DÖNEM: 22 CİLT: 144 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
51inci
Birleşim
17 Ocak 2007 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L
E R
Sayfa
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Mersin Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun, Mersin-Akkuyu'da
yapımı planlanan nükleer enerji santralinin kurulum çalışmalarına;
temiz ve sürekli enerji temin etmek için alternatif kaynakların
ülkemiz ekonomisine ve çevreye sağlayacağı faydaya
ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet Tiyatrolarındaki
kadrolaşma ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.-
Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'in, yabancılara
gayrimenkul satışına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Faruk Nafız Özak'ın cevabı
B) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.-
Denizli Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin,
açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/413)
2.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35 milletvekilinin,
turizm sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/414)
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
İzmir Milletvekili Enver Öktem'in yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi
ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/992) (S. Sayısı: 1281)
2.-
Kocaeli Milletvekili Salih Gün'ün yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi
ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/993) (S. Sayısı: 1282)
3.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
4.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
5.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri
Hükümeti Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına
Yönelik Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı:
1147)
6.-
Petrol Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı:
1041)
7.-
Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları
(1/1215) (S. Sayısı: 1230)
VI. - OYLAMALAR
1.-
Petrol Kanunu Tasarısına verilen oyların sonucu
VII. - SORULAR
VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Millî Eğitim
Şurasındaki bir ifadesine ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/19324)
2.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, çocuk eğitimine
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in
cevabı (7/19629)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 15.00'te açılarak beş oturum yaptı.
Çorum
Milletvekili Ali Yüksel Kavuştu, İslam Dünyası Sivil
Toplum Kuruluşları Birliği heyeti olarak Sudan ve Etiyopya'ya
yaptıkları çalışma ziyaretlerindeki izlenimlerine,
Ankara
Milletvekili İsmail Değerli, Verem Eğitim ve Propaganda
Haftası münasebetiyle, verem hastalığıyla mücadelede
zamanında ve kesintisiz tedavinin önemine,
İstanbul
Milletvekili Hüseyin Kansu, Türkiye-Filistin Dostluk Grubu
Başkanı başkanlığında bir heyetle Filistin'e
yaptıkları ziyaretteki gözlemlerine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Çanakkale
Milletvekili İbrahim Köşdere'nin (3/798) (S. Sayısı:
1279),
İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı'nın (3/991) (S. Sayısı:
1280),
Yasama
dokunulmazlıklarının kaldırılmasına
gerek bulunmadığı hakkında Anayasa ve Adalet Komisyonları
üyelerinden kurulu Karma Komisyon Raporları;
Sudan
Millî Meclisi Başkanı Ahmed İbrahim Al Taher'in davetlisi
olarak Sudan'a resmî ziyarette bulunacak olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın beraberindeki parlamento
heyetini oluşturmak üzere gruplarınca isimleri bildirilen
milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi;
Ankara
Milletvekili Faruk Koca ve 29 milletvekilinin, Irak'taki gelişmeler
ile ülkemizin ve uluslarası toplumun bu ülkenin sorunlarının
çözümüne yapabileceği katkılar (8/36),
Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Grup Başkanı Antalya Milletvekili
Deniz Baykal ve Grup Başkanvekilleri İstanbul Milletvekili
Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol ve Samsun Milletvekili
Haluk Koç'un, bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'taki faaliyetleri
ve Kerkük'ün durumu başta olmak üzere Irak'taki son gelişmeler
(8/37),
Konusunda
genel görüşme açılmasına ilişkin önergeleri;
Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; genel görüşme açılmasına
ilişkin önergelerin gündemdeki yerlerini alacakları ve
ön görüşmelerinin, sırası geldiğinde yapılacağı
açıklandı.
Bazı
milletvekillerinin, belirtilen sebep ve sürelerle izinli sayılmalarına
ilişkin Başkanlık tezkeresinin,
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 361'inci sırasında
yer alan 1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
bu kısmın 5'inci, 8'inci sırasında yer alan 1314
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı, 385'inci
sırasında yer alan 1247 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
7'nci, 7'nci sırasında yer alan 922 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 8'inci, 395'inci sırasında
yer alan 1266 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
9'uncu, 33'üncü sırasında yer alan 852 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 10'uncu, 265'inci sırasında
yer alan 1012 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
11'inci, 345'inci sırasında yer alan 1182 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 12'nci, 400'üncü sırasında
yer alan 1306 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
13'üncü, 402'nci sırasında yer alan 1308 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 14'üncü, 396'ncı sırasında
yer alan 1272 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 15'inci,
360'ıncı sırasında yer alan 1225 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 16'ncı sıralarına alınmasına
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesine; 16/1/2007 tarihli
gelen kâğıtlarda yayımlanan ve okunmuş bulunan
Irak'taki Gelişmeler konulu (8/36) ve (8/37) esas numaralı
genel görüşme önergelerinin ön görüşmelerinin 18/1/2007
Perşembe günkü birleşimde ve birlikte yapılmasına
ve görüşmelerin tamamlanmasından sonra kanun tasarı
ve tekliflerinin görüşmelerine devam olunmasına; Genel
Kurulun 16/1/2007 Salı ve 17/1/2007 Çarşamba günkü birleşimlerinde
sözlü sorular ile diğer denetim konularının görüşülmemesine,
16/1/2007 Salı günkü birleşiminde kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine; 16/1/2007 Salı günü 15.00-20.00, 17/1/2007 Çarşamba
ve 18/1/2007 Perşembe günleri 14.00-20.00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesine ilişkin AK Parti
Grubu önerisinin, yapılan görüşmelerden sonra,
Kabul
edildiği;
Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Türk Ticaret Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında (2/84),
Zonguldak
Milletvekili Harun Akın'ın, Zonguldak İlinde Kozlu ve
Kilimli Adında Yeni İki İlçe Kurulmasına Dair
(2/419),
Kanun
Tekliflerinin İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergelerinin, yapılan
görüşmelerden sonra, kabul edilmediği;
Bildirildi.
Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan, Zonguldak Milletvekili Harun
Akın'ın vermiş olduğu doğrudan gündeme
alınma önergesindeki bazı hususlara katıldığını
belirten bir açıklamada bulundu.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının:
1'inci
sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305)
görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin
komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2'nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı:
904),
3'üncü
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika
Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın
Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının
Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),
Kanun
Tasarılarının görüşmeleri, ilgili komisyon yetkilileri
Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
4'üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzük'ün 91'inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Petrol Kanunu Tasarısı'nın
(1/835) (S. Sayısı: 1041) görüşmelerine devam olunarak
ikinci bölüme kadar kabul edildi; ikinci bölüm üzerinde bir süre görüşüldü.
17
Ocak 2007 Çarşamba günü, alınan karar gereğince saat
14.00'te toplanmak üzere, birleşime 20.02'de son verildi.
Sadık
Yakut
TBMM
Başkanı Vekili
Mehmet Daniş Türkân
Miçooğulları
Çanakkale
İzmir
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Ahmet Gökhan
Sarıçam
Kırklareli
Kâtip
Üye
No.: 65
II. - GELEN
KÂĞITLAR
17 Ocak 2007
Çarşamba
Tasarı
1.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında
Çevre Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1298) (Çevre ve Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)
Teklifler
1.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun;
10.06.1983 Tarihli 2839 Sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu
ve 22.04.1983 Tarihli 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/928) (Adalet ve Anayasa Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11.1.2007)
2.-
İstanbul Milletvekili Berhan Şimşek ve 40 Milletvekilinin;
3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/929) (Anayasa ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)
3.-
Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt ve 39 Milletvekilinin; Üreticilerin
T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerine
Olan ve Yeniden Yapılandırılan Borçlarının
Faizsiz Ödenmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/930) (Tarım,
Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.1.2007)
Raporlar
1.-
Kan, Kan Bileşenleri ve Ürünleri Kanunu Tasarısı ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (1/1277) (S. Sayısı: 1319) (Dağıtma tarihi:
17.1.2007) (GÜNDEME)
2.-
İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve 4 Milletvekilinin;
Hemşirelik Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (2/784) (S. Sayısı: 1320)
(Dağıtma tarihi: 17.1.2007) (GÜNDEME)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgazda
dışa bağımlılığın oluşturduğu
sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19857) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)
2.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Avrupa Parlamentosunun
"Türkiye'de Gıda Güvenliği" adlı raporunda
geçen bir ifadeye ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19858) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/1/2007)
3.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, doğalgaz
alım-satım sözleşmeleri devir ihalelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19859) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/1/2007)
4.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, İran doğalgazında
yapılan kesintiye ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19860) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/1/2007)
5.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, bir milletvekili
ve oğlunun aldığı ihalelere ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19861) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/1/2007)
6.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim
İşcan Kültür Merkezine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19862) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
7.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, İstanbul'da
SHÇEK'e ait bir arazinin devredildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19863) (Başkanlığa
geliş tarihi: 8/1/2007)
8.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir-Konak kıyısındaki
ahşap seyir teraslarının sökülmesi talebiyle
açılan davaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19864) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
9.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, YÖK'ün yurt
dışına gönderdiği borçlu öğrencilere yurt
dışı çıkış yasağı konduğu iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19865)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)
10.-
Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, reklam panolarında
yer alan bayram kutlama ilanlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19866) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
11.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, bazı
trafik kazalarına ve yol güvenliğine ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/19867)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
12.-
Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU'nun, karayolları
güvenliğine ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19868) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/1/2007)
13.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Dünya Bankasının
vereceği krediye ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19869) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/1/2007)
14.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, SSK sigortalılarının
aldıkları raporlara ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19870)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
15.-
Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, atık trafiğine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19871) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/1/2007)
16.-
Ankara Milletvekili Bayram Ali MERAL'in, Porsuk Çayı ve Sarıyar
Barajındaki çevre sorunlarına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19872) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/1/2007)
17.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, bütçe görüşmeleri
sırasındaki bir beyanına ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi (7/19873) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/1/2007)
18.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, Diyanet
İşleri Başkanlığının yayımlamayı
düşündüğü Alevilik ile ilgili temel kaynaklara ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet AYDIN) yazılı soru önergesi
(7/19874) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
19.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'daki bazı
maden arama ruhsatlarının amaç dışı kullanıldığı
iddiasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19875) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/1/2007)
20.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, maden arama ve işletme
ruhsatı için müracaat eden yabancı firmalara ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19876) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
21.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, muhtaçlara
kömür dağıtımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19877) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/1/2007)
22.-
İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, BOTAŞ'a tanınan
acele kamulaştırma yetkisine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/19878)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
23.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'nın
su sorunu olan köylerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19879) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/1/2007)
24.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya İplikli ve
Pamuklu Dokuma Fabrikasının tahsis kararıyla ilgili
iddialara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19880) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
25.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İstanbul'da
bazı kasaplara kurban kesiminde görev verilmediği iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19881) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
26.-
Balıkesir Milletvekili Ali Kemal DEVECİLER'in, bireysel
silahlanmaya ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19882) (Başkanlığa geliş tarihi:
9/1/2007)
27.-
Çanakkale Milletvekili İsmail ÖZAY'ın, silahı bulunmayan
milletvekillerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19883) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
28.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, çalıntı
araçlara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19884) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/1/2007)
29.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, fahri trafik müfettişliğine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19885) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/1/2007)
30.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Haşim
İşcan Kültür Merkezine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19886) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8/1/2007)
31.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un, Bakanlığın
bazı faaliyetlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19887) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
32.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, TEDAŞ'a elektrik borcu
olan kurum ve kuruluşlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19888) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8/1/2007)
33.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, TOKİ'nin faaliyetlerine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19889) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/1/2007)
34.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, görev yeri değiştirilen
bürokratlara ve açılan davalara ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19890) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/1/2007)
35.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Açıköğretim
Lisesi öğrencilerine yönelik işlemlerin gerçekleştirilmediği
iddiasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19891) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/1/2007)
36.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, şef
atamalarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19892) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/1/2007)
37.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya Devlet
Hastanesi ek bina inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19893) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/1/2007)
38.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Personel Dağılım
Cetveli uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19894) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/1/2007)
39.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, Diyarbakır'daki
bir diyaliz merkezinde görülen virüs bulaşma olayına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19895) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
40.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, yeşil
kart sahiplerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19896) (Başkanlığa geliş tarihi:
9/1/2007)
41.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, TCDD 2. Bölge Müdürlüğüyle
ilgili bazı iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19897) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
42.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Türk Telekomun özel
servis numarası hizmetinin ücretlendirilmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19898) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/1/2007)
43.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, GSM operatörlerinin
sayaç denetimine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19899) (Başkanlığa geliş tarihi:
10/1/2007)
44.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Yunanistan'dan
akaryakıt kaçakçılığı yaptığı
iddia edilen firmalarla ilgili soruşturmaya ilişkin Devlet
Bakanından (Kürşad TÜZMEN) yazılı soru önergesi
(7/19900) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/1/2007)
45.-
Ankara Milletvekili Ayşe Gülsün BİLGEHAN'ın, aile içi
şiddetle ilgili araştırmanın sonuçlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Nimet ÇUBUKÇU) yazılı
soru önergesi (7/19901) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
46.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin satışa
çıkardığı bir binaya ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER)
yazılı soru önergesi (7/19902) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/1/2007)
47.-
Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, bölücü terör örgütünün
gelir kaynaklarına yönelik işlemlere ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19903) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/1/2007)
48.-
Bursa Milletvekili Mehmet Emin TUTAN'ın, TESK'in CHP ile düzenlediği
Esnaf Kurultayına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19904) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/1/2007)
49.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Alevilerle ilgili bir
konuşmasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Abdüllatif ŞENER) yazılı
soru önergesi (7/19905) (Başkanlığa geliş tarihi:
8/1/2007)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI ve 40 Milletvekilinin,
açık öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105
inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/413) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/1/2007)
2.-
Gaziantep Milletvekili Abdulkadir ATEŞ ve 35 Milletvekilinin,
turizm sektöründeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün
104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/414) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/1/2007)
17 Ocak 2007
Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'ni açıyorum.
III. - Y O K
L A M A
BAŞKAN
- Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama
için beş dakika süre vereceğim. Sayın milletvekillerinin
oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını bildirmelerini,
bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen milletvekillerinin
salonda hazır bulunan teknik personelden yardım istemelerini,
buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise, yoklama pusulalarını,
görevli personel aracılığıyla, beş dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı
vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Mersin ili Akkuyu beldesinde nükleer enerji
santrali kurulumuyla ilgili söz isteyen Mersin Milletvekili Mustafa
Eyiceoğlu'na aittir.
Buyurun
Sayın Eyiceoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.- Mersin
Milletvekili Mustafa Eyiceoğlu'nun, Mersin-Akkuyu'da yapımı
planlanan nükleer enerji santralinin kurulum çalışmalarına;
temiz ve sürekli enerji temin etmek için alternatif kaynakların
ülkemiz ekonomisine ve çevreye sağlayacağı faydaya
ilişkin gündem dışı konuşması
MUSTAFA
EYİCEOĞLU (Mersin) - Sayın Başkan, değerli üyeler;
hepinizi en kalbî duygularımla selamlıyorum.
Bugünkü
gündem dışı konuşmam, ülkemiz için önemli bir tercih
olan elektrik enerjisi üretimi amacıyla nükleer enerji santrallerinin
kurulmasıyla ilgili yasa teklifinin yakın zamanda Meclis
gündemine gelecek olmasıdır.
Seçim
bölgem Mersin'de Akkuyu nükleer enerji santrali kurulma faaliyetleri
1970'li yıllarda başlatılmıştır. Bu amaçla,
nükleer bir santralin kurulumu için gerekli olan -Akkuyu için- lisanslama
faaliyetleri 1976 yılında Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından
tamamlanmış, 1983 ve 1996 yıllarında ihaleler
açılmış, fakat geçmiş hükûmetlerce ihaleler iptal
edilerek, rafa kaldırılmıştır.
Hükûmetimiz,
nükleer enerji santrallerinin elektrik üretimi amacıyla, özel
sektörün de faaliyetlerini düzenleyen nükleer enerji yasa tasarısını
komisyon gündemine alarak, bu konudaki kararlılığını
göstermiştir.
Değerli
arkadaşlar, nükleer santral kurmak kolay bir iş değildir.
Rastgele ve herhangi bir yere nükleer santral kuramazsınız.
Bir nükleer santralin kurulumu için ilk şart kurulacak yerin lisanslama
çalışmalarının tamamlanmasıdır. Bunun
başarılması için 43 farklı parametrenin kusursuz
sonuçlar vermesi gerekir. Örneğin, deniz kenarında kurulacak
bir santral için tsunami tehlikesi bile ölçülür. Ki, Akdeniz'de
şimdiye kadar herhangi bir tsunami yaşandığına
dair bilgi elimizde yoktur.
Ülkemizde
kurulacak bir santral için yaklaşık üç yıl süren lisanslama
çalışması, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumuyla
koordineli olarak çalışan Türkiye Atom Enerjisi Kurumu
tarafından gerçekleştirilmektedir. Böyle bir lisanslama
çalışmasının maliyeti yaklaşık olarak
50 milyon dolardır. Sinop ilimize nükleer santralin kurulumu
için altyapı ve fizibilite araştırmalarının
yapıldığını takip ediyoruz. Akkuyu'da yapılacak
bir santral için lisanslama çalışmasının zaten yapıldığını
da kamuoyuna hatırlatmak isterim. Geçmiş dönemde başlatılan
Akkuyu nükleer santrali kurulumu amacıyla, Akkuyu'da, iki
adet idari bina, iki adet yemekhane, yirmi odalı misafirhane,
onaltı adet lojman binası inşa edilmiştir. Liman ve
bağlantı yollarının yüzde 50 seviyesinde tamamlandığı
mendirek mevcut olup liman beton blokları hazır beklemektedir.
Toplam arazisi 8.550 dönüm olup, tamamı istimlak edilmiştir.
Şimdiye kadar Akkuyu'ya santral kurulumu için yapılan toplam
harcama 100 milyon doların üzerindedir. Yani, ülkemizin kaynaklarından
harcanan 100 milyon dolar.
Değerli
arkadaşlar, 1962 yılından bu yana, araştırma
amaçlı, küçük çaplı çeşitli nükleer reaktörler ülkemizde
kurulmuş ve hâlen bu çalışmalar TAEK tarafından başarılı
bir biçimde yürütülmektedir. Mevcut bulunan altyapımız
ve santralin etrafında kurulması planlanan araştırma
merkezinin çalışmaları birleştiğinde, hâlihazırda
teknoloji satın almayla kurulacak bir santralin ileride yerli
kaynaklarla kurulumu mümkün olacaktır. Bunu Güney Kore örneğinde
görmekteyiz. İlk nükleer santral kurulumunu satın alan Güney
Kore, şimdi, nükleer santral kuran ve teknoloji ihraç eden bir
ülkedir.
Avrupa
Birliğinin toplam elektrik üretiminin üçte 1'i nükleer santrallerden
karşılanıyor. Fransa elektrik ihtiyacının
dörtte 3'ünü, İsveç ise yarıdan fazlasını nükleer
enerjiden sağlarken, Türkiye'de 2005 yılı elektrik ihtiyacının
yaklaşık yüzde 44'ü doğal gazdan sağlanmaktadır.
Türkiye'nin elektrik üretiminde mevcut yerli kaynakları büyük
oranda hidroelektrik ve termik santrallere dayanmaktadır. Termik
santrallerin yaydığı karbon atıkları ve yüzyılın
felaket senaryolarından biri olan küresel ısınma tehlikesine
karşı uluslararası protokollerin önümüzdeki zamanlarda
bu enerji kaynağımızı da büyük oranda sınırlayacağı
da şüphesizdir.
Türkiye'nin
şimdiye kadarki enerji temininde doğal gaz gibi kısa
vadeli çözüm arayışlarının yetersizliği
açıkça ortadadır. Mevcut enerji terminalinde kullanılan
kaynakların çeşitlendirilmesi ve istikrarlı kaynaklardan
enerji temini ise kaçınılmazdır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Eyiceoğlu, buyurun.
MUSTAFA
EYİCEOĞLU (Devamla) - Bu bakımdan, yenilenebilir
enerji kaynaklarıyla ilgili olarak Hükûmetimizin çıkardığı
kanunla bu alandaki yasal boşluklar büyük oranda kapatılmış
ve özel sektörün önü açılmıştır.
Nükleer
santrallerin kurulumuna ilişkin
yasa önerisi ise enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi
açısından önem arz etmektedir. Aksi takdirde, önümüzdeki
yıllarda, rutin elektrik kesintilerinin ve pahalı elektrik
tüketiminin kaderimiz olacağı inancındayım.
Değerli
arkadaşlarım, Sinop veyahut da Akkuyu'da kurulacak olan
bir nükleer enerji santralinin şimdiden ülkemize hayırlı
uğurlu olmasını diler, hepinize saygılar sunarım.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın
Eyiceoğlu.
Gündem
dışı ikinci söz, Devlet Tiyatroları hakkında
söz isteyen İzmir Milletvekili Hakkı Ülkü'ye aittir.
Buyurun
Sayın Hakkı Ülkü. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İzmir
Milletvekili Hakkı Ülkü'nün, Devlet Tiyatrolarındaki kadrolaşma
ve kötü yönetim iddialarına ilişkin gündem dışı
konuşması
HAKKI
ÜLKÜ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
sözü istediğim zamanlarda grip değildim, şu anda gribim.
Öksürürsem, şimdiden, hepinizden özür dilerim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet Tiyatrolarında,
son zamanlarda inanılmaz gelişmeler yaşanıyor. O
nedenle gündem dışı söz aldım, o nedenle sizleri
bilgilendirmek istedim.
Bütün
ülkelerin, ama o arada ülkemizin güzide bir devlet kurumunun, Devlet
Tiyatrolarının
Her konuda olduğu gibi, AKP'nin eli buraya
da değmiştir ve ne yazık ki, Devlet Tiyatroları, bugün,
kadrolaşma ve kötü yönetim nedeniyle büyük bir çöküş içerisindedir.
Devlet
Tiyatroları ve tiyatro sanatıyla ilgili çöküşü belgelemek
amacıyla, Sayın Bakana üst üste altı soru önergesi yönelttim,
aradan iki aydan fazla bir süre geçti, fakat, ne yazık ki, Bakandan
yanıt yok. Sayın Bakan, ya halkın seçtiği bir milletvekilinin
Anayasa'dan ve Meclis İç Tüzüğü'nden kaynaklanan denetim
yetkisini kale almıyor ya da soru önergelerime konu olan Devlet
Tiyatroları Genel Müdürlüğüne yapılan vekâleten atamanın
ve atadığı kişinin gösterdiği yönetimin arkasında
duramıyor.
Sayın
Bakan, Hükûmetiniz, her zaman seçilmişlerin üstünlüğü ve ayrıcalığını
savunur. Bir seçilmişin sorularını, bir atanmış
neden cevaplamıyor? Neden araştırmıyorsunuz? O,
cevabı verdi de, siz mi bana iletmiyorsunuz yoksa?
Değerli
arkadaşlar, tiyatroları yok etme planı şöyle
işliyor: Önce, Devlet Tiyatrolarının başına,
Atatürkçü, laik, aydınlık bir insan olduğunu iddia
eden dramaturg bir arkadaşımız, Sayın Mine Acar getiriliyor.
Atamalara tepki gelince, Mine Acar, dünyanın her yerinde dramaturg'ların
bu göreve atandıklarını açıklıyor. Oysa, bugüne
kadar, bu görevi neden kabul ettiğini, neden yasaları
çiğneyerek bu görevde kalmakta ısrarcı olduğunu
açıklamıyor. Cumhurbaşkanı, kararnamesini geri
çevirince, Bakan istediği için görevde kaldığını
açıklıyor.
Avrupa
ülkelerinde, Sayın Acar'ın dediği gibi mi diye
araştırdım, inceledim. Gerçekten, doğru, ancak oralarda
dramaturg'un ikinci tanımı yazar olmasıdır, yani
tiyatro yazarına dramaturg diyor Avrupalı. Bizde ise, dramaturg,
inceleyen, rapor sunan, yoruma yardımcı olan anlamını
taşıyor, yani biz de, dramaturg'un farklı bir statü ve konumda
olduğunu öğreniyoruz.
Elbetteki,
projesi olan, hedefi olan, ilkeleri olan, yönetime yeteneği
olan tiyatro eğitimli insanlar genel müdür olsun, olmalı,
ancak yasal sınırlar tanımları içerisinde olmalı.
Araştırmam
esnasında öğrendim ki, Sayın Mine Acar, Lemi Bilgin'in
Genel Müdürlüğü zamanında, bir yılda toplam on beş
gün göreve gelmiş, o da, parça bölük. Şimdi, bu bayanın
makam hırsından başka Devlet Tiyatrolarına
ilişkin nasıl bir motivasyonu, nasıl bir amacı, nasıl
bir vizyonu olabilir bilemiyorum.
Mine,
Acar bir buçuk yıldır görevde. Önce vekil Genel Müdür Yardımcısı
istifa etti, sonra diğer istifalar birbirini izledi, şu
anda Genel Müdür Yardımcısı Vekili Ankara Devlet Tiyatrosu
Müdürlüğüne vekâlet ediyor. Yani, müdüre Genel Müdür Yardımcısı
vekâlet ediyor. Bu nasıl bürokrasi terbiyesidir, nasıl bir
anlayıştır hayret bir şey. Peki, genel müdür yardımcısı
müdürlüğe vekâlet ediyor da ne oluyor? Altmış yıllık
tarihi içerisinde Büyük Tiyatro tarihinde ilk kez Ankara Devlet
Tiyatrosu Müdürlüğünün oyuncu kadrosuyla açılamadı.
O tiyatro ki, Devlet Tiyatrolarının onurudur, büyük oyunlar
burada sergilenir, özel konuklar burada ağırlanır,
ekimden itibaren diğer illerden gelen oyunlarla perde açılır.
Bir turne 50 milyar liradır. Bundan aşağıya mal olamayacağına
göre yapılan masrafları da siz düşünün.
Ankara
Devlet Tiyatroları sanatçısı yatacak, taşradaki
illerdeki tiyatro çalışanları bu karda kışta
Ankara'ya gelecek! Peki, bu turneler tiyatrosu olmayan illere yapılsa
daha doğru değil mi? Bunun hesabını kim, nasıl
verecek? Bu, yönetim zafiyeti değil mi?
Genel
Müdür Vekili ve arkadaşları, bir yandan, yasal açıdan
kuşkulu görevlendirmeler ve atamalar yaparken diğer yandan
hak etmedikleri kadroları almanın yolunu açmak için Devlet
Tiyatroları Yönergesini değiştirmeye kalktılar.
Sayın Bakanın da imzaladığı bu hukuka aykırı
yönerge Genel Müdür Vekili tarafından nedense tam altı ay
sonra yürürlüğe kondu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Ülkü.
HAKKI
ÜLKÜ (Devamla) - Bitirmeme müsaade eder misiniz.
BAŞKAN
- Buyurun Sayın Ülkü.
HAKKI
ÜLKÜ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Oysa,
Yargıtay Genel Kurulu, 2002 yılında, aynı şekilde
hazırlanan yönerge için karar vermişti "Yasal tüzük olmadan
hazırlanan yönergeler geçersizdir" diye. Yasal olmayan
yönergeyle Genel Müdür Vekili kendisini hem sanatçı yaptı,
amaç genel müdürlüğü hak etmek için önündeki engelleri kaldırmak
oldu.
Devlet
tiyatrosundaki olumsuz gidişten, umutsuz sanatçılar en verimli
çağlarında birer birer emekliye ayrıldılar ve
hâlen de ayrılmaktalar. Bu arada, özel tiyatroların ödenekleri
kesildi. Başka bir deyişle, dar, sınırlı bütçelerle
yaşam savaşı veren özel tiyatroların akmasa da
damlayan hayat suları kesilmiş oldu. Şimdi, geçtiğimiz
10 Ocak günü yapılan bir yasal düzenlemeyle, devlet tiyatrolarına
devletin maddi yardım yapması ya da özel tiyatrolara devletin
maddi yardım yapması Kültür ve Turizm Bakanlığının
görevleri arasında sayıldı, ama bakalım Bakan hangi
şekilde bunu uygulayacak?
Devlet
tiyatroları salonları yavaş yavaş boşalıyor.
Tiyatroları doldurmak için huzurevlerinden, yatılı
okullardan seyirci getirildiğini duyuyoruz. Tiyatrolar tamamıyla
boşaldığı gün "tiyatro salonları
boş, tiyatroya bu kadar masrafa gerek yok, oraya harcayacağımız
paralarla şu kadar cami, şu kadar duble yol yaparız"
gibi bir anlayış ortaya çıkarsa hiç şaşırmayalım.
Muhtemelen, AKP İktidarı da "devlet tiyatro mu yaparmış?"
diyerek buna destek verecek ve devlet tiyatroları yok edilecek.
Şimdi,
Sayın Acar'a sormak istiyorum: Dünyanın neresinde bir dramaturg,
tiyatro sanatının yok edilmesi için çanak tutar? Gerçekten
dediğiniz gibi, Atatürkçü, laik bir insansanız, Sayın
Cumhurbaşkanı sizi o makama uygun görmedi, yasanın
düzelmesini isteyin, bekleyin. Bu Hükûmet, bu Bakan, siz olmadan da
bu kurumu, tiyatroyu zaten batıracaklar. Hiç olmazsa, tiyatro
tarihine bu sıfatla geçmeyiniz.
Sayın
Bakan, sanatı, sanatçıyı yok etmek yerine, yaşatma,
doğru verim alma, amaca uygun kullanma yolunu seçiniz. Sanatı,
sanatçıyı, bizleri "kaba", "barbar" diye
tanımlayan Avrupa Birliği ülkelerine tanıtımda
iyi kullanınız. Zaten bilebildiğimiz kadarıyla,
siz, klasikleri, dünya klasiklerini iyi takip eden bir insansınız,
birikiminiz var, bu birikiminizi biraz da tiyatrolara aktarın
diyoruz. Eğer bunu yaparsanız, hiç olmazsa, AKP'nin şimdi
içinde bulunduğu duruma belki bir ölçüde çıkış yolu
bulabilirsiniz. Aksi hâlde, bütün kapılar sonuna kadar kapanır.
Biz, sizin, amacınızı doğru tanımlayacağınıza
ve doğru yönlendireceğinize inanıyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Ülkü.
Gündem
dışı üçüncü söz, yabancılara toprak satışı
ile ilgili söz isteyen Kars Milletvekili Yusuf Selahattin Beyribey'e
aittir.
Buyurun
Sayın Beyribey. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Kars Milletvekili
Yusuf Selahattin Beyribey'in, yabancılara gayrimenkul satışına
ilişkin gündem dışı konuşması ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak'ın cevabı
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Kars) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yabancıya toprak satışıyla ilgili
olarak Türkiye'mizde yaşanan gelişmeleri değerlendirmek
üzere gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde uzun zamandır
siyaset, maalesef çok doğru yöntemlerle yapılmıyor.
Bu yanlış yöntemler nedeniyle bazen ortaya hoş olmayan
sonuçlar çıkabilmekte, birtakım dinî ve millî değerlerimiz
sloganlaşmakta, bu, bir istismar olarak kullanılmaktadır.
Bu suretle bu değerlerimiz dejenere edilmekte ve bizi biz yapan
dinamiklerimiz yok edilmeye çalışılmaktadır.
"Dağ
başını duman almış, gümüş dere durmaz
akar" diyerek siyaset yapanlar, milletten aldıklarının
onda 9'unu ceplerine indirmişler, ülke dışına
çıkmışlar ve hesabını verememişlerdir.
Birileri
laikliği kullanmakta, bunun üzerinden siyaset yapmaya çalışmakta
ve toplumsal dayanışma unsuru olması gereken bu kavram,
ne yazık ki, tartışma ve huzursuzluğa sebep olan
bir kavram hâline gelmektedir. Bu durum, laikliği bir siyasi
çıkar olarak, aracı olarak kullanan çevrelerin umurunda bile
değildir.
Birileri
Atatürkçülüğü kullanmakta, Ulu Önderin ilke ve inkılaplarının
tek sahibiymiş gibi ortaya çıkıp, siyaset yapmaya çalışmaktadırlar.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Siz de yapın!
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Elbette yapacağız,
elbette
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, lütfen
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri
HALİL
TİRYAKİ (Kırıkkale) - Siz de yapın!
BAŞKAN
- Lütfen sayın milletvekilleri
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Atatürkçü bir tek siz değilsiniz.
YILMAZ
KAYA (İzmir) - Siz neyi kullanıyorsunuz?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri şehitlerin
üzerinden iş yürütüyorlar. Bu kişiler şehitlerin arkasına
sığınmakta
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ne alakası var konuştuğun
konuyla?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) -
ve onların maneviyatlarını
kullanmakta.
NURİ
ÇİLİNGİR (Manisa) - Ülkeye sahip çıkmak suç mu?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla)
- Öyle ki, şehit cenazelerinde, bazen şehit aileleri bile
kenarda seyirci olarak kalmaktadırlar.
Birileri
inanç üzerinden siyaset ve rant elde etmeye çalışmakta. Kul
ile Allah arasında kalması gereken bu konu, maalesef, rant
uğruna feda edilmektedir. Toplum bu uğurda geriliyor, toplumsal
huzur ve dayanışmaya zarar veriyorlar.
YILMAZ
KAYA (İzmir) - Öz eleştiri mi yapıyorsun?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Birileri bölmeyi kullanarak
bölgesel siyaset yapmakta ve binlerce yıldır devam eden birliği
ve düzeni yıkma peşindeler; Türkiye'yi bölgelere, illere,
ilçelere, köylere bölme peşindeler. Birileri de, toprak üzerinden
siyaset, rant elde etme peşinde, toprağımızın
yabancılara peşkeş çekildiği iddiasını
söyleyerek gündemde tutulmaya çalışıyorlar. Birileri
ise terörden menfaat elde etme peşinde, terörü kullanarak siyaset
yapmaya çalışıyorlar, terörün yüz yıldır sadece
dış politikadan beslendiğini, toplumumuzun desteğini
almadığını bilmemizi istiyorlar. AK Parti olarak
biz terörü lanetliyor ve bu terör belasının, Türkiye'mizin
yüz milyarlarca dolarına mal olduğunu çok iyi biliyoruz.
Değerli
milletvekilleri, AK Parti İktidarı Türkiye'nin tüm sorunlarını
kucaklamaktadır. Hiçbir sorunumuza daha az önem verdiğimiz,
görmezden geldiğimiz söylenemez. AK Parti İktidarı
bütün manevi değerlerimizin yılmaz savunucusudur. Ülkemizin
siyasal, ekonomik ve toplumsal menfaatlerini korumaktadır.
Ne laiklik ne milliyetçilik ne Atatürkçülük ne demokrasi ne de ülkemizin
ve milletimizin bölünmez bütünlüğü birilerinin tekelinde
değildir. AK Parti en az onlar kadar bu değerlerin savunucusudur,
arkasındadır.
Değerli
milletvekilleri, tüm bu değerlere sahip olmanın ve toplumla
paylaşmanın yolu ise şeffaflıktır.
SÜLEYMAN
SARIBAŞ (Malatya) - Seçim geldikçe bu yağlar çoğalıyor.
Anavatan'da da çok yağlar çektin.
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bundan dolayıdır
ki, AK Parti Hükümeti döneminde inanç ve düşünce özgürlüğüyle
ilgili birçok hukuksal düzenlemeler yapılarak, kısıtlamalar
ortadan kaldırılmıştır.
HÜSEYİN
GÜLER (Mersin) - Türkiye'de kaç milyon metre kare yer satıldı,
biliyor musun?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bilgi Edinme Kanunu
çıkarılarak daha çok şeffaflaşma sağlanmış,
artık, isteyen vatandaşlarımız bu Kanun'un hükümleri
doğrultusunda her bilgiye ulaşabilmektedir.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; geçtiğimiz dönem
içerisinde bazı gazetelerin manşetlerinde, 29 Aralık
2005 tarih ve 5444 sayılı Kanun doğrultusunda yapılan
tapu satış işlemlerinin yüksek oranlara ulaştığı
ifade edilmiştir. Bu yazılarda, seçim bölgem Kars'ta, özellikle
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Beyribey, lütfen toparlar mısınız.
NURİ
ÇİLİNGİR (Manisa) - Kars'ı Ermeniler alacak, farkında
değilsin.
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) -
Ani antik kenti civarında
büyük arazilerin İngilizlere satıldığı, aynı
şekilde, Konya'da Karapınar mevkii, Hatay'da, Trakya bölgemizde,
Ege sahillerinde, Fethiye'de, Kalkan'da, Datça'da, Alanya'da, GAP bölgemizde,
Giresun'da, Manyas Gölü kenarında büyük arazilerin satıldığı
ifade edilmektedir.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Satılmadı mı?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Hatta, anılan bu arazilerle
ilgili spekülasyonlar vardır, onlarla ilgili konuşuyorum
zaten, müsaade ederseniz, müsaade ederseniz
Bu
yöntemlerle alınan araziler üzerinde, yabancıların
konut siteleri kurduklarını, koloniler oluşturduklarını
söylemekte -gazeteler yazıyor, ben de onu sizlerle paylaşıyorum-
yazmaktadır. Böyle bir şey var mıdır, yok mudur, AK
Parti Hükûmetinden öğrenmek istiyorum.
NURİ
ÇİLİNGİR (Manisa) - Git Didim'e, gör.
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Ben bir milletvekiliyim,
onu da öğrenmek istiyorum. Sizlerle beraber öğreneceğim.
HÜSEYİN
GÜLER (Mersin) - "Günaydın" derler! Beş yıl geçti.
Beş yıldır farkında değil misiniz bunun?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu tür ifadeler ve iddialar
araştırılmalı ve kamuoyunun yanlış bir
yönde etkilenmesinin önüne geçilmelidir diye düşünüyorum.
YILMAZ
KAYA (İzmir) - Kim yapacak onu, biz mi yapacağız?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Bu düşünceden hareketle
Tapu Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm.
TUNCAY
ERCENK (Antalya) - Kars'ta Ali Dibo çıkmış, gördün mü onu
sen?
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Peki, ilgililer cevap verecek.
Bu
yolla Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüyle görüştüm. Onlar,
İnternet sitesinde, bu konuyla ilgili detaylı bilgilerini
ifade ettiler. Ben, burada, doğru şeyleri ifade etmek istiyorum.
Heyecanlarınızı anlıyorum, çünkü, böyle bakıyordunuz,
böyle bakmanızı sağlamak istiyorum. Evet, heyecanınızı
onun için anlıyorum.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Ülke satılıyor, heyecanlıyız
tabii.
YUSUF
SELAHATTİN BEYRİBEY (Devamla) - Değerli arkadaşlarım,
tüzel kişiliklerle ilgili sıkıntı olduğunu
biliyoruz. Bununla ilgili de Acil Eylem Planı içerisinde, Sanayi
ve Ticaret Bakanlığımız, bununla ilgili -2007
yılının sonuna kadar bitmek üzere olacak-
"MTK" denilen, Merkezî Tüzel Kişilik Bilgi Sistemi oluşuyor,
veri tabanı oluşuyor. O veri tabanı oluşunca da,
orada, hangi şirketlerin, ne kadar gayrimenkul aldığı,
mal sahibi oldukları oradan takip edilebilecek. Tüzel kişiliklerle ilgili öyle
bir sıkıntı şu anda mevcuttur, doğrudur. Onu da
sizlerle paylaşıyorum.
Ben
şunu öğrenmek istiyorum: Burada heyecanınıza
katılıyorum. Bu ülke hepimizin, bu toprak hepimizin, bayrak
hepimizin. Bu toprağın altında yaşayanlar,
şehit olanlar, Türkiye Cumhuriyeti'nin dışarıdaki
vatandaşları da dâhil olmak üzere, hepsinin
Onun için, Sayın
Hükûmetimden, illerimizle ilgili, satılmış olan toprakların
miktarları nedir, ne kadar değildir, satılmış
mıdır? Bunların, buradaki milletvekillerimize birer
birer verilmesi gerektiği kanaatini taşıyorum, bizlerle
paylaşılması gerektiği kanaatini taşıyorum.
Bu konuda bilgi eksikliğimiz olduğunu, yalan yanlış
söylenen
Mesela,
Ani'yle ilgili söylenen ifadeden dolayı ifade etmek istiyorum.
Ani'de, diyorlar ki, İngilizler almışlar. Her türlü kurumla
görüştüm, aklınıza gelen her türlü kurumla görüştüm;
Ani'de, 1 metre kare bile, ne satılmış arsa var ne de bina
vardır. Ama, bir eski genel başkanımızın, merhum
genel başkanımızın hanımı çıkıyor,
diyor ki: "Ani İngilizler tarafından alınmıştır."
Evet. Ben, inşallah, ümit ediyorum ki, o bilgiler Bakanlığımız
tarafından hepimize iletilir.
Bu
vesileyle, Başkanıma, bu kadar sabrettiğinden dolayı
teşekkür ediyorum; beni sabırla dinlediğiniz için bütün
milletvekillerime teşekkür ediyorum, saygılarımı
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Beyribey.
Gündem
dışı konuşmaya, Hükûmet adına, Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Özak cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın
Bakan, süreniz yirmi dakikadır.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Kars Milletvekilimiz Sayın Selahattin
Beyribey'in yabancılara gayrimenkul satışıyla
ilgili konuşmasına katkıda bulunmak, cevap vermek
üzere huzurlarınızdayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
bu konu çok konuşuldu. Ben, 2005 Temmuz ayında, tüm milletvekillerimize,
Türkiye'deki yabancılara satılan gayrimenkullerle ilgili
detaylı bir bilgiyi arz etmiştim. Tekrar bunu yenilemek gerekiyor,
özellikle bundan sonra. Çok konuşuldu, birtakım aslı
astarı olmayan haberler çıktı ve birtakım tereddütler
oluştu. Biz, bunları, defalarca tekzip etmemize rağmen,
maalesef, yine tereddütler var.
Ben,
müsaadenizle, evvela, Türkiye'deki cumhuriyet öncesi ve cumhuriyet
sonrası durumla ilgili sizlere bilgi arz etmek istiyorum. Birtakım
münferit fermanlar istisna edilirse, cumhuriyet kurulana kadar,
yabancı şahısların Osmanlı ülkesinde arazi
iktisap edemedikleri, bu hususta bir hakkın mevcut olmadığını
görüyoruz. Ancak, 8 Haziran 1868 tarihli bir kanun var, Uyruk-i Ecnebiyenin
Emlaka Mutasarrıf Olmaları Hakkında Kanun ile yabancılara
taşınmaz edinme hakkı kazandırıldı. Yabancıların
bu Kanun'a göre edindikleri taşınmazlara ilişkin hakları,
Birinci Dünya Savaşı'na kadar devam etti. 1914'te çıkan
Kavanin-i Mevcudede Uhudu Atikaya Müstenit Ahkamın Lağvı
Hakkında Yasa ile yabancılara önceden tanınan tüm ayrıcalıklar
kaldırıldı. Yabancıların ülkemizde taşınmaz
edinme hakları, 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşması'yla
bugünkü biçimini aldı.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, Ege Bölgesi'nin durumunu
da bir anlatırsanız.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Müsaade edin. Sizlere
ayrıca bilgi yollayacağım, illerinizde ne kadar satıldı
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - O bölümü atlıyorsunuz Sayın Bakanım.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Efendim?
BAŞKAN
- Sayın Yiğit, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Cumhuriyet sonrası
durum
BAŞKAN
- Sayın Bakanım, siz Genel Kurula hitap eder misiniz lütfen.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Tabii.
Lozan
Anlaşması'yla, Türkiye'de yabancıların taşınmaz
edinimi konusunda mütekabiliyet, yani karşılıklılık
esası kabul edildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın
35'inci maddesine göre "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, yasayla
sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması
toplum yararına aykırı olamaz." Yine, Anayasa'nın
"Yabancıların durumu" başlıklı
16'ncı maddesi "Temel hak ve hürriyetler, yabancılar
için, milletlerarası hukuka uygun olarak yasayla sınırlanabilir"
hükmündedir. Ülkemizde yabancıların taşınmaz
edinimi, 1934 tarihinde ve 2644 sayılı Tapu Kanunu'nda düzenlenmiştir.
Burada,
1934'teki, yani, Gazi Mustafa Kemal Atatürk dönemindeki bu meri kanunu
incelediğimiz zaman ne görüyoruz: Karşılıklı
olmak ve kanuni sınırlamalara uyulmak kaydıyla, sadece,
yabancı gerçek kişilere taşınmaz satın alma
ve miras yoluyla edinme hakkı tanınmıştır. Yani,
burada, tüzel kişi yok, gerçek kişiler var. Yabancıların
ülkemizde edinebileceği alan 30 hektarla sınırlandırılmış
ve bu miktarı geçen alanları edinebilmeleri hükûmet iznine
bağlı kılınmıştı. Bundan sonra 2003,
2005 var.
NURİ
ÇİLİNGİR (Manisa) - Şehirlerde o, köylerde değil,
tarım arazisi değil Sayın Bakan
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Doğrudur,
şehirlerde, köydeki daha sonra çıktı, doğrudur.
Yalnız,
burada, metre kare olarak 30 hektar var, yani, 30 hektar verilebiliyordu.
Bizim en son çıkardığımız kanunla, bu, 2,5 hektara
düşürüldü ve bunun üst limiti de Bakanlar Kurulu kararına
verildi, ne kadar verilebileceği.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - Anayasa Mahkemesi iptal etmeseydi
eğer...
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - 2003-2005 döneminde,
iptal edilen kanunda
Onunla fazla zamanınızı almak
istemiyorum, iptal edilen bir kanun var ve 2006 ve sonrası geçerli
olan, bugün meri olan kanuna geçmek istiyorum. Özellikle yabancıların
ülkemizde taşınmaz ediniminin düzenlendiği 4916 sayılı
Yasa'nın 19'uncu maddesiyle değişik 2644 sayılı
Tapu Kanunu'nun 35'inci maddesi, Anayasa Mahkemesinin kararıyla,
oy birliğiyle iptal edildi. İptal gerçeklerini okumuyorum.
Mevcut
düzenlemeye göre ne var? "Yabancı uyruklu gerçek kişiler,
karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara
uyulmak kaydıyla, Türkiye'de işyeri veya mesken olarak kullanmak
üzere, uygulama imar planı veya mevzi imar planı içinde bu
amaçlarla ayrılıp tescil edilen taşınmazları
edinebilirler. Sınırlı ayni hak tesis edilmesinde de
aynı koşullar aranır. Yabancı uyruklu bir gerçek
kişinin ülke genelinde edinebileceği taşınmazlar
ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı
ayni hakların toplam yüzölçümü iki buçuk hektarı geçemez."
Bu, 1934'te 30 hektardı değerli arkadaşlar, 2,5 hektara
indirdik biz bunu. "Bu fıkrada belirtilen koşullarla,
yüzölçümü miktarını 30 hektara kadar artırmaya Bakanlar
Kurulu yetkili." Bir.
İkincisi,
imar planı şartı var, konut ve iş yeri verilebiliyor.
Yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre
kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret şirketleri, ancak
özel kanun hükümleri çerçevesinde
Nedir özel kanun? Petrol Kanunu,
Turizmi Teşvik Kanunu, Sanayi Bölgeleri Kanunu çerçevesinde
taşınmaz mülkiyeti ve taşınmazlar üzerinde
sınırlı ayni hak elde edebilirler.
Yabancı
uyruklu gerçek kişiler ile yabancı ülkelerde kendi ülkelerinin
kanunlarına göre kurulan tüzel kişiliğe sahip ticaret
şirketleri lehine Türkiye'de taşınmaz rehni tesisinde
birinci ve ikinci fıkralarda yer alan kayıt ve sınırlamalar
aranmaz, yani, rehni ipotek tesis edebilirler.
Yabancı
uyruklu gerçek kişiler
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, Bakanlar
Kurulu kararıyla kaç dönüme kadar verilebiliyor yabancılara?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - 30 hektara
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - 300 dönüm
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, ama, geçmişte,
Bakanlar Kurulu kararı yoktu Sayın Vekilim.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Yani 300 dönüm değil mi Sayın
Bakanım?
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'yla ilgili düzenlemeleri
anlatırsanız
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Özel kişilere
BAŞKAN
- Sayın Bakanım, lütfen
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Ama, geçmişte,
bunun Bakanlar Kurulu yoktu. Bir vatandaş gelebiliyordu, mütekabiliyet
varsa, 30 hektar alabiliyordu.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Sayın Bakanım, 300 dönüme
bir şehir sığar, şehir
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, lütfen
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Türkiye Cumhuriyeti'yle
arasında karşılıklılık olan devlet vatandaşlarının
kanuni miras yoluyla intikal eden taşınmazları için
kayıt ve sınırlamalar uygulanmaz.
Evet,
karşılıklılığın tespitinde, hukuki
ve fiili durum esas alınır. Bu ilkenin kişilere toprak
mülkiyeti hakkının tanınmadığı ülke uyruklularına
uygulanmasında, yabancı devletin taşınmaz ediniminde
kendi vatandaşlarına tanıdığı hakların
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da tanınması
esastır.
Evet,
burası önemli, yabancı uyruklu gerçek kişiler ile yabancı
ülkelerde kendi ülkelerinin kanunlarına göre kurulan tüzel
kişiliğe sahip ticaret şirketlerinin, bakınız,
sulama, enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri
nedeniyle korunması gereken alanlar, özel koruma alanları
ile flora ve fauna özelliği nedeniyle korunması gereken
hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu yararı ve ülke güvenliği
bakımından taşınmaz ve sınırlı ayni
hak edinemeyecekleri alanları, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının
tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi
üzerine belirlemeye ve yabancı uyruklu gerçek kişilerin
il bazında edinebilecekleri taşınmazların, illere
ve il yüz ölçümüne göre binde 5'i geçmemek kaydıyla oranını
tespite Bakanlar Kurulu yetkilidir.
Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakanlık
bünyesinde ilgili idare temsilcilerinden oluşan komisyon tarafından,
bu madde uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiler dâhilinde
çalışmalar yapılmak suretiyle kamu kurum ve kuruluşlarının
bu kapsamdaki teklifleri incelenip değerlendirilerek Bakanlar
Kuruluna sunulur.
Bu
Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren belirlenecek
askerî yasak bölgeler, -bunlar Millî Savunma Bakanlığı
tarafından belirleniyor, Genelkurmay tarafından- askerî
ve özel güvenlik bölgeleri ile stratejik bölgelere ve değişiklik
kararlarına ait harita ve koordinat değerleri, Milli Savunma
Bakanlığınca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün
bağlı olduğu Bakanlığa verilir. Bunlar verildi.
Bu konuda hiçbir tereddüt yok.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - Sayın Bakanım, 4916 sayılı
Yasa'dan da biraz bahsedebilir misiniz?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Yukarıda belirtilen
bölgeler içerisinde kalması nedeniyle kamulaştırılması
gereken ya da tapu sicilinde şerh verilmesine gerek duyulan
parsellere ilişkin bildirimler ilgili idarelerince tapu sicil
müdürlüklerine yapılır.
Ülkemizde
yabancıların taşınmaz edinmesinin ilk şartı,
o ülkeyle mütekabiliyet, yani karşılıklılığın
bulunmasıdır. Diğer ülkede vatandaşlarımıza
taşınma hakkı tanınıyorsa, ülkemizde de aynı
haklar tanınmaktadır. Bu, 1934'ten beri böyle. Karşılıklılık
olup olmadığı, büyükelçiliklerimizde, söz konusu ülkede
fiilî durum araştırıldıktan sonra Dışişleri
Bakanlığımızca belirlenmektedir. Buna göre, taşınmaz
edinme konusunda Türkiye ile diğer ülkelerin karşılıklılık
durumu şöyledir:
Ülkemizle
arasında karşılıklılık olan ülke sayısı
51, ülkemizle arasında karşılıklılık bulunmayan
ülke sayısı 41, ülkemizde geçerli ikamet izni bulunması
kaydıyla taşınmaz edinebilen ülke sayısı 13,
-altı ay kalabildiğinde bunlara verebiliyoruz, biz de
alabiliyoruz-. Ülkemizde, izinle, İçişleri Bakanlığının
izniyle taşınmaz edinebilen ülke sayısı 27.
Şimdi,
bütün bunlardan sonra, müsaadenizle şunu da ben size aktarmak
istiyorum:
Bir
kere, arsa-arazi taşınmaz olarak 18.800; yabancı uyrukluların
edindikleri taşınmazlar. Arsa-arazi, binalı-meskenli
5.393; bağımsız bölüm 39.291; toplam 63.484 adet. Bunların
toplam alanı da 181.540 dönüm.
Şimdi,
bunun ne kadarı ne zamandan kalmış? Bu, son derece önemli,
burayı iyi dinlemenizi istirham ediyorum. En fazla mal edinenlerde,
Almanya'dan, İngiltere'den başlıyor, Yunanistan var.
Yunanistan, 12.183'tür, ancak 11.166 adedi Türk asıllılara
aittir. Biz de Yunanistan'da mülk edinebiliyoruz. Ancak, Yunanistan,
sınır ve kıyı dışında alabiliyor bizden,
askerî güvenlik, yasak bölgeler hariç alabiliyor, imar planı
içinde alabiliyor.
Şimdi,
bu Yunanistan çok konuşuluyor, Suriye çok konuşuluyor,
İsrail çok konuşuluyor, müsaadenizle onu da size arz etmek
istiyorum.
Suriye
uyrukluların ülkemizdeki taşınmaz mal edinimi:
Şimdi, 1939 tarihi itibariyle, Türkiye'de, Suriyelilere ait
taşınmaz malların satış veya benzeri yollarla
devri ve ipotek işlemleri durdurulmuştur. Bu tarihten sonra,
Suriye uyrukluların ülkemizde bulunan taşınmaz mallar
üzerinden maliklerin herhangi bir tasarruf yetkisi bulunmamakta
olup malları hazine tarafından idare edilmektedir. Aynı
şekilde, bizim de Suriye'de arazilerimiz var, bunlar hâlâ duruyor.
NURİ
ÇİLİNGİR (Manisa) - O, Hatay sorunuyla ilgili bir
iş.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, ayrıca,
Suriye uyrukluların, bu tarihten sonra, satın alma suretiyle
herhangi bir taşınmaz malı almaları söz konusu olmayıp
1939 tarihinden sonra, sadece, mahkeme kararı gereği ve
intikal işlemleri sonucu Suriye uyruklular adına taşınmaz
mal tescili yapılmıştır.
Suriye
uyrukluların ülkemizde edindikleri taşınmaz malların
il bazında dağılımı: Hatay, Gaziantep, Kilis,
Mardin, devam ediyor. Bunları yollayacağım sizlere. 4.610
adet, böyle, onlara ait duruyor.
Şimdi,
181.540 dönüm yabancılara ait taşınmaz malın
149.377'si Suriyelilere ait. Geriye 32.163 dönüm kalıyor yabancılara
gayri menkul, yani, 39 yılından sonra satılan. Burada
60 tane, 50 tane cumhuriyet hükûmetleri var, bunlar da satmış,
bunların da isimlerini vereceğim.
Şimdi,
Hatay ilinde yabancıların taşınmaz mal edinimini,
özellikle Hatay ilinde, 1939'dan sonra ana vatana katılımıyla,
bu tarihte yörede yaşana kişilerin bir kısmı Suriye
vatandaşlığını tercih etmiş, bir kısmı
ülkemizde kalmış. Bunlarla ilgili toplam 82.135 dönüm alan
yabancılar tarafından edinilmiş olup bunun 76.563'ü de
Suriye uyruklular adına kayıtlı, ama, bizim kontrolümüzdedir.
Bunu da size
En çok, Hatay ilinde en çok taşınmaz mal edinenlerin
de listesini size yollayacağım.
Yunanistan
uyruklulara gelince: Yunanistan'la aramızdaki karşılıklılık
durumuna göre, Yunanistan vatandaşları ülkemizin
kıyı ve hudut bölgelerinde, kanuni miras dışında
taşınmaz mal edinememektedirler, bakın, kıyı
ve hudut bölgelerinde. Kıyı ve hudut bölgesi olmayan iç
bölgelerimizde edinimleri, yasal kısıtlamalar çerçevesinde
mümkündür. Kanuni miras yoluyla edinimleri, her bölgede serbesttir.
Türk asıllı Yunanistan vatandaşlarının, askerî
yasak ve güvenlik bölgeleri dışında ülkemizin her yerinde
taşınmaz mal edinimleri serbesttir. Yunan uyruklu gerçek
kişilerin ülkemizde en çok taşınmaz mal edindikleri
10 il ve taşınmaz mal sayısı, İstanbul'dan
başlayarak devam ediyor, onları da size göndereceğim.
Şimdi, bunlarla ilgili, 12.183 adet taşınmaz malın
11.166'sı Türk asıllı Yunanlılara aittir, 1.017'si
ise Yunan uyruklulara aittir.
İsrail
uyrukluların durumunu söylüyorum: İsrail uyruklu gerçek
kişiler, mevcut karşılıklılık durumuna
göre, altı ay geçerli ikamet izni bulunması kaydıyla
bir konut elde edinebiliyorlar. Toplam 154 adet, İstanbul'da, Antalya'da,
İzmir'de, Yalova'da, Ankara'da, Tekirdağ'da, Adana'da, Çanakkale'de,
Hatay'da, Muğla'da, 154 adet bağımsız bölümleri var
ve arazi ve arsaları var. Ülkemizde, toplam yüzölçümü 80.557
metrekare olan 154 adet taşınmaz mal, 112 İsrail uyruklu
tarafından edinilmiştir. GAP bölgesinde var, bunu da size
takdim edeceğim.
Yabancı
sermayeli şirketlerin taşınmaz edinimi: Bu, 4875 sayılı
Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'yla ilgili zaten
var, bunu biliyorsunuz. Bu, Anayasa Mahkemesinde şu anda.
Yabancı
ticaret şirketlerini biraz evvel söyledim, yani, yurt dışında
kurulanlar. Yalnızca, bunlar, Turizmi Teşvik Kanunu, Endüstri
Bölgeleri Kanunu ve Petrol Kanunu'yla ilgili, ülkemizde taşınmaz
edinebiliyorlar.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Özelleştirmeler ne olacak Sayın Bakanım?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Efendim?
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Özelleştirme vasıtasıyla elde
edilenler
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, yabancı
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Yabancı şirketlerin, örneğin,
Telekom
BAŞKAN
- Sayın Bakan, siz, niye karşılıklı konuşuyorsunuz?
Lütfen
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, tekrar
söylersek, özellikle bu konuşulanlarla ilgili, özellikle hangi
parti döneminde ne kadar gayrimenkul satılmış, bunları
da size takdim edeceğim. Bunlarla ilgili bilgi vermek istemiyorum,
sen bunu sattın, ben bunu sattım, bunlar doğru değil.
Özellikle, biraz evvel Selahattin Bey de söyledi, Selahattin Bey
böyle söyledi, Türkiye'nin ve Türk milletinin yüksek çıkarlarını
gözetmek ve kollamak hepimizin görevidir. Bu nedenle, hiç kimsenin
diğerinden daha fazla vatansever ve milliyet olma lüksü ve hakkı
yok. Biz, özellikle, bu toprakların canımız, kanımız
pahasına hürriyetine kavuştuğunun bilincindeyiz.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten günümüze kadar, Türkiye Cumhuriyeti
devleti ve bütün cumhuriyet hükûmetleri bu konuda hassas davranmışlardır.
Bunu alıp başka yerlere çekmek doğru değildir ve en
doğru
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) - Peki, o zaman Anayasa Mahkemesi
niçin durdurdu?
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, yabancı şirketlerin
aldığı
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, en
doğru bilgi de bizde vardır, çünkü, Devlet Denetleme Kurulu
raporlarının devletin diğer kurumlarındaki bilgilerle
çelişki içinde olması mümkün değildir. Sonuçta, Devlet
Denetleme Kurulu istatistiki rakamları Tapu Kadastro Genel
Müdürlüğünün resmî rakamlarıdır, bunlar bizim resmî internet
sitemizde devamlı yayınlanmaktadır, devletin resmî
rakamları bunlardır.
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, soru sorduk cevap vermediniz.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - Tarım arazilerini satmaya kalktınız.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Bu rakamlara bütün
kurumların ve basının da itibar etmesi ve kamuoyumuzun
doğru bilgilendirilmesi bir zorunluluktur. Bunu, sizlere takdim
ediyorum.
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Sayın Bakan, bu konuda yazılı
soru sordum, cevap veremediniz henüz.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Nasıl veremedim?
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Efendim, bakınız, yabancı
tüzel kişilikler var, şirketler var. Şu anda, Tapu Kadastro
Genel Müdürlüğünde
BAŞKAN
- Sayın Karademir
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Ne kadar miktarda
Onu bilemiyoruz.
BAŞKAN
- Sayın Karademir
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlar bizde değil,
onlar başka bakanlıkta. Onlar, size verilecek.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Kim verecek?
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Biz, nereden bilelim?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Evet, diğer bakanlıkta,
o size verilebilir.
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Topraklar aynı toprak!
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, verilebilir.
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Ama, vermiyorsunuz!
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Ayrıca, şunu
söyleyeyim. Müsaadenizle, şunu da size takdim etmek istiyorum,
özellikle burası son derece önemli; Türk vatandaşı ve
Türk kökenli hanelerin AB ülkelerindeki ekonomik gücü ve sayılarını
da vereyim, bu da önemli, Türkiye Araştırmaları Merkezi
tarafından yayınlandı 2004'te, bu sayı daha da fazla:
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sayısı
2,480 AB'de, toplam 3,830. Toplam Türk kökenli hane 955, konut sahibi
Türk kökenli hane 190 bin. Bu da, belki ihtiyaç olur, bunu da size takdim
edeceğim.
Özellikle
şunu söylemek lazım
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Bankaların
özelleştirilmesinden dolayı, yabancı bankaların
elinde şu anda ne kadar gayrimenkul var, bilebiliyor musunuz
Sayın Bakan?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlarla ilgili cevabım
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Bunlar değil mi? Bunlar gitmedi mi?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Onlar, Tapu Kadastro
olarak değil, diğer bakanlık olarak size mutlaka bildirilir.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - Ne alakası var Sayın Bakan!
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Bir seferde, Telekom'da, yüzlerce yer sattınız.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, özellikle
şunu size ifade etmek istiyorum: Çok yanlış, yalan bilgilerle,
maalesef, medyamız bilgilendiriliyor. Dışişleri
İçişleri Bakanlığının bir genelgesinden
söz ediliyor, deniyor ki "İsraillilere, Ruslara, Türkiye'de
ikamet şartı aranmaksızın sınırsız arsa,
arazi ve konut alabilecekleri öne sürülüyor." Bu doğru değil,
tamamen yanlıştır. Özellikle, altı ayı geçen
ikâmet izni olmadan kimseye bir tek konut verilemez. Ayrıca mütekabiliyettir,
onu söylemişizdir.
Ayrıca,
şunu söyleyeyim: Batı ülkelerinde satılan konutun
mülkiyet hakkı verilmediği, kullanım hakkı verildiği
hususu da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu son derece
önemli. AB ülkelerinde, İngiltere hariç, bütün Batı ülkelerinde
mülkiyet hakkı Türkiye'de olduğu gibi
Onu
bırakalım. Didim'de 9 bin İngiliz uyruklunun su abonesi
olduğu iddiasıyla bir ifade var. 2.954 tane taşınmaz
var burada. Bunların su abonelerinin
Tabii ki, kiracı
olanların su abonesi olduğu gerçeğiyle bu rakam abartılıyor.
Bunu da size ifade etmek istiyorum.
Velhasıl,
ben şöyle planlıyorum: İnşallah, bunu, bu hafta
içinde tamamlayacağız, tüm sorularınızın cevabı,
sizlere ve bütün Türkiye'ye yayınlanacak.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Öbür bakanlıklardakileri de getirin madem.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hay hay, onu da siz yazın,
inşallah
ERDAL
KARADEMİR (İzmir) - Tamamını istiyoruz Sayın
Bakan.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Gizli yapılan
hiçbir şey yok, her şey şeffafça, vatandaşın,
milletin gözü önünde yapılıyor.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Telekom'a, bir seferde kaç tane gayrimenkul
devrettiniz, onu söyleyin.
BAYINDIRLIK
VE İSKAN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Özellikle, bu konuda
yazı yazanlara biz tekzip yazıyoruz; bizi arıyorlar,
"Doğru, haklısın, ama, biz, bir defa yazdık
"Yani,
Türkiye'de siyasilerimizin, özellikle vatansever ve milliyetçi
geçinenlerin şunu bilmeleri lazım: Hiç kimse hiçbir kimseden
fazla vatansever ve milliyetçi değildir.
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - 4916 sayılı Yasa'da ne yaptınız?
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Vatanseverlik her
Türk vatandaşının borcudur.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Çanakkale Boğazı'ndaki MEY'in fabrikaları
şu anda kimin, hangi ülkenin, onu söyleyin.
BAŞKAN
- Sayın Sür
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Şimdi, şunu
söylemek lazım: Yabancı sermayeyle ilgili kanunu hep beraber
çıkardık.
ORHAN
SÜR (Devamla) - Yabancı sermaye, yabancı sermaye
Her taraf
verildi bitti.
BAŞKAN
- Sayın Sür, lütfen
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Hayır, hiçbir taraf
verilmedi. Türkiye, yabancı sermayeyle bir dünya rekoru
kırdı geçen dönemlerde özelleştirmeyle ilgili.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Topraklar bitti.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Bu, güven ve istikrarın
bir sonucudur. Neden 2000'de, 1999'da,1998'de bu ülkeye milyar dolarlar
gelmiyor, bugün gelebiliyor? Buna iyi bakmak lazım.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) - Bankalarda ne kadar özelleştirme yapıldı,
onu söyleyin.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Neden 60, 100 milyon
dolar eden bankalar bugün 2,3-3 milyar dolar ediyor, buna iyi bakmak
lazım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kesildi)
BAŞKAN
- Sayın Bakan, lütfen, toparlar mısınız.
BAYINDIRLIK
VE İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) - Tekrar şunu söylüyorum:
Tüm milletvekillerimize bilgiler tekrar gönderilecektir. Yabancılara
gayrimenkul satışıyla ilgili satışlar, Lozan
Anlaşması'ndan itibaren, Cumhuriyetimizin Kurucusu Mustafa
Kemal Atatürk'ten itibaren devam etmektedir. Bu konuda tüm hükümetler
duyarlıdır, bizim duyarlı olduğumuz gibi.
Hepinizi,
bu vesileyle saygılarla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
SELAMİ
YİĞİT (Kars) - 2003'te kuralı bozdunuz.
BAŞKAN
- Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır. Anayasa ve Adalet Komisyonları
üyelerinden kurulu Karma Komisyonun, bazı sayın milletvekillerinin
yasama dokunulmazlıkları hakkında iki adet raporu
vardır. Sırasıyla okutup ilgilerinize sunacağım.
Okutuyorum:
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.- İzmir
Milletvekili Enver Öktem'in yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi
ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/992) (S. Sayısı: 1281) (x)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Özel
belgede sahtecilik yapmak suçu işlediği iddia olunan
İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına
Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak
İzmir Milletvekili Enver Öktem hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar
ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz,
Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Başkan
Burhan
Kuzu
İstanbul
Karşı Oy Yazısı
Anayasanın 83 üncü maddesinin
ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama
dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz
ve cezasız kalmaları için değil, görevlerini her yönden
özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini
sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan
farklı olarak dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte
bir ayrıcalıktır.
Gerek kapsamı ve kaldırılma
usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama dokunulmazlığı,
TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline
gelmiştir. Kamu yararı dikkate alınarak milletvekillerine
görevlerinin gereği tanınmış bir ayrıcalık
olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir
ayrıcalığa dönüşmesi, bir hukuk devletinde asla
kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.
Kamu yararı ile açıklanamayacak
ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum"
özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun
ortadan kaldırılması için gereken Anayasa değişikliğinin
şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması karşısında
başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının
kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının
TBMM tarafından derhal kaldırılması" kalmıştır.
Bu, aynı zamanda dokunulmazlığının kaldırılması
istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir an önce yararlanabilmelerine
de imkân verecektir.
(x)
1281 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun,
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının
sona ermesine kadar ertelenmesi yolundaki kararına katılmıyoruz.
Oya
Araslı Mehmet
Küçükaşık Feridun
Ayvazoğlu
Ankara Bursa Çorum
Atilla
Kart Muharrem
Kılıç Yüksel Çorbacıoğlu
Konya Malatya Artvin
Yılmaz
Kaya Tuncay Ercenk Uğur Aksöz
İzmir Antalya Adana
Sezai
Önder
Samsun
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer raporu okutuyorum:
2.- Kocaeli
Milletvekili Salih Gün'ün yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi
ve Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon
Raporu (3/993) (S. Sayısı: 1282) (x)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görevi kötüye kullanmak suçunu
işlediği iddia olunan Kocaeli Milletvekili Salih Gün hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi
ve eki dosya hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma
Komisyonumuzun 29 Kasım 2006 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz, isnat olunan
eylemin niteliğini dikkate alarak Kocaeli Milletvekili Salih
Gün hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği
sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine
arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı ile sunulur.
Karşı Oy Yazısı
Anayasanın 83 üncü maddesinin
ikinci ve sonraki fıkralarında kurala bağlanan yasama
dokunulmazlığı; yasama organı üyelerinin sorumsuz
ve cezasız kalmaları için değil, görevlerini her yönden
özgür, bağımsız ve endişesiz yerine getirmelerini
sağlamak için öngörülmüştür. Yasama sorumsuzluğundan
farklı olarak dokunulmazlık, nispi ve geçici nitelikte
bir ayrıcalıktır.
Gerek kapsamı ve kaldırılma
usulü gerek uygulamadaki aksaklıklar nedeniyle yasama dokunulmazlığı,
TBMM'nin saygınlığını zedeler bir kurum haline
gelmiştir. Kamu yararı dikkate alınarak milletvekillerine
görevlerinin gereği tanınmış bir ayrıcalık
olan yasama dokunulmazlığının, kişisel bir
ayrıcalığa dönüşmesi, bir hukuk devletinde asla
kabul edilmesi mümkün olmayan bir husustur.
Kamu yararı ile açıklanamayacak
ölçüde ceza adaleti ve dolayısıyla "temiz toplum"
özlemi aleyhine sergilenen bu ayrıcalıklı durumun
ortadan kaldırılması için gereken Anayasa değişikliğinin
şu güne kadar gerçekleştirilememiş olması karşısında
başvurulabilecek tek yol olarak, "hakkında dokunulmazlığının
kaldırılması istemi bulunan milletvekillerinin dokunulmazlıklarının
TBMM tarafından derhal kaldırılması" kalmıştır.
Bu, aynı zamanda dokunulmazlığının kaldırılması
istenen milletvekillerinin savunma hakkından bir an önce yararlanabilmelerine
de imkân verecektir.
(x)
1282 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle
Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun,
kovuşturmanın milletvekilliği sıfatının
sona ermesine kadar ertelenmesi yolundaki kararına katılmıyoruz.
Oya
Araslı Mehmet
Küçükaşık Feridun
Ayvazoğlu
Ankara Bursa Çorum
Atilla
Kart Muharrem
Kılıç Yüksel Çorbacıoğlu
Konya Malatya Artvin
Yılmaz
Kaya Tuncay Ercenk Uğur Aksöz
İzmir Antalya Adana
Sezai
Önder
Samsun
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin iki önerge vardır.
Ayrı ayrı okutuyorum:
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
B) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Denizli
Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 40 milletvekilinin, açık
öğretimde yaşanan sorunlar ile Eğitim Teknolojileri
Genel Müdürlüğüyle ilgili iddiaların araştırılması
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/413)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Milli Eğitim Bakanlığına
bağlı Açık Öğretim hizmetlerini yürüten Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğü birkaç yıldır içine düşürüldüğü
durumdan dolayı işlevini ve görevini yerine getirememektedir.
İlköğretim ve lise
Açık Öğretim kayıtları, sınavları, bilgilendirme,
kitap gönderme başta olmak üzere birçok işleri aksamaktadır.
Bu yüzden de yüz binlerce açık öğretime kayıtlı
öğrenci mağdur olmaktadır.
Bu genel müdürlükte yaşanan
kadrolaşma dışında 2005 yılında Milli
Eğitim Bakanlığı, Açık Öğretim hizmetlerinin
yürütüldüğü Eğitim Hizmetleri İl Müdürlüklerini kapatarak
bu hizmetleri Halk Eğitim MüdürIüklerine devretmiştir.
Teknolojik yeniliklerden yararlanmak
ve hizmeti kolaylaştırmak gerekçesiyle işlemlerin
Internet ortamına alınması kararlaştırılmış,
bunun için işler bir şirkete ihale edilmiştir. Bu
şirket de üstlendiği işleri zamanında bitiremediği
için sorunlar yaşanmış, aksamalar olmuştur.
Yazılım zamanında
bitirilemediği için öğrenciler internet üzerinden istedikleri
dersleri seçememişler, seçtikleri dersleri yeniden seçmek zorunda
kalmışlardır.
Öğrencilerin sorguları
yapılıp durumları tam bilinemediğinden, kitaplar
ya hiç gönderilememiş, ya eksik gönderilmiş, ya da yanlış
gönderilmiştir. Bu yüzden birçok öğrenci hazırlanmadan
sınava girmek durumunda kalmıştır.
2006-2007 yılında da aynı
sorunlar sürmektedir. Internet'te yayınlanan sınav tarihleri
sürekli değiştirilmektedir.
Açık öğretimde okuyan
öğrenciler durumlarıyla ilgili net bilgileri illerdeki
Halk Eğitim Merkezlerinden öğrenemedikleri için öğrenciler
kilometrelerce yol kat edip Ankara'ya kadar gelmek zorunda bırakılmaktadır.
Bu yüzden öğrenciler mağdur olmaktadır.
Örgün eğitimden çeşitli
nedenlerle yararlanamayan ilk ve ortaöğretim çağındaki
çocuklara açık öğretim hizmeti sunan Eğitim Teknolojisi
Genel Müdürlüğündeki bütün bu sorunların irdelenmesi
için Anayasanın 98. Maddesine, TBMM İç Tüzüğü'nün 104. ve
105. maddesine göre Meclis Araştırılması açılmasını
dileriz.
Saygılarımızla.
1- Mustafa Gazalcı (Denizli)
2- Erdal Karademir (İzmir)
3-Feramus Şahin (Tokat)
4-Orhan Ziya Diren (Tokat)
5-Yakup Kepenek (Ankara)
6-Vezir Akdemir (İzmir)
7- Osman Özcan (Antalya)
8-Fahrettin Üstün (Muğla)
9- Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
10-İsmail Değerli (Ankara)
11-İlyas Sezai Önder (Samsun)
12-Mehmet Işık (Giresun)
13-Kâzım Türkmen (Ordu)
14- Muharrem Kılıç (Malatya)
15-Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
16-Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
17-Mehmet Küçükaşık (Bursa)
18-Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
19-Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)
20-Nail Kamacı (Antalya)
21-Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
22-Halil Tiryaki (Kırıkkale)
23-Abdulaziz Yazar (Hatay)
24-Uğur Aksöz (Adana)
25-N. Gaye Erbatur (Adana)
26-Mevlüt Coşkuner (Isparta)
27-Ali Cumhur Yaka (Muğla)
28-Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
29-Sedat Pekel (Balıkesir)
30-Nuri Çilingir (Manisa)
31-Muharrem İnce (Yalova)
32-Türkân Miçooğulları (İzmir)
33-Bülent Baratalı (İzmir)
34-Ahmet Ersin (İzmir)
35- Zeynep Damla Gürel (İstanbul)
36-Ufuk Özkan (Manisa)
37-Nurettin Sözen (Sivas)
38-Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
39-Tuncay Ercenk (Antalya)
40-Ali Rıza Gülçiçek (İstanbul)
41-Atilla Kart (Konya)
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer önergeyi okutuyorum:
2.- Gaziantep
Milletvekili Abdulkadir Ateş ve 35 milletvekilinin, turizm
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/414)
21.12.2006
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Türkiye gibi gelişmekte olan
ülkelerin karşı karşıya olduğu en önemli sorun
işsizliktir. "Turizm", ise bu sorunu çözmek için ülkemiz
açısından en önemli istihdam alanlarından birini
oluşturmaktadır. Turizm sektörü emek-yoğun bir sektör
olması itibariyle turistik ürün üretiminde ve bunu sunmada diğer
sektörlere göre daha fazla "insan gücüne" ihtiyaç duymaktadır.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren dünya ekonomisinde
en hızlı gelişen ve genişleyen bir sektör haline
gelen turizm, istihdamı sağlayıcı özelliğinin
yanı sıra döviz girdisini artırıcı yönüyle
de ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayan sektörlerin
başında yer almaktadır.
Kültür, sağlık, doğa,
spor, termal, kongre, golf ve inanç turizmi gibi her yönüyle zengin bir
potansiyele sahip ülkemizde planlı ve programlı bir turizm
stratejisinin geliştirilemediği bu gün yaşananlarla
apaçık ortadadır. 1980 sonrası ciddi bir gelişme
gösteren ülkemiz turizmi, 2000'li yıllara girildiğinde gerilemeye
başlamış ve ciddi sorunlarla yüz yüze bırakılmıştır.
2006 yılını çok kötü bir şekilde bitiren turizm sektörü
özellikle kış sezonunda, sadece Antalya'da tesislerinin
yüzde 70'ini kapatmak zorunda kalmıştır. Bunun sonucunda
ise 150 binden fazla turizm çalışanı işsiz kalmıştır.
Buna aileleri ve dolaylı bir şekilde turizmden geçinen diğer
sektörleri de eklersek, olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır.
Değişen ve gelişen koşullara göre yeni stratejiler
geliştirememek, ürün pazarlama ve geliştirmede, ülke tanıtımında,
etkin planlama ve nitelikli işgücü yetiştirmede çağın
gerisinde kalmak, ayrıca çevreyle uyumlu, rekabetçi ve sürdürülebilir
politikalar geliştirmeyerek sektörü kendi haline bırakmak
gibi birçok neden turizmimizin geleceğini ciddi tehlikelere
sokmaktadır. İşsizliğin hızla artığı
ülkemizde, turizm sektörünün bu kadar görmezden gelinmesi ve kendi
kaderine terk edilmesini anlamak mümkün değildir. Enflasyonla
ve işsizlikle mücadele eden birçok ülkenin, çok ciddi bir istihdam
aracı olarak kullandığı turizm; Kültür ve Turizm Bakanlıkları'nın
birleştirilmesiyle de daha da gerileyen bir sektör haline gelmiştir.
Kültürel varlıklarımızın korunması, zenginleştirilmesi
ve bunların gelecek kuşaklara sağlıklı bir biçimde
aktarılması konularında hizmet vermesi gereken bir
bakanlıkla, bacasız sanayi diye adlandırılan ve
esası turistik ürün pazarlayarak ticaret yapmak ve ülke ekonomisine
katkıda bulunmak olan iki farklı alanı bir araya getirerek
daha da hantal bir yapı meydana getirilmiştir. Ayrıca,
tarihi ve kültürel mirasımızın sadece turistler için
önemli olduğu ve onlar için korunacağı anlayışı
egemen hale getirilmiştir. Turizm anlayışımızla,
çağdaşlığı, kaliteli hizmeti, korunmuş
bir doğal çevre ve kültürel mirası savunmamız gerekirken,
kıyı şeritlerimizin taraflı ve şeffaflıktan
uzak bir yöntemle yağma edilmesi, çevre duyarsızlığı,
içki ruhsatlarında hükümet adına "kırmızı
çizgi"lerden söz edilmesi, alkollü içeceklerde yüksek ÖTV ve yüksek
KDV oranları, çağdaş bir turizm anlayışından
uzaklaşarak, haremlik selamlık turizm bölgeleri oluşturma
çabaları vb. uygulamalar, üzülerek söylemek gerekir ki turizmimizin
geleceğine büyük darbe vurmaktadır.
Turizm sektörümüzün, çalışanlarının
ve özellikle ülkemiz ekonomisinin bu kötü gidişten daha fazla
etkilenmelerini önlemek amacıyla; hükümetlerin turizmi destekleyici
ve düzenleyici rollerini ön plana çıkarmak, rantı yüksek
bölgelerdeki yanlı tahsis uygulamalarının önüne geçmek,
işsiz kalan yüz binlerce çalışanımızın
durumlarına ve her yıl ekonomik nedenlerle kepenk kapatmakta
olan sektörümüze çeşitli destekler vererek çözüm aramak, kamu
ve özel sektör işbirliğini artırarak turizmimizin geleceği
için yeni politikalar üretmek ve özellikle bakanlığın
elinde bulundurduğu "turizm alan ve merkezleri ilan yetkisi"nin
amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını
tespit etmek amacıyla, Anayasa'nın 98. TBMM İçtüzüğünün
104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1 - Abdulkadir Ateş (Gaziantep)
2 - Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
3 - Feramus Şahin (Tokat)
4 - Yakup Kepenek (Ankara)
5 - Fahrettin Üstün (Muğla)
6 - Vezir Akdemir (İzmir)
7 - İlyas Sezai Önder (Samsun)
8 - Erdal Karademir (İzmir)
9 - Muharrem Kılıç (Malatya)
10 - Feridun Ayvazoğlu (Çorum)
11 - Mehmet Nuri Saygun (Tekirdağ)
12 - Mehmet Küçükaşık (Bursa)
13 - Mehmet Mesut Özakcan (Aydın)
14 - Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)
15 - Nail Kamacı (Antalya)
16 - Mehmet Vedat Yücesan (Eskişehir)
17 - Halil Tiryaki (Kırıkkale)
18 - Abdulaziz Yazar (Hatay)
19 - Uğur Aksöz (Adana)
20 - N. Gaye Erbatur (Adana)
21 - Mevlüt Coşkuner (Isparta)
22 - Ali Cumhur Yaka (Muğla)
23 - Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
24 - Sedat Pekel (Balıkesir)
25 - Nuri Çilingir (Manisa)
26 - Muharrem İnce (Yalova)
27 - Türkân Miçooğulları (İzmir)
28 - Bülent Baratalı (İzmir)
29 - Ahmet Ersin (İzmir)
30 - Zeynep Damla Gürel (İstanbul)
31 - Ufuk Özkan (Manisa)
32 - Nurettin Sözen (Sivas)
33 - Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
34 - Tuncay Ercenk (Antalya)
35 - Mustafa Özyürek (Mersin)
36 - Atilla Kart (Konya)
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemde yerini alacak
ve Meclis araştırması açılıp açılmaması
konusundaki öngörüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Alınan karar gereğince,
sözlü soru önergeleriyle, diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin,
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleri ile ilgili komisyon
raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan, Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
4.- Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı:
904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti
Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik
Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
5.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti
Arasında Yayılmanın Önlenmesi Amaçlarına Yönelik
Yardım Sağlanmasının Kolaylaştırılması
İçin İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1115) (S. Sayısı:
1147)
BAŞKAN - Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan, Petrol
Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
6.- Petrol
Kanunu Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/835) (S. Sayısı:
1041) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İkinci bölüm üzerinde gruplar
adına yapılan konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi, söz sırası,
şahsı adına söz isteyen Eskişehir Milletvekili
Vedat Yücesan'a aittir.
Sayın Yücesan?.. Yok.
(x)
1041 S. Sayılı Basmayazı 11/1/2007 tarihli 49uncu Birleşim
Tutanağına eklidir.
İkinci sırada, Zonguldak
Milletvekili Fazlı Erdoğan.
Buyurun Sayın Erdoğan.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
FAZLI ERDOĞAN (Zonguldak) -
Sayın Başkanım, saygıdeğer milletvekilleri;
1041 sıra sayılı Petrol Kanunu Tasarısı üzerinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ülkemiz, jeopolitik ve jeostratejik
konumu itibarıyla, yakın civardaki ülkelerin önemli miktardaki
petrol ve doğal gaz arzının uluslararası pazara
ulaştırılmasında bir enerji koridoru olmak üzere
önümüzdeki yirmi yıl için politika ve hedeflerini belirlemiştir.
Bu gayret içindeki ülkemiz, son üç yıl içerisinde enerji sektörünün
yeniden yapılandırılmasında gösterdiği performans
çok çabuk etkisini göstermiş, uluslararası petrol piyasasının
yoğun ilgi odağı olmuştur.
1954 yılında çıkarılmış
olan ve ülkemizde uygulanan 6326 sayılı Petrol Kanunu'ndaki
doğal gaz ve petrol piyasasına ilişkin hükümlerin kendi
mevzuatlarında düzenlenmiş olması nedeniyle ülkemizdeki
ham petrol ve doğal gazın aranması, üretilmesi ile kaynağı
yurt dışında olan petrol ve doğal gazın boru hattıyla
gerek ülkemize gelişi ve gerekse ülkemiz üzerinden transit geçişini
düzenlemek, yönlendirmek, denetlemek ve sektörü disipline etmek
üzere yeniden hazırlanan ve yapılanmanın son halkası
olan Petrol Kanunu Tasarısı, 30 Kasım 2005 tarihinde
Sanayi ve Enerji Komisyonumuzda kabul edilerek Genel Kurula sevk
edilmişti. Böylece, Türkiye, küresel gelişmeler paralelinde,
orta ve uzun vade için belirlediği enerji arz güvenliği ile
ilke ve hedefleri doğrultusunda, dışa bağımlılığımızı
da azaltacak şekilde, petrol sektöründe, serbest piyasa ilkeleri
ve AB normlarına uygun olarak, yasal ve kurumsal altyapısını
tamamlamış olacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; günümüzde dünyanın birincil enerji arzının
kaynaklara göre dağılımında, ham petrolün yüzde
37, kömürün yüzde 22, doğal gazın yüzde 24 payı olduğu
takdir edilirse, petrol ve doğal gazın dünya ekonomileri
için gelecekte de ne denli önemli olduğu kolayca anlaşılmaktadır.
Sınırlı miktarda
olan dünya petrol kaynakları, yoğun tüketime bağlı
olarak, giderek azalmaktadır. Bu durum, kullanımı sadece
enerji ham maddesi olmakla kalmayıp, günlük hayatımızda
kullandığımız pek çok ürünün ana girdisi olan petrolün
ülkemizde de gerektiği şekilde aranmasını ve üretimini,
dolayısıyla, Petrol Kanunu Tasarısı'nın daha
da önemli bir konuma gelmesini sağlamıştır. Böylece,
tasarı, yerli, yabancı özel sektöre, petrol ve doğal
gaz kaynaklarımızın aranmasında, üretilmesinde
ve iletiminde, müdahalecilikten uzak, serbest ekonomi kuralları
içinde, aktif bir rol oynama özgürlüğü veren, bu alanda ihtiyaç
duyulan yatırımlara katkısını artıracak
şekilde, şirketler için eşit koşullarda rekabetçi,
istikrarlı ve teşvik edici tedbirler getirmiştir.
2006 yılında, 30 milyon
ton petrol ve 30 milyar metre küp doğal gaz tüketilmiş olup,
ham petrol fiyatlarında görülen aşırı artış
sonucunda petrol faturamız 13,1 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
Petrol kaynaklarımızın aranması teşvik edilerek,
üretimin artırılması gerekmektedir. Böylece, daha
fazla arama, daha fazla keşif, daha fazla üretim ve daha fazla
istihdam sağlanması sonucunda, petrol faturalarımızda
indirim sağlanarak, ülkemiz ekonomisine ciddi katkılar
sağlayabilecektir.
Arama ve üretim şirketlerinde
sürekli olarak istihdam edilen personel sayısı bugüne kadar
10 bin civarındadır.
Yine, 2006 yılında, üretilen
2,2 milyon ton ham petrol, 900 milyon metre küp doğal gazın,
yaklaşık, toplam piyasa değeri 1,2 milyar dolardır.
Bu kaynağın -gerek büyüklüğü ise- sağladığı
katma değer ve istihdam ile petrolün rafine edilmesiyle ortaya
çıkan ürünlerin satışından devletin aldığı
vergilerle birlikte, yaklaşık, ülkemize girdisi 1,5 milyar
dolar civarında olmuştur.
1954 yılından bugüne kadar,
207 yabancı ve 33 yerli şirket arama faaliyetlerine katılmıştır.
Yabancı şirketlerin -ve elli yıllık dönemde- yurt
dışından getirmiş oldukları sermaye toplamı,
ortalama olarak 1,8 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır.
Şimdiye kadar, yerli sermaye özel şirketlerin de, petrol
arama ve üretim faaliyetlerinde önemli bir katkısı maalesef
olmamıştır.
Ülkemizde, bugüne kadar,
1.290'ı arama olmak üzere, toplam 3.326 kuyu açılmıştır.
Açılan kuyuların adet olarak yüzde 72'sinin Güneydoğu
Anadolu, yüzde 17'sinin Trakya bölgesinde yer alması ve kalan
yüzde 7'sinin ise diğer bölgelerde olması, diğer bölgelerde
fazla aramanın olmadığı anlamına gelmektedir.
Denizlerimizdeki aramalar ise
yüzde 1'i geçmemiştir. Böylece, denizlerimizde, bugüne kadar,
toplam olarak, 39 adet arama, 7 tespit ve 2 üretim kuyusu açılmıştır.
Bunların 23 adedi Karadeniz, 10 adedi Marmara, 3 adedi Ege ve 12
adedi Akdeniz'dedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Erdoğan.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) -
Ben, buradan, Sayın Komisyon Başkanımıza ve bakanlarımıza
teşekkür ediyorum. Özellikle, Trakya'dan sonra, Karadeniz-Ereğli
sahillerinde, Akçakoca sahillerinde yapılan çalışmalar
sonucunda yerinde tespit edilmiştir. Doğal gazın Akçakoca
sahillerinde güzel bir şekilde bir platforma kavuşması
ve Karadeniz'de yerli üretimimize kavuşması dolayısıyla
mutluluğumuzu belirtmek istiyoruz.
Sonuç olarak, bugüne kadar yapılan
çalışmalar neticesinde 103 petrol sahası ve 31 doğal
gaz sahası keşfedilmiş olup, bu sahalardan toplam 126,2
milyon ton ham petrol ve 8,6 milyar metre küp doğal gaz üretimi gerçekleştirilmiştir.
Yıllar boyunca petrol tüketimimiz hızla artarken, yerli
üretimimizde buna paralel olarak fazla artış sağlanmamıştır.
Giderek, 2006 yılı itibarıyla da yerli üretimimiz yüzde
7 seviyelerinde kalmıştır.
Getirilen yeni imkân ve kolaylıklarla,
bu kanun tasarısıyla;
1) Petrol bölgesinde en az sekiz
adet olan ruhsat sayısı sınırlandırılması
kaldırılmıştır,
2) Petrol arama ruhsatı müracaatlarında
başvuru süresi, Avrupa Birliği normları doğrultusunda,
dört iş gününden doksan iş gününe çıkarılmıştır,
3) Devlet hissesi, üretim miktarlarında,
su derinliğine, petrol üretim yönetimine ve üretilen petrolün
kalitesine göre, yüzde 2 ila 12 arasında değişen oranlarda
uygulanacaktır,
4) Teşvik oluşturulmak
amacıyla arama ruhsatlarından devlet hakkı kaldırılmış
olup, yalnız işletme ruhsatlarında devlet hakkı
alınacaktır.
5) Yurt içinden temin edilen malzeme
ve ekipmanın da her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olması
öngörülmüştür.
6) Kurumlar vergisinde petrol hakkı
sahipleri için en fazla yüzde 40 olması öngörülmüştür.
7) Yapılan sözleşmeler
damga vergisinden muaf tutulmuştur.
8) Kara, hava ve deniz ulaşımında
ÖTV muafiyeti getirilmiştir.
9) Yabancı yatırımcıların
üretimden elde ettikleri gelirlerinin her türlü vergiden istisna
tutulması sağlanmıştır ve devamında her
ruhsat sahası için taahhüt edilen iş programının
mali değerinin yüzde 2'si kadar teminat mektubu alınması
öngörülmüştür. Türkiye kara sularının
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) - Sayın
Başkan, bitiriyorum efendim.
BAŞKAN - Sayın Erdoğan
lütfen... Teşekkür için açıyorum sadece Sayın Erdoğan.
Buyurun.
FAZLI ERDOĞAN (Devamla) -
Ben, birkaç maddede yenilik olarak, en son, bu tasarının gerek
ülkemize gerek ülkemizde bu noktadaki çalışmalara yeni
boyutlar kazandıracağına inanıyorum. Yerli ve
yabancı sermayenin iş birliğiyle petrol arama çalışmalarının
Türkiye'de de daha hızlı yürümesini temenni ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Erdoğan.
Bölüm üzerine, şahsı
adına söz isteyen Vedat Yücesan, Eskişehir Milletvekili.
Buyurun Sayın Yücesan. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET VEDAT YÜCESAN (Eskişehir)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Petrol Kanunu
Tasarısı üzerinde görüşlerimi belirtmek üzere söz almış
bulunuyorum. Konuşmama başlamadan önce sizleri şahsım
adına saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
birçok konuşmacı arkadaşım tasarının yaratacağı
sakıncaları dile getirdiler. Ben de, birtakım düzeltilmesi
gereken hususlara dikkatinizi çekmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tasarıda, ayrım gözetilmeden, bütün yabancı şirketlerin
petrol arama ve işletme ruhsatı alabilmelerine olanak getirilmektedir.
Bu nedenle, işletmecilik için öngörülen petrol paylaşımının
sadece işletmecilik kârı ve yatırımların faiz
kazançlarıyla beraber kazanılmasını öngörecek
şekilde sınırlandırılması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
bu çerçevede, yatırımcıların, gerçekleşen
maliyetlerini geri almaları ve işletmecilik bedeli olarak
makul kârlılığa tekabül eden payı almaları
esas olmalıdır. Çıkarılan petrolün paylaşımı
da önemlidir.
Değerli arkadaşlarım,
Kazakistan'da üretilen petrolün yüzde 25'i vergi olarak alınmaktadır,
ayrıca, yüzde 15 ek vergi alınmaktadır. Satılan
petrolün yüzde 49'unu alırken, payını alırken, ülkemizde
yatırım yapılmasını ya da transfer vergisi
vermesini şart koşmaktadır. Bizde buna benzer bir sistem
oluşturulması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlarım
"sınırlara 5 kilometre mesafede, tarihî, dinî yer veya
tesise, su tesisine, bir yol veya umumi geçide 60 metre mesafede
şehir veya kasaba belediye imar sahası içinde, dâhilinde
petrol faaliyetleri Bakan müsaadesi olmadan yapılamaz"
hükmü mevcut. Yasadan çıkartılarak, yabancı şirketlere,
sınır tanımaksızın her yerde faaliyette bulunma
hakkı verilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
bu hükmün kaldırılması çevreye zarar verecektir, ormanlık
alanlar, sit alanları bundan olumsuz etkilenecektir. Tasarının
25'inci maddesi "İşletmeciler, istihdam ettikleri yabancı
şahıslar sayısının yüzde 25'inden aşağı
sayıda olmamak üzere Türk vatandaşlarının, petrol
işlemlerinin her safhasında ihtisas kazanmalarını
sağlamak için yabancı memleketlerde veya Genel Müdürlükçe
uygun görüldüğü oranda Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum veya
işletmelerde eğitim veya staj görmelerini, masraflarını
üzerlerine almak suretiyle temin ederler." denmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
başka bir ifadeyle, Türk vatandaşlarının Petrol
İşleri Genel Müdürlüğünce uygun görülen oranlarda,
Türkiye'deki ilmî ve mesleki kurum ve işletmelerde eğitim
ve staj görmeleri, masraflarını üzerlerine almak kaydıyla
petrol hakkı sahibi tarafından karşılanmakla
sınırlı bırakılmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
kanaatimce, bu hususun her çalışan yabancıya karşılık
3 Türk personel çalıştırılması şeklinde
düzenlenmesi daha uygun olacaktır diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarıda belirtilen görevler, Petrol
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir.
Tasarıda, Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri
arasında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmak
da getirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufunda olan tabii
servetler ve kaynakların ülke yararına kullanılması
ilkesi Genel Müdürlüğün asıl görevi olması gerekirken,
pazarlama gibi bir kavram görev olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, 6326 sayılı
mevcut Kanun'la önemli birçok yetki Bakanlar Kurulu kararına
bırakılmışken, görüştüğümüz tasarıda
bu yetkilerin çoğu Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne
devredilmiştir. Şunu herkes biliyor ki, petrol şirketleri
çok kuvvetli, bazen hiçbir güç önlerinde duramıyor. Bu şartlar
altında Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün nasıl
bir direnç göstereceği düşünülüyor anlamış değilim
değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yücesan,
buyurun, lütfen toparlayın.
MEHMET VEDAT YÜCESAN (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarı,
bu şekilde yasalaşırsa, hiçbir konuya çözüm getirmeyeceği
gibi bir sürü sorunu da beraberinde getirecektir. Tasarı,
6326 sayılı Kanun'un ruhundan yoksundur.
Ülkemiz, petrol potansiyeli olan
bir ülkedir. Tasarıyla, petrol kaynaklarımız
"teşvik" adı altında uluslararası tekellere
sunulmaktadır. Özellikle, British Petrol şirketinin Doğu
Karadeniz'de açmaya başlayacağı sondaj öncesinde bu
düzenlemenin getiriliyor olması da oldukça dikkat çekicidir.
BP'nin bulup, üretim ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız
ve buna bağlı elde edeceğimiz gelir açısından
yeni düzenlemeye bakıldığında, petrol kaynaklarımız
teşvik adı altında açıkça yabancılara devredilmektedir.
Bu yönüyle tasarı, bir BP yasasıdır.
Bu tasarı, bana göre ve bizim
görüşümüze göre derhal geri çekilerek, yer altı kaynaklarımızın
halkımızın olduğu ilkesiyle hareket ederek, kaynaklarımızı
sermayeye değil, kamu çıkarlarına uygun olarak, kamu
kuruluşlarımız eliyle değerlendirilmesini esas
alan düzenlemeler gerçekleştirilmelidir.
Bu duygu ve düşüncelerle Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yücesan.
Şimdi, bölüm üzerinde on
beş dakika süreyle soru-cevap işlemi yapılacaktır.
Soru sorma süresi sekiz dakikadır,
cevap verme süresi yedi dakikadır.
Sayın Özdoğan, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Üç sorum var Sayın Hükûmete.
Birinci sorum: Sayın Bakan,
tasarıda, Petrol Kanunu'nu yürütmekle görevli Petrol
İşleri Genel Müdürlüğünün görevleri arasına tanıtım
ve pazarlama faaliyetinde bulunmak da getirilmiştir.
Devletin hüküm ve tasarrufunda
olan tabii servetler ve kaynakların ülke yararına kullanılması
ilkesi Genel Müdürlüğün asli görevleri olması gerekirken,
görev tanımında neden pazarlama kavramı tercih edilmiştir?
İkinci sorum: Petrol şirketlerine
bilançolarında enflasyon muhasebesi sistemi uygulayabilecekleri,
petrol faaliyeti için yapmış oldukları yatırımların
transfer tarihindeki cari kur üzerinden, ayrıca, transferi tamamlanıncaya
kadar devlet hissesi hariç, kurumlar ve gelir vergisinden muaf olacakları,
safi kazançları üzerinden ödemekle mükellef bulundukları
vergiler toplamının yüzde 40'ı oranını geçemeyeceği
ve geniş KDV istisnaları gibi bir dizi vergi muafiyeti getirilmiştir.
Böylesine bir kayırmacanın
gerekçesi nedir ve siyasi olarak bunu nasıl taşıyabilmektesiniz?
Son sorum: Bu düzenlemenin BP
şirketinin Doğu Karadeniz'de açmaya başlayacağı
sondaj öncesinde getiriliyor olması oldukça dikkat çekicidir.
Bu düzenlemeye bakıldığında, BP'nin bulup üretme
ihtimali yüksek olan petrol kaynaklarımız ve buna bağlı
elde edeceğimiz gelir açısından, petrol kaynaklarımız,
teşvik adı altında yabancılara devredilmektedir.
Bu tasarının yabancı şirketleri teşvik amacına
yönelik olması hususuna ilişkin tespit ve kanaatiniz nedir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Sayın Işık
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, arama ruhsatlarındaki
başlıca iyileşmeler nelerdir? Ruhsat alımına
yönelik eleştiriler önlenebilecek midir? Ruhsatların verilmesinde
rekabet ve şeffaflık sağlanabilecek midir? Ruhsat
için verilen programa uymamanın müeyyidesi nedir? Petrolün
aranması ve üretiminden elde edilen verilerin daha etkili kullanımını
sağlamak için, işletme ruhsatındaki gizli bilgilerin,
sektörün ve talep edecek diğer kamu kurum ve kuruluşlarının
ve kişilerin istifadesine sunmak mümkün olabilecek midir?
Getirilen vergi muafiyetleri nelerdir?
Devlet, üretimden aldığı paydan vaz mı geçmektedir?
Bir de, idari para cezalarının
günün koşullarına göre belirlenmesindeki oran kriteri?..
Son olarak da, 2006'da doğal gazda
6 alım sözleşmesinin yapıldığını biliyoruz;
yakın geçmişte İran doğal gazında yaşanan
sıkıntıya yönelik alternatif planlarınız nelerdir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Işık.
Sayın Kepenek
YAKUP KEPENEK (Ankara) - Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanımıza
aracılığınızla şu sorularımı
yöneltiyorum: Tasarıya göre, elde edilecek petrol kârlarından
alınacak verginin yarısı il özel idarelerine bırakılıyor.
Şimdi, bu ilke, maliyenin temel kurallarına aykırıdır.
Yani, zengin olan illerden alınan vergi, o illerde yarısı
harcanır diye bir kural olamaz, İstanbul gibi, Kocaeli gibi.
Maliyenin bu konudaki görüşü alındı mı? Bilimsel
olmayan bir yaklaşımdır bu. Maliyenin görüşü
alındı mı? Bu bir.
İkincisi: Son günlerde,
dış basında, Irak petrollerinin Amerika Birleşik
Devletleri ve İngiliz şirketlerince işletileceğine
dair ciddi haberler yer alıyor. Bu durumda, Kerkük-Yumurtalık
Boru Hattının geleceği nasıl etkilenecektir?
Üç: Ülkemizin ham petrol varlığı
konusundaki kestirimlerindeki son durum nedir? Ne kadar petrol
varlığımız tahmin edilmektedir, deniz ve kara
ayırımına göre?
Son sorum: Bingöl'ün Karlıova
ilçesindeki hidroelektrik santralinin ihalesi yapılmış
mıdır? Bu konudaki çalışmalar ne durumdadır?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kepenek.
Sayın Akdemir
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum. Aracılığınızla
Sayın Bakana birkaç soru sormak istiyorum.
Sayın Bakanım, son dönem
doğal gazda hayli bir sıkıntılar yaşandı.
Bu doğal gazda daha önümüzdeki tarihlerde sıkıntıların
yaşanmaması için önemli bir tedbir almayı düşündünüz
mü, örneğin, mesela İran'la ilgili? Başka alternatifimiz
var mıdır?
Diğer bir sorum: Petrol istasyonlarında
kullanılan yazar kasalar kışın soğukta, yazın
da sıcakta verimli çalışmamaktadır. Bu konuda
petrol istasyonlarında şikâyetler duyulmakta. Bu konuda
herhangi bir önlem var mıdır?
Diğer bir sorum: Akaryakıtta
yüksek bir vergi alınmaktadır ve bu da fiyatı yükseltmektedir.
Bu konuda bir çalışmanız var mıdır? Akaryakıttaki
vergi oranını düşürmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Akdemir.
Sayın Çorbacıoğlu
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, Ağustos
2006 yılı içerisinde, şu anda rakamlarını hatırlamamakla
beraber, Bütçe Kanunu'nun 8'inci maddesi üzerinde yaptığım
konuşma sırasında sorduğum bazı sorular vardı.
Bunu tekrar size sormak istiyorum.
2006 Ağustos ayı içerisinde,
otuz ilde, yaklaşık altmış dağıtım
şirketine ait 1 000'in üzerinde depoda inceleme yapılmış;
yapılan inceleme sonucu elde edilen akaryakıt ürünlerinin
incelenmesi için TÜBİTAK'a gönderildiği ve TÜBİTAK'tan
çıkan raporda 280 numunenin evsaf dışı olduğu,
yani Türk standartlarına uymadığı, yani kaçak
ürün olduğu tespit edildiği yönünde tarafıma bilgi
geldi. Bu raporla ilgili bilginiz var mı veya bu konuda yapılan
çalışma ne aşamadadır? Bildiğim kadarıyla,
bu çalışma, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından
Jandarma, Emniyet, Sahil Güvenlik, Gümrük Muhafaza gibi birimler
tarafından yapılmış, organize edilmişti.
Bu konuda bir cevap verirseniz
memnun olurum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Çorbacıoğlu.
Sayın Ercenk
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Teşekkür
ederim.
Sayın Bakan, geçen oturumda
da bu maden ve taş ocaklarıyla ilgili bir soru yöneltmiştim
sayın makamınıza ve orada bu ruhsatların gelişigüzel
verildiği konusunda sizin de bir kabulünüz olmuştu ve bu
konuda suistimallerin olduğunu ve birtakım değişikliklerin
yapılması gerektiğini kabul etmiştiniz. Antalya'da
1.627 tane taş ocağı maden ruhsatı var efendim, 1.627
tane ve bunların tümü turizm açısından, çevre sağlığı
açısından, insan sağlığı açısından
en önemli yerlerde açılmış vaziyette. Çok keyfî ve kriter
gözetilmeden verilen bu ruhsatlar çok ciddi sıkıntılara
yol açmaktadır. Şimdi, Doyran ve Gebiz bölgesinde, şu
anda, 10 bin dönümü aşan, bütün, ağaç katliamı meydana
gelmiştir. Yani, 10 bin dönümden fazla ağaç katledilmiş
ve orman alanı tahrip edilmiştir ve bir tek kazma, maden arama
için bir tek kazma da vurulmamıştır. Bu konuda -özellikle
Antalya için rica ediyorum- çok acil bir tedbir düşünüyor musunuz?
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ercenk.
Soru sorma süresi tamamlanmıştır.
Sayın Bakan, buyurun.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sondan başa doğru gideyim.
Sayın Ercenk'le ilgili
Bu, Antalya'nın taş ocaklarıyla
ilgili, Antalya ve diğer illerdeki taş ocaklarıyla ilgili
"gelişigüzel" tabirini kullanmadım. Ancak, orada
sıkıntı olduğunu biliyorum. Oradaki mesele,
işletme ruhsatı ile arama ruhsatı arasındaki farkı,
arama ruhsatının özelliklerini bildikleri hâlde mahallî
yöneticilerin ve maden ocağı sahiplerinin bunu kurallara
uygun bir şekilde değerlendirilmemesinden doğduğunu
söyledik ve bununla ilgili de Maden İşleri Genel Müdürüm
konuyla ilgilendi, gitti oraya, görüştü
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Beraberdik.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Beraberdiniz.
ve bunun üzerinde de değişiklik
yapmak üzere çalışmalarını yaptırıyorlar.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ama, o
katliam devam ediyor.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, arama ruhsatı
ayrı bir şeydir, işletme ruhsatı ayrı bir
şeydir.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Anladım
efendim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Arama ruhsatı alan
bir kimse aramayı yapar, ama işletmek için özel önlemlerin
ve izinlerin alınması lazım. Antalya gibi rantı
yüksek olan yerlerde çok da fazla inşaat olduğu için, bilhassa
taş ocakları konusunda bu işin istismar edildiğini
biz görüyoruz ve bu da sadece bizimle ilgili değil, diğer
ilgili kuruluşların da bu işe eğilmesiyle birlikte
olacak. Bunun koordinasyonunu biz yapıyoruz.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Evet efendim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmayı
başlattık, düzenlemeyi de yapacağız.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Mahallî
idareleri uyarmanız mümkün mü efendim?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ama, sadece burada sorumlu
ben
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Gerçekten
o günden bu yana binlerce ağaç kesilmeye devam ediyor.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yalnız, o kadar değil,
o rakam biraz abartılı.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Hayır
efendim, daha şimdi görüştüm ben, size soru sormak amacıyla.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Şimdi, bakınız,
Antalya gibi bir yerde 10 bin dönüm ağacın hiçbir şey yapılmadan
kesilmesi söz konusu olamaz.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Ben size
o fotoğrafları da arz edeceğim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çünkü, bununla ilgili
Çevre ve Orman Bakanlığımız son derece hassastır.
Ayrıca hepimiz hassasız.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Mutlaka.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Ve bu noktadaki, aramayla
işletme ruhsatı arasındaki istismara yönelik
kısmı da düzeltmek üzere çalışmayı ele aldık.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Efendim,
bir telefonla uyarırsanız yeterli olacak bence.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olur, memnuniyetle.
TUNCAY ERCENK (Antalya) - Çok teşekkür
ederim.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Sayın Çorbacıoğlu'nun
konusuyla ilgili olarak
Bu rapor bana gelmedi. Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu tarafından çalışma yürütülüyor.
Dolayısıyla bu konuda detaylı bilgiyi onlardan
alıp size aktarırım.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin)
- Yani, örtbas edilmesi endişemiz var, onun için
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Olamaz, hayır; böyle
bir şey söz konusu olamaz. Hayır, mümkün değil, yani kayda
kuyda giren bir şey örtbas edilemez, biz de o hassasiyetteyiz zaten.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin)
- Onun için sordum.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Memnuniyetle.
Sayın Akdemir'le ilgili olarak
"Bu, İran'a karşı alternatif var mı" sorusu
Şimdi, bu anlaşmaların hepsi uluslararası anlaşma.
Uluslararası anlaşmaları düzeltmek kolay değil.
Yani, Anayasa'yı değiştirebiliyoruz, ama uluslararası
anlaşmaları o kolaylıkta değiştiremiyoruz.
Çünkü, iki tarafın da bu konuya "evet" demesi lazım.
Maalesef sadece onda değil, diğer anlaşmalarda da günün
şartları, o günün şartları altında bazı
noktalar bugün yadırganacak şekilde değerlendirilecek
biçimde anlaşmalara konmuş. Ancak, biz, bu konuları
tahkimde görüşüyoruz. Tahkimin konusu fiyat, miktar ve kimyasal
özellikler olmasına rağmen, bunu, biz, aynı zamanda
bir tartışma ve değerlendirme konusu olarak onlarla
gündeme aldık. Tahkim Kurulu yakında toplanıyor. Orada,
bunları söz konusu edeceğiz. Bu noktada, ayrıca, biz,
gerekli tedbirleri de aldık. Dikkat ederseniz, uzunca bir süredir
bu sıkıntı yaşandığı hâlde, biz, size,
gündelik hayatta bunun sıkıntılarını yansıtmadık,
kendi içimizdeki aldığımız önlemlerle bunu giderdik.
Yazar kasalarla ilgili konu bizimle
ilgili değil, ama, ben, hem ilgili bakan arkadaşımla
hem de ilgililerle görüşüp size yazılı olarak doyurucu
bilgi vereceğim.
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Bir de vergi oranı
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Vergi konusu, evet, o
doğrudur, yüksek olarak nitelendirilebilir; ancak, fiyatlar
yükselince, oran olmadığı için, miktar olduğu
için, oradaki fiyatlar yükselirken oran yükselmediği için, aslında,
o miktar düşmüş gibi gözüküyor. Daha evvelden, yani miktar
yüzde şeklinde yazılmadığı için, fiyatlar yükselince
düşmüş gibi oluyor, düşünce de artmış gibi oluyor.
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Oran yüzde 67 civarında
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Doğrudur, doğrudur.
Sayın Maliye Bakanımız, Hazineden sorumlu Devlet Bakanımız
ve biz, bunu gündeme getirdik. Maliye Bakanlığımız
bu konu üzerinde çalışıyor. Önemli bir gelir kalemimiz
olduğu için, bundaki değişiklik o kadar kolay olmuyor
maalesef.
Sayın Kepenek'in sorusuyla
ilgili olarak
Maliyenin bu konuda, maliyenin gayet tabii ki böyle
hassas bir konuda görüşü vardır. Gerek Sayın Bakanımız
gerek Sayın Müsteşarımız bu konuda olumlu görüş
vermiştir, verdiği için de zaten gündeme getirdik onların
bilgisi dâhilinde. Böyle bir şey yapmamız söz konusu olamazdı.
Bingöl-Karlıova yatırımıyla
ilgili en son durumu inceledikten sonra, ben, size bu bilgiyi vereyim.
Sayın Işık'la ilgili
YAKUP KEPENEK (Ankara) - Efendim,
yazılı mı cevap vereceksiniz diğer sorularıma?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Yazılı vereceğim,
evet.
Sayın Işık'ın ilk
iki sorusunu tam duyamadığım için, daha sonra cevap vereceğim.
Yalnız İran doğal gazıyla ilgili, biraz önce söylediğim
gibi, bir sıkıntı yaşandı, ama, bölgenin
aşırı soğuklardan etkilenmesi ve yatırımdaki,
işletmeye almada bir sorun olduğu için böyle bir durumla
karşılaştık. Onu giderdiler, büyük ölçüde giderdiler.
Zaman zaman düşmesine rağmen, şu anda gaz akışı
bize yetecek kadar devam ediyor.
Burada, ayrıca, ispatlanmış,
işte, ham petrol rezervlerimiz yerinde ispatlanmış,
üretilebilir ve üretilen miktarlar var. Burada, bizim, yerinde ispatlanmış
miktar 962 milyon ton civarında, üretilebilir miktar 165 milyon
ton, üretilen 126, kalan da 39 milyon ton olarak gözüküyor, ama, biz,
şu anda aramalarımıza devam ediyoruz. Özellikle Karadeniz
Bölgesi, Güneydoğu ve Trakya'da hem doğal gaz hem petrol konusunda
ümitvarız, çalışmalarımız sürüyor, ama, bu gibi
çalışmalar
Her zaman söylediğim gibi, ihtiyat payı
elimizde olmak kaydıyla, diyoruz ki: "Matkabın ucu
değmedikten sonra
Varlığı veya yokluğu hakkında
kesin bilgi, ancak o zaman verilebilir."
BAŞKAN - Sayın Bakan, süre
tamamlanmıştır.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Çalışmamız
bu şekilde sürüyor.
Eğer, eksik, veremediğim
cevap varsa zaman kısıtlılığı açısından,
onları yazılı olarak sizlere arz edeceğim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 15.39
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.13
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin İkinci
Oturumu'nu açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan
maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
21'inci maddenin başlığını
okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Terk, Sahaya İlave ve Tesislerin
Kaldırılması
Terk, sahaya ilave ve tesislerin
kaldırılması
MADDE 21.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre
okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin
1. paragrafında yer alan "Kısmen veya tamamen" ifadesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanunu Tasarısının 21. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin
Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 21. maddesinin
1. paragrafında yer alan "Kısmen veya tamamen" ifadesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ ve TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan değişiklikle,
tasarıda zaten tanımlanmış bir ifadenin tekrarının
önüne geçilmesi sağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
22'nci maddenin başlığını
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
Vergilendirme, İthalat ve
İhracat ile Transferler
Vergilendirme
MADDE 22.-
BAŞKAN - Madde üzerinde üç
adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına
göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "aralarında bir ortaklık
oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin, "aralarında
bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin
eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve
altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Dar mükellefiyet esasında
vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama
faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan,
13.6.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat yapılır."
"5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
(a) bendinde yer alan parantez içi hüküm, petrol işleminden elde
edilen gelir ve kazançlara uygulanmaz."
"Devlet hissesi hariç olmak
üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış
olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık
gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin
geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan
yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa
göre itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326
sayılı Kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı
para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi
gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."
"Tükenme payı; petrol hakkı
sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği
arama giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından
ekonomik olmayan kuyuların açılma giderleri toplamından
ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne kıyasla
her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı
ile Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden
itfa edilir. Ancak, sahanın petrol üretiminden başka bir
maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının maliyet
ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte
bu sahanın petrol hakkı sahibi bakımından haiz olduğu
bakiye değer tükenme payından indirilir."
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 22. maddesinin metinden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Hükûmet tarafından gelen,
22'nci maddeyle ilgili önergeyi okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 22 nci maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümlenin
eklenmesini; üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini ve
altıncı fıkrasının madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Dar mükellefiyet esasında
vergilendirilenIere bu kanun hükümleri uyarınca petrol arama
faaliyetleri dolayısıyla sağlanacak kazançlardan,
13.6.2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
30 uncu maddesine göre % 5 oranında tevkifat yapılır."
"5520 sayılı Kurumlar
Vergisi Kanununun 3 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının
(a) bendinde yer alan parantez içi hüküm, petrol işleminden elde
edilen gelir ve kazançlara uygulanmaz. "
"Devlet hissesi hariç olmak
üzere, petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış
olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık
gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin
geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan
yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa
göre itfa payı addolunur. Petrol hakkı sahiplerinin 6326
sayılı Kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı
para cinsinden ithal etmiş olduğu fakat halen transferi
gerçekleşmemiş sermayeden kalan miktarlara da bu kural uygulanır."
"Tükenme payı; petrol hakkı
sahibinin sermaye hesabına alarak aktifleştirdiği
arama giderleri, sondaj fer'i giderleri ve üretim bakımından
ekonomik olmayan kuyuların açılma giderleri toplamından
ibaret olup, Vergi Usul Kanununun 316 ncı maddesi hükmüne kıyasla
her saha için ayrı ayrı olmak üzere, Maliye Bakanlığı
ile Genel Müdürlükçe müştereken belirlenecek oranlar üzerinden
itfa edilir. Ancak, sahanın petrol üretiminden başka bir
maksada tahsis edilmiş bulunan kısmının maliyet
ve kıymeti ile petrol işleminin sona erdiği tarihte
bu sahanın petrol hakkı sahibi bakımından haiz olduğu
bakiye değer tükenme payından indirilir."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Dar mükellefiyet esasında
vergilendirilenlere petrol arama faaliyetleri dolayısıyla
sağlanan kazançlardan, Bakanlar Kurulu Kararlarıyla öteden
beri % 5 olarak uygulanmakta olan kurumlar vergisi tevkifat oranı
kanun metnine işlenmektedir.
Devlet hissesi hariç olmak üzere,
petrol hakkı sahibinin, petrol işlemi için yapmış
olduğu yatırımlara tekabül eden sermayesine karşılık
gelen üretimden elde edeceği gelirler, cari kur üzerinden sermayenin
geri alınmasına kadar, yerli şirketler için ise yapılan
yatırım miktarı itfa edilene kadar Vergi Usul Kanununa
göre itfa payı addolunacağı düzenlenerek, genel hükümlere
göre kazançtan indirim konusu yapılması sağlanmakta
ve mevcut kanuna göre geçmiş yıllarda yabancı para cinsinden
ithal edilmiş olan fakat halen transferi gerçekleşmemiş
sermayeden kalan miktarlara da bu kuralın uygulanacağı
öngörülmekte olduğundan, ayrıca, amortisman uygulaması
bakımından ihtiyarilik tanınmasına gerek bulunmamaktadır.
Petrol hakkı sahiplerinin
ödedikleri Devlet hakkı ve hissesi ile Petrol hakkı sahiplerinin
ellerindeki sahanın terk edilmesi gereği olarak terk ettikleri
iktisadi kıymetlerin henüz itfa edilmemiş bakiye değerleri,
aktifleştirmedikleri arama giderleri, sondaj fer'i giderleri
ve üretim bakımından ekonomik olmayan kuyuların
açılma giderlerinin vergi mevzuatının genel hükümleri
çerçevesinde kazançtan indirilmesi mümkün bulunduğundan maddede
yer verilmesinin mükerrerliğe yol açacağı düşüncesiyle
madde metninden çıkarılması gerekmektedir.
Diğer taraftan, yürürlüğe
girmiş bulunduğundan yeni Kurumlar Vergisi Kanununa yönelik
olarak teknik düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 22. maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "aralarında bir ortaklık
oluşturulmuş olsa bile" ifadesinin, "aralarında
bir ortaklık bulunsa bile" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan değişiklikle
maddede anlam bütünlüğü sağlanması amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
23'üncü maddenin başlığını
okutuyorum:
İthalat ve ihracat
MADDE 23.-
BAŞKAN - Madde üzerinde milletvekilleri
tarafından verilmiş iki önerge ile Hükûmet tarafından
verilmiş bir önergeyi sırasıyla okutup işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
ve ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"Bir petrol hakkı sahibinin
bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş
bir müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki
petrol işlemi için idarî faaliyetleri ile bina tesislerinin ve
teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine
ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve
Genel Müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı
ve kara, deniz, hava nakil vasıtalarını ithal etmesi
ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi ile
özel tüketim vergisi hariç olmak üzere her türlü vergi, resim, harçtan
muaftır."
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin
2. paragrafının metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Üçüncü önergeyi okutup
işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Malatya Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
HÜSEYİN GÜLER (Mersin) - Gerekçe
okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 23. maddesinin
2. paragrafının metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan değişiklikle,
yurtdışından getirilen malzemelerin TSE'ye uygunlukları
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının
birinci cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
ve ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"Bir petrol hakkı sahibinin
bizzat veya bir temsilci veya Genel Müdürlükçe kabul edilmiş
bir müteahhidi vasıtasıyla kendi adına, Türkiye'deki
petrol işlemi için idarî faaliyetleri ile bina tesislerinin ve
teçhizatlarının inşası, kurulması ve işletmesine
ait malzemeler hariç petrol işlemlerinde kullanılacak ve
genel müdürlükçe onaylanan malzemeyi, ekipmanı, akaryakıtı
ve kara, deniz, hava nakil vasıtalarını ithal etmesi
ya da yurt içinden teslim alması, katma değer vergisi ile,
özel tüketim vergisi hariç olmak üzere, her türlü vergi, resim, harçtan
muaftır.
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ
VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya)
- Takdire bırakıyoruz efendim.
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Karar
yetersayısı
BAŞKAN - Bir saniye Sayın
Seyhan.
Hükûmet katılıyor mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: 3065 sayılı Katma
Değer Vergisi Kanunu ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi
Kanununda petrol arama ve istihsal faaliyetlerinde kullanılacak
mal ve hizmetlerin bu vergilerden istisna olacağına
ilişkin hükümler yer almaktadır. Bu istisnaların ilgili
kanunlarda yer alan hükümlere göre uygulanmakta olduğu dikkate
alınarak burada ayrıca mükerrer düzenleme yapılmasına
gerek olmadığı kanun tedvin tarzı açısından
uygun mütalaa edilmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum, karar yeter sayısı arayacağım:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.17
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.36
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşimi'nin Üçüncü
Oturumu'nu açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 23 'üncü maddesi
üzerinde Hükûmet tarafından verilen önergenin oylanmasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri, Kâtip
Üyeler arasında anlaşmazlık olduğu için elektronik
cihazla oylama yapacağız.
Üç dakikalık süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı vardır, önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
24'üncü maddenin başlığını
okutuyorum:
Transferler
MADDE 24.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; önce geliş sırasına göre okutup,
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 24. maddesinin
1. paragrafında yer alan "vergiden muaf" olarak ifadesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 24. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 24. maddesinin
1. paragrafında yer alan "vergiden muaf" olarak ifadesinin
tasarıdan çıkarılmasını arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan değişiklikle
vergi gelirlerinin arttırılması hedeflenmektedir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
25'inci maddenin başlığını
okutuyorum:
BEŞİNCİ BÖLÜM
Yabancı Personel Çalıştırılması
ve Mücbir Sebepler
Yabancı personel çalıştırılması
MADDE 25.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır. Geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin
2. paragrafında yer alan "temin ederler" ifadesinin
"Karşılarlar" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 25. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 25. maddesinin
2. paragrafında yer alan "temin ederler" ifadesinin
"Karşılarlar" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİÎ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yapılan değişiklikle
maddenin anlamı netleştirilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
26'ncı maddenin başlığını
okutuyorum:
Mücbir sebepler
MADDE 26.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde
"harp" ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 26. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe : Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 26. maddesinde
"harp" ifadesinin "savaş" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe : Yapılan değişiklikle
anlam bütünlüğü sağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
27'nci maddenin başlığını
okutuyorum:
ALTINCI BÖLÜM
İdarî Para Cezaları,
İdarî Tedbirler ve Transit Boru Hatları
İdarî para cezaları
MADDE 27.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin
7. paragrafında yer alan
"50 bin YTL idari para cezası uygulanır" ifadesinin
"100 bin YTL idari para cezası uygulanır" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Kanun Tasarısı'nın 27. maddesinin metinden
çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
Süleyman
Sarıbaş Hüseyin
Güler İbrahim Özdoğan
Malatya Mersin Erzurum
Muharrem
Doğan Dursun Akdemir Hüseyin Özcan
Mardin Iğdır Mersin
Selami
Yiğit Hasan
Özyer
Kars Muğla
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Böyle bir maddeye gerek
duyulmadığından ve bu maddenin teknik açıdan kanun
bütünlüğünü bozduğundan maddenin metinden çıkartılması
gerekir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 27. maddesinin
7. paragrafında yer alan "50 bin YTL idari para cezası
uygulanır" ifadesinin "100 bin YTL idari para cezası
uygulanır" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Caydırıcılığın
arttırılması için ceza miktarında artışa
gidilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
28'inci maddenin başlığını
okutuyorum:
İdarî tedbirler
MADDE 28.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 28. maddesinin
3. paragrafında yer alan "bakan tarafından verilir"
ifadesinin "ilgili bakan tarafından verilir" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Hayır, katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Hangi bakanın fesih
yetkisini vereceğinin net olarak belirlenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
29'uncu maddenin başlığını
okutuyorum:
Transit boru hatları
MADDE 29.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sıralarına göre okutup,
aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 29 uncu maddesindeki "...kamulaştırma
işlemleri; 22, 23 ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere..."
ibaresinin "...kamulaştırma işlemleri;..."
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 29. maddesinde
yer alan "Bakanlık yetkilidir" ifadesinin "ilgili
bakanlık yetkilidir" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Net tanımlama
sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 29 uncu maddesindeki "
kamulaştırma
işlemleri; 22, 23 ve 24 üncü maddeleri hariç olmak üzere
.."
ibaresinin "
kamulaştırma işlemleri;....."
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanun Tasarısının
29 uncu maddesinde düzenlenen transit boru hatları ile taşıma
faaliyetlerinin, kamulaştırma işlemleri de dahil olmak
üzere, bu Kanunun petrol ameliyelerini destekleme hükümlerinden
yararlandırılması ve boru hattı ile petrol taşımacılığının
teşvik edilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
30'uncu maddenin başlığını
okutuyorum:
YEDİNCİ BÖLÜM
Bazı Kanunlarda Yapılan
Değişiklikler
MADDE 30.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 30. maddesinde
yer alan "vasıtalarının" ifadesinin,
"araçlarının" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Değişiklikle
anlam bütünlüğü sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
31'inci maddenin başlığını
okutuyorum:
MADDE 31.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır, geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 31. maddesinin
2. paragrafında yer alan "tevkifat" kelimesinin
"kesinti" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
31 inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Tasarıda yer alan
vergisel düzenlemeler verilen önerge ile Kanunun 22'nci maddesinde
düzenlendiğinden mükerrerliğin önlenmesi amacıyla
Tasarının 31'inci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
sağlanmıştır.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece, diğer önergeyi
işlemden kaldırıyorum ve 31'inci madde metinden
çıkartılmıştır.
32'nci maddenin başlığını
31 olarak okutuyorum:
MADDE 31.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 31. maddesinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Caydırıcılığın
arttırılması için ceza miktarında artışa
gidilmiştir.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
33'üncü maddenin başlığını
32 olarak okutuyorum:
MADDE 32.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 32inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"MADDE 32- 1/7/1964 tarihli ve
488 Sayılı Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı
Tablonun "IV- Ticari ve Medeni İşlerle İlgili Kağıtlar"
başlıklı bölümüne aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
36. Petrol Kanunu kapsamında
petrol hakkı sahiplerinin petrol arama ve üretim faaliyetlerine
ilişkin olarak düzenlenen sözleşmeler."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Kabul ediyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Damga Vergisi Kanunu uygulaması
açısından ise teknik bir düzeltme yapılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni
madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu
üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu kanunun,
komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif ile çok
yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini
isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı
önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı,
İç Tüzük'ün 87'nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
Bu nedenle, önergeyi okutup Komisyona
soracağım. Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılırsa,
önerge üzerinde, yeni bir madde olarak görüşme açacağım.
Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise,
önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
32. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Madde 33.- 25/10/1984 tarihli ve
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"c) Altın, gümüş ve
platin arama, işletme, zenginleştirme, rafinaj ile Türk Petrol
Kanunu hükümlerine göre petrol arama faaliyetlerine ilişkin
olmak üzere bu faaliyetleri yürütenlere yapılan teslim ve hizmetler
ile aynı Kanun hükümlerine göre boru hattıyla taşımacılık
yapanlara, bu hatların inşasına, bakım, onarım
ve modernizasyonuna ilişkin yapılan teslim ve hizmetler."
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Salt
çoğunluk yok.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Salt çoğunluğumuz yok
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Komisyon önergeye
salt çoğunlukla katılmamış olduğundan önergeyi
işlemden kaldırıyorum.
Yeni madde ihdasıyla ilgili
bir önerge daha var, onu da okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
33. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki maddenin
34. madde olarak eklenmesini ve müteakip maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederim.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Madde.- 18/4/2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 4 üncü maddesinin dördüncü
fıkrasının (b) bendinin dördüncü paragrafından
sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"6326 sayılı Petrol
Kanununa göre kurulan ve doğal gaz üretimi yapan petrol hakkı
sahibi yerli ve yabancı şirketler ile yabancı şirketlerin
Türkiye'deki şubelerine, ürettikleri doğal gazı; toptan
satış şirketlerine, ihracatçı şirketlere,
dağıtım şirketlerine veya serbest tüketicilere
pazarlamak ve ihraç etmek üzere, depolama koşulu aranmaksızın,
toptan satış lisansı verilir."
BAŞKAN - Salt çoğunluk olmadığı
için önergeyi işlemden kaldırıyorum.
33'üncü maddenin başlığını
okutuyorum:
MADDE 33.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 34. maddesindeki
"işlemlerinden" ifadesinin "işlemleri sonucunda"
olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısı'nın 33'üncü maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını, müteakip maddelerin buna göre teselsül
ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakan
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Maddede düzenlenen Gelirler
Genel Müdürlüğü gelirleri arasından çıkarıldığından
maddede yer alan düzenlemeye gerek kalmamıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece diğer önerge işlemden
kaldırılmış olup maddeyi çıkarttığı
için 33'üncü maddeyi kaldırıyorum.
35'i 33 olarak başlığını
okutuyorum:
MADDE 33.-
BAŞKAN - Madde üzerinde iki
adet önerge vardır; geliş sırasına göre okutup, aykırılıklarına
göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi
Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8) numaralı bent hükmünün
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"8.(II) sayılı listedeki
8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan
malların, münhasıran petrol arama faaliyetinde kullanılmak
üzere ilk iktisabı,"
BAŞKAN - Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 Sıra
Sayılı Petrol Kanunu Tasarısının 33. maddesinin
metinden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Alaettin
Güven
Kütahya
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarıda bütünlüğün
sağlanması için madde metinden çıkarılmaktadır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutup işleme
alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 33 üncü maddesi ile Özel Tüketim Vergisi
Kanununun 7 nci maddesine eklenen (8) numaralı bent hükmünün
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar
Bakanı
"8.(II) sayılı listedeki
8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09 G.T.İ.P. numaralarında yer alan
malların, münhasıran petrol arama faaliyetinde kullanılmak
üzere ilk iktisabı,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli
(II) sayılı listedeki 8701.20, 87.04, 87.05 ve 87.09
G.T.İ.P. numaralarında yer alan taşıtların yalnızca
petrol arama faaliyetinde kullanılmak üzere, petrol arama faaliyetinde
bulunanlar tarafından ilk iktisabı özel tüketim vergisinden
istisna edilmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
36'ncı maddeyi 34'üncü madde
olarak başlığını okutuyorum:
MADDE 34.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 34 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Madde 36.- 4.12.2003 tarihli
ve 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanununa aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
Biyodizel
Ek Madde 1.- Biyodizel üreticileri,
EPDK tarafından çıkarılacak yönetmelikte belirlenen
kalite standartlarına göre üretim yapmak üzere, yönetmelikle
belirlenen usul ve esaslar dahilinde bedelsiz olarak üretim lisansı
alırlar ve üretimlerini lisans kapsamında yaparlar. Kalite
denetimleri EPDK tarafından yapılır veya yaptırılır.
Petrol piyasasında faaliyet
gösteren rafinerici ve dağıtıcılar, tamamen yerli
tarım ürünlerini kullanarak üretim yapan biyodizel üreticilerinden
temin edecekleri biyodizeli akaryakıt ile en az yüzde iki oranında
harmanlayabilirler. Harmanlama oranları ile ilgili denetimler
EPDK tarafından yapılır.
Biyodizel üreticileri her
yıl, bir sonraki yıl için piyasaya sunabilecekleri üretim
miktarını ve her üç aylık dönem gerçekleşmelerini
yılı içinde EPDK'ya bildirir.
Biyodizel üreticileri sadece
yerli tarım ürünlerinden üretilen saf biyodizel dağıtımı
ve satışı yapmak için bu Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerindeki
esaslara göre ve yıllık en az otuz bin ton saf biyodizel satış
projeksiyonu vermek koşuluyla dağıtım lisansı
ve bayi lisansı alabilir. Dağıtım ve bayi lisanslarının
teknik ve ekonomik şartları EPDK tarafından belirlenir.
Bu maddenin birinci, ikinci ve dördüncü
fıkralarına aykırı faaliyet gösterenlere bu Kanunun
19 uncu maddesinin (a) bendi hükümleri, üçüncü fıkrasına
aykırı faaliyet gösterenlere ise aynı maddenin (b)
bendi hükümleri ile bu Kanunun genel hükümleri uygulanır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde, diğer kanunlardaki vergi
muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından
geçersiz olduğu, KDV'ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin
ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda değişiklik
yapılmak suretiyle düzenleneceği belirtilmiş, ancak
uluslararası anlaşma hükümleri saklı tutulmuştur.
Aynı şekilde, 4760 sayılı
Özel Tüketim Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinde, ÖTV'ye ilişkin
istisna ve muafiyetlerin ancak bu Kanuna hüküm eklenmek veya bu Kanunda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği,
diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerinin
bu vergi bakımından geçersiz olduğu hükme bağlanmış
ve uluslararası anlaşma hükümlerinin saklı olduğu
hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca 4760 sayılı
ÖTV Kanunu kapsamında yer alan "biodizel (biyodizel)"
isimli malın vergi tutarını, Bakanlar Kurulu, malın
özelliğine ve kullanım yerine göre Kanunda belirlenmiş
sınırlar içerisinde değiştirme yetisine sahiptir.
Yukarıda yer alan nedenlerle,
ÖTV ve KDV'ye ilişkin hükümler madde metninden çıkartılarak
söz konusu madde yeniden düzenlenmiştir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
37nci madde başlığını
35 olarak okutuyorum:
MADDE 35.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır; okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan Petrol Kanunu
Tasarısının 35 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı
Petrol Piyasası Kanununun 2 nci maddesinin (7) numaralı
bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"7) Akaryakıtla harmanlanan
ürünler: Metil tersiyer bütil eter (MTBE), denatüre biyoetanol, biyodizel
ve benzeri akaryakıt ile eşdeğer vergiye tâbi olan ve
olacak ürünleri,"
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bakanlar Kurulu, 4760 sayılı
ÖTV Kanununun (I) sayılı listesinde yer alan malların
vergi tutarlarını, Kanunda belirlenen alt ve üst sınırlar
dahilinde, malın kullanım yerine ve özelliğine göre
belirleme yetkisine sahip olup bu düzenleme Bakanlar Kurulu Kararıyla
yapılmıştır. Bu nedenle Tasarısının
37 nci maddesinde yer alan 5015 sayılı Petrol Piyasası
Kanununun 2 nci maddesinin (7) numaralı bendinin parantez içi
hükmü madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
38'inci madde başlığını
36 olarak okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 36.-
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
39'uncu madde başlığını
37 olarak okutuyorum:
Yürürlükten kaldırılan
mevzuat
MADDE 37.-
BAŞKAN - Bir adet önerge vardır,
okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının
37 nci maddesinin başlığıyla birlikte aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Yürürlükten kaldırılan
mevzuat ve atıflar
Madde 37- (1) Bu Kanunla;
a) 20.2.2001 tarihli ve 4628 sayılı
Elektrik Piyasası Kanununun 5/A maddesinin (b) ve (f) bentleri,
b) 18.4.2001 tarihli ve 4646 sayılı
Doğal Gaz Piyasası Kanununun 11 inci maddesinin birinci
fıkrasının (2) numaralı bendinin dördüncü paragrafı,
c) 18 inci maddesi hariç olmak üzere
7.3.1954 tarihli ve 6326 sayılı Petrol Kanunu,
yürürlükten kaldırılmıştır.
(2) Diğer kanunlarda 6326 sayılı
Kanuna yapılmış olan atıflar bu Kanuna yapılmış
sayılır."
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Diğer kanunlarda 6326 sayılı
Kanuna atıf yapılmış olan hükümlerin uygulanmasına
devam edilebilmesi amacıyla, 6326 sayılı Kanuna yapılan
atıfların bu Kanuna yapılmış sayılacağı
hükme bağlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Kabul edilmiştir.
Geçici 1'inci madde başlığını
okutuyorum:
Geçici Madde 1.-
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 2'nci madde başlığını
okutuyorum:
Geçici Madde 2.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 3'üncü madde başlığını
okutuyorum:
Geçici Madde 3.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici 4'üncü madde başlığını
okutuyorum:
Geçici Madde 4.-
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 17.09
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.23
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
1041 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçici 5'inci maddenin başlığını
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 5.-
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı Petrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
ekinde yer alan (1), (2) ve (3) sayılı cetvellerin ek'teki cetvellerle
değiştirilmesini ve geçici 5. maddenin son fıkrasının
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
"Ancak, yukarıdaki
şekilde ataması yapılamayan söz konusu personel, üç
aylık sürenin bitiminden itibaren beş gün içerisinde Devlet
Personel Başkanlığına liste halinde bildirilir.
Bu personel Devlet Personel Başkanlığınca 24.11.1994
tarihli ve 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin iki, üç,
dört ve beşinci fıkralarında belirtilen esas ve usuller
çerçevesinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilirler.
4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesi uyarınca Özelleştirme
Fonundan karşılanması öngörülen ödemeler Genel Müdürlük
tarafından karşılanır. "
(1 SAYILI LİSTE)
İPTAL EDİLEN KADROLAR
KURUMU: PETROL İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SERBEST TUTULU
KADRO KADRO
SINIFI UNVANI DERECESİ ADEDİ ADEDİ TOPLAM
GİH Teftiş Kurulu Başkanı 1 1 1
GİH Başmüfettiş 1 8 8
GİH Müfettiş 1 4 4
GİH Müfettiş 3 1 1
GİH Müfettiş 5 1 1
GİH Müfettiş (Özelleştirme) 1-7 10 10
TOPLAM
25 25
(2 SAYILI LİSTE)
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: ENERJİ VE TABİÎ
KAYNAKLAR BAKANLIĞI
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SINIFI UNVANI DERECESİ KADRO ADEDİ
GİH Başmüfettiş 1 4
GİH Müfettiş 1 2
GİH Müfettiş 3 1
TOPLAM
7
(3 SAYILI LİSTE)
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU: DEVLET SU İŞLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
TEŞKİLÂTI: MERKEZ
SINIFI UNVANI DERECESİ KADRO ADEDİ
GİH Başmüfettiş 1 5
GİH Müfettiş 1 2
GİH Müfettiş 5 1
GİH Müfettiş (Ö) 1-7 10
TOPLAM
18
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sözkonusu Tasarının Komisyondan
geçmesini müteakip kadrolarda iptal ihdas yapıldığından,
listelerin Petrol İşleri Genel Müdürlüğünün mevcut
durumuna uyumunun sağlanması amaçlanmıştır.
Ayrıca, 4046 sayılı
Kanunun 22 nci maddesinde, özelleştirme kapsamında bulunan
kuruluşlarda çalışan personelin diğer kurumlara
nakline ilişkin esas ve usuller düzenlenmektedir. Bu kapsamda
personel ile ilgili olarak özelleştirme fonundan ödenmesi öngörülen
ödemeler ve personel açısından fark tazminatı ve
şahsa bağlı hak gibi değişik düzenlemeler vardır.
Bu itibarla 4046 sayılı Kanunun 22 nci maddesine genel bir
atıf yapılmak suretiyle düzenleme yapılmasının
uygulamada tereddütlere sebebiyet vereceği düşünüldüğünden,
yeniden teşkilatlanmaya ilişkin yapılan diğer düzenlemeler
de dikkate alınarak maddede değişiklik yapılması
gerekli görülmüştür.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
40'ıncı madde başlığını
38 olarak okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 38.-
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
41'inci madde başlığını
39 olarak okutuyorum:
Yürütme
MADDE 39.-
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin
oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, tasarının
başlığına ilişkin bir adet önerge vardır;
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1041 sıra
sayılı "Petrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"nın
isminin "Türk Petrol Kanunu Tasarısı" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
M.
Hilmi Güler
Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Yazışmalarda
yaşanabilecek zorluklar dikkate alınarak, uygulamaya
kolaylık sağlamak amacı ile isim değişikliğine
ihtiyaç duyulmuştur.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tümünün
oylamasından önce, İç Tüzük'ün 86'ncı maddesi gereğince
oyunun rengini belirtmek ve aleyhte olmak üzere, Mehmet Eraslan, Hatay
Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Eraslan.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
En önemli zenginlik kaynaklarımız
petrol ve doğal gazlarımız, gerçekten, büyük bir stratejik
öneme sahip. Bu önemi, hemen yanı başımızda, Orta
Doğu'da cereyan eden olaylardan da çok iyi anlamış bulunmaktayız.
Değerli arkadaşlar, kanun
tasarısı hazırlanır iken, kamu yararı ve millet
menfaati esas alınmalıdır, bu çok önemlidir. Yapılan
bütün yasal düzenlemeler ve bütün görüşmeler, kamu yararı
ve millet menfaati öncelikli olarak değerlendirilmeli ve bu
şekilde düzenlemeler yapılmalıdır diyoruz.
Yabancılara petrol arama ve
üretim yapma hakkı daha önce Bakanlar Kurulunun elindeydi. Petrol
ve doğal gaz gibi yer altı zenginliklerimiz, gerçekten, çok
önemli ve stratejik zenginliklerimizdir, stratejik önemi haiz olan
ürünlerdir. Bakanlar Kurulu iznine tabi iken petrol arama, çıkartma,
dağıtımını yapma ve bunun ticaretini yapma
izni Bakanlar Kurulu iznine tabi iken, şimdi, Petrol
İşleri Genel Müdürlüğünün yetki alanına bu yasayla
girmiştir.
Tabii, bu kanun, beraberinde tekelciliği
getirecektir, monopolcülüğü getirecektir. Çıkacak doğal
gaz ve petrolün yüzde 100'ünü yabancı şirketler, yabancı
firmalar yurt dışına ithal etme yetkisini ellerinde
bulunduracaklardır. O yüzden, kamu menfaati ve millî menfaatler
burada unutulmuştur, göz ardı edilmiştir. Bu ülkede ne
kadar doğal gaz çıkarsa, ne kadar petrol çıkarsa, yabancı
firmalar bunu yurt dışına ihraç etme yetkisine sahip
olacaklardır. Daha önceki kanunda, karada çıkan petrol veya
doğal gazın yüzde 65'ini ülke ihtiyaçları için ayırma
zorunluluğu var idi. Denizde çıkacak olan, denizde çıkan
petrol kaynaklarının veya doğal gaz kaynaklarının
ise yüzde 55'i ülke ihtiyaçlarını karşılamak üzere
ayrılacak idi, ayrılıyor idi. Daha önceki kanun buydu,
ama, şimdi, yabancı firmalara, kendi devletlerine veya
başka devletlere çıkardıkları ham petrolün yüzde
100'ünü ihraç etme olanağı tanımaktadır ve uygulama
stratejisi doğru bir strateji değildir. Yabancı
şirketlere bu noktada büyük avantajlar, yabancı devletlere
büyük avantajlar sağlanmıştır. Yeniden ele
alınması ve yeniden görüşülmesi gereken çok önemli
bir kanun tasarısıdır. Petrol şirketlerine, petrol
faaliyetleri için yapmış oldukları masrafların,
yapmış oldukları yatırımların bedelinin
tümü tekrar kendilerine iade edildikten sonra vergiye tabi tutuyoruz.
Ne kadar yatırım bedeli ödediler ise, ne kadar masraf yaptılar
ise bunu önce tekrar geri alıyorlar, daha sonra cari kur üzerinden
kurumlar vergisi ve gelir vergisinden de ayrıca muaf tutulmaktadırlar.
Değerli arkadaşlar, safi
kazançlarından verecekleri toplam vergi ise yüzde 40'ı
aşmayacak. Bugün Türkiye'de iş yapan herkes, ticaret, yatırım,
üretim, ihracat yapan herkes yüzde 60, yüzde 65 dolaylarında
vergi verirken, bu firmalar, bu şirketler yüzde 40'ı geçmeyecek
şekilde vergiye tabi tutulacaklardır. Üretilen petrolden
alacağımız hissenin çok düşük olması da düşündürücüdür.
Ben Sayın Bakanıma soruyorum: Bizim toplam üretimden alacağımız
pay ne? Millet olarak, ülke olarak elde edeceğimiz kâr ne? Toplam
oranımız, alacağımız toplam oran ne? Bunu bizlere
ve kamuoyuna açıklamanızı sizden istirham ediyorum.
Bor madenlerimiz ne oldu Sayın
Bakanım? Bor madenleri de çok önemli, stratejik yeraltı kaynağımızdır.
Bor madenleriyle ilgili -ki, Türkiye'de bor madenlerinin ne kadar
ağırlıklı olduğunu ve ne kadar önemli olduğunu
biliyoruz- Türk ekonomisine katkı sağlamak noktasında
bor madenlerimizi bugüne kadar işleyebildik mi, pazarlayabildik
mi ve bor madenlerimizle ilgili ne faaliyet yaptık? Bunu da ayrıca
sizden duymak ve dinlemek isteriz işin doğrusu.
Avrupa Birliği ülkelerinde
elektrik enerjisi fiyatı ile Türkiye'deki elektrik enerjisi fiyatı
arasındaki fark
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Eraslan,
lütfen
86'ncı maddeye göre söz istediniz. Sadece teşekkür
için açıyorum.
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) -
86'ncı maddeye göre Sayın Başkanım, neden aleyhte
olduğumun izahatlarını yapıyorum, açıklamalarını
yapıyorum.
Ve Bor madenlerinin, elektrik enerjisi
fiyatlarının, Türkiye'de doğal gazın ve petrolün
kamu yararı ve millet menfaati gözetilerek yasal faaliyetin,
yasal icraatın yapılması gerektiğini yeniliyorum
ve bu kanunun aleyhinde olduğumu vurgulayarak hepinizi yeniden
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Eraslan.
Oyunun rengini belirtmek için ve
lehte olmak üzere, Mahmut Göksu, Adıyaman Milletvekili.
Buyurun Sayın Göksu. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MAHMUT GÖKSU (Adıyaman) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Petrol Kanunu üzerinde,
lehte konuşmak için söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
yasa Mecliste görüşülürken Meclis dışında olan
bir partinin bu kanun hakkında açıklamaları oldu. Tam
da benim o madde, o fıkra üzerinde Sayın Bakana ve ilgililere
teşekkür etmek istediğim husustaydı bu açıklamalar.
Tabii, açıklamayı yapan parti diyor ki: "AKP'den DTP'ye
petrol payı mı?" Ve devam ediyor: Petrol gelirinin yarısının
il özel idaresine bırakıldığını belirterek
"devlet hissesinin yarısının petrolün çıktığı
yer yönetimine bırakılmasının siyasi anlamı
devletin hükümranlığını parçalamaktır."
diyor.
Değerli arkadaşlar, böyle
bir maddenin girmesinde benim de katkım oldu, çalışmalarım
oldu. Geçen dönem Batman Milletvekili Ataullah Hamidi'yle beraber
başlattığımız, bu dönem Afif Demirkıran
ve diğer arkadaşlarımızla sürdürdüğümüz çalışma
bugün sonuçlanmış oldu.
Biz hep şunu savunduk: Madende
ve diğer yer altı zenginliklerinde çıkan yerin özel idarelerine
paylar aktarılmakta. Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep,
Adana, Kırklareli gibi illerimiz de petrolün çıktığı
illerdir. Bu illerin özel idarelerine de belli bir pay verilmesini
arzu etmekteydik. Daha önce Maden Kanunu'na, daha sonra Petrol Piyasası
Kanunu'na bunların konulmasını arzu ettik, ancak,
sağ olsun, Bakanımız dedi ki: "Biz, bunu Petrol Kanunu'na
koyalım, çıkan illerin özel idarelerine belli bir pay verelim."
Ve bugün gerçekleşmiş oldu.
Bu Kanun'un 19'uncu maddesinin son
fıkrasında "Karalarda elde edilen Devlet hissesinin
% 50'si işletme ruhsatının bulunduğu ilin il özel
idaresinin açtıracakları hesaba aktarılır."
Bunun bir benzeri Maden Kanunu'nda vardır değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla, bizim altı
yedi seneden beri takip ettiğimiz ve bugün sonuçlanan bu sevincimize
dışarıdan bir partinin bu şekilde yaklaşmasını,
doğrusu, çok garipsiyorum ve çok yanlış bir yaklaşım
olarak söylüyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerin özel
idarelerine aktarılan paylar, sonuçta, devletin yatırım
yapacağı alanlara harcanacaktır. Örneğin, geçen
sene, KÖYDES projesi kapsamında, benim bildiğim, Adıyaman'a
30 trilyona yakın para gitti, Diyarbakır'a 59 trilyon para
gitti. Sonuçta, özel idarenin başında kim vardır? Devletin
valisi vardır.
Bu mantıkla bakarsak "devletin
yukarıdan aktarmış olduğu paylar, bir başka,
efendim, terör örgütünün hesabına mı aktarılıyor?"
diye sormak lazım. Eğer böyle düşünürsek, çok yanlış
ve çok dışlayıcı bir yaklaşım olur. Bu, kesinlikle
doğru bir yaklaşım değildir değerli arkadaşlar.
Dolayısıyla, uzun zamandan
beri olmasını arzu ettiğimiz böyle bir çalışmanın
bugün gerçekleşmesi, hepimizi memnun etmiştir. Bu konuda
emeği geçen bütün Meclisimize, Sayın Bakanımıza,
bürokratlarına, vekil arkadaşlarıma şükranlarımı
sunuyorum. Çünkü, petrol çıkartılan illerde çalışan
şirketler, o ilin altyapısını kullanıyor, yollarını
kullanıyor, çevreyi kirletiyor. O şirketler petrol çıkardıkça
-bunun içinde TPAO da vardır- o halkla daha da bütünleşecek,
o kaynağın çıktığı yere belki biraz daha
fazla yatırım yapma imkânına kavuşmuş olacaktır.
Bu şekliyle çok bir para da değil.
Adıyaman özel idaresine 5-6 trilyon para girmiş olacak, Diyarbakır'a
4-5 trilyon, Batman'a belki 7-8 trilyon bir para aktarılmış
olacak. Nereye aktarılıyor? O ilin özel idaresine değerli
arkadaşlar.
Evet, ben bu kanunun lehinde olmak
üzere söz almıştım. Niçin lehindeyim? Artık bundan
böyle petrol çıkarmak üzere yabancı yatırımcılar
da ülkemize gelecektir. "Çevremizde petrol çıkıyor,
ama, niçin ülkemizde çıkmıyor diye zaman zaman kendi kendimize
soru sorduğumuz olmuştur. Biz petrol zengini bir ülke değiliz.
Çevremizde olduğu hâlde, peki, bizde niye yoktur? sorusunun
cevabı belki bundan sonra daha netleşecek, gelen yatırımcı,
yabancı yatırımcı veya yerli yatırımcılar
daha çok para harcayıp petrol arama işine koyulacaktır.
Bu alan, pahalı ve riskli bir alandır. Bu alana çok büyük paralar
ayırmak lazım. Devlet böyle bir imkânı, böyle bir parayı
ayıramadığı için, tabii ki, yatırımcıya
açmak gerekiyor değerli arkadaşlar.
Ayrıca, yeni yatırımcılar
kazanılacak ve bunlar yeni teknolojiyle gelecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Göksu, lütfen
MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Tamam, bitiriyorum.
BAŞKAN - Teşekkür için buyurun.
MAHMUT GÖKSU (Devamla) - Daha ötesi,
petrol ve doğal gaz daha hızlı bir şekilde çıkacak
ve ülkemiz ekonomisine katkı sağlayacaktır.
Değerli arkadaşlar, bu
nedenle oyumun rengi olumlu olacaktır, beyazdır, yani, evet
diyeceğim.
Bir şeyin daha altını
çiziyorum: Değerli arkadaşlar, AK Parti iktidara geldiğinde
petrolün varil fiyatı 25-27 dolardı, 70-75'lere çıktı,
ama, hiçbir zaman bunu vatandaşımıza bir kriz olarak asla
yansıtmadık. Bu ülkede 20-25 dolar olduğu dönemlerde
krizler yaşandı, ama, bu dönemde yaşanmadı. Geçmişte
20 dolar olduğu günlerde bakanlıklarda insanlar paltolarıyla
otururlardı kışın, ama, çok şükür, 70 dolara
çıktığı o dönemlerde bile böyle bir olumsuzluk yaşanmadı.
AK Parti iktidara geldiğinde
sekiz ilde doğal gaz varken, bugün elliye yakın ilde doğal
gaz ya var ya da gitmek üzeredir. Birçok alanda olduğu gibi enerji
alanında da bu dönemde rekorlar kırılmıştır.
Bu rekoru kıran Hükûmetimize ve Sayın Bakanına, destek
veren bütün vekillere teşekkür ediyor, bu yasanın hayırlı
olmasını diliyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Göksu.
Tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını
da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen
üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türk Petrol Kanunu Tasarısı oylama sonucu:
Oy sayısı : 236
Kabul :
197
Ret : 38
Çekimser : 1 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum
sayın milletvekilleri.
Kapanma
Saati : 17.48
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 18.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Ahmet Gökhan SARIÇAM (Kırklareli), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 51'inci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
5'inci sırada yer alan Petrol
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
7.- Petrol
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları
(1/1215) (S. Sayısı: 1230) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1230 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Adana Milletvekili Sayın
Tacidar Seyhan.
Buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA TACİDAR SEYHAN
(Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bir kaçakçılıkla
mücadele komisyonu kurulmuştu. Bu mücadele komisyonunda,
Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının
boyutları tek tek ele alındı. Bu yasa, o komisyon raporuna
istinaden çabuklaştırıldı ve Genel Kurula getirildi.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
Türkiye'de kaçağa bakarken birkaç yönden bakmanız lazım.
Türkiye'deki bu kaçak petrol, mali açıdan kontrol edilemeyen,
yüksek graviteli, yani mevcut, piyasada satılan benzine ve motorine
eş değer bir kaçak petrol müdür? Evet. Eğer, öyle bir kaçak
petrol kullanılıyor mu diye soruyorsanız, evet, piyasadaki
benzine, motorine eş değer bir kaçak petrol vardır, Türkiye'de
bu satılmaktadır. İkinci bir türü var kaçağın:
Mevcut benzin ve motorine solvent katılarak, atık yağlar
katılarak ve biyoyağ katılarak benzin motorin
şeklinde satılmaktadır. Bu da kaçağa girmektedir.
Çünkü, standart açısından, Türkiye'de satılan süper benzinle
ve motorinle, konulan kriterler açısından bir uygunluk
teşkil etmiyor. Ancak, biz, bu gravitenin tespit edilebilmesi
için, bu sınırlamanın getirilmesi için kanuna bir ulusal
marker ekledik ve Petrol Piyasası Kanunu'na eklediğimiz
bu maddeyle, ulusal marker'ın 1 Ocaktan itibaren yürürlüğe
girmesini sağladık. Ama, bu, ne zaman yapıldı? Değerli
arkadaşlar, üzerinden tam iki buçuk yıl geçti.
Şimdi, bu ulusal marker ne, biliyor
musunuz, biraz daha böyle anlaşılır bir dille anlatayım:
Belli bir miktar petrolün içerisine içinde DNA molekülleri de bulunan
bir karışım ekleniyor -bunun oranı belirlenmiş-
o petrol, bu marker'la uluslararası standartlara kavuşuyor.
Bu marker'ı tespit etmek üzere yetki EPDK'ya verilmişti. EPDK
da TÜBİTAK'a ihale etti. Bir kere, ihale süreci altı ay öncesinde
yapıldı. Tam vaktini bilmiyorum, ama, o kadar uzun beklediler
ki, yapılan ulusal marker ihalesi defalarca iptal edildi değerli
arkadaşlar. Peki, bunu niye anlatıyorsunuz?
Şimdi, geldik -petrol kaçakçılığı
çıkıyor- biz, bugün, ulusal marker uygulanabilir mi uygulanamaz
mı, onu tartışacağız birazdan. Çünkü, birkaç
önemli nokta var. Şimdi, Türkiye, petrol kaçakçılığını
önlemek için bir marker uygulaması getiriyor, ama, EPDK ve TÜBİTAK'ın
yaptığı çalışmalara göre, değerli arkadaşlar,
şikâyetlerden birincisi, yeterli derecede marker'ın olmadığı.
İkincisi, EPDK'nın da kabul ettiği, yüzde 1 oranında
çökelti olması nedeniyle marker'ların uyum sağlayamadığı.
Değerli arkadaşlar, üçüncüsü, bu marker'lar kaybolduğunda
ya da çalındığında -noterde tespit ediyorsun, ama-
yapılacak işlemler konusunda geniş bir ayrıntının
olmadığı. Bu kadar çok soru işareti varken, Türkiye,
bu kaçakçılık kanunuyla sektörün yüzde 50'sini mahkûm eder.
Bunda kabahat kimdedir arkadaşlar?
Bunda kabahat, bu kanun çıktıktan sonra işlemi yaptırmayan
siyasal iradenindir, işlemi yapmayan kurumundur, sektörün değil.
Eğer "Biz, görevimizi tam yaptık" diyorsanız,
şimdi, o zaman bu düzeltmeyi yapmayın; ama, görevini yapmayanlar,
bu işi geciktirenler de gelip özür dilesinler; burada, desinler
ki: "Biz şu şu nedenlerle ulusal marker uygulamasını
devreye koyamadık, sakınca görüyoruz ve süre istiyoruz."
Şimdi süre isteyecekler. Yapılacak başka bir şey
kalmadı. Eğer, siz, bu süreyi vermezseniz, TÜBİTAK'ta
yeterli çalışma yapılamayacak, yeterli sayıda
ulusal marker üretilemeyecek. Bunu yapmadığınız
sürece, Türkiye'de, piyasayı oturtamazsınız değerli
arkadaşlar.
Peki bu marker'ı nasıl ölçüyorlar?
Birkaç çekince daha var. Elinde çanta kadar bir aletle geliyor, küçük
bir numune alıyor, ölçüm yapıyor. Makine, benzinle motorini
ayıramıyor zaten. SMS atıyor, karşılığında
gravite geliyor. Ama, şu ana kadar yapılan uygulamalarda,
marker'ın konulduğu bir akaryakıta da, hiç marker konulmayan
bir akaryakıta da tam ölçü verebiliyor bu alet. O hâlde, cihazda
da sorun var, uygulamada da sorun var.
Şimdi, peki, ne yapacaksınız?
Ben size bir şey söyleyeyim: Bu süreyi uzattınız. Uzattığınız
da, görev yapamadığınız için uzatıyor.
Eğer, siz, TÜBİTAK'ı bugünkü konumuna getirirseniz;
eğer, siz, EPDK'yı bugün bulunduğu normlardan çıkarıp
özel bir petrol piyasası düzenleme kurulu kurup ihtisas sahibi
insanları görev başına getirmezseniz, altı ay
sonra, ulusal marker devreye girdiğinde, verilecek marker, yine,
Türkiye'ye sorun yaratacaktır. Bu TÜBİTAK'ın bu yapısıyla,
EPDK'nın bu yapısıyla, ben, bu ulusal marker sorununun,
altı ay içerisinde çözüleceği kanaatini de taşımıyorum.
Bunu bir uyarı olarak söylüyorum. Çünkü, bu uyarılarımızı
biz, Petrol Piyasası Kanunu, Meclisten önce, komisyondan geçerken
yapmıştık, ama, dikkate alınmadı değerli
arkadaşlar.
Bunun dışında itirazlarınız
yok mu? Var tabii. "Kaçakçılığı önleyeceğiz"
diyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bir mamul üzerinde, tüketilen
bir madde üzerinde devletin vergi oranı ne kadar yükselirse kaçakçılık
oranı, ona teşvik etme o kadar artıyor. Ben iddia ediyorum,
devlet, yüzde 75 vergi yükünü akaryakıtın üstünden çekmediği
sürece bu alandaki kaçakçılığı önleyemez; yapamazsınız,
bu iş mümkün değil. Siz, bir kere, Türkiye'nin sanayisinde
kullanılan, çiftçinin tarlasında kullanılan bu akaryakıtın
üzerinden yüzde 75 vergi oranını çekin, devlet "direkt
vergiler" adı altında vatandaşına zulmetmekten
vazgeçsin. Tabanda vergi adaletini savunan bir anlayıştaysanız,
ilk yapmanız gereken, bu ürünlerdeki vergi adaletsizliğini
ortadan kaldırmaktır. Yazık,
bunda, sanayicisi mustarip, çiftçisi mustarip. Türkiye'nin en büyük
problemi budur. Türkiye'nin rekabet edebilmesinin önündeki en büyük
engellerden biri, Türkiye'deki enerji fiyatlarının pahalılığı,
akaryakıt fiyatlarının pahalılığıdır.
Siz, meseleye sadece lokal çözümler getirirseniz bu işin altından
kalkamazsınız.
Sakın, şu ana kadarki anlayışımız,
getirilen petrol kaçakçılığı kanununa karşıyız
anlamına gelmesin. Bu kanun çıkarılmalı, daha önceden
çıkarılmalıydı; buna karşı değiliz,
ama, çözemeyeceksiniz. Ülkenin diğer politikalarını
mevcut politikayla birleştirmediğiniz, sosyal politikalar
uygulamadığınız sürece, Türkiye'de, bu kaçakçılık
bitmez. Komisyon tutanaklarına lütfen şöyle bir bakın,
yetkililer diyor ki: "Biz, bunu sınırda kontrol ediyoruz."
Neye göre kontrol ediyorsunuz bunları? "Beyana göre."
Bu, kontrol mü beyana göre? Zaten, beyan edilen şey kaçak değildir.
Onları, sizin, o kadar mı geliyor, gelmiyor, diye kontrol
etmenizden daha doğal ne olabilir ki.
Ama, arkadaşlar, kaçakçılığa
gelince, Allah aşkınıza size soruyorum: Bu ülkeye,
kaçakçılık, tankerinin veya kamyonunun kasasına çuval
mazot deposu yapmış, onunla Türkiye'ye mazot sokuyor, bu 6
milyar dolar dediğiniz kaçak petrol bu mu, böyle mi geliyor? Bu,
o kadar küçük, düşük bir oran ki. Nereden geliyor bu kaçak petrol,
bana söyler misiniz?
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Denizden
geliyor.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Denizden
geliyor, tankerler getiriyor
Sahil korumanız var arkadaşlar,
bu, küçük bir şey değil; cebinize, saat, çakmak falan koyup
getirmiyorsunuz bunu. Demek ki, kamunun, ciddi bir denetim boşluğu
var. Eğer, bir ülkede kaçak akaryakıtın yüzde 70'ten fazlası
denizden geliyorsa ve siz, buna engel olamıyorsanız, burada,
diğer organlarınızda ciddi bir sorun var demektir. Bunu
da ele almak lazım, bu kanunun ötesinde bunu ele almak lazım
arkadaşlar. Bu, hiçe sayılır, es geçilir bir şey değildir,
buna engel olmak lazım.
Bakın, bugün, akaryakıt
için engel olmazsınız; yarın, bir başka şey
için, bunu, yine konuşuruz. Bütün mesele buradadır. Mutlaka,
denizdeki her akaryakıtın birimler tarafından kontrol
edilmesi sağlanmalıdır. Yoksa, bu kaybolan ulusal marker'lar
nereye gidecek, nasıl ölçeceksiniz? Kademeli olarak ölçüm getirirseniz
yine sıkıntı çıkacak, ama, siz, hüküm koyduğunuz
zaman bu yasaya, gereğini, sınırlarınızda da
yapmak zorundasınız değerli arkadaşlar.
Bir başka itirazım daha
var bu yasa üzerinde: Arkadaşlar, Türkiye'deki kaçakçılığı,
kendi vatandaşınızı İhbar etmeye özendirmekle
çözemezsiniz. İhbarı mükafatlandırmak kötüdür. Nasıl
kötüdür biliyor musunuz? Bu kanun diyor ki: "Yakalanan akaryakıtın
bedelinin yüzde 10'u ihbar edene verilir piyasa değeri üzerinden."
Bakın, tam okuyayım: "Kaçak petrol yakalandığında
kaçak petrole derhâl el koyulur. Tasfiye kararı soruşturma
evresinde alınır ve ihbar edene yüzde 10 oranında ikramiye
verilir."
ÜNAL KACIR (İstanbul) -
Başlangıçta.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) -
Evet, başlangıçta.
Daha sonra, "ilgili işlemler
tamamlandıktan sonra yüzde 10 daha vereceğiz."
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Yüzde
15 daha.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) -
"Yüzde 15 daha vereceğiz." Ne yaptı? Yüzde 25. Bir
de, orada yakalayan ve yakalatan memura da
ÜNAL KACIR (İstanbul) - O kadar
vereceğiz.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) -
Yüzde 10 oranında ikramiye, işlem bittikten sonra yüzde 15
de o memura, yine, ikramiye veriyorsunuz.
Şimdi, burada ne oluyor arkadaşlar, biliyor
musunuz? Bu devletin memurları oraya niye gelmiş? Görev
yapmak üzere. Ben size soruyorum: İşini yaptı diye hangi
siyasal irade kendi memuruna ikramiye verir?
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Uyuşturucuda
da var aynı şey.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bir saniye, uyuşturucuyla aynı maddeyi
konuşmuyorsunuz.
FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Benzer
uygulama var.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) -
Haa, uyuşturucudaki oran, devletin personeline, yaşam riski
ve onun mücadele anlayışını geliştirmek için
konulmuştur. Uyuşturucuda, yakalanan mal satılıp
hazineye irat kaydedilse, belli ikramiye koşulları ortaya
konulsa, bu farklı şey. Siz, yakalanan mal üzerinden, hem onu
yakalayan memura ikramiye veriyorsunuz hem de onu ihbar edene ikramiye
veriyorsunuz. Bunun, düşünülmesi gerekir. Bu, sosyal bir politika
değildir. Halkı ihbarcılığa özendirerek.
Biz, zannediyorum ki -şahsi kanaatim budur- Türkiye'de, kaçakçılığın
önüne geçemeyiz. Bunun dışında politikalar geliştirmek
zorundasınız. Eğer, buradan, siz, memura, yaptığı
işlem, yakaladığı akaryakıt, uyuşturucu
hakkında ikramiye verecekseniz dahi, burada yakalanan malı
tespit edersiniz, verirsiniz, piyasa değerinden satılır,
bir fonda toplanır, o fondan bütün memurlara ikramiyeye dönüştürürsünüz.
Bu bir çözüm. Ama, yakalayana yakalama anında
Şimdi bu ne yapar biliyor musunuz?
Korkum şudur: Adam petrolü yakaladı, getirdi, koydu. Burada,
üç yıl hapis cezası var. Ne olacak? Yeni bir rüşvet mekanizması.
Devleti, mümkün olduğu kadar
akçeli işe sokmamak lazım arkadaşlar. Mümkün olduğu
kadar devletin memurunu akçeli işlerden uzaklaştırmak
lazım. Eğer bunu yapacaksanız da, yakalanan petrolün
miktarına göre değil, oradaki hizmet anlayışına
göre, memurlarınıza, adaletli bir teşvik sistemi, primi
getirmek zorundasınız. Bu, uyuşturucuda nasılsa
onu burada da uygulayın. Bu başka bir şey. Bütün kaçakçılıkta
uygulayın. Kaçakçılıkla mücadele edin. Petrolü kaçırana
bu şekilde ikramiye veriyorsun, peki sen bu ülkede biri kaçakçılık
yapıyor, saat getiriyor, bilmem ne getiriyor, cep telefonu getiriyor;
ihbar etti, ona farklı uygulama mı yapacaksınız? Yani,
Türk Ceza Kanununda aynı işe birkaç tane farklı uygulama
koyarsanız, nasıl altından kalkacağız?
Arkadaşlar, eğer yapacaksanız
dahi, önce hazineye irat kaydedin, bunu belli bir sisteme bağlayın.
İşin içerisinde olan her memura
Memurun tanımı da
yapılmamış. "Katılan" diyor, "o operasyona
katılan her memura
" Yani, Türkiye'de yakalanan petrolün,
100 liraysa, 50 lirası ikramiyeye gidiyor. Bu oran küçümsenecek
bir oran değil. Yani, zannediyorum ki, rüşvetin verilme biçiminde
bir büyütme yapıyoruz biz. En büyük endişem budur.
Geliyorum kanunun diğer yanlarına.
Değerli arkadaşlar, mutlak
surette bu marker Türkiye'de uygulanmalıdır. Türkiye'nin
marker'dan geri adım atması söz konusu değildir. Israrla
ulusal marker uygulanmalı, Türkiye'de bu standart sağlanmalıdır.
Bu, bir dünya standardıdır, her ülkede var. Bu ülkeler geçiş
süreci yaşadılar, ancak, kendi sistemlerini oturttular.
Şimdi, bizde de şöyle bir
şey var arkadaşlar: Kaçak akaryakıtın nerede olduğunu
anlamak için çok düşünmenize gerek yok. Yolları bir geçin
"Ucuz mazot var." yazan yerde bir denetim yapın, orada kaçak
akaryakıt vardır.
Yani, umduğunuz ya da sandığınız
gibi, Petrol Piyasası Düzenleme Kanunu, bu ülkenin petrolüne
ucuzluk getirmedi; sadece, uygulamada bir iki kolaylık getirdi,
onun dışında bir ucuzluk getirmedi. Bu nedenle, fiyatlar
arasında ciddi bir fark yok.
Bundan sonra yapacağınız
tek şey, Türkiye'de marker'ı oturtmaktır. Ancak,
eğer, marker, şikâyet edildiği gibi
Problemleri anlatıyor
bunu uygulayan arkadaşlarımız "Yüzde 100 alıyorum
marker'ı, getiriyorum depoya, boşaltana kadar yüzde 90'a
iniyor." diyor. Bunun uçup uçmadığını, marker'ın
nereye gidip gitmediğini kontrol etmelisiniz. Marker kaybolduğunda
nasıl cezai bir işlem uygulayacağınızı
ya da marker kopyalandığında, aynısı yapıldığında
nasıl bir işlem uygulayacağınızı hukukta
ayrı ayrı belirtmelisiniz.
Bu şuna doğru gidiyor: Nasıl
Türk Ceza Kanunu'nda İnternet suçlarına ciddi ayrıntılar getiremedik,
şimdi yeni eklemelere ihtiyaç duyuyorsak, biz, zannediyorum
ki, bu kanunda, marker'la ilgili uygulamalarda, yeni kanun tekliflerine
ihtiyaç duyacağız.
Kanunda şu ayrılmamış
arkadaşlar, keşke ayrılabilseydi: Marker'ı düşük
olanın, düşük marker kullananın cezası ile bir akaryakıta
solvent koyanın veya atık yağ koyanın cezaları
birbirinden ayrılmamış. İkisi de kaçak akaryakıt.
Birinde, teknolojiyi, halk sağlığını tehdit
edecek ciddi istismarlar var. Solvent koymak, o tankerlere saatli
bomba taşıtmaktır, o araçların motorunu mahvetmektir.
Marker koymadan sattığınız akaryakıtın kalitesi
diğerine eşit olabilir, o da bir kaçakçılıktır,
ama, solvent koyarsanız, hem kullanılan alanda makineyi
tahrip etmiş olursunuz hem de insan hayatını tehlikeye
atmış olursunuz. Bu nedenle, kaçak petrolün tanımında,
bana göre, bu ikisinin ayrılması daha doğru olur idi.
Bu hâliyle, Türkiye'de, insan sağlığını hiçe
sayanlarla, petrolle, akaryakıtla alakası olmayan maddeleri
satanla, sadece ulusal marker'ı kendi petrolüne karıştırmayanlar
arasında aynı ceza öngörülüyor. Bence, bu, uygulamada
bir adaletsizliği ortaya koyar.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak
bu kanuna, kaçakçılıkla mücadele kanununa evet diyoruz,
ama çekincelerimizi de, bütün arkadaşlarımızın
önünde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim, konuşmanızı
tamamlayın.
TACİDAR SEYHAN (Devamla) -
kamuoyuna duyuruyoruz ve yeniden, iktidara önerilerimizi sunuyoruz:
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de petrol işini çözmek istiyorsanız,
birincisi, petrol piyasası düzenleme kurulunu kurun. Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulundan petrol piyasasını
ayırın. Bu, birinci koşul.
İkincisi, yine, petrolde sistemin
doğru işlemesini istiyorsanız, Petrol İşleri
Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlüklerin, Maden İşleri
Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlüklerin siyasetin iradesinden
kurtarılmasını sağlayıp onları özerk birer
kurum hâline dönüştürmenin çabası içinde olun.
Bu uyarılarımızı
dikkate alacağınızı umuyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Seyhan.
Tümü üzerinde ikinci konuşma,
Anavatan Partisi Grubu adına, Kars Milletvekili Sayın Selami
Yiğit.
Buyurun efendim. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA SELAMİ YİĞİT (Kars) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ülkemizin en büyük kara deliklerinden
biri olan akaryakıt kaçakçılığının önlenmesi
amacına yönelik olarak hazırlanan Petrol Piyasası Kanunu'nda
değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı
üzerinde, Anavatan Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
yıllardır, devleti büyük gelir kayıplarına
uğratan kaçakçılık, organize suç örgütleri tarafından,
çeşitli yöntemler kullanılarak yapılmakta, bilgi ve
teknoloji alanındaki gelişmelere paralel olarak, kaçakçılık
yöntemleri de biçim değiştirmektedir. Uluslararası
suç şebekeleri, son on yıl içerisinde, yüksek rantlar
sağlaması nedeniyle, uyuşturucu kaçakçılığı,
insan ve silah kaçakçılığı, değerli madenler
ile akaryakıt kaçakçılığına yönelmişlerdir.
Bu kaçakçılık türleri arasında, akaryakıt kaçakçılığı,
suç örgütleri açısından, daha az riskler içermesi ve büyük
rantlar sağlaması nedeniyle, en fazla tercih edilen kaçakçılık
türü olarak ön plana çıkmaktadır.
Bölgesel hassas siyasi dengeler
karşısında siyasi iktidarların basiretsizliği
de, ülkemizde, son yıllarda, akaryakıt kaçakçılığının
boyutlarını tırmandırmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğünün
verilerine göre, ülkemizde tüketilen akaryakıtın yüzde
18'i kaçak yolla girmektedir. Bu kaçakçılık, yıllık
10 milyar dolarlık bir pazardır. Hükûmet üyeleri 2 milyar dolar
olarak söylüyor olsalar da, devletin, akaryakıt kaçakçılığından
yıllık vergi kaybı 3 milyar dolara çıkmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
akaryakıt kaçakçılığında zarar sadece devletin
vergi gelirinin kaybında değildir. Bilimsel araştırmalara
göre, piyasada satılan akaryakıtın altıda 1'i
standart dışıdır. Çeşitli kimyasal maddeler
katılarak üretilen kalitesiz yakıt, telafisi pek de mümkün
olmayan ciddi çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu kalitesiz
yakıtı kullanan araçlarda pek çok arızalar meydana gelmekte,
kazalar nedeniyle can ve mal kayıpları olmakta, bu yönüyle,
millî ekonomi ciddi zarara uğramaktadır. Ekonomisini kayıt
altına almış gelişmiş ülkeler, bu zararları
önlemek amacıyla, akaryakıt kaçakçılığının
önlenmesi konusunda çok ciddi yasal ve idari tedbirler almışlar
ve bu tedbirleri hayata geçirmişlerdir.
Ülkemizde son yirmi yılda
akaryakıt kaçakçılığı ciddi boyutlarda artmasına
karşın, ciddi bir önlem alınmamıştır. Ülkemizde
toplam akaryakıt piyasası 25 milyar dolar civarındadır.
34 milyon tonun üzerinde bir petrol arzı söz konusudur. Resmî verilere
göre, yıllık akaryakıt ihtiyacımızın 10
milyon tonunu ithalat yoluyla karşılıyoruz. Tüketimimiz
ise 30 milyon tonun üzerindedir. Resmî verilere göre, 1996-2003
yılları arasında otomobil sayısı yüzde 45 artmış,
buna karşın, benzin ve LPG tüketimi yüzde 9 olmuştur.
Ağır vasıta sayısı yüzde 63 artmış,
ama mazot tüketimi artışı yüzde 12'yle sınırlı
kalmıştır.
Değerli milletvekilleri, bu
şu demektir: Aradaki fark kaçak akaryakıtla karşılanmaktadır.
Tüketime ve trafiğe katılan araç sayısı karşılaştırıldığında,
akaryakıt ihtiyacının büyük bir bölümünün kaçak yollardan
yurda girdiği görülmektedir.
Türkiye'de sanayinin solvent gibi
katkı maddelerine yıllık ihtiyacı 5 milyon ton
iken, 2000-2003 yılları arasında bu tür maddelerden 296
bin ton ithal edilerek akaryakıta karıştırılmıştır.
Yani, yıllık ortalama ithalat ihtiyacının 20 katı
oranında ithalat yapılmıştır.
Petrol sektöründe, Enerji Bakanlığının
verilerine göre, 21 adet büyük akaryakıt şirketi, 56 adet
LPG şirketi, akaryakıtta 13 bin bayi vardır. LPG istasyonlarını
da sayarsak, bu sektörde çalışanların sayısı
500 bini geçmektedir.
Görüştüğümüz bu yasa tasarısı,
akaryakıt kaçakçılığının önlenerek devletin
vergi gelir kayıplarının önlenmesi kadar, bu dev sektörün
şaibelerden kurtarılması, rekabet gücüne kavuşturulması
amacına hizmet edecektir.
Değerli milletvekilleri,
akaryakıt kaçakçılığı, sadece yol açtığı
ağır vergi kayıpları nedeniyle değil, ülke güvenliğini
doğrudan ilgilendirmesi nedeniyle de geleceğimize yönelik
önemli tehditlerden biridir. Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığının
bu boyutu, 2005 yılı Haziran ayında kurulan Türkiye Büyük
Millet Meclisi akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili
Meclis Araştırması Komisyonu Raporu'na da yansımıştır.
Her yönüyle ciddiye alınması gereken bu Rapor'da, 2005 öncesi
iki yılda 7 milyar 814 milyon kilogram akaryakıtın kaçak
olarak yurda girdiği ve devletin 10 milyar 750 milyon YTL vergi
kaybına uğradığı vurgulanmaktadır. Akaryakıt
kaçakçılığının yüzde 80'i ağırlıklı
olarak deniz yolu aracılığıyla yapılmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bölgedeki istikrarsızlık ve savaş ortamı nedeniyle
Irak'tan yapılan akaryakıt kaçakçılığı
doğrudan güvenliğimizle ilgilidir. En azından terörle
mücadele kadar üzerine ciddiyetle gidilmesi gereken bir sorundur.
Kaçakçılığın
önemli bir bölümü bazı dağıtımcı firmalar gözetiminde
ağırlıklı olarak deniz yolları aracılığıyla
yapılmaktadır. Solvent ve madenî yağ gibi vergisi düşük
maddeler ülke sanayi ihtiyacının çok üzerinde ithal edilmekte,
bu maddeler akaryakıta katılarak hiçbir kontrole tabi tutulmaksızın
piyasaya arz edilmektedir. Piyasada tüketilen 5 depo yakıttan
1'isi standardın altındadır.
Türkiye gümrüklerinde işlem
gören akaryakıt sevkiyatı miktarlarıyla ilgili olarak
Irak'tan alınan bilgiler ile bizim bilgilerimiz arasında
çok büyük farklar vardır. Mayıs 2003 ile Nisan 2005 döneminde
resmî kayıtlarımıza göre, Türkiye'den 5 milyon 856 bin
ton motorin, benzin, gazyağı ve LPG sevk edildiği görülmekte.
Irak, bu dört kalemi 3 milyon 261 bin ton olarak beyan etmektedir. Yani,
2 milyon 595 bin ton akaryakıt Türkiye'den gönderilmiş, ancak
Irak tarafından teslim alınmamış olarak gözükmektedir.
Kaçakçılık, Türkiye'ye ihraç
edilen akaryakıtta daha da vahimdir. Aynı dönemde 3 milyon
150 bin ton ham petrol devletin kayıtlarında ithal olarak görülmemesine
karşın, Irak'ın Türkiye'ye ihracatı gibi görünmektedir.
Yani, 3 milyon tonun üzerindeki petrol ülkemize kaçak olarak girmiştir.
O dönemde, Irak'tan Türkiye'ye giren veya Irak'a gitmesi gereken yurt
içinde bırakılan akaryakıt miktarı toplam 5 milyon
752 bin tondur ve bu miktar ülkemiz petrol tüketiminin yüzde 15'idir.
Raporda da vurgulandığı
gibi, bu şirketler, hatta daha sonraki yıllarda da bu sevkiyatı
sürdüren şirketler dâhil, hepsi hakkında giriş-çıkış
yaptıkları gümrükleri de içerecek biçimde soruşturma
açılması gerekmektedir. Raporda dile getirilen bu konuda
Hükûmetin ne gibi tedbirler aldığını, soruşturma
açılıp açılmadığını, açıldıysa,
bu sonuçlarının ve bugün de devam etmekte olan akaryakıt
kaçakçılığıyla mücadelede hangi noktaya gelindiğini
öğrenmek istiyorum.
Irak'taki son gelişmeler karşısında
Habur Sınır Kapımızın yeniden değerlendirilmesi
Hükûmetin gündeminde midir?
Irak'la ticari ilişkilerin,
bu kritik süreçte Habur'a yakın bir başka sınır kapımızdan,
örneğin, Ovacık Sınır Kapımızdan yürütülmesi
alternatifini Hükûmet değerlendirecek midir?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1999-2003 döneminde Irak'tan petrol ithalatındaki
usulsüzlükler nedeniyle haklarında soruşturma açılması
istenen eski bakanlar ve Dış Ticaret Müsteşarlığında
o dönem üst düzey görevler üstlenen bürokratlar hakkında
şimdiye kadar ne gibi işlem yapılmıştır?
Meclis Genel Kurulunda raporun
görüşülmesinin üzerinden bir yılı aşkın bir
zaman geçmesine karşın, Hükûmet, konuya vurdumduymazlık
içinde yaklaşmış, raporu, âdeta, uyutmuştur. Akaryakıt
kaçakçılığıyla ilgili mücadelenin en önemli
adımı olan bu yasa tasarısının, âdeta, atı
alan Üsküdar'ı geçtikten sonra, AKP İktidarının
son yılında gündeme getirilmesini dikkatlerinize sunuyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; her türlü kaçakçılığın temelinde,
haksız kazanç sağlama ve rant elde etme peşinde koşan
suç şebekeleri kadar, kaçakçılığa uygun ortam hazırlayan
yasal altyapı ve uygulamaların da etkisi büyüktür.
"Adil bir vergi sistemi"
sözü vererek iktidara gelen AKP, uyguladığı vergi politikalarıyla,
yüzde 66 olan dolaylı vergi yükünü yüzde 70'lerin üzerine
çıkarmıştır. Yüksek vergi oranları nedeniyle,
akaryakıt dâhil pek çok ürünü dünyada en pahalıya tüketen
ülke hâline geldik. Yüksek vergiler nedeniyle akaryakıt fiyatları,
hep enflasyon oranının çok üzerinde artmıştır.
Bu artışların nedeni, özel tüketim vergisi ve katma değer
vergisidir. Öyle ki, bu Hükûmet döneminde akaryakıt üzerindeki
vergi yükü, Avrupa Birliği ortalamasının üzerine
çıkmıştır.
Yüksek vergilendirme politikası,
kaçakçılığa da zemin oluşturmaktadır. Ülkemizde
yüksek vergiler nedeniyle sadece akaryakıt değil, şeker,
çay, tütün gibi pek çok ürün de kaçakçılığın konusu
hâline gelmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hükûmet, yıllık mali boyutu 3 milyar dolar
olarak tahmin edilen akaryakıt kaçakçılığının,
ülke güvenliği ve ekonomik tahribatının önemini ancak
geçtiğimiz yıl ortalarında fark edebilmiştir. Konuyla
ilgili araştırma ve soruşturmaları savsaklayan
Hükûmet, 20 Aralık 2003 tarihinde bir Petrol Piyasası Yasası
getirmiştir; ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de kabul
edilen bu Yasa'da, akaryakıt kaçakçılığının
önlenmesi konusunda boşluklar tespit edilmiştir. Zaten bu
boşlukların doldurulması amacıyla görüştüğümüz
Petrol Piyasası Yasası'nda değişiklik zorunlu
hâle gelmiştir.
Hükûmet, en az terörle mücadele kadar
önemli olan akaryakıt kaçakçılığı konusunda
ilk somut adımı 2006 Nisanında atabilmiş, konu Bakanlar
Kurulunda ele alınarak şu anda görüşmekte olduğumuz
kanun tasarısı Meclise sevk edilmiştir. Tasarıyla
akaryakıt kaçakçılığının yüzde
90'ının yapıldığı deniz yollarının
takip altına alınabilme yolu açılmıştır.
Bu tasarının uygulanması ve beklenen faydanın
sağlanmasında en önemli unsur, ulusal marker dediğimiz
kimyasal ürünün üretimi, kalite kontrolünün yapılması,
dağıtımcı firmalara teslimidir.
Akaryakıt kaçakçılığıyla
etkin mücadele eden pek çok devlet, ulusal marker uygulaması ve
etkin bir denetim mekanizmasıyla başarılı olmuştur.
Akaryakıt kaçakçılığının önlenmesinde
en etkin yol ulusal marker uygulamasıdır. Daha önce çıkardığımız
Petrol Piyasası Yasası uyarınca da iç piyasada satışa
sunulmadan önce, akaryakıtta rafineri çıkışından
veya gümrük girişlerine, yakıtın standartlarını
bozmayacak bir kimyasal olan ulusal marker eklenmesi öngörülmüştür.
Bu çerçevede Enerji Piyasası Düzenleme Kuruluna ulusal marker
seçimi ve yurt çapında uygulaması görevi verilmiştir.
Akaryakıta marker katılmasıyla
yakıtın içine bir başka kaynaktan herhangi bir madde karışıp
karışmadığı, akaryakıtın kaçak olup
olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak, ulusal
marker konusunda yaşanan süreç Hükûmetin bu konudaki kafa karışıklığını
göstermesi açısından ilginçtir.
Ulusal marker temini tam bir
yılan hikâyesine dönüşmüştür. Hükûmet, akaryakıt kaçakçılığının
önlenmesinde önemli bir rolü olan ve 2003'te çıkarılan Petrol
Piyasası Kanunu ile uygulanması hükme bağlanan ulusal
marker için iki kez ihaleye çıkmıştır. İlk ihaleyi
bir konsorsiyum kazanmıştır; ancak, firma yükümlülüklerini
yerine getirmediği iddiasıyla ihale iptal edilmiştir.
Ulusal marker için ikinci ihaleye 2005 Kasımında çıkılmıştır.
Bu ihaleyi ise İsrailli bir firma kazanmıştır; ancak,
bu ihale de Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından
iptal edilmiştir.
İki ihalenin de iptalinin ardından,
EPDK çareyi TÜBİTAK ile iş birliğine girmekte aramıştır.
Yoğun görüşme trafiğinin ardından, TÜBİTAK
gerekli kaynağın sağlanması hâlinde ulusal marker
ve ölçüm cihazlarını yapabileceğini kabul etmiştir.
TÜBİTAK, geçtiğimiz yıl ortalarından itibaren
ulusal marker ve kontrol cihazlarının deneme üretimine
başlamış, 1 Ocak 2007'den itibaren de ulusal marker fiilen
uygulamaya konmuştur. Akla şu sorular geliyor: Madem ulusal
marker ile ölçüm cihazlarını TÜBİTAK'ın üretme
imkânı vardı, niye iki kez ihaleye çıkılarak iki
yıl kaybedildi?
Değerli milletvekilleri,
ulusal marker uygulamasına destek veren sektörün bazı
şikâyetleri vardır. Sektör, marker'ın tanklardaki akaryakıtın
içine homojen bir biçimde dağılmadığı ve kristalize
olmadığı, bazı ölçümlerin farklı çıktığını,
yaz aylarındaki buharlaşma kayıplarının artacağını
öne sürmekte, güvenlikle ilgili bazı endişelerini dile
getirmektedirler. Bu noktada esas vahim olan, 2003 yılında
çıkarılan Petrol Piyasası Yasası'yla ulusal marker'ın
yurt çapında dağıtımından sorumlu tutulan ve
ulusal marker temini için daha önce açılan iki ihaleyi de iptal
ederek iki yıl zaman kaybına yol açan Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulunun, topu TÜPRAŞ'ın üzerine atmasıdır.
EPDK'ya göre marker'ın kristalleşmesinin sorumluluğu,
nakli yapan TÜPRAŞ'ın taşıma kaplarının
gerekli niteliklere sahip olmamasıdır.
Akaryakıt kaçakçılığının
önlenmesinde etkili olan ulusal marker uygulamasından beklenen
yararın sağlanması için, devlet kurumlarının
sorumluluklarının gereğini yerine getirmelerini
bekliyoruz. Aksi hâlde, kaçakçılığı önlemek için
getirdiğimiz ulusal marker uygulaması, tıpkı iptal
edilen iki ihalede olduğu gibi, kaçakçılıktan rant
sağlayan çevrelerin ayak oyunlarına kurban edilecek, kurumların
işi savsaklaması, uygulamanın ertelenmesi veya dondurulmasıyla
sonuçlanacak, marker, kaçakçılığı daha da teşvik eder hâle gelecektir.
Değerli milletvekilleri, yaşanan
sıkıntılar, ulusal marker uygulamasının askıya
alınmasını doğurmamalı. Uygulamada ortaya
çıkan aksaklıklar belirlenerek süratle giderilmesi yoluna
gidilmelidir.
2007 yılı içerisinde 155
ton marker kullanılacaktır. Bu ürün maliyeti 22 milyar
YTL'lik bir akaryakıtın vergisine eşittir. Yani, ulusal
marker denen kimyasal ürün böylesine değerlidir. Her türlü riski
göze alarak, akaryakıt kaçakçılığıyla milyarlarca
dolarlık rant elde edenlerin bu yolu kapamada en önemli etken
olan ulusal marker'ı kopyalama olasılığını
da gözden kaçırmamamız gerekir.
Değerli milletvekilleri,
akaryakıt kaçakçılığı hâlen süregeliyorsa,
bunda gümrüklerin sorumluluğu inkâr edilemez. Oysa, Gümrük Müsteşarlığımız,
AKP Hükûmetinin göreve geldiği günden bu yana vekâleten sürdürülmektedir.
Hakkında kaçakçılıktan
dava açılan bir şahsa, pek çok bürokratın itirazları
ve istifalarına rağmen free-shop açılması izni bu
dönemde verilmiştir. 520 ton LPG'yi Irak'a teslim ediyor gibi gösterip
bunu yurt içinde pazarlayan yedi şirkete, cumhuriyet savcılıklarının
hazırladığı raporlar göz ardı edilerek yeniden
akaryakıt ihraç izni AKP döneminde verilmiştir.
Gümrük Müsteşarlığında
kaçakçılık soruşturmalarına raporlar hazırlayan
pek çok müfettiş ve teftiş kurulu üyesi teşekkürle ödüllendirileceği
yerde görevlerinden uzaklaştırılmış ve çeşitli
gerekçelerle daha pasif görevlere atanmışlardır.
Değerli milletvekilleri, gecikmeyle
de olsa görüştüğümüz bu yasa tasarısıyla kaçak
akaryakıtın tanımı yapılmaktadır. Belirlenen
seviyede ulusal marker içermeyen akaryakıt, belgelenemeyen
veya menşesi belli olmayan akaryakıt buna göre kaçak sayılacaktır.
Bu yasa tasarısıyla, ilk
kez, deniz yoluyla yapılan kaçakçılığın takip
altına alınması mümkün olabilecektir.
Tasarının getirdiği
bir başka düzenleme de, bugüne kadar ihmal edilen petrol boru
hatlarıyla yapılan kaçakçılığın da akaryakıt
kaçakçılığı kapsamına alınmasıdır.
Değerli milletvekilleri, bu
tasarının akaryakıt kaçakçılığına
dair sorunları çözeceğini umut ediyor, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Yiğit.
Grup adına üçüncü konuşmacı,
AK Parti Grubu adına Bitlis Milletvekili Sayın Vahit Kiler.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
AK PARTİ GRUBU ADINA VAHİT
KİLER (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
1230 sıra sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Tasarı hakkında AK Parti Grubu
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
akaryakıt kaçakçılığıyla ilgili olarak, öncelikle
bu noktaya nasıl geldik? Ben, biraz, hafızalarımızı
geçmişe yönlendirerek hatırlamanızı arzu ediyorum.
Bir araştırma sonucunda, 1996-2003 yılları arasında
araç sayısı ile akaryakıt tüketiminin birbiriyle orantılı
olmadığı çok açık gösteriliyordu. Araştırma,
araç sayısı artarken, özellikle akaryakıt tüketiminin
aynı oranda artmadığını iddia ediyor. Artan
araç sayısına paralel olarak, normal şartlarda, akaryakıt
tüketiminin de artması gerekmez miydi? Bu ters orantının
mantıklı bir izahı olabilir mi? Tabii ki olamaz.
Tabii, konunun biraz daha içine
girmeye başladığımız zaman, işin içinde
çok büyük oyunlar olduğunu, çok büyük oyuncular olduğunu
hep beraber gördük. Gizli ortaklıklar, bedelsiz satışlar,
birilerine tanınan imtiyazlar, işin odağına oturmuş
siyasiler, kendilerine ikinci, üçüncü maaş bağlatmış
üst düzey bürokratlar, payını alan memurlar
Bilmiyorum daha
kimleri sayayım. Hele hele, bu denli bir hırsızlığı
önlemek için devletin tepe noktasında makam sahibi olmuş
kişilerin de bu tablodaki varlığı, durumun vahametini
en net biçimde ortaya koymaktaydı.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; bundan bir süre öncesine kadar, şöyle,
gazete sayfalarına yansıyan haberleri bir hatırlayalım.
Mersin'de denizden eve hortum çekip, kaçak petrolü servis edenleri
hatırlayalım. Devlete satılan akaryakıttan en
fazla yüzde 8, yüzde 10, yüzde 11 kâr elde edebilecekken, yüzde
30'larla, yüzde 35'lerle, hatta yüzde 42 iskontoyla satış yapanları
bir hatırlayalım. 1999 ve 2001 arasında, 2 milyon 610 bin
ton fuel oil'in, özellikle 346 firmaya tahsis edilmiş gibi gösterilip,
ama 5 ve 6 firma eliyle yapıldığını bir hatırlayalım.
İspanya'yla, Fransa'yla, Gürcistan'la, Letonya'yla ve Yunanistan'la,
yaklaşık 1 milyar 190 milyon kilogram bir farkın ortaya
çıktığını ve bu farkın kimlerin ceplerine
gittiğini birbirimize sorduğumuz günleri bir hatırlayalım.
Mülkiye Teftiş Kurulu raporuna da yansımış olan,
Nahçivan Şeker ile TÜRKŞEKER arasında imzalanan protokolün
ilgili maddesinin, nakliyesiz, bedelsiz alacağı yönünde
hükmüne rağmen, bizzat o dönemin bakanlarının devreye
girerek, ihaleyi alan firmaya 10 bin ton ek motorin tahsisatı
yapılmasına ilişkin kararname çıkardığı
günleri hatırlayalım. Akaryakıt kaçakçılığını
önlemekle sorumlu bakanla, aynı partiye mensup parti il
başkanının ilişkiler ağını hatırlayalım
ve tabii ki, bir de çalışmalar sonucunda, evraka dayalı
olarak, vergi kaybımızın yaklaşık 11 katrilyon
olduğu günleri bir hatırlayalım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; akaryakıt kaçakçılığının
nerelerde yapıldığı hep tartışılagelmiştir.
Bu konu Türkiye gündemine oturuncaya kadar ülkemiz insanı,
kaçağın genelde Doğu ve Güneydoğu eksenli olduğu
kanaatini taşırdı. Bugün tespit edilen olaylar,
asıl kaçağın, açık denizlerde, büyük sermaye tarafından
yapıldığını, yönlendirildiğini, somut
olaylarla ortaya koymuştur. Akaryakıt kaçakçılığının
ağırlıklı olarak yaklaşık yüzde
90'ının denizler yoluyla ve
dağıtım şirketleriyle Irak'a petrol ürünleri
temin eden tedarikçi firmalar tarafından yapıldığı,
yüzde 10'unun ise sınır ticareti kapsamında ya da
sınır ihlalleri yoluyla yapıldığı, muhtelif
platformlarda, yüce Mecliste çok kereler dile getirilmiştir.
Belki hatırlarsınız,
buradaki amaç neydi? Acaba sağ gösterip sol vurmak, hedef şaşırtmak,
özellikle, yetkilileri, Doğu, Güneydoğu'da hayvan sırtında,
ek depoda petrol getiren, evinin üç kuruş nafakasını
çıkarmaya çalışanlarla uğraştırıp,
ama asıl vurgunu, gecenin bir vakti sessizce Marmara'da, Akdeniz'de,
Karadeniz'de, yani açık denizlerde yapanlarla karşı
karşıya getirmemeye çalışmaktı.
Değerli arkadaşlarım,
konuşmamın başında, akaryakıt kaçakçılığının
sadece iktisadi zararı olmadığını, konunun
iç ve dış güvenliğimiz açısından da bir
açıklaması olduğunu söylemiştim. Şimdi bakınız,
Orta Doğu bir kan gölüne dönmüş, kardeş kardeşi katlediyor;
stratejik ortağımız Amerika ise bölgede bir şeyler
yapmaya çalışıyor. Ama, yapılanlar neye hizmet
ediyor, nereye ulaşmaya çalışılıyor? Acaba,
bölgedeki güçler, bölgede kurulan derme çatma yönetim kimleri temsil
ediyor; daha da önemlisi, kimleri sahipleniyor, kimleri kendi vatandaşı
sayıyor, kimlere mesafe koyuyor? Stratejik ortağımız
için kimin canı tatlı, kimin canı tatsız? Sayın
Başbakanımızın geçenlerde dedikleri gibi, bizim
askerimizin, Mehmetçiğimizin canımız can değil
mi? Musul, Kerkük, enerji zenginliği tüm bu anlattıklarımızın
esasını mı teşkil ediyor yoksa? Özellikle bölücü
terörün Doğu ve özellikle Güneydoğu'da ateş düşürmediği
hane var mıdır?
Değerli arkadaşlarım,
30 binden fazla Mehmetçiğimizi, polisimizi, öğretmenimizi,
mühendisimizi, doktorumuzu, vatandaşımızı,
bölge insanımızı katledenleri meşrulaştırma
zeminini oluşturmak için Kuzey Irak'tan bazı çatlak sesler
duyuyorken, bu bölücü terörün beslenme çantasına iyi bakmak
lazım.
Değerli arkadaşlar, ihanet
duygusu ve kan kokusuyla kemikleştirilmiş bölücülük hareketi,
dağ kurallarını şehirlere taşımış
ve örgütün akaryakıt kaçakçılığının en
büyük gelir sahiplerinden biri olmasını sağlamıştır.
Her türlü kaçakçılığı, ama, özellikle akaryakıt,
uyuşturucu ve insan kaçakçılığı yapan bölücü
örgüt, bu gelirin elinden gitmesini ister mi hiç? Bu açığı,
lütfen, hep beraber bir kez daha hatırlayalım.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; konuyu net ve somut örneklerle sizlere aktarma
adına bazı rakamlar vermek istiyorum. Benden önceki konuşmacı
arkadaşlarımız değinseler bile, bende olan net rakamlarla
biraz daha sizi aydınlatmak istiyorum.
Ülkemizde toplam araç sayısı
1990 yılında 3 milyon 750 bin, 1995'te 5 milyon, 2000'de 8 milyon,
2005 yılında 11 milyon olmuş. Bu rakamlardan anlaşılıyor
ki, 1990 yılından itibaren 2005 yılına kadar araç sayımızda
yaklaşık yüzde 300, yani 3 katı bir artış var.
Ama, buna karşılık, Türkiye'nin 1990 yılında
ham petrol tüketimi toplam 22 milyon 980 bin ton iken, 2005 yılına
geldiğimiz zaman 25 milyon 489 bin ton olmuştur. 1990-2005
yılları arasındaki ham petrol tüketimindeki artış
da yaklaşık yüzde 11 olarak kalmıştır. Dolayısıyla,
araç sayısıyla paralel olması gereken petroldeki artış
normal artışlara yansımamıştır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizin
bu gizli kalmış yarasını Hükûmetimiz ve özellikle
Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla
sarmaya başladıktan sonra, 2005-2006 yıllarında artık
kaçakçılığın azalıp resmî satışların
arttığı EPDK raporlarına yansımıştır.
Bu oran, özellikle komisyon kurulduktan sonra, 2005 ve 2006 yıllarında
yüzde 9 olarak artış sağlamıştır. Komisyon
kurulmasaydı aynı şekilde devam edecek miydi? Ben inanıyorum
ki, akaryakıt kaçakçılığıyla mücadele komisyonu
eğer kurulmamış olsaydı, bu artış daha fazlasıyla
devam edecekti; çünkü, sistem denetimsiz ve üzerine gitmeden bir olgu
oluşmuş durumdaydı. Özellikle kanun tasarısında
gelen hem ihbar tazminatı ve ihbar tazminatının haricindeki
diğer maddelerimizle beraber, ben inanıyorum ki, biz, akaryakıt
kaçakçılığını tam bitiremesek bile çok büyük
bölümünü önlemiş olacağız.
Bizim beş aylık çalışma
süresinde tespit ettiğimiz çok ciddi aksaklıklar vardı.
Özellikle, yüzümüze karşı kamu görevlilerimizin, emniyet,
jandarma, sahil güvenlik: "Ya, biz denizdeki kaçak bildiğimiz,
kaçak gördüğümüz gemiyi dahi yakalamak istemiyoruz."
Bu, bizim için çok kırıcı bir durumdu. Niye bunu yakalamak
istemiyorlardı? Çünkü kanunlarda boşluk var, yargılama
süreci çok uzun sürüyor, yakalanan gemiyi koyacak yer yok ve uzun süren
yargılama sürecinde, altı ay-bir sene süren yargılama
sürecinde, onu yakalayan o teşkilat, yakaladığı
kamyonsa kamyon, gemiyse gemi, onun başına bir de güvenlik
görevlisi koymak zorundaydı, çünkü geceleyin gelen hırsızlar
tankeri boşaltmışsa, onun sorumluluğu yakalayan
o kuruluştaydı. Ama, bu kanunumuzda, en azından yargılama
süreci hemen on beş gün içinde bitirilecek ve özel idareye devredilecek.
İhbar tazminatı konusunda
-tabii eleştiren arkadaşlarımız olabilir, ama-
biz şu inançtayız: Eğer Türkiye'de rantın bu kadar
fazla olduğu bir alanda biz rüşveti kaldıracaksak, devlet
eliyle tazminat vereceğiz ki, o insanları ihbar etmeye
yönlendireceğiz ki, rüşveti kaldıralım. Ülkemizin
bir gerçeği. Var diyen olabilir, yok diyen olabilir, ama eğer
ülkede 3 milyon ton, 4 milyon ton kaçak giriş varsa, yılda
4-5 milyar dolarlık bir vergi kaybı varsa, bu, birilerinin
aracılığıyla yapılıyor. Bu, sadece kaçakçı
aracılığıyla yapılmıyor. Bunun içinde
birçok destekleyen birimler var, ama, hem yakalayan ekibin ikramiye
alması hem ihbar edenin ikramiyeden kazançlı çıkması
durumunda, ben inanıyorum ki -ve bu gelen tasarıya da inanıyorum-
bu anlamda çok büyük faydası olacaktır. Ve özellikle denizlerde
yapılanlarda
Ben şunu da çok rahat söyleyebiliyorum: Bizim
denizlerimizde, bütün denizlerimizde balıkçılarımız
var ve geçmiş döneme baktığımız zaman -bunun
biz teyidini de aldık- balıkçılarımız tarafından
çok sayıda ihbar gelirdi, ama bugüne geldiğimiz zaman artık
ihbar alınamıyor. Ama şu ihbar tazminatıyla beraber
belki de balıkçılarımız -Sayın Seyhan'a söylüyorum-
balık avlamayacak da kaçakçı avına çıkacak, akaryakıt
kaçakçısı avına çıkacak.
TACİDAR SEYHAN (Adana) -
Ayıp bu zaten.
VAHİT KİLER (Devamla) -
Çünkü, yakalayacağı bir gemiden alacağı ihbar
tazminatıyla yıllarca balık avlasa o geliri elde edemez.
Bunun da hiçbir zaman kötü bir yanı olmadığı kanaatindeyim.
TACİDAR SEYHAN (Adana) - Böyle
bir izah olur mu?
VAHİT KİLER (Devamla) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bana göre ülkemizin
sorunlarının iki temel açıklaması var: Samimiyet
ve denetim.
Ülke yönetmek ciddi iş. Türkiye'de
bundan önce de hükûmetler kuruldu, çalışmalar yapıldı.
Peki, bugüne kadarkiler neredeydi? Kaçakçılık yeni mi
başladı? Hayır. Bizim tespitlerimizde, özellikle
90'lı yıllardan bu yana her sene bu kaçakçılık, akaryakıt
kaçakçılığı özellikle artarak devam etmiş.
Sadece akaryakıt kaçakçılığıyla kalmamış,
diğer, tabii, insan kaçakçılığı, şeker kaçakçılığı,
sigara kaçakçılığı da bunların yanında
hep bir şekilde yerini almış.
Yine, sevindiğim bir noktayı,
yaşadığım bir noktayı anlatmak istiyorum. Bugün
bizim TÜRKŞEKER'in alt komisyon toplantısı vardır
ve değerli arkadaşlarımızla beraber, muhalefet
milletvekilleri, iktidar milletvekilleri denetimdeydik. Orada
görmüş olduğumuz durum da, kaçakçılığa özellikle
Hükûmetimiz el attıktan sonra çok büyük darbe vurulduğu ve
kaçakçıların artık bu işi çok rahat yapamadıklarının
açık göstergesiydi. Geçen sene TÜRKŞEKER'in elinde olan 1
milyon 500 bin ton şeker stoku, bu sene 1 milyon tona düşmüş;
yani, bir anda 500 bin ton şeker stoku azalmış. Şeker
satışlarında o şekilde bir artış mı
var? Hayır. Kaçak girişi azaldığı için şeker
satışları, TÜRKŞEKER'in şeker stokları
düşmüş durumda.
Önce samimi olmak lazım, sözünün
arkasında durabilmek lazım. Bileğinizin gücü yüreğinizden
olacak, yüreğinizin gücü dürüstlüğünüzden, sözünüzün eri
olmanızdan; çıkıp, hırsıza, uğursuza meydan
okuyabilmenizde olacak. İşte samimiyet, işte sonuç;
resmî rakamlarla konuşuyoruz.
Hep deniliyor: "Sistem değişmeli."
Hayır; sistemi değiştirmeye ihtiyacımız
yok. Sadece, sistemimizin denetime ihtiyacı var. Bu denetim
yapıldığı zaman da, biz, çok fazlasıyla bunu
önlemiş duruma geleceğiz inşallah.
Bu kaçakçılığı
gelip de başkasının yaptığına inanmıyorum,
içimizdeki insanlar yapıyor, ahlaki yönden zayıf
Tam randımanla
denetlerseniz, neyi nereden çalacak? Zaten, o yolu bırakmadığınız
zaman da çalmasına ihtimal yok, ama, en tepedeki bakan bazı
olaylara karışmışsa, başbakan olanlara ses etmemişse,
balık baştan kokar misali, balık da kokar, tuz da.
Peki, şimdi ne değişti?
Şimdi, artık, hepimiz cevabı biliyoruz: Artık,
kaynaklar israf edilmiyor, kaynaklar üç kişinin, beş kişinin
cebine akmıyor. Kaynaklar, doğudan batıya, kuzeyden
güneye, yeni açılan hastanelere, okullara aktarılıyor;
evlatlarımızın ders kitaplarını ücretsiz almalarına
aktarılıyor; asgari ücretin artışına, memur
maaşlarına, enflasyonun düşürülmesine aktarılıyor;
çetelerin darmadağın edilmesine, hırsızların
kodese gönderilmesine; demokrasinin tesisine, köy yollarına,
içme sularına, doktora, öğretmene ve elektrik şebekelerinin
yapılmalarına aktarılıyor.
Değerli arkadaşlarım,
başından beri, akaryakıt kaçakçılığının
siyasetüstü, partilerüstü olduğunu dile getiriyoruz ve getirmeye
devam edeceğiz. İyi niyetli insanların artık birbirinden
kopmamacasına bir araya gelmesinin zamanı gelmiştir,
hatta zamanı geçiyor. Samimiyetle, vatan dediğimiz bu mukaddes
topraklara bağlanırsak, birbirimizi daha iyi anlar ve daha
gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz. Bu değer yargılarına
dayanmış AK Parti İktidarının ülkemize armağan
ettiği sonuçlar apaçık ortada.
Bu açıdan, akaryakıt kaçakçılığı
meselesini millî bir mesele görerek üzerine giden ve ilgili tüm makamlara
aciliyetle talimat vererek kısa sürede sonuç almamızı
sağlayan, başta, Başbakanımız Sayın Recep
Tayyip Erdoğan'a, konuyu enine boyuna tartışarak bugün
bu noktaya gelmiş olan Petrol Piyasası Kanunu'nun çıkmasında
diğer sayın bakanlarımızla birlikte samimiyetle
mesai yapan Başbakan Yardımcımız Sayın Doç.
Dr. Abdüllatif Şener Bey'e, tüm Hükûmet üyelerimize, ilgili tüm
bürokrat arkadaşlarımıza, konuyu gündemde tutan değerli
basın mensubu arkadaşlarımıza, konuya duyarlı
tüm sivil toplum örgütlerine, vatandaşlarımıza, yüce
Meclise ben hassaten şükranlarımızı arz ediyorum
ve özellikle Komisyonda çalışan, dört ay boyunca geceli
gündüzlü çalışan hem bürokrat hem milletvekili arkadaşlarımıza
huzurlarınızda tekrar teşekkür ediyorum, saygılarımı
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Kiler.
Şahsı adına, Manisa
Milletvekili Sayın Nuri Çilingir
Buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
NURİ ÇİLİNGİR
(Manisa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; 1230
sıra sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı üzerinde
şahsım adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Az önce bize bilgiler sunan, Akaryakıt
Kaçakçılığını Önleme Araştırma Komisyonu
Başkanlığını da yapan Sayın Vahit Kiler'e
çok teşekkür ediyorum. Türkiye'de akaryakıt kaçakçılığının
hangi boyutlarda olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.
Ben biraz daha, tekrar, vurgulamak istiyorum, çünkü, rakamlar çok
çarpıcı. Türkiye'nin bunu çok iyi kavraması lazım.
Bu hesaplar araç sayısıyla yapılıyor. Hatta, bu,
çıkarılan hesapların eksik olduğu iddiaları
da var. İki yıl içerisinde 7,8 milyon ton kaçak petrol, yakalanan
ancak 70 bin ton. Devletin vergi kaybı 10,7 milyar YTL iki yılda.
Yıla böldüğümüz zaman 5 milyar YTL'nin, yani, eski rakamla
5 katrilyonun üstünde bir rakam, yani, rant ve kaçak bu kadar çok olunca
şunu görüyoruz ki, buna bulaşmayan ne şirket var ne insan
var, ne yazık ki, ne de bürokrat var.
Bunu önlemek için 2003'ten bu yana
çalışmalarımız var, ama, yeteri kadar adım
atıldığını, tedbir alındığını,
yasa olarak değil, ama, uygulama olarak, ne yazık ki, göremiyoruz.
Bir şeyler söyleniyor, komisyonlar kuruluyor, çalışmalar
yapılıyor, yasa çıkarılıyor. Yasanın
maddesi, uygulaması geciktiriliyor. Hatta, son noktaya kadar uzatılıyor.
Uzatıldıktan sonra da tekrar erteleme talepleriyle karşı
karşıya kalıyoruz. Ulusal marker uygulaması 2003
yılında çıkarılan yasada yer aldı. Aradan geçen
iki buçuk-üç seneye yakın zaman içerisinde bunu Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu yapamayacak idiyse ne diye bu kanun teklifini
getirdi?
Yani, şuna karar vermemiz lazım:
Biz bu kaçakçılığı gerçekten önlemek istiyor muyuz,
istemiyor muyuz? Rakam bu kadar büyük olunca, gerçekten insanın
düşünmesi gerekiyor.
Değerli arkadaşlar, Sanayi
Komisyonu toplantısında Sayın Abdüllatif Şener,
konuşmasında "Başbakanlık genelgesiyle Akaryakıt
Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu oluşturulmuştur."
diye bir ifadede bulundu ve "Bu Komisyonda 10 kurum vardır."
dedi. İçişleri Bakanlığını temsilen Emniyet
Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı temsilcileri, Maliye Bakanlığı,
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Denizcilik
Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı,
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu temsilcilerinden oluşan
bir komisyon. Yani, aşağı yukarı Kabinenin yarısını
temsil edecek durumda bakandan oluşan bir kurul.
Şimdi, Türkiye'de meşhur
bir laf var: Çıkmayacak iş istiyorsanız kurullara havale
edeceksiniz. Bu da, herhâlde öyle olmuş. Aradan geçen iki buçuk sene
içerisinde bu konuda yapılan bir çalışma, ciddi bir çalışma,
atılmış bir adım, ne yazık ki, yok. Bundan üzüntü
duyuyoruz, çünkü, bu çalışma ne kadar çok gecikirse akaryakıttaki
fiyat artışı o kadar yüksek.
Vatandaşlarımızın
şunu bilmesi gerekir ki, bugün 2 dolara, 2,5 dolara akaryakıt
alıyorlarsa bunun üçte 2'si vergidir. Yani, devlet demektedir
ki, ben normal yollarla gelir vergisiyle para toplayamıyorum,
bütçeyi denkleştiremiyorum. Burada hazır bir kumbara
var, her ay para buraya düşüyor. Bundan yüksek vergi alıyorum.
Bu yüksek vergiyi aldığınız süre de kaçakçılığı
önlemek tabii ki zor, ama, azaltmak mümkün. İşte, bunun için
yasada ulusal marker uygulaması getirme çalışması
yapıldı. O zaman, Komisyonumuzdan oy birliğiyle
çıktı bu karar ve sevinmiştik, hiç olmazsa bu kaçakçılık
önlenir diye.
Kaçakçılık konusunda
Türkiye'de bir yanlış anlayış daha var. Biraz önce
de ifade edildi, ben, tekrar etmek istiyorum. Sanki, sınırdan
kamyonlarla getirilen az miktardaki akaryakıt, Türkiye'nin kaçak
akaryakıtı zannediliyor, ama, bu olay böyle değil. Esas
kaçakçılık, tankerlerle ve başka araçlarla yapılan
kaçakçılıktır; yoksa, 7,8 milyon ton petrol iki yılda
herhâlde Habur Sınır Kapısı'ndan veya Van'daki
sınır kapılarından, Gürbulak'tan, Edirne'den girecek
değildir. Bu rakamlara baktığımızda, yapmamız
gereken çalışma net ortaya çıkmaktadır değerli
arkadaşlar.
Şimdi, bu getirilen tasarıyla,
umuyoruz ki, bunlara bir son verilmiş olur ve bu kaçakçılığın
önlenmesi sonucunda, petrol fiyatları aşağı çekilir.
Talebimiz ve isteğimiz budur. Dünyanın hiçbir ülkesinde
artık 2,5 dolara, 2 dolara petrol kalmamıştır. Ay
sonunda kredi kartlarımıza ve ödememize baktığımız
zaman görüyoruz ki, en büyük masrafımız akaryakıt gideridir,
petrol gideridir. Bunu, Türkiye vatandaşları, Türkiye
halkı, Türkiye sanayisi daha fazla taşıyamaz. Kaçakçılığı
önleyeceksiniz, ulusal marker'ı bir an önce uygulayacaksınız,
tedbirlerinizi tam alacaksınız ve buradan elde edeceğiniz
ilave vergiyle, akaryakıt fiyatlarını aşağı
düşüreceksiniz. Yani, dolaylı vergileri yüzde 72'den yüzde
30'lara indirmeniz gerekir süreç içerisinde, ama, siz, AKP İktidarı
sürecinde, iddianızın tam tersini yaptınız, bu
oranı yükselttiniz. İşte size bir fırsat, önleyin
akaryakıt kaçakçılığını, bunlar normal
vergi yoluyla tahsil edilsin, hem petrol fiyatlarını düşürün
hem dolaylı vergilerin oranını düşürmüş olun.
Bizim arzumuz ve isteğimiz
şudur ki, bu kanunda, biraz önce Grup sözcümüz de söyledi, birtakım
yanlış hükümler de var. Bu hükümler, biraz aşırı
kaçmış hükümler. Tabii ki, yakalanan, kaçak yakalanan akaryakıtın
elde edilen gelirinden bir miktar, ihbar edene, pay verilmesi gerekir,
ama, bu miktar, herhâlde, yüzde 25, artı yüzde 25, yüzde 50 olamaz.
Düşününüz ki, biraz önce verdiğim rakamlarda 10 milyar
YTL, 10,7 milyar YTL iki yılda, bir yılda 5,35 YTL paradan bahsediyoruz
burada. Bu sadece vergisi. Satıldığı zaman bunun
yarısı yakalatana verilmiş olacak ki, bu biraz yüksek
rakam olarak görülüyor. Sayın Bakan da burada, kendisi bir önerge
verirse, bu rakamların biraz aşağı çekilmesi gerektiğini
düşünüyoruz, maddeler bazına geldiğimizde.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin
enerjiyle ilgili en önemli sorunu, tabii ki, petrol sorunu. Biraz
önce görüştüğümüz ve kanunlaşan, petrol aramayla ilgili
yasa da, inşallah, beklediklerimiz doğrultusunda gerçekleşir.
Karadeniz'den derin noktalarda petrol çıkar ve bu kaçakçılık
da önlenirse Türkiye rahata, refaha kavuşur, daha güzel günlere
gitmenin başlangıcını yapmış olur.
Ben bu duygularla, hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Çilingir.
Hükûmetin söz isteği var.
Sayın Başbakan Yardımcımız
Abdüllatif Şener Bey söz istemiştir.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz
Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı iyi düşüncelerle hazırlanmış
bir tasarıdır. Genel olarak baktığımızda
da iki temel amacı olduğunu hemen vurgulayabiliriz: Birincisi,
petrol piyasasını daha sağlıklı bir yapıya
kavuşturmak gerekir diye düşünüyoruz ve bu maksatla bu tasarı
hazırlanmıştır; ama, bundan daha önemlisi ve bu amacı
da kavrayacak boyutu ise, bu tasarı doğrudan doğruya
petrol kaçakçılığı ile etkin mücadele edebilmek
maksadıyla hazırlanmıştır. Açıkça belirtmem
gerekirse, bu tasarının yasalaşmasından sonra
Türkiye'de sektörde iş yapanlar eşit bir şekilde etkileneceklerdir,
kayıt dışılık kalmayacaktır, petrol kaçakçılığı
tarihe karışacaktır ve artık, tam rekabet koşullarına
uygun, alın terini, emeğini ortaya koyanların kazanacağı,
ama haksız kazanç temin etmek isteyenlerin ise kazanamayacağı,
aksine piyasadan tasfiye olacağı bir nokta oluşacaktır.
Her şeyden önce, son yüz-yüz elli
yıldır dünya siyasetine, büyük ülke stratejilerine petrolün
yön verdiğini biliyoruz. Zaman zaman petrol savaşlarından,
zaman zaman petrol fırtınasından bahsederken hep uluslararası
ilişkilerde petrolün önemine vurgu yapmaktayız. Ülkemiz
açısından da petrol konusu önemlidir, çünkü Türkiye,
yıllık 28-29 milyar dolar enerji ithal eden, petrol ve doğal
gazın da bu ithalatta önemli bir yer tuttuğu ülkedir.
Türkiye'de petrol piyasasının büyüklüğüne baktığımızda
50 milyar yeni Türk lirası hacminde bir piyasadan söz ediyoruz.
2006 rakamlarına göre bu piyasa 50 milyar yeni Türk liralık,
yani 50 katrilyon liralık bir piyasadır. Millî gelirin yüzde
13'ü civarında bir büyüklüğü ifade etmektedir. Elbette bu
piyasanın sağlıklı bir şekilde işlemesi,
sağlıklı bir yapıya kavuşması ve kaçakçılığın
olmaması gereklidir diye düşünüyoruz.
Bunun ötesinde, on binlerce insanımız bu sektörden
ekmek yiyor. Bu sektör milyonlarca vatandaşımıza da
hizmet sunuyor ve Türkiye'de, tüm bunlarla birlikte, petrol kaçakçılığının
yaygın olduğu inancı da var. Yani, haksız kazanç, bu
sektörde, kayıt dışı yapı varlığını
sürdürmektedir, ama, haksız kazanç, kayıt dışı
ekonomi bizim temel mücadele alanımızdır ve bu yasayla
birlikte bu mücadeledeki kararlılığımızı
da ortaya koyacağız.
O hâlde, bu piyasanın iyi düzenlenmesi
gerekmektedir. Bu kanundan önce de çıkarılmış
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu vardı. Hükûmetimiz
tarafından hazırlanmış bir kanundu. 20 Aralık
2003 tarihinde yürürlüğe girmişti ve bu Kanun, petrol sektörünün
düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda çok önemli bir adım
teşkil etmekteydi. Ayrıca, siyasi ve ekonomik istikrar,
yatırım ortamının iyileştirilmesi sektördeki
yatırım hacmini de önemli ölçüde artırmıştır.
Çok sayıda yerli ve yabancı akaryakıt dağıtım
şirketi hizmet vermeye başlamıştır. Sadece
Ceyhan bölgesi için EPDK'ya yapılan rafineri ve petrokimya tesisi
başvurularının proje büyüklüğü 7 milyar dolar hacmine
ulaşmıştır. Son üç yıllık süre zarfında
da 15 binin üzerinde şirkete lisans verilmiştir.
5015 sayılı Kanun çerçevesinde
petrol piyasasının denetim yapısı kurulmuştur.
Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
ile EPDK arasında protokoller imzalanmıştır. Piyasanın
denetimi ülke genelinde yapılabilecek bir idari altyapıya
kavuşturulmuş, ama, tüm bunlarla birlikte Türkiye'de petrol
kaçakçılığının önemli boyutlara ulaşması
da engellenememiştir.
2005 yılında kurulan ve
çalışan Türkiye Büyük Millet Meclisi araştırma komisyonu
raporunda, iki yılda 7,8 milyar kilogram akaryakıtın
kaçak yurda girdiği ve devletin 10,7 milyar yeni Türk lirası
vergi kaybına uğradığı tespiti yapılmıştır.
Yine, aynı şekilde, Gümrük
Müsteşarlığı verilerine göre de 2002, 2003, 2004,
2005 yıllarında gerçekten yüksek oranlı, akaryakıt
kaçakçılığıyla ilgili olaylar tespit edilmiş
ve kaçak akaryakıt yakalanmıştır. Hem gümrük bakanlığının
verileri hem Meclis araştırma komisyonunun çalışmaları,
kaçak akaryakıt vakasını açık, net bir şekilde
ortaya koymaktadır. Türkiye'deki toplam araç sayısı
ve ham petrol tüketimine baktığımızda zaten bunu
açıkça görmekteyiz. 1990 yılında 3,7 milyon adet toplam
araç sayısı vardır. Bu, 2006 Eylülü itibarıyla 3 katına
çıkmıştır, 12 milyona çıkmıştır.
Ama, bakıyoruz ki, 1990 yılında tüketilen ham petrol
ile 2006 yılında tüketilen ham petrol miktarı arasında
büyük bir fark yok. Araç sayısı 3'e, 4'e katlanıyor, ama,
ham petrol miktarında, tüketilen petrol miktarında bir değişiklik
yok veya bunu akaryakıt kullanan araç sayısı ve akaryakıt
satış miktarı itibarıyla söylediğimizde de
aynı sonuçlara ulaşıyoruz. 1995'te 5,9 milyon adet, akaryakıt
kullanan, araç mevcutken, bu, 2005 yılında 9,7 milyon adede
çıkıyor, ama, akaryakıt satış miktarı,
1995'ten 2005'e 17,3 milyon tondan 16,8 milyon tona düşüyor, azalma
var. Dolayısıyla, rakamların bize anlattığı
şey gerçekten iyi tahlil edilmelidir. Benzinli otomobil sayısında
da benzer bir durum var. 1990'da 1,6 milyon adet benzinli otomobil var,
2005'te 4,1 milyon adede çıkıyor benzinli otomobil sayısı,
ama, benzin satış miktarı, 1990'dan 2005'e biraz azalıyor.
Tüm bu veriler, sektörün gerçekten
iyi denetlenmesi, iyi kontrol edilmesi, denetimle ilgili, kaçakçılıkla
ilgili mücadeleyi gerektiren ne varsa hepsinin yapılmasını
gerekli kılmaktadır. Tüm bu veriler ile Türkiye Büyük Millet
Meclisi araştırma komisyonu raporu, petrol kaçakçılığının
özel olarak ele alınmasını gerekli kılmıştır.
1 Mayıs 2006 tarihli Başbakanlık genelgesiyle, Akaryakıt
Kaçakçılığıyla Mücadele Kurulu kurulmuştur
ve ayrıca, yine aynı genelgeyle bir de Koordinasyon Komitesi
oluşturulmuştur. Başkanlıkları, bu iki Kurul
ve Komisyonun da, tarafımdan yürütülmektedir. Kurulumuz ve
Komisyonumuz faaliyetleri arasında ulaştığımız
bir tespiti bilgilerinize sunmak istiyorum.
Hazırladığımız
eylem planı gereğince, Dış Ticaret Müsteşarlığı
tarafından 35 ülkeden Türkiye'ye çıkış yapan petrol
verileri temin edilmiş ve ülkemiz kayıtlarıyla karşılaştırılmıştır.
Bunlardan 19'una ait veriler yüz yirmi dört sayfalık bir çalışma
olarak Bakanlığımıza 21/12/2006 tarihinde iletilmiştir.
Dış Ticaret Müsteşarlığının
yaptığı çalışmalara göre bulgular açıkça
şöyledir, bazı bulguları belirtmek istiyorum: 2006
yılında Yunanistan'dan ülkemize 46 bin ton benzin sevkiyatı
yapıldığı görülüyor, ama, ülkemize giriş görünmüyor,
Dış Ticaret Müsteşarlığı kayıtlarına
göre. 2004'te, yine aynı şekilde, 181 bin ton, Yunanistan'dan
Türkiye'ye, benzin çıkışı olduğu görülüyor,
ama, sadece sembolik bir miktar ülkemize giriş görülüyor.
2005'te ise bunun sadece üçte 1'i kadar giriş görülüyor veya jet
yakıtıyla ilgili, gaz, oil'le ilgili çıkışlarla
Türkiye'ye girişler arasında önemli fark var. Polonya'dan yine
aynı şekilde ülkemize giren, jet tipi olarak giren, benzin
miktarları var, Türkiye'ye giriş yok. Yine, aynı şekilde
Hindistan ve Türkiye arasındaki
veriler çok ilginç. Hindistan'dan, 2001-2005 yıllarında, değişik
tarihlerde, petrol yağları, hafif yağlar ve müstahzarlar
olarak 10 milyar dolarlık, Türkiye'ye sevkiyat yapıldığı
görülüyor. Maalesef, Türkiye'ye bunların girişiyle ilgili
hiçbir kayıt yoktur. Belçika, Lüksemburg kayıtlarında
benzer bir durum var. İtalya'dan çıkışlar Türkiye
olarak görülüyor ve yine, Türkiye'ye giriş görülmüyor.
Tüm bunlar şunu açıkça göstermiştir
ki, Türkiye'deki akaryakıt kaçakçılığı artık
inkâr edilemeyecek bir piyasa hâline dönüşmüştür. Bu piyasa
haksız kazanç yapanları desteklemektedir ve dürüst, namusuyla
iş yapanlar bu yapıdan mağdur olmaktadırlar ve zarar
görmektedirler. Tüm bunlar dikkate alınmak suretiyle, Başkanı
olduğum Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele
Kurulu ve Koordinasyon Komisyonu, kurulduğu günden itibaren
Sayın Milletvekilimiz "Ne yapmıştır?" diyor.
Kurulalı iki buçuk sene olmuyor. Belirttiğim gibi, 1 Mayıs
2006'da kurulmuştur ve kurulduğu günden itibaren de düzenli
olarak çalışmaktadır. Akaryakıt kaçakçılığıyla
mücadelede entegrasyon ve işbirliği, kurumlar arasında,
sağlanmıştır. Kurumlar arası bilgi akışı
ve işbirliği devam etmektedir. Belirli periyotlarda da
tüm ilgili kurumları Başkanlığımda toplantıya
çağırıyoruz ve tüm gelişmeler gözden geçirilmektedir.
Deminki yabancı ülke ve Türkiye giriş ve çıkış
analizleri de yine bu Komisyonun faaliyetleri arasındadır.
Diğer taraftan, akaryakıt
bayilerinde yazar kasa uygulaması tüm bayileri kapsayacak
aşamaya ulaşmıştır. Ayrıca, yazar kasaların
araç plakalarını otomatik okumasına yönelik çalışmalar
sürmektedir, bu da tamamlanacaktır.
Bir başka önemli gelişme
olarak, ulusal marker TÜBİTAK tarafından üretilmiş ve
uygulamaya da girmiştir. TÜBİTAK, ulusal marker'la ilgili
testleri, hazırlık süreci olan sekiz ay boyunca sürekli
olarak yapmıştır. Aniden, test yapılmadan uygulamaya
girdi gibi bir kanaat varsa, bunun düzeltilmesi lazım. Bu süre
içerisinde de tüm testler yapılmış, uygun görülmüş
ve ulusal marker uygulamasına geçilmiştir.
Peki, Komisyonumuz, Kurulumuz
bu çalışmaları yaptı, ne oldu? Demin rakamları
verdim. Ta 95'ten 2005'e araç sayısı artarken, kullanılan
akaryakıt sayısında düşüşler varken, ilk defa
artış trendine girdiğimizi görüyoruz. 2006 yılı
akaryakıt satışları 2005 yılına göre yüzde
6 civarında artmıştır.
Bir başka gerçek, tüm bu çalışmaların
ortaya çıkardığı sonuç, 2007 yılında dağıtım
şirketlerinin EPDK'ya verdikleri projeksiyonda, akaryakıt
satış miktarlarının yüzde 30 artacağını
öngörmüşlerdir. Dolayısıyla tüm bu tedbirler etkisini
göstermiştir, tüm bu çalışmalar etkisini göstermiştir
ve akaryakıt kaçakçılığını tamamıyla
ortadan kaldırmayı sağlayacak son adımı bu kanunla
atmak üzereyiz.
Şimdi bu tedbirleri etkili
hâle getirecek olan bir kanunu görüşüyoruz. Bu kanun petrol kaçakçılığını
imkânsız hâle getirecektir.
O hâlde bu kanun neler getiriyor?
Birincisi, önce kaçak petrolün tanımı yapılıyor.
Bu tanım, ilk defa, düzenli bir şekilde bu yasayla yapılmış
olacaktır. Hâlen genel kaçakçılık tanımı içinde
değerlendiriliyor. Bu da hukuki zorluklar çıkarıyor
ve mücadeleyi güçleştiriyordu.
İkincisi: Kanunla getirilen
Dağıtıcı lisans sahiplerine bayileri denetleme
zorunluluğu getirmektedir ki, bunun, uygulamada başka
sorunlar, cezaların şahsiliğiyle ilgili bazı
problemler getireceği kanaatinde olan arkadaşlarımızca
verilen önerge var, bu önerge çerçevesinde tekrar değerlendirilecektir.
Ama bir başka nokta, kanunla
gelen, yakalanan kaçak petrolün tasfiyesiyle ilgilidir. Şu
anda, kaçak mal yakalandığı zaman, kaçak petrol veya
başka bir mal, bunun tasfiyesi çok büyük zorluklar ortaya
çıkarmaktadır. Bunu yakalayan, kaçak malı yakalayan
kamu kurumları da yakaladığına pişman olmaktadırlar.
Ancak, bu yasayla birlikte, yakalanan petrolün tasfiye edilmesi
kolaylaştırılmaktadır. Standartlara uygun akaryakıt,
il özel idaresi, standarda uygun olmayan akaryakıt ise TASİŞ
tarafından bir ay içerisinde tasfiye edilecektir. Önce
açık artırma, sonra pazarlık usulüyle satılacaktır.
EPDK, il özel idaresi ve TASİŞ, ihtiyaçları olan araç gereçleri
de Kamu İhale Kanununa tabi olmaksızın sağlayacaklardır
ve böylece, yükümlülük, tasfiye işlemleri tek bir birimin üzerinde
kalmayacağı için ve işlemleri de kolaylaştırılacağı
için, artık, kaçak malın ilgili idare açısından bir
sorun oluşturmadığı yapı kurulmuş olacaktır.
Ama, tüm bunlardan öte, kaçak petrol
satanlara ağır cezalar getirmektedir kanun. Nedir o cezalar?
Birincisi, hapis cezası. Kaçak petrol satan yakalandığı
takdirde, iki ila beş yıl arasında hapis cezasına
muhatap olacaktır. Artık, kaçakçılığın
tespitinin de kolay olacağını, bu yasayla birlikte,
bilmemiz gerekiyor. Çünkü, gerekli marker'a sahip olmayan yakıt,
akaryakıt, petrol "kaçak petrol" olarak kabul edilecektir
ve tüm illerde marker kontrolü, ulusal marker kontrolü yapılacaktır.
Hapis cezası dışında
idari para cezası vardır. Yakalanan kaçak petrolün satış
bedelinin, vergiler dâhil, 3 katı tutarında para cezasıyla
cezalandırılacaktır.
Diğeri, lisans iptalidir.
Mahkûmiyet ve müsadere kararı kesinleşenlerin lisansları
iptal edilecek ve bir daha asla bu sektörde iş yapamayacaklardır.
Dördüncüsü de, ulusal marker'ı
izinsiz üreten ve satanlara da aynı şekilde, iki ila beş
yıl arasında hapis cezası öngörmekteyiz.
Bu kanunla getirilen tedbirlerden
bir diğeri de ikramiyelerdir. Kaçak petrolü ihbar edenlere ve
kaçak petrolü yakalayan güvenlik güçlerine ihbar ikramiyesi verilecektir.
Şu anda da ihbar ikramiyesi var yasalarda, ama mahkeme kararıyla
kesinleştikten sonra alabildikleri için bir cazibesi yoktur.
Hâlbuki, bu kanuna göre, kaçak petrol ihbar edildiği anda, o petrolün
değerinin yüzde 10'u kadar bir ikramiye hemen ihbarcıya
verilecektir. Yüzde 10'u kadar ikramiye de kaçak petrolü yakalayanlara
verilecektir. Düşünün, 50 milyon dolarlık malı bulunan
bir tankeri, kaçak bir tankerdeki malı biri ihbar ettiği
zaman, yüzde 10'u ne yapar, 5 milyon dolarlık, hemen, ihbar ikramiyesine
sahip olacaktır.
Bunun anlamı şudur: Kaçakçılık
yapanlar, birileriyle artık işbirliği kuramayacak
demektir. İşbirliğini engelliyor. Kaçağı
sağlamak için birileriyle işbirliği yapmaya kalktığı
zaman, o işbirliği yaptığı için şimdi bunu
ihbar etme durumuna düşecektir ve dolayısıyla
sırrını kimseye saklayamayacağı için, kimseye
açamayacağı için daha doğrusu, işbirliği yapacağı
kimseyi de bulamayacaktır.
Mahkûmiyet hükmü ve müsadere kararının
kesinleşmesinden sonra da ilave olarak hem ihbarcıya hem
yakalayan güvenlik görevlilerine yüzde 15'i tutarında bir
ilave ikramiye tekrar verilecektir. Ancak, kaçak petrolün sahibi
belli değilse yukarıdaki yüzde 10'luk ve 15'lik ikramiyeler
yüzde 50 indirimli olarak uygulanacaktır, malın sahibi
belliyse yüzde 10-15 olarak uygulanacaktır.
Tüm bu mekanizmalarla birlikte,
açıkça belirtmek gerekirse, bu yasayla birlikte, Hükûmetimizin,
kaçak akaryakıtla, kaçak petrolle mücadelesindeki en son
adım ve önceki adımları da etkili hâle getirilecek
adım atılmış ve tamamlanmış olacaktır.
Dürüst, namuslu iş yapanlar bu sistemden yararlanacaklardır.
Hiçbir zaman bazı kişilerin kayırılması, bazılarının
mağdur edilmesi diye bir şey söz konusu olmayacaktır.
Herkes eşit olarak sistemden ve sistemin müeyyidelerinden kendisine
düşen payı görecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Devamla) - Dolayısıyla, sistemde,
sektörde faaliyet yapan herkesi, her birimi eşit olarak ve aynı
zamanda etkileyen bir mekanizmayla kaçakçılığın
önüne geçilmiş olması, Türkiye'de kayıt dışılıkla
mücadelede önemlidir ve aynı zamanda dürüst ve namuslu çalışanları
teşvik etmek açısından da önemlidir.
Gösterdiğiniz ilgiden dolayı
hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Bakan.
Şahsı adına Çankırı
Milletvekili Sayın Tevfik Akbak.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
TEVFİK AKBAK (Çankırı)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1230 sıra
sayılı Petrol Yasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Tasarı'nın ve ilgili komisyonların
raporu ve tümü üzerinde şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Siz değerli milletvekili arkadaşlarımı
saygıyla selamlarım.
Değerli arkadaşlar, akaryakıt
kaçakçılığının, ekonomiye, insan ve çevre
sağlığına verdiği zararların araştırılarak
alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla bir Meclis
araştırması komisyonu kurulmuş. Bu komisyon, raporunda,
4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, petrol
kaçakçılığıyla ilgili mücadelede yetersiz olduğu,
yakalanan kaçak petrolün tahlil giderlerinin karşılanması,
muhafazası, sanayi için ithal edilen solvent ve baz yağlarının
amacı dışında kullanıldığı ve yakalandığında
bunların kaçakçılık suçu sayılması, yakalanan
petrolden standarda uyan ve uymayanların vakit geçirmeden satışlarının
yapılamayışı, bu alandaki bu sıkıntıların
giderilmesi amacıyla yeni bir düzenlemeyi gerekli kılmıştır.
Bugün üzerinde konuştuğumuz 1230 sıra sayılı
Kanun Tasarısı, bugüne kadar yapılamayanların
yapılması noktasında bir düzenlemedir.
16/11/2005 tarihinde Genel Kurulda
görüştüğümüz araştırma komisyonu raporunda da
belirtildiği üzere, ülkemizde iki yılda tespit edilen 7
milyon 814 bin 121 ton akaryakıtın yurdumuza kaçak girdiği,
bu kaçak münasebetiyle devletin 10,7 milyar YTL'lik vergi kaybı
olduğu, diğer taraftan, 2002 ile 2005 yıllarında
Gümrük Müsteşarlığı bilgilerine göre dört
yılda toplam 193 bin 318 ton, 2000 yılı ilk üç ayında
ise 8 bin 235 ton kaçak akaryakıtın yakalandığı
gümrük yetkililerince belirtilmektedir.
Ülkemizde toplam araç sayısı
1990 yılında 3 milyon 750 bin 678'ken bu sayı 2005'e gelindiğinde
yaklaşık 3 kat artarak 11 milyon 145 bini geçmiştir. Buna
karşılık, 1990 ile 2005 yılları arasında
ham petrol tüketimi 22 milyon 981 bin tondan 24 milyon 489 bin tona yükselerek
yaklaşık yüzde 11 artış olmuştur.
Yine, bu yıllar arası akaryakıt
satış miktarı da 1990'da 12 milyon 677 bin tondan 2005
yılında 16 milyon 847 bin tona çıkmıştır
ki, bundaki artış da yaklaşık yüzde 33 oranında
olmuştur.
Bu süre içerisinde oto gazlı
araç sayısında artış olmuştur. Ancak, araç satışındaki
artış her şeye rağmen yüzde 150'yi geçerken, yakıt
tüketimindeki artış yüzde 33'ü geçememiştir. Bu da ülkemizde
kaçak akaryakıtın ne denli piyasaya girdiğinin bir
göstergesidir.
Hükûmetimiz kaçakla mücadele
için 1/5/2006 yılında Başbakanlık genelgesiyle Kaçakçılıkla
Mücadele Kurulu kuruldu. Ayrıca, on kurumun katkısıyla,
Akaryakıt Kaçakçılığıyla Mücadele Komisyonu
da bu bağlamda kurulmuştur.
Değerli arkadaşlar, kaçak
akaryakıtın sadece Hükûmetimize, devletimize vermiş
olduğu maddi vergi kaybının ötesinde, sektör içerisinde
haksız rekabeti maalesef hızlandırmış, sahada
düzgün ticaret yapan namuslu tüccar ile -bu işin haksız olarak-
kaçak akaryakıt satan arasında olumsuz bir rekabeti sürdüregelmiştir.
Tabii, burada, sadece satan değil, aracına akaryakıt
alanlar arasında da bir ikilem oluşturmuştur. Yani, aracına
kaçak akaryakıt alıp, pahalı akaryakıt alıp hayatını
ve gelirini sürdürmeyi ne kadar kendisine zor görmüşse, bunun
karşılığında, kaçak da olsa, aracına tahribat
da verse ucuz akaryakıtı, kaçak akaryakıtı tercih
eder durumda kalmıştır. Yani, namuslu ile bu kaçaktan
istifade etmek isteyen gerek satıcı gerek bunu kullanıcı,
bu ikilem, bu sıkıntı içerisinde kalmıştır.
Bunun yanı sıra, sektördeki
bu kaçakçılık, maalesef, yine, az önce de ifade ettiğim
gibi, düzgün alışveriş yapan, düzgün ticaretini yapan
tüccarımızı töhmet altında bırakmıştır.
Her şeye rağmen, yasal olan, kayıt içi olan yakıtı
acaba senin yakıtının kaçak olmadığını
nereden bileyim gibi insanlar arasında bir güvensizlik ve ihtilaf
oluşturmuştur. Tabii, bütün bunların özünde, ülkemizin
hemen yanı başındaki ülkeler ile ülkemizdeki akaryakıt
fiyatı arasında uçurum olması, fiyatların anormal
yüksek olması, bu kaçakçılığı maalesef körüklemektedir.
Tabii, üzüntümüz o ki, hemen yanı başımızda, Suriye'de,
Irak'ta, İran'da bu kadar akaryakıt, bu kadar petrol varken neden
ülkemizde yıllardır bu akaryakıtımız çıkarılamadı,
doğrusu bizleri düşündürmektedir. Dolayısıyla,
daha bugün görüşmüş olduğumuz yasayla da, inşallah,
yakın gelecekte Türkiye'mizde de akaryakıt, petrol
araştırmasının, petrol arıtımının
kolaylaştırılarak üretimin artması umudumuz ve
yakın zamanda, ülkemizdeki bu kaçakçılığa
neşter vurulması adına, ülkemizdeki üretimin artması
adına, hem temennimiz hem de gayretimiz olacaktır.
Değerli arkadaşlar, konuyla
ilgili herkesin mutlaka duyarlı olması gerekmektedir.
Burada, iktidarıyla, muhalefetiyle, bürokratıyla ve bunun
kullanıcısıyla, herkes buna duyarlı olmak zorundadır.
Eğer bu kaçağı önlemiş olabilseydik -inşallah,
bu yasayla bunu önleyeceğimize inanıyoruz- bugün fiyatların
da bu noktada olmayacağını ümit ediyorduk. Zira, 10
katrilyon gibi bir rakamın ülke yatırımında ve
akaryakıtın ucuzlatılmasında kullanıldığını
düşündüğümüzde, her geçen yıl, her geçen gün bu fiyatların
daha aşağı inmesini, dolayısıyla, kaçakçılığın
kendi özü içerisindeki mücadelede, iki komşu ülke fiyatları
arasındaki uçurumun daha makul seviyeye yavaş yavaş
inmesini de temin edeceğine inanıyorum
Yasal, vergilenmiş akaryakıtı
aracına koyduğu zaman zarar eden nakliyecimizi, kayıt
içi, kayıtlı akaryakıtı satamayan benzincimizi
ve aracına kayıt dışı yakıt alarak sıkıntıya
düşen tüketicimizi düşünüyorsak, bu yasanın bir an
evvel hayata geçmesi için, hep beraber, el ele verip, bunu ülkemizin
bir kazancına çevirmek hepimizin görevi olmalıdır
diye düşünüyorum.
Sırası gelmişken,
EPDK'nın, bu mücadelede bir geçiş süreci yaşadığı
için, değerli arkadaşlar, bu marker uygulamasının
başlangıçtaki bazı endişeleri mutlaka göz önüne
alacağına inanıyorum. Zira, deposunda yakıt olan
akaryakıt satıcıları ya da dağıtıcıları,
başlangıçta, markerin uygulanmasının vereceği
bazı tereddütleri ve bazı tedirginlikleri yaşamaktadırlar.
Ben, umuyorum ki, bunun uygulamasında bu toleransı göstermeleri
lazımdır diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra
biyodizelin de bu kapsamda harmanlanmasını ve mutlaka
marker kapsamı içerisine alınması gerekmektedir. Aksi
takdirde, yerli tarım ürünlerinin teşviki noktasında,
biyodizeli teşvik ederken, bu mücadeleye zarar verilmemelidir.
Değerli arkadaşlar, tasarıyla,
kaçak akaryakıtın tanımı yapılarak mücadelenin
etkinliğinin artırılması düşünülmekte,
asıl amaç budur. Ulusal markere uymayan kayıt dışı
yakıtın yakalanmasını, satanın, alanın
ve taşıyanın ağır cezalarla cezalandırılmasını
bu tasarı getirmektedir. Yasayla, kaçak yakıtı ihbar
edene, yakalayana prim öngörülmektedir ki, bu işin özüne de çok
uygundur. Zira, bugüne kadar yapılamayışının
arkasında, bu toplumun, hepimizce malum olan, maalesef, istismarı
vardır. İnşallah, bu tasarı, ihbar edeni ve yakalayanı
da, prim vermekle, bu iş birlikteliğini de önler diye düşünüyoruz.
Toplumun her kesimini çok yakından
ilgilendiren ve uygulandığında ülkemize gerçekten
çok büyük kazançlar sağlayacağına inandığım
bu tasarının, ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini
temenni ediyorum ve sizleri, bu vesileyle saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Akbak.
Tümü üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap kısmına
geçiyoruz.
Sayın Aslanoğlu, buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, kamu kurum ve kuruluşları,
ihtiyaçları nedeniyle yakıt veya akaryakıt ihaleleri
açıyor. Bu ihalelerde en düşük teklifi veren kişiye
ihale edilmesi işin esasıdır. Ancak, akaryakıtta
rafine çıkış fiyatları belli, bayi kârı belli,
nakliye fiyatları az çok belli. Peki, rafine çıkış
fiyatı ve kâr marjı net bir şekilde bilinmesine
rağmen, bu fiyatların çok altında ihaleler yapılmaktadır.
Nakliye bedelini koyduğunuzda daha yüksek kırımlarla
karşı karşıya kalıyor. Acaba, kamu kurum ve kuruluşları,
rafine fiyatı belli olan, bayi kârı belli olan, bu oranların
çok üstünde, örneğin yüzde 12-13-14 gibi kırımlarla
akaryakıt veya yakıt ihalesi yaptığı zaman,
acaba, kamu kurum ve kuruluşları kaçak akaryakıt
alımı mı yapıyor? Kamu kurum ve kuruluşları
rafine fiyatları üzerine nakliye ihalesi yapmadığı
sürece bunun önüne geçemez.
Yine yasada, ticari amaçla satın
alan var. Ben bir önerge vereceğim. Bunu bilerek satın alan kamu
kurum ve kuruluşlarına da ceza vermezseniz, bunun önüne
geçemezsiniz.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Sayın Işık, buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, petrol,
petrol ürünleri ve doğal gazda ithalata ödenen miktar 2001'de
8,4 milyar dolar, 2002'de 9,3 milyar dolar, 2005'te 21,3 milyar dolar,
2006'da ise 29 milyar dolar. 2002'deki dış ticaret açığımız
7,4; 2005'teki dış ticaret açığımız ise 32,4
milyar dolar olduğuna göre, aradaki açığın 12 milyar
dolarlık kısmı enerjideki artış ithalat farkından
gelmektedir. Hazinenin verileri böyledir. Petrol kaçakçılığındaki
ortaya çıkan meblağ yukarıdaki değerlendirmenin
dışında mıdır, içinde midir? Petrol kaçakçılığının
cari açığa etkisi nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Işık.
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Evet, teşekkür ediyorum.
Sayın Aslanoğlu'nun belirtmiş
olduğu konu, zaman zaman Türkiye Büyük Millet Meclisinde dile
getirilen bir konudur. Kamu kurumlarının açmış
oldukları akaryakıt ihalelerine çok yüksek kırımlarla
teklif verenler var ve ilgili kamu kuruluşları da bunları
satın alıyor. Akaryakıtın fiyatı belli olduğuna
göre, ne kadar kâr limiti olduğu belli olduğuna göre çok
düşük fiyatlarla satılan akaryakıtın kaçak olduğunu
söyleyebilir miyiz, diyorlar.
Verilen akaryakıtın,
herhâlde, faturası kesiliyordur. Bir resmî
Şu andaki mevzuat
hükümleri çerçevesinde, resmî işlem neyi gerektiriyorsa, muhtemelen
o işleme ait evrakları tamamlamış oldukları
varsayımını yapabiliriz. Ama, bu çerçeve içerisinde
de kaçak akaryakıtla ilgili bir piyasa oluşabiliyor mu
derseniz, muhtemelen oluşabilir. Hukuki boşluklar var ve
bu boşluklardan yararlanmak suretiyle piyasaya sürülen kaçak
akaryakıt da özel veya genel, özel sektör veya muhtemelden belki
de kamu itibarıyla piyasa buluyor olabilir. Ancak, bizim maksadımız
da, böyle bir kanun tasarısını Türkiye Büyük Millet
Meclisine getirme amacımız da kaçak akaryakıtın
artık piyasada dolaşamadığı bir yapıyı
kurmaktır. Bu yasa çıktıktan sonra, hiçbir zaman kamu
kuruluşları da özel sektör kuruluşları da piyasadan
kaçak akaryakıt temin edemeyeceklerdir, piyasada dolaşan
tüm akaryakıt, resmî, vergisi ödenmiş ve yasal yollardan piyasaya
girmiş akaryakıt olacaktır. Ama, geçmişte yapılan
bazı kamu ihaleleriyle ilgili olarak somut, şu kuruluş,
şu kuruluştan şu kadar kırımla akaryakıt
almıştır, bunun kaçak olmaması mümkün değildir
diyorsanız, o konuyla ilgili veriler, ayrıca ilgili inceleme,
denetleme yetkisine sahip kamu kuruluşlarına iletilebilir
ve kaçak olup olmadığı konusunda özel inceleme yaptırılabilir
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Ben size sunuyorum Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) -
ve EPDK, bu tür satışlarla
ilgili olarak da incelemeler yaptırdıklarını
ifade ediyorlar.
Evet, petrol ithalatının,
enerji ithalatının cari açığımız içerisinde,
dış ticaret açığımız içerisinde önemli
bir paya sahip olduğunu belirtiyoruz. Nitekim, vermiş olduğunuz,
Sayın Ahmet Işık'ın vermiş olduğu veriler
de bunu göstermektedir. Türkiye, dış ticaret açığı
ve cari açık açısından son yıllarda önemli bir rakamla,
açıkla karşı karşıyadır. Bu açıkta da
petrolün, akaryakıtın önemli bir payı vardır.
Dış ticaret açığının ve cari açığın
hesaplanması sırasında, yasal yollardan girmeyen, kayıtlara
girmeyen hususlar "hata-noksan" sütununda görülmektedir.
Dolayısıyla, zaman zaman ortaya çıkan "hata-noksan"
sütununun, kaleminin de buradaki kaçak akaryakıta bağlı
kalemler olabileceğini düşünebiliriz.
Evet, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Sorular cevaplandırılmıştır.
Sayın milletvekilleri, tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma
süremiz dolmak üzeredir. Bu nedenle, alınan karar gereğince,
Irak'taki son gelişmeler konusundaki (8/36) ve (8/37) esas numaralı
genel görüşme önergelerinin görüşülmesini birlikte yapmak
ve kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek
için 18 Ocak 2007 Perşembe günü saat 14.00'te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum, iyi akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 19.50