DÖNEM: 22 CİLT: 124 YASAMA YILI: 4
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
117 nci Birleşim
20 Haziran 2006 Salı
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Edirne Milletvekili Ali Ayağ'ın, tarihî ve geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin 645 inci yıldönümüne ve bu sporun yaşatılmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması
2.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarıyla ilgili esaslar hakkındaki karara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
3.- İstanbul Milletvekili İlhan Albayrak'ın, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Gününe ve Afrika'da yaşanan kuraklığa bağlı açlık tehlikesine karşı alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TBMM Başkanlığınca esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilmiş olan, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/763) amaç ve içerik açısından, esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1078)
2.- Dilekçe sahiplerine süresi içerisinde cevap vermek amacıyla, TBMM'nin tatilde bulunduğu süre içerisinde de çalışmalarına devam etmesine ilişkin Dilekçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1079)
3.- Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1080)
4.- Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş'ın, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/683) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/397)
5.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, Sivas Madımak Oteli'nin Barış, Kültür ve Sanat Müzesi Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/570) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/398)
C) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden Litvanya Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus ve beraberindeki heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (10/358) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20.6.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesine ilişkin Anavatan Partisi grup önerisi
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hatay Milletvekili Fuat Geçen'in, Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş ile Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan'ın, konuşmalarında, adının, yolsuzluklar konusundaki iddialara esas teşkil edecek şekilde anılmasına ilişkin açıklaması
2.- Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un, Partisinin Disiplin Kuruluna sevk edilen milletvekilinin iddialarını ispat etmesi gerektiğine, sadece sözde kalan ithamların doğru olmadığına ilişkin açıklaması
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı: 1147)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205)
5.- Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu Raporu (1/994, 2/321, 2/474) (S. Sayısı: 952)
6.- Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı: 1202)
7- Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz ile Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/499) (S. Sayısı: 949)
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200)
VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, 2003'ten itibaren Hatay'da yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13787)
2.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Bölge Müzesinin ulusal müze statüsüne alınıp alınmayacağına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13892)
3.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, ören yeri gelirlerinin yerel yönetimlere devredilip devredilmeyeceğine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13893)
4.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, müzelerin güvenliğine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13897)
5.- Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, Antalya-Manavgat'ta belirlenen golf alanlarına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/13898)
6.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Malî Suçları Araştırma Kurulunun yetkilerinin sınırlandırılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/13937)
7.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'deki TOKİ konutlarıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/13940)
8.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, anne ve bebek ölümlerinin azaltılması çalışmalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/13945)
9.- Diyarbakır Milletvekili Muhsin KOÇYİĞİT'in, bazı kişilerin TMSF ile ilgili görev alıp almadıklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13970)
10.- Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, bazı kişilerin TMSF ile ilgili görev alıp almadıklarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13971)
11.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bazı ihalelerine ve yaptırdığı işlerle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/13975)
12.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Umre organizasyonlarının denetimine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/13989)
13.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14008)
14.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana-Seyhan'daki Şeyh Cemil Nardalı Konağının restorasyonuna ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14009)
15.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Millî Eğitim eski Bakanı Mustafa Necati'nin evinin kiraya verilmesine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14010)
16.- Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, festivallere ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14011)
17.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Türk tarih ve kültürünün büyük şahsiyetlerinin tanıtılmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14012)
18.- Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, 65 yaş üzerindekilerin aylıklarına ve sağlık karnelerine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14020)
19.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ'in, Türkiye ve dört ülkenin ortaklaşa girişimiyle bir savaş uçağı üretilmesi projesine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14031)
20.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, Türkiye-ABD ortak taarruz uçağı projesine ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14032)
21.- İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, sağlık göstergelerine ve doğum kontrolüne ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/14035)
22.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Dinç Bilgin'in 28 Şubat süreciyle ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14198)
23.- Edirne Milletvekili Nejat GENCAN'ın, Toplu Konut İdaresinin Edirne'deki faaliyetlerine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14201)
24.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos Vadisindeki yerleşim birimlerinin ekonomik kalkınmasına yönelik projeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14218)
25.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Gaziantep Çimento Fabrikasının bir ihalesine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14219)
26.- İstanbul Milletvekili Halil AKYÜZ'ün, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi Müdürlüğüne yapılan atamaya ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14232)
27.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'daki bir antik kentin aydınlatmadan doğan elektrik borcuna ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Atilla KOÇ'un cevabı (7/14234)
28.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, bayan itfaiye teknikerlerinin atanmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14252)
29.- Hatay Milletvekili Fuat ÇAY'ın, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Tebliği kapsamındaki illere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14257)
30.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14266)
31.- Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, Edirne'de orman vasfını yitirmiş arazilerin ağaçlandırılmasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14268)
32.- Edirne Milletvekili Rasim ÇAKIR'ın, bir bürokratın bir siyasî partinin il kongresine katıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14269)
33.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, golf sahası olarak tahsis edilen arazilere ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14270)
34.- İstanbul Milletvekili Lokman AYVA'nın, yaşlılık aylığı bağlanmasında karşılaşılan bir soruna ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/14304)
35.- Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, hastanelerde enfeksiyonlara yol açan virüse ve Yüksek Sağlık Şûrasına ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/14311)
36.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14324)
37.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'ün bazı köylerinin telefon sorununa ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14328)
38.-Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, basın müşavirliğine yapılan atamalara ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/14333)
39.- Zonguldak Milletvekili Nadir SARAÇ'ın, Zonguldak İl sınırının değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/14338)
40.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, Cumhuriyet Gazetesine yapılan bombalı saldırılarla ilgili açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/14343)
41.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik İlindeki belediyelere yapılan yardımlara ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/14353)
42.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bir köşe yazarının ifade ettiği rüşvet içerikli iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14355)
43.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF yöneticilerinin icraatlarının Anayasaya uygunluğuna ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14356)
44.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, İzmir-Bergama Bazilikasında yapılan bir ayine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/14364)
45.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik'te yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14398)
46.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Bilecik'teki ibadethanelere yapılan yardımlara ve din görevlisi açığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/14399)
47.- Trabzon Milletvekili M. Akif HAMZAÇEBİ'nin, İstanbul Atatürk Hava Limanı Serbest Bölgesinde bir şirkete yapılan arazi tahsisine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/14400)
48.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, açılan ve kapanan şirket sayısındaki artışın nedenine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/14402)
49.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Denizli'de yapılan ihalelere ilişkin sorusu ve Ulaştırma Bakanı Binali YILDIRIM'ın cevabı (7/14492)
50.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, TBMM Spor Oyunları kapsamındaki atıcılık müsabakasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/14569)
51.- İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, TBMM Spor Oyunları kapsamındaki atıcılık müsabakasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanvekili İsmail ALPTEKİN'in cevabı (7/14570)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak yedi oturum yaptı.
Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Deveciler, Körfez Zeytin Hastalık ve Zararlılarıyla Mücadele Birliğinin finans sıkıntısı çekmesi sonucunda zeytin zararlılarıyla havadan yapılan mücadelenin aksamasının olumsuzluklarına ve alınması gereken tedbirlere,
Afyonkarahisar Milletvekili Reyhan Balandı, demokratik rejimlerde önemi gün geçtikçe artan basın etiğine,
İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.
Konya Milletvekili Remzi Çetin'in, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği katılım sürecinde atılan adımlara ve bu konudaki gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı Ali Babacan cevap verdi.
Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu, Çorum İline bağlı bazı köylerde görülen ve kenelerden bulaşan Kongo-Kırım kanamalı ateşi hastalığı vakalarına ilişkin bir açıklamada bulundu.
Muş Milletvekili Mehmet Şerif Ertuğrul'un (3/983) (S. Sayısı: 1178),
Samsun Milletvekili Haluk Koç'un (3/984) (S. Sayısı: 1179),
Yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu karma komisyon raporları Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Bulgaristan Ulusal Meclis Başkanı Georgi Pirinski'nin davetlisi olarak Bulgaristan'a resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın beraberindeki Parlamento heyetini oluşturmak üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 310 uncu sırasında yer alan (10/369) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin öngörüşmesinin, Genel Kurulun 15.6.2006 Perşembe günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra, kabul edilmediği açıklandı.
Gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmının:
1 inci sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305), görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2 nci sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı: 904),
3 üncü sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),
Kanun Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4 üncü sırasında bulunan ve İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüşülmesi kararlaştırılmış olan, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu Tasarısının (1/1158) (S. Sayısı: 1206), görüşmeleri tamamlanarak, elektronik cihazla yapılan açıkoylamadan sonra, kabul edilip kanunlaştığı açıklandı.
5 inci sırasında bulunan, Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin, Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/813) (S. Sayısı: 1205), tümü üzerinde bir süre görüşüldü.
20 Haziran 2006 Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 21.56'da son verildi.
|
| Nevzat Pakdil |
|
|
| Başkanvekili |
|
| Bayram Özçelik |
| Türkân Miçooğulları |
| Burdur |
| İzmir |
| Kâtip Üye |
| Kâtip Üye |
No.: 162
II.- GELEN KÂĞITLAR
19 Haziran 2006 Pazartesi
Teklifler
1.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/820) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.6.2006)
2.- Nevşehir Milletvekili Osman Seyfi ve 7 Milletvekilinin; Tabiî Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/821) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 14.6.2006)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, bazı bürokratlara uygulanan disiplin cezalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/13426)
2.- İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Sudanlı bir işadamı ile gizli bir görüşme yaptığı iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13926)
3.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Bucak-Gündoğdu Beldesinin içme suyu sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13927)
4.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Denizli-Burdur karayolu Güney Beldesi geçişindeki elektrik direklerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13928)
5.- İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13929)
6.- Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir şahsın Başbakan danışmanı sıfatıyla yaptığı iddia edilen görüşmelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13930)
7.- Hatay Milletvekili Abdulaziz YAZAR'ın, ABD'nin İskenderun Limanını kullanmak istediği iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13931)
8.- Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Antalya'daki bazı işyeri yapı kooperatiflerinin sorunlarıyla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13934)
9.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, özel güvenlik şirketlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13935)
10.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13936)
11.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl'deki depremlerin mağdurlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13941)
12.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya İlindeki bazı proje ve çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13942)
13.- Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, millî egemenlikle ilgili bazı ifadelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13943)
14.- İstanbul Milletvekili Mehmet SEVİGEN'in, bir konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13944)
15.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, uzay araştırmaları ve çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13946)
16.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana İlindeki yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13948)
17.- İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bir öğretmen lisesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/13951)
18.- Mersin Milletvekili Ersoy BULUT'un, yabancıların taşınmaz edinmelerine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13953)
19.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Çavdır-Kozağaç Beldesinin yayla yolunun iyileştirilmesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13954)
20.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13955)
21.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl İlinin bazı ilçelerinin karayolu sorununa ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/13956)
22.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13957)
23.- Samsun Milletvekili Haluk KOÇ'un, BAĞ-KUR'luların refakatçi, ambulans ve yol ücretlerinin ödenmemesine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/13958)
24.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, İzmir-Bornova-Gökdere Köyünde bulunan zehirli atık dolu varillere ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/13960)
25.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ABD ile ortak hazırlanacak "stratejik vizyon belgesi"ne ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13966)
26.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, Fransa Ulusal Meclisinde görüşülecek olan Ermeni soykırımı iddialarıyla ilgili yasa teklifine ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13967)
27.- Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Türkçenin AB'nin resmi dili olmasına ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/13968)
28.- Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, AB'nin bölgesel kalkınma fonlarından yararlanacak illere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13979)
29.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, kamu borç stoğuna ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13981)
30.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında AB'nin desteklediği projelere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13982)
31.- Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, 2001 ila 2005 yıllarındaki bazı ekonomik göstergelere ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/13983)
32.- Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, "Ekranın Büyüsüne Kapılmadan" adlı kitabın yazarına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/13985)
33.- Manisa Milletvekili Ufuk ÖZKAN'ın, petrol arama ve üretim faaliyetlerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13990)
34.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretimine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13991)
35.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13992)
36.- Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, Burdur-Tefenni-Sazak Köyü arazisinin sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13993)
37.- Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, doğalgaz fiyatlarının sanayi sektörüne etkilerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13994)
38.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Bingöl İlindeki baraj projelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13995)
39.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Mavi Tünel Projesiyle ilgili çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13996)
40.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya-Bozkır-Çağlayan'da yapılmakta olan gölete ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13997)
41.- Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. Giresun Müessese Müdürlüğünün bazı ihalelerine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/13998)
42.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Demre İlçesinin hükümet konağı ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/13999)
43.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Ömerli Barajı su toplama havzasında kurulmasına izin verilen bir sanayi tesisine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14001)
44.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Yerel Yönetimler Kamu İşverenleri Sendikasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14002)
45.- Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Kocaeli-Derince Belediyesinin alımlarıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14003)
46.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bir imar düzenlemesi ile inşaat ve gayrimenkul yatırım ortaklıklarında ihaleye çıkıp çıkmayacağına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14005)
47.- Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, Ankara Büyükşehir Belediyesinin kullandığı ambleme ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14006)
48.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Demre Vergi Dairesinin personel ihtiyacına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14014)
49.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, vergi uyuşmazlığı davalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14016)
50.- Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, yatırımların ve istihdamın teşvikiyle ilgili kanun kapsamına alınan illerdeki yatırımlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/14018)
51.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, görevden alınan bürokratlara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14022)
52.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, İstanbul Bağcılar Orhangazi Lisesinden bir öğrencinin ilişiğinin kesilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14025)
53.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İstanbul Şile'de iki köy ilköğretim okulunun bir şirkete tahsis edilmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14028)
54.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14033)
55.- Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, pratisyen hekimlerin ilaç yazma yetkisinin kısıtlanmasına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14036)
56.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Atlasjet Havayollarının Denizli uçuşlarının iptal edilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14045)
57.- Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, özel kalem müdürlüğüne yapılan atamalara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14046)
58.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, İzmit'in Derince Limanındaki TCDD'ye ait bir tesisin kiralanmasıyla ilgili soruşturmaya ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14047)
59.- İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Teftiş Kurulu Başkanı hakkındaki iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14048)
60.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türk Telekom'un 2005 yılı kârına ve kamuya geçen personeline ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14049)
61.- Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, Ankara-İstanbul Hızlı Tren Projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/14050)
62.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki bazı kamu ihalelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14053)
63.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın, TCDD'nin belediyelere hurda malzeme satışına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14054)
64.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'da okullara uygulanan su tarifesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14055)
65.- Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Tuzla Belediyesince yeni evli çiftlere dağıtılan bir kitaba ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/14056)
66.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14057)
67.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14058)
68.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14059)
69.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14060)
70.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14061)
71.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14062)
72.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14063)
73.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14064)
74.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak ve Damal'daki bazı köylere memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14065)
75.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14066)
76.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14067)
77.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14068)
78.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün şehir deposu yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14069)
79.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14070)
80.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14071)
81.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14072)
82.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14073)
83.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14074)
84.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof'taki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14075)
85.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14076)
86.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14077)
87.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14078)
88.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14079)
89.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14080)
90.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14081)
91.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14082)
92.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14083)
93.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14084)
94.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köye memba yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14085)
95.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14086)
96.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14087)
97.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yolları onarımı ve köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14088)
98.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14089)
99.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14090)
100.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14091)
101.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14092)
102.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14093)
103.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köyün sondaj yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14094)
104.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14095)
105.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14096)
106.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki bir köyün stabilize yol yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14097)
107.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14098)
108.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Damal'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14099)
109.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14100)
110.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14101)
111.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14102)
112.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14103)
113.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14104)
114.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14105)
115.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14106)
116.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14107)
117.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14108)
118.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14109)
119.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14110)
120.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14111)
121.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14112)
122.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14113)
123.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14114)
124.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki köy yolları onarımı ve köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14115)
125.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14116)
126.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Göle'deki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14117)
127.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14118)
128.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14119)
129.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14120)
130.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14121)
131.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14122)
132.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14123)
133.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14124)
134.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14125)
135.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14126)
136.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14127)
137.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Hanak'taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14128)
138.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14129)
139.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14130)
140.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14131)
141.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14132)
142.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14133)
143.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14134)
144.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki bir köyün stabilize yol yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14135)
145.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki köy yolları onarımı ve köprü yapımı için ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14136)
146.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Posof’taki bir köprü yapımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14137)
147.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14138)
148.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14139)
149.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14140)
150.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14141)
151.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14142)
152.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14143)
153.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14144)
154.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14145)
155.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan Çıldır'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14146)
156.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14147)
157.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14148)
158.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14149)
159.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14150)
160.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14151)
161.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14152)
162.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14153)
163.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14154)
164.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14155)
165.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14156)
166.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14157)
167.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14158)
168.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14159)
169.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14160)
170.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14161)
171.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14162)
172.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14163)
173.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14164)
174.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14165)
175.- Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki köy yollarının onarımına ayrılan ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/14166)
176.- Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, Diyarbakır Millî Eğitim Müdürü hakkındaki bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14169)
177.- Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, halk eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticilere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/14170)
178.- Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, Manavgat Devlet Hastanesinde uzman doktor ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/14172)
179.- İstanbul Milletvekili Hasan AYDIN'ın, TMSF'ye devredilen bir şirketler grubunda yapılan atamalara ve bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Abdullatif ŞENER) yazılı soru önergesi (7/14176)
No.: 163
II.- GELEN KÂĞITLAR
20 Haziran 2006 Salı
Raporlar
1.- Kütahya Milletvekili Soner Aksoy ile 7 Milletvekilinin; Jeotermal Enerji Kaynakları ve Mineralli Sular Kanunu Teklifi, İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün; Jeotermal Kaynaklar ve Mineralli Sular Kanun Teklifi ve Denizli Milletvekili Mehmet Yüksektepe'nin; Jeotermal Kaynakları ve Mineralli Sular Kanunu Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/454, 2/76, 2/579) (S. Sayısı: 1208) (Dağıtma tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
2.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş'ın; Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve İçişleri Komisyonu Raporu (2/775) (S. Sayısı: 1209) (Dağıtma tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
3.- Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı Hükümlerin İlgili Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelere Eklenmesi ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Ataş ve 9 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1219, 2/812) (S. Sayısı: 1210) (Dağıtma tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
4.- Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1193) (S. Sayısı: 1211) (Dağıtma tarihi: 20.6.2006) (GÜNDEME)
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.04
20 Haziran 2006 Salı
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşimini açıyorum.
III. - YOKLAMA
BAŞKAN - Elektronik cihazla yoklama yapacağım.
Yoklama için 5 dakika süre veriyorum. Sayın milletvekillerinin, oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin, salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini; buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını, görevli personel aracılığıyla, 5 dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim.
Gündemdışı ilk söz, Kırkpınar güreşlerinin tarihî ve geleneksel önemi hakkında olmak üzere, Edirne Milletvekili Sayın Ali Ayağ'a aittir.
Buyurun Sayın Ayağ. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 5 dakika.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR
1.- Edirne Milletvekili Ali Ayağ'ın, tarihî ve geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin 645 inci yıldönümüne ve bu sporun yaşatılmasının önemine ilişkin gündemdışı konuşması
ALİ AYAĞ (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerinin 645 inci yıldönümü nedeniyle söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sultanlar şehri Edirnemiz, nice cihan imparatorluklarına şahitlik etmiş, bunlardan en şanlısı yüce devletimize doksaniki yıl başkentlik yapmış, şanlı geçmişiyle tarihimizin en değerli kentlerindendir. Tarihe damgasını vurmuş köprüleriyle, mucizenin vücut bulduğu Selimiyesiyle, yüzyıllara meydan okuyan kervansaraylarıyla, cihana nam salmış ölümsüz pehlivanlarıyla, yiğitliğin can bulduğu muhteşem bir şehir, yaşayan bir müzedir Edirne.
Edirnemizin sahip olduğu büyük tarihî kimlik Avrupa tarafından da tescillenmiş ve Sağlık Müzemiz Avrupa Konseyi tarafından 2004 yılı Avrupa müze ödülüne layık görülmüştür.
Sarayiçi'nde aç bırakılarak ölüme mahkûm edilen asker-sivil 20 000 şehidin aziz hatıralarını yaşatmak amacıyla Sarayiçi'nde 1994 tarihinde bitirilen Balkan Şehitliğimiz de Edirnemizin tarihini yedi düvele gösteren büyük bir eserdir.
Edirne'nin temsil ettiği kültür, insanımızın yüksek karakteri, şerefi, vatan sevgisi ve millet bilincinin özetidir. Bu yüksek kültürün yapıtaşlarından biri de, geleneğinin başlangıcı, kahraman ordumuzun Rumeli'nin fethiyle başlayan tarihî Kırkpınar yağlı güreşleridir.
Edirne'de, er meydanında sadece yiğitler güreşmez; orada akıtılan ter, bir milletin direniş ve özgürlük ruhunun saklı olduğu mücadele azminin sembolüdür.
Kırkpınar, yalnızca bir coğrafyanın, Edirne'nin değeri değil, orada vücut bulan bir milletin, Müslüman Türk Milletinin yiğitlik destanının yazıldığı paha biçilemez bir kültür mirasıdır.
Değerli milletvekilleri, yiğit pehlivanlarımızın spor tarihimize kazandırdığı şanlı sayfalar, kuşaktan kuşağa aktarılan ve aktarılacak övünç abideleridir. Köklü ve millî kimliğimizi yansıtan gelenekleriyle Kırkpınar'ın başarı destanları, Türk gencinin her zaman daha büyük hedeflere koşmasını sağlayacak övünç kaynaklarıdır.
Pehlivan, yiğitliğin, mertliğin, dürüstlüğün, üstün şahsiyet sahibi olmanın, saygınlığın, dayanışma ve ahlakın kişiselleşmiş biçimidir. "Ben, güreşirken, arkamda daima Türk Milletinin olduğunu ve milletin şerefini düşünürüm" diyen, Ulu Önderimiz Atatürk'ün övgüsüyle şereflendirdiği Kurtdereli Mehmet Pehlivanın, çıkardığı güreşlerle Avrupa ve Amerika'da "Sultanın Aslanı" unvanını alan Adalı Halil'in, "gökte nasıl bir güneş varsa, güreşte de sadece Yusuf vardır" sözleriyle takdir edilen, Türkün yenilmezliğinin simgesi, cihan pehlivanı Koca Yusuf'un millî kimliğimize katkılarını unutamayız.
Güreşin muhteşem kültürümüzle birleştiği Kırkpınar yağlı güreşleri hak ettiği şekilde yaşatılmalıdır. Yeni nesillere gerekli bilgiler aşılanmalı, hayatın da, aslında, bir er meydanı olduğu çok iyi anlatılmalıdır.
Kırkpınar bir efsanedir. Efsaneleri ise duymak yetmez. Dillere destan mirası yaşamadan bilemezsiniz. Kırkpınar'ı, ancak Sarayiçi'ndeki o havayı soluyarak, o tarihi yaşayarak, hissederek anlayabilirsiniz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yedi cihana gücümüzü gösteren ve olağanüstü koşullarda dahi bağımsızlığımız ve özgürlüğümüzü bırakamayacağımızı dünyanın en büyük ülkelerine gösteren ecdadımıza vefamızı, onların bıraktığı mirasa dört elle sarılarak ödeyebiliriz.
Biz, büyük kurtuluş mücadelemizi vereli ancak bir insan ömrü kadar zaman geçti. Anıların hâlâ taze, yüreklerin hâlâ yanık olduğu seksenüç yılda akıl almaz yollar katettik. Bu süre zarfında, miras aldığımız büyük medeniyetimizi temsil eden değerlere canla, başla sarılarak büyüdük ve geliştik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ayağ.
ALİ AYAĞ (Devamla) - Bundan sonra da yapacağımız gayret net olarak ortada durmaktadır. Ecdadımızın en büyük miraslarından, başka hiçbir millete nasip olmayacak, dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir spor geleneği olan tarihî Kırkpınar yağlı güreşlerine toplumsal bağlılığımızı artıracak örnek tavırlar geliştirmek, ilk adımı ise, tarihî Kırkpınar güreşlerine katılmak olacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biliyorsunuz, bu yıl Edirne acı bir sel felaketi yaşadı. Yaşanan bu felaketin sonuçları Edirne için çok acı olmuştur. Yarım asrı geçkin süredir Edirne'de yaşanan, âdeta, artık, yaşamımızın bir parçası haline gelen bu sorunun çözümü için art arda, kalıcı çözümler üretiyoruz. Bu çalışmalarımıza bizden desteklerini esirgemeyen Hükümetimizin değerli üyelerine yürekten teşekkür ediyorum. Sonsuza kadar yaşatacağımız tarihimizin en köklü değeri Kırkpınar yağlı güreşlerinin yapıldığı Sarayiçi'nin de selden ötürü gördüğü zararların giderilmesinde en büyük pay sahibi olan Başbakan Yardımcımız ve spordan sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Ali Şahin olmak üzere, değerli bakanlarımıza, bir Edirneli olarak, eski Kırkpınar Ağası olarak, bir vatansever olarak canıgönülden teşekkür ediyorum.
Türk Milletinin mensubiyet şuurunu yaşatmak kolay bir iş değildir. Bu milletin mensubu olabilmek için tarihiyle, kültürüyle, örf ve gelenekleriyle bir bütün olan mozaiğe sahip çıkmak ve onu korumak mesuliyetimiz vardır. Edirneli hemşerilerim adına siz değerli milletvekili arkadaşlarımı ve yüce milletimizi, bu geleneğe hizmet vermiş eski bir Kırpınar Ağası olarak, yiğitler harmanı er meydanında 30 Haziran-1 ve 2 Temmuzda Sarayiçi'nde yapılacak, Türkiye başpehlivanının seçileceği 645 inci tarihî Kırpınar yağlı güreşlerine davet ediyorum. Sizleri, şanlı tarihimizi yaşamaya davet ediyorum; milletimizin coşkusuna katılmaya, 645 yıldır susmayan davullar, zurnalar eşliğinde peşrev çeken büyük pehlivanları izlerken, o muhteşem senaryonun bir parçası olmaya, Türk Milletinin geleceğini inşa eden sizleri geçmişimizden feyz almaya davet ediyorum. Sizlerden, bizim olan ve nice milletlerin gıptayla baktığı muhteşem kültür abidemiz tarihî Kırpınar yağlı güreşlerini Sarayiçi'nde şereflendirmenizi bekliyorum.
Yüce Meclisi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Ayağ.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı ikinci söz, Bakanlar Kurulunun 22.4.2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin esaslar hakkındaki kararıyla ilgili olmak üzere, İzmir Milletvekili Sayın Oğuz Oyan'a aittir.
Buyurun Sayın Oyan.
2.- İzmir Milletvekili Oğuz Oyan'ın, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarıyla ilgili esaslar hakkındaki karara ilişkin gündemdışı konuşması ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun cevabı
OĞUZ OYAN (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, öncelikle, bugün, konuşma sırasını ortak olarak benimle birlikte paylaşmak durumunda olan; ama, sırasını bana veren Kocaeli Milletvekili Salih Gün'e teşekkür ediyorum. Kendisi, Yalova-Altınova-Subaşı'ndaki tersaneyle ilgili bir konuşma yapacaktı. Bu tersane girişimiyle ilgili yürütmeyi durdurma kararına rağmen bunun durdurulmadığını, dolayısıyla, burada yargı kararına uyulmadığını burada ifade ediyorum, kendi konuma geçiyorum.
Efendim, belediyelerde norm kadro meselesi ilke olarak doğru bir yaklaşım; fakat, ilke olarak doğru bir yaklaşımın, bu İktidarın elinde "kamu yararı", "kamu hizmeti" kavramını öne almadan nasıl çığırından, nasıl mecrasından çıkarıldığını görüyoruz, üzülerek.
Aslında, insan kaynaklarının daha verimli, daha tutumlu yönetimi, daha etkili bir insan kaynakları yönetimi çok önemlidir; ama, burada, 22 Nisan tarihinde bir Bakanlar Kurulu kararıyla İktidarın getirdiği bu norm kadro uygulaması, ne yazık ki, Türkiye'nin ve belediyelerin, yerel yönetimin ihtiyaçlarına cevap vermemekte ve ne yazık ki, yerel yönetimleri hizmet üretemez, hizmeti piyasadan almaya zorlar bir yapıya yönelmektedir.
Bakınız, bu olayın vahametini şuradan anlatayım. Mevcut düzenleme, Türkiye'deki belediyelerde çalışan tüm memur ve işçi kadrolarını ortalama yüzde 10 civarında azaltmakta; yani, 34 000 civarında bir kadro azalmasına yol açmakta. Ancak, bu yüzde 10'luk oran, eğer dolu kadrolar olarak yüzde 10'luk oran boş kadrolara göre yapılsaydı çok daha yüksek bir oran söz konusuydu. Eğer geçici işçi olarak bugün belediyelerde çalıştırılan kadrolar açısından bakarsak çok daha yüksek oranda azaltmalar söz konusu.
Size bir örnek vereyim, Salihli Belediyesi örneğini vereyim: Salihli Belediyesinde bu yeni norm kadroyla memur sayısı, mevcut kadrolar yüzde 29 oranında azaltılmakta, boş kadroya göre azalma yüzde 54'e çıkmakta. Geçici işçi ise çok daha büyük. Bakınız, memur sayısı Salihli Belediyesi örneğinde 101'e düşürülüyor. Bu kararnameyle "geçici işçi memur sayısının yüzde 40'ını aşamaz" diye bir kural getirildiği için, 402 geçici işçi -Salihli Belediyesinde- sayısı 40'a düşürülmekte; dolayısıyla, yüzde 90'lık bir azaltma söz konusu olmakta. Üstelik, geçici işçilerin çalışma süreleri her yıl bütçelerde vizeyle yapıldığı için, bunların kapı dışına konulma ihtimali de çok yüksek olmakta. Bu nedenle, bu, çok riskli, büyük sosyal yaralar açacak bir Bakanlar Kurulu kararı.
Ayrıca, belediyelere çok yüksek bir kıdem tazminatı yükü getirme olasılığı olan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. Belediyelerle, tam, borçların yeniden yapılandırılması konusunda bir mutabakata varılmışken, birden bire, belediyelere, şimdi, kıdem tazminatı yüklerini üzerlerine yığmak durumundayız.
Öte yandan, kamu hizmetinin nasıl yerine getirtileceği gibi bir kavramla karşı karşıyayız. Belediyeler 6 grubu ayrılmış, aslında 4 gruba; çünkü, bazıları bunların, bir tanesi mahallî idare birlikleri, bir tanesi de belediyelerin şirketleridir. Belediyeler 4 ana grubu ayrılmış, 3 200 küsur belediye, bu 4 ana grubun altında da alt gruplara ayrılmış; ama, örneğin, D-1 grubunda 958 belediye, D-2 grubunda 661 belediye, bunların hepsi aynı kalıba sokularak, sadece nüfus ölçütünden bakılarak, bunların, başka, turistik vesaire özellikleri de çok fazla önem taşımayarak… Çok fazla diyorum; çünkü, bir kademe yükseltmek, bunların sorunlarını çözmüyor. Örneğin, Bodrum'da bu tür durumlar ya da güney sahillerimizde çok fazla var. Dolayısıyla, burada, bir iyi yönetim planlaması yapılması mümkün olmaz duruma geliyor.
Aslında, bütün bunlar belediyelere verilen görevlerde bir azalış doğrultusunda yapılmıyor. Tam tersine, belediyelere verilen görevler, belediye yasalarıyla artmış durumda. Dolayısıyla, bu kadroyla, bu hizmetler nasıl yapılacak? Burada, bir kere, çok ağır bir idarî vesayet olduğunun altını çizmek istiyorum. Hem yerel yönetimlere özerklik diyecek bu anlayış hem de bunların bütün norm kadroları, böylesine sıkı bir şekilde, hiçbir esnekliğe yer tanımadan bağlayacak.
Aslında, kararın amacı çok açık. Karar diyor ki: "Hizmet üretme, hizmet satın al" Bunu çok açık söylüyor. Buna ilişkin kararın, esasların 17 nci maddesinde diyor ki: "Memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olmayan hizmetlerin, hizmet satın alma yoluyla karşılanması esastır." Yani, burada esas, piyasadan hizmet satın almaktır; dolayısıyla, norm kadroyu kısıyorum ve seni zorluyorum, mecbur ediyorum, üretme kamu hizmetini, satın al denmektedir belediyelere.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
OĞUZ OYAN (Devamla) - Bu, kamu hizmet üretimlerini taşeronlaştırmaktır, kamu hizmetleri üretimini piyasalaştırmaktır ve tabiî ki, çalışanları sendikasızlaştırmaktır. Böyle bir anlayış kabul edilemez.
Uygulamada ortaya çıkan manzara çok daha ağır olabilir; çünkü, memurlar eliyle yürütme meselesi dahi, olayı tam açıklamıyor. Nüfusu 20 000'in altında olan bütün ilçe belde belediyelerinde, sağlık personeli kadrosu örneğin, kullanılamıyor. Dolayısıyla, bu hizmetler memur eliyle de yürütülemez durumda. Oysa, Türkiye'deki belediyelerin çok büyük bölümü, yüzde 80'den fazlası 20 000 nüfusun altında. Yani, bütün bunları da, örneğin, bu kadar önemli bir konuda sağlık personeli kullanamaz duruma getiriyorsunuz ve her şeyi piyasadan almaya yönlendiriyorsunuz.
Bu, belediyelere verilen yetkilerin kullanılamaz duruma gelmesine dönük bir karardır. Hukuka ve yasaya aykırıdır. Kaldı ki, Bakanlar Kurulu kararıyla bu kadar önemli düzenleme yapılıp yapılamayacağı da doğrudan doğruya hukuk sorunudur.
Tabiî, burada, yeni ihaleler, yeni ihaleler yoluyla da belediyeler aracılığıyla yeni Ali Dibolar yaratmanın kapılarının da ardına kadar açıldığını belirtmek gerekir. Burada çok hatalı; ama, belki de, bu, düzenleyen Hükümet açısından çok da istenen bir sonuç olabilir; ama, biz bunun, mutlaka, yargıdan döneceğine inanıyoruz. Bugün 20 Haziran. 22 Hazirana kadar belediyelerin bu konuda, 60 günlük süre içerisinde dava açma hakları vardır. Birçok belediye dava açmıştır. Diğer belediyelerin de bunu izleyeceğine inanıyoruz ve biz, davanın, dava sonuçlarının, bu kararın iptali yönünde olacağına inanıyoruz.
Eğer, o şekilde olursa… Bugün burada İçişleri Bakanı muhtemelen şimdi cevap verecek; İçişleri Bakanından en azından şunu talep ediyorum: Eğer, bu dava sonuçları, en azından, size bunu düzeltme fırsatı verirse, lütfen, bu fırsatı kullanın. Bu yanlış bir düzenlemedir, bu yanlıştan dönmek gerekir.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum: Bir başka düzenleme, gene, bu İktidarın, Millî Eğitimle ilgili yaptığı düzenleme de çok acı sonuçlar verebilecek durumda. Türkiye'de öğretmenleri kısmî zamanlı geçici eğitici olarak çalıştırma kapısı açılmıştı 2005 sonunda. Bu düzenleme yargıdan döndü. İktidar, şimdi bunu, yeniden bir, 31 Martta Resmî Gazetede yayımlanan bir düzenlemeyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinde yeniden değişiklik yaptı ve bu değişiklikle, daha önce iptal edilen 4/C maddesi yerine 4/B maddesine, bu sözleşmenin, bu Devlet Memurları Kanununun, sözleşmeli kısmî zamanlı öğretmen çalıştırma meselesini getirmek istiyor; Anayasaya, kanunlara ve hukukun evrensel ilkelerine aykırı bir durumdur. Eğitim işi, süreklilik isteyen bir iştir. Dolayısıyla, alınan personelin daimî personel kadrosunda olması gerekir. Eğer, mutlaka, sözleşmeli çalıştırmak istiyorsanız, o zaman, yapacağınız iş, kadro karşılığı sözleşmeli personel olarak çalıştırmak; yani, diğer kamu görevlileri statüsü vermektir. 20 000 öğretmen şu an bununla ilgili sancılı bir bekleyiş içindedir. Bu konuda da bir düzeltmenin, doğru bir çizgiye gelmenin yolları aranmalıdır.
Teşekkür ediyorum…
BAŞKAN - Sayın Oyan, konuşmanızı tamamlar mısınız…
OĞUZ OYAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan,
Saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Oyan.
Sayın Oyan'ın konuşmasına karşı, İçişleri Bakanımız Sayın Aksu cevap verecekler.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ BAKANI ABDÜLKADİR AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; İzmir Milletvekili Sayın Prof. Dr. Oğuz Oyan arkadaşımızın, Bakanlar Kurulumuzun 22 Nisan 2006 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan, belediyelerde norm kadro ilke ve standartlarına ilişkin esaslar hakkındaki kararla ilgili yapmış olduğu konuşma üzerine söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, konuşmamın başında Yüce Meclisin siz değerli üyelerini en içten saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, hızlı değişim süreci, toplumsal örgütler gibi, kamu yönetiminde de bu sürece uyum sağlanmasını zorunlu kılmaktadır. Bu hızlı değişim, kamu idarelerinde örgütlenme ve hizmet verme biçim ve anlayışını da değiştirmektedir. Bu süreç içerisinde diğer unsurlarla birlikte insan unsurunun da sürekli gözden geçirilip geliştirilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir. Kamu yönetimi ve kamu hizmetlerindeki hızlı değişim süreci kamunun yapısının büyümesine ve işlevlerinin çeşitlenmesine neden olmuştur. Bu dönüşüm ve değişim sürecinde kırtasiyecilik artmış, kamu hizmetlerindeki etkinlik ve verimlilik de azalmıştır.
Bu gelişme ve değişimler ışığında kamu kurum ve kuruluşlarının görevlerini etkin ve verimli bir şekilde yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları optimal, diğer bir ifadeyle ihtiyaçtan ne daha az ne de daha fazla kadronun nitelik ve sayısal açıdan tespit edilmesini amaçlayan norm kadro çalışmaları da önem kazanmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; kamu yönetiminin yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında, bildiğiniz gibi, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu, 5302 sayılı İl Özel İdare Kanunu ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanunu yürürlüğe konularak mahallî idarelerdeki yeniden yapılandırma çalışmaları başlatılmış ve mahallî idarelerin görev ve yetkileri de yeniden düzenlenmişti. Bu düzenlemelerle birlikte, mahallî idare personelini ilgilendiren ve önceden merkezî idarenin uhdesinde olan birçok yetki de mahallî idarelere, yani belediyelerimize ve özel idarelerimize devredilmişti.
5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanununun 21 inci, 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanununun 17 nci ve 22 nci maddeleriyle 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 36 ncı maddesine göre, belediye ve bağlı kuruluşlarıyla mahallî idare birliklerinin ve il özel idarelerinin kadro işlemlerinin norm kadro ilke ve standartları çerçevesinde ilgili meclislerle yürütüleceği hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, söz konusu Belediye Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 5302 sayılı İl Özel İdare Kanununun 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında, norm kadro ilke ve standartlarının İçişleri Bakanlığı ile Devlet Personel Başkanlığı tarafından müştereken belirleneceği, kanunda hüküm altına alınmıştır. Norm kadroyla, standartlarıyla ilgili esaslar belirlenirken, yani, biz, iki kurum bu çalışmaları yaparken şunlar dikkate alınmıştır: Kadro sürecine ilişkin işlemlerin, artık merkeze gönderilmeyip, mahallinde sonuçlandırılması, bunun sonucunda da kırtasiyeciliğin azaltılması, zaman ve kaynak israfının önlenmesi ve hizmetlerde etkinliği sağlayacak bir yapının oluşturulması; yine, belediye ve bağlı kuruluşlar ile mahallî idare birliklerinde kamu kaynaklarının verimli kullanılması, kamu hizmetlerinde hizmet kalitesini artıracak nitelikte, unvanda ve sayıda personel istihdamını sağlayacak altyapının oluşturulması.
İşte, bütün bunların sonucu olarak da esnek, değişimlere uyum sağlayabilecek, denetlenebilir ve öngörülebilir bir sistemin oluşturulması amaçlanmıştır.
Sizlere arz etmeye çalıştığım bu ilkeler çerçevesinde yürütülen çalışmalar sonrasında, sizlerin de bildiğiniz gibi, Belediyeler ve Bağlı Kuruluşları ile Mahallî İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esaslar, İl Özel İdareleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esaslarla ilgili Bakanlar Kurulu kararlarımız da 22 Nisan 2006 gün ve 26147 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Belediyeler, bağlı kuruluşlar ve mahallî idare birlikleri, hukukî durumları ve hizmet özelliklerine göre, biraz önce değerli arkadaşımızın da belirttiği gibi, 6 adet ana gruba, bu ana gruplar da kendi içerisinde 48 adet alt gruba ayrılmıştır. Farklı şartlara sahip idareler, kesinlikle aynı gruplarda yer almamışlardır. Dolayısıyla, kadro yapıları da, gerek unvanlar açısından ve gerekse de sayısal anlamda birbirinin benzeri değildir. Gruplar itibariyle norm kadro standartları cetvelleri incelendiğinde bu husus net bir biçimde görülecektir.
Değerli arkadaşlar, mahallî idarelerimizin hukukî durumları ve hizmet özellikleri dikkate alındığı takdirde, belde ve ilçe belediyelerinin sayısal anlamdaki fazlalığı da dikkati çekmektedir. Ülkemizde mevcut 3 225 adet belediyemizin 2 757 tanesini belde ve ilçe belediyeleri oluşturmaktadır. Ayrıca, 16 büyükşehir belediyesi, 65 adet il belediyesi, 387 adet büyükşehir ilçe ve ilk kademe belediyesi bulunmaktadır. Belde ve ilçe belediyelerinin sayısal anlamdaki bu fazlalığı, esas itibariyle 0 - 5 000 nüfus grubunda yoğunlaşmaktadır. Örneğin, 0 ile 2 999 nüfus aralığında tam 958 adet belediye, 3 000 nüfus ile 4 999 -yani 5 000- nüfus aralığında ise 661 belediye bulunmaktadır. Bu iki grupta toplam belediye sayısı 1 619 tanedir. 5393 sayılı Belediye Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Nüfusu 5 000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur" hükmü de göz önünde bulundurulacak olursa, demek ki belediye kurulmasındaki esas rakam, nüfus, 5 000'dir. Ancak, daha alt nüfusa sahip olan belediyelerde de hizmetlerin yürümesi lazım, hizmet ihtiyaçları da göz önüne alınarak, buralarda da, teşkilatlanmanın ve dolayısıyla da norm kadro ilke ve standartlarının uygulanması gereklidir. Dolayısıyla, değişik gruplarda yer alan belediyeler, çok az istisnalar olsa dahi, birbirlerinden çok farklı şartlara sahip olmayan belediyelerdir.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ana grupları oluşturan alt grupların kadroları tespit edilirken, norm kadro ilke ve esasları belirlenirken şu hususlar da tarafımızdan dikkate alınmıştır: Belediye ve bağlı kuruluşları ile bunlarda mevcut memur kadroları gözden geçirilerek, her ana grubu oluşturan alt grup için ortalama kadro sayısı tespit edilmiş ve tespit edilen ortalama kadroların standart sapmaları da göz önünde bulundurularak norm kadro standardı belirlenmeye çalışılmıştır. Diğer taraftan, bu standartlar belirlenirken, her ana gruba ait alt gruplar içerisinde, sondaj yöntemiyle, bu alt gruplara ait personelin hizmet sınıfları itibariyle dağılımı incelenmiş; bu inceleme neticesinde de, belediyenin yürüteceği hizmetlerden hangilerinin ihale yoluyla gördürülebileceği hususları da bu çalışmada diğer bir parametre olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte, 5393 sayılı Belediye Kanunu, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve 5355 sayılı Mahallî İdare Birlikleri Kanununun ve 5302 sayıl İl Özel İdaresi Kanununda belediyeler, bağlı kuruluşlar ve mahallî idare birlikleri ile il özel idarelerinin görev ve yetkileri incelenerek, yeni düzenlemelerle birlikte meydana gelen hizmet genişlemesi, bu standartların belirlenmesinde ayrıca değerlendirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, belediyeler, bağlı kuruluşları ile diğer özel idare ve mahallî idare birlikleri, alt gruplar itibariyle, mevcut kadrolarının incelenmesi neticesinde, özellik arz eden ve sadece ilgili idarenin kullanmasına izin verilen unvanlar, norm kadro standartları cetvellerinde sayılmıştır. Bu hususun kanunî dayanağı da, 5393 sayılı Belediye Kanununun 48 inci ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanununun 35 inci maddeleridir.
Diğer taraftan, belediyeler, bağlı kuruluşlar, mahallî idare birlikleri ile il özel idare teşkilatlarını, kanunlarında sayılan birimleri de dikkate alarak, faaliyet alanlarına ve ihtiyaçlarına istinaden belirlenen birimlere göre meclislerinin kararıyla oluşturacaklardır. Mahallî idarelerin norm kadro ilke ve standartları çerçevesinde, kadroların ihdas, iptal ve değiştirilmesine karar vermek, artık meclislerin görev ve yetkileridir. Eskiden, bildiğiniz gibi, bu idareler, kadrolarının derece değişikliklerini bile Ankara'dan sorup yapmaktaydılar. Şimdi bütün bu yetkileri, belediye meclisleri kendileri kullanacaklardır.
Norm kadroya ilişkin esaslar ile mahallî idarelerin kendi özel şartları ve iş yükleri dikkate alınarak, yönetim tercihlerine önem vermeye, insan kaynaklarının kullanımında ise yönetim esnekliği tanımaya özen gösterilmiş, yerel yönetimlerin özerkliği güçlendirilmeye ve idarî vesayet hafifletilmeye çalışılmıştır. 5393 sayılı Belediye Kanununun 49 uncu maddesinde, ilkönce sözleşmeli personel çalıştırılabilecek alanlar, daha sonra da kadro karşılığı tam zamanlı sözleşmeli personel çalıştırılabilecek unvanlar sayılmıştır. Ayrıca, avukat, mimar, mühendis ve veteriner kadrosu bulunmayan veya işlerin azlığı nedeniyle bu unvanlarda kadrolu personel istihdamına ihtiyaç duyulmayan belediyelerde de bu hizmetlerin yürütülebilmesi amacıyla, haftanın belirli gün veya saatlerinde kısmî zamanlı olarak sözleşmeli personel çalıştırabilmeleri de hüküm altına alınmış; bu yasayla bu imkân getirilmiş. Yine, 5393 sayılı Belediye Kanunun 14 ve 15 inci maddelerinde, belediyelerimizin görev ve sorumluluk sahasındaki hangi işleri kendilerinin yapacakları, hangilerini de istedikleri takdirde yaptırabilecekleri açıklanmıştır.
Ayrıca, Belediye ve Bağlı Kuruluşları ile Mahallî İdare Birlikleri Norm Kadro İlke ve Standartlarına İlişkin Esasların 17 nci maddesinde açıklaması yapılan hizmet satın alınması konusunda da yeni düzenlenmiş bir husus olmadığının da altını çizmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; netice olarak, norm kadro standartlarının belirlenmesinden sonra bazı belediyelerimiz kadro sayısı konusunda sıkıntılar olduğunu dile getirmektelerse de yerel yönetim birimlerimizin daha etkin ve verimli çalışabilmeleri konusunda ne gerekliyse onları yapmaya kararlıyız. Uygulamada ortaya çıkabilecek aksaklıkları soruna dönüşmeden çözme anlayışı içerisinde olduğumuzu özellikle belirtmek istiyorum. Değerli arkadaşıma da buradan şunu söylemek istiyorum ki, bu aksaklıkların giderilmesi için de arkadaşlarımıza talimat verdik, görülen aksaklıkların giderilmesi için çalışmalar başlatılmıştır.
Bu anlayıştan hareketle, 2006 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanununun 25 inci maddesi uyarınca, adam/ay olarak vize edilen geçici işçi pozisyonlarının 31 Aralık 2006 tarihine kadar da kullanımına devam olunacağına ilişkin bakanlık genelgesi çıkardım ve bunu da bütün belediyelere gönderdim.
Bu vesileyle, hiçbir çalışanımızı mağdur etme gibi bir düşünce içinde olmadığımızı ve bu konuda, gerekiyorsa, biraz evvel de belirttiğim gibi, alınması gerekli ilave her türlü tedbiri de alacağımızı ifade etmek istiyorum.
Bu vesileyle, hepinize en derin saygılarımı tekrar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündemdışı üçüncü söz, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Günü vesilesiyle, İstanbul Milletvekili Sayın İlhan Albayrak'a aittir.
Buyurun Sayın Albayrak. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- İstanbul Milletvekili İlhan Albayrak'ın, 17 Haziran Dünya Çölleşmeyle Mücadele Gününe ve Afrika'da yaşanan kuraklığa bağlı açlık tehlikesine karşı alınması gereken tedbirlere ilişkin gündemdışı konuşması
İLHAN ALBAYRAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2006 Uluslararası Çölleşme Yılı nedeniyle ve özellikle Afrika'da yaşanan kuraklık konusunda gündemdışı söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, çölleşme ve kuraklık, yerküredeki 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,2 milyar nüfusun yaşamını doğrudan tehdit etmektedir. Çölleşme, kurak ve yarı kurak bölgelerde insan faaliyetleriyle ortaya çıkan arazi bozulmaları, çölleşme ve kuraklık toprağın verimliliğini azaltmakta, vejetasyonun bozulmasına yol açmakta, gıda üretimini azaltarak kıtlığa sebep olmakta, göçlere, anlaşmazlıklara, hatta savaşlara ortam hazırlamaktadır.
Yaşlı dünyamızda her yıl 24 milyar ton toprak çölleşme nedeniyle verimliliğini kaybetmekte ve bitkisel üretim yapılamamaktadır. Dünyada hızla yayılmakta olan çölleşme ve kuraklık sonucu, insanoğlunun gelecekte içecek su, teneffüs edecek temiz hava, ekecek toprak bulmakta büyük zorluklarla karşılaşacağı aşikârdır. Küresel ekonomi genişledikçe, yerkürenin doğal sistemleri ve kaynaklar üzerindeki baskıları artmaktadır.
Değerli milletvekilleri, küresel ısınma, kuraklık, çölleşme, kaynakların kuruması, kötü yönetimler ve nüfus artışı nedeniyle yeni yüzyılın başlarında dünya, ciddî bir su sorunuyla da karşı karşıyadır. Birleşmiş Milletler raporlarına göre, günümüzde 1,1 milyar insan temiz suya ulaşamamaktadır ve 2,4 milyar insan ise susuzluk nedeniyle sağlık koşullarından yoksun yaşamaktadırlar. Susuzluk ile yoksulluk arasında ilişki kurmak da mümkündür; çünkü, yoksulluk, su sıkıntısı çekilen bölgelerde yoğunlaşmaktadır.
Doğu Afrika ülkeleri son elli yılın en büyük kuraklığını yaşıyor. Yardım kuruluşları Afrika'ya acil yardım çağrılarını yineliyorlar. Özellikle Doğu Afrika'ya yardımlar zamanında ulaştırılmazsa felaketin kaçınılmaz olacağı kesin. Somali'yi etkisi altına alan kuraklık, Etiyopya, Kenya, Eritre, Tanzanya ve Cibuti'de hayatı tehdit ediyor. Söz konusu ülkelerde 11 000 000'dan fazla insan ciddî açlık tehlikesi yaşıyor. Hava sıcaklığının 40 derecenin üzerinde seyrettiği bu ülkelerde su kaynaklarının büyük bir kısmı kurumuş durumda. Su bulmak için harekete geçen göçebe gruplar arasında meydana gelen çatışmalar ise susuzluk sorununun getirdiği felaketi ikiye katlıyor. Kuraklık, insanların geçim kaynağı olan hayvancılığa da büyük zarar veriyor. Açlık ve susuzluk yüzünden binlerce büyükbaş hayvan ölüyor, kalanlar da ölümün eşiğinde.
Değerli milletvekilleri, Afrika genelinde yaşanan kuraklık, açlık ve iç savaş nedeniyle yüzbinlerce insanın hayatını kaybedebileceği düşünülmeli ve Türk Halkı Afrika'ya kayıtsız kalmamalıdır. İnsanî yardım vakfı, insanların bir bardak su için kilometrelerce yürümek zorunda kaldığı, bir pirinç tanesine onlarca elin uzandığı Afrika'da yaşanan çaresizliğe yardım elimizi uzatalım çağrısı yapıyorum. Susuzluk ve açlık nedeniyle ölümlerin başladığı Somali'de, insanlar, su bulabilmek için kilometrelerce yürüyorlar. Su sıkıntısı çekilen yerlerde Afrikalıların, ihtiyaçları kadar suyu satın alabilmeleri için bir günlük gelirlerinden daha fazlasını vermeleri gerekiyor. Halkın büyük bir kesiminin ise, suyu dahi alabilecek düzenli bir gelirleri yok. Su bulamayanların idrarlarını içerek hayatta kalmaya çalıştığı Afrika ülkelerindeki insanlık dramına, Türk Halkının da desteği bekleniyor. Acil yardım gönderilmemesi halinde, kuraklığın büyük bir insanlık dramına yol açacağı ve acil yardıma ihtiyaç duyan Afrikalı sayısının 11 000 000 olduğunu unutmamalıyız. Gereken yardımın sadece üçte 1'inin sağlandığı göz önünde tutulduğunda, Afrika ülkelerinin çok daha geniş boyutta yardıma ihtiyacı olduğu anlaşılıyor. Bu yardım projesi içerisinde, Türk Cumhuriyetinin, Türk Cumhuriyeti Halkının da bir payının olması bekleniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İLHAN ALBAYRAK (Devamla) - Her 15 saniyede bir çocuğun susuzluk nedeniyle hayata gözlerini kapadığı göz önünde tutulursa, Afrika ülkelerindeki susuzluğun vahameti anlaşılıyor.
Unutulmamalıdır ki, tuvaletlerde tek bir sifon çekildiğinde kanalizasyonlara karışan su miktarı, Afrika'da susuzluk içinde kıvranan bir insanın gün boyu içmek, yemek pişirmek ve temizletmek için tükettiği sudan fazla. Bir başka deyişle, 1 rezervuar dolusu su, Afrika'da 5 günlük içmesuyuna denk. Bu vahamet içerisinde Türk Halkından beklenen, her dakika susuzluk ve kuraklık nedeniyle ölüme mahkûm kalmış insanlara karşı duyarlı olunmasıdır.
Bu nedenle, hem Meclisimizin hem halkımızın hem de sivil toplum kuruluşlarının ve özellikle dünyanın bu konu üzerinde hassasiyetlerini göstermelerinin bir insanlık görevi olduğunu hatırlatırken, bize de bu duyarlılığı açıklayan İnsanî Yardım Vakfına teşekkür ederken, sözlerimi Peygamberimizin bir hadisiyle bitirmek istiyorum: "Kıyamet koparken, sizden biriniz, elinde bir hurma dalı bulunur da bunu kıyamet kopmadan dikmeye gücü yeterse, onu diksin, bırakmasın."
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Albayrak.
BAŞKAN - Hükümetin söz isteği?.. Yok.
Sayın milletvekilleri, gündemdışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları vardır.
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığının (2/763) esas numaralı, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi hakkında İçtüzüğün 34 üncü maddesi uyarınca verilmiş bir tezkeresi vardır; okutuyorum:
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.- TBMM Başkanlığınca esas komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonuna, tali komisyon olarak da Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilmiş olan, İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin, Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifinin (2/763), amaç ve içerik açısından, esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesine ilişkin Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1078)
14.06.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığınca, 18.04.2006 tarihinde tali komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilen (2/763) esas nolu "İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 17 milletvekilinin; Devlet Memurları Kanununa Ek Madde Eklenmesine İlişkin Kanun Teklifi"nin amaç ve içerik açısından esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmesi uygun görülmüştür.
Bu nedenle, (2/763) esas numaralı kanun teklifinin, İçtüzüğün 34 üncü maddesi gereğince esas komisyon olarak Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna havale edilmesini arz ederim.
Sait Açba
Afyonkarahisar
Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, okunmuş bulunan tezkeredeki Plan ve Bütçe Komisyonunun talebi Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunca da uygun bulunduğundan, bu istem İçtüzüğün 34 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Başkanlığımızca yerine getirilmiştir.
Bilgilerinize sunulmuştur.
Dilekçe Komisyonu Başkanlığının bir tezkeresi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
2.- Dilekçe sahiplerine süresi içerisinde cevap vermek amacıyla, TBMM'nin tatilde bulunduğu süre içerisinde de çalışmalarına devam etmesine ilişkin Dilekçe Komisyonu Başkanlığı tezkeresi (3/1079)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Dilekçe Komisyonu Genel Kurulunun 15 inci toplantısında, Anayasanın Dilekçe Hakkı başlıklı 74 üncü maddesi ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun ilgili hükümleri gereğince, başvuru sahiplerine süresi içerisinde cevap verebilmek amacıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisinin tatilde bulunduğu süre içerisinde de Dilekçe Komisyonunun çalışmalarının devam etmesi için çalışma izni talebinde bulunulmasına karar verilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 25 inci maddesi uyarınca gereği takdirlerinize arz olunur.
Yahya Akman
Şanlıurfa
Dilekçe Komisyonu Başkanı
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Başbakanlığın Anayasanın 82 nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
3.- Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/1080)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç'un, KITF 2006 Turizm ve Seyahat Fuarına katılmak ve görüşmelerde bulunmak üzere, bir heyetle birlikte 26-29 Nisan 2006 tarihlerinde Kazakistan'a yaptığı resmî ziyarete, ekli listede adları yazılı milletvekillerinin de iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte gönderilmiştir.
Anayasanın 82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep Tayyip Erdoğan
Başbakan
LİSTE
Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu (Ankara)
Bayram Özçelik (Burdur)
Mehmet Emin Murat Bilgiç (Isparta)
Recep Özel (Isparta)
Nuri Çilingir (Manisa)
BAŞKAN - Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
V.- ÖNERİLER
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.- (10/358) esas numaralı Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 20.6.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesine ilişkin Anavatan Partisi grup önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 20.06.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından; Grubumuzun aşağıdaki önerisinin İçtüzüğün 19 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ömer Abuşoğlu
Grup Başkanvekili
Öneri :
Gündemin Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler kısmının 296 ncı sırasında bulunan (10/358) esas numaralı kamu kurum ve kuruluşlarındaki yolsuzluk iddiaları ile ilgili Meclis araştırma önergesinin, Genel Kurulun 20.06.2006 Salı günkü birleşiminde görüşülmesi önerilmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi Grubunun önerisinin lehinde ve aleyhinde söz istekleri var. Şimdi, onları, Divan Kâtipleri, görevlilerle, geliş sırasına göre değerlendiriyorlar. Genel Kurula bilgi vereceğim.
Sayın milletvekilleri, önerinin aleyhinde, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, önce, lehinde olanları bir dinleyelim.
BAŞKAN - Lehinde olanlar fazla, kura çekeceğiz, onun işlemleri var; kürsüyü bekletemeyiz.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Tabiî, bu önergeyi veren Anavatan Grubunun değerli konuşmacılarını önce dinlememiz gerekirdi, hangi gerekçeyle bu grup önerisini Türkiye Büyük Millet Meclisine getirdiklerini, niçin böyle bir ihtiyaç duyduklarını kendilerinden duymamız gerekirdi; ancak, Sayın Başkanımızın takdiri bu şekilde oldu. Ben, bu konuyla ilgili olarak düşüncelerimi açıklamaya çalışacağım.
Anavatan Partimiz, Türkiye'de özellikle son dönemlerde ortaya çıkan ve toplumu büyük ölçüde derinden yaralayan yolsuzluklarla ilgili olarak bir grup önerisini Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirdi. Yolsuzluk meselesi, değişik zamanlarda, dönemlerde Türkiye'nin hep en öncelikli meselelerinin başında yer almıştır; ama, son dönemde, özellikle yolsuzluk meselelerinin, artık her gün karşılaştığımız, her an karşımıza çıkan olaylar şekline dönüşmesinden de Türk Milletinin büyük ölçüde rahatsız olduğunun da altını çizmek istiyorum.
Özellikle bu konuyla ilgili olarak son dönemlerde yapılan bazı anketler var. O anketlerden bir tanesini de Adalet ve Kalkınma Partisi yaptırmıştı biliyorsunuz ve o anketin neticeleri kamuoyuyla paylaşıldı. O anketin neticesinde, Türkiye'de, Hükümetin yolsuzlukla başarısız bir mücadele sergilediğini söyleyenlerin oranı yüzde 57,6. Bunun altını çizmek istiyorum. Türkiye'deki vatandaşların yüzde 57,6'sı Adalet ve Kalkınma Partisi İktidarının yolsuzluklarla yapılan mücadelede -İktidarın- başarısız olduğunu söylüyor. Bu, kamuoyu anketleriyle ortaya konulan çok ciddî bir durum. Eğer, siz, kendi döneminizde vatandaşların yüzde 57,6'sını bu noktada ikna edemediyseniz, bu noktada tatmin edemediyseniz, yolsuzlukla mücadelelerin son dönemde alabildiğine arttığını söyleyen vatandaşların oranı bu şekilde çıkmışsa, İktidar Partisi olarak, Hükümet olarak bu konuyla ilgili oturup düşünmeniz lazım, nerede hata yaptığınızı ortaya koymanız lazım. En azından, bundan sonra bu hataların tekrar yapılmaması için hangi tedbirleri alacağınızı çok açık ve net bir şekilde değerlendirmeniz lazım.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, ben, size…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum…
BAŞKAN - Önerinin lehi yahut da aleyhinde söz istediniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet…
BAŞKAN - Siz hep geliyorsunuz, geldiğiniz noktada da söz hakkınız bitiyor. Bakın, bunu bir gelenek haline getirmeyelim.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, lütfen, bakın…
BAŞKAN - Ben sizden… Ama, gündemdışı söz alın, başka bir konuda söz alın, sonuna kadar…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim… Efendim… Sayın Başkanım, verilen…
BAŞKAN - Ama, rica ediyorum, bu İçtüzüğü bize yanlış uygulatmayın, lütfen, rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, daha başlarken germeyin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, verilen önerge…
BAŞKAN - Siz, Anavatan Partisinin önerisi hakkında konuşun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, onunla konuşacağım. Verilen önerge…
BAŞKAN - Ama, siz başka şey konuşuyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Hatibin ne konuşacağına karışamazsınız Sayın Başkan!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, verilen önerge, Türkiye'deki yolsuzlukların araştırılması, incelenmesi… Ben, bir durum tespiti yapıyorum. Türkiye'de bir anket yapılmış İktidar Partisi tarafından... (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Ama, bunu kişiselleştiremezsiniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, bu ankette, vatandaşların yüzde 57,6'sı…
BAŞKAN - Siz, önerinin geneli üzerinde konuşun, kişiselleştirmeyin lütfen.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum efendim, yani, bunu söylemedim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Daha başlarken geriyorsunuz, lütfen… Daha haftanın başında geriyorsunuz Meclisi; germeyin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, daha Meclisin başında lütfen Meclisi germeyin, daha haftanın ilk günü.
BAŞKAN - Efendim, biz Meclisi germiyoruz; biz, yasa ve İçtüzüğe göre hareket ediyoruz; hoşlanmayabilirsiniz.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sayın Başkanım, ben sizin hoşunuza giden şeyleri söylemek durumunda değilim! Ben, yolsuzlukla ilgili olarak Türkiye'de bir durum tespiti yapıyorum, mevcut durum bu. Yolsuzluklarla bu dönemde yapılan mücadeleyi vatandaşların yüzde 57,6'sı başarısız buluyor; ben bunu söylemeyecek miyim bu kürsüden?! Bir milletvekili olarak niçin sesimi kesmeye çalışıyorsunuz?! Böyle bir anlayışı reddediyorum Sayın Başkan! (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) O zaman bana…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, geneli konuşursunuz; ama, kişiselleştirmeyin lütfen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Hatibin konuşacağına nasıl karışıyorsunuz Sayın Başkan; adaba aykırı bir şey mi konuşuyor?!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, bu yolsuzluk… Ben, Ahmet, Mehmet yolsuzluk yapmış diye şahsîleştirmiyorum ki; Türkiye'deki bir genel profili ortaya koyuyorum; lütfen!
BAŞKAN - Siz geneli ortaya koyun; buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, lütfen…
Sayın Başkan, bakınız, 2 dakikamı çaldınız, lütfen bunu da ilave edin.
Değerli milletvekilleri…
BAŞKAN - Buna siz sebep oldunuz o zaman.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Efendim, Sayın Başkanım, lütfen… Bu şekilde bir Meclis yönetimiyle bugünkü oturumları tamamlayamayız Sayın Başkan; lütfen!
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, siz, Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Allah allah!..
Sayın Başkanım, bakınız, bugüne kadar benim sesimi kesmek için her türlü yol denendi burada: Artık bu saatten sonra, bu noktadan sonra sizin de devreye girmenizi yadırgıyorum, lütfen Sayın Başkanım.
AHMET YENİ (Samsun) - Vay, vay, vay!..
BAŞKAN - Hiç merak etmeyin, hiçbir milletvekilinin sesi o kürsüden kesilmez.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Çok yaptınız efendim, çok yaptınız Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, siz yönetirken hep niza çıkıyor.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakınız…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Siz yönetirken oluyor bunlar Sayın Başkan!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …Uluslararası Saydamlık Örgütü bir araştırma yapıyor, Türkiye'deki yolsuzluklarla ilgili bir araştırma yapıyor. Bu da yayınlandı geçenlerde. Hepimizi rahatsız edecek ifadeler var. Yani, bu meselelerin Türkiye Büyük Millet Meclisinde ciddî bir şekilde ele alınması lazım. Bunların sebeplerinin araştırılması lazım. Bunlarla ilgili hangi tedbirlerin alınacağı hususu bu Meclisce etraflıca konuşulması, tartışılması lazım.
Şimdi, 2002 seçimlerinden önce, biliyorsunuz, Türkiye'deki seçim meydanlarında en çok üzerinde durulan hususların başında "3Y" geliyordu; yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar. Hükümet, Adalet ve Kalkınma Partisi, seçim meydanlarında bu 3Y ile mücadele edeceğini söyleyerek iktidara geldi ve biz de bekledik ki, yolsuzluklarla mücadele olsun, yoksullukla mücadele olsun. Yoksullukla mücadele olmadı; gelir dağılımındaki adalet maalesef bu dönemde daha da kötüleşti. Yoksullukla mücadelede Hükümetin başarısız olduğunu söyleyenlerin oranı da yüzde 71,5. Vatandaşların yüzde 71,5'i yoksullukla yapılan mücadelede de Hükümeti başarısız sayıyor. İşsizlikle yapılan mücadele yüzde 77 başarısız ve Hükümetin en iddialı olduğu, Adalet ve Kalkınma Partisinin en iddialı olduğu konu yolsuzluklarla mücadele etmekti. Biliyorsunuz, bu meseleler geçmiş dönemlerde de olmuştur, ortaya çıkmıştır; ama, geçmiş dönemlerdeki bu meseleler, o dönemlerdekilerin hesabının vatandaş tarafından görülmesini sağlamıştır. Ama, şimdi gelinen noktada yolsuzluklar artık alabildiğince ayyuka çıkıyor.
Biz burada geldik söyledik, TÜPRAŞ'ın 14,76'sının kamu yararı olmadan, ihale yapılmadan, rekabet şartları oluşturulmadan Ofer'e satılmasının yanlış olduğunu bu kürsüden ben yirmi kez söyledim. İtiraz edildi buralardan. Ama, gelinen noktada, Danıştay 12. Dairesi, TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'lık bölümünün kamu yararına aykırı bir şekilde, rekabet ortamı oluşturulmadan ve o günkü geçerli fiyatlar değerlendirilmeden satışının yapıldığını ortaya koydu ve bu satıştan fakir fukaranın, garip gurebanın cebinden 800 000 000 dolar çıktı arkadaşlar, 800 000 000 dolar. Şimdi, gelip, bunun hesabını kim verecek bu kürsülerden? Maliye Bakanına söyledik o dönemlerde "efendim, biz, usulüne uygun yaptık" demişti; ben de iddia etmiştim, yapmamıştınız. Danıştay 12. Dairesi şimdi ortaya koydu; satışın usulsüz olduğunu, satışta kamu yararına uyulmadığını, satışın rekabet ortamında yapılmadığını Danıştay 12. Dairesi ortaya koydu ve şimdi, bu kararı fiilen uygulama imkânı da kalmadı Türkiye'de, fiilen uygulayamıyorsunuz bu kararı; ama, olan, yüzde 14,76'ya oldu; olan, fakir fukaranın, garip gurebanın 800 000 000 dolarına oldu. Şimdi, bunun hesabını kim verecek? Ama, buradan söylüyorum ki, TÜPRAŞ'ın bu şekildeki satışının hesabını o bürokratlar veriyor, onlar verecek. Maliye Bakanı onlara da sahip çıkmıştı, soruşturma izni vermemişti bu konuda; ama, Danıştay, soruşturma izni verilmemesi kararını bozdu; şimdi, öncelikle, o bürokratlar yargılanacak, onların kurtuluşu yok; ama, sırada Maliye Bakanı var. Maliye Bakanı da kendisini kurtaramayacak bu satıştan dolayı.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Başbakan var…
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Başbakan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - İşte, oraya kadar da uzanır.
İşte, bugün bir grup toplantısında da konuşuldu; Tekelin içki bölümünün satışıyla ilgili olarak, iki sene içerisinde rakamların nereden nereye geldiğini bugün bütün millet duydu. Bunların hesabını kim verecek?
Çeşitli illerden, Hatay'da yolsuzluklar, Karaman'dan o haberler… Çorum Belediyesinde çekler, senetler havada uçuşuyor.
Sinop Milletvekili ayağa kalkmış "Sinop'taki yolsuzlukların içerisinde AK Parti İl Başkanı var" diyor, "yönetim var" diyor. Şimdi bir milletvekili bunu söylüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - AK Partinin içerisinde yer alan, şu anda AK Parti sıralarında oturan bir milletvekili söylüyor bunu, "teşkilatlarda yolsuzluk yapılıyor" diyor.
Bir milletvekili, Hatay'daki yolsuzluk meselelerini dile getirdi diye partiden ihraç edildi. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir hadise; bir milletvekili çıkıyor, kendi ilinde yolsuzlukların olduğunu söylüyor, yolsuzluklardan bahsediyor ve bunların ciddî bir şekilde ele alınmasını söyleyen bir milletvekili partisinden ihraç edildi. Şimdi, gelinen noktada, vatandaşların, bu şekildeki, bu ortamdaki bir Türkiye'de siyasî partilere olan inancının ve güveninin hangi noktalara düşeceğinin takdirini sizlere bırakıyorum değerli milletvekilleri.
Bu meselelerin hafife alınmaması lazım. Bu meselelerin üzerine ciddî bir şekilde gidilmesi lazım. Yolsuzluk nereden ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, mutlaka, hesabının sorulması lazım ve bu hesabın sorulacağı ilk yer de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. İşte, bu araştırma önergesi onun için son derece önemlidir. Ancak, bu araştırma önergesinin verildiği tarih itibariyle -biraz sonra AK Parti gelip söyleyecek- Meclis kapanmak üzere, zamanımız kalmadı, o nedenle bu araştırma önergesinin aleyhinde oy kullanıyoruz diyecekler ve ben de onun için aleyhinde söz aldım. Yani, bu durum… Üç haftadır getirilen bütün araştırma önergeleriyle ilgili AK Partinin itirazı bu, bugün de aynı şey olacak. Benim itirazım bunadır. Yoksa, yolsuzluk meselenin çözülmesi, araştırılması, incelenmesi, üzerinde durulması, bir milletvekili olarak en öncelikli görevlerimiz arasındadır. Onun için, Anavatan Partisi Grubu adına bu öneriyi getiren arkadaşlara da teşekkür ediyorum huzurlarınızda; Türkiye'nin çok ciddî bir meselesine parmak basmışlardır. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Ama, maalesef, biz bu meseleleri ne zaman tartışacağız arkadaşlar? Bu meseleleri ne zaman çözeceğiz?
Bakınız, anketlerdeki rakamları söyledim. Bu rakamlar, Türkiye'deki siyasetin, siyasetçilerin, siyasî partilerin, vatandaş tarafından, bu meselelere eğilinmediği düşünüldüğü için, olumsuz yorumlanıyor.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.
Lehte, Malatya Milletvekili Sayın Süleyman Sarıbaş; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Grubumuz önerisi lehine söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Anavatan Partisi, grup önerisinde ne istiyor; kısa ve net, herkesin anlayacağı şekilde söylüyorum; taşrada, illerde, mahallî idarelerde yapılan yolsuzluklara Meclis el koysun, bu yolsuzlukların sebeplerini, sonuçlarını araştırsın; kimler yapıyor, neden yapıyor, bunlar ortaya çıksın diyor. Buna "hayır" diyecek, bunlar araştırılmasın, bunlar kapatılsın, bunların üstü örtülsün, yolsuzluğu yapanın yanına yolsuzluk kâr kalsın mı diyeceğiz; yoksa, bu yolsuzlukları, hakikaten bu Meclisin görevidir, hakikaten bu yolsuzluk artık milletimizi içinden çıkılmaz bir hale getirmiştir, geleceğe umutla bakmasının önünü kesmiştir, bunlar araştırılsın, bunların sorumluları, failleri yargıya teslim edilsin mi diyeceğiz; yoksa, hayır, bunları araştırmayalım, böyle bir şeyleri yapmayalım, yapan yapsın, yapanın da yanına kâr kalsın mı diyeceğiz; işte, önerimizin amacı bu. Önerimizde bunlar araştırılsın diyoruz. Niye araştırılsın diyoruz; elimde bir gazete kupürü var, bugünkü gazete arkadaşlar.
"Teminatını 21 kez çekti, soruşturma izni çıkmadı!.." Yani, bir müteahhit ihaleye girdiği teminatlarını daha iş bitmeden çekiyor, geri yatırıyor, çekiyor, geri yatırıyor; bürokrat buna vesile oluyor; bürokrat hukuksuz, kanunsuz, ahlâksız iş yapıyor; ilin valisi soruşturma izni vermiyor bürokratına. Niye; "o bürokrat bizim adamımız!" Ha, kaytan bıyıklı adamlar var ya, o kaytan bıyıklı adamlar ve bizim adamlarımız… (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Böyle bir şey olabilir mi hukuk devletinde?! "Benim adamım, senin adamın" olabilir mi?! Yolsuzluğu, ahlâksızlığı, hırsızlığı kim yapıyorsa, bunları soruşturmayacaksak, bunların üzerine gitmeyeceksek, bu önergeleri reddedeceksek, siyasî davranacaksak, sizden önceki yapanların nasıl yanına kâr kalmadıysa sizin de yanınıza kâr kalmayacağını adım gibi biliyorum arkadaşlar.
Ne diyor Sayın Başbakan; Sayın Başbakan, bir milletvekili şikâyette bulunduğunda "burnuma pis kokular geliyor" diyor. Yani, Sayın Başbakan sadece kokusunu aldığını söylüyor. Halbuki, yapması gereken şey, sorulması gereken şey, bu hissettiği kokuların üzerine gitmesidir.
Ne oldu Çorum Belediyesinde arkadaşlar; Belediye Başkanın kasasında yolsuzluk çekleri çıktı. Sayın İçişleri Bakanı burada mı bilmiyorum, soru sorduk "ne gibi işlem yapacaksın" diye; dört ay oldu, henüz cevap alamadığım gibi, en ufak bir tahkikatı başlatmadı.
Başka ne oldu arkadaşlar; Hatay'da Ali Dibo olaylarını bilmeyen var mı?! Yani, şurada, milletimin gözüne "Ali Dibo" dediğim zaman nere hatırlanıyor; Hatay hatırlanıyor; nere hatırlanıyor; bütün belediyeler hatırlanıyor; nere hatırlanıyor; bütün özel idareler hatırlanıyor…
ORHAN ERASLAN (Niğde) - AKP… AKP…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Peki, bu Ali Dibolar devam mı edecek; Ali Dibolar size puan mı kazandıracak; yani, yandaşlarınız, partidaşlarınız, yönetim kurulu üyeleriniz bu ihaleleri, ihalesiz ihaleleri alıp servetlerine servet katar, bunları da seçim meydanlarında Partiniz yararına harcarsa, bu kaybettiğiniz, yolsuzlukların üzerine gitmemeden kaybettiğiniz puanları, millete ulufe dağıtarak, erzak dağıtarak, kömür dağıtarak halledeceğinizi mi düşünüyorsunuz?! Böyle bir şey yok arkadaşlar, böyle bir şey yok.
Biz diyoruz ki: Gelin, siyasetçiye, siyaset kurumuna henüz güven bitmeden, dibe vurmadan, bir araştırma komisyonu kuralım ve bu araştırma komisyonu bu illerdeki bu ahlaksızca ihale bezirgânlığını, bu ahlaksızca vatandaşı sömürme sistemini araştırsın ve faillerini de yargıya teslim etsin. Yani, çok mu şey istiyoruz; hukuk devletinde olması gereken, hakikaten hukuka uyulması gereken bir öneri getirdik önünüze.
Biliyorum, bunlara fazla kulağınızı açmayacaksınız; çünkü, açsaydınız, zaten bizim bu önerileri getirmemize gerek yoktu; açsaydınız, zaten siz Hükümetsiniz, bunları yapmayanlardan hesap sorma yetkisi elinizde. Bu hesabı sormadığınız için…
İşte, Sayın Vali niye vermemiş?! Nerede İçişleri Bakanı; niye demiyor "Sayın Vali, niye vermiyorsun bu soruşturma iznini" diye?!
Biraz önce arkadaşım söyledi, 14,75'i Ofer'le Kemal Dibo oldu; Kemal Dibo olayı oldu, Ofer'e satıldı.
Ne diyor 12. İdare Mahkememiz: Bu, duyurulmamıştır, gerekli katılım sağlanmamıştır, yeterli duyuru yapılmadan, ilan yapılmadan yapılmıştır, kanuna, hukuka aykırı bir ihaledir. Kesinleşti bu; yani, idare mahkememizin kararı ortada.
Şimdi, daha önce bu konuda burada gensoru önergesi de verildi, bu konu tartışılsın, gündeme alınsın denildi. O gün "ben Ofer'i moferi tanımam" diyenler, sonradan anladık ki, özel uçaklarıyla seyahat yapmışlar, sonradan anladık ki, özel uçaklarıyla Dubailere, pardon Hong Konglara gitmişler, gizli pazarlıklar yapılmış. Bir Başbakan, çıktı, basının huzurunda açıkça dedi ki: "Ben Ofer mofer tanımam kardeşim." Akşam çıktı -bir televizyon kanalına- "Teke Tek Programı"na, adını da söyleyeyim -dedi ki: "Birkaç defa görüşmüş olabilirim." Ertesi gün çıktı dedi ki: "Görüştümse görüştüm, kime ne" dedi. Türkiye'de böyle bir şey var mı arkadaşlar?! Biri görüştüğü için -biri Türkbank davasında görüştüğü için- Yüce Divanda hesap verecek, bir tanesi "görüştümse görüştüm" diyecek. O zannediyor ki, görüştümse görüştüm derim, bu da yanıma kâr kalır. Kimsenin yanına kâr kalmadı. Eğer yukarıda Allah varsa, eğer bu ülkede hukuk varsa, eğer bu ülke hukuk devleti ise, yapanın yanına kâr kalmayacak arkadaşlar. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Biz, en azından, bunun fırsatını vermedik, vermeyeceğiz de. Ha, geçmişte yapanların da -aynen söylüyorum- onların da yanına kâr kalmayacak, adalette herkes hesabını vermek zorunda kalacak.
Değerli arkadaşlar, bu yolsuzluk, son günlerde, her taraftan… Malatya Belediyesinde bir tanesine el altından haber gönderdim, dedim ki, "ya, şu Malatya Belediyesinde yapılan yolsuzlukları bana gönder" diye... Bakın, 15 sayfa geldi. Hiç basına çıkan bir şey değil; ama, 15 sayfa yolsuzluk geldi. Eğer, bütün belediyelere yazın, bu kadar raporlar almaz iseniz, o zaman söyleyin.
Peki, niye araştırmıyoruz bunları; ihaleler kime veriliyor, nasıl veriliyor, nasıl paylaşılıyor, Partinin hangi elemanları yandaş olarak kabul ediliyor, üç davetle, üç teklifle iş veriliyor, teminatları tekrar iade ediliyor... Belki, teminatsız da veriliyordur da birçok yerde; tabiî, bunları… İşte, bunları araştıralım, bunları çıkartalım diye bu önergeyi verdik.
Şimdi, bu önergeyi tartışmayacağız, yolsuzlukları araştırmayacağız, yolsuzlukların üzerine gitmeyeceğiz; ama, biz, yolsuzluklarla mücadele adına İktidara gelip oturacağız, yolsuzluklarla mücadele bizim baş konumuz olacak, sonra… Bugün bana biri bir mesaj çekmiş -aynen burada söylüyorum- diyor ki: "Tayyip Bey sizi milletvekili yaptı, ahde vefasızlık ettiniz" diyor. Tayyip Bey, peki, millete "yolsuzlukla mücadele edeceğim" demiş, o, milletin tamamına ahde vefasızlık etmiş de, biz buna "dur" demek için mücadeleye girmişsek, yani, bu ayıp bir şey mi?! Millete söz vermedik mi yolsuzlukla mücadele edeceğimizi; verdik. Niye etmiyoruz?! İşte önerge; gelin araştıralım, şu çek olayı nedir Çorum Belediyesinde; gelin araştıralım, şu Hatay'daki bu Ali Dibo olayı nedir; gelin araştıralım, şu Türkbank, pardon, TÜPRAŞ'taki Kemal Dibo olayı nedir.
Türkbank diyorum; evet, onu araştırdık, onu soruşturduk da, gönderdik de ilgili yere. Yapacağımız bir şey yok, yargı, kararını verecek. İnşallah, herkes hesabını alnının akıyla verir; ama, burada da şu Kemal Dibo'yu bir araştıralım, şu 14,75'i nasıl vermiş bu Kemal Dibo? Özelleştirme Üst Kurulunda Sayın Başbakan bu usulsüz işleme nasıl imza atmış, nasıl onay vermiş, bir araştıralım, bir soralım. Yapmamışlarsa, herkes hesabını versin, o zaman da aklansın; ama, bunları yapmazsınız; çünkü, yapacak şeyiniz kalmadı; geldiğiniz gün haram sofrasına oturunca, haramzade olunca, artık, haramın hesabını sormak gibi bir azminiz, niyetiniz kalmadı, o bitti, o, orada kaldı; çünkü, haram o kadar iştahlı ve o kadar tatlıdır ki…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Siz bunu çok yapıyorsunuz!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …girdiği cebi de, girdiği beyni de, girdiği hükümeti de, girdiği parti grubunu da, vallahi, yakar da, dağıtır da, yok da eder! (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
İnşallah, onların kısa sürede neticelerini, kısa sürede sonuçlarını göreceğiz. Sandık bu milletin önüne gelecek, sandık, bu millet, Ali Dibo olaylarının, Kemal Dibo olaylarının hesabını, vallahi soracak, billahi soracak. Ha, sormaz falan demeyin; sormaz falan demeyin...
AHMET YENİ (Samsun) - Anavatan'ı mı anlatıyorsun?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Anavatan, millete onun hesabını verdi, millet onun da hesabını gördü. Ha, sıra sizde. Bak, beş seçimdir bu ülkede iktidar değişiyor; 91'de değişti, 95'te değişti, 99'da değişti, 2002'de değişti. Yani, milleti, duymuyor, görmüyor, anlamıyor zannetmeyin. Millet görmese her seçimde iktidarı değiştirmez. Sizi de görüyor, yaptığınız yolsuzlukları da görüyor. Daha dün, milletvekilinizin kardeşi 20 000 000 lirayı…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara) - Yani, bunlar da mı gidici?!..
BAŞKAN - Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …yani, eski parayla 20 trilyon lirayı vatandaştan topladı, kaçtı gitti. Bütün basında vardı dün, bütün basında yazıyordu. Ben yapmadım herhalde, sizin milletvekilinizin kardeşi yaptı! (AK Parti sıralarından gürültüler) "Yalan" deyin o zaman, tekzip edin, basında yazıyor. Hangi ile el atsanız, böyle elinizde kalıyor. Hangi ilin yolsuzluğuna el atsanız, vallahi, şuradan yetkili biri yazsın valiliklere "il il yolsuzlukları gönder" diye, her il elinizde kalıyor, her il elinizde kalıyor. Devletin bütçesini yolsuzluklar bütçesi haline getirdiniz, yandaşlarınıza, partidaşlarınıza peşkeş çekmekten öteye gidemediniz!..
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Malatya İnönü Üniversitesine kadro vermiyorlar!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - "Yolsuzlukla mücadele edeceğim" diye gelenler, yolsuzluğun bir parçası, mütemmim cüzü, ayrılmaz öznesi oldular.
Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Aleyhte, Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz; buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Anavatan Partisi Grubunun grup önerisinin aleyhinde söz aldım…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Tabiî, aleyhinde söz alacaksın, lehinde alacak değilsin ya!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Birilerinin yaptığı gibi, aleyhte söz alıp da lehte konuşma yapmayacağım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Yap!..
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara) - Engel değil.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Herkes, kendine uygun tavır, davranış ve yakışanı yapar, ben de kendime göre olanı yaparım değerli arkadaşlar. Bunu bugüne kadar herkes böyle bilir, siz de böyle bilin Değerli Milletvekilim! Biz, bugüne kadar bu konuda her alanda olduğumuz halde, meydanlarda bulunduğumuz halde, şu güne kadar bir tek şey duydunuz mu, duyabildiniz mi?!. (CHP sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - İşte, basın yazıyor!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Duyamazsınız.
Dolayısıyla, şimdi, bir önerge, elbette, İçtüzük size böyle bir hak vermiş, bir önerge veriyorsunuz, verdiğiniz her önergeyle ilgili olarak cevabınızı da burada alırsınız. Hiç tereddüt göstermeyin.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - İçeriğini konuş, içeriğini!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, içeriğini konuşacağım, birazcık sabredeceksiniz. Hukuk devletinden bahsedeceksiniz, hukuk diyeceksiniz, hak diyeceksiniz; peki, hukuk devletinde hak arama yolu nedir?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Meclisin araştırıp yargıya sevk etmesidir.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bunlardan bir tanesi.
Peki, yargıya intikal etmişse bir olay, ne yapılır; yargının sonucu beklenir.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Niye beklemedin Şemdinli'de?..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Senin söylediğin her konu, açıkladığın her şey yargıya intikal etmiş. Yargıya intikal etmiş konularda "ne yaptınız" diye soruyorsunuz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Şemdinli'de niye beklemediniz beyefendi?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Lütfen… Değerli arkadaşlar, bakınız, birazcık tutarlı olun, birazcık tutarlı olacaksınız. Bakınız, bunlarla ilgili her şeyin de cevabını vereceğim.
Muhalefet etmek demek, buraya çıkıp yüksek sesle konuşmak demek değildir arkadaşlar. Eğer bir şeyi tenkit ediyorsanız, bu tenkit ettiğiniz şeylerle ilgili planınızı, projenizi ve ortaya koyacağınız varsa elinizde bir belgenizi, bilginizi buraya getireceksiniz.
Biraz önce Çorum'dan bahsedildi. Çorum, şu anda ve bundan önceki belediyeler döneminde geçirilen deprem sonrası 5 kat yerine 4 kat uygulamasına geçilmiş.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 5'e girmek için rüşvet lazım.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Evet, bu 4 üncü kattan sonrasına, bu geçmiş dönemde, on yıl geriye doğru olarak ne yapılmış; kat artırımı için belediye meclisinden karar alınmış. Bu alınan kararlar usul hatasını bünyesinde taşımakla birlikte alınmış, zimmet olarak bir ayrı hesap tutulmuş, bunlarla ilgili olarak yapılan bir teftişte bunlar tespit edilmiş. Bunun üzerine olay hem kamuoyuna hem de İçişleri Bakanlığına yansımış.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Çekler nereye yansımış?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dikkat ederseniz söyleyeceğim.
Bu tespit edilenler İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından da incelenmiş, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuş ve şu anda ilgili savcılık da bu konuyu mahkemeye intikal ettirmiş. Şu anda, biz parti olarak, bu konuyu, gündeme geldiği günde arkadaşlarımızı gönderdik incelettik, baktık ki, yasal olarak yapılması gerekli olan her şey yapılıyor, biz de şu an itibariyle yargı sonuçlarını bekliyoruz. Kendimizi yargı yerine koyma hak ve salahiyetine biz de sahip değiliz, siz de sahip değilsiniz. Bu kadar açık ve net!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Şemdinli yargıda değil mi Başkan?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Eğer, hukuk devletinden bahsediyorsanız, hukukdışı birtakım yaptırımları bizden bekliyorsanız, biz o yola girmeyiz. Değerli arkadaşlar, hatırlayın…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Çok masum değil bunlar!.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …biz, bu Mecliste…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Şemdinli Komisyonunu niye kurduk Sayın Kapusuz; yargıya intikal etmiştİ?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …soruşturma komisyonu da kurduk, araştırma komisyonu da kurduk, gerekirse de kurarız.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Niye?!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Dolayısıyla, bu konularla ilgili olarak, bakınız, bir başka husus: Şimdi, biraz önce, yine, Hatay meselesi dile dolandı. Değerli arkadaşlar…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - "Ali Dibo" de; Hatay deme Ali Dibo.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, bu konuyla ilgili olarak, bu Mecliste, birçok defa…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, hiç uygun olmuyor. Siz, Grup Başkanvekilisiniz, hiç uygun olmuyor.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - … birçok defa, bu konu gündeme getirildi; birçok defa gündeme getirildi. Bu konuyla ilgili, arkadaşlarımız her seferinde açıklama yaptı; ama, siz, ısrarla ve inatla tekrara da devam ediyorsunuz.
Bakınız değerli arkadaşlar, Hatay'da 5 751 ihale yapılmış. Elbette, bu ihalelere, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı katılma hakkına sahip.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Siz ihale hükümetisiniz; bol bol ihale yapıyorsunuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Eğer, değerli arkadaşlar, bu memlekete hizmet ediyorsanız, hizmet edecekseniz, elbette yatırımlar yapacaksınız; yatırımlar da ihale yoluyla olur.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - İhale konusunda başarılısınız (!)
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - İhalesiz yapılacak olursa, aynen, belki, sizin beklediğiniz gibi, geçmişte birilerinin alışkanlığı gibi, birilerine versin diyorsunuz. Hayır, biz, o yolu tercih etmiyoruz. Bizim tercih ettiğimiz yol yasal yoldur, ihale yoludur.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Kılıf olmuş, kılıf!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bak, bütün baskılara rağmen, İhale Kanununda yapılması gerekli olan değişiklik konusunda bile, hassasiyetimiz gereği, bu değişikliği gündeme getirmedik.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Ofer, Ofer!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Ofer'e ne diyorsunuz Sayın Kapusuz?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bakınız, bu ihalelerden; ki, yaklaşık yüzde 50'ye yakın AK Partiye oy vermiş, yani, Hatay'da yaklaşık olarak her 2 kişiden 1 kişinin AK Partili olduğu bir ilde, AK Partiye oy veren insanların bulunduğu bir ilde, eğer, oradaki esnaf ve tüccar AK Partili diye yasal hakkını kullanamayacaksa, bu bir haksızlık anlamına gelmez mi arkadaşlar?! Bunlardan sadece yüzde 4,6'sı, evet, AK Parti üyesi, AK Partinin belirli görevlerde bulunan insanları, yani 266 tane ihale almışlar. 5 751 ihaleden -yapılan ihaleyle, bakın, ihalesiz değil, korumacılıkla değil- sadece 4,6'sı, AK Partililerin de ihale aldığı bir uygulama.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Yüzde kaçını almış, yüzde kaçını?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakınız, bir hususun altını çizmek istiyorum. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Yüzde kaçını almış, hatırlıyor musun?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, eğer konuşacaksanız, buyurun.
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, siz, Genel Kurula hitap edin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bir rahatsızlığınız var galiba.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Hayır canım!.. Sorulara cevap verin, sorulara!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Rahatsızlık duyacağınız bir şey varsa, o rahatsızlığınızı açık açık söyleyin, millet de duysun, ben de duyayım.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Ofer'i bir izah edin!
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Ofer'i anlatın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, bakınız, şu metninize bakıyorum Sayın Sarıbaş, bu metninizde yok Ofer; o zaman, yazsaydınız.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Evet, doğru; onu sonra araştıralım diyoruz. Canım, bundan sonra birsürü yolsuzluk oldu.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ofer'i yazsaydınız, Ofer'i getirseydiniz, Ofer'i konuşsaydık...
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, dört ay olmuş!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Ama, yok kardeşim, yok!..
Bakın, ben niye ikaz ediyorum sizi biliyor musunuz; her seferinde söyledim, burada söz alan arkadaşlarımız gündemle kendini bağlı görmeliler, hem kendi şahsına hem de bu Yüce Heyetin şahsına saygı gereği buna dikkat göstermeliler. Ben, buna hassasiyet gösteriyorum; ama, göstermeyen arkadaşları da sizlere havale ediyorum.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Biz de seni Allah'a havale ediyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şimdi, bir diğer hususu daha ifade etmek isterim. Şimdi, arkadaşlarımız bu ve benzeri konularla ilgili olarak bir şeyi daha bilsinler ki, 3628 sayılı Yasayı çıkardık; bu yasa gereği, eğer kamuoyunda görsel veyahut da yazılı basında herhangi bir yolsuzlukla ilgili iddia çıkarsa, bu çıkan iddiayı savcılar resen, hemen devreye girip araştırmak, soruşturmak, gerekli davaları açmakla hem görevliler hem de sorumlular.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Her zaman öyleydi Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu bahsi geçen konularla ilgili olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da savcıları göreve davet ediyoruz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Meclisin görevi yok mu?!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bizim en ufak bir tereddütümüz yok, korkumuz da yok, olmayacak da. Yanlış yapan kim olursa olsun, en yakınımızdan en uzağımıza varıncaya kadar her kim olursa olsun, üzerine gitmek AK Parti İktidarının görevidir ve gereği de yapılmaktadır. (AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından alkışlar[!])
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Partiden milletvekili ihraç ettiniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sizin üslubunuz, sizin yaklaşımınız acaba üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek?! Bugüne kadar yapılanlar orta yerde; hiçbir konuda boşluk bırakmadık, bırakılmaması konusunda da yetkilileri göreve davet ediyoruz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Yetki bizde Sayın Kapusuz, bu Meclis yetkili!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Her alanda bizim yanlışlık yapana, yolsuzluk yapana, hırsızlık yapana sahip çıkmak gibi bir ahlakî meziyetimiz yoktur, olmamıştır ve olmayacaktır da! (AK Parti sıralarından alkışlar)
FUAT ÇAY (Hatay) - Ali Dibo'ya izin ver, görelim bakalım!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, ama, hukuk devletinin tabiî sonucu olarak, hak sahipleri ve kamunun hakkını koruma konusunda, Meclisin denetimiyle birlikte, asıl görev yargımıza aittir.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Sayın Kapusuz, Oferlere ben satmadım hisse senetlerini!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Yargımız bu konuda hangi kararı verirse versin, ben, bu kararla ilgili olarak, her alanda, hepimizin duyarlı olduğunu çok iyi biliyorum. Onun için, sonuç olarak şunu ifade etmek istiyorum…
FUAT ÇAY (Hatay) - Ali Dibo soruşturmasına "evet" de bakalım!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinin resmen tatile girmesine iki hafta kalmış. Bu iki hafta zarfında çıkarılması gerekli olan birçok yasalarımız var; elbette, denetim konusu da gündemdeki konulardandır.
A. İSMET ÇANAKÇI (Ankara) - Yetişmez!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla)- Şu an itibariyle, eğer, bu konuyu kabullensek bile, araştırmasını kabul etsek bile -ki, yargıya da intikal ettiğini ifade ettim- komisyon olarak ve yapılacak çalışmalar olarak, süre de, şu an itibariyle uygun değil. Sonra, bu iddiaların birçoğu da, bize göre, yargıya intikal ettiği için…
FUAT ÇAY (Hatay) - Yargıya intikal etmedi…
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - …yapılması gerekli olanlar da yapıldığı için araştırılmasına gerek olmadığını ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyor ve ANAP Grubunun getirdiği öneriye katılmadığımızı açık bir dille de ifade ediyorum.
Saygılar sunuyorum değerli milletvekilleri. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kapusuz.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Vicdanen rahatladınız mı?!.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - O rahatlama gönlünüze bağlı…
BAŞKAN - Son söz isteği, lehte olmak üzere, Hatay Milletvekili Sayın Gökhan Durgun…
Sayın Durgun, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA YILMAZ (Gaziantep) - Yüzde 50'yi bir izah et…
GÖKHAN DURGUN (Hatay) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hatay'da ortaya çıkan yolsuzluklarla ilgili söz almış bulunuyorum. Anavatan Partisinin vermiş olduğu öneriye olumlu baktığımızı, olumlu oy kullanacağımızı da sözlerimin başında ifade etmek istiyorum.
Biraz önce, Sayın Kapusuz'u dinlerken, Hatay'da böyle bir olayın olmadığını görüyoruz; öyle anlatıyor! Peki, bu ne?!. Bu ne, bu?!. Bu ne?!. Bu ne?!. Bunda ne var biliyor musunuz?..
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Kâğıt…
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Kâğıt, evet… Antakya Doğumevindeki onarım işleri:
Bir, çatının yaptırılması. Karşısında, Sayın Sadullah Ergin'in el yazısıyla "Mahmut Boncuk."
İki, Jeneratörün yenilenmesi. Karşısında, yine, Sayın Sadullah Ergin'in el yazısıyla "40-50 milyar." Ne bu 40-50 milyar?!. Bu işteki kâr miktarı! Yani, Sayın Ergin, bu ihaleleri paylaştırırken, kârı da hesaplıyor; yani, ne kadar kâr edilecek, onu da hesaplıyor; açık, burada.
Üçüncü, kireç giderici ve hidrofor sisteminin yenilenmesi, "Mahmut Açıkgöz." Kim Mahmut Açıkgöz; İl Genel Meclisi Üyesinin kardeşi.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Tesadüf, bunların hepsi tesadüf!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Diğer bir madde: Katın ve zemin katın, hastane girişinin tüm kapı pencere ve duvarlarının yenilenmesi, "Mustafa İnan."
Şimdi, Sayın Kapusuz diyor ki: "Her 2 kişiden 1'i AKP'ye oy vermiştir, bu insanlar ihale almasın mı?" Evet, her 2 kişiden 1'i ihale almamış değerli arkadaşlarım. Buyurun, şurada, Sağlık Bakanlığıyla ilgili soru önergeme gelen cevap var; ihaleyi alanlar: Ömer İshakoğlu -kim Ömer İshakoğlu; gençlik kolları eski il başkanı- Özcanoğulları, Hakan Öztürk -hepsi il yöneticisi, hepsi Partinin belli kademesinde görev yapan insanlar- Mustafa Açıkgöz, Şükrü Çağlarsu, İshakoğlu Medikal, İshakoğlu Medikal, Mahmut Narin.
Şimdi, bu Ali Dibo şirketi işte buradan çıktı. Ben Sayın Geçen'i kutluyorum, bir Hataylı olarak da kendisine teşekkür ediyorum (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) ama, diyorum ki, Sayın Geçen, niye haksızlıkları ortaya koyuyorsun; hırsızlıkları ortaya koyuyorsun, işte seni böyle atarlar! İşte böyle atarlar seni, ihraç ederler! Yani, senin suçun, hırsızlıkları, yolsuzlukları ortaya çıkarmak! (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Sayın Başbakan, iktidara gelirken, oy isterken, hırsızlıkların, yolsuzlukların üzerine gideceğim diye oy istedi ve bu aldığınız oyun da yüzde 70'i, yüzde 80'i, hırsızlıkları ortaya çıkaracağınız için verildi; ama, ne oldu; Sayın Başbakan "damardan girdik, kalpten girdik, aorttan çıktık" diyor; ama, kendi ilinde, kendi memleketinde, Türkiye'de, AKP yöneticileri, il genel meclisi üyeleri ihale pazarlıyor, ihale komisyonculuğu yapıyor, "bana belge getirin" diyor. İşte belge!.. İşte belgeler!.. Ne belgesi arıyorsun Sayın Başbakan?!
TEVFİK AKBAK (Çankırı) - Savcıya verin, savcıya!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Verdik, verdik, merak etmeyin…
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Savcıya vereceğiz, vereceğiz, savcıya da vereceğiz.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Beş aydır savcıya veremediniz mi?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Şimdi, 2 kişiden 1'i AKP'li; ama, siz çok hassas davranıyorsunuz, aldığınız oya göre mi ihale dağıtacaksınız?! Böyle bir hakkınız, böyle bir yetkiniz mi var sizin?!. Yani, ne kadar oy aldıysanız, o kadar ihale!..
Şimdi, yeni bir soru önergesi vermiştim, onun cevabı da geldi; Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü… Değerli arkadaşlarım, burada… Belge… Sayın Başbakan, buyurun belge!.. Evet, burada, toplam 78 tane ihale yapılmış, 4 trilyon değerinde. 78 ihalenin 37 tanesini, bu saydığım Ali Dibo şirketi almış; işte belgesi! Hani binde 4'tü, 5 000 ihale içinde 266'ydı?! İşte, buyurun!
Değerli arkadaşlarım, bence yapılması gereken…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - 5 700 ihale yok mu?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Efendim?..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - 5 761 ihale yok mu?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Efendim, 5 700 değil. Buyurun, size vereyim, fotokopisini vereyim.
Bakın, değişik bir yöntem göstereceğim size.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Nasıl vereceğiz?! (CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım…
BAŞKAN - Sayın Durgun, siz Genel Kurula hitap edin.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bakın, burada 2 tane teklif mektubu var.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Savcıya niye gitmiyorsunuz?!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Bakın, savcıya verin diyorsunuz da siz önce bir inceleyin bakalım. 2 tanesi de Samandağı Devlet Hastanesine veriliyor; tarihleri 9.2.2004, 15.1.2004; arada çok az bir zaman var. Burada, Thalaset diye bir parça alınıyor. Bu, Akdeniz anemisi olan çocuklarda kanın temizlenmesiyle ilgili bir parça. Bunlar, ihaleye girmesin diye ikiye bölünüyor. Bir gün 500 tanesi alınıyor, bir gün 500 tanesi alınıyor; toplam 1 000 tane. Fiyat 12 750 000 lira. Şimdi sordum, şu gün, 2004 değil, 2006'nın haziran ayında bu parçanın fiyatı 4 000 000 lira. 4 000 000 liralık bir parça, 2004 yılında, ihale açılmaksızın, iki gün arayla, aynı firmanın teklif mektuplarıyla Samandağı Hastanesine veriliyor. Bu ne arkadaşlar, bu ne?! Bu, Ali Dibo değil mi?! Bu ne?! Bugünkü fiyatıyla 4 000 000'luk parça, -herhalde o gün 2 000 000 falandı- 12 750 00 liraya veriliyor! Bunu ortaya çıkaran Yaşar Artar ismindeki arkadaşımıza da şimdi soruşturma açılıyor. Açsınlar, herkes hesabını verecek; ama, bu arkadaşımız, bunun alımına imza atmıyor. İmza atmıyor...
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Vicdan sahibi...
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Gelelim, başka ne var; Antakya Doğumevinde var. Doğumevinde bilgisayar işi yapılıyor. Tekliflerle karar veriliyor. Sonra bakıyorlar ki, teklif miktarını aşmış, ihale yapılması gerekiyor. Onu, bir biçimde örtbas edip, tekrar, yeniden çözmeye çalışılıyor.
Yine, Samandağı Devlet Hastanesinde bir çatı yapılıyor; yapılmadan parası ödeniyor; yapılmadan!.. Belgeleri var. Yapılmadan parası ödeniyor. Kime ödeniyor; İl Genel Meclisi Üyesinin kardeşine ödeniyor.
Daha da var arkadaşlar, daha da var. Şimdi, sabahleyin, Hatay'da yeni bir uygulama, saat 4'te, 5'te.
Sayın İl Genel Meclisi Üyesi Mahmut Narin diye bir arkadaşımız var, bütün bu ihalelerin büyük çoğunluğunu da alan arkadaşımız; şu anda İl Genel Meclisi Başkanı. Hem ihaleyi yapıyor, 40 trilyonluk bir bütçe, hem de ihaleyi alan firma kendisinin firması!
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Bal tutan parmağını yalar!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Yani, bu nasıl bir iştir, bu nasıl yapılır, bu hayret bir şey! Bu, Ali Dibo işte! İşte bu Ali Dibo!
Şimdi, arkadaşlar, sabahleyin köylere gidiyor bu arkadaşımız, AKP ilçe başkanıyla beraber. Köylerde namaz kılıyor, namazdan sonra muhtarı çağırıyor. Diyor ki, sizin bu meranız kötü vaziyette, bakamıyorsunuz, bu merayı bana kırk yılığına kiraya verin, yirmi yıllığına; ben burayı düzenleyeyim, ihya edeyim, bakayım, ondan sonra size tekrar geri devredeyim.
Şimdi, köylerde meralara bile el uzatmış bir anlayış var. Bunu kim yapıyor; AKP ilçe başkanı, Antakya Merkez İlçe Başkanı ile İl Genel Meclisi Üyesi, Başkanı yapıyor. Bu İl Genel Meclisi Üyesi, Başkanının ihale almaktan başka hiç işi yok mudur?! Hiçbir işi yok mudur?! Bütün ihaleler Narinler!.. Araştırıyoruz; bu arkadaşımızın, daha önce, yemek firması gibi, temizlik firması gibi hiçbir icraatı yok; ama, 2002 seçimleri bitince, bu arkadaşlarımızın hepsi firma kurmuşlar: Temizlik firması, yemek firması, güvenlik firması. Bir bakıyoruz ki, hepsini bu arkadaşlarımız alıyorlar.
Bir arkadaşımızın bir olayını daha anlatayım size. Bilginize sunuyorum; yani, yolsuzlukları takip etmeniz için söylüyorum, olayı anlamanız için söylüyorum.
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara) - Biliyorlar zaten, söylemeye gerek yok!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Cezaevinde ihale yapılıyor. Bu arkadaşım 2 tane teklif mektubu veriyor; biri yüksek fiyat, biri düşük fiyat ve diyor ki, ben bunu hep yaparım, bu normaldir diyor.
Nasıl olur arkadaşlar, 2 tane teklif mektubu verirsiniz; biri düşük fiyat biri yüksek fiyat?.. Yani, diğer tekliflerde kendisininki yüksekte kalırsa onu koyacak, değilse düşük fiyatla onu almaya çalışacak. İşte, bu da ayrı bir Ali Dibo yolsuzluğu!
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Götür o belgeyi savcıya ver!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, şimdi, ben şunu söylemek istiyorum. Sayın Başbakan, yolsuzluklara damardan girdiğini söylüyor, yolsuzlukları bitirdiğini söylüyor.
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Savcıya gitsene!
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Ben savcı değilim. Savcı değilim… Savcı değilim… Merak etmeyin…
Ya, bir kere, şunu söyleyeyim size arkadaşlar: Niye rahatsız oluyorsunuz?.. Yani, bir deseniz, evet ya, bu yapılmışsa, biz de arkadaşımız hakkında gereğini yapalım deseniz ya; ama, siz tersini yapıyorsunuz. Nasıl bir partisiniz, anlayamadım ben. Yolsuzlukları ihbar eden Hatay Milletvekilini ihraç ediyorsunuz, yolsuzluk yapan görevine devam ediyor! Şimdi, nasıl iş bu?! Bu nasıl bir iş?! Yani, bu ülkede, bu Parlamento içerisinde dürüst olmak, yolsuzluklara karşı olmak suç mudur; ihraç edilmesi gereken bir suç mudur bu?! Böyle bir şey olabilir mi?! Ama, siz ihraç ediyorsunuz, yolsuzlukları da koruyorsunuz. Tabiî ki, şimdi, bu anlayışla "savcı mısın" diye sorabilirsin bana oturduğun yerden!..
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Sen savcıya niye gitmiyorsun?! Savcıya git, onları ver.
GÖKHAN DURGUN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, ben sizden şunu beklerim: Türkiye yolsuzluklardan çok çekti, hırsızlıklardan çok çekti. Bugün, hâlâ, en kötü biçimde yolsuzluklar ve hırsızlıklar yaşanmaktadır. Eğer siz, Türkiye'yi seviyorsanız, yetimin hakkı diyorsanız, garip gurebanın hakkı diyorsanız, önce bu yolsuzlukların üzerine gidersiniz.
Bırakın bu yasaları… Yok efendim, trafik yasasıymış, şuymuş buymuş; imalathaneye döndü Meclis. Meclis kanun yapar, kanun imal etme makinesi değildir. Fazla mesai yapalım, aldığımız siparişin imalatını bitirelim gibi bir anlayışla Meclis çalıştırılıyor. Böyle bir şey olamaz. Tartışma yok, konuşma yok, faydası var mıdır yok mudur, onu ortaya koymak yok. Şimdi denir ki, efendim, iki hafta kaldı, biz bunları bitirmek zorundayız; o nedenle, biz bu komisyonun yapılmasına, açılmasına, araştırma açılmasına gerek duymuyoruz. Gerek duyun arkadaşlar, gerek duyun. Türkiye'de hangi kanunu yaparsanız yapın, yolsuzluklar bitmeden Türkiye'nin sorunu çözülmez, hiçbir şekilde çözülmez.
O nedenle, ben, tekrar, bu araştırma önergesinin lehinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak olumlu oy vereceğimizi söylüyorum; Türkiye'nin yolsuzluklarının yaşanmadığı bir dönemin beklentisi içinde olduğumu söylemek istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA BAŞ (İstanbul) - Sen en iyisi o belgeleri savcıya götür.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Durgun.
Sayın milletvekilleri, Anavatan Partisi Grubunun…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı istiyoruz.
BAŞKAN - …İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş olan önergesi üzerindeki görüşmeler tamamlandı. Şimdi oylamaya geçeceğim. Karar yetersayısı…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, buraya kulak verirseniz… Karar yetersayısı…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Efendim, müsaade buyurun; ama, bu cümle tamamlanmadan o sizin dediğinizi söyleyemem.
Şimdi, oylamaya geçeceğim ve karar yetersayısı da arayacağım.
Anavatan Partisi Grubunun önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, Divan Kâtiplerinin sayım üzerinde mutabakatı yoktur. Elektronik cihazla yapacağım oylamayı ve 5 dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde cihaza giremeyenler Başkanlığa pusulayla oylarını ulaştırabilirler ve başlatıyorum oylamayı.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır ve öneri reddedilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır; okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi
20.06.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulunun 20.06.2006 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında siyasî parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından, Grubumuzun aşağıdaki önerisini İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince Genel Kurulun onayına sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Ali Topuz
İstanbul
Grup Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının 18 inci sırasında yer alan 952 sıra sayısının bu kısmın 5 inci sırasına, 5 inci sırasında yer alan 1202 sıra sayısının bu kısmın 6 ncı sırasına, 16 ncı sırasında yer alan 949 sıra sayısının bu kısmın 7 nci sırasına, 10 uncu sırasında yer alan 1200 sıra sayısının bu kısmın 8 inci sırasına, 15 inci sırasında yer alan 1159 sıra sayısının bu kısmın 9 uncu sırasına, 8 inci sırasında yer alan 1204 sıra sayısının bu kısmın 10 uncu sırasına, 6 ncı sırasında yer alan 1199 sıra sayısının bu kısmın 11 inci sırasına, 20 nci sırasında yer alan 1040 sıra sayısının bu kısmın 12 nci sırasına, 13 üncü sırasında yer alan 1203 sıra sayısının bu kısmın 14 üncü sırasına, 11 inci sırasında yer alan 933 ve 993'e 1 inci ek sıra sayısının bu kısmın 15 inci sırasına, 32 nci sırasında yer alan 817 sıra sayısının bu kısmın 16 ncı sırasına, 20.06.2006 Salı günlü gelen kâğıtlarda yayımlanan, 48 saat geçmeden, 1210 ve 1211 sıra sayılarının bu kısmın 13 üncü ve 17 nci sıralarına alınması; 20.06.2006 Salı, 21.06.2006 Çarşamba, 27.06.2006 Salı ve 28.06.2006 Çarşamba günü sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmemesi ve bu birleşimlerde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, Genel Kurulun 30.06.2006 Cuma günü de toplanması ve bu birleşimde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi, Genel Kurulun 20.06.2006 Salı günü 1200 sıra sayısının bitimine kadar; 21.06.2006 Çarşamba günü saat 14.00'te başlayıp 1040 sıra sayısının bitimine kadar; 22.06.2006 Perşembe günü saat 13.00'te başlayıp 1203 sıra sayısının bitimine kadar çalışmalarını sürdürmesi, 28.06.2006 Çarşamba günü saat 14.00'te başlaması, 29.06.2006 Perşembe günü saat 13.00'te, 30.06.2006 Cuma günü saat 14.00'te başlaması önerilmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, önerinin aleyhinde Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Eraslan…
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın Eraslan, bir dakika…
Sayın milletvekilleri, cihazda bir arıza olduğundan birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.55
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.05
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi (Devam)
BAŞKAN - Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre vermiş olduğu öneri okunmuştu.
Şimdi, söz sırası, önerinin aleyhinde olmak üzere, Hatay Milletvekili Sayın Mehmet Eraslan'a aittir.
Buyurun Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu haftaki görüşmelerimizin ve Meclis çalışmalarımızın ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin aleyhinde şahsım adına söz talep ettiğimi ve bu minvalde konuşacağımı öncelikle zatıâlilerinizin düşüncelerine beyan etmek istiyorum.
Çok değerli milletvekilleri, grup önerisine baktığımız zaman bu hafta ve gelecek hafta gerçekten çok yoğun bir çalışma temposu var. Burada görüşülecek olan kanun tasarıları, kanun teklifleri tabiî ki önemli, görüşülmesi gerekiyor; Türkiye Büyük Millet Meclisinde yasalaşması, bitmesi ve uygulamaya girmesi gereken gerçekten önemli kanun tasarıları, kanun teklifleri. Yoğun bir çalışma temposu olacak bu hafta ve gelecek hafta. Bu da çok güzel; ama, her hafta denetim konularının ve milletvekillerinin sormuş olduğu sözlü soruların görüşülmemesini bir türlü anlamak mümkün değil. Her hafta sürekli, hassasiyetle bu konu üzerinde durulmasını ifade ediyoruz. Bugüne kadar bu hassasiyet gösterilmedi; ama, inşallah, bundan sonra her bir milletvekilinin yazılı soru önergelerine Bakanlarımız, gelirler, inşallah, burada cevap verirler, denetim konuları en iyi şekilde Parlamentoda icra edilir temennisiyle bu işi bu şekilde geçiştiriyorum ve az önce de ifade ettiğim gibi, bu hafta ve gelecek hafta gerçekten yoğun bir tempoyla çalışacak olan Meclis, aynı zamanda önemli kanun tasarılarını görüşecektir; fakat, bu ülkede, Türkiye'de yetmişüç milyon ülke insanının ayrıca çözümünü beklediği kendine has problemleri var. Köyde, caddede, sokakta, taşrada, Anadolu'da, Türkiye'nin her bir yerinde insanlar bir çözüm arayışı içerisinde, bir çaresizlik, bir acziyet, bir fukaralık içerisinde ve maalesef, Türkiye Büyük Millet Meclisine gözlerini dikmiş ve Meclisten, özellikle siyasî iradeden, Hükümetten çözümünü beklediği çok önemli, bire bir kendilerini, halkı, milleti, Türkiye'yi, ülkeyi ve Türkiye'nin ulusal birliğini ve bütünlüğünü, çıkarını ve menfaatını ilgilendiren çok önemli konular var, onlara temas etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu ülkede tarım sektörü istihdamın yüzde 33'ünü oluşturmaktadır, aynı zamanda gayri safî millî hâsılanın yüzde 11'ini teşkil etmektedir; fakat, gelinen noktada köylü, çiftçi bitmiş durumdadır. Narenciye üreticisi de, yaş sebze, meyve üreticisi de, aynı zamanda tarımın diğer ürünlerini üreten insanlar da gerçekten büyük bir acziyet içerisindedir. Nereden kaynaklanıyor; girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanıyor, mazotun yüksekliğinden, gübrenin yüksekliğinden, tohumluğun ve ilaç ücretlerinin yüzde 100'ün üzerindeki artışından; ama, ürünü satarken de, maliyetin altında satışından kaynaklanıyor. Buğdaya 375 000 lira fiyat biçildi, birinci sınıf ekmeklik buğday. Gidin, bakın, Amik Ovasında, Çukurova'da, insanımız, 270 000 lira, 280 000 liraya buğdayını satmakla karşı karşıyadır ve maalesef, emeği dışında koyduğu masrafı tekrar toplama noktasında büyük bir acziyet içerisindedir. Bu, bütün ürünlerde böyledir. Maliyetler her geçen gün artıyor; ama, ürün fiyatları ya yerinde sayıyor veya gerçekten kayda değer bir artış göstermediği için çiftçimiz ve köylümüz geçinme noktasında ve zararını ve ziyanını karşılama ve tazmin etme noktasında büyük bir çaresizlik içerisinde.
Kamu görevi yapan muhtarlar… Bunlar hep ülkenin, milletin, işte… Bakın, Danışma Kurulu önerilerinde var olması gereken konular ve çözüme kavuşturulması gereken konular. Ya Danışma Kurulu önerilerinde veya grup önerilerinde, bu ülkenin Meclisine, Türkiye'nin bu büyük ve ulvî Meclisine gelmesi gereken ve özellikle siyasî iktidar tarafından, AKP Hükümeti tarafından çözüme kavuşturulması gereken çok önemli konulardır. Milleti bire bir ilgilendiren ve milletin büyük bir hassasiyet gösterdiği konulardır bu konular.
Muhtarlar… Kamu görevi görüyor muhtarlar. Muhtarlar attıkları her imzadan sorumlular; ama, 200 küsur milyon maaş alıyorlar, ücret alıyorlar; asgarî ücret 380 000 000. Bir asgarî ücreti bile muhtarlara veremiyoruz. Önemli bir kamu görevi gördükleri halde ve sorumluluk altına kendilerini koydukları halde; maalesef, asgarî ücret dahi kendilerine veremiyoruz ve aldıkları parayla Bağ-Kur primini ödeme noktasında büyük zorluklar yaşamaktadırlar.
Kamu çalışanlarının yüzde 90'ı, maalesef, yoksulluk sınırının altında ücret alırken, yine, açlık sınırıyla eşdeğer maaş alan, ücret alan kamu görevlileri vardır ve acaba, bununla, nasıl borçlarımızı, ev kiramızı, elektrik paramızı, harcamalarımızı, eğitim, sağlık giderlerimizi nasıl karşılarız düşüncesiyle fakrüzaruret içerisinde, yokluk, yoksulluk ve sefalet içerisinde yaşamlarına devam etmektedirler.
Diğer taraftan, işsizlik, Türkiye'nin baş belası durumunda. İşsizlik her geçen gün artıyor. Bu Meclisin en büyük görevi, ülkenin geleceği, Türkiye'nin geleceği olan geçliğimize istihdam kapıları oluşturmaktır, özel sektörde veya kamuda; ama, maalesef, işsizlik oranını resmî rakamlar 10,3'ü gösterirken, şimdi, 12'lere dayandı; ama, gayriresmî rakamlara baktığımız zaman gerçekten işsizlik oranı yüzde 20'nin üzerlerine doğru gidiyor. 20 000 000 insanımız yoksulluk sınırının altında yaşarken, 1 000 000 insanımız, maalesef, Türkiye'de aç. Bunun sonucunda ne oluyor; bunun sonucunda olan, gerginlik, hırsızlık, kapkaç, güven ortamının kalkması ve kaos. Bunlara biz çare bulmadıkça, işsizlik, fakrüzaruret, gelirsizlik, bunlara çare bulmadıkça, huzurlu ve güvenli bir Türkiye'yi oluşturmak mümkün değil.
Gelir dağılımındaki adaletsizlik her geçen gün artıyor ve üst gelir grubu ile en alt gelir grubu arasındaki makas her geçen gün artıyor. Bu ülkede zengin daha zengin, mutlu bir azınlık; ama, geniş halk kitleleri, geniş yelpazeler, gerçekten, fakrüzaruret içerisinde, yokluk ve yoksulluk içerisinde, gelirsizlik, parasızlık içerisinde yaşama gayreti ve çırpınışı sergilemektedir.
KOBİ'lerimiz, sanayicilerimiz, tekstilcilerimiz, yüksek girdi maliyetleri, vergi, SSK primi, enerji, enerjinin pahalılığı ve nakliyedeki pahalılık sebebiyle kâr edememekte ve kapasite artırımı yerine kapasiteyi düşürmektedir veya maalesef, dünya piyasasıyla yarışamadığı için, varlığını sürdüremediği için, ülke dışına gidip, yurt dışına gidip, yatırımlarını başka yerlerde görmektedir. Bütün bunlar bu ülkenin sorunları.
Suç işleme oranları her geçen gün artıyor. Bu haberlere üzülüyoruz. Bu istatistikleri aldığımız zaman, bunlar bizleri mutlu etmiyor, üzüyor. Ama, çözüm neresi; işte, çözüm burası; çözüm Türkiye Büyük Millet Meclisi; çözüm, siyasî hükümetin, iktidarın, siyasî bir irade ve kararlılıkla bu meseleler üzerine gitmesi ve samimî bir şekilde çözüme kavuşsun diye gayret göstermesidir.
Suç işleme oranları artarken, terör, maalesef, sıfır terör, Türkiye'de artık maksimum terör haline gelmiştir. Her geçen gün şehitlerimiz, her geçen gün gazilerimiz olmaktadır. Birçoğunu da televizyonlar ve gazeteler göstermemektedir; ama, biz bunları biliyoruz ve görüyoruz. Bu da bizim içimizi kanatan büyük bir yaramızdır.
Yoksulluklar, yasaklar, yolsuzluklar, dolayısıyla, 3Y… 3Y'yle ilgili, gerçekten, siyasetin, siyaset kurumunun ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin çok duyarlı, çok hassas, çok ciddî, iradeli ve kararlı olması gerekmektedir. Aksi takdirde, siyaset kurumu ile milleti barıştırmanın ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin saygınlığının korunmasının mümkünatı kalmayacaktır ve şu an taşrada, Anadolu'da, Türkiye'de alev vardır, ateş vardır; köyde de, tarlada da, KOBİ'lerde de, esnaflarda da, hulasa, sektörel bazda her yerde bir ateş her yeri sarmaya başlamış, sarmalamış ve âdeta yok etmeye doğru gitmektedir.
Yolsuzluklar konusu… Az önce milletvekillerimiz çıktılar, burada, yolsuzluklardan bahsettiler. Anavatan Partisi bir önerge verdi. Bu önergeye hepimizin evet demesi gerekiyordu; çünkü, yolsuzluklar bu ülkenin damarına girmiş durumda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - …ve yolsuzluklarla ilgili her siyasî partinin, özellikle İktidarın, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bulunan her bir ferdin, her bir milletvekilinin, her bir Meclis üyesinin gerçekten samimî olması gerekiyordu. Yoksa, yolsuzlukla mücadele etmek, yolsuzluğu söyleyen, burada ateş var, burada alev var, burada söndürülmesi gereken dehşetli bir yangın var diyen ve yolsuzlukla mücadele eden insanları partiden ihraç etmek değildir.
Sayın Geçen, acaba partiden ihraç edilmesi gereken bir milletvekili miydi? Yolsuzluk yapan bir milletvekili miydi? Sayın Geçen buradalar. Sayın Geçen, size soruyorum: Siz yolsuzluk mu yaptınız? Hırsızlık mı yaptınız? Gayrimeşru bir iş mi yaptınız; çıkın, bu kürsüde anlatın, bu kürsüde konuşun. Neden Partinizden ihraç edildiniz? Partinizden ihraç edilme sebepleriniz nelerdir? Bu konudaki suskunluğunuzu anlamamız da mümkün değil. Yoksa suçlu Fuat Geçen midir, yoksa suçlu bir başkaları mıdır?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Teşekkür edip kapatıyorum.
Bunun da Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir açıklığa kavuşması gerekmektedir diyorum ve Türkiye'nin gündemini meşgul eden bu haberlerin içeriğiyle ilgili kamuoyunun da aydınlatılması gerektiğine inanıyorum ve sizleri, Yüce Heyetinizi saygıyla, hürmetle ve muhabbetle selamlıyorum.
Hepinize teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Eraslan.
Lehte söz isteği var.
Ankara Milletvekili Sayın Salih Kapusuz; buyurun.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin vermiş olduğu grup önerisinin lehinde söz aldım. Hepinizi, bu anlamda, bazı hususları ifade ederek, uzunca zaman almadan sözlerimi toplamak istiyorum.
Şimdi, biz, yasama görevi yapan milletvekilleri olarak, toplumun problemlerini çözmek, toplumun yasamadan beklediği, yasal olarak düzenlenmesi gerekli olan birtakım düzenlemeler varsa, bu ihtiyaçları karşılamak, ne gerekiyorsa bunları yerine getirme konusunda görevimizi yapmak üzere burada görevlendirildik. Her zaman ifade ederim, bir kez daha tekrar etmekte yarar görüyorum. Bulunduğumuz görev, bir meslek değildir. Siyaset ve milletvekilliği, meslekî bir görev değildir, sadece bir nöbettir; belirli dönem, milletin verdiği irade doğrultusunda, millete ait birtakım hizmetleri yerine getirme konusunda görev yapmaktır. Yani, hepimiz, iktidarımızla, muhalefetimizle milletimiz adına bir görev yapıyoruz.
Özü itibariyle, şu anda gelmiş olan grup önerisi, Parlamentoda grubu bulunan 3 siyasî partinin, şu kalan son iki haftalık çalışma dönemiyle ilgili olarak öngördükleri, üzerinde kısmî de olsa mutabakat sağladıkları bir husustu; fakat, bazı sebeplerle Anavatan Partisi buna katılmadı; ama, paylaşacağımız hususlar, bu talep edilen hususları da arkadaşlarımızla birkaç cümleyle paylaşacak olursak, bu, günlük programları bitirmeye yöneliktir. Salı günleri 15.00-bitimi; çarşamba günü 14.00-bitimi; perşembe günü de 14.00-bitimi olarak bu haftayı düşünüyoruz. Arkadaşlarımızın önerisi bunu ihtiva ediyor.
Şu anda yarım olan, LPG istasyonlarıyla ilgili olarak yarım kalan bir tasarı var.
Memurlarımızın, daha önceden getirildi; ama, 330'u bulma konusunda bir sıkıntı görüldüğü için, Memur Sicil Affı olarak bilinen tasarı, bugün, diğer partilerimizin de milletvekillerinin katkılarıyla bu 330'u buraya getirdik; 330, af ihtiva ettiği için. İnanıyorum ki, bugün, Meclis bunu da sonuçlandıracak.
Yatırımların önünü açma noktasında bir başka tasarı var. Devlet Planlamanın önerdiği ve hakikaten, uzun müddet bekleyen -daha çağdaş bazı hizmetleri yapabilmek için- özellikle ve öncelikle yapılması gerekli olan bir düzenleme var.
Bir de, Atatürk Orman Çiftliğinin -ki, mutabakatla- Ankaralıların ihtiyacını karşılamaya yönelik, özellikle yol, kanalizasyon, dere ıslahı ve rekreasyon alanları, park ve bahçeye yönelik planların yapılması doğrultusunda mutabakatla sonuçlandırılan 1 maddelik bir teklif var.
Bunun yanında -kamuoyunda sıkça- bu son günlerde özellikle inşaat sektöründe meydana gelen hızlı gelişme karşısında konut sahibi olma ihtiyacında olan insanların beklediği "mortgage" diye bilinen, konut finansmanıyla ilgili bir tasarı var, teknik bir tasarı, bu da gündemde yerini alıyor.
Doğu ve güneydoğuda, aynen Ankara ve İstanbul gibi, daha kaliteli eğitimin yapılabilmesi için Bilkent Üniversitesinin, oralara da eğitim götürmesine yönelik bir kanun tasarısı var.
Sağlık Bakanlığında bazı kadrolar var ki -okulları aldık bünyesinden- bu görevlerde, bu unvanlarda görev yapan kimse yok; ama, o kadroyu kullanamıyoruz. Bunun yerine ebe, hemşire, doktor göndermeye yönelik bir düzenleme, bir tasarı var, bunu çıkarmak istiyoruz.
Orman mühendisliği… Ki, ülkemizin önemli bir kısmı ormana müsait olmasına rağmen, bu görevde bulunanların, üniversitelerimizden mezun olmuş, hatta fakültelerimizde önemli görevler yapanların bu mesleği toplum içerisinde daha verimli ve özellikle de orman sektörünü daha hayata geçirmek, daha aktif bir pozisyona sokmak için önemli bir kanun tasarısı var, bunu düzenliyoruz.
Bu arada, Bütçe Kanunu ve savunma sanayiinin bazı talepleri var ki, birkaç maddelik -ki bir kadro talebidir- teknik bir taleptir, bu karşılanmaya yöneliktir.
Bu arada, ateşli silahlar… Bizim gazilerimizin harç alınan…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - İnönü Üniversitesini niye getirmiyorsunuz?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Mevlüt Bey…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Orada da hastalar var, yapmayın Salih Bey!..
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Şimdi, bu savunma sanayiiyle ilgili olarak 1 maddelik bir kadro talebi var, bunu karşılayacağız.
Yani, özü itibariyle toplumumuzun ihtiyacı olan birçok öncelikli yasalar arasından seçilmiş, bu iki hafta içerisinde, birlikte çalışarak yasalaştırmayı düşündüğümüz tasarıları ve teklifleri ihtiva eden bir taleptir.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisinin ve değerli grupların, bu manadaki, katkılarına hem teşekkür ediyoruz hem bir orta yol gibi önerdikleri, bu dönemde çıkarılmasını uygun gördükleri, öncelikler konusunda da katkı verdikleri için, belirleme noktasındaki katılımlarından dolayı kendilerine teşekkür ediyorum. Bunun doğru bir öneri olduğunu ifade ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kapusuz.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkanım, Sayın Kapusuz, konuşmasında "Anavatan Partisinin uygun gördüğü; fakat, bazı sebeplerle katılmadığı" dedi. O bazı sebepleri açıklamak üzere söz hakkımız doğmuştur. Toplumun üzerinde, kafalarda herhangi bir istifham belirmemesi için, o konuda söz istiyorum.
BAŞKAN - Bakacağım, gerekirse yerinizden bir söz veririz.
Şimdi, zaten, aleyhte, Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, karıştırmayın efendim, o ayrı, bu ayrı; ben söz hakkımı kullanacağım.
BAŞKAN - Buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - "Bazı sebepler" sataşma anlamına gelmez Sayın Başkanım.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - İstifham beliriyor.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz aldım.
Aslında, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi demek işime gelmiyor. AK Partinin, Cumhuriyet Halk Partisine sunduğu, Cumhuriyet Halk Partisinin de kabul edip buraya getirdiği bir öneridir.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Nereden çıkarıyorsun bunu?!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Bu tarif size ait.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Dün beraberdik…
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Beraberdik… Ayıp değil mi?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bunda anlaştınız, anlaşıldı…
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Anlaşmak başka bir şey.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bu öneri, AK Parti tarafından size sunuldu…
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Böyle bir milletvekilinin burada bulunmasından esef ediyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Eski partine bu kadar haksızlık yapma.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Ali Bey, bu öneriyi AK Parti sundu, siz de kabul edip, grup önerisi olarak buraya getirdiniz; olay bu!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Ne alakası var?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Efendim, doğrusu bu!.. Böyle olmadı mı?! Şu kâğıtlar sizde yok mu Sayın Ali Topuz?!
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Efendim?..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bu kâğıtlar sizde yok mu?!
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - AK Partinin önerisi değil mi bu?!
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Hayır efendim!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Ayrı tutun, örtüşmüyor mu?!
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Hayır efendim, benim önerim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Yok mu bu kâğıttan?! Yoksa, "yok" deyin; var! Bunu önerdiler, siz de grup önerisi olarak getirdiniz. Dolayısıyla, sizin öneriniz… (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Şimdi konuşacağım, hak ettiğiniz cevabı vereceğim.
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, siz, Genel Kurula hitap edin, lütfen…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İşin özünde, sizin öneriniz, AK Partinin önerisidir. Başka bir şey yok. (CHP sıralarından gürültüler)
VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Ne demek, siz de oradan gelmediniz mi siz?!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Avanta!.. Avanta olmadığı için…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Haa…
Değerli arkadaşlar, her iki, İktidar Partisi ve Anamuhalefet Partisi iki haftalık gündemde anlaştılar. Anlaşmadıkları konu yok. Anlaşmadıkları konu yok!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Avanta yok, onun için… Avanta hariç, avanta!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şimdi, milletin beyninde tek anlaşmadıkları konu olarak Cumhurbaşkanlığını gösteriyorlar. AK Partililer, siz dik durun, onda da anlaşacaklar. Siz ne önerirseniz, onu da kabul edecekler! (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar) Çünkü, şimdiye kadar kabul etmedikleri hiçbir şey yok! (CHP sıralarından gürültüler) Hiçbir şey yok!..
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sayın Başkan, konuyla hiç alakası yok, sataşmaya mahal veriyor!
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, lütfen, konuya geçer misiniz.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) - Yahu sen çok haksızlık ediyorsun; o sıralardan geldin sen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Siyasî partilerin malî yardımları kesildi; kiminle anlaştınız?! AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi anlaştı. RTÜK üyeleri seçildi; kimler anlaştı?
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Para konusu?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Para konusu…
MEHMET KILIÇ (Konya) - Para konusu!..
VEZİR AKDEMİR (İzmir) - İkibuçuk yıl neredeydin?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Yargı kararı burada, çık konuş yargı kararı aleyhine. Önce bir hukuka uyan idare olduğunuzu ortaya koyacaksınız, önce yasalara ve yargının kararlarına uyacaksınız. Kestiniz de ne oldu? Yargı haksızsınız dedi, hukuksuzsunuz dedi, otuzaltı gün süre geçti, şimdi de ceberutsunuz, ödemiyorsunuz! Olay bu!
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sinirlenme, sinirlenme…
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Başka zaman söyle. Onu bahane yapma!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - "AK Parti anlaşmadı" diyorsunuz; ama, AK Parti önce… Bu Mecliste niye yasa yapılır; idare uysun diye yasa yapılır. İdarenin uymadığı yasalara, idarenin uymadığı yargı kararları varken yasa yapmanın bir anlamı var mı?! Var mı yani, yargı karar verecek, siz uymayacaksınız, keyfî davranacaksınız; ama, ondan sonra da kanunları çıkaralım… Niye, uygulamadığınız kanunları niye çıkarıyorsunuz, ne amaçla çıkarıyorsunuz?! Yargı kararlarına…
Haa, efendim yargının bağımsızlığı… Biraz önce Sayın Kapusuz çıktı, "efendim, yargıya intikal etmiş, yargı ne derse o." Yargı demiş diyeceğini, yargı demiş! Yargı demiş diyeceğini; ama, yargıya uymayan bir hükümet, yargıya uymayan bir idare var. Şimdi, Cumhuriyet Halk Partililer niye alınıyor ben anlamıyorum. Bu öneri AK Partiyle ortak kararlaştırılmadı mı?
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Üçümüzün kararlaştırdığı öneri.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Evet, üçümüz de kararlaştırdık, doğru. Ben de bu kanunların çıkmasını istiyorum.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Niye vazgeçtiniz?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İşte onu izah ediyorum.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Para vermediler diye!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Ben de bu kanunların… Milletimizin huzurunda söylüyorum…
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Avanta… Avanta…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Evet, 22 trilyon lirayı alıp şato yaptırırken, genel merkez binası yaptırırken size iyi, 42 trilyon lirayı alıp güzel güzel zevk sefa içerisinde uçaklarla gezerken, siz siyaset yapacaksınız; ama, Anavatan Partisinin, mahkemenin verdiği, yargının verdiği, hak ve hukuktan doğan hakkını vermeyeceksiniz, siyaseten boğmaya çalışacaksınız ve millet de bunu görmeyecek!..
VEZİR AKDEMİR (İzmir) - Kötü kullandınız, Anavatan kötü kullandı.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Kimseden ulufe istemiyorum, kimseden şunu da istemiyorum; istediğim bir tek bir şey var: Yargı kararına uyun. Çıkar dersiniz ki, biz yargı tanımıyoruz, hukuk tanımıyoruz, hak tanımıyoruz. O zaman ben de cevap veririm: O zaman niye yasa çıkarıyoruz, yasa çıkarmanın anlamı ne? Mademki uymayacaksınız, mademki onlar sizi bağlamayacak, mademki… Sadece fakir fukaranın elindeki ekmeğini, aşını almak için mi yasa çıkarıyorsunuz? Biraz da siz uyun çıkardığınız yasalara. Çıkardınız, yargı yüzünüze çarptı. Birleştiniz, partilerin yardımını kestiniz, yargı yüzünüze çarptı, hukuksuzluğu ortaya koydu. Ben de diyorum ki, gelin hukuka uyun. Bir defa olsun hukuka uyun. Bir defa olsun hukuka uyun ki…
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sayın Başkan, Danışma Kurulu kararıyla ne alakası var?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Danışma Kurulu kararına geliyor Sayın Başkan, Danışma Kurulu kararına geliyor.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Grup önerisiyle ne alakası var?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Ben sizlere değil, milletime söylüyorum.
Burada çıkacak kanunların tamamına Anavatan Partisi olarak bir itirazımız yok, bunlar milletimizin de beklediği kanunlar, kabul noktasına geldiğinde gerekli değişiklik önergelerimizle, itirazlarımızla vereceğiz; ama, bir şeyin altını çiziyorum; burada anlaştığınız bir şey daha var: Atatürk Orman Çiftliğinde de anlaştınız. "Efendim, biz önergeyi hazırladık, zaten kendi istediğimiz hale getirdik."
Melih Gökçek'i oraya bir sokun gerisine karışmayın. Bir girsin, 1 metrekare bir yer verin, senelerdir Atatürk'ün mirası diye gözbebeği gibi baktığımız yerin hele 1 metrekaresini Melih Gökçek'in eline tutuşturun, budunu kurtarabiliyor musunuz göreceğim ondan sonra! Üç sene sonra, dört sene…
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Perişan halde, kim kurtaracak?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Fahri Bey, sen karışma, senin o işlere aklın yetmez!
Dört sene sonra…
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Vay, vay vay!..
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sen peynirini satmaya bak!
Dört sene sonra…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Dört sene sonra, Atatürk Orman Çiftliği diye…
BAŞKAN -Sayın Sarıbaş, bir dakikanızı rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - … bir yer tanımazsınız.
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, bir dakikanızı rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, sözlerimi kesmek gibi bir kastınız varsa, buyurun, kesin.
BAŞKAN - Sayın Arkadaşımızın söz atması doğru değil; ama, ifadeniz son derece ağır. Lütfen, onu geri alın.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Senin aklının neye erdiğini de bu millet çok iyi öğrendi!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şimdi, Sayın Fahri Keskin'in bir usulü vardır.
BAŞKAN - Buraya gelen her milletvekili, milletin vekilidir, her şeye layıktır. Rica ediyorum.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bu kürsüye çıkıp, bir görüş ifade edememiştir şimdiye kadar. Biraz önce yolsuzlukları tartıştık. Sayın Geçen, birsürü iddia etti televizyonlarda. Sayın Kapusuz dedi ki: "Bunlar yok." Şimdi, ya Sayın Kapusuz gerçeği saptırıyor ya Fuat Geçen yalan söylüyor.
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Geçen'i bu işe karıştırma!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şimdi, her laf, her konuşmaya, her kürsüye çıkana, Sayın Eskişehir Milletvekilimiz laf atacaklar da cevapsız mı kalacak Sayın Başkan?!
BAŞKAN - Efendim, cevabın bir usulü ve üslubu var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Siz uyarmayacaksınız, ben de hakkını vereceğim, hukukunu vereceğim, cevabını da vereceğim. İstediğini de yapacak… Böyle şey olur mu?! (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Seni millet biliyor!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Bir kere, bırak, çık buraya konuş; ne biliyorsan konuş, konuş!..
Ben ne diyorum; ben diyorum ki, bu kanunları biz destekliyoruz; ancak, böyle çirkin bir pazarlığın içinde olmayız.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Pazarlık teklif eden sizsiniz yahu! Pazarlık isteyen siz değil misiniz?!
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, bir dakikanızı rica edeceğim bir başka konuda.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Tamam Sayın Başkan.
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C) ÇEŞİTLİ İŞLER
1.- Genel Kurulu ziyaret eden Litvanya Cumhurbaşkanı Valdas Adamkus ve beraberindeki heyete Başkanlıkça "Hoşgeldiniz" denilmesi
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer'in davetlisi olarak ülkemizi ziyaret etmekte olan Litvanya Cumhurbaşkanı Sayın Valdas Adamkus ve beraberindeki heyet, Meclis Başkanımız Sayın Bülent Arınç'la birlikte şu anda Meclisimizi teşrif etmişlerdir. (Alkışlar) Kendilerine, Yüce Meclisimiz adına "hoşgeldiniz" diyorum.
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi (Devam)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sarıbaş.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Evet, Sayın Cumhurbaşkanına, ben de "hoş geldiniz" diyorum.
Tabiî, konuğumuzun önünde çok derin konulara girmek istemiyorum; ancak, bu gelen tasarıların tamamının Anavatan Partisi olarak milletimizin hayrına olduğunu düşünüyorum; ancak, değerli arkadaşlar, tam altı aydır bu Meclis denetim görevi yapmadı. Yaptık derseniz, yapın… Bir tane denetim, genel görüşmeyi, araştırma önergesini kabul etmediniz. Altı aydır denetim görevi yapmayan bir Meclisin, sadece otomatik yasa çıkartan bir mekanizmaya dönüşmesini hazmedebiliyor musunuz?! Bu kanunların tamamını okudum, inceledim diyen bir milletvekili varsa ben alnından öpeceğim. Ben, Grup Başkanvekili olarak saat 09.00'da gelip bunları incelemeye çalışıyorum ve maalesef, kavuşamıyorum. Şimdi -ki, gelecek hafta gelecekler, hâlâ, komisyonda görüşülmedi arkadaşlar- Terörle Mücadele Yasası gelecek, Hâkim ve Savcılar Kanununda değişiklik gelecek, ceza yargılaması gelecek; bunlar henüz komisyonda dahi görüşülmedi; ama, biz, bunları, burada kanunlaştıracağız. Yani, ne geleceğini bilmediğimiz şeyleri dahi, şimdiden, ortak prensiple karar altına alacağız ve kanunlaştıracağız.
Ha, hiç merak etmeyin; ben, öyle para pul, Partimin yardımı falan yok... Yargı karar vermiş. Yargının kararına sonuna kadar hepiniz saygı göstereceksiniz; saygısızlık yapsanız da saygı göstereceksiniz; suç işleyenler de cezasını çekecek. Ben, o hukuksal mücadeleyi veririm; iki senedir veriyorum; ne oldu, boğuldum mu yani?!
MUSTAFA ATAŞ (İstanbul) - Sizi millet boğmuş zaten!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İki senedir o mücadeleyi veriyorum; haksızlığınızı, hukuksuzluğunuzu da her defasında yargı kararıyla ortaya koyuyorum; ama, milletimin önünde, Anavatan Partisinin siyaset yapmaması için, Cumhuriyet Halk Partisi ile İktidar Partisinin el ele vererek bir boğma yarışına girdiklerini beyan ediyorum; bunu, açık açık beyan ediyorum. Ha, hukuksuzluk adına bunu yapmalarını da bu kürsüden kınıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Sayın Geçen, cihaza girmişsiniz; ama, bu konuda yazılı olarak Başkanlığa talebinizi gönderirseniz değerlendireceğiz.
FUAT GEÇEN (Hatay) - Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lehte, İstanbul Milletvekili Sayın Ali Topuz; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Kâğıt da yanında! Grup önerisi elinde…
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Çok ayıp ediyorsunuz, bir milletvekiline yakışmıyor!
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; grup önerimiz üzerinde, lehte söz almış bulunuyorum.
Önce, önerimizin özünü ve amacını size açıklayacağım; daha sonra da, bu önerimiz dolayısıyla bu kürsüye taşınmış birtakım çirkin iftiraları, buradan, en açık bir şekilde yanıtlayacağım.
Değerli milletvekilleri, Dördüncü Yasama Yılımızın son iki haftasına giriyoruz. Bu iki haftayı iyi değerlendirecek olursak, bir yandan, uluslararası ilişkilerimiz açısından çıkması zorunlu olan yasalarımızı çıkaracağız, öte yandan da, toplumumuzun bazı kesimlerinin, bu dönemde, bu Parlamentodan bekledikleri yasaları çıkaracağız; yapacağımız en doğru iş budur. Biz, bu doğru işi yapabilmek için, geçen hafta hassasiyet gösterdik, Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından getirilen grup önerisinin aleyhinde konuştuk; çünkü, önümüze getirilen gündem, bu Meclisi tıkayan ve bu Meclisten, huzur içinde, verimli bir çalışma beklemeye imkân vermeyen bir ortam yaratacaktı. Bunu, bütün çıplaklığıyla, bu kürsüden ifade ettim. Öyle anlaşılıyor ki, iyi anlatamadım ve o öneri kabul edildi. Kabul edilen öneride, 14-15 tane temel kanun vardı.
Biz, temel kanunların, gerçekten temel kanun olması gerektiğini düşünürüz; çünkü, İçtüzüğümüzün 91 inci maddesi temel kanunlarla ilgili bir düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemenin özü, çok önemli kanunların, bütün gruplar tarafından Danışma Kurulunda uzlaşma sağlanarak, daha hızlı bir konuşma prosedürü içinde, Meclisten, bir an evvel çıkarılmasını öngörüyor. Ama, bu İçtüzük maddesine bir ilave yapıldı; o ilaveyle, Danışma Kurulundaki mutabakat sağlanamadığı takdirde, grupların da öneri getirebilmesi imkânını verdi ve Anayasa Mahkemesi de bunu uygun buldu. Anayasa Mahkememizin uygun bulduğu bir hükümdür, ona saygımız vardır; ama, bence, temel kanunların konuşulması sırasında, bu biçimiyle 91 inci madde, bu Mecliste gerginlik yaratmaya aday bir maddedir; çünkü, 91 inci maddeyle buraya getirilen öneri, bir istisnaî durumu ifade ediyor. O istisnaî durumu genel bir durum haline dönüştürmek yanlıştır. Bu nedenle geçen hafta mutabakat sağlayamadık.
Bu hafta, bu önümüzdeki iki haftayı verimli geçirebilmek için, Meclisin daha huzur içinde bir çalışma yapabilmesi için, grup başkanvekilleriyle bir araya gelerek buna bir çözüm arama yoluna girdik. Sayın Kapusuz "bu konuyla ilgili bir görüşme yapalım" dedi. Ben, kısaca düşüncelerimi söyledim. "Anavatan Partisiyle de görüşeyim, onun düşüncelerini de alalım, sonra bir sonuca belki varabiliriz" dedi. O çerçevede, bizim, nasıl bir gündem olursa ona evet diyebileceğimizi öngören bir ayrıntılı düzenlemeyi hazırladık ve daha sonra Sayın Kapusuz, Sayın Sarıbaş ve ben bir araya gelerek, bu çerçevede bir konuşma yaptık, bir değerlendirme yaptık.
Bu değerlendirmenin özü şu: Bir kere, daha önce gündeme alınmış, 15 -sanıyorum- temel kanunun 2'si görüşülerek çıkmıştı; üç çalışma günü içinde 2 temel kanun çıkardık buradan biliyorsunuz. Geriye kalanlardan 9 tanesinin gündemden çıkarılması, dönem sonuna, yani gelecek döneme bırakılması… Sadece, bunların içerisinden bizim de temel kanun olarak görüşmede sakınca görmediğimiz ve aslında çıkması gereken 4 yasayı muhafaza ederek, 9 tanesini gündemin dışına çıkarma konusunda yaptığımız öneri, her iki grup tarafından da olumlu karşılandı. Ayrıca, var olan gündeme, bu hafta içerisinde ilgili komisyonlardan çıkıp gelmesi muhtemel olan çok önemli 3 tane yasa var. Eğer, onlar, usulüne uygun bir şekilde komisyonlarda görüşülüp karara bağlanır, Meclise gereken zamanda ulaştırılabilirse, onların da, bu dönemde, bu iki hafta içinde konuşulmasına fırsat veren bir takvim hazırladık. Bu 3 kanunun 1'i Terörle Mücadele Yasasıdır; mutlaka çıkması lazımdır; ama, o yasa içerisinde, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizim duruşumuz bellidir, ona karşı tavrımız bellidir. Onlar giderilmezse dahi yasanın çıkmasında bir sakınca görmeyiz; biz, mücadelemizi öbür konuyla ilgili olarak sürdürürüz; çünkü, Terörle Mücadele Yasasının bizatihi çıkmamasından doğan çok ciddî sıkıntılar da vardır. İkincisi, hâkimler ve savcılarla ilgili bir yasa tasarısıdır; onun da tatilden önce çıkmasında sayılamayacak kadar yarar vardır. Bir başkası, Dokuzuncu Kalkınma Planıyla ilgili kanun tasarısıdır; onun da mutlaka yetişmesi lazımdır. Eğer, işlemler tamamlanırsa, o 3'ü de gelecek.
Burada, daha evvel gündeme aldığımız yasalarda bir öncelik sırası belirleyerek, bunlardan özellikle Devlet Memurlarının Disiplin Cezalarının Affedilmesine Dair Kanun, büyük tartışmalara neden olmuş, büyük beklentiler yaratmış. Bu insanlarımızı daha fazla bekletmemek için, onu öncelikle konuşmak için, gündemin ön sıralarına almak temel tercihimiz olmuştur. Ayrıca, orman mühendisleri ve orman endüstri mühendisleriyle ilgili bir yasanın da bir an evvel çıkması beklendiği için, onun da öncelik alarak burada görüşülmesini sağlamayı düşünerek bir gündem önerisi yapıldı ve yaptığımız görüşmede -Sayın Kapusuz ve Sayın Sarıbaş- bu konuda bir mutabakat içerisinde olduğumuzu tespit ettik.
Sayın Sarıbaş, burada konuşurken "bu teklif, bu öneri Salih Kapusuz'dan geldi, siz ona katıldınız" diyor; öyle de olsa ne olacak?!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Bir şey olmaz; biz de onu söyledik. Bir şey olur demedik ki!
ALİ TOPUZ (Devamla) - Eğer doğru bir öneriyse ona katılmak suç sayılmaz; bu bir. Ama, öyle de değildir. Gündemin bu sırasını, hangi kanunun, hangi gün, hangi saatte konuşulacağı, bütün bunların hesaplamasını yapan Cumhuriyet Halk Partisi Grubudur.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Ben, günlük bir program yaptım. Her kanunun muhtemelen kaç dakika bir tartışmaya ihtiyaç olduğunu hesaplayarak, ona göre her günün dakikalarını dikkate alarak, programı hazırlandı tarafımızdan. Dolayısıyla da, bu önergeyi benim vermemden daha doğal bir şey yok. Danışma Kurulu toplantısını çağırdığımız zaman, Sayın Meclis Başkanının Başkanlığında, şunu ifade ettim; bu öneriyi ben imzalayarak buraya getirdim; ama, bu öneri, 3 grubun önerisidir; istenirse 3 grup müştereken bu öneriyi yapmış olabiliriz diye, Meclis Başkanının önünde de ifade ettim.
Şimdi, Sayın Sarıbaş, bence çok yanlış bir üslupla ve muhalefet zannedilen; fakat, muhalefetle ilgisi olmayan bir tutumla bu kürsüde konuştu. Ben, Sayın Sarıbaş'ın içinde bulunduğu durumu çok iyi anlayanlardan birisiyim; hatta, bu konuyla ilgili olarak, kendisine, bu son bir iki gün içinde en yüksek düzeyde hukukî destek de sağladım.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisinin başhukuk danışmanı, mahkeme kararlarını, Danıştay kararını inceleyerek bir rapor yazdı, yazılı olarak bana verdi. O raporun bir nüshasını Sayın Kapusuz'a verdim, bir nüshasını da kendilerine verdim. Bu konuda alınan mahkeme kararlarına göre haklı olduğunuz anlaşılıyor dedim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Tamam, dediniz, doğru.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Gerçi, o yasanın -yani, siyasî partilere yardım yapılmasıyla ilgili yasayı öneren bir Cumhuriyet Halk Partili milletvekili arkadaşımızdır, Osman Bey- o yasanın doğru olduğu kanısındayım ben; ama, mahkemelerin ortaya koyduğu karara karşı almamız gereken tavrın da, mahkeme kararlarına uygun hareket etmek olduğundan da hiçbir zaman vazgeçecek bir insan değilim; ne ben ne Grubum. Bu katkıyı da yaptım kendilerine. (CHP ve AK Partisi grubundan alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Teşekkür ederim.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Ama, şimdi buradaki konuşmadan da anlaşılıyor ki, Sayın Sarıbaş, burada, kürsüden bir pazarlık yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Biz pazarlık içinde olmadık!
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ALİ TOPUZ (Devamla) - Bizi pazarlıkla suçluyor.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Hayır, öyle bir şey yok!
ALİ TOPUZ (Devamla) - Bizi pazarlıkla suçlayan Sayın Sarıbaş, bu kürsüden diyor ki; eğer diyor… Bunu daha önce de söylemişti; ben, kendisine, Sayın Sarıbaş, sakın bu iddiayı tekrarlamayın; yani, "bu bizim paramız verilmezse ben bu Danışma Kurulu önerisine imza atmam…" Bunu söylemeyin, yanlış olur, yakışmaz size demiştim. Şimdi, bunu kürsüye getirdi. Getirmeseydi, ben söylemeyecektim bunu; ama "ya bize, Siyasî Partiler Kanununa uygun şekilde çıkan mahkeme kararlarına uygun biçimde para verirsiniz, o zaman ben buna katılırım ya para vermezseniz ben buna katılmam…" Bu, pazarlık değil de nedir arkadaşlar?! (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
Sözlerimi şöyle bitirmek istiyorum, son sözlerim şöyle: Değerli arkadaşlarım, siyaset ciddî bir iştir, parti de ciddî bir organizasyondur, parti grubu da çok ciddî bir kurumdur. Ben şimdi, arkadaşlara soruyorum: Siz, sandıktan çıkarak mı grup kurdunuz; yoksa, illüzyon yapıp, şapkadan çıkarak mı grup kurdunuz?!
Saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 2 000 000 oy aldık.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Topuz.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Hatay Milletvekili Fuat Geçen yazılı olarak Meclis Başkanlığımıza müracaat ederek, İçtüzüğün 60 ıncı maddesine göre, yerinden, kısa bir açıklamada bulunma isteğinde bulunmuştur.
Sayın Geçen'e, bir sataşmaya meydan vermemek üzere söz veriyorum.
Buyurun Sayın Geçen.
VI.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Hatay Milletvekili Fuat Geçen'in, Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş ile Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan'ın, konuşmalarında, adının, yolsuzluklar konusundaki iddialara esas teşkil edecek şekilde anılmasına ilişkin açıklaması
FUAT GEÇEN (Hatay) - Sayın Başkanım, bugün, gündemden bu yana, özellikle yolsuzluklarla ilgili, Anavatan Grubunun bir önergesiyle birlikte, sürekli, adımın yolsuzluklar konusunda iddialara ana teşkil edecek şekilde anılması… Aslında, geçen hafta süresince de bu devam etmişti. Çok söz almayı düşünmedim; ancak, artık…
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın Başkan, anlaşılmıyor, kürsüden konuşsun.
BAŞKAN - Sayın Geçen, elinizi çekerseniz, mikrofon rahat hareket…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Mikrofon bozuk, anlaşılmıyor.
FUAT GEÇEN (Hatay) - Efendim, izin verirseniz, sanırım kürsü daha sağlıklı olacak. Eğer müsaade ederseniz, 2 dakikayı orada kullanayım.
BAŞKAN - Efendim, talebiniz bu. Ben, yoksa…
FUAT GEÇEN (Hatay) - Efendim, talebimi sözlü olarak değiştireyim. Eğer, izin verirseniz öyle yapalım.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Geçen; kısa ve öz yalnız, bir sataşmaya meydan vermeyecek şekilde. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
FUAT GEÇEN (Hatay) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım iyi niyetiniz ve toleransınız için.
Şimdi, efendim, benim söyleyeceğim şeyler çok siyasî veya işte, AK Parti Grubundan ayrıldı, ayrılmak üzereydi, disipline mazhar oldu noktasında değil. Ben, daha önemli bir şey aslında arz etmek istiyorum.
Şimdi, Sayın Sarıbaş'ın "yalan söylüyorsunuz, ya Sayın Kapusuz doğru söylemiyor veya Fuat Geçen yalan söylüyor" işte, Sayın Eraslan'ın bu konudaki esas gösterme, Ümmet Beyin, geçen hafta birkaç arkadaşın… Ben, sürekli bu konularla ilgili bir başlangıçmışım gibi sunulmam, aslında, cevap hakkımı çoktan doğurmuştu. Ben, bunu da fırsat bileyim; şu Hatay meselesini birkaç kelimeyle izah edeyim.
Şimdi, aslında, ben, AK Parti Milletvekiliyim şu anda. AK Partiden ihracım süreci bitmemiştir. Bir AK Parti Milletvekili olarak, kendi seçim bölgemde herhangi bir yanlı tavra maruz kalmadan yapılan inceleme neticesinde, maalesef, bütün Partiyi bağlamamakla birlikte, Hatay özelinde, teşkilat mensuplarımız, kayda değer sayıda; ki, bu sayı yüzde 50'lerin üzerindedir… Usullü-usulsüz tespitini yapmam bir haksızlığa sebebiyet verebilir. Şu anda, o işin usul yönü, gerçekten, Grup Başkanvekilimizin söylediği gibi yargıdadır, önemli bir kısmı yargıya intikal etmiştir. Ancak, etik olarak, yani, siyaset ahlakı olarak, bir milletvekilimizin, netice alınsın alınmasın, bu manada bir telkinde bulunması veya yazılı bir belgeyi, neticesi gerçekleşmedi, ama, ben, bunun böyle de sonuçlanacağını bilmeden sehven bir yazı yazdım demesini, ben, ahlakî bulmamıştım ve bunu kamuoyuyla paylaşmıştım. İlerleyen süreçte, Hatay'da teşkilatta rol alan -bakın, seçmen bazında demiyorum, bir hakkın yerine konması için bunları söylüyorum- teşkilatta görev alan, yani, siyaset aktörlerinin içerisinde teşkilat bazında rol alan arkadaşların bu işle ilgili çok önemli ihaleler aldığı konusunu ortaya koymuştum ve aynı noktadayım.
Sayısal olarak, şimdi, böyle 5 000'ler 3 000'ler vermeyeceğim, bazı mahcubiyetler ortaya çıkabilir diye vermeyeceğim. Neden; çünkü, bunların değerlendirme biçimlerine çok farklı yaklaşıldı, basın da doğru yazmadı -buradan onu da söylüyorum- basın da bu sayıları speküle etti; ancak, bunu savunma adına Partimin bazı sözcülerinin de bu işe çok doğru yaklaşmadığını gördüm.
Dolayısıyla, bu gelgitlerde, medcezirlerde birtakım hukuk ihlalleri oldu. Öyle zannediyorum, en çok da -ilerleyen zamanda bunu doğru yazarsa tarih- benim hukukum ihlal edildi; çünkü, ben, kendi özelinde Hatay'da yaşananlardan hareket ederek, 81 vilayette bir tedbir geliştirilsin istedim. Acaba, bunun benzerleri diğer illerde de olabilir mi? Bizde böyle bir şey var. Bu çok ahlakî değil, bu çok doğru değil, bu çok kanunî değil. Burada, kamu hukuku ihlal ediliyor; ancak, süreçte, elbette tarzımla ilgili sorgulanacak çok şey olabilir; ama, esasla ilgili, aynen olması gereken yerde duruyorum. Benim özelimde, yani Hatay özelinde, gerçekten, AK Parti olarak bizlerin başlangıçta verdiğimiz sözle ciddî şekilde çelişir bir siyasî aktörlerimizin bu işe bulaşmışlığı vardır; bunun ispatı da vardır. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, ben, sadece bu tedbirin geliştirilmesini arzu ettim; ancak, olay öyle bir mecraya geldi ki, yani, her gün "Ali Dibo" noktasında adım anılarak buraya çağrılır gibi isim verilmem… Belki, muhalefetin veya başka arkadaşların kendi stratejileri gereği bu açıklamamın yapılmasına yönelik bir planları da olabilir; ancak, ben, milletin hukukunu korumakla sizler gibi görevli bir milletvekiliyim. Dolayısıyla, hukukun korunması ve ettiğim yeminin gereğini yapma gayretimdeki hiçbir halimi sorgulatmam ve sorgulatmadım.
Teşekkür ediyorum. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Geçen.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, yerimden bir şey ifade edebilir miyim efendim?
BAŞKAN - Buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, ben de aynı talepte bulunmuştum; henüz bekliyorum.
2.- Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un, Partisinin Disiplin Kuruluna sevk edilen milletvekilinin iddialarını ispat etmesi gerektiğine, sadece sözde kalan ithamların doğru olmadığına ilişkin açıklaması
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; biraz önce AK Parti Milletvekili olduğunu söyleyen arkadaşımız -evet, bir sürecin devam ettiği, bilinen bir gerçektir- Partimizin Disiplin Kurulu tarafından bir müeyyideye tabidir.
Şimdi, bizim hiçbir organımız, hiçbir milletvekilimiz, ki, elinde belgesi, bilgisi olup da, eğer, bize güvenmiyorlarsa bile, bağımsız yargıya götürüp teslim etmezlerse, biz, her türlü iddiayı ispata davet ettiğimiz bu insanlara başka şeyler de söylemek durumunda kalırız.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Yani, tehdit ediyorsun!..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Hak ve hukuk derseniz, tedbir dediğiniz şeyle, itham ettiğiniz şeyin birbirleriyle buluşması lazım. Tedbir ne, bulunması gerekli olan, alınması gerekli olan, yapılması gerekli olan ne; bunu net orta yere koymak lazım. Sadece söz olarak, muallakta konuşulan bazı şeylerle koskoca bir müesseseyi itham etmek kimsenin hakkı da değildir, haddi de değildir. Dolayısıyla, siz… Belgeniz varsa, getirin demişiz; itham ediyorsunuz, ispatlayın demişiz.
Ayrıca, siz, hem partili olduğunuzu söylüyorsunuz hem de içinde bulunduğunuz müesseseyi yaralıyorsunuz.
Ben, yine, bir kez daha, sadece AK Partili olarak değil, Cumhuriyet Halk Partili olsun, başka partili olsun veyahut da vatandaş olsun, savcı olsun, elinde belgesi, bilgisi, kimin neyi varsa getirsinler, sonuna kadar desteğiz; ama, sadece, sözde ithamlarla bu işin sözlü bir seviyede kalmasını doğru bulmuyoruz.
Benim burada ifade etmek istediğim husus, AK Partiye kimsenin yakıştıracağı hiçbir şey yoktur.
Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan…
BAŞKAN - Evet, buyurun; sizin itirazınız neydi, açıkça bana ifade eder misiniz.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Efendim, Sayın Kapusuz konuşmasında, bugün CHP tarafından gündeme getirilen teklifin Anavatan Partisinin de uygun gördüğü; ancak, bazı sebeplerle bu teklife katılmadığı noktasında bir açıklamada bulundu.
BAŞKAN - Efendim, sizin…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Ben bu konuda, bazı sebeplerle, niçin katılmadığımızı…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın Sarıbaş izah etti bunu.
BAŞKAN - Anladım… Sayın Sarıbaş söz aldı, bunu gayet açık bir şekilde anlattı. İllâ ben anlatacağım diye bir şey…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Efendim, Sayın Sarıbaş şahsı adına konuştu, ben Anavatan Partisi Grubu adına…
BAŞKAN - Efendim, şahsı adına söz alsa da, Partiniz adına bu konuları açıkladı. Yeni bir söz verecek bir durum yok.
Teşekkür ederim.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Taraflı davranıyorsunuz Sayın Başkan!
BAŞKAN - Sayın Keskin…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Taraflı davranıyorsunuz! Sizi millete şikâyet ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Keskin, sizinle ilgili söylenen sözler hususunda Başkanlık olarak gerekli ikazda bulunduk. Sizin için de, İçtüzüğe göre söz vermemiz gereken bir durum yoktur.
Teşekkür ederim.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Cevap vermek istiyorum…
V.- ÖNERİLER (Devam)
A) SİYASÎ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ (Devam)
2.- Genel Kurulun çalışma gün ve saatleri ile gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP grup önerisi (Devam)
BAŞKAN - Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun İçtüzüğün 19 uncu maddesine göre verilmiş bir önergesi vardır…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Karar yetersayısı istiyorum…
BAŞKAN - Önerge üzerindeki konuşmalar da tamamlanmıştır.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Karar yetersayısı vardı Sayın Başkan…
BAŞKAN - Karar yetersayısı arayacağım.
Kabul etmeyenler… Öneri kabul edilmiştir ve karar yetersayısı vardır.
Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün 37 nci maddesine göre verilmiş 2 adet doğrudan gündeme alma önergesi vardır; ayrı ayrı okutup işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
4.- Anavatan Partisi Grup Başkanvekili Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş'ın, Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/683) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/397)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
25.1.2006 tarihinde Yüce Başkanlığa sunulan ve 6.2.2006 tarihinde ilgili komisyonlara havale edilen (2/683) esas sayılı Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifimiz havale edildiği Plan Bütçe Komisyonunda bekleme süresi içerisinde görüşülmediğinden, kanun teklifimizin İçtüzüğün 37 nci maddesi uyarınca doğrudan gündeme alınması hususunu arz ederim.
Saygılarımla.
Süleyman Sarıbaş
Malatya
BAŞKAN - Önerge sahibinin söz isteği var mı efendim?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Evet efendim.
BAŞKAN - Buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; vermiş olduğumuz kanun teklifi süresi içerisinde komisyonda görüşülmediği için İçtüzüğün 37 nci maddesine göre Genel Kurula indirmek zorunda kaldık. Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biliyorsunuz, son zamanlarda hemen hemen her gün memleketimizin bir köşesine bir şehit cenazesi gitmekte ve maalesef, ateş düştüğü yeri yakmakta. Bu kanun teklifimiz de, şehit aileleriyle ilgili bir kanun teklifi. Bu kanun teklifimizde… 7 maddeden oluşan bir teklifimiz var. Bunun 1 inci maddesi, şehit dul ve yetimlerine şehidin silahını bulundurma ruhsatı olarak veriyoruz; bunlardan harç alınmaması noktasında bir değişiklik. 2 nci maddesi, şehit yakınlarına ödenen tazminatların dağılım oranlarını belirlemek için, yaptık… Çünkü, bu konuda çok ihtilaf çıkmakta, davalar açılmakta. Şehidin eşi, füruu, çocukları, usulü, kendi aralarında tartışma yaşadıkları için, bu blok parayı bölüşemedikleri için ve ne kadar kısmının manevî tazminat, ne kadar kısmının maddî tazminat olduğu belirlenmediği için birtakım iç çekişmelere sebep olmakta. Bunun, kanunla miktarlarının açık açık belirlenmesini ve niza yaratmamasını istiyoruz.
Yine, önemli bir şey var; biliyorsunuz, kanunumuza göre şehit ailelerinden varsa çocuğu veya eşini kamu görevine, işe alıyoruz. Bu da, uygulamada çok büyük rahatsızlıklar yaratıyor. Şu manada rahatsızlık yaratıyor; bir tanesinin alınması normal, biz bunun ikiye çıkmasını istiyoruz. Niye ikiye çıkmasını istiyoruz...
Sayın Başkan, gürültüden ben duymuyorum...
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Sayın Hatibi dinleyelim.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Şöyle. Genelde şehidin çocuğu çok küçük kalıyor; dul eşi, bu kadroyu o çocuğuna saklıyor. Çocuk çok küçük olduğu için ailenin büyükleri bunun şehidin ailesine verilmesi için geline, yani dul eşe baskı yapıyorlar. Dolayısıyla, aile arasında kısa sürede bir kopma meydana geliyor ve gelinle muğber olunuyor. Bunu biz iki taneye çıkartalım. Bir tanesi şehidin eş ve çocuğuna, bir tanesi de şehidin kardeşine veyahut da usul, füru akrabalarına verilmesi noktasında. Bu çok fazla da değil. İnşallah şehit olmaz, bu ülkede daha fazla kan akmaz; ama, senede 100-200 kadroyu bu şekilde bu büyük devletin tahsis etmesinde de bir sakınca yok diye düşündük.
Bir başkası, arkadaşlar, şehit derneklerimiz, maalesef, bu derneklerimiz kiralarını, yakıt paralarını dahi veremiyorlar. Hiç değilse, il merkezlerinde, nüfusu 100 000'i aşan il merkezlerinde veya 30'dan fazla şehidi olan ilçe merkezlerinde, şehit derneklerimizin, kamunun boş kalan yerlerinden valinin izniyle yararlanmalarını, bu mümkün olmadığı takdirde de senede belli bir miktar paranın bunların kira ve yakıtları için ayrılmasını teklif etmiştik.
Kanunumuz tamamen bunlara yönelik. Eğer bu aksaklıkları giderirsek, bu vatan için canını vermiş, bu vatan için kanını vermiş, bu vatan için genç yaşta dul kalmış, yetim kalmış insanların ve onların bir araya getirdikleri derneklerin bir nebze olsun sorunlarını, en azından bilinen sorunlarını çözme imkânımız olacak.
Bir başka, kanunla belirlemek istediğimiz husus da şehidin tarifidir arkadaşlar. Biliyorsunuz, şehidin tarifi hemen hemen hiçbir kanunda yok. Sadece vatan için ölenlere şehit denildiğini biz geleneklerimizden biliyoruz; ancak, silah altında göreve giderken araba kazasında öleni biz şehit saymıyoruz veyahut da askerlik nedeniyle ranzadan düşmüş, erimiz şehit olmuş, bunu şehit saymıyoruz. O halde şehide bir tarif getirmemiz lazım ve açıklık getirmemiz lazım. Bence görevi, yani sevk evrakını aldıktan terhis olana kadarki dönem içerisinde yakalanacağı daimî bir hastalıktan dolayı malul…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …ölümü halinde de şehit sayılması gerektiği kanaatindeyim; çünkü, her ne olursa olsun, o vatan görevine gitmemiş olsa trafik kazası belki olmayacak veya o görev için zorunlu silah altında bulunmasa ranzadan düşmeyecek. Yani, mutlaka şehit tarifine bir net açıklık getirmek bakımından da yasaya bir madde koyduk; çünkü, bu konuda çok dava var, özellikle iki konuda binleri aşan davalar var. Oğlunun şehit olup olmadığı noktasında tespit davaları var; bir de, bu verilen tazminatların, devlet yardımlarının paylaşımı noktasında mirasçılar arasında büyük davalar var. Bunları ortadan kaldırmak için; yani, şehitlerimizi ve şehitlerimizin yakınlarını, o acının üstüne bir de mahkemelerde hak arama mücadelesine götürmemek için bu kanun teklifini verdik.
Başka bir yönü de, artık, şehitlerimiz kapı kapı hak aramasınlar, Başbakanlıkta bir şehit takip müdürlüğü kuralım, bunların hakları tek bir merkezde toplansın diye verdik…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - …ve destekleyeceğinizi umuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Efendim, ilave edeceğiniz bir şey varsa, buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Yani, şunu demek istedik efendim: Başbakanlıkta bir şehit takip müdürlüğü kuralım, bir aileden bir şehit olduğu takdirde aile oraya müracaatını yapsın, orası bütün işlemlerini neticelendirsin; yani, şehit ailelerimiz bir Emekli Sandığına, bir bağlı olduğu kuruma, bir gidip Sosyal Sigortalara veyahut da birliğine, kapı kapı uğraşmasınlar, tek bir merkezden bu işleri halleder ve nerede şehidimiz var ise, hiç onların uğraşmasına gerek kalmadan, evraklarını tanzim edecek, haklarını verecek bir müdürlük oluşturalım Başbakanlıkta ve şehit ailelerimiz de ilk defa nereyle muhatap olduklarını bilsinler. Bu rahatlığı da getirelim diyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Efendim, bir milletvekili olarak Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Bir değerli milletvekilimizin vermiş olduğu bir kanun teklifinin, bu kanun teklifi de, şehitlerimizi ve şehit ailelerimizi yakından ilgilendiren bir kanun teklifinin kırkbeş gün süreyle Bütçe Plan Komisyonunda görüşülememesinin altında yatan mantığı anlamak mümkün değil.
Bir kanun teklifi veriyor, bir ihtiyaçtan dolayı bir kanun teklifi veriliyor, bu kanun teklifi kırkbeş gün bekliyor, Bütçe Plan Komisyonunda görüşülmeyecek, daha sonra İçtüzüğün 37 nci maddesine göre, milletvekilimiz, bunu doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili bir önerge verecek. Şehitlerimize ne kadar sahip çıktığımızın çok açık bir göstergesi bu, değerli milletvekilleri.
Şimdi, bugün Danışma Kurulu önerisi geldi, grup önerisi, oylandı, kabul edildi; LPG tesisleriyle ilgili olarak bu konuyu gündeme aldık. Peki, ben şimdi soruyorum; şehitlerimizi ilgilendiren, şehit ailelerimizi ilgilendiren böyle çok önemli bir kanun teklifi otogaz tesislerinden daha mı az önemli arkadaşlar, sizlere sormak istiyorum, daha mı az önemli?! Atatürk Orman Çiftliğinin Büyükşehir Belediyesine bazı haklarının devredilmesinden daha mı az önemli şehit ailelerimizle ilgili bu kanun teklifinin önemi?! O halde, her gün Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yeni şehitler verdiğimiz bir ortamda şehit ailelerimizi yakından ilgilendiren bir kanun teklifinin, burada doğrudan gündeme alınma meselesinin, Bütçe Plan Komisyonunda halledilemediği için Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilmesi ne kadar acı verici bir şey! Şu anda manen bizleri izleyen şehitlerimizin vicdanları, kemikleri sızlıyor arkadaşlar!
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Vay be!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Evet, evet; "vay be" diyorsunuz ama oradan, ben tekrar ediyorum, o şehitlerimizin manen kemikleri sızlıyor.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Şehitler siyasete alet edilmez!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Onlar, bu vatan için şehit oldular, kanlarını, canlarını, her şeylerini bu vatan için feda ettiler.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum) - Ayıptır, insan biraz utanır!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bunların ailelerini yakından ilgilendiren bir konuyu bir kanun teklifi halinde bir milletvekilimiz verecek, Bütçe Plan Komisyonunda kırkbeş gün görüşülmeyecek. Geliniz, bunu buradan izah ediniz, niçin Bütçe Plan Komisyonunda görüşülmediğini buradan anlatınız, biz de tatmin olalım, ikna olalım. Ama, diyorsanız ki, bu kanunun bazı teknik eksiklikleri var, bazı yanlışlıkları var; Bütçe Plan Komisyonunda giderilirdi o yanlışlıklar, o eksiklikler orada halledilirdi; bırakınız orada, belki burada hallederdik, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda çözerdik meseleleri, eksik varsa, yanlış varsa, hata varsa. Ama, siz, kırkbeş gün almayacaksınız, bekleteceksiniz; Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine doğrudan alınmasına ilişkin bir önerge verilecek…
Bakacağım biraz sonra, merak ediyorum, parmaklarınızı göreceğim, bunun lehinde mi aleyhinde mi oy kullanacağınızı merak ediyorum, göreceğim biraz sonra.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Merak etme, o belli.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Nedir, lehinde mi oy kullanacaksınız?
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Göreceksiniz biraz sonra.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Lehinde oy kullanacaksanız, teşekkür ederim.
İnşallah, bunu bugün kabul edersek, bir başka öneriyle öne alınmasını da haftaya oylayalım, Meclis kapanmadan önce bunu da geçirelim.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) - Geliyor zaten, haftaya salı günü geliyor.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - O zaman, bunu da geçirelim.
Biraz önce, bakınız, bir milletvekilimiz oradan laf atmaya çalışıyordu. Bak, şimdi Grup Başkanvekiliniz ne söylüyor Sayın Milletvekilim; o, sizin söylediklerinizi tamamen tekzip etti şimdi.
Değerli milletvekilleri, bu şehitlerimiz, vatan için canlarını, mallarını feda etmişlerdir, geride gözü yaşlı birçok insan bırakmışlardır. Makamları cennet olsun, hepimizin arzusu odur.
Geliniz, bu kanun teklifinin doğrudan Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine alınması yolunda oylarımızı kullanalım ve ben, bu vesileyle, bu kanun teklifini Türkiye Büyük Millet Meclisine sunan Çok Değerli Milletvekillerimize de huzurlarınızda teşekkür ediyorum. İnşallah, bundan sonra, daha huzurlu günler temenni ediyorum, şehit vermediğimiz günleri temenni ediyorum.
Bu ülkenin birlik ve beraberlik içerisinde kalkınmasını, gelişmesini temenni ediyor, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın milletvekilleri, Sayın Sarıbaş'ın önergesi üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısının aranmasını istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Şimdi, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı isteyeceğim.
Önergeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir, karar yetersayısı vardır. (Alkışlar)
Şimdi, ikinci önergeyi okutuyorum:
5.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, Sivas Madımak Oteli'nin Barış, Kültür ve Sanat Müzesi Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/570) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/398)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/570 esas numaralı kanun teklifimin Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 37 nci maddesine göre işleme alınmasını arz ederim.
Berhan Şimşek
İstanbul
BAŞKAN - Sayın Şimşek önerge sahibi olarak söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Şimşek. (CHP sıralarından alkışlar)
BERHAN ŞİMŞEK (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Madımak Otelinin Barış, Kültür ve Sanat Müzesi Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifimin İçtüzüğün 37 nci maddesine göre gündeme alınması için söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta 4 üncü Pir Sultan Abdal Kültür Şenliklerinin ikinci gününde, şenliğe katılan aydınlarımızın, sanatçılarımızın, yurttaşlarımızın kaldığı otel yakılmış ve o sırada otelde bulunan 37 yurttaşımız diri diri yanarak can vermişti.
O tarihte, bu olayla ve bu olayın faillerinin cezalandırılmasıyla ilgili bazı siyasetçiler namus, şeref sözü vermişler ve kanları yerde kalmayacak demişlerdi.
Buna karşın, yine, bazı siyasetçiler, "Sivas Davası" olarak anılan ve o vahşete katıldıkları iddia edilenlerin yargılandığı davada, maalesef, sanık avukatı olarak bulunmuşlardır.
Bu hain saldırının üzerinden onüç yıl geçti. Şöyle geriye dönüp baktığımızda, bu olayla ilgili, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için kayda değer bir gelişme sağlanamadı.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 37 canın diri diri yakıldığı saldırının failleri kimi yakalanmış, kimi de tutuklandıktan sonra, eve dönüş yasası gibi, af yasalarından yararlanmıştır; ancak, toplum olarak, devlet olarak bu saldırı ve buna benzer saldırılarda, saldırılardan hemen sonra verilen sözlerin, gösterilen tepkinin devamı gelmemiştir.
Bu süreç bizi, mayıs ayında yaşanan Danıştay saldırısına götürmüştür. Danıştay saldırısından sonra çete piyasası kurulmuş, soruşturmayla ilgili bilgi ve belgeler basına sızdırılarak hedef şaşırtılmak istenmiştir. Hedef şaşırtma eylemini kimin yaptığı bellidir. Esas çete, Sivas'ta o acı olayları yapanlardır. Çete aranacaksa, otel yakma eylemini yapanlara ve onların arkasında sürüklenenlere ve onların arkasında duranlara bakılmalıdır.
Sayın Başbakan geçtiğimiz günlerde "köktendinciler dediğimiz şeyler pek çok marjinal gruplar, bu çok marjinal grupların da Türkiye'de ağırlıklı bir esintisi söz konusu değildir" ifadelerini kullanmıştır. Madımak yangını, köktendinci fikrin eyleme geçmiş olduğu bir harekettir, Danıştay olayında olduğu gibi.
Nazi Almanyasında 6 000 000 insanın Yahudi olmalarından dolayı imha edilmeleri, sadece anılmakla kalmıyor, ırkçı ve şiddete karşı insanların haklarını savunmak için "toplama kampları" derslerde okutuluyor ve toplum, bu insanlıkdışı tehlikeler karşısında uyanık tutuluyor.
Yine, Almanya'da 1993 yılında Solingen kasabasında 5 Türk vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan bir kundaklama olayı yaşanmıştı. Bu olaydan sonra Alman Hükümeti, kundaklanan evi yeşil alana çevirdi ve katledilen 5 yurttaşımız için 5 çınar ağacı dikip, anıt yaparak, vatandaşlarımızın ve bizlerin acısını hafifletmeye çalışmış ve bu tür olaylara karşı duyarlı bir tavır sergilemiştir.
Avrupa Birliği üyeliği yolunda uyum paketleri çıkarıyoruz, hukukî düzenlemeler yapıyoruz; ama, esas yapılması gereken, yasaları çıkartmak kadar, bu anlayışı, yaşam biçimini yeşertmektir. Uyum, yasalarda olduğu kadar toplumsal yaşamda da olmalıdır.
Sivas'ta saldırının gerçekleştirildiği Madımak Oteli, yapılan tadilat sonrası otel ve kebap salonu olarak kullanılmakta. Bir insanlık ayıbının acısının yaşandığı, insanların yakıldığı bu mekânın bir kebap salonu olarak kullanılması, insanlığa karşı işlenen başka bir ayıbı simgelemektedir.
Almanya, Solingen'de çınar ağaçları dikerken, Madımak'ı bizim otel ve kebap salonu olarak kullanmaya devam etmemiz, şiddet içeren olaylara karşı Almanya'nın ve bizim bakışımızı, farklılığımızı, maalesef, ortaya koyuyor.
Bu kanun teklifiyle, otelin özel mülkiyette bulunması nedeniyle, anayasal mülkiyet hakkına sahip çıkarak, Madımak Otelinin sahibinin rızası alınıp, bedeli ödenerek kamulaştırılması ve müzeye dönüştürülmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkili kılınmaktadır.
Konuyla ilgili Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atilla Koç, Erzincan Milletvekilimiz Sayın Erol Tınastepe'nin yazılı soru önergesine verdiği yanıtta, Kültür ve Turizm Bakanlığının 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun kapsamında yer alan taşınmazları kamulaştırma yetkisine sahip olduğu, Madımak Otelinin 2863 sayılı Yasa kapsamında bulunmadığı ve özel mülkiyette bulunması nedeniyle özel şahısların veya sivil toplum örgütlerinin talebi halinde özel müze olarak değerlendirilebileceğini söylemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) - Geçtiğimiz yıl yurt içinde ve yurt dışında Madımak Otelinin müze yapılması için bir imza kampanyası düzenlenmiş, sanatçılarımızın, aydınlarımızın, konuya duyarlı sivil toplum örgütlerinin yöneticileri tarafından onbinlere varan imza, yetkililere, Başbakan Yardımcısına teslim edilmiştir.
Bu otelin müze yapılması toplumumuzu barıştıracak, kamplaşmalara son verecektir. Otelin müzeye dönüştürülmesi, Sivas Kongresinin düzenlendiği, Anadolu aydınlanmasının başkenti, Âşık Veysel'in, Pir Sultan Abdal'ın kenti Sivas'ın ve Sivas halkının bu vahşetle anılmasını önleyecek ve vicdanları rahatlatacaktır.
Sivas'ın böyle bir saldırıyla anılması kabul edilemez. Olaya karşın ve bu olayların çıkmasına önderlik edenlerin yüzünden Kuvayı Milliyenin temellerinin atıldığı Sivas ve Sivaslılar suçlanamaz.
Bu teklif önemlidir. Bugün, Avrupa'da İslamofobiden bahsediliyor…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Şimşek, son cümlenizi rica ediyorum, eksüre verdim.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bu, Avrupa Birliği süreci içerisinde de böyle bir müzenin yapılması, Türkiye'ye bakıştaki bazı şehla anlayışı da ortadan kaldıracaktır.
İnsan hakları ve demokrasiyi, içini kavram olarak doldurup, sadece kendimize talep etmek gibi bir anlayışın peşinde değilsek, bu kanun teklifinin yasalaşmasıyla kurulacak olan barış ve kültür müzesinin, ülkemiz ve dünya barışına katkıda bulunacağına inanıyor ve o saldırıda yaşamlarını yitiren aydın, sanatçı ve yurttaşlarımızı saygıyla, rahmetle anıyorum. Yattıkları yer ışık olsun.
Yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Şimşek.
Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç.
Buyurun Sayın Kılıç. (CHP sıralarından alkışlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sivas katliamının yapıldığı Madımak Otelinin barış, kültür ve sanat müzesi yapılmasına yönelik kanun teklifi hakkında şahsım adına söz almış bulunmaktayım; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bundan onaltı yıl önce, 2 Temmuz 1993'te, ülkemiz için utanç kaynağı olan Sivas katliamı yaşandı. Bu katliamda gencecik kızlarımız, delikanlılarımız, şairlerimiz, bağlama ustalarımız, semah dönen canlarımız diri diri yakıldılar.
Değerli arkadaşlar, aradan uzun bir süre geçtiği için bu vahşi olayı kısaca özetlemek istiyorum. Pir Sultan Abdal Derneği, her yıl, Banaz'da, Pir Sultan Abdal Şenlikleri düzenlemektedir. 1993 yılında yapılacak şenlik, Sivas Kültür Müdürlüğü bahçesine dikilen Ozanlar Anıtının açılışı nedeniyle, Kültür Bakanlığının da maddî katkıları sağlanarak, Sivas'ta yapılmaya karar veriliyor.
Şenlik için, Kültür Bakanlığının katkısı ve desteği bulunmaktadır. Valilikten gerekli izinler alınmıştır. Yasadışı bir toplantı ve şenlik söz konusu değildir. Şenliğin yapılmasını organize eden Pir Sultan Abdal Derneği, şenliğin daha bir ses getirmesi için Alevî örgütlerini, aydınları ve sanatçıları da şenliğe davet etmiştir.
Değerli milletvekilleri, şenlikler 1 Temmuzda başlıyor. Birinci gün, şair, aydın ve sanatçıların, Sivas Valisinin de katıldığı bir panel düzenleniyor, herhangi bir olay da olmuyor; ancak, bu huzur ortamı bazı gerici güçleri rahatsız etmiş olacak ki, o gece, şenliklerle ilgili hakaret ve küfürler içeren, vatandaşları tahrik etmeye dönük "Müslüman kamuoyuna" diye başlayan bildiriler mahallelerde dağıtılıyor. Bu hazırlıkların semeresi de görülecektir. Cuma namazından çıkan insanlar, bir grubun yönlendirmesiyle, şenlik mahalline ve Madımak Oteline taşlı ve sopalı saldırılar düzenliyorlar. 13.15'te başlayan saldırı 7 saat sürüyor, oradaki insanlar yakıldıktan sonra da, 20.15'te sona eriyor.
Değerli milletvekilleri, yapılan bu saldırı, sadece Alevîlere yönelik bir saldırı değildir. Atılan sloganlara baktığımızda bu açıkça ortadadır. Sloganlardan bazılarını size açıklamak istiyorum: "Cumhuriyet burada kuruldu burada yıkılacak", "yaşasın şeriat", "zafer İslamın" "kahrolsun laiklik" deniliyor.
Saldırı, sadece şenlik alanı ve Madımak Oteliyle sınırlı kalmıyor. Atatürk'ün Sivas Kongresini topladığı Kongre Binasının da camları kırılıyor, Atatürk'ün büstü devriliyor, Ozanlar Anıtı, Pir Sultan'ın heykeli sanılarak, boğazına ip takılarak yerde sürükleniyor.
Değerli arkadaşlar, bu vahşi katliamı yapanların bir kısmı cezalandırılmışsa da, bunların önemli kısmı, AKP İktidarı tarafından çıkarılan eve dönüş yasasıyla salıverildiler. Kuzey Irak'tan PKK'lı teröristler gelsin diye çıkarılan yasadan Sivas katliamının hükümlüleri ve Hizbullah hükümlüleri yararlandılar ne yazık ki!
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sivas katliamından yaklaşık bir ay önce Almanya'nın Solingen Kentinde de bir katliam yaşandı. Alman ırkçılar Türk vatandaşlarının oturduğu evi kundakladılar, 5 vatandaşımız öldü; ancak, Almanya, o vatandaşlarımızın öldüğü evin enkazını temizledi, oraya anıt dikti. Orada ölen 5 vatandaşımızın ismi yazıldı ve orada bu insanların ırkçılar tarafından katledildiği belgelendi. Ancak, biz ne yaptık, bir de bizdeki duruma bakalım: Vatandaşlarımızın katledildiği Madımak Otelini daha sonra ne yaptık; restore yaptık, otel olarak kullanmaya başladık. Daha sonra ne yaptık; o otelin alt katını bu kez de lokanta yaptık. Şu anda, o otelin alt katında, utanmadan, sıkılmadan kebap pişiriliyor değerli arkadaşlar. Bundan hepimizin utanması gerekiyor…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Sağolun Başkanım.
Otelin ne önünde ne de yanında, katliamın yapıldığını gösteren, 35 vatandaşımızın katledildiğini gösteren hiçbir iz de bulunmamaktadır. Âdeta, bu vahşi katliam unutturulmaya çalışılmaktadır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasa teklifi, bir ayıbın ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Hükümete ve Parlamentoya bir şans tanınmıştır. Madımak Oteli kamulaştırılarak müzeye dönüştürülmelidir. Bu müzede katliama ilişkin fotoğraflar, belgeler, katliamda yaşamını yitiren o masum insanların eşyaları sergilenmelidir. Önüne bir de anıt dikilerek, katledilen bu güzel insanların isimleri yazılarak bu vatandaşlarımızın gerici güçlerce katledildiği belirtilmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kılıç, son cümlenizi efendim, son...
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Son cümlelerim.
Devlet yetkililerinin katılımıyla her yıl orada anma toplantıları yapılarak kamuoyunda demokrasiye sahip çıkma duyarlılığı oluşturulmalıdır. 4 000 kilometre giderek Solingen'deki anma toplantılarına katılan devlet yetkilileri 350 kilometre uzaklıktaki Sivas katliamını anma toplantılarına da gidebilmelidirler.
Sivas katliamının unutturulmaya çalışılması cumhuriyet düşmanlarına cesaret vermektedir.
Bu yasa teklifine destek vereceğiniz ümidiyle, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kılıç.
Sayın milletvekilleri, Sayın Şimşek'in önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir efendim.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince sözlü soru önergeleriyle diğer denetim konularını görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1 inci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2 nci sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3 üncü sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu raporu (1/1115) (S. Sayısı:1147)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
4 üncü sırada yer alan, Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Geçen birleşimde, teklifin tümü üzerinde gruplar adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, şahısları adına konuşmalar yapılacaktır.
Şahısları adına ilk söz, Adana Milletvekili Sayın Recep Garip.
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; geçen perşembe günü devam etmiş olduğumuz 1205 sıra sayılı yasayla ilgili, LPG'yle ilgili şahsım adına söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz LPG tesisleriyle ilgili bu yasanın, özellikle dağıtım hizmetlerinde meydana gelebilecek aksamaların önüne geçilmesi, yapılmış olan nitelikli yatırımların heba olmaması, ülkemizin hayrına ve menfaatına kullanılması konusunda tedbirler alınması, imar planlarının yapılmasına kadar, özellikle faaliyet izninin verilmesi için bu kanun teklifi hazırlanmıştır hepinizin bildiği gibi. Bu konuda mutlak surette bir düzenleme gerekiyordu. Belediyeler tarafından imar uygulamasının yapılmaması nedeniyle, gayri sıhhî müessese yerlerinde işyeri açma, çalışma ruhsatı olmayan otogaz istasyonlarıyla birlikte değerlendirilmemesi gerektiği üzerinde mutlak surette durulmuştu. Yine, kanunda öngörülen şartların tamamının yerine getirilmemesinin kamu, mal, can güvenliği açısından mutlak surette sıkıntı doğuracağı, dolayısıyla böyle bir tedbirin alınmasının şart olduğu; dolayısıyla, imar planlarının henüz yapılmaması nedeniyle, işyeri açma, çalışma ruhsatlandırma işlemlerini tamamlayamayan otogaz istasyonlarına 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet izni verilmesini sağlamak gayesiyle bu yasa hazırlanmaktadır. Hayırlı olacağını düşünüyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Garip.
İkinci söz isteği, Aydın Milletvekili Sayın Ahmet Rıza Acar'a ait.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; hepinizi saygı ve hürmetle selamlıyorum efendim.
2005 yılında LPG piyasasını düzenlemeyle alakalı bir kanun çıkarmıştık. Bu çıkardığımız kanunda uygulama tarihleri vardı; bu uygulama tarihlerinin sonucunda da, EPDK, üç ay bir uzatma getirmişti. Bizim çıkardığımız belediye kanunlarıyla alakalı olarak mücavir alanların genişlemesinden dolayı, bu sektörde faaliyete geçen firmaların, yatırımcı arkadaşlarımızın, istihdam sağlayan kurum ve kuruluşlarımızın sıkıntıları meydana gelmiştir. Bu sıkıntıları aşma adına, imar faaliyetlerinde ve çalışmalarında zaman kazanmak ve bu firmaların da işlerini sağlıklı bir biçimde, yani, bugüne kadar 5 000 civarında lisans almış olan firmaların içerisine dahil olmaları açısından, 31.12.2007 tarihine kadar uzatma verilmektedir. Dolayısıyla, bu uzatmayla, bu piyasanın sağlıklı bir zemine oturacağını düşünüyor, hayırlı olması dileğiyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Acar.
Komisyonun bir söz isteği var, bir açıklama yapacak zannediyorum; buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Efendim gerekçe bölümünde, orijinal, gelen metnin gerekçe bölümünde, son satıra gelmeden önceki üçüncü satırda "men edilmesini" denmiş, "men edilmemesi" olacak efendim.
BAŞKAN - "Men edilmemesi…" Evet, bunu, bu şekilde düzelterek oylayacağız.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı vardır ve kabul edilmiştir.
1 inci maddeyi okutuyorum:
SIVILAŞTIRILMIŞ PETROL GAZLARI (LPG) PİYASASI KANUNU VE ELEKTRİK PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 2/3/2005 tarihli ve 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 2 nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Ancak bu Kanun yürürlüğe girmeden önce kurulduğu dönemdeki mevzuata göre gayri sıhhî müessese veya iş yeri açma ve çalışma ruhsatlı olarak bu Kanun gereği güvenlik ve lisans gereklerini yerine getirerek faaliyetlerini sürdüren otogaz istasyonları, lisans almak şartıyla faaliyetlerine devam ederler. Bu Kanun gereği güvenlik ve lisans gereklerine uyduğu TSE tarafınca belirlendiği halde, imar planlarının henüz yapılamamasından dolayı iş yeri açma ve çalışma ruhsatlandırma işlemleri sonuçlandırılamıyorsa, imar planlarının tamamlanması için, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31/12/2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir. Diğerleri faaliyetten men edilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporu hakkında, 1 inci maddede -1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde- Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletimizin temsil edildiği en üst organdır ve tek organdır; fakat, buradan çıkan yasalar yürütme kurulu tarafından, yani hükümetler tarafından uygulanmadığı takdirde, kanunlara saygılı olunmadığı takdirde, o zaman, devlette kaos meydana gelir. Maalesef, AKP Hükümeti bu yasaları uygulamıyor.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - AK Parti!..
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - AKP!.. Bundan sonra benim gözümde AKP; ilk defa söylüyorum!
Bu yasalara, maalesef, saygı gösterilmiyor, mahkeme kararlarına saygı gösterilmiyor. Mahkeme kararı neticesi, Anavatan Partisine bütçeden, Hazineden ayrılan paraya rağmen, Hükümet, maalesef, engel oluyor. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisine yapılabilecek en büyük saygısızlıktır; hukuka ve demokrasiye yapılabilecek en büyük saygısızlıktır; demokrasi ve hukuk devletinin boynuna yağlı ilmeği geçirmektir değerli arkadaşlar. Bir gün, AKP Hükümeti olarak, keser döner, sap döner, bir gün de hesap döner misali, sizler nasıl ki, hukuk devletinin ve demokrasinin boynuna yağlı ilmeği geçiriyorsanız, kodeste, bir gün, hukuk tarafından mutlaka sizin boynunuza geçirilecektir. Bunu, böylelikle sizlere ve milletimize anlatmak istiyorum. Bu, büyük bir haksızlıktır. Bu, büyük zulümdür. Bu, hukuk tanımazlıktır. Milletimizin bunu duyması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar, enerjiyle ilgili, burada, bu yasama yılında ve geçen sene de birçok kanun teklifi geldi; fakat, enerji konusunda, maalesef, hâlâ, daha hukuk devletinde, demokrasilerde olması gerekenler yapılmadı.
Geçen sene, Enerji Bakanlığıyla ilgili bir telefon konuşmasına takılan birkaç bürokrat ve işadamı kodese tıkandı. Bir milletvekili de, bir sayın milletvekili de bu yüzden istifa etti değerli arkadaşlar. Mavi Akımla ilgili şaibeler… Buna rağmen, Sayın Enerji Bakanı, hâlâ daha yerinde oturmaktadır. Ben, milletimize bu gerçekleri anlatmak için huzurlarınızda bulunuyorum; yoksa, hakikaten, bu Enerji Bakanının burada oturmasına rağmen, burada konuşmaktan, değerli arkadaşlar, hicap duyduğumu ifade etmek istiyorum. Biz, Enerji Bakanına şaibelerle ilgili sözleri söylüyoruz; geçen yıl veya bu senenin başlarında "yel değirmenine saldırıyorsunuz" diyorlar; fakat, Enerji Bakanının verdiği cevap da, maalesef, balta nerede; suya düştü. Su nerede; inek içti. İnek nerede; dağa kaçtı. Dağa ne oldu; yandı, bitti, kül oldu şeklinde cevaplar veriyor değerli arkadaşlar. Böyle bir şey olmaz.
Batı demokrasilerine baktığımız zaman, bir bakan hakkında, bir yürütme kurulu üyesi hakkında en küçük bir şaibede istifa ediyorlar değerli arkadaşlar. Böyle bir anlayış olabilir mi?
Bu gün, Sayın Başbakanın grup toplantısını çok kısa bir süre izleme durumunda kaldım. İşte, diyor ki Sayın Başbakan, "İktidarı yıpratma adına, cumhuriyetin ve demokrasinin değerleriyle oynamayın, kurumlarıyla oynamayın."
Ey, Sayın Başbakan, ben de size buradan diyorum ki, muhalefeti baskı altına alma, muhalefeti yıpratma, ezme adına, asıl, siz, cumhuriyetin, devletin ve hukukun kurallarıyla oynamayın.
Neden Anavatan Partisinin Hazine tarafından yapılmış yardımını ve mahkeme kararıyla verilmiş yardımını vermiyorsunuz, engel oluyorsunuz? Bir gün, mutlaka, hukuk bunun hesabını, sizlere verecektir.
Değerli arkadaşlar, çok yakın tarihlerimiz bunun misalleriyle doludur, ibret almanızı istirham ediyorum sizden. İbret almanızı istirham ediyorum. Bu böyle gitmez, mutlaka, bir gün, millet sizden hesap soracaktır.
Değerli arkadaşlar, enerji sorunumuz en büyük sorunlardan birisidir. Maalesef, enerjiyle alakalı olarak son derece iyi şeyler olmuyor. Bakınız, bu konudaki görüşlerimi şöyle aktarmak istiyorum:
Değerli arkadaşlar, öncelikle enerji stratejisi dünyadaki en önemli unsurlardan biri haline gelmiş durumdadır; çünkü, girdi maliyetleri olarak, gelişmekte olan ülkeler için uluslararası rekabette en büyük avantaj konumundadır. Dahası, enerji sağlayan ya da enerji koridorlarında geçiş konumunda olan ülkeler, jeopolitik olarak önemli konuma gelmektedirler. Artan petrol fiyatları nedeniyle de, ülkelerin cari açıklarına direkt etki yapmaktadır. Tabiî, ileriyi görmeden; yani, petrol fiyatlarındaki artışı düşünmeden, sözde, Türkiye'yi avantajlı konuma getirecek yeni formül anlaşmaları imzalayanlardan böyle öngörüler beklemek de oldukça hatalı olacaktır; ama, bunlardan daha önemli olan ise ülkelerin enerji sağladıkları ülkelerin çeşitliliği ve kullandıkları enerjideki çeşitliliklerdir. Bir ülkenin stratejik olarak enerji bağımlısı olup olmaması da bunlara göre ayarlanmalıdır.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, birazdan, ben sizlere çok yoğun rakamlar ve araştırmalarla birlikte, Türkiye'deki enerjideki çarpıklıklardan bahsetmek istiyorum. Umarım, beni dikkatle dinledikten sonra, kaynaklarımızı neden verimli kullanmadığımız konusunda, herkesin aklında derin şüpheler uyanır.
Değerli arkadaşlar, 38 500 megavatlık toplam kurulu güce sahip olan Türkiye'deki termal tesisler toplam kapasitenin yüzde 75'ini, hidroelektrik tesisleri ise yüzde 25'ini oluşturmaktadır. Dahası, Türkiye'nin enerji talebinin de 2020'ye kadar yılda ortalama yüzde 8 artması beklenmektedir. Bunun anlamı ise 2020 yılına kadar, düşük elektrik talebi durumunda 80 000 megavat, yüksek talep durumunda ise 96 000 megavat ilave enerji gerekecek olduğudur. Diğer yandan, önlem alınmaması durumunda, 2020 yılında ithal kaynaklara bağımlılık oranının yüzde 80'lere yükselmesi ve ülke üretiminin rekabet gücünün zayıflaması riskleri de bulunmaktadır. Türkiye'nin bu sıkıntıyı aşabilmesi için de, 2020'ye kadar toplam 80 milyar dolar enerji yatırımı yapması gerektiği ifade edilmektedir. Bu da, yılda ortalama 5,3 milyar dolarlık bir yatırıma tekabül etmektedir.
Değerli arkadaşlar, asıl önemli konu ise özelleştirmedeki çarpıklıktır. Bütün dünyada enerji üretim santralları sabit fiyat ve alım garantisiyle özelleştirilirken, Türkiye'de, daha kârlı olan enerji dağıtım şebekeleri özelleştirilmiştir. İhaleleri alan bazı firmalar da kayıp kaçak oranının yüksekliğini mevcut abonelerin üzerine yükleyerek çıkarmakta, son ödeme tarihinde ödenmeyen her fatura için beş işgünü içinde kapatılmasına yönelik uyarı yazısı gelmekte ve fahiş bir gecikme cezasıyla ödemeler kabul edilmektedir ve kayıp kaçak oranlarını düşürmeye yönelik bir çalışma da maalesef yapmamaktadırlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Zaten, enerji nakil hatlarındaki eksikliği gidermenin maliyeti de 10 milyar dolara ulaşmıştır değerli arkadaşlar ve yeni yatırım olmadığı için de bu rakam süratle artmaktadır. 2004 yılı rakamlarına göre ise net tüketim 86 193 844 kilovat olup, kayıp kaçak ise 19 674 189 kilovat olarak gerçekleşmiştir.
Gelelim, enerji özelleştirmelerinde dikkat edilmesi gereken noktalara. Enerjide tekelleşmeye imkân tanıyacak düzenlemelerden kesinlikle kaçınılmalıdır. Enerji dağıtım ihalelerinde Türk firmaları için kolaylıklar sağlanmalıdır. Türk firmalarının rekabette zorlanmamaları gerekmektedir. Enerji Sektörü Reformu ve Strateji Belgesinde belirtilen kurumların üzerlerine düşen ödevlerini muhakkak yapması gerekmektedir. Özelleştirmeler yapıldıktan sonra özelleştirme…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özdoğan.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Recep Garip… (AK Parti sıralarından alkışlar)
RECEP GARİP (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 1205 sıra sayılı yasanın 1 inci maddesinde şahsım adına söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce gerekçesinden bahsettiğimiz, LPG tesislerinin madde kapsamı dışına çıkarılması amacıyla düzenleniyor ve 5307 sayılı Kanunun güvenlik ve lisans şartlarını sağlamadıklarından dolayı, TSE tarafından tespit edilmesine rağmen, imar planlarının henüz yapılamaması nedeniyle birsürü aksamalara neden oluyor. Dolayısıyla, işyeri açma, çalışma ruhsatlarını hazırlayamama, yapamama gibi… Hazırlanmış olan çok ciddî tesislerin heba edilmemesi konusunda bir çalışmadır. Dolayısıyla, bu yasayla, 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet izni sağlanması amaçlanmıştır.
Dolayısıyla, böyle bir sıkıntıyı giderme amacıyla düzenlenen bu yasanın hayırlı olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Garip.
Sayın Daloğlu?.. Yok.
Adana Milletvekili Sayın Seyhan; buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
1 inci maddede, biz, bir süre uzatımı veriyoruz. Tekrarlamak istiyorum, bu bir af değil. Güvenlik yükümlülüklerini yerine getiren ve burada TSE standartlarını oluşturmuş firmaların sadece imardan kaynaklanan zorunluluklarını yerine getirememelerinden kaynaklanan engelleri ortadan kaldırmak arzusundayız. Biz, son günlerde, firmadan, bugüne kadar yükümlülüğünü yerine getirmiş firmalardan birçok faks aldık. "Bugüne kadar yükümlülüğünü yerine getirmiş, lisans almış insanlara haksızlık değil mi yaptığınız" diyorlar.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu, bireylerin üzerine verilen bir yükümlülüğün yerine getirilmesi getirilmemesi meselesi değildir. Bunu getirmek isteyen insanların, imardan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirirken Belediye Kanunundaki engellerden dolayı işlemlerini tamamlamama durumları var, tamamlayamama durumları var; bu nedenle, biz yerine getirmiş insanların yanında, iyi niyetli olup, işletmesini kendi alınteriyle sürdürmeye çalışan insanların burada mağdur olmalarını engellemek için bu yasa teklifini veriyoruz. Burada da, Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna bir yetki veriyoruz; geçici lisans verme yetkisi. Eğer, zaten TSE standartlarına uygun değilse ve zaten bu firmalar güvenlik gereklerini yerine getiremiyor ise, EPDK bu geçici lisansı da vermeyecektir. Yalnız -şunu aydınlatmak istiyorum bir kez daha- TSE koşulu imar koşulunu kapsamaz, eğer TSE içerisinde güvenlik koşulunda imarınız eksik diye bu firmalara yeniden belediyelerde veya EPDK'da güçlük çıkarılırsa bu birikim artarak devam eder; yani, 1 200'ün üzerinde firmayı mağdur etmiş oluruz.
Şunu anlatmak istiyorum: Elbette standartlarını yerine getirmemiş insanlara hemen Bakanlık işlem yapsın ve gereğini yerine getirsin, cezaî müeyyide uygulasın; ama, sadece imar sorunu varsa engel olmasın, Bakanlık buna yardımcı olsun, imar işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar faaliyetlerine devam edebilmeleri için -bu firmaların- gerekli izni ve belgeyi versin; aksi takdirde binlerce kişiyi işinden ederiz ve buraya alınteriyle yatırım yapmış insanları da mağdur ederiz. Bizim 1 inci maddedeki tüm hassasiyetimiz bu nokta üzerine yoğunlaşmıştır.
Bir de şunu anlatmak istiyorum: Şu ana kadar biz yasayı bir miktar geciktirdik, perşembe günü yasanın çıkmamasından dolayı dağıtım istasyonları 500 000 YTL cezayı yememek için dağıtım işlemini durdurdular. Şimdi bu istasyonlar satış yapmıyor. Sakın ola ki, EPDK, bu kanunun yayımından sonra imarla ilgili yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda bir belge alıncaya kadar, ben bu firmaları men ederim, bunlara gaz sattırmam diye bir koşulla firmaların üzerine gelirse, iki ay, üç ay süreyle, belediyeler rahatsızlık çıkardığı süre içerisinde, yine, 1 200 firmayı mağdur duruma sokarız. Bu kanunun yayımı tarihinden itibaren, bu firmalar geçici lisans alana kadar faaliyetlerini sürdürebilirler. Bir işleyiş, bir önkoşul vardır; ama, eğer, imar gereklerine uymuyorsa ve EPDK lisans vermeyecekse, buna ne Türkiye Büyük Millet Meclisinin ne kamuoyunun söyleyecek bir şeyi yok.
Bizim amacımız, bu yasayı düzenlerken -tekrar ediyorum- Türkiye'de namuslu, dürüst yatırım yapmış, bu ekonomiye katkı koyan ve istihdam sağlayan firmaların, kanunla kendilerine sunulan gerekleri 31.12.2007'ye kadar yerine getirmeleri halinde, bu firmaların faaliyetlerine devam etmesidir. 31.12.2007'de yükümlülüklerini yerine getirmemişlerse, bunlar faaliyetten menedileceklerdir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Madde üzerinde 4 adet önerge vardır; önergeleri geliş sırasına okutacağım, aykırılığına göre işleme alacağım.
Birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin ikinci paragrafında yer alan "imar planlarının tamamlanması için" ifadesinin "imar planlarının tamamlanması ile" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Rıza Acar Tacidar Seyhan
Aydın Adana
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere imar planları hazırlanıncaya kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Ömer Abuşoğlu | Turan Tüysüz | Muharrem Doğan |
| Gaziantep | Şanlıurfa | Mardin |
| Züheyir Amber | Muzaffer Kurtulmuşoğlu | Hüseyin Özcan |
| Hatay | Ankara | Mersin |
BAŞKAN- Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2008 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
| Ömer Abuşoğlu |
| Muharrem Doğan |
|
| Gaziantep |
| Mardin |
| Züheyir Amber | Muzaffer Kurtulmuşoğlu | Hüseyin Özcan |
|
| Hatay | Ankara | Mersin |
|
BAŞKAN- Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 01.06.2008 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
|
| Ömer Abuşoğlu |
| Muharrem Doğan |
|
| Gaziantep |
| Mardin |
| Züheyir Amber | Muzaffer Kurtulmuşoğlu | Hüseyin Özcan |
|
| Hatay | Ankara | Mersin |
|
BAŞKAN- Sayın Komisyon bu son önergeye katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Önerge sahipleri, gerekçeyi mi okutalım?
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Hayır, konuşacağız.
BAŞKAN - Sayın Abuşoğlu, buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün üzerinde görüştüğümüz LPG istasyonlarının açılması ve faaliyetlerine devam etmesini sağlayacak olan kanun tasarısı oldukça gecikmiş ve kamuoyu ve ilgililer tarafından da oldukça aciliyeti ve önemi dolayısıyla beklenen ve ilgiyle izlenen bir tasarı durumunda.
Ancak, bu tasarı mevcut haliyle ihtiyaçları karşılayamıyor; çünkü, birtakım müteşebbisler LPG istasyonlarıyla ilgili yatırımlarda bulunmuşlar ve belli standartlar çerçevesinde bu yatırımlarını gerçekleştirmişler ve faaliyet sürdürüyorlar; ama, bu noktada kamu üzerine düşen görevi yapmamış; imar planlarıyla bunları destekleyici ve bunların faaliyetlerini, kanunlar ve mevzuat çerçevesinde yürütmesini sağlayacak birtakım düzenlemeleri de gerçekleştirmekte ağır kalmışlar. İşte, kamunun görevini yapmakta ağır davranması sonucu ortaya çıkan mağduriyetleri kaldırmak üzere bir süre uzatımı, geçici faaliyet lisansı verilmesiyle ilgili bir düzenleme getiriyor bu 1 inci madde. Ancak, getirdiği madde itibariyle, getirdiği tarih itibariyle 31.12.2007 tarihini getiriyor. Biz diyoruz ki, bu tarih yetmez; çünkü, kamu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da görevini zamanında ve konunun aciliyetini dikkate alarak yerine getirmekte gecikebilir ve ağır davranabilir. Bizim geleneğimizde zaten şu vardır; bilinen bir ifadedir bu: "Devlet aheste gerektir" diye bir ifade vardır taa Osmanlıdan kalma. Böyle bir gelenekten gelen devlet işleyişi ve bürokrasi çarkı dururken, bundan sonra, bugüne kadarki olan geleneklerini artık gözardı edip kendisine yeni bir gelenek oluşturma, devlet, piyasanın işleyişi çerçevesinde, acul olmak gerekir gibi yeni bir ifade geliştirecek değildir. Bugüne kadarki olan alışkanlıklarını bundan sonra da sürdürecektir.
Onun için, biz diyoruz ki, 31.12.2007 tarihi yeterli olmaz, o tarih geldiğinde kamu üzerine düşen görevlerin bir kısmını yapmayabilir, yapmamış olabilir, bu durumda yeniden bir geçici faaliyet ruhsatı, geçici faaliyete izin veren yeni bir düzenleme ihtiyacı olabilir. İşte, biz, bunu ortadan kaldırmak üzere, kamunun işleyişini ve kamu bürokrasisinin ağır davranmasını da dikkate alarak 31.12.2008 tarihini öne sürüyoruz. Madem bir düzenleme yapıyoruz ileride ortaya çıkabilecek mağduriyetleri önlemek ve bu alanlara yatırım yapmış insanları devamlı ellerinin yüreği üzerinde durmaktan alıkoymak ve onları rahatlatmak açısından bir yıl daha öngörülen tarihi ileriye atmak gibi bir teklifimiz var. Bu amaçla bu önergeyi düzenledik. Tamamen, bu piyasada faaliyet gösteren işletmelerin ve yatırımcıların, ortaya çıkabilecek kamu kaynaklı aksaklıklardan mutazarrır olmaması, zarar görmemesi için bu tarihi bir yıl daha ileriye atmak gibi bir düşünceyle bu önergeyi hazırladık. Burada, hem özel teşebbüsün yararı vardır hem de kamunun yararı vardır. Bu nedenle, bu önergemizin destekleneceğini umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Abuşoğlu.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin" "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2008 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ömer Abuşoğlu (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutalım?..
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Gerekçeyi okutun efendim.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu durumdaki tesislerin henüz imar olmadığından dolayı imara işlenememesi nedeniyle lisans almak için gerekli fizikî altyapı ve İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı verilememesi nedeni ile faaliyetten menedilmesi yerine imar planlarının tamamlanması sonucu imara işlenemeyişinden dolayı faaliyetten menedilmemesini sağlamak ve bu zamanda nitelikli yatırımların heba olmasını önlemek ve dolayısıyla LPG dağıtım hizmetlerinde aksama nedeniyle oluşabilecek LPG arz sıkıntısının giderilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 1 inci maddesinde yer alan "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere 31.12.2007 tarihine kadar geçici faaliyet lisansı verilir" ibaresinin" "işyeri açma ve çalışma ruhsatı alabileceklere imar planları hazırlanıncaya kadar geçici faaliyet lisansı verilir" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ömer Abuşoğlu (Gaziantep) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Gerekçesini önerge sahipleri açıklayacak efendim.
Buyurun Sayın Özcan.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Anavatan Grubu olarak bu önergemiz hakkında söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu LPG; gerçekten çevreyle, sağlıkla ve doğal olarak da ülkemizin geleceğiyle ilgili sorunlarımız var. Bunun için de lisans olarak LPG lisansı dağıtımına şöyle bir göz attığımızda, lisans verilen 30 dağıtıcı, LPG toplama lisansı 62, taşıma lisansı 11, tüp imalat lisansı 5, otogaz bayilik lisansı 3 816, otogaz bayii lisansı ise 70. Tüp muayenesi tamiri ve bakım lisansı ise 3 994. Lisans verilenler, verilmeyenlerle birlikte 4 500. Ayrıca, otogaz bayilik lisans başvurusu sonuçlandırılmayanlar ise, işyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmayanlar 577, işyeri açma ve çalışma ruhsatında LPG faaliyeti işlenmemiş olanlar 208, asgarî mesafeye uygun olmayanlar 214, diğer sebeplerden dolayı 1 253 tane LPG istasyonumuzun faaliyeti konusunda sıkıntıları olduğunu görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, elbette ki imar durumu önemlidir. İmar durumunu… Eğer biz bu süreyi kısa tuttuğumuzda, yarın belediye meclis üyelerinin ki, yatırım yapan bu insanlar, belediyenin ve belediye meclis üyelerinin, ayrıca büyükşehir ve alt birim belediyelerinin ve ilçe belediyelerinin imar durumunu bu insanlara vermediğinde tekrar mağdur olacaklardır. Bu sürenin kısa olduğunu söylüyoruz. Bu süre içerisinde eğer tamamlanmadığında, tamamlanması için -özellikle bazı belediyelerimizin sıkıntılarını biliyoruz- bu insanları zor durumda bırakacaklardır ve bunlardan belki de çeşitli nedenlerden hava parası alacaklardır. Bunlara fırsat vermemek için bu sürenin uzatılmasında yarar vardır diyoruz ve sizleri saygıyla selamlıyorum. Bu süre kısa süredir. Birbuçuk yıl da değil, en aşağı 2008'in onikinci ayının sonuna kadar bu sürenin uzatılmasında yarar vardır diye düşünüyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özcan.
Gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin ikinci paragrafında yer alan "imar planlarının tamamlanması için" ifadesinin "imar planlarının tamamlanması ile" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ahmet Rıza Acar (Aydın) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılıyoruz efendim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Kanuna açıklık getirerek, imar uygulamasının 31.12.2007 tarihine kadar, geçici faaliyet lisansı verilmesinin önünde engel teşkil etmesini ortadan kaldırmak.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, biraz önce gerekçesini dinlediğiniz Sayın Ahmet Rıza Acar ve Sayın Tacidar Seyhan tarafından verilmiş olan önergeyi oylarınıza sunuyorum…
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Karar yetersayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Karar yetersayısı arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Karar yetersayısı bulunamamıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime, saat 20.00'de toplanmak üzere ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.08
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.15
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
1205 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin 1 inci maddesi üzerinde Aydın Milletvekili Ahmet Rıza Acar ve Adana Milletvekili Tacidar Seyhan tarafından verilen önergenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yetersayısı bulunamamıştır; birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.17
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.28
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
1205 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
4.- Mardin Milletvekili Nihat Eri ve 4 Milletvekilinin; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/813) (S. Sayısı: 1205) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin 1 inci maddesi üzerinde Aydın Milletvekili Sayın Ahmet Rıza Acar ve Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan tarafından verilen önergenin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısı arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmiştir ve karar yetersayısı vardır.
Şimdi, 1 inci maddeyi önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
2 nci maddeyi okutuyorum…
Sayın milletvekilleri, bu sırada, Başkanlığa, yeni madde ihdasına dair, aynı mahiyette verilmiş 2 önerge var.
Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı veya teklife konu kanunun komisyon metninde bulunmayan; ancak, tasarı veya teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı, İçtüzüğün 87 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla, yani, 13 üyeyle katılırsa, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması halinde ise, önergeleri işlemden kaldıracağım.
Önergelerin ikisi de aynı mahiyettedir, sırayla okutup, birleştirerek işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifine aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederim.
| Faruk Çelik |
| Ahmet Rıza Acar |
| Fazlı Erdoğan |
| Bursa |
| Aydın |
| Zonguldak |
|
| Tevfik Akbak |
| Fahri Çakır |
|
|
| Çankırı |
| Düzce |
|
"Madde 2- 5307 sayılı Kanunun geçici 7 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan "1.6.2003 ila 31.12.2005 tarihleri" ibaresi "1.6.2003 ila 31.12.2006 tarihleri" şeklinde ve "31.3.2006" ibaresi de "31.3.2007" şeklinde değiştirilmiştir."
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, diğer önerge de metin olarak aynı olduğundan, önerge sahiplerinin imzalarını okutuyorum:
| Osman Kaptan |
| Nejat Gencan |
| Kerim Özkan |
| Antalya |
| Edirne |
| Burdur |
| Nuri Çilingir |
| Feramus Şahin |
| Hasan Ören |
| Manisa |
| Tokat |
| Manisa |
|
| Mehmet Kartal |
| Tacidar Seyhan |
|
|
| Van |
| Adana |
|
BAŞKAN - Sayın Komisyon, aynı mahiyette olan 2 önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Salt çoğunluğunuzu arayacağım.
Evet, 15 Sayın Komisyon Üyemiz komisyon yerindedir ve salt çoğunluk vardır.
Şimdi, Komisyon önergelere salt çoğunlukla katılmış olduğundan, önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen var mı? Yok.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmiştir ve kabul edilen önerge yeni bir madde olarak eklenmiştir ve 2 nci madde olarak eklenmiştir.
Şimdi, 2 nci maddeyi 3 üncü madde olarak okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ve Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu raporu üzerinde, 1205 sayılı kanun tekliflerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım; bu vesileyle, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bizim en büyük yaramız enerji sorunudur ve bu kapsamda elektriktir. Bu konudaki görüşlerimi açıklamaya yüce huzurunuzda devam etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, enerjideki özelleştirmeler yapıldıktan sonra, özellikle ihaleleri alan firmaların kaçak ve kayıp enerji üzerinde önemle durmalarını sağlayacak tedbirler getirilmelidir.
Bölgesel tarife modelinin, düzgün işlememesi nedeniyle, çok ciddî tepkiler çekeceği muhakkaktır.
Enerji sektöründe bir güven boşluğu olduğu ortadadır. Özellikle, doğalgaza aşırı bağımlılık, uzun vadeli al ya da öde anlaşmaları, özel sektörün elindeki doğalgaz depolama tesislerine doğalgaz ithal izinlerinin binbir zorlukla verilmesi ve bu gibi hususlar, yatırım yapmak isteyenleri düşündürmektedir. Zaten, çok lisans alan pek çok firma da bu nedenlerle beklemektedir.
Arz güvenliğiyle birlikte rekabetteki piyasanın işleyiş mekanizması da, diğer bir önemli husustur. Enerji kullanımındaki verimliliği artıracak tedbirlerin de alınması gerekmektedir. Enerji stratejik bir sektör olup, belirli bir kamu payının, piyasa denetimi sağlanması açısından muhakkak elde tutulması gerekmektedir. Ayrıca, herkesin bildiği gibi, kamu, maliyetleri tamamen yansıtmamaktadır. Bu itibarla, özelleştirmeler sonrası, EPDK'nın onayından geçse bile, Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilecek ulusal fiyatta aşırılıklar olması muhtemeldir. Çünkü, bu hükümetin iş âlemiyle, özellikle de yabancı yatırımcılarla ne kadar içli dışlı olduğu ortadadır.
Bir başka husus ise, enerjide 2010 senesi sonrası ciddî açıklarla karşılaşacağımız muhakkaktır. İleride bu yatırımların özel sektör mü devlet tarafından mı yapılacağının şimdiden çok iyi organize edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de bu tasarının ana amaçlarından bir tanesinin de, yatırım ortamındaki belirsizliklerin kaldırılması olmasını beklerdik.
Bunların yanı sıra, Rus gazına yüzde 65 oranında bağımlı olan Türkiye, 2005 yılında aynı zamanda 1 000 metreküp gaza 260 dolar vererek en pahalı fiyatı ödeyen ülkelerden birisi olmuştur. Gaspromun açıklamasına göre, Türkiye 2005 yılında Rusya'dan alacağı doğalgaza 260 dolar öderken, Batı Avrupa ülkelerinin ortalaması 135 dolarda kalmıştır. Türkiye 2005 yılında 31,5 milyar metreküplük doğalgaz alımı yapmıştır. Bunun 19 milyar metreküplük kısmı Rusya'dan sağlanmaktadır.
Değerli arkadaşlar, hükümet göreve geldiğinde Ruslarla 3 ayrı doğalgaz anlaşması bulunmaktaydı. Battı Hattı Anlaşmasında fiyat 127, Turusgaz Anlaşmasında ise 131 dolardı. En ucuz anlaşma olarak anılan Mavi Akımda ise fiyat 107 dolardı. Pazarlıklar sonrasında Ruslarla varılan anlaşma gereği, Kasım 2003 tarihinde, Batı Hattı, Turusgaz ve Mavi Akım Anlaşmaları için ortalama 130 dolarla uzlaşıldı. Böylece, Batı Hattı ve Turusgaz anlaşmasında fiyat düşerken, Mavi Akımda ise yükselmiş oldu; ancak, Ruslar, petrol ürünleri fiyatının doğalgaza yansımasında katsayı artışı getirmiştir. Antlaşmanın ardından petrol fiyatları beklenmedik biçimde yükselirken doğalgaz fiyatları da katlanarak artmıştır. Ayrıca, 2005 yılı başında BOTAŞ Ruslardan indirim istediyse de olumsuz cevap almıştır. Aralık 2005'e gelindiğinde ise eski formül geçerli olsa da, 185 dolar ödenmesi gereken Mavi Akımda doğalgazın 1 000 metreküpüne 245 dolar ödenmiştir. Bu ne vahim bir durumdur. İran doğalgazının ise 260 dolar bile üzerinde olduğu iddia edilmiştir. Kısaca, doğalgaz anlaşmalarında formülasyon gereği 2005 yılında yüzde 50 artış olduğunu söyleyebiliriz. 2006 yılındaki artış oranının ise yüzde 25'i bulacağı düşünülmektedir.
Şimdi Türkiye'ye enerji konusunda bu kadar zarar veren antlaşmaların altında imzası bulunan bu Hükümetin samimiyetinden ve işinin ehli olduğundan şüphe duymaktayız.
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de 1 kilovat/saat enerjinin maliyeti kömürde 3,43 sent, doğalgazda 4,33 sent ve fueloilde ise 4,22 sent gibi yüksek düzeylerde gerçekleşmektedir. Bu, Avrupa Birliği ülkelerinin en az 5-6 katı düzeyindedir. Arz güvenliği açısından ülkemizde üretim kaynakları itibariyle optimal bir dağılım sağlanamamıştır. Mevcut durumda, doğalgaza dayalı üretim mevcut üretimin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır.
Doğalgazın tamamına yakını ithal edildiği için elektrik enerjisi üretiminde ithal girdilerinin payı anormal derecede artmış, dolayısıyla dışticaret açığını besler bir konuma gelmiştir. Aynı şekilde, yerli maden yatakları atıl vaziyette beklerken, ithal kömüre dayalı elektrik üretimi yoluna gidilmiştir. Doğalgazın ithal bir girdi olmasının yanında, bunun çok büyük bir kısmının tek bir yabancı ülkeden sağlanması da, arz güvenliği açısından tehlike oluşturmuştur. Al ya da öde yükümlülüğü nedeniyle, alınan doğalgazın kullanımında sorunlar yaşanmış, çözüm olarak, ihtiyaç fazlası doğalgazın elektrik üretiminde kullanılması yoluna gidilmiştir. Bu durum, yerli kaynaklara dayalı linyit ve hidroelektrik santrallarının atıl kalması sonucunu doğurmuştur.
Biz, Anavatan İktidarında, yerli kaynaklara hızla yöneliş sağlayacağız.
Diğer yandan, doğalgaz kontratlarının hepsi al ya da öde yükümlülüğü içermektedir. Söz konusu yükümlülüğün gerektirdiği gaz miktarını eritebilmek için, elektrik üretimi büyük ölçüde doğalgaza bağımlı hale getirilmiştir. Yani, doğalgaz ihtiyacı gerçekçi tahmin edilmemiş, alınmak zorunda kalınan gazı tüketecek mekanizmalar geliştirilmiştir. Örneğin, bugün itibariyle alınan toplam gazın yaklaşık yüzde 65'i elektrik üretiminde kullanılmaktadır. Bu oran, doğalgaz üreten ülkelerde bile yüzde 10'u, 15'i geçmemektedir; çünkü, doğalgaz, esas itibariyle, sanayi tesislerinde, girdi olarak veya ısınma amaçlı kullanıma elverişli bir enerji kaynağıdır. Bu çarpıklığın müsebbibi de bugünkü Hükümettir.
Bütün bunların yanı sıra, Elektrik Üretim Anonim Şirketi, devlete ait doğalgaz santralında 3,5 sente mal edilen elektriği, özel sektörden 9 ile 13 sent arasında değişen fiyatlardan almaktadır.
Ülkemizdeki en büyük HES'ler ise ancak yüzde 30 kapasiteyle çalışmaktadır. Bu santrallardaki elektrik üretim maliyeti ise, 1 sent civarındadır. Termik santralların toplam kapasitenin sadece yüzde 16'sı HES'lerin ise ancak yüzde 30'u kullanılırken, özel doğalgaz santrallarının kapasite kullanım oranı yüzde 86,2'dir.
Daha da önemlisi, Hükümet, son üç yılda, maliyetler yüzde 22 artmasına rağmen -yaptıkları anlaşma gereği, Rusya'dan gelen gazın fiyatı petrole endekslenmiştir- elektriğe zam yapmamış ve bu görev zararını da iç borçlanmayla finanse etme yoluna gitmiştir. Bu nedenle de, özel santral işletmecileri de zor durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı tamamlayın lütfen.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla) - Sanayideki elektrik kullanım fiyatı olarak ise ülkemiz 9,8 sentle OECD ülkelerinde 3 üncü sıradadır. Uluslararası rekabette girdi maliyetleri bakımından en önemli sorun olan enerjideki bu yüksek fiyat, sanayicinin asıl en büyük kabusu haline gelmiştir. Bu rakamlar, ABD'de 4,18; Almanya'da 6,5; Yunanistan'da 5,6; Çin'de ise 3,2 şeklindedir. Yani, enerjide ucuz fiyat uygulamasının olmayacağı hiçbir düzenlemenin Türkiye'ye faydası olmayacaktır; biz, buna Anavatan Partisi olarak şiddetle karşıyız.
Diğer görüşlerimi 3 üncü maddede yüce huzurunuzda açıklayacağım; hepinize saygılarımı arz ediyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Özdoğan.
Madde üzerinde, şahsı adına, Düzce Milletvekili Sayın Fahri Çakır; buyurun.
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı LPG Piyasası Kanunu üzerinde, şahsım adına, söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bilindiği gibi, bu kanunun esas amacı, 5 750 adet LPG istasyonundan yaklaşık 1 026 tanesi ruhsat alamadığı ya da bir başka deyimle lisans alamadığı için, lisans alma süresinin 13 Haziran 2006 tarihinde bitmesiyle de bu sürenin uzatılmasına ilişkin bir çalışmanın sonucu. Dolayısıyla, bu lisans alamayan, EPDK'dan lisans alamayan bu istasyonlara lisans verilebilir mi; ancak, bunun şartı ne, onu getirmeye çalıştık, yaptığımız iş bundan ibaret. Dolayısıyla, kendi ellerinde olmayan sebeplerden, belediyelerin mücavir alanlarını genişletmesi, imar uygulamaları ya da buna benzer başka nedenlerden dolayı alamamışlarsa, bu alamayan LPG istasyonlarına 2007'nin sonuna kadar süre uzatılması, tarafımızca, özellikle uygun görülmüştür. Dolayısıyla, şartımız da şudur -kanun içerisinde de açıklıkla belirtilmiştir- insan can ve mal güvenliğini tehdit etmiyorsa, TSE standartlarına uygunluk varsa, teknik şartları da yerine getirmişse, bu istasyonlar, imar planlarının süresi doluncaya, çalışmalar bitinceye kadar, çalışmalarına geçici lisansla devam etmeleri uygun görülmüştür.
O nedenle, ben ümit ediyorum ki, bu yasa tasarısı sektörün önünü açacak ve birtakım kolaylıkları beraberinde getirerek, lisans alma yolunda, bu istasyonlara yol açacaktır diye ümit ediyor ve bu tasarının, sektöre, milletimize hayırlı olması temennisiyle, Yüce Heyetinizi, tekraren, saygılarımla selamlıyorum. (AK Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Çakır.
Şahsı adına, Adana Milletvekili Sayın Tacidar Seyhan.
Buyurun Sayın Seyhan.
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Ben, yasa kapsamına giren tüm firmaların duyarlılık göstereceğine inanıyorum. Tek beklentimiz var: Belediyelerin, sorumluluklarını yerine getirmiş olan sektörlere yardımcı olarak, Türkiye'de namuslu yatırım yapan işadamlarının yollarına devam etmesini sağlamaktır. EPDK'ya da, aynı bürokratik engellerin bir an önce ortadan kaldırılması hususunda, aynı gayreti göstermesini ve sektörün rahatlamasını sağlamasını, buradan, sizlerin nezdinde rica ediyorum. Bu bir sorumluluktur, görevdir; bu görevi yerine getireceklerine de inanıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Maddeyle ilgili 1 önerge var; okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1205 sıra sayılı kanun teklifinin 3 üncü maddesinde yer alan "Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer" ifadesinin "Bu kanun 01.07.2006 tarihinde yürürlüğe girer" olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
| Ömer Abuşoğlu | Turan Tüysüz | Muharrem Doğan |
|
| Gaziantep | Şanlıurfa | Mardin |
|
| Züheyir Amber | İbrahim Özdoğan | Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu |
|
| Hatay | Erzurum | Ankara |
|
|
| Dursun Akdemir |
| Hüseyin Özcan |
|
| Iğdır |
| Mersin |
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Gerekçeyi…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu durumdaki tesislerin hak sahiplerine kanunun yayımından sonra bir hazırlık yapma fırsatı verilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gerekçesini okuttuğum önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiştir.
3 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Güler; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; bu kanun metni üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yürürlük maddesi; ama, görünen o ki, bu süreç, yine "göç yolunda düzelir" mantığı içerisinde, yarınlar yapılanmadan… Zaman zaman hep ifade ettiğiniz bir şey vardır; biz, on yılın, onbeş yılın yapılanmasını, devrimini yarattık diyorsunuz; ama, baktığımızda, kısaca, bir yılın önünü dahi göremiyorsunuz. Bu kanun çıkarken, mücavir alanlar dışı kapsam alanı genişletilirken bunlar bilinmiyor muydu; hepsi biliniyordu aslında; ama, bunu algılayacak, bunu yapılandıracak siyasal duruş önemliydi. Bu çıksın bir anda, ondan sonra gereken yapılır; yani, sonradan çıkan aksaklıklar da tekrar kendiliğinden düzelir mantığı…
Evet, bu kanunun çıkmasını biz de yürekten istiyoruz; ama, ifade ettiğimiz şu var: Bugün 850 ile 1 200 bayiin mağduriyetinden söz ediliyor. Biz de istiyoruz, onlar mağdur olmasınlar; ama, bir toplumun temel ihtiyacı dahi karşılanamazken, o mağdur olacak bayilerin durumu, bir anlık geçici olmayacak zaten. Onlar da, bu süreç içerisinde, bugün mağduriyeti bir anlık giderilecek; ama, ondan sonra tekrar aynı sıkıntılarla karşı karşıya kalacak.
Belediyelerin imar planı konusundaki, bugün, kısmen aksayan yönleri itibariyle baktığımızda, bu süreler zaten yetersiz kalacaktır. Bunu, daha önce, hatırlarsanız, bu Sözleşmeli Personel Kanununda, sağlık teşkilatında çıkmıştı, o zamanlar da ikaz etmiştik; bir yıl sonra o sorunlar kendiliğinden gün yüzüne çıkınca, sizler bir kanun teklifi daha çıkardınız.
Söylemek istediğimiz bir şeyler var. Bizler, bu kanunun, Türkiye'nin sorunlarının çözülmesinde, bir derece -bir derece, altını net olarak çiziyorum- bir derece merhem bile olamayacak. O zaman nedir kaygınız, derdiniz?
Bakıyoruz, süreç içerisinde hepimizin vurguladığı bir olay var. 4 milletvekili arkadaş ve diğer imzalarla beraber hızlı bir şekilde çıkarılması isteniyor. Ee, sormak lazım, düne kadar nerdeydiniz arkadaşlar? Yani, yumurta hikâyesi olmasın, sıkıntılarımız tam kapıya dayanmadan bunlar çözümlensin dediğimizde, bizleri dinlemediniz, dinlememeye de özen gösterdiniz; ama, hızlı bir şekilde çıkması için de çaba sarf ediyorsunuz.
Biz de, bu kanunla, mağdur olan, başta bayilerimiz olmak üzere, bu ağın bir an önce sorunlarının çözümlenmesinden yanayız. Mücavir alan genişletildi. Bu kapsam içerisine giren bayilerin pozisyonu ne olacak dediğimizde, "ee, bir yıl…" Bir yıl sonra, "bir daha çözeriz…" Herhalde o bir yıl sonrası size kısmet olmayacak, anlaşılan o görünüyor.
Bizler de diyoruz ki, bu kanunla beraber, bayilerin -her şeyin enflasyonu olduğu gibi bayilerin de enflasyonu var- bir toplumun ihtiyacı olan başta bayiler olmak üzere ve dağıtım ağı konusunda gerekli tedbirlerin, can ve mal güvenliğinin alınması gerekiyor.
Biraz, toplum olarak, yaşadıklarımızı da çabuk unutuyoruz. Nice şehir içerisinde ve şehir alanı dışında kalan LPG veya diğer petrol istasyonlarının yaşatılan tehlikeleri göz önünde bulundurduğumuzda, kontrol mekanizmasından da yoksun kalacak. O zaman, bu denetime, bir an önce, sağlıklı zeminlerde yapılandırıp ve kontrol mekanizmasını da kurmak lazım.
Bu kanunlar, toplumun yarınlarını yapılandırmak demektir; ama, gördüğüm kadar, sadece, burada "Kabul edenler… Etmeyenler…" Ama, hiç de dinlemeye niyetiniz yok. Bizim de ifade ettiğimiz noktaların altını çizdiğimiz olaylar bunlar.
Bu kanun bir an önce çıksın diye, grup başkanvekili arkadaşlar geliyor. O zaman, diğer kanunları düşünüyorum; niye bu kadar yoğun bir tıkama mekanizması varken, bugünkü kanunların, bu kanunun hızlı çıkmasında neler oluyor diye düşünmekte fayda var diye düşünüyorum.
Çok basit, verdiğimiz önergeler çok masum. Bu yürürlük kanunu iki yıl sonra işlese ne olur. Türkiye'deki mevzuat belli, belediye meclislerinin veya belediye başkanlıklarının yapısı belli. Bir yıl öncesinden çıkmadı da, bundan sonra, bir yıl içerisinde çıkar mı bir mantığı var? O zaman, hepimiz de göreceğiz ki, bu kanun bir yıl sonra tıkanacak ve tıkandıktan sonra da yapılacak tek şey var, yeniden bir kanun çıkarmak.
Harıl harıl çalışıyoruz. Sanki burada sipariş üzerine verilmiş kanunlar bir an önce çıkarılsın… Amaç ne; amaç, kanunda "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" dediğiniz gibi, burada gelip, katkınızı bekliyoruz, milletvekilinin iradesini bekliyoruz, yansımasını. Çok masum kendi önergelerinize bile dahi katılmazken, muhalefetin önergelerini es geçiyorsunuz. Bugün ne olduysa, şehitlerimizle ilgili bir önergede katkıda bulundunuz. Çok hassas bir konuydu tabiî. Böyle bir süreç içerisinde politika yapmaya da niyetimiz yok; ama, muhalefetin sesine kulak vermemekle yaptığınız tek bir şey var, kendi ipinizi çeker gibisiniz; çünkü, sokağa çıktığınız anda, toplumla barışık olmayı bir yana bırakın, sadece, gittiğiniz noktalar, kendi kongreleriniz dışında değil.
Evet; Meclis tatile girecek. Bundan sonra, seçim bölgelerinize gideceğinizi düşünüyorsunuz; ama, halk nasıl karşılayacak, onu göreceğiz. Halk belki sessiz bir tepki içerisinde, tepkisini dile getirmekte zorlanır; ama, bunun yanında, sandıkta gereken zaten dersi verecektir. Bugünkü yaşadıkları sıkıntıyı, hafızalarının zayıf mı olduğunu düşünüyorsunuz?! Son yirmi yılın seçim sonuçlarına bir bakın lütfen. Baktığınızda, halkın iradesinin nasıl yansıdığını, sessiz tepkinin nasıl bir çığ gibi büyüdüğünü, lütfen, unutmayın.
Burası bir fabrikasyon değil, burası bir sipariş yeri değil. Kanunlar buradan toplumun çıkarları uğruna ve yirmi yılın yapılanması düşünülerek çıkartılır; ama, takır takır çıkartmaya özen gösteriyorsunuz. Bunun Meclisin iradesi olduğunu mu düşünüyorsunuz? Yürütme resmen yasamanın beynine ipotek koymuş; yani, ne yetki veriliyorsa, ne görev veriliyorsa -şekil doğru- Meclis buradan karar çıkartıyor ve çıkartırken de yapılması gereken tek şey var "Kabul edenler… Etmeyenler…" Sorgulama mantığından çok, verilen görevin yerine getirilmesiyle ilgili bir anlayış hâkim.
Tabiî ki, özeleştiri herkesin yapması gerekir. Bu ülkede Meclisin ve milletvekillerinin iradesinin yansıyabilmesi için katılımcı ve bilgiyle donatılması gerekir; ama, hepimiz de görüyoruz ki, Meclisin yükü ve ağırlığı o kadar çok fazla ki, kendi kendimizi günah keçisi ilan edip özeleştiri ve angaryalar altında boğulup kalırken, bu yasalara da en ufak bir katkımız bulunmamakta.
Bizlerin altını çizmesi gereken nokta net; polemik konusuna girmeden, bu ülkenin çıkarlarını yapılandırırken, çıkarlarını korurken yapılması gereken tek şey var, bu Meclisin iradesinin net olarak, başta da denetim olmak üzere, yasama konusunda da üzerine düşen hassasiyeti yerine getirmek zorunda.
Son gördüğümüz sürece bakıyoruz da sabaha kadar çalışacağız; bu, İş Kanununa dahi aykırı. Bir hekim olarak söylüyorum, buradan sabaha kadar çıkacak, verilecek siparişin hatası o kadar büyük olacak ki, altı ay sonra tekrar karşımıza geri geleceksiniz. Ondan sonra da "çok çalıştık" diye övüneceksiniz.
Altını tekrar çiziyoruz. Bu yasanın, aslında, daha önceden yapılanıp, toplumun bu tür sorunları, karşılaşmadan çözümlenmesi gerekirdi; bugün de çözmeyecek; ama, yaklaşık 850 bayiin sorunlarını bir anlık çözecek, bu doğrultuda da yapılması gereken şey "palyatif tedavi" dediğimiz, hekim olarak; yani, sadece şikâyetlerin giderilmesi olacak. Asıl, yine, o toplumun sorunları, yine, kendi iç dinamikleriyle baş başa kalacak ve bugün, LPG'nin, tabiî ki, Türkiye'deki bağımlılığından Sayın İbrahim Özdoğan bahsetti. Bu enerji açısından, toplumun on yılları, yirmi yılları, maalesef, ipotek altına alındı. Onlardan da bahsetmeyeceğiz. Enerji sorunu farklı bir gündem. Bu, son derece açık olan bir kanunun, her vesilesiyle, toplumun sorunlarının kısmen çözümünde bir vesile olmasını diliyoruz. Biz, Anavatan olarak, yapıcı bir boyutta eleştiri mekanizmamızı yönelttik. Sizin, en ufak, bunlardan alma veya bunlardan bir sonuç çıkarma gibi bir düşünceniz yok. Bu kendi düşünceniz "biz, tek başımıza iktidarız, gerekeni yaparız" mantığı var. Bunun halkın gözünde çok da olumlu bir imaj yaratmadığını sizler de biliyorsunuz.
Bu kanunun, yine de, bayilerimizin sorunlarının çözümlenmesinde, en kısa sürede hayata geçmesi konusunda da temennimiz bu topluma faydalı olması; ama, belediyelerin yapılanmasını da göz önünde bulundurarak, verdiğimiz çok masum önergelere, keşke, yüreğinizde evet demenize rağmen, burada, gelip, sadece grup başkanvekillerinizin veya Hükümetin temsilcisi veya Komisyon Başkanının temsilcileriyle burada sadece yönlendirildiniz.
Yine de hayırlı olsun diyor, saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Güler.
Madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
4 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler.. Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Konuşmam vardı…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Bitti efendim. Bir dahaki sefer konuşursun.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Bir dahaki sefer, bir dahaki.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olsun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, konuşmam vardı efendim.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, ben oyladıktan sonra bana ulaştı, bende bir şey yok.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Olur mu Sayın Başkan! Kaç saat önce vermiştim onu Sayın Başkan!
BAŞKAN - Yasa kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır; hayırlı olmasını diliyorum.
Birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 21.00
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 21.10
BAŞKAN: Başkanvekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
5 inci sıraya alınan, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
5.- Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Bazı Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Tasarısı ve Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir ile Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan ve Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ile 12 Milletvekilinin, Memurlar ile Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkında Kanun Teklifleri ve Adalet Komisyonu Raporu (1/994, 2/321, 2/474) (S. Sayısı: 952)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet?.. Yok.
Ertelenmiştir.
6 ncı sıraya alınan, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
6.- Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı: 1202) (x)
BAŞKAN - Hükümet ve Komisyon?.. Yerinde.
Komisyon raporu 1202 sıra sayıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince, bu tasarı, İçtüzüğün 91 inci maddesi kapsamında görüşülecektir. Bu nedenle, tasarı, tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp, maddelere geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler halinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Tasarının tümü üzerinde, AK Parti Grubu adına, İstanbul Milletvekili Sayın Alaattin Büyükkaya; buyurun.
Süreniz 20 dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde AK Parti Grubu adına konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce Yüce Heyetinizi saygıyla selamlarım.
Bilindiği üzere, Partimizin ve Hükümetimizin temel politikası, yerli olsun yabancı olsun özel sektör yatırımlarının önünü açmak, bunu bir rekabet ortamı içerisinde ülkenin kalkınmasına sunmaktır. Nitekim, iktidar olur olmaz hemen yerli ve yabancı sermayenin önünü açmak üzere bir dizi tedbirler uygulamaya koyduk. Malî aftan tutun da, Nereden Buldun Yasasına, vergi indirimlerine kadar aldığımız tedbirlerle, açıkçası, özel sektör yatırımlarının politikalarımıza uygun olarak gelişmesini de sağladık.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Yatırım indirimi kalktı ama…
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Yatırım indirimi yerine diğer avantajları koyduk.
Özellikle 17 Haziran 2003 tarihinde 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununu çıkararak yabancı sermayenin ülkemize girişi konusunda da en önemli adımlardan birini attık.
Bu kanunun yürürlüğe girmesinden Nisan 2006 ayına kadar, özellikle dikkatinizi çekmek isterim, 10 511 adet yabancı sermayeli şirket ve şube kurulmuştur. Ayrıca, 2 217 adet yerli sermayeli şirkete de yabancı sermaye iştiraki gerçekleşmiştir. Bu, çok önemli bir rakamdır. Bu da, yapılan düzenlemenin ne kadar isabetli ve doğru olduğunu göstermektedir. Ancak, hemen belirtmeliyim ki, özel yatırımların ve yabancı sermayenin girmesi sadece bir mevzuat konusu da değildir; esas olan o ülkenin istikrarına ve geleceğine duyulan güvendir. Bu olmadan, sadece mevzuatla işi çözemezsiniz. Eğer 10 000 tane işletme kurulmuşsa, bu kadar yabancı sermaye iştiraki gerçekleşmişse, AK Parti İktidarı döneminde ekonomide sağlanan neticeler ve ülkenin geleceğine duyulan güvendir. Bu sebepledir ki, yabancı sermaye yatırımlarında, gerçekten, cumhuriyet tarihinin en önemli gelişmeleri de bu dönemde sağlanmıştır. Kısaca, ülkemiz, kriz ülkesi olmaktan çıkıp, fırsatlar ülkesi haline gelmiştir. Bunun en açık göstergesi de, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yatırımcıların ülkemize yatırım yapmak için büyük bir çaba içine girmiş olmalarıdır.
2001 yılına kadar olan dönemde ülkemize gelen yabancı sermayenin tutarı yıllık bazda 1 milyar doları aşmazken, sadece 2005 yılında 9,7 milyar dolar nakit yabancı sermaye girişi sağlanmıştır. Yaklaşık on senede gerçekleştirilemeyen, bir yılda gerçekleştirilmiştir. Proje halinde olan yatırımlardan hiç bahsetmiyorum, onlara hiç değinmiyorum; ben, sadece, nakit girişi ifade ediyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ama, canı sıkılınca çıkıyor.
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Özel sektörümüz ise yatırım yapmakta, kapasite kullanımında ve ihracatta, âdeta, cumhuriyet tarihinin en önemli dönemini yaşamaktadır.
AHMET ERSİN (İzmir) - Özel sektör ağlıyor, ağlıyor!
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) - Biz, açıkçası, bu ülkede taş üstüne taş koyan herkesi de bağrımıza basıyoruz, onları en önemli bir şekilde değerlendirip destekliyoruz da; çünkü, biz biliyoruz ki, her yatırım, açlığın, yoksulluğun, işsizliğin yok olması demektir. Onun için, yatırım yapan herkesin önünü açmaya, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da daima hazır olacağız. Nitekim, Türk özel sektörü 2003 yılında 40 milyar YTL, 2004 yılında 61 milyar YTL, 2005 yılında ise yaklaşık 75 milyar YTL sabit sermaye yatırımı yapmıştır. Ülkenin geleceğine güvenmeyen bir özel sektör, bunu hiçbir zaman için yapamaz.
Bunun anlamı, başka bir anlamı da, 2003 yılında toplam yatırımların yüzde 70'inin, 2004 yılında yüzde 77'sinin, 2005 yılında ise, yine, yüzde 75'inin Türkiye'de özel sektör tarafından bu yatırımların yapıldığıdır.
Kapasite kullanım oranları ise yüzde 90'lı rakamlara ulaşmıştır. İşte, bu, Hükümetimizin ekonomik anlayışına uygun bir kalkınma modelinin de sonucudur. Böylece, bir taraftan bütçe politikaları yoluyla malî disiplin sağlanırken, diğer taraftan, getirilen teşviklerle de özel sektörün önü açılmıştır.
Son olarak Kurumlar Vergisi Kanununda yaptığımız düzenlemeyle Kurumlar Vergisi oranı yüzde 30'dan yüzde 20'ye indirilmiştir. Şimdi, iş hayatında olan, bizi dinleyen herkese seslenmek istiyorum: Acaba üç yıl önce, dört yıl önce yüzde 56'lara varan Kurumlar Vergisi oranının yüzde 20'ye düşeceğini hiçbir kimse hayal edebilir miydi? Ama, bu, hayalin ötesinde, gerçekleşti ve yüzde 20'ye indi. Dolayısıyla, ülkemiz, vergi oranları konusunda da dünyada avantajlı bir statüye kavuşmuştur. Bu da, Türkiye'ye gelecek yatırımlar için ayrıca özel bir önem de taşıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer taraftan, ülkemizde özel sektör yatırımlarının artarak devam etmesinin sağlanması, ekonomimizin büyüme potansiyelinin artırılması, sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması da büyük bir önem taşımaktadır. Bugünün dünya ekonomisinde, ülkelerin özel sektöre dayalı sürdürülebilir büyüme hedefini gerçekleştirebilmeleri, hem kendi millî kaynaklarını harekete geçirebilmelerine hem de hızla artan uluslararası doğrudan yatırımları cezbederek bu tür dış kaynaklardan azamî ölçüde istifade edebilmelerine bağlıdır.
2005 yılında dünyada doğrudan yabancı yatırımlar yüzde 29'luk artışla, 897 milyar dolara ulaşmıştır. Bu tablo, bütün ülkeler için önemli bir potansiyeli göstermektedir. Nitekim, son yıllarda uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda ülkelerarası rekabet yoğunluk kazanmış, gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler bu yatırımları çekmeye yönelik yeni strateji ve politika geliştirme arayışlarına hız vermişlerdir.
Ülkemizin bu rekabet ortamında varlık gösterebilmesi ve ekonomimize katkı sağlayacak nitelik ve büyüklükteki uluslararası yatırımları cezbedebilmesi, en az diğer ülkelerinki kadar iyi tasarlanmış yapısal sistemleri oluşturmayı ve gerekli politikaları geliştirmeyi de bir ihtiyaç haline getirmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda çeşitli ülkelerin gösterdikleri performansa bakarak, ülkemizin bu alanda rekabet gücünü artıracak düzenlemeleri yapmamız da gerekmektedir. Bu düzenlemeleri yapan ülkelerin sonuçları ise gerçekten çok dikkat çekicidir. Bu gelişmenin dışında asla kalamayız.
Örneğin, Çek Cumhuriyeti 1990'lı yılların başında 1 milyar dolara ulaşamayan doğrudan yatırım girişlerini, şimdi yıllık 5 milyar doların üzerinde gerçekleştirmiştir.
Yine, aynı gelişim Macaristan'da da gözlenmektedir. Macaristan Yatırım ve Ticaret Geliştirme Ajansının kurulduğu 1993 yılından itibaren, doğrudan yabancı yatırım girişlerinin eğilimi yıllık bazda yaklaşık 1 milyar dolarlık artış gösteren bir üst seviyede seyretmeye başlamıştır.
Evet, bunu, Polonya ve diğer ülkelerdeki örneklerle elbette çoğaltabiliriz. Bulgaristan, Romanya, İsrail, Danimarka, birçoğu aynı yoldan geçmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz için böyle bir kurumsal yapı oluşturmaya yönelik olarak uzun süredir devam eden çalışmalar sonucunda Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış ve komisyonlarda görüşülerek olgunlaştırılmış ve huzurunuza getirilmiştir.
Bu kanunun amacı, Türkiye'ye yatırım yapılmasını özendirmek için, yatırım destekleri, tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanmasını sağlamaktır. Bu amaçla da, Türkiye'de Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kurulmaktadır. Ayrıca, bu kanunla da, bu Ajansın görev ve teşkilat yapısı da düzenlenmektedir.
Ajans, Başbakanlığımıza bağlıdır. Başbakan, bu yetkisini bir bakana devrederek kullanabilecektir. Ajans, bu kanunda bulunmayan hükümler için de özel hukuk hükümlerine tabi olacaktır.
Peki, Ajans hangi işleri yapacaktır; Ajansın görevleri ise kısaca şunlardır:
Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisini kalkınma ajansları ile diğer kuruluşlarla işbirliği halinde belirlemek ve uygulamak.
Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve özel sektör kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerini koordine etmek ve desteklemek.
Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerini tasarlamak, sunmak, yatırımcıların yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları bilgilendirme, yönlendirme hizmetlerini kalkınma ajanslarıyla işbirliği halinde sağlamak.
Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin tamamlanmasında destek sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde bu işlemleri takip etmek.
Unutmayın, şimdiye kadar, bu işler, birçok kuruma dağılmış ve kimin, nerede, neyi yapacağı da çoğu zaman bilinmiyordu. Dolayısıyla, tek elde koordinasyon sağlanıyor.
Diğer bir görevi de, Bakanlar Kurulunca yerli sermaye yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımlar için farklı veya aynı olmak üzere, yatırımın türüne, yerine, sermaye tutarına ve yatırımın sağlayacağı istihdam imkânı gibi kriterlere göre belirlenecek yatırımların izin, onay işlemlerini ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar adına yürütmek ve sonuçlandırmak.
Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları tespit ederek sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak.
Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan toplamak, güncellemek ve dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapmak.
Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak.
Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform sürecine katkı sağlamak; bu kapsamda öneriler geliştirmek.
Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve benzeri toplantılar düzenlemek.
Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı yayınlar yaparak, bu faaliyetleri desteklemek.
Sayın Başkan ve değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısıyla kurulan Ajans, Danışma Kurulu ile ana hizmet birimleri ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşmaktadır.
Danışma Kurulu, Başbakan tarafından belirlenecek bakanlar ile özel sektör temsilcilerinden teşkil edilmektedir. Böylece, özel sektörün eğilimleri de ajansın çalışmalarına yansıtılmaktadır.
Ayrıca, Danışma Kuruluna doğrudan Başbakanın başkanlık etmesi de, çalışmaların verimliliğini o kadar artıracaktır.
Ajans, bu teşkilat yapısıyla, bağımsız, hızlı karar alıp işlem yapabilecek özelliğe sahiptir. Bütün bu özelliklerle, Ajans, yatırım hizmetlerini tek elde toplayarak, bürokratik engelleri ortadan kaldırmaktadır.
Bu itibarla, söz konusu kanunla kurulan Ajansın yapacağı çalışmalarla, uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasından sağlanabilecek yeni iş imkânları, işsizlikle mücadele politikalarına, ihracat açılımları, dışticaret dengesini iyileştirmeye yönelik politikalara, yeni üretim teknolojilerinin ülkeye transferi, ulusal rekabet gücünü artırmayı hedefleyen politikalara, büyük ölçekli sermaye, sınırlı yerli sermayeyle gerçekleştirilemeyen özelleştirme politikalarına, çağdaş altyapı imkânları yaratacak olan projelerin gerçekleştirilmesine önemli ölçüde destek olacağına olan inancımız tamdır.
Evet, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime son verirken, bu kanunun ülkemize, Türk Milletine, iş hayatına hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. İnanıyorum ki, bu kanunla, AK Parti İktidarı Türkiye'de bir ilki daha hayata geçirmiş olacaktır.
Hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Büyükkaya.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek.
Buyurun Sayın Özyürek.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek Ajansı Tasarısı hakkında söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Başbakanın çeşitli açıklamaları oldu, özellikle yurt dışında. Şunu söylüyor; diyor ki: Bugüne kadar, Türkiye'ye yatırım yapmak isteyenler, karşılarında çok çeşitli birimleri buluyorlardı; şimdi, bundan böyle, bir ajans kuruyorum, o ajansı da kendime bağlıyorum, yatırım yapacak olanlar doğrudan benimle muhatap olacaklar.
Bu anlayış doğrultusunda hazırlanmış bir tasarı bu ve bu tasarı hukuk sistemimizin hiçbir yerine uymuyor değerli arkadaşlarım. Şimdi, mesela, ücretler. Değil mi, kamuda çalışanların, hepimizin bildiği bir ücret sistemi vardır. Burada çalışanların ücretleri nasıl belirlenir diye yasaya bakıyoruz; diyor ki: "Başbakan tarafından belirlenir." Tavanı yok, tabanı yok, yani Başbakanın bütünüyle yetkisine kalmış bir düzenleme. O bakımdan, belki ihtiyaç olarak yabancı sermayenin işlerini kolaylaştıracak bir organizasyon kurulabilir; ama, bunun, bizim kamu hukuku içinde bir yeri olması lazım, sınırlarının doğru dürüst çizilmesi lazım.
Daha önce, yine, benzer bir şekilde, biliyorsunuz, kalkınma ajanslarıyla ilgili de bir kanun çıkardık. Ama, değerli arkadaşlarım, yabancı sermaye, kalıcı sermaye, böyle ajanslarla filan gelmiyor, ajanslarla filan çekilmiyor. Ekonomik konjonktür burada çok belirleyici oluyor. Değerli arkadaşlarım ifade ettiler, işte, yabancı sermaye girişleriyle ilgili, oldukça önemli rakamlardan bahsettiler. Doğrudur; ama, bu yabancı sermaye nereye geliyor ve nasıl geliyor; buna bakmak lazım. Şu ana kadar, yabancı sermaye, genellikle, hazır, çalışan, kâr eden, bankaları satın almak için geldi, çeşitli kuruluşları satın almak için geldi; ama, yeni fabrika kuracağım diye, yeni iş alanı yaratacağım diye, istihdam yaratacağım diye, ihracat yapacağım diye gelen bir yabancı sermayeye tanık olmadık.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de, yabancı sermayeyle ilgili, bu konularla ilgili Hazine bünyesinde çeşitli üniteler var, çeşitli birimler var. Bu birimler ile yeni kurulan bu Ajansın ilişkileri ne olacak; buralarda çok ciddî boşluklar var. Gecenin bu ilerleyen saatinde çok fazla vaktinizi almak istemiyorum; ama, bu Ajans, göreceksiniz, kurulduğu andan itibaren, işlerken önemli sorunlar çıkacak, bunu çözmek için, belki, kısa süre sonra bir tasarı daha buraya gelecektir.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye, yabancı sermaye konusunda 1954 yılından beri sürekli kanun çıkarıyor. İlk defa, Petrol Kanunuyla birlikte Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununu çıkarmıştır. Daha sonra o kanun çok değişikliklere uğradı; ama, hep bir amacı olmuştur. Yani, yabancı sermaye, hangi yabancı sermayeyi istiyoruz: Türkiye'ye teknoloji getirenini istiyoruz, istihdam yaratanı istiyoruz, ihracat yapanı istiyoruz, belli büyüklükte olanları istiyoruz gibi şartlar vardı. Daha sonra bu şartlar, her şey kaldırıldı, gelsin de nasıl gelirse gelsin noktasına döndük.
Tabiî, bunun içinde bir kalıcı yabancı sermaye var, bir de hisse senedi almak için, hazine bonosu almak için gelen sıcaksermaye var. Şimdi, bu sıcaksermaye gelirken, niteliğini düşünmeden düğün bayram ettik, dedik ki: Ne güzel işte, sürekli yabancı sermaye geliyor, dolar kuru artmıyor, 1 200 000, 1 300 000'de kalıyor, borsamız tavan yapıyor, ne âlâ… Hiçbir zaman bunun kalıcı olmadığını, kritik bir anda Türkiye'yi terk edebileceğini düşünmedik ve bu yabancı sermayeye, özellikle "sıcakpara" dediğimiz kısa vadeli yabancı sermayeye vergi konulması, Tobin vergisi konulması noktasında öneri yapanları da, âdeta, sermaye düşmanı ilan ettik. Oysa, yaşadığımız bu ekonomik krizde gördük ki, gelen bu kısa vadeli sermaye kritik bir anda Türkiye'yi terk ediyor, Türkiye'yi terk ederken de Türkiye'yi bir kritik krize sokuyor. İşte, çeşitli rakamlar var; 4 milyar dolar çıktı diyenler var, 7 milyar dolar çıktı diyenler var; ama, önemli bir yabancı sermayenin çıkmaya başladığı, özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde faizlerin yükselmesinden sonra, daha güvenli olan o ülkelere giden sıcakparanın, bizim gibi gelişmekte olan ülkeleri terk ettiğini görüyoruz.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, yabancı sermaye, özellikle, kalıcı sermayeyi çekebilmek amacıyla bu ajansın kurulduğu, gerekçesinde de var, Başbakanın çeşitli açıklamalarında var, ama, tabiî, başta da söyledim, sadece kanun çıkararak, sadece formaliteleri azaltarak, yabancı sermayeyi çekmek mümkün değildir ve yabancı sermayenin ne getirdiğini, ne götüreceğini de düşünmek lazım. Deniliyor ki, kalıcı yabancı sermaye gelirse, bu, faiz de ödemediğimiz için kalıcı olacak, ekonomi için çok yararlı olacak düşünceleri, iddiaları var; ama, unutulan nokta şu: Bu yabancı sermaye geldiği gibi çıkabilir; yani, diyelim Finansbankı satın alan Yunan sermayesi, hisselerini satıp çıkabilir, ayrıca, her yıl sağlanan kârın kendi payına düşen kısmını alıp götürebilir. O nedenle, yani, yabancı sermaye geldi diye düğün bayram yapmak doğru değildir. Yabancı sermayenin kalıcı olarak gelmesinde yarar var; ama, yeni yatırımlara geliyorsa, yeni işletme kurmak için geliyorsa, istihdam yaratmak için geliyorsa, yeni teknoloji getiriyorsa, gelsinler; ama, onun dışında benim hazır, tıkır tıkır çalışan kâr eden kuruluşlarımı satın almak için gelen yabancı sermayenin ekonomiye önemli bir katkısı yoktur.
Şimdi, çalışmakta olan bazı bankalarımız, yabancılara satıldı. Peki, bu banka yerli sermayenin elindeyken de çalışıyordu, kâr ediyordu; ama, o kâr Türkiye'de kalıyordu. Şimdi, yabancı sermaye o bankanın hisselerini satın aldığı zaman, onun elde ettiği kâr dışarıya transfer ediliyor. O bakımdan, yabancı sermayenin bir bedeli olduğunu düşünmemiz lazım.
Değerli arkadaşlarım, tabiî, yabancı sermayeyi çekmeye uğraşırken, bu maksatla ajans kurarken, biraz önce de bahsedildi, yatırım indirimini kaldırdık biz. Yani, sermayeyi, yatırımı teşvik eden, özellikle sanayi tesislerine yatırım yapanları, KOBİ'leri teşvik eden bir yatırım indirimini burada kısa bir süre önce oylarınızla kaldırdık. O zaman da biz buna çok şiddetle itiraz ettik ve Kurumlar Vergisini 10 puan indirebilmek için, Gelir Vergisini 5 puan indirebilmek için yatırım indirimini kaldırdık. Bunun sonucu ne oldu; büyük işletmeleri, özellikle finansal kuruluşları 10 puanlık oran indiriminden yararlandırdık, buna karşılık sanayi kuruluşlarını, KOBİ'leri yatırım indiriminden mahrum etmek suretiyle daha fazla vergi ödemelerine neden olduk. Yani, büyük kuruluşları, büyük finansal kuruluşları KOBİ'ler sırtından, sınai tesisler sırtından finanse etmiş olduk. Bu büyük haksızlıktır ve Türkiye'nin yatırım yapma kapasitesine çok ciddî şekilde engel olacaktır.
Değerli arkadaşlarım, bu Yatırım Ajansı, dediğim gibi, öncelikle hukuk sistemimize, kamu hukuku sistemimize aykırı pek çok hüküm içermektedir. Bir, alıştığımız sistemin içinde çok farklı bir noktada kalacaktır ve diğer kuruluşlarla olan ilişkilerinde büyük sorunlar yaşanacaktır ve kamuda var olan dengeleri bütünüyle ortadan kaldıracaktır. Herkes, işte, Yatırım Ajansında kaç lira ödeniyor, bilmem hangi KİT'in genel müdürüne kaç lira ödeniyor diye böyle mukayeseler yapacaktır. Onun için, burada ödenecek ücretlerin tavanı ve tabanıyla ilgili hiç yoksa belli sınırlamalar getirilmesi yararlı olurdu.
Değerli arkadaşlarım, gecenin bu saatinde daha fazla vaktinizi almak istemiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Özyürek.
Anavatan Partisi Grubu adına, Kars Milletvekili Sayın Selami Yiğit; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısının tümü üzerinde, Anavatan Grubu adına söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, araştırmalara göre, Türkiye, Çin'den sonra, en fazla yabancı sermaye çekme potansiyeline sahip dünyadaki ikinci ülkedir. Yabancı sermaye çekme noktasında, daha alt sıralarda yer alan Brezilya ise, yılda ortalama 30 milyar dolarlık yabancı yatırımı ülkesine çekebilmektedir. Böyle bakıldığında, potansiyeli daha yüksek olan Türkiye'nin, Brezilya'dan daha fazla, yani, yılda 30 milyar doların üzerinde yabancı sermayeyi çekebilmesi mümkündür. Ancak, gerekli altyapının olmaması, bürokratik engeller, istikrarsızlıklar ve stratejik bir planlama yapılmaması nedeniyle, uzun yıllar, ülkemize yabancı sermaye girişi maalesef çok düşük seviyede olmuştur. 2000 yılına kadar yabancı sermaye girişi yıllık ortalama 1 milyar dolar düzeyinde kalmıştır. Oysa, büyük ölçekli istihdam yaratan, teknoloji transferi sağlayan, ihracata dönük yabancı yatırım, birçok ülkenin kalkınmasında hayatî rol oynamıştır. Bu noktada, İrlanda ve Macaristan'ı örnek gösterebiliriz. Yirmi yıl kadar önce, Avrupa'nın en yoksul ülkesi olan İrlanda, doğru bir stratejik planlama ve teşviklerle yabancı yatırımcıyı kendisine çekerek, ekonomik kalkınma sağlamıştır. Macaristan da, aynı şekilde, otomotiv sanayii ve bilişim teknolojisini ülkesine çekerek, büyük bir hamle yapmıştır. Peki, bu ülkeler, yabancı sermayeyi çekmek için neler yapmışlardır? Örneğin, İrlanda, yatırım yapacak yabancı sektörlere bedava arazi tahsis etmiş, uzun vadeli vergi indirimleri ve teşvikler sağlamış, çok elverişli istihdam politikaları geliştirmiş, bürokratik işlemleri en aza indirgemiştir. Bizde ise, ülkemiz ekonomisinin gelişiminde hayatî önemi bulunan yabancı sermayenin gelmesini bırakalım teşvik etmeyi, engellemek için âdeta elimizden geleni yapmışız. Binlerce kişiye sürekli iş imkânı yaratacak ve ihracata dönük yatırım yapacak olan Ford Firmasına İzmit'te tahsis edilen arazinin, sırf siyasî amaçlarla, Meclis soruşturma ve araştırma konusu olduğu unutulmamalıdır.
Ülkemizde yabancı yatırımların artırılmasını stratejik olarak planlayacak ve organize edecek bir kurumun şimdiye kadar olmaması, büyük bir eksikliktir. Nitekim, bu eksiklik, Avrupa Birliğinin ilerleme raporunda da vurgulanmış, son olarak 2005 ilerleme raporunda da yabancı yatırımları organize edecek bir kurumun bulunmaması eleştirilmiştir. Görüşmekte olduğumuz tasarı, bu açıdan bakıldığında Avrupa Birliği sürecinde önemli bir eksikliği gidermeye yöneliktir; ancak, tasarıyı incelediğimizde kurumun işlevini nasıl yerine getireceği konusunda pek çok muğlaklık vardır.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla ilgili eleştirilerimize geçmeden önce, ülkemize son yıllarda artan yabancı sermaye girişine ilişkin bazı kaygılarımızı dile getirmek istiyorum. Sayın Başbakan "büyük yatırımcılar Türkiye'ye akın akın gelmeye başlamıştır" diye övünmektedir. Sayın Başbakanın deyimiyle son üç yılda Türkiye'ye 11 622 yabancı sermaye girişi olmuş, 6 000 yabancı sermayeli şirket kurulmuştur. Yabancı sermaye girişini değerlendirirken hangi alanlara hangi yabancı sermaye girişinin sağlandığı önem taşımaktadır.
Bir yıl kadar geriye dönüp bakacak olursak, 10 Nisan 2005'te, Türk Ekonomi Bankasının yüzde 84'üne sahip olan TEB Malî Yatırımların yüzde 50'si 216 000 000 dolara Fransız BNP Paribas Firmasına satılmıştır. 11 Nisan 2005'te, Dışbankın yüzde 89 hissesi 985 000 000 euroya Hollanda-Belçika finansal grubu Fortis'e satılmıştır. 24 Ağustos 2005'te, Garanti Bankasının hissedarı olan Doğuş Grubu, Bankanın yüzde 25 hissesinin General Electric'e satışı konusunda anlaşmaya varmıştır. 28 Eylül 2005'te, Yapı Kredi Bankasının yüzde 57'si İtalyan Unicredit ile Koç Holding ortaklığı olan Koçbanka 1 188 000 000 euroya satılmıştır. 13 Aralık 2005'te C Bank'ın yüzde 57'si İsrailli Bank Hapoalim'e 113 000 000 dolara satılmıştır. 3 Nisan 2006'da Finansbankın yüzde 46'sı Yunanlı National Bank'a 2,3 milyar euroya satılmıştır. 8 Mayıs 2006'da Tekfenbankın yüzde 70'i Yunanlı EFG'ye satılmıştır. 29 Mayıs 2006'da Denizbankın yüzde 75'i 2,4 milyar dolara Fransa-Belçika ortaklığı olan Dexia'ya satılmıştır.
Değerli milletvekilleri, listeyi uzatmak mümkün. Bu kuruluşlar, ülkemizin özel sektöre ait en kârlı bankaları ve finansman kuruluşlarıdır. Banka ve finans kuruluşları dışında, özelleştirme portföyü içinde bulunan büyük işletmeler de yabancı sermayenin ilgi alanında yer almaktadır. Kısaca bunlara göz atalım: Türk Telekom 6,5 milyar dolara Oger'e satılmıştır. Telsim 6 152 000 000 dolara Vodafon'a satılmıştır. TÜPRAŞ'ın 14,76'sı, iptal edilen Galataportla adını duyduğumuz Ofer'e, üstelik İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının yüzde 10 eksiğine, yani, 500 000 000 dolara satılmıştır. Zincirlikuyu Dubai Kuleleri ise El Maktum'a verilmiştir.
Değerli milletvekilleri, Sayın Başbakanın "akın akın geliyorlar" diye övündüğü yabancı sermayenin büyük bir bölümü, en kârlı bankalarımız ile en kârlı kuruluşlarımıza ilgi göstermektedir. Son iki yıl içinde yapılan özelleştirmeler ve satışlarla Türkiye'de yabancıların bankalardaki payı yüzde 80'e, borsadaki büyüklükleri ise yüzde 65'e çıkmıştır. Bu oranlar kaygı verici düzeydedir.
Sırada enerji ihaleleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin doğalgaz ihaleleri ve limanlar vardır. Oysa, desteğe gerçekten ihtiyacımız olan pek çok yatırım alanına, Hükümetin beceriksizliği yüzünden, yabancı sermaye uzak durmaktadır. Örneğin, otomotiv şirketi Güney Koreli Hyundai'nin, istihdam yaratacak 1,2 milyar dolarlık yatırımı Çek Cumhuriyetine kaymıştır. Daha fazla yatırım için niyetlenen Ford'u ürkütüyoruz. Peki, Sayın Başbakanın deyimiyle "akın akın" gelen bu yabancı sermaye, ekonomimizin büyüme potansiyeline ne gibi bir katkıda bulunmuştur? İstihdamı artıracak hiçbir yatırıma gidilmediği, artan işsizlik rakamlarıyla ortadadır. Artan cari açık da, ihracata yönelik herhangi bir yatırımın yapılmadığını göstermektedir. En vahimi de, yaklaşık iki aydır yaşanan güvensizlik ortamı, yeni bir yatırım ve istihdam imkânı yaratmayan ve aldıkları hazır şirketleri çalıştıran yabancı sermayeyi çekilmeye itmiştir. Daha bir hafta içinde piyasalarda yaşanan dalgalanmaya Merkez Bankasının müdahale etmek zorunda kalması, gelen sıcakparanın da artık gittiğinin en açık göstergesidir. Bu güvensizlik ortamı, uluslararası kredi kuruluşlarını da, Türkiye'nin ekonomik göstergelerini ve kredi notunu yeniden değerlendirme eğilimine sokmuştur.
Değerli milletvekilleri, çarşamba günü, Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonunda, Başbakan Yardımcısı Sayın Abdüllatif Şener'in, Dokuzuncu Yedi Yıllık Kalkınma Planıyla ilgili sunumunu dinledik. Kalkınma Planında da belirtildiği gibi, geçtiğimiz 2005 yılında ülkemize 9,7 milyar dolar bir yabancı sermaye girişi olmuştur. Yabancı sermayenin girişi istihdam imkânlarının artmasına yaramamış; ama, Sayın Bakanın da vurguladığı gibi, giderek artan cari açığın yüzde 42'si doğrudan yabancı sermayeyle finanse edilebilmiştir.
Rekabet gücünün artırılması, istihdamın artırılması, beşerî gelişme ve sosyal dayanışmanın güçlendirilmesi, bölgesel gelişmenin sağlanması ve kamu hizmetlerinde kalite ve etkinliğin artırılması eksenleri üzerine oturtulan Dokuzuncu Kalkınma Planı Stratejisinin hayata geçirilmesi için de, yabancı sermayenin ülkemize çekilmesinin büyük önemi vardır; ancak, bu konuya Hükümetin bakış açısında çok büyük eksiklikler olduğunu belirtmeliyim.
Yabancı sermayeyi çekmek ve yabancı sermayenin ekonomiye ivme kazandırmasını istiyorsanız, çok yönlü ve kapsamlı bir reform programını aynı anda hayata geçirmeniz gereklidir. Bunun için öncelikle yapılması gereken üç şey vardır: Rüşvet ve yolsuzluk önlenmelidir, kayıtdışılık önlenmelidir, ciddî bir vergi reformuyla birlikte teşvik sistemi yeniden gözden geçirilmelidir; çünkü, yatırımlara ayrılan her 3 liradan 1 lirasının rüşvet ve yolsuzluklara gittiği; Türkiye'de yatırım yapanın, benzine, litre başına, Amerika Birleşik Devletlerinde yatırım yapandan 1 dolar fazla ödediği; istihdam vergilerinde yüzde 42'yle, Gelir Vergisinde yüzde 45'le dünya rekoru kırdığı; her 100 kişiden 45'inin kayıtdışı çalıştırıldığı; faizlerin, bırakın düşmeyi yükselme eğilimine girdiği; teşvik adı altında, kalkınmada öncelikli yörelerin içerisine politik amaçlarla gelişmiş bazı illerin de dahil edildiği, zaten kıt olan kaynakların siyasî rant elde etmek amacıyla savrulduğu bir ülkeye, yatırım amaçlı yabancı sermaye çekmek gerçekten mümkün değildir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu genel değerlendirmelerin ardından tasarıya yönelik birkaç eleştiriyi dikkatinize sunmak istiyorum.
Kuruluş yasasını görüştüğümüz Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının işleyişine ilişkin bazı temel belirsizlikler vardır.
Tasarıda, hem Ajansın idarî ve malî özerkliğe sahip bir kuruluş olacağından söz ediliyor hem de bu kuruluş Başbakanlıkla ilişkilendiriliyor. Böylesine önemli bir işlev görecek olan Ajansın gerçekten ekonomiye katkısının sağlanması isteniyorsa, bağımsız bir kurul olarak, siyasî etkilerden uzak bir biçimde düzenlenmesi gerekirdi.
Ajansın Danışma Kurulunun yapısında belirsizlikler vardır. Tasarının 5 inci maddesi, Danışma Kurulunun, Başbakan tarafından belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşmasını öngörüyor. Bu bakanlar ve özel sektör temsilcileri hangi bakanlıkların temsilcileridir, kaç kişilerdir, bu belli değildir. Böylesine önemli bir ajansın Danışma Kurulunun oluşumunun başbakanların takdirine bırakılması doğru değildir.
Ajansta istihdam edilecek personele ödenecek ücretlerin de Başbakanın takdirine bırakılması doğru değildir.
Tasarının 10 uncu maddesi, ajansın başkanı ile diğer personelinin ücret ve diğer malî haklarının üst sınırının Başbakan tarafından belirlenmesini öngörüyor ki, eğer bu kuruluş bir kamu kuruluşu ise, böyle bir personel rejimi politikası, mevcut yasal düzenleme ve uygulamalara ters düşmektedir. Bu fıkrayla getirilen ve tamamen başbakanların takdirine bırakılan bir ücret politikası, ister istemez aklımıza ülkemize daha fazla yabancı sermaye çekmek amacına yönelik olarak oluşturulan Kurumu, bir anlamda iktidarın arka bahçesi haline getirme niyetini göstermektedir.
Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının bütçesine ilişkin de belirsizlikler vardır.
Tasarının 9 uncu maddesinde yer alan, ajans tarafından ücret karşılığı sağlanabilecek çeşitli hizmetler karşılığında elde edilecek gelirlerle kastedilenin ne olduğu belirsizdir.
(c) fıkrasında "gerçek ve tüzelkişilerden sağlanan yardım ve bağışlar" denilmektedir. Bu yardım ve bağışları hangi kuruluşlar ya da kimler, ne amaçlarla yapacaklardır? Başbakanla doğrudan ilgili bir kurum olmasına karşın, Ajansın denetimi Sayıştaya bırakılmıştır. Sayıştayın Ajansa yönelik denetim raporlarının nereye verileceği ve bu raporlarla ilgili ne gibi işlem yapılacağı belirsizdir. Ajansın kuruluşuyla birlikte, Hazine Müsteşarlığı bünyesinde bulunan ve aslî görevi ülkemiz yatırım olanaklarının yurt dışında tanıtımını yapan Hazine Müsteşarlığı bünyesindeki Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün faaliyetleri ne olacaktır? Bu kurumumuzun faaliyetlerine son verilmeyecekse, iki kurumun görev alanlarının çatışması nedeniyle ortaya çıkabilecek kargaşa nasıl giderilecektir?
Değerli milletvekilleri, tasarıda gördüğümüz bu eksiklik ve belirsizlikler, gerçekten, ülkemiz ekonomisinin büyük ihtiyaç duyduğu, daha fazla yabancı sermaye çekmek ve bunları yatırıma yöneltmek amacıyla oluşturulması gereken Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını etkisiz kılacaktır.
Sözlerimi, cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Atatürk'ün 1923 yılında İzmir İktisat Kongresinde yaptığı konuşmasından bir alıntıyı günümüz Türkçesiyle aktarmak istiyorum.
Şöyle diyor Atatürk: "Sanılmasın ki, ekonomi alanında düşünür ve konuşurken yabancı sermayeye karşıyız. Bizim ülkemiz, buraya gelecek olan yabancı sermayenin onlar adına yöneticisidir. Daha fazla istihdam yaratmaya ve sermayeye ihtiyacımız var. Kanunlarımıza uymak koşuluyla, yabancı sermayeye gereken her türlü teminatı vermeye her zaman hazırız. Yeter ki, yabancı sermaye bizim çalışma hayatımıza ve ekonomimize katılsın ve hem ülkemiz hem de onlar için yararlı olsun."
Değerli milletvekilleri, bu biçimiyle Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının beklenen faydayı sağlamayacağına inanıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yiğit.
Sayın milletvekilleri, şahısları adına, Nevşehir Milletvekili Sayın Osman Seyfi… Yok.
Denizli Milletvekili Sayın Osman Nuri Filiz; buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısının tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum; hepinize saygılar sunarım.
Sayın Başkan, bu kanun tasarısıyla, ülkenin ekonomik kalkınmasında ihtiyaç duyulan yatırımların artırılması için Türkiye'de yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım stratejisinin belirlenmesi, uygulanması maksadıyla Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kurulması düşünülmektedir.
Ulusal kalkınmamız açısından ekonomik büyüme potansiyelinin artırılması ve sürdürülebilir yapıya kavuşturulması büyük önem arz etmektedir. Günümüzde ülke ekonomisinin özel sektöre dayalı, sürdürülebilir büyüme hedefinin gerçekleştirilebilmesi, ancak, yerli kaynakların yanında, doğrudan yabancı sermaye girişinin sağlanmasıyla da mümkün olabilmektedir. Ülkemizi yabancı sermaye yönünden cazip hale getirmek için ülkenin tanıtımı, kaynakları hakkında uluslararası yatırımcıların bilgilendirilmesi bir ajansın kurulmasıyla mümkün olabilecektir.
1990'lı yıllarda, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Bulgaristan, Romanya, İsrail ve Danimarka gibi ülkeler böyle bir yatırım ajansları kurmuşlardır. Bu ajansların kurulmasıyla, Çek Cumhuriyetinde 1990 yılında 1 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi, daha sonra, her yıl 5 milyar dolara doğru tırmanmıştır. Yine, 89 000 000 dolar olan Polonya'nın doğrudan yabancı sermaye girişi 1990'da, 1993 yılında 1,7 milyar dolar, 1995 ve 2000 yılları arasında ise ortalama yıllık 6,4 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye girişi sağlanmıştır.
Önceleri Devlet Planlama Teşkilatı, daha sonra, Hazine Müsteşarlığı bünyesinde bulunan Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünün buradaki fonksiyonu ne olacak diye bir soru akla gelebilir. Hazine Müsteşarlığına bağlı bulunan Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü, doğrudan yabancı yatırım politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasıyla ilgilidir.
Bu kanun tasarısı ise, ülke kaynaklarının yabancı sermayedarlara ülkenin tanıtılmasından ibarettir, fonksiyonları tamamen farklıdır.
Uluslararası doğrudan yatırımın artırılmasıyla;
Bir: Her şeyden önce yeni iş imkânları doğacak; yani, işsizlik azalacak.
İkincisi: İhracat artacak ve dolayısıyla dış ticaret dengesi iyileşecektir.
Üçüncüsü: Yeni üretim teknolojilerinin ülkeye transferi sağlanacak, uluslararası rekabet gücü artacaktır. Büyük ölçekli sermaye, sınırlı yerli sermayeyle gerçekleştirilemeyen özelleştirme politikalarına ve çağdaş altyapı imkânlarını yaratacak olan projelerin gerçekleştirilmesine önemli ölçüde destek sağlayacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağladığı faydalar sebebiyle 1990'ların başından itibaren uluslararası doğrudan yatırımı çekme konusunda çalışmalar artarak devam etmektedir. Bu amaçla ülkeler, yeni stratejiler ve politikalar geliştirilmesini önemli bir gereklilik haline gelmiştir. Uluslararası doğrudan yatırımı çekme konusunda başarılı olan pek çok ülke, uluslararası ekonomik konjonktürdeki gelişmelere paralel olarak hızla değişen, yatırımları yönlendirici faktörleri yakından takip ederek, farklılaşan ekonomik ve toplumsal dinamiklerin sağlayabileceği rekabet anlayışına dayalı yeni politika ve strateji sergilenmeye, uygulamaya konulmuştur. Bu tür politika ve stratejilerin en temel uygulama aracı belirli bir kurumsal kapasite vasıtasıyla yürütülen yatırım, destek ve tanıtım faaliyetleridir. Türkiye'nin son dönemde yakaladığı güçlü ve istikrarlı makroekonomik performansı, uluslararası yatırımcılar açısından büyük önem taşıyan öngörülebilirlik ve büyüme potansiyeli bakımından cazibesini artırmıştır. Uluslararası yatırımcıların artan ilgisi doğrudan yatırım girişi göstergelerine de yansımaktadır. Uluslararası doğrudan yatırım çekme performansındaki bu artışı sürekli kılmak ve ülkeye ulusal ekonomik kalkınma hedeflerinin gerektirdiği nitelikte uluslararası doğrudan yatırım girişi sağlamak açısından Türkiye'nin diğer ülkelere bu alandaki yarışta rekabet gücünün artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'de yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin gerektirdiği niteliklerde bir kurumsal kapasitenin henüz oluşturulamamış olmasının, rekabet gücü açısından bir eksiklik teşkil ettiği açıktır.
Konuşmamı tamamlarken, ülkemiz açısından önemli bir kurumsal ihtiyacı karşılayacak olan bu kanun tasarısıyla kurulacak Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının, ülkemiz için hayırlara vesile olmasını diler, hepinize saygılar sunarım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Filiz.
Şahsı adına, Mersin Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek... Yok.
Şahsı adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan; buyurun. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, arkadaşlar, yerinize oturur musunuz.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Nihayet bir konuşma fırsatı elde edebildim. Bugün, Sayın Meclis Başkanvekilimiz, daha ilk konuşmamda, konuşmamın başlangıcında, diğer hatiplere yapmadığı müdahaleyi bana yaptı.
Daha sonra, görüşülmekte olan ve kanunlaşan bir teklif üzerinde, 4 üncü maddede söz hakkım olmasına rağmen, 86 ncı maddeye göre söz talebim olmasına rağmen, maalesef, konuşma imkânını bulamadım. Bunun takdirini sizlere bırakıyorum.
Değerli milletvekilleri, son derece önemli bir kanun tasarısını görüşüyoruz; ancak, bu kanun tasarısı kanunlaştıktan sonra Türkiye'de her şeyin güllük gülistanlık olacağını da düşünmemek lazım.
MEHMET FEHMİ UYANIK (Diyarbakır) - Niye?..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, Sayın Fehmi Bey oradan müdahalede bulunuyor. Şimdi, Sayın Fehmi Beye de ben buradan soruyorum; 5084 sayılı Teşvik Kanununu burada kabul ettik. O Teşvik Kanunu burada görüşülürken, özellikle teşvik kapsamı içerisinde olan illere çok büyük ölçüde yatırımların gideceği, o bölgelerin ihya olacağı, o bölgedeki işsizliğin önüne geçileceği buralarda ifade edildi. Ancak, yaklaşık iki ikibuçuk yıl sonra, dün Sayın Başbakan bir konuşma yapıyordu. Sayın Başbakan diyor ki: "Teşvik Kanununda bazı yanlışlıklar yaptık, hatalar yaptık, o yanlışlıklar ve hatalardan dönmemiz gerekiyor. O nedenle, yıl sonuna doğru bu kanundaki yanlışlıkları ve hataları, eksiklikleri düzelteceğiz."
Şimdi, o kanun teklifi, tasarısı burada görüşülürken biz buraya geldik, bunun böyle olacağını işaret ettik, ifade ettik Sayın Milletvekilim ve ben, o bölgedeki 24 il valiliğine resmen sordum, Teşvik Kanunu hayata geçtikten sonra illerinizde ne tür yatırımlar yapıldı diye kendilerine sordum; resmî cevap aldım. İnanın, bazı iller dışında, iki üç il dışında, o bölgede yapılan hemen hemen hiçbir yatırım yok.
Sayın Kapusuz, o zaman çıktı, benim konuşmamdan sonra buraya geldi, yapılan müracaatları, şu ilde bu kadar, bu ilde bu kadar müracaat var diye kürsüde söyledi. Şimdi, ben, burada Sayın Kapusuz'a da sormak istiyorum; şimdi gelsin, o bölgede yapılan yatırımları bir kez daha buradan yüksek sesle bizlere duyursun; vatandaşımız da duysun.
Şimdi, böyle bir kanun çıkıyor diye, Türkiye'ye çok büyük ölçüde yabancı sermayenin, doğrudan yabancı yatırımın geleceğini zannetmeyin.
Sayın Alaattin Büyükkaya'yı dinledim, Sayın Büyükkaya da aynı şeyi söyledi. Bir ilki gerçekleştiriyor… Tamam, bir ilk. Ama, bu kanun çıkınca, dünyadaki o yabancı sermayenin, o likidite bolluğunun hemen Türkiye'ye geleceğini zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Yabancı sermaye, Türkiye'ye, böyle bir kanun olmadığı için bugüne kadar gelmezlik yapmadı. Yabancı sermaye, yarın, bu kanun çıktıktan sonra da koşa koşa gelmeyecek.
Dünyada, özellikle bu dönemde bir likidite bolluğu da var; ancak, Amerika'nın, FED'in, faiz oranlarını yüzde 2'lerden yüzde 5'lere çıkarması ve bu ay içerisinde de 0,25 puan daha artıracak olması; Japonya'nın, sıfır olan faiz oranını yükseltmesi; Avrupa Merkez Bankasının faiz oranlarını yüzde 2,5 seviyesine çıkarması Türkiye için çok büyük bir tehlike arkadaşlar. O nedenle, Türkiye'deki yatırım ortamının iyileştirilmesi lazım, istihdam üzerindeki vergi yüklerinin gözden geçirilmesi lazım, enerji maliyetlerinin, enerjinin yüksek olmasının gözden geçirilmesi ve bunlarla ilgili tedbirler alınması lazım.
Bakınız, Bursa'da, Türkiye'deki ilk polyester iplik fabrikası bugün kapandı arkadaşlar. 1 000 işçi çalışıyordu orada, Bursa'da ve Türkiye'nin dev tesislerinden biriydi; bugün kapandı. 1 000 işçisiyle beraber bu fabrika kapandı Sayın Karapaşaoğlu. 1 000 kişi, bugün, Bursa'da işsiz kaldı. Niye işsiz kaldı? Diyor ki: "Ben dünyayla rekabet edemiyorum, Çin'le rekabet edemiyorum, işçilik üzerindeki vergi yükü, istihdam yükü fazla, enerji maliyetleri fazla." Aynen kendi ifadesi o fabrika sahibinin. Doğalgaz, iki yıl içerisinde yüzde 50 zamlandı. Şimdi, siz, Türkiye'de enflasyonu yüzde 5-6 hesap edeceksiniz; ama, maliyetler üzerinde çok önemli bir yere sahip olan doğalgaz yüzde 50 oranında artacak! Bu fabrikalar nasıl rekabet edecek dünyayla?!
Denizli'de, sanayie doğalgaz geldi. Geçen gittim, sanayi bölgesini gezdim. Orada doğalgaza dönen fabrikaların büyük çoğunluğu tekrar kömüre dönüyorlar; altı ay içerisinde, bir yıl içerisinde doğalgaz kullanmaktan vazgeçtiler. Niye; doğalgaz maliyetleri çok yüksek, iki yıl içerisinde yüzde 50 seviyesinde arttı. Şimdi, böyle bir ortam içinde bulunan Türkiye'ye yabancı yatırımcılar gelirken kaç kez düşünecekler ve öyle enteresan ki, içinde bulunduğumuz bu dönemde, Türkiye'deki yatırımcılar yurt dışına yatırım için gidiyorlar; Romanya'ya gidiyorlar, Bulgaristan'a gidiyorlar, Suriye'ye gidiyorlar, Mısır'a gidiyorlar. Yani, bizim kendi yatırımcımız yurt dışına gitmek için can atıyor; biz, bu kanun çıktıktan sonra Türkiye'ye yabancı sermayenin akacağını zannediyoruz! Yanılıyoruz arkadaşlar.
Bu bir ilk adımdır. Bu kanunun çıkması gerekiyor; doğru. Ama, bu kanun çıkınca her şeyin çok mükemmel olacağını, Türkiye'nin bir yatırım cenneti olacağını düşünüyorsanız ve öyle ifade edildi -biraz önce AK Parti Grubu adına konuşan arkadaşım öyle ifade etti- ben, bunun yanlış olduğunu söylemek istiyorum.
Şimdi, bir ülkede, bir güven ortamı, istikrar ortamı varsa yabancı sermaye gelir. Yabancı sermaye niçin gelir; kârlı bir ortam bulursa yabancı sermaye gelir. Eğer, böyle bir ortam bulmazsa, yabancı sermaye o ülkeye niye gelsin; gelmesi için bir sebep yok. Şimdi, Türkiye'ye son dönemde yabancı sermayenin geldiği söyleniyor. Yabancı sermaye geliyor; ama, nasıl geliyor yabancı sermaye; yabancı sermaye, geçmişten günümüze faaliyetlerini devam ettiren sektörlere geliyor, özellikle finans sektörüne geliyor. Son dönemde, bakın, kârlılıklarını en fazla artıran kesim finans sektörü, banka sektörü. Son dönemdeki talepler, gelişler banka sektörüne geliyor. Niye; banka sektöründe tatlı kârlar var. Niye; banka sektöründe verilen reel faizler var. Siz, dünyadaki en büyük reel faizi Türkiye'de sunarsanız, verirseniz -gelinen alanlar da- bu faizle iştigal edilen alanlara yabancı sermaye gelir.
Yabancı sermaye gelsin, hepimiz arzu ediyoruz; ama, ben şimdi merak ediyorum… Yabancı sermayenin, doğrudan yabancı yatırımın Türkiye'ye 9,5 milyar dolar geldiği söyleniyor. Ben soruyorum, 9,5 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımının Türkiye'ye gelmesi nedeniyle Türkiye'de ne kadar istihdam yaratılmıştır? Bir arkadaşımız çıksın, bunun rakamlarını söylesin. Ne kadar istihdam yaratılmıştır; mesele budur.
Gelen yabancı yatırım, Türkiye'de, yeni istihdam alanları yaratıyorsa, o alanda yeni fabrikalar kuruyorsa, yeni iş alanları açıyorsa doğrudan yabancı yatırımın o ülkeye sağlıklı bir şekilde geldiğini ifade edebiliriz; ama, Türkiye'deki mevcut durum, maalesef, böyle değil. Böyle olsaydı, Türkiye'deki işsizlik rakamlarının -9,5 milyar dolarlık yabancı yatırım ve özel sektör yatırımlarının da yüksek olduğu söylendi- devraldığınız yıldaki 10,3'ten bugün 11,9'a çıkmaması lazımdı. Hem diyeceksiniz yüzde 7,5 bir büyüme ortamı var, rakamı var… Yüzde 7,5'lik bir büyüme ortamında Türkiye'deki …
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Dediğin oran…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Gelen doğrudan yabancı yatırımın istihdam yaratması lazım Sayın Milletvekilim. O zaman bu yabancı yatırım sağlıklı bir yatırım olur; yoksa, ben de biliyorum 11,9 rakamı mevsim şartlarından dolayıdır…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Tabiî… Söylemiyorsun ama!..
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …ama, 2005 yılının rakamı 10,3; devraldığınız üçbuçuk yıl önceki rakam da 10,3 idi. Benim itirazım buna; yani, Türkiye'de yatırım ortamının iyileştiğine dair bir işaret yok.
Bunun sebebi ne biliyor musunuz; Türkiye'ye yapılan ara malı ithalatı. Maalesef, Türkiye'deki işsizliğin temelindeki en önemli sebep, yanlış politikalar sonucu Türkiye'nin bir ithalat cenneti haline getirilmesidir. Tarihte görülmemiş ölçüde, 80 milyar dolarlık bir ara malı ithalatı oldu 2005 yılı içerisinde. Her ara malı ithalatı, Türkiye'deki o ara malını üreten KOBİ'nin kapanması demektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Son cümlelerimi müsaade ederseniz.
BAŞKAN - Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Her ara malı ithalatı, o ara malı üretimini yapan KOBİ'lerin kapanması demek, o üretimi yapan KOBİ'lerdeki, işletmelerdeki işçi sayısının azaltılması demek. O nedenle değerli milletvekilleri, yatırım ortamının iyileştirilmesi lazım, istihdam üzerindeki vergi yüklerinin azaltılması lazım, enerji maliyetlerinin düşürülmesi lazım, güven ve istikrar verici bir ortamın kurulması lazım. Dünyanın hiçbir ülkesinde yoktur; geçmişe yönelik vergi politikaları, vergi kararları alınıyor. Geçmişe yönelik vergi kararlarını gören yabancı yatırımcı Türkiye'ye gelir, yatırım yapar mı değerli milletvekilleri?!
Benim kanunla ilgili -eğer konuşma imkânım olacak olursa- bölümler üzerinde de, özellikle teknik konularda da görüşlerimi ifade etmeye çalışacağım.
Bu kanun tasarısının, hepimize, milletimize, memleketimize hayırlara vesile olmasını diliyorum.
İnşallah, söylendiği gibi, bu kanundan sonra, Türkiye bir yatırım cenneti olur, doğrudan yabancı yatırımın geldiği bir ülke konumuna gelir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kandoğan.
Sayın milletvekilleri, konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap kısmına geçiyoruz.
Değerli arkadaşlar, bir hayli, soru sormak isteyen sayın milletvekilimiz var. O bakımdan, arkadaşlarımız kısa ve öz soru sormaları halinde bir başka sayın milletvekilimize de imkân tanımış olurlar.
Buyurun Sayın Güler.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sizin aracılığınızla, Sayın Bakana 3 tane soru sormak istiyorum.
Son zamanlarda, Türkiye'ye giren yabancı sermayenin, ne ölçüde doğrudan yatırım, portföy yatırım ve plasmanlara yöneldiği hakkında rakam ve değerlendirmeleri rica edeceğim.
İkincisi: Türkiye'ye gelen sermayenin bugünkü mevcut yapısıyla, ürettiği katmadeğer, istihdam gibi temel, ülkenin çıkarlarına uygun bir sonuç mu, yoksa, ülkenin sömürülmesine bir vesile ve bir araç mı olduğu şeklinde. Bilgilendirirse rakamlarla, sevineceğiz.
Üçüncüsü: Tabiî, Türkiye'de stratejik önemi olan bankacılık sektöründeki son el değiştirmelerle beraber, yarınlardaki en büyük kaygılardan bir tanesi de, finans boyutunda bağımlılığın, ülkenin önünde ne gibi engeller oluşturacağı, sıkıntılar yaratacağı konusunda bilgi verirse...
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Güler.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Bakanıma sormak istiyorum: Bu kanun tasarısı ciddî bir şekilde incelendiğinde, Sayın Başbakanın, bu kanun tasarısıyla birlikte, çok teferruat meselelerle bile ilgilenmesini ortaya çıkaran bir kanun tasarısı. Dünyanın gelişmiş bütün ülkelerinde, sayın başbakanların bu kadar teferruat meselelerle ilgilenmesi, Sayın Başbakanın ilgilenmesi gereken diğer konularla ilgilenmesinin önünde bir engel teşkil eder mi?
Bir iki örnek de vermek istiyorum müsaade ederseniz. "Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer malî hakların üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir." Bir ülkenin başbakanının, bir kurulun başkan ve personelinin ücret ve gündelikleri ile diğer malî haklarının üst sınırlarını dahi belirlemeyle uğraşacak kadar vakti var mıdır yok mudur?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın Sarıbaş, buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla, Sayın Bakana sormak istiyorum: Geçmişte Sayın Demirel'in ve rahmetli Sayın Özal'ın hayali olan GAP Projesinin, dört yıllık iktidarınız döneminde durma noktasına geldiğini hepimiz biliyoruz. Bu proje ne olacak Sayın Bakan? Yani, bu projeye yatırım yapacak mısınız; yoksa, güneydoğuyu, Hükümetiniz olarak, defterden çıkardınız mı?
Bir başka soru: Türkiye'nin, özellikle yabancı yatırımcının geldiği alanları hepimiz biliyoruz; ki, dinamik sektörlere, enerji, ulaşım -özellikle limanlar konusuyla- telekomünikasyon ve finans sektörlerine geliyorlar. Bir ülkenin diz çökertilmesinin, bir ülkeye dayatmaların kabul ettirilmesinin ana yolu da, bu dinamik sektörleri ele geçiren yabancı tekel sermayelerin… Gelecekte bu ülkenin millî çıkarları noktasında dik durmamızı önleyecek… Tedbirleriniz var mı; yani, dik durmamızı sağlayacak tedbirleri aldınız mı bunları devrederken, varlık satışlarını devrederken? Bunları sormak istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Sarıbaş.
Buyurun Sayın Tüysüz.
TURAN TÜYSÜZ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Sizin aracılığınızla, Sayın Bakana birkaç soru sormak istiyorum.
Sayın Bakanım, 2005 yılında, mülkiyet satışları ve özelleştirme dolayısıyla yaptığınız o varlık satışları çıktıktan sonra net yabancı yatırımcı miktarı ne kadardır? Yani, kısacası, yabancı yatırımcı kaç tane fabrika yapmıştır ve hangi bölgelerde yapmıştır?
Bir ikinci sorum: Bölgelerarası gelişmişlik farkı, AK Parti Hükümeti döneminde bir kat daha artmıştır. Özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde kişi başına günlük harcama 1 doların altındadır. Bu düzeni acaba belediyelerin halktan topladığı ve belediyeler aracılığıyla iaşeler dağıtmakla mı çözmeyi düşünüyorsunuz; yoksa, oraya bir yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tüysüz.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sorumu soruyorum: Sayın Bakanım, 2005 yılı cari işlemler açığının finansmanında doğrudan yabancı sermayenin katkısı ne olmuştur; açıklar mısınız?
Bir diğer sorum: Küresel sermayenin ülkemizdeki tutarı, istihdam, üretim ve ihracata katkısı nedir; rakamsal olarak açıklar mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Armağan, buyurun efendim.
MEHMET SAİT ARMAĞAN (Isparta) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle, görüşülmekte olan yasayı benimsediğimi ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum. Bu bağlamda, Sayın Bakana, soru sormak istiyorum.
Daha önce çıkardığımız 5084 sayılı Teşvik Kanunundan, Türkiye, istediğiniz verimi alabilmiş midir?
Yine, bu bağlamda, Sayın Başbakanın, Giresun'da belirttiği gibi, 5084'ün bazı aksaklıklar içerdiğini ve ülkeye yeteri kadar yararlı olamadığını dile getirmiştir. 5084'le önümüzdeki günlerde, bölgesel ve sektörel yeni teşvikler getirecek misiniz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Armağan.
Sayın Doğan...
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Aracılığınızla Sayın Bakanıma iki sorum vardır.
Birincisi; Sayın Bakanım, büyümenin ölçüsü ihracat gelirleri olduğuna göre, Hükümetinizin dört yıllık dönemdeki ihracat yatırımını yeterli buluyor musunuz?
İkinci sorum: Yatırım destek ve tanıtım ajanslarından bahsediyorsunuz. Arkadaşlarımız, GAP'ın kapatıldığından bahsettiler, ben buna değinmeyeceğim, başka soru soracağım GAP'la ilgili olarak. Sayın Bakanım, biliyorsunuz, GAP'ın tarımdaki gerçekleşme oranı, geçmiş hükümetler döneminde yüzde 12'ye kadar getirilmiş ve şu anda, yüzde 12'dir. Sizin dönemizde bir ilerleme katetmemiştir. Halbuki, bu, yüzde 80'lere çekildiği takdirde, 4 000 000 işsiz insana iş imkânı vereceğini biliyor muydunuz? Neden yapmıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Doğan.
Sayın Akdemir, buyurun.
DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, sorularımın Sayın Bakan tarafından cevaplandırılmasını Makamınızdan arz ediyorum.
"Kalkınma ajans gelirleri Başbakan tarafından uygun görülen bankalarda açılacak hesaplarda tutulur" ifadesi yasada geçiyor. "Ajansın giderleri Başbakan tarafından onaylanan bütçeden ödenir" deniyor. Bu bağlamda;
Bir: Başbakanın, Ajansın gelirlerini, göstereceği hesaba yatırılmasıyla, bu hesabın bir örtülü ödenek biçimine dönüştüğünü ya da dönüşeceğini düşünüyor musunuz? Başbakan şaibe altında kalır mı?
İki: böyle bir özerk kuruluş -ki, malî ve idarî açıdan özerk bir kuruluş olarak kuruluyor bu kuruluş- gelir ve giderlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetiminin dışında kararlaştırılması, demokratik denetim kapılarını kapatmaz mı?
Üçüncü sorum: Sayın Başbakana bu kadar ayrıntılı bir görev verilmesi, acaba, Hükümetinizin merkeziyetçilikten uzaklaşma görüşünü zedelemez mi? Bu konuyu da sözlü olarak cevaplarsa memnun kalırım.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.
Sayın Özcan…
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkanım, Sayın Bakanıma sorum: Bu özelleştirme konusunda, her çıktığınızda özelleştirmeyi öve öve bitiremediniz; ama -biz de özelleştirmeye karşı değiliz- Mersin Limanı özelleştiği halde, hâlâ, hantaldır ve yenileşme olmayınca, haliyle güneye kayıyor taşımacılık. Bu konuda bir çalışmalarınız var mı?
Mersin Limanını, özellikle teknolojik olarak yenilemeyi düşünüyor musunuz?
Bu özelleştirmeyi bu kadar bekletmenin anlamı var mı? Özellikle, İsrail ve Lübnan'a kayıyor. Bu konuda bir çalışmanız var mı; onu öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkanım, arkadaşlarımızın yönelttiği tüm sorulara kısa sürede yazılı olarak cevap vereceğimizi ifade ediyorum.
Teşekkür ederim.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Kısa ve net oldu Sayın Bakan!
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Karar yetersayısı, Sayın Başkan.
BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum ve karar yetersayısı arayacağım: Kabul edenler…Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir ve karar yetersayısı vardır.
Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm, 1 ilâ 8 inci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz isteği var:
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İstanbul Milletvekili Sayın Birgen Keleş…
Buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BİRGEN KELEŞ (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Türkiye Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkındaki Kanun Tasarısı konusunda Grubum adına söz almış bulunuyorum ve Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
İncelemekte olduğumuz tasarının "amaç" maddesinde, Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının ülkenin ekonomik kalkınması için önemli olan yatırımları özendirecek destek ve tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması için kurulduğu anlatılmaktadır. Ayrıca, Ajansın kamu tüzelkişiliğini haiz olduğu, idarî ve malî özerkliğe sahip bulunduğu ve Başbakanlıkla ilgili bir kuruluş olduğu belirtilmektedir. Aslında "ilgili kuruluş" tanımına uymamaktadır idarî ve malî özerkliğe sahip olması. O bakımdan "Başbakanlıkla ilgili" ifadesinin ne anlama geldiği açıklanmalıdır.
Ajansın görevleriyle ilgili olan 3 üncü maddede de, ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisinin kalkınma ajanslarının ve ilgili kuruluşların işbirliğiyle oluşturulacağı belirtilmektedir. Yatırımcının yatırım yapmadan önce, yatırım yaparken ve yatırımdan sonra ihtiyaç duyacağı bilgilendirme ve yönlendirme hizmetlerinin, kalkınma ajansı ve bu Tanıtım Ajansı tarafından birlikte verileceği ifade edilmektedir. Yerli, yabancı yatırımcıların izin ve onay işlemlerinin ilgili kuruluşlar nezdinde ve yatırım ajansları, kalkınma ajansları nezdinde Tanıtım Ajansı tarafından izleneceği ve sonuçlandırılacağı açıklanmaktadır ve yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform çalışmalarında da katkı yapacağı belirtilmektedir.
Genel gerekçede, yatırım destek ve tanıtım işlerini uygulayan Kurumun özel sektör bakış açısıyla ve özel sektör yaklaşımıyla iş yapması gerektiği açıklanmaktadır.
Şimdi, sayın milletvekilleri, kalkınma ajanslarıyla yakın işbirliği içinde çalışacağı için, biraz, kalkınma ajanslarını hatırlamakta yarar vardır diye düşünüyorum. Bilindiği gibi kalkınma ajansları garip kuruluşlardı. Ne merkezî ne yerel, ne kamu ne özel, tüzelkişilikte; ama, kamu tüzelkişiliği değildi; kamu kaynaklarını kullanıyordu; ama, özel hukuk hükümlerine tabiydi. Bölgesel bir yönü vardı; çünkü, birkaç ili birden kapsıyordu; fakat, buna karşılık merkezî idareyle ilgisi yoktu ve hukukî rejim bakımından da kamu idaresi değildi, Anayasanın 123 üncü, 126 ncı ve 127 nci maddelerinde öngörülen idarî yapının dışındaki oluşumlardı bunlar ve kuruluşu ve çalışmalarıyla da Anayasanın birçok hükmüne aykırıydılar.
2003 yılında, bölgesel kalkınma ajansları konusunda bir araştırma yapıldı ve bu araştırma raporunda şu söyleniyordu: Yakın çağlarda bölge düzeyine siyasal kimlik verilmesinden özenle kaçınan bir bölge ve bölge planlaması anlayışı mevcuttu, bölgenin etnik temellere dayandırılmasından ve ona bir siyasî kimlik verilmesinden fevkalade uzak duruluyordu. Bu bakış açısı, son zamanlarda değişti ve bundan, ulusal devletlerden hoşlanmayan ve ulusal devletlerin elindeki gücü, uluslarüstü kuruluşlarla ve yerel kuruluşlarla, güç odaklarıyla paylaşmasından mutlu olan uluslararası siyasî ve ekonomik güç odakları olduğundan bahsediliyordu.
Şimdi, Avrupa Birliği ülkelerinin de, 26 tane bölge kurulmasından ve kalkınma ajanslarının kurulmasından duyduğu mutluluk ve bunun için yaptıkları baskı düşünülürse, bu yorumun çok fazla gerçekçi olmadığı söylenemez. İçinde bulunduğumuz koşullar göstermiştir ki, bu yaklaşımı ve bunun yol açacağı gelişmeleri küçümseme lüksüne de Türkiye sahip değildir.
Kalkınma ajansları çalışmaya başladığında, birbirleriyle rekabet edecek olan projelere, Avrupa Birliği fonları sayesinde, Avrupa Birliğinin seçme olanağı olacaktı ve bu olanak nedeniyle de, hem bölgeleri ve hem bölge içinde projeleri seçme şansına kavuşmuş olacaktı Avrupa Birliği. Sadece buna değil, aynı zamanda, Avrupa Birliğinin destek verdiği projelere yerli kaynakları da aktarmakla yükümlü olan Türkiye'nin, merkezî idareden ve yerel yönetimlerden ayırdığı kaynakları da etkileme ve yönlendirme şansına sahip olacaktı.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, küçük işyerleri kurulmasına ve kayıtdışı ekonominin gelişmesine yol açacak bir düzendi bu kalkın ajansları. Onun için de, kayıtdışı ekonominin önlenmesini ve teknoloji uygulanmasını olumsuz yönde etkileyeceği söylenebilir.
Aslında, Dokuzuncu Plan, hedefler açısından ciddî hedefler oluşturmaktan ve politikalar oluşturmaktan uzak kalan bir plandır. Bu bakımdan da hem kalkınma ajanslarını hem de bu Tanıtım Ajansını yönlendirmek açısından büyük bir eksiklik doğmuştur.
Bir diğer önemli eksiklik de, Tanıtma Ajansının, kendisiyle ilgili olan kuruluşlarla ve o konuda çalışan kuruluşlarla arasındaki bağlantının gevşekliğinden kaynaklanmaktadır. Mesela, Devlet Planlama Teşkilatı gibi, Hazine Müsteşarlığı gibi bu konularla çok ilgili olan kuruluşlarla olan bağlantısı bile belli değildir ve aynı zamanda, Devlet Planlama Teşkilatı, bu Ajansın kurduğu kurulda, Danışma Kurulunda yer bile almamaktadır.
Sayın milletvekilleri, kamu kaynaklarını kullanan, kamu tüzelkişiliğine sahip olan; ama, yaptığı işin kamu hizmeti olup olmadığı belli olmayan bir kuruluştan söz ediyoruz şimdi. Personeli Başbakan tarafından atanmaktadır; ama, iş hukukuna tabi olduğu ifade edilmektedir. Diğer bir deyişle, kamu yönetimindeki konumu, statüsü ve oradaki kuruluşlarla olan bağlantısı büyük bir belirsizlik ve çelişki içeren bir kuruluştur söz konusu olan.
Genel gerekçede, borç yaratmayan doğrudan yabancı yatırımlardan söz edilmektedir; ama, tabiî ki, doğrudan yabancı yatırımların kâr transferi diye bir gerçek vardır; bunların hangi alana, hangi kapasitede ve ne yapmak için geldiği önemlidir. Ne yazık ki, bu konuya, İktidar tarafından bugüne kadar hiç önem verilmemiştir; tasarıdan anlaşıldığı kadarıyla, İktidar, hâlâ, daha bu konumunu muhafaza etmektedir. İktidar, yerli-yabancı ayırımını kaldırmayı ve âdeta, yabancı sermayeye hiçbir koşul ileri sürmemeyi bir meziyet saymaktadır. Oysa, nereye geldikleri, nasıl geldikleri, hangi kapasitede geldikleri, Türkiye'ye yararlı olmak açısından, fevkalade büyük önem taşımaktadır.
Uygulanan bu politikaların tabiî gerçekçi olması ve sorunları çözecek olması önemlidir; ama, bunların birbirleriyle olan bağlantıları da önemlidir; birbirlerinin etkisini azaltmamaları, tam tersine desteklemeleri büyük önem taşımaktadır ve tutarlı olmaları çok önemlidir. Adalet ve Kalkınma Partisinin bu konuda iyi bir sınav verdiğini söylemek, ne yazık ki, mümkün değildir; çünkü, bunların, politikaların yararlı olabilmesi için, her şeyden önce, sorunların doğru saptanması gerekir. Adalet ve Kalkınma Partisi ise, ya sorunları görmezden gelmekte, ya saptamakta ama önlemlerini yeterli düzeyde almamakta veyahut da tam ters yönde adımlar atmaktadır.
Şimdi, bakın, ters yönde adımlar atmaya bir örnek, daha önce konuşan bir arkadaşım tarafından da verildi; ben de, burada değinmek istiyorum. Şimdi, bugün, yatırımların desteklenmesinden bahsediyoruz, bunun için ajanslar kurulmasından bahsediyoruz. Kuşkusuz, her türlü yatırımın desteklenmesinde ve bununla ilgili yatırımcının işlerinin kolaylaştırılmasında yarar olabilir; ama, değerli arkadaşlarım, biz, bugün, bunu savunurken, bir hafta önce, biliyorsunuz, yatırım indirimini kaldırdık. Yatırımcılar için çok önemli bir teşvik unsuru olan yatırım indirimini, Kurumlar Vergisi Kanunu konuşulurken kaldırdık; daha doğrusu, Gelir Vergisi Kanununda kaldırılan yatırım indiriminin kaldırılmasının Kurumlar Vergisi açısından da geçerli olduğunu kabul etmiş olduk. Diğer bir deyişle, bir elimizle verdiğimizi diğer elimizle almış durumdayız ve bunun doğru bir yaklaşım olmadığını bilmeliyiz; ama, bu, tamamıyla ciddî bir planlama anlayışından yoksun olmaktan ve birbirleriyle bağlantısız işler yapmamızdan kaynaklanmaktadır.
Aslında, yatırımların desteklenmesi ve yatırım olanaklarının tanıtılması, kuşkusuz yararlıdır; ama, bilmeliyiz ki, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşullarda, asıl sorun, yatırımların desteklenmesi veyahut da tanıtılmasından çok, asıl önemli sorun, İktidarınız tarafından kabul edilen, benimsenen, ısrarla uygulanan politikaları değiştirme ihtiyacıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
BİRGEN KELEŞ (Devamla) - Biliniz ki, bu politikalar ciddî olarak gözden geçirilmediği ve değiştirilmediği takdirde, ekonomi için ciddî gelişmeler sağlanması ve doğru işler yapılması kolay değildir.
Ben, en kısa sürede bu konuda karar almanızı ve seçime giderek bu sorunu kökten çözmenizi dileyerek konuşmamıza son veriyorum ve Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Keleş.
Anavatan Partisi Grubu adına, Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan; buyurun efendim. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısının birinci bölümü hakkında Anavatan Grubu adına söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanunun amacı, ülkenin ekonomik kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımların artırılması için, Türkiye'de yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım stratejisinin belirlenmesi, uygulanması amacıyla bir ajans kurulması ve bu ajansın görev, yetki ve teşkilatını düzenlemek denilmektedir.
Değerli arkadaşlar, ülkenin ekonomik kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımlar nelerdir, neler özendirilecektir? Gereksinim duyulan yatırımların bir listesi, fizibilitesi var mıdır? Öncelikleri nelerdir, önceliklerine göre nasıl özendirilecektir? Az gelişmiş bölgeler yatırım beklemektedir. İhtiyaçlar, istihdam, üretim ve refah düzeyinin yükselmesi, göçün önlenmesi ve kalkınma şeklinde sıralanıp, liste uzayabilir. Devletin ihtiyaçlarının başında ise gelirini artırmak, kayıtdışı ekonomiye önlem almak, borçlarını ödeyebilecek bütçeyi denkleştirmek diye sıralanabilir. Sosyal güvenlik sistemi, eğitim, sağlık ve bu gibi kamu hizmetlerinde toplumsal fonksiyonlar göz önüne alındığında, sürekli olarak kaynak yetersizliğinden dem vuran bu Hükümet, yatırımcıları cezbetmek adına, mevcut bütün kaynakları seferber etmekte kararlı bir görüntü vermektedir. Bu noktada yatırımları cezbetmenin de istihdamı artırmak bakımından toplumsal bir çaba olduğu ileri sürülebilir elbette; ancak, hükümlü ve engellilerin istihdam zorunluluğuyla ilgili oranları, işverenler üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekçesiyle düşüren bir zihniyetten, insana yakışır bir istihdam yaratacağını beklemek, hayalden öteye bir şey değildir. Tarım sektöründe çalışanların kan ağladığı ülkemizde var olan istihdamı daha yok etmek pahasına yapılanlardan bir iyilik beklemek mümkün değildir. Bu kanunla da, zaten, gelmesi için her türlü mevzuat kaynaklarının sağlanmış olduğu yabancı sermayenin, ülkeye teknoloji getirip getirmediği ya da istihdam yaratıp yaratmadığına bakılmaksızın gelişine teşrifatçılık yapılarak, elimizdekini almak için ağzını sulandıran yabancı, yatırım yapmak için değil, yoksulun alınterini almak için geliyor.
Değerli arkadaşlar, bir taraftan kuralsız ve kısıntısız özelleştirme uygulamaları sonucunda sermayeye geçen kamusal değerler en çok tehlikeli üretim yöntemlerine sahne olacak, gerek doğal çevre ve bitki örtüsü gerekse insan yaşamını büyük bir tehlike içerisine sokacaktır.
Eurogold şirketine karşı yıllardır Bergama'da sürdürülen mücadele benzeri çabalar bir suç olarak değerlendirilebilmektedir.
Öte yandan, Cargill için, çevrenin katline aldırmaksızın yok olan bu güzel tarım arazisinin ne şartlar içerisinde bu Cargill'e verildiğini de görüyoruz, gerek basında gerekse yaşayan Bursa'daki Orhangazi halkından bunu sormak lazım. Bu verimli arazi bakın nelerle şey yapılıyor. Cargill, Bursa Orhangazi'de, birinci sınıf tarım arazisi olan, aynı zamanda koruma altındaki büyük arazilerde fabrika yapmaya soyunanları Sayın Başbakan nasıl koruyor.
İş yargıya gidiyor ve yargı gereğini yerine getiriyor; ama, yargının vermiş olduğu kararı ise, maalesef Hükümet uygulamıyor. Bunda kimlerin çıkarı var, kimler faydalanıyor; herkes de görüyor ve bunu, herkesin gözünden de gizleyemezsiniz.
Değerli arkadaşlar, yabancı sermayeyi buraya özendiriyoruz; ama, yabancı sermaye ne için geliyor; fazla kâr etmek için geliyor. Yabancı sermaye, kalıcı olarak burada bir yatırım yapıyor mu; yaptıkları yatırıma bakarsanız, ya telekomünikasyon üzerinde veyahut da bankacılık üzerinde. Bankacılar neye geliyor; kârı alıp götürüyor. Nereye; ülkesine götürüyor.
AHMET YENİ (Samsun) - Yabancı sermayeye karşı mısınız?
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Biz yabancı sermayeye karşı değiliz; ama, kalıcı yabancı sermayeye karşı değiliz; ama, günlük kârla gelip, alıp götüren, işçinin alınterini, memurun alınterini, memurun alınterini, köylünün ve esnafın alınterini götüren yabancı sermayeye karşıyız. Siz karşı değil misiniz?! Biz, günlük kâr amacıyla gelip de göçen bu sermayeye karşıyız; ama, kalıcı sermayeye, elbette ki yatırımcı bir sermayenin de yanındayız. Biz, bu konuda, böyle şey değiliz, zayıf iradeli değiliz. Biz, bu ülkenin kalkınmasını istiyoruz; ama, sizler, bakıyorsunuz ki, kim kâr edecekse onun yanındasınız, ya Ofer'in veyahut da başka birilerinin. Bakıyoruz, hiçbir küçük yatırım yaptılar mı?! Soruyorum: Doğu ve güneydoğuya hangi yatırımı yaptı?! Sayın Başbakan Siirt'ten milletvekili olarak geldi, Siirt'e hangi yabancı yatırımı götürdü?! Diyarbakır'ı, Kars'ı, Afyon'u… Hangi yatırımı götürdünüz, söyler misiniz? Bakıyorsunuz, bankalar üzerinde veyahut da ülkenin limanları üzerinde, yabancı sermayeye geliyorsunuz, bunlar alsın, götürsün, bizler de tıpış tıpış bakalım...
Bunun dışında neler yapıyorsunuz, söyler misiniz?! Birsürü özelleştirmeler yaptınız, nereye bir kazık çaktınız söyler misiniz?!
AHMET YENİ (Samsun) - Limanı götüremezler, liman burada.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Limanı götüremiyorsunuz; ama, limandaki çalışan, örneğin Mersin Limanındaki bütün telekomünikasyon, elektronik şeyler işlemediği için, Hayfa'ya gidiyor, Lazkiye'ye gidiyor. Bu paralar bizim paralarımız. Hani özelleştirdiydiniz, övünüyordunuz...
AHMET YENİ (Samsun) - Liman Türkiye'de kalıyor, liman gitmiyor.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Lütfen… Lütfen… Bu konuda duyarlı olmak zorundayız.
BAŞKAN - Sayın Özcan, karşılıklı konuşmayalım.
Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim; Sayın Hatip Genel Kurula hitap ediyor.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın Başkan, kadrolu laf atanlar… Bırakın, halkın lehine olan şeyleri konuşuyoruz.
Sizler geldiniz, ancak kendi reklamınızı yapıyorsunuz. İstanbul'daki, Ankara'daki billboardlara bakın, Sayın Başbakan kendi reklamını yapıyor. Nereyi tanıtıyor ki acaba, neden oralar işgal edildi?! Çıkıyor, balon dağıtıyor. Örneğin, Denizli Şehrinde 35 000 balon, 60 000 metre tül kullanıyor. İnsanlar aç, aç, Sayın Başbakan! İnsanlar 1 metre bezi dahi bulamıyor! Kefen dahi bulamayan ölüler var, yapmayın! (Anavatan Partisi sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) - Liman Türkiye'de kaldı Sayın Milletvekili, liman burada duruyor.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Biz limanı veyahut da başka şeyleri değil… Liman kalacaksa onun teknolojisini de yenilemek zorundasınız.
AHMET YENİ ( Samsun) - Yabancı sermayeye karşı mısınız?
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Lütfen, laf atarak işleri farklı yönlere çekmeyin. Soruyoruz: 9 000 bisiklet dağıttınız, hangi işçinin alınterinden; babanızın kesesinden mi dağıttınız, söyler misiniz?! Hani, balon dağıtıyorsunuz, çikolata dağıtıyorsunuz arabaların arkasında, neyin tanıtımını yapıyorsunuz siz?! Belli firmaların tanıtımından başka bir şey değil.
Öte taraftan, o kömür alanlar, torbayla şey alanlara helal olsun, analarının sütü gibi helal olsun; çünkü, onların alınteri, onların vermiş olduğu emeğin karşılığını, tutup da, reklam yapmanıza gerek yok. Onlar alacaklar, hem torbadaki kömürünü de alacak, yiyeceklerini de alacaklar; çünkü, onun emeğinden çalıyorsunuz, onun alınterinden çalıyorsunuz, çocuğunun geleceğinden çalarak biriktirdiklerinizi, tutuyorsunuz, reklam olsun diye dağıtıyorsunuz, yazıktır!..
İnançları sömürüyorsunuz. Özellikle ramazan ayında iftar çadırlarına giderek reklam yapmanın bir anlamı yok. Bu ülkede insanlar aç; 20 000 000 insan açlık sınırına dayanmış, 1 000 000 insan açlık sınırının altında. Hiç mi vicdan yok, bunların sesine kulak vermeye de; tutuyorsunuz, Oferlere, 800 000 000 doları bir gecede vermekten vicdanınız sızlamıyor mu?! O ölen, sokakta aç kalan, o, bali içerek hayatını mahveden çocuklara hiç acıma duygunuz yok mu; neden sahiplenilmiyor?!
Çıkıyorsunuz, burada, gelen hatibe laf atmak için… Genel Başkanınıza yaranamazsınız; yarın bu sıralarda çoğunuz olmayacaksınız. İnanıyoruz ki, siz bu taraflara gideceksiniz, belki de şey olarak… Bu Mecliste de bulunmayacaksınız. Siz kendinizi laf atarak bir yere getiremeyeceğinize inanın; ama, halk bunu görüyor. Halkın önünden kaçamazsınız. Halkın emeğini birilerine peşkeş çekmeye hiçbir hakkınız yok. Çünkü, siz, iktidara gelirken üç tane yolsuzluktan…
AHMET YENİ (Samsun) - ANAP'ı anlatıyorsun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - …hırsızlıktan ve onlardan hesap sormak için gelecektiniz; ama, maalesef bunun hesabını veremiyorsunuz; çünkü, siz, öncelikle dokunulmazlıktan kaçıyorsunuz. Kendi hesabını vermeyen halkı nasıl yönetecek?!.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Gönderdik ya Yüce Divana!..
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Yüce Divana gidenler… Bu devletin varını yoğunu birilerine verenler, bir gecede "görüşmediğim" diyen adamlara sunanlar Yüce Divana gidecek. O Yüce Divana gidenler… Yukarıyı bekleyen, o Yüce Divana gitmek isteyen, inan edin o Cumhurbaşkanlığına giremeyecek. Onun hesabını yaparak bu ülkede insanları birbirine düşürmeye, halkı bölmeye, çiftçiye küfür etmeye, hakaret etmeye hakkı yok. Gidiyor, çiftçiye küfür ettiği halde çiftçiyi mahkemeye veriyor; ama, Türkiye'de hukuk var, hukuk gereğini yaptı, o çiftçi beraat etti. Sayın Başbakan sözünden utanır mı utanmaz mı artık bilemiyoruz, onu onun takdirine bırakıyoruz.
Değerli arkadaşlar, biz, yabancı sermayeye karşı değiliz; ama, kalıcı, burada yatırım yapan, istihdama yönelik yabancı sermayenin yanındayız; ama, sıcakparayla alıp da götürülen, bir gecede milyonlarca doları dışarı çıkaran yabancı sermayeye karşı olduğumuzu bildiriyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Şahısları adına söz isteği var.
Kocaeli Milletvekili Sayın Muzaffer Baştopçu.
Sayın Baştopçu, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 1202 sıra sayılı Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde kişisel görüşlerimi açıklamak üzere söz almış bulunuyorum; bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Artık hepimiz biliyoruz ki, çok yaygın adıyla küreselleşip, kocaman bir köy haline gelen dünyamız ekonomisinde, ülke ekonomilerinin ulusal kaynaklarını harekete geçirip, özel sektör öncülüğünde sürdürülebilir büyümelerini gerçekleştirmeleri yalnız başına yeterli olmayıp, yabancı sermaye ve yatırım kaynaklarından da en çok yarar sağlamayı kesin bir zorunluluk haline getirmiştir. Borç yükünü artırmadan dış kaynak sağlayıp, istihdam yaratarak işsizliğe çare oluşturan, dışsatım olanağı ve vergi geliri artışı sağlayan, ileri teknoloji ve modern işletmecilik modelleri getiren yabancı yatırımların gerekli koşulları sağlayarak doğrudan cezbedilmesi, ulusal ekonomi politikalarında artık temel strateji haline gelmiştir. Bu stratejiyi sağlamanın koşulu da, belirli bir kurumsal yapı ve kapasiteyle yürütülmesi, gerekli yatırım, destek ve tanıtım faaliyetleridir.
AK Parti Hükümetimizin, bu tasarıyla ve yeni yaklaşımıyla, ülkemizde yerli ve yabancı yatırımcılara yatırım ortamı ve yatırım imkânlarını hazırlayarak, yatırımların, yatırım öncesi, yatırım süreci ve yatırım sonrası gereksinim duydukları her konuda bilgilendirme, yönlendirme, destek ve yardımcı olmalarına olanak sağlanacaktır.
Ajans, idarî ve malî özelliği olan bir yapıda hızla karar verip hizmet sunabilen, değişen koşullara hemen uyum sağlayabilen, özel sektör anlayış ve yaklaşımıyla çalışan, Başbakanla, Başbakanlıkla ilgili ulusal düzeyde yatırım, destek ve stratejisi belirleyip uygulayacak olan bir kamu tüzelkişiliğidir. Ajans, kalkınma ajansları ve diğer ilgili kuruluşlarla işbirliği içinde çalışacaktır.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Başbakan tarafından belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşan bir danışma kurulu Ajansın omurgası olup, yatırım, destek ve tanıtım stratejisi konusunda öneriler geliştirecek, gerçekleştirecek ve faaliyetlerde bulunacak tavsiyeleri sunacaktır. Ülkemizde yatırım, destek ve tanıtım faaliyetleri ile rekabet üzerindeki kurumsal kapasite boşluğu bu tasarıyla doldurulmuş olacaktır.
Hem Avrupa Birliği Uyum Komisyonu ve hem de Plan ve Bütçe Komisyonlarında ayrıntılı bir biçimde tartışılıp bugünkü hale getirilen tasarıya emeği geçip katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz. Yatırım, Destek ve Tanıtım Ajansımızın ülkemiz, insanımız ve bütün yatırımcılar için hayırlı olmasını diliyor, hepinizi, tekrar, saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Baştopçu.
Şahsı adına, Kütahya Milletvekili Sayın Hasan Fehmi Kinay. Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum; Yüce Heyetinizi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye, bugün yeni bir kavramla daha tanışıyor, yeni bir kuruma daha kavuşuyor. Dünyada yaklaşık 164 ulusal ve 250'nin üzerinde bölgesel tanıtım ajansı bulunuyor. Görünen o ki, bu alanda oldukça geç kalmışız. Belki de şu ana kadar söz alan değerli muhalefet partisi milletvekilleri en yapıcı tenkidi bu alanda geç kaldığımıza bağlayarak yapmalıydılar; ancak, bu noktaya değinmemişlerdir.
Esas itibariyle, Türkiye, yatırımcıya fırsat sağladığı unsurları tanıtım noktasında bir ajans kurmakta dünyanın gerisinde kalmıştır. Tabiî ki bu gecikmenin birtakım sebepleri vardır. Bu sebeplerin başında, ülke ekonomisinde yaşanan istikrarsız ortam önemli rol oynamıştır. Bir mukayese yapmaya imkân vermek üzere, enflasyonun yaklaşık yüzde 70 seviyesinde bulunduğu, faiz oranlarının yüzde 80'ler düzeyinde olduğu, bütçe hedeflerine hiçbir zaman ulaşılamadığı, para biriminin bol sıfırlarla ve değerlerine akıl sır ermediği, finans sektöründe içini boşaltmaların, hortumlamaların yaşandığı ve tasfiyelerin yaşandığı, on yıllık süre içerisinde neredeyse büyümenin yüzde sıfıra yakın seyrettiği, siyasal krizlerin gündemi belirlediği ve hepsinden önemlisi, girişimciye korsan gözüyle bakıldığı bir ortamda, elbette ki, herhangi bir yatırım tanıtma, promosyon sağlama noktasında faaliyet gösterilmesi beklenemezdi.
Değerli arkadaşlar, bugün itibariyle, enflasyon yüzde 8'ler seviyesindedir ve orta ve uzun vadeli krediler yüzde 10 ile 20 civarında finanse edilebilmektedir.
Malî disiplin sağlanmış ve bütçe hedefleri gelir yönünden aşılmış, gider yönünden azalmıştır.
Türk Lirasına güven artmış, paradan altı sıfır atılmıştır. Para normalleşmiştir, bir ölçü birimi olduğu ortaya çıkmıştır.
Yürürlükte yatırım ve istihdam yasası bulunmaktadır. 49 ilimizde yatırımcıya bedelsiz arsa tahsisi başta olmak üzere, istihdam teşvikleri ve enerji destekleri sağlanmaktadır. 75 katrilyon liralık özel sektör yatırımı gerçekleştirilmekte, 25 katrilyonluk kamu yatırımı sağlanmaktadır.
Sanayide, turizmde, inşaat sektöründe, finans sektöründe, kısacası, tüm sektörlerde endeks değerleri yüzde 100'ün üzerinde seyretmektedir.
Artık, girişimciye iltifat edilmektedir; sorunun bir parçası olarak değil, çözümün bir parçası olarak görülmektedir.
KOBİ stratejisi eylem planı oluşturulmuş; bu bağlamda, Sanayi Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı, Yükseköğretim Kurumu, KOSGEB, TESK, Odalar ve Borsalar Birliği, Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İş Kurumu, Dış Ticaret Müsteşarlığı, ihracatçı birlikleri, kısacası, ekonomide tüm misyon sahibi olan kurum ve kuruluşlarımız, girişimciye büyük bir destek sağlamaktadır.
Kurumlar Vergisi ve Gelir Vergisi oranları düşürülmüştür. Enerji maliyetleri, elektrik fiyatları hiç artırılmamak suretiyle, doğalgaza ve mazota, uluslararası düzeyde yaşanan petrol krizine rağmen, çok cüzi sayılabilecek oranda zam yapılarak rekabet ortamı güçlendirilmiştir. Bu sayededir ki, Türkiye'de, özelleştirme sürecinde çok önemli başarılar sağlanmıştır.
Birçok banka, değerinin çok çok üzerinde, yapılan yatırımlarla ilişkilendirilemeyecek kadar çok çok üzerinde bir değerle hisselerini satma imkânı bulmuştur.
AK Parti İktidarıyla birlikte, Türkiye'de, çalışan, üreten, istihdam yaratan, ihracat yapan tüm üretim unsurları güçlenmiştir ve Türkiye'nin değerini artırmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu doğrultuda, daha sonraki bölümde tekrar söz alarak yapılan eleştirilere cevap vermeye çalışacağım.
Bu amaçla, yatırım destek ve tanıtım ajanslarının kuruluşunu görüştüğümüz bu yasanın ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kinay.
Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.58
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 23.12
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
6.- Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kurulması Hakkında Kanun Tasarısı ve Avrupa Birliği Uyum ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları (1/1188) (S. Sayısı: 1202) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
1202 sıra sayılı kanun tasarısının görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Şimdi, tasarının birinci bölümü üzerinde soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Doğan, buyurun.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, aracılığınızla Sayın Bakanıma 1-2 tane soru yöneltmek istiyorum.
Sayın Bakanım, özkaynaklarımızı işleterek cazibe merkezi haline getirmek istediğiniz bölgelerimiz hangileridir?
Mardin-Mazıdağı Fosfat Tesislerini özelleştirerek o bölgeyi cazibe merkezi haline getireceğinize dair sözünüz var, Hükümetin sözü var. Dört yıl geçti -bu tesislerin devlete verdiği zarar bugün itibariyle 490 000 000 dolardır- Mardin ve bölge halkı daha ne kadar bekleyecektir? Bu tesislere alıcı çıkmazsa ne yapacaksınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.
Sayın Güler, buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sizin aracılığınızla Sayın Bakana 3 sorum var.
Özelleştirme yapılmadan önce Türkiye'de özellikle Kurumlar Vergisinin düşürülmesi açıklansaydı, bugünkü satış…
BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen mikrofonu yaklaştırır mısınız.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayın Başkan, sizin aracılığınızla Sayın Bakana sorularım var, cevaplandırırsa… Çünkü "yazılı da cevap vereceğim" diyor, kamuoyunda tartışılmasında da fayda vardır diye düşünüyoruz.
Özelleştirme yapılmadan önce Kurumlar Vergisinin yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşürüldüğü beyan edilseydi, bugünkü büyük özelleştirme yapılan kurumların satış bedeli daha yüksek olur muydu?
Stratejik önemi olan kurumların satışı, özellikle Türk Telekom, Aria, Aycell… Kulakları dediğimiz, sürecin, ülkenin stratejik önemi olan kurumlarının satışında, bu kadar, dünyanın hangi ülkesinde topyekûn bir satış söz konusudur? Bunun, uluslararası strateji açısından, ulusal güvenlik açısından bir kaygı duyulur mu?
Öbür sorularımız ise: Bugün, stratejik önemi olan kurumlardan bir tanesi de enerji yatırımlarıyla ilgili. Bu konuda zaten bu ülkenin on yılları, yirmi yılları ipotek altında; bunun önlenmesi açısından ne gibi tedbirler alınmaktadır?
Son sorum: İktidara geldiğinizden beri artan borcu bugünkü yapılan yatırım olarak mı değerlendirdiniz, yoksa, borcu borçla mı ödediniz?
Bu konuda sorularımıza yanıt verirseniz memnun oluruz.
Teşekkür ediyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
Sayın Bakanıma 2 tane sorum var.
Birincisi: Türkiye'nin en zengin doğalgaz yatakları Diyarbakır'ın Hazro İlçesinde bulunmaktadır. Bu doğalgaz yataklarının işletmeye açılarak, bu ilçemizin cazibe merkezi durumuna getirilebilmesi için dört yıllık İktidarınız döneminde ne yaptınız, açıklar mısınız?
Son sorum: Küresel sermayenin bölgelerarası dağılımını açıklar mısınız?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Koçyiğit.
Sayın Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Yalnız, 5 dakika soru-cevap süresi verdiniz; İçtüzüğün 91 inci maddesine göre, soru-cevap süresinin bölümler üzerinde 15 dakika olması lazım Sayın Başkanım. Öncelikle onu ifade etmek istiyorum ve onun düzeltilmesini özellikle istirham ediyorum.
Sayın Bakanımdan da şu soruma cevap istiyorum: Bu kanunun 14 üncü maddesinde "bu Kanunun uygulanmasında, 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerinin uygulanmayacağı" hükmünü amir.
Böyle bir maddenin bu kanun içerisinde hangi gerekçelerle yer aldığını Sayın Bakanımdan öğrenmek istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Sayın Başkan, sorulara yazılı olarak cevap vereceğiz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Bilgi yetersiz olunca, tabiî, yazılı vermek zorunda.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri ve varsa, o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra, ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
TÜRKİYE YATIRIM DESTEK VE TANITIM AJANSI KURULMASI HAKKINDA KANUN TASARISI
Amaç ve kuruluş
MADDE 1-
BAŞKAN - 1 inci madde üzerinde 5 adet önerge vardır. Ancak, her madde üzerinde, milletvekillerince, sadece 2 önerge verilebildiğinden, önce geliş sırasına göre ilk önergeyi okutacağım, ikinci önergeyi okutacağım, sonra bu önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "gereksinim" ibaresinin "ihtiyaç" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - İkinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
| Ali Kemal Deveciler | Erdal Karademir | Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
| Balıkesir | İzmir | Malatya |
Amaç ve kuruluş
Madde 1- (1) Bu Kanunun amacı; ülkenin ekonomik kalkınmasında gereksinim duyulan yatırımların artırılması için Türkiye'de yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik yatırım destek ve tanıtım stratejilerinin belirlenmesi ve uygulanması ve değerlendirilmesi maksadıyla kurulan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansının görev, yetki ve teşkilâtını düzenlemektir.
(2) Bu Kanunun uygulanmasını sağlamak ve Kanunla kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere kamu tüzelkişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip ve Başbakanlıkla ilgili Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı kurulmuştur.
(3) Başbakan, Ajansın yönetimi ile ilgili yetkilerini gerekli gördüğü takdirde bir bakan eliyle kullanabilir.
(4) Ajans, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabidir.
(5) Ajansın merkezi İstanbul'dadır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Ferit Mevlüt Aslanoğlu konuşacak.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, Yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, üretim ve istihdam diyoruz. Tabiî, önce, bu ülkenin kendi kaynakları. Bu ülkenin kendi kaynaklarını, yeni katmadeğer yaratacak, ilave katmadeğer yaratacak bir şekilde üretmemiz lazım.
Ancak, ben, biraz, 5084 sayılı Yasadan bahsedeceğim. 5084 sayılı Yasa bu Mecliste iki defa görüşüldü. Biliyorsunuz, bir 36 il, daha sonra bir 13 il ilave edildi.
Değerli milletvekilleri, bir yasa yaparken, yasak savma yasası yapılmaması lazım. O yasanın, ülkenin en uç noktasına kadar gitmesi gerekir. Peki, soruyorum size: Dönüp bakmıyor musunuz, bu yasayı yaptık, bu yasa acaba bu ülkeye ne getirdi? Bundan ders almıyor muyuz?
Tabiî, burada, 5084 sayılı Yasayı yaparken, özellikle, yalvarırcasına, bir kere, şu iller arasında eşitlik koymayalım, gelişmiş iller ile gelişmemiş iller arasında, gelin, kademeli bir süreli olsun dedik -yani, Hakkâri'ye yirmibeş yıl- yani, en az gelişmiş yörelerden, çok daha uzun vadeden başlayarak... Zaten, buralarda bir şey yok arkadaşlar. Buralara bir yatırım gitmiyor. Dönün bakın, o ilin milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum. Bu yasa, buradan geçerken, özellikle, girmeyen 13 ilimizin milletvekilleri, hep, böyle sevindiler. Aynen şu ifadeyi kullandım yine: Beyler sevinmeyin. Trafik memurluğu yaptık. Bazı illerden bazı illere gitti; Antep'ten çevresindeki illere, Denizli'den çevresindeki illere, Adana'dan çevresindeki illere. Hiçbir şey değişmedi; yani, o illerden boşaldı, etrafındaki illere gitti. Bir kere, önce, bu ülkenin yerli sanayicisini koruyalım arkadaşlar.
Bizde bir yabancı hayranlığı başladı. Nedir arkadaşlar? Yabancı yatırımcıya karşı gelmeyelim; ama, yabancı yatırımcı gelip, ülkede katmadeğer yaratan, bu ülkeye ilave katmadeğerler yaratan bir yatırım yaptı mı? Hangi yabancı yatırımcı geldi, bana söyler misiniz?!
Değerli arkadaşlar, 5084 sayılı Yasayı değiştirmezsek ve bu ülkenin, özellikle geri kalmış, gayri safî millî hâsıladan az pay alan illere, hepten bu illeri itmiş oluruz.
Türkiye'de, her türlü sorunu, ancak ekonomik çözümlerle çözeriz. Bir ülkenin bağımsızlığı, ekonomik bağımsızlıktır. Ekonomik bağımsızlığı olmayanlar hiçbir ülke, hiçbir yere gidemez arkadaşlar. Kendi yatırımcımızı koruyup kollamayacağız… Bir yabancı hayranlığı başladı.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu saatinde, bu kanunu, herkes, sanki, bu ülkenin, yabancı yatırımcıların önünü açacak, güllük gülistanlık yapacak… Hiç böyle bir şey yok arkadaşlar. Önce, 5084 sayılı Yasayı değiştirelim. 5084 sayılı Yasayı… Gayri safî millî hâsıladan en az pay alan illere; örneğin, otuz yıl verelim arkadaşlar. 800 doların altındaki illerimize otuz yıl verelim veya bazı illerimizin; örneğin, Diyarbakır'ın, hangi merkezinde gayri safî millî hâsıla, diyelim, 1 200 dolarsa, bilmem, Hazro İlçesi 800 dolarsa, buralara otuz yıl verelim, yatırımcının gitmesinin önünü açalım. Gitmiyor arkadaşlar, bu şekilde, yatırımcı.
İki; uygulanan teşvik sistemiyle, siz insanlara elektrik parasını tahsil ediyorsunuz, aradan bir sene geçiyor, lütfedip, iade etmeye çalışıyorsunuz. Ya inanacaksınız ya inanacaksınız! Elinizde devletin gücü var. Eğer kim hile yapıyorsa, mahsup edeceksiniz.
Kendi yatırımcınıza hiçbir şekilde, hiçbir şekilde bir destek vermeyeceksiniz, ondan sonra, burada birtakım şeyler konuşuluyor arkadaşlar.
Arkadaşlar, bu ülkenin üretime ihtiyacı var; ama, bu koşullarla, 5084 sayılı Yasa olduğu sürece, bu ülkenin yerli yatırımcısı bir yere gidemez arkadaşlar.
İki; yatırım indirimi. Bugün Türkiye'de eğer birçok yatırım…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Türkiye'deki birçok yatırımın doğuş nedeni, uygulanan yatırım indirimidir. Siz, yatırım indirimini insanların elinden aldınız.
Kurumlar Vergisi; bakın, Kurumlar Vergisi kimden tahsil ediliyor; ağırlıklı finansman sektöründen.
Ülkedeki birtakım kaynakları yok ettik.
Değerli arkadaşlar, bu ülkenin kendi özdeğerlerine sahip çıkalım, kendi özdeğerlerini eğer, bunlar katmadeğer yaratacak teşviklerle, eğer biz bir yere getirmezsek, hep birilerine teslim oluruz, hep elimizi birilerine açmış oluruz; yazık ediyoruz!
Sayın Başbakan dün söyledi. Burada yalvardık size 5084 sayılı Yasa çıkarken; etmeyin, tutmayın, bu yasa yanlış dedik, uygulanmaz dedik. Siz söylüyorsunuz…
Değerli arkadaşlar, sahip çıkalım kendi ürünümüze. Malatya'da kayısı dondu, iki ay geçti, hiç kimsenin umurunda değil. İnsanlar aç mı, tok mu… Ondan sonra, yabancı birisi geldiği zaman "oo, hoşgeldin, safa geldin…" Gelir, daha büyük…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Sayın Başkan, son kelime…
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu, lütfen…
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Gelir; ama, giderken bu ülkenin birtakım değerlerini de alır gider; bunu böyle bilin.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için, elektronik cihazla oylama yapacağız.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, pusula gönderenlerin aranmasını istiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, pusula gönderen sayın milletvekillerimiz, lütfen, Genel Kuruldan ayrılmasınlar; isimlerini okutacağım.
3 dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı vardır; önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 1 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen "gereksinim" ibaresinin "ihtiyaç" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Güven, konuşacak mısınız?
SALİH KAPUSUZ (Kayseri) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkçe dil kurallarına daha uygun olacağı düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Maddeyi kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Tanımlar
MADDE 2-
BAŞKAN - Madde üzerinde, 4 adet önerge vardır; ancak, her madde üzerinde, İçtüzüğün 91 inci maddesi gereğince, milletvekillerince sadece 2 adet önerge verilebildiğinden, önce geliş sırasına göre 2 önergeyi okutacağım, sonra bu önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
| Balıkesir |
| İzmir |
Tanımlar
Madde 2 - (1) Bu Kanunda geçen;
a) Ajans: Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını,
b) Başkan: Ajansın en üst yöneticisi olan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanını,
c) Kurul: Danışma Kurulunu,
ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımları ifade eder."
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, bütün önergelerde karar yetersayısının aranmasını istiyorum; baştan, peşin peşin söyleyeyim.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin (ç) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımları ve doğrudan yabancı yatırımları,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Güven?..
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddenin daha iyi anlaşılması açısından bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısının aranmasını istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, her önergenin başlangıcında söyleme hakkınız var; toptan isteme gibi bir hakkınız yok.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Biraz önce de söyledim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ben sorarken, siz karar yetersayısı isteyeceksiniz.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Peşin söylüyorum, bütün önergelerde istiyorum.
BAŞKAN - Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 2 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
"Tanımlar
Madde 2- (1) Bu Kanunda geçen;
a) Ajans: Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansını,
b) Başkan: Ajansın en üst yöneticisi olan Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanını,
c) Kurul: Danışma Kurulunu,
ç) Yatırım: Yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımları ifade eder."
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Keleş, konuşacak mısınız?
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerekçe...
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının (b) fıkrasına "Ajansın en üst yöneticisi olan" ibaresi eklenmiştir.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Elim havada Sayın Başkan, karar yetersayısı…
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum; karar yetersayısı arayacağım: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı vardır; önerge reddedilmiştir.
2 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Ajansın görevleri
MADDE 3-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Ajansın görevleri
Madde 3- (1) Ajansın görevleri şunlardır:
a) Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisini, kalkınma ajansları ve ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği halinde belirlemek ve uygulamak,
b) Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve özel sektör kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin eşgüdümünü sağlamak ve desteklemek,
c) Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme hizmetleri tasarlamak ve sunmak; yatırımcıların, yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları bilgilendirme ve yönlendirme hizmetini kalkınma ajansları ile işbirliği halinde sağlamak,
ç) Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin tamamlanmasında destek sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde bu işlemleri takip etmek,
d) Bakanlar Kurulunca yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımlar için farklı veya aynı olmak üzere, yatırımın türüne, yerine, sermaye tutarına veya yatırımın sağlayacağı istihdam imkânı gibi kriterlere göre belirlenecek yatırımların izin ve onay işlemlerini ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar adına yürütmek ve sonuçlandırmak,
e) Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları tespit ederek sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
f) Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan toplamak, güncellemek ve dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapmak,
g) Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
ğ) Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform sürecine katkı sağlamak; bu kapsamda öneriler geliştirmek,
h) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve benzeri toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak, desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak,
ı) Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı dillerde basılı ve elektronik yayınlar çıkarmak ve bu tür yayınları desteklemek,
i) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (h) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"h) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve benzeri toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak, desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak ve bu organizasyonlara katılmak isteyenlere gerekli imkânları sağlamak"
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önergeyle, uluslararası oluşumlara katılmak isteyenlere gerekli imkânları sağlamak Ajansın görevleri arasında sayılmaktadır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı…
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum; karar yetersayısı arayacağım: Kabul edenler… Etmeyenler… Karar yetersayısı vardır; önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 3 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Ajansın görevleri
Madde 3- (1) Ajansın görevleri şunlardır:
a) Ulusal düzeyde yatırım destek ve tanıtım stratejisini, kalkınma ajansları ve ilgili diğer kuruluşlarla işbirliği halinde belirlemek ve uygulamak,
b) Kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları ve özel sektör kuruluşlarınca uluslararası düzeyde yürütülen yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerinin eşgüdümünü sağlamak ve desteklemek,
c) Yatırımcılara yönelik bilgilendirme ve yönlendirme hizmetleri tasarlamak ve sunmak; yatırımcıların, yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duydukları bilgilendirme ve yönlendirme hizmetini kalkınma ajansları ile işbirliği halinde sağlamak,
ç) Yatırımlara ilişkin izin ve onay işlemlerinin tamamlanmasında destek sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde bu işlemleri takip etmek,
d) Bakanlar Kurulunca yerli sermayeli yatırımlar ile doğrudan yabancı yatırımlar için farklı veya aynı olmak üzere, yatırımın türüne, yerine, sermaye tutarına veya yatırımın sağlayacağı istihdam imkânı gibi kriterlere göre belirlenecek yatırımların izin ve onay işlemlerini ilgili kurum ve kuruluşlar ile kalkınma ajansları nezdinde yatırımcılar adına yürütmek ve sonuçlandırmak,
e) Yatırımcıların karşılaşabilecekleri engel ve sorunları tespit ederek sorunların çözümü konusunda ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
f) Türkiye'de yatırımların artırılmasına katkı sağlayacak her türlü bilgi ve veriyi oluşturmak veya ilgili kurum ve kuruluşlardan toplamak, güncellemek ve dağıtmak, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla bu konuda işbirliği yapmak,
g) Yatırım destek ve tanıtım faaliyetlerine etkinlik kazandırmak amacıyla gerekli politikaların oluşturulmasına yönelik olarak ilgili merciler nezdinde girişimde bulunmak,
ğ) Yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin reform sürecine katkı sağlamak; bu kapsamda öneriler geliştirmek,
h) Görev alanına giren konularda ulusal ve uluslararası kongre, seminer ve benzeri toplantılara teknik ve maddî katkı sağlamak, desteklemek, düzenlemek ve bunlara katılmak,
ı) Ajansın görev alanına giren konularda Türkçe ve yabancı dillerde basılı ve elektronik yayınlar çıkarmak ve bu tür yayınları desteklemek,
i) Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Keleş?..
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 3 üncü maddesinin (b) fıkrasında yer alan "faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak" ibaresi "faaliyetlerin eşgüdümünü sağlamak" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Teşkilat
MADDE 4-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin madde başlığının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
| Balıkesir |
| İzmir |
Örgüt
MADDE 4- (1) Ajansın teşkilâtı; Danışma Kurulu, ana hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.
BAŞKAN - ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinde geçen "Ajansın teşkilatı" ibaresinin "Ajans teşkilatı" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Türkçe dil kurallarına daha uygun olacağı düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 4 üncü maddesinin madde başlığının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Örgüt
Madde 4- (1) Ajansın teşkilatı; Danışma Kurulu, ana hizmet birimleri ile danışma ve yardımcı hizmet birimlerinden oluşur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)- Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun Tasarısının 4 üncü maddesinin madde başlığında yer alan "Teşkilat" ibaresi "Örgüt" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
"Kurul ve görevleri
MADDE 5-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"2) Kurula Başbakan başkanlık eder. Başbakanın bulunmadığı durumlarda Kurula, Başbakanın görevlendirdiği bir Bakan başkanlık eder."
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Kurul ve görevleri
Madde 5- (1) Danışma Kurulu; Başbakan tarafından belirlenen bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşur. Başkan Kurulun doğal üyesidir.
(2) Kurula Başbakan başkanlık eder.
(3) Kurulun görüşeceği konuların nitelik ve özelliklerinin gerektirmesi halinde diğer kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile sivil toplum örgütleri temsilcileri de Başbakanın daveti üzerine toplantıya çağrılabilir.
(4) Kurul yılda en az iki defa olmak üzere Başbakanın çağrısı üzerine toplanır. Kurulun sekretarya hizmetlerini Ajans yürütür.
(5) Kurulun görevleri şunlardır:
a) Yatırım destek ve tanıtım stratejisi konusunda öneriler geliştirmek,
b) Ajansın yürüteceği faaliyetlerin etkinliğini artırmak üzere tavsiyelerde bulunmak,
c) Ajansın yıllık faaliyet planını değerlendirmek,
ç) Ajansın yıllık faaliyet planında yer alan konularla ilgili kurum ve kuruluşların uygulamaya sağlayabileceği katkıları belirlemek.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet Katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 5 inci maddesinde (4) numaralı bendinde yer alan "bir" ibaresi "iki" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 5 inci maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"(2) Kurula Başbakan başkanlık eder. Başbakanın bulunmadığı durumlarda Kurula, Başbakanın görevlendireceği bir Bakan başkanlık eder.
BAŞKAN - Sayın Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Başbakanın yoğun programının olabileceği ve kurulun toplantılarının aksamaması düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
5 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Başkan
MADDE 6-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan ve mesleği ile ilgili olarak kamu veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek kararname ile atanır."
BAŞKAN - Aykırı olan önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Başkan
Madde 6- (1) Ajansın en üst yöneticisi olan Başkan, Ajansın genel yönetim ve temsilinden sorumludur.
(2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye ve mesleki açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip, mesleği ile ilgili olarak kamu veya özel sektörde en az on yıl çalışmış olanlar arasından Başbakan tarafından atanır.
(3) Başkan, Ajansın hizmetlerinin mevzuata, Hükümetin genel ekonomi politikalarına, Danışma Kurulu tavsiyelerine uygun olarak yürütülmesini ve Ajansın faaliyet alanına giren konularda diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevli ve Başbakana karşı sorumludur.
(4) Başkanın görev ve yetkileri şunlardır:
a) Ajansın işlevlerinin yerine getirilebilmesi için gerekli yatırım destek ve tanıtım stratejisini, yıllık faaliyet planını ve bütçesini Başbakana sunmak ve uygulanmasını sağlamak,
b) Danışma Kurulu toplantısından en az 15 gün önce yıllık faaliyet raporunu ve izleyen yıl faaliyet planını hazırlayarak Danışma Kurulu üyelerinin değerlendirmesine sunmak,
c) Ajans personelinin işe alınması ve diğer işlemlerini Başbakanın onayına sunmak,
ç) Ajansın görevleriyle ilgili konularda diğer kamu kurum ve kuruluşları ile gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlamak,
d) Ajansın görevleriyle ilgili düzenleyici işlemleri yürürlüğe koymak,
e) Hizmet birimlerinin uyumlu, verimli, disiplinli ve düzenli biçimde çalışmasını temin etmek,
f) Ajansı resmi ve özel kuruluşlar nezdinde temsil etmek.
(5) Ajans teşkilatının her kademedeki yöneticileri, yapmakla yükümlü bulundukları hizmet veya görevleri, Başkanın emir ve direktifleri yönünde mevzuata, plan ve programlara uygun olarak düzenlemek ve yürütmekten bir üst kademeye karşı sorumludur.
(6) Başkan ve her kademedeki Ajans yöneticileri, sınırlarını yazılı olarak açıkça belirtmek şartıyla yetkilerinden bir kısmını astlarına devredebilirler. Yetki devri, yetki devreden amirin sorumluluğunu kaldırmaz.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 6 ncı maddesinin (2) numaralı bendinde yer alan "en az beş yıl" ibaresi "en az on yıl" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 6 ncı maddesinin ikinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin Güven
Kütahya
"2) Başkan, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olan, meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip bulunan ve mesleği ile ilgili olarak kamu veya özel sektörde en az beş yıl çalışmış olanlar arasından müşterek kararname ile atanır."
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ajansın özerkliği göz önünde bulundurulduğunda böyle bir değişikliğin gerekli olacağı düşüncesiyle bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
6 ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Ana hizmet birimleri
MADDE 7-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 7 nci maddesi ikinci fıkrasında geçen "bilgilendirmek" ibaresinden sonra gelmek üzere "bilinçlendirmek" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Ana hizmet birimleri
Madde 7- (1) Ajansın ana hizmet birimleri şunlardır:
a) Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığı,
b) Yatırımcı Hizmetleri Daire Başkanlığı.
(2) Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığı, ülkedeki yatırım ortamı ve yatırım imkânları hakkında yatırımcıları bilgilendirmek ve yönlendirmek üzere yurt içinde ve yurt dışında her türlü faaliyeti programlamak, yürütmek ve Başkan tarafından verilen işleri yapmakla görevlidir.
(3) Yatırımcı Hizmetleri Daire Başkanlığı, yatırımcıların yatırım yapmadan önce, yatırım aşamasında ve yatırımlarını yaptıktan sonra ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli destek hizmetlerini tasarlamak ve yürütmek ve Başkan tarafından verilen benzer işleri yapmakla görevlidir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 7 nci maddesinin (2) numaralı bendinde yer alan "ve Başkan tarafından verilen benzer işleri yapmakla görevlidir" ifadesindeki "benzer" ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 7 nci maddesi ikinci fıkrasında geçen "bilgilendirmek" ibaresinden sonra gelmek üzere, "bilinçlendirmek" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılamıyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Gerekçe…
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile Yatırım Tanıtım Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri arasına yatırımcıları bilinçlendirmek görevinin de dahil edilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
7 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Danışma ve yardımcı hizmet birimleri
MADDE 8-
BAŞKAN - Sayın Komisyon Başkanının madde üzerinde düzeltme talebi vardır.
Buyurun Sayın Başkan.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan "Hukuk Müşavirliği" başlığı altında "yönetmelik tasarıları" şeklinde geçen ifade "yönetmelik taslakları" şeklinde değişecek.
BAŞKAN - Sayın Başkan, not alınmıştır.
Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (ç) bendinde geçen, "kayıtlarını tutmakla" ibaresinden sonra gelmek üzere, "kayıtların envanterini tutmakla" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 8 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Danışma ve yardımcı hizmet birimleri
Madde 8- (1) Ajansın danışma birimi, Hukuk Müşavirliği; yardımcı hizmet birimi ise İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığıdır.
(2) Hukuk Müşavirliği;
a) Başkan, Ajans birimleri ve diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından gönderilen kanun, tüzük ve yönetmelik tasarıları ile diğer hukukî konular hakkında görüş bildirmekle,
b) Ajansın menfaatlerini koruyucu, anlaşmazlıkları önleyici hukukî tedbirleri zamanında almak, anlaşma ve sözleşmelerin bu esaslara uygun olarak yapılmasına yardımcı olmakla,
c) Adlî ve idarî davalarda gerekli bilgileri hazırlamak, taraf olduğu adlî ve idarî davalarda Ajansı temsil etmek veya Ajans tarafından hizmet satın alma yoluyla temsil ettirilen davaları takip ve koordine etmekle,
ç) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmakla,
görevlidir.
(3) İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığı;
a) Ajansın insan gücü politikası ve planlaması konusunda çalışmalar yapmak, tekliflerde bulunmak ve personelin özlük işlemlerini yürütmekle,
b) Ajansın bilgi teknolojileri alt yapısını kurmak, işletmek ve geliştirmekle,
c) Ajansın ihtiyacı olan her türlü yapım, satın alma, kiralama, bakım ve onarım, arşiv, sağlık ve benzeri her türlü idari ve mali hizmetleri yürütmekle,
ç) Ajansın, her türlü taşınır ve taşınmaz mallarının kayıtlarını tutmakla,
d) Başkan tarafından verilecek diğer görevleri yapmakla,
görevlidir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 8 inci maddesinin (2) numaralı bendinin (ç) alt bendinde yer alan "Ajansın, taşınır ve taşınmaz mal kayıtlarını tutmakla," ibaresi "Ajansın, her türlü taşınır ve taşınmaz mallarının kayıtlarını tutmakla," şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 8 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (ç) bendinde geçen "kayıtlarını tutmakla" ibaresinden sonra gelmek üzere "kayıtların envanterini tutmakla" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle maddede kavram tashihinin yapılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
8 inci maddeyi oylarınızla sunuyorum değişiklik haliyle: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Böylece, birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm, 9 ilâ 16 ncı maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Yatırım ve Destek Ajansı Kurulmasına İlişkin Kanun Tasarısının ikinci bölümü nedeniyle görüşlerimi açıklamak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarı, Türkiye'ye doğrudan yabancı yatırımların çekilebilmesi için, Türkiye'nin, daha doğrusu, Türkiye'deki yatırım fırsatlarının yabancılara tanıtılması amacıyla görev yapacak olan bir organizasyonun kuruluşunu düzenlemektedir.
Türkiye Yatırım ve Destek Tanıtım Ajansı isimli bu kuruluş, dünyanın birçok ülkesinde vardır; yani, bu, Türkiye'de kurulmak istenen bu kuruluşun benzeri, dünyanın birçok ülkesinde, özellikle, doğrudan yabancı yatırım alanında daha iyi bir yatırım ortamı yaratmak amacıyla çaba gösteren ülkelerin birçoğunda bulunmaktadır.
Türkiye, eski adıyla yabancı sermayeyi, bugünlerde kullanılan adıyla uluslararası sermayeyi veya doğrudan yabancı yatırımları çekebilmek amacıyla, yaklaşık elli yılı aşkın bir zamandan beri çaba göstermektedir. Türkiye bu konuda ilk düzenlemesini 1954 yılında 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanununu kabul ederek yapmıştır. 6224 sayılı Kanun, bugün için belki teşvik bile sayılamayacak bazı özellikleri nedeniyle, o günlerin Türkiyesinin ekonomik ortamı ve dünya ekonomik ortamı içerisinde teşvik sayılabilecek bir özelliğiyle, Türkiye'ye yabancı yatırımları çekebilmek amacıyla bir çerçeve çizmiştir. O günlerde, bu yasayla, yabancı sermayeye verilen en önemli teşvik, Türkiye'de faaliyet gösterilmesi sonucunda elde edilen kârın diğer ülkelere transfer edilmesidir. Bugün için teşvik denemeyecek bu özellik, o günlerin ekonomik ortamı içerisinde bir teşvik özelliği taşıyordu.
Türkiye 1954 yılında kabul ettiği bu yasayla 2003 yılına kadar gelmiş ve 2003 yılında kabul ettiği 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunuyla yeni bir çerçeve çizmiş ve birçok düzenlemesini bu yasa içerisine almak suretiyle, yabancılar için daha kolay takip edilebilir bir mevzuat oluşturmuştur.
2003 yılındaki bu temel düzenlemenin öncekinden en büyük farkı, doğrudan yabancı yatırımların Türkiye'ye gelmesinde herhangi bir izin alma zorunluluğu bulunmamasıdır. Yasa, daha önce izinle gelen yabancı sermaye için bu izni kaldırmak suretiyle oldukça önemli bir adım atmıştır.
2003 yılındaki bu yasaya kadar, onun öncesinde, yine, 1989 yılında o zamanki hükümetin almış olduğu ve liberalizasyon kararları olarak isimlendirebileceğimiz kararlar, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımlara bakışında yine bir önemli değişiklik, önemli bir dönüm noktasıdır; ancak, bütün bunlara rağmen, Türkiye, maalesef, doğrudan yabancı yatırımları çekmede başarılı olamamıştır. Rekabet ettiği ülkelerle ülkemizi kıyasladığımızda, bu konuda Türkiye'nin mesafe aldığını söylemek, maalesef, mümkün değildir.
Türkiye, 2000 yılından bu yana daha iyi bir yatırım ortamı yaratabilmek amacıyla çeşitli düzenlemeler yapmaktadır. Şirket kuruluşlarının basitleştirilmesi, doğrudan yabancı yatırımlar için 2003 yılında kabul edilen yasayla izin zorunluluğunun kaldırılması bunların en önemlileridir. Yine, Kurumlar Vergisinde geçtiğimiz günlerde yapılan indirim bu çerçevede değerlendirilebilecek bir diğer karardır. Şimdi de, görüşmekte olduğumuz bu Ajansın kurulması, bugüne kadar atılmış olan adımların sonuncusu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ajans kurulmasıyla, Türkiye, yabancı yatırımcılara Türkiye'nin, yani, Türkiye'deki fırsatların tanıtılması amacıyla daha esnek bir yapı oluşturmaktadır. Bugüne kadar kamunun üstlendiği bir görevi, özel sektör ağırlıklı olarak oluşturulan yeni bir organizasyon üstlenecektir. Ancak, değerli arkadaşlar, 1954 yılında başlayan yabancı sermayeyi çekme çabasında bugün nereye geldiğimiz konusunda bir değerlendirme yaparsak, Türkiye'nin bu konuda başarılı olduğunu söylemenin mümkün olmadığını düşünüyorum. Rakamlar da esasen bunu göstermektedir.
Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı isimli örgütün, kısa adıyla UNCTAD isimli örgütün 2005 yılında yayımladığı Dünya Yatırım Raporundan bazı rakamları sizlerin dikkatine sunmak istiyorum:
2004 sonu itibariyle dünyada 9 trilyon dolarlık doğrudan yabancı yatırım stoku bulunmaktadır. 2000 yılında en yüksek düzeyine ulaşmış olan bu yatırımlar, 2001 yılındaki 11 Eylül olayından sonra bir azalış seyri içerisine girmiş, 2001'de yüzde 41 oranında bir azalış, 2002'de yüzde 13 ve 2003 yılında da yüzde 12 oranında bir azalış olduğunu görüyoruz. 2001 sonrası başlayan bu düşüş eğilimi 2004 yılında tersine dönmüş ve 2004 yılından itibaren doğrudan yabancı yatırım miktarında yine bir artış eğilimi içerisine girildiğini görüyoruz. 2004'te yüzde 2 artışla doğrudan yabancı yatırımlar 648 milyar dolara, 2005 yılında da yüzde 38 oranında artışla 897 milyar dolara ulaşmıştır. Söz konusu artış, 2001 sonrası meydana gelen artışlar önemli ölçüde şirket birleşmeleri ve satın almaları nedeniyledir. Bunun dışında, yeni yatırım amacıyla doğrudan yabancı yatırımın diğer ülkelere yönelmesi, bu toplam rakam içerisinde çok büyük boyutlarda değildir.
Yine, 2004 yılında dünyadaki doğrudan yabancı yatırımların yüzde 64'ünü gelişmiş ülkelerin çektiğini, kalan yüzde 36'nın ise gelişmekte olan ülkeler tarafından çekildiğini görüyoruz. Yani, hâlâ, ağırlık, gelişmiş ülkeler tarafındadır. Doğrudan yabancı yatırımcıların çok büyük bir kısmını gelişmiş ülkeler çekmektedir. Türkiye, 2,7 milyar dolarla, 2004 yılında, dünya sıralamasında 35 inci sırada yer almaktadır. Ancak, gelişmekte olan ülkelerin gerek toplam doğrudan yabancı yatırımlar içerisindeki aldıkları pay gerekse imalat sanayiinden aldıkları, imalat sanayii yatırımlarından aldıkları payın eski yıllara kıyasla 2004 yılında yükselmiş olduğunu ve önümüzdeki dönemde de bu yükselişin devam edeceğini söyleyebiliriz.
Ancak, Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımlara baktığımızda, bu yatırımların, yeni yatırım, istihdam yaratan yatırım amacıyla gelmekten çok, daha çok portföy yatırımı şeklinde geldiğini, yani, Türkiye'deki mevcut şirketlerin satın alınmasına yönelik olarak geldiğini görüyoruz. Bakınız, Hazine Müsteşarlığının yayınladığı Uluslararası Doğrudan Yatırımlar Raporuna göre, 2006 yılında yayımlanan bu rapora göre, Türkiye'de en büyük 5 uluslararası doğrudan yatırımlar şunlar olarak gözüküyor: Birincisi Garanti Bankası, ikincisi Turkcell, üçüncüsü Türk Telekom, dördüncüsü Dışbank, beşincisi Yapı Kredi Bankası.
Değerli arkadaşlar, görüldüğü gibi, yabancı sermayenin, uluslararası sermayenin Türkiye'de ilgi duyduğu alanlar, sanıldığı gibi başka farklı alanlar değil, yeni yatırımlar değil, daha çok telekomünikasyon ve finans kesimi olduğu görülmektedir.
Bu listeye, esasen, 2001 sonrası finans kesiminde yer alan ve bugün içinde bulunduğumuz süreçte de devam eden birtakım satın almaları da eklediğimizde, tablonun çok daha kabarık olduğunu görürüz, banka sayısının çok daha fazla olduğunu ve TMSF'nin sattığı Telsimi eklediğimizde, telekomünikasyon sektörüne olan ilginin olağanüstü yüksek olduğunu görürüz.
Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımın ilgi duyduğu üçüncü alan gayrimenkul sektörüdür değerli arkadaşlar. Yabancılar, Türkiye'deki gayrimenkullere, taşınmazlara yine büyük ilgi duymaktadır. Yani, şunu demek istiyorum: Ajans kurulması, Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımları çekebilmek amacıyla yaptığı olumlu bir adımdır belki; ama, sonuca ulaşmak için çok yetersiz bir adımdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Hamzaçebi, lütfen, tamamlayabilir misiniz.
Buyurun.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan; teşekkür ederim.
Türkiye'nin yabancılara "Türkiye'nin fırsatı" olarak tanıtabileceği unsurlar gerçekte çok fazla değildir. Bakın, Türkiye, işgücü maliyeti açısından, diğer ülkelerle kıyaslandığında, sadece Uzakdoğu ülkeleriyle değil, onları bir kenara bırakalım, ama, üyesi olmaya çalıştığımız Avrupa Birliğine üye olan ülkelerle bile kıyasladığımızda, kötü bir noktadadır.
Bakın, işgücü maliyetinin 2004 yılı rakamlarını vermek istiyorum size: Çalışılan saat başına maliyet, dolar cinsinden, Polonya'da 2,54'tür, Romanya'da 0,53'tür, Türkiye'de 3,46'dır değerli arkadaşlar; Çin, Hindistan ve diğer Uzakdoğu ülkelerini saymıyorum, çok çok aşağıdadır. Yani, Türkiye'nin, gerçekte, fırsatları o kadar fazla değildir.
Yine, istihdam üzerindeki vergi yükünün Türkiye'de yüzde 42,7 ile OECD birinciliğine oturan bir oran olduğunu görürsek, yine, Türkiye'nin, işgücü maliyeti açısından son derece olumsuz durumda olduğunu görürüz.
Değerli arkadaşlar, tasarının bütününe baktığımızda, tasarıda yer alan, Ajans yapılanması içerisinde yer alan Danışma Kurulunun yeteri kadar aktif bir yapıda olmadığını görüyoruz. Danışma Kurulu yapılanması eksiktir, sadece ilgili bakanlar ve özel sektör temsilcilerinden oluşuyor. Buraya sivil toplum örgütlerinin de mutlaka girmesi gerekir, bu konuda faaliyet gösteren sivil toplum örgütlerinin mutlaka girmesi gerekir. Yine, doğrudan Türkiye'deki yatırım fırsatlarının tanıtılması amacıyla faaliyet yapacak bu kuruluşun yatırım destek ve tanıtım stratejilerini belirleme açısından da Ajans Danışma Kurulunun daha etkin bir yapıya ve görev alanına kavuşturulması gerekir diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Son cümlelerim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Hamzaçebi.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Bütün her şeye rağmen, Türkiye Yatırım ve Destek Ajansının hayırlı olmasını diliyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Hamzaçebi.
Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen Mersin Milletvekili Hüseyin Güler.
Buyurun Sayın Güler. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şu Meclis tablosuna baktığımızda, bırakın AKP'nin dinleme gibi lüksünün olmadığını; ama, bırakın, bu kanunları halk dinlesin. Evlere şenlik bir Meclis gündemiyle devam ediyoruz. Kendi önergeleriniz var, kendi önergelerinize dahi sahip çıkamıyorsunuz; ama, baktığımızda, muhalefet olarak bizim önergelerimize sıra gelmemesi için hem temel kanun olarak geçirdiniz, o da yetmedi, bunun yanında da, kendi verdiğiniz önergelerle önümüzü tıkamanın kavgasını veriyoruz.
Mesele, bu kanunların halkın önünde tartışılması gerekir. Biraz önce bir konuya da tanık olduk, biraz önce Sayın Mevlüt Aslanoğlu "anlaştık" diyor. Ne anlaştılarsa, ben de merak ediyorum, kamuoyu da… Bırakın, son derece açık ve net olan, yapıcı olan kendi önergelerinize dahi sahip çıkma şansınız yok. Peki, şu saatte, allahaşkına, neyin siparişi bu, söyler misiniz; bu kanunlar teker teker çıkmak zorunda mı? Arka tarafta dinlemeyen birsürü milletvekili arkadaşlar var. Birazdan karar yetersayısı istediğimizde hemen yetişeceksiniz, kabul edip etmeyenler… Peki, o zaman, bunu halktan niye kaçırıyorsunuz? Temel kanun dediniz, tartıştırmıyorsunuz. Bırakın, önergeler tartışılsın. Öyle baktığımızda bunlar dahi tartışılmıyor.
İlk planda baktığımızda, son derece uygunmuş gibi görünen, ama, Avrupa Birliği standartlarından dayatılan bir kanun. Bu, bize uymaz. İçinde o kadar soru ve kaygı verici veriler var ki, bunu merak ettik sorduk, Sayın Bakan cevaplama ihtiyacını dahi duymadı; "biz cevap vereceğiz, yazılı cevap…" Vereceği de meçhul, verileceği de meçhul.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Yazılı olarak verecek.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Ama, halktan niye saklıyorsunuz? Bu kanunlarda sorduğumuz sorular açık ve net.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Kalıcı olsun diye yazılı verecek.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Bu bir, eğer özel müteşebbis ruhunu teşvik edecekse, Sayın Başbakanın Başbakanlığı hiçbir anlam ifade etmez.
Pazarlama mı?.. Onu bilmem. Evet, bu kanunda en önemli unsur, uluslararası sermayenin de kabullenebileceği uygun standartlarda bir kamu inisiyatifinden çok, özel inisiyatif sahibi, yani kamu sektörünün olması gerekir; ama, baktığımızda, birçok şey, inisiyatif Sayın Başbakanda; oradaki çalışan personelin maaşından, özlük haklarından tutun da, kendisinden sonra atama yapabilecek tüm yönetime kadar.
Evet, diyor ki, dört yıllık yüksekokul mezunu. Ben de sormak istiyorum, burası özel statüde mi, yoksa, herhangi bir, sıradan bir kurum mu? Burası, gerek uluslararası ilişkiler gerek hukukî ve gerek ekonomik boyutlarıyla beraber burası özel bir kurum, ihtisas kurumu; ama, baktığımızda, yapılanma o kadar net ki, daha çok, siyasî iradenin, yani, Başbakanın, tamamıyla, inisiyatif elinde. Ondan sonra, Türkiye'de dışarıdan gelecek sermayenin önündeki sözde engeller açılacakmış gibi algılanıyor. Tam tersine, burada, pazarlama… Bilemiyorum, taşeronluk mu algılanır, pazarlama mı, bunu da anlamakta zorlanıyoruz.
İfade ettiğimiz şu: Şu saatte, lütfen, bu kanunların, bu kadar seri bir şekilde tartışılmadan geçmesini, ben şahsen bir milletvekili olarak içime sindiremiyorum.
Bir kanuna, eğer kabul edip etmeme konusunda halkın iradesinin yansıması gerekiyorsa, burada enine boyuna tartışılması gerekir. Bu, usul yönünden tamamıyla yoksun, ifade ettiğimiz gibi, kendi önergelerinize dahi sahip çıkamayacak kadar, bana göre, bunun altını doldurmakta zorlanıyorum; çünkü, bir önerge, verilmiş olmak için verilmez. Eğer, bu ülkeye katkıda bulunması, yasadaki aksaklıkların giderilmesi için verilmesi gerekiyorsa, ona uygun bir dozda verilmelidir.
Bakıyoruz, tabiî ki, Türkiye'deki yatırım teşviklerine baktığımızda, Sayın Bakana sorduk, son dört yılda, sizin İktidarınızda, tek başınıza övündüğünüz AKP İktidarında Türkiye'ye gelen dış sermayenin konumu ne; daha çok rant, mevduat, repo, borsa; yani, üretimden yoksun, 1 koyup 3 alan bir zihniyetin unsurları. Türkiye'de bırakın istihdamı, yatırım alanlarını teşviki, olan yatırım imkânlarından dahi mahrum kalınmakta. Özelleştirme adı altında yapılan birçok kamu kurumuna istihdam açısından baktığımızda, her geçen gün sayısının düştüğünü, hatta, kapatıldığını görüyoruz. Yani, başka rantlar için alındı, bugün istihdamdan yoksun, üretimden yoksun bir anlayış hâkim. Tabiî ki, sermaye büyük oranda rant için geldiğinden, dünyada en büyük faiz oranları, yani, rantın en büyük olduğu ülke, maalesef, Türkiye. Bu konuda ülkeyi birinci yaptınız; çünkü, Brezilya birinciydi, onu da elinden aldınız. Sizleri yürekten kutluyoruz(!)
Bugün ülkedeki reel faize uygulanan dünyadaki rant, bazen işte Amerika'da on yıllık tahviller 5,15 diye kıyamet koparılırken, Türkiye'de beş yıllık bir yılda alınıyor; gerisini siz düşünün. Tabiî ki, sermaye cenneti açısından baktığımızda Türkiye'ye, rantın teşvik edildiği ve bunun da kontrolsüz, ya sıcakpara gelirse, nasıl gelirse gelsin bir anlayışla beraber, maalesef, Türkiye her geçen gün sömürülmeye devam ediyor.
Evet, dış sermaye açısından baktığımızda durum böyle. Yine, soru sorduk, dedik ki, Türkiye'nin borcu arttı; peki neden arttı, burada gelip yanıt verin. Özelleştirmeyle de övündünüz, elinizde varınızı yoğunuzu sattınız; ama, bu doğrultuda, bu ülkenin borcu neden arttı? Yatırım alanına bakıyorsunuz, kamu sıfıra yakın, özel sektöre bakıyorsun, Türkiye'nin o büyüme hızına uygun değil. O zaman, bu borcun anlamı ne? Tek, akla bir şey kalıyor: Borç sürdürülebilir bir ülke konumundayız. Temel mesele bu. Bu konuda da ülke olarak, dünya konjonktüründe, globalleşen dünya dediğimiz bir süzgeçte sadece sömürüye son derece müsait bir ülke konumundayız.
Bu ülkenin yarınları üretimden yoksun olduğu müddetçe her geçen gün karanlığa doğru gidiyor. Aslında bunları sizler de iyi biliyorsunuz. Her vesileyle sokağa çıktığınızda, size, her kesimin sorunlarını paylaştığı anda, baktığınızda, her şey elinizde kalıyor. Ekonomi de bugün, çok övündüğünüz ekonomi, iki haftada ne olduysa, SOS verdi. Hemen çok basit bir mazeret de buldunuz: "Dış konjonktür." Bazen, çalışkan bir öğrenci vardır, sınıfını geçtiği zaman "ben başardım" der, başarısızlığında "öğretmen bıraktı" der. Sizin mazeretiniz de çok hazır, hemen "dış konjonktür; bizim inisiyatifimizin dışında." Peki, bu yarınları göremediniz mi? Ülkedeki koşulları tartarken, bu kadar ince pamuk ipliğine bağlı bir ekonomik birliktelik, sizi, sürdürülebilir bir boyuta ulaştırabilir mi; mümkün değil ve bir anda yüzde 30 devalüasyon oldu "kur ayarlaması" ve çok da makul kabul etmek mümkün değil. Daha önce beş yılda yapılan bir devalüasyonu siz bir haftada uygulamak zorunda kaldınız. Bundan sonrası mı? Vallahi, görünen köy kılavuz istemez; ama, maalesef karanlığa doğru gitmeye devam ediyor. Çünkü, bu ülke üretmiyor. Üretimi en ufak bir konuda teşvik etmediniz. İstihdamı artıracak projelere teşvik oranında da ciddî anlamda dağınık, Türkiye'nin birçok ölçekli, özellikle bölgesel ve endüstriyel alandan yoksun bir teşvik anlayışıyla tıkadınız. O zaman, yapılması gereken tek şey var: Gölge etmeyin, ihsan istemez. Bu ülkenin yarınlarını, lütfen, kayıp yılları olarak, AKP'nin kayıp yılları olarak tarihe geçmeyin.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Endişe etmeyin, emin ellerde, Türkiye emin ellerde.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Endişemiz ülkemiz adına. En ufak bir şekilde bireysel bir kaygı peşinde değiliz. "Emin ellerde" dediğiniz süreçte yarınlarınızı göremiyorsunuz. Yani, Anayasayı değiştirecek çoğunluk vermiş bu halkımız; ama, buna karşı, süreç içerisinde, maalesef, yarınlarını göremez oldu. Yani, kısaca, tesadüfen yaşıyor bu halkımız, günübirlik yaşıyor. Bunu ülkem olarak hak etmiyoruz. Her geçen gün yoksulluk ve sefalet bu ülkemin kaderi değil. Siyasal duruşumuzun gerekçesi, bu ülkemizi refahta buluşturmak mağduriyette değil.
Baktığımızda, çok net bir veri yeşilkart; artık iaşeye bağımlı bir kitle olarak algılanıyor toplumda ve her geçen gün, kendi kendine yeten 7 ülkeden biri olmamıza rağmen, bugün, iaşeye bağımlı, günlük yaşamını, ancak, muhtaç bir boyutta, yoksul ve aç bir boyutta, milyonlara varan büyük bir kitle. Bu da sizin eseriniz, bundan da gurur duyabilirsiniz; ama, ülkem, bunu hak etmiyor. Ülkenin yarınları, hayalleri ve umutlarına baktığımızda, zenginlikte, üretkenlikte, emekte buluşması gerekir. Üretmeyen bir toplumun, yarınları, maalesef karanlık. Üretmeden tüketmek…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Güler, lütfen, toparlayabilir misiniz.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Üretmeden tüketmenin bedeli çok ağırdır. Bu toplum, maalesef, üretmeden tüketmenin bedelini ağır ödemeye başladı. Yani, kısaca, balayı dönemi bitti; cicim ayları da bitti, az kaldı. Faturalar, kabarık bir şekilde, bu halkın önünde.
Tabiî ki, her geçen gün, bu halkın iradesine başvurmak, yani, erken genel seçimle bu halkın önüne çıkmak -bana göre yürek ister- AKP'nin yapabileceği tek şey, en büyük iyilik. Biz, her zaman halkın iradesine saygılıyız ve ona da başvurmaktan onur duyarız. Ha, bizi beğenir veya beğenmez, sizi beğenir veya beğenmez; ama, halk, öyle bir gösterecek ki, seçim sonuçlarına, hepiniz, bu rüyanın bittiğini, kâbusla uyandığınızı göreceksiniz. Bu ülkem insanının unuttuğunu zannetmeyin; çünkü, her gittiğimiz yerde…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Müneccimliği bırak da öteki şeyleri anlat!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Gelin, buyurun, siz anlatın anlatacağınız bir şey varsa. Dinlemeye de niyetiniz yok; laf atmayı marifet say… Buyurun, kürsü sizin.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ya, bırak şimdi, bu saatte ne anlatıyorsun. Bu saaten sonra çekilmez.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Hayır, kürsü sizin. Bu saatte çalışmayı zulüm olarak getirirsen, mesele o.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kanunu anlat, maddelerini anlat.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Biz, kanunları net olarak anlattık, anlatmaya da devam ediyoruz. Bu kanunun uygulanmasında büyük aksaklıklar olacaktır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ha, onları anlat.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Şimdiden uyarıyoruz; Sayın Başbakanın inisiyatifiyle bir kurum yapılandırılmaz. Kendi iç dinamiklerinde ve çağdaş konjonktürel koşullara uygun hareket yeteneği gelişen ve inisiyatif hakkını kullanabilecek bir iradenin hâkim olması gerekir; ama, yaptığınız bu yapılanma ve kanunla bunlardan yoksunluğunu, maalesef, göreceğiz. Evet, kanun hakkında o kadar çok söylenecek, Türkiye'nin tablosu o kadar net çizilecek ki, ümit ediyoruz ki…
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Anlat da istifade edelim!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Kanun hakkında, o zaman, konuştuklarımızı dinlemiyorsunuz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Başka şey anlatıyorsun; kanundan bahset!
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Dinlemiyorsunuz; söylenen hiçbir şeyi algılamakta… Dinlememekte ısrarcısınız ve verilen tüm birikimleri de paylaşmama niyetindesiniz.
Her şeye rağmen, bu kanunun, ülkem adına hayırlı uğurlu olmasını…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Lütfen Sayın Güler, teşekkür için açtım.
Buyurun.
HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Her şeye rağmen, gönül ister, yürek ister, bu halkım her şeyin en iyisine layık ve bu kanunun da ülkem adına hayırlı uğurlu olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.
Bölüm üzerinde, şahsı adına söz isteyen Isparta Milletvekili Sayın Emin Bilgiç; buyurun.
Süreniz 5 dakika.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Başkan, değerli üyeler; gecenin bu ilerleyen vaktinde Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Kanun Tasarısının ikinci bölümü hakkında konuşmak üzere, şahsım adına söz almış bulunuyorum; sözlerime başlarken, Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Şüphesiz, Türkiye'de, İktidarımız döneminde, son üç yıllık ortalama büyüme yüzde 7,5'tir. Şu anda, devalüasyona rağmen, Türkiye'de kapasite kullanımı fabrikalarda, üretim alanlarında giderek artmaya devam etmektedir ve yüzde 80'lerin üzerine çıkmıştır.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Başbakan duymasın "devalüasyon"u…
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Türkiye'de sabit sermaye yatırımları son derece hızlı artmıştır İktidarımız döneminde ve ekonomi gerçek anlamda da büyümüştür. Bunun tartışılacak herhangi bir yönü de yoktur; ama, daha önceki ANAP'lı, son beş yıllık, yani 1997-2002 dönemini dikkate alarak yaptığımız ortalama büyüme oranı hesaplamalarında, Türkiye'nin, beş yıllık, 2002'ye kadar olan büyüme oranı yüzde 0'dır. Bunun anlamlı bir sonuç olduğunu ve herkese ders vereceğini, herkesin bundan alacağı şeyler olacağını düşünüyorum.
Şüphesiz Türkiye'de, bu sermaye ajansıyla birlikte, yabancı sermayenin artırılması için önemli bir araç ihdas edilmektedir. Daha aktif bir biçimde Türkiye'nin tanıtılması mümkün olabilecektir; ancak, bu, her organda olduğu gibi, her kurumda olduğu gibi, çok iyi çalışma yönetmeliklerinin ve çok iyi çalışma ekiplerinin olması, sektörel odaklanmaların sağlanmasıyla mümkün olabilecektir. Bu anlamda, özellikle, bu kanunla çalışmaya başlayacak kurumun önceliklerini belirleyerek, ciddî ülke stratejileriyle, sektör stratejileriyle yürümesi ve bu çerçevede daha başarılı olabileceğini de düşünüyorum. Bu anlamda da, daha tahkim edilmiş bir çalışma sistemine ihtiyaç olduğu da açıktır. Bu haliyle, daha fazla geliştirilmeye ihtiyaç olduğunu düşünmekteyim.
Türkiye'de ve dünyada yabancı sermaye alanında en önemli kriterler, pazara yakınlık, hammadde, üretim maliyetleri olduğu kadar, teknolojik üstünlük ve aynı zamanda, sermaye, artık başlıbaşına bir üretim faktörü haline gelmiştir ve yabancı sermaye yatırımlarında, giderek, ölçek ekonomileri daha anlamlı haldedir.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Hadi canım, ne ölçeği!.. Neden bahsediyorsun?!.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Türkiye'nin, özellikle 1995'te içine girdiği Avrupa Birliği macerası ve bu çerçevede, gümrük birliği içerisinde, 1 Ocak 1996'dan itibaren ortaya çıkan dışticaret açıkları, Avrupa Birliğine, giderek ikiye katlanan dışticaret açıkları, Türkiye için önemli sorunlar yaratmıştır. Bu sorunların üstesinden gelebilmek için, 1995'te bu gümrük birliğine giriş kararı alındığında, dışticaret açıklarının yabancı sermaye yatırımlarıyla dengeleneceği varsayılmıştı, o zamanki DYP-CHP Hükümeti tarafından; ancak, bu gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmemesinin ana sebebi de, o tarihte Türkiye'nin gümrük birliğinin karar mekanizmasına girmemiş olmasıdır. Gümrük birliğinin, Türkiye, bugün sadece, kararlarına maruz bir ülke konumundadır, kararlar bizim dışımızda alınmaktadır, o gün yapılan hatanın da bedelidir. Bu hata, gene DYP-ANAP Hükümetleri tarafından, 1 Ocak 1996'dan itibaren de devam ettirilmiştir. Türkiye'nin, özellikle benim dileğim, gümrük birliğinin karar mekanizmasında yerini alması suretiyle, daha fazla yabancı sermaye çekme şansına sahip olduğudur ve bu yönde de, Hükümetimizin de gerekli adımları atması, gerekli çalışmaları yürütmesi, Türkiye için son derece elzemdir. Dünkü hataları tekrar etmemekte de fayda vardır.
Şüphesiz, Türkiye, bir küreselleşme ekonomisini yaşamaktadır. Küreselleşme çağının içerisinde, Türk ekonomisi, küresel rekabete uyum sağlamaya çalışmaktadır. Buna yönelik olarak, şüphesiz, böylesine bir ajansın kurulması önemlidir, faydalıdır; ancak, Türkiye'den yurt dışına giden yabancı sermaye ihracının da mutlaka düzenlenmesi, desteklenmesi ve korunması gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bilgiç, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
MEHMET EMİN MURAT BİLGİÇ (Devamla) - Şüphesiz, Türkiye'ye gelen yabancı sermayeyi tanıtmak ve desteklemek önemli olduğu kadar, Türkiye'den, küresel rekabet ilkeleri doğrultusunda pazar veya hammadde veya üretim maliyetlerini dikkate alarak yurt dışına giden sermayemizin de korunması ve büyütülmesine de, Türkiye'nin destek vermesi ve bu yönde de yeni bir ajans, yeni bir yapılanma, yeni bir kurum ihtiyacına da dikkat çekerek sözlerimi tamamlamak istiyorum ve şüphesiz, bu tasarının bu haliyle, Türkiye için faydalı, hayırlı bir çalışma olduğunu, bir tasarı olduğunu düşündüğümü belirterek, destek vereceğimi ve Türkiye için hayırlı uğurlu olması dileklerimi belirtmek istiyorum, saygılar sunuyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bilgiç.
İkinci bölüm üzerinde şahsı adına söz isteyen, Hasan Fehmi Kinay, Kütahya Milletvekili.
Sayın Kinay, buyurun.
HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; gecenin bu ilerleyen saatinde, kurulması yönünde yoğun çaba sarf ettiğimiz -muhalefetiyle iktidarıyla- yatırım destek ve tanıtım ajanslarının ülkemize hayırlar getirmesini tekrar temenni ediyorum.
Kısaca, burada yapılan bir önemli tenkidi vuzuha kavuşturmak adına bir noktaya temas etmek istiyorum. Bazı arkadaşlarımız, yabancıların teşvik edildiği yönünde bazı değerlendirmelerde bulundular. Oysa, biz, biliyorsunuz, kalkınma ajanslarını, geçtiğimiz aylarda Yüce Meclisimizde kanunlaştırmıştık. Kalkınma ajansları, hepinizin bildiği gibi, Türkiye'de bölgesel kalkınma politikalarına, Avrupa Birliğinde yapılan deneyimler ışığında destek sağlayacak, özellikle yerli girişimcimizi harekete geçirecek, Avrupa Birliği fonlarıyla, merkezi hükümet bütçesiyle desteklenen, yerel yönetimlerin de iştirak ettiği çok önemli bir projedir ve bu noktada, yerli yatırımcıların desteklenmediği yönünde yapılan yersiz tenkitler bir anlamda eleştirilmiş… Eleştiriye cevap vermiş oluyorum.
Diğer taraftan, yabancı yatırımcılarla ilgili, doğrudan yabancı sermayeyle ilgili olarak, bugün görüşmekte olduğumuz yatırım destek ve tanıtım ajansları Türkiye'nin gündemine yeni bir kurum olarak kazandırılmaktadır. Gerek yerli gerekse yabancı yatırımcıların, ülkemizde istihdam sağlamak üzere, üretime katkı sağlamak üzere, rekabet gücünü -her şeyden önce- artırmak üzere büyük bir işlev taşıyacağını ifade ediyorum.
Hepinizi tekraren saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kinay.
Madde üzerinde soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Sayın Doğan, buyurun.
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Evet, teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Aracılığınızla Sayın Bakanıma sorularım var.
Sayın Bakanım, Doğu-Güneydoğu Bölgelerimizin ekonomik can damarı Habur ve Nusaybin Gümrük Kapılarıdır. Bu kapılarda sınır ticaretini halka açacak mısınız?
İkinci soru: Söz verdiğiniz halde, sınır ticaret merkezini bugüne kadar kuramadınız. Nusaybin Gümrük Kapısının sınır ticaret merkezini kurmamakla… Yatırım destek ve tanıtım anlayışıyla çelişmiyor mu?
Üçüncü soruyu soruyorum: Şu ana kadar, milletvekili arkadaşlarımızın sorularının hiçbirine sözlü olarak cevap verilmemiştir. Sorulan soruların hepsi de önemli sorunlardır. Bakan olarak bilerek mi cevap vermiyorsunuz; yoksa, sorularla ilgili bilgileriniz mi yok? Bir açıklama yaparsanız teşekkür ederim, sevinirim.
BAŞKAN - Sayın Doğan, teşekkür ediyorum.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) - Kalıcı olsun diye yazılı cevap veriyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Aracılığınızla, Sayın Hükümete şu sualleri tevcih etmek istiyorum:
Birinci sorum: 3 Ekim 2005, müzakere tarihi alınmasıyla birlikte, Başbakan, Türkiye'ye sermaye akımı başlayacağını söylemişti. Bu ne ölçüde gerçekleşti? Şu ana kadar, bildiğimiz kadarıyla, bize göre hiçbir şey gerçekleşmedi.
İkinci sorum: Türkiye'ye giren yabancı sermaye yeni yatırım alanlarına mı girmiştir; yoksa, Anavatan iktidarlarının yaptıklarına mı yabancı sermaye talip olmuştur?
Üçüncü sorum: Yaptığı seksen günde devri âlem gezileriyle kamuoyunun tepkilerine sebep olan Başbakan, bu gezilerini savunmak için şöyle demiştir: "Ben gezmiyorum, Türkiye'yi pazarlıyorum, iş bağlantısı yapıyorum" diyor. Sayın Başbakanın bu bağlantılarından Türkiye'ye şu ana kadar ne kadar yabancı sermaye girişi olmuştur? Yani, istedikleri, İstanbul… Vaat ettikleri, eski İETT arazisinde Dubai Towers yapmak için talip olan Şeyh Maktum'un dışında, Sayın Başbakanın başka büyük farklı başarıları olmuş mudur?
Dördüncü sorum: Hükümet, örneğin, TÜPRAŞ ve Telekom ihalelerini yabancı sermayeye başarı hanesine mi yazmıştır? Türkiye'nin stratejik dev bazı kurumlarını kapı kapı yurt dışında dolaşarak pazarlamaya çalışmak 59 uncu Hükümetin özelleştirme politikası mıdır?
Son sorumu soruyorum: Hükümetin yabancı sermaye sokmak istediği sektörler hangileridir? Hükümetin, güçlü ve dengeli Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, korumayı planladığı ulusal ekonomik sınırları var mıdır? Örneğin, 59 uncu Hükümet için, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı, İstanbul Vapur İşletmeleri, Nemrut Dağı, Erzurum'daki Palandöken kayak tesisleri de özelleştirilebilir mi ve yabancı sermayeye verilebilir mi?
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özdoğan.
Sayın Koçyiğit, buyurun.
MUHSİN KOÇYİĞİT (Diyarbakır) - Teşekkürler Sayın Başkanım.
İki tane sorum var; birincisi, Sayın Bakanıma:
Tarım ve tarıma dayalı sanayiin geliştirilebilmesi için GAP yatırımlarının bir an önce bitirilmesi gerekmektedir. GAP yatırımlarının bir an önce bitirilebilmesi için dış kredi, dış finansman sağlama yönüne gidecek misiniz?
İkinci sorum: Bölgelerarası gelir dağılımının, bölgelerarası dengesizliklerin ortadan kaldırılabilmesi için, adaletsiz 5084 sayılı Teşvik Yasasını gözden geçirerek, bölgesel ve sektörel bazda yeni bir teşvik yasası çıkarmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Sayın Koçyiğit, teşekkür ediyorum.
Sayın Abuşoğlu, buyurun.
ÖMER ABUŞOĞLU (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Benim bir tek sorum olacak; yalnız, Sayın Bakan, daha önceki uygulamalar gibi "yazılı cevap vereceğim" diyecekse sorunun da fazla bir anlamı olmuyor; çünkü, soru ve cevabı, ikisi bir araya geldiğinde anlam taşıyor.
Şimdi, kurduğumuz Yatırım Ajansı, Türkiye lehine, özellikle yabancılara birtakım danışmanlık hizmetleri, benzeri hizmetler vermek üzere kuruluyor ve Türkiye'nin ekonomik anlamda da tanıtımını yapmak üzere kuruluyor. Bu, netice olarak, özel sektör tarafından yerine getirilmesi ve yürütülmesi gereken bir işin devlet tarafından üstlenilmiş olması. Yabancı yatırımcıların tavrı açıktır. Herhangi bir ülkeye yatırım yapmak istedikleri zaman, ülkeyle ilgili olmak üzere, kendi güvendikleri -o ülkenin olabilir veya olmayabilir- birtakım danışmanlık şirketleri aracılığıyla o ülke ekonomisi hakkında ve yatırım yapacakları sektör hakkında her türlü bilgiyi toplarlar ve kârlı görürlerse de gelir o ülkede yatırım yaparlar; hiçbir zaman devlet ajanslarının, devlet kuruluşlarının verdikleri bilgilerle yetinmezler. Bu bakımdan, kurulan bu Ajansın, özel sektörün kendi içerisinde organize olması gereken bir yapıda olması dururken devlet bu işe el atmış durumda. Benzer uygulamayı zamanında Odalar Birliği gerçekleştirmeye çalıştı; fakat, başarılı olmadı. Yine, burada da bugün şevkle ve iştiyakla İktidar Partisinin çıkarmaya çalıştığı bu kanun da, geçmişteki bu uygulama benzeri başarılı olmayacaktır.
Benim şimdi sorum şu: Acaba, gerçekten Hükümet, böyle bir ajansı başarılı olacak ve ülkeye hizmet edecektir diye inanarak mı getiriyor; aksi takdirde, sırf, laf olsun, birtakım tasarılar burada görüşülsün diye mi getiriyor? Buna cevap istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Abuşoğlu.
Sayın Özcan, buyurun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, Sayın Bakanıma birkaç tane sorum var.
Bir: Birikimlerimizi özelleştirerek kaç milyar dolar kasamıza girdi? Siz, iktidarı alırken iç borcumuz 144 milyar dolar iken 246 milyar dolara çıkmıştır. 102 milyar dolar acaba nerede yatırım yaptık? Dışborç ise, 2002 yılında 63 milyar dolar iken, 2005 yılı sonuyla 67 milyara yükselmiştir. Acaba, nerelere biz, Hükümet olarak yatırım yaptık da, bir taraftan özelleştirmeden parayı alıyoruz, bir taraftan da bu kadar borçlanıyoruz? Bunu öğrenmek istedim.
Bir de, Tarım Bakanı olduğunuz için, bugün, buğday tabanfiyatıyla ilgili açıkladığınız fiyatlardan acaba köylüler Toprak Mahsulleri Ofisine buğdayı bu fiyatlardan veriyorlar mı?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özcan.
Sayın Bakan, buyurun.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Ben, Sayın Doğan'ın, Sayın Özdoğan'ın, Sayın Koçyiğit'in, Sayın Abuşoğlu'nun sorularına yazılı olarak cevap vereceğim; çünkü, çok kapsamlı sorular; bunlara tabiî ki ayrıntılı bir şekilde cevap vermek gerekiyor.
Sayın Özcan'ın, buğday fiyatıyla ilgili olarak sorduğu soruya cevap vereceğim. O da, evet, biz, bugüne kadar 300 000 tona yakın hububatı bu fiyatlardan aldık; alımlarımız devam ediyor.
Teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Başka soru olmadığı için soru-cevap işlemi tamamlanmıştır.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
Bütçe ve denetim
MADDE 9-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 9 uncu maddesi 2 nci fıkrası ikinci cümlesinde geçen "altı ay" ibaresinin, "bir yıl" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı önergeyi okutup, işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 9 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| Ali Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Bütçe ve denetim
Madde 9- (1) Ajansın bütçesi, aşağıdaki kaynaklardan oluşur:
a) Ajans tarafından ücret karşılığı sağlanabilecek çeşitli hizmetler karşılığında elde edilecek gelirler.
b) Genel bütçeden Başbakanlık bütçesine bu amaçla konulacak ödenek.
c) Gerçek ve tüzel kişilerden sağlanan yardım ve bağışlar.
(2) Ajans bütçesinin gelir, gider ve muhasebesine ilişkin usul ve esaslar ile Ajans hizmetlerinden ücret karşılığı sağlanacak olanların bağlı olacağı esaslar, Ajans tarafından çıkarılacak ve Maliye Bakanlığı tarafından uygun görülecek yönetmelikle düzenlenir. Ajansın hesap yılı malî yıldır. Ajans her hesap yılından en az altı ay önce gelecek yıl içinde yapacağı işlerin programına ve masraflarına karşılık olmak üzere Başbakanlık bütçesinden ödenmesini talep ettiği tutarı Başbakana bildirir.
(3) Ajans gelirlerinin, giderlerini karşılaması esastır. Ajans gelirleri, Başkan tarafından uygun görülen bankalarda açılacak hesaplarda tutulur. Bu gelirlerden hesap yılı sonuna kadar harcanmayan paralar Maliye Bakanlığına bildirildikten sonra Ajansın ertesi yıl gelir hesabına aktarılır. Ajansın giderleri Başbakan tarafından onaylanan bütçeden karşılanır.
(4) Ajansın malî işlemleri, Sayıştayın denetimine tabidir. Sayıştayın denetime ilişkin raporu Başbakanlığa ve Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Katılamıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Karar yetersayısı..
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Güler.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 9 uncu maddesinin (2) numaralı bendinde yer alan ilk cümledeki "yönetmelikle" ibaresinden önce gelmek üzere "ve Maliye Bakanlığı tarafından uygun görülecek" ifadesi eklenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunacağım…
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Karar yetersayısı..
BAŞKAN - Sayın Güler, şimdi isteyebilirsiniz.
Karar yetersayısı da arayacağım.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayısı vardır; önerge reddedilmiştir.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Başkan, say! Eğer 100 kişi varsa…
BAŞKAN - Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 9 uncu maddesi 2 nci fıkrası ikinci cümlesinde geçen "altı ay" ibaresinin, "bir yıl" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Önergeyle, Ajansın yapacağı işlerin gelecek bir yıla sâri kılınması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
9 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Madde kabul edilmiştir.
Personele ilişkin hükümler
MADDE 10-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 10 uncu maddesi birinci fıkrasında geçen "30'u" ibaresinin, "35'i" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| Ali Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Personele ilişkin hükümler
Madde 10- (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 40'ı geçmemek üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel ve destek personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idari, mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar. Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabidir.
(5) Başkan ve Ajansta istihdam edilecek tüm personelde;
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
c) Affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak,
şartları aranır.
(6) Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer mali haklarının üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir.
(7) Ajans personeline ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.
(8) Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerinde vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli ve yabancı danışman ve uzmanlar istihdam edilebilir.
(9) Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları masrafların hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
(10) Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen nitelikleri haiz bir iç denetçi atar.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Gerekçeyi okutun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 10 uncu maddesinin (1) numaralı bendinde yer alan "30'u geçmemek üzere" ibaresi "40'ı geçmemek üzere" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 10 uncu maddesi birinci fıkrasında geçen "30'u" ibaresinin, "35'i" ibaresi şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, ajans hizmetlerinde çalıştırılmasını sağlamak üzere 35 personelin görevlendirilmesine olanak sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
10 uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Sözleşme ile araştırma, etüd, proje yaptırma
MADDE 11-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 11 inci maddesinde geçen "araştırma" ibaresinden sonra gelmek üzere, "inceleme" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| Erdal Karademir |
| Ali Kemal Deveciler |
|
| İzmir |
| Balıkesir |
Sözleşme ile araştırma, etüd, proje yaptırma
Madde 11- (1) Ajansın görevleri kapsamındaki faaliyetlerle ilgili olarak araştırma, etüd ve proje hazırlama ve diğer işler, hazırlanacak yönetmelikteki usül ve esaslar çerçevesinde sözleşme ile Türk veya yabancı gerçek ve tüzel kişilere yaptırılabilir.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun Tasarısının 11 inci maddesinde yer alan "yönetmelikteki esaslar çerçevesinde" ibaresi "yönetmelikteki usül ve esaslar çerçevesinde" ibaresi olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı tasarının 11 inci maddesinde geçen "araştırma" ibaresinden sonra gelmek üzere, "inceleme" ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin Güven
Kütahya
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Ajansın görevleri arasına inceleme görevinin eklenmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
11 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Bilgi isteme ve gizliliğe uyma
MADDE 12-
BAŞKAN - Madde üzerinde ilk 2 önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci maddesinde geçen "her türlü bilgiyi" ibaresinin "her türlü veriyi" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının "Bilgi isteme ve gizliliğe uyma" başlıklı 12 nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Mustafa Özyürek | Bülent Baratalı | Kemal Kılıçdaroğlu |
|
| Mersin | İzmir | İstanbul |
|
|
| Mehmet Akif Hamzaçebi |
| Türkân Miçooğulları |
|
|
|
|
|
|
| Trabzon |
| İzmir |
(A) (1) Ajans, araştırma ve inceleme konuları için bu Kanun kapsamında görevleri ile ilgili gerekli gördüğü her türlü bilgiyi kamu kurum ve kuruluşlarından istemeye yetkilidir. Kendilerinden bilgi istenen kamu kurum ve kuruluşları, söz konusu isteğe cevap vermek ve gereken kolaylığı göstermekle yükümlüdürler. Ajansın her türlü personeli, bu yoldan sağlanan bilgilerden sır mahiyetinde olanları açıklayamaz, kendilerinin veya başkalarının menfaatine kullanamaz.
(B) (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 30'u geçmemek üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel ve destek personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idari, mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar. Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabidir.
(5) Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer mali haklarının üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir.
(6) Ajans personeline ilişkin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.
(7) Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerinde vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli ve yabancı danışman ve uzmanlar istihdam edilebilir.
(8) Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları masrafların hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
(9) Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen nitelikleri haiz bir iç denetçi atar.
(C) (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları gösteren yönetmelikler, altı ay içinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Ajans tarafından hazırlanır ve yürürlüğe konulur.
(D) (1) Bu kanunun uygulanmasında 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Anadol, gerekçeyi okutuyorum...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Evet.
Gerekçe:
Kanun hükümleri arasında uyum sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 12 nci maddesinde geçen "her türlü bilgiyi" ibaresinin "her türlü veriyi" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile, anlam bütünlüğünün sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
12 nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Yönetmelikler
MADDE 13-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü maddesinde geçen "altı ay" ibaresinin "8 ay" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 13 üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | Ali Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| Ali Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Yönetmelikler
Madde 14- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esasları gösteren yönetmelikler, en geç bir yıl içinde ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak Ajans tarafından hazırlanır ve yürürlüğe konulur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının 14 üncü maddesinde yer alan "en geç altı ay" ibaresi "en geç bir yıl" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 13 üncü maddesinde geçen "altı ay" ibaresinin "8 ay" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerinin daha iyi anlaşılabilmesi için süre bakımından esneklik getirilmek istenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
13 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Uygulanmayacak hükümler
MADDE 14-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 14 üncü maddesinin metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
| Süleyman Sarıbaş | Hüseyin Güler | İbrahim Özdoğan |
|
| Malatya | Mersin | Erzurum |
|
| Muharrem Doğan | Dursun Akdemir | Hüseyin Özcan |
|
| Mardin | Iğdır | Mersin |
|
|
| Selami Yiğit |
| Hasan Özyer |
|
| Kars |
| Muğla |
BAŞKAN - Aykırı olan önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının "Uygulanmayacak hükümler" başlıklı 14 üncü maddesinin aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Mustafa Özyürek | Kemal Kılıçdaroğlu | Bülent Baratalı |
|
| Mersin | İstanbul | İzmir |
|
|
| Mehmet Akif Hamzaçebi |
| Türkân Miçooğulları |
|
| Trabzon |
| İzmir |
(A) (1) Bu Kanunun uygulanmasında, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümleri uygulanmaz.
(B) (1) Ajans hizmetleri, toplam sayısı 30'u geçmemek üzere, iş mevzuatı hükümlerine göre istihdam edilen uzman personel ve destek personeli eliyle yürütülür. Sekreterlik, halkla ilişkiler, arşiv, idari, mali ve personelle ilgili işlemler gibi işleri yürütecek olan destek personelinin sayısı, Ajans toplam personel sayısının yüzde yirmisini geçemez.
(2) Uzman personel, en az dört yıllık eğitim veren yükseköğretim kurumlarından veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilen yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olmuş, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından en az (80) puan almış veya buna denk kabul edilen uluslararası geçerliliği bulunan belgeye sahip adaylar arasından istihdam edilir.
(3) Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlardan, bu Kanunda belirtilen nitelikleri taşıyanlar, kendilerinin isteği ve kurumlarının muvafakati ile Ajansta Başkan, daire başkanı veya uzman personel olarak istihdam edilebilir. Bunların kurumlarıyla olan ilişkileri iş akdinin yapılmasıyla son bulur. Bunlara verilecek ücret ile diğer mali ve sosyal haklar yapılacak iş akdi ile belirlenir. Bu şekilde istihdam edilenler, Ajanstaki görevleri sona erdiğinde, öğrenim durumları, hizmet yılı ve unvanları dikkate alınarak önceki kurumlarında kariyerlerine veya durumlarına uygun boş bir kadro veya pozisyona en geç üç ay içinde atanırlar ve herhangi bir işleme gerek kalmaksızın en geç bir ay içerisinde göreve başlatılırlar. Ancak, bu kişilerin atanmalarında, önceki kurumlarındaki idari unvanlar dikkate alınmaz. Bu fıkra uyarınca önceki kurumlarına dönen kişilerin Ajansta geçen hizmetleri kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinde değerlendirilir. Bu durumda kıdem tazminatları ödenmez ve bu süreler emeklilik ikramiyesinin hesabında dikkate alınır. Bu şekilde görevlendirilecek personel sayısı toplam personel sayısının yüzde otuzunu aşamaz.
(4) Ajans personeli, emeklilik ve sosyal güvenlik yönünden 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabidir.
(5) Başkan ve Ajansta istihdam edilecek tüm personelde;
a) Türk vatandaşı olmak,
b) Kamu haklarından mahrum bulunmamak,
c) Affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyeti kırıcı suçtan veya istimal ve İstihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak, şartları aranır.
(6) Başkan ile diğer personelin ücret ve gündelikleri ile diğer mali haklarının üst sınırı Başbakan tarafından belirlenir.
(7) Ajans personeline ilişin tüm ihtilaflar iş mahkemelerinde görülür.
(8) Ajansın, özel bilgi ve uzmanlık gerektiren geçici mahiyetteki işlerinde vekalet, istisna veya hizmet akdi ile yerli ve yabancı danışman ve uzmanlar istihdam edilebilir.
(9) Başkan ve diğer personelin, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları masrafların hangilerinin Ajans bütçesinden karşılanabileceğine dair usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
(10) Başkan, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda belirtilen niteliklere haiz bir iç denetçi atar.
BAŞKAN - Sayın Komisyon, önergeyi katılıyor mu?..
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet, katılıyor mu?
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanun hükümleri arasında uyum sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun tasarısının 14 üncü maddesinin metinden çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman Sarıbaş (Malatya) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon, katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet, katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Sarıbaş. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlar; görüşülmekte olan Kalkınma Yatırım ve Destek Tanıtım Ajanslarının Kurulmasına Dair Kanunun 14 üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum. Değerli arkadaşlar, önergemizin özü, maddenin metinden çıkartılmasıdır. Neden çıkartılmasıdır? Zaten, idarenin genel ilkesidir. Bir kurum kuruyorsanız, o kurumun işleyiş ve usullerini ortaya koyan yönetmeliği çıkarma yetkisi, zaten Anayasadan kaynaklanan ve genel ilkelerden kaynaklanan bir yetkidir. Dolayısıyla, Anayasadan ve genel ilkeden kaynaklanan bir yönetmelik çıkarma yetkisi idarenin her zaman mümkünken, bu kanunlara illa da yönetmelik çıkarma yetkisi ayrıca koymanın bir anlamı yoktur. Kaldı ki, bu Ajans Başbakanlığa bağlı olarak kurulan bir ajans. Dolayısıyla, Başbakanlığın, Bakanlar Kurulunda her zaman yönetmelik çıkarma yetkisi var ise, ayrıca Kuruma bu genel ilkeler ve Anayasal ilkeler mümkün iken, yönetmelik çıkartma yetkisini, ayrıca tanımanın bir anlamı olmadığı kanaatiyle biz bu önergeyi vermiştik. Dolayısıyla, bu maddenin metinden çıkartılmasını önerdik.
Geldiğimiz noktada, Cumhuriyet Halk Partisi sağolsun, önergelerini okuttu, hepsi de oylandı; ama, Ali Abi, kendi önergelerine hayır oyu verdi. Bunu da anlamış olmadım, anlayamadım.
FERİDUN FİKRET BALOĞLU (Antalya) - Evet oyu verdim ben.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İnşallah, bu birlikteliğiniz böyle devam eder diye düşünüyorum, her zaman devam eder. Biz de, 13 Ekimde Anavatan Partisi olarak grup kurduktan sonra, hep bu kürsüde, milletin hayrına olan kanunlarda beraber olun, birlikte olun, biz de destek olalım demiştik. Yaptığımız işte budur. Siz zaten, ne güzel, birlikte, berabersiniz, biz de destek oluyoruz. Hakikaten, destek olmak adına verdik bu önergeyi de. Niye destek olmak adına verdik; çünkü, hakikaten, böyle bir maddeye ihtiyaç yok; çünkü, Başbakanlığın yönetmelik çıkartma, hatta, tüzük çıkartma yetkisi genel ilkedir. Ee, bu kuruluş da Başbakanlığa bağlı olarak kurulan bir kuruluş olduğuna göre, ayrıca bu maddeye, illa da "bu kurum yönetmelik çıkarır" diye bir hüküm koymanın, artı getireceği hiçbir şey de yok.
Hiç gülme Salih Bey, gülme…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - İkinci baskı yapıyorsun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - İşin doğrusu bu; hukukçu olarak da doğru söylüyorum, Başbakanlığın yönetmelik çıkartma yetkisi her zaman var, Bakanlar Kurulunun her zaman var. Bu kurumu da oraya bağlı kuruyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Kanuna bunu koyarsak, buna uygun olarak yönetmelik çıkarma…
BAŞKAN - Sayın Kapusuz, lütfen… Lütfen, Sayın Kapusuz…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Koymasanız da olur, biz o kanaatteyiz ve…
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, Genel Kurula hitap eder misiniz lütfen.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan uyardığınız için. Ne yapayım, Salih Bey konuşunca mecburen cevap vermek zorunda kalıyorum.
Değerli arkadaşlar, gecenin bu saatinde, hakikaten, önemli bir kanun çıkartıyoruz. Biz, bu kanuna baştan beri destek olduğumuzu… Hakikaten, ülkemizin kalkınması için birtakım, artık, yatırımcının önünü açacak kanunların gelmesi noktasında zaruret de görüyoruz; ama, kanun çıkartmanın tek başına ülkeyi kalkındırmaya yetmediğini de, hepimizin idrak etmesi lazım; 13 000 tane kanunumuz var. Sizden önceki hükümetler, bu ülkeyi yönetenler de bu ülkeyi seviyorlardı, onlar da birsürü kanun çıkardılar; ama, Avrupa'ya baktığımız zaman, Avrupa'da yoksullukta, geriden ikinciyiz. Bu ne demek? Demek ki, çok kanun çıkartan ülke çok zengin olan ülke değil. Eğer çok kanun çıkartan ülke çok zengin olan ülke olsaydı, 800 küsur oldu galiba, 800-900 kanun çıkardık, üç senede çok zengin olurduk. Çok mu zengin olduk; hayır, 13 000 000 yeşilkartlımız var. Çok mu zengin olduk; hayır; 19 000 000, Devlet İstatistik Enstitüsünün raporuna göre, yoksulumuz var. Demek ki, kanunla karın doyurulmuyor. Yani, ben gecenin bu saatinde vatandaşlarımıza şunu söylüyorum: Bu kanun sizin cebinize para koymayacak, karnınızı da doyurmayacak; yarın çorbanızın yanına bir sıcak ekmek getirecek bir şey değil. Bu kanunu uygularsanız, çok uzun vadede yatırımcınızın önünü açan bir kanundur; ama, ben yine inanıyorum ki, güneydoğu ve doğuya 50 tane de teşvik kanunu, 50 tane de destek kanunu çıkarsanız, bizzat devlet kendi yatırım yapmadığı müddetçe, bizzat devlet elini taşın altına koymadığı müddetçe, insanlara doğu ve güneydoğuya, maalesef, yatırım yaptıramıyorsun. İşte, netice itibariyle, sizden önceki hükümetler de en az 20 tane teşvik kanunu çıkardılar. Ne oldu; hiçbir şey olmadı. Sadece devletin GAP'a yaptığı yatırımla kaldı, sadece devletin barajlara yaptığı yatırımla kaldı; ama, bakın, güneydoğuya sadece devletin yatırımları oranın kalkınmasına vesile oldu…
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Adıyaman'a fabrika kuruldu; Adıyaman'a özel sektör desteği var.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Plan olarak söylüyorum. Kesinlikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya devlet yatırım yapmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Göksu, lütfen…
Sayın Sarıbaş, lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) - Adıyaman'da özel sektör var… Adıyaman'ın 50 000 işsizi var; Adıyaman benim komşu vilayetim; 50 000 işsizi var. Adıyaman'da buğday da para etmiyor, Tekelde tütün de para etmiyor, Adıyamanlı da perişan. Eğer, bu teşvik kanunlarıyla kalkınsaydı, Adıyaman'ın 50 000 işsizi olmazdı. Buradan Adıyamanlılara da saygılarımı sunuyorum. Sayın Vekiliniz, Adıyaman'ın abat olduğunu söylüyor, eğer, abatsanız, ben bilmiyorsam, mesele yok.
Saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Sarıbaş.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge, reddedilmiştir.
14 üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürürlük
MADDE 15-
BAŞKAN - Madde üzerindeki ilk 2 önergeyi okutup, işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı Kanun Tasarısının 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
| Birgen Keleş | Bülent Baratalı | A. Kemal Kumkumoğlu |
|
| İstanbul | İzmir | İstanbul |
|
|
| A. Kemal Deveciler |
| Erdal Karademir |
|
| Balıkesir |
| İzmir |
Yürürlük
Madde 15- (1) Bu Kanunun 9 uncu maddesi 1.1.2007 tarihinde diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Aykırı olan ikinci önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sayılı kanun tasarısının 15 inci maddesinde geçen "yayımı tarihinde" ibaresinin "yayımı tarihinden bir ay sonra yürürlüğe girer" olarak değiştirilmesi hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.
Tevfik Akbak
Çankırı
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Teklifle, kanun yürürlüğe girene kadar ilgili kurum ve kuruluşlar açısından daha iyi şartların oluşması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1202 sıra sayılı kanun tasarısının 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Birgen Keleş (İstanbul) ve arkadaşları
Yürürlük
Madde 15- (1) Bu kanunun 9 uncu maddesi 1.1.2007 tarihinde diğer hükümleri yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Sayın Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükümet katılıyor mu?..
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Hayır, katılmıyoruz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bütçe ve denetimle ilgili 9 uncu maddenin yeni bütçe yılında yürürlüğe girmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge reddedilmiştir.
15 inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Yürütme
MADDE 16-
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
İçtüzüğün 86 ncı maddesi gereğince, tasarının lehinde görüşünü belirtmek üzere söz isteyen, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan; buyurun. (AK Parti sıralarından "lehindemi!.." sesleri)
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; başından beri AK Parti milletvekillerimiz şahıs adına konuşmalar yaptılar, onları dinledik; niye ben çıkınca rahatsız oluyorsunuz sayın milletvekilim?! (AK Parti sıralarından "hayır, hayır" sesleri) Niye rahatsız oluyorsunuz?!
Sayın milletvekilleri, şimdi, ben dinledim; bir milletvekilimiz çıktı, son günlerdeki devalüasyondan bahsetti. İyi ki, Sayın Başbakan yok burada, onu dinlemedi; yoksa, o milletvekilinin işi çok zor; devalüasyondan bahsetti.
Şimdi, önerge veren milletvekillerimize bakıyorum; burada yoklar kendileri. (AK Parti sıralarından "var, var" sesleri) Yok, önerge veren milletvekilimiz yok. Neye imza attığını da bilmediğinden çok eminim. Bir başka milletvekilimizin önergesi var, kendi önergesinin lehinde parmağını kaldırmıyor.
Şimdi, Sayın Kapusuz, bugün, benim konuşmamı, burada, geldi, eleştirdi. Şimdi, ben de, Sayın Kapusuz'a sormak istiyorum: Yapılan şu iş etik midir allahaşkına?! Yani, verilen önergelerin hepsi, altında aynı cümlelerle bitiyor. Yani, böyle bir kanun teklifinin, tasarısının, Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşülmesini içinize sindirebiliyor musunuz arkadaşlar?! Sindirebiliyor musunuz? Sindirebiliyorsanız, mesele yok. O zaman, ben, sizin, bu kanunu hiç okumadığınızdan eminim, hiç okumamışsınız. Niye; çünkü, o kadar çok hatalar var ki. Biraz önce…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliyorum…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Oyumun rengini belirteceğim, işte, onun için belirteceğim.
Şimdi, bakınız, 1 inci maddesini açın, bakın, bakalım "Başbakanlıkla ilgili Türkiye…" Ne alakası var bunun, bu cümlenin?! Bunun içerisine nasıl yerleştirilmiş, kim yerleştirmiş, ben merak ediyorum.
Değerli milletvekilleri, lütfen, alelacele, bir kanunu buradan geçirme uğruna, bunları tartışmadan, üzerinde görüşmeden; lütfen, allahaşkına, yapmayın bunları, yapmayın.
Şimdi, zaten temel kanun olarak geldi, temel kanun; 16 madde temel kanun. Muhalefeti de konuşturmamak için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz. Kim kazanıyor allahaşkına bundan?! Yani, bunun, bu şekilde buradan geçmesinden, sizin ne menfaatınız var, merak ediyorum. Yani, şunun üzerinde tartışılsaydı, görüşülseydi, konuşulsaydı, ne olurdu?!
Sayın bakanlara soruyoruz; soru sorduk burada; cevap yok arkadaşlar, cevap yok. Ben, şimdi, merak ediyorum, niçin Kamu İhale Kanununa tabi değil, niçin? Yani, bir arkadaşımız çıksın, bunun açıklamasını yapsın. Niçin Harcırah Kanununa tabi değil? Niçin Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi değil? Yani, niçin? Bunun sebebi nedir, soruyorum sayın milletvekilleri.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sen anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Şimdi, o "anlamazsın" diyen milletvekili kimse, aynı sözleri kendisine aynen ithaf ediyorum. Ben, bunu satır satır okudum. Herhalde, Muzaffer Bey kıvrandığınıza göre sizsiniz o; ben, bu kanunu okumadığınızdan da eminim.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Sen okuduğunu da anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sen… Ben, seni çok iyi tanıyorum Sayın Baştopçu, seni çok iyi tanıyorum. Geçen gün burada oturdunuz, bu Başdenetçilikle ilgili kanunla ilgili, burada…
BAŞKAN - Sayın Kandoğan… Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - …Komisyon adına sizdiniz; nasıl savunduğunuzu da çok iyi biliyorum, ne kadar okuduğunuzu da, ne kadar çalıştığınızı da çok iyi biliyorum. Ben, dersimi çalışıyorum Sayın Baştopçu.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlamazsın, sen anlamazsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bakın, gecenin bu saatinde, saat 15.00'te geldim, bu saate kadar Meclisten ayrılmadan oturan tek milletvekili benim; hepiniz çıktınız, dolaştınız, geldiniz, maç seyrettiniz, çay içtiniz, kahve içtiniz, yemek yediniz; ama, ben, burada oturdum, sonuna kadar bunu takip ediyorum.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Sen meleksin!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Sonuna kadar takip ediyorum ve bununla ilgili de söylenecek çok şeyim var. Bu kurulun yaptırım gücü nedir? Kurul getirmişsiniz, ne yapacak bu kurul; ne yapacak bu kurul; var mı bir şey?
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlarsın sen, anlarsın!
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Yılda…
O zaman, Sayın Baştopçu, allahaşkına niye bu kürsüde gelip de bu kanunla ilgili bir şey söylemediniz?!
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Anlattık, anlattık; sen anlamadın!
BAŞKAN - Sayın Baştopçu, lütfen…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Kim anlattı? Bütün tutanakları getireceğim yarın; bu kanunun herhangi bir maddesiyle ilgili konuşan milletvekillerinin hiçbiri bir şey söylemedi; tutanakları getireceğim yarın, getireceğim tutanakları. Geldiler, burada klasik cümleler… Beni de konuşturmamak için, sırada ben varım çünkü, "bu kanun çok iyi kanundur, hayırlı uğurlu olsun, memleketin menfaatınadır." Budur söylenen. Bunun dışında varsa, okuyacağım, yarın tutanakları getireceğim Sayın Baştopçu.
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) - Memleketin hayrına bir kanun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir başbakan, bu kadar ayrıntı, teferruatla uğraşır mı arkadaşlar?! Açın bir kanuna bakın; gerçi bakana devretme yetkisi de veriliyor; ama, yani, personelin atanmasından ücretinin sınırına kadar Başbakana görev veriyorsunuz değerli milletvekilleri! Yani, o kadar çok yoğun iş yükü arasında, burada çalışacak 30 personelin maaşının üst sınırının ne olacağına Başbakan karar verecek. Ya, böyle bir şey olabilir mi?! Bakınız, bütün gelişmiş ülkelere bakınız, böyle bir uygulama varsa, başbakanı bu kadar teferruatla uğraşan başka bir ülke varsa, ben, bu sözlerimi geri alacağım…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, lütfen, toparlar mısınız.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Yok, dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir başbakan, böyle işlerle uğraşmaz. Bütçenin, personelin işe alınması ve diğer işlemleri de başbakanın onayıyla yürürlüğe giriyor. Bütçenin onaylanması başbakana ait. Böyle bir şey olabilir mi?!
Şimdi, anlayamadığım bir husus daha var: "Yönetmelik alt ay içerisinde çıkar." Niye?!. Bu kadar, çok önemli bir kanunsa, çok mu zordur arkadaşlar bir yönetmelik hazırlamak?! Çok mu zordur?! Bu kadar önemliydi bu kanun... Bu kanunun yürürlüğe girmesi, ancak, yönetmeliklerini yürürlüğe girmesiyle olacak; çünkü, kanunun uygulanmasını yönetmelik ortaya koyacak. Altı ayda, Türkiye'de, bir yönetmelik çıkaracağız!.. Doğrudan yabancı yatırımları dört gözle beklediğimiz bir ülkede, yönetmeliklerin çıkarılması için altı aylık bir süre!.. Hani işlerimiz çok hızlı yürüyordu; hani, on günde, onbeş günde ruhsatlar veriliyordu?! Altı ay, gelecek olan insanlar, bu yönetmeliğin, bu kanunun hayata geçmesi için gerekli olan yönetmeliğin çıkmasını bekleyecek. Ondan sonra da, oligarşik bürokrasiden bahsediyor, bürokratik oligarşiden bahsediyor Sayın Başbakan. Siz, yetkiyi, bürokratlara altı aylık bir süre verirseniz, o bürokrat da, bunu, altıncı ayın son günü hazırlar arkadaşlar.
Onun için, bir kanun getirirken, lütfen, üzerinde tartışalım, görüşelim, konuşalım, araştıralım, inceleyelim ve en doğrusu neyse onu söyleyelim, onu bulalım. Bu kanunun çıkması lazım, söylüyorum, destek de veriyorum; ama, böyle, destek verdiğimiz bir kanunu bile alelacele Meclisten geçirmeye kalkarsanız yanlış yaparsanız. Yarın, uygulamada ciddî sıkıntılarla karşı karşıya kalırsınız.
Şimdi, burada "meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyime sahip…" Nasıl ölçeceksin bunu?! Yazmışsınız buraya… Nasıl ölçülecek, soruyorum; bir arkadaşımız gelsin, anlatsın. Nasıl?.. Elinizdeki ölçü nedir? Yok, ölçü yok, herhangi bir ölçü yok. "En az beş yıl çalışma…" Peki, en az beş yıl olan birisinin, kamuda veya özel sektörde, meslekî açıdan yeterli bilgi ve deneyimini nasıl ölçeceksiniz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, teşekkür için lütfen.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Son cümlelerimi söylüyorum.
BAŞKAN - Teşekkür için Sayın Kandoğan…
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Tamam, son cümlelerimi…
Yabancı dil seviyesi… Kamu personeli seçme sınavında 80 alma şartı; özel sektördeyse ne olacak? Özel sektörde çalışan birisini atıyorsak ne yapacağız? Kamu personeli ise kamu personeli seçme sınavından 80 alacak, yoksa, olmazsa, ne yapacağız? Arkadaşlar, yani, ne olur, bunların üzerinde çok ciddî çalışalım. Bakınız, gecenin bu saatinde, geldik, burada oturuyoruz, katkı vermeye çalışıyoruz.
İnşallah, bu kanun, memleketimize, doğrudan yabancı yatırımların gelmesinde faydalı olur, katkı sağlar. En azından, yeni istihdam, üretim, ihracat konularında da ülkemize fayda sağlayacağına inanıyorum; ama, bu eksikleriyle beraber, oyumun renginin de olumlu olduğunu belirtiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kandoğan.
İçtüzüğün 86 ncı maddesine göre oyunun rengini belirtmek üzere, aleyhte olmak üzere, Ferit Mevlüt Aslanoğlu, Malatya Milletvekili... Yok.
Tasarının görüşmeleri tamamlanmıştır.
Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Devlet Bakanı Ali Babacan teşekkür konuşması yapacaklardır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI ALİ BABACAN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde özel sektör yatırımlarının artması, hem bundan sonraki dönemde ekonomimizin büyüme hızı açısından hem de ülkemizde istihdamın çoğaltılması açısından son derece büyük önem taşımaktadır. Özellikle küresel sermayenin ülkemize daha çok cezbedilmesi, Türkiye'deki, hem teknoloji birikiminin farklı bir safhaya, farklı bir boyuta girmesini sağlayacaktır hem de Türkiye'de özellikle bazı sektörlerde yeteri kadar olmayan sermaye birikiminin, bir bakıma uluslararası sermaye tarafından karşılanmasını ve ülkemizin ihtiyaç duyduğu yatırımların tüm dünyaya açılmasını sağlayacaktır.
Türkiye'nin, yıllar boyu cezbettiği uluslararası sermaye, özellikle doğrudan sermaye yaklaşık 1 milyar dolar civarındaydı; ancak, ülkemizin son yıllarda yakalamış olduğu istikrar ortamı ve Avrupa Birliği sürecinde katettiği mesafe, pek çok farklı ülkeden çok sayıda uluslararası kuruluşun Türkiye'ye daha çok dikkat etmesine, Türkiye'ye yatırımlarını daha çok yönlendirmesine sebep olmuştur ve 2003 yılında 1,8; 2004 yılında 2,8; 2005 yılında ise 9,7 milyar dolarlık doğrudan uluslararası sermaye girişi ülkemize gerçekleşmiştir. Bu yıl, bu rakamların daha da üstünde bir sermaye girişi beklemekteyiz.
Uluslararası yatırımcıların, özellikle Türkiye'deki iş ortamıyla ilgili daha detaylı bilgi edinebilmesi ve yatırım süreci esnasında ya da yatırım sonrasında karşı karşıya kalabileceği güçlükler ve özellikle bazı bürokratik süreçlerin uzaması, gerçekten yatırımcıların önünde önemli bir sorun olarak durmaktadır.
İşte, bu yasayla kuracak olduğumuz Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, yatırımcılara, hem yatırımları boyunca hem de yatırımlarını tamamladıktan sonraki süreçte karşı karşıya kalabilecekleri güçlüklerde yardımcı olacaktır ve kurumlararası koordinasyonu sağlayan önemli bir fonksiyonu da yerine getirmiş olacaktır.
Yine bu Kurum, Türkiye'nin yatırım ortamı açısından uluslararası yatırımcılara tanıtımı, anlatılması konusunda da çok önemli bir görev üstlenecektir. Biz ne kadar Türkiye'de reform yapacak olursak olalım, yatırım ortamını ne kadar iyi bir şekle, iyi bir düzene sokacak olursak olalım, eğer bunu anlatamazsak, eğer yatırımcıların bundan haberi yoksa, yeterince tanıtılamazsa, takdir edersiniz ki, bu, ülkemizin yeteri kadar yatırım çekmesinde bizi istediğimiz noktaya götüremeyecektir.
Bu ajansın kurulmuş olduğu, benzer ajansların kurulmuş olduğu pek çok ülke var, yüzlerce örnek var. Türkiye, bir bakıma bu konuda geç de kalmış durumda; ancak, bu tasarının yasalaşmasıyla beraber bir önemli eksiğimizi de gidermiş olacağız ve özellikle esnek bir yapılanmayla ve özel sektör perspektifiyle, Türkiye'nin çok daha fazla miktarda, doğrudan sermaye cezbetmesi konusunda bu kurumun gerçekten önemli bir fonksiyon üstleneceğini düşünüyoruz.
Burada bu yasaya verdiğiniz destek için hepinize teşekkürlerimi sunuyorum ve Meclisimizin çalışmalarında başarılar diliyorum, iyi akşamlar diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.25
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 01.35
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
7 nci sıraya alınan, Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz ile Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
7.- Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz ile Balıkesir Milletvekili Ali Osman Sali'nin; Devlet Planlama Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/499) (S. Sayısı: 949)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok
Ertelenmiştir.
8 inci sıraya alınan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu raporunun görüşmelerine başlayacağız.
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 1200 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde Anavatan Partisi Grubu adına söz isteyen, Muzaffer Kurtulmuşoğlu Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kurtulmuşoğlu. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU ADINA MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; sözlerime başlamadan evvel hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Atatürk Orman Çiftliği gibi güzide bir yerin bu saate konuşulması, bence çok şık olmadı; ama, ne yapalım! Burada, ne halk bizi dinliyor ne de ilgililer; ama, hiç değilse, hani "kendin pişir kendin ye" var ya, bize, bu saatten sonra bu düşüyor.
İşte, muhalefetin, İktidarın bir araya gelmeyişinin sebeplerinden birisi de siz arkadaşlarımın bu saatte burada olmasıdır. Meclis çalışmaları bellidir, 15.00-19.00 arasıdır; ama, işte görülüyor, buradayız.
1200 sayılı Atatürk Orman Çiftliği hakkında, Anavatan Partisi Grubu olarak söz almış bulunmaktayım.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Başkentimizin nadir yeşillik kaynaklarının en önemlisi Atatürk'ün adını taşıyan Orman Çiftliğidir. Atatürk Orman Çiftliği, Atatürk'ün Türk milletine armağanıdır; fakat, o, bizim için miras değil, gençliğe bırakacağımız bir emanettir. Atatürk, Başkentin temelleri atıldığında bizzat ilgilenerek geleceğin Ankarasına önemli bir miras bırakmıştır. Üstelik, o kadar yakından ilgilenmiştir ki, Çiftliğe yaptırılan evde Selanik'teki evin modeli alınmıştır.
Sayın milletvekilleri, Atatürk bu çiftliği kurmayı planladığında çevresindekiler ona buranın bir çiftlik kurulması için bulunması lazım olan vasıflardan hiçbirini taşımadığı, bataklık, çorak, fakir bir yer olduğu hakkında fikirlerini belirtirler. Atatürk'ün onlara cevabı kesin ve anlamlı olmuştur: "İşte, istediğiniz yer böyle olmalıdır. Ankara'nın kenarında hem batak hem çorak hem de fena yer; bunu, biz ıslah etmezsek kim gelip ıslah edecek" demiştir. Buradan çıkaracağımız sonuç ise, Atatürk Orman Çiftliğinin gerçek amacının insan ile toprak arasındaki ilişkiden dolayı ortaya çıkan sorunların halledilebilir olduğunu ortaya kaymaktır. Yani, Atatürk Orman Çiftliği -cumhuriyetin kuruluşu, amacı- sadece kent merkezinde yeşil alan yaratılması değildir; Ulu Önder Atatürk, bu Orman Çiftliğini, Türkiye'nin tarım endüstrileşmesinde bir örnek model olarak ortaya koymuştur. Zorlu çalışmaların ardından ortaya çıkan Çiftlik, bozkır toprakların nasıl yeşermeye başlayabileceğinin, ürüne dönüştürülebileceğinin önemli bir kanıtıdır. Kısacası, Atatürk Orman Çiftliğinin amaçları arasında, tarıma katkı vardır, tarıma yol göstermek vardır. Şimdiyse, sadece bu bölgede değil tüm ülkede tarıma tırpan vuruluyor. Bu teklif de bunun bir göstergesidir.
Sayın milletvekilleri, Atatürk'ün vasiyetinde anılan, Türk Milletine miras bırakılmış 52 000 000 metrekare Atatürk Orman Çiftliği alanından, geriye, 1950 ile 1983 yılları arasında çıkan 7 ayrı yasayla birlikte, bugün, kemirile kemirile Atatürk Orman Çiftliği 33 487 000 metrekare alan kalmıştır. Birinci derecede doğal SİT alanı olan Atatürk Orman Çiftliğinin tekrar ele alınması; ancak, bu alanın koruma esaslarına göre planlanması gerekmektedir; ancak, bu teklifin komisyondan çıkan hali, Atatürk Orman Çiftliğini korumayı değil, biraz da talanı amaçlamaktadır. Neyse ki, bu yanlıştan dönüldü. Muhalefetin ve sivil toplumun yüksek sesiyle, halkın vicdanına uymayan uygulamalardan vazgeçildi. Bunun için de, yanlıştan dönmek bir arifliktir; bunu gördüğünüz için de size teşekkür ediyorum.
Bilesiniz ki, muhalefet hep tenkit eden değildir; muhalefet, doğruya da doğru diyendir. Ben, bugüne kadar, İktidarın yaptığı hiçbir doğruya yanlış demedim. İşte, bunun da örneğini tekrar veriyorum; yanlıştan döndünüz, döndüğünüz için de size teşekkür ediyorum.
Bu teklifin gerekçelerini iyi okumak lazım. Gerekçelerde parselasyon çalışması yapılabilmesi ve alt geçit, üst geçit yapabilmek için kanun değişikliğine gidileceği söyleniyor. Böylesine yoğun ve önemli gündemlerin olduğu bir dönemde parselasyon çalışması için kanun çıkarmak hem TBMM'nin gündemini oyalamak hem de Atatürk Orman Çiftliği gibi bir alanı, parsel bazına indirmek anlamına gelmektedir. Bu alan belediyeye tahsis edilmeden de gerekli parselasyon, alt geçit, üst geçit çalışmaları yapılabilir. Elimizde, birsürü planlama, araç ve gereçler vardır. Buradaki çalışmaları, belediyeye, bizzat yapmak istiyorsak, Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izin alınsın, gerekli yolları, üst geçitleri ve metro geçişlerini, geçitlerini Atatürk Orman Çiftçilinin doğal yapısına zarar vermeden yapılmasına hiçbir kimse karşı olmaz ve karşı da değildir.
Bir başka gerekçe de, kaçak yapıların engellenmesidir. Mevcut yasa çerçevesinde kaçak yapıları engellemek Tarım ve Köyişleri Bakanlığına aittir. Zaten, ilgili bakanlığın yetkileri bu noktada yeterlidir. Kaçak yapıların engellenmesi için, Atatürk Orman Çiftliğinin başka bir kuruma devredilmesi çok da gerekli değildir diye düşünüyorum.
Yasa teklifinin gerekçelerinden bir tanesi de, Atatürk Orman Çiftliğinin müstakil ada ve parselasyon çalışmasının yapılamamasıdır. Atatürk Orman Çiftliği gibi kıymetli bir alanda böyle bir çalışma başlatmak isteyen bir yaklaşım, belki de, başka fikirleri ortaya çıkarabilir. Ama, ben bunun böyle olacağını da zannetmiyorum; çünkü, Atatürk Orman Çiftliğinin bütüncül yaklaşımlarla ele alınması gerekir diye düşünüyorum. Eğer üstünü kapalı geçiyorsam, orada bir şeyler vardır, söylemediğimi bilesiniz.
Bu önergeyle yapılan değişikliğin ardından, Sayın Melih Gökçek, projelerini yine de hayata geçirebilir, halihazırda bulunan Hayvanat Bahçesini modernleştirebilir, alt-üst geçitler yapabilir, yol yapma izni hâlâ var. Biz bunlara hiç karşı olmadık; yeter ki, yeşil alanlara kimseler dokunmasın.
Bunun gibi projeler için, 33 000 000 metrekarelik alanın kendine tahsis edilmesine gerek yoktu diye düşünebiliyorum. Eğer amacı buysa, kendisine özel bir izin çıkaralım ve bu projelerini gerçekleştirsin; ama, amaç, başıboş davranıp, o mirası istediği gibi kullanmak ise, işte, buna, ben ve Partim ve Türk Milleti karşıdır ve karşı olacaktır.
Yasa teklifinde, alan, kullanım tanımları da çok belirsiz. Bazı durumlarda bedelsiz devirlerin olduğu ortaya çıkıyor. Kamu yararı görülebilecek durumlarda bazı alanların bedelsiz olarak belediyeye devri söz konusu olacaktır deniliyor; fakat, buradaki "kamu yararı" ifadesi hiç açık değildir.
Ayrıca, ilgili bakanlık, tüm görev ve yetkilerini, on yıllığına belediyeye devretmiş oluyor; yani, belediye, istediği gibi orada top koşturabilecektir.
Atatürk Orman Çiftliğinin gerçek amaçlarının arasında, devlet üretim çiftlikleri olarak çalışması da var idi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bizlere miras bıraktığı çiftlikler için şöyle diyor: "Çiftliklerin, yerine göre araziyi ıslah ve tanzim etmek, muhitlerini güzelleştirmek, halka gezecek, eğlenecek ve dinlenecek sıhhî yerler, hilesiz ve nefis gıda maddeleri temin eylemek, bazı yerlerde ihtikârlı -yani, vurgunculuk- fiilî ve muvaffakiyetli mücadelede bulunmak gibi hizmetleri de zikre şayandır, anmaya değerdir. Bu kanaatle, tasarrufum altındaki bu çiftlikleri, bütün tesisat, hayvanat ve demirbaşlarıyla beraber Hazineye hediye ediyorum" demektedir.
Sayın milletvekilleri, Atatürk Orman Çiftliği cumhuriyet tarihi boyunca yağmalandı. Kapalı alan miktarı sürekli arttı. Teklifin Komisyondan çıkan ilk hali de, yeni kapalı alanlar yapılmasının önünü açıyordu. Neyse ki, bu yanlıştan döndünüz. Yanlıştan dönmek de erdemdir; daha büyük erdem de, muhalefetin sesini kısmamak, hatta, dinlemektir. Eğer -tekrar söylüyorum- bugün, burada, gece saat 2'de yasalar konuşuluyorsa, muhalefet ile İktidarın arasındaki iletişim bozukluğundan başka bir şey değildir. Siz, beni susturmaya da kalksanız -zannetmiyorum öyle bir şeyinizin olacağını- her zaman, bu kürsüye çıktığımda, bu konsensüsü yaratmak için ne lazımsa elimden geldiği kadar söyleyeceğim; ta ne zamana kadar; İktidarın bunları anlamasına kadar söyleyeceğim. Ben hiç vazgeçmeyeceğim.
Eğer, bu yanlıştan dönülmeseydi sevgili arkadaşlarım, Atatürk Orman Çiftliğinin, hani, görünürde yüzde 5'ini… "Bina yapabilir" denildiğinde, yüzde "5'ten ne çıkar" deniliyordu. İşte, yüzde 5 nedir, biliyor musunuz; 1 700 000 metrekaredir. Onun da büyüklüğünü söylüyorum, hacmini, 240 tane futbol sahası genişliğinde buraya bina yapılabilirdi. İşte, bu yanlıştan dönülmesini onun içinde istedik, onun için böyle, burada zorlukları söylüyorduk; ondan dönüldüğü içinde mutluyum; bu büyüklükteki bir alanın betonlaşması, yağmalanması yolunu açmaktan başka bir şey olmayacaktı.
Atatürk'ün kurduğu doğal, tarihsel ve kültürel mirastır. Başkent Ankaramızın gerek duyduğu yeşil alanların büyük kısmını bu Çiftlik içeriyor. Onun için de, bu Çiftlik, hepimizin; Atatürk'ün gençliğe mirasıdır, ülkemize mirasıdır; bunun korunmasını da, herkesin bir vazifesi olarak düşünüyorum ve böyle olmasını istiyorum.
Yalnız, burada bir şey daha var; önergeyle, Atatürk Orman Çiftliği arazileri üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yapılamaz… İktidarın önerisi bu; fakat, burada belirlenmeyen bir şey daha var. Sayın Belediye Başkanı diyor ki: "Ben, büyük hayvanat bahçesi yapacağım, Çin'den balıklar getireceğim."
Yarın, buraya, veteriner müdürlüğü diye bir bina yapsa -hayvanat bahçesini koruyor ya- bahçeler müdürlüğü diye bir bina yapsa, fen işleri müdürlüğü diye bir bina yapsa, -artık, bunu çoğaltmak, çok misaller- ne diyeceksiniz o zaman? İşte, ticaret için yapmıyorum; ama, belediyenin gerektiğinde bütün şubelerini buraya kuruyorum dediğinde ne diyeceğiz acaba? Acaba bunu düşündü mü teklif sahibi arkadaşım? Burada, bu yok. Bunu uyarıyorum, bunu söylüyorum.
Elbette ki, Atatürk Orman Çiftliğinin güzelleşmesini hepimiz isteriz, oranın korunmasını da isteriz, oranın yağmalanmamasını da isteriz. Bugüne kadar yağmalanmış, bundan sonra da yağmalanmamasını da isteriz; ama, burada bir boşluk var. Bu boşluğu görmeniz lazım diye düşünüyorum. İnşallah, bu sözlerimi dikkate alırsınız da, yarın, devrettik diye pişman olmayız; çünkü, biz, bazen öyle oldu ki -Türk Milletiyiz- elinizi verirsiniz, kolunuzu alamazsınız. Unutmayın, bunu söylüyorum.
Hele hele, böyle, Ankara'nın göbeğinde güzide bir yeşilliğin, Ankara'nın akciğeri olan, solunum kaynağımız olan bir yeşilliğin betonlaşmasına yol açarsak, bu saatte, gecenin bu saatinde verdiğiniz o kararla, bir gün -temennim böyle bir şey değil- ellerim kırılsaydı da, o akşam, o gece ben elimi kaldırmasaydım diye düşünmemek için sizi uyarıyorum.
Ama, elbette ki, buranın bakımına, güzel bir mesire yeri olmasına, yeşilliğinin kalmasına, doğanın korunmasına ben de evet diyeceğim, derim de; ama, korkum, belediyenin oraya yapacağı betonlaşmadan korkuyorum. Ne diyebilirsiniz; on sene verdiniz adama, devrettiniz. Ben diyecek, burada, bu hayvanların sıhhatini korumak için veteriner müdürlüğü binası yaptım, park ve bahçeler müdürlüğü binası yaptım, fen işleri yaptım, hepsini yaptım. Ne diyeceksin o zaman? "Bana devrettin. Ben sana ne dedim; ticarî maksatlı bina yapmayacağım dedim, yapmıyorum da..." Peki, buna ne diyeceksin o zaman?
AGÂH KAFKAS (Çorum) - Yapmaz, yapmaz!
MUZAFFER R. KURTULMUŞOĞLU (Devamla) - Sevgili arkadaşlarım, şimdi, insanoğluyuz, beşeriz biz. Biz yetkiyi aldıktan sonra var ya, arkamıza dönüp hiç bakmadık bugüne kadar çoğu zaman. Ben uyarayım da, ben söyledim olayım değil, tutanaklara geçsin. Tarih, bir gün, Atatürk'ün Orman Çiftliğini nasıl talan ettiklerini de, bir gün, birisi -tarihten der ki- böyle bir adam çıkmış, bunları uyarmış; ama, o anda uyanamadılar; çünkü, saat 02.00 olmuştu, 02.00 olmuştu, uykuya dalmışlardı diyebilirler diye de onu söylüyorum arkadaşlarım.
Ama, yine de, daha yeşil bir Ankara ve Türkiye diliyor, Türk Milletine ve Yüce Meclise saygılarımı sunuyorum. Hepinize saygılar, bu saatte beni sabırla dinlediğiniz için. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Kurtulmuşoğlu.
Teklifin tümü üzerinde başka söz talebi?.. Yok.
Görüşmeler tamamlanmıştır.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Karar yetersayısı...
BAŞKAN - Arayacağım Sayın Sarıbaş.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 01.57
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 02.06
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
1200 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükümet yerinde.
Teklifin maddelerine geçilmesinin oylamasında karar yetersayısı bulunamamıştır. Şimdi, teklifin maddelerine geçilmesini tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yetersayısını arayacağım.
Kabul edenler…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 93 kişi var Başkanım.
BAŞKAN - Lütfen, Sayın Milletvekili…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sizin göreviniz değil ki o.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - 93 kişi var Başkanım, sayın isterseniz.
BAŞKAN - Burada Kâtip Üyeler var Sayın Sarıbaş; lütfen…
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Arkadaşlar, burada Kâtip Üyeler var, sizin göreviniz değil.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Takip ediyoruz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Takip edebilirsiniz; ama, o senin görevin değil! Kim ne derse desin.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen…
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Yasak mı burada durmak?!
FAHRİ KESKİN (Eskişehir) - Otur yerine!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Bağırma oradan!
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş, lütfen yerinize geçer misiniz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - O kadar da çok müdahale etmeyin ya!
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Başkan, yok. Biz saydık.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Kâtip Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik cihazla oylama yapacağız.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Elektronik oylama yapalım, tamam.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Sayınız yetmiyor Başkan.
BAŞKAN - 3 dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlanıldı)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) - Sayın Başkan, pusulaları tek tek okuyup salonda olup olmadıklarını tespit edelim.
BAŞKAN - Oy pusulası gönderen sayın milletvekilleri Genel Kuruldan ayrılmasınlar lütfen.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN - Oy verme işlemi tamamlanmıştır sayın milletvekilleri.
Sayın Kerim Özkul?.. Burada.
Sayın Ekrem Erdem?.. Burada.
Sayın Eyüp Ayar?.. Yok.
Sayın Ayhan Sefer Üstün?.. Burada.
Sayın İnci Özdemir?.. Yok.
Sayın Halil Özyolcu?..
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Ayıp ayıp!.. Getirdiği belli zaten.
BAŞKAN - Sayın İrfan Yazıcıoğlu?.. Yok.
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Bu Kâtip yapıyor bunu, gözümüze baka baka.
BAŞKAN - Sayın Özyolcu burada mı?..
Sayın Mehmet Alp?..
Sayın Mahmut Uğur Çetin?..
Sayın Saffet Benli?..
Sayın Semiha Öyüş?..
Sayın Mehmet Özlek?..
Sayın Abdülkadir Kart?..
Sayın Öner Gülyeşil?..
Sayın Mustafa Zeydan?.. Yok.
Sayın Beşir Atalay?.. Yerine.
Sayın İsmail Soylu?..
Sayın Gürsoy Erol?.. Burada.
Sayın Maliki Ejder Arvas?.. Burada.
Sayın Hüseyin Çelik?..
Sayın Hüsnü Ordu?..
Sayın Necdet Budak?..
Sayın milletvekilleri, karar yetersayısı yoktur; birleşime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 02.14
DOKUZUNCU OTURUM
Açılma Saati: 02.17
BAŞKAN: Başkanvekili Sadık YAKUT
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 117 nci Birleşiminin Dokuzuncu Oturumunu açıyorum.
1200 sıra sayılı kanun teklifinin görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
8.- Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Salih Kapusuz'un; Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/773) (S. Sayısı: 1200) (Devam)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Alınan karar gereğince kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 21 Haziran 2006 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 02.18