DÖNEM: 22 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
CİLT : 149
70inci
Birleşim
1 Mart 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L
E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Batman Milletvekili Mehmet Ali Suçin'in, tarım sektöründe gelinen
noktaya, tarımsal yapıdaki dönüşümün gerçekleştirilebilmesi
için son dönemde yapılan çalışmalara ilişkin gündem
dışı konuşması
2.-
Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı'nın, Ankara Mobilyacılar
Sitesi esnafı ile mobilya sektörünün sorunlarına ve
alınması gereken tedbirlere ilişkin gündem dışı
konuşması
3.-
Sakarya Milletvekili Süleyman Gündüz'ün, Birleşmiş Milletler
Lahey Uluslararası Adalet Divanı'nın Bosna-Hersek'in
Srebrenica kentinde Sırp-Çetnik saldırganların gerçekleştirdiği
soykırımla ilgili aldığı karara ilişkin
gündem dışı konuşması
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.-
Danimarka Parlamentosu Başkanı Christian Mejdahl ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaretinin TBMM Başkanlık Divanınca
uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1211)
2.-
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent
Arınç'ın, Portekiz Meclis Başkanı Jaime Gama'nın
davetine icabetle, beraberinde bir Parlamento heyetiyle Portekiz'e
resmî ziyarette bulunmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1212)
IV. - SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARA
ÜYE SEÇİMİ
1.-
(10/365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna
üye seçimi
2.-
(10/351, 399, 417) Esas Numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem
Cantimur ve 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili
Fatma Şahin'in; Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S. Sayısı: 1346)
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî İdare
Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporu
(2/911) (S. Sayısı: 1317)
5.-
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma
Komisyonu Raporu (1/1228) (S. Sayısı: 1264)
6.-
Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa
Adam Hizmetleri Tazminatı Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/1097)
(S. Sayısı: 1134)
7.-
Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/985)
(S. Sayısı: 925)
8.-
Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma
Komisyonu Raporu (1/998) (S. Sayısı: 926)
9.-
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı;
Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve 35 Milletvekilinin; İstiklal
Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun
1 ve 2 nci Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; 5434 Sayılı
Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Şırnak Milletvekili
Mehmet Tatar ve Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın;
24.2.1968 Tarih ve 1005 Sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı
Bağlanması Hakkında Kanunun 1 inci Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/714, 2/95, 2/161, 2/625) (S. Sayısı: 1350)
10.-
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum Milletvekili Muzaffer
Gülyurt'un; Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/942) (S. Sayısı:
1345)
VI. - OYLAMALAR
1.-
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısına verilen oyların sonucu
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak dört oturum yaptı.
Ankara
Milletvekili Haluk İpek, Ermeniler tarafından 1992 yılında
Azerbaycan'ın Hocalı kentinde yapılan katliamın
15'inci yıl dönümü münasebetiyle, Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilatı bünyesindeki Minsk Grubu'nun
bir üyesi olarak Türkiye'nin, Yukarı Karabağ sorununun çözüm
sürecine katkı sağlama yönündeki aktif ve kararlı politikasına
devam etmesinin önemine,
Denizli
Milletvekili Mustafa Gazalcı, gerçekçi edebiyat akımının
öncülerinden olan Sabahattin Ali'nin doğumunun 100'üncü
yıl dönümü münasebetiyle, edebiyatçı kişiliğine
ve eserlerine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Iğdır
Milletvekili Dursun Akdemir'in, Uluslararası Üniversite Sporları
Federasyonu'nun 2011 Dünya Üniversitelerarası Kış
Oyunları'nın Erzurum'da yapılması kararının
bölgenin gelişmesine sağlayacağı olumlu katkılara
ilişkin gündem dışı konuşmasına Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin cevap
verdi.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının 449'uncu sırasında
yer alan 1346 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
bu kısmın 6'ncı, 13'üncü sırasında yer alan 1317
sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 7'nci, 396'ncı sırasında
yer alan 1264 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
8'inci, 344'üncü sırasında yer alan 1134 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 9'uncu, 270'inci sırasında
yer alan 925 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın
10'uncu, 271'inci sırasında yer alan 926 sıra sayılı
Kanun Tasarısı'nın 11'inci, 452 nci sırasında
yer alan 1350 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 12'nci, 448'inci
sırasında yer alan 1345 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin
13'üncü sırasına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi, yapılan görüşmelerden
sonra kabul edildi.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmının:
1'inci
sırasında bulunan, Kamu İhale Kanununa Geçici Madde
Eklenmesine Dair Kanun Teklifi'nin (2/212) (S. Sayısı: 305)
görüşmeleri, daha önce geri alınan maddelere ilişkin
komisyon raporu henüz gelmediğinden;
2'nci
sırasında bulunan, Bazı Kamu Alacaklarının
Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun Tasarısı'nın
(1/1030) (S. Sayısı: 904) görüşmeleri, ilgili komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadığından,
Ertelendi.
3'üncü
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Ticaret Anlaşmasının (1/1235) (S.
Sayısı: 1308),
4'üncü
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Transit Taşıma Çerçeve Anlaşmasının
(1/1077) (S. Sayısı: 1023),
5'inci
sırasında bulunan, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı Eğitim Enstitüsü Kurucu Belgesinin
(1/1026) (S. Sayısı: 965),
Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarıları, görüşmelerini
müteakiben elektronik cihazla yapılan açık oylamalardan
sonra kabul edildi.
6'ncı
sırasına alınan, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili
Abdullah Erdem Cantimur ve 6 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Gaziantep Milletvekili Fatma Şahin'in, Gelir Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa Açıkalın'ın,
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi'nin (1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S. Sayısı:
1346) görüşmelerine başlanılarak 20'nci maddesine kadar
kabul edildi.
1
Mart 2007 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat
14.00'te toplanmak üzere, birleşime 21.52'de son verildi.
İsmail
Alptekin
Başkan
Vekili
Mehmet Daniş Türkân
Miçooğulları
Çanakkale
İzmir
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 94
II. - GELEN
KÂĞITLAR
1 Mart 2007
Perşembe
Tasarı
1.-
Çeltik Ekimi Kanunu Tasarısı (1/1314) (Avrupa Birliği
Uyum; Adalet ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23.2.2007)
Raporlar
1.-
17.1.2007 Tarihli ve 5574 Sayılı Türk Petrol Kanunu ve Anayasanın
89 uncu ve 104 üncü Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca
Bir Daha Görüşülmek Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu
(1/1301) (S. Sayısı: 1352)
(Dağıtma tarihi:1.3.2007) (GÜNDEME)
2.-
Uşak Milletvekili Alim Tunç ve 6 Milletvekilinin; Yerel Yönetim
Kuruluşlarına Bağlı Hastanelerde Döner Sermaye
Kurulması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili
Mehmet S. Tekelioğlu ve 11 Milletvekilinin; Büyükşehir
Belediyesi Kanununa Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun;
Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile Belediye Kanununa Ek Madde
Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (2/834, 2/803, 2/950) (S. Sayısı: 1353) (Dağıtma tarihi:1.3.2007) (GÜNDEME)
3.-
Bursa Milletvekilleri Faruk Çelik ve Mustafa Dündar'ın; Toplu
Konut Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/945) (S. Sayısı:
1354) (Dağıtma tarihi:1.3.2007)
(GÜNDEME)
1 Mart 2007
Perşembe
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 14.06
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ
(Çanakkale)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'ni açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, tarım sektöründe gelinen nokta konusunda
olmak üzere, Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ali Suçin'e aittir.
Buyurun
Sayın Suçin. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz
beş dakika.
III. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.- Batman
Milletvekili Mehmet Ali Suçin'in, tarım sektöründe gelinen noktaya,
tarımsal yapıdaki dönüşümün gerçekleştirilebilmesi
için son dönemde yapılan çalışmalara ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET
ALİ SUÇİN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tarım sektöründe geldiğimiz nokta üzerinde şahsım
adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
İnsanlığın
ilk yaptığı ve belki de son yapacağı faaliyet
olan tarım, insanlık var oldukça konuşulacak ve gündemde
kalacaktır. Tarım, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de
ekonomik ve sosyal açıdan lokomotif bir sektör olma niteliğini
devam ettirmektedir. Zenginlik üreten bir sektör olan tarım, ülkelerin
sanayileşmesinde büyük rol oynamakta, gelişmiş ülkelerin
günümüzde ulaştıkları sosyal ve ekonomik refahın
da temelini oluşturmaktadır. Küreselleşme yolunda
büyük adımlar atan ülkemiz son on dokuz çeyrekte aralıksız
büyüme göstermiş ve Türkiye 2006 yılı itibarıyla
85,7 milyar dolar ihracat ile yeni bir rekor kırmıştır.
2007 yılı hedefi ise 100 milyar dolardır. Bu olumlu gelişmeler
tabii ki tarım sektörüne de yansımıştır. 2002
yılında 22 milyar dolar olan tarımsal üretim değeri
2006 yılında yüzde 82 oranında artarak 40 milyar dolara
ulaşmıştır. Yine 2002 yılında 4 milyar dolar
olan tarım ürünleri ihracatı 2006 yılında 10 milyar
dolara ulaşmış. 2013 yılında ise 20 milyar dolarlık
tarımsal ürün ihracatı hedeflenmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz iktidara
geldikten sonra öncelikle tarımda yapısal sorunları
çözmeye başlamıştır. Alınması gereken
tedbirler önceliklerine göre uygulamaya konmuştur. Bu
bağlamda çiftçi borçları yeniden yapılandırılmıştır.
765 bin üreticimize 2,7 milyar YTL'yi bulan borcunun 1,5 milyar YTL'si
silinmiştir. Geri kalan borçlar da üç yılda ödenecek şekilde
yapılandırılmıştır. Tarımsal kredi
faizleri düşürüldü, 2002 yılında yüzde 59 olan tarımsal
kredi faiz oranları 2006 yılında yüzde 17,5'e indirilmiştir.
Ayrıca, çiftçiye sübvansiyonlu kredi kullanımı
imkânı getirilmiştir. Uygulanan projelere göre yüzde 60
ile yüzde 25 arasında faiz indirimi sağlanmıştır.
2002
yılında 550 bin çiftçiye 529 milyon YTL tarımsal kredi
kullandırılmış iken, 2006 yılında toplam 1
milyon 92 bin çiftçiye 5 milyar 171 milyon YTL kredi kullandırılmıştır.
Bu miktarın yüzde 92'si sübvansiyonlu kredi olarak kullandırılmış
ve 120 milyon YTL kredi sübvansiyonu sağlanmıştır.
Bu dönemde kullandırılan krediler 2002 yılına göre
10 kattan daha fazla artmıştır.
Toplam
tarımsal destekler içerisinde alan bazlı (doğrudan gelir
desteği, mazot, gübre) desteklerin payı yüzde 85,8'den yüzde
45'e düşürülerek, ürün bazlı desteklerin oranı artırılmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2002 yılında
2,188 milyar YTL olan tarımsal destekleme miktarı 2006
yılında 4,744 milyar YTL'ye çıkartılmıştır.
1999-2002
döneminde 287 kooperatif projesine 87 milyon YTL kredi kullandırılmış,
2003-2006 döneminde genel bütçe ve Kırsal Alanda Sosyal Destek
Projesi kapsamında 895 kooperatife 591 milyon YTL kredi verilmiştir.
Bu projelerde 128 bin kişiye istihdam sağlanmıştır.
Kırsal
Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Projesi'yle
kırsal alanda altyapı yatırımları ve ekonomik
yatırım konuları desteklenmektedir. Proje kapsamında
toplam 1.256 projeye 151,4 milyon YTL hibe desteği sağlanmıştır.
Tarım
Sigortaları Kanunu'yla doğal afetlere karşı sigorta
uygulaması başlatılmış, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu Bölgesi Sözleşmeli Besicilik Projesi bölgedeki 28
ilde uygulamaya konulmuştur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ALİ SUÇİN (Devamla) - Toprak Mahsulleri Ofisi alımları
2003 yılında 544 bin ton iken, 2005 yılında alınan
hububat miktarı 5 milyon tonu aşmıştır. Toprak
Mahsulleri Ofisi, 2005 yılında hedef fiyat ile müdahale fiyatı
arasındaki fark olarak üreticilere 367 milyon YTL hububat primi
ödemesi yapmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarımsal yapıdaki
dönüşümü gerçekleştirebilmek amacıyla Hükûmetimiz
döneminde 9 adet kanun çıkarılmıştır:
1)
Tarım Kanunu.
2)
Tarımsal Üretici Birlikleri Kanunu.
3)
Gıda Kanunu.
4)
Tarım Sigortaları Kanunu.
5)
Yeni Bitki Çeşitlerine Ait Islahçı Haklarının Korunmasına
İlişkin Kanun.
6)
Organik Tarım Kanunu.
7)
Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu.
8)
Tohumculuk Kanunu.
9)
Lisanslı Depoculuk Kanunu.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarım sektöründe,
verim, kalite ve gelir düşüklüğü, sanayi ve pazarla entegre
olmama gibi sorunların temelinde, düşük teknoloji ve
eğitim düzeyi, sermaye yetersizliği, hastalık, zararlı
ve doğal afet kayıpları, doğal kaynaklara
aşırı baskı, yanlış ürün deseni, yetersiz
örgütlenme gibi faktörler bulunmaktadır.
Tarım
sektörünün geliştirilmesi, bu olumsuz yapıya neden olan
faktörlerin giderilmesi suretiyle sağlanacaktır. Tarım
politikalarımız, orta vadede Tarım Strateji Belgesi,
uzun vadede ise Tarım Kanunu ile kurumsal bir yapıya kavuşturulmuş
bulunmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarımız döneminde
tarımda yapısal değişim, zihniyet değişimiyle
gerçekleştirilmiştir. Tarım sektöründe temel amacımız
olarak, üretimi işleme ve pazarlamayı birlikte geliştirmektir.
Bu bakış açısı, sektörü bir sistem bütünlüğü
içerisinde ele alarak, kamu-özel tüm paydaşlarla birlikte çalışmayı
ve katılımcılığı öne çıkaran stratejileri
gerektirmektedir. Bu şekilde tüm kesimlerin ortak hareket etmesi
mümkün olacak ve sürdürülebilir gelişme içinde rekabet gücü
yüksek bir tarım sektörü oluşturulacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama son verirken,
bu geçen süre içerisinde görev yapan Sayın Tarım Bakanlarımıza,
bürokratlarına ve emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür
ediyorum ve bu güzel çalışmaların Türk çiftçisine faydalı
olacağına inanıyorum.
Yüce
heyetinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Suçin.
Gündem
dışı ikinci söz, mobilya sektörü ve Siteler esnafının
sorunları ve alınması gereken tedbirlerle ilgili olmak
üzere, Ankara Milletvekili Sayın Zekeriya Akıncı'ya
aittir.
Sayın
Akıncı, buyurun.
2.- Ankara
Milletvekili Zekeriya Akıncı'nın, Ankara Mobilyacılar
Sitesi esnafı ile mobilya sektörünün sorunlarına ve
alınması gereken tedbirlere ilişkin gündem dışı
konuşması
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Ankara Mobilyacılar Sitesi'nin ve mobilyacı esnafının
sorunları üzerine yapacağım gündem dışı
konuşmaya başlarken, bundan tam dört yıl önce, 1 Mart
2003'te, ne zaman çıkacaklarını Başbakanımızın
bile bilmediği, 65 bin Amerikan askerinin, tankıyla, topuyla,
helikopteriyle, uçağıyla, silahıyla, bayrağıyla
birlikte Türkiye'nin en sıkıntılı bölgesine yerleşmesine
imkân verecek, bugüne kadar Müslüman'ın Müslüman'ı boğazlayarak
650 bin insanın ölümüne, milyonlarcasının perişan
olmasına yol açmış bu haksız ve anlamsız savaşın
bir cephesi ve karargâhı hâline gelmemize neden olacak, sonuçta
ülkemizi Orta Doğu terör ve savaş bataklığının
bir parçası yapacak o ünlü 1 Mart tezkeresini tüm baskı,
propaganda ve yönlendirme çabalarına karşın Cumhuriyet
Halk Partisinin önderliğinde sürdürülen mücadeleyle reddederek,
tarihine yakışan, ulusal yararları gözeten, hepimizin
bugün de, yarın da iftihar edeceği bir karar alan yüce Meclisimizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Ankara Mobilyacılar Sitesi, 1960'lı
yıllarda Marangozlar Odasının önderliğinde kurulmuş,
uzun yıllar Türk mobilyacılığının kalbi
olmuş, bugün de el yapımı mobilya üretimimizde hâlâ
önemli bir yeri olan, yüz binlerce insanımızın ekmek kapısı
olmaya devam eden, ama hâlâ sınırları bile bir türlü çizilememiş,
belirlenememiş, nasıl bir sanayi bölgesi olduğu tespit
edilemediği için de kimliği bile tanımlanamamış,
ama önemli bir ticaret merkezimizdir.
Ben,
daha önce de bir gündem dışı konuşma yapmış,
Meclisimizin ve Hükûmetimizin Siteler'in sorunlarına ilgisini
çekmeye çalışmıştım. Ne yazık ki, yıllardır,
biraz sonra değineceğim göstermelik toplantı dışında,
Siteler'e ciddi bir ilgi gösterilememiş, sorunlar çoğalarak
büyümüş, Siteler esnafını, her alanda yaşanan durgunlukla
beraber, tam anlamıyla bir umutsuzluk sarmıştır.
Değerli
milletvekilleri, biz, Siteler esnafının sorunlarının
Türkiye'nin genel sorunlarından kopuk olmadığını
biliyoruz. Esas yapılması gerekenin yeni bir sanayileşme
hamlesiyle üretimi artırmak, ihracatı artırmak olduğunu
biliyoruz. Ekonomi dünyasının döviz-faiz-borsa sarmalından
ibaret piyasa olmadığını, o dünyanın esas unsurunun
reel sektör ve çalışanlar olduğunu da biliyoruz.
İşte,
Siteler bu dünyanın bir parçasıdır ve öyle de bir özelliği
vardır ki, orada yaşanan ekonomik durgunluk tüm çevreyi, Ankara'yı,
hatta diğer illerimizdeki birçok esnafı da etkiler düzeydedir.
O nedenle, Siteler'in sorunlarına zaman yitirmeden çözümler
aranmalı ve uygulamaya konulmalıdır.
Bir
rakam vererek, yaşanan sıkıntının önemine
dikkatinizi çekmek isterim. Son dört yılda Siteler'de açılan
iş yeri sayısı 690, kapanan ise 2.480'dir ve her alanda görülen
Çin malları istilası ne yazık ki mobilyada da kendini
ciddi bir şekilde göstermeye başlamıştır. Lütfen,
bunun sonuçlarını ve yansımalarını da iyi düşününüz.
Değerli
arkadaşlarım, Siteler'de üreticimizin ucuz ham madde temini,
kredi yetersizliği ve kredi faiz oranlarının yüksekliği,
pahalı elektrik enerjisi kullanma, sigorta prim ve vergilerinin
yüksekliği, özellikle KDV oranındaki yükseklik, üretim ve
istihdamdaki kayıt dışılık, markalaşma
zorluğu, altyapı ve çevre sorunları, ara eleman yetişmesindeki
güçlükler, eğitim eksikliği, zehirli ürünler içermeyen malzeme
üretimi ve kullanımı, ambalaj ve ulaşımdaki eksiklikler
yanında iç ve dış tanıtım ve pazarlamada yaşanan
sorunlar yıllardır var olmaya devam ediyor ve ne yazık,
dediğim gibi, çözüme dönük ciddi adımlar da atılamıyor.
Bu
sorunların zamanla kısmi çözümler üretilerek azaltılması
elbette mümkündür; ama, eğer köklü çözüm arıyorsak, bugünkü
koşullarda aklın yolu birdir, çare ihracatı artırmaktır.
AKP
İktidarı döneminde halkımızın alım gücü
büyük ölçüde azalmış, işsizlik, yokluk ve yoksulluk artmış,
milyonlarca insanımız evine ekmek götürme derdine
düşmüşken, bir parça eli dönen yurttaşlarımız
ise son imkânlarını da kullanarak, on-on beş yıllık
gelirlerini ipotek altına sokma pahasına ev ve otomobil
pazarına yönelmiştir. İşte, bu tablonun sergilendiği
koşullarda iç pazarımızda artık fazla bir umut görülmemektedir.
Değerli
arkadaşlarım, Siteler için çare ihracatı artırmaktır.
En büyük şansımız, dünyanın bir numarası
İtalya ile bile yarışacak el ürünü mobilyalarımızdır.
Esnafımız, Hükûmetimizden, bu sektörde ciddi teşvik
beklemektedir. Örneğin "Halk Bankasını satmayı
bırakın da onu bir ciddi esnaf ve KOBİ bankası yapın."
Demektedir, "Esnaf örgütlerinin üzerinde oynanan oyunlara
son verin." demektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA
AKINCI (Devamla) - KOSGEB'den meslek odalarına, ihracat teşvik
birimlerinden Türkiye'yi tanıtan kurumlara kadar, esnafımız,
dış pazarlara açılmasını sağlayacak yolun
gösterilmesini beklemektedir.
Kimi
esnaflarımızın sadece kendi olanakları ve becerileriyle
dış pazarlara açılma çabalarının yetmeyeceğini
biliyoruz. Kaldı ki, bu konuda bazen küçücük destekleri bile
sağlamakta da zorlanıyoruz. Daha dün konuştuğum
mobilyacı arkadaşlarımdan birinin İsviçre'de mağaza
açıp Türk mobilyası pazarlamakta olduğunu mutlulukla
öğrendim. Ama, mütevazı bir kira desteği için yaptığı
başvurunun da sekiz aydır ilgili mercilerde beklediğini
ve hâlâ sonuç alamadığını görünce de gerçekten
üzüldüm. İnsanımızın çabası ve emeği böyle
bir karşılık görmemelidir diye düşünüyorum.
Sevgili
arkadaşlarım, biliniz ki, baştan beri anlatmaya çalıştığım
bu zorlukları aşabilirsek, eksiklerimizi giderebilirsek,
hem her alanda patlayan ithalatın mobilya alanını da işgal
etmesini önler hem de dış pazarların kapısını
açarak Siteler'in sorunlarını ve mobilya sektörünün sorunlarını
kökten çözebiliriz. Aksi hâlde, bir süre önce Sayın Beşir
Atalay'ın, Sayın Kapusuz'un, Sayın Gökçek'in de katıldığı,
bazı oda başkanı ve tanıdık birkaç esnafın
çağrıldığı, ama Siteler'in ruhunu, özünü bilen
insanların dışlandığı, davet edilmediği
göstermelik toplantılarla, sözde reçetelerle, mobilya sektörünün
göz bebeği Siteler'in sorunlarına çözüm bulamazsınız.
Sevgili
arkadaşlarım, basında çıktığı biçimiyle
"Siteler kurtuluyor, işte 13 maddelik reçete." diyerek
"bir fikrim geldi" türünden çıkışlar yaparak,
Siteler'in yaşadığı sorunların altında
yatan gerçekleri görmeden, çözümü sadece çevre düzenlemesinden
ibaret sanarak, yani işi aspirin tedavisiyle hâlletmeye çalışarak
sonuç alamazsınız. Kaldı ki, bunları yapın,
iyi de olur, Siteler esnafı bu hizmetlerin hepsine fazlasıyla
layıktır, teşekkür ederiz. Ama, Siteler insanından
dünya kadar, deyim yerindeyse çuvalla oy alan ve on üç yıldır
Ankara'yı yönetmesi söz konusu olan Sayın Gökçek'in, aklına
tam da yine
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKERİYA
AKINCI (Devamla) - Bitiriyorum Başkan.
Ama,
Siteler insanından dünya kadar oy alan ve on üç yıldır
Ankara'yı yöneten Sayın Gökçek'in aklına, tam da seçimlerin
yaklaşmakta olduğu bugünlerde, Siteler'in asfaltı,
kaldırımı, parkları ve çevre düzenlemesi gelmişse,
bundan da üzüntü duyarız. Hizmetler gelsin, ama, yapılan
işe gülümsemeyle bakarız ve korkarız ki, bu toplantılar,
Siteler'i kurtarmak için değil, AKP İktidarından ve Melih
Gökçek'ten umudunu kesen Siteler esnafının bir kez daha gözünü
boyamak için yapılan sırt sıvazlama işleridir.
Ama, inancımız odur ki, esnafımızın artık
bu tür aldatmacalara karnı toktur ve köklü çözüm beklemektedir.
O, sorunlarına gerçekten ilgi gösterecek ve çözüm bulacak yöneticilerin
arayışı içerisindedir.
Konuşmamı
tamamlarken, hem sizleri hem de televizyonlarından bizi izleyen,
başta Siteler esnafı yurttaşlarımız olmak
üzere, tümünüzü saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Akıncı.
Gündem
dışı üçüncü söz isteği, Srebrenica soykırımıyla
ilgili olmak üzere, Sakarya Milletvekili Sayın Süleyman Gündüz'e
aittir.
Buyurun
Sayın Gündüz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Sakarya
Milletvekili Süleyman Gündüz'ün, Birleşmiş Milletler Lahey
Uluslararası Adalet Divanı'nın Bosna-Hersek'in Srebrenica
kentinde Sırp-Çetnik saldırganların gerçekleştirdiği
soykırımla ilgili aldığı karara ilişkin
gündem dışı konuşması
SÜLEYMAN
GÜNDÜZ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bundan üç gün önce 26 Şubat 2007 tarihinde, Hollanda'nın Den
Haag kentinde, Birleşmiş Milletler Lahey Uluslararası
Adalet Divanının, Bosna-Hersek'in Srebrenica kentinde,
Sırp Çetnik saldırganların gerçekleştirdiği
soykırımla ilgili kararı üzerine gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Nisan 1992'de savaşın
başladığı andan itibaren bugüne kadar Bosna-Hersek'te
olup bitenlere tanıklık eden bir arkadaşınızım.
Lahey
Uluslararası Adalet Divanı, 1948 Birleşmiş Milletler
Soykırım Konvansiyonu'nun ışığında
Srebrenica'da 10 binden fazla Boşnak'ın hunharca soykırıma
maruz kalmasıyla ilgili kararı üzerine ne söyleyebilirim?
Huzurlarınıza
çıkarken, nasıl bir sunuş yapmalıyım diye çok
düşündüm. Hissiyatımı dile getirmeye karar verdim.
Soykırım,
nasıl uygar dünyanın gözleri önünde yapılmışsa,
karar da uygar dünyanın gözleri önünde açıklandı.
Başyargıç
Rosalyn Higgins "Mahkemenin Srebrenica'da yapılanların,
Soykırım Sözleşmesi uyarınca soykırıma
girdiği sonucuna vardığını", "Bosnalılar,
dönemin Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç liderliğindeki
Belgrad yönetiminin, Bosna Savaşı sırasında Bosnalı
Sırpları 'Büyük Sırbistan' yaratma çabasıyla soykırım
olan etnik temizlik kampanyası yürütmesi için cesaretlendirdiğini,
silahlandırdığını ve finanse ettiğini,"
Başyargıç Rosalyn Higgins devamla: "Sırbistan'ın,
Bosna'da etnik gruplar arasında çatışmanın olduğu
savaşta Sırp paramiliter grupların eylemlerinden sorumlu
olmadığını, Birleşmiş Milletlerin
1948'deki Soykırım Konvansiyonu'nda tanımlandığı
şekilde, Bosna'daki Boşnak nüfusun tamamını ya da
bir bölümünü yok etme amacı güdülmediğini" açıkladı.
Yani, soykırım var, ama suçlusu yok.
Sırplar,
savaş boyunca bütün dünyayı aldatmışlardı.
Belki de şöyle düşünmek gerekir: Onlar mı dünyayı
aldatmayı becerdiler, yoksa dünya mı aldatılmak istedi?
On
bir yıl sonra değişenin olmadığını
görüyoruz. Tarihin küllerinden sözde soykırım yaratmaya
çalışan uygar dünyanın insan hakları savunucusu
ülkeleri, gözleri önünde gerçekleşen soykırıma sessiz
kalırken, şimdi de karara karşı duyarsız davranmaktadırlar.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Bosna'da, Sırp saldırıları
sonucu 312 bin insan öldürüldü, 10 binlerce insan yaralandı ve
sakat kaldı, 1 milyondan fazla insan göç etmek zorunda kaldı,
800 cami yıkıldı, 40 bine yakın kadına tecavüz
edildi.
Geçen
yıl 11 Temmuz 2006'da Srebrenica'da toplu mezarlardan çıkartılmış
504 Bosnalı Müslüman'ın cenaze merasimlerine katıldım.
Merasim alanına vardığımda, önce defin edilecek
504 tabutun bulunduğu alana gittim. Ardından, daha önce gömülen
mezarların yanına varıp oturdum. Yeni mezar yerleri
açılmış yeni definler için, gelecek yıl yenileri,
bir sonraki yıl yenileri açılacak. Bu mezarlara gömülen
insanları öylesine yakın buluyordum ki kendime, bunlar
benim insanlarımdı, Anadolu'nun herhangi bir kasabasının
insanlarıyla birlikteydim sanki. Orada babam mezarda son düzeltmeleri
yapıyordu sanki, annemse kardeşimin tabutu başında
Kur'an'dan sureler okuyordu:
"Güneş
karanlığa gömüldüğünde
Yıldızlar
döküldüğünde
Dağlar
kaybolup gittiğinde
(Ve
suçsuz yere) Diri diri toprağa gömülen kız,
Hangi
suçundan dolayı öldürüldüğünü sorduğunda
"
Komşularımız,
onlar da kendi babalarının ve çocuklarının telaşında.
Ya bulunamayan akrabalarımız!.. Bir anne, geçen yıl
gömülen çocuğunun mezarı başında çocuğunun
saçlarını okşar gibi büyüyen otları okşamaktaydı.
Lanetledim medeniyeti. Yeniden mezarlık alanına baktım,
mahşer anını anlatmaktaydı. Bütün şu mezarlara
gömülen insanlar benim akrabalarım. Bu insanların da bir
zamanlar benim duygularımın aynısıyla dolu olduklarını
düşündüm.
Bu
merasim, her yıl toplu mezarlardan yeni çıkartılmış
ve DNA testleriyle kimlik tespitleri yapılmış yüzlerce
cenazenin defin ve soykırıma uğrayanların anma
merasimiydi. Bu yıl ve önümüzdeki yıl ve daha sonraki
yıllar
Kolay değil, bilinen 8 bin, kayıplarla birlikte
10 bin insan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SÜLEYMAN
GÜNDÜZ (Devamla) - İnsanlık var oldukça, burada, yeryüzünde
yapılan tüm zulümleri kınamaya devam edeceğiz. Ta ki
hak ve adalet galip gelinceye kadar.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; İkinci Dünya Savaşından
sonra yaşanan en büyük sivil katliam Bosnalı Müslümanlara
yapılandır. Srebrenica ile ilgili alınan karar, uygar
dünyanın vicdanını rahatlatmayacaktır. Bu günahın
karanlık gölgesi, zaman ve mekânda, kıyamet gününe kadar yayılacak.
Sözlerimi
Bosna-Hersek Devleti'nin kurucusu büyük mütefekkir ve devlet adamı
merhum Aliya İzzetbegoviç'in sözleriyle bitiriyorum: "Er
ya da geç, adalet, suçluları bulacaktır." İnanıyorum
ki bu aziz millet tarihteki yerini tekrar aldığında,
hak ve adalet galip gelecek.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın Gündüz.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
var, okutup, bilgilerinize sunacağım.
B) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.- Danimarka
Parlamentosu Başkanı Christian Mejdahl ve beraberindeki
heyetin ülkemizi ziyaretinin TBMM Başkanlık Divanınca
uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/1211)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 22 Ocak
2007 tarih ve 124 sayılı Kararı ile Danimarka Parlamentosu
Başkanı Sayın Christian Mejdahl ve beraberindeki heyetin
ülkemizi ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.
Söz
konusu heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620
sayılı Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un
bilgilerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığının bir tezkeresi daha vardır,
onu da okutacağım ve oylarınıza sunacağım.
2.- Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanı Bülent Arınç'ın, Portekiz
Meclis Başkanı Jaime Gama'nın davetine icabetle, beraberinde
bir Parlamento heyetiyle Portekiz'e resmî ziyarette bulunmasına
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/1212)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı Bülent Arınç'ın, Portekiz Meclis Başkanı
Jaime Gama'nın davetine icabet etmek üzere, beraberinde Parlamento
heyetiyle, Portekiz'e resmi ziyarette bulunması hususu Türkiye
Büyük Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkında 3620 sayılı Kanun'un 6. Maddesi uyarınca
Genel Kurul'un tasviplerine sunulur.
Bülent
Arınç
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin "Seçim" kısmına
geçiyoruz.
IV.
- SEÇİMLER
A)
KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.-
(10/365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonuna üye
seçimi
BAŞKAN - Türkçedeki bozulma
ve yabancılaşmanın araştırılması,
Türkçenin korunması ve etkin kullanımı için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun
13/2/2007 tarihli 62'nci Birleşimi'nde kurulan (10/365) Esas Numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi
parti gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp,
sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, listeyi okutup oylarınıza
sunacağım.
Türkçe'deki Bozulma ve Yabancılaşmanın
Araştırılması, Türkçe'nin Korunması ve Etkin
Kullanımı İçin Alınması Gereken Önlemlerin
Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması
Komisyonu Üyelikleri Aday Listesi (10/365)
Adı Soyadı Seçim Çevresi
AK Parti (9)
Recep Garip Adana
Eyyüp Sanay Ankara
Hikmet Özdemir Çankırı
Ekrem Erdem İstanbul
Avni Doğan Kahramanmaraş
Mevlüt Akgün Karaman
Alaettin Güven Kütahya
Mehmet Atilla Maraş Şanlıurfa
Mehmet Çiçek Yozgat
CHP (4)
Mustafa Gazalcı Denizli
Ali Cumhur Yaka Muğla
Engin Altay Sinop
Muharrem İnce Yalova
ANAVATAN (1)
Reyhan Balandı Afyonkarahisar
BAŞKAN - Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Meclis Araştırması
Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin, 1/3/2007 Perşembe
günü (bugün) saat 16.00'da, Halkla İlişkiler Binası B
Blok 2'nci Kat 4'üncü Banko Meclis Araştırması Komisyonları
Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkan vekili,
sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Komisyonun toplantı yer ve saati,
ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.
2.-
(10/351, 399, 417) Esas Numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN - Küresel ısınmanın
neden olduğu sorunların ve oluşturduğu riskin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Genel Kurulun 13/2/2007 tarihli ve 62'nci
Birleşimi'nde kurulan (10/351, 399, 417) Esas Numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu üyeliklerine, siyasi parti
gruplarınca gösterilen adayların listesi bastırılıp,
sayın üyelere dağıtılmıştır.
Şimdi, listeyi okutup oylarınıza
sunacağım.
Küresel Isınmanın Neden
Olduğu Sorunların ve Oluşturduğu Riskin Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla
Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri Aday
Listesi
(10/351, 399, 417)
Adı Soyadı Seçim Çevresi
AK Parti (9)
Abdullah Çalışkan Adana
Fatma Şahin Gaziantep
Yahya Baş İstanbul
Gürsoy Erol İstanbul
Fatih Arıkan Kahramanmaraş
Adem Baştürk Kayseri
Muharrem Candan Konya
Hakan Taşcı Manisa
Mehmet Sarı Osmaniye
CHP (4)
Yakup Kepenek Ankara
Mehmet Boztaş Aydın
Rasim Çakır Edirne
Mehmet Nuri Saygun Tekirdağ
ANAVATAN (1)
Züheyir Amber Hatay
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meclis Araştırması
Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın üyelerin 1/3/2007 Perşembe
günü, yani bugün, saat 17.30'da Halkla İlişkiler Binası
B Blok 2'nci Kat 4'üncü Banko Meclis Araştırması Komisyonları
Toplantı Salonunda toplanarak, başkan, başkan vekili,
sözcü ve kâtip seçimini yapmalarını rica ediyorum.
Komisyon toplantısı yer
ve saati ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.
Sayın milletvekilleri, gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
V.
- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan, Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı İle Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
BAŞKAN - 3'üncü sırada
yer alan, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem
Cantimur ve 6 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili
Fatma Şahin'in. Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
3.-
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem
Cantimur ve 6 Milletvekilinin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili
Fatma Şahin'in; Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1266, 2/926, 2/933, 2/934) (S. Sayısı: 1346) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
20'nci maddede kalmıştık.
(x)
1346 S. Sayılı Basmayazı 28/02/2007 tarihli 69'uncu
Birleşim tutanağına eklidir.
Şimdi, 20'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 20- 213 sayılı Kanunun
120 nci maddesinin sonuna aşağıdaki fıkra, 353 üncü
maddesinin (3) numaralı bendinin ikinci cümlesinden sonra gelmek
üzere aşağıdaki cümle eklenmiş; 367 nci maddesinin
birinci fıkrasında yer alan "defterdarlığın
veya gelirler bölge müdürlüğünün" ibaresi "vergi dairesi
başkanlığının veya defterdarlığın"
şeklinde, 377 nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları
ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Bu Kanunun 4 üncü maddesinde
yazılı vergi dairesinin görev ve yetkilerini haiz olarak
faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında düzeltme
yetkisi vergi dairesi başkanına ait olup, başkan bu yetkisini
ilgili grup müdürlerine ve/veya müdürlere devredebilir."
"Maliye Bakanlığı
Gelir İdaresi Başkanlığı, söz konusu tespiti
vergi incelemesine yetkili olmayanlara da yaptırmaya yetkilidir."
"Vergi dairesi başkanlıkları
ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan
davalarda Gelir İdaresi Başkanlığının
(İl özel idareleri ile belediyeler, valilerin) muvafakatını
almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İdaresi Başkanlığı,
tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla,
muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf
bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına
ve/veya defterdarlıklara devredebilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Akif
Hamzaçebi.
Sayın Hamzaçebi, şahsi
söz talebinizi de birleştiriyorum.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının
20'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
aldım. Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Gelir İdaresi Başkanlığı
Teşkilat Kanunu, Mayıs 2005 tarihinde Türkiye Büyük Millet
Meclisi tarafından kabul edilmiş ve 5345 sayısını
alarak yasalaşmıştır. O tarihten bu yana yürürlükte
olan bu Yasa'nın uygulanması sırasında ortaya
çıkan ve Gelir İdaresi Başkanlığının
yetkileri konusunda tereddüde yol açan bazı düzenlemeleri
bu madde biraz daha açık hâle getiriyor ve Gelir İdaresi
Başkanlığının yetkilerini, Vergi Usul Kanunu'nun
uygulanması çerçevesindeki yetkilerini tereddüde yer vermeyecek
şekilde düzenliyor.
Değerli milletvekilleri, gelir
idareleri bütün ülkelerde önemlidir. Vergi idaresi, diğer
adıyla, daha geniş kapsamlı olarak ifade edecek olursak,
gelir idaresi, sadece kamu finansmanı, yani bütçe için ihtiyaç
duyulan gelirin sağlanması açısından değil,
toplanan vergiler aracılığıyla ekonomide ve mükellefler
üzerinde yaratılan etkiler bakımından da son derece
önemlidir.
Gelir İdaresi, kâğıt
üzerinde, yani mevzuatta yer alan vergi sistemiyle, kurallarla, uygulamada
yer alan vergi uygulamalarının arasındaki farkın
en büyük belirleyicisidir. Hep söylediğimiz, "bir vergi
sistemi ne kadar iyi olursa olsun, önemli olan uygulamadır"
cümlesinin ardında yatan gerçek, ülkelerin güçlü bir gelir idaresine
sahip olmaları gerektiğidir. Gelir İdaresinin gücü,
bu uygulamanın, Gelir İdaresi uygulamalarının
niteliği ve kalitesi, en az vergi kuralları, vergi kanunlarının
niteliği ve kalitesi kadar önemlidir. Uygulamanın kalitesi
ve niteliği arttıkça kurallara o kadar yaklaşılmış
demektir. Bu nitelik azaldıkça kurallardan o kadar uzaklaşılmış
demektir. Aradaki farkın büyüklüğü, o gelir idaresinin gücünü,
kalitesini gösteren en önemli ölçüdür.
Bir ülkede toplanması gereken
vergilerin, idealde toplanması gereken verginin miktarı
ile toplanan vergi geliri arasındaki fark, şüphesiz, gelir
idaresinin performansını ölçmek için tek ölçüt değildir,
yeterli de değildir, ama, bu farkın azlığı,
şüphesiz, vergi sisteminin kalitesini gündeme getirir. Bu
fark ne kadar azsa, vergi sisteminde kurallar o kadar iyi demektir
ve uygulama o kadar iyi demektir ve bu çerçevede, mükellefin vergiye
uyumu, uyum seviyesi de o kadar yüksek demektir.
Bunları neden söylüyorum?
Bunları söylememin gerekçesi, Gelir İdaresinin, son dönemlerde,
son şu bir ay, bir buçuk ay içerisinde, kamuoyunda haksız bir
şekilde, bizzat Maliye Bakanlığı ve Maliye Bakanı
tarafından bir saldırıya tabi tutulmuş olmasıdır.
Sözlerim belki biraz çelişkili gelecektir size. Hem Maliye Bakanlığına
bağlı olan bir kurumdan söz ediyorum hem de Maliye Bakanının
eleştirilerine, Maliye Bakanının kamuoyu tarafından
yapılan eleştiriler karşısında Gelir İdaresine
sahip çıkmamak suretiyle, Gelir İdaresine yapılan
haksız saldırılara göz yummasından söz ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bu, son derece önemli bir durumdur, üzerinde
durmamız gereken çok önemli bir sorundur.
Bir gün, Maliye Bakanlığı
tarafından, Anadolu Ajansı aracılığıyla
kamuoyuna yapılan açıklamada, Maliye Bakanlığında,
VEDOP soruşturması sırasında usulsüz sorgulamalar
yapıldığı, Sayın Cumhurbaşkanının,
Sayın Başbakanın, Sayın Deniz Baykal'ın kişisel
bilgileri, hesapları başta olmak üzere, kamuoyunda bilinen
birçok ünlünün kişisel bilgilerine, gizli kalması gereken
bilgilerine, Maliyedeki birtakım görevlilerin girdiği,
ulaştığı; bu, açıklamayla kamuoyuna duyuruldu
ve o günden itibaren basında bir maliye çetesinden söz edilmeye
başlandı. Sanki, Maliye Bakanlığında birtakım
görevliler gizli kalması gereken birtakım bilgileri almışlar,
usulsüz bir şekilde bu bilgileri edinmişler ve üçüncü kişilere
servis etmişler veya kamuoyuna servis etmişler. Kamuoyundaki
izlenim budur. Güçlü Gelir İdaresinin -güçlü olduğuna inanıyorum,
hiç tereddüdüm yok, güçlü olması gerekir- bizzat Maliye Bakanlığı
tarafından yapılan bir açıklamayla, mükelleflerin
gizli bilgilerinin herkesin elinde dolaştığı, Maliye
Bakanlığının içinde bir çetenin olduğu yönündeki
bir açıklamayla kamuoyuna teşhir edilmeye çalışılması,
gerçeğe aykırı bir şekilde; beni son derece üzmüştür,
hem o İdarenin eski bir mensubu olarak hem bu ülkenin vatandaşı
olarak hem de bu Parlamentonun mensubu bir milletvekili olarak.
Değerli arkadaşlar, VEDOP
dediğimiz proje iki aşamada gerçekleşmiştir. Birinci
aşaması Sayın Zekeriya Temizel'in bakanlığı
döneminde gerçekleşmiştir. Yaklaşık 65 milyon dolarlık
bir maliyeti olmuştur. İkinci aşaması bu Hükûmet döneminde
gerçekleşmiştir. Hazırlığı benim genel
müdürlüğüm döneminde, Sayın Sümer Oral'ın Maliye Bakanlığı
döneminde gerçekleşmiş, ama ihalesi çeşitli nedenlerle
o zaman yapılamamış, bu Hükûmet döneminde yapılmış
başarılı bir projedir. İki projeyi topladığımızda
yaklaşık 150 milyon dolarlık bir projeden söz ediyoruz
demektir. Bu projenin ayaklar altına alınması, Maliye
Bakanlığının açıklamasıyla bu projenin
hiçbir güvenilirliğinin olmadığının kamuoyuna
açıklanması, herkesin istediği gibi bu sisteme girip,
bilgileri elde edip başka kişilere taşıdığı
yönlü bir açıklamayla bu sistemin yerden yere vurulmasını
kabul etmek mümkün değildir. O zaman sormak gerekir, 150 milyon
doları harcayan bu ülkenin sorumluları
Bunun 80 milyon
doları bu Sayın Bakanın döneminde harcanmıştır.
Çöpe mi atılmıştır? Yani, bu kadar güvenlikten yoksun
bir proje mi Türk kamu yönetimine kazandırılmıştır?
Sorunun cevabını ben vereyim: Sayın Bakan vermeli, Maliye
Bakanı vermeli. Bu projenin güvenilmez hiçbir yanı yoktur
değerli milletvekilleri. Projede herkesin, Gelir İdaresi
personeli olan, sorgulama yapma yetkisi olan herkesin bir şifresi
vardır. Sayısını Sayın Bakan açıklarsa
öğreniriz, ama yaklaşık 35-40 bin kişi arasında
personelde şifre vardır. Her şifrenin erişim alanı
farklıdır. Herkes her bilgiye erişemez. Bu şifre piyasada
görev yapmakta olan yeminli mali müşavirlerde de vardır.
Neden vardır? Onlar da belli bilgilere ulaşabilirler.
"Naylon fatura" olarak isimlendirdiğimiz sahte faturaya
ulaşma imkânı yeminli müşavirlere de verilmiştir
ki, kısmen belli açılardan kamu görevi yapan bu arkadaşlarımız
da kendi düzenleyecekleri raporlarda Maliye Bakanlığının
bu veri ambarından yararlansınlar.
Bu sistemde hangi bilgiler vardır:
Mükellefiyet bilgileri vardır; adı, soyadı, kimlik
bilgileri. Hangi vergilerden mükellef olduğuna ilişkin
bilgiler vardır. Tahakkuk eden vergi vardır ve bu ödenmemişse
ödenmeyen kısmı vardır o verginin. Vergi borcu bilgileri
vardır. Başka ne vardır: Motorlu taşıt vergisine
ilişkin bilgiler, yine VEDOP bağlantılı bir
başka bilgi sisteminde, Gelir İdaresinde vardır. 98 Mayıs
ayından bu yana da alınıp satılan taşınmazlara
ilişkin olarak bilgiler vardır. Benim bildiğim bu bilgiler
vardır. Eğer bunun dışında bir bilgi varsa, Sayın
Maliye Bakanının açıklamasını bekliyorum.
Değerli arkadaşlar, ulaşılabilecek
olan bilgiler bunlardır. Eğer mükelleflerin banka hesaplarına
ilişkin bir bilgi varsa VEDOP sisteminde veya Maliye Bakanlığının
herhangi bir biriminde, bunun açıklamasını Sayın
Maliye Bakanı yapmalıdır. Var mıdır, yok mudur;
ben bilmiyorum. Olmaması gerekir. Neden? Türkiye'de eğer
servet beyanı yoksa, "nereden buldun" anlamına gelecek
bir yasa yoksa, Maliye Bakanlığının hiçbir birimi,
hiçbir vergi inceleme elemanı, banka sisteminden bir kişinin
mevduatına ilişkin bilgiyi alamaz. Dolayısıyla,
Maliye Bakanlığında böyle bir bilginin olmaması
gerekir.
Ben, esasen, bu yönüyle, Sayın
Maliye Bakanına bir soru önergesi vermiştim 29 Ocakta. Bu
bilgi var mıdır Maliye Bakanlığında? Tasarıyı
görüşüyoruz, bugün 1 Mart, henüz soru önergeme cevap alabilmiş
değilim. Dün ilgili arkadaşlarımı aradım, henüz
cevabın daha bana yazılmadığını ifade
ettiler. Bunu bana vermelerini rica ettim, Genel Kurulda bir konuşma
yapacağım, o saate kadar verirseniz ona göre konuşmamı
şekillendiririm dedim, ama, şu ana kadar alabilmiş değilim.
Olabilir, gecikmiş olabilir, ama, bu bilgiyi, ben, Sayın Maliye
Bakanından bekliyorum.
Şimdi, ulaşılabilecek
bilgiler bunlarsa, bunların acaba şifre sahibi bir kişi
tarafından öğrenilmesi hangi anlama gelir, yani, ne
işe yarar bu bilgiler, onu merak ediyorum. Şüphesiz, görevli
olmayan kişilerin, merak saikiyle dahi olsa, bu bilgileri
öğrenmemesi gerekir. Vergi mahremiyeti, vergi gizliliği
bunu gerektirir, ama öğrenmiş olsa dahi, bu sıradan dediğimiz
bilgileri üçüncü kişilerle paylaşmaması gerekir.
Bunda hiç tereddüt yok. Eğer Maliye Bakanlığının
elinde böyle bir bilgi var ise, soruşturmalarda böyle bir bilgi
edinilmiş ise, bu konuda bu bilgileri üçüncü kişilerle paylaşan
görevlileri mutlaka cezalandırması gerekir. Burada hiçbir
şekilde hoşgörü olmaması gerekir. Eğer hukuk devleti
isek, bu olmalı, ama bütün bunlar bir rapora, bir tespite dayanmalıdır
değerli arkadaşlar.
Ve yine o soru önergemde Sayın
Maliye Bakanına sordum, ben de merak ettim, Akif Hamzaçebi'nin
VEDOP sistemindeki bilgilerine hangi tarihte, kimin tarafından
girilmiştir? Eğer bir talimat varsa, bu talimatı veren
kimdir? Ben de merak ettim, benim bilgilerime girilmiş midir diye.
Gerçekte böyle bir merakım yoktu, benim bilgilerime isteyen
herkes, Gelir İdaresi girebilir, bakabilir, öğrenebilir;
hiçbir şekilde böyle bir şüphe aklımda yer almamıştır,
yani, acaba baktılar mı bakmadılar mı diye. İsteyen
bakabilir, hiç önemli değil, ama, mademki kamuoyuna böyle bir
açıklama yapıldı, ben de merak ediyorum ve soru önergemde
sordum: Benim bilgilerime acaba giren var mıdır? Hangi tarihte,
Gelir İdaresinin hangi biriminden veya Maliye Bakanlığının
hangi biriminden, kim tarafından girilmiştir? Bu sorumu
da Sayın Maliye Bakanı yanıtlarsa mutlu olurum.
Değerli arkadaşlar, gerçek
olmayan bilgiler üzerine, vehim üzerine bir açıklama yapılmıştır
ve bu açıklamada, Gelir İdaresinin saygınlığı
Maliye Bakanı tarafından göz ardı edilmiştir, hiçe
sayılmıştır. Gelir İdaresinin saygınlığını
korumak sadece Gelir İdaresi Başkanının görevi
değildir. Başkan, şüphesiz, kendine düşen görevini
burada yerine getiriyor, o konuda herhangi bir olumsuz değerlendirmem
yok, ama, Sayın Maliye Bakanı, basının "Maliye
çetesi" olarak isimlendirdiği bir oluşuma -o şekilde
bir oluşum olduğunu ifade ediyor basın veya bazı
gazeteler- karşı tepkisiz kalmıştır, tepkisiz
kalmak suretiyle bu iddiayı sahiplenmiştir, Gelir İdaresini
olmayacak şekilde bir kötü duruma düşürmüştür.
Benim konuşmam Gelir İdaresinin
personelini korumak kaygısından kaynaklanmıyor değerli
milletvekilleri, ama Türkiye'nin güçlü Gelir İdaresi etrafında
vatandaşın tereddüdü olursa, mükellefin tereddüdü olursa,
hiç kimse vergisini isteyerek ödemez. Eğer "bizim bilgilerimiz
herkesin elinde dolaşıyorsa" diye bir düşünceye
kapılırsa mükellef, o mükellefin vergi yasalarına
uyumundan söz etmek artık mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri, konuşacağım
başka konular da var yine bu çerçevede, ama, zamanın bu konuda
yeterli olmadığını görüyorum; ancak, şunu
son cümle olarak söylemek istiyorum: Sayın Maliye Bakanını,
ben, Gelir İdaresinin saygınlığını korumaya
davet ediyorum, bu konuda görevli olduğunu kendisine hatırlatıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP ve Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Anavatan Partisi Grubu adına,
Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan... (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli
milletvekili; 1346 sıra sayılı Gelir Vergisi Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
20'nci maddesi üzerine Anavatan Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
madde, bir, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi
Başkanlığınca, söz konusu tespiti, vergi incelemesine
yetkili olmayanlara da yetkilerin verilmesi ve dağıtılması
konusuyla ilgili; diğeri ise, Gelir İdaresi Başkanlığı,
tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla,
muvafakat verebileceği yetkileri defterdarlıklara ve
vergi dairesi başkanlıklarına bırakabilmesiyle
ilgili.
Değerli arkadaşlar, elbette
ki, vergi, bu ülkenin gerçekten üzerinde titizlikle durabileceği
ve bu ülkedeki kurumların işlerlik içerisinde çalışması
için gerekli olan ve zorunlu olan bir gelirdir. Bu tasarının
gerekçesinde, vergi sisteminin yeniden yapılandırılması,
vergi güvenini güçlendirmek suretiyle ekonominin kayıt düzeyinin
artırılması ve tabana yayılması amacıyla
vergi yasalarında her zaman değişiklik yapılmıştır
Bugün, eğer vergilerimizin
neredeyse yüzde 50'ye yakını kayıt dışındaysa,
gerçekten bu ülkenin geleceği konusunda endişeler, yönetimler
konusunda sıkıntılar olacağı görülüyor.
Eğer, gelirlerimizi tabana yaydığımızda ve
özellikle tabandaki yoksul kesimin ve kayıt içerisinde olan insanların
üzerine vergi yüklediğinizde, bu insanlar elbette ki bir noktaya
geldi ki, vergilerini ödeyemez duruma gelmişlerdir, ama,
çıkarılan yasalarla, tabandaki ve orta direkteki yoksul
kesim, memur, işçi, emekli değil; gerçekten, bu ülkenin kanını
sömürenlerden, bu ülkenin balını, pekmezini yiyenlerden
kurumlar vergisini de düşürmekle görüldü ki, pekmezini, balını
yiyenler korunuyor, tabandaki insanlar ise her geçen gün daha yoksulluğa
terk ediliyor.
Değerli arkadaşlar,
evet, vergi toplanmalı, ama, verginin de bir ölçüsü olmalı.
Bugün, insanların, milyonlarca esnafımızın
sıkıntılarını görüyoruz. Sokaklara indiğimizde
bakıyoruz ki, çok esnaf kapıda gelecek müşterisini
bekliyor, alıcı yok dükkânların önünde. Herkes birbirine
dert yanıyor, adamlar "siftahsız dükkân kapatıyoruz"
diyorlar. Bir tarafta da, karşıdan elinde çantayla gelen
bir vatandaşa "acaba vergi dairesinin memuru mu, teftişe
mi geliyor" diye birbirlerinin gözlerine bakıyorlar, bir
korku içerisindeler. Vergi daireleri tarafından, esnaf üzerinde
özellikle baskı kurarak, zorla, kazanmadığı
hâlde, siftah yapmadığı hâlde vergi ödetmeye zorlandıklarını,
çok esnaf arkadaşımız -biz de esnaflıktan geldiğimiz
için- dertlerini bize döküyorlar.
Değerli arkadaşlar, vergiyi
baskıyla alamazsınız. Eğer vergi ortamını,
vergi verebilecek ortamı ve piyasayı yaratmadıysanız
bu insanlar nereden versin? Stopaj vergisini mi versin, muhtasarını
mı versin, Sosyal Sigorta primlerini mi ödesin, Bağ-Kur'larını
mı ödesinler? Maalesef, bir tarafta da bankalara olan borçlarını
mı ödesinler? Hâliyle, özellikle bu vergiyi ödeyemedikleri
için, yüz binlerce esnafımız kepenklerini kapattı, iflas
etti ve çoğunun malzemesi de icra depolarında duruyor.
Sayın milletvekilleri,
Hükûmetin yetkilileri, icra depolarının önünden hiç geçtiniz
mi, hiç baktınız mı? O icra depolarının önü
tıklım tıklım, vatandaşların -ödeyemedikleri
için- mallarıyla dolu. Adliye paralarını ödeyemiyorlar
ki mallarını alsınlar, eğer borçlarını
kısmen de olsa sağdan soldan topladılarsa. Milyonlarca
esnaf bu sıkıntı içerisinde.
Bu sıkıntı yetmiyor
değerli arkadaşlar, bir de can güvenliği var. "Acaba,
dükkânımın önüne biri gelip beni tehdit edecek mi" diye,
neredeyse, her gelen müşteriye, "acaba bir kapkaççı,
bir vurguncu mu gelecek" diye
Can güvenliği yok, işte
dün bir kuyumcunun İstanbul'da öldürüldüğü gibi.
Biz, devlet olarak, insanımızın
sosyal güvenliğini sağlamak zorundayız, insanların
can güvenliğini sağlamak zorundayız, esnaflara sahip
çıkmak zorundayız. Eğer, icra depolarında o mallar
duruyorsa, bu ülkenin kötü yönetildiğinin bir ifadesidir.
Her ne kadar "güzel yönetiyoruz" da deseniz, maalesef kötü
yönetiliyor ki, milyonlarca esnaf, kepengini kapatmış,
aç kalmış, borcunu ödeyemiyor ve işsizler ordusuna katılıyor.
Bunu görmezlikten gelemeyiz, Parlamento olarak görmezlikten gelemeyiz.
Bu insanların çığlıklarına ses vermek zorundayız
değerli milletvekilleri. Adam borcunu ödemedi diye, devletin
kurumlarından değil, artık, mafyaya sığınan
bir sürü esnaf da var, "Acaba, benim hakkımı bunlar
mı alır" diye. Esnafı bu gayrimeşru yollarla
baş başa bırakmamak için bu esnafın da sağlık
güvencesini, yaşam güvencesini, daha tedbirli davranarak
gözlem altına almak zorundayız. İşte, şoförler,
taksiciler her gün bir gaspla karşı karşıya. Milyonlarca
insanın
Kazançlarıyla, alın terleriyle, yirmi dört saat
uyumayan taksi şoförleri, bir taraftan vergi kıskacı,
bir taraftan terörün ve kapkaççının kurbanı oluyor.
Bunlar neden? Demek ki, Türkiye'de işsizlik had safhaya varmış.
Sokakta insanlar, artık, aş ve iş peşinde koşuyor.
Milyonlarca insan eğer bugün açsa, 21 milyona yakın insan
yoksulluk sınırına dayandıysa, sokakta terör de
olur, anarşi de olur, gasp da olur. Hâliyle, vergide adaletsizlik
sağlandığında, vergi adaletsizliği bu kadar
boyutlara yükseldiğinde, insanların devlete olan güvenlerini
de sarsıyor. Vergi alınacaksa kaçakçılardan, bu ülkede
rant peşinde koşanlardan, spekülatörlerden ve hiç terlemeden
devlet kademeleriyle ve kurumlarıyla iş birliği yaparak,
bazı kurumlarda ve devleti yönetenlerle iş birliği
yaparak, ihaleler alıp da devlete vergi ödemeyenlerin üzerine
gitmediğiniz sürece gelirimizi artıramayız.
Değerli milletvekilleri,
emeklilerin durumu hakeza
Bugün aldık gazetelere baktık,
benzin 2 milyon 700
Yani, 2 milyon 780'e çıkmış, çimentonun
torbası 7 milyon 500'e çıkmış. Hani zam yapılmıyordu?
Yüzde 7,5 zam geldi. Memura ne verdik yıllık? Soruyorum,
emekliye ne verdik, işçiye ne verdik? Yüzde 7,5 bir kalemde yaptığınızda
hâlâ bugün daha
ikinci ay yeni bitti üçüncü aya giriyoruz, yılın
üçüncü ayına giriyoruz. O zaman demek ki, bu insanların gerçekten
satın alma gücü, artık, tıkandı. Ev yapma gücü
tıkandı, çocuk okutma güçleri tıkandı. Sen bunların
vergilerini, eğer, çoğaltır, vergilerinin üzerine
gitmeye kalkarsan, yarın bu insanlar da işsizler ordusuna
katılır, devlete karşı kin ve husumet besler. Bunların
önüne geçmenin tek yolu, istihdamı çoğaltmanın yollarını,
istihdam alanları yaratmanın yollarını aramak lazım.
Eğer bugün emekli açsa
Duysun emekliler "açız" diyorlar.
Bir emekli eğer 500 bin lira alıyorsa nasıl geçinecek?
500 lirayla
Soruyorum değerli milletvekilleri, biz çarşıya
çıktığımızda 500 bin lira bize yetiyor mu? Yetmiyor.
Ama, bir ay dört nüfusunu besleyecek bir emekli bu şartlarda nasıl
geçinecek? Ama, emekliden peşin kesiyorsunuz vergisini.
"Asgari ücretten vergi düşürdük."
diyorsunuz. Ee, asgari ücretten vergi almayın, zaten bu asgari
ücret geçindiremiyor ki! Bu insanlar aç. 500 bin liraya, 600 bin liraya,
700 bin liraya çalışan insanlar aç ve perişan, kira paralarını
ödeyemiyorlar, sen bunun vergisini alsan ne yapacaksın! Katrilyonlarca,
milyarlarca para kaçıranların üzerine gitmediğiniz
sürece
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın
Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) -
Eğer, bu vergi kaçakçılarının üzerine gitmediğiniz
sürece, kaçakçıların üzerine gitmediğiniz sürece
yoksul kesimin, gerçekten namusuyla vergi ödeyen insanların
üzerlerine, eğer, biz Maliye Bakanlığı memurlarını
gönderdiğimizde, bu insanlar, inan edin bir kâbus içerisinde,
bir sıkıntı içerisinde. Alınacaksa, vergi alınacak
yerler belli, onların üzerine gidin. Vergi tabana yaygınlaştırılacaksa
özellikle oralardan başlanmalı, kim vergi vermiyorsa üzerine
gidilmeli, ama, bir emeklinin, bir dulun, bir yetimin üzerine giderek,
bir yoksulun, bir şoförün, bir nakliyecinin üzerine giderek,
baskı kurarak, onlara çeşitli metotlarla "yok, senin
bu karnen olacak" diye, nakliyeci üzerine gittiğinizde
inan edin çoğu kamyonunu satmıştır, taksisini satmıştır.
Hâliyle sıkıntı içerisinde olan bu halkımıza
kulak vermek zorundayız. Eğer siz, Türkiye'yi tozpembe olarak
görüyorsanız, hiç kimsenin şikâyeti yok diyorsanız
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın
Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Özcan, ek
sürenizi verdim, selamlamak için mikrofonu açıyorum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın
Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Elbette ki dert büyük, bu insanların
sesini duyurmak zorundayız. Bizi Meclise gönderdiler ki, onların,
emeklilerin, dulun, yetimin, işçinin ve esnafın durumlarını
göz önüne sererek bu duygularını paylaşmak zorundayız.
Elbette ki, süremiz sınırlıdır, ama, bu insanların
sabırları da sınırlıdır, artık bu insanların
sabırlarını zorlamaya gerek yok. Bir an önce tedbir almakta
yarar vardır diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan
Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özcan.
Şahsı adına Cemal Uysal.
CEMAL UYSAL (Ordu) - Vazgeçtim.
BAŞKAN - Şahsı
adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) -
Vazgeçtim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
21'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 21- 21/7/1953 tarihli ve 6183
sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında
Kanunun 17 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan
"vergi dairesi müdürünün yazılı isteği üzerine
defterdar," ibaresi, "vergi dairesi müdürünün (5345 sayılı
Kanun uyarınca vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve
faaliyete geçen vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili
grup müdürünün ve/veya müdürün) yazılı talebi üzerine defterdar
ve/veya vergi dairesi başkanı," şeklinde değiştirilmiş,
ikinci fıkrasında yer alan "müdürü" ibaresinden
sonra gelmek üzere fıkraya "(5345 sayılı Kanun uyarınca
vergi dairesi yetkisini haiz olarak kurulan ve faaliyete geçen
vergi dairesi başkanlıklarında, ilgili grup müdürü
ve/veya müdür)" ibaresi eklenmiş, 90 ıncı maddesinde
yer alan "gayrimenkulün bulunduğu yer tapu sicil muhafızından
teşekkül eder." ibaresi, "gayrimenkulün bulunduğu
yer tapu sicil muhafızı veya tevkil edeceği zattan teşekkül
eder" şeklinde değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Anavatan
Partisi Grubu adına Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim
Özdoğan, buyurun efendim.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; 1346 sıra sayılı
Vergi Kanunu Tasarısı'nda Anavatan Partisi Grubu adına
görüşlerimi açıklamak üzere huzurunuzda bulunmaktayım.
Hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, vergi
denince akla gelen en önemli dilimlerden birisi esnafımızdır.
Acaba esnafımızın durumu nedir? Bunu öncelikle bir
irdelememiz lazım.
AK Parti Hükûmeti ve Sayın
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türk halkına kendilerinin diğer
siyasi partilere göre açık ara önde çıktığı
anket propagandası yapmakta ve oy verecek halkımızı,
tek seçeneğinin hâlâ kendileri olduğu yönünde baskılamaya
çalışmaktadır. AK Partinin anketlerinin doğru olmadığının
çok fazla kanıtı mevcuttur. Esnaf bunun en büyük örneklerinden,
kanıtlarından birisidir.
Sayın Başbakanın kendini
açık ara önde çıkarttığı anketlere esnafların
katılmış olması asla düşünülemez. Çünkü,
Hükûmet, iktidarı döneminde esnafı silindir gibi ezmiş
ve üstüne de bir bardak şerbet içmiştir. Yaşadığı
haksızlık ve problemler konusunda sesini duyuramayan,
kıt kanaat ve mütevazı bir şekilde var olmaya çalışan,
sırtında her geçen gün daha da ağırlaşan yüklerin
altında ezilen esnaf, AK Parti tarafından kırılan
orta direğin ta kendisidir.
Esnaf ve sanatkâr, piyasadaki durgunluğun
yanı sıra ağır vergilendirme yükü altında daha
da ezilmekte ve nefes alamamaktadır. Esnaf para kazanamamakta,
ama para kazanmasa da ödemek zorunda olduğu yüksek vergiler nedeniyle
varını yoğunu satma noktasına gelmiştir.
Esnaf arasında artık intiharlar
da başlamıştır. Daha geçtiğimiz haftalarda
bana gelen bir haberde bir beyaz eşya bayisi sahibi genç bir esnafın
vergi yükü nedeniyle intihar ettiği bildirilmiştir.
Değerli arkadaşlar, mobilyacısından
berberine, kuyumcusundan terzisine kadar her alanda hizmet veren
esnaf ve sanatkâr, altında ezilmekte olduğu ekonomik yük ve
risklerden dolayı bitap düşmüştür. Aile facialarına
da yol açan bu tabloyu, Maliye Bakanı, gevrek bir gülüşle geçiştirmektedir.
AK Parti Hükûmeti ve onun Maliye Bakanı, düzenlemeyi beceremedikleri
ekonominin bedelini esnaf ve sanatkârın sırtına yüklemiş,
esnafın belini bükmüştür.
Değerli arkadaşlar, esnaf
öyle bir hâldedir ki, 20 liralık bir işimiz olsa,
alışverişimiz olsa, 50 lira versek, bunun üstünü verecek
parası yoktur, siftahsız dükkân kapatmaktadır. Hâl böyleyken,
vergi daireleri, 2007 senesinde esnafı daha da dar bir cenderede
sıkıştırmanın hazırlıklarını
yapmaktadırlar. Buna göre, basit usule tabi esnaf ve sanatkârlar,
en az asgari ücretlilerin vergisi kadar vergi beyan etmek durumundadırlar.
Hükûmet tarafından, bu seviyenin altında beyanda bulunan
esnafların vergi daireleri tarafından özel bir incelemeye
tabi tutulacağı korkusu yayılmaktadır ve buna
da başlanmıştır. Hâlbuki, 2006 yılında, 390
bin YTL'ye kadar hazine bonosu geliri elde edenler, tek kuruş
vergi vermek zorunda değillerdir ve bankalardaki hisselerini
milyonlarca YTL'lik kârla satmaktadırlar. Yani, devlete esas vergi
vermesi gerekenler, sömürücüler, devlete borç vermektedirler.
Bu, hazin bir tablodur.
AK Parti Hükûmeti iktidara geldiğinde
köprüden geçiş ücreti 1,5 YTL iken, bu ücret şu anda 4 milyon
liradır. Benzin fiyatındaki azami artış köprü ücretlerine
yapılan bu çok yüksek oranlı zamla birleşince, taksiciyi
vergi yükü nedeniyle, berberi kredi faizi cenderesiyle, mobilyacıyı,
beyaz eşya satıcısını, artık, esnaflık
yapamayacak hâle getiren bu Hükûmetin Sayın Başbakanı,
kendisine İsviçre'den yabancı yatırım otoritesi
denilen bir danışman ithal etmiştir.
Hükûmetin planı bellidir arkadaşlar.
Türkiye'ye, artık, esnaf lazım değildir, yabancı
yatırımcı her şeyi hâlledecektir. Hükûmetin üç kuruşa
muhtaç gözüyle baktığı Türk esnafı, AK Parti Hükûmetine,
artık, bu nedenlerden dolayı hiç mi hiç lazım değildir.
Bu Hükûmetin kendi halkına karşı
sevgisiz, ilgisiz ve yabancı olduğu her vesileyle belli
olmaktadır. Hükûmetin, esnafı vergilendirme politikası
bunun en bariz örneklerinden birisidir. Türk esnafının sorunlarını
çok yakından takip ettiğimizi Türk kamuoyu çok iyi bilmektedir.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
tabii ki, vergi toplamak, bir devletin en temel hak ve ödevlerinden
bir tanesidir ve vergi vermek vatandaşlık görevlerinin en
kutsallarından da birisidir. Vergi toplama sistemi, vergi toplamanın
şekli ve tüm bu sürecin ardında yatan siyasi zihniyet ise,
hem vergi toplamaktaki efektiviteyi hem de toplum içerisindeki
adalet ve devlete duyulan güveni etkileyen en temel faktörlerdendir.
AK Parti Hükûmeti ve onun Maliye Bakanının
vergi politikaları, iktidara geldikleri dönemden beri Türk
toplumunda hiç tasvip ve destek bulamamıştır. Hükûmetin
vergi politikaları insanımızın adalet duygusunu
zedelemekte ve çaresizlik duygusunu körüklemektedir. Kendisine
karşı çok liberal ve yumuşak bir vergi politikası
olan Maliye Bakanı, halkımızın cep telefonundan,
alacağı küçük bir aile arabasına kadar her şeyinde
gırtlağına basmaktadır.
AK Parti Hükûmeti zamanında
dolaylı vergiler yüzde 73 oranına fırlamıştır.
Kursağındaki her lokmanın vergisini veren halkımız
ise, bir hükûmetin topladığı vergilerle sunması gereken
hizmetler konusunda çıplak ve yoksul durumdadır, yoksun durumdadır.
Ülkemizde vergi adaletsizliğinin
ve vergi oranlarının yüksek olmasının en büyük nedeni
kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınamamasıdır.
Çünkü, Hükûmet, ancak, aciz ve çaresiz mükelleflerin üstüne gitmektedir.
AK Parti Hükûmeti geldi ve neredeyse bitecek beş altı ay sonra,
vakit o kadar da yaklaştı ve bu sürede vergi sistemini düzeltme
ve adaletli kılma yönünde hiçbir proje ortaya koyamadı.
Günümüzde dünyadaki kayıt
dışı sektörün büyüklüğü 3 trilyon dolar olarak tahmin
edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde kayıt dışı
ekonomi gayrisafi millî hasılanın yüzde 10-15'i civarındadır.
Türkiye ise, kayıt dışı ekonomide en kötü ülkeler
olan Nijerya, Mısır ve Tunus'un -ki, bunlarda yüzde 68-76 oranındadır
kayıt dışı ekonomi- hemen ardından gelmektedir.
Bu, ne vahim ve kötü bir tablodur!
Batı ülkelerinde kayıt
dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu
ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı
sektörler akla gelmektedir. Gelişmekte olan ülkelerde ise, bunlar
da dâhil olmak üzere, kayıt dışı ekonomi daha çok
eşya ve hizmet akımlarının belgelendirilmemesi
şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Ülkemizde art arda yaşanan
ekonomik krizler kayıt dışı faaliyetlerin artmasına
zemin hazırlamıştır. Ekonomik kriz dönemlerinde,
işsiz kitleler, kayıtlı ekonomide bulamadıkları
istihdam imkânlarını kayıt dışı faaliyetlerde
aramaktadırlar. İşletmeler de, krizin olumsuz etkilerini
azaltmak için üretimlerini kayıt dışı faaliyetlere
yönelterek, istihdam ve üretim maliyetlerini düşürmeye çalışmaktadırlar.
Özellikle sanayi sektöründe, teknolojik
gelişmelerden dolayı emeğe dayalı üretim yerini
makineye dayalı üretime bırakmıştır. Bu durum,
niteliksiz iş gücünün işsiz kalmasına neden olmuştur.
İşsiz kalan bu iş gücü de, geçim kaygısıyla kayıt
dışı faaliyetlere yönelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yeraltı ekonomisi, illegal
ekonomi, kara ekonomi, resmi olmayan ekonomi, gizli ekonomi, düzensiz
ekonomi, marjinal ekonomi, kayıp ekonomi, karaborsa ekonomisi,
gözlenemeyen ekonomi, nakit ekonomisi, paralel ekonomi, enformal
ekonomi, vergi dışı ekonomi ve benzeri anlamlara gelen
kayıt dışı ekonomi kavramı, bilinen istatistiki
yöntemlere göre tahmin edilmeyen ve gayri safi millî hasıla hesaplarını
elde etmede kullanılmayan gelir oluşturucu ekonomik faaliyetlerin
tümüne denmektedir. Kayıt dışı ekonomi, kamunun
denetimi dışındaki ekonomik faaliyetler olarak da tanımlanabilir.
Batı ülkelerinde, kayıt
dışı ekonomi denildiğinde daha çok uyuşturucu
ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı
sektörler akla gelirken, gelişmekte olan ülkelerde ise bunlar
da -az önce dediğim gibi- dâhil olmak üzere
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son cümlenizi
alabilir miyim.
Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
kayıt dışı ekonomi
daha çok eşya ve hizmet akımlarının belgelendirilmemesi
şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bireylerin veya işletmelerin
ekonomik faaliyet ve işlemlerini kamunun denetimi dışında
tutmasının en önemli nedeni ise vergi kaçırma arzusudur.
Ülkemizde, özellikle kayıtlı
işletmelere getirilen her yeni yükümlülük kayıt dışı
ekonominin gelişmesine neden
olmaktadır. Vergi oranlarının yüksekliği, vergilendirme
ortamının belirsizliği, muhasebe ve müşavirlik
hizmetlerinin yetersizliği, vergi idaresi ve denetiminden
kaynaklanan nedenler kayıt dışı ekonomiyi ortaya
çıkaran başlıca etmenlerdir.
Değerli arkadaşlarım,
bu konudaki görüşlerimizi ilerleyen maddelerde sürdüreceğiz.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Madde üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
22'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 22- Büyük Mükellefler Vergi
Dairesi Başkanlığı mükelleflerinden tahsil edilen
gelirlerden, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanununun 23 üncü maddesinin (b) bendi gereğince
Büyükşehir belediyelerine ayrılması gereken payın
hesaplanmasında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar;
bu mükelleflerin, kanuni veya iş merkezlerinin bulunduğu
Büyükşehir belediyesi, şubeleri nedeniyle mükellefiyeti
bulunanlarda, şube tarafından beyan edilen ve şube
adına ödemesi yapılan vergi gelirlerini kapsamak şartıyla,
şubenin mükellefiyetinin bulunduğu Büyükşehir belediyesi
esas alınır. Gelir İdaresi Başkanlığının
kuruluşuna ilişkin 5/5/2005 tarihli ve 5345 sayılı
Kanunun 23 üncü maddesi uyarınca şube mükellefiyetinin
değiştirilmesi hâlinde de bu madde hükmüne göre işlem
yapılır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul
ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?
Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
23'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 23- 4/1/2002 tarihli ve 4734
sayılı Kamu İhale Kanununun 10 uncu maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Dördüncü fıkranın
(d) bendi ile ilgili olarak Kurum, Maliye Bakanlığı Gelir
İdaresi Başkanlığının uygun görüşünü
alarak vergi borcu kapsamına girecek vergileri; tür ve tutar
itibarıyla belirlemeye yetkilidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde, Anavatan
Partisi Grubu adına, Erzurum Milletvekili Sayın İbrahim
Özdoğan.
Buyurun. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA İBRAHİM ÖZDOĞAN (Erzurum) - Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Başkanım, değerli
arkadaşlar; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım,
mükelleflerin kayıp ve kaçaklar konusunda davranışlarını
etkileyen en önemli nedenlerden birisi de Hükûmete adalet konusunda
duyulan güvensizliktir. AK Parti, koruduğu grupların istekleri
doğrultusunda kararlar alarak vergilendirmeden vazgeçebilmekte
ve vergi yükünü belirli kesimlere yüklemektedir.
Değerli arkadaşlar, kayıt
dışı ekonominin en önemli nedenlerinden birisi de, kaçakçılığın
önemli boyutlarda olması ve AK Parti Hükûmetinin, bunca zamandır,
kaçakçılığı önleme konusunda etkin olmamış
olmasıdır.
Ülkemizde, kayıt dışı
ekonominin en önemli kalemini, yasa dışı yollardan ve
kaçakçılık yoluyla elde edilen gelirler oluşturmaktadır.
Vergiler dolaylı ve dolaysız
olarak, genel bir şekilde, hepimizin bildiği gibi, ikiye
ayrılmaktadır. Dolaylı vergi, kişilerin devletten
bir hizmet almaları veya bir malı satın almaları
sonucunda meydana gelir. Bunlara örnek olarak, KDV, Tekel ve benzinden
alınan akaryakıt tüketim vergisi gösterilebilir. Dolaysız
vergi ise, ticaretle uğraşanların kazandıklarından
veya bir iş yerinde ücretli olarak çalışan memur ve
işçilerin maaşlarından kesilen vergilerdir.
Bir ülkede, vergi yükünün adaletli
ve dengeli dağılımı incelenirken, dolaylı
ve dolaysız vergilerinin toplanan vergiler içindeki payının
karşılaştırılması çok sık kullanılan
bir yöntemdir.
Dolaysız vergiler, vergi adaletini
sağlamada çok daha etkilidirler. Çünkü, dolaysız vergilerde
en az geçim indirimi, artan oranlı vergi tarifeleri, indirim,
istisna ve muafiyet gibi uygulamalarla, vergi ödeme gücü arasındaki
ilişki kurulabilir.
Dolaylı vergilerde ise -KDV,
ÖTV gibi- bu vergilerin uygulandığı mal ve hizmetlerin,
düşük gelirlilerin bütçesindeki payı, yüksek gelirlilere
göre daha fazladır ve vergi yükü asıl olarak düşük ve sabit
gelirlilerin üzerinde kalmaktadır.
Bir ülkede, dolaylı vergilerin,
toplam vergi gelirleri içerisindeki payı, dolaysız vergilerden
yüksek ise, o ülkede vergi adaletinin varlığından söz
edilemez ve AK Parti Hükûmeti döneminde Türkiye'de vergi adaleti tamamen
yok edilmiştir. Bu durum, Anayasa'mızın 73'üncü maddesine
göre: "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere,
malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür" maddesine aykırı
düşmektedir. Gerçi AK Partiden söz ederken Anayasa hükümlerinden
söz etmek de çok fazla anlamlı olmayabilir. Çünkü, AK Parti
Hükûmetinin en büyük özelliklerinden birisi, hukuku çiğnemede
eline su dökecek birilerinin bulunmasında zorluk çektirmesidir.
Değerli arkadaşlar, Türkiye,
gelir, kurumlar ve servet vergileriyle, KDV ve sosyal güvenlik primi
oranlarının toplamından oluşturulan vergi oranları
endeksinde dünya ülkeleri arasında 19'uncu sırada yer
alıyor ve Türkiye, 124,5 endeks değeriyle ABD, İsviçre,
İngiltere, Almanya, Kanada, İrlanda, Avustralya ve Danimarka
gibi ülkeleri geride bırakıyor. Uluslararası finans
istatistikleri verileri, OECD ve Uluslararası Enerji Ajansı
verilerine göre hazırlanan rapora göre, Türkiye, istihdam
üzerindeki vergilerde seçilmiş 26 ülke arasında yüzde
42,1 oranında vergiyle ilk sırada yer almaktadır.
Gelir vergisi oranlarında da
Türkiye başı çekiyor. Yüzde 45 gelir vergisi uygulanan
Türkiye'yi, yüzde 38,3 ile Danimarka, yüzde 31 ile İsveç, yüzde
30 ile Güney Kore izliyor. En az gelir vergisi oranına sahip ülke
ise yüzde 12 ile Rusya, bu ülkeyi yüzde 15 gelir vergisi oranıyla
Çin, Almanya, Yunanistan ve Hollanda izlemektedir.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde,
vergi yükü AK Parti zamanında dayanılmaz ölçüde artmıştır.
Türkiye OECD'nin en yoksul ülkesidir, buna karşılık vergi
yükü, ABD, Japonya gibi en zengin ülkelerden daha fazladır.
Avrupa Birliği ülkelerinde
dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı
ortalama yüzde 35 iken bu bizde yüzde 73'e ulaşmış durumdadır.
Bir ülkede dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki
payı dolaysız vergilerden yüksekse bu ülkede vergi adaletinden
söz etmek mümkün değildir, söz edilemez de. Vergi adaleti de AK
Parti Hükûmetinde olduğu kadar da çiğnenemez. Bu da,
işin çivisinin çıktığını göstermektedir.
Ülkemizde, kayıt dışı
ekonomi hangi oranlardaysa dolaylı vergilerdeki oranlar da
aşağı yukarı bu seviyelerde bulunmaktadır.
Bunun nedeni, AK Parti Hükûmetinin, kayıt altına alamadığı
kısım kadar dolaysız vergilere başvurması ve
tahsil edemediği vergileri bu yolla dengelemeye çalışmasıdır.
Yani, AK Parti Hükûmetinin Maliye Bakanının bu kadar
pişkince ve gevrek gevrek gülümsemesi için, gerçekte, hiçbir neden
yoktur. Milletin vicdanını bu kadar kanattığı
için bu adaletsizlik, hakikaten, bundan, cidden utanmamız gerekmektedir.
Elbette, şunu biliyoruz ki: Çok yakın bir gelecekte, Maliye
Bakanı Sayın Kemal Unakıtan'dan, hoş bir seda olarak,
gök kubbede gevrek gevrek gülümsemesi kalacaktır. O zaman, o
zaman ne olacaktır? Milletin unları, Sayın Kemal Unakıtan'ın
çocuklarının çuvallarına akacağına milletin
çuvallarına akmaya başlayacaktır.
Kayıt dışı ekonomiyi
ortaya çıkaran veya boyutlarını genişleten unsurlar
ortadan kaldırılabildiği takdirde, kayıt dışı
ekonomi kayıt altına alınmış olacaktır.
Kayıt dışı ekonomiyi önlemek veya küçültmek için,
kısa vadeli tedbirler yerine orta ve uzun vadeli yapısal
değişiklikler gerekmektedir. Öncelikle, Türkiye'de, kayıt
dışı ekonomiye neden olan unsurların ortadan kaldırılması
için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.
Toplum vicdanı için, kaldırılabilir
olması için, adil bir vergi sistemi için, alınması gereken
acil önlemleri, acil önlemleri kısaca özetlemek istiyorum: Bunun
için, gelir, kurumlar ve katma değer vergilerinin oranları
düşürülerek vergi tabanının genişletilmesi acilen
sağlanmalıdır. Kayıt dışı faaliyetlerden
elde edilen gelirlerin kayıt altına alınabilmesi
için, verginin konusuna giren gelir kavramını genişleterek,
bu faaliyetlerden elde edilen gelirlerin vergilendirilebilir duruma
getirilmesi gerekmektedir.
Kayıt dışı ekonomi
hacminin küçülmesine ve kayıt dışı istihdamın
kayıt altına alınmasına ilişkin olarak, OECD
ülkelerindeki uygulamalar ışığında, şu
politika ve tedbirler benimsenip hayata geçirilmelidir:
Vergi oranları, vergiden kaçınma
davranışına neden olmayacak, ödenebilir düzeye indirilmelidir.
İşletmelerin ve ekonominin
üretim ve rekabet gücünü artırmayı, istihdamı geliştirmeyi
esas alan, verimlilikle bağlantılı bir ücret politikası
izlenmelidir.
Vergi, SSK primleri, kıdem ve
ihbar tazminatları, istihdam kotaları gibi mali ve yasal
yükümlülükler, toplu iş sözleşmesi yapan iş yerleri
için azaltılmalıdır.
Devlet memurlarına uygulanan
asgari ücret tanımına ilişkin esaslar işçi statüsünde
çalışanlar için de geçerli kılınmalı, devamlılık
arz eden tüm nakdi ödemeler asgari ücret kapsamında sayılmalıdır.
İstihdamla ilgili idari para
cezaları astronomik düzeylere çıkarılmıştır.
Bu yöntem, kayıt dışı istihdamı önlemeyeceği
gibi, girişimcinin istihdam oluşturmasını da engellemektedir.
İstihdama ilişkin yükümlülüklere
dair bürokratik işlemler basitleştirilmeli, azaltılmalı
ve kolaylaştırılmalıdır.
Ayrıca, organize sanayi bölgelerinde
SSK ve Maliye tarafından kurulacak bürolar yoluyla, hizmet,
girişimcinin ayağına götürülmelidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İyi niyetli mükellefi cezalandırmayan,
etkin bir vergi idaresine ve denetim düzenine geçilmelidir.
Kaçakçılığın
kontrol altına alınabilmesi için özel birimler oluşturulmalı,
devletin sınır kapıları olmak üzere, tüm birimlerinde
eş güdüm ve uyumun sağlanması için süratle otomasyona
geçilmelidir.
Ayrıca, kayıt dışı
ekonominin kayıt altına alınması için, faizlerin
düşmesi ve reel faizlerin bir an önce düşürülmesi gerekmektedir.
Faizlerin ve reel faizlerin düştüğü bir ortamda kayıt
dışında bulunan birikimler, yatırım ve yeni
iş yerlerinin açılması ile bir şekilde kayıt
altına alınacaktır. Yalnız, bu geçişte dolaysız
vergilerin makul seviyelere düşürülerek bu geçişin
hızlandırılmasının yararlı olacağı
da unutulmamalıdır.
Hükûmet, Türkiye'nin beş altın
yılını, her alanda olduğu gibi, vergi sistemi alanında
da çalmıştır milletimizden.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Son cümlenizi alabilir
miyim efendim.
İBRAHİM ÖZDOĞAN (Devamla)
- Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Beş yılda çok şey yapılabilirdi;
beş yıl, bir ülkede, çok önemli bir zamandır.
Heba edilen bu beş yılımızı
önümüzdeki seneden itibaren telafi etmeyi Allah bize nasip etsin
diyerek, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özdoğan.
Madde üzerindeki konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi, maddeyle ilgili bir
önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı "Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı"nın
4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 10 uncu maddesinde
değişiklik yapan çerçeve 23 üncü maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik İbrahim
Köşdere Mehmet Daniş
Bursa Çanakkale Çanakkale
Hasan
Bilir Mehmet
Ceylan
Karabük
Karabük
Madde 23- 4/1/2002 tarihli ve 4734
sayılı Kamu İhale Kanununun 10 uncu maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Kurum, dördüncü fıkranın;
(c) bendi ile ilgili olarak Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının
uygun görüşünü alarak sosyal güvenlik prim borcunun kapsamı
ve tutarını; (d) bendi ile ilgili olarak, Gelir İdaresi
Başkanlığının uygun görüşünü alarak vergi
borcu kapsamına girecek vergileri; tür ve tutar itibarıyla
belirlemeye yetkilidir.
Bu madde kapsamında istenen
belgelerden hangilerinin taahhütname olarak sunulabileceği
Kurum tarafından belirlenir. Gerçeğe aykırı hususlar
içeren taahhütname sunulması veya ihale üzerinde kalan istekli
tarafından taahhüt altına alınan durumu tevsik eden
belgelerin sözleşme imzalanmadan önce verilmemesi hâlinde
bu durumda olanlar ihale dışı bırakılarak geçici
teminatları gelir kaydedilir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Katılıyoruz efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Komisyon
nasıl katılıyor? Çoğunluğunuz falan yok.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Getirilen düzenlemeyle, ihaleye
katılımda sosyal güvenlik prim borcu ve vergi borcunun kapsamının
ilgili kurumların görüşü alınarak Kurumca tespit
edilmesi hususu düzenlenmektedir. Böylece, hangi tür ve tutarda
vergi ve sigorta prim borcu olanların ihale dışı
bırakılacağının düzenlenmesi yanında,
vergi ve sigorta borcu bulunmadığına ilişkin belgelerin
sunulma zamanı ve hangi tarih itibarıyla borcun varlığının
ihale dışı bırakılmayı gerektireceği
gibi hususların açıklığa kavuşturulması
ve uygulamada karşılaşılan tereddütlerin ortadan
kaldırılması amaçlanmaktadır.
İkinci fıkra ile getirilen
düzenlemeyle ise, ihaleye katılım aşamasında aranan
belgelerden Kurum tarafından belirlenecek olanların, ihaleye
katılan her aday veya istekli tarafından ihaleye katılım
aşamasında sunulması yerine, aday veya isteklilerden
bu durumlarda olmadıklarına dair bir taahhütnamenin
alınması ve buna ilişkin kanıtlayıcı belgelerin
ihale üzerinde bırakılan istekli tarafından sözleşmenin
imzalanması aşamasında sunulmasına ilişkin
düzenleme yapılması konusunda Kuruma yetki verilmektedir.
Böylece, ihaleye katılım aşamasında talep edilen
belge sayısının azaltılması suretiyle bürokratik
işlemlerin ve ihaleye katılım maliyetlerinin en aza
indirilmesi hedeflenmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi, kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
23'üncü madde kabul edilmiştir.
Birleşime, on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
15.40
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 16.23
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin İkinci
Oturumu'nu açıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Hükûmet ve Komisyon yerinde.
Sayın milletvekilleri, tasarının
24'üncü maddesiyle aynı kanunun farklı maddeleri üç ayrı
bentle değiştirildiğinden, bentler hakkında ayrı
madde işlemi yapılacaktır.
24'üncü madde bir çerçeve madde
olarak kabul ediliyor.
Şimdi, 24'üncü maddeyi ve (a)
bendini okutuyorum:
MADDE 24- 29/1/2004 tarihli ve 5084
sayılı Yatırımların ve İstihdamın
Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunun;
A) 3 üncü ve 4 üncü maddelerinin
birinci fıkralarının (a) bentlerinde geçen
"otuz" ibareleri, "on" olarak, (b) bentleri ise
"1.4.2005 tarihinden önce işe başlamış olan gelir
ve kurumlar vergisi mükelleflerinin iş yerlerinde fiilen çalıştırılan
işçilerin" şeklinde,
BAŞKAN - Sayın Kandoğan
konuşacak mısınız?
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) -
Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Denizli
Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan.
Buyurun efendim.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun Tasarısı üzerindeki
şahsi görüşlerimi açıklayacağım.
Yalnız, bu kanunla ilgili olarak
görüşlerimi açıklamadan önce, Türkiye'de tarımın
çok iyi olduğunu iddia eden, çiftçilerin çok iyi durumda olduğunu
iddia eden AK Parti milletvekillerine, buradan
Şu anda Meclisin
kulislerinde, Tokat'ın merkez Ulaş köyünden gelmiş Söngüt
Tarım Kredi Kooperatifine yaklaşık 1 milyar lira civarında
borcu olan vatandaşların, bugün borçlarının yaklaşık
20 milyar liraya kadar çıktığını anlatan köylülerimiz
bekliyor. Tarımın, çiftçinin, köylünün iyi olduğunu
iddia eden milletvekillerimizi kulise davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, 24'üncü maddeyle ilgili olarak
Bu, 5084 sayılı
Teşvik Kanunu'nda değişiklik yapan bir madde.
Şimdi, değerli milletvekilleri,
biz, 5084 sayılı Kanunu 29/1/2004 tarihinde kabul ettik. Üzerinden,
yaklaşık iki yıl geçti, ama bu iki yıllık süre
içerisinde aynı kanunu dördüncü kez değiştiren bir
madde önümüzde. Dünyanın hiçbir parlamentosunda -altını
çizerek ve iddialı bir şekilde söylüyorum- iki yıl önce
kabul edilen bir kanun, dördüncü kez değiştirilmek üzere
Meclisin huzuruna getirilen hiçbir ülke, hiçbir parlamento yoktur.
Ben artık utanıyorum. Bu kanunlarla ilgili geçmişte
yapmış olduğum konuşma tutanaklarını
kürsüye getirip sizlere göstermekten hicap duymaya başladım.
Bu o kadar çok oldu ki, artık yüzlerce oldu değerli milletvekilleri.
Siz, bizim sesimize, sözümüze kulak vermiyorsunuz, kulağınızı
tıkıyorsunuz. Bildiğiniz doğrultuda tek başınıza
gitmeye çalışıyorsunuz, ama ne kadar büyük yanlışlıklar
yaptığınız, işte, bugün, bir kez daha tescillenmiş
oluyor. Aynı şey, Cargill yasasında oldu. Kürsüye
çıktım, dedim ki, yapmayın. Dördüncü kez getirdiniz,
dördüncü kez getirdiğiniz kanun, Anayasa Mahkemesince iptal
edildi. Bir Amerikan şirketini kurtarma uğruna, Meclisin
itibarının hangi seviyelere getirildiğinin takdirini
sizlere bırakıyorum değerli milletvekilleri. Hâlâ,
bu noktada, aynı tutumu sürdürmeye devam ediyorsunuz. Yine,
on beş yeni üniversiteyle ilgili olarak bir kanun burada dört
kez görüşüldü değerli milletvekilleri; iki kez Sayın
Cumhurbaşkanından, iki kez de Anayasa Mahkemesinden
Daha
yeni kabul ettiniz burada, Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durdurma
ve iptal kararı verdi. Böyle bir Meclis çalışmasını
savunabilecek bir AK Partili milletvekili varsa, buyurun, benden
sonra kürsü sizin değerli milletvekilleri. Böyle bir çalışmayı
kabul etmemiz mümkün değil.
İşte, bugün, 24'üncü madde,
Teşvik Kanunu'nda değişiklik. Bakınız, ibret
için; bir önerge verildi şimdi, onu da getirdim. Bir önerge verildi,
elimize de şu an ulaştı önerge. Yani, şu önergeye bakın
değerli milletvekilleri: Çizilmiş, karalanmış,
ne olduğu belli değil. Böyle bir önergeyle, biz, Meclis çalışması
yapacağız. Böyle bir çalışma olabilir mi, değerli
milletvekilleri? İşte, elimde; bir tek düzgün cümlesi yok,
değerli milletvekilleri. Bu, biraz sonra burada görüşülecek,
sizlerin oylarıyla kabul edilecek ve yürürlüğe girecek.
Böyle bir Meclis çalışmasını benim kabul etmem mümkün
değildir.
Teşvikle ilgili, hem ben hem
diğer muhalefet milletvekilleri çıktık, burada konuştuk,
onlarca kez sizi ikaz ettik. Böyle bir Teşvik Kanunu'nun yanlış
olduğunu, başlangıçtan itibaren, böyle bir teşvikin
dünyanın hiçbir ülkesinde uygulanmadığını
burada geldik, söyledik. Teşvik, sektörel veya bölgesel olur,
ya sektörü teşvik edersiniz veyahut bölgeyi teşvik edersiniz.
Siz ne yapıyorsunuz? Ne sektör belli ne bölge belli, ucube bir kanun.
Türkiye'de kırk dokuz ili içine alan, birbiriyle hiçbir ortak noktası
olmayan illerin içinde bulunduğu bir Teşvik Kanunu. Ben,
AK Parti milletvekillerine buradan seslenmek istiyorum. Benden
sonra kürsü boşalıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Geliniz,
bu Kanun yürürlüğe girdiği günden beri Türkiye'de 5084 sayılı
Yasa'yla getirilen, bu Teşvik Kanunu'yla getirilen uygulamanın
neticesini, bir AK Parti milletvekili bu kürsüden milletimize duyursun.
Bu kırk dokuz ilde hangi yatırımların yapıldığını,
orada istihdamın nasıl artırıldığını
söyleyebilecek milletvekilimiz varsa buyursun. (AK Parti sıralarından
"Var." sesleri) Üç beş il var sayın milletvekilim,
üç beş il var. Ama, ben şimdi buradan soruyorum: Var mı Diyarbakır'da;
Mardin'de, Şırnak'ta, Bitlis'te, Bingöl'de, Van'da, Muş'ta,
Hakkâri'de, Ağrı'da, Ardahan'da, Kars'ta var mı; Gümüşhane'de,
Bayburt'ta var mı? Yok, değerli milletvekilleri. O bölgelerle
görüşüyoruz, o bölgelerin sanayi odası başkanları,
ticaret odası başkanları feryat ediyorlar: "Biz
böyle bir teşvik istemiyoruz, bu teşvik sizin olsun."
diyorlar. (AK Parti sıralarından gürültüler)
AHMET RIZA ACAR (Aydın) - Sayın
Kandoğan
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -
Şimdi, Sayın Aydın Milletvekili, senin tuzun kuru. Gel
bakalım şu Doğu'ya, Güneydoğu'ya; gel bakalım
bir Denizli'ye. Bu teşvikten dolayı Denizli'nin nasıl
mağdur olduğunu biraz sonra sizlere anlatacağım.
Bu duygularla yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.31
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati: 16.47
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Mehmet DANİŞ (Çanakkale), Türkân MİÇOOĞULLARI
(İzmir)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Üçüncü
Oturumu'nu açıyorum.
1346 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının 24'üncü maddesinin
(A) fıkrası üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı
Kanunda değişiklik öngören çerçeve 24'üncü maddesinin
(A) fıkrasında yer alan "1/4/2005 tarihinden önce
işe başlamış olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin
işyerlerinde fiilen çalıştırılan işçilerin"
ibaresinin "1/4/2005 tarihinden önce işe başlamış
olan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinden asgari on işçi
çalıştıranların işyerlerinde fiilen çalışan
işçilerin" şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Ahmet
Işık Mehmet
Emin Tutan
Bursa Konya Bursa
Fatih
Arıkan Faruk
Anbarcıoğlu
Kahramanmaraş Bursa
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen
destek ve teşviklerden 1/4/2005 tarihinden önce işe başlamış
olan gelir ve kurumlar vergisi mükellefleriyle bunlara ait işyerlerinin
yararlanabilmesi için asgari on işçi çalıştırma
şartı getirilmek suretiyle bu tarihten sonra yeni işe
başlayanlarla paralellik sağlanmaktadır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, çerçeve 24'üncü maddenin
(A) fıkrasını kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(B) fıkrasını okutuyorum:
B) 5 inci maddesi "Bu Kanunun
2 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen
illerde en az on kişilik istihdam öngören yatırımlara
girişen gerçek veya tüzel kişiler lehine; Hazineye, özel
bütçeli kuruluşlara, il özel idarelerine veya belediyelere
ait arazi veya arsaların üzerinde kırk dokuz yıl süreli
bağımsız ve sürekli nitelikli bedelsiz irtifak hakkı
tesis edilebilir. Bu taşınmazlar üzerindeki kamuya ait ve
ihtiyaç dışı bina ve müştemilat ile üzerinde henüz
faaliyete geçmemiş yatırım bulunan arazi veya arsalar
da bu kapsamda değerlendirilir. Ancak, talep edilen taşınmazın
bulunduğu ilçenin mülki sınırları içinde organize
sanayi veya endüstri bölgesi bulunması hâlinde, bu bölgelerde
yer alabilecek yatırımlar için tahsis edilecek boş parsel
bulunmaması şartı aranır.
31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı
Orman Kanununa tabi alanlar hariç olmak üzere, Devletin hüküm ve tasarrufu
altında bulunması nedeniyle irtifak hakkı tesis edilemeyen
taşınmazlar üzerinde ise kırk dokuz yıl süreli bedelsiz
kullanma izni verilebilir.
İrtifak hakkı tesis edilecek
veya kullanma izni verilecek taşınmazlardan imar planı
bulunmayanların planları ile uygulama projeleri, bedelsiz
olarak verilen ön izin süresi içinde yapılır.
İstihdam edilecek işçi
sayısına, yatırım konusu işletmenin faaliyete
geçtiği tarihten itibaren beş yıl süreyle uyulması
zorunludur.
Yatırımcı tarafından,
mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en
az yüzde ellisinin tamamlanmadığının
veya taşınmazın üzerine yatırıma başlama
tarihinden itibaren bir yıl içinde herhangi bir yatırım
yapılmadığının ya da işletmeye geçtikten
sonra faaliyetin sona erdirildiğinin tespiti, irtifak hakkı
ve kullanma izni sözleşmesinin ağır şekilde ihlali
sayılır ve bu durumda herhangi bir yargı kararı
aranmaksızın irtifak hakkı veya kullanma izni iptal
edilerek taşınmaz üzerindeki muhdesat, zemin maliki idareye
intikal eder. Bu durumda ilgili idarenin talebi üzerine irtifak
hakkı tapu idarelerince re'sen terkin edilir ve taşınmazın
cari yıl proje maliyet bedelinin yüzde biri oranında tazminat
alınır.
Yatırımcı tarafından,
mücbir sebepler hariç öngörülen sürede yatırımın en
az yüzde ellisinin gerçekleştirilmesine rağmen yatırımın
tamamlanmaması veya öngörülen istihdam sayısına
yüzde onu aşan oranda uyulmaması hâlinde ise bedelsiz olarak
tesis edilmiş irtifak hakkı veya verilen kullanma izni, bedelliye
dönüştürülür. Bu durumda yıllık irtifak hakkı veya
kullanma izni bedeli, yatırımın cari yıl proje maliyet
bedelinin binde beşidir.
Bedelsiz irtifak hakkı veya
kullanma iznine konu taşınmazların üzerinde gerçekleştirilecek
yatırımın toplam tutarı, bu taşınmazların
maliki idarelerce takdir edilecek rayiç değerinin beş katından
az olamaz.
Bu maddenin uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığınca belirlenir."
şeklinde,
BAŞKAN - Madde üzerinde, Sayın
Ümmet Kandoğan...
Buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Biraz önce kabul edilen bir önergeyle
bir yanlışlıktan geri dönülmesinden dolayı mutlu
olduğumu ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu
Kanun'u, biz, 29/01/2004 tarihinde kabul ettik, 5084 sayılı
Kanun. Başlangıçta otuz altı il bu Kanun'dan istifade
ederken, daha sonra yapılan bir değişiklikle, bu Kanun'dan
istifade eden il sayısı 49'a çıkarıldı. Buradaki
kıstas şuydu: 2001 yılı, o dönemki Devlet İstatistik
Enstitüsünün gayrisafi yurt içi hasılasını 1.500 dolardan
aşağı gösterdiği illerde bu Kanun uygulanacaktı.
Ancak, Türkiye gerçeklerini göz önüne alacak olursak, bu uygulamanın
geçmişten günümüze çok büyük gayretler ve fedakârlıklar göstererek
kişi başına gayrisafi yurt içi hasılasını
1.500 doların üzerine çıkaran illere çok büyük bir haksızlık
yapılmıştır.
Benim seçim bölgem Denizli. Denizli,
Türkiye'ye örnek olan bir ildir. Dün de söyledim bugün de söylüyorum.
Denizli'deki ekonomik ve kalkınma modeli, Amerika'daki üniversitelerde
ders olarak okutulan, tez konusu olarak onlarca tez hazırlanan
bir kalkınma modeliyle, Denizli, bugün dünyanın yüz otuz
beş ülkesine ihracat yapan bir il konumuna gelmiştir ve
tekstilin merkezi konumundadır.
Ancak, Sayın Genel Başkanımızla
beraber evvelki gün Denizli'deydik. Organize sanayi bölgesinde
sanayici ve tekstilcilerimizle toplantı yaptık ve oradaki
bütün sanayicilerimiz, uygulanan bu teşvik sisteminden dolayı
Denizli'ye büyük bir haksızlık yapıldığını,
Denizli'deki sanayicinin ellerinin bağlandığını,
zincirlendiğini, ama, teşvik kapsamına alınması
hâlinde bu Kanun'un ruhuna ve amacına en uygun çalışmaların
olacağı illerin başında Denizli'nin geleceğini
söylediler.
Ben daha önce de söyledim, şimdi
de söylüyorum: Geliniz, bu Teşvik Kanunu'nu sektörel ve bölgesel
hâle getirelim. Geliniz, bu sektörel hâle getirdikten sonra -ben buradan
bir kez daha söylüyorum- biz Denizli olarak bugünkü istihdamı
ikiye katlarız, Denizli'nin ihracatını üçe katlarız,
çünkü, Denizli hem yurt içindeki bu haksız teşvikle ilgili
haksız bir rekabet içerisine girerken, Türkiye'nin içinde bulunduğu
konjonktürden dolayı da dünyayla rekabet edemez hâle gelmiştir.
Enerji maliyetlerindeki yükseklik,
istihdam üzerindeki vergi yükü, düşük kur-yüksek faiz uygulamasından
dolayı Denizli zaten büyük bir kıskacın içerisine girmişken,
bu hatalı teşvik politikasından dolayı da artık
çevre illerle rekabet edemez, dünyayla rekabet edemez bir hâle gelmiştir.
Ben buradan iktidar partisine
bir kez daha seslenmek istiyorum: Bakınız, bu Teşvik Kanunu'nu
yakın bir zamanda tekrar Meclis gündemine getirmek mecburiyetinde
kalacaksınız. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle
teşvik sistemi yok. Kırk dokuz ile verilen teşvikin hiçbir
ile verilmemiş bir teşvik olduğunu gözlerden uzak tutmayın
değerli milletvekilleri, çünkü, hiçbir benzerliği, özelliği
olmayan illeri bir kategori içerisine alıyorsunuz ve o kategori
içerisine almış olduğunuz illerde teşvik uygulamaları
yapıyorsunuz, yanlış yapıyorsunuz. Böyle bir
teşvik sisteminin başarılı olmadığını
sizler de gördünüz ki, dördüncü kez, bu Kanun'da değişiklik
yapmak ihtiyacı hissediyorsunuz.
O nedenle, geliniz, hep beraber,
aceleyle verilen önergeleri de gözden geçirerek, bu teşvik sisteminin
nasıl olması gerektiği yolunda ortak bir fikre vararak,
bir konsensüs sağlayarak bu meseleyi çözümleyelim. Sayın
Başbakan "Teşvik sistemi, istenilen, arzu edilen gelişmeleri
sağlamadı." diyor. Sayın Maliye Bakanı diyor
ki: "Teşvikle hiçbir yere varmamız mümkün değil."
Sanayi Bakanı diyor ki: "Bu teşvik sistemi hatalı."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -
Ee, şimdi, Sayın Başbakan, sayın bakanlar, bu işin
hatalı olduğunu söylüyorlar, iktidar mensubu milletvekilleri,
dördüncü kez bu Kanun'u değiştirerek başlangıçta
getirilen sistemin yanlış olduğunu, hatalı olduğunu
kabul ediyorlar. O zaman, geliniz, yanlıştan hep beraber dönelim,
köklü bir çözüm getirelim, bununla ilgili yeni bir kanun getirelim,
eksiklikleri, yanlışlıkları, hataları gözden
geçirelim ve yeni bir teşvik Kanununu, çok kısa süre içerisinde
yeniden Parlamentonun önüne getirmek mecburiyetinde kalmayalım
düşüncelerimi sizlerle paylaşıyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kandoğan.
Madde üzerinde iki adet önerge vardır;
geliş sıralarına göre okutup, aykırılığa
göre de işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı
Kanunda değişiklik öngören çerçeve 24 üncü maddesinin
(B) fıkrasının sondan bir önceki paragrafında yer
alan "rayiç değerinin beş katından" ibaresinin
"rayiç değerinin üç katından" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Mehmet Emin Tutan Ahmet Işık
Bursa Bursa Konya
Fatih
Arıkan Faruk
Anbarcıoğlu
Kahramanmaraş Bursa
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarının 5084 sayılı Kanunla
ilgili çerçeve 24 üncü maddesinin (B) fıkrasının ikinci
paragrafının sonuna aşağıdaki hükmün eklenmesini
arz ve teklif ederiz
Köksal
Toptan Faruk Çelik Mehmet Ceylan
Zonguldak Bursa Karabük
Hasan
Bilir Polat Türkmen Musa Uzunkaya
Karabük Zonguldak Samsun
Vahit
Erdem Ahmet Yeni Ramazan Can
Kırıkkale Samsun Kırıkkale
Cemal
Yılmaz Demir Murat
Yılmazer Ali
Öğüten
Samsun Kırıkkale Karabük
Fazlı
Erdoğan
Zonguldak
"Bu Kanunun 2nci maddesinin
(a) bendi kapsamı dışında kalan kalkınmada öncelikli
yörelerdeki diğer illerde (Gökçeada, Bozcaada hariç) bedelsiz
yatırım yeri tahsisine ilişkin olarak, 5 inci maddenin
31/12/2006 tarihinde yürürlükte olan hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kalkınmada öncelikli yöreler
kapsamında olup, Kanunun 2 nci maddesinin (a) bendi kapsamında
yer almayan illerde bedelsiz yatırım yeri tahsisine
ilişkin düzenlemenin 31/12/2006 tarihinde yürürlükte olan
şekliyle uygulanması öngörülmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarının 5084 sayılı Kanunda
değişiklik öngören çerçeve 24 üncü maddesinin (B) fıkrasının
sondan bir önceki paragrafında yer alan "rayiç değerinin
beş katından" ibaresinin "rayiç değerinin üç
katından" şeklinde değiştirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Faruk
Çelik (Bursa) ve arkadaşları
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK
BAKANI MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) - Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen
destek ve teşviklerden yatırım yeri tahsisinde yatırımın
toplam tutarının, bedelsiz irtifak hakkı tesis edilecek
taşınmazın rayiç değerinin üç katından az olmaması
yeterli görülmektedir.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çerçeve
24'üncü maddenin (B) fıkrasını kabul edilen önergeler
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(C) fıkrasını okutuyorum:
C) 6 ncı maddesinin birinci
ve ikinci fıkraları birleştirilerek, "31.12.2008 tarihine
kadar uygulanmak üzere 2 nci maddenin (a) bendi kapsamındaki
illerde, 1.4.2005 tarihinden itibaren faaliyete geçen ve asgari on
işçi çalıştıran işletmeler ile 1.4.2005 tarihinden
önce faaliyete geçmiş işletmelerden; fiilen ve sürekli
olarak hayvancılık (su ürünleri yetiştiriciliği
ve tavukçuluk dâhil), biyoteknolojik tarım, seracılık,
sertifikalı tohumculuk ve soğuk hava deposu ile imalât sanayi,
madencilik, turizm konaklama tesisi, eğitim veya sağlık
alanlarında faaliyette bulunanların elektrik enerjisi giderlerinin
yüzde yirmisi Hazinece karşılanır. Bu orana; 1.4.2005
tarihinden sonra faaliyete geçen işletmelerde asgari sayıdan
sonraki her bir işçi için, 1.4.2005 tarihinden önce faaliyete
geçmiş işletmelerde ise bu tarihten sonra işe başlayan
her bir işçi için 0,5 puan eklenir. Hazinece karşılanacak
oran, organize sanayi veya endüstri bölgelerinde faaliyette bulunan
işletmeler için yüzde elliyi, diğer alanlarda faaliyette
bulunan işletmeler için yüzde kırkı geçemez."
şeklinde,
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Akif
Hamzaçebi.
CHP GRUBU ADINA M. AKİF HAMZAÇEBİ
(Trabzon) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 24'üncü madde, 2004 yılında kabul edilmiş
olan 5084 sayılı Teşvik Yasası'nın çeşitli
hükümlerinde değişiklik yapılmasını düzenliyor,
(A) ve (B) fıkralarını görüşmüştük, şu anda
(C) fıkrasını görüşüyoruz. 29.1.2004 tarihinde kabul
edilen 5084 sayılı Teşvik Yasası'nın yürürlüğe
girmesinden bu yana bu dördüncü değişiklik. Bu değişikliği
başka hangi değişikliklerin takip edeceğini
şu anda bilemiyoruz. Bu kadar kısa zamanda dört kez değişiklik
yapılan bir Teşvik Yasası'nın ihtiyaca cevap vermediği,
bu Teşvik Yasası'nın düzenlenirken iyi düzenlenmemiş
olduğu burada ortaya çıkmaktadır. Bunu çok kısaca
sizlere anlatmak istiyorum. Problem nerededir? Problem şuradadır:
Bu Teşvik Yasası'na ilişkin ilk açıklamayı Sayın
Başbakan, o zaman, kamuoyuna yaptı ve kişi başına
millî geliri 1.500 doların altında olan illerin düzenlenecek
olan bir teşvik yasasının kapsamına alınacağını
ifade etti ve problem bu açıklamadan itibaren başladı.
Eğer bir ülkede Sayın
Başbakan -bir ülkenin Başbakanı- iyi bilgiler almadan,
kulaktan dolma bilgilerle açıklama yapıyorsa ve yapılan
açıklama, doğal olarak, topluma, millete karşı bir
taahhüt hâline geldikten sonra bundan geri dönülemiyorsa ve bu çerçevede
bir yasal düzenleme yapılması gerekiyorsa, düzenlenecek
olan, çıkacak olan yasanın ihtiyaca cevap vermeyeceği,
Türk ekonomisinde teşviki gereken sektörlerin, bölgelerin
teşvikini sağlamayacağı çok açıktır.
2004 yılının Ocak ayından beri yaşadığımız
budur.
Örnekleriyle sizlere anlatmak
istiyorum. Yasa'nın ilk çıktığında Sayın
Başbakanın telaffuz ettiği kişi başına
millî geliri 1.500 doların altında olan il sayısı
36'ydı. Sayın Başbakanın, aklında, sanıyorum,
98 yılında yine uygulanan bir başka teşvik yasasındaki
ölçü kalmıştı. O zamandaki ölçü 1.500 dolardı. Ancak,
o zaman 1.500 doların altında kalan il sayısı 22
iken, Sayın Başbakanın açıklama yaptığı
tarihte bu ölçünün altında kalan il sayısının 36
olduğu ortaya çıktı. Yasa o şekilde çıktı.
Coğrafi olarak çok geniş
bir bölgeyi teşvik alanına aldığınız andan
itibaren teşvikten beklenen etkinliği, sonucu alamazsınız.
Neden? Nedeni şu: Teşvikin amacı nedir? Coğrafi
olarak bazı bölgeleri teşvik kapsamına alıyorsanız
teşvikin amacı şudur: Bu bölgelerde maliyetler yüksektir,
ulaşım maliyetleri yüksektir; kara yolu altyapısı
iyi değildir, hava yolu altyapısı iyi değildir, deniz
ulaşımı belki o bölgelerde yoktur. Bu nedenle, ulaşım
yönünden, ulaşım maliyetleri yönünden Türkiye'nin diğer
bölgelerine kıyasla bu bölgelerde maliyetler yüksektir. Bu
maliyeti siz aşağıya çekecek şekilde yatırımcıya
bir olanak sağlamazsanız yatırımcı geri kalmış
bölgelere gitmez. Birinci nedeni budur, teşvikin birinci nedeni.
İkinci nedeni: Bu bölgelerde eğitimli iş gücü, Türkiye'nin
gelişmiş bölgelerine kıyasla fazla değildir. Sosyal
imkânları, sosyal olanakları bu yörelerin iyi değildir.
Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, teşvik vermek
suretiyle, bu bölgede yatırım yapacak kişilerin maliyeti
diğer bölgelerde yatırım yapacak kişilerin maliyetiyle
eşitlenir veya onun biraz daha altına çekilir ki bu bölgeye
yatırımcı gitsin.
Otuz altı il teşvik kapsamına
alındığı anda ne görüldü? Görüldü ki, bu otuz altı
il içerisinde birbiriyle kıyaslanamayacak, aynı kefeye
konamayacak birçok il var, bir kısmı gelişmiş, orta
gelişmiş, bir kısmı az gelişmiş ve bugüne
kadarki uygulama göstermiştir ki, Türkiye'nin geri kalmış
yörelerinde, örneğin bir Kars'ta, bir Ardahan'da, bir Hakkâri'de
bu yasadan sonra ciddi bir yatırım olmamıştır.
Yatırımlar, yine önemli ölçüde ulaşım olanaklarının,
altyapı olanaklarının nispeten diğer yörelere
göre daha gelişmiş olduğu illere, bölgelere gitmiştir.
Ondan sonra, otuz altı il sayısı yeterli olmadı,
muhtelif eleştiriler oldu -Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz
de burada- benim yaptığım bu eleştiriler, artı,
başka arkadaşlarımızın başka çerçevede
yaptığı eleştirileri yine bu yasaya yöneltildi.
Otuz altı il sayısı daha sonra çıkan bir yasayla,
5350 sayılı Yasa'yla kırk dokuz ile çıkarıldı.
Kırk dokuz ile çıkarılırken bir başka değişiklik
daha yapıldı, daha önce istihdamda herhangi bir şart
öngörülmezken bu sefer otuz işçi şartı öngörüldü. Bunun
gerekçesi şu aslında: Bir, Hükûmet diyebilir ki, kötüye kullanmayı
önlemek. İkinci ve en önemli gerekçe il sayısı artarken,
vergi geliri kaybını azaltmak. İl sayısı artınca,
doğal olarak vergi gelirlerinde bir azalış olacaktır.
Bu azalışı telafi etmek için, istihdamda en az otuz
işçi şartı getirilmiştir. Bakın, çok temel bir
değişiklik. Yasanın esasında çok temel bir değişikliği,
hemen kısa bir süre sonra bir başka yasayla yapmış
olduk, Hükûmet yapmış oldu.
Yine bu yetmedi, 26 Aralık
2006 tarihinde kabul edilen 5568 sayılı Yasa'yla bir başka
değişiklik daha yapıldı. Ne yapıldı? Yasanın
ilk çıktığı zaman, beş yıl süreyle yapılacak
yatırımlar teşvik kapsamından yararlanıyor
denmişti. Beş yıllık sürenin de temel kaygısı,
hareket noktası, vergi gelirlerindeki kaybı önlemektir.
Beş yıl koyalım ki
On yıl, onbeş yıl, daha
uzun süreli olursa, vergi geliri veya sigorta prim gelirimiz çok
azalır, o nedenle bir süre koyalım. O zaman da ifade ettik:
Efendim, dördüncü yılda adam yatırıma başlarsa,
bir yıl teşvik verecekseniz, bu yatırımcı yatırıma
hiç başlamaz, bu doğru değil. Aralık 2006'daki değişiklikle,
bu sefer yatırımcılara biraz daha ek süre verildi.
İşte, "31/12/2007 tarihine kadar tamamlanacak yatırımlarda
yatırımcılar beş yıl süreyle, 2008 sonuna kadar
tamamlanacak yatırımlarda yatırımcılar
dört yıl süreyle, 2009 yılı sonuna kadar yapılacak
yatırımlarda da yatırımcılar üç yıl süreyle
teşvikten yararlanacak" düzenlemesi getirildi.
Şimdi yeni bir düzenlemeyle
karşı karşıyayız. Burada da muhtelif değişiklikler
yapılıyor. Bunun esasına girmiyorum. Birtakım sorunlar
çözülmeye çalışılıyor olabilir, ama şunu görüyoruz:
Dört kez yapılan bir değişiklik, bu teşvik yasasının
Türk ekonomisinin ihtiyacı olan teşvik yasası olmadığını
ortaya koymuştur. Bunu bırakmalıyız.
Değerli milletvekilleri,
Türkiye ekonomisinin ihtiyaçlarına uygun yeni bir teşvik
modeli üzerinde durmalıyız. Coğrafi olarak verilen
teşvikler işe yaramamıştır. Çok sayıda il
kapsama alındığı andan itibaren, doğal olarak
yatırımcılar -belki bir miktar memleket bağlantısı
nedeniyle memleketine giden yatırımcımız olabilir,
ama onun ötesinde yatırımcı daima kârını düşünecektir,
düşünmek zorundadır- daha iyi kâr edeceği, altyapısı
gelişmiş, ulaşım olanağı gelişmiş,
pazara daha yakın olan illere gidecektir. O nedenle, bu yasanın
Türkiye ekonomisine katkı sağladığı kanaatinde
değilim, gerçek anlamda istihdamı artırdığı
kanaatinde değilim. Bundan vazgeçmeliyiz. Türkiye ekonomisinin
yeni bir sanayileşme stratejisine, modeline ve teşvik modeline
ihtiyacı var. Rekabet gücü kaybımız var. Bizim ekonomimizin
en büyük problemi rekabet gücü kaybıdır. Bunun muhtelif nedenleri
var: Değerli yeni Türk lirası problemi var, Uzak Doğu ülkelerinin,
Uzak Asya'nın rekabeti var, onların maliyetlerinin düşüklüğü
var. Bütün bunlar bir gerçek. Bu gerçek yanında bizim yapmamız
gereken, bu ekonominin, Türkiye ekonomisinin 21'inci yüzyılda
yarışabileceği sektörleri teşvik etmek, bu sektörleri
bilimsel esasla belirlemek. Coğrafi olarak teşvikler yine
çok sınırlı bir bölgede devam edebilir, geri kalmış
bölgelerde sınırları iyi çizilmek kaydıyla devam
edebilir, ama onun ötesinde tespit edilecek olan sektörlere Türkiye'de
bölge ayrımı olmaksınız bir teşviki vermek gerekiyor.
Bunlar gerçekten çok iyi tespit edilmeli.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, kişisel
söz hakkınızı da veriyorum.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
- Bitiriyorum zaten Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Türkiye'nin 21'inci yüzyılda
avantajlı olacağı sektörleri mutlaka tespit etmeliyiz.
Bilişim teknolojileri olabilir, nano teknoloji olabilir,
başka sektörler olabilir. Türkiye'de teknoparklar vardır.
Teknoparklar bu çerçevede bir teşvik bölgesi olarak düşünülebilir.
Teknoparklarda bilişim teknolojilerini teşvik edecek düzenlemeler
yapabiliriz. Hindistan gibi bilişimden milyarlarca dolar gelir
elde eden bir modeli bu teknoparklarda kullanabiliriz.
Bunları örnek olarak veriyorum.
Böyle bir teşvik modeline ihtiyacımız olduğunu
düşünüyorum. Mevcut sistemin sorunlarını ifade ederek,
kısaca, çözümleri sizlere sunmaya çalıştım. Dinlediğiniz
için teşekkür ediyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Hamzaçebi.
Şahsı adına, Karaman
Milletvekili Sayın Mevlüt Akgün. Yok. Teşekkür ederim.
Bir sorunuz mu var Sayın Tütüncü?
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan. Benim bir sorum olacak aracılığınızla.
Şimdi, açıkça görülüyor
ki, Hükûmetinizin, AKP İktidarının uyguladığı
teşvik politikası istenen sonucu vermiyor. Yeni bir arayış
içindeyiz. Şimdi ben sorumu soruyorum: Mevcut organize sanayi
bölgeleri büyük bir potansiyel sunuyor üretimin ve istihdamın
artırılması açısından. Mevcut organize sanayi
bölgelerini temel alan ve ilçeler bazında bir teşvik politikası
neden uygulanmıyor? Türkiye'nin buna ihtiyacı var. Bundan
önceki birçok yasada da ısrarla bu konuyu gündeme getirmiş
olmamıza rağmen, nedense, AKP İktidarı bu düşünceden
uzak kalıyor. Bunun temel nedeni nedir? Bunu öğrenmek istiyorum
Sayın Başkan.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.
Sayın Bakan, cevap verecek misiniz?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Yazılı olarak cevap vereceğiz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı
Kanunda değişiklik öngören çerçeve 24 üncü maddesinin
(C) fıkrasında yer alan "1.4.2005 tarihinden önce faaliyete
geçmiş işletmelerden;" ibaresinin "1.4.2005 tarihinden
önce faaliyete geçmiş ve asgari on işçi çalıştıran
işletmelerden;" şeklinde, aynı fıkradaki
"biyoteknolojik tarım," ibaresinin ise "organik
ve biyoteknolojik tarım, kültür mantarı yetiştiriciliği
ve kompostu," şeklinde değiştirilmesini ve
"1.4.2005 tarihinden önce faaliyete geçmiş işletmelerde
ise bu tarihten sonra işe başlayan" ibaresinden sonra
gelmek üzere "ve asgari işçi sayısından sonraki"
ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Fatih
Arıkan Faruk Anbarcıoğlu
Bursa Kahramanmaraş Bursa
Ahmet
Işık M.
Emin Tutan
Konya Bursa
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe : 5084 sayılı Yatırımların
ve İstihdamın Teşviki Hakkında Kanunla öngörülen
enerji desteğinden "organik tarım ile kültür mantarı
yetiştiriciliği ve kompostu" faaliyetinin de yararlanması
imkanı getirilmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
(C) fıkrasını kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, 24'üncü
madde üzerinde 5084 sayılı Kanuna bir geçici madde ilavesini
öngören bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 5084 sayılı
Kanunla ilgili çerçeve 24 üncü maddesinin (C) fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki (D) fıkrasının
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Mehmet Daniş Recep Koral
Bursa Çanakkale İstanbul
İbrahim
Köşdere Metin
Kaşıkoğlu
Çanakkale Düzce
D) 5084 sayılı Kanuna
aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 2 - Bu kanunun 3 üncü,
4 üncü ve 6 ncı maddelerinde yer alan destek ve teşviklerden,
bu kanunun yayımı tarihinden itibaren 5 yıl süreyle,
bu maddelerdeki şartları taşımaları kaydıyla
Gökçeada ve Bozcaada'daki işletmeler de yararlanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5084 sayılı Kanundaki
teşvik ve desteklerden iki ilçemizin işletmelerinin de yararlanması
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge, (D) fıkrası olarak
çerçeve maddeye eklenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
şimdi, kabul edilen (A), (B), (C) ve (D) fıkralarının
bağlı olduğu 24'üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
25'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 25- 29/6/1956 tarihli ve 6762
sayılı Türk Ticaret Kanununun 26 ncı maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"492 sayılı Harçlar Kanunu
hükümleri uyarınca tahsil edilen ticaret sicili harçlarının
red ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde
25'i ilgili odaya gelir kaydedilmek üzere aktarılır."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?
Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
26'ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 26- 19/3/1969 tarihli ve 1136
sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesinin ikinci
fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir.
"d) Zorunlu müdafi ve vekil
görevlendirmeleri ile ilgili cari giderler."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz?..
Yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 1136 sayılı
Avukatlık Kanunu ile ilgili çerçeve 26 ncı maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Cavit
Torun Hüsnü Ordu
Bursa Diyarbakır Kütahya
Ali
Ayağ Cemal
Yılmaz Demir Ahmet
Uzer
Edirne Samsun Gaziantep
Madde 26- 19/3/1969 tarihli ve 1136
sayılı Avukatlık Kanununun 180 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinde geçen "yüzde üçü" ibareleri
"yüzde ikisi" şeklinde değiştirilmiş ve
aynı maddenin sonuna aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Maliye Bakanlığınca
iki yıl öncesine ait kesin hesap sonuçlarına göre tespit
edilen toplam tutarlar esas alınarak 492 sayılı Harçlar
Kanununa bağlı (1), (2) ve (3) sayılı tarifelere
göre alınan harçların yüzde biri ile idarî nitelikteki para
cezaları hariç olmak üzere para cezalarının yüzde biri;
her yıl Mart ayının sonuna kadar Türkiye Barolar Birliği
adına açılan hesaba aktarılır ve zorunlu müdafi
ve vekil görevlendirme ile ilgili cari giderler bu hesaptan ödenir.
Bu hesap, münhasıran zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme
ile ilgili cari giderler için kullanılır ve yılı
içinde harcanmayan paralar, ertesi yıla aynen aktarılır.
Bu paraların barolar arasındaki dağıtımı,
harcanması ve bu hizmet için çalıştırılacak
personele ilişkin hususlar, Maliye Bakanlığının
görüşü alınmak suretiyle Adalet Bakanlığı
ile Türkiye Barolar Birliği tarafından birlikte çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Baroların, 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun
sanık ve müşteki için getirdiği zorunlu müdafi ve vekil
görevlendirme hizmetleri ile ilgili olarak Baroların yapacağı
cari giderlerin karşılanması amacıyla, adli yardım
hesabına aktarılan paraların oranı yüzde 3'ten
yüzde 2'ye indirilmekte ve kalan yüzde 1'in ise ayrı bir hesaba
aktarılmak suretiyle zorunlu müdafi ve vekil görevlendirme
ile ilgili cari giderlerin ödenebilmesi için barolara dağıtılması
ve harcanmasına ilişkin hususlar düzenlenmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, maddeyi kabul edilen
önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
27'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 27- 16/7/1997 tarihli ve 4283
sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (B)
fıkrasının sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir.
"Elektrik piyasası mevzuatı
çerçevesinde Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından
teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş olan aynı
kaynak için yapılmış çoklu başvurulardan bu maddenin
yayımı tarihi itibarıyla lisans almış olanların
lisansları, yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın
ve herhangi bir işleme gerek bulunmaksızın geçerlidir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?
Yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının
27 nci maddesinin Tasarı metninden çıkarılmasını
ve müteakip maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve
teklif ederiz.
Faruk
Çelik İmdat
Sütlüoğlu Fahrettin
Poyraz
Bursa Rize Bilecik
Cavit
Torun Ahmet Büyükakkaşlar Ahmet Yeni
Diyarbakır Konya Samsun
İbrahim
Köşdere Zülfü
Demirbağ
Çanakkale Elâzığ
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE (Kocaeli)
- Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Tasarı metninden
çıkarılması öngörülmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Böylece, madde metinden çıkarılmıştır.
Şimdi, 28'inci maddeyi 27'nci
madde olarak okutuyorum:
MADDE 27- 15/11/2000 tarihli ve 4603
sayılı Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye
Halk Bankası Anonim Şirketi ve Türkiye Emlak Bankası
Anonim Şirketi Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 10- Türkiye
Halk Bankası A.Ş.'nin ödenmiş sermayesini oluşturan
hisselerin 09/12/2004 tarih ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında
Yeni Türk Lirasına intibakını sağlamak üzere;
ödenmiş sermaye içerisinde Özelleştirme İdaresi
Başkanlığı dışındaki hissedarlara
ait 100 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari değerli
1 adet, 500 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari değerli
5 adet ve 1 .000 TL itibari değerli hisse senetleri; 1 YTL itibari değerli 10 adet hisse
senedine tamamlanır. Bu tamamlama işlemi, Banka sermayesi
artırılmaksızın, Özelleştirme İdaresi
Başkanlığının hisselerinin yeteri miktarda
devri yoluyla bedelsiz olarak yapılır. Ayrıca, Özelleştirme
İdaresi Başkanlığının farklı itibari
değerlerdeki hisseleri 1 YTL itibari değerli hisselere
çevrilir. Bu şekilde yapılacak tamamlama işlemleri,
Bankanın hisse senetleri Pay Defterine işlenir. Türk Ticaret
Kanununun nama yazılı hisse devirlerine ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
Söz konusu işlemlere
ilişkin olarak yapılacak ana sözleşme değişikliğinde
09/12/2004 tarih ve 5274 sayılı Türk Ticaret Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun hükümleri uygulanır ve
anılan değişikliğin Ticaret Siciline tescil ettirilmesini
takiben eski hisse senetleri hüküm ifade etmez. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren azami iki ay içerisinde, bu madde kapsamında
yapılacak ana sözleşme değişikliği mevcut
mevzuat uyarınca gerçekleştirilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok, ancak Komisyonun bir düzeltme talebi var.
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Sayın Başkanım,
geçici madde 10'un, 9 olarak düzeltilmesini istiyoruz.
BAŞKAN - 10 yerine 9 olarak düzeltiyoruz.
Zabıtlara geçmiştir.
Maddeyi düzeltilmiş hâliyle
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
28'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 28- 3/1/2002 tarihli ve 4733
sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması
ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış
Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 8- (1) Kuruluş ve faaliyet izni almadan
tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkiler üretmek üzere
fabrika, tesis veya imalathane kuran ve/veya işletenlere;
işyerleri veya ikametgâhlarında söz konusu maddeleri üretenlere
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para
cezası verilir. Ancak, hükmolunan adli para cezasının
miktarı üretilmiş tütün ve tütün mamulleri ile alkol ve alkollü
içkilerin piyasa değerinin on katı tutarından az olamaz.
Bu hüküm 6 ncı maddenin ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı
hareket edenler hakkında da uygulanır.
(2) Satış belgesi almadan
satış yapanların ellerindeki ürünlere elkonulmakla
birlikte, toptan satış ve dağıtım yapanlara
beşyüz güne kadar, perakende satış yapanlara ikiyüz
güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, verilecek adli para
cezasının miktarı elkonulan ürünlerin piyasa değerinin
on katından az olamaz."
(3) Bu Kanun hükümleri ile Kurumun
genel ve düzenleyici işlem ve kararlarına, ilgili diğer
mevzuatla belirlenen idari ve teknik düzenlemelere aykırılığın
saptanması hâlinde Kurulca;
a) Tütün, tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, pazarlayan,
satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların her türlü birliklerinin,
Kurumun görev alanı ile ilgili konularda görevlendirilen Kurum
yetkililerinin talep ettikleri her türlü bilgi ve belgeyi ve numuneleri
belirlenen süre içerisinde tam ve doğru olarak vermemeleri,
gerekli tesis ve yerleri incelemeye açmamaları ve durumu
tespit eden tutanakları imzalamamaları hâlinde beşbin
Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır. Eylemin
tekrarı hâlinde yetkilendirme belgeleri iptal edilir.
b) Sarmalık kıyılmış
tütün mamulünü birim ambalajı
içerisinde, tütün miktarı ile orantılı miktarda yaprak
sigara kağıdı veya makaron bulundurulmadan ve Kurumca
belirlenen usul ve esaslara uyulmadan piyasaya arz edenlere ikibin
Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. Eylemin tekrarı
hâlinde idari para cezası iki kat olarak uygulanır.
c) Tütün piyasasında ilgili
mevzuata uymayarak piyasayı bozucu faaliyetlerde bulunanlar
ile yazılı sözleşme esası veya açık artırma
yöntemi ile alım-satım kapsamında, üreticiye karşı
yükümlülüklerini süresi içinde yerine getirmeyen alıcılara
her bir eylem için beş bin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir. Eylemin tekrarı hâlinde yetkilendirme belgeleri iptal
edilir.
ç) Tütün, tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici ve
ithalatçı firmaların, Kurumca belirlenen usul ve esaslara
uymadan veya izin almadan ve/veya
güncelleme yapmadan ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin
standardına etkisi olabilecek girdilerde ve piyasaya arz ambalajına
ilişkin herhangi bir değişiklik yapmaları ve ürünleri
piyasaya arz etmeleri hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para
cezası verilir. Eylemin ikinci kez tekrarı hâlinde idari
para cezası iki kat olarak uygulanır. Üçüncü kez tekrarında
bir yıla kadar faaliyetin durdurulması kararı verilir.
d) Tütün, tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici ve
ithalatçı firmaların, Kurumca talep edildiği hâlde ticari
faaliyetini gösterir satış ve faaliyet raporlarını
vermemeleri hâlinde, onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası
uygulanır. Eylemin tekrarı hâlinde idari para cezası
iki kat olarak uygulanır.
e) Üretici firmaların, Kurum
tarafından görevlendirilecek bir heyet marifetiyle hammadde,
yarı mamul ve mamul stokları ile Kuruma karşı yükümlülükleri
saptanarak kapatma işlemi sonuçlandırılmadan üretim
faaliyetlerini sona erdirmesi hâlinde Kuruma bildirilen son satış
raporunda belirtilen ürün miktarının piyasa değerinden
az olmamak üzere yirmibin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir.
f) Üretici firmaların, Kurumdan
izin alınmaksızın üretim tesislerinin kuruluş yerinin
değiştirilmesi, kurulu makinelerinin ülke içerisinde
kısmen veya tamamen aynı firma tarafından kurulacak
yeni veya eski bir fabrikaya nakli, başka bir firmaya devri veya
ülke dışına çıkarılması hâlinde Kuruma
bildirilen son satış raporunda belirtilen ürün miktarının
piyasa değerinden az olmamak üzere ellibin Yeni Türk Lirası
idari para cezası verilir.
g) Üretici firmalarca, Kurumdan
proje tadilat izni alınmaksızın üretim tesisinde değişiklik
yapılması hâlinde Kuruma bildirilen son satış raporunda
belirtilen ürün miktarının piyasa değerinden az olmamak
üzere onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
ğ) Toptan ve perakende satıcılar
ile açık içki satıcılarının kaçak veya sahte
ürün bulundurmaları, ürünleri Kurumdan izin ve yetki almamış
kişilerden almaları veya bu kişilere satmaları
hâlinde her bir eylem için bin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir.
h) Perakende satıcıların,
yetkili olmadığı hâlde açık olarak içki satışı
veya sunumu yapmaları hâlinde beşyüz Yeni Türk Lirası
idari para cezası verilir. Eylemin
tekrarı hâlinde satış belgeleri iptal edilir.
ı) 18 yaşından küçüklere
tütün mamulleri sattıkları tespit edilenlere bin Yeni
Türk Lirası idari para cezası verilir. Tekrarı hâlinde
satış belgeleri iptal edilir. Alkollü içki satanların
belgeleri ise derhal iptal edilir.
Yukarıda sayılan haller
dışında bu kanun kapsamında verilen izin, tescil
ve uygunluk belgelerinde belirtilen şartlara uyulmadan faaliyet
gösterildiğinin tespiti hâlinde, ilgili gerçek ve tüzel kişiler
uyarılmakla birlikte aykırılığın giderilmesi
için eylemin niteliğine göre bir aydan altı aya kadar süre
verilir. Verilen süre sonunda aykırılığın
devamı hâlinde izin, tescil ve uygunluk belgelerinin üç aya kadar
askıya alınmasına, ikinci kez tekrarında ise iptaline
karar verilir.
3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı,
8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı,
10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı Kanunlara karşı
gelmekten mahkumiyeti olanlar ile konuya ilişkin mevzuatın
ihlali nedeni ile iki defadan fazla aynı suçtan dolayı ön
ödemede bulunarak, haklarında iki defadan fazla ön ödeme kapsamında karar verilmiş olanlara bir daha
satış ve/veya uygunluk belgesi verilmez.
Bu maddede yer alan idari para cezaları
hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil
Usulü Hakkında Kanun hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 4733 sayılı
Tütün Kanunu ile ilgili çerçeve 28 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Eyüp
Fatsa Ahmet
Yeni İmdat Sütlüoğlu
Ordu
Samsun
Rize
Abdullah
Erdem Cantimur Nusret Bayraktar
Murat Yıldırım
Kütahya
İstanbul
Çorum
Madde 28- 3/1/2002 tarihli ve 4733
sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması
ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış
Alım ve Satımına, 4046 sayılı Kanunda ve 233 sayılı
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanunun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 8- A) Kurumdan tesis
kurma izni almadan tütün işlemek ve tütün mamulleri ile alkol
ve alkollü içkiler üretmek üzere fabrika, tesis veya imalathane kuranlara,
Kurumdan üretim izni almaksızın işyerleri veya ikametgâhlarında
söz konusu maddeleri işleyen ve üretenlere bir yıldan üç
yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası verilir.
Ancak, işleme ve üretim için hükmolunacak adlî para cezasının
miktarı işlenmiş tütün veya üretilmiş tütün mamulleri
ile alkol ve alkollü içkilerin piyasa satış fiyatının
on katı tutarından az olamaz. Bu hüküm 6 ncı maddenin
ikinci ve üçüncü fıkrasına aykırı hareket edenler
hakkında da uygulanır.
Tütün malulleri, alkol ve alkollü
içkilerin ambalajlarına uygulanan bandrol, etiket, hologram,
pul, damga veya benzeri işaretleri taklit eden, bunların
taklit olduğunu bilerek kullanan, nakleden, bulunduranlarla,
bunların taklit olmayanlarını ilgili mevzuatta belirlenen
şekilde temin etmesine rağmen belirlenen ürünlerde kullanmaksızın bedelli veya
bedelsiz olarak başkalarına verenler, bu işaretleri
alma ve kullanma hakkı olmadığı hâlde sahte belgelerle
veya herhangi bir şekilde ilgili kurum veya kuruluşları
yanıltarak temin edenler ve piyasaya bu işaretleri taşımayan
ürünleri arz eden yada satmak amacıyla elinde bulunduranlar hakkında
bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne
kadar adli para cezasına hükmolunur.
Dağıtım ve satış
belgesi almadan satış yapanların ellerindeki ürünlere
elkonulmakla birlikte, toptan satış ve dağıtım
yapanlara 500 güne kadar, perakende satış yapanlara 200
güne kadar adli para cezası verilir. Ancak, verilecek adli para
cezasının miktarı elkonulan ürünlerin piyasa satış
fiyatının on katından az olamaz. Elkonulan ürünlerle
ilgili yapılacak işlemlerin
usul ve esasları Kurum tarafından belirlenir.
B) Bu Kanun hükümleri ile Kurumun
genel ve düzenleyici işlem ve kararlarına, ilgili diğer
mezuatla belirlenen idari ve teknik düzenlemelere aykırılığın
saptanması hâlinde Kurulca;
a) Tütün, tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkiler piyasasında mal veya hizmet üreten, ithal
eden, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bunların
her türlü birliklerinin, Kurumun görev alanı ile ilgili konularda
görevlendirilen Kurum yetkililerinin talep ettikleri her türlü
bilgi ve belgeyi ve numuneleri belirlenen süre içerisinde tam ve
doğru olarak vermemeleri, gerekli tesis ve yerleri incelemeye
açmamaları ve durumu tespit eden tutanakları imzalamamaları
hâlinde beşbin Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır.
b) Sarmalık kıyılmış
tütün mamulünü birim ambalajı içerisinde, tütün miktarı
ile orantılı miktarda yaprak sigara kağıdı veya
makaron bulundurulmadan ve Kurumca belirlenen usul ve esaslara
uyulmadan piyasaya arz edenlere ikibin Yeni Türk Lirası idari
para cezası verilir.
c) Tütün piyasasında ilgili
mevzuata uymayarak piyasayı bozucu faaliyetlerde bulunanlar
ile yazılı sözleşme esası veya açık artırma
yöntemi ile yapılan alım satım kapsamındaki yükümlülüklerini
süresi içinde yerine getirmeyenlere her bir eylem için beş bin
Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
d) Tütün mamulleri piyasasında
faaliyet gösteren üretici ve ithalatçı firmaların, Kurumca
belirlenen usul ve esaslara uymadan veya izin almadan ve/veya güncelleme
yapmadan ürettikleri veya ithal ettikleri ürünlerin standardına
etkisi olabilecek girdilerde ve piyasaya arz ambalajına
ilişkin herhangi bir değişiklik yapmaları ve ürünleri
piyasaya arz etmeleri hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para
cezası verilir.
e) Tütün, tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkiler piyasasında faaliyet gösteren üretici ve
ithalatçı firmaların, Kurumca talep edildiği hâlde ticari
faaliyetini gösterir satış ve faaliyet raporlarını
vermemeleri hâlinde, onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası
uygulanır.
f) İşleyici ve üretici
firmaların, Kuruma karşı yükümlülüklerini yerine
getirmeden faaliyetlerini sona erdirmesi hâlinde yirmibin Yeni
Türk Lirası idari para cezası verilir.
g) Kurumdan izin almaksızın
işleme ve üretim tesislerinin kuruluş yerinin değiştirilmesi,
kurulu makinelerinin ülke içerisinde kısmen veya tamamen aynı
firma tarafından kurulacak yeni veya eski bir fabrikaya nakli,
başka bir firmaya devri veya ülke dışına çıkarılması
hâlinde yirmibin Yeni Türk Lirası idari para cezası uygulanır.
h) Kurumdan proje tadilat izni
alınmaksızın işleme veya üretim tesisinde değişiklik
yapılması hâlinde onbin Yeni Türk Lirası idari para cezası
uygulanır.
ı) Toptan ve perakende tütün
mamulü, alkol ve alkollü içki dağıtıcı ve satıcıları
ile açık içki satıcılarının kaçak veya sahte
ürün bulundurmaları, ürünleri Kurumdan ve/veya il özel idarelerinden
izin ve yetki almamış kişilerden almaları veya bu
kişilere satmaları veya yetkilendirme belgesinde belirtilen
işyeri veya dağıtım alanları dışında
dağıtım ve satış yapmaları hâlinde her bir
eylem için bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
i) Perakende satıcıların,
yetkili olmadığı hâlde açık olarak içki satışı
veya sunumu yapmaları veya piyasaya arz ambalajında satışa
sunulan tütün mamulleri ile alkol ve alkollü içkileri ambalajını
bozarak veya bölerek satmaları hâlinde beşyüz Yeni Türk Lirası
idari para cezası verilir.
j) 18 yaşını doldurmamış
kimselere tütün mamulleri ve alkollü içki sattıkları tespit
edilenlere bin Yeni Türk lirası idari para cezası verilir.
k) Üretici, ithalatçı, dağıtıcı,
toptan ve perakende satıcılardan, tütün mamulleri ve alkollü
içkilerin satış yerlerinde raf, stand ve benzeri teşhir
ünitelerinde haksız rekabet yaratmayacak, reklam ve tanıtıma
ilişkin mevzuata aykırı olmayacak şekilde aynı
konumda ve aynı ambalaj kategorisinde yerleştirilmesini
teminen Kurumca yapılan düzenlemelere uymadığı
tespit edilenlere ve otomatik satış makinesi ile satış
yapanlara bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir.
l) Yukarıda sayılan haller
dışında bu kanun kapsamında verilen yetkilendirme
belgelerinde belirtilen şartlara uyulmadan faaliyet gösterildiğinin
veya Kurumca yapılan düzenlemelere aykırı hareket
edildiğinin tespiti hâlinde, ilgili gerçek ve tüzel kişiler
uyarılmakla birlikte aykırılığın giderilmesi
için altı aya kadar süre verilir. Verilen süre sonunda aykırılığın
devam etmesi veya süre verilse dahi aykırılığın
giderilmesinin mümkün olmadığı hallerde, fiilin niteliğine
göre bin Yeni Türk Lirasından beşbin Yeni Türk Lirasına
kadar idari para cezası uygulanır.
İdari para cezasını
gerektiren fiillerin tekrarlanması hâllerinde para cezaları,
her defasında bir önceki cezanın iki katı oranında
artırılarak uygulanır. Bu cezaların verildiği
tarihten itibaren iki yıl içinde idarî para cezası verilmesini
gerektiren aynı fiil işlenmediği takdirde önceki cezalar
tekrarda esas alınmaz. Ancak bu maddenin (f), (g) ve (h) bentlerinde
sayılan ihlaller nedeniyle verilecek para cezası Kuruma
bildirilen son satış raporunda belirtilen ürün miktarının
piyasa satış fiyatından az olamaz; (a), (c), (i), (j),
(k) ve (l) bentlerinde sayılan ihlallerin tekrarı hâlinde
ise fiilin ağırlığına göre idari para cezası
uygulanmaksızın yetkilendirme belgelerinin iptaline,
(d) bendinde sayılan ihlallerde bir yıla kadar faaliyetin
durdurulmasına karar verilebilir. Satış belgesi iptal
edilen satıcıların kendileri adına ya da aynı
işyerinde aynı ticaret unvanı ile faaliyette bulunulması
veya işyerinin aynı gerçek veya tüzel kişilerce
işletilmesi hâlinde, söz konusu işyerinde satıcılık
yapmak üzere başkaları adına iki yıl süreyle yeni
belge başvurusunda bulunulamaz.
İdari para cezaları, bu
Kanuna aykırı hareket eden tarafların her birine ayrı
ayrı uygulanır. Bu Kanun gereğince para cezasını
gerektiren fiillerin Türk Ceza Kanunu veya ceza hükmü içeren diğer
kanunlarda suç sayılması, söz konusu para cezalarının
ve diğer idari yaptırımların uygulanmasına
engel olmaz.
Bu Kanundaki cezaları gerektiren
fiillerin birden fazla olması hâlinde ve aralarında
bağlantı olması durumunda en yüksek cezayı gerektirecek
fiilin cezası; bağlantı bulunmaması hâlinde ise
her birinin cezası ayrı ayrı uygulanır.
3/1/2002 tarihli ve 4733 sayılı,
8/6/1942 tarihli ve 4250 sayılı, 10/7/2003 tarihli ve 4926 sayılı
Kanunlara karşı gelmekten mahkumiyeti olanlar ile konuya
ilişkin mevzuatın ihlali nedeni ile iki defadan fazla aynı
suçtan dolayı ön ödemede bulunarak, haklarında iki defadan
fazla ön ödeme kapsamında karar verilmiş olanlara bir daha
satış ve/veya uygunluk belgesi verilmez.
Bu maddede perakende satıcılar
hakkında yer alan idari para cezaları
ve diğer yaptırımlar Kurumca belirlenen usul ve esaslar
dâhilinde il özel idarelerince uygulanır.
İdari para cezalarının
takip ve tahsilinde 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler
Kanunu hükümleri uygulanır.
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe: Tütün mamulleri, alkol
ve alkollü içkilerin ambalajlarına vergi ve piyasa güvenliğinin
sağlanması amacıyla uygulanan bandrol ve benzeri
işaretlerin taklit edilmesinin önlenmesi, özellikle okul çevrelerinde
yaygın bir şekilde rastlanan ambalajın bölünerek tek
sigara satışı ile bir çeşit kumar makinesi olarak
da kullanılan otomatik sigara satış makineleriyle
ilgili düzenleme eksikliğinin giderilmesi, sektör firmalarının
ürünlerinin haksız rekabet yaratmayacak, reklam ve tanıtıma
ilişkin mevzuata uygun olarak teşhiri hususlarının
tamamlanması ve idari yaptırımların sistematik
hale getirilmesi amacıyla işbu değişiklik önerilmektedir.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Şimdi, 28'inci maddeyi, kabul
edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
29'uncu maddeyi okutacağım.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Bu maddeyle ilgili sorum vardı.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
tasarının 29'uncu maddesi, aynı Kanun'un farklı
maddelerini üç ayrı fıkra olarak değiştirdiğinden,
fıkralar hakkında ayrı madde işlemi yapılacaktır.
Şimdi, 29'uncu maddeyi ve (A)
fıkrasını okutuyorum:
MADDE 29- 10/12/2003 tarihli ve 5018
sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununun;
A) 55 inci maddesinin ikinci
fıkrası "Görev ve yetkileri çerçevesinde, mali yönetim
ve iç kontrol süreçlerine ilişkin standartlar ve yöntemler Maliye
Bakanlığınca; iç denetime ilişkin standartlar ve
yöntemler ise İç Denetim Koordinasyon Kurulunca belirlenir.
Maliye Bakanlığı, kamu iç mali kontrol sisteminin geliştirilmesi,
uyumlaştırılması ve koordinasyonunu sağlar
ve kamu idarelerine bu sisteme ilişkin rehberlik hizmeti verir."
şeklinde,
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği?
Yok.
29'uncu maddenin (A) fıkrası
ile ilgili bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin
(A) fıkrasının Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Ahmet
Işık Fatih
Arıkan
Bursa Konya Kahramanmaraş
Selahattin
Dağ Nihat
Eri
Mardin Mardin
BAŞKAN - Sayın Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu Kanun Tasarısının
30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununun ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin,
1/1295 esas nolu Kanun Tasarısında düzenlenmiş olduğundan
metinden çıkarılması amacıyla söz konusu önerge
hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
(A) fıkrası metinden
çıkarılmıştır.
Şimdi (B) fıkrasını
okutuyorum:
B) 60 ıncı maddesinin son
fıkrası "İdarelerin mali hizmetler birimlerinde
mali hizmetler uzman yardımcısı ve mali hizmetler uzmanı
çalıştırılabilir. Mali hizmetler uzman yardımcısı
kadrolarına atanabilmek için 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 48 inci maddesinde sayılan genel şartlara ilave
olarak;
a) En az dört yıllık lisans
eğitimi veren hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme,
iktisadi ve idari bilimler fakültelerinden veya bunlara denkliği
yetkili makamlarca kabul edilen yurt içi veya yurt dışındaki
öğretim kurumlarından mezun olmak,
b) Yapılacak özel yarışma
sınavında başarılı olmak,
c) Sınavın yapıldığı
yılın başı itibarıyla 30 yaşını
doldurmamış olmak,
şartları aranır.
Özel yarışma sınavı
Maliye Bakanlığı tarafından Öğrenci Seçme
ve Yerleştirme Merkezine yaptırılacak yazılı
sınav ve Maliye Bakanlığınca yapılacak sözlü
sınavdan oluşur. Özel yarışma sınavında
başarılı olanlar, ÖSYM tarafından başarı
sırası ve yaptıkları tercihler dikkate alınarak
belirlenir ve bunlar idarelerde mali hizmetler uzman yardımcısı
kadrolarına atanırlar. Bu kadrolara atananlar en az üç
yıl çalışmak ve olumlu sicil almak şartıyla,
açılacak yeterlik sınavına girme hakkını kazanırlar.
Maliye Bakanlığınca yapılacak yeterlik sınavında
başarılı olanlar mali hizmetler uzmanı kadrolarına
atanırlar. Mali hizmetler uzman yardımcılığı
döneminde veya yeterlik sınavında başarılı
olamayanlar, bulundukları kamu idarelerinde durumlarına
uygun kadrolara atanırlar. Özel yarışma sınavına
katılacak adayların belirlenmesi, sınavların yapılması,
atama ve yerleştirilmeleri, yetiştirilmeleri, yeterlik
sınavları ile çalışma usul ve esasları Maliye
Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Mali hizmetler uzmanı kadrolarına atandıktan sonra
en az üç yıl süreyle atandıkları idarelerde söz konusu
kadrolarda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre
görev yapanlar, kendilerinin isteği ve idarelerinin muvafakatı
ile başka bir kamu idaresinin aynı unvanlı kadrolarına
atanabilirler." şeklinde,
BAŞKAN - Söz isteği? Yok.
(B) fıkrasıyla ilgili
bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin
(B) fıkrasının Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Ahmet
Işık Fatih
Arıkan
Bursa Konya Kahramanmaraş
Nihat
Eri Selahattin
Dağ
Mardin Mardin
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Söz konusu Kanun Tasarısının
30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununun ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin,
1/1295 esas nolu Kanun Tasarısında düzenlenmiş olduğundan
metinden çıkarılması amacıyla söz konusu önerge
hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir ve 29'uncu maddenin (B) fıkrası
maddeden çıkarılmıştır.
Şimdi (C) fıkrasını
okutuyorum:
C) 71 inci maddesinin birinci
fıkrası "Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt,
kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar,
işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa
engel veya eksilmeye neden olunmasıdır." şeklinde,
aynı maddenin son fıkrası ise "Kamu zararının,
bu zarara neden olan kamu görevlisinden veya diğer gerçek ve tüzel
kişilerden tahsiline ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığının
teklifi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak
yönetmelikle düzenlenir." şeklinde,
değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz?
Yok.
Soru var.
Sayın Tütüncü, buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, bu maddeden yararlanarak,
şarap üzerindeki yüksek ÖTV'nin ne zaman makul seviyelere çekileceğini
Sayın Bakandan öğrenmek istiyorum.
Sayın Başkan, Tekelin son
derece acele ve bilinçsizce özelleştirilmesi sonucunda, geçen
yıl, yani 2006 yılında şaraplık üzüm üreticileri
çok ağır bir ekonomik darbe yemiş durumdadırlar.
2005 yılında örneğin 1 yeni TL'nin üzerinde satılan
kaliteli şaraplık üzümleri, geçen yıl 40 kuruş, 50
kuruş, en fazla 60-70 yeni kuruşa alıcı bulabildi.
Ben üzümcü köylerini dolaştım, sanki cenaze çıkmış
gibi. Sayın Bakanımıza biz bunu defalarca iletmiş
olmamıza rağmen, yani yüksek ÖTV'nin indirileceği sözü
de verilmiş olmasına rağmen bu konuda hareket edilmedi.
Ben, özür diliyorum, böyle bir
açıklama yapma durumunda kaldım ve size de bana bu açıklama
yapma fırsatını verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Yüksek ÖTV, şaraplık üzüm üreticilerinin üzerinde, dolayısıyla
olumsuz bir etki yapmıştır.
Bu konuda sorumu yineliyorum:
Sayın Bakanımız, geçmiş yıllarda da söz verdiniz,
geçen yıl da söz verdiniz, bu şaraplık üzüm üreticilerinin
rahatlatılması için, şarap üzerindeki bu yüksek ÖTV'yi
hangi oranda ve ne zaman makul bir düzeye indireceksiniz?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan, buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Sayın Tütüncü'ye de teşekkür ediyorum bir konunun açıklanmasına
vesile oluyorlar sorularıyla.
Şimdi, takdir ederler ki, bu konuda
bizim bir sıkıntımız vardı Maliye olarak, alkollü
içkilerde, şarapta ve diğerlerinde kayıt dışı
maalesef çok fazlaydı. Tabii, bu kayıt dışılığı
önlemek için, Maliye olarak biz, çok radikal tedbirler alıyoruz
şimdi. Bununla ilgili de çalışmalarımız
aşağı yukarı yakında da sonuçlanıyor ve
onunla birlikte de bu ÖTV konusu üzerindeki çalışmalarımız
devam ediyor. Tahmin ediyorum, bu sene de bir netice alacağız
ve tatbike de koyacağız.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri,
fıkra üzerinde bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 29 uncu maddesinin
(C) fıkrasının Tasarı metninden çıkarılmasını
arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Ahmet
Işık Fatih
Arıkan
Bursa Konya Kahramanmaraş
Nihat
Eri Selahattin
Dağ
Mardin Mardin
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
OSMAN NURİ FİLİZ (Denizli) - Takdire bırakıyoruz
Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Söz konusu Kanun Tasarısının
30 uncu maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol
Kanununun ilgili maddelerinde yapılan değişikliklerin,
1/1295 esas nolu Kanun Tasarısında düzenlenmiş olduğundan
metinden çıkarılması amacıyla söz konusu önerge
hazırlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, biraz
önce kabul edilen önergelerle (A), B) ve (C) fıkraları metinden
çıkarıldığından, tasarının metninden
çıkarıldığından, şimdi bu fıkraların
bağlı olduğu 29'uncu maddenin de tasarı metninden
çıkarılmasını oylarınıza sunacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir ve 29'uncu madde
metinden çıkarılmıştır.
31'inci maddeyi 29'uncu madde olarak
okutuyorum:
MADDE 29- 17/9/2004 tarihli ve 5234
sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci
maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
"Aylık gayrisafi hasılattan
irat kaydedilecek oranı, döner sermayeler itibarıyla %1'e
kadar indirmeye Maliye Bakanı yetkilidir."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
30'uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 30- 7/6/2005 tarihli ve 5362
sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları
Kanununun 69 uncu maddesinin birinci fıkrasının ikinci
cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Alınan bu harcın red
ve iadeler düşüldükten sonra kalan tutarının yüzde
25'i ilgili birliğe gelir kaydedilmek üzere aktarılır."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
31'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 31- 2/9/1983 tarihli ve 78 sayılı
Yükseköğretim Kurumları Öğretim Elemanlarının
Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8 inci maddesine birinci
cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.
"Meslek yüksekokullarının
Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek uzmanlık
alanlarına açıktan ya da naklen atanacak öğretim görevlileri
merkezi sınavdan muaftır. Bu statüde meslek yüksekokullarına
atananlar, meslek yüksekokullarının uzmanlık alanları
dışındaki üniversitelerin ya da yüksek teknoloji enstitülerinin
bir birimine görevlendirilemez ve atanamazlar."
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi, 32'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 32- 193 sayılı Kanunun
mükerrer 121 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN - 32'nci madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, Balıkesir Milletvekili
Ali Kemal Deveciler.
Kişisel söz isteği var,
birleştiriyorum.
Buyurun.
CHP GRUBU ADINA ALİ KEMAL DEVECİLER
(Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı'nın 32'nci maddesi üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi ve şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tasarının 32'nci maddesi,
ücretlilere vergi iadesini kaldıran maddedir. Hepimizin bildiği
gibi, bu tasarının kanunlaşması hâlinde, Hükûmet,
çalışanların, toplam 10,6 milyon çalışanın,
ücretlinin 3,4 katrilyon tutan 2007 yılında hak edecekleri
geliri, vergi iadelerini, ne yazık ki, 2008 yılında
vermeyecektir. Tasarının 2'nci maddesine ilişkin yaptığım
dünkü konuşmada söylediğim gibi, tasarının yasalaşması
hâlinde çalışanlara ciddi miktarlarda bir ödemenin yapılmayacak
olması söz konusudur.
2006 yılında ödenen vergi
iadeleri tutarının 2,5 milyar YTL düzeyinde olduğu
görülmektedir. 2006 yılında bu seviyelere ulaşmış
olan vergi iadesi tutarlarının, uzmanlarca, 2007 yılındaki
harcamalar nedeniyle 2008 yılında 3,4 milyar YTL'lik bir tutara
ulaşacağı tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, tasarının
yasalaşması hâlinde, mükelleflerin hak ettikleri hâlde
devletten alamayacakları gelir -ücretlilerin, memurların-
toplam 3,4 milyar YTL olacaktır.
Şimdi, Hükûmet, 2007 yılında
hak edilen 3,5 milyar YTL'yi çalışanlardan esirgemektedir.
Oysa, tasarının kanunlaşması hâlinde, asgari geçim
indirimi nedeniyle ödenecek miktarın -o da 2008'de yürürlüğe
giriyor- 3 milyar YTL olduğu görülmektedir. Yani, 2008'de, ücretlilerin
0,5 milyar YTL'si, yani 500 trilyon lirası, bir de yasanın, asgari
geçim indiriminin 2008'de faaliyete geçmesinden dolayı 2007
yılında herhangi bir vergi iadesi alamayacaklarından
dolayı da, 3,5 katrilyon lirayı koyduğumuz takdirde,
toplam 4 katrilyon lirası, resmen, AKP Hükûmeti tarafından,
ücretlilerden, verilmeyerek âdeta gasp edilmektedir, hazineye
irat kaydedilmektedir.
Çalışan kesimlerden bu
kadar bir ödemeyi esirgeyen, bu kadar kaynağı milyonlarca
insandan, 10 milyon 600 bin insandan sakınan AKP Hükûmeti, büyük
sermayeli şirketlere aynı biçimde davranmamaktadır
ne yazık ki. Nitekim, Meclis tarafından, kurumlar vergisini
yüzde 30'dan yüzde 20'ye düşüren bir yasa yaptık ve 10 puanlık
bir indirim sonucu -bu indirim sonunda faydalanan kesim, bankacılık
kesimi ve finans kesimi- elde ettiği net kazanç da burada tam 2
milyar YTL, yani, 2 katrilyon lira, bu finans kesimine, bankacılık
kesimine, yüksek sermayeli şirketlere devlet tarafından
bir ikramdır.
Peki, büyük şirketlere böyle
bir yaklaşım var da yabancılara yok mu? Yabancılara
da var. 6,5 katrilyon liraya özelleştirilen, bugün Türkiye'deki
altyapı kablolarını bile döşeyemeyeceğimiz
üç dört misli fiyata döşeyeceğimiz, Türk Telekom gibi özelliği
olan, stratejik ve altın yumurtlayan tavuk benzeri bir şirketin
Lübnanlı Hariri ailesine de satışını hatırlayalım.
Sayın milletvekilleri, o satılırken,
acaba, sözleşmede kurumlar vergisinden indirim var mıydı?
O sözleşmede, şartnamede ve ihale safhasında kurumlar
vergisi yüzde 30'du ve sözleşme, ihale gerçekleştikten sonra
bu kurumlar vergisini yüzde 20'ye düşürerek -üçte 1- Hariri'nin
cebine toplam, aşağı yukarı 400 trilyon lira, vergiden
dolayı bir para koymuş olduk. Yani, 400 trilyon lira ucuza o
ihaleyi vermiş oldunuz. Eğer 400 trilyon lira ucuz olduğunu
bilselerdi, verginin üçte 1'nin düşeceğini bilselerdi,
belki başka firmalar da bu avantajı kullanıp ona göre
ihale şartnamesinde teklif verebilirlerdi.
Değerli milletvekilleri, maalesef,
AKP İktidarı döneminde Türk vatandaşı olmak, hele
hele ücretle çalışan bir Türk vatandaşı olmak, her
zamankinden daha da zor hâle gelmiştir.
Değerli milletvekilleri, çalışanlardan
4 milyar YTL sakınan Hükûmetin geçtiğimiz mayıs ve haziran
aylarında yaşanan mini krizin oluştuğu anda ilk
yaptığı icraat, stopaj oranlarının yabancılar
için sıfırlanması ve yerliler için de düşürülmesi
olmuştur. Çalışanlara bu denli şahin olan Hükûmet,
resmî enflasyon rakamı göz önüne alındığında,
parası olana, rantiyeciye, bu yılın sonunda yüzde 15
oranında bir reel faiz ödemesi taahhüt etmektedir. 2007 yılı
bütçesine koymuş olduğumuz ödenecek faiz tutarı 52
milyar YTL'dir, tam 52 katrilyon liradır. Bakınız, bütçenin
204 katrilyon lira gider bütçesi olduğunu düşündüğümüzde,
sadece rantiyeciye ödenecek olan, bu Hükûmet tarafından ödenecek
olan faiz miktarı, bütçenin yüzde 26'sını teşkil etmektedir;
ama, bir de bakıyoruz, geriye dönüyoruz, tüm Hükûmet sözcüleri,
Başbakan ve bakanlar, özellikle Tarım Bakanı, tarım
desteklemelerini 2007 yılında artıracaklarını
söylüyorlar. Tarım desteklemelerine bakıyoruz 2007
yılı bütçesinde, 5,2 katrilyon lira. Evet, faize ödenen rakam
nedir? 52 katrilyon lira. Şimdi, bir yandan, AKP Hükûmeti rantiyeciye
52 katrilyon lira öderken, bir yandan da Türkiye'nin yüzde 30'unu,
35'ini teşkil eden Türk çiftçisine, Türk köylüsüne 5,2 katrilyon
lira destekleme vaat ediyor! Faiz ödemesinin onda 1'i kadar, bütçenin
yüzde 2,5'i kadar. Ondan sonra da "biz desteklemeleri artırdık"
diye övünüyorsunuz.
Yine, çalışanlara bu denli
şahin olan Hükûmetin 2002 yılında 221,7 milyar dolar olarak
devraldığı, iktidara geldiğinizde devralmış
olduğunuz iç ve dış borç stokunuzu 155,5 milyar dolar artırarak,
güncel veriler ışığında, 2006 yıl sonunda
tam 377,2 milyar dolara ulaştırmış bulunuyorsunuz.
Sayın Başbakan, "Biz,
IMF'nin 19 milyar dolarlık borcunu ödedik." diyor. Sanki
Hükûmet bütçesinden bu borcu ödemiş gibisiniz!
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Nereden ödemiş?
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
- Siz, borcu borç alarak, iç borçlanma ve dış borçlanma yaparak,
borçlarımızı 155,5 milyar dolar artırarak bu borçları
ödediniz.
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Merkez Bankasında ne kadar para var şu anda?
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
- 18 milyar dolarlık özelleştirme yaparak, Türkiye Cumhuriyeti'nin,
cumhuriyetin kazanımlarını satarak bu borcu ödediniz.
Bunlardan niye bahsetmiyorsunuz arkadaşlar?
Yine, görüşmekte olduğumuz
tasarı, sermaye ve rantiye kesimlerine verilenlerin çok altında
bir miktarı geniş kitlelerden esirgemenin yanı sıra,
zaten ülkemizde ciddi oranlarda var olan kayıt dışılığın
artmasına da zemin hazırlamaktadır. Tasarı, aksak
da olsa, bugüne kadar fiş ve fatura toplamak yoluyla işlemekte
olan bir otokontrol mekanizmasını tamamen ortadan kaldırmıştır.
Fakat, bunun yerine de hiçbir şey ortaya koymamaktadır.
Her ne kadar Sayın Maliye Bakanımız 2007 bütçe sunuş
konuşmasında "Kayıt dışı ekonominin
kayıt altına alınması ve yatırım ortamının
iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu ise, ancak anlaşılabilir
ve saydam bir vergi mevzuatı, öngörülebilir bir vergi yükü, düşük
oranlı-geniş tabanlı bir vergi sistemi ve etkin bir vergi
idaresiyle sağlanacaktır." demekteyse de, "Bu amaca
yönelik olarak Hükûmetimiz döneminde önemli adımlar atılmıştır."
diyor olsa da, üzerinde bulunduğumuz görüşmelerde, vergi
iadesi sisteminin kaldırılması uygulaması tamamen
bu politikanın tersi bir gelişmedir.
Öte yandan, yine, Sayın Maliye
Bakanımız aynı konuşmalarında kayıt
dışı alanda önemli adımlar atıldığını
söylemektedir. Oysa, geçtiğimiz kasım ayında yapılan
Dünya Ekonomik Forumunda, diğer, ekonomiden sorumlu Bakanımız
Sayın Ali Babacan kayıt dışıyla ilgili bu konuda
herhangi bir gelişme kaydedilmediğini itiraf etmiştir.
Maliye Bakanı "Kayıt dışılığı
düşürüyoruz." diyor, diğer yandan, ekonomiden sorumlu
Devlet Bakanı bununla ilgili bir gelişme olmadığını
söylüyor. Her ne kadar bu itiraf Sayın Bakan tarafından yabancıların
önünde yapılmış olsa da, biz Türk vatandaşları,
zaten bildiğimiz bu gerçeği yabancılar sayesinde teyit
etmiş olduk.
Evet, Sayın Babacan'ın da
söylediği gibi, Türk ekonomisinde ciddi oranda bir kayıt
dışılık bulunmaktadır. Bu, sadece üretim
açısından değil, aynı zamanda çalışanlar
açısından da böyledir.
2006 Kasım ayı verilerine
göre 22,6 milyon toplam istihdamın 10,9 milyonu herhangi bir sosyal
güvenlik kurumuna tabi değildir. Yani, 10,9-11 milyon dolayında
ücretiyle çalışanımız, emeğiyle çalışanımız,
kesinlikle herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı
olmadığı için kayıt dışındadır.
Çünkü, OECD ülkeleri içerisinde vergi ve sigorta primleri en yüksek
olan ülke Türkiye'dir. Yani, kayıt dışı istihdam neredeyse
kayıtlı istihdam rakamına ulaşmak üzeredir. Emin
olalım ki, AKP'nin iktidarında bir süresi daha kalmış
olsaydı, bu da gerçekleşmiş olurdu; yani, kayıt
dışındaki çalışan sayısı, kayıt
içindeki çalışanın üzerine çıkmış olurdu.
Bu şartlar altında tasarı,
AKP İktidarı döneminde artan kayıt dışılığın
her alanda artması için bir vesile olacaktır. Aslında
bu yaklaşımla Hükûmet, kayıt dışılığın
üzerine gidemeyeceğini, gizli de olsa, bu yasalarla vergi iadesini
kaldırarak itiraf etmektedir. Örneğin, devlet, gerçek kira
bedellerini, ilgili belgeleri maliyeye ibraz eden kiracıların
yardımıyla takip etmekte ve ev sahiplerinin doğru vergi
ödemesini kontrol edebilmekteydi. Peki, şimdi sistem bunu nasıl
sağlayacak? Vatandaşlar, ücretliler, daha evvelden, oturmuş
oldukları meskendeki kira bedelinin yüzde 20'sini, tamamını,
gerçek değerini kontrat yaparak vergi iadesinde kullanıyorlardı.
Şimdi ne olacak? Şimdi vergi iadesinde kullanamadıkları
için bu kira giderleri de, kira bedelleri de tamamen kayıt
dışına itilecektir.
Bir başka husus da, yine özel
sektörde sözleşmelerin net ücret üzerinden yapılma pratiği
olduğundan, bu uygulama nedeniyle işveren, vergi indirimi
farkını ücrete yansıtabilecek midir arkadaşlar?
Çünkü, o, net ücret üzerinden anlaşılıyor, tüm vergiler
ve sigorta primleri, sosyal güvenlik primleri işverene ait.
Şimdi ne olacak? Bu yaptığımız uygulamayla,
bu geçim indirimi burada çalışan işçilere, ücretlilere
yansıyacak mı, yoksa patronlara mı yansıyacak? Bunu
da burada sormak istiyorum, bu da bir soru işareti.
Bunun çözümü sadece kişilerin
hassasiyetine güvenmekle olmaz. Gelişmiş bir toplum, ancak
düzgün işlev kurallarıyla vardır. Ama tasarı, hep
dediğim gibi, bu yönde bir düzenlemeyi içermemekte ve yetkililer
de, sadece "bunun vergi kaybına neden olmayacağını"
söylemekle yetinmektedirler. Yapılan bir şey yok. "Bilboard"lara
reklam, ilan vererek bu işin önüne geçilemez, bu vergi kaybı
önlenemez. Neticede bu vergi kaybı ne olacak? Dolaylı vergilere
kayacak, tüm vatandaşımıza, ÖTV, KDV gibi girdileri
olacaktır, bunlar yükselecektir.
AKP Hükûmeti, 2007 yılı bütçesini,
zaten vergi gelirlerinin üretimi açısından dar gelirliyi,
ücretliyi, yoksulu daha da zorlayacak ve daha da yoksul kılacak
biçimde hazırlamıştı. Buna bir de, tam 2007 yılının
içinde, bu kazanılan vergi iadesi hakkını ortadan kaldırmak
gibi, 3,5 katrilyon liralık bir haklarını gasbetmek gibi,
çalışanların, ücretlilerin aleyhine bir uygulamayı
da bu yasayla eklemektedir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Sayın Başbakan ve bakanlar, devamlı
suretle "ihracatın arttığını, patladığını"
söylemektedir, "85,1 milyar dolara çıktığını"
söylemektedir. Tabii ki çıktı, ama neden, acaba, ithalatın
137 milyar dolara çıktığını söylememektesiniz?
Âdeta, ithalat patladı İhracat patladı, ama ithalat
iki misli patladı; bunu niye söylemiyorsunuz?
Yine, 2006 sonunda, dış ticaret
açığının 51,9 milyar dolara geldiğinden niye
bahsetmiyorsunuz? Yine, 1,5 milyar dolar olarak almış olduğunuz
cari işlemler açığının 2006 yılı sonunda
31,5 milyar dolar seviyesine geldiğine niye değinmiyorsunuz?
Değerli milletvekilleri, bu
tasarıyla, kendisinden diğer kesimlere verilenin çok altında
bir kaynak esirgenen sabit gelirli çalışanlar, tüm bu kayıt
dışılıktan, ithalat artışından, cari
işlemlerin neden olabileceği risklerden ilk anda ve en fazla
zarar gören ve görmeye devam eden kesimlerdir. Ne kadar yalancı
cennetlerle yaşatmaya çalışırsanız çalışın,
neyi, ne kadar saklamaya çalışırsanız çalışın,
yanlışlarınızı ne kadar başarıymış
gibi göstermeye çabalıyorsanız çabalamaya devam ediniz;
bu milletin doğruyu görmesine hiçbir sanal politikanın
mâni olmayacağını göreceksiniz ve sandığın
başında AKP kendi sanal dünyasından çıkarak,
beş yıl boyunca yaptıklarının hesabının
halkımız tarafından sorulacağını hep
birlikte göreceğiz.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; bizim bu konuyla ilgili vermiş olduğumuz
bir önergemiz var bu maddede. Bu maddedeki önergemiz, ücretlilerin
2007 yılında uğrayacakları hak kaybını
önlemek için vergi iadesinin kaldırılmasının
1/1/2008 yılından itibaren değil de
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
- Sayın Başkan, bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ KEMAL DEVECİLER (Devamla)
- Vergi iadesinin 1/1/2007 yılından değil de 1/1/2008
yılından itibaren uygulanmasını, yani 2007
yılında da vergi iadesinin geçerli olmasını ve
2008 yılında da bu vergi iadesinden doğacak olan 3,5 katrilyon
liralık mahrumiyetlerin, kayıpların önlenmesi yönündedir.
Buna destek vereceğinize inanıyorum.
Hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Deveciler.
Sayın Tütüncü, buyurun; sorunuzu
alayım.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ücret ve maaşlarda vergi iadesi
uygulamasının kaldırılmasını vergi
oranlarındaki yeni düzenlemelerle dengelemeye çalışıyor
Sayın Maliye Bakanımız.
Benim, bu bağlamda şöyle
bir soru sorma ihtiyacı ortaya çıktı: Asgari net ücret
403 YTL. Türk-İş'in son belirlemelerine göre, 2 çocuklu 4 kişilik
bir ailenin açlık sınırı 650 YTL. Bu belirlemeden
sonra şöyle bir soru yöneltiyorum: Asgari ücretteki vergi ve
sigorta yükü acaba hangi oranlarda yeniden düzenlenmeli ki, asgari
net ücret en azından açlık sınırını karşılasın?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan, cevaplayacak
mısınız?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, Sayın
Tütüncü'nün sormuş olduğu soruyu cevaplandırıyorum:
"Asgari ücret Türk-İş'in belirlediği açlık
sınırının altında, bununla ilgili bir
şey düşünüyor musunuz?" diyor.
Şimdi, TÜİK'in yapmış
olduğu, tabii, çalışmalar bizim için önemli oluyor ve Hükûmetimiz
zamanında, yani, 2002'de iktidar olarak AK Parti Hükûmeti geldikten
sonra açlık sınırının altında olan veya
yoksulluk sınırının altında olan insan sayısı
yüz binlerle aşağı inmiştir ve herkesin de bildiği
gibi, biz geldiğimiz zaman asgari ücret fevkalade düşüktü,
184 YTL civarındaydı. Şimdi, Sayın Başbakanımız
da zaman zaman söylüyor, aynı şeyi ben de söyleyeceğim:
184 nere, 403 nere? Yani, o bakımdan, giderek milletimizin refah
seviyesini artırmanın peşindeyiz ve buna da devam
edeceğiz.
Saygılarımla.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Bakan.
Madde üzerinde önerge yok.
32'nci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici 1'inci maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 1- 23/3/2005
tarihli ve 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 6/12/2006 tarihli ve
5560 sayılı Kanunun 30 uncu maddesi ile değişmeden
önceki 13 üncü maddesine göre, 19/12/2006 tarihine kadar Ceza Muhakemesi
Kanunu gereğince Baro tarafından müdafi ve vekil olarak
görevlendirilen avukatlara ödenmesi gereken ücret karşılığı
tutarın kalan kısmı, ilgililere ödenmek üzere Adalet
Bakanlığı bütçesine aktarılacak ödenekten tahakkuk
ettirilmek suretiyle ödenir. Ödemelere ilişkin usul ve esaslar
Adalet ve Maliye Bakanlıkları ile Türkiye Barolar Birliğince
birlikte belirlenir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Madde üzerinde soru-cevap işlemine
geçiyoruz.
Buyurun Sayın Tütüncü.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bundan önceki maddede sormuş
olduğum soruya Sayın Bakanımız ne yazık ki cevap
vermediler, ama verilmiş kabul ediyorum.
Sayın Bakanımızın,
"asgari ücret biz geldiğimizde neydi, şimdi ne oldu"
sözünden esinlenerek yeni bir soru sormak istiyorum kendisine.
TÜİK'ten söz ettiler Sayın
Maliye Bakanımız. TÜİK'in, açlık sınırının
tespitinde kullandığı varsayım şudur: Günde
bir kişi 2.100 kalorilik bir gıda alması için üç
öğün yapması gereken masraf 1 lira 70 kuruş. 1 lira 70
kuruşluk bir açlık sınırını Türkiye için
kabul etmek mümkün müdür? Mümkün değilse, Bangladeş'te, Zimbabve'de
ya da Kongo'da böylesine düşük, Türkiye'deki gibi düşük bir
açlık sınırı ölçütü var mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Sayın Bakan
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Yazılı olarak cevaplayacağız Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
Geçici madde 1'i oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 2'yi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2- Ücretlilerin 2006 yılına ilişkin olarak
2007 yılında ödeyecekleri gelir vergisinden mahsup edilecek
vergi indirimiyle ilgili işlemler, 193 sayılı Gelir
Vergisi Kanununun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan mükerrer
121 inci maddesi hükümlerine göre sonuçlandırılır.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Geçici madde 3'ü okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3- 16/5/2006
tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile
Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen Emekli Sandığı
Genel Müdürlüğü, Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı
ve Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı
Kanun kapsamında bulunanlar için Sağlık Bakanlığına
bağlı tüm sağlık kurum ve kuruluşlarından
31/12/2006 tarihine kadar alınan tedavi hizmetleri karşılığı
tutarlar ile 2006 yılında Sağlık Bakanlığına
bağlı döner sermaye işletmelerinin aylık gayrisafi
hasılatından genel bütçeye ödenmesi gereken tutarlara
ilişkin olarak mahsuplaşmaya, alacaktan vazgeçmeye ve gerektiğinde
terkin suretiyle uzlaşmaya Maliye Bakanı, Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı ve Sağlık Bakanı müştereken
yetkilidir. Bu konuda gerekli her türlü düzenleyici işlemleri
yapmaya Maliye Bakanı yetkilidir.
Yukarıda sayılan kurumlar
ile 3816 sayılı Kanun kapsamında bulunanlara ilişkin
olarak Sağlık Bakanlığına bağlı tüm
sağlık kurum ve kuruluşlarınca 1/1/2007 tarihinden
önce düzenlenen faturalar ve ekleri, birinci fıkradaki usule
göre uzlaşma gerçekleştikten sonra kontrol edilip edilmediğine
bakılmaksızın imha edilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde,
şahsı adına, Denizli Milletvekili Sayın Ümmet Kandoğan
ÜMMET KANDOĞAN (Denizli) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla selamlıyorum.
Hükûmetlerin en iddialı oldukları
alanların başında bütçeleri gelmektedir. 2006 yılı
bütçe gerçekleştirme rakamlarını, Türkiye'de, ilk defa,
bir Sayın Başbakan, Sayın Maliye Bakanını yanına
alarak bir basın toplantısıyla açıkladılar ve
bütçenin otuz yıldan beri, ilk defa, binde 7'ler seviyesinde
açık verdiğini Türk milletine Sayın Başbakanımız
açıkladı.
Tabii, bu bütçenin içerisindeki
harcamaların, gelirlerin iyi bir tahlilini yapacak olursak,
ortaya konan tablonun, Sayın Başbakanın söylediği
şekilde olmadığı çok açık bir gerçek olarak karşımızda
durmaktadır. 2006 yılı bütçe giderleri içerisinde görülmeyen
kalemler olmuştur. Devlet hastanelerine olan borçlar, KİT
görev zararları, yerel yönetimlere aktarılan miktarlar,
yaklaşık 7 milyar YTL'lik bölüm bu giderler içerisinde görülmemektedir
ve 2006 yılı bütçesinde, bir kez elde edilen gelirler de vardır.
İşte, onlardan, prim affı, TMSF'nin elindeki varlık
satışları ve özelleştirme gelirleri. Bütün bunlar
bu şekilde uygulandığında, 2006 yılı bütçe
rakamları o şekilde karşımıza çıkmaktadır.
Ancak, bugün gelinen noktada ocak ayının gerçekleşme
rakamlarını ben size vermek istiyorum. Sayın Maliye
Bakanımız biraz önce buradaydı, maalesef, ayrılmışlar.
Şimdi, 2006 yılı Ocak ayında bütçe 4,3 milyar YTL fazla
vermişken, 2007 yılının Ocak ayında açık 6,1
milyar YTL. Ne oldu ki 2006 yılının Ocak ayı ile 2007
yılının Ocak aylarını karşılaştırınca
bu kadar bariz bir fark ortaya çıkmıştır? 2006
yılında denk bütçeyi Sayın Başbakana sunduran Sayın
Maliye Bakanı, 2007 yılının Ocak ayının
gerçekleşme rakamlarını da, keşke, bu kürsüden gelip
bizlere anlatabilseydi.
Şimdi, 2007 yılı bütçesinde
daha başlangıçta ortaya konulan hedef açık 16,8 milyar
YTL. Yani, 2006 yılında denk bütçe vermeyle ilgili olarak Sayın
Başbakanı kürsülere çıkartan bütçe, ne oluyor ki, 2007
yılında, daha başlangıçta -sizin öngörülerinizle-
16,8 milyar YTL açık öngörüyorsunuz. Kaldı ki, 2007 yılı
seçim yılı. Bu 16,8 milyar YTL'lik açığın çok daha
büyük rakamlara ulaşacağı daha ocak ayının
ilk gerçekleşme rakamlarıyla ortaya çıkmıştır.
Geçmişte hiç olmamış
şekliyle bütçe açıklarının binde 0'larla ifade
edilme meselesi karşısında, geçmişte Türkiye'de
bütçelerin fazla verdiği yıllar da olmuştur. Lütfen,
bunun da altını çizerek bu hususu Sayın Başbakanın
da belirtmesinde fayda mülahaza ediyordum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)
- Hangi yıllar onlar?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Mesela
1970 yılında bütçe fazla vermiş Türkiye'de. 1975, 1976,
1977, 1978'de bugünkü verilen açıklar kadar açık olmuş
Türkiye'de. 1985 yılında, evvelki seneki rakamlar ortada.
Evvelki sene, 2005 yılındaki rakam 1985 yılındaki
rakamlarla hemen hemen aynı rakamlar. Yani, bu seneki bu rakamların
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Bütçenin hepsi
ne kadardı? Hepsini söyler misin?
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Bu
rakamların ortaya çıkmasının altında yatan
sebepleri söyledim Öksüz: 10 milyar YTL'lik özelleştirme gelirleri,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun elindeki varlık satışları,
bir sefere mahsus prim afları ve bunun yanında, harcamalar
içerisinde görülmeyen birçok kalemler
O bakımdan, milletin önüne
çıktığınızda rakamları gerçek olarak ortaya
koyun. Millet o gerçek rakamlarla sizleri takdir edecekse o gerçek
rakamlarla sizleri takdir etsin diyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kandoğan.
Sayın Tütüncü'nün sorusu var.
Buyurun.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Aracılığınızla
Sayın Bakana, Hükûmete bir soru yöneltmek istiyorum: AKP'nin en
önde gelen vaatlerinden bir tanesi vergide adaletin sağlanması
idi.
Dört yılı aşkın
zamandır iktidarda olan AKP vergide adaleti sağlayacak
kapsamlı bir vergi reformunu niçin gerçekleştirememiştir?
Söz verilmiş olmasına rağmen, AKP İktidarında,
az kazanan daha çok vergi, çok kazanan daha az vergi vermek konumunda
kalmıştır. Neden garip gureba, yoksul daha fazla vergi
altında ezilmiştir?
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Tütüncü.
Buyurun Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Yazılı olarak cevap vereceğim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Bakan.
Madde üzerinde bir önerge var.
Okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının geçici 3 üncü maddesinin
birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkranın eklenmesini, son fıkrada yer alan
"
Sağlık Bakanlığına
" ibaresinin
"
üniversiteler ile Sağlık Bakanlığına
",
"
1.1.2007 tarihinden önce" ibaresinin de "31.12.2006 tarihine
kadar alınan tedavi hizmetleri karşılığı"
şeklinde değiştirilmesini ve fıkraların buna
göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Faruk
Çelik Abdullah Erdem
Cantimur Recep Koral
Bursa Kütahya İstanbul
Mehmet
Ceylan Agâh
Kafkas
Karabük Çorum
"Üniversite hastanelerinin
Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen kurumlara 31.12.2006 tarihine
kadar verilen tedavi hizmetleri karşılığı düzenledikleri
fatura bedellerinden mahsuben yapılan ödemelerden sonra kalan
tutarın % 80'i, incelemesi devam eden veya incelemesi tamamlanmış
ancak mutabakatı sağlanamamış fatura bedellerinin
% 6'sı ve varsa yapılan diğer ödemeler düşüldükten
sonra kalan tutarın tamamı ödenir. Bu ödemeler yapıldıktan
sonra kalan tutarlar terkin edilir ve terkin edilen kısım
için herhangi bir alacak ve hak talebinde bulunulamaz. Bu konuda gerekli
her türlü düzenleyici işlemleri yapmaya Sosyal Güvenlik Kurumu
Başkanlığı yetkilidir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Sağlık hizmeti sunan kurum
ve işletmelerden sosyal güvenlik kurumlarına düzenlenen
ve iş yükü nedeniyle incelemesi tamamlanamamış faturaların
incelenmesinin beklenmesi hem hizmet üreten kurumları finansman
sıkıntısına sokmakta hem geri ödeme kurumlarının
da incelenmesi gereken belgelerini katlayarak artırmaktadır.
Bu durumda da bu kurumlar cari döneme ilişkin inceleme yapma
fırsatı zorlaşmaktadır. Yapılan düzenleme
ile Devlet Hastanelerine olan borçların yanı sıra üniversite
hastanelerine olan borçlar da yeniden yapılandırma ve terkin
kapsamına alınmaktadır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Geçici madde 3'ü kabul edilen önerge
doğrultusunda oyunuza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Geçici madde 3 kabul edilmiştir.
33'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 33- Bu Kanunun;
a) 3, 4, 5, 8 ve 9 uncu maddeleri;
10 uncu maddesinin, 193 sayılı Kanunun geçici 67 nci maddesinin (14) numaralı
fıkrasına ilişkin değişiklik hükmü, 11, 25,
26, 31, 32, 33, ve 34 üncü maddeleri ile geçici 2 nci ve geçici 3 üncü
maddeleri 1/1/2007 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı
tarihinde,
b) 2 nci maddesi, 1/1/2008 tarihinden
itibaren elde edilecek gelirlere uygulanmak üzere yayımı
tarihinde,
c) 13 üncü maddesi ile 3065 sayılı
Kanunun 17 nci maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(b) bendinde yapılan değişiklik hükmü, 17 nci maddesinin
6802 sayılı Kanunun 31 inci maddesinde değişiklik
yapılmasına ilişkin hükümleri ve 24 üncü maddesi yayımını
izleyen aybaşında,
ç) 16 ncı maddesi ile 492 sayılı
Kanuna ekli (8) sayılı tarifenin "XI-Finansal Faaliyet
Harçları" başlıklı bölümünün (7) numaralı
fıkrasına ilişkin hükümleri 1/1/2008 tarihinde,
d) diğer maddeleri yayımı
tarihinde,
yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Sayın Tütüncü,
buyurun, sorunuzu sorun efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Üniversite hastanelerinin devletten
alacakları hızla artmaktadır ve üniversite hastaneleri,
alacaklarını alamadıkları için, temel bazı
görevlerini yapamaz durumdadırlar, kilitlenme noktasına
gelmiştir hizmet üretme açısından.
Ben, Hükûmetten, üniversite hastanelerinin
bu darboğazdan kurtarılması için alacaklarının
ne zaman ödenebileceği konusunda net bir yanıt, mesaj verilmesini
istiyorum.
Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Sayın Bakan, buyurun.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Yazılı olarak cevaplayacağız Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Madde üzerinde iki önerge vardır,
geliş sırasına göre okutacağım, aykırılığına
göre de işleme alacağım.
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 Sıra
Sayılı Tasarının 33 üncü maddesinde yer alan
"1/1/2008" ibaresinin "1/1/2007" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi Kemal
Kılıçdaroğlu A.Kemal
Kumkumoğlu
Trabzon İstanbul İstanbul
Bülent
Baratalı Ali Kemal
Deveciler Mustafa Özyurt
İzmir Balıkesir Mersin
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın
Başkan, Özyürek olacak efendim.
BAŞKAN - İkinci önergeyi
okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 sıra
sayılı Kanun Tasarısının yürürlük ile ilgili
çerçeve 33 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde
yer alan "31, 32, 33 ve 34 üncü maddeleri" ibaresinin
"29, 30, 31 ve 32 nci maddeleri" şeklinde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Sefer Üstün Abdullah Erdem
Cantimur Ahmet Yeni
Sakarya Kütahya Samsun
Faruk
Çelik Recep
Koral
Bursa İstanbul
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılıyoruz.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Genel Kurul görüşmeleri
sırasında Kanun Tasarısından çıkarılan
maddeler bulunması nedeniyle yürürlük maddesinde düzeltme
yapılmaktadır.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1346 Sıra
Sayılı Tasarının 33 üncü maddesinde yer alan
"1/1/2008" ibaresinin "1/1/2007" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek (Mersin) ve arkadaşları
BAŞKAN - Gerekçesini izah edecek
misiniz Sayın Özyürek?
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Evet.
BAŞKAN - Evet. Bir dakika, Komisyona
bir sorayım.
Sayın Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) - Katılamıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI OSMAN PEPE
(Kocaeli) - Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Özyürek,
gerekçeyi açıklayacak.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; Mustafa Özyurt ile
Mustafa Özyürek'in karıştırılmasına sık
sık tanık oluruz. Sayın Divan Kâtibimiz de karıştırdı.
Benim bir itirazım yok da, Sayın Özyurt'un zaman zaman itirazı
oluyor.
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
tasarının sonuna geldik, yoğun bir mesai harcadık.
Bu tasarının bize göre en önemli eksikliği, 2007
yılında ücretlilere hiçbir imkân tanınmamış
olması. "Ücretlilere vergi iadesi"ni yürürlükten kaldırıyoruz,
onun yerine, "asgari geçim indirimi"ni getiriyoruz. Asgari
geçim indirimini 2008 yılının başından itibaren
uyguladığımız zaman, 2007 yılında, hem
vergi iadesi alınamıyor hem de asgari geçim indiriminden
yararlanılamıyor. Doğrusu, bunun hiçbir mantığı
yok.
Şimdi bir sistemi bırakıyorsunuz,
ücretlerde vergi iadesini. Onun yerine getirdiğiniz sistemi,
öbürünü bitirdiğiniz tarihten başlatmanız gerekir.
O nedenle, burada işin gereği, işin doğrusu,
işin mantığı, asgari geçim indiriminin 2006
yılından itibaren başlaması ihtiyacıdır.
Önergemiz bunu önermektedir. Bu konuda, her ne kadar Komisyon ve
Hükûmet katılmasa da, bu, işin doğasıdır. Niçin,
biz, 2007 yılında ücretliler için bir boşluk yaratalım?
Geliniz, asgari geçim indirimine de 2007'den başlayalım,
ücretlilerin, zaten çok düşük paralarla çalışan insanların
üç kuruşluk avantajlarını gözetelim, kollayalım.
Değerli arkadaşlarım,
bu tasarıda bizim kabul ettiğimiz, destek olduğumuz
önemli maddeler de var. Onlardan birisi de, vergi beyannamesini
verme sürelerinin artırılmış olması. Daha
önce gene bu Meclisten çıkan bir kanunla vergi beyannamesi verme
süreleri geriye alınmıştı. Mesela, gelir vergisi
beyan süresi 1950 yılından beri mart ayı sonuna kadardı,
bunu, getirilen bir tasarıyla, burada da kabul edilen bir kanunla
geriye almıştık. Şimdi, tam ay sonuna, mart ayı
sonuna çekmesek de ayın yirmi beşine çekilmiş olmasını
biz memnuniyetle karşılıyoruz. Bu noktada anlayış
gösteren Maliye Bakanlığı yetkililerine huzurunuzda
teşekkür ediyorum. Sizlerin desteğiyle, oylarıyla bu
konu kabul edilecek.
Gene bir konuyu özellikle grup
başkan vekillerimizin dikkatine sunmak istiyorum. Mali tatille
ilgili kanun teklifi de Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi,
Meclisin gündeminde bekliyor. Bu, Sayın Recep Tayyip Erdoğan
ve Sayın Deniz Baykal'ın birlikte söz verdikleri bir tasarıydı.
Artık bir an önce çıkaralım, dönem sonuna kalmasın
diyorum. Grup başkan vekillerimizin özellikle bu konuda yardımını,
desteğini beklediğimizi ifade ediyorum, hepinize saygılar
sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özyürek.
Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
33'üncü maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
34 üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 34- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Sayın Başkan, sorum vardı.
BAŞKAN - Affedersin, göremedim.
Sayın milletvekilleri, tasarının tümü açık oylamaya
tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakikalık süre
veriyorum. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik
personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen
de sisteme giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama
için öngörülen iki dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakan var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin adı ve soyadı ile imzasını
taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen
iki dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum ve oylamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı; Kütahya Milletvekili Abdullah Erdem
Cantimur ve 6 Milletvekilinin, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Gaziantep Milletvekili
Fatma Şahin'in, Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İstanbul Milletvekili Mehmet Mustafa
Açıkalın'ın, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin yapılan
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 222
Kabul :
217
Ret : 5 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır, hayırlı olmasını
diliyorum.
Sayın Bakan, kısa bir teşekkür
konuşması yapacaklardır.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(İstanbul) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri;
önce, bu Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını kabul ettiğiniz
için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
kanun tasarısıyla, milletimizin birçok problemlerini
çözmüş bulunuyorsunuz ve birçok da yeniliklere imza atmış
bulunuyorsunuz. Bunları ben, kısaca, sizlere arz edip, huzurunuzu
fazla işgal etmeyeceğim. Bunları, kısaca, milletimizle
de paylaşmak istiyorum. Bu geçen tasarıda, bir defa, ev hanımları
için fevkalade güzel bir karar verdiniz bunu kabul etmekle. Evinde
oturan, el işleri yapan, birtakım ürünler yapan ev hanımlarının
vergi problemlerini halletmiş bulunuyorsunuz. Onların
yapıp da, "el işi, göz nuru" dediğimiz ürünlerinin
satışından elde ettikleri gelirleri tamamen vergi
dışına bıraktık, vergiden istisna ettik, bunu
sağladınız. Hele hele, yaklaşan 8 Mart Kadınlar
Günü dolayısıyla, böylece, Türk kadınlarına,
Türk hanımlarına en büyük hediyeyi vermiş oldunuz
şimdiden; bundan dolayı, sizleri kutlamak istiyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar) Tabii, burada, hanım
milletvekillerimizin gayretleri çok oldu, onları da ayrıca
burada anmak istiyorum ve kendilerine teşekkür etmek istiyorum.
İkincisi, şimdi, fiş
toplama, fiş almak hepimizin görevi. Vatandaş olarak,
eğer, bu milletimizi, memleketimizi seviyorsak, iyi olmasını,
her şeyden önce kendimizin iyi olmasını istiyorsak,
bu fiş ve fatura alma meselesine fevkalade riayet etmemiz lazım.
"Bana ne" dememek lazım. "Bana ne" diyen,
fiş almak, fatura almak için... "Ya bana ne, niye alayım,
bana ne getiriyor" diyen kimsenin, şu memlekette hiçbir
şeyden şikâyet etmeye hakkı yoktur. O zaman, fişini-faturasını
alacak ki, hesabını da soracak. Vergisini ödeyecek ki, hesabını
da soracak: Nereye gitti benim param, nereye harcadınız
benim paramı? Artık, sorgulama döneminin çok daha iyi bir
şekilde işler hâlde olması lazım Türkiye'de. Ama bu
fiş ve faturayı isteme... Lütfen, herkes kendi görevini yerine
getirsin.
Şimdi, biz, daha önce emeklilerimizi...
Fişleri topla, biriktir, onları tek tek ayır, bir zarfa
yaz, tekrar ver, onun karşılığında para al gibi
eziyetten ücretlilerimizi de artık kurtarıyoruz. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Yani, böyle bir zahmete
girmeyecekler. Ama bu, fiş almama manasında değildir.
Herkes fişlerini alsın.
Burada en önemli yeniliklerden
bir tanesi de, artık bundan sonra, asgari ücretli olup da, 4 çocuklu
olan, hanımı çalışmayan bir kimse vergi dışı
kalıyor, vergi vermiyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Türkiye'de ilk defa, 4 çocuklu asgari ücretli vergi dışı
kalmış oluyor. İnşallah, elimiz, imkânımız
elverdikçe, bunları daha da genişletmek istiyoruz.
MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Asgari
ücretliler mi Sayın Bakan?
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo Tutanağın
sonuna eklidir.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN
(Devamla) - Asgari ücretli, evet.
Şimdi, değerli arkadaşlar,
bakınız, yatırımlardaki teşvik meselesinde
de, eskiden 30 işçi şartı vardı, şimdi onu 10
işçiye düşürüyoruz.
Tabii, grup başkan vekilimiz
de, daha başka kanunlar çıkacak diye beni uyarıyor.
Ama, yaptıklarınızda çok önemli şeyler var. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Onları da söyleyeceğim
yani.
Bakınız şimdi, menşe
şahadetnameleri, özel sektör tahvilleri, ikinci araç satışlarında,
damga vergisini -yeniden- birçoklarında kaldırıyoruz,
bazılarının ikinci el satışlarında düşürüyoruz.
Bunlar fevkalade önemli kolaylıklar getiriyor.
Yine, değerli arkadaşlar,
kısaca söyleyeceğim, barolarda müdafi vekil olarak görevlendirilen
avukatlar da böylece bekleyen alacaklarını bu Kanunla almış
olacaklar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Aynı şekilde, üniversite
hastanelerimizin de problemleri çözülüyor; onların da birçok
alacaklarına, birikmiş olan alacaklarına, burada,
bir çözüm getirmiş oldunuz.
Tekrar, hepinizi tebrik ediyor,
hepinize saygılar sunuyorum.
Sağ olun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Bakan.
Yasamız hayırlı olsun.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.01
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.03
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Dördüncü
Oturumu'nu açıyorum.
4'üncü sırada yer alan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî İdare
Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
4.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik ve 3 Milletvekilinin; Büyükşehir Belediyesi Kanunu,
Belediye Kanunu, İl Özel İdaresi Kanunu ve Mahallî İdare
Birlikleri Kanunlarında Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile İçişleri Komisyonu Raporu
(2/911) (S. Sayısı: 1317) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 1317 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz talebi
yok.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYESİ KANUNU, BELEDİYE KANUNU, İL ÖZEL
İDARESİ
KANUNU VE
MAHALLİ İDARE BİRLİKLERİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI
HAKKINDA KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 2- Birleşme, katılma
veya geçici 2 nci madde gereğince büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu
su, kanalizasyon, katı atık, ulaşım, her çeşit
yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık
ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina, tesis, araç,
gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu
hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak
ve borçları ile münhasıran bu hizmet alanlarında çalışmakta
olan personel, norm kadro sınırlarına bağlı olmaksızın,
çalışmakta oldukları mevcut özlük hakları ile birlikte,
büyükşehir belediyesine devredilir. Bu personelin aylık,
ücret ve diğer sosyal hakları, büyükşehir belediyesinin
aynı statüdeki personelinin aylık, ücret ve diğer sosyal
haklarına yapılan artış oranında düzenlenir.
Büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin, kanunların
verdiği yetkiye dayanarak yürütmekte oldukları toplu taşıma
ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması
amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım
araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip
oldukları hat güzergahı ile sınırlı olmak
şartıyla, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın,
büyükşehir belediyesi toplu taşım ve ulaşım
sistemine dâhil edilir.
(x)
1317 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Devredilen personelden norm kadro
fazlası olanların kadroları büyükşehir belediyesinin
norm kadrosuna eklenir.
Bu madde kapsamında yapılacak
devir işlemleri, söz konusu belediyelerin temsiline imkân verecek
şekilde valiliklerce teşekkül ettirilecek komisyonlarca
yürütülür.
Daha önce yapılan devirler
hariç olmak üzere, devir işlemleri bu Kanunun yayımı
tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlanır. Devir
işlemleri kesinleşinceye kadar söz konusu hizmetler, ilgili
belediyesince yürütülmeye devam olunur."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Bir önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1317 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 1 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Küçükaydın Zülfü
Demirbağ A.Erdem Cantimur
Adana Elâzığ Kütahya
Ömer
Özyılmaz Asım
Kulak Alaettin Güven
Erzurum Bartın Kütahya
Madde 1- 10/7/2004 tarihli ve 5216
sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununa Ek Madde
1'den sonra gelmek üzere aşağıdaki Ek Madde 2 eklenmiştir.
"Ek Madde 2- Birleşme, katılma
veya Geçici 2'nci madde gereğince büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin yürütmekte olduğu
su, kanalizasyon, katı atık, ulaşım, her çeşit
yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık
ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere bina, tesis, araç,
gereç, taşınır ve taşınmaz malları ve bu
hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım alacak
ve borçları büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı
kuruluşuna devredilir.
Bu maddenin birinci fıkrasında
belirtilen hizmet alanlarında Devlet memuru olarak çalışmakta
olanlar kadrolarıyla birlikte, 5393 sayılı Belediye
Kanununun 49 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre sözleşmeli
personel statüsünde çalışmakta olanlar ise bu şekilde
çalışmalarına esas teşkil eden kadrolar ile birlikte
büyükşehir belediyesine veya ilgili bağlı kuruluşa
devredilir. Devredilen personelin aylık, ek gösterge, her türlü
zam ve tazminatları ile diğer mali haklarının ödenmeye
devam olunması, atanma ve kadro unvanlarının yeniden
düzenlenmesinde 5393 sayılı Kanunun 50'nci maddesi hükümleri
uygulanır.
Bu maddenin birinci fıkrasında
belirtilen hizmet alanlarında ilgili mevzuatı uyarınca
ihdası ya da vizesi yapılmış sürekli işçi kadrolarında
veya geçici iş pozisyonlarında 4857 sayılı
İş Kanununa göre çalışmakta olanlar ise mevcut kadro
ve pozisyonları ile birlikte büyükşehir belediyesine veya
ilgili bağlı kuruluşuna devredilir. Devredilen
işçilerin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları, devir
işleminden önce haklarında uygulanmakta olan toplu
iş sözleşmesi veya bireysel iş sözleşmesi hükümlerine
göre belirlenmeye devam olunur. Pozisyon değişikliği
hali dahil yapılacak bu devir işlemi, ücret ile diğer
mali ve sosyal haklarda değişiklik yapılmasına
hak kazandırmaz ve başka bir toplu iş sözleşmesinin
uygulanmasını isteme hakkını vermez. Devir
işleminden sonra yapılacak toplu iş sözleşmelerine
ise, bu işçilerin mevcut ücret ile diğer mali haklarında
diğer işçiler için kararlaştırılacak artış
oranı veya miktarını geçecek şekilde artış
öngören ya da diğer işçilerden farklı yeni mali ve sosyal
haklar verilmesini sağlayacak hükümler konulamaz.
Bu madde uyarınca personel
devri yapılan büyükşehir belediyesinin talebi üzerine,
büyükşehir belediyesinin veya bağlı kuruluşunun
norm kadro alt grubunu veya bulunduğu alt grup itibarıyla
ihdas edilebilecek kadro sayılarını, devir işlemini
takip eden bir yıl içerisinde tekrar belirlemeye İçişleri
Bakanlığı yetkilidir.
Bu madde kapsamında yapılacak
devir işlemleri, söz konusu belediyelerin temsiline imkân verecek
şekilde valiliklerce teşekkül ettirilecek komisyonlarca
yürütülür.
Daha önce yapılan devirler
hariç olmak üzere, devir işlemleri bu maddenin yayımı
tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlanır. Devir
işlemleri kesinleşene kadar söz konusu hizmetler, ilgili
belediyesince yürütülmeye devam olunur.
Büyükşehir belediyesi
sınırlarına giren belediyelerin, kanunların
verdiği yetkiye dayanarak yürütmekte oldukları toplu taşıma
ve ulaşım hizmetlerinin, gerçek ve tüzel kişilere yaptırılması
amacıyla verilen ruhsat, imtiyaz sözleşmesi ve ulaşım
araçları kira sözleşmesi, ruhsatta öngörülen süre ve sahip
oldukları hat güzergahı ile sınırlı olmak
şartıyla herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
büyükşehir belediyesi toplu taşım ve ulaşım
sistemine dâhil edilir."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ)
- Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
musunuz?
MİLLİ EĞİTİM
BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe: Maddenin;
Devredilen memurların aylık,
ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile diğer mali
haklarının, uygulamada herhangi bir tereddüde meydan vermeyecek
şekilde daha açık bir şekilde belirlenmesine,
Ayrıca, devredilecek işçilerin
ücret ile diğer mali ve sosyal haklarının mevcut hâliyle
korunmasına imkân verecek şekilde maddenin yeniden düzenlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı
Belediye Kanununun 12 nci maddesine ikinci fıkrasından
sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Birleşme, katılma
veya tüzel kişiliğin kaldırılması sonucu tüzel
kişiliği ilk mahalli idare seçimlerine kadar devam edecek
olan belediye ve köylerde, birleşme ve katılma işleminin
gerçekleşmesi veya müşterek kararnamenin yayımlandığı
tarihten itibaren yeni nazım ve uygulama planı yapılmaz;
mevcut planlarda yapılması gereken zorunlu değişiklik
ve her türlü imar uygulaması katılınacak belediyenin
uygun görüşü alınarak yapılır. Uygun görüş verilmeyen
plan değişiklikleri yapılamaz.
Tüzel kişiliği sona erecek
belediye ve köylerin taşınmazlarının satılması
ile vadesi tüzel kişiliğin sona ereceği tarihi
aşan borçlanma yapılması İçişleri Bakanlığının
onayına tabidir."
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.13
BEŞİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.18
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Beşinci
Oturumu'nu açıyorum.
1317 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
2'nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1317 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 2'nci maddesinin sonuna aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Köksal
Toptan Faruk Çelik İmdat Sütlüoğlu
Zonguldak Bursa Rize
Nihat
Eri Yahya
Baş Mehmet Sekmen
Mardin İstanbul İstanbul
Mehmet
Beşir Hamidi Selahattin
Dağ Osman
Kılıç
Mardin Mardin Sivas
Recep
Yıldırım Ali
Küçükaydın Muzaffer
Baştopçu
Sakarya Adana Kocaeli
Nusret
Bayraktar Polat
Türkmen
İstanbul Zonguldak
"Belediye ihbar ve kıdem
tazminatlarının ödenmesi konusunda 68'inci maddenin (d)
bendinde öngörülen sınırlamaya bağlı olmaksızın
İçişleri Bakanlığının onayı ile borçlanma
yapabilir. Bu amaçla yapılan borçlanmalar ihbar ve kıdem
tazminatı dışında hiçbir gider için kullanılamaz."
BAŞKAN - Sayın Komisyon
katılıyor mu?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ)
- Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet katılıyor
mu?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN -Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Borçlanma günümüzde belediyelerin
önemli gelir kaynaklarından biri hâline gelmiştir. Demokratik
gelişmeler ve refah artışı belediyelerin yapmakla
görevli oldukları hizmetlerin miktar, nitelik ve niceliğinde
önemli değişikliklere yol açmıştır.
Belediyeler artan hizmet taleplerini
ve giderlerini vergi ve benzeri malî yükümlülükler koyarak karşılayamadığından
dolayı yasal olarak personelin görevine son verilmesi durumunda
ödemesi gereken ihbar ve kıdem tazminatları, mali imkanların
yetersizliği nedeniyle belediyeleri zor duruma sokmakta,
bundan doğan hukuki uyuşmazlıklar meydana gelmekte ve
çalışanlar mağdur olmaktadır.
Getirilen bu fıkra hükmü ile,
belediyelere ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesi
konusunda borçlanma imkanı sağlanarak; bir taraftan çalışanların
mağduriyeti giderilirken diğer taraftan da hukuki
uyuşmazlıkların önüne geçilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gerekçesini dinlediğiniz önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 26/5/2005 tarihli ve 5355
sayılı Mahalli İdare Birlikleri Kanununa aşağıdaki
ek madde eklenmiştir.
"Ceza ve yasaklama
EK MADDE 1- Bu Kanun kapsamındaki
mahalli idare birlikleri tarafından yapılan ihalelerdeki
yasak fiil veya davranışlar ile cezalara ilişkin hususlarda
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu,
4/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri
Kanunu ve 8/9/1983 tarihli ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanununda belirtilen hükümler uygulanır."
BAŞKAN - Madde üzerinde bir
önerge var, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1317 sıra
sayılı Kanun Teklifinin 3 üncü maddesi ile 5355 sayılı
Mahalli İdare Birlikleri Kanununa eklenmesi öngörülen
"Ek Madde 1"in "Ek Madde 2" olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ali
Küçükaydın Abdullah
Erdem Cantimur Ömer Özyılmaz
Adana Kütahya Erzurum
Alaettin
Güven Zülfü
Demirbağ
Kütahya Elâzığ
BAŞKAN - Sayın Komisyon,
katılıyor musunuz?
İÇİŞLERİ KOMİSYONU
BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ)
- Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN - Sayın Hükûmet, katılıyor
musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI
HÜSEYİN ÇELİK (Van) - Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5571 sayılı Fikir Sanat
Eserleri Kanunu, Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları
Birliği Kanunu ile Turizmi Teşvik Kanunu ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 5355 sayılı
Mahalli İdare Birlikleri Kanununa "Ek Madde 1" eklendiğinden
söz konusu madde numarasının değişikliğine
gerek duyulmuştur.
BAŞKAN - Gerekçesini dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Önerge kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.24
ALTINCI OTURUM
Açılma
Saati: 19.30
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ
(Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Altıncı
Oturumu'nu açıyorum.
1317 sıra sayılı Kanun
Teklifi'nin görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5'inci sırada yer alan, Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu raporunun
görüşmelerine başlıyoruz.
5.-
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma
Komisyonu Raporu (1/1228) (S. Sayısı: 1264) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 1264 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
şahsı adına, Bartın Milletvekili Sayın
Asım Kulak
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın Kulak, süreyi iyi kullanmanızı
da rica ediyorum.
MEHMET ASIM KULAK (Bartın) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1264 sıra sayısıyla
bastırılan Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın
tümü üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesileyle, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz tasarı
ile subaylık sınavını kazanan astsubayların
nasıplarının subaylık nosyonu kazandırma
eğitimi şartına bağlanması ve bu kapsamda tüm
kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
ve Sahil Güvenlik Komutanlığı personelinin eğitim
ve bekleme sürelerinin standartlaştırılması ve
çocuk için aile yardımı ödeneği verilmeyecek hâller
kapsamında belirtilen yaş şartının 657 Sayılı
Devlet Memurları Kanunu'na paralel bir şekilde düzenlenmesi
öngörülmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun
109'uncu maddesiyle, astsubaylıktan subay olma sınavını
kazanan personelin teğmenliğe nasbedilmeleri, okul ve
kurslardaki öğrenim ve eğitimi başarıyla bitirme
şartına bağlanmış ve okul ve kurslardaki
öğrenim ve eğitimi başarıyla bitirenlerin, bitirdikleri
tarihten geçerli olarak teğmen nasbedileceği hüküm altına
alınmıştır. Ancak, bu uygulamanın, astsubayların
subaylık statüsüne uyum sağlamasını zorlaştırdığı,
subaylık sınavını kazanan astsubaylara uygulanan
eğitim süresinin kuvvetler arasında farklılık arz
etmesinden dolayı, astsubaylık nasıpları aynı
olan personelin teğmenlik nasıplarının farklı
olmasına sebep olduğu tespit edilmiştir.
Tasarının yasalaşmasıyla,
subaylık sınavını kazanan astsubaylardan, subaylık
nosyonu kazandırma eğitimini başarıyla bitirenlerin
teğmenliğe nasbedilmelerine olanak sağlanacak ve
söz konusu personelin sınıf okullarındaki eğitim
ve öğrenimlerini diğer subay kaynaklarından (harp okulu,
sözleşmeli subay, dış kaynaktan muvazzaf subay, vesaire)
olduğu gibi, teğmen rütbesiyle icra edebilmeleri
imkânı getirilmiş olacaktır.
(x)
1264 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım,
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 157'nci maddesi,
Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli subay ve astsubayların
çocukları için aile yardımı ödeneği verilmeyecek
hâlleri düzenlemektedir. Bu kanunun paraleli bir düzenleme de 657
Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 206'ncı maddesinde
bulunmaktadır.
Her iki kanunun ilgili maddeleri
hükümleri aynıyken, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanunu'nun 206'ncı maddesi 27/04/2005 tarihinde değiştirilmiş
ve yapılan değişiklikle çocuk için aile yardımı
ödeneği yaş sınırı on dokuzdan yirmi beşe
yükseltilmiş ve evlenmemiş kız çocukları için yirmi
beş olan yaş sınırı kaldırılarak evleninceye
kadar çocuk yardımı ödenmesi hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, yükseköğrenime
devam etmekte olan erkek çocukları için yirmi beş yaşını
geçmemek üzere öğrenimlerini bitirinceye kadar ödenmesine
devam edilen aile yardımı ödeneğinin herhangi bir
şarta bağlı olmadan yirmibeş yaşına kadar
ödenmesine de imkân sağlanmıştır.
Tasarıya vereceğiniz
destekten ötürü hepinize şimdiden teşekkür ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kulak.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRK
SİLÂHLI KUVVETLERİ PERSONEL KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı
Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununun 109 uncu maddesinin
birinci fıkrasının (d) bendi ile üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"d) Yapılacak seçme
sınavlarında ve subaylık nosyonu kazandırma
eğitiminde başarılı olmak."
"Bunlardan; kuvvet komutanlıkları,
Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca
belirlenen esaslar dâhilinde yapılacak subaylık nosyonu
kazandırma eğitimini başarı ile bitirenler bitirdikleri
tarihten geçerli olarak teğmen nasbedilirler. Bu personelin
subaylık nasıpları hangi tarihte olursa olsun, kademe
ilerlemesi veya üst rütbeye yükselmelerine esas olacak nasıplarında
kararname takvim yılının 30 Ağustos tarihi esas
alınır. Ancak, 30 Ağustos tarihinden sonra subay nasbedilenlere
bu işlemden dolayı geriye doğru maaş, maaş
farkı ve diğer özlük hakları verilmez."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - 926 sayılı Kanunun
157 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 157- Aşağıdaki
hallerde çocuklar için aile yardımı ödeneği verilmez:
a) Evlenen çocuklar,
b) 25 yaşını dolduran
çocuklar (25 yaşını bitirdiği hâlde evlenmemiş
kız çocukları ile çalışamayacak derecede
malûllükleri resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilenler
için süresiz olarak ödeneğin verilmesine devam olunur.),
c) Kendileri hesabına ticaret
yapan veya gerçek veya tüzel kişiler yanında her ne şekilde
olursa olsun menfaat karşılığı çalışan
çocuklar (öğrenim yapmakta iken tatil devresinde çalışanlar
hariç),
ç) Burs alan veya Devletçe okutulan
çocuklar."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- 926 sayılı Kanuna
aşağıdaki ek geçici madde eklenmiştir.
"EK GEÇİCİ MADDE 84-
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 109 uncu madde
hükmüne göre astsubaylıktan subaylığa geçiş için
yapılan seçme sınavını kazananlara, bu Kanun ile
yapılan değişikliklerden önceki 109 uncu madde hükümleri
uygulanmaya devam eder."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
4'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 4- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
5'inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum.
6'ncı sırada yer alan,
Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa
Adam Hizmetleri Tazminatı Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Milli Savunma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlıyoruz.
6.-
Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa
Adam Hizmetleri Tazminatı Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/1097)
(S. Sayısı: 1134) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1134 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
UÇUŞ, PARAŞÜT,
DENİZALTI, DALGIÇ VE KURBAĞA ADAM HİZMETLERİ
TAZMİNAT
KANUNU VE 926 SAYILI TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ PERSONEL
KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1.- 28/2/1982 tarihli ve 2629
sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç
ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat Kanunu ve 926 Sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun adı "Uçuş, Paraşüt,
Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminat
Kanunu" olarak değiştirilmiştir ve aynı Kanunun;
(x)
1134 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
a) 3 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendinde yer alan "kuvvet komutanlıklarınca"
ibaresi "kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
b) 5 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan "kuvvet komutanının"
ibaresi "kuvvet komutanı, Jandarma Genel Komutanı veya
Sahil Güvenlik Komutanının",
c) 6 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasında yer alan "kuvvet komutanlarının"
ibaresi "kuvvet komutanlarının, Jandarma Genel Komutanının
veya Sahil Güvenlik Komutanının",
ç) 7 nci maddesinin (d) bendinde
yer alan "kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi
"kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
d) 11 inci maddesinde yer alan
"kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi "kuvvet
komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
e) 12 nci maddesinin dördüncü
fıkrasında yer alan "kuvvet komutanlıklarınca"
ibaresi "kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
f) 15 inci maddesinde yer alan
"kuvvet komutanlıklarınca" ibaresi "kuvvet
komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı
veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca",
olarak değiştirilmiştir.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum.
7'nci sırada yer alan, Askerlik
Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve Millî Savunma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
7.-
Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Savunma Komisyonu Raporu (1/985)
(S. Sayısı:925) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 925 sıra sayı
ile bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, İzmir Milletvekili
Sayın Yılmaz Kaya.
CHP GRUBU ADINA YILMAZ KAYA
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
bu kanun üzerinde, Grubum adına, yirmi dakikalık söz almıştım
ve gündüz yaptığım hesaplara göre saat dört buçuk gibi
konuşmayı düşünüyordum, planlıyordum, ancak bundan
sonra aynı mahiyette iki kanun da olduğu için ben konuşmamı
bir dakika içinde falan bitirmeyi düşünüyorum.
Bu kanunla, Bulgaristan'da, daha
doğrusu yurt dışında askerlik yapıp gelen vatandaşlarımızın,
Türk soydaşlarımızın, Türkiye'de bir kez daha askere
çağrılmasının önüne geçmiş olacağız.
(x)
925 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Verdiğiniz katkılar için
hepinize teşekkür ediyorum. Bütün soydaşlarımıza
ve ulusumuza hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kaya.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
ASKERLİK
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1.- 21.6.1927 tarihli ve 1111
sayılı Askerlik Kanununa aşağıdaki geçici
madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 39.- Bu
Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar göçmen statüsünde
Türk vatandaşlığına geçmiş olanlardan, Türkiye'ye
geldikten sonraki bir tarihte, gelmiş oldukları ülkede askerlik
yaptıklarını belgeleyenler askerlik hizmetinden muaf
tutulur."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Komisyonun bir açıklaması
ve düzeltmesi var.
Buyurun.
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) - Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
5380 sayılı Askerlik Kanunu
çerçevesinde 39'uncu ve 40'ıncı maddeler ilave edilmiş
olmasından dolayı, bu 39'uncu maddenin 41'inci madde olarak
telakki edilmesi ve buna göre değerlendirilmesini talep ediyorum.
BAŞKAN - Geçici madde 39 değil,
41 olacak, öyle mi?
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) -
Evet, geçici madde 41 olarak okunacak.
BAŞKAN - Geçici madde 41 olarak
düzeltilmiştir.
MİLLİ SAVUNMA KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ YÜKSEL ÇAVUŞOĞLU (Karaman) - Teşekkür
ederim, sağ olun.
BAŞKAN - Bu hâliyle 1'inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum.
Sayın milletvekilleri, 8'inci
sırada yer alan, Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
ve Millî Savunma Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
8.-
Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Millî Savunma
Komisyonu Raporu (1/998) (S. Sayısı: 926) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu, 926 sıra sayıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği yok.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
ER VE ERBAŞ
HARÇLIKLARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA
DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1.- 23.2.1961 tarihli ve 257
sayılı Er ve Erbaş Harçlıkları Kanununun 9 uncu
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Madde 9.- Er ve erbaş harçlıkları
maaş tertiplerinden ve ay sonunda ödenir. Harçlıkların
ödenmesi bankacılık sistemi aracılığıyla
yapılabilir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, tasarının
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Hayırlı olmasını diliyorum.
9'uncu sırada yer alan, İstiklal
Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'da
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı,
Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve 35 Milletvekilinin; İstiklal
Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanun'un
1 ve 2'nci Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; 5434 Sayılı
Emekli Sandığı Kanunu'nun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Şırnak Milletvekili
Mehmet Tatar ve Denizli Milletvekili Ümmet Kandoğan'ın;
24/2/1968 tarih ve 1005 Sayılı İstiklal Madalyası
Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden Şeref Aylığı
Bağlanması Hakkında Kanun'un 1'inci Maddesinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
9.-
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı;
Hatay Milletvekili Züheyir Amber ve 35 Milletvekilinin; İstiklal
Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet Tertibinden
Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında Kanunun
1 ve 2 nci Maddelerinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun
Teklifi; Adana Milletvekili Atilla Başoğlu'nun; 5434 Sayılı
Emekli Sandığı Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Şırnak Milletvekili
Mehmet Tatar ve Denizli
(x)
926 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
Milletvekili
Ümmet Kandoğan'ın; 24.2.1968 Tarih ve 1005 Sayılı
İstiklal Madalyası Verilmiş Bulunanlara Vatani Hizmet
Tertibinden Şeref Aylığı Bağlanması Hakkında
Kanunun 1 inci Maddesinde Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/714, 2/95, 2/161, 2/625) (S. Sayısı: 1350) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1350 sıra sayıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteği var.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekili Sayın Bülent Baratalı.
BÜLENT BARATALI (İzmir) - Konuşmayacağım
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
19.50
(x)
1350 S. Sayılı Basmayazı Tutanağa eklidir.
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 19.55
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER : Türkân MİÇOOĞULLARI (İzmir), Mehmet DANİŞ
(Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 70'inci Birleşimi'nin Yedinci
Oturumu'nu açıyorum.
1350 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
10'uncu sırada yer alan, Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum Milletvekili Muzaffer Gülyurt'un;
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlıyoruz.
10.-
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Erzurum Milletvekili Muzaffer
Gülyurt'un; Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Sanayi, Ticaret, Enerji,
Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (2/942) (S. Sayısı:
1345) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon Raporu 1345 sıra sayıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteği?
Yok.
Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
SANAYİ
VE TİCARET BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA
KANUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN
TEKLİFİ
MADDE 1- 8/1/1985 tarihli ve 3143 sayılı
Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanunun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (h) bendi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve aynı maddenin sonuna aşağıdaki
fıkra eklenmiştir.
"h) Sınai alandaki teknolojik
gelişmeleri takip ve teşvik etmek amacıyla, ülkemizdeki
sanayi kuruluşlarının yükseköğretim kurumları
ve vakıf üniversiteleri ile iş birliği yaparak teknolojik
araştırma ve geliştirmeye aktif katılımını
sağlayacak programlar yapmak, araştırma ve geliştirme
projeleri sonucunda ortaya çıkan teknolojik ürünün patenti,
yatırımı ve pazarlaması konusunda gerçek ve tüzel
kişilere destek vermek ve bu programların uygulanmasına
ilişkin usul ve esaslar ile yönetmelikleri hazırlamak,"
"Bakanlık bütçesinden birinci
fıkranın (h) bendine göre, yükseköğretim kurumlarına
araştırma ve geliştirme projeleri karşılığı
aktarılan hibe niteliğindeki tutarlar, ilgili idarelerin
bütçelerine gelir kaydedilmeksizin proje adına açılacak
özel hesaplarda izlenir. Yükseköğretim kurumları ve vakıf
üniversitelerine aktarılan tutarların harcanmasına
ve muhasebeleştirilmesine ilişkin hususlar Maliye Bakanlığının
uygun görüşü alınmak suretiyle Bakanlıkça çıkarılacak
yönetmelikte belirlenir. Bu kapsamda yapılan harcamalar
10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu kapsamında denetlenir. Hazırlanan programlara
ilişkin hizmetlerde görev alan memurlar ile diğer kamu görevlileri
ve hizmetinden yararlanılacak diğer kişiler için yapılacak
harcamalar Bakanlık bütçesinden gerçekleştirilir. Desteklenen
projelerde, proje süresiyle sınırlı olmak kaydıyla
proje kapsamında görev yapan öğretim elemanlarına
15.000 gösterge rakamının, yükseköğretim kurumlarının
teknik hizmetler sınıfında görev yapan personele ise
8.000 gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan
katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarı geçmemek
üzere proje sözleşmesinde belirlenen tutarlar üzerinden aylık
ödeme yapılabilir. Memur ve diğer kamu görevlisi olmamak
kaydıyla projede görev yapan diğer proje personeline proje
sözleşmesinde belirlenen tutarlar üzerinden aylık ücret
ödenir."
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteği
yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Teklif kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır. Hayırlı olmasını
diliyorum.
Sayın milletvekilleri, sözlü
soru önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla
görüşmek için, 6 Mart 2007 Salı günü saat 15.00'te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
İyi akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 20.00