyükşehir Belediyesini ve İSKİ'yi koruma ve savunma ihtiyacında hissetti, anlayamadım! Galiba, suçluluk kompleksi içinde olduklarını düşünebiliyorum; çünkü, biraz sonra, bu konuyla ilgili, bu barajın başladığı gibi bitmemesinin sorumlusunun kim olduğunu -zaten, Meclis araştırmasında da çıkacak- devletin ve kurumların resmî belgeleriyle ifade edeceğim.

Ben, ondört yıl, İzmit'te belediye başkanlığı görevini yaptım. İkinci dönem adaylığımda, 1994 seçimlerinde, bu önergeyi veren Orman Bakanı Sayın Osman Pepe de, Refah Partisinden büyükşehir belediye başkan adayıydı; beraber rakip olmuştuk. Seçimde, tabiî ki, ben kazandım. Kendisi, daha sonraki, 1995 genel seçimlerinde, yine, aynı partiden milletvekili seçilerek bu Parlamentoya geldi. O günden beri, İzmit Büyükşehir Belediyesi olarak ürettiğimiz ne kadar proje varsa, her biri hakkında olumsuz eleştiriler, iftiralar, şikâyetler, ihbarlar... Yani, 1994'teki öfkesi bitmedi, hâlâ devam ediyor ki, Bakan oldu, yine, ilk oturumda böylesi bir önerge verildi. Ben üzülüyorum... Öfkesine sizleri de ortak etmek istiyor.

ÜNAL KACIR (İstanbul) - Siz de imza attınız.

MEHMET SEFA SİRMEN (Devamla) - Bakın, belediye sarayı yaptım; ona bir sürü laflar üretti. Saray bitti, belediye hizmet binası açıldı, laf bitti.

İzmit kokuyordu -biraz evvel, burada, önergede, İZAYDAŞ konusu yapıldı- Türkiye'de, ilk kez, bir çöp fabrikasını, İzmit Büyükşehir Belediyesi olarak yaptık. Çevre Komisyonuna girdi, lisans alınması için bizi yıllarca uğraştırdı.

Doğalgaz projesine başladık -İzmit, sanayiin bütün olumsuzluklarını yaşıyor, İzmit zehir soluyor- sabah gazetelerde Sayın Pepe'nin manşeti, haberi "İzmit'e mayın döşeniyor."

Değerli arkadaşlarım, inanın, sokaklara girdik, vatandaş tedirgin oldu "biz, doğalgaz istemiyoruz" demeye başladılar. Yani, ne geliştirdiysek, ne yaptıysak, bütün bu projelerimize hep karşı çıktı.

Aslında, bu baraj dahil, diğer projelerimizin hiçbirini, kendisi, ne incelemiştir, ne görmüştür. Bilmiyorum, Sayın Bayraktar, Yuvacık Barajına gitti mi, arıtma tesislerini gezdi, gördü mü?

NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) - Gittim... Gezdim...

MEHMET SEFA SİRMEN (Devamla) - Şimdi, aslında, Yuvacık Barajı, bir sanat abidesi, bir teknoloji harikası; Kocaeli'ne hayat veren en büyük projedir.

Biraz evvel Sayın Bayraktar da söyledi, 1960'lı yıllarda planlaması yapılmış. Aslında, İzmit Büyükşehir Belediyesi olarak, bu projede, hiçbir konuda sorumluluğumuz yok; çünkü, teknik olarak, proje olarak tek sorumlu ve görevli Devlet Su İşleri. Ben göreve başlamadan, 1986 yılında ihalesi yapılmış ve 1987'de temeli atılmış. Biraz evvel Sayın Bayraktar da söyledi, GAMA Endüstri A.Ş. işi almış ve başladığı gibi durmuş.

O tarihleri hatırlayın, ben göreve başladığım zaman, bizim bölgemizin en öncelikli sorunu suydu. Esas pahalılık susuzluktur. Kocaeli sanayii durma noktasına gelmişti. Aynı sıkıntı İstanbul'da yaşanıyordu. Özellikle 1989-1994 yılları arasında yapay yağış modelleri, projeleri oluşturularak yağmur bombaları atılıyor, Yalova'dan gemilerle, tankerlerle su çekiliyor; hatta, Karadeniz'den Terkos'a motopomplarla su basılıyordu. Artık, yeraltı su kaynakları... Kocaeli'nde sanayi kuruluşlarının üretimini devam ettirebilmesi için tuzlu su gelmeye başlamıştı. O dönemde, o günkü iktidar, o günkü hükümet tarafından -ki, benim de, yeni bir belediye başkanı olarak, bölge milletvekillerimizle birlikte, bu projenin hızlandırılması, duran projenin ayağa kaldırılması konusunda gayretlerim olmuştu- maalesef, Devlet Su İşleri kaynaklarıyla bu projenin yapılamayacağı, yapılmasının mümkün olmadığı ifade edilerek, o gün, Başbakanlığın talimatıyla, bu projenin yap-işlet-devret modeline dönüştürülmesi konusunda çalışmalar başlatıldı. O aşamaya kadar, biz, bu projenin hiçbir yerinde yokuz. Bu projenin yap-işlet-devret modeline dönüştürülmesi aşamasında, Devlet Su İşlerinin fizibilitesine göre, 142 000 000 metreküp suyu bu baraj üretecek, 100 000 000 metreküp suyu İstanbul kullanacak, 30 000 000 metreküp suyu TÜPRAŞ, İGSAŞ, SEKA gibi sanayi kuruluşları kullanacak, geriye kalan 12 000 000 metreküp su da Kocaeli'nin ihtiyacına kullanılacak. Bu, ne zamana kadar İstanbul'un su ihtiyacını karşılayacak; 2020 yılına kadar. 2020 yılından sonra, azar azar kesilecek ve 142 000 000 metreküp suyun tamamı Kocaeli'nde kullanılacak. Bu, Devlet Su İşlerinin yaptığı planlama, fizibilite. Biz ondan sonra İSKİ'yle ne yapmışız; İSKİ, bize, 1990 yılında resmî yazı yazmış, 100 000 000 metreküp su alacağını yazıyla bildirmiş; 1992 yılında İSKİ'yle su anlaşması imzalamışız.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Nerede?!

MEHMET SEFA SİRMEN (Devamla) - Burada belgeler. Hepinize dağıtacağım belgeleri; 550 milletvekilimize, devletin bütün resmî belgelerini, anlaşmalarını, her birini anlatacağım.

İşte, bakın -oradan göremezsiniz, onun için dağıtacağım- şurada, bu belge, İSKİ ile imzaladığımız, 1992 yılındaki su anlaşması ve burada da şöyle söyleniyor: Bu su, hiçbir aşamasında 1,4 doları geçmeyecek. Anlaşma öyle. Aslında, ortalaması 1 dolara geliyor. Zaman zaman 80 sente filan su veriliyor, 15 yıl süresi içerisinde ve bu su, tabiî, dünya standardında arıtılmış su.

Tabiî, bu anlaşma yapılırken, yine İSKİ'nin internet... Biraz evvel, suyun 68 sente satıldığını ifade etti. O tarihte, anlaşmayı yaptığımız tarihte 1 ABD Doları 1 428 TL iken, İstanbul İSKİ, konutlara, içmesuyu olarak, metreküpünü 71 sente satıyor, 71 sent de atıksu bedeli alıyor; 1,42 dolar alıyor konutlardan. Sanayi kuruluşlarına kaça satıyor; 2,14 sent su bedeli, 2,14 sent de atıksu bedeli alıyor, 4,28'e suyu satmış oluyor. Bütün bu belgeleri sizlere dağıtacağız; hepsi burada mevcut.

Tabiî ki, 1994 yılında yönetim değişiyor, Sayın Tayyip Erdoğan geliyor. Sayın Tayyip Erdoğan, ilk icraatında, İSKİ Genel Kurulunda ve İSKİ faaliyet raporunda 100 000 000 metreküp su alacağını belgeliyor ve meclisinden geçiriyor. 1994 yılı... Aynı yönetim, 1995 yılında da, hem de haritasıyla... Bu İstanbul Büyüksu Projesi Kaynak ve İsale Hatları... Bunlar, bütün belgeler İSKİ'nin belgeleri... Yuvacık'tan su alıp, getirip, Ömerli Barajına, Pendik Şıhlı Deposuna götürdüğü... 1995 yılında da faaliyet raporuna alıyor. Biz, projeyi 1995 yılında imzalıyoruz. Bizim, belediye olarak, o, "yap-işlet-devret"te yüzde 39'a kadar hisse almamız konusunda Bakanlar Kurulu karar veriyor, Yüksek Planlama Kurulu Kararı var. Zaten malî işlerini, faiz oranlarını, bütün bu malî sorumluluklar; Devlet Planlama Teşkilatı kararı, Yüksek Planlama Kurulu kararı, Bakanlar Kurulu kararı, Hazine Müsteşarlığı... Hepsi -onlar da- belgeli. Yani, İzmit Büyükşehir Belediyesinin projenin başından sonuna kadar, hiçbir alanında sorumluluğu yok.

İzmit Belediyesi şunu yapabilirdi, şunu diyebilirdi: "Kardeşim, Devlet Su İşleri yapacaksa yapsın, ben, yap-işlet-devret formülünü kabul etmiyorum." Şimdi, bize sunulan tablo, anlaşmalar ortada:  130 000 000 metreküpün pazarı hazır,  İstanbul'a,  sanayi kuruluşlarına veriliyor, ortalaması 1 dolardan,  130 milyon dolar geriye alıyor.  12 000 000 metreküpü de  biz  Kocaeli'nde  satıyoruz, 12 000 000 dolar da oradan sağlıyoruz, proje kendi kendini ödüyor. Biz de, 15 yıl sonra barajın tek sahibi olacağımız için, meclisimize götürdük ve meclis kararıyla, yap-işlet-devret formülüyle -Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda- girdik. Yani, susuzluktan kavrulan bir Belediye Başkanı, İzmit halkına, Kocaeli halkına nasıl suyu reddedebilir?!. Mümkün değil...

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Meclis kararı yok.

MEHMET SEFA SİRMEN (Devamla) - Meclis kararı da var Sayın Başkan, biraz sonra çıkar konuşursunuz. Zaten, bütün burada konuştuklarımı -hiç hayaîi olarak konuşmuyorum- ben, bir kitapçık halinde, bütün milletvekillerimize belgelerle birlikte vereceğim.

Değerli arkadaşlarım, tabiî ki, bu projenin, ne yazık ki, Devlet Su İşlerinin fizibilitesine uygun olarak, onun planlamasına uygun olarak yürümemesinin -ki, Meclis araştırmasında da çıkacak bu ortaya, sizin adınıza da çok üzgünüm, üzülerek söylüyorum- tek sorumlusu Sayın Tayyip Erdoğan'dır. Neden Sayın Tayyip Erdoğan'dır... Ben, kendisiyle de bir meslektaş olarak gittim görüştüm; hatta, Gebze'den Pendik Şıhlı'ya kadar isale hattının devamı için, yani, İstanbul sınırına girmek için izin istedim. Hatta, Yuvacık Belediye Başkanının da -şu anda AKP'nin il Başkanı- çok desteğini gördüm, çok teşekkür ediyorum İbrahim Beye. Beraber gittik. Çok sıcak karşıladı Sayın Başkan, çok olumlu yaklaştı. O gün Genel Müdürün yurtdışında olduğunu, gelişinde bu işi çözeceğini ifade etti. Daha detaylarına da girmek istemiyorum. Ondan sonra, nedense, ne olduysa, olumsuzluk başladı; belki bizim bugün bu önergeyi veren arkadaşlarımızın baskısıyla veya başka gerekçelerle...

Biz de, özellikle, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu Meclis araştırmasının yapılması doğrultusunda oy vereceğiz. Komisyonda görev alan arkadaşlarımın, özellikle, Sayın Tayyip Erdoğan'a da, bu suyu neden almadıklarını bizzat sormalarını istiyorum.

Bakın, burada başka belgeler var. Hazineden sorumlu eski Devlet Bakanı Sayın Hikmet Uluğbay, İçişleri Bakanlığını, İstanbul Belediyesine, İSKİ'ye müeyyide uygulaması için yazı yazarak uyarıyor -çünkü, Yüksek Planlama Kurulu kararları, Devlet Planlama Teşkilatının kararı ve Bakanlar Kurulunun kararı var- projenin bütünlüğünü bozacak, projenin bütünlüğünü aksatacak herhangi bir değişimin yapılması halinde hukukî sorunlar doğuracağını; o nedenle, projenin bütünlüğü için, bu projenin fizibilitesine uygun devamlılığı için İstanbul Büyükşehir Belediyesine müeyyide uygulanmasını istiyor. O yetmiyor, Sayın Cumhurbaşkanlığı makamı yazıyor. Bir paragrafını okuyacağım size:

"Yüksek Planlama Kurulunun 1995 yılında aldığı kararla, yap-işlet-devret sistemiyle gerçekleştirilmesini onayladığı projenin fizibilitesi ve uygulama anlaşması, Kirazdere'den İstanbul Şıhlı Deposuna su verilmesini öngördüğüne göre, uygulamanın belirli bir aşamasında, herhangi bir kuruluşun proje bütünlüğünü bozacak, fizibilitesini olumsuz etkileyecek şekilde değişiklik yapmak istemesi, Yüksek Planlama Kurulu kararına ters düştüğü gibi, mevcut anlaşmaya aykırı olması itibariyle hukukî sonuçlar da doğurabilecektir." Bunu, Cumhurbaşkanlığı yazıyor. Bütün bu belgeleri size vereceğim.

Başka ne oluyor; İstanbul Valisi Sayın Kutlu Aktaş görevlendiriliyor ve o günkü Sayın Başkanımız Tayyip Beyle görüşmeler oluyor. Diyor ki: "İSKİ'ye suya ihtiyacım yok; Genel Müdür size bir brifing versin." Sayın İstanbul Valisine brifing veriliyor. Hakikaten, İSKİ Genel Müdürü -tabiî, 1994'ten sonra, hakikaten, istatistiklere de baktığınız zaman, 1994'ten önce, 1980'li yıllardaki kuraklık hiçbir dönemde yaşanmadı; yağışlı mevsimler halen devam ediyor- su sıkıntılarının olmadığını, suya ihtiyaçlarının olmadığını ifade eden bir brifing veriyor. Brifingin sonunda, Sayın Vali, ilgili bakanı, Başbakanı veya Cumhurbaşkanını bilgilendiriyor, beni de bilgilendiriyor. Yapılacak bir şey yok, su almıyorlar; almalarına da ihtiyaçları olmadığını bana brifingle bildirdiler.

Aradan 15 gün geçiyor. Aynı Sayın Vali Kutlu Aktaş'la bir toplantıda karşılaşıyoruz. "Sayın Başkan, sen diyordun ki, siyaseten bunlar suyu almıyor, benim de brifingde kanaatim öyle değildi; ama, brifingden sonra, geçen hafta, Tuzla, Pendik ve Maltepe'deki muhtarların tamamı geldiler, 20 gündür sularının akmadığını söylediler; galiba, bunlar biraz da siyaseten su almıyorlar" dedi. Kutlu Aktaş'a, tabiî bu araştırmayı yapacak arkadaşlar mutlaka soracaklardır, bilgi alacaklardır.

Değerli arkadaşlarım, şimdi, bu baraj, gerçekten, bölgemiz için çok hayatî önem taşıyan bir proje. Belki bugün için, fizibiliteye uygun sonuç vermemiş olabilir, İstanbul, suyu almamış olabilir; almasın. Hazine, bu projeyle ilgili bugün için para ödüyor. Kimin için ödüyor; İzmit Büyükşehir Belediyesi için ödüyor. İzmit Büyükşehir Belediyesi borçlanıyor, bu projeyle ilgili, gelirlerinin yüzde 25'i kesiliyor. O yetmiyor, gelecek günlerde de baraj devralındığında, tamamen belediye işlettiğinde bu bedel ödenecek. Yani, Hazineye hiç kimsenin borcu kalmayacak.

Şimdi, Hazine, bankalardan çekilen 40 milyar dolar parayı ödemedi mi?! Hazine, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Hazine kefaletli borçlarını ödemiyor mu?! Ankara Büyükşehir Belediyesinin Hazine kefaletli, tramvayını, bilmem başka projelerini ödemiyor mu?! Yani, Kocaeli'ne ödenince mi çok görülüyor?! Hele ki, Kocaeli her yıl bu ülkenin bütçesine 5 milyar dolar para veriyor. Her yıl Kocaeli Kenti, Türkiye bütçesine 5 milyar dolar ödüyor. Araştırın, yirmi yıl geriye gidin, otuz yıl geriye gidin, her yıl aldığı yatırım desteği 100 000 000 doları geçmiş değil. Hazine, Kocaeli için, Kocaeli'ndeki insanların içilebilir suyu musluklarından akıtabilmesi için belediyeye 1 milyar dolarlık destek vermiş, çok mu?! Ben araştırılsın istiyorum; yanlış yapanlar varsa, hesap versin diyorum; çünkü, bu proje benim sorumluluğumda, benim ürettiğim bir proje değil, Devlet Su İşlerinin yıllar evvel başlattığı, on yıl atıl duran bir projeyi biz ayağa kaldırmışız; şimdi, 142 000 000 metreküp su üretiyoruz, hem de dünya standardında.

Geçen yıl, Kocaeli, bu projeyle birlikte, İzmit Büyükşehir Belediyesi doğalgaz projesiyle, çöp fabrikası projesiyle Avrupa Kenti Ödülüne layık görüldü ve Avrupa bayrağı çekildi Kocaeli'nde. Torpille alınmadı, hak etmeden alınmadı, bir emek karşılığında alındı.

Şimdi, ben böylesi bir projeyi gündeme taşıdığı için, özellikle de Sayın Orman Bakanına teşekkür ediyorum; çünkü, daha evvel de, 57 nci hükümet döneminde de, bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri olmadığı dönemde de, bu ve diğer projelerimiz hakkında çok yanlış bilgiler alarak, çok yanlış değerlendirmeler yaparak hem Parlamentoyu hem kamuoyunu yanlış bilgilendiriyordu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Sirmen, tamamlamanız için eksüre veriyorum.

MEHMET SEFA SİRMEN (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkanım.

Hiç değilse, bu vesileyle, bu araştırmayla bu projenin ne olduğu ortaya çıkacak.

Bakın, geçtiğimiz günlerde -aslında, bu projeyle ilgili hepiniz çok bilgi sahibisiniz -seçimlere, hatta aday belirlemesine çok kısa bir zaman kala, 10 gün süreyle Sabah Gazetesi bunu manşetinde yayımladı; tamamen şahsımı ve CHP'yi yıpratma adına yayımlar yaptı. O yetmedi, geçen hafta, evvelki hafta, yine Sabah Gazetesini açtık baktık, manşetten "Yuvacık Barajı yolsuzluğuyla ilgili dokunulmazlığın kaldırılması... Sefa Sirmen gündeme geldi..."

Meclis Başkanlığına gittim... Çünkü, Yuvacık Barajıyla ilgili, devletin bütün denetim birimleri, Sayıştay, Başbakanlık Teftiş Kurulu, İçişleri Bakanlığı müfettişleri, hepsi denetledi. Bugüne kadar Sefa Sirmen hakkında açılmış ne bir dava var ne bir soruşturma var.

Gelen evrak ne diye merak ettim, gittim; işte, biraz evvelki konuşmamda söylediğim, 7 000 konut yaptığım, Yuvam İzmit projesinde, İzmit'te Kocaeli'nde evi olmayan insanları ev sahibi yaptığım projede, o deprem günlerinde konutları bir an evvel teslim edebilmek için, deprem sonrası milleti çadırlardan kurtarmak için o gayretimizle geçiçi işçi çalıştırmışız ve Valiliğe onaylatmamışız. Onunla ilgili, müfettiş rapor tutmuş. Ona ilaveten bir de, 160 milyar liralık o projenin peyzaj ihalesiyle ilgili, düzenlemeyle ilgili müfettiş raporu, daha savcılığa gitmiş, Meclise gelmiş; yargıya intikal etmemiş; ama, Sabah Gazetesine baktığın zaman, kıyametler kopuyor.

Değerli arkadaşlarım, hepimizin itibara ihtiyacı var. Siyaseti yüceltmemiz lazım. Siyasetin yüceltilmesi için de herkesin hesap vermesi lazım. (CHP sıralarından alkışlar) Ben 14 yılın hesabını verdim, geldim. Mal varlığımın hesabını, başladığım günden bugüne kadar, hem devletin birimlerine hem de mahkeme önünde, yargı önünde verdim geldim.

Şimdi, birçok arkadaşımızın hakkında bir sürü şaibe, iddia var. Ben o arkadaşlar adına üzülüyorum. Belki o arkadaşlar onları hak etmiyor; ama, yargı var -çalışmış, üretmiş, proje yapmış- gelin şundan kurtulalım, hep beraber şu dokunulmazlıkları kaldıralım, rahatlayalım ve temiz siyaset diyoruz, erdemli siyaset diyoruz; bunun yolu buradan geçer. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, milletimiz 3 Kasım seçimlerinde ampulünüze çok büyük enerji verdi; ama, ampulünüz sizi aydınlatıyor, halkı değil. (CHP sıralarından alkışlar) Bu enerjiniz bitebilir ve bu ampul sönmeye başlayabilir. Onun için, Cumhuriyet Halk Partisi olarak sizleri uyarıyoruz.

Ben, yine de, bu fırsatı verdiğiniz için, önergede imzası olan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bu araştırma, inceleme komisyonuna evet oyu vereceğiz, konunun incelenmesi doğrultusunda oy vereceğiz.

Hepinizi bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sirmen.

Şimdi, söz sırası, önerge sahibi adına Sayın Muzaffer Baştopçu'da.

Buyurun Sayın Baştopçu. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce, Şırnak'ta terör örgütünün şehit ettiği evladımızı rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Tunceli Pülümür'deki depremde ölen kardeşimize de Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

Ayrıca, aşırı yağışlar nedeniyle zarar gören bütün çiftçilerimize de geçmiş olsun diyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Osman Pepe ve 23 arkadaşının, İzmit Büyükşehir Belediyesi İzmit Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesiyle ilgili olarak, projede yapılan hatalar yüzünden Hazinenin büyük kayıplara uğramasının nedenlerinin tespiti için, Anayasamızın 98, İçtüzüğümüzün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis araştırması istemimiz doğrultusunda, şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bugün size anlatacağım, Kocaelimizin uzun, ince, ilginç, gerçek ve hepsi belgelere dayanan yol hikâyelerinden birisidir. Kısa adıyla Yuvacık Barajı, uzun adıyla İzmit Şehri Kentsel ve Endüstriyel Su Temin Projesi.

Yıllar önce, Devlet Su İşleri tarafından İzmit ve yakın çevresinin su gereksinimini sağlamak amacıyla başlatılan bu proje, 9 Şubat 1987 tarihinde, 15 000 000 dolara GAMA Anonim Şirketine ihale edilmişti. Sekiz yıl sonra, baraj inşaat bölümünün yaklaşık yarısı bitmiş iken, İzmit Büyükşehir Belediyesi, bu projenin bir an önce tamamlanması ve yap-işlet-devret modeline göre yaptırılması için girişimlere başlamış, bu girişimler sırasında, belediye ile Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü, İSKİ, Sayıştay, Hazine Müsteşarlığı ve diğer ilgili kuruluşlar arasında çeşitli yazışmalar yapılmıştır. Bu konudan olarak, İSKİ, yap-işlet-devret modeliyle yapılacak bu projede maliyetin çok yüksek olacağını belirterek, bu suyun, İSKİ tarafından, ancak ve ancak zorunlu hallerde alınabileceğini; Dış Ekonomik İlişkiler Müdürlüğü ise, toplam yatırım maliyeti 700 000 000 dolar olacak olan bu projede, belediyenin malî yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini; Sayıştay ise, 700 000 000 dolarlık bu projede belediyenin, bu projeyi karşılamasının ve borçlanma programına alınmasının mümkün olmadığını ve Hazineye çok ağır bir yük geleceğini belirtmelerine rağmen, Büyükşehir Belediyesi, yapımcı firma GAMA, GÜRİŞ, yabancı şirket Times Water'dan oluşan konsorsiyum, İzmit Su A.Ş, yani, İSAŞ adı altında bir şirket kurmuş ve bu şirkete yap-işlet-devret modeline göre projenin yapımı, yani, yılda 142 000 000  metreküp su temini ve 865 000 000 dolar proje maliyetiyle, teklif alınmadan, ihale yapılmadan, meclis ve encümen kararı olmadan verilmiştir. Tarih, 24 Ekim 1995.

Burada hemen belirtmeliyim ki, projenin bütün olumsuzluklarına rağmen dönemin Başbakanı, Hazineden sorumlu Devlet Bakanı ve diğer üst düzey yöneticilerinin zorlamasıyla yap-işlet-devret kapsamına alınması da ayrı bir inceleme konusudur. Daha işin başında bütün yasalar, maalesef, çiğnenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi size, belediyenin bölgedeki su tüketimleriyle ilgili çok ilginç iki yazısından örneklemeler sunuyorum. 5 Temmuz 1993'te İzmit Belediyesi, Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğüne yazdıkları yazıda, İSKİ'nin 20 000 000 metreküp/yıl su alacağını, Gebze dahil, diğer belediyeler ve sanayi kuruluşlarının 100 000 000 metreküp/yıl su kullandıklarını, geriye kalan 22 000 000 metreküp/yıl suyun finansman riskinin ise, belediye ile şirket arasında paylaşılacağını bildirmiştir. Halbuki, eski bir PETKİM çalışanı olarak benim bildiğim, başta TÜPRAŞ ve PETKİM olarak, bu sanayi kuruluşları, kendi su isale hatlarıyla, Sapanca Gölünden sularını temin etmektedirler; ama, her ne hikmetse, aynı belediye, tam 7 yıl sonra, 14 Temmuz 2000'de şöyle bir yazı yazmış; Yuvacık Barajından 100 000 000 metreküp/yıl su İSKİ'ye, 22 000 000 metreküp/yıl su SEKA, TÜPRAŞ, PETKİM ve İGSAŞ'a, geri kalan 20 000 000 metreküp/yıl su ise, İzmit ve çevresine verilecek demişlerdir. Evet, görülen odur ki, bu projenin fizibilite hesapları hiç yapılmamıştır. Yani, belediye, 1993'te İSKİ'ye 20 000 000 metreküp/yıl su, 2000'de İSKİ'ye 100 000 000 metreküp/yıl su vermeyi kendi kendine planlamaktadır.

Evet, biz, yol hikâyemize devam edelim. Peki, Hazine bu arada ne yapmıştır; Hazinenin bu projeyle ilgili genel müdürlerinin, İzmit Belediyesince kullanılacak dış kredilere garanti verilmemesi uyarılarına rağmen, Hazine Müsteşarlığı, belediyenin yıllık 142 000 000 metreküp/yıl arıtılmış suyun tam ve zamanında satın alınma garantisinden doğan yükümlülükleri yerine getirmemesi durumunda, söz konusu ödemelerin Hazine tarafından üstlenileceğine ilişkin, 19 Aralık 1995 tarihli Hazine garanti mektubunu vermiştir. Artık, Büyükşehirde işler yolunda gidecektir ve nitekim de öyle olmuştur. İşlemler hemen başlamıştır. Belediye, acilen, Hazinenin garantörlüğünde, şirketteki yüzde 15 ortaklık payına karşılık olan 19 500 000 dolar yurtdışı kredisi almış, faiziyle birlikte 22 100 000 dolar olan borcunun ancak 1 600 000 dolarını ödemiş, geriye kalan 20 500 000 doları ise Hazinemize ödetmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün Kocaelililerin özlemle beklediği Yuvacık Barajı, 18 Ocak 1999 tarihinde işletmeye açılmıştır; Kocaelililer sevinçlidir; artık, bol, temiz ve ucuz su alacaklardır. Evet, arıtılmış temiz suyu vatandaş beğenmektedir; ama, ah şu su faturaları bu kadar yüksek olmasaydı!..

MEHMET SEFA SİRMEN (Kocaeli) - İstanbul'dan da ucuz, Ankara'dan da ucuz!

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Devamla) - Hem artık herkes biliyordu ki, bu tesisler, 15 yıl sonra, yani 18 Ocak 2014'te bizim, yani ISU'nun olacaktı. İyi de, o zamana kadar, şu taahhüt edilen; ama, boşa giden su paralarını kim verecekti?! Bunu bilmeyecek ne var; tabiî ki, garantör Hazine!

Şimdi gelelim, hepimizin çok ilginç bulacağı sayısal değerlere. Yıl 1999; barajdan yıl boyunca alınan miktar 56 000 000 metreküp, kayıplar 34 000 000 metreküp, kayıp oranı yüzde 61. Yıl 2000; barajdan alınan su 96 000 000 metreküp, kayıplar 55 000 000 metreküp, kayıp oranı yüzde 57.

MEHMET SEFA SİRMEN (Kocaeli) - Deprem oldu, deprem!

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Dünyadan haberiniz yok!

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Devamla) - Yıl 2001; barajdan alınan miktar 101 000 000 metreküp, kayıplar 57 000 000 metreküp, kayıp oranı yüzde 56...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamanız için süre tanıyorum; buyurun.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Devamla) - Evet, yeni yapılan bir proje ve kayıpları... Şimdi, burada, şöyle bir hesap yapıyoruz; diyoruz ki, eğer 2001 yılını baz olarak alırsak, barajdan 101 000 000 metreküp su alınmıştır. Eğer, denildiği gibi, İSKİ'ye ve diğer kuruluşlara 122 000 000 metreküp su verilseydi ve bu 122 000 000 metreküp su kullanılsaydı ve yine, aynı şekilde kayıplar olsaydı -su kaybını yüzde 50 olarak düşünürsek- toplam 284 000 000 metreküp suya ihtiyaç olacaktı. Baraj kapasitesi 142 000 000 metreküp; ama, maalesef, değer çıkıyor 284 000 000 metreküpe...

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yukarıda söylediğim, suyun miktarlarıyla ilgili değerlendirmelerdi. Şimdi, ben size, Ocak 1999 ve Nisan 2002 tarihleri arasında İzmit Büyük Şehir Belediyesine gönderilip de Belediye tarafından ödenemediği için Hazine tarafından İSAŞ'a ödenen su paralarını söylüyorum: 590 000 000 Amerikan Doları, 21 000 000 İngiliz Sterlini, 81 trilyon Türk Lirası. Evet, Ocak 1999 ilâ Nisan 2002 döneminde İSU tarafından barajdan 286 000 000 metreküp su alınmıştır. Bu suyun cari değeri 375 trilyondur. Buna karşılık İSU, Belediyeye 15 trilyon yatırmıştır. Belediyenin İSU'dan alacağı su bedeli 360 trilyondur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu projeyle ilgili olarak, Ocak 2002 tarihli Sayıştay raporunda çok açık ve net tespitler vardır. DSİ'nin uzman kuruluşlara yaptırdığı hesaplamalara göre -baraj hariç- toplam proje maliyetinin gerçek değerinden 10 kat fazla olduğu, arıtma tesisinin ise gerçek değerinden 12 kat fazla olduğu sayısal olarak ifade edilmektedir. Evet, artık, bu mızrak bu çuvala sığmamaktadır. Yuvacık projesiyle ilgili olarak olanlar ortadadır. Bize göre fotoğraf nettir. Bu projede, başından beri büyük yanlışlar yapılmıştır. Geri ödemesi 15 yıl olan bu projenin toplam maliyetinin, iyimser tahminlere göre bile, 3,5-4 milyar dolar olacağı hesaplanmaktadır. İSU iyi yönetilmemiştir. Yönetim hataları devam etmektedir. Ülkede yanlış yapılanların bedelini Hazine, diğer deyişle hep bizler ödedik; ama, artık ödemek istemiyoruz. Biliyoruz ki, bu yeni dönemde, bu masum milletin sırtına oturup, şimdiye kadar keyif çatanlar, Yüce Heyetinizin göstereceği duyarlılıkla birer birer düşeceklerdir.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Naylon faturalar!..

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Devamla) - İnanıyorum ki, iktidar ve muhalefet oybirliğiyle bu önergeyi kabul ettiklerinde, konuyla ilgili olarak daha nice gerçekler ortaya çıkacaktır.

Etkili, yetkili ve sorumlu olanlar yanlışlarının hesabını vermelidirler.

ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Herkes vermeli.

MUZAFFER BAŞTOPÇU (Devamla) - Önergeye canı gönülden kabul derken, hepinize en içten saygılarımı sunuyorum; sağ olun, var olun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baştopçu.

Sayın milletvekilleri, Meclis araştırması önergesi üzerindeki öngörüşmeler tamamlanmıştır.

Şimdi, Meclis araştırması açılıp açılmaması hususunu oylarınıza sunuyorum: Meclis araştırması açılmasını kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; teşekkür ederim. (Alkışlar)

Sayın milletvekilleri, Meclis araştırmasını yapacak komisyonun 12 üyeden kurulmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Komisyonun çalışma süresinin, başkan, başkanvekili, sözcü ve kâtip üyenin seçimi tarihinden başlamak üzere 3 ay olmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir; teşekkür ederim.

Komisyonun, gerektiğinde Ankara dışında da çalışabilmesi hususunu oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.

Sayın milletvekilleri, çalışma süremizin dolmasına kısa bir zaman kaldı. O nedenle, yeni bir konuya başlasak da tamamlayamayacağız.

Sözlü sorular ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 29 Ocak 2003 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

Kapanma Saati : 18.33