DÖNEM: 22 CİLT: 153 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
89uncu
Birleşim
17 Nisan 2007 Salı
İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
YOKLAMA
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
TBMM Başkan Vekili İsmail Alptekin'in, Aksaray'da meydana
gelen trafik kazasında vefat eden 33 öğrenci, öğretmen
ve veliye Allah'tan rahmet, yakınlarına ve ulusumuza
başsağlığı ile vefatının 14'üncü
yıl dönümü münasebetiyle 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'a Allah'tan rahmet dileyen konuşması
B) GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
1.-
Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız'ın,
Ağrı ilinin düşman işgalinden kurtarılışının
89'uncu yıl dönümü münasebetiyle, ilin sorunlarının
çözümü için atılan adımlara, daha önce özelleştirilen
Ağrı Et Kombinasının Tarım ve Köyişleri
Bakanlığına devri ile çiftçilere kaba yem bitkileri
desteğinin bir an önce ödenmesinin önemine ilişkin gündem
dışı konuşması
2.-
İzmir Milletvekilli Türkân Miçooğulları'nın, okul
gezisi sırasında öğrenci, veli ve öğretmenlerin trafik kazası
sonucunda hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle, ülkemizde
çok yaşanan bu tür kazaların azaltılması için okul
gezilerine düzen getiren yeni bir yönetmeliğin yapılması
gerektiğine ve köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü
olan 17 Nisanların eğitim bayramı gibi kutlandığına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.-
Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'ın, vefatının
14'üncü yılında 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın
siyasi kişiliğine ilişkin gündem dışı konuşması
C) TEZKERELER
VE ÖNERGELER
1.-
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya'da
Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/451)
2.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın,
İnebolu İlçesinin Adının Yiğit İnebolu
Olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/637) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/452)
V. - ÖNERİLER
A) SİYASİ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.-
Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin
CHP Grubu önerisi
2.-
Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
VI. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK
DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM
1.-
TBMM İdare Amirliğine Seçim
B) KOMİSYONLARA
ÜYE SEÇİMİ
1.-
Anayasa, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri, Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor, Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm, Çevre, Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler, Tarım, Orman ve Köyişleri, Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Hesaplarını İnceleme, Plan ve Bütçe, Kamu
İktisadi Teşebbüsleri, İnsan Haklarını
İnceleme ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarına üye
seçimi
2.-
(10/351, 399, 417), (10/365) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonlarına üye seçimi
VII. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
4.-
Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/971) (S. Sayısı:1369)
VIII. - SORULAR
VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos Vadisindeki, yerleşim
birimlerinin ekonomik kalkınmasına yönelik projeye
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/14218)
*
Ek cevap
2.-
Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, Cumhurbaşkanınca
cezası kaldırılan kişilere ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in
cevabı (7/20383)
3.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, çocuk suçluluğuna
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı
(7/20385)
4.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun,
Hızırbey Camii ve külliyesindeki ağaçların kesilmesine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/20392)
5.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir futbol maçının
bilet fiyatlarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali
ŞAHİN'in cevabı (7/20758)
6.-
İstanbul Milletvekili Halil AKYÜZ'ün, Yargıtay'daki bir
tetkik hâkimine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20825)
7.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, İnkilap Tarihi
ve Atatürkçülük ders kitaplarının içeriğindeki bazı
değişikliklere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/20893)
8.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, tütün piyasasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın
cevabı (7/20925)
9.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TMSF'nin bir
avukatının meslekten menedilmesine ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20927)
10.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'daki hava kirliliğine
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı
(7/20931)
11.-
Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, özel mülkiyete geçirilen
orman arazilerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin
cevabı (7/20932)
12.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKCİOĞLU'nun, okullardaki
şiddet olaylarına yönelik çalışmalara ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/20957)
13.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya-Merkez,
Kemer, Finike, Kumluca, Kaş, Demre, Serik, Manavgat, Alanya ve
Gazipaşa'da kapanan işyerlerine ilişkin soruları
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/20961,
20962, 20963, 20964, 20965, 20966, 20967, 20968, 20969, 20970)
14.-
İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, İzmir'de banka
borcu nedeniyle icra takibine uğrayanlara ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20995)
15.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Çek Cumhuriyetinin iade
ettiği kuru incirlere,
-İstanbul
Milletvekili Emin ŞİRİN'in Kuzey Irak'la yapılan ticarete
ve bazı gelişmelere,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı Kürşad TÜZMEN'in cevabı
(7/21006, 21007)
16.-
Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Kocaeli Büyükşehir
Meslek ve Sanat eğitimi kurslarına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21025)
17.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir yetiştirici
birliğinin genel kuruluna,
-Osmaniye
Milletvekili Necati UZDİL'in, Karaman'da kurulacağı
iddia edilen çimento fabrikasına,
-Hatay
Milletvekili Züheyir AMBER'in, Kırsal Kalkınma Yatırımlarının
Desteklenmesi Programında Hatay'ın bulunmamasına,
-Bursa
Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, bir yetiştirici
birliğinin genel kuruluna,
-Malatya
Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, Ağrı'da tarım ve
hayvancılığın desteklenmesine,
-Konya
Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002, 2003, 2004, 2005, 2006,
2007'de yapılan tarımsal destekleme ödemelerine,
2002,
2003, 2004, 2005'de Konya'da yapılamayan tarımsal destekleme
ödemelerine,
2004,
2002, 2005, 2006, 2007'de Konya'ya yapılan tarımsal destekleme
ödemelerine,
2007,
2006, 2005, 2004, 2003, 2002'de dekar başına yapılması
planlanan tarımsal destekleme ödemelerine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21033, 21034, 21035, 21036, 21037, 21038, 21039,
21040, 21041, 21042, 21043, 21044, 21045, 21046, 21047, 21048, 21049, 21050,
21051, 21052, 21053, 21054, 21055, 21056, 21057, 21058, 21059, 21060)
18.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'daki
kesik minare camiine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı
(7/21063)
19.-
Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, devlet, kurum ve şahıs
ormanlarına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE'nin cevabı (7/21066)
20.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, şekerpancarı üretimi
ve şeker sanayindeki bazı sorunlara ilişkin sorusu
ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı
(7/21142)
21.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003, 2004, 2005, 2007
yılı gübre ve mazot desteğine,
Konya'daki
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı gübre ve mazot desteğine,
2002,
2006, 2003, 2004, 2005, 2007 yılı yağlı tohum prim desteğine,
2006,
2002 yılı gübre ve mazot desteğine,
Konya'daki
2002, 2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı yağlı tohum prim
desteğine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21166, 21167, 21168, 21169, 21170, 21171, 21172,
21173, 21174, 21175, 21176, 21177, 21178, 21179, 21180, 21181, 21182, 21183,
21184, 21185, 21186, 21187, 21188, 21189)
22.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, vakıf
ve derneklere maddi yardıma ve bir talebe ilişkin sorusu
ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21241)
23.-
Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Balıkçılık Müsteşarlığı
kurulup kurulmayacağına ilişkin sorusu ve Tarım
ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı
(7/21345)
24.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2007, 2002, 2003, 2004, 2005,
2006, yılında Konya'daki hububat destek ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı hububat destek ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı mısır prim desteği ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılında Konya'daki mısır
prim desteği ödemesine,
2001,
2002, 2006, 2005, 2003, 2004 yılı Konya'daki Tarım Kredi Kooperatifleri
kredilerine,
2001,
2006, 2005, 2004, 2002, 2003 yılı Tarım Kredi Kooperatifleri
kredilerine,
Konya'da
sertifikalı küçükbaş hayvancılık desteğine,
Sertifikalı
küçükbaş hayvancılık desteğine,
2003,
2004, 2005, 2006, 2007, 2002 yılında Konya'daki hayvancılık
desteği ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı tarım sigortaları
desteği ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılında Konya'daki tarım sigortaları
desteği ödemesine,
2002,
2003, 2004, 2005, 2006, 2007 yılı
hayvancılık desteği ödemesine,
-Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, mısırın, çeltiğin,
çayın, kuru üzümün, zeytinyağının, buğdayın,
şeker pancarının, pamuğun, ayçiçeğinin,
fındığın ekonomik değerine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21414, 21415, 21416, 21417, 21418, 21419, 21421,
21422, 21423, 21424, 21425, 21426, 21427, 21428, 21429, 21430, 21431, 21432,
21433, 21434, 21435, 21436,21437, 21438, 21439, 21440, 21441, 21442, 21443,
21444, 21445, 21446, 21447, 21448, 21449, 21450, 21451, 21452, 21453, 21454,
21455, 21456, 21457, 21458, 21459, 21460, 21461, 21462, 21463, 21464, 21465,
21466, 21467, 21468, 21469, 21470, 21471, 21472, 21473, 21474, 21475, 21476,
21477, 21478, 21479, 21480, 21481, 21482, 21483, 21484, 21485, 21486)
25.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici personele,
-İzmir
Milletvekili Canan ARITMAN'ın, bazı evliliklerin önlenmesine
yönelik çalışmalara,
-Denizli
Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vekaleten yürütülen idari
görevlere,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU'nun cevabı
(7/21522, 21523, 21524)
26.-
Gaziantep Milletvekili Mustafa YILMAZ'ın, bulgurdaki KDV oranına
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı
(7/21669)
27.-
Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, bazı müftüler hakkındaki
incelemeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın
cevabı (7/21695)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 14.00'te açılarak üç oturum yaptı.
Batman
Milletvekili Mehmet Ali Suçin, günümüzde tütün üretiminin iç tüketim
ihtiyacını karşılayamadığına,
kısa bir süre sonra tamamen dışa bağımlı
hâle geleceğimize, bu durumun önlenmesi için alınması
gereken tedbirlere ve tütünün özel ürün olarak kabul edilmesinin
önemine,
Afyonkarahisar
Milletvekili Halil Ünlütepe, Afyonkarahisar ili Dinar - Dazkırı
2'nci bölge hududu kara yoluyla ilçe merkez ve çevre yollarının
tamamlanabilmesi için gerekli ödeneğin ayrılmasına
ve daha önce kaldırılan bölge müdürlüğünün yeniden
kurulmasının yararlarına,
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Yılmazcan, Türk milletini gerçek dışı
Ermeni soykırımıyla suçlayanların önce kendi tarihlerine
bakmaları gerektiğine; tarih yapan milletimizin, yaşananları
yeni nesillere ve tüm dünyaya yeteri kadar anlatabilmek için daha
fazla çaba göstermesinin önemine,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Gündemin
"Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler" kısmının 364'üncü sırasında
bulunan (10/433) esas numaralı Meclis araştırması
önergesinin ön görüşmesinin, Genel Kurulun 12/04/2007 Perşembe
günkü birleşiminde yapılmasına ilişkin CHP Grubu
önerisinin görüşmelerini müteakiben, önerinin oylaması
sırasında istem üzerine elektronik cihazla yapılan
yoklamalarda Genel Kurulda toplantı yeter sayısı bulunmadığı
anlaşıldığından;
17
Nisan 2007 Salı günü, saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime
16.15'te son verildi.
Sadık
Yakut
Başkan
Vekili
Bayram Özçelik Yaşar Tüzün
Burdur Bilecik
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 123
II. - GELEN
KÂĞITLAR
13 Nisan
2007 Cuma
Tasarılar
1.-
Kooperatifler Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/1345) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6.4.2007)
2.-
Biyotıp Araştırmalarına İlişkin İnsan
Hakları ve Biyotıp Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1346) (Adalet;
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6.4.2007)
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı ile
Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı
Arasında Savunma Uzay İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/1347) (Millî Savunma ve Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.4.2007)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, bir futbol maçının
bilet fiyatlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20758)
2.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Türk Petrol Kanunundaki bazı
düzenlemelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/20759)
3.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, yabancı mimar ve mühendislere
çalışma izni tanınmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20760)
4.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, bazı kişilerin mal
varlığı ve vergi bilgilerinin yasadışı
sorgulandığı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20762)
5.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, depremle ilgili
projelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20764)
6.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, kırdan kente
göçe yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20765)
7.-
İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, arıcılığa
yönelik yasal düzenleme yapılıp yapılmayacağına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20767)
8.-
İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, bilinmeyen numaralar
servisinin ücretlendirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20768)
9.-
Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, Filyos Serbest Bölgesi
Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20770)
10.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, doğalgazın fiyatlandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20773)
11.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, benzin ve mazotun fiyatlandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20774)
12.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, fuel-oilin fiyatlandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20775)
13.-
Mersin Milletvekili Ersoy BULUT'un, özelleştirme sonucu geçici
olarak çalıştırılan personele ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20776)
14.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bazı görevlere
yapılan atamalara ve atama kararnamelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20777)
15.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Suriye'nin Hatay'ı
kendi sınırları içinde gösterdiği iddialarına
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/20784)
16.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Çok Taraflı
Yatırım Antlaşmasına ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/20785)
17.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Türkiye'nin
tanıtımını yaptığı iddia edilen bir
firmaya ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından yazılı soru önergesi (7/20786)
18.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Diyarbakır
Büyükşehir Belediyesince kurulan bir şirkete ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20795)
19.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa Kent Meydanı Projesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20796)
20.-
Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, turizmdeki tanıtım
çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20799)
21.-
İzmir Milletvekili Hakkı ÜLKÜ'nün, Aspendos Festivali
için verilen bir ihaleye ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20800)
22.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, personelle ilgili
bir iddiaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20801)
23.-
Iğdır Milletvekili Dursun AKDEMİR'in, sağlık
göstergelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20807)
24.-
İzmir Milletvekili Bülent BARATALI'nın, devralınan
sağlık kurum ve kuruluşları personelinin özlük
haklarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20808)
25.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, üniversite hastanelerinin
kamu kurum ve kuruluşlarından olan alacaklarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20810)
26.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, özel tren uygulamasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20818)
27.-
İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, Türk Telekom'un yeni
tarife uygulamasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20819)
28.-
Muğla Milletvekili Hasan ÖZYER'in, şahıslar adına
tapu çıkartılan orman arazilerine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20821)
29.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, borç verilerine
ilişkin Devlet Bakanından (Ali BABACAN) yazılı soru
önergesi (7/20823)
30.-
Bursa Milletvekili Mehmet KÜÇÜKAŞIK'ın, Çınarcık
Barajı inşaatına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/20824)
31.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Şanlıurfa'da yaşanan
kamyon kazasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20828)
32.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, elektrik özelleştirmeleriyle
ilgili bir açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20829)
33.-
İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, yerel yönetimlerin
merkezi kamu personeli seçme sınavı kapsamından
çıkarılmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20830)
34.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Irak'ta düşen uçakta hayatını
kaybedenlerin cenazelerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/20831)
35.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, görme engelli bir sanatçının
otomobille hız ve rekor denemesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20833)
36.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana hafif raylı sistem
projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20836)
37.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, organ nakli konusunda
alınması gereken bazı önlemlere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20837)
38.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Zimbabwe Devlet Başkanının
ülkemize davet edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20839)
39.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, dağıtılan
oyuncaklara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/20840)
40.-
Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, bankaların kredi kartlarıyla
ilgili bazı uygulamalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/20842)
41.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Ulusal Deprem Konseyinin kapatılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20843)
42.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Turusgaz'ın vergi borcuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/20846)
43.-
Ordu Milletvekili Kazım TÜRKMEN'in, Ordu çevre yolu projesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20851)
44.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, köprü ve otoyollardaki
paralı geçiş uygulamasına ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20852)
45.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Ankara Karayolundaki
Yenice Köprülü Kavşağına ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20853)
46.-
Tekirdağ Milletvekili Mehmet Nuri SAYGUN'un, Bolu Dağı
geçişindeki tesislere ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/20854)
47.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, AB sürecindeki
bazı belgelerde yer alan Kıbrıs'la ilgili ifadeye
ilişkin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/20859)
48.-
Malatya Milletvekili Süleyman SARIBAŞ'ın, Rusya'yla ilgili
bazı gelişmelerin ülkemize etkilerine ilişkin
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
yazılı soru önergesi (7/20860)
49.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Ankara'daki doğalgaz
hizmetine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20868)
50.-
Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Giresun'a doğalgaz
verilmesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20869)
51.-
Yozgat Milletvekili Emin KOÇ'un, Çekerek Süreyya Bey Barajına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20870)
52.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un, TÜPRAŞ'ın
Sapanca Gölü'nden su kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/20871)
53.-
Samsun Milletvekili Musa UZUNKAYA'nın, verilen maden arama ruhsatlarına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20872)
54.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Ali BULUT'un, Türk Petrol Kanunu
düzenlemeleriyle ilgili iddialara ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/20873)
55.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. KURTULMUŞOĞLU'nun, Rize'de
yapılması düşünülen santrallere ilişkin Enerji
ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20874)
56.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya-Kumluca'daki
kanalizasyon çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/20875)
57.-
Denizli Milletvekili Mehmet YÜKSEKTEPE'nin, MOBESE sistemine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20876)
58.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, ANFA Altınpark
A.Ş. Genel Müdürünün fuar alanında yaptığı düğünün
finansmanına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20877)
59.-
İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, töre ve namus cinayetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20880)
60.-
Isparta Milletvekili Mevlüt COŞKUNER'in, Isparta Belediyesince
işten çıkarılan işçilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/20881)
61.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, toptancı hallerinin satışına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20884)
62.-
Bursa Mustafa ÖZYURT'un, doğalgaz faturalarının ödenmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20885)
63.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya turizminde
kriz yaşandığı iddiasına ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/20888)
64.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Alanya Akdağ
Kayak Merkezi projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20889)
65.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, İnkılap Tarihi
ve Atatürkçülük ders kitaplarının içeriğindeki bazı
değişikliklere ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20893)
66.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Rize Devlet
Hastanesinde ultrason çekimi için uzun süre sonrasına randevu
verilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/20896)
67.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Kastamonu bağlantılı
demiryolu hatlarının programa alınmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20899)
68.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet YILDIRIM'ın, Abana ve İnebolu
Limanları ile İnebolu sahil şeridinin dalgalardan korunmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20900)
69.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, Antalya'nın
İbradı İlçesindeki bir telefon santrali arızasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/20901)
No.: 124
16 Nisan
2007 Pazartesi
Tasarı
1.-
Beşinci Dünya Su Forumu Organizasyonu İçin Çerçeve Anlaşma
ile Beşinci Dünya Su Forumu Anlaşma Mektubunun Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/1348) (Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.4.2007)
Teklif
1.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Faruk Bayrak'ın; 388 Sayılı
Güneydoğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi
Teşkilatının Kuruluş ve Görevleri Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/999) (Plan ve Bütçe Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13.4.2007)
Rapor
1.-
Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile
2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren
Topuz'un; Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı
Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397) (Dağıtma tarihi:
16.4.2007) (GÜNDEME)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars'ta BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21827) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
2.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri'de BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21828) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
3.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis'te BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21829) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
4.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21830) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
5.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Nevşehir'de BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21831) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
6.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize'de BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21832) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
7.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Siirt'te BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21833) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
8.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Sakarya'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21834) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
9.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Şırnak'ta BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21835) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
10.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21836) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
11.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21837) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
12.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Batman'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21838) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
13.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bartın'da BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21839) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
14.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bingöl'de BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21840) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
15.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt'ta BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21841) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
16.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21842) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
17.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis'te BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21843) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
18.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce'de BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21844) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
19.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı'da BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21845) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
20.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21846) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
21.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ'da BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21847) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
22.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Karabük'te BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21848) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
23.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane'de BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21849) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
24.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Adıyaman'da BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21850) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
25.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'da BELDES'ten destek
alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21851) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
26.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Ağrı'da BELDES'ten
destek alan belediyelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21852) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
27.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21853) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
28.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars'ta KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21854) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
29.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21855) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
30.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21856) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
31.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21857) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
32.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Nevşehir'de KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21858) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
33.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Siirt'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21859) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
34.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Sakarya'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21860) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
35.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Şırnak'ta KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21861) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
36.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21862) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
37.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ'da KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21863) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
38.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21864) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
39.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane'de KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21865) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
40.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Karabük'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21866) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
41.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt'ta KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21867) (Başkanlığa geliş tarihi: 30/3/2007)
42.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bingöl'de KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21868) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
43.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis'te KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21869) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
44.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21870) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
45.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı'da KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21871) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
46.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21872) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
47.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Ağrı'da KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21873) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
48.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Adıyaman'da KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21874) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21875) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
50.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21876) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
51.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Batman'da KÖYDES'ten destek
alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21877) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
52.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bartın'da KÖYDES'ten
destek alan köylere ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21878) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Fındıklı
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21879) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
54.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Pazar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21880) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
55.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Ardeşen Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21881) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
56.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Hemşin Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21882) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
57.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Çayeli Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21883) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
58.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Çamlıhemşin
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21884) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
59.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Güneysu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21885) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
60.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-İyidere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21886) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
61.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Derepazarı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21887) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
62.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-Kalkandere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21888) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
63.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Domaniç Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21889) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
64.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Tavşanlı
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21890) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
65.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Emet Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21891) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
66.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Rize-İkizdere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21892) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
67.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Çavdarhisar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21893) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
68.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Hisarcık Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21894) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
69.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Altıntaş
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21895) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
70.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Aslanapa Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21896) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
71.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Gediz Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21897) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
72.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Dumlupınar
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21898) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
73.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Pazarlar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21899) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
74.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Şaphane Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21900) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
75.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Özvatan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21901) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
76.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kütahya-Simav Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21902) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
77.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Sarıoğlan
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21903) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
78.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Felahiye Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21904) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
79.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Bünyan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21905) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
80.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Akkışla
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21906) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
81.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Melikgazi Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21907) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
82.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Pınarbaşı
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21908) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
83.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Tomarza Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21909) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
84.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Sarız Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21910) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
85.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Hacılar Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21911) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
86.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Talas Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21912) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
87.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-İncesu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21913) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
88.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Kocasinan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21914) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
89.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Develi Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21915) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
90.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Yeşilhisar
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21916) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
91.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Torul Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21917) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
92.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Kürtün Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21918) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
93.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kayseri-Yahyalı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21919) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
94.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Mudurnu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21920) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
95.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Göynük Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21921) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
96.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Kıbrıscık
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21922) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
97.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Seben Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21923) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
98.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Yeniçağa Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21924) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
99.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Dörtdivan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21925) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
100.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Mengen Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21926) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
101.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bolu-Gerede Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21927) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
102.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Bayramören
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21928) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
103.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Yapraklı
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21929) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
104.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Ilgaz Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21930) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
105.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Kurşunlu
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21931) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
106.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Korgun
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21932) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
107.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Çerkeş
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21933) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
108.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Atkaracalar
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21934) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
109.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Eldivan
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21935) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
110.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Orta Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21936) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
111.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Kızılırmak
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21937) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
112.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Çankırı-Şabanözü
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21938) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
113.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Karakoçan
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21939) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
114.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Kovancılar
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21940) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
115.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Yığılca
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21941) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
116.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Akçakoca Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21942) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
117.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Cumayeri Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21943) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
118.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Çilimli Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21944) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
119.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Gölyaka Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21945) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
120.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Gümüşova Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21946) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
121.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Sivrice
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21947) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
122.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Düzce-Kaynaşlı
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21948) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
123.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Alacakaya
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21949) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
124.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Maden Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21950) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
125.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Arıcak
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21951) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
126.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Palu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21952) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
127.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Ilıca Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21953) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
128.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Pasinler Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21954) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
129.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Çat Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21955) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
130.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Aşkale Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21956) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
131.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Karayazı Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21957) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
132.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Tekman Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21958) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
133.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Karaçoban Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21959) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
134.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Hınıs Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21960) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
135.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Keban Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21961) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
136.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Ağın
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21962) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
137.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-İspir Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21963) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
138.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Elazığ-Baskil Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21964) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
139.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Tortum Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21965) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
140.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Horasan Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21966) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
141.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Narman Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21967) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
142.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Şiran
Belediyesinin elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21968) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30/3/2007)
143.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Köprüköy Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21969) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
144.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Köse Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21970) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
145.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Gümüşhane-Kelkit Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21971) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
146.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Şenkaya Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21972) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
147.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Olur Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21973) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
148.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Uzundere Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21974) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
149.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Oltu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21975) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
150.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Erzurum-Pazaryolu Belediyesinin
elektrik borcuna ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21976) (Başkanlığa geliş tarihi:
30/3/2007)
No.: 125
17 Nisan
2007 Salı
Raporlar
1.-
Dernekler Kanunu, Türk Medeni Kanunu ve İçişleri Bakanlığı
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile İçişleri
Komisyonu Raporu (1/1286) (S. Sayısı: 1393) (Dağıtma
tarihi: 17.4.2007) (GÜNDEME)
2.-
Yunus Emre Vakfı Kanunu Tasarısı ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/1338) (S. Sayısı:
1394) (GÜNDEME)
3.-
İstanbul Milletvekili Zeynep Karahan Uslu ve 5 Milletvekilinin;
Kasım Ayının Üçüncü Pazar Gününün Dünya Trafik Mağdurlarını
Anma Günü İlan Edilmesine Dair Kanun Teklifi ve İçişleri
Komisyonu Raporu (2/973) (S. Sayısı: 1395) (Dağıtma
tarihi: 17.4.2007) (GÜNDEME)
4.-
Ankara Milletvekili Muzaffer R. Kurtulmuşoğlu'nun; 4077
Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun
4. Maddesine Bir Fıkra Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi
ve İçtüzüğün 37 nci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme
Alınma Önergesi (2/276) (S. Sayısı: 1396) (Dağıtma
tarihi: 17.4.2007) (GÜNDEME)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kilis İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21977)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
2.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Şırnak İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21978) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
3.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bayburt İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21979)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
4.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Batman İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21980)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
5.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Aksaray İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21981)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
6.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Siirt İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21982)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
7.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Sakarya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21983)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
8.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Rize İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21984)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
9.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Nevşehir İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21985) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
10.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kütahya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21986)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
11.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kayseri İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21987)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
12.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Kars İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21988)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
13.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Gümüşhane İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21989) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
14.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Erzurum İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21990)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
15.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Elazığ İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21991) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
16.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Çankırı İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21992) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
17.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bolu İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21993)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
18.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bitlis İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
19.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Bingöl İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21995)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
20.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Amasya İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21996)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
21.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Ağrı İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21997) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
22.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Adıyaman İlindeki
yatırımlara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21998) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/4/2007)
23.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, Karabük İlindeki yatırımlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21999)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/4/2007)
24.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, örtülü ödenek
harcamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22000) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
25.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, TÜBİTAK'ın
desteklediği araştırma projelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22001) (Başkanlığa
geliş tarihi: 3/4/2007)
26.-
Eskişehir Milletvekili Cevdet SELVİ'nin, Eskişehir'de
açılışı yapılan tesislere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22002) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/4/2007)
27.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Hatay'da kamu araçlarının
kullanımıyla ilgili bir iddiaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/22003) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/4/2007)
28.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'in Menderes
İlçesinde köylülerden talep edilen ecrimisil bedellerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22004)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/4/2007)
29.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, malvarlığını
tümüyle bildirmediği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/22005) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
30.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Ankara Kız Lisesindeki
bazı sorunlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22006) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/4/2007)
31.-
Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Sabah Grubuna TMSF tarafından
el konulmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22007) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/4/2007)
32.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, bir
köşe yazısındaki iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/22008) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
33.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Millî parklara ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22009) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
34.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan
bir balık türüne ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22010) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
35.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, yabancıların
taşınmaz edinmesine ilişkin Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından yazılı soru
önergesi (7/22011) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/4/2007)
36.-
Diyarbakır Milletvekili Mesut DEĞER'in, işkenceyi önleme
konusundaki protokolün onaylanmasına ilişkin Dışişleri
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından yazılı
soru önergesi (7/22012) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/4/2007)
37.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Deniz BAYKAL'ın,
bir konuşmasına TRT'de yer verilmemesine ilişkin Devlet
Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi
(7/22013) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
38.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT'nin yayın
formatına uymayan film ve dizilere ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22014) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/4/2007)
39.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT 1'de yayınlanan
bir habere ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/22015) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/4/2007)
40.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT 1'de yayınlanan
bazı filmlerin yapımına ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22016) (Başkanlığa
geliş tarihi: 4/4/2007)
41.-
Erzincan Milletvekili Erol TINASTEPE'nin, Erzincan'daki çiftçilerin
sulama suyu sorununa ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22017) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
42.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan
bir balık türüne ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22018) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
43.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, DSİ XXI. Bölge Müdürlüğünün
bir ruhsat talebine verdiği görüşe ilişkin Enerji ve
Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22019) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
44.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, bir patent başvurusuna
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22020) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/4/2007)
45.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, DSİ'ye bağlı
sulama birliklerinin borçlarına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/22021)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/4/2007)
46.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Ankara'da hizmet
sözleşmesi sona eren halk otobüslerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22022) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
47.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'da bir yatılı
ilköğretim okulundaki görme engelli öğrencilerin bazı
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22023) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
48.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Emniyet Teşkilatındaki
kadrolaşma iddialarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22024) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Mobil Elektronik Sistem
Entegrasyonuna ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22025) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
50.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, ruhsat verilmeyen bir
kum ve çakıl ocağına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22026) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
51.-
Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'da yeşil
halk otobüslerinin servisten kaldırılmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22027) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/4/2007)
52.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Yeşil
kod adlı şahsa ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22028) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün tarımsal sulama
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22029) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/4/2007)
54.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün içinden geçen kanalın
üzerinin kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22030) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
55.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesinin
sağlık harcamalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22031) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
56.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesinin
katı atık merkezi kurmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22032) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/4/2007)
57.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediyesi
sınırları içindeki gecekondulara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22033) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/4/2007)
58.-
Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, bir CD'nin
kapağındaki haritaya ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22034) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
59.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, höyük ve tümülüsler ile antik
yerleşim yerlerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22035) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/4/2007)
60.-
Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, bir ilköğretim okulunda
yaşandığı iddia edilen bazı olaylara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22036) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
61.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, Ordu Aybastı
İmam Hatip Lisesi binasının kullanımına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22037) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
62.- Konya Milletvekili Atilla KART'ın,
özürlü personel alımına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22038) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
63.-
Ardahan Milletvekili Ensar ÖĞÜT'ün, bir köyün yeni okul binası
ihtiyacına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22039) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/4/2007)
64.-
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim ÖZKAN'ın, ders ücretlerinin
izin kullanımında kesilmesine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22040) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/4/2007)
65.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki bir özel
ilköğretim okulunun kapatılma kararına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22041) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/4/2007)
66.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Bakanlık
merkez binasındaki tadilata ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22042) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
67.-
Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, düzenleyici işlem
değişikliklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22043) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
68.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, İçeriçumra Devlet ve Trafik
Hastanesinin polikliniğe dönüştürülmesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22044) (Başkanlığa geliş tarihi: 3/4/2007)
69.-
Erzurum Milletvekili İbrahim ÖZDOĞAN'ın, trafik kazası
sonucu hayatını kaybeden Gaziantep Milletvekili Ömer
ABUŞOĞLU'na yapılan tıbbi müdahaleye ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22045) (Başkanlığa geliş tarihi: 4/4/2007)
70.-
İzmir Milletvekili Canan ARITMAN'ın, Sağlıkta Dönüşüm
Projesi saha koordinatörlerine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22046) (Başkanlığa geliş
tarihi: 4/4/2007)
71.-
Muğla Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, nesli tehlikede olan
bir balık türüne ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22047) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
72.-
Antalya Milletvekili Atilla EMEK'in, kaçak tohuma ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22048) (Başkanlığa geliş tarihi: 5/4/2007)
73.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, evrensel hizmet
gelirine ve kullanımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22049) (Başkanlığa geliş
tarihi: 3/4/2007)
74.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, oğluna ait geminin
rehin tutulmasına karşı girişimde bulunduğu
iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22050) (Başkanlığa geliş tarihi:
5/4/2007)
75.-
İstanbul Milletvekili Bihlun TAMAYLIGİL'in, KPSS'ye göre
yapılan atamalara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı
soru önergesi (7/22051) (Başkanlığa geliş tarihi:
3/4/2007)
76.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, hâkimlik sınavlarıyla
ilgili yargı kararının uygulanmadığı
iddiasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22052) (Başkanlığa geliş tarihi:
4/4/2007)
77.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Fethiye-Gölhisar
karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22053) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/4/2007)
17 Nisan
2007 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.05
BAŞKAN:
Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KATİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN
- Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89'uncu Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere geçiyoruz.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) OTURUM
BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili İsmail Alptekin'in, Aksaray'da meydana gelen
trafik kazasında vefat eden 33 öğrenci, öğretmen ve veliye
Allah'tan rahmet, yakınlarına ve ulusumuza başsağlığı
ile vefatının 14'üncü yıl dönümü münasebetiyle 8'inci
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a Allah'tan rahmet dileyen konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
14 Nisan 2007 Cumartesi sabahı, İzmir Zafer İlköğretim
Okulu öğrencilerini Kapadokya gezisine götürmekte olan otobüsün
Aksaray'da meydana gelen kaza neticesinde 33 öğrenci, öğretmen
ve velilerden oluşan insanımızın hayatını
kaybetmiş olmasından büyük bir üzüntü duyduğumuzu yüce
Meclis adına ifade etmek istiyorum. Başta eğitim camiası
olmak üzere tüm ulusumuza başsağlığı, sabır
ve vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Vefat edenlerin ailelerine
ayrıca başsağlığı diliyorum.
Ayrıca, bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin
8'inci Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal'ın vefat
yıl dönümüdür. Kendilerine de Allah'tan rahmet diliyorum, sevenlerine,
ulusumuza başsağlığı diliyorum.
Sayın milletvekilleri, gündeme
geçmeden önce üç sayın milletvekilimize gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz,
Ağrı ilinin kurtuluşu ile ilgili olmak üzere Ağrı
Milletvekili Sayın Mehmet Kerim Yıldız'a aittir.
Buyurun Sayın Yıldız.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika.
B)
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
1.-
Ağrı Milletvekili Mehmet Kerim Yıldız'ın,
Ağrı ilinin düşman işgalinden kurtarılışının
89'uncu yıl dönümü münasebetiyle, ilin sorunlarının
çözümü için atılan adımlara, daha önce özelleştirilen
Ağrı Et Kombinasının Tarım ve Köyişleri
Bakanlığına devri ile çiftçilere kaba yem bitkileri
desteğinin bir an önce ödenmesinin önemine ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET KERİM YILDIZ (Ağrı)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; serhat ilimiz
Ağrı'nın düşman işgalinden kurtuluşunun
89'uncu yıl dönümü nedeniyle söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle heyetinizi, halkımızı ve Ağrılı
hemşehrilerimi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlarken, hafta
sonu elim bir trafik kazası sonucu kaybettiğimiz 33 vatandaşımıza
Allah'tan rahmet, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı
diliyorum. Allah bir daha bize böyle acılar yaşatmasın.
Ayrıca, on dört yıl önce
bugün aramızdan ayrılan, Türkiye'de değişimin ve
dönüşümün öncüsü olan, sivil, demokrat, mütedeyyin ve özgürlükçü
Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal'a Allah'tan rahmet
diliyorum, ruhu şad olsun.
Ayrıca, yoğun bakımda
olan Meclis Başkan Vekilimiz Ali Dinçer Beyefendi'ye acil şifalar
diliyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Birinci Dünya Savaşı'nın en şiddetli
geçtiği yerlerden biri Ağrı'dır. 1914 yılında
başlayan Rus saldırısı ve arkasından gelen
işgal, bölgemize, yokluk, sefalet, ıstırap ve ölüm getirmiş,
kahramanca savunma yapan halkımız ile ordumuz, düşmanı,
14 Nisan 1918'de Patnos, Tutak, Diyadin, Taşlıçay ve Doğubeyazıt'tan,
15 Nisan 1918'de Ağrı'dan, 16 Nisanda da Eleşkirt'ten
çıkararak Gümrü'ye sürmüş, Ağrı'mızı bu
işgalden kurtarmışlardır.
Dedelerimiz, ilimizi düşman
işgalinden kurtarırken, canlarını, mallarını
vererek, kan, ter ve gözyaşlarını dökerek ağır
bedeller ödemişlerdir. İnsanlık tarihinde, bu üç damlanın
karşılıksız kaldığı görülmemiştir.
Bu üç damla azizdir, değerlidir. Kan, toprağın ve özgürlüğün;
gözyaşı, sevgi, aşk, hüzün ve acının; ter ise,
emeğin, çalışmanın ve başarının bedelidir.
Bu üç aziz damlayı dökerek Ağrı ve ilçelerimizin kurtuluşunu
sağlayan şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet
ve şükranla anıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ülkemizin birçok yerinde olduğu gibi ilimizde
de işgalden kurtarılmış, ancak, yıllardır
az gelişmişliğin getirdiği sorunların üstesinden
gelinememiştir. Kalkınma sorunlarının üstesinden
gelebilmek için, demokratikleşme, insani gelişme, sermaye
birikimi, adaletli bölüşüm,
istikrar ve sürdürülebilirlik sorunlarının üstesinden
gelmek gerekmektedir. Bu sorunların çözümü için AK Parti Hükûmeti, gecesini gündüzüne katarak ekonomide,
eğitimde, sağlıkta, sosyal alanda önemli adımlar atmış,
reformlar yapmış ve yapmaya devam etmektedir.
Bu kapsamda ilimizde de birçok
atılım gerçekleştirilmiştir. AK Parti Hükûmeti, iktidara
geldiğinde, 1991 yılından beri yapımı devam
eden Ağrı Devlet Hastanesi, inşaatı tamamlanarak
bu dönemde hizmete açıldı. Eski devlet hastanesi, Ağrı
Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi olarak
hizmet vermeye başladı. Hastanelerimiz tıbbi malzeme
ve cihaz yönünden modernize edildi. Doktor, hemşire, ebe
açıkları hızla giderildi. 2002 yılında 39 uzman
hekim, 52 pratisyen, 134 hemşire ve 81 ebe varken, bugün 88 uzman
hekim, 174 pratisyen, 338 hemşire, 152 ebeyle hizmet verilmektedir.
İlimizde, 2002'de 7 ambulansla hizmet verilmeye çalışılırken,
bugün toplam 38 ambulansla halkımıza hizmet verilmektedir.
Sağlık ocaklarının
tamamına yakını açık hâle getirilmiştir. Sadece
Ağrı'da diyaliz merkezi varken, bugün 4 ilçemizin devlet
hastanelerinde diyaliz merkezleri kurulmuş ve 2'si hizmete
açılmıştır.
Tüm Türkiye'de olduğu gibi
Ağrı'da da yeşil kartlı vatandaşlarımızın
ayakta tedavilerinde reçete bedelleri, ortez, protez ve gözlük gibi
sağlık giderleri karşılanmaya başlanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET KERİM YILDIZ (Devamla)
- Eğitim ve öğretim alanında 530 bin Ağrılının
hayali, rüyası olan Ağrı Dağı Üniversitesinin
kuruluş yasa tasarısı Millî Eğitim Komisyonunda
görüşülerek kabul edilmiştir. Önümüzdeki günlerde Genel
Kurulda görüşülerek kabul edilecek ve bir rüya gerçekleşmiş
olacaktır.
Ağrı Dağı Üniversitesinin
kampüsünün yapımını üstlenen değerli iş adamımız,
hemşehrimiz Sayın İbrahim Çeçen'e, tüm Ağrılılar
adına buradan teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonraki hedefimiz,
fakülte ve yüksekokulların tüm ilçelerimize yaygınlaştırılmasıdır.
Sayın Başbakanımızın
öncülüğünde ve Sayın Millî Eğitim Bakanlığımızın
koordinasyonunda, devlet-vatandaş iş birliğini
sağlamak amacıyla başlatılan "Eğitime
Yüzde Yüz Destek Kampanyası" kapsamında, bir kısmı
da devlet yatırımı, bir kısmı da çok değerli
hayırsever iş adamlarımızın katkıları
sonucu, ilimize binin üzerinde derslik yapılmıştır.
2002 yılına kadar, cumhuriyet tarihi boyunca ilimize yaklaşık
2 bin derslik yapılmışken
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldız,
mikrofonu açıyorum, lütfen, son cümleleriniz.
MEHMET KERİM YILDIZ (Devamla)
-
dört yıllık AK Parti İktidarı döneminde 1.157
derslik yapılarak öğrencilerimizin hizmetine sunulmuştur.
Hükümetimizin, alın teriyle
ürettiğiyle ayakta duran çiftçimizin, köylümüzün yollarının
yapılması ve suya kavuşturulması amacıyla
başlattığı, cumhuriyet tarihinin köylere yönelik
en kapsamlı projesi olan KÖYDES projesi için, 2006 yılında
yaklaşık 38 milyon YTL, 2007 yılında 41 milyon YTL
ödenek ayrılmıştır. Geçen yıl, Ağrı
köylerinin 120'sine içme suyu, köylerin yolları için 1.123 kilometre
stabilize yol yapılmıştır. Ayrıca, 800 menfez,
3 tane de köprü yapılmıştır.
BAŞKAN - Sayın Yıldız,
son cümlelerinizi rica ediyorum.
MEHMET KERİM YILDIZ (Devamla)
- Başkanım, bir konu daha var, ona da bir dokunup gideceğim.
BAŞKAN - Bir cümleyle dokunun,
ama, sürenizi aştınız.
MEHMET KERİM YILDIZ (Devamla)
- 1995 yılında çürümeye terk edilen, özelleştirme kapsamına
alınan Ağrı Et Kombinası, Tarım Bakanlığına
devredilerek yakında hizmete açılacaktır.
Bunun yanında, özellikle çiftçilerimizin
sıkıntı çektiği kaba yem bitkileri desteğinin
bir an önce ödenmesi gerekmektedir. Bu konuda Tarım Bakanımızın
desteğini bekliyoruz, müjdesini bekliyoruz bütün Türkiye
için.
Sözlerime son verirken, bütün hemşehrilerimin
kurtuluş gününü kutluyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Gündem dışı ikinci söz
isteği, Aksaray'da meydana gelen ve 33 kişinin hayatını
kaybetmesine neden olan trafik kazasıyla ilgili olmak üzere,
İzmir Milletvekili Sayın Türkân Miçooğulları.
(CHP sıralarından alkışlar)
Buyurun Sayın Miçooğulları.
Süreniz beş dakika.
2.-
İzmir Milletvekilli Türkân Miçooğulları'nın, okul
gezisi sırasında öğrenci, veli ve öğretmenlerin trafik kazası
sonucunda hayatlarını kaybetmeleri nedeniyle, ülkemizde
çok yaşanan bu tür kazaların azaltılması için okul
gezilerine düzen getiren yeni bir yönetmeliğin yapılması
gerektiğine ve köy enstitülerinin kuruluş yıl dönümü
olan 17 Nisanların eğitim bayramı gibi kutlandığına
ilişkin gündem dışı konuşması
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
İzmir ili Konak ilçesi Zafer İlköğretim Okulunun
öğrencilerini, velilerini ve bazı aile yakınlarını
14 Nisan günü Kapadokya'ya giderken Aksaray yakınlarında
üzücü bir trafik kazası sonucu kaybettik. Pazar günü, ölenlerin
İzmir Vali Konağı önünde cenaze törenleri yapıldı.
İzmir büyük bir acı içerisindeydi. Herkes çok üzüntülüydü
ve herkes "Neden?" diye birbirine soruyordu. Artık,
bir olay meydana geldikten sonra o olayın nedeni çok önemli değildir.
O çocukları kaybettikten sonra, nedeni ne olursa olsun, onların
kayıplarının acısı her şeyin üzerindeydi.
Orada belki "Neden?" diye düşünmenin çok önemli olmadığını
gördüm, ama cenaze töreninden sonra o "Neden?" sorusu benim
de beynimi kemirmeye başladı.
Neden trafik kazalarında bunca
evladımızı yitiriyoruz? Neden gelişmiş ülkelerde
bu oran çok daha az iken, bizim ülkemizde çok daha fazla? Hep birlikte
bütün bunların cevabını bulmak, hep birlikte bunlara
çözüm üretmek zorundayız.
Zafer İlkokulunun öğrencileri
ve velileri bir geziye hazırlanmışlardı. Aslında,
içimden, acaba bu gezileri yasaklamak mı gerekir diye düşündüm,
ama sonra, onların o 46 kişilik otobüsün içerisinde 63 kişi,
"Küçük çocuğumuzu kucağımıza alırız,
olsun, biz de gidelim." diyen annelerin duygularını,
düşüncelerini kendi kendime yorumlamaya çalıştıkça,
bu gezileri yasaklamak yerine, bu gezilere bir düzen getirmek, bu
gezilere daha iyi bir çözüm bulmak zorundayız diye düşündüm.
Bu gezi, sıradan bir okul gezisi
değildi. Elimde bir liste var. Listeye baktığımızda
burada tam 9 tane çocuk var, 1 tanesi üç ve 1 tanesi beş yaşında;
veliler var, yakınları var. Demek ki insanlar böyle bir gezi
ortamı bulunca, görmek, tanımak, bilmek isteğiyle ne
pahasına olursa olsun o geziye gitmeye karar vermişler,
ama olanaklar iyi olmadığı için, yollar gerektiği
gibi düzgün olmadığı, şoför eğitimli olmadığı
Bunların hepsi varsayımlar, hepsi olabilecek nedenler,
hepsi de her zaman karşılaştığımız sorunlar.
Şoförün eğitimi önemli, aracın yaşı önemli, bu
geziyi düzenleyenlerin kurallara uyması, bu gezide öğrenci
başına, on öğrenciye bir sorumlu veli veya bir sorumlu
öğretmen koyması, araç geziye çıkmadan önce tüm tedbirleri
almış olması
Bunların hepsi çok önemli.
Belki de bu gezileri gece yapmaktan
vazgeçmek gerekiyor. Belki de bu uzun gezileri, çocukların bir
yere gitmelerini sağlarken gündüz yapmalı, onların
ekonomik sorunlarına bir şekilde çözüm bulmalı, Bakanlığımız
bu konuda birtakım ödenekler ayırmalı, o geziler, gündüz,
çocukların her tarafı görebileceği, çevreyi tanıyabileceği,
gece yatıp dinleneceği, yine ertesi gün gündüz gözüyle
memleketine dönebileceği bir şekilde oluşmalı
diye düşündüm. Çünkü, gezmek, görmek, hem eğitimin bir parçası
hem herkesin hakkı.
Bu kazadan sonra İzmir Valisi,
Bakanlık, İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Konak
Belediyesi ve İzmir'deki herkes görevlerini yaptı. Bu konuda
İzmirliler herkese teşekkür ediyor, ama önemli olan sonuçtan
sonra görev yapmak değil, önemli olan bunların tedbirini almak.
Bunu da hep birlikte yapmalıyız diye düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI (Devamla)
- Bu kazada hayatını kaybeden 9 çocuğumuza, içinde
altmış dört yaşında anneannelerin, babaannelerin
olduğu büyüklere, kadınlara, erkeklere Tanrı'dan rahmet
diliyorum. Yaralıların bir an önce iyileşmesini, bir
an önce şifa bulmasını diliyorum. Tüm yakınlarına
ve tüm İzmirlilere, tüm yurdumuza başsağlığı
diliyor, sabır diliyorum.
Sevgili arkadaşlar, şu
anda, Meclis Başkan Vekilimiz, Bursa Milletvekilimiz, hepimizin
ağabeyi Ali Dinçer, ölümle pençeleşiyor. Telefonlarımıza
gelen mesajda "A grubu, B grubu,
AB grubu (-) kan aranmakta" dedi. Dilerim, bu kanlar bir
umut olur. Sayın Grup Başkan Vekilimiz Eyüp Fatsa kan vermiş,
ona çok teşekkür ediyoruz.
EYÜP FATSA (Ordu) - Gideceğim
şimdi.
TÜRKÂN MİÇOOĞULLARI (Devamla)
- Gideceksiniz
Bir an önce gidin lütfen. Dilerim bütün bunlar, ona
destek olur, onun bu direncine -o, her şeye karşı direnmesini
bilen birisiydi- destek olur ve onu bize bağışlar.
Bu arada, bugün 17 Nisan, köy enstitülerinin
kuruluş yıl dönümü. Ülkenin aydınlanma devrimine
ışık tutan, Hasan Âli Yücel, İsmail Hakkı Tonguç
önderliğinde kurulmuş köy enstitüleri, o köy enstitülerinde
yetişen öğretmenleri ve o öğretmenlerin öğrencilerini
de buradan saygıyla anmak istiyorum. Her ne kadar eğitim
bayramı olma talebimiz kabul olmamışsa da tüm Türkiye'de
17 Nisanlar bir eğitim bayramı gibi kutlanmakta. Bu 17 Nisanlarda
eğitimden söz edilirken, çocukların üretim içerisinde
öğrenmesini sağlayan, çocukların aynı zamanda
gezip görme taleplerini de tatmin edecek olan şu gezilerin de
bir düzene konulması için el birliğiyle bir değerlendirme
yapar, yeni yönetmeliklerin çıkmasına katkı sağlarız
diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Miçooğulları.
Değerli mesai arkadaşımız,
sevgili dostumuz Ali Dinçer kardeşimizin bir an önce şifaya
kavuşmasını, hepinizin adına, gönülden biz de istiyoruz,
temenni ediyoruz ve diliyoruz.
Üçüncü gündem dışı
söz isteği, 8'inci Cumhurbaşkanı Sayın Turgut
Özal'ın ölüm yıl dönümü münasebetiyle, Malatya Milletvekili
Sayın Münir Erkal'a aittir.
Buyurun Sayın Erkal. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
3.-
Malatya Milletvekili Ahmet Münir Erkal'ın, vefatının
14'üncü yılında 8'inci Cumhurbaşkanı Turgut
Özal'ın siyasi kişiliğine ilişkin gündem dışı
konuşması
AHMET MÜNİR ERKAL (Malatya) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin büyük
siyaset ve devlet adamı, değerli hemşehrimiz, 8'inci
Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı -bir cumhurbaşkanlığı
seçimi arifesinde- bugün vesilesiyle anarken, yaptıklarını,
katkılarını, ülkemize taşıdığı
büyük değişim ve dönüşümleri hatırlamakta ve ondan
ders almakta büyük yararlar görüyorum.
O, hizmet döneminde bir çok şeyi
ilk defa gündeme getirdi, siyasetin dengelerini ve yapısını
değiştirdi ve bu vizyonunu, ülkenin reel gerçekleriyle
bütünleştirerek yaptı. Az gelişmişliği asla
bir kader olarak görmedi ve bunu değiştirmek için, mücadeleci
bir ruh yapısıyla büyük gayret gösterdi. Popülizm yapmadı,
laf üretmedi; konuşmaktan çok, bu ülkenin dertlerine deva olacak
büyük projeler üretti ve uyguladı.
Bu anlamda, o, bir icraat savaşçısı,
proje adamı ve değişimin mimarıydı. Siyasetteki
açmazı, ufuksuzluğu, büyük proje üretememeyi, çaresizliği
içine sindiremedi. Problem üreten değil, çözüm üreten siyasi
anlayışı, büyük hedef ortaya koymayı, geçmişle
bugünü sentezlemeyi çok güzel bir şekilde gerçekleştirdi.
"Ne kadar yaşadığınız değil, nasıl
yaşadığınız önemlidir" ilkesini hiç unutmadı.
Orta Asya sevgisi ve ilgisi bambaşkaydı.
Buhara'yla kardeş şehir olduğumuzu söylediğimde
duyduğu heyecanı ve tavsiyelerini hiç unutmadım.
O, bir elinde Somuncu Baba'nın
engin hoşgörüsü, Niyazi Mısri'nin aşkını, kayısı
çiçeğinin dalındaki güzelliğini; diğer elinde
yüksek teknolojiyi, bilginin gücünü, değişimin aksiyonunu
tutuyordu.
Yeni dünya düzeninde etkin olmanın
ciddi bir yeniden yapılanmayla olacağını çok iyi
biliyordu. Bu yeniden yapılanmanın olmazsa olmaz değerinin
ise bilgiyi toplamak, kullanmak ve yönetmek olduğunu çok iyi idrak
etmişti. Yönetim yapılanmasında ise, başkanlık
sisteminin çok önemli olduğunu ve mutlaka hayata geçirilmesi
gerektiğini ısrarla vurguladı.
Geleceğe yürürken, birlik ve
beraberliğin hayati öneme sahip olduğunu biliyor, bu nedenle
problemlerimizi kavgayla değil, diyalogla çözmenin gereğini
her fırsatta dile getiriyordu.
Hiçbir zaman başkalarının
gündemini kabullenmedi. İnsanımızın gündemini,
kendi gündemimizi, bizim gündemimizi ana gündem maddesi yapmayı
başardı. Bu anlamda, reaksiyonel değil, aksiyonel
bir anlayışın temsilciydi.
O, halk adamı, sivil ve bizden
biriydi. Bu yüzden sivil toplumun gücünü artırmak ve dinamiklerini
harekete geçirmek için büyük gayret sarf etti. O, her alanda, her
şekilde hür bir iklimi istiyor ve din ve vicdan hürriyeti, teşebbüs
hürriyeti, düşünce ve onu ifade hürriyetini ısrarla dile
getiriyordu.
O "benim iki gömleğim vardır,
biri bayramlık diğeri idamlık" diyecek kadar risk
alabilen ve bu ölçekte ülke sevgisi olan bir devlet adamıydı.
Bu yüzden, kurşun yediği zaman bile tekrar ayağa kalkıp
"Allah'ın verdiği canı ondan başka alacak yoktur."
deme teslimiyetini ve samimiyetini göstermişti. O, kul hakkı
yememe ve hesap verme şuuruyla yaşadı. Bundan dolayı,
yaptıkları, siyasi rant beklentisinden uzaktır ve bu
milleti olması gereken yere taşıma iradesinin ürünüdür.
Tabuları yıkmak en büyük
zevkiydi. Köprüyü satarak, 141, 142, 163'ü kaldırarak, "Cumhurbaşkanı
cuma namazına giderse laiklik elden gider, laik rejim yıkılır."
diyenlere gülüp namaza giderek, "Muz ithal edersek dövizimiz
biter." diyenlere tebessüm ederek birçok tabuyu yıktı.
O, bu ülkenin tüm fertlerini birinci
sınıf insan olarak algıladı. Onların değerlerini
ve onurunu korumak için büyük gayret gösterdi ve onlara yokluğu
değil, varlığı paylaşmak gerektiğini
öğretti.
O, çok renkli Anadolu coğrafyasının
çok renkli insanıydı. Çocukların tonton amcası,
halktan biri, sivil, muhafazakâr, değerlerine bağlı,
cumhurun yanında olan bir Cumhurbaşkanıydı.
O, Çankaya'da bazı şeyleri
asla yapmadı. Çankaya'yı, asla bir noterlik makamı olarak
görmedi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) -
Çankaya'yı, asla tabuların etkin olduğu bir alan hâline
getirmedi. Çankaya'yı, asla birilerine kapalı, birilerine
açık olan bir mekân olarak algılamadı. Özal, Çankaya'yı,
cumhurun başı olarak, cumhurla kucaklaşılan, herkese
açık olan, tabuların olmadığı, proje ve vizyon
ortaya konulan, tehdit ve tehlike mesajları değil, moral
mesajları verilen bir yer olarak algıladı ve gereğini
yaptı, çünkü bunun aksine yapanları tarihin en sert şekilde
yargılayacağını ve milletin bu zihniyeti asla
affetmeyeceğini ve onlara "Gölge etme, başka ihsan
istemem." diyeceğini çok iyi biliyordu.
O, rasyonel siyaset yaptı. Sadece,
tarih ve geçmişle değil, başarıyla, icraatla, birikimimizle
övünmemiz gerektiğini ortaya koydu. O, statükonun, idareimaslahatın,
günü kurtarmanın karşısındaydı. O, Türk siyasetine
egemen olmuş vizyonsuzluk, uzlaşmazlık, kavgacılık,
icraatsızlık hastalıklarını
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Erkal, konuşmanızı
lütfen tamamlayınız.
AHMET MÜNİR ERKAL (Devamla) -
Bitiriyorum Sayın Başkan.
icraatsızlık hastalıklarını
tek tek tedavi etti ve onları tersine çevirdi. Böylece, oluşan
potansiyel, ülke insanına yeni bir moral, yeni bir umut, yeni
bir hız ve dinamizm getirdi. Bu aziz milleti olması gereken
yere taşıma iradesini hep canlı tuttu. Milletin özündeki
potansiyeli açığa çıkararak, tekrar tarih sahnesine
koyma heyecanını hep muhafaza etti. O, büyük Türkiye türküsünün
derleyicisi, hizmet sevdalısı ve değişimin mimarıydı.
Sevgili Cumhurbaşkanımız,
siz, dünyanın dört bir tarafındaki tarihî ve doğal
bağlarımızın olduğu kardeşlerimizi, ülkemizi,
insanlarımızı, Malatya'yı, Malatyalıları,
Kernek'i ve kayısıyı hiç unutmadınız. Malatya
Belediye Başkanlığı dönemimde sizinle çalışmanın
onur ve heyecanını hep duydum. Sizi rahmetle, minnetle,
şükranla anıyoruz. Ruhun şad olsun.
Saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Erkal.
Sayın milletvekilleri, gündem
dışı konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir önerisi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım:
Buyurun.
V.
- ÖNERİLER
A)
SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.-
Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin CHP Grubu
önerisi
17.04.2007
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu'nun,
17.04.2007 Salı günü (bugün) yaptığı toplantısında,
siyasi parti grupları arasında oy birliği sağlanamadığından,
Grubumuzun aşağıdaki önerisinin, İçtüzüğün
19 uncu maddesi gereğince Genel Kurul'un onayına sunulmasını
saygılarımla arz ederim.
Ali
Topuz
İstanbul
Grup
Başkanvekili
Öneri:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Gündeminin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına
Dair Öngörüşmeler Kısmının, 126 ncı sırasında
yer alan (8/11) Esas Numaralı Genel Görüşme Önergesinin öngörüşmesinin,
Genel Kurul'un; 17.04.2007 Salı günlü birleşiminde yapılması
önerilmiştir.
BAŞKAN - Önerinin lehinde ve
aleyhinde söz isteyen?
Önerinin lehinde olmak üzere, Yozgat
Milletvekili Sayın Emin Koç, buyurun.
Süreniz on dakika.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; hepinizi saygıyla,
sevgiyle selamlıyorum. Konuşmama başlamadan önce,
çok sevgili, değerli kardeşimiz, Başkan Vekilimiz Ali
Dinçer'e acil şifalar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün,
yine, Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olan medyanın
durumunu gündeme almak istiyoruz. Daha önce de defalarca, bu Genel
Kurulda ısrar ettik; Türkiye'de medyanın çok ciddi sorunları
vardır. Bu sorunların mutlaka Parlamentoda ele alınıp,
görüşülmesi gerekiyor. Grup Başkan Vekillerimizin 2004
yılında verdiği önerge, bugüne kadar hâlâ ele alınmamıştır.
Özellikle AKP İktidarı, medyanın sorunlarının
görüşülmesinden özellikle kaçmaktadır. Medyanın olmadığı
bir demokrasi, değerli arkadaşlar, olamaz. Bugün, Türkiye'de
bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Tabii, medya deyince,
Anayasa'mız, iktidara ve medya kuruluşlarına bu konuda
çok ciddi görevler vermiştir. Anayasa'nın 26'ncı ve 28'inci
maddeleri, medyanın hürriyetinden, bağımsızlığından
söz etmektedir; ancak, bu görevin, bu kamu görevinin yerine getirilmesi
konusunda, iktidar, üzerine düşeni yapmamaktadır; hatta,
üzerine düşeni yapmanın yerine medyayı engellemektedir.
Medya kuruluşları da ikinci aktör olarak bu görevini yapmamaktadır.
Yine, Anayasa'mız, TRT'ye de bu konuda görevler vermiştir. TRT
de bu görevlerden özellikle kaçmaktadır.
Değerli arkadaşlar, bu
konu ele alınırken, yine, son yaşanan mitingi hep beraber
gördük. Cumartesi günü Ankara'da milyonlar bir araya geldi, demokrasi
istedi; demokratik, laik, hukuk devletinin, sosyal hukuk devletinin
zedelenmemesi için mücadele başlattı. Ancak, bu mitingin
yayınlanmasında, TRT, özellikle görevini yapmayarak suç
işlemiştir. TRT, elemanlarını, kameralarını
oraya yerleştirmiş, ama, mitingi, halkın sesini duymamazlıktan,
görmemezlikten gelmiş, gözünü kapatmıştır. Bu sorumluluğu
mutlaka TRT yönetimlerine hatırlatılacaktır. TRT'mizin
son günlerde ortaya koyduğu durum gayet açıktır. Bugün,
TRT Genel Müdürlüğüne, Hükûmet,
bir genel müdür atayamamıştır. TRT Genel Müdürlüğünü
yürüten Ali Güney de ne Anayasa'nın ne de yasanın verdiği
görevleri yerine getirememiştir. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında
bunun hesabı mutlaka sorulacaktır. Ankara'da düzenlenen,
halkın sesi olan mitingi tüm dünyanın en önemli medya kuruluşları
haftanın olayı olarak gündeme alırken, TRT gözlerini
kapatmış, bu olayı görmemiştir. TRT ne yapıyor?
Eski bir imam Ali Güney vasıtasıyla bu Kurum yönetiliyor.
Kurumun Genel Müdür Yardımcısı, yine yayından sorumlu
Genel Müdür Yardımcısı ise yazdığı kitaplarla
TRT'yi, demokrasiyi, laik demokratik cumhuriyeti, Atatürk cumhuriyetini
karalamaktadır. Defalarca hatırlatmamıza rağmen,
maalesef, Hükûmet de bu konuda üzerine düşeni yapmamış,
hiçbir soruşturma da açmamıştır.
Değerli arkadaşlar, yine,
özel medya kuruluşlarına gelince
Yine, Ankara'da yapılan
bu mitingi, bu televizyon kuruluşları, basın kuruluşları
görmezlikten gelmiştir. Niye gelmiştir? AKP İktidarıyla
beraber medya üzerinde görülmemiş baskılar ve oyunlar oynanmıştır.
12 Eylül cuntasında, Kenan Evren diktatörlüğünde dahi görülmeyen
baskılar AKP İktidarı döneminde görülmüştür. Çünkü,
AKP İktidarı, demokrasiyi bir türlü içine sindirememiştir.
AKP İktidarıyla beraber önce Star Grubuna el konulmuş,
çeşitli perde arkasında oyunlarla belli kanallara aktarılmış,
Star Grubu kendi yayın grubu hâline getirilmiştir. Arkasından,
son günlerde yine Türkiye'nin en büyük ikinci medya kuruluşu Sabah
Grubuna da seçime gidildiği bir dönemde el konulmuş, bunun
da neticesi henüz belli değildir. Hükûmetin elinde bir medya kuruluşu
olarak bugün devam etmektedir. Bu
durum, dünyanın hiçbir yerinde görülmemektedir, rastlanmamaktadır.
Bugün, bakıyoruz, halkın, milyonlarca insanımızın
sesini duymayan kuruluşlar, AKP İktidarının uydurma
birtakım icraatlarının tanıtımı ve propagandası
gündeme gelince onları canlı yayınlıyorlar. Sabah
baktım, Dışişleri Bakanının çeşitli
açıklamaları; içi boş, fasa fiso hepsi.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - O kadar
boş konuşuyorsun ki!
EMİN KOÇ (Devamla) - Avrupa
Birliğiyle uyum çalışmaları güya. Televizyonların hepsini açıyorum,
hepsinde canlı yayınlanıyor. Halkın uyutulması,
halkın yanıltılması gündeme geldiğinde,
Hükûmetin propagandası gündeme geldiğinde, o kuruluşların
hepsi o yayınları, halkın yönlendirilmesi gündeme
geldiğinde o kuruluşlar hepsini canlı vermekte, ama
halkın sorunları gündeme geldiğinde o medya kuruluşlarının
hiçbirisinde tek kelime maalesef görmüyoruz.
Bu konuyu Türkiye'de görmezlikten
gelebilir miyiz? Bununla nasıl demokrasiyi olgunlaştıracağız,
yaşatacağız? Doğal olarak, biz biliyoruz, demokrasi
AKP İktidarının sorunu değildir. AKP İktidarının
demokrasiye bakış açısının ne olduğunu
da biliyoruz. AKP İktidarının Başbakanı Tayyip
Erdoğan'ın demokrasiye nasıl baktığını
da biliyoruz. İşte televizyonlarda yayınlanıyor,
"Demokrasi bizim için bir araçtır." diyor, "Demokrasi
bizim için bir amaç değildir." diyor. Bunu, tüm Türk halkı
görmeye başlamıştır. O nedenle de milyonlar Tandoğan
Meydanı'nda toplanmaya başlayıp Hükûmete uyarılarını
yapmaya başlamıştır.
İktidara da ricamız, gelin,
fazla daha zaman geçirmeden medyanın içine düştüğü bu
sıkıntıların görüşülüp ele alınması
gerekir. Medya, Hükûmetin oyuncağı hâline getirilirken medyada
çalışan binlerce arkadaşımız, tamamı neredeyse
iş güvencesinden, sendikadan, sendikal güvenceden yoksun
işlerine devam etmektedir. Bu konuşmalarımı yaparken,
medya kuruluşlarında çalışan tüm basın emekçi
arkadaşlarımızın hassasiyetini biliyorum, onların
mücadelelerini biliyorum. Ama, gün gelecek, bu devir tamamen ters
dönecek, bunun hesabı da mutlaka bir gün sorulacaktır.
Değerli arkadaşlar, yine,
Türkiye'nin demokrasi konusunda mücadele veren çok değerli
yazarları, çok değerli televizyon kuruluşları
var. Bunların başına neler geldiğini de gördük. Kanaltürk
televizyonu çıktı, Türkiye'de demokrasinin bayraktarlığını
yaptığı an AKP İktidarının baskısı,
susturması ve zulmüyle karşılaştı. Yine, çok
ciddi medya kuruluşlarımızda köşe yazıp, demokrasiyi,
halkın haklarını savunan köşe yazarlarına
bu iktidar tarafından çok ciddi baskılar düzenlenmiş,
birçok gazeteci arkadaş, köşe yazarı işinden olmuştur.
AKP
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
EMİN KOÇ (Devamla) - Başkan,
tamamlıyorum.
Yine, Türkiye'de demokrasinin en
önde savunucularından köşe yazarı Bekir Coşkun
arkadaşımız medyanın son durumunu değerlendirirken
yazdığı köşe yazısında diyor ki: "Bu
medya ile demokrasi olmaz. Seçim sandığı kadar, oy pusulası
kadar, demokrasinin vazgeçilmezi medyadır. Medya olmadan demokrasi
asla olamaz. Medyasız seçim, kör seçimdir." Bu durumun Türkiye'de
mutlaka değiştirilmesi gerekir düşüncesini savunuyoruz
ve bu önergenin de Meclis Genel Kurulunda gündeme alınarak
araştırılması enine boyuna, çözümün olgunlaştırılması
gerekir düşüncesiyle, hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Aleyhte olmak üzere, Şanlıurfa
Milletvekili Sayın Atilla Maraş.
Buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MEHMET ATİLLA MARAŞ
(Şanlıurfa) - Değerli Başkan, değerli milletvekilleri;
Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına vermiş olduğu, Hükûmetin,
halkın bilgilenme hakkını engellemeye yönelik girişimleri
ve basının sorunları hakkında, Anayasa ve ilgili
İç Tüzük maddeleri gereğince genel görüşme açılmasıyla
ilgili teklifin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
CHP Grubunun bu önergeyi vermesindeki
temel amacı, esasen, medyanın sorunlarına çözüm bulmak
değil, Hükûmetle medyayı karşı karşıya getirme
girişiminin son halkasıdır.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Allah
Allah!
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- CHP, önce, medya ile akçalı ilişkilerinin hesabını
vermelidir. Çünkü, bizim baktığımız gazetelerde,
başlıklar hâlinde, CHP'nin
İşte, burada
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Aaa! Çok önemli!
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- "Kanaltürk'e 3 milyon dolar verdik." diyor, "CHP'den Kanaltürk'e
3 milyon dolar hibe.", Tuncay Özkan'ın televizyonuna ve Tuncay
Özkan da
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Siz, hiçbir televizyona para vermiyor musunuz?
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- "Kanalım CHP'nin emrinde." diyor.
Şimdi, partiler, televizyonlara,
basın-yayın organlarına reklam verebilirler, bunda
herhangi bir beis yok, ama, bugüne kadar, Kanaltürk'te, CHP'nin reklamını
yapacak, konularını, görüşlerini açıklayacak
hiçbir şeye rastlamadık. Mesela, Genç Parti, Anavatan Partisi,
Doğru Yol Partisinin reklamları gazetelerde, televizyonlarda
yayınlanıyor, tabii ki, bu yayına karşı da bir
para alıyorlar, ama, Kanaltürk'ten böyle bir şey görmedik, yani,
ne CHP'nin reklamını yaptılar, hiçbir şey yapmadılar.
Onu bir görelim de paranın gerçekten reklam için mi verildiğini,
başka gayeler için mi verildiğini görmemiz lazım.
CHP'nin genel görüşme teklifini
verdiği tarihe bir bakalım: 4 Mart 2003. 2007'ye gelmişiz,
yani, üç yıl önceki bir genel görüşme isteği teklifini
üç yıl sonra yeniden gündeme getirerek acaba CHP bize ne yapmak
istiyor?
Biz, bu dönemde, kendi dönemimizde,
iktidarımızda, Basın Kanunu'nu çıkardık ve
basın özgürlüğünü çağdaş ülkelerin düzeyine getirdik.
Bugün, medyanın sorunlarıyla ilgili, daha önce verilen
bir teklifin görüşülmesini isteyen CHP'lilerin "Kanalım
CHP'nin emrinde." diyen bir medya patronunun sahibi olduğu
televizyon kuruluşuna 3 milyon dolar hibe ettiği basında
yer almıştır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hibe diye bir şey yok ya!
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- CHP Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Özyürek belgesel
çekim anlaşması için avans olarak 3 milyon dolar, Genel Sekreter
Önder Sav 3,5 milyon dolar verdiklerini söylemişlerdir. Kanalın
sahibi ise hibe iddialarını reddetmiştir. CHP'lilere
sormak istiyorum: Bu açıklamalardan hangisi doğrudur?
CHP'lilerden şu soruya cevap istiyorum: Türk Tarih Kurumu yöneticilerini,
yasal paylarını vermeyerek, yıllarca mahkemelerde
süründüren sizler, bir kalemde bir televizyon kanalına hangi
amaçla 3 milyon dolar verdiniz?
MEHMET KARTAL (Van) - Kanal 7 nasıl
kuruldu?
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- CHP'nin bu teklifi ısıtarak gündeme getirmesinin iki nedeni
var bence: Birincisi, TMSF tarafından bir bankaya el konulması;
ikincisi de, akçeli ilişkiler içine girdiği bir televizyon
kanalı hakkındaki Maliye Bakanlığının
yaptığı incelemeyi örtmeye çalışmak.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Ne inceleme
yapıyor ya, maşallah! Öyle bir inceleme ki!
MEHMET ATİLLA MARAŞ (Devamla)
- Değerli milletvekilleri, Anayasa'mızın 26'ncı
maddesi "Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti"
başlığı altında, herkesin düşünce ve kanaatlerini
söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya
toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu
düzenlemiştir. Yine "Basın hürriyeti" başlıklı
28'inci madde ise "Basın hürdür, sansür edilemez." hükmünü
içermektedir. CHP'nin teklifine baktığımız zaman,
sanki AKP basınla ilgili bu kadar kanun çıkarmadı, sanki
bir sansür uyguluyor, işte Tanzimattan beri uygulanan sansürü
AKP sürdürüyor, gibi iddialar var bu araştırma önergesinde.
Hürriyetçi demokrasinin bir gereği
olarak, farklı düşüncelerin ifade edilmesine imkân sağlayan
demokratik araçların kullanabilirliğini hazırda
tutmak gerekir. Fakat, bu hürriyetlerin sınırlanabilmesine
imkân sağlayan durumlar olarak da, millî güvenlik, kamu düzeni,
kamu güvenliği, cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin
ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması,
suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması,
devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin
açıklanmaması, başkalarının şöhret veya
haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun
öngördüğü meslek sırlarının korunması veya
yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi
amaçlarıyla sınırlanabileceği hususları
sayılmıştır. Bu bakımdan, ne Hükûmet ne de bir
başkası, gerek tüzüklerinde ve gerekse iş ve eylemlerinde
anayasal bu ilke ve kararlara aykırı bir tutum ve davranış
içerisine giremez. AK Parti iktidara geldiğinden bugüne, tutum
ve davranışları ile düşünceyi açıklama ve yayma
özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması
için çaba göstermiş; bu bağlamda, başta 5237 sayılı
Türk Ceza Kanunu olmak üzere, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun
yasalaşmasını sağlamıştır. Bilindiği
gibi, Basın Kanunu'muzun amacı, basın özgürlüğünü
ve bu özgürlüğün kullanımını düzenlemek, olarak
ifade edilmiştir. AK Parti Hükûmetleri, hukuk devleti ilkesine
bağlıdır; doğal olarak, başta Anayasa ilkeleri
olmak üzere, tüm objektif, nesnel hukuk kuralları ile de bağlıdır.
Araştırma önergesine konu
olan hususlara gelince: Söz konusu kanal, Star TV, anonim şirket
statüsünde bir işletme idi ve bu işletmeye, TMSF tarafından,
kamu kaynaklarının tahrip edilmesi neticesinde el konuldu
ve bilahare de, kanuna uygun bir şekilde satıldı. Gerek
bu kanala ve gerekse basına yönelik herhangi olumsuz bir tutum
ve davranış içerisine AK Parti Hükûmetlerinin teşebbüsü
olmamıştır; bunu iddia etmek, hukuku siyasallaştırma
çabasının bir neticesi olarak görülmelidir. AK Parti
hükûmetleri, basına, basın özgürlüğüne, düşünceyi
açıklama ve yayma hürriyetine saygılıdır. Bunların
hayata geçirilmesi için de üzerine düşen her türlü çabayı
göstermektedir.
Ayrıca, TMSF tarafından
el konulan bu şirkette çalışan basın mensuplarının
mali ve özlük haklarına dokunulmadığı gibi, bunların
çalışma koşulları aynen devam ettirilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
TMSF'nin Sabah gazetesine yönelik müdahalesine gelince. Şöyle
açıklayalım: TMSF, Medya Grubu ve Merkez Grubu şirketlerinin
temettü hariç ortaklık haklarıyla yönetim ve denetimlerini
devralmıştır. Bu konuda TMSF tarafından yapılan
yazılı açıklamada ise aynen şunlar yer almaktadır;
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun ilgili hükümleri
gereğince bu devralma işleminin gerçekleştirildiği
ifade edilmiştir. "Etibank AŞ hâkim ortağı Dinç
Bilgin ile Turgay Ciner arasında imzalanmış olan gizli
sözleşmelerin yeni ortaya çıkması sonucunda Bilgin
ve Merkez Grubunun medya sektöründe faaliyet gösteren 63 adet şirketi
5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun ilgili hükümleri
uyarınca TMSF tarafından devralınmıştır.
Bu hukuki durum karşısında, Dinç Bilgin'in Merkez Grubu
da dahil olmak üzere adı geçen şirket grupları arasında
muvazaalı bir şekilde işlem yapılmış ve
böylelikle de Fon yanıltılmıştır." Burada
da ifade edildiği üzere, Sabah Grubuna el konulmasının
gerekçeleri ortadadır. Gazetede çalışanlara yönelik
herhangi bir olumsuz durum da söz konusu değildir.
Düşüncelerimi bu şekilde
ifade ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Maraş.
Lehte olmak üzere, Adana Milletvekili
Sayın Uğur Aksöz; buyurun efendim.
UĞUR AKSÖZ (Adana) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
önerge, Türk medyasının yüce Mecliste tartışılmasını
isteyen bir önergedir ve bu önerge o kadar yerindedir ki, o kadar
doğru bir önergedir ki, inanıyorum ki sizler de buna evet oyu
vereceksiniz, aksi hâlde medya adına oynanan komedyaya izin
vermiş olursunuz. Bakınız, Sayın Başbakan 3 Nisan
2005'te diyor ki Hürriyet gazetesinde: "Benden randevu alıp
başka işlere aracılık eden gazeteciler var."
Bu çok vahim bir iddia değil mi? Bunu bu Meclis incelemesin mi?
Bunu buraya getirmeyelim mi? "Hayır" derseniz,
Başbakanınızı yalancı çıkarmış
olursunuz. Onun bir iddiası var, biz de diyoruz ki, bu iddiayı
inceleyelim; "hayır" derseniz, siz bilirsiniz.
Peki. Yine Sayın Başbakan
bir başka yerde ne demiş? 1 Mart 2006'da, bakınız, ne
demiş: "Köşe yazarları kendilerini hiç yormasınlar.
Attıkları iftiranın bir şeyler karşılığında
olduğunu biliyorum. Bu kadar da ağır konuşuyorum."
diyor, Sayın Başbakan diyor. Peki. Sayın Başbakan,
köşe yazarlarının yazdıkları yazının
bir şeyler karşılığında olduğunu söyleyince,
bize de şu soruyu sorma hakkı doğmuyor mu: Peki, size
yandaş, size yalaka yazılar da, acaba neyin karşılığı?
CAVİT TORUN (Diyarbakır)
- Gazetecilere "yalaka" demeyin.
UĞUR AKSÖZ (Devamla) - Yani,
sizin aleyhinizde olunca "Bir şeyler karşılığında
yazıyorsunuz. Ben ağır konuşuyorum, bilerek konuşuyorum."
diyor Sayın Başbakan; biz de ana muhalefet partisi olarak
diyoruz ki, size yandaş yazılar acaba neyin karşılığı?
O zaman onu da bunu da tartışmak için bir önerge vermiş
Grubumuz, gelin, bunların hepsini tartışalım diyoruz.
Buna, umuyorum ki, iktidar grubu "evet" diyecektir; çünkü,
biz, herhangi bir suçlamada bulunmuyoruz. Diyoruz ki, Sayın
Başbakanın böyle iddiaları var, gelin, bunları masaya
yatıralım, inceleyelim; bu bir.
İki: Anayasanın 28'inci
maddesi çok açık. Anayasa'nın 28'inci maddesi diyor ki:
"Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini sağlayacak
tedbirleri alır." Evet, bizim Hükûmetimiz tedbir alıyor.
Nasıl tedbir alıyor. Nasıl tedbir alıyor? Aleyhinde
yazı yazan köşe yazarlarını kovduruyor, birinci
tedbiri bu. Aleyhinde haber yapan gazetelere baskı yapıyor,
ikinci tedbiri bu ve bunun adı da basın özgürlüğü oluyor.
Bunu, Türkiye'de yaşayan herkes biliyor.
Bakın, 375 bin kişi dünyanın
neresinde toplanırsa toplansın, ıslık çalsalar,
domates yeseler, bu bir haberdir. Ama, maaşını bu halkın
vergisinden alan TRT yöneticileri, 375 bin kişinin toplandığı
mitingi haber değeri görmeyerek naklen bir dakika bile vermediler.
O zaman ben TRT'ye diyorum ki, peki, bunun haber değeri yoksa ey
TRT, görevini de böyle anlıyorsan, oraya sen naklen yayın
araçlarını, muhabirlerini, kameramanlarını niye
yığdın? Ben gördüm hepsi oradaydı. Hepsi oradaydı
ama, sen otuz saniye yayın yapmadın. Neden? Bir yerlerden
emir mi aldın? Bir şeylerden mi korktun? Neden? Çünkü, TRT Yasası'nın
5'inci maddesi çok açık. TRT Yasası diyor ki: "Haberde
çabukluk ve doğruluk esastır." Sen ey TRT, böyle bir haberi
vermeyeceksin de, aslanla köpeğin birbirini okşamasını
bir buçuk saat veriyorsun. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük
mitingini bir dakika naklen yayına değer görmüyorsun, bunu
da koyalım. İşte bunları inceleyelim diye bu önergeyi
vermişiz. Yani, bu önergeyi biz herhangi bir nedenle değil,
bu olayları, bu sıkıntıları gördüğümüz
için vermişiz ve iktidar partisi grubuna diyoruz ki: Gelin buna
evet deyin, bunu bir genel görüşme hâlinde görüşelim, bunları
tartışalım. Ha, bununla bitmiyor olay. Bakın,
başka bir şey daha var.
Türkiye'de TMSF diye bir kurum var.
Bu TMSF, bizim bildiğimiz, bankacılıkla uğraşır,
bankaları denetler, düzenler, el koyar, şunu yapar bunu yapar.
Ama, TMSF Türkiye'de ne yapıyor biliyor musunuz? Yayıncılık
yapıyor, gazetecilik yapıyor. Hatırlarsınız
-içinizde gazeteci arkadaşlarım var- bir ara bütün gazetelerde
manşet çıktı: "En büyük medya patronu TMSF." 5
gazete, 3 televizyon, 60 dergi vesaire
" Peki, TMSF'nin işi
bu mu? Şu TMSF'nin kuruluş kanununun gerekçesini bir
alıp okuyalım bakalım.
Şimdi, bakın arkadaşlar,
Demoklesin kılıcı gibi kafada bir TMSF kılıcı
sallandığı sürece, hangi medya özgürdür, size soruyorum?
Hangi medya istediğini yazabilir?
Şimdi, TMSF, geliyor, Star'a el
koyuyor, oraya adamlarını yerleştiriyor, istediği
gibi yayın politikasını düzenliyor; bunun adı basın
özgürlüğü oluyor! Aferin, güzel bir basın özgürlüğü!
Hükûmet yanlısı yayınları yapıyor, yapıyor,
yapıyor; sonra, kafasına göre, istediği bir zaman da
satışa çıkarıyor. Aferin, TMSF iyi yaptı! Sonra,
Cumhurbaşkanlığı seçimi görünüyor, ufukta genel
seçim görünüyor, vay canına, birdenbire Sabah Grubuna el konuluyor.
Haa, güzel, demek ki vahiy geldi, Sabah'a da el koydular. Peki, ona da
el koydunuz.
Peki arkadaşlar, bu TMSF olayını
incelemeyelim mi? Yani, bu Meclisin görevi ne? Medyayı incelemeyeceğiz,
TMSF'yi incelemeyeceğiz, Başbakanın bu kadar vahim iddialarını
buraya getirmeyeceğiz, peki, biz burada ayçiçek mi çinteceğiz
arkadaşlar? Bizim işimiz ne? Yani, biz, bunları incelemezsek
neyi inceleyeceğiz?
Bakın, demokrasilerde üç güç
vardır -bunu herkes biliyor, çocuklar biliyor- yasama, yürütme,
yargı; dördüncüsü basın, dördüncü kuvvet basın. Peki,
Türkiye'de dördüncü kuvvet var diyebiliyor musunuz? Medya vardır
diyebiliyor musunuz? TMSF varken medya yoktur. Bu Hükûmetin bu baskısı
varken, gene medya yoktur.
Bakın arkadaşlar, basın
özgürlüğünü iki kurum ayakta tutar: Birisi Hükûmettir, birisi
de bizatihi medya kuruluşlarıdır. Hükûmetimizin hâli
malum, bütün gazeteleri emrine aldı, televizyonları aldı,
doymuyor, bir iki tane böyle doğru yayın yapan var, onları
da suçluyor, üstüne gidiyor, adam gönderiyor vesaire. Ne doymaz bir
Hükûmetmiş bu, yani bir tane gazeteye bile tahammül edemiyor,
üstüne üstüne gidiyor. Peki, git, git; kimler geldi kimler geçti, kimler medyaya baskı
yaptı, biz bunları çok gördük, sizin de süreniz, miadınız
-o kullanma tarihi vardır- biter, medya yine özgürleşir.
Ona bir şey demiyorum, ama bu önergeyi konuşuyorum, diyorum
ki: Bakın, medyaya düşmansanız, burada tedbir almak
için buna "evet" deyin, medyayı seviyorsanız, medyayı
şu Hükûmetin baskısından kurtarmak için bu önergeye
"evet" deyin, ama bu önergeye "evet" deyin de şuraya
getirin, bunu tartışalım.
Bakınız, bir sürü gazeteci
arkadaşımız var, sizlerin de vardır, bakınız
ne diyorlar: İlkeli gazeteciler doğruyu yazamıyorlar,
büyük baskı görüyorlar. Önlerinde iki seçenek var, ya işsiz
kalacaklar ya hükûmet yanlısı yazacaklar. İlkeli olanlar
direniyor, işsiz kalıyorlar. Onların yerine yeteneksiz,
hiçbir formasyonu olmayan, hükûmet yandaşı adamlar dolduruluyor
gazetelere, emirle ve talimatla. Siz böyle bir medya mı istiyorsunuz?
Hâlbuki medya, sizin ve bizim ve tüm halkın güvencesi. Hep söyleriz,
hukukçular bunu bilir, hukuk herkese lazım, size de bize de, beşikten
mezara hukuk lazım. Demokrasilerde de medya herkese lazım.
Bir gün siz de haksızlığa uğrayabilirsiniz. Bir
gün siz de azınlığa düşebilirsiniz. Bir gün sizin
gibi düşünen çok büyük bir grup buraya gelip, medyayı baskı
altında tutup sizin aleyhinize çok şeyler yaptırabilir.
Bunu istemiyorsanız, tarafsız, dürüst, özgür medya istiyorsanız,
gelin bu önergeye "evet" deyin. Buna "evet" demekle
bir şey yapmış olmuyorsunuz, sadece medyayı bu Mecliste,
bu yüce çatı altında masaya yatırma hakkı tanıyorsunuz
ve medyayı inceleme hakkı tanıyorsunuz. Hepsi bu kadar.
Değerli arkadaşlar, ben
fazla vaktinizi almayacağım, çünkü bu bir ön görüşme;
şunu söylüyorum: Türkiye'de, sağ olsun, AKP İktidarı
sayesinde bir "al gülüm ver gülüm" demokrasisi yaşıyoruz.
Bunun adı demokrasi falan değil. Bakın, bir tek örnek vereyim:
Elinizi vicdanınıza koyun, bu Meclisin kendi ürettiği
bir tek yasama faaliyeti var mı? Hepsi yürütmeden geliyor.
Hükûmetten ne gelirse bu yasama Meclisi onu geçiriyor. Demek ki yürütme
yasamayı yutmuş. Yasama yok. Biz yasama falan yapmıyoruz.
Yürütme buraya hâkim olmuş, tasarıları gönderiyor ve
geçiriyor. Yasama yapamıyoruz. Peki, bizim ikinci görevimiz
ne? Denetim. Şimdi size soruyorum: Son bir yıldır, bir
buçuk yıldır, iki yıldır sözlü soru önergesi görüşüyor
muyuz burada? Her gün önümüze bir kâğıt geliyor: "Sözlü
sorular görüşülmeyecektir." Bunun Türkçesi ne? Bu Meclis
denetim yapmayacaktır.
Değerli arkadaşlar, bu
kadarı yeterli görüyorum. Gelin, bırakalım komedyayı
kurtaralım medyayı.
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Aksöz.
Aleyhte olmak üzere, son konuşma
Samsun Milletvekili Sayın Suat Kılıç'a aittir.
Buyurun Sayın Kılıç.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
SUAT KILIÇ (Samsun) - Sayın
Başkanım, çok saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Türk basınıyla alakalı
olarak verilen genel görüşme önergesi üzerinde AK Parti Grubunun
görüşlerini aktarmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi en kalbî duygularla selamlıyorum.
Çok değerli arkadaşlar,
Anayasa'mızda, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki basın özgürlüğüyle
ilgili hüküm çok net, açık, sarih kayıt altına alınmıştır:
"Basın hürdür, sansür edilemez." Bu, sadece, 22'nci Dönem
Türkiye Büyük Millet Meclisini veya sadece, 58'inci, 59'uncu Cumhuriyet
Hükûmetlerini bağlayan bir kaide değildir. Bu, millet iradesinin
yönetimin ana kaidesi olduğu ilk günden bu yana, basın hürriyetini
kayıt altına alan net, açık ve kati bir ifadedir. Bütün
parlamentolar ve bütün cumhuriyet hükûmetleri, Türk basının
hür olduğu ve sansür edilemez olduğu ana kaidesiyle kayıtlıdır,
bağımlıdır.
Dolayısıyla, bu çerçeve
içerisinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından verilen
önergede yer alan ifadeleri, Türkiye'de hayatın gerçekleriyle
çok bağdaşır nitelikte görmediğimi sözlerimin
hemen başında ifade etmek istiyorum.
Kanaatimce, ana muhalefet grubu
tarafından dizayn edilerek, 4 Mart 2004 tarihinde Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş olan bu
genel görüşme önergesinin belli amaçları vardır, ama,
bu amaçlar, önergenin tamamında ve gerekçesinde ifade edildiği
kadar masum, gerekçesinde ifade edildiği kadar basın özgürlüğünü
güvence altına almayı amaçlayan, gerekçesinde ifade edildiği
kadar sansüre karşı direnme kaygısı güden bir anlayış
içerisinde dizayn edilmiş değildir.
Kanaatimce, ana muhalefet grubunun
hazırlamış olduğu bu önergenin hazırlanmasındaki
temel saiklerden biri, muhalefetin, kendisine, yanaşık,
yandaş medya oluşturma düşüncesidir.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Onu AKP
oluşturuyor.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Bir diğeri,
ana muhalefet grubunun, kendisine sözcülük yapabilecek payanda
medya oluşturma aracıdır.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Kargalar da güler, kargalar!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Yine, bir
diğer husus, ana muhalefet grubu, bu önergesiyle birlikte,
"olursa olur, olmazsa biz gereğini yerine getirmiş olalım"
mantığı çerçevesinde, mümkün olabilirse, görsel ve yazılı
medya kuruluşlarını yayınlarında tarafsız
olamadıkları noktainazarından hareketle psikolojik
bir baskı altına almayı amaçlamaktadır. Bu, bu kadar
açık ve nettir. Zira, Türkiye'de gerek yazılı gerekse
görsel basında, son aylarda demiyorum, son yıllarda yapılmakta
olan yayınlar, bu yayınlardaki serbestiyet, bu yayınlardaki
neredeyse sınırsız diyebileceğimiz ölçekteki
hürriyet olgusu, ana muhalefetin vermiş olduğu bu önergeyi
içerikten ve işlevden yoksun kılmaktadır.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Bu kadar komik duruma düşme. Komik oluyorsun, komik!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Bu önergenin
ne kadar gereksiz ne kadar anlamsız ne kadar Türkiye'nin gerçekleriyle
bağdaşmayan bir önerge olduğunun göstergelerinden
bir tanesi şu an Parlamentomuzun basın locasıdır.
Önergenizin gerekçesinin son paragrafında
"medyanın içinde bulunduğu ekonomik konuları
araştırmak, medyanın problemlerini masaya yatırmak
ve basın çalışanlarının sorunlarını
tartışmak amacıyla" bir istemde bulunduğunuzu
ifade ediyorsunuz. Ama, o kadar amacından uzak, o kadar samimiyetten
yoksun bulunuyor ki verdiğiniz genel görüşme önergesi,
medyanın, vermiş olduğunuz önergeye hiç alakası
yok, hiç ilgisi yok.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Holdingler
de sizin emrinizde.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, Tandoğan'daki toplanmayla bu önergenin
görüşülmesini bağlantılı hâle getirmenizin arka
planında da şöyle bir rahatsızlık olduğunu sezinliyorum:
Sayın Genel Başkanınız, Sayın Ana Muhalefet
Lideri, Tandoğan Meydanı'ndaki görüntüleriyle yazılı
ve görsel medyada yeterince yer alamadığından dolayı
mı bir rahatsızlığınız var? (CHP sıralarından
gülüşmeler)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Yok
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Yok
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ekranlarda
yeterince görünemediğinden dolayı mı bir problem yaşıyorsunuz?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Yapma Allah aşkına!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Hani, katılmayacaktı
oraya, son anda katılınca gazeteciler belki yeterince
fark edememiş olabilirler.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Çok komik oluyorsun!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Sonra, benden
önce konuşan değerli muhalefet hatibi şöyle bir cümle
kullandı: "Hükûmetin lehinde köşe yazarları yazı
yazmak zorunda kalıyor, aleyhinde yazanlar da işini kaybediyor.
İlkeli davranan, dik duruşu olan, onurundan taviz vermeyen
köşe yazarı işinden oluyor" şeklinde, bana göre,
hukuk literatürü içerisinde fahiş hatalar içeren bir ifade,
bir cümle kullandı. Bugün, Türkiye'nin çok sayıda gazetesinde,
her gün, Hükûmet aleyhinde kalem oynatan, ama köşesiyle ilgili
en ufak bir kaygısı olmayan onlarca köşe yazarı
var.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Star gazetesinin
köşe yazarları nerede?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ana muhalefet
sözcüsünün ifadesiyle, bu köşe yazarları, köşelerini,
ilkelerinden, duruşlarından, onurlarından taviz vererek
mi koruyabiliyorlar?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Hasan Cemal Bey
SUAT KILIÇ (Devamla) - Yani, Türkiye'de
bugün gazeteciliğe devam edenler, onurlarını, ilkelerini,
duruşlarını hiçe sayarak mı o pozisyonlarını
koruyabiliyorlar? Bu, o köşe yazarlarıyla sizin aranızda
çözüme kavuşturulması gereken bir mevzudur diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
genel görüşme önergesinin verildiği tarih itibarıyla,
sizler, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Star televizyonuna
el koymuş olmasını burada ciddi bir problem hâline getirmişsiniz.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Şimdi
de Sabah.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Muhtemeldir
ki, bu önerge bugünün tarihi itibarıyla verilmiş olsaydı,
sizler, ATV televizyonuyla Sabah gazetesinin yönetiminin de
TMSF'ye geçmiş olmasından dolayı rahatsızlık
duyduğunuzu buraya yazmış olacaktınız,
doğru mu?
Değerli arkadaşlar, çok
büyük bir hata içindesiniz. Millet şu an bizi de, sizi de izliyor.
Biz fakir fukaranın hakkı dediğimiz zaman
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Bırak Allah'ını seversen yahu! Sen fakir fukara yaptın
milleti!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Ne alakası var?
EMİN KOÇ (Yozgat) - Hadi canım
oradan, hadi!
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Ne alakası var? Fakir fukara sokağa döküldü.
SUAT KILIÇ (Devamla) -
biz garip
gurebanın hakkı dediğimiz zaman, biz yetim hakkı
dediğimiz zaman, her zaman sen yerinden "Bırak bunları!"
diyorsun.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Ne alakası var?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Bunları
biz bırakamayız.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Fakir fukaraya kurban olun.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ama, bunları
sizin bıraktığınızın göstergesi şu
genel görüşme önergesidir. Niçin?
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - 2,5 trilyona gemi aldığı için.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun görevi;
bilmiyorsanız, dinleyin ve lütfen öğrenin
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Zavallılaşma!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunun görevi, devlete borç takan ya da mudilerinin
parasını ödeyemeyecek kadar kötü bir yönetimle devletin
mevduata sağladığı güvencenin gereği olarak,
milyar dolarlarca ödenmesi gereken parayı devletin sırtında
bırakan bazı banka sahiplerinin ödemesi gereken parayı
millet adına almaya çalışan kurum demektir. Yani,
TMSF'nin amacı, kamu adına, halk adına, millet adına,
milletin parasına göz koyanlardan o parayı alıp hak sahibine
iade etmektir.
Eğer bu televizyonlarla,
eğer bu gazetelerle TMSF'nin tamamen kanunlardan, yasalardan
ve tümüyle mevzuatın bütününden kaynaklanan bir el koyma, yönetimi
devralma ilişkisi söz konusuysa, bu ilişkinin arkasında,
milletin, işte, o "Bırakın şunları!"
dediğiniz garip gurebanın, fakir fukaranın, tüysüz
yetimin hakkına sahip çıkma iradesinin gereği vardır.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Onların hakkına gemi aldınız,
gemi, gemi! Onların hakkına mısır aldınız!
Onların hakkını siz yolsuzluğa döndürdünüz! Çiftçiyi
mahvettiniz, gelmiş burada konuşuyorsunuz!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, AK Parti İktidarı, bugüne kadar olduğu
gibi, bundan sonra da, kamu adına, kamunun malına göz koyanlardan
hesap sormaya devam edecektir.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Onların hesabını ben soracağım, Cumhuriyet
Halk Partisi sizden soracak!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Ama, şunu
bilmelisiniz ki, eğer benim Hükûmetimin, eğer AK Parti
İktidarının, TMSF tarafından el konulan basın-yayın
kuruluşlarını iktidarın borazanı hâline getirmesi
düşüncesi olsaydı, satış sürecini zamana yayar,
ipe un sererdi.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Star gazetesi
ne oldu? Sizin borazanınız oldu Star!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Star gazetesi kime verildi?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Star televizyonu
çok kısa bir süre içinde satıldı.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Kime verildi?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Satılana
kadar, yayınların tarafsızlığı ilkesinden
ayrılmadı.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Sabah gazetesini, ATV'yi Ciner'e kim verdi?
SUAT KILIÇ (Devamla) - ATV televizyonunun,
hak edeceği fiyatı bulacağı bir zemin içinde ve
çok kısa süre içinde satılacağı TMSF Başkanı
tarafından açıklandı.
EMİN KOÇ (Yozgat) - Star kimin?
SUAT KILIÇ (Devamla) - Siz, esasında,
iktidarın bu kadar demokratik, bu kadar hukuka ve özgürlüklere
saygılı tavrı karşısında, CHP adına,
büyük bir üzüntü, büyük bir kayıp içindesiniz.
OSMAN ÖZCAN (Antalya) - Sen çok konuşuyorsun,
boş konuşuyorsun!
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Tandoğan'a gel, Tandoğan'a!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Siz düşünüyorsunuz
ki, eğer iktidarda olmuş olsaydınız, maazallah -bu
mümkün de değil zaten- bu televizyonların, bu gazetelerin
TMSF'nin elinden çıkarılıp satışa sunulabilmesi
asla ve kat'a mümkün olamazdı.
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Mümkün mü değil mi göreceksin! Getir sandığı da,
göreceksin! Memleketi sattınız!
OSMAN ÖZCAN (Antalya) - TRT'den bahset!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Kamu
adına, AK Parti İktidarı, vatandaşın, yoksulun,
fakir fukaranın hakkını
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Yetimin hakkını
SUAT KILIÇ (Devamla) -
her kimin
kursağındaysa, almaya devam edecektir, isteseniz de istemeseniz
de!
Bir diğer konuyu söyleyeyim
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Bakanlarınızdan alın, gemi alanlardan alın, gemicilerden
alın, bursla okuyup da gemi alanlardan alın!
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım
(CHP sıralarından gürültüler)
Sayın Başkanım, tamamlamak
için
BAŞKAN - Sayın Bayındır,
lütfen
HÜSEYİN BAYINDIR (Kırşehir)
- Sayın Başkan, kaşınıyor, kaşınıyor.
SUAT KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, TRT ve Anadolu Ajansını gündeme getirdiniz.
Size şunu söyleyeyim: TRT ve Anadolu Ajansı tarihinin hiçbir
döneminde bugünkü kadar muhalefete yer veren, bugünkü kadar tarafsız
ve bugünkü kadar özgür olmamıştır. [CHP sıralarından
alkışlar(!)]
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Bravo(!)
SUAT KILIÇ (Devamla) - Teşekkür
ederim bunu takdir ettiğiniz için.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye Cumhuriyeti devleti demokratik, laik, sosyal bir hukuk
devletidir. Bu ülkede basın hürdür, sansür edilemez. Demokrasinin
gereklerine bu kadar sıkı sıkıya bağlı
bir Hükûmetin üyesi, bir Grubun üyesi olduğum için sonsuz bahtiyarlık
duyuyorum. Bunları ifade etme fırsatını verdiğiniz
için de Grubunuza teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
FERİDUN FİKRET BALOĞLU
(Antalya) - Sen devam et(!)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Kılıç.
Sayın milletvekilleri, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun önerisi üzerindeki konuşmalar tamamlanmıştır.
Şimdi öneriyi oylarınıza
sunacağım. Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmemiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım:
2.-
Gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden
düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 17.04.2007
Salı günü (bugün) yaptığı toplantıda siyasi
parti grupları arasında oybirliği sağlanamadığından,
İçtüzüğün 19 uncu maddesi gereğince, Grubumuzun
aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun onayına sunulmasını
arz ederim.
Salih
Kapusuz
Ankara
AK
Parti Grubu Başkan Vekili
Öneri:
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının;
16 ncı sırasında yer alan 1369 Sıra Sayılı,
454 üncü sırasında yer alan 1392 Sıra Sayılı,
445 inci sırasında yer alan 1381 Sıra Sayılı,
26 ncı sırasında yer alan 1382 Sıra Sayılı, 13 üncü
sırasında yer alan 852 Sıra Sayılı, 14 üncü
sırasında yer alan 1012 Sıra Sayılı, 15 inci
sırasında yer alan 1182 Sıra Sayılı, 9 uncu
sırasında yer alan 1320 Sıra Sayılı, 389 uncu
sırasında yer alan 1318 Sıra Sayılı, 392 nci
sırasında yer alan 1325 Sıra Sayılı, 32 nci
sırasında yer alan 1262 Sıra Sayılı ve 34 üncü
sırasında yer alan 1216 Sıra Sayılı ve 4 üncü
sırasında yer alan 1225 Sıra Sayılı Kanun Tasarı
ve Tekliflerinin sırasıyla Gündemin; 4, 6, 9, 10, 11, 12,
13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19 uncu sıralarına alınması;
16.04.2007 Salı günkü Gelen Kağıtlar
Listesinde yayınlanan ve bastırılarak dağıtılan
1397 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının 48 saat
geçmeden bu kısmın 20 nci sırasına alınması
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi;
Genel Kurulun 17, 18, 24 ve 25 Nisan
2007 Salı ve Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü sorular
ile diğer denetim konularının görüşülmemesi; 17
ve 24 Nisan 2007 Salı günlerindeki Birleşimlerinde Kanun
Tasarı ve Tekliflerinin görüşülmesi; Çalışma Saatlerinin
ise; 17 ve 24 Nisan 2007 Salı günkü birleşimlerinde 15.00 -
20.00 saatleri arasında; 18, 19, 25 ve 26 Nisan 2007 Çarşamba
ve Perşembe günlerindeki birleşimlerinde ise 14.00 - 20.00
saatleri arasında çalışmalarını sürdürmesi;
Önerilmiştir.
BAŞKAN - Lehte olmak üzere, Sakarya
Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstün, buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; AK Parti Grup önerisi
lehinde söz aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün,
yine, Danışma Kurulu toplanmış, ancak, burada mutabakata
varılamayınca, ana muhalefet partimiz Cumhuriyet Halk
Partisi kendi Grup önerisini sunmuş
Biraz önce, bu Grup önerisi
görüşüldü ve yüce Meclis tarafından reddedildi.
Ben, aslında, Cumhuriyet Halk
Partisinin Grup önerisini gördüğümde şöyle demiştim,
yani, evet ilk kez, belki, gündemi yakalayacak bir Grup önerisi sundular,
kendilerini tebrik edecektim. Ancak, buraya çıkan konuşmacıları
dinledikten sonra, meselenin gündemle alakalı olmadığını
Gündemde çok sık konuşulan, belki de, gerçekten "basına
baskı yapıldı" diyebileceğimiz Nokta dergisinin
basılmasıyla alakalı olayla ilgili en ufak bir cümle
söylemediler. Eğer, ortada şu anda basın hürriyetini
ihlal eden bir konu varsa, "basına baskı" diyebileceğimiz
bir olay varsa, geçtiğimiz günlerde -ama böyle bir olay tasarlanmış,
ama tasarlanmamış- bir darbe olayının tasarlandığına
ilişkin bir iddiayı gündeme getirmiş Nokta dergisi ve
bu dergiyle ilgili olarak, bu konuda niye bu iddiayı gündeme
getirdiniz diye maalesef polis baskınına uğramış,
gerçekten, basına burada bir tehdit, bir saldırı yapılmış.
İşte, ben isterdim ki, darbelerden
çok çekmiş, 12 Eylül darbesinden ve arkasından gelen darbelerden
çok çekmiş bir partinin konuşmacıları burada bunu
gündeme getirsinler; ama, maalesef, bu konunun etrafından bile
dolaşmadılar, kenarından bile dolaşmadılar.
O bakımdan, hayretlerimi bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, AK
Partinin Grup önerisine gelince: İki haftalık, çalışma
saatlerini düzenleyen bir Grup önerisini sunduk. Bunların birincisinde,
sözlü soruların görüşülmemesine ilişkin bir talebimiz
var, ardından çalışma saatlerini düzenleyen bir maddemiz
var. Buna göre, 17, 24 Nisan salı günleri 15.00'le 20.00 saatleri
arasında Meclisimizin çalışmasını öneriyoruz.
Yine, 18, 19, 25 ve 26 Nisan çarşamba ve perşembe günleri de
14.00'le 20.00 saatleri arasında çalışmanın uygun
olacağını yüce Genel Kurulumuza, yüce Meclisimize
öneriyoruz. Zaten ondan sonra da, biliyorsunuz, inşallah,
sükûnetle yürüttüğümüz cumhurbaşkanlığı seçimi
takvimi gündeme gelecektir, inşallah, Meclisimiz de üzerine
düşen görevi yerine getirecektir.
İşte, bu on beş günlük
çalışma gündemimizde hangi kanunların, hangi tekliflerin
görüşülmesi gerektiğini teklif ediyoruz diye sorarsanız;
değerli arkadaşlar, ilk üç sıranın aynen kalmasını
teklif ediyoruz.
4'üncü sırada, 1369 sıra
sayılı Bursa Milletvekili Sayın Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun
kanun teklifini görüşmek istiyoruz. Bu kanun teklifini
de, enerjiyle ilgili, özel sektörün
önünü açacak, yatırımları hızlandıracak bir
kanun teklifi olarak bunu önemsiyoruz.
Yine, 5'inci sırada, 1357
sıra sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı'nın
görüşülmesini istiyoruz.
6'ncı sırada da, 1392
sıra sayılı Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan'ın,
Ziraat Bankası, Halk Bankası ve Emlak Bankası Anonim
Şirketi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Teklifi'nin görüşülmesini arzu ediyoruz.
Yine, 7'nci sırada, 1384
sıra sayılı Tasarı'yı -Sayın Cumhurbaşkanımızın
bir daha görüşülmek üzere iade ettiği 5584 sayılı
Enerji Verimliliği Kanununu- görüşeceğiz; yine, Grubumuzun
ve Partimizin, Hükûmetimizin önemsediği kanunlardan bir tanesidir.
8'inci sırada ise, 1351 sıra
sayılı, Trabzon Milletvekili Sayın Asım Aykan ve
37 milletvekilinin; Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Teklifi'ni, inşallah, görüşeceğiz.
Ardından, dört adet uluslararası
sözleşmemiz var.
Yine, akabinde, memurlarımızın
ve işçilerimizin merakla beklediği Konut Edindirme Yardımı
Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısı var. İnşallah, gündemimize alıp ve
bu şekilde gündemimizi icra etmek istiyoruz.
Ben, AK Parti Grubu önerisinin lehinde
söz aldım. Bu vesileyle, tekrar, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz
Sayın Üstün.
Aleyhte olmak üzere, Denizli Milletvekili
Sayın Ümmet Kandoğan, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN ( Denizli) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sizleri saygıyla
selamlıyorum. Bu haftaki Meclis çalışmalarımızın
milletimize ve memleketimize hayırlar getirmesini temenni
ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
son derece kritik günlerden geçiyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi
olarak, 26'sından itibaren, 11'inci cumhurbaşkanımızı
seçmek için turlara başlayacağız, ama, gelinen bu noktada,
maalesef, toplumda çok ciddi manada bir gerginliğin, bir uzlaşmaz
havanın ortaya çıkması, bir milletvekili olarak beni
son derece rahatsız ediyor. Toplumun uzlaşmaya ihtiyacı
olduğu, içte ve dışta bir hayli önemli problemlerin bulunduğu
bir ortamda, zıtlaşma ve kutuplaşmaların olmaması
gerektiği bir dönemde tam tersi bir havanın ortaya çıkması,
maalesef, ülkemizin birlik ve beraberliği açısından
son derece üzüntü verici. Özellikle, iktidar ve muhalefetin din ve
laiklik ekseni üzerinde bir siyasi kamplaşma ve kutuplaşma
içerisine girmesini tasvip etmediğimizi ifade etmek istiyorum.
Din ve laiklik hepimizin kutsal değerleridir, milletimizin
bütün fertlerinin benimsediği değerlerdir. Onun için, böyle
kutsal değerler üzerinde bir kamplaşmanın ortaya
çıkarılmasını ve bunun üzerinden siyaset yapılmasını
Doğru Yol Partisi olarak tasvip etmediğimizi açıkça
ortaya koymak istiyorum. Milletimiz artık bizlerden uzlaşma
bekliyor, birlik ve beraberlik bekliyor, meselelerin bir uzlaşma
zemini içerisinde ortaya konulmasını istiyor ve Türkiye
Büyük Millet Meclisinden de böyle bir irade bekliyor. Ama maalesef,
gelinen bu noktada, özellikle iktidarın, özellikle Sayın
Başbakanın, bu uzlaşma noktasında, maalesef, uygulamış
olduğu politikaların millet tarafından tasvip edilmediğinin
de altını çizmek istiyorum. Milletimiz artık kavga istemiyor.
Milletimiz artık Türkiye Büyük Millet Meclisinde alınan
ve alınacak olan kararların, cumhurbaşkanlığı
seçiminin bir uzlaşma arayışı içerisinde gerçekleştirilmesini
istiyor ve bekliyor ve seçilecek cumhurbaşkanının,
en az, halkın yüzde 51'inin desteğini arkasına alan bir
cumhurbaşkanı olmasını istiyor. Seçilecek cumhurbaşkanının,
milletin tümünü kucaklayacak, toplumun bütün kesimleriyle uzlaşma
arayışı içerisinde olması gereken bir cumhurbaşkanı
olmasını istiyor, ama, ne enteresandır ki, yedi gün
sonra başlayacak olan turlarda hâlâ kimin veya kimlerin aday olduğunu
-bırakınız muhalefet milletvekillerini, partilerini-
iktidar partisinin içerisinde Sayın Başbakana en yakın
olan isimler dahi bilmiyor. Biz neyi seçeceğiz? Biz kimi seçeceğimizi
hâlâ bilmediğimiz bir ortam içerisindeyiz. Böyle bir ortamda,
maalesef, gerginlikler, kamplaşmalar, kutuplaşmalar ortaya
çıkıyor.
Sayın Başbakan, bir siyasi
partiyi ziyaret etmeyeceğini söylüyor. Artık, bunların
geride kalması lazım. Siyasette, özellikle iktidar mevkisinde
olanların daha kucaklayıcı, daha uzlaşmacı,
meselelere daha ılımlı yaklaşan bir siyaset uygulaması
gerekir. Toplumun bizden beklediği de budur.
Şimdi, gündemle ilgili
Değerli milletvekilleri, bakınız,
süremiz çok az kaldı; 26'sından sonra da belli bir süre çalışılmayacağı
şeklinde bir karar ortaya çıkmak üzere. Yani, şu andan
itibaren, Parlamentoda, milletvekilleri olarak, belki, yirmi üç-
yirmi dört iş günü çalışacağız ve bu kadar az
süre kaldığı bir ortamda, içte ve dışta çok ciddi
problemler bizi bekliyor.
Sayın Genelkurmay Başkanı
açıklama yapıyor, sınır ötesi harekâttan bahsediyor
ve bölücü terör örgütünün Kuzey Irak'ta destek bulduğunu, orada
güçlendiğini ve bölgesel yönetimin bizzat bölücü terör örgütüne
destek olduğunu söylüyor ve bütün bunların karşısında,
önümüzdeki mayıs ayından itibaren terör olaylarında
bir artma olabileceğini söylüyor. Kim söylüyor? Sayın Genelkurmay
Başkanı söylüyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin en üst makamındaki
komutan söylüyor. Peki, bunun karşılığında,
Genelkurmay Başkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisinden, siyasi
otoriteden, Hükûmetten de bir şeyler beklediğini ifade ediyor.
Ama, Sayın Başbakan, dünkü açıklamasında "Öfkeyle
kalkan zararla oturur." diyor. Yani, şimdi, bir hükûmet
başkanının böyle bir sözü söyleme ihtiyacını
nereden duyduğunu merak ediyorum ve siz, böyle bir açıklama
yaparsanız, Kuzey Irak'taki bölgesel yönetimin oradaki sorumlularının
küstahça konuşmalarına devam edecek bir zemini hazırlamış
olursunuz.
Siz, bunu söylerseniz, 70 milyonluk
bir ülkenin Başbakanı olarak, oradan, Türkiye Cumhuriyeti'nin
aleyhinde sözler devam eder. "Biz, sizi çiçeklerle karşılamayız."
demeye devam ederler veyahut "Siz, Kerkük'teki Türkmenlerle ilgili
olarak bu sözleri söylerseniz, biz de Türkiye'deki herhangi bir vilayetle
ilgili sözler söyleme hakkına sahip oluruz." diye, pervasızca
o sözleri söylemeye devam edebilirler.
Onun için, Sayın Başbakanın
bu noktalarda son derece duyarlı olması lazım, dikkatli
olması lazım. 70 milyonluk bir dev ülkenin Başbakanı
olarak, oradan çıkacak çatlak seslerin önünü kesecek tedbirleri
mutlaka alması gerekiyor. Bu kadar önemli, bu kadar kritik günlerden
geçiyoruz.
İşte, geçen hafta 10
şehit, dün yeni 1 şehit daha. Genelkurmay Başkanı
feryat ediyor, Başbakan "Öfkeyle kalkan zararla oturur."
diyor!
Değerli milletvekilleri, ne
olur
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) - Onu Barzani'ye
söylüyor, çarpıtma!
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -
Efendim, şimdi, onun kime söylediğini Türk milleti çok iyi biliyor.
Sorulan soru, Genelkurmay
Başkanının bu konularla ilgili açıklaması
üzerine ne düşündüğünü sordular Sayın Başbakana,
Sayın Başbakan da sınır ötesi bir harekâtla ilgili
olarak bu açıklamaları yaptı.
Değerli milletvekilleri,
şimdi, Türkiye'deki, özellikle son günlerdeki açıklanan bazı
rakamlar var. Türkiye İstatistik Kurumu enflasyon rakamlarını
açıkladı. Enflasyon rakamlarında, Merkez Bankası
daha önce ifade etti ki: " Mart ayı enflasyonu yüksek çıkacak."
Niye? Telekom'da yapılan zamlardan dolayı, ama, Türkiye
İstatistik Kurumu, Hükûmete şirin gözükme adına, enflasyonun
düşük çıktığını millete gösterme adına,
maalesef, maalesef, 2007 Aralık sonunda, o listedeki maddelerin
değiştirilmesi tarihi 2007 Aralık olmasına
rağmen, mart ayında o listede olmaması gereken bazı
kalemleri enflasyon sepetinin içerisine dâhil ederek, enflasyonunun
düşük çıkmasını sağladı.
Şimdi, ben, burada, Türkiye
İstatistik Kurumunun ilgililerini uyarmak istiyorum. Siz,
kimin memurusunuz? Siz, Hükûmetin memuru musunuz, yoksa, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin Türkiye İstatistik Kurumunda görevlileri
misiniz? Sizin vazifeniz enflasyonu düşük veya göstermek değil,
dürüst bir şekilde, doğru bir şekilde bu rakamların
ortaya konulmasını sağlamaktır.
Şimdi, bunu yaparak, milyonlarca
memurun hakkını gasp ediyorsunuz? Niye? Çünkü, memurlara
ve işçilere, emeklilere verilen zamlar enflasyon hesabına
göre yapılıyor. Ama, siz, mart ayında yapılan
şehirler arası görüşmedeki indirimi sepetin içerisine
dâhil ederek, milyonlarca memurun emeğini, hakkını çalıyorsunuz
Türkiye İstatistik Kurumu ve bunun karşılığında
da Hükûmetten tek bir ses çıkmıyor. Niçin? İşine geliyor
Hükûmetin
İşine geliyor değerli milletvekilleri.
Bütçe açığı; işte,
üç aylık rakamlar açıklandı
Üç aylık rakamlar
açıklandı... İlk iki aydaki rakamların sonunda,
mart ayında Telekom ile ilgili olarak yapılan peşin ödemeden
dolayı rakam 3,3 milyar YTL olarak ortaya çıktı, ama, bunun
sebebi, Telekom ödemesinin peşin yapılması.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) - Cari
açık hâlâ ülke için bir risk oluşturmaya devam ediyor değerli
milletvekilleri. Ocak, şubat aylarının cari açığı
6 milyar 265 milyon dolar. Maalesef, geçen yılın ilk iki
ayına göre cari açıktaki artış devam ediyor. Geçen
yılın ilk iki ayına göre yüzde 13 civarında cari
açıkta ciddi manada bir artış var.
İşsizlik rakamları,
ocak ayının işsizlik rakamları yüzde 11 değerli
milletvekilleri. Hani işsizlik düşüyordu, hani yirmi çeyrektir
Türkiye büyüyordu? Peki, işsizliğe derman olamayan,
işsizliğe çare olamayan bir büyüme, nasıl bir büyümedir?
İthalata dayalı bir büyüme modeliyle büyüdüğünüzü
iddia ediyorsanız, işte, işsizlik rakamları, ocak
ayında yüzde 11 olarak karşınıza çıkar. Yani,
toplumun bütün kesimleri, maalesef, bu Hükûmetin, artık, sonuna
gelinen iktidar döneminde
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -
Son cümlelerimi söylüyorum.
BAŞKAN - Sayın Kandoğan, son cümleniz
için açıyorum, buyurun.
ÜMMET KANDOĞAN (Devamla) -
çiftçisi, köylüsü, esnafı, işçisi, memuru, emeklisi, dulu,
yetimi, maalesef, büyük bir hayal kırıklığı
içerisinde. Dört buçuk yıllık tek partili bir iktidar döneminin
sonunda, çıkın Anadolu'ya, çıkın dolaşın
ilçeleri, beldeleri, köyleri, insanlar feryat ediyorlar. İnsanlar
4 Kasım günü önlerine getirilecek olan sandıkta, bu iktidarla
hesaplaşmanın heyecanı içerisinde, seçim gününü bekliyorlar.
Bu duygularla, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kandoğan.
Lehte olmak üzere, İstanbul
Milletvekili Sayın İrfan Gündüz, buyurun efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
İRFAN GÜNDÜZ (İstanbul) -
Sayın başkan, değerli milletvekilleri; Grubumuzun
önerisinin lehinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi en
kalbî duygularımla selamlıyorum.
Aslında, Genel Kurul çalışma
takvimi, muhalefet partilerimizin de kabul ettiği şekliyle,
salı günleri 15.00-20.00, çarşamba ve perşembe günleri
14.00-20.00 şeklinde, ta gece 23.00'lere kadar varan çalışmalardan
vazgeçerek, mutabık kaldığımız bir takvim içerisinde
gündemdeki konuları görüşmeye karar verdik.
Aslında, bizim teklifimiz gayet
açık: Burada, gerçekten, toplum yararına çok önemli yasalar
var. Bu yasaların, böyle, "Oturduğu ahır sekisi, çağırdığı
İstanbul Türküsü." kabilinden, tüm dünyanın kabul ettiği
ekonomik başarıyı görmezlikten gelerek, burada, kendisine
indi yorumlarıyla Hükûmetin başarısını gölgeleme
gayretlerine rağmen, yine de Meclisimizde, gerçekten, muhalefet
partilerimizle beraber çıkaracağımız çok önemli
yasalar var, gündemimiz bu. Bunlardan bir tanesi, Devlet Su
İşlerinin Türkiye'nin enerji ihtiyacını karşılamak
ve sulama ihtiyacını gidermek üzere yap-işlet-devret
modeliyle barajlar yapmasına yönelik çok önemli bir yasal düzenleme.
Öbür taraftan, Enerji Verimliliği Kanunu ki, yine, burada muhalefet
partilerimizin de talebiyle, bunun bir an önce yasalaşmasıyla
ilgili talepleri doğrultusunda bu yasa bu hafta gündemimize
alınacak. Arkasından, kamu mali yönetimiyle ilgili bir
yasamız var ki, bu, emniyet teşkilatımızın
araç ve gereç ihtiyaçlarını gidermeye yönelik bir yasal
düzenleme. Öbür taraftan, Hemşirelik Kanunu'yla ilgili bir değişiklik
ve hele hele, yıllardır ihmal edilen konut edindirme yardımlarının,
memurlardan, işçilerden kesilerek biriken paraların
Hükûmetimiz tarafından sahiplerine ödenmek üzere getirilmiş
bir yasal düzenleme. Esasında, bunlar, toplumsal yaraları
sarmaya yönelik, gerçekten çok önemli yasal düzenlemelerdir. Biz,
bunların bir an önce yasalaşmasını, hayata geçirilmesini
ve özellikle de Sayın Kandoğan'ın ifade ettiği ekonomik
sıkıntı varsa, bunlara deva olunması için bu yasal
düzenlemeleri getiriyoruz.
Tabii, Sayın Aksöz'ün ifade ettiği
gibi, yani "Bu Mecliste hiç denetim yapıldı
mı?" diye bir beyanda bulundu. Bakın, ben size yazılı
sorular ve cevaplarıyla ilgili iki tane rakam arz edeceğim.
21'inci Dönemde 8.240 yazılı soru sorulmuş, bunun yüzde
81'i cevaplanmış. Bizim dönemimizde 21.949 yazılı
soru sorulmuş, 13.901'i cevaplandırılmıştır,
yüzde 63,3.
İSMET ATALAY (İstanbul) -
Sözlü sorular?
İRFAN GÜNDÜZ (Devamla) - Sözlü
sorulara da geliyorum. Bakın,
sözlü sorularla ilgili 21'inci Dönemde 1.980 sözlü soru sorulmuş,
bunun 467'sine cevap verilmiş, yüzde 23,6. Bizim dönemimizde
2.294 sözlü soru sorulmuş, bunlara verilen cevap da 981, yüzde
42,7. O yüzden, Türkiye, tabii 11'inci cumhurbaşkanı seçiminin
arifesinde bulunmaktadır. Belki de tarihin en sakin, en asude
bir cumhurbaşkanlığı seçimi arifesi yaşamaktayız.
Bu dönem dikkate alınarak, bazı araştırma önergeleri
gerekli olabilir, ama, biz zamanlamasını Meclisin çalışma
takvimini dikkate alarak, şu anda bunun kurulmasına karar
verilse bile, komisyonun yeteri kadar ihtiyaç duyduğu süreyi
sağlayamayacağı kanaatinden hareketle, bazılarına
olur veremedik. Ama, biz inanıyoruz ki, bu yüce Meclis, bu dönemde
geceli gündüzlü çalıştı ve milletin derdine derman olmaya
gayret gösterdi.
Emeği geçen bütün milletvekillerimize,
iktidarı ve muhalefetiyle, ben, saygılarımı sunuyorum
ve önergemizin kabulü istikametinde desteklerinizi diliyor, hepinize
tekrar hürmetler ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Gündüz.
Aleyhte olmak üzere, Hatay Milletvekili
Sayın Mehmet Eraslan.
Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, üzülerek ifade ediyoruz ki,
terör olayları her geçen gün artış gösterirken, şehitlerimizin
sayısı da her geçen gün, beraberinde, bizleri büyük bir
üzüntüye sevk etmektedir. Şehitlerimizi rahmetle, minnetle
anıyoruz; ailelerine ve milletimize başsağlığı
diliyoruz.
Diğer taraftan, Aksaray'da
trafik kazasında hayatını kaybeden yavrularımız,
yine, millet olarak bizleri büyük bir üzüntüye sevk etmiştir. Bu
yavrularımıza, çocuklarımıza Allah'tan rahmet
diliyoruz, ailelerine sabırlar temenni ediyoruz ve bir otobüste
bu kadar sayıda bir çocuk grubunun taşınmasının
tetkik edilmesi ve bunun sorgulanması gerektiğini de buradan
öncelikle ifade ederek, sözlerime başlamak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii
ki Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetim konuları önemli.
Sayın İrfan Gündüz Bey'i dinledim. Daha önce sözlü soruların
yüzde 20-25 oranında cevaplandırıldığını,
ama bu dönemde yüzde 40'a varan bir oranda sözlü soruların cevaplandırıldığını
ifade ettiler. Tabii ki bunun yüzde 100'ünün cevaplandırılması
gerekiyor. Çünkü, Türkiye Büyük Millet Meclisinde her bir milletvekilinin,
her bir parlamenterin sorduğu sorunun, millet için, Türkiye
için veya bir sosyal kesim için büyük bir önem arz ettiği açıktır.
Dolayısıyla "bunun yüzde 20'si cevaplandı",
"yüzde 30'u cevaplandı" veya "yüzde 40'ı cevaplandı"
şeklinde bir ifade, kısır ve yetersiz bir ifadedir. Milletvekillerinin
her bir sorusunun önemli olduğu düşüncesiyle yüzde 100'ünün
cevaplandırılması, ilgili bakanlar tarafından,
ilgili bakanlarımız tarafından cevaplandırılması
ve sözlü soruların tetkik edilmesi gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, çok
uzun zamandan beri denetim konularını görüşmemektedir
ve çok uzun zamandan beri milletvekillerinin sormuş olduğu
sözlü soruları es geçmektedir. Bugünkü Danışma Kurulunda
da, maalesef, denetim konularının görüşülmemesi
var, sözlü soruların cevaplandırılmaması meselesi
var. Bu Danışma Kurulu stratejilerinin yeniden gözden geçirilmesi
gerekir ve milletvekillerinin düşüncelerine, fikirlerine,
önerilerine ve sorularına biraz daha fazla itibar edilmesi
ve saygı duyulması gerekir kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar, tabii,
Türkiye önemli bir dönemeçten geçmektedir. Hem uluslararası
politikalar noktasında
Tabii, Orta Doğu'ya komşuyuz;
zorlu bir coğrafyamız var, zor bir coğrafyamız var;
fakat, Türkiye, gerçekten, milletiyle, devletiyle ve güvenlik mensuplarıyla
dinamik, güçlü bir ülkedir. Bu gücünü de her platformda hissettirmeye
çalışmaktadır, hissettirecektir.
Türkiye jeostratejik açıdan
önemlidir, ama, önemine binaen o kadar da zor bir bölgededir. O yüzden,
bir tarafta Kuzey Irak, bir tarafta Irak meselesi, bir tarafta
Kıbrıs meselesi, Avrupa Birliği sürecinde yaşanan
handikaplar ve engellemeler dağ gibi Türkiye'nin önünde durur
iken, Türkiye'nin yapması gereken şey iç çatışma
alanlarını bitirmektir. Türkiye'nin, artık, iç çatışma
alanlarıyla uğraşacak fırsatı kalmamıştır.
Böyle bir ülke, böyle güçlü bir ülke
Cumhurbaşkanlığı seçimi süreci yaşamaktadır
ve Türkiye 11'inci Cumhurbaşkanını seçecektir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi bugüne kadar cumhurbaşkanlarını
seçmiştir. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi cumhurbaşkanını
seçecektir, ama, cumhurbaşkanını seçerken bir mutabakatla,
bir uzlaşmayla, fikir alışverişi yaparak
"Evet, bizim çoğunlumuz var, biz güçlüyüz; dolayısıyla,
bunu en iyi şekilde yaparız." mantalitesiyle değil;
doğrudur, seçilir, seçilecektir, ama Türkiye için, Türkiye'nin
hayrı için, Türkiye'nin gelecekteki birlik ve beraberliği,
bütünlüğü, ulusal menfaatleri ve çıkarları için yapılması
gereken şey, bir uzlaşma zemininde, iç çatışma
alanlarının da bir kenara bırakılarak, cumhurbaşkanlığı
seçimini Türkiye Büyük Millet Meclisinin sağ salim bir şekilde,
doğru bir şekilde yapmasıdır. O yüzden, herkesle
görüşmeye, herkesle mutabakat sağlamaya iktidarı
çağırır iken, aday belli olduktan sonraki turlar daha
önemli olurdu kanaatimi burada yeniliyorum.
Sayın Başbakanımız,
bugün, Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Sayın
Ağar'la görüştü, daha sonra Anavatan Partisi Genel Başkanı
Sayın Mumcu'yla görüştü. Tabii ki bu görüşmelerin önemi
büyük, önemli, ama, aday, henüz cumhurbaşkanı adaylığı
noktasında isimler ortada değil iken, isimler belli değil
iken, bu görüşmelerin ne kadar doğru, ne kadar verimli olduğu
ayrı bir tartışma konusu.
Bugün, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
bir ana muhalefet var, bir Cumhuriyet Halk Partisi var. Her ne kadar,
siyasi söylemler noktasında ara sıra birbirlerini kıran
iki lider söz konusu olsa da yine, Sayın Başbakanın,
Cumhuriyet Halk Partisinin görüşlerini almak ve onlarla bu konuyu
konuşmak üzere onları ziyaret etmesinin ve bu şekilde
bir konsensüs, bir mutabakat, bir anlaşma zemini oluşturarak
hareket etmesinin, ben, ayrıca doğru olacağı kanaatindeyim.
Çünkü, bu ülkeye seçilecek olan cumhurbaşkanı, bu ülkenin
cumhurbaşkanı olacaktır; sağcının da cumhurbaşkanı
olacaktır, solcunun da cumhurbaşkanı olacaktır,
bütün etnik yapıların da cumhurbaşkanı olacaktır,
73 milyon ülke insanının cumhurbaşkanı olacaktır
ve önümüzdeki yıllar, önümüzdeki seneler, Türkiye açısından
zor yıllar, zor seneler olacaktır, çünkü, etrafımıza
baktığımız zaman, her şey toz pembe değil;
etrafımıza baktığımız zaman, hiçbir
şey rahat ve kolay değil. İşte, siyaset kurumunun,
devlet kurumlarıyla birlik ve beraberlik görüntüsü vererek
ve bir konsensüs, bir uzlaşma alanı oluşturarak, iç çatışma
alanlarını da bir kenara iterek, Türkiye, yarınlarına
yürümeye devam etmelidir, devam edecektir. Dolayısıyla,
ben bununla görüşürüm ama bununla görüşmem, şeklindeki
mantığın çok demokratik olmadığı ve Türkiye'nin,
gerçekten, ihtiyaçlarına ve demokrasisine çok büyük zararlar
getireceği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar, tabii
ki, 367 sürekli konuşuluyor, ama, biz, şahsen, 367'yi hukuku
zorlamak olarak tanımladığımızı sizlere
ifade etmek istiyorum; 367, hukuku zorlamaktır. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Ama, her şey, az önce de
ifade ettiğim gibi, demokrasi, hukuk içerisinde, gerçekten
Türkiye'ye yaraşır ve yakışır, Türkiye Büyük
Millet Meclisine yaraşır ve yakışır bir biçimde,
bir mutabakatla, konsensüsle ve bir uzlaşma zemini arayışı
içerisinde, bu işi Parlamentonun götürmesi gerektiği kanaatindeyim.
Değerli arkadaşlar, tabii
ki, dış politikada Türkiye'yi zorlu günler bekliyor, zorlu
yıllar bekliyor. O yüzden, ben altını çizerek, özellikle
Türkiye'nin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve siyaset kurumunun
nasıl bir duruş sergilemesi gerektiğini ifade etme
gereği duydum, ama, iç politika da gerçekten önemli. Bu ülkenin
memuru, polisi, askeri, öğretmeni, bu ülkenin emeklisi, KOBİ'leri,
esnaf sanatkârları, bu ülkenin köylüsü, çiftçisi, tarlada yaşayan
insanı, 73 milyon ülke insanı önemli ve bugüne kadar, her
ne kadar yasal birtakım düzenlemeler yapıldıysa da,
yasal çalışmalar yapıldıysa da değerli arkadaşlar,
çok gezen bir milletvekili olarak söylüyorum, Türkiye'nin yetmişe
yakın ilini gezen, son yirmi günde on tane ilini gezen bir milletvekili
olarak söylüyorum, halkın ekonomik açıdan büyük bir sıkıntı
içinde olduğunu burada ifade etmek istiyorum ve baktığımız
zaman, sosyal kesimlerde bir rahatsızlık var, sosyal kesimlerde
bir sıkıntı var, sosyal kesimlerde bir geçim sıkıntısı,
parasızlık, gelirsizlik var ve bu ekonomik sıkıntılar
da, maalesef, toplumun önemli bir bölümünü sosyal yozlaşmaya
doğru ve maalesef, iç çatışma alanlarına doğru
götürmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Türkiye
Cumhuriyeti devletinin Anayasası'nın sosyal hukuk devleti
ilkesi gereği, milletin geçimiyle, milletin ürettiklerini
satabilmesiyle, milletin almış olduğu ücretle, maaşla
ve oluşturduğu ürünü satarken neye sattığını,
ne kadar kazandığını, ne kadar rahat bir hayat yaşadığını
tekrar tetkik etmemiz gerekmektedir. Sosyal kesimlerde büyük bir
buhran vardır, büyük bir sıkıntı vardır. Suç
işleme oranları her geçen gün artmaktadır. Suç işleme
oranlarının verilerini Emniyet Genel Müdürlüğünden
her bir milletvekilimiz alabilir.
Cumhuriyet Halk Partisinin bilgilenme
hakkı ve basın sorunları konusunda bir genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesi oldu, keşke onu görüşebilseydik.
Değerli milletvekilleri, iktidarın
getirdiği her şeye evet diyelim, ama muhalefetten gelen ve
diğer siyasi partilerden gelen her şeye ret verelim demek,
demokratik bir anlayış değildir, doğru bir anlayış
değildir; her şey uzlaşmayla olmalıdır, her
şey mutabakatla olmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Eraslan,
son cümleniz için açıyorum mikrofonu.
MEHMET ERASLAN (Devamla) - Bitiriyorum.
Tabii, bilgilenme hakkı -insanlarımızın,
toplumumuzun- önemli bir konuydu. Gerçekten, Türk basınının
sorunları vardır. Türk basınının sorunlarının
yine bu Mecliste, Parlamentoda görüşülmesi doğru olacaktır.
İktidarın, her gelen Meclis araştırmasını
reddetmesi, her gelen görüşme talebini reddetmesi, gerçekten,
üzerinde düşünülmesi gereken
Ama, doğru bir strateji olmadığı
apaçık ortadadır.
Bundan sonraki çalışmalarımıza,
bu haftaki çalışmalarımıza, kanun tekliflerimizin
ve tasarılarımızın görüşmelerine, bugün,
bu saat itibariyle devam edeceğiz.
Ben, bu yasama çalışmasının,
ülkemize, milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyorum
ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Eraslan.
Sayın milletvekilleri, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubunun, İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine
göre verilmiş önerisi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
HALUK KOÇ (Samsun) - Karar yeter sayısı
istiyoruz.
BAŞKAN - Şimdi, öneriyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Öneriyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı bulunamamıştır.
Birleşime beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati:
16.57
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
saati: 17.13
BAŞKAN
: Başkan Vekili İsmail ALPTEKİN
KÂTİP
ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 89'uncu Birleşiminin İkinci
Oturumunu açıyorum.
AK Parti Grubunun İç Tüzük'ün
19'uncu maddesine göre verdiği önerinin oylamasında karar
yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, öneriyi yeniden oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım:
Öneriyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul edilmiştir
ve karar yeter sayısı da vardır.
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine
göre verilmiş iki adet doğrudan gündeme alınma önergesi
vardır. Ayrı ayrı okutup işleme alacağım
ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
TEZKERELER VE ÖNERGELER
1.-
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya'da
Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/451)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
4/4/2003 tarihinde vermiş olduğum
(2/71) esas numaralı Malatya'da Büyükşehir Belediyesi Kurulması
Hakkında Kanun Teklifim 45 gün içinde sonuçlandırılmadığından,
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine göre doğrudan Genel Kurul gündemine
alınması hususunda gereğinin yapılmasını
arz ederim.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu
Malatya
BAŞKAN - Efendim, önerge üzerinde
teklif sahibi ve bir milletvekili olarak söz isteği vardır.
Teklif sahibi olarak, Malatya Milletvekili
Ferit Mevlüt Aslanoğlu.
Efendim, süreniz beş dakika.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, yüce Meclisin çok değerli üyeleri;
hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye
Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir, kimsenin hakkını
kimseye yedirmez. Size birkaç rakam vereceğim. Türkiye'de, daha
önceki iktidarlar döneminde 17 belediye büyükşehir yapılmış.
Daha sonra da, sizin iktidarınız döneminde, bir Büyükşehir
Yasası getirdiniz ve illerin minimum 750 bin nüfusa sahip olması
yönünde bir karar aldınız. Ama mevcut büyükşehirlerde
Ben, birkaç rakam vereceğim, bu rakamları dikkatinize sunuyorum.
Burada, Malatya'nın, Şanlıurfa'nın ve Denizli'nin
hakkını yiyorsunuz. Burada, mevcut büyükşehirlerin
nüfus rakamlarını vereceğim size arkadaşlar. Mevcut Adapazarı Belediyesi,
-şu anda- 340 bin -2007 olası, yani Devlet İstatistiğin
sonuçlanmış, açıklayacağı rakamları da
vereceğim- Erzurum 385 bin, Eskişehir 517 bin, Samsun 420
bin -dört büyükşehir örneği vereceğim size- Malatya
Belediyesi ise 453 bin, Denizli 396 bin, Şanlıurfa 526 bin
arkadaşlar. Yeni olası nüfus sayımına, Devlet
İstatistikten aldığım rakamlarda ise Malatya Belediyesi
550 bin arkadaşlar. Şu anda alınan göçler nedeniyle 550
bin nüfus açıklıyor Devlet İstatistik, Malatya için.
Adapazarı için 330 bin -açıklayacağı rakam- Erzurum
için 460 bin, Eskişehir için 547 bin, Samsun için 466 bin, Denizli
için 479 bin ve Şanlıurfa için 629 bin.
Değerli milletvekilleri, Belediye
Gelirleri Yasası'nda büyükşehirlerin ayrıcalığı
var. Mevcut büyükşehirlere göre çok az daha nüfusa hizmet eden
Erzurum, Eskişehir, Samsun, Adapazarı Belediyeleri, Malatya
Belediyesinin 2 katı kadar daha fazla gelir elde ediyor. Malatya
halkının hakkını kimse yiyemez arkadaşlar.
Büyükşehir Yasası geçerken, "Arkadaşlar, mevcut
büyükşehirlerin nüfusundan yüksek olan belediyeler otomatikman
büyükşehir olur deyin" dedik. Belki burada Van da var, belki
burada başka illerimiz de var, ama bu illerimizin hakkını
yiyorsunuz. Çünkü, mevcut Yasa'ya göre nüfusa göre para dağıtıyorsunuz.
Yani, Malatya'nın nüfusu 550 bin olacak, çünkü çok göç alıyoruz.
Bir sürü sorunumuz var, bir sürü altyapı sorunumuz var, ama bunları
göz ardı ediyorsunuz. Nüfusu 100 bin daha aşağı
olan belediyelere Malatya Belediyesinin 2 katı kadar para
veriyorsunuz arkadaşlar.
Belediye başkanı hangi
partiden olursa olsun, o belediye başkanı aldığı
parayı halkına harcıyor. Biz, Malatya Belediyesi iktidar
partisinin belediyesi diye bunu yapmayın demiyoruz. Malatya'nın
büyükşehir olmasından gurur duyarız. Çünkü, Malatya
Belediyesi bu parayı alınca halkına harcayacaktır,
Malatya'daki insanlara harcayacaktır. Büyükşehir olmadığı
için planlamada, büyümede ve tabii mali imkânsızlıklar nedeniyle
bir sürü sorunları var. Bir belediye etrafındaki yerleşim
bölgelerine bu kadar göç alınca, mevcut yasaya göre, büyükşehir
olmadığı için, aldığı parayla halkına
hizmet edemez hâle gelmektedir.
Değerli milletvekilleri, nüfusu
100 bin, 150 bin daha aşağı olan illere Malatya Belediyesine
giden paranın 2 katı kadar para değil, 10 katı kadar
verin, ama Malatya Belediyesinin ve başka belediyelerin hakkını
yemeyin. Bu, bir adaletsizliktir; bu, insanlara eşit davranmamaktır;
bu, illere eşit davranmamaktır arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Toparlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada, sadece Malatya'yı
ben konuşmuyorum; burada, ben Şanlıurfa'yı görüyorum.
Şanlıurfa, 2007 olası rakamı 629 bin. Şanlıurfa'ya
yazık değil mi? Yani, siz 629 bin nüfuslu bir ili büyükşehir
yapmayacaksınız, 340 bin nüfuslu bir ile büyükşehir
kapsamından Şanlıurfa'nın 2 katı kadar para
vereceksiniz. Burada, Trabzon'a da bakıyorum, 317 bin olası
2007 rakamı. Onun için arkadaşlar, biz hakkaniyet istiyoruz,
biz hakkımızı istiyoruz. Yani başka belediyelere,
nüfusu 100 bin, 150 bin daha az olan belediyelere, Malatya Belediyesinden
2 kat daha fazla para vermek -veya hangi il varsa- bizim için adaletsizliktir.
Sizden adalet istiyoruz, sizden Malatya halkının hakkını
istiyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Bir milletvekili sıfatıyla,
Malatya Milletvekili Sayın Muharrem Kılıç.
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; seçilip geldikten sonra,
değerli arkadaşlarım, ilk hazırlayıp verdiğim
kanun tekliflerinden bir tanesi Malatya'nın büyükşehir belediyesi
yapılmasına yönelikti. Kanun teklifimin veriliş tarihi
de 4/2/2003 tarihi. Bu kanun teklifini hazırlayınca, sadece
muhalefet partisi milletvekili olarak arkadaşım Sayın
Mevlüt Bey değil, iktidardaki diğer Malatya kökenli milletvekillerimize
de bu kanun teklifini imzalattırdım, çünkü bu teklif Malatya'nın
bir sorununu giderecekti.
Malatya haksızlığa
uğramıştı değerli arkadaşlar, çünkü ülkemizde
on altı tane, şu anda, büyükşehir belediyesi var. Nüfusu,
ekonomik durumu, sosyal durumu, her yönüyle, gelişmişliğiyle
Malatya, mevcut büyükşehir belediyelerinin bir kısmından
daha iyi konumdaydı. Sadece Malatya değil, Malatya'nın
dışındaki illerden de aynı konumda pek çok il vardı.
Biz bu haksızlığın giderilmesini bir teklifle sayın
Meclise sunduk. Ancak bu teklifimiz yeteri kadar ilgi görmedi. Denildi
ki: "Büyükşehir Belediyesi Kanunu görüşülecek, bu
Kanun görüşülürken bu sorunları çözeriz." Ancak Büyükşehir
Belediyesi Kanunu da görüşüldü, 2004 yılında bu Kanun
Meclisten geçti, Meclisten geçerken yine bununla ilgili bir öneride
bulunduk, dedik ki, geçici olarak mevcut büyükşehir belediyelerinin
statüsündeki illeri bir defaya mahsus olmak üzere büyükşehir
belediyesi yapalım. Bu da kabul edilmedi.
Değerli arkadaşlarım,
demin arkadaşım da belirtti, biz bu kanun teklifini verirken
partici bir anlayışla davranmadık. Çünkü kanun teklifimi
verdiğimde Malatya Belediyesinin Belediye Başkanı
Milliyetçi Hareket Partisinden Sayın Yaşar Çerçi'ydi, daha
sonra da Adalet ve Kalkınma Partisinden Sayın Cemal
Akın geldi. Yani her ikisi de bizim partimizden değildi. Ancak
biz Malatya'yı düşünüyoruz, Malatyalıyı düşünüyoruz.
Çünkü değerli arkadaşlar, hepinizin malumu, bir il büyükşehir
belediyesi olduğu zaman devlet imkânlarından daha çok olanak
kullanıyor. Tüm belediyeler ülke gelirlerinin yüzde 6'sını
nüfusu oranında alırken, büyükşehir belediyeleri
ise, bundan daha farklı bir uygulamayla
O ildeki gelirlerin
yüzde 5'i o büyükşehir belediyesine ayrılıyor. Bu nedenle
Malatya halkına, Malatya'ya, değerli arkadaşlarım,
haksızlık yapılıyor.
Gelin, hep beraber, bu haksızlığa
dur diyelim değerli arkadaşlar. Eğer, bu haksızlığa
dur demezsek, Malatyalılar, bunun karşılığında
-ret oyu verecek partinize- gereken dersi verirler değerli arkadaşlarım.
Malatya, sizin partinize çok büyük
destek verdi. 2002 seçimlerinde 5 milletvekili çıkardınız.
Ancak, bunun karşılığında Malatya'ya ne verdiniz?
Yani, Malatya'ya bir büyükşehir olma statüsünü niye çok görüyorsunuz?
Malatya, sizin döneminizde çok
şeyini kaybetti. Sizin döneminizde Tekel fabrikası kapandı,
1.100 işçi çalışıyordu. Sümerbankı kapattınız.
Kayısıbirlik şu anda kapandı. Çiftçi bitti, esnaf
bitti. Peki, siz, iktidara gelirken, Malatya'ya veya Türkiye'ye hizmet
için mi geldiniz, yoksa insanları yoksulluğa itmek için mi
geldiniz?
Değerli arkadaşlarım,
gelin
Yani, bu önerinin, bizim bu teklifimizin herhangi bir siyasi
yanı yok. Bu haksızlık sadece Malatya'ya da yapılmıyor.
Malatya'nın dışındaki, örneğin, Kahramanmaraş
aynı konumda, Hatay aynı konumda, Denizli aynı konumda,
Şanlıurfa aynı konumda; Van, Trabzon, Sivas, Balıkesir,
Manisa, Tokat, Aydın, bunlar Malatya'yla aynı konumdalar.
Yani, Büyükşehir Belediyesi Kanunu çıkarılırken,
daha önceki mevcut büyükşehir belediyelerinin statüsünden
belki daha iyi konumdalar, nüfus olarak, gelişmişlik olarak.
Bu ayrımı, değerli arkadaşlar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Sayın
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Son sözleriniz lütfen...
Buyurun.
MUHARREM KILIÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, yüce Meclisin, bu haksızlığı
göreceğini ve bu kanun teklifimizin Meclis gündemine alınarak
burada kanunlaşacağını, Büyükşehir Belediyesi
Kanunu'ndaki bu eksikliğin de bir anlamda giderileceğini,
haksızlığa uğrayan illerin haklarının
verileceğini ümit ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Kılıç.
Sayın Başbakan Yardımcımız
Mehmet Ali Şahin Bey Hükûmet adına söz istemiştir.
Sayın Bakan, kürsüden konuşabilirsiniz.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi sevgiyle,
saygıyla selamlıyorum.
İç Tüzük'ün 37'nci maddesine
göre vermiş bulundukları kanun teklifinin doğrudan
gündeme alınması istemiyle ilgili bir önerge üzerinde görüşmeler
yaparken, önerge sahibi arkadaşlarımız, kanun teklifleriyle
ilgili değerlendirmelerde bulundular.
Ben, siz saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarımı ve bir de bizleri televizyonları
başında izleyen vatandaşlarımızı
doğru bilgilendirmek için -önce, bu arkadaşlarımız
bu teklifleriyle ne istemişler- izin verirseniz teklifin 1'inci
maddesini sizlerle paylaşmak istiyorum, çünkü ondan hiç bahsetmediler:
"Madde 1- Malatya Belediyesi
hakkında 27/6/1984 tarihli ve 3030 sayılı Kanun hükümleri
uygulanır ve bu ilin merkez belediyesi, aynı isim taşıyan
büyükşehir belediyesine dönüşür."
Şimdi, değerli arkadaşlarım,
3030 sayılı Yasa şu anda yürürlükte değil ki. Diyelim
ki aldık, böyle bir kanun teklifini gündeme aldık
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Kanun
teklifinin veriliş tarihi ne zaman Sayın Bakan?
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakanım, 2002'de vermişiz.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - 2003 tarihinde
verilmiş Sayın Bakan. Demagoji yapmayın!
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Lütfen ama ya
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bu teklifin verilmesinden
sonra Büyükşehir Belediyesi Kanunu yürürlükten kalkmış,
yeni bir kanun gelmiş.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Getirmemişsiniz 2003'ten beri.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Meclisi
kim çalıştıracak Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Yeni bir kanuna göre teklifin
verilmesi, hâlâ yürürlükte bulunan kanuna göre bir talepte bulunulması
gerekirdi. Şimdi, ortada olmayan bir kanunla ilgili, burada
"Bu Kanun'a göre Malatya'yı büyükşehir belediyesi yapın."
diyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Nasıl
ortada yok?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bu, sadece, popülist amaçla
(CHP sıralarından gürültüler)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan samimiyetsizsiniz!
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Samimi
davran Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Beni televizyonları
başında izleyen Malatyalı vatandaşlarımıza
ifade ediyorum ki, bu teklifin hiçbir hukuki sonucu yoktur, tatbik
kabiliyeti yoktur, uygulama imkânı yoktur; bir. İki
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sizi
samimiyete davet ediyorum.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan, o zaman bu Kanun yürürlükte yok muydu?
Ayıptır ya!
BAŞKAN - Sayın Aslanloğlu,
lütfen dinleyelim. Bir dinleyelim efendim.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Demagoji
yapıyor.
BAŞKAN - Dinleyelim.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagoji
Siz, yapıyorsunuz demagojiyi. O zaman
kanun vardı. O zaman bu kanun vardı. Ayıp ama ya!
BAŞKAN - Sayın Aslanoğlu,
lütfen, dinleyelim.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bir insan suçüstü
yakalanınca, mahcup olunca, tabii, böyle, ne yapacağını
bilemiyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Yakışmıyor, yakışmıyor!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, buraya gelirken
üç sene önce verdiğiniz teklifi dahi okumadan gelmişsiniz.
VEZİR AKDEMİR (İzmir)
- Ne demek okumadı?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Teklifinizin ne anlama
geldiğini dahi bilmiyorsunuz. Geldiniz, burada, teklifinizden
bir tek cümle bahsetmediniz...
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Malatya'nın hakkını istiyoruz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -
sadece Malatya büyükşehir
belediyesi olmalıdır
Şu anda mevcut olan büyükşehir
belediyelerinin hiçbiri bizim Hükûmetimiz döneminde kurulmamıştır,
daha önceki dönemlerde kurulmuş olan büyükşehir belediyeleridir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Ayıp yahu!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunların bir kısmının
nüfusu, demin arkadaşlarımızın da ifade ettiği
gibi
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagoji yapmayın. O zaman bu kanun var mıydı,
yok muydu? Niye getirmediniz? Çok ayıp yahu!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -
300 bin, 400 bin olabilir. Ancak,
biz, bu konuda siyasi amaçlarla bir kentimiz büyükşehir belediyesi
olmasın, bu konuda gerçekten adaletli bir kriter getirelim diye
yasada düzenleme yaptık, 750 bin ve üstünde nüfusu olacak büyükşehir
olacak kentin, diye kriter getirdik.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Peki,
kazanılmış haklar ne olacak Sayın Bakan? Daha önce
300 binin üzerindekileri yapmışlar.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bundan önce büyükşehir
olmuş olan belediyelerin de bu büyükşehir belediyesi olma
haklarını kazanılmış hak saydık. O nedenle,
demin, işte, Sakarya'dan örnekler verildi, şuradan örnekler
verildi.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Aynı
konumdaki illerin kazanılmış hakları ne olacak
Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunlar, bizden önceki dönemde
büyükşehir statüsüne kavuşmuş olan illerimizdi. 2004
yılında çıkardığımız yasayla, 5216
sayılı Yasa'yla bunlar da büyükşehir olma statüsünü
devam ettirdiler.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Aynı
konumdaki illerin kazanılmış hakları ne olacak
Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, bir ilimiz büyükşehir
belediyesi statüsüne kavuşmak istiyorsa, şu andaki Büyükşehir
Belediye Yasası'na göre nüfusunun 750 bin ve üstünde olması
gerekiyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - 300 bin de var, 300 bin de.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Malatya ilimizin biraz önce
nüfusu ifade edildi, 453 bin.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Mevcut
büyükşehirlerin nüfusu 750 binin üzerinde mi Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Dolayısıyla,
şu anda hâlâ yürürlükte bulunan Büyükşehir Belediye Yasası'na
göre, çok arzu etmemize rağmen, Malatya'yı büyükşehir
belediye statüsüne kavuşturmamız, yürürlükteki Büyükşehir
Belediye Yasası'na göre, mümkün değil.
Arkadaşlarımız, burada,
geldiler, işte hakkı yeniyor, şu, bu birtakım beyanlarda
bulundular. Bunlar, bir muhalefet partisi milletvekili olarak, burada,
yöre halkına selam babında söylenmiş olan şeylerdir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Bakan, hakkımızı istiyoruz; 300
bine veriyorsunuz, 500 bine niye vermiyorsunuz?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, siyaset, değerli
arkadaşlar, birtakım ölçülere göre yapılmalıdır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - 300 bin ölçü mü Sayın Bakan, 300 bin?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Tabii ki, büyükşehir
olmayı arzu edebilir birçok ilimiz, ama eğer ortaya doğru
dürüst kriter koymazsak
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın
Başkanım.
ben gelir, siyasi amaçlarla,
şartları taşımadığı hâlde bir ili büyükşehir
yaparım, bir başka siyasi parti gelir onu yapar ve böylece
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Beyefendi, siyasi amaç yok burada, siyasi amaç yok.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -
işte bu zaman adaletsizlik
olur.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Biz burada siyaseti konuştuk mu?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Biz adaleti sağlamak
için çıkardık o kanunu ve bu kriteri getirdik.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Sayın
Bakan, bunun tarihi 4.2.2003. Kanunun tarihine bakmadınız
sanırım. Kanun teklifinin tarihini gördünüz mü Sayın
Bakanım?
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - O nedenle, Malatya'mız,
Hükûmetimiz döneminde devlet imkânlarını en fazla alan illerimizin
başında geliyor.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Anlamadım, anlamadım?!.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Malatya Belediyemiz de
hak ettiği parayı yasal çerçevede alıyor, hizmet ediyor.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya'yı
köye çevirdiniz, köye. Büyük bir köye çevirdiniz Malatya'yı, sayenizde.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Hükûmetimiz de, bakanlıklar
da Malatya'mıza bizim dönemimizde daha önceki dönemlerle
kıyaslanamayacak kadar hizmet etmiştir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Bravo! Bravo!
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bunlarla ilgili, bir
başka sefer, Malatya'ya Hükûmetimiz hangi hizmetleri yaptı
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hiçbir şey.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -
sizleri bilgilendiririm.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya'yı
köye çevirdiniz Sayın Bakan, büyük bir köye çevirdiniz.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, tabii, sizler de
izliyorsunuz, eğer kameralar gösteriyorsa, televizyonları
başında vatandaşlarımız da izler. Şu arkadaşlarımızın
tavırlarına bakıyorum da, gerçekten kendileri
adına son derece üzülüyorum.
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya'yı
açlığa mahkûm ettiniz, açlığa.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Demin burada kendileri konuşurken,
ne benden ne bizden, sizlerden hiç
kimse laf atmadı durduğu yerde, edeplice dinledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Demagojiyi siz yaptınız Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) - Bakın, önce dinlemeyi
bir öğrenin yerinizden. Burada hatip konuşurken katılmadığınız
düşünceleriniz olursa Başkandan izin istersiniz, gelirsiniz,
değerlendirirsiniz. Ama, oradan kendinizi yırtarcasına
laf atmanız size hiç yakışmıyor.
Ben, Hükûmetimizin, büyükşehir
belediyeleriyle ilgili herhangi bir haksızlık içerisinde
bulunmadığını, bu konuda daha önceki haksızlıkları
ortadan kaldıran
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Malatya'ya
haksızlık yaptınız Sayın Bakan, kabul edin.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Devamla) -
ve bundan sonrasıyla
ilgili yeni düzenleme getiren bir yasa çıkarttığını
huzurunuzda ifade etmek istiyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Bakan.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Sayın Başkan, Sayın Bakan "demagoji yapıyorsunuz,
hiç bu kanundan haberiniz yok." dedi. Onun için, iki satırlık
bir açıklama yapacağım.
BAŞKAN - Efendim, kanun belli.
Siz gerekli açıklamayı yaptınız.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Hayır efendim
BAŞKAN - Efendim, oylamaya geçiyorum.
Sayın Aslanoğlu, bunun sonu gelmez.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
(Malatya) - Ama, bir dakika efendim. Sayın Başkan, bu kanun
2002 yılında
III. - YOKLAMA
(CHP sıralarından bir
grup milletvekili ayağa kalktı)
MUHARREM KILIÇ (Malatya) - Yoklama
istiyoruz.
BAŞKAN - Yoklama istiyorsunuz.
Önce isimleri tespit edelim:
Sayın Topuz, Sayın Özyürek,
Sayın Akıncı, Sayın Kılıç, Sayın Durgun,
Sayın Koç, Sayın Özkan, Sayın Aslanoğlu, Sayın
Özcan, Sayın Küçükaşık, Sayın Kaya, Sayın Sözen,
Sayın Üstün, Sayın Çilingir, Sayın Akdemir, Sayın
Diren, Sayın Kartal, Sayın Yıldırım, Sayın
Ülkü, Sayın Akyüz.
Efendim, isimleri tespit ettik, bu
isimler girmeyecek yoklamaya.
Şimdi, yoklama için dört dakika
süre veriyorum.
Bu süre içerisinde cihaza giremeyen
arkadaşlarımızın oy pusulalarını
Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum
ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
toplantı yeter sayısı vardır.
IV. -
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI (Devam)
C)
TEZKERELER VE ÖNERGELER (Devam)
1.-
Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu'nun, Malatya'da
Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/71) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/451) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum tekrar: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
İkinci önergeyi okutuyorum:
2.-
Kastamonu Milletvekili Mehmet Yıldırım'ın,
İnebolu İlçesinin Adının Yiğit İnebolu
Olarak Değiştirilmesi Hakkında Kanun Teklifi'nin
(2/637) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi
(4/452)
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/637 Esas Numaralı Kanun Teklifimin
İçtüzüğün 37. Maddesine göre görüşülmesini saygılarımla
arz ederim.
Mehmet
Yıldırım
Kastamonu
BAŞKAN - Teklif sahibi olarak
Kastamonu Milletvekili Sayın Mehmet Yıldırım, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET YILDIRIM (Kastamonu) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında
bizi izleyen sevgili İnebolulular, sevgili Kastamonulular;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
23/12/2005 tarihli (2/637) sayılı
İnebolu ilçesinin isminin "Yiğit İnebolu"
olarak değiştirilmesiyle ilgili kanun teklifimiz, bir buçuk
yılı aşkın bir süredir İçişleri Komisyonunda
görüşülememiş ve görüşülmesine fırsat bulunmaması
nedeniyle, İç Tüzük'ün 37'nci maddesi gereği Türkiye Büyük
Millet Meclisinin gündemine doğrudan taşımak için karşınızda
bulunmaktayım.
Teklifimize, Samsun Milletvekili
ve Grup Başkan Vekilimiz Sayın Haluk Koç, Sinop Milletvekilimiz
Sayın Engin Altay, Denizli Milletvekili Sayın Mustafa Gazalcı,
Ardahan Milletvekili Sayın Ensar Öğüt, Antalya milletvekili
Osman Kaptan ve Kastamonu Milletvekili olarak benim imzam bulunmaktadır.
Bunları ne için yapmak istiyoruz,
niçin getirmek istiyoruz, gerekçemiz nedir: Değerli arkadaşlar,
cumhuriyetimizin kuruluşunda, istiklal mücadelesinde önemli
bir yere sahip olan İnebolu ilçemizin, bizim, işgal görmemesine
rağmen
Yurdumuzun her tarafının işgal edildiği,
ordularının dağıtıldığı, tersanelerinin
kapatıldığı, cephanelerine el konulduğu,
manda ve himayenin tartışılır hâle geldiği
bir dönemde Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a
çıkarak, bundan seksen sekiz yıl önce, ulusun birliğini,
bütünlüğünü koruyan "ya istiklal ya ölüm" parolasıyla
yola çıkmış ve istiklal mücadelesini başlatmıştır.
Mustafa Kemal'in temin ettiği ve kuvayımilliyecilerin
elde ettiği silah ve cephaneler, İnebolu Limanı'na motorlarla
getirilmiş ve bu resimde gördüğünüz yaşlı, kadın,
erkek, çocuk bütün insanlarımız -görüyorsunuz, yetmiş
yaşındaki Hamamcı Kadı Salih Reis önde- sırtında
çocuğu ve mermisiyle kahraman annelerimiz, kayıklardan,
motorlardan aldıkları mermileri sırtında arabalara
taşımışlardır. Cephaneleri İnebolu'dan
kağnılara yükleyerek, atlara yükleyerek Kocatepe'ye, Sakarya'ya
göndermişlerdir. İşte, burada, bu belgeleri bize gönderen
Sayın Kastamonu Valisi Mustafa Kara'ya, Belediye Başkanımız
Sayın İdris Güleç'e, bu konuda bütün Kastamonuluları
İstanbul'da büyük bir örgüt hâline dönüştüren KAS-DER Genel
Başkanı ve Kastamonulular Federasyonu Başkanı
Yücel Gündoğdu ve şube başkanlarına, yöneticilerine
teşekkürü borç biliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
İstiklal Savaşı, İnebolu ve Kastamonu havalisi
deniz ve hava harekâtı arşiv bilgilerinin, bir günde 1.500
kağnı arabası, 500 at ve katıra silah ve cephanelerin
yüklenerek Sakarya'ya, Dumlupınar'a, Kocatepe'ye gönderildiğini
kanıtlayan belgeler elimdedir.
Sayın Turgut Özakman'ın
yazdığı "Şu Çılgın Türkler" kitabında
da sayfalarca, Kastamonu, İnebolu halkının cefakârlığı,
fedakârlığı, vatanseverliği, bağımsız
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasındaki önemi anlatılmıştır.
Sayın Turgut Özakman'a da yiğidin hakkını verdiği
için teşekkürlerimi arz ediyorum.
Türk istiklal mücadelesi sırasında,
Türk halkının, erkeği-kadını, yaşlısı-genci
ve çocuğuyla topyekûn katıldığı millî mücadelenin
ikmal kapısı olan Kastamonu'dan gelecek olan her haber Kurtuluş
Savaşı'nın kaderini değiştirecek kadar hayati
önem taşıyordu. Kurtuluş Savaşı'nda Kastamonu,
İnebolu, savaşın kilit noktası hâline gelmişti.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı bütün
hızıyla sürerken söylediği ve tarihe geçen "Gözüm
Sakarya'da, Dumlupınar'da, kulağım İnebolu'da"
sözüyle İnebolu'nun istiklal mücadelesindeki yerini en veciz
şekilde vurgulamıştır. Tarih boyunca hür yaşamış
"Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım"
diyen
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Türk
milletinin ulusal bağımsızlık mücadelesi olan
Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmıştır.
Savaşta büyük emeği olan
Kastamonu İnebolu halkının hizmetlerini ve vatanseverliğini
unutmayan Mustafa Kemal Atatürk ve Türkiye Büyük Millet Meclisi, 11
Şubat 1924 tarihinde, burada da gördüğünüz gibi, istiklal
madalyasıyla ve beratıyla ödüllendirmiştir, bu karar
Türkiye Büyük Millet Meclisinin oy birliğiyle alınmıştır.
Değerli arkadaşlar, bu
istiklal madalyası İnebolu Mavnacılar Locası'na,
kayıkçılara, silah taşıyanlara, emanete ihanet
etmeyenlere verilmiştir. Mavnacıların locasına
verilen bu altın madalya, berat tüm kayıkçıların
şahsında, İnebolu halkına, Kastamonu halkına,
Abana, Bozkurt, Çatalzeytin, Cide, Doğanyurt, Küre, Devrekani,
Seydiler, Şenpazar, Azdavay, Pınarbaşı, Daday ve
merkez, Taşköprü, Hanönü, Araç, İhsangazi, Tosya ilçelerimize
kağnılarıyla mermileri taşıdıkları
için verilmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldırım,
lütfen tamamlayın.
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Bitiriyorum
efendim.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk,
Çanakkale'de ve İstiklal Savaşı'nda Kastamonuluları
tanımış, sadece istiklal madalyasıyla onurlandırmayla
yetinmemiş, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararıyla yetinmemiş,
23 Ağustos 1925 tarihinde Kastamonu'ya gelerek, sekiz gün kalarak,
devrimlerin en büyüğünü, 27 Ağustos tarihinde, o Türk Ocağı
binasında Şapka Nutku'nu okuyarak ve "Bu serpuşun
adına şapka denir." diyerek, ikinci defa ödüllendirmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; beyaz
şeritli altın madalya sahibi tek ilçemiz olan İnebolu'nun
önüne "yiğit" kelimesinin eklenmesi gerektiğini
sizlere arz etmeye çalıştım. Orijinal resmini gördüğünüz
bu yetmiş yaşındaki Hamamcı Kadı Salihleri,
arkasında, sırtında çocukları olan annelerimizi
ve Şerife Bacılarımızı görüyorsunuz. Onların
yaptığı fedakârlığı ve hak ettiği yiğitliği,
bu yiğitliği sergileyen insanlarımızın
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) -
Ters tutuyorsunuz, ters.
BAŞKAN - Olabilir canım.
TEVHİT KARAKAYA (Erzincan) -
Hakaret olur, ters tutma.
MEHMET YILDIRIM (Devamla) - Pardon,
özür diliyorum.
insanların ruhlarını
şad etmek için, yiğidin hakkını vermek için, İnebolu'ya
"yiğit" kelimesinin eklenmesi için, bu kanun teklifimizin,
Adalet ve Kalkınma Partili milletvekili arkadaşlarımızın,
Anavatan Partili arkadaşlarımızın, Doğru
Yol Partili milletvekili arkadaşlarımızın ve
Mecliste bağımsız olan bütün arkadaşlarımızın
oy birliğiyle gündeme alınmasını ve kanunlaşmasını
talep ediyorum ve yüce Meclisi saygıyla selamlarken, 23 Nisanları
bize hediye eden ve bu Türkiye Büyük Millet Meclisinin kurulmasında,
sırtında mermi taşıyan bu insanlarımıza,
başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, saygı ve sevgilerimi
sunuyorum.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk
Bayramı'nı kutluyorum ve diyorum ki: Bu millete layık
vekil, Atatürk'e layık millet, Hazreti Muhammed'e layık ümmet
olmalıyız.
Ne mutlu Türküm diyene! (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Yıldırım.
Bir milletvekili sıfatıyla,
yine Kastamonu Milletvekili Sayın Musa Sıvacıoğlu.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu)
- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kastamonu'nun
İnebolu ilçesine "yiğit" sıfatının
verilmesi teklifi dolayısıyla ben de söz almış bulunuyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Evet, muhalefete mensup Sayın
Mehmet Yıldırım'ın heyecanını da mazur görünüz.
Gerçekten, İnebolu "yiğitlik" sıfatını
hak etmiştir.
Yıllardan bu yana, her yıl
9 Haziran "Şeref ve Kahramanlık Günü" olarak
İnebolu'da kutlanmaktadır. Bunun en önemli gerekçesi,
İstiklal Savaşı sırasında, bütün silah, mühimmat,
cephanenin İnebolu Limanı'ndan Sakarya'ya, Dumlupınar'a
kadar ulaştırılmasının bambaşka bir manası
vardır. Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisinin bu çatısı
altında egemenliğin kayıtsız ve şartsız
Türk milletine ait olduğu sözünün önünde bu sözleri söyleyebiliyorsak,
elbette ki, İnebolu'nun burada çok büyük bir önemi vardır.
11 Şubat 1924 tarihinde Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çıkardığı 66 numaralı
Kanun'la, Türkiye'de tek ilçe olarak İnebolu ilçesi, beyaz
şeritli altın madalyayı hak etmiş olan bir ilçemizdir.
O tarihten bu yana, her yıl İnebolu'da Şeref ve Kahramanlık
Günü olarak da bu kutlanmaktadır.
2004 yılında, Sayın
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız İnebolu'yu
şereflendirdiler. 2004 yılından itibaren de, bundan
sonraki Meclis başkanlarımız İnebolu'nun fahri
hemşehrisi olarak ilan edilmiştir, İnebolu Belediye
Başkanlığı, Belediye Encümeni bu kararı almıştır.
İlimiz Kastamonu ve güzel ilçemiz
İnebolu'nun Kurtuluş Savaşı'mızda çok önemli
bir yeri vardır. İnebolu'nun vatansever halkı ve kayıkçısı
düşmana karşı yiğitlik destanı yazmış,
İnebolu'ya gelen gemiler dolusu cephane âdeta kutsal emanet gibi
görülmüş, elden ele kağnılarla cepheye ulaştırılmıştır.
Şehit Şerife Bacı, Halime Çavuş, bu olağanüstü
fedakârlığın ve cesaretin sembol isimleri olmuştur.
Kurtuluş Savaşı'nda
en fazla şehit veren ilçeler arasında yer alan İnebolu'nun
gösterdiği üstün hizmet, kahramanlık, yiğitlik karşılıksız
kalmamıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün, cephedeyken
"Gözüm Sakarya'da, Dumlupınar'da, kulağım İnebolu'da"
dediği bu İnebolu destansı mücadelesi nihayet Türkiye
Büyük Millet Meclisinin de kararıyla âdeta tasdik edilmiştir.
Bugün de İnebolu, ekonomisiyle,
kalkınmışlığıyla bu hizmetlere layık
olan bir ilçemizdir. İnebolu'da, şu anda yapımı devam
eden iki tane tersanesi, Sırrı Paşa'dan itibaren
başlamak suretiyle yüz yirmi beş yıldan bu tarafa devam
eden İnebolu Limanı da artık bitmiş, şu anda
hizmete de açılmıştır.
İnebolu'ya iktidarımız
döneminde 5-6 bakanımız gelmiş, bu ayın 21'inde de
yine Çevre ve Orman Bakanımız
Yine İnebolu'da 400 kişinin
çalışabileceği bir fabrikanın açılışı
ve yine orada balık üretimine ilişkin tesislerin temelinin
atılması, 100 kişilik bir öğrenci yurdunun hizmete
açılması gibi hizmetlerde bulunulacaktır. İnebolu,
bu hâliyle, gerçekten bu unvana layıktır. Evet, belki, bazı
arkadaşlarımızın akıllarına "Ya,
bir ilçeye de böyle bir sıfat verilebilir mi, bunu bir yarış
hâline de getirmeyelim." şeklinde yaklaşım olabilir,
ama, gerçekten, İnebolu'nun İstiklâl Savaşı sırasındaki
bu kahramansı mücadelesi, artık, Türkiye Büyük Millet Meclisinin,
zaten 1924 yılında verdiği bu madalyayla artık
İnebolu insanı şunu bekliyor: Zaten fiilî bir durum da
olmuştur, hemen İnebolu'nun girişindeki tünelin üzerinde
"Yiğit İnebolu'ya hoş geldiniz" şeklinde,
dolmuşların veyahut da tüm şeylerde, bu sıfatın
kullanılması İnebolu halkı için yeni bir şeref
daha olacaktır diyor, bu teklifi ben de il milletvekili olarak
destekliyorum.
Her gruptan isteğimiz ve dileğimiz,
bu teklifin gündeme alınmak suretiyle İnebolu ilçesinin
hak ettiği bu sıfatın verilmesi en büyük arzumuz ve dileğimizdir.
Yüce Meclisi tekrar saygıyla
selamlıyor, iyi günler diliyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Sıvacıoğlu.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin
"Seçim" kısmına geçiyoruz.
VI. -
SEÇİMLER
A)
BAŞKANLIK DİVANI ÜYELİKLERİNE SEÇİM
1.-
TBMM İdare Amirliğine Seçim
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanında boş bulunan ve Anavatan
Partisi Grubuna düşen idare amirliğine Iğdır Milletvekili
Dursun Akdemir aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
B)
KOMİSYONLARA ÜYE SEÇİMİ
1.-
Anayasa, Adalet, Millî Savunma, Dışişleri, Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor, Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm, Çevre, Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler, Tarım, Orman ve Köyişleri,
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji, Türkiye
Büyük Millet Meclisi Hesaplarını İnceleme, Plan ve
Bütçe, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, İnsan Haklarını
İnceleme ve Avrupa Birliği Uyum Komisyonlarına üye
seçimi
BAŞKAN - Şimdi de, komisyonlarda
boş bulunan ve Anavatan Partisi Grubuna düşen üyelikler
için seçim yapacağız.
Anayasa Komisyonunda boş bulunan
1 üyelik için Bitlis Milletvekili Edip Safder Gaydalı aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Adalet Komisyonunda boş bulunan
1 üyelik için Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Millî Savunma Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Dışişleri Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Hatay Milletvekili Züheyir Amber aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik
ve Spor Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Afyonkarahisar
Milletvekili Reyhan Balandı aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda boş bulunan
1 üyelik için Muğla Milletvekili Hasan Özyer aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Çevre Komisyonunda boş bulunan
1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Güler aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler Komisyonunda boş bulanan 1 üyelik için
Ankara Milletvekili Muzaffer Kurtulmuşoğlu aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tarım, Orman ve ve Köyişleri
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Erzurum Milletvekili
İbrahim Özdoğan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik
için Mersin Milletvekili Hüseyin Özcan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Hesaplarını
İnceleme Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Isparta
Milletvekili Mehmet Sait Armağan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Plan ve Bütçe Komisyonunda
boş bulanan 2 üyelik için Mardin Milletvekili Muharrem Doğan
ve Diyarbakır Milletvekili Muhsin Koçyiğit aday gösterilmişlerdir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kamu İktisadi Teşebbüsleri
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Muğla Milletvekili
Hasan Özyer aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İnsan Hakları Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Mersin Milletvekili Hüseyin Güler
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Avrupa Birliği Uyum Komisyonunda
boş bulunan 1 üyelik için Kars Milletvekili Selami Yiğit
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2.-
(10/351, 399, 417), (10/365) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonlarına üye seçimi
BAŞKAN - Küresel ısınmanın
neden olduğu sorunların ve oluşturduğu riskin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla kurulan (10/351, 399, 417) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik
için Hatay Milletvekili Züheyir Amber aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Türkçedeki bozulma ve yabancılaşmanın
araştırılması, Türkçenin korunması ve etkin
kullanımı için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan (10/365) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonunda boş bulunan 1 üyelik için Afyonkarahisar Milletvekili
Reyhan Balandı aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını
görüşmüyor ve gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler" kısmına
geçiyoruz.
VII. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden, teklifin görüşmeleri ertelenmiştir.
2'nci sırada yer alan, Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan, Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
4.-
Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun, Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/971) (S. Sayısı:1369)
(x)
BAŞKAN - Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu, 1369 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Buyurun. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
1369 sıra sayılı, Bursa Milletvekili Sayın Mehmet
Altan Karapaşaoğlu'nun, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(x)
1369 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlarım,
bir ülkeyi yönetenlerin en önemli, en öncelikli görevlerinden birisi
de sürekli, ucuz, kaliteli, arz güvenliğinin sağlandığı
enerjiyi temin etmek ve vatandaşın, ülkenin, halkın ihtiyacına
sunmaktır. Getirilmiş olan bu teklifle, hidroelektrik santrallerle
ilgili yeni birtakım değişiklikler, özellikle bu teklifin
1'inci maddesinde, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun, yasal
olarak yetkisi olmadığı hâlde, bir tebliğ çıkartarak
ihale yapmış olduğu HES'ler var. Diğer bir maddede
ise, hükûmetler arası ikili iş birliği çerçevesinde,
kredili olarak yapımı ele alınan baraj ve hidroelektrik
santral projeleriyle ilgili düzenleme var.
Değerli milletvekilleri,
biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak, hidrolik kaynaklarımızın
son damlasına kadar enerji üretiminde kullanılmasını
arzu ediyoruz, istiyoruz, ancak, bunların yatırımlarını
gerçekleştirirken, devleti ve ülkeyi soydurarak değil,
kamuyu zarara uğratarak değil. Kanun teklifi olarak gelmiş
olan bu teklifin, kanunun, değerli arkadaşlarım, esasen,
kanun tasarısı olarak gelmesi, gerek komisyona gerekse
yüce Meclisimize, daha uygun olurdu, çünkü, bu kanun teklifi, 7-8
milyar dolarlık -sadece bu iki maddeyle ilgili olarak söylüyorum-
bir yatırımı ve her yıl 500 milyon dolar, kırk dokuz
yılda da 24-25 milyar dolar mertebesinde bir kamu zararına
sebep olacak bir kanun teklifi olarak, bir milletvekili tarafından
değil, Bakanlar Kurulunun kararıyla, tüm bakanların
imzasını taşıyan bir kanun tasarısı olarak
gelmeliydi. Öyle sanıyorum ki, kanun tasarısı olarak
tüm bakanların imzasını taşıyacak bir mutabakatın
sağlanmadığı içindir belki, Sayın Karapaşaoğlu'nun
teklifi olarak önümüze gelmiş bulunuyor.
Değerli arkadaşlarım,
2'nci maddeyle ilgili olarak, az önce
Hükûmetler arası ikili
iş birliği çerçevesinde yapılacak olan HES'ler, yabancı
konsorsiyumların öncülüğünde ve onlar tarafından,
birer yerli ortakları tarafından kurulan şirket konsorsiyumlar
tarafından yapılacak yatırımlardır. Yerli,
yabancı olması önemli değil, ancak, bu yatırımlar
yapılırken millî menfaatlerimizin korunması en öncelikli
ve dikkate almamız gereken bir davranış olmalıydı.
Millî menfaatlerin korunması noktasında, eski Petrol Yasası'nda
millî menfaatlere uygun olarak arama ve üretim öngörülürken, yeni
çıkarılmak istenen yasada bu hüküm de ortadan kaldırılmış,
AKP yönetimi millî menfaatlerimizin korunması karşısında
nasıl bir anlayışa sahip olduğunu kanun ile tescil
etmiştir. Görüşmekte olduğumuz bu kanun teklifi de,
ülkemizin uzun vadede enerji politikasına ve millî menfaatlerimize,
kamu yararına uygun değildir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye'de kişi başına elektrik tüketiminin
2007 yılında 2.513 kilovat saate ulaşması beklenmektedir.
Kişi başına tüketilen elektrik o ülkede ekonominin
ve yaşam standardının bir ölçüsü ve kriteridir. Yunanistan'da
5 bin kilovat saat ile bizim ülkemizde kişi başına tüketilen
elektrik enerjisinin 2 katı tüketiliyor. Almanya'da, Fransa'da,
Avrupa Birliği, birçok ülkede bizim kişi başına
tükettiğimiz elektriğin 3 katı tüketiliyor, Amerika
Birleşik Devletleri'nde 5 katı tüketiliyor. Esasen, ülkemizde
refah düzeyimizin ne olduğunu görmemiz bakımından
tükettiğimiz elektrik enerjisi gerçekten yeterli değildir.
Diğer ülkelerle de kıyasladığımız zaman
bunun ne kadar düşük kaldığı, giderek ihtiyacımızın,
yaşam standardımızın yükseltilebilmesi için ne
kadar ihtiyacımızın olduğunu bu rakamlar göstermektedir.
Değerli milletvekilleri, bu
teklifin getirdiği önemli hususlardan biri, elektrik enerjisi üretiminin artırılması
amacıyla bazı projelerin yapılmasını
sağlamaktır. Elbette bizim de arzumuz budur. Bu kapsamda,
on altı proje, baraj ve hidroelektrik santrali (HES) vardır.
Projelerin toplam tutarı 4,7 milyar ABD doları, kamulaştırma
bedeli ise 918 milyon YTL'dir. Plan ve Bütçe Komisyonuna verilen bilgilere
göre, Türkiye'nin elektrik enerjisindeki kurulu gücü bu projelerin
gerçekleşmesi hâlinde yüzde 10 düzeyinde artmış olacak,
kapasitedeki bu artış, elektrik enerjisi tüketim talebinin
yüzde 8,5'ini karşılayacaktır.
Bu projelerin bir an önce bitirilmesi
niyeti şüphesiz olumludur, ancak, elektrik enerjisindeki
alım garantileriyle birlikte bu projelerin ihalesiz verilmesi,
lisans ve su kullanım anlaşması için bedel ödenmeyecek
olması ya da sembolik bir bedel ödenmesi, Türkiye'nin milyarlarca
dolar kamu zararına uğramasına da sebep olacaktır.
Çok yanlış bir iş yapılmaktadır. Bu santrallerin
yapılması anlamında söylemiyorum, uğranılan,
uğratılacak olan kamu zararını dikkatlerinize
getirmek için söylüyorum. Bu 16 proje, Yenilenebilir Enerji Kanunu
kapsamına alınmakta, on yıl süreyle, 5-5,5 euro/sent satın
alma garantisi de verilmektedir.
Değerli arkadaşlarım,
2001 yılından itibaren ortalama satış fiyatlarına
baktığımız zaman elektriğin, 2001 yılında
tarife 4,75 dolar/sentten, yükselerek, 2007 yılında yaklaşık
6 dolar/sente gelmiş. Bu da döviz bazında yaklaşık
yüzde 26 bir artışı ifade ediyor. Şimdi, hâl böyle
iken, bunlar, yani, bu şirketler, konsorsiyumlar, serbest piyasada
üretecekleri elektriği satabilecekken biz de onlara 5,5 euro/sent
alım garantisi getiriyoruz, veriyoruz. Söylemek istediğim
şu: Zaten, fiyatlar bir yükseliş trendi içerisinde. Dolayısıyla,
bu şirketlere böyle bir alım garantisi vererek, dağıtım
şirketleri üzerinden alım garantisi vererek dağıtım
şirketlerini yükümlülük altında bırakmanın
doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Dünyanın
en ucuz elektriğini hidrolik santraller üretiyor. O nedenle,
çok müthiş bir imkân ve kaynak, bu projelere, bu konsorsiyumlara
sağlanmış ve aktarılmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; serbest piyasadan söz ediyoruz madem, o zaman,
serbest piyasada satma imkânı da varsa -böyle iyi de bir imkân var-
bunu, bu konsorsiyumlar, bu şirketler değerlendireceklerdir.
Yani, biz, aslında, hazinenin üzerinden garantiyi kaldırıyoruz,
ama, dağıtım şirketleri vasıtasıyla, yine
özelleşmediği müddetçe, devletin üzerine bu garantiyi veriyoruz,
hem de satın alma garantisiyle.
Değerli arkadaşlarım,
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Kanunu'nda, on yıl boyunca
bunlara, bu 16 projeye, konsorsiyuma 5 ila 5,5 euro/sent alım garantisi
getiriliyor. Bu santrallerle serbest piyasa ekonomisi ve serbest
rekabet ortamı, bu şartlarla -Sayın Bakanımızın
her fırsatta söylediği serbest piyasa ve serbest rekabet
ortamı- nasıl yaratılacaktır?
Teklifin 2'nci maddesi 16/7/1997 tarihli
ve 4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi
Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile
Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un
geçici 4'üncü maddesine bir fıkra ilave edilmesini öngörmektedir.
İlave edilmek istenen fıkra bazı HES projelerinin yapımına
ilişkindir, ancak, 4283 sayılı Kanun'un 1'inci maddesi
incelendiğinde HES'lerin yapımının bu Kanun'un
kapsamı dışında bırakıldığı
görülecektir. Bu nedenle, teklifle yapılmak istenilen düzenlemenin
4283 sayılı Kanun'da yer alması doğru değildir,
bu da ileride hukuki sorunların yaşanmasına sebep
olacak bir yanlıştır. Nitekim, teklifin görüşülmesi
sırasında, yapılacak olan HES'lerin yap-işlet yöntemi
ile mi, yoksa yap-işlet-devret yöntemi ile mi yapılacağı
tartışma konusu olmuş ve netlik de kazanamamıştır.
Teklifte bir fıkra ilave edilmesi
öngörülen 4283 sayılı Kanun'a 1/7/2006 tarihli ve 5539 sayılı
Kanun'la eklenen geçici 4'üncü madde hükmü şöyledir: "Çok
maksatlı projeler ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce
ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer
alan projeler ve önceki yatırım programlarında yer
alan projeler, lisans alınmasına gerek olmaksızın,
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yedi
yıl içinde yapılabilir veya yaptırılabilir. Bu
projelerin hidroelektrik üretim tesislerinin yapımı
aşamasında, elektrik üretim tesisleri, 4628 sayılı
Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında faaliyet göstermek
üzere özel sektör başvurularına açılır. Dört ay içerisinde
başvuru olmaması hâlinde, Devlet Su İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilebilir." Bu
hüküm ile, yapılacak ihale sonucunda belirlenen şirketin,
Devlet Su İşleriyle su kullanım hakkı anlaşması
imzalayarak HES kurması amaçlanmıştır. Görüldüğü
gibi, madde 1 ihaleden söz etmektedir. Teklif ise, hükûmetler arası
ikili işbirliği anlaşması veya bu anlaşmaya
ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı oluru ile belirlenen tüzel kişilerin
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları yeni
şirketlere, ihalesiz olarak HES santrali kurma olanağı
vermektedir. Yeni kurulacak olan şirketlerin, söz konusu anlaşma,
Bakanlar Kurulu kararı veya Bakanlık olurunda belirlenen
şirketlerle bir ilgisi bulunmamaktadır. Düzenleme, geçici
4'üncü maddenin hâlen yürürlükte olan şeklindeki ilkeye aykırı
olduğu gibi, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun
elektrik piyasasında rekabet ilkesine de aykırılık
içermektedir. Bu durum, AKP Hükûmetinin bir enerji politikasının,
özellikle de elektrik piyasasında rekabetin sağlanması
gibi bir amacının olmadığını göstermektedir.
Oysa, Sayın Bakan, her yerde "tam rekabetçi ortam var, serbest
piyasa ortamı yaratıldı" açıklamalarını
yapabilmektedir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; teklifin, komisyonca kabul edilen 3'üncü maddesi,
1053 sayılı Kanun'da değişiklik yapılmasını
düzenlemektedir. 1053 sayılı Ankara, İstanbul ve Nüfusu
Yüzbinden Yukarı Olan Şehirlerde, İçme, Kullanma ve Endüstri
Suyu Temini Hakkında Kanun bugünkü hâliyle nüfusu 100 binden
yukarı olan şehirlerin su temininde Devlet Su İşleri
Genel Müdürlüğüne yetki verirken, nüfusu daha az olan yerleşim
yerlerinde belediyelerin bu ihtiyaçlarını İller
Bankasınca sağlanan imkânlar dâhilinde gidermelerini öngörmektedir.
Teklif ise, kamu yatırım programında yer almak şartıyla,
belediye teşkilatı olan yerlerin içme, kullanma ve endüstri
suyunun temini hizmetleri için gelecek yıllara yaygın yüklenmelere
girişmeye DSİ'yi yetkili kılmaktadır. Dikkat edileceği
gibi, nüfusu ne olursa olsun, belediyelere su hizmetlerinin götürülmesi
için DSİ yetkili kılınmaktadır.
DSİ, su ve toprak kaynaklarının
geliştirilmesinden sorumlu ana kuruluştur. Bu anlamda,
bir ayağı tarım sektöründe, diğer ayağı
enerji sektöründedir. Bu bağlamda, 1.070 milyon YTL'si tarım,
1.305,3 milyon YTL'si enerji sektöründe ve 265 milyon YTL'si sosyal alanda
olmak üzere, kuruluşun 2007 yılı yatırım miktarı
2.640,3 milyon YTL'dir. Bu çerçevede, DSİ yatırımlarının
tarım sektöründeki kamu yatırımları içindeki payı
yüzde 71,5 iken, enerji sektöründeki bu pay yüzde 51,3'tür. Kuruluşun
bu denli önemli fonksiyonlar üstlenmesi karşısında
2007 yılı bütçe ödenek teklif toplamı içindeki payı
yaklaşık yüzde 2'dir, ve kuruluşun 2006 bütçe ödeneklerine
göre ödenek artış oranı yüzde 4,4'tür. Bu artış
yüzdesi kuruluşun ödeneklerinde reel olarak bir gerilemeyi
temsil etmektedir.
Enerji ve tarımsal altyapı
yatırımlarında önemli fonksiyonlar üstlenen Devlet
Su İşlerinin reel olarak gerileyen bu ödenek miktarlarıyla,
İller Bankasından yararlanmaları teklifle
imkânsız hâle getirilen belediyelerin su yatırımlarına
ait kaynak nasıl ve nereden sağlanacaktır?
Reel olarak gerileyen ödenek miktarının
yanı sıra, Devlet Su İşlerinin yatırım
programındaki mevcut proje paketinin ortalama bitiş süresinin
yirmi beş yıl olması, bu proje stokunun ciddi biçimde
gözden geçirilmesini ve yeniden önceliklendirilmesini gerekli
kılmaktadır. Bu durum yeni bir şey değildir, bu sadeleştirmenin
yapılması gereği zaten bir süredir gündemdedir. Devlet
Su İşlerinin elindeki proje stokunun yeniden gözden geçirilmesi
söz konusu iken, bu teklifle, Devlet Su İşlerinin çok sayıda
belediyenin su yatırımına ilişkin yıllara
sari proje alması nasıl mümkün olabilecektir?
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öte yandan, toplam yatırım miktarı
2,6 milyar YTL olan ve yıllar itibarıyla reel olarak gerileme
gösteren Devlet Su İşleri yatırım bütçesine karşılık,
müteahhitlerin bekleyen alacakları 2 milyar YTL'ye yakındır.
Durum bu merkezdeyken, belediyelerin su yatırımları
için İller Bankasından kaynak kullanımı olanağını
ortadan kaldırarak Devlet Su İşlerinin sorumluluğu
altına vermenin makul bir açıklaması bulunmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın
Özakcan.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Devamla) -
Bu durum, Devlet Su İşlerine fiilen imkânsız bir görev verilmesi
anlamına gelmektedir. DSİ, bugünkü yapısıyla bu
görevi yürütecek bir organizasyon yapısına da maalesef
sahip değildir.
Plan ve Bütçe Komisyonumuzda
İller Bankasıyla ilgili bir düzenlemenin ve kanun tasarısının
da gündemde olduğunu biliyoruz. İller Bankası da bu
teklifle devre dışı bırakılarak, İller
Bankasının yatırımlarla ilgili görev ve yetkilerinin
Devlet Su İşlerine aktarılmasının bu alandaki
çalışmanın verimliliğini de ortadan kaldıracağını
ve belediyeleri de büyük bir sıkıntı içerisine iteceğini
şimdiden ifade etmek, belirtmek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özakcan,
lütfen, tamamlayın konuşmanızı.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Devamla) -
Bitiyorum Başkanım. Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubu ve şahsı adına Bursa Milletvekili Sayın Altan
Karapaşaoğlu.
Sayın Karapaşaoğlu,
konuşmanızı birleştiriyorum.
Buyurun.
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle bugün görüşülmekte
olan 1369 sıra sayılı, Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Yasa Teklifi üzerinde söz almış
bulunuyorum.
Bilindiği gibi ülkemizde
hidroelektrik kullanılmasının önemi çok büyüktür. Ülkemizde
ekonomik olarak değerlendirilebilir yıllık hidroelektrik
potansiyel yaklaşık olarak 130 milyar kilovat saattir. Ancak,
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından kuruluşundan bu
yana -Genel Müdürlüğün kuruluşundan bu yana- elli üç
yılda takriben bunun üçte 1'i olan 40 veya 44 milyar kilovat saatlik
kısmı geliştirilebilmiştir. Geriye kalan 86 milyarlık
kısmı için ise bütçe imkânlarıyla geliştirilmesi
çok zaman alacaktır. Bilindiği üzere, EPDK'nın, 4628 sayılı
Enerji Piyasası Düzenleme Kanunu'na dayanarak çıkarılan
Su Kullanım Hakkı Anlaşması Yönetmeliği 2003
yılı haziranında yayımlanmış ve yürürlüğe
girmiştir. O zamandan bu zamana kadar geçen sürede hidroelektrik
santrali yapımında özel sektörün önü açılmış,
enerji sektörü açısından da dönüm noktası olmuş,
su kaynaklarımızın boşa akmasını önlemiştir.
Ülkemizin yaptığı bu hizmet de en başarılı
icraatlardan biri olarak kabul edilir.
Bu yönetmelikle birlikte bugüne
kadar 950 adet hidroelektrik santraline müracaat yapılmıştır
ki, bu da 14 bin 300 megavata tekabül etmektedir, yani yaklaşık
olarak 45 milyar kilovat saatlik enerji üretimi anlamına gelmektedir.
Bunun değil tamamının, yüzde 70'inin bile gerçekleşmesi
büyük bir başarıdır. Neredeyse özel sektör tarafından
son elli üç yılda yapılan yatırıma denk bir hidroelektrik
potansiyel, dört beş yılda üretime alınmış olacaktır.
Bu, gerçekten ülkemiz açısından önemlidir, sadece bu santraller
için özel sektörün yapacağı yatırım miktarı
da, yaklaşık 15 miyar dolar civarında olabilecektir.
Bunlardan bazıları şu anda işletmeye alınmış,
bazıları inşaat safhasında, bazıları
da su kullanım hakkı anlaşması çerçevesinde anlaşması
yapılmış, bazıları da lisans almış,
plan ve projeleri hazırlanmaktadır.
Ancak, bilindiği üzere, bu
işlemler yapılırken, aynı hidroelektrik santral
için birden fazla müracaat olması hâlinde bunun nasıl çözüleceği
konusu gündeme gelmiştir. Bu safhada, DSİ tarafından
aynı tesis için yapılan çoklu başvurulardan kabul edilenler,
herhangi bir seçim yapılmaksızın, olduğu gibi,
EPDK'ya gönderilmiştir. EPDK, bunlar için teklif verme toplantısı
gerçekleştirmiştir, fakat EPDK'nın çoklu müracaatların
seçimine dair bir düzenleme yapılmamış olduğu
dikkate alınarak, EPDK tarafından teklif verme toplantısı
yapılan bazı hidroelektrik santraller için, Danıştay
tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilmiştir.
Ancak, bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından,
teklif verme toplantısı gerçekleşmiş, bedelleri
ödenmiş, lisans alınmış, hatta özel sektör bu lisansa
göre, devletine güvenerek inşaata dahi başlamıştır.
Bu durumda, tereddütler oluşmuştur. Özel sektörün önünün
açılması, bir taraftan da devlete olan güvenin sarsılmaması
şarttır. Bu madde ile hukuki boşluk giderilecektir. Yani
EPDK tarafından teklif verme toplantısı yapılmış
"lisans almış olanların, bu maddenin yürürlük tarihini
takip eden üç ay içinde başvurmaları hâlinde eskisinin yerine
kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği"
hükmü getirilmiştir.
Burada, özellikle özel sektörün
bu tür yatırımlarda devlete olan güveninin pekiştirilmesi
gereklidir. Devlete olan güven ve kararlılık açısından
özel sektörün önünün açılması, yatırımların
hızlandırılması önem taşımaktadır.
Bu sebeple 1'inci madde teklif edilmiştir. Herhangi bir firma veya
firmalara da koruma veya ayrıcalık tanımak söz konusu
değildir.
Zamanında hükûmetler arası
ikili iş birliği anlaşmaları imzalanmış,
bu anlaşmalara göre konsorsiyumlar belirlenmiş, Bakanlar
Kurulu kararı çıkarılmış bilindiği üzere.
Anayasa'nın 90'ıncı maddesi usulüne göre yapılmış
olan hükûmetler arası ikili iş birliği anlaşmalarının
kanun hükmünde olduğu, Anayasa'ya da aykırı olmayacağı
bilinen bir gerçek.
Bilindiği gibi, geçmiş
dönemde imzalanmış olan toplam yirmi dokuz adet baraj ve hidroelektrik
santrali projesinden, 2003 yılına gelindiğinde ancak
bir tanesi, Karkamış Barajı ve Hidroelektrik Santrali
tamamlanabilmiştir. Hükûmetimiz döneminde de, bilindiği
üzere, Muratlı Barajı ve Hidroelektrik Santrali ile Borçka
Barajı ve Hidroelektrik Santrali işletmeye alınmıştır.
Deriner ve Ermenek Barajlarının inşaatları sürmekte
olup, Yusufeli Barajı'nın kredi görüşmeleri ise devam
etmektedir. Geriye kalan projeler için ise 57'nci Hükûmet tarafından
hazırlanıp 28 Mart 2002 tarihinde kabul edilen ve 9 Nisan
2002 tarih ve 24.721 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan
4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi
Hakkında Kanun'un 1 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe girmesiyle,
kredi işlerinin de bütçede karşılığının
gösterilmesi şartı gerektirdiğinden, böylece bütçedeki
kredi tavanında mevcut beklemekte olan on altı adet proje
için kredi ayrılması mümkün olamamıştır. Bu
yüzden, boşa akan suların değerlendirilmesi maksadıyla
bu madde teklif edilmiştir. 16 adet santralin toplam kurulu gücü
3.392 megavat olup, yılda 10 milyar 856 milyon kilovat saat, yani
yaklaşık olarak 11 milyar kilovat saat enerji üretilmesi
söz konusudur. Bunların, özellikle kamulaştırma
dâhil, toplam 6,5 milyar dolarlık bir yatırım maliyeti
söz konusudur. Bunun 4,7 milyar doları yatırım maliyeti,
1,8 milyar dolarını da kamulaştırma maliyeti
teşkil etmektedir.
2'nci maddedeki teklifimizde,
özellikle hâlen hükûmetler arası ikili işbirliği kapsamında
yer alan projelere, bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen Bakanlar
Kurulu kararında "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı
oluruyla geçmişte belirlenen tüzel kişi veya kişilerin,
özellikle 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun
olarak kuracakları veya mevcutlara ilave olarak kuracakları
şirketlerin daha önce belirlenmiş projelerine su kullanım
hakkı için başvurmaları hâlinde su kullanım hakkı
ve elektrik üretim lisansı verilir" şeklinde düzenleme
yapılmasıyla bu konsorsiyumların yap-işlet-devret
benzeri, yani bu projelerin inşaatları yapılarak hazineye
hiçbir mali yük getirmeksizin inşa edilmeleri ve kamulaştırma
bedellerinin de tamamını ödemeleri hâlinde, lisans süresince
işletmelerine imkân tanınmaktadır. İşletme
süresi, Su Kullanım Hakkı Anlaşması çerçevesinde,
kırk dokuz yılı aşmamaktadır. Bunlara üretim
yapma ve satma imkânı tanınmaktadır. Böylece, hazinemiz
6,5 milyar dolarlık bir yükten kurtulmuş olmaktadır.
Değerli milletvekillerimiz,
böylelikle, bir taşla üç kuş vurulmuş olacaktır.
Bunlardan biri, devletimiz 6,5 milyar dolarlık yükten kurtulacaktır.
Boşa akan sular değerlendirilecek, böylelikle, bekleyen
hidroelektrik santral enerjiye dönüşmüş olacaktır.
Üçüncü konu ise, bilhassa hidroelektrik enerji, temiz enerji kaynağıdır.
Bunların devreye alınmasıyla, döviz olarak ödeyeceğimiz
doğal gaz bedeli olan yaklaşık yılda 400 milyon doları
ödemekten kurtulmuş olacaktır. Dışa bağımlılık
azalacaktır. Ayrıca, bilindiği gibi, Hükûmetimizin
temel projesi olan kendi yerli kaynaklarımızın kullanılmasına
azami özen gösterilmesi de sağlanmış olacaktır. Bu
şekilde hem yerli kaynaklarımızın kullanılması
sağlanacak hem de enerjide çeşitlilik sağlanmış
olacaktır. Bu yüzden, zaten enerjiye büyük ihtiyacımız
olduğundan, bunlara, özellikle, daha önce yenilenebilir enerji
kaynaklarıyla ilgili teşvikten, yani enerji elektrik üretim
maksatlı kullanımına ilişkin kanun hükmünden yararlanma
imkânı sağlanmıştır. Bu şekilde, firmaların
kredi almaları ve bunu yapmaları kısa sürede daha da
kolaylaşacaktır.
3'üncü maddeyle ilgili kısaca
bilgi verirsek, bilindiği üzere, özellikle şehirlerin içme,
kullanma ve sanayi suyu temininde birçok kuruma yetki tanınmıştır.
Hâlihazırdaki mevzuata göre, DSİ, sadece nüfusu 100 binden
büyük olan şehirlerin içme, kullanma ve sanayi suyunu temin etmektedir.
Ancak, nüfusunun 100 binden küçük olması hâlinde, belediyeler,
İller Bankasına müracaat etmekte ve İller Bankası
aracılığıyla problemleri çözülmektedir. Köylerde
ise, bilindiği üzere, geçmişte, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü
köylere su getirmekle mükellefken, mülga olduğundan dolayı,
şu anda, il özel idareleri tarafından köylere su götürülmektedir.
Bu şekilde çok başlılık
kaynak israfına sebep olmaktadır. Bir merkezden yönetilmesi
hâlinde hem su arıtımı hem de aynı arıtma tesisinden
pek çok ilçe ve beldenin istifade etmesi mümkündür. Bu yüzden, 3'üncü
maddede "nüfusunun yüz binden büyük olması" kriteri
kaldırılmaktadır, böylece, daha kısa sürede, ekonomik
bir şekilde su temin edilmektedir. Bu da, Hükûmetimizin belediyelere
vereceği en büyük destektir.
Nüfusu 100 binden büyük şehirlerde,
DSİ vasıtasıyla, toplam maliyetin otuz yılda, faizsiz
bir şekilde geri ödemesi yapılacak şekilde, su götürülmektedir.
Yani, devletin, nüfusu 100 binden büyük şehirlere yaptığı
bir katkıdır. Ancak, arada kalan nüfusu 100 binden küçük
olan şehirlerde ve diğer yerleşim yerlerinde ise bu
imkân sağlanamadığı için, özellikle, temiz suya kavuşma
şansları az olmaktadır, hatta geçmiş dönemlerden
İller Bankasına kredi borcu olanlar da bunlardan yararlanamamaktadırlar.
Dolayısıyla, böyle bir adaletsizliği ortadan kaldırmış
olmak da mümkün olacaktır.
Bunun bir diğer faydası
da, aynı kaynaktan beslenecek olan bütün yerleşim alanlarına
tek bir proje dâhilinde su iletilmesi mümkündür. Bu da yatırım
maliyetlerinde önemli bir tasarrufa vesile olmaktadır. Misal
olarak, 30 Mart günü, Güldürcek Barajı'ndan Çankırı'ya
ve Çankırı'ya bağlı üç ilçe ile on beldeye su getirilmesi
için ortak entegre bir su temin projesinin temeli DSİ tarafından
atılmıştır.
Eğer bu kadar yerleşim alanına
ayrı ayrı su götürülmüş olsaydı, mevcut yatırımın
4 ile beş katı bir yatırım gerekecekti. Bu da, millî
ekonomi için bir kayıp alacaktı. Dolayısıyla,
müşterek isale ve arıtma tesisi vasıtasıyla bütün
bu yerleşim alanlarına su verilmektedir. Bundan sonra da
bu tür çalışmalar yapılacaktır. Bu bakımdan,
mevcut kanunda yer alan "100 bin nüfus" şartının
kaldırılmasının ve bu teklifimizin kabul edilmesinin
çok büyük faydası olacaktır.
Bu arada, belediyeler de,
DSİ'nin taleplerine çok hızlı cevap vermesinden dolayı,
DSİ'ye yönlendirilmektedirler. Tabii ki, bu taleplerin kaynağında
DSİ'nin başarılı çalışmalarının
büyük payının olduğunu belirtmek isterim.
Bu vesileyle, tüm DSİ çalışanlarını
da yürekten kutlamak istiyorum. Dolayısıyla, 4'üncü maddede
de, zaten, muhtevasına uygun olarak kanunun ismi değiştiriliyor.
5'inci madde ise, tabii ki, özellikle
proje yapılırken isale hatları uzun hatlar olduğu
için, "kaptajları, su depoları, enerji iletim tesisleri,
trafo merkezleri" ibareleri Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci
maddesinin son bendine eklenmiş oluyor, "büyük sulama"nın
sonuna gelecek şekilde. Bundan da maksat, bir an önce yatırımların
gerçekleştirilmesidir. Çünkü, burada normal bir binanın
kamulaştırılması gibi bir durum söz konusu değildir.
Özellikle içme suyu isale hatları ile enerji iletim tesisleri
gibi tesisler uzun bir hat boyunca yer aldığı için, bunun,
Kamu İhale Kanunu'nun 62'nci maddesinin uygulanmasındaki
sıkıntıların giderilmesi gerekmektedir. Bu maddeyle
yapılması gereken düzenleme bunu ifade etmektedir, yatırımları
hızlandırmaktadır. Projelerde, ayrıca, ufak tefek
revizyonlar yapılması açısından da önem arz etmektedir.
Dolayısıyla, bu hazırlamış
olduğumuz kanun teklifinin kamuya, devletimize, hazinemize,
bütçemize, milletimize, belediyelerimize çok yararlı hizmetler
getireceğine ben yürekten inanıyorum.
Dolayısıyla, desteklerinizi
talep ediyor ve saygılarımı sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Karapaşaoğlu.
Şahsı adına, Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız.
TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
özellikle burada bir statü değişikliğinden bahsetmemiz
lazım. O nedir? Bu statü, önceden sırf inşaat yapımıyla
alakalı, hükûmetler arası ikili anlaşmalarla tespit
edilen bu grubun, yaklaşık şu anda on altı tane kalan
projenin, sırf yapımını üstlenmekten daha ziyade,
hem inşaatının hem de işletmesinin yapılmasıyla
alakalı, verilen su kullanım anlaşmasıyla alakalı
işlemlerdir. Bununla alakalı, ben konuların tekrarına
girmemek açısından, önceki konuşmacıların
da yaptığı metni dikkate alarak, hangi illeri kapsadığıyla
alakalı kısa bir bilgi vermek isterim.
Bir tanesi Bayram Barajı'dır
ve bununla alakalı Artvin Şavşat'la alakalı;
Bağlık Barajı ve HES'tir, Artvin ve merkeziyle alakalıdır.
Yine, Artvin Barajı vardır ve Artvin merkezini ilgilendirmektedir;
Gürsöğüt Barajı var, Eskişehir ve Mihalıççık'ı
ilgilendirmektedir. Kargı Barajı ve HES vardır, yine
Eskişehir'le alakalı bir projedir. Alpaslan II Barajı
vardır, Muş merkezi ilgilendirmektedir; Hakkâri Barajı'dır,
Hakkâri merkezi ilgilendirmektedir; Konaktepe Barajı ve
HES'tir, Tunceli Ovacık'ı ilgilendirmektedir; Beyhanı
Barajı vardır, Elâzığ Palu'yu ilgilendirmektedir;
Doğanlı Barajı ve HES'tir, burada, yine Hakkâri merkezi
ilgilendirmektedir; Kaleköy Barajı'dır, Bingöl-Solhan'ı
ilgilendirmektedir -aynı zamanda ülkemizi ilgilendirmekle
beraber, yerel (lokal) dengeleri belirtmek açısından söylüyorum-
Çukurca Barajı vardır, yine Hakkâri Çukurca'yı ilgilendirmektedir;
Eriç Barajı vardır, Erzincan Kemah'ı ilgilendirmektedir;
Pervari Barajı vardır, Siirt'i ilgilendirmektedir; Durak
Barajı vardır, Rize Çamlıhemşin'i ilgilendirmektedir;
Mut Barajı vardır, bildiğiniz gibi, İçel sınırları
içerisinde kalmaktadır.
Bununla beraber, yaklaşık,
kamulaştırma miktarlarıyla beraber bunun 7 milyar dolarlık
bir proje olduğunu söylemek durumundayız ve en önemlisi
de, hazine garantisi kapsamından çıkartılmış
olmasının ülkenin borçlanma miktarı açısından
da önemli bir makroekonomik dengeye hitap edecek kısmının
olduğunu söylemek isterim.
Bir önemli husus da şudur ki,
aslında, sırf inşaatın yapılmasıyla alakalı
bu bahsettiğimiz bedellerin -ister kamulaştırma isterse
inşaat bedelleri olsun, bu bedellerin- artık hangi bedele
raci olacağı söz konusu olmamaktadır. Yani, bu bedel
isterse bu miktarların daha üzerinde olsun isterse daha altında
olsun, artık, yap-işlet modeliyle ve su kullanım anlaşmasıyla,
hem -yıllara sâri- tüketiciye yük olmamak açısından
hem de ülkemize, devlet kaynaklarına yük olmaması açısından
önemli bir model değişikliğidir. Bu açıdan, harekete
geçirilebilir kaynakların -şu ana kadar hidroelektrik kaynakların
üçte 1'i, bildiğiniz gibi, harekete geçirilebilmiştir-145
milyar kilovat saatlik bütün HES'lerin tamamının harekete
geçirilebilmesi açısından da önemlidir.
Burada bir açmazımız
şudur: Mesut Bey biraz bahsetti. Serbestleşme önünde bir engel
midir bu model değişikliği? Aslında, serbestleşme
önünde bir engel değildir, çünkü, bu ikili anlaşmalarla bunlar
o ülkelerin mükteseplerinde olduğu için, bu model değişiklikleriyle
beraber biz bunları sisteme kazandırmış oluyoruz.
Nedir buradaki yaptığımız?
15 kilometrekarenin üzerindeki yerlerin de, HES'lerin de alım
garantisine alınması, yani yek kanun kapsamına
alınmasıyla alakalı burada bir istisna uyguladık.
Buradaki ikili anlaşmalar kapsamındaki yapılacak
barajların, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla alakalı
kanun kapsamına alınmasının hem alım garantileri
açısından hem de fiyat açısından, ben, ülkeye bir
katkı sağlayacağı kanaatindeyim.
Evet, serbestleşmenin önündeki
yüzde 86'lık kamu portföyünün serbestleşme yönünde mi değişeceğiyle
alakalı soruya ise
Ama bunlar tamamen sistem dışında
idi. Sistem içersine aldığımız için de ben, bu portföyün
zamanla özel sektör lehine iyileşeceği kanaatindeyim.
Bütün bu duygu ve düşünceler
içerisinde, çıkarttığımız bu kanun teklifiyle
beraber kanunlaşacak bu maddelerin, ülkemize daha da dinamik,
daha da hareketli günler getireceği kanaatiyle hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz
Sayın Yıldız.
Sayın milletvekilleri, teklifin
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
BAZI KANUNLARDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA
KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 16/7/1997 tarihli ve 4283
sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim
Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin (B)
fıkrasının sonuna aşağıdaki bent eklenmiştir.
"Elektrik piyasası mevzuatı
çerçevesinde, aynı kaynak için yapılmış çoklu
başvurulardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından
teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans
almış olanların, bu maddenin yürürlük tarihini takip
eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim
olmak üzere lisansları yenilenir. Bu durumda daha önce verilmiş
lisans ile bağlantılı olarak yapılmış tüm
iş ve işlemler herhangi bir işleme gerek kalmaksızın
içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli sayılır."
BAŞKAN - Madde ile ilgili, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Buyurun Sayın Özakcan.
Süreniz on dakika.
CHP GRUBU ADINA MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 1369 sayılı, Sayın Altan
Karapaşaoğlu'nun kanun teklifinin 1'inci maddesinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Tekrar,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bu 1'inci madde, tümü üzerindeki değerlendirmem içinde de
kısaca ifade ettiğim gibi, Enerji Piyasası Düzenleme
Kurulunun 23 Temmuz 2004 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe
giren Elektrik Enerjisi Üretmek Amacıyla Aynı Bölge ve Kaynak
İçin Yapılmış Birden Fazla Lisans Başvurusu Olması
Halinde Seçim Yapılmasına İlişkin Usul ve Esaslar
Hakkındaki Tebliğ çerçevesinde yapılmış ihaleleri
kapsıyor.
Bu tebliğle ilgili olarak
Elektrik Mühendisleri Odası, yargıya başvurarak, bu
tebliğin yasal bir yetki çerçevesinde olmadığı,
yasaya uygun olmadığı yönünde dava açmış ve
Danıştay 13. Dairesi bu tebliğin yürütmesini durdurmuş.
Bu uygulama çerçevesinde teklif verme süreci sonuçlandırılmış,
verilen tekliflerden 220 milyon YTL -220 trilyon- civarında Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu gelir de elde etmiş, bu geliri
hazineye aktarmış, ancak, EMO'nun açtığı dava
sonucu, kanunen yetkisi olmaması nedeniyle, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurumunun yayınladığı tebliğin,
Danıştayın 13. Dairesi tarafından alınan 8
Şubat 2006 tarihli yürütmeyi durdurma kararı gereğince
söz konusu tebliğin uygulaması durdurulmuştur. Burada
yatırımcıların da uğradığı bir
haksızlık ve icranın yaptığı bir hukuksuzluk
söz konusudur. 12 Ağustos 2006 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe
giren Elektrik Piyasasında Üretim Faaliyetinde Bulunmak Üzere
Su Kullanım Hakkı Anlaşması İmzalanmasına
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik
Yapılmasına Dair Yönetmelik hükümleri gereği teklif
verme toplantısı gerçekleştirilmemiş olan
başvurular DSİ'ye iade edilmiştir.
Değerli arkadaşlarım,
bu 1'inci maddeyi, daha önce görüştüğümüz ve Meclisimizden
geçen Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile birlikte gelen teklif içerisinde
de görmüş idik. O kanun tasarısı ve teklifin birleştirildiği
kanun teklifi içerisinde 27'nci madde olarak, bugün, bu teklifin
1'inci maddesinde görüştüğümüz konu yer almış
idi. O zaman da biz, bu 27'nci maddenin, bu Gelir Vergisi Kanunu'nda değişiklik
yapılmasına dair bir kanun içerisinde yer alan bu hususun
uygun olmadığı yönünde düşüncemizi ifade ederek,
bu kanun içerisinden bu maddeyi çıkartmış idik.
Değerli arkadaşlarım,
burada, bir hukuki sorun var yaşanan. Elbette bunun çözümlenmesi
gerekiyor, yatırımcılar açısından çözümlenmesi
gerekiyor, ülkemizin enerji ihtiyacı açısından çözümlenmesi
gerekiyor. Ancak, çözümün hukuk çiğnenerek değil, yine hukuka
ve Anayasa'ya uygunluk içerisinde gerçekleştirilmesi doğru
olur ve amaca uygun olurdu.
Değerli arkadaşlarım,
biz de, elbette, hidrolik enerji konusundaki kaynaklarımızın
yeterince değerlendirilmesi yönünde farklı bir düşünce
içerisinde olamayız. Ancak, burada gelinen noktada "hukuk
mu, enerji mi" denildiğinde, hukukun üstünlüğünü her
şeyden önce dikkate almak mecburiyetinde olduğumuzu ifade
ederek, bu uygulamaların da hem Anayasa'ya hem yasalarımıza
uygunluğunun mutlak gerekli ve zorunlu olduğunu da ifade
etmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
enerjiyle ilgili alanımızın, gerçekten, verimli, iyi
yönetilemediğine de ulusça, ülke olarak da tanık oluyoruz.
Bu konuyla ilgili olarak, mutlaka, yine, çözümün, hukuki zeminde,
anayasal suç teşkil etmeden, Anayasa'ya aykırılık
içermeden aranması gerektiğini düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım,
maalesef, Hükûmet, bu tür, yasalara uygun olmayan yönetmeliklerle
yaptırdığı birtakım işlemleri, daha sonra
çıkartılan yasalarla hukuki çözüm arayışı
içine girmektedir. Enerji alanında yaşadığımız
gibi, bunu Galataportta yaşadık, Egeportta yaşadık.
Kuşadası Limanı'nın yapılışıyla
ilgili çıkartılan yönetmelik, ihaleden sonra çıkartılan
yönetmelik, 2 kat irtifa ve konut alanının yeri, liman alanının
genişletilmesi, 56 dükkânın inşa edilmesiyle ilgili
yönetmeliğin yine Danıştay tarafından iptalinden
sonra benzeri bir yasanın çıkartılarak, bir torba yasa
içerisinde, aynı yönetmelik paragrafının ve maddesinin
yasa olarak çıkartılmasıyla bir çözüm getirilmek istendiğini
de biliyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
ülkemizin, elbette, yenilenebilir enerji kaynakları diğer
birçok ülkenin çok üstünde. Bunu mutlaka değerlendirmek ve ulusal
çıkarlarımız için kullanmak ihtiyacındayız.
Bakınız, jeotermal enerji
kaynaklarımız var, hâlâ jeotermal enerji yasası
çıkmadı. Bununla ilgili, Ege Bölgesi'nde, Sayın Bakanımız
Ege'ye gittiği zaman bile "Bu bölge ne kadar şanslı,
sobaların üstünde oturuyor." derken, maalesef, o enerji
kaynağından hiçbir bölgemizin yararlanmadığını
da biliyoruz.
Aydın ilimize özel olarak, Aydın
Belediye Başkanımız "Eğer, bu jeotermal kaynaklardan
bize yararlandırılmıyorsa, bu, vatana ihanetle
eşdeğerdir." diye görüş ve düşüncelerini ifade
ediyor.
Değerli arkadaşlarım,
jeotermalle ilgili, kömür enerjisiyle ilgili kaynaklarımızın
zenginliğini hepimiz biliyoruz. Bakınız, Afşin
Elbistan Santrali, B Santralinin kömür ihalesi bir buçuk yıl
sonra, daha geçen ay ihale edildi. Afşin Elbistan Santralindeki
A Santralinin gerekli rehabilitesinin yapılmayışı,
bakımının yapılmayışının sonucu
olarak, koca tesisin ancak yüzde 33 randımanla çalıştığını
biliyoruz. Ondan sonra da elektrik enerjisiyle ilgili yetersizliklerden,
sıkıntılardan zaman zaman söz ediyoruz. Oysa, Türkiye'de
kurulu olan mevcut santral gücümüzü iyi yönetip kullanabilmemiz
hâlinde uzun süre yeni yatırıma dahi ihtiyaç duyamayacağımız
gerçeği de ortadadır. Yeter ki, bu santrallerimizi emre
amade hâle getirebilelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Devamla) -
İstenildiği zaman, özellikle kamu elindeki santrallerimizin
enerji üretip emre amade hâle getirilebilmesini sağlayabilelim.
Bunlar sağlandığı sürece ülkemizin kısa vadede
elektrik enerjisi sorunu yaşamasının da mümkün olmayacağına
inanıyorum. Bakınız, 1 Temmuz 2006'da yaşanan on üç
ildeki altı saatlik elektrik kesilmesinin bile tamamen teknik
bir yönetim hatasından ve onun getirdiği teknik arızalardan
kaynaklandığını biliyoruz. 1 Temmuzda altı
saat yaşanan o elektrik kesintisi 2 Temmuzdan bu yana hiç yaşanmadı.
2 Temmuzda yeni santral mi kuruldu?
Hayır. Eğer biz sistemimizi verimli ve iyi kullanabilirsek,
yönetebilirsek bu sorunlarımızı da aşacağımıza,
enerji alanında da sıkıntı çekmeyeceğimize
kesinlikle inanıyorum.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize teşekkür ediyor, saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Anavatan Partisi Grubu adına
Mersin Milletvekili Sayın Hüseyin Özcan. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
Süreniz on dakika efendim, buyurun.
ANAVATAN PARTİSİ GRUBU
ADINA HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu'nun
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi'nin, 1369 sıra sayılı kanunun 1'inci maddesi
hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün
8'inci Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ın ölüm yıl
dönümü. Bu münasebetle, hem partimizin kurucusu hem Cumhurbaşkanımız
rahmetli Turgut Özal'ı saygıyla anıyoruz, ruhu şad
olsun diyoruz.
Ayrıca, İzmir'de, Aksaray'da
bir trafik kazası sonucunda kaybetmiş olduğumuz 33 tane
körpe yavrumuzun acısını
Ki, Mersin'deydik, Sayın
Genel Başkanım da bazı ailelere taziyede bulundu. Allah'tan
rahmet diliyoruz, yaralılara şifa diliyoruz, ailelerine
sabırlar ve metanetler diliyoruz.
Diğer tarafta, köy enstitülerinin
kuruluş yıl dönümü dolayısıyla köy enstitülerimizi
saygıyla anıyoruz, ölenlere Allah'tan rahmet diliyoruz.
Köy enstitüleri ülke için bir kârdı. Bu, maalesef, bu konu
eğer işlenseydi, halkımız bugün üretime doğru,
eğitimin daha güçlü olacağına inanıyoruz. Köy enstitülerimizin
kuruluşunda emeği geçen herkesi saygıyla, sevgiyle
selamlıyoruz ve anıyoruz ölenlerimizi.
Değerli arkadaşlar, ayrıca
Ağrı ilinin kurtuluş yıl dönümü dolayısıyla
bütün Ağrılıları kutluyoruz ve esenlikler diliyoruz.
Değerli arkadaşlar, hatırlarsanız,
grubumuzdan düştüğümüzde basın, önce, ölen, gerçekten
bilim adamı, iyi bir insan, saygıdeğer Grup Başkan
Vekilimiz Ömer Abuşoğlu'nu kaybettiğimizde gruptan
düştüğünü öne çıkartan basın ve ondan sevinç duyanlar,
maalesef, bir insan ölümünün, bir bilim adamının kaybedilişini
değil, Anavatanın gruptan düştüğünü öne çıkarmışlardı.
Biz, Grup Başkan Vekilimizi, sevgili, saygıdeğer ve
yol arkadaşımız, bizi, belki de gideceğimiz yolda
yalnız bırakan Ömer Abuşoğlu'nu saygıyla
anıyoruz, Allah'tan rahmet diliyoruz, ailesine sabırlar
diliyoruz.
Değerli arkadaşlar, elbette
ki, enerjiyle ilgili konuşmalar yapacağız. Enerji, bu
ülkenin, gerçekten teknolojisiyle, bilimiyle, her yönüyle halkın
hizmetinde olan
Ve bu enerjiyi, daha ucuza mal etmenin yollarını
aramak ve bunun da belirli bir prosedür dâhilinde üretiminin nasıl
yapılacağı konusunda çalışmaları, her
gelen hükûmetin, geçmişteki hükûmetler gibi gelecek hükûmetlerin
de asli görevidir. Enerji, o ülkenin gerçekten gücüdür,
ışığıdır, geleceğidir ve geleceğe
yön veren bir üretim ve aydınlanma ışığıdır.
Değerli arkadaşlar, bu
üretim konusunda enerjinin daha nasıl ucuza mal edileceğinin
yollarını aramak zorundayız. Jeotermal enerjiden olsun,
rüzgâr enerjisinden olsun, güneş enerjisinden olsun ve bununla
ilgili son teknolojinin ülkeye sunduğu ve insanlara sunduğu
bütün doğa olaylarından faydalanarak enerjimizi güçlendirmeliyiz.
İnsanlarımızın kullanmış olduğu
yıllık enerji üretimini daha fazla artırmak için çaba
göstermek zorundayız.
Evet, bu enerjimizin, gerçekten,
bugünkü hâliyle gelecekte sıkıntılar yaratacağını
görüyoruz. Buna bugünden tedbir almalıyız ve ülkenin yasaları
ve özellikle hukuksal konuda da taviz vermemeliyiz. Hukuk ne dediyse,
yargı ne dediyse o yargı kararlarına da uymak zorunda
olacağız.
Değerli arkadaşlar, elbette
ki bu enerjiyle birlikte, bugün gazetelere baktığımızda,
maalesef "Benzine bugün yine yüzde 2 civarında zam geldi."
deniliyor. Hani enerjide ucuzluk sağlayacaktık, yakıtta
ucuzluk sağlayacaktık! Hatta, bu ölen öğrencilerimizin
babasının feryadı var, "65 lira için çocuğumu
hanımımın kucağında otobüse bindirip gönderdim."
diyor. Düşünebiliyor musunuz, insanlar dahi 1 liranın hesabını
yapıyor. Bugün eğer bir otobüste 65'e yakın insanlar
şey yaptıysa, bunlar, neden bir otobüsün içerisinde bu kadar
insan doluşuyor diye düşündüğümüzde, demek ki, bu ülkede
yoksulluk, perişanlık, açlık var. Bunu görmemezlikten
gelemeyiz. O velinin çığlığını hepimiz
duymak zorundayız. Eğer 65 lira için bir öğrencisini,
eşini
Ki, Allah rahmet etsin, hem eşini hem çocuğunu
kaybetmiş bu aile. Bugün gazetelerin baş sayfasında
görüyoruz. Durum böyle olunca, bu insanların yoksulluğunu
görünce, biz Ege'de üç gün, dört gün gezdik, parti örgütleriyle il kongrelerimizi
gezdiğimizde "bu Hükûmetten bizi kurtarın" diye
çığlık atan bir sürü köylü vatandaşla karşılaştık.
Bu köylülerin çığlığını hiç duymuyor musunuz?
Köylüler "sıkıntıdayız" diyor.
İşte, bu sıkıntının çaresinde köylülere
ne gibi söz verdiyseniz, yerine getirmek zorundasınız.
Çıktınız, Cumhurbaşkanlığı
konusunda ne yapacağız diye ipleri gererek insanların
açlığını unutturamazsınız. İnsanlar
aç, memur aç, işçi aç, esnaf aç, köylü aç. Bunu görmemezlikten gelerek
meseleleri sadece Cumhurbaşkanlığına endekslemenin
bir anlamı var mı? Sokakta, insanlar, artık acaba, biri
beni gasbedecek mi diye, bir toplantıdan çıktığınızda
eliniz cebinizde değil mi, acaba bir cepçi bizi vuracak, cebimizden
parayı çekecek diye düşünmüyor musunuz sayın milletvekilleri?
Görüyorsunuz değil mi?
İBRAHİM KÖŞDERE (Çanakkale)
- Maddeye gel maddeye
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Maddeye
geliyoruz
Bu da maddenin içerisinde. Halkın feveranını
duymadan, halkın sesini duymadan, madde
Elbette ki, enerji konusunu
işliyoruz. Bu enerjinin bu ülkeye çok faydalı olabileceğini,
gerekli prosedürlerin ve altyapının hazırlanması
gerektiğini söylüyoruz. Başka daha neler istiyorsunuz
siz? Köylünün sesini duymayan, o enerjiyi kullanan insanların
faturasının ne kadar maliyetinin yüksek olduğunu
görmeyen
Ondan sonra da çıkıyorsunuz "maddeye
gel
" Madde içerisinde değil mi? Eğer biz enerjiyi daha
ucuza mal ettiğimizde, enerji faturaları, özellikle elektrik
faturaları o garibanların canını yakmaz. Bunları
görmeniz lazım.
Biz şimdi vatandaşın
içerisinden geliyoruz ve söylüyorlar. Onların seslerini sizlerle
paylaşmak, AKP'li arkadaşlarımızın niye zoruna
gidiyor? Köylü "perişanız" diyor
"açız" diyor, bağırıyor, emekliler bas bas
bağırıyor, işçiler bas bas bağırıyor.
Bunları duymadığımızda yarın bu vatandaşın
içerisinde seçilenler olarak ne diyeceğiz, ne diyeceksiniz?
Siz Türkiye'yi toz pembe göstererek, kâğıtlar üzerinde birkaç
tane medyanın süslü laflarına inanarak o insanların
karnının aç olduğunu mu inkâr etmeye kalkacaksınız?
Bunları duymak zorundasınız.
Biz onların sesini dile getiriyoruz,
rahatsız olmayın; çünkü, vatandaşa ne söylediyseniz
vatandaş onu takip ediyor. Vatandaşı kandırdık
demeyin, vatandaş kanmayacaktır, vatandaş size gerekli
dersi verecektir; çünkü, siz vatandaşa çağdaş bir Türkiye,
bol bir Türkiye, müreffeh bir Türkiye vaat ettiniz; ama, bugün baktığımızda
bu insanlar elektrik parasını ödemiyor, kira paralarını
ödeyemiyorlar, sigorta paralarını ödeyemiyorlar, emekliler
"Aç ve perişanız." diyorlar. Bunları duymazdan
geldiğinizde, görüyoruz ki sizlerin nasıl olsa tuzu kuru,
bu insanlar perişan, sizi fazla ilgilendirmiyor; ama, bizi,
Anavatanlıları çok ilgilendiriyor. Biz, çünkü, o insanların
seslenişini birlikte yaşıyoruz, görüyoruz ve onların
içerisinden geliyoruz. İki gün sonra da Doğu ve Güneydoğu'daki
arkadaşlar kongrelerle ilgili gideceğiz, onlardan da aldığımız
şeyleri tekrar Mecliste paylaşacağız.
Değerli milletvekilleri, artık
ipleri muhalefetiyle, ana muhalefetiyle, iktidarıyla germeyin.
Biz barış istiyoruz. Bu ülkede huzur istiyoruz. Bu ülkede
barışın ve kardeşliğin yolu birbirlerine saygılı
olmak, demokrasinin kuralları içerisinde birbirini sevmekten
geçer. İpleri gererek, parmak çoğunluğuyla "biz
istediğimizi yaparız" mantığıyla değil,
bir uzlaşmanın yolunu aramak zorundasınız. Bu ülkede
her ne kadar Parlamentoda belirli bir sayıyla geldiyse de, Parlamento
dışındaki sayıyı da göz önünde bulundurmamız
lazım. İşte gördünüz, cumartesi günkü mitingde gördünüz,
o insanlar bir şeyler söylüyor, düşmanlık istemiyor,
barış istiyor, kardeşlik istiyor. O haykırışa
kulak vermek zorundayız, bunu duymak zorundayız. Duymamanın
bir anlamı olmaz. Bu ülkede
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) -
Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN - Sayın Özcan, size
bir dakika süre veriyorum, yalnız maddeye gelirseniz memnun
olurum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Sayın
Başkanım madde içindeyim. Zaten vatandaşlar, ucuz enerji
elde etmek için, daha ucuz fiyatlarla, faturalarını daha
düşük ödemek için elbette ki ucuz enerjiye ihtiyaç vardır;
bunun yanındayız. Bu konuda hiçbir tereddüdümüz yok. Bunun
için ne gibi tedbirler varsa, biz, Hükûmetin yanındayız. Yeter
ki, enerjimizin maliyetini aşağıya düşürmenin
yollarını aramalıyız, yeni kaynaklar aramalıyız ve bunun
için de çalışmalıyız.
Elbette ki, bizim düşüncelerimiz,
halkın sesini burada dile getirerek Parlamentoyla paylaşmaktır,
insanlarla paylaşmaktır, Türkiye halkıyla paylaşmaktır.
Bizim başka bir sıkıntımız yok. O insanların sıkıntısı
bizim sıkıntımız. O insanların üzülmesi,
mağdur olması -hiç hakları olmadığı halde-
bu şartlar içerisinde bir yolculuk yapmaktan bile, bir parasının
hesabını yapıp can kaybeden insanların, maalesef,
acısını içerimizde duyduğumuz için burada konuşuyoruz.
Değerli milletvekilleri,
enerjinin ucuz olması konusundaki
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, selamlamanızı
rica ediyorum.
HÜSEYİN ÖZCAN (Devamla) - Bitiriyorum,
selamlıyorum Sayın Başkan. Çok teşekkür ediyorum
tahammüllerinize.
Saygılar sunuyorum, sizlere
esenlikler diliyorum. (Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özcan.
Şahsı adına, Bursa
Milletvekili Sayın Altan Karapaşaoğlu.
Buyurun efendim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
ben biraz önce yaptığım geneli üzerindeki konuşmada,
bütün maddelerle ilgili teker teker açıklamalarda bulundum.
Aslında, tekrar gelip burada bunu ifade etmeme gerek yok. Ancak,
değerli arkadaşımın biraz önce burada yaptığı
konuşmalara cevap vermek açısından, hiç olmazsa bize
yönelttiği haksız suçlamaları cevaplamak açısından
ben buraya geldim.
Değerli arkadaşlar, bir
defa, bu Parlamentoda bu dönem yeni ihdas edilen bir usul var. Buraya
gelen arkadaşlar, yasayla ilgili değil, yasa maddesinin
içeriğiyle ilgili değil, iktidarın bütün uygulamalarını
özet hâline getirmek suretiyle gündeme getiriyorlar, işte,
şurası eksikti, burası fazlaydı, diye tenkitlerde
bulunuyorlar. Tenkitlere saygı duyarız, elbette yapılacak,
ama, buradaki vaktimizi, bu yasaya ayrılmış olan bu
vaktimizi bu yasayla değerlendirirsek Parlamentodaki görevimizin
hakkını da tam manasıyla vermiş oluruz.
Şimdi, arkadaşımız
dedi ki: "Millet yanıyor, perişan, aç, biilaç, bilmem
şöyle oldu, böyle oldu
"
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Değil
mi Sayın Başkan? Görmezlikten mi geleceğiz?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Efendim, bu işlerde, teknik
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Teknik konuya, teknik
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla)- İşte, onu söylüyorum. Bu işlerde, teknik konu
hakkında konuşmak lazım.
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Bir insan aç ne kadar
yaşayabilir? Kaç kişi açlıktan ölmüş, bana getirir
misiniz?
HÜSEYİN ÖZCAN (Mersin) - Aç,
aç bu insanlar!
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Biz, bu düzenlemelerle ne yapıyoruz? Hidroelektrik
santrallerinde yatırımcıların önüne çıkmış
olan bir problemin giderilmesi istikametinde bir tavır içine
giriyoruz. Bunun dışında
DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) - Kaç kişi açlıktan
ölmüş?
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Devamla) - Bunun dışında, efendim, bugüne kadar, 100
bin nüfuslu şehirlere ancak DSİ su getirme, içme suyu getirme
göreviyle görevlendirilmişti, ama, görüyoruz ki, öyle beldelerimiz,
öyle belediyelerimiz var ki, suyu temin etmesi için yapacağı
yatırım, mesafenin uzaklığı dolayısıyla
altından kalkamayacağı kadar pahalı. Bunun
dışında, başka ne var? Efendim, su konusunda çeşitli
kurumlar görevli, bir taraftan DSİ, bir taraftan İller Bankası,
bir taraftan il özel idaresi. Bu karışıklık içerisinde,
yatırım maliyetleri de lüzumsuz bir şekilde artıyor,
pahalıya mal oluyor.
İşte, bunları gidermek
amacıyla, bunu, bir yerde, bir noktada birleştiriyoruz,
ucuza mal olmasını temin etmek için bir gayret içinde bulunuyoruz.
Dolayısıyla, burada yapacağımız konuşmaların,
yapacağımız çalışmaların teknik düzeyde
olması bizi daha çok sevindirecektir, çünkü, teknik düzeydeki
tenkitlerden biz de sebepleniriz, biz de birtakım yanlışlarımız
varsa düzeltme imkânı buluruz.
Dolayısıyla, bu konulardaki
çalışmaların teknik düzeyde devam etmesi konusunda
sizden taleplerimiz, ricalarımız bunlardır. Bu konuda
bir anlayış gösterirseniz memnun oluruz diyorum, saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Karapaşaoğlu.
Şahsı adına Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız, buyurun.
TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlar; ben de saygıyla
selamlıyorum.
Bir kez daha tekrar etmek isterim
ki, sevinerek de söylemek isterim, burada, iktidarıyla muhalefetiyle,
aslında enerji politikalarının üzerinde çok farklı
konuşan ve çok farklı mütalaa yapan bir arkadaşımızın
olmadığını görüyorum. Buna şu açıdan seviniyorum:
İster jeotermal isterse rüzgâr isterse hidroelektrik santrallerle
alakalı olsun, Türkiye'nin bütün kaynaklarının, yerli
kaynaklarının değerlendirilmesiyle alakalı mütalaalar
yapılıyor. Bu konuda Enerji Bakanlığımızın
yaptığı çalışmalar ortada. Bunların -hangi
gerekçeyle olursa olsun- Türkiye'ye kazandırılmasının,
yerli kaynakların oranının artırılması
isteminin son derece yerinde olduğunu muhalefetteki arkadaşlarımız
da söylüyorlar. Zaten, aklın yolu bir. Bu konuda başka bir
fikir üretme imkânı da zaten olamaz. Önemli olan, bu değişimin,
iktidarıyla muhalefetiyle sağlanan enerjideki bu zihinsel
değişimin aynı zamanda hukuki süreç tarafından
da bütünleştirilmesini sağlamak.
Buradaki düzenlemiş olduğumuz
madde de, bildiğiniz gibi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun
bir seçme hakkının olmadığına dair Danıştayın
verdiği kararın tekrar bir disiplin altına, bir sistematik
altına alınmasıyla alakalı yapılan çalışmalardır
bunlar.
Bildiğiniz gibi, bir önemli
nokta da şudur: Bütçe disiplinine, hangi sektör olursa olsun,
son derece dikkat ediyoruz. Enerji sektörü gibi özellikle arz güvenliğinin
sürekli gündemde tutulduğu ülkemizde şuna dikkat etmemiz
lazım: Hazine kaynaklarının, hazine garantilerinin
bu kadar lüzumlu, bu kadar önemli bir konuda esirgenmeyeceği
muhakkak, ama, bütçe disiplini makro dengeleri daha fazla ilgilendirdiği
ve daha fazla sektöre hitap ettiği için buna dikkat etmemiz gerekiyor.
O açıdan, özellikle bu 16 projede -bahsettiğimiz- 7 milyar
dolar civarında hazineden yükün kaldırılmasıyla
alakalı ve bütçe disiplininin sağlanmasıyla alakalı
konuda, ben bir kez daha, yapılan bu çalışmayı takdirle
karşılıyorum, tebrik etmek lazımdır diye düşünüyorum.
Çünkü, eğer bu düzenleme yapılmamış olsaydı,
hazine garantisi vermek zorunda olduğumuz ikili anlaşmalardan
dolayı, belki de sosyal politikalarımızı bile
etkileyen, ona etki eden değişik sıkıntılar
oluşacaktı; onların da bertaraf edilmesi açısından,
bu düzenlemenin, bu yapı değişikliğinin ben önemli
olduğu kanaatindeyim.
Bu yapı değişikliğini
ben tekrar etmek istiyorum: Biraz önceki konuşmamda da belirttiğim
gibi, burada bir model değişikliği vardır. Yani,
sırf inşaat yapmak üzere gelen ve beş tane ülkeden, değişik
inşaat firmalarının -Bakanlar Kurulu kararıyla-
önceden alınmış kararlar doğrultusunda yapılan
bu çalışmaların, bu inşaatların, yalnızca
inşaat yapılmasına yönelik değil, aynı zamanda,
yaptıkları inşaatla beraber su tuttukları barajı
işletmelerine yönelik bir statü değişikliğidir;
bunu çok fazla önemsiyoruz, bunun cesaretle yapılmış
olmasının, ben, ülkeye önemli bir girdi sağladığı
kanaatindeyim. Bu konuda gerek Enerji Bakanlığımızı
gerekse Devlet Su İşleri Genel Müdürümüzü ve şahsında
bütün çalışanları da tebrik ediyorum ve bu kaynaklarla
beraber, bunların harekete geçirilmesiyle beraber, hem suların
bir dizgin altına alınmış olmasının hem de
ülke kaynaklarına kazandırılmış olmasının
önemli bir süreç olduğunu söyleyebilirim. Bütçe disiplinine
uyulmuş olmasının da, genel bütün sektörleri ilgilendirmesi
hasebiyle de önemli olduğunu belirtmek isterim.
Bütün bu duygu ve düşünceler
içerisinde hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Madde üzerinde konuşmalar tamamlanmıştır.
Sayın Eraslan'ın bir sorusu
var; buyurun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sizin aracılığınızla
Enerji Bakanımız Sayın Hilmi Güler Bey'e bir soru yöneltme
arzusu içerisindeyim.
Tabii, mevcut kanun teklifi, enerji
elde edilmesine yönelik baraj politikalarıyla ilgili, enerjiye
yönelik enerji politikası ve bu yönde barajlarla ilgili bir
kanun teklifi.
Ben Sayın Bakanıma
şunu ifade etmek istiyorum. Çünkü, Sayın Bakanımı
gördüğüm zaman benim aklıma, sadece kendisinden enerji elde
edilen barajlar değil, aynı zamanda, sulamaya yönelik barajlar
da geliyor. Mesela, Hatay'da 1996 yılında devlet yatırım
programına alınan ve Amik Ovamızın
Ki, çok büyük
bir ovadır bu ova; tarım sektörünün çok yoğun yapıldığı
verimli tarım arazileridir. Reyhanlı Barajı'mızın
projesi var. Amik Ovası'nı hem
BAŞKAN - Sayın Eraslan,
lütfen sorunuzu sorun. İç Tüzük açık ve net; kısa, öz. Rica
ediyorum, sorunuzu sorun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sayın
Başkanım, ben sorumu soruyorum zaten.
BAŞKAN - Siz daha o kadar uzun
bir giriştesiniz ki, ne söyleyeceğinizi ben bile anlamadım.
MEHMET ERASLAN (Hatay) -
İşte dinlerseniz anlayacaksınız Sayın
Başkanım.
BAŞKAN - Efendim, sorunuzu
kısa ve öz
Rica ederim. Ben size söz verdim. Kısa, öz
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Efendim,
bakın, sorumu sorabilmem için, sorunun ehemmiyetini de arz edebilmem
için Sayın Bakanımın meseleyi anlaması gerekiyor.
BAŞKAN - Efendim, Bakanımız
anlamaktan aciz mi yani? Lütfen sorunuzu sorun.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Sorumu sormaktan
vazgeçiyorum ve sizi kınıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Takdir Genel Kurulun. İç Tüzük açık.
Sayın milletvekilleri, madde
üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1369 sıra
sayılı yasa teklifinin 1. maddesinin Anayasa'ya aykırılık
nedeniyle yasa teklifinden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
Mehmet
Küçükaşık Nuri
Çilingir Feridun
Baloğlu
Bursa Manisa Antalya
R.
Kerim Özkan Yılmaz
Kaya
Burdur İzmir
BAŞKAN - Efendim, önergeye Komisyon
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa)
- Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet katılıyor
mu?
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Sayın Küçükaşık
gerekçesini açıklayacak.
Buyurun.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Bursa) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan
yasanın 1'inci maddesinin Anayasa'ya aykırılık
nedeniyle yasa teklifinden çıkarılmasına ilişkin
vermiş olduğum önerge üzerine söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu 1'inci maddede
işleme girecek barajlardan bir tanesi de Çınarcık Barajı
ve Hidroelektrik Santralı, yani Bursa bölgesinde Uluabat Gölü
üzerinde kuvvet tüneli ile beraber, Çınarcık Barajı'ndan
gelecek 11 kilometrelik bir kuvvet tüneliyle gelecek ilginç bir
proje. İhaleye çıkarılmasında 1995 yılında
ilçe başkanı olarak katkımın olduğu bir proje
bu. O yüzden de burada bulunanlara da, hemen hemen herkes tarafından
ve DSİ Sayın Genel Müdürüne de, milletvekili olduğum
tarihten bugüne kadar -bu dosya tamamen Çınarcık Barajı
ile ilgili- ne zaman ihale yapacaksınız, ne zaman bu baraj
bitecek, Döllük, Güllüce Sulama Projelerine ne zaman başlayacaksınız,
diye sorular sorduğum bir proje, o yüzden de her şeyiyle bildiğim
bir proje. Ama, öyle bir noktaya gelindi ki, 2004 yılında Bursa
Ticaret ve Sanayi Odasına, elektrik üretmek için Devlet Su
İşlerinin yaptığı proje. EPDK'ya yetki verildi,
ihaleye çıkarıldı. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası,
ne yazık ki, ihaleyi alamadı, başka bir firma aldı.
Bundan sonra, Elektrik Mühendisleri Odası, "EPDK'nın ihale
yapma yetkisi yoktur" diye Danıştayda dava açtı.
Danıştay 13. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı verdi.
EPDK itiraz etti. Haziran ayında, yine 2006'da Danıştay,
EPDK'nın itirazını da reddetti; buna rağmen idare,
bu barajın, kuvvet tünelinin yapımını seyretti
ve Sayın Bakan, Bursa'yı ziyaretinde, şubat ayı başında,
kendisinin Anayasa'nın 138'inci maddesine göre yargı kararını
uygulamakla yükümlü olduğu kuvvet tünelinin inşaatını
ziyaret etti. Kendisine, 7 Şubat tarihinde bir soru önergesi
verdim. Sizin göreviniz, Anayasa'ya, yasaya aykırı... Yargı
kararını uygulamakla yükümlüsünüz. Siz, yasaya aykırı
devam eden bir inşaatı ziyaret edemezsiniz diye, 7 şubat
2007 tarihinde bir soru önergesi verdim.
Kader ya bu, aynı gece, gelir vergisiyle ilgili kanunlarda,
7 şubat 2007 akşamı, Sayın Altan Karapaşaoğlu,
Sayın Mustafa Açıkalın ve Sayın Mustafa Elitaş
tarafından bir önerge verilmiş, bakın okuyorum:
"Elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde, Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu tarafından teklif verme toplantısı
gerçekleştirilmiş olan aynı kaynak için yapılmış
çoklu başvurulardan, bu maddenin yayımı tarihi itibarıyla
lisans almış olanların lisansları -dikkat edin arkadaşlar-
yargıya intikal edip etmediğine bakılmaksızın
ve herhangi bir işleme gerek bulunmaksızın geçerlidir."
diye bir önerge verildi ve Plan ve Bütçe Komisyonundan geçti. Gelir
Vergisi Kanunu'nda "Bu yanlıştır, Anayasa'ya aykırıdır,
çıkartın." dedik, çıkarttırdık. Bir de baktık
ki, şimdi, yine, başka bir kanunla -sulamalarla ilgili-
tekrar bu geldi.
Bakınız, arkadaşlar,
şu anda Danıştay 13. Dairesi yürütmeyi durdurma kararı
verdi ve bununla ilgili yargılama devam ediyor. Anayasa'nın
138'inci maddesine net bir aykırılık var. O yüzden, bu
madde Anayasa'ya aykırıdır, tasarıdan çıkarılmasını
istiyorum, önerimiz bu.
Sayın Bakanım, ikinci kez
size de sormak istediğim şey var. Yine, haziran ayında
Mustafakemalpaşa'ya geldiğinizde, Organize Sanayi Bölgemizde
bir konuşma yaptınız, ben de oradaydım ve dediniz
ki: "Döllük Güllüce sulaması 6.811 hektarlık alanı
ve 28 tane köyümüzü ilgilendiriyor." Bizim Mustafakemalpaşa'nın
hayati öneme sahip bir projesi. "1 trilyon lira para var, 6 trilyonunu
da vereceğim ve 2007 yılında başlatacağım"
diye söz verdiniz Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'nde.
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR
BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) - Hayır, öyle bir
şey demedim.
MEHMET KÜÇÜKAŞIK (Devamla) -
Hâlbuki, para bir kuruştu. Siz bir trilyon dediniz, biz sizi mahcup
etmemek için sesimizi çıkartmadık. Sayın Bakanım,
Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi'nde Döllük Güllüce
sulamasıyla ilgili projenin başlamasına vermiş
olduğunuz sözü tutmanızı istiyorum ben sizden bir Mustafakemalpaşalı
olarak. Şunu da bilmenizi istiyorum: Çünkü, Mustafakemalpaşa'da
bir dükkânın değeri 1 trilyon lira, caddede bugün bir dükkân,
bir iş yeri 1 trilyon liraya açılıyor; 7 trilyon liraya
ihtiyacımız var bizim. 7 trilyonluk ödeneği çıkartın,
2006 yılında Mustafakemalpaşa'da tüm Mustafakemalpaşa
halkına vermiş olduğunuz sözü yerine getirin.
Ayrıca, sizlerden ricam da,
Anayasa'ya aykırı olan bu madde metninin tasarıdan
çıkması için vermiş olduğum önergemin kabulünü rica
ediyorum.
Hepinize sevgi ve saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Küçükaşık.
MEHMET ERASLAN (Hatay) - Karar yeter
sayısı Sayın Başkan
BAŞKAN - Komisyonun ve Hükûmetin
katılmadığı ve gerekçesini biraz önce dinlediğiniz
önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır
ve önerge reddedilmiştir.
Şimdi, maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 4283 sayılı Kanunun
geçici 4 üncü maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"Bu fıkranın yayımı
tarihinde, halen Hükümetlerarası İkili İşbirliği
kapsamında yer alan projelere, Hükümetlerarası İkili
İşbirliği Anlaşmasında veya bu anlaşmaya
istinaden istihsal edilen Bakanlar Kurulu Kararında ya da
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla belirlenen
tüzel kişinin ya da kişilerin, 6762 sayılı Türk Ticaret
Kanunu hükümlerine uygun olarak kuracakları veya mevcutlara
ek yeni ortaklarla kuracakları şirketlerin, daha önce belirlenmiş
ilgili projelerine su kullanım hakkı için başvurmaları
halinde su kullanım hakkı ve elektrik üretim lisansı verilir.
Bu fıkrada belirtilen tüzel kişilerin yapacağı
hidroelektrik üretim tesisleri, kanal/nehir tipi veya rezervuar
alanı onbeş kilometrekarenin altında olması
şartı aranmaksızın 5346 sayılı Yenilenebilir
Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı
Kullanımına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanırlar."
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın Mesut
Özakcan.
Sayın Özakcan, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MEHMET MESUT ÖZAKCAN
(Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz bu
teklifin 2'nci maddesinde, değerli arkadaşlarımız,
hazineden yükün kaldırılmış olmasını
önemli bir gelişme, avantaj gibi ifade ettiler. Aslında, hazine
garantisinin kaldırılmış olmasından çok daha
ağır, devlete yükümlülük getiren bir maddeyle karşı
karşıyayız. Şöyle ki: Biz hazine üzerinden garantiyi
kaldırıyoruz ama, dağıtım şirketleri vasıtasıyla
yine devletin üzerine, özelleşmediği müddetçe devletin
üzerine veriyoruz bu garantiyi. Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Kanunu'nda on yıl boyunca bunlara 5 ile 5,5 euro sent alım garantisi
veriliyor. Bu, hazine garantisinden çok daha önemli, devleti yükümlülük
altına sokacak bir hükümdür.
Değerli arkadaşlarım,
bu maddeyle ilgili olarak hepinizin dikkatlerinize getirmek istediğim
bir husus var: Dün Devlet Su İşlerinde bir ihale yapıldı.
Bakınız, bu teklif geçtiğimiz hafta perşembe günü
görüşülmüş olsa idi, dün yapılan, dün yaşanan o ihale
hakkında bilgi sahibi olamayacaktık. Bu, hükümetler arası
iş birliği çerçevesinde kredili olarak yapımı
ele alınan baraj ve hidroelektrik santral projeleri kapsamında,
bunlarla aynı kapsamda olup, karşı tarafın yükümlülüklerini
yerine getirmemesi nedeniyle Devlet Su İşleri tarafından
ilana çıkılıp, dün, yani pazartesi günü ihalesi yapılan
Çamlıca Barajı ve Hidroelektrik Santrali Projesi'ne 40
başvuru olmuş, 22 yüklenici iştirak etmiş ve -Sayın
Bakanın mutlaka bilgileri dâhilindedir, Sayın Genel Müdürümüz
de buradalar- 6,21 yeni kuruş/kilovat saat üzerinden teklif verilerek
ihale edilmiş.
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, aynı kapsamda, aynı özellikleri taşıyan
Artvin Çamlıca Hidroelektrik Santrali, dün -aynı nitelik
ve özelliklerdeki santral- ihaleye çıkarılıyor
DSİ tarafından ve 6,21 yeni kuruş/kilovat saat üzerinden
ihale gerçekleşiyor, kesinleşiyor.
Aynı özellikteki HES projesini,
bu ihaleyi alan firma, satın alma garanti fiyatının
yüzde 70'ini Devlet Su İşlerine, yani devlete, hazineye vererek,
bu tesisi, bu işin ihalesini alıyor. Şimdi, bu on altı
proje ise, ihale kapsamı dışında, ihalesiz ve lisans
bedeli talep edilmeden, su kullanma bedeli talep edilmeden -daha
doğrusu, onlar, sembolik miktarda kalan rakamlar- bu konsorsiyumlara
teslim edilecek, verilecek. Teklifin tümü üzerindeki görüşmelerim
esnasında, ifade etmek istediğim milyarlarca dolar kamu
zararı ve kayba da uğrayacağımız düşüncemi
bu nedenle ifade etmiştim.
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, bu on altı projenin bir yıl boyunca üreteceği
yıllık ortalama enerji 10.856 gigabayt saat. Çok basit bir
hesapla, 10.856 Gigavat saati 6,21 yeni kuruşla çarptığımız
zaman ve bunu dolara çevirdiğimiz zaman 465 milyon dolar/yıl
yapıyor. Bakınız, Devlet Su İşleri bu projeler
için ihale yapmış olsa, aynı özellik ve aynı niteliklerde,
dün yapılan ihale ile bugün yaşadığımız
olay, teklif ile bu konsorsiyumlara verilecek HES'ler arasındaki
fark bu. Bakınız, bu on altı projenin dolar bazında
ihale edilmesi hâlinde, kamuya, devlete, devlet su işlerine,
dolayısıyla hazineye aktarılacak olan rakam 465 milyon
dolar, bir yıl sürece. Tabii, kırk dokuz yıllığına
hesabını bunun yaptığınız zaman, 23 milyar
dolar -kırk dokuz yıl mertebesinde- bir kamu zararı ile
karşı karşıya kalınıyor. Ben, o nedenle,
bu 2'nci maddenin, çekilerek, dün yapılan ihalede olduğu
gibi, ülkemizin, saçı bitmedik yetimin hakkının olduğu
bu projelerin, hak ettiği fiyatlarla sahiplerini bulmasını
diliyor ve bekliyorum ve o nedenle, bu 2'nci maddenin de çıkartılmasında,
büyük bir kamu zararından kurtulacağımızı,
kamu yararı olduğunu iddia ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Devlet Su İşlerinin yaptığı o ihaleye, bakınız,
aynı nitelikteki ihaleye, HES'lere, bir tek ihaleye 40 müracaat
oluyor, 22 iştirakçi ihaleye katılıyor. Bunlar, Türkiye'nin
bugün en kıymetli projeleri diyebileceğimiz değerleri.
Bunların daha iyi değerlendirilmesi için, mutlaka, dünkü
uygulama benzeri bir uygulamayla bu yatırımların
gerçekleştirilmesi ülkemiz ve kamunun yararına olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
bu Artvin Çamlıca HES Projesi, yani, dün ihalesi yapılan
proje, DSİ'nin yaptığı ihalede, bunlarla o kadar
farklı bir mantalite var ki
Bakınız, tesis yapılacak,
işletmeye geçecek, bir yıl sonra, yıl içerisinde üretilen
enerji miktarı üzerinden verilen teklif bedeli çarpılarak
DSİ'ye ödeme yapılacak, kilovat saat başına 6,21
yeni kuruştan hesap yapılarak.
Bu on altı proje için yapılması
öngörülen hesap şu: Bu on altı projenin her biri yapılacak,
işletmeye geçecek, beş yıl sonra, beş yıl toplam
üretim üzerinden 0,01 yeni kuruş/kilovat saat bedel üzerinden
su kullanım hakkı bedeli hesap edilerek alınacak. Aradaki
farkı düşünmek insanın havsalasının bile almasının
mümkün olmadığı bir garip durum ve farklı uygulama
çıkıyor ortaya.
Değerli arkadaşlarım,
bu nedenlerle, Türkiye'nin en kıymetli bu on altı projesinin,
dün yapılan -eğer, az önce de ifade ettiğim gibi, geçtiğimiz
hafta görüşseydik, biz, o dün yapılan ihalenin sonuçlarını
görmemiş, bilmemiş olacaktık- dünkü o ihale sonuçlarını
yaşadıktan sonra, bu projelerin bu şartlarla yabancı
konsorsiyumlara hediye edilmesinin bu Hükûmetin de hakkı olmadığını
ifade ediyor, iddia ediyorum.
Değerli arkadaşlarım,
bu maddede anılan, geçici 4'üncü maddeye ilave edilmek istenen
düzenleme birlikte değerlendirildiğinde, toplam kurulu
güçleri yaklaşık 3.392 megavat olan ve yılda en düşük
tahmine göre 10.856 Gigavat saat elektrik üretecek olan ve perakende
satış lisansı sahibi tüzel kişiler üzerinden
alım yükümlülüğü çerçevesinde değerlendirildiğinde,
söz konusu şirketler için yıllık yaklaşık 542
milyon 800 bin euro alım süresinin geçerli olduğu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Devamla) -
Bitiriyorum Başkanım.
on yılda ise 5,428 milyar euro
alım yükümlülüğü söz konusu olacaktır. HES'lerin elektrik
üretim maliyetinin, birim yatırım maliyeti, artı sabit
işletme gideri, artı değişken işletme giderinden
oluştuğu dikkate alındığında 5 euro
sent/kilovat saatten on yıllık süre boyunca söz konusu
HES'leri işletecek şirketlere yüksek miktara varan bir gelir
transferi söz konusu olacaktır. Böyle bir uygulama, böyle bir
teklif Elektrik Piyasası Kanunu'na aykırılık içermektedir,
Yenilenebilir Enerji Kanunu'na aykırılık içermektedir,
Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin
Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının
Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a aykırılık içermektedir.
Böyle bir uygulama 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu
ile
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Efendim, son cümlelerinizi
rica ediyorum.
MEHMET MESUT ÖZAKCAN (Devamla) -
Bitiriyorum Başkanım.
ulaşılması öngörülen
rekabet şartlarına sahip bir elektrik piyasasına
açıkça aykırı olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize tekrar teşekkür ederek saygılar
sunuyorum.(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Özakcan.
Şahsı adına Kütahya
Milletvekili Sayın Hüsnü Ordu, buyurun efendim.
HÜSNÜ ORDU (Kütahya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili tasarının
2'nci maddesiyle ilgili şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, bu maddeye baktığımız
zaman, biraz evvel, değerli Cumhuriyet Halk Partili milletvekilimizi
dinlediğimizde, maddenin son derece kamuya zarar verdiğini,
devlete bir yük getirdiğini ifade eden cümleler sarf etti. Ben,
hep, değerli milletvekilimizi dinlediğimde, zannederdim
ki
Elektrik enerjisi arzıyla ilgili, kendi ifadelerince, ulusal
kaynaklara, yerli kaynaklara, millî kaynaklara ehemmiyet verdiklerini
ifade ederler, biz de böyle biliyoruz. Tabii, bizim Hükûmet Programı'mızda
da bu zaten var. Bizim ulusal kaynaklara ehemmiyetimiz, hiç şüphesiz,
tartışılmaz.
Şimdi, bu madde ne getiriyor?
Bundan çok daha evvel, hükûmetler arası ikili anlaşmalar tesis
edilmiş. Şimdi, ortada bir anlaşma var, ilgili Anayasa'mız
var. Anayasa'nın ilgili 90'ıncı maddesine bakarsak, Sayın
Vekilim, milletlerarası anlaşmalarla, ilgili tarafların
birbirine yükledikleri edimler var, hukuki edimler var. Bir defa,
böyle bir sıkıntı var burada. Yani, siz, Anayasa'nızda,
ilgili projeyle ilgili, on altı projeyle ilgili, bu milletlerarası
anlaşmalara atıfta bulunan birtakım yükümlülüklere
girmişsiniz. Bu Hükûmet bu yükümlülüğe girmemiş. Olmuş.
Yani, sonuçta böyle bir yükümlülük var ortada. Peki, bunun değeri
nedir, bu projenin? Komisyondan geçen raporda "4,7 milyar dolar"
dense de -bence, bu sadece, belki, inşaat maliyeti olabilir-
bu güçteki bir kurulu gücün şu anda yatırımının
realize edilebilmesi için, benim bildiğim en son fiyatlara göre,
bu ülkede, 6 milyar dolara yakın bir yatırım ihtiyacı
gerekir, bu projenin gerçekleşmesi için.
Şimdi, Allah aşkına,
bakalım, Türkiye'nin hangi şartı, bu büyüklükteki bir
yatırımın realize edilebilmesi için şartları
müsait? Bütçeniz müsait mi? Hazinenin borçlanma yükümlüğü buna
müsait mi? Ayrıca, 1 katrilyon YTL civarında bir kamulaştırmadan
bahsediyoruz, bunlar müsait mi? Ayrıca, demin ifade ettiğim
gibi, milletlerarası bir anlaşma var ortada. Bütün bunları
biz bırakacağız
Bu projenin, bu yasanın, bence,
bugüne kadar çıkmaması bile gecikmiş bir hadisedir.
Bu konuda çaba sarf eden, gerek DSİ'ye gerekse Bakanlığa,
ben, gerçekten, grubum ve şahsım adına teşekkür etmeyi
burada bir borç bilirim. Gerçekten, samimi söylüyorum, bu projelerin
bu kadar akamete uğraması için, bu kadar zaman geçmeseydi,
bence, belki, çok daha iyi olurdu.
Şimdi, bu ne sağlıyor?
Bu yatırımla ilgili, bütçenin, uyguladığımız
prensipler çerçevesinde hazinenin borçlanma yükümlülüğünü
ortadan kaldırıyor. Peki, ne getiriyor? Yenilenebilir
enerji tasarısına bir atıfta bulunuyor, ilgili madde
ve bunu 15 kilometrekarelik bir alan dışına da çıkarıyor.
Siz, anlatımlarınızda
dediniz ki: "Devlet, çok daha borçlu bir yükümlülük altına
giriyor. Sonuçta, bir taraftan sanki hazine garantisi ortadan kalkıyor
gibi gösteriliyor ilgili maddede, ama, aslında, hazine,
şu andaki dağıtım şirketlerinin fonksiyonu
itibarıyla daha fazla bir borç yükümlülüğü altına giriyor."
Ama, şunu unutmamak lazım: Şu anda, ortada yirmi tane
dağıtım şirketi var. Bir özelleştirme süreci
yaşıyor Türkiye. Bu dağıtım şirketleri,
Sayın Vekilim şu anda, kamunun üzerinde, yani TEDAŞ'ın
üzerinde olsa bile, bu özelleştirme süreci gerçekleştiği
an, üzerinde bulunan tüm yükümlülükleriyle, tüm edimleriyle beraber
özelleştirme sürecinde bu işi hak eden şirketlerin üzerine
geçeceği hiç şüphesiz. Dolayısıyla, burada, hazinenin
üzerinde kalabilecek bir yükten bahsetmek son derece isabetsiz bir
yaklaşım olur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
HÜSNÜ ORDU (Devamla) - Yani,
şu anda, her ne kadar kamunun üzerinde gözükse bile, netice itibarıyla
bunlar özelleşecektir ve TEDAŞ'a ait bu şirketlerin tüm
yükümlülükleri özel sektöre geçecektir diyorum.
Ben bu 2'nci maddenin sonuçları
itibarıyla Türkiye'de büyüyen arza karşılık, yaklaşık
11 milyar kilovat saatlik bir enerji arzıyla yapılabilmesini
eğer biz temin edebilirsek, ülkemize hayırlı bir hizmet
yapacağımız kanaatiyle yüce Meclisi sevgiyle ve saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim
Sayın Ordu.
Şahsı adına, Kayseri
Milletvekili Sayın Taner Yıldız, buyurun.
TANER YILDIZ (Kayseri) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; tabii, burada bu kanun teklifiyle
yapılan işlemin, ben, bir kez daha, çok isabetli bir iş
olması açısından bunun altını çizmek isterim.
Bir önemli konu da şu: Şimdi, serbestleşme önünde, bizim,
piyasayı, bu liberalleşmeyle alakalı yaptığımız
çalışmada temel bir enerji politikasının stratejisi
var. O da özel sektörün artan paylarla bu sektördeki yerini alması,
fakat, bu değişimi düzenlerken, ayarlarken dikkat etmemiz
gereken ve özellikle Enerji Bakanlığımızın
da titizlikle üzerinde durduğu arz güvenliğiyle alakalı
dengeleri korumak. Tabii ki, biz, bütün imkânlarımızı,
devletin bütün imkânlarını, makul ölçülerde, özel sektörün
alanına, özel sektörün çalışma, hareket alanına
açmamız gerekiyor. Fakat, bununla alakalı da, ne kadar
rağbet edildiğiyle alakalı da kontrolleri yapmak
açısından bunları denetlemek ve kontrol etmek de tabii
ki kamunun görevidir, ister düzenlemeyle alakalı Enerji Piyasası
Düzenleme Kurulu olsun, isterse bu politikaları koymak ve bu
politikaların yerinde yürüyüp yürümediğini kontrol etmek
açısından Bakanlık olsun.
Şimdi, burada, biz istiyoruz
ki, bunlar özel sektör eliyle yapılsın ve ikili anlaşmalar
çerçevesinde, bırakın hazine garantisini, hazine garantisinin
daha da ötesinde, bizzat bu inşaatların hak edişlerini
ödemeyle alakalı hazine yetkili, yani, hazine garantisinin
bir adım daha ötesinde. Ama, bizim de toplam kamu borç stokunu artırmamak
açısından da, bir kez daha söylemek isterim, bunların
sınırlandırılması söz konusuydu. İşte,
buradaki yapılan işlem, sırf inşaatlarının
bedellerini ödemekten daha öte, hem inşaatlarını yapmak
hem de onların işletmelerini yapmak ve kendilerine
sağlanan süre olan kırk dokuz yıl sonra da o noktadan çekilmek.
Bu arada, kendileriyle alakalı da çoklu bir başvuru olmadığı
için, mükteseplerinde olduğu için de, bununla alakalı, su
kullanım bedelleriyle alakalı herhangi bir bedel ödememek.
Yani, hem özel sektörün, kamunun sunduğu, arz ettiği kamu
kaynaklarını makul oranda kendi payını alıcı
hem de kamunun kendi menfaatleri doğrultusunda, bu harekete
geçirilmesi bekleyen yerli kaynaklarımızı, su kaynaklarımızı
harekete geçirmek. Yani, her iki taraf da kazanmış olacak,
hem özel sektör hem kamu kazanmış olacak, dolayısıyla
ülkemiz kazanmış olacak.
Bu açıdan, ben, tekrar, bu çalışma
içerisinde bulunan arkadaşları tebrik ediyorum ve saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Yıldız.
Madde üzerinde konuşmalar tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çalışma
süremiz tamamlanmak üzeredir. Bu nedenle, alınan karar gereğince,
kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek
için, 18 Nisan 2007 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmak üzere,
birleşimi kapatıyorum. İyi akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 19.52