DÖNEM: 22 CİLT: 108              YASAMA YILI: 4

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

 

48 inci Birleşim

4 Ocak 2006 Çarşamba

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

       Sayfa    

  I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

 II.- GELEN KÂĞITLAR

III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Nazım Hikmet'in 104 üncü doğum yıldönümünde, şairin edebiyatçı kişiliğine ve vatandaşlığa kabulüyle ilgili son gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşması

2.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Mersin'deki narenciye üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı

3.- Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'un, 2005 yılının kısa bir değerlendirmesine ilişkin gündemdışı konuşması

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 24 milletvekilinin, gümrüklerdeki kaçakçılık ve yolsuzluk iddialarının araştırılarak sorumluların tespiti ile alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/331)

IV.- SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Bandırma Limanının özelleştirileceği iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/809)

2.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, engellilerin sorunlarının çözümünde kurumlar arası koordinasyon ile coğrafi ve sosyal farklılıklara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/816) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

3.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, töre cinayetlerine karşı alınacak tedbirlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/850) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

4.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1013) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

5.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, çocuk yuvalarında ve huzurevlerinde yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1047) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

6.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1141) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı yurtlara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1160) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

8.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1228) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

9.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, çocukların korunmasıyla ilgili olarak yapılan çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1329) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 mali yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1399) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

11.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1443) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

12.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki yuvalar ve yetiştirme yurtlarının sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1455) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

13.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir'deki sosyal hizmet kuruluşlarının yetersizliğine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1590) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

14.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Limanına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/824)

15.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet Demiryollarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/827)

16.- Artvin Milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu'nun, Barzani ve Talabani'nin Türkiye'deki statüsüne ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/842)

17.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, İstanbul bölge müdür yardımcılığına yapılan atamaya ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/848)

18.- Hatay Milletvekili İnal Batu'nun, Batılı bazı ülkelerin Türk vatandaşlarına vize işlemlerinde çıkardığı güçlüklere ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/865)

19 - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Yeşil Gölcük Kasabasının sulama kuyularının enerji trafosu ve panolarının TEDAŞ'ça sökülmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/867) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

20.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, termik santralların olumsuz etkilediği yörelerdeki insanlara bazı avantajlar sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/942) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

21.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'da bazı evlerde elektrik sayaçlarının yerinin değiştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/968) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

22.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, belediyelerin sokak aydınlatmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

23.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, Tekelin özelleştirilmesi çalışmalarına ve tütün üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1482) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

24.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, tütün piyasasına ve üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1483) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

25.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat Sigara Fabrikasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1509) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

26.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir Tekel İşletme Müdürlüğünden Bandırma Tütün İşletme Müdürlüğüne tayin edilen personele ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1540) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

27.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, kamulaştırma bedellerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1541) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Ankara Defterdar Vekilinin KESK'e bağlı BES ile çatışma içinde olduğu iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1542) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

29.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, memurların özlük haklarını iyileştirmeye yönelik çalışmalara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1584) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

30.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, yabancıların kira gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1593) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

31.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, Antalya'daki elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1599) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

32.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, kültür mantarı ana hammaddesinin KDV oranına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1601) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

33.- Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya'da Türk Telekom bölge müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/868)

34.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bir televizyon kanalında reklam adı altındaki bir yayına ve frekans tahsisi ihalesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/878) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

35.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Mısırlı bir gazeteciye türbanlı fotoğrafıyla basın kartı verilmesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/965) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

36.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Mısırlı bir gazeteciye türbanlı fotoğrafıyla basın kartı verilmesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/967) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

37.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

38.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, uyuşturucu sorunu hakkında TRT'nin yayın yapmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1123) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

39.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, TRT İstanbul Radyosu binasındaki çalışanların sorgulandığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1164) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

40.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, TRT'deki sağlık programlarına ilişkin  Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1241) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

41.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde dağıtılan kömüre ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1408) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

42.- Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un, Anamur'dan Mersin ve Antalya'ya deniz otobüsü ile ulaşım sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/884)

43.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, palm yağı ithalatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/892)

44.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Elazığ'ın Alacakaya İlçesinin ulaşım sorunlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/901)

45.- Samsun Milletvekili İlyas Sezai Önder'in, Bafra Devlet Hastanesi ek inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/905)

46.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, sözleşmeli sağlık personeli sınavına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/909)

B) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Şanlıurfa Milletvekili Vedat MELİK'in, Birecik Barajı kamulaştırmalarına ilişkin Maliye Bakanından sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/9861)

2.- Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Türkiye Kömür İşletmelerinin bayilik standartlarına ve kömür karaborsasına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/10851)

3.- Manisa Milletvekili Ufuk ÖZKAN'ın, Ege Bölgesindeki OSB'lerin liman taleplerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/10887)

4.- İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların borçlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/10904)

5.- Zonguldak Milletvekili Nadir SARAÇ'ın, Zonguldak Gökçebey Organize Sanayi Bölgesi ödeneğine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/10967)

6.- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Millî Güvenlik Siyaset Belgesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/10993)

7.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatlarına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/11100)

8.- Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, asayiş olaylarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11104)

9.- Mersin Milletvekili Ersoy BULUT'un, bir polisin çatışma sırasında DYP Genel Başkanı ile telefonla görüşmesine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11117)

10.- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, trafik kazalarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11123)

11.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Köy Merkezli Tarımsal Üretime Destek Projesine,

- Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, kuş gribinin kümes hayvancılığı sektörüne etkilerine,

- Kırıkkale Milletvekili Halil TİRYAKİ'nin, Kırıkkale'de yapılan hayvancılık desteklemelerine,

- Ankara Milletvekili İsmail DEĞERLİ'nin, bir şahsın ithal ettiği mısırların TMO silolarında depolandığı iddiasına,

- Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, AB sürecinde tarım sektörünün durumuna,

- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, ipekböceği ve ipek üretimine,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/11183, 11184, 11185, 11186, 11187, 11188)

12.- İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Kara Kuvvetleri Komutanlığının amblemindeki değişikliğe ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M. Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/11200)

13.- Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, korsan yayınlara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/11254)

14.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bal ürünlerinin denetimine,

- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, oluşturulan fonlara,

- İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, kanatlı hayvan dağıtımıyla ilgili bir iddiaya,

İlişkin soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/11270, 11271, 11272)

15.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, depremden etkilenen hizmet binalarına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/11310)

16.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, depremden etkilenen hizmet binalarına ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/11314)

17.- Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, depremden etkilenen hizmet binalarına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı (7/11327)

 


I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak üç oturum yaptı.

Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt, Ardahan'ın sorunlarına ve alınması gereken tedbirlere,

Mersin Milletvekili Ersoy Bulut, Mersin'in düşman işgalinden kurtarılışının 84 üncü yıldönümüne ve çiftçinin sorunlarına,

İlişkin gündemdışı birer konuşma yaptılar.

İstanbul Milletvekili Muharrem Karslı'nın, İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının 20 nci kuruluş yıldönümünde, Borsa'nın verdiği hizmetlere ilişkin gündemdışı konuşmasına, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener cevap verdi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, Kuveyt Ulusal Meclis Başkanı Jassim M. Al-Kharafi'nin Kuveyt'e resmî davetine beraberinde parlamento heyetiyle icabetine ilişkin Başkanlık tezkeresinin;

Gündemin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmının 13 üncü sırasında yer alan (10/41), 125 inci sırasında yer alan (10/170), 133 üncü sırasında yer alan (10/177), 212 nci sırasında yer alan (10/263) ve 244 üncü sırasında yer alan (10/295) esas numaralı zeytin ve zeytinyağı üretiminde karşılaşılan sorunların araştırılmasını öngören Meclis araştırması önergelerinin görüşmelerinin 3.1.2006 Salı günkü birleşimde ve birlikte yapılmasına; bu birleşimde sözlü soruların görüşülmeyerek görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına; 4.1.2006 Çarşamba ve 5.1.2006 Perşembe günkü birleşimlerde kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmeyerek sözlü soruların görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisinin,

Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, 4207 Sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/382) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesinin;

Yapılan görüşmelerden sonra,

Kabul edildikleri açıklandı.

Birleştirilerek görüşülmesi kabul edilen;

Edirne Milletvekili Necdet Budak ve 45 milletvekilinin, yağ bitkileri tarımı ile bitkisel yağ üretimindeki sorunların (10/41),

Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 29 milletvekilinin, zeytin ve zeytinyağı üretiminde karşılaşılan sorunların (10/170),

Balıkesir Milletvekili İsmail Özgün ve 20 milletvekilinin, zeytin ve zeytinyağı üreticilerinin sorunlarının (10/177),

Bursa Milletvekili Kemal Demirel ve 31 milletvekilinin, zeytin yetiştiricilerinin sorunlarının (10/263),

Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 19 milletvekilinin, zeytincilik sektörünün sorunlarının (10/295),

Araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergelerinin, yapılan öngörüşmelerinden sonra kabul edildiği açıklandı.

Kurulacak komisyonun :

12 üyeden teşekkül etmesi,

Çalışma süresinin, üye seçimi tarihinden itibaren 3 ay olması,

Gerektiğinde Ankara dışında da çalışması,

Kabul edildi.

Çanakkale Milletvekili İbrahim Köşdere, Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Deveciler'in, konuşmasında, şahsına sataştığı iddiasıyla, bir açıklamada bulundu.

4 Ocak 2006 Çarşamba günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.14'te son verildi.

Nevzat Pakdil

Başkanvekili

 

 Harun Tüfekci Yaşar Tüzün

 Konya  Bilecik

 Kâtip Üye  Kâtip Üye

 

 

 

 

  No.: 60

II. - GELEN KÂĞITLAR

4 Ocak 2006 Çarşamba

Meclis Araştırması Önergesi

1. - Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ ve 24 Milletvekilinin, gümrüklerdeki kaçakçılık ve yolsuzluk iddialarının araştırılarak sorumluların tespiti ile alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/331) (Başkanlığa geliş tarihi: 3.1.2006)


BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 15.08

4 Ocak 2006 Çarşamba

BAŞKAN: Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)

 

BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48 inci Birleşimini açıyorum.

Toplantı yetersayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yok; önce yoklama yapmanızı talep ediyorum.

BAŞKAN - Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündemdışı söz vereceğim. Konuşma süreleri 5 dakikadır. Hükümet bu konuşmalara cevap verebilir, hükümetin cevap süresi 20 dakikadır.

HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın Başkan, toplantı yetersayısı yoktur. Tutumunuz hakkında usul tartışması açılmasını istiyorum.

BAŞKAN - Gündemdışı ilk söz, Nâzım Hikmet'in doğum yıldönümü münasebetiyle söz isteyen Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'e aittir.

Sayın Kepenek; buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)

III.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) GÜNDEMDIŞI KONUŞMALAR

1.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Nâzım Hikmet'in 104 üncü doğum yıldönümünde, şairin edebiyatçı kişiliğine ve vatandaşlığa kabulüyle ilgili son gelişmelere ilişkin gündemdışı konuşması

YAKUP KEPENEK (Ankara) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlarım; bu toprakların yetiştirdiği ve dünyaya armağan ettiği, ulusal ve evrensel değerimiz, büyük şair Nâzım Hikmet'in 104 üncü doğum yıldönümü nedeniyle gündemdışı söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türk şiirinin çizgisini değiştirmiş, çok yönlü, evrensel boyutlu bir şair ve yazar olan Nâzım'ı bu kısa sürede anlatmanın olanağı yok. Ancak, bir noktanın özenle altını çizmek gerekiyor. Nâzım Hikmet, ulusal ve evrenselin somutlaştığı, bir araya geldiği bir büyük değerdir ve düşünsel gücünü, bulunduğu yere bakmaksızın her zaman bu toprakların tarihinden, bu toprakların kültüründen, bu toprakların insanından almıştır. O nedenledir ki, onun muhteşem Kuvayı Milliye Destanı, bu ülkenin ulusal kurtuluş hamurunu ören, yoğuran ve dünyaya mal eden çok büyük bir değer taşır. Bakınız, bu destanın girişinde Erzurum Kongresini tanımlarken ne diyor:

"Bütün aksamı vatan bir küldür denildi Kongrede,

Kabul olunmaz denildi manda ve himaye."

Bu Meclis, Erzurum'un, Sivas'ın, Samsun'un sonucudur. Türkiye Cumhuriyeti o değerlerin sonucudur.

Daha sonra Moskova'da bulunduğu yıllarda dünya uzay çağına geçerken bakınız Nâzım ne diyor:

"Yelkenlilerle gidiliyor kozmosa... "Uzaya, yelkenlilerle gidiliyor.

“... Piri Reis'in haritasında yüzen yürek kadar yelkenlilerle."

Piri Reis kültürünü, Piri Reis'i uzayla birleştirme başarısını gösteren bir büyük şairdir Nâzım.

Onunla da yetinmiyor. Onun için, bu vatan onun yüreğidir. Memleketim diye o yürek çarpar. Bakın;

"Bir vapur geçer Varna önünden,

Uy Karadeniz'in gümüş telleri,

Bir vapur geçer Boğaza doğru,

Nâzım usulcacık okşar vapuru, yanar elleri."

Bakü'de denizi seyrederken tepeden;

"Avuç avuç çarpar yüzüme ışık taneleri,

Havada rast peşrevi Boğaziçi suları gibi akar" deme büyüklüğü Nâzımı evrensel kılar.

Değerli arkadaşlar, geçtiğimiz günlerde, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, tarihsel ve büyük bir karar aldı. Nâzım'ın evrensel ve ulusal özelliklerinden yola çıkarak, 100 üncü doğum yılının UNESCO tarafından Nâzım yılı olmasını gerekçelendirerek, şairin bu ülkenin yetiştirdiği en büyük şair olduğunun altını çizerek ve gelecek yıllarda yaşayacağını belirterek, bir davacının, Sayın Kemal İnebolu'nun, açtığı davayı esastan inceleme gereğini duydu Danıştay ve o vatandaşın, hepimiz gibi herhangi bir vatandaşın, Nâzımla ilgili olarak, hem kişisel menfaatlarının, meşru menfaatlarının ihlal edildiği -Nâzım'ın vatandaşlıktan çıkarılmasının- hem de sübjektif ehliyetinin varlığını kabul etti; bu, tarihî bir karardır, çok önemli bir karadır ve Nâzım'ın vatandaşlığının tanınmasını, Bakanlar Kurulunun 1951 kararının kaldırılmasını isteyen tarihî bir karar aldı.

Şimdi, değerli arkadaşlar, hükümetimize düşen çok temel bir görev var; o temel görev şudur: Bu ülkenin geçmişinde onca yaratıcılığıyla değer kazanan ve geleceğe uzanan bir düşünce yapısının, bir anlayışın, yalnız ezilenlerin, sömürülenlerin, horlananların değil, ezilen ulusların da, kendi memleketinin en olmadık sorunlarının da sözcüsü olan bir şairin vatandaşlığının, hükümet tarafından, bir an önce tanınması gerekiyor.

Bununla da kalınmamalı, Yüce Meclis, vatandaşlıktan çıkarılmalarla ilgili bir araştırma yapmalı ve Türkiye, 70'li, 80'li, 90'lı yıllarda yaşadığı kardeş kavgasının yaralarını sarmalı, Nâzım'dan başlayarak, toplumun reddettiği, vatandaşlıktan çıkardığı kişileri vatandaşlığa kazandırmalı ve Nâzım'ın hiç -kişisel görüşümü de özellikle belirteyim- yüreğinden çıkarmadığı vatan sevgisini vasiyetinde yerleştirdiği Anadolu'da bir ağaç altında defnedilmeyi, gömülmeyi, yatmayı da benimsemeli diye düşünüyorum.

Bu düşüncelerle, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum; bayramınızı ve yeni yılınızı kutluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kepenek.

Gündemdışı ikinci söz, narenciye üreticilerinin sorunlarıyla ilgili söz isteyen, Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'e aittir.

Sayın Güler, buyurun.

2.- Mersin Milletvekili Hüseyin Güler'in, Mersin'deki narenciye üreticilerinin sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker'in cevabı

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2006 yılının ilk günlerinde, gerçekten, sizin karşınıza, sizin yaptığınız başarıları övecek, onore edecek bir konu olsaydı, hiç şüphesiz bunu yürekten söylerdik; ama, birkaç defa, hatta, bundan çok söylenmesine karşın, gündeme getirilmesine karşın, yine de bir somut adım atmadığınız bir olayı tekrar gündemimize getirmek istiyorum; bu konuda hepinizi saygıyla selamlıyorum.

3 Ocak, dün, Mersinimizin kurtuluş yıldönümüydü ve bu uğurda yürekleriyle canlarını veren şehitlerimizi rahmetle anarken, gazi olanlarımıza da şükranlarımızı iletiyorum.

Evet, narenciye üreticileri, bu ülkenin alınteriyle üretip, emeğinin karşılığını, göz nurunu isteyen yürekli toplumların bir parçasının sesi olmaya çalıştık; ama, siz kulak asmamaya, bunlara çözüm bulmamaya, sadece mazeret üretmeye devam etmeye çalışmaktasınız.

Evet, 2002 yılında aldığınız bu iktidar döneminde, daha önce saklanan bir unsur da, üre gübresinin fiyatı 255 000 lira iken, bugün 480 000 lira; yani, artış yüzde 88. 275 000 lira olan kompoze üre, bugün 425 000 lira; artış oranı yüzde 55. 385 000 lira olan DAP gübresi 555 000 lira, yani yüzde 43. Evet, traktörün fiyatı 17 milyar TL'yken, bugün 32 milyar. Mazot 1 246 000 liradan, 2 040 000 liraya çıktı. Mazeretiniz de hazır: Dünya konjonktürü; artan mazot girdisi bizim dışımızda… Bizler de şunu söylüyoruz; sizin göreviniz mazeret üretmek değil, çözüm üretmektir. Bugün, dolaylı vergilerin yüzde 80'ine yakını, dolaylı vergilerden toplandığınız en önemli parçalardan biri de mazot girdisidir; ona göre de hesabınızı yapın.

Evet, bu insanlar isyan halinde. İçinizde Genel Başkan Yardımcınız ve bu konuda da iyi bir üretici olan Sayın Dengir Mir Fırat bu konuları çok iyi bilir; Ali Er de yılların tecrübesiyle burada sizlere haykırdı. Lütfen, çözüm bulun; isyan had safhada. Geçenlerde, eski bir milletvekili arkadaşımız, Erdemli'de limon üreticisi "dalında kaldı, satamıyoruz…" Bu kadar girdinin olduğu yerde, maalesef, satış girdileri de düşük.

Evet, Mersin'in kendine has ciddî anlamda farklılığı var; çünkü, yüzde 70 göç alan ve toplumsal anlamda barışı özlemle kucaklayan bir ilimiz. Bu konuda atacağınız her adımı şimdiden şükranla karşılamaya hazırız; ama, niyetinizin olmadığını da görüyoruz.

Evet, ikinci bir gündemdışı konuya, Adana Tekel Sigara Fabrikasına da kısmen değinmek istiyorum. Toplam 700 kişinin çalıştığı, 1976-1977 yıllarında üretime başlayan ve en son 2000 yılında yenilenen, işin enteresan tarafı, 2005 yılında da 1 trilyonluk 2 adet buhar kazanının yapıldığı bir fabrikayı, bugün satmayı, satmayı değil kapatmayı düşünüyorsunuz. Ne oldu; 2005 yılında bunların hesabı yapılmadı mı; bu kadar günübirlik yaşamaya hazır mısınız?! Bugün, 700 işçi, ailesiyle toplam 1 100 kişi şu anda Adana'da sigara fabrikasında eylem halinde; diyorlar ki "biz, üretmek istiyoruz ve bunun için de diğer sigara fabrikaları gibi satışa çıkartın." Düne kadar işçi özelleştirmeye karşıyken, bugün satışa dahi razı. O zaman, bu sese kulak vermenizi bekliyoruz ve bu bayram döneminde, bizim için manevî değerleri yüksek olan bayram döneminde, bu çığlıklara kulak vermenizi bekliyorum. Evet, yaklaşık 1 100 kişi; bu toplum üretmek istiyor, çalışmak istiyor, alınteriyle üretmek istiyor.

İşin enteresan tarafı, Ziraat Bankasının konut kredisine uyguladığı faiz oranı, çiftçiye uyguladığı faiz oranından daha düşük; hatırlatmak istiyorum. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!.. Ziraat Bankasının görevi konut kredisi vermek değil, çiftçiye sahip çıkabilmek, çiftçinin yatırımlarını yapılandırıp, günün teknoloji ve bilim boyutlarıyla yeniden organize etmektir. Ama, tabiî ki, gördüğümüz kadarıyla, hükümet bu faiz oranlarını dikkate almıyor; çünkü, bu siyasî oluşumda daha çok tüketim teşvik edilmekte, üretim değil. İnsanlara doğrudan gelir desteği adı altında verdiğiniz para, maalesef toplumumuzu asalak haline getirmektedir. Ülkemiz, ne IMF'nin ekonomik politikalarına ne de Avrupa Birliğinin siyasal kararlarına terk edinilecek kadar bir süreç değil; ama, sizler bu toplumu kaderiyle baş başa bırakırken, bu toplum da sizi asla unutmayacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun Sayın Güler.

HÜSEYİN GÜLER (Devamla) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Bu toplum, kendine yapılanları asla unutmayacaktır; kısaca, sizleri de unutmayacaktır. Bu yıl içerisinde yapılması düşünülecek bir erken genel seçim, bizim gözlemimiz; ama, Sayın Başbakan ne kadar "olmayacak, zamanını tamamlayacak" dese de, 2006 yılı içerisinde olacak bir erken genel seçimde bu toplum size gereken siyasal mesajı verecektir.

Burada, yeni yılınızı ve bayramınızı kutluyor, hepinize saygılar ve sevgiler sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Güler.

Gündemdışı konuşmaya, Tarım ve Köyişleri Sayın Mehmet Mehdi Eker cevap verecektir.

Sayın Bakanım, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Güler'in yaptığı gündemdışı konuşmayla ilgili olarak cevap vermek üzere huzurlarınızdayım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de yaklaşık 105 000 işletmede narenciye yetiştiriciliği yapılmakta ve yıllık, yaklaşık olarak 2,5 milyon  ton narenciye üretilmektedir.

Bizim, esasen, sahip olduğumuz tarımsal yapı ve üretim sistemleri gereği, birçok alanda, birçok üründe üretimle ilgili sorunlarımız bulunmamakta; ama, sosyoekonomik yapımız ve çok uzun yılların ihmali sebebiyle üreticilerimizin yeteri kadar örgütlü olmaması ve pazarlama altyapısına sahip bulunmaması nedeniyle, zaman zaman pazarlamayla ilgili sıkıntılar olmaktadır. Özellikle ürünlerin, ürün rekoltesinin beklenenin üzerinde olduğu, arz fazlasının teşekkül ettiği yıllarda bu fiyatlar, tabiî, göreli olarak bundan olumsuz etkilenmektedir. Bizim bu sene de karşı karşıya kaldığımız sorun bu iki alana tekabül etmektedir. Bunlardan bir tanesi pazarlama sorununun henüz çözülememiş olması; ki, biraz sonra arz edeceğim hususla bizim bu konuda ciddî adımlar attığımızı ve yakın bir gelecekte de çok daha iyi bir noktaya geleceğimizi ifade edeceğim. Bu, son derecede önemli bir husus.

Gerek üretim ve kalite yönünden dış pazarlarda rekabet edebilecek durumda olmamız, keza çeşit zenginliği sebebiyle pazar üstünlüğüne sahip olduğumuz bir vakıadır. Biz, bu pazarlama sorununu aşmak için, temel alanda, iki temel noktada düzenleme yaptık. Bunlardan bir tanesi, bu Meclisten bu dönemde geçen Üretici Birlikleri Yasasıdır. Bununla, Türkiye'de son birbuçuk iki yıl içerisinde 90'ın üzerinde ürüne ait üretici birliği teşekkül etmiştir ve pazarlama organizasyonuyla ilgili, bu alanda ciddî bir mesafe kaydedilmiştir.

İkinci husus da şudur: Biz, 2005 yılında, 16 ilde bir pilot uygulama başlattık. Özellikle, ürünlerin muhafazası, işlenmesi, ambalajlanması, stoklanmasına dair yatırımların, bu, eğer kooperatifler tarafından yapılmışsa veya gerçek kişiler tarafından yapılmışsa veya il özel idareleriyle müştereken, ortaklaşa yapılmışsa, biz, bunları, yüzde 50'den yüzde 75'e kadar olmak kaydıyla, hibe yoluyla desteklemekteyiz ve bugüne kadar, bu 2006 yılı içerisinde de, biz, bu desteği Türkiye'nin 81 vilayetine yaygınlaştırdık. Dolayısıyla, şu anda bu konuyla ilgili çok sayıda proje geldi ve biz, ayırdığımız kaynakla, gerek 2005 yılı için ayırdığımız kaynakla gerekse 2006 yılı için ayırdığımız kaynakla, bunları önemli ölçüde finanse edeceğiz ve bu, bu alandaki, özellikle hasat dönemlerindeki arz fazlasının akümülasyonunu önleyecek, birikmesini önleyecek, bunun belli zaman dilimlerine yayılmasına sağlayacak, bu şekildeki tesisler, üreticimizin, uzun vadede, bu alandaki sorununu çözmede çok ciddî katkı sağlayacaktır.

Tabiî, acil olarak yapılması gereken husus şudur: Biz, bu alandaki üreticilerimize destek veriyoruz; yani, ben, tarım destekleri içerisindekileri mütalaa etmiyorum sadece, ihracat desteği de veriyoruz; yani, şimdi…

HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Çiftçiye değil Sayın Bakanım, çiftçiye yansımıyor.

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) - Hayır, hayır, çiftçiye de veriyoruz. Biz, çiftçiye, geçen sene 4 katrilyon lira destek ödedik; 2006 yılı içerisinde de, bu miktardan az olmamak üzere, bu miktardan daha fazla olacak şekilde bu destekler devam edecek. Eğer elde ürün fazlası varsa, bu ürünü dışarıya satmak suretiyle, dışarıya pazarlamak suretiyle, ihraç etmek suretiyle biz bunu elimine edebiliriz; yani, biz, Türkiye'deki bütün ürünleri alıp, toplayıp, bunu kendi içimizde çürütecek durumda değiliz. Neticede, bu, bir iktisadî faaliyettir ve eminim siz de olsanız, bir başkası da olsa, aynı bu işlemi yapacaktır.

Sayın Güler birtakım girdilerden falan bahsetti, bunların üretim artışından bahsetti. Tabiî, esasen işaret ettiği hususta cevabını da kendisi verdi. Biz, tabiî mazeret üretmiyoruz, biz çözüm üretiyoruz ve girdiler, özellikle iki girdi, enflasyonun üzerinde artış kaydedilen uluslararası piyasalar sebebiyle artış kaydedilen iki temel girdide, mazot ve gübrede de biz destek verdik, vermeye de devam edeceğiz. Bunu da, Sayın Milletvekilimizin dikkatine sunmak istiyorum.

Yine bir başka husus, Ziraat Bankasının faizlerinden bahsetti, tarımsal faiz oranlarının yüksek olmasından bahsetti, yüzde 20 olarak. Ama, değerli arkadaşım, öncelikle şunu söyleyeyim; o kredilerin, Ziraat Bankasının kullandırdığı kredilerin yüzde 80'in üzerindeki kısmı, yüzde 8 ile 12 arasındadır. İki gün önce yayımlandı kararname; birçok alanda biz, Ziraat Bankasının kredi faizlerinde sübvansiyon uyguluyoruz, yüzde 50 - yüzde 60 oranında sübvanse ettiğimiz faiz oranları vardır; ki, bu da son derece önemli bir husustur.

Bir de, tabiî "Ziraat Bankası neden konut kredisi veriyor" mealinde Sayın Güler birtakım hususlar söyledi. Neticede, Ziraat Bankası bir bankadır, adının başında "ziraat" vardır, doğrudur, çiftçilere de hizmet ediyor; ama, aynı zamanda bir bankacılık faaliyeti yapıyor. Dolayısıyla, bankacılık faaliyetleri içerisindeki diğer ürünler de, diğer kredi çeşitleri de Ziraat Bankasının faaliyetleri arasında yer almak mecburiyetindedir, konut kredisi de bunlardan bir tanesidir. Bunun, çok da yadırganmaması gerekir.

Ben, bu duygularla Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyoruz açıklamalarınız için.

Gündemdışı üçüncü söz, 2005 yılının özet değerlendirmesiyle ilgili söz isteyen, Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'a aittir.

Sayın Kurt, buyurun.

3.- Samsun Milletvekili Mehmet Kurt'un, 2005 yılının kısa bir değerlendirmesine ilişkin gündemdışı konuşması

MEHMET KURT (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2005 yılının özet bir değerlendirmesini yapmak üzere gündemdışı söz almış bulunuyorum; Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, 2005 yılı, tatlısıyla acısıyla, sevinciyle üzüntüsüyle geride kaldı. 2006 yılının, ülkemize ve insanlık âlemine hayırlı olmasını diliyorum.

Değerli arkadaşlar, bütün her şeye rağmen, 2005 yılı, gerek Meclis çalışmalarımız ve gerekse hükümet icraatları noktasında başarılı bir yıl olduğunu kabul edebiliriz ve böyledir de. Bilhassa, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iktidarıyla muhalefetiyle, geceli gündüzlü yoğun bir çalışma neticesinde, reform niteliğinde, kapsamlı, çerçeve yasalar çıkarmış ve kanunlaştırmıştır.

Bunlardan en önemlileri, bazı kamu kurum ve kuruluşlarına ait sağlık birimlerinin Sağlık Bakanlığına devriyle ilgili, yani, sağlık teşkilatının bir çatı altında birleşmesiyle ilişkili kanundur ki, yıllardan beri, bütün iktidarların yapmak isteyip de gerçekleştiremediği bir reformdur bu. Diğer bir kanun, İcra ve İflas Kanunudur. Adlî Sicil Kanunu, İl Özel İdaresi ve Belediyeler Kanunu, Köy Hiz-metlerinin il özel idaresiyle birleştirilmesi hakkındaki kanun ki, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi açısından bu çok önemlidir. Yine, Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgili olarak, Türk Ceza Kanunu, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir ve reform niteliğinde bir kanun tasarısı ve bu da gerçekleşmiştir.

Değerli arkadaşlar, yine, 2005 yılı içerisinde, bildiğimiz ve yakından tanıdığımız, mesai arkadaşımız Ağrı Milletvekili Mehmet Melik Özmen'i de kaybetmenin hüznünü ve üzüntüsünü yaşadık. Kendisine Allah'tan rahmet diliyor, acılı ailesine de sabırlar temenni ediyorum.

Değerli arkadaşlar, 2005 yılı, ülkemizde ve dünyada önemli gelişmeler ve olaylara sebebiyet vermiştir. Bilhassa, 2005 yılının ilk günlerinde paramızdan 6 sıfır atılarak Yeni Türk Lirasına geçmemiz ve bunda başarılı bir durum sergilememiz de icraatların, yani, hükümet icraatları açısından çok önemlidir. Yine, bu arada, enflasyon, kırk sene öncesinin seviyesine, yüzde 8'lere düşmüştür. Aynı şekilde, büyüme hızımız 2004 yılında 9,9; şimdi ise yüzde 6'lar seviyesinde seyrederekten güzel bir gelişme seyretmiştir.

Bunun yanında, bilhassa özelleştirmede reform niteliğinde rekorlar kırılmıştır. TÜPRAŞ gibi, Erdemir gibi, Telekom gibi büyük kuruluşlar özelleştirilmiştir. Yine, ihracatta da 74,5 milyar dolarlarla güzel bir hamle yakalanmış ve bunun yanında bilhassa devlet politikamız olan ve yarım asırdan beri yaşadığımız bu süreçte, Avrupa Birliği sürecinde, Avrupa Birliğiyle müzakereler 3 Ekim tarihi itibariyle başlamış ve bu da millî politikamız açısından önemli bir gelişmedir.

Değerli arkadaşlar, yine aynı şekilde, 17 Kasımda, Değerli Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'da, Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin ve yine İtalya Başbakanı Berlusconi'yle enerji zirvesinde buluşmuşlar, Mavi Akım Projesinin devamı olarak bazı, burada, önemli projelerin müzakerelerini yapmışlardır.

Değerli arkadaşlarımız, bunlar, hükümetimiz ve memleketimiz açısından güzel gelişmeler. Bu güzel gelişmelerin yanında, maalesef, dünya coğrafyasında meydana gelen doğal felaketler neticesinde, 2004 yılı sonu itibariyle, Uzakdoğu'da, Endonezya'da bir tsunami felaketi ve bunun yaralarını daha sarmadan Pakistan'da bir deprem neticesinde yüzbinlerce insan hayatını kaybetmiş. Biz, Türk Milleti olarak, devlet olarak, sivil toplum örgütleri ve Kızılayla  ve bütün kuruluşlarımızla buradaki bu dost Pakistan Halkının yaralarını sarmak hususunda önemli gayretlerimiz olmuştur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Kurt.

MEHMET KURT (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlarım, 2006 yılının, ülkemiz açısından, 2005 yılından çok daha güzel gelişmelere netice vereceğine inanıyorum. Ümit ediyoruz ki, gönlümüz ister ki, 2006 yılı, ülkemiz ve insanlık için barış yılı olsun, anlayış yılı olsun ve bilhassa, süper güçler, silahlanmak için harcadıkları bütün bu harcamaları, birikimlerini, maddî birikimlerini ve parasal birikimlerini yoksul ülkelerin açlığına ve yoksulluğuna  çare olmak için harcasınlar. Savaşlar olmasın istiyoruz; çocuklar, gençler, insanlar ölmesin istiyoruz.

Bu güzel dilek ve temennilerle, bütün insanlığın 2006 yılını tebrik ediyor, tüm İslam âleminin ve vatandaşlarımızın gelecek kurban bayramını da buradan tebrik ediyor, hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kurt.

Sayın milletvekilleri, birleşime 10 dakika ara veriyorum.

 

Kapanma Saati : 15.39

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati : 15.59

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48 inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.

Başkanlığın Genel Kurula diğer sunuşları vardır.

Bir Meclis araştırması önergesi vardır; okutuyorum:

III. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)

B) GENSORU, GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 24 milletvekilinin, gümrüklerdeki kaçakçılık ve yolsuzluk iddialarının araştırılarak sorumluların tespiti ile alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/331)

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

1 - 22 Aralık 2005'te Kapıkule Gümrük Kapısında "Avcı-2" adıyla bir operasyon başlatılmış. Edirne Valisi Sayın Nusret Miroğlu "Kapıkule'de bazı görevlilerin rüşvet aldıkları ihbarı üzerine daha önceden belirlenen 58 gümrük memuru ve 28 polisi gözaltına almak için operasyon yapıldığını" açıklamıştır.

Operasyonda 72 gümrük muhafaza memuru ve polisin tutuklanması, kaçakçılığın önlenememesinin en önde gelen nedenlerinden birinin; bazen işin içinde bizzat yer alma, bazen de bir çıkar karşılığında göz yumma vb. gibi yollarla "kamu gücü"nü kendi çıkarları için kullanan kamu görevlileri olduğunun göstergesidir.

Devlet Bakanı Sayın Kürşad Tüzmen "Kapıkule'deki operasyonların tamamıyla bilgisi dahilinde olduğunu ve İçişleri Bakanlığı ile ortak çalışma sürdürdüklerini" Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan da "operasyon emrini kendisinin verdiğini" söylemiştir. Bu açıklamalar, gümrüklerde Türkiye'nin saygınlığını zedeleyen sorunların hükümet düzeyinde kabul edildiğini göstermektedir.

2 - Türkiye'de akaryakıttan içki-sigaraya, 20 000 000 adet kayıtdışı cep telefonundan şekere kadar toplam 25 milyar dolarlık kaçakçılıktan söz edilirken, bunlarla mücadele etmekle görevli Gümrük Müsteşarlığı, müsteşar yardımcılığı ve 3 genel müdürlüğü ile 18 gümrük muhafaza başmüdürlüğünün 14'ü vekâleten yönetilmektedir.

Gümrükler gibi, her türlü hukukdışı ilişkiye müsait bir ortamda, üst yönetimdeki zafiyetin, alta doğru artarak büyümesinden doğal bir şey yoktur ve güvenlik güçlerinin operasyonu sonucunda ortaya çıkarılan rüşvet halkasında, bu zafiyetin etkisi olduğu da açıktır.

3 - "Kaçakçılık" suçu, bir malın Türkiye'ye yasadışı yollarla ve yasaya aykırı olarak gümrüksüz ya da kaçak yurda sokulması yanında, kıymet, tarife ve menşei itibariyle "farklı beyan", "eksik beyan", "beyan etmeme" vb. gibi çeşitli yollarla devletin gümrük gelirlerinde kayba yol açan, topluma ve ülkeye zararlı her tür eylemi kapsamaktadır.

Bunların bir bölümünün "gümrük tarifeleri"nin yükseltilmesi ya da indirilmesi "kota" konulması gibi "malî" tedbirlerle; bir bölümünün de "kamera konulması" risk ölçütlerinin uygulandığı "aramalar" yapılması gibi "idarî" tedbirlerle önlenmesinin olanaklı olduğu konunun uzmanları tarafından dile getirildiği halde, sadece "irade" isteyen bu önlemler bir türlü alınmamaktadır.

4 - Yurdun dört bir yanındaki gümrük kapılarının sınırı bulunduğu ülkeye göre değişen farklı kaçakçılık türleri olduğu da bir vakıadır. Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün resmî açıklamalarına göre 19 Kasım-10 Aralık 2005 arasındaki 4 haftada toplam 93 olayda 11 741 582 026 YTL'lik kaçakçılık ortaya çıkarılmıştır. Yakalananlar içinde sigara ve içkiden vitamin, krem ve şampuana, gözlükten fermuara, motorinden sondaj malzemesine, cep telefonundan, el bombası ya da kalaşnikof  mermisine kadar her türde malzeme vardır ve ele geçirilenlerin ele geçirilmeyenlerle karşılaştırılmayacak kadar az olduğu herkesçe kabul edilmektedir. Bunlara petrol, narkotik (uyuşturucu), nükleer madde kaçakçılığı gibi türler eklendiğinde kaçakçılığın vardığı boyut ve mücadele yöntemlerindeki zaaf, daha iyi anlaşılmaktadır.

5 - Bu sorunlara bir de Türkiye'nin coğrafî konumunun yüklediği, daha dramatik bir sorun olarak "insan kaçakçılığı" eklenmiştir.

Gümrüklerdeki yolsuzluk, rüşvet vb. gibi sorunlar ile Türkiye'nin üçüncü ülkelerden Batı'ya göçün transit noktalarından biri haline gelmesi, Türkiye'nin  yurtdışındaki imajını zedelemekte, uluslararası platformlarda itibarımızı sarsmakta ve ülkemizin  çağdaş bir hukuk devleti olma iddiasına gölge düşürmektedir.

Son Kapıkule olayı, gümrük kapılarımızdaki kaçakçılık, yasadışılık, usulsüzlük gibi suçların ne kadar boyutlandığını açıkça göstermekte ve bu konulara ilişkin başta eğitim olmak üzere teknik donanım, güvenlik vb. gibi, gümrükleri etkinleştirecek her alanda alınacak önlemlerin günümüz koşullarında yeniden saptanması gerektiğini ortaya koymaktadır.

Sorunların bütün boyutlarıyla araştırılması, yeni çözüm yollarının belirlenmesi ve gümrüklerimizin etkin bir yapıya kavuşması için bu zamana kadar alınması gereken önlemleri almayan sorumlularının ortaya çıkarılması amacıyla Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasını dileriz.

Saygılarımızla.

1- Abdulkadir Ateş (Gaziantep)

2- Ali Kemal Kumkumoğlu (İstanbul)

3- Ali Rıza Gülçiçek (İstanbul)

4- Gökhan Durgun (Hatay)

5- Tuncay Ercenk (Antalya)

6- N. Gaye Erbatur (Adana)

7- Haluk Koç  (Samsun)

8- Harun Akın  (Zonguldak)

9- Feramus Şahin (Tokat)

10- Orhan Eraslan  (Niğde)

11- Salih Gün (Kocaeli)

12- Muharrem Toprak (İzmir)

13- Ramazan Kerim Özkan  (Burdur)

14- İnal Batu (Hatay)

15- Atila Emek (Antalya)

16- Halil Tiryaki (Kırıkkale)

17- Ensar Öğüt (Ardahan)

18- Kemal Demirel (Bursa)

19- Hasan Güyüldar (Tunceli)

20- Bülent Baratalı (İzmir)

21- Mevlüt Coşkuner (Isparta)

22- Şevket Arz (Trabzon)

23- Mustafa Gazalcı (Denizli)

24- Hasan Fehmi Güneş (İstanbul)

25- Oya Araslı (Ankara)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, bilgilerinize sunulmuştur.

Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp açılmaması konusundaki öngörüşme, sırası geldiğinde yapılacaktır.

Gündemin "Sözlü Sorular" kısmına geçiyoruz.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 2, 7, 41, 46, 78, 89, 117, 163, 195, 213, 218, 317 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

Ayrıca, Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 11, 29, 30, 36, 72, 90, 122, 197 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanın bu istemini sırası geldiğinde yerine getireceğim.

IV. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Bandırma Limanının özelleştirileceği iddialarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/809)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Bu önerge, üç birleşim içinde cevaplandırılmadığından, İçtüzüğün 98 nci maddesinin son fıkrası uyarınca yazılı soruya çevrilecektir. Önerge gündemden çıkarılmıştır.

Sayın Pekel burada mı efendim? Yok.

2.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, engellilerin sorunlarının çözümünde kurumlar arası koordinasyon ile coğrafi ve sosyal farklılıklara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/816) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

3.- Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün Bilgehan'ın, töre cinayetlerine karşı alınacak tedbirlere ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/850) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

4.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1013) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

5.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, çocuk yuvalarında ve huzurevlerinde yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1047) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

6.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, Bakanlık tarafından Denizli İlinde yapılan çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1141) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

7.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı yurtlara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1160) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

8.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, atanan ve görevden alınan personele ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1228) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

9.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, çocukların korunmasıyla ilgili olarak yapılan çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1329) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

10.- Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir'in, 2004 ve 2005 mali yılı bütçelerinden Iğdır İline ayrılan ödenek miktarı ve kullanımına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1399) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

11.- Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın, personel atamalarına ve geçici personele döner sermayeden ödenen paya ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1443) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

12.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu bünyesindeki yuvalar ve yetiştirme yurtlarının sorunlarına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1455) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

13.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir'deki sosyal hizmet kuruluşlarının yetersizliğine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1590) ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçu'nun cevabı

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, biraz önce Heyetinize arz ettiğim gibi, Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 2, 7, 41, 46, 78, 89, 117, 163, 195, 213, 218, 317 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdi.

Bu soruları, sırasıyla, önce okutacağım; sonra, Sayın Bakana cevaplandırması için söz vereceğim.

Önce, soruları okutuyorum:

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla, Sayın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlandırılmasını arz ederim.

  Ufuk Özkan

  Manisa

Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, ülkemizde 7-7,5 milyon engelli olduğu tahmin edilmektedir. Engellilik, engelli aileleriyle birlikte 20 000 000 insanı ilgilendiren önemli bir sosyal olgu haline gelmiştir. Bu nedenle;

1- Engellilere dönük çalışmaların tek bir çatı altında toplanmamış olması en önemli sorunlardan birisidir. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı gibi kimi kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanlarının netleşmemiş olduğu ve pek çok konuda görüş birliğinin sağlanamadığı görülmektedir. Kurumlar arasındaki koordinasyon sağlanacak mıdır? Nasıl?

2- Engellilerin sorunları da bölgelere göre coğrafî ve sosyal açılardan kimi farklılıklar göstermektedir. Söz konusu farklılıklardan kaynaklanan sorunların çözümüne dönük projeleriniz nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki soruların, Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

  Gülsün Bilgehan

  Ankara

18 Kasım 2003 tarihinde K.D.'nin zalimce öldürülmesi, sonu gelmeyen töre cinayetlerinin çarpıcı örneklerinden biridir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yoğun bir şekilde gözlemlenen töre cinayetleri, Avrupa Birliğine girecek olan ülkemizin itibarını zedelemektedir.

Bu bilgiler ışığında;

1- Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin, töre cinayetlerine ilişkin ağırlaştırıcı cezalar öngörmesi gerekmez midir?

2- Töre cinayetlerinin engellenmesi konusunda Adalet ve İçişleri Bakanlığıyla işbirliği içinde misiniz?

3- Töre cinayetlerinin yoğun olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde faaliyet gösterin sivil toplum örgütleriyle iletişim kuruyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Fahrettin Üstün

  Muğla

1- 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2- Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî görevlere her iki hükümet döneminde vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?

3- İdarî görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir?

Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4- 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde asıl veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  12.4.2004

  Sedat Pekel

  Balıkesir

Devlet Memurları Kanunu, personelin üst görevlere atanma ve yükselme usul ve esaslarını düzenlemektedir. Kurumlar, bu kanuna göre, atamaları liyakat ve kariyer esasları dikkate alarak yapmaktadırlar. Bakanlığınıza bağlı çocuk yuvalarında ve huzurevlerinde yapılan görevden alma ile atamalar medyada "kıyım" olarak değerlendirilmektedir. Buna göre;

1- Yirmiye yakın çocuk yuvası ve huzurevinin müdürlerinin görevden alınarak, yerlerine imam-hatip lisesi, ilahiyat fakültesi mezunu görevliler atandığı doğru mudur?

2- Din eğitiminde uzman olan bu personel, çocuk eğitimi ve sosyal hizmet konularında da uzman mıdırlar?

3- Bu atamalar gerçekleştirilirken liyakate önem verilmiş midir?

4- Atanan müdürlerin tamamına yakınının din eğitimi almış olmalarında belirli bir amaç var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Ümmet Kandoğan

  Denizli

Soru: AKP iktidarları döneminde Bakanlığınızca veya Bakanlığınıza bağlı ilgili kuruluşlarca Denizli İline yapılmış olan çalışmalar nelerdir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın Anayasanın 98 inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 96 ncı maddelerine göre Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Feridun Fikret Baloğlu

  Antalya

1- Başbakanlık Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı kaç adet yurt vardır? Bu yurtlarda kaç çocuk barınmaktadır?

2- Son 5 yıllık süreçte, bu yurtlarda kalan çocukların yıllık sayısal dökümü nedir?

3- Yurtlardaki personel sayısı kaçtır? Son 18 ay içerisinde yurtlara alınan personel sayısı kaçtır? Bunların kaçı idarî görevli, kaçı bakıcıdır?

4- Son 18 aylık süreçte, yurtlarda ölümle biten kaç olay olmuştur? Ölüm nedenlerini açıklar mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Dursun Akdemir

  Iğdır

1- Göreve başladığınız tarihten bugüne kadar sorumluluğunuzda bulunan kurumlara, kaç kişinin devlet memurları sınavıyla ataması yapılmıştır?

2- Aynı kurumu tercih ettiği halde, daha az puanla göreve başlattığınız personel var mıdır? Varsa, kaç kişidir? Niçin ve hangi gerekçeyle bu yönteme başvurulmuştur?

3- Geçici işçi statüsünde kaç kişi, hangi kriterlere göre göreve başlatılmıştır?

4- İstisnaî kadro hükümleri çerçevesinde kaç kişi göreve başlatılmıştır?

5- 28 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar, sorumluluğunuzda bulunan kurumlarda kaç personelin görevine son verilmiştir? Gerekçesi nelerdir? Mahkeme kararıyla görevine iade edilen personel var mıdır? Varsa, kaç kişidir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

  Hüseyin Ekmekcioğlu

  Antalya

Ülkemizin hızlı bir endüstrileşme sürecine girmesiyle birlikte, ekonomik yoksulluk ve köyden kente göç sonucu oluşan aileler, kent yaşamının dışına itilmektedir. Ayrıca, boşanmalar, resmî nikah olmaksızın yapılan evlilikler ve ebeveynlerden birinin evi terk etmesi gibi nedenler de, çocukların, sokakların sokak yaşamını seçmesine neden olabilmektedir. Özellikle, gecekondulaşmanın ciddî boyutlarda sorun olduğu ortamlarda ailelerin kontrolünden çıkan çocuk sayısı günden güne aratmaktadır.

Soru 1: Çocukların korunması konusunda Bakanlığınızca ne gibi çalışmalar yürütülmektedir?

Soru 2: Son beş yılda cinayete kurban giden 18 yaşından küçük çocuk sayısı kaçtır?

Soru 3: 18 yaşından küçük çocukların son beş yılda işlediği suç sayısı geçmişe oranla ne kadar artmıştır veya azalmıştır?

Soru 4: Çocukların korunmasıyla ilgili, Bakanlığınızca, Millî Eğitim, Adalet ve Çalışma Bakanlıkları arasında koordinasyonlu bir çalışma var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını hususunda gereğini arz ederim.

Saygılarımla.

  Dursun Akdemir                                          Iğdır

1- Bakanlığınızın 2004 malî yılı bütçesinden Iğdır İli için ayrılan ödeneğin tamamı kullanılmış mıdır? Kullanılmışsa, nerelerde, hangi projeler için kullanılmıştır? Kullanılmamış ise, gerekçesi nelerdir?

2- Bakanlığınızın 2005 malî yılı bütçesinden Iğdır İline ne kadar ödenek ayrılmıştır? Bu ödeneğin ne kadarı yatırım, ne kadarı cari harcamalar içindir? Söz konusu ödenek hangi yatırımlar için kullanılacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunun gereğini arz ederim.

  Ümmet Kandoğan

  Denizli

1- İktidarınızın döneminde Bakanlığınıza naklen atanan personel sayısı ne kadardır? Bunlardan üst kadrolara atanan personelin isimleri ile geldikleri kurumları açıklar mısınız?

2- Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan personel sayısı kaçtır? Bunların isimleri nelerdir?

3- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde, Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığınıza vekâleten, asaleten ve geçici görevle atanan toplam personel sayısı ne kadardır?

4- Bakanlığınız merkez teşkilatında görevli geçici personele dönersermayeden ödenen pay ne kadardır? Unvanlar itibariyle dağılımı nasıldır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Sedat Pekel

  Balıkesir

Kimsesiz çocuklar için "modern proje" olarak kabul edilen Urla-Barbaros Çocuk Köyünde yaşanan skandal halkımızı derinden etkilemiştir. Bu son olayla birlikte medyaya yansıyan birçok skandal karşısında halkımız Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)'in çalışmaları hakkında endişe duymaktadır. Buna göre;

1- Yuvalarda ve yetiştirme yurtlarında son yıllarda ciddî bir artış gösteren taciz ve tecavüz olaylarının nedenleri araştırılıp sonuç almaya yönelik çözüm üretilmiş midir?

2- Personel bu tür olaylara karşı önlem almak için eğitimden geçiriliyor mu? Bu eğitim yeterli midir?

3- Yuvalara ve yetiştirme yurtlarına bırakılan çocuklarımızın sayılarındaki artışın nedeni araştırılmış mıdır?

4- Personel yetersizliğinin giderilmesi konusunda Bakanlığınızın çalışmaları var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanımız Sayın Nimet Çubukçu tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Vezir Akdemir

  İzmir

İzmir İlinde korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermekte olan 5 yatılı merkezin tamamının kapasite üstü hizmet vermesi nedeniyle çocuk kabulünde sıkıntılar yaşanmaktadır. Ayrıca kuruluşlardan yoğunluk nedeniyle yaş gruplandırılması sağlıklı şekilde yapılamamaktadır.

Bu nedenle;

1- İzmir'de korunmaya muhtaç çocuklara hizmet vermekte olan sadece 5 yatılı merkez bulunmaktadır. Yetersiz kalan bu kuruluşların acilen çoğaltılması gerekmektedir. Özellikle 13-21 yaş arası özürlü vatandaşlarımızla ilgili, bakım merkezlerinin çoğaltılmasıyla ilgili bir çalışmanız var mıdır?

2 - Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğüne bağlı ildeki tüm sosyal hizmet kuruluşlarından meslek elemanı ve hizmetli personel sıkıntısı yaşanmaktadır. Acil ihtiyaç halinde gelen personel sıkıntısını giderici bir çalışmanız var mıdır?

BAŞKAN - Soruları cevaplandırmak üzere, Devlet Bakanı Sayın Nimet Çubukçu; buyurun. (AK Parti Sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığıma yöneltilen sözlü soruların cevaplandırılması için söz almış bulunmaktayım; Yüce Heyetinizi saygılarımı sunuyorum.

Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın sorusunu cevaplandırıyorum: Ülkemizde engellilere yönelik çalışmalar Devlet Bakanlığı bünyesinde toplanmış olup, kurumlararası koordinasyonu sağlamakla görevli kurum, 571 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye göre Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığıdır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı, aynı bakanlığa bağlı olarak çalışmalarını yürütmektedir. Engellilere yönelik çalışmalarda koordinatör kurumun Özürlüler İdaresi Başkanlığı olduğu düşünüldüğünde ve uygulama çalışmalarının sosyal hizmetler çatısı altında gerçekleştirildiği göz önüne alındığında, engellilere yönelik çalışmaların bir Devlet Bakanlığında tek bir çatı altında toplanmış olduğu görülmektedir.

1.7.2005 tarihinde kabul edilen ve 7.7.2005 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, özürlülerin sağlık, eğitim, rehabilitasyon, istihdam, bakım ve sosyal güvenliğine ilişkin sorunlarının çözümü ile her bakımdan gelişmelerini sağlayacak tedbirlerin alınması ve topluma katılmalarının sağlanmasıyla, bu hizmetlerin koordinasyonuna yönelik hizmetlerde de kamu ve özel kuruluşlar bir araya gelmek üzere, etkin, verimli bir şekilde yürütülmesini temin etmek, ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, özürlülerle ilgili ulusal politikanın oluşmasına yardımcı olmak, özürlülerin problemlerini tespit etmek ve bunların çözüm yollarını araştırmak üzere, Başbakanlığa bağlı Özürlüler İdaresi kurulmuştur.

Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan Hanımın soru önergesine cevabım:

Birinci sorunun cevabı: 12.12.2004 tarihinde Resmî Gazete yayımlanan ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren Türk Ceza Kanununda, özellikle kadına karşı işlenen suçlar bakımından önemli düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler arasında, kasten adam öldürme suçunun ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren nitelikli hallerinin düzenlendiği maddeye de "töre saikiyle" ifadesi eklenerek en yüksek cezayla cezalandırılması yer almaktadır.

İkinci sorunun cevabı: Bu süreç içerisinde, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda, akademisyenler, sivil toplum kuruluşlarınca hazırlanan raporun yanı sıra, AK Parti kadın milletvekilleri, TBMM Adalet Komisyonunu temsilen iki üye, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve Aile Araştırma Genel Müdürlüğünün temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından oluşturulan görüş ve öneriler de TBMM Başkanlığına iletilmiş ve Adalet Komisyonu çalışmalarında da değerlendirilmiştir. Bu işbirliği çabaları sonucunda töre cinayetlerinin en yüksek ceza olan müebbet hapis cezasıyla cezalandırılması hükme bağlanmıştır.

13 Ekim 2005 tarihinde töre ve namus cinayetleriyle kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonunda da Kadının Statüsü Genel Müdürlüğümüzden bir temsilci görevlendirilmiştir.

Töre cinayetlerinin engellenmesi konusunda, gerek kurumsal düzeyde ve gerekse projeler çerçevesinde tüm bakanlıklarla da işbirliğimiz sürmektedir. Toplumsal zihniyet değişimi ve dönüşümü içinde uyguladığımız projeler vardır.

Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün birinci sorusunun cevabı: 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde Bakanlığıma bağlı Sosyal Hizmetler, Kadının Statüsü, Aile Araştırma, Özürlüler İdaresi Başkanlığına toplam 1 633 personel ataması yapılmıştır.

İkinci soruya cevabımız: Bakanlığıma bağlı kurumlarda 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde toplam 172 personelin idarî görevlere vekâleten ve tedviren görevlendirilmeleri yapılmıştır.

Üçüncü sorunun cevabı: Bakanlığıma bağlı kurumlarda idarî görevlerde bulanan personelden 3'ü başka yerlerde görevlendirilmiş olup, herhangi bir harcırah ödenmemiştir. 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde asıl ve vekil olarak 4 kurumdan 162 idareci görevden alınmıştır.

Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in birinci sorusunun cevabı: Çocuk yuvalarında 8 kuruluş müdürü hizmetin gereği görevlerin daha aktif ve verimli olarak yapılabilmesi amacıyla görevden alınmış, buna karşılık 6 çocuk yuvasına kuruluş müdürü ataması yapılmıştır. Huzurevlerinde toplam 3 huzurevi kuruluş müdürü görevden alınmış, buna karşılık 6 huzurevi kuruluş müdürü ataması yapılmıştır. Bu kuruluşlara yapılan atamalardan sadece 3 kuruluş müdürünün ilahiyat fakültesi mezunu olduğu... İddia edildiği gibi kuruluş müdürlüklerine imam-hatip mezunu ve ilahiyat mezunlarının ağırlıklı olarak atamasının yapıldığı konusu doğru değildir.

İkinci sorunun cevabı: Birinci sorunun cevabında da belirttiğimiz gibi, söz konusu kuruluş müdürlerinden 3'ü ilahiyat eğitimi almış olmakla birlikte, bu personelin de daha önce kurum personeli olduğu, kurumda ve diğer kamu kuruluşlarında da asaleten idarecilik yaptıkları... Görevlerinde bulunan ve idarî tecrübesi bulunan kişiler arasından seçilerek atamaları yapılmıştır.

Üçüncü ve dördüncü soruların cevapları: Kurumumuz emrine yapılan her türlü atamalar 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kurumu Kanunu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1999'da çıkarılan 99/12647 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik ile Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliğine uygun olarak yapılmaktadır. Kurum tecrübesi ve liyakat ilkelerine de ayrıca önem verilmektedir.

Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın sözlü soru önergesine cevabımız: Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında imzalanan Türkiye Üçüncü Ülke Programının alt bileşenlerinden biri savunuculuk alt programı olup, yürütücülüğü Bakanlığıma bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır.

Yerel yönetimler ve kadın-erkek eşitliği eğitim programının pilot uygulamalarından birisi de Denizli İlinde gerçekleştirilmektedir. 30 Kasım 2004 tarihinde bu pilot uygulamalardan birisi Denizli'de gerçekleştirilmiştir. Bir günlük eğitim programında merkez il ve ilçe belediye başkanlarıyla bir çalışma yapılmıştır. Ayrıca, Denizli İline bağlı İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğünde Çocuk Yuvası, Buldan çocuk yuvası, çocuk ve gençlik merkezi, yetiştirme yurdu, huzurevi, yaşlı bakımevi ve rehabilitasyon merkezi, Çivril Huzurevi, kadın konukevi, toplum merkezi gibi kuruluşlarla hizmet verilmektedir.

Denizli İlinde 15.11.2001 tarihinde hizmete açılmış bulunan 20 kapasiteli Denizli kadın konukevi de istismar ve şiddete uğrayan ya da bu riski taşıyan kadınlara yönelik hizmetlerini sürdürmektedir. Açılışından 2005 Ağustos ayı sonuna kadar 160 kadın ve anneleriyle birlikte kuruluşa kabulleri yapılan 143 çocuk hizmetten yararlanmıştır.

Denizli Huzurevine büyük onarımda kullanılmak üzere 2004 yılı için 150 milyar, Kadın Konukevinin onarımı için 30 260 000 000 ödenek gönderilmiş, 2005 yılı içerisinde de Denizli Çocuk Yuvasına 80 000 YTL, Denizli Yetiştirme Yurduna da 100 000 YTL ödenek tahsis edilmiştir. Denizli İli kuruluşlarına 2004 yılında toplam 1 810 489 500 000 YTL ödenek gönderilmiş, 2005 yılı içerisinde de 136 800 yatırım, 3 957 915 olmak üzere toplam 4 094 715 000 YTL ödenek yollanmıştır. AK Parti İktidarları döneminde Denizli İlinde, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüklerine bağlı kuruluşlara diğer kurum ve kuruluşlardan naklen 23 açıktan 3 olmak üzere toplam 26 personel ataması yapılmıştır.

Antalya Milletvekili Feridun Baloğlu'nun soru önergesine cevabımız: Bakanlığıma bağlı kaç adet yurt vardır diye… Bu soruyu yetiştirme yurdu olarak algılayıp, cevabı bu şekilde hazırladık, çocuk yuvası olarak düşünmedik. Bakanlığıma bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumuna bağlı 96 yetiştirme yurdunda toplam 10 545 çocuk, genç barınmaktadır. Son beş yıl içerisinde de yetiştirme yurtlarında bakılan çocuk sayısı yıllara göre 2000 yılında 9 087, 2001'de 9 267, 2002'de 9 554, 2003'te 9 988, 2004'te 9 948 ve Ekim 2005 tarihi itibariyle de  10 545'tir.

Üçüncü soruya cevap: Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı çocuk yuvası ve yetiştirme yurtlarında toplam 4 982 personel görev yapmakta olup; son yirmi ay içerisinde toplam 831 personel alımı yapılmış; bunların 103'ü idarî, 553'ü tabip, sosyal çalışmacı, psikolog, diyetisyen, öğretmen, hemşire, memur ve diğer unvanlar da, 155'i ise bakıcı personel olarak alınmıştır.

Yetiştirme yurtlarında son iki yıllık süreçte ölümle sonuçlanan iki olay yaşanmıştır. Bunların her ikisi de intihar vakasıdır.

Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in soru önergesindeki 1 inci soruya cevap: 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde, Bakanlığıma bağlı kurumlarda toplam 873 personelin devlet memurları sınavıyla ataması yapılmıştır.

İkinci soruya cevap: Bakanlığıma bağlı kurumlarda Kamu Personeli Seçme Sınavı sonucuna göre yapılan açıktan atamalar ÖSYM tarafından yapılmaktadır, kurumumuzun herhangi bir müdahalesi ve dahli yoktur.

Geçici işçi statüsünde, Bakanlığıma bağlı herhangi bir kurumda personel istihdam edilmemektedir.

Dördüncü soruya cevap: Bakanlığıma bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde istisnaî kadro alarak 1 adet personel ataması yapılmıştır; bu da, özel kalem müdürüdür.

Beşinci soruya cevap: Bakanlığıma bağlı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde 28.11.2002-30.12.2005 tarihleri arasında, 14 personel, devlet memurluğundan çıkarmayı gerektiren zimmet, hırsızlık, evrakta sahtekârlık, ihaleye fesat karıştırmak, menfaat temin etmek, cinsel taciz, gayri ahlakî tutum ve davranışlarda bulunmak gibi, Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla; 3 personel, 657 sayılı Kanunun 98/b maddesi gereğince, memurluktan alınma şartlarından herhangi birini taşıması veya kaybetmesi maddesine dayalı olarak görevden alınmış; toplam 17 personelin görevine son verilmiş olup, bunlardan mahkeme kararıyla dönen henüz olmamıştır.

Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü sorularının cevapları şu: Genel toplam içerisinde... çocukların korunması konusunda Bakanlığıma bağlı Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğünce yapılan çalışmalar, kısaca, özetlemek gerekirse, şu şekildedir:

Bir, yetişkin ve çocuk hükümlü ve tutukluların aile envanteri çalışması, araştırması.

İki, kapkaç suçluları araştırmasıdır.

Yukarıda bahsedilen ve çocukların korunmasının hedeflendiği, yetişkin ve çocuk hükümlü ve tutukluların aile envanteri çalışması ve kapkaç suçluları araştırmasında da Adalet Bakanlığıyla ortak çalışmalar yürütmekteyiz.

Sokakta çalışan, sokakta yaşayan çocukların sorunlarının tespit ve çözüm önerileri ve şiddeti önleme platformu çalışmaları sürdürülmektedir. Toplam olarak, bu çalışmalarda da, yine, özetle -çok kapsamlı çalışmalardır bunlar, bu süreç içerisinde cevaplandırmak biraz güç, o sebeple, özetle veriyorum, ayrıntılı olarak, talebi halinde milletvekilimize de gönderebiliriz bu çalışmaları- sokakta yaşayan, çalıştırılan çocuklarla ilgili olarak, konunun tüm boyutlarıyla ele alınması amacıyla, Başbakanlığımızın talimatları ve Devlet Bakanlığımın Başkanlığında, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığından oluşan bir komite kurulmuştur. Bakanlardan oluşan komitenin talimatları doğrultusunda, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından, sokakta yaşayan, çalıştırılan çocuklara yönelik, koruyucu, önleyici ve rehabilite edici hizmetleri içeren bir model hazırlanmıştır. 16-17 Haziran 2005 tarihlerinde, İstanbul'da, sokakta yaşayan, çalıştırılan çocuklara yönelik hizmet modeli koordinasyon toplantısı da, Başkanlığımda, diğer bakanlarımızın katılımıyla gerçekleştirilmiştir.

Son olarak, yapılan çalışmaların değerlendirilmesi ve yapılacak çalışmalarla ilgili, 21.12.2005 tarihinde 5 bakanın katılımıyla, tekrar, sonuçları değerlendiren bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirilmiştir.

Iğdır Milletvekili Sayın Dursun Akdemir'in sorusunun birinci cevabı şu: Iğdır İline 2004 yılı içerisinde toplam 282 772 550 000 Türk Lirası ödenek gönderilmiş olup, bu ödenekten, 164 520 950 000 Türk Lirası harcanmıştır. 2004 yılında yatırım ödeneği bulunmayıp, ödeneğin hepsi cari giderlerde kullanılmıştır. Söz konusu ödeneğin kullanılmamış kısmı da tenkis olunmuştur.

İkinci cevabım şu: Iğdır İline, 2005 malî yılı bütçesinden, 96 350 YTL yatırım, 302 934 YTL de cari olmak üzere, toplam, 399 284 YTL ödenek göndermiştir. Yatırım ödeneği olan 96 350 YTL, Iğdır Anadolu Kalkınma Vakfı Toplum Merkezinin büyük onarımı için kullanılmıştır.

Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan'ın sözlü sorusunun; birinci cevabı: Bakanlığıma bağlı Özürlüler İdaresi Başkanlığınca verilen cevaba göre, 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde Başkanlığımıza 11 adet naklen personel atanmıştır. Bunlardan üst kadrolara atanan personelin isimleri ve geldiği kurumlar şöyledir:

Abdullah Güven, Sağlık Bakanlığı; Osman Çetinkaya, Kültür ve Turizm Bakanlığı; Ekrem Baytaş, Çalışma ve Sosyal  Güvenlik Bakanlığı; Abdülkadir Anaç, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü; Mustafa Kazkayası, Millî Eğitim Bakanlığı.

Yine, Bakanlığıma bağlı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Teşkilat Yasasının 6 Kasım 2004 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra, 1 genel müdür, 3 daire başkanı olmak üzere, toplam 15 atama gerçekleştirilmiştir. Görevleri ve geldikleri kurumlar şu şekildedir: Genel Müdür Esengül Civelek, Türkiye Kalkınma Bankası; Daire Başkanı Sedat Ahi, Aile ve  Araştırmalar Kurumu Genel Müdürlüğü; Daire Başkanı Zehra İmamoğlu, Gümrük Müsteşarlığı; Hukuk Müşaviri Gülsüm Büker, Başbakanlık; Daire Başkanı Selda Özgüven ise İçişleri Bakanlığından gelmiştir, 7.10.2005 tarihi itibariyle de görevinden ayrılmıştır.

Bakanlığıma bağlı Aile Araştırma Kurumundan verilen cevaba göre, 657 sayılı Devlet Memurları  Kanununun 74 ve 76 ncı maddeleri gereğince 47 personelin ataması yapılmıştır. Genel Müdürlük görevini vekâleten Genel Müdürlüğümüz Uzmanı Nesrin Avşar Çelik yürütmektedir.

Eğitim ve Yayın-Dokümantasyon Daire Başkanlığını Mesut Taşçı, Aile ve Sosyal Sorunları Araştırma Daire Başkanlığını İsmail Yelpaze, İnsan Kaynakları ve Destek Hizmetleri Daire Başkanlığını Bekir Sıtkı Bayoğlu, Dışilişkiler Daire Başkanlığını  Necdet Eyikoçak yürütmektedir. Strateji Geliştirme Daire Başkanlığına Millî Eğitim Bakanlığından Şube Müdürü Nurcan Çetin atanmıştır..

Bakanlığıma bağlı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünün merkez teşkilatı ve taşra teşkilatına ait kuruluşlarda, 30.12.2005 tarihine kadar, genel idarî hizmetler, sağlık hizmetleri, teknik hizmetler, yardımcı hizmetler sınıfı gibi hizmet sınıflarına toplam 527 personelin naklen ataması yapılmış olup, bunlardan üst yönetim kadrolarına atanan Genel Müdür Yardımcısı Dr. İlhan Bilge, SSK Genel Müdürlüğünden naklen; Genel Müdür Yardımcısı Sefer Koç, Denizcilik Müsteşarlığından naklen; Eğitim Merkezi Daire Başkanı Halit Lütfi Öztürk, Millî Eğitim Bakanlığından naklen; Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanı Abdurrahman Çuhaz, Van Belediye Başkanlığından; Strateji Geliştirme Daire Başkanı Dr. Özcan Kars, Hacettepe Üniversitesi araştırma görevlisi görevinden sonra kurumumuza açıktan atanmıştır.

Aynı dönemde istisnaî kadrolara atanan personel sayısı sorusuna gelince: Az önce cevapladığım gibi, istisnaî kadroya sadece 1 personel ataması yapılmıştır; bu da, Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürünün Özel Kalem Müdürü olarak atanmıştır.

Üçüncü sorunun cevabı: 58 ve 59 uncu hükümetler döneminde Başbakanlık ve diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarından Bakanlığıma bağlı kurumlara vekâleten, asaleten ve geçici görevli toplam 563 personel ataması yapılmıştır.

Dördüncü sorunun cevabı: Bakanlığıma bağlı kurumların merkez teşkilatında kadrolu ya da geçici olarak çalışılan personele, dönersermaye olmadığından, herhangi bir ödeme yapılmamaktadır.

Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in sözlü sorularına vereceğimiz cevaplar sırayla şu şekildedir: Yine, bu soruda da yetiştirme yurtları olarak soruluyor. Biz, yuvalar ve yetiştirme yurtlarına genel olarak cevap veriyoruz. "Yuvalarda ve yetiştirme yurtlarında yaşanan taciz ve tecavüz olaylarında son yıllarda ciddî bir artış olduğu iddiası vardır..." Böyle bir artış söz konusu değildir; tam tersine, bu tür olaylarda ciddî bir azalma söz konusudur.

Kuruluşlarımızda  -ki, oransal olarak bunların da ayrıntılarını verebilirim- sosyal hizmet uzmanı, psikologlar, çocukların aileleri ve yakın çevreleriyle de meslekî çalışmalar yapmaktadırlar. Çocukların psikososyal gelişimlerindeki olumsuzlukları bir an önce rehabilite ve tedavi edilmeye çalışılmakta, çocuk, sosyal, kültürel faaliyetlere yönlendirilmekte, eğitimlerini başarılı bir şekilde sürdürmeleri için gerekli takip ve izlenmesi sağlanarak rehabilitasyon ve çözümüne yönelik çalışmalar yürütülmektedir.

Toplu yaşanılan kuruluş ortamlarının yarattığı sakıncalar ve yukarıda konu edilen olumsuzluklar dikkate alınarak, farklı hizmet modelleri de geliştirilmeye başlanmış ve bu  konudaki çalışmalar yaygınlaştırılmaktadır. En önemli projelerimizden "sevgi evleri" ve "grup evleri" projesi de bu yöndeki önemli çalışmalarımızdan biridir.

İkinci sorunun cevabı: Bu tarz olayların yaşanmaması ve hizmetin kalitesinin artırılması amacıyla, özellikle sorun yaşanılan konulara ilişkin, üniversiteler ve diğer kurum ve kuruluşlardan uzman katılımcılar sağlanarak, hizmetiçi eğitim programları da düzenlenmektedir. Yaklaşık 3 000 küsur personelimizin hizmetiçi eğitimini tamamlamış bulunmaktayız.

Üçüncü sorunun cevabı: Yuva ve yetiştirme yurtlarında bakılan çocuklarımızın sayılarındaki artışın, son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerle birlikte, göç gibi olgularla, aile yapısındaki değişikliklerle de ilgili olduğu düşünülmektedir.

Yıllara göre, koruma altına alınan başvurular şu şekildedir: 2001 yılında 5 122 kişi, 2002 yılında 7 906 kişi. Dikkat ederseniz, en yüksek artışın olduğu yıl 2001 ile 2002 arası. 2003 yılında azalma var, 7 392 kişi, 2004 yılında 6 193 kişi, 2005 yılı içerisinde, ilk dokuz ay olarak, 4 052 kişi kuruluş bakımına alınmıştır. Ancak, başvurular azalmasına rağmen, başvuru yapılan işlemler sonucunda kuruluş bakımına alınma sayılarında yüzde 10 civarında da bir artıştan söz etmek mümkün.

Personel yetersizliğine ilişkin dördüncü sorunun cevabı: SHÇEK Genel Müdürlüğü olarak, merkez ve taşra teşkilatı olmak üzere, 58 inci hükümet döneminde, kamu personel sınavıyla, Sağlık Bakanlığı kurasıyla, 3413 sayılı Kanun kapsamında, korunmaya muhtaç çocuklar arasından olmak üzere, açıktan 184, istifa ve müstafi sonrası açıktan 17, kurumlararası naklen 342, 59 uncu hükümet döneminde ise, açıktan 757, istifa ve müstafi sonrası 48, kurumlararası naklen 177 kişi olmak üzere, toplam 1 523 atama yapılmıştır.

İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir'in sözlü soru önergesine cevabımızdır.

Birinci cevabımız: İzmir İli içerisinde, korunmaya muhtaç çocuklara yönelik olarak, 3 çocuk yuvamızda hizmet verilmekte olup, toplam kapasitesi 307 çocuğa hizmet verecek şekilde yapılandırılmıştır.

Ayrıca, bu 3 kuruluşumuzun kayıtlarında olup, aynî, nakdî yardımla, Eve Dönüş Projesi doğrultusunda işlem yapılan 71 çocuğumuz, ailelerin yanında desteklenmektedir. Korunmaya muhtaçlığı ekonomik nedenlerle tespit edilen çocukların, kuruluş bakımına alınmadan, aynî ve nakdî yardımla desteklenerek, aile birlikteliği içerisinde büyümeleri sağlanmaktadır. Bu amaçla, 2005 yılı içerisinde, nakdî yardım miktarının oranı da yüzde 100 artırılmıştır.

Çocuklarımızın ev tipi modellerde büyümeleri için illerin ihtiyaç duyacağı sayıda çocukevi açılması da planlanmaktadır. 2006 yılında ülke genelinde 50 çocukevi açılabilmesi için de çalışmalar sürdürülmektedir. Çocuklarımızın ev tipi modellerde büyümeleri için illerin ihtiyaç duyacağı sayıda çocukevi açılması ve bu çocukevleri uygulamasının 5-8 kişilik gruplar halinde planlanması, kuruluşlarımızın yeniden yapılandırılarak ev ortamına dönüştürülmesi ve ıslah çalışmaları yapılmaktadır.

"Sevgi evleri" uygulamasıyla ise, yeni yatırım programına alınan çocuk yuvalarının, artık, ev tipi küçük villa, bağımsız bir şekilde oluşturulan evlerin ve sitelerin planlanması şeklinde gerçekleşmektedir.

İzmir İlinde bulunan özürlülerimizin bakım ve rehabilitasyonunun sağlanması amacıyla, Karşıyaka Çocuk Yuvasının bir bölümünün bu amaçla yeniden düzenlenmesi çalışmaları da sürdürülmektedir. Projelerimiz, ilin talebi doğrultusunda da gerçekleşmektedir.

İkinci cevabımız: 2005 yılı içerisinde, İzmir İl Müdürlüğü ve bağlı kuruluşlarına 24 personel ataması yapılmıştır. Personel sıkıntısını giderici çalışmalarımız da sürdürülmektedir.

Mümkün olduğu kadar kısa sürede cevaplandırmaya çalıştık. Cevaplarımız çok daha ayrıntılıydı, özet geçmeye çalıştım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlü sorulara verdiğimiz cevaplar bu kürsüyle sınırlı değildir, Parlamentonun denetim rolü çerçevesinde ayrıntılı olarak da bilgi aktarmaya devam edeceğiz.

Yaklaşan Kurban bayramımızın, mübarek Kurban bayramımızın milletimize hayırlar, uğurlar getirmesini temenni ediyorum.

Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Sayın milletvekilleri, İçtüzüğün amir hükmü gereğince, soru önergesi cevaplandırılan sayın milletvekillerimize yerlerinden söz vereceğim.

Sayın Bilgehan, buyurun.

AYŞE GÜLSÜN BİLGEHAN (Ankara) - Sayın Bakan, teşekkür ediyorum.

Ben bu soruyu soralı üç yıl olmuş. Ne yazık ki, üç yıl içerisinde, töre cinayetleri Türkiye'nin gündeminde yer almaya devam ediyor. Sizden önceki Bakan arkadaşınıza sormuştum; ama, konu hâlâ gündemde.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Töre ve Namus Cinayetlerini Araştırma Komisyonu ile Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre, son beş yıl içinde 1 091 töre suçu işlenmiş, bunların 322'si namus gerekçesiyle.

Belirttiğiniz gibi, 1 inci sorumdaki, Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinin değişimiyle ilgili konularda önemli düzenlemeler yapıldı yeni Türk Ceza Kanunuyla ve bu düzenlemeleri zaten birlikte yaptık. Buna rağmen, uygulamada önemli eksiklikler, sorunlar olduğunu görüyoruz; zira, cezalarda "namus" kavramı hâlâ hafifletici neden olarak uygulanıyor, kabul ediliyor. Bunun, o zaman da bizim çok sık vurguladığımız "namus" ile "töre" terimleri arasındaki ayrılıktan, yanlış algılamadan ileri geldiğini sanıyorum. Yani, bu insanlık suçuna bir isim verirken korkmamamız lazım; yani, töre diyerek bu suçu hafifletmiş olmuyoruz, namus diyebilmemiz gerekirdi.

İkinci sorum güvenlik güçleriyle ilgiliydi. Adalet ve İçişleri Bakanlıklarıyla işbirliği içinde olduğunuzu söylediniz. Oysa, ben, cevabınızın biraz daha somut olmasını beklerdim. Örneğin, güvenlik güçlerinin bu konuda eğitimi yapılıyor mu? Daha somut olarak, kadın polis oranı ne kadar artırılmıştır? Bu oran çok önemlidir, bilinçlendirme konusunda da önemlidir. Oysa, kadın polis oranının düştüğünü sanıyorum.

Sığınma evleriyle ilgili herhangi bir bilgi vermediniz. Avrupa Birliği şartları ve yeni Belediyeler Kanununa göre 50 000 kişiye bir sığınma evi düşmesi gerekiyor. Türkiye'de, bugün, kaç tane kadın sığınma evi vardır? Bu konuda belediyelerimizin duyarsız olduğunu düşünüyorum. Başka konularda çok mahir ve çalışkan oldukları halde, bu konuyu görmezden geliyorlar.

Sivil toplum örgütleriyle de işbirliği içinde olduğunuzu belirttiniz. Bu konuda, kaynak aktarımı konusunda biraz daha fazla bilgi istiyorum; çünkü, bildiğim kadarıyla, sivil toplum örgütleri kendi imkânlarıyla, birtakım bilinçlendirme çalışmaları, kampanyalar yapıyorlar; ama, sizin desteğiniz, devlet desteği, Bakanlığınızın desteğinin ne kadar olduğunu bilemiyorum ve bu destek olmadığı sürece de, bu sivil toplum örgütleri, özellikle, yurt dışından, çeşitli fonlardan yardım almak zorunda kalıyorlar. Bu, bugünkü Avrupa Birliğiyle ilişkilerimizde, artık, normal kabul edilebilir; ama, yine de, yanlış algılanmalara, yanlış değerlendirmelere yol açıyor…

BAŞKAN - Sayın Bilgehan, istirham ediyorum...

AYŞE GÜLSÜN BİLGEHAN (Ankara) - Peki efendim.

Örneğin, 4320 sayılı Aileyi Koruma Kanunu da bilinmiyor. Bunun daha fazla tanıtılması gerekiyor. Neler yapıyorsunuz?

Sayın Bakanım, biliyorum, hükümetteki bütün diğer bütün bakanların görevleri sizden farklı. Onlar sayılarla, üretimle, tüketimle ilgileniyorlar. Sizin göreviniz, zihniyet değişikliği. Bunun çok zor olduğunu biliyorum ve size başarılar diliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bilgehan.

Buyurun Sayın Bakanım.

DEVLET BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Gülsün Hanımın sorularına verdiğimiz cevaplarda... Gerçekten, o tarihten bu tarihe de çok olumlu gelişmeler oldu. Her şeyden önce, Türkiye'de, töre cinayetlerine ilişkin olarak, aile içi şiddete ilişkin olarak hem oluşturulan platformlar hem de toplumsal duyarlılığın ciddî oranda arttığı bir döneme girdik. Geçen yıl itibariyle de bunların çok tartışıldığını biliyorum; ama, önceki yıllara göre ciddî ilerlemeler kaydettik.

Türk Ceza Kanunundaki namus ve töre kavramındaki tartışmanın hukukî ve teknik bir tartışma olduğu bir gerçek. Namus kavramı, sadece insanların bu alanlarıyla sınırlı değil. Bir bilimsel ahlaktan da söz ediyoruz; bilimsel namustan da söz edebiliriz. Dolayısıyla, namus, kapsam itibariyle çok geniş. Benim de içinde bulunduğum ve taraftar olduğum görüş, töre cinayetlerinin çok daha simgesel ve belli bir olaya yönelik olmasıydı. Namus, kavramsal olarak çok geniş bir kavramdı ve bu konuda, uygulanma safhasında, yargıçların şu ankinden çok daha karışık vakalarda, karışık olaylarda hükümlerini vermelerinde ciddî hukuk ihlallerine de, adaletsizliğe de yol açılabilirdi. Bu sebeple, burada bir hukukî teknik terim tercihi yapılmıştır. Yoksa, kadınların ve kadınlara yönelik uygulanan şiddetin hiçbir hafifletici nedeni olamaz. Hafifletici neden uygulamalarına ilişkin olarak da, özellikle son dönemde basında yer alan haberlere baktığımız zaman, çoğu zaman suç tarihi verilmiyor. Suç tarihi, sanığın lehine olan tarihtir. Sonuçta 2002 yılında işlenmiş bir töre cinayetinin yargılaması ve hükmü bugün veriliyorsa, elbette suçun işlendiği tarihteki indirim koşullarından da, sanığın lehine olduğu için yararlandırılıyordur diye düşünüyorum.

Özellikle aile içi şiddete yönelik koordine olduğumuz kurumlar ve kadına yönelik şiddeti önlemek için yaptığımız çalışmalar çok kapsamlı. Bunu yazılı olarak da sunmayı tercih ederim. Ama, hizmet içi eğitimde geçen yıl itibariyle İçişleri Bakanlığı yaklaşık 100 000 küsur emniyet mensubunu eğitti ve İçişleri Bakanımız şiddet konusunda emniyetin duyarlılığı için çok önemli bir genelge yayımladı. Dün itibariyle de Sayın Adalet Bakanımız Ailenin Korunması Kanunu konusunda bir genelge yayımladı. Bu genelgeyle, ailenin korunması hükümlerinin uygulanması esnasında hem müdahalelerin hem yargının derhal koruma kararları vermesi, bu konudaki kararları geciktirmeden vermesi konusunda hassasiyetini gösterdi. 3 Aralık tarihinden itibaren, şiddet ve istismara uğrayan kadınların da başvurabileceği 183 numaralı telefon hattımıza 24 saat işlerlik kazandırdık. Bize bu anlamda başvuran kadınlarımızın tamamına bu anlamda koruma sağlıyoruz.

Belediyelerimizin sığınma evleri konusundaki çalışmalarının yavaş gittiği bir gerçek; fakat, Türkiye'de, sadece kadın politikaları konusunda değil, sosyal politikalar konusunda da, merkezî idare tarafından yürütülen tüm bu hizmetler, kurumsal kapasiteleri anlamında belediyelerimiz çok da hazırlıklı değiller sosyal politikalara. Bu dönem ve dönemecin, bunlara da bu anlamda olumlu katkısı olacağını düşünüyorum. Biz, belediyeleri bu konuda yüreklendiriyoruz. Yaklaşık 1 400 belediye başkanına, ben, bizzat yazı yolladım ve kadın politikaları konusunda, yapmaları gerekenler konusunda, bizim, bilgilendirici, mihmandar olarak, yönlendirici Bakanlık olarak çalışacağımızı söyledim; ama, bu çalışmalardan sonra da iyimserim; çünkü, ciddî oranda, belediyelerden bize dönüşler var, kadın merkezleri ve sığınma evleri oluşturmakla ilgili olarak.

Onun dışında, cevap vermediğim bir şey var mı, bilmiyorum; ama, eğer, eksik kalmışsa, daha sonra…

Ben de, sizin çalışmalarınız için teşekkür ediyorum, sorularınız için de; sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Saygıdeğer arkadaşlarım, Sayın Bakanım, sizden de istirham edeyim, bundan sonra, arkadaşlarımız topluca konuştuktan sonra, ben, tek tek sizin sözünüzü kesmeyeyim; isterseniz kürsüden, isterseniz yerinizden, cevap verebilirsiniz.

Evet, ilk açıklama Sayın Ufuk Özkan'ın.

Buyurun.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Ben de, önce, sorunun ne kadar geç cevaplandığını dile getirerek başlayacağım. Gerçekten, tam 790 gün sonra cevaplandırılan bir soru. O günden bu güne çeşitli düzenlemeler yapılmasına rağmen, geldiğimiz noktada gerekli düzenlemenin yapılamadığı, çeşitli aksaklıkların, çeşitli problemlerin, hâlâ, devam ettiği göz önündedir.

Bunlarla ilgili çeşitli rakamları vereceğim. Hiçbir sosyal güvencesi olmayan vatandaşlarımızın özürlü vatandaşlar içindeki oranı yüzde 39,72. Hiç eğitim almayan engelli vatandaşlarımızın oranı yüzde 79,55. Yine, engelli vatandaşlarımız arasında İŞKUR hizmetinden yararlananların oranı yüzde sıfır.

Değerli arkadaşlarım, 8 431 437 engelli vatandaşımızın olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Yaklaşık bir ülke nüfusuna yakın insanımız engelli; ama, vatandaşlarımızı toplumun içinde görebilme şansı hiç elde edilemiyor, göremiyoruz. Göremeyişimizin sebebi, dışarıda yaşam olanaklarının son derece sınırlı olması, çalışma olanaklarının son derece sınırlı olması. Bu ciddî nüfusa sahip vatandaşlarımızı toplum içinde daha çok görebilmenin çalışmalarının yapılmasını tavsiye ediyorum.

Yine, İŞKUR'un yayımladığı istatistikî bir bilgiye göre, 2004 yılı itibariyle iş arayan özürlü sayısı, 2 773; oysa, özürlülere açık olan kontenjan sayısı kamuda 4 254; özel sektörde 15 990. Bu rakamlar görülmesine rağmen, işe başlamak için sırada bekleyen vatandaşlarımızın sayısı 62 776. Bu rakamlardan da anlaşılacağı üzere, hiçbir rakam sağlıklı bilgiyi bizim karşımıza koymuyor. O bakımdan, Bakanlığınızın ya da ilgili bakanlığın, yurt çapında bir tarama yapıp, gerçek ve doğru bilgileri saptamasının, engelli vatandaşlarımızın yaşamını kolaylaştırmasındaki en önemli işaretlerden birisi olacağını düşünüyorum.

Yine, toplumun yaklaşık yarısı, engelli vatandaşlarımızın ailesi. Her engelli vatandaşımızın bir anne-babası ve bir kardeşi olduğunu düşünsek, yaklaşık 34 000 000 insanımızı direkt ilgilendiren bir konuda, engellilerin ve engelliye yaklaşım konusunda, ilkokuldan başlayarak vatandaşlarımıza, çocuklarımıza bir eğitim vermeyi düşünüyor musunuz? Böyle bir programınız var mı?

Yine,  engelli vatandaşlarımızın, bilhassa, ortopedik özürlü vatandaşlarımızın yaşamını kolaylaştırmak için… İzmir'deki Atatürk İl Halk Kütüphanesinde dahi ortopedik özürlü vatandaşımızın bu kütüphaneden faydalanma şansı yok. Bunun gibi, kamuda ve özel sektörde yüzlerce kurumumuz var. Bu kurumlara yaptırımı zorlayacak mısınız?

Bilgisayar, muhasebe, el sanatları, santral operatörlüğü gibi mesleklerde öncelikli olarak engelli vatandaşlarımıza, bu işleri yönlendirecek bir çalışmayı yapacak mısınız? Yine…

BAŞKAN - Sayın Özkan…

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Son soruyu soruyorum Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum…

BAŞKAN - Hayır, bunlar soru değil de… Arkadaşlar, şunu istirham edeyim…

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Konuyu açmak için soruyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Çok kısa bir açıklama için size fırsat verdik, ortam da müsait, ben, hiçbir milletvekili arkadaşımın, genel itibariyle, sözünü kesmek istemiyorum; ama, daha kısa bir zamanda cevaplarlarsa memnun olacağım.

Buyurun.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Teşekkür ediyorum; son, Sayın Başkanım.

Medyanın, televizyonun ve gazetelerin bu kadar etkin olduğu bir ortamda, televizyonlar ve gazeteler sayesinde özürlü vatandaşlarımıza ait bir bölüm yapmayı, televizyonlarda ve gazetelerde, bunlarla ilgili bir çalışmayı, medya sorumlularıyla görüşmeyi düşünüyor musunuz?

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkan.

Buyurun Sayın Pekel

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Malatya'da yaşanan olaylarda göremediğimiz Sayın Bakanı, cevaplar için de olsa burada görmekten memnuniyet duyduğumu ifade etmekle söze başlamak istiyorum; ancak, bu memnuniyetimi gölgeleyen, özellikle geciken cevabı toplumsal olarak yaşadığımız o acı olaylarla almak bu memnuniyetimi de gölgeliyor.

Ben ilk önergemi 12 Nisan 2004 tarihinde vermişim, bu atamalarla ilgili ve aradan yaklaşık dokuz ay geçmiş ve Ocak 2005 tarihinde Barbaros Çocuk Köyünde toplumumuzu derinden sarsan o olayı yaşamışız. Hemen onun arkasından, 1 Şubat 2005 tarihinde, yine bu Barbaros Köyüyle bağlantılı önergemi vermişim; cevap beklerken, Ekim 2005 ayında Malatya Çocuk Yuvasında olay yaşanmış. O nedenle, ben diğer arkadaşlarım gibi cevabın geç verilmesinden yakınmayacağım; çünkü, ben ve toplum, benim soru önergemde dile getirdiğim sıkıntıların karşılığını çok ağır bir şekilde cevap olarak yaşayarak aldık. Oysa, bu önerilerimiz dikkate alınmış olsa, yeterli personel o kurumlarda görevlendirilse ve bu görevlendirilmede liyakat, bilgi, birikim ön plana çıkarılmış olsa ve bu konuda Bakanlığınız denetim mekanizmaları oluşturup onu işletse ve sizin, son dönemde, Bakanlığınızda, geldikten sonra "her çocuk yuvasında muhbirlerim var, onlardan haber alıyorum, gereken yapılıyor" denmesi yerine, az önce saydığım diğer konular dikkate alınıp gerekleri yapılmış olsa bunlar yaşanmazdı.

Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu çok önemli bir hizmet veriyor. Annesiz, babasız, kimsesiz kalmış ya da olup da ilgilenmeyen insanların çocukları, yani hepimizin çocukları, yani toplumumuzun geleceği, son derece önemli olan o grubun kendi çocuklarımızdan daha önemli olduğunu, onların üzerinde çok, anne-baba şefkatinin de ötesinde, devletin sıcaklığını hissettirmenin bir görev olduğunu biliyorum; Anayasa da bu görevi size vermiş. Ancak, bu yaşananlar -ki, yaşananları da yine, üzüntüyle söylemek istiyorum- televizyonun, basının, ciddî sıkı takibiyle ortaya çıkmış ve kamuoyu da Bakanlığınız da, maalesef, bu şekilde bilgilenmiştir ve ben açıkça, sadece bunlarla sınırlı olmadığını, birçok yerde bu boyutta olmasa da bu olayların yaşandığını düşünüyorum ve bu yönde kaygılıyım. O nedenle, sizlerden, özellikle toplum adına ricam, bu konu üzerine, her ne kadar Bakanlığınızda geride bıraktığınız süre çok uzun, çok fazla değilse de ve Bakanlığa geldiniz ilk günlerde bu tür olayları yaşama şanssızlığını da yaşamış olsanız, önünüzdeki dönemde bu açığınızı kapatmanız, üzerinize düşen sorumluluğu, yasalarla size ödev, görev olarak verilen konuları yerine getirmeniz konusunda bir kez daha uyarıyor ve önümüzdeki dönemde bunların yaşanacağını, olumlu gelişmeleri toplum olarak hep beraber göreceğimizi umut ediyor, size başarılar diliyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Pekel.

Sayın Akdemir, buyurun.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkan, Sayın Bakanımız Çubukçu'yla teşekkür ediyorum, verdiği cevaplardan dolayı. İki yıl önce sorduğum, özellikle kadrolarla ilgili soruda, birinci soruma cevaptaki 8 053 atamanın devlet memurları sınavına göre yapıldığını söylemesinin, devlette devamlılığın ne kadar güzel bir örneği olduğunu burada belirtmek istiyorum ve Ecevit zamanında konulmuş olan bu sistemin, bundan sonra da iyi örnek olarak, üzerine daha iyilerinin konularak devam ettirilmesi… Hatta, geçici işçi olarak hiç almadıklarını, özel kalem müdürünü istisnaî kadroda aldıklarını beyan ettiler. Umut ediyorum ki, bütün bakanlıklarda da aynı özeni gösterir hükümetimiz ve buradan, kendi Bakanlığına teşekkür ediyorum ve kendinden önceki Bakan Sayın Güldal Akşit Hanımefendiye de, bu titiz davranışından dolayı teşekkür ediyorum.

Yalnız, ikinci sorumda öğrenmek istediğim, Sayın Bakanımdan "2004 yılı için Iğdır'a 282 milyar lira ödenek ayrıldı ve bunun ancak 164 milyarı kullanıldı" dediniz. Yaklaşık 118 milyarı niçin kullanılmadı, sebebini sordunuz mu, kullanılması için ilgili görevliler uyarıldı mı? Uyarılmadıysa, Türkiye'nin en doğu ucunda, 200 000 nüfusa sahip bir il, özellikle, özürlüsüyle fazla olan bir il kabul etmek gerekiyor Iğdır'ı da. Benim dikkatimi çeken şeylerden, Türkiye ortalamasında yüzde 10'a varan özürlü bulunduğunu kabataslak bir rakamla hesaplarsak, Iğdır'da yaklaşık 20 000'e yakın bir özürlü rakamı ortaya çıkmış oluyor.

Mademki bu kadar bir ihtiyaç varken, ayrılmış olan bu ödeneğin kullanılmamış olmasını bir eksiklik olarak görmüyor musunuz? İlgilileri ne zaman uyaracaksınız; sormak istiyorum.

İkinci, yani, 2005 yılı ödeneğinde -ki ne kadardır toplamı, ben kaçırdım, alamadım- 96 000 YTL'nin Anadolu Kalkınma Vakfı Toplum Merkeziyle kullandırıldığını söylediniz. Bu vakfın sizin Bakanlığınızla bağlantısı nedir; bu konuda bir açıklama getirebilir misiniz. Bu 96 000 YTL nerede kullanıldı ve ne üretildi? Bu konuda bir açıklık bekliyorum Sayın Bakanım.

Buradan, şu yaklaşıma varmam Iğdır için… Bana, sizin verdiğiniz cevap da bir yaklaşım geliştirdi; demek ki, Bakanlığımıza bağlı bu kurumlarca yürütülmekte olan projelerden, Iğdır'ın yeterince faydalandırılması için ek bir çalışma yapılması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu konuya dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu konuda yeterli bir çalışmanın yanında, sosyal riskleri azaltma projelerinin özellikle Iğdır'a tanıtılması konusunda, Bakanlığınızın aktif hale gelmesini önermek istiyorum; çünkü, verdiğiniz cevap da, bana, bu şekilde bir uyarıda bulunmayı en azından haklı kıldı. Bu konuda desteklemeler, özellikle Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun…

BAŞKAN - Sayın Akdemir, biraz kısaca… Konuşmanızı tamamlar mısınız, istirham ederim.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - En kısa sürede tamamlamaya çalışayım.

BAŞKAN - Çünkü, çok kısa bir açıklama diye İçtüzükte amir hüküm var; yani, en az bakan kadar diğer arkadaşlar da bu şekilde ikinci bir açıklama yaparlarsa, takdiri Genel Kurula bırakıyorum.

Buyurun.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Sayın Başkanım, o kadar uzadığını düşünemedim ben, herhalde…

BAŞKAN - Efendim, çok özel bir şeyler varsa, Sayın Bakanın makamı da açık; diğer şeyler Sayın Bakanla özel olarak da görüşülebilir, Genel Kurulda da görüşülebilir; onu söylüyorum. Yani, bu hususta konuşmanızı daha kısa bir zamanda toparlarsanız memnun olurum.

Buyurun.

DURSUN AKDEMİR (Iğdır) - Iğdır'da dikkate alınması gereken proje ve faaliyetlerde kadınlarımız önplanda tutulmalı; çünkü, Doğu Anadolu Bölgesi, sosyal yönden geri. Kadınlarımızın statüsü geliştirildikçe, eğitime ve sağlığa ayrılacak imkân da yeterli olacağından, bu konuda verecekleri destek için Iğdırlılar adına teşekkür ediyor ve Başkanlığınıza da saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akdemir.

Sayın Bakanım, bu konuşmalara açıklık getirmek isterseniz ister yerinizden ister kürsüden, nasıl isterseniz; buyurun.

DEVLET BAKANI NİMET ÇUBUKÇU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok kısa bir açıklama getireceğim.

Özürlülük ve özürlülere ilişkin Ufuk Özkan Beyin sorularına ve yorumlarına, özellikle yorumlarına katılmamak mümkün değil. İşte bu sebeple, özürlüler ve özürlülük alanında geniş bir politika değişikliğine ihtiyaç var. Türkiye'de, bugüne kadar, belki de kadınlara yönelik politikalarda da genel olarak yoksul başlı ve yardım endeksli bir politika öngörülürken, Özürlüler Yasasıyla birlikte -2005'in belki de en önemli yasalarından birisiydi- artık toplumsal hayata tam ve eşit katılımlarını sağlamayı hedeflediğimiz özürlüleri, bireysel haklardan tam ve eşit olarak yararlandırdığımız, temel haklardan tam ve eşit olarak yararlandırdığımız, istihdam ve eğitim olanaklarından tam ve eşit olarak yararlandırdığımız bir kitle olarak düşünüyoruz. Bu sebeple de, Özürlüler Yasasının bu genel politika değişikliğine, özürlülük politikasına yönelik genel politika değişikliğine uygun olarak, mümkün olduğu kadar, özürlülük alanındaki olanaksızlıkları ortadan kaldırmayı hedefleyen yaygın politikalar uyguluyoruz. Bunlardan en önemlisi de, eğitim alanında verdiğimiz destek. Özürlüler Yasasından önce, Emekli Sandığı mensuplarının çocuklarının özel eğitim kurumlarındaki eğitim giderlerini devlet karşılarken, yasayla birlikte, sosyal korunma altında, SSK ve Bağ-Kurlu ailelerin çocuklarının da özel eğitim imkânlarından yararlanmalarına olanak sağlayan bir düzenleme yapıldı ve bu, devlet tarafından karşılanıyor. 2006 yılı itibariyle de, hiçbir sosyal güvencesi olmayan çocukların, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğümüz tarafından giderleri karşılanmak kaydıyla özel eğitim olanaklarından yararlanmalarını sağlayacağız. Özellikle çocukların, eğitim olanaklarından tam ve eşit yararlanması en büyük hedefimiz. Yaklaşık 300 000 civarında, öğrenim çağında özürlü çocuk olduğunu tahmin ediyoruz. Bunların henüz 24 000'i okullara gidebiliyor ve yine, Özürlüler İdaresi Başkanlığı olarak, yaptığımız bir projeyle, çocukların özel eğitim giderlerini karşılamamıza rağmen, özel okullarına erişimlerinin giderlerinin de karşılanmasının eğitim olanaklarını artıracağı düşüncesiyle, yapmış olduğumuz bir projeyle, Devlet Bakanımız Sayın Beşir Atalay Beyefendiye bağlı olan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonuyla, özel eğitim kurumlarına devam eden özürlü çocukların tamamının eğitim kurumlarına erişim ve ulaşım giderlerini de, devlet olarak, biz karşılıyoruz bu yıl itibariyle. Bu sebeple, mümkün olduğu kadar, hem yasanın tanıtımı hem özürlü çocuklarımızın eğitim olanaklarına kavuşması açısından çok sıkça vurgulamaya çalışıyoruz. İki kampanya yürütüyoruz özürlülere ilişkin; henüz, başlangıç itibariyle, biri başlamış olmakla, diğeri de etkin bir şekilde gelişsin istiyoruz.

Söylediğiniz gibi, toplumsal duyarlılığın artırılması, özürlülerin haklarına saygı gösterilmesi, o hakların kullanılabilir kılınması açısından, devlete düşen görevlerden çok daha önemli bir rol üstleniyor. Özellikle ortopedik engellilerin erişimlerini sağlayamayan fizikî mekânlar -kütüphaneler dahil- en önemli  sorun. Özürlüler Yasası, yedi yıl içerisinde, tüm kamu kurum ve kurumlarının yedi yıl içerisinde, erişimini sağlayacak, özürlülerin erişimini sağlayacak, hayatlarını kolaylaştıracak fizikî şartların oluşturulması zaruretini getirmiştir. Ümit ediyorum ki, inşallah, bu kapsamda, şu anda, en hızlı şekilde, belediyeler, kamu kurum ve kuruluşları, bir kapsam içerisinde hareket etsinler.

Özürlü istihdamına yönelik olarak, özürlülerin eğitimi birinci planda. Biliyorsunuz, özellikle Avrupa Birliğinin en çok desteklediği projeler özürlü istihdamına yönelik; daha doğrusu, dezavantajlı gruplar dediğimiz, kadınlar, çocuklar ve özürlüler ve bunların meslekî eğitimleri, istihdamını çok önemsiyor. Bu yıl itibariyle, hem korumalı işyeri kavramı, ilk kez, Özürlüler Yasasıyla birlikte geldi; ama, yasadan önce de, korumalı işyerleri uygulaması Türkiye genelinde yaygınlaşıyor. 2005 yılı, Sayın Başbakanımızın "Özürlü İstihdam Yılı" ilan etmesiyle, hem söylediğiniz gibi, yayınladığı genelge doğrultusunda, özürlülerin devlet dairelerindeki kontenjanları ve özürlülerin özel kurumlardaki istihdam kontenjanlarının uygulanması konusunda bir genelgesi olduğu gibi, 2005 yılını Özürlü İstihdam Yılı ilan etmesinin de özürlü istihdamına yüzde 27 oranında bir artış sağladığını rakamsal olarak biliyoruz, bunu da olumlu karşılıyoruz. Fakat, bu anlamda yürüttüğümüz, özürlülere yönelik Engel Yok Kampanyası dahil, Gökkuşağı Kampanyası dahil, tamamının toplumsal bilinçlendirmeye yönelik olarak yürütüldüğünü de söylemek isterim.

Diğer soruları bilahara cevaplandırmak istiyorum.

Teşekkür ediyorum, sağ olun.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

14.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Antalya Limanına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/824)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

15.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Devlet Demiryollarına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/827)

BAŞKAN - Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

16.- Artvin Milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu'nun, Barzani ve Talabani'nin Türkiye'deki statüsüne ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/842)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

17.- İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek'in, İstanbul Bölge Müdür Yardımcılığına yapılan atamaya ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/848)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

18.- Hatay Milletvekili İnal Batu'nun, Batılı bazı ülkelerin Türk vatandaşlarına vize işlemlerinde çıkardığı güçlüklere ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından sözlü soru önergesi (6/865)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

19 - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Yeşil Gölcük Kasabasının sulama kuyularının enerji trafosu ve panolarının TEDAŞ'ça sökülmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/867) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

20.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, termik santralların olumsuz etkilediği yörelerdeki insanlara bazı avantajlar sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/942) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

21.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'da bazı evlerde elektrik sayaçla-rının yerinin değiştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/968) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

22.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, belediyelerin sokak aydınlatmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

23.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, Tekelin özelleştirilmesi çalışmalarına ve tütün üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1482) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

24.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, tütün piyasasına ve üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1483) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

25.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat Sigara Fabrikasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1509) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

26.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir Tekel İşletme Müdürlüğünden Bandırma Tütün İşletme Müdürlüğüne tayin edilen personele ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1540) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

27.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, kamulaştırma bedellerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1541) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Ankara Defterdar Vekilinin KESK'e bağlı BES ile çatışma içinde olduğu iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1542) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

29.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, memurların özlük haklarını iyileştirmeye yönelik çalışmalara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1584) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

30.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, yabancıların kira gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1593) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

31.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, Antalya'daki elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1599) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

32.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, kültür mantarı ana hammaddesinin KDV oranına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1601) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı

BAŞKAN - Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, şimdi Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'ın, gündemin sözlü sorular kısmının 9, 23, 31, 53, 230, 231, 252, 275, 276, 277, 312, 320, 326, 328 inci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak isteği vardır. Bu soruları önce sırasıyla okutup, sonra Sayın Bakana, cevaplandırması için söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gerekli işlemin yapılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Orhan Eraslan

  Niğde

Niğde Merkez Yeşil Gölcük Kasabasında Toprak Su Kooperatifinin işlettiği 40'a yakın sulama kuyusu bulunmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde sulama kuyularının enerji trafosu panoları TEDAŞ tarafından kooperatifin borcu gerekçe gösterilerek sökülmüştür.

Kooperatif yetkililerince bu durum AKP Niğde Milletvekillerine bildirildiğinde "yerel seçimlerde partimizin oyunu yüzde 51'e çıkarın trafonuzu geri taktıralım" şekilde bir cevap verildiği belirtilmektedir.

Soru 1- Söz konusu enerji trafoları ve panoları hangi gerekçeyle sökülmüştür?

Soru 2- Niğde ve diğer illerimizde faaliyet gösteren benzer durumdaki kooperatiflere de aynı işlem yapılmakta mıdır?

Soru 3- Bu işlemden ötürü zarar gören çiftçilerimizin mağduriyetleri nasıl önlenecektir?

Soru 4- Bakanlığınıza bağlı kuruluşun faaliyet alanında olan bu konunun siyasî şantaj vesilesi olarak kullanılmasına müsaade edilecek midir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Fahrettin Üstün

  Muğla

Bilindiği üzere Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy Termik Santralarının başta insan sağlığı olmak üzere, ekolojik dengeye, tarım ve hayvancılığa olumsuz etkileri vardır.

Bu etkilerin giderilebilmesi için;

1- Termik santralardan etkilenen bölgede elektrik enerjisinde indirim yapmayı düşünüyor musunuz?

2- Bu santrallarda çalışan işçi ve memurlara sağlıksız çalışma koşulları nedeniyle ek zam vermeyi düşünüyor musunuz?

3- Tarımsal sulama ve içme suyunda kullanılan enerjide indirim yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Anayasanın 98 inci maddesi ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı ve devamı maddeleri uyarınca, Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.                             16.12.2004

  M. Vedat Melik

  Şanlıurfa

Sorular:

1- Şanlıurfa İlinde, özellikle kenar mahalleler ve avlulu evlerde, elektronik sayaçların sokak kapısının yanına aldırıldığı haberi doğru mudur?

2- Doğru ise, alınma sebebi nedir?

3- Bu uygulama Türkiye'nin başka illerinde var mıdır?

4- Yan yana bulunan müstakil veya avlulu evlerde bu uygulama yapılırken, apartman dairelerinde yapılmamasının sebepleri nelerdir?

5- Sayaçların sokağa aldırılması sırasında, maddî olanaksızlıklar nedeniyle bu işlemi yaptıramayan abonelere uygulanan yasal bir yaptırım var mıdır?

6- Bölgenin sosyal yapısı göz önüne alındığında, sokakta olduğundan dolayı kendi denetiminde olmayan sayaçla ilgili olarak bir abonenin sorumluluk payı nedir?

7- Şanlıurfa'nın şehir şebekesinin yenilenmesiyle ilgili yatırım programı var mıdır? Varsa ne kadardır?

8- Şanlıurfa'ya her okuma döneminde alınan enerji ile satılan enerji kw cinsinden nedir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla.

  Feridun Fikret Baloğlu

  Antalya

1- Belediyelerin en büyük sorunlarından birisi olarak gündemde yer tutan sokak aydınlatması konusunda çözüm arayışları hangi aşamadadır?

2- Tüm belediyelere ücretsiz sokak aydınlatması olanağı verilecek midir?

3- Bu uygulamayı öncelikli olarak turizm bölgelerinde hemen başlatmayı düşünüyor musunuz?

4- Belediyelerin aydınlatmadan doğan bugüne kadarki borçlarını kaldıracak mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla, Sayın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak yanıtlandırılmasını arz ederim.

  Ufuk Özkan

  Manisa

1- Zarar etmeyen bir kuruluş olan Tekel neden özelleştirilmeye çalışılmaktadır?

2- Tekel'de özelleştirme sonrasında ülke pazarımıza girecek olan yabancı çok uluslu tekelleşmelere karşı ne türden önlemler aldınız?

3- Bugüne kadar uygulanan kararlar, Türk tütününün her geçen gün darboğaza girmesine/yok olmasına ve tütün üreticimizin de mağdur duruma düşmesine neden olmuştur. Başka bir ürün ekme şansı olmayan tütün üreticimiz geçimini nasıl sağlayacaktır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın, aracılığınızla, Sayın Maliye Bakanı Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak yanıtlandırılmasını arz ederim.

  Ufuk Özkan

  Manisa

Tekel, yalnızca ticarî ve sınaî değil, aynı zamanda destekleme alımları yoluyla tütün ekicilerinin ve tütün tarımının korunması, az gelişmiş bölgelerde istihdam yaratılması açısından büyük öneme sahiptir.

1. Ülkemiz dünyada şark (Türk) tipi tütün üretiminin yüzde 65'ine sahiptir. Bu önemli payın yönetiminin çok uluslu şirketlere devredilmesi ulusal çıkarlarımıza engel olmayacak mıdır?

2. Tekel'in özelleştirilmesi durumunda gelirinin yabancı tekeller aracılığıyla yurt dışına akması nasıl engellenecektir?

3. Bugüne dek, Türk tütününün yaşaması, Tekelin yaşamasıyla aynı paralelde gelişme göstermiştir. Tekelin yok edilmesinden kazanç sağlayacak olan kuruluşlar hangileridir? Tütün üretiminden geçinen milyonlarca insanın işsizlik ve sefaletle karşı karşıya kalmasının sonuçları neler olacaktır? Doğabilecek sonuçlara hükümet olarak hazır mısınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.

  Feramus Şahin

  Tokat

Tokat AK Parti İl Başkanı Mustafa Boyraz'ın 8.3.2005 tarihinde yaptığı basın açıklamasında 6.3.2005 tarihinde yaptığınız toplantıda Tokat Sigara Fabrikasının kapatılmayacağı kararı aldığınızı söylüyor.

Bu bağlamda;

1- 6.3.3005 tarihinde yaptığınız toplantıda Tokat Sigara Fabrikasının kapatılmayacağı kararı alındığı doğru mudur?

2- Yapılan basın açıklamasında sizin 9-10.3.2005 tarihlerinde Meclisten açıklamada bulunacağınız söyleniyor. Bu konuyla ilgili ne zaman açıklamada bulunacaksınız?

3- Bahsi geçen olay doğru ise Tokat Sigara Fabrikasını özelleştirme kapsamı dışına ne zaman çıkaracaksınız?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

  Vezir Akdemir

  İzmir

Ülkemizde en başarılı en verimli en rekabet kabiliyeti yüksek kuruluşların başında Tekel gelmektedir. Bu kurumun yıllık kârı 176 trilyondur. Emsaline az rastlanan kâr elde eden bu kurumun içki bölümü satıldı. Sigara bölümü de satılmaya çalışılıyor. Tekel Genel Müdürlüğüne bağlı olarak İzmir'de bulunan muhtelif müdürlüklerde çalışmakta olan bayan ve erkek olarak toplam 73 işçi hiçbir mazeret gösterilmeden Bandırma Yaprak Tütün İşletmesine tayin edilmişlerdir.

1- Medenî Kanunumuza göre aile birliğinin sağlanması esastır. Tekel Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren İzmir İşletme Müdürlüğüne bağlı birimlerde personel açığı varken, mevcut çalışan personelden aile birliğini bozacak  derecede bayan erkek demeden 73 kişi Bandırma Tütün İşletme Müdürlüğüne tayin edilmişlerdir. Bu işçilerimizin mağduriyetinin giderilmesi için Bakanlığınızca herhangi bir tedbir alınmış mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

  Vezir Akdemir             

  İzmir

Mevcut iktidarın vatandaşa karşı olan keyfî uygulamaları kamulaştırma alanında da baş göstermektedir. Kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için vatandaşın mülkiyetinde bulunan ev ve arsaların bazen bir yol güzergâhının geçmesi, bazen de bir kamu binasının yapılması için kanun gereği kamulaştırılmaktadır.

1- Vatandaşın mülkiyetinde bulunan ev veya arsaların bazen yol yapımı bazı alanlarda ise kamu binasının yapılması için kamulaştırılan gayrimenkullerin gerek devletin verdiği düşük beyanlar ve gerekse bilirkişilerin verdiği değerler günün rayiç değerlerine göre düşük olmaktadır. Bakanlık olarak vatandaşın bu mağduriyetinin giderilmesi için ne tür bir çalışma yapılmaktadır?

2- Vatandaşın mülkiyetinde bulunan gayrimenkullerin kamulaştırılmasından dolayı verilen düşük değerler ekonomik olarak vatandaşı mağdur etmektedir. Dolayısıyla olay yargıya intikal etmektedir. Yargının verdiği karar neticesinde, ev ve arsa bedelleri Maliye Bakanlığının bu fasıla zamanında para aktarmadığı için vatandaş mağdur olmaktadır. Vatandaşın bu mağduriyetini gi-dermek için Bakanlıkça bu konuda çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıda sunulan sorularımın, Anayasanın 98 inci ve TBMM İçtüzüğünün 96 ncı vd. maddelerine göre Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz ederim.

Saygılarımla. 

  Feridun F. Baloğlu

  Antalya

1- Ankara Defterdar Vekilinin sendikal haklarını kullanan KESK'e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) ile kamuoyuna yansıyan bir çatışma içinde olduğu haberleri doğru mudur?

2- Söz konusu yöneticinin kimi vergi dairelerine giderek, çalışanları bir salonda topladığı ve sendika üyelerine baskı yaptığı, suçlamalar yönelttiği iddialarına ilişkin haberler doğru mudur?

3- Söz konusu yöneticilerin iş bırakma eyleminden sonra Çankaya ve Hitit Vergi Dairelerine giderek, çalışanlara "kendimi sendikayı bitirmeye adadım" dediğine ilişkin basına yansıyan haberler gerçeği ifade etmekte midir?

4- Haberler gerçeği yansıtıyor ise;

a) Yöneticiniz hakkında Bakanlığınız bir işlem yapmış mıdır?

b) Söz konusu yönetici, sendikal haklara saygılı olması için uyarılmış mıdır?

c) Yoksa, Defterdar Vekiliniz bu davranışları, iktidar partisinin sendikal örgütlenmeye bakışının bir yansıması mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Vezir Akdemir

  İzmir

Ülkemizde vatandaşlarımızın her kesimi mağdur olduğu gibi, kamu kesiminde çalışan memurlarımız da açlık sınırındadır. Ülkemizde açlık sınırı 520 YTL'dir. Yoksulluk sınırı ise 1.580 YTL'dir. Yüzbinlerce memurumuzun haklarının verilmemesi, maaşlarının hükümet tarafından düşük tutulması nedeniyle memurlarımız açlık ve yoksulluk sınırında yaşamlarını devam ettirmektedirler.

1- IMF talimatları doğrultusunda her türlü ekonomik ve sosyal sorun ve sıkıntılara kulaklarını tıkayan AKP Hükümetinin uygulamalarıyla memurların insanca yaşama hakları elinden alınmaktadır. Refah artışı niteliğindeki artışlar memur maaşlarına yansıtılmamaktadır. Bakanlık olarak memurların durumunu iyileştirici bir çalışmanız var mıdır?

2- 2006 yılı memur zamları için yapılan toplu görüşmelerde ortaya çıkan sonuç göstermeliktir. 2006 yılında öngörülen altı aylık yüzde 2,5; yıllık yüzde 5'lik zamma sendikalar kabul ettirilmeye zorlanmıştır. Çünkü sendikalarımızın grev hakkı olmadığı için hareket kabiliyetleri zayıftır. Hükümet olarak memurlarımıza Avrupa normlarında grev ve toplusözleşme yapma hakkıyla ilgili bir çalışmanız var mıdır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

  Hüseyin Ekmekcioğlu

  Antalya

Ülkemizde, yabancıların, özellikle turizm beldelerinde, Antalya'da Kaş, Kalkan, Alanya, Kemer, Manavgat, Belek, Muğla'da Fethiye, Bodrum, Kuşadası vb. satın aldıkları gayrimenkulleri, villaları ve evlerini, kendi yakınımdır adıyla, başka yabancı vatandaşlara kiraya verdikleri gözlenmiştir. Daha da ileri gidilerek, kiralanacak olan villaların internet sitelerinde adresleri   ve  fotoğrafları,   istenirse  görülebilmektedir.  Son  yıllarda,  Kaş-Kalkan'da 28 pansiyon, otel ve motel kapanmıştır. Yapılan bu uygulama, hem turizme zarar vermekte hem de ülkemize büyük bir vergi kaybı getirmektedir.

Soru 1- Türkiye'de taşınmaz satın alan yabancılar gayrimenkul sermaye iradı ödemekte midir?

Soru 2- Satın aldığı taşınmazı yaz aylarında kiralayan yabancıların vergi yükümlülükleriyle ilgili görevlerini yerine getirip getirmedikleri denetlenmekte midir? Bu konuda yapılan tespit sayısı (tespit edilen mükellef sayısı) kaçtır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

  Hüseyin Ekmekcioğlu

  Antalya

16.8.2004 tarihinde tarafınıza verilmiş olan sözlü soru önergem, 8.3.2005 tarihli birleşimde cevaplandırılacağı belirtilmesine ve yine aynı birleşimde sorumun okunmasına rağmen, ilgili sayın bakanımızca cevaplandırılmamıştır. Aynı sorumu tekrar tarafınıza arz ediyorum.

Yurdumuz genelinde elektrik tüketiminin aylara göre dağılımında, aralık ve ocak aylarında maksimum düzeye ulaştığı görülmesine rağmen, bu rakamlara, turizmin etkisiyle, Antalya'da temmuz ve ağustos aylarında ulaşılmaktadır. Gazipaşa, Alanya, Kemer, Antalya Merkez ve civar tüm turizm beldelerinde bu aylarda sıkça görülen elektrik kesintileri turizmimizi olumsuz etkilemektedir.

Soru: Gerek yetersiz kalan trafolar, gerekse güç aktarımı sağlanan santralarımızla ilgili olarak, bakanlığınızca, turizmin başkenti olan Antalyamızda ülke ekonomisine olumsuz etkide bulunan bu önemli sorunla ilgili olarak ne gibi önlemler almayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan tarafından sözlü olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.

  Hüseyin Ekmekcioğlu

  Antalya

Kültür mantarcılığının ana hammaddesi komposttur. Komposttaki yüzde 18 KDV oranı çok yüksektir. Bu oranın yüksek olması üreticiye büyük yük getirmektedir. Bundan dolayı, kültür mantarı üretim maliyeti yükselmekte ve ithal edilen mantarla rekabet şansı azalmaktadır.

Soru: Kültür mantarının üretiminde kullanılan kompostun KDV oranının, tohum ve fide gibi diğer tarım girdilerinde olduğu gibi, yüzde 8'e indirilmesini düşünüyor musunuz?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, birleşime 5 dakika ara veriyorum.

5 dakika sonra, Sayın Bakan soruları cevaplandıracak ve arkadaşlarımıza tekrar açıklama yapacaklardır.

 

Kapanma Saati : 17.24


ÜÇÜNCÜ OTURUM

Açılma Saati : 17.34

BAŞKAN : Başkanvekili Nevzat PAKDİL

KÂTİP ÜYELER : Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 48 inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.

IV. - SORULAR VE CEVAPLAR (Devam)

A) SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)

19. - Niğde Milletvekili Orhan Eraslan'ın, Niğde-Yeşil Gölcük Kasabasının sulama kuyularının enerji trafosu ve panolarının TEDAŞ'ça sökülmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi (6/867) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

20.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, termik santralların olumsuz etkilediği yörelerdeki insanlara bazı avantajlar sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/942) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

21.- Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat Melik'in, Şanlıurfa'da bazı evlerde elektrik sayaçla-rının yerinin değiştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/968) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı(Devam)

22.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, belediyelerin sokak aydınlatmasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1066) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

23.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, Tekelin özelleştirilmesi çalışmalarına ve tütün üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1482) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

24.- Manisa Milletvekili Ufuk Özkan'ın, tütün piyasasına ve üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1483) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

25.- Tokat Milletvekili Feramus Şahin'in, Tokat Sigara Fabrikasına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1509) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

26.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, İzmir Tekel İşletme Müdürlüğünden Bandırma Tütün İşletme Müdürlüğüne tayin edilen personele ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1540) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

27.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, kamulaştırma bedellerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1541) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

28.- Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Ankara Defterdar Vekilinin KESK'e bağlı BES ile çatışma içinde olduğu iddialarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1542) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

29.- İzmir Milletvekili Vezir Akdemir'in, memurların özlük haklarını iyileştirmeye yönelik çalışmalara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1584) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

30.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, yabancıların kira gelirlerinin vergilendirilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1593) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

31.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, Antalya'daki elektrik kesintilerine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1599) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

32.- Antalya Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu'nun, kültür mantarı ana hammaddesinin KDV oranına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1601) ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın cevabı (Devam)

BAŞKAN - Şimdi, sözlü soru önergelerini cevaplandırmak üzere Maliye Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'a söz veriyorum.

Sayın Bakanım, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Başkan, ilk 4 sözlü soruya ben yazılı olarak cevap verdim. Acaba onları tekrar okumama gerek var mı?

BAŞKAN - Tamam, siz nasıl takdir ederseniz Sayın Bakanım.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Peki, onlara, yazılı olarak ben cevap verdim, hepsine, tek tek, sizin vasıtanızla.

Manisa Milletvekili Sayın Ufuk Özkan'ın 1482 sayılı sözlü sorusuna cevap vermek istiyorum; Tekel'le ilgili soru. Tekel, bildiğiniz gibi, özelleştirme kapsamına alınmıştır. Bunun amacı da, ekonominin uluslararası rekabet gücüne kavuşturulması, rasyonelleştirilmesi olarak görülmektedir. Kâr eden bir kuruluş olan Tekel'in özelleştirilmesi sonrası kârının daha da artması ve alınan dolaylı vergiler yoluyla Hazine kaynak girişinin artırılması da amaçlanmaktadır.

Bir, burada, tekelleşme söz konusu değildir; çünkü, son yıllarda memleketimizde üretilen sigaralar dolayısıyla, çeşitli sigaralar üretilmektedir. Dolayısıyla, burada bir tekelleşme söz konusu olmamaktadır. Ayrıca, sektörel düzenlemeler için de Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ve Kurulu oluşturulmuştur. Tütün üretiminden vazgeçerek üreticilerin yeni ürünler üretimine yönelmesi amacıyla, alternatif tarım politikalarıyla ilgili olarak, Tarım Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı koordinasyonunda da çalışmalar sürdürülmektedir.

Yine, Sayın Ufuk Özkan'ın sorusuna cevap vermek istiyorum, tütün piyasası üreticilerine ilişkin olarak sorduğu soruya. Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgili olarak, ulusal program çerçevesinde, üreticiyi koruyacak kurumsal yapılanmalar oluşturulacaktır. AB mevzuatına göre,      45 000 ton ve üzerinde tütün üretimi yapan ülkelerde üreticiyi korumaya yönelik müdahale kurumu öngörülmektedir. Tekelin özelleştirilmesi ile şark tipi tütün üretiminin çokuluslu şirketlere devredilmesi arasında bir ilişki  bulunmamaktadır. Tütün sektörü, çoğu dünya ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de tekel konumundan uzaklaşmıştır. Özel firmaların yurt içinde veya yurt dışında kâr transferiyle ilgili ülkelerin mevzuatına göre genel olarak düzenlenen bir konudur. Tekelin özelleştirilmesi yok edilmesi anlamına gelmemektedir. Tekel özelleştirilmesine olan talep, halen ürettiği sigaraların pazar payıyla ilişkilidir. Özelleştirme sonrasında da mevcut markaların pazar payını devam ettirmek, hatta artırmak, şark tipi mevcut tütünleri kullanma zorunluluğu bulunduğundan, sorun yaşanmayacaktır.

Tokat Milletvekili Sayın Feramus Şahin'in sorusuna cevap veriyorum. Tekel Sigara Sanayi İşletmeleri ve Ticaret AŞ'ye ait tütün mamulleri üretim işiyle ilgili varlıkların özelleştirilmesine ilişkin ihale, yeterli teklif gelmemesi nedeniyle iptal edilmiştir. Tokat Sigara Fabrikasının mevcut sigara fabrikaları içinde önemli bir yeri ve işlevi bulunmaktadır. Özelleştirmenin gerçekleşmesi halinde, alıcıların söz konusu fabrikada üretimi daha da artırarak sürdürmesi beklenmektedir.

Sayın Vezir Akdemir'in sorusuna cevabı sunuyorum. Tekel Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren yaprak tütün işletme müdürlüklerinde bayan işçiler tütün işleme işinde çalıştırılmak üzere istihdam edilmektedir. İzmir Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü ve bağlı birimlerindeki bayan üretim işçileri, anılan mahallerde işletme atölyesi bulunmaması nedeniyle atıl durumda kalmışlardır. Sigara harmanlarında kullanılan Marmara Bölgesi tütünlerinin tamamını işleyen ve emeklilikleri nedeniyle bayan işleme işçisi kalmayan Bandırma Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü İşleme Atölyesinin faaliyetini sürdürebilmesi amacıyla, bu işçilerin anılan mahallerden Bandırma İşletme Müdürlüğüne nakilleri gerçekleştirilmiştir. Nakle konu işçilerin atıl durumda bulunmaları ve önemli maliyet yükü getirmeleri de dikkate alınarak, önceden nakle rızalarının alınması yoluna gidilmiştir. Kendi tercihleri doğrultusunda bu işlem gerçekleştirilmiştir. İzmir'de, Tekele bağlı birimlerde işçi ihtiyacı bulunmamaktadır.

Yine, Sayın Vezir Akdemir'in sorusuna cevabım şudur: 2492 sayılı Kamulaştırma Kanunu uyarınca, bedellerin tespitiyle ilgili olarak çok sayıda tezyidi bedel davası açıldığı ve yargılanmanın uzun süre aldığı görüldüğünden, anılan kanunda değişiklik yapan 4650 sayılı Kanunla, kamulaştırılacak taşınmazın öncelikle satın alma yoluyla edinilmesi ve bu aşamada bedel konusunda malikin muvafakatinin de alınması öngörülmüştür. Rızaen satın alma usulünün gerçekleşmemesi halinde, bedel de dahil olmak üzere konunun çözüme kavuşturulması mahkemelere bırakılmıştır.

Tarafların anlaştığı halde veya tarafların anlaşamaması halinde hâkim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın peşin veya nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ilerde ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere, mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması, yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilmekte ve gerekli hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemelerce uzatılmaktadır.

Sonuç olarak, 4650 sayılı Kanunla getirilen değişikliklerle, idarece belirlenen kamulaştırma bedelinin, maliklerin de rızası alınmak suretiyle tespitine olanak sağlanmış olup, bedelde anlaşma sağlanamaması halinde konunun çözümü de mahkemelere bırakılmış olduğundan ve ödeneklerin serbest bırakılmasının ardından mahkemece belirlenen bankalara belirlenen sürede ödeme yapılması gerektiğinden, bu konuda vatandaşların mağduriyeti giderilmiş bulunmaktadır.

Antalya Milletvekili Sayın Feridun Fikret Baloğlu tarafından sorulan sorunun cevabını arz ediyorum: 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ve konuyla ilgili diğer mevzuata göre, sendikal haklarını kullanan personel ile Ankara Defterdar Vekili arasında bir çatışma söz konusu değildir. Defterdar Vekilinin kendisine kanunlarla verilen görevleri yerine getirirken çalışma huzurunu bozan ve disiplin kurallarına uymayan personel hakkında gerekli disiplin hükümlerinin uygulandığı anlaşılmış olup, iş bırakma eylemlerine ilişkin basında çıkan haberler doğru değildir. Kamu İşveren Kurulu ile yetkili sendikalar ve bunların bağlı bulunduğu konfederasyonlar arasında 2004 yılı toplu iş görüşmeleri neticesinde hazırlanan, üzerinde mutabık kalınan hususlar hakkında, kamu kurum ve kuruluşlarına, azamî dikkati göstermeleri hususu, Başbakanlığın genelgesiyle duyurulmuştur. Arz olunur.

İzmir Milletvekili Sayın Vezir Akdemir'in sorusuna cevabımı arz ediyorum: Hükümetimiz, maaşlardaki sorunların çözümüne büyük önem atfetmiş, aldığı kararlar ve uyguladığı politikaların bir sonucu olarak, devletin malî imkânları dahilinde, her yıl, düşük maaş alana daha yüksek, yüksek maaş alana ise daha düşük oranda zamlar yapılmıştır; maaşların reel olarak erimesine neden olan yüksek enflasyon artışlarını sürekli düşürerek tek haneli rakamlara indirmiştir. Böylece, hükümetimiz, kısa dönemde, bir yandan maaşları enflasyonun üzerinde belirlerken, bir yandan da enflasyonu düşürerek maaşların reel alım gücünü artırmayı başarmış, düşük maaş alanların durumlarının iyileşmesini sağlamıştır. Hükümetimiz döneminde memur maaşlarında sağlanan artışlar ile yapılan düzenlemeler IMF'nin talimatlarıyla değil, tamamen ülkemizin ekonomik gelişmesi, devletin malî imkânları, genel geçim şartları ve enflasyon hedefleri dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir. Arz olunur.

Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun sorusunu cevaplandırıyorum: Gelir Vergisi Kanununa göre, Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler, dar mükellefiyet esasında, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilmektedir. Anılan yabancılar, Türkiye'de satın aldıkları gayrimenkullerini mesken olarak kiraya vermeleri halinde elde ettikleri kira gelirlerinin, 2005 yılı için, yıllık 2 000 YTL'lik kısmı Gelir Vergisinden istisna edilmektedir; bu tutarın aşılması durumunda, aşan kısım, yıllık beyannameyle beyan edilerek vergilendirilmektedir. Yabancıların tevkifat oranı da yüzde 22'dir. Yabancıların, kira gelirlerini yasalarda belirtilen şekilde beyan etmemeleri halinde, ilgili yasalarda belirtilen cezalı vergi tarhiyatı ve gecikme cezalarına muhatap tutulmaktadır. Diğer taraftan, turizm yörelerinde, yaz aylarında, merkez denetim elemanlarının koordinatörlüğü altında, otel, motel, pansiyon ve eğlence yerleri gibi turistik işletmeler nezdinde yaygın ve yoğun vergi denetimleri yapılmaktadır.

Yine, Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun sorusuna cevabımı arz ediyorum: Antalya İlimizin yaz ve kış puantı birbirine yakın olup, artan enerji talebini karşılamaya yönelik, iletim hattı, 154 kilovat gücündeki trafo merkezi inşaatları ile mevcut merkezlerde güç artırımına yönelik yatırımlar hızla devam etmektedir. Kısa süreli oluşan elektrik kesintileri, ağırlıklı olarak TEDAŞ ve TEİAŞ'ın artan talebi karşılamaya yönelik, yenileme amaçlı, programlı kesintilerinden kaynaklanmakta olup, basın yoluyla, önceden, kesinti yapılacak bölgelere bildirilmektedir.

Yine, Antalya Milletvekili Sayın Hüseyin Ekmekcioğlu'nun sözlü sorusunu cevaplandırıyorum: Katma Değer Vergisi oranları; Katma Değer Vergisi Kanununun 28 inci maddesinde, Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan kararname eki 1 sayılı listede yer alan mal ve hizmetler için yüzde 1, 2 sayılıda yüzde 8, 3 sayılıda yüzde 18 olarak tespit edilmiştir. Bu çerçevede, kültür mantarcılığının ana hammaddesi olarak kullanılan kompost teslimleri, yürürlükte bulunan Katma Değer Vergisi mevzuatı uyarınca, yüzde 18 oranında Katma Değer Vergisine tabi bulunmaktadır. Şu anda bu oranın daha düşürülmesi için alınmış bir kararımız söz konusu değildir, yoktur.

Bilgilerinize arz ediyorum.

Çok teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, siz yerinize oturduğunuzda, sayın arkadaşlarımızın, İçtüzük gereği kısa bir açıklamaları olacak.

Sayın Özkan, buyurun.

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Maalesef, sormuş olduğum soruların hiçbir tanesine doyurucu, detaylı bilgi ve cevap alamadığımı bildirmek istiyorum.

En son olarak "doğacak sonuçlara hükümetiniz hazır mı" diye bir soru sormuştum. İnşallah, hükümet bunlara hazırdır.

Tekel'in yönetimi Özelleştirme İdaresi Başkanlığına devredilinceye kadar, pazar payı yüzde 70'ler düzeyindeydi; fakat, Özelleştirme İdaresine, yani sizlere geçtikten sonra, pazar payı yüzde 40'lara kadar geriledi. Bu pazarın bu kadar gerilemesinin sorumluluğu sizin üzerinizde değil midir? Bu pazarın bu kadar gerilemesi, Türk tütüncüsüne ve tütününe ihanet değil midir? Tütün piyasası geçmiş yıllarda bu aylarda açılırdı ve tütün piyasasını, tütün başfiyatını, esnafından tütüncüsüne, evdeki çocuklardan eşlere herkes, o günü, beklerdi. Tütünü ve tütüncüyü öldürdünüz. Artık öyle bir beklentileri kalmadı. Yabancı tekelleri yaşattığınız gibi, Türk tütüncüsünü yabancı tekellerin önüne ölü bir vaziyette attınız. Ne açık artırmalarda ne sözleşmelerde Türk tütününü ve tütüncüsünü destekleyecek, geliştirecek hiçbir şeyi, maalesef, öngörmediniz.

Şimdi, bu gerçekleri görmeyerek, burada vermiş olduğunuz cevaplarla, sanki Türk tütününde hiç problem yokmuş gibi, Türk Tekelinde hiç problem yokmuş gibi, özelleştirmenin de devlete çok ciddî katkılar sağladığını ifade ederek, sanki, Türk tütüncüsüne ve Türk vatandaşlarına müjde verecek gibi cevaplar vereceksiniz… Bu cevaplarla vatandaşlarımız ne kadar tatmin olmuştur bilmiyorum.

Yapmış olduğunuz düzenlemelerle, ÖTV ve KDV'deki yüksek oranlardan dolayı, kaçak sigarayla mücadele edebilme şansınız da hiç yok. Bütün markaların, Bakanlığınızın önüne kadar bile geldiğine inanıyorum. Kaçak ve sahte sigaraları Anadolu'nun dört bir tarafında görmemiz mümkün. Bakanlığınızın bununla ilgili gerekli çalışmaları yaparken, Türk tütününü ve tütüncüsünü destekleyecek, onların taleplerini de göz önüne alacak bazı konuları dikkate alacağınızı tahmin ediyorum. Fakat, bir şeyi de söylemeden geçemeyeceğim.

Görev başına getirmiş olduğunuz genel müdür... Yabancı sigara şirketleriyle ilgili sormuş olduğum bir soru vardı. Bunu, bütçe görüşmeleri esnasında, Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kuruluna sormuştum. Verdikleri cevap aynen şu... Soruyu soruyorum, sonra cevabını söyleyeceğim Sayın Bakan.

BAŞKAN - Sayın Özkan…

UFUK ÖZKAN (Manisa) - Bitiriyorum, son cümlem.

BAŞKAN - Lütfen!..

UFUK ÖZKAN (Manisa) - "Yabancı sigara şirketleri ve özelleştirmede teklif verecek firmalar, sigara fabrikalarını istemiyorlar. Malatya ve Adana fabrikalarını onun için kapatıyoruz" diyen bir genel müdürü Tekelin başında tutuyorsunuz. Bu zihniyet Tekelin başında durur ise, Türk Tekelinin hak ettiği bir noktada özelleştirilmesi söz konusu olabilir mi?

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkan.

Buyurun Sayın Şahin.

FERAMUS ŞAHİN (Tokat) - Sayın Başkan, benim sorduğum soruyla Sayın Bakanın vermiş olduğu cevap arasında bir bağlılık göremedim. Sorumu tekrar soruyorum Sayın Bakan: İl Başkanınız Sayın Mustafa Poyraz, 8.3.2005 tarihinde yaptığı basın açıklamasıyla, Tokat Sigara Fabrikasının özelleştirme kapsamı dışına çıkacağını söylemiştir, ifade etmiştir. Bu toplantıda sizin de olduğunuzu ifade ettiler. Bu bağlamda, böyle bir toplantı yapılmış mıdır? Eğer böyle bir toplantı yapıldıysa, 9.3.2005 tarihinde Mecliste bir açıklama yapacağınız da ifade edilmiştir. Bu, Tokat'taki il başkanınızın basına yapmış olduğu açıklama. Bu bağlamda "Tokat Sigara Fabrikasını özelleştirme kapsamı dışına çıkaracak mısınız" diye bir soru sormuştum; ancak, Sayın Bakan, bu konuda herhangi bir şey ifade etmedi. Sayın Bakan, AKP'nin, Tekele ve sigara fabrikalarına genel bakışını biliyoruz. Malatya ve Adana sigara fabrikalarının da kapanacağı konusundaki yaklaşımınız da ortadadır. Her iki sigara fabrikasında  çalışan arkadaşlarımızın başına gelenlerin, Tokat Sigara Fabrikasında çalışanların başına gelmemesi için -tekrarlıyorum: Tokat Sigara Fabrikasında çalışanların başına gelmemesi için- Tokat Sigara Fabrikasını özelleştirme kapsamı dışına çıkaracak mısınız? Sayın İl Başkanınızın açıklaması buradadır, benim sorum da bu konudadır.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şahin.

Sayın Melik, buyurun.

MEHMET VEDAT MELİK (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Gerçi, Sayın Bakan, benim Enerji Bakanına yöneltmiş olduğum soruya cevap vermedi; ama, ben, sırası gelmişken, bu konuda kısa bir açıklama yapmak istiyorum: Ben bu soru önergesini verdiğim tarihlerde, yani, 16 Şubat 2004 tarihinde, Urfa'da, özellikle kenar mahallelerde ve avlulu evlerde elektronik sayaçlar sokak kapısının yanlarına aldırıldı. Sebebi sorulduğu zaman da, kaçak elektriği önlemek amacıyla böyle bir tedbir alındığı ifade edilmişti; ama, sanayide, apartman dairelerinde, büyük işyerlerinde böyle bir uygulama yapılmadı. Halbuki, elektrik tüketiminin yüzde 90'ı bu gibi yerlerde kullanılmaktadır, halen de öyledir. Bizce, asıl önlem alınması gereken yerler de burasıydı. Bu uygulama Türkiye'nin başka illerinde de yapılmadı. Ben, bunun sebebini sormak istemiştim. Yani, niçin sadece avlulu veya tek katlı evlerde yapılmaktadır?

Bu şöyle bir hukuksal sonuç da doğurmaktadır: Kendi denetiminde olmayan bir sayaçla tüketim yapan bir abonenin iradesi dışında yapılacak herhangi bir sayaca müdahale durumunda, sorumluluk payının olmaması gerekir diye düşünüyoruz. Halbuki, sayacın dışarı alınıp da başkası tarafından tahrip edilmesi durumunda, o ev sahibi mesul tutulmaktadır.

Değerli Başkanım, tabiî, esas sorun, Sayın Enerji Bakanının, Urfa'daki kaçak elektrikten bahsederken, Urfa'daki kayıp elektrik oranını hiç dile getirmemesidir. Kayıp elektrik enerjisi tamamen Bakanlığın sorumluluğundadır, idarenin sorumluluğundadır. Zaten öyle olduğu için, bu önerge verildikten sonra Urfa İline yapılan yatırımlardan dolayı, özellikle sulama kuyularının bulunduğu Viranşehir ve Karakeçi hattına yapılan yatırımlardan dolayı kayıp/kaçak oranı artmıştır; ama, bence, özellikle dile getirilmesi gereken ve Bakanlığın, üzerinde kaçak-elektrik kadar durması gereken konunun biri de kayıp elektriktir.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Melik.

Son olarak Sayın Ekmekcioğlu; buyurun.

HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Özellikle Korkuteli, Elmalı İlçelerimizde halkımızın büyük bir bölümü geçimini kültür mantarıyla sağlamaktadır. Kültür mantarının ana hammaddesi olan komposttaki KDV oranı gerçekten çok yüksektir ve ithal mantarla da rekabet şansını azaltmaktadır. Bu konuda, Tarım Bakanımız, 2005 Ağustos ayında ilimizi ziyareti sırasında üreticilerimize söz vermiştir   -bu konuyu Bakanlar Kurulunda gündeme getireceğini- hükümet olarak bu sorunun üzerine hassasiyetle gidilmesi için söz vermiştir; ama, maalesef, az önce Bakanımızı dinledim, bu konuda gerekli bir çalışmanın olmadığını belirtti. Ben de diyorum ki, lütfen bu konunun üzerine eğiliniz. Bu, önemli bir sorundur. Bu sorunun çözümü için hükümetimizden gerekli hassasiyetin... Üzerinde durulması gerektiğini belirtmek istiyorum.

Antalyamızda elektrik kesintileri, yazın sık sık olmaktadır Sayın Bakanım. Gazetelerde ilan vermek, bunu belirtmek sorunu çözmüyor. Özellikle, bu kış aylarında bu altyapı eksikliklerini tamamlayabilecek misiniz; bu konuda gerekli çalışmalar yapılabiliyor mu? Bunu öğrenmek istiyorum.

Yine, Türkiye'de taşınmaz mal alan yabancılar, aldıkları gayrimenkulleri, ülkelerinde, kendi yakınlarına kiraya veriyorlar ve vatandaşlar da buraya gelip, kilidi açıp, kendileri oturuyor. Tabiî, bu, o bölgedeki otel ve pansiyoncuları büyük çapta etkiliyor. Az önce bunun yapıldığını söylediniz; ama, maalesef, ben, Kaş ve Kalkan İlçelerinde yapmış olduğum ziyaretlerde bunun olmadığını tespit ettim. Onun için bu sorunu buraya getirdim Sayın Bakanım.

Bakanlık olarak bu konunun üzerinde hassasiyetle durulması gerektiğini de vurguluyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Ekmekcioğlu, teşekkür ediyorum.

Sayın Yeni, sizin bir soru önergeniz yok bildiğim kadarıyla; dolayısıyla, böyle bir olay da yok.

Sayın Bakanım, buyurun.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) -  Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlar, bu söylediklerinize, Feramus Beyin de, Ufuk Beyin de, Sayın Ekmekcioğlu'nun söylediklerine, ben, müsaade ederseniz, yazılı olarak tekrar cevap vereceğim.

Feramus Beyle çeşitli şekillerde karşılıklı da konuşarak söyledik bunu; ama, o yine de ben şey yapmadım diyor. Yine de biz söyleriz.

FERAMUS ŞAHİN (Tokat) - Sayın Bakanım sizinle ilgisi yok; sadece il başkanınızın ifadesini söyledim.

MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (İstanbul) - Sayın Ekmekcioğlu'nun dediğinden de, özel, Sayın Tarım Bakanlığımızla konuşacağım; o konuyu da konuşurum.

Yazılı olarak cevap vereceğim.

Hepinize çok teşekkür ediyorum ve saygılar sunuyorum.

MEHMET VEDAT MELİK (Şanlıurfa) - Cevap vermiyorsunuz Sayın Bakan.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

33.  - Malatya Milletvekili Muharrem Kılıç'ın, Malatya'da Türk Telekom Bölge Müdürlüğü kurulup kurulmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/868)

BAŞKAN - Cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Görüşülmesi ertelenmiştir.

34.- Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, bir televizyon kanalında reklam adı altındaki bir yayına ve frekans tahsisi ihalesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/878) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

35.- Ankara Milletvekili Mehmet Tomanbay'ın, Mısırlı bir gazeteciye türbanlı fotoğrafıyla basın kartı verilmesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/965) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

36.- Ankara Milletvekili Yakup Kepenek'in, Mısırlı bir gazeteciye türbanlı fotoğrafıyla basın kartı verilmesine ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/967) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

37.- Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/996) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

38.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, uyuşturucu sorunu hakkında TRT'nin yayın yapmasına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1123) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

39.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, TRT İstanbul Radyosu binasındaki çalışanların sorgulandığı iddialarına ilişkin Devlet Bakanından  sözlü soru önergesi (6/1164) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

40.- Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, TRT'deki sağlık programlarına ilişkin  Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1241) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

41.- Ağrı Milletvekili Naci Aslan'ın, Ağrı İlinde dağıtılan kömüre ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1408) ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay, gündemin "Sözlü Sorular" kısmının 11, 29, 30, 36, 72, 90, 122, 197 nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak istemişlerdir.

Şimdi, bu soruları sırasıyla okutacağım; sonra Sayın Bakana söz vereceğim.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda gereğini saygılarımla arz ederim.               5.12.2005

  Musa Uzunkaya

  Samsun

Soru 1 : Bir özel TV'de "Bu Bir Reklamdır" diye devamlı bir siyasî partinin propagandasının yapılması RTÜK ve TRT kanun ve yönetmeliklerine uygun mudur? Adı geçen kurumların yönetmeliğinde bir boşluk varsa bu boşluğun doldurulması amacıyla bir çalışma yapılmakta mıdır?

Soru 2: Özel kanallara ulusal, bölgesel ve yerel frekans tahsisi ihalesinin gecikmesinin ve tahsis ihalesinin yapılacağının ilan edilmesine rağmen birkaç kez ertelenmesinin özel bir sebebi var mıdır? Varsa nelerdir?

Soru 3: Frekans tahsisi ihalesinin gecikmesinden dolayı ülke ekonomisinin uğradığı kayıplar ne kadardır? Varsa bu kayıpları önleyici bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.

  Mehmet Tomanbay

  Ankara

Birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığına türbanlı fotoğrafı olan basın kartıyla Mısır uyruklu bir bayan gazeteci girmek istemiştir.

1- İlgili yönetmeliğin 23 üncü maddesine ve devrim yasalarına karşı olarak bu türbanlı kimlik kartı verilmesine siz mi izin verdiniz?

2- Bundan sonra türbanlı fotoğrafla kimlik vermeye dönük bir karar mı aldınız?

3- Eğer böyle bir karar almadınız ve sizin bilginiz dışında verildi ise, bu yönetmelik dışı uygulamayı yapan ve bu izni veren görevliler hakkında gerekli yasal uygulamayı başlattınız mı?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorumun Anayasanın 98 inci ve İçtüzüğün 96 ncı ve 98 inci maddesi gereğince, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünden sorumlu Devlet Bakanı Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını istiyorum.

Saygılarımla.

  Yakup Kepenek

  Ankara

Mısır Cumhurbaşkanının ülkemizi ziyareti sırasında, İran El Âlem Televizyonunun Mısırlı muhabiri Sahla Allam'a basın kartı verilmesi konusunda:

1- Sahla Allam'a basın kartı ne zaman ve nasıl verilmiştir?

2- Basın kartında kullanılan türbanlı vesikalık fotoğraf, Basın Kartları Yönetmeliğine uygun mudur?

3- Yönetmeliği çiğneyen görevliler hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.

  Fahrettin Üstün

  Muğla

1- 58 inci - 59 uncu Hükümetler döneminde size bağlı kuruluşlarda kaç atama yapılmıştır?

2- Bakanlığınıza bağlı kuruluşlarda idarî görevlere, her iki hükümet döneminde, vekâleten, tedviren ve görevlendirmeyle kaç atama yapılmıştır?

3- İdarî görevlerde bulunan idarecilerden kaçı başka yerlere görevlendirilmiştir? Görevlendirilenlerin aldıkları harcırah miktarı ne kadardır?

4- 58 inci ve 59 uncu hükümetler döneminde asıl veya vekil kaç idareci görevden alınmıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.                             20.05.2004

  Sedat Pekel

  Balıkesir

Alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı her geçen gün daha da tehlikeli boyutlara ulaşmakta ve genç nesillerimizi tehdit etmektedir. Bakanlığınıza bağlı TRT'nin bu konuda yaptığı yayınlar yetersiz kalmaktadır. Buna göre;

1.- Uyuşturucu sorununa karşı TRT'nin sonuç almaya yönelik yayınları var mıdır? Varsa, bu yayınlar yeterli midir?

2.- Kamu yararını gözeten TRT, özel televizyon kanallarına örnek teşkil edebilmekte midir?

3.- TRT, 09.00-21.00 saatleri arasında caydırıcı nitelikte yayınlar yapmak zorundayken, bu yayınlarını çoğu zaman gece geç saatlere koymasındaki neden diğer kanallarda olduğu gibi rating kaygısı mıdır?

4.- RTÜK, bu konuyla ilgili olarak, yayımladığı yönetmeliğin 5 ve 6 ncı maddesi gereği TRT'ye herhangi bir uyarıda bulunmuş mudur?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından  sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.                             01.06.2004

  Sedat Pekel

  Balıkesir

TRT'nin İstanbul Radyo Binası, NATO Zirvesinde kullanılmak üzere tahsis edilmiştir. Bir bölümü gazeteci, bir bölümü de devlet memuru statüsünde çalışan personelin bu durum nedeniyle zor anlar yaşadığı belirtilmektedir.

1.- Zirve öncesi TRT İstanbul Radyo Binasında personel, polis tarafından sorgulanmış mıdır?

2.- Sorgulanan personelin bir bölümü zirve boyunca işe gelmemeleri konusunda uyarılmışlar mıdır? Uyarılmışlarsa neden?

3.- TRT personelinden gözaltına alınanlar var mıdır?

4.- Sorgulaması yapılanlar ve işe gelmemeleri konusunda uyarılanlar arasında sendikalı personelin bulunması tesadüf müdür?

5.- Anayasanın 133 üncü maddesine göre özerk bir kurum olan TRT'ye yöneticiler davet etmediği sürece emniyet kuvvetleri girmesi mümkün olmadığına göre, polis kuruma neden davet edilmiştir?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aşağıdaki sorularımın Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını arz ederim.                             07.07. 2004

  Sedat Pekel

  Balıkesir

TRT "Yıllık Genel Yayın Planında" bir görev olarak tanımlanan Eğitim-Kültür Programları içinde "Sağlık" başlığı altında yayın yapıldığını bildirmiştir. Sağlık programlarının TRT'nin yayınları içindeki oranı kanallara göre yüzde 4 ile yüzde 19 arasında değişmektedir. Buna göre;

1.- Sağlık programları içinde, uyuşturucu, sigara, alkol bağımlılığıyla ilgili olarak hangi oranda yayın yapılmaktadır?

2.- Uyuşturucu kullanımının çok küçük yaşlara kadar düştüğü ülkemizde kamu yayıncılığı yapan TRT'nin programları yeterli midir?

3.- TRT'nin "Yıllık Genel Yayın Planında" bağımlılık yaratan maddelerle ilgili olarak program yayınının artırılması düşünülüyor mu?

4.- Genel Müdür Sayın Şenol Demiröz'ün belirttiği gibi, TRT bağımlılık yaratan maddelerle ilgili olan programlarında "övgüye değer" hangi sonuçları almıştır?

Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına

Aracılığınızla Devlet Bakanı Sayın Beşir Atalay'ın  aşağıdaki sorularıma  sözlü cevap vermesini  arz ederim.

Sorularım :

1.- Türkiye'nin çeşitli kesimlerinde olduğu gibi, Ağrı İlinde  dağıtılan kömürün kalorisi ne kadardır, cinsi nedir?

2.- Dağıtılan kömürün tonu için müteahhide ne kadar para ödeniyor?

3.- Kömür müteahhide ihaleyle mi veriliyor, 4734 sayılı Kamu İhalesi Yasasının  hangi maddesine göre yapılıyor?

Arz ederim.   5.1.2004

  Naci Aslan

  Ağrı

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, yöneltilmiş olan soru önergelerine Devlet Bakanı Sayın  Beşir  Atalay cevap vereceklerdir.

Sayın Bakan, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)

DEVLET BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şahsıma yöneltilen sözlü sorulara cevap vermek için huzurunuzdayım. Esasen, bu sözlü soruların, biraz önce değerli milletvekillerimizin ifade ettiği gibi, bir kısmı,  çok süresi geçmiş ve o günün olaylarıyla ilgili;ama, ben, bir kısmını en azından soru  eski  tarihli de olsa bugüne kadarki faaliyetler olarak arz etmeye çalışacağım.

Önce, Sayın  Samsun Milletvekili Sayın Musa Uzunkaya'nın sorusunun cevabı; 3984 sayılı Kanunun  19 ve 22 nci maddelerinde reklamlarla ilgili olarak, genel düzenleme yapılarak ilkeleri belirlenmiş ve içerik, biçim, sunuluş, yerleştirme ve belli ürünlerin reklamlarına ilişkin hükümler vazedilmiştir. Bu hükümler dışında, 4 üncü maddenin (n) bendinde yer alan genel yayın ilkesinde, siyasi partiler ve demokratik gruplar arasında eşitlik sağlanması, tek yanlı yayın yapılmaması esası getirilmiştir. Yine, aynı bentten seçim dönemlerinde özellikle, belirlenen seçim yasaklarıyla ilgili ilkelere aykırı davranılmaması öngörülmüştür. Özetle, seçim dönemi ile seçim dışı dönem arasında reklam yayınları bakımından önemli fark, seçim zamanlarında seçim mevzuatı hükümlerinin uygulanmasıdır.

Söz konusu yayınlar, Üst Kurulca, 3984 sayılı Kanunun yayın ilkeleri ve reklamlara ilişkin hükümleri muhtevasında izlenip değerlendirilmekte olup, yayın ihlali halinde Üst Kurulca gerekli müeyyide uygulanmaktadır.

Anılan yayın kuruluşunda yer alan reklamın, 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu muhtevasında Üst Kurulca değerlendirilmesi söz konusu değildir. TRT Kurumu yayınlarının Üst Kurul tarafından denetlendiği 3984 sayılı Kanunun 35 inci maddesi 2002 tarihli ve 4756 sayılı Kanunun 18 inci maddesiyle yürürlükten kaldırılmış olup, şu anda TRT Kurumu yayınları kendi iç denetimine ve yürürlükteki mevzuata göre yapılmaktadır.

Diğer sorunun cevabı: Bilindiği gibi, 2001 yılında frekans ve kanal tahsisi ihalesinin tüm safhaları tamamlanarak ihaleye çıkılacağı sırada Başbakanlığın genelgesiyle ihale durdurulmuştur. İkinci ihale ise Danıştay kararıyla iptal edilmiştir ve yeni düzenlemelere ihtiyaç göstermiştir.

2002 yılında yapılan değişiklikle, frekans planını düzenleme yetkisi de RTÜK'ten alınarak, Telekomünikasyon Kurumuna geçmiştir. Telekomünikasyon Kurumu karasal ve sayısal sisteme göre bir plan hazırlamıştır. Haberleşme Yüksek Kurulu konu üzerinde değerlendirmeler yapmış ve ülkemizde de, dünyadaki gelişmelere paralel olarak, dijital veya sayısal sisteme geçilmesine, yayın lisanslandırmasının da buna göre yapılmasına karar vermiştir. Şu anda da RTÜK, Telekomünikasyon Kurumu, Ulaştırma Bakanlığı ve TRT konu üzerinde çalışmaktadır.

Daha önce, Yüce Meclise, bütçe görüşmeleri esnasında da arz etmiştim, bu, gerçekten, önümüzdeki önemli konulardan biri. Hem radyo ve televizyonların bir lisansa kavuşturulması hem belli bedel alınması hem de ülkemizdeki özellikle de interfranslar birbirinin yayınını bertaraf etme gibi olayların, uygulamaların da önlenmesi bu plan çerçevesinde. Bu çerçevede, önce, büyük şehirlerimizden başlanacak. Sayısal yayıncılık, dünyanın bugün geçtiği, Avrupa Birliği ülkelerinde hepsinin bir takvim verdiği veya büyük oranda geçtiği bir sistem. Biz de 2006 yılını başlangıç yılı olarak ilan etmiştik ve en geç 2014 yılına kadar da Türkiye geneli bu dijital yayıncılığa geçilecek ve ocak ayının sonunda İstanbul'da deneme yayınları başlayacak. Daha sonra da, başta diğer büyük kentlerimiz olmak üzere, ülke geneline yayılacak. Bu çerçevede de, lisanslandırma ve ihale sistemi yapılacak. Yani, şu anda karasal yayıncılık var, bunun süresi kısadır. Dolayısıyla, sayısal yayıncılığa geçiş ile lisanslandırma birlikte yapılsın diye düşünülmüştür; ama, bu geçiş sürecinde de, bu yıldan başlayarak, ilk defa, bütün radyo ve televizyon kuruluşlarından belirli bir kullanım bedeli yıllık olarak alınacaktır. Bunun çalışmaları da şu anda RTÜK tarafından tamamlanmak üzeredir.

İhale sonucu elde edilecek gelirle ilgili bir soru var. Bu, tabiî, ihale şartları içinde oluşacaktır. Ancak, gecikmeden dolayı kayıp, belli oranda, sayısal yayına geçiş ve lisans bedeli alınmasıyla telafi edilecektir. O şartlar bu çerçevede de göz önüne alınacaktır.

Ankara Milletvekili Sayın Tomanbay'ın sorusunun cevabı: Bilindiği gibi, 231 sayılı Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9 uncu maddesinin (b) bendi, Türk ve yabancı basın yayın organları mensuplarına basın ve akreditasyon belgesi düzenleme görev ve yetkisini Genel Müdürlüğe vermiş bulunmaktadır. Genel Müdürlüğümüz, bu yetkisini, Basın Kartı Yönetmeliği çerçevesinde, herhangi bir Bakanlık kararı söz konusu olmadan; yani, Bakanlığımızın bir izni veya kararı gerekmeden, mutat olarak yerine getirmektedir. Soruya konu yabancı uyruklu, Mısırlı basın mensubunun kartı, bir anlamda, akreditasyon belgesi, yabancı basın mensubu olduğu için Genel Müdürlüğümüzün yabancı basın mensuplarının akreditasyon ve Türkiye'de yürüteceği faaliyetlerle görevli Enformasyon Dairesi Başkanlığınca, yönetmeliğin ilgili hükümleri çerçevesinde düzenlenmiştir. Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü, kendisine verilmiş bu görevleri, mevcut mevzuat çerçevesinde yürütmektedir. Yeni bir yönetmelik de çıkarılmamıştır bu konuda, eski bir uygulamadır, zaten başka bir örneği de yoktur. Burada, yalnız, yabancı ve yerli basın mensuplarıyla ilgili, birinde daha çok akreditasyon, birinde basın kartı diyebileceğimiz uygulama yapılmaktadır.

Yine, Sayın Yakup Kepenek'in sorusu da aynı çerçevede. 1993 yılından beri ülkemizde gazetecilik yapan bu gazeteciye, Genel Müdürlüğümüzce, Basın Kartı Yönetmeliği çerçevesinde, 1994 tarihinden itibaren basın kartı düzenlenmektedir.

Muğla Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Üstün'ün sorusunun cevabı. Soru, yine, önceki tarihlerde sorulmuş; fakat, Bakanlığın bağlı kuruluşlarındaki atamalarla ilgili olduğu için ben, 2005 yılı sonu itibariyle bunu cevaplamış oluyorum. Bakanlığın bağlı kuruluşlarında 167 açıktan atama yapılmıştır; bunun büyük kısmı Türkiye İstatistik Kurumu uzman yardımcılığı ve TİKA uzman yardımcılığıdır.

Başka yerlerde görevlendirilen idareci yoktur. Dolayısıyla, harcırahı söz konusu değildir.

İdareci konumunda 10 kişi görevden alınmıştır. Genelde Türkiye İstatistik Kurumundandır. Kendi talebiyle görevi değiştirilenler vardır, başka kuruma geçenler vardır.

Sayın Sedat Pekel'in sorusunun cevabı; uyuşturucu yayınlarıyla ilgili TRT'nin verdiği açıklama: "Alkol, uyuşturucu, sigara gibi bağımlılık yapan maddelerle ilgili olarak, kurumumuz, sonuç almaya yönelik olarak yayınlar yapmaktadır. Alkol, uyuşturucu, sigara gibi bağımlılık yapan maddelerle ilgili yayınlarımız, her yıl, yıllık genel yayın planında da bir görev olarak tanımlanarak, yeterli sayıda, kurumumuz yayınlarında, eğitim, kültür programları içinde, sağlık başlığı altında yer almaktadır.

Sağlık programlarının yayınlarımız içindeki oranı ise, radyo programlarında, Radyo-1 yayınlarında yüzde 5, Radyo-2 yayınlarında yüzde 5; televizyon programlarında, TRT-1'de yüzde 8, TRT-2'de yüzde 5, TRT-GAP'ta yüzde 19, TRT-Int'te yüzde 4 ve TRT-Türk'te yüzde 6'dır.

Yayınlanan programlarımızda, sigara, alkol, uyuşturucu, kumar gibi kötü ve zararlı alışkanlıklara karşı dinleyici ve seyirciler uyarılmakta, özellikle öğrencilerin beden, zihin, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı, gelişmiş bir kişiliğe sahip kişiler olarak yetişmelerine yardımcı olunmaktadır.

Programlarımızda, bağımlılık yapan maddeleri kullananların yakalandıkları hastalıklar ile içine düştükleri sosyal problemler anlatılmakta ve konunun özel uzmanlarından yararlanılmaktadır.

Her yıl kurumumuzun yıllık genel yayın planında görev olarak tanımlanarak yapılan bu yayınlar gözönünde bulundurulduğunda, kurumumuzun, kamu radyo ve televizyon yayıncısı olarak, özel radyo ve televizyon kuruluşlarına örnek olduğu düşünülmektedir.

Kurumumuz, kamuoyunu ilgilendiren bütün konularda daima öncü rolünü üstlenmiş, kamu kurum ve kuruluşlarıyla ortak çalışmalar yapmış ve övgüye değer sonuçlar almıştır.

Kurumumuzun, kamu yayın kuruluşu olarak, kamuoyunun sağlıklı bir şekilde oluşması ve bilgilendirilmesi konularındaki programların yayın saatleri, reyting kaygısı içinde olmadan, dinleyici ve izleyici profili gözönünde bulundurularak belirlenmekte ve bu konulara ilişkin yayınlar, haberlerde, haber programlarında, kuşak programlarda, program aralarında spot olarak ve sağlık haftaları içinde yayınlanan programlarda yer almaktadır.

Kurumumuz, konuyla ilgili olarak, RTÜK tarafından uyarılmamıştır."

Yine, Sayın Pekel'in farklı bir sorusu…

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Uyarılmış mıdır, onu duyamadım Sayın  Bakan; uyarılmış mıdır RTÜK tarafından?

DEVLET BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) - Hayır, uyarılmamıştır.

Sayın Pekel'in TRT İstanbul Radyosuna ilişkin sorusunun cevabı: Bilindiği gibi, NATO Devlet Başkanları Zirvesi 28-29 Haziran 2004 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenmiştir. Bu zirveyi izleyecek, yaklaşık, 2 500 gazetecinin akredidasyonu, güvenlik kalkanı içerisindeki kurumumuz Harbiye Radyoevi binasında yapılmıştır.

Zirve süresince, güvenlik kalkanı içerisinde kalan yerler, araç ve yaya trafiğine kapatılmış, sadece akredidasyonları yapılan basın mensupları ve görevliler konferans vadisine girebilmişlerdir.

NATO zirvesinin, genişlemiş ilk zirve toplantısı olması nedeniyle, güvenlik önlemlerinin yoğun biçimde uygulanmasına başvurulmuştur. Bu çerçevede:

1- Radyoevi binasının konferans vadisinde yer alması, kurum çalışanlarının akredidasyonlarının yapılmasını gerekli kılmıştır. Dolayısıyla, yürütülen akredidasyon işlemleri kapsamında, isim benzerliği ve askerlik tecili sebebiyle ilgili bazı personel emniyet kuvvetleri tarafından karakola davet edilerek sorgulanmışlardır.

2- NATO Zirvesi Organizasyon Komitesinin direktifleri doğrultusunda, zirve süresince yayın akışı aksatılmayacak şekilde, personelin en alt seviyede tutulması kararı alınmıştır. Karar sorgulanan personel için değil, tüm personel içindir.

3- Gözaltına alınan kurum personeli olmamıştır.

4- Yukarıda bilgisi verilen sorgulama işlemine tabi tutulmuş olan personelimiz arasında sendikalı olanların bulunması tesadüfidir; çünkü, akreditasyon işlemleri için emniyete tüm personelin isimleri liste halinde verilmiş olup, listede personelin sendikalı olup olmadığı bilgisi bulunmamaktadır.

5- Konuyla ilgili olarak emniyet kuvvetleri kuruma davet edilmemiştir.

Sayın Pekel'in, diğer bir sorusunun cevabı; yine, TRT'deki yayınlarla ilgili: Kurumumuz 2004 yılı genel yayın planında, radyo ve televizyon yayınlarında sağlık programları için öngörülen yüzde oranları, Radyo-1'de yüzde 5, TRT-FM'de yüzde 5, TRT-1 televizyonunda yüzde 8, TRT-2 televizyonunda yüzde 5, TRT-GAP televizyonunda yüzde 4 ve TRT-Türk televizyonunda ise, yüzde 6'dır. Uyuşturucu, sigara, alkol bağımlılığıyla ilgili konuların sağlık programları içerisindeki oranı yüzde 1, televizyon yayınlarında ise yüzde 12,5 kadardır. Ayrıca, konu, kurumumuz bölgesel radyo yayınları içindeki kuşak programlarda da ele alınmaktadır.

2- Kurumumuz yayınlarında, kamu hizmeti yayıncılığının gereği olarak, aile, kadın ve çocuk eğitimi ile sorunlarından hukuk, sağlık, çevre, sanat, din ve ahlak konularına kadar çok geniş bir yelpazede program üretilmektedir. Bu geniş yelpaze içinde uyuşturucu programları da yeterince yer almaktadır.

3- Kamu yayıncılığı yapan kurumumuz, genel yayın planlarında, sağlık programları içinde, uyuşturucu, alkol ve sigara bağımlılığı konularına  özel önem vermektedir. Kültür programları içinde sağlık programlarına bir yüzde oran verilmekteyse de, alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığı konusu genel yayın planlarında kampanya şekline dönüştürülerek öncelikli işlenecek konular arasında yer almaktadır. Eğitim, kültür, drama, haberler ve eğlence programları içinde de konu hakkında zaman zaman bilgi verilmektedir. Radyo ve televizyon yayınlarında kültür programları içinde sağlık programları için 2005 yılı içinde de gerekli oranlarda düzenleme yapılmıştır.

Aralık 2003 ve Haziran 2004'te yapılmış olan iki ayrı kamuoyu araştırmasına göre, TRT 2 haber-bilgi kanalında yer alan programlardan Sağlık Olsun programının seyredilme oranı da oldukça yüksek görünmektedir.

Sayın Naci Aslan'ın Ağrı İliyle ilgili olarak kömürle ilgili bir sorusu var. Onun cevabını arz ediyorum:

Bilindiği gibi, ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıtılan bedelsiz kömür Türkiye Kömür İşletmeleri tarafından temin edilmektedir. Bölgenin şartları göz önünde bulundurularak kalorisi ve cinsi en uygun olan kömür gönderilmektedir. Yani, bu kömürle ilgili, illerdeki, ilçelerdeki çevre kurulu raporları göz önüne alınmakta ve o çerçevede kömür gönderilmektedir. Dağıtılan kömürün vatandaşlara ulaştırılması, vali ve kaymakamlıkların başında bulunduğu sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarınca koordine edilmektedir. TKİ, teslimi planlanan kömürleri, kömür ocağından teslim noktalarına kadar Devlet Demiryolları veya zorunlu hallerde -eğer yoksa demiryolu ulaşımı- karayoluyla teslim etmektedir. Bu noktalardan teslim alınan kömürler çevre il ve ilçelere, valilik veya kaymakamlıklarca, sadece nakliye ve işçilik ücreti ödenerek vatandaşlara ulaştırılmaktadır.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, sadece teslim noktalarından il veya ilçelere kadar olan mesafe için, fatura ve harcama belgeleri karşılığı, talep nakliye ücretini bu vakıflarımıza göndermektedir. Dağıtılan kömür, TKİ'den Sosyal Yardımlaşma Dayanışma Vakfına bedelsiz gelmektedir; fakat, bunun bedeli Hazine tarafından ödenmektedir, yani, sosyal yardım bütçemizden TKİ'ye ödeme yapılmamaktadır. Bir Bakanlar Kurulu kararıyla, hazine tarafından ödenmektedir.

İl merkezine teslim edilmesi noktasına kadar da TKİ'nin sorumluluğundadır. Daha sonrası, biraz önce arz ettiğim gibi, ilçelere, köylere ve vatandaşların evlerine dağıtımı vakıflarca yapılmakta; bunun da nakliye ücreti, fon tarafından merkezden gönderilmektedir.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

Hepinizin, tekrar yeni yılını kutluyor, hayırlı bir yıl diliyorum, hayırlı tatiller ve kurban bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakanım.

Soru önergeleriyle ilgili olarak, Sayın Sedat Pekel'in kısa bir açıklaması olacak.

Sayın Pekel, buyurun efendim.

SEDAT PEKEL (Balıkesir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Bu iki soru önergemle ilgili açıklamalara geçmeden önce, bunların nasıl doğduğunu, izninizle, kısaca anlatmak istiyorum.

Dönemin Sayın Genel Müdürüne bir mektup yazdım; alkol, uyuşturucu ve sigara bağımlılığının her geçen gün daha da arttığı, tehlikeli boyutlara ulaştığı ve genç nesli tehdit ettiği gerçeğinden hareketle, bu konuda gerçekten önemli bir rol oynayan, katkı sunan, görev yapan TRT'nin -ki, çok önemli bir kitle iletişim aracı- benim birtakım eksiklerini gördüğümü, ne yapıyorsunuz, hangi saatlerde, ne kadar yayın yapıyorsunuz, bunları öğrenmek istediğim -kısa, özü bu- bir mektup yazdım. Aradan makul bir süre geçmesine rağmen yanıt alamadığım için Sayın Genel Müdürden, ilk soru önergemi verdim. O soru önergeme biraz beni tatmin eden; ama, birçok konunun açıkta kaldığını gördüğüm bir mektup sonrası, ikinci önergemi verdim ve gerçekten, toplumumuzun çok geniş bir bölümünün kabul ettiği ve göreve geldiğim bu Parlamento çatısı altında ilk aylardan beri mücadele ettiğim sigara, alkolle ilgili mücadelede TRT'nin öneminden hareketle ve özellikle, son yaptığım konuşmada da, teşekkür ediyorum Yüce Heyete de, sigara içilen alanların daraltılmasıyla ilgili teklifime destek verip, Genel Kurul gündemine alınmasıyla ilgili çalışmaların önemli bir desteği olacak bu çalışmalar.

Şimdi, gelen ikinci mektupta yüzde 4 ile 19 arasında bir yayın olduğu söyleniyor. Sizin de ifade ettiğiniz gibi, bunların ağırlıklı bir bölümü radyo ve bütün bunların genel bir çerçeve içerisinde sağlık programı adı altında olduğunu siz de söylediniz ve yine, teşekkür ediyorum, bu sağlık programının çok izlendiğini de söylediniz. Demek ki, toplum, bu konuda susuz, aç, böyle bir beklenti içerisinde. Bu yayın saatlerinin mutlaka artırılması; ama, hepsinden önemlisi izlenilir saatlerde yapılması. Yoksa, ben, bazen görüyorum, 04.00'te, 05.00'te oluyor, o saatte insanların yattığı, özellikle, genç nesillerimizin takip konusunda şansının sıfır olduğu saatlerde yayın yapmanın da mantığı yok. O nedenle, önümüzdeki dönemde bu konuda çok ciddî bir çalışmanın yapılması gerektiği konusunda çok samimîyim. Ben sizin de öyle olduğunuzu, en az kendim kadar samimî olduğunuzu biliyorum, inşallah, önümüzdeki dönemde, kamu yararına yayın yapan TRT, diğer kanallara örnek oluşturacak bu çalışmayı daha geniş bir alanda, daha doyurucu güzel programlarla yapar diyorum ve o alınan sonuçlara da pek değinilmedi. Övgüye değer birtakım sonuçlar; onun da aslında merak ediyorum ne olduğunu, bana göre pek öyle bir şey yok; ama, bugün, görevde olmayan eski sayın genel müdürle ilgili artık söylenecek fazla bir şey yok; ama, sizin bu konuda, inanıyorum ki, bundan sonra yapacağınız daha çok şey var. Onları beklediğimi ifade ediyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Pekel.

Sayın Bakanım, bir açıklamada bulunacak mısınız, yoksa…

DEVLET BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) - Sadece teşekkür ediyorum Sayın Pekel'e; tabiî, hepimiz, aslında, değerli milletvekillerimiz, aynı hassasiyetleri taşıyoruz. Bugünkü görüşme vesilesiyle, buradaki talep ve beklentiyi TRT'ye ben tekrar iletmiş olacağım. Umuyorum, bu konuda daha iyi örnek yayınlar yapar. Hassasiyetiniz için ben teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, teşekkür ediyorum.

Soru önergeleri cevaplandırılmıştır.

42. - Mersin Milletvekili Ersoy Bulut'un, Anamur'dan Mersin ve Antalya'ya deniz otobüsü ile ulaşım sağlanıp sağlanmayacağına ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/884)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sözlü sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

43.  - Muğla Milletvekili Fahrettin Üstün'ün, palm yağı ithalatına ilişkin Devlet Bakanından sözlü soru önergesi (6/892)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sözlü sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

44.  - Antalya Milletvekili Feridun Fikret Baloğlu'nun, Elazığ'ın Alacakaya İlçesinin ulaşım sorunlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/901)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sözlü sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

45.  - Samsun Milletvekili İlyas Sezai Önder'in, Bafra Devlet Hastanesi ek inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/905)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sözlü sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

46.  - Balıkesir Milletvekili Sedat Pekel'in, sözleşmeli sağlık personeli sınavına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/909)

BAŞKAN - Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan?.. Yok.

Sözlü sorunun görüşülmesi ertelenmiştir.

Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, şu anda Genel Kurulumuzda sözlü soru önergelerini cevaplandıracak sayın bakanlar bulunmadığından, çalışma süremiz de soru cevaplarıyla, soru önergeleriyle sınırlı olduğundan, alınan karar gereğince, sözlü soru önergelerini sırasıyla görüşmek için, 5 Ocak Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.

                              Kapanma Saati : 18.29