DÖNEM: 22 CİLT: 145 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
55inci
Birleşim
25 Ocak 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURU
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan'ın, Türk
İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının
kuruluş amacı ve faaliyetlerine ilişkin gündem dışı
konuşması ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı
2.-
Bayburt Milletvekili Ülkü Gökalp Güney'in, İnternet üzerinden
işlenen suçların önlenmesinde ve gençlerimizin zararlı
sitelerden korunmasında İnternet kafelerin denetlenmesinin
önemine ilişkin gündem dışı konuşması ve
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın
cevabı ve Adana Milletvekili Tacidar Seyhan'ın, aynı
konuda açıklaması
3.-
Samsun Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, gençlerimizin sorunlarına,
onların yararlı faaliyetlere yönlendirilmelerinin önemine
ve bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin gündem
dışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
IV. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları
(1/1215) (S. Sayısı: 1230)
4.- İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar'ın;
Devlet İhale Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/902) (S. Sayısı:
1314)
5.-
Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, Sağlık Personelinin
Tazminat ve Çalışma Esaslarına Dair Kanun ile Tababet
ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına
Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler Komisyonu Raporu (1/1226) (S. Sayısı: 1247)
6.- Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
İçişleri Komisyonları Raporları (1/988) (S. Sayısı:
922)
V. - OYLAMALAR
1.-
1230 Sıra Sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısına verilen oyların
sonucu
TBMM
Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak on oturum yaptı.
23/1/2007
tarihli 53'üncü Birleşimde yapılan kapalı oturuma
ait tutanak özetinin okunabilmesi için, Başkanlıkça,
İç Tüzük'ün 71'inci maddesi uyarınca kapalı oturuma geçilmesi
gerektiği açıklandı; açık oturuma saat 14.06'da son
verildi.
(İkinci
Oturum Kapalıdır)
Oturum
Başkanı ve TBMM Başkan Vekili İsmail Alptekin, eski
Dışişleri Bakanlarından İsmail Cem'in vefatı
dolayısıyla ailesine, siyaset camiasına ve Genel Kurula
başsağlığı dileyen bir açıklamada bulundu.
Aynı
konuda:
CHP
Grubu adına İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol,
AK
Parti Grubu adına Bursa Milletvekili Faruk Çelik,
Anavatan
Partisi Grubu adına Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlu,
Birer
açıklamada bulundular.
Erzurum
Milletvekili Mücahit Daloğlu'nun, Üniversiteler Arası Kış
Oyunları'nın 2011 yılında Erzurum'da yapılacak
olmasının önemine ve olimpiyatların, bölgenin gelişmesine
yapacağı katkılara ilişkin gündem dışı
konuşmasına Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin cevap verdi.
Şanlıurfa
Milletvekili Mehmet Vedat Melik, hâlen kapalı olan Akçakale
Sınır Kapısı'nın yeniden hizmete açılmasının,
yüksek ihracat ve ithalat potansiyeli olan bölgeye sağlayacağı
yararlara,
Sivas
Milletvekili Osman Kılıç, Osmanlı İmparatorluğu'nun
kuruluş yıldönümü münasebetiyle, üç kıtada en uzun
süre hâkimiyet kurmuş olan Türk devleti olarak siyaset ve medeniyet
açısından dünya tarihine doğrudan etkilerine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Genel
Kurulu ziyaret
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının:
1'inci
sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305)
görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin
komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2'nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı'nın
(1/1030) (S. Sayısı: 904) görüşmeleri, ilgili komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
3'üncü
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika
Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın
Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının
Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın (1/1115) (S.
Sayısı: 1147) görüşmeleri tamamlandı; elektronik
cihazla yapılan açık oylama sonucunda kabul edilip kanunlaştığı
açıklandı.
İstanbul
Milletvekili Onur Öymen, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali Şahin'in, konuşmasında, ileri sürmüş olduğu
görüşlerden farklı görüşleri kendisine atfetmesi nedeniyle
bir açıklamada bulundu.
4'üncü
sırasında bulunan, Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın (1/1215)
(S. Sayısı: 1230) görüşmelerine devam olunarak 2'nci maddesine
kadar
25
Ocak 2007 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat
14.00'te toplanmak üzere birleşime 19.02'de son verildi.
İsmail
Alptekin
Başkan
Vekili
Bayram Özçelik Yaşar
Tüzün
Burdur
Bilecik
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun Tüfekci Türkân
Miçooğulları
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 71
II. - GELEN
KÂĞITLAR
25 Ocak 2007
Perşembe
Tasarı
1.-
Futbol Müsabakalarında Müşterek Bahisler Tertibi Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/1299) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23.1.2007)
Teklif
1.-
Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün ve 19 Milletvekilinin; Siyasi
Etik Komisyonu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/935) (Adalet; Avrupa
Birliği Uyum Komisyonu ve Anayasa Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19.1.2007)
Raporlar
1.-
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun Tasarısı
ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1231) (S. Sayısı: 1324) (Dağıtma
tarihi: 25.1.2007) (GÜNDEME)
2.-
Uygulama İmkanı Kalmamış Bazı Kanunların
Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Tasarısı
ile Adalet Komisyonu Raporu (1/1239) (S. Sayısı: 1325) (Dağıtma
tarihi: 25.1.2007) (GÜNDEME)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Ankara-Atatürk Bulvarındaki
yol yapım çalışmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/18616)
2.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, hastanelerdeki bazı
hizmetlere yönelik bir genelgeye ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19156)
3.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, depreme yönelik çalışmalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19158)
4.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Başbakanlık
personeli maaşlarının yatırıldığı
bankadan araçlar alındığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19161)
5.-
Kocaeli Milletvekili Mehmet Sefa SİRMEN'in, Yuvacık Barajı
ile ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19162)
6.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, sel felaketlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19165)
7.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'daki
DSİ Sondaj Şubesinin kapatılacağı iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19166)
8.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, AB'nin parasal yardım
yaptığı dernek ve vakıflara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19167)
9.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, İstanbul'un
trafik sorununa ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19169)
10.-
İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın, Kaz
ve Marda Dağlarındaki madencilik faaliyetlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19170)
11.-
Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın,
12.-
Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, orman ve tarım arazilerindeki
kaçak yapılaşmaya ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19174)
13.-
Konya Milletvekili Atil
14.-
İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, belediye şirketlerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19182)
15.-
Muğ
16.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, BOTAŞ'ın doğalgaz
zammına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/19184)
17.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, İzmir'in deprem riskine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19185)
18.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, İzmir'deki hastanelerin
açtığı ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/19186)
19.-
Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun Hafif Raylı
Sistem Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19187)
20.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, eczanelerin
alacaklarına ve Sosyal Güvenlik Kurumunun borçlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19188)
21.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İstanbul-Beykoz'da
bir ormanlık alandaki yapılaşmanın soruşturulmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19189)
22.-
Mersin Milletvekili Şefik ZENGİN'in, Mersin-Mut Devlet Hastanesi
Başhekiminin astırdığı afişlere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19190)
23.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, bölünmüş yol projesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19196)
24.-
Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Isparta-Eğirdir
bölünmüş yol çalışmalarına ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/19197)
25.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19198)
26.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19199)
27.-
Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, deprem konusunda yapılan
açıklamalara ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19200)
28.-
Sinop Milletvekili Engin ALTAY'ın, Ayancık-Boyabat karayoluna
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19201)
29.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19203)
30.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19204)
31.-
Samsun Milletvekili Mustafa ÇAKIR'ın, prim alacaklarının
tevkifat yoluyla tahsiline ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/19207)
32.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, İstanbul-Beykoz'da
ormanlık alandaki usulsüz yapılaşmaya ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/19225)
33.-
Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, bir yerleşim yerindeki
mülk sahiplerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19229)
34.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Papa'nın
Türkiye ziyaretinde gazetecilerin akreditasyon işlemlerine
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/19234)
35.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, AB tarama sürecinin
sonuçlarına ilişkin Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından yazılı soru önergesi
(7/19236)
36.-
Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, Eskişehir
Büyükşehir Belediyesi Hastanesine ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/19246)
37.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, futboldaki şike iddialarına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/19247)
38.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/19254)
39.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY)
yazılı soru önergesi (7/19255)
40.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, TRT çalışanlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/19256)
41.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı
soru önergesi (7/19257)
42.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN)
yazılı soru önergesi (7/19258)
43.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir köyün
sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19265)
44.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir köyün
sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19266)
45.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir köyün
sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19267)
46.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir kasabanın
sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19268)
47.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir köyün
sulama suyu ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19269)
48.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir kasabanın
sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19270)
49.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir köyün
sulama göleti ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19271)
50.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir sulama
göletine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19272)
51.-
Niğde Milletvekili Orhan ERASLAN'ın, Niğde'deki bir kasabaya
yapılacak olan sulama göletine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19273)
52.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19275)
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19276)
54.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, elektrik enerjisi ihtiyacına
ve enerji açığına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19277)
55.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, intihar
56.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, BOTAŞ'la ilgili
bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19279)
57.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, EGO'nun BOTAŞ'a
olan borcuna ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19280)
58.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Garp Linyitleri Müessesesine
yönelik bazı iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19281)
59.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Türkiye Kömür
İşletmeleri Kurumunun finansal durumuna ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19282)
60.-
Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, TPAO'nun mühendis
alımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19284)
61.-
Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, TPAO'nun mühendis
alımına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19285)
62.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa'daki bir mahallenin su
sorununa ve ulaşım ücretleri ile afet planlamasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19286)
63.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, asayiş olaylarındaki
artışa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19287)
64.-
Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın,
65.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin vatandaşlara yaptığı yardımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19291)
66.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Kırklareli-Lüleburgaz-Kırıkköy Beldesindeki derenin
ıslahına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19292)
67.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, kaçırılan
yabancı uyruklu kişilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19293)
68.-
Samsun Milletvekili İlyas Sezai ÖNDER'in, Samsun Büyükşehir
Belediyesinde bazı personelin görev yerlerinin değiştirilmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19294)
69.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Ankara'da bir sulama göletinde balık
çiftliği kurulacağı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19295)
70.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, İstanbul'daki
bir orman arazisine yapılan kaçak yapılara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19297)
71.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Havacılık
Dairesi Başkanlığının faaliyetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19299)
72.-
İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, personele ek ödeme yaparak
yargılanan ya da takibata
uğrayan belediye yöneticilerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19300)
73.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Boğaziçi'ndeki
kaçak yapılara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19302)
74.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19304)
75.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19305)
76.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun,
alışverişlerde belge düzeninin denetimine ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/19317)
77.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, zorunlu
istihdamla ilgili sorunlara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19318)
78.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, eczanelerin yeşil kartlılara
verilen ilaç bedeli alacaklarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19319)
79.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19331)
80.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19332)
81.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, kolestrol ilaçlarının
kısıtlanmasına ve sağlık harcamalarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19333)
82.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, yeşilkartlıların
ilaç bedellerinin eczanelere ödenmesinde yaşanan gecikmelere
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19334)
83.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir sağlık ocağının
personel ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19337)
84.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Van-Başkale'de görev yapan
bir doktorun tayin talebine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19338)
85.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, idari kadrolara yapılan
atamalara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19347)
86.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, statülerine göre personel
sayısına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19348)
87.-
Antalya Milletvekili Ati
88.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa'daki tarihi çeşmelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19649)
89.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Kıbrıs konusunda
bir danışmanının görüşmelerde bulunduğu
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19650)
90.-
Konya Milletvekili Atil
91.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Atatürk Hava Limanında
deve kesilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19654)
92.-
İstanbul Milletvekili Ahmet Sırrı ÖZBEK'in, vatandaşlara
yapılan nakdi ve ayni yardımlara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/19655)
93.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Ağrı'ya doğalgaz
verilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19659)
94.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, Antalya-Elmalı'daki
Avlan ve Baranda göllerindeki su kaçaklarına ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19660)
95.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'ın bir köyünün
sulama kanalı ihtiyacına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19661)
96.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'ın bir köyündeki
yol ve su çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19662)
97.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, bir kargo firmasının
dolandırıldığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19663)
98.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İstanbul'daki
bir ilköğretim okulunda gerçekleştirilen yıkıma
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19664)
99.-
Mersin Milletvekili Hüseyin ÖZCAN'ın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin verdiği bir inşaat iznine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19665)
100.-
Hatay Milletvekili Züheyir AMBER'in, İskenderun'da meydana gelen
saldırılara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19666)
101.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, kaçak yabancı işçilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19667)
102.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Doyran Belediye
Başkanının kullandığı makam aracına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19668)
103.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın,
104.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, görme engellilere
eğitim veren okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19672)
105.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, hastanelerdeki
otomasyon sistemlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19675)
106.-
Artvin Milletvekili Yüksel ÇORBACIOĞLU'nun, Borçka Devlet Hastanesi
yönetimiyle ilgili iddialara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19676)
107.-
Bilecik Milletvekili Yaşar TÜZÜN'ün, Bilecik İlindeki
sağlık personeli açığına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19677)
108.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, İstanbul'daki
bir dispanserin kapatılacağı iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19678)
109.-
Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, ilaç kaplı
stenlere ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19679)
110.-
Denizli Milletvekili Mehmet U. NEŞŞAR'ın, Denizli'de
aile hekimliği pilot uygulamasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19680)
111.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, SSK'nın Akdeniz Üniversitesi
Hastanesine olan borcuna ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19681)
112.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, AB sürecinde Kıbrıs
konusundaki gelişmelere ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/19685)
113.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, yapı
denetim sistemine ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/19686)
114.-
Artvin Milletvekili Yüksel ÇORBACIOĞLU'nun, Borçka'daki
fındık üreticisinin ürün bedelini İlçedeki bankalardan
almasının sağlanmasına ilişkin Devlet Bakanından
(Ali BABACAN) yazılı soru önergesi (7/19687)
115.-
Bilecik Milletvekili Yaşar TÜZÜN'ün, Bilecik'teki kamu personeli
atama ve yer değiştirmelerine ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/19688)
116.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'da
kalitesiz kömür dağıtıldığı iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19691)
117.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Kırklareli'deki Devlet hastanelerinin sözleşmeli çalışanlarının
bir siyasi partiye üye olmaya zorlandıkları iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19693)
118.-
Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, TÜBİTAK'la
ilgili yargı kararlarının uygulanmadığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19694)
119.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, bir Danışmanın
masraflarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/19695)
120.-
Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, TBMM Gündemindeki
bir uluslararası anlaşmaya ve bir konferansa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19696)
121.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, TÜBİTAK'a ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/19697)
122.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19703)
123.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köyün altyapı
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19704)
124.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bazı köylerin
yol sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19705)
125.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köprünün
bakım ve onarımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19706)
126.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köprünün
bakım ve onarımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19707)
127.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Kent Konseyi
Yönetmeliğine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19708)
128.-
Tekirdağ Milletvekili Erdoğan KAPLAN'ın, Tekirdağ'da
kapatılan bir taş ocağının faaliyetlerini
sürdürmesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19709)
129.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın,
130.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, arazi toplulaştırması
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19711)
131.-
Denizli Miletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, taksi şoförlerinin
can ve mal güvenliğine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19712)
132.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'da
kış sezonunda kapanan işletmelere ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19713)
133.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, turizm rehberlerinin
mesleki örgütlenmesine ve sorunlarına ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/19714)
134.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Ankara Vergi Dairesi
Başkanlığının taksicilere yönelik uygulamalarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19715)
135.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, özürlü aylıklarına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19717)
136.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, bazı il millî eğitim
müdürlerinin aldığı makam araçlarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19721)
137.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, özürlülerin
eğitimlerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19722)
138.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, Konya
Numune Hastanesinde yaşandığı iddia edilen bir
olaya ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19723)
139.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir ilacın
temininde yaşanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19724)
140.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köy
sağlık ocağının ihtiyaçlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19725)
141.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köy
sağlık ocağının ihtiyaçlarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19726)
142.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ardahan'daki bir köy
sağlık ocağının personel ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/19727)
143.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Şırnak
İlindeki Devlet hastanelerinde göz doktoru bulunup bulunmadığına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/19728)
144.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, hastanelerdeki
oda sistemine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/19729)
145.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'de kurulacak
bir kırma-eleme tesisine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19732)
146.-
Tekirdağ Milletvekili Erdoğan KAPLAN'ın, Tekirdağ'da
kapatılan bir taş ocağının faaliyetlerini
sürdürmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/19733)
147.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ali ÖZPOLAT'ın, Atatürk Havalimanındaki
bir pistin uzatılması projesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/19737)
25 Ocak 2007
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.06
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 55'inci Birleşimi'ni açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce, üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Türk İşbirliği ve Kalkınma
İdaresi Başkanlığı (TİKA)nın yaptığı
faaliyetlerle ilgili olmak üzere, Kahramanmaraş Milletvekili
Sayın Fatih Arıkan'a aittir.
Buyurun
Sayın Arıkan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURU
A) GÜNDEM
DIŞI KONUŞMALAR
1.- Kahramanmaraş
Milletvekili Fatih Arıkan'ın, Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının kuruluş
amacı ve faaliyetlerine ilişkin gündem dışı
konuşması ve Devlet Bakanı Beşir Atalay'ın cevabı
FATİH
ARIKAN (Kahramanmaraş) - Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün,
Türkiye'nin önemli bir kuruluşu olan Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi, kısaca TİKA Başkanlığının
faaliyetleriyle ilgili konuşma yapmak üzere söz almış
bulunuyorum.
Özellikle
Orta Asya, Kafkaslar ve Balkanlar'da bulunan ülkelere seyahat
Sayın
milletvekilleri, bu taleplerin sistemli bir şekilde karşılanması
amacıyla 1992 yılında, Dışişleri Bakanlığına
bağlı olarak, 480 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle
TİKA kurulmuş ve 1999 yılında Cumhurbaşkanlığı
tezkeresiyle Başbakanlığa bağlanmıştır.
12 Mayıs 2001 tarihinde, 4668 sayılı Türk İşbirliği
ve Kalkınma İdaresi Başkanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun yayımlanmıştır.
TİKA hâlen Devlet Bakanlığına bağlı olarak
çalışmalarını sürdürmektedir.
Sayın
milletvekilleri, TİKA'nın kuruluş amacı, başta
Türk dilinin konuşulduğu ülkeler ve Türkiye'ye komşu
ülkeler olmak üzere, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına
yardımcı olmak, bu ülkelerle, ekonomik, ticari, teknik,
sosyal, kültürel ve eğitim alanlarında iş birliğini
projeler ve programlar aracılığıyla geliştirmektir.
TİKA, başlangıçta altı yedi ülkede faaliyet gerçekleştirirken,
bugün itibarıyla on sekiz ülkede koordinasyon ofisi bulunmakta
ve faaliyetlerinden doksan civarında ülke faydalanmaktadır.
Hükûmetimiz
döneminde TİKA faaliyetlerine yeni bir içerik kazandırılmış,
Balkanlar ve Afrika başta olmak üzere, yeni coğrafyalara
açılınmış ve kalkınma yardımlarının
etkinliği artırılarak Hükûmetimize yurt dışında
ve içinde ciddi bir prestij kazandırılmıştır.
Başkanlığın
yayımladığı raporlardan öğrendiğimize
göre 1992-2003 yılları arasında toplam 2.506 proje ve faaliyet
gerçekleştirilmiş iken, 2004 yılında 486, 2005
yılında 562 faaliyet ve proje gerçekleştirilerek,
Başkanlığın çalışmaları bir ivme kazanmıştır.
2006 yılında da bu sayı 931'e ulaşmıştır.
Bu projelerin siyasi, ekonomik ve kültürel açıdan önemli geri
dönüşümleri olduğu inancındayım. Bu nedenle,
TİKA projelerinin giderek artması gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, bu projelerin hayata geçirilmesi için gerekli olan insan
kaynakları, bütçe ve organizasyonel altyapı konusunda
da ciddi desteklemelerin yapılması gerektiğine inanmaktayım.
Hükûmet
olarak Balkanlar'a büyük önem vermekteyiz. Balkanlar'da bulunan Türk
ve akraba topluluklara ve devletlere yapılan önemli yardımların
artarak devam etmesi gerektiği inancındayım.
TİKA'nın
özellikle Makedonya, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Kosova'da yürütülen
projelerinin de çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Ayrıca,
Filistin gibi tarihimizde önemli bir yeri olan ve günümüz uluslararası
ilişkilerinin odak noktasında olan bir coğrafyayla da
teknik iş birliği açısından yakından ilgilenilmesi
gerekmektedir. Bu amaçla, Kudüs'te, Ramallah'ta açılan TİKA
ofislerinin giderek daha önemli roller oynayacağına inanıyorum.
Sayın
milletvekilleri, Türk dünyasının ana omurgasını
teşkil eden Türk cumhuriyetleriyle de ilişkilerimizin geliştirilmesinde,
TİKA'nın uyguladığı projelerin önemli roller
ifa ettiğini görmekteyiz. Bu projelerin insan odaklı ve
toplumlar arası iletişimi artırıcı mahiyette
olması, ileriye yönelik ümitlerimizi artırmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun efendim.
FATİH
ARIKAN (Devamla) - Sayın milletvekilleri, geçenlerde Türkmenistan'a
yaptığım bir seyahat esnasında gördüklerimi de
sizlerle paylaşmak istiyorum. TİKA'nın orada hayata
geçirdiği birçok projenin içerisinde özellikle Sultan Sencer
Türbesi'nin restorasyonu, ortak kültür mirasımızın
korunması açısından büyük önem taşımaktadır.
TİKA'nın ortak kültür mirasımıza sahip çıkan
bu tür projelerinin, Orta Asya ve Balkanlar'da daha da artması
gerektiğine inanıyorum. TİKA projelerinin seçiminde
ve hayata geçirilmesinde belirlenecek kriterlerin çok önemli olduğunu
düşünüyorum. Günümüzde rekabet ortamının giderek
kızıştığı teknik işbirliği konularında
diğer ülkelerle alanda rekabet edebilmenin önemli yollarından
birinin de bu kriterlere gereken hassasiyetin gösterilmesi olduğunu
düşünüyorum.
Sayın
milletvekilleri, yeni coğrafyalara açılırken en önemli
diplomasi araçlarımızdan birini de şüphesiz TİKA'nın
projeleri oluşturmaktadır. Bu sayede ilgili ülkelerin
bürokratları Türkiye'ye çeşitli amaçlarla getirilip
eğitilmekte, yapılan sosyal projelerle insanların
kalpleri kazanılmakta ve iş adamlarımızın faaliyetlerine
destek verilmektedir. Bu yöntemle geliştirilen Afrika'ya
açılım programının yaygınlaştırılmasını
ve derinleştirilmesini dilemekteyiz. Afrika'ya yönelik çalışmalar
ve genişleme politikası nasıl yürüyor, onu da gerçekten
merak ediyorum.
Konuşmamı
bitirirken, Sayın Devlet Bakanımız Beşir Atalay'ı
ve TİKA'yı kutluyor, yürüttüğü projelerin artarak devam
etmesini diliyorum.
Bu
duygu ve düşüncelerle yüce Meclisi selamlar, teşekkür ederim.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Arıkan.
Sayın
milletvekilleri, Sayın Devlet Bakanımız Beşir
Atalay Bey cevap verecekler.
Buyurun
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET
BAKANI BEŞİR ATALAY (
Bildiğiniz
gibi, Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı Türkiye'nin yegâne teknik yardım kuruluşudur.
Uluslararası ilişkilerde, özellikle İkinci Dünya Savaşı
sonrası dönemde büyük ülkeler teknik yardım diplomasisine
çok önem vermişlerdir ve bu, o ülkelere epey geri dönüş
sağlamıştır. Bugün de bölgesel ve küresel sorumluluk
taşıyan bütün devletlerin teknik yardım kuruluşları
vardır. Japonya'nın JICA'sı, Almanya'nın GTZ'si gibi kuruluşlar buna örnek
olarak verilebilir. İşte, Türkiye'nin de uluslararası
alanda teknik işbirliği projelerini yürüten kuruluşunun
adı Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi
Başkanlığı, kısa ismiyle TİKA'dır.
Teknik
yardım kuruluşları, ülkelerin prestijlerine, lobi
ve tanıtım gücüne katkılar sağlar. Aynı zamanda,
proje uygulanan alanlarda yardım alan ve yardım veren ülkelerin
kamu ve özel sektörleri arasında ilişkilerin geliştirilmesine
destek verir. Söz konusu yardımların kamu veya doğrudan
halka ulaştırılması, bilenen dış politika
geliştirme biçiminin yanında, kamu diplomasisi yoluyla
ekonomik, sosyal, kültürel ve psikolojik alanlarda ilave bir enstrüman
oluşturur. Kalkınma yardımları klasik diplomasiye
ekonomik, sosyal, kültürel ve insani alanlarda yeni açılım
imkânı sağlayan önemli bir enstrümandır ve teknik yardım,
kalkınma yardımları, dış politikaya gerçekten
çok önemli ve somut destek sağlar. Esasen, bu faaliyet, her ülkenin
dış politikasının bir parçasıdır ve Türkiye'de
de o şeklide yürümektedir.
TİKA'nın
kuruluş amacı, başta Türk dilinin konuşulduğu
ülkeler ve Türkiye'ye komşu ülkeler olmak üzere, gelişme
yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak,
bu ülkelerle ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel ve eğitim
alanında işbirliğini, projeler ve programlar aracılığıyla
geliştirmektir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; TİKA halen merkez
teşkilatına ilaveten, Arnavutluk, Azerbaycan, Bosna-Hersek,
Gürcistan, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Moldova,
Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Ukrayna, Kırım, Afganistan,
Filistin, Makedonya, Kosova, Etiyopya ve Sudan olmak üzere on sekiz
program koordinasyonu ile faaliyetlerini sürdürmektedir. Ayrıca,
program koordinasyon ofisi olmayan ülkelerde de merkezden planlanan
proje ve faaliyetler uygulanmaktadır. Böylece, alanda faaliyet
gösteren ülke sayısı daha da artmaktadır.
İçinde
bulunduğu bölgenin, siyasi, ekonomik ve güvenlik eksenli ciddi
problemler yaşıyor olması, istikrarlı ve güçlü
Türkiye'yi bölgesinde çok daha önemli hâle getirmektedir. Bu nedenle,
Hükûmetimiz döneminde Türkiye, Avrupa Birliği ağırlık
merkezini muhafaza ederken, bölgesel meselelerde en etkili aktör,
küresel ilişkilerde ise işbirliği tercih edilen güçlü
bir partner olma yolunda çok yönlü, problem çözücü, diyalog eksenli
ve uluslararası ilişkilerde ağırlığını
artıran ve mümkün olan bütün ülkelerle iyi ilişkiler geliştirme
temel prensibiyle hareket eden bir politika izlemektedir. Bu
dış politika perspektifimiz çerçevesinde, teknik ve
dış yardım politikaları da revize edilmiştir.
Hükûmetimiz, yapılan yardımları dış politikamızın
önemli ve ayrılmaz bir parçası hâline getirmiştir. Bu
yolla elde edilecek birçok dış politika hedefi olduğuna
da inanmaktayız. Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerin geliştirilmesi,
Türk ve akraba toplulukların taleplerine cevap verilmesi,
dünyanın ortak sorunu hâline gelmiş krizlere uluslararası
toplum içerisinde rol alarak müdahale edilmesi, beklenmedik zamanlarda
ortaya çıkan doğal afet, savaş ve kriz mağdurlarına
yardım edilmesi, hep, dış politikamızın öncelikleri
arasında yer almıştır.
Hükûmetimiz,
artan dış politika hedeflerine paralel olarak TİKA'nın
faaliyetlerine de büyük önem vermiştir. Gelişmiş ülkeler
tarafından uluslararası ilişkilerde kullanılan
en etkili araçlardan biri olan teknik kalkınma yardımı
işbirliği teşkilatlarının bu ülkelerle rekabet
edebilecek seviyede ülkemiz tarafından da kullanılması
hedeflenmiştir. Doğrusu, güçlü bir teknik yardım kuruluşu
oluşturulması, Hükûmetimizin kurulduğu günden beri
en önemli önceliklerimizden birisi olmuştur. Tabiî, güçlü bir
teknik yardım kuruluşuna sahip olmak, her şeyden önce,
bu alanda iyi yetişmiş, profesyonel elemanlar ve tutumlarla
oluyor ve ayrıca uluslararası standartlarda faaliyet göstermek
gerekiyor. Bu çerçevede özel olarak kendimin büyük çabam olmuştur;
Başbakanımızın, Dışişleri Bakanımızın
ve Hükûmetimizin de bu konuda çok büyük desteğini almışızdır.
Bu
çerçevede, TİKA'da neler yapıldı kurumsallaşma
açısından, kısaca şunları ifade edebilirim
ana başlıklar olarak: Bir defa, kurumsallaşması
güçlendirilmiştir. Hükûmetimiz göreve geldiğinde TİKA
çok zayıf bir durumdaydı değerli arkadaşlar. Kuruluş
yıllarında işe alınan personelden nitelikli olanların
da çoğu kurumdan ayrılmış durumdaydı. Yurt
dışı ve kurum içi atamaları liyakatle yapılmamıştı.
Kurumun yeni proje bulma ve uygulama yeteneği çok zayıflamıştı.
Kurum içinde hızlı bir yeniden yapılandırma stratejisi
başlatılmış, nitelikli, iyi sınavlarla uzman
yardımcıları alınmış, kurumun, hem merkezde
hem de alanında bulunan fiziki mekânları da daha temsil kabiliyeti
özelliğine kavuşturulmuştur.
Ankara'da,
bildiğiniz gibi, her şeyden önce, TİKA'nın binası
çok elverişsiz durumdaydı, ofisi. Hâlbuki, TİKA, uluslararası
çalışan bir kuruluştur. Genelde ziyaretçileri ve muhatapları,
ya bu ülkelerin ülkemizdeki büyükelçileridir veya yurt dışından
gelen konuklardır. Onun için, Ulus'ta eski bir banka binası
satın alınmış, iyi şekilde donatılmış
ve prestijli bir temsil merkezine kavuşturulmuştur. Ülkelerdeki
koordinasyon ofislerimizde de aynı prensip uygulanmış
ve tamamının çalışma merkezleri yenilenmiştir.
Bunlar, Tabiî, teknik yardım kuruluşları için önemli göstergelerdir.
Bütçesi
artırılmıştır TİKA'nın. Son dört
yılda her yıl yapılan artışlarla ve bütçe
dışı desteklerle TİKA'nın alanında rahat
çalışması sağlanmıştır. Yani, her
yıl ciddi şekilde artışlar olmuştur. Ayrıca,
Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı
ve Tanıtma Fonu'ndan da, TİKA'nın bazı projeleri
destek görmüştür. Mesela, ülkemizin, biliyorsunuz, uluslararası
platformlarda hibe taahhütleri olmaktadır donörler toplantılarında.
Hükûmetimiz bir karar almış ve bu taahhütlerimizin de proje
tabanlı olarak TİKA tarafından alanında gerçekleştirilmesi
kararlaştırılmış ve dolayısıyla,
TİKA bütçesi böylece artmıştır. Mesela, Afganistan'daki
çalışmalar tamamen Dışişleri Bakanlığımızdan
aktarılan bu hibe kaynaklarla yürütülmektedir. Demek ki, kaynağında,
bir, TİKA'nın kendi bütçesi; iki, Türkiye'nin dış hibe
taahhütleri ve bir de Tanıtma Fonu'ndan Türkoloji Projesi gibi
destekler, kaynaklar söz konusudur.
Hükûmetimiz
döneminde bir şey daha yapılmıştır TİKA'yla
ilgili ve teknik yardım çalışmasıyla ilgili:
TİKA'ya koordinasyon görevi verilmiştir.
Değerli
milletvekillerimiz, Türkiye, aslında, her dönem dışarıya,
dost, kardeş, komşu ülkelere yardım yapmıştır.
Bu, teknik yardım olabilir, insani yardım olabilir, uzmanlık
desteği olabilir, çok çeşitli alanlarda. Ama, elimizde bunun
ne bir koordinasyonu vardı ne de bir envanteri vardı. Mesela
donörler toplantısında, OECD'nin organize ettiği yardım
Ve
Hükûmetimiz döneminde TİKA'nın faaliyet alanı genişletilmiştir.
Özellikle Balkan politikasına Tabiî ağırlık verilmiştir
bu dönemde. Bu çerçevede Makedonya ve Kosova'ya koordinasyon ofisleri
açılmıştır ve yine sürüp gelen, süreklilik arz
Tabiî
Afrika çok önemli. Afrika'da, Sayın Başkan, değerli milletvekillerimiz,
53 ülke var, büyük bir kıta ve uluslararası alanda, özellikle
Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlarda
Afrika önemli bir kıta ve Afrika şu anda gelişiyor.
Özellikle yatırım potansiyeli olarak çok fazla. Onun için
de, Afrika'da biraz daha yer alınması gerekiyor. Dışişleri
Bakanlığımızın da bu konuda çalışmaları
var. Doğrusu, biz de teknik yardım faaliyeti olarak Afrika'ya daha fazla
açılacağız. Hatta, geçen ay içinde ben Senegal'e gitmiştim
Karma Ekonomik Komisyonu toplantısını organize etmek
ve bir başka toplantıya katılmak için. Afrika'daki büyükelçilerimizi
oraya davet ettim Dışişleri Bakanlığımızın
aracılığıyla ve onlar
Tabiî
teknik yardım çalışmalarında sadece kamu kurumlarının
değil, özel teşebbüsün de koordinasyonu önemli. Onun için o
konuda da ciddi mesafeler alınmıştır. Başta
Kızılay olmak üzere, TOBB olmak üzere diğer sivil toplum
kuruluşlarıyla da işbirliği yapılmaktadır
ve bu dönemde, yine belirtmem gereken bir nokta, bugün, TİKA -bütün
güvenimle ve kesin olarak şunu ifade ediyorum- uluslararası
platformda Türkiye'nin önemli bir kuruluşu olarak yer almaktadır.
Yani, hem Birleşmiş Milletler örgütleri içinde hem OECD'de
de, UNIDO, UNDP gibi kuruluşlarda yer almakta, yani uluslararası
teknik yardım platformunda Türkiye masada artık yer almaktadır
bu profesyonel yaklaşımlarla ve tabiî, başta da belirttiğim
gibi, teknik işbirliği dış politikanın parçasıdır
ve Dışişleri Bakanlığımızla da çok
yakın irtibat içinde çalışılmaktadır.
Bu
dönemde proje yaklaşımında da şu özellikleri,
şu ilkeleri getirdik, onları da kısaca arz etmek isterim.
Belki sonunda vaktim kalırsa somut proje örneklerine de değineceğim.
Bir defa, devletleşme aşamasını tamamlamış
soydaş ve akraba ülkelerin kurumsallaşması ve bağımsızlıklarının
güçlendirilmesine baştan beri çok önem verilmiş, gine önem
veriliyor.
Azınlık
durumunda olan Türk ve akraba toplulukların kimliklerinin muhafaza
edilmesi ve bulundukları yerlerde sosyal ve ekonomik anlamda
güçlendirilmeleri öncelik taşımaktadır ki bu çok yerde
vardır; Moldova'da, Ukrayna'da, Kosova'da, Makedonya'da ve değişik
ülkelerde.
Müşterek
kültür coğrafyasındaki ortak kültürel değerlerin,
dil başta olmak üzere, korunması ve yaygınlaştırılması
çalışmaları da temel ilkelerdendir.
Afganistan,
Kosova ve Bosna-Hersek gibi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin barışı
yapılandırma çerçevesinde kuvvet görevlendirdiği
kriz bölgelerinde güvenliğin sağlanması yanında
barışı korumaya hizmet edecek kalkınma yardımı
çalışmalarıy
Uluslararası
donör kuruluşlarla iş birliğine gidilerek, ilave kaynağın
Türkiye'nin öncelik verdiği ülkelerde kullanılmasına
zemin oluşturulması.
Doğrudan
para hibesi yerine proje tabanlı yardım anlaşması
ve anlayışına geçilmesi.
Projenin,
Türkiye'nin alanda görünürlüğünü artırıcı yapıda
olanlarına öncelik verilmesi. Yani, oradaki vatandaşlar
şunu diyecekler: Türkiye Cumhuriyeti gelmiş ve bize burada
bu hizmeti getirmiş. Bunu da çok önemsiyoruz bunun bilinirliğini
orada sağlamak için.
Ve
iş adamları ve sivil toplum örgütlerinin kalkınma yardımlarında
rol alması amacıyla iş birliğinin geliştirilmesi.
Bu
çerçevede, bir de Hükûmetimizin döneminden önce taahhütlerde bulunulmuş.
Bizzat Cumhurbaşkanlığı seviyesinde bazı ülkelerde
taahhütlerde bulunulmuş. Bu, tabiî, çok önemliydi. Bu projeleri
de öncelikle ele aldık. İşte, Kırım'da bin konut
projesi, efendim, Moldova'da-Gökoğuz bölgesinin su altyapısı,
gene Orhon Vadisi'ndeki yolun yapılması gibi bazı projeleri
de burada zikredebilirim.
Çalışma
alanları ve projeler olarak 2006 yılına baktığımızda,
çok ciddi bir proje artışı var. Kafkasya ve Orta Asya'da
en yüksek Tabiî, yüzde 50'si. Yani, toplam 900 civarı projenin
466'sı bu bölgede. Balkanlar ve Doğu Avrupa'da, yüzde
30,7'si, Afrika ve Orta Doğu'da ise yüzde 15'i gerçekleştirilmiştir
ve buna göre, 2006 yılı çalışmalarında sektörel
yaklaşımda şu öncelikleri arz edebilirim: Sosyal altyapıların
geliştirilmesinde, eğitim, sağlık, barınma,
su temini, su hijyeni gibi konular başta gelmektedir. Bunların
sayıları var, onları vakit almasın diye vermiyorum.
Ekonomik altyapıların geliştirilmesi projeleri,
ulaştırma, iletişim teknolojileri, enerji, bankacılık
gibi; üretim sektörlerinin geliştirilmesi, tarım, ormancılık,
hayvancılık, balıkçılık gibi alanlar; kültürel
işbirliği ve iletişimin geliştirilmesi, burada
da medya kuruluşlarına destek ve ortak kültür varlıklarının
korunması ve ayrıca insani yardımlar, küçük miktarda.
Ben,
konuşmanın sonunda -vaktim de bitiyor ama, Başkanımız
müsaade ederlerse- sadece örnek bazı projelerden de kısa
kısa bilgi sunmak istiyorum. Örnek projeler, yani, daha somut
ifade etmek için.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir defa uzman eğitimi
çok geniş yelpaze içinde yürütülüyor. Uzman eğitimi dediğimiz
şu: Bu ülkelerden ülkemize değişik alanlarda çalışan
-kamu kurumlarında, özel teşebbüste- insanlar geliyor.
Bunlar, çoğu, değişik alanlarda uzmanlardır. Ülkemizin
tecrübe birikimini paylaşıyor ve kendilerine burada
eğitim veriliyor. Bunun sayısı, yılda yaklaşık
2 bin kişidir ve gerçekten, biz, bu alanı çok verimli görüyoruz.
Çünkü, gelip gittikten sonra bu insanların Türkiye'ye bakışı
da değişiyor ve kendi alanlarında da ülkelerine katkıları
daha da artıyor ve bu konuda Türkiye'nin birikimi çok fazla. Kamu
kurumlarımız değişik alanlarda çok güzel, verimli
eğitim programları yürütüyorlar. Bütün bakanlıklarımız
için ve kurumlarımız için bu geçerli, hatta özel teşebbüsümüz
için.
Afganistan'ın
yeniden imarına özel olarak değinmek isterim. Şu anda,
değerli milletvekilleri, belki, Afganistan'da alanda en fazla
var olan ülke Türkiye'dir. Başka ülkeler güvenlik ve siyasi olarak
olabilir, ama, topluma destek, toplumun sağlık hizmetini
yürütme, okulların yeniden açılması ve çocukların
okula gitmesi gibi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
DEVLET
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) - Sayın Başkan, birkaç
dakika
BAŞKAN
- Buyurun.
DEVLET
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Bu
konularda çoğunlukla projeleri Türkiye yürütüyor ve şöyle
sayayım ben: 2006 yılında sadece, 15 okul yapımı,
2 okul tadilatı, 3 hastane, 2 ana çocuk sağlığı
kliniği, 2 gezici kliniğin işletilmesi, 7 klinik yapımı,
3 hastaneye ekipman yardımı, sağlık taramaları,
aşı kampanyaları, 29 adet su kuyusu açılması
gibi. Bizim Afganistan'a taahhüdümüz
Biliyorsunuz, 100 milyon dolarlık
Türkiye'nin taahhüdü vardır. İşte bunun 15 milyon doları
2006 yılında kullanılmıştır ve bu verimli
çalışmalar yapılmıştır. Dikkat edilirse
projelere, tamamı Afgan toplumunun faydalanacağı,
çocuklarının eğitim göreceği veya o acı günlerden
gelen toplumun sağlık hizmeti göreceği tesislerdir.
Böyle verimli çalışmalar yürütülmektedir.
Ayrıca,
Kırım
projeleri vardır. Kırım Tatarları, tabiî, çok
acı bir tarihten gelmektedir ve Kırım Tatarları
şu anda Ukrayna'da Kırım Özerk Bölgesi'nde yaşamaktadır.
İşte burada 1.000 konut projesi 2006 yılı sonu itibarıyla
tamamlanmıştır. Yine -birkaç hafta önce gidip açılışını
bizzat yaptım- 3 tane millî mektebin açılışı yapılmıştır.
Ana dillerinde eğitim veren mekteplerdir bunlar ve buna benzer
çok sayıda proje orada yürütülmektedir.
Tacikistan'da,
yine, bir şehrin tamamının su altyapısı -bir
önemli tarihî şehirlerinin- sağlanmıştır.
Ve
Moldova'da Gökoğuz bölgesi. Bizzat Cumhurbaşkanlığı
seviyesinde taahhüt edilmiş ve bunun krediyle yapılması
aslında o zaman görüşülmüş. Sonradan Hükûmetimiz döneminde
bunun yürümediği görülünce hibe şeklinde bitirildi ve
şu anda suya kavuştu. Gökoğuz bölgesi orada önemli bir
bölgedir.
Kırgızistan.
Tabiî, Kırgızistan'da kemik iliği nakli merkezi. Ben,
önemlilerini söylüyorum. Kırgızistan'da elli tane proje
yürüyorsa, bunlar içinden belki en önemli gördüklerimizi
Türk ve
Kırgız doktorların işbirliğiyle, Hacettepe
Üniversitesiyle de işbirliğiyle kemik iliği nakil
yöntemi ciddi bir tesis olarak başkentte kurulmuştur.
Bugün
Azerbaycan'ın ilk organize sanayi bölgesi, Bakü'ye, başkente
yakın organize sanayi bölgesi kuruluyor. Bunun fizibilitesi
ve projesi TİKA tarafından ve Türkiye tarafından yürütülüyor.
Bunlar,
tabiî, çok sembolik değeri de olan, o ülkelerde de çok ses getiren
çalışmalardır.
Ve
Türkoloji projesi, yani, Türkiye Türkçesinin bölgede yaygınlaştırılması.
Buna çok önem veriyoruz. Şu anda otuza ulaşan Türkoloji ve
Türk dili ve kültür merkezlerinde 2.150 öğrenci eğitim görüyor
ve 24 öğretim elemanımız da buralarda, Türkiye'den oraya
gitmiş, ders veriyor.
Üniversitelerle
irtibat kuruluyor değişik ülkelerde. Türkoloji bölümü
açın, buraya Türkiye hem öğretim üyesi gönderecek hem o bölümün
bütün altyapısı, laboratuvarı, sınıfları,
kütüphanesi Türkiye tarafından oluşturulacak şeklinde
bu anlaşmalar yapılıyor ve bu bölümler öyle açılıyor.
Tabiî,
ortak tarihî mirasın korunmasına çok önem veriyor ve
TİKA burada büyük rol alıyor. Biraz önce zikredildi, Sultan
Sencer Türbesi'nin aslına uygun tekrar restorasyonu ve hizmete
açılması Merv'de, Türkmenistan'da çok önemlidir.
Moğolistan'da
Türk Anıtları Projesi önemlidir.
Kırım'da
Zincirli Medrese, yine Gaspıralı'nın ünlü medresesi
tarihimiz açısından önemlidir. Bu devam ediyor.
Üsküp'te
bulunan Mimar Sinan eseri Kocamustafapaşa Camii'nin restorasyonu
devam ediyor.
Bosna'daki,
yine Osmanlı dönemi eserlerden Drina Köprüsü üzerinde şu
anda TİKA çalışıyor. O köprü de uluslararası
bir üne sahip, bilindiği gibi.
Moğolistan
Türk Anıtları Projesi. Tabiî, ilkbaharda açılışı
yapılacak. Yolun büyük kısmı bitti, ama, bir de müze ihalesi
yapıldı. Orası sadece Türk tarihi açısından
değil, Tabiî, UNESCO'nun da tarihî miras listesine aldığı
bir alandır. Bunu Türkiye yapıyor ve müzenin de ihalesi yapıldı;
orası müzeleştiriliyor, çok önemli bir eser olarak ortaya
çıkıyor.
Ve
tabiî, son olarak da medya iletişim alanında, başta da
ifade ettiğim gibi, özellikle değişik ülkelerdeki
Türk azınlıkların dilini, kültürünü, hayatını,
geleneğini sürdürmesi yönünde önemli çalışmalar yapılıyor.
Özellikle de orada Türkçe yayın yapan medya kuruluşlarına
destek veriliyor. Bazısının tamamı Türkiye tarafından
finanse ediliyor. Mesela, Kosova'da geçen yıl yayına
başlayan Yeni Dönem Televizyonu Türkçe yayın yapıyor.
Tamamen Türkiye tarafından, TİKA tarafından organize
edilmiştir.
Moldova'da
Gökoğuz Radyo Televizyonu, Makedonya'daki yazılı basından
bazısı, Sancak'ta bunlara örnekler verilebilir.
BAŞKAN
- Sayın Bakan, toparlar mısınız lütfen.
DEVLET
BAKANI BEŞİR ATALAY (Devamla) - Son olarak da şunu arz
ediyorum: Tabiî, Türk devlet ve topluluklarına verilen önemi
Türkiye olarak hepimiz biliyoruz, Meclisimiz bunu biliyor. Bu konuda
yıllarca yürütülen duygusal ilişkiler ortaya çok şey
koymamıştır. Bakın, vakit olsa, bunlar daha uzun size
bilgi olarak sunulabilir. Ama,
şu anda somut, gerçekçi ve alanda görülen çalışmalar
yapılıyor. Yani, yine o toplantılar yapılıyor.
Geçen sonbaharda, yıllardan sonra ve kamu eliyle, Hükûmetimiz
tarafından, Başbakanımızın himayesinde
Türk Dünyası Kurultayı yapıldı ve devlet başkanları
katıldı; bu, çok üst seviyede; daha önce sivil toplum çerçevesinde
yürürken. Ama, bunun ötesinde, hem Türkoloji Projesi hem diğer
alandaki kalkınma projeleri olarak bütün ağırlığıyla
-başta da arz ettiğim gibi- yine TİKA'nın çalışmalarının
büyük kısmı Türk cumhuriyetlerindedir. Zaten, yüzde 50'si,
bütün bu açılıma rağmen şu anda orada görülmektedir.
Sayın
Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, Tabiî, sözlerime son verirken değerli devlet
adamı, siyasetçi, TRT Genel Müdürlüğü yapmış rahmetli
İsmail Cem'i de burada saygıyla anıyorum ve hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Gündem
dışı ikinci söz isteği, İnternet kafelerle ilgili
söz isteyen Bayburt Milletvekili Sayın Ülkü Gökalp Güney'e aittir.
Buyurun
Sayın Güney.
2.- Bayburt
Milletvekili Ülkü Gökalp Güney'in, İnternet üzerinden işlenen
suçların önlenmesinde ve gençlerimizin zararlı sitelerden
korunmasında İnternet kafelerin denetlenmesinin önemine
ilişkin gündem dışı konuşması ve Ulaştırma
Bakanı Binali Yıldırım'ın cevabı ve Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan'ın, aynı konuda açıklaması
ÜLKÜ
GÖKALP GÜNEY (Bayburt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime
başlamadan önce, birkaç gün önce kaybettiğimiz değerli
devlet adamı İsmail Cem'e huzurlarınızda Cenabı
Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailesine de başsağlığı
diliyorum.
Bugün,
burada, hepinizi, hepimizi çok yakından ilgilendiren bir konu
üzerinde konuşmak istiyorum. Bu konu, İnternet kafeler,
şu anda ülkemizdeki İnternet kafeler. Buna geçmeden önce,
bir canlı misalle konuyu bağlayacağım.
Biliyorsunuz,
bir hafta önce, değerli bir araştırmacı gazeteci
yazarımız hunharca bir cinayete kurban gitti -Hrant Dink-
ve biz, bunun arkasından, gerek medya olarak gerekse ulus olarak
büyük bir üzüntü duyduk ve bunu her yerde, her şekilde belirttik
ve kendisine de layık olan bir cenaze töreni yapıldı.
Güzel şeyler yazıldı, çizildi, ama, işte bitti, bunları
yaptık ve bitti. Tabiî, bu, ülkemize de büyük bir itibar zedelemesi,
itibar kaybı da getirdi kendisiyle birlikte.
Peki,
değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri,
biz, milletin temsilcisi olarak suç bataklığını,
Türkiye'deki suç bataklığını kurutmak için ne yaptık,
ne yapıyoruz, ne yapmalıyız? Eğer, biz, işin temeline,
suç bataklığının kurutulması temeline inmezsek,
daha çok Hrant cinayetleri, daha çok suçlar, ülkemizin itibarını
zedeleyen çok vahim olaylar başımıza gelir. Ben, bunlara,
çok kısa, satır başları olarak değinmek istiyorum.
Muhterem
milletvekilleri, ülkemizdeki suçların niteliği, dikkat
edin, son yıllarda değişmiştir. Bundan otuz yıl
önce, yirmi yıl önce kapkaç, gasp, Türkiye'nin gündeminde yoktu.
Vardı, ama, bugün, artık, vakayı adiyeden olan büyük
şehirlerimizdeki kapkaç, gasp ve onların da şimdi önüne
tamamen geçen hırsızlık suçları, boyutları
çok genişlemiş ve artmıştır. Biz, bunları
araştırmalıyız, bunların nedenlerini
araştırmalıyız. Acaba, niçin on yedi yaşındaki
bir çocuk böyle bir cinayeti işleyebiliyor? Biz bunu araştırmalıyız.
Bunu bu suça teşvik
Muhterem
milletvekilleri, bizim, bu suç bataklığını kurutabilmemiz
için, kanımca, bir işsizlikle ilgili seferberlik ilan etmemiz
lazım ülkemizde. Bunda iktidar muhalefet hep birlikte hareket
etmeliyiz. Yoksa, iktidarlar, şimdi, geliyor, "efendim,
işsizlik oranlarında bu sene geçen seneye göre binde 1 oranında
" Bunlar laf değil. Bunlardan bir
şey çıkmıyor, çıkmadı da. Her yıl 700 bin gencimiz,
iş için, yeniden artarak, kapımıza geliyor. Öyleyse
bu bataklığın temelinde işsizlik var ve bizim görevimiz,
milletin temsilcilerinin görevi, buna birlikte, ama acilen bir tedbir
almamız ve bunun için yapmamız gerekenleri yapmaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun efendim.
ÜLKÜ
GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Bunun yanında, bunu hepinizin ıttılasına
arz ediyorum. Bunu, biz, birlikte, genel görüşme mi veya hangi
yöntemse, bu Meclise getirip bunları konuşmalıyız.
Biraz evvel burada Sayın Bakan, uzun uzadıya Türkiye teknik
iş birliği hakkında bilgi verdi. Teşekkür ederiz,
çok güzeldi, ama, bizim ana sorunumuz bu. Ana sorunumuz bizim,
işsizlik ve açlık. İnsanlarımızın kötü
yola, gençlerimizin kötü yola düşmesinin temel nedeni bu. Biz
bunu araştırmalıyız, biz bu vebalin altındayız
arkadaşlar, biz bunu araştırmak mecburiyetindeyiz.
Televizyonlar,
basın ve İnternet kafeler
Televizyonları akşamları
seyrediyorsunuz, o cıvık cıvık programları.
İnsanları başka yönlere yönelten
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Efendim, konuşmanızı tamamlayınız lütfen.
ÜLKÜ
GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Çocuklarımızı, gençlerimizi
başka kötü yönlere yönlendiren programları görüyoruz.
Ben soruyorum Sayın Bakana, bunların denetimi
Tabiî demokratik
bir ülkeyiz, Tabiî ki Türkiye demokrasinin kuralları içerisinde
yaptırımlarını yapacaktır. Peki, soruyorum
Sayın Bakana: Bu yayınlarla ilgili ne gibi yaptırımlar
yapılıyor? RTÜK ne yapıyor?
Şimdi,
arkadaşlarım, İnternet kafelerine bir bakın.
Ben, çok küçük bir vilayetin milletvekiliyim. Benim vilayetimde,
merkezde elliye yakın İnternet kafe var. Geçende, doğuda
çok küçük bir vilayetin milletvekili arkadaşım bana dedi
ki: "Bizim köyde üç tane İnternet kafe var. Bilgi çağındayız."
Tabiî bilgi çağındayız, İnternet kafeler olacak.
İnsanlarımız bu bilgi ağından çok şey
öğrenecek, bundan soyutlanmamız mümkün değildir, ama,
biz bunları denetlemezsek, biz bu İnternet kafeleri ve
İnternet kafelerden elde edilecek bilgilerin olumlularını
bizim gençlerimize, çocuklarımıza veremezsek, bunlar tamamen
tersine teper şimdi olduğu gibi. Peki, ne yapmalıyız?
Türkiye'deki İnternet kafeleri büyük bir kısmı ruhsatsızdır,
Türkiye'deki İnternet kafelerin denetimi kim tarafından
yapılacağı net bir şekilde belli değildir. Belediyeler
"ben yapıyorum güya" diyor, emniyet "ben yapıyorum"
diyor, ortada kalmıştır. İnternet kafelerdeki
programları zaten araştırmak mümkün değildir. Oraya
giren çıkan çocukların yaşları ciddi bir şekilde
kontrol edilememektedir, edilmemektedir.
Değerli
arkadaşlarım, oradaki yüzlerce, binlerce çocuğumuzu,
gidin İnternet kafeleri görün, ağzına kadar doluyor
bunlar. Onlar acaba literatür mü tarıyorlar? Acaba onlar bilimsel
eksikliklerini tamamlamak için mi gidiyorlar? Gidin, bakın.
Ben çok gezdim, gördüm. Onların hepsi, bizim daha bilmediğimiz
şey, şat mı, chat mi, onu yapıyorlar, bunun yanında
pornografik birtakım kanallara giriyorlar, zararlı kanallara
giriyorlar. Ama bunun çaresi var. Çok ülkede bunlar süzgeçleme usulüyle
verilmiyor. İşte bizim bunu yapmamız lazım.
BAŞKAN
- Sayın Güney, lütfen konuşmanızı bitirin efendim.
ÜLKÜ
GÖKALP GÜNEY (Devamla) - Sayın Başkan, müsamahanıza
teşekkür ediyorum, sözlerimi toparlayacağım, ama,
şunu söylüyorum: Bu kafeleri mutlaka denetlememiz lazım.
Bu kim ise, bunun sahibi kimse, hangi bakansa, gelsin, burada,
çıksın konuşsun, bizler de katkıda bulunalım.
Beyler,
bu, bizim geleceğimizdir. Bizim çocuklarımızdır
bunlar. Bunları biz işsiz bıraktığımız
müddetçe, bu zararlı yayınlarla baş başa bıraktığımız
müddetçe her gün Hrant cinayetleri, her gün aklımıza gelen
gelmeyen olaylarla karşılaşacağız. Ne yapacağız
en sonunda? İşte efendim, bu cinayet işlendi, otuz iki
saat sonra yakalandı. İyi, Allah razı olsun, emniyet
güçlerine teşekkür ederiz. Yani, bu mu yani? Bütün tesellimiz
bu mu olmalı? Bizim bunlardan birtakım dersler çıkarmamız
lazım ve bunun için de Yüce Meclisteki bütün milletvekili arkadaşlarımı,
ben de kendim, karınca kararınca her türlü katkıda bulunmak
üzere, bir genel görüşme açalım, bunu gündeme getirelim,
tartışalım. Ülkemiz için en acil konu budur diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Güney.
Efendim,
Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım
bu konuda söz istemiştir.
Buyurun
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ULAŞTIRMA
BAKANI BİNALİ YILDIRIM (İstanbul) - Sayın Başkan,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; sözlerime
başlarken, değerli siyaset adamı, eski Dışişleri
Bakanı İsmail Cem'e Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine
sabırlar ve başsağlığı diliyorum.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri; az önce İnternet kafeler
ve bunlarla ilgili tehlikelere dikkati çeken Değerli Milletvekilimiz
Ülkü Güney Bey'e teşekkür ediyorum.
İnternet
kafeler hakkında Hükûmetimizin yaptığı çalışmalar
ve alınan önlemlerle ilgili birkaç hususu sizlerin bilgisine
arz etmek istiyorum.
Malumunuz,
bilgi toplumu çağına girmiş bulunuyoruz. Bilgi toplumunda,
artık, bilgiye erişimin zamandan ve mekândan münezzeh hâle
geldiğini ve bunu da bilgi iletişim teknolojilerinin gelişmesine
borçlu olduğumuzu biliyoruz. Bugün, artık, "bilgisayar"
dediğimiz bir araçla, "İnternet" dediğimiz
bir otoyoluyla, her türlü bilgiye, dünyanın her tarafındaki
bilgiye anında ulaşma imkânımız var.
Tabiî,
insan hayatını kolaylaştıran, bilgilenmede çok
önemli bir hızlanmayı beraberinde getiren bu önemli araç,
bazen, bir ilacın bir derde deva olduğu gibi yan tesirleri
de olabiliyor. Bunu doğru dürüst, yerinde kullandığımız
zaman sorun yok. Ama, böyle bir imkânın bazen toplumumuzu, gençlerimizi
ve çocuklarımızı yozlaştıracak amaçla da kullanıldığını,
bunun küresel bir sorun hâline geldiğini bugün biliyoruz. Bilhassa
bu teknolojinin geliştiği ülkelerden başlamak üzere,
âdeta dünyanın bütün ülkelerine SPC bir virüs olarak süratle
bu olumsuz tarafı yansımaktadır. Bugün sadece çocuk
istismarı içerikli kırk binin üzerinde, dünyada, profesyonel
olarak faaliyet gösteren site var ve dünya bununla mücadele etmektedir.
İşte, teknolojinin, bazen, insan yararına geliştirilen
teknolojinin dönüp insanlığın geleceğini tehdit
eder hâle gelmesinin en tipik örneklerinden biri de budur.
Peki,
bu durumda ne yapacağız? Bu durumda yapmamız gereken,
bu teknolojiye, bu imkâna kapılarımızı kapatmak
elbette ki olamaz, bunu kullanacağız, çünkü bilgiye ihtiyacımız
var; ülkemizde bilgiye ihtiyaç var, dünyada bilgiye ihtiyacımız
var, hem de hemen ihtiyacımız var. Eskiden "Bilgiyi almak
için Çin'e kadar gidin, bilgiyi öğrenin." diye tavsiye edilirdi,
şimdi Çin'e gitmemize gerek yok, bilgi elimizin altında.
İşte, bilgiyi alırken abur cuburlardan ayıklayarak,
temiz, faydalı, üretime yönelik, eğitime yönelik, toplumu,
bireyi aydınlatmaya yönelik, aile birliğini korumaya
yönelik bir altyapıyı da kurmak, idare olarak, devlet olarak
bizlerin görevi.
Değerli
arkadaşlar, Tabiî, İnternet kafeler hayatımızın
bir gerçeği. Bilgi toplumuna dönüşmede temel esas bilgisayar
okuryazarlığının artmasıdır. Türkiye
Cumhuriyeti, kuruluşundan bu tarafa, başta Büyük Atatürk
olmak üzere, toplumun bireylerini okuryazar yapmak için yıllarca
didindi durdu ve sonunda, Allah'a şükür, bu noktada, yüzde 92
okuryazarlığa erişti. Tam, biz, işi tamamladık,
her şey bitti derken, bir baktık, bir başka alan bizim gelişmişliğimizi
ölçer hale geldi. O da nedir? Bilgisayar okuryazarlığı.
Çünkü, bu öyle bir şey ki, eğer bu alanda okuryazarlığımızı
geliştiremezsek, tekrar cahil hâle düşüyoruz. Eskiden büyükler
küçükleri eğitirdi. Bu bilgi iletişim teknolojisi devrinde,
bu çağda, artık, bu görevi küçükler yapmaya başladı.
Yani, bizleri çocuklarımız eğitecekler. Çünkü, onlar
bu teknolojiyi daha çok anlıyor, daha çabuk anlıyor, daha
çabuk öğreniyor. Bizim neslimiz, bir anlamda, bu teknolojinin
dışında kaldı. Bizi tekrar bu sahaya çekmek, bilgi
toplumunun parçası haline getirmek, gençlerimizin işi. O
yüzden, gençlerimizin, doğru bilgilerle, doğru içeriklerle
teçhiz edilmesi gerekiyor.
Peki,
bu alanda ne yapıldı? 2002 yılında, ülkemizde, değerli
milletvekilleri, 23 milyon cep telefonu abonesi vardı. Bugün
bu sayı 53 milyonu aşmıştır, 2,5 katı
aşmıştır. Üç sene sonra, bu ülkede, nüfus kadar cep
telefonu olacaktır. Cep telefonu başlangıçta haberleşme
amaçlı kullanılmaya başlamış, ancak, zaman
içerisinde, bizim her türlü ihtiyacımızı gören, yanımızda
yardımcımız hâline gelmiştir ve bu içerik artarak
devam edecektir. Bundan beş yıl sonra, eğer, cep telefonunuzla,
evinizin kapısını açarsanız, mutfaktaki fırındaki
yemeğin pişip pişmediğini kontrol ederseniz, arabanızın
kapısının açık kalıp kalmadığını
anlamak isterseniz, her türlü alışverişinizi yaparsanız
şaşmayın. Çünkü, dünya bu tarafa gidiyor. Onun için, Türkiye
de gelişmelerden geri kalamaz, bilgi ve iletişime yatırım
yapmak zorunda. Bunun bilincinde olarak bu yatırımları
yapıyoruz.
Peki,
İnternet kullanımında nereye geldik? 2002'de 4 milyon
İnternet kullanıcısı varken, bugün ulaştığımız
sayı 19 milyon. Gelişmenin hızını takdirlerinize
sunuyorum. Çok hızlı gelişen bir sektör. Diğer taraftan,
Türkiye'de, bilişim alanında geniş bant erişim
2002'de mevcut değildi. İnternet telefon numaralarını
çevirmek suretiyle yapılırken, bugün, ADSL veya geniş,
hızlı İnternet erişimi de 2 milyon 950 bin aboneye
ulaşmıştır.
Dolayısıyla,
bu gelişmeler karşısında İnternete veya bilgiye
erişimde iki tane yolumuz var: Bir tanesi, bireysel olarak bilgisayar
sahibi oluyorsunuz, abone olarak münferit erişiminiz var. Ama,
bütün toplum kesimlerinin, bütün gelir gruplarının birdenbire
buna erişme şansı yok, bu bir zaman alacak. O hâlde, toplu
erişim merkezleri hayatın kaçınılmaz bir ihtiyacı
olarak önümüze geliyor. Bunlar da İnternet kafelerdir, servis
sağlayıcılardır, yer sağlayıcılardır.
İşte,
sorunun başladığı nokta buradır. Burada, ülkemizde
20 bin civarında internet erişim merkezi, diğer
adıyla, halk arasında, İnternet kafe mevcuttur. Bu
İnternet kafelerin, bugün, çalışması
İçişleri Bakanlığının bir genelgesi çerçevesinde
gerçekleşmektedir, yani buranın çalışma usulleri,
buraya girecek çıkacak çocukların yaşları, evsafıyla
ilgili; efendim, çalışma şartları, bulunduğu
yerin dış mekâna açıklığı, aydınlatması
vesairesi, içeride sigara içilip içilmemesi gibi birçok düzenlemeler
olmasına rağmen, buradaki içerikle ilgili, maalesef, bir
düzenleme mevcut değildir.
O
hâlde, gençlerimiz, bu ülkenin geleceğidir değerli arkadaşlar.
Gençlerimizi, hatta gençlerimizden öte yavrularımızı,
topyekûn insanımızı, teknolojinin getirdiği nimetlerden
yararlanırken, onların zararlı yan etkilerinden de
korumak, bizim en temel görevimizdir.
Burada
yapmamız gereken iş, bir keyfiyetten öte, bir mecburiyettir.
Bunu neden söylüyorum; bakınız, Anayasa'mızın
41'inci maddesi ne diyor:
"Aile,
Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe
dayanır.
Devlet,
ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların
korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını
sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar."
Ayrıca, 58'inci madde de gençliğin korunmasıyla ilgili:
"Devlet,
istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müspet
ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları
doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü
ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı
yetiştirme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri
alır.
Devlet,
gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,
suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten
korumak için gerekli tedbirleri alır."
Demek
ki, devletin, toplumu topyekûn, özellikle de gençleri ve aileyi korumak
gibi temel bir ödevi vardır.
O
hâlde, İnternet kafelerdeki bu boşluğu ortadan kaldırmak
için bir düzenleme zaruri hâle gelmiştir. Bugün yapılan düzenleme,
buraların gayrisıhhi müessese ruhsatı ve işleyişiyle
ilgili, asayiş bakımından, kolluk kuvvetlerinin görev
ve yetkileri bakımından bir genelgedir. Ancak, buraların
içerik olarak lisanslaşması, ruhsatlanması apayrı
bir konudur, bir uzmanlık meseledir. Onun için de son zamanlarda
büyük oranda yurt dışı kaynaklı olarak gündeme gelen
İnternet üzerinden suç oluşan bazı hususların tedbirinin
alınması, suçun önlenmesine yönelik bir kanun tasarısı
çalışmamız mevcuttur. Bu tasarı hazırlıkları
tamamlanmış ve Meclise gönderilmiştir. Öyle ümit ediyorum
ki, toplam -yürürlük ve yürütme maddeleriyle- sekiz maddeden oluşan
bu tasarı, en kısa zamanda, komisyonlarda, Genel Kurulumuzda
görüşülecek ve yakın gelecekte, büyük tehdit oluşturan
bu alanın kontrol edilmesi imkânı sağlanmış olacaktır.
Bu
tasarıyla neleri öngörüyoruz? Bu tasarının tam
adı, elektronik ortamda işlenebilecek suçların önlenmesine
dair bir kanun tasarısıdır. Burada üç tane temel
işi yerine getiriyoruz:
Bir
tanesi, yüzde 98 oranında dış kaynaklı olan bu zararlı
neşriyatın, bilişim ortamıyla ülkemize gelen bu
zararlı neşriyatın kaynağında kontrol edilmesidir;
filtrelenerek tertemiz bilgilerin Türkiye'ye gelmesi, halkımızın,
gençlerimizin, çocuklarımızın kullanımına
sunulmasıdır.
İkinci
olarak, yurt içinde oluşturulabilecek, her türlü elektronik ortamda
kullanılacak cinsel istismar, çocuk istismarı ve Türk Ceza
Kanunu'na göre suç teşkil edebilecek, sanal ortamda işlenmesi
mümkün konuları tarayıp gerekli tedbirleri alacaktır.
Bunu nasıl, hangi yollarla yapacak? Bunun için Telekomünikasyon
Kurumu Başkanlığında bir birim oluşturuluyor.
Bu birim, aynen Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı
gibi, bütün bu alanı izleyen, gerekli koruyucu tedbirleri
alan, buna rağmen bilişim ortamında suç oluşmuş
ise bunu da Türk Ceza Kanunu'nda tanımlanan şekilde takibatı
için kolluk kuvvetlerine, yargı mensuplarına rapor eden,
takibini yapan bir sistemdir. Bunu sağlamakla, çok hızlı
gelişen bu alanın toplum yararına, kamu yararına,
gençlerimizi ve çocuklarımızı, aile bütünlüğünü
korumaya yönelik önemli bir yasal boşluğu doldurmuş
olacağız ve böylece, teknolojinin bize bahşettiği
bu güzel imkânı yasaklamak yerine, onu yine toplum ve geleceğimiz
adına faydalı olarak kullanmanın önünü açmış
olacağız.
Değerli
arkadaşlar, bu konuda, gerek kamuoyumuzda gerek Meclisimizde
muhalefet ve iktidar partisinin tam bir mutabakatı vardır.
Çünkü, toplumu her türlü potansiyel tehlikeden, suçtan korumak,
gençlerimizi en iyi şekilde yetiştirip bu ülkeyi onlara
emanet etmek, bizim asli görevlerimizden bir tanesidir.
İşsizlik gibi, genç yaşta olmanın getirdiği
duygu karmaşıklığı gibi önemli nedenleri kullanarak
bu zararlı yayınlardan gayrimeşru kazanç elde eden çevrelere
karşı savaşımda hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor
ve bu konuda tam bir anlayış birliğini görmüş olmaktan
da büyük mutluluk duyuyoruz ve bu şekilde hazırladığımız
çok kısa, net, özlü bu düzenlemenin kısa sürede Meclisimizden
geçmek suretiyle yasalaşacağına inancımı
ifade ediyor ve bu konuda toplumumuzun acil beklentisinin bir an önce
karşılanması için sizlerden gerekli katkıyı
bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın
Seyhan, bir isteğiniz mi var?
TACİDAR
SEYHAN (
BAŞKAN
- Buyurun.
TACİDAR
SEYHAN (
Türkiye
için İnternet suçları büyük sorun. Yalnız, ben, meseleye
biraz daha farklı merkezden hem Sayın Bakanın hem ilgili
kurumların bakabilmesi için
BAŞKAN
- Sayın Seyhan, bir dakikanızı rica ediyorum.
Yani,
bu konuya katkınızı
TACİDAR
SEYHAN (
BAŞKAN
- Ama, kısa rica ediyorum efendim, İç Tüzük'ümüz müsait değil.
Buyurun.
TACİDAR
SEYHAN (
Bunun
dışında, bir de İnternet adresleri verilirken,
"com", "com.tr" vesaire gibi İnternet adresleri
verilirken, servis sağlayıcılarına da ciddi yükümlülükler
getirilmektedir. Bu Meclis açıldığından beri, en
az 20 milletvekilinin adına "com" eklenerek sahte
açılmış ve onları karalamaya yönelik, yüz kızartıcı
yayınlara ben şahit oldum, İnternet'ten yayınlanmasını
bir kısmının ben önlemeye çalıştım. Bunun
önüne geçebilmek için eş güdüm lazım. Servis sağlayıcılarının
sorumluluğunu ve cezai müeyyidelerini, son kullanıcının
cezai müeyyidelerini ve sorumluluğunu ayrı ayrı düzenlemedikten
sonra, biz Türkiye'de İnternet suçlarının önüne geçemeyiz.
İkinci
söyleyeceğim şudur: Servis sağlayıcılarının
önemi buradan açığa çıkıyor. Sadece İnternet
kafeler değil, artık dershanelerde, alışveriş
merkezlerinde, marketlerde bile, keyboard İnternet'e bağlı
olarak bulunduruluyor. Eğer, biz, servis sağlayıcı
kontrolünde filtre sistemini getirirsek, cezai ve denetim yükümlülüğünü
de onların üzerine verirsek, eminim ki, bu suçların işlenme
oranını yüzde 50 oranında azaltırız.
Söz
verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum, Sayın Başkan.
BAŞKAN
- Ben de teşekkür ediyorum Sayın Seyhan.
Üçüncü
gündem dışı söz isteği, gençliğin sorunları
ve çözüm önerileriyle ilgili olmak üzere, Samsun Milletvekili Sayın
Musa Uzunkaya'ya aittir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Uzunkaya.
3.- Samsun
Milletvekili Musa Uzunkaya'nın, gençlerimizin sorunlarına,
onların yararlı faaliyetlere yönlendirilmelerinin önemine
ve bu konuda yapılması gerekenlere ilişkin gündem
dışı konuşması ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelik'in cevabı
MUSA
UZUNKAYA (Samsun) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
ben de sözlerime başlamadan önce, değerli siyaset, fikir
adamı, eski Kültür ve Dışişleri Bakanlarımızdan
merhum İsmail Cem'e Cenabıhak'tan sonsuz rahmet diliyor, ailesine,
sevenlerine ve son olarak da bildiğim kadarıy
Değerli
arkadaşlar, ben de, bugün, tevafuk, hemen hemen, özellikle Sayın
eski İçişleri Bakanlarımızdan Ülkü Güney Bey'in
de İnternet kafeler üzerinde temas ettiği konuda olduğu
gibi, gençlik sorunları ve çözümleriyle alakalı bir
kısım önerilerimi gündem dışı konuşmamla
sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu vesileyle, yüce heyetinizi
tekrar saygıyla, muhabbetle selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bizim değerlerimize göre beş şeyin
kıymetinin bilinmesi ısrarla tavsiye edilmiştir ve
bu Yüce Peygamberimizin bize çok önemli bir tavsiyesidir. Yani,
bunlar: Meşguliyet gelmeden boş vaktin, hastalık gelmeden
sıhhatin, ihtiyarlık gelmeden gençliğin, ölüm gelmeden
hayatın ve fakirlik gelmeden zenginliğin, varlığın
kıymetini bilmektir. Gençlik, bizim için de, bizim evlatlarımız
olan yavrularımız için de çok önemli bir hazine. Belki burada
bulunanlar, büyük bir kısmını tükettiğimiz bu
gençlik sermayesinin, yeni bir
enerji ve aksiyon olarak yavrularımızda, nesillerimizde
var olduğunu görmemiz, bizi elbette mutlu kılacak, ama, az
önce temas edilen ve hakikaten, her birimizin, âdeta, tüylerini ürperten
tablolar içerisinde, eğer bir gençliği kıyıma, yok
olmaya sevk edeceksek, bu, bizim geleceğimiz açısından,
sadece gençleri ferden ferda değil, ülke olarak kaybetme
açısından, ciddi bir felaket olarak değerlendirilmeli
ve yorumlanmalıdır.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizin geleceği, yarınlarımızın
güvencesi, evlerimizin temel taşı, neşesi, sesi, sadası,
hülasa, insanlık adına her şeyimiz, bir güzel ifadeyle
reyyanet'ül-cenne (cennet kokusu) ve Vediatullah, Allah'ın bizlere
birer emaneti olan yavrularımızın, geleceğin sahipleri
olma itibarıyla, onların karşı karşıya
bulundukları sorunları çok yakinen bilmek, ailevi, ulusal
ve uluslararası karşılaştıkları sorunların
çözümüne katkı sağlamak, her alanda olduğu gibi, yüce
Parlamentonun temel görevidir.
Az
önce Sayın Ulaştırma Bakanımızın Anayasa'nın
58'inci maddesine atıfta bulunduğu gençliğin korunması,
59'uncu maddedeki sporun geliştirilmesi, 41'inci maddedeki
ailenin korunması gibi hükümler, Anayasa tarafından, devletimize,
yani, anayasal tüm kurum ve kuruluşlara tevdi edilmiştir.
Burada, Ulaştırma Bakanlığının da,
İçişleri Bakanlığının da, gençlik ve sporla
ilgili Bakanlığımızın da, özellikle gençliğin
yetiştirilmesinden birinci derecede sorumlu olan Millî
Eğitim Bakanlığımızın da, yüce Parlamentonun
da, yasamanın, yürütmenin ve tüm kurum ve kuruluşlarıyla
devletin bütününü oluşturan varlıkların kurumsal olarak,
birey olarak da, fert olarak da ailenin sorumluluğu var. Tabiî,
ülkemizde, biliyorsunuz -yanlış hatırlamıyorsam-
1985 yılı, UNESCO tarafından Dünya Gençlik Yılı
olarak ilan edilmişti, bundan tam yirmi yedi yıl evvel. Hatırlıyorum,
o dönemde çeşitli programlar yapılmış, uluslararası
zeminde ve Türkiye'mizde de gençliğin sorunları belli ölçekte
tartışılmıştı ve içinde bulunduğumuz
yıl, 2007, yine UNESCO tarafından Mevlânâ Yılı olarak
ilan edilmiştir.
Mevlânâ,
bütün değerleriyle Anadolu'dur, Anadolu'nun ruhunu taşıyan,
onda tecessüm
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Buyurun, konuşmanızı tamamlayın.
MUSA
UZUNKAYA (Devamla) -
bütün insanlığa tanıtılmış
olacaktır. Ama, ne garip tecellidir ki, yine onun sözüyle,
"ol mahiler ki, derya içredir,
deryayı bilmezler." Yani, ol balıklar ki, denizin
içindedirler ama, denizin ne olduğunun farkında değiller.
Bu kadar zenginliğe ve kültüre, güzelliğe sahip olan insanımız,
ne garip tecellidir ki, ne Mevlânâlardan ne Yunuslardan ne Hacı
Bektaş Velilerden ne o tarihî değerlerimizden gerekli dersi
alma imkânına sahip değildir.
Az
önce Sayın Bakanımız söylediler: Çocuk ve çocuk istismarına
dönük kırk binden fazla sitenin İnternet'te bulunduğu
bir dünya konjonktüründe içinde hiçbir tane, Mevlânâ'yı, Yunus'u,
Hacı Bektaş'ı, Ahi Evran'ı anlatan, tanıtan bir
şuur abidesini bulmanız mümkün değil.
Bunlar,
değerli arkadaşlar, bizim gençlik yıllarımızda
cemiyetleri değerlendiren, sorgulayan, yönlendiren bir
kısım gençlik teşkilatları, kuruluşları
vardı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Sayın Uzunkaya, konuşmanızı tamamlayın
efendim lütfen.
MUSA
UZUNKAYA (Devamla) - Toparlıyorum Sayın Başkan.
Şimdi,
"karanlık oda yönetimi" diye geçmişte tarif edilen
bir şey vardı, artık bir kutuyla gençler yönlendiriliyor,
beyinler belli bir fırtınaya esir ediliyor. İnternettir,
televizyon ekranlarıdır, televizyon yayıncılığıdır;
üzülerek söylüyorum, matbuat ve neşriyatımız da bu konuda
üzerine düşeni sorumluluk şuuruyla maalesef yerine getirememektedir,
üzülerek söylüyorum getirmemektedir.
Şimdi,
ben, sözlerimi toparlarken bir önerimi yüce Parlamentoyla ve değerli
bakanlarımla, sizlerle, iktidar ve muhalefetiyle paylaşmak
istiyorum, o da şudur: Bilindiği gibi, dünyada gençlikle
ilgili bir bayramı bize armağan eden, Millî Mücadele'nin
başlangıç noktası olan 19 Mayıs 1919, Gazi Mustafa
Kemal'in Samsun'a çıkışıdır. Dolayısıyla,
biz, bugünü, 1920'lerden beri hep Gençlik ve Spor Bayramı, sonradan
değişik isimler aldı ama, bu şekilde idrak ettik ve
kutluyoruz. Üzülerek ifade etmek gerekir ki, Gençlik ve Spor Bayramlarımızı
sadece bir sportif aktivite, bir kısım egzersizler, bir iki
şiir ve bir iki seremonik konuşmanın ötesine götürebilmiş
değiliz. Bugüne kadar gençlik sorunlarının 19 Mayıs
arifesinde, önünde, arkasında tartışıldığı,
ele alındığı bir programı ben şahsen hatırlamıyorum
elli beş yıllık hayatım içerisinde.
Tabiatıyla
benim önerim şudur: Bu yıl, yani 2007, 19 Mayıs arifesi,
örneğin 16 Mayıs Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleri,
üç gün sürebilecek bir gençlik şûrasının, bir gençlik kurultayının,
Millî Mücadele'ye, cumhuriyete ve Meclise giden yolun başlangıç
noktası olan Samsun'da ev sahipliği yapmak -o ilin bir milletvekili
olarak da bunu arz ediyorum- üzere, 81 ilimizin gençlik temsilcileri,
üniversitelerimizin, akademisyenlerin, gençlik ve gençliğin
karşılaştığı sorunları, sadece burada
çeşitli yönleriyle -tabiri bağışlayın,
hoş görülürse- filin tarifi gibi, kimisi İnternet'ten, kimisi
televizyondan, kimisi işsizlikten, kimisi eğitimden, kimisi
iktisadi ve ahlaki nedenlerle konuyu ortaya getirdiği, bu
mevzuyu bir bütün olarak bir kurultayda, üç gün sürebilecek,
16-17-18 ve hatta 19 Mayıs Bayramı'nı da, Hükûmetimizin,
Samsun'da icra edebileceği bir Bakanlar Kuruluyla taçlandırarak,
böyle bir değerlendirmenin yapılması, 2007'de, artık
küreselleşen gençlik sorunlarının bir gençlik
şûrasıyla 19 Mayıs arifesinde, ismine muvafık
olan bir il ve bayram döneminde icra edilmesinin doğru olabileceği
kanaatindeyim. Aksi takdirde, gençlik, zaten yaşanan yapısıyla
ciddi bir sıkıntıyla felakete doğru sürükleniyor.
Bunun
önlenmesi konusunda önerimin Hükûmet tarafından değerlendirileceğine
inanıyor, gençliğimizin sorunsuz, sıkıntısız,
geleceğe umutla bakan bir yapıya sahip olması umuduyla
hepinizi saygıyla, muhabbetle selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunkaya.
Sayın
Hükûmet adına Millî Eğitim Bakanımız Sayın Hüseyin
Çelik söz istemiştir.
Buyurun
Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Samsun
Milletvekilimiz Sayın Musa Uzunkaya Bey'in, gençliğin karşı
karşıya bulunduğu problemler ve gençlikle ilgili yapılması
gerekenlerle ilgili gündem dışı konuşmasına
Hükûmet adına cevap vermek üzere huzurunuzdayım. Yüce heyetinizi
en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, gençlik,
bütün toplumlar için çok önemlidir. Gençlik, bütün toplumların
geleceğidir. Ancak, bizim ülkemiz gibi genç potansiyeli ve
genç nüfusu nüfusunun yüzde 63'ünü oluşturan bir toplum için bu,
çok çok daha önemli, çok çok daha üzerinde durulması gereken hassas
bir konudur. 0-14 yaş arasındaki nüfusumuzun oranı yüzde
26'dır. Bu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin sahip olduğu
en büyük servet, en büyük zenginliktir. 0-14 yaş arasındaki
nüfusumuzun oranı yüzde 26'dır. 15 yaş ilâ 34 yaş arasındaki
nüfusumuzun oranı da yüzde 37'dir. Dolayısıyla, çocuk
ve genç oranını topladığımız zaman, nüfusumuzun
yüzde 63'ü 34 yaşın altındaki bir kitleden, büyük bir insan
servetinden oluşmaktadır. Hâl böyle olunca, bizim gençlerle
ilgili etkinliklerimiz, bizim gençliğimize vermemiz gereken
önem, diğer toplumlarla, Avrupa Birliği ülkeleriyle veya
kalkınmış diğer ülkelerle mukayese kabul edilmeyecek
bir düzeyde olumlu olmalıdır.Bundan dolayıdır ki,
değerli milletvekili arkadaşlarım, gerek Millî
Eğitim Bakanlığı olarak bizim Bakanlığımız
gerekse Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün bağlı bulunduğu
Devlet Bakanlığı; öte taraftan, biraz önce Değerli
Ulaştırma Bakanımız, özellikle Türkiye'deki
İnternet yayınları, İnternet'le, Türkiye'de, maalesef
bulaşan suçlar, yayılan suçlar, gençliğimizin İnternet
kanalıyla karşı karşıya bulunduğu problemlerle
ilgili olarak Ulaştırma Bakanlığımız;
uyuşturucu müptelası olmuş, zararlı madde kullanan
gençlerimizin tedavisiyle ilgili olarak Sağlık Bakanlığımız;
devletin himayesi altına alınması gereken, sokakta
yaşamaya mahkûm olmuş veya sokakta çalışmak zorunda
olan gençlerle ilgili, himaye edilmesi gereken çocuk ve gençlerle
ilgili olarak SHÇEK'in bağlı bulunduğu Devlet Bakanlığı;
öte taraftan, gençlere yönelik olarak, özellikle polisi ilgilendiren
tehdit unsurlarını ortadan kaldırmak üzere
İçişleri Bakanlığımız üzerine düşeni
yapmaktadır, yapmaya çalışmaktadır ve bütün bu
alanlarda, bakanlıklar arası, bizatihi Sayın Başbakanımızın
talimatlarıyla bir koordinasyon mevcuttur. Çocuklarımızın
karşı karşıya bulunduğu problemler, gençlerimizin
karşı karşıya bulunduğu problemlerle ilgili,
mevzuatımızda, yasalarımızda bir problem varsa,
bunların giderilmesiyle ilgili de Adalet Bakanlığımız
bu sürecin içerisindedir. Kültür ve Turizm Bakanlığımız,
gençlerin sanata ve kültüre yöneltilmesi ve gençliğin bu ihtiyacının
giderilmesiyle ilgili olarak, yine, dediğim gibi, devrededir.
Değerli
arkadaşlarım, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne
bağlı, 81 vilayette ve 49 ilçede gençlik merkezleri bulunmaktadır.
Hükûmetimiz döneminde bunların sayısı her geçen gün artırılmaktadır.
Başta İstanbul'daki belediyeler, Kayseri Belediyesi ve
diğer birçok belediye olmak üzere, belediyelerimiz de kendi
bünyelerinde, kendi sorumluluk alanları içerisinde, sınırları
içerisinde gençlerin olumlu işler yapmaları, sanata yönelmeleri,
kültürel aktivitelere yönelmeleri, spor yapma ihtiyaçlarını
karşılamaları için, Ankara Büyükşehir Belediyesinin,
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin, Kayseri Büyükşehir
Belediyesinin, Samsun Büyükşehir Belediyesinin ve diğer
daha birçok büyükşehir belediyesinin ve alt kademe belediyelerinin
bu anlamda çok ciddi faaliyetleri var, kurmuş oldukları
gençlik merkezleri var.
Tabiî
ki, bütün bunlar, değerli arkadaşlarım, gençlerimizin
daha iyi yetişmesi, gençlerimizin zararlı alışkanlıklar
edinmemesi, olumlu alışkanlıklar edinmeleri ve okul
dışında geçirecekleri zamanlarda çok daha olumlu,
çok daha müspet eğilimlerle karşı karşıya gelmeleri
için yapılanlardır.
Millî
Eğitim Bakanlığı olarak, biz, Türkiye Büyük Millet
Meclisiyle "Okul Meclisleri ve Demokrasi Eğitimi"
adı altında bir program, bir proje başlattık. Her okulun
bir okul meclisi var. Öğrenciler propaganda yapıyorlar,
başkanlarını ve buradaki heyeti seçiyorlar, meclisi
seçiyorlar. Öğrenciler, farklılıklara rağmen birbirini
sevmenin, birbirine tahammül etmenin, birbirlerini tolere etmenin,
hoşgörü içerisinde yaşamanın ne olduğunu küçük
yaşlardan itibaren öğrenmeye çalışıyorlar,
biz bu projeyle bunları öğrencilerimize, gençlerimize
aşılamaya çalışıyoruz.
Bildiğiniz
gibi, Millî Eğitim Bakanlığının yeni hazırlamış
olduğu müfredat, bizatihi öğrencilerin paylaşımcı
olmasını, toplum hizmeti denen hizmeti bizatihi yaşayarak
öğrenmeleri, hissetmelerini esas alan bir programdır. Bir
yaşlılar evine giderek yaşlı hastalara kitap okuma,
onların halini hatırını sorma, bir SHÇEK'e, bir yetiştirme
yurduna giderek oradaki çocuklarla arkadaşlık kurma, onların
bazı ihtiyaçlarını giderme gibi konular da dâhil olmak
üzere, sosyal sorumluluk bilincine sahip, diğergam olan,
başkasının derdiyle dertlenen, başkasının
kederiyle kederlenen, sevinciyle sevinmesini bilen bir gençlik
yetiştirilmesi için bir müfredat değişikliği yapılmıştır.
Kitaplar bu paralelde hazırlanmıştır değerli
arkadaşlarım. Bazı gözü açıkların, özellikle
bazı istismarcıların, anonim bazı eserlerle ilgili
olarak, Türk mânileri, Türk masalları, Türk atasözleri, deyimleriyle
ilgili bazı derlemeler yaparak "Millî Eğitim Bakanlığı
tarafından tavsiye edilmiştir" deyip de içine çok uygunsuz
bazı ifadeler koymaları, bazı çevrelerde, bu bizim
tespit ettiğimiz 100 Temel Eser'le ilgili bazı soru işaretlerine
yol açtı değerli arkadaşlarım. Ancak, bu 100 Temel
Eser çok özenle seçilmiştir; öğrencilerimizin dolu dolu
kitap okuma alışkanlığını elde etmek, bilgiyle,
kültürle donanmalarını
sağlamak için özenle seçilmiş ve Türkiye'nin birikimi
diyebileceğimiz kültür adamları, sanat adamları, bilim
adamları, pedagoglar, eğitimciler tarafından seçilmiştir.
Bunlar arasında Doğu klasikleri var, Batı klasikleri
var, kendi klasiklerimiz var ve öğrencilerimizin bütün vakitlerini
televizyon başında, İnternet kafelerde uygun olmayan
ortamlarda harcamamaları için onların kitap okumaya yöneltilmesi
özellikle teşvik edilmiştir.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bir öğrencimiz, Millî Eğitim Bakanlığının
yaptığı araştırmaya göre günde üç buçuk saat
ortalama televizyon seyretmektedir. Ortalama üç buçuk saat. Sekiz
saat, on saat televizyon seyrettiğini söyleyen insanlar bile,
maalesef, mevcuttur. Üç buçuk saatten aldığınız
zaman, bir öğrenci, yedi gün üzerinden hesap yaptığınız
zaman, bir haftada yirmi dört buçuk saat vaktini televizyon başında
geçiriyor demektir. Buna bir de İnterneti dâhil edin, bilgisayar
başında sadece bilgi edinmek için değil, oyun oynamak,
eğlenmek için, chat'leşmek için geçirdiği süreyi buna
dâhil ettiğiniz zaman, bir öğrencinin okulda geçirdiği
süreden çok daha uzun bir sürenin bilgisayar başında veya
televizyon karşısında geçtiğini tespit etmiş
bulunuyoruz. Dolayısıyla, "ben çocuğumu okula
gönderdim, okul müdürü, öğretmenler, müdür muavini ilgilensin,
benim oğlumu şekle soksunlar, yanlış yola yönelmemesini
temin etsinler, kötü alışkanlıklar elde etmemesi için
gayret göstersinler" demek, yeterli değilmiş değerli
arkadaşlarım.
Bakın,
ben buradan velilerimize sesleniyorum. Hepimiz babayız, anneyiz.
Velilerimize sesleniyorum: Lütfen, otomobilimizle ilgilendiğimiz
kadar, en azından, çocuklarımızla ilgilenelim. Bizim
için değerli eşya kabul ettiğimiz şeylere gösterdiğimiz,
hiç olmazsa, ilgi kadar, yavrularımıza ilgi gösterelim:
Arabamızdan ses geldiği zaman derhâl onu götürüyoruz, tamirciye
gösteriyoruz: "Arabamdan bir ses geliyor." Ama, çocuklarımızdan ses geldiği zaman buna aldırmıyoruz.
Ne zaman SOS verseler, SOS verdikten sonra çocuklarımızla
ilgilenmeye başlıyoruz; o zaman da çok geç oluyor. Dolayısıyla,
haftada bir öğrenci otuz saatini okulda geçiriyor. Değerli
arkadaşlarım, bu, şu demektir: Bir öğrenci günde
on sekiz saatini okulun dışında geçiriyor. Velinin burada
sorumluluğu var. Şüphesiz, okulun, müdürün, müdür muavinin,
okuldaki yardımcı çalışanların, okul aile birliklerinin
sorumluğu var; ama sokağın sorumluğu var, ama televizyonların,
medyanın sorumluğu var. Bütün bu sorumlulukları göz
önünde bulundurarak herkes kendi üzerine düşeni yapmalıdır.
Değerli
Başkan, değerli milletvekilleri, öğrencilere en az
etki yapan şey kuru nasihattır. Eskiler hep derler, sözlü
dil, hiçbir zaman için davranış dili kadar etkili değildir.
Öğretmen öğrencisine örnek olacak, anne-baba çocuğuna
örnek olacak. Evde hiç kitap okunmuyorsa, anne-baba eline kitap almıyorsa,
anne-baba bütün vakitlerinde televizyon seyrediyorsa veya gereksiz
başka işlerle uğraşıyorsa, kendi çocuklarına
"yavrum, kitap oku, bak, iyidir, sen kitap oku" dediği zaman
ne kadar etkili olur değerli arkadaşlarım? Biz okullarda
öğrencilerin görebileceği yerlerde sigara içmeyi yasakladığımız
zaman bazıları dediler ki: "Sayın Bakan IV. Murat
rolüne soyunuyor." Bizim IV. Murat falan olmak gibi bir niyetimiz
yok. Ama, orada yapılması gereken şey şuydu: Öğretmen
öğrenciye "yavrum, sigara içme, sigara zararlıdır"
diyor, fakat öğretmen elinde sigarayla koridorları arşınlıyorsa,
okul bahçesinde sigarayla dolaşıyorsa, bu, öğrencisine
kötü örnek oluyor demektir. Bunu yasakladık. Belli, gizli yerlerde
Öğretmen sigara içmemeli. Bana göre de hiç kimse sigara içmemeli.
Sigara firmaları bundan hoşlanmayacak ama. Ama, eğer
ille de içecekse öğrencisinin gözü önünde bunu kesinlikle yapmamalıdır.
Okulun sorumluluğu kadar velinin sorumluğu, İnternet
kafenin sorumluluğu, medyanın sorumluluğu, sokağın
sorumluluğu, siyaset dünyasının sorumluluğu
vardır değerli arkadaşlarım. Biz öğrencilerimizin
şiddetten uzak olmasını istiyoruz. Biz öğrencilerimizin
birbirlerine karşı kibar ve nazik olmalarını istiyoruz.
Tartışmalarını, münazara yapmalarını,
münakaşa yapmalarını, ama asla kavga etmemelerini
istiyoruz; ama, politikacı ağabeylerine baktıkları
zaman -bunun, tabiî, olumlularını tenzih ediyorum- ama olumsuz
örneklere baktıkları zaman, şu kürsüye gelip, "değerli
arkadaşlarım" diye söze başlayıp, ondan sonra
ağzına geleni karşıdaki insana söyleyenlere
baktığı zaman oradan yanlış telkinler alıyor.
Hepimiz, geleceğimizin teminatı olan, istikbalimiz olan
yavrularımız konusunda bu hassasiyeti, kesinlikle, değerli
arkadaşlarım, göstermek zorundayız.
Bir
başka şey: Bildiğiniz gibi, biz, bizi biz yapan, bizi
başkalarından farklı kılan, bize has özellikleri
ve güzellikleri çocuklarımıza anlatmak zorundayız.
1739 sayılı Millî Eğitim Temel Yasası'nın bize
yüklemiş olduğu mükellefiyetlerden, sorumluluklardan
birisi de budur. Millî ve manevi değerlere sahip olan, onları
özümsemiş, geçmişiyle, içinde bulunduğu toplumla barışık
olan, geleceğe yönelik hedefleri ve hayalleri olan bir gençlik
yetiştirmek zorundayız.
Biraz
önce değerli milletvekilimiz ifade etti, bu yıl, UNESCO tarafından
"Mevlânâ yılı" ilan edildi. Büyük düşünürümüz
Mevlânâ diyor ki: "Pergel niçin daima düzgün halkalar, daireler
çizer? Çünkü, pergelin bir ayağı daima sabittir de onun
için." Bizim gençliğimizin, bizim yavrularımızın
bir ayağı kendi ülkesinin topraklarına basacak, biraz
önce dediğim gibi, bize has özelliklere ve güzelliklerin üstüne
basacak. Bu bizim eksenimizdir, varlık sebebimizdir. Öte yandan,
antenleri dünyaya açık olacak. Küreselleşmenin farkında
olacak. Küreselleşen dünyada neyin ne olduğunu, Türkiye'nin
nerede olması gerektiğini öğrenecek değerli arkadaşlarım.
Bana zaman zaman, gittiğim illerde, görüştüğüm lise
öğrencileri bunu soruyorlar: "Sayın Bakanım, bu
küreselleşme de neyin nesidir? Tutturmuşlar bir küreselleşme!
Biz bunları atalım bir tarafa. Biz bize yeteriz."
Sevgili
arkadaşlarım, "küreselleşme iyi midir kötü müdür,
doğru mudur yanlış mıdır, faydalı mıdır
zararlı mıdır tartışması artık çok
geride kalmıştır. Bu, kış ortasında eksi
30 derece soğukta Erzurum'da havuz başında bekleyen
bir insanın "ben soğuktan nefret ediyorum" diye kendi
kendisiyle kavga etmesine benzer. İstediğiniz kadar soğuktan
nefret ettiğinizi söyleyin veya Diyarbakır'da artı
40 derece sıcakta, sıcaktan nefret ettiğinizi söyleyin,
sizin ondan nefret etmeniz, hoşlanmanız veya hoşlanmamanız
sizi soğuğun veya sıcağın etki alanı
dışına çıkarmaz.
Biz,
bugün "küreselleşme" denen bir olguyla karşı
karşıyayız. Gençlerimiz şu şuurda yetişmelidir:
Türkiye, bu küreselleşme sürecinin pasif, yönlendirilen, yönetilen
bir objesi mi olacak, bir nesnesi mi olacak, yoksa Türkiye, Türk milleti,
bu küreselleşme sürecinin yöneten ve yönlendiren iradesinin
bir parçası mı olacak? Bu şuuru çocuklarımıza
vermeliyiz.
Biz
onlara, kesinlikle, etnik milliyetçilikten uzak, soy sop milliyetçiliğinden
uzak, ancak, ona vatanını sevmesini öğreten, ona toprağına
bağlı olmasını öğreten, ona değerlerine
sahip çıkmasını öğreten, bütün vatandaşını
kucaklayan bir anlayış vermeliyiz. Bunun için gayret göstermek,
muhalefetiyle iktidarıyla bütün siyasetin görevidir, medyanın
görevidir, ailenin görevidir ve bütün gençler üzerinde etkili
olan, onlara tesir yapan bütün unsurların ve çevrelerin görevidir.
Din
eğitimi meselesinde çocuklarımızın ihtiyaçları,
mutlaka, olması gerektiği şekilde karşılanmalıdır.
Bakın, değerli arkadaşlarım, bidalardan ve hurafelerden
kesinlikle uzaklaştırılmış, her türlü israiliyatı
bir tarafa itmiş, gerçek manada dinin güzelliğini çocuklarımıza,
sahip oldukları dinin güzelliğini onlara anlatmalıyız,
onlara bunu eğitim olarak mutlaka vermeliyiz.
Biliyorsunuz,
din eğitimi ve din öğretimi Millî Eğitim Bakanlığının
sorumluluğunda yapılıyor. Anayasa'mız, Türkiye
Cumhuriyeti devleti laik bir devlettir
Anayasa'mızın zikrettiği,
ifade ettiği dört olmazsa olmaz unsurdan, prensipten, özellikten
birisi kesinlikle laiklik vasfıdır. Laiklikten hiçbir
şekilde taviz vermeden, ama Anayasa'nın 24'üncü maddesinde
de güvence altına alınan din eğitimini, toplumumuzun,
insanımızın din eğitimi ihtiyacını karşılamak
da laik devletin görevidir. İşte, o zaman, biz bunu yaptığımız
zaman, misyoner faaliyetlerden, misyonerlerin yıkıcı
etkilerinden -boş yere- korkmamış oluruz. Biz, kendi çocuklarımıza,
dediğim gibi, kendi çocuklarımıza, onların değerlerini,
onların tarihini sevdirecek, mutlak surette bir yaklaşımla
yaklaşmalıyız. Bu da hepimizin üzerinde kesinlikle
mutabık olduğu unsurlardır.
Değerli
arkadaşlarım, biraz önce, Musa Bey'in yapmış olduğu
bir teklif var. 19 Mayısta, Samsun'da, Atatürk'ün Samsun'a çıkışı
dolayısıyla da bu bir çıkış noktası yapılarak
bir şûra toplanmalıdır, bir gençlik kurultayı toplanmalıdır
diye ifade etti. Gençlikle ilgili bu tür faaliyetler Devlet Bakanlığımızın
yetki alanı içerisindedir. Bunu, Sayın Bakanımızla
da paylaşacağız. Böyle bir organizasyon olursa, Millî
Eğitim Bakanlığı olarak da biz de bu işin içerisinde
olacağız, gerekli katkıyı ve desteği vereceğiz.
Bunu bir tarafa bırakalım, Millî Eğitim Bakanlığı
olarak biz, Atatürk'ün doğumunun 125'inci yılı sebebiyle,
bir cumhuriyet gezileri projesi yaptık. Samsun'dan başlayarak,
Okullarımızda
satrancı seçmeli ders hâline getirdik, bildiğiniz gibi.
Satranç Federasyonuyla beraber okullarımıza satranç
sınıfları, satranç kulüpleri kurduk. Bu ve benzeri faaliyetler
devam ediyor.
Kültür
ve Turizm Bakanlığıyla yaptığımız
bir protokolle, kültür ve sanat eğitimini okullarda yaygınlaştırmaya
çalışıyoruz.
Biraz
önce, Değerli Bakanımız, Ulaştırma Bakanımız
Binali Yıldırım Bey, İnternet dolayısıy
Gençliğimizin
problemlerinin asgariye indirildiği bir Türkiye özlemi içerisinde
olduğumuzu ifade ediyorum ve bu vesileyle, eski Kültür Bakanı
olması hasebiyle selefim olan, eski Dışişleri Bakanımız,
değerli düşünce adamı, kalem erbabı, değerli
politikacılarımızdan İsmail Cem'in vefatı
dolayısıyla duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum;
kendisine Allah'tan rahmet diliyorum, ailesine ve sevenlerine
başsağlığı diliyorum. Hepinize en derin sevgilerimi,
saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Birleşime
beş dakika ara veriyoruz.
Kapanma Saati:
15.48
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.01
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
- Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
55'inci Birleşimi'nin İkinci Oturumu'nu açıyorum.
Gündem
dışı konuşmalar tamamlanmıştı.
Şimdi gündeme geçiyoruz.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
IV. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşdere'nin,
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN
- Birinci sırada yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle
ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini
erteliyoruz.
İkinci
sırada yer alan Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve
Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı:
904)
BAŞKAN
- Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Üçüncü
sırada yer alan, Petrol Piyasası Kanunu'nda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri
ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları
Raporları'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
3.- Petrol
Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonları Raporları
(1/1215) (S. Sayısı: 1230) (x)
BAŞKAN
- Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçen
birleşimde tasarının 2'nci maddesi üzerinde verilen
önergenin oylanmasında kalınmıştı.
Hükûmetin
ve Komisyonun takdire bıraktığı önergeyi tekrar
okutup oylarınıza sunacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan (1/1215)
esas sayılı Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 2'nci maddesinin
tasarıdan çıkartılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Sadullah
Ergin |
Selami
Uzun |
Zülfü
Demirbağ |
|
|
Hatay |
|
Elazığ |
|
|
|
Alaettin
Güven |
Ejder
Arvas |
|
|
|
Kütahya |
Van |
|
|
|
|
|
|
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
(x)
1230 S.Sayılı Basmayazı 17/01/2007 tarihli 51'inci Birleşim
Tutanağına eklidir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
3'üncü madde ek madde 2'yi okutuyorum:
MADDE 3- 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanununa aşağıdaki maddeler eklenmiştir.
"Kaçak petrolün tespiti ve
tasfiyesi
EK MADDE 2- Kaçak petrolün; bu Kanun
hükümleri dışında satışa arzedilmesi, satılması,
bulundurulması, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla satın
alınması, taşınması veya saklanması yasaktır.
Kaçak petrol yakalandığında,
kaçak petrole derhal el konulur ve yakalandığı ildeki
il özel idaresine miktarını, cinsini ve özelliklerini gösterir
bir tutanakla teslim edilir.
Kaçak petrol hakkında tasfiye
kararı, soruşturma evresinde hâkim tarafından verilir.
Bu karar, kaçak petrole el konulduğu tarihten itibaren onbeş
gün içinde, eşyadan numune alınmasının mümkün olduğu
durumlarda numune alınarak, mümkün olmaması hâlinde ise
gerekli tespitler yaptırılarak verilir.
Kaçak petrolden alınacak numunelere
ilişkin usul ve esaslar Kurum tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir. Kaçak petrolün teknik düzenlemelere uygunluğunun
tespiti, Kurum tarafından belirlenen akredite laboratuvarlar
tarafından yapılır. Bu çerçevede gönderilen numunelerin
tetkik ve tahlil giderleri Kurumca karşılanır. Laboratuvarlar,
bunlara ilişkin tetkik ve tahlil işlemlerini öncelikle ve
ivedilikle sonuçlandırır.
Kaçak petrolün tasfiyesi ilgili
il özel idaresi tarafından bu Kanun hükümlerine göre yapılır.
Kaçak petrolden teknik düzenlemelere
uygun olanlar, Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara göre
ilgili il özel idaresi tarafından, teknik düzenlemelere uygunluğunun
tespiti tarihinden itibaren en geç bir ay içinde açık artırma
suretiyle satışı yapılarak veya yaptırılarak
tasfiye edilir. Bir ay içinde satılamayan kaçak petrol, pazarlık
usulü ile satışı yapılarak tasfiye edilir.
Kaçak petrolden teknik düzenlemelere
uygun olmayanlar, Kurum tarafından belirlenen usul ve esaslara
göre ilgili il özel idaresi tarafından, teknik düzenlemelere
uygun olmadığının tespiti tarihinden itibaren
en geç bir ay içinde, satılmak üzere Tasfiye İşleri Döner
Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilir
ve Tasfiye İşleri Döner Sermaye İşletmeleri Genel
Müdürlüğü tarafından satışa ilişkin masraflar
düşüldükten sonra bakiye bedel ilgili il özel idaresine aktarılır.
İlgili il özel idaresi tarafından,
kaçak petrolün satışından elde edilen gelirden, kaçak
petrole ilişkin vergiler ilgili vergi dairesine yatırıldıktan
sonra, kalan para bankada açılacak bir emanet hesaba yatırılır.
Kaçak petrolün tasfiyesine
ilişkin bu maddede düzenlenmeyen diğer usul ve esaslar Maliye
Bakanlığının ve Gümrük Müsteşarlığının
görüşü alınarak Kurumca yürürlüğe konulacak yönetmelikle
düzenlenir.
Yargılamanın, tasfiye
edilen kaçak petrolün sahiplerinin lehine sonuçlanması hâlinde;
toplam satış bedelinden vergiler düşüldükten sonra kalan
tutar, satış tarihinden kararın kesinleştiği
tarihe kadar geçen süre için kanunî temerrüt faizi oranında hesaplanan
faiz de ilave edilerek hak sahibine ödenir. Emanet hesabında
bulunan tutarın hak sahibine yapılacak ödemeyi karşılamaması
hâlinde, aradaki fark Maliye Bakanlığınca genel bütçeden
karşılanır. Kaçak petrole ilişkin mahkumiyet hükmünün
veya müsadere kararının kesinleşmesinden sonra emanet
hesaptaki tutar genel bütçeye gelir olarak yatırılır.
Kaçak petrole ilişkin mahkumiyet
hükmü veya müsadere kararı kesinleşenler, Kurum tarafından,
varsa lisansları iptal edilerek kamuoyuna ilan edilir, ayrıca
bu Kanun kapsamında bu kişilere hiçbir şekilde yeniden
lisans verilmez.
Bu madde kapsamında teminatla
iade hükümleri uygulanmaz.
Kaçak petrole ilişkin olarak
bu Kanunda yer almayan hususlarda, 4926 sayılı Kaçakçılık
Bu madde kapsamında veya kaçak
petrol ile mücadele konusunda; Kurumca, Tasfiye İşleri
Döner Sermaye İşletmeleri Genel Müdürlüğünce, il
özel idarelerince yapılacak her türlü mal, araç-gereç ve hizmet
alımlarında 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu
İhale Kanunu, kaçak petrolün satışında 8/9/1983 tarihli
ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uygulanmaz.
İkramiyeler
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Sedat
Uzunbay.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA SEDAT UZUNBAY
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
1230 sıra sayıyla bastırılarak dağıtılan
Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 3 üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bastırılıp dağıtılan ve Komisyon Raporu'nun
da içeriğinin bulunduğu elimizdeki dokümanlarda, Meclis
Başkanlığımıza sunulan bu tasarının
öncelikle esas komisyon olarak Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna, tali komisyon olarak da
İçişleri, Adalet ve Plan ve Bütçe Komisyonlarına havale
edildiğini biliyoruz. Ancak, Komisyonumuzdaki görüşmeler
sırasında bu komisyonlardan, yani, tali komisyonlardan
sadece İçişleri Komisyonunun raporunu verdiği ve
esas komisyonun da bu görüşü de dikkate alarak kararını
verdiğini hepimiz biliyoruz.
Burada Plan ve Bütçe Komisyonunun
ve Adalet Komisyonlarının raporunu almadan Komisyonumuzun
bunu değerlendirmiş olması bu kanunun taşıdığı
özellikler itibarıyla çok önemliydi; çünkü, kaçak olarak yakalanacak
akaryakıtın bedelinin yaklaşık yarısı
ikramiye olarak dağıtılacaktı. Yarısının
ikramiye olarak dağıtılacağı bir tasarıda
Adalet Komisyonunun ve Plan ve Bütçe Komisyonunun mutlaka ve mutlaka
görüşünün alınması
gerekiyordu. Bunu ciddi bir eksiklik olarak değerlendiriyorum.
Hepinizin bildiği gibi, akaryakıt
kaçakçılığında devletin vergi kaybı, PETDER
verilerine göre 5,1 katrilyon lira civarında. Bu tasarıyla
getirilen ikramiye bedelinin bu sistemde kendisini, ama, ihbarcı,
ihbar edilen noktasında değerlendirecek insanlarda yaratacağı
olumsuz etkileri, yani insani değerleri, hukuki ve sosyal,
ekonomik sorunları mutlaka öngörmek durumundayız, bunları
değerlendirmek durumundayız. Burada daha önceki konuşmalardan
dikkate aldığımızda, 10 katrilyon liralık
bir kaçak olduğu ve bunun 5 katrilyon lirasının da ikramiye
olarak dağıtılacağı ifade ediliyor. Bu kanun
yürürlüğe girdikten kısa bir süre sonra, bu kaçak akaryakıt
bedelinin yarısının dağıtılması konusunda
da çok kısa süre içinde pis kokular çıkmaya başlayacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
bu tasarı yasalaştığında mutlaka caydırıcı
bir etkisi olacak ve bu rakamlar daha düşük gerçekleştirilecektir,
ama, buna rağmen ciddi rakamların ikramiye olarak dağıtılması
söz konusu olacak. Dağıtılacak ikramiye konusunda
mutlaka ciddi bir araştırma yapılması, yeniden değerlendirilmesi
ve yeni bir bakış açısı ve politikanın belirlenmesi
mutlaka gerekiyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
bu tasarı yasalaştığında, akaryakıt kaçakçılığıyla
mücadelenin altyapısı ne olacak? Yakalanan kaçak akaryakıtların
depolanması ve satışıyla ilgili hukuki ve fiziki
altyapı yok. Kaçak akaryakıt yakalandığında
nerede depolanacak? Satış bir ayda nasıl gerçekleştirilecek?
Mahkeme süreci nasıl hızlandırılacak? İl
özel idareleri yakıtı ne yapacak? Yakalanan kaçak akaryakıtın
veya petrolün yeniden kaçırılması, yeni rüşvet
ağları oluşturması, kaçak yakıtın israf
edilmesi, dürüst ithalatçının mağdur edilmesi gibi hukuki
ve fiilî sorunlar oluşması nasıl önlenecek?
Kaçak yakıtın, kolluk güçleri
gözetiminde yedieminde durması hâlinde yeni bazı büyük
sorunlar çıkabilecektir. İl özel idarelerinin yakalanan
yakıtları depolama kapasitesi yok denecek kadar azdır,
Türkiye'de çok ciddi bir depo sorunu yaşanacaktır.
Akaryakıt kaçakçılığını
izlemek ve önlemek için alınacak tedbirleri ve yapılacakları
tekrar hatırlatmak açısından kısa kısa birkaç
değerlendirme yapmak istiyorum.
Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulunun, kaçak yakıt kontrolleri için alımı planlanan
mobil araçların durumu nedir, araçlar alındı mı?
Kara sularımızdaki tekne
ya da gemi yoluyla yapılan kaçakçılığın engellenmesi
için deniz aracı alınması işleri ne aşamada?
Gemi trafik yönetimi sistemlerinin,
yakıt naklinin yoğun olduğu İzmit, İzmir,
Fizibilite ve proje çalışmaları
tamamlanan otomatik takip sistemi ile ilgili çalışmalar
ne aşamada, tamamlandı mı?
Türk bayraklı gemilere, 300
grostonu aşmaları hâlinde otomatik takip sistemi cihazı
takılmasıyla ilgili çalışmalar ne durumda?
Akaryakıt kaçakçılığında,
gemiden gemiye akaryakıt kaçırma olaylarını izlemek
ve önlemek için, gemileri uydu üzerinden denizde izlemek için telsiz
baz istasyonlarının kurulması çalışmalarında
son durum nedir?
Kara ayağında yapılacak
işlerle ilgili olarak Gümrük Müsteşarlığının
çalışmaları ne âlemde?
Akaryakıt taşıyan
tankerlerin izlenmesi nasıl yapılacak?
Değerli milletvekilleri, bu
konular yasanın uygulanması aşamasında yaşanacak
sorunlar ve karşılaşılacak güçlüklerdir. Bunların
da en kısa süre içinde çözümlenmesi mutlaka gerekecektir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
bu tasarıya göre yakalanan yakıtın bir ay içinde satışı
öngörülüyor. Mahkeme kararı kesinleşmeden önce yakalayan
ya da ihbar
Kaçak yakıt depolanırken
kalitesi bozuk benzin ve motorinler mevcut yakıtlara karışınca
yeni bir karmaşa da oluşacak, bunun önlenmesi için ayrı
depolama yapılması şarttır.
Ulusal marker sistemi ciddiyetle
uygulanmaz ise hangi yakıtın kaçak olduğunu anlamak,
depolamak ve mahkeme sürecinde sorunları çözmek de mümkün olamayacaktır.
Ulusal marker sisteminin tartışmaya meydan vermeyecek, tereddüt
ve şüphe oluşturmayacak ciddiyette uygulanması gerekir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
Devlet Bakanımız ve Başbakan Yardımcımız
Sayın Abdüllatif Şener'in açıklamalarından, bugüne
kadar bu konuda yapılan tek çalışmanın Başbakanlığımızın
1 Mayıs 2006 tarihli genelgesiyle kendilerinin başkanlığında
ilgili bakanlarla ve Başbakanlık Müsteşarından
oluşan Akaryakıt Kaçakçılığı Mücadele
Kurulunun kurulması olduğunu öğrendik. Bu Başbakanlık
genelgesiyle birçok talimat veriliyor ve petrolün ithal, ihraç veya
transit olarak ulaştığı yerlerden teyitler
alınmasını, kayıtların kontrol edilmesini,
araştırmalar yapılmasını ve yapılan çalışmaların
sonucunda Bakanlar Kuruluna üçer aylık genel rapor verilmesi
isteniyor. Bu genelge doğrultusunda 1 Mayıs 2006 gününden
bu yana elde edilen gelişmeler ile ilgili bir açıklama aradan
yedi ay geçmesine rağmen henüz yapılamadı. Niye yapılamadı?
Bunu da bilemiyoruz.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla
kaçak petrol hakkında tasfiye kararı hâkim tarafından
soruşturma aşamasında kaçak petrole el konulduğu
tarihten itibaren on beş gün içinde verilecek.
Kaçak petrolden teknik yönden uygun
olanlar, bir ay içinde, il özel idareleri tarafından, açık artırma
yoluyla, bunun mümkün olmaması hâlinde pazarlık usulüyle
satılarak tasfiye edilecek, teknik yönden uygun olmayanlar
ise satılmak üzere Tasfiye İşleri Döner Sermaye
İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilecek. Teknik
yönden uygun olmayan kaçak petrol ya da yakıtı TASİŞ
ne yapacak, nasıl imha edecek? Burada bu açıklık da yok.
Kaçak petrole ilişkin mahkûmiyet
hükmü veya müsadere kararı kesinleşenlerin, kurum tarafından,
varsa lisansları iptal edilerek kamuoyuna ilan edilecek, bu kişilere
hiçbir şekilde yeniden lisans verilmeyecek.
Kaçak petrolün, ihbarlı ya da
ihbar olmadan, sahipli yakalanması durumunda ihbar edene ve
kaçak petrolün yakalanması eylemine bizzat ve fiilen katılan
kamu görevlilerine ikramiye verilecek, mahkeme kararlarından
sonra da ilave ikramiye ödenecektir. Petrolün sahipli olmaması
hâlinde bu ikramiyelerin yarısı ödenecektir.
Kaçak petrolü satışa sunan,
satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla satın
alan, taşıyan veya saklayanlar hapis ve adli para cezasına
çarptırılacak. Aynı şekilde, ulusal marker'ı
yetkisiz olarak üreten, satışa sunan, satan, yetkisiz kişilerden
satın alan,
Bu tasarıda, kaçak ulusal marker
üretenler ya da yetkisiz ulusal marker üretenler için uygulanacak
cezaların kaçak akaryakıt işiyle uğraşanlar
için uygulanacak cezalarla aynı tutulması doğru değildir.
Bu konuda mutlaka yeni bir değerlendirme yapılması
ve ulusal marker'la ilgili cezaların artırılması
gereklidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SEDAT UZUNBAY (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, akaryakıt kaçakçılığında,
bu yeni getirilen tasarıyla, yeni bir aşamaya geliyoruz.
Elbette çok önemli. Ancak, bu konuda gerekli mücadelenin bu yaptığımız
değişikliklerle sağlanabileceği kanaatinde değilim.
Çok kısa bir süre sonra, yine, Hükûmetimiz, gerek 5015 sayılı
Petrol Piyasası Kanunu'nda gerekse diğer bazı yasalarda
değişiklik yapılmasına ilişkin yeni yasa tasarılarıyla
karşımıza çıkacaktır. Ama, ben yine de, tasarının
bu hâliyle yasalaştığında ülkemize hayırlı
ve uğurlu olmasını diliyorum. İnşallah beklediklerimizi
gerçekleştirme noktasında ciddi veriler elde ederiz.
Bu düşüncelerle yüce Meclisimizi
tekrar saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Uzunbay.
Anavatan Partisi Grubu adına
Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan. (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
Buyurun efendim.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (
Değerli arkadaşlarım,
bu görüştüğümüz kanun tasarısı, adı üstünde,
Petrol Piyasası Kanunu Tasarısı, yani, bir piyasayı
düzenleme kanun tasarısı. Ancak, AK Parti Hükûmetinin el
attığı bir alanda, piyasaların veya kurumların
vatandaşın hayatını düzeltecek şekilde başarılı
bir düzenlemeyle hâlihazırda hiç karşılaşmamış
olduğumuz, ayrıca da enerji piyasasının nasıl
allak bullak edildiğini bildiğimiz için bu kanun tasarısının
isminin Hükûmetin tarzına hiç uymadığını öncelikle
belirtmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, hafızayı
beşer nisyan ile maluldür. Onun için, isterseniz önce TÜPRAŞ'tan
bahsedelim ve Hükûmetin TÜPRAŞ'ı nasıl düzenlediğine
bir bakalım.
Bundan iki yıl önce TÜPRAŞ'ın
yüzde 14,76'lık hissesi, kapalı kapılar ardında ve
kamuoyundan gizli bir şekilde paketlenerek, kara gözlüklü fotoğraflarıyla
her Türk evine giren ve "Avrupa Yakası"nın "Gaffur"undan
daha meşhur hâle gelen İsrailli iş adamı Sami
Ofer'e satıldı. TÜPRAŞ satışı çok büyük bir
işlem olması ve buna paralel olarak satışının
bilhassa şeffaf olması gerekliyken, Hükûmet, tam tersine,
bilhassa bu satışın öncesindeki dönemi çok gizli tuttu.
TÜPRAŞ'a talip olabilecek başka alıcılar için de kapalı
tutuldu satış süreci ve Hükûmet el altı bir operasyonla,
tüm Türkiye'ye dudak uçurttu. Bu öylesine bir satış süreciydi
ki, ihaleye katılan bir iş adamıyla ihaleden bir gün önce
görüşmekten dolayı eski başbakanların kalemini
kıran bu Hükûmetin çifte standartlı adaletinin sayfalarında
iz sürücü bir mürekkebe dönüştü. Hükûmet, bu gizli kapaklı
satıştan kimsenin haberi olmayacağını ve
yağdan kıl çeker gibi bağlayacağını düşünse
de, kazın ayağı öyle olmadı. İz sürüldü Türkiye'de
ve Hükûmet yakalandı. Sami Ofer'in Hükûmet tarafından ayrıcalıklı
bir korumaya tabi tutulduğu gün ışığına
çıktı. Sami Ofer, Davos'ta, Başbakanın sevgili abisi
Maliye Bakanı Unakıtan'la, daha sonra da bir otelde Başbakan
Sayın Erdoğan'la baş başa görüşmüştü. Sami
Ofer oyuna yüksek bir avantajla girmişti. Ayrıcalıklı
oyuncuydu, torpili çok yüksek yerdendi. Sami Ofer, bu ayrıcalıkla,
TÜPRAŞ'ın yüzde 14,76'lık hissesine 446 milyon dolara sahip
oldu ve bu hisse, TÜPRAŞ'ı Koç'un satın almasından
sonra, kâğıt üzerinde 1,2 milyar dolara yükseldi. Bu hissenin
şu andaki borsa değeri 621 milyon dolar ve Sami Ofer bu
işten iki yılda 233 milyon dolar kâr etti. Bunun adına
"ballı AK Parti böreği" denir. Hamuru, suyu,
işçiliği Türkiye'den, servisi Maliye Bakanı ve onun
Hükûmetinden.
Peki, sonra ne oldu? Türkiye'de
bir de bir yargı olduğu için, çok şükür ki, Hükûmetin TÜPRAŞ
satışı yargının terazisine düştü. Petrol-İş
Sendikasının,
13 Ocak 2007'de Danıştay davayı
esastan sonuçlandırıp, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığının temyiz istemini reddetti. Danıştay,
İdare Mahkemesinin gerekçelerini paylaşarak, ayrıca,
TÜPRAŞ özelleştirmesinde Özelleştirme İdaresi
Başkanlığının değil Özelleştirme Yüksek
Kurulunun karar vermesi gerektiğine işaret edip, burada
da hukuka aykırılık tespit etti. Yani, Yüce Meclisin
değerli üyeleri, Danıştay, TÜPRAŞ'ın yüzde
14,76'lık hissesinin satışına iptal kararını
kesinleştirdi. Acaba, Hükûmet şimdi ne yapacak?
Yargıda yüzü kızaran
Hükûmetin, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
yoluyla, olağanüstü kanun yolu olarak bilinen "karar düzeltme"
isteminde bulunma hakkı da var Tabiî. Bu yoldan Hükûmeti sevindirecek
ne çıkabileceğini hep beraber göreceğiz inşallah,
ama, buraya kadar olanlar bu Hükûmete yeter, artar bile. Aslında,
her hükûmete yeter arkasına bakmadan gitmesi için, ama, biliyorsunuz,
bizdeki koltuklar tutkallıdır. Tutkalın malzemesi ihtiras,
korunağı, markası da dokunulmazlıktır değerli
arkadaşlar.
AK Parti Hükûmetinin sevdikleri
ve korudukları için olan piyasayı nasıl düzenlediğini
TÜPRAŞ örneğinde gördük. Dilerseniz, şimdi, Hükûmetin
sevmediklerinin olduğu piyasaları nasıl düzenlediğine
bakalım. POAŞ'a gelelim ve AK Parti Hükûmetinin, seçimler
öncesi dönemde, siyasi çıkarlarını korumak için,
enerji piyasasını düzenlemek yerine, bu piyasada kendisi
için tehlike gördüklerini hizaya getirme düzenlemelerine bir
göz atalım.
Önce, POAŞ hakkında bir
inceleme raporu basına sızdırıldı. Gizli tutulması
gereken bu rapor basına sızdırıldı ve basına
sızdırılan raporda, Türkiye'nin en büyük dağıtım
şirketi olan Petrol Ofisinin 2001 yılında 1,2 milyar
YTL'lik kur farkını gider yazdığı ve son beş
senede bu yolla 3 milyar YTL'lik bir vergi kaybına yol açtığı
ileri sürülüyor. Raporun basına sızdırılmasından
sonra Petrol Ofisi yöneticileri vergi kaçağı iddialarını
yalanladı, söz konusu incelemenin Petrol Ofisinin 2002'nin Haziran
ayında, Maliye Bakanlığından 1,2 milyon YTL'lik vergi
iadesi talebinde bulunmasıyla başladığını
söyleyen Petrol Ofisi yöneticileri, kur farkının gidere
yazılabileceğine ilişkin, ellerinde, iki, Maliye Bakanlığı
yazısı olduğunu ifade ettiler.
Petrol Ofisi yöneticilerinin
Hükûmet açısından vahim iddiasına göre, söz konusu inceleme
raporu, Petrol Ofisine ulaşmadan bir gazeteye sızdırılmıştı.
Hükûmet, Petrol Ofisi yöneticilerinin bu iddiasını
açıklığa kavuşturmakla mükelleftir, çünkü
şirketlerin vergi durumlarıyla ilgili raporları basına
sızdırmak vergi mahremiyetini çiğnemek demektir.
Bu konuda sorulması ve cevabı
alınması gereken soru şudur: Hükûmet, kendi siyasi
çıkarları açısından yola getirmeye çalıştığı
şirket sahiplerine gözdağı vermek için kural ihlali
mi yapmaktadır? Hükûmet şantajcılık mı yapmaktadır?
Bunlar vahim ve bir hukuk devletinde olmayacak şeylerdir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
ele almak istediğim bir diğer konu da, ülkemizin ekonomik
ana damarlarından birinden sürekli
Kaçakçılık, ülkemizde
uzun yıllardır süregelen ve devleti büyük zararlara
uğratan bir sorun durumundadır. Emniyet Genel Müdürlüğü
verileri, Türkiye'de akaryakıt piyasasındaki potansiyelin
yüzde 18'inin kaçak yolla yurda giriş yaptığını
ortaya koymaktadır. Yıllık 8 milyar dolara varan bu kaçak
pazarında, devletimizin vergi kaybı, tam 2,5 milyar dolara
ulaşmaktadır. Bir başka deyişle, yıllık satılan
petrol miktarı 17 milyon ton, ama bunun 3 milyon tonu kaçaktır.
2003 yılında, sadece, yakalanan motorin miktarı 1 milyon
245 bin ton olarak tespit edilmiştir.
Konunun devletimizi ilgilendiren
boyutunun yanı sıra, vatandaşımızı
doğrudan ilgilendiren boyutu da vardır. Çok basit kimyasallarla
elde edilen kalitesiz yakıt, herhangi bir arındırma
ünitesinden geçmediğinden, standart yakıtlar gibi olmamakta
ve bu durum da birçok otomobilin yolda kalıp araçların
arızalanmasına neden olmaktadır.
Yurdumuzda trafiğe kayıtlı
10 milyonun üstünde taşıt vardır. Bu rakamlar, her ne kadar
dünya ortalamasının altında bir seyir izlese de kolay
kazanç peşindeki organize suç örgütlerinin iştahını
kabartmaktadır. Kamyondan otomobile irili ufaklı birçok
araç yakıt deposunu büyüterek yurda kaçak akaryakıtın
sokulmasını sağlamaktadır. İran'dan 70-80 litrelik
plastik bidonlarla katır sırtında gelen akaryakıt,
ne yazık ki, Yüksekova'da, Başkale'de satılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Konunun, ülke ekonomisi, sağlanamayan
vergi geliri, araç sahiplerinin otomobillerine verdiği zararın
yanında, barındırdığı yüksek orandaki kükürt
nedeniyle de insan sağlığına ve çevreye verdiği
zarar da göz ardı edilmemelidir. Kaçak akaryakıtın kullanılmasının
sebep olduğu çevre kirliliği, vergi ve döviz kayıplarıyla,
üretim-tüketim dengesinin bozulması gibi zararların yanı
sıra, içerdiği uçucu petrol elementleri nedeniyle, kamyonlarda
kullanıldığında, muhtemel kazalarda kullanıcı
ve çevredeki insanların hayatını riske sokan yanıcı
ve patlayıcı bir ortam doğurması gibi sakıncaları
da vardır.
Hükûmetin, kaçak akaryakıt tespitinde
kullanılacak ulusal marker'ı piyasaya sürdüğü ilk günde
daha ortaya çıkan tablo ise, bizde, akaryakıt kaçakçılığının
kontrolü sürecinin başarıya ulaşamayacağı
yönünde endişe uyandırmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdoğan,
selamlama için açıyorum, ek süre verdim size.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım. Birazdan, hemen
bitireceğim.
BAŞKAN - Efendim, ek sürenizi
verdim. Lütfen, konuşmanızı tamamlayın efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim, hemen bitiriyorum Sayın Başkanım.
Ulusal marker'ların muhafazası,
dağıtımı ve sigortalanmasında büyük sorunlar
vardır ve Hükûmetin, bu işin detaylarını iyi hazırlamadığı,
piyasayla koordineli çalışmadığı ortaya
çıkmıştır. Ulusal marker sisteminin iyi işlemesi,
ülkemiz açısından çok önemli bir meseledir ve Hükûmet, bu önemin
sorumluluğunu taşımaktan çok uzak bir faaliyet tablosu
arz etmektedir.
Genel Kurulumuz, bu yasa tasarısını
da detaylıca mütalaa edecek ve detayları sorgulayacak
bir vakte, maalesef, sahip olamamıştır. Hükûmet, yasa
çıkarmanın, dostlar alışverişte görsün değil,
bir ülkenin işlerini yoluna koymanın temeli olduğunu,
icraatının beşinci senesinde de maalesef, anlamamıştır
ve anlamadan da süreyi tamamlayacağı malumdur.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Özdoğan.
Şahsı adına, Sakarya
Milletvekili Sayın Hasan Ali Çelik.
HASAN ALİ ÇELİK (Sakarya)
- Vazgeçtim.
BAŞKAN - Şahsı
adına, Konya Milletvekili Hasan Anğı.
HASAN ANĞI (
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Üçüncü sıradaki konuşmacı
Yok.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Sayın Başkan
BAŞKAN - Komisyonun bir talebi
var.
Buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Bir redaksiyon efendim.
Bu ek madde 2 ek madde 3 olacak efendim,
bu 2'yi 3 yapacağız, diğerleri de teselsül edecek efendim.
BAŞKAN - Ek madde 3 olarak düzelterek
oylarınıza sunuyorum:
Ek madde 4'ü okutuyorum:
İkramiyeler
EK MADDE 4- Kaçak petrolün yakalanması
hâlinde, ihbar edenlere ve yakalayan kamu görevlilerine aşağıdaki
usul ve esaslara göre ikramiye ödenir:
a) Bir ihbar sonucunda kaçak petrolün
sahipli yakalanması hâlinde; kaçak petrolün satışından
sonra vergiler dâhil elde edilen toplam gelirin yüzde onu tutarında
ihbar edene, yüzde onu tutarında kaçak petrolün yakalanması
eylemine bizzat ve fiilen katılan kamu görevlilerine ikramiye
ödenir. Kaçak petrole ilişkin mahkumiyet hükmünün veya müsadere
kararının kesinleşmesini takip
b) Bir ihbar olmadan kaçak petrolün
sahipli yakalanması hâlinde; kaçak petrolün satışından
sonra vergiler dâhil elde edilen toplam gelirin yüzde onu tutarında
kaçak petrolün yakalanması eylemine bizzat ve fiilen katılan
kamu görevlilerine ikramiye ödenir. Kaçak petrole ilişkin
mahkumiyet hükmünün veya müsadere kararının kesinleşmesini
takip
c) Yakalanan kaçak petrolün sahipli
olmaması hâlinde; bu maddede ihbar edenlere ve yakalayan kamu
görevlilerine ödenecek ikramiyeler yüzde elli eksik ödenir.
ç) Bu maddeye göre yapılacak
ikramiye ödemeleri, ilgili il özel idaresi tarafından öncelikle
emanet hesaptan karşılanır, emanet hesaptaki paranın
ikramiye ödemelerine yetmemesi hâlinde aradaki fark derhal Maliye
Bakanlığınca ilgili il özel idaresine aktarılır.
d) Kaçak petrole ilişkin mahkumiyet
hükmünün veya müsadere kararının kesinleşmesini takip
Bu maddeye göre ödenecek ikramiyeler
damga vergisi hariç vergi, resim ve harca tâbi değildir.
İhbar edenlerin kimlikleri
izinleri olmadıkça veya ihbarın niteliği haklarında
suç oluşturmadıkça açıklanamaz.
Bu madde kapsamında dağıtılacak
ikramiye ödemelerine ilişkin usul ve esaslar ile bu maddenin uygulanmasına
ilişkin diğer hususlar, Maliye Bakanlığının
görüşü alınarak, İçişleri Bakanlığınca
çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili Sayın Ferit
Mevlüt Aslanoğlu.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (
Şimdi, bir yasa çıkarken,
o yasa da toplumun tüm katmanlarını içermelidir. Bir önceki
maddede -tutanaklara geçsin diye söylüyorum- sadece ticari amaçla
satın alanlar için ceza uygulanıyor. Bunu, ticari amacı
olmayan, örneğin otobüs aldığı zaman ticari amaç,
kamyon aldığı zaman ticari amaç, ama, bir özel vasıta
aldığı zaman ticari amaç sayılmıyor, bir kere
bunu ileteyim. Yani, tüm kaçak petrol kullananların hepsi bu yasa
hükmüne tabi olmalı, ister ticari olsun ister ticari olmasın.
Bir kere, bunu, açık ve net söylüyorum. Burada hususi bir otomobil
kaçak benzin aldığı zaman, bu yasa hükmüyle ona ceza veremezsiniz.
"Ticari" diyor. Bir kere bunu belirteyim.
İkincisi, Tabiî, kamu kurum ve
kuruluşları. Şimdi, düşünün, bir malın rafineri
fiyatı belli. Kamu kurum ve kuruluşları ihale açıyorlar,
ister kullanım amaçlı isterse de yakıt amaçlı; yani,
bir şekilde, ihtiyaçlarına istinaden ihale açıyorlar.
Bu ihalelerde, rafineri fiyatı belli olan, bayi kârı belli,
nakliyat fiyatı, az çok, yani rafineriye olan uzaklığıyla
belli. Peki, tüm bunlar belli olacak, siz, yüzde 12, yüzde 13, yüzde 15
kırımla ihale yapacaksınız. Yani, bunun adını
ben bulamıyorum. Bunun iki türlü adı vardır, başka
bir ad bulamıyorum: Bir, arkadaş,
bana kaçak yakıt verebilirsin; iki, veya verdiğin yakıtı
çalabilirsin. Hangi kişi, rafineri fiyatı belli olan, nakliyesi
belli olan ve bayi kârı belli olan bir üründe kazancının
2 katı kadar eğer ihalede bir kırım yapıyorsa,
bunu, sizin takdirlerinize bırakıyorum. Önce, kamu kurumlarına,
bunu
Mutlaka ihale usulünü, özellikle petroldeki ihale usulünü
değiştirmek zorundayız arkadaşlar.
Yine, bir önceki maddede, kamu kurum
ve kuruluşları eğer bunu kullanırsa, yine, onlara
da ceza yoktur, çünkü, ticari amaç taşımıyor arkadaşlar.
Ben, takdirlerinize sunuyorum. Yani, bu kadar açık, net.
O açıdan, ben, Bakanlığın,
önümüzdeki süreçte çıkaracağı bir yönetmelikle,
özellikle Devlet İhale Kurumuyla görüşüp özellikle petrol
ürünlerinde kaçak petrolü özendirmeme açısından, önce, kamu
kurum ve kuruluşlarını disipline etmeliyiz. Bunu da
tutanaklara geçmesi açısından, ben, söylemek zorundaydım
arkadaşlar.
Diğer bir konu: Değerli
milletvekilleri, bir köy düşünün, 2 bin nüfuslu, 1.000 nüfuslu
belde, ilçeye uzaklığı 50 kilometre. Burada 15-20 kişi
bir araya gelmiş, bir tane depo yapmışlar, bir de pompa
yapmışlar daha lisans
Değerli milletvekilleri,
biz bu ülkede, insanlara ceza vermekle mi acaba bu ülkeyi yöneteceğiz?
Gelin, bunun çözümü
O köyde bulunan 100 tane traktörü, her gün, mazot
almak için acaba ilçeye göndermek bizim için bir çözüm mü arkadaşlar?
Yolda giderken de bir sürü trafik cezası veriyorlar. Değerli
milletvekilleri, bunun çözümü bu değildir. Gelin, lisans almış
bir bayiye, bayinin bir alt bayisi gibi, tüm sorumluluğu lisans
almış bayinin sorumluluğuna verelim. Ama, bu küçük
beldelerimizdeki, küçük yerlerimizdeki insanları mazot almak
için ilçelere göndermek, hakikaten, hepimizin bir vicdan azabıdır;
hem yüktür bu insanlara, 50 kilometre gittiği zaman bu insanın
harcayacağı mazotu siz düşünün. Gelin, buna, bir
başka çözüm bulalım, başka bir yol bulalım. Yani, o
ilçedeki, o ildeki bir bayinin sorumluluğunda, gözetiminde,
buna bir çözüm getirelim arkadaşlar.
Bir de, yaklaşık 2 bin kişiye
ceza verdiniz, mühürle Resmî Gazete'de ilan tarihi arasında. Gelin...
Bu insanların, zaten -satsanız- her şeylerine haciz
kondu. 12-13 kişi bir araya gelmiş, kâr amacı yok bu insanların.
Tüm sattığı mazot, yılda beş tanker arkadaşlar.
Dikkatinizi çekiyorum, sattığı mazot, yılda
beş tanker, maksimum. Yani, biz, bu insanlara, 67 milyar, 70 milyar,
100 milyar cezayı uygulayarak, bunların her şeylerini
haczederek... Bu 2 bin kişi, bu toplumun bir yarasıdır
arkadaşlar. Bu yasayı geçirirken, ben, Komisyondan da, Sayın
Bakanımdan da, özellikle EPDK'dan, bu insanların sorunlarını...
Bu, bir ceza affı değildir. Bu, insanların en Tabiî hakkıdır.
Bana ihbar etmeden, bana herhangi bir şey yapmadan, Resmî Gazete'deki
ilanı ihbar
Değerli milletvekilleri, bizim
halkımızı üzmeye hakkımız yoktur. Ben, özellikle
Sayın Bakanımdan ve Komisyondan rica ediyorum: Bu 2 bin kişinin
sorununa mutlak çözüm getirmeliyiz. Bu 2 bin kişi
Hakikaten,
bir pompa, bir tank; satsanız bu parayı etmez. Bu insanlar
kâr etmediler. Bu insanlar, sırf, köyündeki traktörlerine hizmet
etmek istediler, köylüye hizmet etmek istediler, amatör bir kurum,
ticari hiçbir amacı yok.
Değerli milletvekilleri, bilemiyorum,
bu konuda, bu yasa çıkarken veya -bu tamamen EPDK'nın bir uygulamasıdır-
EPDK bu kararını yeniden gözden geçirir mi ve -bu yasada
herhangi bir maddeye- bununla ilgili bir önlem alabilir miyiz? Ben,
dünden beri çaba sarf ediyorum, bir sonuç alamadım.
Ben, hepinizden rica ediyorum. Bu
2 bin tane köylerimizde... Bak dikkatinizi çekiyorum, ben örnek vereyim:
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Bitiriyorum Başkan.
Hiçbir bayi
Tabiî, tüketimi çok
olmadığı için 5 tankere, 6 tankere bayilik vermiyor.
Ama, bu köydeki bu soruna, bu traktörlerimizin sorununa, o ilçedeki
bir bayi kanalıyla -bir alt- onun kontrolünde, her türlü sorumluluk
onun olmak üzere, belli yerlerde, belli nüfusun üstündeki yerlerde,
bir pompa, bir tank açmasına izin verelim arkadaşlar. Yani,
köylüye çözümü biz getirelim. Aksi hâlde, o köylülerimiz, her gün,
her traktörü 50 kilometre git, al
Sabahın beşinde tarlasını
sürmeye giden insana bu cezayı vermeyelim değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Ek madde 4 üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Ek madde 5'i okuyorum:
Kaçak petrol ile ilgili ceza hükümleri
EK MADDE 5- Kaçak petrolü satışa
arz eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticarî amaçla
satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adlî
para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün
müsaderesine de hükmolunur.
Ulusal markeri yetkisiz olarak
üreten, satışa arzeden, satan, yetkisiz kişilerden satın
alan,
Kanunen daha ağır cezayı
gerektirmeyen hâllerde; Kurum tarafından, ek 3 üncü maddenin birinci
fıkrasına aykırı hareket edenlere, tasfiye edilen
kaçak petrolün vergiler dâhil satış bedelinin üç katı
tutarında ayrıca idarî para cezası verilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Madde üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Petrol Piyasası Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
çerçeve 2 nci maddesine bağlı EK 5 inci Maddenin 1. fıkrasının
aşağıdaki gibi değiştirilmesini teklif ve
arz ederiz.
Saygılarımızla.
|
Faruk
Çelik |
|
Tevfik
Akbak |
|
Ahmet
Rıza Acar |
|
|
|
Çankırı |
|
Aydın |
|
Ayhan
Sefer Üstün |
Ünal
Kacır |
Fahri
Keskin |
|
|
|
Sakarya |
İstanbul |
Eskişehir |
|
|
Kaçak petrolü satışa arz
eden, satan, bulunduran, bu özelliğini bilerek ticari amaçla
satın alan, taşıyan veya saklayan kişi, iki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası ve yirmibin güne kadar adli
para cezası ile cezalandırılır. Kaçak petrolün
ve kaçakçılıkta kullanılan suç araç ve gereçlerinin
müsaderesine de hükmolunur.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Olumlu görüşle takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Hükûmet katılıyor mu efendim?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Petrol ve petrol ürünleri kaçakçılığı
ile daha etkin mücadele etmek hedeflenmiştir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Şimdi, ek 5'inci maddeyi
Şimdi, çerçeve 3'üncü maddenin
tümünü oylamadan önce, Komisyonun ek 4'üncü maddeyle ilgili bir
düzeltme talebi var.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Evet, ek 4'üncü maddenin (c)
fıkrasında "bu maddede" ibaresi "bu madde kapsamında"
olarak düzeltilecek efendim.
BAŞKAN - Hükûmet, bu düzeltmeye
katılıyor mu efendim?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (
BAŞKAN - Şimdi, çerçeve 3
üncü maddeyi bu düzeltme doğrultusunda oylarınıza
sunuyorum:
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- 5015 sayılı Petrol
Piyasası Kanununa aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
"Yönetmeliklerin ve düzenlemelerin
yürürlüğe konulması
GEÇİCİ MADDE 4- Ek 3, 3 üncü
ve ek 4 üncü maddelerde belirtilen yönetmelikler ve düzenlemeler
bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren iki ay içinde yürürlüğe
konulur.
BAŞKAN - Geçici madde 4 üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Malatya Milletvekili Sayın
Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
K.KEMAL ANADOL (İzmir) - Konuşmayacak.
BAŞKAN- Teşekkür ederim.
Şimdi, geçici madde 4'ü oylarınıza
sunuyorum:
Geçici madde 5'i okutuyorum:
Ulusal marker uygulaması
GEÇİCİ MADDE 5- Bu Kanunda
yer alan ulusal markere ilişkin hükümler, Kurum tarafından
ulusal marker uygulamasının başlatıldığı
tarihten itibaren uygulanır."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?..
Yok.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (
BAŞKAN - Buyurun efendim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (
Zaten, şu anda ulusal marker
yürürlükte olduğu için, yayımı tarihinde yürürlüğe
girmiş olacak.
BAŞKAN - Efendim, önerge bizde
yok.
Var mı öyle bir önerge?.. Yok.
NURİ ÇİLİNGİR
(Manisa) - Metinden çıkarılması gerekir.
FARUK ÇELİK (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.55
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 17.06
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Harun TÜFEKCİ (
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 55'inci Birleşimi'nin Üçüncü
Oturumu'nu açıyorum.
1230 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Hükûmet ve komisyon yerinde.
Geçici madde 5'le ilgili bir önerge
vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1230 S. Sayılı
kanun tasarısının çerçeve 4'üncü maddesi ile 5015 sayılı
Kanuna eklenen Geçici 5'inci maddenin metinden çıkarılmasını
ve madde çerçevesinin buna göre düzeltilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Faruk
Çelik |
Özkan
Öksüz |
Fatih
Arıkan |
|
|
|
|
Kahramanmaraş |
|
|
İsmail
Özay |
Kemal
Anadol |
Fahri
Keskin |
|
|
Çanakkale |
İzmir |
Eskişehir |
BAŞKAN - Komisyon katılıyor
mu efendim?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Olumlu görüşle takdire
bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Hükûmet katılıyor mu efendim?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ulusal Marker 1-1-2007'de yürürlüğe
girdiği için bu maddeye gerek kalmamıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum:
4'üncü maddeyi
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) - Sayın Başkan, bir redaksiyon
var geçici 4'üncü maddeyle ilgili.
BAŞKAN - Evet, buyurun.
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ,
TABİÎ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU
BAŞKANI SONER AKSOY (Kütahya) -
Ek 2 ve ek 3 demişiz.
BAŞKAN - Düzelttik onu.
Madde 4'ü oylarınıza sunuyorum:
Madde 5'i okutuyorum:
MADDE 5- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum:
6'ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına, Çorum Milletvekili Sayın Feridun
Ayvazoğlu.
Buyurun efendim.
CHP GRUBU ADINA FERİDUN AYVAZOĞLU
(Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 1230 sıra sayılı Kanun Tasarısı'yla
ilgili, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu nedenle, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, dün kaybettiğimiz,
ülkemize, politikacı olarak, yazar olarak önemli değerler
veren, değerler bırakan Sayın İsmail Cem'in ölümü
nedeniyle kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz, ailesine ve yakınlarına
başsağlığı diliyorum.
Yine on dört yıl önce katledilen,
doğruluğun, cesaretin timsali olan, aydınlığın
timsali olan Uğur Mumcu'nun anısı önünde de saygıyla
eğiliyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşülen
bu tasarıda ulusal marker'dan tutalım, bayilerin ruhsat iptaline
ilişkin ve verilebilecek, petrolün kaçakçılığıyla
ilgili, akaryakıtın kaçakçılığıyla ilgili
verilebilecek olan hürriyeti bağlayıcı cezalarına
kadar alınan, alınması önerilen tedbir ve önlemleri
olumlu buluyoruz; bunların olumlu olduğunu ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
petrol dediğimizde, işte, türevleri olan akaryakıtından
bütün diğer yan ürünlerine kadar sayıldığında
gerçekten büyük bir enerjinin ve bu enerji üzerinde bütün dünyanın
gözünün olduğunu da hepimiz biliyoruz. Öyle bir enerji kaynağı
ki, gerçekten, bakıldığında bir tarafta karasıyla,
havasıyla, deniziyle ulaşımda yürüdüğümüz yollarda,
tüten fabrika bacalarında, evlerimizde, iş yerlerimizde,
ısınmada, giydiğimiz her şeyde, velhasıl yaşamın
bütün vazgeçilemezi olan petrol. Ama, bir bakıyoruz, diğer
tarafta, yaşamları yok
Peki, değerli arkadaşlar,
şimdiye kadar buna neden çözüm bulunamadı, dört yılı
aşkın süredir ne yapıldı? Elbette, buna verilecek
cevabın "Meclis araştırmasının açıldığı,
buna ilişkin raporların düzenlendiği, büyük bir çalışma
yapıldığı" şeklinde cevap olacağını
biliyoruz, ama, sonuca baktığımızda, herhangi
bir çözümün şimdiye kadar olumlu bir sonuç verdiğini göremiyoruz.
Elbette, değerli milletvekilleri,
tasarının gerekçesindeki rakamlara inanıyoruz. Kayıt
dışı milyonlarca ton petrol olduğunu, akaryakıtın
kaçakçılığının devam ettiğini, yine buna
bağlı olarak devletin kaybının milyar dolarlarla
ifade edilen düzeylerde olduğunu hepimiz
Peki, bunlara göre ne yapılacak,
ne yapılması gerekir, kesin çözüm yok mudur, nedir, ne olmalıdır
dediğimizde, tek bir cevapla, değerli milletvekilleri,
dışa bağımlılıktan kurtulmanın üretim
yollarını ve enerjinin seçeneklerini bulabilmenin de ve
aynı zamanda denetimin de hemen yanı başında verilebilecek
cevaplar olduğunu hepimiz bilmeliyiz.
Değerli arkadaşlarım,
çare nasıl olacak? Ülkemizin yer altı enerji kaynakları
var, ama, bu kaynaklarımızın varlığı ne
şekilde, nasıl araştırılıyor? Bilimsel
şekilde, bilim kuruluşlarımızla, TÜBİTAK'ıyla,
MTA'sıyla, TPAO'suyla, EPDK'sıyla, üniversitelerimizle
araştırılıp, haritasının, envanterlerinin
çıkarıltılması ve var olanların üretimine geçilebilmesi
için ciddi, somut adımların mutlaka atılması gerekir.
İnanıyoruz ki, bu adımların atılabilmesi için
de çok zor koşullar olmadığını bilebilmeliyiz,
bilmeliyiz.
Çare, toplumun kimyasına
1980 sonrası yerleşen lüks tüketim hastalığına
çözüm bulmak adına şu olamaz mı? En azından, toplu taşıma
araçlarını kullanma seferberliğini teşvik ve
ilan etmek bir çare olamaz mı diye basit bir şekilde düşünülmesi
gereken çaredir.
Yine, bunun aksine, Sayın
Başbakanımızın önerisi olan, anayasal özgürlüğün
kısıtlanarak İstanbul'a vize konulmasının
ne trafiğe ne de petrolün, akaryakıtın kaçakçılığına
çare olmadığını hepimiz bilmeliyiz.
Değerli milletvekilleri, bugün
petrole bağlı karşımızdaki sorunların
başında ısınmasından şehirlerimiz,
dükkânını açabilen esnafımız, üretimde sanayicimiz,
petrolü traktöründe mazot olarak kullanmak zorunda olan köylümüz,
çiftçimiz ve üreticimiz durumu yer almaktadır. Bu sorunları
inkâr etmemiz mümkün değildir.
Yine, sorunlardan biri de,
Ulaştırma Bakanlığınca K1 ve benzeri çeşitli
adlar altında alınan belgeler ile ruhsat parasından tutalım
nakliyeciliğini her türlü zorluklara rağmen var olma noktasında
ayakta tutmaya çalışan kamyoncularımızın ve
buna bağlı esnaflarımızın durumunun olduğunu
inkâr edemeyiz.
Değerli milletvekilleri,
kısacası, petrol dediğimizde, petrolün, bireyinden
toplumun tüm kesimlerine kadar bizlerin, insanların can suyu
olduğu gibi, bu gerçekle, sahtesiyle, kaçağıyla yanı
başımızda ve hemen karşımızda
aşılması gereken sorunlar yumağı koca bir
dağ olarak durduğu ve durmaya devam ettiği de ortadadır.
Değerli milletvekilleri, elbette,
şimdilik, bizlere düşen görevin, bu aşamada alınacak
tedbir ve önlemler olduğunu biliyoruz. Bu yönde de olmak üzere,
gelen bu tasarının, petrol piyasasını düzenleme
kanunuyla ilgili değişiklik tasarısını destekleyeceğimizi,
Cumhuriyet Halk Partisi olarak destekleyeceğimizi ifade ettik,
fakat, bu desteği verirken de, aynı düşüncelerle, bundan
sonra bu kaçakçılığın gerçekten önlenebilmesi
adına bu değişikliğin yeterli olup olmadığını
kendi kendimize ciddi bir şekilde tartışmalıyız.
O doğrultuda olmak üzere, bu
tasarının, öncelikle bütün ülkemize iyilikler getirmesini
diliyoruz ve aynı düşüncelerle de tasarının ülkeye
hayırlı ve uğurlu olması dileğiyle, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ayvazoğlu.
6'ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum:
Şimdi, tasarının tümünü
oylamadan önce lehte ve aleyhte konuşma talebi var.
Lehte olmak üzere, Ordu Milletvekili
Sayın Cemal Uysal
Yok.
Hatay Milletvekili Sayın Mehmet
Eraslan
Yok.
Aleyhte olmak üzere, Şırnak
Milletvekili Sayın İbrahim Hakkı Birlik
Yok.
Mardin Milletvekili Sayın Süleyman
Bölünmez
Yok.
Sayın milletvekilleri, tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum:
Sayın milletvekilleri, oylama
için dört dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen
üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma
rağmen de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını,
oylama için öngörülen dört dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını
da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen
dört dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve oylama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Petrol Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın yapılan açık oylama
sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 260
Ret: : 2
(x)
Böylece, tasarı
Sayın Bakan bir teşekkür
konuşması yapacaklardır.
Buyurun Sayın Bakan. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
ABDÜLLATİF ŞENER (Sivas) - Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Petrol Piyasası Kanunu'nda değişiklik
yapan Kanun Tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşmeler
tamamlandıktan sonra yasalaşmıştır. Bu yasalaşma
sürecine katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Özellikle Enerji Komisyonumuz bu yasayla ilgili uzun mesai harcamıştır,
Sayın Başkanına ve tüm üyelerimize teşekkür ediyorum.
İktidarıyla muhalefetiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
grubu bulunan bulunmayan tüm partilerimiz bu yasanın yasalaşması
için katkı sağlamışlardır, destek vermişlerdir,
mesai harcamışlardır, tüm partilerimize teşekkürlerimi
sunuyorum.
Gerçekten, bu kanunla birlikte,
Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını rahatlıkla
ifade edebiliriz.
Petrol piyasası dediğimiz
piyasa, Türkiye'de 50 milyar yeni Türk liralık yıllık cirosu
olan bir piyasadır. Yani, 50 katrilyon liralık bir piyasayı
düzenlemeye çalışmışızdır bu yasayla ve
de böylece piyasanın daha sağlıklı ve düzenli
işleyebilmesi için gerekli mekanizmalar kurulmuştur.
Bu kanun, her şeyden önce, petrol
piyasasındaki kaçakçılığı önlemeye yöneliktir;
özel bir niteliğe sahiptir. Uzunca süredir petrol piyasamızda
yoğun bir kaçakçılığın bulunduğuna dair
kanaatler değişik vesilelerle, değişik göstergelerle
ifade edilmiştir. Bu konuda Türkiye Büyük Millet Meclisi de,
kurmuş olduğu komisyonla uzun mesai harcamıştır.
Araştırma Komisyonu raporuna göre, 10 milyar doların
üzerinde -iki yıllık süre için- vergi kaybı olduğu
ifade edilmiştir. Daha sonra yaptırmış olduğumuz
çalışmalar
Bu rakam, vergisiz fiyatları
ifade etmektedir. Piyasada satılan değerle bunun ne anlam
ifade ettiğini bulabilmek için 3 veya 4'le çarpılması
gerekmektedir.
O hâlde, önümüzdeki veriler bu görüntüleri
ortaya çıkarırken, hiçbir düzenleme yapmamak, piyasanın
böyle, bu şekilde işlemesine rıza göstermek, sorumlu
hiçbir siyasal iktidarın, yasama yetkisine sahip bulunan hiçbir
Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesinin kabul edebileceği, kabullenebileceği
bir durum değildi. Onun için, bu, kaçakçılıkla mücadeleyi
içeren kanun Meclise gönderilmiştir, bir hükûmet tasarısı
olarak gönderilmiştir; tüm grupların katkılarıyla
bu düzenleme yapılmıştır.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren Tablo Tutanağın
sonuna eklidir.
Bu düzenleme özet itibarıyla
şunu getirmektedir: Katı kurallar yerleştirilmektedir,
ama herkese eşit ve eş zamanlı bir uygulamayla kaçakçılığı
ortadan kaldırmayı hedeflemektedir. Yani, yasa, eşitlikçi
bir mantığa göre hazırlanmıştır, sektörde
faaliyet gösteren herkes bu yasadan eşit olarak etkilenecektir.
İkincisi: Sektörde faaliyette
bulunan herkes, bu yasadan eş zamanlı olarak etkilenecektir.
Dolayısıyla, haksızlığa elverişli değildir,
subjektif inisiyatiflere açık değildir, objektiftir ve geneldir.
Bence, yasanın en önemli tarafı da budur.
Böylesine önemli ve sektördeki
kaçakçılığı ortadan kaldıracak olan, kayıt
dışı ekonomiye önemli ölçüde darbe vuracak olan bu Yasa'nın,
Meclisteki görüşmeler sırasında, yasalaşmasına
katkı sağlayan, emek sarf
BAŞKAN - Sayın Bakana teşekkür
ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, 4'üncü
sırada yer alan, İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar'ın,
Devlet İhale Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlıyoruz.
4.- İstanbul Milletvekili Nusret Bayraktar'ın;
Devlet İhale Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporu (2/902) (S. Sayısı:
1314) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1314 sıra sayıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet
Yıldırım.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET YILDIRIM
(Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Devlet İhale Kanunu'nun,
2886'nın 40'ıncı maddesinde bir değişiklik yapılmasını,
yine 2'nci, 3'üncü madde olarak, yani kanunda, teklif olarak getirilmesini
ve 42'nci maddenin de kaldırılmasını, Sayın
İstanbul Milletvekilimiz, Komisyon üyemiz Nusret Bayraktar'ın
teklif olarak getirdiği kanun tasarısına, Bayındırlık,
İmar Komisyonunda, Cumhuriyet Halk Partili milletvekilleri
arkadaşlarımızla tümümüz birlikte, doğru bir yasa
olduğu için, 4734 sayılı Yasa'yla kamunun elindeki malların
veya mal ve hizmet alımlarında kamunun aleyhine teklif almalarda
yeni bir teklif usulü yapılamadığı için, 2886 sayılı
Yasa'nın 40'ıncı maddesini değiştirerek burada
bir madde ve teklif alma usulünü yerine getiriyoruz.
Değerli arkadaşlar, bu
madde, 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun
40'ıncı maddesinin başlığı "İç
zarfların açılması ve son tekliflerin alınması"
şeklinde değiştirilmektedir. Ne demektir son tekliflerin
alınması ve iç zarfların açılması? Örneğin:
Karayolları Genel Müdürlüğünün İstanbul 17'nci Bölge
Müdürlüğü, Zincirlikuyu arsalarını, belirli komisyon
kararlarıyla tespit edilen fiyatı artırmaya sunacaktır.
Nasıl sunacaktır? Teklif almayla sunacaktır.
Bir örnek vermek için söylüyorum:
İhale komisyonu, örneğin, metre kare fiyatını
500 bin lira veya 5 milyon liradan yaptıysa, bu değerin üstünde
artırmak üzere ihaleye girenlerden yeni teklif almayı yasal
hâle dönüştürmektedir. Kanunun kapsamı budur.
Şimdi, Malatya Milletvekili
sevgili ağabeyimiz Sayın Mevlüt Aslanoğlu'nun telefonuna
bir ihbar geldi, tam bu kanun görüşülürken geldi. Siirt-Kurtalan'da
Devlet Demiryollarının 10 dönümlük bir arsası var. Komisyon,
önce, 118 milyona, daha sonra 116'ya ve ihalede 26'ya satılmış
mıdır? Böyle bir bilgi doğru mudur? İşte, bu anlayışta
bir yapının bu kanunla önleneceği kararıyla,
biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak buna olumlu oy veriyoruz ve buna,
Komisyonda da, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak, Sayın Parlakyiğit
-koordinatörümüz, Kahramanmaraş Milletvekilimiz Sayın
Parlakyiğit- ben ve diğer arkadaşlarımız
(x)
1314 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Bakın, böyle bir muhalefeti,
biz iktidara geldikten sonra bize de Allah nasip etsin; çünkü, biz,
doğru kararlara, doğru anlayışlara, doğru kanun
tekliflerine oy veriyoruz.
Bakın, Petrol Yasası az
önce gitti, hepimiz destek verdik, ama, tedirgin olduğumuz maddelerdeki
birtakım sıkıntıları önergelerle değiştirdik.
Gruplar anlaştı, açık oylamada, Sayın Kemal Anadol,
Grup Başkan Vekilimiz, gruba döndü "
FARUK ÇELİK (
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Çok
zor. Geçmişinize baktığımız zaman hiç öyle değilsiniz.
Yani, geçmişte, geçmişe baktığımız zaman
hiç böyle değilsiniz, tam bir şahinsiniz, tam bir şahinsiniz.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bu kanuna olumlu oy verdiğimizi söylüyoruz,
ama, bununla ilgili de fazla söyleyecek bir söz yok.
Bakın, 4734 sayılı Yasa
var Bayındırlık Bakanının çok sıkıntı
duyduğu. Türkiye'de yatırım yapan kurumların, Karayolları,
Devlet Su İşleri ve bütün kurumların, yatırım
yapan, inşaat yapan, mal alan, hizmet satan bütün kurumların
bu Yasa'daki sürelerden şikâyeti var. İhale süreleri çok
uzun tutulmuştur. Altyapı, teknik eleman yetersizliğinden,
bu yasanın hükmüne göre ödenekten tutun da
Ödenek zorunlu
hâldedir bu Yasa'da, doğrudur. Ödeneği olmayan iş, parası
olmayan iş, yatırımda, programda olmayan iş kesinlikle
siyasi birtakım kararlarla ihaleye çıkması mümkün değildir
ve doğrudur, ama projeler yapılması için, projelerin
gerçekleşmesi için, kesin hesaba kadar birtakım rakamların,
kesin
Bayındırlık Bakanlığı,
Karayolları Genel Müdürlüğü ve bütün kurumlarda teknik
eleman yetersizliği vardır. Teknik elemanlar çalıştırılmaktadır,
ama hakkı verilmemektedir. Bakarsınız, teknik elemanlar,
başka kurumlarda, (A) kurumunda, bugün Karayollarında
olan mühendisin, teknik elemanın 2,5 katını ücret olarak
almaktadır. Bakarsınız, Bayındırlık il
müdürlüklerinde 2,5 katı olarak ücret almaktadır. Bakarsınız,
Köy Hizmetleri, KÖYDES projesinin tatbikatında çalışan,
Köy Hizmetlerinin kapatılmasıyla özel idare il müdürlüklerine
devredilen teknik eleman arkadaşlarımız çok düşük
ücret almaktadır, 900 bin ile 1 milyon 100 bin lira arasında
değişmektedir. Açlık sınırının altındadır.
Türkiye'de, teknik elemanlarımıza gerekli desteği
vermeden, onların ücretlerini insanca yaşayacağı
noktaya taşımadan yatırımların rantabl bir
şekilde uygulanmasını ve zamanında gerçekleşmesini
beklememiz hayal olur.
İşte, İhale Kanunu'nda
4734'te -açıkça söylüyoruz, Grubumuzdan destek alarak da söylüyoruz-
şu anda tespit ettiğimiz konularda yasa teklifini Sayın
Bakan getirsin, biz destek vereceğimizi açık olarak ilan
ediyoruz. Nedir bunlar? Kamu İhale Kurulu kararları, değerli
arkadaşlar, çok çelişkili. Örneğin, bir (A) ihalesinde
idare lehine karar alırken, bir başka ihalede müteahhit veya
yüklenici lehinde karar alabilmekte, bir başka ihalede
başka şekilde görülmektedir. Burada akla başka çelişkiler
gelmektedir. Adamına göre iş mi? Başa göre tarak
mı? Saça göre tarak mı? Yani, yanlış çağrışımlar
alınmaktadır.
Değerli arkadaşlar, onun
için, Kamu İhale Kurumu kararları da Yargıtayın
içtihat kararlarına dönüştürülmelidir. Siyasi baskılara
ve adamına göre değil, kamu, 4734 sayılı Yasa'nın
kendisine verdiği yetkiye göre karar almalıdır ve bu
kararlar hiçbir zaman değiştirilmemelidir. Kişilere
göre, ikiye üç, üçe dört kararlar insanlarda şüpheler yaratmaktadır.
Gene, Kamu İhale Kurumu, idarelerin
kamu kurumlarındaki ihalelerin kapsamı içerisinde yeterli
eğitimi vermelidir. Kamu komisyonlarında görev alan mühendis
arkadaşlarımıza, ihale komisyonu üyelerimize Kamu
İhale Kurumu bir eğitim vermelidir.
Kamu İhale Kurumunda ihaleye
itiraz etme süreleri çok uzun süreç almaktadır ve bir ihalenin
başlangıcından yapılmasına kadar dört ay süre
geçmektedir. Düşünün ki Kastamonu'da bir ihale yapılacak
ve kış şartları var, nisandan
Sekiz ay çalışma
süremiz var, mayısta ihale yapacağız, dokuzuncu ayda
ihalenin neticesi alınacak. O yatırım yapılabilir
mi? Yapılması mümkün değil, ödenekler tenkis edilmektedir.
Bu süreler azaltılmalıdır.
Ayrıca Kamu İhale Kurumu
kapsamında ihaleyle bazı yapım işlerinin yapılması
imkânsızlık hâlindedir. Örneğin kayak pisti, telesiyej
tesisleri. Örnek: Ilgaz Kayak Tesisleri.
Değerli arkadaşlar, bununla
ilgili bir sistem getirilmelidir. Örneğin, daha sadece Kastamonu
diyeceğim için kızacaksınız, Ilgaz Kayak Tesisi,
Kayak Merkezi, Isparta-Davras Kayak Merkezi, Muğla, Ağrı,
Erzurum, Bitlis gibi illerdeki telesiyej tesislerinin 4734'e göre
yapılması neredeyse mümkün olmamaktadır.
Ayrıca, kamu ihalelerinde
alt değer var. Örnek: Bir ihalede en düşük teklif veriliyor.
En düşük tekliften sonra müteahhitten savunma isteniyor. Müteahhit
savunmayı yapmıyor, kendisi, sonra, önceki bir ihale müteahhidiyle
görüşmeler yapıyor, işi satıyor. Bunların ihale
dışı kalması lazım. Ali Diboların yaşanmaması
lazım.
Değerli arkadaşlar, bunlarla
da bitmiyor. Şahsım adına da söz aldığım
için vaktimiz de var. Bakın, devlet şeffaf olmalı, taraf
tutmamalı, sayın bakanlar taraf tutmamalı. Devletin
kurumları açısından
Kastamonu'da, Abana'da bir ihale
gerçekleşti. Bu ihale, limanın boşaltılması
işi. Bakıyorsunuz, Abana'daki liman ağzına kadar,
55 bin metre küp kumla dolmuş. Limanın içine girmek mümkün değil,
içine giren kayıkların dışarı çıkması
mümkün değil. Abana Belediye Başkanıyla beraber
Ulaştırma Bakanlığına geldik. Ulaştırma
Bakanlığı, Bölge'ye yazdı, bu limanın temizlenmesini
istedi. Bu limanın temizlenmesi işi, Kaymakamlık ve
Millî Emlak Müdürlüğü kanalıyla ihale edildi. Millî Emlak
Müdürlüğü ihalesi neticesinde Abana Belediyesi ihaleyi aldı
70 milyara. Gel gör, Abana Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili. AK
Partili milletvekili arkadaşlarımız, örgüt ayağa
kalktı, Sayın Maliye Bakanına geldiler, ihaleyi iptal
ettiler.
Adaleti var mı bu işin? Yakınında,
30 kilometrede, diğer belediyeler bu işi yapacaklar, onlar
AK Partili diye yapacaklar, Abana Belediyesi Cumhuriyet Halk Partili
olduğu için ihaleye uygun görülmeyecek. Sayın Bakana da,
Maliye Bakanına, Kemal Unakıtan'a da burada geldim, söyledim:
Sayın Bakan, lütfen, bu doğru değildir. Burada insanlarımız,
kim yaparsa yapsın, ihaleyi aç, kim boşaltırsa boşaltsın,
isterse... Bu Abana'nın limanının içinin boşaltılmasını
istedik biz, gördüğünüz gibi resimde. Burada, balıkçılarımız,
deniz, dalga yaptığı zaman, dalga olduğu zaman, azgınlaştığı
zaman, sığınacak yer arıyorlar ve sığınacak
yer bulamıyorlar. Bakın, bugün, Abana'nın açıklarında,
yabancı bandıralı bir gemi batmıştır.
Eğer, inanıyorum ki, Abana Limanı'na sığınma
imkânı olsaydı, bu gemi batmayacak, Abana Limanı'na
sığınacaktı. Oradaki kayıkçılarımız
dışarı çıkamıyor, dışarı çıkan
kayıkçılarımız denize attıkları ağları
almak için tek tek çıkıyorlar, bin bir meşakkatle çıkıyorlar.
Eğer denizin büyük bir dalga yapması noktasında, denize
gelmek için, limana sığınmak isterler, mümkün olacak.
Peki, eğer böyle bir şey olursa, Abana'daki denizciler ve oradaki
balıkçılar, orada, denizde boğulurlarsa, bunun hesabını
Unakıtan nasıl verecek; bunun hesabını, bu
işe müdahale
Değerli arkadaşlar,
başka bir konunun da üzerinde durmak istiyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Karanlıkta
ne yapacaksınız?
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Efendim?..
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Ampul
patlarsa, karanlıkta ne yapacaksınız?
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Karanlıkta
altı ok ışıtacak, altı ok.
Mustafa Kemal'in ışığı
ışıtacak, aydınlatacak Türkiye'yi.
Değerli arkadaşlar, bakın,
Türkiye çok sıcak noktalarda, Türkiye'nin gündemi değiştirilmek
isteniyor. Basın yazıyor, insanlar yürüyor. İnsanlarımız
öldürülüyor. Hepsi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Sayın
Hrant Dink öldürüldü, insanlar yürüdü. Orada yürüyen insanlar, bayrak
elinde "Ben Kürt'üm, ben Ermeni'yim." diyor. Türkler nerede?
Niye? Bunlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı değil mi?
Biz Türkler azınlık mıyız, azınlığa
mı düştük? Bu ırkçılık değil mi değerli
arkadaşlar? Sayın Başbakan, bu konuda, önemli noktada
açıklamalar yapıyor: "Milliyetçilik" diyor,
"milliyetçilik, kafatası milliyetçiliği katilliktir,
zalimliktir" vesaire diyor.
Değerli arkadaşlar, ben
Türk milliyetçisiyim, Atatürk milliyetçisiyim. Ben bunu üstüme almıyorum,
almam da mümkün değil. Ama, cinayet işleyen herkes canidir,
zalimdir ve onun tedbirlerini almayan Hükûmet de ihanet içindedir.
(AK Parti sıralarından gürültüler)
FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş)
- Ağır ol! Ağır ol Mehmet Bey, böyle olmaz!
MEHMET YILDIRIM (Devamla) -
İhanet içindedir.
FARUK ÇELİK (
MEHMET YILDIRIM (Devamla) -
İstanbul'da Emniyet Müdürüne şilt veriyorsunuz zamanında
BAŞKAN - Sayın Yıldırım
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Efendim?
BAŞKAN - Sayın Yıldırım,
lütfen konunuza dönün efendim, konunuza dönün.
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Bitiriyorum
efendim.
Değerli arkadaşlar, bunları
konuşmamız lazım.
Şimdi, Türkiye'nin sorunları
arttıkça artıyor. Artık, bu sorunların üstesinden
gelmemiz gerekiyor, millî konuları tartışmamız
gerekiyor.
Milliyetçiliği kimse tartışmamalı,
dindarlığı kimse tartışmamalı diyorum.
Sözlerimi Büyük Atatürk'ün sözüyle
bitirmek istiyorum. Hepinize iyi akşamlar diliyorum, saygılar
sunuyorum. Ne mutlu Türk'üm diyene! (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Yıldırım.
AK Parti Grubu adına, İstanbul
Milletvekili Sayın Nusret Bayraktar.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA NUSRET
BAYRAKTAR (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 1314 sıra sayılı, Devlet İhale
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi'm ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonumuzun bu konudaki (2/902) sayılı Raporu
hakkında AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum ve sözlerime
başlamadan önce, başta Komisyon çalışmalarımızda
olmak üzere, şu anda da, Grubu adına konuşan ve Bayındırlık,
İmar Komisyonu Cumhuriyet Halk Partisi Koordinatörü Sayın
Mehmet Parlakyiğit ve Mehmet Yıldırım Bey başta
olmak üzere, tüm, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonu üyelerine göstermiş oldukları nezaket,
ilgi ve katkılarından dolayı şahsım ve Grubum
adına teşekkürlerimi sunmayı borç biliyorum.
Biraz önce de, muhalefet partisi
adına konuşan arkadaşımın belirttiği gibi,
aslında, bu kanun maddesine, teklifle bir değişiklik
getirme zarureti neden doğmuştur, kısaca özetlemek
ve vakti doldurmadan, huzurunuzu işgal etmemek istiyorum.
Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; kanun teklifimin özetinde 8/9/1983 tarihli 2886
sayılı Devlet İhale Kanunu'nun "İç zarfların
açılması" başlığındaki 40'ıncı
maddesi ve "Tekliflerin aynı olması" başlığındaki
42'nci maddelerinin değiştirilmesini kapsamakta.
2886 sayılı Devlet
İhale Kanunu kapsamına giren, gider gerektiren yapım,
mal alımı ve hizmet alımı işleri de yer aldığından,
mevcut düzenleme gelir getirici işlerde, tekliflerin
aşırı düşük olmasını engelleme amacını
taşımakta ve böylece mevcut kapalı teklif usulü, 4734
sayılı Kamu İhale Kanunu'nun yürürlüğe girdiği
1/1/2003 tarihine kadar idarenin yararını sağlamakta
idi. 1/1/2003 tarihinden sonra gider gerektiren yapım, mal
alımı ve hizmet alımı işleri, 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu'nun kapsamında yer aldığı,
diğer bir deyişle, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'na
tabi olmadığından, bu teklifle, isteklilere yeni teklif
sunmaları için imkân verilmesi, artık, idarenin yararına
olacaktır. Çünkü, bu Kanun kapsamındaki ihaleler, 2003 tarihinden
itibaren, sadece, gelir getirici işler için yapılabilmekte.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 36'ncı maddesine
göre, bu Kanun'un 1'inci maddesinde yazılı hükümler bu
işlere ilişkin ihalelerde tekliflerin gizli olarak verilmesini
sağlayan kapalı teklif usulü esastır.
Kapalı teklif usulündeki sistemlere
bakıldığı zaman, Kanun'un 37'nci maddesinde tekliflerin
hazırlanması, 38'inci maddesinde tekliflerin verilmesi,
39'uncu maddesinde dış zarfların açılması,
40'ıncı maddesinde iç zarfların açılması,
41'inci maddesinde ihale sonucunun karara bağlanması,
42'nci maddesinde tekliflerin aynı olması, 43'üncü maddesinde
ise ihalenin yapılamaması hâlleri düzenlenmekte.
41'inci maddeye göre, 40'ıncı
madde gereğince
a) İhalenin yapıldığı;
ancak, ita amirinin onayına bağlı kalındığı,
b) Tekliflerin daha ayrıntılı
bir şekilde incelenmesi için süreye ihtiyaç duyulduğu ve
şartnamelerde daha uzun bir süre öngörülmemiş ise, ihalenin,
on beş günü geçmemek üzere başka bir güne bırakıldığı,
c) İhalenin yapılmadığı
hususlarından birine karar verilir.
42'nci maddeye göre, birkaç istekli
tarafından aynı fiyat teklif edildiği ve bunlar da uygun
bedel olduğu anlaşıldığı takdirde, bu
oturumda aynı teklifte bulunan isteklilerin hazır olması
hâlinde, bu isteklilerden ikinci bir yazılı teklif alınır
ve bunlardan en uygun bedeli teklif edene, ihale yapılır.
Şayet, aynı fiyatı teklif
1) İstekli çıkmadığı
takdirde ihale yapılamamakta,
2)
3)
4)
Görüldüğü üzere, mevcut kapalı
teklif usulünde ihale en yüksek teklif sahibine yapılmakta, sadece
birkaç istekli tarafından aynı fiyat teklif edildiği
ve bunların da en yüksek bedel olması hâlinde ikinci bir yazılı
teklif alınarak ihale sonuçlandırılabilmekte idi; ancak,
bu husus, 1/1/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu yürürlüğe girinceye kadar geçerliydi.
Bu tarihten sonra "kapalı teklif usulünde verilen tekliflerin
sonradan değiştirilememesi" hükmü getirilmiştir.
Yani, bir kere teklif verildi mi o teklifin içinde, saydığımız
hususlara göre ihale ya yapılamamakta ya en üst teklif verene
ihale yapılabilmekteydi. Yeni bir değişiklik, yeni
bir pazarlık, yeni bir artırım, yeni bir kamu menfaati
hususunda görüşme yapabilme imkânı yoktu. O hâlde, özellikle,
gelir getirici ihalelerde isteklilerin ilk teklifinin artırılma
imkânı olmadığını gördüğümüze göre bir
teklifle kanun değişikliğini önermiş bulunduk.
Bu durum dikkate alınarak, kapalı teklif usulüyle idarenin
ihalede gelirini azami miktara çıkarabilmesi için, 2886 sayılı
Devlet İhale Kanunu'nun 40'ıncı ve 42'nci maddelerinin
başlıkları birleştirilerek 40'ıncı madde
yeniden düzenlenmiş, 42'nci maddeye de gerek kalmadığı
için komisyonumuzda yapmış olduğumuz son çalışmalar
çerçevesinde ittifakla bu madde hükmünden kaldırılması
ve 40'ıncı maddenin düzenlenmesi şekliyle dört maddelik
bir kanun teklifi önümüze gelmiştir. Burada, Tabiî, Maliye Bakanlığının
yetkililerinin de ilgili diğer kurumların yetkililerinin
de görüşleri alınarak bu noktaya varılmış.
Teklif edilen değişiklikle, kapalı teklif usulü, gelir
getirici ihalelerde geçerli görülen en yüksek üç teklifle sınırlı
olmak ve muhammen bedelin altında olmamak üzere yeni tekliflerle
sözlü veya yazılı olarak bir artırma pazarlığı
yapma imkânı getirilmekte ve bu yolla kapalı zarflar
açıldığında ortaya çıkan en yüksek teklifin
de üzerinde, onun da üzerinde bir fiyat oluşturularak idarenin
lehine bir sonuç elde edilmesi amaçlanmaktadır. Böylece, kamu
idareleri yazılı ve sözlü son teklifleri almak suretiyle,
istenildiği anda ihaleyi sonuçlandırarak bir zabıtla
kamu menfaatini tutanağa geçirme şansı doğacaktır.
Komisyonumuzda olduğu gibi
burada da aynı şekilde destekleneceği ümidiyle, sözlerimi
bitirirken, hayata veda ederek ebedi âleme göçen bütün rahmet bekleyenlere
rahmet ve özellikle eski Dışişleri Bakanı Sayın
İsmail Cem'e de Allah'tan rahmet diliyorum, başta ailesine
ve Cumhuriyet Halk Partisi camiasına ve sevenlerine başsağlığı
diliyor, kanuna vereceğiniz destekten dolayı şimdiden
şükranlarımı arz ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Bayraktar.
Şahısları adına,
Ordu Milletvekili Sayın Cemal Uysal
Yok.
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Devlet İhale Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki 1314 sıra
sayılı Kanun Teklifi'nin geneli üzerine şahsım
adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Eski Dışişleri Bakanımız
İsmail Cem'e Allah'tan rahmet diliyorum. Hrant Dink'in katledilmesini
de lanetliyorum. Ayrıca, dün altıncı ve on dördüncü
katledilme yıl dönümleri olan Diyarbakır eski Emniyet Müdürü
Gaffar Okkan'a ve gazeteci yazar Uğur Mumcu'ya Allah'tan rahmet
diliyorum. Bu vesileyle, Çetin Emeç'i, Ahmet Taner Kışlalı'yı,
Bahriye Üçok'u ve Abdi İpekçi'yi de anmak istiyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünyada kamu yönetiminde hızlı değişim
ve dönüşümler yaşanırken, maalesef, Türkiye aynı
hızda istenilen kaliteyi yakalayamamıştır. Kaynakların
geliştirilmesi ve güçlendirilmesi, daha az kaynakla daha fazla
ve daha kaliteli hizmet üretecek şekilde etkinlikleri artırılarak
ve enerjilerin öncelikli alanlara yoğunlaştırılması
esas olmalıdır.
Değerli milletvekilleri, bilindiği
üzere, kamunun hizmet ve mal alımları ile yapım işlerinin
ihalesi, 4734 sayılı Kamu İhale Yasası'na tabi olarak
yürütülmektedir. Bu Kanun'da, kamu kaynağını kullanarak
alınacak bir hizmet, mal veya yaptırılacak bir iş
konusunda verilen teklif mektuplarının yanında, ihalenin
yapıldığı aşamada komisyonca katılımcılardan
açık eksiltme talebi imkânı getirilmiştir. Bu durum, kamu
kaynaklarını kullanırken, kamuya en iyi işi en
ucuz fiyata yaptırma sonucunu doğurmuştur.
4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu, mal ve hizmet alımlarıyla yapım işlerini
hükme bağlamaktadır. 2886 sayılı Devlet İhale
Kanunu ise genel bütçeye dâhil dairelerle katma bütçeli idarelerin,
özel idare ve belediyelerin alım, satım, hizmet, yapım,
kira, trampa, mülkiyetin gayri-ayni hak tesisi ve taşıma
işlerinin ihale edilmesini hükme bağlamıştır.
Bu Yasa'nın 40'ıncı maddesinin uygulanmasında yazılı
ve kapalı zarf usulü teklif üzerinden değerlendirme yapılıp,
ihale sonuçlandırılmaktaydı. Bu durum, kamu kaynağını
kullanan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan artırma
ihalelerinde kamu lehine bir artırma imkânı getirmemektedir.
Dolayısıyla, kamunun ilgili mal ve hizmetin satımında
maksimum gelir elde edebilme imkânı bulunmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, getirilen
teklif ile Devlet İhale Yasası'nın 40'ıncı maddesinde
yapılan değişiklikle, kapalı teklif usulüyle yapılan
artırma ihalelerinde, geçerli en yüksek teklifin altında
olmamak üzere, oturumda hazır bulunan isteklilerden sözlü veya
yazılı teklif alınmak suretiyle ihale sonuçlandırılacak,
ancak, geçerli teklif sayısının üçten fazla olması
durumunda bu işlem, geçerli en yüksek teklif üzerinden, oturumda
hazır bulunan en yüksek üç teklif sahibi istekliyle, bu üç teklif
ile aynı olan birden fazla teklifin bulunması hâlinde ise,
bu istekliler dâhil edilmek suretiyle yapılacak, komisyon uygun
gördüğü her aşamada oturumda hazır bulunan isteklilerden
yazılı son tekliflerini alarak ihaleyi sonuçlandırabilecektir.
Değerli milletvekilleri,
işbu teklif ile, kamu kaynağı kullanan kurum ve kuruluşlar,
ürettikleri mal ve hizmet ya da hak devri, kiralama gibi işlerde
kamunun en yüksek geliri temin edebilmesi sağlanmaktadır.
Teklif, kamu yararının sağlanması amacıyla,
kapalı teklif usulünde ihalenin daha verimli yapılabilmesi
ve ihaleye katılanların son bir kez daha düşünebilmelerine
imkân sağlamaktadır. Diğer taraftan, bu teklifle, alan
ve satan tarafların karşılıklı aleniyetten
doğan güven, şeffaflık sonucunu doğuracak, bundan
sonra hizmet satım ihaleleri kamunun yüksek gelir elde etmesine,
şeffaflık sonucunu doğuracağı için de yolsuzluk
gibi kamunun zan altında bulunmasını engelleyecektir.
Değerli milletvekilleri, görüşmekte
olduğumuz işbu yasa teklifinin hayırlı olmasını
diliyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Işık.
Tümü üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi, maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum:
1'inci maddeyi okutuyorum:
DEVLET
İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI
HAKKINDA
KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı
Devlet İhale Kanununun 40 ıncı maddesinin başlığı
"İç zarfların açılması ve son tekliflerin
alınması" şeklinde değiştirilmiş ve
maddenin sonuna aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Kapalı teklif usulü ile
yapılan artırma ihalelerinde; geçerli en yüksek teklifin
altında olmamak üzere, oturumda hazır bulunan isteklilerden
sözlü veya yazılı teklif alınmak suretiyle ihale sonuçlandırılır.
Ancak, geçerli teklif sayısının
üçten fazla olması durumunda bu işlem, geçerli en yüksek
teklif üzerinden, oturumda hazır bulunan en yüksek üç teklif sahibi
istekliyle, bu üç teklif ile aynı olan birden fazla teklifin bulunması
halinde ise, bu istekliler dahil edilmek suretiyle yapılır.
Komisyon, uygun gördüğü her
aşamada oturumda hazır bulunan isteklilerden yazılı
son tekliflerini alarak ihaleyi sonuçlandırabilir. Bu husus,
ihale komisyonunca ikinci bir tutanakla tespit edilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Ordu Milletvekili Sayın Cemal Uysal
Yok.
Yine şahsı adına, Konya
Milletvekili Orhan Erdem
Yok.
Madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 2886 sayılı Kanunun
42 nci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum:
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum :
4'üncü maddeyi okutuyorum :
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum:
Sayın milletvekilleri, teklifin
tümünü oylarınıza sunuyorum:
Sayın Bakan, hayırlı
olsun.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANI
FARUK NAFIZ ÖZAK (
BAŞKAN - 5'inci sırada
yer alan, Sağlık Hizmetleri
Temel Kanunu, Sağlık Personelinin Tazminat ve Çalışma
Esaslarına Dair Kanun ile Tababet ve Şuabatı San'atlarının
Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlıyoruz.
5.- Sağlık
Hizmetleri Temel Kanunu, Sağlık Personelinin Tazminat ve
Çalışma Esaslarına Dair Kanun ile Tababet ve Şuabatı
San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu
(1/1226) (S. Sayısı: 1247)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6'ncı sırada yer alan, Darülaceze
Müessesesi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Tasarısı ile Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile İçişleri Komisyonları Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
6.- Darülaceze Müessesesi Genel Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
İçişleri Komisyonları Raporları (1/988) (S. Sayısı:
922)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, diğer
işlerde de komisyonların bulunamayacağı anlaşıldığından,
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını
sırasıyla görüşmek için 30 Ocak 2007 Salı günü saat
15.00'te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum, iyi akşamlar
diliyorum, iyi tatiller diliyorum.
Kapanma
Saati: 18.12