DÖNEM: 23 CİLT: 22 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
114üncü
Birleşim
5 Haziran 2008 Perşembe
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, Isparta ilinin sorunlarına
ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adananın Karataş ilçesinde
meydana gelen sel felaketine ve sonrasında yaşanan
sıkıntılara ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Hatay
Milletvekili Mustafa Öztürkün, Dünya Çevre Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
V.-
AÇIKLAMALAR
1.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Dünya Çevre Günü münasebetiyle
açıklaması
2.- Ankara Milletvekili
Mehmet Emrehan Halıcının, Anayasa Mahkemesinin türban konusunda
vereceği karar ne olursa olsun tüm kesimler ve kişilerce bu
kararın saygıyla karşılanması gerektiğine
ilişkin açıklaması
3.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Dünya Çevre Günü münasebetiyle
açıklaması
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/208)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 39 milletvekilinin, Köye Dönüş
Projesinin uygulanmasında yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/209)
3.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman ve 39 milletvekilinin, çocuklara yönelik cinsel
istismarın araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/210)
VII.-
ÖNERİLER
A)
DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- 240 sıra
sayılı Kanun Teklifinin gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmının
2nci sırasına alınmasına ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türkiye Radyo
ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı: 219)
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, infaz hakimliklerinin işlemlerine
ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/2888)
2.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, personel sayılarına
ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı
(7/2889)
3.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, BOTAŞın bir ihalesine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
Gülerin cevabı (7/3112)
4.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, bir okul müdürü hakkındaki
soruşturma raporuna ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelikin cevabı (7/3125)
5.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, eğitimde şiddet
uygulanmasının önlenmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/3126)
6.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İzmir-Mavişehirde okul
yaptırılması amacıyla devredilen arsaya ilişkin sorusu
ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/3128)
7.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir okuldaki olayın
soruşturmasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı
Hüseyin Çelikin cevabı (7/3199)
8.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin, Siirtteki bir termik santralin çevreye
etkilerine ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet
Hilmi Gülerin cevabı (7/3343)
9.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamana ayrılan
yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/3410)
10.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayseriye ayrılan
yatırım ödeneklerine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret
Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/3532)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.03te açılarak yedi oturum yaptı.
Birinci Oturum
29/5/2008 tarihli
111inci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak özetinin
okunabilmesi için, Başkanlıkça, İç Tüzükün 71inci maddesi
uyarınca kapalı oturuma geçilmesi gerektiği açıklandı;
saat 13.05te açık oturuma son verildi.
İkinci Oturum
(Kapalıdır)
Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve
Yedinci Oturum
Sivas Milletvekili
Muhsin Yazıcıoğlu, Van, Bitlis, Bingöl, Muş ve
Diyarbakır illerine yaptığı gezi ve inceleme sonucunda elde
ettiği tespitlere,
Uşak
Milletvekili Nuri Uslu, Orman Genel Müdürlüğünün 169uncu kuruluş
yıl dönümüne,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Nazım Hikmetin 45inci ölüm yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşmasına Kültür
ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay cevap verdi.
Manisa
Milletvekili Mustafa Enöz ve 27 milletvekilinin, Gediz Nehrindeki kirliliğin
(10/205),
Giresun
Milletvekili Murat Özkan ve 20 milletvekilinin, Giresun ilinin ulaşım
sistemlerindeki sorunlarının (10/206),
Giresun
Milletvekili Murat Özkan ve 19 milletvekilinin, şeker pancarı
tarımındaki ve şeker piyasasındaki sorunların (10/207),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/541) (S. Sayısı: 219),
2nci
sırasında bulunan, Tapu Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/568) (S.
Sayısı: 223),
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.
3üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/514) (S.
Sayısı: 220) görüşmeleri tamamlandı, yapılan açık
oylamadan sonra kabul edilip kanunlaştığı
açıklandı.
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır ve Tunceli Milletvekili Kamer Gençin
istemi üzerine, komisyonlarda tasarı metninde olmayan konuların
görüşülemeyeceği ve yeni maddeler ihdas edilemeyeceği
gerekçesiyle, Plan ve Bütçe Komisyonuna iade edilen tasarının,
yeniden müzakere edilmeden Genel Kurula indirilmesinin İç Tüzüke
aykırı olduğu iddiası üzerine yapılan usul
görüşmelerinin sonunda, Başkanlıkça, Genel Kuruldaki
görüşmeler sırasında bir çerçeve madde ile birden fazla maddede
değişiklik yapılması hâlinde çerçeve maddeye
bağlı maddelerin ayrı ayrı görüşüldüğü,
komisyonların da bu konuda gereken hassasiyeti göstermesi gerektiği
bildirildi.
5 Haziran 2008
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00te toplanmak
üzere birleşime 22.32de son verildi.
|
|
Eyyüp
Cenap GÜLPINAR |
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Murat
ÖZKAN |
|
Yusuf
COŞKUN |
|
Giresun |
|
Bingöl |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 161
II.- GELEN KÂĞITLAR
5
Haziran 2008 Perşembe
Rapor
1.- Erişme
Kontrollu Karayolları Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporu (1/569) (S. Sayısı: 239) (Dağıtma tarihi: 5.6.2008)
(GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 Milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/208) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30.05.2008)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 39 Milletvekilinin, Köye Dönüş Projesinin
uygulanmasında yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/209) (Başkanlığa geliş tarihi:
30.05.2008)
3.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtman ve 39 Milletvekilinin, çocuklara yönelik cinsel
istismarın araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/210)
(Başkanlığa geliş tarihi: 30.05.2008)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, yardım paketi
dağıtımlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3087)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, mevsimlik işçi göçüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3088)
3.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, üniversitelerde yaşanan bazı olaylara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3089)
4.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, özelleştirme programındaki bir
bankadan bir grubun yüklü miktarda kredi başvurusu yaptığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3092)
5.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbul 2010 Kültür Başkenti
Projesine kaynak sağlanmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3096)
6.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, bir yolun asfaltlanmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3099)
7.- Adana
Milletvekili Mustafa Vuralın, pirinç ve çeltik ithalatına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3101)
8.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Ankara ve İstanbulda köprü ve üst
geçitlerdeki reklam panolarının kullanımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3113)
9.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Osmaniyede bir ilköğretim okulu
binasının başka bir okula tahsisine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3115)
10.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, belediyelerin mahalli
idareler kontrolörleri ve mülkiye müfettişlerince denetlenmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3116)
11.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursadaki bir yolun onarımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3117)
12.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vandaki bazı tarihi
yapıların korunmasına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3118)
13.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, turizm ödüllerine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3119)
14.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslunun, ürün desteklemelerini alamayan çeltik
üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3120)
15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, üniversite giriş
sınavındaki başarı durumuna ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3130)
16.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Muğladaki uzman doktor ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3132)
17.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun işitme
cihazları alımına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3133)
18.- İstanbul Milletvekili Sacid
Yıldızın, tıp ve dal merkezlerinden istenen uygunluk
belgelerine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3134)
19.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
tıp ve dal merkezleriyle ilgili yeni düzenlemelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3135)
20.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, yerleşim alanları
yakınında baz istasyonu kurulmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3154)
5 Haziran 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.06
BAŞKAN : Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Türkiye Büyük Millet Meclisinin 114üncü
Birleşimini açıyorum.
Toplantı yeter sayımız vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Isparta ilinin sorunları
hakkında söz isteyen Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunere aittir.
Buyurun Sayın Coşkuner. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Isparta Milletvekili Mevlüt
Coşkunerin, Isparta ilinin sorunlarına ilişkin gündem
dışı
konuşması
MEVLÜT COŞKUNER (Isparta) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bölgemin sorunları için söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konumun ana hattına geçmeden önce, Gelendostun Balcı
köyü
Bu köy çok çalışkan bir köydür, yiğit insanların,
yürekli insanların, çalışkan insanların, üreten
insanların bulunduğu bir köydür. Bu köyümüzün kanalizasyonunun 300
metrelik kısmı bir yıldır patlamış, maalesef
bugüne kadar bir işlem
yapılmamıştır ve buradaki atıklar hem evlerden
çıkmaktadır hem de okulun bahçesine akmaktadır. Fakat dün
görüştüğüm Özel İdare Müdürü Derhâl yapacağız. dedi.
Onun için, Balcı köyünün bu sorununun, yol sorununun ve ayrıca su
sorununun çözülmesi dileklerimle konuşmama devam ediyorum.
Yine, Ispartanın Deregümü köyü vardır. Bu köy Isparta
merkezine yakın olması nedeniyle karanfil üretmektedir ve karanfiller
de Avrupa pazarlarında yok satmaktadır fakat altyapısı ve
su sorunu oluğu için köyümüz bir ara domates yetiştirmeye başlamıştır.
Bu köyümüz, devletten yardım almadan altyapı sorununu ve damlama
sorununu çözmüş fakat -biraz sonra anlatacağım- Isparta Belediye
Başkanı maalesef bu üreten insanların arazilerinden 2.500
dönümünü imara açmıştır.
Ayrıca, bu köyümüz; sabahleyin çocuklarını merkezde
olan okula, Ispartaya götürmek için köyün arabaları vardır. Belediye
Başkanı bu arabaları bağlamıştır ama
Belediye Başkanı, bu çocukların nasıl okuyacağına
bir çözüm getirmemiştir. Bunların derhâl çözülmesini bekliyorum.
Değerli arkadaşlarım, Hükûmet olarak Ispartada
bugüne kadar neler yaptınız, bunu anlatmaya pek dilim varmıyor
ama Ispartada kapattıklarınızı anlatacağım.
Bir: Sümerhalı kapatılmıştır, Devlet
Malzeme Ofisi kapatılmıştır. Demireller şirketi
Göltaş hisseleri -yine ileride anlatacağım- Belediye
Başkanı tarafından yabancı bir şirkete
satılmıştır. Halil Hamid Paşa Kütüphanesi
kapatılmış, kitaplara zincir vurulmuştur. Sayın Bakana
burada söylememe rağmen, kendisiyle özel görüşmeme rağmen
kütüphane hâlâ açılmamıştır. Demek ki bizim bugünkü
Hükûmetimiz kitaplardan da korkmaktadır. Kitaplara zincir vurmayı
kendine görev saymıştır.
Tekel iş yeri satılmıştır, Aksu Adliyesi
kapatılmıştır, Şarkikaraağaç ve Yalvaçta Toprak
Mahsulleri ofisleri kapatılmıştır, Şarkikaraağaç
Orman İşletme Müdürlüğü kapatılmıştır,
Şarkikaraağaçta Veterinerlik Okulu
kapatılmıştır. Senirkent ve Gelendostta ne kadar
sağlık ocağı var ise burası
kapatılmıştır. Üniversite ve asker kenti olan Ispartada
maalesef en sonunda Pamukkale Ekspresi durdurulmuştur.
Şimdi, sevgili Başbakanımız Ben
pazarlamacıyım. diyor ve ben de şimdi ayrıca kendi
anlatımıyla Ben iyi bir tüccarım. diyen, Ispartayı
yakıp kavuran, önüne gelene efelik yapan bir de Isparta Belediye
Başkanını tanıtmak istiyorum. Bu Isparta Belediye
Başkanını defalarca tanıttım. İsmi Hasan Balaban
ve İstanbuldan Ispartaya getirilmiştir. Bu Albayraklardan
gelmiştir. Ben de diyorum ki kendisine: Eğer ki sen tüccarlık
yapacak isen, metropollerde bu daha iyi olur ve ayrıca Albayraklarda da
daha iyi olur diye düşünüyorum.
Şimdi, Isparta Belediye Başkanı bunları
yaparken şunu da unutmamak lazım: Burada pazarlamacı
İktidarın yaptıklarının yanında bu yetmezmiş
gibi, havuza su taşıyan Belediye Başkanının
hünerlerini anlatmak istiyorum ve daha önce de İçişleri Bakanına
beş maddelik bir önerge verdim, İçişleri Bakanımız
bana özel kurye ile Bunun tahkikatına gerek yoktur. dedi ve daha sonra
da Danıştay 1. Daireden yargılanması
çıkmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlar
mısınız Sayın Coşkuner.
MEVLÜT COŞKUNER (Devamla) - Şimdi, bu
arkadaşımız herkese
elinden geleni
Burada bulunan Akdeniz gazetesini kapatmak,
insanlara işkence etmek, bunun yanında da ayrıca Zaman gazetesi
muhabirlerini dövmek ve pomzayı satmak.
Ayrıca, TMSFden hukuk yoluyla dönen Şevket Demireli,
hazmedemeyip, bizim il başkanımıza Babanıza gidin. demek.
Ayrıca da, Cumhuriyet Halk Partisinin, belediye
binasında oturması karşılığı 4 bin YTL
öderken, kirasını 20 bin YTLye çıkarmıştır ve il
başkanına hakaret etmiştir.
Ben de diyorum ki buradan: Sevgili Belediye Başkanı,
senin gücün Ispartanın içini boşaltmaya yetti ama biz, o
insanların haklarını, hukuklarını aramaya devam
edeceğiz. Ama, Cumhuriyet Halk Partisi, senden ve senin zihniyetinden çok
daha büyüktür, Cumhuriyet Halk Partisinin hakkından gelemeyeceksin.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Coşkuner.
Gündem dışı ikinci söz, Adananın Karataş
ilçesinde yaşanan sel felaketi konusunda söz isteyen Adana Milletvekili
Yılmaz Tankuta aittir.
Buyurun Sayın Tankut. (MHP sıralarından
alkışlar)
2.- Adana Milletvekili Yılmaz
Tankutun, Adananın Karataş ilçesinde meydana gelen sel felaketine
ve sonrasında yaşanan sıkıntılara ilişkin gündem
dışı konuşması
YILMAZ TANKUT (Adana) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Adanamızın Karataş ilçesinde yaşanan bir
felaketi ve sonrasında yaşanan sıkıntıları ifade
etmeye çalışmak için gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Adanamızın sahil kenti olan Karataşta 10
Mayısta ani gelen çok şiddetli bir yağmur ve onun akabinde,
kendisini, maalesef, büyük bir felaketin içerisinde ve ortasında
bulmuştur. Sadece iki saat süren yağışla pek çok ev ve
iş yeri sel altında kalmış ve 36 bin dönüm ekili alan ise
çok büyük ziyanlar görmüştür.
Adana Valimiz Sayın İlhan Atış, ilk gün olaya
müdahil olarak vatandaşlara yardımcı olmaya
çalışmış ve bu ilk müdahale, kurtarma
çalışmaları, felaketin daha da büyümesini önlemiştir. Kendilerine
buradan teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bizler de
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yaşanan felaketten hemen sonra
acılı Karataş halkını ziyaret ettik. İl ve ilçe
teşkilatlarımızın değerli başkan ve
yöneticileriyle birlikte konut sakinlerini ve esnafı tek tek gezerek
sorunlarını ve sıkıntılarını dinledik.
Köylere gidip ekili alanlardaki felaketin izlerini bizzat yerinde gördük.
Maalesef unutulmaya yüz tutan Karataşta meydana gelen bu felaketin
basın ve kamuoyuna yansımasından çok daha büyük olduğunu
burada huzurlarınızda ifade etmek istiyorum. Aradan bir aya
yakın bir zaman geçmesine rağmen ne yazık ki evler hâlen
kullanılamaz bir hâldedir ve beyaz eşyasından mobilyasına,
yatak yorganından diğer temel kullanım malzemelerine kadar hemen
her eşya yok olmuş ve yerine konulamamıştır. Bu konuda
afete maruz kalan vatandaşlarımız devletimizden kendilerine
uzatılacak yardım elini büyük bir sabırsızlık ve ümit
içerisinde beklemektedirler.
Öbür yandan zaten bütün ülke genelindeki esnaf ve çiftçilerimizin
büyük sıkıntılarla karşı karşıya
bulunmalarının yanı sıra Karataşta yaşayan esnaf
ve çiftçilerimiz ise bu vahim felaket karşısında eğer
kendilerine bir yardım eli uzatılmaz ise tamamen yok
olacaklardır. Yani yaşanan bu felaket sonrası Karataş
esnafımız büyük bir mağduriyet içerisindedir. Çiftçisinin ise
ağzını bıçak açmamaktadır.
Ülkemizin hemen her yerinde olduğu gibi işsizliğin,
açlığın pençesinde kıvranan Karataş halkının
büyük bir bölümü yaşanan bu afetle daha da perişan bir hâle
gelmiştir. Özellikle bütün umudunu tarlasındaki karpuzuna,
pamuğuna, buğdayına, sebzesine ve ektiği diğer
ürünlere bağlayan üretici, bugün çok acınası bir hâlde
bulunmaktadır. Ekili alanlardaki ziyan en az yüzde 50den başlamakta
ve resmî, valilik açıklamasına göre yüzde 90ları bulmaktadır.
Ancak bizim tespitlerimize göre yüzde 100 ziyan görmüş ekili alanlar da
küçümsenemeyecek kadar fazladır. Ne yazık ki felakete maruz kalan ve
şu an hasat dönemi olan karpuz tarlalarında hasat edilecek bir tek
karpuz kalmamıştır. Bunun yanında ziyan görmemiş
tarlalardan ise hasat edilen karpuzlar maalesef İrandan ithal
edildiği iddia edilen karpuz karşısında para etmemekte ve
karpuz üreticisi bir kez daha ithalata kurban edilmektedir. Bankalara,
eşine dostuna ve tefeciye borçlanarak ektiği, ekebildiği ürünün
bir anda yok olması karşısında bölge çiftçilerimiz büyük
bir yıkıntı içerisine girmişlerdir.
Sayın milletvekilleri, bugün soframızda rahatça bulup
yediğimiz her gıdanın üreticisi olan Türk çiftçisi Hükûmetten
şikâyetçidir. Son yıllarda tarıma yönelik siyasetin
dışladığı bu insanlarımız haklı olarak
AKP İktidarına isyan etmektedirler.
Teşvik sisteminin büyüklere göre
hazırlandığını, kendi bahçesini ya da
kiraladığı tarlayı işleyerek hiç kimseye muhtaç
olmadan, devlete yük olmadan yaşama mücadelesi veren küçük çiftçilerin ise
desteklerden, kredilerden yararlandırılmadığını
haykırmaktadırlar. Yine,Tarım Sigortaları Kanunuyla
birlikte, kendilerinin özel sigorta şirketlerinin vicdanlarına terk edildiğinden
yakınmakta ve bu kanun kapsamındaki primleri ödeyebilmelerinin ise
mümkün olmadığını belirtmektedirler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
feryatlar, bu figanlar ülkenin en bereketli topraklarından yükselmektedir.
Özelde felaketin izlerini, acısını hâlen üzerinden atamayan
Karataşlı vatandaşlarımız, genelde ise bütün Türk
çiftçisi artık yok oluşlarının feryatlarının
duyulmasını beklemektedirler.
Evet değerli arkadaşlar, eğer, haklı olarak
yükselen bu şikâyetler, feryatlar duyulmaz ve gerçekten önlemler
alınarak çiftçilerimiz samimi bir şekilde desteklenmezse meydana
gelecek sonuçların acısını hep birlikte yaşarız.
Dün, tarımsal üretimde kendi kendine yeten sayılı
ülkelerden birisi olan ülkemiz, bu anlayışla hemen hemen bütün temel
gıda çeşitlerinde tamamen dışa bağımlı bir
hâle gelebilme tehlikesiyle karşı karşıya
bulunmaktadır. Bu düşünce ise asla bir vehim ve paranoya
değildir.
Avrupa Birliğinin talep ve talimatlarının bir
gereği olarak, Hükûmetin, tarımdaki nüfusu,
altyapısını hazırlamadan, sosyoekonomik
sıkıntılarını hesaplamadan, âdeta yok ederek, yüzde
5lere çekme gayretinin sonucunda tarımsal nüfusumuz ne yazık ki imha
edilerek azaltılmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlar
mısınız Sayın Tankut.
Buyurun.
YILMAZ TANKUT (Devamla) Dünyadaki gıda üretiminin stratejik
bir önem kazandığı bu süreçte AKP İktidarının
Türk tarımında izlediği bu politika bindiğimiz dalı
kesmekten başka hiçbir şey değildir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; netice
olarak, altı yıldır tek başına Türk milletinin
mevcudiyetine hükmeden AKP İktidarına defalarca buradan, bu kürsüden
yaptığımız gibi yeniden bir hatırlatmada bulunmak
istiyorum: Özelde acılı Karataş halkı devletinden
yardım beklemektedir. Karataş çiftçisi Tarım
Bakanlığından ve İktidarın diğer yetkililerinden
acilen şefkat ve destek beklemektedirler. Genelde ise bütün
üreticilerimiz, Hükûmetin, Anadoluya, Çukurovaya Brüksel gözlüğüyle
bakmaktan vazgeçerek millî bir gözlükle bakmasını, Anadolu gözüyle,
Çukurova gözüyle bakmasını talep etmektedirler diyor, Hükûmetin ve
Meclisimizin Karataşta yaşanan bu felaket karşısında
duyarsız kalmayıp, yaralarını saracağını
ümit ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Tankut.
Gündem dışı üçüncü söz, Çevre Haftası vesilesiyle
söz isteyen Hatay Milletvekili Mustafa Öztürke aittir.
Buyurun Sayın Öztürk. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
3.- Hatay Milletvekili Mustafa
Öztürkün, Dünya Çevre Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
MUSTAFA ÖZTÜRK (Hatay) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
bugün, Dünya Çevre Günü. 1972 yılında İsveçin başkenti
Stockholmde 133 ülkenin devlet ve hükûmet başkanları tarafından
kabul edilen bir gün.
Artık, havamıza, suyumuza, toprağımıza,
denizimize ve sulak alanlarımıza, ormanlarımıza sahip çıkma
günü. Sularımızı kirletmeden kullanma günü. Evsel atık
sularımızı ve sanayi atık sularımızı
arıtma günü. Arıtmadan denizlere, göllere, akarsulara verdiğimiz
atık suların, su kaynaklarımızı kullanılamaz hâle
getirdiğini hatırlama günü. Artık, başta belediyeler olmak
üzere, tüm sanayicilerin, organize sanayi bölgelerinin, hayvan çiftliklerinin,
atık sularını arıtmayla ilgili seferberlik ilan etme günü.
Herkes bilmelidir ki, kirlenen suyu geri kazanma maliyeti çok yüksektir. Evsel
katı atıkların, sanayi atıklarının, tehlikeli
atıkların, tıbbi atıkların vahşi şekilde
depolanmasına son verelim. Çevreyle uyumlu bir şekilde bu
atıkları bertaraf edelim. Belediyeler, sanayiciler ve sağlık
merkezleri, katı atıklarını ve tehlikeli
atıklarını doğaya gelişigüzel bıraktıkları
zaman, toprağı, havayı, yüzeysel suları, yer altı
sularını kirlettiğini iyice düşünmeliler. Geleceklerini yok
ettiklerini unutmamalılar. Katı atıkların ve tehlikeli atıkların
çevreyle uyumlu bir şekilde bertarafında herkes üzerine düşeni
yapmalıdır.
Bugün ben sevinçliyim, Hükûmetimiz Kyoto Protokolüne evet dedi.
Başta Başbakanımız olmak üzere tüm Hükûmet üyelerimizi
tebrik ediyorum. Ülkemiz için hayırlı, uğurlu olsun.
Artık enerji yoğun sanayiden enerji az yoğun
sanayiye geçme zamanı. Artık su yoğun sanayiden az su kullanan
sanayiye geçme zamanı. Artık ulaştırmada -enerji yoğun
kullanan ulaştırmada- kara yolu
taşımacılığından deniz yolu ve hava yolu
taşımacılığına geçme zamanı. Artık
ormansızlaşmaya son verme zamanı. Artık ormanlaşma,
daha fazla orman alanları yapma ve kazandırma zamanı. Artık
karbon yoğun enerji üretiminden yenilenebilir enerji kaynaklarına
geçme zamanı. Artık başta rüzgâr enerjisi olmak üzere güneş
enerjisine geçme ve diğer fosil yakıtları terk etme zamanı.
Artık çöpleri kaynakta ayrı toplama zamanı. Özellikle geri
kazanılabilir atıkları tekrar üretimde kullanma zamanı.
Başta kâğıtlar olmak üzere ambalaj atıklarının
tekrar değerlendirilerek kullanma zamanı. Bir A4
kâğıdını dahi çöpe attığımız zaman bir
buçuk saatlik oksijenimizin de çöpe atıldığını
unutmama zamanı. Artık sulak alanları, yer altı
sularını, su kaynaklarını doğru kullanma zamanı.
Artık elektrik ve su kaçaklarına son verme zamanı. Özellikle
elektrik kaçağında yüzde 16lara varan bir kaçağı,
özellikle su kaçaklarında yüzde 50lere varan kaçakları azaltma
zamanı. Artık sanayide çevreyle uyumlu en iyi teknikleri kullanma
zamanı. Artık çevre haklarının da insan hakları gibi
bir hak olduğunu hatırlama zamanı.
Atık suların arıtımı, katı
atıkların bertarafında iyi uygulamaları yapan başta
belediyelerimiz olmak üzere sanayicilerimizi tebrik ediyor, bugününüz dünden
daha temiz ve iyi olsun dilekleriyle hepinizi saygıyla selamlıyorum,
gününüz aydın olsun diyorum, teşekkür ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Öztürk.
Sayın Bingöl, sisteme girmişsiniz, yerinizden bir
açıklama yapmak istiyorsunuz, buyurun efendim.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Ankara Milletvekili Tekin
Bingölün, Dünya Çevre Günü münasebetiyle açıklaması
TEKİN BİNGÖL (Ankara) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Bugün 5 Haziran Dünya Çevre Günü. Keşke bugün, çevreyle
ilgili, yapılan olumlu çalışmalarla ilgili
sağlıklı ve güzel örnekler verebilseydik ama maalesef, son
yıllarda çevreye karşı duyarsızlığımız
peş peşe ciddi çevre ve sağlık sorunlarıyla
karşı karşıya bırakmıştır
vatandaşlarımızı. Bunlardan bir tanesi, geçtiğimiz
günlerde yaşadığımız Aksaray, Şereflikoçhisar ve Konyadaki
salgın olayıdır.
Az önceki değerli konuşmacının da
bahsettiği gibi yer altı kaynak sularının bilinçsizce
kullanılması, çevreye karşı duyarsızlık çok ciddi
salgın hastalıklara yol açmıştır. Korkarım ki bu
duyarsızlık önümüzdeki günlerde çok daha ciddi, çok daha vahim
sonuçları doğurabilecek çevre katliamlarına yol açabilecektir.
Bir başka somut örnek de yine son günlerde Ankarada
yaşanmaktadır. Kızılırmak suyuyla ilgili dramatik bir
olayla karşı karşıyayız. Bu olay, maalesef,
Kızılırmaktan Ankara halkına kullanım amacıyla bilinçsizce,
vatandaşlara bilgi verilmeden, menşesi belirtilmeden kullanılan
kaynak suyunun ciddi analizlerinin yapılmaması nedeniyle ileriye
dönük, önümüzdeki yıllarda çok ciddi sağlık sorunları
doğurabilecek tehlikeleri beraberinde getirmiştir. Maalesef,
Sayın Belediye Başkanı sadece ishal olayıyla
özdeşleştirmiştir bu olayı. Oysa, olay çok daha vahimdir,
çok daha ciddi sonuçlar doğurabilecek kimyasalların analizleri
yapılmamıştır. Arseniğin, kadmiyumun ve diğer
birtakım kimyasalların tespitleri, analizleri yapılmadan bu su
Ankara halkının kullanımına verilmiştir. Bu çok ciddi
bir çevre sorunudur.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Sayın Halıcı, siz de talep göndermişsiniz,
yerinizden bir açıklama yapacaksınız herhâlde.
Buyurun efendim.
2.- Ankara Milletvekili Mehmet
Emrehan Halıcının, Anayasa Mahkemesinin türban konusunda
vereceği karar ne olursa olsun tüm kesimler ve kişilerce bu
kararın saygıyla karşılanması gerektiğine
ilişkin açıklaması
MEHMET EMREHAN HALICI (Ankara) Sayın Başkanım,
çok teşekkür ediyorum.
Bildiğiniz gibi, bugün, Anayasa Mahkemesi türban konusunu
görüşüyor ve Millet Meclisinin önünde de basın mensupları
değerli milletvekillerine bu konuyla ilgili çeşitli sorular
yöneltiyorlar. Ben de kısaca, bu konuyla ilgili görüşlerimi
açıklamak istedim Sayın Başkanım.
Bir kere, bu karar ne olursa olsun sonuç ne olursa olsun ilgili
tüm kesimlerin ve kişilerin bu kararı saygıyla
karşılamaları gerekir, bunu ifade etmek istiyorum ve bu
kararın neticesinde de maalesef ülkemizde uzun müddettir devam eden
üniversitelerdeki türban sorununun muhakkak çözülmesi gerektiğini de kişisel
olarak belirtmek istiyorum, çünkü inançları nedeniyle,
alışkanlıkları nedeniyle başlarını örten
gençlerimizin üniversitede okuyamıyor olmasından ben büyük bir üzüntü
duyuyorum. Ancak bu sorunun çözümünde sadece birkaç parti değil, sadece
sağ partiler değil, sağlı sollu bütün partilerin, sivil
toplum kuruluşlarının ve üniversitelerin bir araya gelerek bu
sorunu muhakkak çözmeleri gerektiğine inanıyorum.
Kararın, tekrar, hepimizin bir kavga vesilesi değil,
ileride ülkemizin sorunlarının çözümünde birlikte hareket
edebileceğimiz konulardan bir tanesi olarak ele alınması
gerektiğini hatırlatıyor, size teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Halıcı.
Sayın Şandır, sisteme girmişsiniz.
Buyurun efendim.
3.- Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, Dünya Çevre Günü münasebetiyle açıklaması
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ediyorum.
Çevre Günü dolayısıyla Milliyetçi Hareket Partisinin de
duyarlılığını ifade etmek için sisteme girdim. Söz
verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum.
Gerçekten, Sayın AKP Milletvekilinin ifade ettiği gibi,
çevre duyarlılığı, hepimizin ortak sorumluluğunda
olmak durumunda. Çevre, doğal çevre, bize geçmiş nesillerin,
atalarımızın gelecek nesiller adına bir emanetidir. Bunun
korunması her türlü siyasetin, hassasiyetin üzerinde olmalı ve bir
ortak sorumluluk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi bu konuda Hükûmete,
uygulayıcılara, bürokrasiye ve sivil topluma gerekli
uyarıları yapmalıdır.
Bu noktada, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de Çevre Günüyle
ilgili duyarlılığı tekrar topluma sunuyor ve saygılar
sunuyoruz, tüm çevrecilere de saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Şandır.
Sayın milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula sunuşları
vardır.
Meclis araştırması açılmasına
ilişkin üç önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A) MECLİS ARAŞTIRMASI
ÖNERGELERİ
1.- Denizli Milletvekili Ali
Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik sektöründeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/208)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Mermer rezervi bakımından Dünyada önemli bir yere sahip
olan Türkiye, yüzlerce renk ve doku kalitesine sahip mermer çeşidiyle
uluslar arası pazarlarda şansı çok yüksek bir ülkedir. Ancak
Türkiye ekonomisine ciddi katkı sağlayan, 100 bin kişilik
istihdam yaratan, ihracatta önemli bir gelir kaynağı olan ve
yarattığı katma değerle önemli bir yere sahip olan
mermercilik sektörü, özellikle son yıllarda ciddi sorunlar
yaşamaktadır.
Mermercilik sektörünün yaşamakta olduğu sorunların
saptanması ve çözüm yollarının bulunması amacıyla,
Anayasanın 98inci, TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri
uyarınca Meclis araştırması açılmasını arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
2) Selçuk Ayhan (İzmir)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Tacidar Seyhan (Adana)
5) Muharrem İnce (Yalova)
6) Nesrin Baytok (Ankara)
7) Orhan Ziya Diren (Tokat)
8) Ali Oksal (Mersin)
9) Tayfur Süner (Antalya)
10) Sacid Yıldız (İstanbul)
11) Abdurrezzak Erten (İzmir)
12) Abdülaziz Yazar (Hatay)
13) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
14) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
15) Abdullah Özer (Bursa)
16) Akif Ekici (Gaziantep)
17) Hüsnü Çöllü (Antalya)
18) Hüseyin Ünsal (Amasya)
19) Bülent Baratalı (İzmir)
20) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
21) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
22) Mehmet Ali Susam (İzmir)
23) Ahmet Ersin (İzmir)
24) Erol Tınastepe (Erzincan)
25) Atila Emek (Antalya)
26) Necla Arat (İstanbul)
27) Canan Arıtman (İzmir)
28) Ensar Öğüt (Ardahan)
29) Fatma Nur Serter (İstanbul)
30) Engin Altay (Sinop)
31) Tekin Bingöl (Ankara)
32) Esfender Korkmaz (İstanbul)
33) Zekeriya Akıncı (Ankara)
34) Gökhan Durgun (Hatay)
35) İsa Gök (Mersin)
36) Bayram Ali Meral (İstanbul)
37) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
38) Gürol Ergin (Muğla)
39) Atilla Kart (Konya)
Gerekçe:
Mermer rezervi bakımından dünyada önemli bir yere sahip
olan Türkiye, yüzlerce renk ve doku kalitesine sahip mermer çeşidiyle,
uluslararası piyasalarda pazar şansı yüksek olan ülkelerin
başında gelmektedir. Dünyadaki mermer rezervlerinin yüzde
40'ının ülkemizde bulunduğu tahmin edilmektedir.
Dünya mermer piyasası yıllık 15 milyar
dolarlık bir pazar oluşturmaktadır. Ancak bir mermer cenneti
ülkemiz bu büyük pastadan potansiyeli ölçüsünde pay alamamaktadır.
Halen mermercilik sektöründe, 1500'ün üzerinde firmada ve 1000'in
üzerinde ocakta mermer üretimi yapılmaktadır. Bu işletme ve
ocaklarda doğrudan 100 bin kişi istihdam edilmektedir.
Son tespitlere göre ülkemizde bilinen jeolojik mermer rezervi 8
milyar metreküptür. Bu da 20 milyar ton üzerinde mermere tekabül etmektedir.
Mermerin tonunun 100 dolar olduğu varsayıldığında, bu
rezervler 2 trilyon doların üzerinde büyük bir kaynağı
oluşturmaktadır. Bu denli zengin rezervlere sahip ülkemizde, modern
teknoloji kullanıldığında, doğru ve yerinde
teşvik politikaları uygulandığında, girdi
fiyatları ve vergilerle ilgili yeni düzenlemeler
yapıldığında, dünya piyasalarında hak ettiğimiz
yere ulaşmamız hayal olmayacaktır.
Ülkemizin mermer ihracatı ancak 1980 yılından
itibaren önem kazanmış, 1980 öncesi yıllarda 2 milyon ABD
Doları seviyesinde seyreden toplam mermer ihracatı günümüzde 1 milyar
250 milyon dolara kadar yükselmiştir. Buna karşı Türkiye mermer
üretiminde dünyada yedinci sırada, ihracatta ise sekizinci sırada yer
almaktadır. Günümüzde ise hızla gelişmekte olan bu sektörümüz
ciddi sorunlar yaşamaktadır.
Döviz kurunun düşüklüğü nedeniyle tüm işletmeler şu
anda zarar etmektedir.
Maliyeti etkileyen unsurların başında enerji ve
akaryakıt fiyatlarındaki yüksek artışlar gelmektedir.
Bununla birlikte işveren üzerindeki ek yükler tüm işletmeleri olumsuz
yönde etkilemektedir. Özellikle girdi fiyatlarındaki artışın
yanında, döviz fiyatlarındaki gerileme sadece bu sektörü değil
yerli girdi ile imalat yapan gerçek ihracatçıları mağdur ederek,
pek çok firmanın kapısına kilit vurmasına neden
olmaktadır.
Mermer üzerinden alınan vergiler, uluslararası arenada
rekabet ettiğimiz diğer ülkelerle kıyaslanmayacak ölçüde
yüksektir. Bu duruma bir de girdi fiyatlarındaki artış
eklenenince, mermer sektörümüz dünya piyasaları ile rekabet gücünü
baştan kaybetmektedir.
Sektörü etkileyen bir diğer sorunsa yanlış ve
yetersiz teşvik uygulamalarıdır. Teşvikler bölgeye
değil sektöre göre verilmelidir. Çünkü mermer ocağı
bulunduğu yerden başka bir yere taşınamaz. Bürokratik
engeller, kamu otoriteleri arasındaki koordinasyonsuzluk ve yerel
yönetimlerden kaynaklanan sıkıntılar ise pratikte
karşılaşılan önemli sorunlar arasında yer
almaktadır.
Bu gün mermer sektöründe meslek içi eğitime özel önem
verilmeli aynı zamanda üniversitelerin Mimarlık ve Mühendislik
Fakültelerinde mermercilik dersi verilmelidir.
Bu sektörümüz Türkiye ekonomisinde doğrudan 100 bin
kişiyi istihdam etmekte olup, yan sektörleriyle birlikte 2,5 milyon
kişinin geçimini sağlamaktadır. Aynı zamanda
ihracatının tamamı, yarattığı katma değeri
net döviz girdisi olarak ülkemize giren mermer, ekonomimizin önemli
ürünlerinden biri olma özelliğini de korumaktadır. Son yıllarda
mermerciliğimizin yaşamakta olduğu ve her geçen gün
derinleşen sorunların saptanması ve bu sorunların çözümüne
dönük somut adımların atılarak, gerekli önlemlerin
alınması hem ekonomimiz hem de istihdam açısından büyük
önem arz etmektedir.
2.- Adıyaman Milletvekili
Şevket Köse ve 39 milletvekilinin, Köye Dönüş Projesinin
uygulanmasında yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/209)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
1984-1998 yılları arasında, terör nedeniyle daha
iyi yaşam koşulları arayışları, Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP) kapsamındaki geniş ölçekli kalkınma
projeleri ve doğal afetler gibi diğer nedenlerle çok sayıda köy
ve mezra boşalmıştır. Doğu ve Güneydoğu
Anadolu'daki 14 ilde bu bağlamda yer değiştiren toplam nüfus
yaklaşık 360 bin civarındadır. Kimi sivil toplum
örgütlerine göre ise bu rakam 3 milyon civarındadır.
Türkiye içinde yer değiştirmiş olan nüfusa yönelik
olarak 1994 yılında geliştirilen Köye Dönüş ve
Rehabilitasyon Projesi; yaşadıkları yöreleri terk etmek zorunda
kalan ailelerden gönüllü olarak geri dönmek isteyenlerin kendi köylerine veya
bunların civarında veya arazisi müsait başka yerlerde iskân
edilmeleri ve gerekli sosyal ve ekonomik alt yapının tesisi ile bu
yerleşmelerde sürdürülebilir yaşam koşullarının
sağlanması amacıyla hazırlanmış olup, Proje
kapsamında yer alan 14 il; Bingöl, Hakkâri, Tunceli, Bitlis, Van,
Muş, Elazığ, Adıyaman, Ağrı, Diyarbakır,
Batman, Siirt, Mardin ve Şırnak'tır.
Köye Dönüş Projesi, Başbakanlık tarafından 27
Ocak 1998 tarihinde çıkarılan Genelge kapsamı içerisindeki
ilkelerden hareket edilerek uygulanmaktadır. Bu kapsam içerisinde geriye
dönen insanların bakımsızlıktan
yıkılmış, yok olmuş, tahrip edilmiş evlerinin
tamiri, yaşanılabilir bir hale dönüştürülebilmesi, köylerin
altyapılarına ait çalışmalar ve bu insanlara geçimlerini
temin edecek, hayvancılık, tarımsal kredi destekleri ve
kaymakamlıklar tarafından yaşamlarını idame
ettirebilecekleri akla gelebilen her türlü yardım yapılmaya
çalışılmıştır. Ancak, bütçe içerisinden
aktarılan asıl meblağ altyapı hizmetlerine harcanmıştır.
GAP idaresi de çeşitli projelerle Köye Dönüş ve Rehabilitasyon'a
destek olmaya çalışmıştır.
27 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren 5233
sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların
Karşılanması Hakkında Kanunun uygulamaya konulmasıyla
da köylerini terk etmek zorunda kalan vatandaşlarımızın
sıkıntılarının giderilmesine yönelik olarak yeni bir
adım atılmış ve bu çerçevede hukuki zemin
oluşturulmuş bulunmaktadır.
Köye Dönüş Projesi, ekonomik ve toplumsal bir
çalışmadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde
tarım ve hayvancılık tüm ülkenin sanayi ve beslenmesiyle
doğrudan ilgilidir. Aynı zamanda göç alan illerde yaşanan
altyapı, barınma, istihdam gibi sorunlar da ülkemizin ekonomik gücünü
sarsacak boyutlardadır. Tüm bunlar, sosyal sorunları da
tetiklemektedir. Göçler sonucu yaşanan ekonomik sorunlar, yurttaşlar
arasında yaşam farklarının artmasına neden olmuş
ve kimlik, inanç, kültür gibi konularda toplumsal sorunlar baş
göstermiştir.
Köye Dönüş Projesi için yapılan
çalışmaların istenen aşamaya gelmemiş olması,
ekonomik ve sosyal sorunların devam etmesi demektir. Bu bağlamda;
Köye Dönüş Projesinin istenen sonucu verebilmesi ve mağduriyet
yaşayan yurttaşların, bu mağduriyetlerinin giderilmesi için
yapılacak çalışmaların tespiti amacıyla
Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105. maddeleri
uyarınca Meclis Araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
1) Şevket Köse (Adıyaman)
2) Selçuk Ayhan (İzmir)
3) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
4) Tacidar Seyhan (Adana)
5) Nesrin Baytok (Ankara)
6) Abdullah Özer (Bursa)
7) Orhan Ziya Diren (Tokat)
8) Ali Oksal (Mersin)
9) Birgen Keleş (İstanbul)
1) Tayfur Süner (Antalya)
11) Gürol Ergin (Muğla)
12) Sacid Yıldız (İstanbul)
13) Abdurrezzak Erten (İzmir)
14) Hüsnü Çöllü (Antalya)
15) Abdülaziz Yazar (Hatay)
16) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
17) Hüseyin Ünsal (Amasya)
18) Bülent Baratalı (İzmir)
19) Mehmet Ali Özbolat (İstanbul)
20) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
21) Mehmet Ali Susam (İzmir)
22) Ahmet Ersin (İzmir)
23) Erol Tınastepe (Erzincan)
24) Atila Emek (Antalya)
25) Necla Arat (İstanbul)
26) Canan Arıtman (İzmir)
27) Ensar Öğüt (Ardahan)
28) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
29) Fatma Nur Serter (İstanbul)
30) Engin Altay (Sinop)
31) Tekin Bingöl (Ankara)
32) Akif Ekici (Gaziantep)
33) Esfender Korkmaz (İstanbul)
34) Zekeriya Akıncı (Ankara)
35) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
36) Gökhan Durgun (Hatay)
37) İsa Gök (Mersin)
38) Bayram Ali Meral (İstanbul)
39) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
40) Atilla Kart (Konya)
3.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtman ve 39 milletvekilinin, çocuklara yönelik cinsel istismarın
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/210)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye'de çocuk ihmali ve istismarı giderek
yaygınlaşmaktadır. Çocuk istismarının en yüksek
oranını fiziksel ve cinsel istismar türleri
oluşturmaktadır.
Türkiye'de çocuklara yönelik cinsel istismar fiili için bu konuda
çalışan uzmanlar "buzdağının görünen ucu"
tabirini kullanmaktadırlar. Ülkemizde bu konuda yeterli bir veri
tabanı yoktur. Genel kültürel yaklaşım bu olayı saklama,
gizli tutma şeklindedir. Mağdurlar ise yaşları küçük,
güçsüz ve korumasız durumda olup, korku ve çaresizlik içindedirler.
Kamusal koruma, rehabilitasyon ve destek kurumlarının
yetersizliği, kurumsal yapının olmayışı da önemli
bir sorun alanıdır. Ancak yeni ekonomik ve toplumsal
gelişmelerle birlikte bu olgunun daha çok görünür olduğu ve
genişlediği görülmektedir. Zira görüyoruz ki her gün herhangi bir
günlük gazetenin bir köşesinde cinsel istismara uğramış bir
çocuğun öyküsü yayınlanıyor. Eskiden bu kadar duyulmayan bu
olgunun şimdi sıklıkla karşımıza
çıkmasında Sivil Toplum Örgütlerinin, sağlık
kuruluşlarının, üniversiteler ve baroların kurduğu
Çocuk Koruma Birimlerinin ihmal ve istismar konusundaki
çalışmaları, farkındalık yaratmaları etken
olmaktadır. Bu örgütlerin yaptığı araştırmalar
sonucu çocukların % 4 ila % 30 arasında cinsel istismara
uğradığı tespit edilmiştir. Cinsel istismara maruz
kalan çocukların % 70'i 10 yaşın altındadır.
Sanılanın aksine erkek çocukların da cinsel istismar
mağduru olma oranları kız çocuklarınkine
yakındır.
Son yıllarda dünyada çocuk seks işçiliğinin
arttığı, buna paralel olarak Türkiye'de de gün
ışığına çıkamayan ciddi bir problem haline
dönüşmeye başladığı görülmektedir. Yapılan
araştırmalara göre ticari seks mağduru çocukların %
77'sinin aile yapıları çeşitli nedenlerle kopuktur. % 23'ü
anne-babasıyla yaşamasına karşın aile içi şiddet
olayının varlığı dikkat çekmektedir. Evden kaçarak
sokakta yaşamaya başlayan çocuk için sokak yaşamındaki
risklerin en tehlikelisi cinsel sömürülme olayıdır.
Çocuklara yönelik cinsel sömürü ve istismara yönelik yapılan
çalışmalarda çocukların fuhuşa zorlandığı
iller sıralamasında İstanbul ve Diyarbakır başta
gelmektedir. Güneydoğu illerinden kaçırılan çocukların
İstanbul'da fuhuşa zorlandığı gözlenmektedir. Bugün
net olarak Türkiye'de ticari amaçlı cinsel istismara uğrayan ne kadar
çocuk olduğu da bilinmemektedir. Yine yapılan araştırmalar
emniyete intikal eden vakaların gerçek rakamın ancak % 15'i
olduğu şeklindedir.
Çocuk pornografisinin çok yaygınlaştığı
ve Türkiye'de ciddi bir probleme dönüştüğü de bilinen bir
olaydır. Turizm sezonunda turistik yörelerde çocuklara yönelik cinsel
sömürü riski de artmaktadır. Çocuklara yönelik cinsel sömürü yaşı
bebeklik çağına kadar düşmüştür. SHÇEK verilerine göre
ensest ve aile dışı cinsel istismar nedeniyle koruma altına
alınan çocuk oranlarında artış vardır.
Çocukların cinsel istismarı psikolojik ve fiziksel
ağır travmaya maruz kalmalarına, yaşam boyu
sakatlanmalarına hatta ölümlerine neden olan çok ciddi bir
sağlık sorunudur. Bedensel yaralanmalardan, cinsel yolla bulaşan
hastalıklara, ağır depresyondan intihara kadar bir dizi fiziksel
ve ruhsal travmaya maruz kalan cinsel istismar mağduru çocuklarda
ayrıca madde bağımlılığı ve cinsel
şiddet uygulama oranları da çok yüksektir. Çocuğun cinsel
istismarını Shergold "ruhun ölümü" olarak tanımlar.
Ülke nüfusumuzun 27 milyonu çocuktur. Böylesine büyük bir nüfusu
kapsayan sorunların çözülmemesi, önlenmemesi toplumun sosyal çöküşüne
neden olur. Çocuklarını koruyamayan, gözetemeyen toplumların
geleceği olamaz.
Türkiye, BM Çocuk Hakları Sözleşmesini (ÇHS) 1989'da
imzalamış ve 1995'te iç hukukuna geçirmiştir. Ülkemiz
ayrıca ÇHS'nin Çocuk Satışı, Çocuk Fuhuşu ve Çocuk
Pornografisi Ek Protokolünü de 2001'de kabul ederek taraf olmuştur.
BM Çocuk Hakları
Komitesi Türkiye'nin 2006 raporu hakkında; ceza kanununda yapılan
değişikliklerin yeterli olmadığı, mevcut
kanunların yürütülmesinde, uygulamada başarılı
olunmadığı, özel koruma tedbirlerine ihtiyaç duyan çocuklar
konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığı, kurumsal
yapının oluşturulmadığı, faillerin
kovuşturulması ve cezalandırılması ile üstlenilen
eş güdüm ve denetim faaliyetlerinin yetersizliği, özel bir Eylem
Planının olmayışı ve çocuklara yönelik cinsel sömürü vakalarının
artışından endişe duyduğuna dair nihai gözlem raporu
vermiştir. Özetle Türkiye, taraf olduğu ve üst hukuku haline
getirdiği uluslararası sözleşmeleri uygulamakta yetersiz
kalmaktadır.
Tüm bu gerekçelerle çocuklara yönelik cinsel istismarın önlenmesi,
nedenlerinin araştırılarak, gereken önlemlerin
alınması amacıyla Anayasanın 98'inci, İçtüzüğün
104 ve 105'inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması
açılması hususunda gereğini saygılarımızla arz
ederiz.
1) Canan Arıtman (İzmir)
2) Selçuk Ayhan (İzmir)
3) Abdullah Özer (Bursa)
4) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
5) Muharrem İnce (Yalova)
6) Birgen Keleş (İstanbul)
7) Tacidar Seyhan (Adana)
8) Nesrin Baytok (Ankara)
9) Ali Oksal (Mersin)
10) Orhan Ziya Diren (Tokat)
11) Tayfur Süner (Antalya)
12) Abdurrezzak Erten (İzmir)
13) Sacid Yıldız (İstanbul)
14) Hüsnü Çöllü (Antalya)
15) Abdülaziz Yazar (Hatay)
16) Durdu Özbolat (Kahramanmaraş)
17) Hüseyin Ünsal (Amasya)
18) Bülent Baratalı (İzmir)
19) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
20) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
21) Mehmet Ali Susam (İzmir)
22) Ahmet Ersin (İzmir)
23) Erol Tınastepe (Erzincan)
24) Atila Emek (Antalya)
25) Necla Arat (İstanbul)
26) Ensar Öğüt (Ardahan)
27) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
28) Fatma Nur Serter (İstanbul)
29) Engin Altay (Sinop)
30) Tekin Bingöl (Ankara)
31) Akif Ekici (Gaziantep)
32) Esfender Korkmaz (İstanbul)
33) Zekeriya Akıncı (Ankara)
34) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
35) Gökhan Durgun (Hatay)
36) İsa Gök (Mersin)
37) Bayram Ali Meral (İstanbul)
38) Fehmi Murat Sönmez (Eskişehir)
39) Gürol Ergin (Muğla)
40) Atilla Kart (Konya)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki
görüşmeler, sırası geldiğinde yapılacaktır.
Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutuyorum:
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU
ÖNERİLERİ
1.- 240 sıra sayılı
Kanun Teklifinin gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmının 2nci sırasına
alınmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
05.06.2008
Gelen Kâğıtlar listesinde yayınlanan ve
bastırılarak dağıtılan 240 sıra sayılı
Kanun Teklifinin 48 saat geçmeden, Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler Kısmının 2.
sırasına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesinin, Genel Kurulun
onayına sunulması Danışma Kurulunca önerilmiştir.
|
|
Nevzat Pakdil |
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
Başkanı
Vekili |
|
|
Nihat Ergün |
|
Kemal Anadol |
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
|
Cumhuriyet
Halk Partisi |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Mehmet
Şandır |
|
Hasip Kaplan |
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
|
Demokratik
Toplum Partisi |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Temsilcisi |
BAŞKAN Konuşmak isteyen yok herhâlde...
Danışma Kurulu önerisini kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ
1.- Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı:219) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen birleşimde 7nci madde üzerinde soru-cevap işlemi
yapılmıştı.
Şimdi 7nci madde üzerinde önerge işlemini
yapacağız.
(x) 219 S.
Sayılı Basmayazı 9/5/2008 tarihli 102nci Birleşim
tutanağına eklidir.
Madde üzerinde üç adet önerge vardır.
Sayın milletvekilleri, üç önerge aynı mahiyettedir. Bu
nedenle, önergeleri okuttuktan sonra birlikte işleme alacağım ve
istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Şimdi önergeleri okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 Sıra Sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 7nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Sırrı
Sakık |
Hasip Kaplan |
Nuri Yaman |
|
Muş |
Şırnak
|
Muş |
|
Akın
Birdal |
Şerafettin
Halis |
Ufuk Uras |
|
Diyarbakır
|
Tunceli |
İstanbul |
Madde 7- 2954 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 49 Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun hizmetleri;
memurlar ile kadro karşılığı sözleşmeli personel
ve sözleşmeli personel eliyle gördürülür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasasının 7nci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Bülent
Baratalı |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Halil Ünlütepe |
|
İzmir |
Malatya |
Afyonkarahisar |
|
Enis Tütüncü |
Turgut Dibek |
Ali Koçal |
|
Tekirdağ |
Kırklareli
|
Zonguldak |
|
|
Ali İhsan
Köktürk |
|
|
|
Zonguldak |
|
Madde 7 - 2954 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 49 Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun hizmetleri;
memurlar ile kadro karşılığı sözleşmeli personel
ve sözleşmeli personel eliyle gördürülür.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 7nci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Kamer
Genç
Tunceli
Madde 7- 2954 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Madde 49- Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun hizmetleri;
memurlar ile kadro karşılığı sözleşmeli personel
ve sözleşmeli personel eliyle gördürülür.
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Zonguldak Milletvekili Ali Koçal
konuşacak efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Koçal. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 7nci maddesiyle TRT personelinin statülerinin
belirlenmesi ve geçici işçi statüsünde çalışan TRT personelinin
kadro almaları için Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına verilen
önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi Türkiye Radyo
Televizyon Kurumunun hizmetleri, işçi sayılmayan kadro
karşılığı sözleşmeli personel ve yine, işçi
sayılmayan geçici sözleşmeli personel ve götürü bedel hizmet
alımı sözleşmesi hükümleri doğrultusunda
çalıştırılan personel tarafından yürütülmektedir.
İşçi sayılmayan geçici sözleşmeli personel ile kadro
karşılığı sözleşmeli personel aynı işi
yapmalarına karşın farklı ücretler almaktadırlar. Bu
yurttaşlarımızın kadroya alınması ve diğer
çalışanlar ile aralarındaki ücret ve özlük hakları
farklılıklarının giderilmesi adaletin gereğidir.
Basında her gün sizler de izliyorsunuz, TRT Genel Müdürünün
farklı yerlerden binlerce dolar maaş aldığına ve
farklı kurumlardaki makam araçlarını kullandığına
ilişkin haberleri okuyoruz. Genel Müdürünün bu kadar yüksek bir maaş
aldığı böyle bir kurumda diğer çalışanlar ile
aynı işi yapmalarına karşın ayda 800 YTL maaşla
çalışan yurttaşlarımıza kadro vermemek onları
isyana teşvik etmek demektir. Verdiğimiz önergeyle TRT personeli
arasındaki bu ayrımın kaldırılmasını
istiyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi olarak tabii biz böyle istiyoruz ama AKP
kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi sürdürüyor.
Değerli milletvekilleri, TRTde geçici işçi olarak
çalışan yurttaşlarımızın kadro almaları için
acaba iktidar milletvekili yakını veya çocuğu mu olmak gerekiyor
veya bakan mahdumu mu olmak gerekiyor veya enişte, bacanak, baldız,
damat olmaları mı gerekiyor bu arkadaşlarımızın?
Yakın akrabalara, danışmanlara her türlü imkân
sağlanırken geçici işçilerin ihmal edilmesi hiçbir şekilde
izah edilemez. Bu mağduriyeti gidermek Hükûmetin asli görevi
olmalıdır. Hükûmetin bu görevini yapması için tekrar kendilerini
göreve davet ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, tasarıya eklenen
sözleşmeli personel tanımı da kadro
karşılığı sözleşmeli personeli
kapsamamaktadır. O nedenle, bu konuda da şimdiden Hükûmeti
uyarıyoruz ve bu sorunun giderilmesini öneriyoruz.
Bu soruna çözüm bulunması gerekirken, şu anda, AKP gibi
düşünmeyen TRT çalışanlarının memur kadrosuna
geçirilmekle tehdit edildiğini de hepimiz biliyoruz. Sayın Bakan bu
konuyu yakından takip ediyor diye düşünüyor ve Sayın Bakana
soruyorum: Acaba, bu tavrınızla kadro
karşılığı sözleşmeli personel statüsünde
çalışanları memur kadrosuna mı atamayı
düşünüyorsunuz? Bunu gerçekten bir tehdit olarak mı kullanmak
istiyorsunuz ve çalışanların size muhtaç duruma mı
getirilmesini öngörüyorsunuz? Bu nedenle mi bu maddeyi ilgili yasaya
koymadınız?
Ayrıca, yine Sayın Bakana sormak istiyorum: Kadro
karşılığı sözleşmeli personel statüsünde
çalışanların memur kadrolarına atanmayacağına
ilişkin bir güvence getirmeyi düşünüyor musunuz?
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine bu
önergemizle götürü bedel hizmet alımı sözleşmesiyle personel
çalıştırılmasına son verilmesini öneriyoruz.
Basına yansıyan haberlerden tespit edebildiğimiz kadarıyla
Sayın İbrahim Şahin döneminde götürü bedel hizmet
alımı sözleşmesiyle alınan kişi sayısı
33tür. Bunu daha önceki konuşmacı arkadaşlarımız da
ifade ettiler. Bu kişiler TRTye girmeden önce, Hükûmete yakın
birtakım medya kuruluşlarında görev almışlardır.
Tabii, yine İbrahim Şahinin bugüne kadar, yani altı aylık
döneme baktığımız zaman, başka kurumlardan nakil
yoluyla 21 kişiyi, işçi sayılmayan geçici personel statüsünde 15
kişiyi de TRTde işe başlatmış olduğunu
görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlar
mısınız Sayın Koçal.
ALİ KOÇAL (Devamla) Altı ayda kurum
dışından 69 kişi alınmıştır. Ancak,
tabii Sayın Bakan bunları 20 kişi olarak geçenki
konuşmasında ifade ettiler. Burada da Genel Müdürün hem Bakanı
hem de Meclisi yanılttığını görüyoruz.
Değerli arkadaşlar, şimdi Sayın Bakana son
olarak bir soru yöneltmek istiyorum: Acaba İbrahim Şahin döneminde
TRTde genel müdürlük uzmanı olarak işe başlatılan AKP
milletvekili danışmanı var mıdır? Var ise bu
danışman kimdir ve hangi milletvekilinin
danışmanıdır? Bu kişi hâlen TRTde görev yapmakta
mıdır, yoksa görevlendirme yoluyla tekrar Meclise gelmiş midir?
Milletvekili danışmanlarına kadro verdiğinize göre geçici
işçilerimizden de kadroyu esirgemeyeceğinizi umuyoruz ve bu
doğrultuda verdiğimiz önergenin kabul edileceğine
inanıyoruz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Koçal.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sayın Başkan, yoklama
istiyoruz efendim.
BAŞKAN Daha konuşacaklar efendim, konuştuktan
sonra
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Oylama yok efendim, yoklama istiyorsunuz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Oylama yapacaksınız
Oylamadan evvel yoklama istiyoruz.
BAŞKAN - Konuşturmuyor musunuz
arkadaşlarınızı? Önerge sahiplerini konuşturmak
istemiyor musunuz?
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yok efendim konuşan.
BAŞKAN - Onlar konuşsun, ondan sonra istersiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yok konuşan.
BAŞKAN - Sayın Genç sıradaydı; siz bilirsiniz,
ben alırım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Genç burada mı, geldi mi?
BAŞKAN - Geldi efendim, ondan sonra da şey var efendim,
DTP var ondan sonra.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Ondan sonra isteriz, peki.
Konuşmak istiyor mu?
BAŞKAN - Konuşmak istiyor herhâlde, konuşmaz
mı!
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Uras da var.
BAŞKAN - Sayın Genç, konuşacak
mısınız?
KAMER GENÇ (Tunceli) Evet ama önergemi okutmadınız ki,
okutun önergemi.
BAŞKAN - Okuduk efendim, okuduk. Siz yokken okuduk.
KAMER GENÇ (Tunceli) Aynı mahiyette mi?
BAŞKAN - Aynı mahiyette, aynı mahiyette.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkanım, yeni geldim
hastaneden
BAŞKAN - Geçmiş olsun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Arkadaşları ziyarete
gitmiştim de, dinleyemedim, bir okur musunuz önergemi? (AK Parti
sıralarından Oo sesleri, gürültüler)
BAŞKAN - Önergenizi okuttuk; personel rejimiyle ilgili, 7nci
madde.
KAMER GENÇ (Tunceli) Arkadaşlar, biz sizin gibi böyle tek
bir, yani, vatandaşın işiyle ilgilenen bir kişi
değiliz.
AHMET YENİ (Samsun) Vatandaşın işine de
baktığın yok ki!
BAŞKAN - Mikrofonunuzu
açtım Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; evvela ben size bir tavsiyede bulunuyorum: Şu TRT Genel
Müdürünü buradan bir defa bir çıkarın. (AK Parti
sıralarından Niye? sesleri, gürültüler)
AGÂH KAFKAS (Çorum) Ayıp be! Sen kim oluyorsun!
KAMER GENÇ (Devamla) Neden? Çünkü, bu kişi
(AK Parti
sıralarından gürültüler) Bir dakika, bir defa Meclise karşı
saygılı olun. Şimdi kendi maaşıyla ilgili, Türkiye
Büyük Millet Meclisine doğru bilgi vermedi. Bakın, ısrarlı
sormalarımıza rağmen doğru bilgi vermedi. Meclis
kapalı oturum yaptı, doğru bilgi vermedi. Şimdi, böyle bir
bürokrata bu Meclis oyuncak edilebilir mi sayın milletvekilleri? (AK Parti
sıralarından gürültüler)
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Yani, oradan cevap
veremiyor diye konuşuyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) -
Efendim, Bakana doğru bilgi vermiyor! Bence, yani ben Meclis
Başkan Vekilimizin yerinde Başkan olsaydım, bu bürokratı bu
Meclise sokmazdım. Ha onu bilesiniz. (AK Parti sıralarından
gürültüler) Çünkü, bu Meclisin saygınlığı buna
bağlı, bu Meclise gelecek her bürokratın bu Meclise karşı saygılı
olması lazım, burada milletvekillerinin soracağı sorulara
doğru cevap vermesi lazım.
NURETTİN AKMAN (Çankırı) Aslında
saygılı olması gereken sizsiniz!
KAMER GENÇ (Devamla) -
Şimdi, değerli milletvekilleri, benim önergem
Türkiye Radyo
Televizyon Kurumunun kamu hizmetleri, memurlar, sözleşmeli personel ve
geçici personel eliyle görülür. Ben de diyorum ki: Radyo ve Televizyon
Kurumunun hizmetleri memur ve kadro karşılığı
sözleşmeli personel eliyle görülür. Bu geçici personelin
çıkarılmasını istiyorum. Şimdi, geçici personel
İşte bu kadar çok keyfî bir Genel Müdürün başında
bulunduğu bir kurumda personelin normal yollarla göreve alınması
gerekir KPS yoluyla. Genel Müdüre o kadar böyle yetki verilmemesi lazım.
Bu, geçici personel alınması tamamen keyfî bir
davranıştır. Bu keyfî davranışların önünü kesmek
lazımdır. Bu itibarla, bunun da buraya alınacak
Artık bu TRTnin bir çiftlik olmaktan kurtulması
lazımdır. Özellikle siyasi partilerin bir çiftliği hâline geldi.
Burada maalesef hak
ORHAN KARASAYAR (Hatay) AK Partiden önceki partiler
KAMER GENÇ (Devamla) Efendim, yani AK Parti, eski partiler
Şimdi eğer kurumları düzeltmek istiyorsanız bir memlekette
her yerde her kurumun hak ve adaletin tecelli edeceği bir yer
olmasını istiyorsanız, oralara eşitlik ilkesi
kuralları dâhilinde imtihanla personel almak lazım. Yoksa ki, genel
müdürün, bakanın iki dudağı arasındaki bir sözle
bunları göreve aldırma imkânını
sağladığınız zaman, bürokratlar tamamen
acımasız
İşte sevgilisini alıyor, dostunu alıyor,
dostunun dostunu alıyor, ötekisini alıyor, dolayısıyla
burada hukuk işlemiyor. Onun için
Yahu sizlere doğruları
söylüyorum yani. Gidin bakın bakalım; yani orada kimlerin
çalıştığına bir bakın bakalım, kimlerin
kimlerle ilişkisi olduğuna bakın.
Bir de ayrıca, tabii
Bakın, geçen gün, hukuk
fakültesini bitiren 2 tane genç geldi benim yanıma. Dediler ki: Efendim,
KPS imtihanında Türkiye birincisi olan bir çocuk Türkiyenin bir
tarafında imtihana girmedi. Adli yargıyı bir defa kazandı,
idari yargıyı iki defa kazandı ve en üst puanla kazandı,
almadılar. Sonra gittik baktık ki, -GBTye bakmışlar- efendim,
bu, Munzur Festivaline katılmış. Munzur Festivali Tuncelide
senede bir defa yapılan bir festivaldir. Yahu beyler, bakın, ben
yıllarca burada politika yapmışım.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) İnandın mı
sen onların dediğine?
KAMER GENÇ (Devamla) İnandım.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş) İnanmadın!
KAMER GENÇ (Devamla) E, git sen bak! İşte söylüyorum,
git bak!
BAŞKAN Müdahale etmeyin.
KAMER GENÇ (Devamla) Yani, bakın, zamanında Cemil
Çiçeke telefon ettim Adalet Bakanıyken, dedim ki: Sayın Bakan,
Tuncelili bir genç üç defa adli yargıyı kazanmış, üç defa
idari yargıyı kazanmış hep üst puanlarla, bunu göreve
almamışsınız. Gidin kendisine sorun.
Bakın, çok ayrımcı bir politika izliyorsunuz, hele
Tuncelili olunca.
AHMET YENİ (Samsun) Moğultay dönemini mi
anlatıyorsun?
KAMER GENÇ (Devamla) Bir de bakın, ben, kendi
Türkiye'de
ayrımcılık yapmak istemiyorum ama, inanmanızı
istiyorum. Sizin iktidar kadar Alevi kitlesine karşı
ayrımcı olan zihniyette bir iktidar görmedim
AHMET YENİ (Samsun) Moğultayı mı
anlatıyorsun.
MEHMET DANİŞ (Çanakkale) Ne alakası var? Sen
yapıyorsun ayrımcılığı.
KAMER GENÇ (Devamla)
ve orada
Yahu, gidin bakın,
personel politikalarına bakın. Benim bunları söylemek
hoşuma gitmiyor, ama gelen şikâyetleri de halkın temsilcileri
olarak burada dile getirmek zorundayız.
BAŞKAN Sayın Genç, önerge
KAMER GENÇ (Devamla) Siz eğer ayrımcılık
yapmazsanız ben sizi tebrik ederim. Ben size isim veriyorum. Bakın, o
kadar ayrımcı bir politika izliyorsunuz ki
MEHMET DANİŞ (Çanakkale) Çok ayıp! Sen
yapıyorsun, sen.
BAŞKAN Önerge üzerinde konuşur musunuz Sayın
Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) O kadar ayrımcı bir personel
alımı politikası izliyorsunuz ki
AHMET YENİ (Samsun) Moğultayı mı
anlatıyorsun?
KAMER GENÇ (Devamla) Efendim, sizi anlatıyorum, sizi.
Moğultayın bir suçu varsa, işte siz
çoğunluktasınız, bir soruşturma önergesi verin
hakkında soruşturma açın. Yarına sizi burada
bırakırlar mı?
İşte, diyorum ki, bakın, bizim özellikle üzerinde
durduğumuz husus, bu personel alımı politikasında biraz
hakka, adalete, insafa sizi davet ediyorum. İnanmanızı
istiyorum
HASAN ANGI (Konya) Sen inanılacak adam mısın?
KAMER GENÇ (Devamla)
özellikle benim bölgemde, Tunceli
bölgesinde, en üst puanları alan kişiler sözlüde kaybettiriliyor.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) KPSSyi ÖSYM yapıyor.
KAMER GENÇ (Devamla) Efendim, hepsini ÖSYM yapmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Evet, Sayın Genç, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ (Devamla) Hepsini ÖSYM yapmıyor, bir
kısmını idare yapıyor.
ORHAN KARASAYAR (Hatay) ÖSYM yapıyor.
KAMER GENÇ (Devamla) Özellikle bu idarenin
yaptığı üst bürokrat atamalarında, maalesef, bu konuda çok
keyfî hareketler oluyor.
Ben size bir milletvekili olarak düşüncelerimi söylüyorum,
ister kabul edersiniz ister etmezsiniz. Onun için Hükûmeti de ikaz ediyorum:
Bakın, bu insanlara, genç yaştayken, bu ülkeye karşı kindar
duruma sokacak uygulamalarda ve işlemlerde bulunmayın.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Kaç defadır aynı
konuyu gündeme getiriyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) Yoksa, ben size örnek getireceğim.
Diyorum işte, Türkiyede KPSSde en yüksek puan alan kişiyi
almıyorsunuz. Bu nasıl olur? İdari yargıda, adli
yargıda en yüksek puan alan gençleri sözlüde kaybettiriyorsunuz. Böyle bir
şey olmaz arkadaşlar! Sözlüde sorduğu ne? Ananın adı
ne, babanın adı ne, memleketin neresi?
NURETTİN AKMAN (Çankırı) O, sizin dönemde ya!
KAMER GENÇ (Devamla) Ya, bakın, değerli
milletvekilleri, inanmanızı istiyorum, bunlarda hiç yalan söylemiyorum.
Bakın, yalan söyleyenin de Allah kökünü kazısın. Ama size de
söylüyorum, ha bakın sizi de kazısın. Eğer sizin
bürokratlar böyle davranmıyorsa, ben yalan söylüyorsam- Allah beni
cezalandırsın ama sizin bürokratlar böyle davranıyorsa siz
onları
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET YENİ (Samsun) Bürokratlar devletin bürokratı,
devletin!
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Genç, süreniz doldu
efendim.
KAMER GENÇ (Devamla) Evet, Saygılar sunuyorum efendim.
FEVZİ ŞANVERDİ (Hatay) Senin oğlun nasıl
girdi, söyler misin bana!
BAŞKAN Sayın Kaplan, konuşacak
mısınız?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Uras
konuşacak efendim.
BAŞKAN Buyurun Sayın Uras. (DTP sıralarından
alkışlar)
MEHMET UFUK URAS (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli vekiller; bir kamu görevi olarak yapılan
yayıncılığın toplumun tüm renklerini ve seslerini
içermesi gerektiğini biliyoruz. Bu dikkate alındığı
zaman, aslında toplumun istediği bir yayıncılık olacak.
Biliyorsunuz Montesquieudan beri kuvvetler ayrımı önemli. Dördüncü
kuvvet de medya, kamu yayıncılığı bu açıdan çok
önemli. Gerçi Can Yücel, kuvvetler ayrımını Türkiyede kara
kuvvetleri, deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri diye ayırmış
ama bunun bir şaka olduğunu biliyoruz.
Şimdi, TRT Kurumunun
bağımsızlığı ve özerkliği ile Kurum
Başkanının başka kurumlardan elde ettiği gelir ve
konum birbirine uyar mı, uymaz mı meselesi daha çok akçeli, parasal
yönüyle tartışılıyor. Hâlbuki neden dolayı gelir elde
edildiği kadar, elde edilen gelirin getirdiği görevin hiyerarşik
konumu ile özerklik bağdaşır mı meselesi son derece tayin
edici önemdedir. Bu çerçevede baktığınızda bir problem
olduğunu görüyorsunuz.
Demin de dediğim gibi, Kurumun yapılanmasıyla bütün
topluma hitap etme arasında bir ilişki var. Bugün İnternet
ortamında bile yedi yüz kırk dokuz civarında dil var. Biz hâlâ
çok dilliliğin, çok kültürlülüğün, çok kimlikliliğin sorun olup
olmadığını tartışarak aslında
yüzyılın gerisine düşüyoruz.
TRTnin emekle sermaye ilişkisinde simetrik bir durumu yok.
Örneğin, Yörsandan sendikalı olduğu için atılan
işçilerin, Düzcede Desada, TEGAda, TÜMTİS Sendikasında sadece
sendikalaşma suçu işleyen emekçilerimizin ne zaman haber değeri
olacağını bilemiyoruz. Dolayısıyla TRT bütün bu
kesimlere ortak durum, pozisyon izlemek durumunda. Mesela, iktidardan
bağımsız bir TRTnin, çok rahat bir, Yunus Emre
yayıncılığı yapması lazım. Yapamaz mı?
Yapar diyorsunuz ama bakın Yunus Emre ne demiş: Kuru idik yaş
olduk, ayak idik baş olduk. Dolayısıyla, ayakların
baş olma mücadelesinde Yunus Emreye referansta bulunabilmek için yine
iktidardan özerk olmanın ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.
TRTnin PIN kodunu değiştirmek lazım. Demokrasi,
barış, adalet gibi sözcüklere cevap alamıyoruz. 1 Haziranda
Barış
NECAT BİRİNCİ (İstanbul) Kuru idik yaş
olduk. değil, Yaş idik kuru olduk. Düzeltin
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Başı öyle
NECAT BİRİNCİ (İstanbul) - Ama işte o
tasavvufi bir şeydir, düzeltin.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Biliyorum... Başı öyle
NECAT BİRİNCİ (İstanbul) - Öyle değil o.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Ben size arada anlatırım.
1 Haziranda Barış Mitingi oldu. TRTyi açtım,
bakalım nasıl verecek diye. TRTde böyle bir haber söz konusu
değil. Bakıyorsunuz Leyla Gencerin haberine, bulamıyorsunuz.
Dolayısıyla, biz, TRTde toplumdaki bütün
farklılıkları görmek istiyoruz. Eskiden böyle
yapılmıştı diye de bakılamaz, başkaları
nemalandı, şimdi biz nemalanalım diye de bakılamaz.
Farsçada nema sözcüğü otlak alanı demek. Başkaları
otlandı, şimdi de biz otlanalım diye kamu
yayıncılığı ele alınamaz. TRT hiçbir sapanın
taşı olmama, kurşunu olmama ilkesini benimsemelidir. Şimdi,
TRTdekiler bu yüzden özgür davrandıklarını düşünüp hep
kendilerinden beklendiği gibi davranıyorlar. TRT, toplumu bir
kalıba sokmanın bir aracı değildir. TRT muhabiri devlet
memuru değildir. Kamu televizyonculuğuyla devlet
televizyonculuğu ayrımı bu yüzden son derece önemli. TRTnin
genel bütçeden pay almadığını unutmayalım.
Yine Barış sözcüğü gibi sözcükleri
kullandığı için ikramiyesi kesilen, siciline müdahale edilen yaklaşımların,
yargı kararıyla bu yaklaşımlara müdahale edilmesi son
derece önemli. Bu konuda yargı kararları var. Yasak sözcüklerin
gündemde olduğu bir TRT artık devre dışı bırakılmalıdır. İnsanlar, uzun yıllar
boyu tarihte, güneşin dünyanın etrafında döndüğünü
sandılar bildiğiniz gibi. Neden? Çünkü ilk bakışta öyle
gözüküyordu da ondan. Peki dünyanın güneşin etrafında
döndüğünü düşünmeleri için nasıl gözükmesi gerekiyordu? Demek ki
sorun ne gördüğümüz değil, nasıl gördüğümüzdür. TRTnin, bu
çerçevede bir filtreden geçirmemesi, bütün renkleri içermemesi, doğrudan
kadro yapılanması ve zihniyet dünyasındaki değişimle
ilgili bir şey. 2004 yılından beri neredeyse
değiştirilmeyen yöneticinin kalmadığını
biliyoruz, hatta bunların birkaç kez değiştirildiğini
biliyoruz. Kendilerine ayak bağı gibi gördükleri deneyimli
yayıncıları önce pasif hâle getirip sonra yıldırma
politikasıyla kurumdan uzaklaştırma bu tasarı ile çok daha
yaygınlaşabilir.
Sözleşmeli personel adı altında yeni bir kadro
oluşturulması problem. Bu kişilerin sözleşmeli personel
olarak Kuruma alınmasında KPSS şartının
aranmaması ve bunların -sonucu şimdiden belli olan- Kurum
tarafından sınavla alınması ciddi bir sorundur.
BAŞKAN Buyurun Sayın Uras, devam edin.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Tasarının, bu hâliyle, TRT
Genel Müdürüne sınırsız yetkiler verdiğini
vurgulamıştık. TRT Kurumunun iç işleyiş ve yayın
faaliyetinde hayati önemi olan Koordinasyon Kurulunun da ortadan
kaldırıldığı bir ortamda bütün bunlar tartışılıyor.
Hep Yabancı taklitçiliği yapmayalım. denir Meclisimizde ama
bugün bir BBCnin, bir NOSun özerk yayıncılık için örnek
alınması son derece önemli. Dolayısıyla, bu özerklik ve bağımsızlık
konusunda izlenen yayın politikası çok önemli.
Yunus Emreden başladım, bir atasözümüzle bitireyim
Akılsız kafanın cezasını ayaklar çeker. denir.
NECAT BİRİNCİ (İstanbul) Akılsız
başın; kafanın değil.
MEHMET UFUK URAS (Devamla) Başın cezasını
ayaklar çeker. denir. O yüzden, bu meselelerde davranacağımız,
bütün topluma hitap eden tutum, toplumun bütün kesimi için de olumlu sonuç
verecektir.
Teşekkür ederim. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Sayın Bakanım, kısa bir açıklama
yapacaksınız herhâlde
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Sayın Başkan,
teşekkür ediyorum.
Sayın Kamerin doğrudan doğruya Hükûmeti hedef
alarak söylediği ve kesinlikle doğru olmayan bir görüşüne cevap
vermek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım, hepimiz biliyoruz ki
İslamın Alevi ve Bektaşi yorumunun özünde doğruluk
vardır, güzellik vardır, sevgi vardır. Bu, hepimizin
paylaştığı bu değerlerlerle ilgili hepimizin son
derece açıkça bildiği bir husustur.
BAYRAM ALİ MERAL (İstanbul) O zaman niye hiçbir makama
gelemiyorlar Sayın Bakan?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Bilmeden konuşma yoktur,
kasıtlı konuşma yoktur, yalan yoktur, iftira yoktur, kırma
yoktur. Bırakınız bütün bunları, Alevi, Bektaşi
kültüründe incitme yoktur, incinmeye rağmen incitme yoktur. Halis Alevi ve
Bektaşi kültürü adına sizi protesto ediyorum Sayın Genç; bu,
bir. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İkincisi Bu Hükûmet kadar Alevilere
diye
başladınız, hilafı hakikat şeyler söylediniz; bu da
yalandır ve iftiradır. Ben, dört buçuk sene Diyanetten sorumlu bir
Bakan olarak Türkiye genelinde onlarca Alevi dernekleriyle saatlerce süren
konuşmalar yapmışımdır, onları
dinlemişimdir; onları kardeşlik, sevgi içinde
kucaklamışımdır. Sorarsınız -bu kadar açık
söylediğime göre kendime güveniyorum- bunun doğru olduğunu
öğrenirsiniz.
İkincisi, sadece içeride Alevi dedelerimizle konuşmadık.
Yurt dışına, ilk defa, modern Türk tarihinde ilk defa Alevi
dedelerimizi gönderdik, oradaki Alevi vatandaşlarımız, o
insanlar, onların ışığına kavuşsunlar,
onlardan yararlansınlar diye. Diyanet İşleri
Başkanlığında saatlerce ortak
toplantılarımız olmuştur. Yine, ilk defa Türkiye tarihinde,
modern Türkiye tarihinde, karar verdik, ısrarla, inatla, sevgiyle de devam
ettiriyoruz, Alevi, Bektaşi kaynaklarını en mükemmel
şekilde, en güzel şekilde insanımıza
kazandırıyoruz, imamımıza kazandırıyoruz, dedemize
kazandırıyoruz; Alevi olan, Sünni olan, hiçbir ayrım yapmadan
vatandaşlarımıza kazandırıyoruz. Bu kitaplar üç
katlı kitaplardır Sayın Genç, öyle sıradan değil;
kuşe kâğıda basılır bunlar çünkü çok eski
kaynaklardır, hırpalanmıştır, çok itinayla elde edilmesi
lazım bunların. Büyük bir kısmını Balkanlardaki
tekkelerimizden çıkarıp getiriyoruz, mukayeseli
araştırmalarını, çalışmalarını
yapıyoruz ve bir dizi hâlinde çıkarıyoruz. Evvela otantik metni
koyuyoruz, asıl metni koyuyoruz, onun Latin harfleriyle yazılışını
söylüyoruz, yerleştiriyoruz ve bir de bugünün Türkçesiyle; yani Alevilik
nedir, ne değildir, sadece sözlü bir kültür olmaktan öteye bir şey
midir, değil midir sorusuna ilk defa biz ciddi olarak cevap veriyoruz ve
kaynaklarıyla birlikte
KAMER GENÇ (Tunceli) Sayın Başkan
(AK Parti
sıralarından Dinle, dinle! sesleri)
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Tekrar ediyorum,
inşallah burada lüzumsuz konuşmalarınızın bir
kısmından vazgeçersiniz de o kaynakları okursunuz da
Aleviliğin yarısını bilseniz burada
yaptığınızı yapmazsınız Sayın Genç;
Aleviliğin yarısını bilseniz burada
yaptığınızı yapmazsınız! (AK Parti
sıralarından alkışlar) Kusura bakmayın yani,
artık
Tamam, konuşun, tamam, İç Tüzükün imkânlarını
kullanın, ama benim de kültürüm olan, benim de kardeşim olan
Alevilerle ilgili çıkıp da Bu iktidar döneminde şu kadar
kötülük yapıldı, bu kadar
Bu söylenir mi hiç? Milyonlarca Alevimiz
var.
KAMER GENÇ (Tunceli) Şimdi, Sayın Bakan
BAŞKAN Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli)
sizin iktidarınız döneminde Alevilere karşı
personel alımında bir ayrımcılık yok diye yemin
edebilir misiniz? (AK Parti sıralarından Otur yerine! sesleri)
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Orada konuştunuz,
ben dinledim; yerinize oturun konuşun. Yerinizde oturun, beni dinleyin
lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani Alevilerden kaç tane Alevi
BAŞKAN Sayın Genç, yerinize oturun.
KAMER GENÇ (Tunceli) Millî Eğitim
Bakanlığına bakın, 1 tane Alevi müdür aldınız
mı?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Ben Millî Eğitim
Bakanı adına konuşmak zorunda değilim. Ben kendi
adıma
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben sizi kastetmedim ki, ben geneli
konuştum.
BAŞKAN Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Adalet Bakanlığına
bakın bakalım, son alınan hâkim ve savcılarda Alevi
inançlı vatandaşlar alındı mı alınmadı
mı? (AK Parti sıralarından Otur yerine! sesleri)
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Hükûmet diyorsun.
Sayın Genç, Hükûmet diyorsun. Ben Hükûmetin üyesiyim. Dört buçuk sene
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben sizi kastetmedim ki efendim. Ben sizi
kastetmedim.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Ama siz, hem
çıkıp beni kastetmediğinizi söylüyorsunuz
KAMER GENÇ (Tunceli) E, tabii, ben sizi kastetmedim.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Hükûmete
ağzınıza geleni söylüyorsunuz. Sadece benle
KAMER GENÇ (Tunceli) Kamu hizmetine alınmada Alevi
vatandaşlara karşı ayrımcılık yapıyorsunuz.
dedim.
BAŞKAN Sayın Genç, böyle bir usulümüz yok, lütfen...
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir)
Ayrımcılık yapıldığı zaman gel, söyle.
BAŞKAN Sayın Genç, oturur musunuz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yapılıyor mu,
yapılmıyor mu? Efendim, kendisi burada çıksın desin ki:
Ben yapmıyorum. Ben yüz tane misal getireyim size.
BAŞKAN Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben size, Alevilikle ilgili
söylediğiniz güzel şeylere teşekkür ediyorum.
AHMET KOCA (Afyonkarahisar) Bölücülük yapma.
BAŞKAN Tamam, teşekkür ediyorsanız yerinize
oturun lütfen.
KAMER GENÇ (Tunceli) Ayrıca Diyanet İşleri
Başkanına da bu çalışmalarından dolayı da
teşekkür ederim, ama diyorum ki: Kamu hizmetine alımlarda da bu
insanlara karşı eşit davranın.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) Böyle bir şey var mı
Sayın Başkanım?
(AK Parti sıralarından Başkanvekilliği
yaptınız, böyle bir şey var mı? sesleri)
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Bununla,
bakınız
BAŞKAN Sayın Genç, Alevi kardeşlerimizi bu kadar
üzmeyelim. Lütfen oturun yerinize, oturun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim, ama sataşıyor.
BAŞKAN Bunu polemik hâline getirmeyelim. Alevi,
kardeşiz, hep birlikteyiz ya!
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Sayın Başkan,
sanıyorum maksat hasıl olmuştur.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, her üç önergeyi birlikte
oylarınıza sunacağım.
III.- YOKLAMA
(CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Yoklama istedik demin.
BAŞKAN Yoklama için, buyurun efendim, tespit yapalım.
AHMET YENİ (Samsun) MHP de iştirak etsin CHPye!
BAŞKAN Sayın Anadol, Sayın Baratalı,
Sayın Meral, Sayın Bingöl
OKTAY VURAL (İzmir) DTPyle beraber önerge veriyorsunuz da,
beraber yürüyorsunuz ya bu yollarda! vatandaş da görüyor onu.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Vatandaş boş
sıraları görüyor.
BAŞKAN Sayın Okay, Sayın Köse, Sayın
Durmuş, Sayın Özdemir
Sayın Genç, var mısınız siz de?
KAMER GENÇ (Tunceli) Varım, varım
Ayaktayım ya
işte!
BAŞKAN Sayın Genç, Sayın Yalçın, Sayın Ünsal, Sayın
Köktürk, Sayın Diren, Sayın Oyan
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 20 oldu mu, 20?
BAŞKAN Sayın Erenkaya, Sayın Özensoy
K. KEMAL ANADOL (İzmir) 20 bitti mi, 20? Fazla yazmaya
lüzum yok.
BAŞKAN Hayır, maalesef daha var. 16 bitti, 17de
kaldık. İsterseniz
okuyayım yazılanları.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Allah aşkına, vakit
kazanmak için bu kadar
BAŞKAN Sayın Uzunırmak
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Vakit kazanmak için
yapıyorsunuz! Bu kadar olur mu canım!
Haydi! Kaç senelik memursun! Siyasetçi gibi davranıyorsunuz
orada! Bir 20 kişiyi sayamıyorsunuz!
BAŞKAN Efendim, yazılı gönderseydiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Vakit geçsin! Vakit geçsin!
BAŞKAN Yazılı gönderseydiniz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) İşiniz gücünüz o, vakit
geçsin diye yapıyorsunuz!
OSMAN DURMUŞ (Kırıkkale) Bir daha kalkalım
mı Başkan!
BAŞKAN Sayın Pazarcı, Sayın Akkuş.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Ad okunmak suretiyle yapın
efendim, herkes belli olsun madem kaldırıyorsunuz!
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Tamam artık, süre doldu Sayın
Başkan.
BAŞKAN Süre tamamlandı. Pusula almayın efendim.
Pusulalara rağmen toplantı yeter sayımız
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.23
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati:14.38
BAŞKAN : Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Murat ÖZKAN
(Giresun), Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Tasarının 7nci maddesi üzerindeki önergeler oylanmadan
önce yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Bu nedenle yeniden yoklama yapacağız.
III.- YOKLAMA
Yoklama işlemi için üç dakika süre veriyorum.
Yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
219 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ (Devam)
1.- Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı:219) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet buradalar.
Şimdi, 7nci madde üzerindeki önergeleri oylarınıza
sunuyorum: Önergeleri kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul
edilmemiştir.
7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
7nci madde kabul edilmiştir.
8inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 8- 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinin ikinci paragrafı
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve
fıkraya aşağıdaki bentler eklenmiştir.
Ayrıca; özel bilgi ve ihtisasından yararlanmak üzere en
çok on Genel Müdür Müşaviri istihdam edilebilir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumda radyo-televizyon
yayın, yapım, teknik ve bilişim hizmetlerini yürütmek ve
sayısı 300ü geçmemek üzere Kurumca yapılacak sınavla
istihdam edilen, istihdama ve sözleşmeye ilişkin usul ve
esasları Yönetim Kurulunca belirlenen personeldir. Bu şekilde
çalıştırılacak olanların ücretleri, 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü maddesinin (B)
fıkrasına göre istihdam edilenlere uygulanan sözleşme ücreti
tavanının dört katını geçemez ve bu fıkrada belirtilen
ücret dışında herhangi bir ödeme yapılamaz. Bu suretle
çalıştırılacaklar, sosyal güvenlikleri bakımından
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine
tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam
edilebilir. Bu personelin istihdam, sözleşme usul ve esasları ile
ücret miktarı ve her çeşit ödemeleri Yönetim Kurulunca tespit edilir.
i) Geçici personel, sosyal güvenlik bakımından 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabi olan, bir
yıldan az süreli istihdam edilen ve işçi sayılmayan kimselerdir.
Bu statüdeki personelin istihdam ve ücretlerine ilişkin usul ve esaslar
Yönetim Kurulunca tespit edilir.
j) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu personelinin yurt içinde geçici
görevle memuriyet mahalli dışına görevlendirilmesi durumunda, bu
personele 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanunu
gereğince her yıl Bütçe Kanununda emsali devlet memuru için
belirlenen gündeliklerin iki katını geçmemek üzere Yönetim Kurulu
kararı ile belirlenen tutarda gündelik ödenir.
Kurum personelinin yurt içinde geçici görevle memuriyet mahalli
dışına görevlendirilmesi halinde, 6245 sayılı Kanunun
33 üncü maddesindeki on günlük sınırlama dikkate alınmaz.
Ayrıca, yurt içi ve yurt dışında görevlendirilenlerin
konaklama yer ve ücretlerine ilişkin hususlar Yönetim Kurulu
tarafından belirlenebilir. Bu şekilde tespit edilen yerlerde
kalanlara gündelikleri yüzde elli oranında azaltılarak ödenir.
BAŞKAN Evet, madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İzmir Milletvekili Bülent Baratalı.
Sayın Baratalı, buyurun efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BÜLENT BARATALI (İzmir) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 219 sıra sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini
sunacağım. Bu nedenle sizi ve sayın Meclisi saygıyla
selamlıyorum. Arkasından bir teşekkürüm olacaktı ama
Sayın AKP Grup Başkan Vekiline, çok sayıda milletvekiline beni
dinletecekti fakat yine sıraların çok boşaldığını
görüyorum. Onun için teşekkür etmeyeceğim Nihat Beye.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmekte olduğumuz 8inci madde TRTde çalışacak olan
danışman, personel, geçici personelle ve TRTde çalışan
değerli personelin yurt içindeki hareketleriyle, yolluklarıyla,
harcırahlarıyla ilgili bir maddedir. Ancak hemen ifade etmek
istiyorum ki, danışmanlardan başlarsak, Sayın Genel Müdüre
müşavir olarak 10 müşavir veriyoruz, sanıyorum ihtiyaç var.
Ancak danışmanları seçerken, benim elimdeki bilgilere göre, bence
yasalara aykırı danışman seçmemek gerekiyor. Şimdi
elimde bir danışman ismi var, Sayın Bakanın mı yoksa
Sayın Genel Müdürün mü olduğunu bilemiyorum ama bu
danışmanın yargıç olduğunu söyleyen bir belge var.
Eğer hakikaten bu danışman, Sayın Genel Müdürün veya
Sayın Bakanın danışmanı yargıç ise yargıçların
tabi oldukları yasalar gereğince yargıçlara yaptıkları
görevlerden başka bir iş verilemez, başka bir görev verilemez.
Bu nedenle, burada dikkati çekmeye çalışıyorum.
Onun dışında, sayısı 300ü geçmemek üzere
bir geçici personel istihdamı isteniyor. Ancak değerli
arkadaşlar, sayın milletvekilleri; yine, işçi sayılmayan
personel adı altında uzun süredir bu Kurumda çalışan
değerli arkadaşlarımız var. Yani Yeni 300 personel
alınacağına bunların statüleri daha da
iyileştirilerek, işçi sayılmayan ve geçicilik statüsü
kaldırılarak, acaba, bunlardan bu temin edilemez mi? diye ben Plan
ve Bütçe Komisyonunda bunu sormuştum ama bugüne kadar bir yanıt
alamadık. Zaten, yaptığımız eleştiriler, gerek
Cumhuriyet Halk Partisi veya diğer muhalefet milletvekillerinin yaptığı
eleştirilerde de şu ana kadar bir iyileştirme
yapılamadı ve karşılanamadı eleştirilerimiz. Bu
da eleştirilerden biri. Ama daha da büyük olan eleştiri, bu
sınavın, yani 300 kişilik geçici sözleşmeli personel
sınavının Kurumca yapılmak istenmesidir.
Değerli arkadaşlar, yine, seçme sınavı bile
yapılsa sözlü sınavlarda neler yapıldığını
biz buralarda biliyoruz. 137nci sırada kazanan bir adayın nasıl
1inci sıraya geldiğini sözlü sınavlarda bile biliyoruz. Bu
ortadayken ve bu kanıtlanmışken, şimdi Kurumca sınav
yapılmasını biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğru
bulmuyoruz. Bunun muhakkak değişmesi gerekmektedir. Üstelik bu
ihtiyaç varsa, bu gereksinim varsa TRT için, bu gereksinim de bugüne kadar en
az on yıldır geçici personel olarak çalışan, senede on bir
ay çalışan ve maaşları kadrolu personelin dörtte 1i
civarında olan personelin buraya yapılacak bir sınavla
getirilmesi gerekmektedir diye düşünüyorum.
Yabancı uyruklular için Sayın Genel Müdür bir ihtiyaç
belirtti. Buna da Plan-Bütçe Komisyonunda karşı çıkmadık.
Hakikaten ihtiyaç hissedilebilir, gereksinme duyulabilir. Ancak (i)
fıkrasında tanımlanan geçici personelde biliyorsunuz, 22nci
Dönemde altı aydan fazla geçiciliği sürmüş olan işçi statüsündeki çalışanların
kadroları verilmişti, burada TRT çalışanları bundan
yoksun bırakılmıştı. Şimdi zamanıdır.
Hükûmette yeni bir tasarının oluşabileceğini de
düşünerek -ki böyle bir çalışmanın olduğunu biliyorum-
burada (i) fıkrasında da bu arkadaşlarımızı, daha
o tasarıyı beklemeden, geçiciliklerinin kaldırılarak
işçi statüsüne alınmalarında yarar bulunmaktadır diye
düşünüyorum.
Bu, on günde bir görevlendirilen, yurt içi ve yurt
dışında görevlendirilen personelin, on günde bir gelip tekrar
Ankaraya gidip gelmesine de ihtiyaç yoktu. Bu maddeyi de destekliyoruz. Ancak
harcırahlar konusunda TRTnin yönetim kuruluna bir yetki verilmesi
şeklinde yeni bir önerimiz olacak çünkü yasalarla
bağladığımız zaman, yasanın zamanı geçiyor.
Biliyorsunuz 2002 yıllarından itibaren artık, enflasyonda büyük
bir rekor kırıldı, enflasyon yüzde 11 gibi iki haneli rakama
ulaştı. Bunu da burada ifade etmek istiyorum.
Personeller konusunda arkadaşlarım da görüşecek.
Ancak, sayın milletvekilleri, Sayın Başkan; ben bu yasanın
tümü hakkında da görüşlerimi belirtmiştim yirmi dakika içinde.
Şimdi 8inci maddeyi görüşüyoruz. 8inci maddeye gelinceye kadar,
tarafsızlık, idari ve mali bağımsızlık ve buna
yaslı olarak editöryel bağımsızlık konusunda, hiçbir
iktidar milletvekilinin, gelip de Biz bunu düzenledik, artık, bu konu
güvence altındadır. demesini beklerken bunu maalesef göremedik. Bunu
bırakın, bunun yapılması konusunda Başbakanlık
Yüksek Denetleme Kurulunun, İletişim Şûrasının, AB
ilerleme raporunun, Avrupa Parlamentosunun, Avrupa Konseyinin ve her
şeyden önemlisi Sekizinci Beş Yıllık Planımızda
neler yapılması gerektiği konusunda amir hükümler varken, idari,
mali ve editöryel bağımsızlık TRTde
sağlanamamıştır değerli arkadaşlar;
sağlanamadığı gibi, TRT hâlâ daha
tartışılmaktadır. TRTnin başına genel müdür
olarak atanması için Sayın Cumhurbaşkanının
seçilmesini bekleyen yönetim, TRT Genel Müdürünün görevleri ve maaşı
hakkında daha bu Meclise tam inandırıcı bir belge
verememiştir. Şimdi, dün bizim Yalova Milletvekilimiz bir açıklama
yaptı. Ama ben yine, çok eskiden tanıdığım Sayın
Bakanın da bilgisine sunarak ve bu verdiğim bilgileri Ticaret Sicili
Gazetesinde yayınlanan bilgilere de dayandırarak Sayın Genel
Müdürümüzün aldığı maaşlara iki maaş daha ilave etmek
istiyorum izninizle. Bunlardan bir tanesi, İnnova Bilişim Çözümleri
Anonim Şirketinde bir yönetim kurulu üyeliğidir. Bunlardan ikincisi,
Argela Yazılım ve Bilişim Şirketinde yönetim kurulu
üyeliğidir. Elbette, devlet memurlarının ülkemizin içinde
bulunduğu olanaklar ölçüsünde çok iyi şekilde ücret ve maaş
almasını isteriz, ama Sayın Genel Müdürün maaşı dün
açıklanan belgelerle artık 50 milyar TLnin üzerine
çıkmıştır. Şimdi, Sayın Genel Müdürümüz az önce
söylediğim bu iki şirketten ayda bin YTL daha maaş almaktadır
değerli arkadaşlarım.
Şimdi, sonuç olarak, TRT bu yasayla daha mı
bağımsız hâle geliyor? Hayır, daha bağımlı
hâle geliyor. Çünkü, TRTnin yönetim kurulu üyelerini, artık, Bakanlar
Kurulu tayin edecektir. TRTnin yaptığı dış
ilişkiler, anlaşmalar, bizzat, ancak prezidansiyel sistemlerde
olabildiği ölçüde, Sayın
Başbakanın ilgisine,
bilgisine ve onayına tabi olacaktır. Bu tür hükümleri içeriyor. Yani,
TRT daha da bağımlı hâle geliyor. Peki, TRT daha da
bağımlı hâle gelirken daha mı tarafsız hâle geliyor?
Hayır. Veya TRTnin yeni yönetimi acaba daha da iyi bir izlenme oranı
mı yakalamış? Hayır. Son yapılan
araştırmalara göre, 25-50 düzeyindeki izlenme 50-75 düzeyine
gelmiş ve Mayıs ayındaki iki günde izlenme, AB grubunda 100üncü
sırayı bile işgal edememiştir. Yani, TRTnin acilen yeniden
yapılanmasına ihtiyaç vardır.
TRT ayrıca, tarafsız mıdır? derken TRT
tarafsız olamıyor. Neden olamıyor? Bazı belgeleri size
sunmak istiyorum. Bu belgelere göre, tarafsız olamıyor.
TRT haber değil yorum yapıyor. Şimdi, bugün, yüce
Anayasa Mahkemesi, Cumhuriyet Halk Partisinin açtığı bir iptal
davası konusunda bir karar verecek. TRT baş örtüsü olarak
nitelendiriyor bu davayı. Cumhuriyet Halk Partisinin hiçbir zaman baş
örtüsüyle bir hesabı, bir karşı düşüncesi olmamıştır.
O, yorum değil, ancak
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlar
mısınız Sayın Baratalı.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Bunu böyle değil türbanla ilgili şeklinde demesi
gerekirdi.
Yine, yeni bir ifade var: Özgürlüklerin kapsamını
genişleten Anayasa değişikliği konusunda bir karar verecek
Anayasa Mahkemesi. diyor. Cumhuriyet Halk Partisi kurulduğundan itibaren
bu ülkeye özgürlükleri getiren bir partidir değerli
arkadaşlarım. Cumhuriyet Halk Partisi, özgürlükleri genişleten
hiçbir düzenleme hakkında bugüne kadar Anayasa Mahkemesine veya diğer
idari yargıya gitmemiştir. Haberi doğrudan vermek gerekiyor.
Yorum yaparak vermenin ne kadar yanlış olduğunu ifade etmeye
çalıştım.
Sayın Bakan, özellikle bu belgeleri sizin de bilginize
sundum. Artık, tartışılan bir genel müdürümüz var. Gönül
ister ki tartışılan bir genel müdürümüz olmasın.
Şimdi, yukarıda, Plan-Bütçede yeni bir yasa
görüşülüyor, TRTnin gelirleri daha da aşağı indirilecek;
TRTnin, sürdürülebilir, güvenceli bir geliri de olamayacak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Baratalı.
BÜLENT BARATALI (Devamla) Bu düşüncelerle yasanın geri
alınmasını diliyor, hepinize saygılarımı
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin
Milletvekili Akif Akkuş.
Sayın Akkuş, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 219 sıra sayılı TRT
Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 8inci maddesi üzerinde MHP Grubu adına söz
almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, zaman geçiyor, teknoloji ilerliyor.
Bu ilerleyen teknolojiyle, özellikle dinleme konusunda, izleme konusunda
birtakım yeni tekniklerin uygulandığı malum ve
geçtiğimiz iki günde bunları burada uzun boylu
tartıştık. Tabii, bu tekniği kullanmayacak mıyız,
gelişen teknolojiden istifade etmeyecek miyiz? Elbette edeceğiz ama
bunların mutlaka kontrollü bir şekilde yapılması gerekir
diye belirtiyorum.
Bugün, TRT, gerçekten birçok programa imza atan bir kurumumuz.
Şöyle bir şey hatırlıyorum: 1971 yılında bir
genel müdür, Türkiye radyosunu bütün Orta Doğudan dinlenebilir hâle
getirmişti ve bu, Türkiyede, Türk insanları arasında
sevindirici bir olay olarak karşılanmıştı. Yani bugün
düşünün, radyonun bütün Orta Doğuda dinlenmesi bizi sevindiriyor
idi. Elbette ki televizyonlarımızın, TRTnin kontrolünde olan
televizyonlarımızın bütün dünyadan izlenmesi ve dinlenmesi bizi
sevindirir.
Bu yasadaki 8inci maddeyle, 2954 sayılı TRT Kanununun
50nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, ikinci
paragrafının değiştirilmesi ve (ı), (i), (j)
bentlerinin eklenmesi düşünülmektedir. Şimdi, bunlar üzerinde
kısaca duracağım.
(g) bendinin ikinci maddesiyle 10 genel müdür müşaviri
istihdamı getirilmektedir. Tabii
bu, 10 genel müdür müşaviri daha önceki uygulamada da mevcuttu.
Bilindiği gibi müşavir, özel bilgi ve ihtisasa sahip kişi
anlamına gelir. Ancak ülkemizde müşavir çoğu zaman özel bilgi ve
becerisinden istifade edilen kişi olmayıp daha ziyade genel müdür
veya genel müdür muavinlerinin görevden alınmasıyla yargı
kararlarından kurtulmak için idarenin uyguladığı bir
istihdam yolu olup genelde kızak kadrolardır. Bunlara Maliye
Bakanlığında 66 numara adı verilmektedir. Neden acaba?
Çünkü bunlar Kızılaydaki 66 numaralı binaya gelirler,
otururlar, sohbet ederler, gazeteleri okurlar, hiçbir iş görmeden geri
giderler, bu yüzden bunlara 66 numara adı verilmiştir.
Yetişmiş insanların kızak kadroya çekilmesi,
bilgi ve becerilerinden istifade edilmemesi, âdeta kaderlerine terk edilmesi
ülke kaynaklarının uygun olmayan yerlerde heba edilmesine sebep
olmaktadır. Bu yüzden, 10 adet genel müdürlük müşaviri kadrosunun en
az yarısının iptal edilmesi ülke yararına olacak ve heba
olan bilgi ve beceriden istifade edilmesini sağlayacaktır.
Ayrıca bir taraftan personel harcama kadrosu olan müşavirlik, bir
yandan da yandaş için arpalık olarak kullanılmaktadır.
Kısaca, garip gurebanın hakkı ziyan edilmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu maddeye eklenen (ı) bendi
ile TRTde 5620 sayılı Kanunun 1inci maddesi (a) bendine göre
sözleşmeli personel istihdamı söz konusu olabilecektir. Bunlar
Kurumda radyo-televizyon yayını, yapım, teknik ve bilişim
hizmetlerini yürütmek üzere istihdam edilecek ve sayıları 300 kadar
olacak. Bu personel dikkat edin- bu personel- Kurumca yapılacak bir
sınavla istihdam edilecektir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde ister sürekli isterse
geçici olarak atansın, kamu personeli, ÖSYM tarafından yapılacak
imtihanla tespit edilirken, özel kanunla kurulmuş olan TRT için bu usul
göz ardı edilmektedir. Bu da, kamuoyunda, buraya alınacak personelin
eş dost veya yandaş olacağı kanaatini kuvvetlendirmektedir
ki, bu, son derece sakıncalar doğuracak ve vatandaş-devlet
ilişkisini zayıflatacaktır. Dolayısıyla,
imtihanın ÖSYM tarafından yapılması yönünde bir
değişiklik mutlaka getirilmelidir. ÖSYM bu konuda, tabiri caizse,
imtihanını vermiş kurumlarımızdan birisidir, bundan
istifade edilmesi gerekir. Yahut buraya alınacak personelin, TRT
çalışanları arasından bilgi, beceri ve eğitim durumu
dikkate alınarak yükseltilme yoluyla istihdam edilmesi söz konusu
olmalıdır diyorum.
Öte yandan, bu şekilde istihdam edilmek istenen personele
ödenecek ücret de oldukça dikkat çekicidir. Yasaya göre istihdam edileceklerin
ücretleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4 üncü
maddesinin (B) fıkrasına göre istihdam edilenlere uygulanan
sözleşme ücreti tavanının dört katını geçemez denilerek,
bunlara ödenecek ücretin, sözleşme ücretinin 4 katına kadar
çıkarılabileceğini ortaya koymaktadır ki bu, âdeta
ballı börek olarak nitelendirilmekte, vatandaşlarımız
arasında bu şekilde değerlendirilmektedir. Bu kişilere
ödenecek ücret herhâlde hesap edilmiştir. Ne kadar olduğunun burada
açıklanmasını talep ediyorum. Sayın Genel Müdür de burada,
diğer personel de burada, bunlar herhâlde bunu tespit etmişlerdir,
bize açıklarlarsa memnun oluruz.
Değerli milletvekilleri, bu şekilde istihdam edilenler,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabi oluyor ancak
işçi sayılmıyor. Yani 506 sayılı Sigortalar Kanununa
tabisiniz ama işçi değilsiniz deniliyor. Bu da, tabii pek
anlaşılır gibi görünmüyor, çünkü işçi sayılmayan
kişilerin sosyal sigortalar sistemine tabi oluşları da bu
şekilde oldubittiye getirilmek isteniyor.
1990 yılında uygulamaya konulan Sözleşmeli Personel
İstihdam Kanunu birçok kamu personelinin sözleşmeli statüye yüksek
ücretle geçmesine sebep olmuş, bu da çalışanlar arasında
ücret farklarının doğmasına yol açmış ve
olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Bu yasayla TRT ve kamuda
aynı olayları yaşamamız söz konusu olacak ve eş dost
genellikle haksız bir şekilde yüksek ücretle kamu görevine
getirilecektir diyorum.
Değerli milletvekilleri, birçok kurumumuzda olduğu gibi
TRTde de personelin yurt içinde -geçici görevli- memuriyet mahalli
dışında görevlendirilmesi söz konusu olmaktadır. Birçok
kurumda bunu defaatle görüyoruz. Bu yasa tasarısına göre 6245 sayılı
Kanunun 33üncü maddesinde On günlük sınırlama dikkate
alınmaz. denmektedir. Böyle bir uygulama Anayasanın 18inci
maddesine aykırıdır. Çünkü bu görevlendirmeler, memuriyet
mahalli dışında özellik isteyen işler olduğu ve gönül
rızası ile olduğu gibi sürgün tabir edilen ve elemanın isteği
dışında yapılan ve idarenin bir ceza uygulaması hâline
de gelebilmektedir.
Dolayısıyla biz burada bu şekildeki
görevlendirilecek personelin istemiyorsa gitmesine bu kanunla mâni
olmalıyız. Çünkü çıkartacağımız yasalar mutlaka
vatandaşlarımızı, çalışanları memnun etmeli,
onların gönüllerini hoş etmeli. Bu yüzden, bir elemanın
memuriyet mahalli dışına on günden daha fazla gönderilmesi bir
zorlama, bir angarya olacaktır. Bu da devletin gücünü elinde bulunduran
idarenin insan hak ve hukukunu, iradesini gasbetmesi demektir.
Dolayısıyla, memuriyet mahalli dışında, ilgilinin
istememesi hâlinde, on günü geçmeyecek şekilde düzenlenmesi yerinde
olacaktır ve buna dikkat etmemiz gerekiyor.
Bu yasa ile yeniden yapılandırılmak istenen TRTnin
Türk milletinin kurumu olması yerine AKPnin kurumu hâline getirilmesi
gözetilmektedir.
Sayın milletvekilleri, devletin bir kurumunun
çalışanlarını tedirgin etmeye, onların
mutluluğunu örselemeye kimsenin hakkı bulunmamaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akkuş, tamamlar
mısınız konuşmanızı.
AKİF AKKUŞ (Devamla) Teşekkür ederim efendim.
Unutmayalım, Sap döner keser döner, bir gün de hesap döner.
diye bir sözümüz var. Böyle bir günde, yani o gün geldiğinde hesap veren
olmamak, başı dik, yüzü ak olmak için, bu yasada yapılmak
istenen yanlışlara ortak olmayınız diyor, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Akkuş.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan.
Sayın Kaplan, buyurun efendim. (DTP sıralarından
alkışlar)
DTP GRUBU ADINA HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Yüzyıllardır
halkımın üzerine merhamet gözyaşları döken şu sonsuz
gökyüzü bir gün değişebilir. Bugün açık gözüken gökyüzü,
yarın bulutlarla kaplanabilir. Sözlerim asla yer değiştirmeyen
yıldızlar gibidir. diyor 1854 tarihinde ilk çevre
konuşmasını yapan Seattle Şefi ve arkasından Bu
toprakların her parçası halkım için kutsaldır. Çam
ağaçlarının parıldayan iğneleri, vızıldayan
böcekler, beyaz kumsallı sahiller, karanlık ormanlar ve
sabahları çayırları örten buğu, halkımın
anılarının ve geçirdiği yüzlerce yıllık
deneylerin bir parçasıdır. diyor. Bugün Dünya Çevre Günü. Bu Dünya
Çevre Gününü bu vesileyle kutlarken, bir şeye de dikkat çekmek istiyorum:
Savaş, en büyük çevre ve insanlık suçudur, en büyük kirletici. bunu
böyle der çevreciler.
Doğrusu, son zamanlarda, zaman zaman -dikkat ediyorum,
Mecliste de bunun yansımaları oluyor- biraz suhuletle, daha sakin
olarak, konuları konuşamıyoruz gibi bir hava var Mecliste.
Haksız anlaşılmalar da oluyor. Biraz önce Sayın
Bakanın ki, bu dönem uzun bir süre Diyanetten de sorumlu Bakanlık
görevinde bulunduğu için- Alevilerle ilgili bir konuda tepkisi oldu.
Doğrusu, tabii, anayasal bir kuruluş, 136ncı madde ve
devamı ve şüphesiz yasaya bağlanmış ve Anayasa
Mahkemesi kararlarında da laik cumhuriyet devletin bir kurumu olarak,
Diyanet İşleri memurları olarak geçiyor. Tabii, bu konuda
ayırımcılık dile getiriliyor, başka konularda da,
başka mezhep ve dinler için de bu zaman zaman konuşuluyor, ancak, bu
sadece AKP Hükûmetinin değil, seksen sekiz yıllık cumhuriyetin
bugününe kadar bütün hükûmetlerin, hepsinin ortak sorunudur. Elbette ki
ayırımcılıkla ilgili konular vardır. Tek mezhep, tek
devlet dini anlayışı yanlıştır. Yani bunun
tartışılması da doğaldır Mecliste. Ancak, bunu da
usulünde tartışmakta büyük bir yarar görüyoruz.
Yani şunu açıkça ifade edelim: Neden Şafii
Mezhebine mensup olan Müslümanlar da aynı şartlarda Hanefi Mezhebi
gibi- yararlanamıyor diyebilir birisi; Aleviler neden devletin
maaşını alamıyor, devlet cemevlerini desteklemiyor
diyebilir; bir başka dinin, mezhebin mensubu da, ben de bu ülkenin
yurttaşıyım, eşit ve özgür yurttaş olarak bana da din
konusunda devlet eşit davranmalıdır diyebilir. Bu konular
denilecektir. Her hükûmet de buna muhatap olacaktır, olması da
demokratik bir Türkiye için kaçınılmazdır.
8inci maddeyle ilgili TRT Kanununun
Kanımca çok önemli bir
madde sözleşmeli personel konusu. Özellikle yurt dışı
görevlendirmeler ve kurumun kendi işleyişi, kurum personelinin yine
geçici görevlendirilmeleri.
Şimdi, bir taraftan TRTyi dünya markası
yapacağız. diyoruz ama öbür taraftan, dijital dünyada, gelişen
teknolojide ve bilişimde çok iyi biliyoruz ki, öyle beyinler var ki öyle
100 bin dolar maaş dahi verseniz böylesine ciddi devlet kurumlarında
kolay kolay görev kabul etmez.
Şimdi, dünyaca tanınmış bir sanatçıya,
kendi alanında dünyaca tanınmış tonmaister bir personele,
beş dil bilen ve yayıncılık konusunda uzman olan birine
Gel kardeşim, seni sözleşmeli, ücretli yapalım, tavanın da
çalışanın 4 katı. derseniz siz rekabet edemezsiniz. Bu
konuda TRT dünya televizyonlarıyla rekabet edemez. Açık
konuşalım, dört maaşa çalışacak teknik elemanlar, dışarıda
özel televizyonlarda yüz yirmi dört maaş alma imkânını bulurken
TRTye gelmez, TRT de kalifiye eleman bulmaz, TRT de kalifiye eleman
bulmadığı zaman da başarılı bir çalışma
yapmaz. Yani TRT Yönetim Kuruluna biraz tolerans, biraz takdir marjı
tanımak bazı konularda, illa da, herkese, ön yargıyla
Partizanlık yapacak, kendi adamlarını alacak.
anlayışına düşmeden biraz daha bu konuda güvenle bakabilmek
gereklidir diye düşünüyorum.
Şimdi, yabancı dillerde yayın yapacak bir personel
alacaksınız. Diyelim ki birisi Orta Doğuda otuz sene
dış muhabirlik yapmış, Orta Doğu politikalarında,
yedi tane dil biliyor ve siz onu getireceksiniz yurt dışı
haberler servisine veya haberler, analizlerle ilgili programlara
alacaksınız. Böylesine bir kalifiye eleman dört tavan
maaşına gelip TRTde çalışmaz. Bunu peşinen bir kere
görelim. Yani bu konuda mevcut personelin haklarının korunması,
elbette geri adım atılmaması ve onların korunarak TRTnin
güçlendirilmesi, gelişen dünyaya, teknolojiye uygun ve buna farklı
bir yöntem ve felsefe arayışına girmenin zamanı
gelmiştir diye düşünüyoruz.
Sayın Bakan, TRTde reklam pastası da var, gelir
getiriyor değil mi? Sanatçılarımızın eserleri TRT
kanalıyla evrensel olarak dünyaya yayılabilir. Onların telif
hakları, ücretleri var. Yani böyle, ücret, maaş ilişkisinden öte
yarım döner sermayesi olan bir TRTyi de personeline prim verecek, kendi
gelirini kendi sağlayacak, kendi gelirinden pay alacak personel sistemiyle
diğer özel televizyonlarla rekabet eder duruma getirmek, onların
sosyal haklarını iyileştirmek, onların daha iyi ücret, daha
iyi çalışma imkânı ve daha iyi olanaklarla diğer medya
alanlarında yarışmasını sağlamak
Özellikle
holdinglere ait televizyonların, artık çok popülist, oldukça reklama
dayalı ve insanı sinir eden yayınlarının
karşısında devletin TRTsi de çıkıp adam gibi bir film
seyrettirip 70 milyon vatandaşına, araya da uluslararası
yayıncılık kuralları gereğince o makul sürede
reklamını yerleştirebilir.
Ne yapıyor bizim o özel televizyonlarımız? Bir dizi
seyrettiriyorlar, otuz beş dakika; yüz otuz beş dakika
vatandaşına reklam izlettiriyorlar arkasından. Buna dur diyecek
bir yönetim anlayışı TRTnin başına, devletin
başına artık gelmelidir. Reklam işkencesinden
insanlarımızı kurtarmanın zamanı gelmiştir. TRT
de o zaman doğru dürüst, bilimsel, sanatsal değeri olan ve son
zamanlarda yüzümüzü ağartan, Canneste ödül alan filmlerimizi, Nuri Bilge
Ceylanları, Akınları, Yılmaz Güneyleri, birçok ödül
almış yakın zaman filmlerimizi daha da güzel seyrettirebilir
yurttaşlarımıza. Yani sadece film değil, daha güzel
türküler, sanat, kültür yaşattırabilir, daha güzel programlar,
belgeseller yaptırabilir. Bunu yaptıracak elemanının hem
sosyal güvencesini sağlamak hem mevcudu korumak hem mevcudun
imkânını geliştirmek
Bu ülke buna kadirdir, muktedirdir. Bu
ülkenin potansiyeli, bu kadroyu, bu TRT personelinin 3 katını ve çok
daha güzel yayınları kucaklama anlayış ve büyüklüğüne
sahiptir.
Peki, o zaman, neden büyük düşünmüyoruz, neden
kucaklayıcı düşünmüyoruz? Neden, her gelenin -illa
kafasında partizanlık, kadrolaşma- sanki bu dünyaya çivi
çakacak, bırak onu da yüce Meclise çivi çakacak, gitmeyecek gibi
bakması kadar büyük hata var mı?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Kaplan, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
HASİP KAPLAN (Devamla) Evet, bizim bu konuda bir önergemiz
oldu, benzer konularda da önergeler var. Özellikle de sosyal güvenlikler
bakımından, güvenceler açısından, yine Harcırah Kanunu
açısından, yine yurt dışı personelle ilgili, dar da
olsa kapsamı itibarıyla bir önergemiz var. Ancak bu önergelerin de
ötesinde TRTnin felsefesini, TRTnin yayın politikasını,
TRTnin güzelim Türkiye'nin gerçeklerine uygunluğunu hayata geçirecek
büyük projeleri, büyük düşünmeleri artık yaşama geçirmenin
zamanıdır. Bunun yaşama geçmesi için, mutlaka, TRTyi özel
televizyonlarla rekabet edebilir konuma getirmek ve o gelirlerinden personeline
pay vermek, prim vermek, teşvik etmek gerekir diye düşünüyorum.
Bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DTP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kaplan.
Şahısları adına ilk söz, Çorum Milletvekili
Cahit Bağcıya aittir.
Sayın Bağcı, buyurun efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
CAHİT BAĞCI (Çorum) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 219 sıra sayılı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 8inci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sözlerime 5 Haziran Dünya Çevre
Gününü kutlayarak başlamak istiyorum. Zira bugün, ülkemizin her
köşesinde çevrenin önemine vurgu yapan bilinç artırıcı
etkinlikler, sivil toplum örgütlerimiz, yerel yönetimler ve üniversitelerimiz
tarafından düzenlenmekte, bireysel ve kurumsal sorumluluklara dikkat
çekilmektedir. Hepimizi, yerküremizi ilgilendiren son derece önemli bir alanda,
yayın kuruluşlarına da sosyal sorumluluk gereği büyük
görevler düştüğünü hatırlatmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, bilgi ve iletişim
teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle, bugün, ses ve görüntülerin
çeşitli yollarla dağıtılması çok daha kolay hâle
gelmiştir. Bu süreç, başta ekonomik alan olmak üzere, sosyal ve
kültürel alanlarda çok etkili olmuştur. Diğer taraftan, iyi
eğitilmiş, bilgi teknolojilerini kullanabilen, üretkenliği
yüksek, nitelikli iş gücü olarak insanın kalkınma sürecindeki
rolü devamlı olarak artmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugünün
şartları içerisinde kamu yayıncılığının
ne kadar önemli olduğu sadece bizim ülkemizde değil
gelişmiş ülkelerde de önemli tartışma gündemini
oluşturmuştur. Dünya üzerindeki tüm devletler, rekabet avantajı
sağlayabilmek için, yeni projeleri, düzenlemeleri şekillendirerek
desteklemek zorundadırlar. Bu bağlamda, Türkiye Radyo-Televizyon
Kurumunun hizmetlerini nasıl daha iyi yapacağı konusundaki
çalışmalar hızla yürütülmüş ve inanıyorum ki sürekli
kendini yenileyecektir.
TRTnin, dünyadaki benzerleriyle
karşılaştırıldığında hepsinden daha
büyük ve kapsamlı görevlerle yükümlü bir kurum, bir kamu yayın
kuruluşu olması hasebiyle dikkat çekmektedir. Bu nedenle, Türkiye
Radyo-Televizyonunun sabit bir yere saplanıp kalması düşünülemez,
düşünülmemelidir de.
TRTnin yeniden yapılanması hususu gerek kalkınma
planlarında gerekse 2008 yılı programında yer
almıştır. Bu çerçevede, görev ve fonksiyonlarının
gözden geçirilerek misyonunun belirlenmesi gerekmiştir. Böylelikle, hem
Kurumun birikim ve tecrübesini hem çağdaş ihtiyaç ve
değişimleri hem de gelişmiş ülkelerdeki benzer
kurumların yenilenme çabalarını dikkate alarak yapılan bu
son düzenlemede tasarının 8inci maddesi, yayın, yapım,
teknik ve bilişim hizmetlerini çağdaş yayıncılık
anlayışının gerektirdiği şekilde yürütmek üzere
sözleşmeli personel istihdam edilmesiyle geçici personelin
tanımlanması ve Kurum personelinin yurt içi ve
dışındaki geçici görevle memuriyet mahalli
dışında görevlendirilmesi durumunda verilecek gündelik ve
harcıraha ilişkin düzenleme getirmektedir.
Değerli milletvekilleri, bu doğrultuda atılan
adımlar desteklenmelidir. Çünkü radyo ve televizyon
yayıncılığında TRTye düşen son derece büyük ve
önemli görevler vardır. Bunlar, başta ülkemizin tanıtılması
olmak üzere, millî ve manevi değerlerin tanıtımı,
yayını ve korunması ve gelecek nesillere aktarılması,
Türkçenin korunması ve en güzel şekilde kullanımının
yayınlarda sergilenmesidir. TRT yayınlarının hedef kitlesi
de dikkate alındığında, özellikle yurt
dışında yaşayan vatandaşlarımız için Türk
kültürünün sergilenişi ve Türkçenin etkin ve güzel bir şekilde
kullanılması bakımından TRT yayınları son derece
önemlidir.
Sözlerimi bitirirken, 21inci yüzyılın
kurumlarının bu yüzyıla ve dünya normlarına
yakışır bir kaliteye kavuşmasının
sağlanmasına yönelik yapılacak düzenlemelerin desteklenmesi
gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Bu düşüncelerle 219 sıra sayılı Türkiye Radyo
ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının milletimize ve ülkemize hayırlı
olmasını diliyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bağcı.
Şahısları adına ikinci söz, Malatya
Milletvekili Ömer Faruk Öze aittir.
Sayın Öz, buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ÖMER FARUK ÖZ (Malatya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun
ilgili maddelerinde değişiklik yapılmasına dair kanun
tasarısının 8inci maddesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
8inci maddede sözleşmeli personel ve geçici personelin
tanımı yapılmakta; yayın, yapım, teknik ve
bilişim hizmetlerini çağdaş yayıncılık
anlayışının gerektirdiği şekilde yürütmek üzere
sözleşmeli ve yabancı uyruklu personel istihdamını
sağlayıcı hükümlere yer verilmektedir.
Geçici personelin de Sosyal güvenlik bakımından 506
sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabi olan, bir
yıldan az süreli istihdam edilen, işçi sayılmayan kimseler
olarak tanımı
yapılmıştır.
Diğer bir konu da şudur: Personelin yurt içi ve yurt
dışı geçici görevle memuriyet mahalli dışında
görevlendirilmesi durumunda ortaya çıkan iaşe, ibate, konaklama gibi
hususlarda ortaya çıkan harcırahla ilgili sorunların
giderilmesine imkân verilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; benim burada
ayrıyeten üzerinde durmak istediğim bir konu var. Ülkemizde
tarımla ilgili bugüne kadar bir televizyon kanalının
olmamasının eksikliğini belirtmek istiyorum. AB sürecinde
Türkiyeyi en fazla zorlayacak konuların başında tarım
gelirken, bu konuda herkesin bilgi ve fikir sahibi olmasının
gerekliliği kaçınılmazdır. Türkiye tarımını
kalkındırmak ve millileştirmek çıkış
noktasıyla ülke politikasında önemli bir yere sahip olan
tarımsal kalkınma projelerinin en önemlilerinden birisi de bir
tarım TVnin kurulmasıdır. Bu nedenle, özellikle Avrupa
Birliği tarımı ile Türk tarımı arasındaki
farklılıkların ve sağlanması istenen uyum
konularının tartışıldığı bir televizyon
kanalı, tarafları ortak platformda toplamak için çok faydalı
olacaktır. Bu televizyon kanalının devlet kanalı
olması, ilgili kurumlardaki bilgi birikiminin aktarılması
konusunda zenginlik sağlayacaktır. Bunun yanında, her ülkenin
tarım politikası olması gerekliliğinin öneminden yola
çıkarsak bu televizyon sayesinde devletin bu politikasını
kamuoyuna açıklayıp bilgilendirme durumu ortaya çıkacaktır.
Devlet inisiyatifinde kurulacak bir televizyonda mesleki ve sivil toplum
kuruluşlarının oluşturduğu bir kurulun söz hakkı
ve yetkililerinin bulunması ortak doğruların bulunmasını
sağlayacaktır diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki Türkiye, imkânlar bulduğunda
hızla kalkınmayı gerçekleştirebilecek insan kalitesine ve
doğal kaynaklara sahiptir. Günümüzde 70 milyon nüfusumuzun tüm gıda
ihtiyacını karşılamak için ithalat yapmak durumunda kalsak
millî gelirimizin en az üçte 1ini harcamamız gerekecektir. Dünyadaki
kültür tarımı yapılan bitkilerin yüzde 90ının
anavatanı Mezopotamya, Kafkasya ve Anadolu bölgeleridir. Türkiye,
günümüzde, dünyanın en zengin bitkisel gen kaynaklarına sahip
ülkelerden birisidir. Uzun vadeli projeleri açıklanmış, özel
sektörü yönlendirici kalkınma ve tarım politikasının ortaya
konulmasıyla tarımsal kalkınmanın önü
açılacaktır.
Tarımsal kalkınma yolunda tarımla ilgili
gelişmeler, güncel konular ve özellikle kırsal yaşama dair
bilgilerin paylaşımı açısından da tarım TVnin
gerekliliği aşikârdır.
Tarımsal gelişimin kırsal kalkınmayla birlikte
yürütülmesini hedef alan Avrupa Birliği tarım politikaları ve
destekleme sistemine uyum çerçevesinde piyasa koşullarında
tarımsal üretime uygun destekleme araçlarını hayata geçiren,
tarım sektörüyle ilgili temel tarafların kurumsallaşmasına
önem veren ve tarım sektörüne ilişkin politika, program, proje ve
faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, yürütülmesi ve izlenmesi amacına da
hizmet edecektir. Buna ek olarak, unutulmamalıdır ki, daha önce
çıkmış olan Organik Tarım Kanununun 8inci maddesinde de
Türkiye Cumhuriyeti sınırlarında yayın yapan ulusal,
bölgesel, yerel radyo ve televizyonların, üretici ve tüketicilerin bilinçlendirilmesi
amacıyla, organik tarımla ilgili ayda en az otuz dakika eğitici
yayın yapma zorunluluğu da getirilmekteydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlar
mısınız Sayın Öz.
ÖMER FARUK ÖZ (Devamla) - Bunun yanında, Amerikada 1905li
yıllardan beri tarımla ilgili yayın yapan yayın
organları mevcuttur. Yine, Hindistan, Çin, Hollanda, İsrail gibi
tarım konusunda önde olan ülkelerde de tarımla ilgili gerekli
yayınlara imkân verilmektedir.
Ben, bu kanun tasarısının, ülkemize, milletimize
hayırlar getirmesini; değerlerimize bilinçli olarak sahip çıkan,
daha bilgili, daha uygar ve daha gelişmiş bir toplum olma yolunda
ilerlememize vesile olmasını içtenlikle diliyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Öz.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde konuşmalar
tamamlanmıştır.
Soru-cevap işlemine başlayacağız. Ancak çok
fazla sorusu olan arkadaşımız olduğundan -toplam süremiz on
dakikadır- bu bakımdan, her soruyu bir dakikayla
sınırlayacağım efendim.
Sayın Özdemir, buyurun efendim.
HASAN ÖZDEMİR (Gaziantep) Sayın Başkan,
Sayın Bakana soruyorum: Ülkemizin birçok yöresinden
vatandaşlarımız merak edip bizlere soruyorlar, TRTye
bağlı bölge müdürlükleri kaldırılacak mıdır?
Kaldırılacaksa, bunlar hangi bölge müdürlükleridir? Bunların
görevlerini hangi birimlerinizle yapmayı düşünüyorsunuz?
Soru 2: TRTnin muhalefet tarafından izlenme oranı
nedir? Bu konuda bir istatistik var mıdır? Muhalefet sözcülerine
fazla yer verilmemesi bu oranın düşük olduğuna sebep olmakta
mıdır? TRTyi Hükûmetin sesi olma ithamından kurtarmayı
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, hâlen TRTde 4/B kapsamında
çalışanlar için uygulanan sözleşme ücreti tavanı ne
kadardır? Hâlen TRTde yabancı uyruklu kaç kişi sözleşmeli
olarak çalışmaktadır? Yabancı uyruklu personel
ihtiyacı var mıdır? Bu tasarı
yasalaştığında sözleşme tavan ücretinin 4 katına
kadar varan ücretlerle kaç kişinin daha istihdam edilmesi
planlanmaktadır, bunlara hangi görevler verilecektir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Işık.
Sayın Köse
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakana sormak istiyorum: TRTde yayınlanan
Alaturka Solist Yarışması programının
yapımcı şirketinin adı nedir? Bu şirkete bölüm
başına ne kadar ücret ödenmektedir? Jüri üyelerine ne kadar ücret
ödenmektedir? Jüri üyelerinin ücreti TRT tarafından mı,
yapımcı şirket tarafından mı ödenmektedir? TRTnin bu
programı kendi olanaklarıyla yapabilecek kadrosu yok mudur?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Köse.
Sayın Barış
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, müzik kültürümüzün korunması, geliştirilmesi,
gelecek kuşaklara aktarılması ve tüm dünyaya
tanıtılması TRTnin en büyük görevlerinden bir tanesidir. Hâl
böyle iken Kadrolu TRT sanatçıları Kültür
Bakanlığına, daha sonra il özel idarelerine devredilecek. diye
iddia vardır. Bu iddialar doğru mudur, doğru ise gerekçeleri
nelerdir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Barış.
Sayın Dibek
TURGUT DİBEK (Kırklareli) Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Ben de Sayın Bakanıma üç soru soracağım:
Birincisi, TRT Genel Müdürünün kullanmış olduğu makam aracı
-ki plakayı da verebilirim: Audi A6 model 06 TJL 73 plakalı araç-
TRTye mi aittir yoksa Telekoma mı aittir?
İkinci sorum: Bu aracı kullanan Musa Varol TRTnin
personeli midir?
Bir sorum daha var: 12-14 Mart tarihlerinde İngilterede
yapılan World Forum toplantısına gerek Genel Müdür gerek Genel
Müdür Yardımcısı Ahmet Koyuncu ve Bilgi İşlem Dairesi
Başkanı Sibel Demiralp katılmıştı.
Katılınan bu toplantının masraflarının bizzat
Telekom tarafından karşılandığı Genel Müdür
tarafından açıklanmıştı. Bu toplantı için, bu
toplantıya katılanlar TRTden bir harcırah almışlar
mıdır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Dibek.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim.
TRTde sabah haberleri programlarında gazete
başlıkları okunurken her zaman aynı gazetelerle
başlanıp devam ediliyor. Ortadoğu gazetesi gibi büyük kitleler
tarafından okunan gazetelere hiç yer verilmiyor. Gazete haberleri
okunurken hangi kıstaslara göre seçiliyor?
İkinci sorum: Anayasanın 133üncü maddesi ile TRTnin
özerkliği ve yayınların tarafsızlığı hükme
bağlanmışken bazı yayınlarda iktidar yönünden
taraflılık görülmektedir. Geçmişte taraf yayından
dolayı açılmış soruşturmalar var mıdır,
varsa sonuçları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Bakanım, TRT Genel
Müdürünün maaş ve gelirleri gazetelerde tartışılmaya devam
ediyor. Sayın Genel Müdürün RTÜKe maaşı dışında
geliri olmadığına dair belge verdiği doğru mudur?
Doğruysa mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir diğer sorum: Sayın Genel Müdürün TRT gibi çok önemli
bir kurumun genel müdürlüğü dışında başka görev ve
gelirleri olmasını toplumsal ahlak ve yasalar yönünden nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Serdaroğlu
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) Sayın
Başkanım, Sayın Bakanım; ısrarlı
ikazlarımıza rağmen TRT çok dilli
yayıncılığı benimsemiştir. Türkiyede
konuşulan her dilde, her lehçe ve ağızda radyo ve televizyon
yayınları yapmak her şeyden önce ilmî temellere
dayanmalıdır. Devlet kurumları bu ağızlarda bir
sözlüğe sahip midir? Birinci sorum bu. Yoksa bu yayınları neye
göre yapacaksınız? Her bölgede farklı konuşulan ağızlar
birleştirilip tıpkı İstanbul Türkçesi gibi bir ortak
yazı ve konuşma dili mi oluşturulacaktır?
Oluşmaması gerektiğine göre çok dilli yayından vazgeçmenin
daha hayırlı olacağını düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Son soru
Sayın Vural, buyurun efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım.
Burada yabancı uyrukluların sözleşmeli olarak
istihdam edilebileceği ifade ediliyor. Bunlar kamu görevlileri.
Anayasamıza göre kamu hizmeti görevlileriyle ilgili husus 128inci
maddede belirtilmiş ve Türk vatandaşlarının kamu
hizmetlerine girme hakkı olduğu ifade ediliyor.
Dolayısıyla, sözleşmeli personel
çalıştırılmasına ilişkin esaslarda da burada da
herhangi bir hüküm yok. Dolayısıyla, yabancı uyrukluları
istihdam etmek bu memleketin işsiz kalan insanları, gerçekleri
karşısında ne anlam ifade ediyor? Bu konuda bir açıklama
rica ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Vural.
Sayın Bakanım, cevap verebilirsiniz, sorular bitti.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Sayın Başkan,
çok teşekkür ediyorum. Ancak şu anda soru soran
arkadaşlarımdan özür dileyerek bir konuya dikkatinizi çekeceğim
çünkü şu sıcak sorulara hemen cevap verirsem, yine bir konu, bu
maaş konusu yanlış anlaşılacak. Bir sonraki madde
geldiğinde bunların teker teker hepsini cevaplandıracağım,
bir kısmını zaten daha önce cevaplandırmıştım.
Ama şu maaş konusunu hem konuşan arkadaşlarımız
hem de soru soran arkadaşlarımız yeniden gündeme getirdiler.
Arkadaşlar, eğer belgelere göre konuşacak olursak,
bir defa, müsaade ederseniz, belgeler teker teker elimde. Zaten Telekomdan
aldığı maaşı söylemiştik, daha doğrusu huzur
hakkını söylemiştim; onu hatırlarsınız ve
dolayısıyla, bir, genel müdür olarak aldığı maaş,
bir de Telekomdan aldığı huzur hakkı ama iki gündür
Zaten
basına da intikal etmiş bugün, bugün arkadaşlarımız da
sordular.
Şimdi, elimde benim beş tane feragatname var. Bunlar
kurumların genel müdürleri tarafından bize iletildi. Bunlardan ilki,
AssisTT Rehberlik ve Müşteri Hizmetleri Anonim Şirketi, herhangi bir
şey almadığına dair bir belge, daha doğrusu herhangi
bir şey almayacağına dair bizatihi Sayın Şahinden
alınan bir feragat belgesi. Bunu buraya koyuyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne zaman?
REŞAT DOĞRU (Tokat) Hangi tarihte?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Tarih olarak
Hayır
alınmıyor da
Kurulduğundan beri, zaten şirketler yeni,
kurulduğundan beri böyle bir maaş alınmamış yani. Daha
doğrusu o göreve geldiği zaman böyle bir belgeyle zaten
TURGUT DİBEK (Kırklareli) Tarihi ne Sayın
Bakanım?
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Bakan, karıştırdıkça
bir şey çıkıyor.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Ben, bunları,
müsaade ederseniz, zamanım geçiyor, o şeyi üzerimden atayım.
Bir, Argela Yazılım Bilişim Teknolojileri, Sanayi
ve Ticaret Anonim Şirketi, aynı şekilde herhangi bir şey
almadığına bir feragatname var, bir belge var.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Peki, ortak mı acaba?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Lütfen
Bitireyim
şunu.
Ayrıca, İnnova Bilişim Çözümleri Anonim
Şirketi, yine aynı şekilde bir feragatname var herhangi bir
şey almadığına dair.
Ayrıca, Avea İletişim Hizmetleri Anonim
Şirketi, yine herhangi bir ödeme olmadığına dair bir belge.
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Maşallah, bu kadar
görevi nasıl kabul ediyor?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Ve en son, SEBİT
Eğitim ve Bilgi Teknolojisi Anonim Şirketi. Belge dediniz işte
belge veriyorum.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Bu görevleri yapacak başka
kimse yok mu?
OKTAY VURAL (İzmir) Angarya yasaktır Sayın
Bakanım, bu kadar görevden sonra maaş alınmıyorsa! Yani
Sayın Bakanım, bu kadar görev, bu kadar sorumluluk
Sorum zaten
maaş
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) O ayrı. Bakın,
ben şimdi maaşlarla ilgili konuşuyorum.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Bakan, bu ülkede
başka kimse yok mu?
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, Sayın Bakanı dinleyelim lütfen.
BAŞKAN Sayın Vural, böyle bir tekrar soru sorma
şeyiniz yok efendim.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Görevlerin çokluğu
gündeme gelecekse onu ayrıca konuşalım. Ama, şimdi, önemli
olan burada, en son galiba bir
Şimdi, bir de başka şey, müsaade
ederseniz onu da hemen dikkatinize sunayım. Bütün bu iddialardan
dolayı Sayın Genel Müdür bugün itibarıyla zaten bütün bu
iddialarla ilgili Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi Sayın Hâkimliğine
dava açmıştır. Dolayısıyla, eğer, hâlâ
tereddüdümüz varsa bu dava neticesinde de zaten her şey apaçık bir
biçimde ortaya çıkacak. Ama eğer tabii herhangi böyle bir şey
yoksa da ve bu iddiaların da yani bu şekilde bir belgeye dayanmayan
iddiaların da herhâlde hukuk karşısında ayrıca bir
değerlendirilmesi yapılacaktır.
Vaktim varsa devam edeyim.
BAŞKAN Süreniz doldu efendim.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Çok teşekkür
ederim.
BAŞKAN Süreniz doldu efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Bunun için kapalı oturuma da gerek
yoktu, bu belgeleri getirmek için.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Çok
haklısınız.
OKTAY VURAL (İzmir) Neden daha önce getirmediniz?
BAŞKAN Sayın Bakanım
OKTAY VURAL (İzmir) Yani böyle bir şey olabilir mi?
BAŞKAN Sayın Vural
OKTAY VURAL (İzmir) Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekilleri
soru soruyor, bir kapalı oturum oluyor, o zaman bu belgeler sunulmuyor ama
şimdi sunuluyor.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Hayır, kapalı
oturumda
OKTAY VURAL (İzmir) Milletvekillerimizin soru sorması
bir şeyin olup olmadığına ilişkin.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Sayın Vural,
kapalı oturumda bunu bir devlet sırrı gibi söylememin
Çünkü
açılması lazım ki bütün millet duysun, onun için kapalı
oturumda söylemeye hiç ihtiyaç hissetmedim.
OKTAY VURAL (İzmir) Niye bu kadar beklediniz?
BAŞKAN Sayın Bakanım, dinler misiniz beni.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Tamam efendim, bitti.
BAŞKAN Biliyorum. Diğer sorulara yazılı
mı cevap vereceksiniz efendim?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Veremediğim her
soruya zaten yazılı olarak cevap vereceğim. Ama bundan sonraki
şeyde bir kısmına cevap vereceğim efendim.
BAŞKAN Tamam, teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde beş önerge
vardır. Önergeleri önce geliş sırasına göre
okutacağım, sonra aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 8 inci maddesi ile
değiştirilen 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinin ikinci paragrafının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Mehmet
Şandır |
Mehmet Günal |
Hasan
Çalış |
|
Mersin |
Antalya |
Karaman |
|
Mustafa Enöz |
|
S. Nevzat
Korkmaz |
|
Manisa |
|
Isparta |
Ayrıca; özel bilgi ve ihtisasından yararlanmak üzere en
çok on Genel Müdür Müşaviri istihdam edilebilir. Türkiye Radyo ve
Televizyon Kurumu personeli, Başbakanlık Merkez
Teşkilatında çalışan personelin aylık ücretleri
dışında yararlandığı fazla çalışma
ücreti ve benzeri diğer mali haklarından aynen yararlanırlar.
Ayrıca, Kurumda çalıştırılan personelin kadro
unvanları, sayısı, değişiklikleri, ücretleri,
aylıkları, kadrolara uygulanacak ek göstergeler, personele
sağlanacak sosyal yardımlar, makam tazminatı ve diğer mali
hakları ile intibak ve diğer özlük haklarının tespit ve
kullanılması ile ilgili yetkiler Genel Müdürün teklifi üzerine Radyo
ve Televizyon Üst Kuruluna aittir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 Sıra Sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 8'inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Sırrı
Sakık |
Hasip Kaplan |
Nuri Yaman |
|
Muş |
Şırnak |
Muş |
|
Akın
Birdal |
|
Şerafettin
Halis |
|
Diyarbakır |
|
Tunceli |
Madde 8- 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesine
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumun yabancı dilde
yaptığı yayınlarda hizmetlerinden yararlanmak üzere ilgili
ünitelerde istihdam edilen personeldir. Bu personelin sayısı,
görevlendirildikleri ünitede çalışan kadrolu personel
sayısından fazla olamaz. Bu personele, emsali kadrolu personel ile
aynı ücret ödenir.
Sözleşmeli personelin sınavı ve istihdamına
ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılır.
Bu suretle çalıştırılacaklar, sosyal güvenlikleri
bakımından 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu hükümlerine tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam
edilebilir. Bu personelin sözleşme usul ve esasları Yönetim Kurulunca
tespit edilir.
i) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu 6245 sayılı
Harcırah Kanununa tabi değildir. Harcırah ve konaklama ile
ilgili düzenlemeler Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun onayı ile
yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 8inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Halil Ünlütepe |
Enis Tütüncü |
|
Malatya |
Afyonkarahisar |
Tekirdağ |
|
Turgut Dibek |
Ali Koçal |
Bülent
Baratalı |
|
Kırklareli |
Zonguldak |
İzmir |
Madde 8- 2954 Kanunun 50 nci maddesine aşağıdaki
bentler eklenmiştir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumun yabancı dilde
yaptığı yayınlarda hizmetlerinden yararlanmak üzere ilgili
ünitelerde istihdam edilen personeldir. Bu personelin sayısı,
görevlendirildikleri ünitede çalışan kadrolu personel
sayısından fazla olamaz ve başka ünitelerde
çalıştırılamaz. Bu personele, emsali kadrolu personel ile
aynı ücret ödenir.
İlk defa devlet memuriyetine alınacaklar için, KPSSye
(Kamu Personeli Seçme Sınavı) girenlerden, açık ilan yoluyla,
Kurum tarafından belirlenecek puanlara sahip olanlar arasında,
Kurumca yapılacak yarışma ve yeterlik sınavında veya
sınavlarında başarılı olmaları kaydıyla
personel alımı yapılır.
Sözleşmeli personelin sınavı ve istihdamına
ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılır.
Bu suretle çalıştırılacaklar, sosyal
güvenlikleri bakımından 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam
edilebilir. Bu personelin sözleşme usul ve esasları Yönetim Kurulunca
tespit edilir.
i) Türkiye Radyo Televizyon Kurumu 6245 sayılı
Harcırah Kanununa tabi değildir. Harcırah ve konaklama ile
ilgili düzenlemeler Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun onayı ile
yapılır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 8inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kamer
Genç
Tunceli
Madde 8 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesine
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumun yabancı dilde
yaptığı yayınlarda hizmetlerinden yararlanmak üzere ilgili
ünitelerde istihdam edilen personeldir. Bu personelin sayısı,
görevlendirildikleri ünitede çalışan kadrolu personel
sayısından fazla olamaz ve başka ünitelerde
çalıştırılamaz. Bu personele, emsali kadrolu personel ile
aynı ücret ödenir.
İlk defa devlet
memuriyetine alınacaklar için, KPSSye (Kamu Personeli Seçme
Sınavı) girenlerden, açık ilan yoluyla, Kurum tarafından
belirlenecek puanlara sahip olanlar arasında, Kurumca yapılacak
yarışma ve yeterlik sınavında veya sınavlarında
başarılı olmaları kaydıyla personel alımı
yapılır.
Sözleşmeli personelin sınavı ve istihdamına
ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılır.
Bu suretle çalıştırılacaklar, sosyal
güvenlikleri bakımından 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istidam
edilebilir. Bu personelin sözleşme usul ve esasları Yönetim Kurulunca
tespit edilir.
i) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu 6245 sayılı
Harcırah Kanununa tabi değildir. Harcırah ve konaklama ile
ilgili düzenlemeler Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun onayı ile
yapılır.
BAŞKAN - Şimdi,
maddeye en aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye Radyo-Televizyon Kanunu ile Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 8 inci maddesinin tasarı metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
Harun Öztürk |
|
Mustafa Vural |
|
İzmir |
|
Adana |
BAŞKAN - Komisyon
katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Gerekçeyi mi
okuyacağız? Sayın Öztürk? Sayın Vural?
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerkçe:
Kadro karşılığı sözleşmeli personel
istihdamını yürürlükten kaldıran, personel
fazlalığından yakınırken yeni 300 sözleşmeli
personel kadrosu ihdasını öngören maddenin tasarı metninden
çıkarılması önerilmektedir.
III.- YOKLAMA
(Bir grup milletvekili ayağa kalktı)
OKTAY VURAL (İzmir) Toplantı yeter sayısı
yoktur.
BAŞKAN Sayın Vural, Sayın Köse, Sayın
Doğru, Sayın Akcan, Sayın Sipahi, Sayın Yalçın,
Sayın Okay, Sayın Meral, Sayın Işık, Sayın
Paksoy, Sayın Orhan, Sayın Coşkunoğlu, Sayın Oyan,
Sayın Ünsal, Sayın Dibek, Sayın Koçal, Sayın Sönmez,
Sayın Özer, Sayın Yıldız, Sayın Bukan.
Sayın milletvekilleri, yoklama için üç dakika süre veriyorum
ve yoklamayı başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayımız yoktur.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.56
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.18
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN - Tasarının 8inci maddesi üzerindeki önerge
oylanmadan önce yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı. Bu nedenle yeniden yoklama yapacağız.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
219 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ (Devam)
1.- Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı:219) (Devam)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet buradalar.
Şimdi, 8inci madde üzerinde, Sayın Harun Öztürkün
önergesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım iki
önerge aynı mahiyettedir. Bu nedenle, önergeleri okuttuktan sonra birlikte
işleme alacağım ve istemleri hâlinde önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
Şimdi, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 8inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
Madde 8 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesine
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumun yabancı dilde
yaptığı yayınlarda hizmetlerinden yararlanmak üzere ilgili
ünitelerde istihdam edilen personeldir. Bu personelin sayısı,
görevlendirildikleri ünitede çalışan kadrolu personel sayısından
fazla olamaz ve başka ünitelerde çalıştırılamaz. Bu
personele, emsali kadrolu personel ile aynı ücret ödenir.
İlk defa devlet
memuriyetine alınacaklar için, KPSSye (Kamu Personeli Seçme
Sınavı) girenlerden, açık ilan yoluyla, Kurum tarafından
belirlenecek puanlara sahip olanlar arasında, Kurumca yapılacak
yarışma ve yeterlik sınavında veya sınavlarında
başarılı olmaları kaydıyla personel alımı
yapılır.
Sözleşmeli personelin sınavı ve istihdamına
ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılır.
Bu suretle çalıştırılacaklar, sosyal
güvenlikleri bakımından 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istidam
edilebilir. Bu personelin sözleşme usul ve esasları Yönetim Kurulunca
tespit edilir.
i) Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu 6245 sayılı
Harcırah Kanununa tabi değildir. Harcırah ve konaklama ile
ilgili düzenlemeler Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun onayı ile
yapılır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, diğer önerge de
aynı mahiyette olduğu için sadece imzaları okutacağım.
Enis
Tütüncü (Tekirdağ) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Genç yoklar efendim. Gerekçesini
okutalım.
Gerekçe:
Kurumun ihtiyaç duyduğu geçici personel ile ilgili yasal
dayanak oluşturulması amaçlanmıştır. Ayrıca yurt
içi ve yurt dışında geçici görevlendirmelerde, Kurumun
gördüğü hizmetin kendine özgü koşullarına uygun düzenleme
yapılması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Diğer önerge
Kim konuşacak efendim?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Ali Koçal.
BAŞKAN Sayın Koçal, buyurun efendim.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 219 sıra sayılı TRT
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 8inci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi olarak
verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış
bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii biraz önce soru-cevap
bölümünde Sayın TRT Genel Müdürümüzün ne kadar çok yetenekli olduğunu
ve ne kadar çok kurum ve kuruluşta görev aldığını bir
kere daha öğrenmiş olduk. Böylelikle herhâlde TRTye zaman
ayıramıyor Sayın Genel Müdürümüz. Zaman
ayıramadığı için de TRTde birtakım
sıkıntıların olduğunu biraz sonra konuşmamda
ifade edeceğim.
Değerli arkadaşlar, bu önergemizle Kurumun ihtiyaç
duyduğu geçici personel ile ilgili olarak yasal dayanak
oluşturulması amaçlanmıştır. Ayrıca yurt içi ve
yurt dışında geçici görevlendirmelerde Kurumun gördüğü
hizmetin kendine özgü koşullarına uygun düzenleme yapılması
amaçlanmıştır. Önerimiz, Kurumun personel ihtiyacının
karşılanmasını içeren 8inci maddenin (ı) bendinin
kamu personeli seçme sınavı ve Kurumun hâlen yürürlükte olan
mevzuatına uygun koşullar çerçevesinde yeniden düzenlenmesi
yönündedir. 8inci maddenin (i) bendi
ise işçi sayılmayan geçici personelin istihdamıyla ilgilidir.
Buradaki önerimiz, işçi sayılmayan geçici personelin kanunda
sayılan istihdam şekillerinden olan işçi sayılmayan
sözleşmeli personel kadrolarına aktarılması yönündedir.
Değerli milletvekilleri, bu tasarı hazırlanırken
tasarının gerekçesinde Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında yer
alan önerilerin dikkate alınacağı ifade edilmiş. Ancak
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun 2006 yılı raporunda
yer alan önerilerin alt komisyon üyeleri tarafından da uygun görülmesine
karşın tasarıya dâhil edilmediğini görüyoruz.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu raporundan söz
etmişken bu raporda neler vardı onlara bir göz atalım
isterseniz. AKP döneminde TRTde yapılan kadrolaşmanın hangi
boyutlara ulaştığını ve bu kadrolaşma hareketinin
devletin resmî belgelerine nasıl girdiğini bu raporla görmüş
oluyoruz. 2007 Ekim ayında kaleme alınan Başbakanlık Yüksek
Denetleme raporunda yazılanların bazılarını, ifade
edilenlerin bazılarını bilgilerinize sunmak istiyorum. Burada
şöyle diyor denetim kurulu üyeleri: TRT Kurumunda, son yıllarda
müdür yardımcısından genel müdüre birçok görevin vekâleten
yürütülmesi uygulamasının sürekli hâle dönüştürüldüğü
görülmektedir. diyor raporda ve yine devam ediyor: Vekâlet
uygulamasının uzun sürelerle yapıldığı;
örneğin, bir müdürlüğe, daire başkanlığına
-yardımcıları varken tabii- alt unvanlardaki personele vekâlet
görevlerinin verildiği, bir müdürün daire başkanlığına
vekâlet ettirildiği, aynı müdüre başkasının vekâlet
ettirildiği görülmektedir. diyor Yüksek Denetleme Kurulu raporunda ve
buna karşılık da öneri getiriyor: TRT Kurumunda zorunlu hâller
dışında yönetim kadrolarında vekâleten görevlendirme
uygulamasına son verilmesi, bu kadrolara asaleten atama yapılması,
vekâleten görevlendirmenin zorunlu olarak uygulanması durumunda
hiyerarşik sıralamaya uyulması önerilmektedir. diyor Yüksek
Denetleme Kurulu raporunda ve yine ayrıca bu 2007nin Ekim ayında
yazılan raporunda TRT Genel Müdürlüğü personelinin Görevde Yükselme
Yönetmeliğinde TRT Yönetim Kurulu kararlarıyla sürekli
değişiklikler yapıldığı, atama
şartlarının sürekli değiştirildiği, öğrenim
düzeyi, önceki unvanı ve çalışma süresi vesaire gibi kriterlerde
değişiklikler yapılarak kişiye özel uygulamalar
yapıldığı görülmektedir. Bu uygulama ise Kurumda, görev
yükselmesinde kariyer ve liyakat ilkesinden uzaklaşılmasına
neden olmaktadır. şeklinde bir eleştiri var.
Yine aynı raporda, YDK
raporunda, TRT ile RTÜK arasındaki tüm organik bağların
gözden geçirilerek RTÜKün, TRT karşısında özel kesim radyo ve
televizyon kuruluşlarıyla aynı mesafede olmasının
sağlanması önerilmektedir.
Yine bu raporda: Bakanlar Kurulunca yayınlanan Kamu
Konutları Yönetmeliğine göre sadece kurum personeline
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koçal, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
ALİ KOÇAL (Devamla)
konut tahsisi yapılabilmektedir.
Buna karşılık başka bir kamu kuruluşu personeli olan
bir yönetim kurulu üyesine lojman tahsis edildiği ve personel tarifesi
uygulandığı görülmektedir. denilmektedir raporda. Bu yönetim
kurulu üyesi, hâlâ aynı lojmanda oturmaktadır. Bununla ilgili
herhangi bir inceleme ve soruşturma da yapılmadığı
görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, tabii TRTyle ilgili bu bizim
eleştirilerimizin dışında, ben sizlere Yüksek Denetleme
Kurulunun eleştirilerini de sunmuş oldum. Bu eleştiriler de göz
önüne alınarak önergemizin kabul edilmesini diliyoruz ve yüce heyetinize
saygılar sunuyoruz.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Koçal.
Her iki önergeyi birlikte oylarınıza sunuyorum:
Önergeleri kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 Sıra Sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 8'inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Sırrı Sakık (Muş)
ve arkadaşları
Madde 8- 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesine
aşağıdaki bentler eklenmiştir.
ı) Sözleşmeli personel; Kurumun yabancı dilde
yaptığı yayınlarda hizmetlerinden yararlanmak üzere ilgili
ünitelerde istihdam edilen personeldir. Bu personelin sayısı,
görevlendirildikleri ünitede çalışan kadrolu personel
sayısından fazla olamaz. Bu personele, emsali kadrolu personel ile
aynı ücret ödenir.
Sözleşmeli personelin sınavı ve istihdamına
ilişkin düzenleme yönetmelik ile yapılır.
Bu suretle çalıştırılacaklar, sosyal
güvenlikleri bakımından 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabidir.
Yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam
edilebilir. Bu personelin sözleşme usul ve esasları Yönetim Kurulunca
tespit edilir.
i) Türkiye RadyoTelevizyon Kurumu 6245 sayılı
Harcırah Kanununa tabi değildir. Harcırah ve konaklama ile
ilgili düzenlemeler Genel Müdürün teklifi, Yönetim Kurulunun onayı ile
yapılır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutalım?
HASİP KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan,
gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kurumun ihtiyaç duyduğu geçici personel ile ilgili yasal
dayanak oluşturulması amaçlanmıştır. Ayrıca yurt
içi ve yurt dışında geçici görevlendirmelerde, Kurumun
gördüğü hizmetin kendine özgü koşullarına uygun düzenleme
yapılması amaçlanmıştır.
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Karar yeter
sayısı Sayın Başkan
BAŞKAN Arayacağım Sayın Akcan.
Önergeyi oylarınıza sunup karar yeter sayısı
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Var, var Sayın
Başkanım. Kâtip üyelere sorun. Biri Var. diyor, biri Yok. diyor.
BAŞKAN Kâtip üyeler arasında ihtilaf olduğundan
oylamayı elektronik cihazla yapacağım.
İki dakika süre veriyorum.
(Elektronik cihazla oylamaya başlandı)
OKTAY VURAL (İzmir) Vardır. diyen mi var
kâtiplerden? Yani buna da Vardır. deniliyorsa Sayın
Başkanım, olmaz.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Başkanım, siz inisiyatif
koyardınız bence, sizin inisiyatif koymanız lazımdı.
Bizim için değil ama size ayıp oldu.
(Elektronik cihazla oylamaya devam edildi)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.36
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.50
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
219 sıra sayılı Tasarı'nın
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
8inci madde üzerinde Hasip Kaplan ve arkadaşlarının
önergesinin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, önerge reddedilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum efendim:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 8 inci maddesi ile
değiştirilen 2954 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinin ikinci paragrafının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Şandır (Mersin) ve arkadaşları
Ayrıca; özel bilgi ve ihtisasından yararlanmak üzere en
çok on Genel Müdür Müşaviri istihdam edilebilir. Türkiye Radyo Televizyon
Kurumu personeli, Başbakanlık Merkez Teşkilatında
çalışan personelin aylık ücretleri dışında
yararlandığı fazla çalışma ücreti ve benzeri
diğer mali haklarından aynen yararlanır. Ayrıca, Kurumda
çalıştırılan personelin kadro unvanları,
sayısı, değişiklikleri, ücretleri, aylıkları,
kadrolara uygulanacak ek göstergeler, personele sağlanacak sosyal
yardımlar, makam tazminatı ve diğer mali hakları ile
intibak ve diğer özlük haklarının tespit ve
kullanılması ile ilgili yetkiler Genel Müdürün teklifi üzerine Radyo
ve Televizyon Üst Kuruluna aittir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN - Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenlemede; Tasarının 1 inci maddesinde de
açıkça belirtildiği üzere, Kurumun Anayasa ile teminat altına
alınan özerk yapısının gerektirdiği bir düzenleme
öngörülmüştür. Kaldı ki, aynı konu hakkındaki yasal
düzenleme, 3984 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinde yer almakta
olup, bu madde; 2954 sayılı Kanunda yeni bir düzenleme
yapılıncaya kadar
hükmünü amirdir. Söz konusu Tasarı ile 2954
sayılı Kanunda değişiklik yapıldığına
göre 3984 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin amir hükmü
gereği bu Tasarıda anılan konuya yönelik düzenleme
yapılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, mali bakımdan Kurumda halen 2954
sayılı Kanunun 50 nci maddesinin (g) fıkrası çerçevesinde
kadro karşılığı sözleşmeli personel istihdam
edilmektedir. Bu bakımdan önergenin kabulü hâlinde, mevcut ücretlerde
herhangi değişiklik (araş veya azalma) söz konusu
olmayacaktır. Düzenleme ile, kadro karşılığı
sözleşmeli personel istihdam edilmesi sebebiyle mevcut ücretlere herhangi
bir etkisi bulunmayan ek gösterge rakamları ile bu ek göstergelere tekabül
etmesi gerekirken etmeyen ve 3984 sayılı Kanunun geçici 8 inci
maddesinde açıkça düzenlenmediği için hukuki ihtilaflar doğuran
ve idari yargıda dava konusu olan tazminatlar konusundaki belirsizlikler
giderilmiş olacaktır. Bu husus emekli aylıklarına etki etmektedir.
Söz konusu belirsizliğin giderilmesi, emekliliğe ayrılmak
isteyen ancak tazminat konusundaki belirsizlik sebebiyle emekliliğe
ayrılamayan personeli emekliliğe teşvik edecek ve uzun vadede
kuruma mali tasarruf sağlayacak, kadro hareketleri sebebiyle de rasyonel
hizmet üretilebilecektir. Örneğin, kamu kurum ve
kuruluşlarındaki I. Hukuk Müşaviri için makam tazminatı
öngörülmesine rağmen Kurumda aynı hizmeti yürüten Başhukuk
Müşaviri emeklilik yönüyle bu haktan yararlanamamaktadır. Kurum Genel
Sekreteri, Televizyon Müdürleri, eski Bölge Müdürleri ile aynı ücret
sistemine tabi RTÜK'teki Bölge Müdürleri için de aynı durum söz konusudur.
Bazı unvanlarda da belirlenen ek gösterge rakamları ile tazminat
rakamları arasında eşitsizlikler söz konusudur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
8inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler...
Kabul etmeyenler... 8inci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çerçeve madde 9a bağlı
geçici 11inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 9- 2954 sayılı Kanuna aşağıdaki
geçici maddeler eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 11- Bu Kanunda öngörülen yeni
teşkilat düzenlemeleri nedeniyle kaldırılan, birleştirilen,
ismi veya yapısı değiştirilen birimlerde
unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire Başkanı, Başkan,
Üye, Başkan Yardımcısı, Bölge Müdürü, Bölge Müdür
Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü, Müdür
Yardımcısı, Başuzman, Uzman (Teknik Hizmetler
Sınıfı hariç) kadrolarında bulunanların görevleri ile
Kurum Genel Müdür Uzmanlarının görevleri, bu maddenin
yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sona erer ve aynı
derece/kademeli Araştırmacı unvanlı kadrolara
atanırlar. Söz konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan hizmetlerde
görevlendirilebilir. Bu personelin; en son görev yaptığı kadroya
ilişkin olarak bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte almakta
olduğu ücret (fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı
toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır); atandığı yeni kadronun ücret (fazla mesai
ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı vb. adlarla yapılan her türlü
ödemelerin toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark
tutarı, fark kapanıncaya kadar herhangi bir vergi ve kesintiye tabi
tutulmaksızın ayrıca tazminat olarak ödenir. İsteğe
bağlı unvan değişikliği olanlar ile başka kurum ve
kuruluşlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine son verilir.
Kurumun hizmet birimleri, yeni teşkilat düzenlemeleri
yapılıncaya kadar mevcut görevlerini yürütmeye devam eder.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görev yapan Kurum
personelinden (geçici personel hariç); 5434 sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa göre emeklilik
hakkını kazanmış olanlara bu maddenin yayımı
tarihinden itibaren üç ay, bu hakkı 2008 yılı sonuna kadar
kazanacak olanlara da kazandıkları tarihten itibaren iki ay içinde
emeklilik başvurusunda bulunmaları halinde, emekli ikramiyeleri % 30
fazlasıyla ödenir. Ancak, bu kapsamda emekli olan personel, emekli
oldukları tarihten itibaren üç yıl içinde Kurumda yeniden istihdam
edilemez.
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına İstanbul Milletvekili Bayram Meral.
Sayın Meral, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA BAYRAM ALİ MERAL (İstanbul) Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; görüşülmekte olan 219
sıra sayılı Yasa Tasarısının 9uncu maddesi
üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yüce Genel Kurulu
saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer arkadaşlar, bu yüce Mecliste çok önemli
yasaların biri görüşülüyor. Ne yazık ki, yasa görüşülürken
çok önemli maddeler gözden kaçıyor, genelde TRT Genel Müdürünün
almış olduğu aylık birinci sırayı teşkil
ediyor.
Değerli arkadaşlarım, Genel Müdür zoraki
almıyor. Burada Genel Müdüre bu yolu açan Hükûmet; ama ne yazık ki,
Genel Müdür de eziliyor büzülüyor Veriyorlar, ben de alıyorum.
diyemiyor.
Değerli arkadaşlarım, işin aslı
şudur: AK Parti, genel müdürlere karşı çok eşit
davranır, bölüşümde bir yanlışlık, eksiklik yapmaz.
Milletvekillerinin bir bölümü için de belki yapmaz, ama milletvekillerinin bir
bölümü ay sonunda sinek avlarlar değerli arkadaşlarım; o, gözden
kaçar.
Değerli arkadaşlarım, TRT, ülkemizin gözüdür,
kulağıdır. Bu gözü kulağı olan TRT, acaba
halkımızın sorunlarını dile getiriyor mu getirmiyor mu
buna bakmak lazım.
Biliyorsunuz ülkemizde acımasızca bir özelleştirme
yaşandı. Talanın, vurgunun, soygunun daniskası
yapıldı. Binlerce insan işten atıldı ve bunların
bir bölümü 4/C maddesi adı altında işe alındı;
kıdem tazminatı hakları elinden alındı, yıllık
izin hakları elinden alındı. Kısacası, değerli
arkadaşlarım, ücretleri büyük ölçüde makaslandı. TRT, acaba bu
ağlayan sızlayan insanların sorunlarını bir gün olsun
gündemine getirdi mi değerli arkadaşlarım, ekranlarına
getirdi mi?
Yine, Türkiyede 8,5 milyon emekli var. Bu emeklilerin bir
çoğu ucuz ekmek kuyruğunda nöbet tutmaktadır. Avrupalı emekli
Türkiyeye tatile gelir, bizim emeklimiz de o otellerin kapısında
bekçilik yapar, inşaatlarda bekçilik yapar. Acaba bu insanların
sorunlarını, sıkıntılarını TRT bir gün
gündeme getirdi mi, ekranlarda getirdi mi?
Değerli arkadaşlarım, bugün çiftçi, ektiğine,
biçtiğine pişman. Kaldırdığı mahsulü satsa dahi
değerli arkadaşlarım, mazot parası ve diğer
giderlerini karşılamamaktadır. Çiftçiler bugün feryat
etmektedir. TRTnin uzaktan yakından çiftçilerle ilgisi yoktur.
Bugün esnaf, sizin de gözleriniz önünde, bizim de gözlerimiz
önünde kan ağlamaktadır. Her ay binlerce esnaf iş yerini
kapatmaktadır. Değerli arkadaşlarım, binlerce senet,
karşılıksızdır, protesto olmaktadır. TRT bir gün
bu insanların içine girip de Sorununuz nedir,
sıkıntınız nedir? diye dile getirdiğiniz var mı?
Değerli arkadaşlarım, dahası var. Çifte
diplomalı gençler işsiz gezmektedir. Bu ülkede tek bir çivi
çakılmamaktadır. Üretime yönelik hiçbir icraat yoktur ve bu insanlar
artık ümidini kesmiştir. Okula giden gençler, Okusak ne olur,
okumasak ne olur
Bir de paralı okullar vardır, paralı;
ateşten gömlek veliler için. Bunlarla ilgili herhangi bir icraat, bir
şey yapılıyor mu Sayın Genel Müdür?
Diğer bir konu, ne yapıyorsunuz bakın değerli
arkadaşlarım: Geçmişte bir yanlışlık daha yaptık,
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünü ortadan kaldırdık. Orada,
binlerce teknik vasıflı mühendisi, teknikeri, merkez valisi gibi, bir
yerde oturtturduk. Kimin kaybı oldu? Ülkenin. Bugün bunu TRTde
yapıyoruz. Ne yapıyoruz? Yeniden, kendi insanlarını, kendi
yandaşlarını işe alabilmek için kolay yolu seçiyorsunuz.
Nedir bu yol? Bazı genel müdürlükler kalksın, bazı daire
başkanlıkları kapansın. Ne olacak o zaman? TRTde de bugün
bu yapılıyor değerli arkadaşlarım. Daire
başkanları, başkan yardımcıları, bölge müdürleri,
müdür yardımcıları, şube müdürleri, müdür yardımcıları,
değerli arkadaşlarım, birçok yönetici, vasıflı insan
görevden alınıyor, bir tarafa koyuluyor ve bunlara diyorlar ki:
Efendim, isterseniz emekli olun. Ne olacak emekli olacaksanız? Size yüzde
30 fazla tazminat primi öderiz.
Değerli arkadaşlarım, Türkiyede bu durumda olan
binlerce insan var. Sizin bugün getirdiğiniz, makama getirdiğiniz
birçok insan da emekliliğini dolduruyor; onlara niye bu işi
uygulamıyorsunuz? Uygulamıyorsunuz. Hani eşit
davranıyorduk? Eşit davranmak bu mu değerli
arkadaşlarım? Ne oluyor bu insanlar? Bir tarafa çekiliyor ve
bunların ücretleri de donduruluyor değerli arkadaşlarım.
Bakınız, şurada, elimde
Sayın Genel Müdür
geldikten sonra kimler işe alınmış? Sayın Genel Müdür
geldikten sonra üst düzeyde 21 vatandaş işe alınmış.
Doğaldır, bir genel müdür gelmişse genel müdür
yardımcılarını, kendi çalışacağı
insanları ataması doğaldır. Ama sen, ta neredeyse
odacıya yakın vasıftaki insanlara inersen, işte bunun
adına particilik derler değerli arkadaşlarım.
Sayın Genel Müdür teşkilat içerisinde 53 kişinin
yerini değiştirmiş; makamdaki, mevkideki insanları daha
pasif görevlere getirmiştir. Bunların hepsinin isimleri var,
değerli arkadaşlarım, burada. Yani sanmayın ki sırf
söz olsun diye konuşuyorum. Burada hepsinin listesi var; adı,
unvanı var. Yine Sayın Genel Müdür 23 kişiyi görevden
almış, bunları da değişik yerlere atamış.
Burada önemli bir konu var değerli arkadaşlarım.
Bakın, arkadaşlarım da söyledi. Şimdi, Sayın Genel Müdür,
götürü usulü -artık adına ne derseniz deyin- hizmet alım
sözleşmesi
Burada birçok kuruma, kanala görev vermiş. Aksiyon
dergisi, Samanyolu kanalı, yine Samanyolu TV, Cihan Haber Ajansı,
Kanal 7, Kanal A, Milletin Sesi gazetesi, Cihan Haber Ajansı. Yani, hep
Cihan Haber Ajansına gidiyor.
Sayın Genel Müdürüm, değerli arkadaşlarım;
eğer hakikaten adil davranıyorsanız diğer kanallar niye hiç
yok? Sayın Bakanım, biraz önce adil davrandığından
bahsettin. O zaman bir tane de Cem TVden alsaydın ya, neden almadın?
Yani bunun adı particilik değil de nedir değerli
arkadaşlarım? Yapmayın bu kadarını, bu
kadarını yapmayın. Bakınız, burada 15 kişi de
ayrıca otomatikman işe alınmış.
Değerli arkadaşlarım, Sayın
Bakanımın bir ifadesi beni duygulandırdı, kendisine
teşekkür ediyorum. Ben bu konuyla ilgili Sayın Yozgat Milletvekilimiz
Mehmet Çiçek Beyle de oturdum, tartıştım. Sayın
Bakanımızın tarihî derinliklere dayalı, genelde Emevi
kültürünü, Emevi zulmünü veya haksızlığını ortaya
koyan çok önemli bir kitap bastırdığını, ben, Mehmet
Beyden öğrendim. Sayın Bakanım, ben, yıllardır bir
toplumu temsil ettim, hiçbir zaman insanlar arasında ayrım
yapmadım, yapılmasını da doğru bulmuyorum. Ama bir
gerçek var, bunu kabul edip çözmek zorundayız. Bu, ülkenin önemli sorunlarından
birisidir. Şimdi bu kitabı bastırdınız, çok
teşekkür ederim. Bu kitapta şu var değerli
arkadaşlarım, benim arkadaştan edindiğim bilgi: Emevinin
Peygamber Efendimizin soyuna, yani ehlibeyte yaptığı zulmü
haksız bulan, onu kınayan, yersiz olduğunu söyleyen,
açıklayan detaylı bir kitap; bana arkadaşımın
aktardığı doğruysa.
Şimdi, Sayın Bakanım, acaba, bu kitabı
bastırdın, raflarda mı duracak yoksa bu ülkenin arasındaki
en önemli sorunlardan birisi olan o Muaviyenin, Yezidin, Mervanın
zulmünü, haksızlığını, ehlibeyte
yaptığı haksızlığını acaba televizyon
kanallarında halka aktaracak mısın? Aktaracaksan bu kitap
önemlidir, bir yarayı saracaktır, size teşekkür ederim. Yok
eğer Dostlar beni alışverişte görsün. Ben bunu
bastırdım, birkaç tanesini de dağıttım, diğerleri
de raflarda dursun. diyorsan, buna yapılan emeğe, alın teri göz
nuruna da yazık ve devletin buna yaptığı masrafa da
yazık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Meral, konuşmanızı
tamamlayınız.
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) Ben umuyorum ve diliyorum ki bu
kitap raflarda kalmaz.
Değerli arkadaşlarım, halkın çok ciddi bir
sorunu olan bazı şeyleri kabul edin; edin, çözüm bulun. Bazen burada,
arkadaşlarımızın söyledikleri lafın tümü yalan ve
yanlış değil.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Bazısı mı?
BAYRAM ALİ MERAL (Devamla) - Bunların gerçek
olduğunu, birçoğunu siz de biliyorsunuz muhterem
arkadaşlarım. Bunlara çözüm bulun, çözüm bulun. Dışlamak,
adam yerine koymamak; bunlar hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Hepimiz
bu ülkenin insanlarıyız. Bu ülkede ayrım yapmak son derece
hatadır. Kim olursa olsun, Kürt inancına sahip insanlar da olur,
Alevi inancına sahip insanlar da
olur, Sünni de olur; bu ülkede birlikte mücadele etmiş insanlarız.
Onun için, ayrımı bırakın, halkı kucaklayın.
Bu yasa, değerli arkadaşlarım, AK Partinin yeniden
kadrolaşma yasasıdır. Umuyorum ki Cumhuriyet Halk Partisi buna
hayır diyecektir. Eğer hakikaten bu ülkede eşitlik
istiyorsanız sizin de bu yasaya hayır demenizi bekliyorum.
Yüce Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Meral.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili
Alim Işık.
Sayın Işık, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 219
sıra sayılı TRT Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 9uncu
maddesine bağlı geçici 11inci maddesi üzerinde grubum adına söz
almış bulunmaktayım. Grubum ve şahsım adına
hepinizi saygılarımla selamlarım.
Sözlerimin başında, Çevre Haftası nedeniyle ülkemiz
çevre koruma ve geliştirme hizmetleri camiasında görev alan tüm
vatandaşlarımızı kutlar, daha temiz bir çevre temennisinde
bulunarak saygıyla sözlerime başlarım.
Değerli milletvekilleri, doğrusu, bu tasarıyı
ilk elime alıp okuduğumda, 2954 sayılı mevcut TRT
Yasası Hükûmetin hangi faaliyetleri yapmasını engelliyor da bu
tasarıya ihtiyaç duyduğunu kendi kendime sordum ve merakla
cevabını aradım ancak cevabını
bulamamıştım. Fakat ne yazık ki geçen hafta perşembe
günü gerek AKP gerekse DTP gruplarına ait değerli
milletvekillerimizin son dakika önergeleriyle amaçlarına
ulaştığını gördüm ve merakım sona ermiş
oldu. Bu önergeyle, bildiğiniz gibi, TRTde Türkçenin
dışında diğer dil ve lehçelerde televizyon yayını
yapılmasının önü açılmış, böylece çözümünü
zamanla göreceğimiz ve kimin haklı çıkacağını
milletimizin takdir edeceği bir değişikliği gerçekleştirmiş
bulunmakta yüce Meclisimiz. Bunun uygulamasını yakın zamanda
göreceğiz.
Milletin bir vekili olarak, alt komisyon ve üst komisyonda
reddedilmiş olan bir konunun hiç tartışılmadan, son dakika
önergesiyle buradan geçirilmiş olmasını yüce Meclis adına
bir talihsizlik olarak değerlendiriyorum. Bunun yerine gerekli
tartışmalar yapılıp RTÜK nezdinde düzenlemelerin
yapılması herhâlde milletimizin daha çok içine sinecek bir uygulama
olurdu.
Değerli milletvekilleri, bu tasarıyla 2954
sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen geçici 11inci madde, yeni
düzenlemeyle kaldırılan, birleştirilen, ismi veya
yapısı değiştirilen TRT birimlerinde çalışan
personelin, yürürlük tarihinden itibaren en geç üç ay içerisinde görevlerinin
sona ermesini ve aynı derece ve kademedeki araştırmacı
unvanlı kadrolara atanmalarını öngörmektedir. Maddede,
ayrıca, söz konusu personelin hâlen aldığı net ücretin
atandığı yeni kadroda alacağı ücretten fazla ise
aradaki fark tutarının fark kapanıncaya kadar tazminat olarak
ödenmesi, isteğe bağlı unvan değişikliği olanlar
ile başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine
son verilmesi öngörülmektedir. Yani birçok TRT çalışanı, gelecek
yıllarda gerek enflasyon gerekse refah payı nedeniyle ortaya
çıkacak ücret artışlarından yararlanamayacak ve âdeta
emekli olmaya mecbur edileceklerdir.
Maddenin üçüncü bendinde, hâlen görev yapan Kurum personelinden
emekliliği gelmiş ya da 2008 yılı sonuna kadar emeklilik
hakkını kazanacak olanlardan yürürlük tarihinden itibaren üç veya iki
ay içinde emeklilik başvurusunda bulunanların emeklilik ikramiyelerinin
yüzde 30 fazlasıyla ödenmesi ve bu kapsamda emekli olacakların üç
yıl geçmeden Kurumda tekrar istihdam edilemeyeceği hükme
bağlanmaktadır. Başka bir ifadeyle Kurumda çalışanlar
erken emekliliğe teşvik edilerek Kurumla ilişkilerinin kesilmesi
hedeflenmektedir. Çalışanların en doğal ve yasal
haklarından birisi olan emeklilik hakkının, Türkiyenin zor
şartlarını da fırsat bilerek yüzde 30 oranında fazla
ödemeyle özendirip erken kullandırılması, Kurumdaki çok
sayıdaki tecrübeli personelin Kurumdan ayrılmasına şüphesiz
ki neden olacaktır.
Sayın Bakanım, bu uygulamayla kaç kişinin emekli
olması beklenmektedir? Kurumda personel fazlalığı var
mıdır? Erken emekli olarak Kurumdan ayrılacak olanların
yerine yeni personel alınacak mıdır? Eğer personel
fazlalılığı varsa altı yıla yakın AKP
İktidarları döneminde bu personelin daha verimli ve kaliteli hizmet
vermelerini sağlayacak bir personel yönetimi modeli uygulanmış
mıdır, denenmiş midir? Bu yeni düzenlemeyle nasıl bir
verimlilik artırma ve personel yönetimi modeli uygulanması
düşünülmektedir? Yoksa amaç, birçok değerli milletvekilinin de dile
getirdiği gibi, birkaç bürokrata ve bazı yakınlara yeni yer
bulmaya yönelik düzenlemeleri bu yüce Meclis aracılığıyla
yapmak mıdır? Yüce milletimizin ve kamuoyunun bu endişelerden
mutlaka arındırılması gerekmektedir.
Bu tasarı kanunlaşıp yürürlüğe girdiğinde
daire başkanı, başkan, üye, başkan
yardımcısı, bölge müdürü, bölge müdür yardımcısı,
müdür, şube müdürü, müdür yardımcıları, başuzman,
teknik hizmetler sınıfı dışındaki uzman ile Kurum
genel müdürlüğü uzmanları kadrolarında görevli olan
kişilerin araştırmacı kadrosuna atanması
gerçekleşecektir. Acaba, bu kadrolardaki çalışan toplam kaç
kişi araştırmacı kadrosuna atanmış olacaktır?
Şimdiye kadar, bölge müdürü, müdür muavini olarak görev yapmış
arkadaşların eline kamera verip bir haber muhabiri olarak
çalışması mümkün müdür? Bu nasıl sağlanacaktır?
Bunların mutlaka çözülmesi gerekir. Yeni hâliyle
araştırmacı kadrosunda görevlendirilen Kurum personeli, Kurumca
ihtiyaç duyulan hangi hizmetlerde araştırmacı olarak
görevlendirilecektir? Araştırmacı personelin görev ve
sorumlulukları açıkça mutlaka belirtilmelidir. Tasarıda, bunun
yönetmelikle belirleneceğine dair herhangi bir hüküm de yer
almamaktadır. Bu eksikliklerin mutlaka giderilmesi gerekir. Aksi takdirde,
uygulamada, kurum personelinde keyfi ve haksız görevlendirmeler
kaçınılmaz olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu vesileyle, daha önce
özelleştirme kapsamında olan kurum ve kuruluşlarda görevliyken
başka kurum ve kuruluşlara araştırmacı olarak
görevlendirilmiş birçok vatandaşımızın hangi
şartlarda çalıştıklarını ve içinde bulunduğu
psikolojik durumu anlamanızı, bundan sonra da TRT personelinin benzer
bir psikolojiye gireceğinin hatırlatılmasını kendime
görev biliyorum.
Hâlen 4/C kapsamında çalışan birçok
insanımızın içinde bulunduğu sıkıntılı
durum çözülmemişken, işçilerin, memurların ve emeklilerin
gittikçe kötüleşen durumuna çare bulunmamışken, esnafın ve
çiftçinin kararan yüzü güldürülmemişken, ne acelesi vardı da böyle
bir yasa tasarısı gündeme getirilmişti, bunu, Sayın
Bakanımın, açıkça, açık yüreklilikle
cevaplandırmasını canı gönülden diliyorum.
Birçok TRT çalışanını ve
vatandaşımızı tedirgin eden bu yasa tasarısına
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına ve şahsım adıma
destek vermeyeceğimizi belirtir, hepinize saygılarımı
sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Işık.
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Biraz CHPden farklı bir
şey söyleseniz iyi olurdu!
BAŞKAN Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Bitlis
Milletvekili Nezir Karabaş.
Sayın Karabaş, buyurun efendim.
ALİM IŞIK (Kütahya) Siz çıkın, onu söyleyin.
Bildiğiniz varsa çıkarsınız,
cevabını verirsiniz; oturun!
BAŞKAN Sayın Işık, lütfen
BAYRAM ÖZÇELİK (Burdur) Çıkar cevabını
veririz.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Siz de DTPden farklı bir
şeyler yapın!
AHMET ERSİN (İzmir) Aranıza bizi
karıştırmayın.
BAŞKAN Evet, buyurun.
DTP GRUBU ADINA MEHMET NEZİR KARABAŞ (Bitlis)
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 9uncu madde üzerinde
Demokratik Toplum Partisi adına söz almış bulunmaktayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, daha önce de dile getirdik. Bugün TRT
Yasasını görüşüyoruz. TRT Yasası ile ilgili daha önce
ortak bir önerge verildi. Biraz önce sayın hatibin de dile getirdiği,
Başbakanın daha önce söylediği ve Diyarbakırda ilan
ettiği TRTnin bir kanalı yirmi dört saat Kürkçe yayın yapma
kararı aldık.
Şimdi, hepinizin bildiği gibi 12 Eylülde bir askerî
darbe yapıldı, Meclis kapatıldı. Tüm sivil demokratik
yapıların yasaklandığını, çiğnendiğini
ve ardından da bir Anayasanın
çıkarıldığını hepimiz biliyoruz. Bugüne kadarki
hükûmetler seçimden önce halka şu vaatte bulundular: Türkiyede
demokratikleşmeyi gerçekleştireceğiz, 12 Eylül darbeci
Anayasasını değiştireceğiz. AK Partinin de hem 2002
seçimleri öncesinde hem 22 Temmuz 2007 seçimleri öncesinde en büyük
argümanlarından biri buydu. Yeni bir anayasa, demokratikleşmeye
yönelik, Avrupa Birliğiyle bütünleşmeye yönelik yasalar. Ancak
-geçmiş hükûmetler döneminde olduğu gibi AK Parti de- ciddi, toplumun
beklentilerine denk yasalar çıkaran, bir anayasa ve ona denk yasaları
düzenleme -Siyasi Partiler Yasası, Ceza Yasası, Seçim
Yasasını değiştirme- genel yasal değişiklik
yerine, o anda, o günün koşullarına uygun ya iç ve dış baskılar
veya mevcut konumda kendi siyasi çıkarlarına veya beklentilerine denk
yasaları parça parça çıkarıyoruz. Ondan sonra toplumda, pratik
yaşamda garabetler yaşanıyor.
Şimdi, biz, 29 Mayısta burada bu yasa
görüşülüyorken ve verilen bir ortak önergeyle TRTnin bir
kanalının yirmi dört saat Kürtçe yayın yapması kararı
alınmışken, oy çokluğuyla böyle bir karar verilmişken,
Urfanın Siverek ilçesinde de Asliye Ceza Mahkemesi bir karar verdi. Bu
karar, şu anda Urfa İl Başkanımız olan, 22 Temmuz
öncesinde de Urfada bağımsız aday olan Sayın İbrahim
Ayhanla ilgilidir.
Şimdi, iddia makamının esas hakkındaki
mütalaasına bakalım: 22nci Dönem Milletvekilliği Genel
Seçiminde Şanlıurfa ilinde bağımsız aday olan
sanık İbrahim Ayhan, Siverek ilçe merkezinde propagandada
kullandığı minibüste Türkçe dışında bir dil olan
Kürtçe ile müzik çalarak Seçim Kanununun 58inci maddesine aykırı
hareketle üzerine atılı suçu işlediği sabit olmakla,
sanığın eylemine uyan Seçim Kanununun 58inci maddesi
delaletiyle 5728 sayılı Yasa ile değişik aynı
Yasanın 151/2, TCKnın 53üncü maddeleri gereğince
cezalandırılmasına karar verilmesini kamu adına talep
ediyorum.diyor ve kararda da Sanık İbrahim Ayhanın, sübut
bulan 298 sayılı Yasaya muhalefet etmek suçundan eylemine uyan 5728
sayılı Yasanın 300üncü maddesi ile değişik 298
sayılı Yasanın 151/2nci madde ve fıkrası
gereğince suçun işlenmesindeki şekil ve özellikler
sanığın kişiliği, kastı dikkate alınarak
takdiren altı ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına.
diyor ve ardından da iyi hâl ve mahkemedeki davranışı
dikkate alınarak, cezası altıda 1 oranında indiriliyor,
beş ay ceza veriliyor.
Peki, bu tür bir garabeti, bu tür bir ikiyüzlülüğü bu topluma
nasıl anlatacağız, dünyaya nasıl anlatacağız?
Yani siz, TRTnin bir kanalında yirmi dört saat Kürtçe yayın
yapacaksınız
TRTde şimdi, kırk beş dakika bile olsa
günde, Kürtçe yayın yapılacak ve müzik çalınacak. Diğer tüm
siyasi partiler, şu anda CHPnin bölgedeki programından dolayı,
ben Siverekteyken yayın aracı, anons aracı geziyordu, Kürt
sanatçı Aynur Doğanın Keça Kurda parçasını
çalıyordu. Şimdi, bu yasaları bırakacaksınız,
bazı savcılar, hâkimler işlerine geldiğinde bazı
kişilere yönelik kararlar verecek, cezalar verecek ve siz Türkiye bir
hukuk devletidir, hukuk herkes için eşit bir şekilde uygulanır.
diyeceksiniz. Bunu kime anlatacaksınız? Buna kim inanacak? Halk
nasıl buna inanacak? Avrupa buna nasıl inanacak? Dünya buna
nasıl inanacak? Onun için
Elbette ki, birçok zaman buraya getirilen yasa
tasarılarının, değişikliklerin birçoğu Türkiyede
acil olarak değiştirilmesi gereken yasalardır. O yasaların,
o yasa maddelerinin elbette değiştirilmesi gerekir. Ancak, biz,
Türkiyede ciddi bir Anayasa değişikliği, ona bağlı
olarak Ceza Kanunundan tutun, Siyasi Partiler, Seçim Kanunu ve diğer tüm
yasalara kadar, mevcut, günümüz koşullarına denk -Avrupa Birliği
uyum yasaları çerçevesinde- yeni yasa düzenlemeleri yapmasak, sürekli bu
tür olumsuzluklarla karşılaşacağız, sürekli bu tür
garabetlerle karşılaşacağız.
Şimdi, peki, Sayın İbrahim Ayhan bir partinin il
başkanıdır, geçmişte de 22 Temmuzda milletvekili adayı
olmuş, seçilseydi şu anda bu kürsüde olacaktı, çok az oyla da
kaybetmiş. Bizler seçilip bu Parlamentoya geldik. Hepimiz seçim
propagandalarımızda Kürtçe müzik çaldırdık. Hepimiz köylere
gittiğimizde Kürtçe konuştuk, çünkü o köylerde insanlar başka
bir dili bilmiyor. Sadece bizler değil, diğer siyasi partiler, AK
Partiden tutun CHPye, hatta, MHPnin bazı yerlerdeki örgütlerine kadar.
Çünkü, bir köye gittiğinizde, orada çalışma yürüttüğünüzde
eğer onlara kendi politikalarınızı anlatmak isterseniz
başka bir dili bilmiyor o insanlar.
Onun için, bu yasa görüşülürken, bu kararı da iletip,
özellikle bizlerin bundan sonra Türkiyede ciddi olarak sorunları kökten
çözen bir programı karşımıza koymamız gerektiği
inancıyla bu düşünceleri dile getirdim.
Şimdi, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 9uncu
maddesinde bir geçici değişiklik maddesi var ve bu maddeyle daire
başkanlıklarının birçoğu kapatılıyor veya
adı değiştiriliyor. Bölge müdürlükleri kapatılıyor ve
tüm bu kapatılan veya adı değiştirilen müdürlüklerde
çalışan yönetici personel araştırmacı kadrosuna
alınıyor. Yine yönetici pozisyonunda olmayan uzmanlar
araştırmacı kadrosuna alınıyor. Yayın Denetleme
Kurulunun adı değiştirilip bu kurulun üyeleri
araştırmacı kadrosuna atanıyor ve bu yasa
değişikliğinde de Araştırmacı kadrosuna
alınan bu personel idare tarafından istenilen yerde
çalıştırılabilir. diyor.
Şimdi, diyelim ki ihtiyaç duyulur bazen bir kurumda bazı
birimler kapatılabilir, ihtiyaç duyulur bazen o birimin adı
değiştirilebilir. Peki, bu yapılıyorken,
birleştirilen kurumlarda çalışan personelin yine o kurumlarda
çalıştırılması, artan bir kadro varsa pozisyonuna
uygun bir yerde çalıştırılması kararı yerine,
tüm bunlar araştırmacı kadrosuna alınır ve istenilen
yerde çalıştırılır kararı kadrolaşmaktan başka
hangi amacı ifade ediyor? Yani zaten mevcut işleyen bir kurum var,
işleyen bir yapı var; bir mekanizma var, ihtiyaç duyup bazı
birimleri birleştirebilirsiniz, ihtiyaç duyup bazı birimlerin
adını değiştirebilirsiniz, bazı birimleri ortadan
kaldırabilirsiniz ama -buradaki personel uygulamasını da- mevcut
personel çalıştırılır, birleştirilen kurumlara da
artan personel varsa aktarılır. Şimdi, bu düzenlemede ise tüm
personelin araştırmacı kadrosuna alınmasına ve oradaki
Genel Müdür ve diğer idarenin, personeli istediği yerde, normal,
yasal olarak, Türkiyedeki yasal işleyiş çerçevesinde
atayamayacağı, yasal olarak verse bile dava sonucu dönebilecek
kesimleri istediği yere verme, onun yerine yenisini atama maddesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Karabaş, konuşmanızı
tamamlar mısınız lütfen.
MEHMET NEZİR KARABAŞ (Devamla) - Bu maddeye en
azından ek bir madde eklenerek, yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan birimlerde çalışanlar öncelikle kurum
mevzuatı çerçevesinde pozisyonlarına uygun yere
atanmalıdır.
İkincisi: Yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle birleştirilen
birimlerde çalışanların öncelikle o birleştirilen
birimlerde yer almalarını, personel fazlası olduğu durumda
da bunların, pozisyonuna uygun görevlerde görevlendirilmelerini talep
ediyoruz. Bu, en azından, oradaki personelin mağduriyetini asgariye indirecektir
diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (DTP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Karabaş.
Şahısları adına ilk söz Tokat Milletvekili
Hüseyin Gülsüne aittir.
Sayın Gülsün, buyurun efendim.
HÜSEYİN GÜLSÜN (Tokat) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 219 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 9uncu maddesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetimizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu
(TRT) Türkiye'nin kamu yayıncılığı yapmakla
görevlendirilen tek yayın kuruluşu olarak, millî, manevi
değerlere bağlı, Atatürk ilke ve inkılapları
doğrultusunda tarafsız yayıncılığı hedef
edinmiştir. TRT, tarafsız yayın yapmakla birlikte bir şeye
taraftır, o da ülkenin birlik ve beraberliği ile millî ve manevi
değerlerinin korunmasında taraftır.
TRT, bugün gerçekleştirdiği ulusal, uluslararası ve
uydu yayıncılığıyla dünyanın sayılı
yayın kuruluşları arasında yer almaktadır. 7
televizyon kanalı ve 4 ulusal, 8 bölgesel, 1 il ve 1 turizm radyosu olmak
üzere 14 ayrı radyo kanalından gerçekleştirdiği
yayınlarıyla Türk toplumumun hizmetindedir.
Değerli milletvekilleri, 2954 sayılı Kanun, Türkiye
Radyo-Televizyon Kurumunun teşkilat yapısında değişime
kapalı, günümüz teknolojik gelişmeleri karşısında
doğru, çabuk ve etkin karar almayı sağlayacak mekanizmalardan
yoksun hükümler içermektedir. Hâlbuki yaşanan gelişmeler sonucu,
Batı ülkelerindeki kamu yayını yapan kuruluşlar
yapılarını çağın anlayışına uygun hâle
getirmişlerdir. TRTnin kendisine verilen kamusal görevi yerine
getirebilmesi için, kamu yararını gözeten çağdaş bir
yayıncılığı mümkün kılacak, baskılardan
uzak, özerk ve esnek bir yapıya gitmesi kaçınılmaz bir hâle
gelmiştir. TRTnin idari yapısının günümüz çağdaş
yayıncılık anlayışından uzak, karmaşık
ve hantal; Kurumun ihtiyacı olan yayın personelinin yetersiz, buna
karşılık yayıncılık vasfı bulunmayan
personelin fazla olması gerçeği karşısında, yeni,
çağdaş yapılanmaya gidilmesi kaçınılmaz ve ertelenemez
bir hâl almıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2954
sayılı Kanunun 14üncü maddesinde yapılacak
değişiklik sonrası yeni bir organizasyon yapmayı gerektiren
bir yapı ortaya çıkmıştır. Maddeyle, bu
yapının gerektirdiği kadro hareketlerinin
sağlıklı yapılmasına, görevi sona eren personelin mali
ve sosyal haklarının korunmasına azami özen gösterilmiştir.
Ayrıca, emekliliğin özendirilmesi bakımından,
kanunun yürürlüğe girdiği tarihte görev yapan kamu personeline
-geçici personel hariç- 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununa göre emeklilik hakkını
kazanmış olanlar bu kanunun yayımı tarihinden itibaren üç
ay, bu hakkı 2008 yılı sonuna kadar kazanacak olanlara da
kazandıkları tarihten itibaren iki ay içerisinde emeklilik
başvurusunda bulunmaları hâlinde emekli ikramiyelerinin yüzde 30
fazlasıyla ödenmesine ilişkin düzenleme getirilmiştir.
Değerli milletvekilleri, konuşmama son verirken, bu
kanunun daha etkin, daha verimli, daha dinamik bir radyo ve televizyon
teşkilatı ve yayıncılığının
oluşturulmasına vesile olmasını diler, selam ve
saygılarımı sunarım. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Gülsün.
Şahısları adına ikinci söz Bitlis Milletvekili
Cemal Taşara aittir.
Buyurun Sayın Taşar. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
CEMAL TAŞAR (Bitlis) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 219 sıra sayılı TRT Kanunuyla ilgili
tasarının 9uncu maddesiyle eklenen geçici 11inci madde üzerinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle,
millet iradesinin temsil edildiği yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Özellikle son dönemlerde TRTde halkımız tarafından
beğeniyle izlenen ve dinlenen, tarafsız, ilkeli, özgür, kaliteli ve
kapsamlı yayınlarıyla milletimizin hassasiyetlerini gözeten,
modern ve çağdaş yayıncılık anlayışı
hâkim olmuştur. TRTnin dünyada ve Türkiyede hak ettiği yere
oturması için günün ve çağın şartlarına uygun olarak
yapılanması da kaçınılmazdır. Değişim ve
dönüşüme direnmek, statükoyu korumaya yönelik gayretleri anlamak mümkün
değildir. Medya dünyasındaki gelişmelere paralel olarak TRTnin
de buna uyması, hatta bir adım önde olması gerekmez mi?
Değerli arkadaşlar, bilgi, bilişim, iletişim
ve yayın teknolojisinde meydana gelen gelişmelere göre TRTde
organizasyonal yapılanmanın bir an önce gerçekleşmesi elzem
olmuştur. Onun için bu kanun değişikliği gündeme
gelmiştir. Ama maalesef, bu kanunun gündeme geldiği günden bugüne
kadar bu kanunun kişiselleştirildiğini esefle izliyoruz. Sanki
bu kanun TRT kanunu değil de İbrahim Şahin kanunuymuş gibi,
bazı değerli muhalefet sözcülerinin maksadı aşan kem sözlerini
kabul etmek mümkün değildir. Meclis çatısı altında savunma
hakkı olmayan bir bürokrata bunların yapılmasını da
kınıyorum.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Yapma yahu!
CEMAL TAŞAR (Devamla) Dinlemesini öğren.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Ne güzel gidiyorduk. Kınama
mınama nereden çıktı?
CEMAL TAŞAR (Devamla) Başarılı,
çalışkan, dürüst kişiliğiyle tanınan İbrahim
Şahin bugüne kadar birçok kritik ve önemli makamlarda
çalışmış, çalıştığı kurumlara
katma değer katmıştır.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Akraba mısınız siz?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, müdahale etmeyin lütfen.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Güzelliğini anlatıyorum.
Kendisini ispatlamıştır.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Ne kadar sahip
çıktığınız sıralardan belli!
CEMAL TAŞAR (Devamla) Burada bir yolsuzluk, burada bir
usulsüzlük, bir gayrimeşruluk varsa, gelin, hep birlikte
tartışalım.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Göbek bağınız mı
var?
AHMET ORHAN (Manisa) Gittiğinizde belli olacak.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Gelin, hep birlikte
tartışalım. Öyle rastgele laf atmanın, rastgele
konuşmanın bir anlamı yok değerli arkadaşlar.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Rastgele konuşuyorsun, rastgele
konuşulunca laf atılır.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Gözlerinizi kapatmakla kendi
dünyanızı karartıyorsunuz.
AKİF AKKUŞ (Mersin) Keser dönüyor, keser!
BAŞKAN Hatibi dinler misiniz lütfen.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Burada tekrar ediyorum. Bir
yanlışlık varsa, yanlışın arkasında
değiliz. Ama kendisini milletine adayan, kendisini görevine adayan bir
bürokratımıza da, bir değerli Genel Müdürümüze de her
kalkanın Efendim şu olmuş, bu olmuş. demesine hakkı
yoktur, kem söz söylemeye hakkı yoktur.
AHMET ERSİN (İzmir) Bakan burada, savunur onu; orada
konuşma boş yere.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Milletin adına savunuyorum.
Konuşma! Milletin adına savunuyorum.
BAŞKAN Sayın Ersin
CEMAL TAŞAR (Devamla) Malumlarınız olduğu
üzere, geçmiş dönemlerde değişik mülahazalarla Kurum
ihtiyacının çok üzerinde personel alınmıştır.
Bunu siz çok iyi biliyorsunuz. Binlerce
Eleman fazlalığı
olmasına rağmen, maalesef, teknik ve nitelikli personel ihtiyacı
karşılanamamış, bugün de sıkıntılar
yaşanmaktadır. Bu nedenle Kurumda hantal bir yapı
oluşmuş, bu yapının dinamik ve işlevsel hâle gelmesi gerekmektedir.
Buna direnmenin bir anlamı yok. Dünya değişiyor, siz hâlen
yerinizde sayıyorsunuz.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN (Burdur) TRTnin ön saflarda
görünmesini istiyoruz.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Ne yönde değiştiriyorsunuz
ama?
CEMAL TAŞAR (Devamla) Kurumun teşkilat
yapısında değişime açık, günümüzün teknolojik
gelişmeleri karşısında doğru, çabuk ve etkin karar
alınmasını sağlayacak mekanizmaları oluşturacak
hükümlerin bu yasayla gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Altı yıldır
neredeydiniz?
CEMAL TAŞAR (Devamla) Böylece, TRT, Anayasa ile kendisine
verilen görevin ifasına, baskılardan uzak, kamu yararını
gözeten, çağdaş bir yayıncılığı mümkün
kılacak; özerk, tarafsız ve esnek bir yapılanma
sağlanmış olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu yeniden yapılanma içinde,
takdir edersiniz ki, kaldırılacak, değiştirilecek ve
birleştirilecek birimlerin olması da doğaldır. Yine,
taşra teşkilatında da değişik görevlerin ve
fonksiyonların gözden geçirilmesi, strateji ve politika üreten ve
uygulayan yönetim birimlerinin oluşturulması sağlanmış
olacaktır. Yapılacak değişiklik sonrası da yeni bir
organizasyonel yapı ortaya çıkacaktır. Bu yapının
gerektirdiği kadro hareketlerinin sağlıklı şekilde
yapılması, görevi sona eren personelin mali ve özlük
haklarının korunmasına yönelik düzenlemeler hedeflenmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Taşar, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
CEMAL TAŞAR (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Bugüne kadar, iktidarımız, uyguladığı
personel rejimiyle çalışanların haklarını en üst
düzeyde korumuş, personelin iş ve işlemleri şeffaf ve adil
bir ortamda cereyan etmiştir. Bundan dolayıdır ki, milletimiz
her seçimde bunun karşılığını vermiştir.
TRT daha verimli hâle gelecek, çağın ihtiyaçlarına
cevap verecek, kaynaklarını Kurumun gelişmesine yönelik olarak
kullanabilecek, kendisine yıllarca hizmet eden
çalışanlarını da mağdur etmeden haklarını da
korumuş olacaktır bu kanunla.
Bu nedenle, bu tasarının hazırlanmasında
emeği geçen herkese teşekkür ediyor, tasarının ülkemize,
milletimize hayırlar getirmesini diliyor, sözlerime son verirken, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Taşar.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde konuşmalar
tamamlanmıştır.
Şimdi soru-cevap işlemine başlıyoruz.
Sayın Ersin, buyurun efendim.
AHMET ERSİN (İzmir) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Başkanım,
aracılığınızla sormak istiyorum Sayın Bakana:
İnnova Bilişim Çözümleri Anonim Şirketi ve Argela Bilişim
ve Yazılım Şirketlerinde Yönetim Kurulu Üyesi olan Sayın
TRT Genel Müdürü Anayasanın 133üncü maddesine göre bu görevleri
yapabilir mi? Çünkü bildiğiniz gibi bu görevlerde bulunanlar Ulaştırma
Bakanlığının temsilcileridir, dolayısıyla Genel
Müdür hâlen Ulaştırma Bakanının memuru olabilir mi?
Bir diğer sorum, Sayın Genel Müdür bazı
maaşlarından feragat ettiğini söylüyor, feragat belgelerini
acaba milletvekillerine ya da kamuoyuna açıklar mı?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Çalış
HASAN ÇALIŞ (Karaman) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, tasarının geneline
bakılınca TRTde personel fazlalığı olduğu, bir
kısım personel emekliliğe teşvik edilirken bazı
personelin de diğer kurumlara gönderilmeye çalışıldığı
görülmektedir. Önceki görüşmelerde sorulara verilen cevaplarda 2.734
boş kadro olduğu, yeni uygulamalar ve emekli olanlardan sonra
boşalacak kadrolardan yüzde 10unun TRTce de kullanılacağı
göz önüne alınınca önemli miktarda ayrıca boş kadro ortaya çıkacağı
görülmektedir. Boş ve boşalacak kadroları Başbakanlık
Devlet Personel Başkanlığına iade edecek misiniz?
İkinci sorum: Bu tablo ortada iken 10 genel müdür
müşaviri artı 300 kadro niçin istenmektedir, bu bir tezat değil
midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Çalış.
Sayın Akkuş
AKİF AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, 9uncu
maddeye bağlı ek madde 11 ile bir kısım personel
emekliliğe teşvik ediliyor ve maddenin yürürlüğe giriş
tarihinden itibaren emekliliği gelenlerin üç ay içinde emeklilik
hakkının 2008 yılı sonuna kadar, kazananların ise iki
ay içinde emekliliğe müracaatları hâlinde ikramiyelerinin yüzde 30
fazlası ile ödeneceği belirtiliyor. Bir yandan da Kurumda personel
azlığı var diye yeni eleman alınmaya
çalışılıyor. O zaman, yüzde 30 ikramiye fazlası ile
dişinize dokunan bazı personeli kurumdan uzaklaştırmaya
mı çalışıyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Akkuş.
Sayın Paksoy...
MEHMET AKİF PAKSOY (Kahramanmaraş) Teşekkür
ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, işçi sayılmayan 450 geçici
personel az bir ücretle yaklaşık on beş yıldır en
önemli birimlerde çalışırken bunları kadroya geçirecek
misiniz?
İkinci sorum: TRTde Genel Müdürler yaptıkları
programla anılırlar. Mesela, Tunca Toskay döneminde Küçük Ağa,
Osmancık, Kuruluş gibi eserler ortaya konuldu. Sayın Genel
Müdürün Türk milletinin kültürünü, dilini, tarihini, kısaca millî ve
manevi kimliğini ortaya koyacak, toplumu TRTye bağlayacak bir eser
konusunda hazırlığı var mıdır?
Diğer sorum: Hizmet alımı adı altında
bugüne kadar kaç kişiyi işe başlattınız? Bunları
alma kıstasınız nedir? Ne kadar maaş veriyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Paksoy.
Sayın Doğru
REŞAT DOĞRU (Tokat) - Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakana sormak istiyorum: Radyo-Televizyon Kurumu
televizyon kanallarının madde
bağımlılığı gibi kötü
alışkanlıklar, çocuk ve eğitim programları gibi
yayın yapmak mecburiyetinde olunan programlarla ilgili denetleme görevini
yapmakta mıdır?
Ayrıca, özellikle bazı kanalların bu konularla
ilgili yayınları izlenme oranları çok düşük olan gece geç
saatlerde yapması doğru mudur? Bu konularla ilgili
soruşturmalar, verilen cezalar var mıdır? Sonuçları
hakkında bilgi almak istiyorum.
Ayrıca, cezaların miktarı da ne kadardır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Doğru.
Sayın Köse
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Son günlerde Resmî Gazetede TRTnin bazı yönetmeliklerinin
yürürlükten kaldırıldığına ilişkin ilanlar
yayınlanıyor. Ancak ilginçtir, kaldırılan bu yönetmeliklerin
yerine yenileri yayınlanmıyor. Kaldırılan bu
yönetmeliklerin yerine ne konuluyor? Bu yönetmeliklerin
kaldırılması ve yeni yürürlüğe girecek yönetmeliklerle
ilgili olarak koordinasyon kurulundan karar alınmış
mıdır?
Ayrıca, Sayın İbrahim Şahinin TRT Genel
Müdürü olmasından sonra işçi sayılmayan geçici personel
statüsünde kaç kişi alınmıştır? Bunlar hangi
ünitelerde, hangi görevle çalıştırılmaktadır? Bu
kişilere ne kadar ücret ödenmektedir?
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Fındıklı
M. MÜCAHİT FINDIKLI (Malatya) Sayın Başkan,
Cumhuriyet Halk Partisi ile Kanaltürkün
para ilişkisi bugünlerde gazetelerde belgeleriyle yayınlanıyor.
Kanaltürkün eski patronu Tuncay Özkan CHP belgeseli için TRTden arşiv
satın aldım, 500 bin dolara yakın da para ödedim. diyor. Böyle
bir kiralama veya arşiv kullandırma ve bunun
karşılığında da bir para ödemesi var mı?
Saygılarımla.
BAŞKAN Teşekkürler.
Son soru, Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, bu tasarıyla kapatılması
düşünülen bölge müdürlüklerinde çalışan elemanlarca
yıllardır ülkemizin değişik illerinden sağlanan
tarafsız ve hızlı haber akışı, tasarı
yürürlüğe girdikten sonra azalacak personel sayısı ve yapı
değişikliği sonucunda nasıl sağlanacaktır? Bu
amaçla özel haber ajanslarından hizmet alımına mı
gidilecektir? Şimdiye kadar hangi özel haber ajanslarından hizmet
alımı yapılmıştır ve bu amaçla ne kadar harcama
yapılmıştır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Bakanım, cevap verebilirsiniz, sorular bitti.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Ersin Beyin sorusuna
Şimdi, kamu hisselerini temsilen zaten
bulunuyor ama Anayasaya, bugüne kadarki uygulamada
Çünkü o zaman
müsteşar olarak Sayın Genel Müdür zaten bu görevi yapıyor idi.
Dolayısıyla, hem devlet memuru hem de bu işi yapması bir
sıkıntı doğursaydı, zannediyorum bunun çok önceden
zaten ortaya çıkmış olması gerekirdi. Ama yine de, dediğim
gibi, yani Anayasanın bahsettiğiniz maddesine
aykırılık var mı sorusuna, bir daha, yeniden, tekrar
bakalım ama şu ana kadar öyle bir hukuki durum ortaya
çıkmadı.
Bu personelle ilgili bir arkadaşımız sordu -kusura
bakmayın, geneline cevap veriyorum- diğer kurumlara gönderilecek mi?
Hayır, bu tasarıda diğer kurumlara personel göndermeyle ilgili
herhangi bir husus söz konusu değil.
Ayrıca, bu çalışanların sayısıyla
ilgili, fazlalığıyla ilgili daha önceki sorulara cevap verirken
söyledim. Bizim TRTdeki sıkıntımız esasında haber
alanıyla ilgili, teknik yani TRT açısından baktığımızda
teknik alanla ilgili personel sayısında sıkıntı var;
yoksa, genel idari hizmetlerle ilgili herhangi bir sıkıtı yok.
Orada, açıkça söyleyeyim, fazlası var. Zaten yine bir arkadaşımızın
sorusu vardı. Bu yüzde 30 teşvik de -keşke daha fazla verebilseydik-
zaten emekli olurlarsa bunun içindir. Bütün dünyada TRTye benzeyen kamu
yayın organları, büyük kamu yayın organlarıyla mukayese
edildiğinde, biz o alanda biraz ipin ucunu kaçırmışız
açıkçası. Her dönemde fazla personel almışız,
dolayısıyla denge bozulmuş. Yani, o büyük kamu yayını
yapan kuruluşlarda teknik eleman sayısı daha ileride,
haberleşme, komünikasyon ve benzeri alanlarda çalışanların
sayısı daha fazla ama idari personele gelince daha az. Bizde durum
tam tersi.
Bu 10 müşavir konusu: Burada konuşan
arkadaşlarımız, -yanılmıyorsam Sayın
Baratalı da zaten söyledi- yani bir genel müdürün, gerçekten böyle bir zor
işi yapan bir genel müdürün, çeşitli alanlarda
uzmanlığı olan müşavir alması bence biraz hizmetin de
bilimin de bir gereğidir. Onun için bu tasarıda o var ama onu,
doğrusunu isterseniz, bir kadrolaşma bağlamında falan
görmüyoruz zaten. Kaldı ki, evet yürürlükte olan kadroda da bu var zaten.
Yani sadece burada tekrar ediliyor o, yeni bir konu değil o.
Efendime söyleyeyim Bu kadroya alacak mısınız?
sorusu: Bir sonraki maddeye onu bırakayım. Çünkü onunla ilgili iki
grubumuzdan zannediyorum önerge var. O konuda ben başından beri
olumlu düşünüyorum. O istikamette de bir kararın
çıkacağını tahmin ediyorum. Karar yüce heyetindir.
Çok hızlı bir biçimde, söz verdiğim için Sayın
Başkan, bir iki dakika daha verirseniz
Çünkü bir önceki soruların
bir kısmını cevaplandırmadım,
Cevaplandıracağım dedim. Yine hepsini cevaplandıramam ama
sözüm yerine gelsin. Bölge müdürlükleri kaldırılıyor ama o
görevi yapacak yine haber müdürlükleri ve bürolar zaten devam edecek, yani
bizim taşrayla tabir yerindeyse- ilişkimizi kesmiyoruz.
Bu, yabancı istihdamı meselesine gelince, yirmi dokuz
dilde yayın yapılıyor. Zaten burada açıkçası çok
böyle, mesela Bangladeşte konuşulan Peştuca ile ilgili. Yoksa
durup dururken biz, bu kadar zaten istihdam sıkıntısı
çekerken dışarıdan eleman getirecek, davet edecek hâlimiz yok.
Bu, Türkiyede hemen hemen hiç okullarımızda öğretemediğimiz,
öğretmediğimiz diller var. Bu dillerde eğer yayın
yapılacaksa şu veya bu ölçekte, şu veya bu sürede, onlarla
ilgili bir şeydir. Zaten fiilen öteki kurumlarımızda da var.
Mesela şu anda Basın Yayın Genel Müdürlüğünde zaten
sözleşmeli olarak yabancı istihdamı söz konusu.
Bu, Alaturkayla ilgili bir soru sorulmuştu. O, Mavi Medya
adlı şirketle gerçekleştiriliyor ve firmaya 170,300 YTL de ödeme
yapılıyor. Yani bölüm başına öyle bir ödeme
yapılıyor.
Gazete başlıklarını söyledim sabah
haberlerinden sonra okunmasıyla ilgili. Bir daha tekrar edeyim: Şu
anda elimizde tek elle tutulur ölçüt, kriter açıkçası tirajdır.
Tirajın da arkasına düşüp hangi gazete ne kadarını
parayla satıyor, ne kadarını parasız veriyor, onu bilecek
konumda da değiliz. O bakımdan, şu anda elimizdeki ölçüt tiraj
olduğu için onunla başlıyor ve onunla devam ediyor. 50 bin ve
üzeri tirajı olanlar bu listeye giriyor.
Bu 4/B kapsamında personel zaten TRTde
çalıştırılmıyor.
Bölge müdürlükleriyle ilgili olan şeyini söyledim.
Bir de yine bir arkadaşımız
Bu Hâkim Mehmet
Yılmaz Küçük 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilat
Kanununun 36ncı maddesi gereğince Başbakanlıkta geçici
görevlendiriliyor, doğrudan TRTde değil. Başbakanlıkta
görevlendiriliyor ama TRTyle Başbakanlığın
ilişkilerini, dolayısıyla benim ilişkilerimi
Daha önce
söyledim hatırlarsınız, özellikle ihale konusunda, hukuk
konusunda açıkçası benim
Devlet bakanlıklarını
biliyorsunuz, bir altyapısı yoktur oranın. Dolayısıyla
böyle bir ihtiyacım vardı benim. Zaten benimle çalışan
danışmanların tamamı Başbakanlık
danışmanıdır, o kadrodadır. Bu
arkadaşımız da o şekilde bir göreve getirilmiştir.
Kurumda emeklilik hakkını kazanan personel
sayısı 2.313. Bunlardan ne kadar arkadaşımız,
personelimiz bu yüzde 30u da dikkate alarak emeklilik için başvurur
şu anda tabii tahmin etmek mümkün değil.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
AHMET ERSİN (İzmir) Sayın Bakanım, benim
soruma, araştırdıktan sonra yazılı olarak cevap verir
misiniz?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Yazılı olarak
cevap vereceğim.
AHMET ERSİN (İzmir) Teşekkür ederim.
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Rica ederim.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir)
AHMET ERSİN (İzmir) 133...
BAŞKAN Madde üzerinde yedi önerge vardır. Önergeleri
önce geliş sırasına göre okutacağım, sonra
aykırılık derecesine göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
210 Sıra Sayılı Kanun Tasarısının
çerçeve 9 uncu maddesine bağlı geçici 11 inci maddesinin birinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Rıdvan
Yalçın |
Mehmet
Şandır |
Reşat
Doğru |
|
Ordu |
Mersin |
Tokat |
|
Kamil Erdal
Sipahi |
|
Abdülkadir
Akcan |
|
İzmir |
|
Afyonkarahisar |
"Geçici Madde 11- Bu Kanunda öngörülen yeni teşkilat
düzenlemeleri nedeniyle kaldırılan, birleştirilen, ismi veya
yapısı değiştirilen birimlerde unvanlı/unvansız
olmak üzere; Daire Başkanı, Başkan, Üye, Başkan
Yardımcısı, Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı,
Müdür, Şube Müdürü, Müdür Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel
Sekreter Yardımcısı, Savunma Sekreteri, Başuzman, Uzman
(Teknik Hizmetler Sınıfı hariç) kadrolarında
bulunanların görevleri ile Kurum Genel Müdür Uzmanlarının
görevleri, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde
sona erer ve eşit dereceli Araştırmacı unvanlı
kadrolara atanırlar. Söz konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan
hizmetlerde görevlendirilebilir. Anılan personelin bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihteki unvanları esas alınarak 15.1.2008 tarihi
itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret (fazla mesai ücreti
hariç) ve özel hizmet tazminatı toplam net tutarının (bu tutar
sabit bir değer olarak esas alınır); atandığı
yeni kadronun ücret (fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı
vb. adlarla yapılan her türlü ödemelerin toplam net tutarından fazla
olması halinde aradaki fark tutarı, fark kapanıncaya kadar
herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayrıca tazminat
olarak ödenir. İsteğe bağlı unvan değişikliği
olanlar ile başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark taz-minatı
ödenmesine son verilir. En son görev yapılan kadroya ilişkin olarak
ek gösterge ve/veya makam tazminatını hak edemeyen personelin
atandığı yeni kadroda geçirdiği süreler 5434
sayılı Kanunun ek 68 inci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen
sürelerin hesabında dikkate alınır. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte Kurumda görev yapan işçi sayılmayan geçici
personel bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay
içerisinde bu Kanunun 50 nci maddesinin (ı) bendi hükümlerine göre
istihdam edilmek ve yine anılan bentte yer alan sözleşmeli personel
sayısına ilişkin hüküm saklı kalmak üzere Kurum
tarafından uygun görülen pozisyonlara atanırlar.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi ile
2954 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde
|
Mustafa
Elitaş |
Fatih Öztürk |
İhsan Koca |
|
Kayseri |
Samsun |
Malatya |
|
Aşkın
Hasan |
Mehmet Ceylan |
Cumhur Ünal |
|
Ankara |
Karabük |
Karabük |
Bu Kanunda öngörülen yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi veya yapısı
değiştirilen birimlerde unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire
Başkanı, Başkan, Üye, Başkan Yardımcısı,
Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü,
Müdür Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Sekreter
Yardımcısı, Savunma Sekreteri, Başuzman ve Uzman (Teknik
Hizmetler Sınıfı Hariç) kadrolarında bulunanların
görevleri ile Kurum Genel Müdür Uzmanlarının görevleri, bu maddenin
yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sona erer ve eşit
dereceli Araştırmacı unvanlı kadrolara atanırlar. Söz
konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan hizmetlerde görevlendirilebilir.
Anılan personelin; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki
unvanları esas alınarak 15/01/2008 tarihi itibarıyla bu unvana
göre belirlenmiş olan ücret (fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet
tazminatı toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer
olarak esas alınır); atandığı yeni kadronun ücret
(fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı ve benzeri adlarla
yapılan her türlü ödemelerin toplam net tutarından fazla olması
hâlinde aradaki fark tutarı, fark kapanıncaya kadar herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayrıca tazminat olarak
ödenir. İsteğe bağlı unvan değişikliği olanlar
ile başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark tazminatı
ödenmesine son verilir. En son görev yapılan kadroya ilişkin olarak
ek gösterge ve/veya makam tazminatını hak edemeyen personelin
atandığı yeni kadroda geçirdiği süreler, 5434
sayılı Kanunun ek 68 inci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen
sürelerin hesabında dikkate alınır. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte Kurumda görev yapan işçi sayılmayan geçici
personel, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay
içerisinde, bu Kanunun 50 nci maddesinin (ı) bendi hükümlerine göre
istihdam edilmek ve yine anılan bentte yer alan sözleşmeli personel
sayısına ilişkin hüküm saklı kalmak üzere Kurum
tarafından uygun görülen pozisyonlara atanırlar."
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi ile
2954 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde
|
Mehmet Günal |
Muharrem
Varlı |
Cemaleddin Uslu |
|
Antalya |
Adana |
Edirne |
|
Süleyman L.
Yunusoğlu |
|
Yılmaz
Tankut |
|
Trabzon |
|
Adana |
Bu Kanunda öngörülen yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi veya yapısı
değiştirilen birimlerde unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire
Başkanı, Başkan, Üye, Başkan Yardımcısı,
Bölge müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü,
Müdür Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Sekreter
Yardımcısı, Savunma Sekreteri, Başuzman ve Uzman (Program
Haber Hizmetler Sınıfı Hariç) kadrolarında
bulunanların görevleri ile Kurum Genel Müdür Uzmanlarının
görevleri, bu maddenin yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde
sona erer ve eşit dereceli Araştırmacı unvanlı
kadrolara atanırlar. Söz konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan
hizmetlerde görevlendirilebilir. Anılan personelin; bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarihteki unvanları esas alınarak
15/01/2008 tarihi itibarıyla bu unvana göre belirlenmiş olan ücret
(fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı toplam net
tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas
alınır); atandığı yeni kadronun ücret (fazla mesai
ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı ve benzeri adlarla yapılan her
türlü ödemelerin toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki
fark tutarı, fark kapanıncaya kadar herhangi bir vergi ve kesintiye
tabi tutulmaksızın ayrıca tazminat olarak ödenir.
İsteğe bağlı unvan değişikliği olanlar ile
başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark tazminatı ödenmesine
son verilir. En son görev yapılan kadroya ilişkin olarak ek gösterge
ve/veya makam tazminatını hak edemeyen personelin atandığı
yeni kadroda geçirdiği süreler, 5434 sayılı Kanunun ek 68 inci
ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen sürelerin hesabında dikkate
alınır.
Kurumda memur statüsünde görev yapan personelden ek göstergesi
5300 ve daha yukarı olanlara; bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç yıl süre ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun ek 26 ncı maddesi çerçevesinde ve yine
anılan Kanuna ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinde
ilgililerin ek gösterge rakamlarına tekabül eden tazminat göstergeleri
dikkate alınarak makam tazminatı ödenir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 9uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Bülent
Baratalı |
Ferit Mevlüt Aslanoğlu |
Halil Ünlütepe |
|
İzmir |
Malatya |
Afyonkarahisar |
|
Enis Tütüncü |
Turgut Dibek |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Tekirdağ |
Kırklareli
|
Zonguldak |
Madde 9 2954 sayılı Kanuna aşağıdaki
Geçici Maddeler eklenmiştir.
Geçici Madde 11 Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birimlerde çalışanlar öncelikle kurum
mevzuatı çerçevesinde pozisyonlarına uygun kadrolara atanırlar.
Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle, birleştirilen
birimlerde çalışanlar öncelikle birleştirilen, ünitelerde
istihdam edilir. İstihdam fazlası personel ise kurum mevzuatı
çerçevesinde pozisyonlarına uygun kadrolara atanırlar.
Kurumun hizmet birimleri, yeni teşkilat düzenlemeleri
yapılıncaya kadar mevcut görevlerini yürütmeye devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 9uncu maddesine bağlı geçici
11inci maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
Madde 9- 2954 sayılı Kanuna aşağıdaki
Geçici Maddeler eklenmiştir.
Geçici Madde 11- Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birimlerde çalışanlar öncelikle kurum
mevzuatı çerçevesinde pozisyonlarına uygun kadrolara atanır.
Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle, birleştirilen
birimlerde çalışanlar öncelikle birleştirilen, ünitelerde
istihdamı edilir. İstihdam fazlası personel ise kurum
mevzuatı çerçevesinde pozisyonlarına uygun kadrolara atanırlar.
Kurumun hizmet birimleri, yeni teşkilat düzenlemeleri
yapılıncaya kadar mevcut görevlerini yürütmeye devam eder.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 9uncu maddesine bağlı geçici
11inci maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Hasip Kaplan |
Sırrı
Sakık |
Şerafettin
Halis |
|
Şırnak |
Muş |
Tunceli |
|
Akın
Birdal |
|
Nuri Yaman |
|
Diyarbakır |
|
Muş |
Geçici Madde 11 Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi ve yapısı
değiştirilen birimlerde çalışanlar
(unvanlı/unvansız) öncelikle birleştirilen, ismi ve
yapısı değiştirilen ünitelerde istihdamı edilir.
Kaldırılan birimlerdeki personel de, kurum mevzuatı çerçevesinde
unvanlarına uygun görevlere atanır.
Kurumun hizmet birimleri, yeni teşkilat düzenlemeleri
yapılıncaya kadar mevcut görevlerini yürütmeye devam eder.
BAŞKAN Şimdi, maddeye en aykırı önergeyi
okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının çerçeve 9 uncu
maddesinin tasarı metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
Harun Öztürk |
|
Mustafa Vural |
|
İzmir |
|
Adana |
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu önergeye?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge sahipleri
Yoklar efendim.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Siyasi kadrolaşmaya zemin hazırlayan maddenin
tasarı metninden çıkarılması önerilmektedir.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Karar yeter sayısı istiyoruz.
ZEYİD ASLAN (Tokat) Yoklama iste, yoklama! Yanlış
istiyorsun
BAŞKAN Önergeyi oylarımıza sunup karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
ZEYİD ASLAN (Tokat) Elini kaldırsana!
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Sana ne!
BAŞKAN Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı
yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.03
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.19
BAŞKAN : Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
219 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet buradalar.
Tasarının 9uncu maddesine bağlı geçici 11nci
maddesinde İzmir Milletvekili Harun Öztürkün önergesinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri, bundan sonra okutacağım üç
önergenin mahiyeti aynı olduğundan birlikte işleme alıp
birlikte oylayacağım ve istemleri hâlinde önerge sahiplerine söz
vereceğim efendim.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Türkiye
Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının 9uncu maddesine bağlı geçici
11inci maddenin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve arkadaşları
Geçici madde 11 Yeni Teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi ve yapısı
değiştirilen birimlerde çalışanlar
(unvanlı/unvansız) öncelikle birleştirilen, ismi ve yapısı
değiştirilen ünitelerde istihdamı edilir. Kaldıran
birimlerdeki personel de, kurum mevzuatı çerçevesinde unvanlarına
uygun görevlere atanır.
Kurumun hizmet birimleri, yeni teşkilat düzenlemeleri
yapılıncaya kadar mevcut görevlerini yürütmeye devam eder.
Diğer önergeler imza sahipleri:
Kamer Genç (Tunceli)
Enis Tütüncü (Tekirdağ) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞOĞLU (Bursa) Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Konuşmak isteyen var mı efendim? Yok.
Gerekçeleri okutuyorum:
Gerekçe: Yeni teşkilat yapılanması nedeniyle
personelin mağdur edilmeden kurum mevzuatı çerçevesinde uygun
kadrolara atanması amaçlamıştır.
BAŞKAN Diğer önergelerin gerekçeleri aynı.
Önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 9 uncu maddesi ile
2954 sayılı Kanuna eklenen Geçici Madde
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
Bu Kanunda öngörülen yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi veya yapısı
değiştirilen birimlerde unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire
Başkanı, Başkan, Üye, Başkan Yardımcısı,
Bölge müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü,
Müdür Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı,
Savunma Sekreteri, Başuzman ve Uzman (Program Haber Hizmetler
Sınıfı Hariç) kadrolarında bulunanların görevleri ile
Kurum Genel Müdür Uzmanlarının görevleri, bu maddenin
yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sona erer ve eşit
dereceli Araştırmacı unvanlı kadrolara atanırlar. Söz
konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan hizmetlerde görevlendirilebilir.
Anılan personelin; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki
unvanları esas alınarak 15/01/2008 tarihi itibarıyla bu unvana
göre belirlenmiş olan ücret (fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet
tazminatı toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer
olarak esas alınır); atandığı yeni kadronun ücret
(fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı ve benzeri adlarla
yapılan her türlü ödemelerin toplam net tutarından fazla olması
halinde aradaki fark tutarı, fark kapanıncaya kadar herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayrıca tazminat olarak
ödenir. İsteğe bağlı unvan değişikliği
olanlar ile başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark tazminatı
ödenmesine son verilir. En son görev yapılan kadroya ilişkin olarak
ek gösterge ve/veya makam tazminatını hak edemeyen personelin
atandığı yeni kadroda geçirdiği süreler, 5434
sayılı Kanunun ek 68 inci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen
sürelerin hesabında dikkate alınır.
Kurumda memur statüsünde görev yapan personelden ek göstergesi
5300 ve daha yukarı olanlara; bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç yıl süre ile 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun ek 26 ncı maddesi çerçevesinde ve yine
anılan Kanuna ekli IV sayılı Makam Tazminatı Cetvelinde
ilgililerin ek gösterge rakamlarına tekabül eden tazminat göstergeleri
dikkate alınarak makam tazminatı ödenir.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Konuşmacı var mı?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu düzenlemede; Tasarının 1 inci maddesinde de
açıkça belirtildiği üzere, Kurumun Anayasa ile teminat altına
alınan özerk yapısının gerektirdiği bir düzenleme
öngörülmüştür. Kaldı ki, aynı konu hakkındaki yasal
düzenleme, 3984 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinde yer almakta
olup, bu madde; "2954 sayılı Kanunda yeni bir düzenleme
yapılıncaya kadar..." hükmünü amirdir. Söz konusu Tasarı
ile 2954 sayılı Kanunda değişiklik
yapıldığına göre 3984 sayılı Kanunun geçici 8
inci maddesinin amir hükmü gereği bu Tasarıda anılan konuya
yönelik düzenleme yapılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, mali bakımdan Kurumda halen 2954
sayılı Kanunun 50 nci maddesinin (g) fıkrası çerçevesinde
kadro karşılığı sözleşmeli personel istihdam
edilmektedir. Bu bakımdan önergenin kabulü halinde, mevcut ücretlerde herhangi
değişiklik (artış veya azalma) söz konusu olmayacaktır.
Düzenleme ile, kadro karşılığı sözleşmeli
personel istihdam edilmesi sebebiyle mevcut ücretlere herhangi bir etkisi
bulunmayan ek gösterge rakamları ile bu ek göstergelere tekabül etmesi
gerekirken etmeyen ve 3984 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinde
açıkça düzenlenmediği için hukuki ihtilaflar doğuran ve idari
yargıda dava konusu olan tazminatlar konusundaki belirsizlikler
giderilmiş olacaktır. Bu husus emekli aylıklarına etki
etmektedir. Söz konusu belirsizliğin giderilmesi, emekliliğe
ayrılmak isteyen ancak tazminat konusundaki belirsizlik sebebiyle
emekliliğe ayrılamayan personeli emekliliğe teşvik edecek
ve uzun vadede kuruma mali tasarruf sağlayacak, kadro hareketleri
sebebiyle de rasyonel hizmet üretilebilecektir.
Savunma Sekreterliği
kaldırıldığından, Genel Sekreterliğin de
yapısı değiştiğinden (bünyesinde bulunan dış
ilişkiler birimi müstakil daire başkanlığına
dönüşmektedir) Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı,
Savunma Sekreterinin görevlerine son verilmesi gerekmektedir.
Önergenin kabulü halinde ilgililerin 15/01/2008 tarihi
itibarıyla unvanlarına göre belirlenmiş olan ücret (fazla mesai
ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatları dikkate
alınacağından personel lehine ilave mali hak doğacaktır.
Bununla birlikte, Araştırmacı kadrosuna atanan
personelden ek gösterge ve makam tazminatı hususunda diğer mevzuatta
öngörülen 6 ay ve 2 yıllık süreleri tamamlayamayan personelin
mağduriyetleri önlenmiş olacaktır.
BAŞKAN Komisyon katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
Son iki önerge aynı mahiyette olduğundan birlikte
işleme alacağız. Birini okutup diğerinin
imzalarını okuyacağız ve istemleri hâlinde söz
vereceğim efendim.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 9 uncu maddesi ile 2954 sayılı Kanuna
eklenen Geçici Madde 11 inci fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
Bu Kanunda öngörülen yeni teşkilat düzenlemeleri nedeniyle
kaldırılan, birleştirilen, ismi veya yapısı
değiştirilen birimlerde unvanlı/unvansız olmak üzere; Daire
Başkanı, Başkan, Üye, Başkan Yardımcısı,
Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Müdür, Şube Müdürü,
Müdür Yardımcısı, Genel Sekreter, Genel Sekreter
Yardımcısı, Savunma Sekreteri, Başuzman ve Uzman (Teknik
Hizmetler Sınıfı Hariç) kadrolarında bulunanların
görevleri ile Kurum Genel Müdür Uzmanlarının görevleri, bu maddenin
yayımı tarihinden itibaren en geç üç ay içinde sona erer ve eşit
dereceli Araştırmacı unvanlı kadrolara atanırlar. Söz
konusu personel, Kurumca ihtiyaç duyulan hizmetlerde görevlendirilebilir.
Anılan personelin; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihteki
unvanları esas alınarak 15/01/2008 tarihi itibarıyla bu unvana
göre belirlenmiş olan ücret (fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet
tazminatı toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer
olarak esas alınır); atandığı yeni kadronun ücret
(fazla mesai ücreti hariç) ve özel hizmet tazminatı ve benzeri adlarla
yapılan her türlü ödemelerin toplam net tutarından fazla olması
halinde aradaki fark tutarı, fark kapanıncaya kadar herhangi bir
vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ayrıca tazminat olarak
ödenir. İsteğe bağlı unvan değişikliği
olanlar ile başka kurum ve kuruluşlara geçenlere fark tazminatı
ödenmesine son verilir. En son görev yapılan kadroya ilişkin olarak
ek gösterge ve/veya makam tazminatını hak edemeyen personelin
atandığı yeni kadroda geçirdiği süreler, 5434
sayılı Kanunun ek 68 inci ve ek 73 üncü maddelerinde belirtilen
sürelerin hesabında dikkate alınır. Bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte Kurumda görev yapan işçi sayılmayan geçici
personel, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç ay
içerisinde, bu Kanunun 50 nci maddesinin (ı) bendi hükümlerine göre
istihdam edilmek ve yine anılan bentte yer alan sözleşmeli personel
sayısına ilişkin hüküm saklı kalmak üzere Kurum tarafından
uygun görülen pozisyonlara atanırlar."
Diğer önergenin imza sahipleri:
Rıdvan Yalçın (Ordu) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu efendim?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET
ALTAN KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Efendim, takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
DEVLET BAKANI MEHMET AYDIN (İzmir) Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN Sayın Şandır?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Kısa bir konuşma
yapacağım.
BAŞKAN Buyurun efendim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ederim. Yüce Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Tabii kabul edilen bir önergenin sahibi olarak teşekkür
konuşması yapmam lazım. Gerçekten bugün hem Hükûmetin
katıldığı, Komisyonun katıldığı,
iktidar partisi grubunun da ayrıca verdiği birbirinin aynı olan
iki önergeyle bir haksızlığı, bir adaletsizliği
ortadan kaldırdık. Bu önemliydi.
Değerli milletvekilleri, burada aldığımız
kararların toplum tarafından, halkımız, milletimiz
tarafından benimsenmesi, sahiplenilmesi çok değerli, çok önemli.
Buranın kutsiyetini, buranın egemenliğini korumak biraz da bizim
sorumluluğumuzda. Burası, Türkiyenin yönetiminde en üst organ. Bunu
herkes kabul etmeli. İşte burada aldığımız
kararlar bu anlamda da önemli. Bu karlar adil olmalı, adaletli
olmalı. Halkın sahiplenmesi, benimsemesi için bizim burada
kurduğumuz hukuk, adaleti temin etmeli.
Şimdi bugün bu önergeyle, bir hukuksuzluğu veya bir
adaletsizliği ortadan kaldırıp adaleti temin eden bir hukuk
kurduk. TRT Kanununda daha önceki dönemlerde çıkarılan bir
düzenlemeyle işçi sayılmayan geçici personel memur da
sayılmıyor aslında bunlar- ama diğer görevlilerle aynı
görevi yapan, aynı yükümlülükleri taşıyan, buna rağmen
bazı haklardan da faydalanamayan, maaşı çok daha az, 7 bin
kişilik TRT personeli içerisinde yaklaşık 500 kişi olan ama
böyle dışlanan, göz göre göre haksızlığa maruz
bırakılan bir grup devlet görevlisinin, memurunun
uğradığı bu haksızlığı, bu
mağduriyeti bu önergelerle, bu iki önergeyle ortadan
kaldırmış oluyoruz. İşçi sayılmayan geçici
personelin sözleşmeli personel statüsüne geçirilmesini bu önergelerle
gerçekleştirmiş olacağız. Bence, çok doğru bir iş
yaptık. Yaptığımız iş biraz da Türkiye Büyük
Millet Meclisinin egemenlik haklarının korunması noktasında
bir hassasiyeti de toplumsallaştırmak, topluma mal etmek
açısından önemli olmuştur.
Değerli milletvekilleri, bakınız, bu anlamda bir
başka hususu da ifade etmek lazım. Türkiye Büyük Millet Meclisi
çalışanları arasında da benzer bir adaletsizliği,
maalesef, kendi kurumumuzda bu adaletsizliği bile bile, her dönemde
konuşulmuş olmasına, her Meclis Başkanının
gündeminde birinci sırada yer almasına rağmen maalesef
ısrarla devam ettiriyoruz. 4/Cliler dediğimiz ve her birinizin ya
sekreteri ya kat görevlisi olarak, hatta sosyal hizmetlerde sizlere hizmet
veren insanların bu haksızlığına da bigâne
kalamayız. TRTde düzelttiğimiz bu hususu işte, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde de düzeltmemiz lazım. Adama demezler mi ki: Siz
evinizin içinden sorumlusunuz, orayı düzeltmeden bize nasıl ahkâm
kesiyorsunuz? diyemezler mi, deseler haksız mı olurlar? Bu 4/Cliler
bu Mecliste diğer personel gibi aynı hizmetleri üretiyor, aynı
yükümlülükleri var ama hem maaş itibarıyla hem de hizmetler
itibarıyla çok daha kısıtlı imkânlara sahipler. Bunun da
düzeltilmesi lazım.
Geçen dönemde çıkartılan geçici işçilerin kadroya
alınmasında, maalesef, TRTde çalışanlar, Türkiye Büyük
Millet Meclisinde çalışanlar ve orman teşkilatında
yangıncılık yapan bazı geçici işçiler bu haktan mahrum
bırakıldılar. Bu bir adaletsizlik, bu bir haksızlık.
Adaleti tesis etmek, haksızlığı ortadan kaldırmak
burada hepimizin, millet adına görev yapan hepimizin
sorumluluğundadır.
Ümit ediyorum ki bugün TRTde temin ettiğimiz bu
uzlaşmayı, TRT Kanununda temin ettiğimiz bu uzlaşmayı
diğer konularda da temin eder, hem Türkiye Büyük Millet Meclisinde hem de
geçici işçilerin genelinde temin edilmeyen bu
farklılığı ortadan kaldırırız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Şandır, devam
edebilirsiniz.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Buna onay veren Sayın
Hükûmetimize, Sayın Bakana ve Sayın Komisyona çok teşekkür
ediyor, hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Şandır.
Her iki önergeyi birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, çerçeve 9uncu maddeye bağlı
geçici 11inci maddeyi kabul edilen önergelerle birlikte oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Çerçeve 9uncu maddeye bağlı geçici 12nci maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 12- Kurumda istihdam edilen ve işçi
sayılmayan sözleşmeli personelin is-tihdamlarına mevcut
statüleri ile devam olunur.
BAŞKAN Madde üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Zonguldak Milletvekili Ali Koçal.
Buyurun Sayın Koçal. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ KOÇAL (Zonguldak) Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının geçici 12nci maddesi üzerine Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Ülkemizin kamu yayıncılığı yapmakla
görevli tek kuruluşu olan TRT, 1990lı yılların
başında ilk özel televizyon kanalı ve özel radyo kanalı
yayına girinceye kadar Türkiyede radyo-televizyon
yayıncılığı yapan tek kurum olarak hizmet
vermiştir. Bugün TRT yirmi dört saat yedi ayrı kanaldan televizyon
yayınını gerçekleştirmekte, ek olarak GAP TV kanalıyla
da Güneydoğu illerine özel yayın yapmaktadır. Radyo
yayıncılığı olarak altı ayrı kanaldan
izleyicilerine ulaşmakta, yine yirmi yedi ayrı dilde dış
ülkelerdeki izleyicilerine yönelmektedir.
Ulusumuzun gözü, kulağı, dili olan TRTnin yayın
politikalarının hükûmet tarafından yönlendirildiği
bilinmektedir. Oysa kamu hizmeti yayıncılığı, demokratik
bir kamuoyu oluşturulması, kitlelerin doğru bilgi
almasının sağlanması, halkın etik ve estetik
değerlerinin geliştirilmesi ve toplumun tüm renklerinin, seslerinin,
farklı görüşlerinin duyurulmasını sağlamak
olmalıdır. TRTdeki işleyişe
baktığımızda, bugün yapılan yayının kamu
hizmeti yayıncılığı değil siyasi iktidarın
güdümündeki kamu yayıncılığı olduğu gayet net
olarak görülmektedir.
Değerli milletvekilleri, Türkiyede siyasal ve sosyal
yapı bir süredir hızla muhafazakâr çizgiye doğru kaymakta ve bu
durum TRTnin yayın politikasında da gözlenmektedir. Bu durumu görmek
için son birkaç yılın basına yansıyan TRT haberlerine göz
atmak bile yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Bilindiği kadarıyla bazı programların
sunucuları zaman zaman istifa etmiş, Uğur Mumcunun sözleri,
Aziz Nesinin öyküleri, muhalif gazetecilerin TRTye konuk olmaları
engellenmiştir. Nükleer santrale karşı demeç veren profesörün
beyanatı kesilmiş, çekimi tamamlanmış olan bazı
belgeler rafa kaldırılmıştır.
İşin habercilik boyutunda da bir dizi sorun
yaşandı, yaşanıyor. Örneğin, Başbakan Sayın
Erdoğanın Mersinde Kemal Öncel adlı çiftçiye Hadi
ananı da al git. çıkışı, TRT Genel Müdür Vekilinin
tabiriyle haber değeri taşımadığından
yayımlanmadı.
Sözü edilen gelişmeler birçok TRT
çalışanını rahatsız etti ve bunun üzerine TRT
çalışanları sansür ve propagandaya karşı eylem
yaptılar biliyorsunuz. TRT yönetimi, eylemi elektrikleri keserek
sansürlemeye çalışmış ve görüşmekte olduğumuz TRT
Yasasına karşı direnen emekçilerin eylemleri yine kendi
televizyon ve radyo kanallarında sansürlenmeye devam etmektedir.
TRT ekranlarında muhafazakâr kanallardan, gazetelerden
transfer edilen isimler boy gösteriyor, bildiğiniz gibi. Siyasi
yorumlardan eğlence programlarına kadar çok sayıda programı
hazırlayıp sunuyorlar bu arkadaşlarımız.
Programcılar arasında Fethullah Gülenin şiirlerini ve
metinlerini seslendirenlerin yanı sıra, daha önce Samanyolu ve Kanal
7 gibi televizyonlarda görev yapan isimler de yer alıyor. Bu
programların yapımcı ve sunucularının daha fazla ücret
aldığı haberleri basında yer buldu ve bulmaya devam ediyor.
Ancak, TRTnin üst kademe yöneticileri tüm bu iddiaları reddetmekle
kalıyorlar.
Değerli milletvekilleri, TRT yönetiminin kamuya verdiği
rahatsızlığı ifade etmek için farklı bir örnek daha
vermek istiyorum. Örneğin, 22nci Dönem milletvekillerimiz TRT
hakkında 148 yazılı, 10 sözlü olmak üzere toplam 158 önerge
vermişler, tabii bu önergelerde yüzlerce soru var. Bu dönemde ise, 23üncü
Dönemdeki milletvekilleri ise sekiz aylık dilimde 45 adet
yazılı, 8 adet sözlü olmak üzere 53 önergeyle toplam 310 soru
sormuşlardır. Demek oluyor ki, ateş yanmayan yerden duman
tütmez. Bu tablo, TRTnin tartışılır duruma geldiğinin
somut göstergesidir diye düşünüyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; radyo
televizyon yayınlarını denetleyen RTÜK, ne yazık ki
tarafsız olma ilkesini sıkça ihlal etmekte, iktidarı
eleştiren kanalların üzerinde Demoklesin kılıcı gibi
sallanmaktadır. Bu kurumumuz âdeta Hükûmetin sansür makamı gibi görev
yapmaktadır.
Bakınız, özel kanallara ceza yağdıran Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu, TRTde laik düzene, cumhuriyet değerlerine
karşı yapılan yayınlara âdeta gözlerini kapamaktadır,
görmezden gelmektedir. Bir taraftan özel kanallardaki spor programlarına
bile müdahale edeceksiniz, öte yandan cumhuriyetin temel niteliklerini
eleştiren programlara dokunmayacaksınız.
Şimdi, bunlar yetmezmiş gibi, yeni yasa
tasarısıyla da TRTnin okul olma özelliğini de yok etmeye
çalışacaksınız.
Getirdiğiniz yasayla TRT emekçileri zor duruma
düşürülüyor, tasfiye süreci başlatılmış oluyor. Kamu
yayıncılığını propaganda zincirinden kurtarmak
daha özgür, daha duyarlı, daha kaliteli yayınlar izlemek için hep
birlikte elimizi taşın altına koyup TRT emekçilerinin sorunlarını
da çözme çalışmaları içerisinde olmamız gerekmektedir.
Söz almış olduğum geçici 12nci maddede de yer alan
işçi sayılmayan geçici
personelin durumuna baktığımızda, 2954 sayılı
Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Kanununun 49uncu maddesine dayanılarak
hazırlanan İşçi Sayılmayan Geçici Personel Yönetmeliği
27 Nisan 2001 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanmış, bu tarihten
itibaren daha önce hiçbir sosyal güvenliği olmayan personelin bir
kısmı sosyal güvenlik mevzuatı yönünden 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu hükümlerine tabi kılınmıştır.
Şu anda TRTde işçi sayılmayan geçici personel
statüsünde ise 500 civarında personel olduğu söylenmektedir. Bu
statüdekiler arasında on yılı aşkın bir süreden beri
çalışanların olduğu da bilinmektedir. İşçi
sayılmayan geçici personel, Kurumun kadrolu personeliyle birlikte
gece-gündüz, bayram, tatil demeden çalışmakta, Kurum mevzuatında
kadrolu personel tarafından yürütülmesi gereken işlerin de önemli bir
bölümünü yerine getirmektedirler. Ancak bu statüdeki personel ne memur ne de
işçi olarak kabul edilmektedir. Düşük maaş ve iş güvencesi
olmaksızın çalıştırılmalarının
yanı sıra Kurumdaki kadrolu personelin sahip olduğu birçok
haktan da yararlanamamaktadırlar. İşçi sayılmayan geçici
personel yılda on bir ay çalıştırılmakta, kıdem
tazminatına hak kazanmamaları için sözleşmeleri bir ay
feshedilmekte ve yeni sözleşmeleri bir ay sonra yapılmaktadır.
Bu bir aylık sürede kimi zorunlu olarak kimi de işimizi kaybederiz
korkusuyla gönüllü olarak ücret almadan çalışmaktadırlar. Söz
konusu personel çalıştığı her dört ay için en fazla üç
gün ücretli izin kullanabilmekte, yılda on bir ay
çalıştığı için de birim amirlerinin inisiyatifi ile
yılda en fazla altı gün izin kullanabilmektedirler.
Değerli milletvekilleri, eğer Kurumun personel
ihtiyacı karşılanmak isteniyorsa Kurumda yıllardır
yayında çalışan, hazır yetişmiş, işçi
sayılmayan geçici personel kadroya alınmalı ve TRT
Yasasının 49uncu maddesindeki geçici personel düzenlemesi
kaldırılmalı. Bunun yerine Türkiye Radyo ve Televizyon
Kurumunun hizmetleri memurlar, kadro karşılığı
sözleşmeli personel ve sözleşmeli personel eliyle gördürülür.
şeklinde düzenlenmelidir diye düşünüyoruz. 2007 yılında,
toplam 245 kişiyi sınavla almak için Hazine
Müsteşarlığından alınan izin kullanılarak
sınav açılmalı ve kadrolu personel alınmalıdır
diye düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, yayıncılık ilkeleri,
tarafsızlığı, deneyimiyle ülkemizin göz bebeği olan
bir kurum âdeta bize göre bu yasayla yok ediliyor. Bu koca çınar
yıllarca halkımızın gözü, kulağı ve yüreği
olmuştur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Koçal, konuşmanızı
tamamlar mısınız.
ALİ KOÇAL (Devamla) Dileğimiz, iktidarın
getirdiği bu yasayı tekrar gözden geçirmesi ve böylesine önemli bir
kurumla ilgili muhalefetin söylediklerini de dikkate almalıdır diye
düşünüyoruz.
Değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi
döneminin tamamında, TRTde müdür yardımcıları dâhil,
değişmeyen yönetici kalmamıştır, hatta bunlar birkaç
kez değiştirilmiştir.
Şimdi, Sayın Bakana sormak istiyorum: 12 Ocak 2004
tarihinden bu yana, TRTde 420 yöneticiden değiştirilmeyen kimse var
mıdır? Evet, değiştirilen değil
değiştirilmeyen kimse var mıdır? Bunu sormak istiyorum.
Çünkü, daha kolay olacaktır diye düşünüyorum.
Böylece, bugüne kadar TRTye emeği geçenleri buradan bir kez
daha minnetle anıyorum.
Hepinizi şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Koçal.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili
Necati Özensoy.
Buyurun Sayın Özensoy. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşülmekte olan 219 sıra sayılı Kanun
Tasarısının çerçeve 9uncu maddesinin ek 12nci maddesiyle
ilgili Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum.
Bu madde, burada bahsedildiği gibi, Kurumdaki sadece 4
kişiyi ilgilendiriyor. Yani Kurumda istihdam edilen işçi
sayılmayan sözleşmeli personelin istihdam sayısı
yalnızca 4. Tabii, TRT Kanunu olarak burada görüştüğümüz kanun,
her ne kadar gerekçelerine baktığımızda daha geniş
kapsamlı olması, daha geniş kapsamlı birtakım
konuların görüşülmesinin gerekmesine rağmen, maalesef,
6ncı madde dışında, personel kanununa dönüşmüş
bir şekilde, sadece personelle ilgili konuları görüşüyoruz.
Burada gerekçelerden de görüldüğü gibi Türkiye Radyo
Televizyon Kurumunun şu anki idari yapılanmasının temeli
ise, radyo televizyon yayıncılığının tek elden
yürütülmesi esasına dayandırılmış olup, bu yapı,
radyo ve televizyon yayıncılığının gerek
ülkemizde gerekse uluslararası alanda yaşanan gelişmeler
karşısında bugün için kamu yayıncılığı
görevini sağlıklı ve etkin bir şekilde yürütülmesinde yetersiz
kalmıştır. deniliyor.
Devamında Nitekim, bu zorunluluk, TBMM Genel Kurulu
tarafından da kabul edilmiş ve 27/6/2000 tarihli 199uncu
Birleşimde onaylanarak yürürlüğe giren Uzun Vadeli ve Strateji ve
Sekizinci Beş Yılık (2001-2005) Kalkınma Planında
TRTnin yeniden yapılandırılması sağlıklı
bir mali yapıya kavuşturulması kapsamında gerekli hukuki
düzenlemeler yapılacaktır. şeklinde yer almıştır.
Bakın, burada altı çizilen önemli konulardan bir tanesi
de Sağlıklı bir mali yapıya kavuşturulması deniliyor.
Yine, devamında bahisle ...TRTnin kamu hizmeti
yayıncılığı kapsamındaki rolünün belirlenerek
yeniden yapılandırılması ve sağlıklı bir
mali yapıya kavuşturulması amacıyla 2954 sayılı
Kanunda gerekli değişiklikler yapılacaktır. Yapılacak
düzenlemelerde Kuruluşun Anayasal özerkliğini zedelemeyecek, ancak
hesap verilebilirliği tesis edecek bir yapının
oluşturulmasına önem verilecektir. denilmiştir. Yani bu
gerekçelerle bu ortaya konulan kanunlar birbirini ne kadar destekliyor, bunu
burada iyi düşünmek lazım diye düşünüyorum.
TRT, hepinizin bildiği gibi, bir kamu iktisadi
teşebbüsü, yani KİT kuruluşu. TRT, her yıl belirli
zamanlarda hem alt komisyonda hem üst komisyonlarda denetlenir. Bu denetlemeler
sadece gelirlerinin, giderlerinin denetlenmesi şeklinde değil,
Kurumun içinde bulunduğu durumun zorlukları varsa bunların
aşılması doğrultusunda, yanlış giden
birtakım işler varsa bunların da düzeltilmesi anlamında
denetlemeler yapılır. Yine, Başbakanlık Denetleme Kurulunun
üyelerinin dışında Meclis üyelerinin, KİT Komisyonu
üyelerinin de denetlemesinde ve görüşmesinde birtakım şeyler
ortaya çıkar.
Bakın, bu önerilerden birkaç tanesini burada ifade etmek
gerekirse -ki bunlar sürekli olarak bugüne kadar gelmiş öneriler- yine
TRT Kanununda özel kesim radyo ve televizyon kuruluşları ile
RTÜKün aynı mesafede olmasıyla alakalı TRT Kurumunun kurumsal
özerkliğini zedeleyici RTÜKün idari vesayetinin görüntüsünün
kaldırılması şeklinde bir öneri var ama burada bu konu hiç
gündeme bile gelmiyor.
Yine, bu kanun taslağının hazırlanması
hep KİT Komisyonunda her yıl tekrarlanmış ancak
kapsamlı bir kanun olmadığı yine gündeme getirilmiş.
Yine, Kamu yayın kuruluşu olarak TRTnin uluslararası normlarda
öngörüldüğü biçimde özerklik ve yayınlarda tarafsızlık
kriterlerine göre, finans kaynaklarının garanti altına
alınması ilkesi doğrultusunda kamu
yayıncılığı faaliyetini sürdürebilmesi için yasal düzenleme ile devamlı bir finansman
kaynağına kavuşturulması deniyor. Bunun da altı
özellikle çizilmiş.
TRT Kurumunda yerli ve yabancı program ile film yapım
alımlarıyla ilgili olarak çerçeve bir yönetmeliğin
hazırlanması denmiş, Eski teknoloji ürünlerinin yenilenmesi
denmiş; daha devam eden, burada birçok öneriler göze çarpmakta.
Tabii, Kurumun mali sıkıntılarına
baktığımızda, finansman yapısına
baktığımızda da yine, TRT vericilerinin Türk Telekom
AŞye devrine karşılık reklam piyasasındaki
payının azalması ve elektrik enerji payı sisteminde ilk uygulamalarında
bu payın tahsilindeki aksaklıklar nedeniyle 2000li yıllara kadar
devamlı kaynak sıkıntısı çekmiştir. Her ne kadar
1990-1993 yılları arasında finansman açığı, 1994
yılından sonra finansman fazlasına dönüşmüşse de TRT,
kaynak harcama dengesi yaptırımlarını kısarak
sürdürmüştür. TRT, çeşitli yıllar finansman ihtiyacı için
genel bütçeden pay almış, bazı gayrimenkullerini satmak zorunda
kalmış, Türk Telekom AŞden vericilerin tekrar devri sonucu Türk
Telekom AŞnin brüt satış hasılatından 2,5 pay
almış, ancak bütün bu uygulamaların getirdiği gelir
fazlası, 2003 yılında, TRT Kurumunun en önemli gelir
kaynağı olan elektrik enerji payının Bakanlar Kurulu
kararıyla yüzde 3,5tan 2ye indirilmesi sonucunda giderek tükenmiş,
kuruluş, son iki yılda zarar ederek likidite bulmakta zor durumda
kalmıştır. Yine, TRT Kurumunun elektrik enerjisinden
aldığı pay her zaman tartışmalara neden olmuştur.
Bu konuda, 2003 yılından başlayarak TRTce çeşitli
alternatif kaynak arayışları sürdürülmüş ve ilgili makamlar
nezdinde girişimler yapılmışsa da 2006 yılı
içinde de TRTnin finansman sorununa bir çözüm getirilememiştir. diyor
KİT raporlarında, komisyon raporlarında; bu tür raporların
maddelerine rastlıyoruz.
Yine, bakın bu kanun çalışmasıyla ilgili çok
öncelerden başlayan, ta 1998 yılında başlayan, TRT Yönetim
Kurulunun 136 sayılı Kararıyla TRTnin yeniden
yapılandırılması amacıyla, Başarılı Bir
Gelecek İçin Değişim Programı kabul edilmiş, Yönetim
Kurulunun 19/6/1998 gün, 182 sayılı Kararıyla,
danışmanlık hizmeti satın alınması
kararlaştırılmış, firma,
hazırladığı Başarılı Bir Gelecek İçin
Değişim Programı Tasarımı adlı TRT teşhis
raporunu da Kasım 1998 tarihinde Kuruma sunmuş, TRT Yönetim Kurulunun
15/2/1998 gün ve 358 sayılı Kararıyla raporda yer alan TRTnin
yeniden yapılandırılmasına yönelik öneriler olduğu
gibi kabul edilmiş, bu amaçla, değişim ofisi kurulmasına
yönelik çalışmaların başlatılması
kararlaştırılmış. Burada birçok öneriler var. Yine, bu
değişim ofisinin görev verdiği bir firmanın önerilerine
baktığımızda, maalesef, bugün buraya gelen bu kanunun bu
öneriler doğrultusunda bile genişletilmediğini, özgün bir
şey ortaya konulmadığını görüyoruz.
Buradaki değişim ofisinin önerilerinin
başlıcaları, organizasyon yapısının
geliştirilmesi ve üretim süreçlerinin yeniden tanımlanması,
mevcut yönetmeliklerin üretim süreçlerine göre yeniden düzenlenmesi, maliyet
muhasebesi ve yönetim bilgi sistemlerinin kurulması, kanal kimliklerinin
belirlenmesi ve program seçimiyle, yayın akışı
düzenlemelerine yönelik kısa ve uzun vadeli planların
hazırlanması gibi öneriler var.
Yine bu özel kuruluşun özellikle belirttiği, TRTnin
personel azaltılması dâhil olmak üzere, küçültülerek yönetilebilir
boyutlara getirilmesi, bölge teşkilatlarının
kaldırılması, sosyal hizmetlerin özelleştirilmesi,
sanatçıların Kültür Bakanlığına devredilmesi ta 1999
veya 2000li yıllarda önerilen, ancak bugün ortaya getirilen kanunda
birebir sanki bunlardan kopya çekilmiş bir kanun olarak Meclisin önüne
gelen, ancak sadece ve sadece personel değişiklikleriyle alakalı
bir kanunu burada konuşuyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özensoy,
konuşmanızı tamamlar mısınız.
NECATİ ÖZENSOY (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Buraya gelen çeşitli konuşmacılar, buradaki
değerli hatipler bu kanunla alakalı birçok eleştirilerde
bulundular, kadrolaşmadan söz edildi. Elbette ortaya konan kanun sadece
kadrolarla ilgili olduğu için, ihdas edilen o kadrolara 300 kişinin
tekrar alınmasıyla alakalı birtakım kanunlar olduğu,
yeniden yapılandırmanın içerisinde sadece ve sadece personel
alımları ve personelin statüsü olduğu için de bunlar
konuşulacaktır.
Sonuç olarak, şunu ifade etmek istiyorum: Ortaya konan bu
kanun, TRTnin belki ileriki günlerde birtakım gelişmelerinde
faydaları olabilecektir ama kesinlikle TRTnin kalıcı bir
işlevine veya gelişmesine fayda sağlamayacağı
kanaatindeyiz.
İnşallah, TRTnin daha hayırlı hizmetlerle,
daha iyi yayınlarla yayın yapmasını dileyerek hepinize
saygılar sunuyoruz. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özensoy.
Şahısları adına ilk söz Balıkesir Milletvekili
İsmail Özgüne aittir.
Buyurun Sayın Özgün. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan TRT Kanununun 9uncu
maddesinde kişisel söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce heyetinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, kanun tasarısı
hakkında muhalefet sözcülerini dikkatle dinliyoruz. Burada ifade edilen
hususları, gerçekten zaman zaman hayrete düşerek izliyoruz,
dinliyoruz. Bu kanun tasarısının AK Parti Hükûmetinin bir
kadrolaşma kanunu olduğu yönünde, bir kadrolaşmadan söz edilerek
suçlamalarda bulunulmaya çalışılıyor. Hâlbuki geçmiş
dönemlere baktığımız zaman, bir de bugüne
kıyasladığımız zaman kimin nasıl bir
kadrolaşma içerisinde olduğu gayet açık bir şekilde
görülmektedir.
Şimdiki Sayın Genel Müdürümüz döneminde
alınmış olan 21 personelin, kalkıp burada bir
kadrolaşma hareketi gibi gösterilmiş olması fevkalade üzücüdür.
Hâlbuki geçtiğimiz yıllara, geçtiğimiz dönemlere
baktığımız zaman çok daha fazla, üstelik de Kurumun
işine yaramayan vasıfsız elemanlarla Kurumun doldurulmuş
olması, bugün, Kurumun en büyük sıkıntısı olarak
önümüze gelmiştir.
Geçmiş yıllara bir bakın, geçmiş TRT genel
müdürleri döneminde alınmış olan personelin sayısına
bir bakın, o sayılarla bugünü kıyasladığınız
zaman hiç de böyle bir kadrolaşma hareketinin olmadığı
gayet açık bir şekilde ortada görülmektedir. Bakınız, Yücel
Yener döneminde 1.768, Tayfun Akgüner döneminde 363, Kerim Aydın Erdem
döneminde 887, Tunca Toskay döneminde 2.303, Musa Öğün döneminde 1.673...
Bunları çoğaltabiliriz. Aşağı yukarı 6.700ün
üzerinde personel alınmış, ama AK Parti Hükûmetleri döneminde
alınmış olan personel sadece 80le sınırlı.
İşte, bu rakamlar gösteriyor ki burada bir
kadrolaşma söz konusu değildir. TRT tarafsız, çağdaş
bir yayın yapmak durumundadır ve getirilen düzenleme de TRTnin bu
yönde personel eksiğinin giderilmesi ve vasıfsız personelin bir
şekilde elimine edilmesini gerektiren bir durumdur.
Tasarının 9uncu maddesi, biraz önce de ifade
edildiği gibi, TRTde çalışmakta olan işçi sayılmayan
sözleşmeli personelle ilgilidir. Bunun da sayısı zaten çok
azdır, 4 kişi bu şekilde çalışmaktadır.
Getirdiğimiz tasarıyla bu statüyü ortadan kaldırmış
bulunuyoruz. Bu arkadaşlarımızın mağduriyete
uğramaması için yine bu statüdeki bu 4 kişi
çalışmasına devam edecek. Yani onları zor duruma sokmamak
için böyle bir düzenleme getirilmiş bulunmaktadır.
Bu kanun TRTnin önümüzdeki yıllarda, önümüzdeki dönemde,
biraz önce söylediğim gibi, tarafsız, yeni teknolojik
gelişmelere açık ve çağdaş bir kamu
yayıncılığı yapmasının önünü açacak bir
düzenlemedir. Biraz önce söylendiği gibi, Yüksek Denetleme Kurulu
raporlarında, kalkınma planlarında bu konulara hep vurgu
yapılmıştır ve buradan hareket edilerek de Hükûmetimiz
böyle bir kanun tasarısını Türkiye Büyük Millet Meclisine
getirmiş bulunmaktadır.
Ben Sayın Genel Müdürümüze çalışmalarında
başarılar diliyorum ve inşallah TRTnin yarını
bugününden daha iyi olacak, daha güzel, daha çağdaş programlara hep
beraber kavuşacağız diyorum.
Hepinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. Kanunun
hayırlı, uğurlu olmasını temenni ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özgün.
Şahısları adına ikinci söz Siirt Milletvekili
Yılmaz Helvacıoğluna aittir.
Buyurun Sayın Helvacıoğlu.
Yoklar mı?
Başka konuşmacı var mı? Yok.
Soru-cevap işlemine başlıyoruz.
Sayın Sipahi, buyurun.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir) Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım, geçtiğimiz hafta sonunda TRT 1de
bir tartışma programı, bir bayan milletvekilimizin profesör
eşinin katıldığı bir tartışma programı
Bir gazete haberi üzerine, cumhuriyet döneminde imamlar mı kazandı
öğretmenler mi kaybetti, tartışma konusu bu. Burası TRT,
devlet televizyonu. Bakın, bırakın toplumu, bu değerli
Mecliste aramızda kıymetli din adamlarımız da var,
değerli öğretmenlerimiz ve öğretim üyelerimiz de var. Bu
nasıl bir devlet ciddiyetidir? Ne kadar seviyesiz bir bölücülük ve
ayrımcılıktır? Bilmiyorum bu programı izlediniz mi?
Dünyanın başka herhangi bir ülkesinde, bırakın devlet
televizyonunu, herhangi bir ciddi özel televizyon kanalında, imamlar
mı kazandı öğretmenler mi kaybetti veya Avrupada papazlar
mı kazandı öğretmenler mi kaybetti
Böyle bir gayri ciddi konuyu
TRTye ben yakıştıramadım. Bilmiyorum bu program
hakkında herhangi bir işlem yapıldı mı ve bu seviyesiz
program aynı kişilerle devam edecek mi etmeyecek mi?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Sayın Barış, buyurun.
TANSEL BARIŞ (Kırklareli) Teşekkür ederim
Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, 2007 yılında yayınlanan
Kınalı Kuzular adlı dizinin her bölümü için yapımcı
şirkete 350 bin YTL verildiği doğru mudur? TRT, 4 milyon 550 bin
YTLye mal olan on üç bölümlük dizinin DVD ve VCD satış hakkını
iki yıllığına 37.800 dolara aynı şirkete
devretmiş midir? Bu devir işleminde kurumun zarara
uğratıldığı yönünde iddialar incelenmiş midir?
Bu yapımcı şirket tarafından çekilen ve
şu anda TRTde yayınlanan başka bir dizi var mıdır? Bu
dizinin bölüm başına TRTye maliyeti kaç YTLdir? Bu dizinin de VCD
ve DVD hakkı yine şirkete devredilecek midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Köse
ŞEVKET KÖSE (Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakana soruyorum: 2005-2008 döneminde Eğitim
Dairesi Başkanı olarak görev yapan İsmail Sert,
Kırgızistana temsilci olarak atandı mı? İsmail
Sertin Eğitim Dairesi Başkanı olduğu 2005-2008 döneminde
gerçekleştirilen iki kurum içi sınavda usulsüzlük yapıldı
mı? Bu sınavlardan birisinin tamamen iptal edildiği ve
yenilenmediği, diğerinde ise sınava usulsüz giren 2 kişinin
sınavının geçersiz sayıldığı doğru mu?
İsmail Sert hakkında sınavlarda yaşanan usulsüzlükler
nedeniyle bir soruşturma açıldı mı? Soruşturmanın
sonucunda İsmail Sertin görevden alındığı doğru
mu? Daire Başkanlığı döneminde başarısız
olan ve görevinden alınan bir kişinin TRT temsilcisi olarak
atanması doğru mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, anlaşıldığı
kadarıyla bu tasarıyla TRTde personel yönünden küçülmeye gidilmesi
planlanmaktadır. Bu durumda gerek hâlen boş kadroların gerekse
erken emeklilik nedeniyle oluşacak kadroların Başbakanlık
Personel Başkanlığına iadesi yapılacak mıdır?
Yaklaşık bir ay önce çıkartılan Sosyal
Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda emeklilik
yaşı yükseltilmişken bu tasarıyla özendirilen erken
emeklilik uygulaması birbiriyle tezat değil midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Işık.
Sayın Özer
ABDULLAH ÖZER (Bursa) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
TRT Genel Müdürünün 2 danışmanıyla ilgili sorulan
soruya Sayın Mehmet Aydın, 2 danışmanın 36ncı
maddeye göre çalıştığını söyledi. Bu
36ıncı maddenin hangi kanunun maddesi olduğunu açıklar mısınız?
Çünkü ben 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa baktım, TRT
Kanununa baktım, bu kanunların 36ncı maddeleri
danışman görevlendirmeyle ilgili değil. Bu 2
danışmandan Mehmet Yılmaz Küçük hâkim. Hâkimler ve Savcılar
Kanununun Başka iş ve görevler başlıklı 48inci
maddesinde aynen şöyle yazıyor: Hakim ve savcılar, kanunlarda
belirlenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir görev alamazlar, kazanç
getirici faaliyetlerde bulunamazlar. Eşlerinin, reşit olmayan veya
kısıtlanmış çocuklarının kazanç getiren sürekli
faaliyetlerini Adalet Bakanlığına onbeş gün içinde
bildirmekle yükümlüdürler.
Yasanın açık hükmüne rağmen, bir hâkim nasıl
TRT Genel Müdürünün danışmanı oluyor?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın Bakanım, sorular tamam, cevap
verecek misiniz?
MİLLÎ SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Sipahinin sorduğu soruya muttali değilim.
Tabii, onun bir incelenmesi lazım. Doğrusu, kabul edilebilir de
değildir bu ifade edildiği şekliyle.
Kınalı Kuzularla ilgili bana şu anda verilen
bilgiye göre, bölüm başı 168 bin YTLye
Yani 350 bin diye ifade
edildi zannediyorum, 168 binmiş, onu düzeltmiş olayım.
2 danışmanla ilgili Sayın Özerin sorusu
Başbakanlığın teşkilat kanunu var, 3056. Onun
36ncı maddesinin ikinci fıkrası
Şahısların özel
durumlarıyla ilgili hususu ayrıca incelemek lazım. Zannediyorum,
orada bir hata yapılmış olması mümkün değildir.
Diğer sorulara yazılı olarak cevap vereceğim.
Arz ederim efendim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakanım.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi
Grubuna mensup milletvekillerinin ve Tunceli Milletvekili Kamer Gençin birer
önergeleri vardır. Aynı mahiyetteki önergeler geçici personelin
sözleşmeli personel pozisyonlarına atanmasını
öngörmektedir. Buna yönelik bir düzenleme bir önceki maddede kabul
edilmiştir. Bu nedenle, her iki önergeyi işleme alamıyorum.
Birleşime beş dakika ara veriyorum efendim.
Kapanma Saati: 19.12
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.21
BAŞKAN : Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Harun
TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin Altıncı Oturumunu
açıyorum.
219 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet buradalar.
9uncu maddeye bağlı geçici 12nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Çerçeve 9uncu maddeyi kabul edilen maddelerle birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10uncu maddeyi okutuyorum:
MADDE 10- 2954 sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi; 13 üncü maddesinin beşinci
fıkrasının (b) bendi, 14 üncü ve 25 inci maddeleri ile 13/04/1994
tarihli 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hak-kında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü
fıkrası ve Geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası
yürür-lükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN Gruplar adına, Cumhuriyet Halk Parti Grubu adına
Manisa Milletvekili Şahin Mengü; buyurun.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Oğuz Oyan efendim.
BAŞKAN Şahin Mengü efendim burada. Niye
değiştirmediniz?
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Onun yerine Oğuz Oyan
konuşacak efendim.
BAŞKAN Efendim, burada Sayın Mengü yazıyor.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Oğuz Oyan konuşacak
efendim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Grup başkan vekili yok efendim,
kim karar veriyor? Oğuz Oyan konuşamaz.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Ünal Bey, her yere
karışıyorsunuz. Yani bu kadar şey olmaz!
ÜNAL KACIR (İstanbul) Efendim, grup başkan vekili yok
ki orada, kim verecek görevi? (CHP sıralarından gürültüler)
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Bu görevi siz mi veriyorsunuz Ünal
Bey?
BAŞKAN Grup başkan vekilinden yetkiniz var mı
efendim? (AK Parti sıralarından Yok, yok sesleri)
OĞUZ OYAN (İzmir) Vekâlet ediyor efendim.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Efendim, ben vekâlet ediyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Hani grup başkan vekili?
BAŞKAN Bir kâğıt gönderir misiniz efendim.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Gönderdik efendim.
ÜNAL KACIR (İstanbul) Kim gönderecek efendim, grup
başkan vekili yok ki orada.
BAŞKAN Konuşsun, ne olacak, konuşsun. Sanki bir
şey var!
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Gönderdim, kâğıt vardı
orada, olması lazım.
OĞUZ OYAN (İzmir) Bir daha yazın gönderin.
BAŞKAN Tamam, buyurun Sayın Oyan.
Bu kadar da şey yapmayalım.
ALİ KOÇAL (Zonguldak) Kâğıt gönderiyoruz efendim.
(AK Parti sıralarından gürültüler)
CHP GRUBU ADINA OĞUZ OYAN (İzmir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri
BAŞKAN - Size de eğlence lazım yani!
OĞUZ OYAN (Devamla) - AKP grubunun bugün biraz eğlenmeye
ihtiyacı var doğrusu.
BAŞKAN Herhâlde.
OĞUZ OYAN (Devamla) Değerli arkadaşlarım
(AK Parti sıralarından O ne biçim laf? sesleri, gürültüler)
ZEYİD ASLAN (Tokat) Ne demek eğlence? Ne biçim konuşuyorsun?
Burası eğlence yeri mi?
BAŞKAN Sayın Oyan, lütfen
ZEYİD ASLAN (Tokat) Yakışıyor mu senin gibi
bir adama?
OĞUZ OYAN (Devamla) Çok ayıp!
ZEYİD ASLAN (Tokat) Hayır, size
yakışıyor mu?
BAŞKAN Sayın Oyan, madde üzerinde konuşun lütfen.
OĞUZ OYAN (Devamla) Çok ayıp, çok ayıp!
Eğlenmek istediniz eğlendiniz. (AK Parti
sıralarından Ayıp, ayıp sesleri, gürültüler)
BAŞKAN Sayın Oyan
OĞUZ OYAN (Devamla) Değerli arkadaşlarım
ZEYİD ASLAN (Tokat) Yani siyaseten tecrübeniz var,
yakışıyor mu sana?
OĞUZ OYAN (Devamla) Başkan, lütfen müdahale eder
misiniz.
BAŞKAN Siz sataşmaya mahal vermeyin efendim.
OĞUZ OYAN (Devamla) Hayır efendim
BAŞKAN Böyle mi başlanır yani konuşmaya?
Başlayın efendim, buyurun.
OĞUZ OYAN (Devamla) Efendim, konuşmalar büyük bir
istihzayla başlıyor.
BAŞKAN Saygı sunmayı yapmadınız, bir
şey yapmadınız, hemen başladınız efendim.
OĞUZ OYAN (Devamla) Saygı sundum, ama Sayın
Başkan, burada bir konuşmacıya böyle alay eder gibi,
başlangıçta, davranılamaz.
BAŞKAN Ama siz de manalı söylüyorsunuz.
OĞUZ OYAN (Devamla) Ben ona cevaben söyledim.
BAŞKAN Niye söylediniz o zaman? Açıklayın.
OĞUZ OYAN (Devamla) Yani burada büyük bir gülüşme ve
istihzayla karşılanılan bir
BAŞKAN Bakın, ben size söz verdim. Aslında söz
vermeyebilirdim.
Lütfen devam edin.
OĞUZ OYAN (Devamla) Sayın Başkan, saati başa
alır mısınız lütfen.
BAŞKAN Hayır efendim, siz sebep oldunuz. Almam
efendim.
Buyurun, devam edin.
OĞUZ OYAN (Devamla) Şimdi burada bir TRT yasa
tasarısı görüşüyoruz.
Daha önceki konuşmalarımda belirttiğim bir şey
vardı. Geçmişte birtakım yasalar yarı mamul
çıkardı, yani yasa çıkar ama Bakanlar Kuruluna ya da bakanlara
büyük yetkiler verilirdi. Şimdi, burada AKP döneminde gördüğümüz bir
tasarı yapma usulüyle karşı karşıyayız. 5
maddelik bir hükûmet tasarısı komisyona geliyor, bunun 1 maddesi ki
o 1 madde çok uzun bir maddedir- geri çekiliyor, geriye 4 madde kalıyor. Şimdi, bu 4 maddeyi
biz 12 madde olarak görüşüyoruz. Burada yürütme ve yürürlüğü
çıkarırsanız, yetkiyi çıkarırsanız, 2 maddeden
toplam 10 maddeye çıkan, yani 8 maddenin eklendiği bir süreç
Komisyon, 2 ana maddeye 8 madde ekleyerek önümüze getiriyor, yani 5 katı
arttırıyor.
Değerli arkadaşlarım, yani bir hükûmet,
tasarısını mamul olarak komisyona sunar, burada
değişiklik olacaksa en fazla bir maddede olur ama bu kadar büyük bir
değişiklikle de herhâlde bir tasarı gelmez.
Tabii bu arada, bu sürecin nasıl antidemokratik olduğunu
anlatmaya gerek yok. Hiçbir demokratik kitle örgütünden, hiçbir sivil toplum kuruluşundan,
kamuoyunun bilgisinden yararlanılmadığı gibi, bizzat
TRTnin kendi çalışanlarından, TRTde Haber-Sen gibi bir
sendikal yapılanmadan hiçbir katkı alınmaz ama bu arada
başka şeyler yapılır. Mesela, burada bu kanun
tasarısının ilk görüşüldüğü gün, Genel Kurulda geneli
üzerinde görüşüldüğü gün bir arkadaşımız, TRTnin bir
çalışanı, İstanbul Radyosunun bir muhabiri burada bulunur
-ama, aynı zamanda kendisi Haber-Sen Yönetim Kurulundadır- kendisi
hakkında Burada görüldüğüne dair tutanak tutulur ve kendisinden
savunma istenir.
Değerli arkadaşlarım, bir Başbakanlık
genelgesi -bu arkadaşın adını da söyleyeyim, Mehmet Demir-
vardır ve bu Başbakanlık genelgesine göre, sendika yöneticileri
ki arkadaşımızın durumu buna uyuyor, MYK üyesidir bu
sendikada- il dışına çıkışlarında izin almak
durumunda değillerdir. Dolayısıyla, burada böyle bir meseleyi de
hatırlatarak başlayayım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada bir
tasarı görüşüyoruz. Bu tasarı, aslında, Türkiye'nin en
önemli kamu yayın hizmet kuruluşuyla ilgili, TRTyle ilgili.
Aslında, medyanın kendisi bir toplumda ideoloji oluşturmada çok
temel bir araçtır. Bu, aynı zamanda, bu ideolojinin
oluşturulmasında bir ideoloji yayın merkezi olarak da çalışır.
Şimdi, biz, devri AKPye bakıyoruz, ne oldu? Bir kere,
sadece kamu yayın kuruluşlarıyla -TRTdir, Anadolu
Ajansıdır- sınırlı olmayan bir medya hâkimiyeti tesis
etme sürecinden geçiyoruz. Bakınız, bu ideolojinin, bu iktidarın
Türkiyeye getirmek istediği yeni ideolojinin nasıl ilmik ilmik
örüldüğüne dair çok yaygın bir -artık burada dile getirilen-
örnekler dizisi var. Ama değerli arkadaşlarım,
bakınız, sadece TRTden, sadece kamu yayın
kuruluşlarından bahsetmiyoruz. Bu dönem içinde bir TMSF medyası
türedi. Yani bu TMSF medyası dediğimiz, ki bugün büyük ölçüde el
değiştirdi
Bu
TMSFnin yönetiminde olduğu süre içinde, âdeta iktidarın
borazanı hâline dönüştürüldüler gerek basılı gerekse görsel
yayın organları. Yani bunların örneklerini size
sıralamayayım. Ama, bunların, aynı zamanda, özelleştirilmeleri
-satılmaları daha doğrusu, zaten özeldiler,
kamulaştırılmışlar- bunların satılma
süreçleri de son derece şaibeli bir şekilde oldu. Star örneği
var, Sabah-ATV örneği var, diğerleri var. Dolayısıyla,
benim, burada
(AK Parti sıralarından Kanaltürk örneği de var.
sesleri)
Değerli arkadaşlarım, bakın, laf
atıyorsunuz, Türkiyede son beş yılda -2002 ile 2007
arasında- yani iktidarınızın birinci döneminde, AKP
yanlısı medyayı bir orana vursanız yüzde 95leri vurur.
Yani bunun içine holdinglerin medyası da dâhildir. Bütün bir kamu tekelini
zaten kullanıyorsunuz, bütün bir bu TMSF medyasını ve şimdi
el değiştirmiş şekliyle yandaş medyasını
zaten kullanıyorsunuz. Ama aynı zamanda, sizin için bu dikensiz gül
bahçesi oluşturma sürecinde, çok küçük birtakım sizi eleştiren
dikenleri de
Yani güllerin, bahçenin tümü dikensiz hâle geldi de birkaç tane
gülde diken kaldı, bu da çok büyük, çok önemli bir olay olarak, CHP
meselesi değil, iktidarın eleştirilebilir olması hâlâ çok
büyük bir sorun. Orada sorun edecekseniz, bir bağımsız
yayın organı olarak artık Kanaltürkün
olmadığını ve bir iktidar medyası hâline
dönüştüğünü hatırlatmak isterim size.
Değerli arkadaşlarım, bakınız, Türkiye
böylesine bir medya üzerine hâkimiyet döneminden geçmektedir. Bunun sonucundaki
esas amaç bir mutlak iktidar özlemidir. Mutlak iktidar özlemidir ki böyle bir
amaca dönük bir medya kuşatmasını getiriyor. Biz bunun Türkiye
tarihinde başka örneklerini gördük. Türkiyede 1950lerin sonlarına
doğru, gene bu kamu yayıncılığı yapan kurumların,
radyonun nasıl vatan cephesini her gün listeler hâlinde
yayınladıklarını gördük, nasıl Türkiyede
medyanın yönlendirildiğini gördük ama hiçbir dönemde, bu kadar
gelişkin hâle gelmiş, bu kadar çeşitlenmiş,
dallanmış budaklanmış bir medyanın bu kadar iktidar
yanlısı olduğunu görmedik.
Değerli arkadaşlarım, bu yasa bir kadrolaşma
yasasıdır. Burada defalarca dile getirildi, bunu ben bir kez daha
dile getirmek istiyorum. Bu yasanın kadrolaşma yasası
olmasına çeşitli örnekler verildi, bir örnek de ben vereyim.
Bakınız, örnek şu: Danıştayın 1. Dairesi, TMSF
tarafından atanan Star gazetesi yöneticileriyle ilgili istenen bir
soruşturmaya TMSF idaresi izin vermeyince bunu yeniden soruşturmaya
izin vermeme kararının kaldırılmasına gitti ve bu
şey yürürlükte. 9 tane Star yöneticisi bu anlamda, geçtiğimiz eylül
ayından bu yana yargılanmakta. Şimdi, hangi konulardan
yargılanıyorlar? Bunlar bu kurumu özelleştirmeye hazırlamak
üzere oraya gelmişler ama ne yapmışlar? Kendilerine 20-25 milyar
lira düzeyinde aylık bağlamışlar mesela. Bu yöneticilerin
yaptıkları en büyük maharetlerden biri bu. Cannes Film Festivalinden
piyasa fiyatlarının üzerinde film satın almışlar, asli
görevleri medya grubunun satışa hazırlanması olduğu
hâlde uzun vadeli harcama programlarına gitmişler, birtakım
usulsüz işten çıkarmalara gitmişler, kendileri için yeterli
araç-gereç varken, otomobil varken yeni otomobiller almışlar falan
Böyle bir tuhaflıklar zinciri. Bu konuda yargılananlardan bir tanesi
-adını da verelim- Zeynel Koç, kendisi bugün, şu anda TRTde
mali işlerden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olabiliyor.
Yani nasıl birtakım atamaların
yapıldığını, yargılanan kişilerin ve o
yargılama sonucunda hangi cezaları alacakları da çok belli
olmayan henüz- kişilerin böylesine önemli görevlere getirilmeleri,
doğrusu ibretlik bir durumdur.
Değerli arkadaşlarım, burada bu getirilen yasayla
kadrolaşma konusunda Genel Müdüre sınırsız bir yetki
veriliyor, Genel Müdüre yer ve unvan değişikliği konusunda
sınırsız bir yetki veriliyor. Aslında, uzmanların,
tabii, araştırmacı unvanına düşürülmesiyle keyfî bir
kadrolaşmanın önü bir kez daha açılıyor ama ben burada -bu
genel müdür meselesi çok işlendi de genel müdür maaşı beni
ilgilendirmiyor ama Türkiye toplumunu, Türk toplumunu ilgilendiriyor-
başka bir şeyden söz edeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Oyan, devam edin, sözünüzü
tamamlar mısınız.
OĞUZ OYAN (Devamla) Lütfen
Şimdi, bu Sayın Genel Müdür, kendisinin çok sayıda
görev alma iştahı olabilir. Bu iştahı frenlemek siyasetin
görevidir. Bir genel müdürün böylesine frenlenemez bir iştahının
olması beni ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren, siyaseten sorumlu
olanların buna dur diyememeleri sorunudur. Dolayısıyla, biz
burada siyaseten bunun hesabını soruyoruz. Ama çok tipik bazı
görevler var, yani Türk Telekom adlı özel yabancı şirketi, onu
özelleştirdiniz. Çoğunluk hissesi yabancı şirkette.
Dolayısıyla, böyle bir şirkette TRT Genel Müdürünün işi ne?
Oradaki kamu hisselerini biri temsil edecekse o TRT Genel Müdürü mü
olmalıdır? Yani bu çok kritik bir konudur çünkü burada siyasi bir
sorumluluk var. Biz, TRTye ait arşiv bilgilerinin, TRTnin teknolojik
altyapısının, TRTnin maddi kaynaklarının, böyle bir
özel yabancı şirketin de bilgisi dâhiline girebileceği
kuşkularını eğer taşıyabiliyorsak, eğer orada
özel ve kamu çıkarları arasında çatışma ortaya
çıkacak ve hangisinin seçileceği kesin değilse o zaman bu
atamanın mutlaka hemen son bulması gerektiğini burada belirtmek
isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Oyan, süreniz
tamamlandı.
OĞUZ OYAN (Devamla)
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Tokat
Milletvekili Reşat Doğru.
Buyurun Sayın Doğru. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA REŞAT DOĞRU (Tokat) Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; 219 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 10uncu maddesi hakkında Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce, 5 Haziran Çevre Gününü
kutluyorum. Çevre demek, sağlık demek, çocuklarımızın
geleceği demektir. Tüm insanlarımızı, çevreye duyarlı
şekilde sahip çıkmaya davet ediyorum.
Sayın milletvekilleri, Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planında TRTnin yeniden
yapılandırılması ve sağlıklı bir yapıya
kavuşturulması kapsamında bu kanun Meclisimize gelmiş ve
görüşmeler yapılıyor. Çıkarılmakta olan kanunla yeni
bir personel düzenlemesi ve yapılandırılması yapılmaktadır.
Görüşmekte olduğumuz bu kanun, yeni personel
yapılandırılması yapıyor. Ülkemiz ve milletimizin
bekası için bazı düzenlemeleri de bundan sonra getireceğimiz
kanunlarla yapmalıyız.
TRT Kurumu, yüce Atatürkün ortaya koyduğu ilkeler
doğrultusunda kurulmuş, gelişen, demokratik, üniter devlet
yapımızın, toplumsal barışın, birlik ve
beraberliğimizin teminatı kuruluşlar arasında önemli bir
yere sahip, anayasal bir kuruluştur. Bu Kurum, Anayasamızdan
alınan yetkiler çerçevesinde kurulmuş ve
çalışmalarını yapmaktadır. Kuruluş, bu yönde
bakılınca, Anayasamızın değiştirilemez 3üncü maddesi
olan Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili
Türkçedir. hükmüne göre çalışma yapması gerekir.
Sayın milletvekilleri, tarihini bilmeyenlerin
coğrafyasını başkaları çizer. Dününü bilmeyenlerin de
sonunu en yakın sandık belirleyecektir. 2002 yılında
Milliyetçi Hareket Partisinin bütün itirazlarına rağmen, oluşan
seçim ortamında, bugünkü bazı vekillerin de iştirakiyle, Türkiye
Büyük Millet Meclisindeki gökkuşağı koalisyonu sayesinde idam
kaldırılmış, vakıflarla ilgili düzenlemeler
yapılmış, ana dilde yayın konusunda da düzenlemeler
yapılmıştır. Avrupa Birliği dayatmaları
neticesinde yapılan bu düzenlemeler vatandaşlarımız
tarafından rağbet görmemiş, açılan farklı dilde
öğretim kursları kapanmış, bu konuda yapılan TV
yayınları rağbet görmemiştir.
Vatandaşlarımızın günlük yaşamında ana dillerini
kullanmalarıyla ilgili bir sıkıntıları
bulunmamaktadır. Bu topraklarda birlik ve beraberlik içerisinde
yaşamalarıyla ilgili bir sıkıntıları da yoktur
ancak geçen süre içerisinde görülmüştür ki birlik ve
beraberliğimizden rahatsız olan bizim kardeşlerimiz değil,
Avrupa Birliği komiserleri ile onların emirlerini yerine
getirenlerdir. Önceki düzenlemeler ile birlik ve beraberliğimizin
bozulmayacağını anlayan kimileri yeni dayatmalar ileri sürüyorlar.
Ana dilde yayınla ilgili herhangi bir sıkıntı yok iken TRT
Yasası içerisine bu yönde hüküm konmasının iyi niyetli
olmadığını düşünüyorum. Nedir bu zorlama? Bu yasa
örnek gösterilerek başka kanunlarla da benzer düzenlemelerin gündeme
getirileceğinin işaretleri bu tür uygulamalardır.
Sayın milletvekilleri, TRTnin bir görevi de Türkçenin en iyi
şekilde korunması ve kullanılmasıdır. Türkçemiz tüm
programlarda, diziler ve filimler dâhil, çok dikkatli ve güzel bir şekilde
kullanılmalıdır. Ayrıca, TRT sadece Türkiye Cumhuriyeti
sınırları içerisinde değil, 300 milyonluk Türk
dünyasına dilimizin, kültürümüzün ve milletimizin değerlerinin
anlatılması, anlaşılmasından da sorumludur. 300 milyon
nüfusla bütün Türk dünyasına uzanan, onlara milletimizin her türlü güzelliklerini
anlatan, sevdiren politikaların da sahibi olunması gerekmektedir.
Bakınız, bugün Azerbaycanın her tarafında,
TRT 1le yapılan anlaşma neticesinde, karasal yayında
izlenmektedir. Bu yayınlar neticesinde Azerbaycan Türkçesiyle Türkiye
Türkçesi arasındaki yakınlaşma daha fazla olmuş,
anlaşmalarda bir problem de kalmamıştır. Önümüzdeki
beş on yıl içerisinde Baküdeki bir Türkle Tokattaki bir Türkün
konuşmasında, aksanında hiçbir fark kalmayacaktır.
Aynı durumu neden Türk dünyasının diğer devletleriyle
yapmıyoruz. Azerbaycan ile yapılan TRT yayın anlaşması
yıllık 1 milyon dolardır. Bu yönlü olarak bugün de Türkmenistan,
Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan devletleri ile de
yapılması o kadar zor mudur? İşte o zaman ortak dilin
oluşmasında mesafe alırız. Uydudan yayın
yapılıyor. denilecektir ancak takdir edersiniz ki Türk
dünyasının birçok ülkesinde halk çok fakirdir, uydu anteni temin etme
şeklinde imkânlara sahip değillerdir, karasal yayınla evlerinde
TV izliyorlar. Yapılan karasal yayın saatleri de yetersizdir ve
devamlı olmalıdır. Yapılan yayınların ayrıca
dolu dolu olmasını, tarih ve kültürel doku şeklinde de
programların konmasını bekliyoruz.
Dil birliğinin tam sağlandığı yerde
iş birliği de beraberinde sağlanacaktır. Büyük Türk yazar
İsmail Gaspıralının İşte, dilde, fikirde
iş birliği ideali işte o zaman gerçekleşme zemini
bulacaktır. Türk insanına dünyayla ilgili
alışılmışın dışında bilgi vererek
dağarcığını genişleten Sayın Banu Avar
Hanımın yaptığı Sınırlar Arasında
programının yayından kaldırılması Türkiye ve Türk
dünyası için iyi olmamıştır. Bu durum, Türk dünyası
için dış güçlere taviz anlamına gelen bir eksiklik, bir
kayıptır. Bu kanun görüşülürken neden bu programı
kaldırdığınızı da lütfen
açıklayınız. Yayın
tekrar başlamalı, hatta yoğun bir şekilde izlenebilir
saatlere alınmasını milletimizin isteği olarak
değerlendirilmesini de bu kürsüden bekliyoruz. Çünkü Banu Avar, Türk
milletine kurulan tuzakları göstermeye çalışıyor, Yurtta
barış, dünyada barış. felsefesiyle Türkün değerlerine,
tarihine, her türlü değerin özelliklerine, kültür değerlerine sahip
çıkıyor.
Değerli milletvekilleri, Türk milletine sahip çıkmak suç
mudur? Acaba Banu Avar, AByi, ABDyi öven programlar yapsaydı TRTden
atılabilir miydi? Büyük Orta Doğu ve Asya projesinin gerçek yüzünün
anlatılması ve sonuçta işe son verilmesi, çok ama çok dikkat
çekicidir.
Sayın milletvekilleri, TRT ülkemizin
şarkısıdır, türküsüdür, neşesidir, hüznüdür; nine ile
torunu, Erzincan ile Edirneyi, Artvin ile Tokatı, dün ile bugünü,
yarını bağlayan köprüdür. Bütün vatandaşlarımız
TRT ekranlarında ve mikrofonlarında kendileri için bir ses, bir
görüntü bulmalıdır.
Ülkemizin meselelerinin tartışıldığı,
çözüm önerilerinin sunulduğu, ülke neslinin korunması,
sağlıklı bir nesil yetişmesi için de TV
programlarının yapılması da
sağlanmalıdır. Bu amaçlarla Türk aile yapısı
korunacak ve gençlerimizi her türlü kötü alışkanlıklardan
koruyacak yayınlar da yapılmalıdır. Bugün bazı TV
dizileri, madde bağımlılığından tutun da birçok
kötü alışkanlıkların sebebi olabilecek durumdadır.
Ülkemizin geleceği de unutulmamalıdır ki gençlerimizdir.
Özellikle son yıllarda madde bağımlılığı ve
uyuşturucuyla ilgili çok ciddi problemlerle karşı
karşıyayız. Hatta sadece Türkiyemiz de değildir,
Türkiyenin dışındaki 3,5 milyonluk Avrupa Türklüğüne
şöyle bir bakmış olduğumuz zaman bu gençlerimizin de çok
süratli bir şekilde çıkartacağımız kanunlarla sahip
çıkılması noktasında da çalışmaların
yapılması gerekir.
Bakınız, TRT olsun veyahut da diğer özel
televizyonlar olsun bazı konularda yayın yapmakla mükelleftirler. O
yayınların tam olarak yapılmış olduğunu biz
göremiyoruz Bu noktalarda da kötü alışkanlıklar olsun, çocuklara
yönelik programlar olsun veyahut diğer eğitimle ilgili programlar
olsun, bunların saatleri bazen gece yarılarına konuyor ve gece
yarılarına konan bu yayınların da çok fazla izlenme
oranının olmuş olduğunu da söyleyemeyiz.
Batı gençliğinin en büyük sorunu olan kötü madde
kullanımı, uyuşturucu gibi alışkanlıklar
konusunda duyarlı olmamız gerekmektedir. Özendirici programlar
dikkatle izlenmeli ve yayından da mutlaka kaldırılmalı ve
beraberinde de süzgeçten geçirilmelidir. Ayrıca, bunun yanında,
gençlerimizi bilgilendirecek, zararları gösterecek eğitici
programlara da çok geniş şekilde yer vermek mecburiyetindeyiz çünkü
gençlerimiz bizim her şeyimizdir. Gençlere sahip çıkmayan milletler
her zaman yok olmaya mahkûmdur.
TRT, millî birliğimizin ve millî kültürümüzün yayın
organı olduğuna göre, günlük siyasi tartışmaların
içine girmeden yayın yapmalıdır. Yayınlarında
Anayasamızın temel ilkelerini hiçbir zaman göz ardı etmemesi
gerekir. Milletimizin çocukları, millî gurur ve iftiharla yayın yapan
bir TRT istemektedir.
Bu kanun, milletimizin birlik ve beraberliğine zarar
verebilecek bazı maddelerin olmasından dolayı bizim için mahzur
teşkil etmektedir. Bundan dolayı da Milliyetçi Hareket Partisi olarak
ret oyu vereceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Doğru.
Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Siirt Milletvekili
Osman Özçelik.
Buyurun Sayın Özçelik. (DTP sıralarından
alkışlar)
DTP GRUBU ADINA OSMAN ÖZÇELİK (Siirt) Sayın
Başkan, değerli üyeler; görüşülmekte olan 219 sıra
sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 10uncu maddesi
üzerin söz aldım, saygılar sunuyorum.
Konuşmama başlamadan önce, bugün Anayasa Mahkemesinin
türbana ilişkin aldığı kararın insan hakları ve
demokrasi açısından üzüntü verici olduğunu, millet
egemenliğinin zaafa uğratılmış olmasından kaygı
duyduğumu ifade etmek istiyorum.
Çağımız iletişim çağı.
İletişim teknolojisinin gelişmesine bağlı olarak dünya
küçülmekte, dünyanın bir ucunda gelişen bir olay dünyanın
diğer noktalarında yaşayan insanları derinden
etkileyebilmektedir. Büyük şair Nazım Hikmet Cezaevinde Yatacaklara
Tavsiyeler şiirinde Sen ürpermelisin içeride/ Dışarıda,
kırk günlük yerde yaprak kıpırdasa. demektedir. Dünyanın
öbür ucunda yaprak kıpırdasa artık biz bunu karasal sistemler,
uydular, kablolu yayınlar, telefon hatları ve İnternet üzerinden
duyabiliyor, alabiliyoruz. Ne dünya seksen yıl öncesinin dünyası ne
de Türkiye seksen yıl öncesinin Türkiyesi. Bunun ayırdına
varılmadan, bu ülke nasıl doğru yönetilebilir? Gerçek bir
değişim, dönüşümü duyumsamadan, içselleştirmeden
çağdaş dünyaya uyum sağlanabilir mi?
TRT Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı gerekçesinde, TRTnin görevinin sağlıklı ve
etkin bir şekilde yürütülmesinde yetersiz kaldığı, bu
nedenle Kurumun mali yapısının ve özerkliğinin
güçlendirileceği ifade edilmektedir. Tasarıda mali yapının
ve özerkliğin nasıl güçlendirileceği konusunda somut bir
düzenlemeye yer verilmemiştir. Yapılan şey, kadrosal
düzenlemelerle kilit noktalara yandaşların getirilmesine olanak
sağlayan düzenlemelerdir. Ne yazık ki her iktidar benzer şey
yapmaktadır. Kurumların eşit, adil ve daha etkili kamu hizmeti
vermesi, ülkenin demokratikleşmesinde ilgili kurumun rolünün
artırılması, statükocu düşünce kalıplarının
aşılması, ülke realitesi ve değişen dünya
koşullarına uyum, geçmişle korkusuzca yüzleşme gibi
cesaretli adımlar atmak yerine, pastadan pay kapma, parti iktidarı
ömrünü uzatma ve kişisel konumunu güçlendirme düşüncesiyle
davranılmaktadır.
Sayın milletvekilleri, bu yasa tasarısının da
aynı anlayışla getirildiğini gördük. Radyo ve televizyon
yayıncılığında devlet tekelinin
kaldırılmasını sağlayan Anayasanın 133üncü
maddesinde yapılan değişiklik, Türkiyenin dış dünyaya
açılmasına ve bu konuda önünün açılmasına neden olan
girişimlerden biri olmuştur. 1991 tarihinde 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanununun ilgili 23/e bendinin yürürlükten
kaldırılması ile Kütçe müzik albümleri ve Kürt sinemasıyla
ilgili kısıtlamalar ortadan kaldırılarak Türkiyeyi bir
utançtan kurtarma amaçlanmıştır. Ancak yasal
değişikliklere paralel zihniyet değişikliği
gerçekleşmediğinden bu konuda sorun yaşamaya devam etmekteyiz.
Türkiyenin Avrupa Birliğine katılma süreci çerçevesinde
Altıncı Uyum Paketinde yer alan ilgili bölümde Radyo ve Televizyon
Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4üncü maddesi
tekrar düzenlenerek Türk vatandaşlarının günlük
yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı
dil ve lehçelerde radyo ve televizyon yayınına olanak
tanındı, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yetkili organ olarak
belirlendi.
Kuşkusuz bunu bir tabunun kırılması
açısından çok önemli bir gelişme olarak
değerlendirmekteyiz. Ne var ki Radyo ve Televizyon Üst Kurulunca
yürürlüğe konulan yönetmelik yasal olarak kazanılmış bir
hakkın kullanımını zorlaştıran, bu hakkın
kullanımını âdeta ortadan kaldıran bir yönetmeliktir.
Yönetmelikte Bu dil ve lehçelerde sadece yetişkinler için haber, müzik ve
geleneksel kültürün tanıtımına yönelik yayınlar
yapılabilir. denilmekte ve televizyonda günde kırk beş
dakikadan fazla yayın yapılamayacağını ifade
etmektedir. Gerçi değiştirildi şimdi. Yani kırk beş
dakikada hem haber hem müzik hem de yerel kültür tanıtımı
yapılacak. Neden yayın gün boyu değil? Neden çocuk
programları kapsam dışında tutuluyor? Korkulan nedir?
Meclisin süre kısıtlamasını kaldıran
kararını olumlu buluyor, katkı sağlayanlara teşekkür
ediyoruz.
Yönetmelikte yine Bu dil ve lehçelerin öğretilmesine yönelik
yayın yapılamaz. denilmekte.
Bu dil ve lehçeleri kullananlar bu ülkenin yurttaşı
değiller mi, vergi vermiyorlar mı, askerlik yapmıyorlar mı?
Neden dillerini devlet okullarında, televizyondan ve olanaklı olan
her fırsatta öğrenmesinler, geliştirmesinler?
Yönetmeliğin bir başka maddesinde Bu dil ve lehçelerde
yeniden iletim konusu yayınlar dahil, televizyon yayını yapan
kuruluşlar bu yayınlarını içerik ve süre
açısından bire bir olmak kaydıyla Türkçe alt yazıyla
vermekle ve hemen akabinde Türkçe tercümesini yayınlamakla yükümlüdürler.
denmektedir. Bu sınırlama canlı yayını olanaksız
kılmaktadır. Haberin hazırlanması, Türkçe alt
yazının düzenlenmesi veya bire bir Türkçe tercümesinin
yayınlanması hazırlıkları geniş bir kadro
gerektirmekte ve zaman almakta, haber güncelliğini yitirmektedir.
Kürtçe bir müzik parçasının bire bir Türkçesinin
verilmesi nasıl şart koşulabilir? Kürtçe müzik yapılamaz
anlamına gelmez mi bu? Kürtçe çekilmiş bir filme Türkçe dublajın
şart koşulması, film yapmayın anlamına gelmiyor mu?
TRTnin Kürtçe yayınları televizyonların en az
izlendiği saatlere konuyor. Kürtçede, Türkçede olduğu gibi Latin
alfabesi kullanılıyor. Ancak, Kürtçede olup da Türkçede olmayan
bazı sesler var. İşte, bu farklı sesler, Latin alfabesiyle
kullanılarak farklı harflerle, farklı işaretlerle,
sembollerle gösteriliyor, w, q, x gibi. Bunların Kürtçe
karşılıkları w, q, x sesleridir. Bu sesler
kullanılmadan bir dil anlaşılır hâle gelebilir mi? Bu
seslerin yazılı hâle getirilmesi için ilgili işaretlerin
kullanılması bir dilin gereği değil midir? Televizyon
yayınlarında bu harflerin kullanımı yasak. Yanlış
harfler
Yerine yanlış harfler konuluyor alt yazılarda.
Yanlış harfler yanlış seslere, yanlış sesler
yanlış anlamlara tekabül ediyor ve konuşma, yazı
anlaşılmaz hâle geliyor.
RTÜK, Kürtçe yayın yapmak üzere iki yerel televizyona, Gün
Televizyonu ile Söz Televizyonuna ve bir de radyo istasyonuna Medya FMe
yayın lisansı verdi. Bugün sadece Gün-TV yayın yapabilmekte,
kırk beş dakikalık yayını, sadece bu engeller
nedeniyle büyük bir fedakârlıkla bu yayını yapabilmektedir.
RTÜK yönetmeliği derhal değiştirmelidir. Hazır
Meclisimiz de yayın süresine ilişkin kısıtlamayı da
kaldırmışken bu yönetmelik de mutlaka ele alınmalı ve
yeniden düzenlenmelidir.
Alınan karar gereği, tam gün Kürtçe yayın yapan bir
televizyon kanalı yayına hemen başlamalıdır. Bunun
için TRT bünyesinde Kürtçe yayınlar dairesi müdürlüğü ve yeterli
personel ile yeterli bütçe sağlanmalıdır.
Türkçe ve Türk kültürüne gösterilen özen Kürt kültürü ve Kürtçeye
de gösterilmelidir. Bu, demokrasinin gereği olduğu gibi, bir arada,
gönüllü yaşama istencinin güçlenmesine katkı sağlayacaktır.
Ayrıca, TRTde yayınlanan kimi film ve programlarda
Kürtleri aşağılayıcı, küçük düşürücü, toplumun
dışına itici yayınlar, konuşmalara da son
verilmelidir.
Saygılar sunuyorum. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Özçelik.
Şahısları adına ilk söz Bursa Milletvekili
Mehmet Ocakdene aittir.
Buyurun Sayın Ocakden. Yoklar.
İkinci söz Samsun Milletvekili Fatih Öztürke aittir.
Sayın Öztürk, buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
FATİH ÖZTÜRK (Samsun) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 10uncu maddesi
üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle de yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tasarının 10uncu maddesi,
2954 sayılı Kanun ile 3984 sayılı Kanunun bazı
maddelerinin tasarıyla yapılan değişikliklere paralel
olarak yürürlükten kaldırılmasını öngörmüştür. 2954
sayılı Kanunun 10uncu maddesinin birinci fıkrasının
(c) bendi ile 14üncü maddede düzenlenen Koordinasyon Kurulu
kaldırılmaktadır.
Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun kurum
faaliyetleri hakkındaki 2006 yılı raporunda Koordinasyon Kurulu
bir danışma servisi olarak nitelendirilmiş ve bu
başlık altında da incelenmiştir. Raporun 21inci
sayfasında özetle Koordinasyon Kurulunun tüm kararları sonuç
itibarıyla Yönetim Kurulu kararı hâline dönüştürülmekte, bu
nedenle de aynı konu hem Koordinasyon Kurulunda hem de Yönetim Kurulunda
görüşülmektedir. Diğer kamu kuruluşlarında bu tip bir organ
örneği de görülmemektedir. 2954 sayılı Kanunun yeniden
düzenlenmesi çalışmaları sırasında Koordinasyon Kurulunun
işlevi ve varlığının değerlendirilmesi önerilir.
denilmektedir. Kısacası, Koordinasyon Kurulu, çağın
getirdiği hızlı ve her gün ortaya çıkan yeni
gelişmelere ayak uydurabilen bir kurum olmanın gerektirdiği
kararların alınmasını yavaşlatan bir mekanizma
olmanın ötesine de geçememektedir.
Belirtilen nedenlerle, bugüne kadar daha çok formalite görevi
yapan Koordinasyon Kurulunun varlığına son verilmek üzere, 2954
sayılı Kanunun 10uncu maddesinin (c) bendi ve Koordinasyon
Kurulunun düzenlendiği 14üncü maddenin kaldırılması da
öngörülmektedir. Ayrıca, başta yayına ilişkin hususlar
olmak üzere, kurul düzeyinde ele alınması gereken konularda Kanunun
15inci maddesindeki prosedür işletilerek çeşitli geçici kurullar
oluşturulması ve bunlardan yararlanılması her zaman da
mümkündür. Bu yönüyle, Koordinasyon Kurulunun kaldırılmasında
bir eksiklik de teşkil etmemektedir.
Değerli arkadaşlar, yine 2954 sayılı Kanunun
13üncü maddesinin beşinci fıkrasının yürürlükten
kaldırılmasıyla genel müdür olmak için aranan kırk yaş
şartı yürürlükten kaldırılmış, genel mevzuata
uygun hâle getirilmiştir. Değiştirilen hâliyle, genel müdür
atamasında yaş şartı aranmayacak olup genel mevzuata uygun,
liyakatli ve genç, dinamik bürokratlarımızın da daha erken
atanabilmesinin yolu açılmıştır. Bu önemli bir
gelişmedir. Zaten üst kadrolara atamada belirli sürede çalışma
şartı bulunduğundan, genel müdür ve genel müdür
yardımcısı olmak için hizmet yılı ve genel memuriyet
şartlarının aranması cihetine de gidilmiştir.
3984 sayılı Kanunun 24üncü maddesinin dördüncü
fıkrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi yayınlarıyla
açık öğretim yayınlarının TRTde yayınlanma
esasları da düzenlenmiştir. Oysaki bu esaslar, yeni tasarının
6ncı maddesiyle 2954 sayılı Kanunun 21inci maddesine
dercedilerek yeni bir düzenlemeye de gidilmiştir.
Yine 3984 sayılı Kanunun geçici 8inci maddesinin
birinci fıkrası -yurt dışı teşkilatı
kurulmasına ilişkin düzenleme- tasarının 5inci maddesiyle
Kanunun 16ncı maddesine de dercedilmektedir.
Değerli arkadaşlar, 2954 sayılı Kanun, Kurumun
teşkilat yapısında değişime kapalı, günümüz
teknolojik gelişmeleri karşısında doğru, çabuk ve
etkin karar alınmasını sağlayacak mekanizmaları
oluşturmaya imkân vermeyen hükümler içermektedir. Hâlbuki yaşanan
gelişmeler sonucu, diğer ülkelerdeki pek çok kamu yayın
kuruluşu yapılarını çağın gereklerine uygun hâle
getirmiştir. Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun da Anayasayla
kendisine verilen kamusal görevini yerine getirebilmesi için kendisine
yöneltilebilecek baskılardan uzak, yalnızca kamu yararını
gözetecek, çağdaş yayıncılığı mümkün
kılacak özerk ve esnek bir yapılanmaya gidilmesi gerekmektedir. Bu
konuda, daha önceki maddelerde, Avrupada pek çok kanalla alakalı
görüşlerimizi ortaya koymuştuk.
Görüleceği üzere, yapılan değişiklikler
tamamen bir gereksinim sonucu yapılmaktadır. Mücadelemiz ve hedefimiz
Türkiye radyo ve televizyonlarımızın tamamen özerk bir
yapıya kavuşması, dünya televizyonları ve özel
televizyonlarla rekabet edebilir hâle gelmesidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Devam edebilirsiniz efendim.
FATİH ÖZTÜRK (Devamla) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Son olarak, değerli arkadaşlar, kanun
tasarısına katkılarınızı sağlayarak gerekli
desteği vereceğiniz ümidimizle yüce heyetinizi şahsım adına
saygıyla selamlıyor, katkılarınızla çıkacak
kanunun ülkemize ve aziz milletimize hayırlı ve uğurlu
olmasını diliyorum.
Saygılarımla. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Sayın milletvekilleri, madde üzerinde İç Tüzükün 72nci
maddesine göre verilmiş bir önerge vardır. Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
219 S. Sayılı Kanun Tasarısının 10.
maddesinin görüşmelerinin İçtüzüğün 72. maddesi uyarınca
devam etmesini arz ederiz.
|
Oktay Vural |
Hasan
Çalış |
Mustafa Enöz |
|
İzmir |
Karaman |
Manisa |
|
Reşat
Doğru |
|
K. Erdal Sipahi |
|
Tokat |
|
İzmir |
III.- YOKLAMA
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, yoklama talebimiz var.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunmadan önce
yazılı bir yoklama talebi vardır.
Şahısları okuyup sayın milletvekillerinin
burada olup olmadığını arayacağım:
Sayın Mehmet Şandır? Buradalar.
Sayın Oktay Vural? Buradalar.
Sayın Metin Ergun? Buradalar.
Sayın Necati Özensoy? Buradalar.
Sayın Hasan Çalış? Buradalar.
Sayın Mustafa Enöz? Buradalar.
Sayın Reşat Doğru? Buradalar.
Sayın Erdal Sipahi? Buradalar.
Sayın Behiç Çelik? Buradalar.
Sayın Süleyman Latif Yunusoğlu? Buradalar.
Sayın Alim Işık? Buradalar.
Sayın Ahmet Orhan? Buradalar.
Sayın Recep Taner? Buradalar.
Sayın Ahmet Duran Bulut? Buradalar.
Sayın Akif Akkuş? Buradalar.
Sayın Mehmet Akif Paksoy? Buradalar.
Sayın Hamza Hamit Homriş? Buradalar.
Sayın Ali Torlak? Buradalar.
Sayın Hüseyin Yıldız? Buradalar.
Sayın Kemalettin Nalcı? Buradalar.
Sayın milletvekilleri, yoklama için dört dakika süre veriyorum
ve yoklamayı başlatıyorum.
Pusula gönderen arkadaşlar lütfen Genel Kurulu terk
etmesinler efendim.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayımız yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 20.06
YEDİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.19
BAŞKAN: Başkan Vekili
Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yusuf
COŞKUN (Bingöl), Murat ÖZKAN (Giresun)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 114üncü Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
10uncu maddede verilen -görüşmelerin devamına yönelik-
önergenin oylamasından önce yapılan yoklamada toplantı yeter
sayısı bulunamamıştı. Bu nedenle yeniden yoklama
yapacağız.
III.- YOKLAMA
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklamayı
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, yapılan ikinci
yoklamada da toplantı yeter sayısı
bulunamamıştır.
Sözlü soru önergeleriyle diğer denetim konularını
sırasıyla görüşmek için 10 Haziran 2008 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.23