DÖNEM: 22 CİLT: 123 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
114 üncü Birleşim
13 Haziran 2006 Salı
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Iğdır Milletvekili Yücel Artantaş'ın, Iğdır'da pancar üreticilerinin ve hayvancılıkla uğraşanların karşılaştıkları sorunlar ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
2.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen ve Muğla ili Bodrum İlçesinden İngiltere'ye götürülen Mausoleion'un ülkeye tekrar ne zaman kazandırılacağına, SİT alanı içinde bulunan bazı koylara inşaat izni verilmesinin sakıncalarına ilişkin gündemdışı konuşması
3.- Adana Milletvekili Recep Garip'in, Cahit Zarifoğlu ve Cemil Meriç'in ölüm yıldönümlerinde, eserlerine ve edebî kişiliklerine ilişkin gündemdışı konuşması
B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 32 milletvekilinin, arkeolojik değerlerin korunmasında ve müzelerin güvenliğinde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/371)
2.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 32 milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığınca yapılan ihalelerin hukuka uygunluğunun araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/370)
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail Alptekin'in, beraberinde bir Parlamento heyetiyle, Bangladeş Parlamento Başkanı Muhammad Jamuriddin Sincar'ın, Bangladeş'e resmî davetine icabetine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1076)
2.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/763), doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/395)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Özel Eğitim Kurumları Odası Kurulmasına Dair Kanun Teklifinin (2/238), doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/396)
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
2.- Gündemdeki sıralama ile 1192, 1206, 1202, 1201, 945, 933 ve 933'e 1 inci ek, 1057, 662, 1159, 1193, 1037, 1040, 1041, 922 ve 1086 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin İçtüzüğün 91 inci maddesi gereğince temel kanun olarak görüşülmesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti grup önerisi
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı:1147)
4.- Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1170, 2/719) (S. Sayısı: 1192)
5.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1158) (S. Sayısı: 1206)
VII.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, işkence ve kötü muamele suçlarından ötürü ödenen tazminatlara ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/13333)
2.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Ailenin Korunmasına Dair Kanunun uygulamasına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/13639)
3.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, adlî yardım kapsamındaki avukatlık ücretlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/13640)
4.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, adliye mensuplarına servis aracı tahsis edilmesine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/13726)
5.- Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY'ın, Türk Dil Kurumunun yayınladığı Türkçe sözlüğe ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/13835)
6.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, taksi şoförlerinin güvenliğine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/13889)
7.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesindeki bir öğrenciye yapılan bazı uygulamalara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/13904)
8.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa İlinde yapılan okullara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/13906)
9.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, yüksek öğrenimlerini yurtdışında yapanlara ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/13907)
10.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, kaçak ziraî mücadele ilaçlarına,
- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, kiraya verilen TİGEM işletmelerine,
ABD Tarım Müşavirliğine atanan kişiye,
Kapatılan araştırma enstitülerine,
Üretme istasyonlarının kiralanmasına,
- Balıkesir Milletvekili Orhan SÜR'ün, Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğünün akaryakıt ihalesine,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/13912, 13913, 13914, 13915, 13916, 13917)
11.- Manisa Milletvekili Hasan ÖREN'in, Turgutlu Adliye Sarayı inşaatına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/13923)
12.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, bazı milletvekillerinin Fiskobirlik Yönetim Kurulu seçimleri ile ilgili beyanat verdiği iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/13938)
13.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, çiftçilerin tarım kredi kooperatiflerine olan borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/13939)
14.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Atatürk Orman Çiftliği arazisine ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/13949)
15.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı (7/13965)
16.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF ile Merkez ve Medya Grupları arasında imzalanan protokollere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13973)
17.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Uzan ailesinin yatlarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13976)
18.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Gümrük Birliğinin ithalat ve ihracata etkilerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/13987)
19.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara,
- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, küçük çaplı üretim yapan çiftçilerin pazarlama sorunlarına,
- İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, kırsal kalkınma programının uygulanmasına,
- Tokat Milletvekili Orhan Ziya DİREN'in, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Tebliği kapsamındaki illere,
- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Toprak Mahsulleri Ofisindeki il dışı görevlendirmelere,
- Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Pazar yerlerinde satılan gıda ürünlerine,
- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, İzmir'deki mera arazilerine,
- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, doğrudan gelir desteği ödemeleri ile et ve süt üreticileri destekleme primine,
- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, genetiği değiştirilmiş organizmalara,
İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/14315, 14316, 14317, 14318, 14319, 14320, 14321, 14322, 14323)
20.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Bandırma-Balıkesir-İzmir demiryolu çalışmalarına ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14327)
21.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Emniyet güçlerine mukavemet, hakaret ve darp suçundan işlem görenlere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/14007)
22.- İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, büyükşehir belediyesi hastanelerinde dönersermaye işletmesi kurulması çalışmalarına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/14034)
23.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/14051)
24.- Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi inşaatına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/14171)
25.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, yatırım projelerinde kullanılan dış kredilere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14181)
26.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Iğdır'dan Nahcivan'a geçişlerde alınan harca ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/14207)
27.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14249)
28.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur'un bazı köylerinde alternatif hayvan yetiştiriciliğinin desteklenmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/14251)
29.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14302)
30.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/14312)
31.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'nın meslekten ihraç kararına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/14331)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum yaptı.
Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül'ün, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun Diyarbakır İlindeki uygulama sonuçları ile komisyonların karar verme süresinin uzatılmasının getireceği yararlara ilişkin gündemdışı konuşmasına, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu,
Osmaniye Milletvekili Necati Uzdil'in, Çukurova'da ziraî mücadelenin uçakla yapılmasının yasaklanmasına ve buğday ürünü için belirlenen fiyatların taksitler halinde ödenmesinin olumsuz etkilerine ilişkin gündemdışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker,
Cevap verdi.
Balıkesir Milletvekili Orhan Sür, Balıkesir İli Dursunbey İlçesi Odaköy'deki maden ocağında meydana gelen kazaya ve bölgedeki maden ocaklarında etkili güvenlik denetimi yapılmasının önemine ilişkin gündemdışı bir konuşma yaptı.
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım, İnebolu'nun düşman işgalinden kurtarılışının 85 inci yıldönümüne ilişkin bir açıklamada bulundu.
Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya'nın (3/936) (S. Sayısı: 1174),
Edirne Milletvekili Nejat Gencan'ın (3/955) (S. Sayısı: 1175),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu karma komisyon raporları Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Moldova Parlamentosu Başkanı Eugenia Ostapciuc'un davetlisi olarak Moldova'ya resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ı temsilen TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'in beraberindeki Parlamento heyetini oluşturmak üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Zonguldak Milletvekili Nadir Saraç ve 40 milletvekilinin, 2.6.2006 tarihinde Balıkesir Dursunbey'de meydana gelen maden kazası ile diğer maden kazalarının nedenlerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/369) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve öngörüşmesinin, sırası geldiğinde yapılacağı,
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 207 nci sırasında yer alan 826 sıra sayılı kanun teklifinin, bu kısmın 10 uncu sırasına alınmasına ilişkin CHP Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği,
Açıklandı.
Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş, CHP Grup önerisiyle gündemin 10 uncu sırasına alınmak istenen kanun teklifinde kendisinin de imzasının olduğu ve önerinin görüşmeleri sırasında ifade edilenler ile kanun teklifi arasında bir ilgi olmadığı yönünde,
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'ın, konuşmasında, şahsına sataştığı iddiasıyla,
Birer açıklamada bulundular.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305), görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2 nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),
3 üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı:1147),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4 üncü sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ile Hatay Milletvekili Sadullah Ergin'in, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Teklifi ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Samsun Milletvekili Haluk Koç ile İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu'nun; 8.4.1929 Tarihli ve 1416 Sayılı Kanun ile 4.11.1981 Tarihli ve 2547 Sayılı Kanuna Birer Geçici Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifinin (2/754, 2/693) (S. Sayısı: 1143), görüşmeleri tamamlanarak, elektronik cihazla yapılan açıkoylamadan sonra,
5 inci sırasında bulunan, Ankara Milletvekili Eyyüp Sanay ve 7 Milletvekilinin, Dernekler Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin, görüşmelerini müteakiben,
Kabul edilip kanunlaştıkları açıklandı.
13 Haziran 2006 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 19.14'te son verildi.
Sadık Yakut
Başkanvekili
Mehmet Daniş Yaşar Tüzün
Çanakkale Bilecik
Kâtip Üye Kâtip Üye
Ahmet Gökhan Sarıçam
Kırklareli
Kâtip Üye
No.: 158
II.- GELEN KÂĞITLAR
9 Haziran 2006 Cuma
Raporlar
1.- Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1217) (S. Sayısı: 1203) (Dağıtma tarihi: 9.6.2006) (GÜNDEME)
2.- Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Tayyar Altıkulaç'ın; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1216, 2/561) (S. Sayısı: 1204) (Dağıtma tarihi: 9.6.2006) (GÜNDEME)
3.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (Dağıtma tarihi: 9.6.2006) (GÜNDEME)
No.: 159
12 Haziran 2006 Pazartesi
Teklif
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare Amirleri Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Antalya Milletvekili Burhan Kılıç, Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ile Manisa Milletvekili Mustafa Erdoğan Yetenç'in; 2919 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/816) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2006)
Rapor
1.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1158) (S. Sayısı: 1206) (Dağıtma tarihi: 12.6.2006) (GÜNDEME)
Sözlü Soru Önergesi
1. - Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, belediye ve il özel idarelerinin TEDAŞ'a olan borçlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1726) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
Yazılı Soru Önergeleri
1. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, özelleştirilen Türk Telekom'un adındaki "Türk" kelimesinin kullanımının engellenip engellenmeyeceğine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14501) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
2. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kadın Koordinasyon Merkezinin organize ettiği bir gezinin finansmanına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14502) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
3. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, bazı holdinglerce mağdur edilen tasarruf sahiplerinin sorunlarına yaklaşımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14503) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
4. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Başbakanlık Müsteşarının maaşına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14504) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
5. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, ilaç harcamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14505) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
6. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Danıştay saldırısıyla ilgili önceden istihbarat olup olmadığına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14506) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
7. - İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın, Batman-Sason yoluna ayrılan ödeneğe ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14507) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
8. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Denizli-Bekilli'deki dolu afeti nedeniyle gönderilen ödeneğe ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14508) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
9. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14509) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
10. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Aydın'ın Kuşadası İlçesinin Davutlar ve Güzelçamlı beldelerinin kanalizasyon sorununa ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14510) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
11. - Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan-Göle'deki kadastro sorununa ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14511) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
12. - Kars Milletvekili Selami YİĞİT'in, Kars-Kağızman'da meydana gelen sel afetine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/14512) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
13. - Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14513) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
14. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Muğla-Fethiye-Babadağ Millî Parkı giriş ücretine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/14514) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
15. - Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, ilaç harcamalarına ve SSK harcamalarındaki artışa ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14515) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
16. - Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, SSK ve BAĞ-KUR prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14516) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
17. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadın bürokrat ve diğer kadın personele ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/14517) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
18. - Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, bir genelgenin yürürlükten kaldırılıp kaldırılmayacağına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/14518) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
19. - İzmir Milletvekili Yılmaz KAYA'nın, kötü muamele ile suçlanan emniyet görevlileri hakkındaki soruşturma ve kovuşturmaların acele işlerden sayılmamasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/14519) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
20. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde yapılan bazı atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/14520) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
21. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığına yapılan atamaya ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/14521) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
22. - Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Mersin İlindeki bazı belediyelerde işten çıkarılan ve işe alınan işçilere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14522) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
23. - Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Kadın Koordinasyon Merkezine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14523) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
24. - Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, ASKİ'de işten çıkarılan işçilere ve özelleştirme yoluyla yürütülen hizmetlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14524) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
25. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadın bürokrat ve diğer kadın personele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14525) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
26. - İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, Yalova Subaşı Tersane Projesiyle ilgili yargı kararının uygulanmadığı iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14526) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
27. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Danıştay saldırısıyla ilgili istihbarata ve yürütülen soruşturmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14527) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
28. - Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, bir talimatnamede yer alan Roman vatandaşlarla ilgili ibareye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14528) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
29. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya-Ankara yolu Aksaray kavşağındaki köprü çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14529) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
30. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya-Kadınhanı Minibüsçüler Kooperatifine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14530) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
31. - İstanbul Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, Hazineye ait taşınmazların satış yetkisinin valiliklerden alınmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14531) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
32. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, İddialar ve Gerçekler adlı kitapçığın basım ve dağıtımına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14532) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
33. - İstanbul Milletvekili Ahmet Sırrı ÖZBEK'in, İstanbul'da imar planı yapılmadan satılan Hazine arazilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14533) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
34. - Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, öğrencilerin siyasi parti toplantılarına götürüldüğü iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14534) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
35. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, öğrencilerin, öğretmen ve idarecilerin siyasi parti faaliyetlerine katıldığı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14535) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
36. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, öğrencilerin, öğretmen ve idarecilerin siyasi parti faaliyetlerine katıldığı iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14536) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
37. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Marmaris İlçe Millî Eğitim Müdürlüğünün bir etkinliğiyle ilgili iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14537) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
38. - Tokat Milletvekili Feramus ŞAHİN'in, İstanbul-Ümraniye-Alemdar Beldesinde inşaatı biten bir okulun açılmamasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14538) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
39. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Millî Eğitim Vakfının son Genel Kuruluna ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14539) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
40. - Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Millî Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu seçimlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14540) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
41. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'daki devlet hastanelerinin yatak kapasitesi, hasta ve doktor sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14541) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
42. - Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, performans ödeneği uygulamasına, doğu illerindeki personel sayısına ve bazı ithal ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14542) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
43. - Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, kullanılan bir araca ve bir inşaat firmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14543) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
44. - Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, bir ilaç firmasının Devleti zarara uğrattığı iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14544) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
45. - Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14545) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
46. - Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yaşamını yitiren bir hastaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14546) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
47. - Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi eski Başkanına ve bazı bürokratlara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14547) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
48. - Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, Şeker Kurulu üyelerinin atanmasına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14548) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
49. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bir ilaç şirketi ile ilgili Başbakanlık Teftiş Kurulu Raporuna ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14549) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
50. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, taksicilerin sorunlarına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/14550) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
51. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, doğrudan gelir desteği ve destek primi ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14551) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
52. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, tabiî afetlerden dolayı çiftçilerin uğradığı zararların karşılanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14552) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
53. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, tarım ürünleri girdilerinin fiyatlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14553) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
54. - Artvin Milletvekili Yüksel ÇORBACIOĞLU'nun, çay taban fiyatına, don zararına ve Muratlı Çay Fabrikasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14554) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
55. - Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, bakliyat ürünlerinin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14555) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
56. - Kars Milletvekili Selami YİĞİT'in, Kars İlinde görülen şap hastalığına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14556) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
57. - İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türk Telekom personelinin maaşlarının yatırılması karşılığı bankalardan sağlanan avantajlarla ilgili iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14557) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
58. - Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Devlet Demiryolları ile ilgili düzenleme çalışmalarına ve bazı projelere ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14558) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
59. - Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Eskişehir-Osmaneli-Bursa-Bandırma Demiryolu çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14559) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
60. - Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, sağlık harcamalarındaki artışa ve öngörülen tasarruf politikasına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/14560) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
61. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, tanıtım günleri etkinliklerine ve Kütahya'da bir sanatçının şiddete maruz kaldığı iddialarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14561) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
62. - İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, mahkûmları topluma kazandırma çalışmalarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/14562) (Başkanlığa geliş tarihi: 26/5/2006)
63. - Manisa Milletvekili Nuri ÇİLİNGİR'in, Manisa-Soma Linyit İşletmesine personel alınıp alınmayacağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14563) (Başkanlığa geliş tarihi: 29/5/2006)
64. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, kadın bürokrat ve diğer kadın personele ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14564) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/5/2006)
65. - İstanbul Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, işverenlerin kreş açma zorunluluğunun kaldırılacağı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı soru önergesi (7/14565) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
66. - Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, şeker kaçakçılığına ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi (7/14566) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/5/2006)
67. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Maliye Bakanının İstanbul'daki bir arsasıyla ilgili koruma kurulu kararına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/14567) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
68. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, doğalgaz ve akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/14568) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/6/2006)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bazı olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13832)
2. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir açılış törenine çağrıda kullanılan bir kelimeye ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13833)
3. - İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, 2006 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununun yürütmesi durdurulan bir hükmünün uygulamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13834)
4. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, TEKEL'in makine hattı kiralanmasında Hazinenin uğradığı zararın sorumlularına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13836)
5. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'da depreme yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13837)
6. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Diyarbakır-Bismil-Sinan köylülerinin sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13838)
7. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Türk Telekom'un Oger Telecoms'la imzaladığı imtiyaz sözleşmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13839)
8. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, tütün sektörünün sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13840)
9. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, akaryakıtın maliyetine, vergilendirilmesine ve fiyatına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13842)
10. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bürokrat atamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13843)
11. - Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Büğdüz Kasabasından geçen çayın ıslahına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13844)
12. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Genelkurmay Başkanlığının Hükümete sunduğu terör raporuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13845)
13. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Eyüp Belediyesinin bastırdığı bir kitapçığa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13846)
14. - Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Nükleer Enerji Strateji Belgesine ve planlanan nükleer enerji santraline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13847)
15. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Antalya'daki Eti Elektrometalurji Şirketinin satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13848)
16. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Denizli-Fethiye karayolu Tuzla Belindeki yol yapım çalışmalarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13850)
17. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa-Akçakale bölünmüş yol projesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13851)
18. - İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, çeşitli çevre sorunlarına ve çevreyle ilgili yasal düzenlemelere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13856)
19. - Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Türk Ceza Kanununun kabulünden sonra arıtma tesisi kuran belediyelere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13857)
20. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, cemaat vakıflarıyla ilgili düzenleme hazırlıklarına ve Batı Trakya'daki Türk vakıflarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13859)
21. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın sorunlarıyla ilgili Meclis Araştırması Komisyonu raporuna ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13860)
22. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Kuzey Irak'taki Telafer şehrinde yaşanan olaylara ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13861)
23. - Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, bir çimento şirketinin sektördeki bazı işletmelerle düzenlediği toplantıya ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdullatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/13863)
24. - Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, bazı meslek mensuplarının mezun oldukları liselere ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/13867)
25. - Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, futbol liglerinin isimlendirilmesine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/13868)
26. - Ankara Milletvekili Mehmet TOMANBAY'ın, AB Ortaklık Anlaşmasına ve müktesebatına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13871)
27. - Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana hafif raylı ulaşım sistemi inşaatının ödeneğine ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13872)
28. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, BOTAŞ'ın "Hanak Kompresör İstasyonu ve Türkgözü Ölçüm İstasyonu" ile "Sivas Kompresör İstasyonu" ihalesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13878)
29. - Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, BOTAŞ'ın kurduğu bir şirketin personeline ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13879)
30. - Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Türkiye Elektrik İletim A.Ş. ile ilgili bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13880)
31. - Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Çernobil nükleer kazasının Karadeniz Bölgesindeki etkilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13881)
32. - Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, BOTAŞ'ın kurduğu bir şirketin personel alımına ve faaliyetlerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13882)
33. - Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, bazı bağlı kuruluşlarda görevlendirme ile çalışan kişilere ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13883)
34. - Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Ankara-Altındağ Belediyesinin personele yönelik uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13884)
35. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, İddaa oyunundan eğlence vergisi tahsil edilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13885)
36. - Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa İlinde köye hizmet götürme birliklerince yaptırılan okullara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13886)
37. - İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Çevre Kanunu kapsamında yapılan denetimlere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13887)
38. - İstanbul Milletvekili Hasan AYDIN'ın, İstanbul-Kartal'da Kentsel Dönüşüm Projesi uygulamalarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13888)
39. - İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, günübirlik yurt dışına çıkışlardan harç alınmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13900)
40. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, taksicilerin güvenli araç alımında vergi muafiyeti getirilip getirilmeyeceğine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/13901)
41. - İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Türk Telekom'un yönetim ve icra kurullarında görevlendirilen bir akademisyene ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13905)
42. - Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, İLKSAN'ın yönetimine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/13908)
43. - İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, anahtar teslim usulüyle yaptırılan hastanelere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13910)
44. - İstanbul Milletvekili Hasan AYDIN'ın, işçi statüsünde çalışan personele ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/13911)
45. - Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir açılış töreni çağrısında kullanılan bir kelimeye ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13918)
46. - İzmir Milletvekili Ali Rıza BODUR'un, bir demiryolu görevlisi hakkındaki iddiaya ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13919)
47. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, Iğdır'ın havaalanı ihtiyacına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13920)
48. - Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir şahsın Airbus pilotluğu yapıp yapmadığına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13921)
49. - İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, terörle mücadelede şehit olan ve yaralanan güvenlik görevlilerine ve rehabilitasyon merkezlerine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/13922)
50. - Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, SSK ve BAĞ-KUR'un sağlık hizmeti ödemelerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13924)
No.: 160
13 Haziran 2006 Salı
Teklifler
1.- Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un; Anamur Adıyla Bir İl ve Bir Yeni İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi (2/817) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 7.6.2006)
2.- Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması Hakkında İçtüzük Teklifi (2/818) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2006)
3.- İzmir Milletvekili Yılmaz Kaya ve 31 Milletvekilinin; 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/819) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2006)
Tezkere
1.- Dokuzuncu Kalkınma Planının (2007-2013) Sunulduğuna Dair Başbakanlık Tezkeresi (3/1075) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.6.2006)
Rapor
1.- Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Gümrük Müsteşarlığına Bağlanması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1202) (S. Sayısı: 1207) (Dağıtma tarihi: 13.6.2006) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI ve 32 Milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığınca yapılan ihalelerin hukuka uygunluğunun araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/370) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2006)
2.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK ve 32 Milletvekilinin, arkeolojik değerlerin korunmasında ve müzelerin güvenliğinde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/371) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/6/2006)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 15.00
13 Haziran 2006 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114 üncü Birleşimini açıyorum.
Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim. Konuşma süreleri 5'er dakikadır. Hükümet bu konuşmalara cevap verebilir. Hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.
Saygıdeğer arkadaşlarım, gündemdışı konuşmalara da başlamadan önce şunu ifade etmek istiyorum: Bugün, grupları adına, şahsı adına konuşma yapacak olan bütün arkadaşlarımıza, konuşmaları bittikten sonra sadece 1 dakika, sözlerini tamamlamaları için fırsat vereceğim. Onun haricinde arkadaşların ısrarlı olmamalarını kendilerinden istirham ediyorum.
Gündemdışı ilk söz, Iğdır İlinin sorunları hakkında söz isteyen, Iğdır Milletvekili Yücel Artantaş'a aittir.
Sayın Artantaş, buyurun.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Iğdır Milletvekili Yücel Artantaş'ın, Iğdır'da pancar üreticilerinin ve hayvancılıkla uğraşanların karşılaştıkları sorunlar ile alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
YÜCEL ARTANTAŞ (Iğdır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Iğdır İli pancar üreticilerinin sorunlarıyla ilgili, gündemdışı söz almış bulunmaktayım; sözlerime başlamadan önce, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Iğdır, bildiğiniz gibi, doğunun en ücra köşesinde olan illerimizden biridir. Coğrafî yapısı olarak Adana'yı andıracak kadar tarımda ileri gitmiş; ama, bugüne kadar ismi duyulmamış illerimizden biridir.
Değerli arkadaşlarım, Iğdır İli, ülkemizin birkaç bacasız illerinden biridir. Iğdır'da, ne özel sektör tarafından ne kamu tarafından herhangi bir üretim tesisi yoktur. Sadece üretim, çiftçi ve tarımla ilgili, bir de hayvancılıkla ilgilidir. Iğdır'ın en büyük üretim konumu pancarla ilgilidir.
Değerli arkadaşlar, Iğdır'daki pancar üreticisi, Doğu Anadolu'da 2 tane fabrikayı besliyor; bir, Kars Şeker Fabrikasını, bir de Ağrı Şeker Fabrikasını. Son zamanlarda, pancar üreticileriyle ilgili, buradan defalarca arkadaşlarım konuştular, çeşitli sorunları dile getirdiler. En büyük sorunlardan biri de Iğdır'da, Iğdır'ın yapacağı başka bir iş olmadığı gibi, son zamanlarda, kota uygulamasıyla ilgili, pancar üreticisinin önemli bir kısmı mağdur edilmektedir. Özellikle Iğdır, çok uzak illerimizden biri olduğu için, tarımda da çok gelişmiş olmasına rağmen, ürettiği ürünleri satmakta büyük zorluk çekiyor. Bu zorluklar içerisinde, maalesef hükümetlerden hiçbir zaman destek almamıştır. Iğdır'ın yaklaşık 40 000'e yakın nüfusu pancar üretimiyle geçiniyor. Son zamanlarda da, pancarla ilgili yapılan uygulamalarda, kotada ve pancar fiyatlarının inmesindeki sıkıntı, Iğdır çiftçisini ciddî bir şekilde etkilemiştir. Şimdi, değerli arkadaşlar, yapılan son uygulamalarla, pancar üreticisinin hem kotası düşürülüyor hem pancar fiyatları düşürülüyor. Değerli arkadaşlarım, ülkemizdeki enflasyona bakıyoruz, gelişmelere bakıyoruz, hiç görülmemiş bir uygulama pancarla ilgili; ama, maalesef, hepimizin bölgesini ilgilendirmesine rağmen, arkadaşlarımız bu konuda hiçbir ciddî atılım içine girmiyor. Hangi ürünün bugüne kadar fiyatı düşürüldü? Pancarın dışında, ülkemizde desteklemeler yapılıyor, şunlar oluyor, bunlar oluyor; ama, bir tek pancarın fiyatı düşürülüyor.
Değerli arkadaşlar, pancarla ilgili en büyük sorunlardan birisi, son zamanlardaki tatlandırıcı uygulaması, nişasta bazlı şeker. Değerli arkadaşlar, Avrupa Birliği ülkelerine baktığımız zaman, nişasta bazlı şeker üretimi ortalama yüzde 3'lerde; ama, bizim ülkemizde maalesef bu yüzde 10'lardaydı, son Bakanlar Kurulu kararıyla yüzde 15'e çıktı. Buna baktığımız zaman, değerli arkadaşlar, hakikaten, bunun yüzde 5 artırımı, pancar üreticisinin kotasında yaklaşık yüzde 20'ye yakın bir indirim getiriyor. Nişasta bazlı şekerde üretim olsun diye, bir taraftan mısıra destekleme veriliyor, öbür taraftan, üretilen mısır alınmıyor; bunun yanında, bir taraftan da şeker üreticisinin kotası düşürülüyor.
Değerli arkadaşlar, Iğdır gibi en ücra illerden birisinde ve orada çiftçi, vatandaş canıyla çekişiyor; en büyük ürettiği ürün pancar; bunu da, maalesef, bu Hükümet, sonuna kadar; yani, elinden almak için her şeyi yapıyor.
Şimdi, şeker fabrikalarını, değerli arkadaşlar, yok pahasına satıyorsunuz. En önemli üretim yapan…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Artantaş, 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
YÜCEL ARTANTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlayayım, peki.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir de, başka konulara değinmek istiyordum; zamanımız dar olduğu için kısaca geçeyim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir de, bir yanlış uygulama daha vardır, özellikle doğu illerindeki mera uygulamalarıyla ilgili. Iğdır, tarımla, bir de hayvancılıkla geçinen illerimizden birisidir. Hayvancılıkla ilgili, biz, Kars ve Ardahan İllerine eskiden yaylaya gidiyorduk, özellikle belli mera yerlerini kiralayarak. Son zamanlarda, bu illerde belli bir karar alınarak, Iğdır'dan gidecek hayvanların oraya gitmesini engelliyorlar. Şimdi, benim, Hükümetten özellikle ricam…Yani, bu insanlar başka bir yere gidecek imkânları olsa gitmezler. Oradaki meralar boş durduğu halde, neden bu insanlarla ilgili böyle tedbirler alınıyor? Onun için, bu konuda yardım rica ediyorum.
Bir de, değerli arkadaşlar, son zamanlarda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Artantaş, teşekkür edebilir miyim size efendim...
YÜCEL ARTANTAŞ (Devamla) - Teşekkür ederim efendim.
BAŞKAN - Mikrofonunuzu açayım, teşekkür ediniz.
Buyurun.
YÜCEL ARTANTAŞ (Devamla) - Evet, teşekkür ederim efendim. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum ben de nezaketinize.
Gündemdışı ikinci söz, Muğla İli Bodrum İlçesinden İngiltere'ye götürülen ve dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Mausoleion'la ilgili söz isteyen, Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'e aittir.
Sayın Üstün, buyurun.
2.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen ve Muğla ili Bodrum İlçesinden İngiltere'ye götürülen Mausoleion'un ülkeye tekrar ne zaman kazandırılacağına, SİT alanı içinde bulunan bazı koylara inşaat izni verilmesinin sakıncalarına ilişkin gündemdışı konuşması
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen Mausoleion'la ilgili gündemdışı söz aldım; hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Plinius'un anlatımına göre, antik çağlarda dünyanın yedi harikasından biri sayılan Mausoleion'da, mimarî açıdan bir ilkle karşılaşılmaktadır. İyon tarzı mimarî ile Mısır tarzının bir arada kullanıldığı tek örnektir. Anadolu'da piramidal çatıya sahip bu döneme ait başka bir yapı bulunmamaktadır.
Yaklaşık 50 metre yüksekliğinde olan yapı, en altta yükselen bir podyum, onun üzerinde sütunlu ve bir İyon tapınağını andıran bölüm, en üstte ise 24 basamaklı bir piramitten oluşur. Piramit, beyaz mermerdendir; İskenderiye Limanının karşısında bulunan Paros Adasından özel seçilmiştir. Piramidin en alt basamağı üzerinde koruyucu aslan heykelleri vardır. Anıtsal mezarın en tepesinde ise bir atlı arabanın içerisinde duran Kral Mausolos ve Artemisia'nın heykelleri bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 12 nci Yüzyılda Piskopos Eustathios, yapıyı sağlam olarak en son görenlerdendir. Yaklaşık 1 500 yıl ayakta duran anıt, muhtemelen 1304 yılındaki büyük Anadolu depreminde yıkılmıştır. Rodos Şövalyeleri Bodrum'a geldiğinde ise anıtın yıkık bir halde olduğu anlaşılır. Kalenin inşaı sırasında Mausoleion'un taşları ve sütunları kullanılmıştır. Daha sonra balistik silahların gelişmesi neticesinde tekrar kale duvarlarını yükseltmek ihtiyacını duyan Rodos Şövalyeleri, Mausoleion'a 1481 yılında tekrar gelerek mezar odasına kadar inmişlerdir.
1486 yılında, İngiltere'nin İstanbul'daki elçisi Lord Stradford Canning, dönemin Osmanlı Padişahı Abdülmecid'den, Rodos Şövalyelerinin kale duvarlarını süslemek için kullandığı 13 kabartmayı İngiltere'ye götürmek için izin ister. Abdülmecid, bir ferman çıkararak eserlerin taşınmasına izin verir. Kabartmalar bir İngiliz savaş gemisine yüklenip İngiltere'ye müzeye gönderilir. 1856'da İngiliz Sir Newton, Halikarnassos'u antik çağlarda ziyaret eden Romalı yazar Vitrivius'u okuyarak yaptığı araştırma ve kazılar sonucunda Mausoleion'u bulur. Mezar odasına inen merdivenler ve mezar odasına girişi bloke eden büyük taş dışında, Kral Mausolos ve eşi Artemisia'ya ait heykeller ile anıtın kabartmaları ve mimarî parçalarını bulmuştur. Bütün bu buluntuları dönemin padişahı I. Abdülmecid'den izin alarak 1856'da British Museum'a götürmeyi başaran Newton'un kazılarından sonra yine kaderine terk edilen anıt mezar, Bodrum Müzesinin kurulmasıyla korumaya alınmıştır.
1856 yılında I. Abdülmecid'den izin alırken, I. Abdülmecid, o eserleri götürürken yolda size harçlık olsun diye altın keseler sunmuştur. 1966 yılında Danimarkalı Christian Jeppesen başkanlığında arkeolojik kazının başlatılmasıyla yeniden hayat bulmuştur.
Halikarnas Balıkçısı, bu parçaların kendi doğal atmosferleri yerine Londra'nın sisli, soğuk havasında olmasından büyük üzüntü duyduğundan, İngiltere Kraliçesine bir mektup yazar. Mektubunda, Londra'da sergilenen bu parçaların Bodrum için yapıldığını, asıl değerinin Bodrum mavisiyle bütünleştiğinde ortaya çıktığını ve ait oldukları ortamdan ayrılmamaları gerektiğini söyler. Kraliçe mektubu müze müdürüne iletir. Birkaç ay sonra müdürden şöyle bir yanıt gelir: "Önerinizi çok ciddiye aldık. Gerçekten de maviyle bütünleştiklerinde değerlendikleri doğru. Bu yüzden, müzede sergilendikleri salonu Bodrum mavisine boyadık. İlginize teşekkür ederiz."
Değerli arkadaşlarım, yaklaşık iki yıl sekiz ay önce Kültür ve Turizm Bakanına verdiğim soru önergesine bugüne kadar yanıt alamadım ve gündemdışı söz alarak, Mausoleion'un ne zaman ülkeye kazandırılacağı konusunda bilgi istedim; ama, hâlâ bir sonuç yok.
Bunun yanında, Turizm Bakanlığı bunlarla uğraşmıyor. Bodrum Yarımadası ve Gökova Körfezinde bulunan hazine ve orman arazilerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca turizm tesisleri yapılması amacıyla tahsise açılan kamu arazileri olduğu gerçeği...
Alakışla Koyu (Kisse Bükü) Adalıyalı mevkiinde toplam 2 550 yataklı 3 adet, Çökertme Koyunda 200 yataklı 1 adet ve Göndoğan'da ise sadece ve sadece 80 yataklı 1 adet otel için gerçekleştirilen tahsisler var.
Sayın Koç "hukukî hata yok" diye koylara inşaat izni verince, Çanakkale'den Antalya'ya kadar 89 bakir koy, mavi turun kalbi Bodrum'da ise sadece 3 koy kaldı.
3 koydan biri olan ve SİT alanı olduğu için çivi çakılmasına izin verilmeyen Kisse Bükü'nde dahi inşaat izni çıktı. Kısa süre önce de Gündoğan'ın yeşil alanları otel yapımı için tahsis edildi.
1982 yılında çıkarılan Teşvik Kanununa göre kıyılarda otel yapılıyor. Arazi Tahsis Komisyonunun belirlediği yerler, ihale yapılmadan, kırkdokuz yıllığına, cironun yüzde 1-2'si karşılığında tahsis ediliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Üstün, lütfen 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Şu an turizm sezonunun en kötü olduğu dönem. Otellerimiz yüzde 40 ile yüzde 70 arasında boşken, Bodrum Gündoğan'da 80 yataklı otel yapımı için kime tahsis edildi? Bunu da bilmek istiyoruz.
Ayrıca, Turizm Bakanlığından, Karun Hazinelerinin en değerli parçası altın broşun sahtesiyle değiştirilmesiyle ilgili olarak Müze Müdürüyle ilgili müfettiş raporları niçin dikkate alınmadı?
Yine, turizmle ilgili çok trajikomik bir olay söyleyeceğim: TMSF tarafından satılan adanın orman vasfından çıkarılması için Orman Bakanlığının kendini davaya açması nedir, sonucu ne olmuştur; onu da merak ediyoruz.
Oysa, Çevre ve Orman Bakanlığının aslî görevlerinden hava kirliliğiyle ilgili olarak Yatağan'da insanlarımızın hâlâ kükürtdioksit soluyor olması ve bunun izlenmesi de ayrıca üzerinde durulması gereken konulardandır.
Fakir fukara, garip gureba edebiyatı yapılırken tüyü bitmemiş yetimin hakkını yandaşlarına…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Üstün, teşekkür ediyorum.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Sadece teşekkür edeceğim.
BAŞKAN - Lütfen, sadece teşekkür cümlenizi alıyorum.
Buyurun.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - Bu tahsislerle ilgili olarak birçok milletvekilimizin bilgilendirilmediğini, bu tahsislerin gözden geçirilmesini ve…
BAŞKAN - Sayın Üstün, lütfen teşekkür eder misiniz...
FAHRETTİN ÜSTÜN (Devamla) - …kıyıların yağmalanmasına izin verilmemesini diliyor, hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sağ olun, teşekkür ederim.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 5 dakikalık süre içerisinde bütün sorunları tartışıp anlatmak, izah etmek mümkün değil. Onun için, arkadaşlarımız lütfen konularıyla ilgili olarak konuşurlarsa memnun oluruz.
Gündemdışı üçüncü söz, 7 Haziranın Cahit Zarifoğlu'nun, 13 Haziranın ise Cemil Meriç'in ölüm yıldönümleri olması münasebetiyle söz isteyen Adana Milletvekili Recep Garip'e aittir.
Sayın Garip, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
3.- Adana Milletvekili Recep Garip'in, Cahit Zarifoğlu ve Cemil Meriç'in ölüm yıldönümlerinde, eserlerine ve edebî kişiliklerine ilişkin gündemdışı konuşması
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 7 Haziranda Cahit Zarifoğlu'nu, 13 Haziranda Cemil Meriç'i, ama, bu arada, 25 Mayısta Necip Fazıl'ı, 3 Haziranda Nazım Hikmet'i, 12 Haziranda da Orhan Kemal'i kaybettik. Dolayısıyla, edebiyat dünyamızda çok önemli ustalar ve üstatları bu ay içerisinde kaybetmiş olduk; rahmetle anıyorum.
Cahit Zarifoğlu, "Sultan" isimli şiirinde söyle seslenir:
"Seçkin bir kimse değilim/ İsmimin baş harfleri acz tutuyor/Bağışlamanı dilerim/Sana zorsa bırak yanayım/Kolaysa esirgeme."
Edebiyata lise yıllarında şiir ve kompozisyonlar yazarak başlamış, yazı hayatını şiirle büyütmüştür. Ardından, roman, hikâye, tiyatro ve günlük türünde, "Savaş Ritimleri, İns, Yaşamak, Bir Değirmendir Bu Dünya, Sütçü İmam" gibi eserleri kaleme almıştır.
Çocuk edebiyatına, "Serçekuş, Katır Aslan, Kuşların Dili" gibi önemli eserleri bırakmıştır Cahit Zarifoğlu.
"İşaret Çocukları, Yedi Güzel Adam, Menziller, Korku ve Yakarış" Cahit Zarifoğlu'nun şiir kitaplarından bazılarıdır.
"Yaşamak" isimli, edebiyat dünyasına bırakmış olduğu "günlük" türündeki eseri ise, önemli bir farklılıkla, “şiir midir, günlük müdür, hikâye midir" diye tartışmalarını devam ettirir.
Gerek şiirlerinde ve gerekse nesirde kullandığı dil, sıradanlığın çok ama çok ötesinde yerini almıştır. Varoluş kaygısıyla, acıların, sevinçlerin habercisi olmuştur. Sanatı insanın sesi olarak görmüştür. Bu anlayışla, Zarifoğlu'nu "şair-i maderzat" diye isimlendirmek de mümkündür.
Zarifoğlu'nun şiirlerini okurken, kendinizi uçsuz bucaksız bir kelime ormanının içinde bulursunuz. İnsana düşünmeyi, kavramayı, içselliği öğretir.
Evrenin yeniden yaratılışı gibi, "bir telaş içinde parçalanmış gibiyim/Ama saati saatine programlanmışım" diye ifadelendirir.
"Yaşamak bir sokak lambası gibi/Bir gece evden atılmış bir çocuk sanki/Tek bir damla tek bir ses gibi/Aklıma düşüyor" diye ekler. Rahmetle anıyorum.
"Elime açılıyor yüzün/Duyuyorum buzlar gibi/Sensin bana/Sanki kendimden bana/İçimden tüten…/Sensin güden/Kanımın düşüncesini."
"Hayat bir boş rüyaymış/Geçen ibadetler özürlü/Eski günahlar dipdiri/Seçkin bir kimse değilim/İsmimin baş harflerinde kimliğim/Bağışlanmamı dilerim" diye ekler.
Cemil Meriç, 1916 yılında Hatay'da doğar. 1940'ta İstanbul Üniversitesine girip Fransız dili ve edebiyatı öğrenimi görmüş, Elazığ ve İstanbul'da Fransızca öğretmenliği yapmış, 1941 yılından itibaren başlayan süreç itibariyle, Türkiye'nin önemli edebiyat dergilerinde yazıları gözükmeye başlamıştır.
38 yaşlarında gözlerini kaybeden Cemil Meriç, bir cinnetin eşiğine sürüklenir; düşünce adamı boşluktadır, üstelik, acılarını devaynasında büyüten rezil bir hassasiyeti vardır.
Cemil Meriç, özellikle, yıllarca fildişi kulesinden yalnızca yalnızlıklar yaşar ve Türk insanına önemli bilgiler ve belgeler bırakır. Kavganın dışındadır, fikir ve sanatın kavgasının dışındadır.
Özelikle, Cemil Meriç'in yeri hep kütüphane olmuştur; ancak, 1970'li yıllarda fildişi kulesinden çıkar ve toplumsal yapının içerisine karışmaya başlar. Burada, fikrin, düşüncenin tüm ufuklarında gezinir, söz kavgalarına, kişisel çekişmelere, politikaya hiç inmeden, yol gösterici, aydınlatıcı, uyarıcı sözleriyle, konuşmalarıyla, yazılarıyla devam eder.
"Bir çağın vidanı olmak isterdim; bir çağın, daha doğrusu bir ülkenin. İdrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek, Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim" diye yer yüzüne haykırır. "Muhteşem bir maziyi daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim" diye Cemil Meriç, gerçekten, kelimeleri ustaca seçer ve kelimelerden, sevgiden bir köprü oluşturmaya çalışır. "Türk insanı irfandan önce sevgiye ve anlayışa muhtaçtır" diye haykırır. "Aydınlanmak için yan, aydınlatmak için değil" diye ekler. "Kamus namustur" diyerek, Türkçemize, dilimize önemli bir vurgu yaparak, Türkçeyi seçmeye çalışır ve önplanda tutmaya çalışır.
İlk telif eseri olan "Bir Dünyanın Eşiğinde", o zamana kadar "coğrafyasında tek kıta, kafasında tek yarım küre" olan Meriç'in Asya'yı, özellikle Hint'i keşfidir. Olemp'i ararken Himalaya çıkmıştır karşısına. "Uzun bir yolun yalnız ve münzevi bir yolcusu…"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Garip, 1 dakika da size ilave ediyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun.
RECEP GARİP (Devamla) - Cemil Meriç'te toplumsal bilinç, ülke sevgisi hep zirvede olmuştur. O "izm'ler idraklerimize giydirilmiş deli gömleklerdir" diyerek ekler. Hayatını Türk kültür ve irfanına adayan münzevi ve mütecessis bir fikir işçisi olarak karşımızda görülür. Sanat ve düşünce yaşamında Asya'nın Avrupa ile hesaplaşmasına tanık oluruz. Avrupa medeniyetinin köklerinin Asya'da ve Hint Yarımadasında olduğunu ısrarla üstünü çizerek söyler. "Itır gülün sesi, ışık sonsuzun. Geceleri ölüm konuşur sokaklarda" der ve" Işık Doğudan Yükselir" eseriyle de yeryüzüne böyle bir açılım yapar.
Bu duygularla, hepinizi saygıyla selamlıyor, rahmetle, mütefekkirlerimizi anıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Garip.
Biz de saygıdeğer düşünürlerimizi ve yazarlarımızı rahmetle ve minnetle anıyoruz; Allah rahmet eylesin.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Meclis araştırması açılmasına ilişkin iki önerge vardır, ayrı ayrı okutuyorum :
B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek ve 32 milletvekilinin, arkeolojik değerlerin korunmasında ve müzelerin güvenliğinde yaşanan sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/371)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizin tarihî zenginliklerinin, özellikle de binlerce yıl öncesinden kalan "hazine" olarak değerlendirilen paha biçilmez varlıkların yeterince korunamadığı bilinmektedir.
Tüm dünyada "zenginliği anlatmak" amacıyla asırlardır kullanılan "Karun gibi zengin" kavramının kaynağı ülkemizin geçmişindedir. Karun (Lydia Kralı Kroisos) Hazinesi olarak bilinen Kanatlı Denizatı Broşu'nun kaybı, çok büyük bir önem taşımaktadır.
Hazinenin Uşak'ta korunamaması, tam anlamıyla bir "uluslararası ayıp" özelliği kazanmıştır.
Konunun yargı süreci bir tarafa, bu ayıbın ayrıntılarının araştırılması ve sonuçlarının kamuoyuna açıklanması bir zorunluluktur.
Hazinenin parça parça soyulduğu, çalınan değerli eserlerin yerine sahtelerinin konulduğu; eserlerin kayıtlarının (zimmetin) kişilerin üzerinde olduğu; fizikî ve insanî korumanın yetersiz kaldığı; bunun da ötesinde hırsızın "evin içinde" olduğu; yeterli koruma sağlanamadığı, en yetkili kişilerin sözleriyle kamuoyuna yansımıştır.
Uşak Müzesi hırsızlığı, arkeolojik değerlerimizin korunamadığının en son örneklerinden yalnızca biridir. Bundan sonra benzeri hırsızlıkların bir daha yaşanmaması için, konunun genel yönleri ve tüm boyutlarıyla incelenmesi gerekmektedir.
Türkiye'nin arkeolojik değerlerinin nasıl korunduğunun ayrıntılarıyla araştırılması, müzelerin tüm sorunlarının irdelenmesi ve bu konuda gerekli yasal düzenlemelerin bir an önce yapılmasının altyapısının oluşturulması amacıyla ve aşağıdaki gerekçelerle, Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmasını istiyoruz.
Saygılarımızla.
1- Yakup Kepenek (Ankara)
2- Osman Coşkunoğlu (Uşak)
3- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
4- Abdurrezzak Erten (İzmir)
5- Vezir Akdemir (İzmir)
6- Muharrem Kılıç (Malatya)
7- Orhan Eraslan (Niğde)
8- Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
9- Hakkı Ülkü (İzmir)
10- Kemal Sağ (Adana)
11- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
12- Ali Cumhur Yaka (Muğla)
13- Hasan Ören (Manisa)
14- Mustafa Gazalcı (Denizli)
15- Berhan Şimşek (İstanbul)
16- Erol Tınastepe (Erzincan)
17- Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
18- Canan Arıtman (İzmir)
19- Türkân Miçooğulları (İzmir)
20- Bülent Baratalı (İzmir)
21- Mehmet Işık (Giresun)
22- İsmail Özay (Çanakkale)
23- Abdulaziz Yazar (Hatay)
24- Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
25- Erdal Karademir (İzmir)
26- Yılmaz Kaya (İzmir)
27- Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
28- Nurettin Sözen (Sivas)
29- Uğur Aksöz (Adana)
30- Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
31- Sedat Pekel (Balıkesir)
32- Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
33- Mehmet U. Neşşar (Denizli)
Gerekçe:
Ülkemiz Osmanlıdan bu yana çok önemli tarihî eserlerini koruyamamaktadır. Bu olgu, başta Zeus Tapınağının Berlin'de bulunması olmak üzere, sayısız örnekle kanıtlanabilir.
Son yıllarda kamuoyunun duyarlılığının da artmasıyla, yabancıların elinde bulunan arkeolojik varlıkların ülkemize getirilmesi yönünde önemli gelişmeler olduğu da bilinmektedir.
Yabancıların elinde bulunan ve yurda getirilen değerlerimizin en başarılı örneklerinden biri Karun Hazinesiydi.
Hazine, 1960'lı yıllarda ülkemizden kaçırılmış, 1980'li yıllarda ABD'de Metropolitan Müzesinde ortaya çıkmıştır. Hazine, arkeoloji konularında uzman olan gazeteci Özgen Acar'ın çabalarıyla ve o zamanki Kültür Bakanları, özellikle de Fikri Sağlar'ın girişimleriyle on yıllık bir hukuk savaşı ve 40 000 000 dolar dolayında bir harcama sonucu kazanılmıştı. Ülkemize 1993'te 363 parça olarak getirildi ve büyük bir iyi niyetle asıl yeri Uşak'a götürüldü.
Ancak, bir parçasının yolda kaybolduğundan başlayarak, Hazineyle ilgili çok sayıda haber basında yer aldı ve alıyor.
Araştırmamız, öncelikle Kanatlı Denizatı Broşunun ve Hazinenin diğer parçalarının ülkemize yeniden kazandırılması ve sonrasındaki durumunu doğru biçimde saptamalıdır. Kamuoyunun birinci derecede beklentisi budur.
İkinci ancak hiç de ikincil olmayan konu, ülkemizin her biri her bakımdan çok değerli olan arkeolojik hazinelerinin nasıl korunduğu başta olmak üzere, müzelerin işleyişi ve tarihî eserlerin değerlendirilmesiyle ilgili bilgi edinilmesidir. Bu inceleme, ülkemizin müzelerinin durumu, arkeolojik değerlerimizin daha güvenli korunması ve sergileme ve diğer yollardan tanıtımlarının daha etkin ve verimli olması için ne tür yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılması gerektiğine de açıklık kazandıracaktır.
Üçüncü ve çok önemli bir nokta daha var. Ülkemizin tarihsel hazinelerini şu ya da bu yolla elde edenler, uluslararası hukuka uygun yollardan bunların geri istenmesi karşısında, çoğu kez "Türkiye'nin bu eserleri koruyamadığı" gerekçesine sığınıyorlar. İstediğimiz Meclis araştırmasının onaylanmasıyla, yabancılara bu gerekçeyi vermeyecek yasal önlemlerin alınması da sağlanmış olacaktır.
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer önergeyi okutuyorum:
2.- Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 32 milletvekilinin, Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığınca yapılan ihalelerin hukuka uygunluğunun araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/370)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları ve Donatım Dairesi Başkanlığının 14 kasım 2005 tarihinde ilköğretim okulları 4 üncü ve 5 inci sınıflarda kullanmak için açtığı laboratuvar malzemesi alım ihalesini "Bilgin Eğitim ve Teknoloji Araçları" şirketi kazanmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları ve Eğitim Araçları Yönetmeliğine göre malzemenin ihaleden önce incelenip uygunluk kararı alındıktan sonra ihale edilmesi gerekirken, ihale edilen malların Talim Terbiye Kurulundan (TTK) incelenmesi 6 Aralık 2005 günü istenmiştir. Yani, ihale önce yapılmış, daha sonra malzemenin uygunluğu standart ve ders programlarına uygunluğu istenmiştir.
İnceleme komisyonları, dijital multimetre, diyapozon, çiçek kesiti modeli, gravzant halkası, hidroklorik asit, kimya termometresi, alçak gerilim güç kaynağı, bira mayası, aseton, konik dereceli kap, biüret ayracı, ayırma hunisi, yarım küre gibi onlarca deney aracının ilköğretim 4 üncü ve 5 inci sınıf programının öngördüğü deneylerde kullanılmadığı, bedeli yüksek olan 15 parçanın ilköğretim okullarında öngörülen deneylerle ilgisinin olmadığı, bu malzemelerin liselerde kullanılabileceğini tespit etmiştir.
Bilgin Eğitim ve Teknoloji Araçları firması ihale süreci sonuçlanmamasına karşın, malzemeleri Hasanoğlan'daki Ders Araç ve Gereçleri Deposuna yerleştirmiştir. Olay basına yansıyınca da malzemeler depodan apar topar alınarak başka yere götürülmüştür.
Millî Eğitim Bakanlığı 25 000 YTL'nin altında alımları ihaleye çıkarmadan yapabilmektedir. Kimi zaman Bakanlık bölümlere ayırarak alımlar yapmıştır.
Birçok ihalelerin yönetmeliğe, usule, yasalara uygun olarak, kamu yararı gözetilerek gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin tarafsız bir araştırma yapılması gerekir.
Yukarıda adı geçen ihale de içerisinde olmak üzere 3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinden bu yana Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim Araçları Daire Başkanlığınca yapılan ihalelerin yönetmeliğe, usule ve hukuka uygun olarak yapılıp yapılmadığının irdelenmesi için Anayasanın 98 inci maddesine Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddesine göre Meclis araştırması açılmasını dileriz.
Saygılarımızla.
1.- Mustafa Gazalcı (Denizli)
2.- Erdal Karademir (İzmir)
3.- Ali Cumhur Yaka (Muğla)
4.- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
5.- Abdurrezzak Erten (İzmir)
6.- Vezir Akdemir (İzmir)
7.- Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
8.- Muharrem Kılıç (Malatya)
9.- Berhan Şimşek (İstanbul)
10.- Orhan Eraslan (Niğde)
11-. Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
12.- Hakkı Ülkü (İzmir)
13.- Kemal Sağ (Adana)
14.- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
15.- Hasan Ören (Manisa)
16.- Erol Tınastepe (Erzincan)
17.- Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
18.- Canan Arıtman (İzmir)
19.- Türkân Miçooğulları (İzmir)
20.- Bülent Baratalı (İzmir)
21.- Mehmet Işık (Giresun)
22.- İsmail Özay (Çanakkale)
23.- Abdulaziz Yazar (Hatay)
24.- Muharrem Toprak (İzmir)
25.- Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
26.- Yılmaz Kaya (İzmir)
27.- Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
28.- Nurettin Sözen (Sivas)
29.- Uğur Aksöz (Adana)
30.- Sedat Pekel (Balıkesir)
31.- Ayşe Gülsün Bilgehan (Ankara)
32.- Yakup Kepenek (Ankara)
33.- Mehmet U. Neşşar (Denizli)
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail Alptekin'in, beraberinde bir Parlamento heyetiyle, Bangladeş Parlamento Başkanı Muhammad Jamuriddin Sincar'ın, Bangladeş'e resmî davetine icabetine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1076)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili Sayın İsmail Alptekin'in, Bangladeş Parlamento Başkanı Muhammad Jamuriddin Sincar'ın davetine icabet etmek üzere, beraberinde Parlamento heyetiyle, Bangladeş'e resmî ziyarette bulunması hususu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkındaki 3620 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Bülent Arınç
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 13.6.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisini İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Ali Topuz
İstanbul
Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 7 nci sırasında yer alan 952 sıra sayılı Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ile 12 milletvekilinin Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu raporunun bu kısmın 5 inci sırasına, 291 inci sırasında yer alan 1040 sıra sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu raporunun bu kısmın 6 ncı sırasına alınması önerilmiştir.
BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerinde, lehte, Sayın Ali Topuz -sırasıyla okuyorum milletvekili arkadaşlarımızı- Sayın Orhan Eraslan ve Sayın Ümmet Kandoğan'ın söz talepleri vardır. Aleyhinde, Malatya Milletvekili Sayın Süleyman Sarıbaş.
İlk söz, önerinin lehinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Ali Topuz; buyurun efendim.
Saygıdeğer arkadaşlarım, bir hususu düzeltiyorum: Sayın Süleyman Sarıbaş'ın aleyhte söz talebi, gelecek olan AK Parti grup önerisiyle ilgilidir; onun için, sayın milletvekilimiz bu öneride konuşmayacaklar.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Ümmet Kandoğan konuşmakta ısrarlıysa, ben, söz hakkımı kendisine verebilirim, benim diğer öneride de söz talebim var; çünkü, kendisi de teklif sahibidir; ben, daha sonra AK Parti Grubunun önerisinde konuşabilirim.
BAŞKAN - Tamam.
Sayın Topuz konuşma talebinden vazgeçti; önce Sayın Eraslan'a, daha sonra da Sayın Ümmet Kandoğan'a söz vereceğim.
Sayın konuşmacılar, yine biraz önce izah ettiğim şekilde, konuşmalarını süreleri içerisinde tamamlasınlar; ondan sonraki eksüre sadece 1 dakikadır.
Grup önerisi lehinde, buyurun Sayın Eraslan.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi lehinde söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım, 21.6.2005 tarihinden itibaren Adalet Komisyonunda görüşülüp oybirliğiyle kabul edilen ve 952 sıra sayısını alan Memurların Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı, iki defa Meclis gündemine alt sıralardan alındı, görüşülemeden kaldı.
Değerli arkadaşlarım, 25 000 memur ailesini, çocuklarıyla, aileleriyle, yakınlarıyla birlikte ilgilendiren önemli bir kanun tasarısı. Bunda, komisyonda oybirliğimiz var. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu tasarıyı destekleyeceğimizi söyledik; herhangi bir muhalefetimiz yok, 330 bulma açısından bir sorun yok, bunda birlikte hareket edeceğimizi söyledik. 2 defa Meclis gündemine geldi. Bakınız, ben, sizlere bunu göstermek istiyorum -müsaade ederseniz- birisi, 1 Mart 2006 tarihinde geldi. 1 Mart 2006 tarihinde, değerli arkadaşlarım, en son sıradan, disiplin cezalarının affıyla ilgili kanun tasarısı geldi. Ondan önce, at yarışı hakkındaki kanun tasarısı görüşüldü. Ondan önce, Sağlık Bakanlığının dönersermayeyle ilgili kanununda değişiklik yapılması hakkındaki tasarı vardı. Ondan önce, Gelir Vergisi Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin tasarı vardı. 1 Mart gündeminin 4 üncü sırasına konulan bu kanun tasarısından, hiçbirisi, daha önemli değildi. Nihayet, geçtiğimiz hafta, değerli arkadaşlarım, bu kanun tasarısı yeniden Meclis gündemine geldi; 6 ncı sıradan girdi. Önde, daha önemli sayamayacağımız kanun tasarıları vardı; ne yazık ki, bu da görüşülemeyerek, iki defa getirildi gündeme, iki defa geri çekildi.
Şimdi, bugün, farklı bir gündemle -bize dağıtılan şekliyle- Adalet ve Kalkınma Partisinin grup önerisi farklı bir gündemle geliyor. Buradaki tasarıların hiçbirisi, bizim, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi olan memurların disiplin cezalarının affından daha önemli, daha yakıcı bir sorun değil. Değerli arkadaşlarım, demek ki, Adalet ve Kalkınma Partisi, memurların disiplin cezalarının affedilmesi konusunda samimî bir arayış içerisinde değil, samimî bir davranış içerisinde değil; ama, zaman zaman basında, sağda solda "efendim biz memur disiplin cezalarının affını istiyoruz; ama, Cumhuriyet Halk Partisi razı gelmiyor" gibi söylentiler çıkarılmakta.
Bakınız değerli arkadaşlarım, bu tasarı, 10.3.2005 tarihinde Meclise sevk edilmiş, 21.6.2005 tarihinde görüşülerek sıra sayısı almıştır; yani, bir yılı aşkındır TBMM gündeminde bekliyor. Bir yılı aşkındır birçok yasalar görüşüldü, önemli-önemsiz, hatta bazı günler Meclis kapatıldı ve ancak, 25 000 memur ailesinin derdine derman olacak bu tasarı görüşülmedi; acaba neden?
Şimdi, değerli arkadaşlarım, bu tasarı, her şeyden önce sizin sözünüzdür, taahhüdünüzdür. Memur sendikalarıyla 30.9.2004 tarihinde yapılan toplugörüşme sırasında, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin'in de imzasını taşıyan mutabakat zaptıyla sözünüzdür; yani namusunuz haline gelmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, sizin bu namus borcunuzu yerine getirmenize fırsat tanımak istiyoruz, sizin namus borcu borçlu olmamanız için destek olmak istiyoruz. Bu itibarla, bu tasarıyı görüşmemizin çok büyük önemi var; ama, öyle zannediyorum ki, orada söz verildi, daha sonra cayıldı; çünkü, görüldü ki -Sayın Cumhurbaşkanının da belirttiği gibi ve yargı kararlarında da belirtildiği gibi- siyasî mülahazalarla, kimi yerlerde, kimi noktalarda görev yapan memurları görevlerinden alamadığınız için ya da yargıdan geri dönmesini engellemek için, siyasî mülahazalarla, sözümona disiplin soruşturmaları açıldı. Bu disiplin soruşturmaları sonunda uyarma, kınama gibi, yargıya da gidemeyecek, yargı marjının altında bulunan birtakım cezalarla, kimi memurların pozisyonları kaybettirildi. Şimdi bu yasa görüşülürse, bunun yeniden iadesi gündeme gelecek; bunu engellemek için, İktidar Partisi, ne yazık ki, iki defa tasarıyı gündeme aldırıyor, iki defa geri çekiyor.
Akşam, Antalya İlinden bir din görevlisi memur arkadaşımız arayarak, aynen şu benzetmeyi yaptı: "İki defa siniye yiyeceği koydular, elimizi uzatacağımız zaman siniyi kaldırıp götürdüler; inşallah, seçim gelecek biz de iki defa elimizi sandığa doğru uzatacağız, sonra geri çekeceğiz."
Böyle bir şey olamaz. Bir söz varsa ortada, bu söz namus sözüdür, yerine gelmelidir. Bunun peşindeyiz. Kaldı ki, biz, buna -bu söz sizin sözünüz olmasına rağmen- rıza gösterdik; tamam, biz de uygundur diyoruz, birlikte çıkaralım buyurun dedik; ama, ne yazık ki, heyhat, başka şeylerle uğraşılıyor, memur disiplin cezalarının affı konusunda hiçbir çaba yok.
Değerli arkadaşlarım, biz, memurların sadece disiplin cezaları konusunda yardımcı olacak değiliz size; getirin sicil affını; ona da yardımcıyız. Getirin memurların sicil affını; ona da yardımcıyız.
Yine, 30.9.2004 tarihindeki mutabakat zaptında yer alan birtakım sözler var. Disiplin cezalarının niteliğinin değiştirilmesi, disiplin kurullarının yapısının değiştirilmesi, memur sendikalarından kurullara üyelerin alınması, yine, uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimine açılması gibi hususlarda, Hükümetin memur sendikalarıyla mutabakatı var. Getirin, bunlara da razıyız, bunlara da mutabıkız, bunlara da destek olacağız; ama, ne yazık ki, görevden alınmasının uygun görülmeyeceği düşünülen kamu görevlilerinin görevden alınması için, sözümona, siyasî mülahazalarla, soruşturma açılarak, soruşturma yapılarak, yıllarını devlete hizmetle geçirmiş bigünah kimi kamu görevlilerini görevlerinden uzaklaştırarak, kararname hazırlayabilmek ve yandaş ataması yapabilmek için ve yargıyı da dolanmak için getirdiğiniz sistem sizin elinizi kolunuzu bağlıyor. Bu kadar açık bir söz olmasına rağmen, sözün yerine gelmesini engelliyor.
İlk defa; bakınız, ülkemizin tarihinde ilk defa, idarî yargı bir karar verdi; dedi ki: Kınama cezaları, Anayasada, biliyorsunuz, yargı denetimi dışında olabilir. Bu olabiliri, uluslararası sözleşmelere attığımız imzalar çerçevesinde değerlendirerek ve Anayasanın 90 ıncı maddesi çerçevesinde değerlendirerek, hakkın suiistimali noktasına gelmiştir disiplin cezası dedi. Partizanlığın, yani, suiistimalin yargı kararıyla tespiti anlamına gelecek şekilde, sizin Hükümetiniz döneminde verilen kınama cezasını, değerli arkadaşlarım, iptal etti. Bundan ders alınacak bir durum var.
Hukuka aykırılık sadece bu kadarla kalmadı. Bakınız, memur disiplin cezalarını kaldıracağız diyorsunuz; ama, bu konuda adım atmakta gönülsüz olduğunuz, bizim tarafımızdan ayan beyan; ama, bunu, bir biçimde, bilgi kirliliği yoluyla, kamuoyundan gizlemek istiyorsunuz. Şimdi, ortaya çıkan durum çok açık; Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarınız dahi, yargı kararlarını uygulamamaktan dolayı mahkûm oldu.
Değerli arkadaşlarım, af, bir lütuf değildir, memur affı bir lütuf değildir, sizin taahhüdünüzün bir gereğidir, sözünüzün bir gereğidir. Bunun için, Cumhuriyet Halk Partisi size bir imkân sunuyor. Sözünüzü yerine getirin, biz destek olacağız; buyurun, birlikte, memur affını çıkaralım, siz de bu sözün borcu altında kalmayın.
Bu itibarla, Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisini destekleyeceğinizi umuyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Eraslan.
Grup önerisinin lehinde, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan…
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Sayın Ali Topuz'un kendi konuşma hakkını bana vermiş olmasından dolayı kendilerine şükranlarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin disiplin affı, Türkiye'de birbuçuk yıldan beri gündemde olan bir konu. Ben de yirmiüç yıl kamu görevi yapmış olmam nedeniyle memurların durumlarını çok yakından tanıma fırsatını bulduğum için, onların değişik nedenlerle almış oldukları disiplin cezalarının affedilmesiyle ilgili bir kanun teklifi verdim. Daha sonra da, Hükümet, benim bu teklifimden sonra bir kanun tasarısı haline getirip bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine sundu ve komisyondan da geçerek Türkiye Büyük Millet Meclisinin huzuruna geldi.
Şimdi, geçen haftaki AK Parti grup önerisi elimde. Geçen hafta, AK Parti, grup önerisinde, 952 sıra sayılı bu kanun tasarı ve tekliflerinin geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesiyle ilgili olarak bir öneri sundu ve o önerinin lehinde ben de çıkıp konuşma yaptım. Grup Başkanvekiline teşekkür ettim. Memurlarımızla ilgili bir hususun, bir sıkıntının ortadan kaldırılması noktasında AK Partinin böyle bir öneri getirmiş olmasından dolayı kendilerine teşekkür ettim; ancak, bu hafta o teşekkürümü geri alıyorum, geri alıyorum, 25 000 kamu görevlisi adına bu teşekkürümü geri alıyorum.
Sayın milletvekilleri, siz, Meclisin huzuruna, milletvekillerinin huzuruna ve onların oylarını alarak bir gündem getiriyorsunuz ve o gündemin gereğini AK Parti olarak yapmıyorsunuz. Sayın Grup Başkanvekilim, gelin buraya, bunu, niçin geçen hafta bunu bu önerinin içerisine yerleştirdiğinizi, geçen hafta niye görüşmediğinizi, bu hafta niye bunu gündeme tekrar yazmadığınızı, geliniz, milletin önünde, bu kürsüden bunun gerekçelerini söyleyiniz. Siz, Meclisi bu kadar hafife alamazsınız Sayın Grup Başkanvekilim, bu kadar hafife alamazsınız! Milletvekillerini bu kadar hafife alamazsınız! Siz, bir konuda milletvekillerinin oylarını alarak bir gündem tayin ediyorsanız, o gündemin gereğini geçen hafta yapmak zorundaydınız. Eğer, geçen hafta çeşitli sebeplerle olmamışsa, yapamamışsanız, bu hafta, onu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirmek durumundasınız. Şimdi, her gün onlarca kamu görevlisi bizi arıyor; AK Partinin bu konudaki niçin böyle zikzaklar içerisinde olduğunu bize soruyor.
Şimdi, dün, AK Parti Grup Başkanvekili Sayın Gündüz -basın toplantısı yapar haftalık çalışmayla ilgili- basın toplantısında diyor ki: "Memurların bu disiplin affıyla ilgili hükmü, muhalefetle uzlaşırsak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirebiliriz." Sayın Başkan, geçen hafta uzlaşmadınız mı?! Geçen hafta bu konuda mutabakat sağlanmadı mı?! Bu konunun Türkiye Büyük Millet Meclisine alınması noktasında Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerimiz, grup başkanvekilleri size destek vermedi mi?! Ne oldu bir haftadan beri de, ne değişti, topu muhalefetin üzerine atıyorsunuz?! İşte, muhalefet burada. Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan arkadaşımız açıkça dedi ki: "Getirin, destekleyelim..." Ben de kanun teklifinin sahibi olarak diyorum ki, getirin, 330 sağlanması gerekiyor; evet, hep beraber buradayız; bu kanun teklifini, tasarısını burada kanunlaştıralım; ama, ne hikmetse, niçin böyle bir politika uyguluyorlar, onu bilemiyorum; ama, merak da ediyorum. Sayın Grup Başkanvekili benim konuşmamdan sonra gelsin bu kürsüye, niçin kamu görevlilerinin disiplin affıyla ilgili tasarı ve teklifleri geçen hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirmiş olmalarına rağmen bu hafta niçin gündeme getirmediklerini milletin önünde kamu görevlilerine anlatsınlar.
Şimdi, bu memurlarımız ciddî sıkıntı içerisindeler.
Bakınız, yeni enflasyon rakamları açıklandı. Bir yıllık enflasyon rakamı 9,85. Siz, 2005 yılı içerisinde enflasyon içerisinde yer alan maddeleri değiştirerek en az 3 puanlık daha bir indirim sağladınız kâğıt üzerinde; 9,85… 3 puan daha ilave ederseniz, Türkiye'deki enflasyon yüzde 13, yüzde 13, yüzde 13…
SONER AKSOY (Kütahya) - Altı ay daha var…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Hayır, şimdi, Sayın Milletvekilim, bakınız, ben, bir yıl geriye giderek söylüyorum; yani, geçen sene mayıs ayından bu sene mayıs ayına olan enflasyon 9,85; bir yıllık süre. 3 puan da maddeleri değiştirerek oyun oynadınız; yüzde 13.
Şimdi, memura ne zam verdiniz, birinci altı ay ne zam verdiniz? Verdiğiniz zammı biliyorsunuz. Şu anda memurumuz sizden alacaklı; yani, ilk altı aylık enflasyon oranından dolayı sizden alacaklı. Geçen sene haziran enflasyonu 0,10 çıkmış, bu sene daha yüksek olacağı belli haziran enflasyonunun; yani, hazirandan hazirana enflasyon oranı yüzde 10'u geçecek. Siz, memura vermiş olduğunuz yüzde 2,5 zamlarla, memuru mutlu edeceğinizi mi zannediyorsunuz, mutlu ettiğinizi mi zannediyorsunuz?!
Geçen hafta da söyledim, gayrimenkul kira artışlarının ortalaması yüzde 21, bir yıllık. Bu memurlarımızın büyük çoğunluğu kirada oturuyorlar. Doğalgaza yapılan zam bir yıllık yüzde 43 değerli milletvekilleri; ama, sizin enflasyon hesabınız nasıl yapılıyorsa ben de onu merak ediyorum, anlamıyorum, enflasyon hesabınız 9,85.
Şimdi, bakınız, memurlarla ilgili olarak elimde rakamlar var; o rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum. Memurların yüzde 30'u ay sonunu kredi kartında vadeli işlemler yaparak getiriyor, yüzde 30'u. Yüzde 8'i ikinci iş yapıyor memurların, yüzde 7,3'ü fazla mesai yapıyor, yüzde 19,4'ü yakınlarından maddî destek alarak hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar ve yüzde 35'i de mümkün olduğunca harcama yapmamaya çalışıyor ve yine çarpıcı bir rakam, memurların almış olduğu maaşların yüzde 95'i gıda ve kira harcamalarına gidiyor.
İşte, Türkiye'de böyle yaşayan memurların içlerinden hasbelkader çeşitli sebeplerle disiplin suçu işleyenlerin bu disiplin affını niçin gündemden kaçırmaya çalışıyorsunuz?! Ama, geçen hafta gece yarısı bir operasyon yapmaya çalıştınız. O operasyonda, Sayın Başbakanı, geçmiş belediye başkanlığı döneminde yapmış olduğu bazı uygulamalar neticesinde idarî, cezaî ve malî sorumluluklardan kurtarmak için, görüşülmekte olan, hiç alakası olmayan bir kanun teklifinin içerisine bir geçici madde yerleştirmeye çalıştınız. Açılmış olan davaları kapatıyorsunuz orada ve eğer karar verilmişse, bütün sonuçlarıyla beraber ortadan kaldırılması hükmünü de o geçici maddenin içerisine yerleştiriyorsunuz.
Ee, şimdi, gece yarısı operasyonuyla Sayın Başbakanı kurtarmaya çalışıyorsunuz, kişiye özel kanun çıkarmaya çalışıyorsunuz; ama, 25 000 memur, bizden, aylardan beri, yıllardan beri bir disiplin affı bekliyor; ama, o uygulamayı, ne zaman gündeme geleceği belli olmayan bir meçhule doğru itiyorsunuz. Bunun haklı ve mantıklı bir izahını yapabilir misiniz?!
Ve yine, ve yine, bugün getirmiş olduğunuz öneride, tam 16 kanun tasarısı ve teklifini temel yasa olarak görüşmek istiyorsunuz. Yani, bu, dünyanın neresinde görülen bir uygulamadır?! 21 maddelik bir kanunu dahi temel yasa olarak getirmeye çalışıyorsunuz. Yani, siz, bu yasaların, bu Meclisçe konuşulmasından, tartışılmasından niye rahatsız oluyorsunuz?!
Geçen hafta, benim konuşma yapmamın önlenmesi için yaptığınız uygulamalardan bahsettiğimde, oradan dediler ki milletvekillerimiz: "Bize hakaret ediyorsunuz." Getirdim bugün, geçen haftaki, daha önceki haftalardaki AK Partili milletvekillerinin sadece kürsüdeki konuşma hakkını engellemek, bir hakkı suiistimal etmek noktasındaki yaptıkları konuşmaları getirdim, biraz sonra huzurlarınızda sizlere takdim edeceğim. Bir cümle, iki cümle edip yerine oturuyor sayın milletvekilleri. Ha, sizin bakış açınız bu olabilir; ama, biz muhalefet olarak Meclise katkı yapmak istiyoruz, bu kanunlarda bildiklerimizi, öğrendiklerimizi, doğruları sizlerle paylaşmak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ SEZAL (Kahramanmaraş) - Yeter paylaştığın!
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Oradan bir milletvekilimiz, "yeter paylaştığınız" diyor. Sayın Milletvekili, bu millet bize oy verirken… Milletvekilinin birinci görevi budur, Türkiye Büyük Millet Meclisin çalışmalarına katkı yapmak; birinci görevimiz bu. Tayin yapmak, Ahmet'in, Mehmet'in işini takip etmek değil, ihale peşinde koşmak değil. Bizim işimiz, milletvekili olarak birinci işimiz, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki çalışmalara milletvekili olarak azamî ölçüde katkı sağlamak; ben bunun mücadelesini yapıyorum, ben bunun gayreti içerisindeyim.
İşte, altı ay sonra belki erken seçim var, olmazsa birbuçuk yıl sonra var. Göreceğiz, yarın milletin huzuruna gittiğinizde soracaklar, Meclis çalışmalarına nasıl katkı sağladığınızı soracaklar. Meydanlarda söz verdiğiniz hususları Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir kez bile dile getirmediğinizi soracaklar.
Kahramanmaraş meydanında "başörtüsü namusumuzdur" derken, milletin oyunu alırken, bu konuyla ilgili hiçbir milletvekilinin gelip burada tek bir cümle bile etmemesinin hesabını sizden soracaklar Sayın Milletvekilim.
SONER AKSOY (Kütahya) - Size de soracaklar.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bana söyleyen Sayın Milletvekilim, size hitap ediyorum, o sözler sizin ilinizin meydanında söylendi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Sen söylemedin mi o dönemde?
AHMET YENİ (Samsun) - Denizli'de size sormayacaklar mı?!
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - O dönemde söyledin mi söylemedin mi?
ALİ SEZAL (Kahramanmaraş) - Konuşmayı da sana soracaklar.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, teşekkür ediyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben de teşekkür ediyorum.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - O dönemde söyledin mi söylemedin mi Ümmet?
AHMET YENİ (Samsun) - Denizli'de sen de söyledin.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ben onun hesabını verdim geliyorum kardeşim. Ben onun hesabını verdim.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri…
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Buyurun Sayın Gündüz.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Kandoğan'ın sataşmasına cevap vermek istiyorum.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Aleyhinde konuşma hakkınız var, sataşma için gerek yok. Söz hakkınız var.
BAŞKAN - Sayın Gündüz, eğer konuşma yapacaksanız, zaten bu grup önerisinin aleyhinde olan haklar duruyor; buyurun konuşun.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Süreyi dolduramayacağı için konuşmuyor.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Söz hakkınız var zaten.
BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım…
Bir talebiniz var mı Sayın Gündüz?
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Konuşacağım.
BAŞKAN - Aleyhinde?..
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN - Buyurun.
Grup önerisinin aleyhinde İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz… (AK Parti sıralarından alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Cumhuriyet Halk Partisinin Grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum; aynı zamanda, Grup Başkanvekili diyerek şahsımı da hedef alarak, Sayın Kandoğan'ın iddialarına da cevap vermek istiyorum.
Şimdi, biz, dünkü gelişmeleri dikkate alarak… Esasında, Grup olarak, her pazartesi Meclis gündemiyle ilgili muhalefet grup başkanvekillerini -nöbetçi kimse, onları- bilgilendirerek gündemi müştereken tespit etmeye özen gösteriyoruz; özellikle, benim şahsımın nöbetçi olduğu Genel Kurul çalışmalarında. Ancak, dünkü gelişmeleri dikkate alırsanız, Avrupa Birliğiyle ilgili çok ciddî bir süreç başladı. Bu süreçte, Avrupa Birliğiyle ilgili pürüzün çözülmesi beklendi; çözülmesinin kararı verildikten sonra, gidilip gidilmeyeceği kararı netleşmediği için, bizim de Genel Kurul gündemimiz, -özellikle Avrupa Birliğine uyum paketleri- Dokuzuncu Uyum Paketinin gerektirdiği yasal düzenlemelerin, bu çerçevede, yeni bir heyecan dalgası içerisinde Genel Kuruldan geçirilmesine yönelik idi.
Bununla ilgili, özellikle Sayın Ali Topuz Beyle ben görüştüm bizatihi. Daha sonra da, Anavatan Partisi Grup Başkanvekillerini de ziyaret etmek istedim; ama, Ömer Abuşoğlu Beyle telefonla da görüştüm. Aynı bu gerekçelerle, grup gündemi belirlenirken Ali Topuz Beyin bir ricası oldu, dedi ki "bizim, orman mühendisleriyle ilgili bir yasal düzenleme var; bunu gündemimize alalım." Ama, onlar bugünün gündemine alınmasını arzu ettiler; fakat, biz, bu haftanın gündemi içerisinde yer alması gerektiğine inandık. Arkasından ikinci bir talepleri vardı, memur sicil affıyla ilgili.
Şimdi, Ümmet Kandoğan Beye de cevap veriyorum. Geçen hafta Genel Kurulu hep beraber, birlikte, burada yaşadık. Hemen hemen her gün Danışma Kurulu önerileri geldi. Her Danışma Kurulu önerileri -ki, biz muhalefetin, tabiî, görüşlerine saygılıyız; ancak- her Danışma Kurulu önerisi Genel Kurulun 2 saatini aldığı için, geçen perşembe günü çıkması gerekli olan, ki... Biz, Grup olarak, bir aydan beri, 330 gerektiren, nitelikli çoğunluk gerektiren yasaları bir haftaya topladık; çünkü, biz İktidar Grubuyuz. Pek çok milletvekilimizin yurtdışı komisyonlarda görevi var; o yüzden, onların dahi yurt dışına çıkışlarını durdurarak, dedik ki, bütün arkadaşlarımız, bakanlarımızla beraber, mutlaka, zarurî bir mazeretleri yok ise Genel Kurulda bulunsunlar. Ancak, bu ardı ardına gelen grup önerilerinin zamanı uzatması dolayısıyla, maalesef, bu memur sicil affı gündeme gelmedi. Ama, Sayın Ali Topuz Beyin de isteğiyle, ki, biz de dedik ki, eğer siz, ki... Basına da yanlış bilgi verildi; yani, bu konuda, AK Parti Grubunun, özellikle bir savcının da bu…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Doğru, doğru, aynen öyle!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - …efendim, bu memur sicil affı içerisine ithal edilmesi düşüncesinden kaynaklanan bir gerekçeyle, bu geciktirildi diye. Kesinlikle öyle bir şey yoktur; göreceğiz. Biz, bunu da gündemimize aldık.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Söylendi efendim, doğru!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - O yüzden, biz, AK Parti Grubu olarak, CHP'nin grup önerisinin aleyhinde olduğumuzu arz ediyor, bu istikamette de desteklerinizi bekliyor, hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Geçen hafta niye 19.00'da kapattık; 23.00'e kadar çalışırdık, biterdi!
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gündüz.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin grup…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısının aranılmasını istiyoruz.
BAŞKAN - Karar yetersayısını arayacağım.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisini oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur; birleşime, 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.03
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.15
BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114 üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre vermiş olduğu önerinin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Öneriyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmemiştir; karar yetersayısı vardır.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
2.- Gündemdeki sıralama ile 1192, 1206, 1202, 1201, 945, 933 ve 933'e 1 inci ek, 1057, 662, 1159, 1193, 1037, 1040, 1041, 922 ve 1086 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin İçtüzüğün 91 inci maddesi gereğince temel kanun olarak görüşülmesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti grup önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 13.6.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
İrfan Gündüz
İstanbul
AK Parti Grup Başkanvekili
Öneri:
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının 355 inci sırasında yer alan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 4 üncü sırasına, 364 üncü sırasında yer alan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 6 ncı sırasına, 361 inci sırasında yer alan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 7 nci sırasına, 358 inci sırasında yer alan 1199 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 8 inci sırasına, 360 ıncı sırasında yer alan 1201 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 9 uncu sırasına, 363 üncü sırasında yer alan 1204 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 10 uncu sırasına, 46 ncı sırasında yer alan 945 sıra sayılı kanun tasarının bu kısmın 11 inci sırasına, 359 uncu sırasında yer alan 1200 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 12 nci sırasına, 290 ıncı sırasında yer alan 933 ve 933'e 1 inci ek sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 13 üncü sırasına, 297 nci sırasında yer alan 1057 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 14 üncü sırasına, 362 nci sırasında yer alan 1203 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 15 inci sırasına, 48 inci sırasında yer alan 662 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 16 ncı sırasına, 344 üncü sırasında yer alan 1159 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 17 nci sırasına, 15 inci sırasında yer alan 949 sıra sayılı kanun teklifinin bu kısmın 18 inci sırasına, 356 ncı sırasında yer alan 1193 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 19 uncu sırasına, 7 nci sırasında yer alan 952 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 20 nci sırasına, 288 inci sırasında yer alan 1037 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 21 inci sırasına, 291 inci sırasında yer alan 1040 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 22 nci sırasına, 292 nci sırasında yer alan 1041 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 23 üncü sırasına, 16 ncı sırasında yer alan 922 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 24 üncü sırasına, 14 üncü sırasında yer alan 1086 sıra sayılı kanun tasarısının bu kısmın 25 inci sırasına, gelen kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan 1206 sıra sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısının 48 saat geçmeden yine bu kısmın 5 inci sırasına alınması ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun; 13.06.2006 Salı ve 14.06.2006 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesi, 13.06.2006 Salı günkü birleşiminde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi; ayrıca, Genel Kurulun; 13.06.2006 Salı ve 14.06.2006 Çarşamba günleri 15.00-23.00, 15.06.2006 Perşembe günü 14.00-22.00 saatleri arasında çalışması,
1192, 1206, 1202, 1201, 945, 933 ve 933'e 1 inci ek, 1057, 662, 1159, 1193, 1037, 1040, 1041, 922, 1086 sıra sayılı kanun tasarı ve tekliflerinin İçtüzüğün 91 inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülmesi ve bölümlerinin ekteki cetvellerdeki şekliyle olması, önerilmiştir.
1192 Sıra Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı Ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık Ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1ilâ 20 inci maddeler 20
2. BÖLÜM 1 ilâ 38 inci maddeler
(Geçici 1 inci madde dahil) 19
Toplam Madde Sayısı: 39
1206 Sıra Sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 23 üncü maddeler 23
2. BÖLÜM 24 ilâ 41 inci maddeler
(Geçici 1 ilâ 4 üncü maddeler dahil) 22
Toplam Madde Sayısı 45
1202 Sıra Sayılı Türkiye Yatırım Destek Ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 8 inci maddeler 8
2. BÖLÜM 9 ilâ 16 ncı maddeler 8
Toplam Madde Sayısı 16
1201 Sıra Sayılı Malî Suçları Araştırma Kurumunun Teşkilât Ve Görevleri İle Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 18 inci maddeler 18
2. BÖLÜM 19 ilâ 31 inci maddeler (Geçici 1 ilâ 3 üncü maddeler dahil) 16
Toplam Madde Sayısı 34
945 Sıra Sayılı Atatürk Kültür, Dil Ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 15 inci maddeler 15
2. BÖLÜM 16 ilâ 31 inci maddeler
(Geçici 1 ilâ 4 üncü maddeler dahil) 20
Toplam Madde Sayısı 35
933 Ve 933'e 1 İnci Ek Sıra Sayılı Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 25 inci maddeler 25
2. BÖLÜM 26 ilâ 50 nci maddeler 25
3. BÖLÜM 51 ilâ 75 inci maddeler 25
4. BÖLÜM 76 ilâ 97 nci maddeler 22
5. BÖLÜM 98 ilâ 103 üncü maddeler
(98 inci maddeye bağlı ek 15, 16, 17, 18 ile 99 uncu maddeye bağlı geçici 19 ilâ 20 nci maddeler dahil) 10
Toplam Madde Sayısı 107
1057 Sıra SayılıElektronik Haberleşme Kanunu Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 30 uncu maddeler 30
2. BÖLÜM 31 ilâ 58 inci maddeler 28
3. BÖLÜM 59 ilâ 71 inci maddeler
(69 uncu maddeye bağlı ek 3 üncü
ve 4 üncü maddeler, geçici 6 ncı
madde ile geçici 1, 2, 3 ve 4 üncü
maddeler dahil) 20
Toplam Madde Sayısı: 78
662 Sıra Sayılı Tohumculuk Kanunu Tasarısı
BÖLÜMLER MADDELER BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 20 nci maddeler 20
2. BÖLÜM 21 ilâ 43 üncü maddeler
(Geçici 1 ilâ 2 nci maddeler dahil) 25
Toplam Madde Sayısı: 45
1159 Sıra Sayılı Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER MADDELER BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 19 uncu maddeler (12 nci
maddeye bağlı (38)A, (38)B,
(38)C maddeleri dahil) 21
2. BÖLÜM 20 ilâ 40 ıncı maddeler (20 nci
maddeye bağlı geçici 10, 11,
12 nci maddeler dahil) 23
Toplam Madde Sayısı: 44
1193 Sıra Sayılı Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanunu Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 19 uncu maddeler 19
2. BÖLÜM 20 ilâ 33 üncü maddeler
(Geçici 1 ilâ 2 nci maddeler dahil) 16
Toplam Madde Sayısı: 35
1037 Sıra Sayılı Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukukî Veçhelerine Dair Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 15 inci maddeler 15
2. BÖLÜM 16 ilâ 31 inci maddeler
(Geçici 1 inci madde dahil) 17
Toplam Madde Sayısı: 32
1041 Sıra Sayılı Petrol Kanunu Tasarısı
BÖLÜMLER MADDELER BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 20 nci maddeler 20
2. BÖLÜM 21 ilâ 41 inci maddeler
(Geçici 1 ilâ 5 inci maddeler dahil) 26
Toplam Madde Sayısı: 46
1040 Sıra Sayılı Orman Mühendisliği, Orman Endüstri Mühendisliği ve Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Hakkında Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 9 uncu maddeler 9
2. BÖLÜM 10 ilâ 16 ncı maddeler
(Geçici 1 inci madde dahil) 8
Toplam Madde Sayısı: 17
922 Sıra Sayılı Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 13 üncü maddeler 13
2. BÖLÜM 14 ilâ 24 üncü maddeler
(Geçici 1 ilâ 4 üncü maddeler dahil) 15
Toplam Madde Sayısı: 28
1086 Sıra Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı ile Erzurum Milletvekili Mustafa Nuri Akbulut, Nevşehir Milletvekilleri Mehmet Elkatmış ve Osman Seyfi'nin Kanun Teklifleri.
BÖLÜMLER BÖLÜM MADDELERİ BÖLÜMDEKİ MADDE SAYISI
1. BÖLÜM 1 ilâ 21 inci Maddeler 21
2. BÖLÜM 22 ilâ 26 ncı Maddeler
(22 nci maddeye bağlı yeni
eklenen 66 ilâ 74 üncü maddeler
le geçici 1 ve 2 nci maddeler dahil 16
Toplam Madde Sayısı: 37
BAŞKAN - AK Parti grup önerisinin lehinde, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz.
Sayın Gündüz, buyurun.
Sayın Gündüz, süreniz 10 dakika.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Grubumuzun, Danışma Kuruluna önerisi, Genel Kurula önerisi biraz önce okundu. Aslında, burada, bizim, muhalefet partilerimizle fazla bir ayrı düşündüğümüz taraf yok.
ERDAL KARADEMİR (İzmir) - Nasıl yok?!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Ancak, bir farklı taraf var; o da, temel yasayla ilgili. Bizim, Avrupa Birliğine uyum sadedinde çıkarılması gerekli olan aşağı yukarı 14 tane yasa -ki, bunlar, komisyonlarda da genellikle hep mutabakatla çıkmış yasalar- ancak, bunlar, tabiî, çokmaddeli yasalar. Aynı zamanda, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesine göre temel yasa kabul edilebilmesi için bir yasanın hangi şartları taşıması gerektiğiyle ilgili de bilgiler var; ki, bir defa, kişisel veya toplumsal yaşamın büyük bir bölümünü ilgilendirmesi şartı... Bir defa, Avrupa Birliğine uyum gereği çıkarılması gerekli olan bu yasalar, bu yönüyle, zaten, toplumun bütününü, hatta ülkemizin bugününü ve yarınını ilgilendiren çok önemli yasal düzenlemelerdir. O yönüyle, temel yasa yapılması için mâni hiçbir hukukî engel yoktur diye düşünüyoruz.
Ayrıca, kendi alanındaki özel kanunların dayandığı temel kavramları gösteren, özel kanunlar arasında uygulamada ahengi temin eden, düzenlediği alan yönünden bütünlüğünün veya maddeler arasındaki bağlantıların korunması zorunluluğu bulunan, önceki yasalaşma evrelerinde de özel görüşme veya oylama usulüne bağlı tutulma gibi özellikleri taşıyan kanunlar.
Bir defa, Yüce Meclisimizin değerli üyelerinden, Genel Kurul çalışmalarının tam son devresine girdiğimiz, âdeta finişe girdiğimiz bu son günlerde -gerek muhalefet partisi milletvekillerinden gerekse İktidar Partisi milletvekillerimizden- bizim, İktidar olarak bir ricamız var; o da şudur: Son nefesimizi toplayarak, bu finişte, özellikle bu Avrupa Birliğine uyum yasalarını mutlaka çıkarmamız gerekiyor. O yüzden, biz, bunların temel yasa olarak, toplumu bütünüyle ilgilendirdiği için, Genel Kurulda o şekilde bölümlerini de biraz önce dinlediniz- ele alınması gerektiği ve bir an önce yasalaşmasında yarar gördüğümüz kanaatini taşıyoruz.
Arada, Avrupa Birliğine uyumla ilgili olmayan, ama, yine memleket için, ülkemiz için çok önemli olduğuna inandığımız bazı yasalar var; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Yasa Tasarısıyla ilgili; ki, bunun, Sayın Ali Topuz ve CHP de çıkması gerektiğine inanıyor, Anavatan Partisi de çıkmasının gerektiğini söylüyor. Burada, özellikle, yeni açılan ve açılacak olan sağlık ocaklarında ebe ve hemşire sıkıntısını gidermek üzere Sağlık Bakanlığına sözleşmeli sağlık personeli istihdamına izin veren bir yasal düzenleme var. Arkasından -Bilkent, memleketimizin, gerçekten, böyle, bütün dünyaya örnek göstereceği akademik kurumlarının önde gelenlerinden bir kurum- Bilkent'teki kaliteyi doğuya taşımakla ilgili, buna yönelik bir yasa tasarımız var.
Dolayısıyla, bu tür yasaların da, özellikle Hükümetten gelen talep doğrultusunda, yasalaşması gerektiğini söylüyoruz.
Bizim, gerek muhalefet partisinin sayın grup başkanvekillerine sunduğumuz listede iki haftalık bir gündemle çıkarabileceğimizi tahmin ettiğimiz yasal düzenlemelerdir. Eğer temel yasa olarak çıkarılması Genel Kurulumuzda uygun karşılandığı takdirde, bu yasaların bu hafta ve önümüzdeki hafta sonuna kadar mutlaka Genel Kuruldan geçeceği kanaatini taşıyoruz.
Arkadaşlarımızın şimdiye kadar gösterdiği metanete ve Genel Kurul yasama faaliyetlerindeki gösterdikleri gayrete şimdiden teşekkür ediyor, son soluk döneminde de aynı enerjilerini toplayarak desteklerini sürdürmesini diliyor, hepinize en derin sevgi ve saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Gündüz.
Önerinin aleyhinde, Malatya Milletvekili Sayın Süleyman Sarıbaş; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; AK Parti Grubunun haftalık gündemi belirlemekle ilgili grup önerisinin aleyhinde söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum ve bu haftanın milletimize, ülkemize hayırlı, uğurlu olmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce öneri lehinde söz alan AK Parti Grup Başkanvekili arkadaşım, bu yasaların Avrupa Birliği yasaları, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde olduğunu söyledi; tam adedi 25 adettir. Bir şey daha söyledi "Hükümet bunların çıkmasını istiyor" dedi. Bir de…
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Sayın Başkanım, 14 tanesi temel yasa…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - 24 yasa, 1 tanesi peki eksik olsun, 24 yasa.
Bir şeyi daha söyledi, dedi ki: "Bu yasaları muhalefet de destekliyor." Değerli arkadaşlar, muhalefet destekliyor, doğru; ülkenin bir petrol kanunu olacak, Petrol Yasası geliyor; ülkenin bir kat mülkiyeti kanunu olacak, Kat Mülkiyeti… Fakat, muhalefet, bu yasaların çıkmasını istiyor da, tartışarak çıkmasını istiyor; yani, toplumun sosyal kesimleriyle, halkımızla hep beraber, özümsenerek, bir yanlış yapmamak için tartışılarak çıkmasını istiyor. Elbette Petrol Kanununun çıkmasını istiyoruz, elbette Sıvılaştırılmış LPG Kanununun çıkmasını istiyoruz, elbette Kat Mülkiyeti Kanununun çıkmasını istiyoruz. Bizim istediğimiz şey, bunların çıkmaması değil, yanlış anlaşılan şey bu. Biz bunların elbette çıkmasını istiyoruz; ancak, biz, bunlar çıkarken, bu Parlamento aslî görevini yapsın ve bu tartışmanın içinde olsun diyoruz.
Demokratik rejimlerde parlamentonun aslî görevi, komisyonlardan gelen yasaları aynen geçirmek değil. Eğer, iki haftada, yani, altı günlük çalışma süresi içerisinde 24 yasayı geçirmeyi istiyorsanız, bunu böyle yapmayın. 24 yasa tasarının tamamını, hep beraber bir temel kanun kabul edin, 2 bölüme bölün, bir günde bitirin bu işi veyahut da yetki alın… Ki, özü budur, bunları ben kanun olarak kabul etmiyorum, bunlar hükümet kararnamesi olarak çıkıyor. Ne dedi Sayın Grup Başkanvekili: "Hükümet istiyor." Hükümet istiyorsa kararname olarak çıkarsın. Zaten kararname oluyor. Ben, altı günlük tartışmada 24 yasa tasarısının 1 000'in üzerindeki maddesinin hiçbirini tartışamayacağıma göre, araştıramayacağıma göre milletvekili olarak, o maddeyi ilgilendiren sosyal gruplarla görüşemeyeceğime göre… Bu kanun burada tartışılmıyor. Burada ne yapılıyor; burada dikte ettiriliyor, noter görevi yaptırılıyor, tasdik ettiriliyor. Bu, parlamenter rejimin ruhuna aykırı, kesinlikle aykırı, bu, parlamenter rejimin ruhuna.
Hani, hatırlarsınız -şimdi, Sayın Grup Başkanvekillerinin o günkü dönemde de konuşmalarını getiririm buraya-. Kemal Derviş, biliyorsunuz, Amerika'dan telefon ediyordu, onbeş günde 15 kanun… Herkes tepki gösteriyordu, siz de tepki gösteriyordunuz o tarihte. Şimdi, onbeş günde 15 kanun değil, altı günde 24 kanun... Kim istiyor; Avrupa Birliği istiyor. Kim istiyor; Hükümet istiyor. Peki, Parlamento ne iş yapar?! Demokratik parlamenter rejimlerde parlamento hangi işlevi yerine getirir?!
Değerli arkadaşlar, bu kanunları çıkaracaksınız, bizim de çıkmasını istediğimiz kanunlar var; ama, gelin bunları tartışarak çıkaralım. Bakın, şurada Meclisin olağan çalışma döneminin bitmesine iki haftalık bir süre kaldı.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - üç hafta.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Ocak ayından beri, bu Meclis, saat 15.00 ilâ 23.00 arasında sürekli çalıştı. Aslî görevlerinden biri olan denetim görevini bir kenara attı. Ülkemizi kasıp kavuran -daha dün 2 askerimizi şehit verdik- terör konusunda, ülkemizi kasıp kavuran, hırsızlık, yankesicilik, gasp konusunda araştırma önergeleri tartışılmadı. Genel görüşme önergeleri reddedildi. Binlerce soru; yazılı soru, sözlü soru önergeleri Meclisin gündeminde duruyor, bunlara cevap verilmedi. Şimdi, aynı hususlarda, bu maddeleri ilgilendiren konularla ilgili sorduğumuz soruların cevabını almadan, sayın bakanlardan bunların nedenlerini öğrenmeden, bu maddeleri nasıl kanunlaştıracağız, nasıl bileceğiz yani?!. Yani, Meclis, 2005 yılında, 2005-2006 yılında yani, 1 Ekimle tatil olacağı dönem arasında, hangi denetim görevini yaptı arkadaşlar?! Yani, aslî görevlerinden biri olan denetim görevinin hangisini yerine getirdi?! Bu hükümeti bizim denetlediğimizi, yani, yasamanın yürütmeyi denetlediğini, bu kürsüye çıkıp söyleyecek tek bir Allah'ın kulu milletvekili var mı içimizde?! Maalesef yok, Hükümeti denetleyemedik. Denetleyemediğimiz gibi, yürütmenin tahakkümü altında, onun arzu ve emirlerini yerine getiren, âdeta, onun gönderdiklerini noter muamelesiyle tasdik eden bir grup haline, bir Meclis haline geldik. O zaman, ne gerek var bu ülkenin parasını 550 milletvekiline maaş olarak ödemeye?!. Çoğunluğu Plan ve Bütçe Komisyonunun tasarısı; Plan ve Bütçe Komisyonuna yetecek 40 milletvekili seçsin bu ülke, onlar nasıl olsa orada görüşüyorlar, burada görüşmeye gerek yok mantığıyla orada görüştükten sonra da kanunlaştıralım, bu iş bitsin! Niye milletin alınterinden kesilen maaşlarla parlamenter maaşı alıyoruz?! Bu mantığa bakarsanız bu böyle.
Dolayısıyla, yaptığınız iş, demokratik parlamenter rejime aykırı; yaptığınız iş, geçmişten geleceğe seksenbeş yıllık Parlamento geleneğine aykırı. Biz, temel kanun çıkmasın demiyoruz veyahut da kapsamlı kanun çıkmasın demiyoruz; ama, şimdi, Kat Mülkiyetinde Değişiklik Yapan Kanun; temel kanun olarak geliyor veyahut da birçok değişiklik önergelerini içeren, tekliflerini içeren kanunlar temel kanun olarak… Temel kanun dediğiniz şey, getirirsiniz Ticaret Kanununu -1 500 maddedir- hakikaten temel kanundur, tartışalım. En az 10 bölümde, 15 bölümde tartışalım ki, bölümleri bellidir; ama, burada diyelim ki, bölümlerden 1 tane maddeye ben karşıyım; nasıl oy vereceğim, 5 tanesine taraftarım, 1 tanesine de karşıyım?!.
Şimdi, kendi içinde çelişkiler arz eden maddelere veya kendi içinde olumlu bakacağımız veya olumsuz bakacağımız maddelere oy verirken, hangi sıkıntıyı yaşamayacağımızı kim söyleyebilir?
Dolayısıyla, arkadaşlar, artık, bu Meclis, maalesef, ciddiyetini kaybetti; maalesef, bu Meclis, yani, kendi yaptığı işin ciddiyetine kendisi de inanmaz bir duruma geldi. Allahaşkına, 1 000 maddeden 4 tane maddeyi çıkıp şu kürsüde söyleyecek -komisyon üyelerini demiyorum ama- kaç tane milletvekili var?! Şimdi, el kaldırıp indireceksiniz. Maddeler okunmuyor da!.. Eskiden, bari, sözcü okuyordu, Kâtip Üye okuyordu, neye oy verdiğimizi biliyorduk; şimdi, sadece, maddenin ismi okunuyor; onu da bilmeyeceğiz. Peki, bilmediğim bir şeye, neye oy verip neye oy vermediğim şeye katılsam ne olur katılmasam ne olur, destek olsam ne olur olmasam ne olur?!
Dolayısıyla, işin ciddiyeti, işin hassasiyeti kaçtı. Artık, bu millet, bu Meclisin kanun çıkardığına falan filan inanmıyor; çünkü, kendisi de ne getirip ne götürdüğünü dinleyemiyor ki! Yani, Kâtip Üye okurken, en azından, dinliyordu, bana ne getiriyor ne götürüyor diye dinliyordu, vatandaş bilgileniyordu en azından. Artık, o vatandaşın bilgilenme fırsatını da elinden almış oldunuz, "kendin pişir kendin ye"ye döndü, kendiniz pişiriyorsunuz kendiniz yiyorsunuz. "Avrupa uyum yasaları" diye dayatıyor Avrupa, çıkarıyorsunuz. Neyi çıkarıp çıkarmadığınızı ne biz biliyoruz ne siz biliyorsunuz ne millet biliyor ne de uygulayıcılarının -bu kanunların uygulayıcılarının- bu işlerden haberi var.
Ee, böyle saça böyle tarak! Böyle Meclise böyle kanun! Bu işin süresi doldu, ciddiyeti kaçtı. Ciddiyetinin kaçtığı da zaten ortada. Altı günde 24 kanun çıkardık diyen bir Meclis!.. Bunu dünyanın hangi parlamenter rejimine gitseniz söyleseniz, o meclisten kovarlar! Altı günde, ne yaptınız da, binlerce maddeyi ihtiva eden kanunu çıkardınız, siz Süpermen misiniz diye, vallahi, o meclislerden kovarlar, o meclislere üye dahi yapmazlar, kapısından da geçirmezler.
Böyle öneri olmaz diye düşünüyorum ve önerinin aleyhine oy vereceğimi belirtiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sarıbaş.
Önerinin lehinde, Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz.
Buyurun Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; tabiî, grup önerimizi, Değerli Grup Başkanvekili arkadaşım, okunduktan sonra, kısaca özetlediler; ancak, özellikle birkaç hususun, bizi takip edenler tarafından da doğru anlaşılması açısından, açıklığa kavuşturulmasının gerekli olduğuna inanıyorum.
Değerli arkadaşlar, yapmış olduğumuz düzenlemenin, mevcut Anayasa, İçtüzük ve parlamenter sisteme ters olan hiçbir yönü yoktur. Bildiğiniz gibi, mevcut Anayasamıza göre ve İçtüzüğümüze göre, çalışma esaslarımız net olarak belirlenmiş. Şayet, böyle bir şey olsa, zannedersem, Başkanlık işleme koymaz. İşleme konulup, buraya getirildiğine göre, bu süre içerisinde yapılan işlerin bunlara aykırı olduğunu söylemek doğru olmaz.
Her şeyden önce, temel yasa konusu çok tartışılıyor ve tartışılmaya da devam edileceği belli; ama, bir husus var ki, temel yasayla ilgili olarak birkaç kez Anayasa Mahkemesinin iptali, en son, Anayasa Mahkemesine bir kez daha götürüldükten sonraki süreçte, Anayasa Mahkemesinin de -önerge vermenin dışında, bütün hususları, tarifi dahil olmak üzere- onayladığı bir durum arz etmektedir.
Durum bu kadar açıkken, evet, arkadaşlarımız, zaman bulup, bazı konuları çalışma konusunda yetersizlikten bahsedebilirler, bunda da haklı olabilirler; ama, biliyorsunuz, bir yasanın -ister teklif ister tasarı olarak hazırlansın- hazırlık safhası, şayet tasarı olarak geliyorsa, bakanlık tarafından ilgili genel müdürlük ve bütün bakanlıklar marifetiyle haberdar ediliyor, görüşler alınıyor, tartışılıyor, Bakanlar Kuruluna geliyor. Bakanlar Kuruluna geldikten, imzalanıp, Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderildikten sonra komisyonlardaki -ister altkomisyon ister esas komisyonda olsun- görüşmelere, sivil toplum örgütleri dahil, bütün taraflar davet ediliyor, görüşleri dinleniliyor, üzerinde çalışılıyor, uzun bir süreçten sonra Genel Kurula iniyor. Genel Kurula indikten sonra…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - O zaman Meclise ne gerek var ya!
NURİ ÇİLİNGİR (Manisa) - Oylayalım geçsin, ne gerek var!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, o zaman, eğer, siz, Danışma Kurulu üzerinde bunları söyleyecekseniz, arkadaşlardan dinleyeceğim; ama, bir şey var: Komisyonların yaptığı çalışmalar, Genel Kurul çalışmalarının altyapısıdır ve burada aykırı bir şey söz konusu değil. Oradaki yapılan çalışmaların üzerine buraya geliniyor, yasa, tasarı olarak, teklif olarak burada görüşülüyor, Genel Kurulun oyuyla yasalaşıyor.
ATİLLA KART (Konya) - Temel kanunu kural haline getiriyorsunuz ama!.. İstisnai bir hükmü kural haline getiriyorsunuz!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, biz, hiçbir şeyi kaçırmak gayretinde de değiliz. Şayet Hükümetimiz, bu konularla ilgili olarak daha kısa yolu arzu etmiş olsaydı, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi alır, bunların hepsini, Bakanlar Kurulu marifetiyle çıkarılmış 3 maddelik bir yetki kanunuyla hepsini kanun hükmünde kararname olarak devreye sokabilirdi.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Onu yapın o zaman!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, geçirdiğimiz süre içerisinde, biz, bir tek bile kanun hükmünde kararname yetkisi almadık, böyle bir şey düşünmüyoruz. Bu ne demektir; Parlamentonun bu konudaki çalışmalarını bu Hükümet ve bu İktidar çok önemsiyor demektir. Önemsediğimiz için bu yolu izlemekteyiz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Siz, Meclisi refüze ediyorsunuz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dolayısıyla, çıkarılan yasalara şöyle bir bakalım… Değerli arkadaşlar, bakınız, temel yasayla ilgili olarak sizlerin katılmadığı hususları biliyoruz; ama, parlamenter sistemde böyle bir hakkın varlığı, zaten, olmasa kullanılmaz. Ancak, biz, hem reform yapacak… Bugün, geçmişte kaybettiğimiz süreyi tamamlayabilecek… Yeri geldiği zaman, televizyonların karşısına herkes çıkıyor ve konuşuyor, işte "Avrupa Birliği süreciyle ilgili reform dönemi yavaşladı, yapılması gerekli olanlar geciktiriliyor" gibi tenkitlerin de kamuoyunda olduğunu hep biliyorsunuz. Şimdi, Kurumlar Vergisi… Kurumlar Vergisinde ne söylenir arkadaşlar?!.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Avrupa Birliğiyle ne ilgisi var?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu konuyla ilgili, ilgili komisyon yukarıda bütün detaylarıyla çalıştı, tartıştı, teknik bir düzenleme.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Meclis çalışmalarından rahatsız mısın?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Oradaki oran düşürülüyor, bizim Kurumlar Vergisi muhatabı olan mükelleflere bir fırsat veriliyor, aşağı çekilmesi için sizlerin de katkılarıyla bir düzenleme yapılıyor. Bunun saatlerce, günlerce, haftalarca tartışılması yerine bir an önce yasalaşması, milletimizin beklentisidir.
Değerli arkadaşlar, kamu denetçiliği; ya, hepimizin ittifak ettiği temel bir konu; Türkiye'nin bir ihtiyacı; yukarıdaki tartışmaları biliyoruz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Niye temel kanun?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Efendim, bu temel konu olmayacak da hangisi temel konu olacak?!
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sen Meclisten rahatsız mı oluyorsun?! Sen Büyük Millet Meclisinden rahatsızlık mı duyuyorsun?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Siz ilk defa bir düzenleme koyuyorsunuz, toplumun bütün kesimlerini, ihtilaflı bütün çevreleri ne yapacaksınız?!
ATİLLA KART (Konya) - Kendi varlığını inkâr ediyorsun! Kendi varlığını inkâr ediyorsun Sayın Kapusuz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Uzlaşmaya, mahkemeler dışında bir yol olarak gündeme getiriyorsunuz.
ATİLLA KART (Konya) - Kendi varlığını inkâr ediyorsun!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dünyanın bulduğu kısa yollardan bir tanesi olarak hayatiyet kazanacak bir husus. Bunu temel yasa yapmayıp da neyi yapacağız değerli arkadaşlar?!
ATİLLA KART (Konya) - Kendi varlığını inkâr ediyorsun!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Eski konuşmalarını önüne koyarlar adamın.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sayın milletvekillerim, bakınız, elbette konuşmak için tenkit etmek için bulunacak yol ve yöntem var. Birçok şey birçok gerekçeyle de tenkit edilebilir; ama, bizim zaman kaybına ihtiyaç olmayan bir süreç geçirdiğimizi ve önümüzdeki süreci…
ATİLLA KART (Konya) - Dikta rejiminden söz ediyorsunuz Sayın Kapusuz!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Dörtbuçuk yılı geçirdiniz, dört günü...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - ... bu milletin lehine kullanmaya devam etmek mecburiyetinde olduğumuzu hepinizle paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlar, bakınız bir başka konu: Türkiye yatırım, destek ve tanıtım ajanslarının kurulmasıyla ilgili bir teklif, bir tasarı. Bu tasarı nedir arkadaşlar; Türkiye'deki yatırımların hızlandırılması için tek elden takip edilmesi, gerekli, tıkandığı noktalarda müdahale edilmesine yönelik çok yararlı, faydalı, yatırımları teşvik etmeye yönelik önemli bir düzenlemedir. Buna karşı çıkılacak bir taraf yok, karşı olmadığınızı ben de biliyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sen de inanmıyorsun...
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Karşı çıkmayacağınıza da inanıyorum; ama, sadece ve sadece bunun temel yasa görüşülüyor olmasını bahane ederek karşı çıkmanızı doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, malî suçların araştırılmasıyla ilgili çok temel bir yasal düzenleme yapıyoruz; MASAK olarak bilinen. Bu düzenlemeyi, elbette, Türkiye, yapmak mecburiyetinde. Kaçakçılık olarak bizim coğrafyamız, birçok alanda dikkatleri üzerine toplayan bir ülke konumundayız. Böyle bir düzenlemeyi elbette yapmalıyız ki, Türkiye, birçok ithamların da dışında tutulabilsin.
Bir başka husus, değerli arkadaşlar, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununda değişiklik yapılmasıyla ilgili mahkemelere intikal eden, zaman zaman Cumhuriyet Halk Partisini de mahkemeler karşısında sıkıntıya sokan temel bir düzenleme. Bunu düzenlemeyip de neyi yapacağız değerli arkadaşlar?!
Bir başka kanun, evet, Trafik Kanunu. Tek gözünü kaybetmiş evlatlarımız var, ilkokul mezunu olup da ehliyet alamayan insanlarımız var; bunlarla ilgili, trafikle ilgili 107 maddelik temel bir düzenleme var. Biz, bu yasayı temel yasa yapmayıp da hangisini temel yasa yapacağız değerli arkadaşlar?! Bu insanlar bunu bekliyorlar, sıkıntı had safhaya çıkmış.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - O maddelerin tartışılmasından niye rahatsız oluyorsunuz; niye blok halinde getiriyorsunuz?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Durum böyle olunca, inanıyorum ki, bu yasaları, içeriğine sizin karşı çıkacağınız yasalar olarak görmediğinizi düşünüyorum; onun için, bu manada katkınızı da bekliyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Katkı bekliyorsanız, müzakereye açın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Elektronik haberleşme… Sayın Başkan, değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; elektronik haberleşme ve elektronik haberleşmenin bugünkü çağda acil ihtiyaçlardan bir tanesi olduğuna karşı değilsiniz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Çarpıtıyorsunuz, kim istemiyor bunu; madde madde görüşelim.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Evet, ben de onu söylüyorum, istiyorsunuz, istiyorsunuz; sadece temel yasa olarak görüşülmesin diyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Tamam; madde madde görüşelim; çarpıtma!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu yasa, 75 madde; eğer, biz, 75 maddeyi görüşmeye bugünden itibaren başlasak üç haftalık süre içerisinde bitirme şansına sahip değiliz; yapamayız. (CHP sıralarından gürültüler)
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Niye daha önce getirmediniz?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - O halde, yapacağımız şey nedir; burada zamanı verimli kullanmaktır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 350 maddeyi bir haftada geçirdi bu Meclis!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Zamanı verimli kullanmaktır. Onun için, elektronik haberleşmeyle ilgili düzenlemenin faydalı olduğuna siz de inanıyorsunuz. Zaten arkadaşlarım da "doğrudur" diye teyit ediyor, tasdik ediyorlar.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - 138 kişiyi getiremiyorsunuz buraya; âcze düşmüşsünüz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bir başka konu daha; Tohumculuk Yasası. Çiftçilerimizle ilgili olarak, tohumculukla ilgili olarak çok temel bir yasayı burada görüşmek kadar, temel yasa olarak görüşmek kadar normal bir şey olamaz değerli arkadaşlar.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Köylü mü kaldı ki tohumculuktan bahsediyorsunuz?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, tohumculukla ilgili olarak bu yasa 43 madde.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Zamanında getirseydiniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ben, inanıyorum ki, her bir milletvekili arkadaşım, bu yasayı ben normal görüşme sürecinde buraya getirmiş olsam, her maddede konuşmak isteyecek. Kanunî hakkı, İçtüzük de yetki vermiş; elbette milletvekillerim de konuşabilecek…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Konuşmasa iyi olur değil mi?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ama, böyle bir temel yasayı, biz, nasıl çıkarabiliriz; o zaman bunun çıkması için asgarî bir aya ihtiyaç var.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sen 367 kişiyle çıkaramıyorsan ayıp, ayıp, utan!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Temel yasa ne demek onu öğren!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Yani, biz ne yapmak istiyoruz...
Değerli milletvekilleri, bakınız, ne kadar söz, laf atarsanız atın; ama, şunun altını ısrarla ve birkaç kez alt alta çizerek ifade etmek istiyorum. Bugün, zaman en kıymetli sermayedir.
YILMAZ KAYA (İzmir) - Yarın geri çekersiniz!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Zamanı iyi kullanma, verimli kullanma noktasında da, üzülerek ifade edelim ki, kurumlarımızın, kuruluşlarımızın ve insanlarımızın, geçmişten gelen bir geleneksel anlayışı vardır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Öyle olur zaten!.. İktidardan gitmeye başlayınca zaman kıymetli olur…
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Biz, bu zamanı daha verimli kullanmak, daha verimli hale getirmek için, burada, yapılmış olan temel yasa düzenlemesi; ki, İçtüzüğe, Anayasaya, Anayasa Mahkemesine…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, ek 1 dakika süre veriyorum; lütfen, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bitiriyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Şov yapma!.. Şov yapma, gerçeği söyle!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, benim, şova falan ihtiyacım yok…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Her tarafın şov!..
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Bütün sermayen o!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ama, doğruları sizlerle ve milletimizle paylaşmaya, hem ihtiyacım var hem de görevimiz var. Onun için, bu konularla ilgili olarak, oturduğunuz yerden, böyle sataşmalarla vakit kaybetmenin hiçbirimize faydalı olmadığını ifade etmek istiyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Ama, temel yasa ne demek önce onu öğreneceksiniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Son bir şey daha ifade etmek isterim ki, sicil affıyla ilgili olarak, arkadaşlarımızı dinledim ve üzüldüm. Biz, geçen hafta çıkarmış olduğumuz 330'u gerektiren, af kapsayan tasarıyı çıkarırken bunu gündemimize almıştık.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Niye çıkarmadınız?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bilinen sebeplerle, malumunuz, 3 grubumuz, her gün, 3 tane Danışma Kurulu istemek mecburiyetinde kalınca ne oldu; süre yetmedi. Biz, bu hafta gündemimize aldık.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Cuma günü de çalışsaydınız…
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, bu hafta gündemimize aldık; ancak, bir şeyi hatırlatmak isterim; ama, bakıyorum arkadaşlarımız, gazetecileri, meydanı boş bulunca, gazetecileri de dinler bulunca, birtakım varsayımlarla konuşmalar yapıyorlar; olmayan şeyleri varmış gibi takdim ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Neymiş olmayan şeyler?..
BAŞKAN - Sayın Kapusuz…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Olmayan ne?..
BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Olmayanı bir söylese de…
BAŞKAN - Sayın Eraslan…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Olmayanı bir söyle de bakalım!
BAŞKAN - Sayın Eraslan, lütfen, yerinize oturur musunuz?
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Olmayanı bir söyle de bakalım! (AK Parti sıralarından "ayıp, ayıp" sesleri)
BAŞKAN - Sayın Eraslan… Oturunuz yerinize…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Olmayanı bir söyle de…
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Olmayan şeyleri bir sırala bakalım!..
BAŞKAN - Arkadaşlar… Sayın Eraslan, lütfen, yerinize oturunuz.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Ayıp!.. Ayıp!.. Grup Başkanvekilisin, ayıp!
BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım, Sayın Eraslan, lütfen, istirham ediyorum; böyle bir usul yok; yani, ayağa kalkıp, eli cebe sokup, ön tarafa doğru gelip, böyle bir usul yok. Lütfen, ikaz ediyorum sizi… Lütfen…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Konuşmacıyı ikaz et!..
BAŞKAN - Sayın Çetin… Sayın Çetin, bakınız, burada bütün hatipler konuşuyor. Sürekli olarak, Sayın Kapusuz'un konuşmasından itibaren sürekli olarak, her cümlesine laf yetiştirdiniz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Yalan yanlış konuşuyor!..
BAŞKAN - İstirham ederim yani, biraz sonra Grup Başkanvekiliniz çıkıp konuşacak…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, 1 dakika uzattınız, bitti, niye hâlâ konuşuyor?!
BAŞKAN - Sayın Özyürek, konuşan yok. Lütfen, istirham ederim, yerinizden… Sakin olunuz, konuşan yok şu anda, konuşmuyor. Ben, sadece ikaz edeceğim.
Sayın Kapusuz, şu ana kadar bütün milletvekili arkadaşlarımıza sadece 1 dakikalık süre verdim ve onu uzatmadım, sadece teşekkür için mikrofonlarını açtım.
Mikrofonunuzu açıyorum. Lütfen, sadece teşekkür cümlenizi kullanınız.
Buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sayın Başkan, benim söylediklerimden arkadaşlarımız kendilerine pay çıkarmış olacaklar ki, bu tepkiyi gösteriyorlar.
Ben, bu konuda, AK Parti Grubunun önerisinin…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Teşekkür için…
BAŞKAN - Sayın Kapusuz…
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …Türkiye'nin lehine olduğunu düşünüyor, katkı vereceğinizi ümit ediyor, teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Saygıdeğer arkadaşlarım, burada milletvekili arkadaşlarımız, sayın hatipler konuşurken -kendinizi kürsüde kabul ederseniz- size yapıldığında ne kadar üzülüyorsanız, aynı şey diğer arkadaşlar için de geçerlidir. Lütfen, sükûnetle, hatipleri dinleyelim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ama süre konusunda herkese aynı müsamahayı gösterin Sayın Başkan.
BAŞKAN - AK Parti Grup önerisinin aleyhinde, İstanbul Milletvekili Ali Topuz, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunun Grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Meclis çalışmalarının verimli kılınabilmesi açısından, zaman zaman, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu yöneticileriyle uzlaşma arayışı içine girmişizdir ve çok kez de bu uzlaşmalar sağlanarak, özellikle uyum yasaları konusunda, bu Meclisin hızlı bir çalışma sürdürmesini sağlamışızdır; fakat, bu son zamanlarda, son haftalarda, son aylarda, nedense, Meclis çalışmalarıyla ilgili olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup yöneticileriyle uzlaşma arayışlarımız sonuç veremiyor.
Bugünkü gündemle ilgili olarak da, sabahleyin, bir süre, Sayın İrfan Gündüz'le, bu gündem üzerinde konuştuk; fakat, biz, Sayın İrfan Gündüz'le konuştuğumuz sırada, Adalet ve Kalkınma Partisi kararını zaten vermiş bulunuyordu ve Grubunun önerdiği gündem de basılı hale getirilmişti; yani, bizimle sureta bir konuşma yapılıyor, sureta bir işbirliği aranıyor. Buna rağmen, nezaket çerçevesi içerisinde, bugün yapılacak görüşmelerde, AKP'nin önermiş olduğu yasaların temel kanun biçiminde görüşülmesinin yanlış olduğunu ifade ettik. Bunları normal kanun statüsü içerisinde görüşelim; ama, hızlandırabilmek için oturalım mutabakata varalım, bizim de bazı önerilerimiz vardır, bazı ufak tefek taleplerimiz vardır; bunları bir araya getirelim, uzlaşalım ve hatta, normal tatil dönemine erişeceğimiz döneme kadar olan bütün gündemleri birlikte tespit edelim ve her günün gündeminde yer alan yasaların o gün içerisinde çıkarılması için gerekirse çalışma saatlerini de uzatalım dedim; fakat, nedense, bu konuda mutabakata varamadık.
Değerli arkadaşlar, şimdi, ben, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubunu, bir noktada, müsaade ederseniz, uyarmaya çalışacağım.
Bakınız, bir kanun sizce önemli ise veya bir kanun çok maddeye sahip ise veya bir kanunu Avrupa Birliği istemiş ise veya bir kanunu AKP Merkez Yönetim Kurulu istemiş ise, onları, siz temel kanun yapmaya çalışıyorsunuz. Evet, onları siz temel kanun yapmaya çalışıyorsunuz.
Temel kanun düzenlemesi, İçtüzükte 91 inci maddede yer almıştır. Temel kanun düzenlemesi, istisnaî bir düzenlemedir; yani, normal olarak kanunlar kendi prosedürüne göre görüşülür, tartışılır; ama, bazı kanunlar vardır ki, istisnaî olarak, onlar daha başka bir yöntemle, daha kısa, kestirme bir yöntemle yapılır. Sadece kestirme bir yöntem olsun diye değil, bazı noktalarda bütünlüğü sağlamak için de bu gerekli olabilir. O nedenle, temel kanunu düzenleyen 91 inci madde, "Bir hukuk dalını sistematik olarak, bütünüyle veya kapsamlı olarak değiştirecek biçimde genel ilkeleri içermesi" diyor; birinci koşul olarak koyuyor bunu veya "kişisel veya toplumsal yaşamın büyük bir bölümünü ilgilendirmesi" diyor, devam ediyor.
Değerli arkadaşlarım, eğer sizin mantığınızla devam edecek olursak, siz, her yasayı buraya temel kanun olarak getirebilirsiniz. Şimdi, soruyorum, içinden seçerek soruyorum: Darülaceze müessesesinin kuruluşuyla ilgili bir yasanın temel kanun olması için hangi gerekçeniz var?! Ben, o kurumun içinde, uzun yıllar, o hayır kurumunda görevler yapmış bir insanım, çok iyi bilirim orayı. Siz, onu, temel kanun, hangi gerekçeyle yapıyorsunuz?! Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı, hangi gerekçeyle temel kanundur?! Türkiye yatırım destek ve tanıtım ajansı kurulması, hangi gerekçeyle temel kanundur?! Efendim, Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Kanununda değişiklik yapmak, hangi gerekçeyle temel kanundur?! Hepsini saysam size, bunların hiçbirisine cevap veremezsiniz.
Arkadaşlar, temel kanun, istisnaî bir durumdur. Siz, istisnaî durumu, genel durum haline dönüştürüyorsunuz. Ben, buradan, size bu uyarıyı yapmak istiyorum: Bakınız, bu Meclisin sesini kısmak, hele Sayın Kapusuz'un, biraz evvel burada konuşurken, biz istersek kanun hükmünde kararnamelere döneriz, Bakanlar Kuruluna yetkiyi veririz… Evet, siz onu da yaparsınız.
SALİH KAPUSUZ (Ankara)- Dönmedik dedim, bakın…
ALİ TOPUZ (Devamla)- Siz, onu da yaparsınız, sizden o da beklenir; çünkü, siz, dikta rejimlerinde geçerli olan usulleri, maalesef, çok yakından benimseyerek hareket ediyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ama, size şunu söylemek istiyorum: Parlamentonun sesini kısanlar, muhalefetin sesini kısanlar, muhalefetin sesini kısmak için kanun hükmünde kararnameleri bile çıkartmak isteyenlerin sonunu biz gördük. Hitler Almanyası, önce kanun hükmünde kararnamelere geçti; sonra, Hitler o kanun hükmünde kararnameleri, devlet yönetimini değiştirerek faşizmi ilan etmek için kullandı. Bu süreç, yanlış bir süreçtir, bu yoldan dönmenizi rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bir başka şey daha var; bu Meclis, kendi gündemine her zaman hâkim olmalıdır ve burada çoğunluk grubunu temsil eden arkadaşlarımız da, Meclisin yetkilerini hassas bir şekilde savunmalıdırlar. Biz, gazetelerden okuyoruz, ajanslardan dinliyoruz; önce, Adalet ve Kalkınma Partisi Merkez Yönetim Kurulu toplanıyor. O, bu hafta ne konuşulacağına karar veriyor. O karar, daha sonra Başbakanla ve Hükümetle konuşuluyor. Ondan sonra Adalet ve Kalkınma Partisinin önerisi olarak buraya geliyor ve Cumhuriyet Halk Partisine de bu aşamaya kadar hiçbir bilgi verilmiyor. Son dakikada getirdikleri teklifleri benimsememizi bizden istiyorsunuz; bu, yanlıştır. Bu Meclisin üzerinde hiçbir gölge olmamalıdır. Bu Meclis ne hükümetten ne Avrupa Birliğinden ne Adalet ve Kalkınma Partisinin MYK'sından talimat alarak çalışmak noktasına getirilmemelidir. (CHP sıralarından alkışlar) Bunu yapmayınız. Demokrasiye zarar veriyorsunuz.
Bugün burada önerdiğiniz gündemin 21 inci maddesinde, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin disiplin cezalarıyla ilgili kanunu yerleştirmişsiniz. Bu kanun, normal gündemimizin başındaydı; bugün bununla başlamamız gerekiyordu. Siz, hangi gerekçeyle bu kanunu 21 inci sıraya attınız? Tam konuşulmasına başlanması gereken bir sıraya kendiliğinden geldiği halde, bunu 21 inci sıraya itelediniz; 5 inci sırada konuşulması gerekirken itelediniz.
Bütün bunlar şunu gösteriyor: Siz, kendi kendinize karar veriyorsunuz. MYK'nızın kararı, Başbakanın kararı, Avrupa Birliğinin talimatları çerçevesinde Meclisi çalıştırmak istiyorsunuz. Biz, buna karşı direneceğiz, bu Meclisin haysiyetini korumaya devam edeceğiz ve burada muhalefet görevimizi, sonuna kadar, her türlü hakkımızı kullanarak yapacağız ve sizi de bu yanlış yoldan döndürmek için çabalarımızı sürdüreceğiz.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Topuz.
AK Parti grup önerisi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Şimdi, AK Parti grup önerisini oylarınıza sunacağım…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Karar yetersayısını arayacağım.
Evet, öneriyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, alınan karar gereğince, 15 kanun tasarısı, İçtüzüğün 91 inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülecektir. Bu tasarıların her bir maddesi için milletvekillerinin talebi üzerine söz kaydı yapılmıştır; ancak, alınan karar gereğince tasarılar bölümler halinde görüşüleceğinden, daha önce alınan sözler işleme konulamayacaktır. Tasarıların bölümleri üzerinde şahısları adına söz isteyen milletvekillerine istem sırasına göre söz verilecektir.
Bilgilerinize sunulur.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alınma önergesi vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
2.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenme-sine Dair Kanun Teklifinin (2/763), doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/395)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/763) esas numaralı kanun teklifimin Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 37 nci maddesine göre işleme alınmasını arz ederim.
Saygılarımla. 22.5.2006
Berhan Şimşek
İstanbul
BAŞKAN - Sayın Şimşek, buyurun efendim.
Süreniz 5 dakika.
BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemizi uluslararası müsabaka ve yarışmalarda temsil etmiş, millî forma giymiş, madalya almış beden eğitimi öğretmenliği mezunlarının beden eğitimi öğretmeni olarak atanmalarına ilişkin kanun teklifimin, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre, doğrudan gündeme alınmasına ilişkin söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Hepimizin bildiği gibi, 57 nci Hükümet döneminde, kamu görevine ilk defa atanacaklar için sınav şartı konmuş ve sınavda adayların aldığı puan, devlet memuru olma koşulu aranmıştır. Böylelikle, bütün kurumlar sınav sonucuna göre personel teminine başlamıştır. Ancak, bu sistemde aksayan yanlar bulunmaktadır. Beden eğitimi bölümü mezunu olan ve uluslararası müsabaka ve yarışmalarda ülkemizi temsil eden millî sporcularımız beden eğitimi öğretmeni olmak istediklerinde, tüm diğer memur adayları gibi, KPSS'ye girmektedir. Ancak, sınava hazırlık sürecinde millî sporcularımız, kamp, antrenman, müsabaka ve yarışmalarda olduklarından ders çalışamamakta ve sınavda başarısız olmaktadırlar. O nedenle, biz, verdiğimiz bu kanun teklifiyle, millî sporcu unvanını kazanmış beden eğitimi öğretmenliği bölümü mezunlarının, sınav şartı aranmadan, beden eğitimi öğretmenliğine atanmasına ilişkin bir düzenleme yapılmasını istiyoruz. Bu durumda olan millî sporcularımızın arasında Hamide Bıçkın Tosun, Ercan Yıldız, Hamza Yerlikaya gibi birçok isim var. Burada, zaman darlığı nedeniyle, 500 civarındaki bu arkadaşların ismini saymak çok mümkün olamıyor.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; işsizlik oranının hangi düzeyde olduğunu hepimiz biliyoruz. İşsizlik, her evin, her ailenin her gün yaşadığı yakıcı bir sorundur. Şu an Bitlis'ten ve ülkenin değişik yerlerinden gelen gençler, sporcu arkadaşlarımız, dinleyici locasında oturuyorlar. İşsizlik sorunu, nitelikli işgücünde, üniversite mezunu gençler arasında da yaygındır ve Türkiye'de ailelerin yıllarca emek verdiği ve kendisinin okullarda milyarlarca lira yatırım yaptığı gençlerimiz işsizliğe mahkûm edilmekte. Dünya şampiyonu olmuş, olimpiyat şampiyonu olmuş millî sporcularımız, değerlerimiz, madalya kazandıklarında ellerini havaya kaldırdığımız çocuklarımız, bayrağımızı göndere çektiren, İstiklal Marşımızı okutan gençlerimiz, maalesef, öğretmen olmayı beklemekte.
Anayasamızın 59 uncu maddesinde "devlet başarılı sporcuyu korur" hükmü bulunmakta. Anayasadaki bu açık hükme rağmen, maalesef, sporcularımız çok zor şartlarda yaşamlarını idame ettirmekte. Okullarımızda beden eğitimi öğretmeni açığı bulunmaktadır. Millî sporcuların bile iş bulamaması, aileleri, çocuklarını spora göndermeme konusunda olumsuz düşünceye itmektedir. Şu anda, Millî Takım kampında olan, müsabakalara hazırlanan sporcularımız bulunmakta. Madalyalı gençlerimizi, öğretmen olmak, kendisinin ve ailesinin geçimini sağlamak hakkından mahrum bırakmayalım.
Ben, bu konuyu, daha önce, yine, bu kürsüde, 23 Mart 2006 tarihinde dile getirmiştim. Sayın İrfan Gündüz "beraber çalışalım" demişti. Bu söz üzerine, İrfan Gündüz Beyle, Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali Şahin Beyle ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le görüştüm. Sayın Çelik, bu düzenlemenin yapılmasını, kendi Bakanlığında çıkaracağı bir yönetmelikle, bu kanun doğrultusunda bir düzenleme yapılacağını ifade etmiştir, Sayın Başbakan Yardımcısı da aynı dilekte bulunmuştur.
Bu kanun teklifini, birlikte çalışarak, Millî Eğitim Bakanlığı ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün de üzerinde yapacağı bir çalışmada, değişiklik önererek, kanun teklifinin özünü ve sınırlarını bozmadan bir düzenleme yapabiliriz.
Doğrudan gündeme alınması talebinde bulunmuştuk; fakat, belki de, dört yıldır süregelen çalışmamız içerisinde, biraz önce yapmış olduğumuz, Sayın Komisyon Başkanı Tayyar Beyle ve bakanlarla ve grup başkanvekiliyle... Bu yasanın, burada, oylamada evetini değil de reddini talep ediyoruz.
Bunun gerekçesi de şu, değerli arkadaşlarım: Bu reddedildiğinde doğrundan komisyona gidecek ve önümüzdeki hafta komisyonda görüşüldükten sonra, bu millî sporcularımız, madalya almış sporcularımızın -temmuz ayını; yani, Meclis kapanmadan, buradan, Meclisten geçirirsek- çocuklarımızın eylül, ekim ayında beden eğitimi öğretmeni olarak atamaları yapılacaktır.
Bunun için, ben, ilk defa, belki de Meclisin bu çalışma döneminde bir ilk olacak, bu önergeyi gündeme getirdik; fakat, uzlaşmayla reddedilmesinden yanayız; ama, önümüzdeki hafta…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Şimşek; 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlayınız.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) -…sayın bakanlarımızın ve grup başkanvekillerinin ve Grubumuzun da katkılarıyla önümüzdeki hafta komisyonda görüşüldükten sonra -tutanaklara geçmesi adına- temmuz ayında, bu arkadaşlarımız, bu Meclisten geçtikten sonra, eylül ayında öğretmen olmayı şu an tribünlerde, kamplarda ve müsabakalarda bekliyorlar.
Bütün gençler adına, saygıyla Yüce Meclisi selamlıyorum efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şimşek.
Sayın Bakanım, bir talebiniz mi var?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Evet.
BAŞKAN - Buyurun.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Sayın Şimşek'e de, Türk sporuna ve Türk sporcularına göstermiş olduğu bu yakın ilgi ve destek nedeniyle teşekkür ediyorum.
Teklifinin şu haliyle yasalaşması birçok sakıncaları doğuracaktı. Kendisiyle de görüştük. Komisyonda hem Millî Eğitim Bakanlığımızın hem de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve dolayısıyla, bu Genel Müdürlüğün bağlı olduğu Bakanlığın da katkısıyla, bu teklif üzerinde bir çalışma yapılmasında zaruret doğdu. O nedenle, doğrudan gündeme alınmasını zaten teklif sahibi arkadaşımız da şu aşamada kabul etmediler; yani, komisyonda kalmasını arzu ettiler. O bakımdan bu konuyla ilgili diyeceklerimizi komisyon safhasında gündeme getireceğiz. Ancak, kuşkusuz ki, bizim, ülkemizi temsil eden sporcularımıza mümkün olduğunca destek vermemiz, onların birer başarılı sporcu olarak Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmelerini sağlamamız da bir görevimizdir. Bunu komisyon safhasında detaylarıyla görüşeceğiz, belki bu teklife farklı bir anlam kazandıracağız.
O nedenle, ben spordan sorumlu Bakan olarak düşüncelerimi bu cümlelerle ifade etme imkânı buldum, çok teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, önergeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, Özel Eğitim Kurumları Odası Kurulmasına Dair Kanun Teklifinin (2/238), doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/396)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
(2/238) esas numaralı kanun teklifim kırkbeş gün içinde komisyonda görüşülmediğinden İçtüzüğün 37 nci maddesi gereğince doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ederim. 30.04.2004
Ensar Öğüt
Ardahan
BAŞKAN - Sayın Öğüt, buyurun.
Süreniz 5 dakika.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; özel öğretim kurumları odası kurulması için vermiş olduğum kanun teklifim hakkında konuşacağım; ondan önce, pazar günü üniversite imtihanına girecek olan bütün çocuklarımıza başarılar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Ardahan'da eğitim sonuncu, Türkiye'de sondan üçüncü. Şu anda 3 tane beldemiz var; Göle-Köprülü, Çıldır-Âşıkşenlik, Hanak-Ortakent beldelerimizdeki çokprogramlı liseyi, Millî Eğitim Bakanlığı, yazı yazarak kapatıyor. Bunu, lütfen, rica ediyorum Sayın Bakandan, bu okullar kapatılmasın. Zaten eğitimde sonuncuyuz, bir de bu okullar kapatıldığı zaman çocuklarımız perişan bir duruma gelmesinler.
Onun dışında, çiftçilerimiz çok perişan. Çiftçilerimiz doğrudan gelir destek parasını halen alamadılar. Bu paranın bir an evvel ödenmesini Hükümetten rica ediyorum.
Değerli arkadaşlar, eğitim ve öğretimin daha kaliteli olabilmesi için, eğitimdeki yükün bir kısmını özel sektörle paylaşmak üzere, 1965 yılında 625 sayılı bir yasa çıkarılmış. Bu yasa, özel öğretim kurumlarının, dershanelerin açılması için imkân tanımış. Ancak, bu yasa şu anda dejenere edilmiş, maalesef ve maalesef, uygulaması yapılmıyor. Niçin uygulaması yapılmıyor; çünkü, bazı dershaneler franchise sistemiyle, ad vererek, eğitimle alakası olmayan insanlara dershane açtırıyor. O dershaneler de açıldığı zaman, bazen ekonomik anlamda iyi gitmediğinde kapatılıyor, çocuklar mağdur oluyor, eğitimsiz ve kalitesiz bir eğitimden çocuklarımız mağdur oluyor.
Şimdi, oda kurulması, yani, özel öğretim kurumları odasının kurulması, kendi kendini denetlemesi, kendi kendini disipline etmesi, kendi kendini motive etmesi sonucunda, özel öğretim kurumlarının çok daha iyi hizmet edeceğine inanıyorum. Şöyle ki, şimdi, okulöncesi meslek komiteleri kuruluyor, ilköğretim okulları meslek komitesi kuruluyor, ortaöğretim okulları meslek komitesi kuruluyor, dershaneler meslek komitesi kuruluyor, yabancı dil ve teknik kurslar meslek komitesi kuruluyor, motorlu taşıt sürücüleri meslek komitesi kuruluyor. Şimdi, bunların hepsinin ayrı ayrı görevleri var ve o zaman ne oluyor; çocuklarımızı, özel öğretim okullarında, bu saydığımız okullarda çok daha iyi bir yetiştirme durumu oluyor. Ancak, en önemlisi, franchise sistemiyle kurulan, eğitim dışındaki insanların eğitim yapmaya kalkması sonucundaki kalitesiz öğretim engellenmiş oluyor; bir de, kayıtdışı ekonomi önlenmiş olacak bununla. Eğer oda kurulursa, o zaman, franchise sistemini yasal bir anlamda herkes yapacak, merkezî sistem muhasebe kurulacak. Merkezî sistem muhasebe kurulursa, şubenin hesapları merkezden denetleme olacak; ama, franchise sistemiyle ismini sattığında, o zaman merkezî muhasebeden uzak, ayrı, bağımsız bir kurum oluyor, ayrı, bağımsız bir kurum. Eğitimden de uzak bir kişi yaptığında, o zaman bu kurum, kendi başına, farklı bir anlamda hareket ediyor, para kazanma amacıyla gittiği için, eğer eğitimin dışında, eğitim-öğretim görevlisi olmayan kişiler, ehli olmayan kişiler tarafından eğer bu dershane çalıştırılırsa, o zaman dershaneler kapatılıyor, çocuklar da mağdur oluyor. Bunun en güzel sistemi, özel öğretim okullarına oda kurulması. Oda kurulursa, kendi kendilerini kontrol edecekler, disipline edecekler, motivize edecekler ve de kaliteli bir şekilde eğitim olacak.
Şimdi, Hükümet, özel okullara yardım yapacağım diyor; ama, şimdi, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekiliyle konuştum "biz, bu kanun teklifine ret oyu vereceğiz." Niye ret oyu vereceksin, hani özel sektörü destekliyordunuz, hani özel sektör daha başarılı olsun diyordunuz. Özel okullara, bir yandan, para vereceğiz diyorsunuz, bir yandan özel okulları kısıtlamak için veya özel okulların örgütlenmemesi için, sivil toplum halinde çalışmaması için ret oyu vereceğiz diyorsunuz.
Burada, arkadaşlar, bir şey söyleyeyim, çok önemli bir ince nokta var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Öğüt, 1 dakika içinde konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığı, bazı dershaneleri kontrol ediyor, teftiş gönderiyor, bazı dershanelere göndermiyor. Şimdi, 12 derslik bir dershanede 15 tane, sigortalı çalışması mecburiyeti var; ama, 40 derslik dershanelerde, maalesef, 7-8 kişi sigortalı, gerisi kaçak, ehliyetsiz kişiler, kaçak. Şimdi, burada, adam kayırmacılığı olduğu için, kendine yakın dershaneleri koruduğu için Millî Eğitim, maalesef, odaların sivil toplum örgütü şeklinde oluşmasını, örgütlenmesini istememektedir.
Ben şimdi Yüce Meclisten rica ediyorum; bu odanın kurulması için "evet" diyerek gündeme alınmasını ve bu odanın, özel eğitim kurumları odasının kurulmasına evet oyu verilmesini istirham ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2 nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Tasarının görüşülmesi ertelenmiştir.
3 üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Tasarının görüşülmesi ertelenmiştir.
4 üncü sıraya alınan, Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1170, 2/719) (S. Sayısı: 1192) (x)
BAŞKAN - Komisyon?.. Burada.
Hükümet?.. Burada.
Komisyon raporu 1192 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler halinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
(x) 1192 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Tasarının tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi, Anavatan Partisi Grubu adına Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit, AK Parti Grubu adına Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan; şahısları adına, İrfan Yazıcıoğlu, Faruk Koca, Haluk Koç, Ümmet Kandoğan, Mehmet Eraslan, Akif Hamzaçebi, Mustafa Açıkalın ve Sedat Kızılcıklı.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşeceğimiz bu tasarı, 1950 yılından bu yana uygulanagelmekte olan ve halen yürürlükte olan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununu kaldırarak, yerine, yeni bir kanunun, yeni bir düzenlemenin yürürlüğe girmesini öngörmektedir.
1950 yılından bu yana uygulanagelmekte olan Kurumlar Vergisi Kanunu, ta 1950'li yıllarda, onun başlangıcında "vergi reformu" adı altında kabul edilen bir paketin içindeki kanunlardan birisiydi. 1950 yılına kadar Türkiye'de uygulanmakta olan, uygulanmış olan Kazanç Vergisi Kanunu o zaman vergi reformu çerçevesinde yapılan düzenlemeler çerçevesinde yürürlükten kaldırılmış, yerine 5421 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu kabul edilmiş ve yine o paketin içerisinde bir de usul kanunu olmak üzere bir Vergi Usulü Kanunu -ki, 5432 sayılıydı- kabul edilmiş ve Türk vergi sisteminde önemli bir reformun temeli olan kanunlar olmuştur bu düzenlemeler.
1950'li yıllardan bu yana uygulanan Kurumlar Vergisi Kanunu o günden bugüne kadar birçok kez değişikliğe uğramış ve bu değişiklikler nedeniyle de uygulayıcılar açısından kanunu takip etmek bir hayli güçleşmiştir. Görüşeceğimiz bu tasarının temel hareket noktası budur. Birçok değişiklik nedeniyle, yürürlükte olan Kurumlar Vergisi Kanunu, hem idare yönünden hem de mükellefler yönünden takibi bir hayli zor olan kanun haline dönmüştür. Bu nedenle birçok değişikliği bir araya getirerek yeni ve daha basit bir kanunu hazırlamak, tasarının esas hareket noktası olmuştur. Bu yapılırken, tasarıda en önemli değişiklik olarak Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'den 20'ye indirilmiş ve bunun yanında, sorunlu olan bazı müesseselerin yerine daha uygulanabilir bazı düzenlemeler getirilmiştir. Örneğin, örtülü sermaye uygulaması bugüne kadar çok başarıyla uygulanabilmiş değildir, idare ile mükellefler arasında sürekli sorun yaratmıştır; onun yerine daha uygulanabilir bir sistemin getirilmesi öngörülmektedir.
Yine bu çerçevede, özellikle çokuluslu şirketlerin vergiden kaçınmalarını, daha az vergi ödemelerini önlemeye yönelik, yürürlükteki yasadaki hükümlerin yetersizliği karşısında "transfer fiyatlandırması" adı altında birçok OECD ülkesinde uygulanmakta olan bir düzenleme de bu tasarıyla Türk vergi sistemine dahil edilmiş olacaktır.
Madde sayısı azaltılmıştır; ancak, madde sayısının azaltılmasına paralel olarak birçok hükmün ortadan kaldırılması söz konusu değildir. Var olan birçok hüküm, bir araya getirilerek tek bir maddede toplanmak suretiyle, daha çok, madde sayısının azaltılmasına gidilmiştir. Yoksa, tasarının 38 adet olan madde sayısının, eskiye kıyasla, şekil olarak çok büyük bir azaltma içinde olduğu düşünülmemelidir. Sayısal olarak öyledir; ama, içerik olarak öyle değildir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının en önemli özelliğinin Kurumlar Vergisindeki oran indirimi olduğunu ifade etmiştim. Bu nedenle tasarıyı değerlendirirken, özellikle bu oran indirimi konusu üzerinde çok dikkatle durulması gerektiği kanaatindeyim. Türkiye, Kurumlar Vergisi oranını yüzde 30'dan yüzde 20'ye indiren sürece nasıl gelmiştir; uluslararası gelişmeleri de dikkate alarak bu konu üzerinde özellikle durmak istiyorum.
Her şeyden önce şunu ifade edeyim ki, bu tasarının Avrupa Birliğine uyumla bir ilgisi yoktur. Burada, bu tasarının temel yasa olarak görüşülmesi yönünde görüşlerini açıklayan İktidar Partisi Grup Başkanvekilinin iddia ettiği gibi, bu tasarının Avrupa Birliğine uyumla hiçbir ilgisi yoktur. Çünkü, Avrupa Birliğinin, dolaysız vergilerde; yani, Gelir ve Kurumlar Vergisi gibi vergilerde uyum araması söz konusu değildir. Avrupa Birliği, dolaylı vergilerde; yani, Özel Tüketim Vergisi, Katma Değer Vergisi gibi vergilerde uyum aramaktadır; henüz Avrupa Birliği, dolaysız vergilerde uyum arayacak bir noktaya gelmiş değildir. Çünkü, Avrupa Birliğinin her açıdan uyumlaştırılmış bir vergi politikası yoktur. Avrupa Birliğinin başlangıç noktası, çıkış noktası, malların, sermayenin ve hizmetin serbestçe hareket etmesi olduğu için, öncelikle bunların serbest hareketine engel olan dolaylı vergilerdeki uyumun sağlanması birinci hedef olmuştur ve dolaysız vergiler bunun arkasından ne yazık ki, gelememiştir.
Avrupa Birliğinde uyum çok yavaş yürümüştür, vergi politikasındaki uyum çok yavaş yürümüştür ve halen de yeterli hızı kazandığını söylemek mümkün değildir. Neden yavaş yürümektedir; çünkü, birincisi, üye devletlerin vergi sistemleri arasında çok önemli farklılıklar vardır. Bu farklılıklara sahip vergi sistemlerini aynı noktaya, aynı temele getirmek, paralel düzenlemeleri yapmalarını sağlamak çoğu kez mümkün değildir.
Yine, ikinci zorluk, vergi politikaları, doğrudan, hükümetlerin hükümranlık haklarıyla ilgilidir, ulus devletin politika belirlediği en önemli alandır. Böylesi bir alanda ulusal devletler tabiî, ki, politika belirleme yetkilerini bırakmak istememektedirler. Bu, sadece Türkiye için değil, bütün Avrupa Birliği ülkeleri ve bütün dünya ülkeleri için söz konusudur. Bütün bunlar, vergilendirme konusunda Avrupa Birliğinin uyum çalışmalarının yavaş yürüdüğünü göstermektedir. Yine de, dolaylı vergiler alanında çok önemli bir aşamanın katedildiğini; ancak, bu önemli aşamanın, maalesef, dolaysız vergilerde olmadığını ve Avrupa Birliğinin halen dolaysız vergilerde uyumu düzenleyen bir direktifi olmadığını belirtmeliyim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; devletler, vergi politikalarını şüphesiz kendileri belirlemek isterler; Avrupa Birliği ve benzeri uluslarüstü organizasyonların bu konulara müdahale etmesini en az isterler. Bu, çok önemlidir; ancak, devletlerin vergi politikalarını belirleme, vergi politikalarını düzenleme konusundaki arzuları her zaman için sınırsız değildir; bunun, yaşadığımız dünya içerisinde, yaşadığımız süreç içerisinde birtakım doğal sınırları vardır. Bu sınırlardan birincisi küreselleşme dediğimiz olgudur. Küreselleşme, bütün ülkeleri etkileyen bir süreç demektir. Küreselleşme, sermayenin serbestçe dolaşması, ticaretin önündeki engellerin giderek kalkması, dünyanın giderek tek bir pazar haline dönüşmesi demektir. Böyle bir süreçte doğal olarak ulus devletlerin vergi politika belirleme yetkileri, hükümranlık alanına dayanarak düzenledikleri, oluşturdukları politikaların birtakım sınırları olmaktadır. Bu sınırlar nedir; diğer ülkelerle girilmiş olunan rekabettir. Diğer ülkelerle girişilen rekabet nedeniyle ülkeler, istediği gibi vergi oranı belirleyemiyorlar. İşte, görüştüğümüz Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısındaki halen var olan yüzde 30'luk oranın yüzde 20'ye inmesinin temel nedeni budur. Türkiye'nin de içinde bulunduğu vergi rekabeti nedeniyle, Türkiye, gelir vergilerinden başlamak suretiyle kâr payı üzerindeki vergileri ve buna paralel olarak Kurumlar Vergisini, bunun oranlarını indirme süreciyle karşı karşıya kalmıştır; bu süreç 90'lı yıllardan bu yana işlemektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sermaye hareketlerinin serbestleşmesi, ülkeleri, daha uygun bir yatırım ortamı yaratmak ve daha uygun bir yatırım ortamı yaratarak sermayeyi kendilerine çekme yönlü politikaların içerisine itmiştir. İşte, biraz önce sözünü ettiğim vergi rekabeti bu politikanın sonucudur. Vergi rekabeti çerçevesinde, artık, ülkeler, münhasıran hükümranlık haklarına veya sadece ve sadece kamu maliyesinin, kamu finansmanının ihtiyaçlarına göre değil, uluslararası gelişmeleri de dikkate alarak hareket etmek zorunda kalmaktadırlar.
Ulusüstü organizasyonlar dediğimiz ve ilk başta akla gelen Avrupa Birliği tipi organizasyonlar, bir yandan belki küreselleşmenin araçları gibi görülmekle birlikte, öte yandan küreselleşmeye karşı ülkeleri koruyabilecek, küreselleşmenin olumsuz sonuçlarına karşı ülkeleri koruyabilecek iyi bir organizasyon olabilir. Bugün Avrupa Birliğinin dolaylı vergilerde yürüttüğü uyum çalışmaları eğer gerçekten dolaysız vergilerde de olabilseydi, örneğin ortak bir Kurumlar Vergisi matrahı, asgarî Kurumlar Vergisi oranı gibi konularda Avrupa Birliğinin direktifleri olabilseydi, belki ülkeler, her biri diğerinin kamu finansmanını çökertecek, onu zora düşürecek, kamu harcamalarını kısmak gibi zorunluluklarla karşı karşıya bırakabilecek vergi oranı indirimiyle, vergi rekabetiyle karşı karşıya kalmazlardı. Bugün Avrupa Birliğinin ortak Kurumlar Vergisi matrahı, Kurumlar Vergisi kapsamı ve belki buna oran da ilave edilebilir, bu konuda bir çalışması vardır; ancak, bunun henüz uyum seviyesine, uyum düzeyine geldiğini söylemek mümkün değildir.
Bu çerçevede, Avrupa Birliğine üye ülkeleri ve OECD ülkelerini değerlendirdiğimizde, Kurumlar Vergisi oranı ve kâr payı vergilemesi konusunda şu eğilimleri görüyoruz: Oran indirimi 90'lı yıllardan bu yana var; 80'li yılların sonunda başlamış, 90'lı yıllarda önem kazanmış, 2000'li yıllardan itibaren giderek çok daha radikal biçimde kendisini hissettirmiştir.
Ancak, oran indiren Avrupa Birliği ülkelerine ve OECD ülkelerine baktığımızda şöyle bir tablo karşımıza çıkmaktadır: Bu ülkeler oranlarını indiriyor; ancak, bu ülkelerin Kurumlar Vergisi hâsılatına baktığımızda veya kâr payı üzerinden alınan vergilerin hâsılatına baktığımızda, bunların reel düzeyinde 2000 yılına kadar hiçbir azalma olmadığını görüyoruz. Örnek vermek istiyorum size; gelir ve kârlar üzerinden alınan vergilerde 90'lı yıllardan bu yana birkaç rakamı sizlerin dikkatinize sunmak istiyorum: OECD'nin 90'lı yıllarda gelir ve kârlar üzerinden alınan vergilerin gayri safî yurtiçi hâsılaya ortalaması yüzde 13,3'tür. Bu rakam, 2000 yılında 13,6'ya çıkmıştır. Bir azalma söz konusu değildir. Aynı oran, 15 Avrupa Birliği üyesi ülke için 90 yılında 13,8 iken, 2000 yılında 14,8'e çıkmıştır. Bu sürecin vergi oranlarında indirim olan süreç olduğunu unutmayalım değerli arkadaşlar. Bakın, oran indirimine rağmen toplam hâsılatta, vergi hâsılatında bir azalış deği,l artış olmuştur. 2000 sonrası ancak bir azalış görüyoruz. 2003 yılında OECD'nin gelir ve kârlar üzerinden alınan vergiler toplamının gayri safî yurtiçi hâsılaya oranı yüzde 12,6 olmuş. Bu bile 2000 yılına kadar olan oranların üzerinde, 2000 yılı hariç. Yine, 15 Avrupa Birliği üyesi ülke için bu oran yüzde 13,7'dir. Bu da 2000 yılı hariç, 2000 yılına kadar olan oranların üzerinde bir orandır.
Kurum gelirleri üzerinden alınan vergilere baktığımızda aynı süreci görüyoruz. Rakamlara çok fazla boğmak istemiyorum, ancak, burada da 1990 ile 2000 yılları arasında vergilerin reel düzeyinde, vergi hâsılatında bir artış olduğunu görüyoruz. 2000 sonrası meydana gelen azalışlar ise, halen, 90'lı yıllardaki azalışlara rağmen, 90'lı yıllardaki hâsılatın üzerinde.
Bunları şunun için örnek veriyorum: Bu ülkeler, vergi oranlarını indirirken, özellikle Kurumlar Vergisi oranını indirirken, vergi tabanını genişleten birtakım düzenlemelere gitmişlerdir. Vergi tabanını genişletmek demek, vergiye tabi olmayan alanları vergiye tabi hale getirmektir. Bu ülkelerde, gelişmiş ülkelerde kayıtdışılık biraz daha, Türkiye'ye kıyasla çok daha az boyutta olduğu için, önemli olmadığı için, onlar, vergi tabanını genişletmenin aracı olarak, sistemde yer alan istisna ve muafiyetleri kaldırmaya gitmişlerdir, bunu kullanmışlardır ve bu sayede, oran indirimine rağmen, bu ülkelerde kurumlar vergisi hâsılatında bir düşüş olmamıştır.
Türkiye'ye bakıyoruz. Türkiye'ye baktığımızda, bu tasarıya baktığımızda, oran indirimini görüyoruz; ama, oran indirimine paralel olarak vergi tabanını genişleten bir düzenlemeyi bu tasarıda görmek mümkün değildir. Bu oran indiriminin yaratacağı etki, vergi gelirlerinde yaratacağı etki 3,2 milyar YTL düzeyindedir. Bunun bir bölümünün, kaldırılan yatırım indirimi nedeniyle telafi edileceği düşünülebilir. Daha önce yatırım indirimini Gelir Vergisi Kanunu değişikliği sırasında görüştüğümüz için, burada ayrıca o konuya girmiyorum; ama, onu bir kenara bırakırsak, bu tasarıda, vergi tabanını genişletmeye yönelik, yani, sistemdeki istisna ve muafiyetleri kaldırmaya yönelik ciddî bir düzenleme görmüyoruz. Ne var burada; bu düzenlemede tabanın genişletilmesine yönelik düzenleme olarak ele alınabilecek iki tane konu görüyoruz. Birincisi, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun Karayolları Trafik Kanununa göre plaka satışından elde ettiği gelirlere yönelik Kurumlar Vergisi muafiyeti kaldırılmaktadır. Değerli arkadaşlar, birinci önlem budur, vergi tabanının genişletilmesine yönelik birinci önlem...
İkinci önlem de, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin Kurumlar Vergisi muafiyetinin kaldırılmasıdır. Yani, siz, 3,2 milyar YTL'lik, 3,2 katrilyon liralık bir azalışı gerçekleştiren bir oran indirimi yapıyorsunuz. Bunun, varsayalım ki, yarısını yatırım indiriminden karşıladınız; ama, kalan yarısını, 1 milyar dolar diyelim, 1 milyar dolar düzeyindeki bir azalışın çaresi olarak Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun vergi muafiyetini kaldırmak, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin vergi muafiyetini kaldırmak olarak görüyorsunuz. Bunun çare olmadığı açıktır. Taban genişletme bu noktada önemli değerli arkadaşlar. Bu azalışın, eğer, önlemlerini siz almıyorsanız, bir başka şekilde önlem almıyorsanız, bütçeniz, bütçenin gelir tarafı, gelir bütçesi bu kadar açık verecektir demektir. Gelir tarafı bu kadar açık veren bir bütçenin dengesini kurmak için, bu sefer, harcamaları kısmakla karşı karşıya kalacaksınız. İşte, bugün, sağlık harcamalarını Hükümet kısmak istiyor. Neden kısmak istiyor; çünkü, daha önce tekstilde bir KDV indirimi yaptı, tekstildeki KDV indirimi hedefe ulaşmadı. Nisan ve mayıs aylarına baktığımızda en büyük fiyat artışının giyim ve ayakkabıda olduğunu görüyoruz; Türkiye İstatistik Kurumunun rakamları böyle söylüyor. Şimdi, tekstildeki KDV indiriminin yarattığı vergi azalışını telafi etmek için sağlık harcamaları kısılmak zorunda kalınıyor.
Değerli arkadaşlar, bunu doğru bulmuyorum. Bu hesap iyi yapılmalıydı. Bu azalışı, Kurumlar Vergisi oran indirimini, biz, Parti olarak olumlu buluyoruz, destekliyoruz ve bu tasarıya da bu yönüyle destek vermek istiyoruz; ancak, bu hesabı yapmayıp, buradaki vergi azalışını toplumun diğer kesimlerinin üzerine koyarsanız veya hiçbir hesap yapmazsanız, nasıl olsa ileride bir şekilde buna çözüm buluruz derseniz kamu maliyesinin dengelerini sarsarsınız ve bugün yaşadığımız çalkantıyı, ekonomide yaşadığımız çalkantıyı çok daha derinleştirirsiniz değerli arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz, esasen, bu tasarının, biraz önce ifade ettiğim gibi, en önemli özelliğinin Kurumlar Vergisinde oran indirimi olması nedeniyle bu tasarıya destek vereceğimizi ifade etmiştik; ama, tabiî ki, bu tasarı nedeniyle benimsemediğimiz birtakım düzenlemeler de var. Kooperatiflerin vergi muafiyetinin kaldırılması, Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun plaka satış gelirlerine yönelik vergi muafiyetinin kaldırılması, kooperatiflerin bir üst kuruluşa üye olma şartının kaldırılması... Bütün bunları sizlerin dikkatine sunmak isterdim; ama, Hükümetin temel yasa konusundaki yaklaşımının, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu tarafından benimsenmesi bizim bu görüşlerimizi daha detaylı olarak sizlere sunmamıza engel olmuştur. Bu yasayı temel yasa olarak biz görüşmeseydik, nihayet konuşacağımız belki 4-5…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, lütfen, konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun, ek 1 dakikalık süre…
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
...nihayet, 4-5 maddesi üzerinde bir konuşma yapacaktık. Bu konuşmayı bile muhalefet partisinden esirgemek, doğrusu, demokrasi anlayışına yakışmıyor, demokrasi kavramıyla uyuşmuyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının "Transfer Fiyatlandırma Yöntemi" adı altında yaptığı bir düzenlemesinin prensip olarak olumlu olduğunu ifade etmiştim; ancak, bu olumlu düzenlemenin birtakım zayıflıkları, birtakım zaafları vardır, bunun giderilmesi gerektiği kanaatindeyim. Transfer fiyatlandırması, çokuluslu şirketlerin bir ülkede kazandıkları kârın, çeşitli yollarla vergisiz olarak diğer ülkeye aktarılmasını önler, bunu önlemeye yönelik bir düzenlemedir. Tabiî ki, bu düzenleme, aynı şekilde, yurt içindeki tam mükellef kurumlar için de geçerlidir.
Bu düzenleme yapılırken, transfer fiyatlama yöntemleri olarak OECD…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, lütfen, teşekkür cümlenizi alayım; çünkü, bugünkü uygulamamız bu şekilde devam edecek.
Buyurun.
MEHMETE AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Peki, son cümlemi söyleyerek bitiriyorum Sayın Başkan.
...OECD'nin geleneksel işlem yöntemleri bu konuda benimsenmiş. Bunlar üç tanedir; ancak, bunun dışında, kâr paylaşım yöntemi vardır OECD'nin. Bunu mükellefin tercihine bırakmayı, bu konuda sistemli bir düzenleme yapılmamış olmasını, bu düzenlemenin zaafı olarak görüyorum.
Sözlerimi burada bitiriyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Anavatan Partisi Grubu adına, Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit.
Sayın Koçyiğit, buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün görüşmekte olduğumuz Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısındaki değişikliğe ilişkin olarak Anavatan Partisinin görüşlerini açıklamak üzere, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, Yüce Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepimizin bildiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Yasası, 1949 yılındaki temel vergi reformları sırasında kabul edilen ana kanunlardan birisiydi. Diğer kanunlar, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunuydu.
Elbette, Kurumlar Vergisi Kanunu 1949 yılında kabul edildi. Bundaki ilk değişiklik, 1960 yılında, dar mükellefiyete ilişkin konularda yapıldı. Ondan sonra, günümüze kadar, temeli değişik olmamakla beraber, genellikle, ek madde, geçici madde ve mükerrer maddelerle, bu yasa tasarısı, şişirilerek, ekleri aslını geçmiş durumda bugün karşımıza geldi. İşte, bugün, bu yasa tasarısında değişiklik yaparak, yeni bir dönemi başlatmak istiyoruz.
Aslında, bu yasa tasarısı 38 maddeden oluşmaktadır. Eski Kurumlar Vergisi Yasasına göre madde sayısı az olmasına rağmen, bu yasa tasarısı, hacim ve sayfa adedi olarak eskisinden daha fazladır; çünkü, bu yasa tasarısında, hükümler getirmek yerine, genellikle, Maliye Bakanlığının ihtiyaçları uzun listeler şeklinde sıralanmak suretiyle, bir yasa tasarısı yasaya dönüştürülmek istenmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısında başlıca beş konuda değişiklik yapılmaktadır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi, bizim de destek verdiğimiz, Kurumlar Vergisi oranının 10 puan düşürülmek suretiyle, yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesidir.
İkincisi; Kurumlar Vergisindeki muaflık ve istisnalarda yapılan düzenlemelerle, iki tane kesime ilişkin muafiyet kaldırılmakta ve onların vergiye tabi olması sağlanmaktadır.
Bir diğer değişiklik; yasa tasarısının 5/e maddesinde, kazanılmış hakların korunmasına ilişkin, işletmelerin bilançolarında iki tam yıl kalmak şartıyla, satışı yapılan iştirak ve taşınmazlardan elde edilen kazançların yüzde 100 vergi istisnası, yüzde 25 indirilmek suretiyle yüzde 75'e düşürülmüştür.
Bir diğer değişiklik, transfer fiyatlandırması yönetimiyle örtülü kazanç dağıtımı.
Bir diğeri de, Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısının 30 uncu maddesiyle getirilen, vergi cennetleriyle rekabet dediğimiz, yurt dışına kazancın transferini önlemek amacıyla belli önlemlerin getirilmesidir. Başlıca değişiklik, bu beş maddeden oluşmaktadır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepimizin bildiği gibi, bütün dünyayı saran küreselleşme olgusunun bir doğal sonucu olarak sermaye, fizikî sınırları aşarak, kolay bir şekilde sınır ötesine, ulusal ülkelere doğru yol alabilmektedir. Özellikle, az gelişmiş ülkeler, içinde bulundukları istihdam, yatırım, işsizlik ve carî işlemlerde sorunları çözebilmek amacıyla, yabancı sermayeye şiddetle ihtiyaç duymaktadırlar. Bu bakımdan, bir an önce, yabancı sermayenin kendi ülkelerine gelmesini, kendi ülkelerine yatırım yapmasını ve kendi ülkelerindeki ekonomik ve sosyal sorunların çözümüne katkıda bulunmasını istemektedirler.
İşte, bu bakımdan, ulusal ülkeler, birbirleriyle rekabet edecek şekilde, yabancı sermayeyi, küresel sermayeyi çekebilmek için kendi vergi oranlarını düşürmek suretiyle yabancı sermayeye kapılarını açmaktadırlar. Âdeta, bileşik kaplar misali, akışkan sermaye, yönünü arayarak, kendisine en iyi yatırım iklimini sunan hangi ülke, kendisine en iyi yatırım olanakları veren hangi ülke ise o ülkeye doğru yol almaktadır. İşte bu süreçte, maalesef, vergi rekabeti, vergi adaletinin önüne geçerek, az gelişmiş ülkeleri bir bakıma kıskaca sokmaktadır. Bir yandan yatırım istemekte, bir yandan vergi sisteminde vergi adaletsizliğine yol açacak şekilde vergi indirimlerine gitmeye zorlamaktadır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; özellikle yabancı sermayenin getirilmesinin talep edildiği bir dönemde, bundan bir süre önce bu Mecliste kabul edilen bir yasayla, 1963 yılından beri ülkemizde büyük yatırımlara imzasını atan, istihdama, ihracata katkıda bulunan yatırım indirimi istisnası müessesesi, maalesef, kaldırılmıştır. Bir yandan, yatırımların artması için kapımızı yabancı sermayeye açıyoruz; ama, öte yandan da, kendi ülkemizde çok iyi uygulanan bir sistemi tek çırpıda kaldırmak suretiyle, âdeta, bir çelişkinin yumağını gündeme getirmiş bulunuyoruz.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; elbette, yabancı sermayenin getirilmesini istiyoruz. Bu yabancı sermaye gelirken, vergi rekabetinden dolayı Kurumlar Vergisinin indirilmesi, bir bakıma, bu ülkeye 3 katrilyon liralık bir vergi yükü getirdi. Nasıl getirdi? Hepimizin bildiği gibi, bütçe yasaları yılbaşında yapılmakta. Bütçe yasası yapılırken Kurumlar Vergisi yüzde 30 olarak öngörüldüğü için, Kurumlar Vergisi indirilince, doğal olarak Kurumlar Vergisinde 3 katrilyon liralık bir azalma olacaktır. Bu azalmanın, doğal olarak, gelişmiş, zengin tabakalardan karşılanması gerekiyor. Ancak, böyle yapılmayarak, bir yerden varsıl kesimlere aktarılan vergiler, yoksul, dargelirli kesimlere bindirilen vergilerle giderilmeye çalışılmaktadır. Yani, dolaysız vergilerdeki indirim, dolaylı vergiler adı altında mazottan, gübreden, ilaçtan, cenaze hizmetlerinden alınan vergileri artırmaktadır. Bu, bu ülkenin dargelirli insanlarına tam 3 katrilyon liralık bir ilave yük, yeni yük yüklemiştir.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bu vergi tasarısıyla getirilen önemli müesseselerden birisi de, transfer fiyatlandırması yöntemiyle örtülü kazanç dağıtımı. Bu, kanunun 13 üncü maddesinde getirilmektedir. Tabiî, bunun amacı, yurt dışında, kazanç yapılırken, oradaki kazancın bedavaya gitmemesi, ondan belli vergilerin alınmamasıdır. Ancak, bu da yapılırken, OECD ölçütleri esas alınmak suretiyle, başlıca 3 yöntem esas alınmıştır. Bu yöntemler: Karşılaştırmalı fiyat yöntemi, maliyet artı yöntemi ve yeniden satış yöntemidir. Ancak, bu üç yöntemin de özel önemi, özel durumu, devamlı satışın belli bir kâra göre hesaplanması, yani, zararı dikkate almamasıdır. Oysa, kurumlar, şirketler, satış yaparken, devamlı kârlı satış yapmayabilirler. Örneğin, bir şirket, yurt dışında elde ettiği pazarı kaptırmamak için, fabrikasının kapanmaması için, işçilerine yol vermemek için, bazen özel durumlarda zararına da satış yapabilir. Ancak, bu maddede bu zararına satışa bir önlem alınmayarak, bir yerde, bu kurumlar iki türlü zor durumda bırakılmaktadır. Yani, birincisi, bunlar zararına satış yapmakla, ikincisi, zararına satış yaptığı için ortalama satış yöntemiyle, ortalama kâr hadlerine göre hesaplanan fiyatla zararına satılan fiyat üzerindeki fark üzerinden de ilave bir vergi alınmaktadır. Yani, bu şirketler bu bakımdan zor duruma düşmektedirler.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bu yasa tasarısında getirilen bir maddeyle, haksız rekabeti önlemek için kontrol edilen iştirak müessesesiyle, yani, vergi cennetleri uygulamasıyla, yurt dışına kazanç transferi yapılırken, yurt içindeki bir kurumun yurt dışındaki bir iştirakine bir kazanç transferini önlemek için yüzde 30 oranında bir vergi getirilmiştir. Bu vergi de, Bakanlar Kurulunca belli edilen bölge ve ülkelere yapılan satışlardan yüzde 30 oranında vergi alınmak suretiyle, aşırı ve zararlı vergi rekabetinin neden olacağı bir durumu önlemeye çalışmaktadır. Yani, ülke kazançlarının yurt dışına bedavaya gitmemesi, yatırımların, fonların düşük vergi adı altında yurt dışına kaymaması için, bir nevi, yüzde 30'luk güvenlik supabı olarak bir vergi bindirilerek, aradaki vergi rekabetindeki vergi eşitliği oranı sağlanmak suretiyle, fonların, yatırımların ülkemize gelmesi sağlanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; özellikle Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısıyla getirilen, bir maddesiyle -muaflık ve istisnalara ilişkin 4 üncü maddesiyle- Kurumlar Vergisindeki tabana yayılmayı sağlamak amacıyla, sözümona, kayıtdışı ekonomiyle mücadele etmek için, sadece iki kesime yüklenilmiştir. Oysa, burada esas olan, kayıtdışı ekonominin kayda alınması için, muaflık ve istisnaların bir bütün olarak ele alınıp, burada çok esaslı daraltmalar yapılması gerekiyordu; ancak, sadece iki kesime yönelik daraltma yapılmıştır. Bunlardan birisi, Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun, Karayolları Kanununun 131 inci maddesine dayanarak aldıkları basılı kâğıt ve plaka satış bedelleri üzeri, bugüne kadar Kurumlar Vergisinden muaftı; ancak, bugün bu muafiyete son verilerek, bu kazançlar da, bu kesimin kazançları da vergiye tabi duruma getirilmektedir.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yine bir başka düzenlemeyle, taşımacılık kooperatifleri ile tüketim kooperatifleri hariç olmak üzere, yapı kooperatiflerine Kurumlar Vergisinden muafiyet getirilmektedir. Bunun anlamı ne demektir; yani, sadece yapı kooperatifleri muaf olacak, taşımacılık ve tüketim kooperatifleri ise vergiye tabi olacaklardır. Hepimizin bildiği gibi, taşımacılık sektörü oldukça zor durumdadır. Buradaki insanlar istihdamla, işsizlikle mücadele için bir araya gelerek bir taşımacılık kooperatifi kurmak suretiyle taşımacılık sektörüne girmektedir. Bunlar bir yandan devamlı artan mazot gibi girdi maliyetleriyle uğraşırken, bir yandan bunlara yönelik Kurumlar Vergisi muafiyetinin kaldırılması bu sektörü oldukça zor durumda bırakacaktır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yine aynı şekilde tüketim kooperatifleri… Hepimizin bildiği gibi, belli gruplar bir araya gelerek bir kooperatif kurup, buradan ucuza tüketim maddesi kullanmak amacı gütmektedirler; ama, bu yasa tasarısıyla, bu tüketim kooperatiflerinin muafiyetliklerine son verilerek, bunlar da vergiye tabi duruma getirilmektedir. Bunlar bir yandan tekelci sermayenin ruhuna uygun olarak ülkemizde her gün artan grossmarketlerle mücadele ederken, bir yandan da Yüce Parlamentodan çıkacak bu yasa tasarısıyla Kurumlar Vergisi muafiyetinin kaldırılması bunları oldukça zor durumda bırakacaktır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yapı kooperatiflerine getirilen muafiyet ise, eskiden yapı kooperatiflerinin bir üst kuruluşa üye olması koşuluna bağlanmıştı; ama, bundan böyle, yapı kooperatiflerinin muafiyeti için üst kuruluşa bağlanma zorunluluğu ortadan kaldırılmakta. Yani, Kurumlar Vergisinden muaf olmak için, bir yapı kooperatifi, bundan sonra bir üst birlikteki kuruluşuna üye olmak zorunluluğunda değildir.
Bunun şöyle bir sonucu olacaktır: Bilindiği üzere, kooperatif sektöründe büyük bir kayıtdışılık ve başıboşluk vardır; denetimsizlik, eğitimsizlik vardır. İşte, bunların denetimini, eğitimini yapıp, kaydını tutan üst kuruluş devreden çıkarılınca, burada büyük bir sorun yaşanacaktır, kayıtdışılık artacaktır ve kooperatiflerin ne yaptığını, nerede olduklarını, arasanız da bulamayacaksınız.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yine, Kurumlar Vergisi Yasa Tasarısında getirilen bir düzenlemeyle, kurumların bilançolarında kayıtlı bulunan taşınmaz ve iştirak hisselerinin iki tam yıl kaldıktan sonra satışından elde edilen kazançların eskiden yüzde 100'ü Kurumlar Vergisinden istisnaydı; fakat, bugün, bir değişiklik yapılarak, yüzde 100'lük istisna yerine yüzde 75'lik istisna sağlanmaktadır; yani, yüzde 25'i üzerinden vergi alınacaktır. Hepimizin bildiği gibi, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun -eski kanunun- 8 inci maddesinin 12 nci fıkrasında bu yüzde 100'lük istisna uygulanıyordu. Burada, bir çırpıda, kazanılmış hakları hiçe sayarak, şirketlerin geleceğe yönelik yatırım ve iş planlarında vergi hesaplarının maliyetin bir unsuru olarak önemli yer tuttuğu bir ortamda, bir geçiş dönemi sağlanmadan, böylesine, bıçakla keser gibi, bir çırpıda bu istisnayı ortadan kaldırıp kurumları zor durumda bırakmanın bir anlamı ve faydası yoktur. En azından, burada yapılacak bir geçici düzenlemeyle, üç yıllık ya da beş yıllık bir geçiş sürecinden sonra bu istisna hükmü getirilseydi, inanıyorum ki, daha isabetli bir karar alınmış olacaktı.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; özellikle, Kurumlar Vergisi Yasasının, şirketleşmenin tartışıldığı bir ortamda, elbetteki, ülkemizin gelir yapısına, borç yapısına bakmamızda da fayda vardır. Hepimizin bildiği gibi, bugün, dünyada IMF'ye en fazla borcu olan ülke Türkiye'dir. IMF, alacaklarının yüzde 80'ini Türkiye'den talep etmektedir, geri kalan kısmı Uruguay ve Bulgaristan'a aittir; yani, bugün IMF'ye borç veren ülkeler, borç verdikleri paranın faizini Türkiye'den elde ettikleri gelirlerle sağlamaktadırlar, bunlarla geçinmektedirler. Özellikle IMF'ye olan borçların, 2002 yılında 23 milyar dolardan bugün 11 milyara düşmüş olması bir yerde sevindiricidir; ama, yeterli değildir; çünkü, bu dönemde, en azından 23-24 milyar dolarlık özelleştirme geliri elde edilmiştir ve bu özelleştirme gelirlerinin tümü de IMF borçlarının kapatılması için kullanılmıştır.
Sadece IMF'ye olan borçlar değil, bugün dışborçlarda da ülkemizin durumu iyi değildir. Dışborç yapısına baktığımız zaman, 2002 yılında 130 milyar dolar olan dışborçlarımız yüzde 30 oranında, yani 40 milyar dolar artmak suretiyle 170 milyar dolara çıkmıştır. Aynı şekilde, toplam borçlarımız da, maalesef, toplam borç stoku da 100 milyar doların üzerinde artmak suretiyle, bugün 340 katrilyon liraya dayanmıştır.
Tüm bu borç yapısı içerisinde, elbette, ülkemizde, IMF'den direktif almadan, ondan talimat almadan bir yasayı geçirmek, bir düzenleme yapmak zor olmaktadır. Bu bakımdan, bu Meclis de, özgür ve bağımsız bir ortamda yasalar çıkarmak istiyorsa, özellikle dışborçların, IMF'ye olan borçların sıfırlanması gereklidir. Bu bakımdan, IMF'ye değil kendi özkaynaklarımıza güvenerek, üretimimizi artırarak, ihracatımızı artırarak, gelirimizi artırarak, bütçede faizdışı fazlayı artırarak ve bütçe dengelerini fazlaya dönüştürerek, bu borçları sıfırlamak bir ulusal görevdir. Bu, hepimize düşmektedir.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yasa tasarısının sonuna geldiğim bir ortamda, özellikle enflasyon ve TÜFE'ye ilişkin birkaç kelime etmek istiyorum.
Hepimizin bildiği gibi, 2006 Yılı Bütçe Kanunuyla memurlara ve emeklilere yüzde 5, yüzde 6 oranında zam yapıldı. Bu, öngörülen, tahminî enflasyona göre bir zamdı; ama, maalesef, bugün, öngörüler tutmamış…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, lütfen, konuşmanızı tamamlar mısınız. Size, ek 1 dakika süre veriyorum.
Buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla) - ...makroekonomik dengeler tamamen bozularak, enflasyon canavarı hortlamaya başlamıştır. Bir yıllık için öngörülen yüzde 5'lik enflasyon, maalesef, geçirmekte olduğumuz beş aylık süre içerisinde neredeyse sıfırlanmıştır; çünkü, beş aylık TÜFE'deki artış yüzde 4,53'tür. Bu bakımdan, Bağ-Kur ve SSK emeklilerinin, bugün itibariyle, Hükümetten reel olarak yüzde 1,53 oranında alacağı, aynı zamanda, memur emeklilerinin de Hükümetten 1,93 oranında reel alacakları bulunmaktadır. Bu reel alacakların, haziran ayı enflasyonu da eklenmek suretiyle, temmuz ayında yapılacak zam artışlarıyla birlikte değerlendirilip, kamu çalışanlarının, emeklilerin durumunun düzeltilmesi aciliyet kesbetmektedir; çünkü, bu insanlar zor durumdadırlar, geçinememektedirler. Bir yandan da artan vergilerle boğuşmaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, teşekkür için mikrofonunuzu açıyorum.
Lütfen, buyurun, Genele Kurula teşekkür ediniz efendim.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Devamla) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; yeni Kurumlar Vergisi Yasasına ilişkin olarak, Anavatan Partisi Grubu adına değerlendirmelerde bulundum.
Bu yasa tasarısı eksik olmakla beraber, yerinde bir yasadır. Biz, Anavatan Partisi Grubu olarak, bu yasa tasarısına kabul oyu vereceğiz.
Bu yasanın yasalaşarak, tüm şirketlere, tüm çalışanlara, tüm halkımıza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyor, Yüce Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Koçyiğit.
AK Parti Grubu adına, Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan.
Sayın Ceylan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET CEYLAN (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1192 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısının geneli üzerinde AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği üzere, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra iktidara gelen AK Parti Hükümetleri, göreve başladığı ilk günden itibaren, ülkemizde güven ve istikrar ortamını sağlamak, başta ekonomik ve malî konular olmak üzere, ülkemizin yıllardır birikmiş sorunlarını çözmek amacıyla, Hükümet Programı ve Acil Eylem Planı çerçevesinde birçok çalışmayı başlatmış ve yürütmeye devam etmektedir. İşte, bu çalışmalar neticesinde, başta enflasyon ve faizlerin düşürülmesi olmak üzere, ekonomide verimli ve istikrarlı bir büyüme eğilimi yakalanmış bulunmaktadır.
Bilindiği gibi, Türkiye ekonomisi, AK Parti İktidarları döneminde yakaladığı bu istikrar ortamı içinde, son üç yılda ortalama yüzde 8 büyümeyi ve yıllar sonra tek haneli enflasyonu başarmıştır. Ekonomideki iyileşme ve sağlanan istikrar ortamıyla, piyasalarda güvensizliğe neden olan unsurlar bir bir ortadan kaldırılıp, bir uzlaşma ortamı sağlandıktan sonra, Hükümetimiz tarafından, vergi sisteminin de yeniden ele alınması çalışmaları başlatılmış; bu çerçevede, belirli bir strateji çerçevesinde çalışmalar sürdürülmektedir.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; verginin ekonomik faaliyetlere engel olmayacak düzeyde ve yapıda olması gerektiği temel ilkesinden hareketle, AK Parti İktidarları döneminde çeşitli vergisel düzenlemeler yapılmıştır. Bunlardan bazılarını kısaca sıralayacak olursak… Her şeyden önce, enflasyon muhasebesine geçilmiştir. Diğer taraftan, gelişmişlik düzeyi düşük olan 49 ilimiz için yatırım ve istihdam teşvikleri getirilmiştir. Üçüncü olarak, yurt dışında yatırım yapan işadamlarımızın buralarda elde ettikleri gelirleri Türkiye'ye getirmelerinde en önemli engel olan vergi engeli bu kazançlara istisna getirilerek ortadan kaldırılmış, ülkemize döviz girişi sağlanmıştır. Yine, teknoloji üretiminde ülkemizin geri kalmaması için, teknoloji geliştirme bölgelerine ve araştırma-geliştirme harcamalarına vergisel avantajlar getirilmiştir. Diğer taraftan, tüm finansal yatırım araçlarından sağlanan gelirlerin yüzde 15 gibi tek bir oranda vergilendirilmesi sağlanmıştır.
Değerli arkadaşlarım, bu arada, çeşitli vergi oranlarında da Hükümetimiz önemli indirimlere gitmiş bulunmaktadır. Bu kapsamda, önce Kurumlar Vergisi oranı yüzde 33'ten yüzde 30'a, Gelir Vergisinde azamî vergi oranı ise yüzde 40'tan yüzde 35'e indirilmiştir. Kurum kazançları üzerindeki vergi yükü yüzde 65'lerden yüzde 44'e çekilmiştir. Yine, vatandaşımızı yakından ilgilendiren temel gıda maddeleri, sağlık ve eğitim hizmetlerinde, ilaçta ve en son ayakkabı, deri ve konfeksiyon ürünleri gibi birçok üründe KDV oranları yüzde 18'den yüzde 8'e indirilmiş bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; vergi idaresinin güçlü ve etkin olması gerektiği noktasından hareketle Maliye Bakanlığımız bünyesinde Gelir İdaresi Başkanlığı kurulmuş; böylece, malî yönetim, esnek ve fonksiyonel bir yapıya kavuşturulmuştur. Bu kapsamda, doğrudan Gelir İdaresi Başkanlığına bağlı olarak 29 ilde vergi dairesi başkanlıkları kurulmuş, merkez ve taşra bütünlüğü sağlanmıştır. Böylece, mükelleflerin sorunlarına yerinde ve hızlı çözüm getirilmeye başlanmış, elektronik beyan ve ödeme gibi teknolojik hizmetlerle mükelleflere verilen hizmetin hızı ve kalitesi artırılmıştır. Vergi sistemimizdeki yapısal dönüşümler için gerekli olan bu önemli adımlardan sonra, sıra, sistemin yapı taşlarını oluşturan vergi kanunlarımızın yeni bir bakış açısıyla ele alınıp yeniden düzenlenmesine gelmiştir. İşte, bugün huzurunuza getirilen Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı, bu hedefin ilk çalışmasıdır. Bunu takiben, Gelir Vergisi kanunu tasarısı çalışmaları da sürmekte olup, bir müddet sonra huzurlarınıza gelecektir.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; ilk defa 1949 yılında yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanunu zaman içinde birçok değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiş bulunmaktadır. Benden önce konuşan arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi, Kurumlar Vergisi Kanunu üzerinde zaman içinde yapılan birçok değişiklik, bu kanunun, gerek uygulayıcılar açısından gerekse mükellefler açısından uygulanmasını zorlaştırmış bulunmaktadır. İşte, bu noktadan da hareketle, dünyada ve ülkemizde yaşanan çeşitli ekonomik, ticarî ve vergisel gelişmeleri de dikkate alarak uygulamada karşılaşılan çeşitli sorunlara da çözüm getirmeyi amaçlayan ve mükellefler tarafından okunduğunda kolaylıkla anlaşılabilecek bir yaklaşımla hazırlanan yeni Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısının en önemli özelliklerinden bir tanesi de, toplumsal mutabakata dayalı ve geniş katılımla hazırlanmış olmasıdır.
Değerli arkadaşlarım, Gelir İdaresi Başkanlığının koordinasyonu altında, Vergi Konseyi, kamu ve özel sektör temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve akademisyenlerden oluşan geniş katılımlı ve nitelikli uzmanların çalışması sonucu, bu tasarı hazırlanmış bulunmaktadır. 53 üniversite, 61 sivil toplum örgütü ile 7 yeminli malî müşavir, 27 serbest muhasebeci malî müşavir odasından görüş istenerek hazırlanan taslak metin, çok sayıda meslek mensubuna incelenmek üzere gönderilmiş ve alınan görüşlerin hepsi her aşamada değerlendirilmiş bulunmaktadır.
Yine, tasarı Plan ve Bütçe Komisyonuna geldiğinde, konuya vâkıf arkadaşlardan alt komisyon oluşturulmuş, alt komisyonda da tasarı enine boyuna tartışılarak ve bütün tarafların da görüşleri dikkate alınarak son şekli verilmiş bulunmaktadır. Özetle, tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmeden önce ve geldikten sonra da geniş bir katılım ve mutabakata dayalı olarak hazırlanıp huzurunuza gelmiş bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlarım, kanun tasarısında öne çıkan başlıca temel özelliklere şu şekilde değinebiliriz: Arkadaşlarım da ifade ettiler; her şeyden önce, Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülerek radikal bir indirime gidilmektedir. Diğer taraftan, kanun sistematiğinde, kanun dilinin sade, anlaşılabilir ve basit olmasını sağlayacak ifadelere yer verilmektedir. Yine, mükellef odaklı yaklaşımla, tam ve dar mükellefiyet esasında hükümlerin kendi içinde bütünlüğünü sağlayarak ayrı bölümler şeklinde ele alınmakta ve kurum kazancına yönelik hükümler, Kurumlar Vergisi Kanununda toplanmış bulunmaktadır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz yeni Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısıyla getirilen yeniliklerden başlıcalarını da şu şekilde ifade edebiliriz: Her şeyden önce, mevcut, yürürlükteki kanunda yer alan istisna ve muafiyet maddeleri gözden geçirilerek bir kısmı günümüz ekonomik ve sosyal şartlarına göre yeniden düzenlenmekte, rekabeti bozan bazı muafiyetler tamamen ortadan kaldırılmaktadır.
Yine, kooperatiflere ilişkin muafiyet, mevcut kanunda kooperatiflere ilişkin muafiyetler günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmiş bulunmaktadır.
Yine, global ekonominin gerektirdiği objektif vergi güvenlik müesseselerinden olan kontrol edilen yabancı kurum kazancı, örtülü sermaye, transfer fiyatlandırması suretiyle örtülü kazanç dağıtımı ve zararlı vergi rekabetine yönelik vergi kesintisi uygulamaları sisteme dahil edilmiş bulunmaktadır.
Yine, mükelleflerle idare arasında sürekli uyuşmazlığa neden olan örtülü sermaye ve örtülü kazanç dağıtımı gibi müesseseler günün koşulları ve gelişmiş ülke örnekleri de dikkate alınarak objektif kriterlere uygun hale getirilmektedir. Bu kapsamda transfer fiyatlandırması mekanizmasıyla firmaların küresel ekonominin imkânlarından yararlanarak vergi kaybına neden olmaları engellenmiş bulunmaktadır.
Yine, zararlı vergi rekabeti yapmak suretiyle vergi kayıp ve kaçağına neden olan ve vergi cenneti olarak bilinen yerlerde kurulu firmalarla mücadele için, Türkiye'deki firmaların bu bölgelere kâr transfer etmelerinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Ayrıca, bu bölgelerde kurulu firmalar tarafından düzenlenerek Türkiye'deki vergi mükelleflerinin hesaplarına gider olarak intikal ettirilecek faturalar üzerinden vergi kesintisi yapılması sağlanmaktadır.
Yine, kurum kazancının tespitinde indirilecek giderler başta olmak üzere, zarar mahsubu, matrahın tespiti, yurtdışı ve yurt içerisinde ödenen vergilerin mahsubu ile tasfiye, devir ve birleşmeyle ilgili müesseselerin işleyişinde ortaya çıkan sorunlar ve tereddütlü konular açıklığa kavuşturulmaktadır.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; görüştüğümüz Kurumlar Vergisi Kanun Tasarısında en önemli değişiklik -ifade ettiğimiz gibi- Kurumlar Vergisi oranındaki indirimdir. Kurumlar Vergisi oranı mükellefler açısından yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmektedir. Yüksek vergi oranları, yatırım ve istihdamın önünde en büyük engellerden birisi konumundadır; bu nedenle, müteşebbisimizin uluslararası piyasada rekabet gücünü artırmak ve doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını teşvik etmek amacıyla bütçe disiplini ve ekonomideki gelişmeleri de dikkate almak suretiyle halen yüzde 30 olarak uygulanmakta olan Kurumlar Vergisi oranı bu tasarıyla yüzde 20 seviyesine çekilmiş bulunmaktadır.
Yine, bilindiği üzere, Yüce Meclisimizin daha önce kabul ettiği bir değişiklikle de Gelir Vergisi mükellefleri için uygulanan tarifede de değişikliğe gidilerek ücret gelirleri ile diğer gelirler için ayrı ayrı uygulanan tarife teke indirilerek tarifedeki dilim sayısı dört olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Böylece, beyannameyle beyan edilen gelirlerde de yüzde 15'ten başlayıp yüzde 35'te sona eren bir yapı oluşturulmuş bulunmaktadır. Gelir Vergisinde uygulanan en yüksek oranın yüzde 35'e, Kurumlar Vergisi oranının ise yüzde 20'ye indirilmesiyle birlikte kurum kazançları üzerindeki toplam vergi yükü Türk yatırımcılar için yüzde 44'ten yüzde 34'e, yabancı yatırımcılar için ise, Türkiye'de oluşan vergi yükü bakımından yüzde 37'den yüzde 28'e inmektedir.
Değerli arkadaşlarım, Kurumlar Vergisindeki bu oran indirimiyle ne amaçlanmaktadır, onu kısaca sizlerle paylaşmış olalım: Her şeyden önce, Kurumlar Vergisindeki bu oran indirimiyle, ülkemizin yatırım iklimini iyileştirmek için çok önemli bir adım daha atılmış olacaktır. Vergi oranlarında yapılan indirim, ülkemizin, Türkiye'ye komşu bulunan ve Avrupa Birliğine tam üye olmuş ya da olacak ülkelerle yabancı sermaye yatırımlarını çekebilmesi bakımından rekabet etme kapasitesini büyük ölçüde artıracaktır. Nitekim, Kurumlar Vergisi oranımızın yüzde 30 olduğu durumda, Türkiye, OECD ülkeleri arasında Kurumlar Vergisi oranı açısından 17 nci, kurum kazancı üzerindeki vergi yükleri açısından da 13 üncü sırada bulunmaktaydı. Bu tasarıyla oranın yüzde 30'dan yüzde 20'ye çekilmesi sonucu, vergi oranı ve vergi yükleri açısından ülkemiz OECD ülkeleri arasında 5 inci sıraya yükselmektedir. Yani, 17 nci sıradan, 13 üncü sıradan 5 inci sıraya yükselmiş bulunmaktadır. Pek tabiî ki, bu durum, Türkiye'nin üretime dayalı yatırımlar için bir cazibe merkezi haline gelmesine katkıda bulunacak ve ülkemize doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını hızlandıracaktır. Ayrıca, yabancı sermaye yatırımlarının hızlanmasının dışında, yerli yatırımcımızı da ülkemizde daha fazla yatırım yapmaya, yatırımlarını vergi oranı düşük olan komşu ülkelerde yapmak yerine Türkiye'de yapmaya sevk edecektir.
Değerli arkadaşlarım, Kurumlar Vergisi oranının düşürülmesiyle birlikte, yine, mükelleflerin vergi oranlarını bahane göstererek kayıt dışı çalışmaları önlenecektir. Yapılan bu çok önemli tutardaki oran indirimi, mükelleflerimizin, vergi oranlarının yüksekliğini gerekçe göstererek kayıt dışına yönelmelerini engelleyecek ve bu bahane ortadan kalkmış olacaktır. Yine, bu oran indirimiyle birlikte, vergiye gönüllü uyum artacaktır ülkemizde. Bu oran indirimi, aynı zamanda, psikolojik bir etki oluşturacak ve halihazırda boş beyanname veren ve vergi ödemeyen mükellefleri vergi öder hale getirecektir. Daha fazla sayıda mükelleften daha fazla miktarda vergi tahsil edilmeye başlanacaktır. Bu durum ise, vergi tahsilatlarında artışı sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; özetle, bu kanun tasarısıyla, sade, anlaşılır ve günün ekonomik koşullarını dikkate alan, vergi güvenlik müesseselerini de içinde barındıran, yatırım ve istikrar ortamına katkı sağlayan, vergi oranı düşük, toplumsal mutabakata dayalı, kayıtdışılığa ilişkin yüksek vergi gerekçesini de ortadan kaldıran ve mükellefin vergiye gönüllü uyumunu sağlayan bir sistem oluşturulmaktadır.
Bu kanun tasarısının hazırlanmasında emeği geçen, başta Maliye Bakanlığı yetkilileri olmak üzere, tüm kişi ve kuruluşlara, komisyonlarda görev alan, katkıda bulunan arkadaşlarımıza ve kuruluşlara teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu kanun tasarısının bugün Genel Kurul görüşmeleri sırasında, AK Parti Grubunun dışında bu kanun tasarısına destek veren Cumhuriyet Halk Partisi ve Anavatan Partisi Gruplarına ve diğer milletvekili arkadaşlarımıza da teşekkür ediyor; kanunun, ülkemize, milletimize ve iş dünyasına hayırlı olmasını diliyor, hepinize sevgiler ve saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Ceylan, teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, birleşime, yarım saat ara veriyorum.
Kapanma Saati : 18.25
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.09
BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114 üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
1192 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1170, 2/719) (S. Sayısı: 1192) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Tasarının gruplar adına konuşmaları tamamlanmıştı tümü üzerinde.
Şimdi, şahsı adına ilk konuşmacı, Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz 10 dakika.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısının en önemli özelliğinin, Kurumlar Vergisi oranının yüzde 30'dan yüzde 20'ye inmesi olduğunu ifade etmiştim. Konuyu, bu çerçevede biraz daha ele alıp, derinleştirmek istiyorum.
Oran indiriminin Kurumlar Vergisi hâsılatında bir azalış yaratacağı açıktır. 2006 yılı bütçesine baktığımızda, Kurumlar Vergisindeki oran indiriminin bütçe gelirlerinde öngörülmediği görülecektir. Kurumlar Vergisi hâsılatının 2006 yılı düzeyiyle 2005 yılı düzeyi aynıdır. Yani, gayri safî millî hâsılaya olan oranlar itibariyle Kurumlar Vergisi hâsılatı düzeyinin 2006 yılında da korunduğunu görüyoruz. Yani, bütçe yapılırken oran indirimi öngörülmemiştir. Bu, hangi açıdan önemlidir; bu, şu açıdan önemli: Bu indirimin vergi gelirlerinde yaratacağı bir azalış var. Bu azalışın eğer herhangi bir şekilde nasıl telafi edileceği planlanmış değilse, oran indiriminden beklenen faydanın, bu indirimin yaratacağı gelir azalışının telafi edilemeyecek olması nedeniyle ortaya çıkacak zararlarla ortadan kaldırılması mümkündür. Yani, bir yandan oran indirimiyle daha uygun bir yatırım ortamı yaratıp, daha çok yatırım arzu ederken, bütçe dengelerinin sarsılıyor olması nedeniyle ve malî disiplinden uzaklaşılıyor olması nedeniyle -zaten Hükümetin bu yıl içerisinde malî disiplinden uzaklaştığının birçok örneğini gördük- bu nedenlerle, ekonomide bu oran indiriminin olumsuz bir etki yaratması ihtimalini de Hükümet göz önüne almak zorundadır. Yapılması gereken, oran indiriminin yaratacağı azalışın, vergi gelirlerinde meydana gelecek azalışın nasıl telafi edileceğinin Hükümet tarafından açık bir biçimde ortaya konulması gerekir. Eğer bu konulmazsa, nasıl olsa biz bunları hallederiz, çözümleriz düşüncesinde olunursa, mayıs ayı başından bu yana ekonomide yaşadığımız problemin, çalkantının, bir mini krizin çok daha derinleşmesi ihtimaline katkıda bulunabilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; oran indirimlerinin sadece Türkiye'ye mahsus olmadığını, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin vergi rekabeti nedeniyle, özellikle gelir üzerinden alınan vergilerdeki oranları indirmek zorunda kaldıklarını, yine tasarının tümü üzerindeki değerlendirmelerimi yaparken ifade etmiştim. Bu, gerçekten, özellikle gelişmekte olan ülkeleri yakından ilgilendiren bir konu. Bu konuda OECD ve Avrupa Birliği gibi kuruluşların bir uyumlaştırma programı yapmalarına ihtiyaç vardır. Ben, Sayın Maliye Bakanının, bu konuda uluslararası kuruluşlarda öncülük etmesini temenni ediyorum. Avrupa Birliği bünyesinde yürütülmekte olan ortak Kurumlar Vergisi matrahı, ortak Kurumlar Vergisi kapsamı, yani ortak muafiyetler, ortak istisnalar gibi, başarılması belki bir hayli güç; ama, günün birinde mutlaka başarılmak zorunda olan bir uygulamanın çok daha süratlendirilmesine ihtiyaç vardır. Aksi takdirde, Türkiye, rekabet ettiği ülkeler nedeniyle kendisini bu kıyasıya rekabetten hiçbir zaman alıkoyamayacak ve sürekli, oran indirimleriyle karşı karşıya kalacaktır. Bunun, kamu maliyesini ne kadar olumsuz etkileyeceğini hepimiz biliyoruz. Oysa, bunun bir sınırı vardır, bir yerden sonra oran indirimleriyle bir yere varmanız mümkün değildir; kamu maliyesi buna izin vermez ya da eğer yapmak zorunda kalırsanız, birtakım kamu harcamalarından vazgeçmek zorunda kalırsınız. Bunu, kimi ülkeler "dibe doğru yarış" olarak isimlendiriyor. Yani, kazananı olmayan, sürekli herkesin oran indirdiği, oran indirmek suretiyle birbiriyle rekabet zorunda kaldığı bir yarış, dibe doğru yarış; kazananı yok.
Bunun dışında ne olabilir; biraz önce sözünü ettiğim bir uyumlaştırma, dolaylı vergilerde, nasıl Katma Değer Vergisinde, Özel Tüketim Vergisinde Avrupa Birliğinin direktifleri varsa ve üye ülkeler bunlara uymak zorundaysa… Örneğin, Avrupa Birliğine üye ülkeler hiçbir zaman Katma Değer Vergisindeki genel oranı yüzde 15'in altında belirleyemezler. Avrupa Birliği bir alt sınır koymuştur, hiç kimse yüzde 15'in altına inemez. Genel oranı kastediyorum. Gıda maddeleri veya birtakım sektörlerde indirimli oran uygulanması hali hariç. Kurumlar Vergisinde böyle bir yaklaşıma ihtiyaç vardır, yani bir vergi uyumlaştırmasına ihtiyaç var. Bu vergi uyumlaştırmasının uluslararası düzeyde olması, buna OECD ve Avrupa Birliğinin öncülük etmesi, bu öncülüğü de Türkiye Maliye Bakanının yapması uygun olur diye düşünüyorum.
Dibe doğru yarıştan kurtulmanın bir ikinci alternatifi de nedir; buradan vazgeçtiğiniz oran indirimiyle karşı karşı kaldığınız gelir azalışını, diğer vergilere yüklenmek, o vergilerde artırıma gitmek suretiyle telafi etmek; Özel Tüketim Vergisine, Katma Değer Vergisine, bu tip dolaylı vergilere veya emek üzerindeki birtakım vergileri artırmak suretiyle telafi etmektir. Türkiye'de bir anlamda yapılan budur.
Birkaç ay önce Gelir Vergisi Kanunu tarifesinde değişiklik tasarısını görüşürken, hatırlarsınız, beyannameli mükelleflerde, yani ücret geliri dışında gelir elde eden kişilerde Gelir Vergisi tarifesi 5 puan indirilirken ücretlilerde bu indirim yapılmamış, ücretlilerin diğer tarifeye kıyasla 5 puan daha indirimli oranda vergilenme olanağını sağlayan düzenlemesi ortadan kaldırılmıştır. Bunun anlamı, ücretliler üzerindeki vergi yükünün mukayeseli olarak ağırlaşmasıdır.
Değerli arkadaşlar, istihdam üzerindeki vergi yükünde, imalat sanayiinde çalışan bir işçinin ödediği vergilerin elde ettiği ücrete kıyasla oranının yüzde 42,7 olduğunu düşünürsek ve bunun OECD içerisinde en yüksek oran olduğunu düşünürsek, Türkiye'nin, istihdam üzerindeki vergi yükünü azaltmak gibi bir gerçekle, zorunlulukla karşı karşıya olduğunu görürüz. Türkiye, gerçekten rekabet ettiği ülkelerle ekonomisini rekabete sokmak istiyorsa, önce istihdam üzerindeki vergi yükünü de indirmesi gerekir.
Ben, Kurumlar Vergisi oranı indirilirken, diğer alanlarda Türkiye'nin hangi ihtiyaçları olduğunu ve hangi gerçeklerle karşı karşıya bulunduğumuzu sizlerin dikkatine sunmak istedim.
Tasarının tümü üzerindeki değerlendirmemi yaparken, zaman darlığı nedeniyle transfer fiyatlandırması konusundaki görüşlerimi tam ifade edememiştim. Şimdi, çok kısaca onlara değinmek istiyorum.
Transfer fiyatlandırması yöntemi olarak tasarının benimsediği yeni ve güzel bir müessese var. Bu, uluslararası uygulamalar dikkate alınarak Türk vergi hukukuna kazandırılmış bir uygulamadır. Buna göre, ister tam mükellef olsun isterse uluslararası şirketler olarak isimlendirebileceğimiz, merkezi yurt dışında olan şirketler olsun, bunların ilişkili şirketlerle yapmış oldukları işlemlerde emsaline kıyasla daha düşük veya yüksek fiyatlar üzerinden alım-satım ilişkisinde bulunması nedeniyle Türkiye'de oluşan kârın bir başka ülkeye veya bir başka kuruma aktarılmasının önlenmesidir bu müessesenin amacı. Ama, bu müessese getirilirken OECD'nin bu konuda hazırlamış olduğu rehberden yararlanılmıştır. Ancak, OECD'nin benimsediği 3 adet geleneksel yöntem bu madde uygulamasında benimsenirken, bu 3 adet geleneksel yöntemin mükelleflere hitap etmemesi halinde, mükellefler dilerlerse, diledikleri bir yöntemi kendileri seçebileceklerdir. Bunu, maddede sayılan yöntemlerin ortadan kaldırılma olanağının mükellefe verilmesi olarak yorumluyorum. Bunu, maddenin getirmek istediği güvenlik…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, 1 dakika eksürenizle konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
...maddenin sağlamak istediği vergi güvenliğini ortadan kaldıran bir düzenleme olarak görüyorum.
Yine, maddenin gerekçesine baktığımızda, bu konuda, mükellefler, arzu ederlerse OECD'nin "Çokuluslu Şirketler ve Vergi İdareleri İçin Vergi Rehberi" kitabında önerdiği kâr paylaşım yöntemini kullanmaları da mümkün bulunmaktadır; ancak, gerekçede mükellefin seçimlik hakkı olarak ortaya konulan bu yöntemin maddede sayılması ve mükellefler açısından zorunluluk arz eden bir hüküm olarak düzenlenmesi çok daha doğru olurdu. Bu yöntem, birçok OECD üyesi ülke tarafından daha sıkça kullanılmaya başlanmış olan bir yöntemdir.
Ayrıca, bu madde gerekçesinde, OECD rehberine atıfta bulunarak, OECD rehberini, âdeta, gerekçeyle, Türk vergi mevzuatına dahil etme yaklaşımını da doğru bulmuyorum.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Madde üzerinde şahsı adına Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Kurumlar Vergisi Kanun Tasarısı üzerindeki görüşlerimi ifade etmeye çalışacağım.
Öncelikle, bu kanun tasarısıyla ilgili olarak, ilk defa, genel gerekçede, geçmişte bu Kurumlar Vergisiyle ilgili olumlu sözlerin söylendiğini görüyorum. Genel gerekçelerde hep geçmiş kötülenirken, geçmişteki yanlışlıklar ifade edilirken, burada, bugüne kadar bu Kurumlar Vergisi uygulamalarının, bu yeni kanunla beraber, geçmişin eleştirisinden ziyade, geçmişte görmüş olduğu, yerine getirmiş olduğu fonksiyona olumlu yaklaşılmış olmasından dolayı teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, son derece önemli bir kanunu görüşüyoruz. Türkiye'de Kurumlar Vergisi Kanununun çıkmasını bekleyen çok sayıda kişi ve kurum var. Ancak, bu konu, Türkiye'de, ilk gündeme, Sayın Başbakan tarafından bundan yaklaşık altı ay önce getirildi. Sayın Başbakanın bir Grup konuşmasında "Kurumlar Vergisi oranını yüzde 30'den yüzde 20'ye indiriyoruz" şeklindeki bir konuşmasından sonra, bunun çok kısa süre içerisinde Meclis gündemine geleceğini ve Mecliste kanunlaşacağını düşünüyorduk; ancak, o konuşmanın üzerinden altı ay geçtikten sonra Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş olması karşısında da, bu hayretimizi ifade etmekten de vazgeçemeyeceğiz.
Değerli milletvekilleri, bugün Kurumlar Vergisini görüşürken, Türkiye'de ekonomik alanda çok ciddî sıkıntılar yaşanan bir günü hep beraber yaşadık. Borsa çöktü, faiz oranları alabildiğince yükseldi, döviz fiyatları 1,60 YTL civarına geldi, âdeta, Türkiye'deki bütün insanların yarının ne olacağından endişe taşıdığı bir günde böyle bir kanun tasarısını görüşüyoruz.
Şimdi, bugüne kadar dünyadaki likidite bolluğu ve bu likidite bolluğunun gelişmekte olan ülkelere yöneldiği, sıcakparanın âdeta o ülkelere aktığı günleri yaşadık; ama, içinde bulunduğumuz bu günlerde, bu durum tamamen tersine dönmüştür. Artık, paralar riskli ve gelişmekte olan ülkelerden daha az risk taşıyan, gelişmekte olan ülkelerdeki bu paraların gelişmiş ülkelere doğru dönmeye başladığını görüyoruz.
Amerika Birleşik Devletleri, FED faiz oranlarını yüzde 5'e çıkardı; Avrupa Merkez Bankası yüzde 2,5. Ama, bugüne kadar Türkiye'deki o cazip reel faizden dolayı oralardaki bu kaynak fazlalıklarının Türkiye'ye gelmesinden mutlu ve memnun olan Hükümetin, durum tersine dönünce, ne yapacağını bilmez bir halde, piyasalardaki bu oluşumu âdeta seyreder bir tarzda, herhangi bir müdahalede bulunmadan, olayları izleyerek vatandaşı sükûnete kavuşturmasının mümkün olmadığı ortadadır.
Şimdi, Sayın Başbakan, bugüne kadar, hep Grup konuşmalarında borsadaki rakamları örnek gösterirdi. İşte, 35 000, 40 000, 45 000, 48 000'lere kadar borsa rakamlarının ilerlediğini, Grup toplantılarında, Sayın Başbakan, güzel cümlelerle, danışmanlarının hazırlamış olduğu o metinleri cam ekrandan okuyarak anlatırdı.
Şimdi, bugün borsa 32 000. Sayın Başbakanın borsayla ilgili o parlak ve süslü cümlelerine kanan vatandaşların, bugün o küçük yatırımcıların borsada nasıl büyük bir mağduriyet içerisine girdiklerini yana yakıla öğreniyoruz. Onun için, bir Başbakanın borsa rakamlarını Grup toplantılarında ele alarak konuşmasının dünyada eşi ve benzeri olmayan bir örnek olduğunun altını çizmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, sıcakparanın Türkiye'den bir şekilde çıkması halinde Türkiye'deki ekonomik sıkıntıların hangi noktalara geleceği noktasında hep uyarılarda bulunmuştuk. İşte, son bir ay içerisinde 11 milyar dolarlık sıcakpara Türkiye'yi terk etti. 11 milyar dolarlık sıcakparanın Türkiye'yi terk etmesinin maliyetinin ne olduğunu Sayın Maliye Bakanı biraz sonra anlatır. Sayın Maliye Bakanımız hep söylerdi ki, faizlerdeki 1 puanlık bir artışın Türkiye'ye maliyeti 3 milyar dolar. Sayın Maliye Bakanımız hep bunu söylerdi.
Şimdi, ben, Sayın Maliye Bakanımıza soruyorum: Türkiye'de son bir aydan, birbuçuk aydan beri şu belirsizlik ortamının ortaya çıkmasından dolayı Türkiye'nin kaybı ne kadar olmuştur Sayın Bakanım?!
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Genel Kurula hitap et!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Ne kadar olmuştur; size de dönüyorum?
AHMET YENİ (Samsun) - Sayın Başkan, böyle bir konuşma şekli var mı?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Milletvekilim, Sayın Maliye Bakanımız hep onu örnek verirdi; ben, onun için söylüyorum. Şimdi, bunun Türkiye'ye maliyetinin ne kadar olduğunu Sayın Maliye Bakanımız açıklasın.
Biz hep diyorduk, bakınız, bu cari açığı sıcakparayla belli bir yere kadar finanse edebilirsiniz; ama, öyle bir an gelir, öyle bir nokta gelir ki, bu sıcakpara bir şekilde yurt dışına çıkarsa, siz, piyasaları kontrol etme noktasında ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kalabilirsiniz.
Peki, bu sıcakpara Türkiye'ye niye geliyor? Yani, bir başka ülkeye gitmiyor da bu sıcakpara Türkiye'ye niye geliyor? Sıcakparanın Türkiye'ye gelmesinin Türk insanına bir maliyeti var. Bu sıcakpara Türkiye'deki yetmiş milyon insandan, yurt dışına çıkarken bir şeyler alıp götürüyor. Yoksa, niye Türkiye'ye gelsin sıcakpara?! Türkiye'de reel faizler… Dünyanın en büyük reel faizleri Türkiye'de, onun için bu sıcakpara Türkiye'ye geliyor. Siz de, cari açığı bu sıcakparayla finanse ediyoruz, bu bir risk değildir şeklinde bir düşünce içerisindeydiniz.
İşte, bugün gelinen noktada nasıl bir ciddî sıkıntıyla karşı karşıya kalındığını görüyorsunuz. Artık, vatandaşlar bir yıl önceki gibi değil, ekonominin içinde bulunduğu bu sıkıntılı ortamdan dolayı bir gelecek endişesi içerisine girdiler; yatırımcılar bu endişe içerisindeler, borsa ve dövizle ilgilenenler bu endişe içerisindeler.
İşte, böyle bir ortamda bir Kurumlar Vergisi indiriminin yapılmış olmasının Türkiye'ye şu anda çok sağlıklı bir katkısı olacağı inancında değilim. Niçin; artık, Türkiye'ye gelenlerin, Türkiye'deki yatırım ortamının, artık, eskisi kadar kendilerine güven vermeyeceklerini dünyadaki bütün yatırımcılar gördü. Onun için, bizce yapılması gereken, öncelikle, Türkiye'de istihdam üzerindeki vergi yüklerinin mutlaka azaltılması lazım, bu Kurumlar Vergisi indiriminin yanında istihdam üzerindeki vergi yüklerinin azaltılması lazım. Enerji maliyetlerinin daha aşağıya çekilmesi lazım. Çünkü, bizim yatırımcılarımız, dünyayla rekabet etme şansını bu iki madde nedeniyle kaybetmektedirler. Kurdan dolayı bir sıkıntıları vardı yatırımcılarımızın; ama, kurun, şu anda 1,60 YTL civarında olmasından dolayı, o sıkıntıları bir nebze hallolmuştur; ama, Türkiye'de, biz, yabancı yatırımların, doğrudan yabancı yatırımların Türkiye'ye gelmesini isterken, bizim kendi yatırımcılarımızın yurt dışına kaçmakta olduklarını görüyoruz. İşte, son dönemlerde, özellikle tekstil alanında, Mısır'a, Suriye'ye, Romanya'ya, Bulgaristan'a, bizim yerli yatırımcılarımız yatırımlarını oraya götürmeye başladılar. Biz, Kurumlar Vergisini indirirken, doğrudan yabancı yatırımları Türkiye'ye çekmeye çalışırken, kendi yatırımcılarımızın yurt dışına kaçmasının önünü kesmemiz lazım, bu konuyla ilgili tedbirler almamız lazım. Türkiye bir ithalat cenneti haline gelmiştir ve bu nedenle, Türkiye'de ara mal üretimi yapan KOBİ'lerimiz, yatırımcılarımız ciddî manada sıkıntı içerisindeyiz.
Bakınız, bir rakam vereceğim: Türk Standartları Enstitüsü, 686 kalem mal, Türkiye'ye giren mal üzerinde TSE belgesi aranma meselesini gündeminden çıkarmıştır arkadaşlar. Bu ne demektir; Türkiye'ye, dışarıda çok ucuz fiyatlarla üretilen kalitesiz ve nasıl üretildiği belli olmayan 686 kalem mal Türkiye'ye çok rahat bir şekilde girmektedir. Bunun karşılığında, bu malları üreten kendi yerli üreticilerimiz çok ciddî sıkıntılar içerisindedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, 1 dakika içerisinde konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - O nedenle, biz, bu Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısının, gecikmiş de olsa, Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmesinden memnunuz. Bu uygulamanın, Türkiye'nin yatırım, üretim, istihdam noktasında katkı sağlayacağı inancındayız.
Ancak, bu noktada, kamuoyunda yaygın şekilde tartışılan bir konu var. Biliyorsunuz, Telekom Ofer'e satıldı. Eğer, Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirileceği daha önceden açıklanmış olsaydı, acaba, bu Telekom 6,5 milyar dolara mı giderdi, yoksa, 10 milyar dolara mı giderdi? Bunun takdirini size bırakıyorum; çünkü, Telekomun kârlarını hemen okumak istiyorum: 2002'de 536 000 000 dolar, 2003'te 900 000 000 dolar, 2004'te 1 146 000 000 dolar Telekom kâr etmiş ve kârlılık oranı yüzde 20, yüzde 67, yüzde 27 oranında artmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Böyle kârlılık oranı artan bir kurumu satarken, Kurumlar Vergisi indirimini yaptıktan sonra bunun satılmasının memleket ekonomisine çok daha fazla katkı sağlayacağı düşüncesiyle, bu duygu ve düşünceyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerinde 20 dakika süreyle soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Sağ, buyurun.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkanım, arıcılığınızla, Sayın Bakana şunu sormak istiyorum: Bir maliyeci olarak, yıllardan beri uygulamasını denetlemiş olduğum yatırım indirimi konusunda, birçok sanayici, bugüne kadar, kazancını vergiden muaf tutarak yatırımları artırmıştır; fakat, her ne hikmetse, geçen yıl bu yatırım indirimi kaldırıldı ve yerine yeni bir düzenleme getirilmedi. Öte yandan, Türkiye'de teşvik önlemleri de, tedbirleri de eskisi gibi hem yaygın değil hem de pek çoğu yürürlükte değil. Şimdi, bu durumda, bir Maliye Bakanı olarak, yatırım indirimi yerine ne getirmeyi düşünüyorsunuz? Geçen yıl çıkmış olan, daha doğrusu, 2004 yılında çıkmış olan çiftçilik yasasını değiştirerek, yeni, sektörel ve daha kapsamlı bir teşvik yasası çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sağ.
Sayın Kepenek...
YAKUP KEPENEK (Ankara) - Sayın Başkanım, aracılığınızla, Sayın Bakanımızdan, iki soruya yanıt vermesini istiyorum.
Birincisi şu: Ülkemizde, vergilerin, dolaylı, doğrudan dağılımında, dolaylı vergilerin, yani, haksız, adaletsiz vergilerin payı, bu İktidar döneminde, yüzde 66'dan yüzde 70'e doğru çıktı. Kurumlar Vergisi doğrudan bir vergi. Şimdi, Kurumlar Vergisinin 10 puan azaltılması, toplam vergi yapısı içinde, o haksız; yani, dolaylı vergi oranını daha çok artırmayacak mı? Birinci soru bu.
İkincisi: Kurumlaşma, günümüzde, yani, şirketlerin kurumlaşması, kurumlaşarak büyümesi, günümüzde, küreselleşen dünyada çok önemli bir konu, bir sorun. Ben yasayı incelediğimde, üzülerek belirteyim ki, ülkemizde kurumlaşmayı güçlendirecek, geliştirecek bir öğeye çok fazla rastlamadım. Şimdi, kurumlaşmanın geliştirilmesi, güçlenmesi konusunda, bu tasarı, bir yeni yaklaşım, bir yeni gelişme süreci, bir atılım getiriyor mu?
Sorularım bundan ibaret.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kepenek.
Sayın Sarıbaş, buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla, Sayın Bakana sormak istiyorum: Görüştüğümüz kanunla, Kurumlar Vergisi oranını yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürüyoruz. Bu bağlamda, 2005 yılı rakamları dikkate alınarak, Telekom ve TÜPRAŞ'ta, 2006 yılında bu indirimden yararlanacakların rakam olarak miktarı ne kadar olacaktır? Yıllık taksit ödemelerinin ne kadarını bu yüzde 10'luk vergi indirimiyle karşılayacaklardır?
İkinci sorum: Bu kuruluşlar ihale edilmeden, bu vergi indiriminin yapılacağı neden şartnameye konulmamış veya açık deklare edilmemiş de, bu kuruluşlar satıldıktan sonra, ihale edildikten sonra açıklanmıştır?
Üç: Bu kuruluşların sözleşmelerine, Kurumlar Vergisinde yapılacak indirimlerin, bu şirketlerden ayrıca tahsil edileceği şerhi neden düşülmemiştir?
Dördüncü bir sorum: Sadece Oger Grubunun; yani, Hariri'nin yıllık 450 trilyon lira indirimle ödemesi gereken yıllık taksitinin yüzde 25'ini karşılayacağı, on yıllık artan süreçler içerisinde sağlanan indirimin satış bedeline kavuşacağı, Telekomun bedava verildiğini ikrar edebilir misiniz Sayın Bakan?
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Sayın Özyürek...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana şu soruları yöneltmek istiyorum: Öncelikle, Kurumlar Vergisi oranlarının yüzde 30'dan yüzde 20'ye inmesinin Hazineye getireceği yük nedir?
Kurumların yatırım indiriminin kaldırılmasının Hazineye getireceği avantaj nedir?
Üçüncü sorum, Çevre Bakanımız da buradayken: Çevreyle ilgili harcamaların, hiç yoksa belli bölümünün vergi matrahından indirilmesini düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Sayın Aslanoğlu...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkanım,
1- Özellikle çiftçiye yönelik ürünlerde -örneğin gübre gibi, örneğin mazot gibi- hâlâ yüzde 18 KDV uygulamasına devam edilecek mi? Yerli ürünümüz, çiftçimizin ürettiği ürün, bu yüzde 18 KDV'yle acaba rekabet edebilecek mi? Acaba bu girdilerde KDV indirimi düşünüyor mu?
2- Özellikle sigaraya uygulanan ÖTV'de yerli ve yabancı sigara arasındaki ÖTV farkı bir hiç; yani, 1 800 000 olan bir sigara ile 5 000 000 olan sigara arasında 600 000 lira fark var. Özellikle yerli tütünü ve yerli sigarayı teşvik etmek amacıyla; yani, bunların Türkiye'de tüketimini sağlamak amacıyla acaba Tekelin ürettiği sigaralarda ÖTV oranını düşürecekler mi? Bunu düşünüyorlar mı?
3- Acaba ücretlerden kesilen Gelir Vergisi stopajlarında, belli kademede, özellikle geçim yönünden, hayat standardı yönünden belli dilimlerde daha fazla indirim yapmayı düşünüyorlar mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Kurumlar Vergisi oranının yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesini destekliyoruz. Yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesinden sonra vergi gelirlerinde belli bir miktarda bir azalma olacağı da kuşkusuzdur.
Şimdi, bu azalmanın önünü kesebilmek açısından yeni vergi artırımları söz konusu olacak mıdır? Vergi artırımlarının en kolay yolu olan dolaylı vergi oranları, Avrupa'dakinin aksine, Türkiye'de yüzde 73'ler seviyesinde.
Şimdi, Sayın Maliye Bakanı, daha önce, bir ifadesinde şunu söylemişti: "Dolaylı vergi oranı bir ülkede yüzde 70'in üzerinde ise o ülkede vergi adaletinden bahsedilemez" demişti. Sayın Maliye Bakanımız aynı görüşünü sürdürüyor mu?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.
Sayın Bakanım, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Takdir edersiniz, ben yeni geldim; Sayın Orman Bakanımız oturuyordu. Dolayısıyla, sorulan soruları da tam olarak dinleyemedim. Müsaade ederlerse, yazılı olarak cevaplandıracağız.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - O zaman, daha süre var, yeni soru sorulabilir.
BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının maddelerine…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı, Sayın Başkan…
BAŞKAN - Peki.
Tasarının maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 80 kişi var Sayın Başkan; ben saydım, 80 kişi.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - O da yok, o da yok… Saymaya gerek yok. Saymaya bile gerek yok. Salih Kapusuz bile yok.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Yok işte, Sayın Başkan!
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Sayın Başkan, ne yaparsan yap!..
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, sıralara oturursanız, arkadaşlarımız sayacaklar. Lütfen efendim… Lütfen…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - 1 dakikayı çok görüyorsun konuşma için, şimdi 10 dakika ek süre saymak için kullanıyorsun.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Kaç kişi, allahaşkına ya?!
BAŞKAN - Pardon.
Kabul etmeyenler…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Kaç kişi var, Sayın Başkan?!
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - İnsaf ya, 100 kişi yok şurada!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Kaç kişi var?!
BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım, kabul edenleri oyladım. Kabul etmeyenler…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Nerede var?!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Kaç kişi var Sayın Başkan?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Göz var izan var ya!
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - 100 kişi yok şurada! İnsaf ya!
BAŞKAN - Tasarının maddelerine geçilmesi kabul edilmiştir; karar yetersayısı vardır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Öğrenebilir miyiz kaç kişi var?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Kaç kişi var?! Kaç kişi var?!
BAŞKAN - Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ilâ 20 nci maddeleri kapsamaktadır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Yalanı meslek edindiniz! Yalanı meslek edindiniz!
BAŞKAN - Birinci bölüm üzerindeki söz talebi; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek, Anavatan Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan.
Şahısları adına; Mustafa Özyürek, Mersin Milletvekili; Abdullah Erdem Cantimur, Kütahya Milletvekili ve Mustafa Elitaş, Kayseri Milletvekili.
Bu üç milletvekilimiz tekliflerini aynı anda vermişler.
Konuşmaktan vazgeçen arkadaşımız var mı şahısları adına? Sayın Özyürek, Sayın Cantimur, Sayın Elitaş buradalar mı efendim? Yoksa, kura çekeceğim.
Sayın Elitaş?..
Sayın Elitaş vazgeçiyor konuşmasından.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Vazgeçmedim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Elitaş, konuşacak mısınız?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Evet, konuşacağım.
BAŞKAN - Konuşacaksınız.
Sayın Cantimur?..
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Konuşacağım.
BAŞKAN - Konuşacaksınız.
O zaman, bu üç arkadaşımız arasında kura çekeceğiz, ilk çıkan kurada kaybedecek, o konuşmayacak, diğerleri konuşacak.
Sayın Hüseyin Özcan, isterseniz, ilk sözü size vereyim; çünkü, eğer, Sayın Mustafa Özyürek şahsı adına da konuşmaya çıkacaksa, onları birleştireceğim.
Buyurun Sayın Özcan.
Süreniz 10 dakika. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasıyla ilişkili, Anavatan Grubu adına, ikinci bölümde söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sizler, bu yasayı da, temel yasa olarak kabul ettiniz ve toptancı mantıkla gidiyorsunuz. Oysa, bu yasa içerisindeki 38 maddeyi tek tek görüşseydik de, halkın sorunlarını, dileklerini, isteklerini bu 38 madde içerisinde anlatsaydık daha iyi olmaz mıydı?! Hatta, bu maddeleri toptan yaptığınız halde, Mecliste, maalesef, karar yetersayısı dahi -Sayın Başkanım, kusura bakmasın; ama- olmayan bir sayıyla kabul ediliyor.
AHMET YENİ (Samsun) - Var var, Sayın Özcan.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Belediye meclisi gibi yönetiliyor burası.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Vatandaşın gözünden kaçmıyor. Vatandaşın gözüne baka baka "var" diyemezsiniz Sayın Milletvekilim.
Değerli arkadaşlar, bu yasanın, elbetteki, olumlu yönleri var. Biz, bu yasanın olumlu yönlerini destekliyoruz. Özellikle, bu Kurumlar Vergisinden muaf tutulan kamu idaresi kuruluşunca, tarım ve hayvancılığı bilimi, fen ve güzel sanatları öğretmek amacıyla işletilen okullar, okul atölyeleri, konservatuvarlar, kütüphaneler, müzeler, sergiler, kitap, gazete, yayınevleri gibi, ayrıca kooperatiflerle ilgili konularda, gerçekten bu Kurumlar Vergisinden muaf olması bizleri sevindiriyor. Ayrıca, okulöncesi, ilköğretim, özel eğitim ve ortaöğretim ve ar-ge ve sporun desteklenmesi konusundaki bu yasanın muafiyet içerisinde olması bunların, gerçekten çok iyi.
Değerli arkadaşlar, bugün, ülkemizde toplam vergi gelirlerinin yüzde 73'ünü, tüketim üzerinden alınan vergiler oluşturmaktadır. Bu vergiler ki, yüzde 75'i bulan bu vergiler, halkın ödemiş olduğu dolaylı vergilerdir. Bu ise, gerçekten, bir adaletsizliğin bir örneğidir. Bu dengesiz bir durumda Gelir ve Kurumlar Vergisindeki kayıp ve kaçaklar önlenmediği için Tüketim Vergilerine yüklenilmekte, KDV ve ÖTV artmaktadır. Bu yüksek oluşum, gerçekten, halkımıza malî bir yük getirmektedir.
Bunun için de yapılacak şey, özellikle, KDV ve ÖTV'nin aşağıya çekilmesi ve bazı maddelerde tamamen kaldırılması. Hatırlarsanız, seçim öncesi Sayın Başbakan demişti ki: "İlacın, kanın KDV'si olur mu?" Sayın Başbakan, acaba, ilaçtan ve kandan KDV'yi kaldırdınız mı?! İnsanların, gerçekten, bu KDV'yi ve ÖTV'yi ödeyecek durumları yok. İş bulamıyor, aş bulamıyor, yoksullaşmış; siz, bunu, hâlâ seçim yatırımı olarak konuştuğunuzda, neden sözünüzde durmuyorsunuz?! Yarın bir seçim olduğunda, bu vatandaşlar size demeyecek mi, Sayın Başbakan, kanın KDV'si olmaz diyordun, ilacın KDV'si olmaz diyordun, tarım girdilerinin KDV'si olmaz diyordun, neden kaldırmadınız diye sormazlar mı?
Değerli arkadaşlar, bu Hükümet, 2001 krizinden günümüze yaşadığımız ekonomik durgunluktan zarar görenlerin, iyi niyetli mükelleflerin gecikme zamları ve cezalarında indirim yapması gerekirken, sahte belge düzenleyenleri; hayalî ihracat yapıp, 100 milyarlarca lirayı KDV iadesi olarak alanları affetmiştir.
Sayın Bakanım, gerçekten, bu naylonfatura konusunda da, biliyorsunuz, birsürü şaibeler karışmıştır. Bu hayalî ihracat yapan vergi kaçakçılarını ve naylonfaturayı affeden anlayış, kimin vergisini affetti? Yoksul insanların, köylülerin, işçilerin, iş bulamayan gençlerin alınterinin, çocuklarını okutan insanların alınterinin gelirlerini birilerine peşkeş çekerek diyebiliyoruz.
Neden peşkeş çekildi; çünkü, biz, bunların yanlış olduğuna "peşkeş" kelimesinin dahi ayıp olabileceğine inanıyoruz. Neden bunların hakları gasbedildi diye, Sayın Bakanımdan da soruyoruz. Her önüne geldiğinde af yaparak, bu insanları mağdur etmeye, yoksullaştırmaya, Türkiye'de 20 000 000 insanı açlık sınırının altına getirmeye hiç hakkımız yok.
Bugün istihdam alanları, istihdam yapılan yerlerden vergi yükü çoğaltarak, sıcakparayı ülkemize davet ettiğimizde, soruyorum, sıcakpara, bizim kaşımıza gözümüze mi meraklı, yoksa, kârına mı meraklı; elbette ki, sıcakpara, gelecek, ne kadar kâr ediyorsa ona bakar.
Elbette ki, Kurumlar Vergisi konusundaki sıkıntılarımız var, düşürülsün; ama, bunu neyle telafi edeceğiz Kurumlar Vergisini düşürdüğümüzde? Kurumlar Vergisini düşürdüğümüzde, acaba, sigara, petrol fiyatları, tütün fiyatları, telefonların fiyatları ne oldu, nereye kadar çıktı?
Geçenlerde, dün, zannedersem, basında ve radyoda diyor ki: "Türkiye'de, en fazla cep telefonundan vergi alınıyor." Vatandaşın konuşmasından vergi alıyoruz. Bunlar doğru şeyler değil.
Değerli arkadaşlar, biz bu yasanın… Gerçekten, Hükümetin, yürürlükte olan IMF destekli istikrar programına aynen uymakta kararlı olduğunu görmekteyiz. AKP'nin seçim öncesi vaat ettiğinin hiçbirini yerine getiremiyor. 2005 yılında vatandaşın sırtına yüklenen vergilerden bahsetmek istiyorum. AKP İktidarı, milletvekili seçimlerinden, iktidara gelmeden evvel, ülkemizde vatandaşlardan alınan vergilerin çok fazla olduğunu, adaletsizlik ve acımasızlık olduğunu, iktidara geldiklerinde kesinlikle düşürülmesi gerektiğini ve kayıtdışı ekonominin kayıt içine alınacağını söylüyordu; ama, yaklaşık dört yıldır İktidarınız döneminde, bırakın kayıt dışını da kayda almayı, kayıt altındakinin, vergisini veren, vergisini zamanında ödeyen mükelleflerimizin boğazına sarılırcasına, vergi dairesinin müdürlerini inceleme tehdidi altında yaparak, zorla, cebren, vergi üzerine vergi aldınız.
AKP döneminde kayıt içinde bulunan, vergisini ödeyen mükellefler için Türkiye "vergi cehennemi", buna karşılık vergi kaçıranlar ve kayıt dışında bulunanlar ise "vergi cenneti" olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.
Diğer yandan, 2004 yılında enflasyon yüzde 10 olurken, 2005 yılında enflasyon ise yüzde 8 iken, vergiler yüzde 18 civarında artmıştır. Dayanıklı tüketim malları üzerindeki ÖTV, 2005 yılında yüzde 107 artmış; yani, buzdolabına, çamaşır makinesine, televizyona, bu bütçe rakamlarına göre önemli ölçüde artış gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, bu, doğru bir yaklaşım değildir. Bir ülkede vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı incelenirken, dolaylı ve dolaysız vergilerden toplanan vergiler içerisindeki payın karşılaştırılması gerekmektedir.
Ülkemizde yirmibeş yıldan beri, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı sürekli olarak artmaktadır. Bu oran 1980'lerde yüzde 37 iken, 2003'te yüzde 67'ye, 2004'te yüzde 70'e çıkmış, 2005'te ise yüzde 74-75'i bulmuştur. Bir ülkede dolaylı vergilerin toplam vergi içindeki payı dolaysız vergilerden yüksek ise, o ülkede vergi adaletinden söz edilemez.
Değerli milletvekilleri, Türkiye, AKP İktidarıyla, vergi adaletinden her geçen gün biraz daha uzaklaşmaktadır. Fakirin vergisi azalmamakta, aynı kalmaktadır. Bu Hükümet, aylık 400-450 milyon ve 1 milyar alan insanın vergisiyle, en üst kademedeki geliri olan insanların vergisi farklı uygulamalar içerisindedir.
Yine yoksulluk vergisi olarak bilinen KDV'nin, Başbakan tarafından düşürülmesi söylenmesine rağmen, bu gerçekleşmemiştir. Geçen seneki bütçedeki Gelir Vergisinin de, üst gelir grubunda 5 puanlık indirim yapılmıştır. Türkiye'de, devlet, fakirden topladığı vergiyi, yüksek reel faiz adı altında zengine ödeyen bir mekanizma işletmektedir. Bugünkü İktidar, fakirden aldığı daha fazla vergiyi yüksek faizlerle zenginlere transfer etmekte. Bu, AKP'nin maliye politikasının açıkça iflas ettiğinin bir neticesidir.
Peki, bu düzenden kim mutlu? Bunun tek bir yanıtı var: Bu düzenden, hâlâ, olağanüstü reel faiz elde eden bir avuç rantiye mutludur. Bakın, onların hiç sesi çıkıyor mu?! Onlar mutlu, birikimlerini götürüyorlar devlet iç borçlanma senedine yatırıyorlar. Enflasyon üzerinde…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -Sayın Özcan, buyurun efendim, ek 1 dakika süre veriyorum, konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkanım, zaten, bu sorunları anlatmaya 1 dakika yetmiyor, halk gerçeği yaşıyor ve bunun, inan edin ki, gelecekte bunun hesabını AKP İktidarından soracaktır. Bu yasayı biz Anavatan Grubu olarak destekliyoruz; çünkü, olumlu konuları var; ama, yoksulun hakkını da gasbeden anlayışa da her zaman olduğu gibi karşı olmaya devam edeceğiz
Bütün Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özcan.
Sayın milletvekilleri, şahsı adına söz talep eden 3 arkadaşımız arasında çekilen kura sonucu Kayseri Milletvekilimiz Mustafa Elitaş, konuşma hakkından mahrum olmuştur; bilgilerine sunulmuştur. Çok adil bir şekilde kura çektik Sayın Elitaş.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - İktidar hep konuşuyor zaten.
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve şahsı adına Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim, sürenizi birleştirdim.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) -Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kurumlar Vergisi Kanununun birinci bölümü hakkında söz istemiş bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Kurumlar Vergisi Kanunu yeniden yazılarak bir tasarı haline getirildi; şu anda, onu görüşüyoruz. Kurumlar Vergisinin eski şekli çok daha fazla madde içeriyordu; ama, belki de, Meclisteki görüşmelerde kolaylık olsun diye maddelerin pek çoğu birleştirilerek daha az sayıda maddeden oluşan bir tasarı hazırlandı. Şimdi, bu önlem yetmedi, bir de Kurumlar Vergisi temel yasa olarak kabul edildi, iki bölüm halinde görüşülecek. Oysa, Kurumlar Vergisinin Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşmeleri sırasında Cumhuriyet Halk Partisi olarak geniş emek harcadık, katkı verdik ve dedik ki, çok az maddesi üzerinde söz isteriz; onun için Genel Kuruldan çabuk geçer. Buna rağmen, İktidar Partisi, bu kanunu da temel kanun haline getirdi. Oysa, İçtüzüğün ilgili maddesi incelenirse görülecektir ki, Kurumlar Vergisi Kanununu temel yasa halinde görüşmek İçtüzüğü zorlamaktır; ama, AKP, nedense, bekliyor bekliyor, üstüne gitmiyor belli konuların, sonra ya Meclis tatile girerken veya Avrupa Birliği bahanesiyle bir an önce bu kanunların çıkmasını istiyor. Öyle olunca da Mecliste, Genel Kurulda yeteri kadar tasarılar hakkında görüşme şansımız olmuyor ve arkadaşlarımızın pek çoğu, komisyon aşamasında izlememişlerse, tasarı hakkında fikir sahibi olamıyorlar. Bu, yanlış bir uygulamadır. İşte "muhalefeti dinlemektense, bir an önce kanunları çıkarırız" diye başvurulan bu yöntem, gerçekten, son derece yanlıştır, antidemokratiktir ve göreceksiniz, böylesi antidemokratik yöntemler, bir yerde döner dolaşır, bu yola başvuranların aleyhine çalışır.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakan, Kasım 2005'te dedi ki: "Kurumlar Vergisini 10 puan indirdik." İşte, şimdi, görüşmekte olduğumuz tasarı, kanunlaşırsa, o zaman, 10 puan indirilmiş olur; ama, Sayın Başbakan öyle bir hava verdi ki, o anda Kurumlar Vergisi 10 puan indi. Oysa, Mayıs 2006'da verilen geçici Kurumlar Vergisi beyannamesinde yüzde 30 üzerinden vergi ödendi. Şimdi, bu kanun çıkarsa, mahsup etmek suretiyle, o fazla ödedikleri vergiden mükellefler kurtarılmış olacaklar. Yani, altı ay gecikmesinin haklı bir nedeni, haklı bir mazereti yoktu. İktidar, altı ay geciktirdiği, Meclise geldikten sonra altı ay geciktirdiği bir tasarıyı, bugün, burada, 2-3 saat içinde, muhalefete söz hakkı tanımadan yasalaştırmak istiyor. Bu, doğru değildir, bu, demokratik değildir ve muhalefetin, milletvekillerinin sesini kısmaya dönük bir çalışmadır.
Değerli arkadaşlarım, Kurumlar Vergisi, bizim vergi sistemimizin temel kanunlarından biridir. Özellikle, vasıtasız vergiler içinde Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi en temel kanunlardandır ve Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi vasıtasız vergi olduğu için de, vergi literatüründe, vergi doktrininde tercih edilen, KDV gibi, ÖTV gibi vasıtalı vergilere göre daha adil olduğu kabul edilen vergilerdendir; ama, ne yazık ki, bizim, vergi sistemimiz içinde, toplam vergi gelirlerimiz içinde Kurumlar Vergisinin payı son derece düşüktür; hafızam beni yanıltmıyorsa, yüzde 8'ler civarında bir paya sahiptir.
Şimdi, getirilen bu tasarıyla, en önemli değişiklik yüzde 30 olan Kurumlar Vergisi oranının yüzde 20'ye indirilmesidir. Biz, Cumhuriyet Halk Partililer olarak, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bütün vergilerdeki indirimi destekleriz. Onun için, burada, Kurumlar Vergisinde yapılmakta olan 10 puanlık indirimi de destekliyoruz. Ancak, burada, Gelir Vergisi Kanunu değişikliklerinde kabul edilen, Kurumlar Vergisi mükelleflerini de doğrudan etkileyen bir önemli düzenleme yapıldı ve yatırım indirimi kaldırıldı. Yatırım indiriminin kaldırılmasıyla, küçük ve orta boy şirketler, özellikle KOBİ dediğimiz, Anadolu'da yatırım yapan şirketler cezalandırılmış oldu. Onlar…
Sayın Başkan, Sayın Başkan, arkadaşları bir uyarırsanız... Sayın Başkan, Sayın Başkan, siz de izleyemiyorsunuz ama… Sayın Başkan, arkadaşları bir uyarırsanız; şeyimi bozuyorlar; yani, dışarıda sohbet etsinler veya burada oturuyorlarsa, dinlesinler.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, Hatibi dinleyeyim.
Buyurun Sayın Özyürek, Genel Kurula hitap ediniz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Sayın Baştopçu… Sayın Baştopçu, siz de dinlerseniz memnun olurum.
BAŞKAN - Sayın Önder, efendim, Hatip…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Gerçekten yüksek sesle olunca, insicamım bozuluyor, tadı kaçıyor. Zaten çok az sayıda dinlemek isteyen arkadaşlarımız burada. Dinlemek istemeyenler, dışarıda, kulise çıksınlar. Galiba bir maç da var; onu da izleyebilirler.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Cazip gelirse…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Efendim?..
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı) - Cazip gelirse…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Cazip gelirse… Hayır… Cazip fıkralar da anlatabilirim; ama, ciddî bir şey konuşuyoruz. Kurumlar Vergisini çok daha cazip hale getirme şansına sahip değilim.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, 10 puan indirmek suretiyle kimlere avantaj sağladık, ona bir bakalım.
Şimdi, zaten, Kurumlar Vergisinin yüzde 50'den fazlasını çok sınırlı sayıda mükellef öder. İşte, bankalar, Telekom gibi özelleştirdiğimiz, Ögerlere sattığımız kuruluşlar öder. Yani, biz, 10 puanlık indirim yapmak suretiyle, büyük finans kuruluşlarının, büyük bankaların, Telekom gibi özelleştirdiğimiz kuruluşların vergilerini 10 puan indirmiş oluyoruz. Buna karşılık, yatırım yapan, istihdam yaratan, ihracat sağlayan küçük ve orta boy mükelleflerin yatırım indirimini kaldırmak suretiyle yüklerini artırmış oluyoruz. Burada, büyük bir adaletsizlik ve büyük bir haksızlık meydana gelmektedir.
Arkadaşlarım da ifade ettiler; zaten, teşvik sistemini illere yaymak suretiyle, sektörel bazda bir teşviki reddettiğimiz için, uygulanabilir bir teşvik sistemimiz kalmamıştır.
Yatırım indirimi, 1960'lı yıllardan beri uyguladığımız, mükelleflerin çok yararlandığı, özellikle sınaî işletmelerin, küçük ve orta boy işletmelerin, KOBİ'lerin yararlandırıldığı bir indirimdi; şimdi, bunu kaldırıyoruz. Bunlardan aldığımız vergileri kime veriyoruz; büyük bankalara veriyoruz, Ögerlere veriyoruz, Haririlere veriyoruz. Burada büyük bir dengesizlik, büyük bir haksızlık yapılıyor.
Gelir Vergisi Yasası burada görüşülürken de ifade etmiştim; geliniz, yatırım indiriminin kaldırılmasından vazgeçiniz. Eğer, bunu yaparsanız, gerçekten, küçük ve orta boy işletmelere, sınaî kuruluşlara büyük bir avantaj sağlamış olursunuz.
Şimdi, bunu yapmadığımız zaman, bu yasa, dediğim gibi, büyük şirketleri ödüllendiren, küçük ve orta boy işletmeleri cezalandıran bir sistem, bir vergi kanunu haline gelmektedir.
Değerli arkadaşlarım, eğer, tasarıya göz atma fırsatınız varsa, tasarıdaki pek çok maddenin Gelir Vergisi Kanununa dayandığını göreceksiniz. Onun için, Gelir Vergisi Kanununda yapılması gereken değişikliklerin bütünüyle yapılması, yani, Gelir Vergisi Yasasının da yeni baştan yazılıp yasalaşması, Kurumlar Vergisinin ondan sonra yasalaşması gerekirdi. Bunun niçin yapılmadığını sorduğumuzda, ilgililer, yetkililer dediler ki "Kurumlar Vergisi hazırladık, yeni baştan yazdık, onu getirdik, Gelir Vergisini henüz tamamlayamadık." Oysa, bu tersine bir işlem oldu, önce Gelir Vergisini oluşturmamız gerekiyordu.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, Kurumlar Vergisi mükelleflerinde de, özellikle küçük ve orta boy mükelleflerde, çok geniş ölçüde vergi kayıp ve kaçağı vardır, vergi ödememe alışkanlığı çok yaygındır. Bu kanunda, vergi kayıp ve kaçağıyla mücadele etme anlamında, önemli bir madde, önemli bir müessese getirilmemektedir.
Belki, arkadaşlarımız, örtülü kazanç, örtülü sermaye konusuna, belli şartlarda daha işlerlik kazandırdıklarını söyleyebilirler; ama, bu yeterli değildir. Zaten, vergi kayıp ve kaçağının esası, hâsılatın kayıtlara intikal ettirilmemesidir. Eğer, siz, hâsılatınızı, sattığınız malın bedelini, tahsil ettiğiniz herhangi bir geliri sisteminize yazmıyorsanız, naylonfaturalar yoluyla, kayıtdışı alışveriş yoluyla yapıyorsanız, zaten, kendiliğinden, artık, vergi kaçakçılığı sistemine girmiş olursunuz. Bunların önüne geçecek, vergi kaçakçılığıyla mücadele edecek bir düzenlemeyi, burada, Kurumlar Vergisinin içinde, ne yazık ki, görmüyoruz.
Değerli arkadaşlarım, vergi sistemimiz, bir kayıtdışı ekonomi nedeniyle büyük bir tehdit altındadır; zaten, resmî açıklamaların, çeşitli araştırmacıların görüşlerinin birleştiği nokta, bizim ekonomimizin aşağı yukarı yüzde 50'sinin kayıtdışı olduğudur. Şimdi, böylesine kayıtdışılığın yaygın olduğu bir ekonomide, istediğiniz Kurumlar Vergisini çıkarınız, istediğiniz Gelir Vergisini çıkarınız, sonunda, ödeyen, içinden gelen vergi ödemeye devam ediyor, içinden gelmeyen vergi ödemiyor. Yani, bir anlamda, mükelleflerin insafına terk edilmiş bir vergi sistemiyle karşı karşıyayız; çünkü, vergi kaçırdığınız zaman yakalanma ihtimaliniz oldukça zayıftır, vergi inceleme oranları düşüktür; tesadüfen yüzde 2, yüzde 3 olan vergi inceleme oranı çerçevesinde sizin beyannameniz incelense, matrah farkı bulunsa, bu sefer, yargıdan dönme ihtimali çok fazladır. Öyle olunca da, vergi ödemek, ne yazık ki, bizim sistemimizde, Türkiye'de, mükelleflerin insafına kalmış bir sistemdir.
O bakımdan "Kurumlar Vergisini yeni baştan yazıyoruz, Kurumlar Vergisini yeni baştan oluşturuyoruz" iddiasıyla getirilen bir tasarıda, vergi kayıp ve kaçağı, Kurumlar Vergisi sistemindeki kayıp ve kaçağı önleyen, somut, net düzenlemeleri, önerileri, önlemleri burada görmek isterdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özyürek, buyurun efendim; konuşmanızı tamamlayınız.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ne yazık ki, bu önlemleri görmekten mahrum kaldık.
Özetlersek, Kurumlar Vergisinin 10 puan indirilmesi doğrudur, yerindedir; fakat, bunun yanında, bunu telafi etmek üzere yatırım indiriminin kaldırılması ise, ekonomi için, üretim yapan, istihdam yaratan, ihracat yapan sektörler için büyük bir kayıp olacaktır ve onları, yatırımdan, istihdam yaratmaktan, ihracat yapmaktan alıkoyacaktır.
Ben, bu vesileyle, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.
Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Cantimur,süreniz 5 dakika.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1192 sıra sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporu üzerinde, şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyeti saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 1949 yılında yürürlüğe giren Kurumlar Vergisi Kanununda 1960 yılında değişiklik yapılmış olmasına rağmen, o günden bugüne değişiklikler yapılmış olmasına rağmen, hâlâ, ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarımıza cevap vermediği açıktır. üçbuçuk yıldır gelişen ekonominin bir gereği olarak, ülkemiz, yabancı yatırımcıların cazibe merkezi haline gelmiştir; dolayısıyla, vergi sistemimizin yeniden yapılandırılması ve bazı karmaşık hususların yeniden düzenlenmesi bir zorunluluk haline gelmiştir.
Diğer konuşmacıların da ifade ettiği gibi, gerçekten, önemli bir kanun teklifidir. Bu kanun teklifi, birçok, toplumun diğer kesimleriyle, ilgili kesimleriyle yapılan istişareler sonucunda Yüce Heyetinizin huzuruna getirilmiştir. Vergi sistemimizin yeniden yapılandırılması, AK Partinin öncelikli hedeflerinden bir tanesidir ve bu çerçevede, bu düzenlemeler yapılmıştır.
Vergi kanunlarının basit, şeffaf ve anlaşılır olması, mükelleflerin orta ve uzun vadede projeksiyon yapmalarına müsaade edebilir bir şekilde olması, vergiciliğin en önemli prensiplerinden bir tanesidir. Aynı zamanda vergi kanunları, işletmelerin yaşamasına imkân veren, geniş bir tabanda uygulama alanı bulan, vergiden kaçınmayı gerektirecek hükümlerden uzak olan, gönüllü katılımcılığı sağlayan bir yapıda olmalıdır.
Bu görüşmüş olduğumuz kanun teklifiyle, Kurumlar Vergisi oranını yüzde 30'dan yüzde 20'ye indiriyoruz ve yine, bu kanun teklifiyle, ki, kurumların geçici vergi oranlarını, yine, yüzde 30'dan yüzde 20'ye indiriyoruz. Yine, muafiyet ve istisnalar kapsamında bazı sınırlandırmalar, bu tasarıyla, teklifle Meclisimizin gündemine geliyor. Yine, sistemin en büyük eksiği olan vergi güvenlik sistemine ilişkin de bazı düzenlemeler, bu kanun teklifinde yer alıyor. Yapılan düzenlemeler, yerli yatırımcıyı daha fazla yatırım yapmaya teşvik edecek, yabancı yatırımcıyı da ülkemize çekecektir. Vergi oranlarının düşürülmesi yoluyla, kayıt dışının da önüne geçileceğini söylemek mümkündür.
Dar ve tam mükelleflere ilişkin hükümler iki ayrı bölümde yer almıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun içerisinde bulunan kurumları ilgilendiren bölümler, Kurumlar Vergisi Kanununa taşınmıştır ve ilgili fıkralar, çağımızın modern vergicilik anlayışına göre daha anlaşılır hale getirilmiştir.
4 üncü maddede ise tüketim ve taşıma kooperatiflerinin Kurumlar Vergisi muafiyeti kaldırılmıştır. Yine, aynı maddeyle, yapı kooperatiflerinin Kurumlar Vergisi muafiyetine sınırlandırmalar getirilmiştir. Yapı kooperatifi tarafından kat karşılığı arsa teslimlerinde, her ortağa bir işyeri veya bir konut verilmesi halinde Kurumlar Vergisi muafiyeti söz konusu olacak, daha fazla teslim halinde ise Kurumlar Vergisi muafiyeti söz konusu olmayacaktır.
5 inci maddede, yurt dışında elde edilen iştirak kazançlarına ilişkin istisnalar düzenlenmiştir. Burada yapılan düzenlemeyle, yurt dışında elde edilen kârların Türkiye'ye getirilmesi amaçlanmıştır. Yine, 5 inci maddede, kurumlar, gayrimenkul veya iştirak hissesi satışlarından elde ettikleri kârı sermayelerine ilave ettiklerinde Kurumlar Vergisi muafiyeti söz konusuydu, yüzde 100'lük; yapılan düzenlemeyle, sermayeye ilave edilen bu kazancın ancak yüzde 75'i Kurumlar Vergisinden istisna edilebilir hale getirilmiş olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Cantimur, 1 dakikalık eksüre veriyorum; konuşmanızı, lütfen, tamamlayınız.
Buyurun.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Devamla) - Yine, 8 inci maddeyle "İndirilecek giderler" başlığı altında, deprem sigortası primlerinin de gider sayılabilmesine ilişkin bir düzenleme söz konusudur. Yine, aynı maddede, sigorta şirketlerinin ayırdıkları bazı karşılıkların gider sayılabilmesine bu maddeyle imkân sağlanmıştır.
11, 12, 13 üncü maddelerde "örtülü sermaye" diye ifade ettiğimiz sürekli yargıya giden bir husus, açık ve net şekilde ortaya konmuştur. Ortağın belli faiz oranıyla borç vermesi, ortağa taşınır veya taşınmaz mal satışı, şirkete ait gayrimenkullerin ortağa veya ortaklara kiralanması gibi ihtilaf konusu olabilecek hususlar bu maddede yeniden düzenlenmiştir.
14 üncü madde beyana ilişkindir. Hepinizin bildiği gibi, Kurumlar Vergisi beyanı nisanın 15'inde, ödemesi ise nisan ayı içerisindedir. Yapılan bu düzenlemeyle, beyan nisanın 25'ine, ödeme süresi ise nisan ayının içine alınmak suretiyle, mükelleflere bir kolaylık sağlanmıştır.
Teklifin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Sağ, soru soracak mısınız?
KEMAL SAĞ (Adana) - Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sağ.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkanım, aracılığınızla, Sayın Bakana bir iki soru sormak istiyorum.
Şimdi, Telekomun 2004 kârı, yanlış aklımda kalmadıysa 1 200 000 000 dolar civarında idi- yanlışım olabilir- ancak, yüzde 30 oranına göre, bu kârın vergisi 360 000 000, yeni orana göre bu kârın vergisi 240 000 000; yani, arada 120 000 000 dolar civarında bir fark doğacak 2005'te. Tabiî, 2006'da daha da artacaktır. Şimdi, bu durumda, biz, muhalefet olarak, Telekomu alan firmanın elde ettiği bu kârı nasıl yorumlayacağız; bu bir ikram mıdır değil midir? Bu konudaki Sayın Bakanımın yorumunu almak istiyorum; bir.
İkinci soru: 2006 bütçesinde, yaklaşık 3 milyar YTL civarında, bu orandan dolayı bir azalış olacağını düşünüyorum. Bu vergi kaybını nasıl telafi etmeyi düşünüyorlar? Bu konuda fikrini almak istiyorum.
Son sorum: Kayıtdışı ekonomiyi önlemek için, Maliye Bakanlığı olarak ne yapmayı planladılar? Örneğin, benim bir düşüncem var: SSK prim oranlarının çok yüksek olması ve bu arada Katma Değer Vergisi oranının da yüksek olması itibariyle, özellikle benim seçim bölgem olan Adana'da, mahalle aralarında, gerçekten, tam anlamıyla kayıtdışı kalan yüzlerce atölye var. Bunların tek sebebi, SSK prim oranlarının yüksek oluşudur. Artı, piyasada belge alışverişini kötü yönden etkileyen en önemli unsur da, hepimizin bildiği gibi, Katma Değer Vergisi oranlarının yükseltilmesidir. Ben, Kurumlar Vergisi oranının düşmesini tabiî ki olumlu karşılıyorum; ancak, Katma Değer Vergisi oranını da düşürmeden, vergide adaleti sağlamak pek mümkün gözükmüyor; daha doğrusu, kayıt dışını önlemek pek mümkün gözükmüyor.
Ben bu konuda bir örnek vermek istiyorum: Adana İlinde, 1992 yılında, İlimizin vergi tahsilatı içerisindeki payı yüzde 3,2 iken, 2005 sonunda bu oran yüzde 0,70'e düşmüştür. Bunu nasıl yorumlayacağız acaba Adana için; ben merak ediyorum. Sadece, olay, göçle mi açıklanacak; sadece, başka sosyal sebepler mi olacak; yoksa, Katma Değer Vergisinin kayıt dışını körüklemesini de dikkate almak gerekir mi? Bu konudaki, Sayın Bakanın düşüncelerini öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Özyürek, buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakana şu soruyu yöneltmek istiyorum: Şimdi, bu tasarıyla, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin muafiyeti kaldırılıyor. Acaba, tüketim ve taşıma kooperatiflerinin bu muafiyetlerinin kaldırılması suretiyle ne kadar bir vergi sağlanmaktadır? Tüketim ve taşıma kooperatiflerinin muafiyetini kaldırma konusunda Sayın Bakan ısrarcı olacak mıdır? Çünkü, bunların muafiyetinin devam etmesi yolunda verdiğimiz önergeler var, bunun kabulünü bekliyoruz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Sayın Bakanım, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, şimdi, müsaade ederseniz, Sayın Sağ, Türk Telekomun kârı yüzde 30'a göre ödenseydi şu kadar olacaktı, yeni orana göre ne kadar düşüyor, bunu nasıl karşılıyorsunuz diyor. Yine, aynı konuşmasında, Sayın Sağ, Kurumlar Vergisinin düşmesini tabiî ki olumlu karşılıyorum diyor. Şimdi, Kurumlar Vergisinin düşmesini olumlu karşılıyorsa, Türk Telekom bundan faydalanamaz mı diyelim yani? Bundan, bütün Türkiye'deki kuruluşların tamamı faydalanıyor; Türk Telekom da faydalanıyor, İş Bankası da faydalanıyor, Akbank da faydalanıyor, diğerleri de faydalanıyor. Bu, bir politikadır ve bunu, çeşitli platformlarda, niçin düşürdüğümüzü de uzun uzun anlattık. Yatırımların önünün açılması için, istihdamın artması için atılmış bir adımdır bu.
Yine, 2006 bütçesi hazırlanırken 3 milyar vergi kaybı oluyor, bu nasıl önlenecektir diye soruyor Sayın Sağ. Şimdi, biz, bütçemizi hazırlarken, buna uygun bütçe hazırladık ve bütçemizde, bu oranların düşürülmesinden dolayı herhangi bir sapma söz konusu değildir; ne bizim malî disiplinimizden bir sapma söz konusu olacak ne faiz dışı fazlasından ne de bütçe açığı yönünden. Bununla ilgili, biz, bütün tedbirlerimizi aldık zaten; buna göre adım atıyoruz, bunu hesaplayarak adım atıyoruz. O bakımdan, bu konuda, kimsenin herhangi bir endişeye kapılmasına gerek olmadığını düşünüyorum.
Yine, kayıt dışını önlemek için neler yapılıyor diye… Biz, bu kayıt dışıyla ilgili olarak çok çeşitli adımlar atıyoruz ve bir önümüzde strateji planı hazırladık. Bu strateji planına göre, on yıl içerisinde, Türkiye'deki kayıtdışı ekonomiyi biz kayıtlı ekonomiye geçiş süreci olarak belirledik ve Avrupa Birliği ülkelerindeki düzeye gelmek üzere bu süreyi belirledik. Bununla ilgili, işte, bütün benzin istasyonlarına yazarkasa; bununla ilgili yapıyoruz. Belli paranın üstündeki ödemeler bankalar kanalıyla yapılabilir; bunun için getiriyoruz. Yeni Gelir İdaresini bunun için kurduk. Gelir İdaresinin altyapısını bunun için geliştirdik. Herkesin vatandaşlık numarasını vergi numarası haline getiriyoruz; bunun için yapıyoruz. Bununla ilgili birçok önlemlerimiz var; bunlar, saydıklarım birkaç tanedir.
Tabiî, bunun yanında denetim de çok önemli. Denetimleri de daha teknik hale getirdik.
Şimdi, Sayın Sağ Adana Milletvekilimiz. Adana'daki vergi ödeme nispetleri düştüyse, genel vergi içerisindeki payı düştüyse, burada, yani, denetimi mi artıralım, onu mu demek istiyor acaba Sayın Sağ?! Ama, öyle isterse, onu da yaparız, Adana'daki denetimleri biraz artırırız.
KEMAL SAĞ (Adana) - Denetimleri artırmayalım, KDV oranlarını düşürelim, en uygun çözüm bu olacak.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Sağ, siz orada defterdarlık da yaptınız, bilirsiniz Adana'yı. Adana'yı bilirsiniz.
KEMAL SAĞ (Adana) - Evet, Sayın Bakanım, ben de onu söylemeye çalışıyorum; bunun düşürülmesi şarttır diyorum.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Peki, biz gereken tedbirlerimizi de alıyoruz o konuda; ama, tabiî, her şeyin de bir hesabı var, o hesaba göre hareket ediyoruz.
Sayın Başkan, Sayın Özyürek, tüketim ve taşıma kooperatiflerinin istisnasının kaldırılmasıyla ilgili soru sordu; bundan ne kadar vergi kazancınız oluyor dedi; bu istisnayı tekrar getirelim dedi.
Değerli arkadaşlar, Kurumlar Vergisi, bu getirdiğimiz Kurumlar Vergisinin önemli özelliği, mevcut olan istisna ve muafiyetleri asgariye indirmek. Bunu yaparken de, aynı zamanda, haksız rekabete de mâni olucu birsürü istisnalar var; onlardan bir tanesi, bu tüketim ve taşıma kooperatifleri istisnası, haksız rekabete sebep oluyorlar. Dolayısıyla, bunların istisnalarını biz kaldırıyoruz, bundan da vazgeçme gibi bir niyetimiz yok; ama, burada risturn istisnası var. Onlar, zaten gayelerine de, bu şekilde ermiş oluyorlar. Biz, bir taraftan istisnaları daraltarak, yapacağımız vergi indirimini herkese yapıyoruz. Yani, yalnız şuna, yalnız buna falan değil, belli kesimlere değil, herkese uyguluyoruz. Onun için, istisnaları daraltıp, vergiyi indirme, bizim Hükümetimizin bir politikası; onu da arz ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Saygıdeğer milletvekilleri, birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1 inci maddeyi okutuyorum:
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU TASARISI
BİRİNCİ KISIM
Mükellefiyet
BİRİNCİ BÖLÜM
Konu ve Mükellefler
Verginin konusu
MADDE 1-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının "Verginin konusu" başlıklı 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (d) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Ensar Öğüt Berhan Şimşek
Mersin Ardahan İstanbul
Hasan Ören Yüksel Çorbacıoğlu İsmet Atalay
Manisa Artvin İstanbul
Kemal Sağ
Adana
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Özyürek, konuşacak mısınız, gerekçeyi mi okutayım?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Konuşacağım.
BAŞKAN - Buyurun.
Süreniz 5 dakika.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, bu önergemizde biz, iş ortaklıklarının Kurumlar Vergisi kapsamından çıkarılmasını öneriyoruz; çünkü, konulduğu günden bugüne, iş ortaklıkları müessesesinden olumlu bir sonuç alınamamıştır. İşlerliği olmayan bir düzenlemedir. O nedenle, bu tasarıda tekrar muhafaza edilmesi, bize göre yanlış olmuştur. İş ortaklıklarının Kurumlar Vergisi kapsamından çıkarılması amacıyla bu önergeyi vermiş bulunuyoruz.
Yüce Heyetin takdirine sunuyoruz.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
1 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum:
Mükellefler
MADDE 2-
BAŞKAN - 2 nci madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının "Mükellefler" başlıklı 2 nci maddesinin 7 nci fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Ensar Öğüt Berhan Şimşek
Mersin Ardahan İstanbul
Hasan Ören Yüksel Çorbacıoğlu İsmet Atalay
Manisa Artvin İstanbul
Kemal Sağ
Adana
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutayım Sayın Özyürek?
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İş ortaklıkları Kurumlar Vergisi mükellefiyeti şeklinde sağlıklı bir gelişme göstermemiştir.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Karar yetersayısı istiyorum.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir; karar yetersayısı vardır.
2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3 üncü maddeyi okutuyorum:
Tam ve dar mükellefiyet
MADDE 3-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4 üncü madde…
İKİNCİ BÖLÜM
Muafiyet ve İstisnalar
Muafiyetler
MADDE 4-
BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri, önce geliş sıralarına göre okutup, sonra, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı tasarının 4 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının "k" bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi Ali Kemal Deveciler Mustafa Özyürek
Trabzon Balıkesir Mersin
Osman Özcan Kemal Sağ
Antalya Adana
"k) Ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (Konut yapı kooperatiflerinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle gerçek veya tüzelkişilere inşaat yaptırarak inşa edilecek konutların bir kısmını ve/veya bir kısım arsa ve/veya arsa payını müteahhitlik giderlerini karşılamak üzere bu gerçek ve/veya tüzelkişilere vermesi ortak dışı işlem sayılmaz) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan ve faaliyete geçen üst kuruluşlara üye olan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzelkişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzelkişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri,"
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı tasarının 4 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının sonuna aşağıdaki bendin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi Ali Kemal Deveciler Mustafa Özyürek
Trabzon Balıkesir Mersin
Osman Özcan Kemal Sağ
Antalya Adana
"o) Münhasıran 13.10.1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 131 inci maddesinde yer alan basılı kâğıt ve plakaların satışı faaliye-tinde bulunan müesseseler"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
Sayın Özyürek, konuşacak mısınız; gerekçeyi mi okutayım?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri, verdiğimiz önergeyle, Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun verdikleri plakalardan aldıkları ücretlerin Kurumlar Vergisine tabi olan maddenin değiştirilmesini öneriyoruz.
Şimdi, bu düzenleme, bu madde, bize, vergisel amaçtan ziyade, ekonomik amaçtan ziyade bir politik düzenleme izlenimi doğuruyor. Biliyorsunuz, Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonuyla ilgili olarak, hem onların seçim tarzı konusunda burada bazı haksız yanlış düzenlemeler yapılmıştı, Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz konuyu Anayasa Mahkemesine götürmek suretiyle bir çözüm bulma fırsatı bulmuştuk ve Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun genel kurulu toplanırken de, her zaman toplantıyı yaptıkları Anadolu Otelinin güvenlik yönünden sakıncalı olduğu, orada genel kurul yapılamayacağı yönünde vilayetin bir kararı olmuştu, o kararı da idare mahkemesi kaldırabilmişti. Yani, bugün, TESK'in pek çok işlemi, AKP'ye rağmen, yargı kararlarıyla bir sonuca bağlanmıştır.
Şimdi, oradan, TESK'e karşı sempati duymayan İktidarın, şimdi, onların elindeki cüzi miktardaki geliri vergilemek için böyle bir madde getirdiğini; yani, plaka satışından elde edilen kazancın, gelirin Kurumlar Vergisine tutulması yönünde bir düzenlemesine tanık oluyoruz. Bu, bütünüyle politik bir düzenlemedir. Kurumlar Vergisinin tabana yayılması noktasında biraz önce benim sorduğum soruya, tüketim kooperatifleriyle ilgili, taşımacılık kooperatifleriyle ilgili sorduğum soruya, Sayın Bakan dedi ki: "Biz, herkesten vergi almak istiyoruz. Onun için, istisna ve muafiyetleri daraltmaya çalışıyoruz." Bu tasarıya bakıyoruz, istisna ve muafiyetlerde anlamlı bir daraltma yok. Tüketim kooperatifleri gibi, taşımacılık kooperatifleri gibi sosyal amaçlı iş yapan kooperatiflerin gelirleri vergiye tabi tutuluyor ve bula bula, TESK'in, Otomobilciler ve Şoförler Federasyonunun plaka satışından elde ettikleri kazanç vergiye tabi tutuluyor. Bu, politik bir düzenlemedir, bunun vergisel bir amacı olduğunu düşünmüyoruz, bunun ekonomik bir amacı olduğunu düşünmüyoruz. Tabiî, politik amaçlı ve bir anlamda da şahsa mahsus bir düzenleme, yani bir kuruluşa mahsus bir düzenlemenin haklı olduğunu düşünmüyoruz. Düzenlemeler, hukukta, genel nitelikli olur, objektif olur, herkesi kapsar. Burada, sadece bir kuruluşu kapsayan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız ve o kuruluşun da İktidarla ihtilaflı olduğunu biliyoruz, görüyoruz ve bu kuruluşa, sen bizim dediğimiz noktada değilsen, biz de sana bunun hesabını sorarız mantığıyla getirilmiş son derece yanlış bir düzenlemedir. Onun için, bu önergeyle, politik olarak getirilmiş olan, hasmane bir tutumla getirilmiş olan bu düzenlemeyi ortadan kaldırmak, yanlışı düzeltmek, hakkaniyete uygun bir yöntemi hayata geçirmek istedik. Bu maksatla bu önergeyi vermiş bulunuyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı tasarının 4 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının "k" bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
"k) Ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine (konut yapı kooperatiflerinin, kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle gerçek veya tüzelkişilere inşaat yaptırarak inşa edilecek konutların bir kısmını ve/veya bir kısım arsa ve/veya arsa payını müteahhitlik giderlerini karşılamak üzere bu gerçek ve/veya tüzelkişilere vermesi ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan ve faaliyete geçen üst kuruluşlara üye olan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzelkişi temsilcilerine veya kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzelkişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatifleri,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu efendim önergeye?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Peki.
Sayın Sağ, buyurun efendim.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkanım teşekkür ederim.
Asıl konuşmamı biraz sonra yapacağım; ama, bu konuda görüşlerimi açıklamak istiyorum değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu yeni yasada, yeni gelen 4 üncü maddenin bu bendindeki hükme göre, değerli arkadaşlar, tüketim ve taşıma kooperatifleri, Kurumlar Vergisi muafiyetinin tekrar dışına alınmakta, yani, vergilendirilmektedir.
Şimdi, biz diyoruz ki, bu önergeyle üç noktada dikkat çekmek istiyoruz. Bunların bir tanesi, değerli arkadaşlar, tüketim ve taşıma kooperatiflerinin tekrar muafiyet kapsamına alınmasını istiyoruz. İkincisi, yapı kooperatiflerinde işyeri ve konut ayırımını getiriyoruz. Yasadaki hükme baktığınız zaman "yapı kooperatifleri" diyor; ama, biz burada işyerini ayırıp konut üretimini teşvik açısından, konut yapı kooperatiflerinin muafiyet kapsamına alınmasını istiyoruz. Üçüncü getirdiğimiz hüküm ise, bu kooperatiflerin bir üst birliğe üye olmaları şartını getiriyoruz değerli arkadaşlar. O yüzden ben konuşmayı talep ettim. Görüşlerimiz bu şekildedir. Lütfen, dikkatle izleyip bu önergeye "evet" vermenizi bekliyoruz; ama, vermezseniz de teşekkür ederiz.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İstisnalar
MADDE 5-
BAŞKAN - 5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İKİNCİ KISIM
Tam Mükellefiyet Esasında
Verginin Tarhı ve Ödenmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Matrahın Tayini
Safî kurum kazancı
MADDE 6-
BAŞKAN - 6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kontrol edilen yabancı kurum kazancı
MADDE 7-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının 7 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasında yer alan "Tam mükellef kurumların" ifadesinin "Tam mükellef gerçek kişi ve kurumların" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Abdullah Erdem Cantimur Ali Ayağ
İstanbul Kütahya Edirne
Hüsnü Ordu Muharrem Candan
Kütahya Konya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Kabul ediyoruz; katılıyoruz.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kontrol edilen yabancı kurum kazançlarının Türkiye'de vergilendirilmesinden kaçınmayı önleyecek düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme ile kontrol şartının tespitinde kurumların yanı sıra gerçek kişi ortakların da dikkate alınması sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 7 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
İndirilecek giderler
MADDE 8-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Zarar mahsubu
MADDE 9-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Diğer indirimler
MADDE 10-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilmeyen indirimler
MADDE 11-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Örtülü sermaye
MADDE 12-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının 12 nci maddesinin (7) numaralı fıkrasının ikinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Abdullah Erdem Cantimur Özkan Öksüz
İstanbul Kütahya Konya
Enver Yılmaz Hüsnü Ordu
Ordu Kütahya
"Daha önce yapılan vergilendirme işlemeleri, tam mükellef kurumlar nezdinde yapılacak düzeltmede örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da kapsayacak şekilde, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir."
BAŞKAN - Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Örtülü sermayeye ilişkin 12 nci maddenin (7) numaralı fıkrası, döviz cinsinden borç veren tam mükellef kurumlarda, kur farkları için taraf olanlar nezdinde düzeltme yapılmasına imkân vermemektedir. Bu nedenle, yapılan düzenleme ile tam mükellefler nezdinde yapılacak düzeltmenin örtülü sermayeye ilişkin kur farklarını da kapsaması sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı
MADDE 13-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Beyan
Beyan esası
MADDE 14-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı Kurumlar Vergisi Kanun Tasarısının 14 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek Kemal Sağ Halil Tiryaki
Mersin Adana Kırıkkale
Orhan Eraslan Fahrettin Üstün
Niğde Muğla
Madde 14-
(3) Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmisekizinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANVEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAĞOLU (Bursa) - Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Kurumlar Vergisi beyan süresi 1949 yılında çıkan kanundan 2003 yılına kadar hep nisan ayının sonuna kadardı; yani, nisan ayı içinde, bir aylık dönem içinde Kurumlar Vergisi beyannamesi verilirdi. Gelir Vergisi beyannamesi ise, mart ayı içinde, mart ayı sonuna kadar verilirdi.
Maliye Bakanlığı 2003 yılında bir değişiklikle bu beyan sürelerini öne çekti, elli yıldır insanların alışmış olduğu süreler değiştirildi. Şimdi, bu değişen sürelerin haklı olmadığını, uygulamada, vergi sisteminin uygulamasında da böyle bir ihtiyaç olmadığını, bu değişiklikler burada görüşülürken, bazı arkadaşlarım söyledi, ben de çıkıp konuştuğumu çok iyi hatırlıyorum; ama, nedense, o zaman Maliye Bakanlığı bu konuda ısrarlı oldu, Sayın Bakan, bugün yaptığı gibi, o zaman verdiğimiz önergelerin hepsinin reddini istedi ve sizler de reddettiniz.
Ben, şimdi, açıkça sormak istiyorum: Elli yıldır uygulanan süreleri öne çekmenin bir mantığı, vergisel açıdan bir nedeni varsa, gelsinler, burada bizi ikna etsinler.
Şimdi, öne çekildi de ne oldu? Çeşitli mükelleflerin, meslek mensuplarının başvuruları üzerine, her seferinde Maliye Bakanlığı bu süreleri uzattı. Yani, böylece, Bakanlık, kendine bir yetki almış oldu. Hani, hep kırtasiyecilikten şikâyet ederiz, boşu boşuna yetkiler almayalım, sistem kendiliğinden işlesin deriz ya; Bakanlık bu konuda tam tersini yaptı, önce bu süreleri öne çekti, daha sonra her beyan döneminde süreleri uzattı, uzatmak suretiyle de, mükelleflere, muhasebecilere, malî müşavirlere, bir -amiyane tabiriyle- kıyak çekiyormuş havasına girdi.
O zaman da ifade ettim, şimdi de söylüyorum; bu beyan sürelerinin öne çekilmesinin hiçbir inandırıcı, mantıkî nedeni yoktur; ama, o zaman yanlış yaptığı için Maliye Bakanlığı, şimdi, yanlışını kabul etmemek için o inadından, o yanlıştan dönmek istemiyor. Bir adım atmışlar, 25'ine çıkarmışlar. Şimdi, biz diyoruz ki, hadi, ay sonu demeyelim, sizin de gönlünüz olsun; ama, geliniz, orta yolu bulalım, 28'ini kabul edin.
Şimdi, Maliye Bakanlığı yetkilileri, daha önce çeşitli konuşmalarda, bu konuda düzeltme yapacaklarını söylediler. Benim de kulaklarımla dinlediğim bazı konuşmalarında Maliye Bakanımız "bundan döneceğiz, bu yanlışı düzelteceğiz" dedi.
İşte, şimdi Kurumlar Vergisini görüşüyoruz, Kurumlar Vergisinin beyan süresiyle ilgili maddeyi görüşüyoruz. Geliniz, şu önergemize olumlu oy verin, bir yanlıştan dönelim. Hayır, muhalefetten geldi ya bu öneri, olmaz; Komisyon takdire bırakır, katılmaz, Maliye Bakanımız hiç katılmaz.
Değerli arkadaşlarım, kaprisle, keyfî bir şekilde devlet yönetilmez. Bir önerge, bir teklif doğruysa, muhalefetten de gelse doğrudur, iktidardan da gelse doğrudur.
Şimdi, biraz önce 2 önergesini, İktidar Grubunun, Maliye Bakanımız kabul etti. Bu konunun, ben iddia ediyorum, 1962 yılından beri verginin içinde olan bir arkadaşınız olarak söylüyorum, bunun hiçbir mantıkî, inandırıcı bir nedeni yoktur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Özyürek, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Maliye Bakanı da bunu kabul etmiştir, düzelteceğini çeşitli platformlarda ifade etmiştir ve her beyan süresinde de beyan sürelerini ileri atmak suretiyle düzenlemelerin yanlışlığını kabul etmiştir. Onun için, geliniz, inadı bırakalım, makulde, doğruda birleşelim. Hiç yoksa bir olumlu iş yapın, bizim bu önergemizi kabul edin diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyürek.
Sayın Bakanım, buyurun, kısa bir açıklama.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Sayın Özyürek'in konuşması üzerine benim bir teknik açıklama yapmam icap etti, onun için söz aldım.
Değerli arkadaşlar, bu Kurumlar Vergisini getirmemizle Türkiye'de elli seneyi aşkın zamandır bir uygulamayı veyahut da bir kanunu çağdaş bir hale getiriyoruz.
Şimdi, bu arada, Türkiye'de, Hükümetimiz geldiğinden beri, maliyede çok önemli değişiklikler de oluyor, yaşıyoruz. Bu olumlu gelişmelerden bir tanesi de, artık, mükelleflerimiz vergi dairelerinin önünde kuyruk olmaları, kuyruğa girmeleri kalkıyor, oturduğu yerden beyannamelerini verebiliyor, oturduğu yerden de paralarını ödeyebiliyorlar; yani, bu imkân yeni geldi. Bu imkândan da, aşağı yukarı mükelleflerimizin yüzde 75'i faydalanıyor.
Tabiî, bu yeni teknik gelişmeler birtakım düzenlemeleri de getirdi. Bu nedir; beyannameler ödemelerinden önce verilecek ki, banka hesaplarına girilecek, ne kadar ödemesi gerektiğine dair bankalar onların emirlerini kabul edecekler, ona göre herkes oturduğu yerden parasını ödeyecek; dolayısıyla, beyanname verme süresi ile ödeme süresi arasında bankaların da istedikleri teknik bir süre var, onu vermek mecburiyetindeyiz. Eskiden, biz, Kurumlar Vergisini ayın 15'inde alıyorduk, şimdi, bunu 25'ine çıkardık; yani, 10 gün, arayı kapattık.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - 15'ine siz çekmiştiniz Sayın Bakan?!
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi 25'ine de biz çekiyoruz. İmkânımız onu gerektirdi, o imkânı sonuna kadar da kullandık. Aradaki 5 günde de -30'una kadar da ödenecek- mükelleflerimize kolaylık tanımak için bu imkânları getiriyoruz. Mükelleflere zorluk değil, bir kolaylık için geldi bunlar, bu maddeler.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Zorluk, zorluk!..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Şimdi, inadı bırakalım da geri dönelim diyor. Sayın Özyürek 3 gün daha ilave edecek illa buraya; muhalefet ya, bir şey yapacak!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Hayır, elli yıldır 30 gündü.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Yani, 25'e getirmişiz, 3 gün daha, illa bir şey ilave edecek, yani, o olacak.
Sayın Özyürek, ben sizin yerinizde olsam bu önergeyi çekerim. Neden; bu kadar imkân gelmiş, kolaylık getiriyoruz mükelleflerimize.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ben sizin yerinizde olsam kabul ederim; söz verdiniz çünkü. Bu konuda söz verdiniz kaç defa.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Ben verdim, getirdim işte, 25'ine getirdik. Diğerleri hususunda da çalışmalar yapıyoruz. Bunu siz de takdir edin ve bu kolaylıklardan bütün mükelleflerimiz istifade ediyor değerli arkadaşlar. Yani, ben bilgi olarak arz ediyorum.
Teşekkür ediyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, konu açıklığa kavuşmuştur.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Karar yetersayısı istiyoruz.
BAŞKAN - Kabul edenler…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Karar yetersayısı istiyoruz.
KÂTİP ÜYE BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Geç kaldı.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Geç kalmadık. Kim dedi "geç kaldınız" diye?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Karar yetersayısı istiyoruz… Karar yetersayısı istiyoruz…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Bu konuda Divan Kâtibi karar vermemeli, Başkan olarak siz karar vermelisiniz.
BAŞKAN - Haklısınız Sayın Kandoğan, tamam, doğru; Sayın Özçelik'in müdahil olmaması lazım, doğrudur, kararı ben vereceğim.
Evet, bu hususta bir gecikme olmuştur; ama, bir sonraki maddede tekrar bu talebinizi yenileyebilirsiniz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Hayır, karar yetersayısını burada istedik.
BAŞKAN - Efendim, oya sundum; yani, burada bir şey yok.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Efendim, karar yetersayısı istedik biz. Sayın Başkan, tarafsızlığınızı yitirmeyin.
BAŞKAN -Sayın Çetin, oturur musunuz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Taraflı davranıyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Çetin, oturur musunuz lütfen.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, adil davranmıyorsunuz… Adil davranmıyorsunuz. Sayımlarınızın da doğru olmadığını biliyoruz.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Hayır, hayır… Burada, biz, karar yetersayısı istedik.
BAŞKAN - Madde 15…
Vergi kesintisi
MADDE 15.-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.
Şu anda karar yetersayısı isteyebilirisiniz; biraz sonra, buyurun…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Ama, keyfî olmaz Başkan, keyfî olmaz.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Ne zaman isteyip istemeyeceğimize siz karar veremezsiniz.
BAŞKAN - Sayın Çetin, lütfen efendim… Lütfen…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Bu, sizin keyfinize kalan bir iş değil.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Yanlı idare ediyorsunuz Meclisi…
BAŞKAN - Sayın Çetin…
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Demin 100 kişi yoktu "var" dediniz.
BAŞKAN - Sayın Çetin, bakın, sabahtan beri hatiplere sürekli müdahale ediyorsunuz, konuşturmuyorsunuz, seslenmiyorum.
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Siz yanlı idare ediyorsunuz.
BAŞKAN - İkaz ediyorum sizi, lütfen, oturup, milletvekilliği görevinizi yapınız.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Yok canım, nereden çıkarıyorsunuz?!
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, bu konuda haklı; lütfen…
BAŞKAN - Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine "her nevi tahvil" ibaresinden sonra gelmek üzere "(ipotek finansmanı kuruluşları ve konut finansmanı kuruluşları tarafından ihraç edilen ipotekli sermaye piyasası araçları, varlık teminatlı menkul kıymetler dahil)" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Abdullah Erdem Cantimur Recep Koral
İstanbul Kütahya İstanbul
Öner Ergenç Alaettin Güven
Siirt Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkanım.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Eklenen parantez içi hükümle, madde, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunca kabul edilen Konut Finansmanı Sistemine İlişkin Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısıyla uyumlu hale getirilmektedir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Karar yetersayısı istiyoruz.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunup karar yetersayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yetersayısı yoktur;birleşime 10 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 21.23
BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114 üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
1192 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1170, 2/719) (S. Sayısı: 1192) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Tasarının 15 inci maddesi üzerinde bir önerge vardı; önergenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Sayın İrfan Gündüz ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde 15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Verginin Tarhı
Vergilendirme dönemi ve tarhiyat
MADDE 16-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Tasfiye, Birleşme, Devir, Bölünme ve
Hisse Değişimi
Tasfiye
MADDE 17-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Birleşme
MADDE 18-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devir, bölünme ve hisse değişimi
MADDE 19-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Devir, bölünme ve hisse değişimi hallerinde vergilendirme
MADDE 20-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, geçici 1 inci madde dahil, 21 ilâ 38 inci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Kemal Sağ.
Şahısları adına; Abdullah Erdem Cantimur, Kütahya; Mustafa Elitaş, Kayseri; Kemal Sağ, Adana.
Sayın Sağ?.. Sayın Sağ yok.
Şahısları adına, Abdullah Erdem Cantimur, Kütahya?.. Yok.
Mustafa Elitaş, Kayseri?.. Yok.
KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkan, söz talebim vardı.
BAŞKAN - Sayın Sağ…
KEMAL SAĞ (Adana) - Biraz geç geldim.
BAŞKAN - Saygıdeğer arkadaşlarım, Sayın Cantimur burada mı efendim?
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Buradayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Geldiniz mi? Buradasınız.
Sayın Elitaş?.. Yok.
Sayın Sağ?..
KEMAL SAĞ (Adana) - Buradayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Efendim, takip edelim. Biz buradayız, bakın, sizler yoksunuz. Yani, sizin arkadaşlarınız bazen sözlü ifadelerde bulunuyor; ama, bizim, adalet üzerinde işlem yaptığımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Zatıâlinizin zaten şüphesi yoktur.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Sürenizi de birleştiriyorum.
CHP GRUBU ADINA KEMAL SAĞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 1192 sıra sayılı Kurumlar Vergisi Yasası Tasarısı üzerinde Grup adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yasayla, yarım asırlık bir yasa değiştiriliyor. Zamanında bir reform niteliğinde olan bu yasa, belki, bugün, yine bir reform olarak değiştiriliyor.
Bu yasanın gerekçesinde deniliyor ki... Büyümeyi destekleyen, mükellefin gönüllü uyumunu gözeten, vergi güvenliğini güçlendiren, geniş tabanlı, düşük oranlı, yaşanabilir bir vergi ortamı hazırlayan bir yasa olarak nitelendiriliyor.
Değerli arkadaşlar, peki, madem amaç bu, neden bu yasayı temel yasa olarak görüşüyoruz da, enine boyuna tartışmıyoruz, herkes fikrini burada söylemiyor, neden sonuç itibariyle bu yasa üzerinde uzlaşma sağlamaya çalışmıyoruz; bunu anlamakta ben zorluk çekiyorum. Lütfen, hatırlarsanız, iki yıl önce bir Teşvik Yasası çıkmıştı. O yasa temel yasa değildi; ama, enine boyuna tartışılmadan çıkarıldı, bir inat için çıkarıldı; ama, bugün, bazı iller bu yasadan istifade ederken, bazı iller de çok zor durumda kaldı; çünkü, o zamanki tartışmalarda uyarılarımızı dikkate almadınız değerli arkadaşlar.
Şimdi, bu tasarı ile eski yasa arasındaki farklara baktığımızda, önemli bir fark olmadığını görüyoruz; aksine, çok yakın bir benzerlikler serisi halinde göze çarpıyor.
Peki, bu yasa tasarısı yararlı ve olumlu mudur? Bunun için, şu soruların cevabını aramak gerekir değerli arkadaşlar: Dili anlaşılır ve basit midir? Bir daha değişikliğe gerek olmayacak şekilde istikrarlı ve yatırımcıların gelecek için plan yapmasına imkân tanıyacak kadar mükemmele yakın mıdır? Mükelleflere daha kaliteli hizmet sunmayı ve mükelleflerin gönüllü olarak vergi kurallarına uymalarını teşvik edici hükümler içermekte midir? Ekonomik büyümeyi desteklemekte midir? Geniş tabanlı bir mükellef potansiyeli var mıdır ve vergi oranı uygun ölçüde indirilmiş midir?
Bu bağlamda tasarıya baktığımızda, eleştirilerimi sırayla size açıklamak istiyorum değerli arkadaşlar.
Bu yasayla, Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürülüyor. Peki, bu vergi oranı düşürüldükten sonra kurumun avantajı olan bu yüzde 10'luk fon ne olacak; tekrar yatırıma dönecek mi, tekrar ekonomik bir katkı sağlayabilecek mi? Böyle bir katkı sağlayacak teşvikleri bu yasada göremiyoruz değerli arkadaşlar.
Bu vergi indirimi, tek başına mükellefin gönüllü olarak vergi kanunlarına ve kurallarına uyumunu sağlamaya yeterli değildir. Yine, sadece, bu 10 puanlık vergi indirimi, ülkenin en önemli sorunları olan yatırım, üretim ve ihracat yetersizliği ve işsizlik sorunlarına çözüm olacak durumda gözükmüyor.
Bu yasa, yürürlüğe girdikten sonra doğacak vergi geliri kaybı, demin sorumda belirttiğim gibi, 2006 için 3 milyar YTL gibi tahmin ediliyor. Sayın Bakanım az önce soruma cevap verirken bunu açıkladı. O zaman, ben, Sayın Bakanıma şunu sormak istiyorum değerli arkadaşlar: 2006 ve sonrasında bu oran düşüklüğünden doğacak olan açıkları kapatmak için mazota, benzine, doğalgaza, gübreye ve gıda maddelerine zam yapmamaya burada söz veriyor musunuz Sayın Bakanım? Bunu, gerçekten…
Sayın Bakanım, umarım duymuşsunuzdur...
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) - Dinlemiyor Sayın Bakan, baştan al.
KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Bakanım…
BAŞKAN - Sayın Baş… Sayın Bakanım…
Sayın Bakan, sizi dinliyor efendim.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Bakanım, 3 milyarlık 2006 için açık gözüküyor; müteakibende tabiî bunun bir kaybı, devamı gelecek; bu açık nasıl olacak dedim. Siz "bunu düşündük, planladık" dediniz Sayın Bakanım. Peki, burada söz verir misiniz bize; mazota, benzine, doğalgaza, gübreye ve gıda maddelerine bundan dolayı zam yapmamaya söz veriyor musunuz Sayın Bakanım? Burada, bunun sözünü almak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bakın, bunun sonucu nedir; bir taraftan bir kesimin vergisini indireceksiniz, diğer taraftan bunun maliyetini memura, işçiye, çiftçiye, köylüye ödeteceksiniz. Az önce Sayın Kapusuz dedi ki: "Kurumlar Vergisi Yasasını görüşüp de ne yapacaksınız, tartışıp ne yapacaksınız?"
Peki, değerli arkadaşlar, şimdi, biz, bu Yüce Mecliste Kurumlar Vergisini tartışmayacaksak, neyi tartışacağız?! Bu yasa ile bir kesimin sırtındaki vergi yükü başka bir kesimin sırtına yükleniyor değerli arkadaşlar; bunu tartışmayacak mıyız? Peki, az önce, sözü edildi, Trafik Yasasını, Tohumculuk Yasasını ve Kamu Denetimi Yasasını ve diğerlerini burada tartışmayacak mıyız? Eğer tartışmayacaksak, bu kürsü niye buraya konmuş değerli arkadaşlar?!
Değerli arkadaşlar, tekrar konuya dönersek, memurdan, işçiden, çiftçiden, esnaftan alınarak holdinglere verilecek bu vergi indirimi, ilk başta, sanayie destek gibi görünebilir; kısmen doğrudur da; ancak, yapılan düzenlemeyle, vergi sistemindeki verimlilik yitirilmiş olacaktır, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağıtılması ilkesinden vazgeçilmiş olacaktır, en önemlisi de, dolaylı vergilerin vergi gelirleri içerisindeki payı artacaktır. Bunun anlamı ise, vergiciler çok iyi bilirler, vergi adaletsizliğinin artması anlamına gelir değerli arkadaşlar.
Bu tasarının yasalaşma süreci çok uzamıştır. Geçici vergi dönemi geçtikten sonra yasalaşacak olması da, bunun bir başka örneğidir değerli arkadaşlar. Bu yasada vergi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilerek şirketlere bir avantaj sağlanmaktadır; ancak, bu yasada vergi tabanını genişletici bir düzenlemeye yer verilmemiştir değerli arkadaşlar. Oysa, muafiyet istisnaların kapsamı daraltılarak pekâlâ vergi tabanı genişletilebilirdi.
Evet, bu yasada, kısmen bu dediklerim yapılmış; ama, sadece, iki alanda. Birisi, TESK bünyesindeki Trafik Yasasında yer alan basılı kâğıt ve plaka satışından elde ettiği gelirleri vergi muafiyetinin dışına çıkarılıyor değerli arkadaşlar. Ben şimdi merak ediyorum; acaba, bu muafiyet kapsamı dışına çıkarılması, TESK seçimindeki rövanşın alınmak istenmesi midir.
İkincisi, taşımacılık ve tüketim kooperatiflerine yönelik vergi muafiyetinin kaldırılmasıdır. Eski yasadaki tüm istisna ve muafiyetler kaldırılmadan aynen muhafaza edilirken bu iki muafiyetin kaldırılmasının herhalde siyasî bir yönü olmalıdır diye düşünüyorum değerli arkadaşlar.
Bir taraftan TESK seçimlerinin rövanşı alınırken, yoksa diğer taraftan da güçlü bir kooperatifçilik istenmiyor mu; bunu da merak ediyorum doğrusu.
Değerli arkadaşlar, sonuç itibariyle, bu yasada, tabiî, bazı olumlu şeyler olduğu gibi, bazı olumsuzluklar da olmuştur. Bunları da demin saymaya çalıştım. Ben, sözlerimin bu bölümünde, izninizle, bunları tekrar kayıtlara geçmesi açısından özetlemek istiyorum değerli arkadaşlarım.
Birincisi: Kurumlar Vergisi Yasasının derli toplu olarak yeniden yazılması olumlu bir şeydir; bu yüzden teşekkür ederim.
İkincisi: Yasada vergi oranı düşürülürken, verginin tabana yaygınlaştırılmasını ve vergi gelirlerini artırıcı destek hükümleri yetersiz kalmıştır, hatta, yok denecek kadar azdır.
Üçüncüsü: Gerekçeler ile madde metinlerinin yorumları arasında birçok çelişki mevcuttur.
Dördüncüsü: Getirilen örtülü kazanç hükümleri, ülkemiz şartlarına tam olarak uymamaktadır.
Beşincisi: Vergi mevzuatımızda olduğu kadar ülke ekonomisi için de çok önem taşıyan yatırım indirimi, daha önce kaldırılmıştı biliyorsunuz; ancak, yatırım indiriminin yerine ikame edilecek yeni bir uygulama getirilmemiştir. Bu, bence, sanayi için, Türk ekonomisi için büyük bir eksikliktir.
Altıncısı: İstisna ve muafiyetlerin sınırlanmasına sadece TESK ve taşımacılık ile tüketim kooperatiflerinin dahil edilmesi de, bence, yasa gereğinden çok, demin belirttiğim gibi, siyasî amaçla yapılmıştır.
Yedincisi: Eğer ekonomiye gerçekten katkı koymak istiyorsanız, o zaman, bu yasayı çıkarırken kapsamlı ancak sektörel bazda teşvikleri içeren bir teşvik paketi yasasını derhal hazırlamanız gerekirdi.
Bu yasayı hazırlayın, biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak size tam destek verelim; ama, bu şarttır değerli arkadaşlar, lütfen bunu unutmayalım.
Getireceğiniz yasaları siyasî gerekçelere göre değil, ekonomik gerçeklere ve gereklere göre hazırlamayı da lütfen ihmal etmeyiniz.
Değerli arkadaşlar, demin, AKP Grubu adına konuşma yapan bir sözcü arkadaşımız, Gelir İdaresi Başkanlığı hakkında ve AKP Hükümetinin çıkardığı vergi yasaları hakkında birçok sözler söyledi.
Değerli arkadaşlar, vergi mevzuatında sık sık madde değişikliği yapmak hüner değildir. Hüner, derli toplu, yasayı a'dan z'ye alıp çıkarmaktır. Bakın, bu Kurumlar Vergisi bu bakımdan çok olumlu olmuştur. Parça parça maddeleri değiştirmeyiniz, bir bütünlük arz etsin lütfen değişiklikler.
Ancak, şunu söylemek istiyorum bir eski maliyeci olarak: Gelir İdaresi Yasasından doğan yeni teşkilat, öyle sanıldığı kadar şu anda başarılı gitmemektedir. Personel o kadar mutlu değildir. Bunu bu kürsüden ben defeatle söyledim; ancak, Sayın Maliye Bakanlığı yetkilileri, taşrayı, zannediyorum, yeterince izlemiyorlar. Bu konuda taşranın ilgiye ihtiyacı olduğunu buradan bir kez daha belirtmek istiyorum. Emektar maliyeciler, şefler, bugün ne çalışıyor biliyor musunuz arkadaşlar; vergi mevzuatı yerine KPSS sınavlarına hazırlayan kitaplara çalışıyorlar arkadaşlar; bunu da unutmayınız.
Eğer -son sözüm- gerçekten vergi oranını düşürmek istiyorsanız, vergi gelirini artırmak istiyorsanız, kayıtdışı ekonomiyi öncelikle ele almanızı ben tavsiye ediyorum. Demin sorumda belirttim, Sayın Bakan bana şöyle cevap verdi; Adana'yı örnek verdiğim zaman dedi ki: "Evet, Adana'da siz de görev yaptınız; Adanalı vergi vermiyor mu? Denetimi artıralım mı?" Sayın Bakanım, Adana'da denetmen, hesap uzmanı, müfettiş, kontrolör eksik olmuyor, şu anda Adana'da sadece 11 tane hesap uzmanı var. Adana denetimle değil, Adana ancak destekle ayağa kalkabilir. Adana eski pamuk ağalarının cirit attığı Adana değil. Sadece…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Efendim, orada bir konferans mı, yoksa dedikodu mu var?
İZZET ÇETİN (Kocaeli) - Bakan dinlemiyor.
BAŞKAN - Sayın Kinay, Sayın Bakana birkısım şeyler söylüyorlar, hitaben konuşuyorlar, Sayın Bakanın dikkati dağılıyor diye beni ikaz ediyorlar.
Sayın Sağ, size ek 1 dakikalık süre vereyim, konuşmanızı tamamlayın.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Adana'nın vergi oranının düşmesi, idarede değildir, defterdarda hiç değildir. Ben diyorum ki, yıllardan beri sadece Adana değil, tüm illerimizde, Türkiye genelinde vergi tahsilatının düşmesinin temel nedeni şudur: Katma Değer Vergisi oranı 1990'lı yıllardan beri habire artırılmıştır değerli arkadaşlar; yanlış buradadır. Yanlış, şimdiki Gelir İdaresi Başkanında da değildir, bende hiç değildir. Lütfen, Sayın Bakanım, bu Katma Değer Vergisi oranını bir an önce indirmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor.
Sayın Başkanım, ikinci önerim benim şudur: Eğer, Türkiye'de kayıtdışı ekonomiyi önlemek istiyorsanız -ikinci önerim- derhal SSK prim oranlarının düşmesi şarttır. Bunu yapmazsanız, kayıtdışını önleyemeyiz arkadaşlar.
Ben, bu duygu ve düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyor, yasanın hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sağolun. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sağ.
Sayın Elitaş, geldiğinizi görüyorum, konuşacak mısınız efendim? Biraz önce kurada da kaybetmiştiniz; konuşacaksanız size söz hakkı vereceğim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Müsaade ederseniz, konuşacağım.
BAŞKAN - Birkaç kelam edeceksiniz; buyurun efendim.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Görüşmekte olduğumuz 5422 sayılı Yasanın, Plan Bütçe Komisyonunda muhalefet partisi milletvekili arkadaşlarımız ve İktidar Partisi milletvekili arkadaşlarımızın yoğun çalışmaları neticesinde, gerçekten, çok güzel bir yasa olarak çıkacağını tahmin ediyorum. Buradan muhalefet yetkilisi arkadaşlarımızın da bu kürsüde beyan ettikleri gibi, hakikaten, 1949 yılından bu tarafa çıkmış olan yasa, 1960 yılı sonuna kadar günün şartlarına, ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde devam etmiş; ancak, 1960 yılından itibaren sürekli bir değişime uğramış. Yasa, ilk çıktığında 48 madde olarak çıkmış ve 1960 yılından bu tarafa yapılmış olan değişikliklerle 120'nin üzerinde, yasa üzerinde değişiklik yapılmış. Sadece değişmeyen maddesi, 7 madde değişmemiş. Bunlardan biri yürürlük maddesi, biri yürütme maddesi ve birkaç tane de tanım maddesinde değişiklik yapılmamış. Yasanın her maddesinde, her bendinde, her fıkrasında çeşitli zamanlarda değişiklik yapılmış ve bundan da öte, yasaya 48 maddeye ilave olarak 35 adet geçici veya ek madde ilave edilmiş. Komisyonda yapılan çalışmalar neticesinde bu maddelerin birbirinden uzak olan kısımlara, kullanıcının ihtiyacına tam olarak fırsat vermeyen kısımlar birleştirilerek daha anlaşılır bir hale getirilmiş. Yasanın dili de, bugünkü şartlar çerçevesinde, daha anlaşılır bir hale getirilmiş. Biraz önce, tahmin ediyorum, Sayın Kemal Sağ, yasanın diliyle ilgili bazı eleştirilerde bulundu diye tahmin ediyorum; ama, hem muhalefet milletvekili hem İktidar milletvekili arkadaşlarımız, yasanın dilini oldukça sade, hatta şiirsel bir anlatımı ifade edebilecek şekilde, elimizden gelen gayreti gösterdik diye tahmin ediyorum.
Değerli arkadaşlar, yasadaki en önemli unsur, Kurumlar Vergisi oranının yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşmesi ki, bu da özellikle vergi mevzuatını iyi bilen medyadaki yazarlarımızın söyledikleri gibi, vatandaşın, artık, vergiden kaçınma ihtiyacını ortadan kaldıracak bahanelerini yok etmeye yönelik bir tasarıdır diye düşünüyorum. İşte bu Kurumlar Vergisi oranının yüzde 20'ye düşmesi, bu oranın kabul edilebilir bir ölçüde değerlendirilmesiyle birlikte, vergi mevzuatı içerisinde, kayıt içerisinde kalmayı önemli şekilde etkileyecektir.
Değerli dostum, biraz önceki ifadelerinde "eğer, kayıt dışını önlemek istiyorsanız, Sosyal Sigorta primlerini düşürerek bu işi yapabilirsiniz" şeklindeki ifade nasıl ki yerini bulduysa, önemli olan nokta da, Kurumlar Vergisi konusunda da oranın yüzde hemen hemen 33 civarında düşmesi de çok önemli bir katkı sağlayacaktır.
Yasanın hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum. Bu konuda emeği geçen tüm arkadaşlarımıza, hem komisyon çalışmasında hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkürlerimi arz ederken, kullanıcılara hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.
Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem Cantimur.
Sayın Cantimur, buyurun efendim.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanun teklifinin en önemli maddelerinden bir tanesi 32 nci maddedir. Bu maddeyle, kurumlar vergisi oranını yüzde 30'dan yüzde 20'ye indiriyoruz. Yani, Kurumlar Vergisi oranında yüzde 33'lük bir indirim sağlamış oluyoruz. Yani, 30 000 YTL Kurumlar Vergisi ödemesi gereken bir Kurumlar Vergisi mükellefi, bu kanun yasalaştıktan sonra 20 000 YTL vergi ödeyecek; yani, 10 000 YTL işletmenin bünyesinde kalmış olacaktır. Kurumlar Vergisindeki bu indirim şirketlerin malî yapısını güçlendirecek, şirketlerin daha fazla yatırım yapmalarına imkân sağlayacak ve yine şirketlerin daha fazla yatırımdan dolayı daha fazla istihdam yapmalarına, yaratmalarına imkân sağlayacaktır. Dolayısıyla, bu vergi indirimi, sadece Kurumlar Vergisi mükellefi olan 650 000 civarındaki mükellefi değil, hem ülkemizi hem de yetmişüç milyon vatandaşımızı ilgilendiren önemli bir düzenlemedir.
Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz aylarda Gelir Vergisi oranını düşürdük. Yani, yine Gelir Vergisi tarifesinde yüzde 20 oranında bir indirim sağladık. Yine, geçtiğimiz aylarda, bazı mallardaki yüzde 18 olan KDV oranını yüzde 8'e, hatta yüzde 1'lere kadar indirdik. Yıllardan beri, milletimizin sırtına yüklenen bu ağır vergi yükünü, AK Parti İktidarı döneminde indirmenin gayreti içerisindeyiz ve inşallah, ülkemizin malî yapısı iyiye gittikten sonra, gittikçe daha da vergi indirimleri yapılacaktır.
Bu teklifin hayırlı olmasını diliyor, Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Cantimur.
Bu bölüm üzerinde soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Özyürek, buyurun efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önce, Sayın Maliye Bakanı, beyan süreleriyle ilgili bana cevap verirken, işte, "15'ine de biz çekmiştik, 25'ine de biz getiriyoruz. Siz, ille muhalefet olsun diye 28'ini istiyorsunuz" dediler ve kendisine göre de, bana göre geçerli olmayan bir gerekçe ileri sürdüler. "İşte, bankalar beyan süresini, tahakkuk fişlerini alıp ona göre vergi tahsilatı yapacaklarmış" dediler ve dediler ki: "Elektronik ortamda beyanname verme imkânını sağladık." Gerçekten, teknolojinin gelişmesiyle, Sayın Bakandan çok önce başlayan çalışmalar sonucu, şu anda, elektronik ortamda beyanname vermek mümkündür. Bu, ileri bir gelişmedir; ama, bu, daha çok teknolojinin dayattığı, getirdiği güzel bir gelişmedir. Sayın Bakan da, bu noktada emeği geçmişse, ben, teşekkür ediyorum.
Ama, 1950 yılından 2003 yılına kadar, elektronik ortamda beyanname verme olanağı bile yokken, 30'unda, nisanın 30'unda beyanname verip, o tarihte, o saatte vergi ödemek mümkünken -şimdi, elektronik ortamda beyanname verilebiliyor, on-line vergi ödemek mümkün- bu kadar teknolojik gelişmeye rağmen, niçin, beyan süresi 30'unda değil de 25'inde veya şu anda yürürlükte olan yasaya göre 15'inde? Bunun, teknolojiyi de dikkate alarak, mantıklı, inandırıcı bir gerekçesini Sayın Bakan açıklayabilir mi?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özyürek.
Sayın Aslanoğlu…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Bakanım, finans sektörü ne kadar vergi verdi geçmiş yıllarda?
Acaba, finans sektöründeki yüzde 10 vergi indirimi, finans sektörünün yatırımlarına nasıl yansıyacak? Yoksa, bu yüzde 10, zaten yüzde 30 yabancılara satılan finans sektörünün, yabancıların kendilerine mi transfer edilecektir? Acaba nasıl bir yatırım yapmayı düşünüyorsunuz da, finans sektöründe bu yüzde 10 vergi indirimini yapıyorsunuz? Bu yüzde 10 vergi indirimi, dönüp, halka faizle verilecek Sayın Bakanım.
Acaba, bunun yerine, yüzde 11 olan Kaynak Kullanım Destekleme Fonu ve Banka Sigorta Muamele Vergisini müşteriye yansıtan bir şekilde düşürseydik, acaba, bu daha iyi olmaz mıydı?
Acaba, finans sektörünü… Nasıl bir yatırıma dönüşecek; ben de çok merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Eraslan…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın Bakana bir sorum var.
Sayın Bakan, biraz önce, Adalet Komisyonunda, çeşitli yasalarda, temel ceza yasaları çerçevesi içerisinde yapılan değişiklikler görüşülürken, Vergi Usul Kanununun 359 uncu maddesinde, naylonfaturayla ilgili şahsınızı kurtaracak şekilde bir önerge verdiniz, verildi Grubunuz tarafından.
Sekizinci defa, kendinizi kurtarmak için, Vergi Usul Kanununun naylonfaturayla ilgili bölümünde değişiklik yapmak istiyorsunuz. Bu ısrarınızdan ne zaman vazgeçmeyi düşünüyorsunuz? Bu bir.
İkincisi: Şahsınızı naylonfaturadan kurtarmak isterken, tüm naylonfaturacılara sınırsız bir özgürlük tanımayı Maliye Bakanlığıyla nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Kepenek, buyurun efendim.
Sayın Kepenek yok mu efendim?
Sayın Akdemir, buyurun.
VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, son yıllarda, leasing, factoring ve tüketici finansman şirketlerinin kayıtdışı ekonomide büyük payları olduğu söylenmektedir. Kayıtdışı lisanssız çalışma kendilerine cazip geldiği için, bu kuruluşların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Sorular:
1- Lisanslı çalışan leasing, factoring ve tüketici finansman şirketlerinin sayısı ne kadardır?
2- Lisanssız çalışan kaç firma vardır?
3- Kayıtdışı ekonomideki miktar dolar bazında ne kadardır?
4- Adaletsizce para kazanan bu firmalara karşı ne tür tedbirler aldınız? Yapılacak olan vergi indiriminden bu adaletsizce davranan firmalar yararlanacak mıdır?
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akdemir.
Sayın Bakanım, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Özyürek'in beyanname verme süresiyle ilgili sorusunu daha önce cevaplandırmıştım; ama, yine de bir ilave olarak cevaplandırayım.
Bir defa, teknolojinin gelişmesinden ve Maliyenin de bunu uygulamasından dolayı mükelleflerimiz büyük çapta rahatlamışlardır. Eskiden -Sayın Özyürek haklıdır- 30'una kadar veya 31'ine kadar beyanname de verilirdi, orada da ödenirdi; çünkü, beyannamesini eline alan doğru vergi dairesinin önüne gidiyordu, orada uzun uzun kuyruklar oluyordu, bazen sıcaklardan, bazen beklemenin fazlalığından dolayı bayılanlara bile rastlıyorduk. Hem vergi dairesinde çok yoğun çalışma neticesinde vergi dairesindeki arkadaşlarımız çok zor duruma düşüyordu hem de mükelleflerimiz; çünkü, beyannameyi orada veriyor, tahakkukunu da orada alıyor, öteden de vezneye gidip ödüyordu. Şimdi öyle değil. Şimdi, beyannameyi önce vermeli ki, elektronik ortamda da olsa, bankalara o bilgi geçecek; geçtikten sonra, aradaki farkı ne kadar az yaparsak, bankalara da yığılmalar o kadar oluyor, millet de buna göre hareket ederse daha rahat oluyor, daha sakin oluyor. Hepinizin bildiği gibi, Kurumlar Vergisi beyannamesi bir yıl önceki verginin hesaplanması, bir yıl önceki beyana dayanıyor; yani, 31.12'den ta nisanın 25'ine kadar vakit var; ondan sonra iki gün daha fazla olmuş, bir gün daha fazla olmuş, artık bu, şeye girmiyor, bu kadar ince hesaplara girmiyor. Dolayısıyla, yılbaşından başlayıp nisanın 25'ine kadar, haliyle, Kurumlar Vergisi kazancı veya beyanı rahat rahat hesaplanabiliyor. Yani, dört ay geçmiş, iki gün daha ver diyor; yani, bu o kadar şey değil. Ha, teknik bakımdan da bütün mükellefleri rahat ettirebilecek bir ortam meydana getiriliyor. Bu bakımdan, bunun daha faydalı olacağına inanıyoruz.
İkincisi, Sayın Aslanoğlu, finans sektörüne Kurumlar Vergisi nasıl yansıyor veyahut da Kurumlar Vergisinin indirilmesinden nasıl istifade ediyor diyor. Kurumlar Vergisini yüzde 30 alırken yüzde 20'ye indirdik. Dolayısıyla, bizim finans sektörümüzü -Sayın Aslanoğlu çok iyi bilir; çünkü, o sektörden geldi kendisi- kuvvetlendirmemiz lazım. Finans sektörünün kuvvetli olduğu bir ülkede ekonomiye de büyük faydası vardır bu işin. Dolayısıyla, finans sektörü, geçmiş zamanlarda herhangi bir dalgalanma karşısında çok büyük etkileniyordu ve ondan dolayı da çok büyük zarar görüyordu; çünkü, ayakları üstünde duramıyordu. Biz, şimdi, ne yaptık, bankacılık sektöründe reform yaptık, bankacılık sektöründe yapısal değişiklikler getirdik; bankacılık sektörü daha da kuvvetli hale geldi ve dikkat ederseniz, yani şu günlerde yapılan dalgalanmaya karşı bankacılık sektörü gayet kuvvetli ve her türlü dalgalanmaya karşı da rahat bir şekilde. Bu, yapılan değişikliklerin neticesidir. Yüzde 20 de onların otofinansman imkânlarını artırmıştır. Kurumlar Vergisini yüzde 20'ye indirdikten sonra, Türkiye'de bütün şirketlerin değeri artmıştır, sadece bankalar değil. Onun yerine, Banka Muameleler Vergisini indirsek daha iyi olurdu… Yok, onun yerine indirsek daha iyi olurdu değil, hem onu indirmemiz lazım hem de diğerini indirmemiz lazım; yani, bankacılığın o aracılık maliyetleri dediğimiz "intermediation cost"ları bizim indirmemiz lazım. Onları indirdiğimiz zaman, kredi kullanan vatandaşlarımıza yansıyacak kredi maliyetleri düşecek ve o görüşüne ben katılıyorum; ama, bu da yapılması lazım gelen bir husustu. Bu kanunla da zaten onu yaptık.
Diğer bir soru daha vardı. 359 uncu maddeyle ilgili önergeler veriyorsunuz, biz, o önergeleri… Ne zaman vazgeçeceksiniz?.. Bundan, Değerli Milletvekili arkadaşım, benim haberim yok; verilen şeyden, şu anda oldu benim haberim, şu anda oldu. Adalet Komisyonunda, Türk Ceza Kanunu görüşülürken yapılan görüşmeler sırasında... Benimle de hiç ilgisi yok.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sizinle ilgili Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - İkide bir, benimle ilgi kurmaya kalkmayın; o alışkanlığınızdan artık vazgeçin.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Sizinle ilgili… Naylonfatura!..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Hayır… Hayır… Defalarca burada söyledim. Benim, yani, naylonfatura, diğerleri, ben böyle bir fiiliyatta bulunmadım, böyle bir kanuna, böyle bir affa ihtiyacım yok.
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Niye verdiriyorsunuz?!
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Af olursa, zaten, burada 330 ister, daha önce görüştük. Geçen hafta, bütün şeyleri getirdik ve hepsi 330'la oylandı...
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Bu öyle değil ama…
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Bu da öyle… Onun için, bir yerden, böyle, hemen nem kapıp gelmeyin yani…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Nem kapma değil Sayın Bakan…
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Öyle…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - Belgeli!..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Yok…
Şimdi, diğer bir soru; factoring şirketlerinin sayısı, işte, lisanslı olanların, lisanslı olmayanların sayısı. Buna yazılı olarak cevap vereyim; çünkü, elimde, böyle, şu anda, hemen size söyleyebilecek gibi teçhiz edilmiş değilim. Tabiî, bu, BDDK'nın da kontrolü altına alındı artık bunlar. Maliye olarak, bizim de takibimizde olan şirketler. Diğer vergi incelemelerimiz nasıl herkese şamilse, factoring şirketlerini de kapsamaktadır. Herhangi bir duyumunuz varsa, bizi de bilgilendirirseniz memnun da oluruz; ama, biz, normal incelemelerimizi her zamanki gibi yapmaya devam ediyoruz.
Herkese teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, ikinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, bölümün maddeleri üzerinde verilmiş önergeler varsa o önergeleri işleme koyacağım ve maddeleri de ayrı ayrı oylarınıza arz edeceğim:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Verginin Ödenmesi
Ödeme süresi
MADDE 21-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜ KISIM
Dar Mükellefiyet Esasında
Verginin Tarhı ve Ödenmesi
BİRİNCİ BÖLÜM
Matrahın Tayini
Safî kurum kazancı
MADDE 22-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yabancı ulaştırma kurumlarında kurum kazancının tespiti
MADDE 23-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İKİNCİ BÖLÜM
Beyan
Beyan esası
MADDE 24-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Vergilendirme dönemi ve beyan
MADDE 25-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Özel Beyan
Özel beyan zamanı tayin olunan gelirler
MADDE 26-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Beyannamenin verilme yeri
MADDE 27-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Verginin Tarhı ve Ödenmesi
Tarhiyatın muhatabı, tarh zamanı ve tarh yeri
MADDE 28-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Ödeme süresi
MADDE 29-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
Vergi Kesintisi ve Muhtasar Beyanname
Dar mükellefiyette vergi kesintisi
MADDE 30-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Muhtasar beyanname
MADDE 31-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
DÖRDÜNCÜ KISIM
Ortak Hükümler ve Geçici Maddeler
Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı
MADDE 32-
BAŞKAN - Madde üzerinde 2 adet önerge vardır; önergeleri önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık derecesine göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı" başlıklı 32 nci maddesine aşağıda yer alan fıkranın 5 numaralı fıkra olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek İsmet Atalay Berhan Şimşek
Mersin İstanbul İstanbul
Yüksel Çorbacıoğlu Ensar Öğüt Kemal Sağ
Artvin Ardahan Adana
Hasan Ören Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Manisa Malatya
"(5) Yüz ve daha fazla işçi çalıştıran mükellefler hakkında kurumlar vergisi oranı yüzde 30 indirimli uygulanır."
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı" başlıklı 32 nci maddesine aşağıda yer alan fıkranın 5 numaralı fıkra olarak eklenmesi arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek İsmet Atalay Berhan Şimşek
Mersin İstanbul İstanbul
Yüksel Çorbacıoğlu Ensar Öğüt Kemal Sağ
Artvin Ardahan Adana
Hasan Ören Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Manisa Malatya
"(5) 500 000 ABD Doları karşılığı yatırım yapan mükelleflerde kurumlar vergisi oranı 5 yıl süre ile yüzde 50 indirimli uygulanır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Gerekçeyi...
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; yatırım indiriminin vergi sistemimizden çıkarılmış olmasıyla, yani, Gelir Vergisinde ve Kurumlar Vergisinde, artık, yatırım yapanlara dönük hiçbir teşvik kalmamıştır. Finans işi yapan, yani paradan para kazanan da yüzde 20 Kurumlar Vergisi ödeyecek, buna karşılık istihdam yaratan, ihracat yapan sınaî işletmeler de yüzde 20 Kurumlar Vergisi ödeyecek.
Şimdi, burada, Türkiye'nin en büyük sorunu nedir değerli arkadaşlarım; işsizliktir. Şimdi, işsizliğe çare bulmak için, istihdam yaratan işletmelerin teşvik edilmesi gerekir. Ne yazık ki, AKP'nin üçbuçuk yıllık döneminde, işsizlik, resmî oran olarak da artmıştır; yani, fiilen işsizliğin yüzde 20'lerin üstünde olduğunu biliyoruz, görüyoruz. Zaten bu konularda istatistikten, rakamlardan bahsetmeye lüzum yok; hepimizin kapısında -İktidar Partisinin milletvekillerinin kapısında daha fazla- iş isteyen, yıllardır işsiz üniversite mezunlarının var olduğunu biliyoruz.
Şimdi, işsizlikle mücadele kendiliğinden olacak bir iş değildir. İşsizlikle mücadele etmek için, vergi teşvikleri vermek lazım, faizlerinin indirildiği krediler vermek lazım, arsa tahsis etmek lazım; yani, çeşitli teşvik önlemlerini almak lazım.
Şimdi biz, burada, verdiğimiz önergemizde diyoruz ki: 100 işçiden fazla insan çalıştıran işletmelerin, beş yıl süreyle, Kurumlar Vergisi yüzde 30 indirimli olsun; 500 000 dolardan fazla yatırım yapan yatırımcılara, beş yıl süreyle, yüzde 50 indirimli Kurumlar Vergisi oranı uygulayalım.
Şimdi değerli arkadaşlarım, hep basında da yer aldı, Hyundai, Türkiye'de yatırım yapacaktı; ama, istediği teşvikleri alamadığı için, çekti gitti, Çek Cumhuriyetinde bu yatırımı yaptı. Şimdi, işte burada, şu ile de yatırım teşviki verelim, bu ile de teşvik verelim diye yarış yaptık. Peki, yarış sonunda ne oldu; batıda yer alan Uşak gibi, Düzce gibi illerimize yatırım yapılıyor; ama, doğudaki işletmelerimizin hiçbirine yatırım yapılmıyor; yani, il bazında teşvik istenilen sonucu vermiyor.
Onun için, böylesine büyük bir işletme gelmiş, bir yabancı firma gelmiş, otomobil fabrikası kuracaksa veya bilgisayara dönük bir yatırım yapacaksa, buna teşvik vermekten daha mantıklı, daha sonuç verici bir yöntem düşünebiliyor musunuz?!
Örneğin, benim seçim çevrem Mersin'e birisi gelse, 500 000 dolardan fazla yatırım yapmak suretiyle, istihdam yaratan, ihracat imkânı sağlayan bir yatırım yapsa, bunun teşvik edilmesi lazım.
İşte, bizim getirdiğimiz önerinin esası budur değerli arkadaşlarım. Yatırım yapanların vergi oranlarını, Kurumlar Vergisi oranlarını farklılaştıralım, indirelim diyoruz. Rant kazançları elde eden, paradan para kazananlara uygulanan vergi oranı ile yatırım yapan, istihdam yaratan işletmelerin vergi oranlarının aynı olması haksızlıktır, adaletsizliktir. Elini taşın altına koyan, istihdam yaratan, işçiyle uğraşan, üretim yapan, ihracatla uğraşan insanlara, yatırımcılara, geliniz, bir farklılık sağlayalım, avantaj sağlayalım diyoruz; ama…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
…bunu İktidar kabul etmiyor, Sayın Bakan kabul etmiyor. İşte, bankalara da yüzde 20 uygularım diyor, Anadolu'da yatırım yapmaya çalışana da yüzde 20 uygularım diyor.
Onun için, yatırımı, istihdamı, üretimi dışlayan bir zihniyetle Türkiye bir yere gidemez değerli arkadaşlarım.
Bu önerge…
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Hangi zihniyet?..
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Hangi zihniyet olduğunu çok iyi biliyoruz; yatırımı dışlayan zihniyettir, üretimi dışlayan zihniyettir. Eğer üretime, yatırıma taraftarsanız yatırım indirimini kaldırmazsınız ve bizim bu önergemize olumlu oy verirsiniz. Bunların hiçbirini yapmayıp, biz üretimden yanayız, yatırımdan yanayız konuşmaları sadece edebiyattır.
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) - Kapasite kullanım oranları artıyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Hayır, hayır!..
BAŞKAN - Sayın Aydoğan…
Sayın Özyürek, konuşmanızı tamamlayınız efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - İşsizlik artıyor. Yeni yatırım yapmakta ne sakınca var? Yeni yatırımı niye teşvik etmiyorsunuz? Yatırımdan niye korkuyorsunuz? İşçi çalıştırmaktan niye kaçınıyorsunuz?
Bizim önerimiz, Türkiye'yi büyütmeye dönüktür. Bizim önerimiz, daha çok yatırım yapılmasına, daha çok insan çalıştırılmasına dönüktür. Bu öneriyi takdirlerinize sunuyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
III. - Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Evet, önergeyi oylamadan önce…
Sayın milletvekilleri…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Başkan, orada 20 kişi yok.
BAŞKAN - Efendim, sayacağım, bir dakika…
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - 20 kişi yok, saymaya gerek yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - O bizim derdimiz, sizin derdiniz değil.
BAŞKAN - Var.
Evet, milletvekili arkadaşlarımızın ismini kaydedeceğim, daha sonra yoklama işlemine başlayacağız.
Sayın Özkan, Sayın Kaptan, Sayın Özyürek, Sayın Topuz, Sayın Ekmekcioğlu, Sayın Emek, Sayın Karademir, Sayın Çetin, Sayın Kumkumoğlu, Sayın Eraslan, Sayın Akdemir, Sayın Kılıç, Sayın Aslanoğlu, Sayın Yılmazkaya, Sayın Miçooğulları, Sayın Hacaloğlu, Sayın Seyhan, Sayın Özakcan, Sayın Baratalı, Sayın Baloğlu.
20 kişi, tamam…
Sayın milletvekilleri, ismini kaydetmiş olduğumuz arkadaşlar lütfen yoklamaya girmesinler.
Şu anda, yoklama için 5 dakika süre veriyorum ve adlarını okuduğum arkadaşların elektronik cihaza girmemelerini rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, toplantı yetersayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
Ê4.- Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1170, 2/719) (S. Sayısı:1192) (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, Sayın Mustafa Özyürek ve arkadaşlarının vermiş olduğu önergeyi oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1192 sıra sayılı kanun tasarısının "Kurumlar vergisi ve geçici vergi oranı" başlıklı 32 nci maddesine aşağıda yer alan fıkranın (5) numaralı fıkra olarak eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Özyürek (Mersin) ve arkadaşları
"(5) Yüz ve daha fazla işçi çalıştıran mükellefler hakkında kurumlar vergisi oranı yüzde 30 indirimli uygulanır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PALAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
İşsizliğin en temel sorunların başında gelmesinden dolayı, istihdamın arttırılması özendirilmek istenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu
MADDE 33-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yurt içinde kesilen vergilerin mahsubu
MADDE 34-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Muafiyet, istisna ve indirimlerin sınırı
MADDE 35-
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 36 -
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici Madde 1 -
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının geçici 1 inci maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
İrfan Gündüz Abdullah Erdem Cantimur Recep Koral
İstanbul Kütahya İstanbul
Ahmet Ertürk Ayhan Sefer Üstün
Aydın Sakarya
"(11) 1/1/2006 tarihinden sonraki geçici vergi dönemlerinde % 30 oranına göre hesaplanan ve tahsil edilen geçici verginin anılan dönemler için bu Kanuna göre hesaplanan tutarı aşan kısmı, müteakip dönemler için hesaplanan geçici vergiden mahsup edilir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, önergeyi takdire bırakıyoruz; yalnız, bir düzeltme teklifimiz var bu maddeyle ilgili.
BAŞKAN - Önergeyi oyladıktan sonra…
Hükümet katılıyor mu?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu tasarının daha önce kabul edilen bir maddesiyle Kurumlar Vergisi oranı 1.1.2006 tarihinden itibaren başlayan vergilendirme dönemlerine uygulanmak üzere yüzde 20 olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu durumda, aynı tarihten başlayan geçici vergi dönemlerinde de geçici verginin yüzde 20 oranına göre hesaplanıp ödenmesi gerekir. Önergeyle, bu Kanunun yayımı tarihine kadar olan dönemler için fazla ödenen geçici verginin mahsubuna ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…Kabul etmeyenler…Kabul edilmiştir.
Evet, bir ifade düzeltmesi vardı.
Sayın Yıldız, buyurun.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, 10 numaralı fıkranın başına "bu" kelimesinin ilave edilmesini talep ediyoruz.
BAŞKAN - Tamam, arkadaşlarımız gereken notu aldılar.
Kabul edilen önerge istikametinde geçici madde 1'i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 37-
BAŞKAN - Madde üzerinde 1 adet önerge vardır; önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının 37 nci maddesinin birinci fıkrasına (ç) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk Çelik Osman Akman İbrahim Özal
Bursa Antalya İstanbul
Mustafa Dündar Alaettin Güven Mehmet Denizolgun
Bursa Kütahya İstanbul
"ç) 13 ve 35 inci maddeleri 1/1/2007 tarihinde,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ SABAHATTİN YILDIZ (Muş) - Sayın Başkan, uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet?..
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
1.1.2006 tarihinden sonra hazırlanacak olan kanun tasarılarında yer alan istisna ve muafiyetlerle ilgili olarak bir geçiş süreci imkânı sağlamak amacıyla düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge istikametinde madde 37'yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 38-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının tamamının oylamasından önce, İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre oyunun rengini belli etmek üzere, lehte Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın söz talebi vardır.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum. Görüşülmekte olan kanun tasarısında oyumun rengini lehinde belirtmek üzere söz almış bulunuyorum. Bu tasarının milletimize ve memleketimize hayırlara vesile olmasını diliyorum ve bu Kurumlar Vergisi oranının yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesinden sonra, inşallah, Türkiye'de daha fazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam, daha fazla ihracatla, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasına fayda ve katkı sağlayacağına olan inancımı ifade etmek istiyorum.
Bu arada, Sayın Maliye Bakanımızın sorulan sualleri nasıl ustalıkla geçiştirdiğini de burada izledik. Sayın Maliye Bakanımıza, bir milletvekilimiz, Telekom satışıyla ilgili olarak "eğer bu Kurumlar Vergisinin yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilme meselesi daha önceden bildirilmiş olsaydı, daha önceden bu karar alınmış olsaydı, Telekomun satışı 6,5 milyar dolar mı olurdu yoksa daha yüksek mi olurdu" şeklindeki bir sorusu karşılığında, "ne yapalım, Telekomdan vergiyi yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirmeyelim mi? İş Bankasında da indirdik" şeklinde bir cevap. Halbuki, sorulan sual "Kurumlar Vergisi oranının indirileceği eğer Telekom satışından önce duyurulmuş olsaydı acaba Telekom Türkiye'de kaça satılırdı?"
Bununla ilgili biz bir çalışma yaptık Sayın Bakanım. Yirmibir yıl süreyle Telekom Oger'e verildi biliyorsunuz. Bu düzenlemeyle, yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilme meselesiyle, Oger'in, yirmibir yıl sonra, Kurumlar Vergisinin yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmesi neticesinde ne kadar kâr edeceği çok açık ve net bir şekilde karşımızda. O nedenle, o kadar büyük rakamlar karşımıza çıkıyor ki, 6,5 milyar dolarlık bir Telekom satışının ne kadar ucuza gittiği bu şekilde ortaya çıkmış oluyor.
Değerli milletvekilleri, güzel bir kanun tasarısı; destekliyoruz; ancak, bu kanun tasarısının içerisine, Şoförler ve Otomobilciler Federasyonunun, plakalarla ilgili olarak vergi muafiyetinin kaldırılmasının sebebini anlamak mümkün değil. Siz, Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanını sevmeyebilirsiniz, Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanını sevmeyebilirsiniz...
SONER AKSOY (Kütahya) - Nereden biliyorsun sen?!.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …ama, o iş ayrı bu iş ayrı. Niye, biliyor musunuz?..
Bak, Sayın Aksoy…
SONER AKSOY (Kütahya) - Sevmediğimizi nereden biliyorsun?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Aksoy, lütfen, dinleyin.
Bakınız, bir kanun geçti buradan. O kanunu, biz, burada söyledik, yanlış yapıyorsunuz dedik, Anayasa Mahkemesinden geri döndü. Anayasa Mahkemesinden geri döndükten sonra, oda seçimleri yapıldı. Konfederasyon genel başkan seçimi için Ankara'nın göbeğinde bir otel seçildi. Ankara Valisini de kullanarak "orada can güvenliğini sağlayamayız" diyerek, kongreyi erteletmek istediniz; ancak, idare mahkemesi bu talebinizi reddetti. Eğer idare mahkemesi onu reddetmemiş olsaydı, başka bir yerde genel kurul yapmaları için yeterli süre kalmamıştı. Yeterli süre kalmadığı için de, siz, oraya kayyum atayacaktınız. Yani, iş bu kadar basit. Yani, bu kadar kin, nefret, Türkiye Büyük Millet Meclisine, bir siyasî iktidara yakışıyor mu arkadaşlar?! Sizin bir probleminiz varsa, gereğini yaparsınız. Yapın gereğini. Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Genel Başkanıyla probleminiz varsa, istediğiniz şeyi kullanırsınız; ama, böyle bir kanunun içerisine bunları yerleştirerek yanlış yapıyorsunuz.
Siz, hep söylüyoruz, Kanarya Sevenler Derneği de olsa, başkanı bizden olsun diyorsunuz. Fiskobirlik'e karıştınız, Futbol Federasyonuna karıştınız, Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu seçimine karıştınız.
MEHMET DANİŞ (Çanakkale) - Ne alakası var bu kanunla?!.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Yani, bu kadar müdahale etmenin karşılığında, halkın size olan tepkisini göreceksiniz.
Bakınız, siz işi öyle ileri götürdünüz ki, geçen hafta Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinin genel kurulu vardı. O genel kurula hiçbir siyasî parti genel başkanının davet edilmemesini sağladınız. Türkiye'de ilk defa oldu; böyle bir genel kurula, iktidar partisi dışında hiçbir siyasî partinin genel başkanı davet edilmedi.
MEHMET DANİŞ (Çanakkale) - Derviş Ağabeyin seni arayacak biraz sonra, takdir edecek!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Niye davet edilmedi?.. Bunun hesabını siz verin.
Bakınız, orada, Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonunun genel kongresi yapıldı. Sayın Başbakan 100 kişinin olduğu yere gidip, oralarda konuşma yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, teşekkür ediyorum sizlere.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - 1 dakika Sayın Başkan!.. Herkese süre verdiniz…
BAŞKAN - Tamam, son cümlenizi alayım; buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, orada 5 000 kişi vardı, 5 000 kişinin olduğu bir genel kurula Sayın Başbakan gidemedi, gelmedi; ama, öbür taraftaki, Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifleri genel kuruluna da şart koşuyor, hiçbir partinin genel başkanı çağrılmamak şartıyla kendisi gidiyor. O nedenle, bunlardan vazgeçiniz. Bunlar hiçbir partiye yarar sağlamayan işlerdir.
Bakınız, güzel bir kanun, destekledik. Milletimize, memleketimize inşallah faydalı olur; ama, içerisine, böyle, kıyısından köşesinden girerek bu tür düzenlemeler yapılmasının da yanlış olduğuna inanıyor, oyumun renginin kabul olduğunu belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açıkoylamaya tabidir.
Açıkoylamanın şekli hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açıkoylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, oylama için 3 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen 3 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Kurumlar Vergisi Kanunu Tasarısı ve Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık ve 47 Milletvekilinin; Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin -sıra sayısı 1192- açıkoylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 272
Kabul : 269
Çekimser : 3 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, 5 inci sıraya alınan…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Bakan bir teşekkür konuşması yapacak.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Yerinden teşekkür konuşması yapacak…
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Yok, yok, kürsüye gelsin.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Bakanın çok kısa bir teşekkür konuşması olacak.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
(x) Açıkoylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; bugün, bu kabul ettiğimiz yasayla, çok önemli bir değişikliğe imza atmış bulunuyorsunuz. Elliyedi seneden beri, hatta elliyedi sene on günden beri uygulanan bir yasayı, daha çağdaş bir yasa olarak değiştiriyorsunuz. Bu yasa, 1949 yılında, eskisi, Kurumlar Vergisi kabul edilmişti. 3 Haziranda kabul edilmiş. Şimdi, baktım, bu da 13 Haziranda. Demek ki, ay da tutuyor, bir 10 gün fark ediyor; ama, vergicilikte 3 tane temel kanun vardır. Bir tanesi Kurumlar Vergisi, biri Gelir Vergisi, biri Vergi Usul Kanunu. Şimdi çok önemli bir değişiklik yaptınız, yamalı bohça haline gelmiş olan o eski kanunu değiştirdik, yeni, basit, anlaşılabilir bir kanun kabul ettiniz. Bundan dolayı, hepinize, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Biz de, aynı duygularla, iktidar-muhalefet Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün üyelerine, sayın milletvekillerimize şükranlarımızı sunuyoruz.
Sayın Bakanım, sizlere de hayırlı olsun efendim.
5 inci sıraya alınan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
5.- Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1158) (S. Sayısı: 1206)(x)
Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 1206 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı, İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler halinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Bülent Baratalı, Anavatan Grubu adına Kars Milletvekili Selami Yiğit ve şahısları adına 10 milletvekili arkadaşımızın söz talebi vardır.
İlk söz, AK Parti Grubu adına Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu'ya aittir.
Sayın Baştopçu, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Baştopçu, tam 20 dakikamız var. Süreniz içerisinde konuşmanızı tamamlayacağınızı ümit ediyorum. Doğru, değil mi efendim?
Buyurun efendim.
AK PARTİ GRUBU ADINA MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1206 sıra sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısı hakkında AK Parti Grubumuz adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkan, değerli milletvekillerimiz; bugün, burada, ülkemiz ve insanımız için çok önemli olduğuna inandığımız bir yasa tasarısını görüşüyoruz. Dünyamızda yaşanan hızlı, çok yönlü ve çok amaçlı değişim kamu yönetimlerinde köklü bir yeniden yapılanmayı zorunlu hale getirmiştir. Bu değişim süreçleri içerisinde, halkın yönetimlerden beklentisi nicel ölçütlerden nitel, yani,
(x) 1206 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
kalite ölçütlerine yönelmiş, hizmetlere ilişkin karar alma süreçlerine katılım talepleri giderek artmış, bu bağlamda, halkın idareden şikâyetlerini en az düzeye indirecek bir yönetim anlayışı da zorunlu olmuştur.
Yedinci ve Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarının Kamu Hizmetlerinde Etkinliğin Artırılması Projelerinde, kamu-yönetim-birey ilişkilerinde karşılaşılan uyuşmazlıkları etkin ve hızlı bir şekilde çözen, halkın şikâyetleri konusunda yönetimi denetleyen; ama, yönetime bağlı olmayan, Avrupa ülkelerinin çoğunda bulunan bir kamu denetçisi sistemi kurulması öngörülmüştü.
Grup başkanvekilleri, sizi kamu denetçisine, bak, şikâyet ederim…
Batı'daki yaygın adıyla ombudsmanlık, bizdeki olacak adıyla kamu denetçiliğinin tarihsel oluşumuna şöyle bir bakacak olursak, Osmanlı Devletinde idarî yargı sistemi olmadığından, Kamu Denetçiliği Kurumuna özdeş sayılabilecek "kadi-il-kudat" adıyla özel görevlendirilmiş bir kadı, yani, hâkim mevcut olup, bu kişi, yönetimin en üstündeki kişi olan padişah dahil, idarenin işlem, eylem, tutum ve davranışlarıyla ilgili olarak halkın başvuru ve şikâyetlerini değerlendirerek yönetimleri etkin bir şekilde denetliyordu.
Bu sistemi -burası ilginç- 1709 - 1714 yıllarında Osmanlı Devleti topaklarında sürgünde bulunan İsveç Kralı XII. Şarl-ki, uzun süre ülkemizde kaldığı için, kendisine Demirbaş Şarl diyoruz demirbaş kayıtlarına geçirdik diye- ayrıntılı biçimde incelemiş ve ülkesine döndüğünde, bu kurumu, Avrupa'da ilk olarak "ombudsman" adıyla kurmuştur. Daha sonra da diğer Avrupa ülkeleri bu kurumu örnek olarak kendi ombudsmanlık kurumlarını oluşturmuşlardır.
Kamu Denetçiliği Kurumu, dünyamızda, aralarında İsveç, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Almanya, Danimarka, Yeni Zelanda ve Finlandiya'nın da bulunduğu 100'ü aşkın devlette bulunup, görev yapmaktadır.
Ayrıca, Avrupa Birliği içinde de, üye ülkelerin vatandaşlarının Avrupa Birliği yönetimiyle ilgili başvuru ve şikâyetlerini değerlendirecek olan Avrupa Birliği ombudsmanlığı kurulmuştur.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepimizin bildiği gibi, idarî yargıda hukuka uygunluk denetimi yapılmakta; ama, ihtiyaca uygunluk denetimi yapılmamaktadır. Halbuki, eski deyimle maslahata uygunluk, yeni deyimiyle ihtiyaca uygunluk ve yerindelik denetimi yargı dışı bir denetim olup, Kamu Denetçiliği Kurumu, işte bu denetimi yapacaktır.
Kamu denetçisinin tavsiye niteliğindeki kararlarının idare tarafından uygulanması, kamuoyu denetimi ve Kurumun saygınlığıyla paralel yürüyecektir.
Kamu Denetçiliği Kurumunun anayasalardan yetki aldığına dair ve yetki alarak kurulduğuna dair bazı görüşler olsa da, farklı ülke uygulamalarında yetkilerini bazen anayasalardan bazen de sadece kuruluş kanunlarından alan uygulamalar vardır. Örneğin, Almanya, Danimarka ve Finlandiya'da hem anayasal ve hem de yasal dayanaklar varken, Norveç, Yeni Zelanda, İngiltere ve Fransa'da sadece yasal dayanaklar bulunmaktadır. Bizim bu tasarımızda da, yasal dayanağı içinde Anayasamıza aykırılık oluşturmayacak bir biçimde düzenlemeler yapılmıştır.
Kamu Denetçiliği Kurumu, idarî yargının hiçbir zaman alternatifi olmayıp, idarî yargının yükünü azaltıcı bir nitelik taşımaktadır. Her konu ve ihtilaf, artık, yargıya gitmeden çözümlenmiş, idarenin tutum ve davranışının bu yolla irdelenmesi de, vatandaşın devlete ve idareye güvenini artırmış olacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Parlamentomuz bugün tarihî günlerinden birini yaşıyor. Hükümetimizin hazırladığı bu tasarı, önce Avrupa Birliği Uyum, sonra da Plan Bütçe Komisyonlarında çok ayrıntılı bir şekilde incelenmiş, görüşülüp tartışılmış ve bugünkü hale getirilmiştir.
Tasarının komisyonlardaki görüşmeleri sırasında konuyla ilgili uzman kişiler, akademisyenler, bütün kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin tek tek görüşleri alınarak, bu çok önemli tasarının, çok geniş tabanlı bir düşünce platformunda, ortak akıl ve objektif değerlendirmelerle ülkemize en uygun biçimde hazırlanması sağlanmıştır.
Başta Anamuhalefet Partimiz olmak üzere bütün partilerimize ve tasarıya katkıda bulunarak emeği geçen herkese yürekten teşekkür ediyoruz.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; toplumsal yaşamımızda, birey-devlet ilişkilerinde yepyeni ve çağdaş bir dönemi başlatacak olan bu tasarının genel bir çerçevesini çizecek olursak şunları söyleyebiliriz:
Bu kanunun temel amacı, gerçek ve tüzelkişilerin idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetlerini, Türkiye Cumhuriyetinin Anayasada belirtilen nitelikleri çerçevesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını, adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygı, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak üzere Kamu Denetçiliği Kurumu oluşturmaktır.
Kurum, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı, kamu tüzelkişiliğine haiz, özel bütçeli ve merkezi Ankara'dadır.
Kurum, başdenetçilik ve kuruldan oluşur. Kurul ise, başdenetçi, başdenetçi vekili ve denetçilerden oluşur. Kurumda bir başdenetçi, en fazla 10 denetçiyle, genel sekreter, uzman, uzman yardımcıları ve diğer personel görev yapar ve Kurum gerekli yerlerde büro açabilir.
Kurum, temel amacı doğrultusunda idareye önerilerde bulunmakla yükümlü olup,
1- Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler,
2 - Yasama yetkisini kullanmasına ilişkin işlemler,
3 - Yargı faaliyetine ilişkin işlemler ile yargı mensuplarının işlem ve eylemleri,
4 - Türk Silahlı Kuvvetlerinin salt askerî hizmete ilişkin faaliyetleri,
Kurumun görev alanı dışındadır.
Kurumda görev alacak olan başdenetçi 50, denetçiler ise 40 yaşını doldurmuş olacaklardır.
Başdenetçi ve denetçilerin seçimi, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından gizli oyla ve görüşmesiz yapılacaktır.
Tam anlamıyla bağımsız olan kuruma hiçbir organ, makam, merci ve kişi başdenetçiye ve denetçilere görevleriyle ilgili olarak emir ve talimat veremez, genelge gönderemez, tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Başdenetçi ve denetçiler görevlerine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda andiçerler ve görev süreleri beş yıldır.
Kuruma bütün gerçek ve tüzelkişiler başvurabilir. Yabancıların başvurusu karşılıklılık esasına bağlıdır. Başvurular yönetmelikle belirlenen şartlara uyulmak kaydıyla, elektronik ortamda ve diğer iletişim araçlarıyla da yapılabilir. Ücretsiz olan başvurular ve hizmet, illerde valilikler, ilçelerde kaymakamlıklar kanalıyla sağlanacaktır.
Dava açma süresi içinde yapılan başvuru, işlemeye başlamış olan dava açma süresini de durduracaktır.
Kurumun inceleme ve araştırma konusunda ilgililerden istediği bilgi ve belgelerin tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde kuruma verilmesi zorunludur. Haklı bir gerekçeye dayanmadan bilgi ve belge vermeyenler hakkında başdenetçi veya denetçinin istemi üzerine ilgili merci disiplin soruşturması açar.
Devlet ya da ticarî sır niteliğindeki bilgi ve belgeler, gerekçeleri yetkili mercilerin en üst makam veya kurulunca belirtilmek kaydıyla verilmeyebilir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; başdenetçi veya denetçiler inceleme ve araştırma konusuyla ilgili olarak bilirkişi görevlendirebilirler. Başdenetçi, denetçiler veya uzmanlar tanık ya da ilgili kişileri dinleyebilir.
Kurum inceleme ve araştırmasını başvuru tarihinden itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırıp, işlem sonucunu, varsa önerilerini, başvurana bildirir.
Kurum, başvurana, işleme karşı başvuru yollarını da gösterir.
İlgili merci, kurumun önerileri doğrultusunda yaptığı işlemi ya da yapamadığının gerekçesini otuz gün içerisinde Kuruma bildirir.
Başdenetçi, başdenetçi vekili ve denetçilerden oluşan kurul, her takvim yılı sonunda, yapılan faaliyetleri ve önerileri kapsayan bir rapor hazırlayarak, Dilekçe Komisyonu ile İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan karma komisyona verir. Bu komisyon, raporu görüşüp, kendi kanaat ve görüşlerini de katarak, hazırladığı raporu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunar, komisyon raporu Genel Kurulda görüşülür ve yıllık rapor Resmî Gazetede yayımlanır.
Kurul, açıklamasında yarar gördüğü hususları her zaman kamuoyuna açıklayabilir. Kurum faaliyetlerini açıklama yetkisi başdenetçide olup, bu yetkisini başdenetçi vekiline de devredebilir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kurum, genel bütçeden yapılacak hazine yardımıyla çalışmalarını sürdürür.
Kamu kurum ve kuruluşlarındaki görevli personel -hâkimler ve savcılar hariç- kurumlarının izniyle uzmanlık gerektiren işlerde görevlendirilebilirler. Bu şekilde görevlendirmenin süresi altı ayı geçemez, ihtiyaç halinde üç ay süre uzatılabilir.
Başdenetçi, denetçi, genel sekreter, uzman ve uzman yardımcıları ile diğer personel siyasî partilere üye olamazlar. Herhangi bir siyasî parti, kişi veya zümrenin yararını veya zararını hedef alan bir davranışta bulunamazlar. Görevlerini yerine getirirken, dil, ırk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç ve mezhep ayırımı yapamazlar. Görevleri nedeniyle öğrenmiş oldukları meslekî veya ticarî sırları hiçbir şekilde kullanamazlar, görevlerinden ayrılmış olsalar bile açıklayamazlar. Başdenetçi, denetçi, genel sekreter, uzman ve uzman yardımcıları, kendilerinin, eşlerinin ve üçüncü dereceye kadar -bu derece dahil- kan ve kayın hısımlarının başvurularını inceleyemezler, görevleri süresince resmî veya özel hiçbir görev alamazlar ve ticaretle uğraşamazlar.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun yürürlüğe girmesinden otuz gün sonra, komisyon tarafından ilk başdenetçi ve 5 denetçi seçimi için aday adaylığı süreci başlatılacak, seçimler yapılacak ve Kamu Denetçiliği Kurumu kurulacaktır.
Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler, kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren dokuz ay içinde çıkarılacaktır.
Bu kanuna göre, Kuruma başvurular, yayımı tarihinden dokuz ay sonra yapılabilecektir.
Mahallî idarelerin eylem ve işlemleri, tutum ve davranışları hakkında başvurular, kanunun yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra yapılabilecektir.
Bu kanunun başdenetçi ve denetçilerinin seçim ve görevden alınmalarıyla ilgili hükümlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, diğer hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütecektir.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Kamu Denetçiliği Kurumu Kanun Tasarısının ana hatlarını sizlerle paylaşmak istedim.
Bireyin yönetime karşı hakları ile hukukun üstünlüğünü temel alan, bağımsız, demokratik ve çok saygın bir kurum olan Kamu Denetçiliği Kurumu, halkımıza ve insanımıza çok şeyler kazandıracaktır. İnanıyoruz ki, toplumsal yaşamımızda, yeni, demokratik, şeffaf, saygın, güvenilir, çağdaş, çok önemli bir kurum daha yerini almaktadır.
Hükümetimizin temel ilkesi, milletimiz, devletimiz ve insanımızın her şeyin en iyisine layık olduğudur. Değerli oylarınızla kanunlaşacak olan bu tasarı, 22 nci Dönemden ulusumuza çok güzel bir armağan, ülkemize ve hepimize hayırlı ve uğurlu olsun derken, Yüce Heyetinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Baştopçu, sürenize gösterdiğiniz dikkat ve itinadan dolayı teşekkür ediyoruz sizlere.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, AK Parti Grubu adına Sayın Muzaffer Baştopçu'nun konuşması tamamlanmıştır.
Şu anda, çalışma vaktimiz, süremiz de birkaç dakika içerisinde dolacaktır. Bu nedenle, diğer bir arkadaşıma söz vermiyorum.
Alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 14 Haziran 2006 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Hepinize hayırlı geceler diliyorum.
Kapanma Saati: 22.58