DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 132
7nci
Birleşim
12 Ekim 2006 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
Sayfa
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Uşak Milletvekili Alim Tunçun, Avrupa Organ Bağışı
Günü münasebetiyle, bu konuda halkı bilinçlendirmenin yararına
ve ülke ekonomisine yapacağı olumlu katkılara
ilişkin gündem dışı konuşması
2.-
Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaranın başkent
oluşunun 83üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı
konuşması
3.-
Ankara Milletvekili Bayram Ali Meralin, çiftçilerin ve orman köylülerinin
sorunlarına, Millî Eğitim Bakanlığının
çıkardığı bir yönetmelik gereğince okullardaki
tabelaların değiştirilmesinin getireceği ek
mali yüke ilişkin gündem dışı konuşması
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.-
Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylünün, 4926 sayılı
Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifini (2/429) geri aldığına ilişkin
önergesi (4/405)
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.-
Konya Milletvekili Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Konya Ovası
Projesindeki durum ile Akşehir ve Beyşehir Göllerindeki
çevre sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/382)
2.-
Hatay Milletvekili Gökhan Durgun ve 28 milletvekilinin, pamuk sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/383)
IV.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşderenin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri
İstanbul Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal
Anadol, Samsun Milletvekili Haluk Koç ile Anavatan Partisi Grup
Başkanvekili Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlunun;
Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/868) (S.
Sayısı: 1240)
5.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/869) (S. Sayısı: 1238 ve
1238e 1 inci Ek)
V.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA
KURULU ÖNERİLERİ
1.-
Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
VI.- AÇIKLAMALAR
VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, Balıkesir
Milletvekili Orhan Sürün, konuşmasında, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
VII.- SORULAR
VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLUnun, Star
gazetesinin sahibine ve bazı iddialara ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif ŞENERin cevabı (7/16268)
2.-
Antalya Milletvekili Osman KAPTANın, Antalya Sağlık
İşleri İl Müdürlüğündeki yolsuzluk ve usulsüzlük
iddialarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLUnun cevabı
(7/16305)
3.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDUnun, Kablo TV yayınında
yaşanan sorunlara ve bazı iddialara ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif
ŞENERin cevabı (7/16355)
4.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLUnun, Gümrük Birliği
Anlaşmasının hukuki niteliğine ilişkin sorusu
ve Devlet Bakanı Ali BABACANın cevabı (7/16363)
5.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞANın, vekil kaymakam görevlendirilen
ilçelere ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
AKSUnun cevabı (7/16422)
6.-
Konya Milletvekili Atilla KARTın, müsteşarı hakkındaki
iddialara ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir
AKSUnun cevabı (7/16425)
7.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLERin, Silifke ilçesine asaleten
kaymakam atanmasına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı
Abdülkadir AKSUnun cevabı (7/16449)
8.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACInın, Antalya nüfus müdürlüklerindeki
personel sayısına ilişkin sorusu ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir AKSUnun cevabı (7/16457)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 13.00te açılarak dört oturum yaptı.
Mersin
Milletvekili Hüseyin Güler, Alevi vatandaşlarımızın
sorunlarına,
Bursa
Milletvekili Ertuğrul Yalçınbayır, Mudanya Mütarekesinin
kabulünün 84üncü yıldönümünde, anlaşmanın ülkemiz
açısından önemine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, Ahilik ve Kültür Haftası münasebetiyle,
Ahilik Teşkilatının önemine, özelleştirme sürecinde
olan Halk Bankası hisselerinden esnaf ve sanatkârımıza
da pay ayrılmasının yararlarına ilişkin gündem
dışı konuşmasına, İçişleri Bakanı
Abdülkadir Aksu cevap verdi.
Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı
Fatma Ekenoğlunun davetine icabetle, Mutlu Barış ve
Özgürlük Bayramının 32nci yıldönümü kutlamalarına
TBMM Başkanını temsilen TBMM İdare Amiri Erdoğan
Yetenç, TBMM İdare Amiri Dursun Akdemir ve Kâtip Üye Harun Tüfekcinin
katıldığına ilişkin Başkanlık Tezkeresi
Genel Kurulun bilgisine sunuldu.
Denizli
Milletvekili Mustafa Gazalcı ve 46 milletvekilinin, Talim ve
Terbiye Kurulunun görev ve yetkilerinde değişiklik ile
kadrolaşma iddialarının araştırılması
(10/380),
Manisa
Milletvekili Hasan Ören ve 33 milletvekilinin, Manisa pamuklu mensucat
fabrikasının özelleştirilmesi sürecinin araştırılarak
fabrikanın yeniden değerlendirilmesi için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi (10/381),
Amacıyla Meclis
araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu, önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve öngörüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Türkiye
ile Mali arasında parlamentolararası dostluk grubu kurulmasına
ilişkin Başkanlık;
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğanın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine,
Sağlık
Bakanı Recep Akdağın Danimarkaya,
Kültür
ve Turizm Bakanı Atilla Koçun Yunanistana,
Devlet
Bakanı Kürşad Tüzmenin:
Çin
Halk Cumhuriyetine,
Amerika
Birleşik Devletlerine;
Yaptıkları
resmî ziyaretlere katılacak milletvekillerine ilişkin
Başbakanlık;
Tezkereleri
kabul edildi.
Gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifinin (2/212) (S. Sayısı: 305)
görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin
komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin (1/1030) (S. Sayısı:
904),
3üncü
sırasında bulunan, Tohumculuk (1/822) (S. Sayısı
662),
4üncü
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Amerika
Birleşik Devletleri Hükümeti Arasında Yayılmanın
Önlenmesi Amaçlarına Yönelik Yardım Sağlanmasının
Kolaylaştırılması İçin İşbirliğine
İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair (1/1115) (S. Sayısı: 1147),
Kanun
Tasarıları ile;
7nci
sırasında bulunan, Ankara Milletvekili Bülent Gedikli
ve 17 Milletvekilinin, Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında
Kanun Teklifi, Balıkesir Milletvekili Ali Kemal Devecilerin,
Vergi Usul Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi, Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklının,
Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi, Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar ve 36 Milletvekilinin,
Vergi Usul Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ile Mersin Milletvekili Mustafa Özyürek ve 27 Milletvekilinin,
Mali Tatil (2/866, 2/692, 2/774, 2/857, 2/864) (S. Sayısı: 1237),
8inci
sırasında bulunan, Türkiye Büyük Millet Meclisi İdare
Amirleri Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Antalya Milletvekili
Burhan Kılıç, Iğdır Milletvekili Dursun Akdemir
ile Manisa Milletvekili Mustafa Erdoğan Yetençin, 2919 Sayılı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliği Teşkilat
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
(2/816) (S. Sayısı: 1228),
9uncu
sırasında bulunan, Denizli Milletvekili Osman Nuri Filiz
ile Balıkesir Milletvekili Ali Osman Salinin, Devlet Planlama
Teşkilatı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında
(2/499) (S. Sayısı: 949),
Kanun
Tekliflerinin;
Görüşmeleri,
ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından;
Ertelendi.
5inci
sırasında bulunan, Adalet ve Kalkınma Partisi Grup
Başkanvekilleri Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili
Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili İrfan Gündüz, Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa ve 245
Milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bir
Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin
(2/869) (S. Sayısı: 1238) ikinci görüşmesine, birinci
görüşmenin bitiminden itibaren en az 48 saat geçtikten sonra
başlanabileceği,
6ncı
sırasında yer alan ve İçtüzüğün 91 inci maddesi
kapsamında değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler
halinde görüşülmesi kararlaştırılan Mali Suçları
Araştırma Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Suç Gelirlerinin
Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
(1/1053) (S. Sayısı: 1201) görüşmelerini müteakiben elektronik
cihazla yapılan açık oylama sonucunda, kabul edilip kanunlaştığı,
Açıklandı.
12
Ekim Perşembe günü, alınan karar gereğince saat
13.00te toplanmak üzere, birleşime 17.27de son verildi.
Sadık
Yakut
Başkan Vekili
Harun Tüfekci Yaşar
Tüzün
Konya
Bilecik
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.:
9
II. - GELEN
KÂĞITLAR
12 Ekim 2006
Perşembe
Teklifler
1.-
İzmir Milletvekili Yılmaz Kayanın; 1136 Sayılı
Avukatlık Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/871) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5.10.2006)
2.-
Mersin Milletvekili Ersoy Bulutun; 8 Mayısın Cezayir Soykırımını
Anma Günü Olarak Kabul Edilmesi ve Ankarada Bir Soykırım
Anıtı Dikilmesine İlişkin Kanun Teklifi (2/872)
(Dışişleri ve İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi:10.10.2006)
3.-
Hatay Milletvekili Sadullah Ergin ile 7 Milletvekilinin; Milletvekili
Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/873) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12.10.2006)
Meclis
Araştırması Önergeleri
1.-
Konya Milletvekili Atilla KART ve 32 Milletvekilinin, Konya Ovası
Projesindeki durum ile Akşehir ve Beyşehir Göllerindeki
çevre sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/382) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/9/2006)
2.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN ve 28 Milletvekilinin, pamuk sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98
inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/383) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/10/2006)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKANın, Özel Kalem Müdürlüğü
telefonlarından kandil kutlama mesajları gönderildiği
iddiasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13784)
2.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMANın, Uşak Arkeoloji Müzesinin
güvenliğine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/13894)
3.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLUnun, halk kütüphanelerinin
mali sorunlarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/13895)
4.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİNin, özelleştirilen
Türk Telekomun adındaki Türk kelimesinin kullanımının
engellenip engellenmeyeceğine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/14501)
5.-
İzmir Milletvekili Yılmaz KAYAnın, kötü muamele ile
suçlanan emniyet görevlileri hakkındaki soruşturma ve
kovuşturmaların acele işlerden sayılmamasına
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/14519)
6.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEKin, Basın-Yayın
ve Enformasyon Genel Müdürlüğünde yapılan bazı atamalara
ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/14520)
7.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEKin, Basın-Yayın
ve Enformasyon Genel Müdür Yardımcılığına yapılan
atamaya ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/14521)
8.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLUnun, Refik
Saydam Hıfzısıhha Merkezi eski Başkanına ve
bazı bürokratlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/14547)
9.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİNin, Türk Telekom
personelinin maaşlarının yatırılması
karşılığı bankalardan sağlanan avantajlarla
ilgili iddialara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/14557)
10.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCInın, Devlet Demiryolları
ile ilgili düzenleme çalışmalarına ve bazı projelere
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/14558)
11.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİRELin, Eskişehir-Osmaneli-Bursa-Bandırma
Demiryolu çalışmalarına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/14559)
12.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLUnun, doğalgaz
ve akaryakıt fiyatlarındaki artışa ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/14568)
12 Ekim 2006
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 13.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır; görüşmelere başlıyoruz.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Avrupa Organ Bağışı Günü
münasebetiyle Uşak Milletvekili Sayın Alim Tunça aittir.
Buyurun
Sayın Tunç.
Süreniz
5 dakika.
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.- Uşak
Milletvekili Alim Tunçun, Avrupa Organ Bağışı Günü
münasebetiyle, bu konuda halkı bilinçlendirmenin yararına
ve ülke ekonomisine yapacağı olumlu katkılara
ilişkin gündem dışı konuşması
ALİM
TUNÇ (Uşak) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
bugün, ülkemizin gözden kaçan önemli sorunlarından birisine
değinmek istiyorum. Organ nakli ve organ bağışından
söz ediyorum. Pek çok insanımızın hayatına mal
olan, ülkemiz ekonomisi için büyük yük oluşturan organ ve organ
bağışı.
Ülkemizde,
organ ve doku nakli hizmetleri, 1979 yılında 2238 sayılı
Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkındaki
Kanunla yürütülmektedir. 1 Haziran 2000 tarihinde de, Organ ve Doku
Nakli Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizde, şu anda, diyalize giren yaklaşık
40 bin hasta var ve bu sayı hızla artmaktadır. Karaciğer
ve kalp bekleyen insanlarımız ise artık, binlerle ifade
edilmektedir. Neredeyse her gün, kalp veya karaciğer bekleyen
bir hastamızı kaybediyoruz; çünkü, onların bir diyaliz
makinesine girme şansları da yok. İşin en acı
tarafı, haftanın üç gününü makineye bağlı geçiren
ve organ nakli yapılan birine göre daha az yaşayabilen bu
böbrek hastalarımız ile diğer organ bekleyen hastalarımızın,
bir organ bulunup takılması halinde herhangi birimiz kadar
sağlıklı bir yaşama ve hayata geri dönme şanslarının
olması. Başka bir deyişle, bu insanlarımızı
göz göre göre kaybediyoruz. Yüzlerce, binlerce organ toprak altında
çürürken, bu insanlar teker teker ölüyorlar.
Değerli
arkadaşlar, diğer taraftan, her bir diyaliz hastasının
devlete beş yıllık maliyeti 287 bin dolar civarında.
Yani, bir kişi için yaklaşık 300 bin dolarlık bir maliyetten
söz ediyorum. 40 bin hastanın beş yıllık maliyeti
10 milyon doları geçmektedir. Bu rakam, bugünkü dış borcumuzun
onda 1inden daha fazladır.
Değerli
arkadaşlar, eğer bu hastalara organ bulup takabilirsek,
yıllık 1,5 milyon dolar civarında kazancımız olacaktır. Üstelik, bu rakamlar sadece
böbrek hastalarımız için geçerlidir. Karaciğer ve
kalp bekleyen hastalarımız
da, yeteri kadar fizibilite yapılmadığı için, bu
rakamlara dahil değildir.
İşin
diğer bir olumsuz yanı da bu kadar organ bekleyen hastanın
olması ve kadavradan organ kullanamama nedeniyle, ülkemizde
canlı vericili nakillerin oranının çok artmış
olması. Batılı ülkelerde tüm nakillerin yüzde 25ini
aşmayan canlı organ verici nakilleri, ülkemizde yüzde 70
civarında. Bu durumda, hem daha çok insanımızın
hayatını riske atıyoruz hem de organ mafyası söylentilerinin
önünü alamıyoruz. Her ne kadar, bu ithamlar hak etmediğimiz
boyutlarda ise de, canlı vericili nakil oranının yüksekliği
şaibe altında bırakmaktadır.
Tüm
bu sorunlardan kurtulmak, yeni kurtarılacak hayatları
kurtarmak, ülke ekonomisini rahatlatmak ve ülkemizi şaibeden
kurtarmak için kadavra organı bulmak zorundayız. Yeni organları
toprakta çürütmek yerine, dünya malını dünyada kullanmaya
devam etmeliyiz ve insanımıza yepyeni bir hayat sunabilmenin
yollarını aramalıyız. Çözüm çok zor değil, hatta,
bazı ülkelere daha kolay bile sayılır, yeter ki, yapılması
gerekenleri bilelim ve yapalım.
Konuyla
ilgili bir araştırma yaptığımda açıkça
gördüm ki, önümüzdeki problemler beklediğimden çok farklı.
Her şeyden önce, halkımızın bu konuda eğitimsizliği,
dinî bakış açılarının olumsuz etkileri gibi
masalların aslı olmadığı açık bir şekilde
ortada. Yapılmış çalışmalarda, ülkemizde organ
bağış oranı yüzde 35 ile 45 oranında, yer yer yüzde
60lara çıkabildiği görülmektedir. Bu oranlar, Batılı
ülkelerin altında değil, hatta yer yer üzerindedir.
Bu
kadar güvensizlik ortamı içinde bile insanlarımızın
bu denli yüksek oranda organ bağışlıyor olması,
zannedildiğinin tersine, kültürümüz ve dinimizin olumlu etkilerinin
göstergeleridir. Değerli arkadaşlar, çünkü Bir insanı
öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibi olur, kim de
onu yaşatırsa, tüm insanlığı yaşatmış
gibi olur. Maide Suresi 32nci ayet ve diğer taraftan insanı
yaşat ki devlet yaşasın felsefesiyle
Bu nedenle de,
bizim halkımız, organ bağışında gelişmiş
ülkelerden geri değil, bilakis onlardan daha fazladır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Parlamentoda dinî referans verilir mi?!
BAŞKAN
Buyurun efendim.
ALİM
TUNÇ (Devamla) Değerli arkadaşlar, ancak, organ bulmaya
gelince, gelişmiş ülkelerde, milyon nüfus başına
senede 25-45 arasında kadavra bulunurken, ülkemizde bu rakam
sadece 2dir. Halkımızın organ bağışlaması
açısından hiçbir farkımız yokken, hatta daha iyiyken,
kadavra organı bulma konusunda 10-20 kat gibi geride olmak, sorunun
zannettiğimizden farklı bir yerde olduğunu ortaya koyuyor.
Sadece yoğun bakımda olanların organları nakil
için kullanılabiliyor. Asıl sorunumuz, yoğun bakımlarda
gerçekleşen ölümleri zamanında tespit ederek duruma el koyacak,
gerekli formaliteleri yürütecek, yoğun bakımdaki hastaların
aileleriyle bağış için konuşacak, bağış
yapılması hakkında organların çıkarılması
işinden tutun da hangi organın, hangi merkezde takılacağının
belirlenmesine, organların transportuna, bağış
yapanın cenaze işlerine, oradan halkın ve sistemin
eğitimine varana kadar bir dizi görevler silsilesinin eksiksiz
yürütülmesi gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Efendim, mikrofonu açıyorum; lütfen konuşmanızı
tamamlayın.
ALİM
TUNÇ (Devamla) Sayın Başkanım, çok önemli bir konu, bir
dakikalık daha süre verirseniz
BAŞKAN
Konuşmanızı tamamlayın efendim.
Buyurun.
ALİM
TUNÇ (Devamla) Çok teşekkür ederim.
Bu,
bir sistem. İlk bakışta zor gibi görünse de, bugün, ülkemizde
bu işi yürütenler var.
Organ
nakil merkezleri bölgelere göre değerlendirildiğinde,
bazı bölgelerde dünya standartlarında kadavra organı
bulunduğunu görüyoruz. Bu merkezlerde organ nakil koordinatörlüğü
adı altında bir kavramı uygulamanın başarının
da en önemli parçası olduğunu görüyoruz. Organ nakil koordinatörlüğü,
ülkemizde yaygınlaştırılarak ve statülerinin
yasa ya da yönetmeliklerde daha iyi belirlenmesiyle daha cazip hale
getirilerek, eğitim alan personelin başka alanlara kaybedilmemesiyle,
ülkemizde organ nakliyle ilgili sorunların kendiliğinden
ortadan kalkacağına inanıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bununla ilgili olarak da, 14 Ekim Avrupa Organ Bağış
Günü, önümüzdeki günlerde İstanbulda Council Of Europe ve
Sağlık Bakanlığının ortaklaşa bir organizasyonuyla,
bu organ nakli ve bununla ilgili yenilikler ve ilgili standartlar
masaya yatırılacak ve bu konudaki yeni gelişmeler
paylaşımda bulunulacaktır.
Değerli
arkadaşlar, ülkemizde olan bu organizasyonun başarılı
geçmesini dilerken, bu organizasyonun bir davetiyesi var, çok
kısa, onu okumak istiyorum: Beni hatırlamak için bir hayat
da siz armağan edin. Gözlerimi, bir bebeğin yüzünü, bir kadının
gözündeki sevgiyi ve gün ışığını hiç görmemiş
bir adama verin. Kalbimi, kalbi kendisine acı vermekten başka
bir şeye yaramayan birine verin. Kanımı, bir otomobil
enkazı altından çıkarılmış gence verin,
verin ki, torunlarının oynadığını görene
dek yaşayabilsin. Böbreklerimi, yaşamını makineye
bağlı olarak sürdüren birine verin. Kemiklerimi, yürüyebilmesi
için sakat bir çocuğa nakledin. Eğer benden bir şeyler
gömmeniz gerekiyorsa benim hatalarımı, kusurlarımı
ve ön yargılarımı gömün. Ruhumu Allaha, günahlarımı
şeytana verin. Eğer beni hatırlamak isterseniz, bunu,
size ihtiyacı olana yardım ederek yapın. Eğer bütün
bu isteklerimi yerine getirirseniz ben sonsuza kadar yaşayacağım.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Tunç.
Gündem
dışı ikinci söz, Ankaranın başkent oluşunun
83üncü yıl dönümü münasebetiyle Ankara Milletvekili Sayın
Yılmaz Ateşe aittir.
Buyurun
Sayın Ateş.
2.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankaranın başkent oluşunun
83üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
YILMAZ
ATEŞ (Ankara) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
yüce Meclisimizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, yarın Ankaramızın başkent oluşunun
83üncü yıl dönümünü kutlayacağız. Tabii, Ankaramızın
sorunları var, olabilir. Ama, bugün, çok tarihî bir süreçten geçiyoruz.
O nedenle, Ankaranın günlük sorunlarının ötesinde,
bu yaşadığımız tarihî sürece dikkatinizi
çekmek istiyorum.
Sayın
milletvekilleri, birkaç dakika önce, Fransa Meclisi, Türkiyenin
Ermeni soykırımı yaptığına ilişkin
tasarıyı kabul etti. Bu, özgürlükler adına, düşünce
özgürlüğü adına, insanlık adına yüz karası
bir karardır. Şahsım ve bütün Türkiye Büyük Millet Meclisi
adına, sizler adına da bu karara önayak olanları da alanları
da kınıyorum, lanetliyorum.
Sayın
milletvekilleri, hiçbir dönem Türkiye bu kadar kuşatılmak
istenmemişti. Bir, Ulusal Kurtuluş Savaşından, Birinci
Dünya Savaşından sonra kuşatıldı. O zaman,
şimdi, bizim, Osmanlı Türkiye deyip bütün ulusumuzu töhmet
altında bırakmak isteyen, bütün ulusumuzu, bütün Anadoluyu,
bütün Türkiyeyi karalamak isteyen o güçler, bugünkü güçler, o gün
de Türkiye halkı ile Ermeni halkını karşı karşıya
getirerek, birbirine vurdurarak birbirine kırdıranlar,
şimdi de sahneye çıkmış, kendilerini tarihçi yerine
koyarak Türkiyeyi yargılıyorlar. Bunu tekrar kınıyorum.
Sayın
milletvekilleri, Birinci Dünya Savaşından sonra, Alevisini,
Sünnisini, Lazını, Türkünü, Kürtünü, Çerkezini, Arapını
ayırt etmeden, emperyalist güçler, Anadolunun üzerine geldiler,
Anadoluda yaşayan bu halkları ortadan kaldırmanın
mücadelesini başlattılar. Bunun karşısında
da Lazı, Çerkezi, Arapı, Kürtü, Türkü, Sünnisi, hiçbir
ayırıma gitmeden, bu emperyalist güçler karşısında,
Mustafa Kemalin önderliğinde örgütlendiler ve bu Ulusal Kurtuluş
Savaşını başarıya götürdüler.
Ankara,
sadece sıradan bir kanun teklifiyle başkent olan bir il değildir.
Ankara, bütün, emperyalizme karşı mazlum ülkelerin verdiği
o ulusal ve haklı davanın bir sembolü, bir simgesi haline
gelmiştir.
Değerli
arkadaşlar, o nedenle, top sesleri Ulustaki Büyük Millet Meclisinde
duyulduğu bir sırada, dönemin Genelkurmay Başkanı
da olan Başbakanın önergesi, bildiğiniz gibi, Büyük
Millet Meclisine gelmiştir. Biz, bir taraftan savaşırken,
bir taraftan da sizi burada koruyamayız gerekçesiyle Büyük
Millet Meclisi Ankaranın dışına çıkarılmak
istenmiştir. Mustafa Kemalin yeminli düşmanları, bunu
bahane ederek, Mustafa Kemalin üzerine giderek, hep eleştirerek,
biz zaten biliyorduk bunun başarısız olacağını
diye
Ama, o dönem pek konuşmayan Dersim Mebusu Diyab Ağa,
o, beline kadar inmiş sakalı, elinde bastonuyla kürsüye
gelir ve der ki: Beyler, ne yapıyorsunuz, biz buraya korkmaya,
kaçmaya değil, biz burada ölmeye geldik. Ölmek var, buradan kaçmak
yok, buradan gitmek yok. Ankara, böyle bir mücadelenin sayesinde,
böyle bir ulusal Kurtuluş Savaşının sayesinde
başkent olmuştur.
Değerli
arkadaşlar, Ulusal Kurtuluş Savaşımızı
kazanırken de, Ankarayı başkent yaparken de, alt-üst
kimliğin de ötesinde, Türkiye halkı bir bütün olmuştur.
Mustafa
Kemalin Ankaraya gelirken karşılanması
Özellikle o
günün müftüsü, Ankaranın Müftüsü Rıfat Börekçiyi anmamak
büyük haksızlık olur; önünde büyük saygıyla eğiliyoruz.
Bir düşünebiliyor musunuz değerli arkadaşlar, Padişah,
Halife, Mustafa Kemali hain ilan etmiş, gördüğü yerde tutuklanmasını
emretmiş, ama, Ankara Müftüsü onu karşılayanların
başında yer almış ve Ulusal Kurtuluş Savaşımızın
belki de ilk sermayesi olan para, Ankara Müftümüzün önderliğinde
toplanarak Mustafa Kemale getirilip bir tutanakla, bir kayıtla
teslim edilmiştir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun efendim.
YILMAZ
ATEŞ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, Türkiye, böylesine, bütün toplum katmanlarıyla
el ele, omuz omuza vererek ulusal Kurtuluş Savaşını
başardı, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyetini kurdu
ve başarıyla da götürmektedir.
Şimdi
gelinen bu süreçte, dün, bizi ortadan, tarihten silmek isteyen güçler,
bugün çeşitli bahanelerle bizi yeniden bir dar alana, bir kuşatmaya
doğru itmektedirler. Bunu, Türkiyenin kabul etmesi mümkün değildir.
Biz,
bu soruna parti farkı, iktidar-muhalefet farkı olarak bakmıyoruz.
Bütün vatandaşlarımızın, bütün siyasal partilerimizin
bu Türkiyeyi köşeye sıkıştırmak isteyen güçlerin
karşısında tıpkı Ulusal Kurtuluş Savaşındaki
bilinçle, kararlılıkla, sağduyuyla tekrar omuz omuza
vermeleri gerektiğine inanıyorum.
Sizleri,
tekrar saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ateş.
Gündem
dışı üçüncü söz isteği, çiftçinin ve köylünün yaşadığı
sorunlar konusu olmak üzere, Ankara Milletvekili Sayın Bayram
Merale aittir.
Buyurun
Sayın Meral. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
3.- Ankara
Milletvekili Bayram Ali Meralin, çiftçilerin ve orman köylülerinin
sorunlarına, Millî Eğitim Bakanlığının
çıkardığı bir yönetmelik gereğince okullardaki
tabelaların değiştirilmesinin getireceği ek
mali yüke ilişkin gündem dışı konuşması
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
BAYRAM
ALİ MERAL (Ankara) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Her
ne kadar Sayın Başkanımıza çiftçinin ve köylünün
sorunlarını dile getirmem gerektiğini ifade ettimse
de, müsaade ederseniz
Geçen hafta Adanadaydım. Daha önce Adana
milletvekillerimizin, Sayın Başbakanımızın
Adanadaki Tekel işçilerine verdiği söz henüz yerine getirilmemiştir.
Arkadaşlar üretken olmak istiyor orada oturmak değil. Adana
milletvekillerinden, verdikleri sözün yerine getirilmesini istiyorlar,
Sayın Başbakanımızın verdiği sözü yerine
getirmesini istiyorlar.
Değerli
arkadaşlarım, birçok AK Partili milletvekili arkadaşlarımız,
köylerden gelip köylünün sorunlarını kendilerine izah ettiğimiz
bir sırada, hiçbir sıkıntının olmadığını,
vatandaşın halinden memnun olduğunu bize ifade ediyorlar.
Bir an için düşündüm, acaba sizin köylüler farklı, bizim köylüler
farklı mı diye.
Değerli
arkadaşlarım, köylerde, artık, yaşanacak durum
kalmadı. Bilhassa orman köylüsü daha mağdur bir hale geldi.
Orman köylüsü ekemiyor, biçemiyor, hayvan yetiştiremiyor,
yaptığı bütün işlerden dolayı mahkemelerin
huzuruna çıkıyor.
Ayrıca,
köylerde, yol sorunu çözüldü, su sorunu çözüldü diye birçok milletvekili
arkadaşım bunu söylüyor. Görebildiğimiz kadarıyla
da Kızılcahamamın en yakın köyünde -ismini isterseniz
verebilirim- diğer, Çubukören köyünde -Aşağı
Emirler köyü- şurada dört adımlık köy, maalesef, şu
anda suyu yok. Kızılcahamamda vatandaş, daha, aynen
güneydoğuda, doğuda olduğu gibi, arabayla atın
sırtında köyüne su taşımaktadır.
Değerli
arkadaşlarım, orman köylüsünden bahsetmişken bir konuyu
özellikle ifade etmek istiyorum. Kendi seçim bölgem olan Kızılcahamam
bölgesini gezdiğimiz bir sırada, Mercimekli avlak sahası
-16 köyün özellikle ortak kullandığı bir saha- av gerekçesiyle
kiraya verilmiş. Aklıma şu geldi: Dedim ki, ya, bu AK
Parti fabrikaları bitirdi, arsaları bitirdi, limanları
bitirdi, madenleri bitirdi, şimdi, köylünün arazilerine
sıra geldi satmaya, insaf etsinler dedim. Şurada 16 köyün
ortaklaşa bir yeri kiraya verilmiş, vatandaş sahasına
giremiyor. Köylerin ismini de sayayım değerli arkadaşlarım:
Ciğirler, Oğlakçı, Semeler, Güvem, Sey Hamamı,
İğceler, Süleler, Karaağaç, Kahyalar, Derenci, Bulak,
Yanık Özbekler, Kızılcaören, Ayvacık, Bağören
köyleri. Bu köylerin, fiilen, arazisine el konmuş, satılmış
bu köyler, hayvanlarını bile oraya götüremiyor.
Yalnız,
bir üzüntümü de ifade etmek istiyorum: Sayın Orman Bakanımızın
-belki espri yaptığını ben kabul ediyorum, espri
de olsa işin biraz derinliği var- oradaki köylülerin bilhassa
gönlünü almasını istiyorum. Mesela, Çeltikçi-Bağören
köyü muhtarına, sayın muhtar Bakanımıza Buraya
domuzlar geliyor, ayılar geliyor, kendimizi koruyamıyoruz,
yasak, dışarı çıkamıyoruz. dediğinde
Domuzu vur bir şey demem, ama, ayıya dokunma, çünkü, ayı
sizin kadar kıymetli. ifadesini kullanmıştır. Bunu
söylemek beni üzüyor. Sayın Bakanımızın, bu muhtardan
özür dilemesini, bunun gönlünü almasını istiyorum değerli
arkadaşlarım.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, bir konuyu gözden kaçırmamak lazım.
Köyler boşaldı, her gün göç geliyor. Göç, iki şeyi artırıyor:
Gecekonduluğu artırıyor, işsizliği artırıyor.
Köylünün yaşayabileceği bir zemini hazırlamak mecburiyetindeyiz.
Maalesef, bugüne kadar köylüyü ektiğine, biçtiğine
pişman ettik. Memurları sokaklara döktünüz, emeklileri
yaşadığına pişman ettiniz ekmek kuyruğunda,
işsizleri, çifte diplomalı gençleri boş gezdiriyorsunuz,
esnafı hiper markete, süper markete yem ettiniz. Kısacası,
değerli arkadaşlarım, çalışanları da ne
zaman işimizden oluruz diye beklentiye soktunuz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun efendim.
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Köylünün sıkıntısı buyken,
çalışanın sıkıntısı buyken, IMFden
halen daha nasıl borç almayı düşündüğümüz bir
sırada, üzülerek ifade etmek istiyorum, Millî Eğitim Bakanımız
yönetmelikte bir değişiklik yapıyor. Buna neden gerek
duyuyorsunuz değerli arkadaşlarım? Efendim, bütün
okullardaki -Bakanlık hariç- Türkiye Cumhuriyeti Millî
Eğitim Bakanlığı falan okul yazılı olan tabelalar
değişecek Türkiye genelinde Türkiye Cumhuriyeti kelimesi
çıkarılacak. Buyurun, değerli arkadaşlarım,
yönetmelik! Acaba, neden buna ihtiyaç duyuyorsunuz muhterem arkadaşlarım?
Avrupalı mı istiyor; yani, bir gün gelse deseler ki, Avrupalı
şu işi yapacaksınız, ama, bu akşam evinize gitmeyeceksiniz
dese, onu da mı yerine getireceksiniz?!
MEHMET
ÇERÇİ (Manisa) Tabii!..
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Tabii, değil mi?! Teşekkür ederim,
mesele kalmadı. Ne diyelim, kabullenmişsiniz! Yani, o zaman,
ben burada bir şey konuştuğum zaman teslim ederdiniz
dediğim zaman niye feryat ediyordunuz?! Demek ki, dediğim
doğru.
ZÜLFÜ
DEMİRBAĞ (Elazığ) Teslim etmek ayrı, eve gitmek
ayrı!
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
şimdi, bir tarafta, bakınız, bu tabelanın değişmesi
trilyonları tutar, milyarları tutar. Türkiyedeki bütün
okulları düşünün. İşin şakası yok beyler,
kuruş bulamıyorsunuz. Doğuda, güneydoğuda, okullarda
tezek bulamıyor köylü, tezek. Siz burada, birilerini kazandırmak
için, bütün tabelaları değiştiriyorsunuz Türkiye
Cumhuriyeti, T.C.yi çıkarttırıyorsunuz. Utanıyor
musunuz Türkiye Cumhuriyetinden? Utanıyorsanız bilmiyorum,
biz utanmıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinden
TEVFİK
ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) Ne alaka?!
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Nedir bu Sayın Valim o zaman?! Valilik
yaptın. Bu ne?! Neden çıkarıyor Türkiye Cumhuriyetini?!
TEVFİK
ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) Yok
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Burada, veririm
Neyi okuyorsunuz, ondan
haberiniz yok, bundan haberiniz yok! Neden haberiniz var o zaman burada?!
Neden haberiniz var, onu soruyorum, sormak istiyorum. Buyurun, buyurun
yönetmelik! Türkiye Cumhuriyeti okullarda
Türkiye Cumhuriyeti
Millî Eğitim Bakanlığı Çankaya İlkokulu Orada
Türkiye Cumhuriyetini çıkarıyorsunuz. Gerekçesi ne bunun
arkadaşlarım? Soruyorum, ben milletvekili değil miyim?
Gerekçesi ne bunun, gerekçesi?!
İki
gerekçesi var: Bir, Türkiye Cumhuriyetini içine sindiremiyor Sayın
Bakan. İki, birilerine kaynak sağlamaya çalışıyor.
Ama, birilerine zaten sağladınız, Türkiyede bir
şey kalmadı. Ama, görebildiğim kadarıyla Türkiye Cumhuriyeti kelimesini, o
güzel ismi, Sayın Bakan içine sindiremiyor.
Sizden
ricam, değerli arkadaşlarım, Sayın AK Partililer;
yapmayınız, yaptığınız, artık, haddini
aştı! Yapmayınız, yapmayınız değerli
arkadaşlarım!
MEHMET
ÇERÇİ (Manisa) 28 Şubat
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) 28 Şubat sayesinde burada oturuyorsun.
28de mağdur olan orada oturuyor. Dört duvara kapattın, dört
duvara kapattın. Sen bunları yapmakla 28 Şubatı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Meral, son cümlenizi rica edeyim.
Size,
zaten, ilave süre verdim.
MEHMET
ÇERÇİ (Manisa) 28 Şubatı desteklediniz
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Efendim, sen onu konuşacağına,
memleketindeki sattığın arsaları, aldığın
payı, gel, burada söyle.
BAŞKAN
Sayın Çerçi, müdahale etmeyin, son cümlesini alacağım.
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Gel de onu söyle, gel
Sümerbankın arsasını
kimlere sattın, nasıl yaltaklık yaptın, gel onu anlat
buradan erkeksen!
BAŞKAN
Son cümlenizi rica edeyim.
MEHMET
ÇERÇİ (Manisa) Soydurttunuz memleketi, darbecileri desteklediniz.
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Gel, gel, gel de onu anlat!..
MEHMET
ÇERÇİ (Manisa) Darbecileri desteklediniz
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Gel de, hırsızları savunuyordun,
burada onu anlat, gel erkeksen!
BAŞKAN
Lütfen müdahale etmeyin.
Sayın
Meral, teşekkür ediyorum.
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Sümerbankın arsasını nasıl
sattın, nasıl aracılık yaptın, gel, onu anlat!
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Meral.
BAYRAM
ALİ MERAL (Devamla) Saygılar sunuyorum hepinize. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Meral.
Sayın
Bakan cevap verecekler.
Buyurun.
Tarım
ve Köyişleri Bakanımız Sayın Eker, konuşmaya
cevap vereceklerdir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın
Bayram Meralin gündem dışı yaptığı konuşmayla
ilgili, Hükûmet adına cevap vermek üzere huzurlarınızdayım;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
tabii, şunu söyleyeyim: Başta, AK Parti mensupları olmak
üzere, bütün vatandaşlarımız, Türkiye Cumhuriyetinin
vatandaşı olmaktan, mensubu olmaktan ancak şeref duyarlar.
Türkiye Cumhuriyeti
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye Cumhuriyeti ve cumhuriyet kavramı,
kimsenin tekelinde değildir, kimsenin inhisarında değildir.
Hepimiz, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olmaktan dolayı
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Tabeladan yazı kalkıyor mu kalkmıyor
mu, onu söyleyin Sayın Bakan.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
vatandaşı olmaktan dolayı, mutluyuz, gururluyuz
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Tabeladan yazı kalkıyor mu kalkmıyor
mu, ona yanıt verin.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Onun istismarını, onun istismarını da yapmayın;
çünkü, milletimiz de, zaten, bunun istismarını yapanları
da hiçbir zaman olumlu karşılamamıştır, bunu
da hatırlatmak isterim.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) O uygulamayla neyi kastettiğinizi
anlatın Sayın Bakan.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
AK Parti
Şimdi,
Türkiye Cumhuriyetinde, vatandaşlarımızın üçte
1i kırsal alanda yaşamaktadır; 30 binin üzerinde yerleşim
ünitesi, köy, mezra vesaire şeklinde, vatandaşlarımız
buralarda yaşıyor. Tabii, gönül isterdi ki, buralara götürülen
hizmetler, AK Parti Hükûmeti gelmeden önce, en azından altyapı
hizmetleri tamamlanmış olsaydı; biz de, bugün, başka
şeylerle uğraşmış olsaydık, başka hizmetleri
götürmekle uğraşıyor olsaydık. Ancak, AK Parti iktidara
geldiği zaman, Türkiyedeki 30 bin küsur köyün 7 bin tanesinde,
hiçbir şekilde içme suyu yoktu. Ben, içme suyu yetersiz olanlardan
bahsetmiyorum, hiçbir şekilde içme suyu götürülmemiş
olan yerleşim ünitelerinden bahsediyorum.
AK
Parti, bu gerçekten yola çıkarak, kırsal alanda yaşayan
vatandaşlarımızın, öncelikle, temel altyapı
sorunlarını çözmek amacıyla, bildiğiniz gibi,
geçtiğimiz yıl yatırım bütçesinin neredeyse yarısını
kırsal alana, su ve yol hizmetleri götürmek için ayırmıştır
ve çok şükür, bu proje, çok başarılı bir şekilde
gelişiyor. İnşallah, hedeflediğimiz noktada, yani,
2007 yılı sonunda, Türkiyenin kırsal alanında yaşayan
vatandaşlarımızın, köylerimizin, köyde yaşayan
vatandaşlarımızın içme suyu ve yol gibi en temel
iki problemi çözülmüş olacaktır.
Biz,
aslında, tabii, bu sorunların çözülmeden bize kadar gelmesine
de seviniyor değiliz, üzülüyoruz. Ama, maalesef, geçmiş
hükûmetler, geçen zaman içerisindeki, AK Partiden önceki bütün
hükûmetlerin de burada katkısı olduğunu düşünüyorum,
bunu yapmamışlardır, ama, bugün bunlar çözülüyor.
İkinci
mesele şu: İkinci mesele, tabii, köylerde, kırsal alanda
yaşayan vatandaşlarımızın sağlık
hizmetlerinden daha çok istifade etmesi, eğitim hizmetlerinden
daha çok istifade etmesidir. Bu alanda da, biz, iftiharla söyleyebiliyoruz
ki, cumhuriyet tarihinde millî eğitim hizmetlerine ayrılan
en yüksek bütçe payı bizim Hükûmetimiz döneminde gerçekleşmiştir,
realize olmuştur. Millî Eğitim Bakanlığının
bütçesi, bütün kamu kuruluşları içerisinde birinci bütçe
olmuştur. Bu, tabii, özellikle kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımıza
sağlanan eğitim hizmetlerinde kullanılmıştır
başta.
100
bine yakın derslik yapılmıştır; yani, bu, son
derecede önemli bir gelişmedir. Sağlık ocakları,
sağlıkevleri, hastaneler de yine bu alanda yapılan,
giden hizmetlerdendir.
HÜSEYİN
EKMEKCİOĞLU (Antalya) Bakanlık olarak yaptıklarınızdan
bahsedin, hayırseverlerin yaptıklarından bahsetmeyin.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bir başka husus şudur değerli milletvekilleri: Tabii,
insanların, kırsal alanda yaşayan insanlarımızın
beklediği hizmetler temel altyapı hizmetlerinden ibaret
değildir. Bir üçüncü husus da, kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımızın
sosyoekonomik durumlarının geliştirilmesi, hayat
standartlarının yükseltilmesidir. Sadece Tarım Bakanlığında,
2006 yılı başında uyguladığımız
bir kırsal kalkınma desteği projesi var. Buraya 280
trilyon lira kaynak aktarılmıştır 2006 yılı
içerisinde. Bu, bütünüyle ama bütünüyle kırsal alanda yaşayan
vatandaşlarımızın, kooperatiflerin, üreticilerin,
çiftçilerin, gerçek şahısların, üretici birliklerinin
yapacakları gerek altyapı gerekse ekonomik alandaki tarımla
ilgili işleme, pazarlama, paketleme, ambalajlama gibi tesislere
yaptığımız katkıdır. Bununla da, hem
kırsal istihdamı artırmak, kırsal alandaki nüfusun
tarım dışı, tarımsal üretim dışındaki
faaliyetlerde istihdam edilmelerini temin etmek hem üretilen tarımsal
ürünlerin katma değerini artırmak hem de o bölgede gelir
düzeyini artırmaktır. Bunlar da hayata geçmiş ve
hızla devam etmektedir. Bugüne kadar bu projelerden 1.000in
üzerindeki kısmı kabul edilmiş ve bunlar uygulamaya
girmiştir. Dolayısıyla, burada da, yine, bizim Hükûmetimizin
çok önemli çabaları, gayretleri vardır. Bunları da tarih
kaydediyor, kaydedecek.
Bir
başka husus şudur; bunu da kısaca ifade edip huzurlarınızdan
ayrılacağım: Tarım sektörüne yapılan destekler
konusunda, Hükûmetimiz, önceki hükûmetlerden çok farklı olarak,
çok önemli bütçe transferleri gerçekleştirmiştir.
Şimdi,
ben size, son altı yıl içerisinde tarıma verilen desteklerin
miktarını anlatacağım; lütfen, bunları dikkatli
bir şekilde dinleyin. Bakın, 2000 yılında, Türkiyede,
tarım sektörüne ayrılan toplam desteklerin miktarı
344 milyon YTLdir. 2001 yılında, bu, 593 milyon YTL olmuştur.
2002 yılında 2,1 milyar YTL olmuştur. 2003 yılından
itibaren -ki, biliyorsunuz Hükûmetimizin dönemidir- o rakamları,
şimdi veriyorum: Bakın, 2003 yılında 2,7 milyar
YTL, 2004 yılında 3,2 milyar YTL, 2005 yılında 4,1 milyar
YTL ve 2006 yılında da 5 milyar YTL olmaktadır. Şimdi,
2,1 milyar YTLden aldığımız tarımsal destek
miktarını 5 milyar YTLye çıkardık 2006 yılı
içerisinde. Bunu da
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, primler ne oldu primler?!
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Primleri söyleyeyim, hemen söylüyorum: Bakın, AK Parti iktidara
geldiği yıl, yani, 2002 tarihinde, tarıma, tarımsal
primlere ödenen para 186 milyon YTLdir, 186 milyon; buna dikkatinizi
çekerim.
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, buğday ve arpaya
verilen prim ne oldu?!.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
2006 yılında, 2006 Nisanında ödenen prim miktarı,
924 milyon YTLdir. Şimdi, size soruyorum: 924 milyon YTL, 186 milyon
YTLnin kaç katıdır?! Onu, siz hesaplayın.
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, yüzde 35le yüzde 25
buğday ve arpa primi ne oldu?..
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bu arada, bakın, buğday da şu anda, Türkiyede tarihinin
en yüksek fiyatlarından birini serbest piyasada yakalamış
durumdadır. Gayet de olumlu bir şekilde...
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Kaç para?.. Kaç para?..
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Gayet de olumlu bir şekilde...
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Kaç liraya satılıyor söyler misiniz
Sayın Bakan?!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyelim.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
...400 küsur bin liraya gidiyor.
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Bir tek, o fiyattan satanı gösterin...
Bir tek...
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
450 bin...
ORHAN
SÜR (Balıkesir) Köylüde buğday kalmadı ki...
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bu sene Türkiyenin buğday üretimi 20,5 milyon tondur. Kim dedi
buğday yok diye.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) Köylüde kalmadı...
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Sizin zihninizde kalmamış.
ORHAN
SÜR (Balıkesir) Köylüde kalmadı...
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Sizin zihninizde kalmamış.
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Parası yok...
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bizim, Türkiyenin de, Türk çiftçisinin de buğdayı da var, arpası
da var, hiç merak etmeyin, bizim ihtiyacımızı giderecek
kadar.
HARUN
AKIN (Zonguldak) Tarım Bakanına böyle bir cevap yakışır!
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Değerli milletvekilleri, sözün burasında...
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, yüzde 35 ile yüzde 25
olarak söz verdiğiniz prim ne oldu?
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Prim de ödeniyor, prim de...
BAŞKAN
Sayın Bayındır, izin verirsen Bakan bir anlatsın.
Beğenmeyebilirsiniz, ama müdahale etmeyelim.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Değerli arkadaşlarım, bakın, biz geçen sene önemli
bir miktarda hububat primi ödedik. Bizim Hükûmetimiz başlattı
zaten.
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, yüzde 35 ve yüzde 25
olarak açıkladığınız primleri ne zaman vereceksiniz?
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bizden önce böyle bir şey yoktu, biz başlattık. Geçen sene
360 trilyon lira hububat primi verdik. Bu sene de tahakkuklar yapılıyor.
Tahakkuklar belli periyotlarla yapıldığı andan
itibaren ödemeler gerçekleşiyor. Bundan da hiç kimsenin
şüphesi olmasın.
HÜSEYİN
BAYINDIR (Kırşehir) Sayın Bakan, karşılamıyor;
ne ziraat odası ne tarım il müdürlüğü... Yanlış
söylüyorsunuz, yanıltıyorsunuz!
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Değerli milletvekilleri, sözün
burasında, fındık alımlarıyla ilgili olarak
da Genel Kurulu bilgilendirmek istiyorum. Bugün itibariyle, Toprak
Mahsulleri Ofisi 49 bin ton fındık almıştır üreticiden,
49 bin ton, bugün itibariyle. Şimdi, geçtiğimiz yıl, biliyorsunuz,
FİSKOBİRLİKin almış olduğu miktar da bu
civardaydı; yani, bir sezonda FİSKOBİRLİKin aldığı
fındık 50 bin tondu. Biz, dün akşam tarihi itibariyle 49
bin ton fındık almış durumdayız. Bunun yanında,
70 bin ton da, bu tarihten itibaren verdiğimiz randevu var; randevu
sistemiyle fındık satılıyor biliyorsunuz. 70 bin
ton da randevumuz var şu anda; bunlar da, saati, günü geldiğinde
veriliyor.
Bunun
için, şu ana kadar, bugün itibariyle 101 trilyon lira fındık
üreticisine, 2006 yılında aldığımız, Toprak
Mahsulleri Ofisinin aldığı fındığın
bedeli hesaplara geçmiş durumdadır; 101 trilyon.
ALİ
RIZA BODUR (İzmir) Sizin felaketiniz İspanyayı bile
vurdu be!
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bunun dışında, değerli arkadaşlar, 20.659 kişiye
ödeme yapılmış durumda ve hızla, yaklaşık
70 noktada biz alım yapıyoruz. FİSKOBİRLİKin
geçen sene alıp da parasını ödeyemediği, üreticilerin
mağduriyetini gidermek bakımından da, biz, Toprak Mahsulleri
Ofisi olarak kredi garantisi verdik ve hem uluslararası bankalardan hem yurt içi bankalardan,
Ofis olarak biz kredi bulduk. 120 trilyon lira kredi ihtiyaçları
vardı, biz bu krediyi temin ettik. FİSKOBİRLİK,
şimdilik bizden 60 trilyon lira kredi kullanacağını
söyledi ve biz, bunu, üreticilerin hesaplarına, geçen yılki
alacaklarına mahsuben, oraya verilmek üzere, bu krediyi de kendilerine
bulduk. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Ayrıca,
bir şey daha yaptık: Bu sene alım yapmasına imkân
sağlamak üzere de 4,6 trilyon lira da, ayrıca, avans babında,
biz yine, FİSKOBİRLİKe, Toprak Mahsulleri Ofisi olarak
para aktardık. Dolayısıyla, bir, bu sorun, hepiniz de
çok iyi biliyorsunuz ki, Hükûmetin meselesi değildi, Hükûmetin
yarattığı bir mesele değildi; FİSKOBİRLİKin
bundan önceki yönetiminin aldığı ve parasını
ödemediği, piyasadan da kredi bulmadığı için bir
ödeme krizine girdiği ve 2006 yılında da alım yapamayacağının
anlaşılması üzerine, Hükûmet, bu sorunu çözmek gayesiyle,
tabiri caizse, ortadaki bu problemi kaldırmak, buna son vermek
gayesiyle bu işe Toprak Mahsulleri Ofisini, Bakanlığımızı
görevlendirdi ve biz de, iyi niyetle bütün imkânlarımızı
seferber edip, bu alanda alıma başladık ve biraz önce de
arz ettiğim gibi, dün itibariyle de, alımda 49 bin ton
alım gerçekleştirdik.
HARUN
AKIN (Zonguldak) Kaç liradan alıyorsunuz Sayın Bakan?
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
Bu bir ayda açıkladığımız fiyatlar var. 4 YTL
bizim brüt fiyatımız, bunun üzerinden değerlendirme
yapılıyor.
Şunu
da söyleyeyim; şu ana kadar
HARUN
AKIN (Zonguldak) Kaç liradan alıyorsunuz, 2,5 YTL diyorlar.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
3 doğru değil, 2,5 doğru değil; kesinlikle doğru
değil. Bizim verdiğimiz fiyat 4 YTLdir Giresun kalite
fındığa verdiğimiz. Bu, bir barem dahilinde zaten
gelişiyor. Bunu da biz icat etmedik. Elli yıldır
FİSKOBİRLİK, aynı sistemle, aynı mekanizmayla,
aynı yöntemle alıyordu. Yani, üstelik bizim aldığımız
ürüne karşı yaptığımız kesinti de minimum
düzeydedir; yüzde 5,1 civarında bir kesinti yapıyoruz. Daha
önceden, bildiğiniz gibi, FİSKOBİRLİK, geçtiğimiz
yıllarda yüzde 11,2 ilâ yüzde 15 arasında değişen
oranlarda kesinti yapıyordu. Eğer, biz, bu verdiğimiz
fiyatı onunla çarparsak, onunla hesap edersek, bizim verdiğimiz
fiyat, mesela 4 YTL, FİSKOBİRLİKin geçen yıl verdiği
4,6 YTLlik fiyata tekabül ediyor. Bunu da elimizi vicdanımıza
koyup, o şekilde değerlendirmemiz gerekiyor.
Biz,
Türkiyede kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımızın,
köylülerimizin, çiftçilerimizin, üreticilerimizin daha iyi bir
duruma gelmesi, daha yüksek bir hayat standardına sahip olması,
daha iyi bir gelir düzeyine kavuşması için de, Hükûmet olarak
her türlü gayretin içerisindeyiz. Fedakârlıkları da yapıyoruz,
bundan sonra da yapacağız; çünkü, bu çiftçi bizim, bu köylü
bizim, bu vatan bizim ve bu cumhuriyet bizim.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
UFUK
ÖZKAN (Manisa) Üzümcüyü unuttunuz Sayın Bakan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Gündem
dışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Kanun
teklifinin geri verilmesine dair bir önerge var; okutuyorum:
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.- Kastamonu
Milletvekili Hakkı Köylünün, 4926 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifini (2/429) geri aldığına ilişkin önergesi
(4/405)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
4926
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifimi (2/429) İçtüzüğün
75 inci maddesi gereğince geri almak istiyorum.
Gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim.
Hakkı
Köylü
Kastamonu
BAŞKAN
Adalet Komisyonunda bulunan teklif geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına dair 2 önerge vardır;
ayrı ayrı okutup, bilgilerinize sunacağım.
Birinci
önergeyi okutuyorum:
C) GENSORU,
GENEL GÖRÜŞME, MECLİS SORUŞTURMASI VE MECLİS
ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Konya
Milletvekili Atilla Kart ve 32 milletvekilinin, Konya Ovası
Projesindeki durum ile Akşehir ve Beyşehir Göllerindeki
çevre sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/382)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Konya
Kapalı Havzası; tarımsal ve ekonomik anlamda Türkiyenin
önemli üretim bölgelerinden biridir. Türkiyenin; tahıl üretiminin
% 10u, baklagillerden elde edilen toplam gelirin % 6.2si ve endüstriyel
mahsullerden elde edilen gelirin de % 8.5u Konyadan sağlanmaktadır.
Ancak, son yılarda kontrolsüz su kullanımı ve yeni tarım
alanlarının açılması sonucunda, havzadaki sulak
alanlar üzerinde ciddi bir tehlike oluşmuştur. Doğal
bir felaket riski söz konusudur. Buğday üretiminde % 15 seviyesinde
azalma vardır.
Konya
Kent Merkezi kuraklıktan etkilenir hale gelmiştir.
Konya
Ovası ve çevresindeki yer altı ve yer üstü su kaynaklarının
seviyelerinde büyük düşmeler vardır. Akşehir Gölünün
tamamen kuruması, Beyşehir Gölünün de su seviyesinin çok
büyük ölçüde düşmesi durumu vardır. Bu gelişmelerin
sosyal ve ekonomik anlamda büyük tahribatlar yaratması kaçınılmazdır.
Bu
duruma yol açan fiziki etkenlerin araştırılarak, kamu
yönetimleri tarafından alınması gereken önlemlerin
tespiti ve uygulamaya geçmesini sağlamak ve bu suretle kuraklaşma
ile çölleşmenin önlenmesi ve resen görülecek hususların
tespiti amacıyla;
Anayasanın
98 ve Meclis İçtüzüğünün 104-105. maddeleri gereğince;
inceleme yapılmasını ve Meclis Araştırması
açılması için gereğini arz ederiz.
1- Atilla Kart (Konya)
2- Hakkı Ülkü (İzmir)
3- Mustafa Özyurt (Bursa)
4- Ali Kemal Deveciler (Balıkesir)
5- Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
6- Ali Oksal (Mersin)
7- Haluk Koç (Samsun)
8- Ufuk Özkan (Manisa)
9- Mehmet Ziya Yergök (Adana)
10-
Necati Uzdil (Osmaniye)
11- Muharrem Toprak (İzmir)
12- Feridun Fikret Baloğlu (Antalya)
13- Nuri Çilingir (Manisa)
14- İlyas Sezai Önder (Samsun)
15- Mehmet Işık (Giresun)
16- Rasim Çakır (Edirne)
17- Nadir Saraç (Zonguldak)
18- Nurettin Sözen (Sivas)
19- Nail Kamacı (Antalya)
20- Osman Özcan (Antalya)
21- Osman Kaptan (Antalya)
22- Mustafa Özyurt (Bursa)
23- Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
24- Vezir Akdemir (İzmir)
25- Algan Hacaloğlu (İstanbul)
26- Bülent Baratalı (İzmir)
27- Atila Emek (Antalya)
28- Mehmet Vedat Melik (Şanlıurfa)
29- M. Akif Hamzaçebi (Trabzon)
30- Gürol Ergin (Muğla)
31- Mustafa Gazalcı (Denizli)
32- Mevlüt Coşkuner (Isparta)
33- Yüksel Çorbacıoğlu (Artvin)
Gerekçe:
KOP
(Konya Ovası Projeleri); İçanadoluda kuraklığı
ve sulama yetersizliğini önleyecek, bölgede üretimi asgari
şartlarda 4e-5e katlayacak boyutlarda önemli bir projedir. Bu
projenin hayata geçirilmesi konularında Başbakanlık
Makamı ve ilgili Bakanlıklara tarafımızdan muhtelif
soru önergeleri verilmiş, ancak savsaklayıcı ve tutarsız
cevaplarla olay geçiştirilmiştir.
4
yılı bulan iktidar döneminde KOP için hiçbir harcama yapmayan
AKP İktidarı, en nihayet Mavi Tünel için ihale sürecini
başlatmıştır. Bu ihalenin 2006 yılı sonunda
yapılabileceği, temel atmanın ise 2007 yılı
sonlarına kalacağı anlaşılmaktadır.
Son
yıllarda Türkiyenin tahıl ambarı olan Konya Ovasında
yağışların azalması ve bilinçsiz su tüketimi
sebebiyle kuraklık tehlikesi başlamıştır.
Kontrolsüz su kullanımı ve yeni tarım alanlarının
açılması sebebiyle, havzadaki sulak alanlar üzerinde ciddi
bir baskı oluşmuştur. Su seviyesi her yıl 1 metre
düşmekte, aşırı su çekimi sebebiyle su seviyesinde
azalmalar olmaktadır. Bu sürecin devam etmesi halinde Kuzey
Toroslardan Tuz Gölüne doğru akan yer altı sularının,
gölün su seviyesinin altında kalacağı ve Tuz Gölünden
ovaya doğru tuzlu su akışının başlayacağı
uzmanlar tarafından ifade edilmektedir. Bu gerçekleşirse,
Konya Ovasında tarım yapma imkânı tamamen sona erecektir.
Türkiye büyük bir ekonomik değerini kaybedecek, ülkemizde
buğday sıkıntısı yaşanacaktır.
Bu
sürecin sonunda 1 milyon civarında nüfusun işsiz kalması
ve sosyal patlamaların doğması kaçınılmaz hale
gelecektir.
Öte
yandan; yukarıda anlatımı yapılan süreçle
bağlantılı olarak Beyşehir ve Akşehir Göllerinde
de su çekilmesi ve çölleşme başlamış durumdadır.
Millî
Park Alanı olarak kabul edilen ve görünürde korumaya alınan
Beyşehir Gölü için, Millî Park anlayışına ve amacına
uygun olarak, yasada öngörülen düzenlemeler bugüne kadar hayata
geçirilememiştir. Gölün ekolojik dengesi bozulmuştur.
Yeterli su kaynağının olmaması ve bunun yanında
Çarşamba Kanalına bilinçsizce su akıtılması,
Isparta bölgesine kurulan 5 ayrı bölgeden motopomplarla su
alınması sonucunda; göl, yok olma riskiyle karşı
karşıya gelmiştir. Türkiyenin en büyük tatlı su
kaynağı olan gölde kirlenme ortaya çıkmıştır.
Gerekli önlemler alınmaz ise göl bu özelliğini de kaybedecektir.
Beyşehir
İlçe Tarım Müdürlüğü verilerine göre, 25 yıl önce
24 metre derinliği bulunan Beyşehir Gölünün su seviyesi,
son yıllarda 9 metreye kadar düşmüştür.
Millî
Park ve SİT alanı niteliğinde olan gölde temizlik yapılabilmesi
için 3ü Bakanlık olmak üzere 14 kurumun onay vermesi gerekmektedir.
Akşehir
Gölünde de benzer gelişmeler yaşanmaktadır.
353
km² yüzölçümünde olan Akşehir Gölü son on yılda 40 km² alana
kadar küçülmüştür. Göl çevresindeki köy ve kasabalarda yaşayanlar
10 yıl öncesine kadar geçimlerini gölden sağlarken, artık
bu imkândan mahrum hale gelmişlerdir. Balık, ıstakoz ve
kamıştan gelir sağlayan köylülerin bu kaynağı
artık yok olmuştur. Gölün derinliği 15-16 metreden 1
metreye kadar düşmüştür. Göl çevresindeki sazlık ve kamışlıklar
kurumuştur. Göçebe kuşların uğrak yeri olan göle
artık kuşlar inmez olmuş, göl çevresinde yetişen
kuşların nesli tükenmiştir.
Gölün
kurumasında yağışların azalması etken
olduğu gibi, 500ün üzerindeki derin kuyuların programsız
ve gelişigüzel bir şekilde açılması da bir diğer
etken olmuştur.
Gölün
tamamıyla kuruması halinde, patent alınan dünyaca ünlü
Akşehir Kirazı ve aromasının da nesli yok olacaktır.
Gölün
çekilmesi sonucunda kanaletler atıl hale gelmiştir.
Bu
sonuçlara yol açan etkenlerin tespiti ve değerlendirmesiyle,
alınacak idari ve yasal önlemlerin araştırılması,
bu öneri ve çözümlerin bir an evvel hayata geçirilmesini sağlamak
amacıyla, iş bu araştırma önergesinin TBMM Başkanlığına
sunulması zorunluluğu doğmuştur.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge
gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Şimdi,
ikinci önergeyi okutuyorum:
2.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun ve 28 milletvekilinin, pamuk sektörünün
sorunlarının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/383)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Ülkemiz
ekonomisine en fazla katma değeri yaratan Pamuğun, üretim
ve pazarlama sorunlarının belirlenmesi, gerekli politikaların
geliştirilerek bu sektörden geçimini sağlayan vatandaşlarımızın
mağduriyetlerinin giderilmesi ve sorunlarının yerinde
tespiti amacıyla Anayasanın 98 inci Türkiye Büyük Millet
Meclisi İçtüzüğünün 104 üncü ve 105 inci maddeleri gereğince
Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep
ederiz.
1-
Gökhan Durgun (Hatay)
2-
Mehmet Yıldırım (Kastamonu)
3-
Fuat Çay (Hatay)
4-
Adbulaziz Yazar (Hatay)
5-
İsmet Atalay (İstanbul)
6-
Mehmet Boztaş (Aydın)
7-
Uğur Aksöz (Adana)
8-
Gürol Ergin (Muğla)
9-
Yavuz Altınorak (Kırklareli)
10-
Şevket Arz (Trabzon)
11-
Mehmet Parlakyiğit (Kahramanmaraş)
12-
Hüseyin Bayındır (Kırşehir)
13-
Ahmet Yılmazkaya (Gaziantep)
14-
Atila Emek (Antalya)
15-
Nail Kamacı (Antalya)
16-
Yılmaz Kaya (İzmir)
17-
Tuncay Ercenk (Antalya)
18-
Halil Akyüz (İstanbul)
19-
Erdal Karademir (İzmir)
20-
Mehmet Işık (Giresun)
21-
Nuri Çilingir (Manisa)
22-
İlyas Sezai Önder (Samsun)
24-
Enis Tütüncü (Tekirdağ)
25-
Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
26-
Ali Oksal (Mersin)
27-
Hüseyin Ekmekcioğlu (Antalya)
28-
Kâzım Türkmen (Ordu)
29-
Necati Uzdil (Osmaniye)
30-
Osman Özcan (Antalya)
Gerekçe:
Pamuk
tarımının yapılması çok eski dönemlere rastlayan
ve lifi işlenen ilk bitkidir. Günümüzde 69 ülkede tarımı
yapılan pamuk, gerek lifi gerekse çiğidinden elde edilen
yağı ve diğer yan ürünleriyle ekonomik değeri çok
yüksek olan bir bitkidir. Pamuk; lifinin doğal oluşu, teri
absorbe edişi, ısıtılıp kaynatıldığında
diğer liflere göre sağlam kalışı, statik elektriği
daha az iletmesi, hava geçirgenliği ve hijyenik özellik taşıma
avantajları diğer ürünlere nazaran daha çok tercih edilen
bir tekstil hammaddesidir. Pamuk, diğer kullanım alanlarıyla
da ülkemiz ve dünya tarımında, sanayisinde ve ticaretinde
önemli bir konuma sahip tarım ürünüdür.
Pamuk
dünyada ve ülkemizde bu kadar stratejik bir ürün olmasına karşın,
ülkemizde yıllardır uygulanan yanlış tarım
ve ithalat politikaları sonucu hak ettiği yeri bulamamıştır.
Tekstilcilerimizin pamuk ithal etmek için aldığı düşük
faizli dış krediler ülkemiz pamuğuna karşı
olan talebin azalmasına yol açmıştır. Bunun yanında
çiftçiye verilen taban fiyatın düşük olmasına karşın,
girdi fiyatlarının yüksek olması çiftçilerimizin
her yıl sezonu zararla kapatmasına yol açmış ve bunun
sonucu; çiftçilerimiz pamuk üretmekte kullandığı
alet, makine teçhizatının düzenini bozarak bu ürünü yetiştirmekten
vazgeçmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Bir
zamanların pamuk ambarı olan Çukurovada 1998 yılında
175 bin hektar olan ekim alanı 2005te 90 bin hektara inmiştir.
Bu rakam Antalyada 17 bin hektardan 3.400 hektara, Ege Bölgesinde
252 bin hektardan 126 bin hektara kadar düşmüştür. 1,6 milyon
ton lif pamuk ihtiyacı olan Türkiye 2002 yılında 983 bin
ton olan üretimini 2005 yılında 856 bin tona kadar düşürmüştür.
Dünyanın en büyük yedinci pamuk üreticisi olan Türkiye, 1998
yılında Ege, Güneydoğu Anadolu, Çukurova ve Antalya
yöresinde toplam 757 bin hektar alanda ekim yaparken, dünya ekim alanlarının
yüzde 11 artış gösterdiği 2005 yılında bu rakamı
533,4 bin hektara kadar düşürmüştür. Bunun karşısında
aynı yıl Mısırda yüzde 47,5; Pakistanda yüzde 43,
Hindistanda yüzde 36lık bir artış kaydedilmiştir.
Bugün, 856 bin tonluk üretimine karşın gelişmiş
tekstil sanayisi nedeniyle 1,6 milyon ton pamuk ihtiyacı olan
Türkiye, kalan kısmını da ithalat yoluyla ABD ve Yunanistandan
karşılamak mecburiyetindedir. Bu durum ülkemizi pamuk
üretiminde her türlü imkâna sahip olmasına karşın kendi
öz kaynaklarından faydalanmayıp, ülkemizi dışa
bağımlı bir hale getirmektedir.
Türkiyede
uygulanan sağlıksız tarım politikaları, geçimini
tarımdan sağlayan ve ülke nüfusunun yüzde 40ını
oluşturan üreticilerin yoksullaşmasına, ülke gelirlerinin
azalmasına ve stratejik tarım ürünlerinde dışa bağımlılığa
neden olmaktadır. Sonuçta, ihracatın lokomotifi konumundaki
tekstil sektörünün hammaddesi olan pamuk yerine çiftçilerimiz
buğday, mısır ve nar gibi başka tarım ürünleri
yetiştirmeye başlamışlardır.
Pamuk
üreticisi çiftçimizin yaşadığı bu sorunlar sadece
çiftçimizi değil ülkemizin gelirlerini, sanayicimizi ve
alın teri ile geçimini sağlayan yüz binlerce tarım
işçimizi de şiddetli bir şekilde etkilemektedir. Bu
sebeplerden dolayı pamukta yaşanan sorunların yerinde
tespiti ve çözümü amacıyla bu önerge verilmiştir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge
gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki öngörüşmeler, sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Sayın
milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
IV.- KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.- Çanakkale
Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim Köşderenin,
Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı Kanununa Geçici
Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu İhale Kanununa
Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi) ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN
1inci sırada yer alan Kanun Teklifinin geri alınan maddeleriyle
ilgili komisyon raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini
erteliyoruz.
2nci
sırada yer alan, Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve
Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
2.- Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/1030) (S. Sayısı:
904)
BAŞKAN
Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü
sırada yer alan, Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım,
Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Tohumculuk
Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı: 662)
(x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
4üncü
Birleşimde, birinci bölümde yer alan 11inci maddeyi oylamış
ve kabul etmiştik.
Şimdi,
12nci maddeyi okutuyorum:
Ceza
hükümleri
MADDE
12. -
BAŞKAN
Evet, madde üzerinde 3 adet önerge vardır.
Önergeleri
önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra
aykırılıklarına göre de işleme alacağım.
İlk
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 662 sıra sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının
12nci maddesinin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında
geçen lira ibarelerinin Yeni Türk Lirası ibaresi olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
(x)
662 S.Sayılı Basmayazı 4/10/2006 tarihli 3üncü
Birleşim Tutanağına eklidir.
BAŞKAN
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının 12
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M.
Mesut Özakcan Osman Kaptan
Balıkesir
Aydın
Antalya
A.
Kemal Kumkumoğlu Ahmet
Yılmazkaya Sedat Pekel
İstanbul
Gaziantep Balıkesir
Ceza
hükümleri
Madde
12. 4 üncü madde gereğince kayıt altına alınan
çeşitlere ait tohumlukları;
a)
Sertifikasyon işlemine tâbi tutulmadan ve standart tohumluk
şartlarına uygun olarak kontrol edilip tohumluk analiz raporu
alınmadan,
b)
Bakanlıkça belirlenmiş asgarî tohumluk standardının
altına düşürülmüş olarak veya tağşiş edilerek,
c)
Yönetmeliğe uygun şekilde ambalajlamadan veya etiketlemeden
ya da taklit ambalajlar veya taklit etiketlerle isim ve marka taklidi
yaparak veya isim ve marka dışında da olsa iltibasa mahal
verecek şekilde ibareler kullanarak,
d)
Yönetmeliğine uygun hazırlandığı ve ilaçlandığı
bilindiği halde, amacı dışında yemlik veya yemeklik
olarak,
e)
Sertifika işlemine tâbi tutulmadığı veya kontrol
edilmediği hâlde, sertifikalandırılmış veya
kontrol edilmiş gibi göstererek,
f)
Çeşidin kayıt altına alınmasında belirlenen
niteliklere uygun olmayacak şekilde yanıltıcı
tanıtım ve reklam yaparak,
Satanlar,
dağıtanlar, satışa ve dağıtıma arz
edenler veya şahsî ihtiyacından fazlasını ticarete
konu olacak kadar elinde bulunduranlara on milyar lira idarî para
cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde beş yıl süreyle
faaliyetten men edilir. Bu tohumluklara
Bakanlık tarafından el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine
sulh ceza mahkemesince karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların
imha edilmesine karar verildiği takdirde, imha işlemi
masrafları bu fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıktan
yetki almadan tohumluk yetiştiren, işleyen, satışa
hazırlayan, dağıtan veya satan kişi veya kuruluşlara,
on milyar lira idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde
para cezası iki kat olarak uygulanır. Bu tohumluklara Bakanlık
tarafından el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine
sulh ceza mahkemesince karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların
imha edilmesine karar verildiği takdirde, imha işlemi
masrafları bu fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıkça
gerekli izni verilmeyen ve kontrolleri yapılmayan tohumlukları,
ithal ve ihraç edenler ile ithal ve ihraç işlemlerinde gerçeğe
aykırı bilgi ve belge verenler veya belgeler üzerinde tahrifat
yaptıkları tespit edilenlere, yirmi beş milyar lira
idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde beş
yıl süreyle faaliyetten men edilir. Bu tohumluklara Bakanlık
tarafından el konulur ve bu tohumlukların
müsaderesine sulh ceza mahkemesince karar verilir. Müsadere edilen
tohumlukların imha edilmesine karar verildiği takdirde,
imha işlemi masrafları bu fiilleri işleyenlere ait
olmak üzere, Bakanlık tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıkça
belirlenen tohumluk özel üretim alanları sınırları
içerisinde kurallara uymadan tohumluk veya bitkisel ürün yetiştiren
kişilere üç milyar lira idarî para cezası verilir. Bu ekilişler,
masrafları üretimi yapanlara ait olmak üzere, Bakanlıkça
söktürülür ve gerektiğinde imha edilir.
Bu
maddede belirtilen idarî para cezaları, o yerin en büyük mülkî
amiri tarafından verilir. Verilen idarî para cezalarına
dair kararlar ilgililere,
11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine
göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden
itibaren en geç on gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini
durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz,
zaruret görülmeyen hâllerde evrak üzerinde inceleme yapılarak
en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre
verilen idarî para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı
Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre tahsil olunur.
BAŞKAN
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının 12
nci maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan Osman Kaptan
Balıkesir Aydın Antalya
A.
Kemal Kumkumoğlu Ahmet
Yılmazkaya
İstanbul Gaziantep
Ceza hükümleri
Madde 12. 4 üncü madde gereğince
kayıt altına alınan çeşitlere ait tohumlukları;
a) Sertifikasyon işlemine
tâbi tutulmadan ve standart tohumluk şartlarına uygun olarak
kontrol edilip tohumluk analiz raporu alınmadan,
b) Bakanlıkça belirlenmiş
asgarî tohumluk standardının altına düşürülmüş
olarak veya tağşiş edilerek,
c) Yönetmeliğe uygun şekilde
ambalajlamadan veya etiketlemeden ya da taklit ambalajlar veya
taklit etiketlerle isim ve marka taklidi yaparak veya isim ve marka
dışında da olsa iltibasa mahal verecek şekilde
ibareler kullanarak,
d) Yönetmeliğine uygun hazırlandığı
ve ilaçlandığı bilindiği halde, amacı dışında
yemlik veya yemeklik olarak,
e) Sertifika işlemine tâbi
tutulmadığı veya kontrol edilmediği hâlde, sertifikalandırılmış
veya kontrol edilmiş gibi göstererek,
f) Çeşidin kayıt altına
alınmasında belirlenen niteliklere uygun olmayacak
şekilde yanıltıcı tanıtım ve reklam yaparak,
Satanlar, dağıtanlar, satışa
ve dağıtıma arz edenler veya şahsî ihtiyacından
fazlasını ticarete konu olacak kadar elinde bulunduranlara
on milyar lira idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde
beş yıl süreyle faaliyetten men edilir. Bu tohumluklara Bakanlık
tarafından el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine
sulh ceza mahkemesince karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların
imha edilmesine karar verildiği takdirde, imha işlemi
masrafları bu fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıktan yetki almadan tohumluk
yetiştiren, işleyen, satışa hazırlayan, dağıtan
veya satan kişi veya kuruluşlara, on milyar lira idarî para
cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezası
iki kat olarak uygulanır. Bu tohumluklara Bakanlık tarafından
el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine sulh ceza mahkemesince
karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların imha edilmesine
karar verildiği takdirde, imha işlemi masrafları bu
fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilir.
Bakanlıkça gerekli izni verilmeyen
ve kontrolleri yapılmayan tohumlukları, ithal ve ihraç
edenler ile ithal ve ihraç işlemlerinde gerçeğe aykırı
bilgi ve belge verenler veya belgeler üzerinde tahrifat yaptıkları
tespit edilenlere, yirmi beş milyar lira idarî para cezası
verilir. Fiilin tekrarı halinde beş yıl süreyle faaliyetten
men edilir. Bu tohumluklara Bakanlık tarafından el konulur
ve bu tohumlukların müsaderesine sulh ceza mahkemesince karar
verilir. Müsadere edilen tohumlukların imha edilmesine karar
verildiği takdirde, imha işlemi masrafları bu fiilleri
işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıkça belirlenen tohumluk
özel üretim alanları sınırları içerisinde kurallara
uymadan tohumluk veya bitkisel ürün yetiştiren kişilere
üç milyar lira idarî para cezası verilir. Bu ekilişler, masrafları
üretimi yapanlara ait olmak üzere, Bakanlıkça söktürülür ve
gerektiğinde imha edilir
Bu maddede belirtilen idarî para
cezaları, o yerin en büyük mülkî amiri tarafından verilir.
Verilen idarî para cezalarına dair kararlar ilgililere,
11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine
göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden
itibaren en geç onbeş gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz
edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini
durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz,
zaruret görülmeyen hâllerde evrak üzerinde inceleme yapılarak
en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre
verilen idarî para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı
Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre tahsil olunur.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bu önerge maddeye en aykırı önerge olduğundan, şimdi,
bunu işleme alıyorum.
Sayın Komisyon, katılıyor
musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet, katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge sahiplerinden
Gerekçeyi okutayım mı
efendim?
SEDAT PEKEL (Balıkesir) Sayın
Başkan, ben konuşacağım.
BAŞKAN Konuşacak
mısınız Sayın Pekel?
SEDAT PEKEL (Balıkesir)
Evet
BAŞKAN Buyurun Sayın Pekel.
İmzanız yokmuş ama
SEDAT PEKEL (Balıkesir) Var
efendim
12nci maddede var
BAŞKAN Bunda yok efendim.
Efendim, Sayın Pekel, size söz
veremiyorum; bunda yok, diğerinde var.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Gerekçe
okunsun efendim.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Kanun Tasarısının 12
nci maddesinin son fıkrasında yer alan yedi gün ibaresi
onbeş gün olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 12nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Ceza hükümleri
Madde 12. 4 üncü madde gereğince
kayıt altına alınan çeşitlere ait tohumlukları;
a) Sertifikasyon işlemine
tâbi tutulmadan ve standart tohumluk şartlarına uygun olarak
kontrol edilip tohumluk analiz raporu alınmadan,
b) Bakanlıkça belirlenmiş
asgarî tohumluk standardının altına düşürülmüş
olarak veya tağşiş edilerek,
c) Yönetmeliğe uygun şekilde
ambalajlamadan veya etiketlemeden ya da taklit ambalajlar veya
taklit etiketlerle isim ve marka taklidi yaparak veya isim ve marka
dışında da olsa iltibasa mahal verecek şekilde
ibareler kullanarak,
d) Yönetmeliğine uygun hazırlandığı
ve ilaçlandığı bilindiği halde, amacı dışında
yemlik veya yemeklik olarak,
e) Sertifika işlemine tâbi
tutulmadığı veya kontrol edilmediği hâlde, sertifikalandırılmış
veya kontrol edilmiş gibi göstererek,
f) Çeşidin kayıt altına
alınmasında belirlenen niteliklere uygun olmayacak
şekilde yanıltıcı tanıtım ve reklam yaparak,
Satanlar, dağıtanlar, satışa
ve dağıtıma arz edenler veya şahsî ihtiyacından
fazlasını ticarete konu olacak kadar elinde bulunduranlara
on milyar lira idarî para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde
beş yıl süreyle faaliyetten men edilir. Bu tohumluklara Bakanlık
tarafından el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine
sulh ceza mahkemesince karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların
imha edilmesine karar verildiği takdirde, imha işlemi
masrafları bu fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık
tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıktan yetki almadan tohumluk
yetiştiren, işleyen, satışa hazırlayan, dağıtan
veya satan kişi veya kuruluşlara, on milyar lira idarî para
cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezası
iki kat olarak uygulanır. Bu tohumluklara Bakanlık tarafından
el konulur ve bu tohumlukların müsaderesine sulh ceza mahkemesince
karar verilir. Müsadere edilen tohumlukların imha edilmesine
karar verildiği takdirde, imha işlemi masrafları bu
fiilleri işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık tarafından
gerçekleştirilir.
Bakanlıkça gerekli izni verilmeyen
ve kontrolleri yapılmayan tohumlukları, ithal ve ihraç
edenler ile ithal ve ihraç işlemlerinde gerçeğe aykırı
bilgi ve belge verenler veya belgeler üzerinde tahrifat yaptıkları
tespit edilenlere, yirmi beş milyar lira idarî para cezası
verilir. Fiilin tekrarı halinde beş yıl süreyle faaliyetten
men edilir. Bu tohumluklara Bakanlık tarafından el konulur
ve bu tohumlukların müsaderesine sulh ceza mahkemesince karar
verilir. Müsadere edilen tohumlukların imha edilmesine karar
verildiği takdirde, imha işlemi masrafları bu fiilleri
işleyenlere ait olmak üzere, Bakanlık tarafından gerçekleştirilir.
Bakanlıkça belirlenen tohumluk
özel üretim alanları sınırları içerisinde kurallara
uymadan tohumluk veya bitkisel ürün yetiştiren kişilere
üç milyar lira idarî para cezası verilir. Bu ekilişler, masrafları
üretimi yapanlara ait olmak üzere, Bakanlıkça söktürülür ve
gerektiğinde imha edilir.
Bu maddede belirtilen idarî para
cezaları, o yerin en büyük mülkî amiri tarafından verilir.
Verilen idarî para cezalarına dair kararlar ilgililere,
11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine
göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden
itibaren en geç on gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir.
İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini
durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz,
zaruret görülmeyen hâllerde evrak üzerinde inceleme yapılarak
en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna göre
verilen idarî para cezaları, 21.7.1953 tarihli ve 6183 sayılı
Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine
göre tahsil olunur.
BAŞKAN Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bazı arkadaşlarımız, zannediyorum, söz isteği
ya da soru sormak için cihaza girmiş durumdalar. Biliyorsunuz,
soruları ikinci bölüme geçildiği anda sorma hakkı doğuyor.
O bakımdan, arkadaşlarımızın şu anda cihaza
girmesine gerek yok.
Sayın Pekel, önerge sahibi
olarak buyurun efendim.
Süreniz beş dakikadır.
SEDAT PEKEL (Balıkesir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; söz aldığım
değişiklik önergesiyle ilgili görüşlerime geçmeden
önce, yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, tohum,
bitkisel üretimde verimi artırmanın en önemli unsuru gibi
görünse de, üretimi artırmanın yolu, tüm girdilerin en iyi
şekilde ve en ekonomik biçimde çiftçiye sunulmasıyla mümkündür.
Nüfusumuzun yüzde 35inin geçimini sağladığı tarım
sektörüne baktığımızda, desteklemelerin ulusal
gelirin yüzde 3ünden binde 7sine gerilediğini, örgütlenmenin
zayıflatıldığını, tarımın özellikle
son üç yılda net ithalatçı konumuna getirildiğini,
tohum, mazot, gübre, ilaç gibi girdi fiyatlarının günbegün
arttığını, hızlı bir şekilde istihdam
kayıplarının yaşandığını görmekteyiz.
AKP İktidarı döneminde üreticinin yoksulluğuna yoksulluk
katılmıştır.
Değerli milletvekilleri, bakınız,
her türlü meyve, sebzenin yetiştirildiği, çeltik, buğday,
ayçiçeği, zeytin, domates üretiminin yapıldığı,
tarım ve tarıma dayalı sanayisiyle Balıkesir
ilimiz ve başta Bandırma, Gönen, Manyas, Susurluklu olmak
üzere, diğer ilçelerimizdeki üreticilerimiz mağduruz
diye feryat etmektedirler. Buğday üreticisi mağdur; çünkü,
buğday için Hükûmetin belirlemiş olduğu 37 yeni kuruşluk
fiyat, bunun dışında, TMO alım merkezlerinin birçoğunun
kapatılmış olması, açık olanların da bin
bir zorluk çıkarması, çiftçimizi zorunlu olarak tüccara
yöneltmiştir. Bu nedenle fiyat 25 yeni kuruş olarak gerçekleşmiş
ve çiftçimiz önemli ölçüde zarar etmiştir. Aynı durum, aynı
şartlar arpa için de geçerlidir.
Sayın milletvekilleri, bölgemizin
önemli çeltik üretimi Manyas ve Gönen ilçelerinde gerçekleştirilmektedir.
Çeltiğin kilogram maliyeti 75 yeni kuruş civarındadır.
Hasadın başladığı günlerde 1 YTL olan fiyatlar,
bugünlerde 68 yeni kuruşa kadar gerilemiştir. Üretici,
bırakın kâr etmeyi, maliyetini bile karşılayamamaktadır.
Öte yandan, TMOnun 76 yeni kuruşluk
fiyatı çeltiğin maliyetiyle başa baştır. Üreticimiz
keşke TMO fiyat açıklamasaydı diyerek, umutsuzluğunu
dile getirmektedir. TMO, yanlış politikalar nedeniyle,
artık, çiftçinin kara gün dostu değildir; Dünya fiyatları
aldatmacası adı altında, maalesef, IMF dostu olmuştur.
Üreticimiz, 30 Eylülde ödemesi gereken motorin ve gübre borcunu
ödeyememiş, icra kıskacı altında çaresiz beklemektedir.
Bununla birlikte, ülkemize, Mısır, Hindistan, Pakistan ve
ABDden gelen çeltik, iç piyasada yerli çeltiğimizin fiyatının
düşmesine neden olmakta, hatta, bölgemizde üretilen baldo tipi
pirince tüccarlar tarafından yüzde 20 oranında karıştırılarak
üretimin de kalitesi düşürülmektedir.
Değerli milletvekilleri,
çeltik üretimi, bilindiği gibi, tamamen suya dayalıdır.
Manyas Gölüne hayat veren Kocaçay, kuraklık nedeniyle kuruma
noktasına gelmiş, üretici bu nedenle büyük bir sıkıntı
yaşamıştır. Oysa, bölgeye hayat verecek, 32.368
hektar tarım alanının sulanmasını sağlayacak
Manyas Barajı, söz verildiği gibi, bu yıl işlevsel
hale getirilseydi üretici rahat bir nefes alacaktır; ancak,
Manyas Barajında henüz su tutulmadığı gibi, çalışmaların
Kasım, hatta, Aralık aylarına sarkması beklenmektedir.
Bununla birlikte, Manyas Ovasının sulaması için gereken
ödenek 12,5 milyon YTLdir ve bu ödenek henüz tahsis edilmediği
için ihaleye çıkılamamıştır. Görüldüğü
gibi çiftçimize verilen sözler tutulmamış, üreticimiz perişan
edilmiştir.
Değerli milletvekilleri, tarımı
bitiren, çay üreticisini, narenciye üreticisini, fındık
üreticisini, çeltik, buğday, domates, pancar üreticisini feryat
ettiren AKP Hükûmeti, gözünü bu kez de zeytincimize dikmiştir. Marmarabirlikin
zeytin alım kampanyasında bu yıl ilk kez açıkladığı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Efendim, son cümlenizi
alayım lütfen.
SEDAT PEKEL (Devamla)
gerçek
avans fiyatları, ne yazık ki, üreticinin beklentisini karşılamamıştır.
Avans barem fiyatları geçen yılın fiyatlarının
neredeyse yarısı kadardır. Geçen yıl 4 YTL olan Gemlik
tipi zeytinin bu yılki fiyatı 2,5 YTLdir. Bu fiyatlar karşısında
Erdek, Edincik, Marmara, Gemlik, Mudanya, Mürefte ve Orhangazide
örgütlenen Marmarabirlike kayıtlı 32.235 zeytin üreticimiz,
IMF direktifleriyle yoksulluk ve açlığa mahkûm edilecektir.
Sayın milletvekilleri, ne yazık
ki, AKP Hükûmeti, tarımın Türkiye için ne kadar önemli olduğunu
bilmemektedir ve bu tablonun değişmesi için de ciddi anlamda
bir çaba içerisinde olmadığını görüyoruz. Hükûmetin
bakanlarının ve milletvekillerinin anlattığı
gibi pembe olmayan, gerçekten kara, kapkara olan bu tablonun değiştirilmesi
için önünüzde bir fırsat var. 2007 politikalarının belirlendiği
ve bütçenin şekilleneceği şu günlerde, IMF baskıları
altında ezilen çiftçimizin rahat bir nefes alması için AKP
Hükûmetinin gayret sarf edeceğini hâlâ umuyorum. Sözlerimi bitirirken
de yüce Heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Pekel.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Karar
yeter sayısı
BAŞKAN Affedersiniz efendim.
Şimdi, biraz önce gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunacağım;
ancak, karar yeter sayısı istenmiştir, karar yeter sayısı
da arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı bulunamamıştır,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 14.21
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.38
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 12nci maddesi
üzerindeki ikinci önergenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi, ikinci önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
İkinci önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir
ve karar yeter sayısı vardır.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte 662 sıra sayılı
Tohumculuk Yasa Tasarısının 12nci maddesinin ikinci,
üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkralarında geçen lira
ibarelerinin Yeni Türk Lirası ibaresi olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu maddede yer alan idarî para cezalarının
yapılan yeni değişikliğe uygun olarak YTL cinsinden
düzenlenmesi hedeflenmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
13üncü maddeyi okutuyorum:
Hükmün ilanı
MADDE 13.-
BAŞKAN Madde üzerinde 2 önerge
vardır. Önergeleri geliş sırasına göre okutuyorum
ve aykırılığa göre işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 13. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Mehmet Mesut
Özakcan Osman Kaptan
Balıkesir Aydın Antalya
Ahmet
Yılmazkaya Ali Kemal Kumkumoğlu Orhan Sür
Gaziantep İstanbul Balıkesir
Hükmün ilanı
Madde 13. Tohumlukların müsaderesine
ilişkin dava sonucunda haklı çıkan tarafın menfaatinin
veya haklı bir sebebin bulunması hâlinde, masrafları
karşı tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş kararın
günlük gazete, elektronik ortam veya benzeri vasıtalarla tamamen
veya özet olarak ilan edilmesini talep etme hakkı vardır.
İlanın şekli ve kapsamı ile ceza veya tazminat bedeli
ile orantılı olarak tayin edilecek ilan bedeli kararda belirlenir.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 13. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Mehmet Mesut
Özakcan Osman Kaptan
Balıkesir Aydın Antalya
Ahmet
Yılmazkaya Orhan
Sür Ali Kemal Kumkumoğlu
Gaziantep Balıkesir İstanbul
Hükmün ilanı
Madde 13. Tohumlukların müsaderesine
ilişkin dava sonucunda haklı çıkan tarafın menfaatinin
veya haklı bir sebebin bulunması hâlinde, masrafları
karşı tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş kararın
günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak
ilan edilmesini talep etme hakkı vardır. İlanın
şekli ve kapsamı ile ceza veya tazminat bedeli ile orantılı
olarak tayin edilecek ilan bedeli ve diğer hususlar kararda belirlenir.
BAŞKAN Bu önerge en aykırı
önerge olduğu için işleme alıyorum ve Sayın Komisyona
soruyorum: Katılıyor musunuz efendim?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Konuşacağım
efendim.
BAŞKAN Sayın Sür, buyurun.
Balıkesir Milletvekilimiz
Sayın Orhan Sür söz istedi önerge sahibi olarak.
Buyurun.
Süreniz beş dakika efendim.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlarım; vermiş olduğumuz değişiklik
önergesi hakkında söz almış bulunuyorum; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Çok değerli arkadaşlarım,
sanırım sizin Türkiyeniz farklı bizim Türkiyemiz farklı,
sizin köylünüz farklı bizim köylümüz farklı. Biz, köye gittiğimizde,
köylünün yok olduğunu görüyoruz. Biz, köye gittiğimizde,
köylünün nasıl ağladığını görüyoruz.
Ama, bu kürsüye İktidar Partisinden birileri çıktığında,
her şey tozpembe.
Şimdi, burada konuşmak
ile uygulama çok farklı. Televizyon ekranlarında konuşmak
ile uygulamalar çok farklı. Bakın, ben size bir şey söyleyeyim:
Bu Meclis 22nci Dönem toplandığında, Sayın Başbakan
çıktı, dedi ki: Ey milletvekilleri, ey bakanlar, size buradan
sesleniyorum: Ramazanlarda, dört yıldızlı otellerde,
beş yıldızlı otellerde iftar yemeklerinde sizi
görmeyeceğim.
CAHİT CAN (Sinop) Doğru
söylemiş.
ORHAN SÜR (Devamla) Şimdi
ben Sayın Bakanıma soruyorum: Bu akşam Dedeman Otelinde
vereceğiniz iftar yemeğinin parasını, acaba,
devlet mi ödeyecek, Bakanlık mı ödeyecek, cebinizden mi ödeyeceksiniz?
Buradan sormak istiyorum.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Vay vicdansız! Bu nasıl vicdan be!
ORHAN SÜR (Devamla) Şimdi,
Sayın Bakan, burada, sadece 2006 yılında köylüyü destekleyebilmek
için 280 trilyon lira kaynak aktarıldığını söyledi.
Acaba, bu 280 trilyon lira içinden Edremit Körfezinin zeytincisinin
payına hiç para düşmedi mi?
Değerli arkadaşlarım,
bundan önceki hükûmetler, hatta bu Hükûmet bile, Edremit Zeytin Zararlılarıyla
Mücadele Birliğine ilaç yardımı yapıyordu, 350
milyar lira civarında bir ilaç yardımı yapıyordu.
Birlik de, yaklaşık 1 trilyon lira üzerine para ekleyip,
uçaklarla bu ilacı atıyordu ve ülkeye yaklaşık 90
trilyon liralık bir kaynak elde ediliyordu ilaçlamanın sonucunda.
Önceki bakanlarımız bunu verdi. Geçen sene, Sayın Bakanımız,
bu 350 milyarı 50 milyar olarak verdi, bu sene hiç vermedi. Acaba,
bu 280 trilyonun içinden Edremit zeytincisinin payı yok mu Sayın
Bakanım? Ben bunu sizden öğrenmek istiyorum.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Dedemana ayrılmış!
ORHAN SÜR (Devamla) Tabii, zeytin
dediğimiz zaman, zeytini sadece bir tarımsal ürün olarak
değil, bir de zeytinin sanayicisi var. Zeytinciyi koruyacağız
derken, zeytin sanayicisini de korumamız lazım. Elbette,
çevre için de duyarlı olmamız lazım.
Şimdi, zeytin bölgelerindeki
arkadaşlarımız gayet iyi bilirler, çevreye duyarlı
olan her vatandaş zeytinden zeytinyağı çıkarılırken
çıkan kara suyun çevreyi ne denli kirlettiğini bilir ve bizim
çiftçimiz de, bizim sanayicimiz de aslında bu konuda duyarlı,
bir çözüm arayışı içinde.
Şimdi, Mart 2006da Çevre ve Orman
Bakanlığımız zeytinyağı işleyen tesislerimize
bir yazı gönderdi. Tehdit ediyor, diyor ki: 3 tane seçenek var,
bunun bir tanesini yaşama geçirin. Bunu yaşama geçirmezseniz
size şöyle ceza yazarım, şunu uygularım, bunu uygularım.
Nedir önerdikleri? Bir tanesi buharlaştırma havuzları.
Peki, buharlaştırma havuzları bugüne kadar uygulanmış
mı? Evet uygulanmış. Başarılı sonuç elde
edilmiş mi? Maalesef, kesinlikle böyle bir başarılı
sonuç yok. Bugüne kadar buharlaştırma havuzlarıyla
bu sorunu çözmeye çalışan sanayicimiz, şimdi,
başka çözümler aramakla meşgul.
İkinci öneri ne? İki fazlı
sistem. Şimdi, değerli arkadaşlarım, önce, iki fazlı
sistem için yeterli pirina fabrikamız yok. Ayrıca, pirina
fabrikaları, iki fazlı sistemden gelen pirinayı kullanmak
istemiyorlar, ekonomik bulmuyorlar. Çünkü, bu sistemden gelen pirinayı
kullanabilmeleri için önce pirinanın içindeki suyu buharlaştırmaları
gerekiyor. Bu da ekonomik değil. Ayrıca, Avrupa Birliğine
gireceğiz diyoruz ve Avrupa Birliğine gireceksek, Avrupa
Birliği, buharlaştırma sonucu ortaya çıkan organik
maddelerin çevreye zararlı olduğunu açık açık ifade
ediyor. Şimdi, Bakanlığımız, bunları uygulayın
diyor.
Peki, üçüncü öneri nedir? Üçüncü
öneri kara suyun arıtılması. Bu konuda yıllardır
çalışmalar var. Önce, Balıkesir Üniversitesi ile Edremit
Ticaret Odası bir çalışma başlattı. Son dönemde
Zeytinli Belediyesi ile İzmir Ege Üniversitesinden bir uzman
arkadaşımızın yaptığı ortak çalışma
var. Bayağı yol aldılar, kara suyu arıtabilmek
için ciddi çalışmalar yaptılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Efendim, konuşmanızı
lütfen tamamlayın.
ORHAN SÜR (Devamla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Son çalışmalarında,
geçen yılki çalışmalarında, bu kara suyu kanalizasyona
verebilecek seviyeye kadar düşürdüler. Şimdi, Membran
Prosesi de ekleyerek bunu doğaya verebilecek bir noktaya
doğru çekiyorlar.
29-30 Mart 2006 tarihinde yapılan
zeytin kara suyunun bertaraf çözüm önerileri toplantısına
Çevre ve Orman Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı, Edremit Körfez Belediyeler Birliği,
Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Balıkesir Üniversitesi,
İstanbul Teknik Üniversitesi, TÜBİTAK, Uludağ Üniversitesi,
Ege Bölgesi Sanayi Odası uzmanları katıldılar ve
bir bilim kurulu kurdular.
Bu Bilim Kurulu, bu sene zeytin sezonunun
başlangıcında, 4 Kasımda, dünyadaki bu konuda iddialı
olan bütün sistem sahiplerini Edremite, Zeytinlike davet ediyor.
Orada bu sistemler bizzat yerinde uygulamalı olarak incelenecek
ve hangisinin bu işi daha iyi yaptığı, hangisinin
kullanılması gerektiği konusunda bir bilim kurulu
raporu verilecek.
Şimdi, bu Bilim Kurulu raporu
beklenmeden Çevre Bakanlığımızın sanayicimize
baskı yaparak diğer sistemleri kurdurmaya çalışmasının
ben pek doğru bir davranış olduğuna inanmıyorum.
Boşuna kaynak aktarımı olacaktır, boşuna harcama
olacaktır, sanayicimiz gerçekten güç durumda kalacaktır.
Bence, bu Bilim Kurulunun çalışması beklenmeli, Bilim
Kurulunun bizzat zeminde gördüğü uygulamalar sonucunda önereceği
projenin hem Balıkesirin zeytin bölgelerinde hem ülkemizin
diğer zeytin bölgelerinde uygulanması için Çevre Bakanlığımız
destek olmalıdır diyorum.
Bu duygularla yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Sür.
Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı kanun tasarısının 13 üncü maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Hükmün ilanı
Madde 13.- Tohumlukların müsaderesine
ilişkin dava sonucunda haklı çıkan tarafın menfaatının
veya haklı bir sebebin bulunması hâlinde, masrafları
karşı tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş kararın
günlük gazete elektronik ortam veya benzeri vasıtalarla tamamen
veya özet olarak ilan edilmesini talep etme hakkı vardır.
İlanın şekli ve kapsamı ile ceza veya tazminat bedeli
ile orantılı olarak tayin edilecek ilan bedeli kararda belirlenir.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tasarısının
13 üncü maddesine günlük gazete ibaresinden sonra gelmek üzere
elektronik ortam ibaresi eklenmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
14üncü maddeyi okutuyorum:
İstisna
MADDE 14.-
BAŞKAN Bunda 3 önerge var.
Önergeleri geliş sırasına göre okutup aykırılığına
göre işleme alacağım.
Birinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının 14 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
Madde 14.- İhracat amacıyla
ithal edilip üretilen bitkisel ürün veya tohumluklarda kayıt
altına alınma şartı aranmaz. Bu madde kapsamındaki
bitkisel ürünlerin ticareti Bakanlıkça belirlenen usul ve
esaslara göre düzenlenir. Ayrıca, ticarete konu olmamak ve
şahsi ihtiyaç miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla,
çiftçiler arasında yapılacak tohumluk mübadeleleri ile
deneme ve denetim amacıyla kullanılan ve miktarları
Bakanlıkça belirlenen tohumluklar bu Kanun hükümlerinden müstesnadır.
BAŞKAN İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 14. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan Mehmet Yıldırım
Gaziantep Antalya Kastamonu
Halil
Ünlütepe
Afyonkarahisar
İstisna
Madde 14.- İhracat amacıyla
üretilen tohumluklarda, kayıt altına alma şartı
aranmaz. Ayrıca, ticarete konu olmamak ve şahsî ihtiyaç
miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla, çiftçiler
arasında yapılacak tohumluk mübadeleleri ile deneme ve
denetim amacıyla kullanılan ve miktarları Bakanlıkça
belirlenen tohumluklar, bu Kanun hükümlerinden müstesnadır.
BAŞKAN Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 14. maddesinin tasarı
metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakçan Ali Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Osman
Kaptan Ahmet Yılmaz
Kaya Halil Ünlütepe
Antalya Gaziantep Afyonkarahisar
BAŞKAN Bu önerge en aykırı
önerge olduğundan işleme alıyorum.
Sayın Komisyon, önergeye katılıyor
musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Katılmıyorsunuz.
Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Katılmıyorsunuz.
Önerge sahipleri adına, Afyonkarahisar
Milletvekilimiz Sayın Halil Ünlütepe.
Buyurun efendim.
Süreniz beş dakika efendim.
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar)
Sayın Başkan, değerli üyeler; Fransa, Parlamentosu
Ermeni soykırımı yapılmamıştır diyenleri
cezalandıran yasa tasarını kabul etmiştir. Fikir
özgürlüğünü engelleyen, ülkemiz yurttaşlarını
inciten bu uygulamayı şiddetle kınadığımı
belirterek sözlerime başlamak istiyorum. 17 Aralıkta, Ankaranın
göbeğinde davul zurnayla, havai fişeklerle kutlama yapanlar,
dilerim bunu iyi değerlendirirler diye düşünüyorum.
Tohumculuk Kanunu Tasarısı,
Avrupa Birliği 9uncu Uyum Paketi içinde görüşmeye çalıştığı-mız
yasalardan biridir. Toplumun istekleri ön plana çıkartılarak
değil, Avrupa Birliği istedi diye, Meclis bu yasanın
görüşülmesi için olağanüstü toplantıya çağırılmıştı
ve yasa bugün görüşülüyor.
Yasanın Mecliste görüşülmesini,
Avrupa Birliğince istendi diye görüşülmesini pek içime
sin-diremediğimi yüce Meclisle paylaşmak istiyorum.
Yasanın Mecliste görüşülmesinin
gerekçesi, üretim yapamaz, karnını doyuramaz, toprağına
bakamaz hale gelen çiftçilerin ve tarımla uğraşanların
talepleri ön plana çıkarak görüşülseydi daha şık
olurdu diye düşünüyorum.
Üzerinde yoğun tartışmaların
olduğu bir yasayı temel yasa olarak görüşüyoruz. Dolayısıyla,
yasa üzerinde madde madde düşüncelerimizi açıklama olanağını
bulamıyoruz. Yasama görevini yürüten değerli parlamenterler
yasa üzerinde gerekli görüşlerini açıklama fırsatını
bulamamaktadırlar.
Kanımca, temel yasa görüşme
hususunun sınırlarının yeniden tespiti zorunludur.
Açıklık, şeffaflık, yeterince araştırma
gibi hususlar göz ardı edilmektedir. Kamuoyunda tepkiyle karşılanan
bu yasanın kabulüyle birlikte, tohum araştırma ve üretme
merkezleri devreden çıkartılarak, yani, devlet, tohum üretiminden
sertifikalandırılmasına ve ticaretine kadar tüm
alanlardaki faaliyetlerinden çekilmektedir.
Şu gerçeği göz ardı
edemeyiz: Tohumunu kendi üretemeyen ülkeler aç kalmaya mahkûmdur.
Tohumculuk Yasa Tasarısı
üzerinde görüşürken, şu anda ekim döneminde bulunduğumuz
haşhaş üzerinde düşüncelerimi, yüce Parlamentonun
değerli üyeleriyle paylaşmak istiyorum.
Hepinizin de yakından bildiği
gibi, haşhaş ekimi konusu, bir dönem sıcak politikanın
gündemindeydi. O dönemde de, bugün olduğu gibi, süper güç ülkenin
politikasında etkiliydi. İstekleri yerine getirilirken,
dünya barış ve sağlığına yaptığımız
hizmetler anlatıla anlatıla bitirilemiyordu. Bugün olduğu
gibi, çiftçimizi açlığa, yoksulluğa düşürürken
haşhaş ekimini yasaklıyorduk. Türkiyede Türk çiftçisinin
nerede, neyi ve ne kadar ekeceğine biz karar veririz diyen Cumhuriyet
Halk Partisinin iktidar döneminde haşhaş ekimine tekrar
izin verilmiştir.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği
dönemde, yani, 2002-2003 üretim döneminde, Türkiyede 1 milyon 497
bin dekar arazide haşhaş ekilirken, ilk işiniz, tütünde,
pancarda olduğu gibi, kota uygulayarak, ekim sahalarını
yüzde 50 daralttınız. 1 milyon 497 bin dekar olan haşhaş
ekim alanını 700 bin dekara düşürdünüz.
Sizden önce yasaklayanlardan hiç
farkınız yok. Dört yıllık uygulamalarınızda
hep çiftçi aleyhine kararlar aldınız.
Afyonkarahisar bir ekim bölgesidir.
İlimize, Uşak ve Burdur illeri de bağlıdır.
İlimizde, bu yıl, haşhaş 141 bin dekar, Uşakta 90
bin dekar, Burdur ilindeyse 85 bin dekar ekilecektir. Yani, Türkiyede
36 yerleşim bölgesinde haşhaş ekimi yapılmaktadır.
Bu yıl yapılan yeni bir uygulamayla, çiftçi kayıt sistemine
kayıtlı olan çiftçilere ekim izni verilmektedir. Yani,
doğrudan gelir desteği alanlara ekim izni veriyorsunuz,
diğer çiftçilere haşhaş ekim izni verilmemektedir.
Halbuki, doğrudan gelir desteği alma ihtiyacı
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla)
zorunlu değildir, ihtiyaridir. Çiftçilik yapan, ziraat odasına
kaydı olan pek çok çitçinin doğrudan gelir desteği almadığını
hepimiz biliyoruz. Bu kişilere haşhaş ekme izni vermiyorsunuz.
Pek çok çiftçi, pek çok çiftçi
Ben, hakkım olan bir uygulama sonucunu
hükûmetten altı ay, bir yıl bekleyerek, dilencilik yaparak
almam. diyerek müracaat etmeyen pek çok çiftçi var. Bu insanlar, niçin
haşhaş ekemeyecek veya tapu kaydı dip muris üzerine kayıtlıysa,
zilyet olanlar yine haşhaş ekemeyecek. Şimdi, zilyetlik
belgesine itibar edilmiyor, tapu kaydının dip muris üzerine
olduğuna da itibar edilmiyor. Halbuki, tapu kaydını
kimse inkâr edemez. Hukukun temel ilkelerine aykırı bir uygulamayı,
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü yapıyor. Bu tür uygulamalar,
açıkçası, haşhaş ekilmemesi için
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Efendim, son cümlenizi
rica edebilir miyim.
Buyurun.
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla)
Ben, Sayın Başkan, iki cümleyle bağlayacağım.
Bu uygulama sonucu, haşhaş
ekilmemesi için çıkartılan engeller sonucu, geçen yıl
ekilen haşhaş ekim alanının üçte 1e düşebileceğini
belirtmek istiyorum. Bu ise, gizli bir kota uygulamasının
sonucudur. Bitkisel üretimde verim ve kaliteyi etkileyen faktörlerin
başında kaliteli tohum kullanma gelmektedir.
Bakın, bir ziraat odası
başkanımızın açıklamasını okuyorum
AK Parti İl Genel Meclisi Üyesidir, Sandıklı Ziraat
Odası Başkanımız. Üç konuyu koymuş: Çiftçi kayıt
sistemine kayıtlı olması; onu açıkladım.
İki: Ekimi yapılacak haşhaşların Toprak Mahsulleri
Ofisinden verilecek olan mavi haşhaş olduğu belirtiliyor.
Bu tohumlar 3er kilogramlık tohum paketleri halinde ulaştırılmış
durumda.
Bunun altını çizerek söylüyorum:
Tohumlukların küflenmiş olması, içerisinde bütün
haşhaş çeşitlerinin karışık olması,
haşhaş üreticilerini tedirgin etti. Tamamen özü geçmiş,
küf tutmuş, mavi rengin haricinde tohumlukların içerisinde
sarı, beyaz ve pembe renkli haşhaşlar da bulunuyor ve
bu tohum, Ofisçe, sertifikalı tohum olarak çiftçilere verilmesine
rağmen sertifikası yok.
Sayın Bakan, kime inanacaksınız?
Çiftçi, Ofisin yetkililerine inanamayacak mı? Sertifikalı
tohumu niçin vermiyorsunuz? Tohumculuk Yasasını niçin
çıkartıyorsunuz? Yasanın çıkış orijinine
aykırı olan bir uygulama ve aynen, onun sözlerini okuyorum:
Toprak Mahsulleri Ofisi yıllardır depolarda sakladığı
tohumlukları üreticiye zoraki ekim yaptıracak. Verilen
tohumlukların hangi yılda üretildiğine dair bilgi
yok. diyor.
Değerli arkadaşlar, bir
şeyi daha bilgilerinize sunarak ayrılmak istiyorum. Bu
konuda, Afyon ilinde, mavi haşhaş ekimine ağırlık
verilmektedir. Halbuki, ilimiz, kışları sert geçen bir
iklime sahiptir. Mavi haşhaş tohumu ekimi; sert iklimde soğuk
vuruyor ve haşhaştan beklenen verimi alamıyoruz.
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü
Sayın Kemaloğlu geçen yıl yaptığı bir
açıklamada aynen şunu söylüyor: Bu yıl -2005 yılında-
593 bin dekar alanda ekim yapıldığını, fakat
sert kış şartları nedeniyle bu alanın 263 bin dekara
düştüğünü belirtiyor.
FİKRET BADAZLI (Antalya)
Maddeyle ne ilgisi var? Önergeyle ne ilgisi var?
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla)
Yani, 330 bin dekar alanda soğuk vurması sonucu haşhaş
ekilemiyor.
BAŞKAN Sayın Ünlütepe,
lütfen efendim
HALİL ÜNLÜTEPE (Devamla)
Bir cümleyle bağlıyorum Sayın Başkanım.
Şimdi, Afyon ilinde, Burdur ve
Şuhut illeri de bağlı, oralarda iklim biraz daha
ılıman. Zaten, Sayın Genel Müdürün de belirttiği
gibi, çok fazla soğuk vurması sonucu haşhaş ekiminden
belirtilen oranda verim alınamıyorsa, o zaman, Afyon ilinde
mavi haşhaş ekimine gerek olmadığını,
bundan uzaklaşılarak çiftçinin bu konudaki sıkıntılarının
giderilmesi gerektiğini belirterek, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Ünlütepe.
Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 14. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
İstisna
Madde 14.- İhracat amacıyla
üretilen tohumluklarda, kayıt altına alma şartı
aranmaz. Ayrıca, ticarete konu olmamak ve şahsî ihtiyaç
miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla, çiftçiler
arasında yapılacak tohumluk mübadeleleri ile deneme ve
denetim amacıyla kullanılan ve miktarları Bakanlıkça
belirlenen tohumluklar, bu Kanun hükümlerinden müstesnadır.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde metninin başlangıcında
yer alan ithal edilip ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının 14 üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesi
arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
Madde 14.- İhracat amacıyla
ithal edilip üretilen bitkisel ürün veya tohumluklarda kayıt
altına alınma şartı aranmaz. Bu madde kapsamındaki
bitkisel ürünlerin ticareti Bakanlıkça belirlenen usul ve
esaslara göre düzenlenir. Ayrıca, ticarete konu olmamak ve
şahsi ihtiyaç miktarı ile sınırlı kalmak kaydıyla,
çiftçiler arasında yapılacak tohumluk mübadeleleri ile
deneme ve denetim amacıyla kullanılan ve miktarları
Bakanlıkça belirlenen tohumluklar bu Kanun hükümlerinden müstesnadır.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet, katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu kanunun yürürlüğe girmesinden
sonra sadece kayıt altına alınan çeşitlere ait tohumlukların
ticaretine müsaade edilmektedir. Bu maddede yapılan değişiklik
ile ülkemizde ihraç amaçlı üretilecek tohumluk ve bitkisel
ürünlerin tohumluklarının ticareti ile ilgili Bakanlığa
düzenleme yapma yetkisi vererek sektörün rekabet gücünün artırılması
hedeflenmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
14üncü maddeyi, kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
15inci maddeyi okutuyorum:
Yetki devri
MADDE 15.-
BAŞKAN Madde üzerinde 2 önerge
var; geliş sırasına göre okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 15. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir
Aydın İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan Mevlüt Coşkuner
Gaziantep
Antalya Isparta
Yetki devri
Madde 15.- Bakanlık, gerekli
gördüğü hâllerde, 5 inci, 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerde
belirtilen yetkilerini, kısmen veya tamamen Birliğe, kamu
kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine
veya üniversitelere; şartları belirlenmek kaydıyla,
devredebilir. Yetki devredenin sorumluluğu ortadan kalkmaz.
Yetkiyi alanın, belirlenen
şartlara uymaması hâlinde, devredilen yetkiler Bakanlıkça
geri alınır. Yetki devredilen kişilerin, kastî olarak
resmî kontrollerdeki kuralları ihlal ettiği belirlendiğinde,
ilgili tohumlukların belirlenen standartları karşıladığı
durumlar haricinde, bunların düzenledikleri sertifikalar
hükümsüz kılınır.
Belirli bir süreyle devredilen
yetkiler süre bitiminde Bakanlıkça geri alınabilir veya
belirlenen şartlarla yeniden devredilebilir.
Yetki devrinin şartları,
yetki devredilecek Birlik, kamu kurum ve kuruluşları,
özel hukuk tüzel kişileri ve üniversitelerle ilgili teknik ve
fizikî şartlara ilişkin usul ve esaslar ile yetki devrinin geri
alınmasında uygulanacak hususlar yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 15. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir
Aydın İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya Mevlüt
Coşkuner Osman Kaptan
Gaziantep
Isparta Antalya
Yetki devri
Madde 15.- Bakanlık, gerekli
gördüğü hâllerde, 5 inci, 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerde
belirtilen yetkilerini, kısmen veya tamamen Birliğe, kamu
kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine
veya üniversitelere; şartları belirlenmek kaydıyla,
devredebilir.
Yetkiyi alanın, belirlenen
şartlara uymaması hâlinde, devredilen yetkiler Bakanlıkça
geri alınır. Yetki devredilen kişilerin, kastî olarak
resmî kontrollerdeki kuralları ihlal ettiği belirlendiğinde,
ilgili tohumlukların belirlenen standartları karşıladığı
durumlar haricinde, bunların düzenledikleri sertifikalar
hükümsüz kılınır.
Belirli bir süreyle devredilen
yetkiler süre bitiminde Bakanlıkça geri alınabilir veya
belirlenen şartlarla yeniden devredilebilir.
Yetki devrinin şartları,
yetki devredilecek Birlik, kamu kurum ve kuruluşları,
özel hukuk tüzel kişileri ve üniversitelerle ilgili teknik ve
fizikî şartlara ilişkin usul ve esaslar ile yetki devrinin geri
alınmasında uygulanacak hususlar yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN Önergeyi işleme
alıyorum.
Sayın Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
Önerge sahibi olarak Isparta Milletvekilimiz
Sayın Coşkuner.
Buyurun.
Süreniz beş dakika.
MEVLÜT COŞKUNER (Isparta)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte
olan 662 sıra sayılı Kanun Tasarısının
15inci maddesi için söz almış bulunuyorum; yüce Meclisi
saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, Tohumculuk
Yasasıyla konuşmadan önce sizlerle paylaşacağım
çok önemli bir konu var. Sayın Millî Eğitim Bakanımız
burada din üzerine, etniksite üzerine politika yapan haindir.
dedi. Ben 8 Ekim günü Isparta Kanal 32de, Sayın Milletvekilimiz
Emin Bilgiçin, YÖKü CHP gizliden desteklediğini, YÖKün de bazı
okullarda, meslek liselerinde dine karşı tavır aldığını
ve Isparta halkına anlattığını bizzat kendim
gördüm ve o konuşmaya da telefonla canlı yayında katılmak
zorunda kaldım
BAŞKAN Sayın Coşkuner,
siz konunuza girer misiniz.
MEVLÜT COŞKUNER (Devamla)
Bunu söylemek zorundayım.
... ve gerçekten utandım, gerçekten
sıkıldım. Kendilerini kınıyorum. Cumhuriyet
Halk Partisi hiçbir kurum ve kuruluşun altına sığınmaz;
ama, hak arayan kimse, haklı olduğu her yerde onun yanında
olur diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı
tarımsal araştırma enstitülerinin ve tarım
işletmelerinin ihmal edilmesi sonucu ve oradaki kadroların
azaltılması sonucu, işte görüyoruz ki, her işte
olduğu gibi tohumculuk da uluslararası arenaya düşmüştür;
yani, tekeller burada oluşturulmaktadır.
Ben, bu Yasanın görüşüleceğini
beklediğim günlerde şöyle bir olay yaşadım: Daha
Hal Yasasını hayata geçiremeyen, bölgelerde bunu gerektiği
şekilde işletemeyen bir anlayış, bugün tohumculuğu
da başka ellere bırakmaktadır.
Hal Yasası deyince, Ispartada
Koçtepe köyü, Gölbaşı köyü, Yakaören köyü ve Gümüşgün
köylerini gezdim. Bu köyler dün hiçbir şey üretmezdi ve bu gittiğimde,
onların seralarda sebze ürettiğini gördüm ve mutlu oldum;
ama, kendilerine bir yazı gönderilerek, hale gelen ürünlerden,
çeşitlerden -domatestir, biberdir, patlıcandır- ancak
100 kilo getirebilirsiniz denmiş ve halde bu işlem yürürlüğe
konulmuş ve kendilerinden sonra Sayın Bakana önerge verdim.
Orada, her üründen en az 100 kilogram ürün getirebilirsin diyorlar.
Siz, yasa çıkarıyorsunuz;
ama, yasaları denetlemeyince, yasaları belli tekellerin
eline bırakınca, çıkardığınız yasa
ne olacak?
Siz, köylüyü çiftçi yapmadığınız
müddetçe, onun elektrik borçlarını, beş yıl gibi, altı
yıl gibi belli bir yapılandırmaya yaymadığınız
müddetçe ve onu sanayi elektriği fiyatına indirmediğiniz
müddetçe
FİKRET BADAZLI (Antalya)
İndirdik; haberiniz yok mu!
MEVLÜT COŞKUNER (Devamla)
onun soğuk hava deposunda günün koşullarına uymasını
isterken, taşımacılık ve havalandırmada ona
gerekli yardımı yapmadığınız müddetçe
ve altından kalkamadığı mazot ve diğer fiyatları
indirmediğiniz müddetçe hangi yasayı çıkaracaksınız?
Bunun ötesinde, siz, bir hedef fiyat
koymuyor iseniz, müdahale fiyatı koymuyor iseniz, onun
kârını koymuyor iseniz neyi gündeme getireceksiniz?
Değerli arkadaşlarım,
köylünün düşünülmesi gerekir. Onlar, üretmek istiyorlar; ama,
biz ne yapıyoruz? Toprak mahsul ofislerini kaldırıyoruz
ve buğday alım merkezi, diğer alım merkezleri
açıyoruz; buna gülerler. Siz, toprak mahsul ofislerini kapatacaksınız,
ondan sonra da, Alım merkezleri açtık. diye, köylüye, üreticiye
müjde vereceksiniz; bu gidiş, gidiş değildir.
O nedenle, ülkemizde üretmek dileğinde
olan ve ülkesine katkı sunmak isteyen her üreticinin yanında
olmak durumundayız.
Değerli milletvekilleri,
köylü sizden sadece yanında olmanızı istiyor ve üretimde
katkı sunmanızı istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MEVLÜT COŞKUNER (Devamla)
Ben, bu dilekleri sunarken, öyle zannediyorum ki, köylümüzü düşünürüz,
onun tohumunu da başka ellere teslim etmeyiz diyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Coşkuner.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 15. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Yetki devri
Madde 15. Bakanlık, gerekli
gördüğü hâllerde, 5 inci, 6 ncı, 7 nci ve 8 inci maddelerde
belirtilen yetkilerini, kısmen veya tamamen Birliğe, kamu
kurum ve kuruluşlarına, özel hukuk tüzel kişilerine
veya üniversitelere; şartları belirlenmek kaydıyla,
devredebilir. Yetki devredenin sorumluluğu ortadan kalkmaz.
Yetkiyi alanın, belirlenen
şartlara uymaması hâlinde, devredilen yetkiler Bakanlıkça
geri alınır. Yetki devredilen kişilerin, kastî olarak
resmî kontrollerdeki kuralları ihlal ettiği belirlendiğinde,
ilgili tohumlukların belirlenen standartları karşıladığı
durumlar haricinde, bunların düzenledikleri sertifikalar
hükümsüz kılınır.
Belirli bir süreyle devredilen
yetkiler süre bitiminde Bakanlıkça geri alınabilir veya
belirlenen şartlarla yeniden devredilebilir.
Yetki devrinin şartları,
yetki devredilecek Birlik, kamu kurum ve kuruluşları,
özel hukuk tüzel kişileri ve üniversitelerle ilgili teknik ve
fizikî şartlara ilişkin usul ve esaslar ile yetki devrinin geri
alınmasında uygulanacak hususlar yönetmelikle belirlenir.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
15. Maddenin birinci fıkrasına
son cümle olarak Yetki devredenin sorumluluğu ortadan kalkmaz
cümlesi eklenmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
15inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
16ncı maddeyi okutuyorum:
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Alt
Birlikler ve Türkiye Tohumcular Birliği
Alt birliklerin kuruluşu
MADDE 16. -
BAŞKAN 2 önerge var; geliş
sırasına göre okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Tohumculuk
Kanunu Tasarısının 16. maddesinin birinci paragrafında
tohum dağıtıcılarından sonra gelen süs bitkileri
üreticileri tabirinin metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Haluk
Koç Faruk
Çelik
CHP
Grup Başkan Vekili AK
Parti Grup Başkan Vekili
Necati
Uzdil Özkan Öksüz Kerim Özkan
Osmaniye Konya Burdur
Abdullah
Çetinkaya
Konya
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 16. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan Kerim Özkan
Gaziantep Antalya Burdur
Alt birliklerin kuruluşu
Madde 16. Alt birlikler, tohumculuk
sektörünün geliştirilmesi ile sektörde faaliyet gösteren gerçek
veya tüzel kişiler arasında meslekî dayanışma
sağlayarak meslekî faaliyetleri kolaylaştırmak, tohumculuk
faaliyetinde bulunanların ekonomik ve sosyal haklarının
korunmasını sağlamak ve mevzuatla verilen görevleri
yerine getirmek amacıyla, bitki ıslahçıları, tohum
sanayicileri ve üreticileri, fide üreticileri, fidan üreticileri,
tohum yetiştiricileri, tohum dağıtıcıları,
süs bitkileri üreticileri ve tohumculukla ilgili diğer konularla
iştigal eden en az yedi gerçek veya tüzel kişi tarafından
faaliyet konularına göre
kurulan, tüzel kişiliğe sahip,
kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.
Alt birlik, kuruluş ve çalışma
esaslarını belirleyen tüzük ile Bakanlığa
başvurur. Tüzükte ve kurucuların hukukî durumlarında
mevzuata aykırılık ve noksanlık yoksa, alt birliğin
kuruluşu Bakanlıkça onaylanır ve durum alt birliğe
en geç on beş gün içinde bildirilir. Alt birlik tüzüğü, alt
birliğe yapılan yazılı bildirimden sonra on
beş gün içinde yerel bir gazetede ilan edilir. Alt birlik, tüzüğünün
ilan edildiği günü izleyen altı ay içerisinde, ilk genel kurulunu
toplamak ve organlarını oluşturmak zorundadır.
Tüzük değişikliği kuruluş işlemlerine tâbidir.
Kuruluş bildirisinde, birlik
tüzüğünde ve kurucuların hukukî durumlarında mevzuata
aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde,
bunların giderilmesi geçici yönetim kurulundan yazı ile
istenir. Bu yazının tebliğinden itibaren otuz gün içinde
belirtilen noksanlıklar tamamlanmaz veya mevzuata aykırılık
giderilmez ise Bakanlığın ihbarı üzerine Cumhuriyet
savcılığı, birliğin feshi için yetkili mahkemeye
başvurur. Cumhuriyet savcılığı birliğin
faaliyetlerinin durdurulmasını da isteyebilir.
Aynı konuda faaliyet gösteren
birden fazla alt birlik kurulamaz. Tohumculukla iştigal eden
gerçek veya tüzel kişiler faaliyet konularına göre birden
fazla alt birliğe üye olabilirler, ancak, aynı anda birden
fazla yönetim kurulunda görev alamazlar. Alt birliklerin faaliyet
konuları ile ilgili çalışma merkezleri Bakanlıkça
tespit edilir.
BAŞKAN Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özkan, buyurun.
Önerge
sahiplerinden Sayın Özkan, Burdur Milletvekilimiz, görüşlerini
açıklayacak, gerekçeyi.
Buyurun.
5 dakika süreniz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; verdiğimiz
önerge hakkında söz almış bulunuyorum; yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Verilen üç aylık sürenin yeterli
olmadığı kanaatindeyiz ve altı aya çıkarılmasını
istiyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
geleceğimizi yakından ilgilendiren bu Yasa hakkında
çekincelerimizi Komisyon üyesi tüm arkadaşlarımla Komisyon
toplantılarımızda belirtmemize rağmen -ki, tutanaklarda
mevcuttur- ancak, o süreçte, muhalefet şerhi sehven konulamamıştır.
Bu Yasada temel amaç, üretimi artırmak ve disipline almaktır;
ancak, ülke gerçekleri bunu yansıtmıyor. Şöyle ki: Ülkemizde
üretim azlığından dolayı bir şikâyet yoktur.
Hangi üründe üretim azlığı
var, bilemiyorum. Çiftçinin üretim fazlalığını
Hükûmet ancak kotalarla durdurabiliyor. Pancarda, anasonda, tütünde,
haşhaşta kotalar aynen devam ediyor. Çiftçimizin ürettiği
ürünler de para etmiyor. Örnek mi: Pancar para etmez, fındık
para etmez, patates para etmez, soğan para etmez, süt, et, kesme
çiçek, mantar, elma, kayısı, domates, biber, salatalık
Kısaca, yaş meyve, sebze ve narenciye para etmiyor.
Ramazan ayının bir gününü
hep beraber yaşıyoruz. Vatandaş iftar çadırlarında
sırada. Sırada kimler yok ki: Zengininden fakirine kadar
Kentlerde, ilçelerde, beldelerde durum böyle. Köylülerimiz ise içler
acısı; telefonlarda şunları söylüyorlar: Hükûmet
yetkililerini köyümüze davet ediyoruz. Bir en zenginimizin sofrasına,
bir de en fakirimizin sofrasına buyursunlar. Halimizi görsünler.
Yediklerimiz aynı; tarhana çorbası, bulgur pilavı.
Biz bittik. diyorlar. Ki İftar çadırlarındaki yemekleri
herhâlde ömrümüzde göremeyeceğiz ve tadamayacağız.
Rezilliğimiz diz boyu. Her ne kadar Başbakanımız
Söğütte, Antalyada demir dövüyor ise de, bizler, verdiğimiz
oylardan dolayı pişmanız; dizlerimizi dövüyoruz. diyorlar.
Çocuklarımız
DURDU MEHMET KASTAL (Osmaniye)
Yok öyle bir şey!..
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Gelin, köylerde hep beraber yaşayalım, görelim
Köy kahvelerinde
bu sesleri, feryatları hep beraber duyuyoruz.
Hayvanlarımız, insanlarımız,
GDOlu mısıra, soyaya, kolzaya, ayçiçeğine hayır.
diyor. Traktörlerimiz, ucuz yeşil mazot istiyor. Tarlalarımız,
çoğaltma ve çeşitlendirme hakkına sahip tohumların
üzerlerine serpilmesini ve doğal gübreyi istiyor. Çiftçilerimiz
sertifikalı tohuma mahkûm olmak istemiyor; geleneksel tohumluluklarını
kullanmak istiyor. Türk çiftçisinin en büyük endişesi, Türkiye
tohumculuğunun bu Yasayla çok uluslu şirketlere hizmet
edecek olmasındandır. Bu endişelere bizler de katılıyoruz.
Bilinmelidir ki, bu çok uluslu şirketler, tohumlarımızı
ve topraklarımızı hem bozmaya hem de bizden almaya geliyorlar.
Topraklarımıza sahip çıkmak istiyorsak, bu Yasanın
geri çekilmesi gerekiyor.
Tohumların soframıza birer
kanserojen madde olarak gelmesini istemiyoruz. Bugün, beslenme
ve sağlıkla ilişkilerinden dolayı hastanelerin
dikkat çekecek oranda hastalarla doluluğu üzücüdür. Bu hastalıkların,
bilinen hastalık nedenlerinden değil, farklı hastalıklardan
olması da üzücüdür.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bizler hep beraber biliyoruz ki, kimyasal gübreleri,
kimyasal ilaçları, antibiyotikleri, hormonları, makineleri,
tohumları ve GDOları, genetiği değiştirilmiş
organizmaları üreten çok uluslu şirketler, bütün dünya tarımını
kendi güdümlerinde tutabilmek için, IMF ve Dünya Bankası gibi
finans kuruluşlarını kullanarak yerel hükûmetlere
baskı yapıyorlar bugün olduğu gibi; ülkelerin bütün
tarımsal yapılarını dağıtıyorlar;
kendi güdümlerinde şirket tarımcılığını
geliştiriyorlar. Bu Yasa ile de ülke tarımımız,
çok uluslu şirketlerin güdümüne sokulmak isteniyor. Olayın
gerçek yüzü bu. Onun için, birbirimize kızmaya, kırmaya, öfkelenmeye,
kötü söz söylemeye gerek yok. Acı reçete bu. Bunu hep beraber görüp
Yasayı çekebilirseniz ne mutlu. Çekemezseniz, elle gelen düğün
bayram; biz bu oyunda yokuz; çünkü, yıllardır TAGEM ve buna
bağlı enstitülerin yaptıkları cansiparane çalışmalarla
yürütülen tarımsal ARGEleriyle, TİGEMe ait çiftliklerde
tohumlar üretip üreticilere dağıtmakta, tarımsal sistemi
başarıyla çalıştırmaktaydı. Bugün, bu genel
müdürlüklerin topraklarının yabancılara satışı
söz konusu ise de ki, bizler buna karşıyız- ve her ne kadar
burada çalışan en alt birimden en üst birime
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BURHAN KILIÇ (Antalya) Oy verdin;
neye karşısın?
BAŞKAN Sayın Özkan, son
cümlenizi alayım.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
veteriner hekimine, müdürüne, genel müdürüne kadar olan çalışanların
durumunda yıllardır bir iyileştirme yapılmamasına
rağmen -ki, acilen yapılması gerekmektedir- bu genel
müdürlükler, devletimize, milletimize trilyonlar kazandırmaktadır.
Bu sistem, bu Yasayla tamamen yok ediliyor.
Kısacası, ülkemizin tarım
sektöründeki tohum üretimi ve satışı özelleştiriliyor.
Ne olacak TAGEMin ve TİGEMin hali? Çiftçi kardeşlerim, kötü
günler sizleri bekliyor. Bu AKP İktidarıyla, kendi tohumunu
ve çeşitliliğini kullanamayacaksın. O keselerde,
torbalarda biriktirdiğin, severek yediğin, güzelliğine
doyamadığın karpuzun, kavunun, domatesin, biberin,
salatalığın, elmanın, eriğin, cevizin -aklına
ne gelirse- tohumunu ayıramayacaksın, onu tarlana atamayacaksın,
pazara sunamayacaksın. 1 kilo domates tohumunu 30 milyara,
40 milyara alacaksın. Bu durum, hem bitkisel hem de hayvansal tohumlar
için geçerlidir. Onun için, bu Yasaya karşı çıkıyoruz
bugün.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Bitiriyorum değil,
son cümlenizi alacağım efendim. Lütfen
Temenninizi
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Devamla)
Sayın Bakanımız açıkladı Bu Yasayla, GDOların
kesinlikle geliş yetkisi yoktur. diye; ancak, ülkemize 2 milyon
tona yakın GDOlu mısır, soya, pamuk ve kolza hiçbir denetime
tabi olmadan gelmektedir.
Biz, onun için, bu Yasanın çekilmesinden
yanayız. Dışarıdaki ortam, söylem şu: Bu Yasayı
çıkaran Hükûmet de, bu yasaya oy veren milletvekilleri de, her
zaman, çilekeş çiftçilerin, mağdur köylülerin, sahipsiz
tarımcıların ve unutulan ülke halkının karşısında
sorumlu olacaktır. Biz, bu sorumluluğa ortak olmuyoruz.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Özkan.
Sayın milletvekilleri,
İç Tüzükün 42nci maddesi Komisyon raporu başlığını
taşımaktadır. İç Tüzükün 42nci maddesinin dördüncü
fıkrasını aynen okuyorum: Komisyon raporunda imzası
bulunan komisyon üyesi, diğer komisyonlarda
İLYAS SEZAİ ÖNDER (Samsun)
Niye olduğunu izah etti.
BAŞKAN
ve Genel Kurulda,
çekimser veya aykırı olduğunu rapor metninde yazıyla
belirttiği hususlar dışında, sözcüden soru soramaz
ve komisyon raporuna aykırı konuşma yapamaz.
Değerli arkadaşlar, tabii
ki, gruplarımız bu kürsüde önergelerinin açıklanmasını
isteyeceklerdir; ancak, komisyon raporunda muhalefet şerhi
bulunmayan arkadaşlarımız, burada, tamamen değişik
bir şekilde konuşma yapıyorlar İç Tüzüke aykırı.
Sözü kesmedim Sayın Özkan. Bundan sonra söz isteyecek arkadaşlarımızın
buna göre hareket etmelerini rica ediyorum; çünkü, sizin
ÜNAL KACIR (İstanbul) Komisyon
üyesi önerge de veremez.
BAŞKAN
bu Yasadaki raporda
bir muhalefetiniz yok.
Bu hususu Genel Kurulun bilgisine
saygıyla arz ediyorum
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
Söylediklerimin aynısını komisyonda söyledim.
BAŞKAN
ve gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Arkadaşlarım, değerli
milletvekilleri; Başkanlık Divanının taleplerini
dikkate alalım; ben zorlanıyorum.
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Tohumculuk
Kanunu Tasarısının 16. maddesinin birinci paragrafında
tohum dağıtıcılarından sonra gelen süs bitkileri
üreticileri tabirinin metinden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Faruk Çelik (AK Parti
Grup Başkan Vekili) ve arkadaşları
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım
efendim; yoksa, açıklayacak mısınız?
SADULLAH ERGİN (Hatay) Gerekçe
okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: 3. maddenin (a) bendindeki
değişiklik doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
17nci maddeyi okutuyorum:
Üyelik
MADDE 17.
BAŞKAN 2 önerge var; geliş
sırasına göre okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir
Aydın İstanbul
Fahrettin
Üstün Osman Kaptan Ahmet Yılmazkaya
Muğla
Antalya Gaziantep
Üyelik
Madde 17. Tohumculukla ilgili
faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler, faaliyet konuları
ile ilgili alt birliğe üye olmak zorundadır. Üyelik ile ilgili
usul ve esaslar alt birliğin tüzüğünde belirlenir.
Gerçek veya tüzel kişi alt birlik
üyeleri, alt birliğe giriş sırasında giriş aidatı
ve her yıl için yıllık aidat ödemekle yükümlüdür. Giriş
aidatı ile yıllık aidat, onaltı yaşından
büyükler için uygulanan aylık asgarî ücretin brüt tutarının
yüzde beşinden az, dört katından fazla olamaz. Giriş aidatının
alındığı yıl için ayrıca yıllık aidat
alınmaz. Süresinde ödenmeyen aidatlar alt birlikçe kanunî faizi
ile tahsil edilir.
BAŞKAN İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir
Aydın İstanbul
Fahrettin
Üstün Osman Kaptan Ahmet Yılmazkaya
Muğla Antalya Gaziantep
Üyelik
Madde 17. Tohumculukla ilgili
faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler, faaliyet konuları
ile ilgili alt birliğe üye olmak zorundadır. Üyelik ile ilgili
usul ve esaslar alt birliğin tüzüğünde belirlenir.
Gerçek veya tüzel kişi alt birlik
üyeleri, alt birliğe giriş sırasında giriş aidatı
ve her yıl için yıllık aidat ödemekle yükümlüdür. Giriş
aidatı ile yıllık aidat, onaltı yaşından
büyükler için uygulanan aylık asgarî ücretin brüt tutarının
yüzde onundan az, üç katından fazla olamaz. Giriş aidatının
alındığı yıl için ayrıca yıllık aidat
alınmaz. Süresinde ödenmeyen aidatlar alt birlikçe kanunî faizi
ile tahsil edilir.
BAŞKAN Bu önergeyi en aykırı
olduğu için işleme alıyorum ve Sayın Komisyona soruyorum:
Katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Konuşacak
mısınız efendim?
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla)
Evet.
BAŞKAN Sayın Üstün, buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkanım, Komisyon üyesi arkadaşımız önerge
veremeyeceğine göre, nasıl konuşma yapacak önerge
hakkında?
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla)
Önerge sahibiyim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önerge
sahibi olamazsınız ki, önerge veremezsiniz, Komisyon üyesisiniz
siz.
FAHRETTİN ÜSTÜN (Muğla)
Sayın Başkan, burayı siz mi yönetiyorsunuz Sayın
Kacır mı yönetiyor?
İLYAS SEZAİ ÖNDER (Samsun)
Sen devam et
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önerge
veremez efendim, Komisyon üyesi
OSMAN ÖZCAN (Antalya) Ünal Bey,
ortalığı karıştırma; otur yerine! Sana
ne ya!
Buna ne!.. Buna ne!..
ÜNAL KACIR (İstanbul) İç
Tüzük bunu amirdir.
BAŞKAN Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.33
ÜÇÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.39
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İşleme aldığımız
ikinci önergede, Hükûmet ve Komisyon katılmayacağını
ifade etti ve önerge sahiplerinden Osman Kaptan önergesinin gerekçesini
açıklayacak efendim.
Sayın Kaptan, buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Komisyon
üyelerinin konuşamayacağının karara bağlanması
lazım, tutanağa geçmesi bakımından.
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben,
narenciye ve sebze üzerine, onların tohumla olan ilişkiselliğinden
doğan sorunların genel sorunlar içerisindeki yerini dile
getirmeye çalışacağım.
Sayın arkadaşlarım, Hükûmet
narenciyeye, ihracatta bu yıl bir destek verdi; ama, verilen
destek
BAŞKAN Sayın Kaptan,
önergeye döner misiniz. Bakın, tohumculuk konusunu
konuşuyoruz.
NECATİ UZDİL (Osmaniye)
Bırak Başkan ya, tarımı konuşuyor tarımı,
önergeyi değil!
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) Madem
tohum var, narenciyeyi de konuşsun.
OSMAN KAPTAN (Devamla) Peki Sayın
Başkan.
Şimdi, sebzenin de narenciyenin
de tohumla, fidanla doğrudan ilişkisi vardır Sayın
Başkan, ben madde madde önerileri koyuyorum:
Bir: Domatese ve narenciyeye bütün
kalemlerde ton başına 100 dolar ihracat teşviki verilmelidir.
Bu yıl, narenciyeye, portakala, mandalinaya, greyfurta, limona
verilen teşvik, dört yıl önceki teşvikin daha altındadır.
İkincisi, ihracatlık
ürün yetiştiren üreticiler teşvik edilmelidir. Teşvikte
süre, hasat aylarını kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
Domates, kasım ve aralık, mayıs ve haziran aylarını
kapsayacak şekilde verilmelidir. Geçen sene domatese 50 dolar,
ton başına ihracat desteği verildi; ama, bu destek,
ocaktan mayıs ayına kadar verildi, haziran ayı ve bir önceki
yılın kasım ve aralık ayları ihracat teşviki
dışında kaldı. Bu da üreticileri ve ihracatçıları
mağdur etmiştir.
Şimdi, modern seracılık
üretimi de kendine özgü teşvik sistemiyle desteklenmeli,en az
bir yıl geri ödemesiz, dört beş yıl vadeli krediler verilmesi
sağlanmalıdır.
Dış pazarda talebi yüksek
narenciye türleri yetiştiren ve yetiştirmek isteyen üreticilere
de aynı şekilde kredi desteği sağlanmalıdır.
Sözleşmeli üretim yaygınlaştırılmalı
ve teşvik edilmelidir.
Yaş sebze-meyve ve narenciye
nakliyesinde kamyonculara, TIRcılara, nakliyatçılara
mazot desteği verilmelidir.
İlaç, gübre, tohum, mazot, sulama
elektriği gibi girdilerin KDVleri indirilmelidir.
OECD ülkeleri içerisinde istihdamdan
en fazla vergi alan ülke Türkiyedir. İstihdamdaki sigorta ve
vergi oranlarının indirilmesi sağlanmalıdır.
Meyve suyu sanayii desteklenmeli,
portakal, greyfurt, nar, domates, havuç gibi sebze ve meyve sularının
KDVsi yüzde 18den yüzde 8e indirilmelidir.
Yurttaşlarımızın
Coca-Cola, Pepsi Cola, Cola Turka gibi içecekler yerine yerli meyve
suyu, sebze suyu içmeleri de özendirilmelidir.
Yaş sebze ve meyve narenciyesinin
iç piyasadaki tüketimi özendirilmelidir.
Sebze ve meyve ithalatında
yerli üreticiler korunmalıdır.
İhracat yaptığımız
bazı ülkelerdeki maksimum ilaç kalıntı limitleri konusunda
yaşanan sorunlar, İtalya ve İspanyanın yaptığı
gibi, ikili anlaşmalarla çözümlenmelidir.
AB ülkelerine ihraç ettiğimiz
ürünlere uygulanan gümrük vergileri sorunu da çözümlenmelidir.
Yaş sebze-meyve ve narenciye
ihracatımızın yüksek olduğu Almanya ve Rusya gibi
ülkelerde tarım müşavirlikleri kurulmalıdır.
Toptancı Haller Yasası
değiştirilmelidir. Toptancı hallerdeki gıda kontrolü
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yerine Tarım Bakanlığına
verilmelidir.
Büyük ölçekli toptancı hallerde
uluslararası akredite laboratuvarları kurulması
ve mevcut laboratuvarların yaygınlaştırılması
sağlanmalıdır.
Dış ülkelerden aldığımız
petrol, doğal gaz gibi bazı ürünlerin parası sebze, meyve
ve narenciye olarak ödenmelidir.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Kaptan.
Şimdi, gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 17. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Üyelik
Madde 17. Tohumculukla ilgili
faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişiler, faaliyet konuları
ile ilgili alt birliğe üye olmak zorundadır. Üyelik ile ilgili
usul ve esaslar alt birliğin tüzüğünde belirlenir.
Gerçek veya tüzel kişi alt birlik
üyeleri, alt birliğe giriş sırasında giriş aidatı
ve her yıl için yıllık aidat ödemekle yükümlüdür. Giriş
aidatı ile yıllık aidat, onaltı yaşından
büyükler için uygulanan aylık asgarî ücretin brüt tutarının
yüzde beşinden az, dört katından fazla olamaz. Giriş aidatının
alındığı yıl için ayrıca yıllık aidat
alınmaz. Süresinde ödenmeyen aidatlar alt birlikçe kanunî faizi
ile tahsil edilir.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan. BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum efendim:
Gerekçe:
17. maddenin ikinci fıkrasında
yer alan yüzde onundan ibaresi yüzde beşinden olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Şimdi, 17nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
18inci maddeyi okutuyorum:
Alt birliğin görevleri
MADDE 18-
BAŞKAN Madde üzerinde 2 önerge
vardır, geliş sırasına göre okutacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarının 18. maddesinin (f) bendinin
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
A
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Mustafa
Gazalcı Osman Kaptan
Ahmet Yılmazkaya
Denizli Antalya Gaziantep
Alt birliğin görevleri
Madde 18.- Alt birliğin görevleri
şunlardır:
a) Üyeleri arasında iletişim
ve dayanışma sağlamak.
b) Üyelerinin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin, meslekî bilgi ve görgülerini geliştirmek
üzere konferans, panel, kurs, seminer ve benzeri eğitim faaliyetlerinde
bulunmak, kitap ve süreli yayınlar hazırlamak veya hazırlatmak.
c) Faaliyet gösterdikleri tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için konuları ile ilgili
yatırım yapmak, inceleme ve araştırma yapmak veya
yaptırmak ve raporlar düzenlemek.
d) Tohumculuk sektörüyle ilgili
kararların oluşmasına yardım etmek üzere öneriler
ve raporlar hazırlamak ve bunları Birliğe sunmak.
e) Birliğe üye olarak, ülke tohumculuğunun
gelişmesine katkı sağlamak.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarının 18. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
A
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Mustafa
Gazalcı Osman Kaptan
Ahmet Yılmazkaya
Denizli Antalya Gaziantep
Alt birliğin görevleri
Madde 18.- Alt birliğin görevleri
şunlardır:
a) Üyeleri arasında dayanışma
sağlamak.
b) Üyelerinin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin, meslekî bilgi ve görgülerini geliştirmek
üzere konferans, panel, kurs, seminer ve benzeri eğitim faaliyetlerinde
bulunmak, kitap ve süreli yayınlar hazırlamak veya hazırlatmak.
c) Faaliyet gösterdikleri tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için konuları ile ilgili
yatırım yapmak, inceleme ve araştırma yapmak veya
yaptırmak ve raporlar düzenlemek.
d) Tohumculuk sektörüyle ilgili
kararların oluşmasına yardım etmek üzere öneriler
ve raporlar hazırlamak ve bunları Birliğe sunmak.
e) Birliğe üye olarak, ülke tohumculuğunun
gelişmesine katkı sağlamak.
f) Mevzuatla verilecek görevleri
yerine getirmek.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet, katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Gazalcının
söz isteği var.
Sayın Gazalcı, buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Denizli) Sayın
Başkan, sayın milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlarım. Verdiğimiz bir önergeyi açıklamak
için söz aldım.
Değerli arkadaşlar, tohumculukla
ilgili Yasa Tasarısı görüşülüyor. Bu Tasarı nedeniyle
tarımı ve çeşitli ürünleri dile getiriyoruz. Sayın
Bakanı sabahleyin burada bir arkadaşımızın
gündem dışı konuşmasına bir yanıt verirken
dinledik; sanki, başka bir ülkenin çiftçisini anlatır gibi,
tarımın ne kadar iyi olduğunu bize anlattı. Bardağın
yarısı dolu, orayı anlatıyor desem, bardakta dolu
taraf kalmadı. Yani, ben, kendi yöremden biliyorum. Her ürünü
yetiştiren çiftçi öldük, bittik diyor; ama, Sayın Bakan,
ne kadar çok destek verildiğini, tarımda nasıl çağ
atladığını
Bu, nasıl çağ atlamak ki, gittiğimiz
her yörede her ürünü üreten çiftçi dert yanıyor, iki üç yıl önceye
göre ürününü daha az bir fiyatla sattığını
Ben, şimdi, bu iki üç dakika
içerisinde üzümden söz edeceğim. Sayın Bakan, yıllarca
bu kürsüde eğitimden sonra tütünü konuştum ben, tütün dedim,
tütün dedim, tütün dedim. Sizin izlediğiniz politikalar da dahil
olmak üzere, -öncesi de var tabii-, Türk tütününü ve tütün üreticisini
öldürdük değerli arkadaşlar. Ülkenin pazarını
yabancılara verdik, yarısından fazlasını.
Tütün üreticisini destekleyen Tekeli Özelleştirme İdaresine
aldık, içki kısmını kopardık, içki bölümünü
bir konsorsiyuma verdik; şimdi, 280 küsur milyon dolara aldığı
o içki bölümünü, aradan iki yıl sonra bir Amerikan firmasına
iki kat fazlasıyla sattı, yüzde 90ını sattı.
(CHP sıralarından 5 kat, 5 kat sesleri) Hadi, kazandığı
yanında olsun, ayrı bir konu; ama, arkadaşlar, sonucunu,
şimdi üzümcü çekiyor derdini.
Bakın, yani, Tekel devreden
çıkınca, destek olmaktan çıkınca piyasaya terk
edildi. Tabii, piyasa aaltyapısı hazır olmayınca,
çiftçi desteklenmeyince başka ülkelerin üreticileri gibi,
gerekli örgütlenme yapılmayınca ortada kaldı.
Attila İlhan diyor ki: Üzümler
memleketi, tütünler memleketi, /Türkiye, Türkiye çok ağlamış,
çok gülmüş,/Sabırlı, bağrı yanık insanlar
memleketi. Bir tütün memleketi, üzüm memleketi olmaktan çıkardık;
ama, bir zamanlar gülüyordu bu ürünleri üretenler. Özellikle, bu
bağ bozumu zamanı bir şenlik olurdu. Ürününü satardı,
düğününü yapardı; ama, şimdi değerli arkadaşlar,
üzümler ya dalında kaldı benim memleketimde olduğu gibi
ya da derelere dökülüyor. Biliyorsunuz, on gün önce, Çaldan,
İsabeyden buraya arkadaşlar, kasa kasa milletvekillerine
üzüm getirdi. Yalnız size ikram için değildi o üzümler; bakın,
ne kadar güzel üzümler para etmiyor diyordu.
Sayın Bakan, siz biliyor musunuz,
şu anda Denizlinin Yenice kasabasında 50 kuruşa üzüm
alınmıyor.
Evet arkadaşlar, bakın,
tütünün yerine bağ dikin dendi; dikildi, dikti her taraf. Bu yalnız
Denizli, Manisada değil değerli arkadaşlar, Çalda değil,
Güneyde değil, Bekillide değil, Tekirdağda da öyle,
Orta Anadoluda da öyle, bütün Türkiyede öyle. Şu anda üzüm para
etmiyor; yalnız sofralık üzüm değil, şaraplık
üzüm de etmiyor Sayın Bakan. Siz bir gecede ÖTVyi yüzde 118 artırdınız,
bağcıyı dövdünüz. Bakın, bağcı dövüldü.
Diyemiyorsunuz şarap yasaktır. Eh, onun yerine vuruyorsunuz
abalıya, vergiye. O zaman hem kaçak üretim artıyor hem
dışarıdan, aynen sigarada olduğu gibi
1 milyar
dolar şimdi sigara kaçakçılığı yaşanıyor
Türkiyede. Aynen şarapta da öyle. Bakın, arkadaşlar,
dünyada dördüncüyüz biz bağda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUSTAFA GAZALCI (Devamla)
Şimdi, zamanım azalıyor, ek sürede, neler yapılabilir,
hiç olmazsa bu aşamada bile Sayın Bakanın yapacağı
Belki Türkiyenin Tarım Bakanı olduğunu anımsar.
Sayın Bakanım, bakın,
Denizli yöresindeki, Manisa yöresindeki üzümcüler, bağcılar
kan ağlıyorlar. Hiç olmazsa Ziraat Bankasına, tarım
krediye olan borçlarını bu yıl erteletin. Bir ekip göndertin.
Bakın, tüccarların verdiği, aldığı çekler
karşılıksız çıkıyor. Geçen yılki fiyatların
çok altında. Ya dereye dökülüyor üzümler ya da bağlarda kaldı.
Denizli öyle bir yöre ki arkadaşlar,
haziran ayında Yenicede ilk üzüm çıkar, dünyanın her yerine
gönderilir; bakın, bu mevsime kadar Çalda devam eder. Ama, değerli
arkadaşlar, ne olduysa oldu, iki üç yıldır üzümcünün
ağzı, tadı bozuldu ve boynu büküklük yaşıyor.
Dünyanın en güzel üzümlerini, sofralık üzümlerini, şaraplık
üzümlerini yetiştiren benim memleketim
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Gazalcı,
son cümlenizi rica edeyim efendim.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) Peki.
Sayın Bakan, kooperatifleri,
birlikleri destekleyin. Bakın, İtalyada 50 milyon litre kapasiteli
üretici şarap fabrikaları var. Yalnız, şaraba
alerji duyuyorsanız, pekmezi destekleyin, sirkeyi destekleyin,
entegre tesisler kurmayı destekleyin. Üzümcü, tütüncünün durumuna
düşmesin. Şu anda burnundan soluyor. Fındıkta yaşananlar,
bağda da yaşanacaktır. Bağcıyı dövmeyin,
üzüm yiyelim diyorum, üreticiye kulak verelim diyorum.
Bu Avrupa Birliğine uyum diye
çıkardığımız yasalar belki kâğıt üstünde
güzeldir. Tütün Yasasında da böyle oldu; ama, uygulamada insanlarımızı
öldürüyor. Uyum sağlamak bir yana, sizin verdiğiniz destekler
belki üreticinin eline değil, kimi büyük bazı çiftçilerin
eline geçiyor olabilir o destekler; ama, üretici kan ağlıyor,
üzümcü kan ağlıyor. Bir kere daha söylüyorum: Sofralık
üzümler dalında kaldı, şaraplık üzümler dalında
kaldı; özel teşebbüs almıyor.
BAŞKAN Sayın Gazalcı
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) Tekelin
içki kısmını özelleştirdiniz, perişan oldu;
sizi göreve çağırıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Gazalcı.
Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 18. maddesinin (f)
bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt birliğin görevleri
Madde 18.- Alt birliğin görevleri
şunlardır:
a)
Üyeleri arasında iletişim ve dayanışma
sağlamak.
b) Üyelerinin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin, meslekî bilgi ve görgülerini geliştirmek
üzere konferans, panel, kurs, seminer ve benzeri eğitim faaliyetlerinde
bulunmak, kitap ve süreli yayınlar hazırlamak veya hazırlatmak.
c) Faaliyet gösterdikleri tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için konuları ile ilgili
yatırım yapmak, inceleme ve araştırma yapmak veya
yaptırmak ve raporlar düzenlemek.
d) Tohumculuk sektörüyle ilgili
kararların oluşmasına yardım etmek üzere öneriler
ve raporlar hazırlamak ve bunları Birliğe sunmak.
e) Birliğe üye olarak, ülke tohumculuğunun
gelişmesine katkı sağlamak.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe
Gereksiz bir düzenleme olduğu
için madde metninden çıkarılmıştır.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
18inci madde kabul edilmiştir.
19uncu maddeyi okutuyorum:
Alt birlik organları
MADDE 19. -
BAŞKAN Madde üzerinde 2 önerge
var, sırasıyla okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 19. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Mesut Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu Emin Koç
Aydın İstanbul Yozgat
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan
Malatya Gaziantep Antalya
A.
Kemal Deveciler Mehmet
Yıldırım
Balıkesir Kastamonu
Alt birlik organları
Madde 19.- Alt birliğin organları;
genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplik kuruludur.
BAŞKAN İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 19. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan
Balıkesir Gaziantep Antalya
M.
Mesut Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu Mehmet Yıldırım
Aydın İstanbul Kastamonu
Emin
Koç
Yozgat
Alt birlik organları
Madde 19.- Alt birliğin organları;
a) Genel kurul,
b) Yönetim kurulu,
c) Denetim kurulu,
d) Disiplin kurulundan oluşur.
BAŞKAN Bu önergeyi işleme
alıyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Sayın
Başkan, müsaade ederseniz önergeler hakkında kısa bir
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN Yok efendim, öyle bir
usulümüz yok.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kısa
bir açıklama hakkı yok mu? Aynı arkadaşlar iki farklı
şey teklif ediyorlar, usule aykırı.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutalım,
söz mü istiyorsunuz?
EMİN KOÇ (Yozgat) Söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Koç, buyurun.
EMİN KOÇ (Yozgat) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum.
Tohumculuk Kanunu Tasarısının
19uncu maddesiyle ilgili CHP adına söz aldım. Sözlerimin
başında, hemen, AKP İktidarına şunu öneriyorum:
Bu Kanun Tasarısı hemen çekilmelidir. Bu Kanun Tasarısının
hiçbir maddesinin Türk çiftçisi lehine getireceği hiçbir
şey yok. Bugün görüyoruz, yıllardır Türk tarımının
neden bu hale getirildiğini biliyoruz biz. Bu tür zihniyetler
Türk tarımını bu hale getirdi. Türk tarımını,
yıllardır, Avrupadan gelen, Amerikadan, Fransadan gelen
birtakım önerilerle güya kalkındırmaya çalışıyorduk.
Ne hale geldi Türk tarımı? Hiçbir kalkınma ortada yok.
Ben Yozgat milletvekiliyim. Yozgatın
tarımını hepimiz biliyoruz: Hayvancılıkla
uğraşıyor, buğday üretiyor, pancar üretiyor, koskoca
Yozgat, ama, küçücük bir Hollanda kadar, başka Batı ülkesi
kadar ürün ihraç edemiyor. Kendisine de yetmez hale geldi.
Bugün dünyanın her yerinde,
dünyanın her türlü ülkesinin marketlerinde Fransız peynirini
görüyorsun, Hollanda peynirini görüyorsun, Batı ülkelerinin
mallarını görüyorsun, ama, Türkiyeden hiçbir şey yok.
Niye böyle oldu? Türkiyeyi bu hale getiren merkez sağ zihniyettir.
Avrupanın sözünü dinleye dinleye, maalesef, Türkiyeyi bu hale
getirdiler.
Yıllardır medyada da izleriz,
her yıl tarımla ilgili tarıma devlet şu kadar para
ayırıyor, bu kadar para boşa gidiyor diye haberlerini
okuduk. Belirli aralıklarla bunu Türk toplumunun aklına
yerleştire yerleştire Türk tarımını, maalesef,
bu hale getirdi.
Tasarı görüşülürken Tarım
Bakanımızın sözlerini, açıklamalarını
dinledik. Tarım Bakanımız bu yıl Türk tarımına
çok büyük destekler yapıldığını sıraladı.
Bu destekler acaba kime yapılıyor?
Değerli arkadaşlar, hepimiz Türkiyeyi dolaşıyoruz,
elinizi yüreğinize koyun, hiçbir bölgemizde buğday üretenler,
pancar üretenler, hayvancılıkla uğraşanlar, üzümle,
tütünle, pamukla uğraşan hiçbir çiftçinin memnun olduğunu
gördünüz mü? Görmedik.
Şimdi, Tarım Bakanımız
destek verdik diyor. Nerelere destek verdiklerinden bir örnek veriyorum
arkadaşlar:
Değerli arkadaşlar,
şimdi, bir yasa var. Dahilde İşleme Rejimi adı altında,
güya, Türkiye, un, bulgur, makarna ihraç ediyor. Bu amaçla, devlet,
belli üreticilere buğday tahsis ediyor, ihracat yapma kaydıyla
buğday tahsis ediyor. Yine, bu İktidarın yayınladığı
bir yayın var. Resmî belgesiyle söylüyorum. Bu yayında, AKP
İktidarının göreve başladığı dönemde,
mesela, 2003 yılında 45 bin ton buğday tahsis edilmiş
ihracat yapma amacıyla, 45 bin ton; 2005 yılında 3 milyon
tona yakın buğday tahsis edilmiş bu firmalara. Yani,
Toprak Mahsulleri Ofisi, 415 binlere mal ettiği buğdayı
bu tüccarlara 200 bin liraya vermiş. Aradaki fark değerli
arkadaşlar, tam 900 trilyon liradır. Bu, Türk milletinin soygunu
demektir. Böyle bir ihracat, maalesef, Türkiyede yok. Pancarda da
aynı şey söz konusu. Tarım Bakanı bunlara dikkat
etmelidir.
Şimdi, Tohumculuk Yasasıyla
ne yapıyorsunuz? Tohum tekelini eline geçiren firmaların
kurbanı haline getireceksiniz bu çiftçiyi. Peki, bu tohum tekelini
elinde bulunduran firmalar kim? Amerika, İngiltere, Fransa,
Hollanda, İsrail. Bunların esiri haline gelecek bizim
çiftçimiz
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİN KOÇ (Devamla) Bunlardan
tohum alacağız. Aldığınız tohum da, öyle genleriyle oynanmış tohum ki,
aldığınız tohumu bir defa kullanıyorsunuz,
ertesi yıl, o ürettiğiniz buğdaydan, üründen bir daha
kullanamıyorsunuz. Yani, onu, aynı, uyuşturucuya
alışan insanlar gibi, bizim çiftçimizi de bu tohumlara
alıştıracaklar ve hiçbir zaman üstesinden gelemeyeceğimiz
bir noktaya gelecek ve tarımı da başkalarına devretmiş
olacağız. Yani, bu yasa, Türk tarımına, Türk milletine
çok büyük bir ihanettir. Bu yanlıştan dönmenizi istiyoruz.
Batı ülkelerinin ne yaptıklarını
görüyorsunuz. Fransa kalkıyor Türkiye Ermeni soykırımı
yapmıştır diyor veya o görüşü destekleyenlere
ödüller dağıtıyor, Nobel ödülleri veriyor. Şimdi,
onların baskısıyla, onların zorlamasıyla Tohumculuk
Yasasını çıkartıyoruz. Türk toplumunu böyle destekleyemeyiz
arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koç, son cümleniz
için açıyorum.
Buyurun.
EMİN KOÇ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bu İktidar da, Türk tarımına hiçbir
şey kazandırmamıştır. Bu İktidar göreve
başladığında buğdayın kilosu 320 bin lira
idi, mazot 900 küsur bin lira idi. Bugün, buğday yine aynı fiyatta,
mazot onun 10 katında. Yine, Ziraat Bankasına, borçlarına
bakıyoruz çiftçinin, bir sene öncesinin 2 katı. 750 trilyon
lira borcu vardı Türk çiftçisinin, bugün 3 katrilyon lira borcu
var Ziraat Bankasına. Tarım gittikçe ölüyor, çiftçi gittikçe
ölüyor. Çözüm bu değildir. Çözüm bu yasalar değildir. Hep beraber,
gelin oturalım, tarımı nasıl kurtaracağız,
bu milleti nasıl kurtarıp, ayağa kaldıracağız,
onu konuşalım diyorum.
Hepinize saygılar, sevgiler
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar) BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Koç.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı diye bar bar bağırdım.
BAŞKAN Duymadım.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
20 defa bağırdım.
BAŞKAN Bu sefer arayalım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 19. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt birlik organları
Madde 19.- Alt birliğin organları;
genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplin kuruludur.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet, katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Katılmıyorsunuz.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Alt birliğin organları;
genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplin kurulundan
oluşur ibaresi Alt birliğin organları; genel kurul,
yönetim kurulu, denetim kurulu ve disiplin kuruludur şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 16.11
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.26
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Bayram ÖZÇELİK (Burdur)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 19uncu maddesi
üzerindeki ikinci önergenin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi, ikinci önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
İkinci önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir ve karar yeter sayısı
vardır.
Şimdi, 19uncu maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
20nci maddeyi okutuyorum:
Alt birlik genel kurulu
MADDE 20.
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 20. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler Ferit Mevlüt
Aslanoğlu M. Mesut Özakcan
Balıkesir
Malatya Aydın
A.
Kemal Kumkumoğlu Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan
İstanbul Gaziantep Antalya
Alt birlik genel kurulu
Madde 20.- Alt birlik genel kurulu,
alt birlik üyelerinden oluşur. Yılda iki defadan az olmamak
üzere ve yönetim kurulunun çağrısı üzerine, üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile toplanır. Yönetim kurulunun veya
denetim kurulunun kararı yahut genel kurul üyelerinin
beşte birinin yazılı istemi üzerine olağanüstü
toplantıya çağrılır. İlk toplantıda yeterli
çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantıda çoğunluk
aranmaz. Ancak, ikinci toplantıya katılan üye sayısı;
yönetim, denetim ve disiplin kurulları asıl üyelerinin
toplamının iki katından az olamaz. Bu toplantıda
da gerekli çoğunluk sağlanamazsa alt birlik feshedilmiş
sayılır. Toplantılarda kararlar, hazır bulunanların
salt çoğunluğu ile alınır.
Alt birlikler, iki yıllık
bir dönem için Birlik genel kurul toplantılarına katılmak
üzere, on asıl ve on yedek temsilci seçer. Genel kurulun toplantıya
çağrılması, toplanma ve Birlik genel kurulu temsilcilerinin
belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar alt birliğin tüzüğünde
belirlenir.
Alt birlik genel kurulunun görev
ve yetkileri şunlardır:
a) Alt birlik organlarını
seçmek.
b) Üyelik şartları, üyelikten
çıkma ve çıkarılma konusunda karar vermek.
c) Giriş aidatı ve
yıllık aidatı belirlemek.
d) Meslekleri ile ilgili tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için temel ilkeleri belirlemek.
e) Yönetim kurulu ve denetim kurulu
raporlarını görüşmek ve ibra edilip edilmemesine karar
vermek.
f) Yönetim kurulunca hazırlanan
bütçeyi görüşmek ve onaylamak.
g) Alt birliğin çalışmaları
ve yönetilmesi ile ilgili genel ilkeleri belirlemek.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü ayni hak tesis etmek konusunda yönetim kuruluna yetki
vermek.
ı) Birlik genel kurulu ve hakem
kuruluna temsilci seçmek.
i) Tohumculuk faaliyetleri ile
ilgili tesis, laboratuvar, işletme, eğitim merkezi kurulması
ve bu yerlerin alet, ekipman ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi
konusunda yönetim kuruluna yetki vermek.
j) Genel kurul toplantı kararlarının
birer suretini Birliğe göndermek.
k) Tohumculuk sektörünün güncel
konularını görüşmek.
BAŞKAN İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 20. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Osman Kaptan
Balıkesir Malatya Antalya
M.
Mesut Özakcan Ali Kemal Kumkumoğlu Ahmet Yılmazkaya
Aydın İstanbul Gaziantep
Alt birlik genel kurulu
Madde 20.- Alt birlik genel kurulu,
alt birlik üyelerinden oluşur. Yılda bir defadan az olmamak
üzere ve yönetim kurulunun çağrısı üzerine, üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile toplanır. Yönetim kurulunun veya
denetim kurulunun kararı yahut genel kurul üyelerinin
beşte birinin yazılı istemi üzerine olağanüstü
toplantıya çağrılır. İlk toplantıda yeterli
çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantıda çoğunluk
aranmaz. Ancak, ikinci toplantıya katılan üye sayısı;
yönetim, denetim ve disiplin kurulları asıl üyelerinin
toplamının iki katından az olamaz. Bu toplantıda
da gerekli çoğunluk sağlanamazsa alt birlik feshedilmiş
sayılır. Toplantılarda kararlar, hazır bulunanların
salt çoğunluğu ile alınır.
Alt birlikler, iki yıllık
bir dönem için Birlik genel kurul toplantılarına katılmak
üzere, oniki asıl ve oniki yedek temsilci seçer. Genel kurulun
toplantıya çağrılması, toplanma ve Birlik genel
kurulu temsilcilerinin belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar alt
birliğin tüzüğünde belirlenir.
Alt birlik genel kurulunun görev
ve yetkileri şunlardır:
a) Alt birlik organlarını
seçmek.
b) Üyelik şartları, üyelikten
çıkma ve çıkarılma konusunda karar vermek.
c) Giriş aidatı ve
yıllık aidatı belirlemek.
d) Meslekleri ile ilgili tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için temel ilkeleri belirlemek.
e) Yönetim kurulu ve denetim kurulu
raporlarını görüşmek ve ibra edip edilmemesine karar
vermek.
f) Yönetim kurulunca hazırlanan
bütçeyi görüşmek ve onaylamak.
g) Alt birliğin çalışmaları
ve yönetilmesi ile ilgili genel ilkeleri belirlemek.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü ayni hak tesis etmek konusunda yönetim kuruluna yetki
vermek.
ı) Birlik genel kurulu ve hakem
kuruluna temsilci seçmek.
i) Tohumculuk faaliyetleri ile
ilgili tesis, laboratuvar, işletme, eğitim merkezi kurulması
ve bu yerlerin alet, ekipman ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi
konusunda yönetim kuruluna yetki vermek.
j) Genel kurul toplantı kararlarının
birer suretini Birliğe göndermek.
k) Tohumculuk sektörünün güncel
konularını görüşmek.
BAŞKAN Sayın Komisyon
katılıyor musunuz önergeye?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Hükûmet katılıyor
musunuz?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu,
buyurun; önergenizdeki gerekçeyi açıklayacaksınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Sayın Başkan, yüce Meclisin çok değerli milletvekilleri;
önce, demokratım diyen, demokrasiden nasibini almayan,
yıllarca ülkeleri sömüren ve yıllarca Afrikayı, Cezayiri
sömüren Fransız Meclisinin aldığı kararı
kınıyorum ve lanetliyorum. (Alkışlar)
Sayın milletvekilleri, bir
yasa görüşüyoruz, tohumculuk. Ama, bir yasada, görüşülürken,
o yasadan önce, o yasayla ilgili çiftçinin durumuna bakmak lazım.
Değerli milletvekilleri,
bir Hükûmet, yedi aydır, eğer bir don tespitini yapamıyorsa,
bu Hükûmet, âciz hükûmettir. Yedi aydır, köylünün -yedi ay oldu, yedi ay- yedi aydır
-hasar tespitini- hâlâ, hasar tespiti yapıyorum diyorsa, yazıklar
olsun! Aç köylü!.. Yok köylü!.. Yedi aydır, daha hasar tespiti sonuçlanmadı.
Bu nasıl hasar tespiti acaba ya?! Acaba, biz, hangi matematik
şeylerle yapıyoruz? Yedi ay geçti arkadaşlar!
İki: Hasar tespiti yapıyoruz
arkadaşlar. Size örnek vereceğim, bir köylünün, Doğanşehir
Eskiköyden bir köylümün hasar tespiti: Kayısı bedeli 760
milyon -yani, kaybettiği, hasar- 760 milyonluk kayısısı
yok olmuş. Başka hiçbir şeyi yoktur bu insanın. Bir
ineği, bir de ahırı var arkadaşlar, bir ineği
bir ahırı var, 760 milyon da kayısısını kaybetmiş.
Diyorlar ki, 768, ineğe 1,5 milyon fiyat koymuşlar, 3 milyar
da ahırına koymuşlar; diyorlar ki: Senin mal varlığın
5 milyar 468 milyon, hasarın ise, sadece 768 milyon. Sana hasardan
pay vermeyiz. Bu, hak mıdır, adalet midir, nedir arkadaşlar?!
Ahırına 3 milyar koyacaksın, bu ahırı mı
yiyecek bu insan?! Bir ineği var arkadaşlar, bir ineği
Yazık değil mi?!. Günah değil mi?! Hak mı bu, adalet
mi bu?! Ben, hakikaten inanamıyorum, neyin hasar tespitini yapıyorsunuz?
Mal varlığı demek, alacağı vardır, borcu
vardır, mal varlığı... Traktörü var. Traktörü var diyor,
traktörünün borcu var, daha bir kuruş ödememiş, traktörü hacizli,
traktör bedeli koyuyor. Mazotçuya borcu var, gübreciye borcu var,
onları mal varlığından düşmüyor. Ne oluyor, bunun
adı hasar tespiti oluyor. Haktan, adaletten uzak bu hasar tespiti
arkadaşlar. Böyle bir uygulama olmaz arkadaşlar.
Ben, Sayın Bakanım kusura
bakmayın, yedi aydır bekledim, yedi aydır sabrettim,
yedi aydır o insanların içindeyim. Hakikaten, bu yapılan
uygulamayı şiddetle kınıyorum.
NECATİ UZDİL (Osmaniye)
Şimdi, bu Yasayla ortadan kaldıracağız bu sorunları!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Yaklaşık iki yıl önce kayısımız
dondu. Burada bas bas bağırdık, yüzde 70 kayısımız
gitti, bir kuruş para vermediniz. Fındıkçıya söz
verdiniz, nerede?.. Şimdi, 35 milyar, Sayın Bakanım söz
verdiniz. Devlet babanın sözü namus borcudur, şeref borcudur
ve Malatyada tüm yerel gazetelerde Sayın Başbakandan müjde...
Devlet borcunu öder. 35 trilyon parayı lütfen ödeyin, lütfen ödeyin
Sayın Bakanım. Aksi halde, Malatya köylüsü açtır, bir
ekmeğe muhtaçtır. Ama, yarısı şimdi, yarısı
bahara... Acaba hangi bahara?..
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Gelmedi, bahar gelmedi.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Fındıkçıya da söz verdiniz iki sene önce.
Hangi bahara Sayın Bakanım?
Sayın Bakanım, hasar tespitleriniz
objektif kriterden uzaktır. Hasar tespitleriniz, kesinlikle
-35 trilyon dediniz- 10 trilyonu bulmayacaktır Sayın Bakanım.
Böyle bir tespit, aç olan köylüyü daha aç bırakacaktır. Mal
varlığı demek... Sayın Bakanım, muhasebede
şu vardır: Mal varlığı demek, bilançonun aktifi
pasifi... Eğer traktörü varsa, traktörü var sayıyorsunuz,
bunun borcu var mı yok mu? Mazot
borcu var mı, gübre borcu var mı? Hepsi borç. Sayın Bakanım,
Malatyada yapılan hasar tespiti subjektiftir, objektif kriterden
uzaktır.
Ben şunu yapacağım:
İki yıl önce, fındığa, verdik deyip vermediğiniz
hasar tespitlerini... Mahkemeye suç duyurusunda bulunacağım,
salı günü. Subjektif hasar tespiti vardır. Bir de gidin oradakileri
inceleyin, şu vermedikleriniz var ya
Mahkemeye suç duyurusunda
bulunacağım. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri,
eğer paran yoksa, eğer bu Tohumculuk Yasası
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
İki sene önce, burada, bir Depoculuk
Yasası çıkardık. Aa, hepimiz, nerede depolar?..
Eğer uzun vadeli finansman yapmıyorsan, eğer kendi öz değerlerine,
kendi katma değerlerine katma değer yaratmayan uzun vadeli
finansman politikan yoksa, birileri gelir, seni böyle burandan tutar,
alır gider. Onun için, bu Yasa da hiçbir işe yaramayacaktır.
Eğer, kendi ürününü, kendi tohumunu buna teşvik etmiyorsan,
sonuçta hiçbir şey olmaz.
Yine, demin
Tabii, her şeyi,
demin Fahrettin kardeşim konuşamadı. Türkiye'de bir
döllenme metodu uygulanmış, vallahi ilk defa gördüm, tosunlar
döllenmiş, hamile inekler döllenmiş! Hakikaten, nasıl
bir uygulama, bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Sayın Bakanım, sizin söz
verdiğiniz -Sayın Başbakan söz verdi, siz söz verdiniz-
35 trilyonumuzu -yarın geç Sayın Bakan- bugün istiyoruz,
Sayın Bakanım bugün istiyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Aslanoğlu.
Sayın milletvekilleri, gerekçesini
dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 20nci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt birlik genel kurulu
Madde 20.- Alt birlik genel kurulu,
alt birlik üyelerinden oluşur. Yılda iki defadan az olmamak
üzere ve yönetim kurulunun çağrısı üzerine, üye tam sayısının
salt çoğunluğu ile toplanır. Yönetim kurulunun veya
denetim kurulunun kararı yahut genel kurul üyelerinin
beşte birinin yazılı istemi üzerine olağanüstü
toplantıya çağrılır. İlk toplantıda yeterli
çoğunluk sağlanamazsa ikinci toplantıda çoğunluk
aranmaz. Ancak, ikinci toplantıya katılan üye sayısı;
yönetim, denetim ve disiplin kurulları asıl üyelerinin
toplamının iki katından az olamaz. Bu toplantıda
da gerekli çoğunluk sağlanamazsa alt birlik feshedilmiş
sayılır. Toplantılarda kararlar, hazır bulunanların
salt çoğunluğu ile alınır.
Alt birlikler, iki yıllık
bir dönem için Birlik genel kurul toplantılarına katılmak
üzere, on asıl ve on yedek temsilci seçer. Genel kurulun toplantıya
çağrılması, toplantı ve Birlik genel kurulu temsilcilerinin
belirlenmesi ile ilgili usul ve esaslar alt birliğin tüzüğünde
belirlenir.
Alt birlik genel kurulunun görev
ve yetkileri şunlardır:
a) Alt birlik organlarını
seçmek.
b) Üyelik şartları, üyelikten
çıkma ve çıkarılma konusunda karar vermek.
c) Giriş aidatı ve
yıllık aidatı belirlemek.
d) Meslekleri ile ilgili tohumculuk
alt sektörünün geliştirilmesi için temel ilkeleri belirlemek.
e) Yönetim kurulu ve denetim kurulu
raporlarını görüşmek ve ibra edilip edilmemesine karar
vermek.
f) Yönetim kurulunca hazırlanan
bütçeyi görüşmek ve onaylamak.
g) Alt birliğin çalışmaları
ve yönetilmesi ile ilgili genel ilkeleri belirlemek.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü ayni hak tesis etmek konusunda yönetim kuruluna yetki
vermek.
ı) Birlik genel kurulu ve hakem
kuruluna temsilci seçmek.
i) Tohumculuk faaliyetleri ile
ilgili tesis, laboratuar, işletme, eğitim merkezi kurulması
ve bu yerlerin alet, ekipman ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi
konusunda yönetim kuruluna yetki vermek.
j) Genel kurul toplantı kararlarının
birer suretini Birliğe göndermek.
k) Tohumculuk sektörünün güncel
konularını görüşmek.
BAŞKAN Sayın Komisyon,
önergeye katılıyor musunuz?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: 20 nci maddenin ikinci
cümlesinde yer alan yılda bir ibaresi yılda iki şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
20nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birinci
bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm, geçici 1 ilâ
2nci maddeler dahil 21 ilâ 43üncü maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz istekleri
vardır.
İkinci bölüm üzerinde, grup
adına ilk söz isteği, Anavatan Partisi Grubu adına, Erzurum
Milletvekili Sayın İbrahim Özdoğan.
Buyurun.
Süreniz on dakika Sayın Özdoğan.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; sözlerime
başlarken, hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Ben de, 662 sıra sayılı Yasa Tasarısı üzerinde,
Anavatan Partisi Grubu adına görüşlerimi bildirmek istiyorum.
Öncelikle, bugün Fransız Parlamentosunun
aldığı sahte kararı en derin nefret duygularımla
kınamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
Yasa Tasarısı üzerindeki görüşlerimizi daha önce
bir vesileyle kısmen açıklamıştık. Son olarak,
bu konuyla alakalı şunları belirtmek istiyorum: Bu kanun
çalışmasına, biyoteknolojik tekniklerle elde edilen
genetiği değiştirilmiş tohumların son ürün
olarak insana ulaşmasından dolayı, ulusal sağlık
güvenliğini sağlamak amacıyla Sağlık Bakanlığının
da dahil edilmesi ve görüşlerinin alınması gerekmektedir.
Ancak, bu kanun tasarısında Sağlık Bakanlığının
konuyla ilgili görüşleri alınmadığı için,
ulusal sağlık güvenliği açısından ciddi sorunların
ortaya çıkacağı tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler
doğrultusunda, Tohumculuk Kanunu Tasarısının,
ilgili kurum ve kuruluşlarca olgunlaştırılmak
üzere tekrardan incelenmesinin millî güvenliğimiz, genetik
çeşitliliğimiz, ulusal sağlık güvenliğimiz,
ülke istikrarımız ve Avrupa Birliği uyum çalışmalarımız
açısından çok daha faydalı olacağı düşünülmektedir.
Değerli arkadaşlar, bir
atasözümüz vardır: Deveye sormuşlar: Neden boynun eğri?
Deve: Nerem doğru ki demiş. Şimdi, Türk tarımına
baktığımız zaman, bu Yasa Tasarısının
da çok faydalı olması için, total bir çalışmanın
yapılması gerekmektedir. Bu total çalışma hususunda,
kısmen, biz de Anavatan Partisi olarak, inşallah, iktidara
geldiğimiz zaman neler yapabileceğimiz hususunda görüşlerimizi
belirtmek istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, bizim
çiftçi dostu olduğumuz bu yeşil renkten bellidir. Burada,
Anavatan Partisinin görüşleri bulunmaktadır değerli
arkadaşlar. Bu yeşil, hem Türk tarımına, çiftçisine
verdiğimiz önemi göstermekte hem çevreci olduğumuzu hem
de bu medeniyetin sembolü, Türk milletinin medeniyetinin sembolü
olduğunu göstermektedir.
Değerli arkadaşlar, bu
vesileyle, iktidara geldiğimizde neler yapabileceğimiz
hususunda birkaç maddeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Arkadaşlar,
tarıma ilişkin yetki ve sorumluluklar pek çok bakanlığın
görev alanına girmesi sebebiyle, uygulanan tarım ve hayvancılık
politikalarında bir bütünlük ve koordinasyon sağlanması
mümkün olmamaktadır. Tarım ve hayvancılıkla ilgili
tüm görev, yetki ve sorumluluklar Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
yetkisi altında toplanmalıdır. Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün kaldırılmasıyla sahipsiz kalan toprak
-su hizmetleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı
bünyesinde kurulacak toprak su genel müdürlüğü tarafından
yürütülmelidir.
Çok önemli bir konu da değerli
arkadaşlar, Türk tarımının en önemli sorunlarından
birisi, arazilerimizin çok küçük parçalara bölünmesi ve işletme
büyüklüklerinin çok küçük olmasıdır. Bu nedenle, Miras Kanununda
değişikliğe giderek arazilerimizin daha fazla bölünmesine
müsaade edilmeyecektir ve mutlaka arazi toplulaştırılmasına
gidilecek, ayrıca, kullanılmayan tarım arazilerinin
tarımsal üretimde kullanılabilmesi için gerekli tedbirler
alınacaktır.
Hayvancılık, çok ivedilikle,
çok güçlü ve en öncelikli teşvik politikalarıyla desteklenecek
ve çiftçiye ucuz finansman kaynakları temin edilerek büyük ve
entegre tesisler kurulması teşvik edilecektir.
Tarımda uygulanan taban fiyat,
teşvik ve doğrudan gelir desteği gibi politikalar bir
bütün olarak ele alınacak ve yukarıda reformları destekleyecek
biçimde uygulanacaktır ve tarım arazilerine dekar başına
yapılan destekleme yerine üretilen ürün desteklenecektir.
Tarımda, suyun etkin kullanımını
sağlayan yağmurlama ve damla sulama gibi modern basınçlı
sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı, bu konuda
düşük faizli kredi kullanımı başta olmak üzere,
katılımcılık ilkesi esas alınarak projeler
uygulanmalıdır.
Mera alanları tespit ve tahdit
çalışmaları hızla tamamlanarak ıslah edilmeli,
mera ve otlak alanlarının rasyonel kullanımı
sağlanmalıdır.
Sulamaya açılacak alanlarda
ve ikinci ürün alanlarında yağ bitkileri ekilişi yoluyla
bitkisel yağ açığı giderilecek, diğer taraftan
çevre kirliliğinin önlenmesine katkıda bulunacak biyodizel
üretimiyle ilgili araştırma ve uygulamalara
ağırlık verilecektir.
Yüksek verimli ve üstün vasıflı
hayvan varlığının artırılması için
ırk ıslahında büyük önem taşıyan suni ve tabii
tohumlamayı teşvik edecek önlemler alınacak, damızlık
hayvan ihtiyacını karşılamak üzere büyük ölçekli
damızlık işletmelerin kurulması teşvik edilerek
alıcı ve satıcının aracısız işlem
yapabileceği damızlık hayvan borsası oluşturulacaktır.
Yerli ırklarımız
ıslah edilerek özellikle Doğu Anadolu bölgesinde meraya
dayalı besi işletmeleri oluşturulacak, koyun ve keçi
gibi kırmızı et kaynağı üretimi teşvik
edilecektir. Hayvancılığın geliştirilmesi
amacıyla yem bitkilerinin üretimine ağırlık verilerek
kaba yem açığı giderilecektir.
Tarım ürünleri ihracatı
teşvik edilip ihracat kredilerinin kullanımı kolaylaştırılacaktır.
Tarımsal ürün dış ticaretinin geliştirilmesi
için dış pazarlar izlenerek ve bu alanda süratle politika
geliştirmek ve uygulamaya koyabilmek açısından bir
veri ağı oluşturulacaktır.
Geleneksel ürünlerde markalaşmaya
gidilerek Türk markasının tanıtılması
sağlanarak yaş meyve ve sebzede üretim ve iç pazarda standartlar,
ambalajlama, etiket bilgileri uygulamaları zorunlu kılınacaktır.
Kırsal kalkınma politikası
güçlendirilecek ve tarım ve ormancılık sektörlerinin
rekabetçiliğini artırma, çevreyi ve kırsal alanı
geliştirme, kırsal kesimde yaşam kalitesini artırma
ve ekonomik faaliyetlerin çeşitliliğini sağlama konularını
içeren katılımcılık ilkesi çerçevesinde yeni
bir anlayışla ele alınacaktır.
Kırsal alanda tarımdan çekilebilecek
nüfusa, turizm, tekstil, dokumacılık, hizmet ve el sanatları
gibi tarım dışı sektörlerde yeni istihdam imkânları
oluşturacak projeler geliştirilecektir.
Katılımcı bir yaklaşımla
tarım dışı gelir getirici faaliyetler ve diğer
kırsal kalkınma tedbirlerinin desteklenmesine önem ve öncelik
verilerek kırsal alanda genç çiftçilere iş kurma ve meslek
edindirme, çiftliklerin modernizasyonu, tarımsal aaltyapıyı
iyileştirme, tarımsal çevre, sağlık, insan, hayvan
ve bitki açısından ve hayvan refahı önlemleri, tarımsal
ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması, tarıma dayalı
sanayiler, yarı geçimlik çiftlikler, üretici birliklerinin
kurulması, arazilerin ve çevre koruma amaçlı ağaçlandırılması,
köylerin yenilenmesi ve geliştirilmesi konularında projeler
hazırlanacak ve desteklenecektir.
Çiftçilerin örgütlenmelerinin
güçlendirilmesi için kooperatif ve üretici birlikleri desteklenecektir.
Ülkenin yüksek verimli ve üstün nitelikli sertifikalı tohumluk,
fide ve fidan ihtiyacının yurt içi üretimle karşılanması
ve kullanımı teşvik edilecektir Anavatan iktidarında.
Avrupa Birliği müktesebatına
uygun tarımsal müdahale kuruluşları ve ödeme kuruluşları
tesis edilecektir.
Türk tarımının sorunlarını
çözerken asla tarımdaki nüfusun belli bir orana indirilmesi
hedef alınmayacaktır. Asıl hedef, Türk çiftçisinin sorunlarını
çözmek ve onları daha mutlu yarınlara, daha umutla bakan
bir sektör haline getirmek olacaktır.
Dünyada, kalkınmış
devletlerden hiçbiri tarımı ihmal etmemiştir, tam tersi,
tarımda da kalkınmış devletlerdir kalkınmış
ülkeler. Tarımı ihmal ederek kalkınan bir devlet modeli
henüz dünyada yoktur. Tüm tarım ve hayvancılıkta hedeflediğimiz
bu icraatları yaparken, kalkınmış ülkelerin uyguladığı
bilgi ve teknolojiden faydalanacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Evet, buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
Bu uygulamayı yaparken, atıl vaziyette boş bulunan
onbinlerce ziraat mühendisi, veteriner hekimlerimizi, gıda
mühendislerimizi, orman mühendislerimizi bizzat sahada görev
yapmak ve uygulamak üzere yoğun bir şekilde istihdam edecektir.
Değerli arkadaşlar, son
olarak şunu söylemek istiyorum: Halka hizmeti Hakka hizmet bilen,
siyasette yarın endişesi taşımayan bir anlayış
ve doğru kadrolarla, genel olarak yukarıda izah etmeye çalıştığım
temel politikalarla, Türk tarım ve hayvancılığının
yeniden ayağa kaldırılması mümkündür. Ancak, reformlar,
yürekli insanlar ve koltuk sevdası olmayan anlayışlarla
yapılabilir.
Hepinize, tekrar, saygılar
sunuyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Özdoğan.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına ve şahsı adına, Antalya Milletvekili Sayın
Osman Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA OSMAN ÖZCAN (Antalya)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Tohumculuk
Kanunu Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere huzurunuzdayım; hepinizi
saygı, sevgiyle selamlıyorum.
Yeni yasama dönemimizin, ülkemize,
halkımıza, köylümüze, hayvancımıza, çiftçimize
hayırlı ve uğurlu olmasını dilerken, bu dönemin
çiftçimizin sıkıntılardan biraz da olsa kurtulma dönemi
olmasını yürekten diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tohum, bir ülkenin tarımı için gerçekten
çok önemli. Geç olmakla beraber, Tohum Kanununun Meclisimize gelmesini
de yerinde olarak değerlendiriyoruz. Şimdi, yalnız,
bu Tohum Kanunu Meclisimize gelirken, yerli tohumcularımızın
desteklenmesini içtenlikle diliyorum, çünkü, dev dış firmalar
karşısında yerli tohumcularımızın onlarla
baş etmesi biraz güçtür. Onun için, Bakanlığımızın,
bu hususta görevini yapmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
işin özünü bilmemizde fayda var. Şimdi, Avrupa Birliği
ülkeleri diyor ki, sizin yüzde 35 çiftçiniz fazla, bunu yüzde 10a
indireceksiniz. Bizim AKP Hükûmeti de, aynen, Dünya Bankasından
ve Avrupa Birliğinden aldığı -direktifleri demeyeceğim-
görüşleri aynen uyguladığı gibi, Avrupa Birliğinin
de isteklerini yerine getirmek için hemen paçaları sıvıyor.
Bunu nasıl yapacak, yüzde 10a nasıl indirecek çiftçiyi?
Dövecek değil, ekme de diyemiyor, kovacak da değil, ancak
şunu yapıyor: Çiftçiyi ektiğine pişman ettirerek,
malını para ettirmeyerek, zarar ettirerek, iflas ettirerek
yerine getirmeye çalışıyor. Eğer, çiftçi mallarından
para edenler olursa, dışarıdan getirivererek, daha
da ötesi gümrük kapılarını boş bırakarak, yol
geçen hanı yaparak, hatta hatta faturasız mal girişine
göz yumuyor. Aynen, Bulgaristandan dana butlarının gelip
faturasız, turizm bölgelerinde satıldığı gibi.
Değerli arkadaşlarım,
Avrupa Birliği, çiftçilerini yüzde 10a indirmiş, yüzde
7ye indirmiş, ama, sanayisini geliştirmiş, çiftçiliği
bırakanları o yöne göndermiş, çiftçiyi sokağa atmamış,
aç bırakmamış. İşte, bunun sonunda ne oldu:
Kapkaç, hırsızlık, yolsuzluk, soysuzluk aldı başını
gidiyor. Önleyebiliyor musunuz?!
Değerli arkadaşlarım,
Avrupa Birliği oyununu oynuyor, biz de bu oyuna geliyoruz diye
düşünüyorum. AKPnin dört yıllık iktidarı döneminde
uyguladığı ekonomi politikası, ülke gerçeklerinden
tamamen yoksun olduğu gibi, dışa bağımlıdır.
Açık ve seçik konuşuyorum. AKP Hükûmetinin kitabında
çiftçi de yoktur, hayvancı da yoktur. Bunu herkesin çok iyi bilmesi
lazım.
Şimdi, Sayın Tarım Bakanım
diyor ki: Son yıllarda 1 milyon çiftçi çiftçiliği bıraktı.
Sayın Bakanım, çiftçiliği bıraktı 1 milyon kişi
de, bu 1 milyon kişinin nasıl geçindiğini
Bu 1 milyon
kişiye istihdam temin ettiniz mi? Artık, Bakanlık, laf
etme yeri olmaktan mutlaka çıkarılmalıdır. Seçim
meydanlarında, AKP gelecek IMF gidecek diyeceksin, tütün kotaları
kalkacak diyeceksin, bu fiyatlarla üzüm mü satılır diye
bağıracaksın, buğdayda tohum üretimini artıracağız,
çiftçinin yüzünü güldüreceğiz diyeceksin, elmacının,
narenciyecinin dış satımını kolaylaştıracağız,
prim vereceğiz diyeceksin, iktidara gelince bunun tam tersini
uygulayacaksın! Bundan sonra size inanacak bir Allahın kulu
çıkacak mı değerli arkadaşlarım!
Evet, şimdi, arkadaşlar,
bakın, Manavgatın, Sağırin, Çakış, Niğit
köylerini, Serikin köylerini geziyorum, orada pamuk ekimi bitmiş.
Sizin Hükûmetinizden önce ANTBİRLİK 130 bin ton pamuk
alıyordu; şimdi, kaç alıyor biliyor musunuz; 10 bin ton.
Sizin Hükûmetinizden önce bu bölgelerde 400 bin hektar arazi ekiliyordu.
Şimdi ne kadar ekiliyor arkadaşlar biliyor musunuz; 50 bin
hektar, 50 bin hektar ekiliyor.
AHMET ERTÜRK (Aydın) Kabiliyetsizliğinden, beceriksizliğinden almıyor.
OSMAN ÖZCAN (Devamla) Bunlar
resmî rakamlar arkadaş! Öyle atmıyoruz biz. Biz, bilerek konuşuruz.
Şimdi, Bakanlık ne yapıyor
Herkes, ektiğini satsın; ekerken bana mı danıştın,
dikerken bana mı danıştın. diyor. O zaman, bu Bakanlığı
kaldıralım. Bakanlık yan gelip yatma yeri mi arkadaşlar?
Böyle bir laf olabilir mi?! (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım,
elbette, tohumculuk çok önemli. Ülkemizde son yıllarda tohumculuk gelişti;
ama, dış dev firmalar karşısında tohumcuların
mücadele etmesi zor; onun için, yüzde 8 olan katma değeri, tohumda,
sıfıra veya yüzde 1e indirelim. Çiftçimiz, yerli tohum
kullansın, ucuz tohum kullansın, ucuz üretim yapsın. Esas
mesele budur.
Şimdi, bakın, Serikin Sarıabalı
köyünde usaryum diye bir hastalık çıkmış yeni, Bakanlığın
haberi yok. Her camekâna, her seraya 500 milyon lira para yatırılıyor
arkadaşlar o hastalığın giderilmesi için. Bunun
kontrolü yok. Bunları kim yapıyor? Dış firmalar yapıyor.
Dış firmalar olunca, yarının ne olacağını
kestirebilir miyiz?! İşte, onun için diyoruz, yerli tohumu
destekleyelim diyoruz.
AKP Hükûmetinin tarımı bitirmesinin
bir başka yönü de, uluslararası kuruluşlara tam teslimiyettir
arkadaşlar. Şimdi, bakın, Manavgatın Düzağaç
köyüne gidiyorum, 80 kilometre uzaklıkta, kırsal kesim
Bir davar çobanına rastladım. Davar çobanı, aynen, milletvekillerine
iletmem için şunu söyledi: Sayın Vekilim, Avrupa Birliğinin
Türkiyeyi bölme birliği olduğunu biz çoktan öğrendik.
Köylerimizde, kahvelerimizde bunu hep konuşuyoruz; ama, bu
milletvekilleri bunu hâlâ görememişse, onları sandıkta
boğarak biz bunu göstermesini bileceğiz dedi.
Gördünüz Fransanın yaptığını.
Fransa görevini yapıyor, kınasan ne kınamasan ne. Hollanda
sanki iyi mi davranıyor? Almanya iyi mi davranıyor? Avrupa
Birliğinin her dediğine evet dersen, daha başımıza
neler geleceğini siz düşünün. Evet
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) CHP
Avrupa Birliğine karşı mı?
OSMAN ÖZCAN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, geçen yıl 16 milyon lira olan doğrudan
gelir desteği, enflasyon arttığı halde 10 milyona
düşürüldü mü düşürülmedi mi? 2006nın sonuna geliyoruz,
2005in doğrudan gelir desteğini daha yeni vermeye başladık.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Verilmedi, daha paraları verilmedi.
OSMAN ÖZCAN (Devamla) 2006 ne oldu?
İşte, AKPnin çiftçiye bakış açısının
gerçek aynası budur.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Nisanda
veriliyor.
OSMAN ÖZCAN (Devamla) Şimdi,
Akdeniz Bölgesinde narenciye olmaya başladı arkadaşlar,
narenciye olmaya başladı! Seralarda domates, patlıcan,
fasulye, hepsi dikildi; fakat, çiftçilerimiz kara kara düşünüyor:
Geçen seneki gibi para etmeyecek mi?.. Ben size söylüyorum: Geçen
cuma günü Gazipaşada salatalık bedava!.. Bedava, resmen
bedava!.. Sorun. Sabah ben hallerden faksları aldım. Salatalık
kaç bugün biliyor musunuz? 60 bin lira. Domates kaç lira; 70 bin lira.
Limon kaç lira; 100 bin lira.
Öyleyse, arkadaşlar, Bakanlık
görevini yapmalı, gerekli dış satım anlaşmalarını
yapmalı. Eskiden nasıl oluyordu? Bilhassa Rusyayla anlaşma
yapılmalı. Akas tokas anlaşmaları vardı. Neydi;
biz onlardan doğal gaz alıyoruz, bizde onlara elma satalım,
narenciye satalım, domates satalım, parada devletlerarası
taahhütler olsun ve böylece, çiftçinin yüzü gülsün; ama, biz de böyle
bir şey yok. Oturacağız, laf edeceğiz. Yalan yanlış
rakamlarla millet kandırılacak. Millet ağlıyor,
burada, biz bunun neredeyse- cenaze merasimini yapıyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, seralarda kullanılan elektrik 179 lira. 141 lira var, 163 lira var. Sanayide kullanılan
elektrik kaç? 121 lira. Ayıptır, günahtır! Çiftçiye bakış
açısı işte bu! Çiftçinin kullandığı elektrik
de 121 liraya indirilmeli. İşte, o zaman, ben görmeliyim,
çiftçinin yanında mısın değil misin.
Evet, değerli arkadaşlarım,
doğrudan gelir desteği üretene verilmeli. Çiftçimizin
borçları, faizleri silinmeli, beş yıllık eşit
taksitlere bölünmeli. AKPnin dört yıllık iktidarı döneminde,
ortalama fiyat artışları: Gübrede yüzde 70, traktörde yüzde 85, mazotta
yüzde 95dir. Bu, devletin resmî rakamları, atmıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bir
konuya daha önemle değinmek istiyorum. Basınımızda,
televizyonlarımızda, bazı işgüzarlar, bilmezler
çıkıyor, hormondan bahsediyor. Hormondan bir nebze bahsetmek
istiyorum.
Sebzelerde ve meyvelerde hormon
kullanılmıyor. Biz, o bölgenin insanıyız. Sadece,
çok soğuk havalarda, çiçek tutması için hormon kullanılabiliyor;
ama, zaten, çiftçinin hormon kullanmasının imkânı yok,
evinin yolunu bulamaz. Domates, patlıcan, salatalık gibi
sebzelerde ve tarla ürünlerinde hormon kullanılmaz. O bölgelerde,
Kınıkta, Demrede, bilhassa Kumlucada arı kullanılıyor,
arı. Arı ne; kutusu, 120 milyon peşin, veresiye 160 milyon,
35-40 tane var içinde, bir seraya bir dönemde 4 sefer arı kullandırılıyor.
Yani, halkımız bunlara inanmasın. Bazı bitki ve
sebzelerde, meyvelerde büyüklük varsa, bu, tohum özelliklerindendir,
teknolojinin gelişmesindendir. Mesela, çilekte olduğu
gibi, mesela Napolyon kirazında olduğu gibi. Onun için, Bakanlığımız
da, böyle, gelişigüzel, insanların konuşmasıyla
ilgili gerekli işlemleri yapmalıdır diye düşünüyorum.
Çok değerli arkadaşlarım,
kooperatifler geliştirilmeli. Ziraat Bankası, adına
yakışır, çiftçi bankası olmalı. Ziraat Bankası,
Ziraat Bankası değil ki, ticaret bankası; buna Bakanlığımız
el koymalı. Daha da önemlisi, artık, çiftçilerimiz,
IMFden, Avrupa Birliğinden değil, Türkiyeden idare edilmeli
arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Narenciyede, sebzede, meyvede
dış satım anlaşmaları yapılmalı arkadaşlar.
Bir konuya daha değinmek istiyorum
değerli arkadaşlarım. Şimdi, bakınız, Akdeniz
Bölgesinde, Kaşından, Kumlucasından, Serikinden, Manavgatından,
Gündoğmuşuna, Aksekisine kadar, kırsal kesimde arazi
yok, o bölgede davar besleniyor arkadaşlar, davar. Bazı
işgüzar orman bölge müdürleri, muhtarları toplayarak, davarları
kaldırın, değilse size şu cezayı veriyoruz
-vermeye de başlamışlar- ondan sonra da sizi geçindirecek
başka kollar bulacağız
Arkadaşlar, bunlar çok tehlikeli
işler. Zaten, davarcı davarından memnun değil, 250
milyona sattığı tekesini 100 milyona satamıyor;
ama, yapacak başka işi yok, gidecek yeri yok, fabrika yok çalışacak.
Vatandaşın bu ekmeğiyle de oynamayın. Çıkar
yol değildir, netice alamazsınız. Zaten, biliyorum,
mayıs ayına doğru, geldiği zaman, kim yapmış
bunu, biz böyle bir şey söylemedik, size dokunmayacağız
deyip propagandaya başlayacaksınız. Biz bunları
biliyoruz, bunları da görür gibi oluyorum. Onun için, işin
başında tehlikeyi görün. Bunlar baba nasihati, ister dinleyin
ister dinlemeyin! Bunu açıkça ifade ediyorum. Köylünün ekmeğiyle,
davarıyla oynamayın. Bunlar çok tehlikeli işler.
Değerli arkadaşlarım,
elbette iyi tohum üretmek çok iyi. İyi tohum üreteceğiz de,
kullanacağız da, iyi tohumu kullanabilmek için bazı
şartlar lazım. Ne lazım: Gübre lazım. Vatandaş
gübreyi alacak durumda mı? Şimdi ondan bir bahsedeyim bakalım.
Bu Hükûmet iktidar olduğu zaman 255 bin olan üre gübresi 510 bin liraya
çıktı arkadaşlar. Evet, 255 binden 510 bine, yüzde 100 artış.
275 bin Türk lirası olan kompoze gübre 450 bine çıktı.
385 bin Türk lirası olan DAP gübresi 590 bin lira oldu arkadaşlar.
Evet, dört yıllık iktidar döneminde mazotun fiyatı belli,
traktörün fiyatı belli, gübrenin fiyatı belli değerli
arkadaşlarım. Bunu çok iyi düşünmek lazım. Ondan
sonra da, çiftçiye şu kadar kredi verdik, çiftçiye şu kadar
ayırdık... Yahu, bu çiftçi, bu kadar mal, para verdiniz, desteklediniz
de, laf olsun diye mi, nam olsun diye mi ağlıyor?! Ben anlamadım
bunu. Gidiyorum ben de -en çok gezenlerden birisiyim, köy köy geziyorum-
size açık seçik söylüyorum: Memnun olan bir tek kişiyi bulamazsınız
bizim bölgemizde. Açık söylüyorum, samimi söylüyorum, bir tane
kişi bulamazsınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun efendim.
OSMAN ÖZCAN (Devamla) Evet, bitiriyorum
Sayın Başkan. Çok teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, DİEnin (Devlet İstatistik Enstitüsü) açıklamasına
göre, aç köylü sayısı 2002de 550 bin iken, 584 bin oldu. Yoksul
köylülerin sayısı da 650 bin artarak 10 milyon 81 bin oldu.
Ben mi yazdım bunu?! Kim yazdı bunu?! (CHP sıralarından
alkışlar) Devlet İstatistik Enstitüsü söylüyor bunu.
Oradan aldım. Hadi konuşun bakalım. Neyi konuşacaksınız
arkadaşlar?! Yani, bağırsak da, çağırsak da,
parmak kaldır-parmak indir görevinizi yapıyorsunuz, çok
güzel. Ama, bakın, pişman olacaksınız. Pişman
olacaksınız gittikten sonra diyeceksiniz ki, biz bunu neden
yaptık.
Sizleri sevgi, saygılarla selamlıyorum.
İnşallah, nasihatten anlamışsınızdır.
Tekrar selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Özcan.
AK Parti Grubu adına, Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Müfit Yetkin.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Süreniz on dakika.
AK PARTİ GRUBU ADINA A. MÜFİT
YETKİN (Şanlıurfa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Tohumculuk Kanun Tasarısı hakkında,
AK Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum; bu vesileyle
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Tohum kalite güvencesini
sağlayarak tohumluk üretim ve ticaretiyle ilgili tohumculuk
sektörünün yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi
için gerekli olan düzenlemeleri içerecek bu Tasarı, çiftçimize
büyük fayda sağlayacaktır; çünkü, ülkemizde bitkisel üretimin
gayrisafi millî hasıla içindeki payının 20 milyar dolar
civarında olduğu tahmin edilirse, bu sektörün temel girdisi
olan tohumculuk ve bununla ilgili olan tohumculuk sektörü önem arz
etmektedir. 1983 yılında tohumluk fiyatlarının,
1984te ise tohumluk ithalatının serbest bırakılması
ve serbest piyasa ekonomisinin etkin hale gelmesiyle özel sektör
tohumculuğu gelişme fırsatı bulmuştur. Tohumculuk
sektöründe özel sektör yalnızca üretim alanında değil,
aynı zamanda teknoloji transferi, çeşit geliştirme,
tohum işleme ve pazarlama konularını da içine alacak
şekilde organize olmuştur. 2002 yılına kadar çiftçi
talebinin düşük olmasına bağlı olarak, genelde
ülkemizde tohum üretimi düşük olmuş ve sertifikalı
tohum kullanma oranları da düşük seyretmiştir. Mesela
Şanlıurfa ilinde, 2001 yılında 40 bin dönüm arazi
sertifikalı tohum kullanmıştır. 2002 yılında
47 bin, 2003 yılında 70 bin dekarda; fakat, 2004 yılından
sonra bu artmış ve 223 bin dönüm arazide sertifikalı tohum
kullanılmaya başlanmıştır. 2005 yılında
364 bin, 2006 yılında da 940 bin dekarda sertifikalı tohum
kullanılmıştır. İfade ettiğim rakamlardan
da anlaşılacağı gibi, İktidarımızla
beraber sertifikalı tohum üretimine ağırlık verilmiş
ve aynı zamanda sertifikalı tohum kullanan çiftçilerimize
prim ödemeleri yapılarak desteklenmiş ve yaygınlaştırılmıştır.
Bu Yasa Tasarısı, tohumculuk
sektöründe hızlı değişim, bilim ve teknolojide
gelişmeler yanında, mevcut yasanın günümüzde sektörün
ihtiyaçlarını karşılayamaması, tohumluk
üretimi ve ticaretinde karşılaşılan problemlerden
dolayı tohumculuk sektörünün yeniden yapılandırılması
ve Avrupa Birliğine uyum amacıyla yapılmıştır.
Avrupa Birliği istedi diye veya şart koştuğu için
bu kanun çıkartılmıyor. Hedefimiz, hem Avrupa Birliğine
girmek olacak hem de 1963 yılında yürürlüğe giren 308 sayılı
Tohumculuk Kanunu ile ülkeye hizmet edeceğiz. Böyle düşünmemiz
yanlıştır; çünkü gelişmiş ülkeler, kamu kurumları,
araştırma enstitüleri ve üniversitelerin ıslah ve geliştirme
yoluyla elde ettiği materyalleri özel sektöre devretmiştir.
Özel sektör de yatırımlarını yaparak, kendi
araştırma sistemlerini kurmuşlardır.
Ülkemizde ise kamu ve üniversite,
ilmî çalışmalarını, maalesef, pratiğe aktaramamıştır.
Özel sektöre güvensizlik ve onlarla koordineli çalışamamaktan
dolayı çiftçiye ulaşılamamış, çiftçi eğitilememiş;
çiftçi, modern tarıma geçmekten ziyade, kendi ihtiyacını
temin etmeye ve fazlasıyla da geçinmeye zorlanmıştır.
Verimsiz tohumları kullanarak kısmi sulu, çoğunluk
kuru arazide tabii afetlere açık ve korumasız ve hükûmetlerin
popülist ürün alım fiyat politikalarıyla hep oyalanmıştır.
Fakat, Hükûmetimiz döneminde ve muhalefetimizin desteğiyle
Tarım Çerçeve Kanununu, Toprak Koruma Kanununu, Tarım Sigorta
Kanununu ve Tohumculuk Kanununu çıkartarak tarımı
hukuki bir çerçeveye oturtacağız. Çiftçimiz, önümüzdeki
yıllarda kaliteli ve verimli tohum kullanarak, sigortasını
yaptırarak, ürün ve sertifikalı tohum desteklemelerini
alarak daha güvenli bir tarım yapacaktır.
Bu arada bir konuya değinmek
istiyorum. Bu Tasarıda genetik kelimesi geçti diye GDOlu
ürünlerin serbest satılabileceğini ve ekilebileceğini
ifade ederek eleştiren arkadaşlarımıza ve sivil
toplum örgütlerine cevaben bir bilim adamının fikrini
iletmek istiyorum. İnternette konuyu araştırırken
rastladığım sayfada bu bilim adamımız, konunun
Biyogüvenlik Yasa Tasarısına dayandırılma çabalarını
ideolojik bir yaklaşım olarak değerlendiriyor. Bizler
de, matbaaya karşı çıkar gibi GDO teknolojisini
öğrenmeye de karşı çıkmamamız gerekir, halkımızı
yanlış bilgilendirmememiz gerekir; çünkü, biz Hükûmet olarak,
zaten GDO tohumlarının kullanılmasına karşı
hükümler koymuşuz, bunları yasaklamışız ve
bunların kullanılması da şu anda yasaktır.
Halkımızın da iyice beslenebilmesi için ekolojik tarımı,
yani, organik tarımı destekliyoruz ve bu tohumları
kullananlar yüzde 3 gibi bir artışla bunlardan faydalanabiliyor.
Ama, biz, bu arada da, mesela pamukta olduğu gibi, GDOlu ürünlere
de karşı çıkmamamız lazım, temelden karşı
çıkmamamız lazım, bunun teknolojisini öğrenmemiz
lazım. Mesela, pamukta GDOlu tohum kullanan ülkeler, Amerika,
Çin, Avustralya gibi büyük ülkeler, bunlar GDOlu tohumu kullanarak
daha verimli ürünler elde etmektedirler. Zaten, bizim girdilerimizin
pahalı olması ve dışa bağımlı olmasından
dolayı, mazotun, gübrenin pahalı olması ve dışa
bağımlı olmasından dolayı fiyatları yükselmektedir.
Biz, ancak verimi artırarak bunları kapatabiliriz. Bu
yüzden de GDO teknolojisine direkt karşı çıkmamamız
gerekir. Bunlar Biyogüvenlik Yasasında iyice değerlendirilip,
ona göre üretilen malların da etiketlenmesiyle birlikte insanların
kullanımına faydalı olabilir kanaatindeyim.
Burada dikkatinizi bir noktaya
da çekmek istiyorum: Tohumculuk Kanunu Tasarısıyla getirilen
düzenlemelere göre, bundan böyle, tohumluk üretim alanları ve
bölgeleri Tarım Bakanlığı tarafından belirlenecek,
böylece, herkesin istediği yerde istediği şekilde
tohumluk üretmesinin önüne geçilecektir.
Bunun yanında, 15inci maddede
belirtildiği gibi, Bakanlık gerekli gördüğü hallerde
5, 6, 7, 8inci maddelerdeki yetkilerini, yani, tohumluk üretimi,
tohumluk sertifikasyonu, tohumluk ticareti ve piyasada denetim
yetkilerini kısmen veya tamamen Birliğe, kamu kurum ve kuruluşlarına,
özel hukuk tüzel kişilerine veya üniversitelere süreli veya
süresiz devredebilir hükmü özel sektörün önünü açmıştır.
Özel sektörün de örgütlenmesi öngörülerek, alt birliklerin
oluşturulması, kamu kurumu niteliğindeki özerk bir
meslek örgütü olarak Türkiye tohumculuk birliği kurulacaktır.
Görüşülmekte olan bu Yasayla,
tohumculuk sektörü, üretimden satışa, dağıtımdan
ticari faaliyetlere kadar her aşamada yeniden yapılandırılacak,
böylece tohumculuk sektörünün dünyayla entegrasyonu sağlanarak,
kamu ve özel sektör iş birliği daha güçlü bir zemine oturacaktır.
Bakanlık ise, kayıt, denetim
ve kontrol görevine ağırlık verecek ve bu vesileyle Bakanlık
nezdinde bürokratik işlemler de azalacaktır.
Ayrıca, bu denetimler vesilesiyle
tohum üretimi ve ticareti disipline edilecek, tohumluk ticaretinde
problem olan kaçak ve sertifikasız tohum satışlarına
daha ağır yaptırımlar ve cezai müeyyideler getirilecektir.
Görüşmekte olduğumuz Tohumculuk
Kanunu Tasarısının çiftçimize ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Yetkin.
Hükûmetin söz isteği var efendim.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, birkaç oturumdur Tohumculuk
Yasa Tasarısını konuşuyoruz ve çok enteresan durumlar
oluyor. Zannediyorum, Meclis tarihinde de pek böyle durumlar fazla
olmamıştır. Burada ne İç Tüzük bu Kanunun müzakereleri
esnasında ne teamüller maalesef hiçbirisi icra edilmiyor ve
çalışmıyor.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
Ne demek çalışmıyor?! İç Tüzük dışında
mı konuşuluyor Sayın Başkan?!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, Komisyonda bu
Kanuna hiçbir muhalefet yapmayan, oy birliğiyle buna destek
veren arkadaşlarımız buraya geliyor, bu Tasarıyı
yerden yere vuruyor.
MUSTAFA NURİ AKBULUT (Erzurum)
Millet de onları yerden yere vuracak!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Kalkıyor işte,
önerge veriyor, aleyhte konuşuyor. Meclise geliyor, konuşuyor
burada, kürsüde
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
Ayıp mı ediyorlar?!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla)
ve önergeyle ilgili kimse
konuşmuyor; verilen önergelerle ilgili konuşma yapılmıyor.
Herkes, konuşan arkadaşlar, artık, bırakın
Türkiyenin geleceğini, Türkiye tarım sektörünün geleceğini,
dünyayla entegrasyonunu, bu Kanunun gerçekte Türk tarım sektörüne
ne getirip ne götürdüğünü tartışmak, bazı arkadaşlarımız
kendi köylerinde -bırakın vilayetlerinde, bölgelerinde-
kendi köylerindeki sorunu, herhangi bir sorunu
Yani, burada, bugün,
millî eğitim, çevre, diyanet, ne bileyim, aklınıza gelebilecek
envaiçeşit konuyla ilgili konular gündeme getirildi, köydeki,
bir köyün içerisindeki o arkadaşımızın ya
şahsi sorunu veya çok yakınındaki birinin sorunu, buraya,
bu Tohumculuk Yasa Tasarısı tartışmaları vesilesiyle
getirildi ve o kadar çok şey konuşuldu ki, tabii, Tohumculuk
Yasa Tasarısı gölgede kaldı. Yani, biz, gerçekte, Tohumculuk
Yasa Tasarısını mı görüşüyoruz başka
şeyler mi görüşüyoruz, bilemeyecek hale geldik.
Tabii, söylenen şeyler
Bakın,
öyle şeyler de söyleniyor ki
Arkadaşlarımız, esasen
bilmeleri gereken konuları bilmeyip, burada tekrar tekrar
ifade edilen gerçekleri, doğruları saptırıp, burada,
Türk milletine de, yüce Meclise de yanlış bilgiler veriliyor.
Bunların hepsi yanlış, çoğu yanlış.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Nedir o yanlış?
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya)
Gübre fiyatları yanlış mı Sayın Bakan?!
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Senin Bakan olman yanlış!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bakın size söyleyeyim:
Bir arkadaşımız çıktı, burada efendim, Türkiye,
tarımda, net ithalatçı dedi, net ithalatçı dedi. Arkadaşlar,
bu, doğru değil. Bunu, ben, defaatle, burada, bu kürsüde
açıkladım. Bakın, AK Parti Hükûmeti döneminde -en son
2005 rakamını söyleyeceğim- 8,3 milyar dolar tarım
ürünleri ihracatı, ithalatı 6,4
Şimdi, aradaki farkı,
buyurun; net ihracatçı mıyız, net ithalatçı
mıyız?! Bu, AK Parti döneminde bu hale geldi. AK Partiden önce
böyle değildi. Bakın, 2002 tarihinde Türkiyenin tarım
ürünleri ithalatı ile tarım ürünleri ihracatı başa
baştı, arada sadece 50 milyon dolarlık fark vardı;
ama, geçen zaman içerisinde, 2003, 2004, 2005te, bu, sürekli ihracatın
lehine gelişti ve en son 2005 ihracat rakamı, tarım
ürünleri ihracatı 8,3 milyar dolara çıktı, ithalat
6,4teyken. Şimdi, arkadaşlar, affederseniz, bu, yanlış
değil de nedir?! Bunun hepsi
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Köylünün sorununu size söylemeyeceğiz de kime söyleyeceğiz?!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bırak canım,
bırak; konuşuruz onların hepsini.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Köylünün sorununu size söylemezsek, kime anlatacağız?!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, bunların
hepsi
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Siz, Bakanlığınızın ne anlama geldiğini
bilmiyorsunuz!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Burada doğruları
konuşalım, doğruları tartışalım.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Köylünün sorununu sana söyleyeceğim tabii.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Türk çiftçisinin, Türk tarım
sektörünün sorunlarını çözeceğiz, çözüyoruz, bundan
sonra da çözmeye devam edeceğiz; ama, hiçbir zaman şöyle bir
iddiamız olmadı: Biz, Türk tarım sektörünün bütün sorunlarını
üç yılda çözdük gibi bir iddiada bulunmadık, böyle bir
şey söylemedik; ancak, aldığımız noktadan çok
daha iyi bir noktaya getirdik. Bunu da, ben söylemiyorum, rakamlar
söylüyor. Cumhuriyet tarihinde kaç yıl üst üste tarım sektörü
büyüdü, AK Parti Hükûmeti dönemi dışında?!
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Battı, battı; tarım sektörü battı Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bakın, son iki yıl
içerisinde AK Parti Hükûmeti döneminde tarım sektörü pozitif
büyüyor
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Sen büyüteçle bakıyorsun, büyüteçle. Senin gözünde büyüteç
var.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) En son 2005te 5,6dır büyüme
hızı. Üretim rakamları belli; yani, hububatta da hayvancılıkta
da sütte de diğer bütün ürünlerde de üretim rakamları belli.
Değerli arkadaşlarım,
bakın, siz konuştunuz, ben sizi dinledim. Lütfen, o nezaketi
gösterin, siz de beni dinleyin. Buraya, Türk milletine de, yüce Meclise
de yanlış bilgiler vermek suretiyle, doğru bilgiler
vermemek suretiyle, siz, hem yanıltıyorsunuz hem de verilen
doğru cevaplara da tahammül etmiyorsunuz; bu nasıl demokrasi
anlayışıdır?!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Yapmayın Sayın Bakanım.
TARIM
VE KÖYİŞLERİ BAKANI
MEHMET MEHDİ EKER
(Devamla) Lütfen
Lütfen
ORHAN SÜR (Balıkesir) Köylü
doğrusunu biliyor, merak etmeyin siz.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -Köylü bize de doğruyu
söylüyor.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Köylü
doğrusunu biliyor.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Köylü bize doğruyu da
söylüyor. Siz hiç merak etmeyin; sizden daha çok köye gidiyoruz biz.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Yandaşlarınıza
gidiyorsunuz.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) -Şimdi, bir arkadaşımız
çıktı dedi ki: Efendim, TİGEM arazileri satılıyor,
ne olacak bu kurumun hali? Şimdi, değerli arkadaşlar,
TİGEM arazilerinden bir tek metrekare satılmış değildir,
devredilmiş değildir, kiralanmıştır. Bu, yanlış
bir bilgidir, otuz yıl süreyle kiralanmıştır. Ne olmuştur
burada: Sadece toplam TİGEM arazilerinin yüzde 3,8i kiralanmıştır.
Peki, olmuş da ne olmuş, hangi şartla verilmiş; bir
tek şartla: Tarımsal amaçlı tohum ve damızlık
üretiminde kullanılmak kaydı şartıyla, bu şekilde
verilmiştir, kiralanmıştır. Şu ana kadar 60
trilyon lira yatırım yapılmıştır bu geçen
iki yıllık zaman içerisinde. Üretim miktarı da, TİGEMin
ürettiği tohumluk miktarı da, ürettiği damızlık
miktarı da bu arazi kiralanmasına rağmen artmıştır.
Şimdi, size onların rakamını vereceğim.
Bakın, TİGEMin hububat
tohumluk dağıtımı: 2001 yılında 58 bin
ton. Dikkat buyurun, 2002de 76 bin ton, yani, AK Partinin seçimle iktidara
geldiği yıldır bu; 76 bin ton. 2005te ne kadar; 169 bin
ton.
Bir şey daha söyleyeyim:
TİGEMin hububat ekilişlerinde kullanılan çoğaltım
materyali miktarı: 2002 yılında 3 bin ton. 3 bin tondan
devraldık biz, 3 bin tondan devraldık. Nereye getirdik biliyor
musunuz; 2006, 13.879 ton bugünkü bunun gerçekleşmesi.
Şimdi, 3 bin tonu, biz, 13.800
tona çıkarmışız TİGEM olarak. Yüzde 3,8 arazimizi
kiralamışız, ama, biz, elde kalan araziyi de çok iyi
işletmişiz, çok iyi yönetmişiz ve Türkiyede TİGEMin
bu alandaki üretimini kat kat artırmışız.
TAGEMle ilgili söylüyorum: Bakın,
burada, biz, Bitki Islahçı Hakları Kanunu çıkardık,
araştırmacıların emeklerinin karşılığını
kendilerine ödeyelim diye. Bunu biz çıkardık, bu Meclis
çıkardı, bu dönemde çıktı. Eğer -daha önce de
söylemiştim bir başka vesileyle- Bitki Islahçı Hakları
Kanunu bundan yirmi sene önce çıkmış olsaydı, tohumculuğun
sektör kanunu yirmi sene önce çıkmış olsaydı, bugün,
Türkiyenin tohumdaki ithalatı bu düzeyde olmazdı, ihracatı
da bu düzeyde olmazdı, çok daha iyi bir noktada olurdu. Ama, biz
çıkarmadık, daha önceden çıkarmadık. Şimdi,
biz bunu düzelttik.
Bakın, çeşit tescil yaptırdıkları
zaman TAGEMin araştırmacıları, biz, kendilerine
bu gelirin, çeşitten elde edilen gelirin yüzde 50sini dağıtıyoruz.
Şimdi ben size soruyorum: TAGEMde
çalışan araştırmacılar AK Partinin getirdiği
uygulamayla mı daha iyi durumdalar, yoksa, daha önce mi daha
iyi durumdalardı; biz mi onları desteklemiş olduk, yoksa,
gerçekten, onların araştırma heveslerini kursaklarında
mı bıraktık? Değerli arkadaşlarım, rakamlar
ortada, sonuç ortada.
Şimdi, bir arkadaşımız,
yine
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Köylü de ortada!
ASIM AYKAN (Trabzon) Aslan gibi
ortada duruyor köylü, bir şey yok.
TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET
MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlarım,
bakın, bir arkadaşımız çıktı -bu arkadaşımız
da Tarım Komisyonu üyesi, bilmesi gereken- bakın, Komisyonda
bu kanuna karşı çıkıp bir şey söylemedi, ama,
burada çıktı, söyledi. Dedi ki -bakın- Tarım Komisyonu
üyesi muhalefet mensubu milletvekili arkadaşımız
Ancak, AK Partinin tohumluklarda KDVyi
Bizim Hükûmetimiz döneminde
hububat ve yem bitkileri tohumluğunun KDVsini yüzde 8den yüzde
1e indirdiğimizi bilmiyor, bilmiyor. Burada, biraz önce
çıktı, dedi ki: Tohumluklarda KDVyi yüzde 8den yüzde 1e
indirin, indirmeniz lazım. Ya, biz bunu indireli yıllar
oldu değerli arkadaşım. Sen, üstelik Komisyondasın,
üstelik Tarım Komisyonu üyesisin! (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşım
Değerli milletvekilleri; bakın, bir arkadaşımız
yine şunu söyledi: Ziraat Bankası ne yapıyor; kimseye
kredi vermiyor? Bakın, AK Parti Hükûmeti döneminde Ziraat Bankası
kredileri, çiftçilere kullandırılan krediler tam 10 kat
artmıştır. Bakın, rakamı size söylüyorum:
2002 yılında çiftçiye kullandırılan zirai kredi
miktarı 227 trilyon lira, 2005te çiftçiye kullandırılan
kredi 2,2 katrilyon lira. Bakın, 2,2 katrilyon lira. Şimdi,
2,2 katrilyon, 220 trilyonun tam 10 katıdır, tam 10 katıdır.
SEDAT PEKEL (Balıkesir) Toplam
kredinin yüzde kaçı; onu soruyoruz Sayın Bakan.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Hangi çiftçidir o?!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bir şey daha söyleyeceğim
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Hangi çiftçi?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Arkadaşlar, bakın,
hepsine de cevap verecek zamanım da yok. Ancak, böyle önemli noktaları
kamuoyunun bilgisine huzurunuzda sunmam gerekiyor.
Bir arkadaşımız dedi
ki: Toprak Mahsulleri Ofisi kapanıyor, kapatılıyor.
AK Parti Hükûmeti zamanında Toprak Mahsulleri Ofisinin işlevi
yok, kapatılıyor.
Bakın, ben size söyleyeyim.
2001 yılında Toprak Mahsulleri Ofisinin iş yeri sayısı,
hububatla ilgili olarak iş yeri sayısı 303tü; biz iktidara
geldiğimiz zaman 303tü. 2006 yılında, biz, 320 alım
merkeziyle, 320 ekiple Toprak Mahsulleri Ofisi faaliyetini sürdürdü.
Demek ki, Toprak Mahsulleri Ofisinin faaliyetleri de, iş yeri
alımları da azalmamıştır, artmıştır.
Bir başka husus söyleyeyim size.
BAŞKAN Sayın Bakan, toparlar
mısınız efendim.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Efendim, toparlıyorum,
ama, çok soru soruldu ve ben bunlara cevap vermediğim zaman, sanki,
bunlar doğruymuş gibi kamuoyu nezdinde anlaşılacak.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Size kimse inanmıyor.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) İzin veriniz, hiç değilse,
bunların bir kısmını, kamuoyunu aydınlatalım,
doğru bilgiler verelim, kayıtlara da bu şekilde girsin.
Şimdi, bir arkadaşımız
dedi ki: Efendim, Toprak Mahsulleri Ofisi, işte, vatandaştan
410 bin liraya aldığı buğdayı, mal ettiği
buğdayı, 200 küsur bin liraya satıyor. Böyle şey mi
olur?
Şimdi, bu muhalefet partimize
mensup Değerli Milletvekili arkadaşımıza ben soru
soruyorum: O fark...
ORHAN SÜR (Balıkesir) Ne zaman
alındı?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Yani, bir arkadaşımız
söyledi, onun veririm ismini.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
140 bin liraya buğday almadınız ki!
ORHAN SÜR (Balıkesir) Siz
ters söylüyorsunuz onu.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Hayır, ters söylemiyorum.
Bir dakika... Cevap veriyorum. Vereceğim, hepsini vereceğim.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Soruyu anlamamışsınız ki!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, aradaki fark
çiftçiye verilen destektir arkadaşlar; aradaki fark çiftçiye
verilen destektir; yani, dünya fiyatı ile iç fiyat arasındaki
farktır bu.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Sayın Bakan, siz 400 liraya buğday almadınız ki?
280 lira buğday.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Müsaade et
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Buğday 280 lira.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Artı, 35 bin lira primi
niye hesaplamıyorsun? Artı, primi niye hesaplamıyorsun?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
müdahale etmeyelim.
Sayın Bayındır, lütfen...
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bir de primi hesapla bakayım,
kaç ediyor, 385in üzerine? 35in üzerine koy bakalım.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Prim
ödediniz mi?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Prim
ne zaman ödendi?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, bakın, değerli
arkadaşlarım, Türkiyenin, bizim dönemimizde hububatla
ilgili politikası şu; ben, şimdi, size rakamları
vereceğim. Bakın, Türkiye 2002 yılında 1 milyon
116 bin ton buğday ithal etmiştir -2002 yılında- ve
2003 yılında 1 milyon 818 bin ton buğday ithal etmiştir,
2004te 1 milyon 65 bin ithal etmiştir, 2005 yılında 135
bin tona düşmüştür, 2006 yılında 22 bin tona düşmüştür.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi, bakın, giderek,
Türkiye, ihtiyaçtan kaynaklanan, kalite ihtiyacından kaynaklanan
buğday ithalatını, bu ihtiyacı, bu sorunu ortadan
kaldırmıştır.
Şimdi, size, bakın, bir rakam
vereyim. Demin arkadaşımızın şikâyet ettiği
husus da şudur; diyor ki: Siz bunu aldınız; işte,
pahalı aldınız, ucuza verdiniz. Şimdi, ben size
bununla ilgili bir rakam da vereyim. Mesela, 1998 yılında
Türkiye 1 milyon 109 bin ton buğday ihraç etmiş -bakın, 1
milyon 109 bin ton buğday ihraç etmiş- 1 milyon 721 ton da ithal
etmiş. 1999 yılında Türkiye 1 milyon 864 bin ton buğday
ihraç ediyor, 1 milyon 613 bin ton ithal ediyor.
Şimdi, hem ihracatta düşük
fiyatta ihraç ediyor, ithal ederken de dünya fiyatlarıyla ithal
ediyor; yani, hem ithal ediyor hem ihraç ediyor ve Türkiye zarara giriyor.
Şimdi, biz bunu ne yaptık:
Biz, bunu, tuttuk dahilde işleme rejimi adı altında,
ihracat yapacak sanayiciye, Toprak Mahsulleri Ofisinin almış
olduğu buğdayı, kendilerine, ihraç kaydıyla, yani,
ihracatlarını yapsınlar, sonra biz kendilerine bu
buğdayı dünya fiyatından verelim diye bir uygulama
yaptık. Ve bununla ne oldu bakın: Şimdi, 2002 yılında
Türkiye 316 ton un ihraç etmiş -316 ton- 2003te 669 bin ihraç etmiş,
2004te 941 bin ihraç etmiş, 2005te 2 milyon 40 bin buğday unu,
Türkiye, ihraç etmiş ve Türkiye dünyada buğday unu ihracatında
lider olmuştur, birinci ülke olmuştur, AK Partinin bu uygulaması
sayesinde. (AK Parti sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Makul
süreyi geçti, yedi dakika oldu.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, bir arkadaşımız
dedi ki
BAŞKAN Sayın Bakan,
şimdi, soru-cevap kısmında cevaplandırırsınız
bir kısmını, lütfen son sözlerinizi alayım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Evet
Peki...
Bir arkadaşımız
buğday tohumunu bir defa ekiyoruz, bir daha ekemiyoruz dedi.
Bu da, tabii, talihsizliktir, çok yanlış bir bilgidir; çünkü,
buğday tohumluluğunda böyle bir şey söz konusu değildir.
Birazcık buğdayla, çiftçiyle, köylüyle ilişkisi olan
arkadaşlarımızın, tabii, bu bilgileri, bu şekilde
kullanmaması lazım. Bu doğru bir şey değildir,
yıllarca kullanılıyor.
Bakın, kalıntı izleme
İthalatta üreticinin korunmasıyla ilgili, bir değerli
milletvekilimizin, işte, bunlar izlenmiyor vesaire yönünde
şikâyetleri oldu. Bakın, değerli arkadaşlar, kalıntı
programı
Sebze, meyvede ilaç kalıntısıyla ilgili,
2002 yılında 1.348 numuneye bakılmış, 2006
yılında 4.308 numuneye bakıldı; yani, 1.348den
4.300e çıkardık, 3 katın üzerinde bir artış söz
konusu.
Şimdi, üzüm üreticileriyle
ilgili bazı hususlar söylendi üzüm üreticisi bitti dendi
BAŞKAN Sayın Bakanım,
lütfen
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Tamam, bitiriyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Soru-cevapta onlara
bakalım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Bizim sözcülerimize de aynı süreyi
istiyoruz, sekiz dakika oldu.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Bitiriyorum efendim, son
cümlemi
Bitiriyorum
BAŞKAN Sayın Bakan, lütfen
Lütfen efendim, son cümlelerinizi alacağım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Sayın Başkanım,
şimdi, kuru üzüm mesela
BAŞKAN Efendim, süremizi
çok aştık. Soru cevap kısmında bu konulara değinirsiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
İç Tüzükün neresinde yazıyor bu?
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Şimdi, bunların
hepsini, arkadaşlar, hakları olmadığı halde,
İç Tüzükü ihlal ederek, çıkıp, burada bunları söylediler.
Şimdi, benim bunlara cevap vermemem mümkün mü?!.. (CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Efendim, o Başkanlığın
takdiridir.
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın
Başkan, İç Tüzüke uyulup uyulmaması sizin takdirinizdedir,
Sayın Bakanın değil.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Son sözlerimi söyleyeceğim
Sayın Başkan.
Şimdi, tarımla ilgili,
bakın, tarımın sorunları da, tohumculuğun sorunları
da, bu Hükûmetle asgari düzeye indirilecek. Biz, elimizden gelen bütün
gayreti gösteriyoruz, çiftçinin yanındayız, yanında
olmaya devam edeceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) On dakika
oldu.
BAŞKAN Şahsı
adına söz isteyen Van Milletvekili Sayın Maliki Ejder Arvas.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika efendim.
Buyurun.
MALİKİ EJDER ARVAS (Van)
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
662 sıra sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının
ikinci bölümünde şahsım adına söz almış bulunuyorum;
bu vesileyle, bizi şu anda, iftar saatinde televizyonları
başında dinleyen aziz milletimize ve çok değerli çiftçilerimize,
camiasına, saygı, sevgi, muhabbetlerimi iletiyorum.
Değerli arkadaşlar, ben
bugün, esas, konuşmayı düşünmüyordum, uzun süredir de
zaten konuşma yapmadım, konuşmayı da düşünmüyordum.
Ama, ne yazık ki, 2005 yılında bu Yasa Tasarısı
komisyona geldiğinde, Anamuhalefet partisi üyesi arkadaşlarımızla
biz bunu ittifakla geçirdik ve buraya getirdik.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
2004
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Bakın, Türkiye -bilmiyorum, bazılarının gözüne
mi küçük görünüyor- şu anda tarım dalında ürün olarak 3
binin üzerinde ürün üretebiliyoruz Türkiyede. Allah aşkına,
bugüne kadar bu ürünlerin hangisi kayıt altına alındı,
hangisi?! Ne ekiliyor, ne biçiliyor, ürün verimi nedir
Düşüklük
rekoltesinden dert yanılıyor devamlı. Ee, neden? Kontrol
edilmiyor ki. Bana göre, bu Tohumculuk Yasa Tasarısı bir
devrim yasasıdır, devrim! Bunu, böyle kabul etmek lazım.
Çünkü, sebebine gelince, bu Yasayla, tohumculuk, belli başlı
bir kanun çerçevesinde bir takvime bağlanıyor.
Bundan sonra
Bu son zamanlarda zaten
tohumculuğa bayağı bir rağbet verilmişti, tohumculuk
sahası bayağı genişlemişti. Ama, ne yazık,
başıboş, hangi tohum nerede ekilecek
Ve bugün tohumların çeşitleri
var; kışlık tohumlar var, yazlık tohumlar var ve soğuğa
karşı mukavemetli tohumlar var. Hangi toprakta hangi tohum
ekilir, bugüne kadar bununla ilgili herhangi bir tedbir alınmamıştı.
Ama, bakın, bugün, bu Hükûmetin -ben, burada, Hükûmeti, yalnız,
demiyorum- 22nci Dönem Parlamentosunun çatısı altında,
bu Yasanın altında imzası olan herkesin büyük katkısı
var bunda. Ben, hepsine teşekkür ediyorum huzurlarınızda.
Tarım bitti, yok oldu gitti
Ya, Allah aşkına, 16-17 milyon tondan 20-21 milyon tona
çıkan bir buğday üretimini, bugün, eğer, bunu, bu millete
gözünün içine baka baka tarım
bitti, öldü, yok oldu diyorsanız, halk bunu iyi dinliyor sizden.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Kaçtan
alıyorsunuz?
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Bakın, seçim bölgemde, 12 ilçeyi dolaştım, 12 ilçenin
yanında da 100ün üzerinde de kırsal, köyü dolaştım.
Ayrı ayrı toplantılar yaptım çiftçilerimizle. Basın
nezdinde, birçok muhtarımız, bizim bu çalışmamızdan
dolayı teşekkür plaketi bize teklif ettiler, verdiler. Bakın,
birçok çiftçimizden teşekkür plaketi aldık. Ee, şu anda,
kalkmışsınız
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Beraber Orduya gidelim.
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
bakın, kalkmışsınız
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Sayın Bakanı da alalım, beraber Orduya gidelim.
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Yani, kendi kendinize tarım yok oldu, bitti... Ben, huzurlarınızda,
bu gibi yanlışları halka
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Yarın plaketi getir de bakalım. Yarın plaketin birini
getir de bakalım.
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Yani, lütfen, lütfen, bu yanlışları halka aktarmayın;
yazık, günah bu memlekete. Bu memleket hepimizin.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Beraber gidelim çiftçiye
Beraber
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Bakın
Bakın, buğday
TUNCAY ERCENK (Antalya) 1 kilo
buğday satıyor, 1 bardak çay içiyor adam!
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Bakın, buğday bugünlerde piyasada ne oldu?
TUNCAY ERCENK (Antalya) 1 kilo
buğday satıyor, 1 bardak çay içiyor!
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Kaç paraya gidiyor: 450-480 liraya kadar fırladı. Bu kimin
malıdır: Çiftçinin malıdır.
Onun için, bakın, bu Yasa Tasarısı,
bana göre bir devrimdir, devrim. (AK Parti sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar) Bakın, devrimdir. Ondan dolayı
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Doğru söylüyorsun da, ona karşı devrim denir, karşı
devrim!
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Ondan dolayı, belli başlı bir kanun çerçevesi
doğrultusunda takvime bağlanıyor ve bundan sonra,
rastgele
Yani, bu, zaten bizim verim düşüktü, bunun sebebi budur.
Kayıtsız, şartsız, kayıt dışı
Hangi
tohum nerede ekilir, bugüne kadar bunun üzerine eğilen yoktu
ki. Ben, üç senedir bu Parlamento çatısı altındayım;
böyle bir yasa bugüne kadar hiç komisyonlara
inmedi. Bakın, senelerdir tarım sigortası hep lafta
kalmıştı, bu Hükûmet döneminde geçti.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) Uygulandı
mı peki?!
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Toprak Koruma Kollama Kanunu bu Hükûmet döneminde geçti.
Bakın, Depoculuk Yasa Tasarısı
Vatandaş malını satamadığı gibi, mecbur
gidip tefecinin kucağına düşüyordu, bugün o olay kalktı
ortadan. Vatandaş götürüyor, depoya döküyor, devlet kucağı
açmış, bankalar
Bakın, geçmişte demiyorum arkadaşlar,
zirai krediler uzun süreydi. Türkiyede zirai araçlara 1 lira kredi
daha almıyordu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Sayın Başkanım, toparlıyorum.
BAŞKAN Buyurun efendim.
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Ama, Hükûmetimiz döneminde, bakın, traktör sayısına
bakın, çıkan traktör sayısına bakın. 5 binden
şimdi 36-37 binlere çıkmış. Niye?
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Traktörün mazotu yok!
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Çiftçi para kazanmasa, çiftçi haliyle bu traktörleri niye
alıyor? Ondan dolayı, biz, bildiğimiz doğrularda
devam edeceğiz.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Çiftçi
batacak demek ki
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Yarın, halk bunun raporunu verecek, sizler değil.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Göreceğiz
onu
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Ben, bu vesileyle, aziz milletime sonuna kadar güveniyorum.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Hatim indirsen yine olmaz
MALİKİ EJDER ARVAS (Devamla)
Bu mübarek günde, bu iftar saatinde beni dikkatle dinlediğiniz
için hepinize teşekkür ediyorum ve bu Yasanın ülkemize,
çiftçimize hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize
saygılar sunuyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar,
CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Arvas.
Bölüm üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi, soru-cevap kısmına
geçiyoruz. Bu, on beş dakikalık bir süredir.
Cihaza girmiş olan arkadaşlarımıza
giriş sırasına göre söz vereceğim.
Soruların kısa ve öz sorulmasını
rica ediyorum.
Sayın Işık, buyurun.
AHMET IŞIK (Konya) Sayın
Başkan, teşekkür ediyorum.
Vasıtanızla, Bakanıma
şu soruları yöneltmek istiyorum; ama, evvela, Nobel Edebiyat
Ödülünü alan Orhan Pamuku tebrik ediyorum; milletimize hayırlı
olsun bu arada.
Sayın Bakanım, bu tasarıyla,
genetiği değiştirilmiş organizmaların Türkiyeye
ithali mümkün hale gelecek midir? Temel gen kaynağı 2006
yılında kaç ton olmuştur?
Anadoluda kaç bin ton bitki türü
vardır? Bunların üzerinde hak iddia edebiliyor muyuz?
Hâlihazırda, yalnızca bayiler
denetlenmektedir. Yasa Tasarısının hayata geçmesiyle
denetimde genişleme var mıdır?
Son olarak, 1 milyon kişi 2005
yılında tarım sektöründen sanayi sektörüne, ara hizmetlere
geçişte bulunmuştur. Bu geçişle birlikte tarım
sektöründeki üretimde düşüş var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Işık.
Sayın Bayındır, buyurun.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Önce, Sayın Bakanın verdiği
bir rakamı düzelterek sorumu soracağım aynı
şey içerisinde.
Sayın Bakanım, benim bölgem
Kırşehir. Kırşehirde hiçbir çiftçi buğdayını
400 liraya vermedi; 280, 290, 300 liraya verdi. Şimdi benim sorum
şu: 7/6/2006 tarihinde Sayın Başbakan hububat fiyatlarını
sizinle birlikte açıklarken buğdaya 35 kuruş prim, arpaya
25 kuruş prim demişti. Bunu daha vermediniz. Çiftçiye bunu
ne zaman vereceksiniz? Birazdan çıkıp ya da yanıtlar
bölümünde eğer bunu yanıtlarsanız, çiftçiler bunu
dört gözle bekliyor diyorum.
Bir şey daha: 2003 yılında
Kırşehirimiz merkez ve ilçelerinde doğal afetler sonucu
oluşan hasardan kaynaklı 1.862 çiftçi zarar gördü, tespit yapıldı,
ama, ödeme, yalnızca, en zenginden başlamak üzere, 280 çiftçiye
ödendi, diğerleri mağdur oldu. Yine bu yıl, dondan kaynaklı,
Kaman ilçemizde bir tane dahi ceviz kalmadı. Ceviz üreticisi
Kamanda perme perişan. Her yıl yaptığımız
Kaman Ceviz Festivalini bu yıl yapamaz durumdayız. Bununla
ilgili de bir çalışmanız vardı; henüz, Malatyada
olduğu gibi, inceleme devam ediyor. Sayın Bakan, elinizi
vicdanınıza koyun; kürsülerde verdiğiniz rakamlarla
insanın cebine para girmez.
Bu sorularıma net cevap vermenizi
sizden istiyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Bayındır.
Sayın Özdoğan
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. Aracılığınızla
Sayın Bakana birkaç sorum var.
Sayın Bakan, bir zamanlar
Egenin Söke Ovasında uçsuz bucaksız kar yığını
pamuk tarlaları görülürdü. Burada yeryüzünün en kaliteli pamuğu
üretilirdi. Bu pamuğu toplamaya Egeli işçiler yetişemezdi,
Güneydoğudan takviye işçi gelirdi. Şimdi ise, Egede
artık pamuk tarlaları bozularak nar bahçelerine dönüşüyor.
Hükûmetinizin bu alandaki destekleri kesmesiyle birlikte, pamuk
tarlaları birer birer yok oluyor. Desteği kesmenizin ardındaki
sebebin IMFye verdiğiniz taahhütlerle bir alakası var
mıdır?
İkinci sorum: Geçtiğimiz
sene, çok sayıda vatandaşımızın ölümüne de
sebep olan kuş gribi krizi esnasında, kırsal bölgelerimizdeki
veteriner hekim ağının ne kadar zayıf olduğu
bariz bir şekilde görülmüştü. Hükûmetimiz, veteriner hekim
ağındaki açığı kapatmak için, geçtiğimiz
seneden beri hangi önlemleri almıştır?
Son sorum: Bir zamanlar, Doğu
Anadolunun tümünde olduğu gibi, Erzurumun yaylaları,
dağları ve ovaları, köylümüzün ve besicimizin yüzünü
güldürecek şekilde, sığır ve koyun sürüleriyle
doluydu. Şimdi ise, sığır sayısı tükenme
noktasına geldi; koyunculuk ise, neredeyse tamamen bitti. Acaba,
bunun nedeni, AK Parti Hükûmetinin ve Başbakanın köylümüze
biçtiği değersizlikle birlikte, IMF politikalarının
uygulanması ve Hükûmetin üstüne gitmek istemediği canlı
hayvan ve et kaçakçılığı mıdır? Sizden önceki
dönemde, sığır ve keçi ve koyun olarak Türkiyenin canlı
hayvan sayısı ne kadardı? Sizin döneminizde sayı
kaça düşmüştür? Erzurum için bu sayılar ne kadardır?
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Sayın Kavuştu,
buyurun.
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum)
Sayın Başkan, aracılığınızla, Sayın
Bakanımdan şu soruları soruyorum:
Sayın Bakanım, öncelikle,
bu yıl, TMOnun, tarafınızdan uygulanan 15 nem oranını,
çeltik üreticilerimize, talep ettiği 16 oranına çıkardığınızdan
dolayı, üreticilerimiz ve bize ulaşan memnuniyetlerden
ifade etmek istiyorum ve teşekkür ediyorum.
HARUN AKIN (Zonguldak) Biz de teşekkür
ediyoruz!..
ALİ YÜKSEL KAVUŞTU (Çorum)
Sayın Bakanım, 2005-2006 döneminde geçerli olmak üzere
alınan Bakanlar Kurulu kararıyla, çiftçi kayıt sisteminde
kaydı olmayan çiftçilerimizin ürünlerini almış ve taban
fiyatı, zamanında açıklanmıştı, ancak,
Haziran 2006da çıkan yeni kararnameyle, çiftçi kayıt sistemi
uygulaması değiştirildi. Ecri misil yoluyla 2/B hazine
arazilerinde ekim yapan çeltik üreticilerinin çeltiklerini TMO
alamıyor. Bu yüzden üreticilerimiz piyasa şartlarında
korunmasız kalıyor ve düşük fiyatla tüccara satış
yapmak zorunda kalıyor. Bu konuda çiftçilerimizi rahatlatacak
yeni bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim
Sayın Kavuştu.
Sayın Tandoğdu, buyurun.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
Sayın Bakanım, Toprak Mahsulleri Ofisinin Karadenizde
almış olduğu fındıkların depolamasını
Kiraladığınız depolarda mı muhafaza edeceksiniz,
yoksa Toprak Mahsulleri Ofisinin silolarında mı değerlendireceksiniz,
muhafaza edeceksiniz ve bu fındıkları satmayı düşünüyor
musunuz? Satış şekliniz ihale şeklinde mi olacaktır?
İkinci sorum: Konuşmanızda,
fındığa yaptığınız büyük destekten
bahsettiniz, yani, altın çağını yaşadığını
söylediniz. Sayın Bakanım, benim misafirim olarak, lütfen,
Orduya gelip de, bu altın çağını yaşayan
fındık köylüsünün teşekkürlerini almak isterseniz,
benimle beraber, hareket tarihinizi söyleyin, benim misafirim,
benim uçağımla, benim helikopterimle, benim arabamla gideceğiz.
Zira, fındık ağaçlarının dibinde büyüyen, ormanda
büyüyen, suni değil, tabii mantarın kilosu 10 milyon lira.
4 kilo fındık satarak 1 kilo mantar alma hakkına sahip
olan bu Karadenizlilerin neresi altın çağını yaşıyor?
Bunun cevabını sizden istiyorum.
Sayın Bakanım, üçüncü sorum
çok net ve açık olacak: Karadenizde değil Türkiyedeki bütün
tarım köylüsü, fındığından zeytincisine, çeltikçisinden
buğdaycısına kadar bütün köylü ağlıyor,
sızlıyor, dert yanıyor ve biz de onların dertlerini
anında dinliyoruz. Sanal olarak köyleri gezdiğimizi söyleyerek
değil, gerçekten gezerek öğreniyoruz. Burada iki tane
doğru var; ya siz yalan söylüyorsunuz ya biz yalan söylüyoruz.
Lütfen, bu kürsüden açık ve net bir şekilde cevabını
vermenizi istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tandoğdu.
Soru süremizi aştık; ne
yazık ki diğer arkadaşlarımıza bu imkânı
veremiyorum.
Sayın Bakan, buyurun.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Işıkın sorduğu
sorulara sırayla cevap vereceğim. Bu Tasarı ile genetiği
değiştirilmiş organizmaların Türkiye'ye ithali
arasında bir ilişki yok, onu öncelikle belirteyim, daha önce
de belirtmiştim; çünkü, bu, bununla ilgili herhangi bir hüküm
vazetmiyor. Ayrıca, zaten genetiği değiştirilmiş
organizmayla ilgili de, bizim bir biyogüvenlik yasa tasarısı
taslağımız var şu anda, onun çalışmaları
yapılıyor, onun çerçevesinde bundan sonraki işlemler
yapılacak.
Temel gen kaynağı, anaç tohum
materyali 2006 yılında ne kadar olmuştur? Esasen, bir
nebze ona kürsüde değindim. Bizim dönemimizde, bu 3 bin ton devraldığımız
anaç tohum miktarı, çoğaltım materyali bir başka
tabirle, 2006 yılında, içinde bulunduğumuz yılda
13 bin küsur tona çıkmıştır. Dolayısıyla,
10 bin tonun üzerinde, bizim Hükûmetimiz döneminde, çoğaltım
materyalinde bir artış söz konusudur.
Dünyadaki 12 binin üzerinde bulunan
endemik bitki türünün 3 bin küsuru Anadoluda bulunmakta ve bugüne
kadarki mevzuatımızda bunların kayıt altına
alınma mecburiyeti olmadığı için, bugüne kadar
bunların Türkiye adına tescil edilmesi veya Türkiye
adına bunların kayıt altına alınması,
kısacası Türkiye'ye mal edilmesi imkânı olmamıştır;
ancak, bu tasarı, böyle bir imkân getirmektedir, âdeta bir zorunluluk
getirmektedir bu alanda. Bu çeşitlerin kayıt altına
alınmasıyla, patentleri de Türkiyeye ait olacağından,
bundan sonra bunların yurt dışına çıkarılması
ve oralarda çoğaltılması mümkün olmayacaktır. Bu
Tasarının böyle bir faydası var.
Bunun dışında, bir
de, hâlihazırda, yalnızca bayiler denetleniyor; denetim
konusunda ne tür etkiler olduğuna dair bir soru var. Yeni yasayla
sadece bayiler değil, tohumluk üretimi yapan, satışını
yapan, dağıtımını yapan ve diğer tüm ticari
faaliyetleri yapan tüm gerçek ve tüzel kişilerin denetim altına
alınması söz konusudur. Bu Tasarı, böyle bir imkân getiriyor.
İkinci soru sahibi Sayın
Bayındır. Sayın Bayındır, işte, Kırşehirde
kimse buğdayını Toprak Mahsulleri Ofisine 400 bin liraya
satmadı dedi, doğrudur. Kimse zaten satmayacak, çünkü,
Toprak Mahsulleri 400 bin lira bir fiyat açıklamadı, 370-380
bin lira açıkladı; ama, ona, ilave olarak biz prim veriyoruz,
primle birlikte 410 bin liraya çıkıyor. Dolayısıyla,
benim söylediğim
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Ben 280 bin liraya buğday aldığını söyledim.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Yok, siz o şekilde
söylediniz.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
280 bin liraya buğday aldı. Söylediğimi ben biliyorum
Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) O şekilde söylediniz.
400 bin liraya, kimse, satılmadı
Şimdi, o buğdayların
hepsi baremle kaliteye göre alınıyor. Ben sizinle
ağız yarıştırmak için konuşmuyorum burada.
Soru sordunuz, ben dinledim; cevap veriyorum, siz dinleyin lütfen.
Tamam mı!
Şimdi, ikinci sorusu
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Sayın Bakan, talimat verir gibi tamam mı deme!
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Nezaketli olun biraz!
Ben sizinle ağız şey yaptırmayayım yani.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Tamam mı filan diye
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sizi de, bakın,
şeyleriniz uyarsınlar.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Sayın Bakan, sinirleriniz çok gergin sizin herhâlde. Önce bir
tansiyon ölçtürün.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Şimdi, yeni
primlerin ne zaman ödeneceği hakkında bir çalışma
yapılıyor. Önümüzdeki haftalarda bu çalışma biter
ve ona göre uygulama başlar.
Bu arada, sizin daha önce belirttiğiniz
bir husus daha vardı, geçen hafta. Çünkü, arkadaşlar -biraz
önce, kürsüde de söyledim- o kadar çok değişik konularda,
konuyla ilgili olmayan o kadar çok şey dile getiriyorlar ki,
yani, böyle, herkes, her şeyi -tabiri caizse- konuşuyor.
Hepsine aynı anda cevap verme imkânı da olmuyor tabii. Ama,
sizin söylediğiniz hususu önemli gördüğüm için söyledim.
Sizin Akçakent ilçesindeki kooperatife borcu olan, tarım kredi
kooperatiflerine borcu olan vatandaşlarla ilgili, bir kere,
bir icra işlemi gerçekleşmiş değildir, onu öncelikle
söyleyelim.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Gerçekleşti Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Bir dakika
Gerçekleşmedi
canım kardeşim.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Gerçekleşti Sayın Bakan, kanıtlarım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Bitireyim ya!
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Kanıtlarım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Kanıtlayamazsın.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Kanıtlarım Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Kanıtlayamazsın,
hiçbir şey kanıtlayamazsın, doğru değil çünkü.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Kanıtlarım.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Doğru değil.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Sayın Bakanım, siz yanlış söylüyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Bayındır,
böyle bir usulümüz yok. Varsa getirirsiniz belgenizi. Şimdi cevap
versin.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Belgem var.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Getirirsin o zaman.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Biraz sonra getireceğim. Beş dakika sonra belge burada.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Yok, getiremezsin.
Cevap veriyorum.
BAŞKAN Sayın Bakan, siz
devam edin, süremiz bitmek üzere.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Beş dakika sonra belge burada. Sizi utandıracağım.
BAŞKAN Sayın Bakan, siz
Genel Kurula hitap edin.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Değerli milletvekilleri,
şimdi, 400 civarındaki çiftçinin ödemeleri yeniden düzenlendi.
Yüzde 30u peşin, yüzde 30u aralık ayında, kalan kısmı
da 2007de ödenmek üzere bu çiftçiler ile tarım kredi kooperatifleri
arasında bir uzlaşma sağlanmış ve şu anda
da bu icra-haciz işlemiyle ilgili tutuklanan
İşte,
kendisi geçen gün bize öyle söyledi. Buna dair hiçbir bilgi yok;
doğru değil.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
Mustafa Kaya
Elimde mahkeme kararı var, vereceğim.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Doğru değil,
bu bilgiler doğru değil.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
İki dakika sonra geliyor Sayın Bakan.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Şimdi, bir
şey daha söyledi, işte, bu rakamlar, söylediğiniz rakamlar
vatandaşın cebine girmiyor diye. Biz, vatandaşın
cebine aktarılan rakamları söylüyoruz.
Sayın Özdoğanın pamukla
ilgili olarak söylediği bir soru vardı. Öncelikle, tabii,
biz pamuk desteğini kesmedik. Bilakis, pamuk desteğini
çok ciddi şekilde artırdık. Örneğin, 80 küsur bin
liraydı 2002 tarihinde pamuğa verilen prim, 88 bin liraydı.
Biz, bunu, geçen sene sertifikalı tohumlukta -pamuk tohumluğu
kullananlar için söylüyorum- 320 bin liraya çıkardık.
Şimdi, 88 bin lira olan pamuk primini 320 bin liraya çıkarmışsa,
siz buna pamuk desteğini kestiniz, pamuğa destek vermediniz
diyemezsiniz. Bu, doğru değil.
Veteriner hekim sayısına
gelince
Onunla ilgili bir soru soruldu. Veteriner hekim sayısı
yirmi yirmibeş yıldır ilk defa 2006 yılında 520
tane veteriner hekim Tarım Bakanlığına alındı,
2006 yılında ilk defa. Bu, yirmi küsur senedir olmamış
bir hadiseydi. İlk defa, bu kadar, ÖSYM vasıtasıyla
sınava girmiş, KPSSden puan almış arkadaşlarımız
yerleştirildi.
Bir üçüncüsü, şunu söyledi:
İşte, hayvanlarla ilgili, havyan varlığı,
sığır varlığından bahsetti. Ben, sığır
varlığıyla ilgili olarak şunu söyleyeyim: Bizim
dönemimizde, devraldığımızda, mesela büyükbaş
sığır varlığı 1 milyon 860 bindi, kültür
ırkı hayvan 1 milyon 860 bindi. 2005 yılında bu rakam
2 milyon 355 bin. Dolayısıyla, burada bir azalma değil,
bir artma söz konusudur.
Kaldı ki, bir şey daha söyleyeyim:
Türkiyede 2.500 litre civarında olan ortalama süt verimi,
şu anda bizim işletmelerimizde ortalama 6 tona çıkmıştır.
Dolayısıyla, Türkiyede, hem süt veriminde hem et veriminde
birim hayvandan elde edilen üretim miktarında ciddi bir artış
var. Bu da verimlilik demektir.
BAŞKAN Sayın Bakan, teşekkür
ediyorum, süremizi çok aştık.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sayın Başkan,
diğer sorularla ilgili olarak
yazılı cevap vereceğim.
BAŞKAN Yazılı cevap
vereceksiniz.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmış olup, saat 20.00de tekrar toplanmak üzere, birleşime
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 18.04
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.04
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Beşinci
Oturumunu açıyorum.
Çalışmalarımıza
devam ediyoruz.
Danışma Kurulunun bir
önerisi vardır, okutuyorum:
V.-
ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.-
Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
No: 201 Tarihi:
12.10.2006
Danışma
Kurulu Önerisi
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının
385 inci sırasında yer alan 1240 sıra sayılı Kanun
Teklifinin bu kısmın 5 inci sırasına alınması
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesinin, Genel Kurulun onayına sunulması Danışma
Kurulunca uygun görülmüştür.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Salih
Kapusuz Ali
Topuz Süleyman
Sarıbaş
AK
Parti Grubu Başkan Vekili CHP
Grubu Başkan Vekili Anavatan
Partisi Grubu Başkan Vekili
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, 662 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan
maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan
sonra ayrı ayrı oylayacağız.
21inci maddeyi okutuyorum:
Alt birlik yönetim kurulu
MADDE 21.-
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre
okutacağım, sonra aykırılıklarına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 21. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Nail
Kamacı M. Mesut
Özakcan
Balıkesir Antalya Aydın
Osman
Kaptan A. Kemal Kumkumoğlu Ahmet Yılmazkaya
Antalya İstanbul Gaziantep
Enis
Tütüncü Hüseyin Ekmekcioğlu Orhan Sür
Tekirdağ Antalya Balıkesir
Alt birlik yönetim kurulu
Madde 21. Alt birlik yönetim kurulu
iki yıllık bir dönem için, genel kurul üyeleri arasından
seçilen, en az yedi asıl ve aynı sayıda yedek üyeden oluşur.
Yönetim kurulu asıl üyeleri, ilk toplantılarında yönetim
kurulunun vereceği görevleri yürütmek üzere, gizli oyla, kendi
aralarından bir başkan, bir başkan yardımcısı
ve bir sayman üye seçerler. Yönetim kurulunun vereceği görevler
ile alt birliğin işlerini yürütmek üzere bir genel sekreter
tayin edilir. Genel sekreterin nitelikleri ile görevleri, alt birlik
tüzüğünde belirlenir.
Yönetim kurulu başkanı;
yönetim kuruluna başkanlık ve alt birliği temsil eder.
Alt birliğin mali işlerinden ve bu konu ile ilgili defter
ve kayıtların tutulmasından sayman üye ile birlikte,
diğer defterler ve yazışmalarla ilgili olarak da genel
sekreterle birlikte sorumludur. Başkanın yokluğunda
kendisine başkan yardımcısı vekâlet eder. Üst üste
iki dönem başkanlık yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe
aynı göreve yeniden seçilemezler.
Yönetim kurulu ayda bir defadan
az olmamak üzere başkanın çağrısı ile salt çoğunlukla
toplanır. Katılanların salt çoğunluğu ile karar
alınır; eşitlik halinde kararı, başkanın
oyu belirler.
Yönetim kurulu toplantılarına
ilişkin usul ve esaslar, alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim kurulunun görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Genel kurul gündemini hazırlamak
ve genel kurulu toplantıya çağırmak.
b) Alt birliğin dönem bilançosunu,
faaliyet raporunu ve tahmini bütçesini hazırlayıp genel
kurula sunmak.
c) Genel kurul kararlarını
uygulamak.
d) Üyeler arasında iletişim
ve dayanışmayı sağlamak.
e)Üyelerin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması
ve geliştirilmesi için konferans, seminer, kurs, sempozyum ve
benzeri eğitim işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi
için gerekli çalışmaları yapmak, sektörle ilgili inceleme
ve araştırma yapmak veya yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin
cezasını gerektiren veya suç teşkil eden fiillerin varlığı
hâlinde, disiplin kurulunu göreve çağırmak.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü aynî hak tesis etmek.
ı) Genel kurulca verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 21. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Enis
Tütüncü Hüseyin Ekmekcioğlu Orhan Sür
Tekirdağ Antalya Balıkesir
Osman
Kaptan Ali Kemal Kumkumoğlu M. Mesut Özakcan
Antalya İstanbul Aydın
A.
Kemal Deveciler Ahmet
Yılmazkaya
Balıkesir Gaziantep
Alt birlik yönetim kurulu
Madde 21. Alt birlik yönetim kurulu
bir yıllık bir dönem için, genel kurul üyeleri arasından
seçilen, en az beş asıl ve aynı sayıda yedek üyeden
oluşur. Yönetim kurulu asıl üyeleri, ilk toplantılarında
yönetim kurulunun vereceği görevleri yürütmek üzere, gizli
oyla, kendi aralarından bir başkan, bir başkan yardımcısı
ve bir sayman üye seçerler. Yönetim kurulunun vereceği görevler
ile alt birliğin işlerini yürütmek üzere bir genel sekreter
tayin edilir. Genel sekreterin nitelikleri ile görevleri, alt birlik
tüzüğünde belirlenir.
Yönetim kurulu başkanı;
yönetim kuruluna başkanlık ve alt birliği temsil eder.
Alt birliğin malî işlerinden ve bu konu ile ilgili defter ve
kayıtların tutulmasından sayman üye ile birlikte, diğer
defterler ve yazışmalarla ilgili olarak da genel sekreterle
birlikte sorumludur. Başkanın yokluğunda kendisine
başkan yardımcısı vekalet eder. Üst üste iki dönem
başkanlık yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı
göreve yeniden seçilemezler.
Yönetim kurulu ayda bir defadan
az olmamak üzere başkanın çağrısı ile salt çoğunlukla
toplanır. Katılanların salt çoğunluğu ile karar
alınır; eşitlik halinde kararı, başkanın
oyu belirler.
Yönetim kurulu toplantılarına
ilişkin usul ve esaslar, alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim kurulunun görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Genel kurul gündemini hazırlamak
ve genel kurulu toplantıya çağırmak.
b) Alt birliğin dönem bilançosunu,
faaliyet raporunu ve tahmini bütçesini hazırlayıp genel
kurula sunmak.
c) Genel kurul kararlarını
uygulamak.
d) Üyeler arasında iletişim
ve dayanışmayı sağlamak.
e) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması
ve geliştirilmesi için konferans, seminer, kurs, sempozyum ve
benzeri eğitim işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi
için gerekli çalışmaları yapmak, sektörle ilgili inceleme
ve araştırma yapmak veya yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin
cezasını gerektiren veya suç teşkil eden fiillerin
varlığı hâlinde, disiplin kurulunu göreve çağırmak.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü aynî hak tesis etmek.
ı) Genel kurulca verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Aykırı olan
önerge, son okuttuğum önergedir.
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun Sayın
Sür. (CHP sıralarından alkışlar)
ORHAN SÜR (Balıkesir) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlarım; görüşülmekte olan madde üzerinde verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Gönül isterdi ki Sayın Bakanımız
şu anda orada olsaydı, ama biraz önce kalktılar.
ALİM TUNÇ (Uşak) Geliyor,
geliyor.
ORHAN SÜR (Devamla) Çünkü, biraz
önce, verilen aradan önce, burada yaptığı konuşmalarda,
özellikle Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin bilgisiz olduğunu,
gerçekleri burada yansıtmadığını, burada
söylediklerinin yanlış olduğunu açık açık ifade
etti.
Hüseyin Bayındır arkadaşımızın
ısrarla sorduğu tarım kredi kooperatifi borçları
nedeniyle mahkûmiyetler var sorusuna, böyle bir belge getiremezsiniz,
böyle bir olay yok diye açık ve net bir ifade kullandı.
Keşke kendisi burada olsaydı.
Şimdi benim elimde bir belge
var. Bir mahkeme kararı Sayın Bakanım. Geldiyse... Bir
mahkeme kararı. Tarih, 15.9.2006. Hem de asil borçlu değil, kefaletten,
hem de kefaletten. Mustafa Kaya
Mustafa Kaya isimli bir vatandaşımız
mahkûm oluyor. Sayın Bakanımız da diyor ki: Hayır,
böyle bir olay yok, siz bilgisizsiniz. O zaman, Sayın Bakanım,
siz inkârcı olmuyor musunuz? Bu belge varken inkârcı olmuyor
musunuz siz? (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, ben, Sayın Bakanıma
iftardan önceki konuşmamda bir soru yöneltmiştim. Burada,
geldi, birçok konuda yanıt verdi. Yine aynı soruyu soruyorum.
Kendisine afiyet olsun diyorum; biraz önce gitti, iftar yaptı,
geldi. O iftarın parasının kimin tarafından verildiğini
sormuştum. Sayın Başbakanın beş yıldızlı
otellerde iftar yemeğine gitmeyin diye talimatı varken,
acaba, nasıl oluyor da, bakanlarımız beş yıldızlı
otellerde iftar yemekleri veriyorlar diye sormuştum. Benim bu
sorumdan sonra bir değişim oldu. Neydi değişim: Dedeman
Otelden, yemek, Dikmen Vadi Park Restorana alındı, ama yine
bu yemek yapıldı. Şimdi sorumu yineliyorum: Bu yemeğin
parasını kim verdi? Sayın Bakanım siz cebinizden
mi verdiniz, devletimizin kasasından mı çıktı,
yoksa, Tohumculuk Yasasını görüşüyoruz, bir yabancı
uluslararası tohumculuk şirketi falan mı bu yemeği
finanse etti? Bunu burada öğrenmek istiyorum. Bunu eğer
anlatırsanız, gerçekten, Türk halkı mutlu olacak.
Yine, burada, bir arkadaşımız,
bu yasadan devrim yasası diye bahsetti. Gerçekten çok büyük
bir devrim yasası arkadaşlar! İkibuçuk yıl kadar
önce komisyonda görüşülmüş. Ama, o kadar hızlı bir
devrim yasası ki, komisyondan Meclis Genel Kuruluna gelmesi
ikibuçuk yıl falan almış. Çok büyük bir devrim! Yani, bu
devrimden de, devrimden faydalanacak kişilerin haberi yok.
Değerli arkadaşlar,
şimdi, gerçekten, AKP İktidarı bazı konularda lider.
Biraz önce Sayın Bakan burada açıkladı çiftçiye verilen
borcun ne kadar büyüdüğünü
Yani, 10 kat fazla kredi açmışsınız.
İşte, çiftçi o sayede yaşıyor, çiftçi o sayede yaşıyor
değerli arkadaşlarım. Çiftçiyi, cumhuriyet tarihinin
en borçlu çiftçisi haline getirdiniz. Çiftçi komada. Bizim sizden
ricamız şu, buradaki mücadelemiz şu: Hiç olmazsa oksijen
çadırına alın da önümüzdeki dönem Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında o çiftçiyi ayağa kaldıralım, öldürmeyin.
(CHP sıralarından alkışlar)
AHMET YENİ (Samsun) Rüyalara
bak! Rüya görmeye başladınız.
ORHAN SÜR (Devamla) Evet, siz rüyayı
göreceksiniz, siz rüyayı göreceksiniz!
AHMET YENİ (Samsun) Rüya, hayal!
ORHAN SÜR (Devamla) Burada, Sayın
Bakan yine çeşitli örnekler veriyor, işte tohumculukta
şunu yaptık, tohumculukta bunu yaptık diye. O tam orada
bunu söylerken benim telefonum çalıyor, Balıkesirin Savaştepe
ilçesinin Karapınar köyünün muhtarı arıyor, diyor
ki: Şu Bakana söyleyin de Savaştepeye biraz buğday tohumu
göndersin, biz tohum bulamıyoruz. Sayın Bakana, buradan,
ben, onun adına iletmiş olayım.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
1992de Cumhuriyet Halk Partisini biz tekrar kurduğumuzda, tekrar
açıldığında Cumhuriyet Halk Partisi, 1993 yılında,
biz, köy kahvelerine falan bir afiş yapıştırdık,
1 kilo buğday, eşittir 1 bardak çay diye. Ama sizin iktidarınızda,
artık, köylü 1 kilo buğdayla 1 bardak çay da içemiyor.
Şimdi, burada, Sayın Bakan, 410 bin liradan buğday satıldığından
falan bahsetti. Yani, Türkiye'nin 20 milyon tonluk hububatı
içinde acaba ne kadarı 410 binden -410 bin değil de zaten, 370
bindi- satıldı, gelsin bir de bunu açıklasın burada.
Şimdi, bunlar, tabii, bir gerçek.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Önerge.
Önerge
ORHAN SÜR (Devamla) Evet, önerge,
önerge
Bakın, Sayın Bakanın
verdiği yanıtların yanıtlarını veriyorum.
Biz, işte, köylüye şunu yaptık, köylüye bunu yaptık;
köylü şu kadar iyi durumda, köylü bu kadar iyi durumda. Sayın
Bakanım, siz iktidara geldiğinizde köylü sütü 525 bin liraya
satıyordu; aradan dört yıl geçti, 400-450 bin lira arasında
süt satıyor bu köylü. Yani, köylü, bütün
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sür, lütfen,
toparlar mısınız.
ORHAN SÜR (Devamla) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) 470
bin oldu Burdurda.
ORHAN SÜR (Devamla) Evet, Burdurda
470 bin olmuş, müjdeliyoruz. Daha sizin iktidara gelmeden önceki
rakama ulaşamamışsınız demek ki. Köylünün
hangi halde olduğu meydanda.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Desteği
de ekle.
ORHAN SÜR (Devamla) Hep böyle desteklerden
bahsediyorsunuz, niye kösteklerden bahsetmiyorsunuz? Niye, hindicilik
istasyonlarını kaldırdığınızdan
bahsetmiyorsunuz? Niye, devletin tohumculuk istasyonlarını
kaldırdığınızdan, yandaş şirketlere
peşkeş çektiğinizden bahsetmiyorsunuz? Ne oldu o güzelim
araziler, ne kadar tohum üretiyorlar, gelip anlatsanıza burada.
Geçtiğimiz hafta, bütün Türkiye'nin tarım il müdürlerini
buraya çağırdınız, onlara sordunuz. Acaba memnun
musunuz o tohumculuk işletmelerinin özel sektöre devrinden?
Oralarda neler yetiştiriliyor? Bunları gelip anlatsanıza
burada, görelim bir. Elbet bunları anlatamazsınız,
ama masal anlatmak kolay.
Bakın, yanlış teşviklerle
çiftçiyi ayağa kaldıramazsınız. Zeytinde teşvik
veriyorsunuz zeytin ekilsin diye, Akdeniz bölgesinin tamamına
Gemlik tipi zeytin ekiliyor. Gemlik tipi zeytini zaten satamıyoruz.
Yani, oradaki çiftçimiz bu zeytini yetiştirecek, ürün almaya
başladığında ürün elinde kalacak. Yazık değil
mi bu çiftçiye?! Bir de bunu teşvik vererek yapıyorsunuz,
hektar başına teşvik veriyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım,
burada yasa çıkarmak sorun değil. IMF istiyor siz çıkarıyorsunuz,
Avrupa Birliği istiyor siz çıkarıyorsunuz, ama bunu
uygularken neler yaptığınızı, köylüyü ne hale
soktuğunuzu elbette köylü hepimizden iyi biliyor ve bunları
hepimizden daha iyi bir şekilde size soracak. Ben inanıyorum
ki sizi iktidara getiren bu köylü, sizi iktidardan da götürecek.
MEMET ALİ SUÇİN (Batman)
Bir de önerinizi söyle. Öneriniz nedir?
ORHAN SÜR (Devamla) Önerilerimizi
söylüyoruz. Önerilerimiz: Gerçekçi davranın, köylünün yanında
yer alın, köylünün yanında. Burada konuşarak değil,
eylemlerinizle köylünün yanında yer alın.
AHMET YENİ (Samsun) Öneri
yok!
ORHAN SÜR (Devamla) Yani, biraz
önce örnek verdiğim, o Sayın Başbakanın burada konuşup
verdiği talimatları nasıl yerine getirmiyorsanız,
burada geçenleri de yerine getirmiyorsunuz.
Bu ülkenin insanı için yasa
çıkaralım
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Sür.
ORHAN SÜR (Devamla) Teşekkür
edip ineceğim Başkanım.
BAŞKAN Lütfen
ORHAN SÜR (Devamla) Sayın
Başkanım, çok teşekkür ediyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Sür.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sayın Başkanım
BAŞKAN Bir saniye Sayın
Bakan.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
(AK Parti sıralarından
var, var sesleri)
Sayın milletvekilleri, lütfen
Niye heyecanlanıyorsunuz anlamadım.
Önerge reddedilmiştir.
Sayın Bakan, buyurun.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Sataşmadan dolayı
Sayın Konuşmacı ismimden bahsederek bir sataşmada
bulunmuştur.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) Oylandı
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Bakan, yeni
bir sataşmaya mahal vermeden, buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Üç dakikalık süre veriyorum.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) Sayın
Başkan oylandı geçti.
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri
MUHARREM KILIÇ (Malatya)
Başka maddeye geçtik Sayın Başkan. Başka maddeye
geçtik efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakan.
VI.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.-
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin, Balıkesir
Milletvekili Orhan Sürün, konuşmasında, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; biraz önce, burada, Muhalefet Partisinin Değerli
Sözcüsü konuşurken, tabii, aslında, ne Türkiye Büyük Millet
Meclisinin mehabetine ne de usul ve adaba uygun olmayan bir sataşmada
bulunmuştur. Öğleden önce de, yine, benim, arkadaşlarıma,
milletvekili arkadaşlarıma verdiğim, vereceğim
bir iftar yemeğini buranın gündemine getirmiştir.
Ben, tabii, iftardan önce bu tür bir tartışmaya, doğrusu,
cevap vermeyi lüzumsuz addettim. Çünkü, ne konuyla ilgilisi var ne
herhangi bir şey. Ancak, görüyoruz ki, Sayın Vekil, bunu,
ısrarla, tekrar dile getiriyor ve birtakım, tabii, nahoş
birtakım çirkin yakıştırmalarda bulunuyor.
Türkiye Cumhuriyetinin tarım
bakanı, arkadaşlarına vereceği, ikram edeceği
yemeğin parasını verebilecek güçtedir. Ben de, bu akşam
arkadaşlarıma verdiğim iftar yemeğini kendim
ödedim, faturası buradadır. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Benim şahsi ikramımdır bu. Dolayısıyla,
Bakanlığımla ilgili değildir ve o nedenle de,
şahsen bunu ödedim, faturası burada. Öğrenmek isteyen
de gelir, alır.
Türkiye Cumhuriyetinin tarım
bakanının, görüşülmekte olan bir kanun vesilesiyle,
ilgili sektörden veya herhangi birinden yemek parası almaya
ne ihtiyacı vardır ne böyle bir şeye tenezzül eder. (AK
Parti sıralarından alkışlar) Bu, eğer, Cumhuriyet
Halk Partili bir tarım bakanı olsa da bir şey değişmez,
bir şey değişmez. (AK Parti sıralarından Bravo
sesleri, alkışlar)
NECATİ UZDİL (Osmaniye)
Bravo.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Dolayısıyla, bu
Kanunu, bu şekilde küçük meselelerle sulandırmaya kalkışmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisine saygısızlıktır,
Türk milletine saygısızlıktır.
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) Yakışmıyor.
TARIM VE KÖYİŞLERİ
BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Devamla) Ben, bunu, bu şekilde
açıklama gereği duydum.
Yüce heyeti saygılarla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Buyurun Sayın Sür.
ORHAN SÜR (Balıkesir) Sayın
Başkanım, ben adaba aykırı bir konuşma yapmadım.
Ben, bir milletvekili olarak, denetim görevimi yapıyorum. Sayın
Bakanıma saygısızlık yapmadım. Sayın Bakanım
3 tane lokanta değiştirmiştir benim konuşmamdan
sonra, ondan sonra buraya fatura getiriyor. Dün akşam verilen,
acaba, yemeğin faturası nerede? Onu sorarız o zaman
başka bir bakana. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Lütfen sayın milletvekilleri...
Sayın Sür, anlaşılmıştır,
sözleriniz tutanaklara da geçirilmiştir. Teşekkür ediyorum.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 21. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Enis
Tütüncü (Tekirdağ) ve arkadaşları
Alt birlik yönetim kurulu
Madde 21. Alt birlik yönetim kurulu
iki yıllık bir dönem için, genel kurul üyeleri arasından
seçilen, en az yedi asıl ve aynı sayıda yedek üyeden oluşur.
Yönetim kurulu asıl üyeleri, ilk toplantılarında yönetim
kurulunun vereceği görevleri yürütmek üzere, gizli oyla, kendi
aralarından bir başkan,
bir başkan yardımcısı
ve bir sayman üye seçerler. Yönetim kurulunun vereceği görevler
ile alt birliğin işlerini yürütmek üzere bir genel sekreter
tayin edilir. Genel sekreterin nitelikleri ile görevleri, alt birlik
tüzüğünde belirlenir.
Yönetim kurulu başkanı;
yönetim kuruluna başkanlık ve alt birliği temsil eder.
Alt birliğin malî işlerinden ve bu konu ile ilgili defter ve
kayıtların tutulmasından sayman üye ile birlikte, diğer
defterler ve yazışmalarla ilgili olarak da genel sekreterle
birlikte sorumludur. Başkanın yokluğunda kendisine
başkan yardımcısı vekalet eder. Üst üste iki dönem
başkanlık yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı
göreve yeniden seçilemezler.
Yönetim kurulu ayda bir defadan
az olmamak üzere başkanın çağrısı ile salt çoğunlukla
toplanır. Katılanların salt çoğunluğu ile karar
alınır; eşitlik halinde kararı, başkanın
oyu belirler.
Yönetim kurulu toplantılarına
ilişkin usul ve esaslar, alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim kurulunun görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Genel kurul gündemini hazırlamak
ve genel kurulu toplantıya çağırmak.
b) Alt birliğin dönem bilançosunu,
faaliyet raporunu ve tahmini bütçesini hazırlayıp genel
kurula sunmak.
c) Genel kurul kararlarını
uygulamak,
d) Üyeler arasında iletişim
ve dayanışmayı sağlamak.
e) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe faaliyet gösteren kişilerin
meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması ve geliştirilmesi
için konferans, seminer, kurs, sempozyum ve benzeri eğitim
işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün
geliştirilmesi için gerekli çalışmaları
yapmak, sektörle ilgili inceleme ve araştırma yapmak veya
yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin
cezasını gerektiren veya suç teşkil eden fiillerin
varlığı hâlinde, disiplin kurulunu göreve çağırmak.
h) Alt birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü aynî hak tesis etmek.
ı) Genel kurulca verilecek
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
21. Maddenin birinci fıkrasının
ilk cümlesinde yer alan beş ibaresi yedi şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Alt birlik denetim kurulu
MADDE 22. -
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre
okutup, aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Hüseyin
Ekmekcioğlu Osman
Kaptan Ahmet Yılmazkaya
Antalya Antalya Gaziantep
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Muharrem
Kılıç
Malatya Malatya
Alt birlik denetim kurulu
Madde 22. Denetim kurulu, genel
kurul tarafından bir yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri
arasından seçilen, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Denetleme
kurulu yılda en az iki defa toplanır ve üyeler ilk toplantılarında
kendi aralarından gizli oyla bir başkan seçerler.
Denetim kurulunun toplanma usul
ve esasları alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Denetleme kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Alt birliğin tüm hesap ve
işlemlerini incelemek.
b) Hesap ve
işlemlerde gördüğü aksaklıkları en geç
onbeş gün içinde yönetim kuruluna sunmak.
c) İki yıllık denetim
sonuçlarını bir rapor hâlinde genel kurula sunmak.
d) Gerektiğinde genel kurulu
olağan üstü toplantıya çağırmak.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Osman
Kaptan Ahmet Yılmaz
Kaya Ferit Mevlüt Aslanoğlu
Antalya Gaziantep Malatya
Hüseyin
Ekmekcioğlu
Antalya
Alt birlik denetim kurulu
Madde 22. Denetim kurulu, genel
kurul tarafından iki yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri
arasından seçilen, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Denetleme
kurulu yılda en az üç defa toplanır ve üyeler ilk toplantılarında
kendi aralarından gizli oyla bir başkan seçerler.
Denetim kurulunun toplanma usul
ve esasları alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Denetleme kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Alt birliğin tüm hesap ve
işlemlerini incelemek.
b) Hesap ve
işlemlerde gördüğü aksaklıkları en geç
onbeş gün içinde yönetim kuruluna sunmak.
c) İki yıllık denetim
sonuçlarını bir rapor hâlinde genel kurula sunmak.
d) Gerektiğinde genel kurulu
olağan üstü toplantıya çağırmak.
BAŞKAN Komisyon önergeyi katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Deveciler,
konuşacak mısınız?
MUHARREM KILIÇ (Malatya) Sayın
Başkan, ben konuşacağım.
BAŞKAN Malatya Milletvekili
Sayın Muharrem Kılıç, buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
Tohumculuk Kanununun 22nci maddesiyle ilgili olarak vermiş
olduğum önergeyle ilgili olarak söz almış bulunmaktayım;
yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Tohumculuk
Yasası, tohumculuk sektörünün, tohumların veriminin, kalitesinin
yükseltilmesini amaçlayan bir kanun. Muhakkak ki iyi niyetle hazırlanmış
bir yasa. Ancak, burada, bu Yasada korunan yarar, acaba çiftçilerin
mi, yoksa tohum tüccarlarının mı, tohumculuk sektöründe
faaliyet gören şirketlerin mi? Bunu anlamak istiyoruz.
Yalnız, değerli arkadaşlar,
tohumculuk sektörünü düzeltiyoruz da, yalnız, çiftçinin hâli
ne durumda, onu öğrenmek istiyoruz. Çünkü, çiftçi şu anda
hangi ürünü ekse zarar ediyor. Çiftçi, kaderine terk edilmiş durumda;
çünkü, üretim girdileri, maalesef, çok yüksek olduğu için, çiftçi
yeteri kadar, ürettiğinden, randıman elde edemiyor.
AHMET RIZA ACAR (Aydın) Mazot
düşüyor
Mazot düşüyor
MUHARREM KILIÇ (Devamla) Değerli
milletvekilleri, mazot düşmüyor, mazot sürekli yükseliyor.
AHMET RIZA ACAR (Aydın) Düşüyor,
düşüyor!..
MUHARREM KILIÇ (Devamla) Yalnız,
ben Malatya Milletvekiliyim. Malatyadaki çiftçinin de durumunu
çok iyi biliyorum; çünkü, Malatyadaki köylerimizi sürekli geziyoruz.
Özellikle AKP İktidarı döneminde, emin olunuz, çiftçilerimiz
hiç bu kadar kötü durumda olmamıştı. Çünkü, tohumculuğu
ne kadar düzeltirsek düzeltelim, Malatyada şu anda tütün ekimi
yok, tütün ekilmiyor Malatyada; pancar ekimi kotadan dolayı
durma noktasında.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Kayısı
MUHARREM KILIÇ (Devamla) Zaten,
kayısıyı da şu anda Malatyada
Malatyada kayısıyı,
maalesef, iktidarınız döneminde kayısıyı,
değerli arkadaşlar, öldürdünüz. Çünkü, 2006 yılında
ilkbaharda meydana gelen don olayında, maalesef, Malatyalı
çiftçinin kayısısı yok oldu. Bununla ilgili olarak
da, ne yazık ki, Hükûmetten hiçbir yetkili gelip, Malatyalının
bu kayısı sorununa sahip çıkmadılar. 12 Temmuzda
Sayın Başbakan Malatyaya geldi. Malatyaya geldiğinde,
Malatyalılar heveslendiler, sevindiler, dediler ki: Sayın
Başbakan Malatyaya geliyor, acaba, bizim sorunumuza çözüm
üretecek mi? Sayın Başbakan da, Malatyalıların
beklentisini gördüğü için
Sanırım, gerekli dokümanlar
kendisine iletildi; donla ilgili olarak 35 trilyon liralık bir
zarar söz konusuydu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Müjde
Müjde
MUHARREM KILIÇ (Devamla) Sayın
Başbakan da, müjde verdi Malatyalıya. Gazeteler çarşaf
çarşaf yazdılar Başbakandan müjde diye. Ancak, 12 Temmuzdan
sonra iki ay içinde ödeneceği bildirilen o yardımlar, henüz
yapılmadı.
Değerli arkadaşlar, Sayın
Başbakan sizin Genel Başkanınız; ancak, Türkiye
Cumhuriyetinin Başbakanı, bizim de Başbakanımız.
Biz, Sayın Başbakanın yanlış beyanatta bulunmasını
kabul etmek istemiyoruz. Sayın Başbakan, âdeta, Malatyalıları
kandırdı. Çünkü, o zamanki beyanatında, bu paraları
iki ay içerisinde ödeyeceğini belirtmişti. Ancak, aradan
iki aydan çok fazla zaman geçti, henüz ortada ödeme yok. Hem de Sayın
Başbakandan sonra Biz bu ödemeyi 2090 sayılı Kanuna
göre yapacağız. dediler. Ancak, Başbakan bundan bahsetmemişti.
Sayın Başbakan, ne çiftçinin traktöründen ne çiftçinin ineğinden
ne çiftçinin başka gelirinden bahsetmişti. Ancak, şu
anda yapılan tespitlerde, çiftçinin diğer mal varlıkları
araştırılıyor, onlarla ilgili olarak Tüm mal varlığının
yüzde 40ını kaybetmiş olursa, o zaman yardım yapacağız.
diyorlar. Bununla ilgili ilçeleri gezdik; ilk yapılan tespitlerde,
zararı yüzde 100e yakın olan çitçiler bile, şu anda yapılan
tespitlerde yüzde 20, yüzde 30lara düştü, büyük çoğunluğu
bu zararlarını alamıyorlar değerli arkadaşlar.
Şu anda, bizim elimizde, ilçelerimizdeki çiftçilerimizden
gelen belgeler var. İlk yapılan tespitlerde yüzde 80 zarar
var, yüzde 90 zarar var. Şu anki yapılan tespitlerde de, maalesef,
bu zararlar yüzde 40lara
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kılıç,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bu durumlara karşı, ilçelerimizde muhtarlarımızdan,
çiftçilerimizden çok büyük tepkiler var. Bu tepkileri yatıştırmak
üzere, İktidar Partisinin bazı milletvekilleri ilçeleri
gezdiler, bu sorunları çözeceklerini belirttiler. Kuluncak
ilçemize gittim; ilçedeki çiftçiler Sayın Vekilim, iktidardan
milletvekili geldi sorunu çözeceğiz dedi. Köyden 20 kişi
bu zarardan etkilendi diye rapor tutulmuşsa, bu, şu anda
10a düştü. Yani, iktidar milletvekili geldikten sonra, sorunlar
iyice arttı. diyorlar. Bu şu demektir: Çiftçilerimiz, kendi
haline terk edilmiş durumda.
Değerli arkadaşlar, Malatyalılar
vefalı insanlardır; iyiliği de bilirler kötülüğü
de bilirler. Seçim yaklaşıyor; bu seçimlerin sonucunda
da, Malatyalılar gereken dersi mutlaka İktidara vereceklerdir.
Bu duygularla yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kılıç.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 22. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt birlik denetim kurulu
Madde 22. Denetim kurulu, genel
kurul tarafından bir yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri
arasından seçilen, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Denetleme
kurulu yılda en az iki defa toplanır ve üyeler ilk toplantılarında
kendi aralarından gizli oyla bir başkan seçerler.
Denetim kurulunun toplanma usul
ve esasları alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Denetleme kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Alt birliğin tüm hesap ve
işlemlerini incelemek.
b) Hesap ve işlemlerde gördüğü
aksaklıkları en geç onbeş gün içinde yönetim kuruluna
sunmak.
c) İki yıllık denetim
sonuçlarını bir rapor hâlinde genel kurula sunmak.
d) Gerektiğinde genel kurulu
olağan üstü toplantıya çağırmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
22. Maddenin birinci fıkrasının
ilk cümlesinde yer alan iki yıllık ibaresi bir yıllık
şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Komisyon
Başkanının bir düzeltme talebi vardır.
Buyurun Sayın Başkan.
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
22nci maddede geçen denetleme
kurulu ifadelerinin madde başlığıyla uyumlu hale
getirilebilmesi için denetim kurulu olarak değiştirilmesini
teklif ediyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Not alınmıştır
Sayın Başkan.
Düzeltmeyle birlikte maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alt birlik disiplin kurulu
MADDE 23. -
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır. Önergeleri önce geliş sıralarına
göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hüseyin
Ekmekcioğlu Ali Kemal Deveciler
M. Mesut Özakcan
Antalya Balıkesir Aydın
Osman
Kaptan Enis Tütüncü A. Kemal Kumkumoğlu
Antalya
Tekirdağ
İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya
Gaziantep
Alt birlik disiplin kurulu
Madde 23.- Disiplin kurulu, genel
kurulca iki yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri arasından
seçilen, beş asıl ve beş yedek üyeden oluşur. Disiplin
kurulu, yönetim kurulunun çağrısıyla toplanır.
Disiplin kurulu üyeleri ilk toplantılarında gizli oyla
kendi aralarından bir başkan ve bir de raportör seçerler.
Toplanma ve disiplinle ilgili
usul ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Disiplin kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Yönetim kurulunun disiplin kovuşturması
açılmasına dair kararı üzerine, inceleme yaparak disiplinle
ilgili kararları uygulamak ve cezaları vermek.
b) Yönetim kurulunun vereceği
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A.Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın İstanbul
Ahmet
Yılmazkaya Osman
Kaptan Hüseyin Ekmekcioğlu
Gaziantep Antalya Antalya
Enis
Tütüncü
Tekirdağ
Alt birlik disiplin kurulu
Madde 23.- Disiplin kurulu, genel
kurulca bir yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri arasından
seçilen üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Disiplin kurulu,
yönetim kurulunun çağrısıyla toplanır. Disiplin
kurulu üyeleri ilk toplantılarında gizli oyla kendi aralarından
bir başkan ve bir de raportör seçerler.
Toplanma ve disiplinle ilgili
usul ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Disiplin kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Yönetim kurulunun disiplin kovuşturması
açılmasına dair kararı üzerine, inceleme yaparak disiplinle
ilgili kararları uygulamak ve cezaları vermek.
b) Yönetim kurulunun vereceği
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde, Antalya
Milletvekili Hüseyin Ekmekcioğlu söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Ekmekcioğlu.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz
aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Türk tarımını
çok yakından ilgilendiren bir yasa tasarısını görüşüyoruz.
Bu Tasarı, aynı zamanda, Hükûmetin tarım politikasına
bakışının en açık göstergesidir. Tarım ve
tarımla ilgili tüm mekanizmaları uluslararası tekellere
terk eden AKP Hükûmeti, bu Yasa Tasarısıyla, üreticinin en
önemli girdisi olan tohum alanını da, tamamen uluslararası
tekellere bırakmaktadır. Tasarı, tohumculuk şirketlerinin
temsilcilerinden oluşan Türkiye Tohumcular Birliğinin
kurulmasını öngörürken, bu alandaki tüm yetkiler, tohum
dağıtılan şirketlere bırakılacaktır.
Tasarıda, Kamu bu işi yapamamıştır, eğer
özel sektöre biz bu işi tamamen devredersek, Türkiyede tohumculuk
konusunun önünü açmış oluruz mantığı yatmaktadır;
bu, çok yanlış bir mantıktır. Burada AKP Hükûmetinin
amacı, yerli üretimi teşvik etmek değil, tohum ithalatına
dayalı bir sistem kurmaktır. Sadece tohumda değil, her
türlü ürünü ithal eden bir anlayışın ekonomimizi getirdiği
nokta ortadadır. Tarımda büyüme ve üretici gelirlerinin
artırılmasını engelleyen en önemli sebeplerden
birisi, girdi fiyatlarındaki artışlardır. Son
beş yılda, üretimde kullanılan girdilerin fiyatları
anormal bir şekilde artmıştır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 2006 yılında, Toprak Mahsulleri Ofisi
alış fiyatı 375 bin lira olan buğday, piyasada, yaklaşık
320 bin liraya alıcı bulmaktadır. Aynı şekilde,
mısır 350, arpa 250 bin liradan zor alıcı bulabiliyor.
Hububat üreticilerinin sıkıntıda olduğu önemli
iki nokta var. Bunlardan biri, AKP hükûmete geldiğinde bu fiyatlar
aşağı yukarı aynıydı; üzerinden dört
yıl geçti, bu dönemde, mazot, gübre, ilaç, işçilik yüzde 100
artış gösterdi. Ülkemizde, halkın satın alma gücü
gün geçtikçe düşüyor; ama, hububat satış fiyatı yerinde
saymaya devam ediyor.
Sıkıntılardan ikincisi,
bu ürünlere 2006 senesinde Bakanlık tarafından verilecek
primlerle ilgili kararname hâlâ çıkarılmadı. Çiftçi
bekliyor, ürünlerini kaç liradan satacağını bilmiyor.
Durum böyle olunca, çiftçi, tüccarın insafına bırakılıyor.
Sadece bu ürünleri ekerek geçimini sağlayanlar var ülkemizde.
Bunlar evlerine nasıl ekmek götürecekler? Türk çiftçisi, cumhuriyetin
hiçbir döneminde, AKP Hükûmeti döneminde olduğu kadar perişan
olmamıştır ve zor günler geçirmemiştir.
Bunlara ek olarak, 2003 yılında
89 bin liraya alıcı bulunan pancar, bu yıl 80 bin liraya
üreticinin elinden çıkarılmaktadır. Çiftçiler, ellerindeki
pancarı devlete zararına satmaktadırlar. Aynı
şekilde, ayçiçeği, 2006 yılında, geçen yılki
fiyattan alıcı bulabilmektedir. Üç yıl önce 3 milyon
500 bin liradan alınan anason, şu anda 1 milyon 750 bin liraya
alıcı bulabilmektedir. Ne yapsın tarımla uğraşan
çiftçiler, köylüler? Adında tarım ve köy geçen bir bakanlık
olarak bu insanları hiç mi düşünmüyorsunuz Sayın Bakan?
Bu insanlara hiçbir şey ekmeyin mi demek istiyorsunuz? Sizin
Bakanlık olarak üretimi teşvik etmeniz gerekmez mi?
Bunlar böyleyken elmanın durumu
içler acısıdır. Geçen yıl 200-250 bin liradan zararına
elden çıkarılabilen elmanın bu seneki akıbeti
de merakla beklenmektedir.
FİKRET BADAZLI (Antalya)
Hepsi satıldı elmanın.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Devamla) Geçen yıl, yine bu ürünlerde, Mecliste yapmış
olduğum konuşmada Hükûmeti uyarmıştım. Uyarımı
bu yıl da tekrarlıyorum: İhracatın önündeki engelleri
bir an önce kaldırın, ihracat primlerini artırın.
Aksi halde, geçen yıldan daha da kötü bir dönem yaşanabilir.
Lütfen, bu uyarılarımıza kulak veriniz ve gereğini
yapınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ekmekcioğlu,
lütfen toparlar mısınız.
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan, toparlıyorum.
Değerli milletvekilleri, tarımı
kökünden yok etmeye çalışıyorsunuz. Şu günlerde
tarımsal ürünlerin çoğu ithal ediliyor: Muz, elma, pamuk,
buğday, tütün, pirinç. Örnekleri daha çoğaltabiliriz. Bu
ülkenin tarım ülkesi olduğunu unutuyorsunuz. Lütfen, kendinize
geliniz. Tarımı yok ederek ülkemizin kalkınmasının
olanaksız olduğu herkes tarafından bilinmelidir. Sanayii
yeteri kadar geliştirmeden tarımı küçültmeye çalışırsanız,
bu ülkeyi büyük sıkıntılara sokarsınız.
Şu anda yaşanan gerçekler de, bunun en iyi göstergesidir.
Üreticiyi, çiftçiyi, köylüyü yok sayan AKP İktidarına,
hiç şüphe yok ki, halk, yanıtı önümüzdeki seçimlerde verecektir.
Bu halkı perişan edenler, her zaman perişan olmuşlardır.
Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
üreticinin, çiftçinin, köylünün yanında olacağız, üretenleri
destekleyeceğiz. Biz, ülkemizde yaşayan belli bir kesimin
değil, tüm ülkenin hükûmeti olacağız. Üreticimizi ezdirmeyeceğiz,
halkımızı soydurmayacağız, vatanı da
böldürmeyeceğiz.
AHMET YENİ (Samsun) Seçim
meydanı mı burası?
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Devamla) Önergemize olumlu oy vereceğinizi düşünür,
yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. [CHP sıralarından
alkışlar; AK Parti sıralarından alkışlar
(!)]
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Ekmekcioğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 23. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt birlik disiplin kurulu
Madde 23.- Disiplin kurulu, genel
kurulca iki yıllık bir dönem için alt birlik üyeleri arasından
seçilen, beş asıl ve beş yedek üyeden oluşur. Disiplin
kurulu, yönetim kurulunun çağrısıyla toplanır.
Disiplin kurulu üyeleri ilk toplantılarında gizli oyla
kendi aralarından bir başkan ve bir de raportör seçerler.
Toplanma ve disiplinle ilgili
usul ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
Disiplin kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Yönetim kurulunun disiplin kovuşturması
açılmasına dair kararı üzerine, inceleme yaparak disiplinle
ilgili kararları uygulamak ve cezaları vermek.
b) Yönetim kurulunun vereceği
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
23. maddenin birinci fıkrasının
ilk cümlesinde yer alan üç asıl ve üç yedek ibaresi beş
asıl ve beş yedek şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Alt birlik gelir ve giderleri
MADDE 24.
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre
okutup aykırılıklarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 24. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın Antalya
Osman
Kaptan Hüseyin Ekmekcioğlu Ahmet Yılmazkaya
Antalya Antalya Gaziantep
Kemal
Sağ Yakup
Kepenek
Adana Ankara
Alt Birlik gelir ve giderleri
Madde 24.- Alt birliklerin gelirleri
şunlardır:
a) Giriş aidatı ve
yıllık aidat.
b) Üyelerin tohumculukla ilgili
ürün, mal ve hizmet satışlarından; binde üç oranında
kesilecek komisyon.
c) Yatırım, ortaklık
ve işletme gelirleri ile laboratuvar ve benzeri tesis gelirleri.
d) Fuar, organizasyon, reklam, tanıtım
ve yayıncılık gelirleri.
e) İsim hakkı, logo, tohumluk
etiketi, sözleşme ücretleri, hakemlik, arabuluculuk, danışmanlık,
eğitim ve toplantı gelirleri.
f) Taşınır ve taşınmaz
mallardan elde edilen her türlü gelirler.
g) Alt birlik yetkisinde bulunan
işlemlerle ilgili izin, yetki belgesi ve tasdik ücretleri.
h) Faaliyet konuları ile ilgili
diğer gelirler.
Alt birliğin giderleri, bu Kanun
kapsamında verilen görevler ile kuruluş amaçları çerçevesinde
yürütülen görevlerin ifasına yönelik faaliyetlerle ilgili
giderlerdir.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 24. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler M. Mesut
Özakcan A. Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Aydın Antalya
Osman
Kaptan Yakup Kepenek Ahmet Yılmazkaya
Antalya Ankara Gaziantep
Alt Birlik gelir ve giderleri
Madde 24.- Alt birliklerin gelirleri
şunlardır:
a) Giriş aidatı ve
yıllık aidat.
b) Üyelerin tohumculukla ilgili
ürün, mal ve hizmet satışlarından, binde dört oranında
kesilecek komisyon.
c) Yatırım, ortaklık
ve işletme gelirleri ile laboratuvar ve benzeri tesis gelirleri.
d) Fuar, organizasyon, reklam, tanıtım
ve yayıncılık gelirleri.
e) İsim hakkı, logo, tohumluk
etiketi, sözleşme ücretleri, hakemlik, arabuluculuk, danışmanlık,
eğitim ve toplantı gelirleri.
f) Taşınır ve taşınmaz
mallardan elde edilen gelirler.
g) Alt birlik yetkisinde bulunan
işlemlerle ilgili izin, yetki belgesi ve tasdik ücretleri.
h) Faaliyet konuları ile ilgili
diğer gelirler.
Alt birliğin giderleri, bu Kanun
kapsamında verilen görevler ile kuruluş amaçları çerçevesinde
yürütülen görevlerin ifasına yönelik faaliyetlerle ilgili
giderlerdir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Önerge üzerinde, Ankara
Milletvekili Yakup Kepenek söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Kepenek.
YAKUP KEPENEK (Ankara) Çok teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte
olan Tasarının 24üncü maddesi üzerine verdiğimiz değişiklik önergesi
konusunda görüşlerimi
açıklamak üzere söz aldım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
şimdiye kadar yaptığımız görüşmelerde,
tarımın değişik konularına mikro diyebileceğimiz
ürün düzeyinde ve bölge düzeyinde değinildi, birçok konu tartışıldı,
vurgulandı. Ben, burada, tarımın genel, bütünüyle bir
değerlendirmesini, bir çerçevesini tarihsel gelişimi
içinde irdeleyeceğim ve kimi görüşlerimi sizlerle paylaşacağım.
Değerli arkadaşlar,
İkinci Dünya Savaşından hemen sonra dünyada gelişmiş-az
gelişmiş ayırımı yapıldığında,
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere bir görev verildi, denildi
ki: Türkiye gibi ülkeler tarımda uzmanlaşsın,
ağır sanayi işini, sanayi işini gelişmiş
ülkelere bıraksın. Bu yolda, Türkiye tarımı 80li
yıllara kadar geldi; ama, 80den sonra dünyadaki yapının,
küreselleşmenin de katkısıyla değişmesi üzerine,
gelişmiş ekonomilerin tutumu değişti. Demeye
başladılar ki, tarımı da biz yaparız, siz yapamazsınız.
Bu durum Türkiyede şunu getirdi: Türkiye tüketicisi, peynirden
süte kadar pek çok konuda, pek çok alanda yabancı kaynaklı
ürünü tüketir duruma geldi. Hiçbir gelişmiş ülkenin yapmadığı
ölçekte ve ölçüde Türkiye tarımı dışarıya
açıldı; denetimsiz açıldı, verimsiz açıldı.
Bir taraftan pahalı ve lüks gıda tüketimi, bir taraftan Türkiye
toplumu kaçak tarım ürünleriyle dolduruldu. Diğer maddeler
de var ama, tarımda kaçak, ülke tarımını daha önemli
bir biçimde kötüye götürdü, vurgun yedirdi, izin verirseniz.
Değerli arkadaşlar, tohumculuk,
esas olarak, ileri teknoloji işidir. Türkiyenin tarımsal
araştırma ve geliştirme birimleri, Hükûmetiniz işbaşına
geldiği zaman, 85 dolayındaydı; 88di yanılmıyorsam.
Şimdi ben -Sayın Bakan kendileri yok ama- Tarım Bakanından
soruyorum: Bu yönetim döneminde, AK Parti İktidarında,
kaç adet tarımsal araştırma, geliştirme birimi kapatıldı;
bunların kaç tanesi tohum üretimiyle ilgiliydi ve kaç tanesi
şu anda faaliyettedir? Korkarım -Teletaşa 80li
yıllarda yaptığımız gibi- Türkiye, bu alanda
da kendi elindeki, devletin elindeki üretim birimlerini kapatarak,
o alanda yapabileceğini de yapamaz duruma gelecek ve pahalı
teknolojiyi yine yabancılardan, çok fazla bedel ödeyerek almak
durumunda kalacaktır. Bu, kötüye kullanımın bir örneğidir.
Değerli arkadaşlar, bir
başka kötüye kullanım, Türkiyede tarım arazilerinin
durumudur. Türkiyedeki tarım arazileri, çok büyük ölçüde, sanayiin,
inşaatın, konutun, rantın alanı haline gelmiştir.
Bu uygulamada çoğu kez mahkeme kararlarına uyulmamakta,
yargı kararları yerine getirilmemektedir. Bunun çok somut
bir örneği var, izninizle bunu burada belirteyim: Bursadaki
ünlü Cargill firmasının işgal ettiği tarımsal
alan 212 dönümdür ve 1998den bu yana, sekiz yıldır, bu alan üzerinde
çok değişik mahkeme kararları, iptalleri, yürütmeyi
durdurma kararları bir türlü uygulanamamaktadır.
Şimdi, burada sorulması gereken bir soru var: Sayın
Başbakanımızın son Washington gezisinde, Cargill
firmasının Bursadaki durumunun ele alınması Amerika
Başkanı Bush tarafından istendi mi? İstendiyse,
ne yapıldı? Bunu bilmek durumundadır bu Meclis. Neden
bilmek durumundadır; çünkü, bu, bir örnek. Cargill olur margil
olur, başkaları olur; ama, Türkiyede tarım topraklarının
kullanımında ve ileri teknolojiye dayalı üretimde
yabancıların hukuk tanımaz, mahkeme kararlarının
uygulanmasını engelleyen ve
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
YAKUP KEPENEK (Devamla) Sayın
Başkan, bitiriyorum izninizle.
BAŞKAN Sayın Kepenek,
buyurun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bir cümle
de önergeyle ilgili konuş.
YAKUP KEPENEK (Devamla) Sabredin.
bir biçimde siyasiler tarafından
korunan bir durumda olması, ülke tarımı açısından
çok kaygı vericidir, çok sakıncalıdır, çok tehlikelidir.
Değerli arkadaşlar, ülke
tarımının önemli bir yarası daha var; yarası
çok da, büyük bir yarası daha var. Burada dile getirmeye çalıştım,
ülke tarımının önemli bir bölümü, izin verirseniz söyleyeyim,
yüzde 88,2si
ÜNAL KACIR (İstanbul) Önergeyle
ilgisi ne?
YAKUP KEPENEK (Devamla) Susar
mısınız.
kayıt dışıdır.
Şimdi, tarımdaki ücretlilerin yüzde 51i, yevmiyelilerin
yüzde 98i kayıt dışıdır; daha da önemlisi, tarımda
3 milyonun üzerinde ücretsiz aile işçisi vardır. Bu kürsüden
birkaç kez dile getirdim: Çağımızda ücretsiz aile
işçisi demek, çağdaş köle demektir. Bu, ekonomik bağımlılığın;
bu, bireyin özgürleşememesinin; bu, demokrasinin işlememesinin
en önemli ögelerinden, nedenlerinden biridir. O yapıyı
göz ardı ederek, onu bir tarafa bırakarak Türkiye tarımını
düzeltmeye kalkmak çok da uygun olmayacaktır.
Son bir nokta daha var. Hükûmetiniz,
kanımca, doğru ve olumlu bir tavır aldı ve Et ve Balık
Kurumunu -hani satılan, özelleştirilen, atılan Et ve
Balık Kurumunu- yeniden canlandırmaya karar verdi. Bu,
sağlıklı bir dönüşümdür. Umarım, diğer,
cumhuriyetin kurduğu, tarımı korumaya, güçlendirmeye
yönelik, geçmiş iktidarların katkı yaptığı
o büyük kurumlar yeniden canlandırılır ve Türkiye tarımı
güçlü kurumsal yapısına kavuşur.
Bu dileklerle hepinize saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kepenek.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 24. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Alt Birlik gelir ve giderleri
Madde 24.- Alt birliklerin gelirleri
şunlardır:
a) Giriş aidatı ve
yıllık aidat.
b) Üyelerin tohumculukla ilgili
ürün, mal ve hizmet satışlarından; binde üç oranında
kesilecek komisyon.
c) Yatırım, ortaklık
ve işletme gelirleri ile laboratuvar ve benzeri tesis gelirleri.
d) Fuar, organizasyon, reklam, tanıtım
ve yayıncılık gelirleri.
e) İsim hakkı, logo, tohumluk
etiketi, sözleşme ücretleri, hakemlik, arabuluculuk, danışmanlık,
eğitim ve toplantı gelirleri.
f) Taşınır ve taşınmaz
mallardan elde edilen her türlü gelirler.
g) Alt birlik yetkisinde bulunan
işlemlerle ilgili izin, yetki belgesi ve tasdik ücretleri.
h) Faaliyet konuları ile ilgili
diğer gelirler.
Alt birliğin giderleri, bu Kanun
kapsamında verilen görevler ile kuruluş amaçları çerçevesinde
yürütülen görevlerin ifasına yönelik faaliyetlerle ilgili
giderlerdir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
24. maddenin birinci fıkrasının
(f) bendinde yer alan ilk cümlesinde yer alan Taşınır ve
taşınmaz mallardan elde edilen gelirler ibaresi Taşınır
ve taşınmaz mallardan elde edilen her türlü gelirler
şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Fesih
MADDE 25. -
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır; önergeleri önce geliş sıralarına
göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 25. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Ahmet
Yılmazkaya M. Mesut
Özakcan
Balıkesir Gaziantep Aydın
Osman
Kaptan Nail Kamacı Hüseyin Ekmekcioğlu
Antalya Antalya Antalya
Kemal
Sağ Enis Tütüncü A. Kemal Kumkumoğlu
Adana Tekirdağ İstanbul
Fesih
Madde 25. Alt birlik genel kurulu,
genel kurula katılma hakkına sahip tüm üyelerin dörtte üç
çoğunluğu ile fesih kararı alabilir. İlk toplantıda
çoğunluk sağlanamaması hâlinde ikinci toplantıda
yönetim, denetim ve disiplin kurulu üye sayısının iki
katından az olmamak üzere katılan üyelerle toplantı
yapılabilir. Bu durumda fesih kararı, toplantıya katılanların
üçte iki çoğunluğuyla alınır. Fesihle ilgili usul
ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 25. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Ahmet
Yılmazkaya M. Mesut
Özakcan
Balıkesir Gaziantep Aydın
Osman
Kaptan Nail Kamacı Hüseyin Ekmekcioğlu
Antalya Antalya Antalya
Kemal
Sağ Enis Tütüncü A. Kemal Kumkumoğlu
Adana Tekirdağ İstanbul
Fesih
Madde 25. Alt birlik genel kurulu,
genel kurula katılma hakkına sahip tüm üyelerin üçte iki
çoğunluğu ile fesih kararı alabilir. İlk toplantıda
çoğunluk sağlanamaması hâlinde ikinci toplantıda
yönetim, denetim ve disiplin kurulu üye sayısının üç
katından az olmamak üzere katılan üyelerle toplantı
yapılabilir. Bu durumda fesih kararı, toplantıya katılanların
üçte iki çoğunluğuyla alınır. Fesihle ilgili usul
ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
Nail Kamacı, Antalya Milletvekili,
söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Kamacı.
NAİL KAMACI (Antalya) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; Tasarının 25inci
maddesindeki öneri hakkında söz almış bulunuyorum;
hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle
birkaç konuyu bir düzeltmekte fayda olduğunu düşünüyorum.
Meclis Başkanı dahil olmak üzere, Bakanımız ve Komisyon
Başkanı arkadaşlarımız, Komisyonda bulunan
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerinin tümüne, o Komisyonda
bulundukları dönem içerisinde itiraz etmediklerinden dolayı
burada konuşma hakkı yok diye söylediler. Belki İç Tüzükte
öyledir. Ama, şunu söyleyeyim: İkibuçuk yıl önce bu kürsülerde
tartışılması gereken bir Tasarı, ikibuçuk
yıl orada bekletiliyor ve ikibuçuk yıl sonra bu Meclis kürsüsüne
gelebiliyor. Bunda bir yanlışlık olsa gerek değerli
arkadaşlar. Eğer, Avrupa Birliği, bu süreçte bizden bu
Yasayı istememiş olsaydı, bu Tasarı diğer tasarılar
gibi kadük olacaktı, gelecek döneme aktarılacaktı.
Üstelik, her Meclis dönemi dört yılla sınırlıdır.
Dört yılla sınırlı olmuş olsaydı, bugün bu
tasarı kadük olmuş olacaktı değerli arkadaşlar.
AHMET YENİ (Samsun) Beş
yıla alışacaksınız, beş yıla.
NAİL KAMACI (Devamla)
Eğer öyle bir önemli tasarıysa Sayın Ahmet Yeni, o Tasarı
daha önce buraya gelir ve konuşulurdu.
Artı, bunun yanında, değerli
arkadaşlar, Komisyon üyesi arkadaşlarımızın
konuşma hakkı yok diyorsunuz. Ben size söyleyeyim: Sayın
Bakan o dönemde Komisyon üyesiydi; bugün, değişiklik üzerinde,
bir değişiklik için önerge verdi. Sayın Bakan bu önergeyi
veriyor, Sayın Komisyon Başkanı da olur diyor. O nasıl
diyor, o dönemlerde evet veya hayır diyen Komisyon Başkanı
veya Sayın Bakan? Değerli arkadaşlarım, herkesin
bu konuda hakkı vardır, önerge üzerinde de hakkı vardır,
tasarının maddeleri üzerinde de hakkı vardır. O
yüzden, böyle bir olay olması düşünülemez.
İkinci konu: Sayın Bakan
bilerek veya bilmeyerek kamuoyunu tamamen yanıltmıştır
değerli arkadaşlar. Burada, Sayın Osman Özcan, Antalya
Milletvekili, tohumluklar üzerinden alınan yüzde 8 KDVnin yüzde
1e düşürülmesini istemiştir ve bunu istemiştir, yerine
oturmuştur. Daha sonra, Sayın Bakan kalkmıştır,
kürsüde, bu madde üzerinde sayın milletvekillerimize, bilmediklerini,
bu konuyu bilmediklerinden dolayı kamuoyuna yanlış
aksettirdiklerini söylemiştir. İşte, buradan Türk
halkına söylüyorum: Yem bitkileri, yonca, fiğ vesaire, arpa,
buğdayda, evet, yüzde 8den yüzde 1e inmiştir; doğru.
Sebzelerin tamamı, sadece taze fasulye haricinde, hepsi yüzde
8de durmaktadır. O yüzden, Sayın Bakanın söylediklerinin
gerçekle alakası yoktur değerli arkadaşlar. Bizim görevimiz,
özellikle Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin bakanlarının
görevi, Türk halkını, Türk milletini yanıltmamaktır
ve onlara inanmaktır. O yüzden, Bakanı kınıyorum
buradan, kınıyorum, kınıyorum! (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli arkadaşlar, aynı
şekilde bir şey daha söyleyeyim: Sayın Bakan, TİGEM
arazilerinin yüzde 3ünün, kiralama karşılığında
verildiğini söylüyor. Değerli arkadaşlar, kaç
yıllığına verilmiş; otuz yıllığına.
Ben size söyleyeyim: 1983ten sonra, bu ülkede, kiralama yapılan
hiçbir arazi devlete döndü mü değerli arkadaşlar; dönmedi.
Bunun da dönmesi beklenmiyor. Daha bundan sonra yeni arazilerin kiralanması
olabilir değerli arkadaşlar.
Bunun yanında, bu kürsülerde,
İktidar Partisi milletvekilleri, sanki Türkiye'nin başka
bir yerinde yaşıyorlarmış gibi veya Avrupada yaşıyorlarmış
gibi, Türk çiftçisinin altın dönemini yaşadığını
söylüyor değerli arkadaşlar.
AHMET RIZA ACAR (Aydın)
Doğru.
NAİL KAMACI (Devamla) O sizin
görüşünüz olabilir, ona saygı duyuyorum; ama, Türk milletini
kandıramazsınız değerli arkadaşlar. Türk milleti,
yaşadığı zorlukları, yaşadığı
sorunları biliyor değerli arkadaşlar. O yüzden, burada,
bakanlarınızla, Hükûmet Başkanınızla, Recep
Tayyip Erdoğanla, Sayın Başbakanla insanları yanıltamazsınız
değerli arkadaşlar.
Öncelikle söyleyeyim
AHMET RIZA ACAR (Aydın) Sen
gezmedin mi? Ben gezdim.
NAİL KAMACI (Devamla) Ben
tarih söylüyorum, tarih. Otur orada! Yıl 2002, siz geldiğiniz
zaman, potasyum nitrat 15 yeni Türk lirası, şu anda 32 yeni
Türk lirası. Oranını siz yapın değerli arkadaşım
oradan.
AHMET YENİ (Samsun) Petrol,
petrol
NAİL KAMACI (Devamla) Evet,
petrol fiyatları 2 milyon 500 bin lira Sayın Ahmet Yeni. Bakın,
bekleyin
AHMET YENİ (Samsun) Hammadde
Varil
NAİL KAMACI (Devamla) Bakın,
sizin Genel Başkanınız ya Tokatta ya Konyada bir seçim
toplantısında şöyle dedi: Bu Hükûmet insafsızdır,
1 miyon 200 bin lira mazotun litresi, ÖTV vergisi bunun yüzde 70i;
haksızlıktır, adaletsizliktir; ben geldiğim takdirde
650 bin lira yapacağım. Dedi mi demedi mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FİKRET BADAZLI (Antalya) Demedi.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya)
Demedi.
NAİL KAMACI (Devamla) Yalan
söylüyorsunuz! Yalan söylüyorsunuz!
FİKRET BADAZLI (Antalya)
İspatla.
BAŞKAN Lütfen toparlar
mısınız.
Buyurun Sayın Kamacı.
NAİL KAMACI (Devamla) Bitki
koruma ilaçları
Bunlar da yüzde 250, yüzde 300 civarında
artmıştır değerli arkadaşlar. Bunların
hepsi kayıtlarda vardır. Hem de nerede, biliyor musunuz;
Kumluca ilçesi toptancı hal sebze fiyatlarıdır Sayın
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) Ahmet
Yeni
NAİL KAMACI (Devamla) Hayır,
Ahmet Yeni değil.
1/3/2002de domates fiyatı 90
yeni kuruş, 1/3/2006da 60 yeni kuruş. Çarliston biber 2002
yılında 1,70 yeni Türk lirası, şu anda, 2006 yılında
1,20. Bunlar, hep sizin döneminizde olanlar.
FİKRET BADAZLI (Antalya)
Serbest piyasa...
NAİL KAMACI (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bir şey daha söyleyeyim: Mademki sebzede veya
tarımda herhangi bir sorun yok, neden burada araştırma
komisyonu kurdunuz?! Kurmasaydınız ya!
FİKRET BADAZLI (Antalya) Beraber
kurduk
NAİL KAMACI (Devamla) Madem
bu ülkede tarımda sorun yok, sebze, narenciye ve çiçekte
araştırma komisyonunu niye kurdunuz?!
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) Beraber
kurduk
NAİL KAMACI (Devamla) Demek
ki, biz
O komisyonun kurulması için 2005 yılında Osman
Kaptan önerge verdi, 2005 yılında. Dikkat edin; ne zaman? Sizin
bakanınızın değiştiği günlerde. Ne zaman
gündeme geldi? 2006 yılında gündeme getirildi değerli
arkadaşlar.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) Ancak!..
NAİL KAMACI (Devamla) Tam
bir yıl üç ay bekledi. Mademki sorun yoktu
Ziraatta sorun yok,
esnafta sorun yok, çiftçide sorun yok(!)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Kayısı da var, kayısı da var
NAİL KAMACI (Devamla) Onların
hepsini diğer arkadaşlarım söyledi değerli arkadaşlar.
Siz bu dönem içerisinde
FİKRET BADAZLI (Antalya)
Fındık ne oldu?!
NAİL KAMACI (Devamla) Ben
size hiçbir nasihat yapmayacağım, öyle bir şey yok; çünkü,
size vermeyelim bu düşüncelerimizi.
AHMET YENİ (Samsun) Saklayın...
NAİL KAMACI (Devamla) Biz,
kendimiz, Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldiğinde bunları
en iyi şekilde uygulayacağız değerli arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunuyorum.
[CHP sıralarından alkışlar, AK Parti sıralarından
Bravo sesleri, alkışlar(!)]
AHMET YENİ (Samsun) Elli
yıl daha!.. Rüya görmeye başladılar!
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Kamacı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 25. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A. Kemal
Deveciler (Balıkesir) ve arkadaşları
Fesih
Madde 25.- Alt birlik genel kurulu,
genel kurula katılma hakkına sahip tüm üyelerin dörtte üç
çoğunluğu ile fesih kararı alabilir. İlk toplantıda
çoğunluk sağlanamaması hâlinde ikinci toplantıda
yönetim, denetim ve disiplin kurulu üye sayısının iki
katından az olmamak üzere katılan üyelerle toplantı
yapılabilir. Bu durumda fesih kararı, toplantıya katılanların
üçte iki çoğunluğuyla alınır. Fesihle ilgili usul
ve esaslar alt birlik tüzüğü ile belirlenir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
25. Maddede yer alan üçte iki ibaresi
dörtte üç şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Tohumcular Birliği
MADDE 26.-
BAŞKAN Madde üzerinde 1 önerge
vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 26. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
A.
Kemal Deveciler Ensar
Öğüt Nurettin
Sözen
Balıkesir Ardahan Sivas
M.
Vedat Melik A. Kemal Kumkumoğlu Mehmet Yıldırım
Şanlıurfa İstanbul Kastamonu
Türkiye Tohumcular Birliği
Madde 26.- Türkiye Tohumcular Birliği;
alt birlikler arasındaki işbirliği ve dayanışmayı
temin etmek, tohumculuk sektörünün geliştirilmesi ile sektörde
faaliyet gösterenler arasında meslekî dayanışma
sağlamak ve mevzuatla verilen diğer görevleri yerine getirmek
amacıyla alt birliklerce kurulan, tüzel kişiliğe sahip,
kamu kurumu niteliğinde meslek üst kuruluşudur. Birliğin
kuruluşundan sonra alt birlikler, Birliğe üye olmak zorundadır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Ensar Öğüt, Ardahan
Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Öğüt. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; vermiş olduğum
önerge üzerine konuşma yapacağım.
Sözlerime başlamadan önce,
Ardahanın Göle ilçesinin Balçeşme köyünde on gün önce bir
hortum olayı yaşandı, çok büyük bir fırtına. 80
tane ev hasar gördü, 300 tane hayvanımız telef oldu, çok sayıda
da köy tahrip oldu; ot, saman da âdeta bir yok oldu. Ama, şu ana kadar,
hasar gören, çok mağdur olan Gölenin Balçeşme köyüne devlet,
elini, ne yazık ki, uzatmadı. Soru önergesi vermeme rağmen, yazı yazmama rağmen, şu
ana kadar, Göledeki Balçeşme köyü insanları çok mağdur,
çadırlarda yaşıyorlar, perişan bir durumda.
Kış geliyor, lütfen, ben rica ediyorum Bayındırlık
Bakanından, derhal, acil bir ekip göndersin ve Gölenin Balçeşme
köyündeki evleri onarsın ve oradaki vatandaşlarımızın
mağduriyetini gidersin.
Değerli arkadaşlar, çiftçilerin
çok büyük sorunları var. Ülkemizin yüzde 40a yakını
köylü ve çiftçi; ama, ne yazık ki, bu Hükûmet, dört yıldan beri,
çiftçiye, hiçbir şekilde, doğru dürüst kalkındıracak,
doğru dürüst hiçbir hizmet yapmadı. Şimdi, bunu kabul
etmemiz lazım. Niçin yapmadı? Kaçak hayvancılık
hayvancılığı öldürdü, ithal tohumculuk tarımı
öldürdü, ondan dolayı zarar gören ve 2001de de yüksek faizden
dolayı zarar gören çiftçilerimiz, maalesef ve maalesef, icra
dairelerine de düştüler. 2003 Haziranında yapmış
olduğumuz iyileşme de çiftçiyi kurtarmadı. Şu anda,
Türkiyenin her yerinde, çiftçinin malı mülkü satılıyor,
tarlası satılıyor, traktörü satılıyor, evindeki
eşyası satılıyor. İşte, şimdi, buradan,
bana, lütfen, Sayın Bakan cevap versin, Hükûmet... 28/8/2006, yani
kırk gün önce, Erzurumdan gönderiyor arkadaşımız
Lütfi Tekman, Hüseyin Karadeniz, Sıtkı Öztürk, Ahmet Türkmen,
Turgut Aksakal, Mevlüt Topal... Ahmet Türkmen, Sıtkı Öztürk,
Ali Ateş ve buna benzer bir sürü icra evrakları.
Bakın, bunlar belge, arkadaşlar.
Ne zaman olmuş? Kırk gün önce olmuş. Bu belgeleri Sayın
Bakana da vereceğim.
Sayın Bakanım, şu anda,
Erzurumun Tekman ilçesindeki köylerde, korkunç derecede vatandaşın
üzerine giderek, herkesin elindeki malı mülkü ne varsa icra almış.
On günlük -avukatlar bilir, siz de bilirsiniz Sayın Bakanım-
eğer, mal bildirim beyanını bildirmese, on günde cezaevine
giren bir sürü arkadaşlar var. Bir çiftçimiz de intihar etmiş,
Erzurum Tekmanda bir kişi de intihar etmiş. İsmini
tam, şu anda çıkaramıyorum; ama, onun belgesini Sayın
Bakana vereceğim.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bu Eskişehirde de böyle, Ardahanda da böyle, Karsta da böyle,
Antalyada böyle, Malatyada da böyle...
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Balıkesirde de...
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Balıkesirde
de böyle, Aydında da böyle, Muğlada da böyle. Türkiyenin
her tarafında var. Trakya, zaten biliyorsunuz...
Şunu söyleyeyim değerli
arkadaşlar: Hakikaten, bizi gönderen halk, buraya, bizden medet
umuyor. Bir şey çıkarsınlar, kanun... Bakın, 2003te
çıkardığımız kanun hiçbir işe yaramadı.
Çiftçiler perişan. İşte, gidin, Malatyada kaçak et var
mı yok mu, bakın.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Evet!
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Antalyada
kaçak et var mı yok mu, bakın.
Şu anda
Bakın, sezon olarak,
yayladan inen hayvanı, Ardahan, Kars bölgesine bir sürü tüccar
gelip alırdı; şu anda, hiçbir tüccar gelip almıyor.
Şimdi, biraz önce telefonla konuştum. Niçin almıyor?
Çünkü, 8 milyon 500 bin liradan, et fiyatları 7 milyon 700e
düşmüş. Niye düşmüş? Çünkü, 5 milyon liraya Antalyada
kaçak satılıyor, Trakyada kaçak satılıyor. Bulgaristandan,
Romanyadan otobüslerle, gemilerle, tırlarla kaçak et geliyor
değerli arkadaşlar.
Ben, bunu, bakın, tespit ettim.
Hatta, hörgüçlü bir hayvanın bile -bakın, hörgüçlü bir hayvan,
düz hayvan değil- Karsta resmini çektim getirdim. O hayvan nerede
yaşıyor? Hindistanda yaşıyor, Hindistandan hayvan
buraya kaçak getiriliyor. Niye? Çünkü, ucuz. Orada, hayvan, kutsal
hayvan, kesmiyorlar, hayvana taptıkları için, ineğe
taptıkları için, buraya getirip satıyorlar.
Şimdi, şunu söyleyeyim
değerli arkadaşlar: Bu ülke bizim, bu insanlar bizim. Eli
nasırlı, yüzü ayazdan kızarmış
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Sayın
Başkanım, sürem bitti mi?
BAŞKAN Sayın Öğüt,
buyurun.
FİKRET BADAZLI (Antalya) Yüzünü
ayaz çarpmış
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Evet, yüzünü
ayaz çarpmış
FARUK ANBARCIOĞLU (Bursa)
Ayaz çalmış
ENSAR ÖĞÜT (Devamla)
çalmış
-öyle diyelim- yüreği sevgi dolu, vatanına, milletine
bağlı bir köylüye, köylümüze, nüfusumuzun yüzde
40ını temsil eden köylümüze, bu Meclis, ne yazık ki,
doğru dürüst kanun çıkarıp, köylüyü rahat ettirmedi.
Faize karşıyız dediniz,
geldiğimiz zaman faizleri sileceğiz dediniz, hiçbir faiz
silinmedi değerli arkadaşlar.
ABDULLAH ERDEM CANTİMUR (Kütahya)
Sildik, sildik
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) Yahu,
yüzde 5 faiz sildin, yüzde 7 bine çıktı faizler 2001de değerli
arkadaşlar. Yüzde 7 bine çıkan faizin altında çiftçi
inim inim inledi.
Bakın, bir şey söyleyeyim:
Eskişehirden bir arkadaşın hayvanları
Beypazarı
ya, kulağımızın dibindeki Beypazarındaki
arkadaşımızın hayvanlarını icradan sattı
bu devlet. Böyle bir devlet olabilir mi ya?!
Ve bakın, şimdi rica ediyorum;
Sayın Bakanım, burada, seçime de bir yıl var; yine puanı
siz alın; ama, bu çiftçinin borcuna bir kolaylık getirin,
çiftçinin 2005teki, 2006daki yem bitkileri parasını,
doğrudan gelir destek parasını lütfen hemen bir an evvel
ödeyin. Kış geliyor, mağdur vatandaşlarımız.
Bu anlamda, değerli arkadaşlar,
politika yapmanın anlamı yok. Herkes bize şunu diyor:
Kırmızı koltukta oturuyor bunlar yan gelip yatıyorlar.
Burası yan gelip yatma yeri değil kardeşim, burası
çalışma yeridir!
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Öğüt.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birliğin görevleri
MADDE 27.
BAŞKAN Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 27. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Nurettin
Sözen M. Vedat Melik
Balıkesir Sivas Şanlıurfa
Hüseyin
Ekmekcioğlu M. Mesut
Özakcan Mehmet Semerci
Antalya Aydın Aydın
Birliğin görevleri
Madde 27. Birlik, ülkenin tohumculuk
sektörünün geliştirilmesini sağlamak amacıyla
aşağıda belirlenen görevleri yapar:
a) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi
ve tohumculuk politikalarının oluşturulmasına
için Bakanlığa önerilerde bulunmak.
b) Ülkede
ticareti yapılan tohumlukların kalite güvencesinin
sağlanması için sistem oluşturmak.
c) Tohumculuk konusunda hazırlanan
düzenlemelere ilişkin görüş bildirmek.
d) Üyeleriyle, kamu kurum ve kuruluşları
ve diğer meslekî kuruluşlar arasında işbirliği
ve koordinasyon sağlamak.
e) Üyeleri arasında çıkacak
uyuşmazlıklarda, tarafların talebi üzerine arabuluculuk
yapmak.
f) Ulusal ve uluslar arası meslek
örgütleri ile teknik işbirliği yapmak ve gerektiğinde
bu örgütlere üye olmak.
g) Tohumculuk sektöründe
araştırıcı ve ıslahçılara burs, hibe ve
destek sağlayarak teknik kadroların oluşmasını
sağlamak.
h) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösterenlerin uymaları gereken meslekî etik kurallarını
belirlemek.
ı) Tohumluk üretim sözleşmeleri
düzenlemek ve uygulamasını izlemek.
i) Tohumculuk sektörü ile ilgili
yatırım yapmak, menkul ve gayrimenkul almak, satmak, rehnetmek,
ödünç para almak, kuruluş amaçları doğrultusunda sosyal
yardımlarda bulunmak.
j) Bakanlıkça bu Kanun kapsamında
verilecek diğer iş ve işlemleri yapmak.
k) Mevzuatla verilecek diğer
iş ve işlemleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Mehmet Semerci, Aydın
Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Semerci. (CHP
sıralarından alkışlar)
MEHMET SEMERCİ (Aydın)
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; Tohumculuk
Yasasının 27nci maddesinde söz almış bulunuyorum,
hepinize saygılar sunarım.
Sözlerime başlamadan önce,
burada sık sık veya başka yerlerdeki toplantılarda,
Sayın Başbakan dahil olmak üzere, bakanlar, AKPnin değerli
milletvekilleri devrim sözcüğünü sıkça kullanır hale
geldiler. Devrim sözcüğü, ideolojik bir sözcüktür. Yani devrim
sözcüğü, iddialı bir sözcüktür. Yasalarda yapılan günübirlik
uygulamalarla ilgili hayatımızın her devresinde bize
yenileştirmeye, bize çağdaşlaşmaya, bize daha
güzel bir hayat, yaşam standardı sağlamak için hazırlanan
yasalardan tutun da, Hükûmet uygulamalarına kadar bu çalışmalar,
hep devrimle özdeşleştiriliyor.
Sevgili arkadaşlar, yani, burada
devrim sözcüğünü pek kullanmayacak olan bir siyasi anlayış
varsa, o da, özellikle sağ ve sığ politikaların, muhafazakâr
politikaların ve Türkiyede talanlar olurken, yalanlar olurken,
Türkiye paylaşılırken, bunları söyleyecek sözcüler
siz olmamalısınız. Yani, bunlara dikkat etmek gerekir.
Bu sözcükler iddialı sözcüklerdir.
Devrim sözcüğü, eğer sizin
tarafınızdan kullanılıyorsa, şunları
söylememiz gerekir o zaman: Bugün cumhuriyete türban geçirmek isteyen
çevreleri hiç görmemezlikten gelmek veya onların bu söylediklerini
sanki destekler mahiyette efendim, laiklik yeniden yorumlansın
diye söylem içine girmek, emperyalizmin içerideki ve dışarıdaki
taşeronlarının, ülkenin gelirlerini, ulusal kaynaklarını
paylaşırken ve bunun adına globalleşme diyerek
özelleştirme adı altında bunlara imkân sağlanırken,
bu sözcükleri hiç siz kullanmamalısınız. Ayrıca,
2 tane düve ile 3-5 koyun vermek de bir devrim değildir. Siz, devrimi
şurada bakın: Eğer, bir toplumun hayatını, iyi
yönde, aydınlık yönde, gelişmeci, çağdaşlaşma,
uygarca, insan haklarına saygılı, inancına saygılı,
eğer, böyle bir anlayışı, Türk toplumunu değiştiren
bir yapı getiriyorsanız, o zaman, siz devrimden söz edebilirsiniz.
Ayrıca, mağaraya doğru gitmek devrim değildir, güneşe
doğru gitmek devrimdir. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Bunları, kısaca size hatırlattıktan
sonra, bugün, bu maddeyle ilgili
Ben, Tarım Komisyonu üyesiyim;
ama, bu Yasa Taslağı hazırlanırken o Komisyonda
görevli değildim. Bunu da Sayın Başkana hatırlatmakta
fayda görüyorum.
Sayın milletvekilleri, Tohumculuk
Yasası, günümüzde, en çağdaş biçimde, ulus çıkarları
doğrultusunda çıkması, hepimizin haklı istediğidir.
1963 tarihli, 3008 sayılı Tohumlukların Tescil, Kontrol
ve Sertifikasyonu Hakkında Kanun günümüz ihtiyaçlarına
ve gelişmelere hakikaten cevap vermemektedir; doğrudur
bu. Bu nedenle hazırlanan yeni Tohumculuk Yasası, bu eksiklikleri
gidermek, tohumculuk alanındaki gelişmeleri düzenlemek
ve denetlemek gibi görevleri belirlemiştir. Bu Yasanın
27nci maddesinde kurulmuş bulunan Türkiye Tohumcular Birliğinin
görevleri bu anlayış içinde düzenlenmiştir.
Sayın milletvekilleri, tarımla
ilgili çıkan ve bundan sonra çıkacak yasalar, Hükûmetin uyguladığı
tarım politikalarıyla paralellik taşımaktadır.
Tohumculukla ilgili görüşülen bu yasa da Hükûmetin bakış
açısını göstermektedir.
Benim bölgem Aydın, pamuk bölgesi.
Bugün bütün bilgileri aldım. Toplama 250 bin lira. Piyasadaki
pamuğun kilogramı -en kaliteli bölge pamuğudur bunlar-
800 bin lira. Şu anda piyasa, tüccarların alım fiyatı
800 bin lira, ki birçok hükûmet politikalarının verdiği
zararlar yanında, bugünlerde, son kuşak, yağmur kuşağı
olan bölgemizde de yağmurlar devam etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun; lütfen toparlar
mısınız.
MEHMET SEMERCİ (Devamla) Düşünün,
bugün çiftçinin maliyeti pamukta 1 milyon 100 bin lira ile 1 milyon
200 bin lira arasındadır; toplama dahildir bunun içine, tahmini
bir fiyattır bu. 800 bin liraya pamuk satan bir pamuk çiftçisinin
beli kırılmaz da ne olur?!
Demin, Sayın Bakanımız
diyor ki, övünüyor: İşte, 320 bin lira prim verdik. Sevgili
Sayın Bakanım, senin de komşun 720 bin lira prim verdi,
Yunanistan. Onu görmüyorsun, sosyal devleti unutuyorsun, ondan sonra
da 1 katrilyon liralık dışarıdan pamuk alıyorsun;
bununla da övünüyorsun!..
Başka bir övünme, Türkiyenin
çiftçinin borçlanmasını, Ziraat Bankasına borçlanmasını
övünüyor. Ya, bundan insan utanır. Yani, çiftçi, 10 katı bankalara
borçlanmışsa bir bakan utanır, bir hükûmet utanır bunu
söylemeye. Demek ki, siz, 10 kat fakirleştirmişsiniz Türk
çiftçisini.
Bırakın, dört yıl önce,
en kötü hükûmetler döneminde dediğiniz, sizin eleştirdiğiniz
dönemde enflasyon yüzde 68. Peki, Ziraat Bankası faizleri
kaç? Yüzde 55.
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Yüzde
55 mi?
MEHMET SEMERCİ (Devamla)
Yüzde 13 puanla çiftçiyi bu hükûmetler koruyordu. Siz, bugün, enflasyon
yüzde 9 diyorsunuz, Ziraat Bankası faizleri yüzde 18.
DFİF kredileri, bir ara TARİŞe de verdiniz, yüzde
25ten, sonra indirdiniz yüzde 16lara. Yani, günah değil mi? Bu
insanlar fakirleşmiyor da zenginleşiyor mu? Tabii ki, siz,
zenginleşiyor görüyorsunuz. Neden, biliyor musunuz? Siz, valilerle,
kaymakamlarla gidiyorsunuz köylere. Bizim Aydında da öyle.
Ama, biz, tek başımıza gidiyoruz, tek başımıza.
RECEP GARİP (Adana) Geç bu
hikâyeleri
MEHMET SEMERCİ (Devamla)
Gitmeyin valilerle, kaymakamlarla. Tek başınıza gidin
de görün o insanların size anlatacaklarını.
Evet, bu düşüncelerle, saygılar,
sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Semerci.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
(CHP sıralarından gürültüler)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur)
Biz daha fazlayız!
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
bir saniye
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Say bak Sayın Başkan.
BAŞKAN Lütfen sessiz olur musunuz
sayın milletvekilleri.
Oturduğunuz yerden kendiniz
de sayabilirsiniz; İktidar Partisinin 51 milletvekili, muhalefetin
38 milletvekili var; burada sayıyoruz. (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Nasıl saydınız bir dakikada!
BAŞKAN Buyurun, lütfen sayın.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Çok ayıp yani!
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Hangi maddeye oy verdiklerini biliyorlar mı acaba?
Birliğin organları
MADDE 28.-
BAŞKAN Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutup, işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 28. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Ali
Kemal Deveciler Nurettin
Sözen Ali Kemal Kumkumoğlu
Balıkesir Sivas İstanbul
M.
Vedat Melik Hüseyin Ekmekcioğlu
M.Mesut Özakcan
Şanlıurfa Antalya Aydın
Nuri
Çilingir
Manisa
Birliğin organları
Madde 28.- Birliğin organları;
Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu, Disiplin Kurulu ve
Hakem Kurulundan oluşur.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Manisa Milletvekili
Nuri Çilingir; buyurun.
NURİ ÇİLİNGİR
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 662
sıra sayılı Tohumculuk Kanununun 28inci maddesiyle
ilgili söz almış bulunuyorum; yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Ülkemizde, tohumculuk, 1963
yılında çıkarılan 308 sayılı Tohumlukların
Tescil, Kontrol ve Sertifikasyonu Hakkında Kanunla yürütülmektedir.
Aradan geçen zaman içerisinde, ülkemiz ve dünyada, tohumculuk konusunda
büyük gelişmeler olmuştur. Bu gelişmeler, özellikle
Avrupa Birliğine üye ülkelerce çok yakından takip edilmiş,
tohumculuk konusunda, bu ülkelerce büyük ilerlemeler sağlanmıştır.
Ülkemizde ise, diğer konularda olduğu gibi, tohumculukta
da gerekli düzenlemeler yapılmamıştır. Büyük bir
tarımsal potansiyele sahip olan ülkemizde, tohum yetiştiriciliği
için uygun iklim, toprak ve diğer üretim faktörü olmasına
rağmen, maalesef, yeterli düzeyde üretim yapılmamaktadır.
Günümüz dünyasında her
şey eskisine göre çok hızlı değişmektedir. Bu
değişimde, iç dinamikler, politikalardaki belirleme gücünü
yitirmektedir. Giderek her konuda daha belirgin olan küreselleşme
süreci, tarımda da kendisini olabildiğince göstermektedir.
ABD ve AB öncülüğünde saptanan politikalar bütün dünya devletlerinde
dayatılmakta ve bir dünya politikası haline getirilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri ve AB, üreticilerine, her türlü
desteklemeyi cömertçe kullanmaktadır. Söz konusu ülkeler,
ulusal ihtiyaçlarının çok üzerindeki tarımsal üretimlerini
dış satımla eritme konusundaki güçlükleri aşmak
için, kendi menfaatlerine olan her türlü yolu kullanmaktadırlar.
ABD ve ABdeki tarım potansiyelinin çıkarları, ülkemizin
de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkeler grubunun
çıkarlarıyla paralel değildir. Ulusal tarım politikalarımızı
dış dinamiklerin belirleme gücü AKP İktidarı döneminde
daha da artmıştır. Bu süreç, ülkemiz tarımı
için bir yıkım, üreticiler için büyük bir yoksullaşma
olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde uygulanan
destekleme politikalarının etkinlikten uzak yapısı
herkes tarafından bilinmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde
modern tarıma geçilemediği ve çiftçilerimize gerekli
destek sağlanmadığı için, çiftçilerimiz dünyayla
rekabet edemez duruma gelmişlerdir. Seçim bölgem olan Manisada,
nüfusun büyük çoğunluğu, geçimlerini tarımla
sağlamaya çalışmaktadır. Bilindiği üzere,
Manisa denince çekirdeksiz üzüm akla gelmektedir. Üzümün ana vatanı
Türkiyedir. Ülkemiz, çekirdeksiz kuru üzüm üreticisi ülkeler içerisinde,
üretim ve ihracatta, dünyada birinci sırada yer almaktadır.
Üretilen çekirdeksiz kuru üzümün yaklaşık yüzde 90ı
ihraç edilmektedir. Türkiye olarak dünyadaki çekirdeksiz kuru
üzüm ticaret hacminden yüzde 50ye yakın pay almaktayız. Bu
durumda ülkemiz, dünya fiyatlarının oluşmasında
belirleyici rol oynamakta, çekirdeksiz kuru üzüm ihracatından
yaklaşık her yıl 250 milyon dolar ihracat geliri elde
etmektedir.
2006-2007 sezonu çekirdeksiz kuru üzüm
rekoltesi geçen yıla göre biraz daha yüksektir. TARİŞ
Üzüm Birliğince oluşturulan fiyat üreticiler tarafından
referans olarak kabul edilmektedir.
Ülkemizde çekirdeksiz kuru üzümdeki
arz fazlalığı nedeniyle oluşan stoklar, TARİŞ
Üzüm Birliğince taşınmaktadır. Bu yük nedeniyle,
Üzüm Birliğinin öz kaynakları gün geçtikçe zayıflamaktadır.
2006 ürünü çekirdeksiz kuru üzüm alımları için TARİŞ
Üzüm Birliğine DFİF kredisi çok geç açılmıştır
ve çok düşük miktarda açılmıştır. TARİŞin
istediği miktar 65 trilyon, devletin açmış olduğu
yüksek faizli bu kredi 15 trilyondur ve geç açılmıştır.
Üreticiler üzümlerini sattıktan sonra bu para TARİŞe
aktarılmıştır. Piyasadaki arz fazlası üzümün
çekilememesi nedeniyle, çekirdeksiz kuru üzümün piyasa fiyatı
hızla düşmektedir. 26 Haziran 2006 tarihinde kilogramı
1,54 YTL olan çekirdeksiz kuru üzümün borsa fiyatı bu günlerde
1,15; hatta 1 YTLye kadar düşmüştür ki, bu, beş sene önceki
fiyatın da gerisinde bir fiyattır. Müdahale edilmemesi
durumunda bu düşüş devam edecektir.
Bu yeni sezonda fiyatların
bu kadar aşağı olması, büyük bir özveriyle AB standartlarına
uygun olarak üretim yapan üreticimizde büyük moral bozukluğu
yaratmakta, dünyaca ünlü bu ürünümüzün üretimini ciddi bir tehlikeye
sokmaktadır. Fiyatlardaki bu düşüşten sadece üretici
değil, üzüm ihracatçısı da zor durumdadır. Bu kadar
iyi bir kalitede üretilmiş üzümlerimiz ülkemizde olduğu
gibi dünyada da hak ettiği değere satılamıyor.
Çünkü, iç piyasada fiyatların düşüşünden haberdar
olan Avrupalı tüccarlar daha önceden yapmış oldukları
kontratları iptal ederek düşük fiyatla yeniden bağlantı
yapmaya çalışmaktadırlar. Her yıl ülkemize ciddi
miktarda döviz girdisi sağlayan bu ürünün, bir an önce hak ettiği
değerden satılması gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Çilingir,
buyurun.
NURİ ÇİLİNGİR
(Devamla) Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma
Partisi İktidarının izlemiş olduğu yanlış
özelleştirmeci politikalar yüzünden, ülkemizdeki bütün üreticilerimiz
perişan edilmişlerdir. Üzüm üretim maliyetlerinin artışına
karşılık, üzüm satış fiyatları aynı
oranda artmamakta, aksine azalmaktadır. Üreticilerimiz, ürünlerini
üretim maliyetlerinin altında satmak zorunda kalmaktadırlar.
Fındık, pamuk, mısır
üreticilerinin durumları ortadadır. Dünya Bankası
ve IMFnin dayatmasıyla kabul edilen 4572 sayılı Tarım
Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanun, âdeta
birliklerin ölüm fermanı olmuştur. Bu Kanunla, mali
açıdan bağımsız sayılan birlikler, devletin
mali desteğinden yoksun bırakılmışlardır.
Devletin etkin denetimi ve müdahalesi olmayınca, üreticiler
kendi kaderiyle baş başa bırakılmışlardır.
Bunun için size son bir örnek vermek
istiyorum: Daha bundan birkaç gün önce, Sarıgöl ilçemizde yağan
yağmur neticesinde sofralık üzümler çatlamıştır.
Bu üzümler, geçmişte Tekel tarafından alınmakta,
şıra veya alkol yapımında kullanılmaktaydı.
Ancak, şu anda bu üzümleri alan hiçbir kuruluş kalmadığı
için, Sarıgöl üreticileri perişan ve mağdur durumdadır.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Çilingir.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birlik Genel Kurulu ve görevleri
MADDE 29.
BAŞKAN Madde üzerinde 1 önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hüseyin
Ekmekcioğlu A. Kemal Deveciler Nurettin Sözen
Antalya Balıkesir Sivas
A.
Kemal Kumkumoğlu M. Mesut
Özakcan Nail Kamacı
İstanbul Aydın Antalya
M.
Vedat Melik
Şanlıurfa
Birlik Genel Kurulu ve görevleri
Madde 29. Birlik Genel Kurulu,
alt birliklerin kendi üyeleri arasından üç yıl için seçecekleri
temsilcilerden oluşur. Temsilcilerin alt birliklerden çıkması,
çıkarılması, ölümü, istifası hâllerinde yerlerine
yedek temsilciler Genel Kurula katılırlar. Temsilcilerin
Genel Kurula katılma masrafları, temsil ettikleri alt birlik
tarafından karşılanır.
Genel Kurul, yılda bir defadan
az olmamak üzere yönetim kurulunun çağrısı üzerine
toplanır. Yönetim kurulunun veya denetim kurulunun kararı
yahut genel kurul üyelerinin beşte birinin yazılı istemi
üzerine olağanüstü toplantıya çağrılır.
İlk toplantıda yeterli çoğunluk sağlanamazsa
ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, ikinci toplantıya
katılan temsilci sayısı; yönetim, denetim ve disiplin kurulları asıl üyelerinin
toplamının iki katından az olamaz. Genel Kurul,
temsilci tam sayısının salt çoğunluğu ile toplanır
ve toplantılarda kararlar, hazır bulunanların salt çoğunluğu
ile alınır.
Genel Kurulun toplantıya
çağrılması ve toplantılarla ilgili usul ve esaslar
Birlik Tüzüğünde belirlenir.
Genel kurulun görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Alt birlikler arasında
işbirliği kurmak ve bunların gelişimi için gerekli
tedbir ve kararları almak.
b) Tohumculuk alt sektörünün geliştirilmesi
için temel ilkeleri belirlemek.
c) Birlik organlarını
seçmek.
d) Birliğin çalışmaları
ve yönetilmesi ile ilgili genel ilkeleri belirlemek.
e) Yönetim kurulunca hazırlanan
bütçeyi görüşmek ve onaylamak.
f) Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu
raporlarını görüşmek ve ibra edilip edilmemesine karar
vermek.
g) Alt birliklerce hazırlanan
genel düzenlemeleri onaylamak.
h) Gerekli gördüğü hâllerde
komisyonlar kurmak.
ı) Birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü ayni hak tesis etmek konusunda yönetim kuruluna yetki
vermek.
i) Tohumculuk faaliyetleri ile
ilgili tesis, laboratuvar, işletme, eğitim merkezi kurulması
ve bu yerlerin alet, ekipman ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi
konusunda yönetim kuruluna yetki vermek.
j) Tohumculuk sektörünün güncel
konularını görüşmek.
k) Alt birliğin gelirlerinden,
Birlik için ayrılacak katkı payını belirlemek.
l) Mevzuatla verilen diğer
görevleri yerine getirmek.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Katılmıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Kemal Sağ, Adana
Milletvekili
Buyurun Sayın Sağ.
KEMAL SAĞ (Adana) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; 662 sayılı Tohumculuk
Yasası Tasarısının
29uncu maddesindeki öneri hakkında söz almış bulunuyorum;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biz,
burada, sadece önerge değil, çok önemli bir kişinin sözünü
veya başka bir kuralını getirsek, yine de az sonra oylarınızla
reddedeceksiniz. O yüzden izniniz olursa, ben, önerge yerine, bu yasayla
ilgili görüşlerimi açıklamak istiyorum.
Bitkisel bir üretim materyali
olan tohumun, bir ülkenin tarım sektörü için ne kadar stratejik
bir önemi haiz olduğu hepimizin malumudur. AB uyum paketi içerisinde
bugün görüşmekte olduğumuz bu Yasa, kamu kuruluşlarını
tohumculuk alanından dışlayarak, sektörü, tümüyle
çok uluslu şirketler ve onların yerli taşeronlarının
egemenliğine terk etmeyi amaçlamaktadır. Bu Tasarıyla,
Türkiyede, Tarımsal Araştırma Genel Müdürlüğüne
bağlı enstitülerin tarımsal ARGE faaliyetleri sonucunda,
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait TİGEM
çiftliklerinde tohum üretip, ucuz fiyatla ve zamanında üreticiye
ulaştırma şeklinde işleyen kamu sistemi, bir bakıma
demode olarak ilan ediliyor. Böylece, devlet, AKPnin politikası
uyarınca yaşamsal bir alandan daha çekilerek yabancı
şirketler ile onlara taşeronluk edenlere yeni kâr alanları
yaratma yolunu açmaktadır. AKP Hükûmeti, bir kez, daha AB uyum yasaları
kandırmacasıyla, kendi
yandaşlarına ayrıcalık verme hazırlığı
yapmaktadır. AKP İktidarı döneminde, çoğu alanda
olduğu gibi bu alanda da yıllardır TAGEM ve TİGEMlere
yeterli kaynak aktarılmamış, teknik elemanlara gereken
önem ve destek verilmemiş ve ayrıca TİGEMe ait bazı
işletmeler ve arazilerin bir kısmı elden çıkarılarak
bu kurumların içleri boşaltılmış ve adım
adım tasfiye edilmeye başlanmıştır.
Değerli arkadaşlar,
keşke, TİGEM ve özellikle TAGEMde çalışanların
çalışmalarını ve eğitim düzeylerini inceleseydiniz
görürdünüz ki, bu personelin büyük bir çoğunluğu yabancı
dil bilen, lisans üstü eğitim almış arkadaşlarımızdır.
Bunların eğitim ve emeklerine yazık ediyorsunuz.
Keşke bu personelin çalışmalarını yerinde
görebilseydiniz, keşke ürettikleri yeni tohum çeşitlerini
görebilseydiniz, sanırım tohumculukla ilgili görüşleriniz
daha farklı olurdu.
Değerli arkadaşlar, bu
personel çoğumuzun fark bile etmediği şekilde arazide
çalışmaktadır, ama, ne yazık ki, bu personelin özlük
hakları masa başındaki mühendisten farklı değildir.
Bunlara, AKP Hükûmeti dört yıldan beri
herhangi bir farklılık
getirmediği gibi, önem vermeyi dahi düşünmemiştir.
Bir taraftan yurt dışına beyin göçünden şikâyet ediyoruz,
diğer taraftan, elimizdeki değerli beyinlerin heba olmasına
zemin hazırlıyoruz. Bu yapılanlar gerçekten yanlıştır
değerli arkadaşlar.
Günümüz Türkiyesi sebze tohumluğunda
yüzde 90ın üzerinde dışa bağımlıdır.
Sertifikalı hububat tohumluğunda ise yüzde 75 oranında
dışa bağımlı durumdayız. Dün devlet sucuk,
pastırma yapar mı diyerek, Et ve Balık Kurumunu tasfiye
eden, bunun sonucunda hayvancılık sektörünü çökerten ve
bu telaşla elde kalan et balık kurumlarını,
işletmelerini yeniden çalıştırma çabasına
giren AKP zihniyeti, şimdi de, âdeta devlet tohumculuk mu yapar
demeye getirmektedir. Dün Et Balık gereksizdir diyordunuz,
ama, bugün Et Balık gerekli diyorsunuz. Bugün tohumculuk gereksiz
diyorsunuz, emin olun ki, yarın tohumculuk gerekli diyeceksiniz,
ama, ne yazık ki, geç olacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sağ,
lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, kamu tohumculuk yapar, yapmalıdır da. Tohumculuk
işinden devletin çekilmesi sonucunda, Tasarıda öngörülen
ve üretici yaşamını perişan edecek birkaç noktayı
belirtmek istiyorum. Örneğin Yetki devri maddesinde, Tarım
Bakanlığı, tohumluk üretimi sertifikasyonu ve ticareti
ve diğer konuları alt birliklere bırakmaktadır.
Daha doğrusu, onlar tarafından kurulacak Türkiye Tohumcular
Birliğine süresiz bırakmaktadır. Böylece, üretimi
yapanın kendisini denetlemesi gibi akla ve kamu yararına
aykırı bir hüküm yasa hükmü haline getirilmektedir.
Ayrıca, Birlik, tohumlukların
kalite güvencesinin sağlanması için sistem oluşturmak,
tohumluk üretim sözleşmeleri düzenlemek gibi yetkilerle donatılmakta,
sermayenin üreticiyi ezeceği yeni bir yapı oluşturulmaktadır.
Türkiyede üretimi ve dağıtımı
yasak olan genetiği değiştirilmiş tohumlar, bu Yasa
Tasarısıyla yasallaştırılmakta ve ülkenin
genetiği değiştirilmiş ürünle işgaline ortam
hazırlanmaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu Yasa çıktıktan sonra, artık, yabancı
şirketler, doğal bir gen hazinesi olan ülkemizde herhangi
bir tohumumuzun biyoteknolojik yöntemle kazandıkları
küçük bir özelliğini gerekçe göstererek patent hakkını
alacaklardır. Açıkça, ülkemizin aleyhine olan bütün bunlar
AKP Hükûmeti için normaldir, çünkü, bu Hükûmet, Bursada Cargill firmasının
menfaatini korumak için yasa çıkartmayı bile denemiştir.
Ancak, bu yol doğru bir yol değildir değerli arkadaşlar.
Bir iktidarın, uluslararası ilişkilerin bu kadar tesiri
altında kalmasının ileride bu ülkeyi telafisi
imkânsız zarara sürüklemesi kaçınılmazdır. Ne yazık
ki, bu konularda basireti bağlanmış bir iktidara bir
süre daha katlanmak zorundayız.
Bu düşüncelerle, hepinizi
saygıyla selamlıyorum değerli arkadaşlar. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Sağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 21.47
ALTINCI
OTURUM
Açılma
Saati: 21.56
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Altıncı
Oturumunu açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı:
662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
30uncu maddeyi okutuyorum:
Birlik Yönetim Kurulu ve görevleri
MADDE 30.-
BAŞKAN Madde üzerinde 1 önerge
vardır; okutup, işleme alıyorum.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 30. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hüseyin
Ekmekcioğlu Enis Tütüncü A. Kemal Deveciler
Antalya Tekirdağ Balıkesir
Muharrem
Kılıç Kemal
Kılıçdaroğlu M.
Vedat Melik
Malatya İstanbul Şanlıurfa
Nurettin
Sözen Mehmet Yıldırım A. Kemal Kumkumoğlu
Sivas Kastamonu İstanbul
Birlik Yönetim Kurulu ve görevleri
Madde 30. - Birlik Yönetim Kurulu,
iki yıllık bir dönem için, temsilciler arasından Birlik
Genel Kurulunca her alt birlikten en az bir temsilci olmak üzere seçilen,
asgari beş asıl ve aynı sayıda yedek üyeden oluşur.
Asıl üyeler ilk toplantılarında, Yönetim Kurulunun vereceği
görevleri yürütmek üzere, gizli oyla, kendi aralarından bir
Başkan, bir Başkan Yardımcısı ve bir Sayman seçerler.
Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda Birliğin de
başkanıdır. Yönetim kurulunun vereceği görevler
ile Birliğin işlerini yürütmek üzere bir Genel Sekreter tayin
edilir. Genel Sekreterin nitelikleri ile görevleri, Birlik tüzüğünde
belirlenir.
Yönetim Kurulu Başkanı;
Yönetim Kuruluna başkanlık ve Birliği temsil eder. Birliğin
malî işlerinden ve bu konu ile ilgili defter ve kayıtların
tutulmasından Sayman üye ile birlikte; diğer defterler ve
yazışmalarla ilgili olarak da Genel Sekreterle birlikte
sorumludur. Başkanın yokluğunda kendisine Başkan
Yardımcısı vekalet eder. Üst üste üç dönem Başkanlık
yapanlar aradan iki seçim dönemi geçmedikçe aynı göreve yeniden
seçilemezler.
Yönetim Kurulu ayda bir defadan
az olmamak üzere Başkanın çağrısı üzerine,
salt çoğunlukla toplanır ve katılanların salt çoğunluğu
ile karar alır. Eşitlik halinde kararı, Başkanın
oyu belirler.
Yönetim Kurulu toplantılarına
ilişkin usul ve esaslar Birlik tüzüğü ile belirlenir.
Yönetim Kurulunun görev ve yetkileri
şunlardır:
a) Genel Kurul gündemini hazırlamak
ve toplantıya çağırmak.
b) Birliğin dönem bilançosunu,
faaliyet raporunu ve tahminî bütçesini hazırlayıp Genel
Kurula sunmak.
c) Genel Kurul kararlarını
uygulamak.
d) Alt birlikler arasında iletişim
ve dayanışmayı sağlamak.
e) Üyelerin ve tohumculuk sektöründe
faaliyet gösteren kişilerin meslekî bilgi ve görgülerinin artırılması
ve geliştirilmesi için konferans, seminer, kurs, sempozyum ve
benzeri eğitim işlerini düzenlemek.
f) Tohumculuk sektörünün geliştirilmesi
için gerekli çalışmaları yapmak, sektörle ilgili inceleme
ve araştırma yapmak veya yaptırmak.
g) Üyeler hakkında disiplin
cezasını gerektiren veya suç teşkil eden fiillerin
varlığı hâlinde, Disiplin Kurulunu göreve çağırmak.
h) Birlik adına taşınır
ve taşınmaz mal almak, satmak, ipotek etmek ve bunlar üzerinde
her türlü aynî hak tesis etmek,
ı) Alt birliklerin aidatlarını
süresi içinde yatırmalarını sağlamak ve bu konuda
gerekli denetimleri yapmak,
i) Genel kurulca verilecek diğer
görevleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya Milletvekili, söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
ben, konuşmamda yabancı sermaye, tabii bu şeyle ilgili
ve 5084 sayılı Teşvik Kanununun tarıma etkisi konusunda
birkaç kelime etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, yabancı
sermaye bakalım nereye geliyor, nereye geldi? Dikkat ederseniz,
Türkiyede üretilen bir malı
Türkiyede katma değer yaratacak
bir malı üretmek üzere yabancı sermaye geldi mi? Bir tek gemi
inşaat sektörü hariç -orada çok güzel gelişmeler var- yabancı
sermaye, dikkat ederseniz, bankacılık, finansman kesimine
geldi, sigorta, borsa ve hazine bonosu
Şimdi, ülkenin kendi kaynaklarını,
kendi dinamiklerini, ülkedeki katma değer yaratan ürünleri
işleyecek, bunları ihraç edecek bir yabancı sermaye
geldi mi? Genelde, gelen yabancı sermayeler, çoğunlukla,
dışarıdan Türkiyeye mal satmak üzere geliyor, ithal
ikamesi olan yabancı sermayeler
MUSTAFA DURU (Kayseri) Demir-çelik
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Birkaç tane örnek hariçtir Sayın Duru, birkaç örnek
hariç. Yani, bu kadar şeyde üç beş örnek hariçtir. Ama, ülkenin
kendi dinamiklerini, ülkenin kendi kaynaklarını dışarıya
ihraç etmek üzere gelmiyor Sayın Duru. Ben bundan bahsetmek istiyorum.
Onun için, bize bizden başkasının faydası yoktur.
5084 sayılı Yasa, aynı
şekil tarımda da
Eğer, biz, bu Yasayı işlevsel
hale getirmezsek
5084 sayılı Yasa sadece yasak savmak
için getirilmiştir. İşte, bazı milletvekillerim
o zaman çok sevindiler kendi illerine bu Yasa uygulanacak diye.
Soruyorum, soruyorum
Birkaç ilimize geldi bu. Örneğin, Malatyaya
geldi, Düzceye geldi, Afyona geldi
Ama, bunlar, yeni işletme
değil, bazı illerden geldiler bir kısmı. Ama,
Hakkâriye, Şırnaka, Tunceliye, arkadaşlar kaç işletme
gitti, kaç işletme gitti arkadaşlar? Amaç, bu bölgeleri kalkındırmak
değil miydi? Ama, biz, bu Yasayı tekrar Türkiyenin gerçeğiyle,
yirmi yıl
Verin arkadaşlar, yirmi yıllık teşvik
verin Hakkâriye; niye korkuyorsunuz?! Oradan, asgari ücretten vergi
almayın oradaki insanları harekete geçirelim, orada üretim
yaptıralım. Eğer, biz, bu Tarım Teşvik Yasasını
da bu şekilde, bu hale getirmesek arkadaşlar, ne bu Tohumculuk
Yasası, ne diğer yasalar, hakikaten işlemez, hep parası
olanın eline geçer. Çünkü, adam, Türkiye'ye iki yıl vadeli tohum
ihraç ediyor Kofas kredisiyle, Hermes kredisiyle, yani, kendi ihracatçısını
iki yıl finanse ediyor arkadaşlar. Eğer, biz, Türkiye'de,
bizim üreticimize uzun vadeli finansman sağlamazsak
Soruyorum,
Türkiye'deki bankacılık sisteminde, hangi banka, artık,
uzun vadeli finansman yapıyor? Yani, bir işletmeye, iki
yıl ödemesiz beş yıl veya iki yıl ödemesiz yedi
yıl, var mı? Böyle bir finansman sistemin olmayacak, o zaman,
siz, Türkiye'de, birtakım, Türkiyenin üretiminden bahsedeceksiniz!
Değerli arkadaşlarım, birbirimizi kandırmayalım.
Eğer, burada, finansman sistemi biz geliştirmezsek
Soruyorum,
Ziraat Bankasının 38 katrilyon kaynağı var. Ziraat
Bankasının görevi, tarımı finanse etmektir arkadaşlar.
Tarıma sübvansiyon yapsın demiyorum, tarımı finanse
etsin arkadaşlar, uzun vadeli, iki yıl, üç yıl, beş
yıl, yedi yıllık krediler versin. Sadece verdiği
kredi 2 katrilyon, bununla övünmeyelim. Biz bu gerçekleri görmezsek,
ne bu Yasa ne bir başka yasa
Demin de söyledim, Depoculuk Kanunu
çıkarken, bravo, herkes depo yapacak, ürünler artık para
edecek
Arkadaşlar, nerede depo yapıldı? Çünkü finansman
yok.
Ben size bir örnek vereyim arkadaşlar.
Bazı pazarlarımız var, fındık, kayısı
gibi. Dünya kayısı piyasasının yüzde 90ına
Türkiye sahip, dünya kuru kayısı piyasasının.
Biz bunu değerlendiremiyoruz. Maalesef, üç tane yabancı
alıcının elinde oyuncak olduk arkadaşlar, oyuncak
olduk! Adamlar Hamburgda oturuyor, fiyatı onlar belirliyor,
çünkü paramız yok. Biz kimseden inayet istemiyoruz, sadece altı
ay finansman istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Sayın Aslanoğlu,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) Arkadaşlar, 3 bin dolardı kayısı fiyatları
yıllardır, şimdi 1.200 dolara düştü. Yılda 150 milyon
dolar, 200 milyon dolar Türkiye'ye para girmiyor artık. Aynı
şekilde fındık
Eğer, biz, kayısıya
30 trilyon bir ön finansman sağlasaydık -ön finansmandan bahsediyorum-
kayısı fiyatları 3 bin doların altına
düşmezdi. Hem ülkeye 200 milyon girer hem de Malatyadaki benim
köylümün cebine 200 milyon dolar girerdi. Siz de mutlu olurdunuz,
köylü de mutlu olurdu, bunları konuşmazdık arkadaşlar.
Finansman bacağı olmayan hiçbir şey işlemez arkadaşlar,
bunu böyle bilin. Yani, teşvik, ancak finansman sistemini kurduğun
zaman işler.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Diğer maddeyi okutuyorum:
Birlik Denetim Kurulu ve görevleri
MADDE 31. -
BAŞKAN Madde üzerinde 2 adet
önerge vardır.
Önergeleri önce geliş sıralarına
göre okutup, aykırılıklarına göre işleme
alıyorum.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 Sıra
Sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının 31 inci
maddesinin 1 inci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım ve Köyişleri
Bakanı
Birlik denetim kurulu, birlik genel
kurulunca iki yıllık bir dönem için temsilciler arasından
seçilen iki asıl ve iki yedek üye ile Bakanlık tarafından
belirlenen bir asil ve bir yedek üyeden oluşur.
BAŞKAN Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 31. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hüseyin
Ekmekcioğlu A. Kemal Deveciler Mehmet Yıldırım
Antalya Balıkesir Kastamonu
M.
Vedat Melik Enis Tütüncü Nurettin Sözen
Şanlıurfa Tekirdağ Sivas
Birlik Denetim Kurulu ve görevleri
Madde 31.- Birlik Denetim Kurulu,
Genel Kurul tarafından iki yıllık bir dönem için, temsilciler
arasından seçilen üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Denetim
Kurulu yılda en az üç defa toplanır, üyeler ilk toplantılarında
kendi aralarından gizli oyla bir başkan seçerler.
Denetim Kurulunun toplanma usul
ve esasları Birlik tüzüğü ile belirlenir.
Denetim Kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Birliğin tüm hesap ve
işlemlerini incelemek.
b) Hesap ve işlemlerde gördüğü
aksaklıkları, en geç onbeş gün içinde Yönetim Kuruluna
sunmak.
c) İki yıllık denetim
sonuçlarını, bir rapor hâlinde Genel Kurula sunmak.
d) Gerektiğinde Genel Kurulu
olağan üstü toplantıya çağırmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Enis Tütüncü, Tekirdağ
Milletvekili söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Tütüncü. (CHP
sıralarından alkışlar)
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, ülkemizde
tarım alanlarını daha fazla artırmak, genişletmek
olanağı yok. Hatta, verimli arazilerimiz dahi, birinci
sınıf, ikinci sınıf verimli arazilerimiz dahi,
her geçen gün yavaş yavaş elden çıkıyor. İşte
bu nedenle, tohumculuğun, kaliteli, yüksek verimli tohumculuğun,
Türkiye açısından, Türk tarımı açısından
yaşamsal önemde olduğu buradan da ortaya çıkıyor.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; Türkiyenin dışa bağımlılık
açısından petrolden sonraki en büyük ithalat kalemi
yağlı tohumlar ve bitkisel yağlardır. Dört yıldır
iktidardasınız, kaliteli ayçiçeği tohumculuğunun
geliştirilmesi konusunda neler yaptınız ve görüştüğümüz
bu Tasarı, Türkiyedeki bitkisel yağ açığının
kapatılması açısından, kaliteli, verimli ayçiçeği
tohumunun yetiştirilmesi bakımından ne gibi olanaklar
getirmektedir? Bu soruların yanıtları yoktur Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri.
Yine, bitkisel yağ açığının
kapatılması için ayçiçeğinde nasıl bir fiyat ve
nasıl bir destekleme politikası öngörülmelidir? Bu konuda
düşüncelerimi sizle paylaşmak istiyorum.
Bu yıl, Trakyabirlik, ayçiçeği
avans fiyatını, kilogramı 500 bin Türk lirası olarak
açıkladı. Kilogram başına 37-38 bin Türk lirası
kesinti yapılıyor, 1 kilogram ayçiçeğinden çiftçinin
eline net 462 bin Türk lirası geçiyor. Ayçiçeği, şu anda,
Tekirdağda, 475-480 bin Türk lirasından işlem görüyor.
Şimdi bakınız, AKP
iş başına geldiğinde, Trakyabirlik alım fiyatı
460 bin Türk lirasıydı ve bunun üzerine 85 bin Türk lirası
da destekleme primi vardı, yani, iktidara geldiğiniz zaman,
ayçiçeğinin fiyat artı prim toplamı 545 bin Türk lirasıydı.
O zaman, ayçiçeğinde genellikle kullanılan 20-20lik gübre
fiyatı 280 bin Türk lirasıydı, mazot 1 milyon 200 bin
Türk lirasıydı. Gübre, şimdi, 20-20lik gübre fiyatı
420 bine yükselmiş, mazot, son indirimleri dikkate aldığımızda,
2 milyon 300 bine çıkmış. Yani, mazotta, iktidara geldiğiniz
güne göre, yüzde 92lik bir artış, gübrede, 20-20lik gübrede
yüzde 50lik bir artış meydana gelmiş.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; işte, bu olumsuz tablo, ayçiçeği destekleme
priminin ne kadar olması gerektiği konusunu ön plana
çıkarıyor.
Bakınız, iktidara geldiğinizdeki
ayçiçeği fiyatını, destek primiyle birlikte, gübre
ve mazottaki ortalama fiyat oranında artırırsak -ki,
bu, ortalama yüzde 70 oluyor- ayçiçeğinin fiyatı, destekleme
primiyle birlikte, 2006 için 926 bin lira civarında çıkıyor.
Buna göre, 2006 yılı için ayçiçeği destek primi en az
360 bin Türk lirası olmalıdır. Olmalı ki, çiftçimiz,
AKP iktidara geldiğindeki ayçiçeği fiyatını yakalayabilsin.
Hesap ortada, gerçekler bunu gösteriyor.
Eğer, hem üreticinin mağduriyetini
gidermek hem de Türkiyenin bitkisel yağ açığını
kapatmak istiyorsanız, sizden, ayçiçeği üreticisi ve Türkiye
adına şunu talep ediyoruz: Destekleme primini en az 350 bin
Türk lirası olarak tespit ediniz ve bunu en kısa sürede ilan
ediniz, açıklayınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı.)
BAŞKAN Sayın Tütüncü,
buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) Toparlıyorum
Sayın Başkan.
AKP İktidarı döneminde
bitkisel ham yağ ve yağlı tohumlar ithalatına toplam
kaç milyar dolar döviz ödenmiştir, buradan açıklanmasını
talep ediyoruz.
Siz, Türk çiftçisinden esirgiyorsunuz,
ama, yabancı ülkelerin çiftçilerine, elin çiftçisine yağdırıyorsunuz.
Halk deyimiyle, herkese şapır şupur, bize gelince Ya
Rabbi şükür! Yapmayınız bunu! Artık, böyle yanlış
politikaları bırakınız, terk ediniz. Eğer
terk etmezseniz, bu çiftçi de size sandıkta Ya Rabbi şükür
diyecektir!
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinizi,
tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 Sıra
Sayılı Tohumculuk Yasa Tasarısının 31 inci
maddesinin 1 inci cümlesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Mehmet
Mehdi Eker
Tarım
ve Köyişleri Bakanı
Birlik denetim kurulu, birlik genel
kurulunca iki yıllık bir dönem için temsilciler arasından
seçilen iki asıl ve iki yedek üye ile Bakanlık tarafından
belirlenen bir asil ve bir yedek üyeden oluşur.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Olumlu görüşle takdire bırakıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Önerge katılıyoruz. Yalnız,
bir imla hatası var. Birinci asıl doğru; ikinci asil
ol-muş, o da asıl olacak.
Arz ederim.
BAŞKAN Not alınmıştır
Sayın Bakan.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Bakanlık ve sektör
arasında iletişim sağlamak ve tohumculuk politikalarını
ve stratejilerinin uygulanmasına katkıda bulunmak, denetlemek
ve gerektiğinde uygulamada karşılaşılacak
sorunların tespiti ve gerekli önlemlerin alınmasını
sağlamak üzere bu düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda
ve düzeltmeyle birlikte maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birlik Disiplin Kurulu ve görevleri
MADDE 32.
BAŞKAN Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutup, işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sayılı
Kanun Tasarısının 32. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Sağ Ali Kemal Deveciler Ali Kemal Kumkumoğlu
Adana Balıkesir İstanbul
Hüseyin
Ekmekcioğlu Enis Tütüncü Nurettin Sözen
Antalya Tekirdağ Sivas
Mehmet
Yıldırım M.
Vedat Melik
Kastamonu Şanlıurfa
Birlik Disiplin Kurulu ve görevleri
Madde 32.- Birlik Disiplin Kurulu,
Genel Kurul tarafından üç yıllık bir dönem için, temsilciler
arasından seçilen, üç asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Disiplin
Kurulu, Yönetim Kurulunun çağrısı üzerine toplanır.
İlk toplantılarında gizli oyla kendi aralarından
bir başkan ve bir de raportör seçerler.
Toplanma ve disiplinle ilgili
usul ve esaslar Birlik Tüzüğü ile belirlenir.
Disiplin kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Yönetim Kurulunun disiplin kovuşturması
açılmasına dair kararı üzerine, inceleme yaparak disiplinle
ilgili kararları uygulamak ve cezaları vermek.
b) Yönetim Kurulunun vereceği
diğer görevleri yapmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
KEMAL SAĞ (Adana) Sayın
Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Adana Milletvekili
Sayın Kemal Sağ söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Sağ. (CHP
sıralarından alkışlar)
KEMAL SAĞ (Adana) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; 662 sayılı
Tohumculuk Yasasının 32nci maddesi hakkında vermiş
olduğumuz önerge üzerine söz almış bulunuyorum; Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, ben,
şimdi, desem ki size, bu Disiplin Kurulu ne işe yarar,
şöyle olsun, böyle olsun, önergeyi kabul edin desem, acaba biriniz
lehte oy kaldırır mısınız?! Deminki geçen önergelerin,
acaba, hiçbiri doğru değil miydi?!
O yüzden, ben, yine, önerge hakkında
konuşmak yerine, deminki görüşlerimin devamını
size sunmaya çalışacağım değerli arkadaşlar.
Tüm Avrupadaki toplam bitki çeşidine
yakın bir sayıda olmak üzere, 3 bini endemik, yani, aynı
bölgede yetişen, başka bölgede yetişmeyen toplam 13
bin bitki çeşidine sahip olan Anadolu coğrafyası, doğal
bir gen bankası niteliğindedir.
Genetiği değiştirilmiş
ürün işgali, biyolojik çeşitliliğimiz üzerinde büyük
bir tehdit oluşturacak, çiftçinin kendi üretimi için tohum
ayırma şansını bile vermeyecektir. Türkiyede giderek
gerileyen sektör ve artan kırsal yoksulluk gerçeği, tohumculuk
alanında yeni bağımlılık ilişkileri kurmayı
değil, genetik potansiyeli bu denli zengin olan memleketimizde,
üreticiye, zamanında, ucuz, kaliteli ve yüksek verimli, çevreye
uyumlu, hastalık ve zararlılara dayanıklı tohumluk
temin etmeyi, yerli çeşitlerimizin inat ve ısrarla korunup
geliştirilmesini gerekli kılmaktadır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
lütfen
Buyurun Sayın Sağ.
KEMAL SAĞ (Devamla) Bu anlayışın
tam zıddı bir
yaklaşımla hazırlanmış olan bu Tasarının
yasalaşması, sektör ve üretici için yıkım anlamına
gelirken, çok uluslu şirketler ile onların yerli taşeronları
için yeni kâr alanları haline gelecektir.
Cumhuriyet Halk Partisi olarak,
Hükûmetten, ülkemiz yararına olmayan, üreticimizi ortadan
kaldırmaya yönelik olan bu Tasarıyı geri çekmesini,
ülke ve üretici yararını gözeten düzenlemeler yapmasını
bekliyoruz. Yasaları başkaları için değil Türk
milleti için çıkarmanızı bekliyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi iktidara
geldiğinde, tarım sektörünün ve çiftçinin, serbest piyasanın
acımasız koşulları altında ezilmesine asla
izin verilmeyecektir. Dayatmacı IMF ve Dünya Bankası politikaları
yerine, ülkemizin ihtiyacı olan doğru tarım politikaları
uygulanacaktır. Çiftçimiz, sıkıştığı
her anda, yanında Cumhuriyet Halk Partisini bulacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bu yasa çıktıktan sonra, artık, yabancı
şirketler, doğal bir gen hazinesi olan ülkemizde, demin belirttiğim
gibi, herhangi bir tohumumuzun biyoteknolojik yöntemlerle kazandıkları
küçük bir özelliğini gerekçe göstererek patent hakkını
alacaklardır.
Değerli arkadaşlar,
açıkça ülkemiz aleyhine olan bu durum, belki size normal gelebilir;
ama, bakın, demin de söyledim, siz, gerekirse, menfaat sağlayan
bir firma için yasa çıkartmayı dahi düşünebiliyorsunuz.
Bunlar yanlıştır değerli arkadaşlar.
Tekrar ediyorum: Bir iktidarın,
uluslararası ilişkilerin bu kadar tesiri altında kalmasının,
ileride, bu ülkeyi, telafisi imkânsız zararlara sürükleyeceğini
göreceksiniz. Biz, her zaman uyarıyoruz, ama siz, her defasında
bildiğinizi okuyorsunuz. Unutmayınız ki, tüm bunlar,
yüce Meclisin tutanaklarına geçmektedir, ileride de karşınıza
çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Sayın Bakanım
Sayın
Tarım Bakanı burada yok, ama adaleti sağlamakla yükümlü
Sayın Adalet Bakanı aracılığıyla
AHMET YENİ (Samsun) Millî Savunma
Bakanı
KEMAL SAĞ (Devamla) Sayın
Millî Savunma
O da değişmiş efendim, sürekli değişiyor;
o da değişmiş.
O yüzden, Sayın Bakan aracılığıyla,
Sayın Tarım Bakanına bir olayı arz etmek istiyorum:
Sayın Bakanım, siz, daha önce, bundan epeyce bir süre önce
-ama, 2006 yılı içerisinde- Çukurovada ve diğer bölgelerde,
havadan zirai ilaçlamaya yasak getirdiniz. Bu yasak sonucunda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sağ,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
KEMAL SAĞ (Devamla) Bu yasak
dolayısıyla, ülkemizde, 20 civarında zirai ilaçlama
firması, 100 civarında uçak ve buna mümasil, pilot ve personel
işsiz kaldı. Biz, Cumhuriyet Halk Partisinden Sayın Mustafa
Özyürek ve ben, size bu konuyu sorduk, ama, hiçbir şekilde yeterli
bir cevap vermediniz. Bu yetmedi, konuya bir çözüm de üretmediniz.
Siz çözüm bulamayınca, Çukurova çiftçisi kendine göre bir çözüm
üretti. Ne yaptı: Mevcut traktörlerin şeklini ve amortisörlerini
değiştirerek uzun ayaklı, çok büyük bir böceğe benzeyen
bir motor yaptı ve bununla ilaçlama yapmaya kalktı. Ama, bu
da olaya çözüm getiremedi.
Sayın Bakanım, siz, Türkiyede
üretim planlaması yapmıyorsunuz, hangi bölgede, ne kadar
ürün üreteceğinizi belirlemiyorsunuz, çiftçiyi buna göre
yönlendirmiyorsunuz, sonra da kalkıp ekolojik şartları
korumak için havadan zirai ilaçlamayı yasaklıyorsunuz!
Çiftçiye bu yapılır mı Sayın Bakanım?!
Çiftçinin, sizin için ne kadar güzel
düşündüğünü, ne kadar güzel fikirler beslediğini,
acaba, ilgililer size aktarıyorlar mı? Eğer aktarmıyorlarsa,
lütfen, Çukurova çiftçisiyle yakın temasa geçin ve bu düşünceleri
öğrenin. Eğer, bunu da yapmazsanız, şunun şurasında
çok kalmadı, en geç on iki ay sonra öğreneceksiniz.
Son bir konuya değineceğim
Sayın Bakanım.
ASIM AYKAN (Trabzon) Birlikte
KEMAL SAĞ (Devamla) Evet, siz
de öğrenin lütfen, sizin de öğrenmeniz lazım.
ASIM AYKAN (Trabzon) Herkes
öğrenecek.
KEMAL SAĞ (Devamla) Çünkü,
narenciyede ihracat primini hâlâ açıklamadınız.
Eğer, bu yıl da narenciye dalında kalırsa, üretici
perişan olursa, herhalde, bunun vebalini biz çekmeyeceğiz,
siz çekeceksiniz Beyefendi.
ASIM AYKAN (Trabzon) Niye?..
KEMAL SAĞ (Devamla) Onun
için, bu düşüncelerle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Sağ.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birlik Hakem Kurulu ve görevleri
MADDE 33.-
BAŞKAN Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutup işleme alıyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 33. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Yaşar
Tüzün Ferit Mevlüt Aslanoğlu A.Kemal Deveciler
Bilecik Malatya Balıkesir
Osman
Kaptan Hüseyin Ekmekcioğlu Ahmet Yılmazkaya
Antalya Antalya Gaziantep
M.
Vedat Melik M.
Mesut Özakcan
Şanlıurfa Aydın
Birlik Hakem Kurulu ve görevleri
Madde 33.- Birlik Hakem Kurulu,
alt birliklerin kendi üyeleri arasından iki yıl için seçecekleri,
konu uzmanı en az üç temsilciden oluşur. Seçilen temsilci
sayısı kadar da yedek temsilci seçilir. Temsilcilerin birliklerden
çıkması, çıkarılması, ölümü, istifası
hallerinde yerlerine yedek temsilciler Hakem Kuruluna katılır.
Hakem Kurulu ve görevleri ile ilgili usul ve esaslar Birlik Tüzüğünde
belirlenir.
Hakem Kurulunun görevleri
şunlardır:
a) Birlik ve alt birlikler, alt birlikler
ve üyeleri ile alt birlik üyeleri ve üçüncü kişiler arasında
ortaya çıkacak ihtilafları uzlaşma, arabuluculuk
ve hakemlik yoluyla çözmek.
b) Birliğin uluslararası
uzlaşma, arabuluculuk ve hakemlikle ilgili yükümlülükleri
çerçevesindeki görevlerini yürütmek.
c) Çalışma raporlarını
Genel Kurula sunmak.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzün söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Tüzün.
YAŞAR TÜZÜN (Bilecik) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz
662 sıra sayılı Kanun Tasarısının 33üncü
maddesinin değiştirilmesiyle ilgili vermiş olduğumuz
önerge hakkında söz almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, önergede
istediğimiz durum, Birlik Hakem Kurulu alt birliklerin kendi
üyeleri arasından seçecekleri 2 kişinin, iki yıl arayla
değil, üç yıl arayla seçilmesini istiyoruz. Bu konuda verdiğimiz
önergeye sizlerden destek ve katkı bekliyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
bugün, bu yüce çatı altındaki konuşmaların da birçoğunu,
Başkanlık Divanı Üyesi olarak, dinleme şansımız
oldu. Ancak, özellikle belirteyim ki, Sayın Bakanımızın
konuşmalarına tanıklık ettim, maalesef, Tarım
ve Köyişleri Bakanımızı tanımakta zorlandım.
Gerçekten, bugün, özellikle iftar öncesi, çok sinirli, çok agresif
ve çok bencil bir konuşma yaptı. Değerli arkadaşlar,
Sayın Bakanımız, bugün, bu kürsüde yapmış olduğu
konuşmada, kendisini, Türkiye Cumhuriyetinin bir Tarım
ve Köyişleri Bakanı olarak hiç görmedi, aksine, AKPnin bir
il başkanı gibi, bir ilçe başkanı gibi konuşmalarda
bulundu. Sayın Bakanım, siz, eski görevinizin etkisi altında
kaldınız herhâlde! Siz, kendinizi, hâlâ, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin Veteriner İşleri Müdürü mü zannediyorsunuz?
Siz, konuşmanızda, defalarca -tutanaklardan baktım-
tam oniki defa AK Parti Hükûmeti diye hitap etti
Değerli arkadaşlar,
bu Hükûmetin adı AK Parti Hükûmeti mi, soruyorum, soruyorum, bileniniz
var mı? Bu Hükûmetin adı, Türkiye Cumhuriyetinin 59uncu
Hükûmeti, herkes, böyle bilmek ve böyle konuşmak zorunda. Özellikle,
Türkiye Cumhuriyetinin 59uncu Hükûmetinin bir bakanının
böyle konuşması hiç yakışmadı.
ZAFER HIDIROĞLU (Bursa) Aynı
zamanda, AK Parti Hükûmeti
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
elbette, tüm Türkiyenin köylerinden sorumlu. Siz, Türkiyenin tarımından
sorumlusunuz; siz, Türkiyenin et ve balığından sorumlusunuz;
siz, Türkiyenin hayvancılığından sorumlusunuz; siz, Türkiyenin arazi
işlerinden sorumlusunuz; siz, Türkiyenin Toprak Mahsulleri
Ofisinden sorumlusunuz; siz, Türkiyenin Atatürk Orman Çiftliğinden
sorumlusunuz; siz, Türkiyenin meyveciliğinden sorumlusunuz;
siz, Türkiyenin narenciyesinden sorumlusunuz; siz, Türkiyenin
zeytinciliğinden sorumlusunuz; siz, Türkiyenin tohumculuğundan
sorumlusunuz; söylediğiniz her söz devleti bağlar, Hükûmeti
bağlar.
Değerli arkadaşlarım,
burada, iftar öncesi Balıkesir Milletvekilimiz Sayın Orhan
Sürün değindiği konuyu bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Değerli arkadaşım dedi ki: Bu akşam iftar yemeğini
Dedeman Otelinde vereceksiniz. Elbette, her Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşının ve her Türkiye Cumhuriyeti hükûmetinin
bakanının, her yerde, her istediği ortamda iftar yemeğine
katılması veyahut başka toplantılara katılması
kadar doğal bir şey olamaz. Ancak bu toplantının,
bu iftar yemeğinin ücretini kim ödeyecek dediğinde, siz
kalkıp burada cevap veremediniz ve üstelik, iftara bir saat
kala, Dedeman Otelinde yaptırmış olduğunuz rezervasyonu
iptal ettirdiniz, gittiniz başka restoranda yemek verdiniz.
Tabii ki verebilirsiniz, bundan doğal bir şey yok. Ancak,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bakanı bunu böyle, bu yüce çatı
altında açıklamamalıydı değerli arkadaşlar.
O nedenle, Sayın Bakanın bu konuşmasını ve bu
tavrını burada kınıyorum.
BAŞKAN Sayın Tüzün, lütfen
toparlar mısınız.
Buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; geçtiğimiz
aylarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
yapmış olduğu bir faaliyet raporu kitapçığı
elimize geçti. Burada Sayın Bakanlık veyahut Bakanlık
mensuplarının ve Bakanın dört yıllık yapmış
olduğu hizmetlerin tanıtımını gerçekleştirmiş,
yani yapılan hizmetleri bir kitapçık halinde toplamış
ve yapılan hizmetlerde, baktım ki, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığının dört yıllık süre içerisinde
yaptıkları var. Ancak, bu kitapçıkta, bundan önceki Sayın
Bakanımız Sami Güçlünün hiçbir fotoğrafı ve lehinde
hiçbir haberi yoktur. Hem dört yıllık icraatları anlatıyorsunuz
hem de sizden önceki, bir önceki Bakan arkadaşınıza
haksızlık yapıyorsunuz. Bu, ne kadar bencil olduğunuzun
ve ne kadar vefasız olduğunuzun bir göstergesidir. (CHP
sıralarından alkışlar) O nedenle, biz, bu ülkede,
Türk köylüsüne ve Türk çiftçisine kimin ne kadar hizmet ettiğini
en iyi şekilde biliyoruz değerli arkadaşlar.
Sayın Bakana buradan bir sorum
daha olacak. Zannediyorum kendileri yok; ama, Genel Kurul tutanaklarından
okuyunca göreceklerdir.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; 14 Mayıs tarihi tüm dünyada Çiftçiler Günü olarak
kutlanmaktadır. 14 Mayıs 2006 tarihinde, Türkiye'nin hiçbir
yerinde Dünya Çiftçiler Günü kutlaması ve etkinliği yapılmadı.
Neden yapılmadı biliyor musunuz; çünkü, Tarım ve Köyişleri
Bakanı, bakan olarak görevinin başında değildi;
Adalet ve Kalkınma Partisinin kongresinde misafir konuşmacıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tüzün, lütfen
Buyurun.
Buyurun.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
İşte, sizin Bakanlığınızın ve Bakanınızın,
Türk çiftçisine, dünyada Çiftçiler Günü olarak kutlanırken 14
Mayısın, ne kadar önem verdiğinin, ne kadar değer
verdiğinin en büyük göstergesini, 14 Mayıs 2006 tarihinde
hep birlikte gördük. Bu nedenle, Türk köylüsüne ve Türk çiftçisine
bunca sıkıntısının ve sorununun içerisinde
değer verilmeyişinin en büyük göstergesini 14 Mayıs
2006da görmüş olduk.
Değerli arkadaşlarım,
burada, bakanlık ve milletvekilliği tartışması
ve yarışması anlayışı içerisinde, bugüne
kadar hiçbir konuşma yapmadım. Her zaman konuşmalarıma
ve sözlerime dikkat etmeye çalıştım; ancak, bugün itiraf
edeyim ki, çok üzgün olabileceğimiz birçok olaya şahit oldum.
Kırşehir Milletvekilimiz
Sayın Bayındır bu konuda elimde belge var, bu konuda
elimde mahkeme kararı var dediği halde, Sayın Bakanın
getir bu mahkeme kararını dediği halde burada olmayışı
ve bu kararı getiren arkadaşın belgesini sunmasına
müsaade etmeyişini de bir kez daha kınıyorum.
HACI TURAN (Kırşehir)
Kırşehirde öyle bir şey yok.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, biraz da seçim bölgem Bilecikten bahsedeyim.
BAŞKAN Lütfen, Sayın Tüzün
HACI TURAN (Kırşehir)
Kırşehirde öyle bir şey yok.
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; sözlerimi toparlıyorum.
Bilecik ilinde, başta Gölpazarı
ilçemizde, Osmaneli ilçemizde, Söğüt ilçemizde ve İnhisar
ilçesinde, 2003 yılından bugüne kadar, 2006nın bahar
ayına kadar yaşanan, başta kuraklık, don ve doğal
afet olaylarında tutulan raporların daha hiçbiri yerine
getirilmemiştir. Buradan, Bilecik halkı adına istirhamım
şudur: Bu afetteki tutulan raporların, en kısa zamanda
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Tüzün, lütfen
Teşekkür için açıyorum Sayın Tüzün, lütfen
YAŞAR TÜZÜN (Devamla) Değerli
arkadaşlar, son cümle olarak şunu söylüyorum: Biz, Türk köylüsünün,
Türk çiftçisinin yanındayız. Benim bizzat vermiş olduğum
ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun da onaylamış olduğu
kanun teklifinin en kısa zamanda yerine getirilmesini talep
ediyoruz. Talebimiz şudur: Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankasından
ve tarım kredi kooperatiflerinden Türk köylüsünün ve çiftçisinin
almış olduğu kredilerin
BAŞKAN Sayın Tüzün
YAŞAR TÜZÜN (Devamla)
bir
yıl ertelenmesi konusunda talebimiz var. Bakanlığı
bir kez daha buradan uyarıyorum, bu kanun teklifinin en kısa
zamanda Genel Kurula gelmesini talep ediyorum.
Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Tüzün.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birliğin gelir ve giderleri
MADDE 34. -
BAŞKAN Madde üzerinde 1 adet
önerge vardır; okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 662 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 34. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hüseyin
Ekmekcioğlu A. Kemal Deveciler
M. Mesut Özakcan
Antalya Balıkesir Aydın
Osman
Kaptan M. Vedat Melik Ahmet Yılmazkaya
Antalya Şanlıurfa Gaziantep
Birliğin gelir ve giderleri
Madde 34.- Birliğin gelirleri
şunlardır:
a) Genel Kurul tarafından 17
nci maddedeki sınırlar çerçevesinde belirlenecek giriş
aidatı ve yıllık aidatlar ile alt birliklerin her
yıl brüt gelirlerinden ayıracakları en az yüzde onu oranında
ödeyecekleri katılım payı.
b) Yatırım, ortaklık
ve işletme gelirleri ile laboratuvar ve benzeri tesis gelirleri.
c) Fuar, organizasyon, reklam, tanıtım
ve yayın gelirleri.
d) İsim hakkı, logo, tohumluk
etiketi, sözleşme ücretleri, hakemlik, arabuluculuk, danışmanlık,
eğitim ve toplantı gelirleri.
e) Taşınır ve taşınmaz
mallardan elde edilen gelirler.
f) Yetkisinde bulunan işlemlerle
ilgili izin, yetki belgesi ve tasdik ücretleri.
g) Faaliyet konuları ile ilgili
diğer gelirler.
(a) Bendi hükmü uyarınca: Birlik
Genel Kurulu tarafından belirlenen en az yüzde on oranındaki
katılım payı, Birlik Yönetim Kurulunun belirleyeceği
bankalardan birine Birlik adına, alt birlik tarafından yatırılır.
Katılım payları, bir önceki yıl net gelirleri üzerinden
hesap edilerek, izleyen yılın mart, haziran, eylül ve aralık
aylarında eşit dört taksitte ödenir. Zamanında ödenmeyen
katılım payları kanuni faiz ile birlikte tahsil edilir.
Birliğin giderleri, bu Kanun
kapsamında verilen görevler ile kuruluş amaçları çerçevesinde
yürütülen görevlerin ifasına yönelik faaliyetlerle ilgili
giderlerdir.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE KÖYİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ (Adana)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET
VECDİ GÖNÜL (Kocaeli) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Önerge üzerinde, Balıkesir
Milletvekili Ali Kemal Deveciler söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Deveciler.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 662 sıra
sayılı Tohumculuk Kanunu Tasarısının 34üncü
maddesi üzerinde vermiş olduğumuz önerge hakkında söz
almış bulunmaktayım; hepinizi saygılarımla
selamlıyorum.
Bu maddeye göre, Birliğe genel
kurul tarafından giriş aidatı maddemizde en az yüzde
10u, bütçe gelirlerinin, brüt gelirlerinin yüzde 10u oranında
ödeyecekleri bir katılım payı var. Bunu yüzde 5e, çok
olduğu için, yüzde 5e düşürülmesini talep ediyoruz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; ben, bir konuyla ilgili, seçim bölgemdeki bir konuyla
ilgili, zeytinle ilgili bazı şeyler söylemek istiyorum.
Balıkesir, Körfez bölgesi, 250 bin insanımızın yaşadığı
ve yüzde 70inin gelir kaynaklarının zeytinden olduğu,
zeytinle geçim sağladığı bir bölge.
Burada 12 milyona yakın bir
ağaç var ve dünyanın en güzel, en nefasetli zeytinyağları
buradan elde ediliyor; ama, şunu da söylemek istiyorum: Buradaki
zeytin üreticisi mağdur. Tarım Bakanını bana
şikâyet ediyorlar. Neden şikâyet ediyorlar; burada Zeytin Zararlıları
ile Mücadele Birliği adında Türkiyede kurulu tek bir birlik
var, Türkiyede başka bir birlik yok, kanunla kurulmuş bir
Birlik. Bu, 12 milyon zeytin ağacının ilaçlamasını
yapan bir Birlik. Bu Birliğin gelirleri, sadece ilaçlamadan
sonra oradaki zeytin üreticisinden ağaç başına
alınan bir ücret. Bugüne kadar gelen tüm tarım bakanları
Burada ilaçlamada kullanılan Ziray adlı bir ilaç var (cezbedici).
Bu Ziray ilacı, sadece Tarım Bakanlığı tarafından
üretilmekte, özel sektörde böyle bir ilaç yok. Yani, bu Birlik bu ilacı
Tarım Bakanlığından almak mecburiyetinde; ilaç,
yılda da 350 milyar lira civarında tutuyor. 1 trilyon lira
da -uçakla ilaçlama yapıyorlar- uçak kirası ödüyorlar;
aşağı yukarı 1 trilyon 350 milyar lira; ama, ne yazık
ki, ilk defa, bu sene, Tarım Bakanımız bu Birliğe
yardımcı olmadı.
Bundan evvelki Tarım Bakanımız
Sami Güçlüye Körfez zeytin üreticileri adına teşekkür ediyorum.
Ziray ilacının bedelini almamıştır, zeytin
üreticisine bir destekleme olarak, hibe olarak vermiştir. Geçen
sene Tarım Bakanı Mehdi Eker geldiğinde ilacın 50
milyar liralık kısmını zar zor aldık. Bu sene
de 350 milyar liralık ilacı istedik; çok gariptir ki -çünkü,
özel sektörde olsa, Birlik, vadeyle, senedini, çekini verip alacak;
ama, özel sektör de üretmiyor, devlet üretiyor- aynen şunu dediler
Birliğe: Önce parayı yatırınız, ondan sonra
biz bu ilacı ürettirelim. Böyle saçma şey olur mu arkadaşlar?!
Nerede kaldı Tarım Bakanlığı?! Nerede kaldı
zeytin üreticisini destekleme?! Alt tarafı 350 milyar. Ondan
sonra Efendim, teminat mektubu verin
O da olmadı. Bizim ısrarlı takiplerimiz neticesinde
kasım ve aralık ayına zar zor 2 tane çek alınarak,
Birlik başkanının özel çeki alınarak, bu Birliğe
bu ilaç verildi. Bakınız, ilaçlama bir hafta on gün geç olarak
başlatıldı. Şimdi, bu arada ilaçlama olmadığı
takdirde burada bir kere nefasette, asitte, büyük asit çıkacak.
Zeytin, yeşil zeytin ve siyah zeytin, sofralık zeytinde büyük
zarar oluyor. Zeytin sineği vurduğu zaman, o zeytin ilaçlama
yapılmadığı için iflah etmiyor ve 90 trilyon lira
zeytin üreticisinin cebinden bir para çıkıyor arkadaşlar.
Bakın, 0,5 dizyem yağı
geçen sene 6 milyon liraya sattılar. Eğer bu ilaçlama yapılmasaydı
10 dizyem yağ çıkacaktı, 10 dizyem yağ 4 milyon liradan,
3,5 milyon liradan zor satılacaktı. 1 tonda 2,5 milyar lira
para; yani, 2 ton imal eden zeytincinin zararı 5 milyar liradır
arkadaşlar ve burada, bu bölgede 90 trilyon liralık bir zarar
oluyor. Kaldı ki, nereden geliyor bu zarar; Tarım Bakanlığının
350 milyar liralık bir ilacı vermemesinden geliyor. Bu sene
on gün geç yapıldı, inşallah, zarar biraz aza düşer;
ama, Tarım Bakanlığı, herhalde, fındık üreticisine
yaptığını zeytin üreticisine de yapmak istiyor.
Yine, Tarım Bakanlığının
almış olduğu bir destekleme var, dönüm başına
250 milyon lira. Dönüm başına 250 milyon lira zeytin ağacı
dikenlere destekleme veriliyor; yani, 1 dönümde 250 milyon, 10 dönümlük
arazisine 2,5 milyar. Zaten, 10 dönümün altındakilere de destekleme
vermiyorlar. Şimdi, ama, burada bir kota konmadı.
Bakınız, biz, Zeytin Komisyonu
olarak, Güneydoğu Anadoluya, Doğu Anadoluya gittik
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Deveciler,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Her yerde Gemlik zeytini dikiliyor arkadaşlar. Şimdi,
Gemlik zeytininin yetişeceği iklim şartları ayrıdır.
Bunun önüne geçilmesi lazım, taban araziye, sulak araziye zeytin
ağacı dikilmemesi lazım. Bu, ancak yamaç arazilere,
dağdaki arazilere verilmesi lazım. Bu düzenlemenin bu
şekilde yapılmasını istiyorum, değiştirilmesini
istiyorum; ancak amacına ulaşacaktır. Herkes kendi
bildiği gibi, her valilik, her özel idare kendi bildiği gibi
hiçbir zaman için böyle zeytin fidanı dağıtmaması
lazım.
Yine, ben, burada dikkatinizi
çekmek istiyorum. Bakınız, aynı özelleştirme yaptığınız
gibi, Millî Emlakin zeytin dikimine elverişli arazilerini de
yağmalattırıyorsunuz.
Ayvalıkta Çakmak köyü ve
Kırcalar köyü merasında bulunan 2.050 dönüm arazi İstanbuldan
Gürsoy A.Ş. firmasına devredilmek üzere arkadaşlar.
Ben, geçen hafta Ayvalıkta bu köylerdeydim, köylü isyanda. Köylü
diyor ki: Madem verilecekse, madem zeytin dikilecekse, neden köylülere
verilmiyor diyorlar arkadaşlar. Çakmak köyü ve Kırcalar
köyü buna talip. Lütfen, devletin malını peşkeş
çekmeyelim, öncelikle oradaki köylülere verelim. Hem 2 bin dönüm
araziyi bunlara bedava vereceğiz hem de bunların üzerinden
dönüm başına 250 milyon lira da destekleme alacaklar arkadaşlar,
500 milyar lira devlet bunlara bir de teşvik verecek. Böyle
şey olmaz!
Ben, buradan, Sayın Bakanımın,
Sayın Grup Başkan Vekilimin de dikkatini çekmek istiyorum,
bu konuyla ilgili lütfen ilgileniniz. Lütfen, bu malı, İstanbuldaki
bir holdinge
Artık, kimlerin tanıdığı, kimlerin
tanımadığı, yandaş mı, değil mi, artık
onu bilemiyorum; ama, oradaki köylüye vermenizi istiyorum; köylü
isyanlarda. Lütfen, bunun teminini istiyorum. Böyle bir işlemin
de durdurulmasını istiyorum.
Yine, Küçükdere köyü var Havranın,
1992 yılında altın aranmasıyla ilgili bir izin
alınmış Madencilik Yasasına göre. 2002ye gelmiş
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Deveciler,
lütfen
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Başkanım bitiriyorum.
BAŞKAN Lütfen Sayın Deveciler
Teşekkür için
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Önemli bir konu Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Deveciler,
ek süreyi de verdim, lütfen... teşekkür eder misiniz.
Buyurun.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Bir dakika Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür için
açıyorum Sayın Deveciler.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Bu maden işleri Koza Limitet Şirketine geçmiş ve de
ben burada bunu açık ve net olarak söylemek istiyorum: Fetullahçılara
yakın bir şirket, burası peşkeş çekilmek isteniyor
ve 4086 sayılı Yasanın 5inci maddesi, zeytin alanlarına
3 kilometre mesafe olmasına rağmen ihlal ediliyor. Burada
bununla ilgili gerekli hukuki işlemler yapılmakta.
BAŞKAN Sayın Deveciler,
lütfen
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
Lütfen, bununla ilgili de gerekli işlemin yapılmasını
istiyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum
Sayın Deveciler.
ASIM AYKAN (Trabzon) Doğru
bir cümle değil o cümle!
ALİ KEMAL DEVECİLER (Balıkesir)
Koza Limitet Şirketi, Fethullah şirketi
ASIM AYKAN (Trabzon) Ezbere konuşuyorsun
İftira etmeyi çok iyi biliyorsun!
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge reddedilmiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma
Saati: 22.48
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 22.54
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Yedinci
Oturumunu açıyorum.
662 sıra sayılı Kanun
Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
3.-
Tohumculuk Kanunu Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri
Komisyonu Raporu (1/822) (S. Sayısı: 662) (Devam)
BAŞKAN Komisyon?.. Yok.
Ertelenmiştir.
5inci sıraya alınan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilleri
İstanbul Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal
Anadol, Samsun Milletvekili Haluk Koç ile Anavatan Partisi Grup
Başkan Vekili Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlunun;
Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekilleri İstanbul
Milletvekili Ali Topuz, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol,
Samsun Milletvekili Haluk Koç ile Anavatan Partisi Grup Başkanvekili
Gaziantep Milletvekili Ömer Abuşoğlunun; Milletvekili
Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/868) (S. Sayısı:
1240) (x)
BAŞKAN Komisyon?.. Yerinde.
Hükûmet?.. Yerinde.
Komisyon Raporu 1240 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen,
gruplar adına söz talebi? Yok.
Şahısları adına,
İnci Özdemir
İbrahim Hakkı Birlik,
Şırnak Milletvekili
Mustafa Nuri Akbulut, Erzurum
Milletvekili
İsmail Bilen, Manisa Milletvekili
Ünal Kacır, İstanbul Milletvekili
İrfan Rıza Yazıcıoğlu,
Diyarbakır Milletvekili
Cemal Uysal, Ordu Milletvekili
(x)
1240 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Haluk Koç, Samsun Milletvekili
Ümmet Kandoğan, Denizli Milletvekili
Mehmet Eraslan, Hatay Milletvekili
Sayın vekillere teşekkür
ediyorum.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni
1inci madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları
olduğu üzere, görüşülmekte olan tasarı ve teklife konu
kanunun, komisyon metninde bulunmayan, ancak tasarı veya teklif
ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddenin değiştirilmesini
isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla katıldığı
önergenin üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı
İç Tüzükün 87nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
Bu nedenle, önergeyi okutup, Komisyona soracağım. Komisyon
önergeye salt çoğunlukla, 13 üyesiyle katılırsa, önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun
salt çoğunlukla katılmaması halindeyse, önergeyi
işlemden kaldıracağım.
Şimdi, önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Teklifine
aşağıdaki maddenin 1 inci madde olarak eklenmesini
ve sonraki madde numaralarının teselsül ettirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Salih
Kapusuz Ali Topuz Süleyman Sarıbaş
Ankara İstanbul Malatya
Madde 1- 10.06.1983 tarihli ve 2839
sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 6ncı maddesinin
2nci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
Her seçim döneminin son toplantı
yılının 20 Temmuz günü seçimin başlangıç tarihidir
ve Kasım ayının ilk Pazar günü oy verilir.
BAŞKAN Komisyon önergeye yeterli
çoğunlukla katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI
BURHAN KUZU (İstanbul) Sayın Başkanım, çoğunluğumuz
var, katılıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hükûmet?..
ADALET BAKANI CEMİL ÇİÇEK
(Ankara) Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Komisyon önergeye
salt çoğunlukla katılmış olduğundan, önerge
üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen?.. Yok.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
1inci maddeyi Kanunun başlığıyla
birlikte 2nci madde olarak okutuyorum:
MİLLETVEKİLİ SEÇİMİ
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
TEKLİFİ
MADDE 2- 10/6/1983 tarihli ve 2839 sayılı
Milletvekili Seçimi Kanununun 26 ncı maddesinin (b) bendinin
birinci cümlesinde yer alan Siyasî Partiler ibaresi Siyasî Partiler
ve Bağımsız Adaylar olarak, (d) bendi ise aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
d) Bağımsız adaylar,
son sıradaki siyasî partiden sonra yer alır. Bir seçim çevresinde
birden fazla bağımsız aday varsa, sıra aralarında
çekilecek kura ile belirlenir. Başta ve ortada bağımsız
adayın adı ve soyadı yazılır. Belirli bir aralık
veya çizgiden sonra çapı iki santimetre olan bir boş daire
basılır ve bunların altı çizilir. Birden fazla bağımsız
aday sütunları arasında, yarım santimetre ve iki çizgi
ile belirlenmiş bir aralık bırakılır.
BAŞKAN Söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
Madde 3- 2839 sayılı Kanunun
28 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
Seçmen, Evet mührünü sadece tercih
ettiği siyasî partiye veya varsa yalnızca oy vermek istediği
bağımsız adaya ait özel daire içine basmak ve oy pusulasını
zarfa koymak suretiyle oyunu kullanır.
Seçmen, Evet mührünü bastığı
siyasî partiye veya bağımsız adaya oy vermiş sayılır.
BAŞKAN Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
Madde 4- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
5inci maddeyi okutuyorum:
Madde 5- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Teklif kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime
on dakika ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 23.01
SEKİZİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 23.13
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 7nci Birleşiminin Sekizinci
Oturumunu açıyorum.
6ncı sıraya alınan,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan vekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporunun ikinci görüşmelerine başlıyoruz.
IV.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
5.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/869) (S. Sayısı: 1238 ve
1238e 1 inci Ek) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Sayın milletvekilleri, Teklifin
birinci görüşmeleri 10/10/2006 Salı günü saat 23.08de tamamlanmıştı.
Bilindiği gibi, anayasa değişiklik
tekliflerinin ikinci müzakerelerinde, gerek teklifin tümü üzerinde
gerekse maddeleri üzerinde görüşme açılmamakta, yalnızca
maddeler üzerinde verilmiş değişiklik önergeleri görüşülmekte,
birinci görüşmede üzerinde değişiklik teklifi bulunmayan
bir madde hakkında ikinci görüşmede önerge verilememektedir.
Teklifin birinci görüşmesinde
herhangi bir önerge verilmemiştir. Bu nedenle, şimdi, teklifin
1inci maddesini okutup, gizli oya sunacağım.
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ ANAYASASININ BİR MADDESİNİN
DEĞİŞTİRİLMESİ
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1.- 7.11.1982 tarihli ve 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 76 ncı maddesinin birinci fıkrasındaki
Otuz ibaresi Yirmi beş olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
oylamaya başlamadan önce oylamanın yöntemiyle ilgili
olarak bazı açıklamalarda bulunacağım.
Anayasanın 175inci ve İç
Tüzükün 94üncü maddeleri gereğince, anayasa değişiklik
tekliflerinin maddelerinin ve tümünün kabulü, üye tam sayısının
en az beşte 3 çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür, yani,
teklifin maddelerinin ve tümünün kabulü için en az 330 kabul oyu gerekmektedir.
Genel Kurulun 5/7/1995 tarihli 134üncü Birleşiminde oylanarak
kabul edilen Başkanlık tezkeresi uyarınca, anayasa değişiklik
teklifinin ikinci görüşmesinde;
(x)
1238 S. Sayılı Basmayazı
10.10.2006 tarihli 5inci Birleşim tutanağına eklidir.
1238e 1inci ek S. Sayılı Basmayazı
bu birleşim tutanağına eklidir.
1- Yapılan oylamada 330'un altında
oy alan madde, birinci oylamada aldığı oy ne olursa olsun,
kesin olarak reddedilmiş olacak ve düşecektir.
2- Yapılan oylamada 330'un
üzerinde oy alan maddeler, birinci oylamada aldığı oy
330'un altında da olsa kabul edilmiş olacaktır.
3- Yapılan oylamada maddeler
330'un ve 367'nin üzerinde oy almış olsalar da, tümünün oylamasında
330'un altında oy alırsa, teklifin tümü kesin olarak reddedilmiş
olacak ve düşecektir.
4- Yapılan oylamada maddelerin
bir kısmı 330'un üzerinde, fakat, 367'nin altında oy almış
olsa, bir kısmı da 367'nin üzerinde oy almış olsa, tümünün
oylamasında teklif 367'nin üzerinde oyla kabul edilirse, teklifin
hiç-bir maddesi kendiliğinden halk oylamasına sunulmayacaktır.
Aynı durumda, tümünün oylamasında teklif 367'nin altında
oyla kabul edilirse, teklifin tümü kendiliğinden halk oylamasına
sunulacaktır.
Gizli oylamanın ne şekilde
yapılacağını da arz ediyorum:
Komisyon ve hükûmet sıralarında
yer alan kâtip üyelerden, komisyon sırasındaki kâtip üyeler,
Adana'dan başlayarak Denizli'ye kadar (Denizli dahil) ve Diyarbakır'dan
başlayarak İstanbul'a kadar (İstanbul dahil), hükûmet sırasındaki
kâtip üyeler ise, İzmir'den başlayarak Mardin'e kadar (Mardin
dahil) ve Mersin'den başlayarak Zonguldak'a kadar (Zonguldak dahil),
adı okunan milletvekiline, biri beyaz, biri yeşil, biri de
kırmızı olmak üzere 3 yuvarlak pul ile mühürlü zarf verecek
ve pul ve zarf verilen milletvekilini ad defterinde işaretleyecektir.
Milletvekilleri, Başkanlık
kürsüsünün sağında ve solunda yer alan kabinlerden başka
yerde oylarını kullanmayacaklardır.
Vekâleten oy kullanacak bakanlar
da, yerine oy kullanacakları bakanın ilinin bulunduğu
bölümde oylarını kullanacaklardır.
Bildiğiniz üzere, bu pullardan
beyaz olanı kabul, kırmızı olanı ret, yeşil
olanı ise çekimser oyu ifade etmektedir.
Oyunu kullanacak sayın üye,
kâtip üyeden 3 yuvarlak pul ile mühürlü zarfı aldıktan ve
adını ad defterine işaretlettikten sonra kapalı
oy verme yerine girecek, oy olarak kullanacağı pulu burada
zarfın içerisine koyacak, diğer 2 pulu ise ıskarta kutusuna
atacaktır. Bilahare oy verme yerinden çıkacak olan üye, oy
pulunun bulunduğu zarfı Başkanlık Divanı kürsüsünün
önüne konulan oy kutusuna atacaktır. Oylamada adı okunmayan
milletvekiline pul ve zarf verilmeyecektir.
Sayın kâtip üyeler yerlerini
aldılar mı?
Şimdi, gizli oylamaya Adana
ilinden başlıyoruz.
(Oyların toplanılmasına
başlandı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Anayasanın Bir Maddesinin Değiştirilmesine
İlişkin Kanun Teklifinin ikinci tur oylamalarında,
Devlet Bakanı Ali Babacana Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehdi Eker, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koça Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelik, Devlet Bakanı Kürşat Tüzmene
Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali Şahine Devlet Bakanı Nimet
Çubukçu vekâleten oy kullanacaktır.
(Oyların toplanılmasına
devam edildi)
BAŞKAN Oyunu kullanmayan sayın
milletvekilleri var mı? Yok.
Sayın milletvekilleri, oylama
işlemi bitmiştir.
Oy kupalarını kaldıralım.
(Oyların ayrımı yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 milletvekilinin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin
1inci maddesinin gizli oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 451
Kabul : 414
Ret : 23
Çekimser : 5
Boş :
8
Geçersiz :
1
Böylece, 1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer ve halkoylamasına sunulması
halinde oylanır.
BAŞKAN 2nci maddenin gizli
oylamasına başlıyoruz.
Adanadan itibaren okutuyorum:
(Oyların toplanılmasına
başlandı)
BAŞKAN Oylarını
kullanmayan sayın milletvekilleri lütfen oylarını
kullansınlar. Ayrıca, kâtip üyeler de lütfen oylarını
kullansınlar
(Oyların toplanılmasına
devam edildi)
BAŞKAN Oylama işlemi
bitmiştir; lütfen, kupaları kaldıralım.
Sayın görevliler, lütfen, hiçbir
sayın milletvekilimize pul ve zarf vermeyelim.
(Oyların ayırımı
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin
2nci maddesinin gizli oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 446
Kabul : 413
Ret : 26
Çekimser : 2
Boş : 3
Geçersiz : 2
Böylece, 2nci madde kabul edilmiştir.
Şimdi, Teklifin tümünün gizli
oylamasına başlıyoruz.
Adana ilinden itibaren okutuyorum:
(Oyların toplanılmasına
başlandı)
BAŞKAN Oylarını
kullanmayan sayın milletvekilleri lütfen oylarını
kullansınlar. Sayın kâtip üyeler de lütfen oylarını
kullansınlar.
(Oyların toplanılmasına
devam edildi)
BAŞKAN Oylama işlemi
bitmiştir; lütfen kupaları kaldıralım.
(Oyların ayırımı
yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri,
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekilleri Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Bursa Milletvekili Faruk Çelik, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa ve 245 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifinin
tümünün gizli oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 445
Kabul : 413
Ret : 19
Çekimser : 3
Boş : 5
Geçersiz :
5
Böylece, teklif kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, Genel
Kurulumuz bugünkü birleşimde de yoğun bir mesai yaparak,
gençlerimize Parlamentomuzun güveninin göstergesi olan seçilme
yaşının 25e indirilmesine ilişkin anayasa değişikliğini
ve Milletvekili Seçim Kanunuyla ilgili teklifi kanunlaştırarak
tarihî günlerinden birini yaşadı.
Gecenin bu geç saatlerine kadar
büyük bir dikkat ve fedakârlıkla çalışmalara katılan
tüm siyasi partilerimize, grup başkan vekillerine, milletvekillerimize,
basın ve televizyon çalışanlarına, kavaslara,
teknik personele, Tutanak ve Kanunlar ve Kararlar personeline ve
Başkanlık Divanına teşekkür ediyorum ve iyi geceler
diliyorum.
Böylece, sözlü soru önergeleri
ile diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek
için, 17 Ekim 2006 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere, birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 00.40