DÖNEM: 23 CİLT:
22 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
115inci
Birleşim
10 Haziran 2008 Salı
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Muğla
Milletvekili Gürol Erginin, Güneydoğu Anadolunun tarım
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması ve
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
2.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmakın, Türkiye İstatistik Kurumu
tarafından açıklanan 2008 yılı enflasyon oranına ve
memur maaşlarının bu orana göre artırılmasına
ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, Amasya Genelgesi ve 12 Haziran Amasya
Uluslararası Kültür ve Sanat Etkinlikleri Haftasına ilişkin
gündem dışı konuşması
V.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Kütahya
Milletvekili Hüsnü Ordunun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/151) (S. Sayısı: 188)
2.- Ordu
Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver Yılmazın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/152) (S. Sayısı: 189)
3.- Antalya
Milletvekili Deniz Baykalın yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/153) (S. Sayısı: 190)
4.- Samsun
Milletvekili Haluk Koçun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/155) (S. Sayısı: 191)
5.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/156) (S. Sayısı: 192)
6.- Samsun
Milletvekili Haluk Koçun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/157) (S. Sayısı: 193)
7.- Adana
Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fıratın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S. Sayısı: 194)
8.- Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsanın yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/159) (S. Sayısı: 195)
9.- Mersin
Milletvekili Ali Oksalın yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/160) (S. Sayısı: 196)
10.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/161) (S. Sayısı: 197)
11.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/162) (S. Sayısı: 198)
12.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/163) (S. Sayısı: 199)
13.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200)
14.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/165) (S. Sayısı: 201)
15.- Zonguldak
Milletvekili Polat Türkmenin yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/166) (S. Sayısı: 202)
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Radyo
ve Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S.
Sayısı: 219)
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Bahreyn
Temsilciler Meclisi Başkanı Halife Bin Ahmed Al-Dahrani ve
beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/458)
2.- Çin Halk
Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi Dışişleri Komisyonu
Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet
Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi
ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/459)
3.- Ukrayna
Parlamentosu Dışişleri Komisyonu Başkanı ve
beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu
olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/460)
4.- (10/27, 34,
37, 40, 102) esas numaralı Meclis Araştırma Komisyonu
Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay
uzatılmasına ilişkin tezkeresi (3/461)
B) Önergeler
1.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun (6/543) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/56)
2.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın (6/645) esas numaralı sözlü
sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi (4/57)
3.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, 08.05.2006 Tarihli ve 3285 Sayılı
Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununun Bir
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
(2/22) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/58)
4.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, 2.5.1972 Tarih ve 1586
Sayılı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın
Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair Kanunun Yürürlükten
Kaldırılmasına İlişkin Kanun Teklifinin (2/66)
doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/59)
C) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, demir-çelik
fiyatlarındaki artışın inşaat ve imalat sektörlerine
etkisinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/185)
2.- Tekirdağ
Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21 milletvekilinin, Ergene Çevre Düzeni
Havza Planı çerçevesinde yaşanan gelişmelerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/186)
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 20 milletvekilinin, Tokat ilinin
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/187)
D) Meclis Soruşturması Önergeleri
1.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 57 milletvekilinin, yasa
dışı dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye
ettikleri; özel hayatın gizliliği ve korunması ile haberleşme
hürriyeti ve gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve keyfî şekilde
ihlal edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini kötüye
kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257nci maddesine
uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri
Bakanı Beşir Atalay haklarında Meclis soruşturması
açılmasına ilişkin önergesi (9/2)
VII.-
ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Genel Kurulun
10/6/2008 Salı ve 11/6/2008 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek kanun
tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile
çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti
Grubu önerisi
VIII.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaşın, Eskişehir Milletvekili H. Tayfun
İçlinin, konuşmasında Parlamentoya hakaret ettiği
gerekçesiyle konuşması
2.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, Yalova Milletvekili Muharrem
İncenin konuşmasında geçen İsmet İnönü ile ilgili
bölümü Rize Milletvekili Lütfi Çırakoğlunun teyit etmesi nedeniyle
konuşması
IX.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Batman
Milletvekili Ayla Akat Atanın, işkence ve zor kullanma yetkisinin
aşılmasıyla suçlanan kamu görevlilerine ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/2887)
2.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, ceza infaz kurumları personelinin
sorunlarına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahinin cevabı (7/2992)
3.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, Elâzığın Maden ilçesindeki saat
kulesi ve hükûmet konağının onarımına ilişkin
sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
(7/3251)
4.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Vakıflar Kanunu uyarınca
taşınmaz edinimine ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati
Yazıcının cevabı (7/3290)
5.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Sabah-ATV ihale bedelinin
finansmanına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekrenin cevabı
(7/3292)
6.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Sabah-ATV ihalesinin finansmanına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nazım Ekrenin cevabı (7/3295)
7.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Sabah-ATV ihalesini alan şirkete ve
sağladığı krediye ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım
Ekrenin cevabı (7/3328)
8.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, mevsimlik işçilerin sosyal güvenliklerine
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı (7/3335)
9.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, GAPın finansmanında
İşsizlik Fonunun kullanılacağı iddiasına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Nazım Ekrenin cevabı (7/3337)
10.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, Çinde Hereke
halılarının taklidinin yapılıp aynı isimle
satıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/3364)
11.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcenin doğal ve turistik
zenginliklerinin tanıtımına ilişkin sorusu ve Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/3367)
12.- Kayseri
Milletvekili Mehmet Şevki Kulkuloğlunun, Kayserideki yerel
yönetimlerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldığı paya
ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın
cevabı (7/3407)
13.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, TOKİnin kullandığı kredilere
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/3421)
14.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki bir
TOKİ projesinde oluşan mağduriyete ilişkin Başbakandan
sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı (7/3473)
15.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, bir imam hakkında inceleme yapılıp
yapılmadığına ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı
Mustafa Said Yazıcıoğlunun cevabı (7/3489)
16.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Bandırma Müftüsü
hakkındaki iddialara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa
Said Yazıcıoğlunun cevabı (7/3490)
17.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslunun, küçük işletmelerin korunmasına
ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer
Çağlayanın cevabı (7/3627)
18.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, tüketicilerin bilinçlendirilmesine ilişkin
sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayanın
cevabı (7/3680)
19.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana gezisine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/3702)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.06da açılarak yedi oturum yaptı.
Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner, Isparta ilinin sorunlarına,
Adana
Milletvekili Yılmaz Tankut, Adananın Karataş ilçesinde meydana
gelen sel felaketine ve sonrasında yaşanan
sıkıntılara,
Hatay
Milletvekili Mustafa Öztürk, Dünya Çevre Gününe,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Ankara
Milletvekili Tekin Bingöl ile
Mersin
Milletvekili Mehmet Şandır,
Dünya Çevre
Gününe;
Ankara
Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı, Anayasa Mahkemesinin türban
konusunda vereceği karar ne olursa olsun tüm kesimler ve kişilerce bu
kararın saygıyla karşılanması gerektiğine,
İlişkin
birer konuşma yaptılar.
Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 38 milletvekilinin, mermercilik
sektöründeki sorunların (10/208),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 39 milletvekilinin, Köye Dönüş
Projesinin uygulanmasında yaşanan sorunların (10/209),
İzmir
Milletvekili Canan Arıtman ve 39 milletvekilinin, çocuklara yönelik cinsel
istismarın (10/210),
Araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gelen
kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak
dağıtılan 240 sıra sayılı Kanun Teklifinin
kırk sekiz saat geçmeden gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmının 2nci
sırasına alınmasına ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının (1/541) (S. Sayısı: 219)
görüşmelerine devam edilerek 10uncu maddesine kadar kabul edildi, 10uncu
maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.
İstem
üzerine yapılan yoklamalarda toplantı yeter sayısı
bulunmadığı anlaşıldığından, 10 Haziran
2008 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 20.23te son
verildi.
|
|
|
Eyyüp Cenap
GÜLPINAR |
|
|
|
|
Başkan Vekili |
|
|
|
Yusuf
COŞKUN |
|
Murat ÖZKAN |
|
|
Bingöl |
|
Giresun |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
Canan
CANDEMİR ÇELİK |
|
Harun
TÜFEKCİ |
|
|
Bursa |
|
Konya |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 162
II.- GELEN KÂĞITLAR
6 Haziran 2008 Cuma
Tasarı
1.-
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve
Sözleşmesine Yönelik Kyoto Protokolüne Katılmamızın Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/597) (Çevre; Avrupa
Birliği Uyum ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 4.6.2008)
Raporlar
1.- Samsun
Milletvekili Haluk Koçun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/157) (S. Sayısı: 193) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
2.- Adana
Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fıratın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S. Sayısı: 194)
(Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)
3.- Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/159) (S. Sayısı: 195) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
4.- Mersin
Milletvekili Ali Oksalın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/160) (S. Sayısı: 196) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
5.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigenin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/161) (S. Sayısı: 197) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
6.- İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/162) (S. Sayısı: 198) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
7.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/163) (S. Sayısı: 199) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
8.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200)
(Dağıtma tarihi: 6.6.2008) (GÜNDEME)
9.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/165) (S. Sayısı: 201) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
10.- Zonguldak
Milletvekili Polat Türkmenin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/166) (S. Sayısı: 202) (Dağıtma tarihi: 6.6.2008)
(GÜNDEME)
No.: 163
9 Haziran 2008 Pazartesi
Meclis Soruşturması Önergesi
1.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve 57 Milletvekilinin, yasa
dışı dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye
ettikleri; özel hayatın gizliliği ve korunması ile
haberleşme hürriyeti ve gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve
keyfi şekilde ihlal edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini
kötüye kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257 nci
maddesine uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay haklarında,
Anayasanın 100 üncü ve İçtüzüğün 107 nci maddeleri uyarınca
bir Meclis soruşturması açılmasına ilişkin önergesi
(9/2) (Başkanlığa geliş tarihi: 4.6.2008)
(Dağıtma tarihi: 9.6.2008)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün
vakıf zeytinliğini kiralamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3157)
2.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kilisteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3158)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karabükteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3159)
4.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karstaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3160)
5.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3161)
6.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3162)
7.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3163)
8.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3164)
9.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3165)
10.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, BM Güvenlik Konseyi
seçimlerine yönelik çalışmalara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3172)
11.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, taşınmaz mal ediniminde
karşılıklılık ilkesinin uygulamasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3173)
12.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, yabancı sahil güvenlik
güçlerinin Türk balıkçılarına müdahalelerine ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3174)
13.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Osmaniyedeki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3175)
14.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Nevşehirdeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3176)
15.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3177)
16.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3178)
17.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3179)
18.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3180)
19.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankara Büyükşehir ve ilçe
belediyelerinin bazı kurumlara olan borçlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3181)
20.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Yenimahalle Belediyesinin bir
şirketine, bina tadilatına ve ilan harcamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3182)
21.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, çevreyi olumsuz etkileyen faaliyetlerin turizme
etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3187)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Nevşehirdeki yatırımlara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3189)
23.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Batmandaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3190)
24.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karstaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3191)
25.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Osmaniyedeki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3192)
26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3193)
27.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3194)
28.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3195)
29.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3196)
30.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3197)
31.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, Türk
dilinin etkin ve doğru kullanımına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3198)
32.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, atamaları iptal edilen yöneticilere
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3200)
33.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, Suriye sınırındaki
mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin Millî Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3201)
34.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kilisteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3203)
35.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karabükteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3204)
36.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Çankırıdaki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3205)
37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3206)
38.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3207)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3208)
40.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3209)
41.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, özel hastaneler yönetmeliğindeki
değişikliklere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3210)
42.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, atama ve görev yeri
değişikliklerinde sendika üyeliğinin dikkate alındığı
iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3211)
43.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Çankırıdaki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3214)
44.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Iğdırdaki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3215)
45.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3216)
46.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3217)
47.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3218)
48.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ve Mersinde yeni bir havaalanı
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3219)
49.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, polis maaşlarının
iyileştirilmesine ve polis alımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3226)
50.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, kanser vakalarındaki
artışa ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3227)
51.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, orman yangınlarıyla mücadeleye
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3228)
52.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bölünmüş yol yapımıyla ilgili
bazı hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3229)
53.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmazın, Asi Nehrindeki su
yetersizliğine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3233)
54.- Ankara
Milletvekili Yıldırım Tuğrul Türkeşin, AKPM
Başkanının bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3234)
55.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Sağlık Bakanı ile ilgili
bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3235)
56.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, İngilizcede Türkiyeye
karşılık kullanılan kelimeye ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3236)
57.-
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün, Bingöl Adaklı deprem
konutlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3237)
58.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3238)
59.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3239)
60.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3240)
61.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Marmara Denizinden kum
çıkarıldığı iddiasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3242)
62.- Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, polis eğitim
merkezlerine öğrenci alımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3245)
63.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, altyapı
çalışmalarından mağdur olan işyerlerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3246)
64.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3247)
65.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3248)
66.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3249)
67.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3250)
68.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, İstanbul 2010 Avrupa Kültür
Başkenti Ajansı Genel Sekreterliği çalışanlarına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3252)
69.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, bir lisede öğrencilere izletilen bir filme
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3258)
70.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, brode ve nakış
dalının meslek kapsamına alınmasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3259)
71.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Hizan İlçesindeki eğitim
imkanlarına ve bazı iddialara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3260)
72.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ilköğretim müfettişliği
mülakatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3261)
73.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3262)
74.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3263)
75.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3264)
76.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, Kamu Hastane Birlikleri Kanunu
Tasarısındaki düzenlemelere ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3265)
77.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3266)
78.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3267)
79.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3268)
80.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3269)
81.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir karayolunun ıslahına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3278)
82.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, İzmirin ulaşım
sorunlarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3279)
83.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3280)
84.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3281)
85.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3282)
86.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3283)
87.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3284)
88.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, çiftçilerin elektrik borçlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3289)
89.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Zonguldak İl Özel İdaresinin bir
birimine personel alımına ve unvan değişikliklerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3291)
90.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, kiraz üreticilerinin sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3293)
91.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, mayın ve bomba tuzaklarında şehit
ve malul olan güvenlik görevlilerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3296)
92.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun, 23 Nisan kutlamalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3297)
93.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Çağlayan Göleti projesine ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/3300)
94.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, orkinos balığı çiftliklerine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3301)
95.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Ankara Radyosundaki yöneticilere
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru
önergesi (7/3303)
96.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bazı belediye
başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3307)
97.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin, Siirtte inanç turizminin geliştirilmesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3309)
98.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, sokakta yaşayan ve eğitim
alamayan çocuklara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3310)
99.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, bazı okullarda dini içerikli film
seyrettirildiği iddialarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3311)
100.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Gümüşhane İl Millî Eğitim
Müdürlüğüne yapılan görevlendirmeye ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3312)
101.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, Anadolu liselerine öğretmen
atamalarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3313)
102.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, üst düzey yönetici atamalarına, bina
tadilatına ve bazı taşınmazlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3318)
103.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, bölünmüş yol
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3319)
104.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Karadeniz Bölgesindeki kanser vakalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3320)
105.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Katara yapılan resmi
ziyaretlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3321)
106.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, Gümüşhacıköy İlçesindeki
yolsuzluk iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3322)
107.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, çevreyle ilgili bir konuda idari
yargıya başvuran bir öğretmenin görev yerinin
değiştirilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3323)
108.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bazı
ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3325)
109.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, sosyal yardımlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3327)
110.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Cumhurbaşkanının şehit
ailelerine yaptığı bağışlara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3329)
111.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bir arazi ihalesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3330)
112.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan Belediyesine yapılan ödeme ve
kesintilere ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3331)
113.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Bingölde deprem sonrası verilen kredilerin
geri ödemelerinde yaşanan zorluklara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3332)
114.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yabancılara satılan
gayrimenkullere ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3333)
115.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yabancılara satılan
arazilere ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3334)
116.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, BAĞ-KURdan emekli olmak
isteyenlerin yaşadığı bazı sorunlara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3336)
117.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, bir ihale bedelinin finansmanına ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım
Ekren) yazılı soru önergesi (7/3338)
118.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, kaçak ve
kayıp elektrik kullanımına ilişkin Enerji ve Tabiî
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/3342)
119.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin, Siirtte işletilen bir maden
ocağına ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3344)
120.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Atatürk Hava Limanı yoluna ve
bir arazinin kullanımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3345)
121.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, belediyelerin lale dikimine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3346)
122.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, 1 Mayıs 1977 Taksim
olaylarının aydınlatılmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3347)
123.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, alkometre ve hız ölçüm aletlerinin
kalibrasyon belgelerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3348)
124.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Silivrideki bir okul arsasının plan değişikliğine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3349)
125.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Samsun Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3350)
126.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Konya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3351)
127.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Sakarya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3352)
128.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3353)
129.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin
yönetim ve danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3354)
130.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3355)
131.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Ankara Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3356)
132.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Antalya Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3357)
133.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Bursa Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3358)
134.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin yönetim
ve danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3359)
135.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Erzurum Büyükşehir Belediyesinin yönetim ve
danışman kadrolarında çalışan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3360)
136.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bazı büyükşehir belediyelerinin lale
dikimine ve Antalya Büyükşehir Belediyesinin ithal palmiye ağacı
alımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3361)
137.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, belediyelerin verdiği burslara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3362)
138.- Siirt
Milletvekili Osman Özçelikin, Siirtteki kültür varlıklarına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3363)
139.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Burdurdaki kazı
çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3365)
140.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Ankara Devlet Opera ve Balesi
Genel Müdür Yardımcısına yapılan ek ödemelere ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3366)
141.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, vekaleten ve geçici görevlendirilen
idarecilere ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3368)
142.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Düzcenin eğitim kurumlarının yeniden
düzenlenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3369)
143.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sınav ve kılavuz ücretlerine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3370)
144.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, Seyitgazi İlçesinde
öğrenci taşımacılığı yapan esnafın hak
edişlerinin ödenmesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3371)
145.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir lise müdürünün görevden
alınmasına ve yerine yapılan atamaya ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3372)
146.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, eğitim kurumlarına yönetici
atamalarında yargı kararlarının uygulanmasına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3373)
147.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
eczanelerin alacaklarının geç ödenmesine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3374)
148.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, aile hekimliği uygulamalarında
yaşanan sorunlara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3375)
149.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçükün, tarım ürünleri fiyatlarındaki
artışa ve hayvancılığın desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3376)
150.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcede tarım ve
hayvancılığın desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3377)
151.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Tarım Sigortaları Kanunu
uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3378)
152.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, tahıl ürünlerinin
desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3379)
153.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Bursa ve Balıkesirde mera
kapsamından çıkartılan alanlara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3380)
154.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, kamyonlarda yolcu taşınmasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3381)
155.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın,
Ankara-İstanbul hızlı tren projesi konusunda sunulan bir
bildiriye ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3382)
156.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Bartın-Amasra
ayrımı Arıt-Aydınlar yoluna ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3383)
157.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, karayolu
taşımacılığında tonaj kontrolüne ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3384)
No.: 164
10 Haziran 2008 Salı
Tasarı
1.- Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
(1/598) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
3.6.2008)
Teklifler
1.- Kars
Milletvekili Zeki Karabayır ve 2 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/272) (Plan ve
Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)
2.- Kastamonu
Milletvekili Hasan Altan ve 2 Milletvekilinin; Çeşitli Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/273) (Plan ve
Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)
3.- Sivas
Milletvekili Hamza Yerlikaya ve 2 Milletvekilinin; Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/274) (Plan ve
Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9.6.2008)
Raporlar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hayvan
Sağlığı ve Karantina Konusunda İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu
ile Dışişleri Komisyonu Raporları (1/366) (S.
Sayısı: 241) (Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve
Tarım Örgütü (GTÖ) Arasında GTÖ Orta Asya Alt Bölge Ofisi
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman ve Köyişleri ile
Dışişleri Komisyonları Raporları (1/397) (S.
Sayısı: 242) (Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile
Avustralya Tarım, Balıkçılık ve Ormancılık
Bakanlığı Arasındaki Tarım Alanında Teknik, Bilimsel
ve Ekonomik İşbirliği Konulu Mutabakat Zaptının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/411) (S. Sayısı: 243)
(Dağıtma tarihi: 10.6.2008) (GÜNDEME)
10 Haziran 2008 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115inci
Birleşimini açıyorum.
III.- Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama süresi üç
dakikadır.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekilline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz Güneydoğu Anadoluda tarımda yaşanan
sorunlar hakkında söz isteyen Muğla Milletvekili Gürol Ergine
aittir.
Buyurunuz
Sayın Ergin. (CHP sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri -lütfen biraz sakin olursanız- çok uğultu oluyor,
konuşmacıyı rahat dinleyemeyeceğiz.
Buyurunuz
efendim.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Muğla Milletvekili Gürol Erginin, Güneydoğu
Anadolunun tarım sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi
Ekerin cevabı
GÜROL ERGİN
(Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 4 Haziran
2008 tarihinde Şanlıurfada düzenlediğimiz Tarım ve Çiftçi
Kurultayındaki gözlemlerimizi, bölge halkının sıkıntılarını
ve bu sıkıntıların giderilmesi için neler
düşündüğümüzü sizlere aktarmak ve Hükûmeti göreve davet etmek
amacıyla söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken
Sayın Başkan sizi, değerli milletvekillerini, Güneydoğu
Anadolunun çilekeş halkını ve büyük milletimi saygıyla
selamlıyor; yakın tarihte ağabeyini yitiren Sayın
Tarım Bakanımıza başsağlığı ve
sabır, değerli ağabeyine Allahtan rahmet diliyorum.
Değerli
milletvekilleri, bizzat yaptığımız incelemeler ve
Güneydoğu illerinden gelen çiftçilerimizin Tarım Kurultayında
ifade ettikleri yalın gerçekler, bölgede tam bir afet
yaşandığını göstermektedir.
Sayın
Başkan, bu gürültüde eğer konuşuluyorsa konuşayım.
BAŞKAN
Sayın Ergin, demin ikaz etmiştim ama
Sayın
milletvekilleri, lütfen biraz sakin olursanız
HASAN FEHMİ
KİNAY (Kütahya) - Hocam, sizi dikkatle dinliyoruz.
BAŞKAN - Bir
uğultu oluyor Genel Kurulda, o yüzden konuşmacıyı rahat
dinleyemiyoruz.
Buyurunuz
Sayın Ergin.
GÜROL ERGİN
(Devamla) Bir buçuk dakikam da gitti bu arada.
BAŞKAN
İlave ederiz efendim.
Buyurunuz.
GÜROL ERGİN
(Devamla) Sağ olun.
Bugün
Güneydoğu Anadolu bir afet bölgesidir. Hükûmet bu gerçeği kabul
etmeli, buna göre önlem almalıdır. Kuraklık hem bitkisel üretimi
hem de hayvancılığı vurmuştur. Kuru koşullarda
üretilen buğday ve arpada kayıp yüzde 100e yakın olup,
kırmızı mercimekte kayıp yüzde 60lardadır.
Güneydoğu çiftçisinin üretim kaybı buğdayda 2 milyon ton, arpada
1 milyon 400 bin ton, mercimekte 250 bin ton dolayındadır.
Fıstık
üreticileri de büyük sıkıntı içindedir. Güneydoğu
Fıstık Tarım Satış Kooperatifi üç yıldan bu yana
taban fiyatı vermemekte, ayrıca, alım da yapmamaktadır.
Fıstık üreticisi tüccara teslim olmuş durumdadır. Çiftçi
tam anlamıyla bitiktir.
Hükûmetin,
tohumluk yardımı yapma, Ziraat Bankası ve tarım krediye
olan borçları bir yıl erteleme kararı çiftçi için hiçbir anlam
ifade etmemektedir. Çünkü, çiftçinin, tohumu ekecek, gübre ve mazot alacak
durumu yoktur. Çiftçinin yalnızca yüzde 15 ila 20si Ziraat
Bankasına, büyük çoğunluğu özel bankalara borçludur ve
toprakları, sahipleri artık yabancılar olan bu bankalara
ipoteklidir. Ziraat Bankasının kredi vermek için iki memur kefil ve
şehirde ev, arsa teminatı istemesi çiftçileri özel bankalara gitmeye
mecbur bırakmaktadır. Çiftçinin özel bankaya borcu, Ziraat
Bankasına olan borcundan çok daha fazladır.
Ayrıca bölge
çiftçisinin elektrik borcu bugün 1 milyar yeni Türk lirasını
aşmıştır.
Sulamalarda büyük
adaletsizlik vardır. Çiftçi, devletin getirdiği su için dekar
başına 10 yeni Türk Lirası öderken, kendi olanaklarıyla
kuyu açan, enerji hattı çeken, trafo kuran, trafo panosu yaptıran,
motopomp alan, elektrik motoru alan, ayrıca boru hattı çeken, tüm bu
masraflar için 100 ila 300 milyar lira harcayan çiftçi, açtığı
kuyudan bir dekar toprağın sulaması için 70 ila 100 yeni Türk
lirası elektrik parası ödemektedir. Bu açık bir
haksızlıktır. Bu haksızlığın giderilmesi
Hükûmetin görevi olmalıdır. Bu haksızlık, çiftçilerin bir
kısmını kaçak elektrik kullanmak zorunda bırakmakta, bir kısmının
da elektrik parasını ödeyemeyip, sürekli borçlanmasına neden
olmaktadır.
Meralar
yeşermediği için hayvancılık yapanlar da
sıkıntılıdır. Köylü, kuraklıktan ötürü
bakamadığı hayvanlarını yok pahasına elden
çıkarmaktadır. Saman ve yem fiyatları astronomik
artmıştır. Köylünün hayvancılık yapma takati
kalmamıştır.
GAP
yatırımları hemen tamamen durmuştur. Bölgede çoktan
bitirilmesi gereken sulama yatırımları
gerçekleştirilmemiş, altı yılda yalnızca 55 bin hektar
alana su götürülmüştür. Çiftçinin kuraklıktan ötürü yaşadığı
sıkıntıda Köy Hizmetlerini kapatan, sulama
yatırımlarını ihmal eden, toprağı su ile
buluşturmayan AKP Hükûmetlerinin inkâr edilemez sorumluluğu ve büyük
vebali vardır. Esnaf da çiftçi kadar sıkıntıda olup
piyasada yaprak kıpırdamamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, Güneydoğunun tarım ve çiftçi sorunlarının
çözümü için bölge derhâl afet bölgesi ilan edilmeli, çiftçinin tüm zararı
acilen karşılanmalıdır. Çiftçinin özel bankalara,
gübreciye, akaryakıtçıya, piyasaya olan borcunu ödeyebilmesi için,
Ziraat Bankası, borcunu ertelediği çiftçiye yeni kredi
açmalıdır. Dekara 7 yeni Türk lirasına indirilen ve 3,5 yeni
Türk liralık kısmı ödenen doğrudan gelir desteğinin
kalan kısmı bölge çiftçisine hemen ödenmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
Buyurunuz.
GÜROL ERGİN
(Devamla) Özellikle sulamada kullanılan elektrik
ucuzlatılmalı, elektrik borçlarının faizleri silinip ana
borç üç yılı ödemesiz olarak yeniden taksitlendirilmedir. Çiftçinin
tarım kredi ve Ziraat Bankasına olan borcu da faizleri silinerek
yeniden yapılandırılmalıdır. Nakliyecilerden istenen
gereksiz belgeler kaldırılmalı, nakliyeci bir kamyon için
yılda 6 bin yeni Türk lirasını bulan yükten ve gereksiz
bürokrasiden kurtarılmalıdır. Nakliyecilerden ne için
akıllı olup olmadıklarına dair belge istendiği bu kürsüden
açıklanmalıdır. (CHP sıralarından alkışlar)
GAP sulamalarına gerekli kaynak ayrılarak 1,5 milyon hektar toprak
hızla suya kavuşturulmalı, GAP bir refah ve barış
projesi olarak değerlendirilmelidir. Mayınlı araziler,
temizlendikten sonra yerli yabancı şirketlere değil, bölgenin
topraksız köylülerine, devletin tüm kaynaklarından
yararlandırılarak organik tarım yapmak üzere verilmelidir.
Bu arada genel
bir soruna da değineceğim. Değerli arkadaşlarım,
buğday hasadı başlayalı yirmi günü geçti hâlâ buğday taban
fiyatı belli değildir. Bugün Türkiyede buğday çeşitli
yörelerde 530 ila 575 bin lira arasında satılmaktadır. Bu
yılın maliyeti 480 bin lira dolayındadır, fiyatın
mutlaka 600 bin lira olarak açıklanması zorunluluğu vardır.
Değerli
milletvekilleri, bu konuşmamda tarımın çok daha fazla olan genel
sorunlarına değinmedim, yalnızca Güneydoğuda yaşanan
sorunları sizlere aktarmaya çalıştım.
Hükûmeti çözümler
konusunda göreve davet ediyor, sizleri, Güneydoğulu kardeşlerimi ve
yüce milletimi saygıyla selamlıyorum. (CHP ve DTP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ergin.
Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker cevap verecektir.
Buyurunuz
Sayın Eker. (AK Parti sıralarından alkışlar)
TARIM VE
KÖYİŞLERİ BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır)
Sayın Başkan, yüce Meclisin değerli üyeleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Muğla Milletvekili Sayın Gürol
Erginin gündem dışı konuşmasına cevap vermek için
huzurlarınızdayım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; son yıllarda dünyanın da
gündeminde olan küresel ısınma ve kuraklık geçen sene
Türkiye'nin belirli bölgelerini, bu sene de Güneydoğu Anadolu Bölgesi
başta olmak üzere yine bazı illerimizi maalesef olumsuz
etkilemiştir.
Uzun yıllar
ortalamasına göre aslında oldukça düşük düzeyde seyreden yağışlar,
Güneydoğu dışındaki diğer illerde geçtiğimiz
yıla göre bir artış kaydetmiştir. Örneğin,
Meteorolojinin kayıtlarına göre genel ortalamada geçen yıla göre
yüzde 6 ilave yağış alınmıştır, ki bu, 1
Ekim 2007 ile 31 Mayıs 2008 tarihleri arasındaki yağışı
göstermektedir. Geçen yıla göre genel ortalama yüzde 6 artmasına
rağmen, uzun yıllar ortalamasına göre yine de yüzde 9,4
oranında bir yağış azalması söz konusu. Tabii,
kuşkusuz bunun yol açtığı, özellikle açık alanlarda
yapılan hububat üretimi başta olmak üzere Güneydoğu Anadolu
Bölgesinde ciddi bir kuraklık problemi maalesef var.
Bizim Hükûmet
olarak, çiftçimizin karşı karşıya bulunduğu bu üretim
kaybı ve gelir kaybı sebebiyle uğrayacağı zarardan
dolayı, yeniden tarlaya gitmesini, yeniden üretim yapmasını
temin etmek maksadıyla bir kuraklık desteği ödemesi
yapacağımızı, buna dair bir prensip kararı
aldığımızı ben daha önce ilan etmiştim.
Şu safhada
Türkiyede, hem Güneydoğu Anadolu Bölgesinde hem de Türkiye'nin
diğer bölgelerinde -var ise- kuraklıkla ilgili problem yaşayan
illerde bu tespit çalışmaları devam etmektedir. Bu tespit
çalışmalarının tamamlanmasını müteakiben, hem
kredi borçlarının -Ziraat Bankası ve tarım kredi
kooperatiflerine olan borçların- ertelenmesi hem de en azından bir tohumluk
yardımı -çiftçinin yeniden tohum ekmesini, yeniden üretim
yapmasını temin edecek şekilde bir tohumluk yardımı-
yapılması, bu konuda destek ödemesiyle ilgili prensip
kararımız uygulamaya girecektir. Tabii, bu konuyla ilgili
çalışmalar devam ediyor.
Bildiğiniz
gibi, Türkiye'nin, şu an itibarıyla Hatay ve Çukurova başta
olmak üzere Akdenizde hububat hasadı başlamıştır ve
Çukurovada rekolte, hamdolsun, oldukça iyi bu sene, önceki yıllara
nispetle. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum, verim oldukça iyi. Diğer
bölgelerde, tabii önümüzdeki haftalarda, yavaş yavaş, rekolte belli
olacak, netleşecek.
Bizim
yaptığımız tahminlere göre ve bugünkü durum, bugünkü
şart itibarıyla, genel anlamda, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki
şiddetli kuraklığa rağmen diğer bölgelerdeki olumlu
gelişmeler hesaba katıldığında Türkiye'nin bir önceki
yıla göre daha yüksek bir hububat rekoltesi beklediğini ifade etmek
istiyorum. Yani, buğdayda 18 milyon ton civarında bir rekolte
beklentisi var. Bu da bizim iç ihtiyacımızı, tüketim ihtiyacımızı
karşılayacak düzeydedir, tabii, eğer, bugünlerde, bu haftalarda
ciddi bir başka tabii afet yaşamazsak, ki inşallah
yaşamayacağız.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Güneydoğu Anadolu
Bölgesiyle ilgili Sayın Milletvekilimizin, Sayın Erginin
belirttiği hususlarla ilgili de sizlere bazı bilgiler sunmak
istiyorum.
Evet, bu sene
özellikle hububatta kuraklığa bağlı olarak bir üretim
kaybı söz konusu. Ama, uzun vadede, aslında, GAPın niye
bitirilmediği ve bundan sonra hangi plan dâhilinde bitirilmesi
gerektiği tam da bugünlerde konuşulması zaten gereken bir
konuydu. Biz de Hükûmet olarak, geçtiğimiz haftalarda Sayın
Başbakanın Diyarbakırda GAP Eylem Planını
açıklamasıyla, ileriye dönük olarak bu sorunun tamamen çözülmesi
yönünde bir irade ortaya koymuş durumdayız. Nedir bu? Türkiye'nin en
büyük sulama projesinin -ki 1,8 milyon hektar alan demektir- devreye girmesiyle
birlikte, bu, Türkiyede üretimi en az -üretim değeri itibarıyla- 4-5
kat artıracak, geliri artıracak bir projedir. 1,8 milyon hektar
alandan bugüne kadar, başlangıcından bugüne kadar, sadece 272
bin hektar alan sulamaya açılmıştır. Yeni GAP Eylem
Planında 308 bin hektarı Diyarbakırda, 300 bin hektarı
Mardinde, 105 bin hektarı Şanlıurfada, 99 bin hektarı
Adıyamanda, 36 bin hektarı Batmanda, 30 bin hektarı da
Gaziantepte olmak üzere, toplam 883 bin hektar alanın 2008-2012 dönemi
içerisinde sulamaya açılacağını, bu arada bu
planımızda ortaya koymuş bulunuyoruz. Bu plan, kuşkusuz
Tabii, GAP projesi sadece bir sulama projesinden ibaret değildir.
Türkiye'nin en büyük, dünyanın da en büyük projelerinden bir tanesidir.
Çünkü bu proje bir entegre kalkınma projesidir, bütün sektörleri bir arada
değerlendiren, hem ekonomik kalkınmayı hem sosyal gelişmeyi
hem altyapı yatırımlarını hem de kurumsal kapasite
geliştirilmesini dikkate alan, bütün sektörleri -eğitim,
sağlık, altyapı, tarım, hepsi- bir arada
değerlendirilen bir projedir.
Bildiğiniz
gibi, bu projenin devreye girmesi, özellikle küresel ısınma ve
küresel kuraklık tehdidiyle karşı karşıya
bulunduğumuz bu dönemde sulama yatırımlarının devreye
girmesi bizim açımızdan çok önemli bir meseledir. Bununla ilgili
olarak da bugüne kadar Türkiyede değişik defalar birtakım
projeler, planlar sunuldu ama hiçbirisi bu defa açıklanan GAP Eylem
Planı gibi, tarihi belli, sorumlu kuruluşu belli, iş
birliği yapılacak kuruluşu belli, hedefi belli,
kaynağı belli ve kaynağı ayrılmış
şekilde bu kadar detaylı, yetmiş üç tedbirden oluşan bir
eylem paketi olarak bu kadar somut hiçbir dönemde, hiçbir şekilde ortaya
konmadı.
Değerli
milletvekilleri, bu projeyle ilgili olarak, tabii, 26,7 milyar YTLlik bir
finansman ihtiyacı var ve 2008-2012 döneminde inşallah bu para
harcanmış olacak. Hem cazibe merkezleri oluşturulması hem
teşvik politikalarının gözden geçirilmesi hem KOBİ
destekleriyle kümelenmenin hayata geçirilmesi, kalkınmada
teknoparkların kurulması, kültür, turizm
yatırımlarının gerçekleşmesi, doğal kaynaklar ve
yenilenebilir enerjiyle -tarım sektörleri itibarıyla- ekonomik
kalkınmanın gerçekleştirilmesi buradaki ana
başlıklardan birkaç tanesi. Sosyal gelişme altında yine
eğitim, istihdam, sağlık, sosyal hizmet ve yardımlar
başta olmak üzere, toplum hayatını ilgilendiren birçok alanda
yapılacak olan faaliyetler detaylı bir şekilde
projelendirilmiş ve tedbirleri tanımlanmıştır. Keza,
altyapıyla ilgili sadece sulama değil, biraz önce arz ettiğim
gibi, 1 milyon hektar civarındaki arazinin sulanması değil,
enerji, ulaştırma ve fiziki altyapıyla ilgili de yine
altyapı geliştirme çalışmaları burada öngörülmektedir.
Bunlarla ilgili ayrılacak kaynaklar vesaire tamamı ortaya
konmuştur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Hükûmetimiz, bütün çiftçilerimizle
ilgili olarak tabii, üretim imkânlarını artırma, maliyetleri
düşürme konusunda çiftçimize yardımcı olmak maksadıyla,
bildiğiniz gibi, önemli miktarda bir tarımsal destek ödemesi yapmakta
ki, bu yılın bütçesi 5,3 milyar YTL civarında. Bunun önemli bir
kısmı bugüne kadar ödendi. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki
pamuk üreticileri başta olmak üzere Türkiye'nin birçok bölgesindeki
yağlı tohum üreticilerini ilgilendiren ödemeler bugünlerde
yapılmakta. Bugün itibarıyla son on gün içerisinde yirmi bir ilimize
261 milyon YTL yağlı tohum ödemesi yapıldı. İllerden
icmaller geldikçe peyderpey bunların parası ödenmekte ki, bu ay sonu
itibarıyla inşallah yağlı tohum ödemeleri
tamamlanmış olacaktır ve doğrudan gelir desteğinin
kalan miktarı da ağustos ayı içerisinde ödenecek ve ağustos
itibarıyla 5 milyar 300 milyon YTL ödenmiş olacaktır. Yani
yıl bitmeden, ağustos ayı içerisinde bu yıla ait bütçe
ödeneklerimizin büyük bir kısmı kullanılmış olacak,
tarımsal destekleme yönünden.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, hububat sezonu şu anda
açıldı. Biraz önce de söylediğim gibi, Akdeniz başta olmak
üzere birçok ilimizde bu üretim yapılıyor ve bildiğiniz gibi,
biz taban fiyat uygulamasını zaten yapmıyoruz. Ya ne
yapıyoruz? Müdahale fiyatı belirliyoruz. Bunu da çiftçinin lehine
olsun, çiftçi için faydalı olduğunu düşündüğümüz bir
uygulama olarak değerlendiriyoruz. Çünkü başlangıç
itibarıyla fiyatlar yüksek ve arz arttıkça, tabii, fiyatta oynama
meydana gelebiliyor. Tabii, şu an itibarıyla fiyatlar üreticiyi
memnun edecek düzeyde serbest piyasada şekilleniyor. Eğer fiyatlar
düşerse biz zaten o eşiğe gelmeden oraya müdahale eder, çiftçi
lehine gerekli teşebbüsü yapar, gerekli adımları atarız.
Tabiatıyla,
üreticilerimizin, bu sezonda, özellikle elektrikle sulama yapan
üreticilerimizin, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde bu geçiş döneminde,
onların sorunlarıyla da ilgileniyoruz. Borçları olanların
borçlarının yapılandırılması yoluyla, en
azından belirli ödemeler yaptıkları takdirde, ödemelerini
gerçekleştirdiklerinde onların elektriği kesilmemekte, böylece
üretim süreçleri devam etmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hayvancılıkla ilgili
olarak da tabii, bizim aslında hem kaçakçılığın
önlenmesi hem Türkiyedeki hayvanların kayıt altına
alınması yönünde aldığımız birtakım tedbirler
var. Bu hem Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu
çerçevesinde alınan tedbirler hem de buna bağlı olarak ki, 30
Haziranda bir yeni uygulama başlatacağız- bu konudaki cezalar
ağırlaştırılıyor, müeyyideler
ağırlaştırılıyor. Bundan sonra, 30 Haziran tarihi
itibarıyla 0-6 aylık buzağıların kayıt
işlemi şartı getiriliyor. Çünkü kaçakların önlenmesi,
hayvanların bir yerden bir yere nakledilirken muhakkak suretle kayıt
altına alınmış ve kulaklarının küpelenmiş
olmasına biz önem veriyoruz ve
ağırlaştırılmış müeyyidelerle bunun, bu tür
kaçak hayvan hareketlerinin veya kayıt
dışılığın önüne geçilmesi yönünde tedbir
getiriyoruz. Bu nedenle de, hem Kabahatler Kanunu çerçevesinde verilen
cezaları biz bu safhada bununla ilgili yeterli görüyoruz ama hayvan
sağlığı zabıtası çerçevesinde yeni
uygulamalarımız var, Türkiyede hayvancılığın
özellikle kayıt altına alınmasını temin
noktasında. Bu nedenle, Meclis gündeminden öğrendiğim
kadarıyla, Sayın Öğütün bugün 3285 sayılı Hayvan
Sağlığı Zabıtası Kanununa bir madde eklenmesiyle
ilgili bir teklifinin öne alınması yönünde bir teklifi var. Biz, bu
şartlar altında, cezalarda yapılan artırımların
yeterli olacağını düşünüyoruz. Bu konuyla ilgili, zaten
Bakanlık olarak gerekli tedbirleri alıyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tarımla ilgili olarak, son
olarak ilave etmek istediğim bir konu da, şu anda güncel olan bir
konu. Bazı basın yayın organlarında da bu ifade edildi,
Rusya Federasyonuna yapılan meyve-sebze ihracatıyla ilgili bir
gelişme; o konuda da bilgi sunmak istiyorum.
Öncelikle, 7
Haziran itibarıyla Rusya Federasyonu Türkiyenin beş ürününü, ki,
bunlar domates, patates, patlıcan, üzüm ve limon bu ürünler; bunlarla
ilgili bir kısıtlama kararı aldığını bize
bildirdi. Biz de zaten o tarih itibarıyla bu ürünleri göndermiyoruz
Rusyaya. Burada öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Türkiye
Cumhuriyetinin laboratuvarları en son, modern cihazlarla
donatılmıştır ve Avrupa Birliği standartlarıyla
biz çalışıyoruz. Avrupa Birliği standartlarında
yaptığımız üretim, yaptığımız denetim
ve laboratuvar sonuçlarını
Avrupa Birliğine tamamen sorunsuz
olarak gönderiliyor. Rusya Federasyonuna son iki yılda 30 bin partide biz
mal gönderdik. Bunlardan sadece, bir defa 52, bir defa da 56 tane bildirimde
bulunuldu. Bunların hepsinin şahit numunesini biz tutuyoruz, beş
ay süreyle. Şahit numuneleri inceledik ve bizden kaynaklanan hiçbir sorun
yok, bunu kendilerine bildirdik. Bir yöntem farklılığı
olabilir diye kendilerini buraya davet ettik. Bir mutabakat zaptı
imzalamayı teklif ettik, tekliflerimizi şu anda onlar
değerlendiriyorlar.
Bu konuda,
kamuoyunda, özellikle, efendim işte Rusyaya zehirli mallar gidiyor,
oradan geri geliyor, bu da Türkiye vatandaşına yediriliyor gibi bir
iki gazetede bugün bir haber vardı, bunlar kesinlikle doğru
değildir. Bu şekilde ne bir ürün gidiyor ne de Türkiyenin içerisinde
bu tür ürünler satılıyor. Bunu özellikle altını çizerek
vurgulamak istiyorum ki biz basın açıklaması da bu konuyla
ilgili zaten yaptık. Bu konuda da vatandaşlarımızın
hiçbir şekilde endişe duymaması lazım. Bu, ticari bir
konudur ve şu anda da zaten domates belirli sezonunun sonuna gelmiş
durumda, üzüm sezonu henüz açılmadı. Dolayısıyla bu manada
da Avrupa Birliğine Rusyaya verdiğimizin 2 katı mal
satıyoruz, 600 milyon dolarlık, oraya, sebze-meyve satıyoruz.
Bir sorunumuz yok. Standartlarımız da, laboratuvarlarımızda
en modern cihazlarla dünyadaki en son, Dünya Sağlık Örgütünün, Avrupa
Birliğinin kabul ettiği standartlardadır. Biz de bunları
sıkı sıkıya takip ediyoruz, izliyoruz.
Vatandaşlarımın da bunu bilmesini istiyorum.
Değerli
milletvekilleri, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Eker.
Gündem
dışı ikinci söz, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından
açıklanan 2008 yılı enflasyon oranı ve memur
maaşlarının bu orana göre arttırılmasıyla ilgili
söz isteyen Aydın Milletvekili Ali Uzunırmaka aittir.
Buyurunuz
Sayın Uzunırmak. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Aydın Milletvekili Ali Uzunırmakın,
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan 2008
yılı enflasyon oranına ve memur maaşlarının bu
orana göre artırılmasına ilişkin gündem dışı
konuşması
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye İstatistik Kurumumuzun 2008 yılındaki Hükûmetin
öngördüğü ve Türkiye İstatistik Kurumunun tespit ettiği
enflasyon oranlarıyla ilgili sosyal kesimlerde meydana gelen
mağduriyetlerle ilgili söz aldım. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Kıymetli
milletvekilleri, yönetmek, yönetebilmek bazı vasıflar ve özellikler
ister. Öngörmek, öngörülerin doğruluğu yönetebilmenin en birincil
şartlarındandır ve çok önemlidir. Yönetenin öngörüleri
doğru olmazsa bundan yönetilenler çok büyük mağduriyetlere
uğrarlar. Meydana gelen bu mağduriyetlerin sorumlusu da öngörüsüz
olanlardır. Öngörüsüz olan yönetimlerin mağduriyetlerini gidermek de
mutlaka onlara düşmelidir.
AKP Hükûmeti,
bilhassa son üç yıldır Türkiyeyi, yanlış öngörülerin,
yılbeyıl büyüdüğü hissedilen ekonomik
sıkıntıların içinde kıvranmaya mahkûm etmektedir.
Hükûmetin açıkladığı enflasyon ve diğer hedef rakamlar
bir yanlış tercih ve yönetme zaafından dolayı büyük
mağdur kesimler yaratmıştır. Ücretliler, memur, emekli,
dul, yetim bunun en yoğun kesimidir. Buradaki en önemli yanlış
tercih, Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre ücrete zam
yapılmasıdır. Bu, doğru bir tercih değildir. Çünkü
Türkiye İstatistik Kurumunun enflasyon hesaplamasına esas olan 454
kalemin içerisinde vatandaşın kullandığı çok nadir
kalemler bulunmaktadır. Esas olan zorunlu tüketim maddelerinden
oluşan 84 kalemdir ki, hatta bu 84 kalemin içinde bile hayati derecede önemli
olan, günbegün kullanmak mecburiyetinde olduğumuz bazı kalemler
Türkiyede İstatistik Kurumunun rakamlarının çok üzerinde
artışlar göstermiştir. Dolayısıyla en basitinden bir
örnek vermemiz gerekirse 2007 yılında TÜİKin enflasyonu yüzde
8,39 iken 84 kalemden oluşan zorunlu tüketim maddelerinde 10,73
olmuştur enflasyon. Yani buradaki kastımız şudur ki
TÜİKin enflasyonu ile Ayşe Teyzenin mutfağındaki
enflasyon çok farklı konumdadır.
2008
yılı hedef enflasyonu yüzde 4 olarak
açıklanmıştır ve ücretlilere 2+2 olarak zam
öngörülmüştür. Oysa, daha beşinci ayda, TÜİKin gerçekleşen
enflasyonu beşinci ay itibarıyla yüzde 6,38 olmuştur. Yani
yıllık hedefi daha beşinci ayda yüzde 2,38
aşmıştır. Zorunlu tüketim maddelerindeki artış
ise yüzde 9,13 olmuştur. Buna ücretlilerin dayanması mümkün
değildir. Ücretler hemen gözden geçirilmeli, adaletin temini için en
azından, artış, zorunlu tüketim maddelerindeki artış
oranı ile TÜİKin 454 kaleminden oluşan artışın
ortalaması alınarak ücretlilerin durumu iyileştirilmelidir.
Ayrıca,
enflasyon oranında yapılan zam belki ücretlilerin gününü korumaya
yöneliktir. Haklı bir zam yapılmış olsa bile, bunun da
yeterli olması mümkün değildir kıymetli milletvekilleri; çünkü
ücretliler sadece zorunlu tüketim maddelerindeki enflasyon oranında zam
alsalar bile netice itibarıyla büyümeden pay alamamaktadırlar. Bunun
da ayrıca düzeltilmesi gerekmektedir. Yani ücretliler aslında çok
mağdur olmaktadır.
İkinci
olarak da en çok mağdur olan kesimler, öngörüsüz yönetimden bugün ekonomik
durumun ne noktaya geldiğine baktığımızda, iş
dünyası da altüst olmuştur. Açıklanan yıllık enflasyon
hedeflerine göre, bilhassa gıdada ve diğer alanlarda -inşaat
alanında- Hükûmetin açıkladığı enflasyon
oranlarına göre birtakım anlaşmalara giren kurumlar,
kişiler, politikalarını bunlara göre çizenler, bugün çok
mağdur duruma düşmüşlerdir. Aşağı yukarı
beş bin dolayında gıda işi yapan şirket bugün iflasla
karşı karşıyadır çünkü gıdadaki
artışlar çok yoğun yaşanmaktadır. Bunların
düzeltilmesi gerekmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Eğer Hükûmet
bunlara doğru teşhis koyup sorumluluğunu idrak edip bunları
düzeltmek istiyorsa, dünü bugünü karıştırmadan
Biliyorum ki,
Sayın Bakan gelecek, birtakım şeyler söyleyecektir, ama
Sayın Bakana en iyi cevap, dünle bugünün kıyaslanmasında kredi
kartı borçlarındaki artış, karşılıksız
çeklerdeki artış, protestolu senetlerin miktarında ve
sayısındaki artış iyice düşünmeyi, doğru
düşünmeyi ve bu noktadaki mağduriyetleri gidermeyi gerektirmektedir.
2007 yılındaki protestolu senet sayısı, daha üçüncü ay,
dördüncü ay sonu itibarıyla üçte 1ini 2007 yılına göre
aşmış, 493.500 sayısına
ulaşmıştır. Karşılıksız çekler, kredi
kartı borçları ve protestolu senetlerin tutarı daha bugünden
üçte 1ini aşmıştır. Bunların iyileştirilmesi,
öngörüsü sağlam olmayan Hükûmete düşmektedir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım,
sağ olun. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Uzunırmak.
Gündem
dışı üçüncü söz, Amasya Tamimi hakkında söz isteyen Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsala aittir.
Buyurunuz
Sayın Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsalın, Amasya
Genelgesi ve 12 Haziran Amasya Uluslararası Kültür ve Sanat Etkinlikleri
Haftasına ilişkin gündem dışı konuşması
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Amasya Genelgesi ve Amasya 12 Haziran Uluslararası Kültür ve Sanat
Etkinlikleri Haftası nedeniyle gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Mondros Mütarekesi ve Sevr
Anlaşmaları ile Osmanlı Devletiyle birlikte bu devletin
asıl dayanağı olan Türk milleti de yok farz edilmek
istenmiştir. Yok sayılmak istenilen Türk milletinin kurtuluş
direnişini uygulamak için, Gazi Mustafa Kemal Paşa, altı ay
boyunca görevli olduğu İstanbuldan Anadoluya geçmek için çok çaba
sarf etmiş, nihayet 19 Mayıs 1919da Samsuna gelerek ilk
adımı atmıştır. Bu ilk adımla birlikte Gazi
Mustafa Kemal Paşanın Samsun, Havza ve Amasyadaki faaliyetleri
isyan olarak kabul edilmiş, Dahiliye Nazırı Ali Kemal,
İstanbul Hükûmetinin bu kararını bütün ülkeye duyurmuştur.
12 Haziran 1919da Amasyaya gelen Gazi Mustafa Kemal Paşa, 22 Haziran
1919 günü yayınlanan Amasya Tamimi ile ileride kuracağı Türkiye
Cumhuriyetinin şeklini de neredeyse Amasya Tamiminde belirtmiş ve
oluşturmaya çalışmıştır.
İzin
verirseniz, Amasya Tamiminin ilk paragrafını da okumak istiyorum:
Vatanın bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir. İstanbul
Hükûmeti üzerine aldığı sorumluluğun gereklerini yerine
getirememektedir. Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır. diyerek Amaysa Tamiminin yani genelgesinin bugün
anlaşılabilen çok güzel sonuçları ortaya
çıkmıştır.
Amasya Genelgesinde,
o güne kadar sözü edilmek istenmeyen, çekinilen, hatta korkulan
ulusallık, bağımsızlık ve egemenlik
kavramları ile millet, millî irade ve milliyetçilik kavramları
ısrarla vurgulanmıştır.
Genelge
incelendiğinde, şahsilik ve bölgecilik yoktur, birlik ve beraberlik
anlayışı vurgulanmıştır; etnik ve mezhepsel
ayrımcılık yoktur, askerî, mahallî ve mülki birliktelik
vurgulanmıştır. Milletin bağımsızlığı
ve vatanın bütünlüğü konusunda birlik ve beraberlik vurgulaması
vardır.
Günümüzde ise
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. sözünün
ışığında sadakati üzerine yemin ettiğimiz
Anayasanın şekil verdiği kurum ve kuruluşlar, ulusal
egemenlik konusunda alacağı kararlarda tartışmasız
hukuku ön plana alırlar. Hukuka saygı millî egemenliğin
vazgeçilmez şartıdır. Anayasanın vücut bulduğu
kuvvetler ayrılığı prensibi Türk milleti adına hareket
eden güçlerin çatışması ile değil,
dayanışması ile yerini bulacaktır.
Amasya
Genelgesiyle yola çıkılan ulusal seferberliğin en büyük eseri
cumhuriyetimizin en temel dayanağı olan yasama, yargı ve yürütme
şüphesiz tüm kararlarını Türk milleti adına
almaktadır. Siyasetçiler, yürütme erki yani iktidar ile millî
egemenlik kavramlarını bir tutmak gibi bilimsel bir
yanılgıya düşmemelidirler. Bu yanılgı toplumda çok
derin yaralara, belki de çatışmalara yol açabilir. Yürütme erki,
yasama erkini sadece istenilen, arzu edilen yasaların
çıktığı yer olarak değil, aynı zamanda kendisini
denetleyen, kontrol eden eşit bir mekanizma olarak görmelidir.
İşte bu
anlayışla hareket eden bizler, Amasya Genelgesinden yola çıkan
Ulu Önder Atatürk ve onun yol arkadaşlarının kurduğu bu
değerli çatıda Türkiye Büyük Millet Meclisinin biz üyeleri, milletten
aldığı yetkileri kullanırken kürsü
dokunulmazlığı hariç, milletvekilliği
dokunulmazlığından artık ayrılmak zorundayız.
Millî mücadele
için yola çıkan başta Gazi Mustafa Kemal Paşa ve onun silah
arkadaşlarının emperyalizme karşı vermiş
olduğu mücadele zor şartlarda idi, sıkıntılı
şartlara idi ve dokunulmazlık yoktu, hatta İstanbul Hükûmetince
yakalanma emri vardı, yani dokunulmak isteniyordu.
Bugün
çağdaş bir Türkiye Büyük Millet Meclisi ve demokratik bir üye ülke
olma yolunda ilerleyen Türkiyeye ve onun Meclisine dokunulmazlık
zırhı yakışmamaktadır. Eğer
değerlendirilirse, milletin hassasiyeti bu konu üzerindedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 12 Haziran 2008 Perşembe
gününden başlayarak, 22 Haziran 2008 Pazar gününe kadar sürecek olan
Amasya 12 Haziran Uluslararası Atatürk ve Kültür Sanat Etkinlikleri
düzenlenmiştir. Amasya Valiliği ve Belediyesince düzenlenen bu
etkinlikler Amasya ilimizin tarihî ve doğa güzelliklerine ayrı bir
katkı sunmuştur.
Bu etkinliklerin
yapıldığı kentimiz Amasyamız, kurulduğu tarihten
bu güne kadar yaşadığı tüm uygarlıkları ve o
uygarlıklardan bize kalan kültür mirasını hâlâ yaşatan bir
müze, ender bir kültür merkezidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurun.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
Rusyasından Hindistanına kadar, Kazakistandan Romanyasına
kadar, uluslararası spor, kültür, folklor ve bilim adamlarının
katıldığı Amasya 12 Haziran Kültür ve Sanat Etkinliği
yıllar geçtikçe daha da coşkuyla kutlanmaktadır.
Bu bilgiyi de
konuşmam nedeniyle sizlere aktarmayı bir görev sayıyorum.
Saygılarımla Genel Kurulu selamlıyorum.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.
Şimdi,
gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Anayasa ve Adalet
Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonun bazı sayın
milletvekillerinin yasama dokunulmazlıkları hakkında 15 adet
raporu vardır. Raporların muhalefet şerhleri aynı
olduğundan ortak muhalefet şerhi son raporun altında
okunacaktır.
Şimdi,
raporları sırasıyla okutup, bilgilerinize sunacağım.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler
1.- Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordunun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/151) (S. Sayısı: 188) (x)
2.- Ordu Milletvekilleri Eyüp Fatsa ve Enver
Yılmazın yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/152) (S. Sayısı: 189) (x)
3.- Antalya Milletvekili Deniz Baykalın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/153) (S. Sayısı: 190) (x)
4.- Samsun Milletvekili Haluk Koçun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/155) (S. Sayısı: 191) (x)
5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının
yasama dokunulmazlığının kaldırılması
hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/156) (S. Sayısı:
192) (x)
6.- Samsun Milletvekili Haluk Koçun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/157) (S. Sayısı: 193) (x)
7.- Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fıratın
yasama dokunulmazlığının kaldırılması
hakkında Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/158) (S.
Sayısı: 194) (x)
8.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsanın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/159) (S. Sayısı: 195) (x)
9.- Mersin Milletvekili Ali Oksalın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/160) (S. Sayısı: 196) (x)
10.- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/161) (S. Sayısı: 197) (x)
11.- İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/162) (S. Sayısı: 198) (x)
12.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgunun yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/163) (S. Sayısı: 199) (x)
13.- Edirne Milletvekili Rasim Çakırın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/164) (S. Sayısı: 200) (x)
14.- Hatay Milletvekili Gökhan Durgunun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/165) (S. Sayısı: 201) (x)
15.- Zonguldak Milletvekili Polat Türkmenin yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/166) (S. Sayısı: 202)(x)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tedbirsizlik ve
dikkatsizlik sonucu ölüme sebebiyet verme suçunu işlediği iddia
olunan Kütahya Milletvekili Hüsnü Ordu hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Kütahya
Milletvekili Hüsnü Ordu hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Havaya silah ile
ateş etmek suçunu işlediği iddia olunan Ordu Milletvekili Eyüp
Fatsa hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsa hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Havaya silah ile
ateş etmek suçunu işlediği iddia olunan Ordu Milletvekili Enver
Yılmaz hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
(x)
188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202 S.
Sayılı Basmayazılar tutanağa eklidir.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu
Milletvekili Enver Yılmaz hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği
sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Hakaret suçunu
işlediği iddia olunan Antalya Milletvekili Deniz Baykal hakkında
düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Antalya
Milletvekili Deniz Baykal hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Hakaret suçunu
işlediği iddia olunan Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkında
düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Samsun Milletvekili
Haluk Koç hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği
sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İhaleye
fesat karıştırmak suçunu işlediği iddia olunan
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı Komisyonumuza yazılı olarak
dokunulmazlığının kaldırılması talebini
iletmiştir.
Karma
Komisyonumuz, isnad olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Kamu görevlisine
karşı görevinden dolayı hakaret suçunu işlediği iddia
olunan Samsun Milletvekili Haluk Koç hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Samsun
Milletvekili Haluk Koç hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Hakaret suçunu
işlediği iddia olunan Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat
hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Adana
Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat hakkındaki
kovuşturmanın Milletvekilliği sıfatının sona
ermesine kadar ertelenmesine karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
298
sayılı Seçim Kanununa muhalefet suçunu işlediği iddia olunan
Ordu Milletvekili Eyüp Fatsa hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz,
isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Ordu Milletvekili Eyüp
Fatsa hakkındaki kovuşturmanın Milletvekilliği
sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine karar
vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Taksirle ölüme
sebebiyet vermek suçunu işlediği iddia olunan Mersin Milletvekili Ali
Oksal hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılmasına
Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında
Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Mersin
Milletvekili Ali Oksal, Komisyonumuza yazılı olarak
dokunulmazlığının dönem sonuna kadar devam etmesi talebini
iletmiştir.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Mersin
Milletvekili Ali Oksal hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Kamu görevlisine
görevinden dolayı alenen hakaret suçunu işlediği iddia olunan
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İstanbul
Milletvekili Mehmet Sevigen hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa saygı
ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Alenen hakaret
suçunu işlediği iddia olunan İzmir Milletvekili Kemal Anadol
hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak İzmir
Milletvekili Kemal Anadol hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Basın
yoluyla hakaret suçunu işlediği iddia olunan Hatay Milletvekili
Gökhan Durgun hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Taksirle yaralama
suçunu işlediği iddia olunan Edirne Milletvekili Rasim Çakır
hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Edirne
Milletvekili Rasim Çakır Komisyonumuza yazılı olarak
dokunulmazlığının kaldırılması talebini
iletmiştir.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Edirne
Milletvekili Rasim Çakır hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Kişiler
arasında rıza dışında kayda alınan aleni olmayan
konuşmaların diğer kişilere verilmesi,
basın-yayın yoluyla yayımlanması suçunu işlediği
iddia olunan Hatay Milletvekili Gökhan Durgun hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Hatay
Milletvekili Gökhan Durgun hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerçeğe
aykırı mal beyanında bulunmak suçunu işlediği iddia
olunan Zonguldak Milletvekili Polat Türkmen hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Zonguldak
Milletvekili Polat Türkmen hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Muhalefet
Şerhi
Karma
Komisyonun, kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine dair
kararına aşağıda yazılı gerekçelerle muhalefet
ediyoruz;
(1) Dokunulmazlıklar
konusunda, 22. Yasama Dönemindeki temel sorun; mevcut Anayasanın 76.
maddesiyle TBMM İçtüzüğü'nün 131 ve devamı maddelerinin,
düzenleniş amacına aykırı olarak ve çoğunluk
diktasına dayalı bir anlayışla uygulanmasından
kaynaklanmaktadır.
Aynı anlayış
ve uygulamanın 23. Yasama Döneminde de devam edeceği görülmektedir.
Bilindiği
gibi, TBMM İçtüzüğünün 131 ve müt. maddelerindeki hükümlere göre;
Karma Komisyon,
olayın ve suçlamanın niteliğine göre; ya
dokunulmazlığın kaldırılmasına ya da
kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine karar verecektir. Elbette bu
değerlendirmeyi yaparken, önüne gelen dosya kapsamını da göz
önünde bulunduracaktır. Dosyanın geldiği safahat,
suçlamanın niteliği gibi hususları genel olarak göz önüne
alıp, keza Anayasanın 76. maddesinde düzenlenmiş olan
Milletvekili seçilme engeli teşkil eden bir suçlamanın söz konusu
olup olmadığını da değerlendirerek; buna göre karar
verecek ve rapor hazırlayacaktır.
Bunu yaparken,
bir yargıç gibi davranmamak gerektiği açıktır. Delillerin
tartışmasından özenle kaçınmak gerekmektedir.
Bu âdil ve
objektif yaklaşım içinde hazırlanacak olan raporun, 2 ayrı
sonucu olacaktır.
Karma Komisyon
ise, hiçbir objektif ölçü arayışına girmeden, Hükümet
kaynaklı talep ve talimatlar doğrultusunda karar vermiştir.
(2) 22. Yasama
Döneminde, kişisel kaygı ve siyasi hesaplarla Meclis iradesine
tahakküm eden siyasi iktidarın, aynı anlayış ve
uygulamayı bu dönemde de devam ettirmek istediğini, demokrasi
adına endişeyle gözlemliyoruz. Bu endişe sebebiyledir ki, her zeminde
demokrasi ve hukuk adına, AKP Grubunu uyarmak gereğini duyuyoruz.
Hükümet
kaynaklı olarak sürdürülen bu hukuk tanımaz uygulamalar sebebiyle;
Anayasa ve İçtüzük açık bir şekilde ihlâl edilmektedir.
Hukuka
aykırı olan, çoğunluk diktasına dayalı olan bu
yanlış uygulamalar sebebiyledir ki; kişiler
yargılanamamakta, bu durum gelişen süreçte tıkanmalara yol
açmaktadır.
Bu
yanlış uygulamalar ve dayatmalar sebebiyle; kamuoyunun doğru
bilgilendirilmesi mümkün olamamakta ve adli denetim süreci ihlâl edilmektedir.
Dokunulmazlık
kurumu ve keza soruşturma izni kavramları, Siyasi İktidar
tarafından hukuk tanımaz bir anlayışla
yozlaştırıldığı ve kötüye
kullanıldığı içindir ki; TBMM belli bir süreçten sonra
bazı bürokratlar ve kanun kaçakları (58 ve 59. Hükümetler Dönemindeki
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı gibi) için bir
sığınma mercii haline getirilebilmiştir.
Anılan
kişi hakkında, yargı kararlarını uygulamamaktan
dolayı Yargıtay 4. Ceza Dairesine intikal eden 20ye yakın dosya
mevcuttur. Bu dosya sayısının daha da artacağı
anlaşılmaktadır.
Keza, AKP Mersin
Milletvekili Ali Er hakkındaki dosya da üzerinde önemle durulması
gereken bir dosyadır. Anılan Milletvekili hakkında, oğlunun
yol açtığı ve ölümle sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili
olayda, sanık konumuna girerek olayı üstlendiği iddia
edilmektedir. Bu çok ağır bir iddiadır. Bir Milletvekilinin
böylesine nitelikli bir iddiayla görevini sürdürmesi ve zan altında
kalması, Milletvekilliği sıfatı ve TBMMnin saygınlığıyla
bağdaşmaz. Ancak Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar
sebebiyledir ki, çoğunluk diktası uygulaması sonucunda, adı
geçen Milletvekili de âdil yargılanma hakkını
kullanamamaktadır.
Öte yandan;
haklarında zimmet, dolandırıcılık, çete kurmak, kamu
taşıma biletlerinde kalpazanlık yapmak gibi suçlamalar bulunan
Milletvekilleriyle ilgili yargılamaların yapılamaması;
kamuoyunun denetim yapması ve bilgi alması süreçlerini olumsuz bir
şekilde etkilemektedir. Türkiyenin karanlık suç ilişkileri
dönemini teşkil eden Susurluk ve bağlantılı dosyaların
yargılaması bu yüzden uzun yıllar
yapılamamıştır. Faili meçhul cinayetlerin yoğun olarak
işlendiği bir dönemi kapsayan bu olayların gerçek
boyutlarının ortaya çıkarılmamış olması sebebiyledir
ki;
aradan geçen 8-10
yıldan sonra benzer nitelikte olan Hrant Dink, Malatya cinayetleri, Rahip
cinayetleri ve eylemleri karşımıza
çıkmıştır. Ergenekon ismiyle adlandırılan, ancak
hazırlık tahkikatı aşamasından itibaren Hükümet
sözcüsü medya yapılanmasına Emniyet tarafından servislerin
yapıldığı bir tablo ile karşı karşıya
olduğumuz görülmektedir.
Acz ifade eden ve
ibret verici olan bir diğer gelişme ise;
henüz iddianamesi
dahi düzenlenmemiş olan bir soruşturma; Başbakan ve Kültür
Bakanı tarafından, AKP aleyhine Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı tarafından açılan davayla irtibatlandırılabilmiştir.
Böyle bir tablo
ve sunuş, demokrasiler için utanç verici olmanın ötesinde,
demokrasinin geleceği bakımından da endişe vericidir.
(3) Hükümet,
dokunulmazlıklar konusunda sıkışmış
durumdadır. 22. Yasama Döneminde yarattığı hukuk
dışı uygulamalar Hükümeti esir almıştır. Bu
esaret, 23. Yasama Döneminde yeni hukuksuzlukları beraberinde
getirmektedir.
Hükümet, 23.
Yasama Döneminde PKK terörü sebebiyle gelişen toplumsal ve siyasi süreci,
popülist bir anlayışla istismar etme girişimi içindedir.
Çoğunluk
diktasına dayalı hukuk tanımaz uygulamalar 23. Yasama Döneminde,
Meclis bünyesinde giderek tırmanmaktadır.
Gelinen süreçte,
kamuoyunda doğmuş olan tepki sebebiyle; AKP Hükümeti, kendi
suçluluğunu ve sorumluluğunu bertaraf edebilmek amacıyla, bilgi
kirliliği ve karartma yaratarak; DTPli Milletvekillerinin
şahsında, dokunulmazlıkların kaldırılması
uygulamasını gerçekleştirmek suretiyle, kürsü
sorumsuzluğuna müdahalenin yolunu açmaktadır.
Böyle bir
süreçte, Hükümetin bazı kavramları istismar ederek bir oldu - bitti,
bir emrivaki yaratmak istediği görülmektedir.
Bu
girişimlere, demokrasi ve hukuk adına engel olunması
gerekmektedir.
Böyle bir
girişim kaçınılmaz olarak, kürsü sorumsuzluğunun ihlâli
sonucunu doğuracaktır. Faşizan yapılanmayı ve Parti
Devleti yapılanmasını kurumsallaştırma yolunda ciddi
bir mesafe sağlayan siyasi iktidar; bu yolla, yasama sorumsuzluğunun
da ihlâli sürecini başlatacaktır.
Anayasanın
83/2 ve 14. maddesiyle bağlantılı olan suçlamalar yönünden, TBMM
Başkanlığına intikal eden dosyaların akıbeti
hakkında karar verme yetkisi TBMM-Karma Komisyonuna aittir. Bu süreçte
artık geçerli olan irade, Komisyonun iradesidir. Komisyon, dosya
kapsamı ve yukarıda sözü edilen maddeler çerçevesinde
değerlendirmesini yapacaktır.
TBMM
Başkanlığına intikal eden bazı dosyaların, Karma
Komisyonda görüşülmesine fırsat verilmeden, Hazırlık
Komisyonu veya TBMM Başkanlığı aşamasında,
Mahkemelerine veya Savcılıklara iade edilmesini; Karma Komisyon ve
Meclisin iradesine müdahale olarak gördüğümüzü önemle ifade ediyoruz.
(4)
Açıklanan sebeplerle;
AKP Grubunun,
çoğunluk diktasına dayalı olarak, keyfi ve sorumsuz bir
şekilde tesis ettiği bir Komisyon iradesi söz konusudur. Demokrasi ve
kurallarla böylesine sorumsuz bir şekilde oynanması
kaçınılmaz olarak adalet kavramını zedelemektedir.
Bu
anlatımlarımız çerçevesinde, dokunulmazlıkların
kaldırılması konusunda ilkeli ve tutarlı
davranılmasının önemini bir kez daha vurguluyoruz.
Hukuk, kurallarla
çalışır ve işler. Toptan veya götürü usulün, hukukta yeri
yoktur.
Dokunulmazlıklar
konusundaki temel ve objektif ölçü ise, Anayasanın 76 ncı maddesidir.
Bu madde
kapsamında kalan suçlar yönünden ayrım yapılmadan,
yargılama sürecinin devam etmesi gerekir. Çünkü bu suçlar sübut
bulduğu takdirde, nitelikleri itibariyle Milletvekilliği göreviyle
bağdaşmamaktadır. Sübut halinde sürdürülmesi mümkün olmayan
Milletvekilliği görevinin devam etmesinin hiçbir hukuki
açıklaması ve tutarlılığı söz konusu olamaz.
Böyle bir durum,
Anayasa ve İçtüzüğün ilgili hükümlerinin ihlali anlamına gelir.
76 ncı madde
ölçütünün dışında kalan suçlar yönünden ise; dosyası
bulunan Milletvekilinin talep ve savunması da değerlendirilerek,
dosya safahatına ve içeriğine göre karar verilmelidir.
Bu aşamada,
diğer kamu görevlilerinin de dokunulmazlıklarının bulunduğu
yolundaki AKP görüşlerini değerlendirmekte yarar görüyoruz. Önemle
ifade ediyoruz; diğer kamu görevlileri hakkında dokunulmazlık
söz konusu değildir. Kamu görevlileri hakkında soruşturma izni
kavramı söz konusudur. Soruşturma izni ilgili amir tarafından
verilmediği takdirde, idari yargı prosedürü içinde, adli
kovuşturma ve yargılama süreci başlayabilmekte, daha
doğrusu yargı denetimi süreci işlemektedir. Bu sebeple, kamu
görevlilerinin dokunulmazlığı değil, belli usul dairesinde
yargılanması söz konusudur.
Nitekim,
yakın tarihte rektörler, kuvvet komutanları görevde iken
yargılanmışlar, tutuklu kalmışlar, beraat
etmişler veya mahkum olmuşlardır. Salt bu süreç dahi; AKP
sözcülerinin söylemlerinin gerçeklerle ve mevzuatımızla ilgisi
olmadığını göstermeye yeterlidir. Öte yandan; kamu
görevlileriyle ilgili olarak bu adli sürecin dışında; görev yeri
değişikliği, disiplin uygulamaları ve tazmin
sorumluluğunun varlığı da ayrı bir gerçektir.
Bir kez daha
ifade ediyoruz; soruşturma izni kavramı, görevin mahiyeti gereği
uygulanan bir hukuksal durumdur.
En nihayet,
soruşturma izni düzenlemesinden Hükümet rahatsız ise veya gerçekten
düzeltilmesine gerek görüyor ise yahut daha seri hale getirmek istiyorsa; bu
yöndeki yasal değişiklikleri her zaman değerlendirmeye açık
olduğumuzu hep ifade ettik. Ancak burada da, Hükümetin gayri ciddi ve
tutarlı olmayan tavrı hemen ortaya çıkmıştır.
Çünkü; Hükümet, soruşturma izni kavramını ve yetkisini kendi
tekelinde tutarak; siyasi ve kişisel yaklaşımına göre,
soruşturma iznini kaldırmakta ya da reddetmektedir.
Soruşturma
izninin kısıtlanması veya kaldırılması yönünde
22. Yasama Döneminde başta Bursa Milletvekili Sn. Ertuğrul
Yalçınbayır tarafından sunulan kanun tekliflerinin, AKPnin
oylarıyla reddedildiğini de önemle ifade ediyor ve vurguluyoruz.
Görüldüğü
gibi; Hükümet, demokrasi arayışı içinde olmayıp,
dayatmacı bir anlayışla, kişisel çıkar ilişkileri
ve siyasi kaygılarla; dokunulmazlıkların
kaldırılması sürecini toptan bir anlayışla
engellemektedir.
Böyle bir
anlayış ve uygulamanın, hukukta ve anayasada yeri yoktur.
Tüm bu
sebeplerle; Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar doğrultusunda,
kişisel çıkarlar ve siyasi kaygılarla, TBMM Karma Komisyonunun
AKPli üyelerinin çoğunluk diktası yoluyla tesis ettikleri erteleme
kararına muhalefet ettiğimizi beyan ediyoruz.
|
|
Halil Ünlütepe |
Turgut Dibek |
Atilla Kart |
|
|
Afyonkarahisar |
Kırklareli |
Konya |
|
|
Şahin
Mengü |
Ali Rıza
Öztürk |
İsa Gök |
|
|
Manisa |
Mersin |
Mersin |
|
|
Rahmi Güner |
|
Ali İhsan
Köktürk |
|
|
Ordu |
|
Zonguldak |
Muhalefet
Şerhi
3/166 no ile işlem
gören Zonguldak Milletvekili Polat Türkmenin
dokunulmazlığının kaldırılması
isteğinin dönem sonuna kadar ertelenmesine dair çoğunluk
kararına muhalefet şerhimiz aşağıda arz
edilmiştir.
Milletvekili
dokunulmazlığı birçok modern ülkede bulunduğu gibi ülkemizde
de anayasal bir hukuki müessese olarak yer almaktadır. Milletvekillerinin
görevlerinin niteliği gereği birçok haksız ve uydurma isnatla
karşılaşmaları muhtemeldir. Nitekim bu nedenle birçok suç
tipi bakımından diğer kamu görevlileri de benzer korumalara
sahiptir.
Ancak
dokunulmazlıkla amaçlanan esas gaye milletvekillerinin meclis kürsüsündeki
konuşmaları sebebiyle sınırsız
yargılanmazlık güvencesine sahip olmaları yanında esas
itibariyle iftira niteliğinde olacak ithamlardan korunmalarını
temin etmektir. Bugün ise komisyon önüne gelen dosyalardan
anlaşıldığı üzere sayın
Başbakanımız hakkında zimmet, evrakta sahtecilik, cürüm
işlemek için teşekkül oluşturmak, bazı bakanlarımız
hakkında vergi usul kanununa muhalefet ve yine partilerinde önemli görevlerinde
bulunan bazı milletvekilleri hakkında sahtecilik, halkı
sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge
farklılığı gözeterek açıkça tahrik etmek, ihaleye
fesat karıştırmak, kamu kurumlarını dolandırmak,
suçu ve suçluyu övmek gibi ağır toplumca yoğun antipati duyulan
mahkûmiyetleri halinde bırakınız bakan olmayı milletvekili
olmayı kamu görevi bile yapamayacak olan insanların
dokunulmazlık zırhına bürünerek bu müessesenin istismarına
neden oldukları anlaşılmaktadır.
Bu durum kamu
vicdanında, demokratik sisteme, siyaset kurumuna, meclisin
üstünlüğüne gölge düşürmekte, derin yaralar açmaktadır.
Çağdaş
demokrasilerde bırakınız mahkûm olmayı bu tür isnatlarla
karşılaşan siyasetçiler ve kamu görevlilerinin görevden
ayrılmaları neredeyse yazısız bir kural haline
gelmiştir.
Dokunulmazlıkların
kaldırılma isteğine AKPli üyeler yargının
siyasallaştığı hâkim savcıların
bağımsızlığını kaybettiği kamu
görevlilerinin de dokunulamazlığının bulunduğu,
milletvekillerinin itibarının bu şekilde korunduğu
gerekçeleri ile karşı çıkmaktadırlar. Bu gerekçelerin hiç
birisi gerçekçi bulunmamaktadır.
Her kurum
içerisinde hatalar yapıldığı gibi kasıtlı
yanlışlar da yapılabilmektedir. İşine geldiğinde
hukuka saygı talep eden yargı kararlarını kendisine
referans gösteren iktidar hatta zaman zaman ana muhalefetin bu tavrı bu
ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden biridir. Bu tavrın
devamı halinde hakkındaki yargı kararını
beğenmeyen bütün vatandaşlarımıza yargı
siyasallaşmıştır ben bu kararı tanımıyorum
deme imkânı getirecektir ki bu durum kaosa yol açacaktır.
AKPnin
diğer kamu görevlilerinin de dokunulmazlığı bulunduğu
gerekçesi samimiyetten uzaktır. Bahsedilen kamu görevlilerinin
dokunulmazlığını AKP kaldırmak istemiştir de
engel olan mı olmuştur.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak yukarıda belirtilen suçlardan yargılanan
milletvekillerinin dokunulmazlıklarının devamı ile meclisin
itibarının korunacağını düşünmüyoruz. Tam tersine
bir kurum varsa içindeki sıfatını istismar edenleri
ayıklayarak itibar kazanacağına inanmaktayız.
Bu sayede
haklarında uydurma isnatlardan milletvekillerinin aklanmalarının
önü açılmış olacaktır.
Bütün bu
nedenlerle MHP olarak dokunulmazlığın anayasamızda kürsü
dokunulmazlığı şeklinde yeniden düzenlenmesinin yerinde
olacağına mevcut hal itibariyle de haklarında fezleke olan
milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılarak
adaletin tecellisine tevdilerine karar verilmesi gerektiği inancıyla
muhalefet şerhimizi arz ediyoruz.
|
|
Rıdvan
Yalçın |
Metin
Çobanoğlu |
Osman
Ertuğrul |
|
|
Ordu |
Kırşehir
|
Aksaray |
|
|
Behiç Çelik |
S. Nevzat
Korkmaz |
Faruk Bal |
|
|
Mersin |
Isparta |
Konya |
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının üç tezkeresi vardır,
ayrı ayrı okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- Bahreyn Temsilciler Meclisi Başkanı Halife
Bin Ahmed Al-Dahrani ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaretinin uygun
bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/458)
06
Haziran 2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlık Divanı'nın 28 Mayıs 2008
tarih ve 28 sayılı Kararı ile Bahreyn Temsilciler Meclisi
Başkanı Halife Bin Ahmed Al-Dahrani ve beraberindeki heyetin ülkemizi
ziyaret etmesi uygun bulunmuştur.
Söz konusu
heyetin ülkemizi ziyareti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanun'un 7. Maddesi gereğince Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
2.- Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki
parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisinin konuğu olarak resmî
temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyaretinin uygun bulunduğuna
ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/459)
06
Haziran 2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
TBMM
Başkanlık Divanı'nın 14 Mayıs 2008 tarih ve 27
sayılı Kararı ile, Çin Halk Cumhuriyeti Ulusal Halk Kongresi
Dışişleri Komisyonu Başkanı ve beraberindeki
parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin konuğu olarak resmi
temaslarda bulunmak üzere ülkemizi ziyareti uygun bulunmuştur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 sayılı Kanun'un 7 nci Maddesi gereğince
Genel Kurul'un bilgisine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
3.- Ukrayna Parlamentosu Dışişleri Komisyonu
Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük Millet
Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi
ziyaretinin uygun bulunduğuna ilişkin Başkanlık tezkeresi
(3/460)
06
Haziran 2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
TBMM
Başkanlık Divanı'nın 14 Mayıs 2008 tarih ve 27
sayılı Kararı ile, Ukrayna Parlamentosu Dışişleri
Komisyonu Başkanı ve beraberindeki parlamento heyetinin Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin konuğu olarak resmi temaslarda bulunmak üzere ülkemizi
ziyareti uygun bulunmuştur.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
Hakkındaki 3620 sayılı Kanun'un 7 nci Maddesi gereğince
Genel Kurul'un bilgisine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Sözlü soru
önergesinin geri alınmasına dair iki tezkere vardır, ayrı
ayrı okutuyorum:
B) Önergeler
1.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun (6/543)
esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin
önergesi (4/56)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü
sorular kısmının 189 uncu sırasında yer alan (6/543)
esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim.
Reşat
Doğru
Tokat
2.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükatamanın
(6/645) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/57)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü
sorular kısmının 280 inci sırasında yer alan (6/645)
esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim.
İsmet
Büyükataman
Bursa
BAŞKAN
Sözlü soru önergeleri geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır.
Önergeleri
okutuyorum:
C) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21
milletvekilinin, demir-çelik fiyatlarındaki artışın
inşaat ve imalat sektörlerine etkisinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/185)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Demir çelik fiyatlarının artması ile inşaat ve
imalat sektörüne olumsuz etkilerini araştırmak, olumsuzlukları
gidermek için alınması gereken önlemleri belirlemek amacıyla
Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104.
ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz. 14.05.2008
1) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
2) Mithat Melen (İstanbul)
3) Murat Özkan (Giresun)
4) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
5) Akif Akkuş (Mersin)
6) Kadir Ural (Mersin)
7) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
8) Mustafa Kalaycı (Konya)
9) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
10) Hasan Çalış (Karaman)
11) Ahmet Orhan (Manisa)
12) Mümin İnan (Niğde)
13) Beytullah Asil (Eskişehir)
14) D. Ali Torlak (İstanbul)
15) Reşat Doğru (Tokat)
16) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
17) Necati Özensoy (Bursa)
18) Hasan Özdemir (Gaziantep)
19) Muharrem Varlı (Adana)
20) Şenol Bal (İzmir)
21) Yılmaz Tankut (Adana)
22) Alim Işık (Kütahya)
Gerekçe:
Demir-çelik
ürünlerindeki fiyat artışı ocak ayından bu yana yüzde 100'ü
geçtiği görülmektedir. Geçen yıl 80 Ykr olan inşaat demirinin
fiyatı 1 YTL 95 Ykr'ye çıkmıştır.
Fiyat
artışları, inşaattan, imalat ve üretim sektörüne birçok
alanı olumsuz etkilemektedir. İmalatçılar vadeli mal alamaz
duruma gelmiş, ana hammadde olan demiri almakta güçlük çeken fabrikalar ya
üretimi durdurmaya, ya da eleman çıkararak küçülmeye
başlamışlardır. Demir ve çelik alımlarındaki uzun
vadelerin tamamen geçerliliğini yitirmiştir.
Demir
fiyatlarının artması inşaat sektörünü de olumsuz
etkilemektedir. Yeni inşaat yapımları durma
noktasındadır. Birçok müteahhit anahtar teslim sözleşme
yaptığından dolayı iflas noktasına gelmektedir.
İnşaatlarını durdurmayan firmalar ise bu zamları konut
fiyatlarına yansıtacaktır.
"Türkiye'deki
demir fiyatlarının, dünyadaki demir fiyatlarından farklı
bir şekilde arttığı gözlemlenmektedir. Dolar bazında,
euro bazında bir artış olmadığı ancak YTL bazında
fiyat artışı olduğu genel bir kanıdır. Bu da demir-çelik
üreticilerinin keyfî bir şekilde fiyat
açıkladığını ortaya koymaktadır. Dünyadaki fiyat
artışı, ülkemizdeki artışla aynı oranda
olmamaktadır. Oluşan tabloda demir-çelikte haksız kazanç ve
tekelleşme olduğu gözlemlenmektedir.
Demir-çelik
fiyatlarının aşırı zamlanmasının sebebi
olarak Çin gösterilmektedir. Uzakdoğulu ekonomi devinin
aşırı büyümesi ve Türkiye'deki demir-çeliğin de bu ülkeye
ihraç edilmesi, fiyatların artışı için bir sebep olarak
görülmektedir. Çin Halk Cumhuriyeti'nin piyasadan çok miktarda kütük
alması sonucu demir fiyatlarına gelen zamların diğer bir
sebebi olarak gösterilmektedir.
Çin'in de devreye
girmesiyle haddecilerin, piyasaya arz edilen inşaat demirinin
fiyatını yükselttiği söylenmektedir.
İhracat
bağlantıları neden gösterilerek iç piyasanın ihtiyacı
göz ardı edilmekte ve sektörde kriz oluşturulması ile
inşaat sektörü çıkmaza sürüklenmektedir. İnşaat
sektöründeki bu durum yatırımların yavaşlamasına ve iflasa
neden olabileceği gibi sosyal problemleri de beraberinde getirecektir."
Konuyla ilgili
çözüm yollarının araştırılması ve
olumsuzlukların giderilmesi için alınması gereken önlemleri
belirlemek amacıyla Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
araştırması açılması gerekmektedir.
2.- Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcı ve 21
milletvekilinin, Ergene Çevre Düzeni Havza Planı çerçevesinde yaşanan
gelişmelerin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/186)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
TRAKABın
(Trakya Kalkınma Birliği) ve İMPnin (İstanbul Metro
Politan) Trakyadaki planlama çalışmaları ile ilgili
konuların araştırılması amacıyla Anayasanın
98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105.
maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
2) Beytullah Asil (Eskişehir)
3) Hüseyin Yıldız (Antalya)
4) Metin Ergun (Muğla)
5) Yılmaz Tankut (Adana)
6) Muharrem Varlı (Adana)
7) Mehmet Ekici (Yozgat)
8) Akif Akkuş (Mersin)
9) Münir Kutluata (Sakarya)
10) Cemaleddin Uslu (Edirne)
11) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
12) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
13) Ümit Şafat (İstanbul)
14) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
15) Necati Özensoy (Bursa)
16) Mustafa Enöz (Manisa)
17) Reşat Doğru (Tokat)
18) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
19) Ahmet Orhan (Manisa)
20) Rıdvan Yalçın (Ordu)
21) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
22) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
Genel Gerekçe:
57. Hükümet
döneminde Trakya Üniversitesine yaptırılan 1/100.000 ölçekli Ergene
Çevre Düzeni Havza Planı 59. Hükümet döneminde Çevre
Bakanlığı tarafından onaylanmıştır. Daha
sonra 1/100.000'lik plana uyumlu 1/25.000'lik alt planların
yapılması Çevre Bakanlığı tarafından TRAKAB
(Trakya Kalkınma Birliği) üç ilin (Edirne, Tekirdağ ve
Kırklareli) Valilerinin, Belediye Başkanlarının ve İl
Özel İdarelerinin üye olduğu kuruluşa devredilmiştir.
TRAKAB ise bu yetkiyi planları bedelsiz yapmayı teklif eden
İstanbul Büyükşehir Belediyesine devretme kararını
almıştır.
Bugün İMP,
Trakya Üniversitesi'nin hazırladığı raporlara riayet
etmeden kendi bildiğince, tamamen İstanbul Belediyesi'nin
menfaatlerini göz önünde tutarak, Trakya'yı hiçe sayarak, Trakya'yı
yok etme pahasına bir rapor hazırlamaktadır. İstanbul'u en
fazla sıkıştıran sorunların, dezavantajlı
sanayilerin ve buna bağlı iş gücünün ivedilikle Trakya'ya
kaydırılması seçeneği ön plana
çıkarılmaktadır.
Hazırlanan
plana katkıda bulunması amacı ile üç ilimizin tüm il merkezleri
ve ilçelerinde vizyon toplantıları yapılmış ve bu
toplantılarda kararlar alınmıştır. Yapılan bu
vizyon toplantılarına katılımlar zaman zaman az sayıda
olmuş ve dolayısıyla bu toplantılar tüm kurumların
görüşlerini yansıtmamaktadır.
İMP ile
İl ve İlçelerimizde yapılan bilgilendirme
toplantılarında İMP'nin hazırladığı plan ile
vizyon toplantılarında çıkan kararların birçok yerde
örtüşmediği ve bundan dolayı İl ve İlçe Belediye
Başkanları ile İMP yetkililerinin mutabık olmakta
zorlandıkları görülmüştür.
Çevre ve Orman
Bakanlığı, Ergene Havzası Planı'nı yapan Trakya
Üniversitesine bilgi dahi vermeden Plan kararlarını sürekli
değiştirmektedir. Plan, onayından bir yıl sonra 7 kez
değiştirilmiştir.
Plan dahilinde,
Ergene Havzası'nda bulunan tarım arazileri yeniden
sınıflandırılmış ve tarımsal olarak
kullanılamayacak yerler zaman zaman tarım arazisi, 1. derecede
tarım arazisi olabilecek yerler ise imara açılacak yerler olarak
gösterilmiştir. Ergene Havzası'nı kirlilikten kurtarabilecek çalışmaların
yeterli olmadığı tespit edilmiştir.
Kısaca
özetlemeye çalıştığımız durumların Trakya'da
sanayileşme ve nüfus yoğunluğunu artırmaya yönelik bir
sonuç doğuracağı ve Trakya'nın geleceği ile ilgili
telafisi olamayacak olumsuzluklara yol açabileceği aşikardır.
Böylesine önemli stratejik bir karar TRAKAB ve İMP yönetimine
bırakılmayacak kadar ciddidir. Yapılan plan, tüm Trakya'da
yaşayan yaklaşık 10 milyon insanı ve sadece üç ilimize
önümüzdeki 3-4 sene içerisinde göç etmesi düşünülen 2 milyon insanı
ilgilendirmektedir. Dolayısıyla konunun Türkiye Büyük Millet
Meclisinde bir komisyon oluşturularak incelenip sağlıklı
bir sonuca ulaştırılması gerekmektedir.
Yukarıda
gerekçesi sunulan sorunların varlığının ve
boyutlarının tespiti ve bunların çözümü hususunda
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için, Anayasanın 98. ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz
ederiz.
3.- Tokat Milletvekili Reşat Doğru ve 20
milletvekilinin, Tokat ilinin sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/187)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
belirttiğimiz üzere, Tokat İlinin genel sorunlarının
araştırılarak, alınabilecek tedbirlerin belirlenmesi amacıyla,
Anayasamızın 98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri
gereğince bir Meclis Araştırması yapılmasını
arz ederiz.
1) Reşat Doğru (Tokat)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Beytullah Asil (Eskişehir)
4) Yılmaz Tankut (Adana)
5) Osman Durmuş (Kırıkkale)
6) Recai Yıldırım (Adana)
7) Hasan Özdemir (Gaziantep)
8) Ali Uzunırmak (Aydın)
9) Metin Ergun (Muğla)
10) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
11) Metin Çobanoğlu (Kırşehir)
12) D. Ali Torlak (İstanbul)
13) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
14) Akif Akkuş (Mersin)
15) Hasan Çalış (Karaman)
16) Alim Işık (Kütahya)
17) Cemaleddin Uslu (Edirne)
18) Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
19) Mustafa Kalaycı (Konya)
20) Muharrem Varlı (Adana)
21) Mustafa Enöz (Manisa)
Gerekçe:
Tokat, Karadeniz
Bölgesi ile iç Anadolu Bölgesi arasında geçit bölgesi olan bir ilimizdir.
ilimiz, 6000
yıllık mazisi boyunca birçok medeniyeti üzerinde
barındırmaktadır. Zengin kültürel miras içersinde, Tokat Kalesi,
Taşhan, Hıdırlık köprüsü, Alipaşa hamamı ve
Alipaşa Camii, Sulusaray'daki Sebaptapolis yerleşim bölgesi, Kral
Sezar'ın Zile' ye kadar gelmiş olması, Zile kalesi, Erbaa'daki
Horoz tepesi ve Silahtarpaşa camisi ile Danişmentliler
Beyliği'ne Başkentlik yapan Niksar ilçemiz Tokat'ımızın
tarihi ve kültürel zenginliklerinin başlıcalarıdır.
Sulusaray ve
Reşadiye termal kaynakları ile Pazar ilçesindeki doğa
harikası Ballıca mağarası ve Niksar, Başçiftlik,
Reşadiye yaylalarımız doğal zenginliklerimizdir.
Tokat,
cumhuriyetIe birlikte başlayan kalkınma hamleleriyle Turhal
Şeker Fabrikası, Sigara Fabrikası ve Almus Barajının
kurulması ile ülke ekonomisindeki yerini almaya başlamış,
özelleştirme çalışmaları neticesinde tek kamu
yatırımı Turhal Şeker Fabrikası kalmıştır.
Tokat 2000
yılından 2007 yılına kadar 200.000 kişi göç
vermiştir. Bugün 620.722 olan nüfusunun % 56,5'i şehirlerde, %
Tokat ekonomisi
büyük ölçüde tarıma ve tarıma dayalı sanayiye
bağlıdır. Coğrafi özellikleri olarak, 230 metreden
Yeşilırmak
ve kolları tarafından sulanmakta olan Tokat ilinin, zengin bir
tarımsal üretim potansiyeli vardır. Tarım sektörünün 2007
yılında ekonomiye katkısı 1.500.000 YTL. dir.
Ekonomisi
ağırlıklı olarak tarıma dayalı olarak
gelişmekte olan Tokat İlinde, gölet ve sulama kanalları gibi
sulama altyapılarının yeterince geliştirilememiş
olmasının yanında taşkın koruma
çalışmalarının da yetersizliği nedeniyle tarım
alanları tehdit altında kalmaktadır.
Organize Sanayi
Bölgelerinin bitirilememesi nedeniyle, Tokat Sanayisi yeterince
gelişememiştir. Bu nedenledir ki 2000-2007 yılları
arsında ilimizden 200.000 kişi göç etmiştir. İlde
işsizlik oranı yüksektir. İş kur kayıtlarına
göre, 2008 yılı itibarı ile Mart ayında iş
başvurusu yapan 575 kişiden 43, Nisan ayında iş
başvurusunda bulunan 400 kişiden sadece 14 kişi işe
yerleştirilmiştir.
Tokat,
Ulaşım ağı bakımından Kuzeyi Güneye ve
Doğuyu batıya özellikle İstanbul'a bağlayan
karayollarımızın geçtiği kavşakta olmasına
rağmen ulaşım altyapısı yetersizdir. Tokat çevre yolu,
Tokat-Turhal arası raylı sistem, Zile-Alaca yolu, Tokat-Niksar ve
Niksar-Ünye yol çalışmalarının bitirilememiş
olması başlıca problemler olarak varlığını
sürdürmektedir.
İlimizdeki
Gaziosmanpaşa üniversitesinin çözüm bekleyen problemleri mevcuttur.
Üniversite Hastanesi, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi ile Güzel Sanatlar
Fakültesi halen açılamamıştır.
Bu çerçevede,
Tokat ilinde, sürdürülebilir ve topyekün kalkınmayı temin etmek,
istihdam ve üretimi arttırmak, sosyal refahı yükseltmek
amacıyla, sanayi, turizm, tarım, eğitim, sağlık,
madencilik v.b alanlarında yapılabilecek olan
yatırımların belirlenmesi amacıyla Anayasamızın
98. ve İç Tüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince Melis
Araştırması yapılması uygun olacaktır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemde yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşmeler sırası
geldiğinde yapılacaktır.
Zeytin ve
zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretiminde ve
ticaretinde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan
(10/27,34,37,40,102) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonu Başkanlığının Komisyonun görev süresinin
uzatılmasına dair bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
A) Tezkereler (Devam)
4.- (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis
Araştırma Komisyonu Başkanlığının,
komisyonun görev süresinin bir ay uzatılmasına ilişkin tezkeresi
(3/461)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Zeytin ve
Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların Üretiminde ve
Ticaretinde Yaşanan Sorunların Araştırılarak
Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla
Anayasanın 98, İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince
Genel Kurul'un 22.01.2008 tarihli ve 907 sayılı kararı ile
Araştırma Komisyonuz kurulmuştur.
Çalışmalarına
11.03.2008 tarihinde başlayan (10/27,34,37,40,102) Esas Numaralı
Meclis Araştırması Komisyonumuz, Anayasa ve TBMM
İçtüzüğü uyarınca Meclis Genel Kurulunun 907 Sayılı
kararı ile kendine verilmiş olan 3 aylık süre içerisinde,
araştırma konusunun kapsamlı olması nedeniyle,
çalışmalarını tamamlayamamıştır.
Alınan
1'nolu karar gereğince Komisyonumuzun çalışmalarını
tamamlaması için İçtüzüğün 105. maddesi uyarınca
çalışma süremizin bittiği 11.06.2008 tarihinden itibaren 1
aylık ek süre istenmesi hususunun, Yüce Genel Kurulun onaylarına
sunulmasını saygılarımla arz ederim.
Ahmet
Edip Uğur
Balıkesir
Komisyon
Başkanı
BAŞKAN
İç Tüzükün 105inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan
Araştırmasını üç ay içinde bitiremeyen komisyona bir
aylık kesin süre verilir. hükmü gereğince Komisyona bir aylık
ek süre verilmiştir.
Meclis
Soruşturması önergesi vardır. Önerge bastırılıp
09/06/2008 tarihinde sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Meclis
soruşturması önergesini okutuyorum:
D) Meclis Soruşturması
Önergeleri
1.- İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu ve 57 milletvekilinin, yasa dışı
dinlemelere zemin oluşturdukları ve himaye ettikleri; özel
hayatın gizliliği ve korunması ile haberleşme hürriyeti ve
gizliliği hak ve ilkelerinin yoğun ve keyfî şekilde ihlal
edilmesine göz yumdukları; bu suretle görevlerini kötüye
kullandıkları; bu eylemlerinin Türk Ceza Kanununun 257nci maddesine
uyduğu iddiasıyla, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalay haklarında Meclis soruşturması
açılmasına ilişkin önergesi (9/2)
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Anayasa ve
ulusalüstü insan hakları belgelerinde güvence altına alınan özel
hayatın gizliliği ve korunmasına ilişkin hakların
yoğun ve keyfi şekilde ihlal edilmesine göz yuman, emniyet güçleri
içinde özel birimler eliyle yasal olmayan dinleme yapılmasının
zeminini oluşturan ve himaye eden ve bu eylemleri ile Türk Ceza Kanununun
257 nci maddesi uyarınca görevini kötüye kullanan Başbakan Sayın
Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Sayın
Beşir Atalay hakkında Anayasanın 100 üncü, TBMM
İçtüzüğünün 107 nci maddeleri gereğince Meclis
Soruşturması açılmasını saygılarımızla
arz ve teklif ederiz.
|
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Hakkı Suha
Okay |
Kemal Anadol |
|
|
İstanbul |
Ankara |
İzmir |
|
|
F. Murat Sönmez |
R. Kerim Özkan |
Abdullah Özer |
|
|
Eskişehir |
Burdur |
Bursa |
|
|
Mevlüt
Coşkuner |
Esfender
Korkmaz |
Özlem
Çerçioğlu |
|
|
Isparta |
İstanbul |
Aydın |
|
|
Nesrin Baytok |
Derviş
Günday |
Selçuk Ayhan |
|
|
Ankara |
Çorum |
İzmir |
|
|
Onur Öymen |
Kemal Demirel |
Hikmet Erenkaya |
|
|
Bursa |
Bursa |
Kocaeli |
|
|
Yaşar
Tüzün |
Ali Oksal |
Enis Tütüncü |
|
|
Bilecik |
Mersin |
Tekirdağ |
|
|
Şükrü M.
Elekdağ |
Canan
Arıtman |
Eşref
Erdem |
|
|
İstanbul |
İzmir |
Ankara |
|
|
Ali Arslan |
Oğuz Oyan |
Şevket
Köse |
|
|
Muğla |
İzmir |
Adıyaman |
|
|
Ensat Öğüt |
Muhammet
Rıza Yalçınkaya |
Abdulaziz Yazar |
|
|
Ardahan |
Bartın |
Hatay |
|
|
Abdurrezzak
Erten |
Mehmet Ali Özpolat |
Mehmet Ali
Susam |
|
|
İzmir |
İstanbul |
İzmir |
|
|
Osman Kaptan |
Ergün
Aydoğan |
Hüseyin Ünsal |
|
|
Antalya |
Balıkesir |
Amasya |
|
|
Ahmet Küçük |
Bayram Ali
Meral |
Muharrem
İnce |
|
|
Çanakkale |
İstanbul |
Yalova |
|
|
Tansel
Barış |
Turgut Dibek |
Fevzi Topuz |
|
|
Kırklareli |
Kırklareli |
Muğla |
|
|
Osman
Coşkunoğlu |
Şahin
Mengü |
Atila Emek |
|
|
Uşak |
Manisa |
Antalya |
|
|
Metin
Arifağaoğlu |
Rahmi Güner |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
|
Artvin |
Ordu |
Malatya |
|
|
Tekin Bingöl |
Orhan Ziya
Diren |
Ali Koçal |
|
|
Ankara |
Tokat |
Zonguldak |
|
|
Suat Binici |
Faik Öztrak |
Cevdet Selvi |
|
|
Samsun |
Tekirdağ |
Kocaeli |
|
|
M.Akif
Hamzaçebi |
Ali İhsan
Köktürk |
Mustafa Özyürek |
|
|
Trabzon |
Zonguldak |
İstanbul |
|
|
Malik Ecder
Özdemir |
Ahmet Ersin |
Bülent
Baratalı |
|
|
Sivas |
İzmir |
İzmir |
|
|
|
Tayfur Süner |
|
|
|
|
Antalya |
|
Gerekçe:
Özel hayatın
gizliliği ve korunması, Anayasanın 20 ve devam eden maddelerinde
garanti altına alınmış, haberleşme hürriyeti
başlıklı 22 nci maddesinde, "Herkes haberleşme
hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır."
hükmüne yer verilmiştir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve
Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi
kararlarında da, bu hak, özel ve evrensel olarak hüküm ve güvence
altına alınmıştır.
Ceza Muhakemesi
Kanununda iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması
konusunda düzenleme getirilmiş, Türk Ceza Kanununun 132 ve devam eden
maddelerinde de bu konudaki ihlallere uygulanacak cezai hükümler
belirlenmiştir.
Buna
karşın, AKP hükümetleri döneminde, aralarında YÖK
Başkanı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili, gazeteciler ve
komutanların da bulunduğu çok sayıda kişinin iletişimi
dinlenmiş ve medya aracılığı ile kamuoyuna
aktarılmıştır. Bunlarla birlikte soruşturmanın
gizliliği ilkesi ve bu konuda yargı kararları olmasına
karşın, devam eden davalara ilişkin emniyet güçlerinin elinde
bulunan dinleme kayıtları, belli bir zamanlama içinde, bazı
gazetelere servis edilmiş, siyasi iktidarın politikaları lehine
kamuoyu oluşturulmaya çalışılmıştır. Daha
iddianame hazırlanmadan dinleme kayıtlarının dinci ve
siyasi iktidara yakın medyaya servis yapılması, ya istihbarat
birimleri ya da bazı emniyet görevlilerinin kayıtları servis
ettiği olasılıklarını ortaya koymaktadır.
İçişleri Bakanı dinleme kayıtlarını medyaya
servis eden Emniyet içindeki özel örgütlenmenin ortaya
çıkarılması noktasında ciddi hiçbir çaba içerisine
girmemiştir. Sonuç olarak yaşanan olaylarda dinlemenin nasıl
yapıldığı ve medyaya servis edildiği hala
aydınlatılamamıştır. Siyasi iktidar, yasa dışı
dinlemelerin üstüne gideceğine, iletişimi dinlenen kişileri
açıklama yapmaya davet etmiş, kayıt altına alınan
konuşmalarının suç unsuru
taşıdığını belirterek, sindirme politikası
uygulamıştır.
Son olarak, Ana
Muhalefet Partisinin Genel Sekreteri Sayın Önder Sav ile Bolu eski Valisi
arasında CHP Genel Merkezinde gerçekleşen bir görüşmenin
içeriğine ilişkin bilgiler, siyasi iktidara yakın bir gazetede
26 Mayıs 2008 tarihinde yayınlanmıştır.
Siyasi iktidar,
dinleme olayının ortaya çıktığı 26 Mayıs
2008 tarihinden, CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın
olayı kamuoyuna aktardığı 28 Mayıs 2008 tarihine kadar
hiçbir açıklama yapmamış, olayın
araştırılması için hiçbir girişimde
bulunmamıştır.
Güvenlik
önlemlerinin çok sıkı olduğu, çok sayıda kamera ile izlenen
CHP Genel Merkezinin, ancak devletlerin sahip olabileceği yüksek teknoloji
gerektiren araçlarla dinlenebileceği yalın bir gerçektir. Sayın
Önder Sav ile konuğunun, CHP Genel Merkezinde görüşme
yapacağı saatin önceden tespit edilmesinin, dinleme yapılmadan
gerçekleştirilemeyeceği de açıktır.
Yurttaşlarının temel hak ve özgürlüklerini korumak devletin
görevidir. Ancak, ortada somut ve belgeli bir dinleme olayı olmasına
karşın, siyasi iktidar ile aynı düşünceyi
paylaştığı gazete tarafından işbirliği
içinde olayın karartılmak istendiği görülmektedir.
Emniyet Genel
Müdürlüğü içinde dinlemelere ilişkin birimlerde
yurtdışında yaşayan bir kişinin örgütlenmeye
gittiği devlet belgelerine yansımıştır. Bununla
birlikte bu özel dinleme birimlerinin siyasi iktidar tarafından himaye
edildiği yapılan atamalardan anlaşılmaktadır.
AKP hükümeti
döneminde kabul edilen, 3.7.2005 tarihli 5397 sayılı Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla
"Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı"
kurulmuş ve dinlemelerin bu Başkanlık tarafından tek bir
merkezden yürütülmesi öngörülmüştür. Adı geçen Yasa'da
Telekomünikasyon İletişim Başkanının, Başbakan
tarafından atanması ve denetim faaliyetlerinin Başbakanın
özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından
yapılması hüküm altına alınmıştır. Yine 5397
sayılı Yasaya dayalı olarak çıkarılan Telekomünikasyon
iletişim Başkanlığının Kuruluş, Görev ve
Yetkileri Hakkında Yönetmeliğin 17 nci maddesi uyarınca,
"Başkanlık faaliyetleriyle ilgili olarak talep edildiğinde
derhal Başbakana bilgi vermek" Başkanlığın
görevleri arasında sayılmıştır. Sonuç olarak
Türkiye'de iletişimin dinlenmesi ve bu dinlemelerin denetimi konusunda
Başbakana geniş bir yetki tanınmıştır. Denetimin
Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi ya da komisyon
tarafından yapılması ve dinlemeye ilişkin birimin
başkanının geleneklere aykırı şekilde
Cumhurbaşkanı devreden çıkarılarak Başbakan
tarafından atanması AKP iktidarının dinlemeleri kendi
tekeline alma eğilimini ortaya koymaktadır. Bu düzenleme demokratik
içerikten yoksun, baskı rejimlerine özgü bir girişimdir.
Başbakanın yetkilendireceği kişi ya da komisyondan
Başbakanın himaye ettiği ya da işbirliği içinde
olduğu dinlemeleri engellemesini beklemek gerçeklerle bağdaşmaz.
Bununla birlikte
5397 sayılı Yasa dayanak alınarak Türkiye'deki tüm
kişilerin iletişiminin izlenmesine ilişkin alınan genel
kararlar, Anayasanın 20 nci maddesi ve devamındaki maddeler ile
güvenceye alınan özel hayatın gizliliği ve korunması
ilkesinin ihlali olduğu gibi iletişimi izlenecek kişilerin
mevzuatla açık bir şekilde belirlenmesini içeren Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi içtihatlarına da aykırıdır.
Bu durum AKP
hükümetleri döneminde, ulusal ve ulusal üstü mevzuatla güvenceye
alınmış temel hak ve özgürlüklerin sistematik, yoğun ve
keyfi olarak ihlal edildiği bir süreç yaşandığını
ortaya koymaktadır.
Yasal olmayan
dinlemeler ve bunlara ilişkin kayıtların dinci ve siyasi
iktidara yakın medyaya servis edilmesi olaylarında, CHP Genel
Sekreteri Sayın Önder Sav'ın dinlenmesi ne son olaydır ne de
önlem alınmaz ve suçlular bulunmazsa son olay olacaktır. Dinlemelerin
Ana Muhalefet Partisi ve onun Genel Sekreteri Sayın Önder Sav'a kadar
ulaşması, Anayasanın 68 inci maddesinde, demokratik siyasi
hayatın vazgeçilmez unsurları olarak tanımlanan siyasi partiler
üzerinde oluşturulan baskıyı ve rejimin içinde bulunduğu
tehlikeyi göstermektedir.
Konuşmaları
dinlenilen ve medyaya servis edilen kesimlerin konumları ve siyasi iktidar
yandaşı olmadıkları düşünüldüğünde, belirli
siyasi amaçlara ulaşmak için, belli kişileri ve kurumları yıpratma
sonucuna yönelik olarak bu girişimlerin yapıldığı
ortaya çıkmaktadır.
Yaşanan bu
olaylar, sıradan bir polisiye olay ya da lokal bir insan hakları
ihlali değildir. Temel hak ve özgürlüklerin, siyasi hedeflere ulaşmak
üzere, siyasi iktidarın kamu içinde örgütlediği ve himaye ettiği
özel birimler eliyle ihlalidir.
Yasa
dışı dinleme olaylarının Anayasa ve TBMM
İçtüzüğü ile geniş yetkilerle donatılmış bir
soruşturma komisyonu tarafından ele alınması sonuca
ulaşılması noktasında önem taşımaktadır.
Yukarıda
belirtilen gerekçelerle, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve
İçişleri Bakanı Sayın Beşir Atalay hakkında
Anayasanın 100 üncü, TBMM içtüzüğünün 107 nci maddeleri
gereğince Meclis Soruşturması açılmasını
saygılarımızla arz ve teklif ederiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Anayasanın
100üncü maddesinde ifade olunan Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde
görüşür ve gizli oyla karara bağlar. hükmü uyarınca
soruşturma önergesinin görüşülme gününe dair Danışma Kurulu
önerisi daha sonra Genel Kurulun onayına sunulacaktır.
Sayın
milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.33
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.54
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verilmiş bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri
1.- Genel Kurulun 10/6/2008 Salı ve 11/6/2008
Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi
10/6/2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Danışma
Kurulu, 10.6.2008 Salı günü (Bugün) yaptığı toplantıda
siyasi parti grupları arasında oybirliği
sağlanamadığından, TBMM İçtüzüğünün 19 uncu
maddesi gereğince, Grubumuzun aşağıdaki önerisinin Genel Kurulun
onayına sunulmasını arz ederim.
Mustafa
Elitaş
Kayseri
AK
Parti Grup Başkan Vekili
Öneri:
Genel Kurulun
10.6.2008 Salı ve 11.6.2008 Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü
sorular ve diğer denetim konularının görüşülmeyerek
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmında yer alan işlerin görüşülmesi,
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan 238 ve 93 sıra sayılı kanun
tasarılarının bu kısmın 4 ve 5 inci
sıralarına alınması ve diğer işlerin
sırasının buna göre teselsül ettirilmesi;
Çalışma
saatlerinin,
10.6.2008
Salı günü (bugün) 15:00 - 21:00
11.6.2008
Çarşamba günü 13:00 - 20:00
12.6.2008
Perşembe günü 13:00 - 20:00
Saatleri
arasında çalışmalarını sürdürmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, öneri üzerine iki lehte, çok sayıda aleyhte
başvuru var. Kura çekeceğimiz için şimdi, önce, lehtekilere
sırayla söz veriyorum.
Sakarya
Milletvekili Sayın Ayhan Sefer Üstün...
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Lehte Turan Kıratlı, konuşacak
efendim.
BAŞKAN
Kırıkkale Milletvekili Turan Kıratlı, buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakika.
TURAN KIRATLI
(Kırıkkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
AK Parti grup önerisi üzerinde, lehinde, şahsım adına söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, bilindiği gibi parti grup başkan vekillerimiz hemen
her hafta bir araya gelerek Parlamentonun haftalık
çalışmasıyla alakalı karar almaktadırlar. Bu zamana
kadar çoğunlukla çalışma programı hakkında
uzlaşma temin edilmektedir ancak bu hafta Parlamentonun çalışma
programıyla alakalı oy birliği temin edilememiştir. Bu
itibarla grubumuz bu öneriyi getirmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisine bilhassa bugünlerde, bu dönemde oldukça çok sayıda kanun
tasarı ve teklifleri gelmiştir. Vatandaşlarımız seçim
bölgelerine gittiğimizde bizlere sorarak, ayrıca buraya bizzat
gelerek, telefonla, her vesileyle bu kanun tasarı ve tekliflerinin bir an
önce kanunlaşması için dört gözle bizden haber beklemektedirler. Bize
düşen de vatandaşlarımızın heyecanla bekledikleri,
onların sorunlarına çözüm bulacak olan bu tasarı ve teklifleri
bir an önce kanunlaştırmaktır.
Bu öneriyle de
getirilmek istenen, gündemdeki iki tasarının yerinin
değiştirilmesi ve sözlü soru önergelerinin alınmaması
tarzındadır. Vatandaşlarımızın, ülkemizin
menfaatine olacak tasarıları, teklifleri bir an önce kanunlaştırmak
için bu önerinin doğru bir şey olduğunu ifade ediyor,
desteğinizi bekliyor, hayırlı olmasını diliyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kıratlı.
Sayın
milletvekilleri, aleyhinde konuşacak olan milletvekillerini söylüyorum:
İzmir Milletvekili Oktay Vural, Manisa Milletvekili Mustafa Enöz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, ben de lehte istiyorum o zaman.
BAŞKAN
Lehte olanlar başvurmuştu efendim. Kura çekildiği için, ben,
ikinciyi onun için okudum.
Lehte Sakarya
Milletvekili Ayhan Sefer Üstün.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, bir lehte, bir aleyhte
konuşturuyorsunuz. Geleneğimizi uyguluyorsunuz.
BAŞKAN
Hayır, lehinde konuşmaya açmıştık efendim, lehinde
devam ediyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Öyle mi, tamam efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Aleyhteki çekilmiş sayılacak.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) - Bir aleyhte, bir lehte söz verseniz de biz de cevap versek
olmaz mı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Ben aleyhte konuşacaktım.
BAŞKAN
Peki.
Aleyhte
Sayın Oktay Vural, buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekili arkadaşlarım; bugün
Danışma Kurulu toplantısında hem Meclis gündeminin hem de
çalışma saatlerinin düzenlenmesi konusunda AKPnin önerisi üzerine
bir araya geldik ancak Danışma Kurulunda oy birliğini temin
edemedik. Danışma Kurulunda oy birliğini temin edemememizin
sebepleri arasında Milliyetçi Hareket Partisinin duruşu şuydu:
Elbette, Parlamentonun çalışmaları açısından önümüzde
yaz dönemine giriyoruz. Bu dönemde Hükûmetin ve Türkiyeyi yönetme
sorumluluğunda olan çoğunluk partisinin birtakım tercihleri
olabilir ama Türkiyede muhalefetin de denetim konularını dikkate
alması ve özellikle sözlü soruların da salı ve çarşamba
günleri görüşülmesi gerektiğini, bu konuda bir uzlaşma olursa
biz bununla ilgili bir Danışma Kurulu önerisine imza
atabileceğimizi ifade ettik ama kendilerince gösterdikleri sebeple bu
konuda bir uzlaşma temin edemedik. Bu bakımdan, AKP Grubunun bir grup
önerisiyle karşı karşıyayız.
Şimdi, değerli
arkadaşlarım, tabii bugün millî iradenin tesis ettiği ve Türkiye
Büyük Millet Meclisinden çıkan iradenin
tartıştırıldığı böylesine bir ortamda millî
irade ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentoda kendi hukukuna sahip
çıkmalıdır. Gerçekten, eğer biz Parlamentoda, İç
Tüzükle belirlenmiş hukukumuzu beraber, birlikte savunma iradesini
gösterirsek, bu yönüyle
Burada, sadece bir çoğunluk iradesi değil
ama aynı zamanda İç Tüzük çerçevesinde, İç Tüzükün de esasını
dikkate alacak şekilde, muhalefetin de denetim yapmasını dikkate
alacak tarzda bir gündem belirleseydik, gerçekten bunun son derece anlamlı
olacağını düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, eğer biz bu İç Tüzüke sahip çıkmaz da
muhalefetin denetim yapmasını fiilen ortadan kaldırırsak
nasıl olacak? Burada beraber, birlikte, herkes kendi fikirleri
doğrultusunda, beraber, birlikte bu Meclisi yönetmelidir. Sayısal
çoğunluğa dayalı olarak, muhalefetin denetim
yapmasını, soru sormasını ve sadece araştırma
komisyonu kurulanlarla ilgili önergeleri görüşmemiz, doğrudan
doğruya muhalefeti yok saymak ve yok etmek
anlayışıdır. Sadece kanunlarda görüşmek, görüş ve
düşüncelerimizi paylaşmak değildir denetim. Denetim, aynı
zamanda Anayasamızda öngörülmüş soru müessesesi çerçevesinde ve
İç Tüzükte belirlenmiş esaslar çerçevesinde, burada milletvekilinin
yürütmeye soru yöneltebilmesini temin etmektir. Bugün bu Danışma
Kuruluyla fiilen yok sayıyorsunuz.
Nasıl olacak
değerli arkadaşlarım? Bir taraftan, bir
başkalarının millî iradeyi yok saydığını
düşünerek eleştirilerimizi yöneltirken kendi içimizdeki hukuk
içerisinde muhalefeti yok sayan bir anlayışa burada parmak
kaldırırsak, beraber, birlikte Parlamento hukukuna sahip
çıktığımızı nasıl gösteririz?
O bakımdan,
bu konu gerçekten önemlidir çünkü değerli arkadaşlarım, İç
Tüzükümüz aynen şunu söylüyor: Sözlü soruların
cevaplandırılması için; Anayasa, kanun ve İçtüzük
gereği zorunluklar hariç
Şimdi,
İç Tüzükün gerektirdiği bir zorunluluk var mı bugün? Yok.
Anayasanın gerektirdiği bir zorunluluk var mı? Yok.
haftanın en az iki gününde, birleşimin başında ve birer
saatten az olmamak şartıyla
Değerli
arkadaşlarım, İç Tüzük emrediyor, bunun Danışma Kurulu
kararıyla yok edilmesi mümkün değildir. Size soruyorum değerli
milletvekilleri
birleşimin başında, haftanın iki günü
birer saatten az olmamak şartıyla
diye söylüyor, şart
koymuş. Şimdi, biz bu şartı yok sayıyoruz. Peki, bu
fiilen, kendi aramızdaki hukuku, Parlamentonun iç işleyişini
sağlayan bir İç Tüzük uygulamasını parmak
çoğunluğuyla yok saymak demokrasiyle bağdaşır mı,
millî iradeyle bağdaşır mı, bize oy veren vatandaşlarımızın
hukukuyla bağdaşır mı? Onları yok saymak,
bağdaşır mı? Dolayısıyla, bugün geldiğimiz
bu noktada, aslında, Danışma Kurulunun bu önerisinin, artık
fiilen bir İç Tüzük ihlali olduğunu dikkate alarak, gündeme
alınmaması gerekmektedir. Çünkü İç Tüzükümüzün 98inci maddesi
-tekrar okuyorum-
birleşimin başında, haftanın iki günü
birer saatten az olmamak şartıyla, Danışma Kurulunun
önerisi ve Genel Kurulun onayı ile belli bir süre ayrılır.
diyor. Demek ki, Danışma Kurulunun görüşebileceği husus
hangi gün olabileceği, bir saatten fazla olup olmayacağı
hususudur. Bugün sözlü soruları yok sayıyoruz. Kaç birleşimde
Geçenlerde Mustafa Bey iletti: 115 birleşimde, 112 birleşimde,
işte, 15-20 birleşim, galiba, sözlü sorular okunmuş ya da dile
getirilmiş.
Değerli
arkadaşlarım, Parlamentoda iktidar ve muhalefetle birlikte Parlamento
oluşur. Milletin hukuku ancak bu şekilde oluşabilir. Muhalefetin
olmadığı bir parlamentonun, yürütmenin
sorgulanmadığı bir parlamentonun, açıkçası, demokratik
işlevini yerine getirmesi konusunda sürekli sorgulamalar yapılmak
zorunda kalınır. Bu bakımdan, biz, özellikle Danışma
Kurulunun da bu konuda sözlü soruların sorulmaması gerektiğine
ilişkin bir düzenleme yapamayacağını düşünüyoruz.
Çünkü amir bir hüküm vardır, emredici bir hüküm vardır, bu emredici
hükmün gereğini yapmak lazım. Bir saat, değerli milletvekilleri,
bir saat sözlü sorular konuşulacak. Bakan buradaysa cevaplar.
Aslında, sayın bakanların bütün bu sorulara cevapları
vardır. Şimdi Danışma Kurulunu görüşüyoruz; iki lehte,
iki aleyhte; yaklaşık kırk beş, elli dakika, bir saatlik
bir süre.
Değerli
arkadaşlarım, muhalefetin bir saat müddetle soru sormasını
engelleyelim derken, bu konuda parlamenterlerimizin ortaya
çıkarttığı haklı endişelerden dolayı
Danışma Kurulunda oy birliği sağlanmadığı
için, grup önerisi konusunda yine bir saatimiz gidiyor. Bunun
mantıklı bir tarafı var mı? Gelin, beraber, birlikte
oluşturalım. Bu Parlamentoda denetim görüşülmelidir ve
konuşulmalıdır. Anayasamız ve İç Tüzükümüz
gereği haftanın iki gününde sözlü sorular sorulmalıdır, bir
saat, değerli arkadaşlarım, bir saat
Bir saat sayın bakana
milletvekilimiz soru soracak, bir saat. Eğer Parlamentoda partiler
arasında bir uzlaşma temin edilebilirse yasama faaliyetlerinde,
inanın ki bir saatlik denetimden vazgeçmek uğruna, aslında, bu
konuşmalarda daha fazla tasarruf yapabilme imkânımız bile
vardır. O bakımdan, çoğunluk partisini bu konuda, bu yasama
döneminin sonuna gelirken tekrar uyarıyorum: Sözlü sorulardan vazgeçmenin
amacı zaman kazanmak değil değerli arkadaşlarım. Biraz
önce söyledim, zaman kazanmak olsaydı oy birliği ile getirirdik,
sözlü sorular sorulurdu, diğer milletvekili arkadaşlarımız
da Parlamento hukuku açısından katkı sağlardı bir saat
boyunca, biz şu anda sözlü soruları bitirmiştik.
O bakımdan,
bugün burada Danışma Kurulumuzun sözlü soruları artık yok
sayan ve salı ve çarşamba günleri ya da haftada en az iki gün
birleşimin başında sözlü soru sorulmamasını fiilen
mümkün hâle getiren bu önerileri çoğunluk iradesiyle yapmamız mümkün
değil. Eğer biz hukukumuzu buradaki çoğunlukla, oldubittilerle
yok sayarsak başkaları da Parlamento hukuku hakkında
kendilerince karar verebilirler. Onun için bu konu bence önemli bir konudur.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin iç işleyişi muhalefetin
yaklaşımları açısından
Denetim konularının
görüşülmesinden imtina eden bir meclis olarak burada bulunmamamız
gerekir. Burada siyasi partilerimizin hepsinin, şu ya da bu kanunda
konuşma süreleri, gündeme alma ya da çalışma saatlerinin
uzatılması konusunda makul bir anlayışla bu Parlamentoyu
çalıştırmaya kararlı olduğunu düşünüyorum ben. Bu
kararlılığı beraber, birlikte oluşturmamız
gerekir. Umarım ki bundan sonraki Danışma Kurulunda ve yasama
yıllarında, yasama dönemlerinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde
sözlü soru sorulmasını fiilen imkânsız hâle getiren,
çoğunluk iradesiyle bu hakkı yok sayan grup önerileri oylanmaz.
Aslında Başkanlık Divanının bu önerileri dikkate
almaması gerekmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
OKTAY VURAL
(Devamla) Dolayısıyla değerli arkadaşlarım,
eğer bir iç tüzük şart koşuyorsa şart şarttır. Bu
şarta uymak lazım. Danışma Kurulu sadece bir saatin
ötesinde ya da İç Tüzük, Anayasa gereği zorunlu hâller
dışında yetkiyle bunu yok sayıyorsa benim hukukumu da yok
sayıyorsunuz. Muhalefetin hukukunu yok sayamazsınız. Yok saymak
demokrasi olmuyor. Demokrasi hepimizin hukukuna sahip çıkmakla oluyor.
Onun için, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bu bakış
açısıyla, bugünkü AKP grup önerisinin aleyhinde oy
kullanacağımızı ifade etmek istiyorum.
Hepinize
saygılarımı arz ediyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Vural.
Grup önerisinin
lehinde Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün.
Buyurunuz
Sayın Üstün. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Sakarya) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; AK
Parti grup önerisinin lehinde söz aldım. Sözlerime başlamadan önce
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün Danışma Kurulu toplanmış, ancak
gündem üzerinde bir birlik sağlanamamış, dolayısıyla
AK Parti Grubu kendi grup önerisini sunmuştur. Burada benden önce
çıkan konuşmacı, Meclisin denetim faaliyetlerini
yapmadığı, özel olarak da sözlü soruların bu dönemde ihmal
edildiği şeklinde beyanlarda bulunmuştur. Bu beyanat doğru
değildir değerli arkadaşlar. Bu Meclisimiz yeri geldiği
zaman denetim faaliyetlerini yapmıştır, yeri geldiği zaman
yasama faaliyetlerini yapmıştır. Bunun böyle
olmadığı istatistiklerden de bellidir. Elimde son dokuz ay
içerinde, yani bu 23üncü Dönemden itibaren yaptığımız
denetim faaliyetleriyle ilgili rakamlar mevcuttur. Bakın, en çok
konuşulan, yani Sözlü soruları sorma imkânımız
verilmiyor. iddiasına ilişkin olarak, istatistikte, son dokuz ayda,
23üncü Dönemde 329 sözlü soruya cevap verilmiştir. Şimdi bu rakam
aklınızda kalsın, 329 sayısı. Geriye doğru
gittiğimizde, 18inci Dönemde üç yıl on aylık süre içerisinde
bakın, dokuz aylık değil- 98 tane sözlü soruya cevap
verilmiştir bu Mecliste. Atlayarak gidelim. 20nci Dönemde, üç yıl üç
aylık dönemde 353 tane sözlü soruya cevap verilmiştir. 21inci
Dönemde 467 tane sözlü soruya cevap verilmiştir. Kaç yılda? Üç
yıl altı ayda. Bu Meclis, 23üncü Dönem Meclisi ise daha dokuz ayda
329 tane sözlü soruya cevap vermiştir, Bakanlarımız
cevaplamışlardır. Şimdi Sözlü sorular cevaplanmıyor,
denetim faaliyeti yapılmıyor. denilebilir mi arkadaşlar bu
rakamlar karşısında? Elbette denilemez.
Yine diğer
denetim faaliyetlerine bakalım. Örneğin araştırma
önergelerine bakalım arkadaşlar. Bakın, dokuz ay içerisinde 53
tane araştırma önergesi bu Mecliste görüşülmüş. 20nci
Dönemde 69 tane, 21inci Dönemde -dikkatinizi çekerim arkadaşlar, 21inci
Dönemde- 44 tane araştırma önergesi görüşülebilmiş. Kaç
yılda? Üç yıl altı ayda. Yani biz dokuz ayda
görüştüğümüzü, onlar üç yıl dokuz ayda görüşememişler,
durum bu.
Diğer
denetim faaliyetlerine baktığımızda da böyle
arkadaşlar. Yani bu Meclis, elbette, yeri geldiği zaman denetim
faaliyetlerini de yapmıştır, yeri geldiği zaman yasama
faaliyetlerini de yapmıştır. Ancak ne hazindir ki, bakın,
biraz sonra görüşeceğimiz TRT Kanunu üç haftadan beri burada
görüşülüyor, yasama faaliyetidir. 7nci maddesine kadar sayı tuttum,
kaç tane konuşma yapılmış diye, tam 120 konuşma
yapılmış arkadaşlar. 7nci maddesine kadar, 120 değerli
milletvekilimiz kalkmış, burada görüşlerini ifade etmiştir.
7nci maddesinden sonra artık ben de saymayı bıraktım.
Şimdi,
eğer böyle bir yasama çalışması yürüteceksek, elbette,
denetim faaliyetlerini biraz göz ardı edebiliriz, biraz saatleri
uzatabiliriz çünkü milletimiz bizden dertlerine çözüm arıyor, kendi
sorunlarına ilişkin kanunların da çıkmasını talep
ediyor.
O bakımdan,
bugünkü gündeme ilişkin önerimizde saatleri öncelikle düzenliyoruz.
Değerli arkadaşlar, bugün 15.00-21.00, çarşamba ve perşembe
13.00-20.00, 13.00-20.00 olarak inşallah çalışacağız.
Bunun yanı sıra, işte, salı ve çarşamba günkü gündemde
sözlü soruların görüşülmemesini
Çünkü geçtiğimiz dokuz ayda,
gerçekten, bu Meclis, yeterince sözlü soruyu cevaplamıştır
bakanlarımız, yeterince denetim faaliyetini yapmıştır.
O bakımdan, bu sözlü soruların görüşülmemesini öneriyoruz. Yine,
gündeme kaldığımız yerden devam etmek üzere, inşallah
yasama çalışmalarına devam edeceğiz.
O bakımdan,
tekrar ediyorum, bu Meclis yeri geldiği zaman denetim faaliyetlerini
fazlasıyla yapmıştır, yeri geldiği zaman da yasama
çalışmalarını yürütmüştür. İnşallah bugün bu
önerimiz kabul edilirse TRT Kanunundan başlamak üzere sırasıyla
diğer kanunları görüşeceğiz.
Ben AK Parti grup
önerisinin lehinde söz aldım, tekrar yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Üstün.
Grup önerisinin
aleyhinde Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli.
Buyurunuz
Sayın İçli. (DSP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, devir mi var, kura mı
çektiniz?
BAŞKAN
Devir var efendim.
Buyurunuz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım, çok
teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle
konuşma hakkını bana devreden Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekili arkadaşıma ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna
şükranlarımı sunuyorum.
Biraz evvel AKP
sıralarından Sayın Başkana laf atmalar oldu Nereden
çıktı? diye. Ben her salı konuştuğum için artık
salı günleri, özellikle grup toplantılarında
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan kura çekti, nereden geldi
diye
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla)
çok sayıda başvuru olmuş, ne
yazık ki kurada da çıkamadık.
Değerli
arkadaşlarım, yine aleyhinde konuşuyorum, biraz evvel AKP
Grubunun önerisinin lehinde konuşan arkadaşlar denetim faaliyetlerinin
yapıldığından söz etti. Sayın Oktay Vural neden
yapılmadığının gerekçelerini anlattığı
için tekrar bu konuya değinmek istemiyorum. Ancak AKP grup önerisine
baktığınız zaman iki yasa teklifi veya
tasarısının dördüncü ve beşinci sıraya
alınmasını öneriyorlar.
Değerli
arkadaşlarım, daha önceki grup önerilerinde daha üst sıralara
getirdikleri kanun tasarı ve teklifleri dururken şimdi alttan
Yükseköğretim Kanunuyla ilgili kanunları sıraya koymuşlar.
Bakın, daha önce grup önerisiyle gelen hangi kanunlar artık geriye
kaydırılıyor? Türk Vatandaşlığı Kanunu
Tasarısı -ki temel kanun olarak görüşülmesi yine Türkiye Büyük
Millet Meclisinin oyuyla kabul edilmiş- sıraya girmiş, o
şimdi öteleniyor. Başka başka yasalar da öteleniyor. Ben hep onu
söylüyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi ciddi bir kurum. Yani her hafta onun
gündemi böyle keyfilikle değişmez. Türkiyenin gündeminde
Gerçekten
Türkiyenin gündemini ilgilendiren konuların burada görüşülmesi
lazım, halkı ilgilendiren konuların burada görüşülmesi
lazım. Böyle olmuyor.
Biraz evvel
Sayın Vural onu söyledi. Şimdi, çalışma saatlerini 13.00
ile 20.00 arası yapmışsınız. Bir saat sözlü sorular
sorulsa AKP ne kaybeder? Hiçbir şey kaybetmez.
Bakın,
İç Tüzükün amir hükümleriyle oynarsanız, Parlamentonun yasama hukukuyla
oynarsanız başınıza çok işler gelir. Bunu öncelikle
belirteyim.
Değerli
arkadaşlar
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Ne gelir ya? Ne gelir?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Neler geleceğini birazdan size
açıklayacağım.
Bakın,
bugün, birkaç gündür, Anayasa Mahkemesinin kararı açıklandıktan
sonra kıyametler kopuyor. Anayasa Mahkemesi hakkında akla gelmedik
sözler söyleniyor, hakaretler ediliyor. Anayasanın 10uncu ve 42nci
maddesi bu Genel Kurulda konuşulurken ben kendi görüşümü ifade ettim,
yapmayın dedim, bu Meclis her şeye kadir değildir. Bu Meclisin
kendisinin uyması gerektiği kurallar vardır dedim ama her
şeyi sizlerin yapabileceğinize inanıyorsunuz.
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Ne alakası var?
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Öyle bir şey yok.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, laf
atmayın, dinleyin. Bakın, ben sizi dinliyorum.
Bakın
(AK
Parti sıralarından gürültüler)
Peki
arkadaşım, her şeyi yapmaya kadirseniz al
bayrağımızı değiştirebilir misiniz?
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) Ne alakası var?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Türk Bayrağını Millî
Takımın forması gibi turkuaz rengine çevirebilir misiniz?
Çeviremezsiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Başkent Ankarayı İstanbul yapabilir
misiniz? Yapamazsınız. Bakın, bunları
yapamazsınız. Devletin üniter devlet yapısını federal
yapıya çevirebilir misiniz?
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Millet sana oy vermeyecek, asla!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Çeviremezsiniz. Bu, Anayasanın 3üncü
maddesinde açıkça belirtilmiş. Sizi uyardık.
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Çok maharetlisiniz!
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Millet onay vermeyecek!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Anayasanın değişmez,
değiştirilmesi de teklif edilemez hükümlerine
dokunamazsınız dedik. Yine onu yaptınız.
BAŞKAN
Sayın İçli
Sayın İçli
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Sayın Başkanım, müdahale eder
misiniz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Şimdi, dinlemeyi bilin. Öyle kendiniz
çalıp kendiniz oynamakla olmaz.
BAŞKAN
Konuşmacıyı lütfen sakin dinleyiniz. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Gündeme gel, gündeme!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Dinleyeceksiniz
Dinlemek zorundasınız!
BAŞKAN
Sayın İçli
Sayın İçli, siz de konuya geliniz lütfen.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Laf atma timleriyle buradaki hatibi
susturamazsınız.
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Sen kendine bak! Kendin olarak gelebiliyorsan gel,
başkasıyla buraya gelme!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Milletvekilleri her şeyden önce birbirine
saygı göstermek zorunda.
BAŞKAN
Sayın İçli
Sayın İçli
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bakın, neler yapıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz?
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Buraya isminle gel!
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Kendi ambleminle gel!
MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Kendine gel, kendine!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - 411 milletvekili değil, 550 milletvekili
Anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez
hükümlerini değiştiremez! (AK Parti sıralarından
gürültüler)
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Kim değiştirdi? Kendi kendine konuşma!
MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Kendine gel!
BAŞKAN
Sayın İçli
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ya, gelin
Şimdi,
bakın, Anayasa Mahkemesi İkinci Dünya Savaşından sonra
faşist rejimlere tepki olarak dünya hukuk sisteminde yerini
almıştır. Anayasa yargısını bilmiyorsunuz. (AK
Parti sıralarından gürültüler)
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Yazıklar olsun!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, İç Tüzüke uygun
hareket etmiyor.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Konuya gel
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Elinizdeki Anayasanın belirli
paragraflarını okuyorsunuz.
MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) Sayın Başkan, müdahale edin, konuya gelsin!
BAŞKAN
Sayın İçli
Sayın İçli
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) İstediğiniz kadar bağırın,
ben burada size saatlerce laf yetiştiririm.
Sayın
Başbakan diyor ki
BAŞKAN
Sayın İçli, beni dinliyor musunuz. Lütfen...
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Efendim
BAŞKAN
Lütfen konuya geliniz, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Konuyla alakalı konuşmuyor.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Efendim konuya geleceğim ama
BAŞKAN
Tamam, buyurunuz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Siz de, bakın, benim zamanımı
durdurun, laf atıyorlar.
BAŞKAN
Sakin olunuz lütfen. Konuşmacıyı sakin dinleyiniz.
Buyurunuz
efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Milletvekili İç Tüzüke uygun
hareket etmiyor.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Benim insicamım
Bana laf atmak suretiyle
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Efendim, bana müdahale etmeyeceksiniz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Laf atan milletvekillerine müdahale edeceksiniz. (AK
Parti sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Lütfen
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla)
ve benim sürem de kaçıyor.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Konuya gel!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Konuya geliyorum.
MEHMET ALTAN
KARAPAŞAOĞLU (Bursa) Siz zaten her şeyi ihlal etmekle
meşgulsünüz!
BAŞKAN
Sayın İçli, buyurun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Konu, Türkiyenin gündemi. Türkiyenin gündemi.
Konuya geliyorum.
Türkiyenin
gündemi neymiş? Yürütmenin faaliyetleri yargı tarafından
denetleniyormuş. Neymiş? Yasamanın faaliyetleri Anayasa
Mahkemesi tarafından denetleniyormuş. Doğrudur, bu
Anayasanın amir hükmüdür.
Peki,
yargının faaliyetleri kim tarafından denetlenecekmiş?
Sayın Başbakan onu söylüyor. Hayretler içindeyim.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) MHP konuşamadıklarını sana
mı konuşturuyor?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Sayın İyimayanın bugünlerde
görüşülen görüşünün kendisine ait olmayıp, Sayın
Başbakanın aklından çıktığını, bunun
görüşüldüğünü, bugün Sayın Başbakanın talihsiz
açıklamalarından öğreniyorum.
SERACETTİN
KARAYAĞIZ (Muş) Orayı oku, orayı! Arkandaki
yazıyı oku!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Yargıyı denetlemek kimin haddine? (AK
Parti sıralarından gürültüler) Demokrasilerde
Bakın, Anayasa,
Başbakan
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) O yetki milletin!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Başbakan, Anayasanın 6ncı
maddesinin birinci fıkrasını okuyor. Okuyun, okuyun, okuyun
(AK
Parti sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan! Sayın Başkan!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bakın
yetkili organları eliyle
kullanır. diyor. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette
bir kişiye
Başbakana mı ait egemenliğin
kullanılması? (AK Parti sıralarından gürültüler)
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Egemenlik kayıtsız şartsız millete aittir.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin dinleyiniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Bir sınıfa, bir zümreye devredilemez
diyor. Bu kadar basit. İşinize geldiği gibi okumayın ve
Anayasanın 7nci maddesi yasama yetkisi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, lütfen, Sayın
Milletvekilini İç Tüzüke uymaya davet ediniz!
BAŞKAN
Sayın İçli, lütfen konuya geliniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Konuya geliyorum.
BAŞKAN -
Davet ediyorum efendim.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Laf atmayı kessinler, konuya geleyim. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, bizi İç Tüzükle
ilgili eleştiren Sayın Milletvekili İç Tüzüke uymalı.
BAŞKAN
Sakin olunuz lütfen sayın milletvekilleri.
Lütfen konuya geliniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ben atılan laflara cevap veriyorum Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Lütfen siz konunuzu konuşun, atılan laflarla
karşılıklı konuşmayınız.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Laf atmaktan vazgeçsinler, ben de gündeme geleyim.
(AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen konunuza geliniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Geliyorum, geliyorum. Sabredin, sabredin.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Başbakana cevap veriyorsun sen!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Sabredin, bunların hepsi
Bunların hepsi
bakın
(AK Parti sıralarından gürültüler)
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Başbakana cevap vermek senin haddine mi!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Buraya geliyorum
Hiç laf atmayın, laf
atmayın.
BAŞKAN
Sayın İçli, lütfen karşılıklı
konuşmayınız.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Kendin olarak otur orada, kendin olarak. Oy
CHPnin, sen orada oturuyorsun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Evet, evet, ben kendim olarak
Burayı tek
başınıza, keyfî yönetemezsiniz. Bura yüce Meclistir.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Kendini temsil et, kendi ambleminle çık
oraya.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bakın, burada benim konuşmamı
engellemek için önergeler veriyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Milletvekili, lütfen sakin dinleyiniz.
Sayın
İçli
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bir de her şeyden önce bir milletvekilini
dinlemeyi öğreneceksiniz.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Millete hakaret ediyorsun.
HALİDE
İNCEKARA (İstanbul) Kendi ambleminle çık.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Hanım milletvekilisiniz, oradan laf
atmayacaksınız, laf! (AK Parti sıralarından gürültüler) Buraya
çıkıp konuşacaksınız. Bir sataşma varsa cevap
vereceksiniz. Ben tek başıma size yeterim, tek başıma.
Kimseden korkum yok. Hiç laf atmaya
(AK Parti sıralarından
gürültüler)
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Kimsin sen! Kimsin sen!
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Sen kimsin!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sakin olun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Gel, ne var! Gel! Gel bakayım! Gel! Tabii, ben
laf olarak
(Burdur Milletvekili Bayram Özçelikin kürsü önüne yürümesi, AK
Parti sıralarından gürültüler)
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Kimsin sen! Kimsin sen!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) - Ben milletvekiliyim, milleti temsil ediyorum. Beni
öyle hakaretlerle, tahriklerle korkutamazsınız!
Korkutamazsınız! (AK Parti sıralarından gürültüler)
FAHRETTİN
POYRAZ (Bilecik) Saygısız adam!
BAŞKAN
İdare amirleri
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Yargıya karşı, milletin
Parlamento
hukukuna karşı böyle tavır takınamazsınız.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Millete karşı geliyorsun!
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Böyledir. Ben millete karşı değilim,
ben milletin vekiliyim. Bana hakaret edemezsiniz! (AK Parti
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sakin olun lütfen.
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Çık dışarıya! Çık
dışarıya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, İç Tüzüke davet edin
bunu! İç Tüzüke davet edin. Milletvekili olma iradesini bilmeyen adam bu
kürsüye çıkmasın.
BAŞKAN
Sakin olun lütfen.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bana öyle söylemeyin. Hakaret ediyorsunuz. Siz
sürekli laf atıyorsunuz, dinleyeceksiniz. (AK Parti sıralarından
bir grup milletvekilinin kürsü önüne yürümesi, gürültüler)
(Kürsü önünde
toplanmalar)
BAŞKAN
Lütfen yerinize oturun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ben tek başıma yeterim. Hiç öyle
değil. Tek başıma yeterim. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, sakin dinlemeyi öğrenin, lütfen. Sonra cevap
verirsiniz. Niçin böyle yapıyorsunuz? (Gürültüler)
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Tabii, ne var, sizden mi korkacağım!
Sayın
Başkan, bakın, ben tahrik ediliyorum burada.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Efendim, konuyla ilgili konuşmuyor.
BAŞKAN
Yerlerinize oturunuz lütfen.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ben elimde Anayasayla kendi görüşlerimi ifade
ediyorum. Tahammül göstermelisiniz. Konuyla ilgili konuşuyorum. Niye
konuyla ilgili konuşmayayım. (Gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Konuyla alakalı konuşmuyor. Meclis
iradesiyle ilgili konuşuyor.
BAŞKAN
Oturuma ara veriyorum on beş dakika, oturmayı öğrenene kadar;
iyi günler.
Kapanma Saati: 17.27
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.47
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
verdiği öneri üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi
öneriyi oylarınıza sunuyorum
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, biraz önce
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, üç dakikam
vardı, ara verdiniz. İzin verirseniz kendimi ifade etmem için
Üç
dakikam vardı, ara verdiniz. (AK Parti sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Hâlâ yalan söylüyor Üç dakikam vardı. diye.
Burada bir dakika gösteriyor.
BAŞKAN
Sayın İçli, son bir dakikanız vardı ve konuşmanızı
tamamladığınızı varsayıyorum ben. Lütfen
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım,
varsayamazsınız. Bir dakikam var, bir dakikada Genel Kurula
teşekkür edeyim.
BAŞKAN
Sayın İçli, konuşmanızı yeterince açıklıkla
ve netlikle yaptınız ve konuşmanız
tamamlanmıştır. Bu konudaki tartışmaları sona
erdiriyorum, oylamaya geçiyorum. Çok iyi şekilde biliyorsunuz ki oturuma
ara verdikten sonra tekrar söz veremeyeceğim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım, bir dakikam
varken
(AK Parti sıralarından gürültüler)
İzin verir
misiniz kendimi ifade edeyim?
Sayın
Başkanım, on dakika konuştuğumuza göre, bir dakika diye
ifade ettiniz. Genel Kurulu germek diye değil, kendimi ifade edeyim, bir
dakikada kapatayım. Bu benim hakkım. İç Tüzük gereğince ben
on dakika konuşurum, yeterli sayamazsınız. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan...
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Hakaret etmedim. Hakaret etsem beni ikaz
ederdiniz. Üslubumda bir bozukluk yoktur.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, İç Tüzükün gerekli
maddesine göre Sayın Milletvekilini birkaç kere uyardınız.
Sayın Milletvekilini uyarmanıza rağmen, parlamento hukukuna
uygun bir konuşma yapmamıştır. Lütfen
Parlamentoyu itham altında
bırakan bir konuşma yapmıştır. Milletvekili olarak, bu
Parlamentonun bir üyesi olarak, AK Parti Grubu adına değil, sadece
milletin bana yüklediği şerefli görevi yerine getirmek için söz
istiyorum.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Bakın, hiç Parlamentoyu ben
BAŞKAN
Şimdi
Bir dakika sayın milletvekilleri, bu konuyu
kapatmıyorsunuz. O zaman bir dakikada Tayfun İçli sözünü bitirsin,
sonra da siz cevabını veriniz.
Buyurunuz
efendim. (DSP sıralarından alkışlar)
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Teşekkür ederim. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
Bakın
değerli milletvekili arkadaşlarım
HÜSEYİN
GÜLSÜN (Tokat) Özür mü dileyecek acaba?!
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Özür dile.
BAŞKAN
Sadece bir dakika Sayın İçli.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bakın, hâlâ laf
Efendim başlarken laf
atmaya
Olmaz...
BAŞKAN
Lütfen sakin dinleyiniz, lütfen
Siz
konuşmanızı lütfen Genel Kurula yapınız ve bitirin.
Karşılıklı konuşmayınız. Lütfen siz
konuşmanıza devam edin.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Sayın Başkanım
Evet... Peki efendim.
(AK Parti sıralarından Seni dinlemeye mecbur muyuz? sesleri)
Bakın, ben
milletvekiliyim, burada konuşurum. Gündemde şu olması gerekir:
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemi yargı organını
güçlendirmek olmalıdır. (AK Parti sıralarından gürültüler)
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Sen önce yasamayı güçlendireceksin.
ORHAN ERDEM
(Konya) Sen önce yasamayı kurtar.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Benim kanaatim bu. Tam bağımsız bir
yargı olmalı. Yargı ne kadar bağımsız olursa o
ülkede o kadar demokrasi gelişir. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
ORHAN ERDEM
(Konya) Milletin egemenliğine sahip çık.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sen Parlamentoya hakaret ediyorsun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Bu benim düşüncem. Siz bunun aksi
düşüncedeyseniz, çıkarsınız, burada konuşursunuz. Ama
ben burada konuşurken bana hakaret etmek, laf atmak, benim dikkatimi
dağıtmak doğru değildir. Ben burada yüce Parlamentonun
yetkilerini kısıtlayalım demedim. Ben Anayasayı böyle
algılıyorum. Bunu söylüyorum.
Bakın,
düşünce özgürlüğünü savunan bizler, burada yasa çıkarıyoruz
ama kürsü dokunulmazlığı olan milletvekilinin düşüncesini
ifade etmesine tahammül edemiyoruz. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Teşekkür
ediyorum.
RECEP KORAL
(İstanbul) Ne alakası var senin söylediklerinin bizim şeyle!
Hakaret ediyorsun, sonra da düşünce diyorsun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın İçli.
BAŞKAN -
Buyurun Sayın Elitaş. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Üç dakika süre
veriyorum, buyurunuz.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaşın,
Eskişehir Milletvekili H. Tayfun İçlinin, konuşmasında
Parlamentoya hakaret ettiği gerekçesiyle konuşması
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım, biraz önce
konuşan Sayın Milletvekilim, sadece bir dakikalık süresini
İç Tüzük ve grup önerimizle ilgili kısma ayırdı, geriye
kalan kısmını tamamen gündem dışı olan bir
meseleye ve Parlamentosunun iradesini hakir gören, Parlamentonun iradesini hiçe
sayan bir konuda konuşmasını tamamladı. Lütfen
Ben burada
AK Parti Grubu adına değil, milleti tarafından seçilmiş,
Türk milletinin temsilcisi ve arkada yazan egemenliğin bir temsilcisi,
Egemenlik kayıtsız şartsız milletvekilinindir. diyen
iradenin temsilcisi olarak burada konuşuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Bakınız,
Anayasa Mahkemesinin verdiği karara hepimiz uymak zorundayız,
saygı duyarız duymayız ama nasıl ki yasama
organının verdiği karar tartışılıyorsa
Anayasa Mahkemesinin verdiği karar da her zaman
tartışılabilir. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, siz sataşmadan söz vermediniz mi?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Anayasa Mahkemesinin
148inci madde açık ve
net şekilde düzenlemiş, Anayasanın 6ncı maddesi de erkler
ayrılığı ilkesini ortaya koymuş: Yasama, yürütme ve
yargı. Hepimiz bu Anayasaya bağlı olmak zorundayız.
Anayasa Mahkemesi, 411 milletvekilinin gizli oyuyla, 400 milletvekilinin
teklifiyle ve buraya koyduğumuz kupalar içerisine, kimin hangi partiden
verdiği belli olmayan, AK Partiden vermiş olabilir, Cumhuriyet Halk
Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden, DTPden ve diğer partilerden
de bu 411 milletvekilinin özgür iradesiyle verdiği bir oy ortada. (CHP
sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL
(İzmir) Biz verdik, biz 70 milletvekili de verdik.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Ama 411 milletvekilinin yasama görevini yerine
getirirken Anayasa Mahkemesinin, Anayasadaki yetki aşımını
ortaya koyup burada Sayın Milletvekilinin Anayasa Mahkemesinin bizlerin
özgür iradesine vurduğu gemi, açıkçası, savunmasını
milletvekili adına, milletvekilleri adına utançla izlediğimi
ifade etmek istiyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Şimdi,
seçilememişsiniz
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili, Parlamento kürsüsünden
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, Anayasa Mahkemesi mi sataştı
Elitaşa da Anayasa Mahkemesine cevap veriyor! Siz kendinize ilişkin
sataşmaya cevap verin Sayın Elitaş!
BAŞKAN
Sayın Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Seçilememişsiniz, gelmişsiniz bir
partinin sırtına binmişsiniz. (AK Parti sıralarından
Bravo! sesleri, alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bir partinin imkânlarıyla gelmişsiniz,
seçilmişsiniz, şimdi de -konuşma hakkını elde
edememişsiniz- yine bir partinin imkânlarıyla gelip buraya
konuşuyorsunuz. Allah aşkına siz kendi başınıza
bir şey yapamaz mısınız? Muhakkak asalak olmak zorunda
mısınız? (AK Parti sıralarından alkışlar,
DSP ve CHP sıralarından gürültüler)
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, yani hiçbir
parlamentere kimse asalak sözünü kullanamaz. Böyle bir şey olamaz!
Efendim, olur mu öyle şey!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, size de görevinizi
hatırlatıyorum.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, ben de size
Konuşmanızı lütfen
sataşma boyutlarında bırakınız.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, size de görevinizi
hatırlatıyorum.
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, müdahale edin.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - Bakınız, Sayın Başkan, İç
Tüzük, milletvekillerinin bu kürsüde nasıl konuşacaklarını
açık ve net ifade ediyor.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Ama İç Tüzük asla asalak sözünü
kullanmayı öngörmüyor. Öyle şey mi olur Sayın Elitaş,
istirham ederim!
BAŞKAN
Sayın Elitaş, lütfen, o sözcükleri düzeltirseniz
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) İç Tüzük
RECAİ
BİRGÜN (İzmir) Asalaklar! (Gürültüler)
MEHMET
DANİŞ (Çanakkale) Otur lan yerine! Kes sesini!
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Otur yerine!
BAŞKAN
Sakin olun sayın milletvekilleri!
Sayın
Elitaş, lütfen sözcüğünüzü, asalak kelimesini düzeltir misiniz.
Sayın Elitaş,
buyurunuz. Lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, İç Tüzük
uygulamasını hatibin sözlerini keserek yaptınız.
MEHMET
DANİŞ (Çanakkale) Kimin asalak olduğu belli! Millet Meclisinde
herkes biliyor kimin asalak olduğunu! (Gürültüler)
MUSTAFA ELİTAŞ
(Devamla) - İç Tüzük 66ncı ve 67nci maddeye göre hatibin sözlerini
kestiniz ama hatibe dokuz dakika konuşma imkânı verdiniz. Sayın
Başkan, lütfen, burada İç Tüzükü uygulamaya davet ediyorum. İç Tüzükü
uygulamadığınızdan dolayı, gerekli gereksiz,
milletvekilleri çeşitli konularda burada fikirlerini ifade ediyorlar ve
Türkiye Büyük Millet Meclisini olmadık şekilde geriyorlar. Ben, size
İç Tüzükün çeşitli maddelerine uymanızı
hatırlatıyorum. İnşallah, bundan sonraki dönemde
BAŞKAN Ben
de Sayın Elitaş, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
İç Tüzükle ilgili kurallara harfiyen
uyacağınızı ümit ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Lütfen ayrılmayınız kürsüden Sayın Elitaş.
Ben de size
İç Tüzükün kuralı gereği, temiz bir dil kullanmanızı
asalak kelimesini, lütfen, sehven söylediğinizi, düzeltmenizi rica
edeceğim. (DSP sıralarından alkışlar)
ESFENDER KORKMAZ
(İstanbul) Onun özrünü dilesin.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkanım, efendim, Sayın Grup Başkan
Vekili kürsüye giden hatiplerin sözünü kesiyor ve grubu kavgaya tahrik ediyor.
Bir de Anayasa Mahkemesine hakaret etti.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, gene parazit yapıyor,
şu adamı susturun lütfen.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Anayasa Mahkemesi Meclisin iradesine gem vurdu. dedi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Seni ilgilendiren ne var?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Anayasa Mahkemesi yüce bir mahkemedir, onun Anayasa Mahkemesine dil
uzatmaya hakkı yok efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, tartışma burada son bulmuştur.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama, madem tartışma açtınızsa burada
konuşalım efendim.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama Anayasa Mahkemesine hakaret etmeye hakkı yok.
BAYRAM ALİ
BAYRAMOĞLU (Rize) Anayasa Mahkemesi seni sözcü mü seçti?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, kimsenin Anayasa Mahkemesine hakaret etmeye
hakkı yoktur tabii ki.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubunun İç Tüzükün 19uncu maddesine göre
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
KEMAL KILIÇDAROĞLU
(İstanbul) Sayın Başkan, yoklama talep ediyoruz efendim.
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Kalkın ayağa!
AKİF
EKİCİ (Gaziantep) Saygılı ol!
HAKKI SUHA OKAY
(İzmir) İç Tüzükün gereğini yapıyoruz, alay konusu bir
şey yok.
SELÇUK AYHAN
(İzmir) Alışmışsınız talimatla oturup
kalkmaya, herkesi kendiniz gibi görüyorsunuz.
BAŞKAN
Evet, yoklama talebi
Sayın
Öğüt, Sayın Korkmaz, Sayın Kılıçdaroğlu,
Sayın Okay, Sayın Gök, Sayın Ayhan, Sayın Karaibrahim,
Sayın Özensoy, Sayın Bingöl
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, yoklama istenirken
en az 20 milletvekilinin ayağa kalkarak bu yoklamayı
isteyeceğinin İç Tüzükün hükmü olduğunu Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna hatırlatırsanız sevinirim.
BAŞKAN
Evet, biz gereğini yapıyoruz efendim, onlar da görüyorlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, Sayın Grup
Başkan Vekili tek başına kalktı da emir komutayla
kalkıyor gibi geliyor.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Arkadaşlar böyle alaycı
tavırla ayağa kalkın falan diyorlar da onu
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Arkadakiler ayağa kalkmadı da onun için
uyarıyor arkadakileri.
BAŞKAN
Sayın Barış, Sayın Mengü, Sayın Hacaloğlu,
Sayın Ekici, Sayın Aslanoğlu, Sayın Baratalı,
Sayın Ünsal, Sayın Arat, Sayın Güner, Sayın Serter,
Sayın Yıldız.
Yoklama için
yeterli sayı vardır.
Adlarını
okuduğum sayın üyelerin yoklama için elektronik cihaza girmemelerini
rica ediyorum.
Yoklama için üç
dakika süre veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır.
VII.- ÖNERİLER (Devam)
A) Siyasi Parti Grubu Önerileri (Devam)
1.- Genel Kurulun 10/6/2008 Salı ve 11/6/2008
Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer denetim
konularının görüşülmeyerek kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine ve gündemdeki sıralama ile çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi (Devam)
BAŞKAN -
Grup önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi,
İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş iki adet doğrudan
gündeme alınma önergesi vardır, ayrı ayrı okutup
işleme alacağım ve oylarınıza sunacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
B) Önergeler (Devam)
3.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün, 08.05.2006
Tarihli ve 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve
Zabıtası Kanununun Bir Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin (2/22) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/58)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/22 Esas
Numaralı Kanun Teklifim 45 gün içinde Komisyonda
görüşülmediğinden İç Tüzüğün 37. Maddesi gereğince
doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 08.01.2008
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Öğüt. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ENSAR ÖĞÜT
(Ardahan) Teşekkür ederim.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; kaçak hayvancılıkla ilgili
vermiş olduğum kanun teklifi üzerine konuşma
yapacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce, hayvancılıkla
uğraşan köylülerimiz şu anda
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Öğüt.
Sayın
milletvekilleri, lütfen biraz daha sakin dinler misiniz
konuşmacıyı, çok uğultu geliyor Genel Kuruldan.
Buyurunuz.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla)
yaylalarına çıkmaktadırlar. Yaylalarına
çıkan köylülerimiz, maalesef yollar bozuk olduğu için traktörle bile
zorlanıyorlar. Şu anda, Doğu ve Güneydoğuda tek geçim
kaynağı olan hayvancılık, yaylacılık sezonu
başlamış ancak iş makineleri olmadığı için
-özellikle benim ilim Ardahanda iş makinelerinin eksik olması,
Karsta ve Doğu Anadoluda iş makinelerinin eksik olması
nedeniyle- yayla yolları yapılmadığı için insanlar
perişan durumda. Eğer iş makinesi bulursa bu defa mazot
istiyorlar köylüden. Köylüler yoksul, fakir insanlar, mazot da veremiyorlar.
Mazot biliyorsunuz, orada 3 milyon küsur oldu. Şimdi böyle bir durumda ben
istirham ediyorum Hükûmetten: Derhâl, köylüler yaylalarına çıkarken
iş makinelerini göndersinler, iş makinelerini çoğaltsınlar ve
mazot paralarını da devlet versin.
Değerli
arkadaşlar, kaçak hayvancılığa gelince: Geçen dönem de ben
birkaç kanun teklifi verdim, kabul edilmedi. Türkiyede ne yazık ki
köylümüzün tek geçim kaynağı olan hayvancılık ölmüş
durumdadır. Hayvancılıkla geçinen insanlarımız
artık, hayvanı para etmediği için göç etmiş, hem büyük
şehirde perişan olmuş hem köyde. Böyle bir ortamda
hayvancılıkla ilgili bazı rakamlar vereceğim değerli
arkadaşlar: Şimdi, Türkiyede 2010 yılında 98 bin ton
kırmızı et açığı var. Evet, bu, Türkiye Ziraat
Odası Başkanı Sayın Şemsi Bayraktarın da
beyanıdır. Yani, 2010 yılında 98 bin ton açık olacak,
2025 yılındaysa, arkadaşlar, 327 bin ton açık oluyor. Yani
Türkiye, on yedi yıl sonra, artık, ete muhtaç kalacak,
dışarıdan kırmızı et veya hayvan getirmek
mecburiyetinde kalacak. Ama şu anda bu açığı kapatmak için
maalesef, Hükûmet, köylüye destek verip köylüyü,
hayvancılığını geliştirmesi gerekirken
kaçakçılara göz yumuyor, günde 150 bin tane kaçak hayvan geliyor. Bunu, hayvan
kooperatifi başkanı da söylüyor, sadece ben demiyorum.
Değerli
arkadaşlar, kaçak hayvancılığı önlemenin yolu, kanun
teklifi ile kanunlaştırmaktır. Şimdi, daha önceki kanunda
şu var: Eğer kaçak hayvanı getiren kişi yakalanırsa üç
aydan bir yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor,
bir de 200 YTL ile 2 bin YTL para cezası alıyor. Ama, benim
getirmiş olduğum kanun teklifim de şudur: İki yıldan
beş yıla kadar hapis cezası verilsin, 10 bin YTL ile 50 bin YTL
arasında da para cezası verilsin. Bu, caydırıcıdır.
Bu yasa teklifim kabul edilirse özellikle İran ve Irak üzerinden gelen
kaçak hayvan önlenmiş olur. Sadece kaçak hayvan gelmiyor değerli
arkadaşlar, gemilerle, tırlarla ve otobüslerle kaçak et geliyor. Onun
ötesinde, yine hayvan kooperatifi başkanının açıkladığı
şey, domuz eti kaçak geliyor. Niçin geliyor? Sosis, salamda
kullanılmak için. Evet, domuz eti de kaçak geliyor.
Şimdi, bu
kaçağı önlemek için, değerli arkadaşlar,
caydırıcı kanun çıkartmamız lazım.
Caydırıcı kanun çıkartmanın da yolu Büyük Millet
Meclisidir. Türkiyenin nüfusunun üçte 1ine yakını köylü, köylünün
büyük bölümü hayvancılıkla geçiniyor. Eğer hayvanı da para
etmezse, değerlendirilemezse o zaman köylü perişan durumda oluyor.
Şimdi,
düşünün, yemler, yem bitkileri ve diğer ürünler yüzde 150- yüzde 160
artmış. Bir adam
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Bir köylü, hayvanına saman yedirecek, ot yedirecek, yem
yedirecek, çobanı var, bakacak. Onun maliyeti, kışı bahar
yaptığın zaman, dananın parasını geçiyor ve köylü
zararda. Şu anda Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere bütün
Türkiyede hayvancılıkla iş yapan insanların çoğu
icradan iflas etmiştir, çoğunun evine icra gelmiştir. Ziraat
Bankasından kredi almışsa Ziraat Bankası evine icra
götürmüştür, tarım krediden kredi almışsa tarım kredi
evine icra götürmüştür.
Bu nedenle, bu
kanun teklifinin kabul edileceğini umuyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öğüt.
Önerge üzerinde
söz, Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğluna ait.
Buyurunuz. (CHP
sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum. Sayın Öğütün
verdiği teklife destek olmak için konuşma aldım.
Değerli
arkadaşlarım, 1983lü yıllarda -Antep milletvekilleri
vardır- sadece Gaziantepten bir firma yılda 200 milyon dolar ihracat
yapardı -firmanın ismini vermek istemiyorum- Türkiyeden canlı
hayvan ihracatı yapardı. Orada en az yedi sekiz tane firma vardı.
Bırakın kaçak hayvan girmesini, bu ülke yılda yaklaşık
1 milyar dolarlık canlı hayvan ihraç ederdi. Anadolunun her
tarafından toplarlar bu canlı hayvanları ve onları bir
ay-iki ay vadeli alırlar, ihraç ederler, parasını öderlerdi. Bu
bir sektördü. Daha sonra yaşanan terör, birtakım olaylar,
yaylaların köylüye açılmaması, sektörü yok etti arkadaşlar.
Türkiye hayvancılığa
Yani biz yok ettik
hayvancılığı başta ve başladı kaçak hayvan
gelmeye ve bugün günde yüz elli bin tane kaçak hayvan geliyor arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlar, bu ülkenin yaylaları bizim, bu ülkenin suyu bizim,
toprağı bizim. Biz yetiştirmek zorundayız, ihraç etmek
zorundayız. Ama maalesef bunu yapamadığımız gibi, bir
başka ülkenin kaçak hayvanlarını buraya sokuyoruz.
Değerli
arkadaşlar, şimdi başladık, kene ithal ediyoruz. Ülkede bir
kene krizi yaşanıyor. Ama hiç kimseden ses yok. Kongodan, oradan
buradan şimdi bir de kaçak keneler gelmeye başladı. İki:
Bir de hormonlu domatesler üreticiyi yok etti arkadaşlar. Hormonlu
domates kavramı çıkarıldı, Antalyada bazı yörelerde
domates üreticileri artık domatesi denize dökmeye başladı
arkadaşlar.
Yani bu ülkenin
birtakım değerleri böyle yok ediliyor. Bu ülke bizim, üretici bizim.
Zaten hayvan üreticileri yem almaktan âciz, zaten ülkede bir kuraklık
yaşanıyor, kuraklıktan dolayı akaryakıt
parasını, gübre parasını ve diğer paraları
ödeyemez hâlde köylü. Yani bir dirhem buğday çıkmadı, arpa
çıkmadı, bir kuruş para ödeyecek ürünü almadı ki ödesin.
Ülke bu durumda.
Bu nedenle,
Sayın Öğütün verdiği teklifi, arkadaşlar, bu ülkenin
yetiştiricisine daha bir imkân sağlamak için, ülkedeki hayvanın
para etmesi için
Ve bugün, baktığınız zaman, yem
fiyatları almış yürümüş ama Et Balık Kurumu hâlâ
görevini yapamıyor. Üreticiye peşin ödeme yapmıyor ve bir şekilde,
arada 1.500 lira fark var, piyasadaki et fiyatları ile Et Balık
Kurumunun arasında 1.500 lira eksik kalıyor. Yani Bana hayvan
getirmeyin. diyor Et Balık Kurumu.
Arkadaşlar,
bu ülkenin üreticisinin birtakım fiyatlarını -serbest ekonomi
olabilir ama- bu ülkenin üreticisinin haklarını korumak da Hükûmetin
görevidir. Yani, bir şekilde, hayvan teşviki konusunda
yetiştirme bedelleri yedi sekiz aydır ödemiyor. Yani üretici elindeki
buzağısını satmak zorunda kalıyor ve bir şekilde
sorun devam ediyor.
Bu ülke bizim
arkadaşlar. Eğer biz bu ülkedeki hayvan yetiştiricilerini iyi
örgütleyip bunları teşvik etmezsek, bugün yüz eli bin hayvan,
yarın iki yüz elli bin hayvan olur. Zaten yaylara çıkma izninde
sorunlar var.
Değerli
arkadaşlarım, hep beraber bu yasaya
Yani, yurt
dışından kim kaçak hayvan getiriyorsa, yurt
dışından bu ülkeye kim kaçak hayvan veya kaçak et sokuyorsa
bunlara ceza verdirmek hepimizin görevi olmalıdır. Bu, hepimizin
sorumluluğu. Sayın Öğüt yasasında diyor ki: Yurt
dışından her kim ki kaçak hayvan ve kaçak et getirirse buna bu
cezalar yetmiyor, biraz daha ağırlaştıralım.
Dediğimiz bu. Tüm arkadaşlarımızın, hepimizin
üreticisi var, hepimizin üreticilerine destek olmak zorundayız. Diliyorum
ki yüce Meclis bu yasaya destek olur ve bir şekilde yurt
dışından kaçak et ve canlı hayvan getirenler biraz daha
ağırlaştırılmış cezayla vazgeçerler.
Dilediğimiz bu.
Hepinize
saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
4.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalının,
2.5.1972 Tarih ve 1586 Sayılı Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve
Hüseyin İnanın Ölüm Cezalarının Yerine Getirilmesine Dair
Kanunun Yürürlükten Kaldırılmasına İlişkin Kanun
Teklifinin (2/66) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin
önergesi (4/59)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/66 esas
numaralı Kanun Teklifimin, İçtüzüğün 37. maddesi uyarınca
doğrudan gündeme alınması konusunda gereğini arz ederim.
Saygılarımla.
Bülent
Baratalı
İzmir
BAŞKAN
Önerge üzerine Sayın Baratalı, buyurunuz efendim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BÜLENT BARATALI
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 9/11/2007 tarih ve (2/66) esas
numaralı Kanun Teklifimin süresi içinde Genel Kurul gündemine
alınmaması nedeniyle İç Tüzükün 37nci maddesi gereğince
söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken sizleri saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, süre çok kısa da olsa biraz dertleşmek,
sohbet etmek, vicdanları sızlatan bir acıyı sizlerle
paylaşmak için karşınızdayım. Toplumların
kökenini insanların ihtiyaçları, devletin kökenini ise güç belirler.
Ama güç akılla birleşmediği zaman güçsüzlüğe dönüşmeye
mahkûmdur. Şöyle bir yoklayın coğrafya ve tarih bilginizi, on
altı devlet kurmuş başka bir ulus var mı acaba dünyada?
Ulus olarak en büyük övüncümüzdür tarihte on altı devleti kurmak.
Cumhurbaşkanlığı Forsunda on altı Türk devletinin
bayrakları vardır. İçinde bulunduğumuz bu Genel Kurul
salonunda on altı tane avize bulunmaktadır, on altı devlet
kurduğumuz için. Ama nedense hiç kimse on altı devletin neden
yıkıldığını dillendirmez, araştırmaz ve
sorgulamaz, yapılan yanlışlıklardan ve hainliklerden
bahsetmez, söz etmez. Oysa binlerce yıllık kültürlere ev
sahipliği yapmış olan, toprağı, suyu, havasıyla
çeşitli uygarlıklara beşiklik etmiş verimli ve bereketli
Anadolu topraklarında hainler de en az kahramanlar kadar çoktur.
Mayasında özgürlük, bağımsızlık, yurt sevgisi,
dostluk, kardeşlik ve dayanışma vardır. Ama bunlarla
birlikte her dönem yaban ve ayrık otları da kök
salmıştır bu topraklara, tıpkı Osmanlı
İmparatorluğunun son döneminde olduğu gibi, tıpkı
günümüzde olduğu gibi.
Acı da olsa
yaşananlar öğretmiştir ki bireyler yanlış yapabilir
ancak yöneticilerin, karar vericilerin ve uygulayıcıların böyle
bir lüksü yoktur yani erk sahipleri yanlış yapamaz. Ülkeyi ya da
toplumu yönetenler, yasama, yürütme ve yargıyı ellerinde
bulunduranlar yanlışlık yapamaz, yaparlarsa bedelleri çok
ağır olur. Çok değil bundan otuz altı yıl önce
gerçekleştirilen idamlar da erk sahiplerinin yapmış olduğu
yanlışların en çarpıcı örneklerinden biridir.
Tarih 6
Mayıs 1972,
Ağızları
bıçak açmıyordu.
Gözler kör,
kulaklar sağırdı.
Hüküm verildi,
kalemler kırıldı.
Deniz, Yusuf ve
Hüseyin
Gencecik 3 fidan.
İdam
edildi.
Yusuf ve Hüseyin
on beş-yirmi dakikalık bir süreçten sonra can verirken, benim
sınıf arkadaşım Deniz Gezmiş, 1.91lik o yiğit
tam elli iki dakika süreyle ölüme karşı direndi, ölüme
karşı da savaş verdi. Böylesi korkunç bir işkenceyi
düşünmek hepimizin tüylerini biliyorum ki diken diken etmiştir ama
maalesef bu doğrudur. Çağdaş demokrasilerde idamlar
insanlık suçudur, ama 2 Mayıs 1972deki Meclis, maalesef bu suça
iştirak etmiş ve bu suçu hukuki hâle getirmiştir.
Bu
arkadaşların suçları neydi? Gençtiler, bilgili, birikimli, her
şeyden önemlisi yurtseverdiler. Zenginlik peşinde
koşmadılar. Arabaları, yatları, katları olmadı
ama idealleri vardı. Bu ideal, hepimizin olduğu gibi 68
kuşağının tam bağımsızlık idealiydi.
Değerli
arkadaşlar, düşünüyorlardı, sorguluyorlardı,
tartışıyorlardı, öyle yapıldı.
Hırsızlık, yolsuzluk, yoksulluk, savurganlık bitsin.
diyor, demokrasi ve adalet istiyorlardı, aynen şimdi olduğu
gibi. Şimdi aradan geçen otuz altı yıl sonra hepimiz diyoruz ki
veya bazı arkadaşlarımız diyor ki: Ne kadar
haklılarmış. Bugün ülkemizin tam bağımsız
olduğunu söylemek sanıyorum hepimiz için bile mümkün değildir.
Ama 68 kuşağının tek amacı bu tam
bağımsızlıktı.
Değerli arkadaşlar,
değerli milletvekilleri; bu kanun teklifim bir itibar iadesi talebi
değildir. Çünkü bunların toplumda zaten itibarları vardır.
Bugün onlar anılıyor. Ama o gün onların idamına el
kaldıranların ülkede esamisi bile okunmuyor. Mahkeme
Savcısının Onlar mahkemeye iyi davransalardı indirim
uygulanır, cezaları müebbede çevrilebilirdi. diye bir peşin
yargısı ve hukuk dışı kararını ortaya
koymaktadır.
Yapacağınız
tercihle, otuz altı yıl sonra da olsa bu ön yargılı karara,
hukuk dışı yanlışlığa ortak olmayalım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Sizlerden bu talebin gündeme alınmasını diliyor ve
izin verirseniz bir şiir okumak istiyorum.
Şiirin ismi:
Mare Nostrum, Bizim Deniz demek.
En uzun
koşuysa elbet Türkiyede de devrim
O, onun en güzel
yüz metresini koştu,
En sekmez luverin
namlusundan fırlayarak
En
hızlısıydı hepimizin,
En önce
göğüsledi ipi
Acıyorsam
sana anam avradım olsun
Ama aşk
olsun sana çocuk, aşk olsun.
Teklifimin
gündeme alınmasını tekrar diler, hepinize saygılar
sunarım. (CHP ve DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Baratalı.
Önerge üzerine
ikinci söz, Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürke ait.
Buyurunuz
Sayın Öztürk.(CHP sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bülent
Baratalı ve arkadaşlarının verdiği önergeyle ilgili
ben de söz almış bulunuyorum. Özellikle 1968-1972, 12 Eylül sürecini
yaşayanlar ya da yaşamayıp bu süreci sonradan okuyanlar ya da
televizyonda Hatırla Sevgili dizisini izleyenler,
bağımsız mahkemelerin olmadığı, güvenceli
yargıçların bulunmadığı zamanlarda ne olduğunu
çok acı bir şekilde göreceklerdir.
Bundan kırk
yıl önce Avrupada, Amerikada esen gençlik rüzgârları Türkiyeyi de
etkilemiştir. Amerika ve Avrupa ülkeleri bunları demokrasi içerisinde
çözmüş ama ülkemizdeki gençlik hareketleri mevcut iktidardan idamla,
kanla, tankla, topla susturulmuştur. 68-72 sürecinin liderleri bizde
öldürülmüş, idam sehpalarına çekilmiş, kimileri de katledilerek
öldürülmüş ama Avrupada o kuşağın temsilcileri bakan
olmuştur.
Değerli
milletvekilleri, 68 kuşağının temsilcilerinden Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bundan tam otuz altı
yıl bir ay dört gün önce şafak vakti idam sehpasına
çekilmişlerdir. Onları yargılayan mahkemelerin
bağımsız olmadığı, hâkimlerin de yargıç
güvencesine sahip olmadığı, bugün hangi siyasal düşünceden
olursa olsun tüm hukukçular tarafından kabul edilmektedir. Onlar
aslında yargılanmamışlardır, onlar 353
sayılı Askerî Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü
Hakkındaki Kanunla kurulan, bu Kanuna göre yürütülen, emir ve
talimatları zamanın sıkıyönetim komutanlarından alan
mahkemelerce, sözüm ona yargılanır gibi
yapılmışlardır. Avukatların ilk duruşmada
sundukları Anayasaya aykırılık iddiaları
dinlenilmemiştir. Yargılama sürecinde avukatlar bile sorguya
çekilmiştir, avukatlar bile tutuklanmıştır, hatta idamdan
sonra bile avukatların yargılaması daha devam
ettirilmiştir.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Aynen sizin gibi.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) Değerli arkadaşlarım, insanlar birbirleriyle
konuşarak anlaşırlar, hayvanlar ise tokuşarak,
koklaşarak anlaşırlar. Ben düşüncelerimi burada ifade
ediyorum. Siz düşüncelere katılmayabilirsiniz ama demokratlıktan,
özgürlükten bahsedenler, karşıdaki düşünceleri istemeseler de,
sevmeseler de o düşünceleri hazmetmesini bilmelidirler diye
düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnanın ne için mücadele ettiği bugün bellidir. Ne için
asıldığı da zamanın Mahkeme Başkanı Ali
Elverdinin idamlar bittikten sonra avukatlara söylediği Siz avukat
olarak elinizden gelen her şeyi yaptınız, ama bu iş
başka iş. demesiyle daha da anlaşılmaktadır.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) 60 İhtilalinin Mahkeme Başkanı da
aynı şeyi söylemişti.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) 60 İhtilalini de söylüyorum, demagoji yapmaya gerek
yok. Olağanüstü dönemlerde
Bir ülkede hukuksuzluk, keyfîlik varsa mutlaka
o dönemlerde olağanüstü yönetimler vardır. Ben 60 İhtilalini de
söylüyorum. Ben idam cezalarına karşıyım. İdam
cezaları bu ülkede ceza hukuku açısından teknik değildir.
Ben tüm ihtilalleri söylüyorum değerli arkadaşım.
Sevgili
arkadaşlarım, şimdi Deniz Gezmişler, Yusuf Aslan ve Hüseyin
İnanları anlamak lazım. Otuz yıl geçtikten sonra daha hâlâ
onları anlamamışlarsa buna bizim diyecek hiçbir
lafımız yoktur.
Bakın,
Hüseyin İnan idam sehpasında Ben şahsi hiçbir çıkar
gözetmeden halkımın mutluluğu ve
bağımsızlığı için savaştım. Bu
bayrağı bu ana kadar şerefle taşıdım. Bundan
sonra da bu bayrağı Türk halkına emanet ediyorum.
Yaşasın işçiler, köylüler ve yaşasın devrimciler.
demiştir.
Değerli
arkadaşlarım, o dönem bunlara isnat edilen suç, Türk Ceza Kanunu
146/1inci maddesiydi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla) Oysa bu maddenin bu suçta tanımlanan suç tipi,
unsurları olmadığını o dönemde yargılayanlar da
biliyor, bugünkü hukukçular da biliyor. O nedenle, Meclis o zaman bir karar
vermiştir. Bu karar yanlıştır. Bu kararın
yanlış olduğunu o gün ellerini kaldıran milletvekilleri
söylemişlerdir.
Şimdi
yapılması gereken, demokrasi adına, özgürlükler adına,
insan hakları adına, o zaman alınmış yanlış
kararın geri alınmasıdır, düzeltilmesidir. O nedenle, Deniz
Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnanın idam edilmelerine
ilişkin Yasanın yürürlükten kaldırılmasına
ilişkin bu teklife destek vermek, oy vermek, bunun doğrudan gündeme
alınmasını sağlamak bir demokratlık görevidir, bir
yurtseverlik görevidir. Hepinizin desteğini bekliyorum.
Hepinize
saygılar ve sevgiler sunuyorum. (CHP ve DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge
kabul edilmemiştir.
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.27
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.54
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Alınan karar
gereğince, sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı: 219) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Geçen
birleşimde 10uncu madde üzerindeki konuşmalar tamamlanmış
ve İç Tüzükün 72nci maddesine göre verilen önerge işleminde
kalınmıştı. Şimdi önergeyi tekrar okutup
oylarınıza sunacağım.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
219 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 10uncu maddesinin
görüşmelerinin İç Tüzükün 72nci maddesi uyarınca devam
etmesini arz ederiz.
|
|
Oktay Vural |
Hasan
Çalış |
Reşat
Doğru |
|
|
İzmir |
Karaman |
Tokat |
|
|
Mustafa Enöz |
|
Kamil Erdal
Sipahi |
|
|
Manisa |
|
İzmir |
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, oylamadan evvel karar yeter
sayısı
BAŞKAN
Peki, arayacağız efendim.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır; kabul
edilmemiştir.
10uncu madde
üzerinde beş önerge vardır, önergeleri sırasıyla
okutuyorum:
(x) 219 S.
Sayılı Basmayazı 09/05/2008 tarihli 102nci Birleşim
Tutanağına eklidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 10 uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Mehmet Günal |
Muharrem
Varlı |
Cemaleddin Uslu |
|
|
Antalya |
Adana |
Edirne |
|
|
Yılmaz
Tankut |
|
Süleyman L.
Yunusoğlu |
|
|
Adana |
|
Trabzon |
Madde 10 2954
sayılı Kanunun; 31 inci maddesinin birinci fıkrasında geçen
Yayın Denetleme Kurulu Başkanlığı ibaresi
Yayın Denetleme ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
şeklinde değiştirilmiş, 4üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi; 13 üncü maddesinin beşinci
fıkrasının (b) bendi, 14 üncü maddesi, 25 inci maddesi, geçici 1
inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 7 nci, geçici
8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu maddesi ile 13/04/1994 tarihli ve 3984
sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü
fıkrası ve Geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası yürürlükten
kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım önergenin metni
biraz önce okunan önergeyle aynı olduğundan sadece imza sahiplerini
okutuyorum:
|
|
Mustafa
Elitaş |
Ayhan Sefer
Üstün |
Veysi Kaynak |
|
|
Kayseri |
Sakarya |
Kahramanmaraş |
|
|
Musa
Sıvacıoğlu |
|
Hakkı
Köylü |
|
|
Kastamonu |
|
Kastamonu |
BAŞKAN
Şimdi okutacağım üç önergenin metinleri de aynı
olduğundan üç önergenin işlemlerini ve oylamalarını
birlikte yapacağım. İstemleri hâlinde, önerge sahiplerine
ayrı ayrı söz vereceğim.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 219 Sıra Sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 10uncu maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Hasip Kaplan |
Sırrı
Sakık |
Nuri Yaman |
|
|
Şırnak |
Muş |
Muş |
|
|
Akın
Birdal |
Şerafettin
Halis |
M. Nezir
Karabaş |
|
|
Diyarbakır |
Tunceli |
Bitlis |
|
|
|
Ufuk Uras |
|
|
|
|
İstanbul |
|
Madde 10- 2954
sayılı Kanunun; 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(d) ve (e) bentleri, 13 üncü maddesinin beşinci fıkrasının
(b) bendi ve 25 inci maddeleri ile 13/04/1994 tarihli 3984 sayılı
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve Geçici 8inci maddesi
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
İkinci önergenin imza sahiplerini okutuyorum:
|
|
Bülent
Baratalı |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Halil Ünlütepe |
|
|
|
İzmir |
Malatya |
Afyonkarahisar |
|
|
|
Ensar Öğüt |
Ali İhsan
Köktürk |
Turgut Dibek |
|
|
|
Ardahan |
Zonguldak |
Kırklareli |
|
|
|
Enis Tütüncü |
|
Ali Rıza
Öztürk |
|
|
|
Tekirdağ |
|
Mersin |
|
BAŞKAN
Üçüncü önergenin imza sahibini okutuyorum:
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN - En
son okuttuğum aynı mahiyetteki üç önergeye Komisyon katılıyor
mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Katılmıyoruz efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Öğüt konuşacak efendim.
BAŞKAN
Sayın Ensar Öğüt, buyurunuz. (CHP sıralarından
alkışlar)
ENSAR ÖĞÜT
(Ardahan) Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar;
vermiş olduğum önergem üzerine söz almış bulunuyorum.
TRTnin
Türkiyemiz ve dışarıda yaşayan Türkler için çok önem
taşıdığını biliyorum. Ancak, TRTnin Türk
toplumunun gelenek ve göreneklerine göre çok fazla doğru program
yapmadığına inanıyorum. Bir de en önemlisi, TRTnin
Türkiyenin gerçeklerini yansıtan programlar
yapmadığını düşünüyorum.
Şimdi burada
açıklıyorum: Türkiyede, Doğu Anadoluda, Güneydoğuda bu
kadar yoksul ve işsiz insan varken; Doğu Anadoluda,
Güneydoğuda köylerde yol yokken, köylerde su yokken, Doğu
Anadolunun 16 ilinde 2,5 milyon insanın tuvaleti ve banyosu yokken, TRT
bu programları niye yapmıyor? Bu, çok önemli değerli
arkadaşlar.
İnsanlar göç
vermiş, bölgeler boşalmış, köyler
yıkılmış, TRT bu programları yapmıyor,
farklı programlar yapıyor.
Şimdi,
Sayın Genel Müdürden rica ediyorum, sizden istirham ediyorum: Anadolunun
her tarafında festivaller yapılıyor, bu festivallere lütfen çok
geniş yer verin o bölgenin kalkınmasını istiyorsanız.
İşte, Ardahanda Bal Festivali yapılıyor. Ardahanın
balı çok meşhur ama tanıtamıyoruz. Malatyanın
kayısısı çok meşhur ama fazla tanıtılamıyor.
Şimdi, burada saydığınız zaman; Antalyanın
portakalı meşhur, Trakyanın başka şeyi meşhur,
her yerin meşhur bir şeyi var. Yani, ben şunu söylüyorum:
Anadoluda üretilen, köylünün ürettiği, alın teriyle ürettiği
mamullerin festivalleri olurken bunları TRT tanıtsın, göç
vermiş, büyük şehirlere oturmuş insanlar memleket özlemleriyle
hiç olmazsa yaz tatillerini memlekette geçirsinler.
Şimdi,
bizim, Damalda Atatürk izinde ve gölgesinde bir festivalimiz var. Buna hiç,
doğru dürüst TRT önem vermiyor. Ben buradan söylüyorum. TRT niçin var? Türkiye
Cumhuriyeti devletini kuran Mustafa Kemal Atatürkün her yıl Damalda
dağlara düşen gölgesi var. Hiçbir lidere nasip olmamış;
Allah, hiçbir lidere, kendi kurtarmış olduğu topraklarında
güneş batarken kendisini doğurmamış. İnsan eliyle
yapılamayacak kadar mükemmel bir tablo. Akşam saat 18.00
sularında dağların gölgesine Atatürk çıkıyor;
şunu tanıtamıyoruz. Doğu Anadolu yoksul, işsiz. E,
bunu tanıtsak iç turizm, dış turizm o bölgeye gittiği
zaman, o zaman o bölge kalkınacak; sadece Damal, Ardahan değil.
Ardahanda Bal
Festivali, Gölede Kaşar Festivali
Mesela benim kendi bölgem olduğu
için söylüyorum. Kaşar peyniri tamamen organik. Göle Festivaline her
yıl 50-60 bin kişi gelir, doğru dürüst bir tanıtım
olmaz. Posofta Halk Ozanları Festivali olur. Şimdi
Çıldırda Göl Festivalimiz var. Bunları
tanıtamıyoruz. Karsta var, Ağrıda var, Vanda var,
Iğdırda var. Şimdi, Iğdırın
kayısısı hakikaten çok kaliteli. Yani, bugün Malatyalılar
alınmasın ama Mevlütçüğüm, Iğdırın
kayısısı çok kaliteli.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Hayır, karşılaştırma yapma,
sakın ola ki ona girme! Sen Ardahandan konuş Ardahandan!
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Belki sizinki dayanıklı ama bizimki çok kaliteli.
İnanın, yemin ediyorum
Bunların tanıtımıyla
ilgili, Sayın Genel Müdürümden ben istirham ediyorum
Şimdi, bizim
bölge
Bakın, bütün dünya organik tarıma gidiyor, ekolojik
tarıma gidiyor. Doğu ve Güneydoğuda etimiz de organik, sütümüz
de organik, peynirimiz de organik, balımız da organik, her şey
organik. Ee, bunların tanıtımını yapmıyoruz, her
türlü karışımlı olan gıda maddelerini
çocuklarımıza yediriyoruz! Ama burada TRTye bir görev düşüyor,
bunu tanıtsın.
Bir de bir
şey diyeyim arkadaşlar: Anadolujete binen var mı? Anadolujet
uçakları çıktı; biliyorsunuz, Türk Hava Yollarının
birlikte olduğu uçak. Yahu, değerli arkadaşlar, ben o uçakla
yolculuk ettim, utandım. Anadolu ismini lütfen ya kaldırsınlar
ya da doğru dürüst hizmet versinler. Şimdi, biniyorsunuz uçağa,
bir su veriyorlar bir de kek. Orada, Karsa giderken bir vatandaş dedi ki:
Ya bir çay içeyim, ben çay içmek istiyorum. Çay veremeyiz. dediler.
Kahve
Kahve de yok. Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya?
Yani, çay ve kahve
Kahvenin kırk yıl hatırı var. derler
ya. Yani, Anadolujet TRTde reklam yapıyor: Anadolujete binin. Tamam,
hepimiz binelim, devletin kuruluşu ama kardeşim, yani, lütfen, sizden
rica ediyorum
Yani, bu tutanaklardan ilgili sayın bakan alsın, bu
AnadolujJete talimat versin. Anadolunun topraklarını vatan yapan ve
Anadolunun kahrını çeken, bu ülkenin temel taşı olan
insanlara hizmet bir suyla olmaz, ayıptır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Destekliyorsunuz değil mi, sağ olun,
Polatçığım teşekkür ederim. Bak, hemen Zonguldak
destekledi.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, toparlayacak olursak, memleket bizim, ülke bizim,
insanlar da bizim, bu Meclis de bizim. Bizi seçti insanlar, getirdi buraya,
kanun çıkarsınlar, Türkiyeyi iyi yönetsinler, kavga etmesinler
Biz
kavga etmeden birbirimizi dinleyeceğiz, medeni insanlar gibi
anlayacağız, hoşgörüyle, sağduyuyla birbirimize
yaklaşacağız ve de ülkeye hizmet edeceğiz.
İşte,
ben, Anadolujetin bundan sonra daha iyi hizmet edeceğine inanıyorum
ama TRTnin bütün Anadoluya, Edirneden Ardahana kadar, bütün festivalleri,
bütün etkinlikleri vererek, bölge insanlarına büyük katkı
sunacağını umuyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öğüt.
Diğer
önergenin gerekçesini okutuyorum.
Gerekçe:
Anayasanın
133üncü maddesindeki özerklik ilkesine uygun olarak TRT personelinin özlük
haklarının Kurum Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi
amaçlanmıştır.
BAŞKAN -
Sayın Genç, aynı mahiyetteki üç önergenin üçüncü söz sahibi.
Buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 219 sıra
sayılı Radyo Televizyon Kanununun 10uncu maddesiyle ilgili olarak
verdiğim bir önerge üzerine, önergemi açıklamak üzere söz
almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, geçen perşembe günü Duisburgda Tuncelilerin bir
tanışma toplantısı vardı, Almanyaya gittim.
Almanyada havaalanından inince, Alman polisi daha ben uçağın
kapısındayken -elimde kırmızı pasaport var- dur
dedi. Ondan sonra
FATİH ÖZTÜRK
(Samsun) Biz de çıkıyoruz.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Herhâlde siz tembihlemişsiniz. Oraya adam
O polisin de
herhâlde siz kulağına bir şeyler üfürmüşsünüz!
Ondan sonra Ne
var? dedim. Efendim, dönüş biletini göster. dedi. Bakın, o kadar
çok basitleştiriyorsunuz ki olayları
Ben Türkiye Cumhuriyeti
devletinin bir parlamenteriyim, kırmızı pasaport
taşıyorum. Benim Türkiye Cumhuriyeti devletinin şerefine uygun
bir muameleyle karşı karşıya kalmam lazım. Bu, sizin
Tabii, bu devletin şerefi, onuru, haysiyeti, dışarıdaki
görüntüsü birileri için belki bir değer ifade etmez ama benim için çok
değer ifade eder. Yani o polise tokadı
yapıştıracaktım. Özellikle de olay yaratacaktım ki
hele gelsin de beni şey etsinler.
Şimdi, bu
devletin dış işleri politikasını izleyen, nerede, kim
var ya? Yani şimdi ben bu sene 2 defa gittim yurt dışına,
ikisinde de kırmızı pasaport görünce kan gören boğaya
dönüyor, Türk pasaportunu görünce. Bunlar önemli. Size bir şeyler söylemek
istiyorum, ister anlayın ister anlamayın.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Dışişleri Bakanı şikâyet etmiştir
seni!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bunu gidin, kendi Dışişlerinize söyleyin, Türkiye
Cumhuriyeti devletinin bir parlamenterine gösterilmesi gereken
saygıyı göstersinler. Siz onları VIPten geçiriyorsunuz, özel
şeylerden geçiriyorsunuz
Sizin için bir değer ifade etmeyebilir ama
benim için değer ifade ediyor.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, TRT gibi çok saygıdeğer bir kurum
Türkiye'nin kurumlarının saygıdeğer olabilmesi için
başına gelen yöneticilerin de saygıdeğer olması lazım.
İşte -Sayın Başkan geçen hafta yine TRT kanunu
görüşülüyordu- ben olsaydım
Meclis Başkan Vekilliği
koltuğunda oturan arkadaşa TRT Genel Müdürünü bu salondan
çıkar. dedim. Niye çıkar dedim? Buraya gelen, bu Hükûmetin
yanında oturan bürokratlar Türkiye Büyük Millet Meclisine saygı
göstermek zorundadır. Kendisi, kendi maaşıyla ilgili Türkiye
Büyük Millet Meclisine yanlış bilgi verdi. (AK Parti
sıralarından gülüşmeler) Bakın beyler, ben size ciddi söylüyorum.
Ben otuz senedir bu kürsüde konuşuyorum. Ben alaylı bir şey
konuşmuyorum. Burada bu kişilerin
Eğer böyle bir işlem
yapılsaydı bundan sonra buraya gelen müsteşar da, genel müdür
de, bürokrat da burada bu Parlamentonun en azından bir ağırlığı
olduğunu, en ufak bir hata yaptığı zaman burada Meclis Başkanı
olan kişinin kendisi tarafından bir tepki gösterileceğini bilir
ve ona göre de burada ayağını denk alırdı. Ama
yapılmadı. Neyse, yapılmadı, devam edin.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, ben burada geçen hafta da konuştum,
Sayın Bakan Efendim, Aleviler adına seni protesto ediyorum. dedi.
Böyle bir şey yok. Ben zaten ayrımcılığa dayalı
bir lafı ağzıma almak istemiyorum. Ama inanmanızı
istiyorum, ister inanın ister inanmayın. Bakın, Sabah
gazetesinin Avrupa şeyinde Tunceli toplantısında meydanda 12
bin kişi var. Getirip size gazetenin kupürünü gösterebilirim. O
kişilerin karşısında konuştum. Türkiye Cumhuriyetinin
birliğinden, bütünlüğünden bahseden bir insanım daima. Bu
memleketin haysiyeti hepimizin haysiyeti, birliği ve bütünlüğü
Ama,
şimdi, bu memlekette bunu korumak için herkesin kendine bir çeki düzen
vermesi lazım. Ben dedim ki: Sayın Bakan, bakın, mesela bana
buradan geçen hafta bir şey geldi. Bu TRT Genel Müdürü 500 tane geçici
işçiden 12 işçinin sözleşmesini yenilememiş, 12si de
Alevi! Bunları yaparsanız, bakın, sıkıntı
yaratır memlekette. Yahu, artık
Bakın, size söyleyeyim, siz
bir zamanlar bu kürsülerden bağırıyordunuz İmam-hatip
mezunlarını bir göreve almıyorlar. diye.
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) Öyle bir şey yok.
KAMER GENÇ
(Devamla) Ama, şimdi aynı bağırtıyı
yaptığınıza göre Alevi inançlı insanlara
karşı da ayrımcılık etmeyin. Bunu söylemek de bizim
hakkımız. Bunu ayrımcılık yapmak için demiyorum.
Doğru dürüst işlemler yapalım diyoruz
Ha, şimdi
çıksın, burada söylesin aksini. Ama eğer yalan söylerse, ben
bunun hesabını size sorarım.
AVNİ
ERDEMİR (Amasya) Senin söylediğin yanlış oldu.
KAMER GENÇ
(Devamla) Ya, ben sana söz söylüyorum
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
KAMER GENÇ
(Devamla) İşte, diyorum ki: 500 tane geçici işçinin içinden
12 tane geçici işçinin mukavelesini yenilememiş, 12si de Alevi.
AHMET YENİ
(Samsun) Nereden biliyorsun?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bana öyle bilgi geldi.
AHMET YENİ
(Samsun) Yanlış söylemişler.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yanlış bilgiyse çıksın söylesin be
kardeşim! Sen vekili misin onun? Çıksın söylesin. (AK Parti
sıralarından gürültüler) Yani, şimdi ben size buradan bir
şeyler söylüyorum. Bakın, böyle yani
Bakın, sizin
daha sinirleriniz bozulmuş. Bence siz kendinizi rehabilite edin. Yahu,
şimdi burada da insanları konuşturmuyorsunuz. Bu olur mu
sayın milletvekilleri? İktidar partisindekiler konuşmaz,
muhalefetin sesini dinler. Siz böyle devam ederseniz bu iktidarınıza
devam edemezsiniz. Rica ediyorum yahu! Şimdi burada, bugün milletvekili
arkadaşımız çıktı, daha ağzından laf
çıkmadan başladınız saldırmaya. Ee, peki, biz bu
kürsüden neyi konuşacağız?
Onun için, bu
Genel Müdürün TRTnin başına gelmesi TRT için çok büyük
şanssızlık. Tamamen taraflı, ön yargılı, kendi
adamlarını işe alan, TRTnin yayın politikasını
dumura uğratan, o TRTye en ufak bir değer kazandırmayan bir
kişi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Devamla) Böyle bir kişiyi siz nasıl Genel Müdürlüğe getiriyorsunuz?
Beyler yani
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, daha sürem dolmadı. Bir dakikam var herhâlde.
BAŞKAN Son
bir dakikanızı verdim efendim.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yani, o bakımdan, böyle bir kişiyi Genel Müdürlükte
tutmakla, ne kendinize ne memleketinize ne milletinize fayda
sağlamazsınız.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Genç.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, şimdi okutacağım iki önergenin metinleri
aynı olduğundan iki önergenin işlemlerini ve
oylamalarını birlikte yapacağım. İstemleri hâlinde
önerge sahiplerine ayrı ayrı söz vereceğim.
Buyurunuz.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 1/541 Esas Numaralı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ile Radyo ve
Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının
10 uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Günal (Antalya) ve arkadaşları
Mustafa
Elitaş (Kayseri) ve arkadaşları
Madde 10 2954 sayılı Kanunun; 31
inci maddesinin birinci fıkrasında geçen Yayın Denetleme Kurulu
Başkanlığı ibaresi Yayın Denetleme ve Koordinasyon
Kurulu Başkanlığı şeklinde
değiştirilmiş; 4üncü maddesinin birinci
fıkrasının (d) ve (e) bentleri, 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (c) bendi; 13 üncü maddesinin beşinci
fıkrasının (b) bendi, 14 üncü maddesi, 25 inci maddesi, geçici 1
inci, geçici 2 nci, geçici 3 üncü, geçici 4 üncü, geçici 5 inci, geçici 7 nci,
geçici 8 inci, geçici 9 uncu, geçici 10 uncu maddesi ile 13/04/1994 tarihli ve
3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunun 24 üncü maddesinin dördüncü
fıkrası ve Geçici 8 inci maddesinin birinci fıkrası
yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) Uygun görüşle takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Katılıyoruz efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
5 inci maddesi ile 2954 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinde
değişikliğe gidilmiş Yayın Denetleme Kurulu
Başkanlığı kaldırılarak Yayın Denetleme ve
Koordinasyon Kurulu Başkanlığı kurulmuştur. Bu sebeple
31 inci maddede değişiklik gerekmektedir.
2954
sayılı Kanunun söz konusu geçici maddeleri, 2954 sayılı
Kanunun yürürlüğe girdiği 14/11/1983 ve 01/01/1984 tarihlerine
rastlayan yeniden yapılanma düzenlemelerine yönelik hukuki metinler
olduğundan, tereddüt oluşmaması için yürürlükten
kaldırılması öngörülmüştür.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yetersayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Peki.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum, karar yeter sayısı arıyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır,
kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 11- Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
11inci madde üzerinde gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal.
Buyurunuz
Sayın Ünsal. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
HÜSEYİN ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; Türkiye Radyo Televizyon Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Tasarının 11inci maddesi üzerine söz
almış bulunuyorum, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu kanunun 1inci maddesinde konuşurken Türkiyede
59uncu Hükûmetin yaptığı ve her zamanki gibi sözde
bıraktığı İletişim Şûrası
notlarından bir aktarma yapmıştım. İletişim
Şûrası 20-21 Şubat 2003, Kamu
Yayıncılığı ve TRT Komisyonu Raporlarından
sizlere bir pasajı tekrar aktarmak istiyorum. Bu pasajlardan bir
tanesinde, TRTnin diğer yayın kuruluşlarından farklı
olarak frekanslar dışında kamusal kaynakları kullanan
anayasal bir kamu kuruluşu olarak toplumun bütününe yönelik sorumluluk ve
yükümlülükleri olduğu ifade ediliyor. 2003 yılında bu ifade
yapılmış ve bugüne kadar da gelinmiş. Yani bir beş
yıl aradan geçmiş.
Burada ne demek
isteniyor? Toplum, bu Kurumuna, her harcadığı elektrikten yüzde
2 pay veriyor. Dolayısıyla elektriğini tüketen ve her Türk
vatandaşın tamamına hitap eden bir yayıncılık
yapma gereği TRTnin vardır. Eğer bu yayıncılık
anlayışını bir parti veya bir düşünce adına
yaparsa, toplumu yaralar. Yani TRT, yüzde 40ların yayın aracı değildir,
buna çok dikkat etmek gerekiyor.
Bir pasaj daha:
TRT bütün yurttaşlar için kamu gücü ve kamusal kaynaklar kullanarak
işleyen bir kamu kurumudur. Bütün yurttaşların vergi
niteliğindeki kaynaklardan finanse edilen bu hizmet, hiçbir ayrım
yapmadan, Anayasadaki eşitlik ilkesi gereği bütün yurttaşları
kapsamalı; hükûmetin değil, tüm toplumun sesi olmalıdır.
Şimdi ben bunu pasaj olarak okumamış olsam sanki kendi
sözümmüş gibi algılayacaksınız. Ama bu, 2003
yılının İletişim Şûrasından çıkan bir
karar.
Değerli
arkadaşlarım, burada TRTnin yayıncılığıyla
ilgili böyle bir karar çıkmış. Bundan itibaren de aynı
anlayış ve mantık maalesef de devam etmiş. Nedir bu
kararlar? Bunlar da Dokuzuncu Kalkınma Planının içerisine de
konulmuş.
Bir konu daha:
TRTnin yapması gereken kamusal yayıncılık hizmetinin,
devletin eğitim, sağlık hizmetleri gibi kâr amacına
yöneltilmeyen, rating endişesi gütmeyen, devletin kaynaklarıyla
karşılanan yansız, özerk ve laik bir hizmet olması.
Vurgulanan konulardan bir tanesi. Bakın, TRTde biz çoğu zaman
seyrediyoruz, izliyoruz, izlediğimizde bir şeyleri görüyoruz.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda
yeterli yayın yapılmadığını görüyoruz. Son
zamanlarda hepimizi ilgilendiriyor, hepimizi üzüyor, Tuzla tersanelerindeki
ölümleri hep beraber izliyoruz. Bunun nedenleriyle ilgili ciddi bir yayın
yapıldığına hepimiz şahit olduk mu? Olamadık.
Bakın, mensubu bulunduğum Amasyanın, Çorumun, Karabükün
çevresinde şu anda Kırıkkaleye de sirayet etti- bir kene
vakası var. Bu konuyla ilgili, mücadeleyle ilgili bir ciddi yayın var
mı? Yok. Dolayısıyla bu konulara eğilinmesi gerektiğini
de buradan tekrar hatırlatmak istiyorum.
Yapılan
yayınlara baktığımızda, bir kanalın eğitim,
sağlık konularıyla ilgili yeterli yayıncılık
yapmadığını görmekteyiz. Bu kanunla Avrupa kamu
yayıncılarını izlediğimizde ne kadar yetersiz
kaldığını da göreceğiz.
Şûranın
laik yayıncılık adına yapmış olduğu
tavsiyeye de Kurumun hassasiyet göstermesi gerektiğini bir kez daha
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına hatırlatmak istiyorum. Bu konuyla
alakalı olarak bu kürsüde konuşma yapan İzmir Milletvekilimiz
Sayın Bülent Baratalı bir miktar değinmişti. Biraz da ben
bu konuyla ilgili açıklama yapmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, 23/5/2008, TRTde bir haber veriliyor: Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, üniversitelerde
baş örtüsü serbestliği getiren Anayasa değişikliğinin
iptaline ilişkin davanın haziran ayının ilk haftası
görüşüleceğini söyledi. Bu tarihte hem bir mahkeme süreci sürüyor
hem de bu konu baş örtüsü değil, türban ve burada yanlı bir
yayın görüyoruz.
İkincisi,
yine
Haşim Kılıç Anayasa Mahkemesine gelişinde
gazetecilerin sorularını yanıtladı. -Altını
çiziyorum bundan sonra- Özgürlüklerin kapsamını genişleten
Anayasa değişikliğinin bazı maddelerinin iptali veya yok
sayılmasına karar verilmesine
Ve haber devam ediyor.
Neyin
özgürlükleri genişletildi? Ve özgürlüklerin genişletilmesi
değil, devletin temel bir ilkesine saldırı olduğu nihayet
ortaya çıktı.
TRTnin
yapmış olduğu
(AK Parti sıralarından gürültüler)
ASIM AYKAN
(Trabzon) O sizin görüşünüz
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Efendim, gelin konuşun, cevap verin.
ASIM AYKAN
(Trabzon) Size göre
Sizin kafanız öyle!
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Siz de gelin, size göre neyse konuşmanız, cevap
verin.
Bakın, TRT
bu konuda yanlış yayın yapmıştır; bu konuda
uyarıyoruz.
Ve TRTdeki
kadrolaşmayla ilgili çok yeterli laflar söylendi, bu konuyla ilgili çok
özel şeyler söylememize gerek yok. Yalnız, TRTyle ilgili
yapılan bir uyarıyı da yine Şûradan, Şûra
yayınlarından söylüyoruz. Şûra, artık, bu konuyla ilgili
fakülte mezunlarının TRTde çalışmasını öneriyor.
Bu konuyla ilgili hiçbir gayret olmamış. Ve haber alıyoruz ki,
TRTde Haber Müdürlüğüne laborant, Yayın Dairesi
Başkanlığına ilahiyat fakültesi mezunları geliyor. Bu
konuda hassas olmalıyız, bu konudaki hassasiyetimizi de ortaya
koymalıyız.
Çalışanların
kendi örgütleri aracılığıyla yönetime
katılmaları, yeterli sendikadan iki üyenin yönetim kurulunda
bulunması gerektiği yine bir şûra kararı olarak
çıkmış ve Dokuzuncu Kalkınma Planının içerisine
alındığı hâlde bu yasada bunu görmemiz,
çalışanların katkısını görmemiz mümkün
değil.
Değerli
milletvekilleri, demokratik ülkelerde en temel yönetim anlayışı
çalışanların yönetime katılması, örgütlü
görüşlerin, sendikaların iş yerine sahip çıkması
Bu
anlayış Avrupa Birliği sürecinin yaşandığı
bir ülkede üstelik kamu yayıncılığı yapan bir kurum
için geçerli değil midir? Her alanda demokrasiyi ön plana çıkaran,
demokratik yaşamı öneren Hükûmet, çalışanların bu
isteklerine daima sırt çevirmiştir.
Burada kamu
yayıncılığıyla ilgili objektifliğini ortaya
koyacak. Biz kamu yayını yapan bir sürü kuruluşlar biliyoruz ve
dünyada bunların hepsini de izliyoruz.
BBC muhabirinin
Tony Blaire sorduğu soru cesaretini, acaba Türkiyede bir TRT muhabirinin
sorma şansı var mı diye de sizlere soruyorum ve buradan
şuna gelmek istiyorum: TRTnin muhabirinin mikrofonu uzatıp, acaba
Sayın Başbakana Sayın Başbakan, damadınızın
yöneticisi olduğu şirkete Türkiyenin en büyük holdinglerine
verilmeyen krediler veriliyor. Bu konuda bir sözünüz var mı? deme şansı
var mı? Veya Maliye Bakanının çocukları özelleştirme
kurumlarından ihale alan firmalardan iş alıyorlar, haksız
rekabet sonucu kazanç elde ediyorlar? sorusunu sorma hakkı var mı
TRT muhabirinin? Veya Şahsınızın ve Ulaştırma
Bakanınızın oğulları gemi işlerinde olmadık
mesafeler, kârlar aldılar? diye bu konuda soru sorma hakkı var
mı? Veya çok basit bir şeyde, demin de anlatmaya
çalıştığım Dokunulmazlık zırhı
nedeniyle hakkınızda ve bazı parti yöneticisi milletvekilleri
hakkında davalar adliyenin raflarında tozlanıyor.
Dokunulmazlıkla ilgili düşünceniz? deme şansı acaba bir
TRT muhabirinin var mı?
İşte
özerk TRTcilik ve editöryal bağımsızlık dediğimiz
şey, İtalyanın RAİsinde, İngilterenin BBCsinde,
Fransanın televizyonunda var. Ama, maalesef, hep özenle oraya, Avrupa
Birliği diye koşuyoruz, öykünüyoruz ama bu konuyla hiçbir tedbiri bu
yasada almadığımızı da ciddi bir şekilde
görüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Bakanımıza da bu konuda madem bu TRT
yasası gelmişken, bir fırsat geçmişken de bir konuyu da
aktarmak istiyorum. Bundan sonra buraya yönetici atarken, ayrıca TRTyi
tanıyan yöneticiler atayın. Bakın, Yönetim Kurulu üyeleri TRT
Genel Müdürüne rapor hazırlıyorlar ve bu raporlarını da
imzalayarak 4/10/2007 tarihinde veriyorlar. Bakın, bu raporlardan bir
tanesi Sayın Bakanım, bu, TRTye 4/10/2007 tarihinde hazırlanan
bir rapor. Dört numaralı bent: Müzik arşivleri daire
başkanları uhdesinde bulunan arşiv materyalinin tam bir
envanterinin çıkarılması
Buraya yönetici olmuş, üç
senedir yöneticilik yapıyor, ama TRTde müzik arşivleri dairesi
başkanlığı olmadığını, TRTnin bir
Yönetim Kurulu üyesi bilmiyor; bu, olacak şey değil,
anlaşılır değil! Dolayısıyla TRT Yönetim Kurulu
oluşturulurken her zaman için, başından da söylüyoruz,
Danıştayın size uyarıları da var, o
uyarıları da göz önüne alarak gerçekten objektif kriterlerle
yöneticilerin atanması gerekir diyoruz.
Danıştay,
açılan bir dava sonucu TRTyle ilgili görüşünü şu şekilde
açıklıyor: TRT yayınlarının
tarafsızlığından anlaşılması gereken,
Kurumun yayınlarında, idari vesayeti altında olduğu yürütme
organı da dâhil, hiç kimseden emir almaması; toplumsal, siyasi, etik,
inançsal... hiçbir kurum ve kuruluşun yanında yer almaması ve
sadece Türk hukuk düzeninin temel ilkelerine ve mesleğin evrensel
kurallarına uygun bir yayıncılık faaliyetinde
bulunmasıdır. diye Danıştay, kararlarında TRTnin
işleviyle ilgili bir karar veriyor.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; TRTnin programlarıyla ilgili
burada yeteri kadar konuşma yapıldı
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Lütfen, sözlerinizi tamamlayın.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) - Bizler burada editöryal
bağımsızlığın sağlanması ve TRTnin
herkesin, 70 milyon insanın, evet, açtığı zaman bu haber
objektiftir, bu program hepimizin kültürünü yansıtıyor, Türkiyeyi
yansıtıyor demesinin tek nedeni, burada çok ciddi bir tavır
alarak TRTyi objektif bir kurum hâline getirmeniz. Getirmezseniz, beş
yıllık iktidarınız boyunca getirdiğiniz bu durumdan
bir beş yıl sonra tekrar tartışma durumuna geçeceğiz
ve herkesin parasıyla, tükettiği elektrik paralarıyla,
aldığı televizyonlara ödediği bandrollerle, halkın
kendiliğinden ödediği kendi yayın kuruluşunu, bir kamu
yayıncılığı anlayışı içerisinde izleme
olanağı bulamayacağız. Dolayısıyla, bu kanunun yeterli
bir şekilde bağımsız bir anlayışı,
tarafsız, özerk ve editöryal bağımsızlığı
sağlayacak bir anlayışı getirmeyeceğini söylüyor,
hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ediyoruz Sayın Ünsal.
11inci madde
üzerinde, gruplar adına ikinci söz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına Mersin Milletvekili Mehmet Şandıra aittir. (MHP
sıralarından alkışlar)
Buyurunuz
Sayın Şandır.
MHP GRUBU ADINA
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Radyo ve
Televizyon Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının sonuna geldik. Gerçekten yirmi beş yıl
gecikmeyle, Türkiye için, Türk milletinin geleceği açısından çok
önemli bir kurumun işleviyle, fonksiyonuyla, görevlerini yerine
getirmesiyle ilgili yapılması gereken düzenlemelerin bu kadar
gecikilmiş olması tüm ülkeyi yöneten siyasi iktidarlar
açısından bir handikap olsa gerek. Zaman değişti, devir
değişti, teknik değişti, dünya dengeleri değişti.
Dolayısıyla, Türk milletinin kültür değerlerini gelecek
nesillere aktarabileceği en önemli kamu kurumu olarak -diğer özel
televizyonlara böyle bir sorumluluk yüklemeye hakkımız yok ama- Türk
milleti adına görev yapan TRTnin, Türk kültürünün değerlerini, kendin
olmak, kendimize ait değerlerimizi yaşatmak konusunda vazgeçilmez,
önemli, stratejik değerde görevi olan TRTnin kanununun bu kadar uzun süre
hiç dokunulmadan devam ettirilmiş olması gerçekten Türkiyede
siyasetin, yönetimin zaafının en çarpıcı örneklerinden
biridir.
Şimdi,
siyasi iktidar olarak beş yıl sonra, gerekçesi kendine ait, bu
Kanunda bazı değişiklikleri düşünmüş ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine bir kanun tasarısı olarak sunmuş. Ama ne
yazık ki incelediğimizde gördüğümüz hadise şudur: Bu konuda
yapılan değişiklikler ne çağı anlamak ne
çağın getirdiği yeni misyonu kavramaktan çok uzaktır. Üç
maddelik bir kanun olarak gelmiştir. Sonra komisyonda, alt komisyonda tüm
milletvekillerinin, tüm gruplara ait milletvekillerinin gayretiyle bu kanun bir
şekle getirilmiştir.
Bize göre TRTnin
misyonunu tanımlamakta bu kanun yeterli değildir. Türkiyenin gelecek
öngörüsünü yani vizyonunu tanımakta bu kanun yeterli değildir.
Yayın ilkelerine hiç dokunulmamış. Dolayısıyla, TRT,
devletin herhangi bir kurumu gibi, atamaların nasıl
yapılacağını, yönetimin nasıl
yapılacağını belirleyecek değişikliklerle
çağa ayak uyduracak bir kurum değildir. Bu sebeple, biz Milliyetçi
Hareket Partisi olarak, bu kanunun yeterli olmadığını, bu
kanunun hazırlanmasında, hazırlayanların meselenin önemini
müdrik olmadıklarını düşünüyoruz. TRT yönetimini ve TRTden
sorumlu Sayın Bakanı bu konuyu yeniden düşünmeye
Yeni bir
yüzyılın başındayız, yeni bir binyılın
başındayız. Küreselleşme denen bir olgu hayatın her
alanını kuşatmış bulunuyor. Değerli
milletvekilleri, şuradan
Tekrar ediyorum:
Bu kanun tasarısını hazırlayan yönetimin, TRTnin
misyonunun ve Türkiyenin gelecek vizyonunun idrakinde olmadığı
kanaatindeyim. Bir fırsat kaçırılmaktadır. Bu kanun çok
daha kapsamlı, çok daha anlamlı, kucaklayıcı bir şekilde
hazırlanmalıydı.
Değerli
milletvekilleri, biz, alt Komisyonda ve komisyonda bu kanuna çok ciddi
katkılar vermeye çalıştık. Bazı yanlış ve
eksik gördüğümüz hususları da burada iktidar partisinin grubuyla
anlaşarak, bazı değişiklik önergeleri vererek düzeltmeye
çalıştık. Bazı adaletsizlikler vardı, düzeltmeye
çalıştık. Bu noktada Uygundur, katılıyoruz. diyerek
meseleye destek veren Sayın Bakana, Sayın Komisyona teşekkür
etmiştim daha önce. Ancak bir yanlışı da ifade etmemiz
lazım: Bakınız, 6ncı maddede bir önerge verildi. Bu
önergenin altında imzası olan arkadaşlarımızın
hassasiyetine saygı duyuyorum, tepkilerine de saygı duyuyorum ancak
hangi gerekçe ile Türkçenin dışında bir başka lehçeyi, dili
TRTnin resmî yayınlarına yerleştiriyorsunuz?
Değerli
arkadaşlar, bir millet yaratmanın metotları bellidir, çok evrenseldir.
Emperyalizm dediğimiz hadise, kimlikleri, farklılıkları
kimlikleştirerek, kimlikleri resmîleştirerek milletleri,
toplulukları milletleştirir ve milletleri parçalar. Bütün
Afrikayı böyle parçaladılar, bütün Osmanlı
coğrafyasını böyle parçaladılar. Bu coğrafyada
yaşayan herkes bizim kardeşimizdir. Kimse kimseden rahatsız
değildir. Herkes keyfine nasıl geliyorsa öyle türkü söylesin, öyle
konuşsun. Hangi hakla, halkımızın bir kısmını
bir başka kimlikle tanımak, onları ayrıştırma
hakkına sahiptir
Değerli
arkadaşlar, Türkçe dışındaki dillerde sürekli yayın
yapılması, bu yayının eğitime taşınması
bu ülkeyi parçalayacak, iyi niyetli, cehenneme giden taşlardır.
Lütfen, tekrar düşünün. Kimse kimseden rahatsız değil.
İsteyen Kürtçe konuşuyor, isteyen Arapça konuşuyor, isteyen ana
dili neyse, lehçesi neyse onunla konuşuyor. Niye gerekli görüyorsunuz bu
milleti Kürt, Türk, Arap, Laz, Çerkez diye ayırmaya? Bu Anayasanın
üzerine yemin ettik. Bu Anayasanın neresinde Kürt vatandaşlarım
yazıyor? Neresinde Kürt milletvekillerim diye bir ifade var?
Değerli
dostlar, yanlış yapıyorsunuz. Yanlış
yapıyorsunuz. Böyle yaparak ne Avrupa Birliği üyesi olabiliriz ne bu
küreselleşme denen hadiseye entegre olabiliriz. Kendi onurumuzla
Bakınız
değerli milletvekilleri, burada, Türkiye Büyük Millet Meclisinin
egemenliğine saldırıya hep birlikte tepki gösteriyoruz. Burada,
millet adına yasama görevimizin cumhuriyetimizin temel niteliklerini
değiştirmeyi amaçlayan bir eylem olarak değerlendirilmesine hep
beraber karşı çıkıyoruz ama eğer siz bu milletin
egemenliğine sahip çıkmazsanız, bu milleti
farklılıklarına dayalı ayrıştırmayı bir
politika olarak getirip milletin önüne hukuk diye koyarsanız yanlış
yapmış olursunuz. Yanlış yaptılar, koca bir
coğrafyayı paramparça parçalayıp devleti yıktılar.
Değerli
dostlar, birbirimizle farklılıklarımız olabilir,
politikalarımız ayrı olabilir ama inanınız ki ortak
paydamız, bizi burada var eden sebep bu milletin kimliğine,
egemenliğine, bu devletin bağımsızlığına ve
bu Anayasaya sahip çıkmaktır.
Şimdi,
Sayın Dışişleri Bakanının bir beyanı var,
diyor ki: Eğer devlet kanalında Kürtçe yayın yaparsanız bu
ikinci bir resmî dil olur. Bunu sayın iktidarın
Dışişleri Bakanı söylüyor. Ee, ne değişti de
şimdi sayın iktidarın milletvekillerinin imzasıyla verilen
önergeyle kanunun 6ncı maddesinde TRTnin bir kanalının yirmi
dört saat boyunca bir lehçede yayın yapmasını kabul ettiniz?
Elinizi vicdanınıza koyun, millet huzurundaki sorumluluğunuzun
idrakinde bu hususu yeniden dikkate alınız. Bu, doğru
olmamıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir önerge veriyoruz. Bu
önerge, bu önergenin kabul edildiği 6ncı maddenin yürürlüğünün
ertelenmesi hususudur. Tekrar düşünmeniz, tekrar değerlendirmeniz
açısından bir fırsat olarak, bir süre kazanmak
açısından bu önergemizi lütfen kabul ediniz. Tarihî bir
yanlıştan geri döneceksiniz. Bakın, bir milletvekili bu kürsüden
not aldım, tutanaklardan okuyabilirsiniz- TRTnin bir kanalına
yirmi dört saat Kürtçe yayın hakkı verildi. diyor.
Değiştirdiğiniz önergeyle maddenin
başlığını da değiştirdiniz eğitim ve
öğrenim kelimelerini de eklediniz. Üç gün sonra TRTde, yalnız türkü
söylemek için değil, haber vermek için değil millî eğitimde
eğitim için de Türkçenin dışında bir dilin talebi olursa,
bir dilin kabul edilmesi talebi olursa ne yapacaksınız?
Yanlış yapıyorsunuz, bu yanlış çok tarihî ve stratejik
bir yanlışlıktır. Geliniz, bu yanlışlıktan dönünüz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Şandır, lütfen sözlerinizi bitiriniz.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Sayın Başkanım, çok teşekkür
ediyorum efendim. Zannediyorum maksadım
anlaşılmıştır.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
11inci madde
üzerine şahsı adına Siirt Milletvekili Yılmaz
Helvacıoğlu.
Buyurunuz
Sayın Helvacıoğlu. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
M. YILMAZ
HELVACIOĞLU (Siirt) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşmeleri tamamlanmış bulunan Türkiye Radyo ve Televizyon
Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının geneli üzerinde söz almış bulunuyorum.
Konuşmama başlamadan evvel hepinize saygılar sunuyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, şu anda görüşmekte
olduğumuz TRT Kanunu Tasarısının görüşmelerinde,
değerli katkılarınızla yasalaşma sürecinin sonuna
gelmiş bulunmaktayız. Tasarının yasalaşma sürecindeki
gelişmeleri hatırlayacak olursak: Ülkemizdeki telekomünikasyon,
bilgisayar ve yayıncılık hizmetlerindeki bütünleşme ve
sayısal yayın teknolojisindeki ilerlemeler, 2954 sayılı
Kanunda değişiklik yapmayı zorunlu hâle getirmiş; bu
husus, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından kabul edilen
uzun vadeli strateji ve Sekizinci Beş Yıllık (2001-2005)
Kalkınma Planı ile Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu
raporlarında özellikle vurgulanmıştır.
Tasarıyla
getirilen düzenlemelerle, uluslararası radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarıyla
yapılan anlaşma, sözleşme ve protokollerin yanı sıra
Türkiye sınırları içinde yayın yapan yerel, bölgesel,
ulusal radyo ve televizyon kurum ve kuruluşlarıyla da sözleşme,
anlaşma ve protokoller imza etmenin önü açılmıştır.
Yönetici kadrolarına yapılacak atamalarda aranacak nitelikler,
teknolojik gelişmeler de dikkate alınarak yeniden
belirlenmiştir. Bu çerçevede, televizyon, radyo, haberleşme,
bilgisayar, telekomünikasyon, elektronik, kitle iletişimi, hukuk, işletme,
iktisat, maliye, ekonomi, sanat, kültür alanları, yeni belirlenen
nitelikler olarak ortaya çıkmıştır. Daire
başkanlıklarının görev ve fonksiyonları gözden
geçirilerek görev ve fonksiyonu kalmayan daire başkanlıkları
kaldırılmış; birbirinin tamamlayıcısı veya
devamı niteliğinde olan, benzer işleri yapan, görev ve yetkileri
iç içe olan, gereksiz kadro ve maliyetlere neden olan daire
başkanlıkları da birleştirilmiştir. Taşra
teşkilatının görev ve fonksiyonları gözden geçirilerek hantal
yapıya bürünen bölge müdürlükleri kaldırılmış, yerine
daha küçük ve fonksiyonel müdürlükler ve haber bürolarının
kurulması sağlanmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Avrupa Birliğine üye ülkelerin
yanı sıra diğer birçok ülkede, resmî dil dışında
farklı dil ve lehçelerde yayın imkânı
tanınmıştır. Kamu yayıncısı olan Türkiye
Radyo ve Televizyon Kurumunun da evrensel kültür ve bilim eserlerinin
oluşmasına katkısı olan yabancı diller ile Türk
vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak
kullandıkları farklı dil ve lehçelerde herhangi bir sınırlamaya
tabi olmaksızın yayın yapması hususu çağdaş
yayıncılığın gereği olarak ortaya
çıkmıştır.
Dünyanın en
önemli kriz merkezlerinin kavşağında yer alan ülkemizin,
bölgesinde meydana gelen gelişmelere karşı politikalar
belirleyip harekete geçmesinin zorunluluğu hayati bir önem arz etmektedir.
Günümüzde içe kapanmaya devam eden, inisiyatif almayan ve teknolojik
gelişmeyi takip etmeyen yönetimlerin dünya sahnesinde etkin güç
olabilmeleri bir yana, kendi coğrafyasında sözünün dinlenmesi bile
olası değildir.
Bilişim
çağını yaşadığımız 21inci asırda
dünya olağanüstü gelişmeler ve yenilikler yaparken Türkiye gibi bir
devletin asrımızın en önemli ve etkin aracı olan medyayla
iletişimin sayısız olanaklarını göz ardı ederek
bunları yadsıması düşünülemez. Eğer ülkemiz dünya
sahnesinde etkin rol oynayıp hadiseleri şekillendirmek,
karşılaştığı uluslararası sorunlarla
mücadelede diğer devletlerin desteğini almak istiyorsa çok geç
kalmış olduğu medya alanında gerekli adımlar atıp
bir an önce çok dilli televizyon ve medya
yayıncılığına başlaması gerekmektedir. Bu
sebeple de farklı dil ve lehçelerde yayın imkânı getirilerek bu
alanın etkili bir şekilde kullanılacağına, ülkemizde
önemli sosyal fayda sağlanacağına inancım sonsuzdur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tasarıyla istihdam
şekilleri yeniden düzenlenmiştir. Kurumda radyo-televizyon
yayın, yapım, teknik ve bilişim hizmetlerini yürütmek üzere yeni
bir sözleşmeli personel uygulaması kabul edilmiştir. Yönetim Kurulunca
belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde istisnai ve zaruri durumlarda
yabancı uyruklular da sözleşmeli olarak istihdam edilebilecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
M. YILMAZ
HELVACIOĞLU (Devamla) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının 9uncu maddesinde kabul edilen önerge ile
Kurumda görev yapan geçici personelin sözleşmeli personel statüsünde
istihdamlarının önü açılmıştır. Bu imkândan
yaklaşık 500 personel yararlanacaktır. Bu önemli bir
gelişmedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir taraftan yepyeni bir
sözleşmeli personel uygulamasına yönelik düzenlemeler getirilirken,
bir taraftan da 1984 yılında yürürlüğe giren ve hâlen
uygulanmakta olan işçi sayılmayan sözleşmeli personel
uygulamasına da son verilmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve düşüncelerle, TRT
Kanunu değişikliğinin ülkemize yararlı olmasını
diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Helvacıoğlu.
Şahsı
adına ikinci söz Bitlis Milletvekili Cemal Taşara ait.
Buyurunuz
Sayın Taşar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
CEMAL TAŞAR
(Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 219 sıra
sayılı TRT Kanunundaki değişikliklerden 11inci madde
üzerinde şahsım adına söz almış buluyorum. Bu
vesileyle millet iradesinin temsil edildiği yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tabii ki, yapılan her değişikliğin bir
ihtiyaçtan kaynaklandığı malumlarımızdır. Bugün,
inşallah son görüşmelerini yapmış olduğumuz TRT
Kanunundaki bu değişikliğin de günümüz ihtiyaçlarına cevap
verebilecek şekilde düzenlenmesi gerektiği inancıyla kaç gündür
çalışıyoruz. Tabii, medyada meydana gelen
değişiklikler, bilişim ve iletişim teknolojisindeki
değişiklikler sonucu TRTde de yeniden bir yapılanmanın
kaçınılmaz olduğu ortadadır. Günlerdir bunu
konuşuyoruz, bunu tartışıyoruz.
Burada
yıllardan beri hantal bir yapının oluşmasından
dolayı artık bir rekabet gücünün de azaldığının
farkındayız. Yeniden bir yapılanmayla çağdaş ve
sistemli bir yapı oluşacağı kanaati hasıl
olmuştur.
Milletleri millet
yapan en önemli unsurlardan biri onların folklorik özellikleri,
onların kültürleridir. Bu folklorik özellikleri, bu kültürel
yapıyı gelecek nesillerimize aktarabileceğimiz en önemli
unsurlardan birisi de medyadır ve bizim millî medyamız olan TRTdir.
Çok açık ve samimiyetle şunu söylemek istiyorum: TRTnin bütün
programlarını, ailenizle, çocuklarınızla, eşinizle hiç
yüzünüz kızarmadan izleyebilirsiniz. Yani milletimizin hassasiyetlerini
gözeten, milletimizin millî varlığını, benliğini
ortaya koyan gayet güzel eserler ortaya konulmuştur. Bundan dolayı da
TRT yetkililerine teşekkür ediyoruz.
İnşallah
bu tasarıyla daha güzel bir yapılanma, daha etkin bir yapılanma
oluşacağı inancındayız.
Bundan
dolayı da bu tasarının hazırlanmasında emeği
geçen bütün arkadaşlarıma, siz değerli milletvekillerine
teşekkür ediyorum. Bu tasarının öncelikle, TRTye,
halkımıza, milletimize hayırlar getirmesini diliyorum, bu
vesileyle yüce Meclisi en derin saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Taşar.
Sayın
milletvekilleri, şimdi on dakikalık soru-cevap işlemine
geçeceğim. Biliyorsunuz bunun beş dakikası sorulara, beş
dakikası cevaba ayrılıyor.
Şimdi,
sırayla, Sayın Gök, Sayın Bingöl, Sayın Barış,
Sayın Süner ve Sayın Özkana söz vereceğim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, ben burada şeye girmiştim,
silmişler efendim. Protesto ediyorum.
BAŞKAN
Burada görüyorum efendim, fakat demin
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama ben yeni girdim.
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Genç.
demin sistem
kilitlendi, deminki sıraya göre ben tekrar açıldığında
onu veriyorum.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama ben çoktan girmiştim.
BAŞKAN
Evet, liste vardı onun için
Evet, buyurunuz
Sayın Gök.
İSA GÖK
(Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan,
İnternet Protokol TV, yani IPTV yayınına başlamak için Türk
Telekom çalışma yapıyor. Arşivinden yararlanmak için TRT
ile görüşmeler yapılıyor mu?
2) Telekom
Yönetim Kurulu üyesi olan Sayın Şahin bu görüşmelerde TRTnin
çıkarlarını mı savunuyor, Telekomun
çıkarlarını mı?
3) TRT
arşivi cumhuriyet arşividir. Bu arşiv Telekoma açılacak,
bir özel şirkete. Görüşmeler devam ederken Yayın Arşivleri
Dairesi Başkanı Turgay Çakımcı görevinden
alınmış mıdır alınmamış
mıdır; alınmışsa da niye
alınmıştır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Gök.
Sayın
Barış
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, dünyada şu anda büyük bir organizasyon
yaşanmaktadır, Avrupa Futbol Şampiyonası. 2 milyara
yakın insan, belki de daha fazla, bu şampiyonayı izlemektedir.
Ülkemiz de bu şampiyona içerisinde yer almaktadır.
Benim sorum
şu: Halkımızın içinde bulunduğu ekonomik
koşullar, tiyatroya, sinemaya veya başka yerlere gitmeye engel
olmaktadır. Elde kalan bir tek televizyon var. Acaba TRT bu naklen yayınları,
bu şampiyonayı niye vermemektedir? İhale yapıldı da
çok pahalı mı gelmiştir? TRT, halka hizmet için yok mudur? TRT,
halkın vergileriyle ayakta duran bir kurum değil midir, bir hizmet kurumu
değil midir? Bu nedenle soruyorum: Bu naklen yayınlar TRTden niye
verilmemektedir?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Barış.
Sayın
Bingöl
TEKİN
BİNGÖL (Ankara) Sayın Bakana sormak istiyorum: Seslendirme
sanatçıları çok ciddi sorunla karşı karşıya.
Maalesef diksiyon ve benzeri birtakım özellikleri haiz olmayan birileri
rahatlıkla seslendirme yapabiliyorlar. Bu da profesyonel seslendirme
sanatçılarına yapılan bir haksızlık olduğu gibi,
tiyatro ve sinema eserlerinin kalitesini düşürebilmekte. Beyhan Saranlar,
Mehmet Ataylar, Rüştü Asyalılar, Macide Tanırlar ve daha
birçoğu artık seslendirme yapmıyorlar. Maalesef seslendirme
sanatçılarının hakları gasbediliyor. Acaba Seslendirme
Sanatçıları Meslek Birliği adı altında bir düzenleme
yapılarak, burada verilecek eğitim sonrasındaki sertifikalarla,
seslendirme sanatçıları sanatçıları profesyonel bir
kimliğe büründürülebilir mi? Bunu yapmayı düşünür müsünüz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bingöl.
Sayın Süner
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Başkan, Sayın Bakana sormak istiyorum: TRT
yurt dışı bürolara atama yaparken eski dönemlerde dil bilme
şartı aranırdı. Fakat İbrahim Şahin döneminde dil
bilme şartı ortadan kalkmış gibi görünüyor. Haber Daire
Başkanlığına getirilen Ahmet Çavuşoğlu, daha
önce, dil bilmemesine rağmen Kahire bürosuna dokuz ay gönderildi mi?
Kahire bürosuna Çavuşoğlundan sonra yine dil bilmemesine rağmen
Haber Program Müdür Yardımcısı Meryem Uysal atandı mı?
Yine TRT Brüksel Bürosuna Yavuz Yorulmaz, Berlin Bürosuna Yalçın Güler dil
bilmemelerine rağmen atandılar mı? Atandılarsa dil bilmeyen
bir kişi haber takip etme konusunda TRT adına nasıl
çalışma yapacak?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Süner.
Sayın Özkan
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın Bakan,
görüştüğümüz TRT yasasında Haber Dairesinin adı Haber ve
Spor Dairesi olarak değiştiriliyor. Bu değişiklikteki
amaç, görevden aldığınız Haber Dairesi başkan
yardımcılarının mahkeme kararıyla görevlerine
dönmesinin önüne geçmek için midir? Yani hukuka karşı hile mi yapılmak
isteniyor?
Bu arada göreve
dönmek için mahkeme kararı alan eski Haber Dairesi Başkan
Yardımcısı Avni Küpeliyi görevine iade etmeyi düşünüyor
musunuz? TRT mahkeme kararlarını uygulayacak mı?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özkan.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın
Başkanım, sorulara yazılı olarak cevap vereceğiz.
Zabıtlar fevkalade iyi incelenerek en iyi şekilde cevap verilecektir.
Arz ederim. (CHP
sıralarından Soru sormaya devam edelim Sayın Başkan, zaman
var. sesleri)
BAŞKAN O
zaman, süremiz var, sorulara devam ediyorum.
Sayın Köse
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana
soruyorum: TRT Washington Bürosuna atanan Mustafa Erdeme ABD Hükûmetince
çalışma izni neden verilmedi? İzin verilmeme nedenleri
arasında irticai neden mi bulunuyor?
İkinci
sorum: Biraz önce konuşan hatibin dediklerine göre
Sözleşmesi
yapılmayan 12 kişinin Alevi olduğunu söyledi. Gerçekten
ispatlanırsa TRT Genel Müdürünü görevden almayı düşünüyor
musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.
Sayın Çöllü
HÜSNÜ ÇÖLLÜ
(Antalya) 29 Şubat 2008 tarihinde Haber Dairesi
Başkanlığı görevine getirdiğiniz Ahmet
Çavuşoğlu 22 Temmuz seçimlerinden önce de Haber Müdürlüğü
görevine getirilerek, bir anlamda muhalefet partilerinin TRTde sesini
kısmakla mı görevlendirildi?
Haber Daire
Başkanı Ahmet Çavuşoğlu ve Haber Daire Başkanı
Atilla Tunganın eşleri türbanlı mı? TRTde üst bir göreve
gelmek için eşlerin türbanlı mı olması gerekiyor?
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Çöllü.
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Çok ayıp bu soru ya!
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Yapana ayıp olmuyor da sorana mı ayıp?
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim,
özellikle son zamanlarda TRTde Anayasa Mahkemesi
düşmanlığı yapan bazı kişiler programlara
çıkarılmakta. Mesela dün bir program seyredildi. Burada birisi
çıkıyor, 9 tane Anayasa Mahkemesi üyesine çoban diyor. TRT Genel
Müdürü bunların çoban olduğunu kabul ediyor mu? Etmiyorsa o zaman bu
yüce mahkemenin üyelerine hakaret eden kişileri bir daha programa almama
konusunda bir karar verecek mi? Sayın Bakana soruyorum.
İki: TRT
Haber Dairesi Başkanlığınca kaç kişiye götürü bedelle
hizmet alım sözleşmesi yapılmıştır? Hangi
ünitelerde hangi görevlerle istihdam edilmektedir? Bunlardan kaçı
İbrahim Şahin döneminde alınmıştır? Bu
kişiler hangi özel niteliklerinden dolayı Kurumda istihdam
edilmektedir? TRTden önce çalıştıkları yan kuruluşların
adı ve bu kuruluşlarda yaptıkları görevler nelerdir? Götürü
bedelle hizmet alımı sözleşmesiyle istihdam edilenlerin isimleri
ve bunlara ödenen ücretler nedir? Bu kişilere
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
Sayın
Şandır
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın
Başkanım, aracılığınızla Sayın
Bakanıma sormak istiyorum: TRT, özellikle Türk coğrafyasında,
Orta Asyada ve Orta Doğuda çok yaygın izlenmektedir. Ancak
yeterince yayın yapılmadığı gibi, bu
coğrafyanın özelliklerine dayalı, buraya hitap edecek
programların olmadığı gibi geçen hafta Suriyede
yaptığım ziyaretler sırasında çok yaygın
şekilde şikâyet aldım. TRTnin gerçekten
sınırlarımız ötesinde yaşayan, bize mensubiyet duyan
insanlara karşı da bir sorumluluğunun olması gerekir. Bu
konunun dikkate alınmasını istiyorum. Bu konuda herhangi bir
hazırlık var mı, bir program var mı, bunu öğrenmek
istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Şandır.
Sayın
İnce
MUHARREM
İNCE (Yalova) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
TRT
sanatçılarının Kurum dışında
çalıştırıldıkları zaman TRTnin 4 milyar para
istediği doğru mu? Yani bir TRT sanatçısı bir ildeki bir
amatör musiki derneğine gittiği zaman 4 milyar lira TRTye verecek. TRT
bu göreviyle menajerlik mi yapmaktadır, yoksa tüccar TRT
anlayışının bir yansıması mıdır bu,
bunu öğrenmek istiyorum.
Bir de,
çeşitli bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinden ve
müşavirlik kadrolarından TRTye zıplama kadrosu olarak kimler,
hangi bakanlıktan TRTye geçirilmiştir, bu kişileri
öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın İnce.
Soru-cevap
işlemimiz sona ermiştir.
İSA GÖK
(Mersin) Sorum vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN Siz
daha önce, ilk başta sordunuz efendim.
11inci madde
üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 219 S. Sayılı Kanun tasarısının 11. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Madde 11: Bu
Kanunun 6. maddesinin son fıkrası dışındaki maddeler
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
|
|
Oktay Vural |
Abdülkadir
Akcan |
Rıdvan
Yalçın |
|
|
İzmir |
Afyonkarahisar |
Ordu |
|
|
Mehmet
Şandır |
Mustafa Enöz |
Ali Torlak |
|
|
Mersin |
Manisa |
İstanbul |
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET ALTAN KARAPAŞAOĞLU
(Bursa) Katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Mehmet Şandır Bey konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Şandır, buyurunuz efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
11inci maddede
grubum adına yaptığım konuşmanın devamı
niteliğinde konuşacağım. Orada da ifade etmiştim bir
önerge vereceğimizi.
Değerli
milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz kanunun 6ncı maddesinde
Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu milletvekillerinin verdiği bir
önergeyle şöyle bir değişiklik yapıldı, denildi ki:
6ncı maddedeki değişiklik, 2954 sayılı Yasanın
20'nci maddesinin öncelikle başlığını değiştiriyor.
Başlığı -bize göre hiç gerek yokken- Türkiye Büyük Millet
Meclisi ve açıköğretim yayınları ile eğitim ve
öğretim amaçlı yayınlar ve diğer yayınlar
şeklinde değiştiriyor. Buna niye gerek duydular, bu gerçekten
cevaplandırılması gereken bir husus.
İkinci husus
-itiraz ettiğimiz husus- bu önergeyle 21inci maddenin son
fıkrası olarak: Kurum tarafından Türkçenin yanı sıra
farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilinir. diye bir madde
eklediler.
Değerli
dostlar -demin de ifade ettim- bu iyi niyetli verilmiş bir madde olabilir,
bir önerge olabilir ama bilesiniz ki bugünü anlamak, geleceği
öngörebilmek, bugünün geçmişteki iz düşümünü doğru
tanımlamakla mümkündür. Geçmişte yaşananları yok sayarak ne
bugünü anlayabilirsiniz ne muhtemeli, geleceği tahmin edebilirsiniz.
Bakınız
-demin de arz ettim- koca bir imparatorluğu farklılıkların
üzerinden kimlikleştirerek, o kimlikleri resmîleştirerek
milletleştirdiler, o milletlerin egemenliğinin mücadelesi sonunda da
koca Osmanlı İmparatorluğu parçalandı. Aynı şeyi
Afrikada yaptılar, aynı şeyi şimdi başka yerlerde
yapıyorlar.
Bir millet
yaratabilmenin çok temel aracı olarak bir lehçeyi yanı
başındakinden ayırarak onu dil hâline getirmekle bir
topluluğu milletleştirirler. Bir topluluğu millet hâline
getirdiğiniz takdirde de onun egemenliğini vermek, o egemenliğin
devletini tanımak mecburiyetindesiniz. Bugün değil ama elli yıl
sonrasını düşünün. Hiç kimse diyemezdi ki Orta Doğu bölgesi
Osmanlıya kılıç çekecek ve devletin yıkılmasına
doğrudan katılacak.
Değerli
milletvekilleri, bunun böyle olduğunu demin de okudum. Bu
İktidarın Dışişleri Bakanı çok açık, net
ifade ediyor, diyor ki: Devlet kanalında Türkçenin dışında
bir dili yayın programına alırsanız ikinci bir resmî dil
yaratırsınız.
Değerli
milletvekilleri, bu, Meclisin görevi, hepimizin görevi. Tekrar ediyorum: Hiç
kimse kimseden rahatsız değil.
Değerli
Milletvekilim, bakınız, siz çocuğunuza İngilizce
öğretirken, İngilizce öğrenmesi için kolejlere gönderirken, yani
Kürtçe konuşulmasından, Arapça konuşulmasından, bir
başka lehçenin konuşulmasından kim rahatsızlık duyuyor
da bugün, bugün, yani beş yıl sonra buna gerek görüyorsunuz ve TRT
Kanununa böyle bir madde ekliyorsunuz? Bu maddenin amacını
anlamıyor musunuz? Bu doğru olmamıştır, bu
yanlış olmuştur. Verdiğimiz önergeyle diyoruz ki: Geliniz,
Kurumun, Türkçenin yanı sıra başka dil ve lehçelerde yayın
yapabilmesini erteleyelim, yeniden düşünelim, yeniden düşünelim.
Dolayısıyla bu ülkenin birlik ve beraberliğini korumaya, bu
cumhuriyeti korumaya yemin etmiş milletvekilleri olarak tarihte
örneği yaşanmış bir sürece katkı vermeyiniz.
Yarın çocuklarınız, yarın tarih sizi bugünkü iyi
niyetinizden dolayı mahkûm edecektir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
iyi niyetle uyarıyoruz -bir suçlama değil- bir yanlış
yapıldığını ifade ediyoruz. İnanıyorum ki
içinizden birçok milletvekili de bu yanlışın
farkındadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayın.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Ama grup kararı, bazı verilen sözler, bu
Avrupa Birliğine uyacağız aldatması maalesef
insanımızı birbirinden ayırıyor. Ne olur, farklılıkların
farkında olarak birlikte yaşamayı güçlendiren, bunu cazibe
merkezi hâline getiren politikalara öncelik veremez miyiz?
RÜSTEM ZEYDAN
(Hakkâri) Bu, efendim bu.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Bu değil Sayın Milletvekilim, bu değil.
Hiç kimse
kimseden rahatsız değil. İnsanlarımızı dilinden,
mezhebinden dolayı birbirinden ayırmanın adı bölücülüktür.
Bunu bu Meclise yakıştıramam, bunu hiç kimseye
yakıştıramam. Gelin, bu önergeyi kabul ediniz ve bu
yanlıştan geri dönelim, düşünelim, tekrar kanun getirmek mümkün
ama bu yürürlülüğü bu önergeyle durduralım.
Çok teşekkür
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
11inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde
kabul edilmiştir.
12nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 12- Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
12nci madde üzerinde gruplar adına, Cumhuriyet Halk Partisi adına
söz Yalova Milletvekili Muharrem İnceye ait.
Buyurunuz
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
On beş
gündür bu kürsüde TRT sürekli eleştirildi. Ben teşekkürle
başlıyorum TRT Genel Müdürüne ve TRT yönetimine. Her ne kadar
basın toplantısı yaptığımda kameraman gelip
muhabir gelmese de beni yakından izledikleri için -herhâlde hakkımda
bir belgesel çekecekler- seçim bölgem başta olmak üzere, Ankarada
yakından beni izledikleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Bu
belgeseli de dört gözle bekliyorum ve öncelikle şunu söylemek istiyorum:
Mesela, benim bir
teyzemin oğlu yok; Devlet Demiryollarında yönetici, Telekomda
yönetici, Telekomun yıllık 1,5 trilyonluk etinin alımı
için şu firmadan alacaksınız diye öneren bir teyzemin oğlu
yok. Eğer böyle bir belgesel çekecekseniz, o teyzesinin oğlu kiminse,
bence, belgeselin giriş kısmına da lütfen, bu
ayrıntıyı unutmayın diyorum.
Sayın
milletvekilleri, burada çeşitli sorular sorduk. Bu sorulara
cevapları, tabii ki Sayın Genel Müdür Sayın Bakana aktardı,
Sayın Bakan da Genel Kurula, dolayısıyla halkımıza,
milletimize anlattı. Peki, bu verilen bilgiler doğru muydu?
Giriş sürecinden itibaren anlatmak istiyorum.
Birincisi,
Sayın Genel Müdür, RTÜKe yaptığı başvuruda Telekom ve
Telekomun iştiraklerindeki görevlerini yazmamış. RTÜKe
verdiği CVsi elimde. Bu CVsinde feragat ettiği iştirakçi
kuruluşlarla ilgili hiçbir görevini yazmamış.
Şimdi,
diyorum ki: Bu görevini yazmamışsa ne olacak? Ben, yarın sabah
suç duyurusunda bulunuyorum. Türk Ceza Kanunu madde 206: Bir resmî belgeyi
düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan
kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile
cezalandırılır. Ben, Sayın Genel Müdürün daha görevine
başlarken RTÜKe öz geçmişini bildirirken bu görevlerini
bildirmediği için yarın suç duyurusunda bulunuyorum.
Şimdi, o
feragat ettiği işlere de geleceğim, sırasıyla.
Sayın
milletvekilleri, yine benim öğrenmek istediklerim var. 12-14 Mart 2008
tarihlerinde İngilterede yapılan IPTV Dünya Forumu
toplantısına hangi kimlikle gitmiştir Sayın Genel Müdür?
Telekom yöneticisi kimliğiyle mi, TRT yöneticisi kimliğiyle mi ve
eğer Telekom yöneticisi kimliğiyle gittiyse, ayrıca TRTden
harcırah almış mıdır? Bu milletin temsilcisi olarak
bunları öğrenmek istiyorum.
Haber Dairesi
Başkanlığına getirilen kişiyle ilgili çeşitli
sorular soruldu. Ben bir tane daha sorayım: El Ezherde eğitim gördü
mü? Tercih sebebiniz bu mu? Bunları öğrenmek istiyoruz.
Yine bir
başka konu, bunu sizin vicdanlarınıza bırakıyorum.
Şu açıklayacağım konuyu sizin vicdanlarınıza
bırakıyorum: Bakınız, TRTde Ezberbozan diye program
yapan bir kişi, Tamer Korkmaz. Sayın Bakan, sizin de takdirlerinize
bırakıyorum bunu. Siz, yarın bu ülkenin askerleriyle,
generalleriyle, paşalarıyla yan yana olacaksınız.
Bakın, bu ülkeyi kuran iki kişiden birisi olan İsmet
İnönüye ne yazmış TRTde Ezberbozan programını
yapan Tamer Korkmaz adlı kişi, 8/6/2008 günü, iki gün önce.
Yazının üst kısmında Ertuğrul Özkökü
eleştiriyor. Ondan sonra diyor ki: Böylelikle, aynen İsmet
İnönü gibi bu millete düşman olduğunu kanıtlıyor.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Doğru. (CHP sıralarından Yuh sesleri)
MUHARREM
İNCE (Devamla) İsmet İnönü bu millete düşman
mıydı da Doğru diyorsun. Düşman mıydı?
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Millet karar verir.
MUHARREM
İNCE (Devamla) - İsmet İnönü bu millete düşman
mıydı da Doğru diyorsun oradan. Yazıklar olsun be!
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Sana yazıklar olsun!
MUHARREM
İNCE (Devamla) Yazıklar olsun. Bu ülkenin Meclisinde, bu ülkenin
Meclisinde İsmet İnönü için Bu millete düşman diyebiliyorsun.
Sana yazıklar olsun.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Sana yazıklar olsun!
MUHARREM
İNCE (Devamla) Sana yazıklar olsun!
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Yalovanın Kaymakamı, sana yazıklar
olsun!
MUHARREM
İNCE (Devamla) Yalova Kaymakamını sana gönderdim ben.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Ben sana gönderirim.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Değerli arkadaşlarım, bu ülkede İsmet
İnönüye Millete düşman diyen bir kişi, bu ülkenin, bu
devletin kanalında program yapıyorsa takdir sizin. Benim
muhatabım Genel Müdür değil, benim muhatabım siyasetçi. Bunun
hesabını elbet bir gün gelecek vereceksiniz.
Verilen bilgiler,
Sayın Genel Müdürün Sayın Bakana aktardığı bilgiler
doğru mu, yanlış mı? Bakın, iddia ediyorum buradan:
Alınan personel sayısı 21 değil 69dur; 21i kadrolu, 33ü
götürü bedel hizmet sözleşmeli, 15i geçici işçidir. Bu Genel Kurul
yanıltılmaktadır, halkımız
yanıltılmaktadır. Yine Sayın Genel Müdür
açıklamış, TRT Ankara Radyosunda 200 tane genel müdür var
demiş; müdür sayısı 18. Burada verdiği bilgi de doğru
değil.
Şimdi
gelelim diğer verdiği bilgilere. Geçtiğimiz hafta burada ben
konuşurken sendikacılara baskı
yapıldığını söyledim. Sayın Genel Müdür de
Sayın Bakana Hayır, böyle bir şey yok. dedi. Bakın, merak
ediyorsa Sayın Bakan belgeler elimde, tutanaklar elimde. Bakın,
12/5/2008 tarihli gizli yazı, 9 Mayıs 2008 tarihindeki tutanak ve
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) Gizli yazı nasıl eline geldi?
MUHARREM
İNCE (Devamla) Tabii benim elime gelecek, ben ana muhalefet partisinin
milletvekiliyim. Milletvekilliği yan gelip yatma yeri değildir,
çalışıyorum ben. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii bana gelecek, kime gelecek? Ben çiğ yemedim ki karnım
ağrısın. İhaleden avanta almadım, iş takibi
yapmadım; adam gibi milletvekilliği yapıyorum. Tabii bana gelecek
bilgi, belgeler. Tabii bana gelecek, sana mı gelecek? (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, bakın, Sayın Genel Müdür
Başbakanlık Genelgesini dahi dinlemiyor. Başbakanlık
2003/37 sayılı Genelgesinde şöyle diyor: Sendika ve
konfederasyon yöneticileriyle, aylıksız izinli sayılan şube
yöneticilerinin il dışına çıkışlarında izin
almalarına gerek yoktur. Böyle bir Başbakanlık genelgesi
olmasına rağmen sendikacılara, izin almadan kent
dışına çıktın diye soruşturma açılıyor.
Değerli arkadaşlarım, TRTde bir keyfîlik söz konusudur.
Şimdi
gelelim bu maaş olayına, fazla zamanım yok maaşı
açıklayayım. Herkes sordu TRT Genel Müdürü kaç para maaş
alıyor? diye, cevap yok. Ben kürsüye geldim, cevap yok. Gizli oturum
istedik, kapalı oturum istedik, cevap yok. Sonra ne olduysa
Bakın,
ticaret sicili kayıtları elimizde: Assist Rehberlik, Argela
Yazılım, İnnova Bilişim; 1 milyar bundan, 1 milyar bundan,
5 milyar ondan, 8 milyar Telekomdan; 6,296 TRTden. Sonra, Sayın Bakan
çıktı geçen gün, burada, Bunlardan feragat etmiş. dedi.
Bakın
değerli arkadaşlarım, biz bu kadar sorduk. Bir: Ne zaman feragat
etti? Tutanakları tek tek inceledim, acaba kaçırdım mı
diye... Mademki Assist başta olmak üzere -oradan 5 milyar çünkü- bu tür
yönetim kurulu üyeliklerinden aldığı paralardan feragat etmişse,
ne zaman feragat etti? Huzur hakkı aldı mı? Genel Müdürlüğe
başladığı günden bu yana, başladığı ilk
gün daha, feragat etti mi? Ne zaman etti? Yani biz bunları gündeme
getirince mi feragat etti? Ben feragate mi inanacağım, sözle söylenen
bir şeye mi inanacağım, elimdeki ticaret sicil kaydına
mı inanacağım? Benim elimde bunlar resmî belge. Yani
çalışırsanız sizin de olur elinizde bu tür belgeler. Bunlar
burada yazılı. Telekomdan 8 milyar alıyor. Öger Telekomdan
para alıyor mu? Sayın Bakan, merak ediyorum ben bunları. Ben
feragat dilekçesini görmek istiyorum. Bu feragat dilekçesinin tarihi ne zaman?
OKTAY VURAL
(İzmir) Tarihsiz!
MUHARREM
İNCE (Devamla) Tarihi yok
Kimse söylemiyor... Yani biz, on beş
gündür, Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada bütün arkadaşlarım,
kürsüye gelen her arkadaşım, soru soran her arkadaşım
ısrarla bunu soruyor, ısrarla cevap alamıyoruz. Feragat
Neden
feragat etti? Yani feragat edecekse, buralardan ücret almayacaksa -angarya
anayasal bir suçtur- bu kadar işi niye yapıyorsunuz bedava?
Bunları öğrenmek bizim hakkımız.
Yine, Telekom
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
HAYRETTİN
ÇAKMAK (Bursa) Önerge getirin
MUHARREM
İNCE (Devamla) Öyle bir talebimiz yok, istediğimizden değil
ama TRTdeki araçları beğenmeyip de Telekomdan son model arabaya
binmesini söylüyorum ben. Bizim öyle bir talebimiz yok. Allaha şükür,
şoförlüğümüz de var, arabamızı kullanıyoruz. Talebi
olanlar düşünsün.
Değerli
arkadaşlarım, ben tekrar tekrar şunu söylüyorum,
konuşmamın başında söylediğimi belki
anlaşılmamıştır diye bir daha
hatırlatıyorum: Benimle ilgili belgesel çekimlerinde bir teyze
oğlunu araştırın lütfen. Acaba bu teyze oğlu,
Telekomdaki ve Devlet Demiryollarındaki yönetici olan bu teyze oğlu
Şu firmadan et alacaksınız. diye Telekom'a 1,5 trilyonluk et
aldırdı mı aldırmadı mı? Böyle bir tavsiyede,
böyle bir baskıda bulundu mu bulunmadı mı? Ben de bunun
belgeselini yakında açıklayacağım. Benim belgeselimde
çıksa çıksa aslan gibi yürekli bir fizik öğretmeni çıkar,
başka bir şey çıkmaz.
Hepinize
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın İnce.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN -
Buyurunuz.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Efendim, biraz evvel Değerli Hatip konuşma yaparken,
İsmet İnönüyle ilgili bölümde, AKP sıralarından bir
arkadaş bu milletin düşmanı lafını Doğru.
diye teyit etti ve bu, tutanaklara geçti. Bu konuda izin verirseniz, yerimden
açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN -
Buyurun efendim.
VIII.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR (Devam)
2.- Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okayın,
Yalova Milletvekili Muharrem İncenin konuşmasında geçen
İsmet İnönü ile ilgili bölümü Rize Milletvekili Lütfi
Çırakoğlunun teyit etmesi nedeniyle konuşması
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum.
Bu Parlamentoda
bu TRT Yasası görüşülürken TRT Genel Müdürünün, hatiplerin
konuşmasına müstehzi bir eda ile cevap verdiği,
konuşmaları öyle izlediği söylendiğinde, AKP
sıralarından 4-5 tane arkadaşım yerinden söz talebinde bulunarak
Burada konuşma hakkı olmayan kişiler aleyhine konuşulmasın.
demişlerdi.
Şimdi, çok
daha hazin bir tabloyu yaşıyoruz. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu
Mustafa Kemalin en yakın silah arkadaşı, Garp Cephesi
Komutanı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı,
Cumhurbaşkanı, Mustafa Kemalle birlikte bu ülkenin kuruluşunda
büyük emeği olan İsmet İnönüyle ilgili, gerçekten düşük
düzeydeki bir yazıya, bu Parlamentonun içerisinden, bu Parlamentonun
kuruluşunda emeği olan İsmet İnönüye ilişkin Türk
milletinin düşmanı lafına Doğru. diyen bir parlamenterin
olmasını şaşkınlıkla izledim. Bu parlamenteri
kınıyorum. Aslında bunu bir tek Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkan Vekili olarak ben değil, bu Parlamentoda bulunan tüm
milletvekillerinin, İsmet İnönüye karşı yapılan bu
saygısızlığı kınaması gerektiğini
düşünüyorum ve bundan sonra herkes haddini bilsin, denini bilsin ve
konuşurken, laf atarken ne söylediğini, kime söylediğini,
nasıl söylediğini kontrol etsin diyorum ve bu parlamenter
arkadaşımın da bu kürsüden özür dilemesini bekliyorum. Özür
dilemesini bekliyorum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Özür dilesin Sayın Başkan.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Evet, Sayın Milletvekili
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Gel buraya
(CHP ve AK Parti sıralarından
birbirlerinin üzerine yürümeler, gürültüler)
ZEYİD ASLAN
(Tokat) Ne artistlik yapıyorsun orada?
BAŞKAN -
Lütfen sakin olun
(CHP ve AK Parti sıralarından gürültüler)
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olun
Sayın Okay
Sayın Okay, Sayın Milletvekili sizin bu talebinizi yerine getirmiyor.
Özür dilemek istemiyor herhâlde, gelmediğine göre.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Bu düzeysiz konuşma tutanaklara geçsin. Bu, tutanaklara geçsin.
Bu Mecliste İsmet İnönüye millet düşmanı diyen
birilerinin olduğu tutanaklara geçsin. (CHP ve AK Parti
sıralarından gürültüler)
AKİF
EKİCİ (Gaziantep) O mavi gömlekli, mavi gömlekli
Gülme! Kalk
ayağa!
BAŞKAN -
Sakin olun sayın milletvekilleri
On dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 20.25
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 20.53
BAŞKAN : Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 115inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/541) (S. Sayısı:219) (Devam)
BAŞKAN 219
sıra sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz ama Komisyon ve
Hükûmet yerinde yok. (CHP sıralarından alkışlar) Ertelenmiştir.
Sayın
milletvekilleri, demin Adalet ve Kalkınma Partisi sıralarından
atılmış olan o sözü bir Meclis Başkan Vekili olarak
kınadığımı belirtiyorum. İsmet İnönü, bu
ülkenin Kurtuluş Savaşının en önemli komutanlarından
birisidir, Türkiye Cumhuriyetinin de İkinci Cumhurbaşkanıdır
ve çok partili rejimi Türk demokrasi hayatına kazandıran bir isimdir.
Bunu kınadığımı belirtiyorum.
Alınan karar
gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla
görüşmek için, 11 Haziran 2008 Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.54