DÖNEM: 22 CÝLT: 129 YASAMA YILI: 4
TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ
TUTANAK DERGÝSÝ
129 uncu Birleþim (Olaðanüstü)
26 Eylül 2006 Salý
Ý Ç Ý N D E K Ý L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETÝ
II. - GELEN KÂÐITLAR
III. - YOKLAMA
IV. - USUL HAKKINDA GÖRÜÞMELER
1.- Olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne iliþkin TBMM Baþkanlýðýna yapmýþ olduklarý taleplerine karþýlýk, TBMM Baþkanlýðýnýn “toplantý çaðrýsýnýn devam ettiðine; olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne dair olan görüþe katýlmadýðýna ve olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn devam ettiði” cevabý nedeniyle
V.- AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR
1.- Ýstanbul Milletvekili Tayyar Altýkulaç’ýn, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoðan’ýn, konuþmasýnda, þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
VI.- ÖNERÝLER
A) SÝYASÎ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.- Genel Kurulun çalýþma saatlerinin yeniden düzenlenmesine iliþkin CHP Grubu önerisi
2.- Olaðanüstü toplantý gündemindeki sýralama ile çalýþma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, 1236 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn Ýçtüzüðün 91 inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler halinde görüþülmesine iliþkin AK Parti Grubu önerisi
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.- Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in; Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1183, 2/743) (S. Sayýsý: 1151)
2.- Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý ve Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler ile Dýþiþleri Komisyonlarý Raporlarý (1/967) (S. Sayýsý: 976)
VIII.- SORULAR VE CEVAPLAR
A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN’ýn, þube müdürlüklerine sýnavsýz atama yapýldýðý iddiasýna iliþkin Baþbakandan sorusu ve Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Mehmet Ali ÞAHÝN’in cevabý (7/14577)
2.- Ýstanbul Milletvekili Berhan ÞÝMÞEK’in, milletvekillerinin bilgi taleplerinin karþýlanmadýðý iddiasýna iliþkin Baþbakandan sorusu ve Devlet Bakaný ve Baþbakan Yardýmcýsý Mehmet Ali ÞAHÝN’in cevabý (7/14588)
3.- Sinop Milletvekili Engin ALTAY’ýn, öðretmen istihdamýna iliþkin sorusu ve Millî Eðitim Bakaný Hüseyin ÇELÝK’in cevabý (7/16136)
4.- Malatya Milletvekili Miraç AKDOÐAN’ýn, öðretmen istihdamýna iliþkin sorusu ve Millî Eðitim Bakaný Hüseyin ÇELÝK’in cevabý (7/16142)
5.- Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇÝOÐLU’nun, sahil ve yayla köylerindeki hazine arazilerinin satýþ koþullarýna iliþkin sorusu ve Maliye Bakaný Kemal UNAKITAN’ýn cevabý (7/16509)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETÝ
TBMM Genel Kurulu saat 14.00’te açýldý.
Gündemin “Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler” kýsmýnýn:
1 inci sýrasýnda bulunan ve Ýçtüzüðün 91 inci maddesi kapsamýnda deðerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüþülmesi kararlaþtýrýlan Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in, Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifinin (1/1183, 2/743) (S. Sayýsý: 1151),
2 nci sýrasýnda bulunan ve Ýçtüzüðün 91 inci maddesi kapsamýnda deðerlendirilerek temel kanun olarak bölümler halinde görüþülmesi kararlaþtýrýlan Tohumculuk Kanunu Tasarýsýnýn (1/822) (S. Sayýsý: 662),
Müzakereleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazýr bulunmadýðýndan, ertelendi.
Alýnan karar gereðince, olaðanüstü çaðrý gündemindeki diðer iþleri görüþmek ve 26 Eylül 2006 Salý günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleþime 14.03’te son verildi.
Sadýk Yakut
Baþkanvekili
Mehmet Daniþ Ahmet Küçük
Çanakkale Çanakkale
Kâtip Üye Kâtip Üye
No.: 176
II.- GELEN KÂÐITLAR
25 Eylül 2006 Pazartesi (Olaðanüstü)
Teklifler
1.- Ýstanbul Milletvekili Lokman Ayva’nýn; 2828 Sayýlý Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununun Ek 7 nci Maddesinde Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi (2/855) (Plan ve Bütçe ile Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler Komisyonlarýna) (Baþkanlýða geliþ tarihi: 18.9.2006)
2.- Eskiþehir Milletvekili Muharrem Tozçöken ve 2 Milletvekilinin; Kanun Hükmünde Kararnamelerde Deðiþiklik Yapýlmasýna Dair Kanun Teklifi (2/856) (Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarýna) (Baþkanlýða geliþ tarihi: 18.9.2006)
3.- Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 36 Milletvekilinin; Vergi Usul Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi (2/857) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Baþkanlýða geliþ tarihi: 18.9.2006)
BÝRÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 15.06
26 Eylül 2006 Salý
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþimini açýyorum.
Toplantý yetersayýsý vardýr; görüþmelere baþlýyoruz.
IV. - USUL HAKKINDA GÖRÜÞMELER
1.- Olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne iliþkin TBMM Baþkanlýðýna yapmýþ olduklarý taleplerine karþýlýk, TBMM Baþkanlýðýnýn “toplantý çaðrýsýnýn devam ettiðine; olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne dair olan görüþe katýlmadýðýna ve olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn devam ettiði” cevabý nedeniyle
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, cuma günü komisyonun bulunamamasý nedeniyle, daha önce alýnmýþ Genel Kurul kararý gereðince çalýþmalar salý gününe -bugüne yani- ertelenmiþti.
Þimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Baþkanvekili arkadaþýmýzýn bir talebi var. Daha önceden Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Baþkanlýðýnýn talebine Meclis Baþkanýmýzýn imzasýyla bir cevap verilmiþti. Sayýn Meclis Baþkanýmýz Sayýn Arýnç çalýþmalarýn devam ettiðini ve burada olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne dair olan görüþe katýlmadýðýný ve olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn devam ettiði, görüþünü ilgili Gruba, yani, Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna yazýlý olarak beyan etmiþti. Þu anda da, o yazýlý gerekçesi elimdedir; ama, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Baþkanvekili Sayýn Anadol, Baþkanlýðýmýza müracaatla, Sayýn Baþkanýn bu husustaki yazýlý beyanatýna ve görüþlerine katýlmadýðýný beyan ederek usul hakkýnda görüþme talep etmektedir ve bu husustaki görüþlerini kürsüden ifade etmek istemektedir.
Þimdi, Ýçtüzüðün 63 üncü maddesine göre, bu hususta, iki lehte, iki aleyhte söz vereceðim arkadaþlarýma ve bu hususta Baþkanlýðýmýza gelmiþ olan bir dilekçe var; Adana Milletvekili Sayýn Uður Aksöz’e aittir, bu talep aleyhtedir. Aleyhte bir kiþiye daha ve lehte de iki kiþiye söz vereceðim ve þu anda…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Benim de aleyhte efendim.
BAÞKAN – Siz de mi aleyhte?
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Evet efendim.
BAÞKAN – Evet, o zaman, ikinci aleyhte konuþma da Sayýn Anadol’a aittir.
Ýlk konuþmayý yapmak üzere, Sayýn Anadol’a söz veriyorum.
Buyurun Sayýn Anadol. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Sayýn Anadol, bir, beþ on saniyenizi rica edeyim.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, bu arada, içinde bulunduðumuz, rahmet, bereket ve maðfiret ayý olan ramazaný þerifinizi tebrik ediyorum ve sizin adýnýza bütün milletimizin de ramazanýný tebrik ediyor, milletimiz, Müslümanlar ve insanlýk için hayýrlara vesile olmasýný diliyorum, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Anadol, buyurun efendim.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Sayýn Baþkan, Yüce Meclisin saygýdeðer üyeleri; hepinizi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu ve þahsým adýna saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Baþkan biraz önce durumu özetledi. Bildiðiniz gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasaya göre, çaðrýsýz, 1 Ekimde kendiliðinden toplanýr -çünkü, tatile girmiþtir, tatil bitti- Anayasa böyle emretmektedir. Bu arada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Ýçtüzüðünün 7 nci maddesine göre Meclisimiz olaðanüstü toplandý. Þimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, baþtan beri “ben yaptým, oldu” anlayýþýyla, Anayasal, yasal kurallarý ve Ýçtüzük kurallarýný bir tarafa iterek bu mantýkla hareket etmenin yersizliðini, Türkiye Büyük Millet Meclisinin geleneklerine uymayan, uygulamalarýna uymayan yanlýþ birtakým uygulamalarýn karþýsýnda olduðumuzu dört senedir söylüyoruz. Biz söylemekten usanmadýk; ama, bu uygulamalar sürekli devam ediyor. Bu, 63’e göre istediðimiz söz de, bu anlamda bir talep.
Þimdi, baþtan bir yanlýþ oldu arkadaþlar. Bakýnýz, hep beraber, uymaya mecbur olduðumuz Ýçtüzüðün 7 nci maddesini bir okuyalým soðukkanlýlýkla:
“Türkiye Büyük Millet Meclisi, tatil veya araverme sýrasýnda Cumhurbaþkaný veya Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný tarafýndan toplantýya çaðrýlmasý halinde, belirtilen gün ve saatte toplanýr.
Cumhurbaþkaný, toplantý çaðrýsýný doðrudan doðruya ve Bakanlar Kurulunun istemi üzerine yapar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný doðrudan gerek görürse toplantý çaðrýsýna karar verebilir. Üyelerin beþte birinin imzasýný taþýyan gerekçeli önergedeki çaðrý istemini ise en geç yedi gün içinde yerine getirir.”
Demek ki arkadaþlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üç þekilde toplanýr:
1-Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanýnýn çaðrýsý üzerine,
2-Cumhurbaþkanýnýn çaðrýsý üzerine,
3-Beþte bir milletvekilinin imzasýný kapsayan bir baþvuru üzerine toplanýr.
Hükümetin, Türkiye Büyük Millet Meclisini olaðanüstü toplantýya çaðýrma hakký var mý; yok. Demiþ ki: “Eðer, Hükümet, Meclisin olaðanüstü toplantýsýnda bir zaruret görürse Cumhurbaþkanýna müracaat eder; Cumhurbaþkaný, Hükümetin bu talebini iletir ve bu talep üzerine Meclisin olaðanüstü toplantýya çaðrýlmasýný isteyebilir.” Hükümetin, Meclisin olaðanüstü toplantýya çaðrýlmasýný isteme, böyle bir talepte bulunma hakký, demek ki, yok; Anayasaya göre yok, 7 nci maddeye göre yok. Ama, ne oldu arkadaþlar, ne oldu?! Ýmzalar Meclis Baþkanlýðýna verilmeden önce -televizyonu açtýk- Bakanlar Kurulu toplandý. Bakanlar Kurulu toplantýsýnýn sonunda Hükümet Sözcüsü, Bakanlar Kurulunun Meclisi olaðanüstü toplantýya çaðýrdýðýný, saatini, gününü söyleyerek ilan etti. Bu basit bir olay deðil. Baþtan beri söylüyoruz; güçler ayrýlýðý, kuvvetler ayrýlýðý ilkesi, sizin bu uygulamalarýnýz, Hükümetin bu uygulamalarý sonunda ortadan kalkýyor. Yasama organý yürütmenin tahakkümü altýndadýr diyoruz, diyoruz, diyoruz… Biz söylemekten býktýk, siz uygulamaktan býkmadýnýz. Yani, Hükümetin Meclisi çaðýrma hakký olmadýðý halde, televizyon ekranlarýndan, Bakanlar Kurulu kararý alarak bunu kamuoyuna duyurmak suçüstü yakalanmaktan baþka bir þey deðil. Ne hakla bu eylemi, bu iþlemi yaptýnýz?! Demek ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi Bakanlar Kurulunun emrindedir felsefesi hâkim, bilerek veya bilmeyerek, belki bilinçaltýnda. Gerçek þu: Sayýn Recep Tayyip Erdoðan Baþbakanlýk ile Ýstanbul Belediye Baþkanlýðýný birbirine karýþtýrmakta ve Türkiye Büyük Millet Meclisini belediye meclisi zannetmektedir. Durum bu.
SALÝH KAPUSUZ (Ankara) – Geçende de söyledin.
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Bu alýþkanlýklarla Türkiye Büyük Millet Meclisi ile bir hükümetin doðru bir iliþki kurmasý, yasalarý uygulamasý, Ýçtüzüðü uygulamasý mümkün deðil, yanlýþ.
Þimdi, ayný þekilde, söyledik iþin özüne müteallik. Niye Türkiye’nin gerçekten gereksinimi olan, gündeminde olan yakýcý sorunlar yok da, olaðanüstü toplanma gerekçesinde bu saydýðýnýz yasalar var, vakýflar var, Sayýþtay Yasasý var, normal düzeninde Meclisin görüþmesi gereken yasalar var da niye terör yok? Bir teðmenimiz daha þehit oldu, Allah rahmet eylesin, hain bir saldýrýya kurban gitti ve Balýkesir’de bugün hazin bir cenaze töreniyle defnedildi; ama, hâlâ terör yok! Vakýflar Yasasý var, Özel Okullar Yasasý var! Ve biz bunlarý söylediðimiz vakit, çok yanlýþ, haksýz ithamlara maruz kalýyoruz.
Ve cuma günü ne oldu arkadaþlar; cuma günü þu oldu: 9 maddelik bir olaðanüstü toplantý talebiniz var; Danýþma Kurulunda kabul görmedi; Ýktidar Grubunun, Adalet ve Kalkýnma Partisi Grubunun talebi burada müzakere edildi, kabul edildi. Nasýl uygulanacak bu?! “Bitimine kadar” diyor bir de.
Bir yasa tasarýsý geldi, görüþüldü; ikinci yasa tasarýsýna sýra geldi, Hükümet yok, Komisyon yok; ne olur; diðer yasaya sýra gelir. Ayný þekilde bir muamele söz konusu olduðu vakit diðerine sýra gelir. Uygulama böyle oldu baþtan ve “bitimine kadar” dendiðine göre cuma günü Meclisin gündeminde olan yasa, tasarý, Hükümet yoksa, komisyon yoksa diðerine sýra gelir ve cuma günü müzakere devam eder. Ne zamana kadar; bitinceye kadar. Cuma günü bitmezse müzakereler, saat 24.00’e kadar devam ediyorsa cumartesiye sarkar; ama, ne oldu; salý gününü gün verdi oturumu yürüten Sayýn Baþkan. Cumayý atladý, cumartesiyi atladý, pazarý atladý, pazartesiyi atladý, salýya býraktý. Biz de diyoruz ki, olaðanüstü toplantý isteminin gerekçesi ortadan kalktý bu uygulamayla beraber.
Sonra, Sayýn Salih Kapusuz’un demeci çýktý Anadolu Ajansýnda. Var, isterse kendisine vereyim, görmüþtür zaten: “Efendim, tohumculukla ilgili yasa geldi, bununla ilgili, Cumhuriyet Halk Partililer fýndýkla ilgili soru soracaklar -nereden biliyorsa soru soracaðýmýzý, öðrendi- bu fýndýkla ilgili sorularý -Kültür Bakaný var o sýrada, Tarým Bakaný yok- onun cevaplandýracaðýna inanmýyoruz, o nedenle salýya ertelendi.” Kendi Bakanýnýza niye haksýzlýk ediyorsunuz?! Yani, valilik yapmýþ, büyükþehir belediyesi genel sekreterliði yapmýþ bir Bakanýnýzý kamuoyunun önünde bu kadar küçük düþürerek, o nedenle, Kültür Bakanýnýn yetersizliði nedeniyle erteledik deme size ne getiriyor, merak ediyorum.
Peki, bir sorum var þimdi: Millî Eðitim Bakaný burada yoktu. En önemli yasa, Meclisi olaðanüstü toplamýþsýnýz, Özel Okullar Yasasýný… Millî Eðitim Bakaný yok; kim var yerine; Ticaret Bakaný var; yani, özel okullarý pazarlamak için, Millî Eðitim Bakaný yerine, Ticaret Bakanýný oraya koymuþsunuz. (CHP sýralarýndan alkýþlar) Ondan sonra, Kültür Bakanýna bu haksýzlýðý yapýyorsunuz, Millî Eðitim Bakaný yerine, pazarlamacý Ticaret Bakanýný oraya koyuyorsunuz ve ondan sonra da, Sayýn Baþbakan, Sayýn Baykal’a ve Cumhuriyet Halk Partisine “pazarlamacý” diyor. Bir defa, pazarlamacýlýk Sayýn Baþbakanýn milletvekili olmadan evvelki mesleði.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Bisküvi pazarlamacýlýðý…
K. KEMAL ANADOL (Devamla) – Ýki: Dört seneden beri pazarlamacý bir uygulamanýn simgesi Sayýn Baþbakan, o Hükümetin baþý olarak. Ve burada kendisine söylüyorum: “Pazarlamacý” sözcüðü bir eldiven gibi Sayýn Recep Tayyip Erdoðan’a yakýþmaktadýr, bir eldiven gibi.
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Gömlek…
K KEMAL ANADOL (Devamla) – Þimdi, bu Meclis toplanacak. Devamlý, meþruiyet tartýþmasý yapmaktan býktýk arkadaþlar. Eðer bu Meclisin normal çalýþma düzenini sürdürseydiniz, cuma günü devam etseydi, böyle uydurma gerekçelerle “fýndýða cevap veremiyoruz, Tarým Bakaný yok” diye…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Anadol, 1 dakika eksüre veriyorum.
Buyurun efendim.
K.KEMAL ANADOL (Devamla) – Son cümlem, bitiriyorum.
…yapmasaydýnýz, bu Meclis toplantýsý, gündemi içimize sinmese bile, devam edecekti, biz de, sizin çalýþmalarýnýza kolaylýk saðlayacaktýk, Ýçtüzükten, Anayasadan doðan haklarýmýzý kullanacaktýk; önergeler verecektik, konuþacaktýk her ne kadar kuþa çevirseniz… Artýk, Temel’in yasasý oldu, o Karadeniz’deki Temel’in yasasý; yani, Meclisin yasasý olmaktan çýktý, her yasasý olmaktan çýktý; her yasa Temel’in, her yasa Temel’in… Temel bile gülüyordur bu uygulamaya.
Þimdi, o nedenle, gerekçesi kalmayan, düþen bu olaðanüstü toplantý istemi düþtükten sonra bu müzakerenin devamý Ýçtüzük bakýmýndan mümkün deðildir. Eðer toplantýnýn devamýný istiyorsanýz, yeniden imza toplarsýnýz; 1 Ekime kadar, bu toplantý ancak öyle mümkündür; aksi halde, bu çalýþmalarý Meclisin boþa gidecektir. Bir yanlýþ daha yapmayýn; sizi uyarýyoruz.
Beni dinlediði için Yüce Meclisin bütün üyelerine sevgiler, saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Anadol.
Önerinin lehinde ikinci konuþmacý, Adana Milletvekili Sayýn Uður Aksöz.
Buyurun Sayýn Aksöz. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
UÐUR AKSÖZ (Adana) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; Yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli milletvekilleri, bugünkü konumuz, biz þu anda Meclis çalýþmasýný olaðanüstü þartlarda mý yapýyoruz, normal bir çalýþma mý yapýyoruz; orada düðümlemek lazým. Þu anda Meclisimiz normal çalýþma düzeninde deðildir. Olaðanüstü çaðrýyla toplanmýþ, olaðanüstü çalýþan bir Meclis konumundadýr. Bunu, herhalde tartýþmaya gerek yoktur. Olaðanüstü çalýþma koþullarý da, Meclisin olaðan çalýþma koþullarýndan farklýdýr.
Meclis, olaðan çalýþma düzeni içinde yasalarý görüþür, erteler, komisyon bulunur, bulunmaz, her þey olur; Tüzükte bunlarýn hepsi düzenlenmiþtir; ama, olaðanüstü çalýþma koþullarý bunlardan farklýdýr. Bir Meclis olaðanüstü toplandýðý zaman, olaðan durumun þartlarýný uygulayamaz. Olaðanüstü toplanan Meclis, olaðanüstü toplanma þartlarýný uygulamak zorundadýr, bu þartlar þunlardýr; bunu herkes bilir de bir kere daha tekrarlayayým:
1- Çaðrýdaki gündem neyse o gündem deðiþmez. Yani, çaðrýyý yapan milletvekillerinin eklediði bir, iki, üç, dört, beþ, kaç yasa varsa onun dýþýnda bir þey görüþülmez.
Deðerli arkadaþlarýmýz çaðrýyý yaparken 9 adet yasayý alt alta yazmýþlar, demiþler ki: “Biz, bunlarý görüþeceðiz.” Tamam, bu deðiþmez. Toplantý açýlmýþ, ikinci þart çoðunluk olmasýdýr ilk gün, çoðunluðu da bulmuþ ve görüþmeler baþlamýþ. Ýþte, burada bir incelik var. O andan itibaren Genel Kurul, hiçbir þey görüþmeden erteleme yapamaz; çünkü, olaðanüstü toplantý halindeyiz. Yani, birinci sýradaki yasayý görüþür, görüþmezse bir sonrakini görüþecektir; çünkü, dokuz yasa için bu Meclis toplantýya çaðrýlmýþ, bir yasa için deðil. Olaðanüstü toplandýk. Peki, ikinciye bakacak, ikinci yok, üçüncüye bakacak; yani, Baþkanlýk Divaný, çaðrý konusu dokuz yasanýn tamamýný yoklayarak “bir sonraki iþ, bir sonraki iþ” diyerek, tamamýný yoklayarak birisini görüþmek veya oylatmak zorundadýr.
Peki, cuma günü ne olmuþtur; cuma günü, Baþkanlýk Divanýndaki Sayýn Baþkan, bir yasaya baþlamýþtýr, o yasa görüþülmeyince “bir sonraki” demiþ, bir sonrakinde de dönmüþ “Komisyon yok, Sayýn Bakan yok, Hükümet yok, ben oturumu kapattým” demiþ. Ýþte, bunu yapamaz; çünkü, normal çalýþma düzeninde deðiliz, olaðanüstü düzendeyiz. Olaðanüstü düzende olduðumuz için, Sayýn Baþkan “bir sonraki” dediði zaman üçüncüye, o yoksa dördüncüye, hiçbirini bulamazsa son sýradaki uluslararasý anlaþmayý görüþtürmek ve oylatmak zorundadýr; çünkü, biz, bunun için toplandýk, olaðanüstü çaðrý bunlar için yapýldý. Sayýn Baþkan bunlarý yapmadýðý için biz itiraz ettik ve Meclis Baþkanlýðýna bir dilekçeyle baþvurduk. Meclis Baþkanlýðý cevap veriyor “o gün ilk yasa konuþulmuþ, sonra bir sonraki iþ olan yasa ele alýnmýþtýr” diyor birinci gün için; yani, bizim dediðimizi savunuyor “bir sonraki iþ alýndý kardeþim” diyor. Peki, cuma günü niye bir sonraki iþ alýnmamýþ; yani, Sayýn Baþkan verdiði þu yazýlý cevapta da bizim dediðimizi ikrar ediyor “olaðanüstü toplantý, haklýsýnýz, bir sonraki iþ alýnýr, biz, perþembe günü de böyle yaptýk, cuma günü de öyle yapmadýk, bunun hukukî temeli yoktur, toplantý devam eder” diyor. Yani, Sayýn Baþkanlýk “toplantý devam eder” hükmünü kuruyor; ama, gerekçesi bizim gerekçemiz; bu nasýl iþ?!
O bakýmdan, biz, bugün bir usul tartýþmasý istedik ve dedik ki: Sayýn Baþkanlýðýn bu uygulamasý yanlýþtýr; çünkü, cuma günkü toplantýda, toplantý açýlmýþ, hiçbir yasa görüþülmeden “Hükümet yok, Komisyon yok” denip kapatýlmýþtýr. Olaðanüstü toplantýda, o gün, bütün mesai içinde bir tek yasa görüþülmemiþ, bir tek yasa oylanmamýþ olduðu için, bu Tüzüðe olaðanüstü toplantý þartýný koyan kanun koyucunun iradesi burada yoktur ve bu nedenle de artýk olaðanüstü çaðrýya devam edemezsiniz diyoruz; edemeyiz, sakat olur. Eðer, bir sonraki iþ deyip tamamýný görüþseydiniz, bir sonraki iþ deyip hiçbirini bulamazsanýz, uluslararasý sözleþmeyi oylatsaydýnýz haklýydýnýz; çünkü, o gün bir þey görüþülmüþ olacaktý; ama, olaðanüstü toplanan bu Mecliste cuma günü hiçbir þey görüþülmeyip, hiçbir þey oylanmamýþsa, burada, Ýçtüzük madde 7 gündeme gelir ve orada der ki: Ýþler tamamlanýnca, Türkiye Büyük Millet Meclisi çalýþmalarýna devama karar vermediði takdirde, tatile devam olunur diyor Ýçtüzük. Yani, böyle bir karar da olmadýðýna göre, tatile devam olunuyor. Tatile devam olunuyor ki, Sayýn Baþkan bize davetiye göndermiþ, 1 Ekimde açýlýþ yapacaðým diyor. Þimdi, bu Meclis 1 Ekime kadar açýksa ve devam ediyorsa, açýlýþa, törene ne lüzum var? Demek ki, biz tatildeyiz ki, Baþkan, açýlýþý 1’inde yapýyor.
Yani, neticede, bizim söylediklerimizi Sayýn Baþkanlýk Divaný kabul etmiþ, buradaki cevabýnda da kabul etmiþ; ama, sonuçta bir satýrla “hayýr, Meclis çalýþmaya devam eder” demiþ.
Deðerli arkadaþlar, bunlar þuradan kaynaklanýyor: Bu Ýçtüzükte, olaðanüstü toplantýyla ilgili yeterli madde yok. Zaten, biz, yýllardýr ayný þeyi savunuyoruz. Bu Ýçtüzüðü deðiþtirelim, düzeltelim, olaðanüstüyle ilgili, diðer konularla ilgili maddeleri koyalým, ihtilaf olmasýn diyoruz. Bu konuda açýk hüküm yok, buna sýðýnýyor Baþkanlýk Divaný; ama, bir de hukukun evrensel ilkeleri var, hukukun temel prensibi var. Bu konuda açýk hüküm yoksa teamüle bakýlýr, teamül yoksa mukayese yapýlýr. Bir mukayese yapacak olursak…
SALÝH KAPUSUZ (Ankara) – Genel Kurul karar verir.
UÐUR AKSÖZ (Devamla) - Efendim?..
Þimdi Salih Bey gene konuþacak, duramaz; söyle Salih Bey.
SALÝH KAPUSUZ (Ankara) – Dinliyorum, dinliyorum…
UÐUR AKSÖZ (Devamla) – Peki dinle, dinle! Peki…
Deðerli arkadaþlar, bu toplantý cuma günü yapýlmadýðý için bizim savunmamýz þudur ve ýsrarlýyýz: Hiçbir görüþme ve oylama yapýlmadýðý için, bir sonraki yasalar da araþtýrýlmadýðý için bu toplantý çaðrýsý düþmüþtür, yeni bir çaðrý yapýlmadan olaðanüstü toplantý devam etmez diyoruz. Bu bir.
Þimdi Salih Bey gene konuþtu ya, ben de bir þey söyleyeyim. Sonra, dünyanýn neresinde görülmüþ arkadaþlar, olaðanüstü toplantýya Meclisi çaðýrýyorsunuz… Hangi hallerde Meclis çaðrýlýr? Olgunlaþmýþ, görüþülmüþ, bitmiþ, oylamaya hazýr yasalar için çaðrýlýr deðil mi? Buraya geliyoruz, bize deniliyor ki, daha komisyonda bazý yasalar.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yolda…
UÐUR AKSÖZ (Devamla) – Yolda, trende geliyor!..
Ya arkadaþlar, komisyonda olan yasa için siz bizi nasýl çaðýrýrsýnýz? Onun komisyondan çýkacaðý belli mi? Komisyonun toplanabileceði belli mi? Bunlar hep muallak. Ee siz komisyondaki için de bizi çaðýrdýnýz. O da ikinci yanlýþ.
Peki, üçüncü yanlýþý söyleyeyim; yani hep yanlýþ yanlýþ yanlýþ… Biz söylemekten yorulmayýz, üçüncü yanlýþý söyleyeyim: Bakýn, deðerli arkadaþlar, bu iþ oyuncak deðil. Biz burada evcilik mevcilik oynamýyoruz. Burasý yasama Meclisi. Yasama Meclisinde bir çaðrý yapýldýysa, onun gereði yapýlmalýdýr. Halk bize güler. Peki, ne yaptý Adalet ve Kalkýnma Partisi; yeterli çoðunlukla imzayý buldu, topladý deðil mi. Peki, topladýnýz; þimdi, burada, mikrofonu alýp da “efendim, komisyon yok” demek caiz midir? Ramazandýr da, onun için caiz midir diyorum. Caiz midir? Komisyon sizin içinizde deðil mi? Peki, þimdi dönüp de, bu tarafa dönüp de “hükümet yok” demek caiz midir? Hükümet siz deðil misiniz?! (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Peki, deðerli arkadaþlar, komisyonu bulmaktan âcizseniz, hükümeti oturtmaktan âcizseniz, peki komisyonda yasalarý hâlâ bir türlü bitirttirmekten âcizseniz niye bizi çaðýrdýnýz? Niye bu Meclisi topladýnýz? Niye? (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Bunun adý þudur, ben adýný koyuyorum, bu iþin bir tek adý var: Ýktidarsýz iktidarsýnýz.
Saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Lehinde söz istiyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Çelik size söz vereceðim, isterseniz en son olarak konuþun. Sayýn Kandoðan’ýn da lehte bir talebi vardýr.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Önce Sayýn Çelikse… Sýrayla Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Önce Sayýn Çelik verdiyse… Sýrayla Sayýn Baþkan…
BAÞKAN - Saygýdeðer arkadaþlarým, konuþmalarýn sýrasýný, usulünü Baþkanlýk Divanýnýn kendisi kararlaþtýrmaktadýr.
Sayýn Kandoðan, þu anda konuþma sýrasý, talebinize göre, sizindir; konuþacaksanýz buyurun, konuþmayacaksanýz Sayýn Çelik’e söz vereceðim.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Konuþacaðým.
BAÞKAN - Lehte, Denizli Milletvekili Sayýn Ümmet Kandoðan; buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Baþkanýn tutumunun da yanlýþ olduðu inancýndayým; çünkü, bugüne kadarki uygulamalar, dilekçelerin, konuþma isteklerinin, Baþkanlýk Divanýna verilme sýrasýna göre yapýlmasý genel bir kuraldýr. Sayýn Baþkan, her ne hikmetse, benim konuþmalarýmdan sonra, kendi partisine mensup olan grup baþkanvekilinin benim konuþmalarýma da cevap vermesinin zeminini hazýrlamaya çalýþýyor herhalde. Onun için, Sayýn Baþkanýn bu tutumunun yanlýþ olduðunu ifade etmek istiyorum. Kaldý ki, benim konuþmam da lehte bir konuþma; yani, Sayýn Çelik’in konuþmasýndan farklý bir konuþma olmayacak. O bakýmdan, Sayýn Baþkanýn bu tutumunu tasvip etmediðimi, yanlýþ olduðunu, her zaman olduðu gibi, benimle ilgili hâlâ önyargýlar içerisinde olduðunu ifade etmek istiyorum.
Deðerli milletvekilleri, yaz tatili devam ederken, Adalet ve Kalkýnma Partisi, Meclisi olaðanüstü toplantýya çaðýrdý. Sebep; Avrupa Birliði uyum yasalarýnýn Meclisten bir an önce geçirilmesi. Niçin; Avrupa Birliði böyle istediði için. Avrupa Birliði Ýlerleme Raporu, biliyorsunuz, önümüzdeki günlerde görüþülecek. Ýlerleme Raporunun içerisine bazý müspet ilaveler yaptýrabilir miyiz bu þekildeki bir çalýþmayla diye olaðanüstü toplantý çaðrýsý yaptýnýz. Kabul ettik, geldik, biz de geldik, çalýþmalara da katký verdik. Yapýlan çalýþmalar neticesinde sadece iki kanun görüþüldü: Bir, Ýskân Kanunu; iki, Meslekî Yeterlilik Kurumu Kanunu. Geçen haftaki bütün çalýþmalarýnýn neticesinde iki kanun buradan geçti. Bir diðer kanun vardý, Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý, burada geçti, oylandý, önergeler verildi; ama, sonunda, Adalet ve Kalkýnma Partisi, tekriri müzakere talebiyle bu kanun tasarýsýnýn 1 maddesinin yeniden görüþülmesini istedi. Þimdi, ben, buradan, bütün Adalet ve Kalkýnma Partisi milletvekillerine sormak istiyorum. Þimdi, bu kanun tasarýsýndan haberiniz var mýydý? Haberiniz yoktu.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Vardý; komisyondan geçti.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Komisyondan geçti, biliyorum.
Ýkincisi, Hükümetin, kanun tasarýsý burada görüþülürken, vereceði önergeden haberiniz var mýydý? Var mýydý?.. Soruyorum arkadaþlar.
ASIM AYKAN (Trabzon) – Ne gereði var?
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Önerge sahiplerine sormak lazým.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bir arkadaþýmýz oradan diyor ki: Ne gereði var. Þimdi, Deðerli Milletvekilim, bakýnýz, siz, geçmiþte, o kanunla ilgili, o kanunun bu þekilde geçmesiyle ilgili bir durum olsa, Türkiye'yi ayaða kaldýrýrdýnýz; baþta siz... Hükümet böyle bir kanun tasarýsý getiriyor haberiniz yok, deðiþiklik önergesi getiriyor haberiniz yok! Eðer, Hükümet deðiþiklik önergesi getirmiþ ve bu doðruysa, o zaman niçin geri çekiyor? Eðer o verilen önerge doðruysa, Sayýn Ali Coþkun’un imzasýyla verilen önerge doðruysa, niçin geri çekildi? Ben bunu merak ediyorum.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Bizde demokrasi var.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sizde demokrasi falan yok Sayýn Milletvekilim. Sizde demokrasi olsa, Sayýn Çerçi, Manisa Milletvekilimiz, siz, o kanunla ilgili deðiþiklik önergesini burada deðil, daha önceden öðrenirdiniz. Parti içerisinde demokrasi kalmadý, yok.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Bizim komisyondan geldi.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ben de onu anlatmaya çalýþýyorum. Önergeden haberiniz yok. O önerge öyle bir önerge ki, geçmiþte, onunla ilgili onlarca arkadaþýmýzýn müteaddit konuþmalarýný çýkarabilirim, ortaya koyabilirim. Böyle bir önergeyi –Meclise gelmediðiniz için, dýþarýda oturuyorsunuz- öðrenci azlýðýndan dolayý kapanmakta olan o azýnlýk mensubu okullarýyla ilgili verilen önergeyi, siz, imam-hatiplerle ilgili bir düzenleme zannettiniz. (CHP sýralarýndan gülüþmeler) Evet, siz öyle zannettiniz. Ýmam-hatip liselerinin öðrencilerinin azalmaya baþlamasý üzerine, böyle bir kanun tasarýsý getirilip, bir önergeyle de, Sayýn Ali Coþkun’un, Hükümetin önergesiyle de imam-hatip liselerinin azalan öðrencilerine takviye yapýlmasýyla ilgili bir düzenleme zannettiniz. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Bu kadar da atma!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Evet, öyle zannettiniz.
Veyahut, þöyle düþünüyorum ben: Adalet ve Kalkýnma Partisi Ýktidarý dedi ki: Yahu, þu imam-hatiplerle ilgili bir düzenleme yapamadýk, söz verdik, yapamadýk. Yahu, ramazan günü -hiç olmazsa ramazan da geliyor- imam-hatiplerle ilgili yapamadýðýmýz düzenlemeyi þu azýnlýk mensuplarý okullarýyla ilgili yapalým dediniz. Yani, bunu baþka türlü nasýl izah edeceðiz?! Ýmam-hatipleri yapamadýnýz, bari hiç olmazsa azýnlýk mensuplarýnýn okullarýyla ilgili bir düzenleme yapalým dediniz.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sevaptýr demiþlerdir!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, Meclisin, yapýlacak çalýþmalardan, getirilen kanunlardan, verilecek önergelerden haberi olmasý lazým.
O gün verilen önergeyi biz istedik, oylanmasýndan sonra önergeyi elimize alabildik. Önerge oylandý, neyin oylandýðýný bilmeden… Önergeyi istedik, önerge gelmedi. Görmediðimiz, okumadýðýmýz, bilmediðimiz bir önerge geldi ve o önerge de Adalet ve Kalkýnma Partisi milletvekillerinin oylarýyla buradan geçti.
Þimdi, elinizi vicdanýnýza koyun. O gün “evet” oyu verenler, Adalet ve Kalkýnma Partisi milletvekilleri, yarýn tekriri müzakere geldiðinde o maddede hangi oyu kullanacaksýnýz? Ne oyu vereceksiniz? Þimdi size soruyorum; evet mi, hayýr mý?!. (AK Parti sýralarýndan “gelsin bakalým” sesi, gürültüler)
Gelsin… Ben, Sayýn Altýkulaç’ýn yanýna da gittim, Komisyon Baþkanýmýzýn yanýna da gittim. Yahu, bu deðiþikle ne geliyor ne gidiyor, kimse bilmiyor. Sanayi Bakaný Ali Coþkun, altýna imza attýðý önergenin ne anlama geldiðini bilmiyor arkadaþlar.
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Erzurum) – Biliyor!.. Biliyor!..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Biliyorsa onu bilemem, bize “bilmiyorum” dedi.
Sayýn Altýkulaç, ben size geldim, bu önerge ne getiriyor, ne götürüyor dedim. Siz de dediniz ki: “Ben de bilmiyorum.”
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Yok, öyle bir þey demedim.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Hayýr efendim, burada beraber konuþtuk, yanýmýzda bazý milletvekilleri vardý. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Öyle bir þey söylemedim.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, daha sonra, bizim bu çýkýþýmýzdan sonra AK Parti milletvekilleri de uyandý. Ya, dediler ki onlar da “bu kanunla ilgili getirilen önerge…”(AK Parti sýralarýndan gürültüler)
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Atma be!..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Evet, evet, ondan sonra uyandýnýz, haberiniz yoktu, hiç birinizin haberi yoktu.
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Baþkan, Baþkanlýðýn tutumuyla ne ilgisi var efendim bunun?
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Evet, bu çok önemli. Geçen haftaki… Evet… Þimdi oraya geliyorum.
Þimdi, deðerli milletvekilleri, cuma günü geldik buraya. Sayýn Meclis Baþkanvekili “yeterli çoðunluk vardýr” dedi, Meclisi açtý. Þimdi, baktýk, komisyon yerinde yok. Eðer, komisyona talimat Adalet ve Kalkýnma Partisi tarafýndan, Hükümet tarafýndan verilmemiþse, siz, komisyon baþkaný hakkýnda bir iþlem yaptýnýz mý Sayýn Çelik, yaptýnýz mý? Çünkü, bir komisyon baþkaný oraya oturmamakla, sizin olaðanüstü toplantýya çaðýrdýðýnýz Meclisin çalýþmasýný engelliyor sizin Partinin bir milletvekili.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Bravo…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Eðer, sizin talimatýnýzla orada oturmamýþsa, lütfen, o komisyon baþkanýyla ilgili iþlem yapýn.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Partiiçi bir mesele, seni ilgilendirmez.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Partiiçi mesele deðil, bu mesele millet meselesi.
Bakýnýz, yine Sayýn Altýkulaç’tan örnek vereceðim. Sayýn Altýkulaç diyordu ki: “Meclisin 1 dakikalýk çalýþmasý 11 trilyon lira.” Sayýn Altýkulaç’ýn yaptýðý hesaplamalara göre, o gün Meclisin çalýþmamasýnýn faturasý kaç trilyon? O zaman, siz, o komisyon baþkanýyla ilgili lütfen bir iþlem yapýn Parti olarak. Buna hakkýnýz yok.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Doðru Yol Partililer de yok.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Olaðanüstü toplantýya çaðýrdýðýnýz Meclisin çalýþmamasýnýn baþ mümessili olan komisyon baþkanýyla ilgili lütfen bir iþlem yapýn, lütfen bir iþlem yapýn.
Deðerli milletvekilleri, þimdi, bugünkü toplantýnýn çalýþmasýyla ilgili, baþlamasýyla ilgili ben þu görüþteyim: Geçen haftaki Adalet ve Kalkýnma Partisi Grup önerisi burada oylandý, kabul edildi. Oylamada, cuma günü saat 14.00’te baþlamasý ve 662 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn görüþmelerinin bitimine kadar olmasý; 26.9.2006 Salý günü ise olaðanüstü çaðrý gündemi ve diðer iþleri görüþmek üzere saat 15.00’te toplanmasý.
Bu, Adalet ve Kalkýnma Partisinin önerisiydi, kabul edildi. O nedenle, ben, bugünkü çalýþma usulünün doðru olduðu kanaatindeyim. Cuma günü komisyon olmamasý nedeniyle o kanun görüþülememiþtir; ancak, Grup önerisi, oylanan öneri, o gün o kanunun görüþmesinin bitimine kadardý. O kanun görüþülemeyince -zaten öneride de vardýr, 26.9.2006 Salý günü olaðanüstü çaðrý gündemi ve diðer iþleri görüþmek üzere saat 15.00’te toplanmasýyla ilgili öneriyi kabul ettiðimize göre- bugün kaldýðýmýz yerden çalýþmalarýn devam etmesini, ben, normal görüyorum, makul görüyorum; ancak, tekrar ediyorum, Adalet ve Kalkýnma Partisinin…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, buyurun konuþmanýzý tamamlayýn, 1 dakikalýk eksüre.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Olaðanüstü toplantýya çaðýrdýðýnýz Meclisin çalýþmasý için, lütfen, gayret gösteriniz.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Bize mi?!.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Sayýn Çerçi size söylüyorum.
Bakýnýz, geçen hafta, kaç kez burada karar yetersayýsý istendi; Meclisi olaðanüstü toplantýya çaðýran Adalet ve Kalkýnma Partisi milletvekillerinin yeterli çoðunlukta, sayýda burada olmamasý nedeniyle, kaç kez Meclis çalýþmalarýna ara verilmek mecburiyetinde kaldý.
Sayýn Çelik, Grubunuza hâkim olun!
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Doðru Yol Partililer de yok!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Sayýn Çelik, Grubunuza hâkim olun, olaðanüstü toplantýyla ilgili olarak milletvekillerinizin Meclise devamýný saðlayýn, Meclise devamýný saðlayýn, yoksa, o bahsetmiþ olduðunuz kanunlarýn hepsinin burada görüþülmesi mümkün olmayacak. Hâlâ, komisyonlarda görüþülen kanun tasarýlarý var deðerli milletvekilleri. Böyle bir þey olabilir mi?! Komisyondan ne zaman çýkacaðý belli olmayan bir kanunla ilgili olarak, siz, olaðanüstü toplantý gündemine onu da dahil ediyorsunuz. Vakýflar Kanun Tasarýsýnýn kaçýncý maddesi görüþülüyor, kaç madde? Yetiþecek mi Sayýn Çelik? Yetiþmesi mümkün deðil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, teþekkür ederim.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ben teþekkür ederim. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, sataþma var.
BAÞKAN – Saygýdeðer arkadaþlarým, Meclis Baþkanlýðýna lehte ve aleyhte söz talepleri geliyor ve bunlarý sýrasýna göre deðerlendiriyoruz. Sayýn Kandoðan’ýn söz talebi, Grup Baþkanvekili Sayýn Faruk Çelik’ten önce gelmiþtir. Onun için, kendisine burada öncelikli olarak söz verdim. Herhangi bir takýntý, vesaire söz konusu deðildir.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Çalýþmalarýmýz, usulüne uygun olarak yürütülmektedir.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Bilgilerinize arz ederim.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkaným…
BAÞKAN – Sayýn Altýkulaç, buyurun efendim.
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Yanlýþ beyanda bulunuldu, düzeltmek istiyorum.
BAÞKAN – Yani, hakkýnýzda söylediði sözlerin hilafý hakikat olduðunu beyan ediyorsunuz?
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Evet, adýma atfen….
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Altýkulaç, çok kýsa bir açýklama.
Sayýn Altýkulaç, çok kýsa bir açýklama, rica ediyorum.
Buyurun efendim.
V.- AÇIKLAMALAR VE SATAÞMALARA ÝLÝÞKÝN KONUÞMALAR
1.- Ýstanbul Milletvekili Tayyar Altýkulaç’ýn, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoðan’ýn, konuþmasýnda, þahsýna sataþmasý nedeniyle konuþmasý
TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, deðerli arkadaþlar; Yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
Biraz önce burada konuþan arkadaþýmýz Sayýn Ümmet Kandoðan, perþembe günkü müzakereler sýrasýnda verilen bir önergeyle ilgili olarak bana geldiðini ve benden bu önergenin mahiyetini sorduðunu, benim de, bu konuda bilgim olmadýðýný söylediðimi ifade ettiler. Tabiatýyla, ben, arkadaþýmýz için “yalan söylüyor” gibi bir ifade kullanmayacaðým; ama, herhalde yanýlýyor. O önergeyi benim bilmemem hiç mümkün deðil; çünkü, o önergenin bir geçmiþi var. Cumhuriyet Halk Partili Komisyon üyesi arkadaþlarým hatýrlayacaklar. Dýþiþleri Bakanlýðý temsilcileri, Komisyonumuzda, bu tasarýyla ilgili olarak, yeterli hazýrlýðý yapamadýklarýný, daha sonra görüþlerini beyan edip edemeyeceklerini ifade ettiler. Ben de, Komisyon Baþkaný olarak, kendilerine, Komisyonda kabul edilen metinle ilgili olarak farklý bir mülahazalarý varsa Dýþiþleri Bakanlýðý olarak, bunu daha sonra da bize gönderebileceklerini ve Genel Kuruldaki müzakereler sýrasýnda bunlarýn önergelerle deðiþtirilebileceðini söyledim ve nihayet, Dýþiþleri Bakanlýðý, uzunca -2 sayfadan fazla sanýyorum- bir yazýyla, bu tasarýyla ilgili görüþlerini, Komisyon Baþkaný olarak benim adýma yazdýklarý yazýda, resmî yazýda ifade ettiler ve ben, bu yazýyý, Sayýn Millî Eðitim Bakanýna ve Bakanlýða sundum. Bakanlýk, bu önerileri inceledi ve içinden 2 veya -yanýlmýyorsam- 3 önerge oluþturdu.
Sayýn Gazalcý da, buradaki konuþmalarý sýrasýnda, Dýþiþleri Bakanlýðý uzmanlarýnýn bu konuda görüþü alýnmadan bu tasarýnýn müzakere edildiði yolunda bir beyanda bulundular, onu da tashih etmiþ olayým izinleriyle. Bu önergeleri, tam tersine, Dýþiþleri Bakanlýðý uzmanlarýnýn komisyonumuza sunduklarý görüþler doðrultusunda hazýrladýk…
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Buradaki mi?
TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Evet, evet, buradaki.
…ve ben kendilerine de, Dýþiþleri Bakanlýðýndan gelen yazýyý takdim edebilirim. Ben size takdim edeceðim yazýyý, resmî yazýyý.
Burada, üç tane önerge, Dýþiþleri Bakanlýðýnýn bana resmen yazdýklarý yazýnýn içinden çýkarýlmýþ önergelerdir. Ýfadeler aynen öyledir, deðiþik hiçbir þey yoktur; ama, bildiðiniz gibi burada bir hassasiyet oluþtu, ruhban okuluna kapýlarýn aralandýðý filan gibi endiþeler dile getirildi.
Sonra, gece vakti, burada, hatýrlayýnýz, Dýþiþleri Bakanlýðý bürokratlarýný arayarak telefonla, bunun, bu deðiþiklik önergelerinin, Avrupa Birliði baðlamýnda yapýlmasý gereken deðiþiklikler mi; yoksa, yani, daha iyi olur anlamýnda deðiþiklikler mi olduðunu sorduk. Dediler ki: “Biz, insanî düþüncelerle bunu, yasayý daha da iyileþtirmek için bu önerilerde bulunduk.”
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Baþkan, son cümlenizi alayým.
TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Hemen, son cümlemi veriyorum.
“Avrupa Birliði baðlamýnda konuyla ilgisi yoktur” dediler. “Madem öyle, Genel Kurulda bu konuda bazý arkadaþlarýmýz -Ýktidardan ve muhalefetten- hassasiyet gösteriyorlar; bu konuyu tekriri müzakere ederiz ve deðiþtiririz” dedik.
Yani, Sayýn Kandoðan arkadaþýmýzýn, benim dahi bilgimin bulunmadýðýný ifade ettiði hususun arka planý budur.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Benimle konuþtunuz mu konuþmadýnýz mý?!
TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Sizinle konuþmuþ olabilirim; ancak…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – “Olabilirim” deðil; konuþtunuz mu konuþmadýnýz mý?!
BAÞKAN – Karþýlýklý konuþmayalým.
Sayýn Baþkan, Sayýn Altýkulaç, konu anlaþýlmýþtýr; yani, konudan haberinizin olduðunu söylüyorsunuz; tamam efendim.
TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Þimdi, size, burada, komisyondaki müzakere sýrasýnda, Genel Kuruldaki müzakere sýrasýnda bu geniþ açýklamayý yapamayacaðýmý söylemiþ olabilirim; ancak “ben de bunu bilmiyorum” demiþ olmam mümkün deðil. Siz, lütfen, hafýzanýzý kontrol edin.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan, benim geldiðimden haberiniz yok!
BAÞKAN – Sayýn Altýkulaç, teþekkür ediyorum.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Efendim, bu þekilde karþýlýklý konuþma diye bir üslup yoktur.
Sayýn Altýkulaç beyan etmiþtir, komisyon baþkanýdýr. Komisyonda olan arkadaþlar giderler, bilgilerini alýrlar. Yani, Dýþiþleri Bakanlýðýndaki bürokrasinin böyle bir talebi olmuþtur, onu deðerlendirmiþlerdir. Tekriri müzakere sýrasýnda diðer konular açýklýða kavuþur.
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Baþkaným, Sayýn Gazalcý…
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, bir þey yok efendim! Ne söyledi?..
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) - Efendim, benim adýmý geçirdi Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Her adý geçen insan buraya çýkýp konuþursa olmaz.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Ýzin verin Baþkaným.
BAÞKAN – Herhangi bir sataþma yok Sayýn Gazalcý, lütfen...
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Söylediðimin tersini orada anlattý.
IV. - USUL HAKKINDA GÖRÜÞMELER (Devam)
1.- Olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne iliþkin TBMM Baþkanlýðýna yapmýþ olduklarý taleplerine karþýlýk, TBMM Baþkanlýðýnýn “toplantý çaðrýsýnýn devam ettiðine; olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn düþtüðüne dair olan görüþe katýlmadýðýna ve olaðanüstü toplantý çaðrýsýnýn devam ettiði” cevabý nedeniyle (Devam)
BAÞKAN - Sayýn Çelik, buyurun efendim. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
FARUK ÇELÝK (Bursa) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Baþkanlýðýn uygulamasýnýn doðru olduðu düþüncesiyle söz almýþ bulunuyorum. Öncelikle, burada bir usul tartýþmasý açýldý ve yapýlan konuþmalara baktýðýmýz zaman, usul tartýþmasý içeriðiyle ilgisi olmadýðýný, milletimiz de ibretle izliyor, bizler de dikkatle burada izliyoruz ve yine, kýsaca, hemen sözlerimin baþýnda, bir durumu daha belirtmek istiyorum. AK Parti bir hizmet kervaný. (CHP sýralarýndan alkýþlar [!]) Türkiye’de neler yaptýðýmýzý, nelerin olup bittiðini sizler görmeseniz de milletimiz görüyor. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Kervanýn önünde kim gidiyor?!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – AK Partili olmak güzel bir hadise; ama, þimdi, burada, az önce konuþan arkadaþý dinlediðim zaman, AK Partiyi özlediðini… Dikkatle eðer konuþmasýný izlerseniz, AK Partiyi ne kadar özlediðini göreceksiniz o konuþmasýnda.
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Erbakan’ý da geçtin!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Gidiþi böyle kolay olunca, dönüþün çok zor olduðunu herkesin bilmesini istiyoruz, arkadaþýn da bunu bilmesi gerekiyor. Bu kapýya…
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Malatya’da kayýsý üreticisiyle altý aydýr ilgilendiniz mi? Ekmeðine ekmek verdiniz deðil mi(!)?..
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Nereden çýkardýnýz?!.
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) - Altý aydýr aç!.. Aç!..
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) - Benim hangi cümlemden bunu çýkardýnýz Sayýn Çelik?!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Þimdi, deðerli arkadaþlar…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Çelik, açýkla!.. Hangi cümlemden çýkardýn bunu?! (AK Parti sýralarýndan “dinle, dinle” sesleri)
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Türkiye…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Hangi cümlemden çýkardýn?..
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, lütfen…
Sayýn Çelik, Genel Kurula hitap ediniz efendim.
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Partimizin iç uygulamalarýna varýncaya kadar, þimdi ne yapacaksýnýz, þimdi ne yapýyorsunuz…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Hangi cümlemden çýkardýnýz?!
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, lütfen…
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Yani, bizi sual etmek, bizi sorgulamak senin görevin deðil ki.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Evet, görevim benim, milletvekili olarak görevim.
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Bu, AK Partiye olan aþkýný koruyor; ama, geri dönüþü mümkün deðil, onu söylemeye çalýþýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Gelmek isteyen mi var ki geleceðim!..
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Dönemeyeceksiniz daha!..
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Nereden çýkardýnýz onu?.. Nereden çýkardýnýz?..
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Þimdi, Türkiye Büyük Millet Meclisi…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) - Geri gelmem için sen gelmedin mi yanýma?! Geri dönmem için sen gelmedin mi yanýma?!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Ýçtüzük… Türkiye Büyük Millet Meclisi…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sen gelmedin mi yanýma!..
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, lütfen!..
MEHMET KILIÇ (Konya) – Þimdi de CHP Grubuna mý geçtin?!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ýçtüzük 7 nci madde çerçevesine uygun olarak toplantýsýný gerçekleþtiriyor. Burada, Ýçtüzüðe, Anayasaya aykýrý hiçbir uygulamanýn olmadýðýný ifade etmek istiyorum. Ýçtüzük 7 nci maddede tek bir kriter var, yani, çaðrýnýn düþmesiyle ilgili olarak; “Yeterli çoðunluk saðlanamazsa çaðrý düþer” deniliyor. Baþka bir kriter yok. O halde, geçen haftadan bu haftaya dönük tüm uygulamalarda, Ýçtüzüðe aykýrý, Anayasaya aykýrý, yasalara aykýrý hiçbir uygulamasý söz konusu deðil Baþkanlýðýn.
Ayrýca, olaðanüstü çaðrýya aykýrý bir durum olmadýðýný aslýnda muhalefet de kabul ediyor. Bakýnýz, biraz sonra Danýþma Kurulu önerileri görüþülecek. Cumhuriyet Halk Partisinin de bir Danýþma Kurulu önerisi var.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yok, hayýr!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Bu ne demektir; yani, Meclis çalýþmalarý ve Baþkanlýðýn uygulamalarý son derece yerindedir, biz de buna katký saðlýyoruz ve bu sürecin nasýl iþlemesiyle ilgili teklifimizi de Genel Kurula sunuyoruz diyorlar. Bu anlamda da bir sýkýntýnýn olmadýðý ortadadýr.
Ayrýca, Genel Kurul, komisyon tartýþmalarý yapýldý burada. Genel Kurul çalýþmalarý bir bütündür. Burada komisyonu, Genel Kurulu ayrý ayrý deðerlendirmek doðru deðildir. Genel Kurul açýlmýþsa, komisyon da faaliyetlerini sürdürecektir. Burada garip bir durum, yanlýþ bir uygulama varmýþ gibi bir izlenim ortaya konulmaya çalýþýldý; doðru deðildir.
Fakat, bir yanlýþ yapýldý. Pazarlamacý ve pazarlama uzmanlarý, Türkiye'de, bu dönemde son derece büyük görev görüyorlar biliyorsunuz; dünyanýn dört bir yanýnda, Asyasýndan Afrikasýna, Amerikasýna varýncaya kadar, Türkiye'deki Türk ürünlerimizi pazarlama konusunda gerçekten ciddî bir çaba içerisindeler. Üniversitelerimizde ciddî bir bölüm olarak, iþletme bölümünde ciddî bir uzmanlýk dalý olarak, önemli sayýda pazarlamacý uzmanlarýmýzýn, pazarlama uzmanlarýmýzýn olduðunu ve Türkiye'nin ihracatýnýn artmasýnda ciddî katký saðladýðýný unutmamamýz gerekiyor.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Fýndýðý pazarla fýndýðý!
FARUK ÇELÝK (Devamla) – Siyaset pazarlamacýsý ayrý bir olaydýr. Kastedilen budur; yoksa, Sayýn Anadol, belki sehven, direkt olarak konuya girdiði için kamuoyu yanlýþ anlamýþtýr ifadesiyle bunu düzeltme açýsýndan söylüyorum.
Bir diðer konu ise, Sayýn Baþbakanýmýzla ilgili ifadeler… Yani, hazmedemiyorsunuz, bunu biliyoruz artýk biz. Bunu da bir tartýþma konusu yapmak istemiyoruz. Yani, kýskanmayýn diyoruz. Lider kolay yetiþmiyor Türkiye’de, lider kolay yetiþmiyor. Siz de, bakýnýz, çok çalýþýn, çok araþtýrýn, hatta güzel günlerdeyiz bakýn, ramazan günleri dua edin…
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya)- Kara mizah bu, kara mizah!
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Siz de böyle bir lidere sahip olursunuz, belki siz de bir çýkýþ saðlarsýnýz diyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya)- Kara mizah bu! Gülüyor halk bunlara! Halk, bu laflara göbeðiyle gülüyor.
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Bir son cümle olarak da þunu ifade etmek istiyorum:
Terörü ve Avrupa Birliði sürecini, ne olur, iç politika malzemesi haline getirmeyelim. Avrupa Birliði süreciyle ilgili, birlikte çok güzel þeyler yaptýk, daha yapmamýz gereken çok þey var. Türkiye’nin bu hedefidir, Türkiye’nin bu idealidir.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye)- Avrupa Birliði adý altýnda istediðinizi yapýyorsunuz!
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Ýkide bir burada, kalkýp, Avrupa Birliði süreciyle ilgili olumsuz tablolar çizmek, milletimizin moralini bozacak noktalara taþýmak doðru deðil.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Doðruyu söylüyoruz. Doðruyu söylüyoruz, doðruyu!..
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Avrupa Birliði süreciyle ilgili olup bitenler bütün açýklýðýyla cereyan ediyor. Bu konuda millet olarak bu süreçteki sýkýntýlarý biliyoruz. Bu sýkýntýlara göðüs gerecek bir duruþu, millî onurumuzu, millî duruþumuzu da muhafaza ederek; ama, Avrupa Birliði sürecinden de kopmayarak bir yürüyüþü sergiliyoruz, hep beraber bir katký saðlýyoruz burada. Bunu bir iç politika malzemesi olmaktan çýkaralým.
Terör konusu da böyledir. Terör, Türkiye’de analarýn baðrýný yakýyor, milletin baðrýný yakýyor. Bu konuyla ilgili yasal düzenlemeyi…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Koordinatöre havale ettiniz! Niye toplamýyorsunuz Meclisi?
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Yasal düzenlemeyi burada gerçekleþtirdik.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Meclisi toplayýn, onun için toplayýn…
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Terörle Mücadele Yasasýný burada birlikte çýkardýk. Yapýlmasý gerekenler varsa, bunlarý da birlikte konuþmamýz gerekiyor, birlikte yapmamýz gerekiyor.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Niye toplamýyorsunuz Meclisi?
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Ama, þehit üzerinden, terör üzerinden, lütfen, siyaset yapmayalým.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Býrak, býrak!..
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Ne size ne bize ne kimseye bu yakýþmýyor.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir)- Koordinatöre havale ettiniz zaten.
FARUK ÇELÝK (Devamla)- Çünkü, bunlar, milletimizin baðrýný yakan olaylar diye ifade ediyorum.
Baþkanlýðýn uygulamasýnýn doðru olduðunu bir kez daha ifade ediyor, Yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN- Teþekkür ederim.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, biraz önce kürsüden inen AK Parti Grup Baþkanvekili Sayýn Faruk Çelik’in, konuþmasý sýrasýnda, kendisinin sanki tekrar bir partiye döneceðinden bahisle, Ümmet Kandoðan bir dilekçe vermiþtir. Dilekçesinde, kendisinin böyle bir talebinin olmadýðýný açýk seçik beyan etmiþtir.
Bilgilerinize arz ederim.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Müsaade edin de ben açýklayayým onu Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Konu üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkaný Sayýn Bülent Arýnç’ýn Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna yazmýþ olduðu cevabî yazýda hukukî gerekçeler ýþýðýnda Meclisin olaðanüstü toplantý çaðrýsý devam etmektedir. Baþkanlýk Divaný olarak da, Meclis Baþkanýmýzýn bu tutumunun da doðru olduðu kanaatindeyim ve çalýþmalarýmýza devam ediyoruz.
Arz ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun, Ýçtüzüðün 19 uncu maddesine göre verilmiþ bir önerisi vardýr; okutup, oylarýnýza sunacaðým.
VI.- ÖNERÝLER
A) SÝYASÎ PARTÝ GRUBU ÖNERÝLERÝ
1.- Genel Kurulun çalýþma saatlerinin yeniden düzenlenmesine iliþkin CHP Grubu önerisi
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Danýþma Kurulunun, 26.9.2006 Salý günü (bugün) yaptýðý toplantýsýnda, siyasî parti gruplarý arasýnda oybirliði saðlanamadýðýndan, Grubumuzun aþaðýdaki önerisinin Ýçtüzüðün 19 unu maddesi gereðince Genel Kurulun onayýna sunulmasýný saygýlarýmla arz ederim.
Kemal Anadol
Ýzmir
Grup Baþkanvekili
Öneri: Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun, 26.9.2006 Salý, 27.9.2006 Çarþamba, 28.9.2006 Perþembe günleri 15.00-20.00 saatleri arasýnda çalýþmasý önerilmiþtir.
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, Cumhuriyet Halk Partisi Grup önerisinin lehinde ve aleyhinde 3’er adet talep gelmiþtir. Taleplerde bulunan milletvekili arkadaþlarýmýzdan taleplerinden vazgeçenler yoksa, her 3 konuþmacýyla, talep eden konuþmacýyla ilgili olarak kura çekeceðim.
Talebinden vazgeçen var mý? Yok.
Aleyhte, Mehmet Eraslan, Ünal Kacýr ve Alaettin Güven; bu 3 arkadaþýmýz arasýnda kura çekimi gerçekleþtireceðim.
Önerinin lehinde, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinin lehinde, Sayýn Haluk Koç, Sayýn Ömer Abuþoðlu ve Sayýn Ümmet Kandoðan’ýn söz talepleri vardýr. Bu arkadaþlarýmýzdan da, feragat eden arkadaþýmýz varsa 2’sine söz vereceðim; yoksa kura çekeceðim.
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, niye kura çekiyorsunuz? Kendi grup önerimizin lehinde biz konuþalým müsaade ederseniz. Böyle bir saçmalýk olur mu?! Var mý böyle bir usul?!
BAÞKAN – Sayýn Koç, lütfen…
HALUK KOÇ (Samsun) – Efendim, kendi grup önerimiz.
BAÞKAN – En çok 2 kiþiye lehte ve aleyhte söz verilir talebi vardýr. Beraber gelmiþse benim yapacaðým bir þey yok. O zaman, diðer arkadaþlarýmýz feragat edeceklerdir.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi üzerinde baþka parti nasýl konuþur?!
BAÞKAN – Sayýn Anadol, nezaket planýnda haklýsýnýz; ben bir þey demiyorum; ama “milletvekillerine söz verilir” hükmü açýktýr. Getirip, arkadaþlarýmýz buraya býrakmýþlar. Benim yapabileceðim husus nedir? Yoksa, katýlýyorum fikrinize; doðrudur.
YILMAZ KAYA (Ýzmir) – Grubun konuþma hakký bakidir Sayýn Baþkan. Baþka partinin temsilcisi mi konuþur grup önerisi üzerinde?!
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, aleyhte olan 3 arkadaþýmýzla ilgili olarak kura çekiyorum; kurada çýkacak olan ilk arkadaþýmýz konuþmayacaktýr: Sayýn Ünal Kacýr.
Sayýn Eraslan ve Sayýn Alaettin Güven, 2 konuþmacý, Kütahya Milletvekilimiz ve Hatay Milletvekilimiz…
Lehte olan arkadaþlarýmýzdan, vazgeçen arkadaþýmýz var mý efendim?
Sayýn Ömer Abuþoðlu… Dýþarýda kaldýn. Sayýn Ümmet Kandoðan ve Sayýn Haluk Koç konuþacaklar. Eðer Sayýn Kandoðan hakkýndan vazgeçerse, ANAP Grup Baþkanvekili Sayýn Ömer Abuþoðlu konuþabilir…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Onu nereden çýkardýn Sayýn Baþkan?!
BAÞKAN – …veya Sayýn Haluk Koç; fark etmez…
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Aðzýma bant yapýþtýrýn bir de Sayýn Baþkan!
BAÞKAN – Aleyhte, Hatay Milletvekili Sayýn Mehmet Eraslan; buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) – Sayýn Baþkan, çok deðerli milletvekilleri; öncelikle, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Geçen haftadan bugüne kadar yapmýþ olduðumuz yasama faaliyetleri, kanun tasarýsýyla ilgili yasama faaliyetlerinin, ülkemiz adýna, milletimiz adýna hayýrlar getirmesini öncelikle temenni ediyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisinin aleyhinde, þahsým adýna söz aldým. Bundan sonra, Adalet ve Kalkýnma Partisinin de bir grup önerisi olacak. O grup önerisiyle ilgili çekincelerimizi, aleyhte, yine söz almak suretiyle, ifade etmenin gayreti içerisinde olacaðým.
Deðerli arkadaþlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi, daha önce, yine Lübnan’a Türk askerinin gönderilmesiyle ilgili olaðanüstü toplanmýþtý ve Dördüncü Yasama Yýlý bitip Beþinci Yasama Yýlýna girerken, yine Türkiye Büyük Millet Meclisi, Avrupa Birliði uyum yasalarý çerçevesinde çalýþmalar yapmak üzere ikinci defa olaðanüstü toplanmýþtýr ve geçen hafta itibariyle baþlayan Genel Kurul çalýþmalarý bu haftaya kadar devam etmiþtir; fakat, olaðanüstü toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Danýþma Kuruluyla cuma günü çalýþmasý öngörüldüðü halde çalýþmamasý hiç þýk olmamýþtýr. Þu sebeple veya bu sebeple kanunun hazýrlanmayýþý, kanun maddeleriyle ilgili önergelerin anlaþýlmayýþý ve sair sebeplerden dolayý cuma günü komisyon yerinde olmamýþtýr, Hükümet yerinde olmamýþtýr ve çalýþmalar, olaðanüstü toplanmýþ olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalýþmalarý, geçen hafta cuma gününden bu hafta salý gününe ertelenmiþtir.
Deðerli arkadaþlar, evet, bu grup önerisinde, salý, çarþamba ve perþembe günleri Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun saat 15.00 ile 20.00 arasýnda çalýþmasý önerilmiþtir. Bu çalýþma saati, az bir saattir. Dolayýsýyla, eðer Türkiye Büyük Millet Meclisi olaðanüstü toplanmýþ ise ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin çýkarmasý gereken acil kanunlar var ise ve bunlar eðer bir tarihe kadar bitirilmesi gerekli ise, 15.00 ile 20.00 arasýndaki 5 saatlik bir çalýþma sürecinin, bir çalýþma zamanýnýn kâfi olmadýðýný, yeterli olmadýðýný, daha çok gün ve daha fazla saat aralýðýyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin çalýþmasý gerektiðini vurgulamak istiyorum.
Diðer taraftan, bu çalýþmalar yapýlýrken kanunlar önemli; Avrupa Birliði uyum yasalarý, Avrupa Birliði uyum yasalarý çerçevesinde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmesi gereken, yasalaþmasý gereken kanunlar. Bu kanunlar önemli mi; önemli; üzerinde tartýþýlmasý gereken kanunlar; ama, genel manada bizim de destek verdiðimiz, genel manada desteklediðimiz, ama içinde de bazý maddelerinin eleþtirilmesi gerektiðine inandýðýmýz kanunlar görüþülürken, bu kanunlar görüþülürken, temel kanun olarak görüþülmesini anlamak mümkün deðil. Niye, bunlarý, biz, temel kanun olarak görüþüyoruz ya?! Yani, muhalefet konuþmasýn, milletvekili konuþmasýn…
Evet, bakýn, þu hakký teslim ediyorum; çalýþalým, haftanýn üç günü deðil, dört günü çalýþalým, beþ günü çalýþalým; 5 saat deðil, 10 saat çalýþalým, 15 saat çalýþalým, gece gündüz çalýþalým, sabahlara kadar çalýþalým; ama, çalýþýrken, kanunla ilgili -Ýçtüzük 91 inci madde deðiþikliðe uðradý ama- bunu uygulamak veya uygulamamak yine Ýktidar Grubunun elinde aslýnda.
Temel kanun olarak getirdiðiniz zaman, bu kanun tasarýlarýný temel kanun olarak müzakereye açtýðýnýz zaman, maalesef, her maddesiyle ilgili düþüncelerimizi ayrýntýlý bir þekilde ifade etmemiz mümkün olmuyor. Temel kanun iki bölüm halinde geliyor veya üç bölüm halinde. Ýþte, 30 maddesi, 20 maddesi bir bölüm. Dolayýsýyla, bir bölümde 5 dakikalýk bir konuþma süresiyle, 15 maddeyi, 20 maddeyi izah etmeniz mümkün deðil ve iþin garip tarafý, temel kanun olarak görüþülmeye açýlan kanun tasarýsýyla ilgili bütün konuþmalar doldurulmuþ, önergeler doldurulmuþ; önerge veremiyorsunuz.
Milletvekilleri niye var, bu milletvekilleri niye var, niçin var?! Bunlarýn konuþmalarýnýn önüne geçerseniz, konuþmamalarý için her türlü gayreti sarf ederseniz, önergeleri doldurursanýz, milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisine katký saðlayamazsa, peki, bu saðlýklý kanun görüþmeleri nasýl olacak?! Demokrasi nedir, ne demektir demokrasi?!
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Temel kanun(!)
MEHMET ERASLAN (Devamla) – Demokrasi, müzakere demektir, tahammül demektir, fikirlerin, düþüncelerin paylaþýldýðý zemin demektir. Demokrasi iþte budur; ama, demokrasiyi ve ifade özelliðini eðer birileri hazmedemiyorsa, o zaman, baþýný iki elinin arasýna alýp düþünmelidir diye düþünüyorum. Burada muhalefet konuþacak tabiî ki, diðer milletvekilleri de konuþacak, kanunla ilgili düþüncelerini, duygularýný, fikirlerini, katkýlarýný saðlayacak, söyleyecek. Bundan daha doðal bir þey yok. Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi bu ve her bir Türkiye Büyük Millet Meclisi azasýnýn görevi de yasama faaliyetine katký saðlamaktýr. Bizim bundan baþka bir niyetimiz yok; ama, maalesef, bir grup önerisi geldi, þimdi, grup önerisiyle ilgili konuþma imkânýmýz oldu da, kura çekildi de, bize çýktý da, aman, allahaþkýna böyle yapmayýn, býrakýn milletvekillerinin konuþmalarýnýn önüne geçmeyin, birlik ve beraberlik içerisinde, güzellik içerisinde bütün milletvekilleri kanunla ilgili görüþlerini beyan ederek bir kanun hazýrlýðý, kanun çalýþmasý, yasama faaliyeti bu þekilde yapýlsýn önerisini, ancak, bu þekilde verebiliyoruz.
Þimdi, bundan sonra gelecek olan kanunlar da, baktým ben hepsine, gündeme baktým, gerek Kamu Denetçiliði Kanunu gerek Tohumculuk Kanunu Tasarýsý, bunlarýn ikisi gerçekten çok önemli kanunlar ve Kamu Denetçiliði Kanunu özellikle çok önemli, Tohumculuk Kanunu Tasarýsý da çok önemli; ama, ikisi de temel kanun olarak gelmiþ. Temel kanun olarak geldiði zaman, iki bölüm halinde görüþüyorsunuz, isterse 80 madde olsun, konuþma hakkýnýz 5 dakika, 10 dakika, yani…
Temel kanun deyince ben þunu anlýyorum: Temel kanun, görüþülmeden geçen kanundur, üzerinde müzakere edilmeden, doðru dürüst -daha doðrusu- müzakere edilmeden ve hakký verilerek görüþülmeden geçen kanundur ve Türkiye Büyük Millet Meclisinden saðlýklý geçen kanun deðildir. Milletvekilinin katký saðlamadýðý, fikirlerini, düþüncelerini, önerilerini, telkin ve tavsiyelerini ifade edemediði kanundur temel kanun. Haydi bir an önce çýkaralým, çýkaralým þu kanunlar bitsin þeklinde… Ya, kabalama aldýk bu iþi biz ya!.. Haftada altý gün çalýþalým, yedi gün çalýþalým. Eðer, Türkiye Büyük Millet Meclisinin olaðanüstü toplanmasý gerekiyor iseydi, bir ay önceden Meclisi açsaydýk ve bir aydan beri Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu kanunlarý görüþseydik. Ama, kabala, hemen, bir an önce bitirelim, hýzlý geçsin, aman kimse konuþmasýn, kimse bir þey söylemesin, kimse söz almasýn, kimsenin söz talebi olmasýn da bu kanunlar alelacele geçsin… Peki, diðer kanunu niye o zaman biz geri çektik; bakýn, demek ki insanoðlu þaþar, insanoðlu yanýlabilir, önergesinde de yanýlabilir, kanununda da yanýlabilir. Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý geri çekilmiþtir; cuma günü görüþmeler durdurulmuþ, cuma günü görüþmeler iptal edilmiþ ve üzerinde bir daha çalýþýlmasý gerektiðine inanýldýðý için bir daha tetkik edilmektedir.
Demek ki, milletvekillerinin katkýlarýndan korkmamak gerekiyor. Demek ki, milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi çalýþmalarýna yapacaklarý özverili çalýþmalarý desteklemek gerekiyor; Ýktidar Grubu da bu desteði vermelidir muhalefete, muhalefet de Ýktidara desteðini vermek suretiyle …
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Eraslan, konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) – …ülkemize ve milletimize hayýrlar getirecek olan bu yasama faaliyetini bu þekilde hep beraber birlik ve beraberlik içerisinde, iyi niyetle, ama birbirimizi anlayarak, ama birbirimizi dinleyerek, birbirimizin duygularýna tercüman olarak ve birbirimizi özümseyerek, ülkemiz, milletimiz adýna, Türkiye adýna bu kanun tasarýlarýný iyi niyetle ve iyi niyet göstergeleriyle yapmak durumundayýz; bundan baþka çaremiz yok.
Eleþtirilere lütfen açýk olalým. Sayýn Çelik, lütfen, milletvekillerinin konuþmalarýna engel koymayalým, önergeleri ve konuþma haklarýný doldurmayalým. Býrakýn muhalefet konuþsun, býrakýn milletvekilleri konuþsun. Türkiye adýna ve Türk Milleti adýna en doðru karar, müzakere edilerek, konuþularak, tartýþýlarak, karþýlýklý istiþare edilerek çýkacaktýr diyorum ve bu kanun çalýþmalarýnýn ülkemiz, milletimiz adýna hayýrlar getirmesini temenni ederek, hepinizi sevgiyle, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Önerinin lehinde, Samsun Milletvekili ve Cumhuriyet Halk Partisi Grup Baþkanvekili Sayýn Haluk Koç.
Sayýn Koç, buyurun. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Saat 16.15; þimdiden, gece 24.00’e kadar çalýþamayacak bir Parlamento manzarasý sergileniyor zaten. Gerek belki günün bu aþamasýna kadar olan yorgunluðun üzerinize sinmesinden gerek önümüzdeki günlerdeki belirsizlikten gerek gelen, getirilen yasa tasarýlarýnýn burada önergelerle çok anlamý dýþýnda birtakým deðiþikliklere uðratýlmasýndan duyduðunuz rahatsýzlýktan pek bu önümüzdeki dörtbeþ günü taþýyamayacak gibi görünüyorsunuz. Bu, buradan gözüken manzara. Bunu paylaþmak istedim.
Deðerli arkadaþlarým, öncelikle Sayýn Grup Baþkanvekilinin bir ifadesine açýklýk getirmek istiyorum. O da þu: Cumhuriyet Halk Partisi, cuma günü Türkiye Büyük Millet Meclisinin fiilen toplanamamasý üzerine olaðanüstü çaðrýnýn düþtüðü anlamýnda bir yorum yapmýþ, bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna iletmiþ, Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðý da bir karþý yazýyla, saat 19.00’da, cuma günü, görüþünü ifade etmiþti. O yazý üzerine biz bugünkü Danýþma Kuruluna bir grup önerisi götürdük. Yani, Sayýn Meclis Baþkanlýðýnýn yazýsýna saygýdan ötürü o yazýyý götürdük. Yoksa, görüþlerimizin ýskata çýkmasýndan, boþa çýkmasýndan bahisle bir davranýþ içinde olmadýk. Kendisine bunu ifade etmek istiyorum; ama, herhalde geceki programla meþguller.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn geçen hafta ne yaþandý; lütfen, geçen hafta yaþananlarý birer birer bir düþünelim. Geçen hafta yine böyle salý günü grup önerileriyle gelindi. Burada olaðanüstü toplantý gündemi taslaðý -Grubunuzun hazýrladýðý- burada ve salý günü, Ýskân Kanunu, bizlerin de katkýsýyla geçti. Çarþamba günü… Çarþamba günü bir þeyler yaþadý bu Meclis.
Deðerli arkadaþlarým, ben, bunu anýmsatmak istiyorum size. Lütfen, bunu hafife almayýn ve önümüzde, þu anda komisyonda görüþülmekte olan Vakýflar Yasasýyla ilgili, lütfen, þimdiden, madde madde bilgi sahibi olmaya baþlayýn. Ben, size aslî görevinizi hatýrlatmak istiyorum, parti görevinizi deðil, milletvekili olarak yasama görevinizi anýmsatmak istiyorum. Neler getirilmek isteniyor, ne oluyor, son dakikada önergeyle neler nelere taþýtýlmak isteniyor, nelere ne anlam yüklenmek isteniyor ve karþýmýza sonuçta çýkan yasa, eðer kabul edilirse, bizi -bizi derken, AKP’yi, CHP’yi, ANAP’ý, þunu, bunu söylemiyorum- Türkiye’yi nereye götürmek istiyor; Türkiye üzerinden neler taþýnmak istiyor, hangi deðerler ne þekilde azaltýlmak isteniyor, içi boþaltýlmak isteniyor; Türkiye, toplumuyla duyarsýzlaþtýrýlmak isteniyor; bunlarý, lütfen, iþin baþýndan tartýþmaya baþlayalým.
Deðerli arkadaþlarým, bakýn, çarþamba günü, bu önergeye karþý çýktýk. Ben, teþekkür ediyorum; onlar kendilerini biliyorlar, bakarak da söylüyorum, birçok duyarlý arkadaþýmýn olduðunu ben AKP Grubu içinde gördüm. Biz, iyi niyetle bir uyarý yaptýk; bu önerge yanlýþtýr dedik; bu önerge yanlýþtýr dedik… Sadece, basýnýn bazý köþelerinde, konunun gündemini bilmeden, tartýþýlan yasa tasarýsýný bilmeden, ne getiriyor, ne götürüyor bilmeden, komisyondaki Vakýflar Yasa Tasarýsýný bilmeden, sadece köþe yazarý olmanýn sorumluluðunu yerine getirmeyi düþünen bazý kalemlerin yazdýklarýnýn muhataplarýnýn bu Mecliste olmadýðýný söylüyorum.
Deðerli arkadaþlarým, biz, ne ýrkçýyýz ne gözü kapalý, gerçeklere kapalý, vicdaný kapalý insanlarýz; biz, görevimizi yapýyoruz, herkesin de yapmasýný istiyoruz ve açýkça söylüyoruz; açýkça söylüyoruz: Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý olmayan, ayný etnik köken ve dinsel kökenden gelenlerin de, azýnlýk okullarýnda, Türkiye’de eðitime kabul edilmelerinin yanlýþ olduðunu, o gece baðýra baðýra söyledik ve duyarlý olan arkadaþlarým da, konudan habersiz olan, buradaki yasama görevini “Grubum getirmiþ, Hükümetim önermiþ, ben el kaldýrarak bana tanýnan kýsýmda görevimi yaparým” diyen arkadaþlara da, o duyarlý olan arkadaþlarýmýn anlatmasýyla, yansýtmasýyla, geri çekmek zorunda kaldýnýz deðerli arkadaþlarým ve bu, bize tanýnan çok dar konuþma süresi içinde oldu. Hülle yaparak 5 inci maddeyle ilgili, 1 inci maddede bir önerge þansý bularak bunlarý anlatabildik, söyleyebildik; kötü mü oldu?!
Bunlarýn bizi nereye götüreceðini düþündünüz mü deðerli arkadaþlarým, kabul edilseydi?! “Yok efendim, öyle deðil, iyi niyetle, þu þekilde olan bir grubun da bu þekilde bir isteðini bunun içine sýkýþtýrmýþ olduk.” Onun sýnýrlarýný siz çizemezsiniz deðerli arkadaþlarým. Bakýn, her zaman söylüyoruz; isteyen istediði þekilde deðerlendirsin, isteyen paranoyak desin, isteyen dinozor desin, isteyen statükocu desin, Türkiye coðrafyasý, orta ve uzun vadede, hâlâ daha emperyalist amaçlar için üzerinde hesap kitap yapýlan bir coðrafyadýr; bunu çok iyi bilmemiz gerekiyor. Her yasa tasarýsýnda, her cümlede, her virgülde, bu duyarlýlýðý, eðer bu pencereden bakarak sergilemezseniz, tarih önünde sorumlu olursunuz, sorumlu oluruz, 22 nci Dönem olarak sorumlu oluruz. Özel öðretim kurumlarýyla ilgili yasa tasarýsýnda, tekriri müzakerede bu hatayý eðer telafi edecekseniz, lütfen, þuna sýðýnmayýn; bu, Terörle Mücadele Yasasýnýn 6 ncý maddesinde de oldu; lütfen þuna sýðýnmayýn: “Efendim, bu, sizin dediðiniz gibi bir sonuca yol açmayacaktý; ama, sonuçta siyaset yapýyoruz, muhalefet olarak bunu aleyhimize kullanýrsýnýz diye biz bunu çekiyoruz.” Deðerli arkadaþlarým, aptesinizden þüpheniz mi var?! Aptesinizden þüpheniz var mý?! 354 kiþi de çoðunluðunuz var. Eðer doðru olduðuna inanýyorsanýz, getirdiðiniz önergeyle deðiþtirdiðiniz yasanýn o haliyle bizim söylediklerimizin dýþýnda bir sonuç getireceðine inanýyorsanýz, o zaman bu telkinlerle, bu uyarýlarla, bu tepkilerle neden tekriri müzakere yapýyorsunuz, neden çekiyorsunuz?! Deðerli arkadaþlar, samimî olalým. Siyaset var, iþin bir ucunda var siyaset tabiî. Siyaset herkesin gözünün önünde oluyor. Hepimiz sahnedeyiz, siyaset sahnesindeyiz. Herkesin tutumu, üslubu, davranýþý, takýndýðý tavýr, çeþitli konularda izlediði politika, bunlar herkesin sicilinde, herkesin hanesinde, kurumu olarak da, kiþi olarak da yazýlýyor ve bunlar tarihe aktarýlýyor, tarihe kayýt olarak düþüyor; o ayrý. Ama, sonuçta hep beraber hata yapmamak zorundayýz. Biz burada birtakým kanallarla -açýk söylüyorum, isteyen istediði yere çekebilir- birtakým telkinlerle, sizlerden çok daha kolay ulaþýlabilecek bir hükümet kanadýyla, bir kanalla bu talepler eðer burada, yasamada bir kesin yasa þekline dönüþürse, bunun sorumluluðunu sizin yanýnýzda biz de taþýyoruz. Onun için, temel yasa kapsamýnda getirilecek olan uygulamalara karþý bizler, komisyonda olsun Genel Kurulda olsun, yakalayabildiðimiz ölçüde, söz alabildiðimiz ölçüde mutlaka uyarýlarýmýzý yapacaðýz, deðerlendirmelerimizi yapacaðýz.
Bir yanlýþ anlaþmaya da sebebiyet vermemek için sözlerimi bu açýklamayla bitirmek istiyorum. Deðerli arkadaþlarým, bu tartýþma kapsamýnda dün bazý azýnlýk gruplarý bir bildiri yayýmladýlar. Dün gece bir haber kanalýnda bu grubun önde gelenlerinin ileri sürdükleri savlara karþý Cumhuriyet Halk Partisinin görüþlerini ben özetledim. Bir kere daha huzurunuzda ifade ediyorum: Bu ülkede yaþayan, bu ülkede üreten, bu ülkede benimle beraber anayasal yurttaþlýk kapsamý içerisinde burayý soluyan herkes bizim kardeþimizdir; Müslüman-gayrimüslim. Bundan hiç þüpheniz olmasýn. Herkes bizim eþit kardeþimizdir. Bu ülkeyi sevmek, bu ülkenin deðerlerini beraber taþýmak þartýyla tabiî; o nu da ekliyorum.
Deðerli arkadaþlarým, getirilen ve talep edilen “mütekabiliyet” tartýþmalarý, bu grubu hedef alan, bu grubu Türkiye’nin elinde sanki vatandaþken bir siyasî rehineymiþ gibi kullanan bir amaca dönük deðildir. Bu çok açýktýr.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Koç, buyurun efendim.
HALUK KOÇ (Devamla) – Bu son derece önemlidir. Böyle bir töhmeti kabul etmek mümkün deðildir. Bunlarý yapanlarý, en azýndan, bir baþka siyasî hesapla bunlarý dile getirmekle ben itham ediyorum.
Deðerli arkadaþlarým, bizim söylediðimiz açýk ve nettir. Lozan’ýn 45’ini, Sevr’in 151’ini lütfen okuyun.. Lütfen okuyun… Eðer, Vakýflar Yasa Tasarýsýnda, altýný çizdiðimiz sýkýntýlar giderilmezse, Sevr’in bir benzeri “mütekabiliyet”, yani “karþýlýklýlýk” aramadan Türkiye’nin kendisinden talep edilenleri, o zamanýn galip savaþ devletleri, bu zamanýn AB ülkeleri, o talepleri Türkiye’den tek taraflý olarak isteyebilecekler. Bizim dediðimiz bu.
Peki, Avrupa Birliðinin bir üyesi var, komþumuz. Evet, iyi dostluk iliþkileri içerisindeyiz; ama, sorunlarýmýz da var; bunu ifade ettik. Mütekabiliyet, Lozan’ýn 45’i, hiçbir zaman, Batý Trakya’da yaþayan Türk ve Müslüman azýnlýðýn orada ne yaþadýðýný, ne sýkýntýlar çektiðini, nelerle karþý karþýya kaldýðýný bize unutturamaz.
Ben, dün azýnlýk olarak bildiri yayýmlayan deðerli kardeþlerime þunu seslenmek istiyorum: Her biri toplumda önemli yerdeler; gazeteciler, toplum önderi olma görevindeler, sosyologlar, toplumbilimciler, eðitimciler, öðretim görevlileri var aralarýnda. Ben onlardan þunu istiyorum: Birer kardeþiz, Türkiye Cumhuriyetinin eþit yurttaþýyýz. Peki, þimdiye kadar, kendi sorunlarý dýþýnda, Batý Trakya’da yaþayan Türk ve Müslüman azýnlýðýnýn da sorunlarý olduðu konusunda, o kalemlerden, herhangi bir yazý, herhangi bir deðerlendirme, herhangi bir tepki gördünüz mü deðerli arkadaþlar? (CHP sýralarýndan alkýþlar) Eðer, bir azýnlýk hakkýný savunma konusunda samimiyetle ortaya çýkýyorsanýz, o zaman bu garipler… Gazete köþelerinde, duvara dizip kurþuna diziyorsunuz bizleri; dizin; en doðal hakkýnýz; ama, bu garipler ne diyorlar, kimin adýna kimin hakkýný savunuyorlar?!
Deðerli arkadaþlarým, bu ülke hepimizin. Onun için, lütfen, muhalefetin söylediklerini kulakardý etmeyin ve Sayýn Grup Baþkanvekilinden de, burada “kervan mervan” o tür ifadelerle deðil de, doðru dürüst politikalarý doðru dürüst ifade etme þansýný bir defaki sefere kullanmasý dileðiyle, hepinize saygýlarýmý sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Önerinin aleyhinde, Kütahya Milletvekili Alaettin Güven; buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ALAETTÝN GÜVEN (Kütahya) – Sayýn Baþkaným, deðerli milletvekili arkadaþlarým; Anamuhalefet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz almýþ bulunuyorum; hepinizi saygýyla selamlýyorum. Bu vesileyle de, bu içinde bulunduðumuz kutlu ramazan ayýnýn, Ýslam âlemine, ülkemize ve tüm insanlara hayýrlara vesile olmasýný temenni ediyorum.
CHP Grup Baþkanvekili arkadaþýmýz “bu ülke bizim” dedi. Bu ülke bizimse çok çalýþmamýz gerekiyor. Az uyuyup, az yiyip, az gezip, fakat çok çalýþmamýz gerekiyor; ben bunu böyle anladým.
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Yan gelip yatmamak gerekiyor!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - Onun için, biliyorsunuz, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yýl içindeki normal çalýþma takvimi ekim ayýnda baþlar, haziran sonu tamamlanýr. Biz üç ay tatil yapacakken, olaðanüstü bir toplantýya çaðrýldýk. Neden; gerekli olduðu için, elzem olduðu için, ehem, mühim iþler görüþeceðimiz için.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Köylere gidemediðiniz için!..
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Köylere de gittik, gezdik, çok iyiler, selamlarý var.
BAYRAM ALÝ MERAL (Ankara) – Köylere gidemediðiniz için!..
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – AB süreci içinde gerekli olan yasalarýn çýkmasý gerekiyordu. Onun için, bakýnýz, biz Anayasamýzýn 93, Ýçtüzüðün 7 nci maddesine göre olaðanüstü toplantýya çaðrýldýk ve geldik. Olaðan bir toplantý deðil -dikkatinizi çekerim- olaðanüstü bir toplantý. Bu olaðanüstü çaðrýlma, altýnda da halk diliyle “çalýþmamýz gerekir, çalýþmamýz gerekir; vakit nakittir, onu deðerlendirmemiz gerekir” anlamý yatar, bunun için buradayýz.
ALÝ ARSLAN (Muðla) – Cuma günü niye çalýþmadýnýz?
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – “Komisyon?.. Yok. Hükümet?.. Yok.”
ATÝLA EMEK (Antalya) – Cuma günü niye çalýþmadýnýz?
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Ne yaptýk; geldik, Ýskân Yasasýný çýkardýk, Meslek Edindirme Yasasýný çýkardýk.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – “Komisyon?.. Yok. Hükümet?.. Yok.”
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Bu hafta da nasip olursa, yine -geçen hafta üzerinde çalýþtýðýmýz devam edecek- Özel Öðretim Kurumlarý Yasasýna devam edeceðiz, Avrupa Soysal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Yasalar var ve arkasýndan Kamu Denetçiliði ve önümüzdeki, bu hafta yine, 45 madde, 43’ü ve 2 geçici maddeyle 45 maddelik bir Tohumculuk Yasasýný görüþmek üzere burada toplanmýþ bulunuyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, saat 3’te buraya geldik; saat 4,5; 1,5 saattir, bugün, bizim, burada esas önemli, esas görevimiz olan yasa çýkarma görevimize henüz daha geçemedik. Yasa çýkarmaya önayak olan þartlarý tartýþýyoruz. Öyleyse, vakit önemli… (CHP sýralarýndan gürültüler)
HALÝL TÝRYAKÝ (Kýrýkkale) – Cuma günü bakanlar neredeydi, siz neredeydiniz?! Bakanlarýnýzý niye getirmediniz?!
ATÝLA EMEK (Antalya) – Cuma günü neredeydiniz Sayýn Vekil, niye kaçtýnýz?
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Dört günü niye boþ geçirdiniz?!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Bakýn, þimdi, deðerli arkadaþlarým, Ýçtüzüðün 54 üncü maddesinde çalýþma saatlerimiz belli. Nedir onlar: 15.00’te baþlar, 19.00’da biter. Ben bu arada, sizleri tebrik ediyorum, kutluyorum…
ATÝLA EMEK (Antalya) – Cuma günü 14.00’te baþladýk…
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Dört gün niye yan gelip yattýnýz?!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Neden? Siz de, vaktin önemli olduðunu, çok çalýþmamýz gerektiðini tespit ederek… Ben, grup önerisini þöyle okuyorum bakýnýz…
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Cumadan sonra niye yan gelip yattýnýz?!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - Þöyle deseydiniz… “Olaðan bir durumdur, bu saatler içinde çalýþalým” dememiþsiniz, kutluyorum sizi. Ne demiþsiniz “15.00-19.00” yerine, “15.00-20.00” demiþsiniz; güzel. Þöyle okuyorum ben bunu: “15.00-20.00 saatleri arasýnda çalýþmasý önerilmiþtir.” Altýný kazýdýðým zaman þunu söylüyorum: 15.00-19.00 yetmez deðerli arkadaþlarým…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yan gelip yatmayalým!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - …Deðerli Meclis, daha fazla çalýþmamýz gerekir. Biz de þöyle diyoruz…
ATÝLA EMEK (Antalya) – Cuma günü neredeydiniz?!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - Sizi kutladýðým bu. Bu önemi anladýðýnýz için kutluyorum. Biz de diyoruz ki…
ATÝLA EMEK (Antalya) – Esasa gel.
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - ...çýkaracaðýmýz yasalar, tartýþacaðýmýz konular önemlidir; 15.00-20.00 arasý yetmez. Bak, 1,5 saat geçmiþ. Biz de diyoruz ki, 15.00-24.00 saatleri arasýnda çalýþalým.
RAMAZAN KERÝM ÖZKAN (Burdur) – Sabah 9.00’da baþlayalým. Geçen hafta söyledik…
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Cumadan beri niye yan gelip yattýnýz?!
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) – Siz, “biraz fazla çalýþalým,” biz, “biraz daha fazla çalýþalým” diyoruz. Ben, sizin bu önerinizi böyle okuyorum ve bu öneriniz de normal, rutin çalýþma saatleri dýþýnda bir çalýþma saati getiriyor. Bir yerde birleþiyoruz, çok çalýþmamýz gerekir. Ha, biz ne diyoruz… Siz, 15.00’ten 20.00’ye ne yapar, 5 saat eder, biz de diyoruz ki 9 saat çalýþalým, farkýmýz bu.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Göreceðiz… Göreceðiz, göreceðiz…
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Bu akþam Baþbakanýn iftar yemeðine gitmeyin o zaman,oturup çalýþalým…
ALAETTÝN GÜVEN (Devamla) - Bu çalýþma ile bu çalýþma saatlerinin hepimize hayýrlý uðurlu olmasý ve verimli olmasý dilekleriyle selamlarýmý arz ediyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
CANAN ARITMAN (Ýzmir) – Bu akþam iftar yemeðine gitmeyin, Baþbakanýn iftar yemeðine gitmeyin.
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum.
Grup önerisinin…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Karar yetersayýsý…
BAÞKAN …lehinde Gaziantep Milletvekili Sayýn Ömer Abuþoðlu ve Anavatan Grup Baþkanvekili.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Peki, sonra, ondan sonra…
ATÝLA EMEK (Antalya) – Unutmayalým.
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; hepinizi Anavatan Partisi Grubu adýna saygýyla selamlýyorum.
Meclisimiz, bildiðiniz gibi, geçen hafta birtakým kanun tasarýlarýný görüþmek üzere olaðanüstü toplandý ve bu olaðanüstü toplantý da bu hafta da devam ediyor çalýþmalarýný bitiremediði için; ama, ortada garip bir durum var, Meclisi olaðanüstü toplayan Ýktidar Partisi, daha önceden tespit edilen toplantý günleri, cuma günü tasarý görüþmek üzere Meclis toplanýyor; fakat, Meclisi, Genel Kurulu çalýþtýracak komisyon ortada yok. AK Parti bir kere bunun hesabýný vermelidir. Niçin Meclisi olaðanüstü toplantýya çaðýrdýnýz, niçin çalýþmayý sürdürecek gerekli zemini, gerekli ortamý hazýrlamýyorsunuz? Ortada nasýl bir sýkýntý yaþanýyor? O gün görüþülecek olan Tohumculuk Kanunu dolayýsýyla acaba toplumda ne gibi sýkýntý var? Sadece görüþülecek olan Tohumculuk Kanununda mý sýkýntý? Baþka diðer konularda da toplum o günlerde ne gibi sýkýntý yaþýyor?
Biliyorsunuz, çarþamba ve perþembe günleri özel öðretim kurumlarýyla ilgili bir tasarýyý görüþtük ve bu tasarýda da, oldukça tartýþmalý geçen ve biraz sonra üzerinde duracaðým bazý hususlardan dolayý Türkiye’nin gerçekten çok incindiði, Türkiye’nin gerçekten büyük bir tehlike atlattýðý bir önerge meselesi yaþandý. Tehlike atlattý diyorum, biraz sonra üzerinde duracaðým, niçin Türkiye bir tehlike atlattý. Bu tasarý görüþülürken, Ýktidarýn, gerek Komisyon olarak gerek Hükümet olarak gerek milletvekili olarak sergilediði tavýr, bir ibretlik seyir içerisinde muhalefet tarafýndan izlenmiþtir. Niçin?.. Ortada çok ciddî bir önerge var, Hükümetin, Komisyonun ve AK Parti Grubunun hararetle savunduðu bir önerge var ve muhalefet olarak biz de direniyoruz ki, bu önerge bu haliyle geçmemesi lazým. Bu haliyle geçerse, ortaya çýkacak sýkýntýlar, yarýn Türkiye’yi bekleyen tehlikeler nelerdir, bunlarý anlatmaya çalýþýyoruz; ama, Ýktidar Partisi ýsrarla direniyor da direniyor, bu önergeler geçecek… Fakat, Allah bu milletin yüzüne bakýyor, bir anda, AK Parti Ýktidarý yöneticileri, grup baþkanvekillerinde þafak atýyor, gerçekten, gelen bu önergede ciddî birtakým riskler var, ciddî tehlikeler var; ama, iþ iþten geçmiþ. Önerge bir kere oylanmýþ, kabul edilmiþ. Ne yapalým; öyleyse, yeniden bir tekriri müzakere isteyelim ve bu kabul edilen önergeyi reddedecek ve bu önergeyle meydana gelen tasarý içerisindeki deðiþikliði ortadan kaldýralým, ülke halasa yeniden kavuþsun.
Deðerli arkadaþlar, böyle bir idare tarzý, böyle bir Meclis çalýþma tarzý hiçbir devirde görülmemiþtir. Bir iktidarýn kendi bakaný, iktidarýn kendi tasarýsý üzerinde önergeyi veriyor ve ýsrarla bu önergenin geçmesi Ýktidar Partisi Grubu tarafýndan savunuluyor, ama hemen yarým saat sonra bu önergenin ortaya çýkardýðý tehlikeler seziliyor, muhalefetin demesine raðmen bu önerge geri çekilmiyor; ama uyarýlarýmýz etkisini gösteriyor ve bu yanlýþtan geri dönmek üzere biraz sonra bu özel öðretim kurumlarýyla ilgili kanun tasarýsýný, o maddeyi, ilgili maddeyi yeniden tekriri müzakere edip önergenin ortaya çýkardýðý mahzurlarý ortadan kaldýracaðýz.
Burada düþünülmesi gereken þudur: Bu önerge kim tarafýndan ve niçin hazýrlanmýþtýr? Duyduðumuz kadarýyla, biraz önce Sayýn Komisyon Baþkaný da açýkladý, bu önerge Dýþiþleri Bakanlýðý tarafýndan hazýrlanmýþ. Bizim de daha önce aldýðýmýz duyumlar Dýþiþleri Bakanlýðý tarafýndan hazýrlanmýþ, fakat Millî Eðitim Bakanlýðý karþý çýkýyor. Ortada siyaset yok. Bir tarafta Dýþiþleri Bakanlýðý bürokrasisinin hazýrladýðý önerge var, bir taraftan da bu önergeye karþý çýkan Millî Eðitim Bakanlýðý bürokratlarý var. Siyaset neresinde bu iþin? Siz ülkenin idaresini bürokrasiye mi býraktýnýz? Sizin siyasî sorumluluðunuz bu iþin neresinde? (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar) Sizin siyasî sorumluluðunuz muhalefetin ýsrarla ve inatla ortadaki yanlýþlýðý göstermesi, gözünüze gözünüze sokmasý sonucunda mý ortaya çýkýyor? Siyasî sorumluluk her þeyden önce, bürokrasiden önce de en ön sýrada gelmez mi?!
Yarýn, ülke idaresiyle ortaya çýkan herhangi bir yanlýþlýðýn hesabýný hem siz vereceksiniz hem de muhalefet milletvekilleri olarak, bu Mecliste niçin bunlarý yeteri kadar dile getirmediniz diye bizler vereceðiz; en azýndan, vicdanýmýzda bunun hesabýný vermek durumunda kalacaðýz. Ama, Ýktidar Partisi -bütün milletvekillerini kastetmiyorum, tenzih ediyorum- milletvekillerinden daha öncelikli olarak, gerek komisyonda görev alan milletvekilleri gerek komisyon baþkanlarý gerek grup baþkanvekilleri, Mecliste, Genel Kurulda görüþülen tasarýlarýn ve verilen önergelerin ne anlama geldiðini, öncelikle, milletvekillerinden daha önce bilmek, anlamak ve bunun gerisinde ne gibi birtakým tuzaklar var, bunlarý görmek zorundadýr; bu bir.
Ýkinci konu: Hükümetin, þimdiye kadar bu önergenin verilmesine önayak olan, bu önergeyi hazýrlayan bürokrasi veya bürokratlar hakkýnda, mutlak surette, soruþturma açmasýný beklerdim. Madem tehlikeli birtakým hükümler getiriyor; bu önergenin hazýrlanmasýnda acaba kasýt unsuru mu var, acaba kötü niyet mi var, acaba þer güçler tarafýndan bir yönlendirilme mi var? Bu, öyle, iyi niyetle verilmiþ bir önergedir deyip üzerinde durulmayacak, geçilecek bir konu deðil, çok ciddî bir konu, çok hassas bir konu. Lozan Antlaþmasýndan beri Türkiye’nin direnmekte olduðu ve Batý’nýn da, ýsrarla, her fýrsatta deðiþtirmeye uðraþtýðý noktalardan, hususlardan birisi. Acaba diyorum ben, bu önerge hazýrlanýrken, bu merciler tarafýndan birtakým yönlendirmeler mi yapýlmýþtýr? Durup dururken, Dýþiþleri bürokrasisi, bu önergeyi, kendilerine herhangi bir görev verilmemiþken, niçin hazýrlayýp, Meclisten, bunun, alelacele, temel kanun esprisi içerisinde geçirilmesine önayak oldular? Burada, Hükümete düþen görev, AK Partiye düþen, AK Parti milletvekillerine düþen görev, bu konunun arkasýný býrakmamalarýdýr. Hadi bu sefer býraktýk, birtakým insanlara cesaret vermiþ oluruz. Niçin?... Ýleriki dönemlerde de, buna benzer kritik konularda el çabukluðuyla birtakým önergeleri bu Meclisten geçirttirebilirler. Bunun örneðini, biz, geçtiðimiz dönemlerde Plan ve Bütçe Komisyonunda yaþadýk. Gecenin çok ilerleyen vaktinde, bürokrasi, kendi üzerindeki birtakým sorumluluklarý ortadan kaldýracak þekilde, Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine karar aldýrmaya çalýþtýlar. Gecenin o uykulu vaktinde önce karar aldýk; ama, daha sonra, yaptýðýmýz iþin farkýna vardýk, biz yanlýþ yaptýk diye. Hemen burada olduðu gibi bir tekriri müzakere, maddeyi gerisin geriye reddettik. Burada da ayný þekilde. Bu önergeyi hazýrlayan kim ve kimlerse, mutlak suretle, geri planý araþtýrýlmalýdýr. Türk Milleti adýna araþtýrýlmalýdýr; býrakýn Ýktidar Partisi veya Hükümet adýna deðil, Türk Milleti adýna araþtýrýlmalýdýr; çünkü, bu önergeyle, Türk Milletinin haremi ismetine dokunulmaya çalýþýlmýþtýr. En ciddî þekilde, en hassas þekilde korumaya çalýþtýðýmýz bazý kalelerimiz darmadaðýn edilmeye çalýþýlmýþtýr bu önergeyle. Mutlak suretle, konunun araþtýrýlmaya deðer tarafý vardýr.
Bizler, milletvekilleri olarak, önümüze gelen teknik bazý konulardaki ince ayrýntýlarý göremeyebiliriz; ama, AK Parti Grubunun Grup Baþkanvekillerini, özellikle, komisyon baþkanlarýný ve özellikle de önergelerin altýna imza atan Hükümet üyelerini… Týpký geçmiþ önergede olduðu gibi… Ben iyi niyetten herhangi bir þüphe olduðu için söylemiyorum; ama, iyi niyet yetmiyor.
Bu Avrupa Birliði süreci içerisinde çok hassas ve ciddî konularý içeren birtakým tasarýlarýn kanunlaþmasýna çalýþacaðýz burada. Bugüne kadar yaptýk ve bundan sonra da yapacaðýz; ama, sorumlu kiþilerden biraz hassasiyet bekliyorum. Bir siyasetçi olarak deðil, Türkiye Cumhuriyetinin, Türk Milletinin bir ferdi olarak…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ÖMER ABUÞOÐLU (Devamla) – Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Buyurun.
ÖMER ABUÞOÐLU (Devamla) - …bu hassasiyeti bekliyorum. Milletin hassasiyetle üzerinde durduðu konularý siyasetçi olarak görmezlikten gelemeyiz. Siyasetçi olarak görevimiz toplumumuzun sesini burada yankýlandýrmaktýr, toplumumuzun yüreðindeki hissiyatý burada ifadelere dökmektir.
O bakýmdan, toplumumuzun hoþlanmadýðý, arzulamadýðý ve hoþ görmediði bazý konularý da, biz, burada, kim ne derse desin, hangi merci ne gibi suçlamayla cevap verirse versin, milletimizin hoþ görmediði bir þeyi bizim de burada hoþ görmemiz, bizim de burada kabul etmemiz mümkün deðildir.
Biz, bu hassasiyet içerisinde Anavatan Partisi olarak görev yapýyoruz. Ayný hassasiyeti AK Parti Grubundan ve AK Parti milletvekillerinden de bekliyoruz. Milletin sesine biraz daha kulak verin, biraz daha fazla onun hissiyatýna tercüman olmaya çalýþýn.
Hepinizi saygýlarýmla selamlýyorum. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Abuþoðlu.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Karar yetersayýsý istiyorum.
BAÞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Ýçtüzüðün 19 uncu maddesine göre verilmiþ önerisi üzerindeki görüþmeler tamamlanmýþtýr.
Þimdi, öneriyi oylarýnýza sunacaðým ve karar yetersayýsýný arayacaðým.
Öneriyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, öneri reddedilmiþtir, karar yetersayýsý vardýr.
Adalet ve Kalkýnma Partisi Grubunun Ýçtüzüðün 19 uncu maddesine göre verilmiþ bir önerisi vardýr; okutup, oylarýnýza sunacaðým.
2.- Olaðanüstü toplantý gündemindeki sýralama ile çalýþma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine, 1236 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn Ýçtüzüðün 91 inci maddesine göre temel kanun olarak ve bölümler halinde görüþülmesine iliþkin AK Parti Grubu önerisi
26.9.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Danýþma Kurulunun 26.9.2006 Salý günü (bugün) yaptýðý toplantýda siyasî parti gruplarý arasýnda oybirliði saðlanamadýðýndan, Ýçtüzüðün 19 uncu maddesi gereðince, Grubumuzun aþaðýdaki önerisinin Genel Kurulun onayýna sunulmasýný arz ederim.
Faruk Çelik
Bursa
AK Parti Grup Baþkanvekili
Öneri:
Gündemin “Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler” kýsmýnýn 3, 4 ve 5 inci sýralarýnda yer alan 976, 977 ve 977’ye 1 inci ek ve 1236 sýra sayýlý kanun tasarýlarýnýn, bu kýsmýn 2, 3 ve 4 üncü sýralarýna alýnmasý, diðer iþlerin sýrasýnýn buna göre teselsül ettirilmesi,
Genel Kurulun çalýþma saatlerinin; 26.9.2006 Salý günü 15.00-24.00 saatleri arasýnda, 27.9.2006 Çarþamba ve 28.9.2006 Perþembe günleri saat 14.00-24.00 saatleri arasýnda olmasý,
1151 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn 2 nci maddesinin, Hükümetin talebi doðrultusunda Ýçtüzüðün 89 uncu maddesine göre TBMM Genel Kurulunda yeniden görüþülmesi,
Cumhurbaþkanýnca bir kez daha görüþülmek üzere iade edilen 1236 sýra sayýlý Kamu Denetçiliði Kurumu Kanununun tümünün Ýçtüzüðün 91 inci maddesine göre temel kanun olarak görüþülmesi ve bölümlerinin ekteki cetveldeki þekliyle olmasý,
Önerilmiþtir.
Ek:
1236 Sýra Sayýlý
Cumhurbaþkanýnca Bir Kez Daha Görüþmek Üzere Ýade Edilen
Kamu Denetçiliði Kurumu Kanunu Tasarýsý
Bölümler Bölüm Maddeleri Bölümdeki
Madde Sayýsý
1. Bölüm 1 ila 23 üncü Maddeler 23
2. Bölüm 24 ila 41 inci Maddeler
(Geçici 1 ila 4 üncü maddeler dahil) 22
Toplam Madde Sayýsý 45
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, aleyhte 5 tane söz talebi vardýr, 5 milletvekili arkadaþýmýzýn söz talebi vardýr. Feragat eden arkadaþýmýz yoksa bu 5 milletvekili arkadaþýmýz arasýndan kura çekeceðim, ilk üç sýrada çýkan arkadaþlarým haklarýný kaybetmiþ olacaklar.
Lehte sadece 2 adet milletvekili arkadaþýmýzýn söz talebi vardýr.
Birinci hakkýný kaybeden arkadaþýmýz, Hatay Milletvekili Mehmet Eraslan.
Ýkinci sýrada, Gaziantep Milletvekili Anavatan Grup Baþkanvekili Sayýn Ömer Abuþoðlu.
Üçüncü sýrada, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoðlu.
Diðer iki arkadaþýmýz, Sinop Milletvekili Engin Altay ve Denizli Milletvekili Ümmet Kandoðan.
Aleyhte ilk konuþmacý, Sinop Milletvekili Engin Altay.
Sayýn Altay, buyurun. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
ENGÝN ALTAY (Sinop) – Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; AKP Grup önerisi aleyhinde söz aldým; Yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum.
Her vesileyle buraya çýktýðýmýzda, bu Meclisi “yüce” sýfatýyla anýyoruz; elbette ki, Parlamentomuz bu sýfatý da hak ediyor; ama, 23 Nisan 1920’de açýlan bu Parlamentonun bugünlerde, bu yýllarda yaþadýðý sürece bakýnca, doðrusunu isterseniz, üzülüyoruz. Tam halk tabiriyle söylemek gerekirse, iþin cýlký çýktý, iþin tadý kaçtý. Böyle yasa organý olmaz, böyle yasama organý olmaz.
Þimdi, bir olaðanüstü toplantý çaðrýsý yaptý Hükümet. Avrupa Birliði uyum yasalarý. Geçende de Özel Öðretim Kanununu görüþürken, bir vesile söylemiþtim; bunlarýn hiçbiri uyum kanunu falan deðil, birçoðu da ipotek kanunu demiþtim; bu sözümü tekrarlýyorum. Parlamentonun, Yüce Meclisin, kendi üzerinden, birtakým, ülkemiz üzerindeki uluslararasý oyunlara, senaryolara alet olmasý kabul edilemez ve getirdiðiniz yasalara baktýðýmýzda da, bile bile lades yapýyorsunuz, bir inatlaþmayý, bir inatlaþmayý, ýsrarla sürdürüyorsunuz. Hükümetin, bakanlarýnýzýn çýkardýðý yönetmelikler Danýþtay duvarlarýna çarpýyor. Ne yazýk ki, Yüce Meclisin çýkardýðý kanunlar da, Anayasa Mahkemesi duvarlarýna çarpýyor. Bir Parlamento, bile bile, yürürlükteki Anayasa aykýrýlýðýný bile bile kanun yapýp da onaya gönderir mi?! 1 tane gözden kaçabilir, 2 tane kaçabilir; ama, dört yýlda, getirdiðiniz kanunlardan kaç tanesinin Anayasa Mahkemesinden döndüðünün sayýsýný biz takip edemiyoruz. Þu anda da, þu anda da, Anayasa Mahkemesinin gündeminde, çok sayýda görüþülecek ve muhtemelen, Anayasaya aykýrýlýktan dolayý reddedilecek kanun bekliyor. Ee, Yüce Parlamentonun yüceliði zedeleniyor. Bu Parlamentoya, bu Parlamentonun saygýnlýðýna, bu Parlamentonun niteliðine, bizim, herkesten daha çok önem ve ehemmiyet vermemiz lazým.
Þimdi, bu Parlamento, açýldýðý günden beri çok þey tartýþtý. Tartýþýlýr, Parlamentoda hararetli kavgalar da olur, tartýþmalar da olur; bunda bir sakýnca yok. Herkes, kendince, temsil ettiði siyasî düþünce çerçevesinde, kanaatini, düþüncesini söyler; ama, parlamenter demokrasilerde, yasama-yürütme-yargý, kuvvetler ayrýlýðý prensibi esastýr. Eðer, bir ülkede, yürütme, yasama organýný by-pass ediyorsa, o ülkede parlamenter demokrasi olmaz. Eðer, bir ülkede, yasama da yargýyý by-pass ediyorsa, orada da parlamenter demokrasi olmaz. Ancak, görünen o ki, yürütmenin, Parlamento üzerinde çok ciddî bir baskýsý ve daha ileri giderek söylüyorum, bir by-pass operasyonu vardýr. Hiç, dünyada, kendi kendini by-pass eden parlamento olur mu?! Bu duruma bile bile alet olan parlamenter olur mu?! Yani, sistemi, parlamenter sistemi oligarþik sisteme çevirmeniz, oligarþik sistem þeklinde bir yasama faaliyeti yürütmemiz kabul edilemez, bu yanlýþtýr. Bu Parlamentoda hiçbir þey oldubittiyle halledilemez, konunun ne kadar önemi, aciliyeti olursa olsun.
Yine, yýllar önce size söylemiþtim; bu Parlamento savaþ yürüten bir parlamento özelliðine sahiptir ve bu Parlamento, 80 kilometre öteden, Polatlý’dan top sesleri gelirken, bu Parlamento Baþkomutaný burada saatlerce dinlemiþtir, hesap sormuþtur demiþtim. Bunu, ben size üç yýl önce söylemiþtim; ama, anlaþýlýyor ki, sizin o günlere, o günkü Parlamentonun, o günkü Parlamentoyu oluþturan insanlarýn anlayýþýna, perspektifine, ulusal duyarlýlýklarýna pek ilginiz yok; anlaþýlýyor ki, bilginiz de yok.
Parlamento ciddî bir iþtir ya!.. Böyle Parlamento olur mu?! Hükümetin talimatýna göre aç-kapa, git-gel, komisyonda çalýþma bitmeden, burada, bu iþin görüþüleceðini karar altýna al; böyle þey olmaz!
Yani, insanýn bir parlamenter olarak, yedi sülalesine býrakacaðý ciddî bir mirastýr. Türkiye Cumhuriyetinde parlamenterlik yapmýþ birinin çocuklarý olacak sizin çocuklarýnýz, onlarýn çocuklarý sizin torunlarýnýz olacak; ama, böyle bir Parlamento da, cumhuriyet tarihine, maalesef, çok iyi geçmeyecek. Çok iyi anýlan, çok ciddî bir Parlamento, saygýn bir Parlamento kavramýný maalesef kaybediyoruz. Çok rica ediyorum arkadaþlar; bu Parlamentoda, bu çatýda ayný kaderi paylaþýyoruz. Sizin yüzünüze biz de kötü anýlacaðýz.
Evet, bu Parlamento -altýný çizerek söylüyorum- yasama organý, yasa yapan organ. Sýra sayýlarý geliyor odalarýnýza. Okumaya, incelemeye fýrsat bulamadan, kapýdan girerken parmak elde giriyorsunuz; böyle þey olur mu?! böyle Parlamento olur mu?!
MUHARREM DOÐAN (Mardin) – Her aðaç meyvesinden tanýnýr; merak etme, tanýrlar…
ENGÝN ALTAY (Devamla) - Þimdi, bu, niye, bile bile lades yapma meselesi önemli. Bir ýsrarý sürdürüyorsunuz. Ýçinizde, tabiî ki, her bakýmdan takdir ettiðimiz, rejimle problemi olmayan, çok sayýda arkadaþýmýz var; biz bunu biliyoruz; ama, biliyoruz ki, takýntýlý arkadaþlarýnýz da var; bunlarý da biliyoruz; rejimle sorunu olan arkadaþlarýmýz da var, bunlarý da biliyoruz.
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Kim?.. Kim?..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Þimdi, söyleyeyim mi?
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) - Söyle, kim?..
ENGÝN ALTAY (Devamla) - Söyleyeyim mi?
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Kim?.. Sözünü geri al!..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Söyleyeyim mi? Söyleyeyim mi?
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Hasta mýsýn sen!..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Ben hasta deðilim, sen hastasýn!.. Söyleyeyim mi burada?
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Evet… Ne söylediðimi bilerek söylüyorum…
MUHARREM CANDAN (Konya) – Sözünü geri alsýn Baþkan!
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Ne söylediðimi bilerek söylüyorum…
AHMET KOCA (Afyon) – Adýný versin Baþkan…
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Dalga mý geçiyorsun!..
BAÞKAN – Sayýn Hýdýroðlu…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Þimdi, bakýn, bizim, sizinle aramýzda…
MUHARREM CANDAN (Konya) – Söyleyecek konu kalmadý herhalde…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – …iktidar-muhalefet iliþkisi ve çeliþkisi yanýnda, bizim, sizinle aramýzda bir güven sorunu var.
MUHARREM CANDAN (Konya) – Biz sana zaten güvenmiyoruz!..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Evet, güven sorunu var…
MUHARREM CANDAN (Konya) - Millet de güvenmiyor size!..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Sen güvenmezsen güvenme!
HALÝL TÝRYAKÝ (Kýrýkkale) – Bakar mýsýnýz Sayýn Baþkan, böyle bir…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Bizim, sizinle…
MUHARREM CANDAN (Konya) – Güven sorununu kendinizde arayýn!.. Bizim milletle aramýzda güven sorunu yok.
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Aranýzda güven sorunu var…
Bunu þimdi okumayacaðým; ama, bu Parlamentoda, bir gün, bizi çok kýzdýracaksýnýz, bunu okuyacaðým. Bunu okuduðum zaman, bakacaðým, Sayýn Agâh Kafkas hopluyor mu, yoksa, koltuðun altýna mý giriyor; o zaman, bakacaðým! Evet, altýný çizerek söylüyorum. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, karþýlýklý konuþmayalým… Lütfen, arkadaþlar…
ENGÝN ALTAY (Devamla) - Altýný çizerek söylüyorum…
AGÂH KAFKAS (Çorum) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Sayýn Kafkas, lütfen…
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Altýný çizerek söylüyorum. Aranýzda, bizimle sizin aranýzda, iktidar-muhalefet çeliþkisinin ötesinde, bir güven sorunu vardýr.
MUHARREM CANDAN (Konya) – Millet güvenmiyor kardeþim sana, ben ne yapayým!..
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Vardýr… Vardýr ve bu yüzden de, yaptýðýnýz her þeyi, getirdiðiniz her þeyi, çok ariz amik incelemek mecburiyetimiz var.
Özel Öðretim Kurumlarý Kanun Tasarýsýný getirdiniz. Kamuoyunu, üç ay, 1 milyarla meþgul ettiniz. Biz de, az daha yutuyorduk. 1 milyar para verilecek, çekilen kredi faizlerinin yüzde 50’sini devlet ödeyecek, çocuðunu özel okullara gönderenlere diye. Sonra, kamuoyunu, iki ay böyle, bizi de iki ay meþgul ettikten sonra, pat diye getirdiðiniz bu 5 inci madde ne?! Ne bu 5 inci madde?
MUHARREM CANDAN (Konya) – Sana mý soracaðýz!
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Sayýn AKP grup sözcüsü, burada, maddeyi öyle güzel anlattý ki, bu madde ne getiriyor, 1 inci maddeden baþladý, 13 üncü maddeye kadar anlattý. 5 inci maddeyi niye atladý?! Niye þimdi tekriri müzakere istiyorsunuz?! Ben demedim ki hiçbirinize güvenmiyoruz, bir kýsmýnýza güvenmiyoruz dedim.
Niye…
MUHARREM CANDAN (Konya) – Ya, millet size güvenmiyor!
FAHRETTÝN POYRAZ (Bilecik) – Millet güveniyor, siz güvenmeseniz ne yazar!
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Milleti de göreceksiniz, millet gösterecek size!
Þimdi, bir taneniz de Grubunuza niye sormuyor; yahu kardeþim, hakikaten ne yapýyorsunuz siz, ne bu rezalet diye niye sormuyorsunuz Grubunuza?
MUHARREM CANDAN (Konya) – Senin meselen deðil ki bu! Sana ne bundan ya!
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Patýr patýr oylarý verdiniz. Þimdi tekriri müzakere istendiði zaman, niye istediniz, ne oluyor dediniz mi?! Dediniz de, ne cevap aldýnýz?
MUHARREM CANDAN (Konya) – Sana ne bundan! Meseleni konuþ sen!
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Ee, bunlarý söylüyoruz iþte.
Onun için, iþ oraya geliyor ki, artýk sizin dediðiniz “Allah bir”in dýþýnda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Altay, 1 dakikalýk süre içerisinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
ENGÝN ALTAY (Devamla) – Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
…her konuda þüpheci olmak, kuþkucu olmak ve dikkatli olmak, bizim, bu millete, bu cumhuriyete görevimizdir.
Yüce Meclise saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim. (AK Parti ve CHP sýralarýndan gürültüler)
Saygýdeðer arkadaþlarým… Lütfen sayýn milletvekilleri…
Konuþmalar sýrasýnda, karþýlýklý, hatip ile yerinde oturan arkadaþlar arasýnda söz düellosu veya karþýlýklý konuþma olunca, burada hatibin veya karþýdan konuþan arkadaþýmýzýn ne demek istediðini anlamýyoruz. Onun için, arkadaþlarýmýz sükûnetle dinlerse daha konu rahat anlaþýlýr ve bu arada herhangi bir sataþma falan varsa, onu da bizim dinleme imkânýmýz, tutanaklarý getirtmeden mümkün olabilir.
Evet, þimdi, önerinin lehinde, Adana Milletvekili Recep Garip.
Sayýn Garip, buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
RECEP GARÝP (Adana) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; AK Parti Grup önerisinin lehinde konuþmak üzere söz aldým; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Özellikle, sözlerime baþlarken, mübarek ramazanýn kendi coðrafyamýza, Türk insanýna ve Ýslam coðrafyasýna ve yeryüzüne hayýrlar ve mutluluklar getirmesini, esenlikler getirmesini temenni ediyorum.
Çok deðerli arkadaþlar, biz, elbette ki, Meclisi olaðanüstü topladýk ve bundan dolayý da, burada yasalarýn çýkarýlmasý için birlikte görüþmeler yapýyoruz. Ancak, ifadelerimizi kullanýrken, karþýlýklý birbirimizi dinlerken daha erdemli, daha saygýn, daha sosyal, daha barýþçýl, daha Türkiye’nin birbirini anlayabilecek, kaynaþabilecek, birbirlerine yürek yüreðe verebilecek bir duruþ ortaya koymamýz gerekirken, özellikle, 22 nci Dönem milletvekilleri olarak biz, AK Parti Grubunun çalýþmalarý ve gayretleri sonucunda 800’ü aþkýn yasayý hayata geçirdik, hep birlikte gerçekleþtirdik. Birlikte geceledik, birlikte vakitleri harcadýk ve birbirimizle bu görüþmeleri yaparken, son derece estetik, son derece esnek, son derece birbirini anlayan, bu vatanýn evlatlarýnýn birbirine baðlý olmasý gerektiðini, yekvücut olmasý gerektiðini, Anadolu insanýnýn bizden bir duruþ beklediðini ve bu duruþu mutlak surette ortaya koymamýz için, bu anlayýþla, bugün, burada yeniden yasal çalýþmalarýmýzý sürdürmek için gayret ettiðimizi belirtmekte yarar görüyorum.
Deðerli arkadaþlar, birbirimizi anlamak için mutlak surette yaklaþmalýyýz. Bu ülkenin hayrýna, menfaatýna geleceðimizi þekillendirirken, gerçekten âli düþüncelerle, yüksek düþüncelerle bu ülkenin geleceðine katkýda bulunmalýyýz. O nedenle, biraz önceki konuþmalarda üzüldüðüm, güven ortamýnýn oluþmasýnda son derece önemli yollar katettiðimiz þu günlerde, son yýllarda AK Partimiz, yediden yetmiþe Türkiye’nin bütününü kucaklamýþ ve gerçekten, Anadolu’nun gören gözü olmuþtur, tutan eli olmuþtur, düþünen aklý olmuþtur, yürüyen ayaðý olmuþtur. Biz, bunu, bu yaz döneminde de köyleri, kasabalarý, yaylalarý, þehirleri gezdiðimizde de gördük. Gerçekten, Anadolu insaný, AK Partiye güvenmeye devam ediyor; bunu, gerçekten, gören göz, mutlak surette görmeye devam ediyor; ama, görüyorum ki, sizler Anadolu’yu gezmiyorsunuz; görüyorum ki, sizler, Türkiye’de köyleri, kasabalarý gezmiyorsunuz. Gezmiþ olsaydýnýz, AK Partiye, Ýktidarýmýza halkýn nasýl güvendiðini çok ciddî noktada görecektiniz.
NURÝ ÇÝLÝNGÝR (Mersin) – Sandýkta göreceðiz, sandýkta!
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Biz gözümüzle görüyoruz; ama, nasýl oldu...
RECEP GARÝP (Devamla) – Dolayýsýyla, deðerli arkadaþlar, dört yýldan bu yana, Türkiye’nin birçok vilayetini gezme fýrsatý buldum ve Adana’nýn da birçok köylerini, kasabalarýný, ilçelerini, sürekli, dört yýldan bu yana gezmeye devam ediyoruz. 50’nin üzerinde köyü, bizatihi, bu sene, 20 günlük gezi programýmda da gördüm. Anadolu insaný, elli yýldan bu yana görmemiþ olduðu hizmeti, KÖYDES projesiyle, köylere kadar… Köylerin yollarý yapýlmýþ, 7 metrelik yollar yapýlmaya devam etmiþ. Suyu akmayan köylere sularýn akýtýldýðýný biz bu dönemde gördük.
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Toroslarda köylü su bulamýyor!
RECEP GARÝP (Devamla) – Neden dün sizler yapmýyordunuz?! Neden bizden önceki dönemlerde… (CHP sýralarýndan gürültüler) Bizden önceki dönemlerde neden sizler, köylerin yollarýný yapmýyordunuz, köylerin sularýný akýtmýyordunuz?! Ýþte, AK Parti Ýktidarýnýn farký bu.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Burada, 7 metrelik yollar burada. Tarih konuþuyor, tarih…
RECEP GARÝP (Devamla) - Deðerli arkadaþlar, topluma öncülük yapmak, topluma önderlik yapmak, topluma liderlik yapmak çok kolay deðildir. Geliniz, aklýmýzý baþýmýza alarak; geliniz, bu ülkenin geleceðiyle ilgili yapmýþ olduðumuz çalýþmalarda, biraz daha duruþumuzu, güçlülüðümüzü, beraberliðimizi, kolektif aklýmýzý birleþtirerek, birlikte ve beraberce yasal düzenlemelerimizi yapmaya devam edelim. Emin olunuz, Türkiye yeniden yapýlanýyor; bunu görmekte yarar var.
Yasal çalýþmalarýmýzýn bir an evvel baþlamasý gerektiðini düþünüyorum. Onun için, bu hafta, bugün, þu saatlere kadar bir türlü çalýþmayý baþlatamadýk ve birazdan, Özel Öðretim Kurumlarý Kanun Tasarýsý, 1151 sýra sayýlý yasa gelecek ve onun görüþmeleri devam edecek ve inþallah, çarþamba günü, 14.00-24.00 saatleri arasýnda çalýþacaðýz ve perþembe günü yine 14.00-24.00 saatleri arasýnda Tohumculuk Yasasýný görüþmeye baþlamýþ olacaðýz.
Ben, bu duygularla hepinize saygýlar sunuyorum, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Garip.
Önerinin aleyhinde, Denizli Milletvekili Sayýn Ümmet Kandoðan; buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum.
Sayýn Adana Milletvekilimiz Recep Garip, çok garip bir konuþma yaptý. Çok garip, çok garip!.. Þimdi, Sayýn Garip diyor ki: “Elli yýldan beri köylere götürülmeyen hizmetleri götürdük.” Allah’tan kork Sayýn Garip mübarek ramazan günü!
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Doðru söylüyor.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bu köylerin tamamýna elektrik gitmiþtir, tamamýna telefon gitmiþtir, tamamýna okul gitmiþtir, çok az bir bölümüne, yol dýþýndaki, tamamýna yol gitmiþtir, su gitmiþtir… Bu köyler, sizin bahsettiðiniz köyler 300-500 köy yok Türkiye’de, Sayýn Garip. Ben kaymakamlýk yaptým, Manisa Gölmarmara Kaymakamlýðý yaptým; 92-95… Manisa milletvekilleri varsa burada, lütfen, tasdik etsinler veya itirazlarý varsa söylesinler. 1994 yýlý içerisinde Gölmarmara’nýn, bir köyü haricinde, bütün köylerini asfalt yaptýk; 94… Siz gelmiþsiniz, 2006 yýlýnda, geçmiþten beri bu kadar yapýlan büyük hizmetlerin üzerine bir çizgi çizeceksin! Þurada yaptýðýnýz 300-500 tane köy var, bu hizmetlerden istifade edemeyen köyler var; yol, su… Ondan sonra, kalkýp geleceksiniz, burada elli yýldan beri yapýlmayan hizmetleri yaptýk diyeceksiniz! Mübarek ramazan gününde bu sözler size yakýþmýyor Sayýn Garip, yakýþmýyor!
RECEP GARÝP (Adana) – Yalan söylüyorsun, doðru söylemiyorsun.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bakýnýz, Sayýn Çelik sizin yanýnýzda oturuyor.
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, lütfen…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sayýn Çelik, ben Mudanya Kaymakamý iken Bursa Ýl Baþkanýydý Refah Partisinin, Bursa Ýl Baþkanýydý. O dönemde iktidar da oldular, Doðru Yol Partisiyle iktidar yaptýlar. Kendi dönemleri –Sayýn Çelik de bilir ki- o dönemde köylere, Bursa’da, Mudanya’da nasýl çýð gibi hizmetler götürdüðümüzü en iyi Sayýn Çelik bilir. Sayýn Garip, bir sol tarafýna dön de, Sayýn Çelik’e bir sor. Yani, AK Partisini anlamak mümkün deðil. Bütün geçmiþe, 2002 yýlýna kadar olanlara bir çizgi çiziyorsunuz, cumhuriyet tarihini… 2002 yýlýndan bahsediyorsunuz.
Bakýn, dün bir haber vardý gazetelerde; otobanlardan ve Boðaz Köprüsü geçiþlerinden yýlýn ilk altý ayýnda 263 trilyon lira gelir elde edilmiþ. Bu, sizin bütçenize girdi. Yapýlan otobanlar ve köprülerden elde edilen gelir… Geçmiþte Ereðli Demir ve Çelik’i, Ýskenderun Demir ve Çelik’i, Atatürk Barajý, Keban Barajý, Karakaya Barajý, limanlar, havaalanlarý, meydanlar, üniversiteler, hastaneler, aklýnýza ne gelirse, o kadar büyük hizmetler yapýlmýþ; ama, siz, hâlâ, 2002’den, bir çizgi çizeceksiniz, o çizgiden sonrasýný meþru göstereceksiniz; 2002’den cumhuriyetin kuruluþu 1923’e kadar tu kaka… Böyle bir anlayýþý þiddetle reddediyorum, þiddetle reddediyorum. (AK Parti sýralarýndan gürültüler) Evet, halk da reddediyor. Bunun bu konuþmasýndan sonra, Sayýn Garip’in bu konuþmasýndan sonra o konuþmayý halk da reddedecek.
Bakýnýz, Ýdris Naim Þahin burada; kaymakamlýk yapmýþtýr. Kaç köye bu hizmetleri götürmüþtür; hem de kýt kaynaklarý kullanarak. Yol, su, okul, elektrik, telefon; geçmiþ dönemlerde götürmüþtür, yapýlmýþtýr. Evet, Sayýn Þahin, elbette geçmiþte hepimiz yaptýk bunlarý. Devletin kýt imkânlarýyla Türkiye bu noktaya… Hem de nasýl olmuþtur biliyor musunuz; teröre devlet geçmiþte 100 milyar dolar harcamýþtýr, o yokluk içerisinde, teröre ayrýlan 100 milyar dolarlýk kaynak eðer yatýrýmlara yöneltilmiþ olsaydý, bugün Türkiye kaça katlanýrdý… 70’li yýllarý gözünüzün önüne getirin; sendikalar, grevler, fabrikalarýn iþgalleri… O dönemlerde geçmiþ hükümetler 2002 yýlýna kadar bu hizmetleri yapmýþlar, getirmiþler.
Sizin söyleyeceðiniz þey þu olmalý Sayýn Garip: “Geçmiþte çalýþan hükümetlere teþekkür ediyoruz; ama, biz, daha iyilerini yapmak için iktidardayýz.” Bunu söyleyebilirsin. Daha iyi yaptýklarýn varsa, onu da, gel, bu kürsüden anlat.
Þimdi, Avrupa Sosyal Þartý biraz sonra gelecek. Þimdi, orada bir madde daha önce komisyonda görüþülmüþ; fakat, komisyon yeniden toplanmýþ. Ýçinde bulunduðumuz ekonomik þartlardan dolayý bu þartý benimsemiyoruz, kabul etmiyoruz diye komisyon yeniden toplanmýþ. Þimdi, bakýyoruz, bir taraftan diyorsunuz ki “bütçe fazla veriyor, tarihte görülmemiþ ölçüde imkânlara sahibiz”; diðer taraftan memura geldi mi “efendim, kýsýtlý bütçe imkânlarý bu kadar, ne yapalým bundan fazlasýný veremiyoruz.”
Deðerli milletvekilleri, þimdi, Sayýn Altýkulaç da biraz önce burada geldi, dediler ki: “Ümmet Kandoðan’la görüþtüðümü, görüþmediðimi hatýrlamýyorum.” Þimdi, bunu söyledikten sonra, ben Sayýn Altýkulaç’a ne söyleyeyim! Yani, beþ gün önce þurada gelip kendisiyle görüþtüðümü, önergeyi götürüp önüne koyduðumu hatýrlamýyorsa, buraya gelip de “Ümmet Bey bana böyle bir þey söylemedi” deme hakkýna sahip deðil. Önce, görüþtüðümüzü görüþmediðimizi hatýrlayacak, bilecek, ondan sonra diyecek ki, efendim ben Ümmet Beyle görüþtüm veya görüþmedim.
Þimdi, o gece diyor ki Sayýn Altýkulaç: “Efendim, Dýþiþleri Bakanlýðýndan görüþ aldýk.” Peki, görüþ aldýysanýz, o gece niye alelacele saat 10.30-11.00’de iki tane Dýþiþleri bürokratýný buraya çaðýrdýnýz; niye geldi o iki bürokrat buraya, niçin geldi o iki bürokrat?!
Deðerli milletvekilleri, þimdi, Sayýn Çelik –Sayýn Çelik de nerede, göremiyorum da, biraz önce buradaydý- benim konuþmamý…
FAHRETTÝN POYRAZ (Bilecik) – Arkanda.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Hayýr, Sayýn Hüseyin Çelik deðil, Sayýn Faruk Çelik.
…benim konuþmamdan, benim Adalet ve Kalkýnma Partisini özlediðimi, tekrar oraya geçmek istediðim gibi bir düþünce içerisinde olduðumu ifade ediyor. Þimdi, ben o konuþmama iki üç sefer daha baktým. Hangi cümlesinden onu çýkarmýþ, ben merak ediyorum Sayýn Çelik’in. Çok merak ediyorum; bu nasýl bir anlama kabiliyetidir merak ediyorum. Kaldý ki, ben bu partiden ayrýldýðým, Doðru Yol Partisine geçtiðimde Doðru Yol Partisinin oy oraný kamuoyu araþtýrmalarýnda yüzde 2 gösteriliyordu. Ben, hiçbir gelecek beklentisi ve istikbal endiþesi içerisine girmeden bu sýralardan o sýralara geçtim. (DYP sýralarýndan alkýþlar) Hiçbir gelecek endiþem yok; ancak, þimdi, Ümmet Kandoðan’ý tekrar oraya çaðýrarak, kan kaybeden…
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Ýstemiyoruz, istemiyoruz.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - ...kan kaybeden, barajý aþma problemi olan bir partiyi baraj altýndan çýkarma noktasýnda benden destek istiyorsanýz, ben yokum! (AK Parti sýralarýndan gürültüler, CHP ve Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar) Yok... Yok... Yok... Öyle yok… Öyle yok... Ben yokum… Ben yokum…
Bakýnýz, þimdi, gideceksiniz… Biz diyorduk ki, biz burada diyorduk ki, fýndýkla ilgili konuþmalar yapýlýrken diyorduk ki: Bakýnýz, böyle konuþmayýn, siz, yakýnda Karadeniz’e gidemeyeceksiniz demiþtik. Dedik, buradan söyledik, buradan söyledik.
Þimdi, Sayýn Fatsa’ya yapýlan hareketi tasvip etmemiz mümkün deðil.
EYÜP FATSA (Ordu) – Alkýþla, alkýþla!..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Tasvip etmemiz mümkün deðil. Tepkiler demokratik bir þekilde dile getirilmeli; ancak, biz, burada diyoruz ki, þimdi Ege’ye de gidemeyeceksiniz. Niye; gidemeyeceksiniz… Þimdi, üzüm fiyatlarýný…
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) - Köylünün üzerinden siyaset yapmayý býrak!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sayýn Çerçi, otur!.. Sayýn Çerçi, otur!.. Þimdi, üzüm fiyatlarý ne kadar Sayýn Çerçi?!. Ne kadar üzüm fiyatlarý?!. Üzüm fiyatlarý ne kadar?!.
Bakýnýz, dört yýl önce kuru üzüm fiyatlarý Türkiye’de 1,5 milyon, 1,5 YTL dört yýl önce, beþ yýl önce. Þimdi ne kadar Sayýn Çerçi; þimdi 1 000 000, 1 100 000, 1,1 YTL. Þimdi, dört yýl önce Manisalý üzüm üreticileri üzümünü 1,5 YTL’ye satarken, bütün girdi fiyatlarý iki katýna çýkmýþken, eðer ürün fiyatý 1,1 YTL’ye geliyorsa, yakýnda Manisa’ya da gidemezsiniz, Ege Bölgesine de gidemezsiniz. Akdeniz’de narenciye geçen sene dallarda…
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Zaten narenciyeye hiç gelemiyorlar…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bakýnýz, milletvekilim tasdik ediyor.
Dallarda kaldý narenciye geçen sene; ben gözlerimle gördüm. Bu sene Çukurova’ya da gidemezsiniz. Bak, gidemeyeceksiniz… Gidemeyeceksiniz… Þekerpancarý… Þekerpancarý geçmiþteki fiyatlarý ile þimdiki fiyatlarý karþýlaþtýrýn.
MEHMET SOYDAN (Hatay) – Köyleri gezdim geldim..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sayýn Hatay Milletvekili, bak, Yayladað Kaymakamlýðý yaptým. Sen Yayladaðlýsýn. Bak, Yayladað’ýn tek geçim kaynaðý tütündü. Bak, tek geçim kaynaðý tütündü. Geçenlerde gittim Yayladað’a, Yayladað halký periþan, periþan kardeþim. Bak, Yayladað’a gidemezsin. Burada böyle konuþursan, tütünle ilgili böyle söylersen, siz de Yayladað’a gidemezsiniz. Bakýn, tütüncü periþan. 650 000 tütün üreticisi 250 000’e düþmüþ. 3-3,5 YTL’ye tütününü satamýyor bu vatandaþ. Þekerpancarý 1 YTL’nin üzerindeydi bunun fiyatý üç dört yýl önce, þimdi 0,89 YTL.
Arkadaþlar, hangi ürüne bakarsanýz bakýn, Türkiye’de tarým bitti, çökerttiniz, yok ettiniz tarýmý; yok ettiniz!.. Esnaf periþan! Çiftçide, köylüde olmayýnca esnafta da olmuyor. Ya, þimdi böyle bir ortamda siz geleceksiniz buraya diyeceksiniz ki, cumhuriyet tarihini 2002’den baþlatacaksýnýz, yapýlan hizmet varsa hanenize yazýlacak, geçmiþte yapýlan bütün o görkemli hizmetlerin…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, biraz nefeslenin…
1 dakika içinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Sayýn Baþkan, bakýn, demin izledim, hem Ömer Abuþoðlu’na hem de Haluk Koç’a 3 dakika fazladan verdiniz.
BAÞKAN – Yok…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Evet, kayýtlara bakabilirsiniz… Kayýtlara bakabilirsiniz… Ben gördüm, 3 dakika fazladan konuþtular. Takip ettim Sayýn Baþkan.
Þimdi, bakýnýz, geçen Akçakoca Ýlçesi Tepeköy Muhtarýyla da görüþtüm. Köyü satýlýða çýkarmýþ. Televizyonda izlediniz. Fýndýk üreten bir köy. Televizyonlarda gördük, muhtarýn kendisiyle de görüþtüm. Büyük bir pankart asmýþlar. Fýndýðýn bu þekildeki çiftçinin belini kýran bir fiyat politikasý, Fiskobirlik düþmanlýðýndan dolayý uygulanan politikalar neticesinde bu köy, Tepeköy, kendi köyünü satýlýða çýkarmýþ. Cumhuriyet tarihinde ilk defa olan bir hadise… Ýlk defa olan bir hadise…
Siz fýndýðýn yüzde 80’ini üreteceksiniz, dünyada hâkim olduðumuz tek ürün fýndýk olacak, onun fiyatýný da Fiskobirlik seçimlerinde baþarý elde edemediðiniz için, yönetimi deðiþtiremediðiniz için -tutanaklarda da mevcuttur, kongre tutanaklarýnda da milletvekillerinizin nasýl konuþtuklarý var- 8 000 000 Karadenizlinin hayat hakkýný elinden alacaksýnýz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ÝSMAÝL BÝLEN (Manisa) – Atma… Atma…
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, teþekkür ederim.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ben teþekkür ederim. (CHP ve Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Saygýdeðer arkadaþlarým, hiçbir milletvekili arkadaþýmýzýn bu kürsüde sözüne müdahale etmek istemiyoruz; ama, konuþtuðumuz konularla yapýlan konuþmalar arasýndaki ilgiyi sizin takdirinize sunuyorum.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Ben cevap verdim sadece Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Bir þey demedim. Ben sizden bahsetmedim zaten, genel itibariyle konuþuyorum.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Garip’in konuþmasýndan sonra söyleyecektiniz.
BAÞKAN - Saygýdeðer arkadaþlarým, þu hususu hatýrlatmak lazým: Bakýnýz, bir parti grubu bir hususta bir öneride bulunuyor; ama, buraya müracaatlarý oluyor arkadaþlarýmýzýn ve o partinin grup baþkanvekili kura çekimi sonucunda konuþma hakkýný elde edebiliyor; yani, bütün bunlarý bir nezaket içerisinde kendimizin halletmesi lazým. Yani, verilen bir önerinin hakkýnda… Tamam, milletvekillerine söz hakký veriliyor, doðrudur; Ýçtüzüðü uyguluyoruz, doðrudur; ama, veren grubun bir konuþma hakkýnýn olmasý lazým; bu, çok doðaldýr. Bunun takdiri kimindir; bütün milletvekili arkadaþlarýmýzýn bunu takdir etmesi gerekir; bunu da bilgilerinize arz ediyorum.
Son konuþmacý, önerinin lehinde, Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün…
Sayýn Üstün, buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; AK Parti grup önerisinin lehinde konuþmak üzere söz aldým; Yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar, saat 3’ten önce gruplar arasýnda bir Danýþma Kurulu gerçekleþtirildi. Bu Danýþma Kurulunda anlaþma saðlanamamasý üzerine Cumhuriyet Halk Partisi kendi grup önerisini, AK Parti de kendi grup önerisini sundu. Saat neredeyse 5,30’a geldi, yaklaþýk ikibuçuk saatten beri bu grup önerileri üzerinde tartýþýyoruz. Oysa, benim kanaatime göre, Baþkanlýk bir usul belirlemeliydi; çünkü, önümüze baktýðýmýzda, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi ile AK Parti grup önerisi arasýnda bir nüans farký var, çok az bir fark var; yani, zaten gündem olaðanüstü teklifle belirlenmiþ; bu gündemi, bizim deðiþtirme gibi bir þansýmýz yok. Aradaki fark, çalýþma saatleri 15.00-20.00 mi olsun, yoksa 15.00-24.00 mü olsun? Bu önergelerin ikisi de ayný mahiyette, sadece AK Parti grup önerisinde bir fazlalýk var, belki kapsam geniþliði var. 1151 sayýlý Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsýnýn 2 nci maddesinin tekriri müzakeresi önerisi var.
Þimdi, Baþkanlýk, kanaatimce bu iki önergeyi ayný mahiyette önerge olarak kabul etmeliydi ve önce AK Partinin önerisini görüþtürüp, ondan sonra oya sunarak gündeme geçmeliydi ve bu sayede de, 2,5 saatten beri bir usul tartýþmasý içerisinde deðil de, þu anda görüþmemiz gereken konulara geçmiþ olurduk.
AK Parti, grup önerisiyle ne diyor; AK Parti, önümüzde daha görüþmemiz gereken Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý, Avrupa Sosyal Þartý, Tohumculuk Kanunu gibi önemli kanunlarýn olmasý hasebiyle bu kanunlarý 15.00 ile 20.00 arasýnda görüþmemiz mümkün olmadýðýndan, 15.00 ile 24.00, çarþamba ve perþembe günleri de 14.00 ile 24.00 saatleri arasýnda görüþmemizi teklif ediyor. Ancak, bu saatler arasýnda zaman kaybetmeden, vakit kaybetmeden Meclisimiz çalýþabilirse bu kanunlarý yasalaþtýrma imkânýmýz vardýr.
AK Parti grup önerisinin lehinde söz aldým, Yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum arkadaþlar. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Üstün.
Sayýn milletvekilleri…
III.- Y O K L A M A
(CHP sýralarýndan bir grup milletvekili ayaða kalktý)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yoklama istiyoruz.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Yoklama istiyoruz.
BAÞKAN – Tamam… Yoklama isteklerini tespit edelim.
Sayýn Kemal Anadol, Ali Topuz, Atila Emek, Osman Özcan…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Duymuyoruz… Ses…
NAÝL KAMACI (Antalya) – Ses gidiyor, duymuyoruz ki ne söylediðinizi!
ATÝLA EMEK (Antalya) – Sayýn Baþkan, mikrofona bir þey oldu, sesiniz duyulmuyor.
BAÞKAN - …Muharrem Ýnce, Nail Kamacý, Halil Bey sizi yazdýk… Hüseyin Bayýndýr, Vedat Melik, Ýzzet Çetin, Mustafa Gazalcý, Salih Gün, Mehmet Iþýk, Özlem Çerçioðlu, Engin Altay, Nuri Çilingir…
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, yoklama istemini iþleme koyacaðým.
Yoklama talebinde bulunan milletvekili arkadaþlarýmýzýn sisteme girmemelerini rica ediyorum.
Yoklama için 5 dakikalýk süre veriyorum ve yoklama iþlemini baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapýldý)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, toplantý yetersayýsý vardýr.
Öneriyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, birleþime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 17.31
ÝKÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 17.42
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþiminin Ýkinci Oturumunu açýyorum.
Olaðanüstü toplantý çaðrý önergesine konu kanun tasarý ve tekliflerini görüþmek için, gündemin “Kanun Tasarý ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diðer Ýþler” kýsmýna geçiyoruz.
1 inci sýrada yer alan, Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in; Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu raporunun görüþmelerine kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER
1.- Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in; Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1183, 2/743) (S. Sayýsý: 1151) (x)
BAÞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.
126 ncý Birleþimde, Ýkinci Bölümde yer alan geçici 4 üncü madde kabul edilmiþti.
Þimdi bu bölümde yer alan diðer maddeleri, varsa, önerge iþlemlerini yaptýktan sonra oylarýnýza sunacaðým.
15 inci maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 15-
BAÞKAN – Madde üzerinde 2 adet önerge vardýr. Önergeleri önce geliþ sýralarýna göre okutacaðým, sonra aykýrýlýklarýna göre iþleme alacaðým.
Ýlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 15 inci maddesindeki “yayýmý” sözcüðünden önce gelmek üzere “Resmî Gazetede” ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
Berhan Þimþek Mustafa Gazalcý Muharrem Ýnce
Ýstanbul Denizli Yalova
Orhan Eraslan Hüseyin Ekmekcioðlu
Niðde Antalya
BAÞKAN – Diðer önergeyi okutup iþleme alacaðým.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 15 inci maddesinin aþaðýda belirtilen gerekçelerle tasarý metninden çýkarýlmasýný arz ve talep ederiz.
Berhan Þimþek Engin Altay Haluk Koç
Ýstanbul Sinop Samsun
Mustafa Gazalcý Hüseyin Ekmekcioðlu Ali Cumhur Yaka
Denizli Antalya Muðla
Muharrem Ýnce Mustafa Özyurt Orhan Eraslan
Yalova Bursa Niðde
BAÞKAN – Komisyon önergeye katýlýyor mu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Hükümet?..
DEVLET BAKANI NÝMET ÇUBUKÇU (Ýstanbul) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, buyurun.
Süreniz 5 dakika.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; Özel Öðretim Kurumlarý Yasasý Tasarýsýný görüþmeye devam ediyoruz. Önergemi açýklamak için, arkadaþlarýmýzla birlikte verdiðimiz önergeyi açýklamak için söz aldým. Millî Eðitim Bakaný yine ortalarda yok. Bu yasa, bir ara askýya alýndý. Yine, yasanýn son maddeleri görüþülüyor; Bakaný bulamýyoruz.
Deðerli arkadaþlar, bir kez, bu tasarýnýn temel yasa olarak görüþülmesini, biz içimize sindiremiyoruz ve anlayamýyoruz. Geçici maddelerle birlikte tümü 20 madde olan bir tasarýnýn, üstelik teknik olan bir konuda, yani, eðitimle ilgili, azýnlýk okullarýyla ilgili, yabancý okullarla ilgili, özel okullarla ilgili, devlet okullarýyla ilgili, öðretmenlerin devlet okullarýndan özel okullara ders vermesini ilgilendiren konular tamamen teknik, her madde üzerinde görüþme yapýlmasý ve katký yapýlmasý gereken bir konu. Ne yaptý Hükümet; bizi olaðanüstü topladý “Avrupa Birliðine uyum paketi” diye, paketin içinden, uyum paketiyle hiç ilgisi olmayan bir Özel Okullar Tasarýsýný önümüze koydu.
Deðerli arkadaþlar, Millî Eðitim Komisyonu Baþkaný, az önce burada, –Sayýn Altýkulaç- adýmý da söyleyerek Dýþiþleri Komisyonunun, Dýþiþleri Bakanlýðýnýn temsilcisinin görüþ bildirdiðini söyledi. Lütfetti, geldi, bana da o görüþü verdi; ama, ben daha önceki konuþmamda, Dýþiþleri Bakanlýðý sözcüsünün, Komisyonda, bu konuda bir isteði olmadýðýný söyledim.
Yani, Komisyonda, Dýþiþleri Bakanlýðý sözcüsü “eðitim konusunda Avrupa Birliði her ülkeyi serbest býrakmýþtýr; kendi alanlarýna girer, böyle bir konuda müktesebat yoktur” dedi ve biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bir karþý görüþ yazýsý yazdýk Komisyonda. Millî Eðitim Komisyonunun raporuna bakarsanýz elinizdeki tasarýda, Dýþiþleri Bakanlýðý sözcüsünün ayrý bir istemi de yok; ama, sonradan ne olduysa oldu, birileri devreye girmiþ, Dýþiþleri Bakanlýðýndan Millî Eðitim Komisyonuna bir yazý gelmiþ, o yazýya dayanarak bir önerge hazýrlanýyor; o önergeden biz kabul edildikten sonra bilgi sahibi olduk, burada tartýþmalar oldu ve içinizden bazý arkadaþlar da bu kaygýlara katýldý ki, bir haftadýr yasa rafta bekliyordu ve þimdi, yeniden görüþmeyle, o maddenin, bütünü oylanmadan önce geleceðini de düþünüyoruz.
Deðerli arkadaþlarým, bu tasarýnýn bu biçimde yasalaþmasý doðru deðildir. Bütün önergelerde siz kapatmýþsýnýz; birkaç önerge dýþýnda bizim konuþma hakkýmýz olmadý. 10 maddede bir 10 dakika görüþme… Þimdi, insafýnýza sýðýnýyorum, ben -örneðin, özel okullardan hizmet satýn almakla ilgili bir madde var, 8 inci madde- burada sordum Sayýn Bakanýn yerine oturan Bakana “hangi hizmeti satýn alacaksýnýz Sayýn Bakaným” dedim, bir ses yok; sonra “yazýlý yanýtlarýz” dedi; yasa geçecek…
Deðerli arkadaþlar, 12 nci maddenin bazý kýsýmlarý çekiliyor; ama, doðrudan özel okul patronlarýndan hizmet satýn alarak devletin kaynaklarý aktarýlacak.
Deðerli arkadaþlarým, bu tasarý eðitimdeki niteliði yükseltmez. Bakýn, hiçbir ölçüt yok; özel okullarýn iyisini kötüsünü ayýrmýyor. Amacýmýz eðitimi yaygýnlaþtýrmak, niteliði yükseltmekse destek verdiðiniz okulun niteliðine bakacaksýnýz. Sizin altýnýzý oyuyorsa, Anayasaya, yasalara uymuyorsa, bu özel okulun desteklenmesi demek devletin varlýðýný kösteklemesi demektir. Böyle bir þey olamaz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, 1 dakikalýk süre içinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) – Evet.
Deðerli arkadaþlarým, bu tasarýnýn, geçen hafta söylediðimiz gibi, oldubittiye getirilmeden geri çekilmesini öneriyoruz. Biz, katýlamadýk, görüþlerimizi tam, madde madde belirtemedik, Komisyonda görüþüldüðü biçimden ayrý bir noktaya geldi bu tasarý. Lütfen, bir kez daha yineliyoruz, bu, eðitimimizi yakýndan ilgilendiren maddelere bizim katkýmýzý, eleþtirimizi, önerimizi, yorumumuzu dinlemek istiyorsanýz, lütfen, bu tasarýyý geri çekin, yeniden görüþelim, biz de görüþlerimizi daha rahat biçimde ortaya koyalým. Temel yasa olmaktan, bu tasarý, çýksýn. Aksi halde, kamuoyunda tartýþma sürecektir ve bizlerin kaygýlarý sürecektir. O yüzden, bu tasarýnýn içinde birçok sakýncalar var. Bunlarý 5 dakika içerisinde anlatamýyoruz, zaman baskýlamasý oluyor ve…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, teþekkür ediyorum.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) – Teþekkür ediyorum ben de.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, önergeyi oylarýnýza sunuyorum…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Karar yetersayýsý…
BAÞKAN - Arayacaðým.
Önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiþtir; karar yetersayýsý vardýr.
Diðer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 15 inci maddesindeki “yayýmý” sözcüðünden önce gelmek üzere “Resmî Gazetede” ibaresinin eklenmesini arz ve talep ederiz.
Berhan Þimþek (Ýstanbul) ve arkadaþlarý
BAÞKAN – Komisyon önergeye katýlýyor mu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Katýlamýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Hükümet?..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Katýlmýyoruz.
BAÞKAN – Hükümet ve Komisyon katýlmýyor efendim.
Evet, imza sahipleri…
Önerge sahipleri adýna Sayýn Muharrem Ýnce, buyurun.
Sayýn Ýnce, süreniz 5 dakika.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum.
Öncelikle, Sayýn Bakaný burada görmekten de çok mutlu olduðumu belirtmek istiyorum; çünkü, ne yazýk ki, günlerdir gözlerimiz kendisini arýyor. Madem bu kadar önemli, madem Meclis olaðanüstü toplanýyor, madem temel yasa, Sayýn Bakan da burada olmalý diye düþünüyorum ve hemen þu soruyu sormak istiyorum: Türkiye Cumhuriyetinin Hükümeti mütekabiliyetten vaz mý geçti? 16 Eylül 2006 günü, Ataköy’de, Batý Trakya 5 inci Kurultayýnda, Sayýn Baþbakan aynen þu cümleleri söylemiþtir: “Dostum Kostas, kesinlikle her iliþkimizde mütekabiliyet aranacaktýr.” Madem mütekabiliyet aranacak, o zaman bu yasa tasarýsý ne?
Azýnlýk okullarý ile yabancý okullarý birbirine karýþtýrýyor deðilim, altýný çize çize söylüyorum.
Deðerli arkadaþlarým, bakýnýz, buradaki olay þudur: Yabancý okullarýn taþýnmazlarý, getirdiðiniz tasarýyla, þu ana kadar sadece Bakanlýða devredilebilirdi, bu tasarýyla, tüzüðünde “eðitim iþleri yapabilir” denilen herhangi bir vakfa devredilebilecek. Yani, bir saygýn yabancý iþadamý Türkiye’ye gelecek, bir okul kuracak, sonra bunu herhangi bir vakfa devredebilecek, öyle mi Sayýn Bakan?
M. CEVDET SELVÝ (Eskiþehir) – Evet.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Ýþte, arkadaþlar, açmaz burada. Yani, daha açýk bir ifadeyle söyleyeyim: Bir yabancý iþadamý gelecek, Türkiye’de bir okul kuracak ve bunu sonra bir Hýristiyan vakfýna devredebilecek. Buna oy vereceksiniz þimdi, göreceðim. Kim evet veriyor, kim hayýr veriyor hep birlikte bunu göreceðiz. Getirilen budur arkadaþlar.
Türk müdür yardýmcýsýndan vazgeçiyorsunuz. Neden vazgeçiyorsunuz bundan? Gerekçe ne? Bugün Yunanistan’da Batý Trakya Türk azýnlýðý var. 30 Ocak 1923’te imzalanmýþ… Anadolu’da yaþayan Rum ahalisi ile Yunanistan’da Karasu Nehri’nin batýsýnda yaþayan, Müslüman ahalisi olarak tanýmlanan Türkler yer deðiþtirmiþ, Ýstanbul’daki Rumlar ile Gümülcine’de, Dedeaðaç’ta ve Ýskeçe’deki Türkler karþýlýklý olarak kalmýþ. Peki, siz, bu Türk müdür baþyardýmcýsýný “Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olabilir” þeklinde deðiþtiriyorsunuz da, bunun karþýlýðýnda Gümülcine’deki, Ýskeçe’deki, Dedeaðaç’taki soydaþlarýmýz eðitimle ilgili yeni bir hak aldýlar da siz de bunun karþýlýðýnda mütekabiliyet gereði mi yapýyorsunuz bunlarý? Ne oldu? Kitaplarý mý deðiþti? Okullarýný mý onardýlar? Vakýf sorununu mu çözdüler? Seçilmiþ müftüyü mü tanýdýlar? Vatandaþlýktan ýskat edilen 50 000 kiþiyi vatandaþlýða mý aldýlar? Ne oldu da siz bunu getiriyorsunuz? Yani, bunu anlamak mümkün deðil.
Türkiye Cumhuriyetinin sýnýrlarý içinde yaþayan gayrimüslimler bizim vatandaþýmýzdýr, en az bizim kadar saygýn insanlardýr, hiç itirazýmýz yok; ama, Batý Trakya’da yaþayan insanlar da bizim soydaþýmýzdýr. Yunan vatandaþýdýr, Türktür, Müslümandýr ve bizim soydaþýmýzdýr ve bunlar karþýlýklý olarak Lozan Antlaþmasý sonucu bu þekilde yerleþmiþlerdir. Bundan nasýl vazgeçebilirsiniz? Bunu gerçekten anlayabilmiþ deðilim.
Yabancý okullarýn kontenjanlarýný, arazilerini 5 katýna kadar çýkarmalarýna imkân saðlýyorsunuz, Ýskeçe’deki Muzaffer Salihoðlu ortaokul-lise karýþýmý okula hiç gittiniz mi? Ahýr gibi bir yerde eðitim yapýyorlar.
Gümülcine’deki Celal Bayar Lisesini ziyaret ettiniz mi? Orada 140 000 soydaþýmýz yaþýyor, gidebilecekleri 2 tane lise var. Üniversite sýnavlarýnda verdikleri yüzde 0,5 kontenjanlarla o çocuklarý nasýl asimile ettiklerini, nasýl daðýttýklarýný -3 tane Atina’ya, 4 tane Selanik’e, 5 tane Adalar’a, 8 tane Kozani’ye bunlarý nasýl daðýttýklarýný- nasýl bilmezden gelebilirsiniz, nasýl görmezden gelebilirsiniz, gerçekten anlayabilmiþ deðilim. Bunu, Anamuhalefet Partisinin bir sözcüsü olarak, ne pahasýna olursa olsun muhalefet edelim mantýðýyla söylemiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Ýnce, buyurun; 1 dakikalýk süre… Konuþmanýzý tamamlayýnýz.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Deðerli arkadaþlarým, bu Parlamento, her seçimde yüzde 60’ýný yeniler. Belki yüzde 60’ýmýz da bir sonraki dönemde olmayacaðýz. O zaman, þu an dik duralým arkadaþlar. Bunu oylarýmýzla geri tepelim.
Terörle Mücadele Yasasýnýn 6 ncý maddesinde de, terör örgütünün kurucusuna af çýkartýyorsunuz dedik; olmaz öyle þey, yapmýyoruz dediniz, sonra geri çektiniz. Yapmýyorsanýz, niye geçirmediniz?!
Þimdi, burada da uyarýyorum: Lozan’ý deliyorsunuz, Lozan’ýn 45 inci maddesine aykýrý bir iþ yapýyorsunuz. Yaptýðýnýz iþ yanlýþtýr. Lütfen, bu yanlýþtan vazgeçin, 130 000-140 000 soydaþýmýzý da üzmeyin diyorum.
Daha sonraki maddelerde görüþmek üzere, hepinize saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Sayýn Baþkaným, önergeyle ilgili bir açýklama yapmak istiyorum.
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Bakaným.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; bir yanlýþ bilgiyi düzeltmek için Sayýn Baþkandan söz aldým.
Deðerli milletvekili arkadaþýmýz, azýnlýk okullarýnda Türk müdür yardýmcýsýndan vaz mý geçtiniz þeklinde bir soru sordu. Azýnlýk okullarýnda Türk müdür yardýmcýsý diye bir kadro söz konusu deðil, böyle bir istihdam…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Yabancý okullar…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yabancý…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Bakýn “azýnlýk okullarý” dediniz. Bakýn, Gümülcine’deki…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yabancý dedi, yabancý…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Efendim, müsaade eder misin…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Kürsüye çýk, orada konuþ.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Mütekabiliyet esasý çerçevesinde, Lozan Antlaþmasý çerçevesinde düzenlenen okullar azýnlýk okullarýdýr. Bizim, Gümülcine’deki Celal Bayar Lisesinde, diðer okullarda mütekabiliyet esasýný göz önünde bulundurmamýz, ancak azýnlýk okullarýyla ilgili olabilir.
Diyelim ki, Alman Lisesi, Avusturya Lisesi, Robert Kolej… (CHP sýralarýndan “ne ilgisi var” sesi)
Müsaade edin.
“Buralarda müdür yardýmcýsýnýn Türk asýllý olmasý lazým” gibi bir ifade var. Biz, bu “Türk asýllý” ifadesini, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaþý” olarak ifade ediyoruz. Niçin; Anayasamýzda “Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaþý olan herkes Türktür” ifadesi yok mudur?
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Yunanistan yapýyor mu onu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Efendim, bunun Yunanistan’la alakasý yok…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Nasýl alakasý yok?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – …yabancý okullarla ilgisi var. Azýnlýk okullarý olsaydý…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Yunanistan’da müdür yardýmcýsý Yunan olmak zorundadýr.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Efendim, bakýn, bizim burada da, buradaki okulda, bizim Rum vatandaþlarýmýzýn kendi okullarýnda müdür muavini de, müdür de Rum asýllý birisidir. Onlar kendi okullarýný kendileri idare ediyorlar. “Yabancýlarýn Türkiye'de kurmuþ olduklarý okullar var. Bu okullarda Türk müdür yardýmcýsýnýn Türk asýllý olmasý gerekir” gibi bir ifade vardý. Türkiye Cumhuriyeti Devleti mademki etnik köken üzerine inþa edilmiþ bir devlet deðildir, Anayasada “Türk” ifadesi bütün Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaþlarýný kapsadýðý için böyle bir düzenleme yapýlmaktadýr. Azýnlýk okullarýyla ilgili böyle bir düzenleme söz konusu deðildir; çünkü yok.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Bir iþadamý okulunu vakfa devredebilecek mi, devredemeyecek mi?
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Bu kadar zahmete gerek var mýydý?!
BAÞKAN – Teþekkür ediyorum.
Sayýn milletvekilleri, önergeyi oylarýnýza sunacaðým…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Karar yetersayýsýnýn aranýlmasýný istiyorum.
BAÞKAN – Arayacaðým.
Önergeyi oylarýnýza sunacaðým, karar yetersayýsýný arayacaðým.
Önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiþtir, karar yetersayýsý vardýr.
Maddeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, saat 20.30’da toplanmak üzere, birleþime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.02
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati: 20.30
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþiminin Üçüncü Oturumunu açýyorum.
1151 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn görüþmelerine kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER (Devam)
1.- Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in; Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1183, 2/743) (S. Sayýsý: 1151) (Devam)
BAÞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.
Tasarýnýn 16 ncý maddesini okutuyorum:
Yürütme
MADDE 16.-
BAÞKAN – Madde üzerinde 2 adet önerge vardýr; önergeleri önce geliþ sýralarýna göre okutup, sonra aykýrýlýk durumlarýna göre iþleme alacaðým.
Ýlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 16 ncý maddesindeki “hükümleri” sözcüðünün “maddeleri” biçiminde deðiþtirilmesini arz ve talep ederiz.
Berhan Þimþek Orhan Eraslan Mustafa Gazalcý
Ýstanbul Niðde Denizli
Hüseyin Ekmekcioðlu Muharrem Ýnce
Antalya Yalova
BAÞKAN – Diðer önergeyi okutup iþleme alacaðým.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 16 ncý maddesinin aþaðýda belirtilen gerekçelerle tasarý metninden çýkarýlmasýný arz ve talep ederiz.
Berhan Þimþek Orhan Eraslan Mustafa Gazalcý
Ýstanbul Niðde Denizli
Hüseyin Ekmekcioðlu Muharrem Ýnce Engin Altay
Antalya Yalova Sinop
Ali Cumhur Yaka
Muðla
BAÞKAN – Komisyon önergeye katýlýyor mu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Hükümet?..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Ýnce, konuþacaksýnýz…
Buyurun.
Süreniz 5 dakika.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Daha önceki konuþmamda ulusal bütünlüðümüzü ilgilendiren mütekabiliyetle ilgili açýklamalarý yaptým. Þimdi ise, uygulamada karþýmýza çýkacak sýkýntýlarý sizlerle paylaþmak istiyorum.
Sayýn milletvekilleri, þimdi, diyor ki, teftiþ; iki kez arka arkaya olumsuz rapor olursa görevinden alýnacak. Bakýnýz, bu çok yanlýþ. Yýllarca özel öðretim kurumlarýnda teftiþ geçirmiþ birisi olarak, oniki yýl müdürlük yapmýþ birisi olarak söylüyorum. Mutlaka, bu madde þöyle olmalýdýr: Ýki ayrý kiþi olmalýdýr teftiþi yapan. Ayný müfettiþin iki raporu asla doðru deðildir. Bu, orada belirtilmemiþtir; iþte, eksikliklerden biri budur.
Bir baþkasý, resmî okullarda görev yapan öðretmenlerin, 15 saate kadar özel okullarda derse girmesi.
Arkadaþlar, bu, Anayasaya aykýrýdýr. Yani, bu ülkede binlerce genç öðretmen var. Bu çocuklar iþsiz. Devlet, istihdam politikalarýný geliþtirmek zorundadýr, iþsizliði azaltacak yönde politikalar geliþtirmek zorundadýr. Yani, siz, bu ülkede binlerce genç iþsizken, devletin resmî okullarýnda görev yapan öðretmenlere, 15 saate kadar, özel okullarda görev yapma þansý veriyorsunuz. Gençler ne olacak?
MEHMET SARI (Osmaniye) – Öðretmenlerin önünü açýyoruz.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Öðretmenlerin önünü açmýyorsunuz, gençlerin önünü týkýyorsunuz.
Bir diðeri, öðrencilerin özel öðretim kurumlarýnýn reklamlarýnda kullanýlmasýyla ilgili düzenleme de burada yetersiz. Bu düzenleme daha katý kurallarý içermeliydi; ama, ne yazýk ki, bununla ilgili en ufak bir þey görmüyoruz.
Yine, valilik, lüzum görülen durumlarda, yönetici ya da öðretmeni görevinden uzaklaþtýrabilecek.
Deðerli arkadaþlarým, bu o kadar muðlak bir ifade ki, o kadar geniþ bir ifade ki… Lüzum görülen haller... Bakýnýz ne olacak: Bu yasama organý bir kanun yapýyor. Kanun çýkaracaðýz burada. Sonra bu yetkiyi valiliklere vereceðiz. Valilik, özel öðretim kurumunda görev yapan bir usta öðreticiyi, öðretmeni ya da yöneticiyi, lüzum görülen bir durum üzerine görevinden alacak, sonra bu özel öðretim kurumunun yöneticisi bize gelecek, yani milletvekillerine gelecek “bu durumu çöz” diyecek, biz de valiye telefon açýp rica edeceðiz. Kendimizi küçük düþürdüðümüzün farkýnda mýyýz? Ne demek, lüzum görülen durumlarda valilik özel öðretim kurumunun yöneticisini, öðretmenini görevden alýr? Þunu ekleyemez miydik oraya: Valilik, özel öðretim kurumunun yöneticisine ya da öðretmenine yazýlý olarak bildirmek zorundadýr bunu; lüzum görülen durumu, öðretmene, yöneticiye, valilik bildirmek durumundadýr. Böyle bir yetki olamaz, olmamalýdýr. Bunu kim yazmýþ, kim hazýrlamýþ, doðrusu, merak ediyorum. Ya kendisini gelecekte vali adayý görüyor bürokratlardan birisi ya da gözden kaçmýþ bir durum bu.
Yine, özel okullar dýþýndaki etüt eðitim merkezlerinin, kurslarýn, dershanelerin açýlma iznini valiliklere býrakmak da müthiþ yanlýþ bir olaydýr. Karþýlaþacaðýmýz zorluðu þimdiden görüyor gibiyim. Trabzon’daki Valiliðin standartlarý ile, istekleri ile Manisa’daki farklý olacak, Edirne’deki ile Diyarbakýr’daki farklý olacak. Ýllerimizde, özel öðretim konusunda yetiþmiþ elemanlarýmýz yok. Buradaki millî eðitim müdürlüklerinin, valiliklerin istekleri, kurum açmayla ilgili standartlar yönergesini uygulamalarý, yorumlamalarý o kadar farklý olacak ki… Manisa’daki bir dershanenin özellikleri ile Amasya’daki bir dershanenin özellikleri çok farklý olacak. Bu çok yanlýþtýr. Kesinlikle bu yetki Bakanlýkta olmalýdýr.
Neden, peki, özel okullarýn açýlma iznini Bakanlýkta býrakýyorsunuz da, diðerlerini neden valiliklere veriyorsunuz? Bu konuda müthiþ bir yanlýþlýk olacak.
Yine çok farklý bir…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – 1 dakikalýk süre içerisinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun Sayýn Ýnce.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Yine, bakýnýz, özel okullardaki elektrik ve su parasýný devlet okullarýyla eþitlediniz. Peki... Peki, Sayýn Bakan, hafta sonunda okullarda kurs açýlýr; yani, bu devletin resmî okullarýnda hafta sonu kurs açýlýr; yani, dershane, yani, kurs faaliyeti yapar okul. Siz hafta sonunda ayrý bir sayaç mý takacaksýnýz okullara?! Böyle bir þey olamaz. Yani, siz 625 sayýlý Yasaya dayanarak özel öðretim kurumu açtýracaksýnýz, sonra, devlet olarak onunla rekabet edeceksiniz! Bunu nasýl çözeceksiniz? Mahkemeye verirler sizi. Ve tarihte rekor kýrýyorsunuz, en fazla dava açýlan Bakansýnýz yaptýðýnýz düzenlemelerle, yönetmeliklerle; 104 tane yönetmelik deðiþtirdiniz.
Cumhuriyet tarihinin bir rekortmenisiniz. Bunu nasýl çözeceksiniz? Bunlarý nasýl göremiyorsunuz? Bunlarýn hepsi yargýdan dönecek arkadaþlar. Tutanaklara geçsin diye söylüyorum.
Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan, Yüce Meclise saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Ýnce.
Önergeyi oylarýnýza sunuyorum…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Baþkan, karar yetersayýsý…
BAÞKAN – Arayacaðým Sayýn Anadol.
Önergeyi oylarýnýza sunup, karar yetersayýsýný arayacaðým.
Önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…
Sayýn milletvekilleri, karar yetersayýsý yoktur; birleþime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.41
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açýlma Saati: 20.50
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþiminin Dördüncü Oturumunu açýyorum.
1151 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn görüþmelerine kaldýðýmýz yerden devam edeceðiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER (Devam)
1.- Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in; Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifi ile Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1183, 2/743) (S. Sayýsý: 1151) (Devam)
BAÞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.
Tasarýnýn 16 ncý maddesi üzerinde verilmiþ birinci önergenin oylamasýnda karar yetersayýsý bulunamamýþtý. Þimdi, önergeyi tekrar oylarýnýza sunacaðým ve karar yetersayýsýný arayacaðým.
Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Karar yetersayýsý vardýr; önerge kabul edilmemiþtir.
Diðer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn 16 ncý maddesindeki “hükümleri” sözcüðünün “maddeleri” biçiminde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
Berhan Þimþek (Ýstanbul) ve arkadaþlarý
BAÞKAN – Komisyon önergeye katýlýyor mu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Hükümet?..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Katýlmýyoruz Sayýn Baþkan.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU (Antalya) – Sayýn Baþkan…
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Ekmekcioðlu.
Süreniz 5 dakika.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU (Antalya) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; görüþülmekte olan kanun tasarýsýnýn 16 ncý maddesinde vermiþ olduðumuz önerge üzerine söz almýþ bulunmaktayým; hepinizi saygýyla selamlýyorum.
AKP Hükümeti, iktidara geliþinin hemen ardýndan özel okullarý desteklemek adýna, kamu kaynaklarýný özel okullara aktarmak için çeþitli giriþimlerde bulunmuþtur. Kamu kaynaklarýnýn özel eðitim kurumlarýna transferini ve eðitimini kýsmen paralý hale getirmek amacýyla Özel Öðretim Kurumlarý Kanun Tasarýsýný hazýrlamýþtýr.
Avrupa Birliði uyum yasalarý çerçevesinde gündeme getirilen tasarýnýn amacý ve içeriðinde eðitimin ihtiyaçlarý deðil, özel eðitim kurumlarýnýn yýllardýr dillendirdiði istek ve beklentiler yer almaktadýr.
Eðitim sisteminin dað gibi birikmiþ sorunlarý varken, kamu okullarýnýn pek çok zorunlu harcamasý, ödenek yetersizliði gerekçesiyle öðrenci ve velilerin omuzlarýna yýkýlmýþtýr.
Özel okullarýn Hükümet tarafýndan desteklenmesi, eðitimde tüccar siyasetin geldiði son aþamayý göstermektedir. Hükümet, böylesi bir uygulamayla paralý eðitime prim vermektedir.
Deðerli arkadaþlarým, Antalya’nýn ilçesi Manavgat Ýlçe Millî Eðitim Müdürlüðü bünyesinde, þu anda 300’ün üzerinde öðretmen, 10 þube müdürü, 160 ilköðretim…
BAÞKAN – Sayýn Ekmekcioðlu, bir 5 saniyenizi rica edeyim.
Saygýdeðer arkadaþlarým, lütfen sükûneti saðlayalým.
Buyurun.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU (Devamla) – …160 ilköðretim, 60 lise dengi olmak üzere, toplam 320 derslik, 3 genel lise, 50 memur, 100 hizmetli, 6 kaloriferci ihtiyacý bulunmaktadýr. Bu, sadece, bir ilçemizin acil ihtiyaçlarýndandýr; varýn, ülke genelini siz düþünün. Durum böyleyken, özel okullara kaynak aktarýlmasý, açýklanabilecek bir durum deðildir.
Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; genel bütçeden ve Millî Eðitim Bakanlýðý bütçesinden yatýrýmlara ayrýlan paydaki azalma, vatandaþlarýmýzýn, eðitim maliyetini üstlenmede daha çok yükümlülük altýna girdiði açýkça gözlenmektedir. Eðitim harcamalarýnýn finansman kaynaklarýna göre daðýlýmý, eðitimde maliyetin faturasýnýn her geçen gün veliye daha çok yüklendiðini ortaya koymaktadýr. Millî Eðitim Bakanlýðýnýn yatýrým bütçesi de son beþ yýlda yüzde 50 azalmýþtýr. Konsolide bütçe yatýrýmlarýndan Bakanlýðýn yatýrýmlarýna ayrýlan pay da her geçen yýl azalmaktadýr. Bu, þu anlama gelmektedir: Millî Eðitime yapýlan eðitimde ticarileþme eðiliminde son yýllarda çok ciddî artýþlarýn olduðunu ortaya koymaktadýr; yani, yatýrýmlarýn gittikçe azaldýðýný göstermektedir.
Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsýnýn genel gerekçesinde “eðitimde planlama, öðretim programlarýný geliþtirme, denetleme ve koordinasyon iþlevi dýþýndaki hizmetlerin özel sektör tarafýndan yürütülmesi, devletin eðitim yükünü hafifleteceði gibi finans sorunlarýnýn aþýlmasýnda da etkili olacak ve daha kaliteli eðitim verilmesinde olumlu geliþmelere ortam hazýrlayacaktýr” sözleriyle belirtilen hedefi, eðitimin iddia ettiði gibi birkýsým deðil tamamýnýn piyasa mekanizmasýna terk edileceðinin itirafýdýr. Millî Eðitim Bakanlýðýnýn görevleri, bu tasarýyla, planlama, öðretim programlarý geliþtirme, denetleme ve koordinasyonla sýnýrlandýrýlmaktadýr. Burada eðitimin kamusal finansmanýndan söz edilmemekte ve eðitimde sorunlarýn özel öðretimle aþýlacaðý iddia edilmektedir. Bu durum, Hükümetin asýl niyetinin, kamusal eðitim hizmetlerini tamamen piyasa koþullarýna terk ederek özelleþtirmek olduðunu göstermektedir.
Deðerli milletvekilleri, bu tasarý Türkiye’nin eðitim anlayýþýný deðiþtirmeyi hedeflemektedir. Oysa, 1739 sayýlý Millî Eðitim Temel Kanununda öncelik kamudadýr. Eðitim, devletin vermesi gereken öncelikli bir hizmet olmaktan çýkarýlmaktadýr. Tasarýda, bir yandan eðitimin bütün yükünün devletin sýrtýnda olduðu, eðitime kaynak aktarmakta güçlük çekildiði dile getirilirken, diðer yandan da, özel öðretimi teþvik etmek için kamudan ciddî bir kaynak aktarýlacak olmasý büyük bir çeliþkidir. Ayný zamanda, hepsi kâr etmek amacýyla kontenjanlarýný dolduramayan kimi çevrelere, deðiþik amaçlarla kurulmuþ vakýf ve cemaatlere baðlý okullarý geliþtirme amaçlanmaktadýr. AKP Hükümeti kamu yararý gözettiðini iddia ederek, özel okullarý desteklemek istemektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Ekmekcioðlu, lütfen konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun efendim.
HÜSEYÝN EKMEKCÝOÐLU (Devamla) – Tamamlýyorum Sayýn Baþkan; teþekkür ederim.
Eðer, AKP Hükümeti gerçekten kamu yararýný gözetiyorsa, kamu kaynaklarýný özel okullara aktarmak yerine, herkese eþit, parasýz ve kamusal eðitim anlayýþýný hayata geçirmelidir.
Vermiþ olduðumuz önergeye olumlu oy vereceðinizi düþünür; hepinizi saygýyla selamlarým. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Ekmekcioðlu.
Önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Önerge kabul edilmemiþtir.
16 ncý maddeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Sayýn milletvekilleri, ikinci bölümde yer alan maddelerin oylamalarý kabul edilmiþtir.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, tasarýnýn görüþmeleri tamamlanmýþtýr.
Þimdi, Hükümetin, görüþülmekte olan 1151 sýra sayýlý Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsýnýn 2 nci maddesinin yeniden görüþülmesine iliþkin, Ýçtüzüðün 89 uncu maddesine göre bir talebi vardýr. Baþkanlýk, bu talebi yerine getirecektir.
Biraz evvel kabul edilmiþ bulunan öneri doðrultusunda, þimdi, Hükümetin istemini okutup, oylarýnýza sunacaðým.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan 1151 sýra sayýlý kanun tasarýsýnýn 2 nci maddesinin Ýçtüzük 89 uncu maddeye göre yeniden görüþülmesini arz ederim.
Hüseyin Çelik
Millî Eðitim Bakaný
BAÞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Maddeler arasýnda uyum saðlanmak amacýyla.
BAÞKAN – Hükümetin talebini oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, þimdi, kabul edilen istem uyarýnca, tasarýnýn 2 nci maddesini yeniden görüþmeye açýyorum.
2 nci madde üzerinde ilk söz, Anavatan Grubu adýna, Erzurum Milletvekili Ýbrahim Özdoðan. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
Sayýn Özdoðan, süreniz 10 dakika.
Buyurun.
ANAVATAN PARTÝSÝ GRUBU ADINA ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Erzurum) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; 1151 sýra sayýlý Özel Öðretim Yasa Tasarýsýnýn birinci bölümünün 2 nci maddesi, Ýçtüzük gereðince, Ýçtüzüðün 89 uncu maddesi gereðince, Hükümetin isteðiyle, maddeler arasýnda uyum saðlamak amacýyla, tekriri müzakereye açýlmýþtýr deðerli arkadaþlar. Þimdi, burada, bir þeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Maddeler arasýnda uyum saðlamak amacýyla bahanesi, adý üstünde, tam bir bahanedir. Burada, çünkü, mýzrak çuvala sýðmamaktadýr. Bu teklifle, ki, bu teklifi getiren, þu anda Bakanlar Kurulu sýrasýnda oturan Sanayi ve Ticaret Bakaný Sayýn Ali Coþkun tarafýndan getirilmiþtir; yani, kesinlikle, bu, önceden bilinen tehlikenin, sonradan millet bu iþe ne der, oy oranýmýz yýpranýr mý yýpranmaz mý endiþesiyle tekriri müzakereye açýlmýþtýr. Baþka hiçbir nedeni yoktur deðerli arkadaþlar.
Bu Hükümet döneminde -vicdanlarýnýza seslenmek istiyorum, Allahýnýzý seversiniz- millet için hangi yasa tasarýsýný getirdiniz; millet için neler yaptýnýz?! Ancak ve ancak “Avrupa Birliðine uyum saðlamak” adý altýnda, Avrupa Birliðinin ve Avrupa ülkelerinin isteklerini yerine getirmek için durmadan çalýþtýnýz.
HÜSEYÝN ÖZCAN (Mersin) – Baþkan, herkes ayakta Baþkan! Otursunlar, dinlesinler.
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) - Sayýn AK Partililer, sizlere bir þey söylemek istiyorum: Yarýn seçim olduðu zaman, Avrupa Birliði ülkeleri gelip oy kullanmayacaklar, bu ülkenin insanlarý oy kullanacaklar ve bu ülkenin insanlarýnýn yüzde 100’ü bu konularda, millî ve ulusal konularda hassastýr deðerli arkadaþlarým; fakat, siz, partinizin yýpranmasýný bu getirdiðiniz teklifle önceden gördüðünüz için, bunu tekriri müzakereye açtýnýz; bu, mýzraðýn çuvala sýðmamasý anlamýna gelmektedir.
Bakýn, cuma günü, apar topar, kurnazlýkla, maalesef, iþte “Hükümet yok, komisyon yok” bahanesiyle Meclis kapatýldý ve bugün, tekrar açtýk ve o gün, AK Parti Grup Baþkanvekili Sayýn Salih Kapusuz gazetelere demeç veriyor; bunlardan birisi de Sabah Gazetesi yazarý Muharrem Sarýkaya’ya; ruhban okulunun açýlmasýna imkân tanýyan Özel Öðretim Kurumlarý Kanun Tasarýsýyla ilgili deðiþiklik önergesinin Ermeni Patriði II. Mesrop’un ricasýyla verildiðini yazdý. Bunu, bu demeci veren Sayýn Salih Kapusuz’dur deðerli arkadaþlar ve þöyle diyor: “Önergeyi, Türk vatandaþlýðýna geçmemiþ Ermeni çocuklarýn iyiliði için verdik.” Böyle bir gülünç hadise olmaz deðerli arkadaþlar. Maalesef, bu haber, Sayýn Salih Kapusuz tarafýndan veya AK Parti yetkilileri tarafýndan yalanlanmamýþtýr.
Deðerli arkadaþlar, Türk millî eðitiminin ve Türk çocuklarýnýn biryýðýn sorunu varken, neden Ermeni çocuklarýný siz düþünüyorsunuz? Bu, dokuzyüz sene Erzurum’da Ermenilerle yaþamýþ bir þehrin insaný, bir milletvekili olarak benim kanýma dokunmaktadýr deðerli arkadaþlar. Bu benim kanýma dokunmaktadýr…
Elbette ki, Türkiye'de yaþayan Ermeni vatandaþlarý, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilkelerine baðlý olduðu müddetçe, bizim vatandaþlarýmýzdýr, bizim insanýmýzdýr.
Peki, laiklik adýna soruyorum: Bir patrikten böyle bir görüþ almanýz ve onun önerisi doðrultusunda bu teklifi getirmeniz laikliðe aykýrý deðil mi deðerli arkadaþlar?! Laikliðe aykýrý deðil mi?! Yani, Ermeni Patriðinin mensubu olduðu kilise dinî bir müessese deðil mi deðerli arkadaþlar? Halbuki, bizim biryýðýn sorunumuz var. Bu millet, size Anayasayý deðiþtirecek büyük çoðunlukta bir güç verdi; fakat, bizim meslek okullarýnýn ve baþý örtülü kýzlarýmýzýn sorunlarý olduðu halde bunu deðiþtirmediniz, dini bütün insanlarýmýzýn veya dindarým diyen insanlarýmýzýn isteklerini yerine getirmediniz; ama, Ermeni Patriði Mesrop Mutafyan’ýn isteðiyle önerge veriyorsunuz. Bunu, buradan, milletimize açýklamak istiyorum deðerli arkadaþlar.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Din üzerinden siyaset yapýyorsunuz!
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) – Ben, din üzerinden siyaset yapmýyorum Sayýn Mehmet Çerçi.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Yapýyorsunuz!
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) – Din üzerinden siyaset yapmýyorum, din üzerinden siyaset yapanlarý deþifre ediyorum.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Milletin deðerlerini kullanmayýn!
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) – Din üzerinden siyaset yapmak günahtýr, ayýptýr!
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Her zaman yapýyorsunuz!
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) – Bu millet, hiçbir zaman bir daha size kanmayacaktýr.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Nereden biliyorsun?
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) – Din üzerinden siyaset yapanlar, din üzerinden ticaret yapanlar, din üzerinden sanayi iþletenler, din üzerinden medya açanlar rezil olmuþtur…
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Palavralarla olmaz bu iþ.
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) - …ve bu milletin, dindarým diyen vatandaþlarýn paralarýný sömürmüþlerdir ve bu millet de “bir musibet, bin nasihatten iyidir” atasözüyle uyanmýþtýr.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Milletin ortak deðerlerini kullanma.
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) - Artýk, din üzerinden siyaset, ticaret, sanayi, medya iþletenler asla bu milletin yüce dinini kullanamayacaklardýr; bunu, buradan belirtmek istiyorum. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
Deðerli arkadaþlar, Kapusuz’un aktardýðýna göre, Patrik II. Mesrop son yýllarda Ermenistan’dan Türkiye’ye çok sayýda çocuðun geldiðini söylemiþ; bu çocuklarýn Türk vatandaþlýðýna geçme þansý olmadýðý için, okuma olanaklarýnýn bulunmadýðýný vurgulamýþ. Vah benim Sayýn Grup Baþkanvekilim, vah!.. Biryýðýn, milyonlarca Türk öðrencisinin, milyonlarca sorunu var; siz, Ermeni çocuklarýnýn, Ermenistan’dan gelecek Ermeni çocuklarýnýn eðitimini düþünüyorsunuz!..
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Acaba neden?!
ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Devamla) - Milletime bunu deþifre etmek istiyorum; bu ne vahim bir durumdur… Bu benim kanýma dokunuyor deðerli arkadaþlar. Ki, bu dýþarýdan gelen Ermenilerin atalarý, benim, Erzurum’da ve doðunun birçok vilayetinde dedelerimi þehit etmiþ insanlardýr deðerli arkadaþlar. Bunu, asla ve katiyetle kabul etmiyoruz ve milletime þikâyet ediyorum deðerli arkadaþlar.
Ve diyor, azýnlýk okullarýndan yararlanma olanaklarýnýn saðlanamamasý halinde, çocuklarýn istenmeyen yollara kaymalarýnýn önünü kesebileceklerini bildirmiþ Sayýn Kapusuz. Ya, böyle bir rezalet olur mu deðerli arkadaþlar?! Ermenistan’dan çocuklar buraya neden gelsinler ve burada, neden Türkiye’de olay çýkarsýnlar?! Türk emniyet güçleri vardýr; Türk emniyet güçleri, olay çýkaran çocuklarý herhalde kapý dýþarý ederler. Onlarýn durumlarýný düþünecek bizim halimiz yoktur; bizim derdimiz ve problemlerimiz bize fazlasýyla yetiyor. Bu ne bedbahtlýktýr; milletim, duyun bu halleri!
Özel okullar yasa tasarýsýnýn, deðerli arkadaþlar, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki görüþmeleri tamamlanýrken, bazý milletvekillerinin uyarýsýyla, neredeyse Lozan’ýn delindiði fark edildi. Ben, AK Partideki ve diðer muhalefet partilerindeki bu milletvekili arkadaþlarýma minnet duygularýmý arz ediyorum, hepsine teþekkür ediyorum. Elbette þunu biliyorum: AK Partideki milletvekili arkadaþlarýmýn kahir ekseriyeti, millî ve ulusal konularda son derece hassastýr, bunu biliyorum; ama, ortada bir zafiyet var. Bu nedir; bir dahaki seçimlerde milletvekili olabilir miyiz...
Deðerli arkadaþlar, hepimiz bir gün ölüp gideceðiz; tarihe kötü isimlerle anýlmayalým, kazýnmayalým. Çocuklarýmýz bizi rahmetle yad etsin. Allah önünde bir gün hesap veririz. Allah önünde vereceðimiz hesaptan hepimizin korkmasý lazým.
Deðerli arkadaþlar, sizi bu konularda tekrar hassasiyete davet ediyor ve bu teklifin tekrar gündeme gelmemesi için gayretlerinizi rica ediyor, hepinize en derin saygý ve sevgilerimi sunuyorum. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna, Denizli Milletvekili Sayýn Mustafa Gazalcý; buyurun. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Sayýn Gazalcý, süreniz 10 dakika.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; Özel Öðretim Kurumlarý Yasa Tasarýsýnýn görüþmesi tam bir fiyaskodur. Ele alýnýþ biçimi, temel yasaya sokuluþu ve Sayýn Bakanýn görüþmeler sýrasýnda burada bulunmamasý, son anda kimi maddelerinin deðiþtirilmesi, yeniden görüþme istemleri; gerçekten bir AKP klasiðiyle karþý karþýyayýz.
Deðerli arkadaþlar, Sayýn Bakan nihayet yasanýn sonunda geldi; ama, sonuna geldik.
Þimdi, ben soruyorum: Özel okullara giden her öðrenciye 1 000 YTL, yani 1 milyar lira verilecekti -Antalya’da söyledi Bakan, baþka yerlerde söyledi- ve kredilerin yüzde 50 faizini devlet ödeyecekti; karþý çýktýk o zaman. Sonra ne oldu; buradan geriye çektiniz; kimden çekinerek?.. Siz de biliyorsunuz ki, özel okulda hiçbir çocuk 1 000 YTL’ye okumaz. Yani, bugün özel okullarýn en ucuzu 4-5 milyardan baþlar; yani, ne köylü çocuðu ne iþçi çocuðu ne memur çocuðu, siz 1 000 YTL verseniz de, o okullarda okuyamayacaktý.
Peki, þimdi, onu çektiniz, yerine ne getirdiniz -ya da vardý zaten- hizmet satýn alma… Nedir bu satýn alacaðýnýz hizmet, ne yaptýracaksýnýz; gene, orada çocuk mu okutturacaksýnýz -hani, bu 10 000 çocuk okutturma iþi vardý- ya da orada baþka bir þey,- neyi satýn alacaksýnýz? Bir yandan, devletin desteði söz konusu “destekleyelim; bak, orada, yarý yarýya özel okullarýn kontenjanlarý boþ” diyorsunuz; bir yandan da “ben sizden hizmet satýn alacaðým” diyorsunuz. Bu bir çeliþki deðil mi deðerli arkadaþlar?
Gelelim þimdi 2 nci maddeye. Þimdi, 2 nci madde Komisyonda görüþüldü; biz bütününe bir “karþý oy” yazýsý yazdýk. Sonra buraya geldik, baktýk kiþisel konuþmalar kapatýlmýþ, önergeler verilmiþ “Kabul edenler… Etmeyenler…” Bir þey kabul edildi... Biz, bu Meclis, oylamadan sonra bu 2 nci maddenin farkýna vardýk. Sayýn Ali Coþkun bir önerge veriyor. Önerge elimde. Þimdi, birinci kýsmýyla karþýlaþtýrýyorum. Baþlangýç kýsmýndan sonra “ile” kýsmý var, yani “Ali ile Veli...” Veli kýsmý diyor ki burada: “Bu azýnlýða etnik ve dinî köken itibariyle mensup yabancý uyruklu çocuklarýn devam ettiði okulöncesi eðitim, ilköðretim ve ortaöðretim özel okul…” Bu, daha önceki tasarýda yok, komisyonda yok. Bize deniliyor ki: “Dýþiþleri bildirdi.” Bugün -sað olsun- Baþkan, Dýþiþlerinden gelen yazýyý bana verdi. Ben bu 2,5 saat arada döndüm döndüm baktým. Yazýnýn tarihi 5 Mayýs 2006. Ben sanýyordum ki, bu yeni geldi, hemen verildi. Bakýn, 5 Mayýs 2006. Biz bu tasarýyý nisanda görüþtük deðerli arkadaþlar. Orada Dýþiþleri Bakaný Sözcüsüne Baþkan sordu: “Ne düþünüyorsunuz bu konuda?” “Bu konuda, efendim, her devlet kendisi düzenliyor.” Yani, böyle bir düzenleme isteði yok. Yalnýz 2 nci maddeye iliþkin deðil; burada baktým ben; özel okullarýn valilikçe açýlmasýný da istemiyor Dýþiþleri Bakanlýðý. Þimdi biz Dýþiþleri Bakanlýðýnýn görüþüne tabiî ki önem veririz, komisyonda konuþuruz, aramýzda konuþuruz; ama, siz buradan iþinize gelen kýsmý alacaksýnýz, Türk vatandaþý olmayan, dýþarýdan gelen etnik ve dinsel… Ýþte Ermeni çocuklarý varmýþ, onlar burada okusa iyi olurmuþ! Birileri öyle demiþ! Bakan da, bu mayýsta gelen bu yazýyý bürokratlarýna vermiþ, son dakika burada bir önerge verilmiþ. Sonra biz burada itiraz edince AKP’li arkadaþlarýn da kafasý karýþtý, yeniden müzakere… Þimdi onu görüþüyoruz.
Deðerli arkadaþlar, bakýn ben tabiî ki bir Lozan uzmaný deðilim, azýnlýklar uzmaný deðilim. Bu konuda yetkin insanlar var. Ama, bu konu geldikten sonra araþtýrma yaptým. Þimdi bu Lozan’ýn, yani, 24 Temmuz 1923’te kabul edilen Lozan Antlaþmasýnýn 37 nci ve 45 inci maddeleri azýnlýklarla ilgili. Burada “azýnlýk”, Müslüman olmayanlar için konulmuþ. Etnik köken yok. Yani, gayrimüslimler için konulmuþ. Burasý doðru; ama, deðerli arkadaþlar, bir 41 inci madde var burada kabul edilen; orada diyor ki -bakýn, 41 inci madde- Müslüman olmayan azýnlýklar için belirtilen bir ayrýcalýk getiriliyor, tek ayrýcalýk o: “Türk hükümetinin, genel, yani kamusal eðitim konusunda, Müslüman olmayan uyruklularýn önemli bir oranda oturmakta olduklarý il ve ilçelerde -yani Müslüman olmayan, Türkiye’de azýnlýk statüsünde olan il ve ilçelerde- bu Türk uyruklularýn çocuklarýna ilkokullarda anadilleriyle öðretimde bulunmasýný saðlamak bakýmýndan uygun düþen koþullar gösterilmesi” diyor. Bu ne demek; bu þu demek: Yani, Müslüman olmayan, Türkiye’de il ve ilçede yoðun olarak oturuyorsa, orada ilkokulu –o zamanki deyimle- kendi anadilleriyle okuyacak; ama, bir þey de eklenmiþ: Türk Dilinin okutulmasý da zorunlu.
Bu arada ayraç içinde þunu söyleyeyim: Bugün 26 Eylül, Dil Bayramýnýn 74 üncü yýldönümü; onu da kutluyorum.
Deðerli arkadaþlar, ama biz, bu kapsamý geniþletiyoruz þimdi. Bakýn, o zaman ilköðretimde, bulunduðu yerlerde yalnýz ilköðretimde kendi anadiliyle ilkokulu okuyabilecekken, Türk Dilini de öðrenmesi zorunluyken, þimdi okulöncesinden ortaöðretimin sonuna kadar getiriyoruz; buna da bir þey denmiyor, bu da olabilir; ama, bir de dýþarýdan getirenlere madde açýlýyor. Deðerli arkadaþlar, kafa karýþtýran bu; sizin de kafanýz karýþtý ki, geri çektiniz bu maddeyi. Ben, gene de, yanýlgý, nereden dönülürse kazançtýr diyorum. Karþýlýklýlýk ilkesi –ben tekrar söylüyorum, uzman deðilim ama- dýþ politikada önemlidir. Yani, siz burada kapýlarý açarken, sizin çocuklarýnýza Almanya’da, baþka yerde karþýlýk verilmiyorsa, sen kapýlarý açamazsýn.
Deðerli arkadaþlar, bakýn, ben gene sordum, Avrupa Birliðinde, her parlamento, kimin azýnlýk olacaðýna karar veriyor. Bakýn, Avrupa Birliði üyesi ülkelerde, kimin azýnlýk olacaðýna, o ülkenin parlamentosu karar veriyor. Yunanistan -arkadaþlarým burada çok konuþtu- Makedonyalýlarý hâlâ azýnlýk kabul etmiyor.
Deðerli arkadaþlar, konuþtuðumuz, eðitim, insaný biçimlendirme süreci. Yani, bu madde, tabiî, Özel Okullar Yasa Tasarýsý bundan ibaret deðil, buna kilitlenmeyelim, devlet okullarýnýn içi boþaltýlýyor bu yasayla.
Bakýn, Sayýn Bakan geldi geleli, dört yýla yakýn, gerçekten devletin bakaný gibi hareket etmiyor, devlet okullarýnýn niteliðini yükseltmek için çalýþmýyor. Adres olarak nereyi gösteriyor? Git oraya diyor, hem öðrenciye hem öðretmene. Burada ders ücretini 5 lira yaptý bakýn. 10 lira söz verdi, sonra Maliye Bakaný dedi, þu dedi, bu dedi, 5 lira yaptý.
Bugün gazetenin birinde “öðretmen pazarý” diyor arkadaþlar. Bakýn, ücretli öðretmenlere, saati 5 liradan, Ýzmir’de 402 açýk için, internette bir sayfa açýlmýþ, 2 800 öðretmen adayý baþvurmuþ. Sayýn Bakan, bakýn… 100 saat derse girse bu öðretmen –ki, çok zor- 500 eder arkadaþlar. Bu…
Bakýn, devlet okulunda siz öðretmene iyi aylýk vermezseniz, iyi ücret vermezseniz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, 1 dakikalýk süre içinde konuþmanýzý tamamlayýn.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) – …ayaðýný oradan keserseniz, bu, yanlýþ olur, devlet okulundaki niteliði boþaltýrsýnýz.
Bakýn, bu tasarýnýn en büyük sakýncalarýndan birisi daha -burada bir iki kere konuþma fýrsatý bulduðumda hep söylüyorum- nitelik ayýrýmý yapmýyor, özel okullara destek verirken “ben, þu niteliklere sahip, yani yüksek niteliklere sahip ya da þu aþamada eðitim yapan okullara destek vereceðim” demiyor. Zaten nitelikli okullar doluyor, desteðe de gereksinim yok. Burada destek verilmek istenen, gerçek eðitim yapmayan ya da gerçekten öðretim birliðiyle sorunu olan, laiklikle sorunu olan…
Arkadaþlar burada çýktýlar, “özel okullar olursa þöyle olacak, böyle olacak…” Kimse buna hayýr demiyor ki zaten. Ama, özel okulda, devlet okulunda nitelik aranacak, anayasal ilke aranacak. Eðer bunlar aranmazsa, bu yasanýn sonucunda, hizmet satýn alma iddiasýyla, birtakým okul patronlarýna… Bakýn, 1 000 YTL’yi çekiyorsunuz; bu sefer, okulun sahibine para aktarýyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Sayýn Gazalcý, süreniz doldu.
Teþekkür ediyorum.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) – Bitiriyorum.
BAÞKAN – Hayýr; 1 dakika içinde tamamlayýn demiþtim.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) – Peki.
Ben, teþekkür ediyor, saygýlar sunuyorum arkadaþlar. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN - Sað olun.
Komisyon adýna, Komisyon Baþkaný Ýstanbul Milletvekili Sayýn Tayyar Altýkulaç; buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Sayýn Baþkan, deðerli arkadaþlarým; millî meselelerde hepimizin duyarlý olup olmadýðý ya da bazýlarýmýzýn duyarlý, bazýlarýmýzýn duyarsýz olduðu konusu, burada, bence, konuþulamaz. Bu Mecliste, hangi partiye mensup olursa olsun, iktidarýyla, muhalefetiyle, baðýmsýzlarýyla, her arkadaþýmýz, millî meselelerde duyarlýdýr. Bu açýdan, bu konu tartýþýlýrken, özellikle muhalefet partisine mensup arkadaþlarýmýzýn gösterdikleri duyarlýlýðý da, ben, saygýyla, takdirle karþýlýyorum. Ancak, biraz -affedersiniz- bazý gerçekleri birbiriyle karýþtýrýyoruz. Ben, muhalefet sözcülerinin konuþmalarýný dinledikten sonra, daha önceki müzakerelerdeki konuþmalarý da hatýrlayarak, bir iki noktaya açýklýk getirmek üzere söz aldým.
Þimdi, bir önergeyi tartýþýyoruz, daha önce verilmiþ bir önergeyi tartýþýyoruz; bu önerge niçin verildi, niçin sonra bundan vazgeçildi, bunun arka planýnda neler var?.. Bundan önceki oturumlarda bir arkadaþýmýzýn adýmý zikrederek yaptýðý konuþma üzerine yaptýðým açýklamada da belirttim; Dýþiþleri Bakanlýðý uzmanlarýný, tabiî, bu gibi konularda, biz, Komisyona çaðýrýyoruz, davet ediyoruz. Bu uzman arkadaþlarýmýza sorduk, dedik ki: Sizin, bu tasarý üzerinde bir karþý görüþünüz var mý? Onlar, bir karþý görüþleri olmadýðýný beyan etmekle birlikte, dediler ki: “Bu tasarý bizim elimize bir gün önce geçti, yeteri kadar inceleyemedik; eðer incelemenin yararý olacaksa, inceleyelim, size görüþ belirtelim.” Ben kendilerinden bilhassa rica ettim, dedim ki: Lütfen, konuyu önemle inceleyin, irdeleyin; düzeltilmesi, deðiþtirilmesi, geliþtirilmesi gereken bir þey varsa, Genel Kuruldaki müzakereler sýrasýnda da bunu yapabiliriz. Sayýn Gazalcý’nýn da ifade ettiði gibi, bizim Komisyondaki görüþmemizden bir müddet sonra, iþte, nisan, mayýs aylarýný zikretti Sayýn Gazalcý…
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – 5 Mayýs.
TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Benim ricam üzerine, Dýþiþleri Bakanlýðý yetkilileri, konu üzerinde yaptýklarý çalýþma sonucunu, Millî Eðitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Baþkanlýðýna sundular resmî yazýyla; bir nüshasýný da Sayýn Gazalcý’ya takdim ettim. Burada, tasarýyla ilgili bazý önerilerde bulunuluyor. Bunlarýn bir kýsmý, Avrupa Birliðinin bazý bakýþ açýlarýna da atýfta bulunarak, þöyle olursa daha iyi olur, böyle olursa daha iyi olur gibi; ama, Avrupa Birliði baðlamýnda zorunlu deðiþiklikler olarak deðil; ama, bunlarýn dikkate alýnmasý durumunda tasarýnýn daha doðru bir düzenlemeye kavuþacaðýný ifade ediyorlar bu yazýda. Ben bu yazýyý Sayýn Millî Eðitim Bakanýmýza takdim ettim, onlar da Bakanlýk olarak incelediler, deðerlendirdiler ve sanýyorum 3 tane önergeyle komisyonumuza geldiler. Biz, bu önergeyi -Sayýn Ali Coþkun adý sýk sýk geçiyor ve belki Sayýn Bakan da bundan üzülüyor- ya benim imzalamam ya da Sayýn Bakanýn imzalamasý gerekiyordu; çünkü, milletvekilleri adýna verilmiþ önergeler dolmuþtu; yani, milletvekillerinin bu önergeyi imzalama imkânlarý kalmamýþtý.
Tabiî, teklif Dýþiþleri Bakanlýðýndan ve Millî Eðitim Bakanlýðýndan geldiði için görüþ olarak, Hükümet adýna bunu Sayýn Bakanýn imzalamasýnýn daha doðru olacaðýný, o sýrada Komisyon yerinde Hükümet adýna oturan Sayýn Ali Coþkun’a ben rica ettim; ben de imzalayabilirdim pekala, Sayýn Bakan imzaladý; olay bir kere bu, arka planý bir kere bu.
Þimdi, ne oldu bu önergeyi vermekle; azýnlýk okullarýna, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþý olan, “azýnlýk” tabir ettiðimiz, Lozan Antlaþmasý çerçevesinde, bu vatandaþlarýmýzýn çocuklarýnýn -“bu vatandaþlarýmýzýn” altýný çiziyorum- okuduðu okullara, ayný etnik ve dinî kökenden gelen gayrimüslimlerin de, Türk vatandaþý olmasalar da, bu okullara girebilmelerini saðlýyor.
Tabiî, bu Lozan’ýn delinmesi, tasarýnýn geniþletilmesi gibi geniþ tartýþmalar oldu. Ben, Dýþiþleri Bakanlýðý bürokratlarýyla görüþtüðüm zaman bu deðiþikliði niçin önerdiklerini “Türkiye’de Ýstanbul gibi, Ankara gibi büyük þehirlerde yabancý misyon þefleri var, bunlarýn çocuklarý var, bazý iþadamlarý gelip birkaç yýl Türkiye’de kalabiliyorlar ve bunlarýn çocuklarýnýn eðitimi söz konusu; bunlara bir alternatif -bunlarýn okuyabilecekleri okullar hiç mi yok; var; ama, bu da bir alternatif- olabilirdi; insanî düþüncelerle biz bunu önerdik” dediler. Biz de bunu makul gördük ve önergeyi sunduk.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, burada özellikle muhalefet milletvekili arkadaþlarýmdan rica ediyorum “milletlerarasý okullar” diye bir taným var orada. Milletlerarasý okullar tanýmýnda ne diyor; “Yalnýz yabancý uyruklu öðrencilerin devam edebilecekleri özel öðretim kurumlarý.”
Bu okullarý kim açabiliyor? Bakýnýz, Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn çocuklarýnýn okuyabileceði okullar deðil, sadece Türkiye’de bulunan yabancýlarýn çocuklarýnýn okuyabilecekleri okullar var. Bunlar açýlmýþ. 1985’li yýllardan bu yana bu okullar faaliyet gösteriyor, bir faaliyet gösteriyor; yani, 625 sayýlý Yasada bu okullar zaten var. Siz o maddeyi geniþletseniz de geniþletmeseniz de, dýþarýdan birisi Türkiye’ye geldiði zaman onun çocuðunun okuyacaðý yabancý okul var. Peki, bunu niye geniþletiyorsunuz? Yani, bir alternatif sunmak, bir kolaylýk sunmak, belki, (X) mýntýkasýnda okuyan yabancýnýn…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Baþkaným, lütfen ama…
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Lütfen, ben, sizi, sakin, sükûnetle dinledim Sayýn Ýnce.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Ama, doðru anlatmýyorsunuz…
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Hayýr…
Milletlerarasý okul…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Bu farklý, milletlerarasý farklý.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Kim açabiliyor bu okullarý, milletlerarasý okullarý; bir Yunan vatandaþý gelip Türkiye’de milletlerarasý okul açabiliyor; bir Bulgar vatandaþý kalkýp Türkiye’de bunu açabiliyor. Kurumsal olarak açabiliyorlar. Yunan sefareti açabiliyor ya da Arap toplumlarýndan. Yani, orta þark ülkelerinden birisi kalkýp, bu okullarý, milletlerarasý okullarý açabiliyor. Yani, açýk bu zaten.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Azýnlýk okulu baþka, o baþka Sayýn Baþkan.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Efendim, azýnlýk okulu baþka, o baþka; tabiî ki baþka.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Ee?..
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Azýnlýk okulu baþka,. Azýnlýk okuluna… O da bir Rum okuludur ya da Ermeni okuludur.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Vatandaþlarýmýz geliyor oraya.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Milletlerarasý okullarda okuyan çocuklar da ya Rum çocuðudur ya Ermeni çocuðudur ya Alman çocuðudur ya Ýngiliz çocuðudur…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Hayýr, kordiplomatlarýn çocuklarý.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Þimdi, demek ki, bunu geniþletmiþ olmanýn bizi paniðe götürecek bir tarafý yok. Bu okullar… Þu anda 11 tane de milletlerarasý okul var. Bu okullarda yapancýlarýn çocuklarý okuyor. Bu maddeyi de geniþletirseniz, yine yabancýlarýn çocuklarý ya o milletlerarasý okullarda okuyacaklar ya da iþlerine geliyorsa, kolaylarýna gidiyorsa, bu azýnlýk okullarýndan birini tercih edip çocuklarýný orada okutacaklar.
Peki, önergeyi niye çektik ya da deðiþiklik önergesiyle, deðiþiklik teklifiyle bugün karþýnýzdayýz; anlaþýlmayan, bence doðru olmayan, bence gerekli olmayan bir duyarlýlýk oldu. Ýktidarda da oldu, muhalefette de oldu. Ýktidar Partisine mensup milletvekili arkadaþlarým da geldiler, onlara anlattýk, ikna oldular; ama, Muhalefet Partisine mensup arkadaþlarýmýz, onlar pek ikna olmak yanlýsý deðiller. Mademki, deðiller, bir duyarlýlýk var, pekâlâ, öyle kalabilir.
Gelelim...
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Çekmeyin o zaman.
ATÝLA EMEK (Antalya) – Çekmeyin o zaman, devam edin Sayýn Baþkan. Doðruluðuna inanýyorsanýz, çekmeyin o zaman. Neyi izah ediyorsunuz?! Çekmeyin.
BAÞKAN – Karþýlýklý konuþmayalým. Sayýn milletvekilleri, lütfen arkadaþlar... Lütfen...
ATÝLA EMEK (Antalya) – Yani, Grubunuzu ikna etmeye çalýþýyorsunuz. Çekmeyin. Çekmeyin o zaman.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Zararý yoksa çekmeyin caným.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Peki, onu da düþünelim.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, tartýþmalarda, konu, genellikle, Ruhban Okuluna kapý açýlýyor gibi tarafa da çekildi. Þimdi, bunun Ruhban Okuluyla, evvela, ne ilgisi var?! Bunun, Ruhban Okuluyla, bir kere, asla bir ilgisi yok.
ATÝLA EMEK (Antalya) – Tamam, geçirin!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Müsaade eder misiniz.
Deðerli arkadaþlar, Ruhban Okuluyla bir ilgisi yok. Ruhban Okulu nedir? Heybeli Ada’da faaliyet göstermiþ olan, sanýyorum 1971 yýlýna kadar, Anayasa Mahkemesinin kararýna kadar faaliyet göstermiþ olan iki yýllýk yüksekokuldur Ruhban Okulu; Millî Eðitim Bakanlýðýna baðlý deðildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Lütfen efendim...
Sayýn Baþkan...
BAÞKAN – Sayýn Altýkulaç, ek 1 dakikalýk süre vereceðim. Bu süre içerisinde konuþmanýzý tamamlayýp, teþekkür ediniz.
Buyurun efendim.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) – Binaenaleyh, Ruhban Okulunun açýlmasý konusu bir Anayasa konusudur; hiçbir þekilde, burada yapacaðýmýz deðiþikliklerle Ruhban Okuluna kapý açamazsýnýz.
Biraz önce, deðerli bir konuþmacý arkadaþým, kiliselerle iliþkilendirdi konuyu. Bunun kiliselerle ne ilgisi var? Normal lise bunlar ya da ilköðretim okulu. Azýnlýk okullarý dediðiniz okullarýn din eðitimi okulu olmakla bir ilgisi yok. Zaten, özel din eðitimi okulu açamýyorsunuz. Buna dair de madde var kanunda. Yani, din eðitimi okulu açýlmasý mümkün deðil.
Sayýn Ýnce’nin, biraz önce, gayrimenkullerin, taþýnmazlarýn, yabancý okullara ait taþýnmazlarýn devriyle ilgili endiþesi için de ayný þeyleri söyleyeceðim. Bugün, milletlerarasý okullar var. Mesela, biraz önce söylediðim gibi, bir Rum vatandaþý gelir, Türkiye’de bir okul yaptýrýr, bu okulu istediði bir vakfa baðýþlayabilir. Biz, bu baðýþý, þimdi, yabancý okullar için...
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sadece Millî Eðitime baðýþlayabilirdiniz. Siz þimdi geniþlettiniz.
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) –...Bakanlar Kurulu iznine baðladýk; ama, milletlerarasý okul açan bir yabancý, okul yaptýrýr, bunu birilerine devreder.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) - Ne Bakanlar Kurulundan izin alýr… Doðrudan doðruya devreder, iþ biter. Bir engel yok. Bu konuda gösterilen duyarlýlýklarýn, deðerli arkadaþlarým, kusura bakmasýn muhalefet milletvekilleri…
BAÞKAN – Sayýn Altýkulaç… Teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan…
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Devamla) - …bana göre, hiçbir deðeri yok.
Saygýlar sunarým. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Sað olun.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeyi çekmeyin o zaman Baþkaným, önergeyi çekmeyin. Madem, problem yoksa, kalsýn önerge.
BAÞKAN – Þahsý adýna, Yalova Milletvekili Muharrem Ýnce.
Sayýn Ýnce, buyurunuz. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
Süreniz 5 dakika.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Baþkan, sayýn milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum.
Þimdi, konu çarptýrýlýyor deðerli arkadaþlarým. Milletlerarasý okul, azýnlýk okulu, yabancý okul…
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Hayýr… Hayýr…
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Sayýn Baþkaným, kusura bakmayýn. Bakýn, 21 inci sayfadan hep birlikte okuyalým:
“5) Yabancý okullarýn taþýnmaz mallarý -yabancý okullar bölümünde- kurucularýnýn veya yetkililerinin önerisi ile Bakanlýða ya da kuruluþ amaçlarý eðitim vermek olan þu vakýflara devredilebilir.”
Zaten, çekincemiz burada bizim Sayýn Baþkan. Atina’dan saygýn bir iþadamý gelir, buraya bir özel okul kurar. Özel okulu kurduktan sonra -bilgisayarý, laboratuvarý, spor salonu, dört baþý mamur bir okul kurar mý- þu andaki yasalarýmýza göre, bunu devretmek isterse, sadece, nereye devreder; Millî Eðitime devreder, Bakanlýða devreder. Þimdi, siz “vakýflara devreder” diyorsunuz. Ýþte, sorun burada baþlýyor zaten. Bizim itirazýmýz buraya.
Bir de þurayý anlayamadým: Sayýn Ali Coþkun’un devlet adamlýðýndan hiç kuþku duymuyorum. Bunu, gerçekten, inanarak söylüyorum.
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Kullanmýþlar, kullanmýþlar…
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Ben, burada Sayýn Bakana haksýzlýk yapýldýðýný düþünüyorum. Sayýn Millî Eðitim Bakanýnýn bu önergeden haberi var mýydý? Bence, Sayýn Bakan, gelsin bu kürsüye, bunu anlatsýn. (CHP sýralarýndan alkýþlar) Bundan haberi var mýydý? Arkadaþýna, ayný Kabinedeki arkadaþýna haksýzlýk yapmýþtýr.
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Ýhale peþindedir o, ihale peþinde… O ihale peþindedir.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Bence, bunu anlatsýn. Sayýn Bakan, mademki temel yasa, mademki Meclis olaðanüstü toplanmýþ, hepimiz gelmiþiz buraya, Sayýn Bakan burada yok ve çok tartýþmalý, daha sonra geri çekilen önergeyi Kabinedeki bir baþka arkadaþýna imzalatýyor. Bilmeyebilir de insan, anlamayabilir bir baþka konuyla ilgilenen bakan burada. Ben Sayýn Ali Coþkun’u hiç suçlamýyorum. Ben Sayýn Bakaný suçluyorum, Sayýn Millî Eðitim Bakanýný suçluyorum.
Deðerli arkadaþlarým, cumhuriyetin ilk Millî Eðitim Bakanlarýndan Mustafa Necati Bey, otuzlu yaþlarda vefat ettiðinde, bu ülkenin Cumhurbaþkaný Atatürk, hüngür hüngür aðlamýþtýr; çünkü, Mustafa Necati, Latin alfabesine geçen, karma eðitimi yapan, Tevhidi Tedrisatýn temellerini atan bir Millî Eðitim Bakaný idi. Bugün, Sayýn Millî Eðitim Bakaný, Sayýn Cumhurbaþkanýyla kavgalý, Anamuhalefetle kavgalý, YÖK’le kavgalý, üniversitelerle kavgalý, öðretmenle kavgalý, öðrenciyle kavgalý, veliyle kavgalý, muhalefetle kavgalý, herkesle kavgalý…
SÜLEYMAN SARIBAÞ (Malatya) – Müteahhitlerle barýþýk; bölücü ayný zamanda!..
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Bu kadar uzlaþmaz, bu kadar dayatmacý, bu kadar inatçý, bu kadar antilaik!.. Böyle uygulamalar cumhuriyet tarihinde görülmedi. Cumhuriyet tarihinde bunlar hiç olmadý. (CHP sýralarýndan alkýþlar, AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Deðerli arkadaþlarým, tutturduk bugünlerde bir bedava kitap... Þu bedava kitabý kýsaca bir anlatayým size. Okullarda öðrenciden 41 kalemde para toplanýr, yakacak parasý, diploma parasý, pul parasý, fotokopi parasý gibi. Bunlardan bir tanesi de kitap parasýdýr. Yaklaþýk bunlarýn, en ucuzu da kitaptýr biliyor musunuz? Mesela defter parasý kitap parasýnýn 3 katýdýr. Kitaplarýn maliyeti 20 000 000’dur yani topu topu. Ayda 70 milyar kazanan sanayiciye de, ayda 700 000 000 alan öðretmene de, 70 000 000 lira yaþlýlýk maaþý alanýn çocuðuna da, hepsine bedava veriyoruz. Bu ne demektir biliyor musunuz: Bu, 73 000 000 Türk Milletinin hepsine 40 numara ayakkabý vermektir. Eþitliktir, ama adalet deðildir. (AK Parti sýralarýndan “ne alakasý var” sesleri, gürültüler) Bakýnýz, sizin adalet anlayýþýnýz bu. Herkese 40 numara ayakkabý vermek de, bir eþitliktir.
Aynen buna benzer sizin adalet anlayýþýnýz. Adalet anlayýþýnýz bu. Kalkýnma anlayýþýnýz da, Kuzey Irak’a girmeyerek, Amerika’dan alacaðýmýz dolarlara baðlýydý. Buralarý hiç deþmeyelim. Oralara hiç girmeyelim.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Örnek tutmadý.
ESAT CANAN (Hakkâri) – Saptýrma.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) - Deðerli arkadaþlarým, yine… Allahaþkýna bir öðretmen olarak bu projeleri görünce çýldýrýyorum. UNICEF destekli bir proje var, Türkiye’nin 81 vilayetinde 300 okula tabela asýyorlar: “Bu okul çocuk dostudur.”
Ya arkadaþlar, yan yana iki tane okul düþünün, siz de çocuk olduðunuzu düþünün bir an için. Karþýdaki okulda “Bu okul çocuk dostudur” yazýyor, siz öbür okula gidiyorsunuz. Çocuk düþünmez mi, bizimki çocuk düþmaný mý?.. Bakýn, böyle bir proje olabilir mi?! Hem de bu tabelayý nereye asýyorlar biliyor musunuz; okul tabelasýnýn ta dibini asýyorlar. Ýþte size proje!
Bir proje daha söyleyeyim. “1940’tan beri Türkiye’nin hayalidir” dedi Sayýn Bakan “sosyal bilimler lisesi; bu alanda bilim adamý yetiþtireceðiz” dedi. 6 vilayette sosyal bilimler lisesi açtýlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Ýnce, 1 dakikalýk süre içinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
MUHARREM ÝNCE (Devamla) – Eskiþehir, Aydýn, Ýstanbul, Ankara, Samsun gibi. Bu okullarýn iki tane bölümü var, Türkçe-matematik bölümü, sosyal bilimler bölümü. Ýstanbul Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesinde bu yýl alan seçen çocuklarýn hiçbirisi sosyal bilimler alanýný seçmemiþtir. Tam bir fiyaskodur bu. Düþünebiliyor musunuz, 96 öðrenci alýyorsunuz, sosyal bilimler alanýnda bilim adamý yetiþtireceksiniz; 96 öðrencinin hiçbirisi sosyal bilimler alanýný seçmiyor. Proje ölü doðuyor, ölü!
O kadar çok var ki bunlar; gensoruda, Sayýn Bakanla, bu kürsüde milletimizin önünde hesaplaþacaðýz.
Çok teþekkür ediyorum Sayýn Baþkan; Yüce Meclise saygýlar sunuyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Sayýn milletvekilleri, Hükümet adýna Millî Eðitim Bakaný Sayýn Hüseyin Çelik.
Sayýn Bakan, buyurun. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
Sayýn Bakaným, süreniz 10 dakika.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; müsaade ederseniz, öncelikle, huzurunuzda, muhalefet partilerine mensup milletvekili arkadaþlarýmýzýn üzerinde çok durduklarý, hep özel okullar görülüyor,devlet okullarý ihmal ediliyor, devlet okullarý için hiçbir þey yapýlmýyor…
VEZÝR AKDEMÝR (Ýzmir) – Öðretmen maaþlarýndan belli Sayýn Bakaným.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Ben, göreve geldiðimden beri hep özel okullarý…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeden haberin var mý Bakaným?!
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Sayýn Bakan, önergeden haberin var mý, önergeden?! Önce onu açýkla.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) -… gözetmiþim, görmüþüm; ama, bir türlü devlet okullarýný görmemiþiz.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeden haberin var mý Sayýn Bakan?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Deðerli milletvekili arkadaþlarým, bakýn, þu saydýklarýmýn hangisi özel okullar için yapýlmýþ?! Ben, bunu, ...
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeden haberiniz var mý; önce onu açýklayýn Sayýn Bakan.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Oraya geleceðim… (CHP sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN – Sayýn Deveciler…
ATÝLA EMEK (Antalya) – Býrakalým okullarý; önerge…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Müsaade edin… Ne konuþacaðýma siz karar veremezsiniz.
Bakýn, deðerli arkadaþlar, bizim Ýktidarýmýz döneminde, 85 000 derslik devlet okullarý için yapýlmýþtýr, bir tek özel okul için bir þey yapmýþ deðiliz. 406 000 bilgisayar okullara gönderilmiþtir, özel okullara bir tek bilgisayar gönderilmemiþtir.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Özel okula sen veremezsin ki zaten, nasýl vereceksin Sayýn Bakan?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Öðrencilerimizin, devlet okullarýnda okuyan öðrencilerimizin yüzde 90’ýna internet hizmeti servisi götürülmüþtür.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) - Bir de özel okula ver… 1’er milyar veriyorsunuz zaten, daha ne olacak!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Fakir fukara ailelerin, özellikle kýrsal kesimdeki fakir fukara ailelerin çocuklarýnýn okumasý için, ortaöðretim tahsillerini sürdürebilmeleri için, bizim Ýktidarýmýz döneminde 120 adet müstakil ortaöðretim yurdu inþa edilmiþtir -pansiyonlu liselerimiz, vesair bunun dýþýnda- ve ortaöðretimde 150 000 öðrenciye burs verilmiþtir, 150 000’e çýkarýlmýþtýr ve yüzde 300 artýrýlmýþtýr bu burslar.
Yükseköðretimdeki -bunlarýn hepsi devlet okullarýnda okuyan öðrencilerimize- burslar yüzde 200’den fazla artýrýlmýþtýr.
Yatýlý okullarda okuyan çocuklarýmýzýn iaþe bedeli, bakýn, deðerli arkadaþlar, iaþe bedeli yüzde 250 artýrýlmýþtýr, orada daha iyi beslensinler diye.
Þartlý nakil transferinden “ben çocuðumu okula gönderemiyorum, ben dargelirliyim, sabit gelirliyim, fakir gelirliyim, ben çocuðumu okula gönderemiyorum” diyen aileler desteklenmiþtir, annelerinin hesabýna para yatýrýlmýþtýr. Bu, bildiðiniz gibi devam etmektedir.
Ücretsiz ders kitabý, bakýn, bu yýl liselere de daðýtýlmýþtýr. 140 000 000 ücretsiz ders kitabý daðýtýlmýþtýr ve 13 ayrý ülkedeki Türk topluluklarýnýn bulunduðu yerlere, vatandaþlarýmýza da, soydaþlarýmýza da bu kitaplar gönderilmiþtir. Ýlk defa, AK Parti Hükümeti döneminde, özürlü vatandaþlarýn eðitimine çok ciddî þekilde eðilmiþizdir ve eðer, bir özürlü çocuðunuz varsa, bir özel eðitim kurumuna muhtaçsa, aileye 360 000 000 Türk Lirasý ayda para ödüyoruz deðerli milletvekilleri, 360 000 000 Türk Lirasý…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Faaliyet raporunu deðil, önergeyi anlatýrsanýz Sayýn Bakan!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Ve bunlarý…
BAÞKAN – Sayýn Çetin, lütfen…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Hani, biz, devlet okullarý için, özel okullar için bir þey yapmamýþýz ya. (CHP sýralarýndan gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Önerge niye geri çekildi?
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – 50 seferdir ayný þey…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Her yýl, deðerli arkadaþlar, özürlü çocuklar, özel eðitime muhtaç olan çocuklarýmýz evinden alýnýyor ve evine býrakýlýyor.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Hep ayný þey, hep ayný þey!
RASÝM ÇAKIR (Edirne) – Sayýn Baþkan, yasayla ilgili konuþsun!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bunun için, 2005 yýlýnda 18 trilyon Türk Lirasý para ödenmiþtir ve deðerli arkadaþlarým, okulöncesi eðitim, biz göreve geldiðimizde, bakýn, bunlar devlet okullarý, yüzde 11’den yüzde 22’ye çýkarýlmýþtýr.
ATÝLA EMEK (Antalya) – Sayýn Bakan, bakanlýk bütçesini görüþmüyoruz!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bakýn, daha üç gün önce, yine fakir çocuklarýmýzýn, yoksullarýmýzýn giydirilmesi, okul ihtiyaçlarýnýn karþýlanmasý için Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþmayý Teþvik Fonundan 50 trilyon para gönderilmiþtir. (CHP sýralarýndan gürültüler)
ATÝLA EMEK (Antalya) – Bütçede anlat Sayýn Bakan bunlarý, bütçede!
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Bütçede bunlar, bütçede!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Siz, lütfedip her þeyi bütçede anlatýrsanýz, ben de orada anlatýrým.
ATÝLA EMEK (Antalya) – Bütçede anlatýn!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Siz, burada gelip her türlü eleþtiriyi yapacaksýnýz; size ben cevap veririm. (CHP sýralarýndan gürültüler)
ATÝLA EMEK (Antalya) – Önerge nerede, önerge?!.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Önergeyi kim verdi, kim çekti?!
ATÝLA EMEK (Antalya) – Önergeyi açýklayýn, önergeyi!..
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeye gel, önergeye!..
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Ayýp, ayýp; seni dinlemek zorunda mýyýz?!
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri…
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Dinleyin, dinleyin!.. Öðrenin.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bakýn, “Eðitime Yüzde Yüz Destek” kampanyasý çerçevesinde, bizim, yine yürüttüðümüz bir kampanya sonucunda…(CHP sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, 10 saniyenizi rica edeyim.
Saygýdeðer arkadaþlarým, burada konuþan hatipler konuþmalarý sýrasýnda Sayýn Bakana pek çok soru yönelttiler; oradaki arkadaþlarýmýz, konuþan arkadaþlarýmýz, dinleyen arkadaþlarýmýz o konuþulanlarýn ne kadarýnýn önergeyle, tekriri müzakereyle ilgili olduðunu kendi vicdanlarýnda tartýþsýnlar.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Hep tekriri müzakereden, hep önergeden bahsettiler!
BAÞKAN – Biraz önce Komisyon Baþkaný açýkladý. Sayýn Bakan sizin istediðiniz gibi konuþacak deðil, býrakýn Sayýn Bakan konuþsun; lütfen efendim. (CHP sýralarýndan gürültüler)
ATÝLA EMEK (Antalya) – Buna cevap versin!
BAÞKAN – Müdahale etmeyin… Müdahale etmeyin efendim lütfen… Müdahale etmeyin konuþsun Sayýn Bakan.
RASÝM ÇAKIR (Edirne) - Nasýl müdahale etmeyelim!
BAÞKAN - Buyurun Sayýn Bakaným.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, bütün sorularýnýza cevap vereceðim.
RASÝM ÇAKIR (Edirne) – Nerede veriyorsun?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Hiçbir sorunuz cevapsýz kalmayacak.
RASÝM ÇAKIR (Edirne) – Masal dinlemeye gelmedik buraya!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – “Eðitime Yüzde Yüz Destek” kampanyasý çerçevesinde…
RASÝM ÇAKIR (Edirne) - Bir haftadýr sizi bekliyoruz Sayýn Bakan…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - …yine, bizim yürüttüðümüz bir kampanya çerçevesinde, 2,5 katrilyon, devlet okullarýna, devlet okullarýna giden çocuklarýmýza katký saðlanmýþtýr. Bizim dönemimizde, 227 000 “kadrolu, sözleþmeli, kýsmî zamanlý, ücretli veya usta öðretici” adý altýnda öðrenmen atamasý yapýlmýþtýr ve deðerli arkadaþlar, biraz önce…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sözleþmeli öðretmen!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – …bakýn, bir milletvekilimiz dedi ki: “Sayýn Bakan öðretmenlere 10 YTL ek ders ücreti söz verdi; fakat, 5 YTL verdiler.” Biz, ben, Millî Eðitim Bakanlýðýnýn bütçesini teklif ederken, biz, Maliyeden maksimum düzeyde bütçe isteriz. Ben 30 katrilyon istedim, bana 17 katrilyon verdiler. Ben, öðretmenlerim adýna, okuldaki meslektaþlarým adýna, elbette, en iyisini talep ederim ve ben 10 YTL’yi teklif ettim. Ben, kimseye 10 YTL söz vermedim; bu, benim yetkim dahilinde olan bir olay da deðil; ama, þunu unutmayýn: 1998 yýlýndan beri, öðretmenlerin ek ders ücretlerine kesinlikle zam yapýlmamýþtý. Biz, öðretmenlerin ek ders ücretlerini 5 YTL’ye çýkararak, yüzde 40 küsurluk bir zam yapmýþ olduk.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, “efendim, bakýn, öðretmen pazarý kurulmuþ, ek ders ücreti karþýlýðýnda öðretmenler derse giriyormuþ.” Dünyanýn her yerinde, deðerli milletvekili arkadaþlarým, dünyanýn her yerinde, fulltime, parttime, kýsmî zamanlý veya bütün mesaisini devlete satarak insanlar iþ yaparlar. Bir bayan arkadaþýmýz -yurt dýþýnda bunun çok örnekleri var- ev hanýmýdýr, evine vakit ayýrmak istiyor, haftada 10 saat, 8 saat derse girer, kýsmî zamanlý çalýþýr veyahut da, burada, bir öðretmenimiz ücretli olarak gider, haftada 10 saat, 15 saat ders verir; ama, bir baþka iþte çalýþabilir. Diðer öðretmenlerimiz, kadrolu öðretmenlerimiz de, bütün gün okulda kalýr. Þimdi, bütün bunlar ortadayken, ben, deðerli arkadaþlarýmýn “efendim, devlet okullarý için hiçbir þey yapýlmadý; bugüne kadar, ne yapýldýysa, özel okullara yapýldý” diyen arkadaþlarýmýn ifadelerini, tek kelimeyle, hayretle karþýlýyorum. Özel okullara, biz bu sene ilk defa, ücretsiz ders kitaplarýný ücretli olarak verdik o da. Özel okullar ile devlet okullarý arasýnda bir birliktelik saðlamak, kitap temin etmelerini kolaylaþtýrmak amacýyla, biz dedik ki: Bu kitaplarý size vereceðiz, ücretini alacaksýnýz, siz de öðrencilerinize ya ücret karþýlýðýnda veyahut da fiyatýn içinde vereceksiniz.
Deðerli arkadaþlar, bu ücretsiz kitabý verdiðimizden beri, hep, muhalefet partisine mensup arkadaþlar þunu söylerler: Hem zengine veriyorsunuz hem fakire veriyorsunuz. Þimdi düþünün, pedagojik olarak þöyle bir hayal edin: 40 kiþinin olduðu bir sýnýfa gidiyorsunuz, 25 öðrenciye diyorsunuz ki, sen fakirsin, sen fakir statüsündesin, sana ücretsiz ders kitabý veriyorum…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Bakan süreniz bitiyor… Þu önergeye ne zaman geleceksiniz?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – 15 öðrenciye de diyorsunuz ki, sen zenginsin, sana vermiyoruz… (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Önergeye ne zaman geleceksin?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bu, pedagojik deðil arkadaþlar.
VEZÝR AKDEMÝR (Ýzmir) – Çadýrda yemek vermesini biliyorsun Sayýn Bakan. Milleti çadýrlara niye götürüyorsunuz?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Biz, bütün dünyada olduðu gibi, bütün medenî ve kalkýnmýþ ülkelerde olduðu gibi, bütün yavrularýmýza ücretsiz ders kitaplarýný bugüne kadar verdik, bundan sonra da vermeye devam edeceðiz.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeye gel, süre bitti…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Gelelim önergeye…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Sayýn Bakaným, süre bitti…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Ben süremi görüyorum…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – 40 saniye var…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Sayýn Altýkulaç, önergeyle ilgili, burada, deðerli görüþler ortaya koydu. Deðerli arkadaþlar, bakýn, þunun altýný çizmek istiyorum: Benim, özellikle 1 000 YTL verdiniz, niçin çektiniz, bunlarýn hepsine verecek cevabým var.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Var, söyle!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Müsaade ederseniz söyleyeceðim.
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) –Doðruyu duymaktan hoþlanmýyorsunuz ki!.. Söylüyor…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Neyi söylüyor?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bakýn deðerli arkadaþlar, ben, þimdi size bir hesap yapýyorum. Bakýn, sadece…
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Hep doðru söyledikleri…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Bu dersi elli kere dinledik!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Müsaade eder misiniz arkadaþlar…
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen Sayýn Bakaný dinleyelim.
Buyurun Sayýn Bakaným.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Elli sefer dinledik!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli arkadaþlar, 15 Aðustosta, sadece 15 Aðustosta, DGD adý altýnda (doðrudan gelir desteði adý altýnda) çiftçi vatandaþlarýmýza 1,7 katrilyon teþvik verdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ATÝLA EMEK (Antalya) – Býrak þimdi çiftçiye gelir desteðini. Önerge, önerge…Çiftçinin durumu belli Sayýn Bakaným…
RAMAZAN KERÝM ÖZKAN (Burdur) – Çiftçi kan aðlýyor, oraya girme...
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Nereye geleceðimi bilmiyorsunuz.
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Bakaným.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Tarýmda… Bakýn, ihracatçýya destek verilir, tekstilciye destek verilir. Her sektörde, devlet, sektörleri teþvik etmek için destek verir, verebilir; bu, dünyanýn her tarafýnda böyledir.
Bakýn, özel öðretim kurumlarýnda…
NURÝ ÇÝLÝNGÝR (Manisa) – Çiftçinin önergeyle ne alakasý var Sayýn Bakan?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Müsaade edin arkadaþlar.
Özel öðretim kurumlarýnda, þu anda 300 000 kiþilik atýl kapasite var.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) – Devlet okullarýnda ne kadar?
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bu 300 000 atýl kapasite bir þekilde dolduðu zaman, bu, devlet okullarýndan gidecektir. Ben, 300 000 öðrenci için okul yaptýrmaya kalkýþýrsam… Bakýn, 1 000 öðrenci için bir okul yaparsanýz, 1 000 öðrenci için yaptýðýnýz okulun maliyeti 2 trilyondur...
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Hâlâ önergeye geleceksiniz ya! Bitti, süre bitti…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - 600 trilyon Türk Lirasý sadece yatýrýma gider. Þu anda, 600 trilyonluk hazýr bir yatýrým var ve atýl kapasite olarak duruyor.
Bakýn, deðerli milletvekilleri; biz, 1 000 YTL’yi kime verecektik…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Seni ben bile kurtaramam! Merak etme!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Maliyeyle konuþtuk ve özel okullara giden öðrencilerin yüzde 20’sine -özellikle gelir düzeyi itibariyle okullar bunu tespit edecekler- ilk etapta verilecek; bu da 50 trilyon tutuyor.
Bu teþvikleri vererek…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, konuþmanýzýn bir yerinde, ben size müdahale ettim; onu da tamamlayýn.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bitiriyorum Sayýn Baþkan.
BAÞKAN - Lütfen, konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun efendim.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Bakýn, deðerli arkadaþlar; ben, sadece 50 trilyon Türk Lirasýný…
ALÝ KEMAL KUMKUMOÐLU (Ýstanbul) – Devlet okulundaki bir öðrenciye yýlda kaç lira harcýyorsunuz; söyler misiniz.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Benim Hükümetim 50 trilyon Türk Lirasýný, sadece üç gün önce, fakir fukara çocuklarýnýn giydirilmesi için, defter kalem ihtiyacý için göndermiþtir. 50 trilyon Türk Lirasý, sadece Fakfuk Fonundan, eðitime destek olmak üzere, Sayýn Beþir Atalay tarafýndan illere gönderilmiþtir.
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Adalet…
ENGÝN ALTAY (Sinop) – Milletin fakirliðiyle övünmeyin ya!.. Milletin fakirliðiyle övünmeyin! Ýane, iaþe toplumu yaptýnýz milleti; ayýptýr ya!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Þimdi, deðerli arkadaþlar, özel okula giden…
BAÞKAN – Sayýn Altay, lütfen efendim.
ENGÝN ALTAY (Sinop) – Ayýptýr ya!..
BAÞKAN – Sayýn Altay…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeden haberiniz var mý yok mu Sayýn Bakan?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli arkadaþlar, bir taraftan, özel okula giden her öðrenci…
ENGÝN ALTAY (Sinop) – Memlekette fakirlik fukaralýk kalmadý diye övünün. Fakirliði fukaralýðý bitireceksiniz, öyle övüneceksiniz!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - …devlet okullarýna gitmediði zaman, kendi eðitim masraflarýný kendisi karþýlýyor demektir.
ENGÝN ALTAY (Sinop) – Fakire fukaraya para verdik diye övüneni ilk sizde görüyoruz ya! Ayýptýr ya!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) - Sayýn Baþkaným, bu ortamda müzakere yapýlmaz.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergeye gel Sayýn Bakan, önergeye…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Müsaade edin, geliyorum.
Arkadaþlar…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Nereye geliyorsun; bitti süre!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, dinler misiniz.
Eðer..
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Faaliyet raporunu anlattýnýz.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Bunlarý öðrenin, öðrenin!
MÝLLÝ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla)– Dinler misiniz…
Eðer…
(Mikrofan otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Yüz kere dinledik Çerçi; yüz kere!..
BAÞKAN – Saygýdeðer arkadaþlarým…
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Önergede adýnýz var mý yok mu Sayýn Bakan?..
BAÞKAN – Sayýn Deveciler…
Sayýn Bakaným, burada; yani, bütün milletvekili arkadaþlarýmýzýn millî eðitimle ilgili deðiþik konularda görüþleri, düþünceleri olabilir; bunlarýn hepsini tabiî ki sadece ayrýlan bu 10 dakikalýk süre içerisinde cevaplandýrmak mümkün deðildir. Sayýn Komisyon Baþkaný, anladýðým kadarýyla -siz de ona iþaret ettiniz- tekriri müzakereyle ilgili açýklamalarda bulundu, siz de diðer arkadaþlara cevap verdiniz. Sadece konuþmanýzý tamamlamak için mikrofonunuzu açacaðým, lütfen konuþmanýzý tamamlayýnýz.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, bakýn, bu önerge… (CHP sýralarýndan gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Sayýn Baþkan, herkese ayný muameleyi yapmanýz lazým, 3 sefer uzattýnýz!
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun efendim.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, bakýn, bu önergeyle ilgili olarak Sayýn Altýkulaç gerekli açýklamalarý yaptý.
Ben, bakýn, bir günde, Adýyaman, Bursa; bakýn, sabah Adýyaman, öðleden sonra Bursa, akþam Kocaeli’nde olmak üzere çok önemli programlarý icra etmek, açýlýþlar yapmak üzere, daha önceden programlanan bir program için buralarda bulunuyorum.
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Babanýn arabasýyla mý gittin?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Biz, üstlenemediðimiz bir þeyi, arkadaþýmýza falan pas etmeyiz.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Ne oldu?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Biz, Hükümet olarak bir bütünüz.
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Pas öyle mi olur?! Arkadaþýný kullandýn.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Sayýn Ali Coþkun burada olmadýðý zaman, ben onun adýna imza atarým, ben burada olmadýðým zaman o benim adýma imza atar, bizim birlikteliðimizi siz anlayamazsýnýz. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
RASÝM ÇAKIR (Edirne) – Onun adý birliktelik deðildir, baþka þeydir Sayýn Bakan!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Ve ne oldu biliyor musunuz…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, teþekkür ediyorum, sað olun. (CHP sýralarýndan gürültüler)
Müdahale etmeyin… Lütfen…
Saygýdeðer arkadaþlarým ve Saygýdeðer Bakaným; þimdi, bu konularla ilgili olarak, bak, ben…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Sayýn Baþkaným, bitiriyorum.
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, bakýnýz 4 üncü defa sürenizi uzattým, lütfen…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – 4 kere uzattýnýz, 4!
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, lütfen Genel Kurula bir teþekkür ediniz.
Buyurun efendim. Lütfen…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – 5 oldu!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – Deðerli arkadaþlar, bakýn, tekriri müzakere, bu tür durumlarda, iktidar veya muhalefet milletvekilleri, eðer bir konuda tatmin olmamýþsa…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – 5 defa da bize uzatacaksýnýz, 5 defa da ben istiyorum.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – …buradan “Lozan delindi, biz Lozan’ý kurtardýk” gibi, kendi adýnýza, bir, lütfen, kahramanlýk çýkarmayýn. Yine, AK Parti Grubunun iradesiyle…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yüreðin varsa çekme!
ATÝLA EMEK (Antalya) – Çekme o zaman!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Devamla) – …arkadaþlarýmýzýn tereddütü hâsýl olduðu için tekriri müzakere yapýlmýþtýr ve bu gündeme gelmiþtir.
Saygýlar sunuyorum. (AK Parti sýralarýndan “Bravo” sesleri, alkýþlar; CHP sýralarýndan “Çekme o zaman” sesleri, gürültüler)
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yüreðin varsa, çekme!
ATÝLA EMEK (Antalya) – Çekme!..
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Çekme o zaman!..
BAÞKAN – Sayýn Deveciler… (Gürültüler)
Saygýdeðer arkadaþlarým, lütfen…
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) - Kimsin sen? (Gürültüler)
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) - Otur yerine. Sabahtan beri çýrpýnýyorsun orada.
BAÞKAN – Sayýn Bayýndýr…
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Sen kim oluyorsun?!
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Konuþma, otur yerine, dandik herif!.. Sabahtan beri baðýrýyorsun orada.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) – Gel buraya!
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) - Gelsene! Hasta mýsýn?!
BAÞKAN – Þahsý adýna, son konuþmacý Denizli Milletvekili Sayýn Ümmet Kandoðan; buyurun.
MEHMET ÇERÇÝ (Manisa) - Gel!
HÜSEYÝN BAYINDIR (Kýrþehir) – Gel buraya!
BAÞKAN – Sayýn Bayýndýr, lütfen!..
Sayýn Kandoðan buyurun efendim. Buyurun Sayýn Kandoðan. Siz konuþun efendim, dinler arkadaþlar. Buyurun Sayýn Kandoðan. Siz Genel Kurula hitap edin.
Buyurun Sayýn Kandoðan.
Saygýdeðer arkadaþlarým…(Gürültüler)
Sayýn Kandoðan buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum. Sayýn Millî Eðitim Bakanýmýzýn yapmýþ olduðu konuþma üzerine bazý düþüncelerimi ifade etmek istiyorum.
Þimdi, Sayýn Millî Eðitim Bakanýmýz, döneminde çok hizmetler yapýldýðýný ifade etti. Þimdi geleceðim. 120 tane yurt açýlmýþ. Þimdi ben burada, Sayýn Atilla Koç yok, hakkýný da yemeyeyim Sayýn Bakanýn; Siirt Valisiyken bir yýl içerisinde -yýl 1988- tam 8 tane yurdu bir yýl içerisinde Siirt’te o dönemde yaptýk hep beraber. Yani, 120 yurdu dört yýlda yapmýþsýnýz; 1988 yýlýnda Siirt’te 8 tane yurt yapýldý Sayýn Bakan.
Þimdi, okullar yapýldýðýný söylüyor. Sayýn Bakanýn bakan olmasýndan önce, Denizli’de yapýlan her 4 okulun 1 tanesi hayýrsever vatandaþlar tarafýndan yapýlmýþtýr. 110 tane okul Denizli’de hayýrseverler tarafýndan yapýlmýþ Sayýn Bakaným; sizin bakan olmanýzdan çok çok önce…
Þimdi, ben Mudanya Kaymakamlýðý yapýyordum… (AK Parti sýralarýndan gürültüler, gülüþmeler)
Evet çok önemli… Çok önemli… Bir yýlda Mudanya’da… (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
BAÞKAN – Arkadaþlar, lütfen, dinleyelim.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - …devlet-vatandaþ iþbirliðiyle 7 tane okul bitirdim ben. Yani, Sayýn Bakan dört yýlda o kadar hizmet yaptýðýný söylüyor; biz bir ilçede yaptýk Sayýn Bakan, bir ilçede…
Þimdi, Sayýn Bakan diyor ki: Fakir fukara öðrencilere kýrtasiye yardýmý, kitap yardýmý… Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfýndan 50 trilyon aktarmýþlar. Ben, burada, Sayýn Cumhurbaþkaný Turgut Özal’ý rahmetle, minnetle anýyorum; çünkü, Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfýný kuran Sayýn Turgut Özal’dýr. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar) O günden beri; 1986 yýlýndan beri, Türkiye’de okullar açýldýðýnda kitapsýz, kýrtasiyesiz, önlüksüz, ayakkabýsýz bir tek öðrenci kalmamýþtýr. Ben o vakýflarýn onaltý yýl baþkanlýðýný yaptým. Sadece, ilk defa, sizin Hükümetinizin döneminde Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfýndan kaynak aktarýlýyormuþ, geçmiþ dönemlerde böyle bir þey yapýlmamýþ; külliyen yanlýþ… Yanlýþ…
FARUK ANBARCIOÐLU (Bursa) – Kaç trilyon toplam? 30 trilyon; 3 katý bizim dönemimizde.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Ben þunu iddia ediyorum, rakamlarý da vereceðim: Ben, Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Genel Müdürlüðünden rakamlarý da aldým. Geçmiþ dönemlerde yapýlan yardýmlar ile þimdiki rakamlarý kýyasladým; hiçbir fark yok.
Ha, þimdi, 3 kat fark olduysa, buradan mefhumu muhalifiyle bir þey çýkar Sayýn Milletvekili, demek ki, sizin döneminizde fakir fukara sayýsý o kadar artmýþ.
FARUK ANBARCIOÐLU (Bursa) – Ne ilgisi var?..
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Evet, evet, o anlaþýlýr. Fakir fukarayý arttýrmýþsýnýz, eðer o doðruysa, fakir fukara sayýsý artmýþ, oraya harcanan kaynaklar artmýþ.
Þimdi bakýnýz, benim Ünye Kaymakamlýðým sýrasýnda -onu da söyleyeyim- bütün taþýmalý öðrencilere, 3 500 öðrenciye sýcak yemek çýkartýyorduk. Þimdi soruyorum Sayýn Bakana: Ünye’de böyle bir uygulama var mý? 22 kiþiyi sigortalý olarak orada istihdam ediyorduk. Ama, sizin devri iktidarýnýzda Ünye’deki bu uygulama kalktý, yok. Onun için, her þeyi -demin de söyledim- hep 2002 yýlýnda kesip, ondan sonra baþlarsanýz yanlýþ olur. Bunun altýný bir kez daha çizmek istiyorum.
Okullar açýlýrken fakir fukaralar tespit edilir, kitaplarý, kýrtasiyeleri, önlükleri, ayakkabýlarý, kabanlarý bütün Türkiye genelinde sosyal yardýmlaþma ve dayanýþma vakýflarýndan kendilerine verilirdi. Sizin yaptýðýnýz gibi, zengin öðrencilere de bir kaynak aktarma söz konusu deðildi. Bu kaynaklardan sadece fakir öðrenciler yararlanýrdý.
Deðerli milletvekilleri, þimdi elimde 3 tane önerge… Þimdi Sayýn Çelik’in vermiþ olduðu yeni önerge… Allahaþkýna, þu gerekçeye bakýnýz: “Gerekçe: Maddeler arasýnda uyum saðlanmak amacýyla…” Bu mu maksadýnýz Sayýn Çelik?! Bunun için mi verdiniz bu önergeyi?!
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Evet.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Hayýr, yanlýþ. Niye yanlýþ; þundan dolayý yanlýþ: Maddeler arasýnda uyum saðlamak istiyorsanýz, 5 inci maddeyi 2 nci maddeye uydururdunuz, gene uyum saðlanmýþ olurdu. Yani, sizin maksadýnýz uyum! saðlamak idiyse, 5 inci maddede de, 2 nci maddede olduðu gibi, bir deðiþiklik yapardýnýz, iþte size uyum. Bununla milleti kandýramazsýnýz. Bir satýrlýk gerekçeyle tekriri müzakere!.. Ama, Sayýn Ali Coþkun’un gerekçesi çok uzun. Bakýnýz, burada Ali Coþkun diyor ki: Gayrimüslim azýnlýklar tabirini kullanarak…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – 5 sefer hakkýn var Ümmet, devam et.
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Gayrimüslim azýnlýklar tabirini kullanarak Lozan’la uyum saðlamak istediklerini söylüyor Sayýn Ali Coþkun. Burada gerekçeniz bu.
Þimdi Hükümetin bir bakaný Lozan’la uyum saðlamak için bir önerge veriyor, Hükümetin diðer bakaný da, Sayýn Ali Coþkun’un vermiþ olduðu önergenin tam aksine bir önerge veriyor.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Lozan’ý kurtarmýþ o!
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) - Ayrýca, Sayýn Faruk Çelik ve arkadaþlarý da, onlar da bir yeni önerge veriyor, 2 nci maddenin ilk haline dönülmesiyle ilgili. Allahaþkýna, bu kadar, bir hükümet içerisinde çeliþki olabilir mi?! Sayýn Bakanlar arasýnda bu kadar çeliþki olabilir mi?! Ýþte size üç tane önerge, üç tane gerekçe, hepsi birbirini nakzediyor, hepsi birbirini deðiþtiriyor. Böyle bir anlayýþla ne hükümet olabilirsiniz ne Türkiye Büyük Millet Meclisini rahat bir þekilde çalýþtýrabilirsiniz.
FARUK ANBARCIOÐLU (Bursa) – Parti içi demokrasi var bizde.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri…
Biz öyle demokrasileri çok gördük parti içi...
FARUK ANBARCIOÐLU (Bursa) – Nerede gördün?
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Eðer, parti içi demokrasi bu olsaydý, bu önerge sizlerin görüþleri doðrultusunda, sizlerin bilgisi dahilinde hazýrlanýrdý, hiçbirinizin bu önergeyle ilgisi yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, konuþmanýzý tamamlayýnýz lütfen.
Buyurun.
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Yalova kaymakamlýðý da yaptýn mý?!
BAÞKAN - Lütfen son cümlelerinizi alayým, buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, þimdi özel okullara geliyorum, özel okullara.
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, konuþmanýzý tamamlayýnýz. Özel okullara zaman kalmýyor yani, lütfen.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Tamamlýyorum, tamamlýyorum.
Þimdi özel okullara geliyorum; bakýnýz, Türkiye Ýstatistik Kurumu hane halký bütçe anketi yapmýþ; Türkiye Ýstatistik Kurumu resmî raporu. Þimdi, bu resmî raporda ne diyor biliyor musunuz; hane halký tüketim harcamasýnda eðitim hizmetlerine ayrýlan pay, hane halkýnda eðitim hizmetlerine ayrýlan pay 2005’te 1,9; karþýlýðý 20 000 000 lira. Þimdi, Türkiye’deki hane halký ortalama gelir de 1 091 000 000, bu da yok. Yani, ortalama geliri asgarî ücretle milyonlarca insanýn çalýþtýðý bir ülkede rakam bu. Þimdi, bunlar 20 000 000 lira eðitime pay ayýracaklar, çocuklarýný nasýl özel okula gönderecekler?! Kimlerin gönderdiðini biliyorsunuz özel okullara. Þu tablodaki vatandaþlar özel okula öðrencilerini gönderebilir mi?! Bütçesinden sadece ayda 20 000 000 lira eðitime pay ayýran aileler nasýl çocuklarýný özel okula gönderecekler, Sayýn Millî Eðitim Bakaným açýklasýn! Açýklasýn… Diyorlardý ki…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
FARUK ANBARCIOÐLU (Bursa) – Açýklattýrmýyorsunuz ki, demin konuþayým dedi konuþturmuyorsunuz.
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, teþekkür ediyorum.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Evet, ben teþekkür ediyorum.
ALÝ KEMAL DEVECÝLER (Balýkesir) – Daha üç hakký var.
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri…
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – O kupürün arkasýný oku, bakalým ne yazýyor.
BAÞKAN - Sayýn Deveciler, lütfen…
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, madde üzerinde 10 dakika süreyle soru-cevap iþlemi gerçekleþtireceðiz.
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Efendim, söz hakkým var benim.
BAÞKAN – Efendim?..
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Lehinde söz talebim var 5 dakika, kayýtlarýnýzda var.
BAÞKAN – Neyin lehinde Sayýn Kepenek?
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Tasarýnýn lehinde konuþmak üzere söz talebim…
BAÞKAN – Ona henüz gelmedik efendim -oyunun rengini belirtmek üzere- ondan önce soru-cevap iþlemini gerçekleþtireceðiz.
YAKUP KEPENEK (Ankara)-Tamam, teþekkür ederim.
BAÞKAN- Sayýn Kepenek, soru soracak mýsýnýz? Yoksa, konuþmak için mi…
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Hayýr, soru soracaðým ve konuþma hakkýmý da kullanacaðým.
BAÞKAN – Buyurun.
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Þimdi, Sayýn Bakan, yönetime geldiðinizin beþinci yýlýna giriyoruz ve siz, kamu kesimine nitelikli insan yetiþtirmek üzere 1 000 kiþilik bir yurt dýþýnda eðitim süreci baþlattýnýz, yüksek lisans ve doktora için. Bu çerçevede, önce 1416 sayýlý Yasanýn kullanýmýnda neden mülakata yer verildi ve referansa yer verildi yüzde 25 ve 5 oranýnda? Mülakatý kimler yaptý? Artý, yurt dýþýnda yüksek lisans ve doktoranýn onda 1’i maliyetine Türkiye’nin seçkin üniversitelerinde bu eðitim verilmez miydi, verilemez miydi? Hükümetimiz neden bu masrafýn altýna girdi?
Ýkinci sorum, bitiriyorum, bu yýl, bu ders yýlýnda temel eðitime devam edemeyen kaç öðrencimiz var? Bunlarýn illere göre ve kýz-erkek ayýrýmýna göre daðýlýmý nedir?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Kepenek.
Sayýn Kamacý, buyurun efendim.
NAÝL KAMACI (Antalya) – Sayýn Baþkan, Sayýn Bakan, Kaþ Merkez Ýlköðretim Okulunda daha önceden verilen raporlar doðrultusunda ilköðretim kapatýldýðý ve Çerçiler tarafýna taþýnýyor? Þimdi 450 tane öðrencimiz tam öðretim yýlýnýn baþladýðý dönemde okulsuz býrakýldý ve taþýmayla ikili öðretime geçilen bir yere taþýnýyor. Acaba, bu okulun yerine aynýsýný yapmayý düþünüyor musunuz?
Ýkincisi, eðer bu müteahhit bunu taahhütte bulunduðu süre içerisinde, yükümlülük olduðu süre içerisinde on yýlý geçmediyse, bu müteahhide bu okulun yapýmýný tekrar ödetmeyi düþünüyor musunuz?
Teþekkür ederim.
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Kamacý.
Sayýn Ýnce…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Teþekkür ederim Sayýn Baþkan.
Sayýn Bakan, Antalya ve Yalova Ýllerini kýyaslarsak, bu iller, gerek ÖSS’de gerek OKS’de ilk 5’te olmuþlardýr yýllarca, hep baþarýlý iller olarak adlandýrýlmýþlardýr. Ne zaman ki, siz, bu illerin Millî Eðitim müdürlerini görevden aldýnýz, bizim de defalarca sizi uyarmamýza raðmen, bugün, Antalya 30 unculuða, Yalova -belli puan türleri için konuþuyorum- 20 nciliðe kadar gerilemiþtir. Bu konuda hiç vicdanýnýz sýzlýyor mu, hata yaptýðýnýzý düþünüyor musunuz?
Ýkinci sorum: “Sayýn Ali Coþkun’la aramýza kimse giremez” dediniz. Bu baðýnýz ayný partili olmaktan mý kaynaklanýyor; yoksa, siz, geçmiþte, Doðru Yol’da, Sayýn Ali Coþkun da ANAP’tayken bu baðýnýz yine var mýydý? Aranýza kimsenin giremeyeceði kadar bu güçlü baðlar hangi baðlardýr?
Teþekkür ediyorum. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Edepli soru sor, edepli! Çok ayýp!..
ZAFER HIDIROÐLU (Bursa) – Seviyesi çok düþük bir soru.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Ayýp!.. Seviyesi çok düþük sorular soruyorsun.
BAÞKAN – Sayýn Koç, buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) – Sayýn Baþkan, teþekkür ediyorum.
Sayýn Ali Coþkun da dinlerse; son derece önemli söylediklerim. Biz, Ali Coþkun’un ulusal duyarlýlýklarýný biliyoruz.
BAÞKAN – Sayýn Bakaným, Sayýn Coþkun, efendim, soruyu size de yöneltiyor; yani, daha doðrusu, sorunun içinde geçiyor o þey.
Buyurun.
HALUK KOÇ (Samsun) – Biz, Sanayi ve Ticaret Bakaný Sayýn Ali Coþkun’un ulusal duyarlýlýklarýný biliyoruz. Geçen hafta içerisinde, bu kanunun görüþülmesi sýrasýnda, Sayýn Bakan, yurt çapýnda birtakým görevleriniz olduðunu söylediniz; ama, bu çok tartýþýlan kanun tasarýsýnda sizin en önemli göreviniz burada bulunmaktý. Kurulan bir tuzaðýn üzerine Ali Coþkun’u oturtmaya çalýþtýnýz. Ali Coþkun’un çizdiði siyasî çizgi, kendisini aklayacak kadar, bizim nezdimizde, temizdir. Siz bu iþten sorumlusunuz; acaba, haberiniz var mýydý bu önergeden Sayýn Bakan? Siz, bu iþin neresindesiniz, bir açýklar mýsýnýz. Buraya kalkýp, çýkýp, baþka þeylerle konuyu çarpýtmaya hiç gerek yok. Siz, Türkiye Cumhuriyeti yurttaþý olmayan, etnik ve dinsel kökeni nedeniyle, azýnlýk okullarýna kayýt yaptýrmaya hak kazandýracak bu önergenin neresindesiniz? Sorumlu musunuz, deðil misiniz? Ali Coþkun’u hiç karýþtýrmayýn bu iþe; Ali Coþkun’un çizgisi belli.
Teþekkür ediyorum.
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Sayýn Bakaným, kalan 5 dakika süreyi siz kullanacaksýnýz; buyurun.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Süre bitmedi efendim, daha biz soru soracaðýz.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Daha var efendim.
BAÞKAN – 5 dakikanýn altýna indi. Sayýn Bakan cevaplayacak. Eðer, Sayýn Bakan 5 dakikalýk süresini kullanmazsa sýra size gelecek efendim.
ÖMER ABUÞOÐLU (Gaziantep) – Sayýn Baþkan, 20 dakika yetmez Sayýn Bakana, uzatma kabiliyeti vardýr.
BAÞKAN – Buyurun Sayýn Bakan.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Öncelikle Sayýn Kepenek’in sorusuna cevap vermek istiyorum.
Bildiðiniz gibi, son günlerde kamuoyunun gündeminde olan, basýnda yer alan, yurt dýþýna Millî Eðitim Bakanlýðý tarafýndan 1 000 öðrenci gönderilmesiyle ilgili Sayýn Kepenek’in sorduðu soruya, Meclisi bilgilendirmek, sizleri bilgilendirmek adýna cevap veriyorum.
Bildiðiniz gibi, 1416 sayýlý Yasa 1929 yýlýnda çýkmýþtýr ve yasanýn amacý genel ve katma bütçeli kamu kuruluþlarýnýn, hatta, ticaret ve sanayi odalarýnýn nitelikli eleman ihtiyacýný karþýlamak üzere gerektiði hallerde yurt dýþýna öðrenci göndermek içindir ve o gün bugündür, Türkiye'de, özellikle yönetimde, teknik alanda üniversitelerde söz sahibi olmuþ birçok insan, bu kanundan, 1416 sayýlý Yasadan yararlanarak yurt dýþýna gitmiþ ve Türkiye'de önemli görevler, hizmetler ifa etmiþtir.
Daha önce bu hep yürürlükte olmuþtur ve son on yýlda 1 755 öðrenci gönderilirken, bir taraftan Avrupa Birliði sürecini yaþýyor olmamýz, bir taraftan küreselleþmenin özellikle dünyada baþ döndürücü bir boyutta devam etmesi, özellikle iyi yabancý dil bilen ve uluslararasý deneyime, tecrübeye sahip olan, çeþitli alanlarda çok iyi yetiþmiþ nitelikli elemana ihtiyaç hissettirmiþtir. Hükümetimiz büyük bir fedakârlýk örneði ortaya koymuþtur. Daha önce, bakýn, son beþ altý yýlda, yýlda 35-40 kiþi gönderilirken, ben, Sayýn Baþbakanýmý, Hükümetimi, Maliye Bakanýmý ikna etmiþim, her yýl, bu iþ için 50 trilyon lira para ayýrmýþýz ve 1 000 öðrenciyi dünyanýn en iyi üniversitelerinin bulunduðu ülkelere gönderme kararý almýþýz.
Daha önce, bildiðiniz gibi, öðrenciler çoðunlukla Amerika’ya ve Ýngiltere’ye gönderilirdi, zaman zaman Fransa’ya ve Almanya’ya gönderilirdi. Bugün Japonya’yý, Çin’i, Hindistan’ý, Güney Kore’yi, Yeni Zelanda’yý, Avustralya’yý, Kanada’yý görmezlikten gelemezsiniz. 19 ülkeye bu sene 1 000 öðrenci göndermek üzere ilan verdik.
Bakýn, bu, 2547 sayýlý Yükseköðretim Kanununun 33 üncü maddesinde yurt dýþýna bilim adamý yetiþtirmek üzere öðrenci göndermeyle tamamen farklý bir prosedürdür. 33 üncü maddeyle, YÖK Kanununun 33 üncü maddesiyle Yükseköðretim Kurulu yurt dýþýna öðrenci gönderebilir. Öðrenci, nitekim gönderiyor, onlar öðretim üyesi adayýdýr.
Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklýðý, Devlet Demiryollarý, TÜBÝTAK, birçok kuruluþ bizden nitelikli eleman istiyor ve onlar adýna yurt dýþýna öðrenci göndermemizi istiyor.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Siz onun için mi gönderdiniz, nitelikli elaman için?! Bilmiyorduk, öðrendik, sað olun!.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Þimdi, biz, bakýn ne yaptýk deðerli arkadaþlar: Öyle söylendiði gibi, biz, üniversiteleri görmezlikten gelerek, YÖK’ü tamamen devre dýþý býrakarak bu iþlemi yapmadýk. Ne dedik; öðrencilerin, öncelikle, yurt dýþýna burslu gidecek öðrencilerin müracaat etmesi için önce LES sýnavýndan asgarî 60 almasý lazým. LES sýnavýný kim yapýyor; ÖSYM. Nedir bu sýnavýn adý; Lisansüstü Eðitim Sýnavý. Asgarî 60 almasý lazým ve ayrýca, 100 üzerinden mezuniyet ortalamasý asgarî 70 olmasý lazým; yani, Millî Eðitim Bakanlýðý objektif kriterler tespit etmiþ, müracaat etmenin tek kýstasý baþarý olarak ortaya konulmuþtur.
Ayrýca “niçin mülakat yapýlmaktadýr” þeklinde bir soru soruldu.
Bakýn, üniversitelerimizin lisansüstü sýnavlarýna þöyle bir bakýn, yüksek lisans ve doktora öðrencileri alýnýrken, araþtýrma görevlisi olarak alýnýrken bütün üniversitelere þöyle bir bakýn, o insanlar mülakatla alýnýyor mu alýnmýyor mu?! Birçok, kamuda yurt dýþýna öðrenci gönderilirken, bugüne kadar hep bu yapýlmýþ.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Yine önerge yok!.. Yine önerge gümledi!.. Yine tekriri müzakere yok!.. Hayret bir þey yahu!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Þimdi, bakýn deðerli arkadaþlar, toplam 870 öðrenci sýnava girmiþ…
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – Sayýn Bakan, diðer sorulara da cevap verin.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Bakana serbest, istediði kadar konuþsun!.. Sonsuz!..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Deðerli milletvekili arkadaþlarým, 870 öðrenci sýnava girmiþ, bunun 609’u kazanmýþtýr.
Peki, mülakatý kim yapmýþ; mülakatý, tamamen öðretim üyesi unvanýna sahip insanlar yapmýþtýr. Dolayýsýyla…
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Sayýn Bakan, hikâye anlatma, önergeye gel!
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Teþekkür ederiz Bakaným, ne güzel cevap verdiniz…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Arkadaþlar, bakýn… Lütfen…
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Önergeye gelin…
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, lütfen…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Ben sorulan soruya cevap veriyorum Sayýn Topuz.
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – 1 tanesine veriyorsunuz… Süre bitti…
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – 1 tanesine veriyorsunuz…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Peki, müsaade edin. Siz bana bir soru soruyorsunuz, 10 þýkký olan bir soru soruyorsunuz, ben cevap verdiðim zaman niçin rahatsýz oluyorsunuz?
MUHARREM ÝNCE (Yalova) – 1 tanesine veriyorsunuz.
K. KEMAL ANADOL (Ýzmir) – Siz 1 tanesine cevap veriyorsunuz, 9 þýk yok. Siz ne isterseniz onu söylüyorsunuz Sayýn Bakan.
BAÞKAN – Sayýn Bakaným…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Peki, 9 sorunuza da yazýlý cevap vereceðiz, madem istiyorsunuz.
Teþekkür ediyorum.
NECATÝ UZDÝL (Osmaniye) – Zahmet etmeyin.
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Bakaným.
Sayýn milletvekilleri, soru-cevap iþlemi tamamlanmýþtýr.
Madde üzerinde 1 adet önerge vardýr; önergeyi okutup iþleme alýyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Baþkanlýðýna
Görüþülmekte olan 1151 sýra sayýlý Özel Öðretim Kurumlarý Kanun Tasarýsýnýn 2 nci maddesinin (e) bendinin aþaðýdaki þekilde deðiþtirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk Çelik Ayhan Sefer Üstün Adem Baþtürk
Bursa Sakarya Kayseri
Ahmet Koca Alaettin Güven Recep Garip
Afyonkarahisar Kütahya Adana
Tayyar Altýkulaç
Ýstanbul
“e) Azýnlýk okullarý: Rum, Ermeni ve Musevî azýnlýklar tarafýndan kurulmuþ, Lozan Antlaþmasý ile güvence altýna alýnmýþ ve kendi azýnlýðýna mensup Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öðrencilerin devam ettiði okul öncesi eðitim, ilköðretim ve orta öðretim özel okullarýný,”
BAÞKAN – Komisyon önergeye katýlýyor mu?
MÝLLÎ EÐÝTÝM, KÜLTÜR, GENÇLÝK VE SPOR KOMÝSYONU BAÞKANI TAYYAR ALTIKULAÇ (Ýstanbul) – Yüce Meclisin takdirine býrakýyoruz.
BAÞKAN – Hükümet?..
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Katýlýyoruz efendim.
BAÞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Daha önce önergeyle yapýlan deðiþikliðin gerekli olmadýðý kanaatine varýlmýþtýr.
BAÞKAN – Önergeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Sayýn milletvekilleri, 2 nci maddeyi oylarýnýza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiþtir.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, tasarýnýn tümünü oylamadan önce, oyunun rengini belirtmek üzere, lehte ve aleyhte birer milletvekili arkadaþýmýza söz vereceðim.
Aleyhte, Ümmet Kandoðan, Denizli Milletvekili.
Sayýn Kandoðan, buyurun efendim…
FERÝT MEVLÜT ASLANOÐLU (Malatya) – Sayýn Baþkan, bu bölümde sorumuz vardý… Sayýn Baþkan, sorumuz vardý bu bölümde, bu maddede…
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, süreniz 5 dakika.
Buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Denizli) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekilleri; sizleri saygýyla selamlýyorum.
2 nci maddede verilen deðiþiklik önergesiyle, kanun görüþmeleri tamamlanmýþ oluyor.
Yalnýz, bu 2 nci maddeyle ilgili, Sayýn Faruk Çelik’in ve arkadaþlarýnýn vermiþ olduðu önergenin gerekçesini bir kez daha okumak istiyorum. “Gerekçe: Daha önce önergeyle yapýlan deðiþikliðin gerekli olmadýðý kanaatine varýlmýþtýr.” Gerekli olmadýðý kanaatine varýlmýþtýr…
Þimdi, böyle bir gerekçe sizi tatmin ediyor mu Sayýn Kacýr?! Tatmin ediyorsa, mesele yok. Yani, daha önceden gerekliymiþ. Gerekli olduðuna kim karar verdi; Hükümet. Hükümetin karar vermiþ olduðu, gerekli olduðunu kabul ettiði ve bir Sayýn Bakana imzalattýðý bir önerge, gelen tepkiler üzerine, bu sefer “gerekli deðildir” þeklindeki bir önergeyle deðiþtiriliyor. Kusura bakmayýn ama, böyle bir kanun görüþmesi dünyanýn hiçbir Meclisinde olmaz. Hiçbir Meclisinde olmaz; ama, bu haliyle geçiyor. Ýnþallah, memleketimize, milletimize hayýrlý olur.
Ama, ben, þunu ifade etmek istiyorum ki, bakýnýz, azýnlýklarla ilgili meseleye bu kadar duyarlý davrandýnýz, yurt dýþýndaki bu azýnlýk mensuplarýyla ilgili olarak, onlarýn da Türkiye’de okumasý için gayret sarf ettiniz, bu okullarýn kapanmamasý için, öðrenci azlýðýndan kapanmamasý için böyle bir önerge getirdiniz; ama, ben merak ediyorum, her geçen gün sayýlarý azalan, öðrencileri azalan imam-hatiplerle ilgili ne yapacaksýnýz, ne getireceksiniz, size soruyorum? Dört yýl geçti iktidarýnýz üzerinden, 4 üniversite imtihaný yapýldý; hani, Sayýn Baþbakan diyordu ki: “Ýmam-hatip liselilerin ayaðýna 50 kilogramlýk bir taþ baðlýyoruz, diðer liselilerle beraber üniversite sýnavlarýnda yarýþa sokuyoruz. Böyle bir yanlýþlýðý kabul etmemiz mümkün deðildir. Bu, zulümdür” diyordu Sayýn Baþbakan.
Ben de, mübarek ramazan akþamý sizlere soruyorum: Ne zaman getireceksiniz bu deðiþikliði?! Meslek liseleriyle ilgili deðiþikliði… Azýnlýklarla ilgili meseleyi hallettiniz. Geliniz, bizim vatandaþlarýmýza, gerçek gençlerimize, çocuklarýmýza sahip çýkacak, imam-hatip liseleriyle, meslek liseleriyle ilgili düzenlemeyi ne zaman yapacaksýnýz?! Baþörtüsüyle ilgili düzenlemeyi ne zaman yapacaksýnýz, ne zaman getireceksiniz?! Meydanlarda hep beraber sözler verdik, Kahramanmaraþ Meydaný buna þahittir. Kahramanmaraþ Meydanýnda, bugün Meclis Baþkaný olan Deðerli Milletvekilimizin meydanda neler söylediðini hepiniz biliyorsunuz; ama, bu ne azýnlýk sevdasýdýr sizdeki, anlamak mümkün deðil. Niçin bu kadar deðiþtiniz deðerli milletvekilleri?! Siz eskiden böyle deðildiniz; bu konularda hassasiyet gösterirdiniz, duyarlýlýk gösterirdiniz.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Ýstismar etmeyin… Ýstismar etmeyin…
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bu ceylan derisi koltuk aþký mý sizi bu hale getirdi?! Bir daha milletvekili olamama endiþesinden dolayý mý bu deðiþikliklere “evet” oyu veriyorsunuz?! Geçen gün, 2 nci maddedeki deðiþiklik önergesine niçin oy verdiniz, niçin ellerinizi kaldýrdýnýz?!
Þimdi ben size soruyorum: Ne zaman bunlarla ilgili bir düzenleme yapacaksýnýz? Bunlarla ilgili çalýþmayý ne zaman yapacaksýnýz? Halka verdiðiniz sözlerin gereðini ne zaman yerine getireceksiniz? Ama, bu vatandaþýmýz, yarýn, sandýk geldiðinde, bunun hesabýný, sizlerden, oylarýyla soracaktýr; bundan hiçbir endiþeniz, hiçbir þüpheniz olmasýn.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Halk istismarcýlarý tanýr.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Deðerli milletvekilleri, burada, Özel Öðretim Kanunuyla ilgili 12 nci madde üzerinde biraz önce söz aldým. Siz, hangi düþünceyle, hangi gerekçeyle... Ayda sadece 20 YTL eðitime bütçesinden pay ayýran vatandaþýn çocuðunun özel okullara gittiðini mi zannediyorsunuz!
Bakýnýz, bugün, özel okullarýn ücreti 7 000-8 000 YTL’den aþaðý deðil. Türkiye ortalamasýný 1 091 000 000 olarak kabul ediyor Türkiye Ýstatistik Kurumu anketi. 1 091 000 000 geçim için para kazanan, geliri olan ailenin eðitime ayýrdýðý pay 20 YTL. Siz bu durumu bilmiyor muydunuz?! Niçin bu kanun tasarýsýný, Sayýn Bakaným, bu þekilde Meclisin gündemine getirdiniz?! Hani, komisyonlarda yeterince tartýþýlýyordu, temel yasa olmasýnýn önemi yoktu?! Ýþte, gördünüz, temel yasa olarak gelen kanun ne hale geldi. Kaç günden beri, bu kanunu burada görüþüyoruz. Olaðanüstü toplantýya çaðýrdýðýnýz Mecliste, sadece, daha 2 kanun görüþebildik, 2 kanunu buradan geçirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kandoðan, lütfen konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
ÜMMET KANDOÐAN (Devamla) – Bu þekildeki bir Meclis çalýþmasýyla hiçbir yere varamazsýnýz.
Bakýn, Kamu Denetçiliði Sayýn Cumhurbaþkanýndan geri geldi. Ben, burada, çýktým dedim ki, geri gelecek. Bazý arkadaþlarýmýz itiraz ettiler, geldi, geri geldi. Bunun geri geleceði belli arkadaþlar. Bakýnýz, þimdi, yineden Kamu Denetçiliðini görüþüyoruz. Ne yaptýnýz; þimdi, Kamu Denetçiliðini temel yasa haline getirdiniz. Geçen sefer temel yasa deðildi. Burada maddelerini görüþtük, konuþtuk, tartýþtýk, Sayýn Cumhurbaþkanýndan geri geldi. Þimdi, temel yasa yaptýnýz. Eðer, bu temel yasa idiyse, olacakdýysa, niçin daha önce getirmediniz? Niçin temel yasa olarak görüþmediniz? Þimdi, maksadýnýz, hýzlýca bunu da geçirelim, tartýþýlmasýn, görüþülmesin, ne olduðu anlaþýlmasýn þeklindeki bir anlayýþýn yanlýþ olduðuna inanýyor, bu kanuna olumsuz oy kullanacaðýmý ifade ediyor; Yüce Heyetinizi saygýyla selamlýyorum.
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Oyunun rengini belirtmek üzere lehte, Ankara Milletvekili Yakup Kepenek.
Sayýn Kepenek; buyurun efendim. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
YAKUP KEPENEK (Ankara) – Sayýn Baþkan, teþekkür ederim.
Hepinize iyi akþamlar diliyorum.
Ben, eðitimin lehine konuþacaðým. (AK Parti sýralarýndan gülüþmeler) Hayýr, dördüncü yýlýmýzý tamamladýk, beþinciye giriyoruz, benden sahtekârlýk beklemediðinizi çok iyi biliyorum. O nedenle, eðitimin lehine konuþacaðýmý baþtan söyleyeyim.
ÜNAL KACIR (Ýstanbul) – Kanunun lehine?!.
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Þuradan baþlayacaðým; Sayýn Bakan, biraz önce, benim bir soruma yanýt verirken, bir bölümünü yanýtladý, bir bölümünü atladý, öbür sorulara da hiç yanýt vermedi. Önce onu netleþtirelim.
M. CEVDET SELVÝ (Eskiþehir) – Hep böyle yapar.
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Hep böyle oluyor.Ben dedim ki. -ben de, 1416 sayýlý Yasayla gönderildim- þunu sordum: Bu eðitim, yurt dýþýndaki eðitim iþi, beþinci sene yapýlýyor. Neden bu kadar beklendi; bu bir.
Ýkincisi, bu eðitim, inanýn, onda 1 fiyatýna, onda 1 maliyetle, Türkiye’nin güzide, güzel üniversitelerinde yapýlabilirken, neden, o masrafýn altýna giriliyor?
Üç; mülakat olmadan onca insan gönderilirken ve iyi sonuç alýnýrken, bu yýl keyfî bir uygulamayla mülakata neden baþvuruldu” diye sordum. Bu sorularýn hiçbirine, Sayýn Bakan, buradan yanýt vermedi.
Þimdi, deðerli arkadaþlar, Sayýn Bakanýn uygulamalarýyla ilgili olarak…
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Sayýn Kepenek, siz niçin gittiniz yurt dýþýna?
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Sayýn Bakan, laf atmadým ben size, siz de bana atmayýn, yakýþmýyor; yakýþmýyor, hiç yakýþmýyor size.
MÝLLÎ EÐÝTÝM BAKANI HÜSEYÝN ÇELÝK (Van) – Siz 1416’yla niçin gittiniz?
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Deðerli arkadaþlar, Sayýn Bakanýn kendisiyle ilgili eleþtirilere, sorulara, ustalýkla ve geçiþtirerek yanýt verdiðini hep birlikte son günlerde yaþýyoruz. Parasýz daðýtýlan 11 inci sýnýf kitaplarýndan birinde aðýz ve diþ saðlýðýyla ilgili bir yazýnýn, bir metnin bilimdýþý olduðu, hurafe olduðu, uçuk olduðu, bilimsellikten uzak olduðu, yalnýz, þimdiki Diyanet Ýþleri Baþkanýmýz Sayýn Bardakoðlu tarafýndan deðil, Millî Eðitim Komisyonu Baþkanýmýz Sayýn Altýkulaç ve Sayýn Mustafa Said Yazýcýoðlu tarafýndan, eski iki seçkin Diyanet Ýþleri Baþkanýmýz tarafýndan bilimdýþý olmakla nitelendirildi, söylendi. Millî Eðitim Bakaný, Millî Eðitim Bakanýnýn memurlarý, Bakanlýðýn çalýþanlarý, o görüþü, bilimdýþý olduðunu 3 seçkin Diyanet Ýþleri Baþkanýnýn söylediði metni savundular. Dediler ki: “O doðrudur” dediler, “Din ve Ahlak kitabýnda aðýz saðlýðýyla ilgili olarak yazýlanlar doðrudur” dediler.
Deðerli arkadaþlar, Millî Eðitim Bakaný, kendisi, bilim insaný geçinir -bu deyimi baðýþlayýn- ama, Bakanlýðý ve kendisi, tümüyle bilim dýþýna düþmüþtür. Bunun da kanýtý, 3 seçkin Diyanet Ýþleri Baþkanýmýzdýr.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Bu size yakýþmýyor!..
ALÝ AYDINLIOÐLU (Balýkesir) – Çok ayýp!..
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Deðerli arkadaþlar, iki gün önceki Milliyette, Sayýn Yazýcýoðlu’nun, Sayýn Altýkulaç’ýn ve Sayýn Bardakoðlu’nun görüþleri yer aldý. Lütfen, hiç olmazsa gazete okuyun, hiç olmazsa gazete okuyun!
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Yanlýþ yazdýðýný herkes biliyor…
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Deðerli arkadaþlar, hiç sinirlenmeyin.
Sayýn Bakanýmýzla ilgili olarak, üç ay evvel -altý ay diyelim- altý ay evvel, ben, bu kürsüden, kendisiyle ilgili, iki kez bu kürsüden, sizlere söz verdiðim için, bir, Grubuma gensoru önergesi verdiðimi burada açýkladým, iki kez de kendisini istifaya çaðýrdým.
Þimdi, neden oldu bu; yani, durup dururken, herhangi bir bakanla ilgili olarak deðil de Millî Eðitim Bakanýyla ilgili olarak nereden çýktý bu?! Siz… (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Bir dakika efendim, bitireyim.
Siz, Millî Eðitim Bakanýnýn uygulamalarýndan, yaptýklarýndan çok mutlu olmadýðýnýzý kendiniz, çoðu arkadaþým bana yolda izde söylerken, bu duruma niye katlanýyorsunuz?! Kanýmca, yapýlmasý gereken de…
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Ýsim verin…
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Veririm, istediðiniz gibi veririm. (AK Parti sýralarýndan gürültüler)
Deðerli arkadaþlar…
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Ýsim verin…
YAVUZ ALTINORAK (Kýrklareli) – Birisi kendisi zaten, soran kendisi…
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) – Ýsim verin…
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Deðerli arkadaþlar… Gayet kolay o…
Deðerli arkadaþlar, size bir þey söyleyeyim: Millî Eðitim Bakaný…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýnda kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Kepenek, lütfen, konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun efendim.
YAKUP KEPENEK (Devamla) – Tamamlýyorum efendim.
Bakanlýðý Sayýn Çelik’ten kurtarmak gerekiyor. Sayýn Bakana düþen, bunca bilimdýþýlýðý, bunca yanlýþý, bunca dehþet verici uygulamasýnýn sonucunda -ben, altý ay evvelki görüþümde ýsrar ediyorum- hiç gensoruya, Meclisin zamanýný almaya, tartýþmaya gerek kalmadan istifa etmesidir. Etmiyorsa, bize düþen, Türkiye millî eðitimini, o camiayý Sayýn Çelik’ten kurtarmaktýr.
Hepinize saygýlar sunarým; teþekkürler. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
MAHMUT UÐUR ÇETÝN (Niðde) – Çok baþarýlý Bakanýmýz…
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, tasarýnýn görüþmeleri tamamlanmýþtýr.
Tasarýnýn tümü açýkoylamaya tabidir.
Açýkoylamanýn þekli hakkýnda Genel Kurulun kararýný alacaðým.
Açýkoylamanýn elektronik oylama cihazýyla yapýlmasýný oylarýnýza arz ediyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiþtir.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sayýn Bakan, Van Çatak’ta yatýlý ilköðretim bölge okulu onarým halinde; orada eðitim baþlamýþ mý, hiç araþtýrdýnýz mý? Sayýn Bakan, bu tarafa bakýn, bu tarafa!..
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, oylama için 5 dakika süre vereceðim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardým istemelerini, bu yardýma raðmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarýný, oylama için öngörülen 5 dakikalýk süre içerisinde Baþkanlýða ulaþtýrmalarýný rica ediyorum.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sayýn Bakan, bu tarafa bakýn, o tarafa bakmayýn! 520 öðrenci þu anda sokakta!
BAÞKAN – Sayýn Ercenk…
Ayrýca, vekâleten oy kullanacak sayýn bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandýðýný, oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadý ile imzasýný da taþýyan oy pusulasýný, yine, oylama için öngörülen 5 dakikalýk süre içerisinde Baþkanlýða ulaþtýrmalarýný rica ediyorum.
Oylama iþlemini baþlatýyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya baþlanýldý)
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sayýn Bakan, bir daha söylüyorum: Van Çatak’ta öðretim baþlamadý daha, üç ay sürecek inþaat, öðrenciler sokakta!
ABDULLAH VELÝ SEYDA (Þýrnak) – Ya, yeter!..
BAÞKAN – Sayýn Ercenk, lütfen…
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, Özel Öðretim Kurumlarý Kanunu Tasarýsý ve Samsun Milletvekili Cemal Yýlmaz Demir’in Özel Öðretim Kurumlarý Kanununda Deðiþiklik Yapýlmasý Hakkýnda Kanun Teklifinin (sýra sayýsý 1151) açýkoylama sonucu:
Oy sayýsý : 312
Kabul : 255
Ret : 57 (x)
Böylece, tasarý ve teklif yasalaþmýþtýr.
Özel öðretim kurumlarýmýz, Millî Eðitim camiamýz ve milletimiz için hayýrlara vesile olmasýný diliyorum.
Saygýdeðer milletvekilleri, birleþime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.38
BEÞÝNCÝ OTURUM
Açýlma Saati: 22.50
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþiminin Beþinci Oturumunu açýyorum.
2 nci sýraya alýnan, Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý ve Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler ile Dýþiþleri Komisyonlarý raporlarýnýn görüþmelerine baþlayacaðýz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER (Devam)
2.- Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý ve Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler ile Dýþiþleri Komisyonlarý Raporlarý (1/967) (S. Sayýsý: 976)
BAÞKAN – Komisyon?.. Yok.
Saygýdeðer milletvekilleri, birleþime 5 dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.51
ALTINCI OTURUM
Açýlma Saati: 22.54
BAÞKAN: Baþkanvekili Nevzat PAKDÝL
KÂTÝP ÜYELER: Harun TÜFEKCÝ (Konya), Türkân MÝÇOOÐULLARI (Ýzmir)
BAÞKAN – Sayýn milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 129 uncu Birleþiminin Altýncý Oturumunu açýyorum.
2 nci sýraya alýnan, Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý ve Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler ile Dýþiþleri Komisyonlarý raporlarýnýn görüþmelerine baþlayacaðýz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLÝFLERÝ ÝLE KOMÝSYONLARDAN
GELEN DÝÐER ÝÞLER (Devam)
2.- Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý ve Saðlýk, Aile, Çalýþma ve Sosyal Ýþler ile Dýþiþleri Komisyonlarý Raporlarý (1/967) (S. Sayýsý: 976) (x)
BAÞKAN – Komisyon ve Hükümet yerinde.
Komisyon raporu 976 sýra sayýsýyla bastýrýlýp daðýtýlmýþtýr.
Tasarýnýn tümü üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Kocaeli Milletvekili Ýzzet Çetin, Anavatan Partisi Grubu adýna Erzurum Milletvekili Ýbrahim Özdoðan.
Þahýslarý adýna, Ankara Milletvekili Yakup Kepenek, Kocaeli Milletvekili Ýzzet Çetin, Denizli Milletvekili Ümmet Kandoðan.
Ýlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna Kocaeli Milletvekili Ýzzet Çetin’e aittir.
Buyurun Sayýn Çetin.
CHP GRUBU ADINA ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý hakkýnda Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adýna söz almýþ bulunuyorum; Yüce Meclisi saygýyla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar, tabiî, önümüze gelen, uluslararasý sözleþme niteliðinde bir tasarý. Tasarý, esasýnda, 21 Ekim 1991 tarihinde imzaya açýlmýþ, imzalanmýþ bir protokol. Türkiye bugüne kadar bunu imzalamamýþ. Gerçekten, biraz sonra, bu tasarýdan sonra görüþeceðimiz (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartýyla bir bütün olarak ele alýndýðýnda, bu Sosyal Þartýn Mecliste onaylanýp onaylanmamasýnýn da çok fazla bir önemi yok; çünkü, (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartý bütün ülkeler tarafýndan onaylandýktan sonra, Sosyal Þartýn yerine ikame olacak bir uluslararasý sözleþme.
Tabiî, biz Türkiye olarak, bu yasama döneminde, dört yýlý geride býraktýðýmýz bu dönemde, demokratikleþme konusunda Avrupa Birliðinin istemlerine uygun, kimi zaman da kendi ülkemizin ihtiyaçlarýna cevap verecek nitelikte pek çok yasal düzenleme ve uluslararasý sözleþme yapmýþ olmamýza raðmen, Avrupa Sosyal Þartýný biraz ihmal ettik. O nedenle, Avrupa Sosyal Þartý hakkýnda kýsa bir bilgi verdikten sonra konuya girmek istiyorum.
Avrupa Sosyal Þartý, bildiðiniz gibi, 1949 yýlýnda kurulmuþ olan Avrupa Konseyince kabul edilen Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesinden sonraki en önemli ikinci kuþak insan haklarý sözleþmesidir. Ancak, gerek akademik çevrelerde gerekse diðer çevrelerde Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi artan biçimde ilgi görürken, Avrupa Sosyal Þartý ve buna iliþkin olan bu protokoller ne yazýk ki bugüne kadar yeterli ilgiyi ülkemizde görmedi.
Öncelikle onaylanmak üzere önümüze gelen bu sözleþmeye bir baktýðýmýz zaman, sözleþme Torino Protokolü olarak kendini gösteriyor. Torino Protokolü daha çok bu uluslararasý sözleþmede bir denetim mekanizmasýnýn nasýl iþleyeceðini gösteriyor. (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartýna bakýldýðý zaman orada görürüz ki, Ýnsan Haklarý Sözleþmesinin öngördüðü denetim biçimi, bireysel baþvuru ve bireysel baþvuru Ýnsan Haklarý Mahkemesinde karara baðlanýrken, Sosyal Þartla ilgili bu protokolde Avrupa Sosyal Þartýnýn denetim sistemi yetersiz kalmýþ ve Ýnsan Haklarý Mahkemesi bu þartlarýn denetimiyle görevli deðil.
Burada, Avrupa Sosyal Þartýna iliþkin iki denetim sistemi söz konusu. Bunlardan bir tanesi, üye ülkelerin sunduklarý raporlara iliþkin denetim, bir diðeri de, toplu þikâyetlerin incelenmesi yoluyla yapýlan denetim. Taraf ülkelerin onaylayýp çekince koymadýklarý haklara iliþkin iki yýlda bir verdikleri raporlara dayalý denetim 4 organ tarafýndan yapýlýyor. Bu denetim sistemi oldukça karmaþýk ve yavaþ. Bu denetim sisteminin zayýflýklarýný gidermek üzere 1995 yýlýnda toplu þikâyet sistemini öngören bir protokol kabul ediliyor. Rapor yoluyla yapýlan denetimlerde hükümetlerin sunmuþ olduklarý raporlar ulusal sendikal merkezlere gönderiliyor, sendikal örgütler isterlerse, raporlara iliþkin gözlemlerini Konseye iletiyorlar. Burada raporlar, Baðýmsýz Uzmanlar Komitesi, Hükümet Komitesi, Bakanlar Komitesi ve Parlamenterler Meclisinde ele alýnýyor. Bakanlar Komitesi, diðer üç organýn rapor ve görüþüne dayanarak tavsiye niteliði taþýyan karar veriyor. Bir üye devlete böyle bir tavsiyenin gönderilmesi, o devletin Avrupa Sosyal Þartýný gerektiði gibi uygulamadýðý anlamýný taþýyor.
Deðerli arkadaþlar, 1995 tarihli protokolle kabul edilen ve 98’de yürürlüðe giren toplu þikâyete dayalý denetim sistemi, rapora dayalý denetim sisteminden daha etkin bir sistem. Toplu þikâyet hakký, 4 grup örgüt tarafýndan yapýlabiliyor. Bunlar, uluslararasý iþçi ve iþveren örgütleri, uluslararasý hükümet dýþý örgütler, yani NGO’lar, üç, ulusal iþçi ve iþveren örgütleri ve hükümet dýþý örgütler.
Deðerli arkadaþlarým, toplu þikâyetleri, Sosyal Haklar Avrupa Komitesi, eski adýyla Uzmanlar Komitesi incelemeye yetkili. Yani, bu Torino Protokolü olarak önümüze gelen uluslararasý sözleþme, bir bakýma geç kalmýþ, gecikmiþ bir uluslararasý sözleþme. Biz de, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu sözleþmenin onaylanmasýna destek veriyoruz; ancak, burada uluslararasý Avrupa Sosyal Þartýna deðiþiklik getiren protokolün gerekçesine baktýðýmýz zaman, Avrupa Sosyal Þartýnda yer alan çalýþma hayatýna iliþkin düzenlemelere daha fazla önem atfettiðimiz bu dönemde, Sosyal Þartta etkili bir denetim mekanizmasýný öngören protokol hükümleri… Yani gerekçede diyoruz ki: “Avrupa Sosyal Þartýnda yer alan çalýþma hayatýna iliþkin düzenlemelere daha fazla önem atfettiðimiz bir dönemde…”
Deðerli arkadaþlar, hiç kusura bakmayýn, AKP olarak, AKP Hükümeti olarak en iyi yaptýðýnýz iþ, yapmadýklarýnýzý ve yapamadýklarýnýzý, yapmak istemediklerinizi yapmýþ gibi bu mikrofonlardan, televizyon kanallarýndan halka çok iyi anlatabilmek. Orada gerçekten çok mahirsiniz. Biraz evvel söyledim, yani, bir iddia olarak deðil, bir gerçeklik olarak da söylüyorum, Sayýn Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanýmýzý tenzih ederek söylüyorum -tabiî, Hükümetin bir üyesi, elbette sorumluluðu var; ama- Anadolu’da bir deyim var, hani, derler ki “uysal atýn tekmesi pek olur” diye.
Ben, sendikal yaþamým devam eder iken, diðer sendikacý arkadaþlarýmýzla birlikte, 1980’li yýllarýn ikinci yarýsýndan itibaren, merhum Özal için “Çankaya’nýn þiþmaný, iþçi düþmaný” diye baðýrarak, sokaklarda birsürü eylem yaptýk.
Ýþçi hak ve özgürlüklerinin çalýþma yaþamýna iliþkin kýsýtlarýn önemli bir bölümü, gerçekten, 12 Eylülden sonra gerçekleþtirildi. Özellikle 89-90’lý yýllara geldiðinde býçak kemiðe dayandý, bahar ve yaz eylemleriyle birlikte iþçiler sokaklara döküldü ve haklarýný biraz olsun geliþtirdiler. O dönemde hazýrladýðým bir raporda, Kenan Evren ve Özal döneminde kaybolan iþçi haklarýný rapor haline getirmiþ idim. Þimdi de, AKP’nin dört yýllýk bu Hükümeti döneminde, çalýþma yaþamýna iliþkin hak kayýplarýný yukarýdan aþaðýya bir rapor olarak çýkarttým. Eðer aðýrlýklarýný bir teraziye koyup tartarsanýz, bu dönemde iþçilerin, memurlarýn, emeklilerin, yoksullarýn hak kayýplarý, sosyal güvenlik haklarý, çalýþma yaþamýnda, Ýþ Yasasýnda, iþ güvencesinde, hastanelerin devrinde, emeklilerin açlýk sýnýrýnýn altýnda emekli maaþýna mahkûm edilmelerinde, yeþilkartlýlarýn çektiði çilelerde, ellerindeki kurumlarýn alýnmasýnda… Böyle yukarýdan aþaðýya tek tek… Bir gün hepinize daðýtacaðým onu, göreceksiniz. Bu dönemde, döneminizde çalýþma yaþamýna iliþkin hak kayýplarý Kenan Evren ve Özal döneminin toplamýndan daha fazla.
Þimdi, bunlarý sadece ben söylemiyorum. Bakýnýz, burada -biraz evvel söyledim- Sosyal Þartta etkili bir denetim mekanizmasýný öngören protokol hükümlerinden söz ediliyor. O denetimin nasýl olacaðýný da söyledim. “Uluslararasý kuruluþlar da bu denetimleri yapabilir” hükmünü ya da “þikayette bulunabilir” hükmünü biraz sonra onaylayacaðýz.
Bakýnýz, elimde, ICFTU sendikal hak ihlalleri raporu var. Bu, uluslararasý bir iþçi örgütü; yani, burada Türk Ýþ’in, DÝSK’in, Hak Ýþ’in de üye olduðu, konfederasyonlarýmýzýn üye olduðu bir örgüt. Bu örgüt, çalýþma yaþamýmýza iliþkin hak ihlallerini rapor haline getirmiþ ve Avrupa Konseyine… Yani, bu Avrupa Sosyal Þartýný ve (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartýndaki kýsýtlarý bir sonraki kanun tasarýmýzda uzun uzun anlatacaðým sizlere; ama, burada, örgütlenme özgürlüðü önündeki sýnýrlamalardan söz ediliyor. Nedir örgütlenme özgürlüðü önündeki kýsýtlar? Bildiðiniz gibi, AKP iktidara gelmeden önce, 57 nci Hükümet döneminde, iþ güvencesi, iþçi mevcudu 10’dan fazla olan iþletmelerde geçerli olarak çýkmýþ ve 1 Martta yürürlüðe girecek idi. Sizin ilk iþiniz, iktidara gelir gelmez, iþ güvencesini erteletmek oldu; ancak, bereket, Cumhurbaþkanýmýz ona karþý çýktý. Ama, 4857 sayýlý Ýþ Yasasý görüþmelerinde, iþ güvencesini hem iþyeri iþçi mevcudunu 10’dan 30’a çýkararak etkisiz hale getirdiniz hem de oradaki o kanunun, Ýþ Güvencesi Kanunu çýkarken eþzamanlý olarak getirilmesi, çalýþanlara, sendikalara, konfederal örgütlere, iþçilere müjde olarak verilen Sendikalar Yasasý ile Toplu Ýþ Sözleþmesi, Grev ve Lokavt Yasasýndaki deðiþiklikler eþzamanlý olarak gelecek hükmünü unutturmaya çalýþtýnýz. 2003 yýlýnda Ýþ Yasasý çýkartýlýrken yine ayný vaadi gündeme getirdi Sayýn Bakanýmýz. Bugüne kadar, dört yýllýk bir süre içerisinde, Sendikalar ile Toplu Ýþ Sözleþmesi, Grev ve Lokavt Yasalarýndaki antidemokratik hükümler ve uygulamalar halen yürürlükte. Ben, öyle zannediyorum ve inanýyorum ki ve iddiada bulunuyorum ki, Sendikalar Kanunu ile Toplu Ýþ Sözleþmesi, Grev ve Lokavt Kanunundaki deðiþiklikleri de bu dönemde gündeme getirmeyeceksiniz.
Yine, sendikal faaliyetlerin sýnýrlandýrýlmasýna iliþkin ICFTU’nun uyarýsý var, toplu pazarlýk üzerindeki sýnýrlamalar üzerinde uyarýsý var, grev hakkýnýn kullanýmýna yönelik ciddî uyarýlar var.
Deðerli arkadaþlarým, bakýnýz, bu dört yýllýk icraatýnýz döneminde, gerçekten, önemli grev ertelemelerinde bulundunuz. Grev ertelemeleri, bir bakýma, geçmiþ iktidarlarýn dönemindeki kadar yoðun deðil; çünkü, grev yok. Ýþçilerin grev yapacak mecali, hali yok; çünkü, sendikalar, iþyerlerinde örgütlenme mücadelesini verirken, karþýlarýnda sadece iþverenleri bulmuyor, özellikle, kamu kesiminde siyasal iktidarýn kendisine yandaþ sendikalarý kayýrmasý ve diðer sendikalarý da bir bakýma etkisiz hale getirme giriþimlerine ne yazýk ki teslim olmuþ konumda. Bugün, 3 iþçi konfederasyonundan 1 tanesinin kesin bir desteðini almýþ durumdasýnýz. Bir diðeri etkisiz konumda. Bir baþkasý da sendikacýlýðý býrakmýþ, baþka iþlerle uðraþtýðý için, iþçiler korumasýz. Burada görev Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Bakanlýðýna düþüyor. Gerçekten, toplumda sadece sendikalý iþçiler anlaþýlmamalý. Bugün, çalýþanlar içerisinde yaklaþýk 700 000-800 000 civarýnda iþçi sadece sendikalýlýk ve toplusözleþme hakkýný kullanabilirken, asgarî ücretle çalýþan 5 000 000’dan fazla insanýmýz ve bir o kadar da asgarî ücretin bile altýnda, kayýt dýþýnda çalýþan sendikasýz, sigortasýz, sosyal güvenceden yoksun, çalýþma koþullarý aðýr… Bu sosyal þartlarda sürekli olarak Türkiye o nedenle eleþtiriliyor, korumasýz biçimde çalýþýyor ve bütün bu konulara karþý Çalýþma Bakanlýðý, yetersiz müfettiþiyle güya denetim yapýyor. Ýþyerleri denetimden yoksun. Ýþverenler, gerçekten, ortaçaðýn kölelik koþullarýnda. 4857 sayýlý Yasanýn getirdiði, esnek çalýþma biçimlerinin de getirdiði olanaklarla, 15 saate, 18 saate varan çalýþmalarla iþçiler eziliyor, uykusuz, yorgun, iþ kazalarý artýyor ve Çalýþma Bakanlýðýnýn bu konularda yaptýrýmlarý yetersiz, etkisiz ve gerçekten cezaî yaptýrýmlar yasada yok denecek kadar az.
Deðerli arkadaþlar, bakýnýz, size biraz evvel söyledim; yani, bu grev ertelemeleri biraz dikkate sunulmasý gereken bir konu. Örneðin, Kristal-Ýþ Sendikasýnýn bir grevi ertelendi. Grev… 4 Aralýk 2003 tarihinde, Danýþtay 10. Dairesi, Hükümetin iptal gerekçelerini iptal etti. Kristal-Ýþ Sendikasýnýn Bakanlar Kurulu aleyhine açtýðý dava Danýþtay 10. Dairesi tarafýndan oybirliðiyle iptal edilirken þu görüþlere yer verilmiþ. Diyor ki: “Grevin yapýldýðý iþyerlerinin ve yapýlan iþlerin niteliði dikkate alýndýðýnda ertelenen grevin yasada öngörülen anlamda millî güvenliði bozucu nitelikte olmadýðý sonucuna varýlmýþtýr.”
Deðerli arkadaþlar, ayný þekilde, Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliði de bu grevin ertelenmesine iliþkin ayný görüþü veriyor, “bu grevin ertelenmesi millî güvenliði tehdit etmez, nereden çýkardýnýz” dercesine Hükümete olumsuz görüþ beyan ediyor; ama, grev erteleniyor. Niye; çünkü, AKP’nin bu tür çalýþma yaþamýna bakýþýnýn somut göstergelerinden biri.
Bir baþka ilginç olay, yine çalýþanlara yönelik olarak tutumunuzu ortaya koymasý açýsýndan ilginç bir örnek: AKP, Hükümet olarak, basýnda teþmil uygulamasýný da engelleyerek, basýn patronlarýnýn istemleri doðrultusunda hareket etmiþtir. Ülkemizdeki günlük gazetelerin, radyo ve televizyonlarýn hemen hemen hiçbirinde sendikal örgütlenme yoktur. Sadece Anadolu Ajansýnda toplusözleþmeli ve grevli sendikal hakkýný kullanýyorlar. Bazý gazete ve basýn-yayýn kuruluþlarýnda çalýþanlar, tek baþýna sendika üyesi olsalar bile, hiçbir toplusözleþmeden yararlanamýyorlar. O nedenle, TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikasý) 21 Aralýk 2004 tarihinde Hükümete bir yazý yazýyor, imzalanan toplusözleþmenin basýn iþ kolunda uygulanmasýný, gazetecilerin de bu toplusözleþmedeki haklardan yararlanmasýný istiyor. Sözleþmenin süresi de 30 Eylül 2006’da sona erecek. Hükümet, TGS’nin yazmýþ olduðu yazýya iki yýl cevap veremiyor. Ancak, bu süre içerisinde, liberal eðilimli bir gazeteci gelip, Hükümet üyeleriyle, bakanlarla görüþerek, gazeteci gazetecilerin teþmil hakkýndan yararlanmasýný Hükümetle anlaþarak erteliyor. Basýnda, gazetelerin hiçbirinde sendika yok. 13 000’den fazla basýn emekçisi orada çalýþýyor; ama, onlar da korumasýz.
Ýlginç olan bir uygulama da, bu basýn çalýþanlarýnýn, geçtiðimiz dönemlerde, birtakým haklarýný almak için yargýya baþvurmalarýnda Yargýtay kendilerini haklý buluyordu. Son zamanlarda -öyle zannediyorum ki, yürütmenin yargý üzerindeki tahakkümü burada da kendini gösteriyor- yargý, orada da, ne yazýk ki, çalýþanlarýn tazminatlarýný buduyor, Çalýþma Bakanlýðý bunu da seyretmekle devam ediyor.
Deðerli arkadaþlar, bir konuya açýklýk getirmek istiyorum. Bu konu, esasýnda, Dýþiþleri Komisyonunda uluslararasý sözleþme olduðu için tartýþýldý; ama, doðrusu, belki, Çalýþma, Aile, Saðlýk ve Sosyal Ýþler Komisyonunda görüþülmesiydi; çünkü, doðrudan doðruya çalýþma yaþamýný ilgilendiren, çalýþma yaþamýmýzýn hem Avrupa Konseyi hem Avrupa Sosyal Þartýnýn denetim mekanizmalarýna yönelik demin saydýðým kurumlarýnda bizim eksikliklerimizi dile getirmesi açýsýndan önemli. O nedenle, konu Çalýþma Bakanlýðýný ilgilendirdiði için Çalýþma Bakanlýðýna yönelik konuþuyorum; deðilse, Dýþiþleri Bakanlýðýnýn da bu konudaki eksikliði elbette açýk.
Böyle bir uluslararasý sözleþmeyi, gözden geçirilmiþ Avrupa Sosyal Þartýný çekincelerle onaylamasý Hükümetin, onaylamak için komisyona göndermesi kabul edilebilir bir durum deðil. Hükümetin -biraz sonra arkadaþlarým da ben de gündeme getireceðim- gözden geçirilmiþ Avrupa Sosyal Þartýný Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdiði þekil ile Dýþiþleri Komisyonundan çýkan þekil arasýnda fark var. Esasýnda, Hükümetin gönderdiði metin, Hükümetin, çalýþanlara, yoksullara, toplumun korunmaya muhtaç kesimlerine bakýþ açýsýnýn da bir göstergesi; yani, içinde bulunduðumuz ramazan ayýnda, ramazan çadýrlarýnda bir öðün yemek vererek ya da oya tahvil olacak þekilde, file file gýda maddesi ya da kýþ aylarýnda kömür daðýtarak sosyal devletin yaratýlamayacaðýný, bu (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartý ortaya koyuyor. Onurlu bir insan, onurlu bir yurttaþ olarak, onlara yardýmlarýn nasýl yapýlmasý gerektiðine de iþaret ediyor. Biraz sonraki bölümde onlara da deðineceðiz.
Deðerli arkadaþlar, tabiî, sadece bu konular deðil. Özellikle, kamu çalýþanlarýna iliþkin, toplusözleþme yerine toplugörüþmenin dayatýlmýþ olmasý, hemen hemen bütün uluslararasý toplantýlarda, Türkiye’nin eleþtirildiði ana konulardan biri.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
BAÞKAN – Sayýn Çetin, 1 dakikalýk süre içerisinde konuþmanýzý tamamlayýnýz.
Buyurun.
ÝZZET ÇETÝN (Devamla) – Þahsým adýna da sözüm vardý Sayýn Baþkan.
BAÞKAN – Efendim?..
ÝZZET ÇETÝN (Devamla) – Þahsým adýna da söz almýþtým.
BAÞKAN – Arada gruplar var. Gruplar konuþacak, ondan sonra þahýslar adýna söz alacaksýnýz. Sonra, sýrasý geldiðinde, orada konuþursunuz.
Buyurun.
ÝZZET ÇETÝN (Devamla) – Peki, orada devam ederim.
Deðerli arkadaþlar, tabiî, süremin yettiði kadar, konuya deðinmeye çalýþýyorum.
Ancak, özellikle, kamu çalýþanlarýnýn grevli, toplusözleþmeli sendikal hak yerine, (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartý ve diðer... Bu Avrupa Sosyal Þartýnda, Avrupa Birliði ülkeleri bize “(Gözden Geçirilmiþ) Sosyal Þartý çekincesiz onaylayýn” diyor, biz çekince koyuyoruz. Niye çekince koyuyoruz; efendim, Yunanistan’da da çekince var... Dýþiþleri Komisyonunda Çalýþma Bakanlýðý bürokratlarýna soruldu: Hangi ülkeler bu konuda 4 üncü maddenin birinci fýkrasýna iliþkin çekince koymuþ? Dediler ki: Finlandiya, Türkiye ve Bulgaristan.
Deðerli arkadaþlar, Finlandiya’nýn olmadýðý açýða çýktý. Bütün belgeleri imzalamýþlar; ama, Bulgaristan ile Türkiye’yi, Yunanistan ile Türkiye’yi ayný kefeye koyarak, hem çalýþma yaþamýný hem diðer konularý...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafýndan kapatýldý)
ÝZZET ÇETÝN (Devamla) – Bitiriyorum. Teþekkür ediyorum.
BAÞKAN – Sayýn Çetin, teþekkür ederim. Þahsýnýz adýna, sonra devam edersiniz.
Buyurun. Son cümlenizi alayým.
ÝZZET ÇETÝN (Devamla) – Son cümlemi söylüyorum: Yani, Türkiye’yi o ülkelerle kýyaslayarak, çalýþma yaþamýný hâlâ bu konumuyla taþýmaya kalkýþmamýz Türkiye için bir büyük ayýp. Gerçekten, bu uluslararasý sözleþmeler son derece önemli. Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz de katký yapsak bile, deðiþtirme olanaðýmýz yok. Deðiþikliði yasalarda yapacaðýz.
Bu duygularla, hepinizi saygýyla selamlýyorum.
Teþekkür ediyorum. (CHP sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim.
Anavatan Grubu adýna, Erzurum Milletvekili Ýbrahim Özdoðan.
Buyurun Sayýn Özdoðan. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
ANAVATAN PARTÝSÝ GRUBU ADINA ÝBRAHÝM ÖZDOÐAN (Erzurum) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; 976 sýra sayýlý Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý üzerinde Anavatan Partisi Grubu adýna söz almýþ bulunmaktayým; Yüce Heyetinizi en derin saygýlarýmla selamlýyorum.
Deðerli arkadaþlar, bu tasarýnýn Yüce Meclisimizin gündemine gelmesi vesilesiyle Avrupa Sosyal Þartýna kýsaca deðinmek ve Anavatan Partisinin konunun bütününe bakýþýný özetlemek istiyorum.
Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi hukuk yazýnýmýzda giderek artan biçimde incelemelere konu olduðu halde, onu tamamlayan Avrupa Sosyal Þartý hakkýnda ayný þeyleri söyleyemeyiz. 1961 tarihli Þart, Türkiye tarafýndan 1989’da onaylandý. Onay tarihinden itibaren denetim sistemi de iþlemeye baþladý. Türkiye, 1990-1991 döneminden baþlayarak, Þartýn denetim sistemine 7 rapor sunmuþtur. Ýlk on yýlýný tamamlayan denetime karþýn, Þartýn iç hukukumuzu ciddî anlamda etkilediðinden söz edilmesi son derece güçtür.
Burada kullanýlan “etkileme” deyimi en az iki anlama gelmektedir. Birincisi, yüksek mahkemelerin ve Anayasa Mahkemesinin Þart içtihadýný dikkate almalarý; ikincisi, hükümetin Þart denetim organý içtihadýna göre iþlemler yapmasý.
Anayasanýn kabul ettiði yönteme göre –Anayasa, madde 90- kanun hükmünde olan Þartýn mahkemeler tarafýndan uygulanmasý söz konusu olabilir. Uygulama örneði olacak karara raslanmamýþtýr. Anayasa Mahkemesi birkaç kararýnda Þarta atýfta bulunmuþtu; ancak, yollama yapýlmýþ olmasý, Þartýn uygulandýðý anlamýna gelmemektedir.
Zorunlu eðitimi sekiz yýla çýkaran yasaya karþý açýlan davada, Anayasa Mahkemesi, “Avrupa Sosyal Þartýnýn 9 uncu ve 10 uncu maddelerinde de eðitim hakký ve kapsamýyla ilgili düzenlemelere yer verilmiþtir” biçiminde bir yollamayla yetinmiþtir.
Aslýnda, bu davada iptali istenen kanun, mevzuatýmýzýn küçüklerin 15 yaþtan önce çalýþtýrýlmamasýný öngören þartla -ki, bu 7 nci maddedir- uyum içine girmesini saðlýyordu ve Avrupa Sosyal Haklar Komitesi bu konuda Türkiye hakkýnda bir ihlâl kararý vermiþti. Anayasa Mahkemesi iptal istemini ret gerekçesinde bu durumu belirtseydi, Þartýn Türkiye’de uygulamaya ýþýk tuttuðunu göstermesi bakýmýndan çok anlamlý olacaktý.
Ýkinci olarak, rapor denetimi sürecinde, Komitenin saptadýðý Þarta aykýrý durumlarýn düzeltilmesi amacýyla iç hukukta deðiþiklik yapýlmasý akla gelmektedir. Bu sonuncu olasýlýk henüz gerçekleþmiþ deðildir.
Öte yandan, bu yol, ülkemizde pek bilinmemektedir. Uluslararasý insan haklarý anlaþmalarýnýn iç hukuka etkisinin bilgilendirmeden geçtiðini vurgulamak gereklidir. Dolayýsýyla, gerçek etkileme, Þart içtihadýnýn Türkçe yayýnlanmasý ve incelenmesiyle baþlayacaktýr.
Bununla birlikte, etkilemenin zayýflýðý sadece Þart ve Türkiye baðlamýnda söz konusu deðildir. Sosyal haklarda yaygýn, küresel bir ilgisizlik dönemi yaþanmýþ olup, günümüzde ilgi artýþ sürecine girilmiþtir.
Avrupa Sosyal Þartýna karþý geliþtirilen ilgisizliðin ekonomik nedenlerle alakasý olabilir mi?! Bu sorunun yanýtýný da irdelemek lazýmdýr diye düþünüyorum.
Þarta ilgisizlik ekonomik nedenlere baðlanabilir mi? Þartýn uygulanmasý ve etkililiðini ölçme açýsýndan ekonomik durumla doðru orantý kurmasý yanýltýcý olabilir. Bununla birlikte, ekonomik durum ile Þart arasýnda etkileþim olduðu açýktýr.
Kýsaca vurgulamak gerekirse, Avrupa Sosyal Þartýnýn imzaya açýldýðý 1961 yýlý, bölgenin ekonomisinin tam istihdam ve geliþme tablosunda tepe noktasýndadýr. Bir bakýma, Þart, bir ekonomik ve sosyal özgüven döneminde imzaya açýlmýþtýr. 1973 petrol bunalýmý, Avrupa’da uzun süreli iþsizliðin yüzde 40 oranýna ulaþma nedeni sayýlmaktadýr. Bu tarihten sonra tam istihdam hedefinin gerçekleþmeyeceði anlaþýlýyor. 1983 sonrasý, ekonomik durumda yeniden iyileþme görülüyor. Bu arada Þartýn etkili bir araç haline getirilmesi yönünde çalýþmalar baþlatýlýyor. Günümüzde küreselleþme etkileri, özellikle sosyal güvenlik sistemlerinde sunulan hizmetlerin özelleþtirilmesi, esnek çalýþma zamanlamasý gibi ekonomi aðýrlýklý uygulamalar, Þartýn getirdiði bazý güvencelerin zayýflamasýna ya da yeni bir yorumlamaya yol açmýþ görünmektedir.
Þartýn denetim organý olan Avrupa Sosyal Haklar Komitesi, uzun bir zamandýr Avrupa’da yaþanan iþsizlik nedeniyle 1 inci maddeye iliþkin denetimleri bu sonuca baðlamamaktadýr. Bu madde altýnda sadece gözlem ve tespit yapýlmakta; fakat, bu durumun Þarta uygun olup olmadýðý karara baðlanmamaktadýr. Kýsaca, bu alanda denetim yapýlmamaktadýr. Þartýn birçok maddesinden geçen “imkânlar dahilinde” deyimi, “ekonomik þartlar” olarak anlaþýlmýþtý. Bu tür bir kayýt içeren yükümlülüklerin ölçütlere baðlanmasý çok zordur. Bu alanlarda denetim en alt düzeye inmekte, bazý durumlarda etkisiz olmaktadýr. Buna bir örnek vermek gerekirse, ailenin ekonomik ve malî tedbirlerle desteklenmesi konusuna yer veren 16 ncý madde uygulamasýnda, Komite, gözlem yapmakla yetinmekte, deðerlendirme yapmaktan kaçýnmaktadýr. Komite, bu yükümlülüðün daha etkin bir þekilde denetimi amacýyla, son yýllarda, ekonomik güçlük içindeki ailelerin -çok çocuklu, yoksul, tek ana-babalý vesaire- nasýl desteklendiði konusunda hükümetlere daha belirgin sorular yöneltmeye baþlamýþtýr. Ancak, gelen yanýtlarýn deðerlendirilmesinde ayný güçlükler sürmektedir. Bu noktalar, Komite denetiminin pek bir iþe yaramadýðý, etkin olmadýðý gibi kanýlarýn yaygýnlaþtýrýlmasýna ve giderek, devletlerin bu konularda bir tür baðýþýklýk kazanmasýna yol açmýþtýr. Çoðu zaman öne sürülenlere bakýlýrsa, ilgisizliðin temel nedenlerinden biri de, sosyal haklar uygulamasýnýn kiþisel haklardan çok farklý olmasýdýr. Kiþisel haklarda sonuç alýnmasý, genellikle, bazý kanunlarda ve idarî düzenlemelerde deðiþiklik yapýlmasý, mahkeme kararlarýnýn uygulanmasýyla saðlanabilir; ancak, sosyal haklarýn geliþtirilmesi ve uygulanmasý, bilinen teknik ve usullerden daha farklý olanlarýný ve daha fazlasýný gerekli kýlmaktadýr.
Bir baþka ilgisizlik nedeni de, sosyal haklarýn maliyetinin yüksek olmasý, bu konularda yapýlacak harcamalarýn ekonomik hesaplara uygun olmamasýdýr. Sosyal haklar, bireysel haklara göre daha karmaþýk yapýlý olduklarýndan, uygulamada sonuç alýnmasý, toplumsal kesimlerin örgütlenme ve iþleyiþ düzeylerine baðlýdýr.
Kýsaca, sosyal haklar, sanayileþmiþ ülkelerde var olan örgütlenme ve iþleyiþ modeli üzerine kurulmuþtur. Dolayýsýyla, bu sürecin tamamlanmýþ olmadýðý veya iyi iþlemediði ülkelerde, sosyal haklarýn geliþtiðini söylemek mümkün deðildir. Bu durumda olan ülkelerin, sosyal haklarda uluslararasý denetim öngören bir sisteme ilgi duymalarý da asla beklenemez. Kuramsal açýdan doðru olan bu hüküm, uygulamada doðrulanmamýþtýr. Baþka bir deyimle, Þarta taraf çeþitli ülkelerde yapýsal bozukluklar devam etmektedir. Bu durum onlarýn taraf olmasýný engellememiþtir. Pek çok ülke, mevcut sorunlarýna karþýn Þarta taraf olmuþ veya Þartý imzalamýþtýr.
Sosyal haklarýn, yapýsal bozukluklardan, doðrudan doðruya olumsuz biçimde etkilendikleri çok açýktýr. Yapýsal bozukluklar, genel ekonomik ve sosyal nedenlere baðlý örgütlenme ve iþleyiþ bozukluklarýdýr. Kýsacasý, yapýsal bozukluklar, hükümetlerin maruz kaldýklarý, istedikleri halde kýsa vadede düzeltmeleri mümkün olmayan bozukluklardýr.
Doðrusu, yapýsal bozukluklarý olan ülkelerin, bu tür bozukluklarýn giderildiðini varsayan bir uluslararasý taahhüt sistemine girmemesi beklenir. Hükümetlerin, çözümü uzun zamana baðlý sorunlarýn varlýðýna karþýn, bu konularda uluslararasý denetimi kabul etmeleri hayli yadýrganacak bir durumdur.
Deðerli arkadaþlar, bizde, genellikle sözü edilen kayýtdýþý ekonomi, sosyal güvencesi olmayan iþçi çalýþtýrma anlamýna gelmektedir. Þarta taraf diðer ülkelerin hiçbirinde bu tür bir yapýsal bozukluða rastlanmamaktadýr.
Çocuk iþçi çalýþtýrýlmasý, emekli aylýðý kuyruklarý, bebek ve anne ölümleri, memur sendikacýlýðýnýn reddi gibi olgular, bizde, yaygýn yapýsal bozukluk örneklerindendir. Buna karþýlýk, uzun süreli iþsizlik, çevre kirliliði, özellikle halk saðlýðýný olumsuz etkileyen gýda maddeleri, hastane sýra listeleri, kiþi baþýna ulusal geliri 15 000 dolarýn üzerinde olan taraf ülkelerin de üstesinden gelemediði yapýsal bozukluk örneklerindendir.
Bu gibi durumlar, ayný anda birden çok temel sosyal hakkýn ihlaline yol açmaktadýr. Bu tür sorunlarý olan ülkelerin Avrupa Sosyal Þartýna taraf olmalarý, öncelikle, kendilerinin istemediði bir durumdur; ancak, Avrupa Konseyi, izlediði onay politikasýyla, (Gözden Geçirilmiþ) Avrupa Sosyal Þartýnýn imzalanmasýný özendirmektedir. Ýmzalanmýþ olan ülkelerde onayý saðlamak amacýyla uyum çalýþmalarý yapýlmaktadýr. Türkiye, saydýðýmýz ve baþka yapýsal bozukluklara karþýn, 1989’da uyum çalýþmasý yapýlmaksýzýn Þarta taraf olarak bir çeliþki ve cesaret örneði sergilemiþtir; ancak, bu cesur giriþim, nedense Türkiye’de pek irdelenmemiþtir. Kýsaca, pek çok ülke için yapýsal bozukluklarýn varlýðý borç altýna girmeyi engellememiþtir.
Avrupa Konseyinin izlediði onay politikasýnýn baþarýlý olmasý iki temel nedenden kaynaklanmaktadýr: Þartýn Avrupa Ýnsan Haklarý gibi bir Avrupa Konseyi kazanýmý sayýlmasý; Þartýn esnek onay sistemi.
1990 sonrasýnda ortaya çýkan bir baþka sonuç da, Avrupa Konseyi üyeliðine kabul koþulu olarak temel antlaþmalarýn aday ülke tarafýndan onaylanacak olmasýdýr. Avrupa Konseyi, eskiden, sadece Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesini bu nitelikte sayarken, bu defa, Þartla birlikte, iþkencenin önlenmesini de üyelerin ortak anlayýþý ya da kazanýmý saymýþtýr. Bunlara, son zamanlarda, Ulusal Azýnlýklarýn Korunmasý Hakkýnda Çerçeve Sözleþmesi ile Bölge ya da Azýnlýk Dilleri Avrupa Sözleþmesi de eklenmiþtir.
Kýsaca, yeni ülkeler, durumlarý uygun olmasa da, Avrupa Konseyine giriþ gerektirdiði için, Þartý onaylamak zorunda kalmýþlardýr. Bu durum, onlarý, onay sýrasýnda ihtiyatlý bir tutuma ya da minimum onay politikasýna zorlamýþtýr. Genellikle, antlaþmalar, bütün hükümleriyle onaya tabidir; tam onay güçlüðü varsa, çekince koyma imkâný tanýnmýþtýr; ancak, birden çok maddeye çekince konulmasý, genel nitelikte çekince sayýlabilir ve rastlanmayan bir durumdur. Buna karþýlýk Avrupa Sosyal Þartýnda seçimlik onay sistemi öngörülmüþtür. Buna göre, Þartýn, 1, 5, 6, 12, 13, 16 ve 19 uncu maddelerinden en az 5’inin, kalan kýsýmdan 10 madde veya bu kýsýmdan 45 paragrafýn onaylanmasý yeterlidir. Türkiye, asgarî onayla yetinmiþtir. Bu tür durumlarda, âdetten olmuþtur, þu söz, hep söylenir deðerli arkadaþlar: “Keþke, dýþpolitikayla ilgili önemli gündem maddelerini, burada, Yüce Meclisimizde daha sýk tartýþma fýrsatý bulabilsek; bu sayede, belki, Hariciyemiz ile halkýmýz arasýnda da bir köprü vazifesi görebiliriz” diye. Bu, önemli bir misyon olur. Zira, deðerli diplomatýmýz, büyüðümüz Sayýn Kâmran Ýnan’ýn çok dokunaklý bir eleþtirisi vardýr; Sayýn Ýnan diyordu ki: “Kaymakamýn dünyadan haberi yok, diplomatýn da Türkiye’den haberi yok.” Bu ülkenin en büyük sorunu da… Ben de, bu tespite canýgönülden katýlýyorum ve gücünü halkýnýn iradesinde bulan saðlam bir dýþ politik vizyon diliyorum.
Hepinizi en derin saygýlarýmla selamlýyorum. (Anavatan Partisi sýralarýndan alkýþlar)
BAÞKAN – Teþekkür ederim Sayýn Özdoðan.
Üçüncü konuþmacý, AK Parti Grubu adýna, Çorum Milletvekili Agâh Kafkas.
Sayýn Kafkas, buyurun efendim.
AK PARTÝ GRUBU ADINA AGÂH KAFKAS (Çorum) – Sayýn Baþkan, deðerli milletvekili arkadaþlarým; hepinizi, AK Parti Grubu adýna saygýyla selamlýyorum. 976 sýra sayýlý Avrupa Sosyal Þartýna Deðiþiklik Getiren Protokolün Onaylanmasýnýn Uygun Bulunduðuna Dair Kanun Tasarýsý hakkýnda, AK Parti Grubu adýna görüþlerimi açýklamak üzere huzurlarýnýzdayým.
Bilindiði gibi, uluslararasý standartlarý yakalamak, çaðdaþlaþma perspektifinde yürüyen her ülkenin temel hedefleri arasýnda ve ülkemiz de, bunu, uzun yýllardýr gerçekleþtirme çabasý içerisindedir. Bugün bu yaptýðýmýz düzenlemeyle de, Meclisin onaylamasýyla da, bu konudaki ilerlemelerimizin somut adýmlarýndan bir tanesini daha gerçekleþtirmiþ olmanýn mutluluðunu yaþýyoruz ve bunun detaylarýný -kanun maddeleri açýk- biraz önce konuþan deðerli arkadaþým Sayýn Çetin de açýkladý, tekrar olmamasý nedeniyle de ben detaylarýna girmek istemiyorum; ancak, burada birkaç konuya açýklýk getirmek istiyorum; yani, bu ülke hepimizin ve bu ülke Parlamentosunu, bu Yüce Millet izliyor. O nedenle de, burada yaptýðýmýz konuþmalar, yaptýðýmýz düzenlemelerde, önce hem Parlamento olarak kendimize haksýzlýk yapmaktan vazgeçmeliyiz hem de ülkemize haksýzlýk yapmaktan vazgeçmeliyiz. Bu 22 nci Dönem Parlamentosu, Türkiye’de, demokratikleþme adýna, çalýþma hayatýnýn düzenlenmesi adýna devrim niteliðinde birçok ilerlemeyi gerçekleþtirmiþ bir Parlamentodur. Bundan, Ýktidarýyla muhalefetiyle hepimizin payýmýzý almamýz gerektiðini düþünüyorum. Öncelikle parlamenter sistem ve Parlamentoya karþý özenli olma konusunda hepimiz duyarlý olmalýyýz.
Ben, bu konuya girmeden önce, biraz önce, bir önceki kanun tasarýsý görüþülürken, bir arkadaþýmýn, ismimden de söz ederek söylediði birkaç cümleyi düzeltme ihtiyacýný hissederek sözlerime baþlamak istiyorum. Arkadaþýmýz orada diyor ki: “Ýçimizde, tabiî ki her bakýmdan takdir ettiðimiz, rejimle problemi olmayan çok sayýda arkadaþýmýz var. Biz bunu biliyoruz; ama, biliyoruz ki, takýntýlý arkadaþlarýmýz da var. Bunlarý da biliyoruz. Rejimle sorunu olan arkadaþlarýmýz da var. Bunlarý da biliyoruz” diyor ve bunun üzerine biz, arkadaþýmýza þunu söylüyoruz…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Kafkas, ben öyle bir konuþma yapmadým.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - … Burada, Yüce Mecliste bütün parlamenterler yemin etmiþtir ve rejimle problemi olan insanlar bu Parlamentonun, Yüce Parlamentonun çatýsý altýnda olamaz. Rejimi korumak, kollamak kimsenin tekeli altýnda olamaz. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Ve bir baþkalarýný rejim muhalifi gibi göstermeye de bu ülkede kimsenin hakký ve haddi olamaz diye düþünüyorum; çünkü, bu Parlamento, iktidarýyla muhalefetiyle cumhuriyetin temel ilkelerini ortaya koymuþ bir parlamentodur.
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sen Hürriyet Gazetesini okudun mu; Emin Çölaþan’ý ?!. Önce onu bir oku.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Yine, arkadaþýmýz “80 kilometre öbür tarafta top patladýðý zamanki Kurucu Meclisin ruhu neyse, bizim ruhumuz da… bu Meclis o ruhu kaybetmiþtir” diyor…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Kafkas, hiç öyle bir þey konuþmadým. Nereden çýkarýyorsun?!
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Þimdi, ben, burada üzüntüyle seyrediyorum. Ben inanýyorum ki, bu Meclis, bu yüce çatý, Kurucu Mecliste ruh, heyecan, iman, azim, ülkenin birliði, bütünlüðü adýna ne kararlýlýk varsa, 22 nci Dönem Parlamentosunda da ayný kararlýlýk vardýr, 102 nci Parlamento döneminde de ayný kararlýlýk ebediyen sürecektir. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – 23 üncü Dönemde siz olamayacaksýnýz maalesef! Devam et sen…
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Yine, deðerli arkadaþýmýz diyor ki, cebinden bir belge çýkarýyor…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Kafkas, kim söyledi? Benim konuþmalarýmý getirin Sayýn Baþkan. Benim konuþmalarýmda öyle bir þey yok.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Bir dakika arkadaþlar…
… cebinden bir belge çýkarýyor ve diyor ki: “Bir gün…”
BAÞKAN – Sayýn Kafkas, lütfen konuyla ilgili konuþur musunuz.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, benim konuþmalarýmda öyle bir þey yok; getirtin konuþmalarýmý!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sayýn Baþkaným, burada ismim geçirilerek söylenmiþ bir þey var.
BAÞKAN – Anladým.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Hayýr, ben senin adýndan söz etmedim.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Ve ben, o zaman söz istedim, söz vermediniz ve bir düzeltmeyi, tutanaklara geçmesi açýsýndan bir düzeltmeyi yapmak istiyorum.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, ben öyle bir þey söylemedim.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Þimdi, burada diyor ki arkadaþýmýz…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, konuyu çarpýtýyor; öyle bir konuþma yapmadým.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Tutanaklardan okuyorum, diyor ki arkadaþýmýz…
BAÞKAN – Söyledim Sayýn Çetin; lütfen…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Hayýr, ben konuþmadým öyle bir þey.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sayýn Çetin, sakin olun. Esasa geliyorum. Sakin ol… Sakin ol…
Bak, diyor ki arkadaþýmýz…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Kim onu diyen?
AGÂH KAFKAS (Devamla) - … cebinden bir kâðýdý çýkararak “bunu þimdi okumayacaðým; ama, bu Parlamentoda, bir gün bizi çok kýzdýrýrsanýz, bunu okuyacaðým. Bunu okuduðum zaman da bakacaðým, Sayýn Agâh Kafkas hopluyor mu yoksa koltuðun altýna mý giriyor; o zaman bakacaðýz. Evet, altýný çizerek söylüyorum: Þimdi okumuyorum, o zaman bakacaðýz.”
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, tutanaðýn tarihi kaçtýr; nereden bahsediyor?! Hangi zamanda kalmýþ?!
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Þimdi, tam burada þunu söylemek istiyorum: Bu Parlamentoda, bu parlamenterlerle ilgili birilerinin bir bilgisi varsa, birileri kendince sicil tutuyorlarsa, Parlamento dýþýnda bir yerlerde bunlarýn sicilleri tutuluyor ve ceplerinde gezdiriyorlarsa, bu, ettikleri yemine ihanettir. Varsa önlerinde belgesi, bilgisi, bunu ortaya koyarlar ve bunu da oturur konuþuruz. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Ýþte belge!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Kimsenin rejimle derdi olamaz, kimin rejimle problemi varsa da onun hesabý sorulur; ama, Yüce Parlamentoyu, parlamenterleri töhmet altýnda býrakmaya hiç kimsenin hakký yoktur diye düþünüyorum. Hele ki þahsým adýna, ben, koltuðun altýna hayatým boyunca girmedim; elli yýldýr Agâh Kafkas olmak için çaba sarf ettim, elli yýldýr demokrat duruþumda, çizgimde hiçbir tavizim olmadý, bundan sonra da olmayacaktýr, biz hayatýmýz boyunca hiç koltuk, masa altýna girmedik; ama, masanýn altýndan hayata bakanlarý anlamakta da zorluk çektiðimi ifade ederek bir baþka konuya geçmek istiyorum.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Demokrasiyi de kirletme bari!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Þimdi, burada, deðerli arkadaþým…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, tutanaðýn tarihini, numarasýný söyler misiniz. Nerede bahsediyor?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Deðerli arkadaþým, fotokopi burada, vereyim ben sana. Fotokopi burada, ben sana vereyim.
BAÞKAN – Sayýn Kafkas, Genel Kurula hitap edin, konuyla ilgili konuþalým.
Buyurun.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Fotokopi burada, tutanaktan okuyorum. Tutanaktan okuyorum.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Kim konuþtu onlarý? Ben mi konuþtum?
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Sayýn Çetin, madem þimdiden oturduðunuz yerden bir þeyler söylüyorsunuz, o zaman þunu söylemek zorundayým.
BAÞKAN – Sayýn Kafkas, lütfen bir sataþmayý devam ettirmeyelim, konuya gelelim efendim.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Þimdi, deðerli arkadaþým, biraz önceki konuþan arkadaþýmý ben esefle dinledim. Meslektaþým ve yýllardýr beraber emek mücadelesi verdiðimiz arkadaþýmýz. Esefle dinledim ve “Özal döneminde ‘biz Çankaya’nýn þiþmaný, iþçi düþmaný’ diye slogan atýyorduk, oysa ki, bu dönemde, AK Parti döneminde o kadar çok geriye gidiþ oldu ki, bunlarýn listesi” dedi ve saydýklarýna baktým ve gerçekten, biz ayný yerde mi yaþýyoruz, ayný gezegende miyiz, niye bunlarý böyle söylüyorlar, anlamakta güçlük çektim.
Hemen sözlerinin baþýnda Sayýn Çetin “hastanelerin devri, birleþmesi” dedi. Ya, Allahaþkýna, vatandaþýn arasýna girin, lütfen, vatandaþýn arasýna girin ve lütfen vatandaþýn arasýna girin…
TUNCAY ERCENK (Antalya) – Sen gir!
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sen bir girsene!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – …saðlýðýn birleþmesinden dolayý, hastanelerin birleþmesinden dolayý, yurttaþlarýmýzýn saðlýk hizmeti almasýndaki kaliteyi Allahaþkýna görün.
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – Yahu, ne kalitesinden bahsediyorsun!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Eczane kuyruklarýnda rezil olan insanlarýmýzýn, çaðdaþ koþullarda bütün eczanelerden ilacýný aldýðýný gidin görün!
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – Muayenehaneye gitmeden hastanýn hakký yok, býçak parasý almadan ameliyat yapýlmýyor, sen hâlâ kaliteden bahsediyorsun. Kepazelik! Hastanelerin durumunun ne olduðunu görmüyor musunuz! Lütfen…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Lütfen, heyecanlanma! Heyecanlanma!.. Sakin ol!.. Bunu vatandaþýmýz dinliyor, milletimiz dinliyor. Milletimiz dinliyor.
Bakýn, burada bir þey anlatýrken…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Masrafýný söyle! Kaç trilyon?!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Özellikle, söylediðiniz sözün karþýlýðý olmayacak…
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu)- Sayýn Kafkas, bilmediðiniz konuyu konuþmayýn orada.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – …kimse bunun cevabýný vermeyecek, böyle bir anlayýþ yok; böyle bir anlayýþ yok.
Þimdi, siz, tutacaksýnýz, burada, Ýþ Kanununu çýkarýrken “altý ay kölelik yasasý” dediðiniz yasa, bir yýlý aþkýndýr, iki yýla yakýndýr yürürlükte ve bu yasanýn hiç de kölelik yasasý falan olmadýðý ortaya çýktý ve bugün, artýk, bütün bilimsel sempozyumlarda bu yasanýn Avrupa standartlarýnda olduðu gösteriliyor.
Arkadaþlar, insaf edin. Yirmi yýldýr, biz, ILO’nun Aplikasyon Komitesinde, yani, ILO’nun -halkýn anlayacaðý lisanla söyleyeceksek- kara listesinde tenkide alýndýðý… Yirmi yýldýr dört defa alýnmamýþ, yirmi yýlda dört defa alýnmamýþ ve bizim dört yýllýk Ýktidarýmýzýn üç yýlýdýr bu. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Yirmi yýlda dört tane alýnmamýþ ve bu yirmi yýlýn dört tane alýnmamýþ olan bu dört yýlý, bizim dört yýllýk Ýktidarýmýzýn üç yýlýdýr. Yani, artýk, Avrupa þartlarýnda, Avrupa sosyal þartlarýnda, ILO’nun þartlarýnda, biz, Aplikasyon Komitesine alýnmamaktan artýk gurur duyduðunuzu, bu ülkenin parlamenteri olarak, bu ülkenin Parlamentosunda bulunan insanlar olarak, bunun onurunu hep beraber yaþayalým, iktidarýyla muhalefetiyle. Size raðmen yapmadýk bunu…
Sonra, bir baþka tenkit yapýyoruz: Hükümetten gelen… Sanki, Hükümet ile AK Parti Grubu farklý partilerden. Hükümetten gelen anlayýþ yasada þuymuþ, komisyonlardaki deðiþilenler bu olmuþ. Ya, komisyonlarda… Ondan sonraki konuþmanýzda da diyorsunuz ki, biz, komisyonlarda, yani, biz tekliflerimizi sunuyoruz; ama, sonucu belirleyemedik diye, kendi konuþmanýzda söylüyorsunuz. O komisyonlardaki yapýlan düzenlemeyi kimin oylarýyla, hangi milletvekilleri, nasýl düzenleme yapmýþlar?! Bu, AK Partililerin oylarý deðil mi, AK Partililer tarafýndan yapýlmamýþ mý?!
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Demokrasi anlayýþýn bu kadar…
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Bizim demokrasi anlayýþýmýz bu iþte.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Parlamenter sistemi sindiremediðin belli.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Hükümetten gelenin, insanýmýzýn, halkýmýzýn… Parlamento hiç kimsenin…
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Kim yapmýþsa o konuþmayý, doðru söylemiþ.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Egemenlik kayýtsýz þartsýz milletindir ve AK Parti Grubu, Hükümetinden gelenleri daha da iyileþtirme konusunda hep adýmlar atmýþtýr, yapmýþtýr, yapmaya da devam etmektedir. O nedenle, bir defa, ülkemize haksýzlýk yapmaktan, Allahaþkýna vazgeçin.
Þimdi, Türkiye’de ilk defa, Türk Ceza Kanununa, sendikal örgütlenmeyi engelleyenlere hapis cezasý koyuyorsunuz. Bu bir devrim deðildir de nedir Allahaþkýna?! Ýlk defa, Türkiye’de, iþ güvencesini yasal uygulamaya AK Parti döneminde koyuyoruz. Yani, bu düzenleme deðildir de, Allahaþkýna, nedir?! Yani, bunlarýn altýný çizmemiz lazým.
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – Hangi sendikaya gittiði belli.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Þimdi, bakýyorsunuz deðerli arkadaþlarým, burada, durup durup, sendikal hareketi suçlamaya: “Niye grev olmuyor?” Yahu, grevin bir nedeni olur, onun için grev olur. Yani, niye grev olmuyor diye telaþa kapýlýp, bir tane sendika AK Partinin güdümünde, öbür konfederasyon baþka iþler yapýyor, öbürü de gündemden kalktý diye, geldiðiniz alaný, sivil toplum örgütlerimizi ve burada hiçbir þekilde cevap verme imkâný olmayan insanlarý töhmet altýnda býrakmak, hangi izanla, hangi demokrasi anlayýþýyla izah edilebilir Allahaþkýna?! (AK Parti sýralarýndan alkýþlar) Yani, þimdi bunu nasýl izah edebilirsiniz?! Türkiye’de, sendikal hareket, özellikle iþçi sendikalarýmýzda, memur sendikalarýmýzda fevkalade baþarýlý iþler yapýlýyor. Her zaman, demokraside, bizim hoþumuza gidenleri yapacaklar diye bir kural yok. Farklý düþünecekler ve farklý çýkar gruplarýnýn haklarýný savunuyorlar; doðal olarak da, bu haklarý savunurken, sizinle ters düþecekler.
Sizin burada þu mantýða geliyor olmanýz lazým: Ya, niye biz onlarla örtüþmüyoruz? Niye onlar böyle düþünüyor da biz farklý düþünüyoruz diye muhalefet yapma, illa muhalefet yapacaðýz diye bir anlayýþýn sahibi olmak yerine o arkadaþlarýmýzla çalýþma yaþamýný sürdürseniz, birçok þeyi daha saðlýklý görme imkânýnýz olur diye düþünüyorum.
Siz de biliyorsunuz ki Sayýn Çetin, Ýþ Kanununda iþçilerin lehine olan 5 tane madde vardý ve bu Parlamento, ilk defa -tekriri müzakereyle- bizi anladý, emek dünyasýný anladý, konfederasyonlarla mutabakata vardýðýmýz 5 madde, aynen, harfi harfine, tek kelime deðiþtirmeksizin, tekriri müzakereyle buradan geçti. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 22 dönemdir Parlamento var, sendikalarýmýz var. Ýlk defa sosyal taraflarla uzlaþý arama gayreti bizim dönemimizde ve kurumsal yapýlara kavuþturularak ve sýk sýk sosyal taraflar birlikte hareket edilerek gerçekleþtirildi. Allahaþkýna, seninle beraber ayný komisyonda çalýþtýk. Türkiye’de devrim niteliðinde bir sosyal güvenlik reformu gerçekleþtirmedik mi?
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – Hangi devrimden bahsediyorsun?
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Göreceðiz, devrim mi göreceðiz!..
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Yani, artýk, bitmiþ, iflas etmiþ, norm ve standart birliðini kaybetmiþ, 3 tane ayrý kurum, 6 tane ayrý emeklilik sistemi olan sosyal güvenlik reformunu tek çatý altýnda topluyor olmak. Ana karnýndan baþlayýp, 18 yaþýna kadar babasý çalýþýyor mu, kimin çocuðudur diye bakýlmaksýzýn, zengin midir yoksul mudur diye bakýlmaksýzýn, Türkiye yurttaþý olmak yeterlidir diye devletin güvencesine almak, bu baþarý deðil midir?! Allahaþkýna bunlarý niye paylaþmýyoruz?! Niye kendimize ihanet ediyoruz?! (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
Niye bu Parlamentonun saygýnlýðýna zarar verecek iþlerle iþtigal etmeye devam ediyoruz?! Gelin, bu Parlamentonun onuruna, bu Parlamentonun mehabetine yakýþacak þekilde… Bizimle, benimle ayný þekilde düþünmüyor olabilirsiniz. Her fikrinize saygý duyuyorum; ama, Parlamentoyu, parlamenter sistemi, sivil toplum örgütlerini aþaðýlayarak bir yere gidemeyiz.
Biz, önce demokrasiye inanýyorsak, farklý düþüncelerin de olabileceðine saygý göstertmeliyiz. Ýkincisi -güvenirsiniz güvenmezsiniz, seversiniz sevmezsiniz- biz, milletin idealleriyle, milletin heyecanlarýyla, milletin umutlarýyla örtüþtüðümüz için bu kadar büyük bir grubun sahibiyiz. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Bir daha göremeyeceksiniz; cezasýný göreceksiniz. Geçmiþ olsun.
ALÝ TOPUZ (Ýstanbul) – Barajý geçemeyeceksiniz.
Ý. SAMÝ TANDOÐDU (Ordu) – Sizi Karadeniz’e gömeceðiz, Karadeniz’e… Karadeniz’e… Denize gömeceðiz sizi.
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Onun için de bu Grup, milletin iradesini, milletin istemlerini, milletin dertlerine deva olma gayreti içerisinde olmayý sürdürecek.
Bakýn, bu millete raðmen, milletin ölçüsünü koyarsanýz, bu milletin ölçü alma konusundaki hassasiyeti her seçim döneminde çok ince ayarlý yapýlmýþtýr. Bu Parlamentoda bunun da acýsýný çok yaþamýþ bir gelenekten gelen arkadaþlarýmýz vardýr. Bu koskoca cumhuriyeti kuran parti Parlamento dýþýnda býrakýlmýþ, barajýn altýnda kalmýþ bir yapý vardýr. Bunlardan hepimizin ders alýyor olmamýz lazým. Onun için deðerli arkadaþlarým…
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Kendi iþine bak, kendi iþine!
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Ben iþime bakýyorum.
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Sendikayý batýrdýnýz, mahvettiniz.
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Ve ilk defa, Sayýn Çetin, biz, ücretimizi alamadýðýmýz halde hiçbir þey yapamadýðýmýz iþyerlerinde, þimdi, “hak grevi” diye yýllardýr çýrpýnýrken, ücretini alamayanlara iþi yapmama, iþi reddetme hakkýný getirip, nerdeyse hak grevini getirmiþ olmak, bu hak kaybý anlamýna mý geliyor Allahaþkýna?! Yapmayýn, gözünüzü seveyim, yapmayýn!
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Utan!.. Utan!.. Hak grevi nerde Türkiye’de?! Normal grevi yapamýyorlar, normal grevi. Ayda mý yaþýyorsun sen?!
AGÂH KAFKAS (Devamla) – Ýlk defa Türkiye’de insana saðlanan deðerin göstergesidir ki, iþ saðlýðý, iþ güvenliði tedbirlerini almayan iþverenin iþini reddetme ve ücretini alma hakkýný getirmiþiz. Bu mu Allahaþkýna geriye gidiþ olmak yahu?!
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Daha tüzük yok. Yönetmelikle idare ediliyor. Tüzük yok, tüzük!
AGÂH KAFKAS (Devamla) - Onun için, herkesi ben izan sahibi olmaya ve birbirimize özenli olmaya…
Biz, bu milletin görev vermesi halinde iktidar olmaya devam edeceðiz, siz de muhalefet olmaya devam edeceksiniz ve milletin iradesine saygý duyma geleneðini öðrendiðimiz sürece mutlu olmayý ve baþarýlý olmayý birlikte gerçekleþtiririz diyorum, Yüce Heyeti saygýyla selamlýyorum. (AK Parti sýralarýndan alkýþlar)
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, sataþma var.
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Arkadaþý Memur-Sen’e genel baþkan yapalým, yakýþýr!
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, gruplar adýna konuþmalar tamamlanmýþtýr.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sataþma var Sayýn Baþkan. Taraf olmayýnýz lütfen. Sataþma var. Söz istiyorum.
BAÞKAN – Saygýdeðer milletvekili arkadaþlarým, þahýslar adýna konuþmalar için vakit yeterli deðildir. O arkadaþlarýn konuþmasý için özel izin almak lazým.
FERÝDUN FÝKRET BALOÐLU (Antalya) – Efendim, sataþma var.
ÝZZET ÇETÝN (Kocaeli) – Sayýn Baþkan, sataþma var.
BAÞKAN – Bütün bunlarý dikkate alarak, çalýþma saatimiz þahsý adýna konuþmaya da müsait deðildir, onu da deðerlendirerek, alýnan karar gereðince, kanun tasarý ve tekliflerini sýrasýyla görüþmek için, 27 Eylül 2006 Çarþamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere, birleþimi kapatýyorum.
Kapanma Saati: 23.51