DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 158
108inci
Birleşim
17 Mayıs 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Samsun Milletvekili Ahmet Yeni'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik
ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın Kurtuluş
Savaşı'mızın başlangıcı, Samsun'un da
savaşlarda tükenmiş bir ulusu yeniden diriltmek üzere Atatürk'ün
adım attığı ilk yer olmasının önemine ve
gençliğe verilen değere ilişkin gündem dışı
konuşması
2.-
Yalova Milletvekili Muharrem İnce'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın,
savaşlardan bıkmış, umutları söndürülmüş
bir ulusu yeniden ayağa kaldırmak için Ulusal Kurtuluş
Savaşı'na ve cumhuriyete giden yolun başlangıcı
olmasının önemine ve bugün cumhuriyetin içinde bulunduğu
sıkıntılara ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'in, sonuncusu İzmir'de yapılan
Cumhuriyet Mitingi nedeniyle mitinglerin düzenlenmesinin sebep
ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.-
Bazı milletvekillerinin, belirtilen süre ve nedenlerle izinli
sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1276)
2.-
Eskişehir Milletvekili Hasan Murat Mercan'a ödenek ve yolluğunun
ödenmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1277)
IV. - AÇIKLAMALAR
VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Yalova Milletvekili
Muharrem İnce'nin, konuşmasında, partisine ve Genel
Başkanlarına sataşması nedeniyle konuşması
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile 78
ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim
Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/1343, 1/1291) (S. Sayısı: 1414)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 11.14'te açılarak dört oturum yaptı.
İstanbul
Milletvekili Bülent H. Tanla, seçimlerin temsilde adaleti, yönetimde
istikrarı sağlayabilmesi için seçmen kütüklerinin
doğru tespit edilmesinin önemine,
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt, desteklenmemeleri nedeniyle şehirlere
göç eden veya köylerinde kalan çiftçilerin düştükleri duruma,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının:
1'inci
sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305)
görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin
komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2'nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı:
904),
3'üncü
sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekili Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in, İmar Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair (2/820) (S. Sayısı:
1337),
Kanun
Tasarı ve Teklifleri, ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4'üncü
sırasında bulunan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim Kurumları
Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın (1/1343, 1/1291) (S. Sayısı:
1414) görüşmelerine devam olunarak 8'inci maddesine kadar kabul
edildi.
İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadol, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin
Çelik'in, konuşmasında, partisine,
Niğde
Milletvekili Orhan Eraslan, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in,
konuşmasında, şahsına,
İstanbul
Milletvekili İrfan Gündüz, İzmir Milletvekili K. Kemal
Anadol'un, konuşmasında, Başbakana,
Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Niğde Milletvekili Orhan
Eraslan'ın, konuşmasında, şahsına,
Sataştığı
iddiasıyla;
Muş
Milletvekili Sabahattin Yıldız, Muş'a Alparslan Üniversitesinin
kurulması ve Alpaslan II Barajı'nın devreye girmesi
nedeniyle;
Birer
açıklamada bulundular.
17
Mayıs 2007 Perşembe günü saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime
23.47'de son verildi.
Yılmaz
Ateş
Başkan
Vekili
Bayram Özçelik Harun Tüfekci
Burdur
Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 146
II. - GELEN
KÂĞITLAR
17 Mayıs
2007 Perşembe
Tasarı
1.-
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile
Rusya Federasyonu Kültür ve Sinemacılık Federal Ajansı
Arasında 2007 Yılında Türkiye Cumhuriyetinde Düzenlenecek
Rusya Federasyonu Kültür Yılına Yönelik Yapılan Görüşmelere
İlişkin Niyet Muhtırası (Rusyanın Türkiyede
Kültür Yılının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/1361) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığı geliş tarihi:
15.5.2007)
Teklifler
1.-
Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 175 Milletvekilinin;
Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/1024) (Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15.5.2007)
2.-
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; Milletvekili Seçimi
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/1025) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15.5.2007)
3.-
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Samsun Milletvekili Mustafa
Demir'in; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/1026) (İçişleri; Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler; Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15.5.2007)
4.-
Bitlis Milletvekili Abdurrahim Aksoy ve Şırnak Milletvekili
İbrahim Hakkı Birlik'in; Köy Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/1027) (İçişleri
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17.5.2007)
17 Mayıs
2007 Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.06
BAŞKAN:
Başkan Vekili Yılmaz ATEŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
108'inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, İzmir Milletvekili Sayın Ahmet
Ersin'in.
Sayın
Ersin İzmir ilinde yapılan Cumhuriyet Mitingi hakkında
konuşacaklardır.
Buyurun
Sayın Ersin.
Sayın
Ersin yok.
Gündem
dışı ikinci söz, 19 Mayıs ve Samsun ilimiz hakkında
söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Ahmet Yeni'ye aittir.
Buyurun
Sayın Yeni. (AK Parti sıralarından alkışlar)
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.- Samsun
Milletvekili Ahmet Yeni'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın Kurtuluş
Savaşı'mızın başlangıcı, Samsun'un da
savaşlarda tükenmiş bir ulusu yeniden diriltmek üzere Atatürk'ün
adım attığı ilk yer olmasının önemine ve
gençliğe verilen değere ilişkin gündem dışı
konuşması
AHMET YENİ (Samsun) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 19 Mayıs Atatürk'ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle gündem dışı
söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan önce,
şahsım ve 19 Mayıs ismiyle bütünleşen Samsun
şehri adına yüce heyetinizi en içten duygularla selamlıyorum.
Malumunuz olduğu üzere, bir
kutlu günün 88'inci yıl dönümünü, cumartesi günü, büyük bir
coşku, sevinç ve gururla hep birlikte kutlayacağız. O
kutlu gün, ulusal kurtuluş mücadelemizin komutanı Gazi
Mustafa Kemal Atatürk'ün, milletimizi esaretten kurtarmak gayesiyle,
paramparça edilmiş ulusal direniş ruhunu yeniden teşkilatlandırıp
hürriyetine kavuşturmak gayesiyle Samsun'a çıkışının
yıl dönümüdür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 19 Mayıs 1919, umutlarını yitirmiş,
ufku kararmış ve karamsarlığa gömülmüş bir ülkeyi
yeniden aydınlığa çıkaran ve tam bağımsızlık
bilincini yerleştiren bir destanın Samsun'da başladığı
tarihtir. 19 Mayıs, tükenmiş ve tüm hayat damarları kesilmiş
bir ulusun yeniden doğduğu tarihtir. 19 Mayıs, savaşlardan
yeni çıkmış, yorgun, umutsuz, çileli bir ulusu yeniden
diriltmek, ayağa kaldırmak üzere Atatürk'ün Samsun'dan Anadolu'ya
ilk adımı attığı gündür. O gün, toprakları
fütursuzca işgal edilmiş bir yüce milletin tarih sahnesinde
ebediyen var oluşunu tüm dünya milletlerine ilan ettiği
gündür.
"Esaret" ve "Türk"
kelimelerinin hiçbir zaman yan yana yazılamadığı
şanlı tarihimizdeki bu kritik dönüm noktasında Ulusal
Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini Samsun'da yakan
o büyük liderin azmi sayesinde umutlar yeniden yeşermiş,
özgürlük uğrunda şehadeti esaretin üzerinde tutan necip
milletimizin canları ve kanları pahasına yaptıkları
mücadeleyle de cumhuriyete giden yol hızla katedilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bizlere modern Türkiye'yi kurarak emanet eden ecdadımızın
hatırasına duymamız gereken saygı ve minnetin
bir karşılığı olarak, bu ülkeyi gelişmiş
çağdaş ülkeler liginde hak ettiği konuma ulaştırabilmenin,
gençliğimizi çağın gereği olan bilgi ve irfanla
teçhiz edebilmenin heyecanı ve gayretiyle, Adalet ve Kalkınma
Partisi olarak, eserlerimizi tek tek ortaya koyuyor, çağın
en önemli silahı hükmündeki bilgiye ulaşmanın imkânlarını
gençliğimizin hizmetine birer birer sunuyoruz. Bugün Samsun'da,
Karadeniz'de velhasıl tüm Türkiye'de hizmete sokulan ilkokulundan
üniversitesine kadar tüm eğitim kurumları, teknolojik
altyapı yatırımları ve üstyapı donatıları,
millî ve manevi değerlerine bağlı, bilgi anlamında
en üst düzeyde eğitim almış, dünyada Türk'ün sesini, ilmin
ve sanatın tüm branşlarında artan bir oranda dünyaya duyuracak
nesli yetiştirmemizin de en önemli, etkin bir zemini olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; eğitimle ilgili olarak ciddi mesafeler katetmiş
olmanın bilincinde, fakat, ulaşılan noktayı yeterli
görmediğimizi de ifade etmek istiyorum. Okullaşma oranını
artırmakla yetinmiyoruz. Okullarımıza sadece bilgisayar
dağıtmıyoruz. Birer birer bilgisayar laboratuvarları
ve teknolojik altyapı imkânlarıyla da teçhiz ediyoruz. Tüm
cumhuriyet döneminde açılan 71 üniversiteye karşın,
biz, AK Partinin dört buçuk yıllık iktidarı süresinde
otuz dokuz üniversite açabilme başarısını da burada
göstermiş oluyoruz. İşte, medeniyete giden yol,
işte 19 Mayıs ruhu budur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu itibarla, seçilme yaşını yirmi
beşe düşüren yasa değişikliğinde olduğu
gibi gençliğimizle ilgili birçok çalışmaya imza atan
Hükûmetimiz eylemlerinde de tercihlerinde de gençliğimize ne
derece önem verdiğini göstermiş ve bununla AK Parti olarak
iftihar ediyoruz. 19 Mayısı bir bayram olarak gençliğe
armağan eden Gazi Mustafa Kemal
Atatürk'ün gençlikle ilgili düşüncelerini hatırlatarak
sözlerime son vermek istiyorum. Büyük Önder, Türk gençliğiyle
ilgili olarak şunları ifade ediyor
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Yeni, sözlerinizi tamamlar mısınız.
Buyurun.
AHMET YENİ (Samsun) - "Milletin
bağrında temiz bir nesil yetişiyor. Bu eseri ona bırakacağım.
Gözüm arkada kalmayacak. Türk çocuğu, çok zekisin; bu, belli.
Fakat, zekânı unut, daima çalışkan ol. Bütün ümidim gençliktedir."
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adalet ve Kalkınma Partisi mensubu bir milletvekili
olarak, gençliğin gücünü, inancını, azmini ve potansiyelini
anlayabiliyor ve gereğini yapabiliyor olmanın verdiği
huzur ve mutlulukla sözlerime son verirken, Türkiye Cumhuriyeti'mizin
yüce Meclisinin çatısı altında, bizlere bu cennet vatanı
canları ve kanları pahasına emanet eden şehit ve
gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, 19 Mayıs Atatürk'ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nın, bir kez daha, yüce Meclisimize
kutlu ve mutlu olmasını temenni ediyor, hepinize saygılarımı
sunuyorum. Atatürk'ün veciz sözünü 19 Mayısta bir daha hatırlatmak
istiyorum: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
Saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yeni.
Gündem dışı ikinci
söz, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı hakkında
söz isteyen Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce'ye
aittir.
Buyurun Sayın İnce.
2.- Yalova
Milletvekili Muharrem İnce'nin, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma
Gençlik ve Spor Bayramı münasebetiyle, 19 Mayısın, savaşlardan
bıkmış, umutları söndürülmüş bir ulusu yeniden
ayağa kaldırmak için Ulusal Kurtuluş Savaşı'na
ve cumhuriyete giden yolun başlangıcı olmasının
önemine ve bugün cumhuriyetin içinde bulunduğu sıkıntılara
ilişkin gündem dışı konuşması
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Mustafa Kemal 16 Mayıs 1919'da
İstanbul'dan yola çıkar ve 19 Mayısta Samsun'dadır.
Yıllarca süren savaşlardan bıkmış usanmış,
umutları söndürülmüş bir ulusu yeniden ayağa kaldırmanın
bir planıdır bu. Havza üzerinden Amasya'ya gelir ve Türk ulusuna
bir genelge yayınlar. Ulusal Kurtuluş Savaşı bu genelgeyle
başlamıştır, ulusal egemenlik ilk kez bu genelgeyle
gündeme gelmiştir. Genelgede özetle şöyle denmektedir:
"Ülkenin bütünlüğü, ulusun bağımsızlığı
tehlikededir. Ulusun bağımsızlığını
yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır." denilmektedir.
Hiç kuşkusuz "ulusun azim ve kararı" demek; ulusal
egemenlik demek, cumhuriyet demek, demokrasi demektir.
Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş
Savaşı içinde, kongreleri, Meclis gibi geniş katılımlı
örgütlenmeleri esas almıştır. Çünkü, ona göre "kurultay"
demek; "meclis" demek, "ulus" demektir. Bugün, 19 Mayıs
1919'un üzerinden seksen sekiz yıl geçti. Bugün, Atatürk'ün gençliğe
emanet ettiği bu bayramı coşkuyla kutlayacağız.
Peki, cumhuriyetimiz ne durumda, bunu sorgulamayacak mıyız
değerli arkadaşlarım?
Mustafa Kemal'in gençleri, acaba,
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nda bu Meclise getirilen
yirmi bir yaşında delikanlılar mı? Yoksa, depolitize
olmuş, ülkesi için idealleri olmayan, ideallerini yitirmiş,
köşe dönme fikrine kapılmış gençler mi? Tabii, bunların
hiçbirisi değil. Cumhuriyeti koruyacak olan, laik, bilimsel,
katılımcı, tartışmacı, karma eğitimden
geçen ve bu eğitimden geçecek olan genç kuşaklardır.
Bugün, cumhuriyetimiz, 180 milyar
dolar iç borçla bir rekor kırmaktadır. 2002'de 171 milyar dolar
olan dış borcumuz, bugün 302 milyar dolara çıkmış
durumdadır. Ne yazık ki bu ülkede herkes, 6.600 dolar kişi
başına borçla yaşamaktadır. 2002'de 15,6 milyar dolar
olan dış ticaret açığımız bugün 52 milyar
dolar düzeyindedir. Ne yazık ki bu ülkenin büyük mağazalarının
genel müdürleri artık yabancıdır. Bu ülkenin bankalarının
yüzde 37'si artık yabancıların eline geçmiştir ve
bu ülkede 4,5 milyon işsizimiz vardır. Kapanan şirket
sayımız yüzde 157, protestolu senet sayımız yüzde
136, karşılıksız çek sayımız yüzde 54 artmıştır
ve yine bu dönemde, ne yazık ki, bu cumhuriyette ilk defa bir
başbakan, zam isteyen memurlara "IMF'yi ikna edin" demiştir
ve yine ilk defa bir Başbakan "tezkere geçmezse maaşları
ödeyemeyiz" demiştir ve yine bu ülkede ilk defa Yunan kilisesi,
kilise bankası Türkiye'de banka satın almıştır
ve yine ilk defa bu ülkede, Petrol Yasası'yla yabancılara
elli yıllık bir imtiyaz verilmiştir. Yine bu ülkede,
yapılan bir ihale sonucunda, bir başbakan, önce uçak istemiş,
sonra Mercedes'e razı olmuştur. İlk defa bu ülkede,
fındık üreticileri çok büyük mitingler yapmışlardır.
Bu ülkede insanlar ilk defa "Cumhuriyet tehlikede" diye,
Tandoğan'da, Çağlayan'da, Gündoğdu'da meydanları
doldurmuşlardır. Ve ilk defa bu ülkede bir başbakan,
İslam dünyasının sınırlarını değiştirecek
olan "Büyük Orta Doğu Projesi"nin, yani "Büyük
İsrail Projesi"nin eş başkanı olmuştur.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Senin
anlama kabiliyetin zayıf!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, ilk defa bu ülkede, yüksek yargı organlarının
üyeleri hedef gösterilmiş ve yüksek yargı organlarının
üyelerine ilk defa saldırıda bulunulmuştur.
AHMET YENİ (Samsun) - Dünyanız
bu, dünyanız
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bu
ülkede, ilk defa, 1923'ten bu yana, Cumhurbaşkanlığı
seçimi çelik çomak oyununa benzetilmiştir. Ve böyle bir ülkede,
ilk kez ithalat 100 milyar doları aşmıştır.
İlk defa, bu ülkede bir ekonomi bakanı, BDDK'nın çıkardığı
yönetmelikleri inceletmek için IMF'den denetçi talep etmiştir.
Yine, bu ülkede ilk kez, İsrailli bir iş adamına gizli
bir şekilde 800 milyon dolar kaynak aktarılmıştır.
Ve ilk defa, borcumuz gayrisafi millî hasılamızı
aşmıştır. Ve ilk defa, bu ülkede bir tarım bakanı,
çiftçilere "Gözünüzü toprak doyursun." demiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
İnce.
Konuşmanızı tamamlar
mısınız.
MUHARREM İNCE (Devamla) -
İşte, böyle bir ortamda, bu ülkede, bu cumhuriyette
"Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı"nı kutluyoruz
ve diyoruz ki "Bu ülkede ekonomi IMF'de, İncirlik ABD'de.
Üzülme Türkiye!" diyoruz. "Çünkü, Cumhuriyet Halk Partisi
var bu ülkede." diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın İnce.
EYÜP AYAR (Kocaeli) - Vay vay
Sana,
ancak, böyle bir konuşma yakışırdı böyle bir
günde!
AHMET YENİ (Samsun) - Böyle
bir bayram gününde
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Sayın Başkanım, arkadaşımızın konuşmasında
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
bir saniye
Buyurun Sayın Başkan.
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Arkadaşımızın konuşmasında hem Grubumuzu
hem Sayın Başbakanı itham eden konuşmalara grup
olarak cevap vermek istiyoruz.
BAŞKAN - İzin verirseniz,
gündem dışı üçüncü konuşmayı da yapalım,
size söz verelim.
Gündem dışı son söz,
İzmir Milletvekili Sayın Ersin'e aittir.
Sayın Ersin, İzmir ilinde
yapılan Cumhuriyet Mitingi hakkında konuşacaklardır.
Buyurun Sayın Ersin.
3.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin'in, sonuncusu İzmir'de yapılan
Cumhuriyet Mitingi nedeniyle mitinglerin düzenlenmesinin sebep
ve sonuçlarına ilişkin gündem dışı konuşması
AHMET ERSİN (İzmir) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 13
Mayıs günü İzmir'de son derece muhteşem ve görkemli bir
miting yapıldı. Ankara Tandoğan, İstanbul Çağlayan,
Manisa ve Çanakkale'den sonra İzmir'de cumhuriyete ve cumhuriyetin
kazanımlarına, Atatürk'e ve onun ilkelerine sahip çıkma
adına bir miting yapıldı ve bu miting, 13 Mayıs itibarıyla
son mitingdi. Kuşkusuz, önümüzdeki hafta Samsun'da yeni bir mitingimiz
var.
Değerli arkadaşlarım,
bu büyük mitingin bir bölümünü sizlere göstermek istiyorum.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Herkes gördü onu.
AHMET ERSİN (Devamla) - Yeni
Asır gazetesinin tam sayfa verdiği bir haber. Üstte, Atatürk'ün
silüeti
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Erzurum mitingi nerede?
AHMET ERSİN (Devamla) -
ve
Atatürk silüeti altında o muhteşem kalabalığı
tanımlayan, gösteren bir gazete haberi.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Erzurum'u göster, Erzurum'u!
AHMET ERSİN (Devamla) - Erzurum'u
da söylerim isterseniz, oradaki olumsuzlukları da söylerim istiyorsanız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenen bu mitinge
1,5 milyondan fazla katılımla, laik cumhuriyete ve Atatürk'e
olan bağlılıklarını ve sevgilerini gösteren
İzmirlilere teşekkür ediyorum, kutluyorum. Çocuk, genç,
yaşlı, erkek, kadın demeden 1,5 milyondan fazla kişinin
30 derecenin üzerindeki sıcaklıkta ve yakıcı güneşin
altında altı yedi saat coşku içinde beklemeleri, her
türlü takdire değer.
Ayrıca, belirtmek isterim
ki, bir gün önce provokatörler tarafından Bornova pazar yerinde
patlatılan ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan bombalama
olayına rağmen, bu 1,5 milyon insanın toplandığı
mitingde kimsenin burnu bile kanamadan bu büyük topluluğun dağılmasında
önemli katkıları olan İzmir Valimizi ve Emniyet Müdürümüzü
ve emniyet teşkilatını da kutluyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Dolayısıyla
Hükûmeti kutluyorsunuz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) -
Hükûmeti de kutlayın, Hükûmeti!
AHMET ERSİN (Devamla) - Değerli
milletvekilleri, çok hoş ve güzel pankartlar vardı o mitingde.
Özellikle Sayın Başbakanın İzmir ve İzmirlilerle
ilgili "gâvur" yakıştırmasına cevap olan
bir pankartı sizlere aktarmak istiyorum.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) -
Öyle bir yakıştırma yok!
AHMET ERSİN (Devamla) -
Şöyle yazıyor pankartta: "Ben gâvurum. Vatan sevgisi,
Atatürkçülük gâvurluksa, yazın en büyük harfle: Ben İzmirliyim."
Bu vardı pankartta.
Değerli arkadaşlarım,
ben de İzmirliyim. Bu kentte doğmuş olmaktan, bu kentte
yaşıyor olmaktan ve İzmirli olmaktan gurur duyuyorum.
Kurtuluş Savaşı'nı başlatan bu kente
"gâvur" yakıştırmasını yapan, hakaret
eden Sayın Başbakana
AHMET YENİ (Samsun) - Samsun'da
başladı, Samsun'da!
AHMET ERSİN (Devamla) -
bu iftirasını
aynen iade ediyorum
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Nereden
çıkarıyorsunuz yahu? Nerede yapmış, nerede söylemiş?
Yok öyle bir şey!
AHMET ERSİN (Devamla) -
ve
İzmirliler, Sayın Başbakana hak ettiği cevabı
sandıkta verecekler.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye aylardan beri neden gerginlik yaşıyor? Neden milyonlar
sokağa dökülüyorlar?
EYÜP AYAR (Kocaeli) - Sizin sorumluluğunuz
AHMET ERSİN (Devamla) - Ve neden
vatandaşlarımız laik cumhuriyete sahip çıkma ihtiyacını
duyarak milyonluk mitingler yapıyorlar?
AHMET YENİ (Samsun) - Sıkışınca
"laik cumhuriyet" demek hemen!
AHMET ERSİN (Devamla) - Çünkü
Demin siz konuştunuz, ben size
bir şey söylemedim.
AHMET YENİ (Samsun) - Ben bayram
kutladım, bayram.
AHMET ERSİN (Devamla) - Demin
siz konuştunuz, size laf atmadım. Bayramı kutladınız
ama çok içten kutladığınızı sanmıyorum.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) -
Haksız yere sataşıyorsun.
AHMET ERSİN (Devamla) - Çünkü,
uygulamaları
Hayır, o sataşıyor. Bakın, zaten
hep aynı yerde oturuyor ve herkese sataşıyor.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
karşılıklı lütfen konuşmayın.
Buyurun Sayın Ersin.
AHMET ERSİN (Devamla) - Her
gün aynı yerde oturuyor ve herkese sataşıyor.
AHMET YENİ (Samsun) -
İşiniz gücünüz iftira!
AHMET ERSİN (Devamla) - Çünkü,
uygulamaları, kadrolaşmaları ve politikalarıyla
zaten tereddüt ve tedirginlik yaratan bu iktidar
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sayın
Başkan, bir Başbakanın böyle bir nitelemede bulunması
mümkün mü?
AHMET ERSİN (Devamla) -
Cumhurbaşkanı
seçimindeki tutumuyla da bardağı taşırdı.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Nasıl
söylenebilir böyle bir şey?
BAŞKAN - Sayın Kacır,
bir saniye
AHMET ERSİN (Devamla) - Uzlaşarak,
laik, demokratik cumhuriyete sahip çıkacak birisini Cumhurbaşkanı
seçtirmek yerine, milletin birliğini ve devletin bütünlüğünü
temsil eden o makama, dayatmayla ve millî görüşün önde gelen bir
fedaisini oturtmaya çalışarak, milletin bam teline bastı
bu iktidar maalesef.
AHMET YENİ (Samsun) - Kaçtınız,
Meclisten kaçtınız!
AHMET ERSİN (Devamla) -
İşte bu mitingler, iktidarın bu aymazlığına
ve dayatmacılığına duyulan tepkiden kaynaklanmıştır
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Bir İzmirliye yakışmıyor! İzmir Milletvekiline
yakışmıyor!
AHMET ERSİN (Devamla) -
ve eğer iktidar bu tutumunu sürdürürse,
bu mitingler de bu tepkiler de devam edecek.
AHMET YENİ (Samsun) - Halktan
kaçtınız.
AHMET ERSİN (Devamla) - Ama görülüyor
ki, bu iktidar, milyonların sokağa dökülmesinden, milyonların
bu iktidara olan...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Ersin...
CEVDET ERDÖL (Trabzon) - Silleyi
millet yaklaştı!
AHMET YENİ (Samsun) - Meclisten
kaçtınız. Bunun hesabını soracaklar sizden!
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET ERSİN (Devamla) - Tamamlıyorum
Sayın Başkanım.
Bu iktidarın bu tepkileri anlamamasından,
bu mitinglerin verdiği mesajı almamasından anlıyoruz
ki, bu tedirginlik, bu tepkiler ve bu gerginlik devam edecek. Ama, her
şeye rağmen yine de beklentimiz şudur ki...
AHMET YENİ (Samsun) - AK Parti
geliyor, AK Parti.
AHMET ERSİN (Devamla) - Her
şeye rağmen beklentimiz şu: Umuyoruz ki, iktidar partisi...
AHMET YENİ (Samsun) - Yüzde
50'nin üzerinde geliyoruz.
AHMET ERSİN (Devamla) - ...önümüzdeki
süreçle ilgili olarak, bugüne kadar yaptığı yanlışlar,
hatalar... Zaten, 22 Temmuzda hesabı görülecek o yanlışların,
hataların.
AHMET YENİ (Samsun) - En az yüzde
50...
RECEP YILDIRIM (Sakarya) - Yüzde
53,4...
AHMET ERSİN (Devamla) - Ama,
hiç olmazsa bu Meclisin altında görev yapan bütün partiler, Atatürk
ilkelerine, laikliğe ve laik cumhuriyete büyük bir saygı
içinde sahip çıkarlar diye düşünüyorum ve hepinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) - Yüzde
50'nin üzerinde geliyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Ersin.
Sayın milletvekilleri, bir
milletvekilimiz -Sayın Ersin konuşurken- "Erzurum'u
da görün." dediler. Erzurum'dakileri de selamlıyoruz,
İzmir'dekileri de selamlıyoruz. (Alkışlar) Erzurum
İzmir'in, İzmir Erzurum'un alternatifi, karşıtı
değil; hepsi Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşlarıdır;
hepsini saygıyla selamlıyoruz, onları bağrımıza
basıyoruz.
Şimdi, Adalet ve Kalkınma
Partisi Grup Başkan Vekili Sayın İrfan Gündüz sayın
konuşmacıların sözlerine cevap verecekler. İç
Tüzük'ümüzün 69'uncu maddesine göre söz veriyorum.
Buyurun Sayın Gündüz. Sanıyorum,
yeni bir sataşmaya da yol açmazsınız. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AHMET ERSİN (İzmir) - Sayın
Başkan, bir şey sorabilir miyim?
Benim, Adalet ve Kalkınma Partisine
yönelik bir tavrım olmadı.
BAŞKAN - Hayır hayır,
daha önce söz talebi olmuştu Sayın Ersin. Sayın Gündüz'ün,
daha önce söz talebi olmuştu.
AHMET ERSİN (İzmir) - Yani,
benimle ilgili bir şey söylerse benim de cevap hakkım olduğunu
söylüyorum.
BAŞKAN - Muharrem İnce'nin...
Siz, lütfen yerinize oturun, buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hayır
efendim, Sayın Başbakanla ilgili söyledikleri külliyen
yanlıştır.
BAŞKAN - Sayın Kacır...
Sayın Kacır...
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yok böyle
bir şey...
BAŞKAN - Sayın Kacır,
sizden rica ediyorum. Bakın, bir Sayın Grup Başkan Vekilimiz
talepte bulundu, ben de söz veriyorum. İzin verin, Sayın
Grup Başkan Vekilimiz sizin de hissiyatınıza tercüman
olacaktır.
Buyurun Sayın Gündüz.
IV.
- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz'ün, Yalova Milletvekili
Muharrem İnce'nin, konuşmasında, partisine ve Genel
Başkanlarına sataşması nedeniyle konuşması
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, hepinize
saygılar sunuyorum.
19 Mayıs coşkusu içerisinde
bulunduğumuz şu günlerde, gerek gençlik gerek spor gerekse
Atatürk'ü anma coşkusu içerisinde bulunduğumuz bugünlerde,
gerçekten, işi siyasi polemiğe dökmenin ve olmayan
şeyleri varmış gibi göstermenin yanlış olduğunu
huzurlarınızda beyan etmek istiyorum. Ben, bunları
düzeltmek üzere söz aldım.
Bugün, Avrupa Birliğinin Maastricht
Kriterlerine göre bir ülkenin dış ve iç borçlarının
toplamı gayrisafi millî hasılasının yüzde
60'ı ve altında ise o ülke en kredibl ülke demektir ve 2002'de
yüzde 94,2 iken dış ve iç borçların toplamının
gayrisafi millî hasılaya oranı, yani, 181 milyar dolara
oranı bu iken, biz, bugün 400 milyar dolarlık bir gayrisafi
millî hasıla, dış ve iç borçların toplamını
da yüzde 44,2'ye düşürmeyi başarmış bir ülkeyiz.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Fert başına düşen
millî gelir 2002'de 2.338 dolar iken, bugün 5.477 dolara çıkarmış
bir iktidarız.
Bunu hangi kalemde ele alırsanız
alın, geçmişe şöyle bir baktığımız zaman,
Anayasa kitapçığı fırlatıldı diye ekonominin
bir günde nasıl savrulduğunu, nasıl darmadağın
olduğunu hep beraber biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı
seçimi öncesi meydana gelen olaylar dikkate alındığında,
bugün, ekonominin ne kadar sağlam zeminlerde olduğunu ve
ekonominin kılının bile kıpırdamadığını,
hatta, borsanın müspet yönde ilerlediğini de hep beraber
görmekteyiz.
Dolayısıyla, bu 19 Mayıs
coşkusunu siyasi polemiklerle ve karalamalarla geçirmenin
yanlışlığını özellikle beyan etmek istiyorum.
Kaldı ki, burada konuşmacı
arkadaşlarımızın söylenmedik laflar üzerine Sayın
Başbakana sözler bina etmeleri ve buna göre hüküm vermelerinin
yanlışlığını da yine bilmelerini istiyorum.
Biz, meydanlarda yürüyen vatandaşlarımızın,
cumhuriyete, laikliğe sosyal hukuk devletine, demokrasiye
bağlılığını hem alıyor hem anlıyoruz
ve onlarla da yürekten beraberliğimizi buradan ifade etmek
istiyoruz. Ancak
MUHARREM İNCE (Yalova) - Teşekkür
ederiz!
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) -
cumhuriyete
saygıyı Cumhuriyet Halk Partisine saygıya dönüştürme
telaşının yanlışlığını da
belirtmek istiyoruz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Öbür taraftan, Sayın Başbakan,
Medeniyetler Arası Diyalog Grubu Eş Başkanıdır.
Büyük Ortadoğu Projesi'yle, Büyük İsrail Projesi'yle kesinlikle
uzaktan yakından alakası yok. Bugün, uluslararası arenada
sözü dinlenen bir aktör olma konumuna gelmişse eğer Türkiye,
bu gayretlerin sonucuyla ulaşmıştır. O yüzden, bunları
eğip bükmeye hiç kimsenin hakkı yok, herkes eğri oturup,
doğru konuşmalıdır.
O yüzden, tabii, burada, 19 Mayıs
coşkusundan anladığımız bizim, Atatürk'ü anlamak
ve Atatürk'ün gösterdiği, çağdaş, muasır medeniyet
seviyesini aşmak, bir vizyondur, bir idealdir, ama, bunu siyasi
polemiklerle karalamak ve bunu siyasi polemiğe dökmek bana
göre yanlış bir şey. Bu, Meclisin mehabetine de hiç yakışmıyor.
Esasında, bu çoşkuyu, gelin, hep beraber, özümüzle, sözümüzle,
sadece sözde değil, özde hep beraber Atatürk'ün yolundan gidelim
ve onun çizdiği hedefi yakalama gayretinde olalım. O yüzden,
Atatürk'ü anma coşkusu için söyleyecek bir şeyi olmayanların,
böyle polemiklerle, böyle siyasi şantajlarla, şu Meclisin
kürsüsünde toplumu aldatmaya çalışmalarını da
yadırgadığımı beyan ediyor, bu heyecanın,
bu coşkunun bütün milletimize hayırlı, uğurlu olmasını
diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Gündüz.
Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının, bazı sayın milletvekillerinin
izinli sayılmalarına dair bir tezkeresi vardır, ayrı
ayrı okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
III.
- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Bazı milletvekillerinin, belirtilen süre ve nedenlerle izinli
sayılmalarına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1276)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Aşağıda adları
yazılı sayın milletvekillerinin hizalarında
gösterilen süre ve nedenlerle izinli sayılmaları Başkanlık
Divanının 26 Nisan 2007 tarihli toplantısında uygun
görülmüştür.
Genel Kurulun onayına sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
"Amasya Milletvekili Hamza
Albayrak, hastalığı nedeniyle 23/03/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 31 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Eskişehir Milletvekili
Mehmet Ali Arıkan, hastalığı nedeniyle 15/03/2007
tarihinden geçerlik olmak üzere 15 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Eskişehir Milletvekili
Hasan Murat Mercan, hastalığı nedeniyle 11/03/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 64 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun.
"Samsun Milletvekili Musa
Uzunkaya, hastalığı nedeniyle 25/03/2007 tarihinden
geçerli olmak üzere 16 gün"
BAŞKAN - Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının, bir milletvekiline
ödenek ve yolluğunun verilebilmesi için bir tezkeresi vardır;
okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun.
2.-
Eskişehir Milletvekili Hasan Murat Mercan'a ödenek ve yolluğunun
ödenmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1277)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Hastalığı nedeniyle
bu yasama yılında aralıksız iki aydan fazla izin
alan Eskişehir Milletvekili Hasan Murat Mercan'a İçtüzüğün
154 üncü maddesi gereğince ödenek ve yolluğunun verilebilmesi,
Başkanlık Divanının 26 Nisan 2007 tarihli toplantısında
uygun görülmüştür.
Genel Kurulun onayına sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Kabul edenler
Teşekkür ederim.
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan, Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Sayın Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan, Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim Kurumları
Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu ile 78
ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Yükseköğretim
Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/1343, 1/1291) (S. Sayısı: 1414) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Şimdi, eski 7, yeni 8'inci maddeye
bağlı geçici 34'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 8- 2809 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 34- Bu
Kanunla kurulan Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, Ağrı
Dağı Üniversitesi, Sinop Üniversitesi, Siirt Üniversitesi,
Nevşehir Üniversitesi, Karabük Üniversitesi, Kilis Üniversitesi,
Karatekin Üniversitesi, Artvin Üniversitesi, Bilecik Üniversitesi,
Eren Üniversitesi, Kırklareli Üniversitesi, Osmaniye Üniversitesi,
Bingöl Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi, Mardin Artuklu
Üniversitesi ve Batman Üniversitesine bağlanan yükseköğretim
kurumlarının teşkilatı, mevcut kadroları ve
pozisyonları ile birlikte personeli, bu kuruluşlarla ilgili
yılı bütçe ödenekleri, bütçedeki ödeneklerin tahakkuka
bağlanma yetkisi, bina ve tesisleri, her türlü araç ve gereci,
malzeme, döşeme, demirbaş ve taşıtları ile
birlikte her türlü taşınır ve taşınmaz malları
başka bir işleme gerek kalmaksızın bağlandıkları
üniversitelere devredilmiş sayılır.
Bu Kanunla yeni kurulan ve
bağlantısı değiştirilen yüksek öğretim
kurumlarında uygulamayla ilgili olarak ortaya çıkacak
sorunlar Yükseköğretim Kurulu kararıyla çözümlenir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Kırklareli Milletvekili Sayın
Mehmet Siyam Kesimoğlu.
Buyurun Sayın Kesimoğlu.
CHP GRUBU ADINA MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının 8'inci maddesinin
geçici 34'üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
şahsım ve grubum adına saygıyla selamlıyorum.
(x)
1414 S. Sayılı Basmayazı 15/5/2007 tarihli 106'ncı
Birleşim Tutanağı'na eklidir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
dün gece, bu maddeye gelinceye kadar geçen maddelerle on yedi ilimizde
üniversite kuruldu. İlk defa üniversiteye kavuşan illerimizde
yaşayan yurttaşlarımıza hayırlı olmasını
diliyorum. Ben de Parlamentoda temsil etmekten onur duyduğum
Kırklareli ilinde üniversite kurulmasından dolayı
memnunum, mutluyum, teşekkür ediyorum.
Bu nedenle sizlere biraz da
Kırklareli'den bahsetmek istiyorum değerli milletvekilleri.
Yıllardan beri Kırklareli halkının bir özlemiydi
üniversiteye kavuşmak, çünkü, Ankaralı, İzmirli,
İstanbullu ailelerin çocukları nasıl kendi illerinin
üniversitelerinde okuyorlarsa, Kırklarelili aileler de kendi
ilinin üniversitesinde çocuklarının okumasını
istiyorlardı. Üniversiteye kavuşmayı çoktan hak etmişlerdi,
çünkü, o kadar çok üniversiteyi hak eden faktörler var ki ilimizle ilgili,
bunlara ait birtakım rakamları sizlerle paylaşmak istiyorum
değerli milletvekilleri: Kırklareli, yüzde 93 okuma yazma
oranı ile diğer iller arasında çok önde, kültürel ve sosyoekonomik
gelişmişlik düzeyiyle 11'inci sırada, okullaşma
oranı yüzde 97, eğitim sektörü gelişmişlik sıralamasında
ilimiz Kırklareli 7'nci sırada, üniversite sınavlarında
nüfusuna oranla en başarılı iller arasında. Yine,
nüfusuna oranla en çok üniversite mezununa sahip bir il. 6.550 kilometrekarelik
bir alana yayılan Kırklareli, bir uçtan Karadeniz'e, bir uçtan
Bulgaristan'a dayanıyor. Günümüzden tam sekiz bin yıl önce
yerleşik bir yaşam söz konusu değerli arkadaşlarım
Kırklareli'nde ve tabii ki ülkemizin batıya dönük yüzü
Kırklareli. Tüm bu nedenlerden ve sayamadığım birçok
faktörden dolayı ilimiz çoktan hak etmişti üniversite sahibi
olmayı. Bu açıdan bakacak olursak, bu tasarıyı bir
hakkın gereğini yerine getiren bir tasarı olarak düşünüyorum.
Sayın milletvekili arkadaşlarım,
ilimiz Kırklareli bir bilim ve kültür merkezi hâline dönüşmek
istiyor, dönüştü, bunun gereklerini de yerine getirecek. Ancak,
ilimize üniversite kurulmasının birtakım düşündürücü
nedenleri var. Bunları ben sizlerle paylaşmak istiyorum.
Biraz geriye gitmek istiyorum değerli
milletvekili arkadaşlarım. Kırklareli halkının
yıllardan beri özlemi olan bu Kırklareli Üniversitesinin
kurulmasıyla ilgili, milletvekili olur olmaz bir kanun teklifi
verdim. Kanun teklifi verdiğim günden bugüne dört tane
kış geçti, ancak benim vermiş olduğum kanun teklifi,
ilgili komisyonda dört tane kış uykusundan uyanamadı.
Bugüne kadar bu konuda çok çeşitli çalışmalar yaptım.
Geçtiğimiz dönemde on beş tane yeni üniversitenin kurulması
gündeme geldiğinde, diğer milletvekili arkadaşım
Yavuz Altınorak'la birlikte bir önerge verdim. Çalışmalar
yaptık, konuşmalar yaptık, ancak başarılı
olamadık. Elbette, yalnız milletvekilleri olarak bizler
bu konuda çaba sarf etmedik, Kırklareli halkı gerçekten
çok özverili çalışmalar yaptı, sivil toplum örgütleri
çok başarılı çalışmalar yaptı. Özellikle
Kırklareli Hareketi Derneğinin öncülüğünde paneller,
toplantılar, imza kampanyaları düzenlendi.
Panel deyince aklıma geldi
saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım. Dün gece,
Kırklareli Üniversitesinin kurulmasıyla ilgili görüşmeler
sırasında söz alan Adalet ve Kalkınma Partisinin Değerli
Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam kardeşim -konuşmalarını
dikkatle dinledim- beni bir parça geriye götürdü. Kırklareli
Hareketi Derneğinde 24 Aralık 2004 tarihinde bir panel düzenlenmişti
ve bu panelin konusu da Kırklareli'nde Kırklareli Üniversitesinin
kurulmasıydı. Biz, tabii ki, Cumhuriyet Halk Partisinin 2
tane milletvekili olarak, bu konuyla ilgili olumlu düşüncelerimizi
koyduk, tavır takındık. Ancak, değerli kardeşim
Ahmet Gökhan Sarıçam'ın, ben, panele katılan vali vekili,
belediye başkanı, sivil toplum örgütünün temsilcileri
ve Kırklareli halkının huzurunda olumlu tutumunu bekledim,
fakat göremedim. Sevgili arkadaşım dün akşam burada
bunlardan bahsetti. Ancak, o günkü konuşmalarında -ki, bu
konuşmalar, Kırklareli Hareketinin düzenlemiş olduğu
panelde bantlarda da kayıtlıdır- ifade ettiği gibi,
Kırklareli'deki üniversiteye bu aşamada gerek olmadığı,
var olan Trakya Üniversitesinin bu ihtiyacı giderebileceği,
hatta ilim neredeyse oraya gitmemiz gerektiğini ortaya koyan
düşüncelerinin olduğunu dinledik. Arkadaşımızın
düşüncelerini dinleyince, işte bu panel, bu sözler gözümün
önüne geldi. Arkadaşımızın -ki, benim sevdiğim,
değerli kardeşimdir elbette ki- gelişerek değiştiğini
görmekten memnuniyetimi ifade etmek için bu sözleri kullandım.
Amacım bir polemik yaratmak değil.
Sayın milletvekilleri, bir
de Sayın Bakanın, Sayın Millî Eğitim Bakanının
2005 yılında ilimize geldiğini, ilimizin gelişmişliğini
gördüğünü ve artık burada bir üniversite kurulmasının
gerektiğini işaret etti arkadaşımız. Ben,
bir ilde üniversite kurulması için gerekli kriterin bu kadar
basite indirgendiğini doğrusu bilmiyordum. Bu, önemli
bir aşamadır diye düşünüyorum. Üniversitesi olmayan
dokuz ile de buradan bir çağrı yapmak istiyorum: Sayın
Millî Eğitim Bakanını illerine davet etsinler, güzelliklerini
sergilesinler, onlar da üniversitelerine kavuşsunlar diye
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Kırklareli halkının çabalarından bahsediyordum.
Bu konuda bir imza kampanyası düzenlendi yine Kırklareli
Hareketi Derneği tarafından, öncülüğünde ve
Kırklareli halkı, bir çırpıda, kendi ilinin plakası
olan 39'u da anımsatması bakımından 39 bin tane imzayı
bir araya getirdi ve bu on beş üniversitenin kurulmasıyla
ilgili tasarı görüşülürken, yine Yavuz Altınorak arkadaşımla
birlikte, Sayın Millî Eğitim Bakanına burada takdim ettik.
Belediye başkanlarımız -26 tane belediye başkanımız
var; ki, içinde Adalet ve Kalkınma Partisine mensup belediye
başkanlarımız dahi taahhütte bulundular topluma,
açıklamada bulundular- her türlü imkânı, her türlü fırsatı,
kurulacak olan Kırklareli Üniversitesine vereceklerini ve
üniversitede okuyacak öğrenceleri toplu taşım araçlarıyla
ücretsiz taşıyabileceklerini ifade ettiler.
Değerli arkadaşlarım,
bunları, biz, zaman zaman dile getirdik, ancak, tam dört buçuk
yıl geçti aradan. Benim vermiş olduğum kanun teklifi komisyonda
bekledi, birdenbire bir baktık ilimize üniversite kuruldu. Elbette
ki, aldık kabul ettik.
SELAMİ UZUN (Sivas) - Hayırlı
olsun.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Elbet, hayırlısı olsun. Memnunuz ve mutluyuz, aldık
kabul ettik, ama ne değişti? Benim milletvekili olduktan
sonra vermiş olduğum kanun teklifinden bu yana değişen
bir tek şey var değerli arkadaşlarım: Sandık.
Şimdi, Sayın Bakan burada
olsaydı -dün geceki konuşmaları da hatırlıyorum-
kızacaktı, bunun bir seçim rüşvetiyle ilgisi ve alakası
yok diyecekti, ama Kırklareli halkı bunun bilincinde. Bir
hakkın gereği yerine geldi diye düşünüyor. Üniversitesinin
kurulmasından son derece mutlu, memnun. Ancak, sandık önüne
konulduğunda, özgür iradesini sandığa yansıtacak.
2002 seçimlerinde 4'üncü sırayı verdiği Adalet ve Kalkınma
Partisine, 22 Temmuz seçimlerinde nasihat verecek ve bilin ki değerli
iktidar partisinin milletvekilleri, 22 Temmuz gecesinde Kırklareli'nde
açılan sandıklardan Adalet ve Kalkınma Partisi çıkmayacak.
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- O, senin elinde değil ki!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisinin
eğitim anlayışıyla ilgili bir çarpıcı örneği
sizlerle paylaşarak sözlerimi tamamlamak istiyorum.
Millî Eğitim Bakanlığının
bütçesi görüşülürken söz alan Cumhuriyet Halk Partili milletvekili
arkadaşlarım, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından
bastırılan ders kitaplarından birtakım örnekleri
bizlerle paylaştılar. Yüzümüz kızardı, öfkelendik.
Ben size birazdan bir yazıyı okuyacağım. Bu da bu
anlayışı âdeta taçlandıran bir görüş değerli
arkadaşlarım. Dikkatle dinlemenizi rica ediyorum.
Dün, Cumhuriyet gazetesinin Deniz
Som köşesinde yayınlanan bir yazı. Bu, bir A4 boyutunda
hazırlanan bir yazı. Kırklareli'nin Lüleburgaz ilçesinde
ilköğretim okullarında din kültürü ve ahlak bilgisi
öğretmenleri tarafından öğrencilere dağıtılan
bir yazı değerli arkadaşlarım: "Suyu içmeden
önce 'bismillahirrahmanirrahim' diyeceğiz; içi görünür bir
kapta, oturarak ve yüzümüzü kıbleye dönerek üç yudumda içeceğiz.
İçtikten sonra 'elhamdülillah' diyeceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) - İslamidir
o.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Elmayı yatay dilimleyeceğiz, meyvenin çekirdeğini
sol elimizle çıkaracağız. Yemekten önce besmele çekeceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) -
Doğru
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Bir dinleyin arkadaşlar. Ondan sonra gelin de engin fikirlerinizden
hepimizi yararlandırın. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
lütfen müdahale etmeyelim.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Yemeği sağ elle yiyeceğiz."
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Besmeleden
niye korkuyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Sofradaki kırıntıları sağ elimizin
işaret parmağıyla toplayacağız."
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Besmeleden
niye bu kadar çekiniyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Yerde yemek yerken sağ bacağımızı kaldıracağız.
Yemek yerken başkalarının
" (AK Parti sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Kesimoğlu.
Buyurun, sözlerinizi tamamlar
mısınız.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Yemeğin ortasında şükür duası yapacağız.
Yemek duasını okuyacağız.
Akşam yatarken abdest alacağız."
(AK Parti sıralarından "doğru" sesleri)
RECEP YILDIRIM (Sakarya) -
Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Ne kadar güzel işte, gelin, anlatın. (AK Parti sıralarından
"Okumayın şunları" sesleri)
"Yatmadan önce, Felak ve Nas
surelerini okuyacağız, saçımızı tarayacağız.
Sağ el üzerine ve sağ tarafımıza yatacağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) - Çok güzel!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Bir şeyi giyerken sağdan giyeceğiz, soldan
çıkaracağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) - O da
doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Ayakkabımızı ilk önce sağ ayağımıza
giyeceğiz. Evden çıkarken abdest alacağız.
Tuvalete giderken çoraplarımızı
çıkaracağız. Tuvalete ve banyoya sol ayakla girip
sağ ayakla çıkacağız."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) -
Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Tuvalette ve banyoda tükürmeyeceğiz. Banyodan çıkarken
diz kapaklarımızın aşağısına soğuk
su dökeceğiz.
Bebekleri koklayarak öpeceğiz.
Çocukların başını okşayacağız. Her
gün, en az 100 defa 'estağfurullah' diyeceğiz. Bir iş yaparken
Peygamber efendimizin ne iş yaptığını düşüneceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) -
Doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Tebliğ edeceğiz. Cemaatle namaz kılacağız.
Günde beş vakit tesbihat yapacağız. Pazartesi ve perşembe
günleri oruç tutacağız."
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Siz tutmayın!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Teheccüt, evvabin, kuşluk namazları kılacağız."
(AK Parti sıralarından gürültüler)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - İslam'ın
şartı bunlar!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri
Sayın milletvekilleri
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Cuma günleri tırnak keseceğiz, gusül abdesti alacağız,
sadaka vereceğiz."
RECEP YILDIRIM (Sakarya) -
Doğru, doğru!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- "Çantamızda iğne, iplik ve ayna taşıyacağız.
Evde perdeyi kapattıktan sonra ışığı yakacağız.
Otomobile bindiğimizde
"
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu,
daha, uzun sürecek mi?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Toparlıyorum Sayın Başkanım.
NUSRET BAYRAKTAR (İstanbul) -
Hayır, hutbe mi okuyorsun, anlamadım!
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Toparlıyorum.
BAŞKAN - Hayır, gündeme
ilişkin, konuya ilişkin de
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Bitiriyorum efendim, bitiriyorum.
"Otomobile bindiğimizde
üç defa 'Allahu ekber' üç defa 'elhamdülillah' üç defa 'la ilahe illallah'
diyeceğiz. Misvak kullanacağız ve dişlerimizden
sonra dilimizin üzerini de temizleyeceğiz." Ve pek tabii
ki, Sayın Millî Eğitim Bakanına da dua edeceğiz!
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, biz, elmayı yatay değil de dikey kesersek elma
kızar mı, küser mi? Banyoda tuvalete tükürmeyeceğiz
de sokaklara mı tüküreceğiz? (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Şimdi, meyvenin çekirdeğini
sol elimizle çıkaracağız! Uğur Mumcu'nun sözleri
vardı hani: "Salla bayrağı soldan sağa,
düşman üstüne."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Kesimoğlu,
Genel Kurula teşekkür eder misiniz.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Bitiriyorum Başkanım.
"Soldan sağa
" derken,
komünizm teşvikinde bulunduğu gerekçesiyle yargılandı.
Şimdi, meyvenin çekirdeğini sol elimizle çıkartarak
solculuk ya da komünizm propagandası yapmış olmayacak
mıyız? (AK Parti sıralarından gürültüler)
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Kim yazmış?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakan keşke aramızda
olsaydı, bu bilimsel bilgilerle ilgili ne düşünüyor, bizi
bilgilendirmiş olsaydı.
Umarım, bu tasarının
görüşme süreci içerisinde gelir, bizleri bilgilendirir.
Eğer, bizler yanlış bilgi içerisindeysek, doğru bilgilere
kavuşuruz ve gereğini yerine getiririz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - İslam'ın
şartına karşı mısınız?
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kesimoğlu.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli)
- Sayın Başkan, 69'uncu maddeye göre söz istiyorum.
Biraz önceki konuşmasında,
Kırklareli Milletvekili arkadaşım ismimden bahsederek,
geçmişte, belli bir yerde, bir sivil toplum örgütünün üyesiyle
yapılmış bir toplantıda söylediğim sözleri
burada çarpıtmıştır. Kamuoyuna gerçekleri aktarmak
için müsaadenizi istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
zaten şahsınız adına konuşmanız var; onu
da göz önüne alacağım.
Teşekkür ederim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli)
- Tamam efendim.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
yani şahsınız adına konuşurken o süreyi de
dikkate alacağım.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım, sağ olun.
BAŞKAN - Anavatan Partisi Grubu
adına, Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan.
Buyurun Sayın Özdoğan.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; görüşülmekte
olan 1414 sıra sayılı Yasa Tasarısı'nın
8'inci maddesine bağlı geçici 34'üncü madde üzerinde Anavatan
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
burada, bir hissiyatımı belirtmek istiyorum. Hakikaten,
insanların dinî inançlarını böyle aşağılarcasına
konuşmak beni de rencide etmiştir. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Dolayısıyla, az önce konuşan Sayın
Milletvekilimizin bu tutumunu ben kınıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
herkesin dinî inancı kendinedir. Ayrıyeten, şunu da
söylemek istiyorum, değerli arkadaşlarım: Bu gibi
dinî inanç meselelerini gündeme getirerek AK Partiyi büyütmekten
başka bir şey yapmıyorsunuz, birkaç puan daha büyüttünüz.
Bak, bunu ben size söylemek istiyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Bunların yerine daha gerçek şeyleri gündeme
getirmeniz gerekirdi.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Büyüme o kadar kolay olsa!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Ayrıyeten, sizin bu konuşmalarınıza karşı
ben de hissiyatımı şöyle belirtmek istiyorum: İnşallah,
Allah, beni ve bu yolda olanları, Hazreti Muhammet'in yolunda
daim kılar diyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Yolunuz açık olsun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Değerli milletvekili arkadaşlarım, üç gündür üzerinde
çalıştığımız kanun tasarısı on
yedi ilimizde yeni üniversite kurmayı hedefliyor. Ancak, her
nedense, Aralık 2005'te on beş, şimdi de on yedi ilde üniversite
kuracağını söyleyen Hükûmet dokuz ilimizi kapsam
dışı bırakmıştır. Bunun mantığını
anlamaya çalışıyorum; düşündüm, bir sistematik
kurayım dedim, fakat, maalesef mantığını da
şu ana kadar anlayamadım.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
kapsam dışı bırakılan Iğdır, Ardahan,
Yalova, Şırnak, Gümüşhane, Bayburt, Hakkâri, Tunceli ve
Bartın'ın, zaten çok kolay üniversite kuran Hükûmet tarafından
bu listeye alınmamasının sebebi ne olabilir?
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Plan ve bütçe, program
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Bu illerimiz zaten üniversiteye boğulmuş oldukları
için mi veya bir üniversite onlar için gereksiz olduğu için mi
kapsam dışında bırakıldılar? Bu sorunun
cevabını çok merak ediyorum.
Dün burada, Mardin ve Muş illerimizden
milletvekili arkadaşlarımızı bu kürsüde izlerken
bir şeyi daha gördüm değerli arkadaşlarım.
Eğer memleketimizin fiziki gözleri olsaydı, o gözler
eğitime tutkuyla bakan gözler olurdu, çünkü, değerli arkadaşlar,
eğitim, maalesef milletçe paylaştığımız
ortak bir zenginlik hâline hâlâ daha dönüşememiştir. Avrupa
Birliği ülkeleriyle mukayese dahi edilmemiz hâlen daha mümkün
değildir. Hiçbir Avrupa ülkesinin insanı eğitime bizim
insanımız kadar aç ve tutkun değildir. Hâl böyleyken,
Hükûmet dokuz ilimizi kapsam dışı bırakarak bu illerimizin
boynunu bükmüş ve onlara haksızlık etmiştir. Bir
sene içerisinde 15+17 yani 32 üniversite kurduğunu iddia edebilecek
kadar bu işlerden bihaber olan Hükûmet, ama, mademki bu kadar çok
ilimizi bu yasa kapsamına almıştır, o hâlde dokuz
ilimizi neden bu kapsam dışında bırakmıştır?
Kaldı ki, değerli arkadaşlar,
bu dokuz ilimiz ağırlıklı olarak temel eğitim
imkânlarından da yoksun illerimizdendir. Esasen, bir senede
otuz iki üniversite kurduğunu iddia ederek komik duruma düşen
Hükûmetin beş yıllık icraatının ardından
bu illerimizin temel eğitim bakımından içinde bulunduğu
durum çok acı vericidir ve şimdi bazı örneklerini vereceğim
hâl şöyledir değerli arkadaşlar:
Mesela, Hakkâri'nin Şemdinli
ilçesi Bozyamaç köyü sakinleri bölgeye bir ilköğretim okulu
yapılmasını istemektedirler. Özellikle kız çocuklarının
büyük bir bölümü okula gidemeyen köylüler, yetkililerden okul yapılması
için yardım talebinde bulunmuşlardır. Köylerine veya
bölgeye sekiz yıllık bir ilköğretim okulu yapılması
durumunda kız çocuklarının tamamının
eğitime başlayacaklarını dile getiren köylüler,
yaptıkları müracaatlardan herhangi bir cevap alamadıklarını
söylemektedirler. Köylüler köylerinde veya yakın bir yerde sekiz
yıllık bir ilköğretim okulu istemektedirler. Vatandaşlar,
okul yapıldığı takdirde okula giden kız çocuğu
sayısının artacağını ifade etmektedirler.
Şemdinli Millî Eğitim Müdürlüğüne başvuran vatandaşlarımızın
bu sorunu hâlen daha çözülememiştir. Köylerinde bir ilkokul
olduğunu, ama, beş yıllık eğitim verdiğini
belirten vatandaşlarımız, "Bu okulu bitiren çocuklar
eğitimlerine devam edemiyor." demektedirler. Ailelerin
maddi imkânı yetersiz olduğu için çocuklarını
Şemdinli veya Hakkâri'ye de gönderemiyorlar. Hakkâri'de yapımı
devam eden okullar ve bunlara ek ders karşılığında
alınacak öğretmenler, alınacak vekil öğretmenler
ve bunların çeşitli kurslara tabi tutulması, ücretsiz
kitap dağıtılmasıyla ilgili önlemlerin alınması,
YİBO'ların tam kapasiteyle çalışması, taşımalı
eğitimin gözden geçirilmesi, okul öncesi eğitimle ilgili
gerekli önlemlerin alınması ve donatım ihtiyacının
karşılanması, yeni atanacak öğretmenlerin hizmet
içi eğitime tabi tutulması konuları hâlâ Hakkâri'nin en
akut eğitim konularındandır. Yani, değerli arkadaşlar,
"Hakkâri'de Dört Mevsim" filmi
Hakkâri'de devam etmektedir.
Geçelim kapsam dışı
bırakılan illerimizden, değerli arkadaşlar, Ardahan'a:
Ardahan'ın birçok köyünde birleştirilmiş sınıflarda
eğitim verilmesi ve öğrencilerin kendi sobalarını
kendilerinin yakmasının, eğitimde kalitenin düşmesine
neden olduğu bildirilmektedir. Doğu Anadolu Bölgesi'nde
bulunan birçok köy okulunda, öğretmen yetersizliği ve
öğrenci eksikliği nedeniyle sınıfların birleştirilmesi
sonucu beş sınıf bir dershanede, aynı öğretmenden
eğitim almaya çalışmaktadırlar. Ardahan'ın
birçok köyünde birleştirilmiş sınıflarda eğitim
verildiğini belirten öğretmenler, "Bir sınıf
içerisinde, beş sınıf öğrencisine birden ders anlatmak
zorunda kalıyoruz." diyorlar. "Birinci sınıflara
yönelik heceleme işlerini uygulatmaya çalışırken,
bir taraftan da diğer sınıfların derslerini de
işlemek zorundayız." diyorlar. Kırsalda bulunan
çoğu okulun öğrencileri -hizmetli personeli olmadığı
için- mecburen, zaman zaman sınıftaki sobayı kendileri
yakmak zorunda kalıyorlar. Bu da, eğitimdeki kalitenin
düşmesine neden oluyor tabii ki.
Değerli arkadaşlar, Ardahan'ın
köylerindeki okullarda, birleştirilmiş sınıflarda
eğitim gören öğrencilerin -tahtayı rahat görebilmeleri
ve farklı sınıftaki öğrencilerin dikkatlerinin
dağılmaması için- sıraları farklı yönlere
doğru ayarlanıyor. Öğrenciler, zaman zaman sönmek üzere
olan sobaya ders aralarında odun atarak ısınmaya çalışıyorlar.
Ardahan'ın birçok köyündeki
öğrencilerin, 24 Kasım Öğretmenler Günü için, öğretmenlerine
hediye alma imkânı da olmadığı için -tabii çok üzülüyorlar-
tahtaya sadece "Öğretmenler Günü'nüz kutlu olsun öğretmenim"
demekle yetiniyorlar.
Değerli arkadaşlar, biraz
da Iğdır'ın eğitim sorunlarına dikkat çekmek
istiyorum: Iğdır Valiliğince oluşturulan bir komisyonun
tespitlerine göre, okul arazilerinin ihata duvarıyla kuşatılmamış
olması, vatandaşların okul arazilerini bilerek
işgal etmeleri ve tapu kayıtlarının bazılarının
hâlen Kars'ta tutulması, okul bahçesine kadar uzanan alanlarda
tarım yapılmasına, öğrencilerin okulları rahat
biçimde kullanamamalarına ve okul yönetimiyle vatandaşların
karşı karşıya gelmelerine neden olmaktadır.
Bu sorunun çözümü için tapu ve sınır sorunlarının
kesin olarak çözülmesi ve yerel iş gücü kullanılarak ihata
duvarlarının yapılması önerilmektedir.
Elektrik, aydınlanma ve
ısınma sorunlarına gelecek olursak. Yakacak dağıtımının
yetersiz olması, okullarımızda elektrik tesisatının
olmaması veya ihtiyaca cevap vermemesi, odunluk, kömürlük bulunmaması
ve yardımcı hizmetli ve destek personelinin bulunmayışı,
kış mevsiminde soğuk ve elverişsiz ortamlara, aydınlanmanın
yetersiz olmasına, öğrencilerin destek personel gibi kullanılmasına
ve bunların sonucu olarak motivasyon düşüklüğüne sebep
olmaktadır. Bu sorunun çözümü için yakacak dağıtımının
daha rasyonel yapılması, odunluk, kömürlük ve elektrik tesisatının
yapılması için kaynak ayrılması gerekmektedir.
Ayrıca, köy okullarının yaz aylarında yeterince
korunamaması dolayısıyla -ve muhtarlar da buna, tabii,
sahip olamıyor- köy okulları tahrip ediliyor değerli
arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, diğer
taraftan şunları kaydetmek istiyorum: Bir yılda otuz
iki üniversite kurduğunu iddia edebilen bir Millî Eğitim Bakanının
yönettiği temel eğitim ancak bu durumda olabilirdi. Anlattığım
örnekler, temel eğitimimizin hangi şartlarda olduğunu
çok iyi göstermektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlar, yine,
bir başka doğu vilayetimiz Tunceli'ye gelmek istiyorum.
Orada da durum hiç iyi değil. Bölgenin diğer illeri gibi
sınırlı sayıda köy okullarına sahip Tunceli'de,
merkez ve ilçelerdeki eğitim sorunları bir yana, köy okulları
tamamen kaderine terk edilmiş durumda. Mazgirt'e bağlı
Göktepe Köyü İlköğretim Okulu buna en iyi örnek teşkil
ediyor. Bölgedeki en büyük köy okulu Göktepe İlköğretim
Okuludur. Üç katlı binada sekiz dersliği bulunan okulda,
80'e yakın öğrenci öğrenim görüyor. Birinci sınıftan
sekizinci sınıfa kadar öğrenimin yapıldığı
okulda 11 öğretmen görev yapıyor. Okul, branş öğretmeni
konusunda sıkıntı yaşıyor ve öğretmenler
sık sık tayin isteyerek maalesef bölgeden gidiyorlar.
Bu okulun en büyük dertlerinden birisi
de su sıkıntısı değerli arkadaşlar. Tuvaletler,
bidonlarla çeşmelerden taşınan su ile yıkanıyor.
Su sıkıntısı var diye, onlarca öğrenci tek bir
tuvaleti kullanıyor. Kırık tuvalet kapısı,
içeride birikmiş pislikler, bir depoda biriken su, 80 öğrencinin
okuduğu ve 11 öğretmenin görev yaptığı okula
günde ancak bir saat verilebiliyor. Temizlik alışkanlığının
kazandırılmaya çalışıldığı bir
ilköğretim okulu çağındaki çocukların, susuz bir
okulda öğrenim görmesi ağır bir vebaldir. Tabii ki bunların
hepsi birer örnektir, Türkiye'de binlerce böyle okul bulunmaktadır.
Ülkemizde hâlâ çok yaygın bir
temel eğitim sorunu vardır değerli arkadaşlarım.
Bu sebeple de birçok ilimiz üniversiteye öğrenci yollayabilecek
bir durumda dahi değildir. Vatandaş vicdanı açısından
çok yaralayıcı olan bu durum, maalesef, AK Parti Hükûmeti tarafından
hiç giderilememiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdoğan,
Genel Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
Şimdi de bazı illerimiz
üniversite açma programı dışında bırakılarak,
vatandaş vicdanı yaralanmaya devam edilmektedir. Bir Yalova'nın
kapsam dışı bırakılması da, maalesef anlamsızdır.
Yalova, her türlü altyapıya kolayca sahip olabilecek, coğrafi
olarak elverişli bir konumda olan, Ege-İstanbul hattında
olan önemli bir şehrimizdir.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Bravo
İbrahim Bey!
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Yalova, bunun dışında öğretim üyesi sıkıntısını
en az çekecek illerimizdendir. Hükûmetin neye göre şehir seçtiğini
anlamak hakikaten zordur.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
Anavatan olarak eğitim ve üniversite, programımızın
en koyu mürekkeple yazılmış pasajıdır. Bu
Hükûmetin el atmadığı, yapmadığı, yapamadığı,
akıl edemediği, hissetmediği her şeyi hissedecek,
anlayacak ve yapacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi
olmasın.
Hepinizi, tekrar, saygıyla
selamlıyorum. (Anavatan Partisi
ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Özdoğan.
Şahısları adına,
Kırklareli Milletvekili Sayın Ahmet Gökhan Sarıçam.
Buyurun Sayın Sarıçam.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
69'uncu maddeye ilişkin söz talebinizi
de dikkate alarak on dakika süre veriyorum; buyurun.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Kırklareli)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Genel Kurul gündemine gelen yasa tasarısının 8'inci
maddesi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu maddede
şahsım adına söz almayı düşünüyordum, çünkü,
dün gece, geç saatlerde, Kırklareli'nde bir üniversite kurulmasıyla
ilgili bir kanunu hep birlikte sayenizde geçirdik ve böylece, ilimize,
bir eğitim-öğretim, ilim-irfan yuvasını kazandırdık,
bundan dolayı çok mutluyum. Fakat, o esnada konuşmamı
biraz uzun tuttuğum için, o kanun maddesi için vermiş olduğum
bir önergede söz almamıştım, onunla ilgili burada ne
yapmak istediğimizi de kısaca ifade etmek istiyordum,
onun için bu söz talebimi almıştım.
Şu anda kurulan on yedi üniversitenin
hepsi üç fakülteyle kurulurken, Kırklareli Üniversitesi dört
fakülteyle kuruluyor. Bunu sağlamak için dün akşam bir önerge
verdim AK Parti Grubuna mensup milletvekili arkadaşlarımla
ve çok şükür, bu da, o önerge doğrultusunda oylandı ve
kabul edildi. Böylece, on yedi üniversitenin içinde sadece
Kırklareli Üniversitesi dört fakülteyle kurulan bir üniversite
oldu; bundan da, ilim, hemşehrilerim adına bu hizmeti yapabildiğim
için büyük bir gurur ve mutluluk duyuyorum.
Bu maddeyle ilgili olduğu
için onu özellikle ifade ettim, çünkü, bu madde, daha önce değişik
üniversitelerin bünyesinde, ama ilimizde kurulu olan yüksekokul
ve fakültelerin, yeni kurulan üniversitelere bütün demirbaşları
ve yapılarıyla beraber devrini öngörüyor. Bu konuda, zaten,
çok şükür, dün akşam da belirttiğim gibi, bir sıkıntımız
yok. Yüksekokullarımızın bağlı olduğu
Trakya Üniversitesi Rektörü Sayın Enver Duran Bey, gerçekten,
ilimize ve yüksekokullarımıza karşı her zaman
bir teveccüh ve anlayış göstermiştir, buradan tekrar
şükranlarımı sunuyorum, bu konuda da bir problemimiz
yok.
Bunları kısaca belirttikten
sonra normalde konuşmamı tamamlayacaktım, ama, biraz
önce, benden önce söz alan çok değerli, seçim bölgemden milletvekilimiz
Mehmet Siyam Kesimoğlu konuşması esnasında üç
dört yıl önce Kırklareli merkezde kurulu olan ve dışarıya
faaliyeti olmayan, orada kurulu olan bir sivil toplum örgütünün
üniversiteyle ilgili düzenlemiş olduğu bir panelde yaptığımız
konuşmaları gündeme getirdi. Tabii, üzülerek dinledim
kendisini. Kendisinden doğrusu böyle bir şey beklemiyordum.
Çünkü o günkü konuşmamı yaparken beni can kulağıyla
dinlediğini fark etmiştim ama tabii, aradan üç dört yıl
geçince bazı şeylerin unutulması doğal. Ben burada
sadece, arkadaşımızın yaptığı ufak
tefek, o günden bugüne yanlışlıkları düzeltmek
için bir ifadede bulunacağım.
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Hepsi bantlarda var, onları verebilirim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
O gün yaptığım konuşmanın aynısını
söylüyorum, bant kayıtlarıyla da çek edebilirsiniz. Tabii
ki bunda da gayet rahatsınız, bu konuda önünüz açık. Benim
de şimdi yapmış olduğum konuşmalar zaten tutanaklara
geçiyor, oradan da karşılaştırabilirsiniz.
O gün yaptığım konuşmada
şunu söyledim değerli arkadaşlar
Hâlâ da aynı fikirdeyim
ve bugün Kırklareli üniversite alabilmişse, o gün söylediğim
sözlerde ne kadar isabetli ve doğru konuştuğumun delilidir.
O gün söylediklerim aynen şuydu: Bakın, bizim, Kırklarelililer
olarak, sadece Kırklareli merkez ilçede yaşayanlar değil
Çünkü Kırklareli, Kırklareli merkez ilçeden ibaret değil.
Lüleburgaz'ıyla, Babaeski'siyle, Vize'siyle, Pınarhisar'ıyla,
Demirköy'üyle, Pehlivanköy'üyle, Kofçaz'ıyla biz bir iliz.
Ben Kırklareli merkez ilçede
yetişmiş, doğmuş, büyümüş bir insan olarak sadece
orayı göz önüne alamam çalışmalarımı yaparken,
tüm ilimi kucaklamak zorundayım, ki bir ilin üniversitesi de o
ilin tamamını kapsar. Dar bölge anlayışıyla
ne üniversitecilik olur ne de üniversite mantığı zaten
buna uygun düşer.
Ve biz şunu söyledik, dedik
ki: Bütün ilçelerimizde var olan yüksekokullarımızı
kaliteli hâle getirelim, olmayanlara kurmak için gayret sarf edelim.
Ben, tek tek gezdiğim için biliyorum, değişik ilçelerimizde,
Türkiye'nin hiçbir yerinde yoktur 10 bin nüfuslu bir ilçedeki yüksekokula
bir sürü öğrenci talebi olsun, ama benim Kırklareli'm ve
Pınarhisar ilçemde vardır. Dedik ki, bunları, öğrencilerimizin
daha örgün eğitimi rahat alabilecekleri şekle getirelim
ve bunların yeme, içme, barınma ihtiyaçlarını
karşılayacakları altyapıları da oluşturalım.
Arkadaşlar, biz bunları
bugün iyi çalışarak elde edersek, bunların önünde her
ne kadar Trakya Üniversitesi tabelası olsa dahi, bunlar bizim.
Biz bunları tamamladığımızda, bir gün gelir,
sadece tabelaları indirir, 81 vilayetin içinde en güçlü üniversitelerden
biri olabiliriz. Onun için, şu anda, yağmur duasına
çıkar gibi imza toplamaya çıkarak üniversite kurmanın
peşinde koşmayın. Benim, buradan milletvekili arkadaşlarıma
da her zaman söylediğim söz şu: Arkadaşlar, şöyle
dönüp geriye doğru bakın, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde
ne zaman bir milletvekili teklif vermiş de bir devlet üniversitesi
kurulmuş? Mümkün mü böyle bir şey? Var mı bunun bir örneği?
Yok. Bunu, her zaman, hükûmetler
Hangi hükûmetler? Ufku açık
hükûmetler. Hangi hükûmetler? İlme değer veren hükûmetler. Hangi
hükûmetler? Bilimsel çalışmaya önem veren hükûmetler, üniversal
bilgiyi ülkelerinde oturtmak isteyen hükûmetler, tasarı olarak
getirmişler, ilgili milletvekillerin, halkın desteğiyle
bunlar yasalaşmış. Ben inanıyorum, muhalefet partisi
milletvekillerim de, Kırklareli'ne bir üniversitenin kurulmasından
memnunlar.
Ha, bir de şu var: Çok değerli
arkadaşım -dün akşam da bunu belirtmiştim, yine
ifade etmek zorundayım- yani, siz, Kırklareli halkını,
önlerine bir üniversite imkânı açıldı diye, ideolojilerinden,
siyasi görüşlerinden, anlayışlarından feragat
edecekleri kadar basit mi görüyorsunuz; teessüf ederim. Böyle bir
şey kesinlikle olmaz. Onlara değil üniversite, her birinin
evini altından yapsanız, benim Kırklarelili hemşehrim,
kendi inancından, ideolojisinden bir santim dahi feragat ve
şaşma yapmaz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Bu, bana, aynı zamanda bir
şeyi daha hatırlattı değerli arkadaşlar, bir
fıkrayı hatırlattı. Çok kısa bir fıkra olduğu
için anlatacağım. Rusya'da, komünizm döneminde iki kişi
konuşuyorlarmış. Birisi birine demiş ki:
"Dün gece çok önemli bir olay oldu, farkında mısın?"
"Değilim." demiş, "Sen politbüroya daha yakınsın,
haberin vardır, nedir?" "Önümüzdeki seçimlerin sonuçları
çalınmış." Değerli arkadaşım buradan
kalkıyor diyor ki: Efendim, Kırklareli'nde dördüncü parti
oldunuz, yine sizi dördüncü yapacaklar, bilmem ne, falan filan. Yok
böyle bir şey ya! 3 Kasım 2002'de aldığımız
yüzde 12,5 oy vardı, yerel seçimlerde aldığımız
il genelindeki oylar yüzde 25. Genel seçimdeki CHP ile aramızdaki
oy farkı 30 bindi, şu anda inmiş 8 bine. Bunun telaşıyla
eğer bir şeyler söyleniyorsa, o listelere, o seçim sonuçlarına
iyi bakmak lazım.
Biz halkın içinden geliyoruz.
Yüksekokullar kuruldu. Arkadaşlar, Vize Yüksekokulunun çok
iyi bir binaya kavuşmasında bizzat bu kardeşinizin
katkısı vardır. Şu anda, Pınarhisarlı hemşehrilerim
kendi ceplerinden para vererek, çok değerli Sayın Maliye
Bakanımızın aktarmalarıyla, yepyeni, pırıl
pırıl, 10 bin nüfuslu yere yüksekokul kuruyorlar. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Kırklareli'nde, Sayın
Maliye Bakanımızın desteğiyle, 1 trilyon lira
Bizim, bilime, öğretime ve eğitime verdiğimiz önemin
çok önemli bir göstergesidir. On senedir yıkılmaya yüz tutmuş
binayı elden geçirdik, inşallah, şimdi orayı fakülte
yapacağız.
Kırklareli'nde 1992 yılında
temelleri atılmış -mezarlık üstünde olduğu
için halk arasında cenaze diye tabir edilen- üstünden iki tane
Kırklareli'nden yetişmiş bakanın geçmesine
rağmen bitirilemeyen il kültür sitesi teslimatı yapıldı,
inşallah, haziran ayında Sayın Bakanımızla
beraber açılışını yapacağız. Hedefimiz
şu: İnşallah, orayı da güzel sanatlar fakültesi
yapmak, Trakya'da bir ilk olacak inşallah. Bizim, hedefimiz,
işimiz, gücümüz, derdimiz bu.
Ama, bakıyorum, değerli
arkadaşlar bu konulardaki çalışmalardan vakit
ayırabiliyorlar, Cumhuriyet gazetesi okuyorlar ve ilginç
şeyler tespit ediyorlar. Bu konudan bizim de haberimiz var. Dün
itibarıyla Cumhuriyet gazetesinde yayınlanmış.
Kırklareli Lüleburgaz ilçemizdeki bir ilköğretim okulunda,
bir din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, sünnet, yani, Peygamber
efendimizin sözleri ve hareketleriyle ilgili bir konuyu ders müfredatına
uygun olarak işler iken, bazı öğrencilerin talebine
uygun olarak, Peygamber efendimizin sözleri ve sünnetleri, yani,
günlük hayatında yaptığı uygulamalar şunlardır
diye bir liste yazmış, o sınıfta talep eden öğrencilere
vermiş. Bunun içinde "Bir işe başlarken besmele çekin,
bir suyu içerken şeffaf bir şeyden için ki, içinde ne olup bittiğini
görün, gusül abdesti alın." Herhâlde gusül abdestini çok detaylı
anlatmaya gerek yok, herkes biliyordur.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Bir
anlat.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
İhtiyacınız varsa anlatabilirim. Ben imam-hatip lisesi
mezunu olduğum için, o konuda da biraz yetkiliyim.
HALİL TİRYAKİ
(Kırıkkale) - Kendine anlat.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Ben
imam-hatip lisesinde öğretmenlik yaptım, senin gibileri
yetiştirdim.
BAŞKAN - Sayın Sarıçam,
siz onu dışarıda anlatın; şimdi konuya gelin.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Tamam, onu dışarıda anlatırım arkadaşa,
bilmiyor madem.
MUHARREM İNCE (Yalova) -
İmam-hatip lisesinde yedi yıl öğretmenlik yaptım,
senin gibileri yetiştirdim.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Onu dışarıda anlatırım size ben.
HALİL TİRYAKİ
(Kırıkkale) - Güzel konuşuyorsun, güzel!
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Buna benzer şeyleri, efendim, işte "tuvalete tükürmeyin,
sokağa tükürmeyin, banyoya tükürmeyin, lavaboya tükürün"
demiş. Bunun neresi abesse! Bunları vermiş.
Bu, tabii, gazetede söz konusu
edilince hemen ilçe millî eğitim müdürlüğümüz, il millî
eğitim müdürlüğümüz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Böyle bir olay ulusal medyaya yansıyınca, malum Cumhuriyet
gazetesine, tabii ki, hemen ilçe millî eğitim müdürlüğümüz,
il millî eğitim müdürlüğümüz ve valiliğimiz ilgili
öğretmenle ilgili soruşturma başlatmışlar
ki, bu yaptığı müfredata uygun bir şey midir, görevi
kapsamında mıdır diye.
Değerli arkadaşlar, bakın,
bu toplumun her düşünceden, her fikirden, her eğitimden ve
topluma katkı sağlayan her ferdinin başımızın
üstünde yeri vardır. Burada, eğer, Cumhuriyet gazetesinin
herhangi bir köşe yazarının, bilip bilmediği bir
konu hakkında çalakalem yazdığı, olayı incelemeden
yazdığı bir yazıyı dile getirirken orada
mağdur ettiğiniz öğrencileri, orada mağdur ettiğiniz
eğitim görevlilerini
O eğitim görevlileri gökten zembille
inmedi. Onlar, Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığının
ve YÖK'ün bağlı olduğu üniversitelerden yetkili, diplomalarını
almış, aydın din adamı yetiştirmek üzere görevlendirilmiş
insanlar. Eğer, siz, bu kürsülerden ve gazete köşelerinden
onlara saldırırsanız, o insanları, o eğitimi
almamış o bilgileri verecek cahil cühelanın eline düşürürsünüz.
Çok önemsediğinizi söylediğiniz laiklik işte o zaman
gerçekten tehlikeye düşer.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın
Başkan, kaç dakika verdiniz?
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
O ilahiyat fakültelerinden eğitim almış insanlarımıza,
öğretmenlerimize sahip çıkmamız lazım, onları
onore etmemiz lazım ki, onlar, aydın din adamları olarak,
bizim çocuklarımıza, Atatürk'ün kurduğu laik cumhuriyette
olması gereken İslam dini eğitimini verebilsinler.
Onlar vermezlerse, o korktuğunuz mollalar gelir, verir. Çünkü,
siz, insanların içinden din duygusunu ve din anlayışını
silemezsiniz, Rusya'nın silemediği gibi. Öyle
(AK Parti
sıralarından alkışlar)
MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Öyle bir çabamız yok ki!
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Ha, şunu da anlayamıyorum: Yani, besmeleden niye rahatsız
oluyorsunuz, gusül abdesti alınmasından niye rahatsız
oluyorsunuz?
MEHMET S. KESİMOĞLU (Kırklareli)
- Bir rahatsızlığımız yok.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Şeffaf bir bardaktan temiz bir suyun içilmesini tavsiye eden
öğretmenden niye rahatsız oluyorsunuz? Bunları da anlayabilmiş
değilim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Sarıçam.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Hemen toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Genel Kurulu selamlar
mısınız.
Buyurun.
AHMET GÖKHAN SARIÇAM (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, hepimiz değişik fikirlerde,
değişik inançlarda, değişik siyasi görüşlerde
olabiliriz, bunları değişik platformlarda ifade edebiliriz.
Ama, sizden özellikle istirham ediyorum, ben buradan yazar arkadaşlarımdan
da rica ediyorum, lütfen, çocuklarımızı, eğitimcilerimizi
siyasetimize, ideolojimize ve hırslarımıza alet etmeyelim,
onları koruyalım, kollayalım; onları sevgiyle
kucaklayarak, onların geleceklerimizi emanet edeceğimiz
aydın ve bilinçli nesiller olmasını sağlayalım.
Hepinize saygılar sunuyor,
konuyu yeterince açıklayabildiğimi umuyor, vaktinizi
aldığım için de özür diliyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Sarıçam.
Şahısları adına
ikinci söz Batman Milletvekili Sayın
Afif Demirkıran'ın.
Buyurun Sayın Demirkıran.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AFİF DEMİRKIRAN (Batman)
- Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli Başkanım,
sözlerime başlamadan önce iki hususa çok kısaca değinmek
istiyorum. Cumhuriyet Halk Partisinden milletvekili arkadaşlarım
gündem dışı konuşmalarda partimize, Başkanımıza,
Başbakanımıza yönelik bazı ifadelerde bulundular.
Doğrusu, biz, bu kürsüyü çok fazla
BAŞKAN - Sayın Demirkıran
bir müsaade eder misiniz.
Bakın, o arkadaşlara
ilişkin Sayın Grup Başkan Vekiline söz verdim, yanıtladı.
Sizden ricam, konunun dışına çıkmayın, yeni
bir sataşmaya meydan vermeyin.
Buyurun.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Yapmayacağım, sitilim de değil Sayın Başkan.
Doğrusu, bu kürsüyü fazla
işgal etmek istemiyoruz, çünkü çok laf üretmektense çok kanun
üretmeyi tercih ediyoruz. "Ayinesi iştir kişinin, lafa
bakılmaz." diye bir atasözümüz vardır. Dolayısıyla,
22 Temmuzda sandık halkımızın karşısına
çıkacaktır, halkımız her şeyi görüyor, ona göre
kararını verecektir. Bu kadarla iktifa edeyim.
İkinci husus da, Kırklareli
Milletvekili Arkadaşımızın, temizliği,
sağlığı ve güzel ahlakı telkin eden, tavsiye
eden o güzel sözlerinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum,
halkımıza bu güzel hasletleri tekrar bu kürsüden hatırlattığı
için.
Değerli Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; Batman'ın il oluşunun
17'nci yıl dönümünde on yedi güzel ilimizde on yedi yeni üniversitenin
kurulması hepimizi mutluluğa gark etmiştir ve bu üniversiteleri
bize kazandıran, bize hediye eden, başta değerli
Başbakanımız, Hükûmetimiz, değerli Millî Eğitim
Bakanımız, Millî Eğitim Komisyonu, Plan Bütçe Komisyonu
üyeleri ve siz değerli milletvekili arkadaşlarıma,
kendim, milletvekili arkadaşlarım ve temsil ettiğim
Batman halkı adına şükranlarımı arz etmek istiyorum.
Değerli Başkan, değerli
milletvekilleri; bu 17 üniversiteyle beraber, Hükûmetimizin, AK
Parti İktidarının Türkiye'de kurduğu 39 üniversite
olacaktır ve bu 39 üniversiteyle beraber Türkiye'deki kurulu
üniversite sayısı 110'a çıkacaktır.
Dikkatinizi bir hususa çekmek istiyorum:
İlk üniversite, ilk modern, çağdaş üniversite, Türkiye'de,
1933 yılında İstanbul Üniversitesi olarak kurulmuştur.
O günden sonra, yetmiş yıl içinde ülkemizde sadece 76 tane
üniversite kurulmuş iken, dört buçuk yıllık AK Parti
İktidarı döneminde 39 adet üniversite kurulmuş, 7'si
vakıf üniversitesi olmak üzere 39 tane üniversite kurulmuş.
Peki, bu kadar üniversite yeterli
midir ülkemize? "Hayır" diyorum, çünkü, dünya ortalaması,
her 500 bin kişiye 1 üniversite düşmektedir. Nüfusumuzu
böldüğümüz zaman 140-150 tane üniversite gerekiyor Türkiye'de.
Avrupa Birliği ortalamasına baktığımız
zaman her 250 bin kişiye 1 üniversite düşmektedir. Dolayısıyla,
Avrupa Birliği normlarında bir üniversiteleşmeye
gitmek istersek 280 adet üniversite kurmamız gerekiyor ülkemizde.
Değerli Başkanım,
Batman halkı uzun zamandan beri üniversitesine hasretti. Nasıl
ki Ferhat Şirin'e, Mem Zin'e, GAP'ın çorak toprakları
Fırat sularına hasret idiyse, gerek Batman'ımız gerek
diğer bütün illerimizde yaşayan insanlar üniversitelerine
hasret idiler ve bu üniversitelerin kurulmuş olması gerçekten
büyük bir mutluluk vermiştir ve inanıyoruz ki, önümüzdeki
dönem geri kalan, henüz üniversitesi kurulmamış olan illerimizde
de üniversiteler kurulacaktır.
Bugün için Türkiye'de ortaöğretim
okullaşma oranı yüzde 85'tir. Dokuzuncu Beş Yıllık
Kalkınma Planı'nda, yani 2013 yılına kadar, bu, yüzde
100'e çıkacaktır. Dolayısıyla, gerek ortaöğretimde
okullaşma oranının artıyor olması gerek üniversiteye
olan talep, özellikle, herkesin kendi ilinde okumak istemesi kadar
tabii bir hak olamaz. Bütün illerimizde üniversite kurulması
şarttır, zaruridir, gerekmektedir.
Batman'da ortaöğretimde okullaşma
oranı Değerli Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
sadece yüzde 65'tir. Bunun sebebine baktığımız zaman,
insanlar ekonomik olarak çocuklarını diğer illere
okutmaya gönderemediklerinden dolayı, "Nasıl olsa
üniversiteye gidemeyecek, o zaman niçin lise veya lise dengi okullarda
okusun ki?" diyorlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Demirkıran.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AFİF DEMİRKIRAN (Devamla)
- Özellikle, kız çocuklarımızın başka illere
gönderilmesindeki çeşitli komplikasyonlar, ailelerin çeşitli
taassubi duygularından veya özellikle ekonomik durumlarından
dolayı, maalesef, mümkün olamamaktadır. Eğer, biz,
kız çocuklarımızın daha fazla okumasını
istiyor isek, eğer biz, gençlerimizin üniversiteyi bitirmesini
istiyor isek, her ile üniversite kurulması gerekiyordu ve
Hükûmetimiz bunu yapmaktadır. Hükûmetimizin eğitime vermiş
olduğu değeri göstermektedir bütün bunlar. Nasıl ki,
biz iktidara geldiğimiz zaman 2,5 milyar yeni Türk lirası
olan eğitim, millî eğitim bütçesi, bugün 6 milyar yeni Türk lirasına
çıktıysa, işte üniversitelerin de sayısının
39'a çıkması bunun ifadesidir.
Batman'ımıza olduğu
gibi diğer on altı ilimize de üniversitelerimiz hayırlı
olsun. Milletimize, ülkemize hayırlı olsun diyorum. Yüce
heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Demirkıran.
Madde üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Sayın Aslanoğlu, sizin
sorunuz mu var?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Evet.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, 657'ye 4/C kapsamında, SSK'ya
bağlı on ay çalıştırılan ve isimleri
"geçici öğretmen" olan ve
kısa zamanda "öğretici" ismi verilen yaklaşık
3 bin öğretmenin Danıştay kararı nedeniyle
iş akitleri feshedildi. Bunlar, genelde bilgisayar öğretmeni
ve İngilizce öğretmenidir. İş akitleri feshedilen
bir kısım öğretmen 4/B'ye alınmasına rağmen,
20 bin kişi, bilgisayar öğretmeni ve İngilizce öğretmeni
olan, 4/C'den iş akitleri feshedilen bu öğretmenlerimize
acaba bir çözüm bulacak mısınız?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Aslanoğlu, sorunun
maddeyle pek bir ilgisi yok. Sanırım Sayın Bakan da, yazılı
olarak, Millî Eğitim Bakanı cevap vereceklerdir.
ADALET BAKANI FAHRİ KASIRGA
- Doğrudur Sayın Başkanım, yazılı cevap
vereceğiz.
BAŞKAN - Sayın Bakanımız,
çiçeği burnunda bir Adalet Bakanı, kendisine de hoş
geldiniz diyorum, vekâleten buradalar.
Evet, teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 8'inci maddesi
ile 2809 sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 34 üncü
maddenin birinci fıkrasında geçen "Karatekin Üniversitesi",
"Eren Üniversitesi", "Alparslan Üniversitesi",
"Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Üniversitesi",
"Kilis Üniversitesi" ve "Artvin Üniversitesi" ibarelerinin
sırasıyla "Çankırı Karatekin Üniversitesi",
"Bitlis Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz Eyüp Fatsa Vahit Kiler
İstanbul Ordu Bitlis
Alaettin
Güven Ahmet
Yeni
Kütahya Samsun
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Efendim, uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ KASIRGA
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Çerçeve 6 ncı maddeye
bağlı ek 78, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite
isimlerinin değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Şimdi, geçici madde 35'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 35- Bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihte mevcut üniversitelerde kayıtlı
bulunan öğrencilere verilecek mezuniyet belgeleri ile diplomalar,
istekleri hâlinde fakülte veya yüksekokulların bağlandığı
yeni üniversitelerin adına bakılmaksızın kayıt
tarihlerinde bağlı bulundukları üniversitelerin
adıyla eski üniversitelerince verilir. Bu konuda çıkacak
ihtilafları sonuçlandırmaya Yükseköğretim Kurulu
yetkilidir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına, Kırklareli Milletvekili Sayın
Mehmet Siyam Kesimoğlu.
Buyurun Sayın Kesimoğlu.
CHP GRUBU ADINA MEHMET S. KESİMOĞLU
(Kırklareli) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan kanun tasarısının ilgili maddesi
üzerine söz aldım. Yüce heyetinizi bir kez daha sevgiyle, saygıyla
şahsım ve grubum adına selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
daha önceki bir maddeyle ilgili yaptığım konuşmada,
yine, ilimizin milletvekili Sarıçam kardeşimle ilgili
düşüncelerimi ortaya koyarken bir polemik yaratmamak düşüncesini
gütmüştüm. Ama, değerli arkadaşım biraz polemiğe
girmeyi daha uygun gördü zannediyorum. Bizde de polemikten kaçacak
bir durum yok
BAŞKAN - Siz yine de girmeyin
Sayın Kesimoğlu. Siz girmeyin.
MEHMET S. KESİMOĞLU (Devamla)
- Anladım Sayın Başkanım.
Ben, değerli arkadaşımızı,
gerçekten başarılı çalışmalarından dolayı
her zaman takdir etmişimdir. Buradaki konuşmalarında
ifade ettiği gibi, başarılı çalışmalarından
dolayı da Kırklareli halkının temsilcisi olarak
kendisine teşekkür ederim, kendisini kutluyorum. Gelişerek
değişmesinden dolayı da memnuniyetimi ifade ettim.
Kendisi, söz konusu panelde o sözleri sarf etmediğini ifade
etmişti, ama ses bantları bizim elimizde var. Ben kendisine
onları ulaştıracağım. Ayrıca, her iki konuşmayı
da Kırklareli halkı, merkezi olmak üzere, Pınarhisar,
Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve diğer ilçelerinde oturan yurttaşlarımız
da izlediler. Onlar değer yargılarını ortaya koyacaklardır.
Objektif bir yargıya ulaşacaklarına inanıyorum.
Yine, değerli arkadaşım,
39 bin imzayı bir yağmur duasına benzeterek düşüncesini
ifade etti. Unutmasın ki, Kırklareli halkı, kendisine
23 bin tane oy verdi, Adalet ve Kalkınma Partisine 23 bin tane oy
verdi. 39 bin imzayı küçümsememesi gerektiğini düşünüyorum.
Yağmur duasıyla ilgili değerlendirmeyi de kendisine
bırakıyorum.
Ayrıca, benim Cumhuriyet gazetesindeki
alıntıyı okumamdan da bir parça rahatsızlık
duyduğunu düşünüyorum. Gusül abdestinin, sadece imam-hatip
liselerinde öğretilmediğini, benim de Müslüman olduğumu
ve gusül abdesti alabileceğimi de ifade etmek istiyorum.
Kur'an-ı Kerim'in ilk kelimesidir
"oku." Ben, Cumhuriyet'i de okuyorum değerli arkadaşlarım,
Yeni Şafak gazetesini de okuyorum, Vakit gazetesini de okuyorum.
Sevgili arkadaşımın, Cumhuriyet gazetesini okumasından
dolayı da memnun olduğumu ifade etmek istiyorum. Benim,
Cumhuriyet gazetesindeki bilgilerden ortaya koymak istediğim,
bilimsel bilgilerden, bilimsel verilerden uzak, tamamen hurafeye
dayalı birtakım atıflarda bulunmak ben istemiştim,
elmanın yatay olarak kesilmesi, çekirdeğinin sol elle
çıkartılmasıyla ilgili. Yani, o verilmesi istenen
bilgilerin arasına bunların
sokuşturulmasından dolayı ve öğrencilere bunların
ulaştırılmasından dolayı rahatsızlık
duyduğumu ortaya koymak istemiştim.
"Bir milletvekilinin kanun
teklifi vererek bir üniversitenin nerede kurulduğu görülmüştür?"
ifadesini kullandı arkadaşım. Milletvekilleri ne
iş yaparlar? Milletvekilleri, elbette ki, ülkenin gündeminde,
bölgelerinin gündeminde olan konularla ilgili kanun tekliflerini
verirler. E, değerli arkadaşımız, bu kanun teklifinin
hiçbir hükmünün olmadığına inanıyorsa, acaba kendisi
niye Kırklareli'de Kırklareli Üniversitesi kurulmasıyla
ilgili bir kanun teklifi verdi? Bu soruyu sorgulamak lazım gerektiğini
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
saygıyla sizleri selamlamadan önce
Kırklareli'yi biliyorum, Türkiye'yi
görüyorum. Kendiniz ifade ettiniz, "Gümbür gümbür" geldiniz,
ama bilin ki 22 Temmuz gecesi "paldır küldür" gideceksiniz.
İyi günler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kesimoğlu.
Şahsı adına, Ordu Milletvekili
Sayın Cemal Uysal
Yok.
Şırnak Milletvekili Sayın
İbrahim Hakkı Birlik
Yok.
Samsun Milletvekili Sayın Haluk
Koç
Yok.
Geçici madde 35'i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen geçici 35 ve geçici
34 madde çerçevesinde madde 8'i oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
9'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE
9- 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi
ve Kontrol Kanununa ekli (II) sayılı cetvelin "A) Yükseköğretim
Kurulu, Üniversiteler ve Yüksek Teknoloji Enstitüleri" Bölümüne
aşağıdaki üniversiteler eklenmiştir.
"71) Karamanoğlu Mehmetbey
Üniversitesi
72) Ağrı Dağı Üniversitesi
73) Sinop Üniversitesi
74) Siirt Üniversitesi
75) Nevşehir Üniversitesi
76) Karabük Üniversitesi
77) Kilis Üniversitesi
78) Karatekin Üniversitesi
79) Artvin Üniversitesi
80) Bilecik Üniversitesi
81) Eren Üniversitesi
82) Kırklareli Üniversitesi
83) Osmaniye Üniversitesi
84) Bingöl Üniversitesi
85) Alparslan Üniversitesi
86) Artuklu Üniversitesi
87) Batman Üniversitesi"
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Yalova Milletvekili Sayın Muharrem
İnce
Yok.
Söz talebi? Yok.
Madde üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 9 uncu maddesinde
geçen "Karatekin Üniversitesi", "Eren Üniversitesi",
"Alparslan Üniversitesi", "Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi",
"Artvin Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla
"Çankırı Karatekin Üniversitesi", "Bitlis
Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkutata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz Eyüp Fatsa Vahit Kiler
İstanbul Ordu Bitlis
Alaettin
Güven Ahmet
Yeni
Kütahya Samsun
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ KASIRGA
- Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye bağlı
ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 10- 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 9- Yeni kurulan üniversitelerde,
Bozok Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi ve Giresun Üniversitesinde
yeni kurulan fakülte ve enstitüler ile Eskişehir Osmangazi
Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesinde kullanılmak üzere, ekli
(I) sayılı listede yer alan öğretim elemanlarına
ait kadrolar ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı
cetvellere, ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Tunceli Milletvekili Sayın Sinan Yerlikaya.
Buyurun Sayın Yerlikaya.
CHP GRUBU ADINA VAHDET SİNAN
YERLİKAYA (Tunceli) - Sayın Başkan, çok değerli arkadaşlar;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, yurdumuzun, ülkemizin
eğitimini ayakta tutan, geliştiren çok değerli uzmanlar,
her konuda, her kökende insan yetiştiren çok değerli üniversitelerimizin
yurt sathına yayılması, gayet tabii ki, hepimiz tarafından
sevinçle, kıvançla karşılanmıştır. Bu konuda,
yüce Meclisi bir kez daha tebrik ediyorum. Bu katkıyı sunan
bütün milletvekili arkadaşlarımı da kutluyorum.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, görünen o ki, bu son on yedi üniversitenin kurulmasıyla,
ülkemizin dokuz ilinde üniversite olmayacak, yani, sadece dokuz
ilde üniversite kurulmamış olacak. Bunlar: Tunceli, Ardahan,
Bayburt, Gümüşhane, Şırnak, Bartın, Yalova, Hakkâri
ve Iğdır. Şimdi, düşünüyorum, sokaktaki insan da
söylüyor, yani, bunların günahı ne? Bunların suçu ne?
Bu illerimizde neden böyle bir üniversite kurulmamış? Bunun,
hakikaten, objektif bir kanıtının olmadığını
görüyorum, bir gerekçesinin olmadığını görüyorum.
Hele hele Tunceli ilimizde bir üniversitenin kurulmaması, hakikaten
büyük ayıp olmuştur. Tunceli insanı okumayı seven,
ülkemizin eğitimine büyük katkı koyan, okuryazar durumuyla
da Türkiye'de birinci sırayı kaplayan bir ilimizdir. Bu ilimizde
bir üniversitenin kurulmaması, hakikaten çok acı bir olaydır.
Bu konuyu yadırgadığımı da belirtmek istiyorum.
Beni dinlerseniz, başta
Hükûmete ve ondan sonra Meclise şunu söylemek istiyorum: Gelin,
hemen bir hazırlık yapalım -daha zaman da var- bu dokuz
ilimizde de bir üniversite kurulması durumuyla, bütün ülkemizde,
böylece üniversiteleri tamamlayalım. Bu durumda, iller arasında,
bölgeler arasında bir dengesizlik de olmaz, bir kayırma da
olmaz, yine milletvekilleri töhmet altında da kalmaz değerli
arkadaşlarım. Bunu burada belirtmek istiyorum.
Şimdi, ikinci bir konuyu daha
belirtmek istiyorum. Biliyorsunuz, Sosyaldemokrat Halkçı Parti
ile Doğru Yol Partisi döneminde, o zaman otuz iki üniversite kurulmuştu.
Ben de o zaman Sosyaldemokrat Halkçı Partinin bir milletvekili
olarak, Tunceli -22 tane- milletvekiliydim. O zaman, değerli arkadaşlarım,
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında
41 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek
Kabulüne Dair 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190 Sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması
Hakkında bir Kanun çıkarmıştık. Bu Kanun maddesinin,
22'nci maddesinin (c) fıkrasına bir ibare eklemiştik.
Yine Meclisin onayıyla bu olmuştu. O bentte, yani o (c) bendinde,
Tunceli iktisadi ve idari bilimler fakültesinin kurulması,
yine Tunceli Su Ürünleri Yüksekokulunun fakülteye dönüştürülmesi
konusundaki kararımızı çıkarmıştık
ve yasallaşmıştı.
Değerli arkadaşlar, aradan
on-on beş yıl geçti, henüz ne Tunceli iktisadi ve idari bilimler
fakültesi kuruldu -yani faaliyete geçti, hayata geçti- ne de iki
yıllık Su Ürünleri Yüksekokulumuz dört yıllık fakülteye
döndü. Şimdi, bunu da burada sormak istiyorum: Peki, bu Kanun'u
çıkarmanın amacı neydi? Yani -bir kanun- böyle
kâğıt üzerinde kuruluyorsa, kâğıt üzerinde kalıyorsa,
suçumuz neydi, yani Tunceli'nin suçu neydi? Neden bu iktisadi ve
idari bilimler fakültesi bugüne kadar hayata geçmedi? Neden Su
Ürünleri Meslek Yüksekokulu fakülteye dönüştürülmedi?
Şimdi, burada, ben, Hükûmetimize
seslenmek istiyorum, bunun yanında YÖK kurumumuza seslenmek
istiyorum ve bu iki fakültenin Fırat Üniversitesine bağlı
olması nedeniyle de Fırat Üniversitesi Rektörüne seslenmek
istiyorum: Bari, Tunceli'de üniversite kuramadık, ama hiç olmazsa,
kurulmuş, yasallaşmış, kâğıt üzerinde karara
bağlanmış, Meclis kararıyla çıkarılmış,
yürürlüğe girmiş bu Yasa'nın gereğini yapalım,
yani Tunceli iktisadi ve idari bilimler fakültesini hayata geçirelim,
iki yıllık Meslek Yüksekokulunu da dört yıllık fakülteye
dönüştürelim. Bu, hakikaten bizim hakkımız değerli
arkadaşlarım. Bu konuda Sayın Hükûmetimizin, değerli
bakanlarımızın ve YÖK Başkanımızın
faaliyete geçmesini temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tabii, bu üniversiteler hayata geçiyor, geçecek inşallah,
ama, şunu size samimiyetle söylemek istiyorum ki: Yüksekokullarda,
fakültelerde eğitim gören gençliğimizin durumu felaket.
Hiçbir parti ayrımı yapmadan şunu söylemek istiyorum
ki: Bizler, gençlerimizin problemlerine, sıkıntılarına
eğilmiyoruz, gençlerimizi hak ettiği yere getiremiyoruz,
okulda öğrenim gören gençlerimizi gerekli şekilde desteklemiyoruz;
bunların maddi sorunlarını, harç sorunlarını,
eğitim sorunlarını, barınma sorunlarını
doğru dürüst yapamıyoruz. Bu gençliğimizin bu sorunları
Türkiye'nin bir sorunudur, bir yarasıdır. Bunu üniversite
açmakla, çoğaltmakla değil, evvelemirde, yükseköğretimde
okuyan, fakültelerde, yüksekokullarda okuyan bu gençliğimizin
bu sıkıntılarına çare aramamız gerekiyor.
Bir de üniversiteyi bitiren gençlerimizin,
her 4 gençten 3'ünün işsiz kaldığını hep beraber,
yüreğimiz sızlayarak görüyoruz. Odalarımıza bu
gençlerin geldiğini görüyoruz.
Bir misal vermek istersem, inşaat
yüksek mühendisinin, elektronik ve elektrik mühendisinin infaz koruma
memuru olduğunu da geçen gün Cezaevleri Genel Müdürünü ziyaret
ettiğimde öğrendim. Hakikaten çok acı duydum. Şahsen
yüzüm kızardı. Bu sorunlara hep çare bulmalıyız.
Yani, fakültelerin, üniversitelerin çoğaltılması
gayet tabii sevindiricidir, ama, öncelikle bu gençliğe sahip
çıkmamız gerekiyor.
Bu nedenle, yüce Parlamentoyu
bir kez daha selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yerlikaya.
Şahısları adına,
Eskişehir Milletvekili Sayın Fahri Keskin.
Buyurun Sayın Keskin.
FAHRİ KESKİN (Eskişehir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sayılı
on yedi yeni üniversitenin açılması, ihtiyaç duyulan bazı
üniversitelerimizde kadronun artırılmasıyla ilgili
kanun tasarısının 10'uncu maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Eskişehir, bir üniversite
kentidir. Üç büyük ilimizin dışında, Anadolu'da iki üniversitesi
olan yegâne şehir Eskişehir'dir. İlk üniversitenin
açılış tarihleri 1950'li yıllara rastlar. Bununla
birlikte, Türkiye'nin en büyük üniversitesinin de Eskişehir'de
olduğunu ifade etmek isterim. Açık Öğretim Fakültesiyle
Anadolu Üniversitesi, Türkiye'nin en büyük üniversitesi konumundadır.
Bu üniversitemizden ayrılarak kurulan Eskişehir Osmangazi
Üniversitemiz, 18 Ağustos 1993 tarihinde 496 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname'yle kurulmuştur. Üniversitemizin, Anadolu
Üniversitesinden ayrılan bölümlerinin işgal ettiği
akademik ve idari personelin dışında, devlet üniversiteleri
arasında en az akademik kadroyla kurulan tek üniversite olması
dikkat çekicidir. Verilen kadro sayısı sadece yüz yediydi.
Bugüne kadar bu kadro eksikliği giderilemedi ve büyük bir
ıstırap içerisinde bu üniversitemiz faaliyetlerine devam
etti.
Üniversitemizin kuruluşunda,
Tıp, Mühendislik, Mimarlık, Fen ve Edebiyat, İktisadi
ve İdari Bilimler Fakülteleriyle dört enstitülü, iki meslek
yüksekokuluna sahipken, sonradan Osmangazi Üniversitemiz
şu bölümlere sahip olmuştur: İlahiyat, Ziraat,
Eğitim Fakülteleri, Eskişehir Sağlık Meslek Yüksekokulu,
Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Sivrihisar
Meslek Yüksekokulu, Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksekokulu,
Devlet Konservatuarı kurulmuş; Sanat ve Tasarım Fakültesi
ile Diş Hekimliği Fakülteleri de kuruluş aşamasındadır.
Kuruluşunda 6 bin öğrenci
sayısıyla işe başlayan üniversitemiz, bugün 15
bin öğrenciyle eğitim ve öğretim yapmaktadır. Eskişehir
Osmangazi Üniversitemizin Tıp Fakültesi, bin yataklı hastanesiyle
bölgeye hizmet verir, bölge hastanesi durumundadır. Yoğun
talep üzerine, iki yüz yatak ilavesiyle başlatılan inşaatımız,
inşallah 2008 yılı sonunda hizmete girecektir.
Sonra, Osmangazi Üniversitemizde
ilklere imza atılmaktadır. Kanserli hastalarımız
için, ülkede ilk defa yataklı ışın tedavi merkezine
Eskişehir'de Osmangazi Üniversitesi sahiptir. Yüz iki yatak
kapasiteli radyoterapi merkezi 2005 yılında açılmış
ve hizmet vermektedir. 2006 yılında hastanemizde yatan hasta
sayısı 32.114'tür. 253 bin kişiye poliklinik hizmeti verilmiştir,
12.600 kişi de hastanemizde ameliyat görmüştür. Kendi
branşlarında ülkenin en ünlü öğretim üyelerine sahip
olan Osmangazi Üniversitemiz, her gün gelişme içerisinde uluslararası
branşlara imza atmaktadır. Bu alandaki konferanslara katılmakta
ve Eskişehir'de bu alanda ilkleri ortaya koymaktadır. Bu
hizmetlerinden dolayı Eskişehir,
bölgenin tıp merkezi durumuna girmiştir.
Bu üniversitelerimizde acil kadro
sıkıntısı çekilmekte olduğunu ifade etmiştim.
Yardımcı doçentlikten doçentliğe, doçentlikten profesörlüğe
yükselme süresini tamamen doldurup gerekli mevzuatı tamamlamasına
rağmen kadrosuzluk nedeniyle bekleyen arkadaşlarımızın
ihtiyaçları AK Partinin bu vermiş olduğu kadrolarla
tamamen karşılanacaktır. Gerekli idari ve akademik
kadrolara kavuşmasıyla birlikte ilçelerimizde de yeni
meslek yüksekokullarının açılması, bu okulların,
üniversitenin halkla kucaklaşması sağlanacaktır.
Bunların gerçekleşmesinde,
başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
olmak üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinin siz değerli milletvekili
arkadaşlarıma, Sayın Milli Eğitim Bakanımız Hüseyin Çelik'e, iyi niyetli ve gayretli,
toplumla kucaklaşan çalışmalarından dolayı
Sayın Rektörümüz Nejat Akgün'e ve üniversitemizin tüm öğretim
üyesi hocalarımıza minnet ve şükranlarımı
arz ederim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Keskin.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
FAHRİ KESKİN (Devamla) -
Teşekkür ederim.
Ayrıca, verilen bu yeni kadrolarla
birlikte daha güzel hizmetin, daha gelişmiş bir hizmetin
ortaya konulacağından emin olduğum Eskişehir
halkına ve bölge halkına hayırlı ve uğurlu olmasını
diliyorum.
Eskişehir'imiz, artık,
tam bir gelişme, sıçrama noktasındadır. Hızlı
trenle Ankara'ya bir saat, İstanbul'a iki saat mesafede olan bir
ilde yaşayan arkadaşlarımız şanslıdır.
Artık, Eskişehir, bir üniversite kentidir, daha büyük noktalara
gelmeye adaydır.
Kendilerine başarılar
diliyorum, hayırlı ve uğurlu olmasını talep
ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Keskin.
Sayın milletvekilleri, madde
üzerinde üç adet önerge vardır.
Önergeleri önce geliş sıralarına
göre okutacağım, sonra aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10 uncu maddesi
ile 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen
ek 9 uncu maddeye ekli (I) sayılı listede yer alan "Karatekin
Üniversitesi", "Eren Üniversitesi", "Alparslan
Üniversitesi" ve "Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye
Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi", "Artvin Üniversitesi"
ibarelerinin sırasıyla "Çankırı Karatekin
Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkutata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz Eyüp Fatsa Alaettin Güven
İstanbul Ordu Kütahya
Ahmet
Yeni Mehmet
Soydan
Samsun Hatay
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Yükseköğretim
Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 10'uncu maddesine
eklenen Ek Madde 9'a Giresun Üniversitesi ibaresinden sonra gelmek
üzere "Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Binali
Yıldırım Tevhit
Karakaya Ahmet
Yeni
İstanbul Erzincan Samsun
Musa
Uzunkaya Talip
Kaban
Samsun Erzincan
BAŞKAN - Şimdi, maddeye
en aykırı önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 sıra
Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10. maddesine
bağlı ek madde 9 da geçen "Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi"
ibaresinden sonra gelmek üzere "İnönü Üniversitesi" ibaresinin
eklenmesini ve maddeye bağlı I sayılı listeye ekteki
kadroların ilave edilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Muharrem
İnce Ferit Mevlüt Aslanoğlu Muharrem Kılıç
Yalova Malatya Malatya
Mustafa
Gazalcı Ahmet Ersin Ali Kemal Kumkumoğlu
Denizli İzmir İstanbul
Bülent
Baratalı
İzmir
(1)
Sayılı Liste
İhdas
Edilen Kadrolar
Kurumu: İnönü Üniversitesi
İhdas
Edilen Kadrolar
(Meslek
Mensupları)
1
Sayılı Cetvel
Unvanı Derecesi Adet
Profesör 1 20
Doçent 1 10
Doçent 2 15
Doçent 3 15
Yardımcı Doçent 3 5
Yardımcı Doçent 4 10
Yardımcı Doçent 5 15
Öğretim Görevlisi 1 5
Öğretim Görevlisi 2 10
Öğretim Görevlisi 3 12
Öğretim Görevlisi 4 15
Öğretim Görevlisi 5 20
Öğretim Görevlisi 6 30
Araştırma Görevlisi 4 17
Araştırma Görevlisi 5 10
Araştırma Görevlisi 6 10
Araştırma Görevlisi 7 20
Uzman 1 2
Uzman 2 1
Uzman 3 1
Uzman 4 1
Uzman 5 3
Uzman 6 3
TOPLAM 251
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Efendim, katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
ADALET BAKANI FAHRİ KASIRGA
- Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Değerli milletvekilleri, Sayın Başkan; objektiflik,
bu ülkenin tüm şehirlerine, tüm üniversitelerine eşit davranmak
sizin en temel görevinizdir. Size, 29 Aralık Perşembe 2005,
Sayın Millî Eğitim Bakanımın tutanaklardan okuyorum
ifadesini; dört yıldır kanun basılmasına rağmen,
bu kadro kanunu dört yıldır burada olmasına rağmen,
burada bekletmenize rağmen bana 2005'te verdiği cevabı
okuyorum: "Biz, üniversitelerimizin şu anda mevcut ihtiyaçlarını
karşılamaya çalışacağız; ancak, Malatya
Üniversitesi yalnız değildir, diğer üniversiteler de
var, eğer bunu verirsek onlar da gelecek." Peki, şimdi
vicdanınıza sığıyor mu? Konya Selçuk Üniversitesinin
mutlaka ihtiyacı vardır, Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin
mutlaka ihtiyacı vardır böyle bir kadroya. Ama, vicdanınıza
sığıyor mu? İki buçuk, beş yıldır burada
bir üniversitenin kadro kanunu bekliyor. Onu çok iyi biliyorsunuz,
bu ihtiyaç olduğunu; ama, hakikaten bu tutumunuzu kınıyorum.
Malatya sizin üvey evladınız değil. Malatya üniversitesi,
bizim üniversitemiz. Orada on beş yıldır, on iki yıldır
çalışan gariban, asgari ücretle çalışan insanlar
var. Vicdanınıza sığıyor mu arkadaşlar?
Bu iki üniversiteye
Düne kadar bunu diyordunuz, "Birine verirsek
arkadan gelecek." diyordunuz. Buyurun! Konya Selçuk Üniversitesi...
Hayır, kesinlikle kıskanmıyorum. İhtiyacı
vardır mutlaka. Benim, Malatya İnönü Üniversitesi Tıp
Fakültesinde dünyanın her tarafından gelen insanlar karaciğer
nakli için sıra bekliyor arkadaşlar. Ama, ben ameliyathaneler
açamıyorum. Vicdanınıza sığıyor mu arkadaşlar?
Hakkınıza, adaletinize
Sayın Bakanım, siz Adalet
Bakanısınız. Hak, hukuk, adalet kavramına sığıyor
mu arkadaşlar? Yani, hangi mantığa oturtturuyorsunuz?
Bugüne kadar hep bunu söylüyordunuz. Bu benim üniversitem, orada
benim çocuklarım okuyor, orada benim hastalarım yatıyor.
Hep tutturmuşsunuz "Sayın Rektör
" Ama, o insanlara,
o hastalara acıma duygunuz yok mu arkadaşlar? Onlar benim
çocuklarım. Vicdanınız sızlamıyor mu?
Şimdi, bunu, arkadaşlar, nasıl izah edeceksiniz bana?
Hep bugüne kadar buna sığındınız: "Arkası
gelir..." Buyurun! Burada kadro kanunu bekleyen tek üniversitedir
arkadaşlar. Bu Mecliste kadro kanunu bekleyen, iki yıldır
Plan Bütçeden geçen tek üniversiteydi. Ama, bugün
Geçen hafta bu iki
üniversitemiz Plan Bütçeye geldi, Plan Bütçeden hızla geçti, geçen
hafta geçti ve buraya geldi. Arkadaşlar, adalet duygunuza, vicdanınıza
sığıyor mu arkadaşlar? Ben hepinizin vicdanına
bırakıyorum ve Malatya halkı adına, o çocuklar
adına, o hastalar adına hakikaten vicdanlarınız
rahatsız olsun arkadaşlar.
Hepinize teşekkür ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Erzurum) -
Karar yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN - Karar yeter sayısı
arayacağım.
Kabul edenler
Teşekkür ederim.
Kabul etmeyenler
Teşekkür ederim. Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.57
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.18
BAŞKAN:
Başkan Vekili Yılmaz ATEŞ
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 108'inci Birleşiminin
İkinci Oturumunu açıyorum.
1414 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 10'uncu maddesi
üzerindeki Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğlu
ve arkadaşlarının değişiklik önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Teşekkür ederim. Önerge kabul edilmemiştir,
karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Yükseköğretim
Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 10'uncu maddesine
eklenen Ek Madde 9'a "Giresun Üniversitesi" ibaresinden
sonra gelmek üzere "Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Binali
Yıldırım Tevhit
Karakaya Talip
Kaban
İstanbul Erzincan Erzincan
Ahmet
Yeni Musa Uzunkaya
Samsun Samsun
I
Sayılı Liste
İhdası
Uygun Görülen Kadrolar
Kurumu: Erzincan Üniversitesi
Teşkilatı: Merkez
Unvanı Derecesi I Sayılı II Sayılı
Profesör 1 70 30
Doçent 1 20 10
Doçent 2 20 10
Doçent 3 15 5
Yardımcı Doçent 3 20 10
Yardımcı Doçent 4 15 10
Yardımcı Doçent 5 10 5
Öğretim Görevlisi 2 5 3
Öğretim Görevlisi 3 5 2
Öğretim Görevlisi 4 8 4
Öğretim Görevlisi 5 15 3
Okutman 4 1 1
Okutman 5 1 1
Okutman 1 1
Araştırma Görevlisi 4 17 5
Araştırma Görevlisi 5 17 5
Araştırma Görevlisi 6 20 6
Araştırma Görevlisi 7 20 4
Uzman 1 2 1
Uzman 2 2 1
Uzman 3 5 1
Uzman 4 5
Uzman 5 6
TOPLAM 300 117
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Efendim, uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe : Yeni kurulan Tıp fakültesinin
öğretim elemanı ihtiyacının karşılanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
Çerçeve 10 uncu maddesi ile 78 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
eklenmesi öngörülen ek 9 uncu maddeye ekli (I) sayılı Listede
yer alan "Karatekin Üniversitesi". "Eren Üniversitesi",
"Alparslan Üniversitesi" ve "Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi",
"Artvin Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla
"Çankırı Karatekin Üniversitesi", "Bitlis
Eren Üniversitesi", "Muş Alparslan Üniversitesi",
"Mardin Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye Korkut Ata
Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık Üniversitesi",
"Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
İrfan
Gündüz (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Uygun görüşle takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye bağlı
ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önergeler doğrultusunda
10'uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 11- 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki
madde eklenmiştir.
"EK MADDE 8- Yeni kurulan üniversitelerde,
Bozok Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi ve Giresun Üniversitesinde
yeni kurulan fakülte ve enstitülerde ve Selçuk Üniversitesinde
kullanılmak üzere ekli (II) sayılı listede yer alan kadrolar
ihdas edilerek bu Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı cetvellere,
ilgili üniversite bölümleri olarak eklenmiştir."
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Yalova Milletvekili Sayın Muharrem İnce.
Buyurun Sayın İnce.
CHP GRUBU ADINA MUHARREM İNCE
(Yalova) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bugün, on yedi ilimizde bayram havası
eserken dokuz ilimizde de hüzün var. Hangi iller bunlar? Tunceli, Bartın,
Ardahan, Iğdır, Şırnak, Gümüşhane, Yalova,
Bayburt ve Hakkâri. Sayın Millî Eğitim Bakanı bu kadar
önemli bir konu görüşülürken burada yok, ama, dün şöyle bir
açıklamada bulundu: "Hiçbir siyasi gerekçemiz yok."
dedi. Ben, şu illeri şöyle bir incelediğimde, siyasi
gerekçeler buldum, bilmem sizler katılır mısınız:
Tunceli'de, AKP'nin hiç milletvekili yok, belediye başkanı
da yok. Bartın'da belediye AKP'de değil. Ardahan'da 1 milletvekili
var, Iğdır'da hiç milletvekili yok, Yalova'da 1 milletvekili
var, Hakkâri'de, Şırnak'ta
Bunlarda ne olacak? Herhâlde, bağımsızlar
gelecek önümüzdeki seçimde, buralardan da olmayacak diye düşündünüz.
Demek ki, siz, Yalova'yı gözden çıkardınız. Bartın'ı,
Tunceli'yi, Ardahan'ı, Iğdır'ı, Şırnak'ı,
Gümüşhane'yi gözden çıkardınız. Bunu önce insanlarımız
bir bilsinler.
Şimdi, Sayın Başbakan
Yardımcımız da burada, ben, burada, hayırlı
olsun derken, aslında eğitimin niteliğini, Türk yükseköğretiminin
geleceğini tartışmak isterdim. Yani, bu ülkede,
öğrenci başına Türk yükseköğretiminde 1.460 dolar
para harcıyorsa Türkiye Cumhuriyeti, bunu tartışmak
isterdim aslında, ama, ne yazık ki, ortam ona uygun değil.
Sayın Başbakan Yardımcımız,
sürekli olarak Yalova'ya geliyorsunuz, yakından ilgileniyorsunuz.
Şimdi, sizlerle şunu paylaşmak istiyorum: Neden, batıda
bir tek Yalova bu dokuz ilin içinde? Bakınız, Yalovalıların
en büyük isteğine engel oluyorsunuz. YÖK ve Millî Eğitim,
üniversite kurulması için ölçütler ortaya koydu; kadrolu profesör
ve doçent sayısı, fakülte sayısı, fiziksel mekân.
Sakın ola, insanları kandırmayın.
Yalova'da bir fakülte, bir meslek
yüksekokulu var, ama, bugün kurulan on yedi üniversitenin içerisinde
sadece bir fakültesi olan iki tane vilayetimiz var. Bu kanunun içerisine
bir fakülte daha koyarak bu sorunu çözebilirdiniz.
Üniversite hocası sorunu ise,
Türkiye'de hangi vilayette yok derseniz, bir tek vilayette yoktur,
o da Yalova'da yoktur, çünkü, İstanbul'daki, Kocaeli'deki, Bursa'daki
hocalar zaten Yalova'da oturuyorlar.
Ayrıca, fiziksel mekân olarak,
sizin de çok yakından bildiğiniz gibi, 3 bin dönümlük
TİGEM arazisi arazi var orada, üniversite yapmaya en müsait.
Bundan daha iyi bir fiziksel mekân bulunabilir mi?
Şimdi, bir Türkiye haritasını
gözünüzün önüne getiriniz. Türkiye'de 54 ilde OSB var. Bu 54 ili, organize
sanayi bölgesinin olduğu illeri boyayalım. 49 il teşvik
kapsamında, bu illeri de boyayalım. 72 ilde devlet üniversitesi
var, bu illeri de boyayalım. 47 il kalkınmada öncelikli
il, bu illeri de boyayalım. Türkiye'nin 81 vilayetinin içinde
sadece beyaz kalan Yalova olacaktır. Yani, 54 ilde organize
sanayi bölgesi, 49 il teşvik kapsamında, 72 ilde devlet üniversitesi
var, 47 il kalkınmada öncelikli, hepsini boyadığımızda
bir tek Yalova ak kalır, ak. Sizin iktidarınızda Yalova'nın
adını da değiştirmemiz lazım, "Akova"
yapmamız lazım. Yalova'ya bunu layık görüyorsunuz. Ne
OSB kuruyorsunuz ne kalkınmada öncelikli il yapıyorsunuz
ne teşvik kapsamına alıyorsunuz ne devlet üniversitesi
kuruyorsunuz. Yalova'yla ilgili sorununuz ne sizin, bunu anlamış
değilim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sensin.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bensem,
aday olmam bir dahakine. Eğer sorun
ASIM AYKAN (Trabzon) - Tersane kuruyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Tersaneyi
siz mi kuruyorsunuz, devlet yatırımı mı tersane?
Özel girişimciler tersane kuruyor. Size ne? Size ne?
ASIM AYKAN (Trabzon) - Biz öncü oluyoruz.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, bu konuda gerçekten Yalova'ya çok büyük haksızlık
ediyorsunuz. Yalova 99'da büyük acılar yaşamış bir
kent. Ekonomisi turizme dayalı bir kent. Bugün turizm yok. Hyundai
gelecek diye insanları kandırdınız, bırakın
Yalova'ya Türkiye'ye de gelmedi gerçi. Bu sizin eseriniz değerli
arkadaşlarım.
Sayın Fatsa, dün benden sonra
buraya çıktınız dediniz ki: "Okulları tamir
ettik." Tamir ettirmeseydiniz bari, öyle kalsaydı. Fatih
Lisesini onartmasaydınız bari, öyle kalsaydı.
EYÜP FATSA (Ordu) - Sayın
İnce, ben Yalova milletvekili değilim, lütfen
Orası
şov yapma yeri değil.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bir
fakülte kurduk diyorsunuz. Yani, kusura bakmayın, on yedi tane
üniversiteyi kuracaksınız, Yalova'ya geldi mi "size
de bir fakülte kurduk" diyeceksiniz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Arkası
gelir, merak etme.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Niye
bizi bir fakülteyle kandırıyorsunuz? Bana şunu anlatacaksınız,
kusura bakmayın, Sayın Başbakan Yardımcımız
bana şunu anlatır mısınız lütfen: Marmara'da,
Ege'de, Akdeniz'de, İç Anadolu Bölgesi'nde, Yalova'dan başka
üniversitesi olmayan bir il var mı?
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - O da
olur, merak etme.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bana
bunu anlatınız lütfen. Birisi çıksın, desin ki:
"Yalova'nın şu özelliklerinden dolayı üniversiteyi
kuramadık." Bana bunu birisi anlatsın, desin ki
Bunu
anlatsın.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) - Marmara'da
en son il olan yer Yalova.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Yani,
sorunu ne? Yalova'nın sorunu ne? İstanbul'a bir saat, Kocaeli'ye
bir saat, Bursa'ya bir saat.
HALİL ÖZYOLCU (Ağrı)
- 22 Temmuzdan sonra
MUHARREM İNCE (Devamla) - Fiziksel
mekânı var, büyük kentlere uzaklığı bir saat, hocalar
var, her şey var. Ne istiyorsunuz, bunu anlamış değilim.
Yani, hadi kuramadınız üniversiteyi, kalkınmada öncelikli
il yapın, teşvik kapsamına alın, OSB'yi kurun, bir
şey yapın. Yani, 81 vilayetten 80 tanesine bir şey yapacaksınız,
1 tanesini kenarda tutacaksınız. Bunun hesabını
22 Temmuzda Yalovalılar görecektir. Eğer AKP'ye oy veriyorsa
Yalovalılar -ben illa Cumhuriyet Halk Partisine oy versinler
demiyorum- AKP'ye oy veren Yalovalılardan bunun hesabını
ben de soracağım.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) -
CHP'nin oyu yok orada, merak etme!
MUHARREM İNCE (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, yani, Atatürk'ün "Benim kentim." dediği
kentte bakın artık neler oluyor: Gençlerimiz işsiz. Gün
geçmiyor, "Yalova'da, yok, El Kaideciler yakalandı.",
"Hizbullahçılar yakalandı.", "Seri katiller
yakalandı
" Gün geçmiyor, Yalova'yla ilgili bu haberleri
okuyoruz. Bizim çocukluk yıllarımızda, 70'li yıllarda
Türkiye'nin Marmaris'i, Bodrum'u yokken, Çeşme'si yokken, Türkiye'nin
Bodrum'u, Marmaris'i, Çeşme'si Çınarcık'tı, Yalova'ydı.
Bugün gelinen noktada çok üzgünüz gerçekten.
2007'de Türkiye'de açılan
iş yeri sayısı yüzde 1 gerilemiştir. Yalova'da bu
oran yüzde 33'tür Sayın Bakan. Açılan iş yeri sayısı
Türkiye'de yüzde 1 gerilemiş, Yalova'da yüzde 33 gerilemiştir.
Yani, şöyle bir şey de söylenebilir: Nüfusunun yarısı
yirmi sekiz yaşın altında olan bir kentin acaba eğitimde
bir başarısı yok da onun için mi üniversite kurulmadı?
Hayır, öyle de değil. 1997 Türkiye ÖSS şampiyonudur Yalova.
1998 Türkiye ÖSS şampiyonudur. Ama, siz iktidar olduktan sonra
millî eğitimi de öyle bir hâle getirdiniz ki, artık 25'inciliklerde,
20'nciliklerde geziyoruz. Yani, deprem öncesinde 1'inci sıralarda
olan Yalova'yı, iki yıl arka arkaya ÖSS'de Türkiye şampiyonu
olmuş Yalova'yı bugün 20'nci sıralarda süründürüyorsunuz.
Depremle turizmimiz bitmişti, maalesef gerisini de siz bitirdiniz.
Ben, bu konuda, vakıf üniversitesi
konusunda Sayın Fatsa da, Sayın Bakan da, Almanlarla ortak
kurulacak vakıf üniversitesi konusunda burada sözler verdiniz.
EYÜP FATSA (Ordu) - Evet.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bunların
takipçisi olacağız.
EYÜP FATSA (Ordu) - Hayalî şeylerin
peşinde koşacağına, bunların peşinde
koş da, Yalova'ya biraz hizmet et.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Neyle
koşacağıma dediniz?
EYÜP FATSA (Ordu) - Hayalî şeylerin
peşinde koşacağına, bu hizmetleri biraz takip et
de Yalova'ya hizmetin olsun.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Sen
de, insanlara burada yanlış bilgiler vereceğine
EYÜP FATSA (Ordu) - Yanlış
bilgi vermiyorum.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
karşılıklı konuşmayalım lütfen.
MUHARREM İNCE (Devamla) -
Sayın
Fatsa
Sayın Fatsa, Yalova'nın hakkını savunsaydın
da, bu on yedi ilin içinde Yalova da olsaydı.
EYÜP FATSA (Ordu) - Ben, daha fazla
savundum.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Neden
yok o zaman? Türkiye'de, Marmara Bölgesi'nde, Ege Bölgesi'nde üniversitesi
olmayan Yalova'dan başka il var mı?
EYÜP FATSA (Ordu) - Hiç merak etme,
oraya da üniversite kurulacak.
BAŞKAN - Sayın Fatsa, lütfen
MUHARREM İNCE (Devamla) - Ben
şunu anlamış değilim: Bugün, Cumhuriyet Halk Partisi
iktidar olsaydı, Millî Eğitim Bakanlığı da bizim
partimizde olsaydı, ben de o iktidar partisinin milletvekili
olsaydım, bir tek Yalova'yı ayırsaydı, vallahi, kendi
partimden de olsa, dünyayı dar ederdim Millî Eğitim Bakanına.
Yani, Gümüşhane milletvekilleri, niye sesinizi çıkarmıyorsunuz
siz? Bartın milletvekilleri, Ardahan milletvekilleri,
Şırnak milletvekilleri, Bayburt milletvekilleri, Hakkâri
milletvekilleri niye sesinizi çıkarmıyorsunuz siz, anlamış
değilim. Bizim Yalova milletvekili niye sesini çıkarmıyor,
anlamış değilim.
Haksızlık yapıyorsunuz.
Bu tercihler politik tercihlerdir. Baktınız, Tunceli'de belediye
yok, milletvekili yok, bizden adam yok burada, gerek yok dediniz. Bartın'da
belediye bizde değil dediniz, Bartın'ı cezalandırdınız;
Yalova'dan nasıl olsa milletvekili çıkaramayız dediniz,
Yalova'yı cezalandırdınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Kurulanları
görmüyor musunuz?
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
İnce.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
MUHARREM İNCE (Devamla) - Bayburt'un
hakkını savunmak bana düşüyorsa, sizin Bayburt milletvekilleriniz
de burada bekliyorsa; Gümüşhane'nin hakkını savunmak
bana düşüyorsa, siz de orada bekliyorsanız, söyleyecek
bir şeyim yok.
On yedi üniversite ülkemize hayırlı,
uğurlu olsun. Ama, o dokuz ile de diyoruz ki, üzülmeyin, 22 Temmuzdan
sonra Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında onları da biz
kuracağız diyoruz.
Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın İnce.
Şahsı adına Kırşehir
Milletvekili Sayın Mikail Arslan
Yok.
Konya Milletvekili Sayın Ahmet
Işık.
Buyurun Sayın Işık.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 11'inci maddesi üzerinde söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; üniversiteler, özgür ve demokratik ortamlarda
bilginin üretildiği, yayıldığı, gerçeğe
ulaşmanın değişik yöntemlerle araştırıldığı,
insanın ve ülkenin geleceğine paralel olarak sürekli bir
arayış içerisinde olmak, akademik ve kurumsal işleyiş
anlamında zorunlu olan yenilenmeyi gerçekleştirmek durumundadırlar.
Batılı ülkelerde, sanayi
devrimine paralel olarak çok sayıda yükseköğretim kurumunun
tesis edilmesi sonucunda gelişen ekonomik kalkınma ve yükselen
refah seviyesinin temeli olan bilim üretiminin hızlanmasına
karşın, ülkemiz, bu değişime ayak uyduramamış
ve kalkınmış ülkelerdeki bilim seviyesinin, maalesef,
gerisine düşmüştür.
Değerli milletvekilleri,
cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Batılı ülkelerin ilerlemesinde
üniversitelerin oynadığı rolün iyi tahlil edilmesi
ve dünyadaki gelişmelerin yakından izlenmesi sonucunda,
üniversiteler, çağdaşlaşma ve kalkınma hamlesinin
motor gücü olarak görülmüş ve bu kurumlara işlerlik kazandırmanın
yolları aranmıştır. Anadolu'ya yayılmaya
başlayan üniversiteler toplum üzerinde çok önemli ve olumlu etkiler
bırakmış ve üniversite bulunmayan vilayetlerdeki
halk, kendi bölgelerinde bir üniversite ya da yükseköğretim kurumunun
açılmasını talep etmeye başlamışlardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Avrupa Birliğinin İlerleme Raporu'nda
da belirtildiği gibi, temelde merkeziyetçi yetkilerin belli
ellerde toplanmasına dayalı bir anlayışla kurulmuş
olan Yükseköğretim Kurumu, çağdaş üniversitelerin gereği
olan yönetim anlayışını yakalayamamış
ve zaman içinde Yükseköğretim Kurumunu yönetmekte, gerekli
makro planlamaları yapmakta, üniversiteler arasında koordinasyonu
sağlamakta, sanayi ve toplum ile yükseköğretim kurumlarını
bütünleştirmekte maalesef yetersiz kalmışlardır.
Sonuçta, bütün siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri dâhil hemen
herkes, Türk yükseköğretiminde yeni bir düzenleme yapılması
ve bunun bir an önce gerçekleştirilmesinin gereğini kabul
etmiş bulunmaktadırlar.
Değerli milletvekilleri,
üniversitelerimizde eğitim, öğretim kalitesinin artırılması,
akademik denetimin yapılabilmesi ve bilimsel özgürlüğün
sağlanması, yönetimde demokratikleşme, performans
değerlendirmesi ve yönetimin sorumluluklarını gereği
gibi yerine getirmesi ile öğrencilerin yönetime katılımlarının
sağlanması, yükseköğretime girişte ve akademik
yükseltilmelerde yaşanan sorunların önemli ölçüde giderilmesi,
ortaöğretim ile yükseköğretimin, sanayi ile üniversitenin
bütünlüğünün sağlanması, bilim, eğitim, istihdam
ve üretim ilişkilerinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; kabul ettiğimiz 10'uncu madde ve görüşmekte
olduğumuz 11'inci maddeyle Konya Selçuklu Tıp Fakültesine
kadro verilmektedir. Konya Selçuk Üniversitesi Selçuklu Tıp
Fakültesi inşaatına 1984 yılında başlanmasına
rağmen, yirmi üç yıllık süreç sonucunda çıkaracağımız
işbu yasayla hizmet sunumuna nihayet başlayabilecektir.
Konya'mızda kişi başına
düşen hasta/yatak sayısı, yüzde 14,3'le çok düşük
oranda bulunmaktadır. Selçuklu Tıp Fakültesinin hayata
geçmesiyle, Meram Tıp Fakültesi ve diğer hastanelerle birlikte,
Konya'mız, bölgesel anlamda sağlık merkezine dönüşecek,
sağlık hizmeti sunumu noktasında cazibe merkezi olma
özelliğini artıracaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Işık.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
AHMET IŞIK (Devamla) - Büyük
şehirlerdeki sağlık hizmeti alım talebi, bölgemiz
açısından büyük oranda düşecektir.
Değerli milletvekilleri,
Konya insanı, yirmi üç yıldır bugünü özlemle beklemektedir,
siyasal iradeye ve katkısı olan herkese teşekkür ediyoruz
Konyalı hemşehrilerimiz adına.
Sağlıkta Avrupa standartlarına
ulaşıldığı, hukukta evrensel ölçütlerin yakalandığı,
fırsat eşitliğinin mutlak anlamda sağlandığı,
eğitim hakkının önündeki antidemokratik engellerin
kaldırıldığı, ideal anayasa anlayışının
hayata geçtiği ve mevzuata dönüştüğü, ulusal tam kalkınmışlık
şartlarının gerçekleştiği süreçlerin sonlanması
temennisiyle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Işık.
Şahısları adına
ikinci söz, Kırşehir Milletvekili Sayın Mikail Arslan'ın.
Buyurun Sayın Arslan.
MİKAİL ARSLAN (Kırşehir)
- Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 1414
sıra sayılı, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda ve Yükseköğretim Kurumları
Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde
Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 10'uncu maddesine bağlı
ek 8'inci madde üzerinde şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kırşehir'de ilk üniversite
birimi 1961 yılında kuruldu. Hâlen üniversitemizde, 4 fakülte,
3 yüksekokul, 4 adet de meslek yüksekokulu olmak üzere 11 adet birimde
hizmet verilmektedir. Yaklaşık 8 bine yakın öğrencimiz,
200'ü aşkın da öğretim görevlimiz bulunmaktadır.
Muhakkak, üniversiteleri başarılı
kılan ilköğretim ve ortaöğretimdeki başarı
oranlarıdır, derslik sayısındaki, fiziki mekânlardaki
yeterliliklerdir. Kırşehir bu açıdan şanslı
illerden bir tanesidir son yıllarda yapmış olduğu
eğitim hamleleriyle. 2002 yılından önce toplam yapılan
derslik sayısı 1.475 iken (seksen yılda), 2003 ile 2006
yılları arasında 302 adet yeni derslik ilavesi yapılmış,
yani yüzde 17 civarında bir ilave olmuştur. Bilgisayar adedi
açısından da 2002 yılından önce -2002 yılı
dâhil- 1.149 iken, 2003 ile 2006 yılları arasında 2.035'e
ulaşmıştır, yani 2 katından daha fazla bir sayıya
ulaşmıştır.
Ayrıca, Kırşehir'de
Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğünün, 2007 yılı itibarıyla
500 kişilik bir yükseköğretim öğrenci yurdu yapılma
çalışmaları da vardır, planlaması da vardır.
Kırşehir'de bütün mesleki
ortaöğretim okulları, fen liseleri, Anadolu öğretmen
liseleri mevcut bulunmaktadır ve her yıl yapılan ÖSYM
imtihanlarında genelde 1'incilikler, 2'ncilikler ve 3'üncülükler
almaktadır. 1.500 doların altında bir il olmasına
rağmen eğitimde son derece başarılıdır
ve okur yazar oranı da çok yüksektir.
Muhakkak bu başarısını
tarihinden, tarihin derinliklerinden almaktadır. Osmanlının
kuruluş mayasını atan Şeyh Edebali bir Kırşehirlidir.
Aynı zamanda, ticaretin bir meslek hâline dönüştürülmesi,
kurumsallaştırılması, sosyal ilişkilerin
sağlanması ve ahlaki öğretilerin yaygınlaştırılması
açısından Ahi Evran da Kırşehir'de bu konuda hem ulusumuza
hem de dünyamıza örnek çalışmaları yapmış.
Aynı zamanda, Türk dilinin yaygınlaştırılması
için de Âşık Paşa "Garipname" adlı Türkçe
eseri kazandırmıştır. Aynı zamanda, Yunus Emre
gibi seçkin şairleri bulunmaktadır. Dolayısıyla,
Kırşehir, 13'üncü yüzyıldan itibaren çok önemli kültür
ve eğitim faaliyetleri gösteren bir ildir. Çok başarılıdır.
Gök Bilimleri Medresesi 1300'lü yıllarda açılmıştır.
İlimizde üç tane hastane bulunmaktaydı:
SSK, devlet hastanesi ve kadın doğum hastanesi. Bunlar birleştirildi.
Altyapısı hazır. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi
-yüksekokulumuz- bulunmaktadır. Bir termal tedavi merkezidir
Kırşehir aynı zamanda. İki adet de sağlık
meslek lisemiz bulunmaktadır.
Biz, Kırşehir halkı
adına, altyapısı bu kadar müsait ilimize tıp fakültesi
açılması noktasında büyük katkıları olan Sayın
Başbakanımıza, Sayın Millî Eğitim Bakanımıza,
Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, Parlamentomuzun siz değerli
üyelerine, Müsteşarımız Sayın Salih Çelik'e teşekkürü
bir borç biliyoruz.
Bu vesileyle, on yedi yeni üniversitemizle
beraber, Bozok, Giresun ve Ahi Evran Üniversitelerinde açılacak
olan tıp fakültelerinin hayırlı olmasını Cenabı
Allah'tan diliyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Arslan.
Sayın milletvekilleri, madde
üzerinde üç adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş
sıralarına göre okutacağım, sonra aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 Sıra
Sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11 inci maddesi
ile 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen
ek 8 inci maddeye ekli (II) sayılı Listede yer alan "Karatekin
Üniversitesi", "Eren Üniversitesi", "Alparslan
Üniversitesi" ve "Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye
Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi", "Artvin Üniversitesi"
ibarelerinin sırasıyla "Çankırı Karatekin
Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Eyüp
Fatsa İrfan Gündüz Alaettin Güven
Ordu İstanbul Kütahya
Ahmet
Yeni Mehmet
Soydan
Samsun Hatay
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 sıra
sayılı yasa tasarısının 11. maddesine
bağlı Ek 8. maddede geçen "Selçuk Üniversitesinde"
ibaresinin "Selçuk Üniversitesi ile İnönü Üniversitesinde"
şeklinde değiştirilmesini ve maddeye bağlı
II sayılı Listeye ekteki Listenin ilave edilmesini arz ve
teklif ederiz.
Saygılarımızla,
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Muharrem
Kılıç Ahmet
Ersin
Malatya Malatya İzmir
Mustafa
Gazalcı Bülent Baratalı Ali Kemal Kumkumoğlu
Denizli İzmir İstanbul
(2)
SAYILI LİSTE
İHDAS
EDİLEN KADROLAR
KURUMU: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESi
SERBEST
TUTULAN
KADRO
KADRO
SINIF UNVAN DERECE
ADEDİ ADEDİ TOPLAM
GİH PROGRAMCI 5
1 - 1
GİH ÇÖZÜMLEYİCİ 5
1 - 1
GİH MEMUR 10
20 - 20
GİH BİLGİSAYAR İŞLETMENİ 9 10 - 10
GİH BİLGİSAYAR İŞLETMENİ 10 20
- 20
SHS BİYOLOG
5 15 - 15
SHS FİZYOTERAPİST
5 5 - 5
SHS ECZACI
5 3 - 3
SHS DİYETİSYEN
5 2 - 2
SHS HEMŞİRE
9 273 - 273
SHS SAĞLIK
TEKNİKERİ 9 25 25
SHS SAĞLIK
TEKNİSYENİ 10 20 20
THS TEKNİKER
9 10 10
THS TEKNİSYEN
10 15 15
YHS HASTABAKlCI
11 30 30
TOPLAM
450
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Şimdi, maddeye en aykırı
önergeyi okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Yükseköğretim
Kurumları Teşkilâtı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Çerçeve 11'inci maddesine
eklenen Ek-Madde 8'e Giresun Üniversitesi ibaresinden sonra gelmek
üzere "Erzincan Üniversitesi" ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Binali
Yıldırım Tevhit
Karakaya Ahmet
Yeni
İstanbul Erzincan Samsun
Talip
Kaban Musa
Uzunkaya
Erzincan Samsun
İHDASI
UYGUN GÖRÜLEN KADROLAR
KURUMU: ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ
TEŞKİLAT: MERKEZ
SERBEST
TUTULU
KADRO
KADRO
SINIF UNVAN
DERECE ADEDİ ADEDİ TOPLAM
GIH Fakülte
Sekreteri 1 1 1
GIH Üniversite
Hastaneleri 1 1 1
GIH Hastane
Müdürü 2 1 1
GIH Hastane
Müdür Yardımcısı 3 1 1
GIH Şef
4
2 2
GIH Şef
5
2 2
GIH Şef
6
1 1
GIH Programcı
4 1 1
GIH Çözümleyici
5 2 2
GIH Kütüphaneci
6 1 1 2
GIH Ambar
Memuru 8 1 1
GIH Ambar
Memuru 9 1 1
GIH Bilgisayar
İşletmeni 5 11 11
GIH Bilgisayar
İşletmeni 6 10 10
GIH Bilgisayar
İşletmeni 7 10 10
GIH Sekreter
8 10 10
GIH Sekreter
9 3 3
GIH Şoför
7
5 5
GIH Şoför
8
5 5
GIH Şoför
9
5 5
GIH Memur
8 10 10
GIH Memur
9 10 10
GIH Memur
10 10 10
GIH Veznedar
7 1 1
GIH Veznedar
8 1 1
GIH Veznedar
9 1 1
THS Mühendis
5 1 1
THS Mühendis
6 1 1
THS Tekniker
7 1 1
THS Tekniker
8 2 2
THS Teknisyen
8 1 1
THS Teknisyen
9 3 3
THS Teknisyen
10 3 3
SHS Sağlık
Teknikeri 7 6 5 11
SHS Sağlık
Teknikeri 8 6 5 11
SHS Biyolog
6 8 8
SHS Diyetisyen
5 2 2 4
SHS Diyetisyen
6 2 2 4
SHS Sağlık
Teknisyeni 9 10 9 19
SHS Sağlık
Teknisyeni 10 10 7 17
SHS Hemşire
5 25 5 30
SHS Hemşire
6 30 4 34
SHS Hemşire
7 30 4 34
SHS Hemşire
8 30 5 35
SHS Hemşire
9 30 8 38
SHS Fizyoterapist
4 2 2 4
SHS Fizyoterapist
5 3 1 4
SHS Psikolog
7 1 1
SHS Laborant
9 10 10 20
DHS İmam
9
1 1
YHS Hasta
Bakıcı 9
40 30 70
YHS Gassal
9 1 1
YHS Hizmetli
9 7 3 10
YHS Hizmetli
10 7 2 9
YHS Kaloriferci
10 5 3 8
YHS Aşçı
10
3 2 5
TOPLAM
388 110 498
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Efendim katılamıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi okutayım?
EYÜP FATSA (Ordu) - Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yeni kurulan tıp fakültesinin
personel ihtiyacının karşılanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmetin
katılmadığı önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 sıra
sayılı yasa tasarısının 11. maddesine
bağlı Ek 8. maddede geçen "Selçuk Üniversitesinde"
ibaresinin "Selçuk Üniversitesi ile İnönü Üniversitesinde"
şeklinde değiştirilmesini ve maddeye bağlı
II sayılı Listeye ekteki Listenin ilave edilmesini arz ve
teklif ederiz.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
(2)
SAYILI LİSTE
İHDAS
EDİLEN KADROLAR
KURUMU: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ
SERBEST
TUTULAN
KADRO
KADRO
SINIF UNVAN DERECE
ADEDİ ADEDİ TOPLAM
GİH PROGRAMCI 5
1 - 1
GİH ÇÖZÜMLEYİCİ 5
1 - 1
GİH MEMUR 10
20 - 20
GİH BİLGİSAYAR İŞLETMENİ 9 10 - 10
GİH BİLGİSAYAR İŞLETMENİ 10 20
- 20
SHS BİYOLOG
5 15 - 15
SHS FİZYOTERAPİST
5 5 - 5
SHS ECZACI
5 3 - 3
SHS DİYETİSYEN
5 2 - 2
SHS HEMŞİRE
9 273 - 273
SHS SAĞLIK
TEKNİKERİ 9 25 25
SHS SAĞLIK
TEKNİSYENİ 10 20 20
THS TEKNİKER
9 10 10
THS TEKNİSYEN
10 15 15
YHS HASTA
BAKlCI 11 30 30
TOPLAM
450
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi mi okutayım?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Önerge üzerinde, Malatya
Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının bu
maddesiyle, yeni kurulan üniversitelere ve 2006 yılında
kurulmuş olan Bozok Üniversitesi, Ahi Evran Üniversitesi, Giresun
Üniversitesine yeni kadrolar ihdas ediliyor. Yine, daha önce,
2006'dan önce kurulmuş olan eski üniversitelerimizden Selçuk
Üniversitesine de kadrolar verilmekte.
Değerli arkadaşlarım,
bu tasarı sadece yeni kurulmakta olan on yedi üniversitemize
ait olsaydı, belki bu anlamda bir öneri verme gereği de duymazdık.
Ancak, gördük ki, bu tasarıyla, sadece yeni kurulan on yedi üniversiteye
değil, bunun dışındaki, hem 2006 yılında
kurulan hem de daha önce kurulan üniversitelere de kadro veriliyor.
Mademki, bu şekilde, Hükûmetin üniversitelerin kadro ihtiyacına
yönelik bir tasarısı var; peki, değerli arkadaşlarım,
bu tasarıya Malatya İnönü Üniversitesinin kadrolarının
eklenmemesinin nedenini öğrenmek istiyoruz. (AK Parti
sıralarından "Rektörü alın!" sesi)
Arkadaşımız laf
atıyor: "Rektörü alın." Değerli arkadaşlarım,
siz parti olarak bu kadar dar görüşlü müsünüz? Yani, siz, şahıslarla
uğraşarak, şahıslara göre mi ülkeyi yönetiyorsunuz?
O ilin valisini beğenmezseniz, kaymakamını beğenmezseniz
o ilçenin, oralara yatırım yapmayacak mısınız?
Bu kadar dar görüşlülük olabilir mi? Biz üniversitemizle ilgili
kadro kanununa yönelik teklifi 2003 yılında verdik ve bu
teklifi verirken, sadece muhalefet partisi milletvekili olarak
da imza koymadık, özellikle iktidar partisindeki arkadaşlarımızın
da imzasını aldık. Şu anda, bu kanun teklifinde,
Cumhuriyet Halk Partili milletvekillerinin, Adalet ve Kalkınma
Partisinden milletvekili arkadaşlarımızın 5 tanesinin,
Anavatan Partisinden de 3 tane milletvekili arkadaşımızın
imzası var.
Biz bu teklifi verdiğimizde
1.128 kadro için teklifte bulunmuştuk, ancak, Plan ve Bütçe Komisyonunda,
bu kadro, 250'si akademik, 450'si de yardımcı personel olmak
üzere 700 kadroya düşürülmüştü. Şu anda, bu teklif Komisyondan
geçeli iki yılı aşıyor. Komisyonda kabul tarihi
25/2/2005. O tarihten bu yana, ne yazık ki, üniversitemizin kadro
kanunu verilmiyor, kadro kanunu engelleniyor.
Engellenince ne oluyor değerli
arkadaşlarım? Engellenince bunun zararını kim
görüyor? Malatyalı görüyor. Bunun zararını kim görüyor?
Malatya'da yaşayanlar görüyor. Yani, üniversitemizin kadro
kanunu verilmeyince, Tıp Fakültesinde yeteri kadar kadro olmayınca,
o zaman ne oluyor? Hastalar sıra bekliyor. O zaman ne oluyor? Ameliyat
olacak hastalar ameliyathaneden yararlanamıyor. Çünkü, 26
ameliyathaneden 10 tanesi, şu anda, kadro yokluğundan
boş. Bunun sorumluluğunu nasıl alacaksınız?
Peki, değerli arkadaşlarım,
bu hastanede tedavi gören hastalar Cumhuriyet Halk Partili mi? Yani,
oraya gelen hastaların partisini mi soruyorlar? Oysa, oraya,
sadece Malatyalılar değil, çevre illerden de hastalar geliyor,
tedavi oluyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
Adalet ve Kalkınma Partisi olarak, Malatya'dan 2002 seçimlerinde
çok büyük oy aldınız. Bunun sonucunda 5 tane milletvekili
çıkardınız. Peki, bunun karşılığında
Malatya'ya bunu mu layık görüyorsunuz? Şu anda yeni bir seçime
gidiyoruz, 22 Temmuzda sandık halkın önüne gelecek. Peki,
Malatyalılar, üniversitemizin kadrosunu engelleyenlere,
Malatya'mızdaki var olan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Kılıç.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Malatya'mıza üvey evlat muamelesi
yapanlara gereken dersi vermeyecek mi zannediyorsunuz? Bir daha
Malatyalıların yüzüne doğru dürüst bakabilecek misiniz?
Köylere, kasabalara gidebilecek misiniz?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Gideriz, gideriz
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Bunu
merak ediyorum, gerçekten merak ediyorum. Çünkü, Malatya'ya, gerçekten,
bu dönemde hiçbir şey vermediniz. Bölge müdürlüklerini elinden
aldınız. Malatya'mızın belli başlı fabrikalarını
kapattınız. Malatyalıları yoksulluğa, açlığa
mahkûm ettiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Kolera
verdiler kolera!
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Kolera
verdiler, evet. Yani, Malatya'ya iyi bir şeyler vermediniz. Kolera
verdiniz. Malatya'da çocuk yuvası dehşeti yaşattınız,
Malatya'da asayişsizlik dehşeti yaşattınız.
Her anlamda, sizin döneminizde, Malatya'da kötü şeyler oldu,
iyi şeyler olmadı.
Ümit ediyorum ki, bu en son fırsatı
değerlendirirsiniz. Vermiş olduğumuz bu önergeyi
eğer kabul ederseniz, bir nebze olsun kendinizi affettirirsiniz.
Şu anda, 450 tane kadro vereceksiniz. Bu kadro, değerli arkadaşlarım,
akademik kadro da değil, orada çalışan hemşireler,
laborantlar, teknisyenler. Yani, bunlara 450 tane kadro vereceksiniz.
Bu nedenle, oradaki çalışan insanlarımızın
sorunlarının çözümü için, bu kadronun verilmesi yönünde,
ben iktidarı ile muhalefeti ile tüm arkadaşlarımızın
destek vereceğine inanıyor, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıç.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Teşekkür
ederim. Önerge kabul edilmemiştir.
Son önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1414 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11'inci maddesi
ile 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye eklenmesi öngörülen
ek 8'inci maddeye ekli (II) sayılı listede yer alan "Karatekin
Üniversitesi", "Eren Üniversitesi", "Alparslan
Üniversitesi", "Artuklu Üniversitesi", "Osmaniye
Üniversitesi", "Kilis Üniversitesi" ve "Artvin
Üniversitesi" ibarelerinin sırasıyla "Çankırı
Karatekin Üniversitesi", "Bitlis Eren Üniversitesi",
"Muş Alparslan Üniversitesi", "Mardin Artuklu Üniversitesi",
"Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi", "Kilis 7 Aralık
Üniversitesi", "Artvin Çoruh Üniversitesi" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Eyüp
Fatsa (Ordu) ve arkadaşları
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Komisyon takdire
bırakıyor.
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Çerçeve 6 ncı maddeye bağlı
ek 79, 82, 86 ve 87 nci maddelerle düzenlenen üniversite isimlerinin
değiştirilmesi nedeniyle önerilmiştir.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge ve ekli (II) sayılı
liste doğrultusunda 11'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1'i okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1- Aşağıdaki
kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye
eklenmiştir.
İHDAS
EDİLEN KADROLAR
(V)
SAYILI CETVEL
Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi
GİH Memur
9 2.000
Bu cetvelde yer alan kadrolar, iki
yıl içerisinde 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin
9 uncu maddesinin son fıkrası dikkate alınmaksızın
Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığının
görüşleri üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile gerektiğinde
sınıf, unvan ve derece değişikliği yapılmak
suretiyle, yeni kurulan üniversitelerin ihtiyaçlarını
karşılamak üzere tahsis edilebilir. Bu şekilde tahsis
edilecek kadroların kullanımında uyulacak usul ve
esaslar Bakanlar Kurulu kararı ile tespit edilir. Bu süre içerisinde
tahsis edilmeyen kadrolar başka bir işleme gerek kalmaksızın
iptal edilmiş sayılır.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde şahısları
adına, Mardin Milletvekili Sayın Süleyman Bölünmez.
Buyurun Sayın Bölünmez.
SÜLEYMAN BÖLÜNMEZ (Mardin) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1414 sayılı Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Kanunu'na ilişkin şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi
sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
59'uncu Hükûmet tarafından
30/12/2005 tarihinde kurulmasına karar verilen on beş devlet
üniversitesinin arasında Mardin'in olmaması Mardin halkını
fazlasıyla üzüntüye boğmuş ve gerekli girişimler
yapılmıştır. Ancak, Başbakanımız Sayın
Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu adına Sayın Hüseyin
Çelik Bakanımızın girişimleri neticesinde, bölge
olarak eksikliğini ziyadesiyle hissettiğimiz Mardin Üniversitesinin
bölgeye kazandırılması görüşmelerimiz olumlu
şekilde sonuçlanmıştır.
Bu kanun çerçevesinde, gerçekten,
kalkınmada öncelikli illerde mutlak surette ihtiyaç duyulan
üniversitelerin kurulması
Bu kanun ile Mardin Artuklu Üniversitesi
kurulmuştur.
Eğitime ayrı değer
veren bir arkadaşınız olarak, şu anda öğrenim
veren üniversitelere sahip tüm illerin üniversite açısından
şehre yapılan katkıları ve şehir ekonomisine
kazandırdıkları katma değerleri göz önündedir.
Bu nedenle, bunu büyük bir memnuniyetle, tüm illeri gezen bir
iş adamı olarak ve milletvekili olarak görmekteyim.
Bugüne kadar, Dicle Üniversitesine
bağlı kurulmasına karar verdiğimiz Mardin Güzel
Sanatlar ve Mimarlık Mühendislik Fakültesinin çalışmaları,
Maliye Bakanımız ve Devlet Planlama Teşkilatının
ağır karar vermesi neticesinde hayata geçirilememiş
ve şu anda Dicle Üniversitesinde Mardin fakülteleri öğrenci
kabul etmeye başlamıştır.
Dillerin ve dinlerin beşiği,
çan ve ezan sesinin karıştığı, kilise ve camilerin
sırt sırta olduğu, farklı kültürlerin barış
içinde yaşadığı, taşın oya gibi işlendiği
Mardin'imiz artık üniversiteye 59'uncu Hükûmet tarafından
kavuşturulmuş ve Mardin Artuklu Üniversitesi kurulmuştur.
İnşallah, Mardin halkı, bunu, ziyadesiyle, şehre
ekonomik açıdan öğrencileri yetiştirerek fayda
sağlayacağını ve katkısını görecektir.
Yeri ve zamanı gelmişken,
toplumumuzun yarası hâline gelmiş bir konuya değinmek
istiyorum. Bu da, üniversitelerimizde, ÖSYM seçiminden önce,
öğrencilerimizin, tabiri caizse, bir yarış atı
olarak hem gençlerimiz ve hem velilerimizin yarıştırıldığı
imtihan öncesinde verilen dershane masraflarının ekonomik
açıdan bizim velilerimize, bizlere nasıl bir yük getirdiği
ortadadır. Birçok borçlanmaya, altından kalkılmayacak
kredi borçlarının ve hatta intiharlara kadar giden bu dershanelerin
sorunları, ancak üniversitelerimizin ülkemizde çoğaltılması
neticesinde ve bu öğrencilerin imtihanlara girmeden, direkt
üniversitelere girebilecek düzeyde üniversite adedine kavuştuğumuz
zaman sağlanacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 59'uncu Hükûmet olmak üzere, iktidar ve muhalefete
mensup 22'nci Dönem milletvekilleri olarak, yıllardır emekleyen
Türkiye'yi koşar Türkiye hâline, en azından hızlı
adımlarla koşmaya başlayacak bir Türkiye olma yolunda
verdiğimiz kararların çok önem taşıdığını
ve bu çalışmalarda emeği geçen sizleri, Mardin halkı
adına kutluyorum. Mardin Artuklu Üniversitesinin kurulması
hakkında yasanın kanunlaşması ve şu anda, daha
evvel sizlerin desteğiyle kararı verilmiş Dicle Üniversitesine
bağlı Güzel Sanatlar Fakültesi ve Mimarlık Mühendislik
Fakültelerinin kurulmasında emeği geçen Mardin valilerimize,
bürokratlarımıza, Dicle Üniversitesi Rektörü ve çalışanlarına,
sivil toplum örgütlerine, basına ve Mardin halkına, dört
buçuk yıldır canla başla Mardin sorunlarını
Meclise taşıyan beş milletvekili arkadaşıma,
2002 seçimlerinde Mardin halkına vermiş olduğumuz üniversite
sözünü yerine getirilmesinde bize destek veren
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Bölünmez.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
SÜLEYMAN BÖLÜNMEZ (Devamla) -
başta Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan
olmak üzere, tüm iktidar ve muhalefet lider ve milletvekillerine
Mardin halkı adına şükranlarımı arz ederken,
on yedi üniversitenin ayrı ayrı, milletimize, gençlerimize
hayırlara vesile olmasını Yüce Allah'tan dilerim.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
12'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 12- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, şahsı
adına Konya Milletvekili Sayın Remzi Çetin.
Sayın Çetin, buyurun.(AK Parti
sıralarından alkışlar)
REMZİ ÇETİN (Konya) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün üçüncü gün, on yedi üniversitenin
kuruluşuyla ilgili çalışmalarımızı tamamlamak
üzereyiz. Ülkemize, vilayetlerimize ve burada okuyacak olan çocuklarımıza
hayırlı olsun temennisini arz etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tabii, bu kadar üniversiteyi kurduktan sonra, bundan sonra da bilim
adamı yetiştirme programına ağırlık vermeliyiz.
Çünkü, üniversitelerimizde ar-ge ağırlıklı, teknoloji
geliştirmeye yönelik çalışmaların yapılması
da fevkalade önemli.
Üniversitelerin kuruluşunda
bazı arkadaşlarımızın yapmış olduğu
tenkitlerin bir anlamda şu şekilde değerlendirilmesi
lazım: Rektörü ve dekanı atanmadan, yani bir sahiplenme olmadan,
bir üniversiteye veya bir fakülteye vücut vermek mümkün değildir.
Bunu bilmek lazım. Dolayısıyla, atanmış bir
rektör üniversitesine sahip çıkacak, atanmış bir dekan
fakültesine sahip çıkacak, ihtiyaçlarını zaman içerisinde
giderecek ve kısa bir süre sonra, şimdi olduğu gibi,
büyük üniversitelerimizde olduğu gibi, bunların da ülkemize
çok yararlı çalışmaların yapıldığı
üniversiteler hâline geleceğini söyleyebiliriz.
Şu anda, gerek Avrupa standartlarına
göre gerekse dünya standartlarına göre ülkemizin üniversiteleşme
çalışmasına ihtiyaç olduğu bir gerçektir. Çünkü,
nüfus başına düşen üniversite sayısına göre,
hem Avrupa standartları, Avrupa Birliği standartları
hem de dünya ölçeğine göre az sayıda olduğu da hepimizin
malumudur. Dolayısıyla, buralarda, imkânları kıt
olan ve ekonomik durumu nasıl olursa olsun çok sayıda
öğrencilerimizin bu bölge üniversitelerinde yüksek tahsil
imkânı kazanacağı da muhakkaktır. O bakımdan,
yapılmış bu hayırlı hizmetlerde 22'nci Dönem
Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Sayın Başbakanımızın,
Millî Eğitim Bakanımızın, Bakanlar Kurulumuzun
ve bütün milletvekillerimizin emeğinin hayırla anılacağını
buradan ifade etmek isterim. Dolayısıyla, gerçekten saygın
bir çalışma yaptığımızı ifade etmek
istiyorum.
Şimdi, hocalarımızın
durumları da çok önemli, çünkü akademik hayatı cazip hâle
getirebilmemiz lazım. Bugün için, gerek profesörlerimizin,
akademisyenlerin gerek araştırma görevlilerinin ve diğer
öğretim personelinin ekonomik durumlarından şikâyetleri
olduğu yine hepimizin malumudur. O bakımdan, bu alanı
cazip hâle getirecek düzenlemeleri de en kısa sürede yapmamız
gerekmektedir.
Şimdi, Selçuk Üniversitesi,
şu anda 85 bin öğrencisiyle, on üç fakültesiyle, 5 bine yakın
akademik personeliyle Türkiye'nin en büyük üniversitesidir. Yaklaşık
bundan yirmi beş yıl önce mütevazı şartlarda kuruldu,
800 civarında öğrenci, 100-150 civarında akademisyenle
eğitim-öğretim hayatına başladı, ama bugün,
biraz önce verdiğim rakamlar göz önüne alındığı
zaman, ülkemizin en büyük üniversitesi durumuna gelmiş bulunuyor.
Şimdi, bu Üniversitenin bünyesinde bir Tıp Fakültesi kurulmuştur,
117 bin metrekare kapalı alanı, bin yataklı hastanesiyle
beraber -yirmi bir ameliyathanesi de bulunmaktadır- İç
Anadolu'nun en büyük hastanesi durumundadır. Şimdi, bu hastane
şu anda faaliyete geçemiyor. Niçin? Kadrosu yok. 40 trilyon harcama
yapılmak suretiyle hastane için gerekli olan cihazlar gümrüğe
getirildi, çekilemiyor, çünkü personel olmadığı
için. Öğrencileri, şu anda 4'üncü sınıf, bir
başka fakültenin bünyesinde. O bakımdan, bu kanunla beraber,
bu Selçuklu Tıp Fakültesinin de faaliyete geçeceğini ben
buradan sevinerek ifade etmek istiyorum. Hem ülkemize hem Konya'mıza
hem İç Anadolu'muza gerçekten çok kıymetli çalışmalar
yapılacak ve her alanda tıbbi çalışmaların yapılacağı
bir hastaneyi ve tıp fakültesini kazanmış olacağız.
O bakımdan, bu kanunun da bizim açımızdan böyle kayda
değer bir yönü olduğunu ifade etmek istiyorum.
Şimdi, bundan sonra
Tabii, burada
arkadaşlarımız dile getirdiler. Sadece dokuz ilimizde
üniversite olmadığı söylendi. Ben öyle ümit ediyorum
ki, en kısa zamanda, bir paket hâlinde, bu dokuz ilimize de üniversitenin
kurulacağını kuvvetle temenni ediyorum.
Şimdi, hatta, bazı illerimizde,
üniversitelerinin fazla büyümesi dolayısıyla bölünme
ihtiyacı doğmuştur. Bunları da en kısa zamanda
yapmak lazım, çünkü, mühim olan, çok sayıda öğrenci veya
akademisyenle bir büyük üniversiteyi çalıştırmak kadar,
verimli olması da önemlidir. O bakımdan, mesela, biz, Konya'ya
yıllardan beri teklif ediyoruz, Selçuk Üniversitesinin bünyesinden
Mühendislik Fakültesini çekmek suretiyle Karatay Teknik Üniversitesinin
kurulması teklifini de vermiş bulunuyoruz. Eğer bu
gerçekleşecek olursa, o Fakülte üniversiteye dönüşmüş
olacak ve böylece, çok daha verimli, kendini çok daha kısa zamanda
geliştiren bir üniversiteyi de ülkemiz kazanmış olacaktır.
Şimdi, bunun bir adım ötesini
de göz önüne almak lazım. Artık, bütün vilayetlerimizde
üniversite olduğu göz önüne alınırsa, ihtisas üniversitelerine
de bizim ağırlık vermemiz lazım. Yani, bölgesel olarak,
mesela İstanbul, İzmir, Sakarya, Kocaeli bölgesi sanayi
ağırlıklı olduğuna göre teknik bilimlere
ağırlık verilmesi, ziraatın ağırlıklı
olduğu bölgelerde ziraat bilimlerine ağırlık verilmesi
gibi, artık, ihtisas üniversitelerinin de geliştirilmesi
gerekmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Çetin.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
REMZİ ÇETİN (Devamla) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sadece birkaç fakülteyle yola
çıkan bu üniversitelerimizin önümüzdeki günlerdeki planlamalarında
ihtisaslaşmaya da ağırlık verilmesi -bugün,
İngiltere'de, Almanya'da olduğu gibi, gelişmiş ülkelerde
olduğu gibi- her birini belirli alanlarda ihtisas üniversitesi
hâline getirme noktasında da bir planlamanın yapılmasını
temenni ediyoruz.
Bu hayırlı çalışmaya
emeği geçen bütün arkadaşlarımızı, Bakanlarımızı,
Başbakanımız başta olmak üzere ve siz iktidar-muhalefet
milletvekillerimizi de tebrik ediyorum. Ülkemiz için, hepimiz
için hayırlı olsun diyor, tekrar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Çetin.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
13'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 13- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Uşak Milletvekili Sayın Osman
Coşkunoğlu.
Buyurun Sayın Coşkunoğlu.
CHP GRUBU ADINA OSMAN COŞKUNOĞLU
(Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, evvelsi
gün Sayın Bakan, bu yasayı, şu anda geçirmekte olduğumuz
yasayı yürütecek Hükûmetin Sayın Millî Eğitim Bakanı,
bu kürsüden, yükseköğrenime, Hükûmetinizin, AKP Hükûmetinin
ayırdığı ödenekler konusunda birtakım rakamlar
verdi. Bu rakamlar son derece yanlış ve aldatıcıdır.
Üzülerek dinledim bunları ve buradan düzeltmek zorundayım.
Bakın, Sayın Bakanın
konuşmasından, tutanaklardan aynen okuyorum, aynen okuyorum:
"YÖK ve bütün üniversitelerin, Türkiye'deki bütün devlet üniversitelerinin
toplam bütçesi 2 katrilyon 495 trilyon Türk lirasıydı 2002
yılında." Yani, 2002 yılında, kabaca 2,5 katrilyon
Türk lirası veya 2,5 milyar yeni Türk lirası. Yine, Sayın
Bakan aynen şöyle devam ediyor: "Daha sonraki yıllarda
sırasıyla artmış ve bugün itibarıyla üniversitelerimiz
ve YÖK'ün toplam bütçesi 6 katrilyon 586 trilyon Türk lirasına
yükselmiştir." Sayın Bakan bunları söyledi kürsüden
-2,5 milyar diyelim yuvarlak- 2,5 milyar olan 2002 bütçesinden aldıklarını
ve bunu 6,5 milyar bütçeye getirdiklerini
söyledi 2007'de.
Değerli milletvekilleri,
bir gerçeği açıklayayım: 2005 öncesinde, 2004'te bir yasa
çıkarılmadan önce -ayrıntılarla boğmayacağım
sizi- üniversitelere devletin ayırdığı bir ödenek,
"katma bütçe" denen bir ödenek vardı. Bu, Hükûmetin karar
vererek ayırdığı bir paradır, bir bütçedir. Bunun
dışında, adına çok önceleri "Öğrenci Harçları
Fonu" denen, daha sonra adına "öğrenci sosyal hizmet
bütçesi" denilen ayrı bir bütçe vardır. Yani, öğrencilerden
alınan harçlar, öğrencilerden elde edilen kantin gelirleri,
yurtlar, bütün bunların oluşturduğu bir bütçe vardır,
adına "öğrenci sosyal hizmet bütçesi" denir.
2004'ten sonra, bu sosyal hizmet bütçesi -yani, öğrencilerden
alınan paralar- devletten ayrılan bütçeyle, katma bütçeyle
birleştirilmiştir ve bu ikisinin toplamı "yükseköğretim
bütçesi" adı altında sunulmuştur. Yani, Sayın
Bakanın, burada, şu rakamdan bu rakama çıkardık
dediği, aslında Hükûmetin arttırdığı ödenekler
değil, öğrencilerden alınan paraların sanki
Hükûmetin verdiği gibi sunulmuş olmasıdır. Bunu
son derece -sıfat bulmak istemiyorum burada- kandırıcı
bir girişim olarak burada söylemek istiyorum.
Bakın, size biraz daha rakam
vereyim: 2003'te, ilk yaptığınız bütçede bütçe ödenekleri
-bakın, bunlar ödenek, gerçek harcamalar da değil- 3 milyar
300
Yuvarlıyorum: 3,3 milyar YTL. 2004'te bu oluyor 3,9 milyar
YTL. Yani 3,3'ten 3,9'a çıkmış. 2005'te 3,9'dan birden 5,2
milyar YTL'ye atlıyor. Büyük bir sıçrama. Bu sıçramanın
975 milyon YTL'si, 975 trilyonu öğrenci hizmet bütçesinden geliyor,
yani öğrencilerden alınan paralar. Onlar bütçeye konuyor
ve bu, bütçede bir artış gibi sunuluyor. Bunu yapmak
doğru değildir. Bu şekilde kandırmaları ben
burada esefle karşılıyorum.
Devam edelim. 2006 yılında
hazineden ayrılan para 4,5 milyar YTL'dir, öz gelir dediğimiz,
yani diğer öğrencilerden alınan harçlar vesaire kiralar
1,2 milyar YTL'dir. Toplam 5,846 milyar YTL. 2007'de bir olay daha oluyor.
Bakın, sadece öğrencilerden alınan harçları bütçeye
koyarak sanki Hükûmet ciddi ödenekler ayırmış gibi göstermenin
yanında bir ayıp daha yapılıyor, o da
2007 yılında
68 üniversitenin toplam bütçesinden söz ediyoruz. 2006 yılında
53 üniversite vardı, yeni 15 üniversitenin daha bütçesi eklendi.
Bütün bunlarla şişirilen bir rakamı Sayın Bakanımız
burada okuyarak, "İşte biz bütçeyi bu kadar artırdık."
dedi.
Gerçek nedir? Ben gerçeği söyleyeyim
size: 2003-2007 arasında, dört senede, devletten gelen, Hükûmetin
bütçesinden ayrılan ödenekler sadece yüzde 35 artmıştır,
sadece yüzde 35 artmıştır. Yeni 15 üniversiteyi de katarsak,
bu rakam yüzde 39'a çıkar. Dört senelik iktidarınız süresince,
bütün üniversitelere, YÖK'e ayrılan bütçe, sadece toplam yüzde
35 artmıştır. Peki, enflasyon ne kadar artmıştır?
Enflasyon nedir toplam? Bu dört yıl içerisindeki enflasyon yüzde
53'tür. Enflasyon yüzde 53, toplam
-öğrencilerden alınan paraları saymayın-
Hükûmetin ayırdığı bütçe yüzde 35 artıyor. Gerçek
budur, bu biline.
Şimdi, iş bununla da bitmiyor
aslında. Bir de öğrenci başına harcanan cari harcamalara
bakarsanız -hangi göstergeye bakarsanız bakın- durum
hiç de iç açıcı değil, dört yıl içerisinde daha da
olumsuz olmuştur.
Öğretim elemanları maaş
artışı da enflasyonun altında kalmıştır.
Öğrenci başına bütçe ödeneği de bir olumlu gelişme
içerisinde değildir. Yatırım ödenekleri de
Bakın,
bunları raporlardan okuyabiliriz. Yatırım ödenekleri,
toplam yatırım ödeneği, 2003 yılında 1 milyon
YTL iken, 2004'te 940'a düşmüş, 2005'te 903'e düşmüştür.
Yatırımlar kötü, maaşlar kötü
MAHMUT UĞUR ÇETİN (Niğde)
- 2001, 2002'yi de ver!
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- 2002'yi de vereyim. 2002'de 891, yani krizden hemen sonra 891. Ondan
sonra 1 milyara çıkmış, ondan sonra 940, 903 diye
Yani,
891'den 903'e çıkmışsınız 2002 ile karşılaştırırsak.
Hiçbiri parlak değil sevgili
dostum, hiçbiri parlak değil. Ne öğrenci başına düşen
ne öğretim üyesi maaşları ne toplam ödenekler, hiçbir
yerde parlak, maalesef, bir rakam yok. Keşke olsa da çıkıp
en başta ben teşekkür etsem!
Sayın Bakanın vermiş
olduğu bir rakam daha var. Ona girersek
Bakanlığına
girmediği hâlde bunu söyledi. Ona girersek daha da feci bir durum
çıkıyor.
Sayın Bakan konuşmasında
bir de şunu söyledi, aynen okuyorum: "Sevgili arkadaşlarım,
2000 yılında -şimdi 2000 yılını seçmiş
Sayın Bakan bu sefer de- bakın,
2000 yılında bütün Türkiye'deki kamunun ar-ge bütçesi, bütün
devletin, kamunun ar-ge bütçesi 150 trilyon Türk lirasıdır."
diyor Sayın Bakan, "Sadece 150 trilyon Türk lirasıdır."
Peki, 2007 yılında Türkiye'nin,
yani kamunun ar-ge bütçesi -bakın, özel sektörü dâhil etmiyorum-
ne kadardır biliyor musunuz değerli arkadaşlarım?
2 katrilyon 300 trilyon Türk lirasıdır. Ne kadar müthiş
değil mi? 150 trilyon 2000 rakamı alınmış.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Coşkunoğlu.
Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- 150 trilyondan 2 katrilyon 300
trilyon TL'ye yükselmiş.
Değerli arkadaşlarım,
bunlar da yanıltıcı rakamlardır, ayrılan ödeneklerdir,
harcanmamaktadır. Geçen sene 400 trilyon ayrıldı, ne
kadarı harcandı? Yarısı bile harcanmadı.
Bazı gerçekleri paylaşayım
sizinle: Amerika, Avrupa Birliği devletleri ve diğer gelişmiş
ve gelişmekte olan ülkelerde gayrisafi millî hasılanın
yüzde 2'si araştırma-geliştirmeye ayrılır.
Bu, Türkiye'de yüzde 0,67'de duruyor. Aslında çok da ilginç bir
şey var. Sayın Bakanıma burada sormak istiyorum: 2004,
2005, 2006'da ar-ge'ye gayrisafi millî hasılanın yüzde kaçı
harcandı? Bu rakam açıklanmıyor, Devlet Planlama
Teşkilatı da açıklamıyor, hiçbir yer bu rakamı
açıklamıyor. Neden açıklanmıyor bu rakam? Gayrisafi
millî hasılanın yüzdesi olarak ne harcadık? Devlet Planlama
Teşkilatı yıllık programlarında 0,67 yüzüyor.
Yüzde 2'ye çıkaracağız sözüm ona. Bunu yüzde 2'ye
çıkaracağımıza
Avrupa Birliğine verdiğimiz
raporda "2010 yılında yüzde 2'ye çıkaracağız"
diye vaatte bulunduk. 2010 yılında gayrisafi millî hasılanın
yüzde 2'sini ar-ge'ye harcayabilmemiz için, şu anda yüzde 1,4'ünü
harcamamız gerekir. Bu, yavaş yavaş
Bu harcamayı
emecek araştırma kapasitesini de düşünerek, öyle,
bir çırpıda artacak bir şey değil. Yüzde 1,4'ünü
ayırmış olmamız gerekir şu anda. Hâlbuki, bunun
yarısını bile ayırmış durumda değiliz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Coşkunoğlu,
Genel Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
OSMAN COŞKUNOĞLU (Devamla)
- Sadece miktar değil, dağılım da yanlıştır:
Yüzde 70'ini ar-ge'nin kamu yapıyor, yüzde 30'unu özel yapıyor.
Kabaca söylüyorum rakamları. Bunun tam tersidir. Bunun için de
sadece ar-ge politikaları değil, doğru ekonomi ve sanayi
politikaları gereklidir. Bu, Sayın Bakanın vermiş
olduğu bu rakamları burada düzeltmiş oluyorum. Böylece,
hiç kimseyi kandırma yoluna gitmeyelim ve yükseköğrenimi
ihmal etmeyelim, araştırma-geliştirmeyi ihmal etmeyelim.
Türkiye'nin geleceği buradadır.
Hepinize saygılar sunarım.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Coşkunoğlu.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu adına Ordu Milletvekili Sayın Eyüp Fatsa.
Buyurun Sayın Fatsa. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA EYÜP FATSA
(Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
1414 sıra sayılı on yedi ilde yeni üniversite kurulmasıyla
alakalı kanun tasarısının 13'üncü maddesi üzerinde
grubum adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle
Başkanlık makamını ve Genel Kurulu saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerime
başlamadan önce, kurulan bu on yedi yeni üniversitenin, kurulan
illerimize, ülkemize, eğitim, kültür ve bilim hayatımıza
ve ülkemizin geleceği gençlerimize hayırlı olmasını
Cenabı Allah'tan temenni ediyorum.
Değerli arkadaşlar, nihayet
önemli bir tasarıyı iktidarıyla muhalefetiyle birlikte
kanunlaştırmanın, biz de, bu illere mensup milletvekili
arkadaşlarımız ve yine bu illere mensup aziz hemşehrilerimiz
gibi mutlulukla, gururla ve onurla buna destek vermiş olmanın
ve bunu kanunlaştırmanın haklı sevincini yaşıyoruz.
Değerli arkadaşlar, tabii,
bu vesileyle de ben, müsaade ederseniz, kurulan bu on yedi üniversiteyle
ilgili bu tasarı çıkmadan önce bünyesinde bu yeni kurulan
üniversitelerin fakülte ve yüksekokullarını barındırmak
ve bunları sahiplenmek suretiyle kuruluşuna ve hayata
geçmesine önemli katkı sağlayan bağlı üniversitelere
de huzurlarınızda tek tek teşekkür etmek istiyorum.
Özellikle Karaman'da kurulan Karamanoğlu
Mehmetbey Üniversitesinin hayata geçmesinde Selçuk Üniversitesine,
Ağrı'da kurulan Ağrı Dağı Üniversitesinin
hayata geçmesinde Atatürk Üniversitesine, Sinop'ta kurulan Sinop
Üniversitesine sahiplik yapan Ondokuz Mayıs Üniversitesine,
Siirt'te kurulan Siirt Üniversitesine sahiplik yapan Dicle Üniversitesine,
Nevşehir'de kurulan Nevşehir Üniversitesine sahiplik yapan,
onu himaye eden Erciyes Üniversitesi, Gazi Üniversitesi ve Hacettepe
Üniversitelerine, Karabük'te kurulan Karabük Üniversitesine sahiplik
yapan Zonguldak Karaelmas Üniversitesine, Kilis'te kurulan 7 Aralık
Kilis Üniversitesine kucağını, bağrını
açan Gaziantep Üniversitesine, yine Çankırı'da kurulan
Çankırı Karatekin Üniversitesine ev sahipliği yapan,
onu bağrında barındıran, büyüten Ankara Üniversitesi
ve Gazi Üniversitesine, Artvin'de kurulan Artvin Çoruh Üniversitesine
ev sahipliği yapan Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Kafkas
Üniversitelerine, Bilecik'te kurulan Bilecik Üniversitesine ev
sahipliği yapan Dumlupınar ve Osmangazi Üniversitelerine,
Bitlis'te kurulan Bitlis Eren Üniversitesine ev sahipliği yapan
Yüzüncü Yıl Üniversitesine ve yine Kırklareli'nde kurulan
Kırklareli Üniversitesine sahiplik yapan, onu himaye eden
Trakya Üniversitesine, Osmaniye'de kurulan Osmaniye Korkutata
Üniversitesine ev sahipliği yapan Çukurova Üniversitesi ve
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitelerine, Bingöl'de kurulan
Bingöl Üniversitesine ev sahipliği yapan Fırat Üniversitesine,
yine Muş'ta kurulan Muş Alparslan Üniversitesine öncülük
eden Fırat Üniversitesine ve nihayet Mardin'de kurulan Mardin
Artuklu Üniversitesine ev sahipliği yapan, öncülük eden Dicle
Üniversitesine ve Batman Üniversitesine öncülük eden yine Dicle
Üniversitesine de katkılarından dolayı, bu üniversiteleri
üniversite olmadan önce bünyelerinde himaye etmek suretiyle onlara
bugüne gelişlerinde, üniversite oluşlarında öncülük
eden bütün bu üniversitelere, onların yöneticilerine, idarecilerine,
rektörlerine huzurlarınızda bir kere daha AK Parti Grubu
adına teşekkür etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii,
bu vesileyle, özellikle üniversite kurmayı gerçekleştiremediğimiz,
ama, bizden kaynaklanmayan sebeplerle gerçekleştiremediğimiz,
kriter olarak alınan ölçülerde altyapısını henüz
tamamlayamadığımız
Ama, bu süre içerisinde de
konuşan arkadaşlarımızın düşünce ve fikirlerine
saygı duyarım, ama, katılmadığımı da
ifade etmek istiyorum. Hiçbir siyasi iktidar, hiçbir hükûmet sorumluluğu
yüklenmiş Türkiye Cumhuriyeti hükûmetinin siyasi gerekçelerle
illerin üniversite taleplerini geri çevirmeleri, hem bu illere
hem de bu illerde yaşayan insanlara saygısızlık
olduğunu düşündüğüm için hiç kimsenin aklından
böyle bir şey geçmez. Adı geçen illerin tamamında AK Partili
milletvekili arkadaşlarımız var, hatta bazısında
milletvekillerinin tamamı AK Partilidir. Dolayısıyla,
siyasi gerekçelerle böyle bir tercih yapmamızı düşünmek
bile, yani, doğrusunu isterseniz, insanın yüzünü kızartır.
Bunu burada ifade eden arkadaşlarımızın bunu çok
haklı gerekçelerle, doğru gerekçelerle ifade etmediklerini
de huzurlarınızda söylemek isterim.
Değerli arkadaşlar, bakın,
üniversite kurmayı henüz gerçekleştiremediğimiz dokuz
ilimiz: Ardahan, Bartın, Bayburt, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır,
Şırnak, Tunceli ve Yalova illerimiz.
Tabii, dün, Millî Eğitim Bakanımız
da ifade etti, belli sayıda fakülte ve yüksekokulun ve fiziki
gerçekleşmenin kıstas alındığını, ölçü
alındığını, ancak bu ölçüleri, bu çıtayı
yakalayan illerde bu üniversitelerin kurulmasına öncülük
edildiğini, ismini zikretmiş olduğumuz illerimizde
de bir an önce üniversite kurulabilecek altyapının
oluşması noktasında da fakülte ve yüksekokulların
açılışına da yine bu dönemde, bu Hükûmet tarafından
öncülük edildiğini de arkadaşlarımızın bilmesi lazım.
Bakın, Ardahan'da Beşerî
Bilimler ve Edebiyat Fakültesi yine bizim Hükûmetimiz tarafından
gerçekleştirilmiştir. Bartın'da Beden Eğitimi ve
Spor Yüksekokulu yine bizim Hükûmetimiz tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bayburt'ta Eğitim Fakültesi, Iğdır'da Ziraat Fakültesi,
Yalova'da İktisadi İdari Bilimler Fakültesi de unutulmaması
lazım ki, bir an önce bu iller de üniversite kurulabilecek altyapıya
kavuşsunlar diye, bizim Hükûmetimiz tarafından, AK Parti
Hükûmeti tarafından, buralarda fakülte ve yüksekokullar
açılmak suretiyle bir an önce özledikleri üniversitelere kavuşması
noktasında önemli adımlar atılmıştır. Süre
yetmemiştir. Süre yetmemiştir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye
hızla, bir öne alınmış, erkene alınmış
bir seçime doğru gidiyor. Bundan sonra da -zaten bu sürenin- bu
illerimizde üniversite açılması için yeterli bir süre önümüzde
olmadığını da hepimiz biliyoruz.
Dün Sayın Bakan burada ifade
etti, ben de ifade ettim, bir kere daha ifade etmek istiyorum: Bu illerimiz
müsterih olsunlar. Elbette ki, bu illerimiz de hak ettiği üniversitelere
60'ıncı AK Parti hükûmeti aracılığıyla, inşallah,
seçimden sonraki en kısa tarihte yine ulaşacaklardır.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, tabii,
gönlümüz arzu eder bunu, çok da arzu ediyoruz ama yetişmedi. Bakın,
on beş ile üniversite kurulduğu zaman, şimdi, bu on yedi
ilin milletvekilleri, bizim ilimiz niye göz ardı edildi, bizim
ilimizde niye üniversite kurulmadı diye, diğer dokuzu
ilimiz gibi, onların da itirazları vardı, beklentileri
vardı, ama, bugün gerçekleşti. İnşallah, günü geldiğinde
-ki, tarihini de söyledim- inşallah, bu dokuz ilimize de üniversite
açmak, inşallah, yine, bize nasip olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin)
- Cumhuriyet Halk Partisine nasip olacaktır.
EYÜP FATSA (Devamla) - Hemen bitiriyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, özellikle, Yalova'yla ilgili -ki, dün de açıklamalar
yaptım- burada, bir kere daha söylemek istiyorum, tabii, milletvekili
arkadaşların düşüncelerine katılmadığımı
da ifade ettim. Hem vakıf üniversitelerinin kurulması noktasında
hem de Türk-Alman Üniversitesinin Yalova'da kurulması noktasında,
Hükûmetimizin aldığı bir karar olduğunu, yer olarak
da Yalova'nın tespit edildiğini de ifade etmiştim. Haa,
bundan sonraki, iktidarıyla, muhalefetiyle milletvekili arkadaşlarımıza
düşen görev, bir an önce, Yalova'da Türk-Alman Üniversitesinin
kurulmasını gerçekleştirmek olacaktır. Yoksa
Hükûmetimiz, niye, Yalova, ki, Türkiye'nin en güzel yerlerinden birisi,
en nezih insanlarının yaşadığı bölgemizden,
ilimizden birisine böyle bir şey reva görmüş olsun? Bunu kabul
etmek mümkün değildir.
Ben, bir kere daha, bu vesileyle,
kurulan on yedi üniversitenin, Türkiye'nin bilim, eğitim, kültür
hayatına, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğe
hazırlanması noktasında hayırlı olmasını;
buna katkı sağlayan, başta Sayın Başbakanımız,
Bakanlar Kurulumuz, iktidarıyla muhalefetiyle bütün Türkiye
Büyük Millet Meclisinin saygıdeğer üyelerine, Komisyonda
çalışan bürokrat arkadaşlarımıza; özellikle,
bu illerde, bu üniversitelerin hayata geçmesi noktasında bürokratlara,
siyasilere, sivil toplum örgütlerine, o ilde yaşayan bütün
milletimize, hemşehrilerimize, vatandaşlarımıza
huzurlarınızda bir kere daha teşekkür etmek istiyorum.
Ben bu duygu ve düşüncelerle,
bu üniversitelerden, aklı hür, vicdanı hür, irfanı hür
nesillerin yetişmesini de hassaten arzu ettiğimi, bu samimi
kanaatimi de sizinle ve aziz milletimizle paylaşmak istiyorum,
ama, müsaade ederseniz, asla bir polemik olsun diye söylemiyorum;
ben, iktidarımız döneminde Yalova'ya da, Malatya'ya da ne
kadar hizmet yapıldığını biliyorum. Arkadaşlarımız,
burada, illere
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Fatsa, Genel
Kurulu selamlar mısınız.
Buyurun.
EYÜP FATSA (Devamla) - Hemen bitiriyorum
Sayın Başkan, son cümlemdir.
Biliyorum, yani, Türkiye'nin her
tarafı nakış nakış nasıl hizmetle örüldüyse,
bu illerimizden de hizmet esirgenmemiştir. Bunun kararını
aziz milletimiz verecektir.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Kadroyu
niye engelliyorsunuz?
EYÜP FATSA (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, denildi ki, niye kadrolarda cimrilik yapıyorsunuz
veya taraf oluyorsunuz? Hayır.
Değerli arkadaşlar, bakın,
bizim burada kadro verdiğimiz, ki onlar da akademik kadrolardır,
sadece yeni kurulan tıp fakülteleriyle alakalıdır.
Pamukkale Üniversitesinin personel
talebini biz burada reddettik, önergelerini. Yine, Erzincan Üniversitesinin
personel talebini, ki bizim milletvekili arkadaşlarımız
vermişti, biz reddettik burada, kendi oylarımızla reddettik.
Konya Selçuk Üniversitesine kadro verilmesi, Konya Selçuk Üniversitesinin
bünyesinde ikinci tıp fakültesinin hizmete girecek olmasından
dolayıdır. Yirmi üç yıldan beri yapılmamış.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya'da
tıp fakültesinin ameliyathaneleri çalışmıyor
Sayın Fatsa!
EYÜP FATSA (Devamla) - Şimdi,
ben şunu söyleyeyim: Eğer, Yalova ve Malatya'ya yapmış
olduğumuz hizmetler muhalefet partisine mensup milletvekili
arkadaşlarımızı rahatsız etmişse, ben
onlardan da özür dilerim.
Hayırlı olmasını
temenni ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Fatsa.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Teşekkür ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Teşekkür
ederim. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Başkanlık Divanı olarak
da bu on yedi üniversitemizin önce illerine, ulusumuza ve eğitim
camiamıza hayırlı olmasını diliyoruz.
Şimdi, Başbakan Yardımcısı
ve Devlet Bakanı Sayın Abdüllatif Şener bir teşekkür
konuşması yapacaklardır.
Buyurun Sayın Şener. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu hafta Meclis, yine geçen haftalar gibi çok yoğun
bir mesai yaptı. Bu Meclis seçim kararı almış olmasına
rağmen, milletvekillerimiz, sorumluluklarının bir
gereği ve aynı zamanda hızlı çalışma tempolarının
bir devamı olarak bu hafta da yoğun mesai içerisinde on yedi
yeni üniversitenin kurulmasıyla ilgili bu kanunu yasalaştırdılar.
Her şeyden önce, yakın ilgi gösteren, böylesine yoğun
bir alakayla ve mesaiyle bu üniversitelerin kurulmasına zemin
hazırlayan, imkân sağlayan tüm milletvekillerimize teşekkürlerimi
sunuyorum.
Bildiğiniz gibi, üniversiteler,
bilginin üretildiği yerlerdir, bulundukları kentlere büyük
faydalar getirirler. Üniversite-kent iş birliği, bölge potansiyelinin
ortaya çıkarılmasına, bölgesel gelişmenin, illerdeki
gelişmenin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır.
Böylece, on yedi ilimize kurulan bu yeni üniversitelerle birlikte,
on yedi ilimizde yeni bir potansiyel harekete geçecektir ve bu illerimizde
büyük gelişmelerin adımlarından biri atılmış
olacaktır.
Bu nedenle, üniversitelerimizin
kurulmuş olduğu illerimize de, tüm Türkiye'mize de bu kanunun
hayırlı olmasını diliyorum.
Türkiye'de, bildiğiniz gibi,
35 bin civarında öğretim üyesi var, 90 bin civarında
öğretim elemanı var, 3 milyonu aşkın üniversite
öğrencisi var. Tüm bunlar ülkemizin bir büyük zenginliğidir,
ülkemizin bir büyük imkânıdır ve Hükûmet olarak bunu böyle düşündüğümüz
için, bunu böyle algıladığımız için, daha önce
on beş ilimize yeni üniversiteler kurulmuştu, daha önce
bu Meclis yedi vakıf üniversitesinin kurulmasıyla ilgili
kanunu yasalaştırmıştı; dolayısıyla,
bu dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinde otuz dokuz üniversitenin
kurulmasıyla ilgili kanunlar çıkarılmış olmaktadır.
2002 ve öncesindeki üniversite
sayısının çok daha düşük olduğunu, altmış
sekiz olduğunu düşünecek olursak, bu dönemde yeni otuz dokuz
üniversite kurulmuş olması, Türkiye'deki bilimsel atmosferin
gelişmesine gösterdiğimiz ilgiyi ve yakınlığı
da aynı zamanda ifade etmektedir.
Ben, bu nedenle, Türkiye'nin
çağdaş uygarlık düzeyine ulaşması ve onu
aşması yolunda üniversitelerin büyük katkıları
olduğunu düşünüyorum. Üniversitelerdeki bilgi birikiminin
sadece bir akademik fantezi olmaktan öte, akademik bir çalışma
olmaktan öte, reel gerçeklik olduğuna inanıyorum; sanayide
ve toplumda, kurumlarda önemli gelişmelerin tetikleyicisi
olduğuna inanıyorum. Bu otuz dokuz üniversitede de öğrencilerimizle,
öğretim elemanlarımızla birlikte bu anlayışın
yerleşeceğini, yeşereceğini ve yaygınlaşacağını,
topluma, ülkemize mal olacağını düşünüyorum. Bu
bakımdan, emeği geçen herkese, başta sayın milletvekillerimiz
olmak üzere, tekrar teşekkür ederken, aynı zamanda, ülkemize
ve illerimize hayırlı olmasını diliyorum ve hepinize
saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla
görüşmek için, 22 Mayıs 2007 Salı günü saat 15.00'te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.50