DÖNEM: 22 CİLT: 155 YASAMA YILI: 5
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
TUTANAK
DERGİSİ
97nci
Birleşim
2 Mayıs 2007 Çarşamba
İ Ç İ N D E K İ L
E R I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III. -
ÖNERİLER
A) SİYASİ
PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.-
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar gereğince,
Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci oylamasının
yeniden yapılmasına ve diğer oylama günleri ile turlar
arasında kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin AK Parti Grubu önerisi
IV. - SEÇİMLER
A) BAŞKANLIK
DİVANINDA AÇIK BULUNAN ÜYELİĞE SEÇİM
1.-
TBMM Başkan Vekilliği seçimi
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
4.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası
Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1307) (S. Sayısı: 1378)
5.-
Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün Türk Medeni Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
6.-
Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/1195) (S. Sayısı: 1216)
7.-
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve İçişleri ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları
Raporları (1/1212) (S. Sayısı: 1225)
8.-
Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile
2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren
Topuz'un; Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı
Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397)
9.-
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960 Tarihli ve 80 Sayılı
Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
İçişleri Komisyonu Raporu (2/944) (S. Sayısı:
1400)
10.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti
Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı
Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma ve Turizm
ile Dışişleri Komisyonları Raporları
(1/1155) (S. Sayısı: 1327)
11.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasındaki Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1167) (S.Sayısı: 1328)
12.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1172) (S. Sayısı:
1329)
13.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1102) (S. Sayısı: 1334)
14.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1179) (S. Sayısı: 1336)
15.-Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/1127) (S. Sayısı: 1335)
16.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti
Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1154) (S. Sayısı:
1107)
17.-
WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1021) (S. Sayısı: 964)
18.-
WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1027) (S. Sayısı: 966)
19.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ukrayna Hükümeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1109) (S. Sayısı:
1083)
20.-
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı
Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini
de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi,
Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili
Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/936) (S. Sayısı: 824)
21.-
Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/922) (S. Sayısı:
843)
VI. - OYLAMALAR
1.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası
Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın oylaması
2.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti
Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı
Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında
Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın oylaması
4.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında
Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
5.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın oylaması
6.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
oylaması
7.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
8.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti
Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın oylaması
9.-
WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısının
oylaması
10.-
WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'nın
oylaması
VII. - SORULAR
VE CEVAPLAR
A) YAZILI
SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, hukuk sistemindeki zaman
aşımı koşullarına ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20926)
2.-
Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, Ankaraspor'la ilgili bir
yargı kararına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Cemil
ÇİÇEK'in cevabı (7/20997)
3.-
Zonguldak Milletvekili Harun AKIN'ın, avukatların zorunlu
müdafilik ve hukuki yardım alacaklarına ilişkin sorusu
ve Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK'in cevabı (7/20998)
4.-
Adana Milletvekili Tacidar SEYHAN'ın, Çan Termik Santralındaki
kireç taşı sarfiyatına ilişkin sorusu ve Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/21155)
5.-
Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, İstanbul Müftülüğünce
hazırlanan hutbeye ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Mehmet AYDIN'ın cevabı (7/21192)
6.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Başbakanlık Yüksek
Denetleme Kurulunun bazı denetçileri hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı
(7/21202)
7.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, ABD'de Telsim
aleyhine açılan dava olup olmadığına,
Telsim
aleyhine Kıbrıs Rum kesiminde açılan bir davaya,
İlişkin
soruları ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif ŞENER'in cevabı
(7/21210, 21211)
8.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002, 2003, 2004 ve 2005
yılındaki konut ve sanayi elektriğine ilişkin soruları
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı
(7/21221, 21222, 21223, 21224)
9.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2007, 2001, 2002, 2003, 2004,
2005 ve 2006 yılı enerji maliyetine,
Mavi
Tünel Projesine bağlı hidroelektrik santrallerine,
İlişkin
soruları ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
GÜLER'in cevabı (7/21225, 21226, 21227, 21228, 21229, 21230, 21231,
21232)
10.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya'nın maden envanterine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21233)
11.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Metal Sanayi Çıraklık
Eğitim Merkezine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21243)
12.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İLKSAN'a
zorunlu üyeliğe ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21249)
13.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, İLKSAN'ın
sözleşme yaptığı iki avukata ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/21250)
14.-
İstanbul Milletvekili Ali Rıza GÜLÇİÇEK'in, öğretmenevlerinin
ve İLKSAN'ın denetimine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21251)
15.-
Çanakkale Milletvekili Ahmet KÜÇÜK'ün, Çanakkale'deki 2006 yılı
doğrudan gelir desteği ve prim ödemelerine,
-Bolu
Milletvekili Metin YILMAZ'ın, Bolu'da yapılması planlanan
egzotik etler kesimhane ve işleme tesisine,
-Muğla
Milletvekili Fahrettin ÜSTÜN'ün, bal üreticilerinin desteklenmesine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21257, 21258, 21259)
16.-
Şanlıurfa Milletvekili Turan TÜYSÜZ'ün, tankerlerle getirilen
LPG'ye ve akaryakıt tahlillerine ilişkin sorusu ve Sanayi
ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı (7/21261)
*
Ek Cevap
17.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Eti Alüminyum AŞ ile ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21263)
18.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Saimbeyli ve Dörtyol Orman
İşletmesinde kadro alamayan işçilere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çevre
ve Orman Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/21270)
19.-
Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın, Kırşehir
Kocabey Kavaklığına ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/21307)
20.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Terör Mağdurları
Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinin
taleplerine ilişkin Başbakandan sorusu ve İçişleri
Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı (7/20343)
21.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Beyşehir öğrenci
yurdu inşaatına,
Tuzlukçu
Hükûmet Konağına,
Konya'daki
bir onarım işine,
Ilıcapınar
Sağlık Ocağına,
Bolay
Sağlık Ocağına,
Atatürk
Stadyumunun çatısına,
Üçpınar
Jandarma Karakol binasına,
Yalıhüyük
soğuk hava deposuna,
Yalıhüyük
Jandarma Komutanlığı tesislerine,
Yukarıçiğil
Sağlık Ocağına,
Dedeler
Sağlık Ocağına,
Derebucak
Hükümet Konağına,
Doğanhisar
soğuk hava deposuna,
Konya
Atatürk Stadına,
İlişkin
soruları ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı
(7/21391, 21392, 21393, 21394, 21395, 21396, 21397, 21398, 21399, 21400, 21401,
21402, 21403, 21404)
22.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Bursa Bölge
Müdürlüğünün bir belge teslimiyle ilgili işlemlerine
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21406)
23.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici personele
ilişkin sorusu ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı
(7/21503)
24.-
Malatya Milletvekili Muharrem KILIÇ'ın, bazı illerde depreme
yönelik çalışmalara ilişkin sorusu ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafiz ÖZAK'ın cevabı (7/21504)
25.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Aksaray'daki satıh
kaplamalı bir yola ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve İskân
Bakanı Faruk Nafız ÖZAK'ın cevabı (7/21505)
26.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici personele
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı
(7/21507)
27.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici personele
ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Osman PEPE'nin cevabı (7/21509)
28.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Türkiye'nin Avrupa
Silâhlanma Ajansı üyeliğine
ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı
(7/21512)
29.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vekâleten yürütülen
idari görevlere ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı
(7/21518)
30.-
İstanbul Milletvekili Onur ÖYMEN'in, Türk Petrol Kanunu'na
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21531)
31.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, geçici işçilere
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21534)
32.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, bazı personel
hareketlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21547)
33.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vekâleten yürütülen
idari görevlere ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21550)
34.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, astsubayların özlük
haklarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma Bakanı M.
Vecdi GÖNÜL'ün cevabı (7/21552)
35.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Selçuklu Tıp Fakültesi
Hastanesine,
Selçuklu
Tıp Fakültesinin bir ihalesine,
İlişkin
soruları ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/21555, 21556, 21557, 21558, 21559,
2160, 21561, 21562, 21563, 21564, 21584)
36.-
Bursa Milletvekli Kemal DEMİREL'in, geçici personele ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un cevabı
(7/21598)
37.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, vekâleten yürütülen
idari görevlere ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ali COŞKUN'un cevabı (7/21599)
38.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Habur Sınır Kapısına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Kürşad
TÜZMEN'in cevabı (7/21609)
39.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Gülbahar Barajı inşaatına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21615)
40.-
İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, çiftçi borçlarının
yeniden yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21640)
41.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, TÜPRAŞ
ve İETT arazisi özelleştirmelerine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Maliye Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı
(7/21645)
42.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, TPAO'daki işçi istihdamına
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21660)
43.-
Manisa Milletvekili Nuri ÇİLİNGİR'in, bir sulama barajı
inşaatına ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21661)
44.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, Antalya'da bir patlamadan
doğan zararın tazminine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Abdülkadir AKSU'nun cevabı
(7/21666)
45.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, usta öğreticilere
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in
cevabı (7/21673)
46.-
İzmir Milletvekili K. Kemal ANADOL'un, Ağrı'nın bir
köyündeki doğrudan gelir desteği ödemesine,
-Muğla
Milletvekili Gürol ERGİN'in, ihraç tarım ürünlerindeki
ilaç kalıntısı sorununa,
-Diyarbakır
Milletvekili Mesut DEĞER'in, Diyarbakır'daki doğrudan
gelir desteği ödemelerine,
-İzmir
Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Bitlis, Şırnak, Batman, Siirt,
Bingöl ve Ağrı'daki doğrudan gelir desteği ödemelerine,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21685, 21686, 21687, 21688, 21689, 21690, 21691,
21692, 21693)
47.-
Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, Sakarya Elektrik Dağıtım
A Ş'nin hizmet binasına ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı
Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21698)
48.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı
(7/21705)
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Mehmet Hilmi GÜLER'in cevabı (7/21724)
50.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21735)
51.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'da
taşımalı eğitime ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı (7/21737)
52.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı
Recep AKDAĞ'ın cevabı (7/21740)
53.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine,
-Muş
Milletvekili Mehmet Şerif ERTUĞRUL'un, Muş'taki
doğrudan gelir desteği uygulamasına,
-Bursa
Milletvekili Kemal DEMİREL'in, arıcılığa yönelik
düzenleme ve diğer çalışmalara,
-Mardin
Milletvekili Mahmut DUYAN'ın, Mardin'deki doğrudan gelir
desteği uygulamasına,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri
Bakanı Mehmet Mehdi EKER'in cevabı (7/21759, 21760, 21761,
21762)
54.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı
Osman PEPE'nin cevabı (7/21765)
55.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı
Abdüllatif ŞENER'in cevabı (7/21766)
56.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet AYDIN'ın
cevabı (7/21768)
57.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, makam araçlarına ve
şoförlerine ilişkin sorusu ve Devlet Bakanın Kürşad
TÜZMEN'in cevabı (7/21771)
58.-
İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, çiftçilerin sulama
kaynaklı elektrik borçlarına ilişkin sorusu ve Maliye
Bakanı Kemal UNAKITAN'ın cevabı (7/21776)
59.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, bir konuda hazırlanacak
ulusal eylem planına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı Nimet ÇUBUKÇU'nun cevabı (7/21782)
60.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, Kamu Etik Kurulunun
Yüksek Denetleme Kurulunu inceleme talebine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Mehmet Ali ŞAHİN'in cevabı (7/21784)
61.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'e mülteci kampı
kurulmasına ilişkin sorusu ve Dışişleri Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Abdullah GÜL'ün cevabı
(7/21795)
62.-
Ankara Milletvekili Yakup KEPENEK'in, BM İşkenceye Karşı
Sözleşmenin eki Seçmeli Protokole ilişkin sorusu ve
Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Abdullah GÜL'ün cevabı (7/21796)
63.-
İzmir Milletvekili Vezir AKDEMİR'in, kapanan işyerlerine
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali COŞKUN'un
cevabı (7/21809)
64.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, Tarım Kredi Kooperatiflerine
borcu nedeniyle icraya verilen üreticilere,
-İstanbul
Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, tarım kredi kooperatiflerindeki
istihdama,
-Ankara
Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Toprak ve Su Kaynakları Ankara
Araştırma Enstitüsünün kapatılma kararına,
-Ankara
Milletvekili Yakup KEPENEK'in, gıda denetimine
İlişkin
sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
EKER'in cevabı (7/21810, 21811, 21812, 21813)
65.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, İşsizlik
Sigortası Fonunun kullanımına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat BAŞESGİOĞLU'nun cevabı
(7/21819)
66.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, İzmir'deki bir özel
ilköğretim okulunun kapatılma kararına ilişkin
sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin ÇELİK'in cevabı
(7/22041)
I. - GEÇEN
TUTANAK ÖZETİ
TBMM
Genel Kurulu saat 15.07'de açıldı.
TBMM'nin
Cumhurbaşkanı seçimi için Anayasanın 102'nci maddesinde
öngörülen üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu
ile toplanması gerektiği iddiası üzerine açılan
usul görüşmesinden sonra, Oturum Başkanı ve TBMM
Başkanı Bülent Arınç, yaptığı uygulamanın
doğru olduğunu, tutumunda herhangi bir değişiklik
olmayacağını açıkladı.
Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan'ın Azerbaycan'a yaptığı
resmî ziyarete katılacak milletvekillerine ilişkin
Başbakanlık tezkeresi kabul edildi.
Cumhurbaşkanı
seçimi için yapılan birinci tur oylamada, Anayasa'nın
102'nci maddesinde öngörülen üçte iki çoğunluk sağlanamadığından;
Alınan
karar gereğince, Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tur
oylamasını yapmak için, 2 Mayıs 2007 Çarşamba günü
saat 15.00'te toplanmak üzere, birleşime 17.53'te son verildi.
Bülent
Arınç
Başkan
Mehmet Daniş Bayram
Özçelik
Çanakkale Burdur
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.: 133
II. - GELEN
KÂĞITLAR
30 Nisan
2007 Pazartesi
Yazılı
Soru Önergeleri
1.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, hapishanelerde verilen
yemeğe ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22127) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/4/2007)
2.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, evrensel hizmet
ödeneklerine ve kullanımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/22128) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/4/2007)
3.-
Mersin Milletvekili Şefik ZENGİN'in, 1. Dünya Savaşında
Mısır'da İngilizlerin esir Türk askerlerine muamelelerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22129)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/4/2007)
4.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Türk Petrol Kanunuyla ilgili
bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22130) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/4/2007)
5.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Başbakanlığın
bazı kadrolarına yapılan atamalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22131) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/4/2007)
6.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, polislerin mesleki ve
mali sorunlarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22132) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/4/2007)
7.-
Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, Türk Telekomun
belirlediği yeni tarifelere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22133) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/4/2007)
8.-
Mersin Milletvekili Mustafa ÖZYÜREK'in, akaryakıt kaçakçılığına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
9.-
Hatay Milletvekili Gökhan DURGUN'un, Hatay'daki bazı yolsuzluk
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22135) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/4/2007)
10.-
İzmir Milletvekili Muharrem TOPRAK'ın, hayvancılıktaki
bazı prim ödemelerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22136) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2007)
11.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, egzoz muayenesi
yapma yetkisi verilen vakıf ve firmalara ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/22137)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
12.-
İzmir Milletvekili Erdal KARADEMİR'in, "2/A" olarak
bilinen orman alanlarıyla ilgili düzenlemeye ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/22138)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
13.-
Uşak Milletvekili Osman COŞKUNOĞLU'nun, TÜİK'in
enflasyon hesaplamasına ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22139) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/4/2007)
14.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, TRT'nin bir mitingi
naklen yayınlamamasına ilişkin Devlet Bakanından
(Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi (7/22140) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/4/2007)
15.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bir köyün su sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22141) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/4/2007)
16.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, akaryakıt dağıtım
şirketlerinin depolama tesislerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22142) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/4/2007)
17.-
Ankara Milletvekili Zekeriya AKINCI'nın, Ankara Esnaf ve Sanatkarlar
Odaları Birliğine yönelik bazı iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22143) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
18.-
Antalya Milletvekili Feridun Fikret BALOĞLU'nun, bir mitinge
yönelik bazı eylemlerde bulunulduğu iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22144) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/4/2007)
19.-
Osmaniye Milletvekili Necati UZDİL'in, Kadirli Belediyesi
işçilerinin alacaklarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22145) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/4/2007)
20.-
Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın, bir okul gezisinde
meydana gelen trafik kazasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22146) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2007)
21.-
Tunceli Milletvekili V. Sinan YERLİKAYA'nın, bir okul gezisinde
meydana gelen trafik kazasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22147) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2007)
22.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Devlet Tiyatroları
Genel Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22148)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/4/2007)
23.-
Karaman Milletvekili Mevlüt AKGÜN'ün, Mevlana'yı Anma etkinliklerinin
bir bölümünün Karaman'da gerçekleştirilmesine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22149) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
24.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Türkiye'nin Irak petrolleri
üzerindeki hakkına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22150) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/4/2007)
25.-
Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, tahsisli bir Hazine
arazisine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22151) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/4/2007)
26.-
Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, öğretmen alımındaki
sınav yönteminde değişiklik yapılmasına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22152) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/4/2007)
27.-
Adana Milletvekili Atilla BAŞOĞLU'nun, Yüksek Öğretim
Kredi ve Yurtlar Kurumunda barınan öğrencilere ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22153) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
28.-
Adıyaman Milletvekili Mahmut GÖKSU'nun, İLKSAN'a ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22154) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/4/2007)
29.-
Eskişehir Milletvekili M. Vedat YÜCESAN'ın, borçlarını
ödeyemeyen çiftçilerin durumuna ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22155) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/4/2007)
30.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Dalaman-Acıpayam
karayoluna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22156) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/4/2007)
31.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, yapımına
başlanan bir hidroelektrik santrale ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/22157)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/4/2007)
32.-
Mersin Milletvekili Hüseyin GÜLER'in, Ağrı-Patnos'daki zehirlenme
vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22158) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/4/2007)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, avukatların zorunlu müdafilik
ve hukuki yardım alacaklarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/20384)
2.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sabit gelirlilerin
karşılaştırmalı alım gücüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21264)
3.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, Sosyal Yardımlaşma
ve Dayanışma Fonundan belediyelere aktarılan kaynağa
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21265)
4.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, ailesine,
kendisine ve Başbakanlık Müsteşarına verilen hediyelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21266)
5.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Nevşehir
Belediye Başkanı hakkındaki soruşturmaya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/21267)
6.-
Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ankara'nın su ihtiyacına
ve bazı çalışmalara ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/21268)
7.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana Müftülüğünün düzenlediği
kompozisyon yarışmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/21269)
8.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, nakliye sektöründeki
bazı sorunlara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21272)
9.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında Konya'daki
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21273)
10.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında Konya'daki
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21274)
11.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında Konya'daki
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21275)
12.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında Konya'daki
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21276)
13.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında Konya'daki
yerel yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21277)
14.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında yerel
yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21278)
15.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında yerel
yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21279)
16.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında yerel
yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21280)
17.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında yerel
yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21281)
18.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında yerel
yönetimlere yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21282)
19.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya Bölge Eğitim ve
Araştırma Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21283)
20.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya üniversite hastanelerindeki
ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21284)
21.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya vakıf hastanelerindeki
ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21285)
22.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Konya devlet hastanelerindeki
ebe sayısına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21286)
23.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılında köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21287)
24.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21288)
25.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2004 yılında köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21289)
26.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2005 yılında köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21290)
27.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2006 yılında köylere
yapılan yardımlara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21291)
28.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003 yılında yapılan
köprülere ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21292)
29.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Karapınar Öğrenci
Pansiyonuna ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21293)
30.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003-2006 döneminde geçici
olarak faaliyeti durdurulan firmalara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21294)
31.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2003-2006 yıllarında
faaliyetleri durdurulan firmalara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21295)
32.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Saray Sağlık Ocağına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21296)
33.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Yunak Kaymakam Evine
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21297)
34.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, Zindankale Ağız
ve Diş Sağlığı Merkezine ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21298)
35.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, deprem araştırmalarının
koordinasyonuna ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21299)
36.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, 2002 yılındaki
çift yol ağına ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/21300)
37.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, çift yol ağına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21301)
38.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, AR-GE çalışmalarına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21302)
39.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, yapılan köprülere
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21303)
40.-
Konya Milletvekili Ahmet IŞIK'ın, belediyelere yapılan
yardımlara ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından yazılı soru önergesi (7/21304)
41.-
Giresun Milletvekili Mehmet IŞIK'ın, Espiye-Yağlıdere-Alucra
yolunun karayolları ağına alınmasına
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21305)
42.-
Tekirdağ Milletvekili Enis TÜTÜNCÜ'nün, orman yangınlarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21306)
43.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, amatör futbol müsabakalarının
yapıldığı sahalara ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN)
yazılı soru önergesi (7/21308)
44.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, sporculara ve spor kulüplerine
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı soru önergesi (7/21309)
45.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, Gürcistan'dan
enerji ithaline ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21325)
46.-
İstanbul Milletvekili Kemal KILIÇDAROĞLU'nun, bir gruba
ait santrallerden alınan elektriğe ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/21326)
47.-
Antalya Milletvekili Osman ÖZCAN'ın, Antalya-Serik'teki bir
arazinin sulanmasına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21327)
48.-
Muğla Milletvekili Gürol ERGİN'in, Ağrı'nın
Patnos İlçesindeki DSİ sulama kanallarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21328)
49.-
Mardin Milletvekili Muharrem DOĞAN'ın, bürokrat yakınlarının
işe alındığı iddialarına ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21329)
50.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, suç işleme
oranlarına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21330)
51.-
Ankara Milletvekili Ersönmez YARBAY'ın, Çankaya Belediye
sınırları içinde yapılan imar dışı eklentilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21331)
52.-
İzmir Milletvekili Oğuz OYAN'ın, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin yol genişletme ve kavşak çalışmaları
ile halk otobüslerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/21332)
53.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin Atatürk Bulvarındaki çalışmalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/21333)
54.-
Adana Milletvekili Kemal SAĞ'ın, belediyelerin altyapı
çalışmalarının denetimine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21334)
55.-
Kırşehir Milletvekili Hüseyin BAYINDIR'ın, bilirkişi
ücretlerinin ödenmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/21337)
56.-
Denizli Milletvekili Ümmet KANDOĞAN'ın, sosyal güvenlik
kapsamına ve sağlık harcamalarına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi
(7/21346)
No: 134
1 Mayıs
2007 Salı
Teklif
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Bursa Milletvekili
Faruk Çelik, Ankara Milletvekili Salih Kapusuz, Ordu Milletvekili
Eyüp Fatsa, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin, İstanbul Milletvekili
İrfan Gündüz ve 194 Milletvekilinin; 2709 Sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair
Kanun Teklifi (2/1011) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 1.5.2007)
Yazılı
Soru Önergeleri
1.-
Ordu Milletvekili İdris Sami TANDOĞDU'nun, bir derginin dağıtımına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/22159) (Başkanlığa geliş tarihi:
6.4.2007)
2.-
Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, bir derginin dağıtımına
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı
soru önergesi (7/22160) (Başkanlığa geliş tarihi:
9.4.2007)
3.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Hakkâri Merkez Yüksekova
ve Şemdinli İlçelerinde Meydana Gelen Olayların
Araştırılması Amacıyla Kurulan Meclis
Araştırması Komisyonunun Raporuna ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/22161)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.4.2007)
4.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, bir soru önergesinin cevaplandırılmamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22162)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
5.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Konya'yı çevre illere
bağlayan karayollarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22163) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
6.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, bir okul gezisinde yaşanan
trafik kazasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22164) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
7.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Sapanca Gölündeki kirliliğe
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22165)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
8.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, bir konuda hazırlanacak
Ulusal Eylem Planına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22166) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
9.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana ve Mersin illerindeki
işsizliğe ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/22167) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
10.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, telekomünikasyon hizmetlerinde
kullanılan malzeme hırsızlıklarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22168) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/4/2007)
11.-
Antalya Milletvekili Nail KAMACI'nın, bazı televizyon kanallarının
Başbakanlıkta haber izleyemediği iddialarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/22169)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
12.-
Adıyaman Milletvekili Mahmut GÖKSU'nun, Cumhurbaşkanının
cezasını kaldırdığı kişilere ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/22170)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
13.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, zorunlu müdafi görevlendirilmesine
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22171) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
14.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Tapu ve Kadastro il müdürlüklerinin
yenilenmesine ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22172) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
15.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa'daki Tapu ve Kadastro
müdürlüklerinin yenilenmesine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/22173)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
16.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Çekirge Caddesindeki
bazı binaların çökmesine ilişkin Bayındırlık
ve İskân Bakanından yazılı soru önergesi (7/22174)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
17.-
Kocaeli Milletvekili İzzet ÇETİN'in, TRT Tasavvuf Musikisi
Korosuna ilişkin Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı
soru önergesi (7/22175) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
18.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Kızılırmak Nehrinden
içme suyu sağlanmasına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/22176) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
19.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet
Mitinginin TRT'de canlı yayınlanmamasına ilişkin
Devlet Bakanından (Beşir ATALAY) yazılı soru önergesi
(7/22177) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
20.-
Gaziantep Milletvekili Ahmet YILMAZKAYA'nın, Kayacık Barajı
projesine ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22178) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
21.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, akaryakıt
satışlarına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22179) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
22.-
Konya Milletvekili Atilla KART'ın, Tuz Gölü Havzasında doğalgaz
depolama çalışmalarına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/22180)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
23.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, Cumhuriyet
Mitinginin canlı yayınlanmasına müdahale ettiği
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22181) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
24.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, belediyelerin çevre düzenleme
ve yeşillendirme çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22182) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
25.-
Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, yabancı uyruklularla
yapılan evliliklere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22183) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
26.-
Balıkesir Milletvekili Turhan ÇÖMEZ'in, ev hizmetinde çalışan
yabancı uyrukluların yaptıkları hırsızlıklara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22184) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
27.-
Trabzon Milletvekili Asım AYKAN'ın, Trabzon Belediye
Başkanının seyahatlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/22185) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2007)
28.-
Hatay Milletvekili Mehmet ERASLAN'ın, korsan taksilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22186) (Başkanlığa geliş tarihi:
19/4/2007)
29.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, Diyarbakır
Büyükşehir Belediye Başkanının yargılanmasına
izin verilmemesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22187) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/4/2007)
30.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Bursa Büyükşehir Belediyesinin
bazı ihalelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22188) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
31.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, silah satışı
yapılan dükkanlara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22189) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
32.-
Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, Millî Eğitim Bakanlığına
bağlı olmayan okullardaki yönetici atamalarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22190) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
33.-
Yalova Milletvekili Muharrem İNCE'nin, İstanbul Valisinin
adının bazı yerlere verildiği iddialarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22191) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
34.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bursa-Çekirge Caddesinde
bazı binaların çökmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22192) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
35.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Denizli
Vali Yardımcısının yaptığı bir konuşmaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22193) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
36.-
Kırklareli Milletvekili Mehmet S. KESİMOĞLU'nun, Cumhuriyet
Mitingine katılan kişi sayısına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/22194) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
37.-
İzmir Milletvekili Enver ÖKTEM'in, Çeşme Belediyesinin
altyapı projelerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22195) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
38.-
İzmir Milletvekili Ahmet ERSİN'in, Devlet Tiyatroları
İzmir İl Müdürü hakkındaki bir iddiaya ilişkin Kültür
ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/22196)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
39.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Kutlu Doğum Haftası
etkinliklerine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22197) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
40.-
Muğla Milletvekili Ali Cumhur YAKA'nın, Eğitim Kurumları
Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22198)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2007)
41.-
Denizli Milletvekili Mustafa GAZALCI'nın, Eğitim Kurumları
Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/22199)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/4/2007)
42.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, ek ders saatleriyle ilgili
bir genelgeye ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22200) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
43.-
İzmir Milletvekili Türkan MİÇOOĞULLARI'nın,
Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Yönetmeliğine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22201) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
44.-
İzmir Milletvekili Serpil YILDIZ'ın, bir milletvekili hakkındaki
bir iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22202) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
45.-
İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN'in, TBMM Başkanvekili
Ali DİNÇER'in vefat sebebine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22203) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
46.-
Eskişehir Milletvekili Mehmet Vedat YÜCESAN'ın, Tıp
Bayramında eyleme katılan doktorlar hakkında açılan
soruşturmalara ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22204) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
47.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Amasya İlindeki yeşil
kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22205) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
48.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bitlis İlindeki yeşil
kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22206) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
49.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kilis İlindeki yeşil
kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22207) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
50.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Kars İlindeki yeşil
kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22208) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
51.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Bayburt İlindeki yeşil
kart uygulamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22209) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
52.-
Antalya Milletvekili Hüseyin EKMEKÇİOĞLU'nun, Horasan-Merkez
Sağlık Ocağı lojmanlarının tahsisine ve
yakıtına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22210) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
53.-
Bursa Milletvekili Mustafa ÖZYURT'un, Çankırı Merkez Devlet
Hastanesi inşaatına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22211) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
54.-
Muğla Milletvekili Ali ARSLAN'ın, unvan değişikliği
sınavına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22212) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
55.-
Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Vedat MELİK'in, Şanlıurfa'da
enerji desteğinin gecikmeli ödendiği iddialarına
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22213) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
56.-
İstanbul Milletvekili Berhan ŞİMŞEK'in, bazı
ödemelere ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22214) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
57.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, hazır yiyecek üreten
firmalara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22215) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
58.-
Adana Milletvekili N. Gaye ERBATUR'un, Adana'daki kasap esnafının
denetimine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22216) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
59.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, çeltik üreticilerinin
sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22217) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/4/2007)
60.-
Ankara Milletvekili Yılmaz ATEŞ'in, Ayaş Tüneline
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22218) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
61.-
Antalya Milletvekili Tuncay ERCENK'in, Antalya Havalimanı
işletme ihalesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/22219) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2007)
62.-
Antalya Milletvekili Atila EMEK'in, korsan yolcu taşımacılığına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/22220) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2007)
63.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, Narlıköyü iskelesinin
tadilatına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/22221) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
64.-
Bursa Milletvekili Kemal DEMİREL'in, bedensel engellilerin
spora teşvikine ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Mehmet Ali ŞAHİN) yazılı
soru önergesi (7/22222) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/4/2007)
No: 135
2 Mayıs
2007 Çarşamba
Önerge
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Ankara
Milletvekili Salih Kapusuz, Hatay Milletvekili Sadullah Ergin,
Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa, İstanbul Milletvekili İrfan
Gündüz, Bursa Milletvekili Faruk Çelik ve 2 Milletvekilinin; Milletvekili
Genel Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde
Yapılması Hakkındaki Önergesi (4/455) (Anayasa Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2.5.2007)
2 Mayıs
2007 Çarşamba
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati:15.03
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 97'nci Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayısı
vardır, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel
Kurula sunuşları vardır.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubunun İç Tüzük'ün 19'uncu maddesine göre verilmiş bir
önerisi vardır; okutup, oylarınıza sunacağım.
Okutuyorum:
III. -
ÖNERİLER
A)
SİYASİ PARTİ GRUBU ÖNERİLERİ
1.-
Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karar gereğince,
Cumhurbaşkanlığı seçimi birinci oylamasının
yeniden yapılmasına ve diğer oylama günleri ile turlar
arasında kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine,
Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin AK Parti Grubu önerisi
Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma Kurulu 2/5/2007
Çarşamba günü (bugün) toplanamadığından, İç
Tüzük'ün 19'uncu maddesi gereğince Grubumuzun ekteki önerisinin
Genel Kurulun onayına sunulmasını arz ederim.
Salih
Kapusuz
Ankara
Adalet
ve Kalkınma Partisi Grubu Başkan Vekili
Grup
Önerisi
Tarihi:2.5.2007
Anayasa Mahkemesinin 1.5.2007 tarihinde
vermiş olduğu Karar gereğince, Cumhurbaşkanı
seçimi için, Anayasanın 102 nci maddesi gereğince Genel Kurulda
yapılacak oylamalardan;
a) 1.5.2007 tarihinde Anayasa Mahkemesince
verilen karar doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı
seçimine ilişkin 2.5.2007 tarihinde (bugün) gerçekleştirilecek
oylamanın yapılmaması,
b) Birinci oylamanın 6 Mayıs
2007 Pazar günü saat: 11.00'de başlayacak birleşimde yapılması,
c) Birinci oylamada toplantı
yeter sayısı (367) sağlanamadığı takdirde,
birinci oylamanın 9 Mayıs 2007 Çarşamba günkü birleşimde
saat: 14.30'da tekrarlanması, toplantı yeter sayısının
sağlanması halinde ikinci oylamanın 9 Mayıs 2007
Çarşamba günkü birleşimde saat: 14.30'da yapılması,
d) Üçüncü ve dördüncü oylamaların
sırayla 12 Mayıs 2007 Cumartesi saat: 17.00'de ve 15 Mayıs
2007 Salı günü saat: 19.30'da başlayacak birleşimlerde
yapılması,
e) Bu amaçla 6 Mayıs Pazar ve
12 Mayıs Cumartesi günleri de Genel Kurulun toplanması,
f) Oylamaların ardından
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun 4, 5, 6, 7, 11, 12,
13, 14 Mayıs 2007 tarihlerinde toplanması ve bu birleşimlerde
kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
2, 8, 9, 15 ve 16 Mayıs 2007 tarihli
birleşimlerde sözlü sorular ile diğer denetim konularının
görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun 2.5.2007 tarihli birleşiminde
(bugün) saat: 22.00'a kadar çalışmalarını sürdürmesi,
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin oylamaların
yapılacağı birleşimlerde Genel Kurulun saat:
24.00'e kadar çalışması, diğer günlerde çalışma
sürelerinin 11.00-24.00 saatleri arasında olması,
2/1011 esas numaralı 2709 Sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına Geçici Bir Madde Eklenmesine
Dair Kanun Teklifi ile 4/455 esas numaralı Milletvekili Genel
Seçimlerinin Yenilenmesi ve Seçimin 24 Haziran 2007 Tarihinde Yapılması
Hakkındaki Önergenin 48 saat geçmeden Anayasa Komisyonunda
görüşülmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN - Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubunun önerisi üzerinde lehinde olmak üzere söz isteyen
Salih Kapusuz, Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kapusuz. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Sayın Kapusuz, süreniz on dakikadır.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
en derin saygı, sevgi ve hürmetlerimle selamlıyor, yeni çalışma
döneminin ve şu anda, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün gruplara
ait milletvekili arkadaşlarımla beraber toplanmış
olmanın mutluluğu ve sevinciyle, saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bizimki,
evet, açık ve net olarak, millî iradenin temsil makamı olan Türkiye
Büyük Millet Meclisinin, Kurucu Meclisin, İstiklal Savaşı'nı
yöneten bu yüce Meclisin, her zaman olduğu gibi, yine, görevinin
başında, sonuna kadar bütün görevlerini layıkıyla
yerine getirmek üzere, geride bıraktığımız,
bitmek üzere olan beşinci yasama yılında önemli bir toplantı
için bir arada bulunuyoruz. Bu toplantı, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin seçimleri yenileme kararının da karar altına
alınacağı, gündeminin belirleneceği önemli bir
toplantıdır.
Bizim Grup önerimiz ne getiriyor?
Grup önerimiz, öncelikli olarak, toplumun, sivil toplum örgütlerinin,
halkımızın, bütün siyasi partilerimizin -isterse Meclis dışında
olanları da dâhil edecek olursak- seçimlerin hemen yapılması
konusundaki taleplerini yerine getirmek üzere, bugün Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına vermiş olduğumuz
seçim önergesinin, kırk sekiz saat geçmeden bugün Anayasa Komisyonunda
görüşülmesine.
Aynı şekilde, yine birlikte
karar altına aldığımız, gençlerimizin, yirmi
beş yaşındaki gençlerin seçilme haklarını veren
yasal düzenlemeyle, Anayasa değişikliğiyle herkese
yapmış olduğumuz, birlikte yapmış olduğumuz
bu Anayasa değişikliği -ki, eğer seçimler öne
alınacak olursa, bu gençlerimizin seçilme hakları kullanılamıyor-
onu değiştiren, 67'nci maddenin son fıkrası; ki, buna,
ben inanıyorum ve bekliyorum, bütün siyasi partiler, gençlerimizin
önünü açan bu Anayasa değişikliğine "evet" diyecekler.
Bu Anayasa değişikliğinin de bugün Anayasa Komisyonunda
kırk sekiz saat geçmeden görüşülmesine.
Meclisimizin, bugün dâhil, pazar,
pazartesi, cuma da dâhil olmak üzere 17 Mayıs gününe kadar sabah
11.00'den gece 24.00'e kadar aralıksız çalışmasına.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Bu çalışma döneminde yasamaya
ağırlık vermek üzere, başta Anayasa'mızda yapacağımız
değişiklikler; ki, bunu bir kez daha Başbakanımız
da ifade etti, bizler de tekrar ettik; burada, bir kez daha ifade etmek
istiyorum: Milletvekilliği döneminin, beş yılın
çok olduğunu, çokça arkadaşlarımızdan dinledik.
Uygulamasını ise ilk defa, AK Parti olarak bu dönemi
beş yıl olarak, yasama dönemini tamamlıyoruz. Bunun,
beş yılın dört yıla indirilmesi, milletvekilliğinin
dört yıl olarak, bundan sonra seçimlerinin dört yılda bir tekrarlanması;
Cumhurbaşkanlığı makamının, bundan sonra
beş yıllığına, iki dönem seçilebilmek ve halk
tarafından seçilebilmesini öneren teklif. (AK Parti sıralarından
"Bravo" sesleri, alkışlar) Yani, bundan sonra, Cumhurbaşkanımızı
halkımız seçsin, halk bunu istiyor. Biz de bu hakkı, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin, milletvekillerinin önüne getirdik. (AK
Parti sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar;
CHP sıralarından gürültüler)
HÜSEYİN EKMEKCİOĞLU
(Antalya) - Niye yapmadınız şimdiye kadar?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Aklınız
neredeydi?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Anlayamadım
K. KEMAL ANADOL (İzmir) -
Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Şimdi
mi aklınız başınıza geldi?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
lütfen
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Şimdi, Sayın Grup Başkan Vekili arkadaşlarımın
ve milletvekili arkadaşlarımızın tepkisini anlamaya
çalışıyorum da, ne dediniz acaba?
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Anlayamazsınız!
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Sayın
Kapusuz, şimdi mi aklınıza geldi?
BAŞKAN - Sayın Kapusuz,
lütfen, Genel Kurula hitap eder misiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Aklınız
başınıza şimdi mi geldi diyorum Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, değerli meslektaşlarıma bir hatırlatma
yapmak istiyorum.
YÜKSEL ÇORBACIOĞLU (Artvin)
- Milletvekilliği meslek değil Sayın Kapusuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Önce,
değerli milletvekillerimiz, bir meseleyi bahane ederek, seçimlerle
ilgili olarak Anayasa Mahkemesine bir meseleyi götürdüler. Arkasından
dediler ki -götürenler kendileri, mahkemeye taşıyan kendileri-
"olay mahkemelik oldu" dediler. (CHP sıralarından
gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Biz demedik,
siz dediniz!
UFUK ÖZKAN (Manisa) - Sayenizde!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Mahkeme
karar verdi.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Siz dediniz,
siz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Mahkeme
karar vermeden önce, mahkeme için neler söylendiğini herkes
dikkatle dinledi. Yetmedi "seçim" dediler.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Siz dediniz!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Evet, şimdi de halktan mı kaçacaksınız? (AK Parti
sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar;
CHP sıralarından gürültüler) Halkın Cumhurbaşkanını
seçmesini istemeyecek misiniz?
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Ne alakası var!
UFUK ÖZKAN (Manisa) - Halk sandıkta
hesabı görecek!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Yoksa,
seçimleri de mi istemiyorsunuz? (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
A. İSMET ÇANAKCI (Ankara) -
Bunalım geçiriyorsunuz!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Moral bozukluğunu yansıtıyorsunuz.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, ama, şöyle bir beklenti içinde olmayın.
(CHP sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Kaçma,
kaçma!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Dokunulmazlığı getirin.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlık
aklınıza gelsin!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Bak, bak
Şöyle bir beklenti içinde olmayın: Hiç kimse, size
özel bir merdiven getirip, bu merdivenlerden birisi elinizden tutacak,
halkın vermediği bir şeyi size verecek
Ulaşmak istediğiniz
başbakanlığı, birilerinin elinizden tutarak oraya
çıkartılması şeklinde düşünüyorsanız,
bu mümkün değil. (CHP sıralarından gürültüler)
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlıkları
getirin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bunu
ancak halk verir, halk! (AK Parti sıralarından "Bravo"
sesleri, alkışlar) Halkın dışında kimseden
alamazsınız.
Dahası
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Dokunulmazlık nerede, dokunulmazlık?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, şimdi, benim özetle söylemek istediğim husus
şu: Biz, bir kez daha ifade ediyorum, bu sıralamaya çalıştığım,
iki paket hâlinde sunduğumuz Anayasa değişikliği
ve seçim kararının öncelikle bu Meclis tarafından bugünler
içerisinde gece gündüz çalışılarak sonuçlandırılması
olayıdır. Bu konuda milletimiz burayı dikkatle takip
ediyor, izliyor.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlık
ne oldu?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu
izlediği toplantı sonucunda da, verilen kararlara tepkinizi,
millet olarak biz de sizi göreceğiz.
Sonuç şu
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Adliyeden
kaçmayın!
SALİH KAPUSUZ (Devamla) -
Efendim, milletvekili milletten kaçamaz, milletten kopamaz.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlık
ne oldu?
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Dokunulmazlık nerede?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Bu
konuda tereddüt geçirirseniz, bu millet sizi içine çeker, bir daha
buralara göndermez.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Hâkimden,
savcıdan kaçmayın!
MEHMET BEŞİR HAMİDİ
(Mardin) - Millet tokadı hazırladı!
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Dokunulmazlık nerede, dokunulmazlık?
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlıkları
getirin.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bizim, bu konularla ilgili olarak düşüncelerimiz
millet tarafından biliniyor ve ilan ediyoruz.
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Bizimki de biliniyor.
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Sizin
istediğiniz bir şeyler varsa, Anayasa değişikliğine
yetecek sayınız var.
ORHAN SÜR (Balıkesir) - Dokunulmazlık
ne oldu, dokunulmazlık?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Teklif
getirirsiniz, taşırsınız Türkiye Büyük Millet
Meclisine, Meclis bu kararı sonuçlandırır, siz de görürsünüz,
millet de görür.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Dokunulmazlık nerede?
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Milletten
kopan, milletten uzaklaşan bir anlayışla siyaset yapılmaz.
O hâlde, gün bugündür.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Milletin şirinlik muskasına ihtiyacı yok!
İ. SAMİ TANDOĞDU (Ordu)
- Dokunulmazlığı getirin, dokunulmazlığı
SALİH KAPUSUZ (Devamla) - Gün
milletin günüdür. Gün seçim günüdür. Memleketimize, milletimize
hayırlı olsun diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kapusuz.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup önerisi aleyhinde söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili.
Buyurun Sayın Koç. (CHP sıralarından
alkışlar)
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; iktidar partisinin
-kısa bir süre kaldığı için bu deyimi kullanıyorum
yine de- grup önerisinin aleyhinde söz aldım, hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım,
tıkanan bir gündemle karşı karşıyayız. Önce
bazı tespitlerde bulunalım, sonra herhâlde Sayın Kapusuz'a
ilişkin birkaç sözümüz olacak.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Bekleyeceğiz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Tıkanan
gündemle karşı karşıyayız dedim. 24 Nisanda,
anımsayacaksınız bir Danışma Kurulu kararı
alınmıştı ve Anayasa'nın 102'nci maddesi çerçevesinde
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bir takvim, bu
Danışma Kurulu kararı çerçevesinde Genel Kurulda oylanmıştı,
kabul edilmişti.
Bugün gelinen nokta nedir, neredeyiz;
önce bunu bir belirleyelim ve ondan sonra da, iktidar partisinin
önerileri üzerinde, şu anda getirdiği öneriler üzerinde
görüşlerimizi ifade edelim. Bunların içinde katıldığımız
noktalar var, katılmadığımız noktalar var, samimi
bulmadığımız noktalar var, siyasi kaçakla eş
değer olarak değerlendirebileceğimiz noktalar var,
bunları belirlemeye çalışacağım.
Öncelikle, demin, benden önce konuşan
sözcü arkadaşımın, Türkiye'yi ve Parlamentoyu bugüne
getiren süreç hakkında bir öz eleştiri yapmasını,
bir sorgulama yapmasını isterdim, beklerdim. O sorgulama
ve öz eleştiri çerçevesinde, bugün, bana, burada, yüce Türk ulusunun
önünde, seksen yıldır kullanılan klasik siyaset demagojileri
yerine, gerçekçi, yaşadıklarımızdan ders alan,
"Bugün Türkiye'yi bu krize nasıl sürükledik biz?" sorusuna
cevap veren bir konuşma üslubu içinde buraya çıkmanızı
beklerdim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayenizde!
HALUK KOÇ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım
Tabii, bunun iyi sorgulanması gerekiyor.
Bu sorgulamayı yapma niyetinde olmadığınız
açık.
Şimdi, Cumhurbaşkanlığı
seçimiyle ilgili, Anayasa Mahkemesi kararından sonra,
102'nci madde çerçevesi içinde yeni bir takvim belirlenmesi gereğine
anayasal açıdan katılıyoruz. Bu, itiraz edilmeyecek
bir gerçek. Birinci turun tekrarı yapılabilir. Danışma
Kurulu önerinizde bu var . Orada, sanıyorum, bir yanlış
da var. Heyecandan ne yaptığınızı şaşırdınız,
belli; paniktesiniz, sakin çalışamıyorsunuz, bir ürküntü
içindesiniz. 9 Mayısta birinci ve ikinci tur oylamayı tekrarıyla
beraber aynı gün yapma gibi bir ifade var orada.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Okursanız,
orayı iyi anlarsınız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Yok, okuduk,
okuduk.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Yanlış
anlamışsınız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Siz, daha önce
yaptığımız uyarıları anlamadığınız
için Anayasa duvarına çarpa çarpa bugünlere geldiniz. (CHP
sıralarından alkışlar)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Siz de
milletin duvarına çarpacaksınız, milletin duvarına!
HALUK KOÇ (Devamla) - Burada söylediklerimizi,
burada kürsüde ifade ettiklerimizi, tutanaklara geçirdiklerimizi
hiçbir şekilde dikkate almadığınız için bu
dersi ala ala geldiniz, almaya da devam edeceksiniz. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
Millet verecek size cevabını,
bekliyor, hiç merak etmeyin. Milyonlar sokaklarda bekliyor size cevap
vermek için. Göreceksiniz.
Değerli arkadaşlarım,
bu noktayı siyasal açıdan -demin anayasal açıdan ele almamız
doğrudur dedim- ele almamız gerekirse, pek tutar tarafı
kalmadı artık bu konunun. Bence siyasi inatlaşmaların
içinden artık çıkın. Bu süreci bence noktalayın.
Sayın adayınıza da, herhâlde bu noktada çekilmek gibi
bir özverili davranış kalıyor.
27 Nisan Cuma günü ortaya bir Meclis
iradesi çıkmıştır. Her türlü zorlamayla 367 bulunamamıştır,
bunu hepimiz yaşadık. Bu sonuca karşı Anayasa Mahkemesi
kararı karşısında aynı senaryoyu tekrar ortaya
koymak artık boşa kürek çekmek anlamındadır.
Çok sevimli bir tablo değil
karşımızdaki. Siyaset kurumu üzerinde hoş olmayacak
spekülasyonların dolaşmasına hâlâ sebep olabilirsiniz,
ilk turda olduğunuz gibi. Onun için, bu uyarıları burada
bir kere daha yapmayı görev sayıyorum.
Sayın milletvekilleri, bu
Parlamentonun artık 2002'deki millî iradenin yansımasının
çok uzağında olduğunu, iktidar partisinin de son bocalamalardan
sonra anladığını görmekten mutluyum. Bu tespiti
de yapayım. Bu belirlemeyi ve buna dayanan Parlamentonun Cumhurbaşkanlığı
seçimi öncesinde yenilenmesi talebini Cumhuriyet Halk Partisi
olarak sürekli gündeme taşımıştık. 2002'de kullanılan
bir oyla, ülkenin beş artı yedi, on iki yılına hükmetmesinin,
bir oyun karşılığı olarak on iki yıllık
bir karşılık almasının hiçbir demokratik süreçle
bağdaşmadığını da ifade etmiştik. Bunu
söyledik, bu Parlamentonun dördüncü yılın sonunda artık
yıprandığını söyledik ve inatla bu süreci çalıştırma
noktasında bir siyaset izlediniz. Geldiğimiz noktada
ALİM TUNÇ (Uşak) - Sen mi karar
veriyorsun?
HALUK KOÇ (Devamla) - Sözcünüz konuştu,
siz de konuşursunuz, bir hakkınız daha var Sayın
Tunç.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'deki çeşitli güç odaklarını da aldınız
yanınıza, bilhassa sermaye tabanlı güç odaklarını
da aldınız
MEHMET ÇERÇİ (Manisa) - Siz aldınız!
HALUK KOÇ (Devamla) -
ve bu güç
odaklarıyla beraber Türkiye'ye bir şey dikte etmeye çalıştınız,
Türkiye'nin önüne bir gündem dayattınız ve bir siyasi inatlaşmayla
bunu belirli bir noktaya kadar taşımaya çalıştınız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, bu son süreci âdeta -bakın, bu sözlerimden alınmayın-
bir kriz üretim merkezi olarak kullandınız, Türkiye'nin gündemini
sürekli krizlerle donattınız, krizlerle doldurdunuz siyaset
gündemini.
ALİM TUNÇ (Uşak) - Kriz, sizin
soyadınız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Bile bile ve
siyasi inatla bunu yaptınız.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi yapılması gereken, siyasi gerçekleri tam sorgulamak,
hâlâ bu Parlamentonun, çeşitli temel konularda karar alarak yeni
tartışmalar ve yapay sorunlar çıkarmadan siyasi vakarla
ve olgunlukla seçim tarihini belirlemek ve milleti artık bezdirmeden
gitmektir. Bunu sizin de görmeniz gerekiyor. Artık miadı
dolmuş, son kullanma tarihi geçmiş bir Parlamentoya, kalıcı
olabilecek birtakım değişiklikler talep ettirtmek
yanlıştır, siyasi olgunlukla bağdaşmaz. (AK
Parti sıralarından gürültüler) Sözlerim siyasi süreçle
ilgilidir.
Yeni önerilerin, değişiklik
tekliflerinin seçim kararı dışında görüşülmesi
siyasi etiğe de uygun değildir. İnat ederseniz ne olur?
Siyasi boyutuyla tartışmak istiyorum. O zaman size sorarlar
Sayın Kapusuz, o zaman size gayet rahat şunu sorarlar: Peki,
kardeşim, bu getirdiklerinize inanıyordunuz da, neden
Türkiye'yi, 367 uyarısına rağmen, Cumhurbaşkanının
uzlaşmayla seçilmesi gereğinin altı çizilmesine
rağmen, neden, neden, neden, son noktaya kadar pazarlıklar
yaparak, gizli, ahlaksız tekliflerde bulunarak, Türkiye'yi 27
Nisan sürecine niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Niye getirdiniz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
İspata davet ederiz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Benim göbek
adım "Recep" değil.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Ama,
böyle rastgele konuşmayın.
HALUK KOÇ (Devamla) - "Recep"
adlı başka biri var, onu söylemiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
şimdi, sıkıntılısınız, paniktesiniz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Çok
rahatız.
HALUK KOÇ (Devamla) - Demin de söyledim,
seksen yıllık, artık, klişe demagojileri siyaseten
kullanma gereğini bir kere daha hissediyorsunuz.
Sonra, Sayın Kapusuz, milletten
kaçılmaz, milletin içinde olunur.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Göreceğiz
Göreceğiz
HALUK KOÇ (Devamla) - Milletin
içinde olunur.
Göreceksiniz
Göreceksiniz ve
sizi millet bekliyor, sokakta bekliyor. Sizi, millet, Tandoğan'da
bekliyor; sizi, millet, Çağlayan'da bekliyor, Türk bayraklarıyla
bekliyor.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sizi
sandıkta göreceğiz.
HALUK KOÇ (Devamla) - Türkiye'nin
içine sürüklendiği tablo karşısında, bakın,
Sayın Başbakanınız bugün ne diyor Grup toplantısında,
(AK Parti sıralarından gürültüler) bakın ne diyor Grup
toplantısında, çok acıdır, Cumhuriyet Halk Partisini
gayrimillî ilan ediyor. Diyene bakın! Diyene bakın! Diyen,
Recep Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan; Cumhuriyet Halk
Partisi gayrimillîymiş!.. Talabani ne diyor Kuzey Irak'ta?
"AKP'yle ve Tayyip Erdoğan'la dört beş ay uğraşmayın."
diyor. "Uğraşmayın." diyor. (AK Parti sıralarından
"Saçmalama" sesi)
"Uğraşmayın"
diyor. Bunlar haberlerdir, bunlar saçma değil, gazete haberleridir.
Çıkın bunu tekzip edin. Çıkın bunu tekzip edin. Siz
Talabani'yle, Barzani'yle kol kola milletin içine gideceksiniz, öyle
mi? Millet bekliyor, bağrını açmış. Haydi buyurun,
millete gidelim, cesaretiniz varsa!
Saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup önerisi lehinde söz isteyen Sadullah Ergin, Hatay Milletvekili.
(AK Parti sıralarından alkışlar, CHP sıralarından
"Ali Dibo, Ali Dibo" sesleri)
Buyurun Sayın Ergin.
SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün huzurlarınıza getirmiş
olduğumuz AK Parti Grup önerisinde neleri huzurlarınıza
getirdiğimizi, benden önce konuşan Grup Sözcümüz Sayın
Salih Kapusuz detayıyla aktardı. Meclisin çalışma
günlerini, çalışma saatlerini yeniden düzenleyen bir
grup önerimiz var. Tabii, getirmiş olduğumuz teklifi, burada,
biz, değerli parlamenterlerimizin huzurunda izah edeceğiz
ve bu Parlamentodan bu teklifimize destek talep edeceğiz.
Değerli arkadaşlar, bugün
geldiğimiz noktada, Cumhurbaşkanlığı seçim
süreciyle ilgili yaşanan hadiseleri hepimiz biliyoruz. Cumhurbaşkanlığı
oylamasının birinci turu yapıldıktan sonra, bu
turda yapılan işlemlerin yürürlüğünün durdurulması
ve birinci turun iptali talebiyle, Cumhuriyet Halk Partisi, Anayasa
Mahkemesine bir müracaatta bulundu. Dün akşamüzeri, Anayasa
Mahkemesi, vermiş olduğu kararda birinci tur oylamanın
yürürlüğünü durdurmuştur. Bunun üzerine, Türkiye'nin önünü
açmak ve bugüne kadar siyaset kurumundan ve siyasetçilerden yapılan
talepleri karşılamak üzere, dün akşam toplanan yetkili
kurullarımızın da aldığı kararla beraber,
bu Parlamentonun huzuruna şimdi bahsedeceğim hususları
getirme kararı almış bulunuyoruz.
Bunlardan bir tanesi, uzunca bir
süredir muhalefet partilerimizin de dile getirdiği, seçim
yapılması ve bu seçimin hemen yapılması talebidir.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Muhalefetin taleplerini dikkate alıyorsanız dokunulmazlığı
niye koymadınız? Ben dokunulmak istiyorum!
SADULLAH ERGİN (Devamla) - Buna
yönelik olarak, Meclis Başkanlığımıza, bu sabah
itibarıyla, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin 24 Haziran
2007 tarihinde yenilenmesine dair seçim önergemizi takdim ettik,
Meclis Başkanlığımız da Anayasa Komisyonuna
bu önergemizi havale etmiş durumda.
Tabii, seçimleri 24 Hazirana alma
kararıyla beraber, daha önce bu Parlamentoda müştereken
çıkartmış olduğumuz, yirmi beş yaşını
dolduran yurttaşlarımızın seçilme hakkı elde
etmesine yönelik değişiklikler ile, bağımsız
adayların da birleşik oy pusulasında yer almasına
yönelik olarak yaptığımız değişikliklerin
bu seçimlerde uygulanabilmesi için Anayasa'nın 67'nci maddesinin
son fıkrasının da bu seçimlerde uygulanmaması
için bir Anayasa değişiklik teklifini de Meclis Başkanlığımıza
sunduk.
Bunun yanında, Cumhurbaşkanlığı
seçim süreci devam ederken, bu Parlamentonun siyasi ömrünü tamamladığı,
çalışma sürecinin son beş buçuk-altı ayına girdiği
ve dolayısıyla, bu Parlamento tarafından Cumhurbaşkanı
seçilmemesi gerektiği yönünde çokça tarafımıza talepler
geldi.
Anayasa'mızın 77'nci maddesinin
son fıkrası son derece açık: "Yenilenmesine karar
verilen Meclisin yetkileri, yeni Meclisin seçilmesine kadar sürer."
Yani, bir seçim kararı alınmış olsa dahi, Meclis seçimleri
yapılıp bitinceye kadar, bu Parlamento, her türlü kararı
almaya yetkili bir Parlamentodur.
Dolayısıyla, toplumdan
gelen talepleri de dikkate alarak, Anayasa Mahkememizin vermiş
olduğu kararın bundan sonraki süreçte Parlamentonun ve toplumun
önünü açmak üzere bir Anayasa değişiklik paketi takdim
edildi dün akşam. Bu paket içerisinde, Parlamento seçimlerinin
beş yılda bir değil dört yılda bir yapılması,
Cumhurbaşkanı seçimlerine yönelik olarak 101 ve 102'nci
maddelerde yeniden bir düzenleme yapılarak, beş yılda
bir Cumhurbaşkanının seçilmesi ve bir kişinin en
fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilmesi ve seçimleri de
halk tarafından yapılması noktasında bir değişiklik
teklifimiz hazırlanmış, muhtemelen bugün veya yarın
Meclis Başkanlığına takdim edilecektir.
Değerli arkadaşlar, bu
konuya ilişkin olarak, daha önce Türk siyasetinin yakından
tanıdığı birçok isim, cumhurbaşkanının
halk tarafından seçilmesi yönünde beyanda bulunmuştur.
Şimdi, onlardan birkaçını örnek olarak sunmak istiyorum:
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı
Sayın Süleyman Demirel: "Cumhurbaşkanını artık
halk seçsin."
SHP Genel Başkanı Sayın
Karayalçın: "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
Doğru Yol Partisi Genel
Başkanı Sayın Ağar: "Cumhurbaşkanını
halk seçsin."
Anavatan Partisi Genel Başkanı
Sayın Mumcu: "Cumhurbaşkanını halk seçsin."
MUHARREM DOĞAN (Mardin) - Biz
iki yıldır söylüyoruz.
SADULLAH ERGİN (Devamla) -
Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı Emin Şirin:
"Yeni Cumhurbaşkanını halk seçsin."
Sivil toplum örgütlerinden, değişik
siyasilerden, eski siyasetçilerden çok sayıda bu yönde talep
geldi.
Tabii "Niçin bugün?" diye
soruyor değerli arkadaşlarım.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Sıkıntıdan, sıkıntıdan
SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, şu anda mevcut Anayasa'mıza göre ve Anayasa
Mahkemesinin aldığı son karar doğrultusunda böyle
bir çıkış arama zorunluluğu hasıl olmuştur.
Çünkü biz bugüne kadar gelirken, Anayasa'mızın 96 ve 102'nci
maddelerini baz alan bir çalışma yaptık. Bunun yanında,
bugüne kadar bu Parlamentoda seçilen 10 ayrı cumhurbaşkanlığı
seçimlerini kendimize baz aldık. Bu Parlamentonun geçmişte
seçtiği 10 tane cumhurbaşkanına baktık nasıl
seçilmiş, Anayasa'nın amir hükümleri ne diyor, onları
baz aldık. Anayasa'nın 96'ncı ve 102'nci maddeleri Danışma
Meclisinde görüşülür iken, komisyonlarda yapılan görüşme
tutanaklarını baz aldık. Bütün bunların hepsinde,
düşündük ki, bundan önce rahmetli Özal'ın da seçildiği
gibi, diğer 10 cumhurbaşkanının da seçildiği
gibi, 11'inci cumhurbaşkanı da seçilir diye düşündük
ve önünüze, geçen hafta getirdiğimiz takvimi koyduk. Ama gördük
ki -gerekçeli kararını henüz görmediğimiz için detayına
girmiyorum- Anayasa Mahkememiz, bugüne kadarki Parlamento uygulamaları,
Anayasa yargısında hiç örneği olmayan bir içtihatla,
bir karar verdi. Anayasa Mahkemesi kararıdır, saygı
duyarız. Bu karar karşısında, biz de, toplumdan gelen
talipleri de gözeterek, milletin önünü açacak bir formül ürettik ve
siyasi partilerimize ve topluma bunu deklare ettik.
Şimdi "Bu Parlamentoda,
AK Parti, 353 milletvekiliyle bu Cumhurbaşkanını seçemez."
diyenlere ben şunu söylüyorum: 353 kişiye değil, ama
biz, Cumhurbaşkanını tam 41 milyon seçmenin tensibine
sunuyoruz. Buyurun, hodri meydan, seçimleri halk yapsın, 41 milyon
Türkiye seçmeni yapsın. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Dolayısıyla, 300 kişi yanılır, 200 kişi
yanılır, ama Türkiye'de 41 milyon seçmenin yanılacağını
düşünmek, herhâlde, demokrasiye, cumhuriyete, temel evrensel
değerlere karşı çıkmak olacaktır. Bu Parlamentoda
da evrensel demokrasinin temel hükümlerine kimsenin karşı
çıkmayacağı inancıyla bunları sizinle paylaşıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
Parlamentoda, bundan sonraki süreçte, inşallah, Danışma
Kurulu önerimizi tensiplerinize sunacağız. Arkasından,
Danışma Kurulu önerimiz kabul edilirse, o doğrultuda
Genel Kurulun gündemine gelecek olan kanun teklifleri, Anayasa değişiklik
teklifleri de dâhil olmak üzere, bu hususları görüşeceğiz
ve bununla beraber, Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin
diğer süreçleri de, inşallah, beraberce yapacağız.
Sayın CHP Grubu Başkan Vekili
Haluk Koç'un ifade ettiği "9 Mayıs günü iki oylama koymuşsunuz,
iki tur koymuşsunuz." ifadesini tavzih etmek istiyorum,
bir yanlış anlamaya muhatap oldu Sayın Koç. Birinci oylamada
toplantı yeter sayısı 367 sağlanamadığı
takdirde, birinci oylamanın 9 Mayıs 2007 Çarşamba günkü
birleşimde ve saat 14.30'da tekrarlanması
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
Nasıl birşey o?
SADULLAH ERGİN (Devamla) -
Toplantı yeter sayısı birinci oylamada sağlanmış
ise, tabiidir ki, bu, ikinci oylama olarak yapılacaktır, yani
9 Mayıs günü bir oylama yapılacak. Bu oylama, daha önce 6
Mayısta yapılan
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Heyecandan
anlayamamışlar. Panik var, panik
BAŞKAN - Buyurun Sayın Ergin.
SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, öngördüğümüz birinci oylama 6 Mayısta.
6 Mayısta 367 bulunur ise, 9 Mayıstaki oylama, tabiidir
ki, ikinci oylama olarak yapılacak. Ama, Anayasa Mahkemesinin
verdiği karar gereği, 6 Mayıstaki birinci oylamada
367 sayısı bulunamaz ise, ikiye geçilemeyeceğinden,
bu oylamanın adının birinci oylama olduğunu yazıyor
burada. Yani, 9 Mayıs günü bir oylama yapılacak. 6 Mayıstaki
oylama 367'yi bulursa, bu, ikinci oylama, bulmazsa, birinci oylama;
bunu yazmışız buraya. Bu yanlış anlaşılmıştır,
bunu tavzih etmek istiyorum.
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
İlk oylama biter orada. Bulmazsa biter.
SADULLAH ERGİN (Devamla) -
Grup önerimizin lehinde desteklerinizi bekliyor ve Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA BODUR (İzmir) -
İlk oylama tekrarı diye Anayasa'da bir hüküm yok.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ergin.
AK Parti Grup önerisi aleyhinde
söz isteyen Malatya Milletvekili Süleyman Sarıbaş.
Buyurun Sayın Sarıbaş.
(Anavatan Partisi sıralarından alkışlar)
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Malatya) -
Sayın Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım;
AK Parti Grup önerisi aleyhine söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Benden önce konuşan değerli
grup başkan vekillerimizi dinledim. Bugün, artık, siz
şöyle yaptınız, biz böyle yaptık günü değil. Bugün,
demokrasiye sahip çıkma günü; bugün, milletin mabedi bu Parlamentoyu
çalıştırma günü; bugün, milletimizin hayrına
olan düzenlemeleri yapma günü.
İki senedir anlatamadık,
dilimizde tüy bitti, anlatamadık. Gelin, milleti kamplara bölmeyin,
gelin, milleti birbiri aleyhine konuşturtmayın, gelin, bu
ülkenin hayrına bir şey yapalım. Demokrasi, sonuna kadar
demokrasi
Gelin, "Egemenlik milletindir." diyen, milletin
egemenliğini temsil eden Parlamento, bu milletin egemeni olan
hakiki millete bu cumhurbaşkanını seçtirelim dedik.
Anlamadınız
Bir kısmınız "Bizim çoğunluğumuz
var, yaparız, ederiz
" Diğer kısım, biz seçtirtmeyiz,
biz yaptırtmayız noktasında, bugünkü yaşadığımız
krizlere geldik.
Oysa, bir sene evvel bu düzenlemeleri
yapmış olsa idik, çok rahatlıkla, bu krizleri yaşamadan,
milletimizi kamplaştırmadan, kutuplaştırmadan,
milletimizi biri birine muğber etmeden, çatıştırmadan
bu krizleri rahatlıkla aşar, egemenliğin hakiki temsilcisi
milletin kararıyla, iradesiyle bu sorunları çözerdik.
Biz, zaten, baştan beri, bu yetkileri
kullanan cumhurbaşkanının millete karşı sorumlu
olması adına, bu yetkileri kullanan cumhurbaşkanının,
yani, yarı başkanlık sisteminde olan yetkileri kullanan
cumhurbaşkanının millete karşı sorumlu olması
adına milletin seçmesi tezini çok önceden beri savunuyoruz.
Bunun dışında, bir oylama
yapıldı, "efendim, biz bunları yapacağız
gelecek dönem için, gelin bizim adayımıza oy verin" dendi.
Oysa, bunu bir pazarlık konusu yapmadan, bugün bunları yapıp,
bu dönemi de dâhil olmak üzere, milletin tasvip ettiği, milletin
güvendiği, milletin destek verdiği birini cumhurbaşkanı
yapma günüdür, bu krizi aşma günüdür.
Seçim mi? Evet seçim. Demokrasinin
tek çaresi seçimdir. Geçmişten beri yaşadığımız
olaylara baktığımız zaman, ne zaman sandığı
milletin önüne koymaktan imtina etmişsek -1980 de böyledir,
1960 da böyledir- ne zaman milletin önüne sandığı koymaktan
kaçınmışsak, krizler yaşamışız.
Bırakın millete millet tercihini, parlamentosunu, cumhurbaşkanını
özgürce seçsin. Ama, bir önerim var: Seçim mi? Evet, seçim. Nasıl
bir seçim? Sizin adınıza söylüyorum: Ön seçimleri olan
Yani,
mademki Seçim Yasası'nı değiştireceğiz, ön
seçimleri olan, bir daha parti liderlerinin grup toplantılarında
kapımda sıra sıra beklediniz zorlamasına,
aşağılamasına sebep olmayacak şekilde milletin
hakiki temsilcilerini ön seçimlerle buraya taşıyan.
İki: Anayasa'nın ruhuna
uygun, temsilde adaleti -mademki ülke barajları var; evet, barajlar
olacak- sağlayacak şekilde, Avrupa demokrasilerinde olduğu
gibi -Avrupa Birliğine girmiyor muyuz?- siyasi partilerin bu
baraj sorununu yaşamamaları için, o partilere oy veren
insanların bu Parlamentoda temsil edilmeleri için -şimdi,
alkış çalabilirsiniz, ama, bugünkü yaşattığınız
sıkıntının özü, 26 milyon insanın bu Parlamentoda
temsil edilmemesidir- onları da temsil edecek tarzda seçim ittifaklarını
-Almanya yapıyor, Fransa yapıyor, İngiltere yapıyor,
gelişmiş Batı ülkeleri, demokrasi ülkeleri yapıyor;
bizim halkımız demokrasiye onlardan daha fazla layık,
bizim halkımız daha çok temsile layık- bunları da
düzenleyen, demokrasiyse, sonuna kadar demokrasi
TEVFİK AKBAK (Çankırı)
- Milletle ittifak.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) -
Ama liderlerin ağzından çıkacak kelimeye göre tanzim
edilmiş bir parlamento, ne kadar milletin olduğu ileri sürülürse
sürülsün, sonuçta bu krizleri yaratıyor.
Eğer halkın gerçek temsilcilerini
seçmek istiyorsak, eğer hâkimiyetin, egemenliğin hakikaten
millete ait olmasını istiyorsak, gelin, şu seçim yasalarını
bu millete dair bir faydaya dönüştürmenin yolunu bulalım.
Hiç kimse korkmasın, milletten kimsenin korkacağı yok.
Onun için biz diyoruz ki, ön seçimi
zaruri kılalım, milletin temsilini sağlayıcı
ittifakları ve temsili zaruri kılalım. Batı demokrasilerinde
ne varsa hepsini, hep beraber yapmaya var mısınız? Yoksa,
siz, tramvay demokratları gibi, kendi işinize geldiği
gibi bir seçim mi yapacaksınız; yoksa, Batı standartlarında
bir seçim kanunuyla, Batı standartlarında bir siyasi partiler
kanunuyla, Batı standartlarında bir anayasayla -beş
senedir yapmadığınız- tam da milletin ihtiyacı
olan, tam da milletin hakiki talebi olan bir seçimle mi seçime gideceğiz?
Eğer diyorsanız ki, biz bunları yapmayız, biz, genel
başkanların iki dudağının arasından
çıkacak listelere göre, milletin iradesini tam ortaya koyamadıkları
bir parlamento düzenlemek istiyoruz; eğer "43 milyon seçmenin,
fark etmez, 26 milyonu dışarıda kalsın, onlar
Çağlayan'da yürüsünler, Tandoğan'da yürüsünler, hiç önemli
değil. Biz bunu yapalım" diyorsanız, bunun adı
demokrasi değil ve böyle, demokrasiye sahip çıkamazsınız.
Bugünkü yaşadığımız sıkıntıların
aslı, milletin büyük çoğunluğunun bu Parlamentoda
temsil edilmemesi ve milletin büyük çoğunluğunun siyaset
kurumuna olan güveninin zedelenmesidir.
Değerli arkadaşlar, seçim,
ama, böyle, liderlerin kendi taktiklerine göre, kendi kulvarlarında
bir seçim değil. Milletin adaylarını seçebileceği,
milletin değerlendirmelerini bihakkın yapabileceği;
seçmenin, parti üyelerinin bu katılımı sağlayacağı,
seçim kurullarımızın çok rahatlıkla itirazları
değerlendirebileceği rahat bir seçim ortamında ve
hakiki bir demokrasiyle seçim. Evet, buna varız. Bu, bu söylemimiz,
"5+5 cumhurbaşkanını halk seçsin" söylemimizin
bir ön şartı falan değil, bir ön şartı falan değil.
Ama, bütün bunları yaparak demokrasiye katkı sağlarsanız,
bütün bunları yaparak bu ülkede hakiki demokrasinin yerleşmesini
isterseniz, bunları yapmaya imkânımız var.
Anavatan Partisi "siz şunu
yaptınız, biz bunu yaptık" partisi değil. Anavatan
Partisi, herkesin, her zaman gördüğü Anavatan Partisi; Anavatan
Partisi, çözümleriyle olan bir Anavatan Partisi. İşte
"5+5 halk seçsin" Anavatan Partisinin çözümüdür ve bugün geldiğiniz
nokta kurtuluş yolunuz olmuştur. Gelin, diğerlerini
de yapalım; gelin, -bakın, öneriyorum- temsilde adaleti
sağlayan, gelin milletin hakiki temsilcilerini Meclise taşıma
iradesini millete bırakan, ön seçimleri zorunlu kılan;
gelin, bu ülkenin demokrasisini lider sultalarından kurtaracak
düzenlemeleri de yapalım. Bunlar çözüm. Bunları yaparsak,
demokrasiye kimse dokunamaz kimse dokunamaz, dokundurtmayız;
ama, milletten kaçırarak, milletin hakiki temsilcilerinin seçilmelerini
önleyerek, milletin ekseriyet çoğunluğunun, yani 26 milyon
seçmenin Mecliste temsilinin önünü kapatarak hakiki bir demokrasiye
varamayız. Hakiki demokrasi olmayan seçimlerin neticesinde
çıkacak tablolar, alınacak kararlar, işte millette
böyle gerginlikler yaratır, işte millette böyle kargaşalar
yaratır, kamplaşmalar yaratır.
Siz, Allah aşkına, farkında
mısınız bugün kahvelerin ikiye bölündüğünün? Farkında
mısınız, bugün, sokakların ikiye bölündüğünün?
Farkında mısınız, bugün, her yerde insanların
kendi kamplarına göre tercih sahibi olduklarının? Bunun
ne faydası var? Bunu siz getirdiniz, bu duruma siz soktunuz.
İki sene evvel "bunu halk seçsin" düzenlemesini yapmış
olsaydık millet böyle mi olacaktı?
Cumhuriyet Halk Partisine de sözüm
var: Parlamento seçsin, "Seçtirtmem." Halka gidelim,
"Olmaz." Bu ülke cumhurbaşkansız kalmayacak, bu ülke
cumhurbaşkanını seçecek. Ortak akılla, ortak izanla,
ortak ahlakla, bugün, gün, milletimize hakiki demokrasiyi yaşatmak,
milletimizin önüne sandığı koymak, milletimizin bütün
demokrasi taleplerini, Avrupa Birliği sürecinde Avrupa ülkelerinde
nasılsa, bütün taleplerini bu Parlamentoyla gerçekleştirip
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Sarıbaş,
lütfen toparlayınız.
Buyurun.
SÜLEYMAN SARIBAŞ (Devamla) -
Toparlıyorum Sayın Başkan.
milletimize demokrasi baharını
yaşatmak, onu, burada, temsil noktasında insan yerine koymak,
adam yerine koymak ve demokrasiye sahip çıkacak 73 milyon vatan
evladının sütunları üzerine yerleşmiş bir demokrasiyi
bu ülkeye hâkim kılacak düzenlemeleri yapalım. Yoksa, böyle,
kara düzen düzenlemelerle, yarı demokrasiyle gideceğimiz
yer başka yerler olur.
Aklımızı başımıza
toplayalım, hakiki demokrasiyi milletimize yaşatalım
diyorum ve hepinize saygılar sunuyorum. (Anavatan Partisi
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Sarıbaş.
Grup önerisini oylarınıza
sunuyorum
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın
Başkan, oturduğum yerden önemli bir konuda bir uyarı yapmak
istiyorum.
BAŞKAN - Hangi konuda Sayın
Topuz?
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Oylamadan
sonra efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Yapsın
efendim.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Efendim,
oylamadan sonra da yapabilir, mahzuru yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) -
Şimdi yapar, ne olacak? Belki oylamayla ilgilidir.
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Grup önerisiyle ilgili önemli bir konuyu oturduğum yerden dikkatinize
sunmak istiyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Oradan
sunun Sayın Topuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Böyle
bir hak yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) -
Başkan verir.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) -
Doğru. Bu memlekette kuralların pek önemi yok!
BAŞKAN - Sisteme girer misiniz
Sayın Topuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) - Sayın
Başkan, oradan konuşsun.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Topuz.
ALİ TOPUZ (İstanbul) - Sayın
Başkan, şimdi oylanmak üzere olan Adalet ve Kalkınma Partisi
Grup önerisi, bize göre, Anayasa'nın ve İç Tüzük'ün ilgili
hükümlerinin ihlali anlamına gelmektedir. Çünkü, birinci oylamanın,
6 Mayıs Pazar günü saat 11.00'de yapılacağını,
eğer, burada da 367 bulunamazsa, birinci oylamanın, bir de
9 Mayıs Çarşamba günkü birleşimde yapılacağını
ifade etmektedir. Bunun Tüzük dayanağı yoktur. Oylamalar,
bu suretle, üçer gün arayla yapılan oylamaların, dört tur oylamanın,
beş tur, altı tur oylama biçimine dönüştürülmüş
olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, bir İç Tüzük
ihlali ve eylemli bir İç Tüzük değişikliği durumu
söz konusudur. Bu düşüncelerimin dikkate alınmasını,
alınmadığı takdirde zapta geçirilmesini saygıyla
arz ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Topuz.
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Sayın
Başkan, Anayasa Mahkemesine götürsünler arkadaşlar!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Sayın Topuz, benim anladığım kadarıyla birinci
oylamanın 6 Mayıs 2007 Pazar günü yapılacağı;
367 sağlanırsa, ikinci oylamanın 9 Mayıs 2007 Çarşamba
günü yapılacağı
(CHP sıralarından
"sağlanamazsa!" sesleri)
SALİH KAPUSUZ (Ankara) - Birinci
oylama oluyor zaten.
BAŞKAN - Sağlanamadığı
takdirde, birinci oylamanın 9 Mayısta tekrarlanması,
aynı saatte
ALİ TOPUZ (İstanbul) -
Olur mu öyle şey, İç Tüzük'e aykırı Sayın
Başkan.
ENVER ÖKTEM (İzmir) - Anayasa'ya
aykırı.
ALİ RIZA BODUR - Tekrarı
olur mu; beş tur olur efendim.
HALİL ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar)
- Sayın Başkan, bu da geri döner.
BAŞKAN - Açıklamanızdan
dolayı teşekkür ediyorum Sayın Topuz.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Grup önerisi kabul edilmiştir.
Gündemin "Seçim" kısmına
geçiyoruz.
IV. -
SEÇİMLER
A)
BAŞKANLIK DİVANINDA AÇIK BULUNAN ÜYELİĞE SEÇİM
1.-
TBMM Başkan Vekilliği seçimi
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlık Divanında bulunan ve Cumhuriyet
Halk Partisi Grubuna düşen Başkan Vekilliğine Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş aday gösterilmiştir.
Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar gereğince,
gündemin "Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler" kısmına geçiyoruz.
V. - KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
1.-
Çanakkale Milletvekilleri Mehmet Daniş ve İbrahim
Köşdere'nin, Gelibolu Yarımadası Tarihî Millî Parkı
Kanununa Geçici Bir Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (Kamu
İhale Kanununa Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi)
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/212) (S. Sayısı: 305)
BAŞKAN - 1'inci sırada
yer alan kanun teklifinin geri alınan maddeleriyle ilgili komisyon
raporu gelmediğinden teklifin görüşmelerini erteliyoruz.
2'nci sırada yer alan, Bazı
Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine İlişkin Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.-
Bazı Kamu Alacaklarının Tahsil ve Terkinine
İlişkin Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/1030) (S. Sayısı: 904)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3'üncü sırada yer alan, Adalet
ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Bursa Milletvekili
Faruk Çelik'in, İmar Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi ve Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm ile Adalet Komisyonları Raporları (2/820) (S. Sayısı:
1337)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
4'üncü sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
4.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği
Teşkilatı (EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası
Arasında Merkez Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1307) (S. Sayısı: 1378) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet?
Yerinde.
Geçen birleşimde, tasarının
1'inci maddesi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştı.
Şimdi, 1'inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun 27/12/2006 tarihinden
geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Özlem Çerçioğlu, Aydın
Milletvekili
Madde üzerinde şahsı
adına söz isteyen Cemal Uysal, Ordu Milletvekilli
Yok.
Sabri Varan, Gümüşhane Milletvekilli
Yok.
Özlem Çerçioğlu, Aydın
Milletvekili
Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Feridun Ayvazoğlu, Çorum
Milletvekili.
CHP GRUBU ADINA FERİDUN AYVAZOĞLU
(Çorum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte
olan, uluslararası bir anlaşmanın onaylanmasına
ilişkin tasarı. Elbette, böyle bir tasarının, Anayasa'mızın
90'ıncı maddesi gereğince onaylanması gereken
bir tasarı olduğunu, yürürlüğe girebilmesi için bunun
şart olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu doğrultuda olmak
üzere, Ekonomik İşbirliği Teşkilatının
Merkez Anlaşmasının onaylanmasına ilişkin
bir tasarıyla karşı karşıyayız. Bu tasarının
özünde üç devletin, başta Türkiye Cumhuriyeti devletimiz ile
Pakistan ve İran arasında daha önce yapılan Ekonomik
İşbirliği Teşkilatı Merkez Anlaşması
hususundaki, o anlaşmanın bugün onaylanması gerektiği
şeklindeki tasarının onaylanmasını görüşeceğiz.
Değerli arkadaşlar, bu
Merkez Anlaşması, 1995 yılından bugüne kadar uygulanagelen
ve belirtilen üç devlet arasında yapılan bir anlaşma.
Bu anlaşma gereğince uluslararası niteliği taşıyan
bir bankanın kurulması, bu teşkilatla ilgili bankanın
kurulması söz konusu olacak. Fakat, işin özüne bakıldığında
"Merkez Anlaşması" denildiğinde, bir hayli
maddelerden oluşan ve bununla ilgili bankanın oluşumuyla
ilgili olmak üzere bankanın ne şekilde kurulacağı,
nerede kurulacağı, görevlerinin ne olacağı, görevlerinin
hukuki konumlarının ne olacağı şeklinde çok
teferruatlı bir Merkez Anlaşması'yla karşı
karşıyayız.
Şimdi, ilk bakıldığında,
masumane bir şekilde, bu tasarının, sıradan bir
uluslararası tasarının anlaşmasının
onaylanması gibi görülebilir, bu şekilde değerlendirilebilir;
fakat, bu, sıra sayısı bütün milletvekili arkadaşlarımda
bulunan Merkez Anlaşması'nın hükümlerine şöyle
bir göz attığınızda, gerçekten, hepimizin dikkatini
çeken hükümlerin yer aldığını görmekteyiz değerli
arkadaşlarım. Geçen haftaki yapılan görüşmede
bununla ilgili tereddütleri Cumhuriyet Halk Partisindeki arkadaşlarımız
ilettiler, belirttiler. Şimdi, gerçekten bu konu çok dikkate değer
bir konu.
Merkez Anlaşması, yani,
bu, sıra sayısında, ellerimizde mevcut olan tasarıdaki
Merkez Anlaşması'nın hükümlerine bakıldığında
masuniyetleri görüyoruz. Alabildiğince, olabildiğince
masuniyetler var. Yine, aynı şekilde, dokunulmazlıklar
var. Neyle ilgili bu dokunulmazlıklar? Görev yapan banka memurlarıyla
ilgili olsun, bununla ilgili koordinatörlerle alakalı olmak üzere, yapacakları
(x)
1378 S. Sayılı Basmayazı
25/4/2007 tarihli 94'üncü Birleşim Tutanağına eklidir.
görevlerden dolayı ve yapmış
oldukları görevlerden doğan suçlarla ilgili dokunulmazlıkları
söz konusu. Bu tür görevlilerin, Türkiye'mizde merkezi kurulması
planlanan ve bu şekilde anlaşması yapılan bankanın
görevlilerinin zimmet suçunu işlediğini düşününüz,
görevi kötüye kullanma suçunu işlediğini düşününüz,
dolandırıcılık suçunu işlediğini düşününüz.
Bunlarla ilgili, görevleri sona erse dahi herhangi bir soruşturma
yapılamayacağını hükme bağlıyor bu Merkez
Anlaşması, değerli arkadaşlarım.
Şimdi, ister istemez, biz, bu
Merkez Anlaşması'na bağlı olarak Ekonomik İşbirliği
Teşkilatıyla ilgili olmak üzere kurulacak olan bankanın
ve merkezinin Türkiye'de olduğunu, olacağını,
İstanbul'da olacağını da hesap eder isek, şöyle
bir manzarayla karşı karşıya kalacağız:
Şimdi, düşününüz, o bankalardaki, şu andaki bankalarımızda
çalışan görevlilerle ilgili, bütün Türk Ceza Kanunu hükümlerine
göre işlenmiş olan suçlarla alakalı olmak üzere yargılama
yapacağız, soruşturma yapacağız, cezalar vereceğiz.
Ama, Merkez Anlaşması hükümleri kapsamında, eğer,
Merkez Anlaşması bir kez daha gözden geçirilerek, Komisyon
tarafından veya Hükûmet tarafından bu şekilde bir değişikliğe
uğratılmadı ise -en son durumunu bilemiyoruz, belirli
önergelerle düzeltme şansınız, imkânınız var
mı bilemiyoruz- böyle bir şey yoksa, böyle bir banka görevlisiyle,
bizim şu andaki Türkiye Cumhuriyeti sınırları
içerisinde görev yapan bütün bankanın görevlilerini karşı
karşıya getirdiğimizde "sen, bu suçları
işleyebilirsin kardeşim; sen, kesinlikle bu suçları
işleyemezsin, işleme hakkın yok" gibi, durup dururken
bir ayrıcalığı, kanun önünde, şu andaki kurulması
düşünülen Ekonomik İşbirliği Teşkilatıyla
ilgili olan bu bankaya ve görevlilerine sağlamış olacağız.
Karşımıza, Anayasa'nın eşitlik ilkesinden tutunuz,
kanun önündeki eşitliğimize kadar, eşitsizliğimize
kadar, bu hükmün ihlal edilmesine kadar, bir sürü çelişkilerle
karşı karşıya kalacağız. Şimdi, böyle
bir durumda, düşününüz, ne yapacağımızı, ne
şekilde karar vereceğimizi ve huzurda bulunan bu tasarının
sıradan bir uluslararası tasarı şeklinde kabul
edilip edilmeyeceği noktasında Cumhuriyet Halk Partisi
olarak karşı çıktığımızda şu
şekilde yine biz suçlanır mıyız diye endişe
ediyoruz: "Nasıl olsa sıradan bir tasarı. Buna da
mı Cumhuriyet Halk Partisi karşı çıkıyor, itiraz
ediyor!" diye kamuoyuna belki şikâyet etmeye kalkışacaksınız.
Ama, gerçekten, değerli arkadaşlarım,
sıradan, olağan bir tasarı gibi gözüken bu tasarının
çok dikkatli bir şekilde incelenmesi gerekir, Hükûmet tarafından
bunun yeniden değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz.
Bu nedenle karşı çıkıyoruz, endişelerimiz
vardır.
Vergi muafiyetinden tutunuz, masuniyetlere
kadar, cezai sorumluluktan muaf tutulmalarına kadar çok çeşitli
hükümler yer almaktadır. Görev esnasından tutunuz, bir zabıtanın,
polisin, jandarmanın giremeyeceği şeklindeki masuniyetlerine
kadar alabildiğince dokunulmazlıkları içeren böyle
bir anlaşmanın, Türkiye'mizi, yarın bir gün, uluslararası
düzeyde ve Türkiye'de çok büyük sıkıntılarla karşı
karşıya bırakacağını bilelim.
Yani, elbette, biz, ekonomik olarak
Pakistan'la, İran'la ve alabildiğince bütün dünya devletleriyle,
ülkeleriyle anlaşmalar yapalım; ülkenin çıkarları
neyi gerektiriyorsa onu yapalım, elbette yapalım. Doğu'suyla
Batı'sıyla, muasır medeniyet seviyesi dediğimiz
AB uğruna, her geçen gün fetvalar vermeye çalıştığımız,
Avrupa Birliği ülkeleriyle yapmaya çalışacağımız
anlaşmaları da bir tarafa koyalım, yapalım. Bunun
yanında Pakistan'la, İran'la, Irak'la, neyse yapılması
gereken, ekonomik konudaki iş birliğine de biz hazırız,
varız. Ama, geliniz, bir yanlış yapmayalım. Bunu,
nasıl olsa sıradan bir hükûmet tasarısıymış
gibi, uluslararası bir anlaşmaymış gibi kabul etmeyelim,
bunu ciddi bir şekilde inceleyelim.
Geçen hafta yapılan görüşmelerde
bu geri çekilmişti. Daha doğrusu, Komisyon ve Hükûmet yerinde
bulunmadığı için, bulunamadığı için bu
şekilde görüşmesi ertelenmişti. Yine, karşımıza,
sanıyorum herhangi bir değişiklik olmadan bu tasarı
getirildi.
Bu tasarının özünde, az
önce belirtmiş olduğumuz sakıncalarla, yarın bir
gün, uygulama aşamasında mutlaka karşı karşıya
kalacağımızı, biz, burada, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak sizleri uyarmak istiyoruz ve bunu kamuoyuyla paylaşmak
istiyoruz.
Değerli arkadaşlarım,
elbette -ekonomi denildiğinde- biz, Türkiye'de toplumun temel
yapısının, bütün dünyada da olduğu gibi toplumların
temel yapısının ekonomiyle bağlantılı
olduğunu, onun üzerine sosyal yönden toplumun değerlerinin
yan yana olması gerektiğini biliyoruz; ekonomi olmadan
sosyal bir toplumun ayakta kalamayacağını da biliyoruz.
O noktada olmak üzere, elbette, ekonomi denildiğinde, sizlerin
Hükûmet olarak dört buçuk yıldan beri ülkemize ne gibi sıkıntılar
çektirdiğini, bizler ve ülkemizde yaşayan insanlarımız
her gün görüyor, yaşıyor, hissediyor. Ama, geliniz, ekonomik
açıdan değerlendirmelerinizi yaparken, bunların ülkemize
ve toplumun temel değerlerine ne gibi katkılar getirebileceğini,
bunların ne gibi değerleri bizden götürebileceğini
de hesap ederek bu adımları atalım. Sadece Ekonomik
İşbirliği Teşkilatıyla ilgili bu tasarıyla
alakalı olarak söylemiyorum bu sözleri. Genel olarak ekonomi
denildiğinde, hepimizin, mutlaka ve mutlaka, ülkede yaşayan
insanların, şimdiye kadar yapılan politikalara uygun
olmadığı gibi
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ayvazoğlu,
şahsınız adına da söz talebiniz vardı; sürenize
beş dakika ekliyorum.
Buyurun.
FERİDUN AYVAZOĞLU (Devamla)
- Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Bu yönden olayın değerlendirilmesi
lazım. Gerçekten, ekonomik açıdan, şu anda, biz milletvekilleri
olarak, gezebildiğimiz kadarıyla ülkemizin Anadolusu'nu
geziyoruz, illerini geziyoruz, köylerini geziyoruz, her birimizin
seçim bölgesindeki ilçeleri geziyoruz, mahallelerde muhtarların
görüşünü alıyoruz, köy muhtarlarımızın görüşünü
alıyoruz, sivil toplum örgütlerinin, ziraat odalarının
görüşlerini alıyoruz, ama manzaranın ekonomik olarak
da hiçbir şekilde parlak olmadığını lütfen kabul
ediniz. Bunu, sizler, siyaseten kabul etseniz de etmeseniz de, gerçekleri
bu açıdan objektif olarak değerlendirmenizi istiyoruz değerli
arkadaşlarım. Ülkenin ekonomisi iyi değildir, ülkenin
ekonomisi çökmüştür, sanal bir şekilde enflasyonun düşük
gösterilip gösterilmemesi önemli değildir. Hatta ben daha da
ileri gidiyorum. Siz, AKP Hükûmeti olarak, ekonominin, enflasyonun
tek rakamlarda dolaştığını mı iddia ediyorsunuz?
Ben de şunu iddia ediyorum: Hayır -daha iyi niyetli olalım-
şu anda enflasyon sıfır. Değerli arkadaşlar,
bunu sizlere müjde olarak verelim, enflasyon sıfır. Neden
sıfır? Neden sıfırı şu: Köylerde yaşayan,
çiftçilikle geçinen ve bundan elde ettiği ürünlerin, pazara
çıktığında, çıkartabildiğinde, gerçekten
değerini bulamayan köylünün cebinde para yok, çiftçinin cebinde
para yok. Elbette, o köylünün enflasyonu sıfır, çünkü, köylünün
hareket edebilecek ekonomik gücü hiç kalmamış. Bu noktadan
bakıldığında aynı durumu esnaflarda görüyoruz,
yine aynı noktadan bakıldığında memurlarda
görüyoruz, emeklilerde görüyoruz, yaşlılarda, dullarda,
yetimlerde görüyoruz, bunları görmek zorundayız. Bunu
gördüğümüzde de elbette "enflasyon yüzde 10'ların altındadır"
diye siz propaganda yapacaksınız, ama ben de size, -bunu ne
şekilde, değerlendirmenizi bilemiyoruz, o sizlerin takdiridir-
enflasyonun sıfır olduğunu söylüyorum. Herhangi bir
hareket, herhangi bir alım gücü olmayan vatandaşların
enflasyonu elbette sıfırdır. Sizler "gidiniz, beyaz
eşya alımlarından lüks otomobil alımlarına kadar,
şimdiye kadar hiçbir artış olmuyor, her geçen gün otomobil
fiyatları düşüyor, beyaz eşya fiyatları yerinde
duruyor veya düşüyor" diyeceksiniz, ama bunun karşısında,
her birimiz, her biriniz, ağzınızı açtığınızda,
ağzımızı açtığımızda "bu
toplumun temeli köylüdür, bu toplumun temeli çiftçidir, bu toplumun
temeli esnaftır" dediğimizde, sizlerin, gerçekten, o
toplumun temeline gerçek değeri verebildiğini -dört buçuk
yıldır- söyleyebilecek misiniz? Elbette, buna
"evet" cevabı veremiyorsunuz, olumlu cevap veremiyorsunuz.
O nedenle de geliniz, kendi kendinizi kandırmayınız;
geliniz, ekonomideki sınıfta kalmışlığınızı
kabul ediniz; geliniz, dış siyasetteki sınıfta
kalmışlığınızı kabul ediniz; geliniz,
terör konusundaki sınıfta kalmışlığınızı
kabul ediniz. Yarın, bir gün, "geldiğimizde, iktidara
yeniden gelirsek" diyerek propaganda yapmaya çıktığınızda,
"biz, o yaptığımız hataları yapmayacağız"
diye söz verebilesiniz. Bunu veremediğiniz sürece -biz daha önce, dört buçuk yıldan
beri bu ülkeyi çok güzel yönettik, diye propaganda yapmaya devam
edecekseniz- şunu bilmenizi istiyoruz ki... 3 Kasım seçimlerinde,
o insanlarımız, sizin bu vaatlerinizi samimi buldu, bu
taahhütlerinizi samimi buldu, size inandı, size oy verdi ve
sizi iktidara getirdi. Ama şunu bilmenizi istiyoruz ki: Aynı
inançla, aynı taahhütlerle tekrar oy almaya kalktığınızda,
hiç kusura bakmayın ama, oy aldığınız o temiz
duygulu insanlarımız, vatandaşlarımız
"hiç kusura bakma" diye, size kırmızı kartı
göstereceklerdir ve sandıkta gereken cevabı vereceklerdir.
Bu duygu ve düşüncelerle, ekonomik
yönden, ülkemizin bütün insanlarının en iyi düzeyde yaşayabilmesi
hepimizin dileğidir diye düşünüyoruz. Cumhuriyet Halk
Partisi olarak, ezilen insanların iktidarında ezilmişlerin
sesini en üst düzeye çıkartacağımızı burada,
yüce milletimizle, yüce Mecliste paylaşmak istiyor ve sizleri,
saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Ayvazoğlu.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oyunun rengini açıklamak üzere,
lehte olmak üzere söz isteyen Cemal Uysal, Ordu Milletvekili...
Yok.
Sabri Varan, Gümüşhane Milletvekili...
Yok.
Aleyhte söz isteyen, Ahmet Yeni,
Samsun Milletvekili...
AHMET YENİ (Samsun) - Sayın
Başkan, vazgeçtim.
BAŞKAN - Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını
da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen
üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı
(EİT) Ticaret ve Kalkınma Bankası Arasında Merkez
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 325
Kabul : 285
Ret : 39
Çekimser : 1 (x)
Böylece, tasarı kanunlaşmıştır,
hayırlı olsun.
5'inci sırada yer alan, Adana
Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün; Türk Medeni Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet Komisyonu Raporu'nun
görüşmelerine başlıyoruz.
5.-
Adana Milletvekili Ayhan Zeynep Tekin Börü'nün Türk Medeni Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Adalet
Komisyonu Raporu (2/888) (S. Sayısı: 1262)
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
6'ncı sırada yer alan, Konut
Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
6.-
Konut Edindirme Yardımı Hak Sahiplerine Ödeme Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve Sağlık, Aile, Çalışma
ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/1195) (S. Sayısı: 1216)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
7'nci sırada yer alan, Yabancıların
Çalışma İzinleri Hakkında Kanun İle Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin
Kanun Tasarısı ve İçişleri ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlıyoruz.
7.-
Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında
Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve İçişleri ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonları
Raporları (1/1212) (S. Sayısı: 1225)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
8'inci sırada yer alan, Elektronik
Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi İle 2559 ve
2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren
Topuz'un; Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı
Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
8.-
Elektronik Ortamda İşlenen Suçların Önlenmesi ile
2559 ve 2937 Sayılı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ve İstanbul Milletvekili Gülseren
Topuz'un; Bilişim Sistemi Üzerinden Suç Teşkil Eden Zararlı
Yayınlarla Mücadele Hakkında Kanun Teklifi ile Adalet Komisyonu
Raporu (1/1305, 2/958) (S. Sayısı: 1397)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
9'uncu sırada yer alan, Bursa
Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960 Tarihli ve 80 Sayılı
Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
İçişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
9.-
Bursa Milletvekili Faruk Çelik'in; 12/9/1960 Tarihli ve 80 Sayılı
Kanun ile 24/6/1995 Tarihli ve 552 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
İçişleri Komisyonu Raporu (2/944) (S. Sayısı:
1400)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
10'uncu sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti Arasında
Kara Yolları Ulaşımı Altyapısı Teknik ve
Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Bayındırlık,
İmar ve Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri
Komisyonları Raporları'nın görüşmelerine
başlıyoruz.
10.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti
Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı
Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Bayındırlık, İmar ve Ulaştırma ve Turizm
ile Dışişleri Komisyonları Raporları
(1/1155) (S. Sayısı: 1327) (x)
(x)
1327 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1327 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Ferit Mevlüt Aslanoğlu,
Malatya Milletvekili.
Buyurun Sayın Aslanoğlu.
(CHP sıralarından alkışlar)
Sayın Aslanoğlu, süreniz
yirmi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; hepinize saygılar sunuyorum.
Tabii, Türkiye ile Fas Krallığı
Hükûmeti arasındaki, Karayolları Ulaşımı Teknik
ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması
Tabii, yasanın
temel amacı şu, arkadaşlar: Burada, fizikî anlamda bir
kara yolu ulaşım ağı değil, burada, altyapı
ve teknik iş birliği. Tabii, altyapı ve teknik iş
birliğinden neyi çıkarıyoruz? Herhâlde, hiç kimse, hiçbir
ülke, bir başkasına hizmet ederken, kendi deneyimleri, kendi
teknik ve ekonomik imkânlarıyla bir başka ülkeye bir şekilde
hizmet götürürken, o ülkenin imkânlarından kendi ülkesine bir
şey almak temel amaçtır.
Ben, tabii, buraya gelirken
Tabii,
bu bir müteahhitlik hizmeti, bu bir teknik ve ekonomik anlaşma.
Müteahhitlik hizmetleri
Ben, tabii, burada, özellikle yurt dışı
müteahhitlik hizmetlerinden bahsetmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye Cumhuriyeti'nde kurulan kurumların yurt dışına,
yaklaşık 11 milyar dolarlık bir iş hacmi vardır
bugün, yani ülkeye getirdiği ve bu arkadaşlarımızın
aldığı iş miktarı. Ancak, bu insanlara Türkiye
Cumhuriyeti olarak hangi hizmeti veriyoruz? Bu insanlar kendi çabalarıyla,
kendi imkânlarıyla, çok zor koşullarda, dünyanın her tarafında
iş yapmaya çalışıyorlar. Fakat, bugün, özellikle
finansal açıdan bu kadar büyüklükteki, 700 milyon dolar, 1 milyar
dolar gibi rakamları bulan işlerde, gerek teminat mektubu
gerek kati mektup gerek avans mektubunu Türkiye'de, bu insanlar hangi
koşulda bulup, hangi koşulda uluslararası firmalarla
rekabet edebiliyorlar?
Değerli arkadaşlar, yurt
dışı müteahhitlik hizmetlerine ülke olarak çok büyük
katkı vermiyoruz. O insanlar hakikaten bu ülkenin bir neferi,
o insanlar hakikaten bu ülkeye döviz getiren, bu ülke insanına
istihdam yaratan bir nefer. Ama, biz, özellikle yılbaşından
bu yana, geçtiğimiz yılbaşından bu yana bazı
ülkelerle ikili sosyal güvenlik anlaşmaları yapılmadığı
için, arkadaşlar, artık, Türkiye'den bu arkadaşlarımız
yurt dışına işçi götüremiyor. Çok acıdır!
İş alıyor ve buradan gerek teknik gerekse orada çalıştırılacak
insanlara ekmek vermek için götürmeye çalışıyor; ama,
Türkiye Cumhuriyeti ile bazı ülkeler arasında çifte vergilendirme
ve sosyal güvenlik anlaşması nedeniyle, artık, bu arkadaşlarımız
buradan oraya işçi götüremez hâle geldiler, çünkü onlara çok
pahalıya mal ediliyor ve bu insanlar yalvarıyor âdeta. Âdeta,
diyor ki: "Bu ikili sosyal güvenlik anlaşmalarını
Hükûmet Meclise getirsin, bir an önce çıkarsın." Biz, ülkeye
hiçbir şey getirmeyecek, ülkemize hiçbir ekonomik katkısı
olmayan olayları burada getirip konuşuyoruz, ama -yurt
dışı müteahhitlik hizmetlerinin- bir sürü insana ekmek
verecek ikili sosyal güvenlik anlaşmalarını bir türlü
getirmiyoruz arkadaşlar. Bu çok acıdır. Sorun -yurt
dışı müteahhitlik hizmeti yapan- lütfen müteahhitlere
sorun, yılbaşından bu yana 1 tane işçi götüremiyorlar.
Değerli arkadaşlarım,
yılda, bu insanların bu ülkeye kattığı, bu ülkeye
getirdiği döviz miktarını, ayrıca, bu bizim yurt
dışı müteahhitlerimiz bu işleri aldığı
zaman hemen hemen tüm malzemelerini buradan götürüyorlar. Dev gibi
yabancılar karşısında rekabet gücünü yaratıp
devletin hiçbir katkısı olmaksızın
Ama, başka
ülkelerin müteahhitlerine, beş yıl vadeli, yedi yıl
vadeli -hele o ülkeden yaptığı iş için ihracat, yani,
bu ülkeden ithalat yapıyorsa- beş yıl vadeli kredi tanıyor
arkadaşlar. Biz, 11 milyar dolarlık bir pasta için, kendi müteahhitlerimize,
kendi yurt dışında iş yapan insanlarımıza
hiçbir katkı yapmıyoruz arkadaşlar. Bu acıdır
arkadaşlar. Eğer, bu teknik anlaşmayı sadece laf
olsun diye yapıyorsak, bu teknik anlaşmayı ülkeye hiçbir
şey getirmeksizin yapıyorsak arkadaşlar, böyle anlaşmaları
yapmayalım. Benim anlayışım bu. Biz, eğer, bir
ülkeyle bir anlaşma yapıyorsak, o ülkedeki olanak ve
imkânları Türkiye'deki hizmet yapan insanlarımıza yönlendirerek
bu insanlarımızın orada, örneğin, bu kara yolu anlaşması
ise oradaki, Türkiye'deki müteahhitlerimizin kara yolundaki deneyimlerine
orada destek olarak ve gerek ekonomik gerek teknik destek vererek
oralarda iş almasını sağlayabiliyorsak bu anlaşmanın
önemi o zaman olur arkadaşlar. Yoksa, onların müteahhitlerinin,
onların firmalarının gelip böyle bir anlaşmayla
Türkiye'den herhangi bir şekilde bir şey satacaklarsa bu anlaşmanın
hiçbir anlamı yok arkadaşlar.
Şimdi, bu tür anlaşmalar
ülkeye ekonomik çıkar sağlamalı. Çünkü, artık, küreselleşen
bir dünya var arkadaşlar -artık, tüm bu dünyada savaşlar-
artık, ekonomik savaş var. Ekonomik savaşı
eğer bir şekilde, biz, bu ülkede yaşayan insanlarımızın
lehine çeviremiyorsak her zaman biz eziliriz.
Şimdi, baktığınız
zaman Fas'a: Fas 31 milyon nüfuslu bir ülke, yıllık
dış ticaret hacmi yaklaşık 30 milyar dolar, bunun
20 milyar doları ithalat, 10 milyar doları ihracat. Ama,
dikkatinizi çekiyorum, tüm dış borcu ülkenin ithalatı
kadar. Yani şöyle özetleyeyim: 30 milyar dolarlık bir
dış ticaret hacminde o ülkenin dış borcu 15 milyar
dolar, 30 milyon nüfuslu bir ülkede. Tabii, turizm geliri bunun
dışında arkadaşlar ve ülkedeki en büyük özellik
kendi kaynaklarını çok iyi değerlendiriyor. Dünyanın
en büyük fosfat üreticisi ülkesi arkadaşlar ve en büyük ihracat
kalemleri fosfat, yani kendi kaynaklarını çok iyi değerlendiriyorlar.
Şimdi, böyle bir anlaşmada
değerli arkadaşlar -bu bir teknik anlaşma- bizim bir
tek şey yapmamız lazım: Özellikle yurt dışı
müteahhitlerimizi bu konuda teşvik etmemiz lazım, yurt
dışı müteahhitlik hizmetlerine uzun vadeli fon bulmamız
lazım, yurt dışı müteahhitlik hizmetlerine destek
olmamız lazım.
Şimdi, bir soru soracağım
size. Hemen hemen bankaların yüzde 40'ı yabancılara
satıldı. Bu yabancı bankaların kim olduklarını
biliyorsunuz ve dünyanın her tarafında bu tür ihalelere
dünyanın her tarafındaki firmalar giriyor. Acaba, böyle
bir ihaleyi, uzun vadeli finansman desteğini alan, uzun vadeli
teminat mektubu desteğini alan yurt dışı firmalar
mı böyle bir ihaleyi alır, yoksa benim insanlarım
mı alır? Onun için, biz, hep burada ulusal bankacılık,
millî bankacılık derken -yani, bir kurumumuz, bir bankamız,
örneğin kamunun bir bankası, mutlaka dış ticaret
ve yurt dışı müteahhitlikleri destekler- yani, asla
iane vermesin. Onlara hizmet edecek, onlara uzun vadeli fon sağlayacak,
özellikle yurt dışı hizmetlere uzun vadeli fon sağlayacak
hâle getirmemiz lazım. Yani, aynı yabancı banka -Türkiye'de
bir banka almış- acaba kendi kurumunu mu, yoksa benim buradaki
yurt dışı hizmeti yapan müteahhit firmama mı mektup
verir arkadaşlar? Yani, bunlar, arkadaşlar, yarın önümüze,
bu bankaların yabancılara satılması bize çok
önemli kayıplar getirecek. Arkadaşlar, onları destekleyecekler,
kendi kurumlarını destekleyecekler.
Değerli milletvekilleri, burada,
genelde, özellikle yurt dışı müteahhitlik hizmetleri
konusunda, hassaten -çok hassas bir konu- bu müteahhitlerimizin
ülkeye daha çok döviz, ülke insanına daha çok istihdam yaratması
için, mutlaka, özellikle sosyal güvenlik anlaşmalarını
öncelikle çözmemiz lazım.
Tabii, ikinci bir olay, değerli
milletvekilleri, standartlar. Tabii, siz, yurt dışına,
Fas Krallığına, kara yollarına teknik ve bilimsel
yardım yapmak için gidiyorsunuz. Ama, acaba, biz, ülkemizde bu
teknik ve bilimsel kara yolları ağında bunları tam
uyguluyor muyuz?
Arkadaşlar, şapkamızı
burada önümüze koyalım. Ben, buradan sesleniyorum: Türkiye'nin
değişik yörelerinde kara yolu ağı yapıyoruz,
ama arkadaşlar, kesinlikle standart farklılığı
var, kesinlikle aynı standartta değil. Üç ay önce yapılan
yol, bir şekilde, üç ay sonra geçemiyorsunuz. Burada, önce,
standardı kendimiz uygulamamız lazım. Burada değişik
firmalara, değişik kurumlara ihale ediliyor, ama, bunu üzülerek
söylüyorum, burada işini iyi yapan mutlaka bir sürü insan vardır,
ama, işini iyi yapmayanlar hiç ceza almıyor arkadaşlar.
İki: Burada, Türkiye'nin değişik
yörelerinde bazı iller özellikle kara yolu ağı
açısından şanslı iller, ama, bazı iller çok
şansız iller. Örneğin, Malatya, hiçbir tane, 20 kilometre
ve 20 kilometrenin dışında başka hiçbir bölünmüş
yol yapılmadı. Onun için, önce, standardı kendimiz uygulamamız
lazım. Ben bunu iddia ediyorum, mutlaka işini çok iyi yapan
müteahhit arkadaşlarımız vardır, ama, burada
işini iyi yapmayan, devleti dolandıran, devlete kazık
atan insanların asla korunup kollanmaması gerekir, ceza
görmesi lazım, ama, maalesef, ceza görmüyorlar.
Değerli milletvekilleri, yine
söylüyorum, burada standart yaratmamız lazım ve yurt
dışı müteahhitlik hizmetlerinde yaratılan standart
yurt dışında örnek olarak gösterilirse, dünyanın
her tarafında özellikle başarılı olan müteahhitlerimiz
çok iyi bir kara yolcu olabilir ve çok başarıyla bu işi
yapan ve yurt dışında, özellikle belli ülkelerde kara
yolu ağını başarıyla yapan bir sürü müteahhidimiz
var, ama, yine söylüyorum, bunu, devlet yanında olup, bir şekilde
asla kimseye iane, bedava para vermeyin, uzun vadeli finansman ve
teminat mektubunda yardımcı olursanız bu insanlar tüm
o malzemeyi Türkiye'den götürür, bu insanlar tüm o işçileri
Türkiye'den götürür. Bizim, anlaşmalara bu pencereden bakmamız
lazım. Türkiye'ye ticari katkı yaratacak anlaşmaları
böyle yorumlarsak ülkenin geleceğinde hepimiz katkı yapmış
oluruz.
Hepinize saygılar sunarım,
teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Aslanoğlu.
Tümü üzerinde şahsı
adına söz isteyen Şemsettin Murat, Elâzığ Milletvekili
Yok.
Cemal Uysal, Ordu Milletvekili
Yok.
Haluk Koç, Samsun Milletvekili
HALUK KOÇ (Samsun) - Konuşmayacağım
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Koç.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE FAS KRALLIĞI HÜKÜMETİ
ARASINDA
KARAYOLLARI
ULAŞIMI ALTYAPISI TEKNİK VE BİLİMSEL İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- 30/03/2005 tarihinde Rabat'ta
imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı Altyapısı
Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde
şahsı adına söz isteyen Haluk Koç, Samsun Milletvekili
HALUK KOÇ (Samsun) - Konuşmayacağım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç dakikalık
süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise, hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile imzasını
da taşıyan oy pusulasını, yine, oylama için öngörülen
üç dakikalık süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını
rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas
Krallığı Hükümeti Arasında Karayolları Ulaşımı
Altyapısı Teknik ve Bilimsel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Oy sayısı : 277
Kabul : 277 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
11'inci sırada yer alan Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği
Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlayacağız.
11.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasındaki Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1167) (S.Sayısı: 1328) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1328 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Denizli Milletvekili
Mehmet Neşşar.
Buyurun Sayın Neşşar.
CHP GRUBU ADINA MEHMET UĞUR
NEŞŞAR (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İşbirliği Çerçeve Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına konuşmak üzere söz aldım. Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce,
Parlamento dönemimizin sonuna yaklaştığımız
şu günlerde, ülkenin yaklaşan, öne alınmış genel
seçim çerçevesinde, daha huzurlu, daha istikrarlı, önü
açık ve güzel günlere yöneleceği bir açılımı
yapabilmesinin mümkün olduğu ve bu konuda güzel günler göreceğimiz
yönündeki dileklerimi dile getirmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Kongo, Afrika'nın tam ortasında yer alan kocaman bir ülke.
Afrika kıtasının üçüncü büyük ülkesi; nüfusu, en son,
2007 tahminlerine göre, 63 milyon 655 bin, yüz ölçümü de 2 milyon 344
bin 585 kilometrekareyle çok büyük bir ülke. Eski adını belki
hatırlayacaksınız -sömürge olduğu yıllarda-
Portekizceden yanlış tercüme edilen bir kelimenin çevrilmesiyle
Zaire ismi verilmiş ve Zaire, o zamanki anlamıyla, bütün
nehirleri yutan nehir anlamını taşıyor ve bu ülkenin
de, belki bununla ilgili, bağlantılı olarak yüzde
3,3'ünde su alanlarının bulunduğu dile getiriliyor.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
1328 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Kongo, Güney Afrika Gelişme
Kominitesinin, Birliğinin üyesi ve kalkınmaya çalışan
bir ülke. Tarihçesine baktığımız zaman, 1870'ten
1908'e kadar özgür bir ülkeyken, 1908'den 1960'a kadar bir Belçika kolonisi
hâline geldiğini görüyoruz. Ağlayan, bugün, insanları
sıtma ve HIV'le kırılan, insanlarının birçoğunun
1 doların altında bir parayla geçinmek zorunda olduğu,
zavallı Afrika'nın sömürülme hikâyesinin bir bölümü de Kongo'da
geçmiş, Belçika kolonisi olarak. 1960'ta özgürlüğüne kavuşmuş,
ama tam anlamıyla henüz sükûn bulmamış, 60'la 95 arasında
değişik politik krizler yaşamış, 1991'e kadar sosyalist
blokun üyesiymiş, 1997 ve 99 arasında ciddi bir iç savaş
yaşamış, daha sonra toparlanarak 1996'dan beri bir geçiş,
bir transisyon dönemine girmiş.
Değerli milletvekilleri, tabii,
sömürgecilik deyince, bu Kongo'nun, Nijerya, Angola ve Gabon'dan
sonra Afrika'da en çok petrol üreten dördüncü ülke olduğunu dikkate
almamız gerekiyor. Bugün birçok petrol zengini ülkenin perişanlığına
benzer bir şekilde, o da kaderin kendisine biçtiği payı
taşımış.
Bu ülke ile cumhuriyetimiz arasında
2005 yılının 28 Eylülünde bu anlaşma imzalanmış.
Biz bugün bu anlaşmayı Meclisten geçirerek geçerli duruma
kavuşturmaya çalışıyoruz.
Bu anlaşmanın içeriği,
esas itibarıyla, askerî alanda yapacağımız iş
birliğini tanımlıyor.
Hangi alanlarda iş birliği
yapacağımıza gelirsek: Bunlar, askerlikle ilgili
eğitim ve öğretim; bizden askerî eğitim alacaklar.
İki ülke jandarmaları arasında karşılıklı
iş birliği bu anlaşma çerçevesinde sağlanacak.
Tatbikatlar için askerî gözlemcilerin değişimi ve tarafların
talep ettiği diğer alanlarda gerekli yardımlaşmanın
yapılması bu anlaşma çerçevesinde sağlanıyor.
Bu anlaşma çerçevesinde, taraflar
arasında gizlilik dereceli bilgilerin güvenliği de tedbir
altına alınmış. Bu çok önemli. Özellikle, günümüzün
değişen güvenlik anlayışı, güvenlik tehdidi
ve uluslararası terörizm bakımından bu bilgilerin
alışverişi, bu bilgilerin korunması büyük önem taşıyor.
Ülkelerin aslında çok hasis oldukları bir konu. Ülkeler
birbirleriyle ilgili bilgileri pek vermek istemiyorlar. Bu anlaşmayla,
daha çok, bu aktarılan bilgilerin diğer üçüncü ülkelerden
nasıl korunacağı, bu bilgilerin üçüncü ülkelere verilmesinin
koşulları gibi bazı ayrıntılar üzerinde bir
anlaşma söz konusu.
Tabii, ceza ve yargı yetkisi;
dolayısıyla, ülkelere gelen yabancı askerlerin hangi
yasalara tabi olacakları, nasıl yargılanacakları
da bu anlaşmayla tedbir altına alınmıştır.
Bu anlaşmada, karşılıklı
asker değişimi sırasında ya da eğitim için gelip
gidildiği sıralarda sağlık hizmetlerinin nasıl
verileceği de tanımlanmış. Tabii "Kongo"
deyince, ister istemez ülkemizi AKP döneminde sarsan kanamalı
Kongo ateşi akla geliyor. Havalar ısınmaya başladı.
Önümüzdeki yazda yeni vakaların çıkacağı
kuşkusuz. Sağlık Bakanlığının, daha
önceki yıllarda yaptığı gibi, bu yıllarda da
bu hastalık karşısında birtakım açıklamalarla
yetinip pek fazla bir şey yapmayacağını da biliyoruz.
Ama, konumuz tabii kanamalı Kongo ateşi değil, daha
çok değişilen askerler arasındaki sağlık hizmetlerinin
nasıl görüleceği, nasıl yararlanacağı. Kabaca,
Türkiye'deki muadillerinin yararlandığı tesislerden
onların yararlandığı biçimde yararlanacaklar
-ya da taraflar misafir olduğu ülkelerden dersek daha doğru
olacak- ve masrafları da her ülkenin kendisine fatura edilecek.
Değerli milletvekilleri, bu
anlaşmanın uygun olduğuna ve onaylanmasına biz
de katkı veriyoruz. Hayırlı, uğurlu olmasını
diliyorum, Meclisimizi saygılarımla selamlıyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Neşşar.
Başka söz talebi yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KONGO CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ
ARASINDA ASKERİ
ALANDA EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL
İŞBİRLİĞİ
ÇERÇEVE ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- 28 Eylül 2005 tarihinde
Ankara'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kongo
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik
ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik oylama cihazıyla
oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kongo Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Askeri
Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İşbirliği Çerçeve
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 246
Kabul : 246 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
12'nci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlayacağız.
12.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ile Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1172) (S. Sayısı:
1329) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1329 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen, Haluk Koç
Yok.
Böylece, tasarının tümü
üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
1329 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE KENYA CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ
ARASINDA
TİCARET VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 12 Ekim 2004 tarihinde Nairobi'de
imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği
Anlaşması"nın onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Kenya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve
Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 244
Kabul : 244 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
13'üncü sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında Ticari
Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor ile Dışişleri Komisyonları Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
13.-
Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı Arasında
Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1102) (S. Sayısı: 1334) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1334 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
1334 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ İLE OMAN SULTANLIĞI ARASINDA TİCARİ
MÜBADELE
VE EKONOMİK, TEKNİK, BİLİMSEL VE KÜLTÜREL
İŞBİRLİĞİ ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 13 Ocak 2004 tarihinde Muskat'ta
imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti ile Oman Sultanlığı
Arasında Ticari Mübadele ve Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel
İşbirliği Anlaşması"nın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, oylama
için üç dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
ile Oman Sultanlığı Arasında Ticari Mübadele ve
Ekonomik, Teknik, Bilimsel ve Kültürel İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 269
Kabul : 269 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
14'üncü sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlayacağız.
14.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/1179) (S. Sayısı: 1336) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1336 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
söz isteyen yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
1336 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MADAGASKAR CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ
ARASINDA TİCARET, EKONOMİK VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- 27 Temmuz 2005 tarihinde
Antananarivo'da imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti
ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik
ve Teknik İşbirliği Anlaşması'nın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Madagaskar Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 248
Kabul : 248 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
15'inci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine
başlayacağız.
15.-Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti
Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/1127) (S. Sayısı 1335) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1335 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
şahsı adına söz isteyen Ahmet Işık, Konya Milletvekili.
Buyurun Sayın Işık.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
1335 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
AHMET IŞIK (Konya) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 1335 sıra sayılı
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği
Anlaşması'nın geneli üzerine şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığınca,
2003 yılından itibaren, ihracatçı firmaların yeni
pazarlara açılımlarını sağlamak ve katkıda
bulunmak amacıyla "Afrika ülkeleri ile ekonomik ilişkilerin
geliştirilmesi stratejisi" uygulamaya konmuştur.
Küçük ve orta ölçekli işletmelerimizin Afrika ülkelerine
açılımlarının sağlanması, sanayimiz
için ham madde ve yarı mamullerin doğrudan ve uygun fiyatlarla
Afrika ülkelerinden temin edilmesi, bazı sektörlerimizin rekabet
gücünü artırmak amacıyla bir kısım yatırımların
Afrika'ya kaydırılarak söz konusu bölge ülkelerine Türkiye'den
teknoloji transferinin gerçekleştirilmesi ile müteahhitlik,
müşavirlik ve mühendislik firmalarımızın Afrika
ülkelerindeki pazar paylarının artırılması
hedeflenmiştir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1 milyon 30 bin 700 metrekare yüz ölçüme sahip
olan Moritanya'nın nüfusu yaklaşık 3 milyondur. Ülkenin
orta ve kuzey bölümleri çöl olduğundan, su sıkıntısı
nedeniyle, tarım bu bölgelerde değil, Moritanya ve Senegal
arasında doğal sınırı oluşturan Senegal
Nehri tarafında, yani güney bölgelerde yapılmaktadır.
Siyasi hayatta olduğu gibi ticari ve ekonomik faaliyetlerde
de önde gelen kabilelere mensup, Fransa, Fas ve Senegal'de yetişmiş
elit çevreler hâkim konumdadır. Yapılan temas ve gözlemlere
göre, bu ülkeyle ikili ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi
mümkün gözükmektedir. Özellikle, madencilik ve balıkçılık
sektöründe ticaret imkânı mevcuttur.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye - Moritanya Ticaret, Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşması'nın onaylanmasıyla
mütevazı düzeyde seyreden ticaret hacmimize yeni bir dinamik
katılacağı kanaatindeyiz. Ayrıca, Türk ürünlerinin
Moritanya piyasasında yer almasından memnunluk duyulacağı
muhataplarınca dile getirilmektedir.
Moritanya Devlet Başkanı,
Moritanya'nın yabancı yatırımlara ihtiyaç duyduğunu
ve Türk iş adamlarının Moritanya'ya gelerek ikili
iş birliği alanlarını incelemeleri önerisinden
memnuniyet duyduğunu ifade etmiştir. Moritanya'da öncelikli
yatırım alanları, madenler, balıkçılık
ve tarım sektörüdür. Bu alanlarda yabancı sermaye ile yerli
ortaklık kurulması teşvik edilerek Türk iş adamlarının
bu alanlara yönlendirilebileceği düşünülmektedir. 1
Ocak 2006 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye - Fas Serbest Ticaret
Anlaşması çerçevesinde, Türk gıda ürünleri Moritanya
piyasasına esasen girmiş bulunmaktadır. Anlaşma'nın
2'nci maddesinde, iş birliği alanlarında şu hususlara
yer verilmektedir:
Ortak sermaye ile sınai ve ticari
teşebbüsler kurulması; uzman, danışman, doküman
ve bilgi teatisi; eğitimde ve başta müşavirlik hizmetleri
olmak üzere, hizmetler alanında imkânlar sağlanması;
burs imkânları sağlanması, inceleme gezileri ve seminerler
düzenlenmesi; fuarlar ve sergiler düzenlenmesi; ticaret, turizm
ve el sanatları alanları olmak üzere, potansiyeli olan ekonomik
ve teknik diğer alanlarda da yatırımların ve ortak
projelerin teşvik edilmesi; aktif tarafların ileride üzerinde
mutabık kalacakları diğer tüm iş birliği
şekilleri olarak yer almaktadır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Moritanya Devlet Başkanı, görüşmekte
olduğumuz 24 Mayıs 2005 tarihli Türkiye-Moritanya Ticaret,
Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşması'nın
Moritanya tarafından henüz onaylanmamasının, 3
Ağustos 2005 tarihinde rejim değişikliği sonrasında
Moritanya Parlamentosunun feshedilerek, yetkilerinin, Adalet
ve Demokrasi İçin Askerî Konsey tarafından üstlenilmesi
nedeniyle yapılamadığını, bu itibarla, anlaşmanın,
en kısa süre içerisinde, onay süresini sonuçlandıracağını
ifade etmiş bulunmaktadır.
Görüşmekte olduğumuz
uluslararası işbu Anlaşma'nın her iki ülkeye de hayırlı
olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Işık.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MORİTANYA İSLAM
CUMHURİYETİ
HÜKÜMETİ
ARASINDA TİCARET, EKONOMİK VE TEKNİK İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1- 24/5/2005 tarihinde Nuakşot'ta
imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moritanya
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret, Ekonomik
ve Teknik İşbirliği Anlaşması'nın onaylanması
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İki dakika süre veriyorum.
Oylamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Moritanya İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Ticaret, Ekonomik ve Teknik İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın
açık oylama sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 242
Kabul : 242 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
Birleşime on beş dakika
ara veriyorum sayın milletvekilleri.
Kapanma Saati:
17.20
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
İKİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati:17.39
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 97'nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
16'ncı sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında
Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
16.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti
Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme Alanında
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/1154) (S. Sayısı:
1107) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 1107 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Yakup Kepenek,
Ankara Milletvekili.
Buyurun Sayın Kepenek.
CHP GRUBU ADINA YAKUP KEPENEK (Ankara)
- Çok teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 1107 sıra sayılı, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai
Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı üzerine söz aldım. Sözlerime
başlarken hepinizi, saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle
şunu belirteyim: Bu anlaşma ile öngörülen, uluslararası
düzeyde İsrail Hükûmeti ile Türkiye arasında sanayi alanındaki
bilimsel çalışmaların, araştırma-geliştirme
çalışmalarının ve kurumsal iş birliğinin
güçlendirilmesi doğrudur, yerindedir. Kısaca, bu Anlaşma'nın
onaylanmasını, biz, CHP olarak doğru buluyoruz.
Bu noktayı belirttikten sonra,
Anlaşma'nın ayrıntılarına girmeden, birkaç
önemli gördüğüm noktanın daha altını çizmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
son yıllarda Hükûmetimiz -bu kısmını iyi dinleyin-
doğru bir tutumla araştırmaya ve geliştirmeye oldukça
yüksek miktarlarda para ayırmaktadır. Bu tutum -tekrar edeyim-
doğrudur. Burada eksik olan nedir? Eksik olan şudur: Bu kadar
çok para ayrılmasına karşın, rağmen, Türkiye'de
ar-ge çalışmalarının kurumsal anlamda, yani özel
sektör, üniversiteler ve kamu araştırma-geliştirme birimleri,
kurumları anlamında tutarlı, düzgün, atılımcı
bir düzey yakaladığı ve geliştiği söylenemez.
Öncelikle şunu da belirteyim:
Ar-ge verileri çok yetersizdir ve zamanında yayınlanmamaktadır.
Bu konuda Türkiye İstatistik Kurumunu yeniden göreve çağırmak
durumundayım. Burada daha evvel de söylemiştim. Elimizdeki
en son verilere göre, birkaç ay önce yayınlanan verilere göre,
Türkiye'de ulusal gelirin yüzde 1'den daha az bir bölümü, çok daha az
bir bölümü, yüzde 0,67'si araştırma-geliştirmeye gitmektedir
ve bu oran, uluslararası rakamlarla karşılaştırılmayacak
kadar düşüktür. Ar-ge'ye ayrılan paranın, ulusal gelirin
en az yüzde 1'i olması ve yine Hükûmetin öngördüğü gibi 2010
yılında bu düzeyin üzerine çıkması -hatta yüzde
2'den söz etti yanılmıyorsam Sayın Başbakan-
başlı başına büyük çabayı gerektirir. Ama,
şunu unutmayın: Sorun, yalnızca para ayırma sorunu
değildir; sorun, kurumsal anlamda bu işi düzgün, verimli,
etkin, çağdaş yapabilmenin yollarını bulmak, kurumları
güçlendirmektir.
(x)
1107 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Değerli arkadaşlar, bu
konudaki somut bir öneriyi ya da bir gelişmeyi dikkatinize
sunmak isterim: Oylarınızla, sizin oylarınızla
kurulan küresel ısınmayla ilgili Meclis araştırma
komisyonunun -ki, Değerli Arkadaşımız Adem
Baştürk Başkanlığını yapıyor- bugünkü
oturumunda, İstanbul Teknik Üniversitesinden Profesör Doktor
Zekai Şen'i dinledik. Profesör Doktor Zekai Şen, aynı zamanda
Su Vakfının da Başkanıdır. Bu arkadaşımız,
bu bilim insanı -iyi dinleyin- kendi olanaklarıyla uluslararası
toplantılara katılıyor ve Türkiye'yi temsil ediyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bir bilim insanının,
uluslararası toplantılara, küresel ısınma konusundaki
yüzlerce katılımcının olduğu, 120 bilim insanının
katıldığı bir toplantıya kendi olanaklarıyla
katılması, Türkiye'nin diğer bilim kurumlarının,
bilim insanlarının katılmaması başlı başına
büyük bir eksikliktir, büyük bir yetersizliktir. Türkiye, bilimsel
anlamda var olan gelişmişliğini, uluslararası düzeyde
var olan bilimsel gücünü, var olan olanaklarını, etkin ve verimli
bir biçimde kullanmamaktadır. Bilim insanlarımız,
devlet dairesini temsil eden yöneticiler bu toplantılara katılmamakta
ve katılma konusunda duyarlı davranmamaktadır. Toplantılara
katılmak için yapılması gereken çok şey vardır:
Her şeyden önce, kendi bilimsel çalışmalarınızı
eksiksiz yapmak durumundasınız. Sonra, bu araştırma-geliştirme
çalışmalarınızı, kurumlar arası eş
güdümü, iş birliğini sağlayarak yapmak durumundasınız.
Üçüncüsü, kamu yöneticileri, bürokratlar -bakanlıklardan
başlayarak en alt düzeye kadar- bu sürece, yani -hangi sürece-
araştırma-geliştirme sürecine etkin bir biçimde katılmalıdırlar.
Diyeceksiniz ki: Bütün bunlar yeterli mi? Yeterli değil.
Bir boyutu daha vardır
işin: Kurumlar, tıpkı insanlar gibi, bilimsel bilgiyle
donanarak, deneyim kazanarak, o alanda birikim yaparak konum kazanırlar,
güç kazanırlar. Türkiye'nin, her şeyden önce, ilk fırsatta
yapması gereken, bu alanda kendi olanaklarını harekete
geçirmek ve uluslararası düzlemde haklarını, sudan
ısınmaya kadar, kömürden petrole kadar, doğal gaz anlaşmalarından
Avrupa Birliği ilişkilerine kadar her alanda, Türkiye, donanımlı,
bilimsel verilerle donanımlı, kurumsal yapısı
etkin, düzgün çalışan, iş birliği içinde olan,
eş güdüm içinde olan, dayanışma içinde olan çalışmalarla
uluslararası düzeye çıkmalıdır, kendini uluslararası
düzeyde toplantılarda böyle kanıtlamalıdır, böyle
göstermelidir. Bu çok önemlidir ve gelişmemiz açısından,
ulusumuzun gönencini, varlığını yüceltme yönünden
yaşamsaldır, büyük öneme sahiptir.
Özellikle küreselleşmeden
söz ediliyor. Küreselleşme konusundaki son gelişmelerin
nasıl olduğunu, hangi ürünlerde korumacılık yapıldığını,
bilim ve teknolojinin son gelişmelerinin ülkemizde nasıl
özümsendiğini, biz, kurumlarımızla, bilim insanlarımızla
ve çok duyarlı bir biçimde izlemeli, özümsemeli ve oradan elde
ettiğimiz bilgi birikimiyle yeni gelişmelerin, atılımların,
gidişin önünü açmalıyız. Bu konuda kurumlara da
Hükûmete de kamu bürokrasisine de çok büyük görevler düşmektedir.
Ben, bu Anlaşma bağlamında kurumlarımızı
göreve çağırıyorum.
Değerli arkadaşlar, yalnızca
üniversite açmak yetmiyor. Üniversitenin varlığını,
nitelikli iş gücüyle, nitelikli bilim insanıyla, nitelikli
teknik elemanla donatmak zorundayız. Onların araştırma-geliştirme
olanaklarını güçlendirmek zorundayız. Günümüzde üniversite
eğitimi, yalnızca sınıfta ders vermek değildir.
Günümüzde üniversite eğitiminin, ders vermenin ötesinde iki
önemli boyutu vardır. Bunlardan bir tanesi, üniversite
araştırma yeridir, üniversite bilgi üretir. Üniversite
bilgi üretir. Üniversitenin bilgi üretecek, araştırma-geliştirme
yapacak bir donanıma sahip olmasıdır ki, toplumun
ilerlemesini sağlar. Üçüncü bir işlevi, bir görevi daha
vardır üniversitenin. O görev de şudur: Üniversitenin toplumsal
sorumluluğu vardır. Üniversite, çalışanıyla,
üreticisiyle, kamu görevlisiyle, yerel yönetimiyle, belediyesiyle,
esnafıyla, sanatçısıyla, kendi bölgesinin, yöresinin,
ilinin kucaklayıcısı ve geliştiricisi olmak zorundadır.
Onların yaşamlarını ve üretimlerini bilimsel
bir çerçeveye oturtmak ve bilimsel bir çerçeve üzerinde yükseltmelerini
sağlamak o yörenin, o ilin, o ülkenin üniversitesinin en temel
görevidir.
Bu nedenlerle, bu anlaşmanın
imzalanması, Türkiye'nin o yönde de güçlenmesine katkı yapar
diye düşünüyorum ve -yeniden, tekrar edeyim- onaylanmasını
biz savunuyoruz.
Değerli arkadaşlar, izninizle
(AK Parti sıralarından alkışlar)
Bitiriyorum.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - Yeter
Hocam.
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Yeter
değil.
Teşekkür ederim alkışlarınız
için, devamını da beklerim.
Değerli arkadaşlar, bilimselliğe
bağlılık, bilimsel olma, siyasette de gereklidir.
Şimdi, soğukkanlılıkla son günlerin gelişmelerine
bakalım.
ŞÜKRÜ ÜNAL (Osmaniye) - O konuya
değinmeyin Hocam.
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Değineceğim.
Niye değineceğim?
Değerli arkadaşlar, son
hukuksal ve siyasal gelişmelerde Hükûmetimizin verdiği
tepki, gerçekten -izninizle söyleyeyim- bilimsellikten tamamıyla
uzaktır. Nasıl uzaktır? Kuşkusuz, bu ülkenin Anayasası'nın
tartışmaya açık çok tarafı vardır. Bu ülke
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ (Adana)
- Hocam, sizi seviyoruz, ama bu konuları konuşmayın.
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Bir saniye
efendim.
Bu ülkenin Anayasası 12 Eylül
Anayasası'dır ve bunun yargı bağımsızlığından
-bayatladı diyeceksiniz, ama- dokunulmazlığa kadar
değiştirilecek çok tarafı var. Eğitimden çalışma
hakkına kadar değiştirilmesi gereken çok tarafı
vardır. Bu Anayasa'nın 12 Eylül'ü yapanları sorumsuz
kılan, her türlü sorumluluğun dışında tutan
bir 15'inci geçici maddesi vardır. Bu 15'inci geçici madde, yirmi
yedi yıldır geçicidir.
Değerli yasa yapıcılar,
değerli yasama organı üyeleri; bir geçici madde yirmi yedi
yıl nasıl geçici kalır? Bu, hangi hukuk biliminin, hukuk
felsefesinin, düşüncesinin hangi noktasına sığar,
hangi anlayışının bir parçası olabilir?
Şimdi, gelelim son gelişmelere:
Türkiye'nin başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine
geçmesiyle ilgili son önermenizin, Başbakanın getirdiği
önermenin de hiçbir bilimsel hazırlığı, ön çalışması,
yapılabilirliği yoktur, yapılmış değildir.
Başkanlık, yarı
başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde,
öncelikle bir senato vardır. Eyaletlerin, vilayetlerin
eşit temsil edildiği, yani Hakkâri ile İstanbul'un
eşit olacağı bir başka meclis, üst meclis vardır,
senato vardır. Parlamento oralarda iki meclislidir. Türkiye'de
öyle bir şey yoktur. O ülkelerde, yargı bağımsızlığı
yerleşmiştir ve kurumsallaşmıştır. Türkiye'de
öyle bir durum yoktur.
Yine, başkanlık, yarı
başkanlık sisteminin uygulandığı ülkelerde,
değerli arkadaşlar, temel hak ve özgürlükler tartışma
konusu olmaz. Biz, hâlâ, en temel hak ve özgürlüklerin boyutunu,
uzantısını, derinliğini, yüksekliğini tartışıyor
ve konuşuyoruz. O konularda anlaşmış değiliz.
Dolayısıyla, bütün bu noktalarda ön çalışmalar
yapılmadan
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ (Adana)
- Bunu Deniz Baykal'a söyleyin.
YAKUP KEPENEK (Devamla) -
kamuoyunda
bunlar enine boyuna tartışılmadan, halkın bu konudaki
katılımı sağlanmadan, üniversitelerin, sivil
toplum kuruluşlarının, toplumun bu konudaki birikimi,
değerlendirmesi, anlayışı katılmadan bu
işe, diğer ülkelerin deneyimleri enine boyuna değerlendirilmeden
yapılacak bir düzenleme, bir başkanlık sistemi düzenlemesi,
korkarım ki, yeni siyasal çalkantıların, yeni siyasal
bunalımların yolunu açar ve bu, ülkeye zarar verir,
doğru olmaz. Bilimsel hazırlık
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ (Adana)
- Siz de mutlu olursunuz.
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Ben mutlu
olmam. Ben, bu ülkenin..
AYHAN ZEYNEP TEKİN BÖRÜ (Adana)
- Siz olmazsınız, ama oluyorlar.
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Bu ülkenin
Bu ülkenin zarara uğramasından ben mutlu olmam. Ama, siz,
bu kürsüden, çıkıp, Merkez Bankası Başkanının,
ısrarla, atanması sırasında yüzde 13 olan faizin
BAŞKAN - Sayın Kepenek,
lütfen
YAKUP KEPENEK (Devamla) - Geliyorum
BAŞKAN - Lütfen, konuyla ilgili
konuşur musunuz Sayın Kepenek.
YAKUP KEPENEK (Devamla) -
yüzde
18'e çıkmasından doğan milyarlarca dolarlık ek kaybın
hesabını sormazsınız. Eksiğiniz budur, eksiğiniz
budur, eksiğinizi görün.
Sayın Başkan, hazırlıksız
yapılacak düzenlemeler, her ne olursa olsun bilimsel verilere
dayanmayan, araştırmaya dayanmayan, hazırlıksız
yapılan işlerden bu ülke çok çekti. Dilerim, bundan sonra
çekmez, çok daha bilimsel, çok daha akıllıca, çok daha soğukkanlı
oluruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, hepinize
saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Kepenek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum:
HALUK KOÇ (Samsun) - Karar yeter sayısı
istiyorum.
BAŞKAN - Arayacağım
Sayın Koç.
Karar yeter sayısı arayacağım
aynı zamanda.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri, karar yeter sayısı
yoktur. Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
17.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma
Saati:18.07
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın Milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97'nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu
açıyorum.
1107 sıra sayılı Kanun
Tasarısı'nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Tasarının maddelerine
geçilmesinin oylanmasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, maddelere geçilmesini tekrar oylarınıza sunacağım
ve karar yeter sayısı arayacağım.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İSRAİL DEVLETİ
HÜKÜMETİ
ARASINDA SINAİ
ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME ALANINDA İŞBİRLİĞİ
ANLAŞMASININ
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN
TASARISI
MADDE 1.- 1 Mayıs 2005 tarihinde
Kudüs'te imzalanan "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile İsrail
Devleti Hükümeti Arasında Sınai Araştırma-Geliştirme
Alanında İşbirliği Anlaşması"nın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile İsrail Devleti Hükümeti Arasında Sınai
Araştırma-Geliştirme Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 244
Kabul : 242
Ret : 1
Çekimser : 1 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
17'nci sırada yer alan, WIPO
İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Milli
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
17.-
WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1021) (S. Sayısı: 964) (xx)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 964 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Berhan Şimşek,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Şimşek.
CHP GRUBU ADINA BERHAN ŞİMŞEK
(İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
964 sıra sayılı WIPO İcralar ve Fonogramlar Andlaşmasına
Katıldığımıza İlişkin Kanun Tasarısı'nın
tümü üzerinde Grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlarım.
WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması, teknolojideki ilerlemeler nedeniyle duyulan
ihtiyaçlar dolayısıyla Roma Sözleşmesi'ni tamamlamak
için akdedilmiştir. WIPO, Dünya Fikrî Mülkiyet Örgütüdür. Türkiye,
fikrî mülkiyet hakları, telif hakları alanında, üyesi
olduğu uluslararası örgütler ve üyesi olmaya çalıştığı
AB standartlarını yakalamaya çalışmaktadır.
Bu çaba, tasarının genel gerekçesinde de vurgulanmakta.
Yine genel gerekçede belirtildiği gibi, Türkiye'nin bu anlaşma
ile WIPO Telif Hakları Antlaşması'na da taraf olması,
Türkiye'nin fikrî mülkiyet haklarına verdiği önemi göstermektedir.
Anlaşma'ya taraf olmamızın
bir diğer önemli gerekçesi de yine genel gerekçede vurgulandığı
gibi, bu durumun AB Komisyonu tarafından hazırlanan
İlerleme Raporu'nda yer almasıdır. Bu Antlaşma'nın
Meclisimiz tarafından uygun bulunarak Anayasa'mızın
90'ıncı maddesine göre yürürlüğe girmesini sağlaması,
fikrî mülkiyet hakları alanında uluslararası standartları
yakalamamızda önemli bir adım olacaktır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda
ilk değişiklik 1983 yılında yapılmış
ve 1995 yılında 4110 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik
ise 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı doğrultusunda
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.
21/2/2001 tarihli 4630 sayılı Yasa'yla yapılan değişikliklerden
sonra, 13 Mart 2004 tarih ve 5101 sayılı Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'la dördüncü
değişiklik yapılmıştır.
Tarafı bulunduğumuz WIPO
Telif Hakları Antlaşması çerçevesinde WIPO İcracılar
ve Fonogramlar Antlaşması'na taraf olmamız, yasalarımızın
ulusal üstü sözleşmelere uyumlu hâle getirilmesi ve sözleşmelerin
içselleştirilmesi Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu bakımından
zorunluluktur.
İcracı sanatçıların
ve fonogram yapımcılarının hakları ise, 5846
sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 80'inci maddesinde
düzenlenmiştir. Madde metninde 21/2/2001 tarihinde 4630 sayılı
Yasa'yla yapılan değişiklikle, WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması'nın hükümleri madde metniyle içselleştirilmiştir.
Sözleşme'den yararlanarak düzenlenen bu maddeyle anılan
Sözleşme iç hukuk normu hâline getirilmiştir. Maddenin değişiklik
gerekçesinde de değişikliklerin, TRIP metninin yanı
sıra, WIPO İcralar ve Fonogramlar Antlaşması hükümlerine
uyumlu hâle getirildiği belirtilmektedir.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
(xx)
964 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Aslında 1995 değişikliğinin
yetersizliği nedeniyle 5846 sayılı Kanun'da ve 80'inci
maddesinde 4630 sayılı Kanun ile 2001 yılında yapılan
değişiklikler son derece kapsamlıdır ve değişiklikler,
anılan WIPO Antlaşması hükümlerinin iç hukuka kazandırılmasından
ibarettir. Bu yasa değişikliklerini izleyen 5101 sayılı
2004 değişikliğinin temeli ise, veri tabanlarının
korunması ya da pay ve takip hakkı ve AB direktiflerine
uyum sağlamasıdır.
5101 sayılı Yasa'yla korsanla
mücadele esas alınmış ve bu yönde eksiklikler giderilmeye
çalışılarak, başta müzik eserleri olmak üzere fikir
ve sanat eserlerinin umuma açık mahallerce, radyo ve televizyon
kuruluşlarınca kullanımıyla ilgili sorunların
çözümünü esas almıştır.
Özetle, WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması hükümlerinin, 5846 sayılı Kanun'un
82'nci maddesi anlamında, 2001 yılından bu yana iç hukuk
normu hâline dönüştürüldüğü kabul edilebilir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Antlaşma'nın 6'ncı maddesi, icracı
sanatçıların tespit edilmemiş icralarına
ilişkin mali haklarının da korunmasını ve münhasıran
izin verme hakkından yararlanacaklarını düzenlemektedir.
Bu maddenin birinci fıkrasında,
tespit edilmemiş icraların radyo ve televizyon ile yayınlanmasına
ve topluma iletilmesine izin verme hakkı münhasıran icracı
sanatçıya ait olduğu belirtilmiştir.
Bu yönde bir düzenleme de uygulamada
sorun yaşanmaması için 5846 sayılı Kanun'un 80'inci
maddesinde yapılarak sözleşme ile uyum sağlanmalıdır.
Antlaşma'nın 15'inci maddesinin birinci fıkrasında,
icracı sanatçılar ve fonogram yapımcılarının
topluma iletim, radyo ve televizyonların yayınlanması
için ticari amaçla yayınlanmış fonogramların
doğrudan ya da dolaylı kullanımı karşılığında
tek ve hakkaniyetli bir ücret hakkından yararlanacağını
öngörmektedir.
Antlaşma'nın 15'inci maddesinin
üçüncü fıkrası ise anılan hükmün sınırlandırılmasına
olanak vermekte ve sınırlandırılma koşulları
düzenlenmektedir.
Uygulamada yaşanan sorunların
giderilebilmesi için "tek ve hakkaniyetli" ücretin saptanması
ve hak sahipleri arasında bölüştürülmesi için etkin bir çözüm
geliştirmek gerekmektedir. Zaten sözleşmenin 15'inci maddesinde
kabul edilen çözüme uygun olarak ulusal mevzuatta düzenleme yapılmasını
kabul edilebilir bulmaktadır.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Antlaşma'nın 17'nci maddesinde icracı
sanatçılara tanınan koruma süresi, bir icranın fonograma
tespit edildiği yılın sonundan başlamak üzere elli
yıldır.
Bilindiği gibi, Fikir ve Sanat
Eserleri Kanunu'nun 27'nci maddesine göre koruma süresi, eser sahibinin
yaşadığı müddetçe ve ölümünden itibaren yetmiş
yıldır. Bu süre, eser sahibinin birden fazla olması durumunda,
hayatta kalan son eser sahibinin ölümünden itibaren yetmiş
yıl geçmekle son bulur.
Ulusal üstü belgelerde ve taraf
olduğumuz sözleşmelerde koruma süresi açısından
daha kısa bir süre öngörülmesine karşın, iç hukukumuzdaki
daha uzun ve farklı bir koruma süresinin kabul edilmiş olmasının
yaratabileceği sorunları bir kere daha anımsatmakta
yarar vardır diye düşünüyorum. O nedenle, iç hukukumuzdaki
"yetmiş yıl" ibaresinin en az "elli
yıl" olarak değiştirilmesi, bu Sözleşme ile Fikir
ve Sanat Eserleri Kanunu'nu uyumlu hâle getirecektir.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; Antlaşma'nın 18'inci maddesinde, teknolojik
yükümlülükler düzenlenmiştir. Madde metninde, icracı sanatçılar
ya da fonogram yapımcılarına yetki veya kanunla izin
verilmeyen fikirlerin gerçekleştirilmesini kısıtlayan
ve bu anlaşma ile kendilerine tanınan haklar çerçevesinde
icracı sanatçılar ve fonogram yapımcılarınca
kullanılan etkin teknolojik yöntemlerin etkisiz hâle getirilmesine
karşı, uygun yasal koruma ve etkin yasal yaptırımlar
öngörülmüştür.
Taraf ülkeler ve Türkiye'nin yasal
düzenlemeler yapmak yükümlülüğü vardır. Madde metninde
öngörülen yasal düzenlemelerin, en kısa sürede yapılacak
yasa değişiklikleriyle yerine getirilmesi gerekmektedir.
Son olarak, Antlaşma'nın
24'üncü maddesinde "Meclis" önerilmektedir. Bu meclis, bu
Antlaşma'nın sürekliliği veya gelişimi ile
işlemesi, uygulanmasına ilişkin hususlarda görev yapacaktır.
Konferanslar yöntemiyle çalışacak olan meclis, hükûmetler
arası bir organizasyon niteliğine sahip olacak ve Dünya
Fikrî Mülkiyet Örgütünde üyesi bulunduğu devletler adına
oylamaya katılacaktır. Meclisin amacına uygun, etkin
ve işlevsel olabilmesi için, kuruluş ve çalışma ilkelerinin
belirlenmesinde geniş bir katılımla ve ilgili kurum
ve kuruluşların görüşleri alınarak belirlenmesi
önem kazanmaktadır.
Sözleşmenin iç hukuka aktarılması
ve yasal tüm mevzuatın bu sözleşmeye aykırılık
ve eksikliklerinin tespit edilmesi ve bu Sözleşme'ye uygun hâle
getirilmesi amacıyla fikir ve sanat eserleri hakkındaki
iç hukuk mevzuatının taramasının yapılması
gereklidir ve önemlidir değerli arkadaşlarım. Bu tarama
çalışmasını yapacak olan da tabii ki Kültür ve Turizm
Bakanlığıdır, ancak, Sayın Bakanın bu
açıklamalarıyla bu taramayı yapabileceğine
inancımız bugüne kadar oluşmamıştır. Bu
AB süreci içerisinde görülmesine rağmen, şu ana kadar kültür
ve sanat alanında pek de bu anlamda aktiviteler yerine getirilmemiştir.
Değerli arkadaşlarım,
bir açıklamasında Sayın Bakan bir konuyla ilgili diyor
ki: "Beni arkadaşlarım yanıltmış olabilirler."
O açıklama, Bakanlık görevini yöneten birisinin yapacağı
bir açıklama değildir. Sayın Bakan bu sözleri, koylara
yapılaşma izninin verilmesiyle ilgili basına yaptığı
açıklamada söylüyor. Yani, koylara yapılaşma izni veriliyor
ve Bakan diyor ki: "Benim bunlardan haberim yok, arkadaşlar
yanıltmış olabilir." Aynı şekilde, bu tarama
sürecinde Sayın Bakanın arkadaşları kendisini
yanıltabilir. Ben bu korkuyu, bu endişeyi taşıyorum.
Daha önce, yine, Kültür ve Turizm
Bakanımız Sakalı Şerif'in havaalanına getirilmesine
ilişkin yaptığı açıklamada "Arkadaşlarım
beni yanıltmış." demişti. Türkiye yanıldığını
açıkça görmektedir, hem iktidarınız tarafından
hem de sizler tarafından, değerli arkadaşlarım.
Sözlerime son verirken, bir
şeyi paylaşmak istiyorum yüce Meclisinizle, önemli olduğuna
da inandığım için. Sanırım ki, son günlerini
Meclis devam ettiriyor, son çalışma günleri ve 22'nci Dönem
bu vesileyle son bulacak. 23'üncü dönem, inşallah, ülkemiz ve
milletimiz için hayırlı olacaktır.
Değerli arkadaşlarım,
bu 22'nci Dönem başından itibaren, bir buçuk yıl sonra,
burada, sanatçı arkadaşlarım adına artık dile
getirmeye -son durumda olduğu için- mecbur kaldığım
bir konuyu, dikkatlerinizi çekerek sizlere arz etmek istiyorum.
Sinema sanatçıları ve
çalışanlarıyla ilgili üç yıl önce vermiş olduğum
bir kanun teklifi vardı. Bu kanun teklifiyle ilgili "benim
bu kanun teklifim bana ait olmasın, sizden de bir arkadaş bu
kanun teklifini versin" dedim. Resul Tosun arkadaşım
da bir kanun teklifi verdi ve hatta "benim hazırlamış
olduğum kanun teklifini sadece Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili
olarak ben hazırlamış olmayayım" dedim. Aramızda
çok değerli arkadaşlar var, Cemal Uysal Bey -bu konuda bilgi,
birikim sahibi- Ali Osman Sali Bey, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu
Bey, üçüne, üç arkadaşa bir kanun teklifi hazırlattım
ve buraya teklifi sundum. Aradan üç yıl geçti. Sayın Cevdet
Erdöl Bey'le konuştuk, Sayın Çalışma Bakanıyla
konuştuk, Sayın Kültür Bakanıyla konuştuk, Sayın
Maliye Bakanıyla konuştuk ve bu bakanlıkların
müsteşarlarıyla tek tek, günlerce, ricayla, minnetle
"ne olur, 440 arkadaşımızın mağduriyeti
söz konusudur
" Değerli arkadaşlarım, sanatçılık
bir kamu görevidir. O arkadaşların, yıllardan beri
-yetmiş yaşında, yetmiş beş yaşında arkadaşlarımız
var- bir tek gün sigortaları yoktur 440 kişinin ve parası
da bunun hazır. Bunun parasının hazırlığını
da daha önce 5224 sayılı Yasa'ya bir ek madde getirerek
Filmlerdeki biletlerden, gişe biletlerinden alınan ücretin
yüzde 10'unu belediyeler topluyordu. 5224'e ekle, artık, belediyeler
değil, mal müdürlükleri bu parayı topluyor ve mal müdürlükleri
on beş gün içerisinde bu parayı Sinema Telif Hakları
Genel Müdürlüğüne aktarıyordu. Bunun, 2005'te bir kısmı
yatırılmış, 2006'da bir kısmı yatırılmış
ve şu an, sinemacıların, Maliye Bakanlığında,
Kültür Bakanlığına aktarılmamış 40 trilyona
yakın parası var. Sinemacıların hakkına düşen
para bu.
Ve bütün grup başkan vekilleriyle
konuştum. Değerli arkadaşlar, siyaset yapma adına
konuşsam şunu söylerim: Maliye Bakanını dört kez
affettiniz de, ekranlarda, sinema perdelerinde filmlerini izlediğiniz
yönetmenlerin, oyuncuların, hatta, çocukluğunuzdan beri
o insanların hiç mi sizde hakkı yoktu ki, üç yıldır
ricama, minnetime, isteğime rağmen bu yasayı buraya
getiremediniz?
Yani, iktidar olmak sadece akraba
taallukata, yandaşlara değildir. Sinemacılar -440
tane arkadaş- bu yasanın buraya gelmesini bekliyordu. Sayın
Gündüz'le görüştüm, Sayın Fatsa'yla görüştüm, burada
belki de onlarca arkadaşımla görüştüm. Beni affetmeyecektiniz
-benim de, sizin gibi, çok şükür, dokunulmazlığım
var- ama, bu ülkenin sinemasına, sinema sanatına, setçi
olarak, ışıkçı olarak, yönetmen olarak, senarist
olarak, oyuncu olarak emek vermiş değerlerin sosyal güvenceye
kavuşmasını affedecektiniz.
Buradan ne yasalar çıktı,
hepimiz biliyoruz. Ismarlama yasalar çıkmadı mı? Kutmanlara
yasalar çıkmadı mı? Safa Önal, Kutman'dan, Sayın Unakıtan'dan
daha mı değersiz? Ben bunu yüce Meclisin takdirine, sizlerin
de vicdanına bırakıyorum değerli arkadaşlarım.
Bir sanatçı sorumluluğuyla milletin vekâletini buraya taşıdık,
getirdik. Bugüne kadar milletimin kürsüsünden milletimin adına
konuştum. Sanatçılar da, bu milletin sanatçılarıdır.
Ama, bu konuda bana duyarlılık gösterip yardımcı
olmaya çalışan arkadaşlara teşekkür ederken, maalesef,
şu anda hepinizin yüreğinin de burulduğunu, burkulduğunu
hissediyorum. Sanırım ki sizler de üzüldünüz. Ama, bu hâlâ
geç değil, bunu getirebilirsiniz. O sanatçı arkadaşlarımızın
hastane köşelerinde, yollarda üç kuruşsuz beş kuruşsuz
ölmelerine, hayatı terk etmelerine müsaade etmemeniz gerekir
değerli arkadaşlar. O sanatçı arkadaşların
arkadaşları yoktur çocuklarını Amerika'da okutabileceği.
Dönüp geldikten sonra armatör yapabilecek kadar çocuklarının
güçleri yoktur.
AFİF DEMİRKIRAN (Batman)
- Onu karıştırma.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla)
- Evet, bunları karıştırmamak gerek, ama siyaset
yapmaksa bunu söylemek gerekiyor. Ben, bütün vicdanlara, hepinizin
vicdanına, günlerce, komisyonda, Genel Kurulda seslendim; kulaklar
sağır, kimse duymuyor. İlgilenen grup başkan vekillerini
Cevdet Erdöl Bey'le on kez
Kaç kez gittik efendim Çalışma Bakanına?
BAŞKAN - Lütfen Genel Kurula
hitap edin Sayın Şimşek.
BERHAN ŞİMŞEK (Devamla)
- Değerli arkadaşlar, burada vicdanınız burulmuş
olabilir, ama geç değil. 6'sına aldınız birinci turu,
geçmesi gereken yasaları düşünerek. Sanatçılarla
ilgili çıkması gereken yasa da, sizin için, yüce heyetinizin
oylarıyla yüce Meclisten geçmesi gerekmez mi? Bunu, Sayın
Grup Başkan Vekilim Haluk Koç Bey, Sayın İrfan Gündüz Bey
ve sizlerin takdirine ve sizlerin vicdanına bırakıyor,
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Şimşek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
WIPO İCRALAR
VE FONOGRAMLAR ANDLAŞMASINA
KATILMAMIZIN
UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1.- Dünya fikri mülkiyet hakları örgütü
tarafından 20.12.1996 tarihinde kabul edilen Wipo İcralar
ve Fonogramlar Andlaşmasına katılmamız uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın
Başkan, Sayın Gazalcı'nın grup adına konuşması
vardı
BAŞKAN - Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın
Başkan, söz talebimiz vardı
BAŞKAN - Madde üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Gazalcı, Denizli
Milletvekili.
Buyurun Sayın Gazalcı.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA GAZALCI
(Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz 964 sıra sayılı Yasa Tasarısı
üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına 2'nci maddede söz
aldım. Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
3'üncü madde
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Peki.
3'üncü madde üzerinde söz aldım.
Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Sayın Grup Başkan Vekilim
2'nci maddede bir dilekçe vermişti, ama Başkan hızlıca
geçti. Ben de 3'üncü maddede konuşuyorum.
Değerli arkadaşlar, Dünya
Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü, kısaltılmış
adı WIPO tarafından 1996 yılında kabul edilen WIPO
İcralar ve Fonogramlar Antlaşması'nın yürürlüğe
girmesini konuşuyoruz. Uluslararası bir sözleşme.
Bunu kabul edeceğiz. Avrupa Birliği Komisyonu İlerleme
Raporu'nda da bu var. İlerleyen tekniklerle ilgili Türkiye'deki
bu fikir ve sanat eserleri telif haklarıyla ilgili ölçülerin
uluslararasına uyum sağlaması için böyle bir anlaşmaya
gerek duyulmuştur.
5846 sayılı Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası'nda 2001 yılında ve 2004 yılında,
aslında, bir uyum için birtakım değişiklikler yapıldı.
Şimdi, yeniden buna uyum için bir uluslararası anlaşmayı
burada kabul edeceğiz. 2005 yılında Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda bu kabul edilmişti, şimdi
Genel Kurula geliyor. Doğal olarak, dünyadaki ilerlemeye ayak
uydurulması güzel, bu ölçütlerin yapılması; ama, bu
uluslararası anlaşmalar daha çok büyük tekelleri koruyan,
yani bilgisayar, müzik gibi, film gibi; yani, büyük kuruluşların,
tekellerin çıkarlarını koruyan anlaşmalar oluyor.
Daha çok, yerelde düşün ve sanat eserlerini yazan, ortaya koyanların
hakları çok zaman görmezden gelinmiştir.
Türkiye'de de, maalesef, bir
şey yaratmak, bir eseri ortaya koymak; bu, kitap olur, müzik eseri
olur, başka bir eser olur; onun hakkını da biz yeterince
koruyamıyoruz. Biliyorsunuz, bunun, korsan çalmayla ilgili,
birtakım bu kopya yapılıp satılmasıyla ilgili
mücadeleler yapıldı, burada yasalar çıkarıldı;
buna karşın yine baş edilemedi. Yani, bir kişinin,
örneğin bir kitabı 1 kopya yapması suç değil, ama
10 kopya yaparsa, sözde, bu, örgütlü bir suça sokuldu, ama bunun da
kolayını buldular, 10 kişinin adını yazarak,
bunu suç olmaktan çıkardılar.
Değerli arkadaşlar, Türkiye'de,
gerçekten ben onca arkadaş tanıyorum, birçok kitabı
yazmış, ama bunu bastıramamış, bunu dağıtamamış,
bunu satamamış. Yani, Türkiye'de bir şeyi yaratmak,
yazmak, yapmak, nitelikli olarak ortaya koymak yetmez; bunu bastıracaksınız,
bunu dağıtacaksınız, bunu satacaksınız,
ama maalesef, Türkiye'de bu haklar devlet tarafından da yeterli
biçimde korunmamıştır, desteklenmemiştir. Ben,
bu konuda birçok yazar, öğretmen yazar arkadaş tanıyorum,
gerçekten güzel eserler ortaya koymuşlardır, ama bunlar basılıp
dağıtılamamıştır. Kaldı ki, kitap,
her zaman suç öğesi olarak gösterilmiştir, özellikle askerî
darbeler zamanında. 12 Eylül'de, kitabı basmak ve dağıtmak,
hatta okumak bir suç gibi gösterilmiştir. Silahla kitap aynı
suç unsuru olarak gösterilmiştir. Bunlar kafalarda derin izler
bırakmıştır. Hatta toplumda, bugün gerçekten özür
dilememiz gereken, en azından devlet olarak, maddi ve manevi zararlara
yol açmıştır. Örneğin, birden aklıma geliyor
şimdi, "Bilim ve Sosyalizm" kitaplarının sahibi
Süleyman Ege. 12 Eylül'de bu kişinin 120 binin üzerinde kitabı
alınıyor arkadaşlar ve bu kitaplar yakılıyor.
Bakın, "Kitabın Ateşle Dansı" diye Sayın
Süleyman Ege'nin bir kitabı çıktı. Gidiliyor sıkıyönetime,
o 120 binin üzerindeki kitap "yakıldı" deniyor. Halit
Çelenk'ten dinlemiştim ben. Ya, bu 120 bin kitabın sahibi Süleyman
Ege'ye nasıl söylerim ben bunu diye Sayın Çelenk böyle bir
üzüntü duymuş. Daha da acı bir şey oldu, Sol Yayınlarının
sahibi İlhan Erdost, 12 Eylülden sonra götürüldü, döve döve öldürüldü
arkadaşlar, bakın. Muzaffer İlhan Erdost, öldürülen
İlhan Erdost'un adını yaşatmak için adını
aldı, yine böyle, kin beslemeden, topluma barış duygularıyla
ve onun adına kitap basarak, çeşitli toplantılar yaparak
kardeşini yaşatmaya çalıştı. Düşünebiliyor
musunuz, bir kitap basıyorsunuz, yasak kitap yok, bunu dağıtıyorsunuz,
sizi götürüyorlar, döve döve öldürüyorlar. İlhan Erdost, böyle
öldü. Süleyman Ege'nin kitapları yakıldı.
Şimdi, parmak kaldıralım,
indirelim, uluslararası anlaşmaları kabul edelim
ama, Türkiye'de düşünmek, yazmak, kitap bastırmanın bir
bedeli olduğunu bilelim arkadaşlar. Bugün de, belki yakılmıyor,
belki dövülmüyor, öldürülmüyor, ama hâlâ bir sansür var okullarda,
hâlâ yöneticilerin kafasında bir sansür var; şiirler yasaklanıyor,
kitaplar yasaklanıyor. Nazım Hikmet'in şiiri çıkarılıyor,
ama Başbakan okursa bunu, ben buradan okursam, "Yaşamak
bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine
"
diye, kimse bir şey söylemez. Ama, ben bunu bir öğretmen olarak,
öğrenci olarak okumaya çalıştığım zaman,
"hayır, bunu okuyamazsın" diye gündemden çıkarılır.
Ben şunu söylemek istiyorum
arkadaşlar: Bakın, uluslararası ölçütlere uyarak,
biz sizin ölçütlerinizi kabul ediyoruz diye bu Antlaşma'yı
kabul etmek, güzel; ama, evrensel olmak için, önce yereli ve ulusalı
korumak gerekir, önce emeği korumak gerekir, önce kitaba saygı
duymak gerekir, önce onun basımı için destek olmak gerekir.
Bugün piyasaya bırakılmıştır. Düşünmeniz
yetmez, yaratmanız yetmez. O konuda, siz, birtakım tekellerin
ya da güçlü kuruluşların dediği biçimde bir kitabı
yazmaya çalışacaksınız değerli arkadaşlar.
Yani, bu uluslararası ölçütleri kabul etmek, Avrupa Birliğine
uyum için bu uluslararası Antlaşma'yı kabul etmek, tamam;
ama, bizim ülkemizde, kitaba, kitap yazana geçmişte büyük haksızlıklar
yapıldı. Bugün de, manevi değilse bile, maddi koşulları
olmadığı için kitabını bastıramayan, satamayan,
dağıtamayan bir sürü insan vardır. Bugün kitabı
bastırıyorsunuz, PTT'den bir arkadaşınıza
göndermek istediğiniz zaman, o kitabın bedeli kadar posta
ücreti ödüyorsunuz. Ben bunu birkaç kere söyledim. Dedim ki, gelin,
bunu
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazalcı
lütfen, toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Peki.
Değerli arkadaşlar, burada
konuşmama son veriyorum, tümünüze saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Gazalcı.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, oylama
için iki dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
WIPO İcralar ve Fonogramlar Antlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'nın
açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 235
Kabul : 235 (x)
Böylece, kanun tasarısı
kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın milletvekilleri, birleşime
19.50'ye kadar ara veriyorum.
Kapanma Saati:
18.46
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
DÖRDÜNCÜ
OTURUM
Açılma
Saati:19.57
BAŞKAN:
Başkan Vekili Sadık YAKUT
KÂTİP
ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Ahmet KÜÇÜK (Çanakkale)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 97'nci Birleşiminin Dördüncü
Oturumunu açıyorum.
Kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşmelerine devam edeceğiz.
18'inci sırada yer alan, WIPO
Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine başlayacağız.
18.-
WIPO Telif Hakları Andlaşmasına Katılmamızın
Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı ve Millî
Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/1027) (S. Sayısı: 966) (x)
BAŞKAN - Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Komisyon raporu 966 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Berhan Şimşek,
İstanbul Milletvekili.
Buyurun Sayın Şimşek.
CHP GRUBU ADINA BERHAN ŞİMŞEK
(İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; WIPO Telif Hakları Antlaşmasına Katıldığımıza
İlişkin Kanun Tasarısı hakkında Grubum
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlarım.
Fikrî mülkiyet hakkı, telif
hakkı; emeğe, yaratıcılığa, sanatın
ve bilimin özgürlüğüne saygı gösteren çağdaş dünyada
en önemli insan haklarından biridir. Buna karşılık,
eser sahibinin izni olmadan eserin çoğaltılması, gösterilmesi,
kullanılması ise korsanlıktır ve korsanlık suçu
bir insan hakkı ihlalidir. Anayasa'nın "Sanatın ve
sanatçının korunması" başlıklı 64'üncü
maddesi devletin sanatçıyı korumasını emretmektedir.
Anayasa'dan bahsederken değerli
arkadaşlar, son günlerde gündemimizde olan bir konuyu sizlerle
paylaşmak istiyorum. Sayın Başbakan, dün, açıklamasında
"Anayasa Mahkemesinin demokrasiye bir kurşun sıkma
kararı oldu." diye değerlendirmiştir. Fakat, belleğimizi
tazelersek, hukukun içerisinde 4774 ve 4777 sayılı Kanunlar
vardır. Bu Kanunlar, Anayasa'nın 76'ncı ve 78'inci maddelerinin
değiştirilmesidir. Belleğinizi tazeletmek adına,
76'ncı madde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın
76'ncı maddesinin ikinci fıkrasındaki "ideolojik
veya anarşik eylemlere" ibaresi "terör eylemlerine"
şeklinde değiştirilmiştir ve bununla beraber, Sayın
Başbakan, milletvekili olabilme şansını elde etmiştir.
Ve devamında, 78'inci maddede "Yukarıda yazılı
hallerden ayrı olarak, bir ilin veya seçim çevresinin, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin üyesinin kalmaması halinde, boşalmayı
takip eden doksan günden sonraki ilk Pazar günü ara seçim yapılır
ve bu fıkra gereği yapılacak seçimlerde Anayasa'nın
127'nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uygulanmaz."
Burada, Anayasa değiştirilerek,
bir özel yapıyla, AKP Genel Başkanı Grubunun başında
olsun diye bir Anayasa değişikliği yapılmıştır.
Anayasa'nın uyguladığı, hukukun uyguladığı
Anayasa'ya "Evet" diyerek, burada Grubunun başına
Genel Başkan ve Başbakan olarak Tayyip Bey'in gelmesi, hukuka
sıkılmış, Anayasa'ya, karara sıkılmış
bir kurşun değil, ama, yine, Anayasa'nın 102'nci maddesinin
ilk fıkrasından, Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu
kararı "Demokrasiye sıkılmış bir kurşundur."
diye değerlendirmek, gerçekten abesle iştigaldir. Kendimize
göre olunca, evet, olumlu,
(x)
966 S. Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
hukuk, hukukun üstünlüğü geçerli,
ama benim aleyhimde bir karar çıkarsa, bu geçerli değil. Bunu,
değerli arkadaşlarım, sizlerle paylaşmak istedim.
Sadece, hukuk, kişilere değil, bütün genele uygulanır
ve uygulanmıştır. O gün, o, 76 ve 78'e "Evet" diyen
anlayışın, Anayasa'nın, hukukun üstünlüğüne,
bugün de, 102'nci maddeden Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu
karara "Hayır" demesi, gerçekten -ikinci kez söylüyorum-
abesle iştigaldir.
Evet, değerli arkadaşlarım,
telif hakkı bir insan hakkıdır. Korsan ise, bu temel insan
hakkının gasbedilmesidir. Sanatçının hakkını
korumak hem Anayasa'nın hem de sosyal devlet olmanın gereğidir.
Türkiye, 1951, 1995, 2000, 2001 ve 2004 yıllarında telif hakkı
konusunda önemli düzenlemeler yapmıştır.
Biraz önce de ifade ettik, konuştum,
964 sıra sayılı Yasa'da, WIPO İcralar ve Fonogramlar
Antlaşması gibi, Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü, Telif Hakları
Antlaşmasının da Meclisimiz tarafından uygun bulunarak,
yürürlüğe girmesi, telif hakları alanında ülkemiz
adına atılan en önemli adımlardan birisi olacaktır.
Özellikle, 2004 yılında,
meslek birliklerinin, CHP'nin ve AKP'nin katkısıyla çıkarılan
5101 sayılı Yasa, telif hakları konusunda çağdaş
düzenlemeleri hukuk sistemimize aktarmıştır. 5101
sayılı Yasa telif hakları konusunda yeterli düzenlemeleri
öngörmekle birlikte, Kanun'un uygulanmasında Kanun'u uygulayan
idari otoritelerden kaynaklanan, yargı yükünden kaynaklanan,
uzman yargı personelinin sınırlı sayıda olmasından
kaynaklanan nedenlerden Yasa'nın uygulanmasında sorunlar
baş göstermiştir. Uzlaşma, iş birliği ve katılımla
oluşturulan 5101 sayılı Yasa'da korsanlık suçu
şikâyete bağlı suç kapsamından çıkartılmış,
kolluk kuvvetlerine resen müdahale yetkisi getirilmiş; köprü
altı, sergi, pazar yeri gibi umuma açık alanlarda fikrî eserlerin
satılması yasaklanmıştır. Fikir-sanat eserlerini
satan yerlerin Bakanlık tarafından sertifikalanması
öngörülmüştür. Ancak, bu Yasa'nın uygulanmasında ortaya
çıkan sorunlar ve korsanın önlenememesi nedeniyle 15 Aralık
2005 tarihinde sanatçı arkadaşlarımız, meslek
birlikleri Ankara'ya âdeta bir çıkarma yapmışlardır.
Sayın Genel Başkan Deniz Baykal'ı, Başbakanı
ve Kültür ve Turizm Bakanını, grup başkan vekillerini
ve diğer siyasileri ziyaret etmişlerdir ve aldıkları
sözlerle de geri dönmüşlerdir. Ankara çıkarmasından
sonra, Başbakanın görevlendirmesi ile İçişleri,
Adalet, Kültür ve Turizm Bakanı, Millî Eğitim Bakanıyla
birlikte meslek birliklerinin temsilcilerinden oluşan bir komisyon
çalışmalara başlamış ve Yasa'nın işler
hâle getirilmesi için çalışmalar yürütüleceği kamuoyuna,
bizlere açıklanmıştır. Ancak, gelinen noktada,
korsanla etkin bir mücadele sisteminin hâlâ kurulamadığı,
İnternet üzerinden indirilen MP3'lerin sanatçılarımızı
zor durumda bıraktığı bilinmektedir değerli
arkadaşlar.
Telif hakları, sanatçılarımızın
maddi ve manevi haklarıdır. Ülkemizde sanatçılarımızın
bu haklarına en çok saygı göstermesi gereken kurum da tabii
ki Kültür ve Turizm Bakanlığıdır.
Değerli arkadaşlarım,
sanatçılarımızın eserleri ülkemizin kültür hazineleridir.
Ülkemizde, gerek idareciler gerekse bireyler korsan ürünleri satın
alarak, alınıp satılmasına göz yumarak, bu eserlerle,
eserlerin sahiplerine büyük haksızlık yapmaktadır.
Ülkemizin sahip çıkmadığı, sadece sanatçılarımız
ve eserleri değil, Türkiye aynı zamanda, kültür hazinelerimize
de sahip çıkamamaktadır. Uşak Müzesi ve Kahramanmaraş
Müzesi'nde sergilenen eserler âdeta yağmalanmaktadır, bilgileriniz
dâhilinde. Kahramanmaraş Müzesi'nde bulunan gümüş sikkelerden
545'inin sahteleriyle değiştirildiği tespit edilmiştir
ve açıklanmıştır. Daha önce de Uşak Arkeoloji
Müzesi'nde bulunan ve Karun Hazinesi'nin baş eseri "Kanatlı
Denizatı Broşu" sahtesiyle değiştirilerek
müze dışına çıkarıldığı ve aslının
müzede bulunmadığı da ortaya çıkmıştır.
Bu gerçeklerden sonra, müzelerimizde envanterinin dahi bulunmadığı
itiraf edilmiştir. Böyle bir acı olabilir mi? Müzelerde envanter
bile bulunmamakta değerli arkadaşlarım. 21'inci yüzyıl
Türkiyesi'nden bahsediyoruz ve sizin dört buçuk yıllık iktidarınız
da bunun içerisinde tabii ki. Yaşanan bu acı hadiseler Türkiye'nin
bir müze politikasının, kültür politikasının bulunmadığını
ortaya çıkarmıştır.
Değerli arkadaşlarım,
aylar önce Millî Eğitim, Kültür ve Spor Komisyonundan geçen Kütüphanecilik
Yasası da Mecliste sırasını bekliyor. Herhâlde
ayın 6'sına kadar sanatçıların sigortalarıyla
ilgili yasa gelmeyeceği gibi, bu yasa da gelmeyecektir. Türkiye'de
âdeta bir kültürsüzlük politikası yaşanmaktadır.
Bakın, değerli arkadaşlar,
bir şeyi paylaşmak istiyorum sizlerle: Futbolun beşiği
olan İngiltere'de futbol seyircisi kadar, futbol maçlarına
giden seyirci kadar müzeleri ziyaret edenler vardır. Yani, futbol
seyircisi kadar, müzeleri ziyaret eden insan sayısı vardır.
Bu insanlara öngörmekle, öğretmekle, bilgilendirmekle, çocuk
yaştan itibaren
Çünkü, ülkemiz bir açık hava müzesidir.
Ama, bunun hiçbir şekliyle kıymetini bilmeyiz ve hatta zaman
içerisinde yaşadıklarımızı hepimiz biliyoruz.
Bu halıfleksler filan çıktığı zaman, camilerimizde
bulunan yüzlerce yıllık kilimleri gelip toparlayıp
götürdüler, size, boydan boya halıfleksler, halıserler döşeyeceğiz
dediler, çünkü, neden? Bunların kıymetini, değerini,
onların motiflerini, ipini, boyasını, sanatını
öğretmemişiz; yani, zamanında, ormanları da kesip,
bulunduğu yerlere betonarmeler yaptığımız
gibi. Bu bir kültür politikasıdır. Yani, kültür dediğimiz
zaman, sabah TV programlarında çıkan sanatçıların
yapmış oldukları sunumlar, şovlar değildir.
Kültür, tüketilerek biriktirilen tek şeydir, yeryüzünde tüketilerek
biriktirilen, zenginliği taşıyan politikaların
temelidir. Onun için, Mustafa Kemal Atatürk şunu şiar ediyor:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür." Ama, maalesef,
kültür bir tarafa bırakılmıştır, Türkiye'de
politikalar kültürsüzlük üzerine kurulmuştur.
Evet, değerli arkadaşlarım,
biz, elbette, Türkiye'de her müzeye, her arkeolojik alanda bulunanların
başına bir polis dikilmesini beklemiyoruz, ama, müzelerde
nitelikli personel istihdamının sağlanması, müzelere
ziyaretçi girişinin artırılması, müzeciliğin
bir bilim dalı olarak geliştirilmesi gerekmektedir.
Kültür Varlıkları ve Müzeler
Genel Müdürlüğü tarafından verilen bilgiye göre, değerli
arkadaşlarım, Türkiye'de bulunan 93 müzeden 11'inde güvenlik
kamerası sisteminin bulunmadığı, 45 müzenin güvenlik
kamerası sisteminin revizyona ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.
Yine, aynı genel müdür, açıklamasında, "Müzeler
her yıl 100 atama yapılabilseydi, güvenlik görevlisi ve
bekçi sorunu kalmazdı." diyor. Kahramanmaraş Valisi,
Müze Müdürünün yaklaşık altı aydır raporlu olduğunu
söylüyor. Olabilir tabii ki Sayın Başkan, olabilir. Olursa,
gelirler, Uşak Müzesi'ni de, Kahramanmaraş Müzesi'ni de soyar
giderler. Ecdada, geleneğe, geçmişe, tarihe sahip
çıkmak, biçimsel, hamasi sözlerle olmaz. Tarih müzelerdedir,
yaşamımızdadır. Bunlardan yola çıkarak, ancak
o ecdada, tarihe, geleneklere, örfe, âdete ve kültür sanat birikimlerine
sahip çıkılır. Hamasi söylemlerle bunları söylersek,
karşıma çıkıp, olabilir dersiniz. Bu da bir anlayış
yansıması olarak, benim de buradan, "sizin anlayışınızdır,
olabilir" dememde bir sakınca sanırım ki yoktur değerli
arkadaşlarım.
Bütün bunlar, Kültür Bakanlığının
Turizm Bakanlığıyla yanlış bir karar sonucu
birleştirilmesinden de kaynaklandığını unutmayalım.
Ülkemizde turizm, maalesef, kültür politikalarını etkisiz
hâle getirmiştir. Turizm ayrı bir olay, kültür ayrı bir
olaydır bilginiz dâhilinde değerli arkadaşlar.
Bu yaşananları, bu iki bakanlık
birleştirilirken, biz, burada gündeme getirdik. Daha önce Kültür
Bakanlığı yapmış -1979 itibarıyla- bakanların
farklı farklı partilerden düşüncelerini de burada
sizlere aktardık, ama, "Biz, obeziteyi, hantallığı
atacağız, iki bakanlıktan bir bakan çıkaracağız
"
Ama, maalesef, bir artı bir, bir etmedi değerli arkadaşlar.
Turizm Bakanlığı da dökülüyor, Kültür Bakanlığı
da dökülüyor bu anlamda. Hepiniz de bunu biliyorsunuz değerli
arkadaşlar. Allah'tan ki, süre az kaldı; gereğini yapacağız
inşallah.
Bugün yaşananlar, bu bakanlıkların
personellerinin de tarumar olmasına netice vermiştir değerli
arkadaşlar. Maalesef, sanatçılar dövülüyor, müzeler soyuluyor,
kültür merkezleri yıkılıyor, kütüphaneler, müzeler
belediyelere devrediliyor. Türkiye nereye gidiyor değerli
arkadaşlarım? Bu "kültür" dediğiniz olayı
sıradan bir değerlendirmeyle
Bu ülkenin eğitim ve kültür
politikalarını düzeltmeden bu ülkeyi kalkındıramazsınız,
kalkındırabilmek mümkün değil. Kültür ve eğitimi
almamış gençlerden kaliteli tüketici yapamazsınız;
siyasetle, bilimle, sanatla ilgilenmesini isteyemezsiniz; ilgilenseler
de bilgisayar başında, sadece robot kimlikleriyle, geldiği
derinliği, tarihi ve dünyayı tanımadan, bilgisayarla
arkadaş çocuklar yetiştiririz. Bu da toplumun daha tehlikeli
noktalara gitmesinin en önemli sebebi olur.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiye'de bu olumsuz süreçler yaşanırken, Kültür ve Turizm
Bakanlığının hiçbir şey yapmadığını
ifade ettim. Birkaç örnek vereyim size: İzmir Devlet Senfoni Orkestrasında
müdür ve müdür yardımcılığı için yapılan
seçimde en yüksek oy alan adayları dikkate almayarak, atamayı
yedek yönetim kurulu üyelerinden yaptılar. 6940 sayılı
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestraları Yasası'nca
yönetilen Orkestrada yönetim kurulu üyeliği için, geçen 6
Martta sanatçılar oy kullandı. Oylama sonucunda Hakan Cem
50, Mustafa Tuncay 48, Ender Gülenler 48, Uğur Yalçın 46, Özcan
Göker 44 oy alarak yönetim kurulu üyeliklerine seçildiler. Yönetim
kurulu üyeleri kendi aralarında yaptığı bir seçimde,
oy sıralamasını dikkate alarak, Hakan Cem'i müdür, Mustafa
Tuncay'ı da müdür yardımcısı adayı olarak Kültür
ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğüne
bildirdi. Ancak, Müdürlük, Özcan Göker'i müdür yaptı, Ender Gülenler'i
ise müdür yardımcısı olarak atadı. Buradan nasıl
bir kadrolaşmanın da yapılandığının
resmi ortaya çıkmaktadır değerli arkadaşlarım.
Ülkemizde yaşanan olaylara
bakınız, Kültür ve Turizm Bakanlığında yaşanan
olaylara da bakınız.
Devlet Tiyatrolarındaki eski
Genel Müdür Lemi Bilgin usulsüz bir şekilde görevden alınmıştı,
biz de bu kürsüden birçok kez bunu dile getirmiştik. Yerine usulsüz
bir atama yapıldı, bunu da dile getirmiştik değerli
arkadaşlar. Lemi Bilgin'in açtığı dava olumlu sonuçlandı
ve şimdi, Sayın Genel Müdür mahkeme kararıyla göreve
dönme süresini bekliyor -tabii gönülleri olursa- ve bu olay ortaya
çıkınca, Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Güler
de görevinden alındı.
Yine, AKP'den milletvekili adayı
olan bir bürokratla ilgili bu kürsüden iddiaları dile getirmiştim,
bir kez daha onları dile getirip ifade etmeye gerek yok. O bürokratın
yerine bugün bir müfettişin vekâleten atandığını
gördüm. Benim ortaya çıkarmış olduğum şikâyetler
üzerine, bu olay neticesinde, bir bürokrat, evet, AKP'den milletvekili
adayı olmuş bir bürokrat görevinden alınmak mecburiyetinde
kalmıştır. Sayın Atilla Koç'a, Sayın Kültür Bakanına,
bu konuda geç de olsa, göstermiş olduğu hassasiyetten dolayı
huzurlarınızda teşekkür ediyorum; çünkü, biz, milletin
mazbatasını alarak burada görevimizi yapıyoruz. Bu
görevi yaparken de şuna özen gösteriyoruz değerli arkadaşlar:
Mazbatanın bizi taşımasını değil, mazbatanın
sorumluluğunu bizlerin taşıması gerekiyor.
Eğer bir bürokrat, göreve, bir koltuğa atandıysa, o koltuğun
gücüyle millete güçlü bir şekilde hizmet etmesi gerekirken, o
gücü kendi çıkar ve ihtirasları anlamında kullanırsa,
maalesef tuzla kokar noktaya gelir. Bu konuda bir kez daha Sayın
Atilla Koç'a bu duyarlılığından
Zaman kalmadı,
ilerideki günlerde daha duyarlılıklar da iletecektik
ama, sanıyorum ki 16'sı son olacak.
Yüce Meclisi, değerli arkadaşlarım,
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Şimşek.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1'inci maddeyi okutuyorum:
WIPO TELİF
HAKLARI ANDLAŞMASINA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞU
HAKKINDA KANUN
TASARISI
MADDE 1.- Dünya Fikri Mülkiyet Hakları
Örgütü (WIPO) tarafından 20 Aralık 1996 tarihinde kabul
edilen "WIPO Telif Hakları Andlaşması"na katılmamız
uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Gazalcı, Denizli
Milletvekili.
Buyurun Sayın Gazalcı.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA GAZALCI
(Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
görüşmekte olduğumuz 966 sıra sayılı Dünya
Fikri Mülkiyet Hakları Örgütü Telif Hakları Andlaşmasına
Katılmamızın Uygun Bulunduğu Hakkında Yasa
Tasarısı'nın 1'inci maddesinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına söz aldım. Tümünüzü saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bu
tasarı da uluslararası bir antlaşma. Avrupa Birliği
Komisyonu İlerleme Raporu'nda var ve telif haklarının
uygun olduğuna ilişkin bu antlaşmaya göre ülkemiz kabul
ediyor. Aslında, telif hakkı, yani yazma hakkı, yaratma
hakkı, ilkin Avrupa'da, İngiltere'de ve Fransa'da bir çeşit
vergi gibi, devlete bir gelir sağlama amacıyla ortaya
çıkmış, bir denetim altına almak için, sonradan her
ülke kendi yasasını ortaya koymuştur. Bizde de 1950
yılından sonra, 50'li yıllarda, telif haklarıyla
ilgili yasa çıkarılmış, bu, daha sonra değişikliklere
uğramıştır. Fakat, dünyadaki, iletişimdeki,
teknolojideki gelişmeler, dünya ölçeğinde bu işin
bir anlaşmaya, sözleşmeye varılması zorunluluğunu
doğurmuş ve 14 Temmuz 1967 tarihinde, İsveç Stockholm'de
bir sözleşme ile Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü ortaya çıkmıştır.
Bugün, bu örgütün merkezi, İsviçre'nin Cenevre kentindedir.
183 ülkenin taraf olduğu bu sözleşmeye, Türkiye de 1976
yılında üye olmuştur. Amaç, bir eseri korumaktır,
onun başkaları tarafından hakkı ödenmeden kullanılmasını,
yani, çalınmasını önlemektir. Tabii, biraz önceki
oturumda da söylediğim gibi, bu tür sözleşmeler, uluslararası
anlaşmalar büyük balığı korumaktadır. Yani,
bu konuda dünya çapında yayınlar yapan, filmleri pazarlayan,
bilgisayarı pazarlayan, sanat eserlerini pazarlayan örgütleri
bir ölçüde korumaktadır. Ama, biz de bu uluslararası ölçütlere,
anlaşmaya kendi iç yasalarımızı uyduruyoruz.
Değerli arkadaşlar, tabii,
biraz önceki konuşmamda da söylediğim gibi, bu uluslararası
anlaşmaları kabul ederken, Türkiye'mizde eser veren, yayın
yapan, her konuda, sanat ve kültür alanında eser verenleri daha
çok korumak gerektiğini düşünüyorum. Yani, Türkiye'de
acaba, eser yaratan kaç kişinin hakkı teslim edilmektedir?
Örneğin, bir şiiri, eğer bestelenip şarkı oluyorsa,
kaç sanatçıya bu hak verilmektedir?
Zaman zaman okumuşsunuzdur,
devletin televizyonları bile birçok insanın telif hakkını
ödemediği için mahkemelik olmuştur. Yani, bu bilincin yerleşmesi,
sanat ve kültür eserlerini yaratanların haklarının,
emeklerinin ödenmesi bilincinin topluma yerleşmesi gerekir
ve bunun da önce devlet tarafından yapılması gerekir
diye düşünüyorum. Örneğin, kitap
Arkadaşlar, çocuklarımızı,
gençlerimizi, hatta bütün insanlığı geliştiren
okuma eylemi ancak kitap aracılığıyla olur. Peki,
bu kitabı -yeniden söylüyorum- basmak, dağıtmak Türkiye'de
çok güçtür ve kolay değildir. Bugün, onca yetenek, ortaya koydukları
eseri bastıramadıkları, dağıtamadıkları
için, çok zaman, onlar gün yüzüne çıkamamaktadır. Bugün,
bir kitabı postayla bir arkadaşınıza, başka
bir kente göndermek istediğinizde, en az, o kitabın ederi
kadar posta ücreti de vermek zorundasınız. Bu konuda ödenen,
alınan vergilerin -yıllardan beri söyleniyor- alınmaması
ya da en aza indirilmesi söylendiği hâlde, bu da yapılmamaktadır.
Tam tersine, bizde kitap, ders kitabının dışındaki
kitap, özellikle sanat ve kültür eserlerini edinmek, göndermek bir
bedeli gerektiriyor. 12 Eylül -hep söz ediyorum- 1980 askerî darbesinden
sonra -özellikle bu kitap olayı- "aman çocuğum roman okuma,
şu yazarı okuma, bu yazarı okuma" diye analar, babalar
âdeta çocuklarına söyler oldu. Geçende, 12 Eylül'ün önderi diyelim
artık, asıl hesap soramadığımız Sayın
Kenan Evren, kitaplarını, günah çıkartmak ister gibi
Muğla Üniversitesine bağışladı diye bir haber
okuduk. Kaç kitabı yaktı, kaç kitabı? O yazarlara, çizerlere
içeride eziyetler etti, sonra da bir üniversiteye kitaplarını
bağışlıyor Kenan Evren!
Değerli arkadaşlar, gerçekten
sanatçıları korumak, yazarları korumak, onları
desteklemek, onların emeklerine, telif haklarına sahip
çıkmak için düzenlemeler yapmak gerekir. Önce, bizim iç hukukumuzda
bu konuda düzenlemeler yapılmalıdır. Yani, kitap bastırmayı
kolaylaştıran, kitaptan vergi çok az alan ya da almayan, kitap
göndermede kolaylık gösteren bir anlayış
Eskiden,
anımsarsınız, kitap dediğin zaman, basılmış
eser dediğin zaman, o yarı yarıya, dörtte 1 fiyatla giderdi,
ama, bugün, bu özelleştirmeler de yaşandıktan sonra,
bir kitabı, varsayalım ki 10 milyona tanesini bastırıyorsanız,
uzak bir yere göndermek de en az o kadar bir bedeli gerektiriyor. Yani,
birisine bir kitap gönderemiyorsunuz. Bastırmak bir dert, dağıtmak
bir dert, göndermek ayrı bir derttir. Ve bugün eğer daha çok kitap
satılmıyorsa, daha çok kitap basılmıyorsa
Son zamanlarda
bir ölçüde bu kitap basımı arttı Türkiye'de. Bu güzel
bir şey, ama, okumanın daha çok desteklenmesi, ancak yazanı
desteklemekle olur.
Bugün Berhan Şimşek arkadaşım
da söyledi. Yazan arkadaşların, sanatçıların bir
sosyal güvenlik hakları yeterince korunamamış, geliştirilememiş.
Bu konuda yıllardır yakınmalar oluyor. Kültür Bakanlığının,
Millî Eğitim Bakanlığının bu konuda daha
teşvik edici olması gerekir. Yani, geçenlerde bir yazıda
okumuştum. "Bu sokağa giriş yasaktır." denmiş.
Neden yasak? Bir yazar oturuyormuş o sokakta. O, kitabını
yazıyormuş. Gürültü olmasın diye o sokağa girişi
yasaklamışlar! Şimdi, değerli arkadaşlar,
işte sanatçıya, yazara verilen değer bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Gazalcı,
lütfen toparlar mısınız.
Buyurun.
MUSTAFA GAZALCI (Devamla) - Bitiriyorum
Sayın Başkanım.
Şimdi, bizde, bırakın
gürültü olmasın, onu rahatsız etmeyelim diye korumak, saymak;
tam tersine, "Sen bu kitabı mı yazıyorsun?" diye
sanatçımıza, yazarımıza olmadık acılar
çektirdik.
Değerli arkadaşlar, uluslararası
ölçüleri kabul etmek güzel. Ama, önce kendi eser yazanlarımızı,
yaratanları, sanat ve kültür hayatımızı zenginleştirenleri
ve onların ürünlerini korumalıyız diye düşünüyorum,
tümünüze saygılar sunuyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum
Sayın Gazalcı.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
2'nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2.- Bu Kanun yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz isteyen Mustafa Özyurt, Bursa Milletvekili.
Buyurun Sayın Özyurt.
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ÖZYURT
(Bursa) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli arkadaşlarım,
966 sıra sayılı, Türkçesiyle "Vipo" İngilizcesiyle
"WIPO " diye tanımladığımız Telif
Hakları Antlaşmasına Katılmamızın Uygun
Bulunduğu Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci
maddesi hakkında görüşlerimi sizlerle paylaşmak için
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle, hepinizi en içten
saygılarımla selamlarım.
Değerli arkadaşlarım,
bizde bir âdet var, Avrupa Birliğinden yahut da dışarıdan
geldiğinde hep böyle, havalarda kaparız nedense. Bu da öyle
oldu. Bu, yoksa bizim yaptığımız, bizim ürettiğimiz
bir kanun tasarısı değil. Bunun arkasındaki anlaşma,
Avrupa Birliğinin uyum paketinde ortaya koydukları ve
"buna uyacaksınız" dedikleri bir anlaşmayı
yasa tasarısına çevirmiş vaziyetteyiz ve önümüze getirdiler.
Arkadaşlar, bu arada ben, tasarıyla
kabul ettiğimiz Antlaşma'ya şöyle bir göz gezdirdim. Dedim
ki, yani ne var bu Antlaşma'da? İnanın, bir Türk vatandaşı
olarak utandım. Bu Antlaşma'nın 2'nci maddesi,
"Telif Hakları Koruma
Kapsamı
Telif hakkının korunması,
düşünceleri, yöntemleri, uygulama esaslarını ya da matematiksel
kavramları değil, ifadeleri kapsar." Ben, bu cümleden
ne anlatılmak istendiğini kesinlikle anlamadım.
Eğer varsa içinizde, arkadaşlardan biri kalksın, desin
ki, bunun anlamı şudur desin. Bu getirilmiş bize, demişler
ki, "İşte, anlaşma bu." Bizim Kültür Bakanlığımız
da, bu Antlaşma'yı almış, imzalamış ve demiş
ki, bunu bir tasarı olarak Meclise getiririz, imzalatırız.
Buna benzer diğer maddeler de böyle. Hiçbir tutarlılığı
olmayan, öznesiyle tümleci birbirini tamamlamayan bir anlaşma
var önünüzde ve eminim, yüzde 99'unuz da bu Antlaşma'yı okumamıştır
ve bu Antlaşma hakkındaki kanun tasarısı da önümüze
geldi ve biz de bunu konuşuyoruz, ben de yürürlük maddesinde konuşuyorum.
Dediğim gibi, Avrupa Birliğinden
geldi diye neredeyse havalarda kapıyoruz. Gerçekten, bizim
halkımıza bu gerekli miydi değil miydi, onu hiç tartışmıyoruz.
Evvela şunu söyleyelim: "Bu bizim halkımıza gerekli
bir kanundur, bu bizim halkımıza layıktır, onun
için kabul ediyoruz." Öyle değil, "Avrupa Birliği
uyum paketinde böyle böyle bir anlaşma var, bu anlaşmayı
kabul edelim
"
Parlamentonun son günlerini yaşıyoruz,
sonuna geldik ve dediğim gibi, arkadaşların büyük çoğunluğu
da bu anlaşmanın ne olduğunu okumamıştır.
O bakımdan, ben, uygulama maddesi hakkında, yani yürürlük
maddesi hakkında konuşuyorum ama, dediğim gibi, hiç
içime sinmemiştir, hiç yüreğim elvermiyor; bu konuda da,
sizinle bunu paylaşmak istiyorum. Dediğim gibi, bizim önümüze
getirilen Avrupa Birliği uyum paketinde "Aman bunu kaçırmayalım,
Avrupa Birliği sonra bize ne der, çok ayıp olur. İşte,
sanatçılarımızı şöyle yapıyoruz, böyle
yapıyoruz..."
Arkadaşlarımın söylediklerinin
hepsi çok doğru, yani onlara katkı yapacak bir şeyim
yok. Gerçekten, yurt dışından gelen bir şey olduğu
zaman havalarda kaparız, ama bizim sanatçılarımız
ürettiği zaman, nedense, hep tu kaka olur, hep ikinci sınıf
olur. İster edebiyatçımız olsun ister müzikçimiz olsun
ister diğer sanatçılarımız olsun, her zaman ikinci
sınıf muameleyi görmüşlerdir, ama dışarıdan
gelen bir şey olduğu zaman, dediğim gibi, neredeyse başımızın
üstünde taşırız.
Kuşkusuz, bizde sanatçı
olmak zor iş arkadaşlar. Az evvel Gazalcı söyledi, sanatçı
olmak öyle kolay bir iş değil ve sanatçılarımıza
da hiç saygı göstermeyiz. Bin bir emekle üretilmiş olan kitaplarını
birileri gelir toplar "Şurada yakın" der ve yakarlar.
"Bunun içinde ne vardı, ne yazmıştı, kaç senede
yazmıştı, nasıl emek harcamıştı?"
diye hiç soran yoktur. "Yakın." demiştir ve yakılmış
gitmiştir. Diğer sanat eserleri de öyledir. Sanat eserlerimizin,
hiçbir zaman, değerini, kadrini bilmemişizdir.
Az evvel, Berhan arkadaşım
müzelerden söz etti. Benim evim Mudanya'da, ben Mudanya'da oturuyorum
ve her gün Mudanya Mütarekesi Müzesi'nin önünden geçerim. Mudanya
Mütarekesi Müzesi'nde 1 tane müstahdem vardır arkadaşlar,
hem müdürdür hem yerleri siler hem de gittiğiniz zaman size bilgi
verir, Mudanya Mütarekesi şu tarihte yapılmıştır,
bu tarihte şey olmuştur diye. O kişi hastalandığı
zaman müzenin kapısı kapatılır ve üzerine bir yazı
yazılır "müze üç gün kapalıdır" diye.
Hâlbuki, tarihimizin çok önemli bir döneminde, Kurtuluş Savaşı'mızın
sonunda imzaladığımız Mudanya Mütarekesi'nin
yapıldığı tarihî bir binadır, ama hiçbir zaman
değerini bilmemişizdir.
Çok fazla zamanınızı
almak istemiyorum. Dediğim gibi, aslında, yasa hakkında
çok fazla söyleyeceğim bir şey yok ama şu anlaşmayı,
lütfen, Türkçesini düzgün bir Türkçeyle düzeltsinler, düzgün bir
Türkçe hâline getirsinler. Biraz evvel konuşmalarımızda
da, dikkat ettinizse, arkadaşlar tereddüt ettiler, buna
"Vaypo" mu diyelim, yoksa "Wıpo" mu diyelim diye.
İngilizcesi gerçekten WIPO, bizim dilimizdeyse bu Antlaşma'nın
karşılığı Türkçedir ve kelime anlamı da,
Dünya Düşünsel Haklar Antlaşması'dır. Dünya Düşünsel
Haklar Antlaşması, yani ürettiğiniz şeyin haklarına
ait bir anlaşmadır.
Bu bakımdan, tasarı hakkında
çok fazla, uzun uzun bir şey söylemek de istemiyorum, ama dediğim
gibi, anlaşmanın lütfen Türkçesini birileri önlerine alsın
ve bu Antlaşmada ne istiyorlar, ne demek istiyorlar, onu
açıkça yazsınlar.
Hepinize saygılar sunuyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum...
HALUK KOÇ (Samsun) - Sayın
Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN - Arayacağım
Sayın Koç.
aynı zamanda karar yeter sayısı
arıyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın milletvekilleri,
karar yeter sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.
3'üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3.- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tasarının tümü açık
oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik
oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için iki dakika süre veriyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - WIPO Telif Hakları
Antlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı'nın açık oylama sonucunu
açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 223
Kabul :
223 (x)
Böylece, tasarı kabul edilmiş
ve kanunlaşmıştır.
19'uncu sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ve Ukrayna Hükûmeti Arasında Enerji Alanında
İşbirliğine İlişkin Antlaşmanın Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
19.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Ukrayna Hükümeti Arasında
Enerji Alanında İşbirliğine İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/1109) (S. Sayısı:
1083)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
20'nci sırada yer alan, Türkiye
Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile Suriye
Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı Arasında
Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini de Kapsayan
Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi,
Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili
Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine başlıyoruz.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
20.-
Türkiye Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı ile
Suriye Arap Cumhuriyeti Ulaştırma Bakanlığı
Arasında Yapılan Lokomotif, Vagon ve Diğer Ray Hizmetlerini
de Kapsayan Demiryolu Araç ve Gereçlerinin Yapımı, Geliştirilmesi,
Yenilenmesi, Bakımı ve Onarımı ile İlgili
Karşılıklı Anlaşma Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ile Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ve Dışişleri Komisyonları
Raporları (1/936) (S. Sayısı: 824)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
21'inci sırada yer alan, Adalete
Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu'nun görüşmelerine başlıyoruz.
21.-
Adalete Uluslararası Erişim Hakkında Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/922) (S. Sayısı:
843)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Komisyonun olmadığı
anlaşıldığından, esasen gruplar da anlaşmış
bulunduğundan, alınan karar gereğince, kanun tasarı
ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için, 3 Mayıs
2007 Perşembe günü saat 11.00'de toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.40