DÖNEM: 23                               CİLT: 3                         YASAMA YILI: 2

 

 

 

 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ

TUTANAK DERGİSİ

 

15’inci Birleşim

1 Kasım 2007 Perşembe

 

 

İ Ç İ N D E K İ L E R

 

 

 

   I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

  II. - GELEN KÂĞITLAR

III. - YOKLAMA

 IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral’in, sürmekte olan Telekom grevine ilişkin gündem dışı konuşması

2.- Malatya Milletvekili Ömer Faruk Öz’ün, ülkemizin kara yollarının genel durumu ve bunun Malatya iline yansımasına ilişkin gündem dışı   konuşması

 

V. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29 milletvekilinin, zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretimindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/27)

2.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

3.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 34 milletvekilinin, ders kitaplarındaki ve yardımcı kitaplardaki cinsiyete dayalı ayrımcılık ögelerinin araştırılması amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/29)

 

B) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ

1.- Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz ve 20 milletvekilinin, ülkemizin uluslararası alanda karşılaştığı sözde Ermeni iddiaları konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/3)

 

C) TEZKERELER

1.- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Fransa’ya yaptığı resmî ziyarete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/208)

 

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1.- İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/350) (S. Sayısı: 16)

 

VII. - AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR

1.- Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın, konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle konuşması

 

VIII. - OYLAMALAR

1.- İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısının oylaması

 

IX. - SORULAR VE CEVAPLAR

A) YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI

1.- Gaziantep Milletvekili Akif Ekici’nin, teşvik sistemine ilişkin sorusu ve Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Zafer Çağlayan’ın cevabı (7/211)

2.- İzmir Milletvekili Kemal Anadol’un, ilköğretim ve ortaöğretim tabelalarının farklı renklere boyanacağı iddiasına ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/312)

3.- Bursa Milletvekili Abdullah Özer’in, öğretmenlere sevkli olduğu halde ek ders ücreti verilmesine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in cevabı (7/319)

4.- Konya Milletvekili Atilla Kart’ın, Hatay ve Mardin güzergâhında mayından temizlenen araziye ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın cevabı (7/345)

 

I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ

TBMM Genel Kurulu saat 15.05’te açılarak iki oturum yaptı.

 

Eski Dışişleri Bakanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’nün vefatı nedeniyle bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.

 

Oturum Başkanı TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil, eski Dışişleri Bakanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü’nün vefatı nedeniyle merhuma Allah’tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı dileyen bir konuşma yaptı.

 

Erdal İnönü’nün vefatı nedeniyle:

İzmir Milletvekili K. Kemal Anadol,

Ankara Milletvekili Mehmet Emrehan Halıcı,

İzmir Milletvekili Oktay Vural,

Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu,

Muş Milletvekili Sırrı Sakık,

Malatya Milletvekili Öznur Çalık,

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,

Tunceli Milletvekili Kamer Genç,

Samsun Milletvekili Osman Çakır,

Giresun Milletvekili Nurettin Canikli,

Birer konuşma yaptılar.

 

Adıyaman Milletvekili Mehmet Erdoğan, Türk Kızılayının faaliyetlerine ilişkin gündem dışı bir konuşma yaptı.

 

Antalya Milletvekili Tayfur Süner’in, yaş sebze meyve ihracatında yaşanan sorunlara ilişkin gündem dışı konuşmasına, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker,

Adana Milletvekili Yılmaz Tankut’un, hazine arazileri üzerinde ecri misil ödeyerek tarım yapan çiftçilerin sıkıntılarına ilişkin gündem dışı konuşmasına, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan,

Cevap verdiler.

 

Romanya Parlamentosu Başkanı Bogdan Oltenau ve beraberindeki heyetin ülkemizi ziyaret etmesine,

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, Batı Avrupa Birliği Geçici Avrupa Güvenlik ve Savunma Asamblesi, NATO Parlamenter Asamblesi, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamb-lesi, Asya Parlamenter Asamblesi ve Avrupa-Akdeniz Parlamenter Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek grupları oluşturacak üyelerin isimlerine,

İlişkin Başkanlık Tezkereleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu.

Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş ve 20 milletvekilinin, demir yolu ulaşım sistemindeki sorunların araştırılarak altyapı ve işletmeciliğinin geliştirilmesi için (10/25),

Yalova Milletvekili Muharrem İnce ve 21 milletvekilinin, Balkan göçmenlerinin sorunlarının araştırılarak (10/26),

Alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.

 

Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız Özak’ın Hindistan’a,

Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın Belarus’a ve İngiltere’ye,

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanlığının resmî davetine icabetle TBMM Dışişleri Komisyonu heyetinin Kuzey Kıbrıs’a,

Yapacakları resmî ziyaretlere katılacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkereleri kabul edildi.

 

Genel Kurulun 31/10/2007 Çarşamba günkü birleşiminde sözlü soruların görüşülmemesine ve 1/11/2007 Perşembe günkü birleşiminde gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının 1’inci sırasındaki 16 sıra sayılı İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı’nın görüşmelerinin tamamlanmasına kadar çalışma süresinin uzatılmasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.

 

Gündemin “Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmının:

1’inci sırasında bulunan, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı’nın (1/350) (S. Sayısı: 16) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı, 1’inci maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.

 

1 Kasım 2007 Perşembe günü saat 15.00’te toplanmak üzere, birleşime 19.02’de son verildi.

 

Nevzat PAKDİL

Başkan Vekili

                Murat ÖZKAN                                                                 Fatoş GÜRKAN

                     Giresun                                                                             Adana

                    Kâtip Üye                                                                        Kâtip Üye

Yaşar TÜZÜN

Bilecik

Kâtip Üye

 

No.: 21

 

II. - GELEN KÂĞITLAR

1 Kasım 2007 Perşembe

 

Teklifler

1.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/30) (Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

2.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/31) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

3.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Muhtar Ödenek ve Sosyal Güvenlik Yasasında Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/32) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

4.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/33) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

5.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/34) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

6.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/35) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

7.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; 357 Sayılı Askeri Hakimler Kanununa Bir Geçici Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/36) (Milli Savunma; Plan ve Bütçe ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

8.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/37) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

9.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; 3194 Sayılı İmar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/38) (Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm ile Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

10.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/39) (Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

11.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı’nın; Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda ve Sosyal Güvenlikle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Temsil Tazminatı Ödenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/40) (Milli Savunma ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 23.10.2007)

Genel Görüşme Önergesi

1.- Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz ve 20 Milletvekilinin, ülkemizin uluslararası alanda karşılaştığı sözde Ermeni iddiaları konusunda Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 102 ve 203 üncü maddeleri uyarınca bir genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/3) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/11/2007)

 

Meclis Araştırması Önergeleri

1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 28 Milletvekilinin, zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretimindeki sorunların araştırılarak altyapı ve işletmeciliğinin geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/27) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)

2.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 23 Milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)

3.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 34 Milletvekilinin, ders kitaplarındaki ve yardımcı kitaplardaki cinsiyete dayalı ayrımcılık öğelerinin araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/29) (Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)

 

1 Ka­sım 2007 Per­şem­be

Bİ­RİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 15.00

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik), Ha­run TÜ­FEK­Cİ (Kon­ya)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 15’in­ci Bir­le­şi­mi­ni açı­yo­rum.

II­I.- YOK­LA­MA

BAŞ­KAN – Elek­tro­nik ci­haz­la yok­la­ma ya­pa­ca­ğım.

Yok­la­ma için iki da­ki­ka­lık sü­re ve­ri­yo­rum ve yok­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum.

(Elek­tro­nik ci­haz­la yok­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri top­lan­tı ye­ter sa­yı­sı var­dır, gö­rüş­me­le­re baş­lı­yo­ruz.

Gün­de­me geç­me­den ön­ce iki sa­yın mil­let­ve­ki­li­mi­ze gün­dem dı­şı söz ve­re­ce­ğim.

Gün­dem dı­şı ilk söz, sür­mek­te olan Te­le­kom gre­vi hak­kın­da söz is­te­yen İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Bay­ram Ali Me­ra­l’­a ait­tir.

Bu­yu­run Sa­yın Me­ral.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

 

 IV. - GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR

A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI

1.- İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meral’in, sürmekte olan Telekom grevine ilişkin gündem dışı konuşması

BAY­RAM ALİ ME­RAL (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; söz­le­ri­me baş­lar­ken yü­ce Ge­nel Ku­ru­lu say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan da mü­sa­a­de eder­se, asıl ko­nu­ya geç­me­den, el­çi­ye ze­val ol­maz, iki ko­nu­yu yü­ce Ge­nel Ku­ru­lun bil­gi­si­ne sun­mak is­ti­yo­rum.

Bu­nun bi­ri­si: Yıl­lar­dır, emek­li ol­muş, Hükûme­ti­mi­zin, ba­kan­la­rı­mı­zın her sa­ha­da söz ver­di­ği, emek­li­le­rin bir tür­lü ala­ma­dı­ğı TÜ­FE ala­cak­la­rı. Lüt­fen, emek­li­ler bun­la­rı bek­li­yor, bir an ön­ce sö­zü­nü­zü ye­ri­ne ge­ti­rin.

İkin­ci­si de: De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, her ko­nu­da des­tek ve­ren, bu­gün de ça­lı­şan­la­ra des­tek ve­ren, Ha­ta­y’­dan te­le­fon eden sek­sen al­tı ya­şın­da­ki Ni­met Tey­ze­’­nin de hu­zu­ru­nuz­da el­le­rin­den öpü­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­gün 17’nci gü­nü­ne gir­di Te­le­ko­m’­da ça­lı­şan­la­rın gre­vi. Ka­mu­o­yun­da çok fark­lı gö­rüş­ler ifa­de edil­mek­te­dir. Bu­nun içe­ri­sin­de, san­ki sen­di­ka yük­sek bir üc­ret is­te­miş, bun­dan do­la­yı top­lu söz­leş­me bi­ti­ri­le­me­miş. Sen­di­ka, top­lu söz­leş­me­nin bit­me­si için, iki ay sü­rey­le so­ru­nu çöz­me­ye ça­lış­tı de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Te­le­ko­m’­u çok iyi bi­li­yor­su­nuz. Beş yıl tak­sit­le 6,5 tril­yo­na es­ki Lüb­nan Baş­ba­ka­nı­nın oğ­lu­na, ya­ni Ha­ri­ri­’­nin oğ­lu­na sat­tı­nız.

Bu mü­es­se­se­nin kârı 2005 yı­lın­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, 3.473 mil­yon do­lar. 2006 yı­lın­da 4.412 mil­yon do­lar. Ya­ni, bu mü­es­se­se, kârla­rıy­la, aza­mi üç bu­çuk yıl içe­ri­sin­de alı­cı­ya be­da­va kal­mak­ta­dır de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım.

Ay­rı­ca, bu ku­ru­luş al­tı­na im­za at­tı­ğı an­laş­ma­da, bu mü­es­se­se­yi 48 bin iş­çiy­le yö­ne­te­ce­ği­nin sö­zü­nü ver­miş­tir; ma­a­le­sef, 11 bin iş­çi­nin tek­rar işi­ne son ver­miş­tir, baş­ka mü­es­se­se­le­re ak­ta­rıl­mış­tır. Bu­nun ma­li­ye­ti de, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Hükûme­ti­mi­ze, dev­le­ti­mi­ze 3.200 mil­yon do­lar­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu grev bi­linç­li bir şekil­de yü­rü­tül­mek­te­dir. Ben, Sa­yın Baş­ba­kan Yar­dım­cı­mız Çi­çe­k’­ten ri­ca et­tim, Sa­yın Ça­lış­ma Ba­ka­nı­mız­dan ri­ca et­tim, grev­ler uza­dık­ça so­run­lar da­ha da zor­la­şır. Ha­ni hep mey­dan­lar­da ge­zer­si­niz, şim­di de ko­nu­şu­yor­su­nuz “İ­ki va­tan­daş­tan bi­ri­si bi­ze oy ver­di.” di­yor­su­nuz, iki va­tan­da­şın bi­ri­si ora­da gre­ve git­miş.

Ney­miş efen­dim? Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin mil­let­ve­kil­le­ri grev­de­ki iş­çi­le­ri zi­ya­ret et­miş, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin mil­let­ve­kil­le­ri de git­miş zi­ya­ret et­miş, aca­ba, bu­ra­ya si­ya­set mi bu­laş­tı? Ee, siz de gi­din de bu­laş­ma­sın! Ni­ye git­mi­yor­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Bu­ra­da ça­lı­şan in­san­lar si­zin va­tan­da­şı­nız de­ğil mi? Hükûmet­le­rin gö­re­vi ne­dir? Sen ge­ti­re­cek­sin, Tür­ki­ye­’­nin en bü­yük ve­rim­li bir mü­es­se­se­si­ni, mat­ba­a gi­bi pa­ra ke­sen bir mü­es­se­se­si­ni bi­ri­si­ne ve­re­cek­sin, tril­yon­la­rı ka­zan­dı­ra­cak­sın ve re­sen de de­ğil, ka­pa­lı ka­pı­lar ar­ka­sın­da sa­ta­cak­sın, tril­yon­la­rı ka­za­na­cak, on­dan son­ra ora­da­ki iş­çi­yi gre­ve zor­la­ya­ca­k… Pe­ki, so­run çö­zül­me­ye­cek mi de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? On­dan son­ra da, ne ol­muş efen­dim? Aca­ba, kab­lo­lar­da kop­ma ol­muş, kab­lo­lar çü­rü­mü­ş… Bu ba­ha­ne­le­r… Hiç­bir Türk iş­çi­si, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ek­mek tek­ne­si­ne iha­net et­me­miş­tir, et­mez. Bu­nu söy­le­yen­le­ri kı­nı­yo­rum, if­ti­ra atan­la­rı kı­nı­yo­rum. Ayıp­tır! Gre­vin bir ku­ra­lı var­dır. Siz, gre­vi bi­li­yor mu­su­nuz?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Me­ral, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum. Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) – Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım. İki de ge­çen­den ala­ca­ğım var­dı.

BAŞ­KAN – Yok, o ge­çen dö­nem­de kal­dı, mü­ru­ru­za­ma­na uğ­ra­dı.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) – De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, mey­dan­lar­da gez­di­niz, si­ya­se­tin her tür­lü ya­pıl­ma­sı ge­re­ke­ni­ni yap­tı­nız, ku­ral­la­rı­nı yap­tı­nız, se­çim ka­zan­dı­nız. Grev de bu­nun bir ben­ze­ri­dir. So­nuç al­mak için, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, de­mok­ra­tik yol­lar ne­yi ge­rek­ti­ri­yor­sa o ya­pı­lır. Kab­lo da çü­rür, kab­lo da ko­par. Onun için yap­ma­nız ge­re­ken bir ko­nu var –Hükûmet­si­niz, dev­le­ti yö­ne­ti­yor­su­nuz- va­tan­da­şı­nı­zın so­ru­nu­na sa­hip çı­kın de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. So­ru­n… Bek­li­yor va­tan­daş ora­da.

Ne gü­zel! İş ye­rin­de yat­sın, üc­ret öde­me­sin, iş­ler de tı­kı­rın­da git­sin. Böy­le bir grev ne­re­de gö­rül­müş de­ğer­li ar­ka­daş­lar? Böy­le bir grev olur mu? Grev de­di­ğin, gre­vin an­la­mı şudur: İşin ak­sa­ma­sı, iş sa­hi­bi­nin iş­çi­ye ge­lip, hak­kı­nı ver­me­si, so­ru­nun çö­zül­me­si­dir, grev bu­dur. Yok­sa sen evin­de ya­t…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Me­ral, te­şek­kür edi­yo­rum.

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) – İki da­ki­ka ne ça­buk geç­ti.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­…

BAY­RAM ALİ ME­RAL (De­vam­la) – He­men bi­ti­ri­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Yok, te­şek­kür ede­rim Sa­yın Me­ral. Pren­sip­le­ri­me ri­a­yet ede­ce­ğim bu dö­nem. Lüt­fen, is­tir­ham edi­yo­rum.

Gün­dem dı­şı ikin­ci söz, Ma­lat­ya ili­nin ka­ra yo­lu ula­şı­mın­da­ki so­run­la­rı hak­kın­da söz is­te­yen Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Ömer Fa­ruk Öz’­e ait­tir.

Sa­yın Öz, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

2.- Ma­lat­ya Mil­let­ve­ki­li Ömer Fa­ruk Öz’­ün, ül­ke­mi­zin ka­ra yol­la­rı­nın ge­nel du­ru­mu ve bu­nun Ma­lat­ya ili­ne yan­sı­ma­sı­na iliş­kin gün­dem dı­şı ko­nuş­ma­sı

ÖMER FA­RUK ÖZ (Ma­lat­ya) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, dün kay­bet­miş ol­du­ğu­muz hem­şeh­ri­miz, ilim ve dev­let ada­mı Er­dal İnö­nü­’­yü rah­met­le anı­yo­rum.

Ül­ke­mi­zin ka­ra yol­la­rı­nın ge­nel du­ru­mu ve bu­nun Ma­lat­ya­’­ya yan­sı­ma­la­rıy­la il­gi­li gün­dem dı­şı söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın di­rek­tif­le­riy­le, ka­ra yol­la­rı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si nok­ta­sın­da, ge­rek ma­li tab­lo­nun ge­rek in­san gü­cü­nün et­kin kul­la­nıl­ma­sı ne­ti­ce­sin­de, 2002 ile 2007 yıl­la­rı ara­sın­da ka­ra yol­la­rın­da an­la­tıl­ma­ya­cak öl­çü­de bü­yük me­sa­fe­ler ka­te­dil­miş­tir.

Bu­nun en ba­riz ör­ne­ği­ni Ma­lat­ya­’­ya yan­sıt­tı­ğı­mız­da şu gö­rül­mek­te­dir: 2002 yı­lı­na ka­dar Ma­lat­ya ge­ne­lin­de top­lam 32 ki­lo­met­re bö­lün­müş, ya­ni dub­le yol mev­cut iken, bi­zim dö­ne­mi­miz­de 98 ki­lo­met­re dub­le yol bi­ti­ril­miş, bu­nun ha­ri­cin­de yak­la­şık 100 ki­lo­met­re­lik dub­le yol bi­tim aşa­ma­sı­na ge­ti­ril­miş­tir.

Bu­nun­la be­ra­ber, yi­ne ay­nı şekil­de, 1999-2002 yıl­la­rı ara­sın­da Ma­lat­ya ili ge­ne­lin­de as­falt­lan­mış yol mik­ta­rı 540 ki­lo­met­re iken, 2007 yı­lı ça­lış­ma­la­rı da ta­mam­lan­dı­ğın­da bu­nun yak­la­şık 2 bin ki­lo­met­re­ye ka­dar ulaş­tı­ğı­nı gör­mek­te­yiz.

Ma­lat­ya-Elâzığ dub­le yol ça­lış­ma­sı bi­ti­ril­miş­tir bu dö­nem içe­ri­sin­de. Yıl­lar­dır ya­pıl­ma­yan, Ma­lat­ya­’­mı­zın Bat­tal­ga­zi yo­lu az bir mik­tar­da, yak­la­şık 1,2 ki­lo­met­re kal­mış­tır, di­ğe­ri ta­mam­la­na­rak hal­kı­mı­zın hiz­me­ti­ne su­nul­muş­tur. Göl­ba­şı yo­lu baş­la­nıl­mış­tır. Yıl­lar­dır de­vam eden Bey­ler­de­re­si Vi­ya­dü­ğü­’­nün ça­lış­ma­la­rı­na baş­lan­mış­tır. 18 ki­lo­met­re­lik ha­va­a­la­nı yo­lu­nun 5 ki­lo­met­re­lik kıs­mı ta­ma­men bi­ti­ril­miş, ge­ri­ye ka­lan 13 ki­lo­met­re­lik kıs­mı tek şerit­li ola­rak hiz­me­te su­nul­muş­tur.

Önü­müz­de­ki yıl­lar iti­ba­rıy­la özel­lik­le be­lirt­mek is­te­di­ğim Kay­se­ri-Ma­lat­ya yo­lu -Bu­na Kay­se­ri-Ma­lat­ya ola­rak da bak­mı­yo­rum, An­ka­ra­’­dan Va­n’­a ka­dar gi­den, do­ğu­yu ba­tı­ya bağ­la­yan yol ola­rak ad­de­di­yo­rum- Ma­lat­ya-Da­ren­de kıs­mı­na ka­dar bü­yük oran­da ta­mam­lan­mış­tır. Ge­ri­ye ka­lan, bu do­ğu­yu ba­tı­ya bağ­la­yan Kay­se­ri-Ma­lat­ya yo­lu­nun bi­ti­ril­me­si nok­ta­sın­da, biz­zat Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın des­tek­le­riy­le, önü­müz­de­ki gün­ler­de in­şal­lah Dev­let Plan­la­ma Teş­ki­la­tı ta­ra­fın­dan ya­tı­rım prog­ra­mı­na alı­na­cak­tır ve önü­müz­de­ki gün­ler­de de ya­pı­mı­na baş­la­na­cak­tır.

Ay­rı­ca, da­ha ön­ce baş­la­mış olan Göl­ba­şı yo­lu­mu­zun bir an ön­ce bi­ti­ril­me­si nok­ta­sın­da ge­rek­li gi­ri­şim­le­ri­miz de­vam et­mek­te­dir.

Bey­ler­de­re­si Vi­ya­dü­ğü­’­nün bir an ön­ce bi­ti­ril­me­si nok­ta­sın­da, öde­ne­ğin ar­tı­rıl­ma­sı nok­ta­sın­da­ki ça­lış­ma­la­rı­mız de­vam edi­yor. İnşal­lah, önü­müz­de­ki yıl­lar­da Bey­ler­de­re­si Vi­ya­dü­ğü de Ma­lat­ya hal­kı­nın hiz­me­ti­ne su­nul­muş ola­cak­tır.

Ay­rı­ca, iha­le­si ya­pı­lan Ma­lat­ya çev­re yo­lun­da, sa­na­yi köp­rü­lü kav­şa­ğın­da, fir­may­la ge­rek­li söz­leş­me­ler ya­pıl­mış, önü­müz­de­ki gün­ler­de yer tes­li­mi ya­pı­la­rak ça­lış­ma­la­rı­na baş­la­na­cak­tır. Bu­nun da öde­ne­ği­nin ar­tı­rı­la­rak, bir an ön­ce hal­kın hiz­me­ti­ne su­nul­ma­sı­nı bek­le­mek­te­yiz.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ül­ke­mi­zin kay­nak­la­rı­nı en efek­tif bi­çim­de kul­lan­ma­ya de­vam ede­rek, bu dö­nem­de da­ha sağ­lam, da­ha kon­for­lu ve da­ha gü­ven­li yol­lar bü­tün va­tan­daş­la­rı­mı­zın ve Ma­lat­ya­lı hem­şeh­ri­le­ri­mi­zin hiz­me­ti­ne su­nu­la­cak­tır.

Be­ni sa­bır­la din­le­di­ği­niz için he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. Hükûme­ti­mi­zin ka­ra yol­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi di­ğer ko­nu­lar­da­ki ça­lış­ma­la­rı­nı tak­dir­le iz­le­mek­te­yiz.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bir bil­gi­len­dir­me yap­mak is­ti­yo­rum, ay­nı za­man­da ken­di­si­ni teb­rik ede­ce­ğim.

An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li Hak­kı Su­ha Okay Bey, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Grup Baş­kan Ve­kil­li­ği­ne se­çil­miş­tir.

Ken­di­si­ni teb­rik edi­yo­rum, ça­lış­ma­la­rın­da ba­şa­rı­lar di­li­yo­rum. (Al­kış­lar)

HAK­KI SU­HA OKAY (An­ka­ra) – Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Gün­de­me ge­çi­yo­ruz.

Baş­kan­lı­ğın Ge­nel Ku­ru­la su­nuş­la­rı var­dır.

Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin üç öner­ge var­dır, ay­rı ay­rı oku­tu­yo­rum:

 

V. - BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI

A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ

1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29 milletvekilinin, zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretimindeki sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/27)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Zey­tin ve Zey­tin­ya­ğı ile Di­ğer Bit­ki­sel Yağ­la­rın Üre­ti­min­de­ki So­run­lar ve Çö­züm Yol­la­rı­nı be­lir­le­mek ama­cıy­la Ana­ya­sa­’­nın 98’in­ci ve İç Tü­zü­ğün 104 ve 105 in­ci mad­de­le­ri ge­re­ğin­ce ek­te yer alan ge­rek­çe doğ­rul­tu­sun­da Mec­lis Araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­nı arz ede­riz.

1) İsmet Bü­yü­ka­ta­man           (Bur­sa)

2) Mus­ta­fa Ke­mal Cen­giz       (Ça­nak­ka­le)

3) Er­tuğ­rul Kum­cu­oğ­lu          (Ay­dın)  

4) Re­cai Yıl­dı­rım                      (Ada­na)

5) Kür­şat Atıl­gan                    (Ada­na)

6) Ah­met Ke­nan Tan­rı­ku­lu    (İzmir)

7) Mus­ta­fa Enöz                      (Ma­ni­sa)

8) Ne­ca­ti Özen­soy                   (Bur­sa)

9) Ali Uzu­nır­mak                    (Ay­dın)

10) H. Ha­mit Hom­riş               (Bur­sa)

11) Be­hiç Çe­lik                        (Mer­sin)

12) Me­tin Er­gun                     (Muğ­la)

13) Meh­met Akif Pak­soy        (Kah­ra­man­ma­raş)

14) Alim Işık                            (Kü­tah­ya)

15) Ka­mil Er­dal Si­pa­hi           (İzmir)

16) Hü­se­yin Yıl­dız                   (An­tal­ya)

17) Ce­ma­led­din Us­lu              (Edir­ne)

18) Ha­kan Coş­kun                  (Os­ma­ni­ye)

19) Ke­ma­let­tin Nal­cı               (Te­kir­dağ)

20) Ah­met Bu­kan                   (Çan­kı­rı)

21) İzzet­tin Yıl­maz                  (Ha­tay)

22) Yıl­maz Tan­kut                  (Ada­na)

23) Ka­dir Ural                         (Mer­sin)

24) Cu­ma­li Dur­muş                (Ko­ca­e­li)

25) Şenol Bal                           (İzmir)

26) Re­cep Ta­ner                     (Ay­dın)

27) Mu­har­rem Var­lı               (Ada­na)

28) Ah­met Or­han                   (Ma­ni­sa)

29) Ok­tay Vu­ral                       (İzmir)

30) Ah­met Du­ran Bu­lut         (Ba­lı­ke­sir)

Ge­rek­çe:

Zey­tin ve zey­tin­ya­ğı ile di­ğer bit­ki­sel yağ­la­rın üre­ti­mi­nin, ül­ke­miz eko­no­mi­si, top­lum­sal ya­pı­sı, top­lum sağ­lı­ğı ve çev­re açı­la­rın­dan stra­te­jik öne­mi bu­lun­mak­ta­dır.

Ül­ke­miz, 1 mil­yon 260 bin ton ci­va­rın­da­ki zey­tin üre­ti­miy­le dün­ya zey­tin üre­ti­mi­nin yüz­de 7,9’unu, 100 bin ton ci­va­rın­da­ki zey­tin­ya­ğı üre­ti­miy­le dün­ya zey­tin­ya­ğı üre­ti­mi­nin yüz­de 5’ini ger­çek­leş­tir­mek­te­dir. Ül­ke­miz­de 109 mil­yon zey­tin ağa­cı, 196 bin zey­tin üre­ti­ci­si, 800 bin ton zey­ti­ni iş­le­yen 1 100 zey­tin­ya­ğı üre­tim iş­let­me­si bu­lun­mak­ta­dır. Ül­ke­miz zey­tin­ya­ğı üre­ti­mi­nin yak­la­şık ya­rı­sı ih­raç edil­mek­te­dir.

Yağ­lı to­hum­lu bit­ki­ler ve bit­ki­sel yağ­lar üre­ti­mi ala­nın­da ise, ül­ke­miz­de ay­çi­çe­ği ve pa­muk üre­ti­mi ile bun­lar­dan üre­ti­len bit­ki­sel yağ­la­rın üre­ti­mi önem ta­şı­mak­ta­dır. Ül­ke­miz­de yıl­lık or­ta­la­ma 800 bin ton yağ­lık ay­çi­çe­ği to­hu­mu üre­til­mek­te­dir. 800 bin ton yağ­lık ay­çi­çe­ği to­hu­mu üre­ti­mi­mi­zin yur­ti­çi ta­le­bi­mi­zi kar­şı­la­ma­ma­sı ne­de­niy­le 2006 yı­lın­da ih­ra­cat ra­kam­la­rı dü­şül­dük­ten son­ra net 360 bin ton ay­çi­çe­ği to­hu­mu, net 300 bin ton da ham ay­çi­çe­ği ya­ğı it­hal edil­miş­tir. Pa­muk ya­ğı üre­ti­min­de ise, yur­ti­çi ta­lep bü­yük öl­çü­de yur­ti­çi üre­ti­mi ta­ra­fın­dan kar­şı­lan­mak­ta olup, ül­ke­miz­de 1 mil­yon 300 bin ton pa­muk çi­ği­di ve 200 bin ton ci­va­rın­da pa­muk ya­ğı üre­ti­mi ger­çek­leş­ti­ril­mek­te­dir.

Ay­çi­çe­ği ve pa­muk ya­nın­da so­ya, yer­fıs­tı­ğı, su­sam, ka­no­la ve as­pir gi­bi bit­ki­ler­den de yağ üre­ti­mi ya­pıl­mak­ta, ül­ke­miz­de  402 ku­ru­luş yağ­lı to­hum­lu bit­ki­ler­den bit­ki­sel yağ üre­ti­min­de bu­lun­mak­ta­dır.

2006 yı­lın­da, ay­çi­çe­ği ve pa­muk to­hu­mu ile ay­çi­çe­ği ya­ğı, pa­muk ya­ğı, so­ya ya­ğı, mı­sır­ya­ğı, mar­ga­rin ola­rak 361 mil­yon do­lar de­ğe­rin­de ih­ra­cat, 1 mil­yar 350 mil­yon do­lar de­ğe­rin­de it­ha­lat (net 989 mil­yon do­lar­lık it­ha­lat) ya­pıl­mış­tır.

100 bin­ler­ce zey­tin ve yağ­lı to­hum­lar üre­ti­ci­si ve bin­ler­ce yağ üre­ti­ci­si ya­nın­da ül­ke eko­no­mi­si­ni, dış ti­ca­re­ti­ni, üre­tim plan­la­ma­sı ve üre­tim tek­no­lo­ji­le­ri­ni, çev­re prob­lem­le­ri­ni ve top­lum sağ­lı­ğı­nı ya­kın­dan il­gi­len­di­ren bu alan­da önem­li so­run­lar bu­lun­mak­ta­dır.

Bu so­run­la­rı tes­pit ve çö­züm­le­ri­ni bul­mak ama­cıy­la 22. dö­nem par­la­men­to­sun­da, Zey­tin ve Zey­tin­ya­ğı ile Di­ğer Bit­ki­sel Yağ­la­rın Üre­ti­min­de­ki So­run­la­rın Araş­tı­rı­la­rak Alın­ma­sı Ge­re­ken Ön­lem­le­rin Be­lir­len­me­si ama­cıy­la bir Mec­lis Araş­tır­ma ko­mis­yo­nu ku­rul­muş ve bu ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­nı bir ra­por ha­li­ne ge­tir­miş­tir. Fa­kat Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu­nun ra­po­ru Mec­lis Ge­nel Ku­ru­lun­da gö­rü­şü­le­me­miş­tir.

Mec­lis Ge­nel Ku­ru­lun­da gö­rü­şü­le­me­yen söz ko­nu­su Mec­lis Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru in­ce­len­di­ğin­de, bu ra­po­run kap­sam­lı gö­rüş­me ve ça­lış­ma su­nu­cun­da ha­zır­lan­mış ol­ma­sı­na ve bir­çok so­ru­na çö­züm öne­ri­le­rin­de bu­lun­ma­sı­na rağ­men, ko­nu­ya stra­te­jik bir an­la­yış­la yak­laş­ma­dı­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir.

Es­ki dö­nem­ler­de uy­gu­la­nan ve tav­si­ye­ler içe­ren po­li­ti­ka be­lir­le­mek­le iş­le­rin yü­rü­me­me­si ne­de­niy­le ça­ğı­mız­da ar­tık stra­te­jik dü­şün­me ve stra­te­ji­ler üze­ri­ne iş yap­ma ça­ğı baş­la­dı­ğı göz önü­ne alın­dı­ğın­da, Zey­tin ve Zey­tin­ya­ğı ile Di­ğer Bit­ki­sel Yağ­la­rın Üre­ti­min­de­ki So­run­la­ra Çö­züm Öne­ri­le­ri­nin de stra­te­jik bir an­la­yış­la ele alın­ma­sı ge­re­ği or­ta­ya çık­mak­ta­dır.

Zey­tin­ya­ğı ve di­ğer bit­ki­sel yağ­la­rın üre­ti­mi ko­nu­sun­da ül­ke­mi­zin te­mel he­def­le­ri­nin be­lir­len­me­si, bu he­def­le­re ulaş­mak üze­re fi­dan ve to­hum se­çi­min­den ve bu­nun yö­ne­ti­min­den, üre­tim tek­no­lo­ji­le­ri­nin ge­liş­ti­ril­me­si, bu alan­lar­da mil­li re­ka­bet gü­cü­mü­zün ar­tı­rıl­ma­sı ve bu alan­da Türk mar­ka­sı ya­ra­tıl­ma­sı için ge­rek­li adım­la­rın ve işin sa­hip­le­ri­nin saf­ha saf­ha be­lir­len­me­si ge­rek­mek­te­dir. Ak­si hal­de yü­ce Mec­li­si­mi­zin tav­si­ye­le­ri bir­çok alan­da ol­du­ğu gi­bi ku­rum­sal çok baş­lı­lık için­de kay­bo­lup gi­de­cek ve­ya ba­zı ke­sim­le­re ba­zı avan­taj­lar sağ­lan­ma­sı için bir da­ya­nak­tan öte­ye bir an­lam ta­şı­ma­ya­cak­tır.

Açık­la­nan bu ne­den­ler­le:

22. dö­nem par­la­men­to­sun­da ku­ru­lan an­cak ha­zır­la­dı­ğı ra­por ge­nel ku­rul­da gö­rü­şü­le­me­yen, “Zey­tin ve Zey­tin­ya­ğı ile Di­ğer Bit­ki­sel Yağ­la­rın Üre­ti­min­de­ki So­run­la­rın Araş­tı­rı­la­rak Alın­ma­sı Ge­re­ken Ön­lem­le­rin Be­lir­len­me­si ama­cıy­la ku­ru­lan Mec­lis Araş­tır­ma Ko­mis­yo­nu” Ra­po­ru­nun stra­te­jik bir an­la­yış­la ye­ni­den ele alın­ma­sı,

Bu alan­da be­lir­le­nen he­def­le­rin han­gi ku­rum ve ku­ruş­lar ta­ra­fın­dan na­sıl ye­ri­ne ge­ti­ri­le­ce­ği­nin ve bu­nun için ya­pı­la­cak ya­sal dü­zen­le­me­ler dâhil alı­na­cak ön­lem­le­rin tes­pi­ti,

İçin Ana­ya­sa­nın 98 in­ci, İç Tü­zü­ğün 104 ve 105 in­ci mad­de­le­ri ge­re­ğin­ce  Mec­lis Araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı ge­rek­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

İkin­ci öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

 

2.- Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adana’daki lagünlerin karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

La­gün ve­ya de­niz ku­la­ğı, koy­lar­da ve­ya kör­fez ağız­la­rı­nın kı­yı ok­la­rı ile ka­pan­ma­sı so­nu­cu kı­yı ge­ri­sin­de olu­şan göl­ler­dir. De­niz­le yer al­tın­dan ve­ya yer üs­tün­den bir su yo­luy­la bağ­lan­tı­sı bu­lu­nan, de­niz­den ço­ğun­luk­la da dar bir ka­ray­la ay­rıl­mış olan göl­ler­dir. La­gün­ler, eko­lo­jik ve eko­no­mik yön­den önem­li eko­sis­tem­ler­dir.

Ada­na­’­da Ak­ya­tan, Tuz­la, Çam­lık, Yel­ko­ma, Hur­ma­bo­ğa­zı ol­mak üze­re beş adet la­gün bu­lun­mak­ta­dır. Bu la­gün­ler Ada­na için do­ğal bi­rer zen­gin­lik kay­na­ğı ol­ma­sı­nın ya­nın­da bir­çok can­lı­nın da üre­me, bes­len­me, ko­run­ma ve ya­şa­ma or­ta­mı ol­ma­sı açı­sın­dan da bü­yük önem ta­şı­mak­ta­dır.

An­cak, gü­nü­müz­de kir­li­lik ve di­ğer çev­re­sel et­ki­ler­le Ada­na­’­da is­mi sa­yı­lan la­gün­ler hız­lı bir yok ol­ma sü­re­ci­ne gir­miş­tir. Ne­hir­le­re ya­pı­lan ba­raj­lar ve di­ğer mü­da­ha­le­ler­le del­ta­lar­da ge­ri­ye doğ­ru aşın­ma­lar baş­la­mış­tır.

Ada­na­’­nın do­ğal zen­gin­lik kay­nak­la­rı olan ve eko­lo­jik den­ge açı­sın­dan da bü­yük öne­me sa­hip olan la­gün­le­rin kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı teh­li­ke­le­ri tes­pit et­mek ve alın­ma­sı ge­re­ken ted­bir­le­rin be­lir­len­me­si ama­cıy­la, TBMM İçtü­zü­ğü­nün 104 ve 105. mad­de­le­ri, Ana­ya­sa­nın 98. mad­de­si ge­re­ğin­ce mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­nı arz ede­riz.

1- Ne­vin Ga­ye Er­ba­tur                  (Ada­na)

2- Hu­lu­si Gü­vel                              (Ada­na)

3- Tay­fur Sü­ner                             (An­tal­ya)

4- Os­man Kap­tan                          (An­tal­ya)

5- Şev­ket Kö­se                               (Adı­ya­man)

6- Rah­mi Gü­ner                             (Or­du)

7- Mu­har­rem İnce                         (Ya­lo­va)

8- Meh­met Şev­ki Kul­ku­loğ­lu        (Kay­se­ri)

9- Va­hap Se­çer                               (Mer­sin)

10- Çe­tin Soy­sal                             (İstan­bul)

11- Meh­met Ali Öz­po­lat                (İstan­bul)

12- Ah­met Er­sin                            (İzmir)

13- Sa­cid Yıl­dız                              (İstan­bul)

14- İsa Gök                                     (Mer­sin)

15- Mus­ta­fa Öz­yü­rek                    (İstan­bul)

16- Tur­gut Di­bek                           (Kırk­la­re­li)

17- Ra­sim Ça­kır                             (Edir­ne)

18- Bil­gin Pa­ça­rız                          (Edir­ne)

19- Erol Tı­nas­te­pe                        (Er­zin­can)

20- Sel­çuk Ay­han                          (İzmir)

21- Meh­met Ali Su­sam                 (İzmir)

22- Su­at Bi­ni­ci                                (Sam­sun)

23- Ra­ma­zan Ke­rim Öz­kan           (Bur­dur)

24- Te­kin Bin­göl                            (An­ka­ra)

Ge­rek­çe:

Ada­na­’­da Ak­ya­tan, Tuz­la, Çam­lık, Yel­ko­ma, Hur­ma­bo­ğa­zı ol­mak üze­re beş adet la­gün bu­lun­mak­ta­dır. Bu la­gün­ler Ada­na için do­ğal bi­rer zen­gin­lik kay­na­ğı ol­ma­sı­nın ya­nın­da bir­çok can­lı­nın da üre­me, bes­len­me, ko­run­ma ve ya­şa­ma or­ta­mı ol­ma­sı açı­sın­dan da bü­yük önem ta­şı­mak­ta­dır.

An­cak, tat­lı, de­niz ve taş­kın su­la­rı rüz­gar ne­de­niy­le la­gün­ler­de sı­ğı­laş­ma­ya yol aç­mak­ta­dır. Ay­rı­ca la­gün­le­rin ya­kın çev­re­le­rin­de­ki kum te­pe­le­rin­de de ta­rım­sal fa­a­li­yet­le­rin ya­pıl­ma­sı la­gün­le­rin ve la­gün­le­ri do­ğal ya­şam ala­nı ola­rak ka­bul eden can­lı­la­rın ha­bi­tat­la­rı­na za­rar ver­mek­te­dir. Tar­la­lar­da­ki kim­ya­sal ilaç­lar ve sa­na­yi ile ev­sel atık­lar bu sa­ha­la­rı kir­let­mek­te­dir.

İsken­de­run kör­fe­zin­de, mev­cut sa­na­yi te­sis­le­ri, bo­ru hat­tı, tan­ker­ler, ter­sa­ne­ler ve ra­fi­ne­ri­ler ile Su­gö­zü Ter­mik San­tra­li la­gün­ler için önem­li bir kir­li­lik risk ve kay­na­ğı­nı oluş­tur­mak­ta­dır. Böl­ge­de­ki hız­lı nü­fus ar­tı­şı da bu sü­re­ci hız­lan­dı­rı­cı bir et­ki yap­mak­ta­dır.

Ay­rı­ca, böl­ge­de uzun yıl­lar­dır stok tes­pit ça­lış­ma­sı da ya­pıl­ma­dı­ğı için la­gün­ler­de ya­şa­yan can­lı sa­yı­sı­na iliş­kin net bir ve­ri­ye ula­şı­la­ma­mak­ta­dır.

Ör­ne­ğin Tür­ki­ye­’­nin en bü­yük la­gü­nü olan Ak­ya­ta­n’­da mev­cut ba­lık mik­ta­rın­da önem­li bir azal­ma ol­du­ğu ko­nu­nun uz­ma­nı ki­şi­ler­ce di­le ge­ti­ril­mek­te­dir.

Ada­na­’­da­ki la­gün­ler dün­ya­da nes­li tü­ken­mek­te olan Ca­ret­ta Ca­ret­ta (Si­ni Kap­lum­ba­ğa­sı) ile Ye­şil Kap­lum­ba­ğa­la­rı­’­nın (Che­lo­ni­a Mydas) ya­şam alan­la­rı ol­ma­la­rı açı­sın­dan da bü­yük önem ta­şı­mak­ta­dır.

Ay­rı­ca böl­ge­de 38 önem­li kuş tü­rü de var­lı­ğı­nı sür­dür­mek­te­dir. An­cak, DSİ ta­ra­fın­dan su­la­ma ve ku­rut­ma sis­tem­le­ri­nin ge­liş­ti­ril­me­si ve çift­çi­le­rin ken­di im­kan­la­rıy­la de­rin ku­yu pom­pa­la­rı kul­lan­ma­la­rı la­gün­le­re bü­yük za­rar­lar ver­mek­te­dir.

Tür­ki­ye gi­bi önem­li do­ğal zen­gin­lik­le­ri olan bir ül­ke­de Ada­na­’­da bu­lu­nan la­gün­le­rin do­ğa dı­şı et­men­ler­le yok ol­ma­ya yüz tut­ma­sı­na izin ve­ril­me­me­li­dir. İsmi sa­yı­lan 5 adet la­gü­nün do­ğal zen­gin­lik­le­ri­nin sür­dü­rü­le­bil­me­si için ge­rek­li ön­lem­le­ri al­mak, la­gün­le­rin kar­şı kar­şı­ya ol­du­ğu so­run­la­rı araş­tır­mak, bu so­run­la­ra yö­ne­lik çö­züm üret­mek için bu araş­tır­ma­nın açıl­ma­sı­nın uy­gun ola­ca­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Üçün­cü öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

 

3.- Ada­na Mil­let­ve­ki­li Ne­vin Ga­ye Er­ba­tur ve 34 Mil­let­ve­ki­li­nin, ders ki­tap­la­rın­da­ki ve yar­dım­cı ki­tap­lar­da­ki cin­si­ye­te da­ya­lı ay­rım­cı­lık öge­le­ri­nin araş­tı­rıl­ma­sı ama­cıy­la Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­na iliş­kin öner­ge­si(10/29)

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Her tür­lü ay­rım­cı­lık­la mü­ca­de­le, in­san hak­la­rı ko­nu­sun­da, hem ulu­sal dü­zen­le­me­ler hem de ulus­la­ra­ra­sı/böl­ge­sel dü­zen­le­me­ler açı­sın­dan dik­kat­le ele alı­nan ve alın­ma­sı ge­re­ken bir ko­nu­dur. An­cak, her ne ka­dar resmî me­tin­ler­de her tür­lü ay­rım­cı­lık­la mü­ca­de­le edi­le­ce­ği dev­let­ler ya da ulu­sal/ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar­ca ka­bul edil­miş ol­sa da, bu he­def baş­ka kav­ram ve po­li­ti­ka­lar­la bağ­lan­tı­lı ola­rak ki­mi za­man açık ki­mi za­man da ör­tü­lü ola­rak göz ar­dı edil­miş, hat­ta ço­ğu za­man da ay­rım­cı­lık ne­re­dey­se meş­ru­laş­tı­rıl­mış­tır.

Bu ay­rım­cı­lık­lar­dan, mü­ca­de­le edil­me­si ge­re­ken önem­li bir ta­ne­si de top­lum­sal cin­si­ye­te  da­ya­lı ay­rım­cı­lık­tır. Ve bu ay­rım­cı­lık bi­çi­mi çok çe­şit­li bi­çim­ler­de göz­lem­le­ne­bi­lir. An­cak, özel­lik­le okul ön­ce­si dö­nem­de ve il­köğ­re­tim ça­ğın­da genç be­yin­le­re aşı­lan­ma­sı ge­re­ken in­san hak­la­rı, eşit­lik, ada­let gi­bi kav­ram­lar ders ki­tap­la­rın­da hâkim olan cin­si­yet­çi ba­kış açı­sı se­be­biy­le ge­rek­ti­ği gi­bi ak­ta­rı­la­ma­mak­ta­dır. Oy­sa­ki ya­pıl­ma­sı ge­re­ken müf­re­dat da­hi­lin­de­ki ders ki­tap­la­rı­nın ve yar­dım­cı ki­tap­la­rın in­ce­len­me­si, ta­ran­ma­sı ve içer­dik­le­ri her tür ay­rım­cı­lı­ğın ya­nın­da özel­lik­le de cin­si­yet­çi ay­rım­cı­lık içe­rik­le­ri­nin ayık­lan­ma­sı­dır.

Yu­ka­rı­da açık­la­nan ne­den­ler­le, ders ki­tap­la­rın­da mev­cut olan cin­si­ye­te da­ya­lı ay­rım­cı­lık içe­ren öge­le­rin in­ce­le­ne­rek tes­pit edil­me­si ama­cıy­la, TBMM İçtü­zü­ğü­nün 104 ve 105. mad­de­le­ri, Ana­ya­sa­nın 98. mad­de­si ge­re­ğin­ce Mec­lis araş­tır­ma­sı açıl­ma­sı­nı arz ede­riz.

1 – Ne­vin Ga­ye Er­ba­tur              (Ada­na)

2 – Şev­ket Kö­se                           (Adı­ya­man)

3 – Te­kin Bin­göl                           (An­ka­ra)

4 – Bir­gen Ke­leş                          (İstan­bul)

5 – Fev­zi To­puz                           (Muğ­la)

6 – Bih­lun Ta­may­lı­gil                  (İstan­bul)

7 – Eş­ref Ka­ra­ib­ra­him                (Gi­re­sun)

8 – Tay­fur Sü­ner                         (An­tal­ya)

9 – Nes­rin Bay­tok                        (An­ka­ra)

10 – Öz­lem Çer­çi­oğ­lu                  (Ay­dın)

11 – Nec­la Arat                            (İstan­bul)

12 – Fat­ma Nur Ser­ter                (İstan­bul)

13 – Ca­nan Arıt­man                    (İzmir)

14 – Şük­ran Gül­dal Mum­cu        (İzmir)

15 - Os­man Kap­tan                     (An­tal­ya)

16 - Hu­lu­si Gü­vel                         (Ada­na)

17 – Rah­mi Gü­ner                       (Or­du)

18 – Mu­har­rem İnce                   (Ya­lo­va)

19 – Meh­met Şev­ki Kul­ku­loğ­lu  (Kay­se­ri)

20 – Va­hap Se­çer                         (Mer­sin)

21 – Çe­tin Soy­sal                         (İstan­bul)

22 – Meh­met Ali Öz­po­lat            (İstan­bul)

23 – Ah­met Er­sin                        (İzmir)

24 – Sa­cid Yıl­dız                           (İstan­bul)

25 – İsa Gök                                  (Mer­sin)

26 – Mus­ta­fa Öz­yü­rek                 (İstan­bul)

27 – Tur­gut Di­bek                       (Kırk­la­re­li)

28 – Ra­sim Ça­kır                         (Edir­ne)

29 – Erol Tı­nas­te­pe                     (Er­zin­can)

30 – Bil­gin Pa­ça­rız                       (Edir­ne)

31 – Sel­çuk Ay­han                      (İzmir)

32 – Er­gün Ay­do­ğan                   (Ba­lı­ke­sir)

33 – Ali Rı­za Öz­türk                    (Mer­sin)

34 – Tan­sel Ba­rış                         (Kırk­la­re­li)

35 – Ra­ma­zan Ke­rim Öz­kan       (Bur­dur)

Ge­rek­çe:

Ba­sit­çe, bir cin­sin di­ğe­ri­ne oran­la ay­rı­ca­lık­la­ra sa­hip ol­ma­sı, bi­rey­sel ve top­lum­sal düz­lem­de da­ha özerk, da­ha so­rum­lu ve da­ha faz­la söz sa­hi­bi ol­ma­sı bi­çi­min­de ta­nım­la­na­bi­le­cek olan cin­si­yet ay­rım­cı­lı­ğı­nın mağ­dur­la­rı ka­dın­lar­dır.

Bu ay­rım­cı­lık ise ge­nel­lik­le ka­dın­la­rın fi­zik­sel ya­pı­la­rı ya da do­ğur­gan­lık ni­te­lik­le­riy­le doğ­ru­lan­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır.

Her ne ka­dar ulu­sal mev­zu­at­ta ve ulus­la­ra­ra­sı dü­zen­le­me­ler­de in­san hak­la­rı gi­bi vaz­ge­çil­mez bir de­ğer ola­rak ka­bul edil­se de uy­gu­la­ma te­mel­li yak­la­şıl­dı­ğın­da top­lum­sal cin­si­yet eşit­li­ği­nin ha­len tam ola­rak ar­zu edil­di­ği öl­çü­de ha­ya­ta ge­çi­ri­le­me­di­ği açık­tır.

Özel­lik­le de ço­cuk­lar ve genç­ler söz ko­nu­su ol­du­ğun­da, eği­tim ve öğ­re­tim ku­rum­la­rı ve eği­tim öğ­re­tim araç­la­rı, üze­rin­de önem­le du­rul­ma­sı ge­re­ken un­sur­lar­dır. Çün­kü eği­tim öğ­re­ti­min top­lum­sal­laş­tır­ma­da­ki iş­le­vi do­la­yı­sıy­la öne­mi bü­yük­tür.

Eği­tim öğ­re­tim ku­rum­la­rı, bah­si ge­çen ders ki­tap­la­rı ara­cı­lı­ğı ile top­lum­sal cin­si­ye­tin ye­ni­den üre­til­di­ği en önem­li aşa­ma­lar­dan bi­ri­si ol­ma­sı se­be­biy­le üze­rin­de cid­di­yet­le du­rul­ma­sı ge­re­ken ku­rum­lar­dır. Ders ki­tap­la­rı da özel­lik­le ak­ta­ran ki­şi­nin ko­nu­mu iti­ba­riy­le alı­cı ki­şi ta­ra­fın­dan ya­ni öğ­ren­ci ta­ra­fın­dan da­i­ma ke­sin doğ­ru ola­rak ka­bul edil­di­ği için içe­ri­ği­nin dik­kat­le in­ce­len­me­si ge­re­ken ma­ter­yal­ler­dir.

Özet­le­mek ge­re­kir­se, top­lum­sal­laş­ma­da te­mel öge­ler­den bi­ri olan eği­tim öğ­re­tim ve bu iş­le­vin ye­ri­ne ge­ti­ril­me­sin­de ya­rar­la­nı­lan ders ki­tap­la­rı, içe­rik­le­ri ve söy­lem­le­riy­le, ço­cuk­la­ra ve genç­le­re, sis­tem­li bil­gi ver­di­ği için ve bu bil­gi­ler­le bir­lik­te ya da on­la­rın ya­nı sı­ra, için­de ya­şa­dık­la­rı top­lum­da meş­ru ka­bul edi­len or­tak de­ğer­ler, dav­ra­nış bi­çim­le­ri ve zih­ni­yet ka­lıp­la­rı­nı ak­tar­dı­ğı için üze­rin­de önem­le du­rul­ma­sı ge­re­ken ma­ter­yal­ler­dir.

Bu ne­den­le de ders ki­tap­la­rın­da­ki cin­si­ye­te da­ya­lı ay­rım­cı öge­le­rin in­ce­len­me­si ve ayık­lan­ma­sı ama­cıy­la bu araş­tır­ma­nın açıl­ma­sı­nın uy­gun ola­ca­ğı dü­şü­nül­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Öner­ge­ler gün­dem­de ye­ri­ni ala­cak ve Mec­lis araş­tır­ma­sı açı­lıp açıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da­ki ön gö­rüş­me­ler, sı­ra­sı gel­di­ğin­de ya­pı­la­cak­tır.

Bir ge­nel gö­rüş­me öner­ge­si var­dır, oku­tu­yo­rum:

 

B) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ

1.- Bilecik Milletvekili Fahrettin Poyraz ve 20 milletvekilinin, ülkemizin uluslararası alanda karşılaştığı sözde Ermeni iddiaları konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/3)

 

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Ger­çek­te asıl­sız soy­kı­rım id­di­a­sı­nın er­me­ni di­as­po­ra­sın­ca, sık­ça ve ya­lan yan­lış bil­gi ve bel­ge­ler­le di­le ge­ti­ril­me­si so­nu­cu ül­ke­miz, ge­rek ABD ve ge­rek­se bir kı­sım AB ül­ke­le­ri nez­din­de yer­siz ve hak­sız suç­la­ma­la­ra mu­ha­tap ol­mak­ta­dır.

Bu ne­den­le, Türk­ler­le Er­me­ni­ler ara­sın­da ta­rih­sel iliş­ki­le­rin, ob­jek­tif ve­ri­ler ve ta­raf­sız­lık öl­çü­le­ri içe­ri­sin­de ele alın­ma­sı­nın ge­rek­li­li­ği­nin tüm dün­ya ül­ke­le­ri­ne du­yu­rul­ma­sı­nı te­min ede­cek bir ge­nel gö­rüş­me­nin TBMM’­de ya­pıl­ma­sı­nı, T.C. Ana­ya­sa­sı'nın 98 ve İç Tü­zük'ün 101. ve de­va­mı mad­de­le­ri ge­re­ğin­ce arz ve ta­lep ede­riz.

1- Fah­ret­tin Poy­raz                      (Bi­le­cik)

2- Azi­ze Si­bel Gö­nül                     (Ko­ca­e­li)

3- Fa­toş Gür­kan                           (Ada­na)

4- Os­man As­lan                            (Di­yar­ba­kır)

5- Fa­tih Me­tin                               (Bo­lu)

6- Va­hit Er­dem                             (Kı­rık­ka­le)

7- İsma­il Bi­len                              (Ma­ni­sa)

8- Meh­met Alp                             (Bur­dur)

9- Ce­mal Ka­ya                              (Ağ­rı)

10- Ya­şar Er­yıl­maz                       (Ağ­rı)

11- Emin Ne­dim Öz­türk              (Es­ki­şe­hir)

12- Di­lek Yük­sel                           (To­kat)

13- Sa­a­det­tin Ay­dın                     (Er­zu­rum)

14- Sa­lih Ka­pu­suz                        (An­ka­ra)

15- Bay­ram Ali Bay­ra­moğ­lu        (Ri­ze)

16- Ta­ner Yıl­dız                            (Kay­se­ri)

17- Er­dal Kal­kan                          (İzmir)

18- Bay­ram Öz­çe­lik                      (Bur­dur)

19- Fa­ruk Ko­ca                             (An­ka­ra)

20- Ay­han Se­fer Üs­tün                (Sa­kar­ya)

21- Ra­ma­zan Ba­şak                     (Şan­lı­ur­fa)

Ge­rek­çe:

Son yıl­lar­da, Er­me­nis­tan'ın ve onun des­tek­le­di­ği Er­me­ni di­as­po­ra­sı­nın yo­ğun­lu­ğu ar­ta­rak de­vam eden ça­ba­la­rı so­nu­cu Os­man­lı Dev­le­ti ve Türk­ler, ba­zı dev­let­le­rin par­la­men­to­la­rı ve çe­şit­li ki­şi ve ku­ru­luş­lar­ca, ta­rihî ve hu­ku­ki ge­çer­li­li­ği ol­ma­yan her­han­gi bir da­ya­nak gös­te­ril­mek­si­zin Os­man­lı top­rak­la­rın­da ya­şa­yan Er­me­ni­le­re kar­şı "soy­kı­rım" iş­le­mek­le suç­lan­mak­ta­dır­lar.

Bu­gü­ne ka­dar top­lam 18 ül­ke­nin ulu­sal par­la­men­to­la­rın­ca bu yön­de ka­rar­lar alın­mış­tır. Bu­nun son ör­ne­ği ise 10 Ekim 2007 ta­ri­hin­de ABD Tem­sil­ci­ler Mec­li­si Dış İliş­ki­ler Ko­mi­te­si­’n­ce alı­nan ka­rar­dır. Ta­sa­rı­nın önü­müz­de­ki dö­nem­de Tem­sil­ci­ler Mec­li­si Ge­nel Ku­ru­lu­’­nun gün­de­mi­ne ge­ti­ril­me­si muh­te­mel­dir.

Asıl­sız Er­me­ni id­di­a­la­rı­nı ta­nı­yan bu ka­rar­la­rın öte­sin­de özel­lik­le Fran­sa, Hol­lan­da ve Bel­çi­ka gi­bi ül­ke­ler­de asıl­sız Er­me­ni id­di­a­la­rı­nın inkârı­nı ce­zai yap­tı­rı­ma bağ­la­ma­ya yö­ne­lik ka­nun­lar çı­ka­rıl­ma­ya ça­lı­şıl­mak­ta­dır. Hat­ta Fran­sız Ulu­sal Mec­li­si 12 Ekim 2006 ta­ri­hin­de bu yön­de bir ka­nun tek­li­fi­ni ka­bul et­miş­tir. He­nüz ya­sa­laş­ma­mış bu ka­nun tek­li­fi hâli­ha­zır­da Se­na­to aşa­ma­sın­da bek­le­til­mek­te­dir. Öte yan­dan, ırk­çı­lık, ya­ban­cı düş­man­lı­ğı ile mü­ca­de­le ve soy­kı­rı­ma iliş­kin suç­la­rın ka­mu­ya açık bir bi­çim­de kü­çüm­sen­me­si, inkâr edil­me­si ve sı­ra­dan­laş­tı­rıl­ma­sı­na da­ir AB Çer­çe­ve Ka­ra­rı 19 Ni­san 2007 ta­ri­hin­de ba­zı ül­ke­le­rin iç mev­zu­at­la­rın­dan kay­nak­la­nan çe­kin­ce­le­riy­le bir­lik­te ka­bul edil­miş­tir. Çer­çe­ve ka­rar üye ül­ke­le­rin par­la­men­to çe­kin­ce­le­ri­ni kal­dır­ma­la­rı­nı mü­te­a­ki­ben her­han­gi bir gö­rüş­me ya­pıl­mak­sı­zın Ada­let ve İçiş­le­ri Ba­kan­la­rı Kon­se­yi­nin ona­yı­na su­nu­la­cak, en geç iki yıl için­de Kon­se­yin ona­yı­nın ar­dın­dan AB Resmî Ga­ze­te­si'nde ya­yım­la­na­rak yü­rür­lü­ğe gi­re­cek­tir.

Er­me­nis­tan ve Er­me­ni di­as­po­ra­sı­nın son yıl­lar­da yo­ğun­lu­ğu ar­ta­rak de­vam eden mes­net­siz id­di­a­la­rı­nın ta­nın­ma­sı­na yö­ne­lik ça­ba­la­rı­nın ar­ka­sın­da 3 T (ta­nı­ma, taz­mi­nat, top­rak) ola­rak ilan et­ti­ği stra­te­ji yat­mak­ta­dır. Er­me­ni ta­ra­fı asıl­sız id­di­a­la­rı­nın özel­lik­le Ba­tı ka­mu­o­yun­da ta­nın­ma­sı yö­nün­de­ki ça­ba­la­rı­nı sür­dür­mek­te­dir. Son yıl­lar­da "New York Li­fe In­su­ran­ce" ve "AXA" si­gor­ta şir­ket­le­ri aley­hi­ne aç­tık­la­rı ve ka­zan­dık­la­rı da­va­lar­la, taz­mi­nat ko­nu­sun­da da gay­ret sarf et­mek­te­dir­ler.

Er­me­nis­tan Ba­ğım­sız­lık Be­yan­na­me­si­nin 11. mad­de­sin­de Do­ğu Ana­do­lu il­le­ri­miz "Ba­tı Er­me­nis­tan" ola­rak ni­te­len­di­ril­mek­te­dir. Ay­nı mad­de­de "Er­me­nis­tan, 1915 soy­kı­rı­mı­nın ta­nın­ma­sı ça­ba­sı­nı sür­dür­me­ye de­vam ede­cek­tir" ifa­de­si yer al­mak­ta­dır. Böy­le­lik­le Tür­ki­ye'ye yö­ne­lik if­ti­ra kam­pan­ya­sı resmî bir bel­ge­de de te­yit edil­miş ol­mak­ta­dır.

Öte yan­dan Er­me­nis­tan dev­let adam­la­rı bu­gü­ne ka­dar hiç ol­ma­dı­ğı bir şekil­de top­rak ta­lep­le­ri­ni açık­ça ifa­de et­me­ye baş­la­mış­lar­dır. Er­me­nis­tan Baş­ba­ka­nı Sar­kis­yan'ın "Los An­ge­les Ti­mes" ga­ze­te­si­ne (19 Ekim 2007) ver­di­ği mü­la­kat­ta Do­ğu Ana­do­lu'dan Ba­tı Er­me­nis­tan ola­rak bah­set­me­si, Was­hing­ton'da­ki Er­me­nis­tan Bü­yü­kel­çi­si­nin ise "Was­hing­ton Post" ga­ze­te­sin­de 24 Ekim 2007 ta­ri­hin­de ya­yın­la­nan oku­yu­cu mek­tu­bun­da top­rak­la­rı­mı­zı "ana­yurt" ola­rak ta­nım­la­ma­sı esa­sen Er­me­nis­tan ve Er­me­ni di­as­po­ra­sı­nın iz­le­di­ği stra­te­ji­nin en açık ifa­de­si­ni oluş­tur­mak­ta­dır.

"Er­me­ni soy­kı­rı­mı" id­di­a­la­rı 1915 olay­la­rın­dan 50 yıl son­ra, 1965 yı­lın­da or­ta­ya atıl­ma­ya baş­lan­mış­tır. Ül­ke­miz gün­de­mi­ne ise 1973 yı­lın­da iki dip­lo­ma­tı­mı­zın Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri'nin Los An­ge­les şeh­rin­de gö­rev­le­ri ba­şın­day­ken bir Er­me­ni te­rö­rist ta­ra­fın­dan kat­le­dil­me­le­riy­le gir­miş­tir. Er­me­ni ta­ra­fı­nın 1965 yı­lın­dan bu ya­na iz­le­di­ği bu stra­te­ji­ye kar­şı­lık Tür­ki­ye, 1980'Ii yıl­la­rın son­la­rı­na ka­dar bir yan­dan Er­me­ni te­rör ör­güt­le­ri ile mü­ca­de­le et­miş, di­ğer ta­raf­tan da 1915 yı­lın­da uy­gu­la­ma­ya ko­nan teh­cir ka­ra­rı­nın sa­vaş şart­la­rın­da alın­mış bir gü­ven­lik ted­bi­ri ol­du­ğu­nu, 1948 Soy­kı­rı­mın Ön­len­me­si Söz­leş­me­si hü­küm­le­ri çer­çe­ve­sin­de 1915'te ya­şa­nan­la­rın soy­kı­rım ola­rak ka­bul edi­le­me­ye­ce­ği­ni dış dün­ya­ya an­lat­ma­ya ça­lış­mış, Er­me­ni ta­ra­fın­ca si­ya­si plan­da yü­rü­tü­len ça­ba­la­ra kar­şı­lık, iki mil­le­tin or­tak ta­ri­hi­ni il­gi­len­di­ren 1915 olay­la­rı­nın sa­mi­mi ve açık bir di­ya­log yo­luy­la hal­le­dil­me­si­ni sa­vun­muş­tur.

İzle­di­ği­miz bu stra­te­jiy­le uyum­lu bir şekil­de, Tür­ki­ye 2005 yı­lın­da önem­li bir açı­lım yap­mış, Hü­kü­met ve Ana Mu­ha­le­fet Par­ti­si or­tak­la­şa ola­rak Tür­ki­ye ile Er­me­nis­tan ara­sın­da bir Or­tak Ta­rih Ko­mis­yo­nu ku­rul­ma­sı­nı ve Ko­mis­yo­nun bul­gu­la­rı­nın dış dün­ya ile pay­la­şıl­ma­sı­nı öner­miş­tir. Öne­ri Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si ta­ra­fın­dan da 13 Ni­san 2005 ta­ri­hin­de ya­yım­la­nan bir bil­di­riy­le des­tek­len­miş­tir. An­cak, bu öne­ri Er­me­ni ta­ra­fın­dan bu­gü­ne ka­dar olum­lu bir kar­şı­lık gör­me­miş­tir.

Bi­li­nen Er­me­ni çev­re­le­rin­ce, Yü­ce Türk Mil­le­ti­nin üze­ri­ne ya­pış­tı­rıl­ma­ya ça­lı­şı­lan bu ağır su­çun hiç­bir şekil­de ka­bu­lü müm­kün de­ğil­dir. Türk mil­le­ti, ta­rih­te hiç­bir za­man iş­le­me­di­ği bu su­çu ka­bul et­me­ye­cek­tir. Ta­rih yaz­mak gö­re­vi sa­de­ce ta­rih­çi­le­re ait­tir. Par­la­men­to­lar baş­ka mil­let­le­rin ta­rih­le­ri hak­kın­da hü­küm ver­me mer­ci­le­ri ol­ma­yıp, halk­lar ara­sın­da ge­le­ce­ğe dö­nük ya­pı­cı iliş­ki­le­rin te­sis edil­me­si­ne ön­cü­lük et­me­si ge­re­ken ku­rum­lar­dır.

Ge­nel gö­rüş­me yap­mak­la ama­cı­mız, ta­rihî ve hu­ku­ki ola­rak hiç­bir da­ya­na­ğı ol­ma­yan bu id­di­a­la­ra kar­şı ger­çek­le­ri ve ül­ke­mi­zin bu ko­nu­da­ki tu­tu­mu­nu dün­ya ka­mu­o­yu­na açık­la­mak ve Türk mil­le­ti­nin ya­ban­cı ül­ke­le­rin par­la­men­to­la­rın­ca ta­ma­men iç si­ya­si çı­kar­lar ama­cıy­la des­tek­len­di­ği­ne ina­nı­lan bu asıl­sız id­di­a­la­rı hiç­bir su­ret­te ka­bul et­me­ye­ce­ği­ni ilan et­mek­tir.

BAŞ­KAN – Bil­gi­le­ri­ni­ze su­nul­muş­tur.

Öner­ge, gün­dem­de ye­ri­ni ala­cak ve ge­nel gö­rüş­me açı­lıp açıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da­ki ön gö­rüş­me, sı­ra­sı gel­di­ğin­de ya­pı­la­cak­tır.

Baş­ba­kan­lı­ğın, Ana­ya­sa­’­nın 82’nci mad­de­si­ne gö­re ve­ril­miş bir tez­ke­re­si var­dır, oku­tup oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım.

 

C) TEZKERELER

1.- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Fransa’ya yaptığı resmî ziyarete iştirak etmesi uygun görülen milletvekillerine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/208)

30/10/2007

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Straz­bur­g’­da ya­pı­lan Av­ru­pa Kon­se­yi Par­la­men­ter­ler Mec­li­si Ge­nel Ku­rul Son­ba­har Otu­ru­mu ne­de­niy­le 2-4 Ekim 2007 ta­rih­le­rin­de Fran­sa­’­ya resmî bir zi­ya­ret­te bu­lu­nan Cum­hur­baş­ka­nı Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­e re­fa­kat eden he­ye­te, ek­li lis­te­de ad­la­rı ya­zı­lı Mil­let­ve­kil­le­ri­nin de iş­ti­rak et­me­si uy­gun gö­rül­müş ve bu ko­nu­da­ki Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı­nın su­re­ti ili­şik­te gön­de­ril­miş­tir.

Ana­ya­sa­nın 82’nci mad­de­si­ne gö­re ge­re­ği­ni arz ede­rim.

                                                                                         Re­cep Ta­yip Er­do­ğan

                                                                                                   Baş­ba­kan

        Lis­te

Ru­hi Açık­göz                                  Ak­sa­ray Mil­let­ve­ki­li

Yıl­dı­rım Tuğ­rul Tür­keş                 An­ka­ra Mil­let­ve­ki­li

Mev­lüt Ça­vu­şoğ­lu                          An­tal­ya Mil­let­ve­ki­li

Er­tuğ­rul Kum­cu­oğ­lu                      Ay­dın Mil­let­ve­ki­li

Ha­san Mu­rat Mer­can                     Es­ki­şe­hir Mil­let­ve­ki­li

Lok­man Ay­va                                 İstan­bul Mil­let­ve­ki­li

Ha­li­de İnce­ka­ra                             İstan­bul Mil­let­ve­ki­li

Bir­gen Ke­leş                                   İstan­bul Mil­let­ve­ki­li

Me­su­de Nur­su­na Me­me­can          İstan­bul Mil­let­ve­ki­li

Öz­lem Pil­ta­noğ­lu Tür­kö­ne            İstan­bul Mil­let­ve­ki­li

Meh­met Sa­yım Te­ke­li­oğ­lu            İzmir Mil­let­ve­ki­li

Mus­ta­fa Ünal                                  Ka­ra­bük Mil­let­ve­ki­li

Erol As­lan Ce­be­ci                           Sa­kar­ya Mil­let­ve­ki­li

Os­man Coş­ku­noğ­lu                        Uşak Mil­let­ve­ki­li

BAŞ­KAN – Ka­bul eden­le­r…

SIR­RI SA­KIK (Muş) – Baş­kan, DTP ni­ye yok bu­ra­da?

BAŞ­KAN – Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­nım, bu su­nuş­la il­gi­li bir iki şey söy­le­mek is­ti­yo­rum efen­dim.

Bu mil­let­ve­kil­le­ri han­gi kıs­tas­la­ra gö­re se­çi­li­yor?

BAŞ­KAN – Efen­dim, İç Tü­zü­k’­ün amir hük­mü ge­re­ğin­ce, biz, Baş­ba­kan­lı­ğın ver­miş ol­du­ğu tez­ke­re­yi bu­ra­da oku­tu­yo­ruz.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, İç Tü­zü­k’­ü­mü­zün böy­le bir amir hük­mü yok. Öy­le, ya­ni, her­kes, is­te­di­ği ki­şi­le­ri ge­ti­rip de dev­le­tin ke­se­sin­den gez­di­re­mez.

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bu­ra­da si­ze laf söy­lü­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım, din­le­mek zo­run­da­sı­nız ya­a! İç Tü­zü­k’­e gö­re bi­zi din­le­mek zo­run­da­sı­nız. Bir şey ko­nu­şul­du­ğu za­man, siz Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li­si­niz, bi­zi din­le­mek zo­run­da­sı­nız.

BAŞ­KAN – Efen­dim, İç Tü­zü­k’­ün ge­rek­li hü­küm­le­ri ge­re­ğin­ce, ko­nu­şa­cak ve ko­nu­şan bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı din­li­yo­rum ve söz ve­ri­yo­rum.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bi­zi din­le­mek zo­run­da­sı­nız. Ben, bu­ra­da bu­na kar­şı çı­kı­yo­rum.

BAŞ­KAN – Her­kes, her is­te­di­ği­ni is­te­di­ği şekil­de ko­nu­şur­sa din­le­mek zo­run­da de­ği­lim.

Bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Dev­le­tin ke­se­sin­den bir­ta­kım har­ca­ma­lar ya­pı­lı­yor. Biz, bu­na kar­şı çı­kı­yo­ruz.

Sa­yın Baş­ka­nım, be­ni din­le­mek zo­run­da­sı­nız!

BAŞ­KAN – Ha­yır, böy­le bir olay yok.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Var efen­dim, be­ni din­le­ye­cek­si­niz!

BAŞ­KAN – İç Tü­zü­k’­ün ge­re­ği şek­lin­de­ki ko­nuş­ma­la­rı din­le­mek zo­run­da­yım, doğ­ru­dur ama­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – İç Tü­zü­k’­te böy­le bir hü­küm yok. Ana­ya­sa­’­nın 82’nci mad­de­si­ne gö­re­… Ke­yif­le­rin­ce mil­let­ve­kil­le­ri­ni dı­şa­rı­da gez­di­ri­yor­lar. Ki­min ce­bin­den gez­di­ri­yor­lar?

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, bil­gi için de arz edi­yo­rum: Sa­yın Baş­ba­kan­lı­k…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Böy­le bir şey olur mu ya­a!

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rı­m…

SIR­RI SA­KIK (Muş) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN - Baş­ba­kan­lı­ğı­mız, Cum­hur­baş­ka­nı­mı­zı­n…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) - Böy­le bir yet­ki­le­ri yok!

BAŞ­KAN - …ya­pa­ca­ğı bir gö­rüş­me için, bir kı­sım mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin bu top­lan­tı­ya ka­tıl­ma­sı­nı ön­gör­müş, bu tez­ke­re­yi, İç Tü­zük ge­re­ği ola­rak Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­na gön­der­miş. Ben, bu­nu oku­tu­yo­rum ve oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum. Bu su­a­lin mu­ha­ta­bı, bu­ra­da biz de­ği­liz.

SIR­RI SA­KIK (Muş) – Sa­yın Baş­kan, bu­ra­da, ayı­rım­cı bir ta­vır var. Gru­bu bu­lu­nan DTP bu­ra­da yok. Bü­tün se­ya­hat­ler­de böy­le dış­la­nan bir man­tık var. Bu­nu doğ­ru bul­mu­yo­ruz, adap­lı bul­mu­yo­ruz.

ER­TUĞ­RUL KUM­CU­OĞ­LU (Ay­dın) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Bu­yu­run efen­dim.

ER­TUĞ­RUL KUM­CU­OĞ­LU (Ay­dın) – Efen­dim, şim­di, bu mü­za­ke­re­ler te­le­viz­yon­dan ya­yın­la­nı­yor. Do­la­yı­sıy­la, va­tan­daş, şu an­da­ki mü­za­ke­re­yi ta­kip edi­yor. Bu lis­te­de be­nim de is­mim ol­du­ğu için, ko­nu­ya açık­lık ge­tir­mek­te fay­da gö­rü­yo­rum.

Sa­yın Cum­hur­baş­ka­nıy­la Stras­bo­ur­g’­a gi­den he­yet­te­ki mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­lar, da­ha ön­ce Av­ru­pa Kon­se­yi Par­la­men­ter­ler Asamb­le­sin­de üye olan ar­ka­daş­lar­la, bu dö­nem, ya­ni 23’ün­cü Dö­nem Mec­lis­ten se­çi­lip he­nüz ak­re­di­tas­yo­nu ta­mam­lan­ma­mış kim­se­ler­den oluş­mak­ta­dır. Ben de Sa­yın Tuğ­rul Tür­keş gi­bi Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si kon­ten­ja­nın­dan Av­ru­pa Kon­se­yi Par­la­men­ter­ler Asamb­le­si­ne üye ola­rak atan­dı­ğım ve­ya­hut da par­tim ta­ra­fın­dan ten­sip edil­di­ğim için di­ğer ar­ka­daş­lar­la bir­lik­te bu çer­çe­ve­de ka­tıl­dım. Ka­mer Be­y’­i de tat­min açı­sın­dan, bu­nun bi­lin­me­sin­de ya­rar gö­rü­yo­rum.

Arz ede­rim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kum­cu­oğ­lu.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, gün­de­min “Ka­nun Ta­sa­rı ve Tek­lif­le­ri ile Ko­mis­yon­lar­dan Ge­len Di­ğer İş­ler” kıs­mı­na ge­çi­yo­ruz.

1’in­ci sı­ra­da yer alan, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru­’­nun gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

 

VI. - KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN

GELEN DİĞER İŞLER

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ

1.- İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun Tasarısı ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/350) (S. Sayısı: 16)  (x)

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon? Ye­rin­de.

Hükûmet? Ye­rin­de.

1’in­ci mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız ko­nuş­muş­tu.

Şim­di, söz sı­ra­sı, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li ve Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Meh­met Şan­dı­r’­a ait­tir.

Sa­yın Şan­dır, bu­yu­run efen­dim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET ŞAN­DIR (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz 16 sı­ra sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 1’in­ci mad­de­si üze­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni ifa­de et­mek ama­cıy­la söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Ön­ce­lik­le, muh­te­rem he­ye­ti­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz bu ka­nun ta­sa­rı­sı, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa Bir­li­ği Ba­kan­lar Kon­se­yi ta­ra­fın­dan Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak se­çil­me­si so­nu­cun­da, İstan­bu­l’­un 2010 yı­lı­na ka­dar bu ama­ca uy­gun ha­zır­lan­ma­sı için ya­pı­la­cak iş­le­ri, bu iş­le­ri ya­pa­cak bü­rok­ra­tik ya­pı­yı ve bu ya­pı­nın ça­lış­ma şart­la­rı­nı be­lir­le­mek mak­sa­dıy­la, an­la­şı­lı­yor ki, uzun bir ça­lış­may­la, ön ha­zır­lık­la ha­zır­lan­mış, da­ha son­ra da Hükûmet ta­ra­fın­dan ta­sa­rı hâli­ne ge­ti­ri­le­rek yü­ce Mec­li­se su­nul­muş­tur.

Ka­nun ta­sa­rı­sı­nın ge­rek­çe­sin­de bu ka­nun­dan bek­le­nen fay­da ola­rak şu hu­sus­lar ifa­de edil­mek­te­dir: Av­ru­pa Bir­li­ği va­tan­daş­la­rı ile va­tan­daş­la­rı­mız ara­sın­da kül­tü­rel ile­ti­şi­min art­ma­sı amaç­lan­mak­ta­dır. Ül­ke­miz için önem­li bir ta­nı­tım imkânı ve­ri­le­ce­ği dü­şü­nül­mek­te­dir. İstan­bu­l’­un kül­tü­rel mi­ra­sı­nın sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­ti­le­bil­me­si için, ay­rı­ca, kent­sel dö­nü­şüm, şehir­ci­lik, çev­re ve sos­yal an­lam­da bir­ta­kım ka­lı­cı ka­za­nım­lar el­de edil­me­si ümit edil­mek­te­dir. Ay­rı­ca, kül­tür tu­riz­mi­nin ge­li­şe­ce­ği ve pa­ra­lı tu­rist çe­ke­ce­ği var­sa­yıl­mak­ta­dır. Bu bek­len­ti­ler­le bu ta­sa­rı­nın ha­zır­lan­dı­ğı ge­rek­çe­de ifa­de edil­mek­te­dir. Kı­sa­ca­sı, bu ka­nun­la, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı ku­rul­mak­ta­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, öz­ne­si İstan­bul olan her ko­nu­da, ka­na­a­tim­ce, da­ha du­yar­lı ve dik­kat­li ol­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz. Özel­lik­le kül­tür ze­mi­nin­de İstan­bul öz­ne ya­pı­lı­yor da, bir or­ga­ni­zas­yon, bir tar­tış­ma, bir ta­sa­rı ge­ti­ri­li­yor­sa da­ha da bir du­yar­lı ve dik­kat­li olun­ma­sı ge­rek­li­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu an­lam­da, İstan­bul için bir hu­kuk kur­mak, bir ya­sa ha­zır­la­mak çok da­ha ko­nu­ya önem ka­zan­dır­mak­ta­dır. İstan­bu­l… Ba­na gö­re, bu du­yar­lı­lı­ğın ge­re­ği ola­rak, İstan­bul, Yah­ya Ke­ma­l’­in aziz İstan­bu­l’­u, Türk İstan­bu­l’­u ola­rak anıl­ma­lı­dır. Eğer ulus­la­ra­ra­sı bir or­ga­ni­zas­yo­nun mer­ke­zi­ne İstan­bu­l’­u ko­yu­yor­sak ve bu ça­lış­ma özel­lik­le de kül­tür ala­nın­da ise, bu­na gö­re, bu İstan­bul, mut­la­ka Yah­ya Ke­ma­l’­in aziz ve Türk İstan­bu­l’­u ola­rak bu mer­ke­ze ko­nul­ma­lı­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, siz­ler de bi­lir­si­niz ki, kül­tür, millî ol­mak, yer­li, ye­rel ol­mak ka­rak­te­rin­de bir de­ğer­dir. Kül­tür, ait ol­du­ğu top­lu­mun ya­şa­ma bi­çi­mi­dir, top­lu­mun ya­şa­mın­da­ki un­sur­la­rın ta­ma­mı­dır. Kül­tür un­sur­la­rı öz­gün, öz­nel ve özel ol­mak du­ru­mun­da­dır. Baş­ka top­lum­lar ta­ra­fın­dan pay­la­şı­lan kül­tü­rel de­ğer­ler, ar­tık, uy­gar­lı­ğın, me­de­ni­ye­tin ko­nu­su ol­mak du­ru­mun­da­dır. Gü­nü­müz dün­ya­sı­nın kü­re­sel­leş­me ol­gu­su bu ger­çe­ği or­ta­dan kal­dır­maz. Top­lum­lar, in­san­lı­ğın or­tak uy­gar­lı­ğı­na, ye­rel kat­kı ola­rak, ken­di kül­tür de­ğer­le­riy­le ka­tı­lır ve kat­kı ve­rir­ler. Eğer İstan­bu­l’­u kül­tür çer­çe­ve­sin­de ko­nu­şu­yor, bu­na da­ya­lı bir hu­kuk ge­liş­ti­ri­yor­sak, bu ta­nı­mı doğ­ru yap­mak ve yer­li ye­ri­ne koy­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­te­di­ğim hu­sus ve­ya Hükûme­tin dik­ka­ti­ne sun­mak is­te­di­ğim hu­sus, bu pro­jey­le, Tür­ki­ye, Av­ru­pa kül­tü­rü­ne uyum sağ­la­ma­ya ve­ya İstan­bu­l’­u­mu­zun Türk­lük­ten ön­ce­ki sa­hip­le­ri­nin kül­tü­rel de­ğer­le­ri­ni öne çı­kart­ma­ya, bu es­ki eser­ler et­ra­fın­da Av­ru­pa­lı­lık yap­ma­ya ve Av­ru­pa Bir­li­ği­ne üye­lik ko­nu­sun­da be­ğe­nil­me­ye ça­lış­mak gay­re­tin­de bir ka­nun ta­sa­rı­sı ha­zır­lan­dı­ğı iz­le­ni­mi or­ta­ya çık­mak­ta­dır.

Bu ka­nun­da “Türk” ke­li­me­si bu­lun­ma­mak­ta­dır, kül­tür öz­ne­si ko­nul­ma­dan ifa­de edil­mek­te­dir.

Bu pro­jey­le, İstan­bu­l’­un Türk ka­rak­te­ri­ni ve İstan­bu­l’­da en gü­zel ör­nek­le­ri­ni ver­di­ği­miz kül­tür de­ğer­le­ri­mi­zi Av­ru­pa ve tüm dün­ya­nın be­ğe­ni­si­ne sun­ma­lı­yız.

Bu pro­jey­le, biz, Av­ru­pa­’­nın men­su­bi­yet duy­du­ğu ve sa­hip­len­di­ği Türk­lük ön­ce­si İstan­bu­l’­da­ki kül­tür de­ğer­le­ri­nin, es­ki eser­le­ri­nin öne çı­kar­tıl­ma­sı­nın gay­re­tin­de ol­ma­ma­lı­yız.

Türk mil­le­ti­nin İstan­bu­l’­da ger­çek­leş­tir­di­ği ya­şa­ma bi­çi­mi ve bu­nun ge­rek­tir­di­ği mad­di eser­ler, mi­ma­ri, şehir­ci­lik, sağ­lık, sos­yal yar­dım, yö­ne­tim, sis­tem ve ya­pı­la­rı, bir kül­tür un­su­ru ol­ma­nın çok öte­sin­de bir me­de­ni­yet de­ğe­ri hâli­ne gel­miş­tir. Biz, İstan­bu­l’­dan 20 mil­yon ki­lo­met­re­ka­re­yi yö­ne­ten bir mil­le­tin ço­cuk­la­rı­yız. En azın­dan, Türk mil­le­ti­nin, İstan­bu­l’­da di­ğer me­de­ni­yet de­ğer­le­ri­ne ve bun­la­rın sa­hip­le­ri top­lu­luk­la­ra gös­ter­di­ği hoş­gö­rü, mer­ha­met, sev­gi ve ada­let an­la­yı­şı, gü­nü­müz dün­ya­sı­nın ev­ren­sel de­ğer­le­ri ola­rak ol­maz­sa ol­maz şart hâli­ne ge­ti­ril­miş­tir.

Av­ru­pa Bir­li­ği­nin Ko­pen­hag Kri­ter­le­ri, bi­zim mil­le­ti­mi­zin yüz­ler­ce yıl ba­şa­rıy­la uy­gu­la­dı­ğı, ya­şa­dı­ğı bir ya­şam bi­çi­mi­dir.

İstan­bu­l’­da var­lık­la­rı­nı de­vam et­ti­ren Ro­ma, Bi­zans dö­ne­mi eser­le­ri, Türk mil­le­ti­nin, gö­re­ce­li ola­rak Av­ru­pa­lı­lar­dan çok da­ha bu de­ğer­ler kap­sa­mın­da ile­ri ol­du­ğu­nun is­pa­tı­dır, ifa­de­si­dir. Aya­sof­ya, sur­lar, Ye­re­ba­tan Sar­nı­cı, Di­ki­li­taş gi­bi bir­çok es­ki eser özen­le ko­ru­nur­ken, bir kül­tür de­ğe­ri ola­rak sa­hip­le­ni­lir­ken, Os­man­lı-Türk dev­le­ti­nin al­tı yüz yıl yö­net­ti­ği Bal­kan­lar­da bı­rak­tı­ğı kaç eser bu­gün ya­şa­mak­ta­dır ve­ya Müs­lü­man En­dü­lüs Dev­le­ti­’­nin uzun yıl­lar, yüz­yıl­lar yö­net­ti­ği İspan­ya­’­da bu­gün kaç ese­ri var­lı­ğı­nı de­vam et­tir­mek­te­dir?

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul beş yüz el­li dört yıl­dan bu ya­na Türk mil­le­ti­ne yurt­luk yap­mak­ta­dır. Dört yüz yet­miş yıl dün­ya­nın en bü­yük dev­le­ti­ne baş­kent­lik yap­mış­tır. Yah­ya Ke­ma­l’­in ta­nı­mıy­la “İs­tan­bul, Türk­lü­ğün, Türk mil­le­ti­nin, far­zı­mu­hal yer­yü­zün­de gü­zel­lik na­mı­na baş­ka bir ese­ri ol­ma­say­dı, yal­nız İstan­bul onun na­sıl ya­ra­tı­cı bir kud­re­te sa­hip ol­du­ğu­nu is­pat et­me­ye ki­fa­yet eder­di.” de­mek­te­dir. İstan­bul öz­ne ya­pı­lın­ca, İstan­bu­l’­u bu özel­lik­le­riy­le sa­hip­len­me­miz ge­rek­ti­ği ka­na­a­tin­de­yim.

En­di­şem odur, bu pro­je, bu duy­gu­la­rı içer­me­mek­te­dir, bu ka­rak­ter­de de­ğil­dir. Bu pro­je eğer İstan­bu­l’­u Av­ru­pa kül­tü­rü­nün baş­ken­ti yap­ma­yı amaç­lı­yor­sa, bu çok stra­te­jik bir yan­lış­lık ola­cak­tır.

Siz de bi­lir­si­niz, ka­nun­la­rın laf­zı ka­dar ru­hu çok önem­li­dir. Eğer, ka­nu­nun ru­hun­da, ku­rul­ma­sın­da­ki ama­cın­da bir yan­lış­lık var­sa, uy­gu­la­ma­sı o ül­ke­nin fay­da­sı­na de­ğil, aley­hi­ne so­nuç­lar do­ğu­ra­cak­tır. Bu ka­nun­la il­gi­li 1’in­ci mad­de­de ta­nım­la­nan amaç, bu an­lam­da bu za­fi­yet­le­ri içer­mek­te­dir. Te­men­nim odur ki, uy­gu­la­ma­sın­da bu za­fi­yet­ler or­ta­dan kal­dı­rı­lır.

Yi­ne ümit ede­rim ki, Sa­yın Ba­kan ken­di­le­ri­ni, gö­re­vi­ni Türk kül­tü­rü­nün ge­liş­ti­ril­me­si, ya­şa­tıl­ma­sıy­la il­gi­li so­rum­lu ve gö­rev­li gör­mek­te­dir. Bir baş­ka mil­le­tin kül­tü­rü­nü, o kül­tü­rün de­ğer­le­ri­ni böy­le bir pro­je kap­sa­mın­da İstan­bu­l’­u­mu­za giy­dir­mek yan­lış ola­cak­tır. Biz Türk mil­le­ti ola­rak İstan­bu­l’­u­muz­la kü­re­sel ol­gu­ya ye­rel kat­kı ver­me­yi bir zen­gin­lik ola­rak gör­mek­te­yiz. Bu ka­nun, bu pro­je bu­nu ger­çek­leş­tir­me­de­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Şan­dır, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MEH­MET ŞAN­DIR (De­vam­la) – Bu pro­je, bu ka­nun, ma­a­le­sef ru­hu iti­ba­rıy­la, hat­ta laf­zı iti­ba­rıy­la­… Bu ka­nun­da hiç “Türk” ke­li­me­si geç­me­mek­te­dir. Hâlbu­ki kül­tü­rün ko­nu­şul­du­ğu yer­de o kül­tü­rün ai­di­ye­ti­nin ifa­de­si ge­re­kir. Bu ka­nu­nun ru­hun­da da böy­le bir amaç ol­ma­dı­ğı­nı göz­lem­le­mek­te­yim ve en­di­şe duy­mak­ta­yım. Bu ka­nun­da Türk kül­tü­rü­nün İstan­bul ör­ne­ğin­de me­de­ni­ye­te ulaş­mış de­ğer­le­ri­nin in­san­lık­la, özel­lik­le de Av­ru­pa kül­tür­le­riy­le pay­la­şıl­ma­sı için böy­le bir pro­je ge­liş­ti­ril­me­li ve bu­na da­ya­lı hu­kuk ku­rul­ma­lıy­dı. Bu ka­nun­da bu ek­sik­lik, çok cid­di, çok stra­te­jik bir ek­sik­lik­tir. Dü­zel­til­me­si ne ka­dar müm­kün­dür bi­le­mi­yo­rum, ama uy­gu­la­ma­sın­da bu ik­ti­da­ra çok bü­yük so­rum­lu­luk düş­tü­ğü­nü ifa­de edi­yor, bu duy­gu­lar­la he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Şan­dır.

Hükûmet adı­na, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­nay.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan.

Sü­re­niz on da­ki­ka.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nu­nun 1’in­ci mad­de­si üze­rin­de dün­den bu ya­na ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­ma esas iti­ba­rıy­la te­şek­kür ede­rim. Du­yar­lı­lık­la­rı­nı bir öl­çü­de pay­laş­ma­ya ça­lı­şı­yor­lar. Özel­lik­le bu­gün ko­nu­şan Sa­yın Şan­dı­r’­ın  kay­gı­la­rı­nın ger­çek ol­ma­dı­ğı ko­nu­sun­da ken­di­si­ni te­min et­mek is­te­rim.

Biz, Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti vur­gu­suy­la, Av­ru­pa kül­tü­rü­nün baş­ken­ti ol­ma­yan bir vur­guy­la, el­bet­te, İstan­bu­l’­un sa­hip ol­du­ğu bü­tün kül­tür ya­pı­sı­nın de­rin­li­ği­ni ve zen­gin­li­ği­ni dün­ya­ya du­yur­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. İstan­bul, el­bet­te bi­zim kül­tü­rü­müz için çok özel bir mekândır. Dün Sa­yın Bi­rin­ci de bu­ra­da çok gü­zel bir şiir­le İstan­bu­l’­un bi­zim dün­ya­mız­da, bi­zim kül­tü­rü­müz için ne­ler ifa­de et­ti­ği­ni çok gü­zel vur­gu­la­dı. Sa­yın Şan­dı­r’­ın dik­kat­le­ri­ni de ay­nen pay­la­şı­yo­rum. El­bet­te, bi­zim dün­ya­mız için, bi­zim kül­tü­rü­müz için fev­ka­la­de önem­li, fev­ka­la­de özel bir mekândır, ama bun­dan da­ha faz­la­sı­na da sa­hip­tir. Bu­nu he­pi­mi­zin bil­me­si ge­re­ki­yor ve ka­bul et­me­miz ge­re­ki­yor.

Beş yüz yıl, al­tı yüz yıl için­de Os­man­lı-Türk İslam kül­tü­rü­nün İstan­bu­l’­a kat­tık­la­rı­nın de­ri­nin­de, bir­kaç kat de­ri­nin­de baş­ka kül­tür­ler de var. Biz, el­bet­te ken­di ge­tir­dik­le­ri­mi­zi, ken­di kat­tık­la­rı­mı­zı, ken­di gü­zel­lik­le­ri­mi­zi or­ta­ya çı­kar­ma­ya ça­lı­şa­rak, ama onun al­tın­da­ki en­gin, de­rin kül­tür bi­ri­kim­le­ri­ni de hiç inkâr et­me­den, bu­nu ken­di in­sa­nı­mı­za, Av­ru­pa­’­ya ve dün­ya­ya du­yur­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğız.

Bu ya­sa -dün de söy­le­dim otur­du­ğum yer­den, ön­ce­ki gün de İstan­bu­l’­da bir plat­form­da söy­le­dim- be­nim an­la­yı­şı­ma gö­re bu ya­sa, Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti vur­gu­su, İstan­bul için ne bir il­ti­fat­tır ne bir iti­bar­dır. Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti vur­gu­su, İstan­bul için sa­de­ce 2010 sı­nı­rıy­la bir tak­vim be­lir­len­di­ği için, İstan­bu­l’­un giz­li kal­mış ya da hor kul­la­nıl­mış bü­tün zen­gin­li­ği­ni, de­rin­li­ği­ni, en­gin­li­ği, gü­zel­li­ği­ni ken­di­mi­ze ye­ni­den ha­tır­lat­mak ve dün­ya­ya du­yur­mak için bir fır­sat­tır sa­de­ce de­dim. Yok­sa, bu sı­fat İstan­bu­l’­un ba­şı­na ta­kıl­mış bir taç de­ğil­dir. Biz, İstan­bu­l’­un ba­şın­da­ki gü­zel­lik­le­ri gör­me­sek bi­le, o taç İstan­bu­l’­un ba­şın­da in­san­la­rın elin­den ala­ma­ya­ca­ğı bir bi­çim­de za­ten var­dır. İstan­bul üze­rin­de­ki mi­ma­ri de­rin­lik­le­ri, mi­ma­ri bi­ri­ki­mi al­sa­nız, çir­kin ya­pı­laş­ma­yı da en­gin gü­zel ta­rih­sel ya­pı­laş­ma­yı da al­sa­nız İstan­bul ge­ne özel bir coğ­raf­ya­dır. İki kı­ta­nın bu­luş­tu­ğu yer­de, ger­çek­ten sa­de­ce coğ­raf­ya­sıy­la çok özel bir mekândır. Biz bu coğ­raf­ya­nın üze­rin­de Ro­ma­’­nın, Bi­zan­s’­ın ve Türk-Os­man­lı­nın, Türk-İslam-Os­man­lı­nın ge­tir­di­ği gü­zel­lik­le­ri, bü­tün çir­kin­lik­ler­den eli­miz­den gel­di­ği ka­dar arın­dı­ra­rak, bu ve­si­ley­le, bu tak­vim ve­si­le­siy­le dün­ya­ya hız­la du­yur­mak ko­nu­sun­da bir gay­re­ti, bir fır­sa­tı ser­gi­le­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz.

Şah­sen be­nim, İstan­bu­l’­un bü­tün bu Ro­ma ve Bi­zans ge­le­ne­ğin­den ge­len uy­gar­lık bi­ri­kim­le­ri­ni ka­ti­yen inkâr et­me­mek ve on­la­rın üze­rin­de has­sa­si­yet­le tit­re­mek dik­ka­ti­min ya­nı sı­ra, Os­man­lı-Türk mi­ma­ri­si­nin öz­gün ya­pı­la­rı­nın da son yıl­lar­da, son yüz­yıl­lar­da, son on yıl­lar­da kar­şı­laş­tı­ğı ih­mal­den, kar­şı­laş­tı­ğı hoy­rat dav­ra­nış­lar­dan kur­ta­rıl­ma­sı ve bu gü­zel­lik­le­rin özel­lik­le öne çı­ka­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da özel bir gay­re­tim var. Bu­nu, bir mik­tar, bir­kaç ay­dan bu ya­na gö­rev çiz­gi­mi­zi ta­kip eden ar­ka­daş­lar herhâlde pay­la­şa­cak­lar­dır. İstan­bu­l’­un bü­tü­nüy­le çir­kin ya­pı­laş­ma­dan arın­dı­rıl­ma­sı bir gün in­şal­lah müm­kün ola­cak­tır. Ya­kın bir ge­le­cek­te çok gö­zük­mü­yor, ama bir yer­den baş­la­mak ge­re­kir­se, ba­na, İstan­bu­l’­un ta­rihî ya­rı­ma­da­sın­dan baş­la­mak, ba­na Top­ka­pı Sa­ra­yı çev­re­sin­den baş­la­mak, Sur-u Sul­ta­ni­’­den baş­la­mak, Sur-u Hü­ma­yu­n’­dan baş­la­mak, Sü­ley­ma­ni­ye çev­re­sin­den baş­la­mak, Yıl­dız çev­re­sin­den baş­la­mak çok doğ­ru ge­li­yor. Bu say­dı­ğım mekânlar herhâlde de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mın dik­kat­le­ri için­de özel bir an­lam ve önem ta­şı­yan mekânlar­dır.

Bu­ra­da tek­rar et­mek bil­mem ge­re­kir mi, ko­mis­yon­da söy­le­miş­tim. Os­man­lı İmpa­ra­tor­lu­ğu­nun, ki Os­man­lı İmpa­ra­tor­lu­ğu­nun bu özel ola­rak önem­se­di­ği, yer­leş­ti­ği ve çok öz­gün eser­ler or­ta­ya ge­tir­di­ği alan ay­nı za­man­da Bi­zan­s’­ın ve Ro­ma­’­nın da ta­rih­sel yö­ne­tim mer­ke­zi­dir. On­lar tah­rip ol­du­ğu gi­bi Os­man­lı mi­ma­ri­si­nin öz­gün, en öz­gün eser­le­ri­nin, en önem­li yer­le­şim mer­ke­zi­nin de sı­nır­la­rı için­de, Sur-u Sul­ta­ni de­ni­len sı­nır­lar için­de bu­gün id­ra­ki­mi­zin ka­bul et­me­ye­ce­ği, iza­nı­mı­zın, ak­lı­mı­zın, vic­da­nı­mı­zın ka­bul et­me­ye­ce­ği çir­kin ya­pı­laş­ma­lar var­dır. Bir Züh­re­vi Has­ta­lık­lar Has­ta­ne­si­nin Gül­ha­ne sı­nır­la­rı için­de ol­du­ğu­nu dü­şün­mek in­sa­na şaş­kın­lık ve üzün­tü ve­ri­yor. Bir Mat­ba­a Li­se­si­nin, mat­ba­a mer­ke­zi­nin, bir Te­le­kom ba­ra­ka­la­rı­nın, son yıl­lar­da ur gi­bi bu ala­nı, bu Sur-u Sul­ta­ni­’­yi, bu Sur-u Hü­ma­yu­n’­u sar­dı­ğı­nı bil­mek in­sa­na de­rin üzün­tü ve­ri­yor ve ilk baş­la­dı­ğı­mız iş bun­la­rın te­miz­len­me­si ko­nu­sun­da, bun­la­rın çı­ka­rıl­ma­sı ko­nu­sun­da, bu mekânın is­mi­ne ya­ra­şır bir bi­çim­de ih­ya­sı ko­nu­sun­da bir gay­ret­tir. Sa­nı­yo­rum ki, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın dik­kat­le­ri­ne, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın has­sa­si­yet­le­ri­ne uy­gun bir gay­re­ti biz de pay­la­şı­yo­ruz.

Bu­ra­da Türk kül­tü­rü vur­gu­su ya­pıl­ma­sa bi­le, evet, Tür­ki­ye­’­de yap­tı­ğı­mız her şey, ar­ke­o­lo­jik bi­ri­kim­den cum­hu­ri­yet ön­ce­si ve cum­hu­ri­yet son­ra­sı mi­ma­ri eser­le­re ka­dar her şey, so­nuç­ta, bü­tün bu Türk kül­tü­rü­nün bu­gün gel­di­ği se­vi­ye­nin, bu­gün gel­di­ği uy­gar­lık an­la­yı­şı­nın, uy­gar­lık dü­ze­yi­nin gös­ter­ge­si ola­cak­tır. Bun­dan kim­se­nin kay­gı­sı, kuş­ku­su ol­ma­sın.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ile­ri­ki mad­de­ler­de ar­ka­daş­la­rı­mız, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız her mad­de ve­si­le­siy­le­… Bu­nu ön­ce ge­nel ola­rak, bu nok­ta­la­rı ge­nel ola­rak bil­gi­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum. Dün ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız ya­sa­nın bü­tü­nü üze­rin­de ve bu mad­de üze­rin­de gö­rü­şür­ken, bü­tün bu ya­sa gö­rü­şü­lür­ken sü­rek­li din­le­ye­ce­ği­miz bir ko­nu­da özel de­ğin­me­ler yap­tı­lar, ona da bir­kaç cüm­le söy­le­mek is­ti­yo­rum.

İstan­bu­l’­da­ki Tak­sim Mey­da­nı­’n­da­ki Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin, “AKM” di­ye kı­sal­tı­lan kül­tür mer­ke­zi­nin,  iş­te, yı­kı­lıp yı­kıl­ma­ma­sı, ye­ni­si­nin ya­pı­lıp ya­pıl­ma­ma­sı ko­nu­sun­da bir tar­tış­ma­yı, sa­nı­yo­rum ki, biz il­gi­li mad­de­de de­ğil, bü­tün mad­de­ler bo­yun­ca ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız­dan din­le­ye­ce­ğiz. Onun için, ba­zı ger­çek­le­rin bu ve­si­ley­le baş­tan söy­len­me­sin­de ya­rar ola­bi­lir.

Bu “AKM” de­ni­len ya­pı 1940’lar­da ta­hay­yül edil­miş, 1957’de uy­gu­la­ma­ya baş­la­mış, 1969’da da bit­miş. Ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mı­zın san­dı­ğı gi­bi ken­di ürün­le­ri, eser­le­ri de­ğil, si­ya­se­ten bir mik­tar o za­man kar­şı çık­tık­la­rı si­ya­set çiz­gi­le­ri­nin ürün­le­ri ve eser­le­ri­dir. Ama, ki­min ese­ri olur­sa ol­sun, 40’lı yıl­la­rın, 30’lu yıl­la­rın, 50’li -ya­pıl­dı­ğı za­ma­na ge­le­lim- 60’lı yıl­la­rın pro­je ve ya­pım an­la­yış ve tek­ni­ğiy­le sı­nır­lı. Ben ko­mis­yon­da da söy­le­me­ye ça­lış­tım, AK­M’­yi ge­zen ar­ka­daş­lar AKM hak­kın­da bu­ra­da ko­nuş­sun­lar. AK­M’­de da­ha ön­ce bir gös­te­ri iz­le­miş olan ar­ka­daş­lar, AK­M’­nin geç­mi­şi­ni ve bu­gü­nü­nü bi­len ar­ka­daş­lar bu­ra­da ko­nu­şur­lar­sa bu ko­nu üze­rin­de, sa­nı­yo­rum da­ha çok an­la­şa­bi­li­riz.

İstan­bu­l’­da bir kül­tür mer­ke­zi dü­şü­nü­nüz ki, İstan­bu­l’­un en pres­tij­li, en özel mekânın­da çok es­ki yıl­la­rın tek­ni­ğiy­le ya­pıl­mış, ha­rap ol­muş ol­ma­sı­nın ya­nı sı­ra 1.500 ki­şi­ye var­ma­yan bir bü­yük sa­lo­nu ba­rın­dı­rı­yor sa­de­ce. 15 mil­yon­luk İstan­bu­l’­da en bü­yük sa­lon 1.500 ki­şi­yi al­mı­yor! Ti­yat­ro sa­lon­la­rı, si­ne­ma sa­lon­la­rı mer­di­ven alt­la­rı­na sı­kış­tı­rıl­mış, bi­na­nın için­de­ki ayak ses­le­ri­ni ve­ya -çok özür di­le­ye­rek söy­lü­yo­rum- si­fon ses­le­ri­ni ne­re­dey­se du­ya­bi­li­yor­su­nuz! Bu­gün­kü imkânlar için­de çok il­kel ka­lı­yor. Me­se­la bir ti­yat­ro sa­lo­nu­na, bi­na­nın ya­nın­dan bir yan­gın mer­di­ve­nin­den ini­yor­su­nuz ve ti­yat­ro sa­lo­nu­na va­rı­yor­su­nuz. İstan­bu­l’­un gö­be­ğin­de, Tür­ki­ye­’­nin en pres­tij­li ol­du­ğu söy­le­nen bir kül­tür mer­ke­zi bu ka­dar il­kel ko­şul­lar­da. Bu­nun ye­ni­den ya­pıl­ma­sıy­la ye­ni­si­nin ya­pıl­ma­sı ara­sın­da, abar­tı­lı, bir­kaç ka­ta çı­kan bir fark­lı­lık yok, bir ka­ta çı­kan bir fark­lı­lık yok. Ben da­ha ön­ce de söy­le­dim. 2010 pro­je­si eşi­ğin­de bu­nun da­ha iyi­si­ni ya­pa­ma­ya­cak­sak, bu­nu yık­ma­ya kalk­ma­yız. AK­M’­yi yık­mak gi­bi bir der­di­miz yok. İstan­bu­l’­u da­ha iyi, da­ha gü­zel, da­ha çağ­daş, da­ha mo­dern kül­tür mekânla­rı­na ka­vuş­tur­mak gi­bi bir der­di­miz var. Na­sıl ya­pa­ca­ğı­mı­zı hep be­ra­ber otu­rup ko­nu­şu­ruz. Bu­nu ya­pa­bi­le­cek mad­di kay­na­ğı bu­lur­sak hiç kim­se­den esir­ge­me­yiz. Ön­ce sa­nat­çı­lar baş­ta ol­mak üze­re, İstan­bu­l’­un na­sıl bir mekâna ih­ti­ya­cı var, bu alan­da biz da­ha iyi­si­ni ya­pa­bi­lir mi­yiz bu­na ba­ka­rız.

Ya­nın­da ko­ca­man bir alan var bir­kaç dö­nüm­lük, on kü­sur dö­nüm­lük alan; açık oto­park ola­rak kul­la­nı­lı­yor. Tak­sim Mey­da­nı­’n­da bir kül­tür mer­ke­zi­nin açık oto­par­kı var ve Tak­sim Mey­da­nı­’n­da bir kül­tür mer­ke­zi­nin, mekânı iyi kul­lan­ma­mış bu­lu­nan ve son de­re­ce yıp­ran­mış bu­lu­nan, tek­nik ak­sam­la­rı ta­ma­men ça­lış­maz hâle gel­miş bu­lu­nan ve sa­lon sa­yı­sı İstan­bu­l’­un bu­gün­kü ni­ce­li­ği­ne uy­ma­yan bir ya­pı­laş­ma­sı var. Bu­nun da­ha iyi­si­ni ya­pa­bi­lir mi­yiz ko­nu­sun­da­ki bir ara­yı­şı be­ra­ber dil­len­dir­me­miz la­zım.

Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­ra­rı var. Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun ka­ra­rı elim­de. İste­yen ar­ka­daş­la­ra bu­nun fo­to­ko­pi­si­ni da­ğı­tı­rım. Ko­ru­ma Ku­ru­lu di­yor ki 2007 yı­lı­nın ikin­ci ayın­da: “Bu ko­nu­da­ki kon­sept pro­je­yi gö­re­lim, da­ha iyi­si­ni. Bu, özel bir mekândır, bu­ra­sı bir kül­tür mer­ke­zi­dir. Bu alan­da ne ya­pa­cak­sı­nız, bu­nu bir kon­sept ola­rak bi­ze pro­je­len­di­rin, ge­ti­rin, gö­re­lim.” Za­ten Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nu biz ik­na eder­sek da­ha iyi­si­ni ya­pa­ca­ğı­mız ko­nu­sun­da, o za­man bu işe gi­ri­şe­ce­ğiz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nım, bir da­ki­ka­lık sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum, bi­ti­ri­yo­rum efen­dim.

Son bir nok­ta, bun­la­rı herhâlde baş­ka mad­de­ler­de söy­le­ye­ce­ğiz.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Dün­kü ka­ra­rı ni­ye söy­le­mi­yor­su­nuz?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) - Bir de, dün­den kal­mış bu­lu­na­n… Dün­den kal­mış bu­lu­nan, bir ar­ka­da­şı­mın söz­le­ri­ne bel­ki ce­vap ver­mem ge­re­ki­yor, duy­maz­dan ge­lir­sem ka­bul­len­miş ol­mam gi­bi ge­re­ke­bi­lir.

Ar­ka­daş­lar, ki­şi­sel sa­taş­ma­la­rı duy­maz­dan ge­le­bi­li­riz, hiç önem­li de­ğil. Ama, çok ta­lih­siz bi­çim­de dün, bu­ra­da, şim­di adı­nı ha­tır­la­ya­ma­dı­ğım ana mu­ha­le­fet söz­cü­sü bir ar­ka­da­şı­mız mil­le­ti­mi­ze sa­taş­tı. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı üze­rin­de, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın bir pro­je­si, bir ya­sa­sı üze­rin­de ko­nu­şu­yo­ruz. Ben, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin, Hükûme­ti­nin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı­yım. Türk mil­le­ti­nin kül­tü­rü­ne sa­ta­şıl­dı dün bu kür­sü­de. Türk mil­le­ti­nin, oy kul­la­nır­ken, rüş­vet ala­rak oy kul­lan­dı­ğı söy­len­di. Bu­nu şid­det­le kı­nı­yo­rum. Türk mil­le­ti­ne ya­pı­lan bu sal­dı­rı­yı şid­det­le kı­nı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Türk kül­tü­rü­ne say­gı­lı ol­ma­dan, Türk mil­le­ti­nin asa­le­ti­ne say­gı­lı ol­ma­dan, Türk mil­le­ti­nin kü­çük çı­kar­lar­la ira­de­si­ni sat­ma­ya­ca­ğı nok­ta­sın­da bir­leş­me­den bu Par­la­men­to­… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) –  Sa­yın Ba­kan, ki­ta­bı­nız­da AK­P’­nin kö­mür­le oy al­dı­ğı­nı yaz­mış­sı­nız.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ba­ka­nım.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) - Çı­kıp oku­ya­ca­ğım şim­di bi­raz­dan. Dün dün­dür, bu­gün bu­gün­dür mü?

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na, ilk ko­nuş­ma­cı İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar.

Sa­yın Bay­rak­tar, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Bu­yu­ru­nuz.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, efen­dim, şu an­da Ko­mis­yon tem­sil edil­mi­yor. Ko­mis­yon sı­ra­sın­da bu­lu­nan sa­yın Yük­sel Bey Ko­mis­yon söz­cü­sü­dür. İç Tü­zü­k’­ün 45’in­ci mad­de­sin­de “Ko­mis­yon­lar, Ge­nel Ku­rul­da baş­kan ve­ya baş­kan­ve­ki­li ve­ya o ko­nu için se­çil­miş özel söz­cü­ler ta­ra­fın­dan tem­sil olu­nur­lar” di­yor.

Şim­di, Sa­yın Yük­sel bu ko­nu için se­çil­miş söz­cü de­ğil efen­dim. Lüt­fen, Ko­mis­yon ta­ra­fı­na ba­kın.

Şim­di, ba­kın, sa­bah­tan be­ri Ko­mis­yon ora­da tem­sil edil­me­den Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ni ça­lış­tı­rı­yor­su­nuz. Bu, si­zin gö­re­vi­niz efen­dim; ya­ni, biz, bu­ra­da da­ha ye­ni­yiz, kim ora­da otu­ru­yor bil­mi­yo­ruz ki.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run Sa­yın Bay­rak­tar.

Te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Böy­le olur mu ya!

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı üze­rin­de 1’in­ci mad­de­siy­le il­gi­li şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yor, bu ve­si­ley­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce ra­ma­zan ayı, Ra­ma­zan Bay­ra­mı ve Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı­’n­da, hun­har­ca, te­rö­rist­ler ta­ra­fın­dan şehit edi­len as­ker­le­ri­mi­ze Al­la­h’­tan rah­met di­li­yor, ai­le­le­ri­ne ve Türk mil­le­ti­ne, mil­le­ti­mi­ze baş­sağ­lı­ğı te­men­ni­sin­de bu­lu­nu­yo­rum.

Ay­rı­ca, dün ha­ya­ta ve­da ede­rek ebe­di­ye­te göç­müş olan bü­yük ilim, si­ya­set ve dev­let ada­mı     Pro­fe­sör Dok­tor Er­dal İnö­nü­’­ye de Al­la­h’­tan rah­met di­li­yor, ai­le­si­ne ve se­ven­le­ri­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

16 sı­ra sa­yı­lı, 2010 İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti ila­nıy­la il­gi­li 1’in­ci mad­de­nin ge­ne­lin­de, özet ola­rak, amaç­la­nan hu­su­s… Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak ka­bul edil­me­si­nin önem­li bir fır­sat ol­du­ğu­nu her ve­si­ley­le ar­ka­daş­lar söy­le­di­ler. Yıl­lar­dır ko­nuş­tu­ğu­muz, eleş­tir­di­ği­miz ve ar­zu­la­dı­ğı­mız, İstan­bu­l’­u­muz­la il­gi­li ne­ti­ce­le­re yö­ne­lik imkânla­rı ve fır­sat­la­rı za­man za­man ya­ka­lı­yor, ama o fır­sat­la­rı ba­zen eli­mi­zin ter­siy­le iti­yo­ruz.  Şim­di, önü­mü­ze ge­len, ye­ni bir fır­sat ola­rak ka­bul et­miş ol­du­ğu­muz İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak, hem eko­no­mik hem si­ya­si hem kül­tü­rel an­lam­da ül­ke­miz­de ve dün­ya­da ay­rı bir say­gın­lık­la, ön­ce­lik­le de fi­nan­sal kay­nak bu­lun­ma­sın­da za­man za­man zor­lan­dı­ğı­mız hu­sus­la­ra da bir imkân ka­pı­sı aça­ca­ğı­na inan­dı­ğım, hem Av­ru­pa Bi­ri­li­ği fon­la­rın­dan hem ba­kan­lık ve ye­rel yö­ne­tim­ler kay­na­ğın­dan hem ya­sal dü­zen­le­me­ler­le ak­ta­rı­lan fon­lar­la, ar­tık, ka­mu­o­yu­nun ve bü­tün si­ya­si par­ti­le­rin müş­te­rek or­ga­ni­zas­yo­nu­nun te­tik­le­ye­ce­ği si­ner­ji ile ar­zu­la­nan İstan­bu­l’­un kül­tü­rel zen­gin­lik­le­ri­ni ha­ya­ta ka­zan­dı­ra­bil­me­si­ne yö­ne­lik 2010 yı­lı­na ka­dar or­ga­ni­ze edi­le­cek fa­a­li­yet­le­ri ve ko­or­di­ne edi­le­cek fa­a­li­yet­le­ri ko­or­di­ne ede­cek bir ajan­sın ku­rul­ma­sı­na yö­ne­lik bir ka­nun ta­sa­rı­sı bu.

İşin de­ta­yı­na beş da­ki­ka­lık sü­re içe­ri­sin­de gir­me­nin imkânsız ol­du­ğu­nu, ama bu ve­si­ley­le İstan­bu­l’­la il­gi­li bu ka­ra­rın alın­ma­sı­na kat­kı­da bu­lu­nan­la­rı ve bun­dan son­ra­ki fa­a­li­yet­le­ri­mi­ze kat­kı­da bu­lu­na­cak­la­rı, bir İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak teb­rik edi­yor, te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yo­rum. An­cak, İstan­bul de­nin­ce “Bu­gü­ne ka­dar, 37 ta­ne Av­ru­pa ül­ke­le­ri­nin baş­kent­le­ri Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ilan edil­di, İstan­bu­l’­un 38’in­ci ola­rak gün­de­me gel­me­si­ni ni­ye o ka­dar önem­si­yor­su­nuz?” di­yen­le­re, bu­nu ha­fif­le­ti­ci bir şekil­de di­le ge­ti­ren­le­re sor­mak ge­re­kir. İstan­bu­l’­u bu­gü­ne ka­dar yö­ne­ten­ler sa­de­ce AK Par­ti­li­ler miy­di? Ya­ni, bu­nun so­rum­lu­su ve suç­lu­su var­sa, hep bir­lik­te, geç­miş dö­nem­den bu ya­na ta­rihî say­fa­la­rı ka­rış­tır­mak la­zım. Eğer, İstan­bu­l’­da bu­gün, asa­yiş, tra­fik ve ula­şım, kent­sel dö­nü­şüm, çar­pık ya­pı­laş­ma ve kül­tü­rel zen­gin­lik­le­rin or­ta­ya çık­ma­sı ve kul­la­nıl­ma­sı nok­ta­sın­da ek­sik­lik­ler ve za­fi­yet­ler var­sa bu­nu da araş­tır­mak la­zım.

İstan­bul, bu­gün, 12 mil­yon nü­fu­sa hiz­met eden bir İstan­bul. 1980’li yıl­lar­da, 3 mil­yon İstan­bu­l’­a gö­re bir plan­la­ma ya­pı­la­bil­miş. “Prag, ye­di yüz yıl­lık ta­rihî geç­miş var.” den­di; 1,5 mil­yon nü­fu­su var, kül­tü­rel zen­gin­li­ğiy­le 15 mil­yon tu­rist çe­ki­yor, doğ­ru. İstan­bul, 12 mil­yon nü­fu­su var, üç bin yıl­lık ta­ri­hi var ama, 1,5-2 mil­yon, iş­te, za­man za­man 3 mil­yon tu­rist çe­ki­yor, bu da doğ­ru. Ama, siz, bu kül­tü­rel zen­gin­lik­le­ri ko­ru­ma­ya ve kul­lan­ma­ya yö­ne­lik ya­sa­la­rı çı­kar­ma­nız ge­re­kir­ken, hep, ya­sak­çı an­la­yış­lar­la, ol­maz, ya­pa­maz, yap­tı­ra­maz, ede­mez, sa­ta­maz, iha­le ede­mez­si­niz gi­bi ifa­de­ler­le önü­mü­ze en­gel­ler çı­kar­tı­lır­sa -ki, za­ma­nım olur­sa di­ğer mad­de­ler­de söz ala­ca­ğım, bun­la­rın mü­şah­has de­lil­le­ri­ni or­ta­ya ko­ya­ca­ğım- siz, kırk yıl­dan bu ya­na, ma­i­li in­hi­dam ka­ra­rı­nı al­mış ol­du­ğu­nuz bi­rin­ci de­re­ce­de sit ala­nı olan, Be­yoğ­lu gi­bi, Fa­tih gi­bi, Zey­rek gi­bi, Sul­ta­nah­met gi­bi böl­ge­ler­de­ki ta­rihî ve kül­tü­rel eser­le­ri ona­ra­maz­sa­nız, ki­ra­la­ya­maz­sa­nız, ko­ru­ya­maz­sa­nız, kul­la­na­maz­sa­nız, yı­ka­maz­sa­nız, bu­gün, olum­suz­luk­la­rın yu­va­sı hâli­ne ge­lir. Ama AK Par­ti dö­ne­min­de, mu­ha­le­fet­le de iş bir­li­ği yap­mak su­re­tiy­le, 5366 sa­yı­lı, sit alan­la­rı içe­ri­sin­de­ki es­ki­yen ve yıp­ra­nan ta­rihî de­ğer­le­ri ko­ru­ma ve kul­lan­ma­ya yö­ne­lik ka­nun ta­sa­rı­sı, iş­te, bu iş­le­rin bir adı­mı­dır. Yi­ne, geç­miş dö­nem­de, el­bir­li­ğiy­le çı­kar­mış ol­du­ğu­muz ya­sa­lar­la, em­lak ver­gi­le­rin­den yüz­de 10 pay­la­rın il özel ida­re­le­ri­ne ak­ta­rı­la­ra­k…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Bay­rak­tar, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum.

…kül­tü­rel mi­ra­sın ko­run­ma­sı­na yö­ne­lik fa­a­li­yet­le­re imkân sağ­la­ya­cak ted­bi­ri alır­sa­nız, bu da ikin­ci bir adım­dır.

Üçün­cü bir adım, as­lın­da “dö­nü­şüm ka­nu­nu” de­di­ği­niz muh­te­mel bir dep­rem ve dep­rem ön­ce­si ha­zır­lık­lar­la il­gi­li on üç mad­de­lik ka­nun da çık­say­dı, bu da üçün­cü adım ola­cak­tı. Bel­ki bu çok önem­li dör­dün­cü adım ola­cak. Ya­ni, bun­lar, atıl­ma­sı ge­re­ken adım­lar­dı; bir bir atı­lı­yor da­ha faz­la za­man kay­bet­me­den, 2010 yı­lı­na iki yı­lı­mız kal­dı. Bu, bir fır­sat­tır di­yo­ruz. Bu­gü­ne ka­dar eli­miz­de olan mal­ze­me­le­ri ve bun­dan son­ra oluş­tu­ru­la­bi­le­cek mal­ze­me­le­ri bir ara­ya ge­ti­re­rek, bu mal­ze­me­ler­le İstan­bu­l’­u 2010 Kül­tür Baş­ken­ti ol­ma­ya ve 20 mil­yon tu­ris­tin bu böl­ge­ye gel­me­si­ne, İstan­bu­l’­un bü­tün Tür­ki­ye­’­ye hiz­met et­me­si­ne yö­ne­lik fa­a­li­yet­le­re ön­cü­lük et­sin di­ye is­ti­yor­sak ki ge­nel­de bu­nu is­ti­yo­ruz. Aşa­ğı yu­ka­rı yüz­de 80’in­de mu­ta­ba­kat var, iki mad­de­de uyu­şa­ma­dı­ğı­mız ko­nu var­dır. Bi­ri, bi­raz ön­ce Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın arz et­miş ol­du­ğu Tak­sim Kül­tür Mer­ke­zi, ki vak­tim ol­sa onun­la il­gi­li de­ta­yı ben ve­rir­dim, çün­kü o böl­ge­de yir­mi beş yıl ya­şa­dım, beş yıl­da be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı yap­tım. Ta­bii ki kent­sel sit ala­nı olan bu böl­ge­ni­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – … ulu or­ta bir pro­jey­le yı­kıl­ma­sı ve ya­pıl­ma­sı müm­kün de­ğil.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın Bay­rak­tar te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı Şan­lı­ur­fa Mil­let­ve­ki­li Ra­ma­zan Ba­şak.

Sa­yın Ba­şak bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka­dır.

RA­MA­ZAN BA­ŞAK (Şan­lı­ur­fa) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­ka­nım, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Ulu Ön­der Ga­zi Mus­ta­fa Ke­mal Ata­tür­k’­ün biz­le­re ar­ma­ğan et­ti­ği cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 84’ün­cü yı­lı­nı kut­lar­ken, Kur­tu­luş Sa­va­şı­’­mız­dan şu sa­a­te ka­dar, bu ül­ke­nin do­ğu­sun­dan ba­tı­sı­na, ku­ze­yin­den gü­ne­yi­ne ölü­me ko­şar­ca­sı­na gi­den tüm şehit­le­ri­mi­zi min­net­le anı­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, 16 sı­ra sa­yı­lı İstan­bul 2010 Kül­tür Baş­ken­ti Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 1’in­ci mad­de­si hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım.

Ta­sa­rı ile İstan­bu­l’­u 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak ha­zır­la­mak, 2010 yı­lın­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­ri plan­la­mak ve yö­net­mek, il­gi­li ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın ya­pa­cak­la­rı ça­lış­ma­lar­da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak ama­cıy­la 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nın ku­rul­ma­sı he­def­len­mek­te­dir. Ya­ni, ta­sa­rıy­la amaç­la­nan, İstan­bu­l’­u kül­tür baş­ken­ti yap­mak yo­lun­da­ki ça­lış­ma­lar­la il­gi­li çer­çe­ve­yi çiz­mek­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, iki bin beş yüz yı­lı aşan bir ta­ri­he sa­hip olan İstan­bul, de­niz ve ka­ra­la­rın ku­cak­laş­tı­ğı böl­ge­de, ku­ru­lu­şu­nu ta­ki­ben, böl­ge­nin en önem­li ti­ca­ret ve stra­te­ji mer­ke­zi ko­nu­mu­na gel­miş­tir. Ay­rı­ca bu gü­zi­de şehir, Ro­ma, Bi­zans ve Os­man­lı İmpa­ra­tor­luk­la­rı­nın da baş­ken­ti ol­muş­tur. İş­te bu ne­den­le, İstan­bul, bu im­pa­ra­tor­luk­la­rın baş­ken­ti ola­rak fark­lı ırk, din, kül­tür ve me­de­ni­yet­le do­lu bü­yük bir mo­za­ik­tir. An­cak, kent­leş­me­nin bu mo­za­i­ği de­for­me et­ti­ği as­la ve as­la unu­tul­ma­ma­lı­dır. İş­te, 2010 İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si, de­for­me olan bu mo­za­i­ği ta­mir ede­cek çok önem­li bir pro­je­dir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul 2010’un en önem­li amaç­la­rın­dan bir di­ğe­ri İstan­bu­l’­u sa­nat­sal ve kül­tü­rel açı­dan zen­gin­leş­ti­re­rek ge­liş­tir­mek­tir, Av­ru­pa ve dün­ya­da hak et­ti­ği ye­ri bul­ma­sı­nı sağ­la­mak­tır. Av­ru­pa Bir­li­ği­ne aday­lık sü­re­cin­de he­pi­mi­zin göz be­be­ği olan İstan­bu­l’­u­muz Av­ru­pa kül­tür­le­riy­le yüz­yıl­lar­dır kar­şı­lık­lı bir et­ki­le­şim içe­ri­sin­de­dir. Bu­nun so­nu­cu ola­rak da bu pro­je­den son­ra Av­ru­pa­’­da­ki in­san­lar­la böl­ge in­san­la­rı­mız ara­sın­da bü­yük bir kay­naş­ma sağ­la­na­cak ve ül­ke­miz açı­sın­dan çok önem­li bir ta­nı­tım ger­çek­leş­miş ola­cak­tır.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul çok gü­zel bir şehir, ger­çek­ten ke­li­me­ler­le ta­ri­fi ol­ma­yan gü­zel­lik­te bir şehir. Mü­sa­a­de eder­se­niz, şöy­le bir ba­şı­nı­zı el­le­ri­ni­zin ara­sı­na ala­rak “İs­tan­bul ney­le gü­zel, İstan­bul ne­den gü­zel?” şöy­le bir dü­şü­ne­lim. Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul ney­le gü­zel bi­li­yor mu­su­nuz? İstan­bul, iş­te şu an­da sa­ğım­da du­ran ay yıl­dız­lı bay­ra­ğım­la gü­zel. İstan­bul ney­le gü­zel bi­li­yor mu­su­nuz say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri? İçin­de kar­deş­çe ya­şa­yan, ka­pı kom­şu­la­rı olan Di­yar­ba­kır­lı Şeyh­mus ile Trab­zon­lu Te­me­l’­le gü­zel. İstan­bul ney­le gü­zel say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bi­li­yor mu­su­nuz? İş or­tak­la­rı olan, ırk­çı­lı­ğı de­ğil kar­deş­li­ği sa­vu­nan, ay­rış­tır­ma­yı de­ğil bir­leş­tir­me­yi sa­vu­nan pey­gam­ber­ler di­ya­rı­nın İbra­him Ha­li­l’i ile, İzmir­li Tah­si­n’­iy­le gü­zel say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri.

İstan­bul ney­le gü­zel bi­li­yor mu­su­nuz say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri? Se­ma­la­rın­da ezan se­si­nin ek­sik ol­ma­dı­ğı ve Al­la­h’­ın iz­niy­le ola­ma­ya­ca­ğı Tür­ki­ye­’y­le gü­zel.

İstan­bul ney­le gü­zel bi­li­yor mu­su­nuz ar­ka­daş­lar? Bu ül­ke için ca­nı­nı fe­da ede­cek Tür­ki­ye­’­nin sek­sen bir ilin­de­ki 70 mil­yon in­san­la gü­zel.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, son ola­rak, İstan­bu­l’­a sa­hip çık­mak Tür­ki­ye­’­ye sa­hip çık­mak­tır di­yo­rum.

Bu­gü­ne ka­dar bu ül­ke­nin bir­lik ve be­ra­ber­li­ği için mü­ca­de­le eden Hükûme­ti­miz baş­ta ol­mak üze­re, bu Par­la­men­to ça­tı­sı al­tın­da, bu ül­ke­de­ki 70 mil­yon in­sa­nın hu­zur ve re­fa­hı için ye­min et­miş olan siz say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­ma, bu ta­sa­rı­nın ka­nun­laş­ma­sı için ge­rek­li des­te­ğin ve­ri­le­ce­ği­ne olan inan­cı­mı be­lir­ti­yor, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­şak.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, on da­ki­ka sü­rey­le so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz; beş da­ki­ka­sı so­ru iş­le­mi­ne ait ola­cak­tır.

Evet, dün, Sa­yın Ka­mer Genç sis­te­me gir­miş­ti so­ru için, bu­gün de gir­miş. Tes­pi­ti­mi­zi de yap­mış­tık.

Şu an­da baş­ka bir ar­ka­da­şı­mı­zın so­ru ta­le­bi yok.

Bu­yu­run Sa­yın Genç.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Pe­ki, te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, as­lın­da ben, ta­bi­i, bu Par­la­men­to ça­lış­ma­la­rın­da hay­ret­ler için­de ka­lan bir ar­ka­da­şı­nı­zım. Bir de­fa, Baş­kan­lık Di­va­nı çok dü­rüst bir dav­ra­nış için­de de­ğil. Ora­da Ko­mis­yo­nu tem­sil eden bir kim­se otur­ma­dı­ğı hâlde, siz Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li ola­rak, ora­da Ko­mis­yo­nu tem­sil eden bir ki­şi ol­ma­dı­ğı hâlde “Ko­mis­yon? Var.” de­di­ği­niz za­man, biz Baş­kan­lık Di­va­nı­na na­sıl gü­ve­ne­ce­ğiz? Onu ev­ve­la bir öğ­ren­mek is­ti­yo­rum. Bun­lar ol­maz Sa­yın Baş­kan. Bu­ra­sı Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­dir. Bu­ra­da her şey dü­rüst­lük üze­ri­ne yü­rür. Bir ik­ti­dar par­ti­si­nin baş­kan ve­ki­li ve­ya yö­ne­ti­ci­si ola­bi­lir­si­niz, ama, bu­ra­da her şey ka­nu­na ve ni­za­ma uy­gun yü­rü­mek zo­run­da­dır. İçtü­zü­k’­ün 45’in­ci mad­de­sin­de açık­tır, yıl­lar­dır bu­nu da uy­gu­lu­yo­ruz. Ko­mis­yon­lar, Ge­nel Ku­rul­da baş­kan ve­ya baş­kan ve­kil­le­ri ta­ra­fın­dan tem­sil edi­lir ve­ya­hut da o iş­ler için se­çil­miş söz­cü­ler ta­ra­fın­dan tem­sil edi­lir. De­min bu­ra­da otu­ran ar­ka­da­şı­mı­zın, bu olay­la il­gi­li söz­cü se­çil­di­ği­ne da­ir ko­mis­yon ra­po­run­da bir açık­lık yok. Bu ol­ma­dı­ğı za­man, nor­mal ko­mis­yon söz­cü­sü bu­nu tem­sil ede­mez.

Ay­rı­ca, bu ka­nun, ak­çe­li iş­ler­le il­gi­li ol­du­ğu hal­de, Baş­kan­lı­ğın bu­nu Plan Büt­çe Ko­mis­yo­nu­na sevk et­me­si ge­re­kir­ken, Millî Eği­tim ve Kül­tür Ko­mis­yo­nu­na sevk et­miş. Ne­den aca­ba böy­le keyfî iş­lem­ler ya­pı­lı­yor? Ya­ni, Mec­lis Baş­kan­lı­ğı, bu­ra­da, iş­te, bir­ta­kım ka­nun­la­rı Plan Büt­çe­ye sevk eder­ken bu­nun kıs­ta­sı ne? Bi­zim bu­ra­da yıl­lar­dır gör­dü­ğü­müz olay şudur: Ak­çe­li iş­le­re, teş­ki­lat iş­le­ri­ne yö­ne­lik ola­rak ge­len ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri ön­ce Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu­na gi­der, öte­ki ko­mis­yon ta­li ko­mis­yon olur. Ama, ma­a­le­sef, bu­ra­da da öy­le ya­pıl­mış.

Ben, şim­di­lik, sırf si­zin tu­tu­mu­nuz ne­de­niy­le bu ko­nuş­ma­yı yap­mak is­te­dim.

Baş­ka so­rum yok.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yın Gen­ç’­in, nor­mal şart­lar al­tın­da, so­ru­su­nun mu­ha­ta­bı­nın Sa­yın Ba­kan ol­ma­sı la­zım ge­lir. Sa­yın Ba­kan da ce­vap ve­re­cek­ti ama Sa­yın Ba­ka­na bir so­ru yö­nelt­me­di.

Yi­ne, İçtü­zü­k’­ün, Sa­yın Gen­ç’­in söy­le­di­ği 45’in­ci mad­de­si­ne ve 27’nci mad­de­si­ne ba­kar­sa­nız, Baş­kan­lık Di­va­nı­nın yap­mış ol­du­ğu, ser­gi­le­miş ol­du­ğu tu­tum­da bir yan­lış­lık yok­tur.

“MAD­DE 27- Ko­mis­yon­lar, baş­kan­la­rı­nın yö­ne­ti­min­de ça­lı­şır. Baş­kan bu­lun­ma­dı­ğı za­man baş­kan­ve­ki­li, o da yok­sa söz­cü, ko­mis­yo­na baş­kan­lık eder.” Da­ha ön­ce­ki uy­gu­la­ma­lar­da da, ora­da “Ko­mis­yon­lar, Ge­nel Ku­rul­da baş­kan ve­ya baş­kan­ve­ki­li ve­ya o ko­nu için se­çil­miş özel söz­cü ve­ya söz­cü­ler ta­ra­fın­dan tem­sil olu­nur­lar.” ifa­de­si var­dır.

Bi­zim bu­ra­da yap­mış ol­du­ğu­muz iş­lem doğ­ru­dur. Ça­lış­ma­lar ay­nı şekil­de de­vam et­mek­te­dir. Sa­yın Baş­kan Ve­ki­li­ni be­nim ça­ğı­rıp -Ge­nel Ku­rul sı­ra­la­rın­da otu­ru­yor­du- bu­ra­ya da­vet et­mem müm­kün­dü, ama ya­pı­lan iş­lem­de bir ha­ta yok­tur. Ama, eleş­ti­ri­yi doğ­ru ve­ya yan­lış ola­rak yap­mak, ses­len­dir­mek sa­yın ve­kil­le­rin hak­kı­dır ve yap­mış ol­du­ğu­muz iş­lem­ler nok­ta­sın­da da dü­rüst­lük­ten ay­rıl­ma­mız söz ko­nu­su de­ğil­dir. Dik­kat eder­se­niz, bu­ra­da ba­kan ve­ya ik­ti­dar söz­cü­le­ri ve­ya di­ğer­le­ri hak­kın­da hiç­bir ay­rım ya­pıl­ma­dan İç Tü­zü­k’­ün ge­rek­li hü­küm­le­ri­nin hep­si uy­gu­lan­mak­ta­dır, ama ken­di­le­ri­ne özel İç Tü­zük hü­küm­le­ri uy­gu­lan­ma­sı­nı is­te­yen ar­ka­daş­la­rı­mız var­sa, böy­le bir şeyi yap­ma­mız müm­kün de­ğil­dir.

Bil­gi­le­ri­ni­ze arz edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

2’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Kap­sam

MAD­DE 2- (1) Bu Ka­nun, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nın ku­ru­lu­şu­na, gö­rev ve yet­ki­le­ri­nin be­lir­len­me­si­ne, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın İstan­bu­l’­un 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak ha­zır­lan­ma­sı hu­su­sun­da­ki so­rum­lu­luk­la­rı­na iliş­kin hü­küm­le­ri ve di­ğer dü­zen­le­me­le­ri kap­sar.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök.

Sa­yın Gök, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sa­yın Gök, sü­re­niz on da­ki­ka.

CHP GRU­BU ADI­NA İSA GÖK (Mer­sin) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ön­ce­lik­le Sa­yın Baş­kan, iki hu­su­sa de­ğin­mek is­ti­yo­rum fark­lı ola­rak. De­vam ola­cak ama, dün bah­set­miş­tim, ne hik­met­se, biz, mu­ha­le­fet ve­kil­le­ri şah­sı­mız adı­na söz is­te­me­ler­de as­la üçün­cü sı­ra­dan ikin­ci sı­ra­ya ter­fi ede­mi­yo­ruz. İkin­ci sı­ra­ya ter­fi et­me­yi ta­lep et­ti­ğim­den de­ğil; en er­ken, ekip ar­ka­daş­la­rım ta­le­bi ka­pı­ya ka­dar gö­tür­me­le­ri­ne rağ­men, ilk ol­du­ğu­mu­zu öğ­ren­me­mi­ze rağ­men hep üçün­cü sı­ra­ya dü­şü­yo­ruz. Bu­nu bil­gi­ni­ze arz et­mek is­ti­yo­rum. İkin­ci­si de ter­fi ta­le­bi de­ğil, adil­lik ta­le­bi.

İkin­ci bir hu­sus Sa­yın Baş­kan: Oda­ma, sü­rek­li ola­rak, Tür­ki­ye­’­de üc­ret­siz da­ğı­tı­lan ba­zı ga­ze­te­ler ge­li­yor. Bu ga­ze­te­le­ri Mec­lis me­mur­la­rı da da­ğı­tı­yor­lar. Bu, hem Ti­ca­ret Ka­nu­nu an­la­mın­da bir hak­sız re­ka­bet­tir, etik de­ğil­dir ki ben o ga­ze­te­le­ri oku­mu­yo­rum; be­nim ken­di ah­la­ki du­ru­mum, ala­cak­sam, pa­ra­sı­nı ve­rir alı­rım, ama, bu ga­ze­te­ler çok net bir ide­o­lo­jik du­ru­şu olan ga­ze­te­ler. Za­ten bun­lar ha­va­a­lan­la­rın­da üc­ret­siz da­ğı­tı­lı­yor, so­kak­lar­da da­ğı­tı­lı­yor, kay­na­ğı bel­li de­ğil ga­ze­te­le­rin, oda­ma gel­me­si­ni, sek­re­ter­ya­ma gel­me­si­ni is­te­mi­yo­rum. Bu ko­nu­da önem­li olan adil­lik, ada­let, eşit ta­vır. Ben, Sa­yın Baş­kan­lı­ğın ge­re­ken has­sa­si­ye­ti gös­te­re­ce­ği­ne olan inan­cım­la, ma­ne­vi­yen müs­te­ri­him. Çok te­şek­kür edi­yo­rum.

Efen­dim, ko­nu­ya gel­di­ği­miz­de, ka­nu­nun kap­sa­mı­… De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri çok fark­lı ko­nu­la­ra de­ğin­di­ler, ben de de­ği­ne­ce­ğim za­ma­nı gel­di­ğin­de, AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı, de­net­le­me, di­ğer ko­nu­lar. Fa­kat bu ka­nun­da göz­den ka­çan çok fark­lı bir hu­sus var ar­ka­daş­lar, ka­nu­nu dik­kat­li oku­yun. Bir üs­ta­dım -hu­kuk­çu de­ğil ama- de­di­ler ki: “Laf­zı fark­lı­dır, ru­hu fark­lı­dır.” Biz hu­kuk­çu­lar bu­nu çok kul­la­nı­rız. Ha­ki­ka­ten de la­fız fark­lı­dır, ruh fark­lı­dır.

Bu ka­nun­la bir ajans ku­ru­lu­yor, bir ajan­s… Bu ajans, he­pi­mi­zin bil­di­ği As­so­ci­a­ted Press Ajan­sı de­ğil; bu ajans, bir özel hu­kuk tü­zel ki­şi­si­dir. Bu ajans­la, ka­mu kay­nak­la­rı­nı ka­mu­ya ait ol­ma­yan özel bir yö­ne­ti­me dev­re­di­yor­su­nuz. Bi­raz geç­mi­şe git­me­ni­zi is­tir­ham ede­ce­ğim ben siz­den. Yıl 2006, yi­ne yü­ce Mec­lis, 2006 yı­lı 25 Oca­ğın­da, Kal­kın­ma Ajans­la­rı­nın Ku­ru­lu­şu, Ko­or­di­nas­yo­nu ve Gö­rev­le­ri Hak­kın­da Ka­nu­n’­u ka­bul et­ti. Kal­kın­ma ajans­la­rı, son de­re­ce si­ya­si du­ruş ge­rek­ti­ren, ne­o­li­be­ral man­tı­ğın gü­nü­mü­ze çı­kar­dı­ğı, ka­mu kay­nak­la­rı­nın özel ser­ma­ye­ye ak­ta­rıl­dı­ğı, o -kü­re­sel­le­şen ser­ma­ye di­yo­ruz ya, as­lın­da bu­nun adı fi­nans oli­gar­şi­dir, ar­tık kü­re­sel ser­ma­ye di­yo­ruz bu­na- kü­re­sel ser­ma­ye­nin ye­rel­de mer­ke­zi ida­re­yi aşa­rak yer­li iş­bir­lik­çi­ler­le ser­ma­ye üze­rin­den iş yap­ma­sı­na ola­nak ta­nı­yan son dö­nem­le­rin bir ica­dı­dır. Tür­ki­ye­’­de kal­kın­ma ajans­la­rı ko­nu­sun­da, esa­sen, cid­di bir mu­ha­le­fet var­dır. İş­te, bu 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı ku­rul­ma­sı hak­kın­da ka­nun da bu Kal­kın­ma Ajans­la­rı Ka­nu­nu­’­nun fark­lı bir ver­si­yo­nu­dur. As­lın­da, bu, da­ha ön­ce­ki dö­nem ik­ti­dar par­ti­si ta­ra­fın­dan Tür­ki­ye­’­nin gün­de­mi­ne ge­ti­ri­len, ka­mu re­for­mu de­nen, ama çok bü­yük eleş­ti­ri üze­ri­ne ge­ri çe­ki­len, o ka­mu­da­ki ya­pı­sal de­ği­şik­li­ği amaç­la­yan man­tı­ğın fark­lı bir aya­ğı­dır. Ben dik­ka­ti­ni­zi bu­na çek­mek is­ti­yo­rum. Bu bir ajans ku­ru­lu­şu. Bu ajans ku­ru­lu­şu hak­kın­da ar­ka­daş­lar, TMMOB Türk Mü­hen­dis ve Mi­mar Oda­la­rı Bir­li­ği­nin Ana­ya­sa­’­ya bir -Da­nış­tay 10. Da­i­re­si sa­nı­yo­rum- da­va­sı ol­du. Da­nış­tay 10. Da­i­re­si, kal­kın­ma ajans­la­rıy­la ala­ka­lı bu ya­pı­nın, mev­cut dev­let sis­te­mi­mi­ze ve Ana­ya­sa­mı­za ay­kı­rı ol­du­ğu id­di­a­sıy­la Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne git­ti 2006’da ve hat­ta -sa­nı­yo­rum- Baş­ba­kan­lık bu ko­nu­da iti­raz et­ti, Da­nış­tay İda­ri Da­va Da­i­re­le­ri Ku­ru­lu bu id­di­a­yı cid­di bul­du. Baş­ba­kan­lı­ğın yap­tı­ğı YD iti­ra­zı­nı da red­det­ti. Ba­kın, olay çok has­sas.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, gü­zel ken­ti­miz İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa baş­ken­ti se­çil­me­si­ni kı­vanç­la kar­şı­la­mak­ta. Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si, 2010 yı­lın­da İstan­bu­l’­un ta­nı­tı­mı, res­to­ras­yo­nu, ak­lı­nı­za ne ge­lir­se, ya­pı­la­cak her ey­lem ve iş­le­mi des­tek­le­me ka­ra­rın­da. Ama bu ka­nun, as­lın­da, bir ben­di aşa­rak bir su yo­lu yap­ma­nın ka­nu­nu. Dik­ka­ti­ni­zi bu­ra­ya çek­mek is­ti­yo­rum. Bu ka­nun has­sas bir ka­nun­dur.

Bu ka­nun­da, ar­ka­daş­lar, ne­ler ya­ra­tı­yo­ruz? Bu ka­nun­la, as­lın­da, bir dev ya­ra­tı­yo­ruz. Öy­le bir dev ki, ya­rın bu de­vin al­tın­da Tür­ki­ye ka­la­bi­lir. Çün­kü, bir yü­rüt­me ku­ru­lu ya­ra­tı­yo­ruz bu ka­nun­la, 9 ki­şi­lik. Bu yü­rüt­me ku­ru­lu öy­le bir yü­rüt­me ku­ru­lu ki ar­ka­daş­lar, öy­le bir ku­rul ki, için­den 5 ki­şi­yi iha­le ko­mis­yo­nu se­çi­yor. Bu yü­rüt­me ku­ru­lu, ne Dev­let İha­le Ka­nu­nu­’­na ba­ka­cak ne Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­’­na ba­ka­cak ne Ka­mu Ma­li Yö­ne­tim ve Kon­trol Ka­nu­nu­’­na ba­ka­cak. Pe­ki, han­gi pa­ra­yı kul­la­na­cak? Ge­lir­le­ri ne? Ge­lir­le­ri ola­ğa­nüs­tü. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı büt­çe­sin­den pa­yı ola­cak, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı Ta­nıt­ma Fo­nu­’n­dan pa­yı ola­cak, Baş­ba­kan­lık Ta­nıt­ma Fo­nu­’n­dan pa­yı ola­cak, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­sin­den pa­yı ola­cak, İstan­bul İl Özel İda­re­sin­den pa­yı ola­cak, bir­kaç ta­ne de özel ku­ru­luş da var. Bu pa­ra­la­ra biz ne di­yo­ruz ar­ka­daş­lar? Ka­mu kay­nak­la­rı di­yo­ruz. Ka­mu kay­nak­la­rı­nın be­nim hal­kı­mın an­la­dı­ğı dil­le ta­nı­mı ne­dir? 418 mil­yon li­ra as­ga­ri üc­ret­le ça­lı­şan Ah­met kar­de­şi­min o as­ga­ri üc­re­tin­den ke­si­len pa­ra­lar­dır, 780 mil­yon li­ra­ya ça­lı­şan dev­let me­mu­ru Ay­şe Ha­nı­mın ma­a­şın­dan ke­si­len pa­ra­lar­dır; yay­gın de­yim­le, tü­yü bit­me­miş ök­sü­zün, ye­ti­min pa­ra­sı­dır. Ka­mu kay­nak­la­rı bun­lar­dır, ka­mu pa­ra­sı bun­lar­dır. He­le ki Tür­ki­ye, do­lay­lı ver­gi cen­ne­ti bir ül­ke­dir.

Şim­di, siz bu ka­mu kay­nak­la­rı­nı, ka­mu­ya ait ol­ma­yan, ka­mu­nun de­net­le­ye­me­di­ği bir de­va­sa ör­gü­te ve­ri­yor­su­nuz. Ar­ka­daş­lar, bu­ra­yı de­net­le­mek de müm­kün de­ğil. Ne­den de­net­le­mek müm­kün de­ğil? Ha­ni üç ka­nu­nu uy­gu­la­mı­yo­ruz, İha­le Ka­nu­nu­’­nu fa­lan. De­net­le­me­nin en has­sas ve cid­di ye­ri ne­re­si­dir? Sa­yış­tay­dır, Mil­let Mec­li­si adı­na Sa­yış­tay­dır. De­ne­ti­mi ki­me ve­ri­yo­ruz? Dört ta­ne ba­kan­lı­ğın mü­fet­ti­şi­ne ve­ri­yo­ruz. Ar­ka­daş­lar, yap­ma­yın, za­ten ba­kan­lık­lar ko­or­di­nas­yon ku­ru­lun­da, bu ba­kan­lık­lar işin için­de za­ten, işin için­de ve bi­li­riz ki, he­pi­miz ida­re­ci­lik yap­tık, ma­i­yet-üst var­dır, mü­fet­ti­şi­miz ba­ka­na bağ­lı­dır, ba­ka­nı­mı­zı ten­zih edi­yo­rum, ama işin özü bu­dur. Bu ko­nu­lar­da siz­le­re ben da­ha iza­hat ve­re­ce­ğim, vak­ti­mi dik­kat­li kul­lan­mak is­ti­yo­rum.

He­men, dün­kü ko­nuş­ma­la­ra gel­mek is­ti­yo­rum, bir genç ar­ka­da­şı­mız AK­P’­den, dün ko­nuş­tu, şu an­da da ko­nu­şu­yor, hep ta­rih­ten bah­se­dil­di, kül­tür mi­ra­sın­dan bah­se­dil­di, hep İstan­bu­l’­un geç­mi­şin­den. Çok gü­zel ke­li­me. “Kül­tür mi­ra­sı” de­ni­yor. Ba­kın, bu­ra­da bir has­sas ke­li­me var: “Mi­ras.” Mi­ras, te­re­ke. Mi­ras­ta yık­mak yok­tur, mi­ras­ta ko­ru­mak var­dır. AK­M’­yi yık­mak üze­ri­ne “mi­ras” ke­li­me­si­nin kul­la­nıl­ma­sı abes­le iş­ti­gal­dir. Yok “so­ğu­tu­cu­su ça­lış­mı­yor, şu ça­lış­mı­yor, bu ça­lış­mı­yor.”

Ar­ka­daş­lar, Avus­tur­ya­’­da­ki ope­ra bi­na­la­rı da dört yüz yıl­lık, kim­se yık­ma­yı dü­şün­me­miş. Ora­da da tu­va­let so­ru­nu var­dır, kim­se yık­ma­mış ama. Mi­ras böy­le oluş­maz, yı­ka­rak mi­ras ya­ra­tıl­maz.

Ar­tı -bir cid­di- bu ko­nu­da ha­ki­ka­ten bir abar­tı da var, bir abar­tı var. Bu “38’in­ci kent” ol­ma­sı. Bir laf var­dır: İfrat ve tef­rit. Ne if­ra­ta gi­de­lim ne tef­ri­te ka­la­lım; or­ta­da, mu­te­dil ola­lım.

Hep ta­rih­ten, ta­ri­hin o gü­zel­lik­le­rin­den bah­se­dil­di. Ama, ar­ka­daş­lar, ni­yey­se ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ya­kın çağ ta­ri­hi­ne kar­şı il­gi­le­ri yok. AKM bir cum­hu­ri­yet ka­za­nı­mı. Her­kes her şeyi ko­nuş­tu. Ba­kın, ben de bir­kaç şeyi be­lir­te­yim AKM hak­kın­da ar­ka­daş­lar.

Evet, 1946’da te­me­li atı­lı­yor 1969’da “per­de­“ di­yor. Mut­la­ka, özel­lik­le AK­P’­li ve­kil ar­ka­daş­la­rı­mın hep­si ka­tıl­mış­lar­dır bu tem­sil­le­re, bi­li­yor­lar­dır,  bu­ra­nın ilk tem­si­li Ai­da Ope­ra­sı. Ai­da Ope­ra­sı, yi­ne he­pi­niz bi­lir­si­niz, Ver­di­’­nin, Gi­u­sep­pe Ver­di­’­nin. Ver­di­’­ye si­pa­riş­le ve­ri­len ope­ra­dır bu.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Bir da­ki­ka­lık sü­re­ni­zi su­nu­yo­rum.

Bu­yu­run Sa­yın Gök.

İSA GÖK (De­vam­la) – Ba­kın, mi­ras, kül­tür mi­ra­sı za­man­la olu­şur. Bu Ai­da Ope­ra­sı­’­nı bes­te­le­yen Gi­u­sep­pe Ver­di, Mı­sır Hi­di­vi­’­nin si­pa­ri­şi üze­ri­ne bu ope­ra­yı ya­pı­yor. Bu bi­na­da­ki ilk ope­ra Ai­da. Mı­sır Hi­di­vi ne­den do­la­yı si­pa­riş ve­ri­yor? Sü­veyş Ka­na­lı­’­nın açı­lı­şı onu­ru­na. 1800’le­r…

İş­te, kül­tür mi­ra­sı bu, AKM bu. Cum­hu­ri­yet ka­za­nım­la­rı­nı at­la­ya­rak da­ha es­ki ta­rih­ler­de­ki mi­ra­sa gi­dip cum­hu­ri­yet ka­za­nım­la­rı­nı “mi­ras” ke­li­me­si­nin as­la ka­bul et­me­di­ği, “mi­ras” ke­li­me­si­ni eş­ya­nın ta­bi­a­tı­na ay­kı­rı olan “yık­mak” ke­li­me­siy­le öz­deş­leş­tir­me­yi be­nim man­tı­ğım al­mı­yor.

Di­ğer mad­de­ler­de ha­ta­la­rı, ek­sik­le­ri, teh­li­ke­le­ri arz ede­ce­ğim.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gök.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, To­kat Mil­let­ve­ki­li Re­şat Doğ­ru.

Sa­yın Doğ­ru, bu­yu­run. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA RE­ŞAT DOĞ­RU (To­kat) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 2’nci mad­de­si hak­kın­da Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. Yü­ce Mec­li­si şah­sım ve gru­bu­muz adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın Doğ­ru, bir­kaç sa­ni­ye ri­ca ede­ce­ğim.

Sa­yın Ba­ka­nım, Sa­yın Öz­türk, ko­nuş­ma­la­rı­nı­z… Ar­ka­daş­lar, Ba­kan­lar Ku­ru­lu sı­ra­sın­da­ki Sa­yın Ba­ka­nı­mız; efen­dim, ko­nuş­ma­la­rı­nız bu­ra­ya in­ti­kal edi­yor, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın in­si­ca­mı bo­zu­lu­yor, lüt­fen.

Bu­yu­run Sa­yın Doğ­ru.

RE­ŞAT DOĞ­RU (De­vam­la) – Söz­le­ri­me baş­lar­ken, va­tan sa­vun­ma­sı için şehit olan as­ker­le­ri­mi­zi min­net­le, şük­ran­la anı­yor, Al­la­h’­tan rah­met di­li­yo­rum, mil­le­ti­mi­zin ba­şı sağ ol­sun di­yo­rum. Ay­rı­ca, Hak­kın rah­me­ti­ne ka­vu­şan bü­yük dev­let ada­mı Er­dal İnö­nü­’­ye Al­la­h’­tan rah­met di­li­yor, ai­le­si­ne ve mil­le­ti­mi­ze baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Söz­le­ri­mi, mad­de 2 olan, İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nın ku­ru­lu­şuy­la il­gi­li ola­rak de­vam et­tir­mek is­ti­yo­rum. Bu mad­de 2’de, Ajans ku­ru­lu­şu­nun kap­sa­mı ve be­ra­be­rin­de de ku­ru­lu­şuy­la il­gi­li so­rum­lu­luk­lar an­la­tıl­mak­ta­dır. İstan­bu­l’­da bu Ajans ku­ru­lur­ken, bu Ajan­sın üze­rin­de çok önem­li so­rum­lu­luk­lar da be­ra­be­rin­de ge­le­cek­tir.

İstan­bul şeh­ri, ta­rihî İstan­bul şeh­ri, Bo­ğa­zi­çi­’y­le, Ha­li­ç’­iy­le, ada­la­rıy­la bir bü­tün hâlin­de dün­ya­nın en gü­zel şehir­le­rin­den bir ta­ne­si­dir. Dün­ya­nın hiç­bir kı­ta­sın­da, böl­ge­sin­de, ta­bi­at şahe­ser­le­ri­ni, geç­mi­şin şeha­de­ti­ni, in­sa­noğ­lu­nun el iş­le­ri­nin geç­mi­şin bü­tün gü­zel­lik­le­ri­ne na­sıl yan­sı­mış ol­du­ğu­nu bu­la­maz­sı­nız. İstan­bu­l’­un ta­ri­hi üç yüz bin yıl ön­ce­si­ne da­yan­mak­ta­dır. An­cak, Türk­le­rin İstan­bu­l’­a yer­leş­me­si ve va­tan yap­ma­sıy­la be­ra­ber de­ğe­ri ve öne­mi bir kat da­ha art­mış­tır. Türk­ler bu şeh­re çok önem ver­miş­ler ve baş­kent yap­mış­lar­dır. Bu şehir, bü­tün Türk il­le­ri ça­pın­da sağ­lık ve eği­tim mer­ke­zi olur­ken, kül­tür, sa­nat ve eko­no­mi­de dün­ya­nın en önem­li şehir­le­ri ara­sı­na gir­miş­tir. Dün­ya­nın en meş­hur üni­ver­si­te­le­ri, İstan­bul üni­ver­si­te­le­ri dâhil ol­mak üze­re, çok önem­li li­se­ler, be­nim de me­zun ol­du­ğum li­se olan Per­tev­ni­yal Li­se­si bu şehir­de bu­lun­mak­ta­dır.

Dün­ya­nın bu gü­zel şeh­rin­de de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, gü­zel­lik­le­ri­nin ya­nın­da bir çok da so­run var­dır. Bun­la­rın en ba­şın­da ge­len, bir­çok bü­yük şehir­de ol­du­ğu gi­bi, asa­yiş­siz­lik so­ru­nu­dur. Hır­sız­lık, yan­ke­si­ci­lik, gasp, ya­ra­la­ma ve ci­na­yet gi­bi olay­lar­da bü­yük yük­sel­me­ler var­dır. İnsan­lar, sa­de­ce so­kak­ta de­ğil, ev­le­rin­de bi­le ra­hat ve gü­ven­de de­ğil­ler­dir. Bu­gün, İstan­bu­l’­un bir­çok sem­tin­de, baş­ta bö­lü­cü te­rör ör­gü­tü ol­mak üze­re, bir­çok ör­güt yo­ğun bir fa­a­li­yet içe­ri­sin­de­dir. Ka­til­le­rin re­sim­le­ri­ni ta­şı­ya­rak, in­san­la­rın, ma­lı­na, ca­nı­na, kas­te­de­rek ey­lem yap­mak­ta­dır­lar. Dev­le­tin be­le­di­ye oto­büs­le­ri­ni ya­kı­yor­lar, ön­le­ri­ne ne ge­lir­se sal­dı­rı­yor­lar. Bun­la­rı na­sıl dur­du­ra­cak ve de çö­ze­cek­si­niz? İstan­bul, kül­tür baş­ken­ti şeh­ri ta­bi­i ki ol­ma­lı­dır. Çün­kü, İstan­bul, Türk­le­rin çok önem ver­di­ği, Türk­le­rin şeh­ri­dir. Türk­le­rin ta­rihî, eser­le­ri ve bü­tün gü­zel­lik­le­ri bu­ra­da bu­lun­mak­ta­dır. An­cak, ya­şan­ma­sı zor bir du­ru­ma da, ma­a­le­sef, biz­ler ge­tir­miş du­rum­da­yız.

Ön­ce­den “İs­tan­bul” de­yin­ce, ak­lı­mı­za Hü­küm­dar Fa­tih, Top­ka­pı Sa­ra­yı, Aya­sof­ya, Sul­ta­nah­met, Eyüp Sul­tan ge­lir­di. Bu­gün ise, son yıl­lar­da­ki yö­ne­tim­le­rin -özel­lik­le son on beş yir­mi yıl­dan be­ri- ge­tir­di­ği nok­ta­da “İs­tan­bul” de­yin­ce, özel ya­pıl­mış yol­da vi­ra­jı­nı ala­ma­yan met­ro­büs, has­ret kal­dı­ğı­mız bir dam­la yağ­mur son­ra­sı ev­le­ri ça­mur der­ya­sı­na dön­müş va­tan­daş­la­rı­mı­zın fer­ya­dı, 21’in­ci asır­da me­sa­i­si­ne ya­ya gi­den va­tan­da­şı­mı­zın tra­fik çi­le­si ak­la gel­mek­te­dir. Tür­ki­ye­’­de bir “İs­tan­bul so­ru­nu” ar­tık ol­muş­tur.

Ül­ke­mi­zin bir­çok ye­rin­de, özel­lik­le bö­lü­cü te­rör ör­gü­tü ta­ra­fın­dan bu­ra­ya ço­cuk­lar, suç­lu­lar ge­ti­ri­li­yor. Kü­çük ço­cuk­la­ra suç ör­güt­le­ri el atıp onu ele­man­la­rı ara­sı­na ka­tı­yor­lar. Son araş­tır­ma­lar, Do­ğu ve Gü­ney­do­ğu Ana­do­lu­’­dan İstan­bu­l’­a göç ede­rek so­kak­ta ya­şa­ma­ya baş­la­yan ço­cuk­la­rın sa­yı­sı­nın çığ gi­bi bü­yü­dü­ğü­nü ve hır­sız­lık ve gasp olay­la­rı­nın on­lar ara­sın­da yay­gın­laş­tı­ğı­nı or­ta­ya ko­yu­yor.

İstan­bu­l’­un ula­şım, ko­nut, çar­pık kent­leş­me, çev­re kir­li­li­ği ve ta­rihî ve kül­tü­rel mi­ra­sa du­yar­lı­lık gi­bi bir­çok so­ru­nu var­dır. Her şey­den ön­ce İstan­bu­l’­a dev­le­ti “dev­let” gi­bi ge­tir­mek mec­bu­ri­ye­tin­de­yiz.

Bu gü­zel ken­ti ta­lan et­mek ni­ye­tiy­le da­ğa ta­şa ge­ce­kon­du ya­pa­rak, or­man­la­rı yok edip si­ya­si nü­fuz kul­la­nıp ka­çak vil­la ya­pa­rak, bun­lar­dan rant el­de edip he­sap ver­me­yen­ler; gü­ze­lim dün­ya­nın in­ci­si Bo­ğa­z’­ı be­to­na dö­nüş­tür­mek ye­ri­ne, en önem­li­si ola­rak asa­yiş ve gü­ven­li­ği sağ­la­yan dev­let gü­cü­nü hâkim kıl­mak mec­bu­ri­ye­tin­de­dir.

İstan­bu­l’­un -kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı için ça­lı­şır­ken- acil bir has­ta olup mü­da­ha­le edil­me­yi bek­le­di­ği­ni de, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, unut­ma­ma­lı­yız.

An­cak, İstan­bul za­ten, sa­hip ol­du­ğu “kül­tür baş­ken­ti” ta­bi­ri­ni hak eden bir ili­miz­dir. Bu şeh­rin her tür­lü gü­zel­li­ği­ni Yah­ya Ke­ma­l’­in şiir­le­rin­de, ne­sir­le­rin­de çok gü­zel gör­mek­te­yiz.

Yah­ya Ke­mal, Türk ta­ri­hi ça­lış­ma­la­rın­da en çok İstan­bu­l’­un fet­hi üze­rin­de dur­muş­tur. “Fe­tih, Ba­tı Türk­lü­ğü­nün şah­sın­da ke­ma­le ulaş­ma­sı­nın en mü­him se­be­bi­dir.” de­miş­tir. İstan­bul alı­na­rak İmpa­ra­tor­luk yek­pa­re­len­miş, coğ­ra­fi vah­de­te ulaş­mış­tır.

Sel­çuk­lu­lar­dan Os­man­lı­la­ra ge­çen fe­tih ide­a­li, fet­he ka­dar “kı­zıl el­ma” ol­ma­ya de­vam et­miş­ti. Yah­ya Ke­mal “İs­tan­bu­l’­un alın­ma­sı Tan­rı­’­nın kut­lu işi­dir.” de­miş­tir. Ya­zı­la­rın­da “Türk İstan­bul” ta­bi­ri­ni kul­lan­mış ve bu şeh­re olan sev­gi­si­ni es­te­tik plan­da bı­rak­ma­mış, va­ta­nın ma­ne­vi çeh­re­si­ne doğ­ru ge­niş­let­miş­tir. Yah­ya Ke­ma­l’­in şiir­le­rin­de İstan­bul çok fark­lı an­la­tı­lır. İstan­bul, fet­hi gö­ren, za­ma­nı Türk­leş­ti­ren­le­rin ya­şa­dı­ğı bir mekân. Eyüp Sul­tan “ölüm ve ahi­ret şeh­ri, mu­kad­des bel­de”; Çam­lı­ca, Fe­ner­bah­çe ve Kan­lı­ca ise “üç aziz İstan­bul”­dur. İstan­bul, Yah­ya Ke­ma­l’­e gö­re ta­ri­hi­mi­zin ve me­de­ni­ye­ti­mi­zin de özü ve ger­çek gö­rün­tü­sü­dür. “Biz, kö­kü ma­zi­de olan ati­yiz.” sö­zü hâlâ da ge­çer­li­dir. İstan­bu­l’­a sa­hip çık­mak de­mek, va­ta­na, top­ra­ğa, bay­ra­ğa, ta­ri­he sa­hip çık­mak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ka­nun­la da ku­ru­la­cak olan ajan­sın da bu gü­zel ema­net­le­ri en iyi şekil­de ko­ru­ya­ca­ğı­na inan­cı­mız ol­ma­sı ge­re­kir. İnan­cım odur ki, ku­ru­la­cak olan bu ajans so­rum­lu­luk­la­rın id­ra­kin­de ola­cak ve İstan­bu­l’­u, yi­ne dün­ya­nın en gü­zel mer­kez­le­ri hâli­ne ge­ti­re­cek­tir di­yor, yü­ce Mec­li­si­mi­zi ve siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Doğ­ru.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Fu­at Bol.

Bu­yu­run.

FU­AT BOL (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­ya­rak söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum.

İstan­bul 2010 Av­ru­pa Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 2’nci mad­de­si hak­kın­da, şah­sım adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım.

İstan­bu­l’­un 2010 yı­lı­nın Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti se­çil­miş ol­ma­sı, Av­ru­pa Bir­li­ği ve dün­ya ile hız­lı bir kül­tü­rel ile­ti­şim sü­re­ci ya­şa­yan ve yüz­yıl­la­rın bi­ri­ki­mi­ni ba­rın­dı­ran İstan­bul ve Tür­ki­ye açı­sın­dan ta­rihî bir fır­sat­tır. Bu fır­sa­tı çok iyi bir şekil­de de­ğer­len­dir­me­miz ge­rek­ti­ği­ne ina­nı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ta­sa­rıy­la amaç­la­nan, İstan­bu­l’­u 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak ha­zır­la­mak, 2010 yı­lın­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­ri plan­la­mak ve yö­net­mek, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın ya­pa­cak­la­rı ça­lış­ma­lar­da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak üze­re İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nın ku­rul­ma­sıy­la gö­rev ve yet­ki­le­ri­nin dü­zen­len­me­si­dir.

Bu pro­je, İstan­bu­l’­un, Tür­ki­ye­’­nin ve Türk kül­tü­rü­nün ta­nı­tıl­ma­sı­na hiz­met ede­cek olup, asıl olan, İstan­bu­l’­un ve İstan­bul­lu­nun ka­zan­ma­sı­dır. Do­la­yı­sıy­la, di­ğer bir ifa­dey­le Tür­ki­ye­’­mi­zin, top­yekûn Türk­lük âle­mi­nin ka­zan­ma­sı­dır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bu­l’­u­muz ifa­de edil­di­ği şek­liy­le, yal­nız­ca kı­ta­la­rı bir­leş­tir­mek­le kal­mı­yor; ay­nı za­man­da, müş­te­rek in­san ürü­nü olan me­de­ni­yet­le­rin de kav­şak nok­ta­sın­da bu­lu­nu­yor. Şa­irin de­di­ği gi­bi, ger­çek­ten “…bî misl-ü be­ha­dır.” Ta­rihî mi­ra­sı ve kül­tür do­ku­suy­la ger­çek­ten dün­ya­da em­sa­li ol­ma­yan bir şehir­dir. Bu gü­zi­de şeh­ri­mi­zin 2010 yı­lın­da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak be­lir­len­me­si, Türk in­sa­nı­nın, baş­ta AB ol­mak üze­re, dün­ya ile kül­tü­rel ile­ti­şi­mi­nin art­ma­sı­na se­bep teş­kil et­me­si­nin ya­nın­da, ül­ke­mi­zin ta­nı­tıl­ma­sın­da da çok bü­yük rol oy­na­ya­ca­ğı ka­na­a­tin­de­yim. Ge­li­niz, böy­le­si­ne millî bir pro­je­yi ik­ti­dar-mu­ha­le­fet çe­kiş­me­le­ri­ne ko­nu yap­ma­ya­lım; böy­le­si­ne önem­li bir pro­je­yi AK­M’­ye kur­ban et­me­ye­lim.

Se­ne­ler se­ne­si, İstan­bu­l’­u na­sıl hoy­rat­ça kul­lan­dı­ğı­mız cüm­le âle­min ma­lu­mu­dur. El ele ve­re­rek bu kö­tü gi­di­şe “dur” de­mez­sek, kor­ka­rım, ya­rın çok geç kal­mış ola­bi­li­riz. Zi­ra, bu na­di­de şehir, bu mü­ba­rek bel­de, mad­de ve ma­na­sıy­la el­le­ri­mi­zin ara­sın­dan ka­ya­rak git­mek­te­dir.

Bu­ra­da, ye­ri gel­miş­ken bir te­şek­kü­rü ifa­de et­me­yi va­tan­daş­lık bor­cu ola­rak bi­li­yo­rum. Şu ve­ya bu par­ti men­su­bi­ye­ti tef­rik et­mek­si­zin, baş­ta ana kent ol­mak üze­re İstan­bu­l’­un bü­tün ye­rel yö­ne­ti­ci­le­ri­ne, özel­lik­le son dö­nem -vur­gu­la­ya­rak söy­lü­yo­rum- Va­kıf­lar Ge­nel Mü­dü­rü ve Va­kıf­lar Ge­nel Mü­dür­lü­ğü yet­ki­li­le­ri­ne, İstan­bu­l’­un ta­rihî ve kül­tü­rel do­ku­su ko­nu­sun­da gös­ter­miş ol­duk­la­rı ve gös­ter­mek­te ol­duk­la­rı gay­ret­li ça­lış­ma­la­rın­dan do­la­yı şük­ran­la­rı­mı arz edi­yo­rum.

Şim­di­den, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­’­nin ül­ke­miz ve İstan­bul­lu­lar ve bü­tün bir in­san­lık âle­mi için ha­yır­la­ra ve­si­le ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Bol.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Tu­tan.

Sa­yın Tu­tan, bu­yu­run.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 2’nci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Bu ka­nu­nun ama­cı, bi­lin­di­ği gi­bi, Tür­ki­ye­’­nin sem­bo­lü olan İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tü­rüy­le yüz­yıl­lar­dır kar­şı­lık­lı et­ki­le­şim hâlin­de ol­du­ğu dü­şü­nül­dü­ğün­de de, İstan­bu­l’­un 2010 yı­lın­da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak be­lir­len­me­si Av­ru­pa Bir­li­ği va­tan­daş­la­rıy­la va­tan­daş­la­rı­mız ara­sın­da­ki kül­tü­rel ile­ti­şi­min art­ma­sı­na kat­kı­da bu­lu­na­cak, ül­ke­miz adı­na çok önem­li bir ta­nı­tım ve­si­le­si ola­cak­tır.

İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si kap­sa­mın­da, kül­tü­rel mi­ras sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­ti­le­cek, kent, çe­kim nok­ta­sı hâli­ne ge­le­cek, kent­sel dö­nü­şüm, şehir­ci­lik, çev­re­sel ve sos­yal an­lam­da ka­lı­cı ka­za­nım­lar el­de ede­cek­tir. Ay­rı­ca, bu pro­jey­le kül­tür tu­riz­mi ha­re­ket­le­ne­cek, ge­li­şe­cek ve kül­tür tu­riz­mi­nin ha­re­ket­len­me­siy­le eği­tim ve ge­lir se­vi­ye­si yük­sek tu­ris­tin ken­te gel­me­si sağ­la­na­cak­tır.

Ben, bu  ka­nu­nun ha­zır­lan­ma­sın­da eme­ği ge­çen­le­ri kut­lu­yor, İstan­bu­l’­a ve ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Oy­la­ma­dan ön­ce ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­yı­nız.

BAŞ­KAN – Oy­la­ma­dan ön­ce so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Ağ­yüz.

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Özel­lik­le baş­lı­ğıy­la çok ca­zi­be­li bir ka­nun tek­li­fiy­le kar­şı kar­şı­ya­yız. İstan­bul he­pi­mi­zin övün­dü­ğü bir kent, doğ­ru­dur. Şu an­da­ki de­ğer­le­riy­le de övü­ne­ce­ği­miz bir kent. Bu özel ya­say­la önü­mü­ze ge­ti­ri­len­ler­le de kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­nın, da­ha ile­ri nok­ta­ya var­ma­sı­nı sağ­la­ya­ca­ğız.

Pe­ki, yak­la­şık on üç yıl­dır bu ken­ti yö­ne­ten bir zih­ni­yet var, bu ül­ke­yi yö­ne­ten AK­P’­li Hükûmet var. Or­man alan­la­rı ta­lan edi­lir­ken, ka­çak vil­la­lar­la be­le­di­ye­ler ve Hükûmet, ba­kan­lar kav­ga eder­ken bu işe mü­da­ha­le et­me­yi dü­şün­me­dik de, ca­zi­be mer­kez­le­ri el­den gi­der­ken, Ga­la­ta­por­t’­la, Hay­dar­pa­şa Pro­je­si­’y­le, yük­se­len ti­ca­ri mer­kez­ler­le kü­re­sel ser­ma­ye rant el­de eder­ken hiç ses çık­ma­dı, ne be­le­di­ye­ler­den ne Hükûmet­ten hiç ses çık­ma­dı.

Şim­di, ko­nu­şan söz­cü­ler di­yor­lar ki: “Siz kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­na kar­şı mı­sı­nız?”

BAŞ­KAN – Sa­yın Ağ­yüz, ben bir da­ki­ka­ya ayar­la­ma­dım, yal­nız sü­re dol­du, di­ğer ar­ka­daş­la­ra da­…

Lüt­fen so­ru­nu­zu so­ru­nuz.

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – Te­şek­kür ede­rim, bağ­lı­yo­rum efen­dim.

Bu ka­nu­na ih­ti­yaç yok­ken, eş gü­düm bir ba­kan­lık nez­din­de ya­pıl­ma­sı ge­re­kir­ken, bu ka­nu­na ni­ye te­mel ih­ti­yaç du­yul­muş­tur? Özün­de AK­M’­yi yık­mak mı yat­mak­ta­dır? Bu­nu sor­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ağ­yüz.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ba­kan­lı­ğın bi­ze da­ğıt­mış ol­du­ğu not­la­rın 5’in­ci say­fa­sın­da Ata­türk Kül­tür Mer­ke­ziy­le il­gi­li ola­rak Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­sin­den ge­len bi­lim in­san­la­rı­nın bir ra­por ha­zır­la­dı­ğı söy­le­ni­yor.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi, bil­di­ğim ka­da­rıy­la İstan­bu­l’­da. Üni­ver­si­te­le­rin en yo­ğun ol­du­ğu kent yi­ne İstan­bul. Aca­ba, han­gi ge­rek­çey­le Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin bil­gi­si­ne baş­vu­rul­muş­tur? Bi­zim bil­me­di­ği­miz, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin özel bir bö­lü­mü mü var­dır? Bu ko­nu­da bil­gi ve­rir­se­niz, se­vi­ni­rim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Kap­tan.

OS­MAN KAP­TAN (An­tal­ya) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Ba­kan, bir yan­dan İstan­bu­l’­u 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti yap­ma­ya ça­lı­şır­ken, bir yan­dan da Tür­ki­ye­’­de tu­riz­min baş­ken­ti An­tal­ya­’­da, adı­nı dün­ya­ca ün­lü Kon­ya­al­tı Pla­jı­’n­dan alan, adıy­la ve Kon­ya­al­tı hal­kıy­la öz­leş­le­şen An­tal­ya Kon­ya­al­tı Be­le­di­ye­si­nin elin­den bu pla­jı ala­rak, An­tal­ya Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­ne ve­ril­mek is­ten­me­si­nin ge­rek­çe­le­ri ne­ler­dir?

An­tal­ya Kon­ya­al­tı Be­le­di­ye­si­nin, An­tal­ya Def­ter­dar­lı­ğıy­la yap­tı­ğı Kon­ya­al­tı Pla­jı­’­nın kul­la­nım hak­kı söz­leş­me­si, sü­re­si da­ha dol­ma­dan -25 Ekim 2007 ta­ri­hin­de teb­liğ edi­le­rek- bu söz­leş­me­nin ip­ta­li, teb­liğ ta­ri­hin­den bir haf­ta ön­ce, 19 Ekim 2007 ta­ri­hin­de, An­tal­ya Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin def­ter­dar­lık­tan bu pla­jın kul­la­nım hak­kı­nı ta­lep et­me­sin­den do­la­yı mı ya­pıl­mış­tır?

Son so­rum: Kon­ya­al­tı Be­le­di­ye­si­nin kul­la­nım hak­kı­nı al­dı­ğı gün­den be­ri ulus­la­ra­ra­sı kri­ter­le­ri ye­ri­ne ge­ti­re­rek ma­vi bay­rak­lar alan, Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ve Ak­de­niz Üni­ver­si­te­sin­den bi­rin­ci­lik ödül­le­ri alan, gü­nü­bir­lik 40 bin ki­şi­nin ya­rar­lan­ma­sı­nı sağ­la­ya­rak, An­tal­ya­lı­ya ve Türk tu­riz­mi­ne bü­yük hiz­met ve­ren bir sa­hil pro­je­si olan bu pro­je­nin söz­leş­me sü­re­si so­nu olan 2012 yı­lı­na ka­dar An­tal­ya Kon­ya­al­tı Be­le­di­ye­si­ni­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın Kap­ta­n…

OS­MAN KAP­TAN (An­tal­ya) - …kul­la­nı­mın­da kal­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak mı­sı­nız?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Ben te­şek­kür edi­yo­rum. Yal­nız, so­ru­la­rı­nı­zın ta­sa­rıy­la hiç­bir iliş­ki­si ol­ma­dı­ğı­nı ha­tır­la­tı­yo­rum siz­le­re.

Bu­yu­run Sa­yın Gök.

İSA GÖK (Mer­sin) – Te­şek­kür edi­yo­rum.

Efen­dim, az ön­ce arz et­me­ye ça­lış­tım, bu ka­nu­nun cid­di ola­rak Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­lık du­ru­mu var­dır. İpta­li du­ru­mun­da, Hükûme­tin bir (B) pla­nı var mı? 2010’a İstan­bu­l’­u ye­tiş­ti­re­mez­ler­se, bu ka­nu­nun ip­ta­li du­ru­mun­da Hükûmet ne ya­pa­cak?

İkin­ci so­rum: İnşal­lah ol­maz ama bu ka­nun bu şekil­de ge­çer de ve bir de ip­tal gün­de­me ge­lir­se, ajans ya­pı­sın­dan do­la­yı, bu du­rum­da aca­ba he­def, 2010’a İstan­bu­l’­un ye­tiş­ti­ri­le­me­me­si­nin se­be­bi, mü­seb­bip he­def yar­gı mı ola­cak, bu ka­nu­nu yan­lış ge­ti­ren Hükûmet mi ola­cak?

Çok te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, so­ru­la­rı so­rar­ken ta­bii ki ta­sa­rıy­la il­gi­li ol­ma­sı­na özen gös­ter­me­miz ge­re­ki­yor. Bel­ki ili­miz­le il­gi­li, şeh­ri­miz­le il­gi­li, baş­ka ko­nu­lar­la il­gi­li so­ru­la­rı­nız ola­bi­lir. O de­ne­ti­min baş­ka tür­lü yol­la­rı var­dır, ama bu­gün ko­nuş­tu­ğu­muz ko­nu, 2010 İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı ko­nu­su­dur. Önem­se­me­di­ğim­den de­ğil, ama so­ru­la­rın ko­nuy­la il­gi­li ola­rak so­rul­ma­sı Sa­yın Ba­ka­nı da da­ha ra­hat ce­vap ver­me­ye ite­cek­tir.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run efen­dim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan, ar­ka­daş­la­rı­ma da te­şek­kür ede­rim so­ru­la­rı için.

Ben de işa­ret et­ti­ği­niz gi­bi ko­nuy­la il­gi­li olan so­ru­la­ra bu kı­sa sü­re için­de ce­vap ver­me­ye ça­lı­şa­ca­ğım.

Sa­yın Ağ­yüz, İstan­bu­l’­un geç­miş­ten bu ya­na yö­ne­ti­miy­le il­gi­li ba­zı ya­kın­ma­la­rı di­le ge­tir­di. İstan­bu­l’­un geç­miş ha­li­ni he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Şim­di­ki ha­li­ni gör­mek ko­nu­sun­da bi­raz gay­re­ti doğ­ru­su öne­ri­rim bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma. El­bet­te, İstan­bu­l’­da her şey mü­kem­mel de­ğil­dir ama son yıl­lar­da İstan­bu­l’­da çok cid­di iyi­leş­me­ler ol­du­ğu­nu, geç­miş yıl­lar­da pat­la­yan çöp de­po­la­rı­nın şu an­da son de­re­ce çev­re­ci an­la­yış­la bi­rer sos­yal te­si­se dö­nüş­tü­ğü­nü İstan­bu­l’­un fark­lı mekânla­rın­da gör­mek müm­kün­dür. Kuş­ku­suz her şey mü­kem­mel de­ğil, ama son de­re­ce iyi­ye gi­den şey­le­rin, hem çev­re dü­zen­le­me­si açı­sın­dan hem res­to­ras­yon açı­sın­dan fev­ka­la­de bir gay­re­tin ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek is­te­rim.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin ne­den ter­cih edil­di­ği­ni söy­le­di. Ben de bu­nu araş­tır­dım doğ­ru­su. İstan­bu­l’­da­ki üni­ver­si­te­le­ri­mi­zin böy­le bir in­ce­le­me için çı­kar­dık­la­rı ra­kam­lar ne ya­zık ki fa­hiş. Bu­ra­da isim zik­re­der­sem üni­ver­si­te­le­ri­mi­ze dö­nük bir in­cin­me söz ko­nu­su ola­bi­lir, ama bu­nu özel ola­rak ak­ta­ra­bi­li­rim. Ne ya­zık ki önem­li bir ko­nu­nun in­ce­len­me­si, ir­de­len­me­si hem za­ma­na faz­la­ca ya­yıl­mış hem de çok cid­di ra­kam­lar ta­lep edil­miş. Çok da­ha ma­kul bir be­del kar­şı­lı­ğın­da ya­kın bir üni­ver­si­te­den bu ta­lep edil­miş. Bu ya­kın üni­ver­si­te ne­den Sa­kar­ya? Dep­rem ko­nu­sun­da Sa­kar­ya ol­duk­ça uz­man­laş­mış bir üni­ver­si­te ol­du­ğu için. Sa­de­ce bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Bir de bi­na ki­ra­la­ma­sı ola­yı var, onu ne­den açık­la­mı­yor­su­nuz?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız otur­duk­la­rı yer­den ko­nuş­ma­yı alış­kan­lık edin­me­se­ler ve bel­li bir za­ra­fet ve ne­za­ket için­de ko­nuş­sak çok uy­gun olur  di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Sa­yın Gök ko­nuş­ma­sın­da ve şim­di­ki so­ru­sun­da bu ajans so­ru­nu­nu di­le ge­tir­di, ben de bu­nu dik­kat­le in­ce­le­dim. Ön­ce­ki ip­tal­den ha­ber­da­rım kal­kın­ma ajans­la­rıy­la il­gi­li. De­ğer­li ar­ka­da­şım, bu­ra­da sı­nır­lı bir iş­lem ya­pı­yo­ruz. Ya­ni, sü­re açı­sın­dan ve mekân açı­sın­dan adı ajans ol­mak­la bir­lik­te çok da­ha fark­lı tas­rih edil­miş; hem ça­lış­ma ala­nı tas­rih edil­miş hem ça­lış­ma sü­re­si tas­rih edil­miş hem il­gi­le­ne­ce­ği ko­nu son de­re­ce tas­rih edil­miş, dar kap­sam­lı ve sü­rey­le sı­nır­lı bir şey ya­pı­yo­ruz. Bu ka­nu­nun ge­le­cek­te­ki mad­de­le­rin­de gö­re­cek­si­niz, 31/12/2010’dan iti­ba­ren al­tı ay için­de bu tas­fi­ye edi­li­yor. Bu ajans ve ajan­sın elin­de bir mal var­lı­ğı, bir meb­lağ var­sa, yi­ne İstan­bu­l’­a sarf edil­mek üze­re kay­na­ğı oluş­tu­ran me­ka­niz­ma­la­rın için­de­ki iki ka­mu ala­nı­na, özel ida­re­ye ve be­le­di­ye­ye pay­laş­tı­rı­lı­yor. Bu esas iti­ba­rıy­la özel kay­nak­lar üret­me­yi amaç­la­yan bir ajans­tır. Ya­ni, ile­ri­ki mad­de­ler­de yi­ne gö­re­ce­ğiz, ba­ğış­lar, spon­sor­luk hiz­met­le­ri, ya­pı­lan et­kin­lik­ler­den el­de edi­len ge­lir­ler, Av­ru­pa Fo­nu­’n­dan el­de edi­le­bi­le­cek olan ge­lir­ler bu­ra­da çok esas­lı bir yekûn teş­kil edi­yor. Bu özel ge­lir­le­rin, yi­ne il­gi­li bir baş­ka mad­de­de, cid­di bir ka­mu de­ne­ti­mi­ne alın­ma­sı çe­şit­li ba­kan­lık­la­rın de­ne­ti­mi bu­ra­da ön­gö­rü­le­rek dü­zen­len­miş­tir. Ya­ni, özel ola­rak ge­lir el­de et­me­ye ça­lı­şır­ken bu ba­şı­boş bı­ra­kıl­ma­mış. El­bet­te, yi­ne il­gi­li mad­de­ler­de gö­re­ce­ğiz, ka­mu­nun ak­tar­dı­ğı kay­nak­lar­la il­gi­li, alış­tı­ğı­mız ka­mu­sal or­gan­la­rın, Sa­yış­ta­yın de­ne­tim imkânı ve hak­kı söz ko­nu­su­dur. Ama özel ge­lir­ler­le il­gi­li bu­ra­da bir ba­şı­boş­luk ya­ra­tıl­ma­mış, özel bir de­net­le­me me­ka­niz­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür.

Ben, bu ya­sa­nın her­han­gi bir ip­ta­le uğ­ra­ma­ya­ca­ğı­nı te­men­ni edi­yo­rum. Ya­pı­cı bir an­la­yış­la ba­kar, ya­pı­cı bir an­la­yış­la kat­kı yap­ma­ya ça­lı­şır­sak, sa­nı­yo­rum, İstan­bul için ve Tür­ki­ye için da­ha iyi bir şey yap­mış olu­ruz.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Mad­de üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler ve so­ru-ce­vap iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım, ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Sa­yın Genç, siz de yıl­lar­dır yö­ne­tim­de bu­lun­du­nuz, gö­rev yap­tı­nız. Bu­ra­da oy­la­ma­ya ge­çil­di­ği an­da böy­le bir ta­le­bin ol­ma­sı ge­re­kir, ama ben si­zin ta­le­bi­ni­zi var ka­bul edi­yo­rum.

Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

3’ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ta­nım­lar

MAD­DE 3- (1) Bu Ka­nun­da ge­çen;

a) İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti : Av­ru­pa Bir­li­ği Ba­kan­lar Kon­se­yi ta­ra­fın­dan 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ilan edi­len İstan­bu­l’­u,

b) Ajans: İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nı,

c) Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu: İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nu,

ç) Da­nış­ma Ku­ru­lu: İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Da­nış­ma Ku­ru­lu­nu,

d) Yü­rüt­me Ku­ru­lu: İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nu,

e) Pro­je: İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­ni,

ifa­de eder.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nur Ser­ter; şahıs­la­rı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ha­li­de İnce­ka­ra, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Vey­si Kay­nak ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k’­ün söz ta­lep­le­ri var­dır.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nur Ser­ter.

Sa­yın Ser­ter, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz on da­ki­ka.

CHP GRU­BU ADI­NA FAT­MA NUR SER­TER (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 3’ün­cü mad­de­si ko­nu­sun­da söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa­’­nın di­ğer iki ken­tiy­le bir­lik­te kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edil­miş ol­ma­sın­dan, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak bü­yük bir mut­lu­luk duy­du­ğu­mu­zu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ilan edil­miş ol­ma­sı ve bu ko­nu­ya Av­ru­pa Bir­li­ği ta­ra­fın­dan da fon­la­rın ay­rıl­mış ol­ma­sı, hiç kuş­ku­suz, İstan­bu­l’­un sa­de­ce kül­tü­rel so­run­la­rı­nı de­ğil, ama ya­sa­nın ana ge­rek­çe­sin­de ifa­de edil­di­ği gi­bi, te­mel ba­zı ek­sik­lik­le­ri­ni gi­der­mek açı­sın­dan da bü­yük bir fır­sat ya­rat­mak­ta­dır.

Ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ge­nel ge­rek­çe­sin­de pro­jey­le il­gi­li ola­rak amaç­la­nan­lar sı­ra­lan­mak­ta ve kül­tü­rel mi­ra­sın sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­ti­le­ce­ği, ken­tin çe­kim nok­ta­sı hâli­ne ge­le­ce­ği, kent­sel dö­nü­şüm, şehir­ci­lik, çev­re­sel so­run­lar ve sos­yal an­lam­da ka­lı­cı ka­za­nım­lar el­de edi­le­ce­ği ifa­de­si­ne yer ve­ril­mek­te­dir. Bu­ra­da­ki “Ka­lı­cı ka­za­nım­lar.” ifa­de­si­nin al­tı­nı önem­le ve özen­le çiz­mek is­ti­yo­rum. Ger­çek­ten, İstan­bul, sos­yal an­lam­da, sos­yo­e­ko­no­mik so­run­la­rı­nın en azın­dan bir öl­çü­de iyi­leş­ti­ril­me­si an­la­mın­da, sos­yal ka­za­nım­lar el­de et­me­ye son de­re­ce ih­ti­ya­cı bu­lu­nan bir kent gö­rü­nü­mün­de­dir.

2010 yı­lın­da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edi­len İstan­bu­l’­la il­gi­li gö­rü­şül­mek­te olan ya­sa ta­sa­rı­sın­dan bah­se­der­ken, zan­ne­di­yo­rum, bir so­ru­yu sor­mak ve bu so­ru­ya iç­ten­lik­le ce­vap ver­mek ge­re­ki­yor.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 2010 yı­lın­da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ilan edi­len, dün­ya­ya su­na­ca­ğı­mız İstan­bul, han­gi İstan­bu­l’­dur? 15 mil­yo­nu aş­kın nü­fu­su­nun sa­de­ce yüz­de 20’si­nin ba­rın­mak­ta ol­du­ğu, he­pi­mi­zin sa­hip ol­mak­tan övünç duy­du­ğu, bü­yük bir kül­tü­rel mi­ra­sı ba­rın­dı­ran, ola­ğa­nüs­tü ta­rihî eser­le­re sa­hip bu­lu­nan, hal­kı­nın kül­tür bi­ri­kim­le­ri iti­ba­rıy­la da kül­tür baş­ken­ti ola­rak ni­te­len­di­ri­le­cek olan bi­rin­ci İstan­bul mu; yok­sa bü­tün bu imkânlar­dan yok­sun bu­lu­nan, ama yi­ne İstan­bu­l’­da nü­fu­sun yüz­de 80’inin ba­rın­dı­ğı ikin­ci İstan­bul mu? Zan­ne­di­yo­rum, he­pi­mi­zin üze­rin­de mu­ta­bık ol­du­ğu ko­nu, bi­zim, kül­tür baş­ken­ti ola­rak dün­ya­ya sun­mak­ta ol­du­ğu­muz İstan­bu­l’­un bi­rin­ci İstan­bul ol­du­ğu ve bu ya­sa­nın da sa­de­ce bi­rin­ci İstan­bu­l’­a mak­yaj yap­ma­yı, res­to­ras­yon ça­lış­ma­la­rıy­la bi­rin­ci İstan­bu­l’­u tu­rizm açı­sın­dan pa­zar­la­ma­yı amaç­la­yan ya­sal dü­zen­le­me­ler ge­tir­di­ği­dir.

Şim­di, ikin­ci İstan­bu­l’­a da bir bak­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Çün­kü kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edi­len me­ga ken­ti­miz, hem bir hem de ikin­ci İstan­bul bir­lik­te­li­ği içe­ri­sin­de ni­te­len­di­ril­mek zo­run­da­dır. Bu ara­da, bi­rin­ci İstan­bu­l’­un bu­gün kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edil­miş ol­ma­sı biz­le­re mut­lu­luk ve­ri­yor, ama doğ­ru­su çok da gu­rur ver­mi­yor. Çok ön­ce­den İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ilan edil­me­si ge­re­ki­yor­du ve bu­gün, adı­nın Es­sen gi­bi, Pecs gi­bi kent­ler­le bir­lik­te anı­lı­yor ol­ma­sın­dan da ay­rı­ca hü­zün du­yu­yo­ruz ve ben, bir İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak, İstan­bu­l’­un bu­nu hak et­me­di­ği­ni, bi­rin­ci İstan­bu­l’­un bu­nu hak et­me­di­ği­ni de dü­şü­nü­yo­rum.

Şim­di, ge­le­lim ikin­ci İstan­bu­l’­a: De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ço­ğu­nuz ikin­ci İstan­bu­l’­un ya­şa­dı­ğı tra­je­di­yi ha­ber sa­at­le­rin­de, ha­ber prog­ram­la­rın­dan iz­ler­si­niz. İkin­ci İstan­bul, as­lın­da bir me­ga köy­dür. İkin­ci İstan­bu­l’­da, has­ret­le bek­le­nen yağ­mur yağ­dı­ğın­da, ev­le­ri, iş yer­le­ri­ni su ba­sar, in­san­lar bo­ğu­lur; son ya­ğış­ta 5 in­san yi­tir­miş­tir ikin­ci İstan­bul. İkin­ci İstan­bu­l’­da, kar yağ­dı­ğın­da, evi­ni­ze se­kiz sa­at­te, on sa­at­te ula­şa­maz­sı­nız, araç­la­rı­nız için­de mah­sur ka­lır, don­ma teh­li­ke­si ya­şar­sı­nız. İkin­ci İstan­bu­l’­da, ken­tin yok­sul böl­ge­le­rin­de, in­san­lar, nay­lon ça­dır­dan yap­tık­la­rı ev­ler­de ba­rı­nır­lar. Ken­tin ana cad­de­le­rin­de, mey­dan­lar­da, so­ğuk­tan don­ma­mak için çu­val için­de uyu­yan in­san­la­ra rast­lar­sı­nız. Sur dip­le­rin­de, uyuş­tu­ru­cu­da te­sel­li ara­yan so­kak ço­cuk­la­rı ya­şar.

İkin­ci İstan­bul, can ve mal gü­ven­li­ğin­den tü­müy­le yok­sun­dur. Kap­ka­ça uğ­ra­ma­dan so­kak­lar­da yü­rü­ye­bil­mek, hat­ta, ara­cı­nız için­de sey­re­der­ken kap­kaç­tan ko­ru­na­bil­mek, İstan­bul­lu için bir ay­rı­ca­lı­ğa dö­nüş­müş­tür. İkin­ci İstan­bu­l’­da, can ve mal gü­ven­li­ği, sa­de­ce kap­kaç­tan, hır­sız­lık­tan kay­nak­lan­maz, ay­nı za­man­da, dep­rem ko­nu­sun­da he­men he­men hiç­bir ön­le­min alın­ma­dı­ğı ve ya­kın geç­mi­şe ka­dar hiç­bir ka­mu bi­na­sı­nın ona­rıl­ma­dı­ğı bir kent­tir ikin­ci İstan­bul. Ama ikin­ci İstan­bu­l’­un da bi­rin­ci İstan­bu­l’­un da so­kak­la­rı­na, bul­var­la­rı­na, oto­yol ke­nar­la­rı­na ba­kar­sı­nız, her mev­sim, dört de­fa sak­sı çi­çek­le­ri­nin bu­ra­ya di­kil­di­ği­ni, her ye­şil­len­di­ri­len met­re­ka­re­nin rek­la­mı­nın pa­no­lar­da, Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı ta­ra­fın­dan ya­pıl­dı­ğı­nı, bu­na mil­yar­lar­ca li­ra har­can­dı­ğı­nı gö­rür­sü­nüz ama can gü­ven­li­ği, mal gü­ven­li­ği, hat­ta, dep­rem ön­le­mi ko­nu­sun­da, hiç­bir cid­di ön­lem, İstan­bul ken­tin­de alın­ma­mış­tır.

Her ça­lı­şan İstan­bul­lu, gün­de en az üç sa­a­ti­ni tra­fik içe­ri­sin­de yi­ti­rir. Yi­tir­di­ği sa­de­ce sa­at­le­ri de­ğil­dir, da­ha, dün­kü ga­ze­te­ler­de oku­muş­su­nuz­dur, bir can kay­bı olu­yor­du az kal­sın, kalp kri­zi ge­çi­ri­yor in­san­lar tra­fik stre­si için­de. Tra­fik stre­si içe­ri­sin­de, in­san­lar, iş gü­cü ve­rim­li­lik­le­ri­ni kay­be­der­ler, ya­ra­tı­cı­lık­la­rı­nı kay­be­der­ler, ya­şa­ma se­vinç­le­ri­ni kay­be­der­ler ve yıl­lar­dır, İstan­bu­l’­da bu so­run­la­rın hiç­bi­ri­si­ne ge­ti­ril­miş, cid­di hiç­bir çö­züm yok­tur.

Ken­tin mer­ke­zin­de, ken­tin kal­bin­de, hal­kın de­yi­miy­le, ma­gan­da kur­şun­la­rıy­la can­la­rı­nı yi­ti­ren in­san­la­rın, emek­li ay­lı­ğı­nı kap­kaç­çı­ya kap­tı­rıp üç ay aç ge­zen yaş­lı­la­rın, tra­fik­te iş gü­cü ve­rim­li­li­ği­ni yi­ti­ren ça­lı­şan­la­rın, sel su­la­rın­da bo­ğu­lan­la­rın, fu­huş kur­ban­la­rı­nın ve çev­re so­run­la­rıy­la il­gi­li hiç­bir cid­di ön­lem alın­ma­dı­ğı için ze­hir­li atık­lar­da sağ­lık­la­rı­nı kay­be­den­le­rin mu­ha­tap bu­la­ma­dık­la­rı, hak­la­rı­nı ara­ya­ma­dık­la­rı bir kent­tir İstan­bul ve İstan­bul, 1994’ten bu ya­na, AKP zih­ni­ye­ti­nin tem­sil­ci­si be­le­di­ye­ler ve be­le­di­ye baş­kan­la­rın­ca yö­ne­til­mek­te­dir ve İstan­bul ken­ti­nin hiç­bir sos­yo­e­ko­no­mik so­ru­nu, bir ön­ce­ki hükûmet za­ma­nın­da da dâhil ol­mak üze­re, cid­di bir çö­zü­me ka­vuş­tu­ru­la­ma­mış­tır. Bu say­dık­la­rı­mın bir ta­ne­si­nin İstan­bu­l’­da ya­şan­ma­dı­ğı­nı id­di­a eden bir mil­let­ve­ki­li var­sa onu say­gıy­la din­le­me­ye ha­zı­rım. Say­dık­la­rım, İstan­bu­l’­un ya­şa­dık­la­rı­nın an­cak mil­yon­da bi­ri­dir.

İstan­bul ken­tin­de sa­de­ce bu so­run­lar ya­şan­maz. İstan­bul, ay­nı za­man­da, yok­sul­lu­ğun ve zen­gin­li­ğin bir ara­da, iç içe ya­şan­dı­ğı bir kent­tir. Ço­ğu kez, bir tek du­var ayı­rır yok­sul­la zen­gi­ni, lüks si­te­le­rin du­va­rı. Lüks si­te­le­rin içi bi­rin­ci İstan­bu­l’­u, dı­şı ikin­ci İstan­bu­l’­u ya­şar. İstan­bul ken­ti, dün­ya­da ge­li­rin en çar­pık da­ğı­tıl­dı­ğı 6 me­ga kent­ten bi­ri­dir. İstan­bu­l’­un en zen­gin yüz­de 1’lik ke­si­miy­le en yok­sul yüz­de 1’lik ke­si­mi ara­sın­da­ki ge­lir far­kı 322 kat­tır. İkin­ci İstan­bu­l’­da ya­şa­yan­lar, ço­ğu kez, bi­rin­ci İstan­bu­l’­u hiç gör­me­den ya­şam sü­rer­ler; ne İstan­bu­l’­un kül­tü­rel zen­gin­lik­le­rin­den ne gü­zel­lik­le­rin­den ne ta­rih­sel mi­ra­sın­dan ha­ber­le­ri var­dır, ha­ber­le­ri ol­sa bi­le, ona ula­şa­cak güç­le­ri bu­lun­maz za­ten. Kent­sel Dö­nü­şüm Pro­je­si adı al­tın­da, ye­ni rant alan­la­rı ve ye­ni zen­gin­ler ya­rat­ma­yı amaç­la­yan ve­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ser­ter, bir da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum.

…bü­yük borç al­tı­na so­kan pro­je­ler AKP İkti­da­rı­nın ürü­nü­dür ve tek­rar edi­yo­rum, İstan­bu­l’­un bü­tün bu so­run­la­rı­na 1994’ten be­ri hiç­bir çö­züm ge­ti­ril­me­miş­tir. Bu ya­sa, ka­lı­cı çö­züm­ler ge­tir­me­yi amaç­la­dı­ğı­nı ge­rek­çe­sin­de ifa­de et­mek­le bir­lik­te, bun­la­rın hiç­bi­ri­si için ka­lı­cı çö­züm üret­me­mek­te, sa­de­ce bi­rin­ci İstan­bu­l’­u -tek­rar edi­yo­rum- tu­ris­tik açı­dan pa­zar­la­ma­yı he­def­le­yen bir ni­te­lik ta­şı­mak­ta­dır.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ha­li­de İnce­ka­ra.

Sa­yın İnce­ka­ra, bu­yu­run.

Sü­re­niz beş da­ki­ka. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (İstan­bul) – Şim­di, ba­na, bu kür­sü­de hiç­bir za­man yaz­dı­ğım üze­re ko­nuş­mak na­sip ol­ma­dı. Bu­ra­da ko­nuş­mak ger­çek­ten he­ye­can ve­ri­ci, ama İstan­bu­l’­u ko­nuş­mak ay­rı­ca he­ye­can ve­ri­ci.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Ama Nur Ho­ca­mı ve da­ha ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rı te­bes­süm­le iz­le­mek zo­run­day­dım.

Bir Te­mel fık­ra­sı var: Te­mel acı­kır, res­to­ra­na, lo­kan­ta­ya gi­rer. “Ne yer­sen ye be­da­va, he­sa­bı­nı to­run öde­sin.” der­ler. Te­mel gi­rer, kar­nı­nı do­yu­rur tı­ka ba­sa. Çı­kar­ken önü­ne bir he­sap ge­ti­rir­ler. Te­mel “Ha­ni be­nim­ki­ni to­run öde­ye­cek­ti?” de­yin­ce, “Bu si­zin de­de­ni­zin he­sa­bı.” der­ler. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu­gün­kü ko­nuş­tu­ğu­muz bü­tün mi­ras bi­zim üret­ti­ği­miz de­ğil. Tam ter­si, mu­ha­le­fet ma­sa­la­rın­da, bir kıs­mı­nı geç­miş dö­nem­ler­de yö­ne­ti­ci ola­rak ye­rel yö­ne­tim­ler­de An­ka­ra­’­da gör­dü­ğü­müz yö­ne­ti­ci­le­rin ka­lın­tı­la­rı­nı, mi­ras­la­rı­nı te­miz­le­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – On üç se­ne ol­du, on üç se­ne!

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) - “Cum­hu­ri­yet de­ğer­le­ri” di­yor, “cum­hu­ri­yet mi­ra­sı” di­yor. Ba­kar mı­sı­nız! Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de üret­ti­ği­niz ge­ce­kon­du­la­rı yık­ma­ya­rak bu mem­le­ke­ti ge­ce­kon­du ül­ke­si­ne mi dö­nüş­tü­re­lim biz? Biz, tam ter­si, İstan­bu­l’­un bin yıl­lık ta­ri­hi­nin bü­tün mi­ra­sı­nı or­ta­ya çı­kar­ma­k… Ama cum­hu­ri­ye­te fa­lan sı­ğı­na­rak yok et­ti­ği­niz, he­lak et­ti­ği­niz kül­tür­le­ri kur­tar­ma­ya ça­lış­ma­mı­zı­… (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Al­lah aş­kı­na, çı­kı­yor­su­nuz kür­sü­ye, di­yor­su­nuz ki: “Val­la­hi biz de çok is­ti­yo­ruz.” Ama “ama” de­di­ği­niz yer­de sa­de­ce zan var, it­ham var ve kuş­ku var.

Ar­ka­daş­lar, eli­niz­de da­ha iyi­le­ri var­sa bun­la­rı su­nun. Bu ku­ru­lan ku­ru­luş­la­rın, ko­or­di­nas­yon­la­rın, mer­kez­le­rin da­ha iyi ça­lış­ma­sı için ne öne­ri­yor­sa­nız bir din­le­ye­lim. Biz de öğ­re­ne­lim, mil­let de öğ­ren­sin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ben, ta­bii ki, ka­nu­nun mad­de­sin­de de, bil­di­ği­niz gi­bi, ba­zı ifa­de­ler var, bun­la­rı bi­raz ta­nım­la­mak is­ti­yo­rum. 2010 yı­lın­da İstan­bu­l’­un hak et­ti­ği es­te­tik ve kül­tür ya­pıt­la­rıy­la bu­luş­ma­sı­nın, sa­de­ce İstan­bul­lu­la­rın ve Tür­ki­ye­’­nin de­ğil, bü­tün in­san­lı­ğın ve dün­ya­nın bir ka­za­nı­mı ola­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Ne­den der­se­niz: 1453, İstan­bu­l’­u fet­het­ti ata­la­rım. 1453’te Ame­ri­ka kı­ta­sı keş­fe­dil­me­miş­ti. Ame­ri­ka kı­ta­sı­nın keş­fe­dil­me­di­ği bir ta­rih­te İstan­bu­l’­a gi­ren ata­la­rı­mın ve on­dan ön­ce bir­bi­rin­den fark­lı bir sü­rü dil, din ve kül­tü­rün ya­şa­dı­ğı bir şehir­de ya­şa­mak ve onun adı­na ko­nuş­mak ger­çek­ten çok gu­rur ve­ri­ci bir şey.

3’ün­cü mad­de­de­ki “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti” ta­bi­ri, 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ilan edi­len göz be­be­ği­miz İstan­bu­l’­u ifa­de eder. (b) ben­din­de­ki “Ajans” ta­bi­ri 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nı, mad­de­nin (c) ben­din­de­ki “Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu” ise Kül­tür Baş­ken­ti Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nu ifa­de et­mek­te­dir. Mad­de­nin (ç) ben­din­de dü­zen­le­nen “Da­nış­ma Ku­ru­lu”, övünç­le söy­le­ye­bi­li­riz ki, şeh­rin gü­zel­leş­me­si ve ye­ni­den keş­fe­dil­me­si için, hem ka­mu hem Ba­kan­lık hem si­vil top­lum ör­güt­le­ri, İl Ge­nel Mec­li­si üye­le­ri, Be­le­di­ye Mec­li­si üye­le­ri, il­çe be­le­di­ye baş­kan­la­rı, ulu­sal ve ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar ile ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı, üni­ver­si­te tem­sil­ci­le­ri ve sa­nat ve kül­tü­rel alan­da yer edin­miş in­san­lar­dan olu­şan ku­ru­lu ifa­de et­mek­te­dir. Mad­de­nin (d) ben­din­de dü­zen­le­nen “Yü­rüt­me Ku­ru­lu” ise Kül­tür Baş­ken­ti Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nu ta­nım­la­mış olup, bu Ku­ru­lun, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, İstan­bul Va­li­li­ği, Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı tem­sil­ci­le­ri, Da­nış­ma Ku­ru­lu, ge­çi­ci 2’nci mad­de­de be­lir­ti­len Gi­ri­şim Gru­bun­da yer alan si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın tem­sil­ci­le­ri ara­sın­dan se­çe­ce­ği üç üye ile Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun di­ğer üye­le­ri ara­sın­dan se­çe­ce­ği üç üye­den oluş­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür. Mad­de­nin (e) ben­din­de ifa­de edi­len “Pro­je” ise 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­ni ta­nım­la­mış­tır.

Ben, bu ko­or­di­nas­yon ku­rul­la­rı­nın ve da­nış­ma ku­rul­la­rı­nın oluş­ma­sı ko­nu­sun­da ar­ka­daş­la­rı­mın eleş­tir­di­ği, zan oluş­tur­du­ğu ko­nu­da bir öne­ri ge­tir­mek is­ti­yo­rum. Evet, ger­çek­ten, yıl­lar bo­yu böy­le ku­rul­lar oluş­tu­ru­lur. La­kin za­man için­de bü­rok­ra­si, ak­sak­lık, iş­le­rin on­dan ona ha­va­le edil­me­sin­den do­la­yı da ak­sar. Ben, yet­ki­li­ler­den ri­ca edi­yo­rum, bu ku­rul­la­ra ata­nan ki­şi­le­rin mut­lak mut­lak kül­tür sev­da­lı­sı, İstan­bul sev­da­lı­sı ol­ma­sı­na dik­kat edil­me­si­ni özen­le ri­ca edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ta­bii ki 2010 yı­lı­na çok uzun sü­re kal­ma­dı, et­kin ve ve­rim­li bir ça­lış­ma için, in­şal­lah, 2010 yı­lın­da bam­baş­ka bir İstan­bu­l’­la bu­lu­şa­cak­tır. La­kin bu­ra­da ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bir ay­rın­tı­yı hep göz­den ka­çır­dı­ğı­nı gö­rü­yo­rum ve çok üzü­lü­yo­rum. Biz mi­ras, ta­rih ve kül­tür mi­ra­sı de­di­ği­miz yer­de, hep mad­di ya­pıt­lar­dan söz edi­yo­ruz. Ta­rih, kül­tür mi­ra­sı de­di­ği­miz yer­de ma­ne­vi de­ğer­le­ri­miz var ve İstan­bul bu­nu çok iyi ifa­de eden şehir­ler­den bi­ri­si. Me­se­la, gü­zel Türk­çe ko­nuş­mak de­di­ği­niz za­man, İstan­bul Türk­çe­sin­den bah­se­der­ler, in­san­la­rı ta­rif eder­ken İstan­bul ha­nı­me­fen­di­si, İstan­bul be­ye­fen­di­si der­ler. Çün­kü İstan­bu­l’­u ya­şa­mak İstan­bu­l’­u te­nef­füs et­mek bir fel­se­fe­dir, bir ya­şam bi­çi­mi­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce­ka­ra, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Bu reh­ber­li­ğin için­de sa­de­ce mad­di mi­ras ka­lın­tı­la­rı­nı de­ğil, ma­ne­vi mi­ra­sı­mı­zı da unut­ma­mak ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum. Ama ma­a­le­sef, bu­gün İstan­bul so­kak­la­rın­da ge­zer­ken ben bir Fran­sız so­kak­la­rın­da mı ge­zi­yo­rum, bir İngi­liz so­kak­la­rın­da mı ge­zi­yo­rum, bu­nu fark ede­bil­miş de­ği­lim ve Türk­çe­den çok uzak­la­şan bir İstan­bul gö­rü­yo­rum.

Son yüz yı­lın en bü­yük prob­lem­le­ri­nin ba­şın­da şid­det ve suç­lu­luk oran­la­rı­nın ar­tı­şı gel­mek­te­dir. Bu­nun ba­şın­da da, kül­tür ve sa­nat fa­a­li­yet­le­riy­le spor alan­la­rı­nın çok dar ol­ma­sı, özel­lik­le genç­le­ri­n… İstan­bul gi­bi üni­ver­si­te­yi ve genç­li­ği, 4 mil­yo­na ya­kın genç­li­ği için­de ba­rın­dı­ran bir İstan­bu­l’­un spor alan­la­rı, kül­tü­rel de­ğer­le­ri­… Ama de­min, ve­ki­li­me ce­vap ver­mek is­ti­yo­rum. Bi­raz ön­ce 700 mil­yon as­ga­ri üc­ret alan bir iş­çi­den bah­se­der­ken, ona ta­rih mi­ra­sı ola­rak ope­ra­yı sun­ma­sı da çok il­ginç­ti. Bu­nu da dik­kat­le­ri­ni­ze sun­mak is­te­rim.

De­mok­ra­si, kül­tür ve sa­nat şeh­ri İstan­bu­l’­u ye­ni­den keş­fet­mek ül­ke­nin bir fel­se­fe de­ği­şik­li­ği­nin gös­ter­ge­si­dir. AK Par­ti­nin bu­gün yö­ne­ti­ci­le­ri dün ye­rel yö­ne­tim­ler­den ge­lir­ken bu fel­se­fe de­ği­şik­li­ği­ni her ta­ra­fa nak­şe­de­rek gel­miş­ler­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce­ka­ra, te­şek­kür edi­yo­rum.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) - Üzü­le­rek söy­le­ye­yim ki, bu­gün mu­ha­le­fet san­dal­ye­le­rin­de otu­ran ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, par­ti­le­rin si­ya­si oto­ri­te­le­ri, bu­gün bi­zim dü­zelt­me­ye ça­lış­tı­ğı­mız yı­kın­tı­la­rı bı­rak­mış­lar­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Evet, te­şek­kür ede­rim Sa­yın İnce­ka­ra.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Vey­si Kay­nak.

Sa­yın Kay­nak, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, çok de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 3’ün­cü mad­de­si hak­kın­da söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, dün­ya­nın en önem­li kent­le­rin­den bi­ri olan İstan­bul bir­çok me­de­ni­yet­le­re be­şik­lik et­miş, üç im­pa­ra­tor­lu­ğun baş­ken­ti ol­muş­tur. Av­ru­pa Bir­li­ği Ba­kan­lar Kon­se­yi ta­ra­fın­dan İstan­bu­l’­un 2010 yı­lı Kül­tür Baş­ken­ti se­çil­me­si bi­zim için, aziz mil­le­ti­miz için bir se­vinç ve­si­le­si­dir.

Bu ve­si­ley­le, gö­rü­şül­mek­te olan ka­nu­nun bu mad­de­si­nin özel­lik­le ile­ri­de uy­gu­la­yı­cı­la­ra açık­lık, şef­faf­lık ge­ti­re­ce­ği­ni, hem de bir ko­lay­lık sağ­la­ya­ca­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum.

Ka­nu­nun ül­ke­mi­ze, mil­le­ti­mi­ze, İstan­bu­l’­a ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum. He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kay­nak.

Mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Şu an­da beş ar­ka­da­şı­mı­zın söz ta­le­bi var­dır. O ba­kım­dan ken­di­le­ri­ni bi­rer da­ki­kay­la sı­nır­la­ya­ca­ğım.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür­ler Sa­yın Baş­kan.

Az ön­ce bir so­ru yö­nelt­tim, ne­den Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­sin­den bu hiz­met sa­tın alın­dı di­ye. Sa­yın Ba­kan be­nim çok ga­rip­se­di­ğim bir ya­nıt ver­di: “Di­ğer üni­ver­si­te­le­rin ra­kam­la­rı­nı açık­lar­sam ve­ya on­la­rın ta­lep­le­ri­ni söy­ler­sem, üni­ver­si­te­ler ren­ci­de olur.” de­di. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si sı­ra­la­rın­dan da al­kış gel­di.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) – Ha­yır ha­yır, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si ola­rak al­kış­lan­dı.

BAŞ­KAN – Sa­yın Üs­tü­n…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Şim­di, be­nim me­rak et­ti­ğim şu: Üni­ver­si­te­ler bi­rer ka­mu ku­ru­lu­şu. Ka­mu ku­ru­luş­la­rı­nın tek­lif­le­ri ne za­man­dan be­ri açık­lan­dı­ğın­da üni­ver­si­te­le­ri ren­ci­de edi­yor? Do­la­yı­sıy­la Sa­yın Ba­kan­dan is­tir­ham edi­yo­rum, ya­ni üni­ver­si­te­le­rin ra­kam­la­rı­nı açık­la­sın­lar. Üni­ver­si­te­ler, mut­la­ka, o ra­kam­la­rı ve­rir­ken ken­di­le­ri­ne gö­re ge­rek­çe gös­te­ri­yor­lar­dır. O ge­rek­çe­le­re de bi­zim bi­rey­sel ola­rak da, si­ya­sal par­ti­ler ola­rak da he­pi­mi­zin say­gı duy­ma­sı ge­re­kir. Kal­dı ki, o ra­kam­la­rı da alıp ken­di resmî def­ter­le­ri­ne, resmî ka­yıt­la­rı­na ak­ta­ra­cak­lar­dır. Eğer, Sa­yın Ba­kan bil­gi­yi bi­raz da­ha açar, bi­zi bil­gi­len­di­rir­se se­vi­ni­rim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN –  Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Genç, bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan te­şek­kür ede­rim.

Be­nim bu­ra­da an­la­ma­dı­ğım bir ra­kam var. Şim­di, “MAD­DE 1 (1)” de­nil­miş, “MAD­DE 2 (1)” de­nil­miş. Bu (1)’ler ne­yi an­la­tı­yor? Ya­ni bu re­dak­si­yon­la il­gi­li.

İkin­ci­si, bu (a) bö­lü­mün­de­ki ta­nı­mın ben­ce bu mad­de­den çık­ma­sı la­zım. Çün­kü di­yor ki:

 “Bu Ka­nun­da ge­çen;

a) İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti: Av­ru­pa Bir­li­ği Ba­kan­lar Kon­se­yi ta­ra­fın­dan 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ilan edi­len İstan­bu­l’­u.” San­ki, dün­ya­da iki ta­ne İstan­bul var­mış da, bu İstan­bul baş­ka bir İstan­bul! Ben­ce bu  ta­nı­mı çı­kar­mak la­zım bu­ra­da. Ya­ni, dün­ya­da ikin­ci bir İstan­bul ol­ma­dı­ğı­na gö­re bu­ra­da İstan­bu­l’­u ta­nım ola­rak yaz­mak ben­ce fu­zu­li bir şey­dir ve İstan­bu­l’­un da de­ğe­ri­ni kü­çül­tür. San­ki dün­ya­da ikin­ci bir İstan­bul var­mış gi­bi bir ma­na çı­kı­yor. Ben­ce o bi­rin­ci ta­nı­mı çı­kar­mak la­zım. Tak­dir Ko­mis­yon ve Hükûme­tin.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Genç.

Sa­yın Ağ­yüz.

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Biz so­ru­la­rı­mı­zı açık ve net so­ru­yo­ruz ama an­la­ma­mak­ta di­re­nen bir zih­ni­yet­le de kar­şı kar­şı­ya­yız.

Bu 3’ün­cü mad­de­nin, de­mok­ra­tik, say­dam bir yö­ne­tim an­la­yı­şı­nı oluş­tu­ra­ca­ğı­na ben şah­sen inan­mı­yo­rum. Ka­tı­lım­cı de­ğil­dir. Ka­mu İha­le Ka­nu­nu kap­sa­mın­dan ka­çı­şı amaç­la­yan bir ka­nun ta­sa­rı­sı­dır bu. Biz, İstan­bul ken­ti­nin kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­na kar­şı de­ği­liz ama şunu so­ru­yo­ruz: İstan­bu­l’­un so­run­la­rı­nı “Göç et­me­ye vi­ze uy­gu­la­nır” di­ye­rek bu an­la­yış­la çöz­me­ye ça­lı­şan­lar, bu­gü­ne ka­dar İstan­bu­l’­a sa­hip çık­ma­mış­lar, bu ya­say­la sa­hip çık­ma­nın pa­ye­si­ni de ken­di­le­ri ka­za­na­maz­lar. O ne­den­le, bu ya­sa ka­dük bir ya­sa­dır. Ku­rum­lar ara­sı eş gü­düm sağ­la­na­rak çö­züm­len­me­si ge­re­kir­ken, bu ajan­sa ne­den ge­rek du­yul­muş­tur? De­mok­ra­tik de­ğil­dir, say­dam de­ğil­dir, ka­tı­lım­cı de­ğil­dir ve Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­’n­dan kaç­ma­yı amaç­la­yan bir ta­sa­rı­dır.

Bu so­ru­la­rı­ma ya­nıt is­ti­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ağ­yüz.

Sa­yın Ma­cit.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Dün­den bu ta­ra­fa gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ya­sa ta­sa­rı­sı üze­rin­de gö­rüş­le­ri­ni ifa­de eden grup­la­rın tem­sil­ci­le­ri ve si­ya­si par­ti­ler, grup ola­bil­me­nin ola­na­ğı­nı kul­lan­mak­ta­dır­lar. Ay­nı za­man­da, AKP, ik­ti­dar par­ti­si, sa­yı­sal ço­ğun­lu­ğu­nu ifa­de öz­gür­lü­ğü­nü kıs­ma ve bas­kı al­tı­na al­ma ama­cıy­la kul­lan­mak­ta­dır. Gru­bu adı­na ko­nuş­ma yap­maz­ken, da­ha ön­ce­den şahıs­la­rı adı­na ko­nuş­ma­la­rı dol­du­ra­rak di­ğer gru­bu ol­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri­nin ko­nuş­ma hak­kı­nı kıs­mak­ta­dır­lar. Bu ko­nu­da an­la­yış­lı dav­ran­ma­la­rı ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum. Yok­sa de­mok­ra­si ta­ri­hin­de ifa­de öz­gür­lü­ğü­nü kı­san bir si­ya­si par­ti ola­rak ge­çe­cek­tir. (DSP ve CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­nu ifa­de et­mek is­te­dim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ma­cit.

Sa­yın Gök.

İSA GÖK (Mer­sin) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

AKP adı­na ko­nu­şan Sa­yın Ha­nı­me­fen­di mil­let­ve­ki­li­miz  “Da­ha iyi­si­ni ge­ti­rin, ka­bul ede­lim.” de­di­ler. Ko­mis­yon­lar­da­ki sa­yı bel­li, 25; 16 AK­P’­li, biz 5 ki­şi­yiz.

Di­rekt Ba­ka­na so­ru­yo­rum: Bu yan­lış ka­nu­nu ge­ri çe­kin. Ben, ar­ka­daş­la­rım­la bir haf­ta­da çok da­ha gü­zel ka­nu­nu ha­zır­la­rım, Sa­yın Ge­nel Ku­ru­la su­na­rım. Efen­dim, ka­bul edi­yor mu­su­nuz?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gök.

So­ru sor­ma iş­le­mi ta­mam­lan­dı.

Şim­di ce­vap iş­le­mi­ne ge­çe­ce­ğiz.

Ben, iz­ni­niz­le, kı­sa bir açık­la­ma ya­pa­yım.

Sa­yın Genç, bu bah­set­ti­ği­niz “MAD­DE 1 (1)” ifa­de­si, bun­lar fık­ra hük­mün­de ye­ni mev­zu­at tek­nik­le­ri ge­re­ği ola­rak, stan­dart­la­ra uy­ma ba­kı­mın­dan dün­ya­da kul­la­nı­lan bir tek­nik be­nim­sen­miş­tir. O ge­rek­çey­le böy­le ifa­de edil­mek­te­dir. Me­se­la 5’in­ci mad­de­ye ba­kar­sa­nız ora­da 1, 2, 3 ola­rak ifa­de­len­di­ril­mek­te­dir. Ben bun­la­rı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Bun­lar fık­ra nu­ma­ra­la­rı­nı ifa­de et­mek­te­dir.

Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nım ce­vap ve­re­cek­ler­dir.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­ka­nım.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Şim­di, bu in­ce­le­me ra­po­ru ko­nu­sun­da tek­rar et­ti Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu. Ben de şu ka­da­rı­nı söy­le­mek­le ye­tin­mek is­ti­yo­rum: Bu ko­nu­da bir ra­por alın­ma­sı için çe­şit­li üni­ver­si­te­ler­den hem sü­re ve hem de mad­di kar­şı­lık ola­rak bir tek­lif alın­mış­tır. Bun­lar ara­sın­da Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si, hem da­ha kı­sa sü­re için­de hem da­ha uy­gun bir be­del­le ra­por ve­re­bi­le­ce­ği gö­rül­dü­ğün­den ter­cih edil­miş­tir. Bu üni­ver­si­te de dep­rem ko­nu­sun­da ya­şa­dı­ğı mekân iti­ba­rıy­la uz­man­laş­mış üni­ver­si­te ol­du­ğu için de ko­nu­nun has­sa­si­ye­ti ba­kı­mın­dan ter­cih edil­me­si biz­ce de uy­gun gö­rül­mek­te­dir.

Sa­yın Ağ­yü­z’­ün de­dik­le­ri­ni an­la­ya­ma­dı­ğı­mı özür di­le­ye­rek ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. Ya­ni, bu­ra­da bü­tü­nüy­le si­vil top­lu­mun ka­tıl­dı­ğı, ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı­nın ve si­vil top­lu­mun ka­tıl­dı­ğı, esas iti­ba­rıy­la bir si­vil gi­ri­şim söz ko­nu­su­dur ve bu her ba­kım­dan şef­faf bir dü­zen­le­me­yi içer­mek­te­dir. Ar­ka­daş­la­rı­mız baş­ka han­gi şef­faf dü­zen­le­me­ler öne­ri­yor­lar­sa bun­la­rı el­bet­te din­le­mek is­te­riz da­ha ön­ce ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rım gi­bi.

Bu­ra­da, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­sa bü­tü­nüy­le oku­nur­sa, bir­kaç nok­ta­ya ta­kıl­ma­dan bü­tü­nüy­le oku­nur­sa, esas iti­ba­rıy­la, ta­bi­a­tıy­la İstan­bu­l’­un bir kül­tür baş­ken­ti, 2010 yı­lı için­de dün­ya­ya su­nu­la­cak et­kin­lik­ler­le bir kül­tür baş­ken­ti ola­rak İstan­bu­l’­un ta­ri­hen sa­hip ol­du­ğu, me­de­ni­yet ola­rak sa­hip ol­du­ğu de­rin­lik­le­rin dün­ya­ya du­yu­rul­ma­sı amaç­lan­mak­ta­dır. Bu­ra­da çe­şit­li sa­nat et­kin­lik­le­ri Tür­ki­ye ta­ra­fın­dan ger­çek­leş­ti­ri­le­cek­tir, İstan­bu­l’­da­ki çe­şit­li mekânlar­da dün­ya ça­pın­da­ki önem­li sa­nat ku­ru­luş­la­rı­nın et­kin­lik yap­ma­la­rı ger­çek­leş­ti­ril­me­ye ça­lı­şı­la­cak­tır. Bun­lar, ör­ne­ğin, sa­tın alı­na­cak­tır. Ya­ni, Lon­dra Fi­lar­mo­ni Okes­tra­sı­nın ya da Av­ru­pa­’­dan bir baş­ka bü­yük sa­nat ku­ru­mu­nun İstan­bu­l’­da ge­lip bu et­kin­li­ği yap­ma­sı da bu­nun için­de yer alan sa­tın alı­na­cak hiz­met­ler, et­kin­lik­ler ara­sın­da dü­zen­len­mek­te­dir. Bu­nu, Dev­let İha­le Ka­nu­nu, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu çer­çe­ve­si için­de ya­pa­bi­le­ce­ği­mi­zi dü­şü­nü­yor­sa­nız bir da­ha ye­ni­den ba­ka­lım. Ya­ni, ka­nu­nun bü­tü­nü­nü oku­du­ğu­muz za­man, ka­nu­nun bü­tü­nü­nün ne de­mek is­te­di­ği­ni, ne­ye yö­nel­di­ği­ni an­la­dı­ğı­mız za­man, sa­nı­yo­rum ki bu tar­tış­ma­lar boş­ta ka­la­cak­tır.

Bu­ra­da yü­rüt­me ku­ru­lu, ör­ne­ğin, için­de sa­de­ce -yü­rüt­me ku­ru­lu, bi­raz­dan gö­rü­şe­ce­ğiz- Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, İstan­bul Va­li­li­ği ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı tem­sil­ci­le­ri dı­şın­da -ki be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı da se­çil­miş bir ku­ru­luş­tur be­le­di­ye­de- tü­müy­le si­vil top­lum tem­sil­ci­le­rin­den oluş­mak­ta­dır. Si­vil top­lu­mun önem­li öl­çü­de dev­re­ye so­kul­du­ğu, bu­na kar­şı­lık da ka­mu­sal de­ne­tim me­ka­niz­ma­la­rı­nın yi­ne onun­la pa­ra­lel ola­rak dev­re­de tu­tul­du­ğu bir me­ka­niz­ma ön­gö­rü­lü­yor. Ar­ka­daş­la­rı­mı­zın mad­de­le­re ta­kıl­ma­dan bü­tü­nü üze­rin­den bak­ma­la­rı­nın çok ya­rar­lı­ğı ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum.

Bu ka­nu­nu ge­ri çek­mek ve bir ar­ka­da­şı­mı­za da­ha iyi­si­ni yaz­mak ko­nu­sun­da bir yet­ki, bu ar­ka­da­şı­mı­zın Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de şim­di­ye ka­dar ya­pıl­mış olan ça­lış­ma­la­ra ba­kış açı­sı­nı ifa­de edi­yor bir mik­tar. Te­şek­kür ede­rim ken­di­si­ne Mec­li­se ba­kış açı­sı açı­sın­dan.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, ka­rar ye­ter sa­yı­sı­…

BAŞ­KAN – Ta­mam, ara­ya­ca­ğım.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nup ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı yok­tur, bir­le­şi­me on da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 17.34

 

 

 

İKİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 17.51

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 15’in­ci Bir­le­şi­mi­nin İkin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­nın 3’ün­cü mad­de­si­nin oy­la­ma­sın­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı bu­lu­na­ma­mış­tı. Şim­di 3’ün­cü mad­de­yi tek­rar oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

4’ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İKİN­Cİ BÖ­LÜM

Ajans ve Gö­rev­le­ri

Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı

MAD­DE 4- (1) Bu Ka­nun­da yer alan dü­zen­le­me­ler dı­şın­da özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne ta­bi, tü­zel ki­şi­li­ği ha­iz ve mer­ke­zi İstan­bu­l’­da    olan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı ku­rul­muş­tur.

(2) Ajans, Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, Da­nış­ma Ku­ru­lu, Yü­rüt­me Ku­ru­lu ve Ge­nel Sek­re­ter­lik­ten olu­şur.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nur Ser­ter; şahıs­la­rı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Öz­lem Tür­kö­ne, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök ve Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li Ka­mer Gen­ç’­in söz ta­lep­le­ri var­dır.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Nur Ser­ter, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

Sa­yın Ser­ter, bu­yu­run.

CHP GRU­BU ADI­NA FAT­MA NUR SER­TER (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­na iliş­kin -İstan­bu­l’­un- ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 4’ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

Bir ön­ce­ki mad­de­de­ki ko­nuş­ma­lar­la il­gi­li ola­rak yö­nel­ti­len eleş­ti­ri­le­re kı­sa­ca ce­vap ver­mek is­ti­yo­rum. İstan­bu­l’­un so­run­la­rın­dan söz et­mek hiç kim­se­yi ra­hat­sız et­me­me­li, Par­la­men­to ça­tı­sı al­tın­da­ki hiç kim­se­yi ra­hat­sız et­me­me­li. He­le 1994’ten bu ya­na Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı­nın Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mız Re­cep Tay­yip Er­do­ğan ta­ra­fın­dan yü­rü­tül­dü­ğü ve on­dan son­ra da AKP zih­ni­ye­ti­nin ben­ze­ri ve de­va­mı ni­te­li­ğin­de­ki bü­yük­şe­hir be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın gö­rev al­dı­ğı, son dört bu­çuk yıl­dır yi­ne AK­P’­li be­le­di­ye­ler­ce yö­ne­ti­len İstan­bul ken­ti­nin so­run­la­rı­nı din­le­mek­ten bu­ra­da hiç kim­se­nin ra­hat­sız­lık duy­ma­ma­sı, ak­si­ne, bil­me­dik­le­ri­ni öğ­re­nip çö­züm üret­me­si­ne ih­ti­yaç var­dır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, biz, bu­ra­da, İstan­bu­l’­un gü­zel­lik­le­ri­ni şiir­ler­le ifa­de et­mek­le za­man öl­dür­me­yi dü­şün­mü­yo­ruz. Çün­kü, İstan­bul hal­kı şiir­le­ri, ya­şa­dı­ğı acı­lar, ya­şa­dı­ğı bü­yük kent tra­je­di­si içe­ri­sin­de çok­tan unut­tu, ya­şa­mı­nı bü­yük bir zor­luk­la sür­dür­me­ye gay­ret edi­yor.

İstan­bul Av­ru­pa­’­nın kül­tür baş­ken­ti ilan edi­li­yor. Bir ken­tin kül­tür baş­ken­ti ola­bil­me­si, hiç kuş­ku­suz, onun iyi bir eği­tim alt­ya­pı­sı­na sa­hip ol­ma­sı­nı ge­rek­li ve zo­run­lu kı­lar. İstan­bul ken­ti­nin eği­tim alt­ya­pı­sı­na bak­tı­ğı­mız­da da, tıp­kı ge­lir da­ğı­lı­mın­da­ki bü­yük den­ge­siz­lik­ler­de ol­du­ğu gi­bi, İstan­bul ken­ti­nin eği­tim ba­kı­mın­dan çok bü­yük fark­lı­lık­la­rı da ken­di bün­ye­sin­de ba­rın­dı­ran bir kent ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. Şu an­da İstan­bu­l’­da ya­şa­yan in­san­la­rın ne ya­zık ki yüz­de 7,8’i okur­ya­zar de­ğil­dir. Ba­zı il­çe­ler­de okur­ya­zar ol­ma­yan­la­rın ora­nı yüz­de 10’la­rı, hat­ta 12’le­ri aş­mak­ta­dır. 1950 yı­lın­da İstan­bu­l’­da okur­ya­zar ol­ma­yan­la­rın ora­nı yüz­de 2,7 iken -ta­bii ki, hız­lı kent­leş­me ve gö­çün de bun­da et­ki­si var­dır- bu­gün bu oran yüz­de 7,8’e yük­sel­miş bu­lun­mak­ta­dır.

İstan­bu­l’­da­ki eği­tim ku­rum­la­rı­na bak­tı­ğı­nız­da, ay­nı de­rin fark­lı­lık­la­rın bir ara­da ya­şa­dı­ğı­nı eği­tim ku­rum­la­rı açı­sın­dan da gö­rür­sü­nüz. Ken­tin zen­gin böl­ge­le­rin­de çok iyi do­na­nım­lı, çok iyi öğ­ret­men­ler ta­ra­fın­dan eği­tim ve­ri­len, sı­nıf­la­rın­da­ki öğ­ren­ci sa­yı­la­rı­nın 30’la, 20’yle, hat­ta ba­zı­la­rın­da 15’le ifa­de edil­di­ği okul­lar var­dır. Bun­la­rın ço­ğu özel eği­tim ku­rum­la­rı­dır. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si Hükûme­ti, geç­miş dö­nem­de özel eği­tim ku­rum­la­rı­na özel­lik­le ay­rı­ca­lık ta­nı­mış ve des­tek ver­miş­tir. Bu­na kar­şı­lık, dev­le­tin okul­la­rı­na bak­tı­ğı­nız­da bir­ço­ğun­da öğ­ren­ci­le­rin üst üs­te eği­tim gör­dü­ğü­nü, öğ­ret­men ye­ter­siz­lik­le­ri­nin bu­lun­du­ğu­nu gö­rür­sü­nüz. Ay­nı du­rum, bir üni­ver­si­te­ler ken­ti olan İstan­bu­l’­un üni­ver­si­te­le­ri için de söz ko­nu­su­dur.

MEH­MET MÜ­EZ­Zİ­NOĞ­LU (İstan­bul) – Na­zi kamp­la­rı oluş­tur­du­nuz, Na­zi kamp­la­rı!

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Efen­di­m… Sa­yın Baş­kan, lüt­fen mü­da­ha­le eder mi­si­niz.

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­…

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – Ya­lan ko­nu­şu­yor, bel­ge yok.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ök­sü­z… Sa­yın Ök­süz, lüt­fen...

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ha­ni o de­mok­ra­si­den se­çim mey­dan­la­rın­da çok söz et­ti­niz ya­…

MEH­MET MÜ­EZ­Zİ­NOĞ­LU (İstan­bul) – Ne de­mok­ra­si­si, Na­zi kam­pı! De­mok­ra­si­yi ağ­zı­na al­ma. Üni­ver­si­te­yi ba­tır­dı­nız.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – …ha­ni fark­lı fi­kir­le­re say­gı duy­mak­tan çok söz et­ti­niz ya­…

ÖZ­KAN ÖK­SÜZ (Kon­ya) – Ya­lan söy­lü­yor­su­nuz, bel­ge gös­te­rin.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ök­süz, Sa­yın Ök­süz, lüt­fe­n…

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – …Par­la­men­to­nun ça­tı­sı al­tın­da da ho­şu­nu­za git­me­yen­le­ri din­le­mek zo­run­da­sı­nız, öğ­ren­mek zo­run­da­sı­nız. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fe­n… Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­…

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – De­mok­ra­si kül­tü­rü­nü içi­ni­ze sin­dir­mek zo­run­da­sı­nız. Eğer fark­lı dü­şü­nü­yor­sa­nız söz alır ko­nu­şur­su­nuz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fe­n…

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Ko­nuş­ma­cı­ya mü­da­ha­le ede­mez­si­niz. De­mok­ra­si an­la­yı­şı­nı­zın ne ol­du­ğu­nu şu an­da Türk ka­mu­o­yu iz­le­mek­te­dir te­le­viz­yon­la­rın­dan. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) De­vam edin, de­vam edi­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fe­n…

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Si­zi da­ha iyi an­lı­yor, ta­nı­yor. Tür­ki­ye si­zi ta­nı­yor, de­vam edin.

MEH­MET MÜ­EZ­Zİ­NOĞ­LU (İstan­bul) – Bir ta­ne bi­lim­sel ak­ti­vi­te yok.

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) – Baş­kan, bu ar­ka­da­şı öne ça­ğı­rın da ön­den ko­nuş­sun!

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – İstan­bul bir üni­ver­si­te­ler ken­ti­dir, an­cak İstan­bul üni­ver­si­te­le­rin­de de ay­nı fark­lı­lık­lar, tıp­kı ilk ve or­ta­öğ­re­tim ku­rum­la­rın­da ol­du­ğu gi­bi de­vam et­mek­te­dir. Dev­le­tin üni­ver­si­te­le­ri, ye­ter­siz kay­nak ay­rıl­dı­ğı için son de­re­ce kö­tü ko­şul­lar­da eği­tim yap­ma­ya zor­la­nır­ken, özel va­kıf üni­ver­si­te­le­ri­ne ka­mu bi­na­la­rı ve ka­mu ara­zi­le­ri tah­sis edil­mek­te­dir. Bu­nun­la il­gi­li, bu­nun ger­çek ol­ma­dı­ğı­nı id­di­a ede­bi­le­cek bir tek ki­şi yok­tur, çün­kü bu bir ger­çek­tir, bu bir acı ger­çek­tir.

Dev­let üni­ver­si­te­le­rin­de eği­tim gö­ren öğ­ren­ci­le­ri­mi­zin yurt imkânla­rı­nın, ba­rın­ma ko­şul­la­rı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si­ne dö­nük han­gi adım atıl­mış­tır AKP Hükûme­ti dö­ne­min­de? Atı­lan hiç­bir adım yok­tur.

MEH­MET CEY­LAN (Ka­ra­bük) – 130 bin ders­lik yap­tık.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Bir kül­tür ken­ti­nin, Av­ru­pa kül­tür ken­ti­nin te­mel eği­tim alt­ya­pı­sı bu­gün ça­tır­da­mak­ta­dır.

İstan­bul, son de­re­ce faz­la nü­fus ar­tış hı­zı­na sa­hip bir kent. Bu­nu he­pi­miz çok iyi bi­li­yo­ruz ve yıl­lık nü­fus ar­tış hı­zı Tür­ki­ye or­ta­la­ma­sı­nın 3 ka­tın­dan da­ha faz­la. Her yıl 400 bin ki­şi İstan­bu­l’­a göç edi­yor. Ta­bii ki, bu, ken­tin te­mel so­run­la­rı­nı ağır­laş­tı­rı­yor, ama te­mel so­run­la­rı­nın azal­tıl­ma­sı­na ve çö­züm üre­til­me­si­ne dö­nük hiç­bir cid­di po­li­ti­ka­nın da son dört bu­çuk yıl­dır bu ik­ti­dar ta­ra­fın­dan ne ya­zık ki uy­gu­lan­ma­dı­ğı­nı, ma­a­le­sef üzün­tüy­le iti­raf et­mek zo­run­da­yız. Bir kül­tür ken­tin­den söz edi­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, kül­tür ken­ti de­mek, sa­de­ce İstan­bu­l’­un da sa­hip ol­du­ğu çok de­ğer­li mi­ma­ri eser­le­rin top­la­mı de­ğil­dir. İstan­bu­l’­un çok önem­li ca­mi­le­ri, ki­li­se­le­ri, si­na­gog­la­rı, sur­la­rı, ya­lı­la­rı var­dır, çok önem­li ta­rihî mi­ma­ri eser­le­ri var­dır, ama kül­tür sa­de­ce bun­la­rın top­la­mın­dan iba­ret de­ğil­dir. Bir ya­sa çı­ka­rır­ken, sa­de­ce bun­la­rın ona­rı­mı­nı ve res­to­ras­yo­nu­nu içe­ren bir an­la­yış­la kül­tü­rü yo­rum­lar­sa­nız, çok bü­yük ya­nıl­gı­ya dü­şer­si­niz, çün­kü, kül­tür, o ken­tin so­lu­du­ğu ha­va­dır. İstan­bul, ne ya­zık ki yüz­yıl­lar­dır ya­vaş ya­vaş çok kül­tür­lü kim­li­ği­ni kay­bet­miş ve tek kül­tür­lü bir ken­te dö­nüş­me­ye baş­la­mış­tır. Bu­gün, İstan­bu­l’­da bel­ki an­cak nü­fu­su­nun yüz­de 1’i, hat­ta bir­çok yer­de -çok da­ha has­sas in­ce­ler­se­niz- yüz­de 1’in bi­le al­tın­da olan bir kıs­mı bu çok kül­tür­lü kent do­ku­su için­de ya­şar hâlde­dir.

Ne­dir İstan­bu­l’­un bu­gün­kü du­ru­mu? Na­sıl bir de­ği­şik­lik var­dır İstan­bu­l’­da? Çok kül­tür­lü­lük ne­dir? Çok kül­tür­lü­lük bir ay­rış­ma, bir bö­lün­me de­ğil­dir. Çok kül­tür­lü­lük, fark­lı inanç grup­la­rın­dan olan in­san­la­rın, fark­lı kül­tür­ler­den olan in­san­la­rın bir ara­da, bir­lik ve bü­tün­lük için­de ya­şa­ma­sıy­la olu­şan bir an­la­yış­tır ve yüz­yıl­lar bo­yu İstan­bul bu­nu ya­şa­mış­tır. Ay­nı so­kak­ta, ay­nı ma­hal­le­de, yan ya­na ev­ler­de fark­lı inanç­lar­dan in­san­lar kom­şu­luk ya­pa­rak, ken­di de­ğer­le­ri­ni pay­la­şa­rak ya­şa­mış­lar­dır, ço­cuk­la­rı­nı bir ara­da bü­yüt­müş­ler­dir. Fark­lı ai­le­le­rin ço­cuk­la­rı okul­lar­da yan ya­na sı­ra­lar­da oku­muş­tur.

MU­RAT YIL­DI­RIM (Ço­rum) – İzin ver­me­di­niz ki.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - Şim­di, bir de bu­gü­ne ba­ka­lım. Bu­gün, İstan­bu­l’­da çok kül­tür­lü­lük­ten eser kal­ma­dı­ğı gi­bi, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, çağ­daş Türk kül­tü­rün­den de eser kal­ma­ma­ya baş­la­mış­tır.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Linç et­ti­niz öğ­ren­ci­le­ri, linç.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - İstan­bu­l’­da çağ­daş Türk kül­tü­rü­nün ya­nın­dan geç­me­di­ği böl­ge­ler, kur­ta­rıl­mış âde­ta kök­ten din­ci get­to­lar oluş­muş­tur ve bu get­to­la­rın olu­şu­mun­da AKP İkti­da­rı­nın ta­şı­dı­ğı zih­ni­ye­tin ne ka­dar önem­li ol­du­ğu­nu, bu bas­kı­la­rın, bu tel­kin­le­rin, bu get­to­la­rın oluş­ma­sın­da, ta­ri­kat odak­lı get­to­la­rın oluş­ma­sın­da ne ka­dar et­kin ol­du­ğu­nu İstan­bu­l’­da ya­şa­yan­lar çok açık­lık­la gör­mek­te­dir­ler.

MU­RAT YIL­DI­RIM (Ço­rum) – İkna oda­la­rı oluş­tur­du­nuz.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - Ba­zı ma­hal­le­ler var­dır ki so­kak­la­rın­da yü­rü­ye­mez­si­niz, so­kak­la­rın­dan ge­çe­mez­si­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)  İstan­bul, çok kül­tür­lü bir kent ol­mak­tan, ne ya­zık ki kök­ten din­ci get­to­la­rın oluş­tu­ğu bir ken­te dö­nüş­tü­rül­müş­tür.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – At­ma! At­ma! (CHP sı­ra­la­rın­dan “Otur ye­ri­ne” ses­le­ri)

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - Ve bu, AK­P’­nin uy­gu­la­dı­ğı kül­tür po­li­ti­ka­la­rı­nın so­nu­cu­dur, AK­P’­nin top­lu­ma sun­du­ğu rol mo­del­le­ri­nin so­nu­cu­dur.  Bu ger­çe­ği gör­mez­den ge­le­rek, İstan­bu­l’­un kül­tür so­run­la­rı­na çö­züm ge­ti­re­mez­si­niz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Bu­ra­sı mi­ting mey­da­nı de­ğil.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - İstan­bu­l’­u çok kül­tür­lü bir Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti­ne bu an­la­yış içe­ri­sin­de dö­nüş­tür­me­niz ne ya­zık ki müm­kün de­ğil­dir.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Eri­ye­rek bi­ti­yor­su­nuz, eri­ye­rek.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) - Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kı­mıy­la il­gi­li bu­gün İstan­bul hal­kı­nın dü­şün­ce­si ne­dir bi­li­yor mu­su­nuz? Ni­çin İstan­bu­l’­da­ki ay­dın­lar, bi­lim adam­la­rı, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ve hal­kın çok önem­li bir kıs­mı bu yı­kı­ma kar­şı çı­kı­yor? Çün­kü, di­yor ki in­san­lar: “Aca­ba bu yı­kı­mın al­tın­da han­gi si­ya­set ya­tı­yor?”

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ser­ter, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Eri­di­niz, bit­ti­niz.

BAŞ­KAN - Ek bir da­ki­ka­lık sü­re ve­ri­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Bit­ti­niz, tı­kan­dı­nız!

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Siz ba­na mü­da­ha­le et­me­yi is­te­di­ği­niz ka­dar sür­dü­rün ar­ka­daş­lar. Ben, bu­ra­da, bu kür­sü­de de­mok­ra­tik hak­kı­mı kul­la­nı­yo­rum ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si adı­na söz alı­yo­rum. Ora­da ye­ri­niz­den ba­ğı­ra­ca­ğı­nı­za, be­nim ko­nuş­ma­mı en­gel­le­ye­ce­ği­ni­ze çı­kar, bu­ra­dan, söz alır, ko­nu­şur­su­nuz. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ko­nu­şur­su­nu­z… Şu an­da si­zin na­sıl ta­ham­mül­süz ol­du­ğu­nu­zu, na­sıl ger­çek­le­rin üs­tü­nü ört­me­ye ça­lış­tı­ğı­nı­zı Türk hal­kı iz­le­mek­te­dir. (AKP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler, CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Bu­ra­sı Mec­lis. Se­nin gel­di­ğin yer de­ğil bu­ra­sı!

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) – Sa­yın Baş­ka­n… Sa­yın Baş­kan, böy­le bir şey olur mu? Sa­yın Baş­kan, mü­da­ha­le edi­li­yor. Olur mu böy­le şey! Ne ka­dar ayıp!

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sı­na İstan­bu­l’­da­ki ay­dın­lar, İstan­bu­l’­da­ki sa­nat­çı­lar, İstan­bu­l’­da­ki bi­lim in­san­la­rı, İstan­bu­l’­da­ki si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı kar­şı çı­kı­yor ve her tür­lü ey­lem­le bu kar­şı du­ru­şu­nu sür­dü­rü­yor. Bu­na kar­şı­lık, or­ta­da bir pro­je yok­ken, ne ya­pı­la­ca­ğı bel­li de­ğil­ken, bir da­yat­may­la, ya­sa­nın bir mad­de­si hâli­ne Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kı­mı ge­ti­ri­li­yor ve Mec­li­se su­nu­lu­yor.

Şim­di, ben bu­ra­da­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ser­ter, sağ olun.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Bir da­ki­ka, bi­ti­ri­yo­rum.

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) – Baş­kan, bir da­ki­ka da­ha ve­rin, sö­zü­nü çok kes­ti­ler.

BAŞ­KAN – Ha­yır, ha­yı­r… (CHP sı­ra­la­rın­dan “Mü­da­ha­le var Sa­yın Baş­kan.” ses­le­ri)

Ar­ka­daş­lar, ba­kı­nız say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bir da­ki­ka­lık sü­re­yi ver­dim ve şu ana ka­dar hiç­bir mil­let­ve­ki­li ve hiç­bir ba­kan için mik­ro­fo­nu aç­ma­dım ve aç­ma­ya­ca­ğım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP sı­ra­la­rın­dan “Mü­da­ha­le var.” ses­le­ri)

Sa­yın Ser­ter, te­şek­kür edi­yo­rum. Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ser­ter.

FAT­MA NUR SER­TER (De­vam­la) – Sa­yın Baş­ba­ka­nın re­fe­ran­dum ko­nu­sun­da­ki se­çi­mi­ni ha­tır­la­tı­yo­rum si­ze.

İstan­bul re­fe­ran­du­mu­nu yap­mış­tır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler, CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Ayıp, ayıp!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Hay­di yal­lah!

BAŞ­KAN – Sa­yın Çer­çi­… Sa­yın Çer­çi­… (AK Par­ti ve CHP sı­ra­la­rın­dan aya­ğa kalk­ma­lar, gü­rül­tü­ler)

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­… Sa­yın grup baş­kan ve­kil­le­ri, lüt­fe­n…

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) – Sa­yın Baş­kan, öy­le “yal­lah mal­lah” ne de­mek?

BAŞ­KAN - Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar.

Sa­yın Bay­rak­tar, bu­yu­run efen­dim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, yer­le­ri­ni­ze otu­ru­nuz lüt­fen.

MEH­MET ÇER­Çİ (Ma­ni­sa) – Ko­nuş­ma­sı­nı öğ­ren­sin ön­ce, ko­nuş­ma­sı­nı! (AK Par­ti ve CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen yer­le­ri­ni­ze otu­ru­nuz.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 2010 yı­lı­nı, İstan­bu­l’­u Av­ru­pa­’­nın kül­tür baş­ken­ti ya­pa­cak­ken, geç­miş ta­ri­hi­miz­de fark­lı din­le­re, fark­lı inanç­la­ra sa­hip in­san­lar­la bir ara­da ya­şa­dı­ğı­mı­zı vur­gu­lar­ken, bir­bi­ri­mi­ze bu ka­dar ta­ham­mül­süz­lü­ğü­müz doğ­ru­su uy­gun ol­mu­yor. Lüt­fen, ik­ti­dar ve mu­ha­le­fet sı­ra­sın­da­ki ar­ka­daş­la­rı­mız ko­nu­şur­lar­ken, din­ler­ken, bir­bir­le­ri­ne iti­na gös­ter­sin­ler, sükûne­ti sağ­la­sın­lar. Bü­tün ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­lar­dan da Ge­nel Ku­ru­la hi­tap et­me­le­ri­ni ri­ca edi­yo­rum.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, eğer lüt­fe­dip bu uya­rı­nı­zı ha­tip ko­nu­şur­ken yap­say­dı­nız çok da­ha mak­bu­le ge­çe­cek­ti.

Te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan,  bu ar­ka­da­şı­mız ka­çın­cı de­fa  ko­nu­şu­yor? Grup adı­na mı ko­nu­şu­yor? Çık­sın baş­ka­sı ko­nuş­sun.

BAŞ­KAN – Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu ko­nu­da­ki dik­ka­ti­mi siz­ler de bi­li­yor­su­nuz. Ar­ka­daş­la­rı­ma her za­man söy­le­dim. Seh­ven at­lan­mış şey­ler ola­bi­lir, ama bu her­kes için ge­çer­li­dir. Ba­kı­nız, bir ta­raf­ta aya­ğa kal­kıp iti­ra­zı­nı ses­len­di­ren ar­ka­da­şı­mız yan­lış ya­par­ken bir ta­raf­tan da onun üze­ri­ne doğ­ru yü­rü­yen ar­ka­daş­lar ay­nı yan­lı­şı yap­mak­ta­dır. Siz­ler, Grup Baş­kan Ve­ki­li ola­ra­k…

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) – Sa­yın Baş­kan, ke­li­me­le­ri duy­ma­dı­nız herhâlde “Yal­lah!” di­yor. Ne de­mek yal­lah?

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) – Ni­ye en­gel ol­ma­dı­nız?

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, siz sükûnet­ten ya­na mı­sı­nız yok­sa işi alev­len­dir­mek­ten ya­na mı­sı­nız? Ne olu­yor?

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) – Yan­lış ya­pı­yor­su­nuz Sa­yın Baş­kan. Çok ayıp ol­du Sa­yın Baş­kan. Olur mu böy­le şey?

BAŞ­KAN – Eve­t… Lüt­fe­n…

ENİS TÜ­TÜN­CÜ (Te­kir­dağ) – Mü­da­ha­le et­me­di­niz. Olur mu böy­le şey? En­gel ola­cak­tı­nız Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Sa­kin ola­lım.

Evet, Sa­yın Bay­rak­tar, bu­yu­run efen­dim.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; 16 sı­ra sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ko­nu­sun­da­ki ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 4’ün­cü mad­de­si ile il­gi­li şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Mad­de­nin içe­ri­ği­ne gir­me­den ön­ce, be­nim de il­gi ala­nı­ma ve kıs­men de sa­taş­ma ol­du­ğu an­la­mı­na ge­len, 1994 yı­lı ön­ce­si İstan­bul yön­te­mi­ne yö­ne­lik, bir De­ğer­li Ho­ca­mı­zın de­ğer­len­dir­me­le­ri­ne ce­vap ver­me­den sö­ze gir­mek is­te­mi­yo­rum, çün­kü biz de İstan­bu­l’­da ya­şı­yo­ruz, kıs­men ye­rel yö­ne­tim­ler­de söz sa­hi­bi ol­du­ğu­muz 1994 yı­lı ve son­ra­sı, ar­ka­sın­dan 58, 59 ve 60’ın­cı Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti ola­rak, Par­la­men­to ola­rak yap­tık­la­rı­mız var.

“İs­tan­bul ya­şan­maz bir il.” di­yen­le­re ce­vap ver­mek is­ti­yo­rum. 59, 60 ta­ne Hükûmet ku­rul­du. Mer­kezî hükûme­tin 58 ta­ne­si, özel­lik­le de 1970’li yıl­lar­dan bu ya­na, in­san­la­rı­mız doğ­du­ğu yer­de do­ya­ma­dı­ğı için, Ana­do­lu böl­ge­le­ri­ni, özel­lik­le Gü­ney­do­ğu, Do­ğu, İç Ana­do­lu ve Ka­ra­de­niz Böl­ge­le­rin­de­ki in­san­la­rı­mı­za ya­tı­rım, is­tih­dam, iş, aş, eği­tim, sos­yal gü­ven­lik ve sağ­lık hiz­met­le­rin­den mah­rum bı­ra­kıl­dık­la­rı için, ta­şı top­ra­ğı al­tın İstan­bu­l’­a ni­çin göç et­ti­ler? Bu göç­le yıl­da 400 bin, 500 bin in­san İstan­bu­l’­a ge­lin­ce ye­ni bir Es­ki­şe­hir, ye­ni bir Kay­se­ri oluş­tu, hem ye­rel yö­ne­tim hem mer­kezî yö­ne­tim hem si­vil top­lum ör­güt­le­ri İstan­bu­l’­un ih­ti­ya­cı olan ko­nu­tu, alt­ya­pı, ula­şım, tra­fik, sağ­lık, sos­yal gü­ven­lik, te­miz­lik hiz­met­le­ri­ni ye­ri­ne ge­ti­re­me­di­ler. Do­la­yı­sıy­la, so­rum­lu­lu­ğu, su­çu hep bir­lik­te dü­şü­ne­lim.

1994 yı­lı ön­ce­si -ba­kın, elim­de bir bel­ge var- tam 30 ta­ne be­le­di­ye baş­ka­nı İstan­bu­l’­da gö­rev yap­mış. Bun­la­rın 19 ta­ne­si ata­ma ile, 11 ta­ne­si ise se­çim­le gö­re­ve gel­miş. Bun­la­rın 5 ta­ne­si Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li, 1 ta­ne­si Ana­va­tan Par­ti­li, 1 ta­ne­si Ada­let Par­ti­li ve di­ğer­le­ri, AK Par­ti Ge­nel Baş­ka­nı­mı­zın 1994 yı­lın­da baş­la­yan AK Par­ti an­la­yı­şı ve ara­da baş­ka par­ti­ler de ol­du ama bi­ze mal edi­yor­lar. 1994 yı­lı İstan­bu­l’­u bir ha­tır­la­ya­lım. Ba­kın, göç­ler­le 10 mil­yon nü­fu­su ba­rın­dır­mak zo­run­da ka­lan İstan­bu­l’­da­ki in­san­la­rı­mız, en önem­li ih­ti­yaç ola­rak sun­du­ğu ve ar­zu et­ti­ği su­suz­luk im­ti­ha­nıy­la kar­şı kar­şı­ya kal­dı. Su­lar ak­mı­yor­du. Akan su­lar da­… Na­sıl ak­tı­ğı­nı her­kes bi­li­yor, bu­nu da­ha kim­se unut­ma­dı ve so­kak­lar çöp dağ­la­rın­dan ge­çil­mi­yor­du. Hat­ta Sa­yın Ho­ca­mın bah­set­ti­ği yüz­de 20 mut­lu ve kül­tü­rel zen­gin­lik­ler­le do­na­tıl­mış olan il­çe­ler dâhil, ya­ni Sir­ke­ci, Emi­nö­nü, Fa­tih, Be­yoğ­lu, Ka­dı­köy, Üs­kü­dar, Be­şik­taş, Şiş­li dâhil ol­mak üze­re ha­va kir­li­li­ği oran­la­rı o ka­dar yük­sel­miş, o ka­dar yük­sel­miş ki her gün ga­ze­te ve te­le­viz­yon­lar ha­va kir­li­li­ği ra­po­ru ver­mek zo­run­da ka­lı­yor­lar­dı. Met­re­küp ba­şı­na 1.150 mik­rog­ram kü­kürt­di­ok­sit içer­di­ği gün­le­ri unut­ma­dık. İngil­te­re­’­de 1950-1954’lü yıl­lar­da 750 mik­rog­ram kü­kürt­di­ok­sit içe­ren ha­va kir­li­li­ği so­nu­cu 50 ki­şi­nin öl­dü­ğü o gün­le­ri ha­tır­lı­yo­ruz ve top­lu ölüm­le­re ve­si­le ola­bi­le­cek bu ha­va kir­li­lik ora­nın­dan bu­gün İstan­bu­l’­u dün­ya­nın en te­miz kent­le­ri hâli­ne kim ge­tir­di?

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Kim ge­tir­di?

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) - AK Par­ti an­la­yı­şı ge­tir­di. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Yap­ma Al­lah aş­kı­na, olur mu öy­le şey!

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – Son­ra çöp dağ­la­rı­nı kim kal­dır­dı? Ba­kın, ben Be­yoğ­lu­’­na be­le­di­ye baş­ka­nı olur­ken ay­nı ön yar­gı­lar­la “Ey­vah Be­yoğ­lu ka­rar­dı, Be­yoğ­lu git­ti, kül­tür git­ti, sa­nat git­ti!” di­yen­le­re ha­tır­la­tı­yo­rum.

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Za­ten git­miş, en faz­la siz yap­tı­nız!

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) - Yü­rün­me­yen so­kak­lar­da yü­rü­nür, ter­te­miz cad­de­ler, so­kak­la­r… Kül­tü­rüy­le, sa­na­tıy­la, şen­li­ğiy­le, si­ne­ma­sıy­la Tür­ki­ye­’­de ilk kez si­ne­ma gün­le­ri­ni kut­la­yan be­le­di­ye baş­ka­nı ben ol­dum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Bı­rak şim­di bun­la­rı!

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) - İstik­lal Cad­de­sin­de ve ara so­kak­lar­da, ar­ka so­kak­lar­da ne­le­rin ya­pı­lıp ya­pıl­ma­dı­ğı­nı şu an­da sı­ra­la­ya­cak de­ği­lim. Ama su­suz­lu­ğa çö­züm, kül­tür ve sa­na­ta yö­ne­lik ya­tı­rım­la­rı yap­ma­ya, Ha­li­ç’­in kir­li ol­du­ğu o dö­nem­ler­de ya­şan­ma­yan, kok­lan­ma­yan Ha­liç ve Mar­ma­ra de­niz­le­rin­de yü­zü­lür du­ru­ma ge­liş ba­sit bir olay de­ğil.

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Siz mi yap­tı­nız? Siz ta­rih­le­ri ka­rış­tı­rı­yor­su­nuz, za­ma­nı ka­rış­tı­rı­yor­su­nuz!

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) - Ye­şil­den mah­rum ka­lan İstan­bul, fert ba­şı­na 3,5-4 met­re­ka­re ye­şil alan dü­şen İstan­bu­l’­da bu­gün fert ba­şı­na 7 met­re­ka­re­nin üs­tün­de ye­şil alan­lar ve ağaç­lan­dır­ma­lar­la zen­gin­leş­ti­ri­li­yor.

El­bet­te, bu ara­da fa­kir ve fu­ka­ra­nın var­lı­ğı­nı biz inkâr et­mi­yo­ruz ve cid­di so­run­lar­la kar­şı kar­şı­ya kal­dı­ğı­mız İstan­bu­l’­da eği­tim­de, sağ­lık­ta, sos­yal gü­ven­lik­te hem mer­kezî yö­ne­tim hem de ye­rel yö­ne­tim­ler cid­di hiz­met­ler yap­tı­lar ve bu hiz­met­le­ri ya­pan be­le­di­ye baş­kan­la­rı­mız­dan bü­yük bir bö­lü­mü bu­ra­da. Üç dö­nem üst üs­te be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nı na­sıl ka­zan­dı­lar bu ar­ka­daş­lar? Hal­kı mut­lu et­tik­le­ri için ka­zan­dı­lar, mem­nun et­tik­le­ri için ka­zan­dı­lar.(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Bra­vo” ses­le­ri, al­kış­lar)

AK Par­ti an­la­yı­şı ne­den bi­rin­ci dö­nem yüz­de 34,5; ikin­ci dö­nem yüz­de 47 oy­la ik­ti­da­ra gel­di? Be­le­di­ye­ler­de baş­lat­mış ol­du­ğu hiz­met­le­ri de­vam et­tir­di­ği için ik­ti­da­ra gel­miş ol­du. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Hâlâ bu an­la­yış­la­rı eğer siz göz ar­dı eder de ulu or­ta if­ti­ra­lar­la, ulu or­ta yan­lış­lar­la de­ğer­len­dir­me­ler ya­pa­cak olur­sa­nız, bu mu­ha­le­fet an­la­yı­şıy­la de­vam ede­cek olur­sa­nız, ge­le­cek dö­nem­de akı­be­ti­ni­zi me­rak edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Bay­rak­tar, Sa­yın Bay­rak­tar, bir da­ki­ka efen­dim.

HAK­KI SU­HA OKAY (An­ka­ra) – Sen ken­di ge­le­ce­ği­ne bak!

BAŞ­KAN – Evet, bir da­ki­ka­lık sü­re­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – Ta­bi­i, mad­de­nin as­lı­na geç­me şan­sı ol­mu­yor. Kül­tür ve sa­nat­la il­gi­li ya­tı­rım­la­ra yö­ne­lik fa­a­li­yet­le­ri yü­rü­tür­ken de “Yık­ma ile kül­tür ve sa­nat ko­run­maz.” di­yen­le­re ha­tır­lat­mak ge­re­kir. Eğer muh­te­mel bir dep­rem­de yı­kıl­mak­la kar­şı kar­şı­ya ka­lan ve bu­gün­kü ih­ti­yaç­la­ra, ça­ğın ge­liş­me­le­ri­ne, tek­no­lo­jik ve çağ­daş an­la­yış­la­ra hiz­met ver­mek­te yok­sun ka­lan bir te­sis, el­bet­te, kül­tür ve ta­bi­at var­lık­la­rı ko­ru­ma ku­rul­la­rı­nın ona­yı ve pro­je des­te­ğiy­le, ya­rış­may­la oluş­tu­ru­la­cak bir pro­jey­le da­ha gü­ze­li­ni in­şa et­mek biz­le­rin gö­re­vi ola­cak­tır.

Ba­kın, ben, bir mad­de­de baş­ka şey an­la­ta­ca­ğım. Ulus­la­ra­ra­sı tu­rist­le­rin İstan­bu­l’­a gel­dik­le­rin­de ve gez­dik­le­rin­de, Bi­zans eser­le­ri­ni, Os­man­lı eser­le­ri­ni, Ja­pon ve Al­man eser­le­ri­ni ve cum­hu­ri­yet eser­le­ri­ni mu­ka­ye­se eder­ken ne­le­ri söy­le­dik­le­ri­ni, ne şekil­de ce­vap ver­mek zo­run­da kal­dı­ğı­mı bir son­ra­ki mad­de­ler­de siz­ler­le pay­la­şa­ca­ğım.

Bu ka­nu­nun ha­yır­lı ol­ma­sı te­men­ni­siy­le, gü­zel­lik­le­ri tar­tı­şa­lım, da­ha gü­zel or­tam oluş­tu­ra­lım, da­ha gü­zel ko­nu­lar­da ya­rı­şa­lım, bun­lar­da va­rız. Ha­yır­lı ol­ma­sı di­le­ğiy­le he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, tabii ki 70 ci­va­rın­da İstan­bul mil­let­ve­ki­li­miz var, pek çok bi­ri­ki­mi olan ar­ka­daş­la­rı­mız da is­ter aka­de­mis­yen ola­rak, is­ter be­le­di­ye baş­ka­nı ola­rak, is­ter baş­ka şekil­de gö­rüş ve dü­şün­ce­le­ri­ni İstan­bu­l’­la il­gi­li ola­rak an­la­ta­cak­lar. Ama bi­raz da­ha sa­kin, bi­raz da­ha sükûnet­le an­la­tır­lar­sa he­pi­miz hem cüm­le­le­ri iyi ta­kip ede­riz hem de müs­te­fit olu­ruz. İstir­ham edi­yo­rum.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Öz­lem Tür­kö­ne.

Sa­yın Tür­kö­ne, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka Sa­yın Tür­kö­ne.

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şa­irin de­di­ği gi­bi, uma­rım bu­gün İstan­bu­l’­u din­le­ye­bi­li­riz, ama on­dan ön­ce ben bir hu­su­sa de­ğin­mek is­ti­yo­rum. Bu­gün, çok kül­tür­lü­lük­ten bah­se­den, de­mok­ra­si­den bah­se­den, fark­lı­lık­la­ra ta­ham­mül et­mek­ten, dinî inanç ve hür­ri­yet­le­re say­gı gös­ter­mek­ten bah­se­den­le­rin bir baş ör­tü­sü­ne, bir bez par­ça­sı­na na­sıl ta­ham­mül ede­me­di­ği­ni biz gö­rü­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, CHP ve MHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Biz bun­la­rı gö­rü­yo­ruz.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Bez par­ça­sı de­ğil ha­nı­me­fen­di!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – İstis­mar edi­yor­su­nuz, is­tis­mar!

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Bez par­ça­sı de­ğil ha­nı­me­fen­di o!

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Si­ze ya­kış­mı­yor, bir ba­yan ola­rak si­ze ya­kış­mı­yor!

HAK­KI SU­HA OKAY (An­ka­ra) – Tah­rik et­me, tah­rik et­me!

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – Oku­ma yaz­ma oran­la­rın­dan bah­se­den, ka­dın­la­rın çağ­daş nok­ta­la­ra, çağ­daş yer­le­re gel­me­sin­den bah­se­den­le­rin, üni­ver­si­te ka­pı­la­rın­da na­sıl ba­şör­tü­lü ka­dın­la­rı­mı­zı mağ­dur et­ti­ği­ni de çok iyi bi­li­yo­ruz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Ge­çen dö­nem böy­le ko­nu­şan­la­rı Tay­yip lis­te­ye koy­ma­dı kı­zım!

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – Evet de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul de­mok­ra­si­nin be­şi­ği, İstan­bul çok kül­tür­lü­lü­ğün be­şi­ği­dir. Ön­ce­lik­le he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­gün, 4’ün­cü mad­de­ye iliş­kin ola­rak -ka­nun ta­sa­rıy­la il­gi­li ola­rak- ko­nu­şa­ca­ğım ve İstan­bu­l’­un bir kül­tür baş­ken­ti ilan edil­miş ol­ma­sı, zen­gin ta­rih ve kül­tür mi­ra­sı­nın sa­hi­bi ola­rak biz­ler için çok gu­rur ve­ri­ci. Ama, bir İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak duy­du­ğum ila­ve mut­lu­lu­ğu siz­ler­le bu­ra­da, hu­zu­ru­nuz­da da pay­laş­mak is­ti­yo­rum.

Tür­ki­ye, bu fır­sa­tı İstan­bu­l’­un şanı­na uy­gun bir şekil­de kul­lan­ma­lı­dır. Üze­rin­de ko­nuş­tu­ğu­muz ka­nun ta­sa­rı­sı da bu fır­sa­tı İstan­bu­l’­un renk­li ve zen­gin geç­mi­şi­ne uy­gun bir can­lı­lık­la, et­kin bir bi­çim­de kul­lan­mak için ha­zır­lan­mış­tır.

2000 yı­lın­dan bu ya­na ge­rek ye­rel yö­ne­tim­ler ge­rek­se mer­kezî yö­ne­tim­ler, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı, top­lu­mun pek çok fark­lı ke­si­mi ve gö­nül­lü­ler ba­şa­rı­lı gi­ri­şim­ler­de bu­lun­du­lar. An­cak, bu­gün Mec­li­si­miz­de gö­rüş­me­le­ri­ni yap­tı­ğı­mız ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sı du­ru­mun­da bü­tün bu gi­ri­şim ve ça­lış­ma­la­rın ko­or­di­nas­yo­nu­nu sağ­la­ya­cak, bir tü­zel ki­şi­li­ği ha­iz ol­mak­la bir­lik­te özel hu­kuk ku­ral­la­rı­na ta­bi İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı ku­rul­mak­ta­dır.

Bu Ajans, 2010 yı­lı­na dek İstan­bu­l’­un bir kül­tür ken­ti ola­rak ken­di­ni do­na­ta­bil­me­si, her tür­lü alt­ya­pı, dü­zen­le­me ve çer­çe­ve ça­lış­ma­la­rı­nı tüm ek­sik ve ih­ti­yaç­la­rı göz önü­ne ala­rak yü­rü­te­bil­me­si ve il­gi­li bi­rim­ler ara­sın­da­ki ko­or­di­nas­yo­nun ya­pı­lan­dı­rı­la­bil­me­si için hız­lı, et­kin, sis­te­ma­tik bir or­ga­ni­ze et­me iş­le­mi­ni yü­rüt­mek­te­dir.

Ta­bi­i, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, “İs­tan­bul” is­mi­ni zik­re­der­ken tam ma­na­sıy­la biz ne­yi kas­te­di­yo­ruz, ne­den bah­se­di­yo­ruz ve ne­yi an­lı­yo­ruz? Bu­nu ha­tır­la­ma­yı ben çok önem­si­yo­rum.

Çağ­lar bo­yun­ca en uzun ömür­lü üç im­pa­ra­tor­lu­ğun baş­kent­li­ği­ni sa­hip­le­nen, yüz­yıl­lar bo­yu dün­ya­nın kül­tür mer­ke­zi ol­ma gö­re­vi­ni fi­i­len üst­le­nen bir şehir­den söz edi­yo­ruz. Sa­yı­sız­ca iç içe geç­miş top­lum­sal kül­tü­rel kat­man­lar­dan, gö­rül­me­miş bir ev­ren­sel zen­gin­li­ğin çok can­lı iz­le­rin­den ve dün­ya­nın fark­lı yer­le­rin­den bes­le­nen bir di­na­mizm­den bah­se­di­yo­ruz. Fark­lı kül­tür­le­rin ba­rış için­de ya­şa­dı­ğı top­lum­sal bir mu­ta­ba­ka­tın adın­dan, bir mü­kem­mel uyum­dan, bir yö­ne­tim mu­ci­ze­sin­den, Os­man­lı­dan bah­se­di­yo­ruz kı­sa­ca.

Yal­nız­ca bir kah­ra­man­lık­lar des­ta­nın­dan iba­ret ol­ma­yan ta­ri­hin renk­li yüz­le­rin­den, ya­ni Se­li­m’­in mü­zi­ğin­den, Sü­ley­ma­n’­ın şi­irin­den, Ab­dül­ha­mi­t’­in ah­şap iş­le­rin­den ko­nu­şu­yo­ruz. Vi­val­di­’­nin Ros­si­’­nin ve Mo­zar­t’­ın il­ha­mı­nı ödünç al­dı­ğı, Aya­sof­ya­’y­la Sul­ta­nah­me­t’­in her sa­bah ve her ak­şam eği­le­rek bir­bir­le­ri­ni se­lam­la­dık­la­rı bir kül­tür­ler kav­şa­ğı yü­zü­mü­zü çe­vir­di­ği­miz as­lın­da. Bü­tün dün­ya­nın ken­di acı­la­rı için­de has­ret­le ta­sav­vu­ru­nu çiz­di­ği böy­le bir uy­gar­lık­lar ka­rı­şı­mın­dan bah­se­di­yo­ruz ve dem vu­ru­yo­ruz.

Çok kıy­met­li mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, dik­kat bu­yu­ru­nuz. Ta­şı­na ve top­ra­ğı­na sim­ya­nın sih­ri ka­rış­mış, al­tın İstan­bu­l’­un şanı­na ya­ra­şır bir şekil­de dün­ya baş­ken­ti ol­ma­sı­nı ko­nu­şu­yo­ruz biz­ler bu­ra­da. Gü­nü­müz dün­ya­sın­da onu ta­nım­lar­ken el­bet­te denk­lem­ler de­ğiş­miş­tir. An­cak, İstan­bul, kar­ma­şık­lı­ğın, fark­lı­lı­ğın ve çe­şit­li­li­ğin ha­ri­ku­la­de dü­ze­ni ol­ma sı­fa­tı­nı as­la yi­tir­me­miş­tir.

Bu­gün dün­ya­nın dört bir ya­nın­da ve Av­ru­pa­’­da ya­şa­nan ge­ri­lim­ler, et­nik ve din­sel top­lu­luk­lar ara­sın­da bü­yü­yen çat­lak­lar, yük­se­le­rek kat­la­nan sos­yal ve eko­no­mik so­run­lar hak­kın­da he­pi­miz bu­ra­da kay­gı­lı­yız. 21’in­ci As­rın ta­ri­he is­mi­ni “kent­ler yüz­yı­lı” adıy­la yaz­dı­ra­cak ol­ma­sı, bu kay­gı­la­rı or­ta­dan kal­dı­ra­bil­mek için bir fır­sat­tır.

Kent­ler, iç­le­rin­de iş­ti­gal eden in­san nü­fu­su bel­li bir ta­ban sa­yı­sı­nın üze­rin­de sey­ret­ti­ği için kent de­ğil­ler­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ke­sil­di)

BAŞ­KAN – Sa­yın Tür­kö­ne, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

Bu­yu­run.

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – Ben bu ve­si­ley­le 2010 yı­lın­da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti sı­fa­tıy­la taç­la­na­cak olan ve bu sı­fa­tı za­ten hak eden ve yüz­yıl­lar­dır ta­şı­yan İstan­bu­l’­u­mu­zun ön­der­li­ğin­de ül­ke­mi­zin ümit ve is­tik­ba­li ol­du­ğu­nu dü­şü­nü­yo­rum ve bir­kaç gün ön­ce İstan­bu­l’­da ga­yet do­ğal bir coş­kuy­la ifa­de­si­ni bu­lan Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı kut­la­ma­la­rı­na da şahit ol­du­ğu­mu­zu ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum. An­ka­ra­’­dan, Ay­dı­n’­dan ve Hakkâri­’­den iz­len­di­ğin­de içi­mi­zi ısı­ta­rak yü­re­ği­mi­ze su ser­pen, bi­zi so­ğuk stad­yum­la­rın ru­tin­le­rin­den çı­ka­rıp din­le­me­ye ça­ğı­ran gö­rün­tü­ler­di bun­lar. Onun, İstan­bu­l’­un, yüz­yıl­lar­dır fa­sı­la­sız­ca an­lat­ma­yı sür­dür­dü­ğü bir hikâye­si var, lüt­fen ku­lak ve­re­lim. Bir an ol­sun şa­irin la­fı­na uya­lım ve İstan­bu­l’­u din­le­ye­lim. İstan­bul an­la­tı­yor ve biz, ona, onu yal­nız­ca din­le­ye­rek ve­re­ce­ği­miz ta­rihî fır­sa­tın çok kes­kin vi­ra­jın­da­yız.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Evet, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Ba­kan, İstan­bul 1 Nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu, 1993’te Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ni ko­run­ma­sı ge­re­ken kül­tür var­lı­ğı ola­rak tes­cil et­miş. Bu ka­rar bu­gün için ge­çer­li mi? Eğer bu­gün için bu ka­rar ge­çer­li ise, bir ya­sa de­ği­şik­li­ğiy­le, Par­la­men­to, ken­di­si­ni na­sıl Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun ye­ri­ne ko­yup yı­kım ka­ra­rı ala­bi­li­yor? Par­la­men­to­nun böy­le bir yet­ki­si­nin ol­ma­dı­ğı ka­nı­sın­da­yım. Bu ko­nu­da bil­gi lüt­fe­der­se­niz se­vi­ni­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ağ­yüz, bu­yu­run.

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Bu ya­sa­yı ale­la­ce­le ge­çir­me gi­ri­şi­min­de bu­lu­nan ar­ka­daş­la­rı­mın özel­lik­le 23/11/2005 ta­rih­li Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la yü­rür­lü­ğe ko­nu­lan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Gi­ri­şim Gru­bu ka­ra­rı­nı göz­den ge­çir­me­le­ri la­zım. İki yıl geç­miş bu ka­rar ge­çe­li, şim­di ale­la­ce­le de­ma­go­jiy­le ken­di yap­tık­la­rı hiz­met­le­ri an­la­ta­rak ve Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu­nu da bu ya­sa­yı en­gel­le­mek­le suç­la­ya­rak, yan­gın­dan mal ka­çı­rır gi­bi uy­gu­la­nan tav­rı ka­bul et­mek müm­kün de­ğil­dir.

So­rum: Bu ya­sa, ajans kur­ma­yı öne çı­ka­ran bir ya­sa­dır. Bu ya­sa, Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın de­di­ği gi­bi, sa­de­ce ser­gi, kül­tü­rel et­kin­lik dü­zen­le­mek için de­ğil, res­to­ras­yon ya­pa­cak, kent­sel dö­nü­şü­mün ön­der­li­ği­ni ya­pa­cak ve rant sağ­la­ya­cak. Ajan­sa ve­ril­me­si­ni ben de­mok­ra­tik, say­dam, ka­tı­lım­cı bul­mu­yo­rum ve bu ya­sa­nın da İstan­bu­l’­u kül­tür baş­ken­ti yap­ma­ya öna­yak ola­cak bir ya­sa ol­ma­dı­ğı için, bu ajan­sın ne­den ku­rul­du­ğu­nu, ne­den ba­kan­lık­lar ara­sı eş­gü­dü­mün sağ­lan­ma­dı­ğı­nı ikin­ci kez Sa­yın Ba­ka­na sor­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ağ­yüz.

Sa­yın Si­pa­hi­…

KA­MİL ER­DAL Sİ­PA­Hİ (İzmir) – Efen­dim, biz, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak bir öne­ri­de bu­lun­duk. An­cak ben, Sa­yın Ba­ka­na bu öne­ri­nin ne­de­ni­ni sor­mak is­ti­yo­rum. Bi­raz son­ra di­ğer mad­de­ler­de ko­or­di­nas­yon ku­ru­lu, da­nış­ma ku­ru­lu ve yü­rüt­me ku­ru­lu­nu tar­tı­şa­ca­ğız. Bi­li­yor­su­nuz, bu kül­tür mi­ras­la­rı­nın en önem­li öge­le­rin­den bir ta­ne­si millî sa­ray­la­rı­mız İstan­bu­l’­da. Bu millî sa­ray­la­rı­mız, büt­çe­si da­hil, ne­re­ye bağ­lı? Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne bağ­lı. Pe­ki, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si bu ko­mis­yon­lar­dan her­han­gi bi­ri­sin­de var mı? Ha­yır, yok. Öne­ri­miz bu doğ­rul­tu­da­dır. Do­la­yı­sıy­la, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si de millî sa­ray­la­rın sa­hi­bi ola­rak      -ama Kül­tür Sa­nat Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı, da­ha di­ğer ko­or­di­nas­yon ku­ru­lun­da, di­ğer da­nış­ma ve yü­rüt­me ku­rul­la­rın­dan da- ge­ne uy­gun ev­saf­ta­ki Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si tem­sil­ci­le­ri­nin bu ko­mis­yo­na da­hil edil­me­si­nin uy­gun ola­ca­ğı inan­cın­da­yız. Bu ko­nu­da­ki öne­ri­mi­zi de Baş­kan­lık Di­va­nı­na sun­muş bu­lu­nu­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Si­pa­hi.

Sa­yın Me­len...

MİT­HAT ME­LEN (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Ben, Sa­yın Ba­ka­na “ajans” ke­li­me­si­nin ne­re­den bu­lun­du­ğu­nu sor­mak is­ti­yo­rum. Çün­kü ajans, ha­ki­ka­ten bi­raz zi­hin­le­ri ka­rış­tı­ran bir şey. Çün­kü Tür­ki­ye­’­de kal­kın­ma ajans­la­rı var, Ana­do­lu Ajan­sı gi­bi bir ajans var. Bu ne­re­den bu­ra­ya gir­di? Bu­nu me­rak edi­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Me­len.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Şim­di, “ajans” ke­li­me­si­nin kul­la­nıl­ma­sı da, bu çer­çe­ve­de bir ajans ku­rul­ma­sı da si­vil top­lu­mu önem­li öl­çü­de işin içi­ne kat­ma gay­re­tin­den kay­nak­la­nı­yor. Bu­ra­da baş­lan­gıç­tan be­ri ifa­de et­me­ye ça­lı­şı­yo­rum. Av­ru­pa Bir­li­ği­nin bu ka­ra­rı al­ma­sı, da­ha ön­ce, Hükûmet dı­şı si­vil bir gi­ri­şi­min gay­re­tiy­le, uzun sü­ren bir gay­re­tiy­le oluş­tu ve bu Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı alın­dı­ğı sı­ra­da da za­ten bu Av­ru­pa Bir­li­ği ka­ra­rı oluş­ma­mış­tı, on­dan son­ra­ki ta­rih­ler­de oluş­tu. Si­vil top­lu­mu işin içi­ne kat­ma­dan, eğer biz ta­ma­men Hükûmet ko­or­di­nas­yo­nu, resmî ör­güt­le­rin ko­or­di­nas­yo­nu için­de yap­sak, sa­nı­yo­rum İstan­bu­l’­un kül­tü­rel renk­li­li­ği­ni or­ta­ya çı­kar­ma ko­nu­sun­da çok da­ha resmî bir gö­rün­tü ve­re­bi­le­cek­tik ve asıl bu­nun ben­ce ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan eleş­ti­ril­me­si ge­re­kir­di. Bu ya­pı­lan­la­rın eleş­ti­ril­me­si­ni, si­vil top­lu­mun bu ha­re­ke­tin içi­ne bir ajans baş­lı­ğı al­tın­da, ak­tif bi­çim­de ve ağır­lık­lı bi­çim­de ka­tıl­mış ol­ma­sı­nı ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ısrar­la eleş­tir­me­si­ni doğ­ru­su ben an­la­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum.

1 no.lu Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­ra­rın­dan ben de baş­lan­gıç­ta söz et­tim. Bu­ra­da bi­raz da­ha ay­rın­tı­sı­nı ifa­de et­mek is­ti­yo­rum. 1993’te böy­le bir ka­rar var. 14/2/2007’de Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun baş­ka bir ka­ra­rı var AK­M’y­le il­gi­li ya­pıl­mış bu­lu­nan bir baş­vu­ru kar­şı­sın­da. “Mev­cut AKM bi­na­sı ye­ri­ne, İstan­bul 1 nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun 6/1/1999 gün ve 10521 sa­yı­lı tes­cil ka­ra­rın­da da be­lir­til­di­ği üze­re, AK­M’­nin Tak­sim Cum­hu­ri­yet Mey­da­nı­’n­da ol­ma­sı ve kül­tür mer­ke­zi iş­le­vi de göz önün­de bu­lun­du­ru­la­rak, ya­pıl­ma­sı dü­şü­nü­len ye­ni Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­ne iliş­kin ih­ti­yaç prog­ra­mı ve prog­ra­ma gö­re ya­pıl­ma­sı dü­şü­nü­len ya­pı­nın bir kon­sept pro­je ola­rak ku­ru­lu­mu­za su­nul­ma­sı ni­hai ka­ra­rın ve­ril­me­si için ge­rek­li­dir.” de­ni­li­yor. Ya­ni, Ko­ru­ma Ku­ru­lu “Da­ha ön­ce böy­le bir ka­rar var, bu çer­çe­ve­de bu­ra­da her­han­gi bir şey ya­pa­maz­sı­nız, bu­na do­ku­na­maz­sı­nız.” de­mi­yor, or­ta­ya ko­nu­la­cak olan ye­ni kon­sept pro­je­yi gör­mek is­ti­yor. Bu da Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun ka­ra­rı ve 2007 ta­rih­li bir ka­rar. Bu ka­rar çer­çe­ve­sin­de biz de bir ha­zır­lık ya­pıp Ko­ru­ma Ku­ru­lu önü­ne gö­tür­mek ve bu­nun mad­di alt­ya­pı­sı­nı oluş­tur­du­ğu­muz za­man, İstan­bu­l’­u ay­nı mekânda, da­ha ge­niş bir alan­da, da­ha mü­kem­mel, da­ha çağ­daş, da­ha mo­dern, da­ha tek­nik do­na­nı­mı yük­sek bir -tas­ri­hen söy­lü­yo­rum, al­tı­nı çi­ze­rek söy­lü­yo­rum- Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ne ka­vuş­tur­mak ni­yet ve ka­ra­rı­nı ifa­de edi­yo­ruz. Bun­da şid­det­le iti­raz edi­le­cek, her mad­de­de her ve­si­ley­le iti­raz edi­le­cek ne var­dır, doğ­ru­su an­la­mak­ta güç­lük çe­ki­yo­rum. İste­me­zük­çü bir zih­ni­ye­tin her ve­si­ley­le, her fır­sa­tı kul­lan­ma­ya ça­lı­şa­rak bu ka­dar yük­sek ses­le ifa­de edil­me­si ba­na çok çağ­daş, çok doğ­ru gel­mi­yor.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ön­ce ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­ta­ca­ğım, son­ra ay­kı­rı­lık­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 4. mad­de­sin­de­ki “özel hu­kuk” iba­re­si­nin “ka­mu hu­ku­ku” bi­çi­min­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni say­gı­la­rım­la arz ede­rim.      

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 4. mad­de­si­nin (2). fık­ra­sın­da yer alan “yö­ne­tim ku­ru­lu” iba­re­sin­den son­ra “de­ne­tim ku­ru­lu” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

          Çe­tin Soy­sal                             Ya­şar Ağ­yüz                                        Dur­du Öz­bo­lat

             İstan­bul                                  Ga­zi­an­tep                                          Kah­ra­man­ma­raş

                              Mu­har­rem İnce                            En­gin Al­tay

                                      Ya­lo­va                                         Si­nop

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor.

BAŞ­KAN – Sa­yın Soy­sal, ge­rek­çe­yi mi oku­ta­yım, yok­sa ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Ko­nu­şa­ca­ğım.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ön­ce bi­rin­ci mad­dey­le il­gi­li öner­ge­yi iş­le­me ko­yun.

BAŞ­KAN – Si­zin­ki bir son­ra ge­le­cek Sa­yın Genç. Efen­dim, lüt­fen iyi ta­kip ede­lim.

Sa­yın Soy­sal, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız efen­dim.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bi­rin­ci fık­ray­la il­gi­li­…

BAŞ­KAN – Ha­yır, ikin­ci öner­ge bu efen­dim. Bi­rin­ci öner­ge­ye tek­rar ge­le­ce­ğiz Sa­yın Genç.

Bu­yu­run Sa­yın Soy­sal.

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; da­ha ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rım da ben de dün­kü ko­nuş­mam­da ifa­de et­miş­tim. Biz İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sın­dan mem­nu­ni­yet duy­du­ğu­mu­zu ve bu­nun­la il­gi­li de öne­ri­le­ri­mi­zi ve kat­kı­la­rı­mı­zı sun­ma­ya ça­lış­tık. An­cak, gö­rü­yo­rum ki bu­ra­da geç­mi­şe dö­nük bir tar­tış­ma ya­ra­tıl­ma­ya ça­lı­şı­lı­yor ve bu tar­tış­ma­ya bak­tı­ğı­mız za­man, ma­a­le­sef, geç­mi­şe ne ka­dar ta­kıl­dı­ğı­nı­zı an­la­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum. İstan­bu­l’­da, doğ­ru­dur, su prob­le­mi ol­muş­tur. Ama, o dö­nem­de İstan­bu­l’­da su ile il­gi­li ya­tı­rım­la­rın en bü­yü­ğü ya­pıl­mış­tır. Bun­la­rı ör­nek­le­riy­le ver­mek müm­kün­dür ve ba­kı­yor­su­nuz Is­tran­ca. Da­ha da ör­nek ve­re­bi­li­riz alt­ya­pıy­la il­gi­li.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Is­tran­ca­’­da ne işi­niz var?

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – Si­zin yap­tı­ğı­nız ne­dir?

Ba­kın, su ile il­gi­li gel­di­ği­niz nok­ta or­ta­da. Ab­dest al­ma­ya su bu­la­ma­ya­cak­sı­nız de­dik, hak­lı çık­tık. Şim­di kal­kı­yor­su­nuz, Me­len Ça­yı­… On­lar da tar­tı­şı­lır ve en önem­li­si, İstan­bu­l’­u yo­ğun­laş­tır­dı­nız, İstan­bu­l’­u ken­di­ni­ze dö­nük rant nok­ta­sı hâli­ne ge­tir­di­niz.

BAŞ­KAN – Sa­yın Soy­sal, ya­ni, mad­de­ler üze­rin­de gö­rü­şür­ken ta­mam da şim­di şu öner­ge­niz üze­rin­de­ki gö­rüş­le­ri açık­lar­sa­nız da­ha şık olur.

Bu­yu­run.

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – İzin ve­rir­se­niz ora­ya da ge­le­ce­ğim.

1989-1994 ara­sı 450 ta­ne, par­sel ba­zın­da plan ta­dil ol­muş. 1994-2004 ara­sı 850 ta­ne. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Öner­gey­le ala­ka­sı yok.

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) - Üç bu­çuk yıl­da 3.800 Sa­yın Bay­rak­tar. Ya­ni, bu­ra­da, İstan­bu­l’­u yo­ğun­laş­tı­ran, İstan­bu­l’­u rant ken­ti hâli­ne dö­nüş­tür­me­ye ça­lı­şan, İstan­bu­l’­u tra­fik keş­me­ke­şi hâli­ne ge­tir­me­ye ça­lı­şan bir an­la­yış­la kar­şı kar­şı­ya­yız. 2,1 kat­ril­yon li­ra­nın üze­rin­de bir pa­ra har­ca­dı­nız ve ma­a­le­sef kav­şak­la­rın hiç­bi­ri çö­züm ol­ma­dı, yet­mi­yor­muş gi­bi, ta­rihî Mi­mar Si­nan Köp­rü­sü­’­nü yık­ma­ya kalk­tı­nız. Ya­ni, böy­le bir an­la­yış söz ko­nu­su ola­bi­lir mi?

Sü­ley­ma­ni­ye ev­le­ri­ni de­ğiş­tir­me­ye kal­kı­yor­su­nuz. “İs­tan­bul 2010 Kül­tür Baş­ken­ti ola­cak.” di­yor­su­nuz ve ora­yı yı­ka­rak, ora­nın ta­rih­sel iş­le­vi­ne sa­hip çık­ma­dan Holl­ywo­od de­ko­ra­tör­le­ri gi­bi ye­ni­len­me ol­maz.

BAŞ­KAN – Sa­yın Soy­sal, ba­kı­nız, öner­ge­niz­le il­gi­li hiç­bir şey söy­le­me­di­niz şu ana ka­dar. Lüt­fen!

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – İzin ve­rir­se­niz!

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, İstan­bu­l’­la il­gi­li, kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sın­dan biz mem­nu­ni­yet du­yu­yo­ruz; yal­nız, İstan­bu­l’­un so­run­la­rı­nı gö­rü­yo­ruz. İstan­bu­l’­un ta­ri­hi­ne, kül­tü­rü­ne sa­hip çık­ma­nı­zı is­ti­yo­ruz, sa­hip çı­ka­lım di­yo­ruz. Ama, bu­ra­da gö­rü­yo­rum ki, tür­ban ko­nu­su­nu gün­de­me ge­ti­ri­yor­su­nuz. İstan­bu­l’­da ka­ra çar­şaf­lı bir an­la­yı­şın, İstan­bu­l’­da­ki o an­la­yı­şın ege­men ol­du­ğu bir İstan­bul kül­tür baş­ken­ti dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, ola­bi­lir mi bu, doğ­ru mu­dur bu?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Va­tan­daş de­ğil mi o?

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – Ya bı­ra­kın, İstan­bu­l’­da­ki ge­tir­di­ği­niz in­san man­za­ra­la­rı, ka­ra çar­şa­fın içi­ne mi?  El­bet­te ki ör­tün­me­ye kar­şı de­ği­liz, ama böy­le bir an­la­yı­şı ege­men kıl­ma­nın bir an­la­mı var mı?

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Ama, bu şekil­de ifa­de et­mek yan­lış.

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) - 2010 İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti, öte yan­dan, la­ik de­mok­ra­tik cum­hu­ri­yet di­ye­ce­ğiz, ta­ki­ye uy­gu­la­ya­ca­ğız. Sa­hip çı­kı­yor­sa­nız so­nu­na ka­dar sa­hip çı­kın, ta­ri­kat­la­ra sa­hip çı­kı­yor­sa­nız so­nu­na ka­dar sa­hip çı­kın, ama kal­kıp da bu­na ta­ki­ye uy­gu­la­ma­yın. Ya la­ik de­mok­ra­tik cum­hu­ri­yet­ten ya­na olun ya ta­ri­kat­lar­dan ya­na olun, bu ter­ci­hi­ni­zi ko­yun kar­de­şim! (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Ha­di ora­dan!

BAŞ­KAN – Sa­yın Soy­sal, ne iliş­ki­si var şim­di bu söz­le­rin?  Lüt­fe­n…

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – Bu ter­ci­hi­ni­zi ko­yu­n… Bu ter­ci­hi­ni­zi ko­yu­n…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Ha­di be! Ha­di ora­dan!

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) - 2010 İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti. 2010’la il­gi­li, UNES­CO ta­ra­fın­dan, teh­li­ke­li, mi­ra­sa sa­hip çık­ma­ma nok­ta­sın­da ol­du­ğu­mu­zu gös­te­ri­yor. UNES­CO 2008 yı­lın­da bi­zi, ta­rih­sel, kül­tü­rel mi­ra­sı­mı­za sa­hip çık­ma­ma­mız­dan ötü­rü lis­te­sin­den çı­kar­tı­yor ve bu­na dö­nük hiç­bir ça­lış­ma, hiç­bir ça­ba yok. Şim­di bun­la­rı ko­nu­şa­ca­ğı­mı­za, çı­kı­yor­su­nuz, baş ör­tü­sü­nü, tür­ba­nı bu­ra­da gün­de­me ge­tir­me­ye kal­kı­yor­su­nuz.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Mad­de­ye gel, mad­de­ye!

ÇE­TİN SOY­SAL (De­vam­la) – De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, İstan­bul alış­ve­riş ve kon­gre mer­ke­zi hâli­ne gel­me­me­li, İstan­bul ger­çek­ten kül­tür mer­ke­zi hâli­ne gel­me­li­dir ve kül­tü­rel an­lam­da da İstan­bu­l’­un ta­rih­sel mi­ra­sı­nı or­ta­ya çı­kart­mak du­ru­mun­da­yız. Bu­gün bak­tı­ğı­mız­da, ma­a­le­sef, İstan­bu­l’­la il­gi­li, mü­ze­le­ri­miz ye­te­rin­ce iş­lev sağ­la­ya­mı­yor. Yi­ne bu­nun ya­nı sı­ra, ta­rih­sel bi­ri­ki­mi­mi­zi yan­sıt­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­ruz.

O açı­dan, 2010 İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti ola­cak­sa, bu­nun ça­lış­ma­sı, bu­nun ça­ba­sı içe­ri­sin­de ol­ma­mız ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 4. mad­de­sin­de­ki “özel hu­kuk” iba­re­si­nin “ka­mu hu­ku­ku” bi­çi­min­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                            Ka­mer Genç

                                                                                                                Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) -  Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Yük­sek Se­çim Ku­ru­lu dün re­fe­ran­dum so­nuç­la­rı­nı açık­la­dı. Böy­le­ce, “Cum­hur­baş­ka­nı­nın halk ta­ra­fın­dan se­çil­me­si” il­ke­si ka­bul edil­di. Şu du­ru­ma gö­re, Ab­dul­lah Gü­l’­ün, ar­tık Cum­hur­baş­kan­lı­ğın­dan is­ti­fa et­me­si la­zım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)  Çün­kü, Çan­ka­ya Köş­kü­’n­de, an­cak hal­kın seç­ti­ği Cum­hur­baş­ka­nı otu­rur. Bu­nu her­kes bil­sin. Bu­nun mü­ca­de­le­si­ni ya­pa­ca­ğız.

AY­HAN SE­FER ÜS­TÜN (Sa­kar­ya) – Aday mı­sın?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bi­raz ön­ce, bu­ra­da, çok de­ğer­li bir ha­nı­me­fen­di, AK­P’­li bir ha­nı­me­fen­di, bu­ra­da tür­ban­dan bah­set­ti. Şim­di, tür­ban tak­mak dinî ge­rek­li­lik­se, ha­nı­me­fen­di, za­tı­a­li­niz ni­ye tak­mı­yor­lar? Yok­sa, siz, dinî ge­rek­li­lik­le­re kar­şı mı­sı­nız? Bu­nu, ev­ve­la öğ­ren­mek is­ti­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

 BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Si­ze ne? Öz­gür­lü­ğü var­dır.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­…

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, sükûne­ti sağ­la­ya­lım. Sa­yın Genç öner­ge­si  hak­kın­da  ko­nu­şa­cak.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Be­nim öner­gem şu, öner­gem şu: Açık­la­ya­yım, an­la­ya­bi­lir­se­niz an­lar­sı­nız. Şim­di­…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Ayıp ya! An­la­rız, an­la­rı­z…

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ayı­bı ya­pan siz­ler­si­niz. Bir da­ki­ka­… Beş da­ki­ka ko­nuş­tu­ru­yor­su­nuz ya­hu, onu da ko­nu­şa­lım bey­ler. Ba­kın, o ka­dar art ni­yet­li ha­re­ket edi­yor­su­nuz ki. Ba­kın, en faz­la bu­ra­da otu­ran be­nim. Ama, be­ni ko­nuş­tur­ma­mak için her tür­lü hi­le­ye baş­vu­ru­yor­su­nuz.

Şim­di, be­nim öner­gem şu: Di­yo­rum ki, bey­ler, bu ka­nun­la ge­ti­ri­len sis­tem, ya­ni ku­ru­lan Ajans, ka­mu hu­ku­ku­na ta­bi bir ajans­tır. Çün­kü, bu­ra­ya ge­len pa­ra­la­rın hep­si ka­mu ma­lı­dır, dev­let ma­lı­dır. Dev­let ma­lı ol­du­ğu­na gö­re, bu­nun ka­mu hük­mi şah­sı ol­ma­sı la­zım, özel hü­küm şahıs­la­rı­na ta­bi ol­ma­ma­sı la­zım. Ya­ni, gi­dip de pa­zar­lar­da dev­le­ti pa­zar­la­yan zih­ni­yet, bu­ra­ya ge­lip de bu­nu özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne gö­re yö­net­ti­ği za­man, bu­ra­da ka­mu­nun pa­ra­sı özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne gö­re yan­daş­la­ra peş­keş çek­ti­ri­lir.

Şim­di, 17’nci mad­de­de de di­yor­su­nuz ki: “Bu­ra­da ça­lı­şan per­so­nel Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­na gö­re ka­mu per­so­ne­li sa­yı­lır.” Ee, bu ne bi­çim şey ya­hu? Ya­ni, şim­di, he­sa­bı­nı­za gel­di­ği za­man ka­mu per­so­ne­li­ne do­ku­nul­maz­lık ge­ti­ri­yor­su­nuz. Ba­kın şim­di, bey­ler, bu gi­bi ka­nun­la­ra “çal çırp ka­nu­nu” der­ler. Ba­kın, bir dev­le­tin bir dü­ze­ni var­dır. Bir dü­zen­di, bu mem­le­ke­ti yıl­lar­ca yö­ne­tin­ce, bir Mu­ha­se­be-i Umu­mi­ye Ka­nu­nu var­dı, onun ye­ri­ne 5018 sa­yı­lı Ka­nun çık­tı.

Şim­di, eğer siz­ler ken­di­ni­ze gü­ve­ni­yor­sa­nız, ya­ni dev­let ma­lı­nı usu­lü­ne gö­re har­ca­mak is­ti­yor­sa­nız, ev­ve­la bu­nu İha­le Ka­nu­nu­’­na gö­re iha­le ede­lim. “Efen­dim, ni­ye?” “Efen­dim, bi­zim ace­le­miz var.” Ne ace­len var kar­de­şim? Ace­len var di­ye dev­le­tin pa­ra­sı­nı ge­ti­rip de yan­daş­la­rı­nı­za mı peş­keş çe­ke­cek­si­niz?

Ben şim­di si­ze söy­lü­yo­rum, siz şim­di bu ka­nu­nu çı­kar­dık­tan son­ra, iş­te, efen­dim, da­mat­la­rın ba­şın­da bu­lun­du­ğu hol­ding­le­re ge­ti­re­cek­si­niz bu iha­le­le­ri ve­re­cek­si­niz, on­dan son­ra­… İha­le­le­ri de na­sıl ve­re­cek­si­niz bi­li­yor mu­sun? Mu­ham­men be­del­den 3-5 mis­li şişi­re­cek­si­niz. Ben bu­ra­da sor­dum, de­dim ki: “Sam­sun-Cey­han bo­ru hat­tı­nı Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın oğ­lu­nun ge­nel mü­dü­rü ol­du­ğu Ça­lık Res­to­ra­na ver­di­niz 1,5 mil­yar do­la­ra.” Ben id­di­a edi­yo­rum, bu­nun ha­ki­ki fi­ya­tı 500 mil­yon do­lar­dır. Ge­lin gi­de­lim, kon­trol ede­lim. Var mı­sı­nız? Ge­lin gi­de­lim.

Ya­ni, şim­di ba­kın, o ka­dar, siz öy­le mil­le­ti ya­nıl­tı­cı sis­tem­ler ge­ti­ri­yor­su­nuz ki, şim­di, bu­ra­da, ya­ni o ka­dar ga­rip bir ka­nun ge­tir­miş­si­niz ki, ka­nu­na ben­ze­mi­yor. Bir mad­de­de ku­ru­lun gö­re­vi ön­ce sa­yıl­mış, ku­ru­lu son­ra oluş­tur­muş­lar, on­dan son­ra öte­ki mad­de­de ön­ce ku­rul şey edil­miş, gö­rev­le­ri son­ra sa­yıl­mış.

Şim­di, ba­kın bey­ler, eğer Tür­ki­ye­’­yi cid­di yö­net­mek is­ti­yor­sa­nız, bu­ra­da dev­le­tin hak­kı­nı ko­ru­mak zo­run­da­yız. Dev­le­tin hak­kı­nı ko­ru­ma­yan bir top­lum her za­man için o dev­le­ti yık­ma­ya -yık­mak­la baş ba­şa- gö­tü­rür.

Şim­di, ba­sı­nı sus­tur­muş­su­nuz, bu­ra­da ne söy­le­sek yaz­mı­yor, ma­a­le­sef yaz­mı­yor­lar iş­te. An­cak bu­ra­da çı­kıp da bu sa­at­ler­de bi­zi din­le­yen va­tan­daş­lar olur­sa o in­san­lar din­li­yor.

Ama o ka­dar bü­yük su­is­ti­mal­ler si­zin za­ma­nı­nız­da ya­pıl­dı ki, şim­di, şu İstan­bul Be­le­di­ye­si -ben so­ru­yo­rum- si­zin ya­kın­la­rı­nı­za ver­di­ği iha­le­le­ri kim­le­re ver­miş? Me­se­la Ça­lık Res­to­ra­na kaç ta­ne iha­le ver­miş? Bu Ça­lık Res­to­ra­na ve­ri­len iha­le­le­rin mu­ham­men be­del­le­ri na­sıl tes­pit edil­miş? Bu Ça­lık Res­to­ra­nın ba­şın­da­ki ge­nel mü­dür yir­mi ye­di ya­şın­da­ki, Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın da­ma­dı de­ğil mi? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Ya bun­da gü­lü­ne­cek bir şey yok, ak­si­ne uta­na­cak şey­ler var. Ya­ni, onun için, ba­kın de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di­…

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Ak­lı­nız res­to­ran­da kal­mış, res­to­ran de­di­ği­niz ne?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, res­to­ran mes­to­ran me­se­le­si de­ğil!

Şim­di, AKP san­ki bu İstan­bu­l’­u ken­di­si kur­muş. Ya, İstan­bu­l’­u ba­ta­ğa sü­rük­le­yen siz­si­niz! Ya­ni, ge­tir­di­niz ora­da bir oto­büs yo­lu­nu yap­tı­nız. Ben Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li­yim, ara­da İstan­bu­l’­a da gi­di­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler) Şim­di, her git­ti­ğim­de çok ber­bat man­za­ra­lar­la kar­şı­la­şı­yo­rum. Ya­ni, bu İstan­bu­l’­da o ka­dar ça­lı­nı­yor çır­pı­lı­yor, bu­nun pa­ra­sıy­la bi­raz da bi­zim Tun­ce­li­’­ye yar­dım edin.

Ba­kın, ben ge­çen gün si­ze söy­le­dim. Hâlâ Tun­ce­li­’­de 510 ta­ne üni­ver­si­te öğ­ren­ci­si var, bir yurt yok ya­… Bu Hükûmet sa­ğır bir hükûmet mi?

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Si­zin yap­tı­ğı­nız yurt­la­ra ne ol­du?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Şim­di bu Ba­kan­lar Ku­ru­lu sı­ra­la­rı­na ba­kı­yo­rum, bom­boş sı­ra­lar. Bu ba­kan­lar ne­re­de Al­lah aş­kı­na?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – 2 ta­ne ba­kan var bu­ra­da kar­de­şim, 2 ta­ne ba­kan var. Ya­ni, bu Hükûme­ti eğer 2 ba­kan­la tem­sil edi­yor­su­nu­z… Bu ba­kan­la­rı­nız bu­ra­ya ge­lip bi­zi din­le­mek zo­run­da­dır.

Za­ten, ba­kın siz­ler­den ri­ca edi­yo­rum: Ya­ni, şim­di, AKP, bu tak­ti­ği­ni­… Ya­ni, bun­dan vaz­geç­sin. Ba­kın, AKP, bi­raz ön­ce ar­ka­da­şı­mız da söy­le­di, grup adı­na ko­nuş­mu­yor­lar, ki­şi­sel ko­nu­şu­yor­lar. Biz ni­ye ki­şi­se­l… Ba­ğım­sız mil­let­ve­ki­li ola­rak ki­şi­sel ko­nuş­ma dı­şın­da ko­nuş­ma hak­kı­mız yok. Biz de bu­ra­da­… Ya­ni, şu Par­la­men­to­nun en de­ne­yim­li in­san­la­rı­yız. Ya­ni, iş­te bi­raz ön­ce Ko­mis­yon sı­ra­la­rı­na ge­tir­di­niz, Ko­mis­yo­nu tem­sil et­me­yen bir ada­mı ora­ya oturt­tu­nuz. Böy­le bir şey olur mu sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri?

Ba­kın, dü­rüst­lük, doğ­ru­luk, gü­ven her şeyin ba­şı­dır. Bu­na inan­mak la­zım. Ya­ni, şim­di, Tür­ki­ye­’­de si­ya­set­le uğ­ra­şan in­san­la­rın ev­ve­la ha­ki­ka­ten gü­ve­ni­lir ki­şi ol­ma­sı la­zım. Ya­ni, yüz­le­rin­de bir ar, edep da­ma­rı ol­ma­sı la­zım. Utan­ma duy­gu­la­rı­nın yok ol­ma­ma­sı la­zım. Bun­lar da an­cak be­lir­li il­ke­ler­le ge­çer­li ola­bi­lir. Onun için, lüt­fen, bu­ra­da bir­bi­ri­mi­zi­… Doğ­ru olan şey­ler pe­şin­de ko­şu­yo­ruz, biz iha­le pe­şin­de koş­mu­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Ya­ni, iha­le pe­şin­de ko­şan­la­rın da dev­le­tin mal­la­rı­na el koy­ma­ma­la­rı içi­n… Be­nim öner­ge­min ama­cı, di­yo­rum ki, bu Dev­let İha­le Ka­nu­nu­’­na ta­bi ol­su­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) -… Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­’­na ta­bi ol­sun.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

5’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu

MAD­DE 5 (1) Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, Baş­ba­ka­nın gö­rev­len­dir­di­ği Ba­ka­nın baş­kan­lı­ğın­da Av­ru­pa Bir­li­ği mü­za­ke­re­le­ri­ni yü­rü­ten Ba­kan, Ta­nıt­ma Fo­nun­dan so­rum­lu Ba­kan, İçiş­le­ri Ba­ka­nı, Ma­li­ye Ba­ka­nı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı ile İstan­bul Va­li­si, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı, Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı ve Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nın­dan olu­şur.

(2) Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, 2010 yı­lın­da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak İstan­bu­l’­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­rin çer­çe­ve­si­ni, ma­hi­ye­ti­ni ve ön­ce­lik­le­ri­ni be­lir­ler, ha­zır­lık­la­rı iz­ler, ka­mu  ve si­vil ku­rum ve ku­ru­luş­la­rın eş­gü­düm için­de ça­lış­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak ted­bir­le­ri alır.

(3) Ku­rul, yıl­da en az bir de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İnce, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li ve Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Meh­met Şan­dır; şahıs­la­rı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ca­nan Kal­sın, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ataş ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök.

Söz sı­ra­sı, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İnce­’­de.

Sa­yın İnce, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRUBU ADINA MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bi­i, Ro­ma­’­ya, Bi­zan­s’­a, Os­man­lı­ya baş­kent­lik et­miş, dün­ya­nın göz be­be­ği İstan­bu­l’­un Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ol­ma­sın­dan sa­de­ce mut­lu­luk du­ya­rız, des­tek­le­riz. Fa­kat, ka­fa­mı­za ta­kı­lan bir­kaç ko­nu var. Bun­la­rı ko­mis­yon­da Sa­yın Ba­ka­na an­lat­ma­mı­za rağ­men, Sa­yın Ba­kan hâlâ ger­çek­le­ri an­lat­mak ye­ri­ne, po­le­mik yap­ma­ya de­vam et­ti. Ben de iler­le­yen mad­de­ler­de o po­le­mik­le­re ce­vap ve­re­ce­ğim. Hat­ta, Sa­yın Ba­ka­nın geç­miş­te yaz­dı­ğı bir ki­tap­tan da alın­tı­lar ya­pa­ca­ğım.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ben de se­nin Bay­kal hak­kın­da söy­le­di­ğin laf­lar­dan alın­tı ya­pa­rım, ra­hat eder­sin!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ben par­ti de­ğiş­tir­me­dim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ra­hat eder­sin!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – On­la­ra ba­ka­ca­ğız. Fa­kat, şuna ba­ka­ca­ğız ön­ce ta­bi­i ki: Bu ta­sa­rı ne­ler ge­ti­ri­yor?

Ön­ce şunu söy­le­ye­lim: AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı. Sa­yın Grup Baş­kan ve­ki­li­miz sor­du, de­di ki: “İs­tan­bu­l’­da pek çok üni­ver­si­te var­ken ne­den Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si?” Sa­yın Ba­kan­dan ce­vap: Di­ğer üni­ver­si­te­ler çok pa­ha­lı tek­lif­ler ver­miş­ler. Aca­ba, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın bir bi­na­sı Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­ne ki­ra­lan­mış ol­ma­sın? Bu­na bir ba­ka­lım. Aca­ba, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­sin­den ra­por al­dı­nız da­… Ra­por elim­de Sa­yın Ba­kan, si­zin Tef­tiş Ku­ru­lu­nu­zun ra­por­la­rı da elim­de, on­la­ra da ge­le­ce­ğiz. Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin ra­po­ru­nun so­nuç bö­lü­mü: “Bi­na­da var olan ge­o­met­rik dü­zen­siz­lik­le­rin gi­de­ril­me­si, te­mel ko­lon ve ki­riş­ler­den olu­şan ta­şı­yı­cı sis­te­mi­nin il­gi­li yö­net­me­lik­te be­lir­ti­len esas­lar doğ­rul­tu­sun­da tak­vi­ye edil­me­si ge­rek­ti­ği gö­rüş ve ka­na­a­tin­de­yiz.”

Ben bir tek­nik adam de­ği­lim, ama bu tür ra­por­la­ra çok yat­kın bi­ri­si­yim. Çün­kü, dep­rem böl­ge­sin­de bu ra­por­lar­dan o ka­dar çok oku­duk ki. Bu­ra­da “yı­kın” fa­lan de­mi­yor. Ba­kın bu na­sıl ge­li­şi­yor bi­li­yor mu­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım:  Bu­ra­sı tes­cil­li bir bi­na. Bu tes­cil­li bi­na­nın tes­ci­li­nin kal­dı­rıl­ma­sı için Kül­tür Ba­kan­lı­ğı, Ko­ru­ma Ku­ru­lu­na ya­zı ya­zı­yor. Ko­ru­ma Ku­ru­lu di­yor ki: “Sta­tik ra­por ol­ma­dan ol­maz.” Ön­ce İstan­bul Ba­yın­dır­lık Mü­dür­lü­ğü­ne ya­zı ya­zı­lı­yor, sta­tik ra­por is­te­ni­yor. Sta­tik ra­po­run son cüm­le­si­ni oku­yo­rum: “Ha­zır­la­na­cak güç­len­dir­me pro­je­le­ri­ne gö­re tak­vi­ye edil­me­si­nin uy­gun ola­ca­ğı ka­na­a­ti­ne va­rıl­mış­tır.” Ba­yın­dır­lık Mü­dür­lü­ğü 17 Ni­san 2007’de “Tak­vi­ye edin bi­na­yı.” di­yor. Ya­lo­va­’­da­ki, An­ka­ra­’­da­ki, Ko­ca­e­li­’n­de­ki, Sa­kar­ya­’­da­ki bi­na­la­rın he­men he­men tü­mü için za­ten tek­nik adam­lar böy­le gö­rüş bil­di­rir­ler. Ar­dın­dan, bu yet­mi­yor, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­sin­den bu ra­por is­te­ni­yor. Her iki­sin­de de “yı­kın” di­ye bir iba­re yok. Son­ra ne olu­yor? Sa­yın Ba­ka­na gö­re, bü­yük sa­lon, kon­ser sa­lo­nu, oda ti­yat­ro­su, ses sis­tem­le­ri if­las et­miş.

Böy­le bir bil­gi­yi söy­le­di­ği­ni­ze gö­re, si­zin eli­niz­de böy­le bir ra­por ol­ma­sı la­zım. Ben Ko­mis­yon­da siz­den bu ra­po­ru is­te­dim. Ba­kan­lı­ğı­nız­da böy­le bir ra­por ol­say­dı, siz ver­me­se­niz de ben alır­dım ama, ben bu­lur­dum ama, siz böy­le bir ra­po­ru ba­na he­nüz ver­me­di­niz. O gün ve­re­ce­ği­ni­zi söy­le­di­niz. Eğer böy­le bir ra­por var­sa, ses sis­tem­le­ri, so­ğut­ma sis­tem­le­ri if­las et­miş­se, bu ra­por­da­ki tek­nik he­yet­te kim­ler var, bun­la­rı öğ­ren­mek is­ti­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, tes­cil­li ya­pı­la­ra mü­da­ha­le et­mek suç­tur, iki yıl­dan beş yı­la ka­dar ce­za­yı ge­rek­ti­rir. Ya­ni, ev­vel­si gün Ko­ru­ma Ku­ru­lu top­lan­dı. Bil­mi­yo­rum Sa­yın Ba­kan ta­kip edi­yor mu? Ko­ru­ma Ku­ru­lu ev­vel­si gün­kü top­lan­tı­sın­da, bu­ra­sı­nın ko­ru­ma gru­bu­nu bi­rin­ci grup ola­rak de­ğer­len­dir­di, “AKM bi­rin­ci grup­ta­dır, ya­ni ko­run­ma­sı ön­ce­lik­li­dir.” de­di.

Ya­ni, bi­rin­ci grup ne de­mek bi­li­yor mu­su­nuz? Ta­nım­la­rı­na da bak­tım. “Top­lu­mun mad­di ta­ri­hi­ni oluş­tu­ran kül­tür ve­ri­le­ri için­de ta­rih­sel, sim­ge­sel, anı ve es­te­tik ni­te­lik­le­riy­le ko­run­ma­sı zo­run­lu ya­pı­lar­dır.” di­yor bi­rin­ci grup. Bu, böy­le di­yor. Ev­vel­si gün Ko­ru­ma Ku­ru­lu bu­nu -ra­po­ru he­nüz ya­yın­la­ma­dı­lar ama- bi­rin­ci grup ola­rak açık­la­dı­lar.

Şim­di, bir baş­ka ko­nu. As­lın­da Mec­li­se bir say­gı­sız­lık ya­pı­lı­yor bu­ra­da sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Mec­li­se kar­şı. Ba­kın ni­ye, an­la­ta­yım. He­pi­mi­ze. Biz ya­sa­ma­nın bir üye­si­yiz.

Şim­di, Dev­let İha­le Ka­nu­nu, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi Kon­trol Ka­nu­nu dı­şın­da tu­tu­la­cak. Do­la­yı­sıy­la, Sa­yış­tay de­ne­ti­mi dı­şın­da tu­tu­la­cak.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yış­tay kim adı­na de­net­ler? Par­la­men­to adı­na de­net­ler, bi­zim adı­mı­za de­net­ler. Ya­ni, siz, Par­la­men­to adı­na de­ne­tim ya­pa­cak bir ku­ru­mu dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Baş­ba­kan­lık, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı mü­fet­tiş­le­ri­ne dev­re­de­rek, ken­di yet­ki­ni­zi, ken­di gö­re­vi­ni­zi, si­zin adı­nı­za de­ne­tim ya­pa­cak olan Sa­yış­ta­yı dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak yü­rüt­me­nin em­ri­ne ver­miş olu­yor­su­nuz. Bu­na hak­kı­nız yok. Siz ik­ti­dar mil­let­ve­ki­li, biz mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li ola­bi­li­riz, ama he­pi­miz ya­sa­ma­nın bir üye­si­yiz. Na­sıl dev­re­der­si­niz bu yet­ki­ni­zi! Bi­zim adı­mı­za de­ne­tim ya­pa­cak olan Sa­yış­ta­yı na­sıl dev­re dı­şı bı­ra­kır­sı­nız!

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­nu an­la­ya­bil­miş de­ği­lim. Ba­kı­nız, bu­ra­da, yi­ne Sa­yın Ege­men Ba­ğış “köh­ne bir ya­pı” ol­du­ğu­nu söy­le­di. Ya­ni, bir ta­raf­tan Ko­ru­ma Ku­ru­lu bi­rin­ci grup­ta de­ğer­len­di­ri­yor.Ve bu­ra­da Sa­yın Ba­ğış, rah­met­li Uğur Mum­cu­’­dan alın­tı­lar yap­tı “Bil­gi sa­hi­bi ol­ma­dan fi­kir sa­hi­bi ol­mak.” de­di. Aca­ba, kim bil­gi sa­hi­bi de­ğil? Bu­nu tak­dir­le­ri­ni­ze bı­ra­kı­yo­rum.

Yi­ne, bu­ra­da Sa­yın Ba­ğış “Bu, bir dev­let pro­je­si de­ğil­dir.” de­di. Pe­ki, ta­sa­rıy­la oluş­tu­ru­lan ku­rul­la­rın olu­şu­mu­na bak­tı­ğı­nız­da -bü­rok­ra­tik ku­rul­lar bun­lar- Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu 10 üye­li; 6’sı ba­kan, 1’i va­li, 1’i be­le­di­ye baş­ka­nı, 1’i Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı, 1’i Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı. Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı­nı Baş­ba­kan atı­yor. Ya­ni, 10 ki­şi­lik bir ku­rul­da 6 ta­ne ba­kan, 1 va­li, 1 be­le­di­ye baş­ka­nı olu­yor, bu­ra­sı bir dev­let pro­je­si ol­mu­yor. Böy­le bir şey ola­bi­lir mi? Bu, doğ­ru de­ğil.

Ay­rı­ca, ta­sa­rı­nın ilk aşa­ma­sın­da Mi­mar­lar Oda­sı yok­tu. Bi­zim öne­ri­le­ri­miz­le, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin Ko­mis­yon­da­ki öne­ri­le­riy­le Mi­mar­lar Oda­sı ek­len­di, ama şu an­da ta­sa­rı­nın ge­nel ge­rek­çe­si­ne bak­tı­ğı­nız­da, kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­rin­den bah­se­di­li­yor, ama Şehir Plan­cı­la­rı Oda­sı yok. Böy­le bir şey ola­maz!

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı da yok.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, da­ha il­gin­ci, bu ak­şam ta­sa­rı­yı gö­rüş­me­ye baş­la­ya­lı be­ri, Sa­yın Ba­kan sü­rek­li, şef­faf­lık­tan, say­dam­lık­tan bah­set­ti. Al­lah aş­kı­na tek tek şu ta­sa­rı­yı bir oku­yun, tek cüm­le var mı şef­faf­lık? Tek cüm­le?.. Bi­zim kar­şı oy ya­zı­mız­da var, o ay­rı. Şim­di ge­le­ce­ğiz on­la­ra, bu­ra­da ne­ler ol­du, on­lar ay­rı bir kıs­mı.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Ajan­sın ge­lir kay­nak­la­rı­na bak­tı­ğı­mız­da, önem­li bir kıs­mı, ka­mu pa­ra­sı. Ka­mu pa­ra­sı­nın na­sıl de­net­le­ne­ce­ği bel­li: Ya Ana­ya­sa­’­nın 160’ın­cı mad­de­si ge­re­ği, onun ön­gör­dü­ğü­ne gö­re Sa­yış­tay de­ne­ti­mi ya da 165’in­ci mad­de ge­re­ği TBMM de­ne­ti­mi. Bu ko­nu­da ha­ta ya­pı­yo­ruz de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ka­rar­la­rı var geç­miş­te bu ko­nuy­la il­gi­li, ay­nı bu şekil­de geç­miş­te ya­pıl­mış iki ta­ne ha­ta var. Sa­yın Ba­kan hu­kuk fa­kül­te­si me­zu­nu, Sa­yın Müs­te­şa­rı hu­kuk fa­kül­te­si me­zu­nu, bun­la­rı ben­den çok da­ha iyi bil­dik­le­ri­ne ina­nı­yo­rum. Bu­nun mah­ke­me­den ge­ri dö­ne­ce­ği açık, or­ta­da, ama şu da var ta­bii ki­…

Bi­li­yor­su­nuz, bun­dan ön­ce 2010 Gi­ri­şim Gru­bu var­dı, Sa­yın Ege­men Ba­ğış da bu gru­bun için­de, 2010 Gi­ri­şim Gru­bu da kar­şı çı­kı­yor bu­ra­nın yı­kıl­ma­sı­na. Geç­miş­te, ge­çen dö­nem mil­let­ve­ki­li olan ar­ka­daş­la­rım çok iyi ha­tır­la­ya­cak­lar­dır: He­men şura­da Bal­ga­t’­ta Ömer Sey­fet­tin Li­se­sin­de fi­zik ders­le­ri boş ge­çi­yor­du. Ben An­ka­ra­’­da ders­le­rin boş geç­ti­ği­ni gös­ter­mek için Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­na bir di­lek­çe yaz­dım, “Ora­da­ki fi­zik ders­le­ri­ne üc­ret­siz gir­me­ye ta­li­bim.” de­dim. Mec­lis Baş­kan­lı­ğın­dan ba­na ge­len ya­zı­da “Sen ya­sa­ma­nın bir üye­si­sin, der­se gi­rer­sen yü­rüt­me­nin em­ri­ne gir­miş olur­sun, mil­let­ve­kil­li­ğiy­le bağ­daş­ma­ya­cak bir iş.” den­di. Sa­de­ce üc­ret­siz ya­pı­la­cak öğ­ret­men­lik için! Pe­ki, Sa­yın Ba­ğı­ş’­ın bu ye­ni gö­re­vi de­vam ede­cek mi? Bun­lar mil­let­ve­kil­li­ğiy­le bağ­da­şan iş­ler­den mi? Doğ­ru­su me­rak edi­yo­rum, ge­lir­le­ri­ni de me­rak edi­yo­ru­m…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, bir da­ki­ka­lık sü­re ve­ri­yo­rum; ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Yi­ne, sa­nat­ta yük­se­len top­lum­lar­dan, AK­P’­nin kül­tü­re, sa­na­ta ver­di­ği önem­den bah­se­dil­di. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nı siz ka­pat­tı­nız, sa­na­tın içi­ne tü­kü­ren Be­le­di­ye Baş­ka­nı si­zin par­ti­de, “Sa­nat­çı­lar ev­le­rin­de öl­sün.” di­yen Ba­kan si­zin Ba­ka­nı­nız, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın or­ga­ni­zas­yon iha­le­si­ni ver­di­ği­niz mü­te­ah­hit, bir sa­nat­çı­yı döv­dü! Ka­ri­ka­tür bir sa­nat de­ğil mi? Ka­ri­ka­tü­ris­ti mah­ke­me­ye ve­ren Baş­ba­kan! Ve bü­tün bun­la­rı, Av­ru­pa 2010 Kül­tür Baş­ken­ti ola­yı­nı bir dış po­li­ti­ka ba­şa­rı­sı gi­bi gös­ter­di­niz. İnşal­lah, Ku­zey Ira­k’­ta­ki ba­şa­rı­ya ben­ze­mez bu!

Ve Sa­yın Ege­men Ba­ğış, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­na bu çe­vi­ri­le­ri ya­par­ken sa­de­ce söz­le­ri de­ğil, göz­le­ri de çe­vi­ri­yor mu aca­ba di­ye dü­şün­düm. Çün­kü, Sa­yın Baş­ba­kan, Bus­h’­un göz­le­rin­den an­la­mış­tı PKK kar­şı­sın­da­ki ka­rar­lı­lı­ğı­nı!

Önü­müz­de­ki mad­de­ler­de Sa­yın Ba­ka­nın açık­la­ma­la­rı­na ve Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’­ın çe­liş­ki­le­ri­ne de­vam ede­ce­ğim.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP ve MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na Mer­sin Mil­let­ve­ki­li ve Grup Baş­kan Ve­ki­li Sa­yın Meh­met Şan­dır. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EGE­MEN BA­ĞIŞ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­ka­nım, ben şah­sım­la il­gi­li ola­rak bir açık­la­ma­da bu­lun­mak is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Sa­yın Şan­dı­r’­a söz ver­dim şu an­da Sa­yın Ba­ğış. Son­ra­sın­da.

MHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET ŞAN­DIR (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz 16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 5’in­ci mad­de­si üze­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni arz et­mek üze­re hu­zur­la­rı­nız­da­yım. Şah­sım ve gru­bum adı­na muh­te­rem he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu­ra­da evet-ha­yır oy­la­rı­mız­la bir ka­nun ka­bul edi­yo­ruz; bir ka­nun ge­çi­yor, bir hu­kuk ku­ru­yo­ruz. İlzam et­mek is­te­mi­yo­rum ama, ar­ka­daş­la­rı­mın el kal­dı­rır­ken bu ka­nu­nu ye­te­rin­ce oku­duk­la­rı­nı zan­net­mi­yo­rum.

Ben oku­duk­ça şöy­le bir duy­gu­ya ka­pıl­dım: De­va­sa bir ku­ru­luş oluş­tu­ru­yo­ruz, ye­ni bir ya­pı oluş­tu­ru­yo­ruz, adı­na da “özerk bir tü­zel ku­ru­luş” di­yo­ruz. Özel hu­ku­ku olan bir tü­zel ku­ru­luş oluş­tu­ru­yo­ruz. Ta­sa­rı­nın 5’in­ci mad­de­si ve de­vam eden 6’ncı, 7’nci, 8’in­ci ve di­ğer mad­de­le­ri, ya­ni ya­pı­lan­ma mad­de­le­ri ola­rak de­ğer­len­di­re­ce­ği­miz 5’ten baş­la­yan beş al­tı mad­de­yi in­ce­le­di­ği­miz­de gö­re­cek­si­niz ki, bü­tü­nüy­le si­ya­si ik­ti­da­rın kon­tro­lün­de, ya­ni özerk bir tü­zel ku­ru­luş de­ğil, si­ya­si ik­ti­da­rın kon­tro­lün­de, ye­ni, de­va­sa bir ku­ru­luş oluş­tu­ru­yo­ruz. Ta­bii şu so­ru­nun ce­va­bı­nı ala­bil­miş de­ği­liz: Ni­ye ajans? Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, Da­nış­ma Ku­ru­lu, Yü­rüt­me Ku­ru­lu; ya­ni, bu ku­rul­la­rın adı­nı ni­ye “ajans” ko­yu­yo­ruz da “ku­rum” koy­mu­yo­ruz ve­ya hu­ku­ku­muz­da ta­nı­mı­nı bu­lan bir baş­ka şekil­de de­ğer­len­dir­mi­yo­ruz? Bu­nu, Sa­yın Ba­ka­nım “ya­dır­gı­yo­rum” di­ye ce­vap­lan­dır­dı, ama bu so­ru­nun ce­va­bın­da bir­ta­kım en­di­şe­ler, be­lir­siz­lik­ler ol­du­ğu­nu ifa­de edi­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kı­nız , Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­ba­ka­nın baş­kan­lı­ğın­da ve­ya ata­ya­ca­ğı bir ba­ka­nın baş­kan­lı­ğın­da. Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun Baş­ka­nı­nı yi­ne Baş­ba­kan be­lir­li­yor. Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun Baş­ka­nı­nı, Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­ka­nı, ya­ni Baş­ba­ka­nın ata­dı­ğı Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­ka­nı be­lir­li­yor. Oluş­tu­rul­ma­ya ça­lı­şı­lan bu ya­pı­da bir Ge­nel Sek­re­ter­lik, bir Ge­nel Ko­or­di­na­tör­lük var ve bun­la­ra bağ­lı is­te­nil­di­ği ka­dar da ko­mi­te kur­ma­sı­na imkân ve­ri­yor ka­nun. Hiç­bir de­ne­ti­me ta­bi de­ğil. Bi­raz son­ra il­gi­li mad­de­ler gel­di­ğin­de, ar­ka­daş­la­rım -gru­bum adı­na- bu de­ne­tim, alım-sa­tım me­se­le­si­ni, ya­ni oluş­tu­ru­lan bu de­va­sa bü­rok­ra­tik ya­pı­nın, özerk bu tü­zel ki­şi­li­ğin hu­ku­ki yö­nü­nü, de­ne­ti­miy­le, alım-sa­tı­mıy­la sor­gu­la­ya­cak­lar, ce­vap­la­rı­nı bir­lik­te ara­ya­ca­ğız, ama oluş­tu­ru­lan bu ya­pı içe­ri­sin­de ger­çek­leş­ti­ril­me­ye ça­lı­şı­lan pro­je, 2010 yı­lın­da İstan­bu­l’­u­mu­zu kül­tür baş­ken­ti hâli­ne ge­tir­mek -te­men­ni­mi arz et­miş­tim da­ha ön­ce­ki ko­nuş­ma­da- Türk kül­tü­rü­nün kü­re­sel dün­ya­ya su­nul­du­ğu bir baş­kent hâli­ne ge­tir­mek. Bu­nu ger­çek­leş­tir­mek için, mad­di ko­nu­la­rı be­lir­le­yen ka­nun mad­de­sin­de -ta­sa­rı­da­ki mad­de­de- oran­la­rı ko­nul­ma­yan, mik­tar­la­rı tah­min edil­me­yen, ama, ya­pı­la­cak iş­le­ri sı­ra­la­dı­ğın­da, muh­te­mel, 1 mil­yar do­la­ra ula­şa­cak bir büt­çe­nin kul­la­nı­mı söz ko­nu­su.

Şim­di, si­zin adı­nı­za, Tür­ki­ye­’­yi Türk mil­le­ti adı­na yö­ne­ten bu Mec­lis adı­na so­ru­yo­rum ve­ya dü­şü­nü­yo­rum: Böy­le bü­yük bir pro­je­yi ger­çek­leş­tir­me­k… Ger­çek­ten önem­li bir pro­je, İstan­bu­l’­u­mu­za ya­kı­şır. Mu­ha­le­fet par­ti­si ola­rak bu ka­nu­na “ha­yır” de­mek zor­lu­ğu­nu ya­şı­yo­ruz, çün­kü, İstan­bul her şeyin en gü­ze­li­ne la­yık. “Bir fır­sat­tır” di­ye de­ğer­len­dir­di ar­ka­daş­lar, doğ­ru­dur. Bu fır­sa­tın iyi de­ğer­len­di­ril­me­si, iyi kul­la­nıl­ma­sı ve İstan­bu­l’­a ka­lı­cı­lı­ğı olan eser­ler ka­zan­dı­rıl­ma­sı, kül­tür baş­ken­ti İstan­bul üze­rin­den Türk kül­tü­rü­nün me­de­ni­yet de­ğe­ri­ne ulaş­mış un­sur­la­rı­nın in­san­lı­ğın be­ğe­ni­si­ne su­nul­ma­sı önem­li bir ha­di­se. Bu­nu bir fır­sat ola­rak gö­rü­yo­rum, de­ğer­len­di­ril­me­si ge­re­kir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

22 mad­de, 2 ge­çi­ci mad­dey­le, top­la­sa­nız dört yap­rak­lık bir ka­nun­la, bu ka­dar bü­yük bir pro­je­yi, be­lir­len­me­miş, net­leş­me­miş çok cid­di ge­lir kay­nak­la­rıy­la –ki, bu ge­lir kay­nak­la­rı ka­mu kay­nak­la­rı­dır, bu ay­rı bir ten­kit ko­nu­su- oluş­tu­ru­yor­su­nuz, kul­la­nı­mı­nı 5 ki­şi­lik bir he­ye­te dev­re­di­yor­su­nuz. Bu he­ye­tin sor­gu­lan­ma­sı­nı mil­le­tin de­ne­ti­min­den sak­lı­yor­su­nuz. Ya­ni, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Türk mil­le­ti adı­na ida­re­nin tüm iş­lem­le­ri­ni de­net­le­mek yet­ki­sin­dey­ken, ka­mu kay­nak­la­rıy­la oluş­tu­ru­lan bu pro­je­nin, bu ya­pı­nın de­ne­ti­mi­ni ne­den, mil­let adı­na, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si adı­na Sa­yış­ta­ya ver­mi­yor­su­nuz? Si­zin adı­nı­za so­ru­yo­rum. Ben dü­şü­nü­yo­rum: Böy­le bü­yük bir pro­je, böy­le bü­yük bir kay­na­ğın kul­la­nı­mın­da bu tür­lü ce­vap­sız so­ru­la­ra ni­ye mu­ha­tap ol­ma­yı ge­rek­li gö­rü­yor­su­nuz? Bu­nu, ger­çek­ten, oku­duk­ça dü­şü­nü­yo­rum.

De­va­sa bir ku­ru­luş oluş­tu­ru­yo­ruz bu­gün bu­ra­da. İda­re hu­ku­ku açı­sın­dan, ida­re­nin bü­tün­lü­ğü açı­sın­dan, Ana­ya­sa­’­mı­zın 123, 124, 126’ncı mad­de­le­ri, sor­gu­la­ma­sı ya­pıl­dı­ğı tak­dir­de hu­kuk­çu­la­rı­mız ta­ra­fın­dan, bel­ki Ana­ya­sa Mah­ke­me­si ta­ra­fın­dan, bir­çok risk­le­ri de be­ra­be­rin­de ge­ti­ren bir dü­zen­le­me ge­tir­miş­si­niz ve bu dü­zen­le­me­de net­leş­me­miş, ta­nı­ma ulaş­ma­mış bir kay­nak kul­la­nı­mı, kay­nak oluş­tur­ma­yı ve bu­nun yö­ne­ti­mi­ni de kü­çük kü­çük mad­de­ler­le ge­çi­ri­yor­su­nuz. “Alım-sa­tım” mad­de­si di­ye bir mad­de var; 5 ki­şi oluş­tu­ru­yor­su­nuz. Ni­ye 7 ki­şi de­ğil, 5 ki­şi?

Bir baş­ka so­ru: Sa­yın Ba­ka­nım, bu so­ru so­ru­la­cak­tır si­ze. Oluş­tu­ru­lan alım-sa­tım ko­mis­yo­nu, büt­çe ve iha­le ko­mis­yo­nu, 5 ki­şi oy bir­li­ğiy­le mi ka­rar ve­re­cek­ler, oy çok­lu­ğuy­la mı ka­rar ve­re­cek­ler? Mil­yar­lık alım ya­pa­cak, mil­yar­lık pro­je­le­ri uy­gu­la­ya­cak. Ya­ni, AK­M’­nin ye­ri­ne, böy­le, ya­rış­ma­lı bir pro­je tes­pi­tin­den son­ra, üç yıl içe­ri­sin­de bi­ti­ril­mek kay­dıy­la de­va­sa bir pro­je uy­gu­la­ya­cak­sı­nız ve bu­nun ta­ma­mı­nın ya­pı­mı­nı bu 5 ki­şi ka­rar­laş­tı­ra­cak. Bu 5 ki­şi­nin ki­şi­lik­le­ri­ne, ku­rum­la­rı­na gir­me­ye za­man yok, ama bu 5 ki­şi ka­ra­rı­nı oy bir­li­ğiy­le mi ve­re­cek, oy çok­lu­ğuy­la mı ve­re­cek? Eğer, oy çok­lu­ğuy­la ve­ri­le­cek­se, si­zin kur­du­ğu­nuz büt­çe ve iha­le ko­mis­yo­nun­da İstan­bul Va­li­li­ği, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı var; di­ğer iki si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun var­lı­ğı çok da bir şey ifa­de et­me­ye­cek. Ya­ni, de­ne­tim yet­ki­si­ni, de­ne­tim me­se­le­si­ni önem­se­mi­yor mu­su­nuz? “Şeffaf­lık” di­yor Sa­yın Ba­kan, her de­fa­sın­da ki­şi­sel ta­ah­hüt­ler­de bu­lu­nu­yor ve ni­yet okun­ma­ma­sı, kor­ku­la­rın ku­şa­tıl­ma­ma­sı gi­bi umut ve­ri­yor ama, ya­ni, şu so­ru­nun ce­va­bı­nı na­sıl kar­şı­la­ya­ca­ğız: Di­ye­lim ki, iş­te, 1 mil­ya­ra ula­şan üç yıl­lık bir ya­tı­rı­mı, bir pro­je­yi, siz, han­gi be­lir­len­miş, ta­nım­lan­mış hu­kuk ku­ral­la­rı­na gö­re ya­pa­cak­sı­nız, kul­la­na­cak­sı­nız, ger­çek­leş­ti­re­cek­si­niz ve han­gi de­ne­tim me­ka­niz­ma­sıy­la mil­le­te he­sa­bı­nı ve­re­cek­si­niz?

Bu ka­nun, bel­ki uzun ça­lış­ma­lar so­nun­da ha­zır­lan­dı, ama be­nim, bu ka­nu­nun ar­ka­sın­da­ki si­ya­si ira­de­nin, bu ka­nu­nun muh­te­mel so­nuç­la­rı­nın so­rum­lu­lu­ğu­nu ta­şı­ya­ma­ya­ca­ğı gi­bi bir ka­na­a­tim var. Zor ola­cak. Da­ha iyi­si­ni, da­ha şef­fa­fı­nı ya­pa­bil­me­k…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Bu­yu­run Sa­yın Şan­dır, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MEH­MET ŞAN­DIR (De­vam­la) - Si­ya­si ik­ti­dar açı­sın­dan hiç­bir şa­ibe­ye ve­ya hiç­bir en­di­şe­ye ma­hal ver­me­ye­cek şekil­de bir ku­rum ku­ru­la­bi­lir, bu ku­ru­ma da­ya­lı hu­kuk ku­ru­la­bi­lir ve mu­ha­le­fe­tiy­le, ik­ti­da­rıy­la bu ka­nun bu­ra­dan ge­çer, bu ka­nu­nun uy­gu­la­yı­cı­la­rı da ce­sa­ret­le, mil­le­te ta­rihî bir hiz­me­ti ye­ri­ne ge­ti­re­bi­lir­ler, ama bu ka­nun böy­le çık­tı­ğı tak­dir­de, hu­ku­ken, si­ya­se­ten bir­çok so­ru­ya ce­vap ve­re­bil­me imkânı ver­me­ye­cek­tir.

Bu se­bep­le, biz, bu ka­nu­nun bü­tü­nü­ne bel­ki “evet” di­ye­ce­ğiz ama, bu mad­de­le­re, bir­çok bun­dan son­ra­ki mad­de­le­re, bu an­lam­da, bu en­di­şe­ler doğ­rul­tu­sun­da “ha­yır” di­ye­ce­ğiz. Bu ka­nun, doğ­ru dü­zen­len­me­miş ve ma­a­le­sef, so­nuç­la­rı iti­ba­rıy­la da sı­kın­tı­ya ula­şa­cak bir ka­nun­dur.

Bu duy­gu­lar­la, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım. (MHP ve CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

AK Par­ti Gru­bu adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ege­men Ba­ğış.

Sa­yın Ba­ğış, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA EGE­MEN BA­ĞIŞ (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Çok de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­siy­le il­gi­li iş­le­rin yü­rü­tül­me­si­ni sağ­la­ya­cak olu­şum­la­rın ha­zır­lan­ma­sıy­la il­gi­li ka­nu­nu­muz­da, men­su­bu ol­mak­tan onur duy­du­ğum Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si adı­na hu­zur­la­rı­nız­da­yım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bi­raz ev­vel bu­ra­da söz alan mu­ha­le­fet par­ti­si tem­sil­ci­si ar­ka­daş, is­mi­mi de kul­la­na­rak, iş­te “Sa­yın Ba­ğı­ş’­ın bu 2010 pro­je­sin­de yer al­ma­sı, yü­rüt­mey­le ya­sa­ma ara­sın­da bir kar­ga­şa ya­rat­mı­yor mu? De­vam ede­cek mi? Na­sıl böy­le bir şey ya­par? Ben, öğ­ret­men­lik yap­mak is­te­dim, ben ya­pa­ma­dım.” fa­lan gi­bi, böy­le bir aciz­lik ifa­de­le­ri kul­lan­dı.

Ar­ka­daş­la­r…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan “aciz” ifa­de­si­ni kul­la­na­maz Sa­yın Ko­nuş­ma­cı.

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – Pe­ki “aciz­lik” ifa­de­si­ni­… Bir ifa­de­ler kul­lan­dı di­ye­lim Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li, gön­lü­nüz ra­hat ol­sun, ar­ka­da­şı­nı­zın ne kul­lan­dı­ğı­nı her­kes bi­li­yor.

Şunu söy­le­ye­yim: Ben, İstan­bul hal­kı­nın oy­la­rıy­la se­çil­miş bir mil­let­ve­ki­li­yim. Tem­sil et­ti­ğim ili­min her tür­lü ko­num­da yük­sel­me­si için elim­den ge­len her tür­lü ça­ba­yı sarf et­mek, be­nim bir yer­de gö­re­vim. İstan­bul hal­kı da bu yüz­den bi­zim oy­la­rı­mı­zı ar­tı­ra­rak bi­zi ye­ni­den bu­ra­ya gön­der­di. Bu yüz­den, ikin­ci dö­nem­dir İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak gö­rev ya­pı­yo­rum. Ben, gün gel­di, siz­le­rin ik­ti­dar­da ol­du­ğu­nuz dö­nem­de, siz­le­rin be­le­di­ye baş­kan­lı­ğı­nı üst­len­di­ği­niz dö­nem­de mez­be­le­lik hâli­ne ge­len ve cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de tek bir mo­dern sa­nat mü­ze­si bi­le ya­pıl­ma­yan bu ül­ke­de, ilk de­fa bir mo­dern sa­nat mü­ze­si ku­rul­ma­sı için ön­cü­le­ri ara­sın­da yer al­dım, ku­ru­cu­la­rı ara­sın­da yer al­dım, bu­gün de hâlâ mü­te­vel­li he­ye­tin­de bu­lun­mak­tan onur duy­du­ğum, “İs­tan­bul Mo­dern” gi­bi, 2 mil­yon­dan faz­la in­sa­nın zi­ya­ret et­ti­ği bir mü­ze­nin ku­ru­cu­la­rı ara­sın­da yer al­dım.

Gün gel­di, yi­ne par­ti­min, yi­ne hükûme­ti­min, Baş­ba­ka­nı­mın ver­di­ği gö­rev çer­çe­ve­sin­de, se­çim böl­gem­de, yi­ne, boş du­ran, ta­a Os­man­lı dö­ne­min­de İstan­bu­l’­a elek­trik sağ­la­yan Si­lah­ta­ra­ğa Elek­trik San­tra­li­nin, Bil­gi Üni­ver­si­te­siy­le bir­lik­te bir sa­na­yi ve sa­nat mü­ze­si hâli­ne gel­me­si için ça­lış­ma­lar­da bu­lun­dum ve o mü­ze­nin de ku­ru­cu­la­rı ara­sın­da yer al­dım.

İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma he­ve­si 2000 yı­lın­da baş­lı­yor. 2005 yı­lı­na ka­dar, bu pro­jey­le il­gi­li ola­rak faz­la bir yol ka­te­di­le­mi­yor. Bu nok­ta­da bu pro­je­yi baş­la­tan ar­ka­daş­lar Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­za baş­vur­duk­la­rın­da, bir İstan­bul mil­let­ve­ki­li­ni bu ko­nuy­la gö­rev­len­dir­me­si­ni ri­ca et­tik­le­rin­de, ben de, bir İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak bu gö­re­vi bü­yük bir mem­nu­ni­yet­le ya­pa­ca­ğı­mı be­lirt­tim ve 3 Ekim 2005 ta­ri­hin­de, Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın da gö­rev­len­dir­me­siy­le, İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti Gi­ri­şim Gru­bu­nun Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­nı üst­len­dim.

Onur du­yu­yo­rum. İstan­bu­l’­a “Kül­tür Baş­ken­ti” tit­ri­ni ka­zan­dır­mış olan yüz­ler­ce gö­nül­lüy­le bir­lik­te bu ko­nu­da omuz omu­za mü­ca­de­le et­miş ol­mak­tan onur du­yu­yo­rum. Bu­nu bu­ra­da eleş­ti­re­cek bir ko­nu hâli­ne ge­tir­miş ol­ma­nız­dan do­la­yı da siz­le­ri ayıp­lı­yo­rum! İstan­bul hal­kı­nın da, san­dık­lar­da yap­tı­ğı gi­bi, si­zi ayıp­la­dı­ğın­dan da emi­nim.

Ar­ka­daş­lar, bu pro­je çer­çe­ve­sin­de, biz, dün de söy­le­di­ğim gi­bi, yüz­ler­ce gö­nül­lüy­le bir­lik­te­…

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sen al­dın mı, al­ma­dın mı?

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – Tek ku­ruş al­ma­dım. Tek ku­ruş al­ma­dım. O, Ana­ya­sa­’­mı­za da ay­kı­rı­dır. Bu yüz­den, ben, Yü­rüt­me Ku­ru­lun­da de­ğil, Da­nış­ma Ku­ru­lun­da gö­rev al­dım.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Evet, bi­li­yo­rum.

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – Ta­bi­i, si­zin gi­bi, iş­te, her şeyin ucun­da pa­ra arar­sa­nız böy­le olur! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ar­ka­daş­lar, ben, pa­ra­mı, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin onur­lu bir üye­si ola­rak ma­a­şı­mı alı­yo­rum, onun kar­şı­lı­ğın­da da  gö­re­vi­mi faz­la­sıy­la yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum. Bu­ra­da in­san­la­ra if­ti­ra at­ma­dan ev­vel, yan­lış laf­lar kul­lan­ma­dan ev­vel bi­raz dü­şü­nün. Bil­mi­yo­rum var mı ama, sa­hip ol­ma­ya ça­lı­şın, vic­dan de­nen bir şey var. Vic­da­nı­nı­zı din­le­yin bir par­ça.

Bu çer­çe­ve­de, yüz­ler­ce gö­nül­lü ar­ka­da­şım­la bir­lik­te­… Bu­ra­dan hep­si­ne bir kez da­ha teb­rik­le­ri­mi gön­de­ri­yo­rum, bu on­la­rın za­fe­ri­dir. Bu, İstan­bu­l’­da­ki kır­kın üze­rin­de­ki si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun tem­sil­ci­le­ri­nin, gö­nül­lü­le­ri­nin ça­ba­la­rıy­la el­de edil­miş bir za­fer­dir. İstan­bu­l’­u, Sa­yın Cen­giz Ak­ta­r’­ın Av­ru­pa ku­ral­la­rın­da ya­pı­lan bir de­ği­şik­li­ği fark et­me­siy­le gün­de­me ge­ti­rip İstan­bu­l’­un aday­lı­ğı söz ko­nu­su olun­ca, bu ar­ka­daş­la­rı­mız yıl­lar­ca ça­ba­la­dı­lar ve so­nun­da Baş­ba­ka­nı­mı­zın Nu­ri Ço­la­koğ­lu­’­nu Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na, be­ni Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­na gö­rev­len­dir­me­siy­le ye­ni bir mo­ti­vas­yon, ye­ni bir iv­me ka­zan­dı bu pro­je. Bu çer­çe­ve­de, biz, git­tik, An­ka­ra­’­da­ki AB üye­si bü­tün ül­ke­le­rin bü­yü­kel­çi­le­riy­le ye­mek ye­dik, on­la­ra pro­je­mi­zi an­lat­tık. Çok gü­zel bir İstan­bul ta­nı­tım ve pro­je dos­ya­sı ha­zır­la­dık. İstan­bu­l’­da­ki baş­kon­so­los­lar­la bir ara­ya gel­dik.

Bü­tün bu sü­reç de­vam eder­ken ar­ka­daş­lar -na­sıl Tür­ki­ye­’­nin için­den Tür­ki­ye­’­ye za­rar ver­mek is­te­yen ve Tür­ki­ye­’­yi ge­ri­let­mek is­te­yen böy­le ge­ri kal­mış zih­ni­yet­ler var­sa, ma­a­le­sef, yurt dı­şın­da da Tür­ki­ye­’­nin ve Türk de­ğer­le­ri­nin ek­sil­me­si için, on­la­ra za­rar ver­mek için ça­ba­la­yan zih­ni­yet­ler var- du­rup du­rur­ken, Av­ru­pa Par­la­men­to­sun­da Po­lon­ya­lı bir­ta­kım Av­ru­pa Par­la­men­to­su üye­le­ri Ki­e­v’­i, Uk­ray­na­’­nın Ki­ev şeh­ri­ni bi­ze kar­şı ra­kip çı­kar­dı­lar. O sü­reç­te, bir an­da, ma­a­le­sef, bu­nu bir me­de­ni­yet pro­je­si hâli­ne, iş­te Müs­lü­man Tür­ki­ye­’­nin bir şeh­ri de­ğil de Hris­ti­yan Uk­ray­na­’­nın bir şeh­ri ol­sun di­ye, Ki­ev­li­le­rin ha­be­ri bi­le yok­ken, bi­ze kar­şı ra­kip gös­te­ril­di­ler. Bu­nun­la il­gi­li mü­ca­de­le et­mek için, bu se­fer, Av­ru­pa Par­la­men­to­sun­da sa­lon­lar tut­tuk. Dün an­lat­tım, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı­mız­dan ri­ca et­tik, jü­ri­de ol­ma ih­ti­ma­li olan, 6 ki­şi­lik jü­ri­ye gir­me ih­ti­ma­li olan 100 ta­ne Av­ru­pa­’­nın kül­tür ada­mı­na tek tek ki­tap­lar im­za­lat­tır­dık, gön­der­dik. Va­li­miz­den ri­ca et­ti­k… İlk de­fa cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de İstan­bu­l’­dan Va­li­miz, Be­le­di­ye Baş­ka­nı­mız, mil­let­ve­ki­li, si­vil top­lum ku­ru­lu­şu tem­sil­ci­le­ri hep bir­lik­te Brük­se­l’­e git­tik ve İstan­bu­l’­un baş­vu­ru dos­ya­sı­nı bir­lik­te ver­dik, ora­da ba­sın top­lan­tı­la­rı dü­zen­le­dik. Ora­da, Jo­ost La­gen­dijk gi­bi Tür­ki­ye­’­ye dost­lu­ğu­nu sim­ge­le­yen, eşi de Türk olan bir Av­ru­pa­lı par­la­men­ter­le bir­lik­te, Av­ru­pa Par­la­men­to­sun­da, Tür­ki­ye­’­nin ve İstan­bu­l’­un ne ka­dar önem­li bir şehir ol­du­ğu­nu Av­ru­pa Par­la­men­to­sun­da ilan et­tir­dik. Da­ha son­ra bu jü­ri be­lir­len­di. Jü­ri­nin önün­de bir su­nuş yap­mak için ha­zır­lık­lar yap­tık. 6 ki­şi­lik bir he­yet oluş­tur­duk ar­ka­daş­lar. Ben, dün, bu­ra­da uzun uzun vak­ti­ni­zi al­mak is­te­me­dim, ama, böy­le it­ham­lar­la kar­şı kar­şı­ya ka­lın­ca, bun­la­rı bil­me­niz­de ve bun­la­rın Mec­li­si­mi­zin ka­yıt­la­rı­na geç­me­sin­de fay­da var.

Biz ya­rım sa­at­lik bir su­nuş ha­zır­la­dık, ama, kar­şı­mız­da da bir ra­kip var, ül­ke­mi­zi tem­sil edi­yo­ruz, ora­dan kö­tü bir ne­ti­cey­le dön­me­ye­lim di­ye, da­ha ev­vel bu jü­ri­ler­de ça­lış­mış olan, jü­ri üye­li­ği yap­mış olan ve jü­ri­de baş­kan­lık yap­mış olan yet­ki­li­le­ri da­nış­man ola­rak tut­tuk, İstan­bu­l’­a ge­tirt­tik, on­la­rın önün­de ya­rım sa­at­lik su­nu­şu­mu­zu yap­tık. İlk de­fa­sın­da de­di­ler ki: “Bu su­nuş­la pek faz­la şan­sı­nız ol­maz.” On­la­rın önün­de ar­ka­daş­la­rım de­fa­lar­ca pro­va­lar yap­tı­lar, su­nuş met­ni­mi­zi de­ğiş­tir­dik, İstan­bu­l’­un han­gi özel­lik­le­ri­ni ön pla­na çı­ka­ra­ca­ğı­mı­zı be­lir­le­dik. Üni­ver­si­te im­ti­han­la­rı­na ha­zır­la­nan öğ­ren­ci­ler gi­bi he­pi­miz otur­duk sa­at­ler­ce, gün­ler­ce ders ça­lış­tık. Bun­la­rın ne­ti­ce­sin­de git­tik ya­rım sa­at­lik su­nu­şu­mu­zu yap­tık. Ya­rım sa­at­ten son­ra da so­ru-ce­vap ola­cak­tı. So­ru-ce­va­bın onun­cu da­ki­ka­sın­da, da­ha doğ­ru­su iki so­ru gel­dik­ten son­ra, jü­ri baş­ka­nı “Çı­ka­bi­lir­si­niz.” de­di. Ar­ka­mız­dan Ki­ev he­ye­ti gir­di. On­lar gir­di­ler ve bir sa­at­ten faz­la kal­dı­lar, çık­tı­lar. Biz de ta­bii en­di­şe­len­dik aca­ba bir sı­kın­tı mı var di­ye. Da­ha son­ra öğ­ren­dik ar­ka­daş­lar, öy­le et­ki­le­yi­ci bir su­nuş yap­mış ki ar­ka­daş­la­rı­mız ora­da -ben de o jü­ri­ye gi­den 6 ki­şi­lik İstan­bul he­ye­ti­nin içe­ri­sin­de ol­mak­tan onur du­yu­yo­rum- öy­le iyi bir su­nuş yap­mı­şız ki, jü­ri so­ra­cak so­ru bu­la­ma­mış ve ilk de­fa bir şehir oy bir­li­ğiy­le, jü­ri­nin oy bir­li­ğiy­le İstan­bul kül­tür baş­kent­li­ği­ne öne­ril­di.

Bu öne­ril­me­den son­ra biz yi­ne bir si­ya­si oyu­na denk ge­li­riz, yi­ne bir si­ya­si oyun­la kar­şı kar­şı­ya ka­lı­rız di­ye, bu se­fer Av­ru­pa Par­la­men­to­su üze­rin­de, Av­ru­pa Ko­mis­yo­nu üze­rin­de ve Av­ru­pa Bir­li­ği Böl­ge­ler Ko­mi­te­si üze­rin­de te­mas­lar­da bu­lun­duk. Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı­mız­dan ri­ca et­tik, ora­la­rı zi­ya­ret et­tik bir­lik­te. Mil­let­ve­kil­le­ri­miz­den ri­ca et­tik, bir­lik­te zi­ya­ret et­tik.

Bu­gün Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si sı­ra­la­rın­da ar­tık ol­ma­yan, bel­ki de ça­lış­kan­lı­ğı siz­le­ri ra­hat­sız eden bir ba­yan mil­let­ve­ki­li­niz var­dı. Onu da ri­ca et­tik.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ğış, lüt­fe­n…

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – Mu­ha­le­fet­ten de bi­ri­si ol­sun, sos­yal de­mok­rat Av­ru­pa­lı par­la­men­ter­le­ri et­ki­le­ye­lim di­ye­… Sağ ol­sun, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ola­rak o da kır­ma­dı bi­zi, o da gel­di.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ğış, par­ti­le­rin iç hu­ku­kuy­la il­gi­li ko­nu­la­ra gir­me­ye­lim. Lüt­fen efen­dim.

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – Te­şek­kür edi­yo­rum. Pe­ki Baş­ka­nım.

So­nuç­ta­…

RA­MA­ZAN KE­RİM ÖZ­KAN (Bur­dur) – Si­zin de var­dı iki ça­lış­kan mil­let­ve­ki­li ora­da. Biz de on­la­ra üzü­lü­yo­ruz.

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – So­nuç­ta, ar­ka­daş­lar, İstan­bul hak et­ti­ği bu tit­re ka­vuş­tu.

Şim­di, bu­ra­da­ki mu­ha­le­fet söz­cü­sü ar­ka­da­şım di­yor ki: “İş­te, AKM şöy­le, AKM böy­le­…”

Ar­ka­daş­lar, AKM de­di­ği­niz, ya­pı­mı otuz yıl sür­dük­ten son­ra­… Bir sü­rü ara­lar­da öde­nek sı­kın­tı­la­rı fa­lan çı­ka­rıp, ik­ti­dar­la­rın kav­ga­la­rı so­nu­cun­da­… Ara­ya dar­be­ler gir­mi­ş… Ya­pıl­dık­tan son­ra, al­tı ay son­ra, için­de IV. Mu­ra­t’­la il­gi­li bir oyun oy­na­nır­ken, kim ta­ra­fın­dan da ol­du­ğu hâlâ bi­lin­me­yen bi­ri­le­ri ta­ra­fın­dan ya­kı­lı­yor ve da­ha al­tı ay­lık bir kül­tür-sa­nat sa­ra­yıy­ken yer­le bir edi­li­yor. On­dan son­ra ye­ni­den in­şa edi­li­yor ve hız­lı ya­pa­lım di­ye ta­ma­men çar­pık bir şekil­de ya­pı­lı­yor. Onun için Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin ra­por­la­rı var, onun için or­ta­lık­ta böy­le sı­kın­tı­lar var.

Yok­sa, ora­sı as­lın­da bel­ki de si­ya­si utan­cın anı­tı ha­li­ne gel­di. Ora­yı yak­mak­la it­ham edi­lip, Zi­ver­bey Köş­kü­’n­de çok sı­kın­tı­lar ya­şa­yan in­san­lar da­ha son­ra be­ra­at et­ti­ler. Ama, on­lar da siz­le­rin ve si­zin ar­ka­daş­la­rı­nı­zın çı­kar­dı­ğı af­lar­la, on­dan son­ra omuz omu­za ge­çip kar­şı­mız­da böy­le er­miş ya­tır ro­lü oy­nu­yor­lar. Biz bun­la­rı ko­me­di ola­rak gö­rü­yo­ruz.

Ar­ka­daş­lar, yi­ne ti­pik bir mu­ha­le­fet tra­je­di­siy­le kar­şı kar­şı­ya­yız.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ğış, bir da­ki­ka­lık sü­re ve­ri­yo­rum, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız efen­dim.

EGE­MEN BA­ĞIŞ (De­vam­la) – İstan­bu­l’­u­muz hak et­ti­ği tit­ri çok zor bir mü­ca­de­le son­ra­sı al­mış­tır. Ben, tem­sil et­me onu­ru­nu ta­şı­dı­ğım İstan­bu­l’­un bu tit­ri al­ma­sı için Da­nış­ma Ku­ru­lun­da ba­na ve­ri­len gö­re­vi elim­den ge­len en iyi şekil­de yap­ma­ya ça­lış­tım. Ümit edi­yo­rum ki, bun­dan son­ra­ki sü­reç­te siz­ler­le bir­lik­te ça­lı­şı­rız, bu tit­rin hak­kı­nı ver­mek için; na­sıl biz bir HA­Bİ­TA­T’­ı hak­kı­nı ve­re­rek yap­tıy­sak, na­sıl bir NA­TO zir­ve­si­ni, İKÖ zir­ve­si­ni hak­kı­nı ve­re­rek yap­tıy­sak, İstan­bul 2010 pro­je­si­ni de, yi­ne, hep bir­lik­te, omuz omu­za ça­lı­şa­rak, hak­kı­nı ve­re­rek ya­pa­rız ve ül­ke­mi­zin adı­nı dün­ya­da bir kez da­ha gu­rur­la du­yu­ru­ruz.

He­pi­ni­ze be­ni din­le­di­ği­niz için te­şek­kür edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ca­nan Kal­sın.

Bu­yu­run Sa­yın Kal­sın. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, ye­rim­den kı­sa bir açık­la­ma ya­pa­bi­lir mi­yim?

BAŞ­KAN – Ben Sa­yın Ba­ğı­ş’­a sa­taş­ma ge­rek­çe­siy­le fa­lan söz ver­me­dim, AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­dı. O şekil­de söz ver­dim. Ya­ni, bu­ra­da bir sa­taş­ma fa­lan yok. Sa­de­ce si­zin söy­le­di­ği­niz ifa­de­le­re ce­vap ver­di.

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Efen­dim, is­mi­ni zik­re­de­re­k…

BAŞ­KAN – Efen­dim, bir şey var­sa, ben in­ce­let­ti­ri­rim, ce­vap ve­ri­rim. Ya­ni, böy­le bir şey…

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, siz Baş­kan Ve­ki­li­si­niz, ye­rim­den  pek kı­sa bir açık­la­ma yap­ma­ma izin ve­re­bi­lir­si­niz pekâlâ.

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, mü­ra­ca­a­tı­nı­zı ya­pın, de­ğer­len­di­re­lim.

Bu­yu­run Sa­yın Kal­sın.

CA­NAN KAL­SIN (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’y­la il­gi­li, 5’in­ci mad­de üze­ri­ne söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sev­gi­li ar­ka­daş­lar, İstan­bul, me­de­ni­yet­le­rin ku­cak­laş­tı­ğı, iki ay­rı kı­ta­yı bir­bi­ri­ne bağ­la­yan ve kül­tür baş­ken­ti ol­ma­yı ke­li­me­nin tam an­la­mıy­la hak eden bir ca­zi­be mer­ke­zi­dir. Bir­çok me­de­ni­ye­te baş­kent­lik eden İstan­bul, bü­yük hü­küm­dar Fa­tih Sul­tan Meh­me­t’­in fet­hiy­le bir­lik­te Ye­ni Ça­ğın da ka­pı­sı­nı aç­mış­tır.

Çağ de­ği­şi­mi­ne adı­nı yaz­dı­ran, iki ay­rı ya­ka­sın­da iki bü­yük kı­ta­dan top­rak­lar ta­şı­yan şeh­ri­miz, bu­gün, ca­mi­le­riy­le, sa­ray­la­rıy­la, mü­ze­le­riy­le, kül­tür do­ku­suy­la ve mo­dern ya­pı­la­rıy­la, yal­nız ül­ke­mi­zin de­ğil, dün­ya­nın da göz be­be­ği­dir. İstan­bul, geç­mi­şiy­le, üze­rin­de ya­şa­yan­la­rın bı­rak­tık­la­rıy­la ve coğ­ra­fi ko­nu­muy­la me­de­ni­yet­le­rin baş­ken­ti ol­ma­yı faz­la­sıy­la hak et­miş­tir.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Tür­ki­ye­’­nin bü­yü­me­si­ne pa­ra­lel ola­rak İstan­bul da gü­cü­nü, et­kin­li­ği­ni, ta­nı­nır­lı­ğı­nı ar­tır­mak­ta­dır. İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­si, baş­ta tu­rizm ol­mak üze­re, çev­re­den ula­şı­ma, hiz­met sek­tö­rü­ne ka­dar bir­çok sek­tör­de ye­ni ge­liş­me­le­ri te­tik­le­ye­cek­tir.

İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı pe­ki ni­çin bu ka­dar önem­li? 21’in­ci yüz­yıl ar­tık dün­ya­da kent­ler yüz­yı­lı ola­rak bi­lin­mek­te. Kent­ler kim­lik­le­ri­ni, kül­tür­le­ri­ni can­lan­dı­ra­rak, ile­ri­ye ta­şı­ya­rak ve bir­bi­ri­ne an­la­ta­rak oluş­tu­ru­yor­lar; kül­tür ara­cı­lı­ğıy­la da­ha iyi an­lı­yor, da­ha iyi ta­nı­nı­yor­lar. Böy­le­ce kül­tü­rün gün­lük ya­şa­ma ka­tıl­ma­sı, top­lu­mun her ke­si­mi­ne ya­yıl­ma­sı da­ha da önem ka­za­nı­yor.

Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çi­len kent­le­rin dün­ya kül­tü­rü­ne yap­tık­la­rı kat­kıy­la glo­bal kül­tür zen­gin­le­şi­yor. İstan­bu­l’­un 2010’da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sıy­la bir­lik­te İstan­bul da ken­di kül­tü­rü­nün kök­le­ri­ni ye­ni­den keş­fe­de­cek ve bir­bi­ri­ni an­la­ma yo­lun­da önem­li bir adım atıl­mış ola­cak­tır. Bir­bi­ri­ni an­la­ma ko­nu­sun­da bir utanç ve­si­le­si olan İstan­bul Üni­ver­si­te­si ik­na oda­la­rı­nın mu­ci­di olan­lar­dan far­kı­mız, bi­zim, fark­lı­lık­la­rı zen­gin­lik ola­rak gör­me­miz ve bu ve­si­ley­le ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­si, ül­ke­mi­zin ta­nı­tı­mı ve kül­tü­rel zen­gin­li­ği­nin ön pla­na çı­ka­rıl­ma­sı açı­sın­dan bü­yük bir ka­zanç­tır. Bu iti­bar­la, İstan­bu­l’­un adı, la­yık ol­du­ğu şekil­de, ar­tık tüm dün­ya­da kül­tür ve sa­nat­la bir­lik­te da­ha faz­la anı­lır ola­cak, kül­tü­rel mi­ra­sın sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­til­me­si­ne fır­sat ya­ra­tı­la­cak, ken­ti ar­tan bir çe­kim nok­ta­sı hâli­ne ge­ti­re­cek­tir.

İstan­bul, kent­sel dö­nü­şüm, şehir­ci­lik, çev­re­sel ve sos­yal an­lam­da ka­lı­cı ka­za­nım­la­ra ka­vu­şa­cak­tır. Kül­tür var­lık­la­rı­mı­zın ko­ru­na­ca­ğı ve ser­gi­le­ne­ce­ği ye­ni mü­ze­ler ku­ru­la­cak, ta­rihî bi­na­lar ye­ni­le­ne­cek ve ye­ni iş­lev ka­zan­dı­rı­la­rak hal­ka açı­la­cak­tır.

İstan­bul­lu­lar fark­lı sa­nat di­sip­lin­le­riy­le ku­cak­la­şa­cak, genç ve ye­te­nek­li in­san­lar sa­nat­sal ya­ra­tı­cı­lık­la da­ha ya­kın bir iliş­ki kur­ma ola­na­ğı­na ka­vu­şa­cak­tır. İle­ti­şim­den or­ga­ni­zas­yo­na, eği­tim­den ta­sa­rı­ma ge­li­şim sağ­la­na­cak ve pek çok ki­şi için is­tih­dam sa­ha­sı ya­ra­tı­la­cak­tır. Kül­tür tu­riz­mi ha­re­ket­le­ne­cek, ge­li­şe­cek­tir. Eği­tim­li ve kül­tür­lü tu­ris­tin nor­mal tu­ris­tin 3 ka­tı da­ha faz­la har­ca­ma yap­tı­ğı­nı dü­şü­nür­sek, İstan­bu­l’­un, Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti un­va­nıy­la bir­lik­te bü­yük bir tu­rizm po­tan­si­ye­li­ni de ya­ka­la­ya­ca­ğı­nı ra­hat­lık­la söy­le­ye­bi­li­riz. El­bet­te, bu sü­re zar­fın­da Av­ru­pa ve dün­ya­nın çe­şit­li ül­ke­le­rin­den ge­le­cek olan kül­tür ve sa­nat in­san­la­rı da ül­ke­mi­zi ya­kın­dan ta­nı­ya­cak, kül­tü­rel var­lık­la­rı­mı­zı zi­ya­ret ede­cek ve İstan­bul bir mar­ka hâli­ne ge­le­cek­tir.

Her bir so­ka­ğın ay­rı bir ta­ri­he ta­nık­lık et­ti­ği, çok kül­tür­lü­lü­ğün ve zen­gin­li­ğin be­şi­ği İstan­bul, ken­di nü­fu­su­nun bir­kaç ka­tı ora­nın­da tu­ris­tin ge­le­ce­ği bir ca­zi­be, bir kül­tür mer­ke­zi, açık ha­va mü­ze­si ola­cak ve ta­ri­hin iz­le­ri­nin bu­gü­ne ta­şın­dı­ğı kül­tü­rün odak nok­ta­sı ola­cak­tır.

İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­si, Av­ru­pa ile kül­tü­rel iliş­ki­le­rin ya­nı sı­ra, eko­no­mik iliş­ki­le­rin de ge­liş­ti­ril­me­si­ne hiç şüp­he­siz önem­li bir kat­kı­da bu­lu­na­cak­tır.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu say­mış ol­du­ğum fak­tör­le­rin ya­pı­la­bil­me­si ve uy­gu­la­na­bi­lir­li­ği nok­ta­sın­da, çı­ka­ra­ca­ğı­mız bu ka­nu­nun 5’in­ci mad­de­si ge­re­ği bir Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu oluş­tu­ru­la­cak­tır. Bu ku­rul da, Av­ru­pa Bir­li­ği mü­za­ke­re­le­ri­ni yü­rü­ten Ba­kan, Ta­nıt­ma Fo­nun­dan so­rum­lu Ba­kan, İçiş­le­ri Ba­ka­nı, Ma­li­ye Ba­ka­nı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı, İstan­bul Va­li­si, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nın­dan olu­şa­cak­tır. Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak İstan­bu­l’­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­re iliş­kin ha­zır­lık­la­rı iz­le­ye­cek­ler ve yıl­da bir ke­re top­la­na­cak­lar­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Kal­sın, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

Bu­yu­run.

CA­NAN KAL­SIN (De­vam­la) – De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ya­sa­nın bu­gün­kü hâle gel­me­si­ni sağ­la­yan, baş­ta Baş­ba­ka­nı­mız ol­mak üze­re, il­gi­li ba­kan­la­rı­mı­za, ko­mis­yon üye­le­ri­mi­ze, İstan­bul Va­li­si­ne ve Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı­na te­şek­kür ede­rim.

Bu ka­nu­nun ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, söz­le­ri­mi, Ulu Ön­der Ata­tür­k’­ün sö­züy­le bi­ti­ri­yo­rum: “İ­ki bü­yük dün­ya­nın bu­luş­ma nok­ta­sın­da, Türk va­ta­nı­nın sü­sü, Türk ta­ri­hi­nin ser­ve­ti, Türk mil­le­ti­nin göz be­be­ği İstan­bul, bü­tün va­tan­daş­la­rın kal­bin­de ye­ri olan şehir­dir.”

Kal­bi­miz­de olan şeh­rin mil­let­ve­ki­li ola­rak he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kal­sın.

Şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ataş; bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ATAŞ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 5’in­ci mad­de­si üze­rin­de şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Söz­le­ri­me baş­la­ma­dan ön­ce, bir te­men­ni­mi siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum. O da yü­ce Mec­lis­te ön­ce­lik­le say­gın ve se­vi­ye­li si­ya­set yap­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Doğ­ru­dur.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Çok doğ­ru­dur.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Yü­ce Mec­li­sin say­gın­lı­ğı­nı mu­ha­fa­za et­mek he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Bu da doğ­ru­dur.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Do­la­yı­sıy­la, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, biz­den son­ra ge­le­cek genç ne­sil­le­re ör­nek ol­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Doğ­ru.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Doğ­ru.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Si­ya­se­ti genç­le­re sev­dir­mek ve genç­li­ği­mi­zin si­ya­set­le il­gi­li ol­ma­sı­nı sağ­la­mak he­pi­mi­zin gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Bir şey da­ha ila­ve et: Düz­gün si­ya­set yap­mak.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Do­la­yı­sıy­la, Türk genç­li­ği gi­de­rek si­ya­set­ten il­gi­si­ni kes­mek­te, uzak­laş­mak­ta, bu da Mec­lis­te­ki bir­ta­kım dav­ra­nış­la­rı­mı­zın so­nu­cun­da genç­le­ri­miz si­ya­se­te uzak kal­ma­yı yeğ­le­mek­te­dir. Onun için böy­le bir gö­re­vi­mi­zin ol­du­ğu­nu da ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum.

Yi­ne Tun­ce­li ba­ğım­sız Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ka­mer Gen­ç’­in, herhâlde Tun­ce­li­’y­le hiç il­gi­si ol­ma­dı­ğı için, Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin ve AK Par­ti­li be­le­di­ye­le­rin, de­ğil sa­de­ce Tun­ce­li­’­ye, Tür­ki­ye­’­nin bü­tün il­le­ri­ne yap­mış ol­du­ğu yar­dım­lar­dan herhâlde ha­be­ri yok. İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si Tun­ce­li Be­le­di­ye­si­ne sı­fır Mer­ce­des çöp kam­yo­nu he­di­ye et­miş­tir. Bun­dan herhâlde Sa­yın Gen­ç’­in ha­be­ri yok. Bu­ra­da ol­ma­dı­ğı için yi­ne ha­ber­siz ka­la­cak.

Ay­rı­ca, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, bu se­ne, Tun­ce­li­li 2 bin ai­le­ye Tun­ce­li­’­de gı­da yar­dı­mı yap­mış­tır ve bu yar­dım­lar da de­vam et­mek­te­dir. Bun­dan da Sa­yın Ka­mer Gen­ç’­in bil­gi­si yok. (CHP sı­ra­la­rın­dan “Se­çim dö­ne­mi mi?” ses­le­ri)

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Se­çim­den ön­ce mi ya­pıl­dı?

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Se­çim­le ala­ka­sı yok.

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Se­çim es­na­sın­da mı ya­pıl­dı?

BAŞ­KAN – Sa­yın Ataş, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap ede­lim.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Ar­ka­daş­lar, araş­tı­rın, ra­ma­zan ayın­da bu yar­dım­la­rın ya­pıl­dı­ğı­nı gö­re­cek­si­niz. Lüt­fen bil­gi sa­hi­bi olun.

Ve AK Par­ti­li be­le­di­ye­ler, sa­de­ce Tür­ki­ye­’­de­ki il­le­re de­ğil, Türk cum­hu­ri­yet­le­rin­de­ki va­tan­daş­la­rı­mı­za ve Bal­kan­lar­da­ki tüm Türk va­tan­daş­la­rı­mı­za bu yar­dım­la­rı yıl­lar­dır yap­mak­ta­dır. Lüt­fen bir il­gi­li olun ve araş­tı­rın.

Dün­ya­nın mer­ke­zin­de yer alan, çağ açıp çağ ka­pa­tan, üze­ri­ne duy­gu do­lu söz­ler ya­zı­lan İstan­bu­l’­u­muz, ta­rihî anıt­la­rı, abi­de­le­ri ve göz ka­maş­tı­rı­cı gö­rü­nü­müy­le dün­ya­nın ve ül­ke­mi­zin gö­zü­nün nu­ru­dur. İstan­bul, Ro­ma, Bi­zans, Os­man­lı gi­bi ta­ri­he dam­ga­sı­nı vur­muş üç bü­yük im­pa­ra­tor­lu­ğa ev sa­hip­li­ği yap­mış­tır. Bu, dün­ya­da tek­tir. Bu me­de­ni­yet­le­rin oluş­tur­du­ğu sen­te­zi bu­gü­nün in­san­la­rı­na ta­nıt­mak da bi­zim üze­ri­mi­ze dü­şen en önem­li gö­rev­ler­den bi­ri­si­dir.

Ta­sa­rıy­la, İstan­bu­l’­u 2010 yı­lı Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak ha­zır­la­mak, 2010 yı­lın­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­ri plan­la­mak ve yö­net­mek, ka­mu ida­re­le­ri­nin ve ku­ru­luş­la­rı­nın ya­pa­cak­la­rı ça­lış­ma­lar­da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak ama­cıy­la 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ajan­sı­nın ku­rul­ma­sı he­def­len­mek­te­dir. Amaç İstan­bu­l’­a ve İstan­bul­lu­la­ra hiz­met et­mek­tir. Üze­rin­de ko­nuş­tu­ğu­muz söz ko­nu­su pro­je­nin İstan­bu­l’­un kül­tür ala­nın­da hak et­ti­ği de­ğe­ri al­ma­sı­nı sağ­la­ya­ca­ğı ka­na­a­tin­de­yim. Ta­ri­hiy­le, do­ğa­sıy­la, coğ­ra­fi ko­nu­muy­la her za­man övün­dü­ğü­müz İstan­bu­l’­u ta­nı­ma­yan­lar ya da yan­lış ta­nı­yan­la­rı ay­dın­lat­ma­mız için bu pro­je çok önem­li bir fır­sat­tır ve bu ka­nun­la, ger­çek an­lam­da da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı için ge­rek­li or­ga­ni­zas­yo­nun ya­sal dü­zen­le­me­le­ri ya­pı­la­cak­tır.

Söz ko­nu­su ta­sa­rı­da dü­zen­le­nen 5’in­ci mad­dey­le bir Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun ku­rul­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür. Bu Ku­ru­lun ku­rul­ma­sıy­la 2010 yı­lın­da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak İstan­bu­l’­da ya­pı­la­cak et­kin­lik­le­re iliş­kin ha­zır­lık­la­rın iz­len­me­si, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­nın eş gü­düm için­de ça­lış­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak ted­bir­le­rin alın­ma­sı amaç­lan­mış­tır. Böy­le­si­ne kap­sam­lı ve or­ga­ni­ze bir et­kin­lik­te iş­le­yi­şi kon­trol edip ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­ya­cak bir Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun ku­rul­ma­sı­nın zo­run­lu­lu­ğu açık­tır. Mad­de ile Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun 10 üye­den oluş­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür. Ku­ru­la Baş­ba­ka­nın gö­rev­len­di­re­ce­ği bir ba­kan baş­kan­lık ede­cek­tir. Baş­ka­nın ya­nın­da ay­rı­ca Av­ru­pa Bir­li­ği mü­za­ke­re­le­ri­ni yü­rü­ten Ba­kan, ta­nıt­ma fo­nun­dan so­rum­lu Ba­kan, İçiş­le­ri Ba­ka­nı, Ma­li­ye Ba­ka­nı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı, İstan­bul Va­li­si, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı, Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı ve Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı da üye ola­rak bu­lu­na­cak­lar­dır.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ataş, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MUS­TA­FA ATAŞ (De­vam­la) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, et­kin­lik­ler­le il­gi­li ha­zır­lık­la­rı iz­le­mek ya da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak üze­re ih­ti­yaç duy­du­ğun­da top­la­na­bi­le­cek­tir. Fa­kat, mad­de ile ku­ru­lun yıl­da en az bir de­fa top­lan­ma­sı ön­gö­rül­müş­tür.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ben­den ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı ar­ka­daş­la­rı­mız da bu ka­nun­la il­gi­li, olum­lu, olum­suz yön­le­ri­ni or­ta­ya koy­ma­ya ça­lış­tı­lar. An­cak, ko­nuş­ma­mın ba­şın­da ifa­de et­ti­ğim gi­bi, mu­ha­le­fet par­ti­miz­den, özel­lik­le ana mu­ha­le­fet par­ti­miz­den bek­len­ti­miz, ku­ru ku­ru­ya bir eleş­ti­ri ye­ri­ne olum­lu ve ya­pı­cı öne­ri­le­ri­ni ge­tir­se­ler­di da­ha fay­da­lı olur­lar­dı di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu ya­sa­nın ül­ke­mi­ze ve özel­lik­le İstan­bu­l’­u­mu­za ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de, Hükûmet adı­na Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­nay, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­ka­nım, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; za­man hız­la iler­li­yor ve biz de ağır ağır bir gö­rüş­me ya­pı­yo­ruz. Bel­ki bir­kaç ha­tır­lat­ma ya­par­sak, bun­dan son­ra­ki mad­de­ler­de bir­bi­ri­mi­zi an­la­ma ko­nu­sun­da da­ha ko­lay­lık sağ­la­rız di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bir öl­çü­de Sa­yın Ba­ğış an­lat­tı. Ben de bu se­rü­ve­ni si­ze kı­sa­ca, tek­rar, bu ya­sa­nın or­ta­ya çı­kış ih­ti­ya­cı­nı özet­le­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, bi­li­yor­su­nuz, Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti tar­tış­ma­sı ön­ce bi­zim dı­şı­mız­da baş­la­mış bu­lu­nan, Av­ru­pa Bir­li­ği üye­le­ri ara­sın­da baş­la­mış bu­lu­nan bir tar­tış­ma. Da­ha son­ra­ki yıl­lar­da, bi­zim de bu sta­tü­den ya­rar­la­na­bi­le­ce­ği­miz ve kıs­men Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan ya­rar­la­na­bi­le­ce­ği­miz ve böy­le bir ta­nıt­ma fır­sa­tı bu­la­bi­le­ce­ği­miz ko­nu­sun­da bir bil­gi edin­miş ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız ve bu ar­ka­daş­la­rı­mız bir gi­ri­şim baş­lat­mış­lar. Bu sı­fa­tı İstan­bu­l’­un da al­ma­sı, bu ta­nım­la­ma sı­fa­tı­nı ve böy­le­ce bir ta­nı­mış­lık ko­nu­sun­da bir ham­le ya­pıl­ma­sı ko­nu­sun­da bir gi­ri­şim baş­lat­mış­lar. Gi­ri­şi­mi baş­la­tan ar­ka­daş­la­rı­mız, İstan­bul Ta­nıt­ma Vak­fı, Tür­ki­ye Tu­rizm Ya­tı­rım­cı­la­rı Der­ne­ği, Tür­ki­ye Eko­no­mik ve Top­lum­sal Ta­rih Vak­fı, Mar­ma­ra ve Bo­ğaz­la­rı Be­le­di­ye­ler Bir­li­ği, Rek­lam­cı­lar Der­ne­ği, İstan­bul Sa­nat Mü­ze­si Vak­fı, İstan­bul Kül­tür ve Sa­nat Vak­fı, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, İnsan Yer­le­şim­le­ri Der­ne­ği (İstan­bul), İstan­bul Ah­şap Bir­li­ği Der­ne­ği; İstan­bu­l’­dan bir rad­yo, Açık Rad­yo.

Şim­di, bu ar­ka­daş­la­rı­mız, ni­te­lik­le­ri­ni iyi kö­tü okur­ya­zar ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bil­di­ği ar­ka­daş­lar. Bu ar­ka­daş­lar bir gi­ri­şim baş­lat­mış­lar. Bu gi­ri­şim sü­rer­ken, bu, bir öl­çü­de, İstan­bu­l’­da­ki du­yar­lı in­san­lar eliy­le Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na in­ti­kal et­miş ve de­nil­miş ki: “Ba­kan­lar Ku­ru­lu bun­la­ra bir sta­tü ve­rir­se, bu gi­ri­şim gru­bu­nu bir öl­çü­de des­tek­ler­se bi­zim bu ta­nım­la­ma­yı, bu ‘İs­tan­bul Kül­tür Baş­ken­ti­’ sı­fa­tı­nı al­ma­mız ko­nu­sun­da bir ham­le da­ha yap­mış olu­ruz.” Bu ça­lış­ma­lar sü­rer­ken 2005’te Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı çık­mış. 2006’da, aşa­ğı yu­ka­rı, tam bir yıl son­ra da, de­min Sa­yın Ba­ğı­ş’­ın an­lat­tı­ğı, iş­te,  su­num se­rü­ve­nin­den son­ra biz bu sı­fa­tı al­mı­şız. 2006’da bu sı­fat alı­nın­ca, o za­man yi­ne bu gi­ri­şim... Bu, esas iti­ba­rıy­la, bir si­vil top­lum gi­ri­şi­mi. Şu da ya­pı­la­bi­lir­di: Böy­le bir ya­sa hiç ol­maz­dı, hat­ta Ba­kan­lar Ku­ru­lu ol­maz­dı, bu baş­la­yan de­min say­dı­ğım ar­ka­daş­la­rı­mız bu ça­pı bi­raz da­ha ge­liş­ti­re­rek, İstan­bu­l’­da, ken­di ara­la­rın­da, si­vil top­lu­mun imkânla­rıy­la böy­le bir gi­ri­şi­mi sür­dü­rür­ler­di, böy­le bir ta­nıt­ma ça­ba­sı­nı sür­dü­rür­ler­di ve bel­ki, ça­pı da­ha alt dü­zey­de bir İstan­bul pro­je­si, bir İstan­bul ta­nıt­ma pro­je­si, bir kül­tür baş­ken­ti pro­je­si or­ta­ya çı­ka­bi­lir­di. Hükûmet bu ko­nu­yu dik­ka­te al­mış, Hükûmet bu ko­nu­yu cid­di­yet­le ele al­mış. Ön­ce, bu ka­rar çık­sın di­ye bir gi­ri­şim gru­bu­nu Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rıy­la des­tek­le­miş, son­ra da bu gi­ri­şi­mi bir ya­say­la bir sta­tü­ye, bir çer­çe­ve­ye ka­vuş­tur­ma­ya ça­lı­şı­yor.

Şim­di ya­pı­lan ne? Esas iti­ba­rıy­la, bu si­vil top­lum eliy­le baş­la­mış olan gi­ri­şim, ba­kan­la­rın da ka­tı­lı­mıy­la, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, İstan­bul Özel İda­re­si­nin de ka­tı­lı­mıy­la bir eş gü­düm ko­mi­te­si­ne, ya­ni, “Bu çer­çe­ve­de ne­ler ya­pı­la­bi­lir­”i yıl­da en az bir kez top­la­na­rak plan­la­mak ko­nu­sun­da ken­di­si­ni gö­rev­li sa­yan bir eş gü­düm ko­mi­te­si­ne ka­vuş­tu­ru­lu­yor.

Son­ra? Son­ra­ki mad­de­ler­de gö­re­ce­ğiz; esas iti­ba­rıy­la, si­vil top­lum tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan, için­de atan­mış­la­rın bel­ki 1 ki­şiy­le, bel­ki 2 ki­şiy­le –mad­de­ye ge­le­ce­ğiz- tem­sil edil­di­ği, fev­ka­la­de azın­lık­ta kal­dı­ğı bir yü­rüt­me ko­mi­te­si or­ta­ya çı­kı­yor. Yi­ne bir, esas iti­ba­rıy­la, si­vil top­lum tem­sil­ci­le­ri­nin, se­çil­miş­le­rin ve si­vil top­lum tem­sil­ci­le­ri­nin ağır­lık ta­şı­dı­ğı bir da­nış­ma ku­ru­lu or­ta­ya çı­kı­yor. Ne ya­pa­cak bu ar­ka­daş­lar? Şim­di, ba­kı­nız, bu­ra­da, de­min, bir ar­ka­da­şım, mil­yar­lık pro­je­ler­den -ya­ni mil­yar do­lar­lık sa­nı­yo­rum- söz et­ti. Böy­le bir şey yok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. Büt­çe ola­rak, ba­na -dün ak­şam is­te­dim- yü­rüt­me ku­ru­lu­nun, gi­ri­şim ku­ru­lu­nun ge­tir­di­ği büt­çe bu­ra­da ve 100 mil­yon do­la­rın için­de, 100 mil­yon YTL’­nin için­de. Bu iki yıl için­de ya­pı­la­cak olan ça­lış­ma­lar, ay­da 2 tril­yon çer­çe­ve­sin­de 24-30 tril­yon ara­sın­da bir ha­zır­lık ça­lış­ma­la­rı 2008 ve 2009 için, ay­da 5 tril­yon ci­va­rın­da da 2010 yı­lı için­de ya­pı­la­cak olan bü­tün et­kin­lik­le­rin, ida­ri har­ca­ma­lar da dâhil ol­mak üze­re, 100 tril­yo­nun al­tın­da bir büt­çe. Esas iti­ba­rıy­la ya­pı­la­cak olan­lar bun­lar. Esas iti­ba­rıy­la­… Ne­dir ya­pı­la­cak olan­lar esas iti­ba­rıy­la? Ge­rek­çe­nin, ba­kı­nız, ül­ke­miz adı­na çok önem­li bir ta­nı­tım ve­si­le­si ola­cak, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si kap­sa­mın­da sa­yıl­dı bi­raz ön­ce: Kül­tü­rel mi­ras sür­dü­rü­le­bi­lir bi­çim­de yö­ne­ti­le­cek, çe­kim nok­ta­sı ha­li­ne ge­ti­ri­le­cek ken­t… Bu bağ­lam­da -esas bu- ba­kı­nız, pro­je çer­çe­ve­sin­de yer ala­cak tüm kül­tü­rel ve sos­yal içe­rik­li ser­gi, kon­ser, gös­te­ri, kon­fe­rans, şehir­ci­lik ve tu­rizm ça­lış­ma­la­rı plan­la­mak, ile­ti­şim ve ta­nı­tım stra­te­ji­le­ri­ni tes­pit et­mek ve bun­lar­la il­gi­li ça­lış­ma­la­rı ta­kip et­mek, kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­nin oluş­tu­rul­ma­sı­na iliş­kin ola­rak il­gi­li ku­rum­la­ra öne­ri­ler­de bu­lun­mak. Bu ajans kent­sel dö­nü­şüm pro­je­si uy­gu­la­ma­ya­cak. “Şu­nu ya­par­sa­nız, İstan­bu­l’­un ta­nı­tı­mı için da­ha ya­rar­lı olur” di­ye bu­ra­ya ka­tıl­mış olan bü­tün uz­man­lar ara­cı­lı­ğıy­la pro­je üre­te­cek, öne­ri üre­te­cek ve ka­mu­nun doğ­ru iş­ler yap­ma­sı ko­nu­sun­da bir tür kı­la­vuz­luk ya­pa­cak. Ya­sa­nın ge­rek­çe­si bu­ra­da, açık­ça ya­zı­yor. Ge­çin 12’nci mad­de­ye, ge­çin 12’nci mad­de­ye: 12’nci mad­de­de, bu ya­sa­nın -bi­raz­dan ko­nu­şa­ca­ğız- ge­lir­le­ri kap­sa­mın­da, ba­kın ka­mu ge­li­ri ola­rak bu­ra­da İstan­bul İl Özel İda­re­si ve İstan­bul Bü­yük Şehir Be­le­di­ye­sin­den kay­nak ak­ta­ra­cak olan ku­ru­luş, öde­nek ko­ya­cak olan ka­mu ku­ru­lu­şu ola­rak bun­lar zik­re­di­li­yor. Ge­ri­si -aşa­ğı­ya doğ­ru oku­yu­nuz- ta­ma­mı si­vil top­lum­dur ve ta­ma­mı özel ge­lir­dir. 

Şim­di, bu­ra­da de­ne­tim­le il­gi­li özel bir mad­de ge­ti­ril­miş ol­ma­sa, 18’in­ci mad­de­de özel bir de­ne­tim mad­de­si ge­ti­ril­miş ol­ma­sa, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yurt içi ve yurt dı­şın­dan sağ­la­na­cak yar­dım ve ba­ğış­lar ve spon­sor­luk ge­lir­le­ri, ya­pı­la­cak et­kin­lik­ler­den sağ­la­na­cak bi­let sa­tış ve di­ğer ge­lir­ler, isim hak­kı­nın kul­la­nıl­ma­sın­dan kay­nak­la­na­cak lo­go ve isim hak­kı ge­lir­le­ri, Av­ru­pa Bir­li­ği Ko­mis­yo­nu­nun pro­je­ye tah­sis ede­ce­ği fon­lar, böy­le bir özel de­ne­tim mad­de­si ge­ti­ril­me­se bi­zim ge­nel de­ne­tim hü­küm­le­ri­mi­zin dı­şın­da ka­lı­yor.

Bi­zim ka­mu­dan doğ­ru­dan kay­nak ak­ta­ra­rak ka­mu eliy­le yap­tı­ğı­mız iş­ler ge­nel de­ne­ti­me ta­bi, ya­ni 11’in­ci mad­de çer­çe­ve­sin­de. “Bu­ra­da Sa­yış­tay de­ne­ti­mi yok­tur.” mad­de­si­ni ba­na bir ar­ka­da­şı­mı­zın bu­lup gös­ter­me­si­ni ri­ca edi­yo­rum. Sa­yış­tay de­ne­ti­mi bu­ra­da ne­re­de yok? Bu­ra­da, Sa­yış­ta­yın de­net­le­ye­me­ye­ce­ği­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – De­ne­tim 18’in­ci mad­de­de. Onun dı­şın­da ne­re­de de­ne­tim var?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bi­ti­re­yim ben.

18’in­ci mad­de Sa­yış­ta­yı­n… Ya­sa­nın ta­ma­mı­nı okur­sa­nız, bu­ra­da özel kay­nak­lar, özel ge­lir­ler, bi­let ge­lir­le­ri, bi­let sa­tış ge­lir­le­ri, kon­ser ge­lir­le­ri, spon­sor­luk ge­lir­le­ri, Av­ru­pa Bir­li­ği fon­la­rın­dan söz edi­li­yor. Bu, ge­nel de­ne­ti­min dı­şın­da ka­lan hu­sus­lar için, ay­rı­ca hiç­bir şey de­ne­tim dı­şın­da kal­ma­sın di­ye özel bir de­ne­tim mad­de­si da­ha ge­ti­ri­li­yor.

Bu­ra­ya ya­pıl­mış olan ve üze­rin­de uzun uzun tar­tış­tı­ğı­mız me­se­le ne­dir? 11’in­ci mad­de­nin dâhil edil­miş ol­ma­sı. Bu­ra­da de­nil­miş ki, ma­dem­ki İstan­bu­l’­la il­gi­li bir tak­vim koy­mu­şuz önü­mü­ze, İstan­bu­l’­la il­gi­li bir özel pro­je ge­liş­ti­ri­yo­ruz, İstan­bu­l’­un ta­nı­tı­mıy­la il­gi­li bir özel gay­ret gös­te­ri­yo­ruz, o za­man bu Ra­mi Kış­la­sı­’­nı -ge­zen var mı bil­mi­yo­rum; o, Os­man­lı­nın çok özel kış­la­sı bir mez­be­le hâlin­de şu an­da, ya­ni ina­nıl­maz bir ku­şa­tıl­mış­lık için­de- bu ya­pı­yı bir kül­tür, kü­tüp­ha­ne mer­ke­zi hâli­ne ge­tir­me­ye ça­lı­şa­lım.

Bu, AK­M’­yi de ya­nın­da­ki ar­sa­yı da ka­ta­rak, Be­le­di­ye­nin baş­ka imkânla­rı var­sa on­la­rı da ka­ta­rak -ka­nun­da ya­zı­yor- bu­ra­yı ye­ni­den ya­pa­lım de­ğil, ye­ni bir Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ya­pa­lım. Tas­ri­hen ya­zı­yor bu­ra­da, ya­ni hiç­bir baş­ka an­la­ma çe­kil­me­ye­cek şekil­de ya­zı­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­nu da bu iha­le mu­a­fi­yet­le­rin­den ya­rar­la­na­rak, müm­kün ol­du­ğu ka­dar hız­la İstan­bu­l’­a bir kü­tüp­ha­ne, İstan­bu­l’­u ger­çek­ten ‘Ata­tür­k’ is­mi­ne ya­kı­şır bir kon­gre, bir kül­tür mer­ke­zi­ne ka­vuş­tu­ra­bi­lir mi­yiz 2010’a ka­dar de­nil­miş.

Ama, iti­raf edi­yo­rum ki, evet, ben bu ya­sa­yı ha­zır bul­dum, ya­ni Ba­kan olun­ca ha­zır bul­dum. Bu ya­sa üze­rin­de ça­lış­tık biz. Esas iti­ba­rıy­la ya­sa, si­vil top­lu­mun yap­ma­sı ge­re­ken ça­ba­yı ka­mu­nun des­tek­le­me­sin­den iba­ret. Ka­mu bu­na güç kat­ma­ya, İstan­bu­l’­un ta­nı­tı­mı­nı sa­de­ce si­vil top­lu­mun imkânla­rı­na, bil­di­ği­miz kı­sıt­lı imkânla­rı­na terk et­me­me­ye, bu­ra­ya güç kat­ma­ya, ar­ka­sın­da dur­ma­ya, ye­rel yön­len­dir­me­ler yap­ma­ya ve ken­di­si de yön­len­dir­me­le­re açık bir po­zis­yon al­ma­ya ha­zır­la­nı­yor. Ya­ni, di­yor ki, Mi­mar­lar Oda­sı, Sa­na­yi Oda­sı, Ti­ca­ret Oda­sı, İstan­bul Ta­rih Vak­fı, İstan­bul Kül­tür Sa­nat Vak­fı, İstan­bul Ah­şap Bir­li­ği Der­ne­ği, İstan­bu­l’­un rad­yo­la­rı, İstan­bu­l’­un özel si­vil top­lum ör­güt­le­ri, İstan­bu­l’­da ne­re­de kent­sel dö­nü­şüm, İstan­bu­l’­da ne­re­de res­to­ras­yon yap­ma­mı­zın bu pro­je çer­çe­ve­sin­de ya­rar­lı ola­ca­ğı ko­nu­sun­da ge­lin bi­ze söy­le­yin, be­ra­ber ça­lı­şa­lım di­yor. Ya­ni, bu ka­dar si­vil top­lu­mun ka­tıl­ma­ya, öne çı­ka­rıl­ma­ya ve ka­mu ta­ra­fın­dan da yıl­da bir kez, iki kez bir plan­la­ma ça­lış­ma­sıy­la des­tek­len­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı bir pro­je­yi, ta­ri­hen “sos­yal de­mok­rat” sı­fa­tı ta­şı­mış olan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu ka­dar tep­kiy­le kar­şı­la­mış ol­ma­la­rı­nı, ben, doğ­ru­su çok an­la­ya­mı­yo­rum. Ya­ni, bu he­pi­mi­zin bir­lik­te, hep be­ra­ber sa­hip­len­me­miz ge­re­ke­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nım, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Ya­ni, ben bu ya­sa­yı, ba­kı­nız, bu ya­sa­yı çok dik­kat­le yu­ka­rı­dan aşa­ğı­ya oku­dum. Esas iti­ba­rıy­la, si­vil top­lu­mun yap­ma­sı ge­re­ken bir gay­re­ti ya da baş­lat­tı­ğı bir gay­re­ti, Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun ve şim­di Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin sa­hip­len­me­si ve des­tek­le­me­si an­la­mı­na ge­li­yor. Bu si­vil gi­ri­şi­min el­de ede­ce­ği, bu pro­je çer­çe­ve­sin­de el­de ede­ce­ği, üre­te­ce­ği kay­nak­la­rın de­ne­tim dı­şı tu­tul­ma­ma­sı ko­nu­sun­da da ye­ni de­ne­tim me­ka­niz­ma­la­rı ge­ti­ri­yor. “Ha­yır, bu de­ne­tim dı­şın­da ka­la­cak­tır, ka­mu­nun pa­ra­sı kon­trol edi­le­me­ye­cek­tir, ka­mu­nun pa­ra­sı çar­çur edi­le­cek­tir.” di­ye so­mut bir ör­nek çı­ka­ra­bi­lir­se­niz hep be­ra­ber dü­zel­te­lim. Bu­nu açık­lık­la söy­lü­yo­rum. Ya­ni, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız bu­ra­da -çok üzün­tüy­le söy­lü­yo­rum- in­ci­ti­ci te­rim­ler kul­la­nı­yor­lar. Bu­ra­da tek­rar et­mek­ten ra­hat­sız­lık du­ya­ca­ğım in­ci­ti­ci, her­kes ken­di id­ra­ki­ne uy­gun kav­ram­lar kul­la­nı­yor ta­bii ve in­ci­ti­ci te­rim­ler kul­la­nı­yor­lar, bu­nu yap­ma­ya­lım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de bir cum­hu­ri­yet hükûme­ti­nin baş­lat­tı­ğı gü­zel bir pro­je var. Onun ön­ce­sin­de, si­vil top­lu­mun sa­hip­len­di­ği ve “Bi­zi ka­mu des­tek­le­sin.” di­ye or­ta­ya çı­kar­dı­ğı bir bü­yük İstan­bul ve kül­tür pro­je­si var. Bun­da­ki ek­sik­lik­le­ri iyi ni­yet­le be­ra­ber gi­de­re­lim, ama lüt­fen ka­ra­la­ma ça­lış­ma­sı yap­ma­ya­lım.

Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, so­ru-ce­vap iş­le­mi var, öner­ge­ler var, di­ğer ko­nuş­ma­lar va­r…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­nım, söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Efen­dim?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­nım, son söz is­ti­yo­rum. Son söz mil­let­ve­ki­li­nin­dir.

BAŞ­KAN – Son söz mil­let­ve­ki­li­nin­dir, doğ­ru­dur.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ta­bi­i. Sa­yın Ba­kan ko­nuş­tu, ben on­dan son­ra söz is­te­dim.

BAŞ­KAN – Ya Sa­yın Genç lüt­fen otu­rur mu­su­nuz! Bu­ra­da, elim­de Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k’­ün üçün­cü sı­ra­da söz ta­le­bi var­dır. Ben sö­zü­mü ta­mam­la­ya­yım, on­dan son­ra­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ni­ye o za­man ge­çi­yor­sun! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – … ek­sik olur­sa, siz tek­rar ko­nu­şur­su­nuz. Lüt­fe­n… Al­lah Al­lah!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Otu­run! Has­bi­nal­lah!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ben söz is­te­dim ba­na ver­mek zo­run­da­sı­nız. Ba­na söz ver­mek zo­run­da­sı­nız.

BAŞ­KAN – Ha­yır! Siz­den ön­ce bu­ra­da söz ta­le­bi olan ar­ka­daş var.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ne­den doğ­ru dü­rüst yö­net­mi­yor­sun Mec­li­si? Mec­li­si ni­ye doğ­ru dü­rüst yö­net­mi­yor­sun? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Ben ga­yet doğ­ru yö­ne­ti­yo­rum. Lüt­fen otu­ru­nuz, is­tir­ham edi­yo­rum lüt­fen.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – “Ben son söz is­te­dim” de­dim sa­na. Var mı?

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Son söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­ru­nuz.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ha­yır otur­mu­yo­rum, son söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Otur­mu­yor­san, ayak­ta dur o za­man! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar ve gü­lüş­me­ler)

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ba­kı­nız, bu­ra­da Kâtip Üye ar­ka­daş­la­rı­mız­la ko­nuş­tuk ve söy­le­dim: So­ru-ce­vap iş­le­mi var.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ha­yır efen­dim, son söz mil­let­ve­ki­li­nin­dir.

BAŞ­KAN – Al­lah Al­lah!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ba­kan ko­nuş­tu­… İç Tü­zü­k’­ü aç, oku!

 BAŞ­KAN – Gru­p… Öner­ge­ler var ve di­ğer ko­nuş­ma­lar var ifa­de­si­ni ben kul­la­nı­yo­rum ve bu­ra­da ar­ka­daş­la­rı­mız var, İsa Be­y’­in de söz ta­le­bi var.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, di­ğer ko­nuş­ma­lar yok!

BAŞ­KAN – Siz yö­net­mi­yor­su­nuz Mec­li­si! Ben yö­ne­ti­yo­rum, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­ru­nuz!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, siz Mec­li­si doğ­ru dü­rüst yö­net­mi­yor­su­nuz! Son söz is­ti­yo­rum ben.

BAŞ­KAN – Sa­at 20.30’da­…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, son söz is­ti­yo­rum ben.

BAŞ­KAN – Ben, son söz hak­kı­nı da­ha kul­lan­dır­ma­dım. Lüt­fen otu­ru­nuz ye­ri­ni­ze!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, son söz is­ti­yo­rum!

BAŞ­KAN – Efen­dim, 20.30’da top­lan­mak üze­re bir­le­şi­me ara ve­ri­yo­rum.

                       

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 19.44

 

 

ÜÇÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 20.32

BAŞ­KAN: Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER: Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 15’in­ci Bir­le­şi­min Üçün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Sa­yın Ba­ka­nın ko­nuş­ma­sın­dan son­ra, “Son söz mil­let­ve­ki­lin­dir.” ge­re­ğin­ce, da­ha ön­ce­den üçün­cü sı­ra­da mü­ra­ca­at et­miş olan, baş­vu­ru­su bu­lu­nan Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök Be­y’­e söz ve­re­ce­ğim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ba­kın, çok ta­raf­lı ha­re­ket edi­yor­su­nuz. Tu­ta­nak­la­rı ge­tir­te­lim, oku­ya­lım.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­ru­nuz.

Sa­yın İsa Gök, bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bu­ra­da ka­la­maz­sın sen. Son ar­ka­da­şa söz ver­me­den “So­ru­la­ra ge­çi­yo­rum.” de­di­niz. Tu­ta­nak­la­rı ge­tir­tin, oku­yun efen­dim. Ben o sı­ra­da son söz is­te­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – İsa Bey, bir da­ki­ka.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rı­m…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Tu­ta­nak­la­rı ge­tir­tin. Keyfî yö­ne­te­mez­si­niz.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, ni­ye otu­ra­ca­ğım?

BAŞ­KAN – Siz yö­net­mi­yor­su­nuz, ben yö­ne­ti­yo­rum bu­ra­yı, lüt­fen otu­run ye­ri­ni­ze.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) - Be­ni bu ka­dar si­nir­len­dir­me­ye hak­kı­nız var mı? Bu Mec­li­si dü­rüst yö­ne­te­cek­si­niz. Efen­dim, be­nim sö­zü­mü al­dı­nız, baş­ka­sı­na ve­ri­yor­su­nuz.

BAŞ­KAN – Efen­dim, ben tar­tış­ma aç­mak is­te­mi­yo­rum, sa­de­ce Ge­nel Ku­ru­la bil­gi ve­re­ce­ğim.

Otu­run ye­ri­ni­ze!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) –  Si­ze te­es­süf ede­rim. Siz, bu Mec­lis­te ba­na ha­ka­ret et­ti­rip taz­mi­nat al­mak is­ti­yor­su­nuz. Ha­ka­ret et­me­ye­ce­ğim si­ze.

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, sa­yın grup baş­kan ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım da din­le­sin­ler, şu hu­su­su bil­gi­le­ri­ni­ze su­nu­yo­rum: Bu­ra­da mu­ha­le­fet par­ti­sin­den olan kâtip üye ar­ka­daş­la­rı­mız var, bu­ra­da da­ha ön­ce­den not al­mış olan ar­ka­daş­la­rı­mız var.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Tu­ta­na­ğı ge­tir, oku.

BAŞ­KAN – Sa­yın ko­nu­şan Mil­let­ve­ki­li­miz, Sa­yın Genç, hiç­bir za­man bu­ra­da sö­zü­mü­zü din­le­me­den, ifa­de­sin­de bu­lu­nu­yor.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Böy­le bir şey olur mu ya?

BAŞ­KAN – Otu­run lüt­fen. Ken­di ken­di­ni­ze ko­nuş­ma­yın, otu­run ye­ri­ni­ze.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Tu­ta­na­ğı ge­tir­tin, oku­yun. Bu Mec­li­si­… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, lüt­fen ye­ri­ni­ze otu­ru­nuz, Mec­li­si hu­zur­suz et­me­yi­niz.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Hu­zur­suz­luk ya­pan sen­sin, Mec­li­si keyfî yö­ne­ten sen­sin.

BAŞ­KAN – Otu­ru­nu­z… Otu­ru­nuz ye­ri­ni­ze! Ben yö­ne­ti­yor­sam böy­le yö­ne­ti­yo­rum ve doğ­ru yö­ne­ti­yo­rum.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li ta­raf­sız yö­ne­te­cek Mec­li­si.

BAŞ­KAN – Da­ha Baş­kan Ve­ki­li­nin sö­zü bit­me­den ye­rin­den fır­la­yıp iti­raz edi­yor­sun, her şeye iti­raz edi­yor­sun. Ya­kış­mı­yor ya­ni!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Mec­lis Baş­ka­nı gel­sin, bu Mec­li­sin dü­ze­ni­ni sağ­la­sın.

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Sa­na mı so­ra­cak Mec­li­si yö­net­me­yi?

BAŞ­KAN – Söz­le­ri­ne dik­kat et Sa­yın Genç!

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Otur, otur. Ye­ter, ra­hat­sız et­tin bi­zi, ye­ter! Evet, dü­rüst yö­ne­ti­yor. Sen mi yö­ne­te­cek­sin Mec­li­si? Hay­ret bir şey ya!

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sen otur!

Mec­lis Baş­kan Ve­ki­li dü­rüst yö­ne­te­cek Mec­li­si. Ora­da otu­rup da­…(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın Gök, bu­yu­ru­nuz efen­dim; bu­yu­run, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz.

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Şim­di, hep ta­rih­ler­den bah­se­dil­di, Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti baş­lan­gı­cın­dan bah­se­dil­di, ama bir ki­şi­nin adı söy­len­me­di, sa­nı­yo­rum unu­tul­muş­tur. Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti fik­ri­nin 1985’te or­ta­ya atıl­dı­ğı söy­len­di. O dö­ne­min Yu­na­nis­tan Kül­tür Ba­ka­nı ta­ra­fın­dan atıl­dı­ğı söy­len­di, adı söy­len­me­di; za­bıt­lar için ve ne­za­ke­ten söy­lü­yo­rum ben. Dö­ne­min sos­ya­list PA­SOK Par­ti­si­nin Kül­tür Ba­ka­nı Sa­yın Me­li­na Mer­cury ta­ra­fın­dan or­ta­ya atıl­mış­tı. Gü­zel de fi­kir. Bu­gü­ne ka­dar gel­di. Otuz do­kuz kent bu fi­kir­den fay­da­lan­dı, bu­gü­ne de­ğin ge­lin­di. Za­bıt­lar için bu­nu bir ant­rpa­ran­tez söy­le­mek is­te­dim.

Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nı­mız az ön­ce de­di­ler ki, eğer yan­lış al­ma­dıy­sam not­la­rı­ma, Sa­yın Ba­kan “Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­nin en­gel­len­me­si yok. Sa­yış­tay de­net­le­ye­mez di­ye bir şey yok. Ka­nun­da bu­lur­sa­nız böy­le bir mad­de, de­ğiş­ti­re­lim” tü­rü, bi­re­bir ol­ma­ya­bi­lir, ama me­a­len böy­le­si şey­ler söy­le­di. De­ğil mi Sa­yın Ba­ka­nım? Evet, böy­le şey­ler söy­le­di­niz.

Şim­di, o ko­nu­ya gel­mek is­ti­yo­rum. Ar­ka­daş­lar, eli­miz­de­ki kü­çük ki­tap­çı­ğın yir­mi se­ki­zin­ci say­fa­sın­da: “Mad­de 18.- Bu Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­r…” De­net­le­me­yi an­la­tı­yor. Mad­de 19’a gel­di­ği­niz­de “uy­gu­la­na­ma­ya­cak hü­küm­ler” var. Ba­kın, bu ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren mal ve hiz­met alım­la­rı ile ya­pım iş­le­ri, sa­tım, ki­ra ve her tür­lü iş­lem­ler­de fa­lan ta­rih, fa­lan sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu­… Yi­ne, fa­lan ta­rih fa­lan sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve yi­ne fa­lan ta­rih, fa­lan sa­yı­lı, 5018 sa­yı­lı -ki, önem­li bu- Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz, di­yor.

Sa­yın Ba­ka­nı­mız, “Bu­ra­da, Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­nin ol­ma­dı­ğı­na da­ir bir hü­küm yok. Bu üç ka­nun uy­gu­lan­maz, ama Sa­yış­tay de­ne­ti­mi yi­ne açık­tır. Bu­nu en­gel­le­yen bir şeyi ben ka­nun­da gö­re­me­dim. Eğer, gö­ren var­sa ba­na gös­ter­sin, bu­nu dü­zel­ti­riz. -bi­re bir ol­ma­ya­bi­lir- ge­re­kir­se bu­nu ek­le­riz, ko­ya­rız.” ba­bın­da bir cüm­le söy­le­di.

Şim­di, ben Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za ve siz­le­re bir şey oku­mak is­ti­yo­rum. Hu­kuk­çu­lar çok iyi bi­lir­ler, biz ka­nu­nu ge­rek­çe­le­riy­le yo­rum­la­rız. Yal­nız­ca laf­zi yo­rum bi­zi ha­ta­ya gö­tü­rür. Şerh eder­ken ge­rek­çe, bi­zim ön­de­ki mih­ra­bı­mız­dır.

Ar­ka­daş­lar, mad­de 18’i ve 19’u, ba­kın, ay­nen oku­yo­rum si­ze: “Mad­de ile Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­ri de­net­le­mek­le gö­rev­li ki­şi­ler be­lir­til­mek­te olup, bu ki­şi­ler­den olu­şan ko­mis­yon ta­ra­fın­dan de­ne­ti­min ya­pı­la­bi­le­ce­ği dü­zen­len­mek­te­dir.” Be­ra­ber oku­ya­lım. Say­fa do­kuz, Mad­de ge­rek­çe­le­ri:18… Çün­kü, 18 ile 19 bir­bi­ri­ne çok bağ­lan­tı­lı mad­de­ler. Ka­nu­nun ru­hu­nu bu­ra­dan ya­ka­la­ma­mız la­zım. 18 di­yor ki: “Mad­de ile Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­ri de­net­le­mek­le gö­rev­li ki­şi­ler be­lir­til­mek­te olup, bu ki­şi­ler­den olu­şan ko­mis­yon ta­ra­fın­dan de­ne­ti­min ya­pı­la­bi­le­ce­ği dü­zen­le­mek­te­dir.” Biz bir de­yim bi­li­riz: Mef­hu­mu mu­ha­lif. Mef­hu­mu mu­ha­lif­ten yo­rum­la­dı­ğı­mız­da -Sa­yın İyi­ma­ya keş­ke bu­ra­da               ol­say­dı- baş­ka­sı­nın de­net­le­ye­me­ye­ce­ği bu ka­nu­nu ya­rın çı­kar­dı­ğı­mız­da, han­gi yar­gı or­ga­nı­na, han­gi hâki­min önü­ne git­se, bu yo­ru­mu ya­par. Mad­de 19 da bu­nun de­va­mı. Do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da, as­lın­da, mad­de ge­rek­çe­le­ri de­net­le­me ko­nu­sun­da sı­nır­la­ma­yı ve bi­zim o üs­tün­de ısrar­la dur­du­ğu­muz teh­li­ke­nin, ha­ki­ka­ten var ol­du­ğu­nu gös­ter­mek­te­dir.

Ben bu açık­la­ma se­be­biy­le Sa­yın Ba­ka­nım­dan -say­fa­sı­nı, mad­de­si­ni hep­si­ni arz et­tim- il­gi­li mad­de gel­di­ğin­de, sö­zü­ne müm­kün­se sa­dık ka­la­rak de­ği­şik­lik öner­ge­mi­zi des­tek­le­me­si­ni arz ede­ce­ğim.

Te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gök.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, şu an­da so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Ba­kan, ne hik­met­se, be­nim so­ru­ma bir tür­lü ya­nıt ver­mi­yor. Sa­yın Ba­ka­nım be­nim so­rum şu: Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, bir bi­na­nın yı­kı­mı için han­gi ge­rek­çey­le ya­sa çı­ka­ra­bi­lir? Biz, bir bi­na­nın, bir sa­nat ese­ri­nin yı­kı­mı için ni­ye ka­rar alı­yo­ruz? Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu bu bi­na­nın yı­kıl­ma­sı­na ka­rar ve­ri­yor­sa amen­na, de­riz ki bir ge­rek­çe­si var­dır. Ama biz bun­la­rı atı­yo­ruz bir ke­na­ra, “Biz bu bi­na­yı yı­ka­ca­ğız.” Kim di­yor? Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si di­yor. Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de ilk kez bir sa­nat ese­ri­nin par­la­men­to ka­ra­rıy­la yı­kıl­ma­sı­na ta­nık olu­na­cak. Bu ka­dar va­him bir ola­yın al­tı­na, bir Kül­tür Ba­ka­nı ola­rak na­sıl im­za atar­sı­nız? So­rum  bu. Bu ka­dar açık, net, se­çik bir so­ru so­ru­yo­rum. Han­gi ge­rek­çe­ye da­ya­nı­yo­ruz?

Şim­di, di­yor­su­nuz ki Sa­yın Ba­ka­nı­m… Si­ze gö­re, herhâlde, bu bi­na sı­ra­dan, ru­tin bir bi­na. Sı­ra­dan, ru­tin bir bi­nay­sa Par­la­men­to ni­ye yı­kı­mı­na ka­rar ve­ri­yor? Sa­nat ese­ri ki­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, te­şek­kür edi­yo­rum. Sa­yın Ba­kan, so­ru­yu an­la­mış­tır ümit edi­yo­rum.

Sa­yın Ağ­yüz, bu­yu­run efen­dim.

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) –Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Biz, bu ya­sa­nın de­mok­ra­tik, say­dam ve ka­tı­lım­cı ol­ma­dı­ğı­nı söy­ler­ken öne­ri­le­ri­miz­le de bir açı­lım ge­tir­me­ye ça­lış­tık. İkti­dar par­ti­si üye­le­ri­nin, ken­di sa­yı­sal ço­ğun­luk­la­rı­na gü­ve­ne­rek “bu ya­sa­yı ben ge­çi­ri­rim” an­la­yı­şı­nı uy­gun gör­mü­yo­rum. Bu ya­sa­nın 5’in­ci mad­de­si ka­tı­lım­cı de­ğil. Kent­sel dö­nü­şü­mü he­def­le­yen gö­rev­ler yü­küm­le­nen bu ya­sa­da Ba­yın­dır­lık Ba­kan­lı­ğı tem­sil­ci­si ni­ye yok, Çev­re ve Or­man Ba­kan­lı­ğı ni­ye yok? Hâlen, bu­gün Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğın­da bin­ler­ce imar ta­di­la­tı bek­li­yor. Bun­la­ra mü­da­ha­le ni­ye yok da AK­M’­ye mü­da­ha­le var? Biz bun­la­rın ce­va­bı­nı al­mak is­ti­yo­ruz.

Ay­rı­ca, ka­tı­lım­cı­lık ol­ma­dı­ğı gi­bi, say­dam­lık da yok. De­ne­tim or­ta­dan kal­kı­yor, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu hü­küm­le­ri or­ta­dan kal­kı­yor.

Bu ya­sa, 2009’da ya­pı­la­cak be­le­di­ye se­çim­le­ri için, İstan­bu­l’­da­ki AK­P’­li be­le­di­ye­le­rin eli­ni güç­len­dir­mek için çı­ka­rı­lan ve yet­ki­len­di­ri­len bir ya­sa­dır. Bu ya­sa uy­gu­la­ma­da ba­şa­rı­sız ka­la­cak­tır. Bi­zim Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­li­ler ola­rak söy­le­di­ği­miz bu­dur. Bü­tün bu boş­luk­lar gi­de­ril­sin.

Ben Sa­yın Ba­ka­nın ye­rin­de ol­sam, 4’ün­cü mad­de­de...

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

YA­ŞAR AĞ­YÜZ (Ga­zi­an­tep) – Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ağ­yüz.

Sa­yın Özen­soy, bu­yu­run.

NE­CA­Tİ ÖZEN­SOY (Bur­sa) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ba­kan, AK­M’y­le il­gi­li Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­rar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da ha­re­ket ede­ce­ği­ni­zi söy­lü­yor­su­nuz. Ara ka­rar­lar­dan da gö­rül­dü­ğü gi­bi, Ko­ru­ma Ku­ru­lu­nun bu pro­je­ye kar­şı çık­ma ih­ti­ma­li yük­sek. Eğer bu pro­je­ye kar­şı çı­kar­sa bu yı­kım­dan vaz­ge­çe­cek mi­si­niz, bu pro­je­den vaz­ge­çe­cek mi­si­niz?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Özen­soy.

Sa­yın Ak­can, bu­yu­run.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Sa­yın Ba­ka­nı­ma şu so­ru­yu yö­nelt­mek is­ti­yo­rum ama bi­raz ön­ce MHP Gru­bun­dan Sa­yın Me­le­n’­in “Ajans” ke­li­me­siy­le il­gi­li ola­rak is­te­di­ği ce­va­ba ver­di­ği gi­bi bir ce­vap ol­ma­sın lüt­fen:

Sa­yın Ba­ka­nım, AK­M’­yi hep be­ra­ber uy­gun bir pro­jey­le yık­tık, ger­çek­ten, Türk mil­le­ti­nin ve İstan­bu­l’­un le­hi­ne ola­cak bir pro­je ge­liş­tir­dik, her­kes hem­fi­kir. Bu­nun ye­ri­ne ya­pı­la­cak bi­na­da ka­mu kay­na­ğı kul­la­nı­la­cak mı, kul­la­nıl­ma­ya­cak mı? Ben bu­nu me­rak edi­yo­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­can.

Sa­yın Gök, bu­yu­run.

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, eğer müm­kün­se, ben ger­gin­li­ği azalt­mak an­la­mın­da so­ru sor­ma hak­kı­mı Sa­yın Ka­mer Gen­ç’­e bı­rak­mak is­ti­yo­rum.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ben te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Te­şek­kür ede­rim.

Efen­dim, as­lın­da be­nim kim­sey­le ger­gin­lik ya­rat­tı­ğım yok. Ben bu Mec­lis­te yir­mi beş se­ne­ye ya­kın­dır gö­rev ya­pan bir in­sa­nım. Ben, bu­ra­da hak ve ada­le­tin pe­şin­de ko­şu­yo­rum. Bu Mec­lis çok yü­ce bir mec­lis­tir. Bu Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da da en ufak bir hak­sız­lı­ğa ta­ham­mül­süz­lü­ğüm var­dır. Bu­ra­da, dü­rüst­lük her şeyin ba­şı­dır. Bi­zim is­te­di­ği­miz bu, kim­se­ye de bir şeyi­miz yok.

Şim­di, bu­ra­da, bi­raz ön­ce Sa­yın Ba­kan ko­nuş­tu­ğu za­man, bu­na, “Sa­yış­tay de­ne­ti­mi kal­dı­rıl­mı­yor” di­yor. Sa­yın Ba­kan, ta­bi­i, siz herhâlde bil­mi­yor­su­nuz, 5018 sa­yı­lı Ka­nun, Mu­ha­se­bei Umu­mi­ye Ka­nu­nu­’­nu kal­dır­dı, o 5018 sa­yı­lı Ka­nu­n’­un için­de Sa­yış­tay de­ne­ti­mi var. Uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­le­re da­ir 19’un­cu mad­de­de, 5018 sa­yı­lı Ka­nun, Ma­li Kon­trol Ka­nu­n’­u bu ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da uy­gu­lan­mı­yor di­yor. Ya­ni, Sa­yış­tay de­ne­ti­mi yok. Bu böy­le olun­ca, o za­man, ya­ni ne ya­pa­cak­sı­nız? Ken­di adam­la­rı­… Ya­ni, ki­min ne ya­pa­ca­ğı bel­li de­ğil. İş­te, bu Da­nış­ma Ku­ru­luy­la il­gi­li 5’in­ci mad­de­de 6 ta­ne ba­kan var, va­li var, be­le­di­ye baş­ka­nı var, Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı var, Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı var. Bir de­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sü­re bit­ti Sa­yın Genç.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sö­zü­mü ta­mam­la­say­dım...

BAŞ­KAN – Bi­raz ön­ce Sa­yın Gök sü­re­si­ne kul­lan­ma­yın­ca, za­ten pe­şin­de­ki sı­ra Sa­yın Gen­ç’­e ait­ti ve Sa­yın Genç o hak­kı­nı kul­lan­dı.

Evet Sa­yın Ba­ka­nım, şim­di si­ze sü­re ve­re­ce­ğim, bu­yu­run ce­vap­lan­dı­rın efen­dim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; şim­di, AK­M’­yi Mec­lis ka­ra­rıy­la yık­ma­ya ça­lış­mı­yo­ruz. De­fa­at­le her­kes an­la­tı­yor, ben de bir da­ha söy­le­me­ye ça­lı­şı­yo­rum. Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si var, za­man­la sı­nır­lı. Biz bu pro­je çer­çe­ve­si için­de, İstan­bu­l’­un kül­tü­rel var­lı­ğı­nı müm­kün ol­du­ğu ka­dar ge­liş­tir­mek ve in­sa­nı­mı­za ve dün­ya­ya sun­mak is­ti­yo­ruz.

Bu­ra­da 11’in­ci mad­de­nin bu­lun­ma­sı­nın se­be­bi, bu pro­je kap­sa­mın­da, da­ha hız­lı yön­tem­ler­le, İstan­bu­l’­un da­ha ni­te­lik­li kül­tür ya­pı­la­rı­na ka­vuş­ma­sı­nı sağ­la­mak. Bir AKM düş­man­lı­ğı, bu ko­nu­da bir inat­laş­ma söz ko­nu­su de­ğil. Tas­hi­hen de de­fa­at­le söy­le­dim, bir Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi, da­ha ge­niş bir alan­da, da­ha ni­te­lik­li bir Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ya­pıl­ma­sı id­di­a­sı da bu­ra­da yer alı­yor. Ni­ye mad­de­nin bir kıs­mı­nı oku­yor­su­nuz da ar­ka­sı­nı oku­mu­yor­su­nuz? Bu­nu an­la­mı­yo­rum. Ya­ni, da­ha ni­te­lik­li bir Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi yap­ma id­di­a­sı, aca­ba hiç kim­se­nin il­gi­si­ni çek­mi­yor mu? Bu­nun üze­rin­de da­ha dur­mak ge­rek­mi­yor mu?

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Baş­ka ye­re ya­pın.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Ba­kan, baş­ka yer yok mu Tür­ki­ye­’­de?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ya­ni, ora­da­… 11’in­ci mad­de­de bun­la­rı, ta­bii tek­rar ko­nu­şa­ca­ğı­mız için şim­di ne söy­le­sem boş. Onun için, ba­zı şey­le­ri, is­ter­se­niz 11’in­ci mad­de­ye bı­ra­ka­lım. Ya­ni, tek­ra­ren, 1’in­ci mad­de­den be­ri, mad­de­nin bü­tü­nün­den be­ri ay­nı şey­le­ri ko­nu­şup du­ru­yo­ruz. Onun için 11’in­ci mad­de­ye ge­lin­ce bu ay­rın­tı­la­rı söy­le­rim.

“Ka­tı­lım­cı de­ğil.” di­yor bir ar­ka­da­şı­mız. Ben de id­di­a edi­yo­rum ki, Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­’­ni şim­di­ye ka­dar ge­liş­ti­ren, yü­rü­ten en ka­tı­lım­cı mo­del bu­dur. Baş­ka ül­ke­ler­de ne olup bit­ti­ği­ni in­ce­le­yi­niz. Hükûmet eliy­le, ba­kan­lık eliy­le, be­le­di­ye eliy­le yü­rü­tü­len pro­je, şim­di, cid­di bi­çim­de si­vil top­lum­la yü­rü­tül­me­ye ça­lı­şı­lı­yor. Ek­si­ği faz­la­sı var mı­dır, yok mu­dur? Ama, id­di­ay­la söy­lü­yo­rum ki, si­vil top­lu­mun baş­lat­tı­ğı bir gi­ri­şim önem­se­ni­yor, des­tek­le­ni­yor ve si­vil top­lu­mun öne çı­ka­rıl­ma­sıy­la bir pro­je gö­tü­rül­me­ye ça­lı­şı­lı­yor.

“Ka­mu kay­na­ğı kul­la­nı­la­cak mı?” de­di bir ar­ka­da­şı­mız? Evet, ka­mu kay­na­ğı kul­la­nı­la­cak ta­bi­i. Bu­ra­da, mad­de­de, da­ha doğ­ru­su 11’in­ci mad­de­de ne­ler ya­zı­yor­sa, o kay­nak­lar el­bet­te kul­la­nı­la­cak.

Ka­mu de­ne­ti­mi ola­cak bu­ra­da, ben bu ko­nu­da ısrar­lı­yım. Ka­mu kay­na­ğı kul­la­nı­yor­sak, ka­mu de­ne­ti­mi mut­la­ka ola­cak. İlgi­li mad­de­ler­de ko­nu­şu­ruz, ka­mu de­ne­ti­mi ola­cak.

At­la­dı­ğım bir so­ru­…

NE­CA­Tİ ÖZEN­SOY (Bur­sa) – Be­nim so­ru­ma ce­vap ver­me­di­niz.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – “Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­ra­rı.” de­di bir ar­ka­da­şı­mız. Evet, biz, bu­ra­da, za­ten hu­ku­ki sü­reç için­de dav­ra­nı­yo­ruz. Biz, AK­M’­yi yık­mak için bir şey çı­kar­mı­yo­ruz. Eğer AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı ge­re­kir­se, bu­nu hız­lan­dır­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Ama, bu­nun, AK­M’­nin yı­kı­la­bil­me­si ve ye­ni­si­nin, da­ha ni­te­lik­li­si­nin ya­pı­la­bil­me­si için ba­zı hu­ku­ki pro­se­dür­ler var. İş­te, önü­müz­de, de­min de oku­dum ve ar­ka­daş­la­rı­mı­za da ör­ne­ği­ni gön­der­dim; bir ye­ni pro­je­nin or­ta­ya çık­ma­sı hâlin­de ko­ru­ma ku­ru­lu­nun bu­nu de­ğer­len­di­re­ce­ği­ni söy­lü­yor. El­bet­te, biz, bu sü­reç­le­re bağ­lı ka­la­ca­ğız, hu­kuk dev­le­ti için­de iş gö­rü­yo­ruz.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­te­yin, ama oy­la­ma­ya geç­me­ye­ce­ğiz; da­ha öner­ge­ler var, öner­ge­ler üze­rin­de gö­rüş­me ya­pa­ca­ğız.

Mad­de üze­rin­de üç adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ön­ce ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup son­ra ay­kı­rı­lık­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 s.sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 5. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın “İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı” iba­re­sin­den son­ra TBMM Baş­ka­nı­nın gö­rev­len­di­re­ce­ği bir tem­sil­ci iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

        Ok­tay Vu­ral                      İsmet Bü­yü­ka­ta­man                       Mü­min İnan

              İzmir                                       Bur­sa                                        Niğ­de

     Ne­ca­ti Özen­soy                            Şenol Bal                              Yıl­maz Tan­kut

             Bur­sa                                       İzmir                                        Ada­na

                                                       K. Er­dal Si­pa­hi

                                                               İzmir

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM  Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sın­da 5. mad­de­nin 3. fık­ra­sın­da yer alan Ku­ru­l’­un top­lan­tı sa­yı­sı hak­kın­da de­ği­şik­lik öner­ge­mi­zi arz ede­riz.

Mad­de 5- (3) Ku­rul, yıl­da en az 4 de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.

 

İsa Gök

Ali Ko­çal

Tur­gut Di­bek

 

Mer­sin

Zon­gul­dak

Kırk­la­re­li

 

Eş­ref Ka­ra­ib­ra­him

Rah­mi Gü­ner

 

 

Gi­re­sun

Or­du

 

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, üçün­cü oku­ta­ca­ğım öner­ge en ay­kı­rı öner­ge­dir ve en son ge­len öner­ge­dir; oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 5. mad­de­si­nin (3). fık­ra­sı­nın aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                 

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Mu­har­rem İnce

En­gin Al­tay

 

Ma­lat­ya

Ya­lo­va

Si­nop

 

Eş­ref Ka­ra­ib­ra­him

İsa Gök

 

 

Gi­re­sun

Mer­sin

 

“Ku­rul, yıl­da en az iki kez ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Efen­dim, han­gi­si­ni so­ru­yor­su­nuz?

BAŞ­KAN – En son oku­du­ğum öner­ge­yi efen­dim, bu ku­ru­lun yıl­da iki de­fa top­lan­ma­sı.

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Ka­tıl­mı­yor­su­nuz.

Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Ka­tıl­mı­yor­su­nuz.

Sa­yın İnce, bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Az ön­ce, Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’ı din­ler­ken doğ­ru­su çok şaşır­dım. Bu­ra­da ol­ma­sı­nı is­ter­dim ama bu­ra­da mı, bil­mi­yo­rum.

Tu­ta­nak­tan oku­yo­rum Sa­yın Ba­ğı­ş’­ın ko­nuş­ma­sı­nı: “Baş­ba­ka­nı­mın ver­di­ği gö­rev çer­çe­ve­sin­de, se­çim böl­gem­de, yi­ne, boş du­ran, ta­a Os­man­lı dö­ne­min­de İstan­bu­l’­a elek­trik sağ­la­ya­n…” De­vam edi­yor: “…­kuru­cu­la­rı ara­sın­da yer al­dım.” Yi­ne de­vam edi­yor: “Sa­yın Baş­ba­ka­nı­mı­zın da gö­rev­len­dir­me­siy­le, İstan­bul Kül­tür Baş­ken­ti Gi­ri­şim Gru­bu­’­nun Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­nı üst­len­dim.” (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Ne var?” ses­le­ri)

Bak “Ne var?” di­yor­sun, ben­ce sus, bir oku­ya­yım, Ana­ya­sa­’­da ne var­mış, gör.

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – “Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­le­ri, yü­rüt­me or­ga­nı­nın tek­lif, in­ha, ata­ma ve­ya ona­ma­sı­na bağ­lı resmî ve­ya özel her­han­gi bir iş­le gö­rev­len­di­ri­le­mez­ler. Bir üye­nin bel­li ko­nu­da ve al­tı ayı aş­ma­mak üze­re Ba­kan­lar Ku­ru­lun­ca ve­ri­le­cek ge­çi­ci bir gö­re­vi ka­bul et­me­si Mec­li­sin ka­ra­rı­na bağ­lı­dır.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­li­ği ile bağ­daş­ma­yan di­ğer gö­rev ve iş­ler ka­nun­la dü­zen­le­nir.”

Ya­ni, di­yor ki: Sen di­yor, mil­let­ve­ki­li, ya­sa­ma­nın bir üye­si­sin, Baş­ba­kan da yü­rüt­me­nin bir üye­si, Baş­ba­kan se­ni gö­rev­len­di­re­mez di­yor. Se­ni gö­rev­len­di­rir­se ya­sa­ma, yü­rüt­me­nin em­ri­ne gir­miş olur di­yor. Bi­zim par­la­men­ter sis­te­mi­miz­de ba­kan yar­dım­cı­lı­ğı di­ye bir ku­rum yok.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, siz, ba­kan­la­rın yar­dım­cı­sı de­ğil­si­niz, tıp­kı Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin mil­let­ve­kil­le­ri gi­bi, tıp­kı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­nin mil­let­ve­kil­le­ri gi­bi, ya­sa­ma­nın bir üye­si­si­niz, yü­rüt­me­yi de­net­le­mek­le gö­rev­li­si­niz. Ya­ni, na­sıl olu­yor da ba­kan­la­rın yar­dım­cı­sı ye­ri­ne ken­di­ni­zi ko­yu­yor­su­nuz. Si­zi hiç­bir ba­kan ya da hiç­bir Baş­ba­kan gö­rev­len­di­re­mez. Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı bir gö­rev­len­dir­me­dir bu, bu­nun­la övü­ne­mez­si­niz.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, hu­kuk­çu ol­ma­ya­bi­li­riz ama te­mel man­tı­ğı bil­mek zo­run­da­yız. Ya­sa­may­la yü­rüt­me­nin ay­rı­lı­ğı­nı, far­kı­nı bi­le­mez­sek hu­kuk dev­le­tiy­le, ka­nun dev­le­ti­nin man­tı­ğı­nı kav­ra­ya­maz­sak ha­ta iş­le­riz, ha­ta ya­pa­rız.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­ni, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de, bir mil­let­ve­ki­li ge­lip bu kür­sü­ye “Ba­na, yü­rüt­me­nin bir üye­si olan Sa­yın Baş­ba­kan bir gö­rev ver­di, be­ni bu ko­nuy­la gö­rev­len­dir­di.” di­ye­mez.

HA­SAN FEH­Mİ Kİ­NAY (Kü­tah­ya) - Kas­te­di­len gö­rev o de­ğil ama.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Di­ye­mez, Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­dır bu. Ya­ni, bu­ra­sı İstan­bul Be­le­di­ye Mec­li­si de­ğil, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, is­te­di­ği­niz gi­bi yö­ne­te­mez­si­niz bu­ra­yı.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ya­ni lüt­fen bun­la­ra dik­kat ede­lim.

Ba­kı­nız, bu­ra­da, Sa­yın Ba­ğı­ş’­a şunu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Tür­ki­ye, si­zin dö­ne­mi­niz­de, dış po­li­ti­kay­la il­gi­li çok cid­di za­rar­lar gör­dü. Ben, Sa­yın Baş­ba­ka­na kı­zı­yor­dum ama ar­tık kız­ma­ya­ca­ğım, so­rum­lu­yu bul­dum. So­rum­lu, ben­ce, Sa­yın Ege­men Ba­ğış. Eğer, ko­nuş­ma­la­rı da çe­vi­ri­le­ri de böy­le ya­pı­yor­sa ta­bi­i, Sa­yın Baş­ba­ka­nı yan­lış bil­gi­len­di­ri­yor de­mek ki!

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) – Dış po­li­ti­ka­da pres­tij ka­zan­dı, pres­tij!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Bu ka­dar, bir te­mel man­tı­ğı bil­me­yen bir ki­şi, te­es­süf ede­rim doğ­ru­su ya­ni Ana­ya­sa­’­nın 82’nci mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı­nı bir oku­sun.

Ay­rı­ca, yi­ne tu­ta­nak­ta şöy­le bir şey de­miş, de­miş ki: “Ben, öğ­ret­men­lik yap­mak is­te­dim, ya­pa­ma­dım, fa­lan gi­bi, böy­le aciz­lik ifa­de­le­ri kul­lan­dı.” Onu, ay­nen ken­di­si­ne ia­de edi­yo­rum. Bun­lar, aciz­lik ifa­de­le­ri de­ğil. Tek­rar ede­yim ifa­de­mi.

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, son­ra, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu­’­nun ikaz cüm­le­si üze­ri­ne dü­zelt­ti onu.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Bi­li­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Şunu­…

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) – De­ma­go­ji ya­pı­yor­sun!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – De­ma­go­ji­yi ya­pan, se­nin ar­ka­da­şın!

ALİ RI­ZA ALA­BO­YUN (Ak­sa­ray) – Fi­i­len de­ma­go­ji ya­pı­yor­sun!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Bu­ra­da, aciz­lik ifa­de­si de­ğil­dir o. Ben, şunu be­lirt­mek is­te­dim: Öğ­ret­men açı­ğı­nı ka­pat­tı­ğı­nı söy­le­di Sa­yın Ba­kan, ben de git­tim, di­lek­çe ver­dim Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­na, de­dim ki: “Bal­ga­t’­ta, şu li­se­de, yir­mi se­kiz sa­at ders boş ge­çi­yor, üc­ret al­ma­dan bu ders­le­re gir­mek is­ti­yo­rum.” de­dim. İki ama­cım var­dı bu­ra­da: Bir, bu iz­nin ve­ril­me­ye­ce­ği­ni, be­nim yü­rüt­me­nin em­ri­ne gir­miş ola­bi­le­ce­ği­mi ben de bi­li­yor­dum ama An­ka­ra­’­da ders­le­rin boş geç­ti­ği­ni is­pat­la­mak is­te­dim ve bu, doğ­ruy­du. Son­ra, fi­zik öğ­ret­me­ni ata­ma­sı ya­pıl­dı ora­ya. Bun­la­rı söy­ler­ken ne­den aciz ola­yım. Ben, bu ül­ke­nin ço­cuk­la­rı­na üc­ret­siz ders an­lat­mak is­te­dim. İş ta­kip­çi­li­ği yap­mak, mü­te­ah­hit­lik yap­mak ser­best­tir mil­let­ve­kil­le­ri­ne, öğ­ret­men­lik yap­mak ya­sak­tır. Bu, doğ­ru de­ğil mi, böy­le de­ğil mi? Bu, böy­le. İş ta­kip­çi­li­ği ser­best­tir, mü­te­ah­hit­lik yap­mak ser­best­tir, öğ­ret­men­lik yap­mak ya­sak­tır. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Bu­nu an­lat­ma­ya ça­lış­tım.

Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’­a, lüt­fe­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Ege­men Ba­ğış da si­zin man­tı­ğı­nız­la İstan­bu­l’­da­ki hiz­met­le­re des­tek ver­miş, ay­nı man­tık­la.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ama, Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’­a bi­ri­le­ri şunu an­lat­sın: Hiç­bir ba­ka­nın ya da Baş­ba­ka­nın gö­rev­len­dir­me­si­ni ka­bul et­me­sin, yü­rüt­me­nin em­ri­ne gir­me­sin.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, lüt­fen, ba­kan­la­rı ken­di ami­ri­niz gi­bi gör­me­yin. Siz on­la­rı de­net­le­mek­le gö­rev­li ki­şi­ler­si­niz.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum he­pi­ni­ze.

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) – Ge­nel baş­kan­lar ha­riç.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ge­nel baş­kan­lar ha­riç ta­bii ki. Ta­bii ki ha­riç ge­nel baş­kan­lar. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Hükûme­tin ve Ko­mis­yo­nun ka­tıl­ma­dı­ğı öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r…

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­…

BAŞ­KAN – Ara­ya­ca­ğım efen­dim.

Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır, öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sın­da 5. mad­de­nin 3. fık­ra­sın­da yer alan Ku­ru­l’­un top­lan­tı sa­yı­sı hak­kın­da de­ği­şik­lik öner­ge­mi­zi arz ede­riz.

Mad­de 5- (3) Ku­rul, yıl­da en az 4 de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.

                                                                                        İsa Gök (Mer­sin) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN - Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın Gök, bu­yu­run.

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, ko­nu­ya gi­re­ce­ğim, yal­nız, son cüm­le­de. Hiç uya­rı­nı­za ge­rek yok, çok iyi bağ­la­ya­ca­ğı­ma emin ola­bi­lir­si­niz.

Şim­di, Mec­li­se gel­di­ği­miz gün­den be­ri AK­P’­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rın mü­te­ma­di­yen bir cüm­le­siy­le kar­şı­la­şı­yo­ruz: “Kaç oy al­dı­nız? Ora­nı­nız ne? Ne­re­de, kaç oy al­dı­nız? Biz doğ­ruy­mu­şuz ki, bu ka­dar oy al­mı­şız.” gi­bi man­tık­la sü­rek­li ola­rak cüm­le­ler ku­ru­lu­yor. Ar­ka­daş­lar, bu son de­re­ce yan­lış bir man­tık.

Şim­di, ba­kın, ön­ce­lik­le ger­çek­lik, re­a­li­te, oy ora­nı­na te­da­vül edi­le­mez. De­mok­ra­si­le­rin bir çık­ma­zı var­dır. De­mok­ra­si­ler, bu­lu­na­ma­yan bir yön­tem­le, şu an­da tek bu­lu­nan yön­tem­le, oy­la, bir ma­te­ma­tik he­sa­bıy­la işi­ni yü­rü­tü­yor. Ama bir çık­maz­dır bu. Bu­nu fel­se­fe­ci­ler ga­yet iyi bi­lir­ler, bir çık­maz­dır. Eğer ki, oy ora­nıy­la ve­ya ço­ğun­lu­ğun de­di­ği her şeyin doğ­ru ol­du­ğu man­tı­ğa gi­de­cek olur­sak, bu bi­zi son de­re­ce teh­li­ke­li bir ya­pı­ya gö­tü­rür.

Bir­kaç ör­nek ve­re­yim: Şim­di, bu man­tık­tan ha­re­ket ede­cek olur­sak -ki, bu­ra­dan ha­re­ket edi­li­yor ne ya­zık ki- CHP’­nin al­dı­ğı oy yüz­de... (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Ar­ka­daş­lar, ben çok sa­kin ko­nu­şu­rum, ha­riç­ten ga­zel de­me­ye­yim ama, ya­ni, ha­riç­ten laf at­ma­lar­la be­nim ko­nuş­ma in­si­ca­mım bo­zul­maz. Hiç bo­şu­na laf at­ma­yın, ko­nuş­ma in­si­ca­mı­mı as­la boz­mam ben.

Şim­di, CHP’­nin oyu yüz­de 21, MHP’­li ar­ka­daş­la­rın yüz­de 14, iş­te, ÖD­P’­li var yüz­de sı­fır, DSP var -ar­ka­daş­la­rı­mız- me­se­la, oy­la­rı yüz­de 1-2.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – DSP gir­me­di.

İSA GÖK (De­vam­la) – Yan­lı­şı mı sa­vun­du­lar? Yan­lış de­ğer­ler­de mi git­ti­ler?

Şim­di, ba­kın ar­ka­daş­lar, ba­kın, Al­man­ya­’­da 1930’la­rın ba­şın­da baş­la­yan bir ha­re­ket var: Nas­yo­nal Par­ti. Hit­ler bu par­ti­nin ba­şı ol­du­ğun­da, id­di­a­la­rı­nı or­ta­ya atı­yor, atı­yor, se­çim­le­re gi­ri­yor ve aka­bin­de, bü­yük bir ço­ğun­luk­la, Al­man­ya­’­da Par­la­men­to­nun he­men he­men ta­ma­mı­nı ele ge­çi­ri­yor ve Al­man­ya­’­da “Re­ich­stag” de­nen o bü­yük Par­la­men­to­dan çı­kar­dı­ğı ya­sa­lar­la in­san­la­rı kat­le­di­yor, Av­ru­pa­’­yı ka­na bu­lu­yor. Bü­yük bir oy ço­ğun­lu­ğu var, hiç kim­se ha­yır di­ye­mi­yor. Her ya­sa­yı ge­çi­ri­yor. Tam bir fa­şist yö­ne­tim.

İş­te, oy ora­nı­na ba­liğ edi­len, oy ora­nıy­la an­la­tı­lan her tür ger­çek­lik fa­şi­zan bir yo­ru­ma gö­tü­rür in­sa­nı, çok teh­li­ke­li­dir. Lüt­fen ge­ri­ye yas­la­nın, ola­yı sin­dir­me­ye ça­lı­şa­lım.

Ba­kı­nız, Bü­yük Ön­der Ata­türk -ha­ni, her­kes di­yor ya, “Men­su­bu ol­mak­tan bü­yük onur duy­du­ğum şu par­ti.” di­yor- be­nim de men­su­bu ol­mak­tan onur duy­du­ğum CHP, ha­ki­ka­ten ön­der ola­rak ka­bul et­ti­ğim ve onur duy­du­ğum Bü­yük Ön­der Ata­türk, Mus­ta­fa Ke­mal Ata­türk 1919’da o ha­re­ke­ti baş­lat­tı­ğın­da dört beş ar­ka­daş­tan mü­te­şek­kil. Sam­su­n’­a çık­tı­ğın­da, Si­va­s’­a çık­tı­ğın­da, kon­gre­le­ri ya­par­ken herhâlde bir oy­la­ma ya­pıl­sa, Tür­ki­ye ge­ne­lin­de ala­ca­ğı oy yüz­de 1’dir, 2’dir. Pekâlâ, re­a­li­te ola­rak yan­lış de­ğer­le­ri mi sa­vun­du Bü­yük Ön­der?

FİK­Rİ IŞIK (Ko­ca­e­li) – Yap­ma­yın ya, yüz­de 99’du,  ne 1’i.

İSA GÖK (De­vam­la) – Sa­vun­du­ğu de­ğer­ler yan­lış mıy­dı? Ha­yır.

FİK­Rİ IŞIK (Ko­ca­e­li) – Siz mil­let­ten ko­puk­su­nuz, bu­nu na­sıl der­si­niz ya!

İSA GÖK (De­vam­la) – Do­la­yı­sıy­la, ar­ka­daş­lar, şu nok­ta­ya ge­li­yo­rum: De­mok­ra­si­ler­de sa­kın ha sa­kın oy ora­nı­nın, alı­nan oy ço­ğun­lu­ğu­nun doğ­ru­luk ol­du­ğu­nu, re­a­li­te­nin, ger­çek­lik, mad­di ger­çek­li­ğin o ol­du­ğu sap­lan­tı­sı­na ka­pı­lır­sa­nız, bu de­mok­ra­si­nin ken­di ken­di­ni bi­ti­ren fa­şi­zan bir dü­şün­ce­dir. Bu, ay­nı za­man­da CHP’­ye oy ve­ren­le­re, MHP’­ye oy ve­ren­le­re, DSP’­si­ne, ÖD­P’­si­ne, Bü­yük Bir­lik Par­ti­si­ne, hep­si­ne kar­şı say­gı­sız­lık­tır.

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Sa­yın Baş­kan, ne ala­ka­sı va­r…

İSA GÖK (De­vam­la) – Ge­le­ce­ği­m…

O se­bep­le, bun­dan son­ra­ki ko­nuş­ma­lar­da, ben is­tir­ham ede­yim ar­ka­daş­lar, lüt­fen, bu baz­da ko­nuş­ma­lar ol­ma­sın.

Efen­dim, bağ­la­ya­ca­ğım ben, he­men bağ­lı­yo­rum.

Şim­di, iş­te, de­mok­ra­si­nin gü­zel­li­ği bir ara­ya gel­mek­tir, top­lan­tı­lar yap­mak­tır, olay­la­rı ma­sa­ya ya­tır­mak­tır. Bu­nu sık­lık­la yap­mak son de­re­ce olum­lu­dur.

5’in­ci mad­de­nin 3’ün­cü fık­ra­sı “Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu yıl­da en az bir de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.” der. Ma­dem­ki ic­ra ya­pa­cak, ma­dem­ki 2010’a İstan­bu­l’­u ha­zır­la­ya­cak ola­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Gök, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

İSA GÖK (De­vam­la) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan, sağ olun.

Ma­dem­ki bu Ku­rul bu den­li önem­li iş­ler ya­pa­cak -o za­man de­mok­ra­si­nin bir di­ğer ge­re­ği be­ra­ber ol­ma, ça­lış­ma, üret­me, be­ra­ber dü­şün­me- o za­man Ku­ru­lun yıl­da bir kez top­lan­tı yap­mak ye­ri­ne dört kez top­lan­tı yap­ma­sı­nın çok da­ha man­tık­lı­ğı ol­du­ğu inan­cıy­la, siz­le­re say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, bağ­la­dım sa­nı­yo­rum de­ğil mi ko­nu­ya! (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 s.sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 5. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın “İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­ka­nı” iba­re­sin­den son­ra “TBMM Baş­ka­nı­nın gö­rev­len­di­re­ce­ği bir tem­sil­ci” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

                                                                        Ok­tay Vu­ral (İzmir) ve ar­ka­daş­la­rı.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Ka­tıl­mı­yor­su­nuz.

Bu­yu­run Sa­yın Vu­ral.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Bi­lin­di­ği gi­bi Millî Sa­ray­lar Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne bağ­lı­dır ve bu­nun ya­nın­da ka­sır­lar, köşk­ler de var­dır. Böy­le bir kül­tür baş­ken­tin­de önem­li de­ğer­le­re sa­hip Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin o Ku­rul­da tem­sil edil­me­si­ne Ko­mis­yon Baş­ka­nı­nın “Ha­yır.” de­me­si­ni ve Sa­yın Ba­ka­nın “Ha­yır.” de­me­si­ni doğ­ru­su çok ya­dır­ga­dım.

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ha­yır de­me­dim.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon tak­di­re bı­rak­tı Sa­yın Vu­ral.

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) – Baş­ka şan­sı yok, çün­kü ha­yır di­ye­mez. Ço­ğun­lu­ğu yok­tur da onun için tak­di­re bı­ra­kı­yor.

Şim­di, böy­le ba­kıl­dı­ğı za­man Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Millî Sa­ray­la­rı­nın önem­li kat­kı­sı ola­cak­tır. Ka­tıl­ma­sın­da fay­da var­dır.

Bir de Sa­yın Baş­ka­nım, İç Tü­zü­k’­ün 77’nci mad­de­si­ne gö­re ön­ce­ki ko­mis­yon­dan ye­ni­len­miş bir ta­sa­rı­yı ko­nu­şu­yo­ruz. Ba­kı­nız, bu­ra­da çe­şit­li öner­ge­le­ri­miz ola­cak­tır. Ma­a­le­sef, bu usul mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin ko­mis­yon­da mad­de­le­re kat­kı yap­ma­sı­nı en­gel­le­mek­te­dir. En­gel­len­miş bir ege­men­li­ği bu­ra­da ko­nuş­mak­la, öner­ge ver­mek­le dü­zelt­me­ye ça­lı­şı­yo­ruz.

Mad­de­ler mü­za­ke­re edi­le­mi­yor. Eğer bir kat­kı sağ­la­ya­cak­sa mil­let­ve­ki­li­miz, bu mil­let­ve­ki­li­nin bu kat­kı­yı sağ­la­ma­sı imkânsız hâle ge­ti­ri­li­yor. Ya mu­ha­le­fet ede­cek­si­niz ya evet di­ye­cek­si­niz. Pe­ki, olum­lu bir gö­rü­şü var­sa de­ğiş­ti­re­bi­lir mi­si­niz? De­ğiş­ti­re­mez­si­niz. Mad­de­yi mü­za­ke­re et­me­den na­sıl de­ğiş­ti­re­cek­si­niz? Do­la­yı­sıy­la, ko­mis­yon­lar­da kat­kı yap­ma imkânı en­gel­len­di­ği için bu ko­nu­da mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin bu­ra­da kat­kı­la­rı­nı ge­tir­me­si, bu Mec­li­sin ça­lış­ma­la­rı açı­sın­dan da açık­ça­sı sağ­lık­lı ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­nü­yo­rum. Do­la­yı­sıy­la, bu ko­nu­da Mec­lis Baş­ka­nı­mı­za ya­zı yaz­dık “Mu­ha­le­fet gö­rü­şü­nü­zü ko­ya­bi­lir­si­niz” de­di. Ama biz kat­kı sağ­la­mak is­ti­yo­ruz.” de­dik. Da­ha ön­ce mil­let­ve­ki­li­miz söy­le­di: “Kat­kı­la­rı­nız var­sa ge­ti­rin.” Ko­mis­yon­da kat­kı­la­rı ya­sak­lı­yor­su­nuz, müm­kün de­ğil. Bu­ra­da öner­ge­ler­le ge­ti­ril­di­ği za­man, bu öner­ge­le­rin hep­si­ne Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı­nın gö­rev­len­di­re­ce­ği üst dü­zey bir bü­rok­ra­tın bu ko­mis­yon­da yer al­ma­sı­na “Ha­yır” di­yor­su­nuz. Ne­den? Ni­ye? Ni­ye? Ya­ni, ni­ye? Hak­lı­lık yok mu? Var­sa o za­man par­mak­la­rı­mı­zı hak doğ­rul­tu­sun­da kal­dır­mak la­zım. Hak güç­lü­nün de­ğil, hak hak­lı­nın ol­ma­lı­dır. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bir baş­ka hu­sus da Sa­yın Baş­ka­nım, özel­lik­le bir pa­ran­tez ola­rak söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ta­bi­i, bu­ra­dan ko­nu­şur­ken, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin bu ko­nuş­ma­la­rı­nı ya­par­ken, mil­le­ti­mi­zin de­ğer hü­küm­le­ri­ni ifa­de eden bir­ta­kım kav­ram­lar­la ko­nu­şur­ken çok dik­kat­li üs­lup kul­la­nıl­ma­sı­nı tav­si­ye edi­yo­rum. Özel­lik­le bir baş ör­tü­sü­nü sa­de­ce bir bez par­ça­sı ola­rak ta­nım­la­yıp, onu bir inanç de­ğe­ri hük­mün­den uzak­laş­tı­ran bir ni­te­len­dir­me­nin ya­pıl­ma­sı­nı çok ya­dır­ga­dım. Ne bay­ra­ğı­mız bir bez par­ça­sı­dır ne de baş ör­tü­sü bir bez par­ça­sı­dır. (MHP ve CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu­nu mil­le­ti­miz hak et­mi­yor. Bu­nun dü­zel­til­me­si ge­re­ki­yor. Üs­te­lik, bu söz ya­pı­lır­ken ço­ğun­lu­ğun al­kış­la­ma­sı­nı da çok ya­dır­gı­yo­rum. O ba­kım­dan, mil­le­ti­mi­zin de­ğer hü­küm­le­ri­ni ifa­de eden bu hu­sus­la­rı bir bez par­ça­sı, bir met­re­lik bil­mem ne gi­bi, kim­se­nin, açık­ça­sı, bu ko­nu­yu al­çat­ma­sı­na­…

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Onu kas­te­de­rek kul­lan­ma­mış­tır.

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) – Han­gi an­lam olur­sa ol­sun dü­zel­til­me­si ge­rek­ti­ği­ni ben ifa­de edi­yo­rum. Bez par­ça­sı de­ğil­dir, ol­ma­ma­lı­dır.

BAY­RAM ALİ BAY­RA­MOĞ­LU (Ri­ze) – Biz de ka­tı­lı­yo­ruz, biz de­…

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) –Bu ko­nu­da özel­lik­le dik­kat­li bir üs­lup kul­la­nıl­ma­sı ge­re­ki­yor. Bun­lar has­sas de­ğer­ler­dir.

ME­TİN KA­ŞI­KOĞ­LU (Düz­ce) – CHP’­ye söy­le onu!

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) – Bu de­ğer­le­ri ko­nu­şur­ken, ne olur­sa ol­sun, bun­lar­la il­gi­li he­pi­mi­zin üs­lu­bu­nun son de­re­ce dik­kat­li ol­ma­sı, eleş­ti­ri­le­ri­miz var­sa da, bu eleş­ti­ri­le­ri­mi­zi çok dik­kat­li bir üs­lup ha­lin­de yap­ma­mız la­zım. Çün­kü bir baş ör­tü­sü­nü gi­yen bir va­tan­da­şı­mı­zın böy­le bir sö­zü duy­ma­sı ha­lin­de el­bet­te onun ren­ci­de ol­ma­sı müm­kün ola­bi­lir. Bu ba­kım­dan, bu ko­nu­da­ki, zan­ne­de­rim, bü­tün mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin duy­du­ğu has­sa­si­ye­ti bir mil­let­ve­ki­li ola­rak ifa­de et­mek is­te­dim.

Say­gı­lar su­na­rım efen­dim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

5’in­ci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

6’ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Da­nış­ma Ku­ru­lu

MAD­DE 6- (1) Da­nış­ma Ku­ru­lu;

a) Dı­şiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, Av­ru­pa Bir­li­ği Ge­nel Sek­re­ter­li­ği, Tür­ki­ye Rad­yo Te­le­viz­yon Ku­ru­mu Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, Va­kıf­lar Ge­nel Mü­dür­lü­ğü, İstan­bul Va­li­li­ği ile İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı tem­sil­ci­le­rin­den,

b) İstan­bul İl Ge­nel Mec­li­si ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Mec­li­si­nin ken­di üye­le­ri ara­sın­dan be­lir­le­ye­cek­le­ri bi­rer üye­den,

c) İstan­bul il­çe kay­ma­kam­la­rı ve be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­dan se­çe­cek­le­ri be­şer tem­sil­ci­den,

ç) İstan­bul Ti­ca­ret Oda­sı, İstan­bul Sa­na­yi Oda­sı, Tür­ki­ye Se­ya­hat Acen­ta­la­rı Bir­li­ği ve İstan­bul Mi­mar­lar Oda­sı ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­cek bi­rer tem­sil­ci; kül­tür, sa­nat ve­ya tu­rizm ala­nın­da­ki fa­a­li­yet­le­ri ile ta­nı­nan ve et­kin­lik­ler­de kat­kı­sı ola­bi­le­cek ulu­sal ve ulus­la­ra­ra­sı ku­ru­luş­lar ile ka­mu ku­ru­mu ni­te­li­ğin­de­ki mes­lek ku­ru­luş­la­rı tem­sil­ci­le­ri ve İstan­bu­l’­un ta­ri­hi, kül­tü­rü, mi­ma­ri­si ve­ya sa­na­tı ko­nu­sun­da ça­lış­ma­la­rı ile ta­nın­mış ki­şi­ler­den Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­cek yir­mi­beş tem­sil­ci­den,

d) Mer­ke­zi İstan­bu­l’­da bu­lu­nan üni­ver­si­te­le­rin öne­re­cek­le­ri bi­rer aday ara­sın­dan Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lun­ca; üçü Dev­let, iki­si va­kıf üni­ver­si­te­si men­su­bu öğ­re­tim üye­le­rin­den be­lir­le­ne­cek beş tem­sil­ci­den,

olu­şur.

(2) Da­nış­ma Ku­ru­lu baş­ka­nı, top­lan­tı gün­de­mi ile il­gi­li ge­rek­li gör­dü­ğü uz­man­la­rı top­lan­tı­ya da­vet ede­bi­lir.

(3) Da­nış­ma Ku­ru­lu baş­ka­nı Baş­ba­kan­lık ta­ra­fın­dan be­lir­le­nir. Bi­rin­ci fık­ra­nın (a) ben­din­de be­lir­ti­len ka­mu ku­ru­mu tem­sil­ci­le­ri­nin as­ga­ri Ge­nel Mü­dür, Va­li Yar­dım­cı­sı ve Ge­nel Sek­re­ter Yar­dım­cı­sı se­vi­ye­sin­de ol­ma­sı ve si­vil top­lum ör­gü­tü tem­sil­ci­le­ri­nin ka­mu hiz­met­le­rin­den ya­sak­lı ol­ma­ma­sı ge­re­kir.

(4) Tem­sil­ci­ler, se­çim ve­ya gö­rev­len­dir­me ya­zı­la­rı­nın Yü­rüt­me Ku­ru­lu­na tes­li­mi ile gö­re­ve baş­lar.

(5) Da­nış­ma Ku­ru­lu, iki ay­da en az bir de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır.  Top­lan­tı ni­sa­bı üye tam sa­yı­sı­nın ya­rı­dan bir faz­la­sı, ka­rar ye­ter sa­yı­sı ise top­lan­tı­ya ka­tı­lan­la­rın salt ço­ğun­lu­ğu­dur. Ge­rek­li gö­rü­len hal­ler­de Baş­kan, Da­nış­ma Ku­ru­lu­nu ola­ğa­nüs­tü top­lan­tı­ya ça­ğı­ra­bi­lir. Bir­bi­ri­ni ta­kip eden iki top­lan­tı­ya ve­ya bir yıl için­de top­lam üç top­lan­tı­ya ma­ze­ret­siz ola­rak ka­tıl­ma­yan tem­sil­ci is­ti­fa et­miş sa­yı­lır ve tem­sil et­ti­ği ör­gü­tün ve­ya ku­ru­mun Da­nış­ma Ku­ru­lu üye­li­ği dü­şer.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­tay, AK Par­ti Gru­bu adı­na Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­mi Güç­lü; şahıs­la­rı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ha­li­de İnce­ka­ra ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k’­ün söz ta­lep­le­ri var­dır.

İlk söz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Si­nop Mil­let­ve­ki­li En­gin Al­ta­y’­a ait­tir.

Sa­yın Al­tay bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ge­ce­nin bu sa­a­tin­de, Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nı gö­rüş­me­ye de­vam edi­yo­ruz. Herhâlde, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si, bu ka­nun ka­bul edil­di­ğin­de ta­ri­he şöy­le ge­çe­cek: Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de -ya­ni, Mec­lis de­ğil ta­bi­i, bu 23’ün­cü Dö­nem böy­le ge­çe­cek- bir sa­nat ese­ri­ni yı­kan bir Mec­lis ola­rak ta­ri­he ge­çe­cek. Hem de bu­nu Kül­tür Ba­ka­nı eliy­le yı­kan bir Mec­lis ola­rak ta­ri­he ge­çe­cek.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, içi­miz­de ye­ni ge­len ar­ka­daş­la­rı­mız var, tec­rü­be­li ar­ka­daş­la­rı­mız var. Ye­ni ge­len ar­ka­daş­la­ra bir tav­si­yem var: İç Tü­zü­k’­ün 157’nci mad­de­sin­den 161’in­ci mad­de­si­ne ka­dar olan bö­lüm­le­ri bir oku­sun­lar. Bu­nun, Mec­li­si­mi­zin sağ­lık­lı ça­lış­ma­sı­na bü­yük ya­ra­rı ola­cak­tır.

Bu Par­la­men­to dün­ya­da çok önem­li par­la­men­to­lar­dan bi­ri­dir. Bu­nu ge­çen de­fa da ha­tır­lat­mış­tım: Pa­ris Ha­va­a­la­nın­dan bir tak­si­ye bi­ner­se­niz, tak­si­ci­ye der­se­niz ki: Be­ni Mec­li­se çek; der ki: Han­gi mec­li­se? Be­le­di­ye mec­li­si mi, ti­ca­ret mec­li­si mi, şu mu, bu mu? Ama An­ka­ra­’­da AŞ­Tİ­’­den bir tak­si­ye bi­ner de, Mec­li­se çek, der­se­niz, bu­ra­ya ge­lir. Onun için bu Mec­li­sin say­gın­lı­ğı­na göl­ge dü­şür­me­ye­lim.

İkti­dar ta­ham­mül ede­cek. Sa­bır ik­ti­da­ra, ge­re­ki­yor­sa öf­ke mu­ha­le­fe­te ya­kı­şır. Bu­nu bi­lin. Bu­nu bir ke­re bi­lin. Mec­lis Baş­kan­la­rı­mı­zın da bu an­la­yış­la ha­re­ket et­ti­ği­ni bü­yük oran­da gö­rü­yo­rum, her ne ka­dar Sa­yın Gen­ç’i tat­min ede­me­se de. Ama ba­kın bir şey ya­şa­dık, Sa­yın Gen­ç’­le Mec­lis Baş­ka­nı­mı­zın ara­sın­da bir tar­tış­ma var ve ha­va­la­nı­yor­su­nuz. Bu­ra­da Sa­yın Baş­ka­nın -ki ken­di­si­ni çok sa­yar, tak­dir ede­rim- par­ti­ni­ze men­sup ol­ma­sı si­ze böy­le bir ha­va­lan­ma hak­kı ver­mez. Her­kes işi­ne ba­ka­cak, her­kes otur­du­ğu yer­den gö­re­vi­ni ya­pa­cak. Bu­nu bir ke­re anım­sat­mak is­ti­yo­rum.

Bu kür­sü öz­gür bir kür­sü­dür.

SAF­FET KA­YA (Ar­da­han) – Ko­nu­ya gel.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Ki­şi­sel sa­taş­ma, sal­dı­rı, ki­şi hak­la­rı­na sal­dı­rı ol­ma­dı­ğı müd­det­çe ta­ham­mül si­ze bir gö­rev­dir.

Ko­nu­ya ge­lip gel­me­me me­se­le­si­ne ge­lin­ce, biz bu kür­sü­ler­de ka­nu­nun tü­mü bo­yun­ca, bı­rak mad­de­yi, ka­nun­la il­gi­siz ko­nuş­ma­lar ya­pıl­dık­tan son­ra çok ka­nun ge­çir­dik. Ba­na bu ko­nu­da ha­tır­lat­ma yap­ma­yın.

Ge­ne al­dı­ğım bir not var. Sa­yın Gök de­ğin­di, ama no­tu­ma da al­mı­şım, sis­te­mi­mi boz­ma­mak için de­ğin­mek zo­run­da­yım. Ge­rek otur­du­ğu­nuz yer­den ge­rek za­man za­man bu­ra­dan, iş­te biz İstan­bu­l’­dan şu ka­dar oy al­dık da fa­lan fi­la­n… Sa­yın Gök bu­nu hu­ku­ki ola­rak si­ze izah et­ti. Ben bu­nu si­ya­si ola­rak şöy­le ta­bir ede­rim: Bu yap­tı­ğı­nı­za da si­ya­si şı­marık­lık der­ler.

MU­SA SI­VA­CI­OĞ­LU (Kas­ta­mo­nu) – Ge­çen dö­nem­de de ay­nı şeyi söy­lü­yor­dun, şim­di de ay­nı şeyi söy­lü­yor­sun.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Evet evet, öy­le der­ler; bu­nu yap­ma­yın.

Şura­da, bak gö­re­cek­si­niz, çok me­se­le­de müş­te­rek ha­re­ket ede­ce­ğiz. Ama siz is­ti­yor­sa­nız ki, kar­de­şim, biz yüz­de 47 oy al­dık, bu CHP’­nin, bu MHP’­nin, bu DTP’­nin, o DSP’­li­le­rin, Ka­mer Gen­ç’­in, şunun bu­nun bu­ra­da ne işi var ya­hu­… Biz ku­lis­te otu­ra­lım, siz bu­ra­da ken­di­niz ça­lıp ken­di­niz oy­na­yın. Bu­nu da bir anım­sa­tı­yo­rum. Da­ha ye­ni baş­lı­yo­ruz. Çok bu­na­la­cak­sı­nız. Sa­bah sa­at 5’e, 6’ya ka­dar, bu­ra­da, bit­se de git­sek di­ye­cek­si­niz, gön­der­me­ye­ce­ğiz si­zi. Bun­la­rı bi­lin. Bun­la­rı bi­lin.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Bu­ra­da­yız, bu­ra­da­yız.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Emin Tu­tan, bun­la­rı sen ya­şa­dın. Bun­la­rı bi­lin.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) - Sen bi­lir­sin, biz alı­şı­ğız.

ALİ KO­YUN­CU (Bur­sa) – Zevk­ten se­kiz olur­sun!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Şim­di, ge­ne Sa­yın Baş­ka­nın mü­sa­ma­ha­sı­na sı­ğı­na­rak, dün Par­la­men­to­yu, dün Par­la­men­to ça­lış­ma­la­rı­nı iz­le­ye­me­yip de bu­gün iz­le­yen­ler, bu ka­nu­nu gö­rüş­me­ye baş­la­dı­ğı­mız­da, Sa­yın Ba­ka­nı din­ler­ken va­tan­daş­la­rı­mız, vay be, kim bu be­nim kül­tü­rü­me ha­ka­ret eden, kim bu ba­na sal­dı­ran -is­mi­mi de ha­tır­la­ya­ma­dı, En­gin Al­tay, Si­nop- di­ye­bi­lir va­tan­daş­la­rı­mız. Şim­di, dün be­nim yap­tı­ğım ko­nuş­ma­yı iz­le­yen­ler de, Sa­yın Ba­ka­na der ki, ha­di ora­dan. Be­nim dün söy­le­di­ğim fark­lı bir şey. Sa­yın Ba­ka­nın söy­le­dik­le­ri­ni şura­dan oku­yo­rum. Ben de bu­ra­da yok­tum, ge­nel mer­kez­dey­dim. Si­zin yıl­lar­ca için­de mü­ca­de­le et­ti­ği­niz, ge­nel baş­kan­lık mü­ca­de­le­si et­ti­ği­niz ge­nel mer­kez­dey­dim.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Hâlâ ora­da­sın!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Şim­di ba­kın: “Ana mu­ha­le­fet söz­cü­sü bir ar­ka­da­şı­mız mil­le­ti­mi­ze sa­taş­tı. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı üze­rin­de, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın bir pro­je­si, bir ya­sa­sı üze­rin­de ko­nu­şu­yo­ruz. Ben, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin, hükûme­ti­nin Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı­yım.” Bu­na iti­raz yok. “Türk mil­le­ti­nin kül­tü­rü­ne sa­ta­şıl­dı. Dün bu kür­sü­de, Türk Mil­le­ti­nin, oy kul­la­nır­ken, rüş­vet ala­rak oy kul­lan­dı­ğı söy­len­di. Bu­nu şid­det­le kı­nı­yo­rum.” Ben de kı­nı­yo­rum. “Türk mil­le­ti­ne ya­pı­lan bu sal­dı­rı­yı şid­det­le kı­nı­yo­rum.” Bir da­ha. “Türk kül­tü­rü­ne say­gı­lı ol­ma­dan, Türk mil­le­ti­nin asa­le­ti­ne say­gı­lı ol­ma­dan, Türk mil­le­ti­nin kü­çük çı­kar­lar­la ira­de­si­ni sat­ma­ya­ca­ğı nok­ta­sın­da bir­leş­me­den bu Par­la­men­to­da­…” der­ken Baş­kan sö­zü­nü kes­miş. Şim­di­…

BAŞ­KAN – Sü­re­si bit­miş­tir ya­ni.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Evet, evet, ta­bii ki, şüp­he­siz.

Şim­di, be­nim sa­taş­mam, men­su­bu ol­mak­tan gu­rur duy­du­ğum Türk mil­le­ti­nin bir fer­di ola­rak, Türk mil­le­ti­nin kül­tü­rü­ne sa­taş­mak ola­maz. Ba­na şöy­le bir ba­kın Sa­yın Ba­kan, ben­de ap­tal, de­li, ah­las, sa­lak bir hâl var mı? Ben bu Par­la­men­to­da al­tın­cı yı­lım­da gö­rev ya­pı­yo­rum. Be­nim sa­taş­tı­ğım, si­zin yoz­laş­tır­dı­ğı­nız, top­lu­mu yoz­laş­tır­dı­ğı­nız, kül­tü­rü­nü yoz­laş­tır­ma­ya baş­la­dı­ğı­nız bu an­la­yı­şı­nız­dır, bu hükûmet et­me an­la­yı­şı­nız­dır, bu ik­ti­dar et­me an­la­yı­şı­nız­dır. Dün be­nim is­ya­nım bu­na­dır.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bi­li­niz ki, Türk si­ya­sal ya­şa­mı­mız­da, se­çim­ler­de se­çim rüş­ve­ti kav­ra­mı si­ya­set ter­mi­no­lo­ji­mi­ze gir­miş­tir, bu var­dır. Me­se­la, rah­met­li Özal “Ben se­çim­den ön­ce zam ya­pa­cak ka­dar ap­tal mı­yım, ena­yi mi­yim.” de­miş­ti. Be­nim ye­tiş­ti­ğim genç­lik yıl­la­rın­da se­çim rüş­ve­ti de­yin­ce, ak­la, do­zer, grey­der ve su bo­ru­su ge­lir­di ve çi­men­to ge­lir­di. Do­zer­ler, grey­der­ler köy yo­lu­nun gi­ri­şi­ne ko­yu­lur­du. Şim­di, müt­hiş bir ata­ğa geç­ti­niz, bu zift tan­ker­le­ri var, as­falt mal­ze­me­si var için­de, zift tan­ker­le­ri­ni, bir tan­ke­ri, bir ilin -ay­nı gün­de- beş il­çe­sin­de gez­di­ri­yor­su­nuz. İlçe pa­zar­la­rın­da zift tan­ke­ri gez­di­ri­yor­su­nuz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Şim­di, ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­r… Ee ne ko­nuş­tuk, na­sıl an­laş­tık? Ta­ham­mül, ik­ti­dar ta­ham­mül ede­cek. Ta­dı ka­çar bu­ra­nın ta­dı.

LÜT­Fİ ÇI­RA­KOĞ­LU (Ri­ze) – 11 trans­fer, 11 ba­kan ge­le­ne­ği­ni siz baş­lat­ma­dı­nız mı?

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) - Şim­di, ba­kın, be­nim dün­kü is­ya­nım ka­dir­şi­nas­lı­ğıy­la şöh­ret ol­muş mil­le­ti­mi­zin ka­dir­şi­nas­lı­ğı­nı is­tis­ma­rı­nı­za­dır. Be­nim dün­kü is­ya­nım, mil­le­ti­mi­zin ve­fa duy­gu­su­na yap­tı­ğı­nız is­tis­ma­ra is­yan­dır.

Çok kla­sik bir man­tık var­dır, fe­o­da­lizm dö­ne­min­de çok iyi ça­lı­şan bir man­tık­tır: Aç bı­rak ia­ne ve ia­şey­le ken­di­ne bağ­la. Si­zin bu ül­ke­de son beş yıl­da yap­tı­ğı­nı­zın tam kar­şı­lı­ğı bu­dur. Bir an­ne ba­ba­nın aç ço­cu­ğu­nun ia­şe­si içi­n…

AB­DUR­RAH­MAN DO­DUR­GA­LI (Si­nop) – Yi­ne ay­nı şey­le­ri söy­lü­yor­sun!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – …o kar­nı­nın doy­ma­sı, o sır­tı­nın pek­li­ği için, ka­pı ça­lın­dı­ğın­da ge­len si­ya­set­çi­le­rin elin­de­ki pa­ke­te bak­tı­ğı gün­ler on yıl ön­ce­ki gün­ler de­ğil. Beş yıl­dır Tür­ki­ye­’­de ya­şa­nan tab­lo­dur bu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Bi­zim par­ti­li­le­ri­mi­ze “Kül­tür baş­ken­ti ya­pa­ca­ğız.” de­di­ği­niz İstan­bu­l’­un ge­ce­kon­du semt­le­rin­de “Siz ne ge­tir­di­niz?” di­yor in­san­lar. “Siz­den ön­ce­ki­ler, am­pul­lü­ler, am­pul par­ti­si er­zak ge­tir­di.” di­yor. “Bu­gün kö­mür gön­der­di.” di­yor. “Pa­ra ver­di.” di­yor. “Kay­ma­ka­ma git­tim pa­ra ver­di.” di­yor. “Siz ne ve­ri­yor­su­nuz?” di­yor. Top­lu­mu bu hâle biz ge­tir­me­dik. Sa­yın Ba­kan, be­nim dün­kü is­ya­nım bu­na­dır.

FEV­Zİ ŞAN­VER­Dİ (Ha­tay) – Ko­nu­ya gel ko­nu­ya!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Ko­nu­ya ge­li­yo­rum me­rak et­me, ko­nu­nun için­de­yim.

“İş­sizli­ğin azal­ma­dı­ğı, eko­no­mi­nin iyi­leş­ti­ği id­di­a­la­rı­na kar­şın, in­san­la­rın gün­lük ya­şam­la­rı­na so­mut yan­sı­ma­la­rı için; top­lum­sal ada­let, soy­sal gü­ven­lik, hu­kuk dev­le­ti il­ke­le­ri­ne bağ­lı­lık, ka­mu yö­ne­ti­min­de say­dam­lık ve dü­rüst­lük sağ­la­na­ma­dı­ğı için ik­ti­dar yıp­ra­nı­yor.” Ben de­mi­yo­rum Sa­yın Ba­kan di­yor. Ve dü­rüst­lük sağ­la­na­ma­dı­ğı içi­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Al­tay, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – …yıp­ra­nan bu ik­ti­da­rı, bu par­ti­yi kur­tar­mak için ol­sa ge­rek ki, be­nim ya­şım ka­dar si­ya­si mü­ca­de­le ver­di­ği bir par­ti­yi terk edip, çok bü­yük bir kül­tür an­la­yı­şıy­la, si­ya­si kül­tür an­la­yı­şıy­la içi­niz­de­dir, ara­nız­da­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

Si­zin içi­niz­de­… Si­zin içi­niz­de... (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Mil­let bir çu­val kö­mü­re, al­tı­na, er­za­ğa şaşı­rıp -be­şer şaşar- oy ver­miş ola­bi­lir ama Sa­yın Ba­kan si­zin içi­ni­ze ni­ye gel­di, ben onu bi­le­mem. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

YIL­MAZ TUNÇ (Bar­tın) – Va­tan­da­şa ha­ka­ret edi­yor­sun!

EN­GİN AL­TAY (De­vam­la) – Şunu da söy­le­ye­yim: Ko­nuş­tu­ğu­muz bu 6’ncı mad­de­de Da­nış­ma Ku­ru­lu çok dev­let ege­men­dir. Kül­tür işi sis ve pus kal­dır­maz.

Say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

AK Par­ti Gru­bu adı­na Kon­ya Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Sa­mi Güç­lü.

Sa­yın Güç­lü, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA SA­Mİ GÜÇ­LÜ (Kon­ya) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ka­nun Ta­sa­rı­sı hak­kın­da, 6’ncı mad­de­siy­le il­gi­li söz al­dım. Siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ko­nuş­ma­ma baş­lar­ken, son iki ko­nuş­ma­cı­mı­zın, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li Vu­ral ile En­gin Al­ta­y’­ın ko­nuş­ma­la­rı­na atıf da ya­pa­rak, atıf­ta bu­lu­na­rak gi­re­ce­ğim.

Sa­yın Vu­ral “Ko­mis­yon­lar­da kat­kı yap­ma imkânı pek bu­lun­ma­dı­ğı için Ge­nel Ku­rul­da da çok faz­la bir de­ği­şik­lik öne­ri­si ya­pı­la­mı­yor, kat­kı sağ­la­na­mı­yor. Do­la­yı­sıy­la, bu ko­nu­lar­da ‘eve­t’, ‘ha­yı­r’ şek­lin­de­ki bir oy­la­may­la mev­cut ta­sa­rı gel­di­ği şekil­de ge­çi­yor.” de­di­ler ve mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin kat­kı­sı­nın sı­nır­lı ol­du­ğu­nu söy­le­di­ler. Ben, bu ifa­de­den ha­re­ket­le, bu ta­sa­rı­nın, Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu­na ge­li­şi ve ora­da yap­tı­ğı­mız ça­lış­ma­lar­la il­gi­li kı­sa bir bil­gi ver­mek is­ti­yo­rum.

Bil­di­ği­niz gi­bi, 2006 yı­lı­nın so­nun­da İstan­bul, Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edil­di ka­sım­da. 2007’nin Ni­san ayı­na ka­dar Kül­tür Ba­kan­lı­ğı ge­rek­li ka­nun ta­sa­rı­sı ha­zır­lı­ğı­nı ta­mam­la­yıp Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na, Ba­kan­lar Ku­ru­lu da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne in­ti­kal et­tir­di. Ara­da ge­çen za­man ka­bul edi­le­bi­lir bir za­man­dır. Millî Eği­tim Ko­mis­yo­nu, ta­sa­rı ken­di­si­ne in­ti­kal et­ti­ği an­da,   25 Ni­san­da, o gün ko­mis­yo­nu­mu­zun üye­le­ri olan Sa­yın Mu­har­rem İnce ve En­gin Al­tay da dâhil ol­mak üze­re, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne men­sup mil­let­ve­kil­le­ri­miz­le bu ko­nu­yu gö­rüş­me­ye baş­la­dık. Çok sa­yı­da mad­de üze­rin­de gö­rüş­le­ri ol­du, dü­şün­ce­le­ri ol­du, bir alt ko­mis­yon ku­rul­ma­sı tek­lif edil­di, biz de des­tek­le­dik ve bu alt ko­mis­yon, Ber­han Şim­şek -şu an­da ara­mız­da de­ğil- sa­nat dün­ya­sın­dan ge­len, kül­tü­re çok kuv­vet­li il­gi­si olan bir ar­ka­da­şı­mız­dı Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den, AK Par­ti­den de Ha­cı Bi­ner ve Sa­mi Güç­lü ola­rak se­çil­dik ve bir ça­lış­ma yap­tık. Bu ça­lış­ma­la­rı­mız bi­zim 3 Ma­yıs ve 7 Ma­yıs­ta sür­dü, özel­lik­le Sa­yın Ber­han Şim­şe­k’­e on bir mad­de­den olu­şan ve da­ha baş­lan­gıç­ta ajans kav­ra­mın­dan çı­ka­rak, so­nu­na ka­dar kap­sa­dı­ğı iti­raz­la­r… Bi­zim gö­rüş­le­ri­mi­zi bir­lik­te de­ğer­len­dir­dik ve se­kiz mad­de­de tam bir mu­ta­ba­ka­ta var­dık, ya­ni böy­le ol­sun de­dik ve bun­la­rı bir­lik­te dü­zelt­tik, ifa­de­yi dü­zelt­tik, yü­rüt­me, da­nış­ma ku­rul­la­rıy­la il­gi­li ko­nu­la­rı gö­rüş­tük. Bu ara Ba­kan Bey, o gün­kü dö­nem içe­ri­sin­de Ba­ka­nı­mız olan Sa­yın Atil­la Koç, bi­zim bu alt ko­mis­yon ça­lış­ma­la­rı­na ka­tıl­dı, hu­kuk mü­şa­vi­ri ka­tıl­dı, müs­te­şa­rı ka­tıl­dı ve üç nok­ta­da mu­ta­ba­kat sağ­la­ya­ma­dık. Bu üç nok­ta da, bi­le­ce­ği­niz gi­bi, tah­min ede­ce­ği­niz gi­bi, bi­rin­ci­si, AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı me­se­le­si, uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­ler me­se­le­si ve de­ne­tim me­se­le­si. Üst ko­mis­yo­na gel­di­ğin­de, bu hu­sus­ta ne dü­şü­nü­yor­sun di­ye Sa­yın Ba­ka­na dü­şün­ce­le­ri­ni sor­duk. Sa­yın Ba­kan ora­da, ar­ka­daş­la­rı­mız da ha­tır­la­ya­cak­tır, En­gin ve Mu­har­rem İnce Bey­ler ha­tır­la­ya­cak­lar­dır, bu ko­nu­da Ba­kan­lı­ğın gö­rüş­le­ri­ni açık­la­dı, ifa­de et­ti. Çe­şit­li sis­tem­le­rin ak­sa­dı­ğı­nı, ih­ti­ya­cın kar­şı­lan­ma­dı­ğı­nı, el­de dep­re­me da­ya­nık­lı ol­du­ğu­na da­ir bir ra­po­run ol­ma­dı­ğı­nı, tam ak­si­ne, do­la­yı­sıy­la, bu­ra­nın ih­ti­yaç duy­du­ğu res­to­ras­yon mas­ra­fı­nın 150 mil­yar li­ra­nın üze­rin­de bir pa­ra ol­du­ğu­nu, hal­bu­ki, bu­ra­nın ye­ni­si­nin -bel­ki ifa­de­le­ri, şu an­da ra­kam­la­rı ta­m… Ye­ni Türk li­ra­sı, es­ki Türk li­ra­sı ifa­de­siy­le bi­raz yan­lış söy­lü­yor ola­bi­li­rim- 150 mil­yar YTL ol­du­ğu­nu, ye­ni bi­na­nın ya­pıl­ma­sı­nın ise­…

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – 150 mil­yar YTL de­ğil.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nım “150 mil­yar YTL ol­ma­ma­sı la­zım” di­ye mü­da­ha­le edi­yor. 150 mil­yar YTL 150 kat­ril­yon eder. 150 mil­yon YTL olur herhâlde.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) – Ta­mam, ya­ni şu an­da, 150 mil­yon YTL.

300 mil­yon YTL’­ye ise ye­ni­si­nin ya­pı­la­bi­le­ce­ği­ni, bu hu­sus­ta dü­şün­ce­si­nin bu ol­du­ğu­nu söy­le­di ve ko­mis­yo­nu­muz­da ka­bul edil­di bu. Fa­kat, se­çim dö­ne­mi, Mec­li­se in­ti­kal et­me­den dö­nem ta­mam­lan­dı, ye­ni dö­nem­de tek­rar ko­mis­yo­na gel­di. Ko­mis­yon­da bu de­fa Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ve Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­ne men­sup ar­ka­daş­la­rı­mız da ka­tıl­dı­lar, on­lar da dü­şün­ce­le­ri­ni söy­le­di­ler ve bu üç nok­ta­da top­lan­dı. Sa­yın Ba­kan o gün ko­mis­yon­da çok net ifa­de­ler söy­le­di “ke­fi­lim” de­di. “Ben AK­M’­nin, baş­lan­gıç­ta, yı­kıl­ma­sı­na kar­şı­yım, bu­nu böy­le, baş­tan pren­sip ola­rak yı­kıl­ma­sı­nı doğ­ru bul­mu­yo­rum. Da­ha iyi­si, ye­ni­si, ka­bul edi­le­bi­lir bir pro­je ge­liş­tir­di­ği­niz tak­dir­de” de­di. Ma­li ko­nu­da ise, al­dı­ğı bil­gi­ler, ge­rek Ba­kan­lık­tan ge­rek­se ar­ka­daş­la­rı­mız­dan, ma­li de­ne­tim­le il­gi­li ko­nu­lar­da bil­gi sa­hi­bi olan ar­ka­daş­la­rı­mız­dan al­dı­ğı bil­gi­ler, ka­mu kay­na­ğı kul­la­nıl­dı­ğın­da Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­nin mut­la­ka söz ko­nu­su ol­du­ğu­nu, ha­riç tu­tu­la­ma­ya­ca­ğı­nı ifa­de et­ti ve so­nun­da de­di ki: “Biz bir­bi­ri­mi­ze gü­ven­me­li­yiz.”

Çok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ben, ko­nu­nun bu kıs­mın­da bi­raz dü­şün­ce­le­ri­mi ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Şim­di, Tür­ki­ye, 2007 yı­lın­da, UNES­CO ta­ra­fın­dan Mevlânâ’nın 800’ün­cü do­ğum yıl dö­nü­mü­nü kut­lu­yo­ruz. Ge­le­cek yıl, Frank­furt Ki­tap Fu­a­rı­’n­da Tür­ki­ye onur ko­nu­ğu. 2010’da İstan­bul Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti.

Tür­ki­ye, ge­rek ken­di dün­ya­sın­da ge­rek­se Ba­tı dün­ya­sı­na yö­ne­lik ola­rak ağır­lı­ğı­nı, öne­mi­ni ar­tı­ran bir ül­ke ve bu İstan­bul Kül­tür Baş­ken­tiy­le il­gi­li mev­zu bi­ze bir imkân ve­ri­yor, bir fır­sat ve­ri­yor. Biz, ken­di de­ğer­le­ri­mi­zi ve bu­nu en iyi yan­sıt­tı­ğı­mız sa­na­tı­mı­zı, mi­ma­ri­mi­zi, ha­yat tar­zı­mı­zı ve çok kül­tür­lü­lü­ğü­mü­zü ya­şat­tı­ğı­mız İstan­bu­l’­da, bir pro­je ge­liş­ti­re­rek, bu­nu bir ba­kı­ma, üye­si ol­mak yo­lun­da me­sa­fe al­dı­ğı­mız Av­ru­pa Bir­li­ği­nin bir pro­je­si çer­çe­ve­sin­de ha­ya­ta ge­çir­mek is­ti­yo­ruz. Ama biz gel­dik üç nok­ta­ya ta­kıl­dık: Kül­tür mer­ke­zi­nin yı­kı­lıp yı­kıl­ma­ma­sı.

Ar­ka­daş­la­rım, bir nok­ta­ya dik­ka­ti­ni­zi özel­lik­le çek­mek is­ti­yo­rum: Biz, bu ko­nu­da ki­mi mu­ha­tap alı­yo­ruz? Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nı. Ya­ni, Türk kül­tü­rü­nü ge­liş­tir­mek, ya­şat­mak, yay­mak, ko­ru­mak ko­nu­mun­da gö­rev­li olan bir ba­kan­lı­ğa, bir kül­tür mer­ke­zi ko­nu­sun­da “Siz bu­nu yı­ka­maz­sı­nız.” di­yo­ruz.

Ar­ka­daş­lar, bir dok­to­ra biz, “Sen bu has­ta­yı te­da­vi ede­mez­sin, sen bu has­ta­ya şu yön­te­mi uy­gu­la­ya­maz­sın.” de­mek, na­sıl, bi­raz mes­lek dı­şın­da olan­lar için zor­sa, biz, kül­tür­le il­gi­li bir ko­nu­da bu Ba­kan­lı­ğa gü­ven­me­ye­cek­sek ki­me gü­ve­ne­ce­ğiz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Biz ona bir ke­re gü­ven­dik.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Bu ko­nu­da Kül­tür Ba­ka­nı­na gü­ven­me­ye­cek­sek ki­me gü­ve­ne­ce­ğiz?

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Mec­li­se gü­ve­nin, Mec­li­se.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Ay­rı­ca, bü­tün öz­ve­ri­siy­le, ge­nel gö­rüş­me kıs­mın­da, mad­de­ler kıs­mın­da ko­nu­şu­yor, sa­mi­mi­yet­le söy­lü­yo­r…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Ön­ce Mec­li­se gü­ve­nin.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - “Be­nim, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sıy­la il­gi­li ko­nu­da bir ön yar­gım yok, ye­ni bir pro­je, ka­bul edi­le­bi­lir bir pro­je ge­liş­ti­rir­se­k…” di­yor. Ee, şim­di biz ken­di­mi­ze gü­ven­me­ye­ce­ğiz, Ba­ka­nı­mı­za gü­ven­me­ye­ce­ğiz, kül­tü­rü­mü­zü ko­ru­mak­la, ya­şat­mak­la, ge­liş­tir­mek­le gö­rev­li bir ku­ru­mu­mu­zun bu so­rum­lu­lu­ğu­nu dik­ka­te al­ma­ya­ca­ğız, “AK­M’­yi yı­ka­maz­sı­nız...”

Ar­ka­daş­lar, tek­nik bir ko­nu. Bu bi­rim eğer ih­ti­ya­cı kar­şı­la­mı­yor­sa yı­kı­lır ve çok da­ha gü­zel bir şey ya­pı­la­bi­lir.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Ba­ka­nım, Mec­lis­le ne il­gi­si var?

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Tür­ki­ye­’­nin gü­cü, eko­no­mi­si ve­sa­i­re­si ye­ter.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Mec­lis­le ne il­gi­si var onun?

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Yık­mak da şart de­ğil. Ye­ni bir şey ya­pı­la­bi­lir, ye­ni bir şey de ya­pı­la­bi­lir.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Mec­lis­le ne il­gi­si var yı­kıl­ma­nın? Bu­ra­ya ni­ye ge­li­yor? 

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) - Şim­di, efen­dim, ya­ni, işin bu kıs­mı­nın dı­şın­da bir hu­sus da­ha söy­le­ye­yim si­ze. İstan­bul kül­tür baş­ken­ti. Biz, bir pro­jey­le bu­nu ta­nıt­ma­yı dü­şü­nü­yo­ruz. Bi­zim esas dik­ka­ti­miz “ne ya­pa­ca­ğı­mız”­da top­lan­ma­sı ge­re­kir­ken, biz, “na­sıl ya­pa­ca­ğı­mız”­la il­gi­li ko­nu­lar­da ek bir kı­sım te­red­düt­le­ri­mi­zi di­le ge­ti­ri­yo­ruz. Ar­ka­daş­la­rım, ha­tır­lar mı­sı­nız, Tür­ki­ye Av­ru­pa Bir­li­ği­ne üye­lik için mü­za­ke­re ta­ri­hi al­dı­ğın­da, o Av­ru­pa­’­nın çok sem­bo­lik or­tam­la­rın­da im­za tö­ren­le­ri ya­pıl­dı­ğın­da, Fran­sa Cum­hur­baş­ka­nı­nın bir açık­la­ma­sı ol­du: “Tür­ki­ye Av­ru­pa Bir­li­ği­ne kül­tü­rel bir re­form yap­tık­tan son­ra gi­re­cek­tir.” de­di. Bu­nun an­la­mı şu: Kül­tü­rel yön­den Av­ru­pa top­lu­mu, Tür­ki­ye­’y­le uyum ko­nu­sun­da en­di­şe­ler ta­şı­yor ken­di ka­mu­o­yu ve Av­ru­pa ül­ke­le­rin­de­ki ka­mu­o­yun­da, Tür­ki­ye­’­ye yö­ne­lik, özel­lik­le dün­ya­da­ki ge­nel ge­liş­me­ler­den de et­ki­le­ne­rek, bu an­ti­pa­ti­ye dö­nü­şü­yor. Türk top­lu­mun­da da Av­ru­pa Bir­li­ği­ne kar­şı baş­lan­gıç­ta olan o olum­lu ha­va­nın kay­bol­du­ğu­na ait iz­ler var.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Güç­lü, bir da­ki­ka ek sü­re ve­ri­yo­rum. Ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) – 1959 yı­lın­dan be­ri yü­rüt­tü­ğü­müz, hep bir­lik­te emek ver­di­ği­miz, Tür­ki­ye­’­de tam bir millî mu­ta­ba­kat şek­lin­de ce­re­yan eden Av­ru­pa Bir­li­ği sü­re­cin­de, biz, kül­tü­rel yön­den, o dün­ya, o top­lu­mun halk­la­rıy­la, ken­di mil­le­ti­mi­zin özel­lik­le­riy­le, kül­tü­rüy­le bir bu­luş­ma­ya ze­min te­min ede­cek bu pro­je­ye, he­pi­miz, dik­kat­le, özen­le kat­kı sağ­la­ma­lı­yız. Bu ku­ru­ma da gü­ven­me­li­yiz. Kül­tü­rü­mü­zü ko­ru­mak, ge­liş­tir­mek, yü­celt­mek­le so­rum­lu olan bir ku­ru­mun “İs­tan­bul Kül­tür Baş­ken­ti ko­nu­sun­da so­rum­lu­luk alı­yo­rum, şef­faf dav­ra­na­ca­ğım, her tür­lü ta­ah­hü­dü ve­ri­yo­rum” di­yen bir Ba­ka­na des­tek ol­mak du­ru­mun­da­yız. Ben, bu­nu, bü­tün sa­mi­mi­ye­tim­le, bü­tün kal­bim­den ge­len duy­gu­lar­la söy­lü­yo­rum.

AH­MET DU­RAN BU­LUT (Ba­lı­ke­sir) – Efen­dim, söz­lü ol­ma­sın, ya­zı­lı ol­sun bun­lar.

 SA­Mİ GÜÇ­LÜ (De­vam­la) – Amin Ma­a­lo­u­f’­un bir meş­hur ki­ta­bı var, Se­mer­kant. Di­yor ki Se­mer­kant için: “Yer­yü­zü­nün gü­ne­şe ba­kan en gü­zel yü­zü­dür.” Bir Türk şeh­ri için ger­çek­ten çok il­ti­fat­lı bir söz. Türk mil­le­ti­nin dün­ya­ya tak­dim ede­bi­le­ce­ği en gü­zel eser İstan­bu­l’­dur. Biz bu İstan­bu­l’­u, dün­ya­ya, ol­ma­sı ge­re­ken gi­bi, na­sı­lı­nı tar­tı­şa­rak ve des­tek ve­re­rek bu­nu ger­çek­leş­tir­me­li­yiz.

Say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nım, te­şek­kür ede­rim.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­ka­nım, ko­nuş­ma­cı­… Bu, usul­le il­gi­li bir şey, bir hu­su­su be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Da­ha ön­ce­ki dö­nem­de ya­pıl­mış mü­za­ke­re­ler bu dö­nem Mec­li­si­ni il­gi­len­dir­mi­yor efen­dim. Ye­ni se­çim ya­pıl­dı, ye­ni Mec­lis oluş­tu. Bu­ra­da tü­mü üze­rin­de­ki gö­rüş­me­ler­den baş­ka, mad­de­ler üze­rin­de gö­rüş­me ya­pı­la­ma­mak­ta­dır, bu­nu ka­yıt al­tı­na al­dım.

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral, şim­di Sa­yın Ali Uzu­nır­ma­k’­a gru­bu­nuz adı­na söz ve­re­ce­ğim. O, dü­şün­ce­le­ri­ni­zi ifa­de eder ümit edi­yo­rum.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na Ay­dın Mil­let­ve­ki­li Ali Uzu­nır­mak.

Bu­yu­run Sa­yın Uzu­nır­mak. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA ALİ UZU­NIR­MAK (Ay­dın) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­ze en de­rin say­gı­la­rı­mı su­na­rak ko­nuş­ma­ma baş­la­mak is­ti­yo­rum, ama bu ko­nuş­ma­ya bir üzün­tüy­le baş­lı­yo­rum.

Sa­yın Ok­tay Vu­ral ve ar­ka­daş­la­rı bir öner­ge ver­di­ler. Bu öner­ge­de, Da­nış­ma Ku­ru­lun­da çe­şit­li ba­kan­lık­la­rı­mı­zın, İstan­bul Va­li­li­ği­nin, Va­kıf­lar Ge­nel Mü­dür­lü­ğü­nün ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı­nın ya­nın­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­ka­nı­nın be­lir­le­ye­ce­ği bir tem­sil­ci­nin bu­lun­ma­sı­nı tek­lif et­ti­ler.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, Da­nış­ma Ku­ru­lu de­ğil.

ALİ UZU­NIR­MAK (De­vam­la) – Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lun­da da ta­bii ki.

Sa­yın Ba­kan, ben ina­nı­yo­rum ki­… Türk­çe ata­sö­zü var­dır: “İ­nat da bir mu­rat­tır.” Ama inat­la bir ül­ke­nin ida­re­si­nin ne­re­ye gi­de­ce­ği­ni ta­rih çok ke­re­ler gös­ter­miş­tir.

Sa­yın Ba­ka­nın da men­su­bu ol­du­ğu bir ku­rum bu­ra­sı, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin –ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le- men­sup ol­du­ğu bir ku­rum bu­ra­sı. Sa­yın Mec­lis Baş­ka­nı­nı bü­tün grup­lar ka­tı­la­rak or­tak seç­tik. AK­P’­nin de gös­ter­di­ği bir aday­dı, AK­P’­nin mil­let­ve­ki­liy­di Mec­lis Baş­ka­nı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ben oy ver­dim kıy­met­li ar­ka­da­ş… Ya­ni, biz, Mec­lis Baş­ka­nı­nın gös­te­re­ce­ği bir  tem­sil­ci­den aca­ba ni­çin im­ti­na edi­li­yor? Ya­ni, bu­ra­da ço­ğun­lu­ğa da­ya­lı, de­di­ğim de­dik şek­lin­de, Mec­li­si ve ül­ke­yi ida­re ede­bil­me­nin bir de­ne­me­si mi ya­pı­lı­yor? Bun­lar iyi so­nuç ver­mez kıy­met­li ar­ka­daş­lar. Bel­ki gü­nü ida­re ede­bi­lir, bel­ki gün böy­le ge­çe­bi­lir. Ama, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin men­sup­la­rı, bir ku­rum bi­lin­ci içe­ri­sin­de, bir ku­rum da­ya­nış­ma­sı içe­ri­sin­de, bir ku­rum şu­uru içe­ri­sin­de ha­re­ket ede­rek ken­di­le­rin­den ora­da bir tem­sil­ci­nin bu­lun­ma­sı­nı “bir mu­ha­le­fet par­ti­si­nin öne­ri­si” di­ye red­de­der­se, bu iş­le­rin so­nu gel­mez. Her şey­den ön­ce, bu­nu siz­ler­le pay­laş­mak is­te­dim.

Ta­bii ki, bu, ço­ğun­lu­ğa da­ya­lı, ezi­ci ço­ğun­lu­ğa da­ya­lı yö­ne­tim me­to­du­nun ye­ni ge­tir­di­ği bir­ta­kım alış­kan­lık­lar var kıy­met­li ar­ka­daş­lar. Ba­kın, bu ta­sa­rı­da “Ta­sa­rı Baş­kan­lık­ça; Plan ve Büt­çe; İçiş­le­ri ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor ko­mis­yon­la­rı­na ha­va­le edil­miş­tir.” de­ni­yor. Ge­çen­de de yi­ne ay­nı şekil­de, ya­ni, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu­nun esas ko­mis­yon ol­du­ğu işa­ret edi­len, Mec­lis Baş­kan­lı­ğın­ca gön­de­ri­len bi­rin­ci de­re­ce­de esas ko­mis­yon Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu. Ama, Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nu at­la­na­rak, di­rekt Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nun­dan bir ta­sa­rı Mec­li­se in­di­ril­di. Ge­çen­de de ay­nı şey ya­pıl­dı.

Şim­di, ben, kıy­met­li ar­ka­daş­lar, bir şeye dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum: Sa­yın Ba­kan de­di ki “Ka­mu kay­na­ğı kul­la­nı­la­cak.” Pe­ki, ka­mu kay­na­ğı­nın kul­la­nı­la­ca­ğı bir ta­sa­rı, aca­ba Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da gö­rü­şül­me­den na­sıl Mec­li­se in­di­ri­li­yor? Pe­ki, bu­ra­da bir­ta­kım ku­rul­lar olu­şu­yor. Bu ku­rul­lar­da, bu­ra­lar­da gö­rev ya­pan ge­rek bü­rok­rat ge­rek baş­ka ni­te­lik­le­ri ta­şı­yan ar­ka­daş­lar, muh­te­mel­dir ki, hu­zur hak­kı ala­cak­lar­dır. Pe­ki, eğer hu­zur hak­kı al­maz­lar­sa, Ana­ya­sa­’­mı­za ay­kı­rı an­gar­ya yük­le­ne­cek­tir bun­la­ra. O da Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı­dır. Hu­zur hak­kı­nın alı­na­ca­ğı, ka­mu kay­na­ğı­nın kul­la­nı­la­ca­ğı bir ta­sa­rı­yı han­gi yet­ki­ye, han­gi an­la­yı­şa da­ya­na­rak Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­dan ge­çir­me­den di­rekt Mec­li­se in­di­ri­yo­ruz? Ace­le­miz mi var? Ola­bi­lir. Gö­rü­şün, an­la­şın mu­ha­le­fet grup­la­rıy­la; ina­dım inat­tan vaz­ge­çin. Mad­de­ler üze­rin­de, öner­ge­ler üze­rin­de an­la­şı­lır, en kı­sa za­man­da da ka­nun ge­çi­ri­lir. Be­nim bu­ra­da­ki, ik­ti­dar ka­na­dın­da­ki sa­yın ba­kan­la­rı­mız­dan, an­la­yış ola­rak üze­rin­de dur­mak is­te­di­ğim, ko­nuş­ma­mın ba­şın­da işa­ret et­ti­ğim, ina­dım inat­la dev­let yö­ne­ti­mi­nin ol­ma­ya­ca­ğı, de­mok­ra­si­nin yü­rü­me­ye­ce­ği ve bu­nun za­ra­rı­nın mut­la­ka ama mut­la­ka ik­ti­dar ha­ne­si­ne ya­zı­la­ca­ğı­nı işa­ret et­mek­tir.

He­pi­ni­ze say­gı­la­rı­mı su­nu­yo­rum, te­şek­kür edi­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Uzu­nır­mak.

Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar.

Bu­yu­run Sa­yın Bay­rak­tar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; söz ko­nu­su ka­nu­nun 6’ncı mad­de­siy­le il­gi­li şah­sım adı­na söz al­dım. Tek­rar he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­ki ko­nuş­mam­da be­lir­te­rek, bir son­ra­ki söz­de de­ği­ne­ce­ğim de­miş ol­du­ğum, İstan­bu­l’­a ge­len tu­rist­le­ri­n… Hem de öy­le sı­ra­dan tu­rist­ler­den de­ğil; kül­tür, sa­nat, ede­bi­yat ve çağ­daş me­tot ve tek­nik­ler­le il­gi­li seç­kin da­vet­li­ler­den olu­şan; İspan­yol, Fran­sız, İtal­yan, Ce­ne­viz­li, Al­man ve İngi­liz­ler­den olu­şan bir he­yet­le İstan­bu­l’­u do­la­şı­yo­ruz. Ön­ce, ta­bii ola­rak, Be­yoğ­lu­’n­da Ga­la­ta Ku­le­si­’­ne gö­tür­dük. Ga­la­ta Ku­le­si­’n­de kıs­mi bir soh­bet so­nu­cu, bu­ra­sı Ce­ne­viz­li­le­rin ve Ce­ne­viz­li­ler­den kal­ma bir kül­tür mer­ke­zi­… Doğ­ru, Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan ona­rı­la­rak hiz­me­tin de­va­mı­na tek­rar imkân sağ­lan­dı. Son­ra Aya­sof­ya­’­ya gö­tür­dük. Aya­sof­ya­’­nın o et­kin­lik­le­ri­ni iz­le­dik­ten son­ra “Bu da Bi­zans ese­ri.” de­di­ler. Ar­ka­sın­dan Sul­ta­nah­met ve Sü­ley­ma­ni­ye­’­ye gö­tür­dük. Mi­mar Si­na­n’­ın o şahe­ser Sü­ley­ma­ni­ye­’­yi ve Sul­ta­nah­me­t’­i gör­dük­ten son­ra “Bu da, Os­man­lı ese­ri, çok gü­zel” Da­ha son­ra Bo­ğaz köp­rü­le­riy­le il­gi­li bir in­ce­le­me­… “Bu da Ja­pon-Al­man kon­sor­si­yu­mu­nun oluş­tur­du­ğu bir eser.” “Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi­nin ese­ri yok mu?” Sı­ra gel­di Tak­sim Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ne. Ger­çek­ten, 1969 yı­lın­da ya­pı­lan, cum­hu­ri­ye­tin eser­le­rin­den bi­ri. Ta­mam, ka­bul edi­yo­ruz, ama kırk yıl geç­ti, bu­gün, ye­ter­li ol­ma­dı­ğı, tar­tı­şı­la­ca­ğı, tar­tı­şıl­dı­ğı, yı­kı­lıp yı­kı­la­ma­ya­ca­ğı­… He­le he­le güç­len­dir­me söz ko­nu­su ol­du­ğu za­man -tek­nik ele­man­lar çok iyi bi­lir­ler- mev­cut bi­na­nın kon­sol­la­rı, ko­lon­la­rı ve da­ya­nış­ma­la­rı bir o ka­dar da­ha bü­yü­tül­me­si ge­re­ki­yor. Öy­le olun­ca kul­la­nım alan­la­rı da­ha da fonk­si­yo­nel­li­ği­ni kay­be­de­cek. Do­la­yı­sıy­la, 140 mil­yon, 150 mil­yon YTL har­ca­na­cak. Oy­sa ge­nel tek­nik ku­ral­lar­da, dep­re­me kar­şı ha­zır­lık­lar­da har­ca­na­cak mik­tar, ye­ni­len­me­de kul­la­nı­la­cak pa­ra­nın yüz­de 40’ı­na ka­dar gi­di­yor­sa, eh, ona­rım ve güç­len­dir­me müm­kün, ama yüz­de 40’ı­nı ge­çi­yor­sa, bu­nu ye­ni­le­mek da­ha fay­da­lı­dır ta­bi­ri or­ta­da. Do­la­yı­sıy­la, olay il­la “yı­kıp yık­ma­ma” te­ri­mi­ni kul­lan­dık­tan son­ra, ya­ni kul­la­nır­ken, bun­la­rı iyi de­ğer­len­dir­mek la­zım ve o he­yet ba­na şunu söy­le­di: “Cum­hu­ri­ye­tin ese­ri bu mu? Cam­dan dört kö­şe bir bi­na!” Ben de de­dim ki içim­den ve ken­di ar­ka­daş­la­rım­la, Mi­mar Si­nan bu­gün sağ ol­sa, bu­gün­kü mo­dern tek­no­lo­ji ile kül­tü­rü­mü­zü yan­sı­ta­cak ve cum­hu­ri­ye­tin 100’ün­cü yıl dö­nü­mü­ne gir­mek­te ol­du­ğu­muz bu ha­zır­lık dö­ne­min­de, aca­ba, cum­hu­ri­ye­tin ese­ri na­sıl ol­ma­lı­… İş­te bu, bir ya­rış­ma ile or­ta­ya çı­ka­cak bir olay ol­ma­lı.

İş­te, ben ina­nı­yo­rum ki, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin ye­ni­len­me­si, onun yı­kıl­ma­sı di­ye bir şeyin söz ko­nu­su ol­ma­dı­ğı, ya­ni yı­kıl­ma­sı de­ğil as­lın­da ye­ni­den ha­ya­ta ka­zan­dı­rıl­ma­sı­na yö­ne­lik bir ça­lış­ma­nın alt­ya­pı­la­rı bu­ra­da tar­tı­şı­lı­yor.

“İs­tan­bu­l’­la il­gi­li, va­roş­lar­la il­gi­li ne yap­tı­nız?” di­yen­le­re, as­lın­da an­la­tı­la­cak çok şey var, ama He­kim­ba­şı çöp­lü­ğü­nün Sö­zen dö­ne­min­de vah­şi de­po­la­ma so­nu­cu pat­la­ya­rak  28 va­tan­da­şı­mın öl­dü­ğü­nü hiç unut­ma­dım, ama şim­di ora­sı kül­tür mer­ke­zi, sa­nat mer­ke­zi, spor mer­ke­zi. İstan­bu­l’­da -elim­de şu an­da al­tı say­fa­lık do­kü­man var- 1994 yı­lın­dan bu ya­na il­çe­ler­de, il­çe mer­kez­le­rin­de ve Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si hu­dut­la­rın­da yüz­ler­ce kül­tür-sa­nat evi, kü­tüp­ha­ne in­şa edil­di, ona­rıl­dı, kul­la­nı­lı­yor. Ya­ni sa­de­ce Tak­sim, Be­yoğ­lu ve­ya­hut Şeh­za­de­ba­şı böl­ge­le­rin­de de­ğil, her­ke­si Be­yoğ­lu­’­na muh­taç et­mek su­re­tiy­le de­ğil, Tuz­la­’­dan Çek­me­ce­’­ye ka­dar, Kar­ta­l’­dan Üm­ra­ni­ye­’­ye ka­dar her yer­de kül­tür-sa­nat mer­ke­zi­nin ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne ina­nan­lar­dan ol­du­ğu­mu­zu da tek­rar­la­mak is­ti­yo­ruz. İş­te eli­miz­de bel­ge­ler var.

Onun için, İstan­bu­l’­la il­gi­li, bu gö­çü bu nok­ta­la­ra ge­ti­ren un­sur­lar­dan bi­ri de, bi­raz ön­ce bah­set­miş­tim, Ana­do­lu­’­ya siz ya­tı­rım yap­ma­dı­nız, ama biz kırk do­kuz ile teş­vik­ler ge­tir­mek su­re­tiy­le ya­tı­rı­mı teş­vik et­tik, üni­ver­si­te­le­ri ge­tir­dik, is­tih­da­mı ge­liş­tir­dik, dub­le yol­la­rı ge­liş­tir­dik, KÖY­DES pro­je­le­ri­ni des­tek­le­dik, İstan­bu­l’­a göç mik­ta­rı es­ki­ye oran­la çok düş­tü, ama nü­fus ar­tı­şı yi­ne var, yi­ne ye­ter­li ol­ma­yan hiz­met­ler var. Ula­şım ve tra­fik­le il­gi­li ko­nu­lar­da da at­tı­ğı­mız adım­lar or­ta­da, bu da ye­ter­li de­ğil­dir. El bir­li­ğiy­le bun­dan son­ra da­ha hız­lı, da­ha ka­lı­cı, da­ha sü­rat­li, da­ha çağ­daş ve mo­dern, in­san­la­rı­mı­zın mut­lu ola­bi­le­ce­ği imkânla­rı araş­tır­ma ve ça­lış­mak için bu­ra­da tar­tı­şı­yo­ruz.

Onun için, bir­çok ar­ka­da­şı­mız yan­lış te­rim­ler­le, ifa­de­ler­le ge­ri­lim po­li­ti­ka­sı­nı sür­dür­me­ye ça­lı­şı­yor, ama MHP’­nin uy­gu­la­dı­ğı mu­ha­le­fet me­to­du­nu ger­çek­ten say­gıy­la kar­şı­lı­yo­rum. Ge­tir­dik­le­ri öne­ri­ler tar­tı­şı­la­bi­li­yor, ko­nu­şu­la­bi­li­yor, da­ha fay­da­lı şey­ler olup ol­ma­ya­ca­ğı ama öner­ge­ler­le, ama öne­ri­ler­le, ama bu­ra­da ko­nu­şu­lan­la­rın uy­gu­la­ma es­na­sın­da­ki şekil­le­riy­le de­ğer­len­di­ri­le­bil­me­si müm­kün­dür. Bu mad­de­nin as­lın­da içe­ri­ğin­de­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Ya­ni, red­de­di­le­rek de­ğer­len­di­ril­me­si, de­ğil mi?

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – Te­şek­kür ede­rek, söz­le­ri­mi bi­tir­me­k…

BAŞ­KAN – Sa­yın Bay­rak­tar, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (De­vam­la) – Özür di­le­rim.

Do­la­yı­sıy­la, mad­de­nin as­lı­na geç­me fır­sa­tı bu­la­mı­yo­ruz, an­la­tı­la­cak çok şey var. Eğer fır­sat bu­lur­sam, bir son­ra­ki dö­nem­de Ga­la­ta ve çev­re­sin­de, Tak­sim ve çev­re­sin­de, kent­sel sit alan­la­rın­da uy­gu­la­na­cak re­ha­bi­li­tas­yon ko­nu­la­rı­nı ve özel­lik­le de -hep gün­de­me gel­di- Sü­ley­ma­ni­ye ve Zey­re­k’­le il­gi­li, Sul­ta­nah­met, Aya­sof­ya ve çev­re­siy­le il­gi­li ça­lış­ma­lar­dan da bir­kaç pa­rag­raf siz­le­re sun­ma­ya ça­lı­şa­ca­ğım fır­sat bu­lur­sam, bu­la­maz­sak, ha­yır­lı ol­sun di­yo­rum.

Da­nış­ma Ku­ru­lu­nu tar­tı­şı­yo­ruz. Ba­kın, ilk kez -si­vil top­lum ör­güt­le­ri­ne de­ğer ver­mi­yor­su­nuz di­ye­rek ten­kit eden­le­re sor­mak ge­re­kir- 54 ki­şi­den olu­şan Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun 41 üye­si si­vil, 13 üye­si ka­mu sek­tö­rün­den ge­le­n… Ve bu si­vil üye­le­rin hiç­bi­ri­si de sı­ra­dan de­ğil. Mes­le­ğin­de li­ya­kat ve eh­li­yet sa­hi­bi olan in­san­lar­dan olu­şan bir tab­loy­la bu sis­tem yü­rü­tü­le­cek­tir. Böy­le bir da­nış­ma ku­ru­lu­nun, böy­le bir ajan­sın ta­bii İstan­bu­l’­a ve ül­ke­mi­ze fay­da­lı hiz­met­ler ge­ti­re­ce­ği umu­duy­la he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ha­li­de İnce­ka­ra.

Sa­yın İnce­ka­ra, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; İstan­bu­l’­da ya­şa­yan-ya­şa­ma­yan, İstan­bu­l’­u uçak­tan ge­çer­ken gö­ren, te­le­viz­yon­dan iz­le­yen, ar­ka­da­şın­dan du­yan -hiç önem­li de­ğil- ama, gö­nül­den bu­ra­da İstan­bul için ko­nu­şan bü­tün ar­ka­daş­la­rı­ma ger­çek­ten çok te­şek­kür edi­yo­rum. Ama, be­nim prob­le­mim İstan­bu­l’­da ya­şa­ma­dan İstan­bu­l’­u ko­nu­şan­lar de­ğil. On­la­ra te­şek­kür eder­ken, ika­metgâhı İstan­bu­l’­da olup, ama, İstan­bu­l’­un sır­ça köşk­le­rin­den İstan­bul’­a ba­kan­lar­la bir prob­le­mim var.

Bir ke­re şu me­se­le­yi çö­ze­lim. İki­de bir­de bu ta­ra­fa ba­kıp di­yor­su­nuz ya “Sa­yı­nı­za gü­ven­me­yin.” fa­lan. Ar­ka­daş, sa­yı de­di­ği­niz şey mil­le­tin ira­de­si­dir. İki­de bir­de bi­ze dö­nüp dö­nüp ni­çin di­yor­su­nuz ki mil­le­tin ira­de­si­ne gü­ven­me­yin? Çün­kü, siz bu söy­le­mi son za­man­lar­da çok ge­liş­tir­di­niz. Ne za­man hal­kın ira­de­si ko­nu­şul­sa, ne za­man se­çim ko­nu­şul­sa, bu oy­lar siz­ler­den bu ta­ra­fa doğ­ru gel­di mi bir­den or­ta­lık ka­rı­şı­yor; bu mil­let rüş­vet­çi olu­yor, bu mil­let ak­lı yet­mez olu­yor! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şöy­le bir ba­ka­lım, ya­ni son yir­mi yı­la ba­ka­lım. Bi­ze oy ve­ren­le­ri biz bir yer­den it­hal mi et­tik ar­ka­daş­lar, kom­şu ül­ke­ler­den mi ge­tir­dik? Bu top­rak­lar­da ya­şa­yan si­zin ana­nız ba­ba­nız, kar­deş­le­ri­niz, ye­ğen­le­ri­niz, biz­le­rin ana­sı ba­ba­sı. Be­nim anam ba­bam da dün siz­le­rin par­ti­le­rin­den bi­ri­le­ri­ne ve­ri­yor­lar ve si­ya­si ira­de­yi siz­le­re tes­lim edi­yor­lar­dı. Ama, hep dü­şü­nür­düm İstan­bu­l’­da bü­yür­ken: Ya­hu, bu mil­let bun­la­ra bu ka­dar il­ti­fat eder de bun­lar ni­ye mil­le­te hiz­met et­mez­ler di­ye. Hak­sız de­ğil­miş­si­niz, mil­le­te hiz­me­ti siz rüş­vet ola­rak ka­bul et­miş­si­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, mad­dey­le il­gi­li ko­nuş­mu­yor.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Şim­di, la­kin, İstan­bu­l’­un sır­ça köşk­le­rin­de otu­rur­ken bi­rin­ci İstan­bu­l’­u ya­ra­tan­lar­la­… Bir mes­lek­ta­şım söy­le­di, çok te­şek­kür edi­yo­rum, çok gü­zel otur­du: Bi­rin­ci İstan­bul, ikin­ci İstan­bul. İstan­bu­l’­un sır­ça köş­kün­de otu­rup yok­su­lun, mağ­du­run, ge­ce­kon­du­nun hâli­ni gör­me­yip yok­su­la, mağ­du­ra hiz­me­ti rüş­vet, ama sır­ça köşk­te­ki­le­re hiz­me­ti de il­ti­fat ola­rak gö­ren­le­rin ya­rat­tı­ğı bir İstan­bu­l’­dan siz­le­re bah­set­mek is­ti­yo­rum. 94’ten ön­ce, im­ti­yaz­lı, sır­ça köşk­te­ki­le­rin kul­lan­dı­ğı, 94’ten son­ra, o as­ga­ri üc­ret­li di­ye ko­nuş­tu­ğu­nuz fa­kir fu­ka­ra­nın gir­di­ği sos­yal te­sis­ler mil­le­tin hiz­me­ti­ne su­nul­du. Bi­rin­ci İstan­bul siz­le­re, ikin­ci İstan­bul biz­le­re ait­tir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, ya­sa mad­de­siy­le çok uy­gun de­ğil.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Yi­ne, her yıl 1 mil­yon ağaç di­ki­le­rek ku­rak, ço­rak, yol­la­rın­da yü­rün­me­yen İstan­bu­l’­u, her yıl 1 mil­yon ağaç­la bu­luş­tu­ra­rak ye­şil­len­di­re­n… Bi­rin­ci ço­rak İstan­bul si­ze, ikin­ci, her yıl 1 mil­yon ağaç­la ye­şil­le­nen İstan­bul bi­ze ait­tir.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Sa­yın Baş­kan, esa­sa ne za­man ge­le­cek? Sa­bah­tan be­ri esas dı­şı ko­nu­şu­yor. Biz bu­ra­da se­çim pro­pa­gan­da­sı din­li­yo­ruz. Ayıp olu­yor!

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – İstan­bul sa­hil­le­ri­ni ha­tır­lı­yor mu­su­nuz dost­la­rım? İstan­bul sa­hil­le­ri­ni ha­tır­lı­yor mu­su­nuz? İmti­yaz­lı grup­la­rın eciş bü­cüş çay bah­çe­le­riy­le dol­dur­duk­la­rı, fa­kir fu­ka­ra­nın, sır­ça köşk­ler­den o gör­me­di­ği­niz, hoş gör­dü­ğü­nüz, hiz­met gör­dü­ğü için rüş­vet­li gör­dü­ğü­nüz in­san­la­rın Ye­şil­köy sa­hil­le­rin­de bu­gün pik­nik ya­pa­rak de­ni­ze gir­di­ği­ni gör­dü­nüz mü? O ikin­ci İstan­bul bi­zim, o bı­rak­tı­ğı­nız bi­rin­ci İstan­bul si­zin­di. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

İstan­bu­l’­da, üni­ver­si­te adı ver­mek is­te­mi­yo­rum ama üni­ver­si­te­de gö­rev­li olan­lar bi­lir­ler, te­le­viz­yon­da açık­la­dı­lar, bi­zim ik­ti­dar dö­ne­mi­miz­de­ki in­san­lar­da mut­lu­luk oran­la­rı yüz­de 60-70 art­mış ar­ka­daş­lar, dik­kat­le­ri­ni­zi çe­ki­yo­rum. Siz­ler­den dev­ral­dı­ğı­mız, bir­sü­rü prob­lem hâlâ çö­zül­me aşa­ma­sın­da ol­du­ğu hâlde, ne­den bu in­san­lar ken­di­le­ri­ni mut­lu his­se­di­yor­lar an­la­ta­yım mı si­ze? Çün­kü, sır­ça köşk­ler­den iner, rüş­vet­çi gör­dü­ğü­nüz, o ça­mur­lu so­kak­la­rı gör­dü­ğü­nüz­de, o dün yü­rü­ye­me­di­ği­niz so­kak­la­rın, bu­gün, ko­şu pis­ti, ço­cuk par­kı ol­du­ğu­nu gö­re­cek­si­niz. O okul­la­ra gir­di­ği­niz­de, o okul­la­rın spor sa­lon­la­rı­nın bu mil­le­tin, so­ka­ğın, hal­kın hiz­me­ti­ne açıl­dı­ğı­nı gö­re­cek­si­niz.

Yi­ne üni­ver­si­te­den ge­len ho­ca­la­rı­ma ses­le­ni­yo­rum: O gel­di­ği­niz üni­ver­si­te­le­rin bah­çe­le­ri­ne gi­din, Bü­yük­şe­hir, hiç­bir va­zi­fe­si ol­ma­dı­ğı hâlde, o İstan­bu­l’­un üni­ver­si­te­le­ri­nin bah­çe­si bir cen­net bah­çe­si­ne dö­nüş­tür­müş­tür. Es­ki­si, bi­rin­ci İstan­bul siz­le­re ait, ye­ni­si, ikin­ci İstan­bul biz­le­re ait. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Yi­ne, Kül­tür AŞ’­nin ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin genç­lik or­ga­ni­zas­yon­la­rı­nı, özel­lik­le üni­ver­si­te­ler­de­ki genç­li­ği, her haf­ta so­nu be­le­di­ye­nin oto­büs­le­riy­le­… Rüş­vet de­ğil ar­ka­daş­lar, rüş­vet de­ğil. “Rüş­vet” de­mek­ten kur­tu­lun. Al­lah aş­kı­na kıs­kan­ma­yın, si­zin de olur, bi­raz­cık ça­lış­ma­nız ge­re­ki­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ama, de­ğer­li mes­lek­taş­la­rım, ta­bii ki, biz, bu­ra­da, bu mil­let ve İstan­bul için ya­pı­yo­ruz ve si­zi an­la­yış­la kar­şı­lı­yo­rum.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Si­ya­set bir mes­lek de­ğil­dir. Mil­let­ve­kil­li­ği bir mes­lek de­ğil­dir. Biz si­zin mes­lek­ta­şı­nız de­ği­liz.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Şöy­le dü­şü­nü­yo­rum, si­zin ye­ri­ni­ze koy­du­ğum za­man, azı­cık bir mu­zip­lik ya­pı­yo­rum ve şöy­le di­yo­rum: “Ora­lar­da otur­say­dım ne dü­şü­nür­düm?” di­ye ba­kı­yo­rum ve bu ge­cik­tir­me­ler, öner­ge­le­r… Ni­ye ge­cik­ti­ri­yo­ruz ar­ka­daş? Der­di­miz ne­dir ya? Ni­ye er­te­li­yo­ruz dur­ma­dan? Mil­le­tin önü­ne ko­na­cak.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – So­ru­mu­za ya­nıt ala­ma­dı­ğı­mız için.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Ya­ni, ge­ce sa­ba­ha ka­dar ça­lış­mak, haf­ta so­nu ça­lış­mak, mil­le­tin hiz­me­ti­ni­… Bu rüş­vet de­ğil. Ar­ka­daş­lar, dik­kat edin. Bak, bu rüş­vet de­ğil, hiz­met­tir. Al­lah aş­kı­na ge­lin, şu işi ça­buk­laş­tı­ra­lım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce­ka­ra, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız lüt­fen.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (De­vam­la) – Ama, yi­ne de, si­zin ye­ri­niz­de otu­rur­ken şöy­le di­yo­rum: “Ya, Al­lah kah­ret­sin, yi­ne iyi bir şey ya­pı­yor­lar ya. Hep iyi bir iş ya­pı­yor­lar, hep bun­lar ya­pı­yor­lar.” Ama, kıs­kan­ma­yın ne olur, ça­lı­şın si­zin de olur. Çok te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Öz­bo­lat, bu­yu­run efen­dim.

DUR­DU ÖZ­BO­LAT (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 5’in­ci mad­de­si gö­rü­şü­lür­ken Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’­ın söy­le­di­ği ba­zı söz­le­re ka­tıl­ma­dı­ğı­mı be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

Ken­di­si­ni an­la­tır­ken, herhâlde Sa­yın Baş­ba­ka­na ter­cü­man­lık yap­ma­sı­nın çok önem­li bir gö­rev ol­ma­sın­dan do­la­yı, İstan­bu­l’­un bü­tün kül­tü­rel et­kin­lik­le­ri­ni de ken­di­si­nin yap­tı­ğı­nı zan­ne­di­yor.

İstan­bul bin­ler­ce in­sa­nın eme­ğiy­le bu­gü­ne ka­dar gel­miş­tir. Hiç kim­se ken­di­si­ni Sü­per­men zan­net­me­sin. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “So­ru” ses­le­ri)

Sa­yın Ba­ğış AK­M’­nin ya­pı­mı­nın otuz yıl sür­dü­ğü­nü ve yı­kıl­ma­sı­nın ge­rek­li ol­du­ğu­nu an­la­tır­ke­n…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Öz­bo­lat, ma­a­le­sef sü­re­miz bit­ti.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür­ler.

Umu­yo­rum Ha­li­de Ha­nım çık­ma­mış­tır. Eğer be­ni din­ler­se­… Sa­yın Ba­ka­na tam 5 kez­dir ay­nı so­ru­yu so­ru­yo­rum, ya­nıt ala­mı­yo­rum. Ha­li­de Ha­nım aca­ba ce­vap ve­re­bi­lir mi?

Bu Par­la­men­to bir sa­nat ese­ri­ni yık­mak için ya­sa çı­kar­mak du­ru­mun­da mı­dır? Eğer, bir bi­na dep­re­me da­ya­nık­sız­sa ve yı­kıl­ma­sı ge­re­ki­yor­sa, ni­ye bu­ra­ya ge­li­yor? Bu­ra­ya ge­li­şi­nin ge­rek­çe­si ni­çin bi­ze açık­lan­mı­yor? Ben bu­nu bir par­la­men­ter ola­rak so­ru­yo­rum. De­fa­lar­dır so­ru­yo­ruz, Ba­kan ya­nıt ver­mi­yor. Ha­li­de Ha­nım kalk­tı ko­nuş­tu. Şim­di, ben me­rak edi­yo­rum. Ha­li­de Ha­nım, lüt­fen, bu so­ru­ya siz ya­nıt ve­rin. Siz par­la­men­ter ola­rak, biz mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, bir bi­na­yı yık­mak için Mec­lis­ten ya­sa çı­kar­mak zo­run­da mı­yız? Ve ni­çin ya­sa çı­ka­rı­yo­ruz? Ni­çin? Han­gi ge­rek­çey­le çı­ka­rı­yo­ruz? Bu­nun ya­nı­tı­nı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

HA­Lİ­DE İNCE­KA­RA (İstan­bul) – Söy­le­ye­yim mi?

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce­ka­ra, böy­le bir üs­lup yok, son­ra­dan Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu­’y­la gö­rü­şür­sü­nüz.

Sa­yın Kı­yık­lık bu­ra­da mı efen­dim? Yok.

Sa­yın Genç, bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, bi­raz ön­ce grup adı­na ko­nu­şan AK­P’­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız “Bu ka­nu­nun ga­ran­ti­si Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­dır.” de­di. Hâlbu­ki, Hükûme­tin tek­lif et­ti­ği met­nin 4’ün­cü mad­de­sin­de “Bu ka­nun Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğıy­la iliş­ki­li­dir.” de­nil­miş. Ama, ko­mis­yon, Ba­kan de­ği­şin­ce, 4’ün­cü mad­de­de­ki “Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı”­nı kal­dır­mış. Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­nın bu ka­nun­da bir fonk­si­yo­nu yok.

İkin­ci­si, bu ka­nun çok der­me çat­ma ha­zır­lan­mış. Ba­kın, 5’in­ci mad­de­de Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun gö­re­vi mad­de için­de sa­yıl­mış. 6’ncı mad­de­de­ki Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun gö­re­vi 7’nci mad­de ola­rak ge­ti­ril­miş. 8’in­ci mad­de­de, ev­ve­la, Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun gö­re­vi sa­yıl­mış, ar­ka­sın­dan teş­ki­la­tın sa­yıl­mış. Ya­ni, böy­le baş­tan sav­ma ka­nun ol­maz. Ka­nun tek­ni­ği­ni bil­mi­yor­lar­sa AK­P’­li­ler, bu­nu, gel­sin­ler, biz­den öğ­ren­sin­ler, ken­di­le­ri­ne öğ­re­te­lim.

Bi­raz ön­ce, bu­ra­da da­… Ba­kın, bu ka­nu­nu en­gel­le­yen AK­P’­li­ler, biz et­mi­yo­ruz. Bu­ra­da, biz, mu­ha­le­fet par­ti­si ko­nuş­mu­yor, AK­P’­li­ler çı­kı­yor, ken­di ol­ma­yan pro­pa­gan­da­la­rı­nı ya­pı­yor­lar. İstan­bu­l’­da­ki rant­lar­da kim­le­r…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Genç.

Sa­yın Dur­muş, bu­yu­run efen­dim.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Sa­yın Baş­kan, Sa­yın Ba­kan; 14 Şubat 2007 ta­rih­li, Kül­tür Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı İstan­bul 2 Nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Böl­ge Ku­ru­lu üye­le­rin­den Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si tem­sil­ci­le­ri dı­şın­da ka­lan üye­le­rin atan­ma ta­rih­le­riy­le il­gi­li bir bil­gi siz­de var mı? Var­sa ne za­man atan­mış­lar, söy­le­ye­bi­lir mi­si­niz?

İla­ve ola­rak, sa­tın al­ma iş­le­rin­de gö­rev­len­di­ri­le­cek -13’ün­cü mad­de­de- iki si­vil top­lum ku­ru­lu­şu tem­sil­ci­si ola­rak han­gi ku­ru­luş ter­cih edi­le­cek? Kim, na­sıl se­çe­cek? Bu ko­nu­da bil­gi is­ti­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Dur­muş.

Sa­yın Uzu­nır­mak.

ALİ UZU­NIR­MAK (Ay­dın) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nı­mı­za sor­mak is­te­di­ğim şudur: Bil­di­ğim ka­da­rıy­la, ken­di­si bir hu­kuk ada­mı­dır ama ge­tir­di­ği ka­nu­nun çe­şit­li mad­de­le­rin­de, yü­rüt­me­de, de­ne­tim­de, Mec­lis­te cid­di tar­tış­ma­lar var­dır, hu­kuk boş­lu­ğu tar­tış­ma­la­rı var­dır ve bun­la­rın kar­şı­lı­ğın­da, Sa­yın Ba­kan “Ba­na gü­ve­nin.” de­mek­te­dir. Bir hu­kuk in­sa­nı­nı­n… Aca­ba, ki­şi­ye mi gü­ve­ne­ce­ğiz, hu­ku­ka mı gü­ve­ne­ce­ğiz? Sa­yın Ba­kan ya­rın o ma­kam­dan ay­rıl­dı­ğın­da, hu­kuk­la te­mi­nat al­tı­na alın­ma­dıy­sa ba­zı şey­ler, o za­man ye­ni ge­le­ne mi    gü­ven­me­ye de­vam ede­ce­ğiz bu uy­gu­la­ma­lar­da? Sa­yın Ba­ka­nın, bu ko­nu­da bir bil­gi­len­dir­me­si­ni ri­ca edi­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Uzu­nır­mak.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run efen­dim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; el­bet­te, yap­tı­ğı­mız ya­sa bir hu­kuk ürü­nü, bu­ra­da koy­du­ğu­muz mü­es­se­se­le­re gü­ve­ne­ce­ğiz. Ben, bu mü­es­se­se­le­rin ar­ka­sın­da bir art ni­yet aran­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni, sü­re­ci bir­kaç kez an­lat­ma­ya ça­lı­şa­rak uzun uzun izah et­mek için gay­ret gös­ter­dim ama ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız an­la­ma­mak ko­nu­sun­da ısrar­lı dav­ra­nı­yor­lar ve so­ru­la­rı­nı ken­di al­mak is­te­dik­le­ri nok­ta­ya ge­ti­re­ne ka­dar sür­dür­mek ka­rar­lı­lı­ğı­nı gös­te­ri­yor­lar. Ken­di­le­ri­ne ko­lay­lık­lar di­le­rim.

Sa­yın Dur­mu­ş’­un, ata­ma ta­rih­le­riy­le il­gi­li so­ru­su­nu ya­zı­lı ola­rak ce­vap­lan­dı­ra­yım, elim­de bir ta­rih yok.

Öte­ki ko­nu, il­gi­li mad­de­de ce­vap­lan­dı­rı­la­cak bir ko­nu­dur.

Baş­ka, bu mad­dey­le il­gi­li so­ru ben din­le­ye­me­dim bu ak­şam, bu mad­de çer­çe­ve­sin­de. Sa­de­ce bir hu­su­su söy­le­mek is­ti­yo­rum: Bi­raz ön­ce, bir ön­ce­ki mad­de­de, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin gö­rev­len­di­re­ce­ği bir tem­sil­ci­nin Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lun­da bu­lun­ma­sı­na iliş­kin bir öner­ge var­dı. Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun ya­pı­sı ge­re­ği o öner­ge ka­bul edil­me­di ama be­nim bil­di­ğim ka­da­rıy­la, AK Par­ti Grup Baş­kan Ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız, Da­nış­ma Ku­ru­luy­la il­gi­li böy­le bir ka­tı­lı­mın uy­gun ol­du­ğu gö­rü­şün­de­ler. Bu tarz­da bir öner­ge ge­lir­se bi­zim de ka­tı­la­ca­ğı­mı­zı bu çer­çe­ve­de ifa­de et­mek is­te­rim.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sü­re­miz var, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu ga­li­ba bir so­ru yö­nel­te­cek­ler.

Bu­yu­run Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Bir baş­ka so­ru.

Sa­yın Ba­kan ko­nuş­ma ya­par­ken ifa­de­si ay­nen şu: “Bu ya­sa ça­lış­ma­sı çer­çe­ve­sin­de hiç kim­se­nin İstan­bu­l’­da ye­ni rant alan­la­rı ya­rat­mak gi­bi bir gay­re­ti ol­ma­ya­cak­tır. Ol­ma­ma­sı ko­nu­sun­da, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si adı­na, bu Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hükûme­ti adı­na ken­di­mi gö­rev­li sa­yı­yo­rum.”

Me­rak et­ti­ğim ko­nu şu Sa­yın Ba­kan: Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si adı­na ken­di­ni­zi gö­rev­li sa­yı­yor­su­nuz. Si­ze bu yet­ki­yi kim ver­di aca­ba?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Genç, sis­te­me gir­di­ği­ni­zi gör­düm. Sa­yın Ba­kan ce­vap ver­sin, ar­ta ka­lan sü­re olur­sa si­ze so­ru sor­ma imkânı ve­re­ce­ğim.

Bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­sin­de he­pi­miz gö­rev ya­pı­yo­ruz, he­pi­miz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­si ola­rak so­rum­lu­luk­lar ta­şı­yo­ruz, he­pi­miz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­si ola­rak ka­mu ma­lı­nı ko­ru­mak­la so­rum­lu­yuz, he­pi­miz Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si üye­si ola­rak mil­le­tin hak­kı­nı, mil­le­tin hu­ku­ku­nu ko­ru­mak­la so­rum­lu­yuz. Ben, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti Hükûme­ti­nin Ba­ka­nı­yım el­bet­te, ama dı­şa­rı­dan atan­mış bir ba­kan de­ği­lim, ay­nı za­man­da Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin de üye­si­yim. Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin bü­tün üye­le­ri gi­bi, bu ko­nu­lar­da so­ru so­ran, ısrar­la so­ru so­ran ar­ka­daş­la­rım gi­bi be­nim de bu ko­nu­da du­yar­lılı­ğı­mı yük­sek ses­le ifa­de et­me hak­kım var. Bu ko­nu­da­ki ka­rar­lı­lı­ğı­mı söy­lü­yo­rum. Ben Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin bir üye­si ola­rak, so­ru so­ran bü­tün ar­ka­daş­la­rım gi­bi, ısrar­la ay­nı şey­le­ri dö­nüp dö­nüp tek­rar eden ar­ka­daş­la­rım gi­bi ve on­lar­dan faz­la, ka­mu ma­lı­nı ko­ru­ma ko­nu­sun­da, mil­le­tin hak­kı­nı ve hu­ku­ku­nu ko­ru­ma ko­nu­sun­da ken­di­mi yet­ki­li ve ka­rar­lı sa­yı­yo­rum. Ken­di vic­da­nım­dan yet­ki alı­yo­rum, ken­di vic­da­nım­dan ka­rar­lı­lı­ğı alı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu ko­nu­da ken­di­mi so­rum­lu say­dı­ğı­mı söy­lü­yo­rum. Bun­dan her­han­gi bi­ri­si­nin ra­hat­sız ol­ma­ma­sı ge­re­kir. Bü­tün Par­la­men­to üye­le­ri­nin bu ko­nu­da dik­kat­li ol­ma­sı, bu ko­nu­da bü­tün Hükûmet üye­le­ri­nin, bü­tün Par­la­men­to üye­le­ri­nin özel bir gay­ret için­de, dik­kat için­de, du­yarlı­lık için­de bu­lun­ma­sı ge­re­kir. Bun­dan da­ha ta­bii bir şey ola­maz. Bu­nu ifa­de et­mek­ten, bir Par­la­men­to üye­si­nin, bir Hükûmet üye­si­nin bu­nu yük­sek ses­le ifa­de et­me­sin­den da­ha ta­bii bir şey ola­maz.

Tür­ki­ye Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti­nin bir ba­ka­nı, ay­nı za­man­da bir Par­la­men­to üye­si ola­rak, “Bu­nu bü­tün vic­da­nım­la his­se­di­yo­rum, bü­tün id­ra­kim­le his­se­di­yo­rum, bü­tün iza­nım­la his­se­di­yo­rum, bu­nu sa­hip­le­ni­yo­rum, bu­nun ta­kip­çi­si ola­ca­ğım.” der­se bu an­cak al­kış­la­nır. Bu­nun ye­ni­den sor­gu­la­na­cak ne­si var, onu an­la­mam müm­kün de­ğil. Bu ak­şam ısrar­la, tek­rar tek­rar so­ru­lan bir­çok so­ru­yu an­la­ma­mın çok müm­kün gö­zük­me­di­ği gi­bi. Bu­nu an­lat­ma­ya ça­lı­şı­yo­rum.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Mec­li­sin adı­na kim yet­ki­li kıl­dı si­zi?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Bel­ki “Mec­li­sin adı­na” abar­tı­lı bir vur­gu­la­ma ola­bi­lir ama Mec­lis üye­si ola­ra­k… Bu­nu dü­zel­te­lim: Mec­lis üye­si ola­ra­k…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Hah! Ta­mam, ta­mam. Te­şek­kür ede­rim.

 KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ya­ni, Mec­lis üye­si ola­ra­k… Ama, ben bu Par­la­men­to­da bu kür­sü­den ko­nu­şu­yor­sam, bu Par­la­men­to­ya ko­nu­şu­yor­sam, bu bir du­yar­lı­lı­ğın ifa­de­si­dir ve bu has­sa­si­ye­ti­mi söy­lü­yo­rum.

Ya­ni, çok ri­ca edi­yo­rum de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım. De­min, bi­raz ön­ce ko­nu­şan bir ar­ka­da­şı­mın söy­le­di­ği gi­bi, bir ya­sa yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. İstan­bul için, Tür­ki­ye için iyi­li­ğe, gü­zel­li­ğe ve­si­le ol­ma­sı­nı dü­şün­dü­ğü­müz bir ya­sa yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Ba­zı şey­le­ri ısrar­la, dö­ne dö­ne, ge­ne­li üze­rin­de ko­nuş­mak­tan iti­ba­ren, ay­nı so­ru­la­rı, ay­nı ya­nıt­la­rı ala­ca­ğı­nız ay­nı so­ru­la­rı ısrar­la, dö­ne dö­ne söy­le­ye­rek bu­nu ge­ce­nin geç sa­at­le­ri­ne ka­dar uzat­mak el­bet­te hak­kı­nız ve öz­gür­lü­ğü­nüz­dür. Biz de bu­nu geç sa­at­le­re ka­dar otu­rur, ça­lı­şır ve bir ya­sa ko­nu­su ol­ma­sı ko­nu­sun­da ge­re­ken ka­rar­lı­lı­ğı gös­te­ri­riz. Sa­de­ce bir­bi­ri­mi­zi bi­raz yor­muş olu­ruz. Ben­ce bu­ra­da da­ha dik­kat­li, da­ha özen­li bir ça­lış­ma sür­dür­müş ola­lım, da­ha dik­kat­li, da­ha gay­ret­li bir ça­lış­ma sür­dür­müş ola­lım ve bu­ra­dan, bir­bi­ri­mi­zi yor­ma­dan, Tür­ki­ye için iyi bir şey yap­tı­ğı­mı­zı, bir­lik­te iyi bir şey yap­tı­ğı­mı­zı vic­da­nı­mı­za sin­di­re­rek çık­ma­ya ça­lı­şa­lım.

Te­şek­kür ede­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Genç, Sa­yın Ba­kan ce­vap hak­kı­nı kul­lan­dı, sü­re de dol­du. Bir son­ra­kin­de­…

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Yi­ne go­lü at­tın ya­ni Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de dört adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ön­ce ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup son­ra ay­kı­rı­lık du­rum­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 6 ncı mad­de­si­nin (b) ben­din­de yer alan “bi­rer” ke­li­me­si­nin “üçer” ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­rim.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Mus­ta­fa Eli­taş

Ege­men Ba­ğış

 

Gi­re­sun

Kay­se­ri

İstan­bul

 

Meh­met Er­do­ğan

Fev­zi Şan­ver­di

Ya­şar Ka­ra­yel

 

Ga­zi­an­tep

Ha­tay

Kay­se­ri

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın “Da­nış­ma Ku­ru­lu” baş­lık­lı 6. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın c ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

Nu­ret­tin Ca­nik­li

En­gin Al­tay

 

İstan­bul

Gi­re­sun

Si­nop

 

İsa Gök

F. Nur Ser­ter

Tay­fur Sü­ner

 

Mer­sin

İstan­bul

An­tal­ya

“c) İstan­bul il­çe kay­ma­kam­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­dan se­çe­cek­le­ri beş tem­sil­ci ve ik­ti­dar par­ti­si­ne üye be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­da se­çe­cek­le­ri dört, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­ne üye be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­da se­çe­cek­le­ri bir tem­sil­ci­den,”

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın “Da­nış­ma Ku­ru­lu” baş­lık­lı 6. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın b ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

İsa Gök

En­gin Al­tay

Tay­fur Sü­ner

 

Mer­sin

Si­nop

An­tal­ya

 

Fat­ma Nur Ser­ter

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

 

 

İstan­bul

İstan­bul

 

“b) İstan­bul İl Ge­nel Mec­li­si ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Mec­li­sin­de si­ya­si par­ti­le­rin tem­sil oran­la­rı dik­ka­te alı­na­rak, si­ya­si par­ti grup­la­rı­nın bil­di­re­cek­le­ri üçer üye­den,”

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me beş da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

                       

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 22.10

 

 

 

 

 

 

DÖR­DÜN­CÜ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 22.19

BAŞ­KAN : Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Yu­suf COŞ­KUN (Bin­göl)

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 15’in­ci Bir­le­şi­mi­nin Dör­dün­cü Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

6’ncı mad­de üze­rin­de ve­ri­len öner­ge­le­rin iş­le­mi­ne de­vam ede­ce­ğiz.

Dör­dün­cü öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan, “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı”­nın 6. mad­de­si b fık­ra­sı­na “İs­tan­bul İli sı­nır­la­rı için­de­ki muh­tar­la­rın ken­di­le­ri­nin se­çe­ce­ği iki üye­den” ifa­de­si­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz. 01.11.2007

    Ha­san Er­çe­le­bi                             Ha­san Ma­cit                       Mus­ta­fa Vu­ral

           De­niz­li                                       İstan­bul                                 Ada­na

   Hü­se­yin Pa­zar­cı                        Ay­şe Ja­le Ağır­baş                  Em­re­han Ha­lı­cı

          Ba­lı­ke­sir                                      İstan­bul                                An­ka­ra

BAŞ­KAN – Bu öner­ge en ay­kı­rı öner­ge ol­du­ğu için, bu­nu iş­le­me alı­yo­rum.

Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Oku­nan son öner­ge­ye ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Ko­nu­şa­cak mı­sı­nız efen­dim?

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Evet efen­dim.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

Öner­ge sa­hip­le­ri adı­na Sa­yın Ha­san Ma­cit.

Bu­yu­run Sa­yın Ma­cit.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; son gün­ler­de ger­çek­ten sı­kın­tı­lı bir sü­reç­ten ge­çi­yo­ruz. Te­rör olay­la­rı­nın do­ruk nok­ta­sı­na çık­mış ol­ma­sı ve şehit­le­ri­mi­zin her gün yü­rek­le­ri­mi­zi dağ­la­ma­sı ve dün, bi­lim ada­mı, dev­let ada­mı Sa­yın Er­dal İnö­nü­’­yü kay­bet­me­miz bi­ze üzün­tü ve acı ver­di.

Söz­le­ri­me baş­lar­ken, şehit­le­ri­mi­ze ve Er­dal İnö­nü­’­ye Al­la­h’­tan rah­met, ya­kın­la­rı­na ve Türk mil­le­ti­ne baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Siz­le­ri men­su­bu ol­du­ğum De­mok­ra­tik Sol Par­ti ve şah­sım adı­na say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, böy­le bir sü­reç içe­ri­sin­de kül­tür­le il­gi­li bir ya­sa gö­rü­şü­yo­ruz ve bu ya­sa­yı gö­rü­şür­ken, de, top­lu­mu ger­çek­ten ba­zı ko­nu­lar­da -bi­zim ken­di ara­mız­da yap­tı­ğı­mız ko­nuş­ma­lar­la- ge­ri­yo­ruz. Bu ger­gin­li­ği ya­rat­ma­nın hiç an­la­mı ol­ma­dı­ğı­nı, Türk mil­le­ti­nin bu ger­gin­li­ği hak et­me­di­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz ve bu ya­sa­lar gö­rü­şü­lür iken ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le Tür­ki­ye­’­ye ya­rar­lı, Tür­ki­ye­’­ye hiz­met ge­ti­re­cek ya­sa­la­rın bir­lik­te, uz­la­şı­la­rak çı­ka­rı­la­bi­le­ce­ği­ni de dü­şü­nü­yo­ruz.

Ger­çek­ten bu ya­sa, iki mad­de­si ha­riç gü­zel bir ya­sa­dır ve İstan­bu­l’­a ne ya­par­san hak­tır an­la­yı­şıy­la, bu ya­say­la ge­ti­ri­le­cek hiz­met­le­rin da­ha faz­la­sı­nın ge­ti­ril­me­siy­le il­gi­li dü­şün­ce­le­ri­mi­zi de bi­zim bu­ra­da ifa­de et­me­miz ge­re­kir. Ne ya­zık ki bu ya­sa­da ka­tıl­ma­dı­ğı­mız bu iki mad­de­nin çı­ka­rıl­dı­ğı za­man ik­ti­da­rıy­la mu­ha­le­fe­tiy­le bu­ra­dan oy bir­li­ğiy­le çı­ka­ra­bi­le­ce­ği­miz bir ya­sa­yı, ne ya­zık ki ger­gin­lik­ler ya­ra­ta­rak gö­rüş­me­ye de­vam edi­yo­ruz.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sı. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bı­ra­kın Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sı­nı, ora­da 2006 yı­lın­da se­kiz yüz el­li beş eser, et­kin­lik ser­gi­len­miş­tir. Bu sa­yı, bu ra­kam dün­ya­nın hiç­bir kül­tür mer­ke­zi­ne kıs­met ol­ma­mak­ta­dır ve ora­da ger­çek­ten cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­nin bir ese­ri bu­lun­mak­ta­dır. Bu­nu yı­ka­ca­ğı­mı­za İstan­bu­l’­a bir de­ğil kırk ta­ne Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ya­pa­lım. Ni­ye bu­na ka­fa­yı tak­tık?

Bir di­ğer ko­nu: Her an­lam­da ol­du­ğu gi­bi, ak­çe­li iş­le­rin de­ne­tim­den ka­çı­rıl­ma­sı hep âdet hâli­ne ge­ti­ril­di ve bu­ra­dan ya­say­la ge­çi­yor. Bu­nun so­nu­cu ola­rak da bir­çok yol­suz­luk, bir­çok usul­süz­lük söy­len­ti­le­ri ay­yu­ka çı­kı­yor. Bun­la­rı çı­ka­ran biz­ler de­ğil mi­yiz? Ne­den har­ca­ma­la­rın de­ne­ti­mi­ni ka­çı­rı­yo­ruz, ne­den de­ne­tim dı­şı bı­rak­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz, an­la­mış de­ği­liz.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, dün Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da­… “Ger­gin­lik” de­dim söz­le­ri­min ba­şın­da ve “Türk mil­le­ti­ni ger­me­ye hak­kı­mız yok.” de­dim. Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da dün AK­P’­li bir mil­let­ve­ki­li şöy­le bir ko­nuş­ma ya­pı­yor. Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da­ki tu­ta­nak­tan ay­nen oku­yo­rum ve bu söz­le­ri si­zin tak­di­ri­ni­ze bı­ra­kı­yo­rum: “Ale­vi­lik, Şi­anın bir par­ça­sı­…”

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Mad­dey­le ne ala­ka­sı var, ko­nu­ya gel!

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – Top­lu­mu ge­ri­yor­sun!

 HA­SAN MA­CİT (De­vam­la) – “…­ve yek­pa­re bir din de­ğil, bi­li­yor­su­nuz Şi­ili­ğin bir ko­lu. Bu kap­sam­da Ba­bi­lik de söz ko­nu­su, İsma­i­li­ye mez­he­bi­ne men­sup in­san­lar da söz ko­nu­su. Dür­zi­ler de var, Ra­fi­zi­ler de var, Nu­say­ri­ler de var ve Ca­fe­ri­ler de var. Aca­ba bu du­rum­da eğer, iş­te, Ale­vi­le­re her­han­gi bir tah­si­sat ya­pıl­ma­sı dü­şü­nü­lür­se bu say­mış ol­du­ğum Ale­vi­li­ğin di­ğer kol­la­rı da ya­rın bir gün ge­lir de bi­ze de tah­si­sat­lar­da bu­lu­nun der­se, Di­ya­net İş­leri ya da Ba­kan­lı­ğı­nız bu ko­nu­da ne dü­şü­nü­yor? Bu­nu doğ­ru­su me­rak edi­yo­ruz.” di­ye­rek de­vam edi­yor.

Da­ha son­ra “Mecûsi­ler, Ba­ha­i­ler, Sa­ta­nist­ler, Ye­zi­di­ler de ben­zer ta­lep­ler­le ge­le­bi­lir pekâlâ. Bu du­rum­da Ale­vi­le­rin ya da Ale­vi­yim di­yen in­san­la­rın bu ta­lep­le­ri­ni na­sıl kar­şı­la­mak ge­re­ki­yor? Doğ­ru­su ben bil­mi­yo­rum. Herhâlde dü­şü­nü­lü­yor­dur.“ Bu söz­ler, sa­yın ik­ti­dar par­ti­si­ne men­sup bir mil­let­ve­ki­li­nin.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu söz­ler Türk top­lu­mu­nu ger­mek­te­dir, ra­hat­sız­lık ya­rat­mak­ta­dır. Bu söz­le­ri sarf eden sa­yın mil­let­ve­ki­li­nin ge­lip Mec­li­sin kür­sü­sün­de Ale­vi yurt­taş­la­rı­mız­dan özür di­le­me­si ge­re­kir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ma­cit, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız, bu­yu­run efen­dim, bir da­ki­ka sü­re ver­dim.

HA­SAN MA­CİT (De­vam­la) – Biz, bin yıl­dır bu Ana­do­lu coğ­raf­ya­sın­da kül­tür­le­rin yoğ­ru­la­rak et tır­nak ol­muş bir mil­let ola­rak ya­şa­ya gel­dik. Bu ay­rım­cı­lık ni­ye? Ha­ni Mevlânâ’nın hoş­gö­rü­sü, ha­ni Yu­nu­s’­un sev­gi­si, ha­ni Ha­cı Bek­ta­ş’­ın bir­lik ve dir­li­ği, ha­ni Mus­ta­fa Ke­mal Ata­tür­k’­ün ka­rar­lı­lı­ğı?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu bağ­lam­da bu sa­yın mil­let­ve­ki­li­nin özür di­le­me­si­ni bek­li­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın “Da­nış­ma Ku­ru­lu” baş­lık­lı 6. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın b ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                                        İsa Gök (Mer­sin) ve ar­ka­daş­la­rı

“b) İstan­bul İl Ge­nel Mec­li­si ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Mec­li­sin­de si­ya­si par­ti­le­rin tem­sil oran­la­rı dik­ka­te alı­na­rak, si­ya­si par­ti grup­la­rı­nın bil­di­re­cek­le­ri üçer üye­den,

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Ge­rek­çe okun­sun.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

İstan­bul İl Ge­nel Mec­li­si ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Mec­li­sin­den Da­nış­ma Ku­ru­lu­na gi­re­cek olan üye­le­rin si­ya­si par­ti­le­rin se­çim­ler­de al­dık­la­rı oy ora­nı­na gö­re be­lir­len­me­si ön­gö­rül­müş­tür. Böy­le­ce de­ği­şik si­ya­si par­ti­le­rin üye­le­ri­nin Da­nış­ma Ku­ru­lun­da tem­si­li­nin sağ­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın “Da­nış­ma Ku­ru­lu” baş­lık­lı 6. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın c ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu (İstan­bul) ve ar­ka­daş­la­rı

“c) İstan­bul il­çe kay­ma­kam­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­dan se­çe­cek­le­ri beş tem­sil­ci ve ik­ti­dar par­ti­si­ne üye be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­da se­çe­cek­le­ri dört, mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­ne üye be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın ken­di ara­la­rın­da se­çe­cek­le­ri bir tem­sil­ci­den,”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi mi oku­tu­yo­rum?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Evet.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

İstan­bul ilin­de­ki mu­ha­le­fet par­ti­si­ne men­sup be­le­di­ye baş­kan­la­rı­nın da Da­nış­ma Ku­ru­lun­da tem­sil edil­me­le­ri amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 6 ncı mad­de­si­nin (b) ben­din­de yer alan “bi­rer” ke­li­me­si­nin “üçer” ola­rak de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­rim.

                                                                                Nu­ret­tin Ca­nik­li (Gi­re­sun) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yor.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yor.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, Ko­mis­yon ka­tı­la­maz.

BAŞ­KAN – Ta­mam. Doğ­ru, doğ­ru söy­lü­yor­su­nuz. Evet, Ko­mis­yo­n…

Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Öner­ge ile, İstan­bul İl Ge­nel Mec­li­si ve Be­le­di­ye Mec­li­si­’n­den üye­le­rin sa­yı­sı ar­tı­rı­la­rak ye­rel yö­ne­tim­le­rin se­çil­miş tem­sil­ci­le­ri­nin ka­tı­lı­mı­nın ar­tı­rıl­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge­ler is­ti­ka­me­tin­de 6’ncı mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

7’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri

MAD­DE 7- (1) Da­nış­ma Ku­ru­lu, Pro­je­nin, Av­ru­pa Bir­li­ği­’­nin ko­nuy­la il­gi­li ka­rar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da ger­çek­leş­ti­ril­me­si ama­cıy­la ça­lış­ma­lar ya­par, ge­rek­li gör­dü­ğü il­ke ka­rar­la­rı­nı alır, Pro­je­nin yıl­lık prog­ra­mı ile ge­rek­li gö­rü­len di­ğer ko­nu­lar­da gö­rüş­le­ri­ni bil­di­rir, Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun ça­lış­ma­la­rı­nı iz­ler, tav­si­ye­ler­de bu­lu­nur.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İnce; şahıs­la­rı adı­na, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ocak­den, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Vey­si Kay­nak, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Sa­yın Mu­har­rem İnce, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­lik­le az ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı Sa­yın İnce­ka­ra­’­ya şunu söy­le­mek is­ti­yo­rum. Ko­nuş­ma­sı ay­nen şöy­ley­di: “Bi­rin­ci İstan­bul si­zin, ikin­ci İstan­bul bi­zim.” Ba­kın, bu tip ko­nuş­ma­lar­dan vaz­ge­çe­lim. Bi­rin­ci İstan­bul da he­pi­mi­zin, ikin­ci İstan­bul da he­pi­mi­zin. (CHP ve AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Kent­le­ri, bi­rin­ci, ikin­ci İstan­bul; in­san­la­rı, din­dar olan­lar, ol­ma­yan­lar; Cum­hur­baş­ka­nı aday­la­rı­nı, din­dar cum­hur­baş­kan­la­rı, din­dar ol­ma­yan cum­hur­baş­kan­la­rı di­ye ta­nım­la­mak hiç doğ­ru de­ğil. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Ne ala­ka­sı var!” ses­le­ri) Ön­ce, bu tip ta­nım­la­ma­lar­dan vaz­ge­çe­lim. Bu Tür­ki­ye he­pi­mi­zin, İstan­bul da he­pi­mi­zin, ha­ta­sıy­la, gü­na­hıy­la, se­va­bıy­la he­pi­mi­zin. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Lüt­fen, ko­nuş­ma­la­rı bu şekil­de ya­pa­lım.

Yi­ne, Sa­yın Ba­ka­na ko­mis­yon­da sor­dum, 5’in­ci mad­de­de sor­dum, 7’nci mad­de­de bir da­ha, 8’de bir da­ha, her mad­de­de tek­rar tek­rar so­ra­ca­ğım. Bü­yük sa­lon, kon­ser sa­lo­nu, oda ti­yat­ro­su ses sis­tem­le­ri if­las et­miş. Bu bir Ba­kan­lık açık­la­ma­sı, Ba­kan açık­la­ma­sı. Böy­le bir ra­por var mı? Ne­den ele ge­çi­re­mi­yo­rum? Ne­den ben oku­ya­mı­yo­rum? Ya­ni, ba­kın, be­nim elim­de Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­kan­lı­ğı­nın “giz­li” an­tet­li ya­zı­sı da var; ama, bu ra­po­ra ne hik­met­se ula­şa­mı­yo­rum ben.

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – Na­sıl al­dın o ra­po­ru?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) - Ne­den bir Ko­mis­yon üye­si ola­rak ben bu ra­po­ra ula­şa­mı­yo­rum Sa­yın Ba­kan? Ben bu ra­po­ru oku­mak is­ti­yo­rum; bu be­nim en do­ğal hak­kım.

Şim­di, ba­kı­nız, si­zin dö­ne­mi­niz­de de­ğil ama, siz­den ön­ce ol­muş bir ola­yı an­la­ta­ca­ğım. Ya­ni, ne­yin üs­tün­de otur­du­ğu­nu­zu siz de bi­lin di­ye. Tef­tiş Ku­ru­lu ra­po­run­dan özet­le­ye­ce­ğim. Di­yor ki: “Sa­at 16.30-17.00 su­la­rın­da Ge­nel Mü­dü­rü­mü­zün Sek­re­te­ri ‘Ge­nel Mü­dü­rüm si­zi ça­ğı­rı­yor.’ de­di. Oda­ya gir­di­ğim­de is­mi­nin Ah­met Kot ol­du­ğu­nu öğ­ren­di­ğim bir ki­şi Ge­nel Mü­dür­le otu­ru­yor­du. Ge­nel Mü­dü­rü­müz ba­na ‘Ah­met Be­y’­in İlhan Berk ad­lı bir ki­tap ça­lış­ma­sı var, 2004 yı­lı için­de bu­nun ba­sı­mı­nı ya­pa­ca­ğız. Ki­ta­bın be­de­li 42 mil­yar li­ra. Ah­met Bey da­ha ön­ce hiç­bir iha­le­ye ka­tıl­ma­mış. Ken­di­si­ne yar­dım­cı ola­ca­ğız. Bu ko­nu­da Ah­met Be­y’­e ge­rek­li ha­zır­lık­la­rı ya­pın ve faks­la­yı­n’ de­di.” Faks­lı­yor­lar. Faks nu­ma­ra­sı­nı ken­di­si­ne ve­ri­yor Ah­met Bey. “Ah­met Be­y’­in dik­ka­ti­ne.” di­ye faks çe­ki­li­yor. Son­ra tek­rar Ge­nel Mü­dür ça­ğı­rı­yor Ge­nel Mü­dür Yar­dım­cı­sı­nı, “Ah­met Bey ba­zı ko­nu­la­rı an­la­ma­mış. Ken­di­si­ni tek­rar ara bil­gi ver ve Ah­met Ko­t’­la gö­rüş­tür” di­yor. Son­ra, gön­de­ri­len not­ta şun­lar ya­zı­yor, yol gös­te­ri­li­yor: “Üç fir­ma­dan ay­rı ay­rı tek­lif mek­tu­bu alı­na­cak. Tek­lif mek­tup­la­rı­nın içe­rik­le­ri fark­lı ya­zı­la­cak. En dü­şük tek­li­fi ya­pan fir­ma­da­ki fark 2 ve­ya 3 mil­yar gi­bi ola­cak.” Ve bu iha­le ta­mam­la­nı­yor. Ya­ni, an­la­ya­ca­ğı­nız şu: İha­le­yi ka­za­nan fir­ma, iha­le­nin tek­nik şart­na­me­si­ni ken­di­si ha­zır­lı­yor. Böy­le bir iha­le. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu de­mok­ra­si dü­ze­ni, hu­kuk dü­ze­ni de­ğil ki, bu mil­let ira­de­si de­ğil ki. Bu Ali­di­bo dü­ze­ni, bu kum­pas dü­ze­ni, al tak­ke ver kü­lah dü­ze­ni, bu yol­suz­luk dü­ze­ni, bu hu­kuk­suz­luk dü­ze­ni.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Siz Ba­ka­na gü­ven­mi­yor mu­su­nuz?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) - Şim­di, pe­ki, ne ol­du? Bu ki­tap ba­sı­mıy­la il­gi­li Sa­yın Ba­kan şunu di­ye­ce­k… Be­nim de so­ru öner­gem var; kırk beş gün geç­ti, hâlâ ce­vap ala­ma­dım. Kırk beş gün­dür bu ko­nu­da­ki ya­zı­lı so­ru öner­ge­me ce­vap ver­me­di­niz. Şim­di, bu ko­nu­da, ki­tap alı­mıy­la il­gi­li ko­nu ay­yu­ka çı­kın­ca mec­bur kal­dı­lar, sav­cı­lı­ğa suç du­yu­ru­sun­da bu­lun­du­lar.

Şim­di, ba­kın, bu­ra­dan bir ke­re da­ha ko­nu­şa­yım. Ki­tap alı­mıy­la, ki­tap­la il­gi­li suç du­yu­ru­sun­da bu­lun­du­nuz da, mü­zik alet­le­ri alı­mıy­la il­gi­li de böy­le bir Ali­di­bo dü­ze­ni var, bi­li­yor mu­su­nuz bil­mi­yo­rum Sa­yın Ba­kan. Ben çok ya­kın­dan bi­li­yo­rum. Mü­zik alet­le­ri alı­mıy­la il­gi­li bu Ali­di­bo dü­ze­nin­de ne yap­tı­nız? Bu­nu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum ben. Hiç­bir şey yap­ma­dı­ğı­nı­zı bi­li­yo­rum. Ben, hiç­bir şey yap­ma­dı­ğı­nı­zı bi­li­yo­rum. Ama, ora­da da Ali­di­bo dü­ze­ni var.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­lar de­vam ede­cek, bun­la­rı açık­la­ya­ca­ğız. Fa­kat, Mec­lis­te bel­ki de ilk ve son kez yap­ma­yı dü­şün­dü­ğüm bir ko­nuş­ma ya­pa­ca­ğım şim­di.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan, in­san­lar ya­şam­la­rın­da par­ti de­ğiş­ti­re­bi­lir­ler -baş­ka par­ti­ler­de gö­rev al­mış ar­ka­daş­la­rı­mız bi­zim par­ti­mi­ze gel­di, bi­zim par­ti­miz­den baş­ka in­san­lar baş­ka par­ti­le­re git­ti- fa­kat bir tek si­zin, di­ğer ar­ka­daş­lar­dan, di­ğer sa­yın mil­let­ve­kil­le­rin­den bir far­kı­nız var. Her kür­sü­ye çık­tı­ğı­nız­da es­ki par­ti­ni­ze sa­ta­şı­yor­su­nuz, her ga­ze­te­ci gör­dü­ğü­nüz­de es­ki par­ti­ni­ze ha­ka­ret edi­yor­su­nuz. Ör­nek mi? 11/10/2007 ta­ri­hin­de CHP’­li ar­ka­daş­la­rı­mız “Dün dün­dür, bu­gün bu­gün­dür.” fel­se­fe­si­ne tes­lim ol­muş­lar. Öy­le mi aca­ba? İyi, pe­ki. Ben de oku­ya­ca­ğım: “Sol ile ye­ni­li­ği, eşit­li­ği, eme­ğe da­ya­nan bir hak­lı­lı­ğı; sağ ile de es­ki­miş­li­ği, olum­suz­lu­ğu, hak­sız­lı­ğı, ada­let­siz­li­ği ni­te­le­me­yi amaç­lı­yo­ruz.” De­vam edi­yo­rum: “Cum­hu­ri­ye­tin te­mel de­ğer­le­ri ve ku­rum­la­rıy­la uyuş­maz­lık­la­rı­nı, Cum­hur­baş­ka­nı­nın is­ti­fa­sı­nı is­te­me­ye ka­dar var­dır­mış olan ik­ti­dar çev­re­le­ri­ne kar­şı had­di­ni bil­di­ren güç­lü bir çı­kı­şın, bir hay­kı­rı­şın ses­len­di­ril­di­ği de du­yul­ma­dı." CHP’­yi eleş­ti­ri­yor, “Ye­ter­li mu­ha­le­fet yap­mı­yor­su­nuz.” di­yor. “Ço­cuk yaş­ta­ki ai­le bi­rey­le­ri­ni ka­mu yo­luy­la zen­gin­leş­ti­re­rek ka­yır­ma­cı­lı­ğın bü­tün ar­sız­lı­ğıy­la yol­suz­luk dü­ze­ni­ni sür­dü­ren­le­re kar­şı CHP bu kez ses­siz, il­gi­siz, san­ki bir öz gü­ven ek­sik­li­ği için­dey­di.” Ço­cuk yaş­ta­ki ai­le bi­rey­le­ri­ni ka­mu yo­luy­la zen­gin­leş­tir­me­k…

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Mil­let­ve­kil­li­ği aday­lı­ğı­nı sa­tan­la­rı kas­te­di­yo­rum.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Ba­kan, herhâlde be­nim ço­cu­ğum de­ğil bu. Si­zin ço­cu­ğu­nuz da de­ğil. Çok iyi bi­li­yo­rum. Ama Baş­ba­ka­nın ço­cu­ğu­nu, ba­kan­la­rın ço­cuk­la­rı­nı kas­te­di­yor­su­nuz.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Mil­let­ve­kil­li­ği aday­lı­ğı­nı sa­tan­la­rı kas­te­di­yo­rum. [CHP sı­ra­la­rın­dan “Bra­vo” ses­le­ri, al­kış­lar(!)] Sen on­la­rı çok iyi ta­nır­sın.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Evet, evet. Doğ­ru­dur. Bu ül­ke­de, yok­sul­la­rı kö­mür­le, ço­cuk­la­rı şeker­le, bü­yük­le­ri ye­min­le, bi­zim par­ti­de­ki ba­zı ar­ka­daş­la­rı da ba­kan­lık­la kan­dır­mış ola­bi­lir­ler. Bun­lar doğ­ru­dur. Bun­lar ola­bi­lir. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Si­zin par­ti­niz­de aday­lık­lar sa­tı­lı­yor. Onu an­la­tı­yo­rum.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne bir baş­ka ko­nu. “Oy­sa, AKP, ül­ke yö­ne­ti­miy­le il­gi­li bir­çok ko­nu­da ha­zır­lık­sız, dış po­li­ti­ka­da ace­le­ci, ka­mu yö­ne­ti­min­de re­form­cu söy­le­mi­ne kar­şın, say­dam­lık ve dü­rüst­lük ko­nu­la­rın­da il­ke­siz.”

Şim­di, kim “Dün dün­dür, bu­gün bu­gün­dür.” fel­se­fe­si­nin ürü­nü­dür, tak­dir­le­ri­ni­ze su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, mer­kez sağ­da gö­rev yap­mış ba­zı mil­let­ve­kil­le­ri bu­gün bi­zim par­ti­miz­de.

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – Va­tan­da­şı­mız ne­re­de?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ben o ar­ka­daş­la­rı­mın hiç­bi­ri­sin­den, o sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­nin hiç­bi­ri­sin­den, geç­miş­te­ki par­ti­le­riy­le il­gi­li, en ufak, ha­ka­ret edi­ci, eleş­ti­rel, on­la­rı aşa­ğı­la­yı­cı, on­la­rı ye­rin di­bi­ne ba­tı­ran açık­la­ma­lar gör­me­dim. Ben­ce “Kol kı­rı­lır yen için­de ka­lır.” ol­ma­sı la­zım. Ben­ce, yıl­lar­ca hiz­met et­ti­ği­niz bir ku­ru­ma, bir si­ya­sal olu­şu­ma, son­ra, ora­dan ay­rıl­dık­tan son­ra­… Hak­lı ge­rek­çe­le­ri­niz de ola­bi­lir, hak­sız­lı­ğa da uğ­ra­mış ola­bi­lir­si­niz, ama bu işin etik bo­yu­tu­nun böy­le ol­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

Sa­yın Ba­kan -uma­rım ki- bun­dan son­ra­ki dö­nem­de, es­ki par­ti­ni­ze, bi­zim men­su­bu ol­du­ğu­muz par­ti­ye kar­şı lüt­fen bu eleş­ti­ri­le­ri­niz­den vaz­ge­çin. Lüt­fen bu­nu baş­ka­la­rı yap­sın, siz yap­ma­yın lüt­fen. Çok ri­ca edi­yo­rum. Uma­rım, si­zin geç­miş­te yaz­dı­ğı­nız bü­tün ma­ka­le­le­ri, yaz­dı­ğı­nız bü­tün ki­tap­la­rı tek tek oku­mak zo­run­da kal­mam.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Oku ben­ce ge­ri­si­ni.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne bu­ra­da bir baş­ka ko­nu var ki, bu­nu da çok önem­si­yo­rum. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, her şey bir sis­tem dâhi­lin­de ya­pı­lı­yor, her şey bi­le­rek, ka­sıt­lı, bi­linç­li. Ya­ni siz zan­ne­di­yor mu­su­nuz ki, AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı, sı­ra­dan bir bi­na­nın yı­kıl­ma­sı? Ha­yır, öy­le de­ğil. Ba­kın, bu­nun geç­miş ör­nek­le­ri var, Millî Eği­tim Ba­kan­lı­ğı kent mer­kez­le­rin­de­ki okul­la­rı sat­mak is­ti­yor, sa­tı­yor. O okul­la­r…

Ba­kın, her­kes şunu çok iyi bi­lir ki, dün­ya­nın han­gi bü­yük ken­ti­ne gi­der­se­niz gi­din, kent mer­kez­le­rin­de yüz yıl­lık, iki yüz yıl­lık okul­lar var­dır. Ge­le­nek­le­ri olan okul­lar­dır bun­lar. Bu okul­la­ra ni­ye do­ku­nu­yor­su­nuz? Ya­ni bun­lar cum­hu­ri­yet­le öz­deş­leş­miş ku­rum­lar­dır, hat­ta bun­la­rın ba­zı­la­rı cum­hu­ri­yet­ten de ön­ce var olan ku­rum­lar­dır. Bu ku­rum­lar­la ni­ye oy­nu­yor­su­nuz?

Yi­ne, baş­ka bir ko­nu, ba­kın şura­da, Meş­ru­ti­yet Cad­de­si­’n­de, Sa­yın Ba­ka­nın da ya­kın­dan bil­di­ği­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – … Mus­ta­fa Ne­ca­ti, cum­hu­ri­ye­tin ilk Millî Eği­tim Ba­kan­la­rın­dan, 1926’da Ta­lim Ter­bi­ye­’­yi kur­muş, la­ik eği­ti­min mi­ma­rı, kar­ma eği­ti­min mi­ma­rı, La­tin harf­le­ri­ne ge­çi­şin mi­ma­rı; evi­ni şu an­da bir ku­ru fa­sul­ye­ci­ye ve­ri­yor­lar. Bu bir unu­tul­muş ay­maz­lık fa­lan de­ğil. Bi­linç­li, ka­sıt­lı, cum­hu­ri­ye­tin te­mel ku­rum­la­rı­na kar­şı bi­le­rek ya­pı­lan bir mü­ca­de­le bu. AK­M’­nin yı­kıl­ma­sı da ay­nen böy­le iş­te. Bu­na iti­ra­zı­mız var bi­zim, yok­sa sı­ra­dan bir bi­na­nın yı­kıl­ma­sı de­ğil.

Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li­miz de­fa­lar­ca söy­le­di bu­ra­da, ya­ni siz, Ko­ru­ma ku­ru­lu­nun bi­rin­ci gru­ba al­dı­ğı bir bi­na­yı, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, siz tek­nik in­san mı­sı­nız, na­sıl böy­le bir şeye ka­rar ve­re­bi­lir­si­niz? Bu doğ­ru de­ğil. Tes­cil­li bir bi­na. Suç iş­li­yo­ruz, suç! Bu­na evet oyu ve­ren­ler suç iş­li­yor, ama do­ku­nul­maz­lı­ğı­nız ol­du­ğu için ta­bi ki bir şey ol­ma­ya­cak.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum yü­ce Mec­li­se. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Ko­nuş­ma­cı­nın hak­kım­da söy­le­di­ği söz­ler­le il­gi­li, sa­taş­ma ne­de­niy­le söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Hükûmet adı­na da ko­nu­şa­bi­lir­si­niz, sü­re­niz da­ha ge­niş.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ola­bi­lir, pe­ki.

BAŞ­KAN – Hükûmet adı­na, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­nay; bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; bu ya­sa­nın gö­rü­şül­me­si­ne baş­lan­dı­ğın­dan bu ya­na, müm­kün ol­du­ğu ka­dar, ya­sa­nın amaç­la­rı çer­çe­ve­sin­de kal­mak ve bu­ra­dan esen­lik­le, gü­zel­lik­le, uy­gar bir tar­tış­may­la ya­sa­nın çık­ma­sı­nı sağ­la­ma­ya ça­lış­ma ko­nu­sun­da bel­ki bir­çok ar­ka­da­şı­mın dik­kat et­tik­le­ri bir gay­ret gös­te­ri­yo­rum, bir sükûnet gös­te­ri­yo­rum. Ama, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, ga­li­ba bir yer­le­re se­lam gön­der­mek, bir yer­le­re me­saj gön­der­mek, bir yer­le­re, ar­tık Er­tuğ­rul Gü­na­y’­ın ka­pı­sın­da bek­le­me­dik­le­ri­ni, tam ter­si­ne ona sa­ta­şa­rak ye­ni bir ye­re, ye­ni efen­di­le­ri­ne bağ­lı ol­duk­la­rı­nı is­pat et­me ko­nu­sun­da özel bir gay­ret gös­ter­me­ye ça­lı­şı­yor­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Söz hak­kı do­ğu­yor.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Bu­nu söy­le­mek zo­run­da kal­dı­ğım genç ar­ka­daş­la­rım adı­na üz­gü­nüm.

Si­ya­set­te in­san­lar bir yer­le­re ya­ran­mak için, geç­miş­te ka­pı­sın­da el ovuş­tur­duk­la­rı, bü­yük say­gıy­la söz et­tik­le­ri, bü­yük say­gıy­la kar­şı­sın­da dur­duk­la­rı in­san­la­ra, fır­sat ara­ya­rak, ve­si­le ara­ya­rak sa­taş­ma­ya kalk­ma­ma­lı­dır­lar.

Be­nim Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­ne ka­tı­lı­şım 29 Ma­yıs 2007’dir. On­dan ön­ce­ki sü­reç­te, 27 Ni­san sü­re­cin­de bu Par­la­men­to­da ve on­dan ön­ce­ki sü­reç­te bu Par­la­men­to­da Cum­hur­baş­ka­nı se­çi­miy­le il­gi­li, Ana­ya­sa tar­tış­ma­la­rıy­la il­gi­li ya­pı­lan­la­rın de­mok­ra­tik ol­ma­dı­ğı­nı yük­sek ses­le ifa­de et­tim. 27 Ni­san ge­ce­si İnter­ne­t’­te yer alan bil­dir­ge­ye, de­mok­ra­si­ye bir kar­şı du­ruş ola­rak ni­te­le­di­ğim için, kar­şı çık­tım ısrar­la, de­mok­ra­si­yi sa­vun­dum. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­siy­le bu son sü­reç için­de, 2007 yı­lı için­de bir dil be­ra­ber­li­ğim ve bir du­ruş be­ra­ber­li­ğim oluş­tu­… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) …ve o za­man,  Sa­yın Ge­nel Baş­kan da ba­na, bu de­mok­ra­tik tu­tu­mu bir­lik­te ül­ke dü­ze­yin­de sür­dür­mek ko­nu­sun­da bir çağ­rı yap­tı. Bü­tün Tür­ki­ye­’­ye ku­lak­la­rı­mı aça­rak, te­le­fo­nu­mu aça­rak, bü­tün Tür­ki­ye­’­ye ile­ti­şim ka­nal­la­rı­mı aça­rak ge­niş bir da­nış­ma so­nu­cun­da, bü­tün Tür­ki­ye­’­nin çok bü­yük bir ço­ğun­lu­ğu­nun des­te­ğiy­le Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­ne ka­tıl­dım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bu­nu yap­tı­ğım­dan ötü­rü, şu an­da çok hak­lı bir yer­de dur­du­ğu­mu çok da­ha iyi an­lı­yo­rum, gi­de­rek çok da­ha iyi an­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ben ay­rı­ca, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den is­ti­fa ede­rek de bir baş­ka par­ti­ye ka­tıl­ma­dım. Ben, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­sin­den, on yıl sü­ren bir uzun kav­ga­dan, mü­ca­de­le­den son­ra ih­raç edil­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Bir se­çi­mi, Ge­nel Mer­ke­zin tak­di­ri­nin yan­lış, be­nim tak­di­ri­min doğ­ru ol­du­ğu, be­nim par­ti­den ih­ra­cım­la so­nuç­lan­dı­rıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı. Bu­nu bü­tün Tür­ki­ye bi­li­yo­r…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ko­nuy­la ne il­gi­si var? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Sa­na ne olu­yor?” ses­le­ri)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nı­m…

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) - …ve ben ba­ğım­sız bir ko­num­day­ken, de­mok­ra­si ko­nu­sun­da­ki du­ru­şu­nu, ül­ke so­run­la­rı kar­şı­sın­da­ki du­ru­şu­nu da­ha doğ­ru bul­du­ğum bir si­ya­si par­ti­ye ka­tıl­dım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ya­ni, ben, hem si­zin par­ti­niz­de si­ya­set yap­ma hak­kı bu­la­ma­ya­ca­ğım hem baş­ka bir yer­de si­ya­set yap­ma hak­kı­mı kul­lan­ma­ya­ca­ğım, öy­le mi? Ya­ni, si­ya­se­ten yok et­me­ye ça­lı­şa­cak­sı­nız Tür­ki­ye­’­de bir si­ya­set ada­mı­nı, öy­le mi? Bu­nu mu bek­li­yor­su­nuz? Böy­le bir hak­kı­nız yok. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di bir de­ğer­li ar­ka­da­şım be­nim ba­zı cüm­le­le­ri­mi oku­du. Ben, Tür­ki­ye­’­de hiç­bir si­ya­si par­ti­yi mü­kem­mel say­mı­yo­rum. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si­nin de bir oluş­ma, bir ge­liş­me sü­re­ci için­de ol­du­ğu­nu ve iyi­ye doğ­ru ev­rim­leş­ti­ği­ni gö­rü­yo­rum. Ben, öte­ki si­ya­si par­ti­ler­le, özel­lik­le geç­miş yıl­lar­da emek ver­di­ğim si­ya­si par­tiy­le il­gi­li de say­fa­lar­ca, say­fa­lar­ca, say­fa­lar­ca gö­rüş­le­ri­mi yaz­dım ve söy­le­dim. Bi­raz ön­ce bu­ra­dan alın­tı­lar ya­pı­lan ki­tap 320 say­fa­dır. 320 say­fa­nın için­de 2 tam say­fa AK Par­ti­yi eleş­ti­ren ya­zı bu­lur­sa­nız, tek­rar çı­kıp bu­ra­da oku­yu­nuz, ama, ge­ri ka­lan 300 say­fa­yı da oku­yu­nuz, ge­ri ka­lan 300 say­fa­da ne an­lat­tı­ğı­mı da oku­yu­nuz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Üç pa­rag­raf; be­nim çe­şit­li yer­ler­de ko­nuş­tu­ğum, söy­le­di­ğim sı­ra­da, Tür­ki­ye­’­nin bü­tün si­ya­si ya­pı­la­rı­nı -ik­ti­dar­da­ki­ni-mu­ha­le­fet­te­ki­ni- ge­nel eleş­ti­ri söz­le­ri­min için­den bir­kaç pa­rag­raf se­çi­le­rek bu se­çim bo­yun­ca kul­la­nıl­ma­ya ça­lı­şıl­dı. Bir­çok yer­de oku­du­nuz, ama iş­te, ben de ni­ha­yet ay­nı şeyi söy­le­mek zo­run­da­yım: Si­zin al­dı­ğı­nız oy, bi­zim al­dı­ğı­mız oy or­ta­da so­nuç­ta. So­nuç­ta or­ta­da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Şim­di, son bir şeye ge­le­ce­ğim. Ya­ni, ben bu­ra­da ta­bi­i­… Böy­le cüm­le­ler se­çe­rek bir genç ar­ka­da­şım, ya­kın za­ma­na ka­dar “ağa­bey” de­di­ği bir in­sa­na sa­taş­ma­yı ken­di­si­ne ya­kış­tır­dı. Ama, ben, onun da­ha ya­kın bir sü­re için­de, da­ha bir yıl için­de, iki yıl için­de, da­ha bu se­çim­le­rin eşi­ğin­de, faz­la in­san­la­rın gör­me­di­ği mekânlar­da, be­nim ko­nu­ğum ol­du­ğu mekânlar­da, par­ti­si­nin Ge­nel Baş­ka­nı hak­kın­da ne­ler söy­le­di­ği­ni bu­ra­da yük­sek ses­le söy­le­mek­ten utanç du­ya­rım. Bu­nu söy­le­me­ye­ce­ğim. Ya­kış­tır­mam da. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Ya­kış­tır­mam da. Sa­de­ce bir şey söy­le­ye­ce­ğim...

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, sa­taş­ma var, söz is­ti­yo­rum.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Sa­de­ce bir şey söy­le­ye­ce­ğim: Bu Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­…

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si aley­hi­ne ça­lış­tı­ğın gi­bi AK­P’­de de ça­lış­tın mı?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Mit­hat­pa­şa­…

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – AK­P’­de de ça­lış­sa­na AK­P’­nin aley­hi­ne.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Mit­hat­pa­şa Cad­de­si­’n­de­ki Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­…

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Ben se­nin özü­nü bi­li­rim, özü­nü!

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Ben gel­me­den ön­ce, evet, bir an­laş­ma ya­pıl­ma sü­re­cin­dey­di.

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si aley­hi­ne na­sıl ça­lış­tı­ğı­nı bi­li­yo­rum.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Din­le, din­le!

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Ya­ni, ba­na küf­re­de­rek mil­let­ve­ki­li olun­du­ğu­nun ba­zı ör­nek­le­ri ora­da otu­ru­yor.

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Otuz yıl ek­me­ği­ni ye­din!

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Ya, ba­na sa­ta­şa­rak mil­let­ve­ki­li olun­du­ğu­nu­n…

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) -  On­dan son­ra da “Oy ver­me­yin.” di­ye do­laş­tın,  köy köy do­laş­tın.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Ama, bi­zim al­dı­ğı­mız oy da or­ta­da, si­zin al­dı­ğı­nız oy da or­ta­da.

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Bu­nu ben bi­li­yo­rum, ben, mil­let bil­mi­yor!

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Si­ya­se­tin ay­na­sı mil­let­tir, mil­let! Si­ya­se­tin ay­na­sı mil­let­tir! (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar) Si­ya­set­te, ge­nel baş­kan­la­ra ya­ran­ma­ya­cak­sı­nız. Mil­le­tin gö­zü­ne gi­re­cek­si­niz. Mil­le­tin gö­zü­nün ay­na­sın­da bo­yu­nu­zun öl­çü­sü­nü ala­cak­sı­nız. Baş­ka öl­çü yok­tur. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – İha­net et­tin sen, iha­net!

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­’­ni, sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım, Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­’­ni, evet, köf­te­ci dükkânı yap­ma­ya­ca­ğız. Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­’­ni, bir ku­ru fa­sul­ye­ci yap­ma­ya­ca­ğız. Da­ha ön­ce­ki sü­reç­ler­de baş­la­yan bu ge­liş­me­ye mü­da­ha­le et­tim. Mus­ta­fa Ne­ca­ti Evi­’­ni, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin hiz­me­ti­ne ve­re­ce­ğiz, mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin, es­ki mil­let­ve­kil­le­ri­mi­zin, es­ki Millî Eği­tim Ba­ka­nı­mız Mus­ta­fa Ne­ca­ti­’­nin adı­na ya­kı­şır bir oku­ma sa­lo­nu, bir sos­yal te­sis ola­rak kul­la­nıl­ma­sı­nı sağ­la­ya­ca­ğız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Ben ko­mis­yon­da, da­ha ön­ce­ki ko­mis­yon­da “Ar­ka­daş­lar, bu AKM üze­rin­den bir is­tis­mar yap­ma­yın. Siz cum­hu­ri­yet is­tis­ma­rı ya­pı­yor­su­nuz, biz onun eser­le­ri­ne sa­hip çık­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz.” de­miş­tim ve bir­kaç ör­nek ver­miş­tim.

Bir ta­ne­si, Amas­ya­’­da ya­kın­da açı­lı­şı­nı ya­pa­ca­ğı­mız Amas­ya Ta­mi­mi­’­nin im­za­lan­dı­ğı Sa­ray­dü­zü Kış­la­sı­’y­dı, sa­de­ce res­mi kal­mış­tı. Ge­çen yıl Sa­yın Baş­ba­kan o fo­toğ­ra­fı gö­rüp kış­la­nın ol­ma­dı­ğı­nı gö­rün­ce, as­lı­na uy­gun bi­çim­de ya­pıl­ma­sı ta­li­ma­tı­nı ver­miş­ti. Yıl­ba­şın­dan ön­ce, in­şal­lah hep bir­lik­te açı­lı­şı­na gi­de­ce­ğiz. Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in Amas­ya Ta­mi­mi­’­ni im­za­la­dı­ğı bi­na­nın ay­nı­sı­nın açı­lı­şı­na gi­de­ce­ğiz, bir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bir de de­miş­tim ki, Ya­lo­va­’­da, ha­ni bi­lir­si­niz ya, o bel­ge­sel­le­re ko­nu olan, gü­zel bir Yü­rü­yen Köşk var­dır. Bir ağaç da­lı­nı kes­tir­me­mek için, sev­gi­li ve rah­met­li Mus­ta­fa Ke­mal, o köş­kün ye­ri­ni de­ğiş­tir­miş­tir. O köşk mez­be­le hâlin­dey­di. O köş­kü de in­şa et­tik, imar et­tik, aç­tık in­san­la­rın bil­gi­si­ne, be­ğe­ni­si­ne. O, Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in rü­ya­la­rı­nı süs­le­yen ya­pı­yı, Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in gü­zel anı­lar ya­şa­dı­ğı ya­pı­yı şim­di mil­le­ti­mi­zin hiz­me­ti­ne sun­duk de­miş­tik. Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şım “O, İmren Ay­kut za­ma­nın­da ol­du.” de­miş­ti.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Ay­nen öy­le, İmren Ay­kut yap­tı.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (De­vam­la) – Şim­di bu­ra­da bü­tün ta­rih ve nu­ma­ra­la­rı­nı Mec­lis Baş­kan­lı­ğı­na za­tı­a­li­ni­ze de ver­me­si için tak­dim ede­ce­ğim. Ken­di ili­niz­de ya­pı­lan hiz­met­le­rin ta­ri­hi­ni öğ­re­nin, on­dan son­ra çı­kıp mil­le­te sa­ta­şın. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Te­şek­kür ede­rim sev­gi­li ar­ka­daş­la­rım. Say­gı­lar su­na­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­ka­n… Sa­yın Baş­ka­n… Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Efen­dim?

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Ba­kan, be­nim bir yer­le­re se­lam ver­di­ğim gi­bi, be­ni ya­ra­la­yan, in­ci­ten ifa­de­ler­de bu­lun­du. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Yok öy­le bir şey. Sen in­cin­mez­sin!

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fen din­le­ye­lim.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­ka­n… Sa­yın Baş­ka­n…

Ay­rı­ca, şahit­le­rin ol­ma­dı­ğı, Ge­nel Baş­ka­nım hak­kın­da ile­ri ge­ri kö­tü laf­lar söy­le­di­ği­mi söy­le­di. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Şahit­le­rim de var! Şahit­le­rim de var!

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Tak­dir eder­si­niz ki bu ko­nu­da ba­na ce­vap hak­kı doğ­du. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, bu­yu­run otu­ru­nuz, bir şey­ler söy­le­ye­yim. Ta­mam, ben si­zi din­le­dim. Otu­ru­nuz, bir­kaç cüm­le söy­le­ye­ce­ğim.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Son sö­zü is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN - Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, her dü­zey­de ko­nuş­ma ya­pan mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız için şunu ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum: Ta­bii ki bu kar­şı­lık­lı olan ve­ya ol­ma­yan şey­ler Mec­lis kür­sü­sün­den bu şekil­de ifa­de edi­lin­ce kar­şı­lık­lı ola­rak ce­vap hak­la­rı do­ğu­yor ve bu­ra­da, top­lu­mun bü­yük ço­ğun­lu­ğu­nun bil­me­di­ği, bel­ki mah­rem olan ve­ya ol­ma­yan, on­la­rı bi­le­me­yiz, sa­hip­le­ri ve Ce­na­bı­hak bi­lir. Şim­di sa­taş­ma­la­ra se­be­bi­yet ve­ri­yo­ruz. Ba­kı­nız, şunu ifa­de et­mek is­te­rim ki, bu ve­si­le­ler­le si­ya­set ku­ru­mu bu iş­ten ya­ra alı­yor. Bu­nu özel­lik­le he­pi­ni­zin tak­dir ede­ce­ği­ni umu­yo­rum.

O ba­kım­dan, bir­bi­ri­mi­zi eleş­ti­re­bi­li­riz, di­ğer şey­le­ri söy­le­ye­bi­li­riz. İnsan­la­rın fi­kir­le­ri, dü­şün­ce­le­ri, dav­ra­nış­la­rı de­ği­şe­bi­lir, bu ta­rih bo­yun­ca da ol­muş­tur. Ama, bir­bir­le­ri­nin hu­ku­ku­na ri­a­yet et­me­le­ri ge­re­kir. Mah­rem­le­ri var­sa, bu­nu so­nu­na ka­dar mu­ha­fa­za et­me­le­ri ge­re­kir. Ben on­la­rı o an­lam­da bil­mem.

Evet, Sa­yın Ba­ka­nın si­zin­le il­gi­li ola­rak, ya­ni si­zi kas­te­de­rek -açık­tı o- öy­le bir ko­nuş­ma­sı ol­du. Ben si­ze, çok kı­sa ola­rak, bir açık­la­ma için söz ve­re­ce­ğim, ama bu­… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ar­ka­daş­lar, lüt­fen! İstir­ham ede­rim ya­ni!

Sa­taş­ma­ya bu şekil­de dö­nü­şe­rek, tek­rar mil­let­ve­ki­li­miz ve­ya di­ğer bir ko­num­da­ki bir ar­ka­da­şı­mız çı­kıp ce­vap ve­rip fa­lan, böy­le bir üs­lup olur­sa bu şekil­de ol­maz. Her in­san, baş­tan, ko­nu­şa­rak ve­ya alın­tı ya­par­ken al­dı­ğı, yap­tı­ğı şey­le­re ri­a­yet et­me­li­dir.

Sa­yın Ba­kan da ko­nuş­ma­sın­da, o yap­mış ol­du­ğu ko­nuş­ma­la­rın, alın­tı­la­rın bir ifa­de­si­nin ürü­nü ol­du­ğu­nu söy­le­miş ve sa­hip­len­miş. Ya­ni, on­la­rı “Yok, söy­le­me­dim.” an­la­mın­da bir ifa­de­de bu­lun­ma­mış­tır. Ama, öbür cüm­le içe­ri­sin­de ge­çen, ara­nız­da geç­ti­ği ifa­de edi­len ko­nuş­may­la il­gi­li kı­sa bir açık­la­ma­yı bu­yu­run ya­pı­nız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ar­ka­daş­lar, lüt­fen!

Bu­yu­run Sa­yın İnce.

 

VI­I.- AÇIK­LA­MA­LAR VE SA­TAŞ­MA­LA­RA İLİŞ­KİN KO­NUŞ­MA­LAR

1.- Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Mu­har­rem İnce­’­nin, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­ka­nı Er­tuğ­rul Gü­na­y’­ın, ko­nuş­ma­sın­da şah­sı­na sa­taş­ma­sı ne­de­niy­le ko­nuş­ma­sı

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Çok te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Ön­ce­lik­le şunu be­lirt­mek is­ti­yo­rum sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri: Sa­yın Ba­ka­na geç­miş­te “ağa­bey” de­di­ğim doğ­ru­dur. Ken­di­si­ne hür­met et­ti­ğim, say­gı gös­ter­di­ğim doğ­ru­dur. Yi­ne de­rim, yi­ne de­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fen!

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ama “Ka­pım­da bek­le­yen­ler.” de­me­si­ni çok ya­dır­ga­dım doğ­ru­su.

Ba­kın, si­ze çok mert­çe bir şey söy­le­ye­yim mi, ben o ku­rul­tay­da si­ze oy ver­dim bi­li­yor mu­su­nuz? Bu­ra­da söy­lü­yo­rum bu­nu. Ba­kın, si­ze oy ver­dim, des­tek­le­dim si­zi ben. Ka­pı­nız­da bek­le­me­dim, ama bu­gün çok piş­ma­nım, bu­gün çok üz­gü­nüm, çok piş­ma­nım. Si­zi par­ti­den ih­raç et­tik­le­rin­de de üzül­müş­tüm, ama bu­gün De­niz Bay­ka­l’­ın ne ka­dar hak­lı ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­rum. İyi ki ih­raç et­miş­ler. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – İyi ki ih­raç edil­mi­şim.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ku­su­ra bak­ma­yın. Çok üzül­müş­tüm, ama bu­gün “İ­yi ki ih­raç et­miş­ler.” di­yo­rum. Ben gö­re­me­mi­şim, tec­rü­be­siy­le on­lar gör­müş.

Ne di­ye ka­pı­nız­da bek­le­ye­yim si­zin? Ben par­ti­nin il baş­ka­nıy­dım, ku­rul­tay de­le­ge­siy­dim. Kim­se­nin ka­pı­sın­da bek­le­mem ben. Ge­nel Baş­ka­nın da ka­pı­sın­da bek­le­mem, si­zin de ka­pı­nız­da bek­le­mem. As­lan­lar gi­bi si­ya­se­ti­mi ya­pa­rım ben. Kim­se­nin ka­pı­sın­da bek­le­mem. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu Mec­li­sin hiç­bir üye­si kim­se­nin ka­pı­sın­da bek­le­mez. He­pi­ni­zin bek­le­me­ye­ce­ği­ne ina­nı­yo­rum ben. Bu­ra­sı ga­zi bir mec­lis. Bu Mec­li­sin üye­le­ri kim­se­nin ka­pı­sın­da bek­le­mez. Bu­gün si­ya­si par­ti­ler­le il­gi­li bir­ta­kım aç­maz­lar ola­bi­lir; Si­ya­si Par­ti­ler Ya­sa­sı an­ti­de­mok­ra­tik ola­bi­lir; lis­te­ler bir­kaç ki­şi ta­ra­fın­dan ya­pı­lı­yor ola­bi­lir; ama bu ül­ke­de bun­lar de­ği­şe­cek bir gün. Bir gün de­ği­şe­cek. Bu Mec­li­s…

CE­MAL KA­YA (Ağ­rı) – Ne za­man?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sen be­nim­le bir­lik­te ol­du­ğun za­man de­ği­şe­cek. Ola­bi­lir­sen, yü­re­ğin var­sa eğer, o za­man ola­cak.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Al­lah ko­ru­sun.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, se­çim ön­ce­sin­de Sa­yın Ba­kan Ya­lo­va­’­ya gel­di. Sa­yın Ba­kan Ya­lo­va­’­da kür­sü­ye çık­tı Sa­yın Ab­dul­lah Gü­l’­le bir­lik­te, ko­nuş­ma yap­tı. CHP’­yi yer­den ye­re vur­du, AK­P’­ye oy is­te­di. Ben ora­da ada­yım, se­çi­me gir­mi­şim. “Se­çim ön­ce­sin­de Ge­nel Baş­ka­nı hak­kın­da ko­nuş­tuk­la­rı­nı bir bil­se­niz.” di­yor. Ya­ni, tak­di­ri si­ze bı­ra­kı­yo­rum. Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­nay, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li ada­yı ola­rak Ya­lo­va­’­ya ge­lip, AK­P’­ye oy is­te­se, CHP’­yi yer­den ye­re vur­sa, oto­bü­sün üs­tü­ne çık­sa, ben böy­le ya­pan bir ki­şi­ye gi­dip de ken­di Ge­nel Baş­ka­nı­mı eleş­ti­rir mi­yim eleş­tir­mez mi­yim? Si­zin vic­dan­la­rı­nı­za bı­ra­kı­yo­rum, si­zin vic­dan­la­rı­nı­za bı­ra­kı­yo­rum.

BAY­RAM ÖZ­ÇE­LİK (Bur­dur) – Sen­den bek­le­nir­di.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Şim­di, “Yü­rü­yen Köşk” de­di. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, İmren Ay­kut be­nim par­ti­lim de­ğil. 96 yı­lın­da ben Ata­türk­çü Dü­şün­ce Der­ne­ği Baş­ka­nı­yım, za­ma­nın va­li­si­ne git­tim “Yü­rü­yen Köşk çü­rü­yor.” de­dim. İmren Ay­kut Çev­re Ba­ka­nıy­dı, Ya­lo­va­’­ya gel­di. İlk -20 mil­yar li­ra pa­ra o za­man­lar- ko­ru­du­lar, bo­ya­sı­nı yap­tı­lar. Al­lah ra­zı ol­sun, bir hiz­met yap­tı­lar. Şim­di de bir şey­ler ya­pıl­mış ola­bi­lir, ama ora­yı ilk kur­ta­ran ki­şi o za­man­ki Çev­re Ba­ka­nı­dır. Bu böy­le­dir Sa­yın Ba­kan. Be­nim de­de­min de­de­si­nin me­za­rı o kent­te. Siz ben­den iyi mi bi­le­cek­si­niz o ken­ti?

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Evet, ta­bii ki sen­den iyi bi­li­yo­rum.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Siz ben­den iyi mi bi­le­cek­si­niz? Ala­ka­sı yok.

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, te­şek­kür ede­rim, sağ olun.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Ba­kan, siz an­cak Ter­ma­l’­de­ki Mec­li­sin din­len­me te­sis­le­ri­ni bi­lir­si­niz ben­den iyi. Sa­u­na­yı bi­lir­si­niz ben­den iyi, sa­u­na­yı. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun.

VI.- KA­NUN TA­SA­RI VE TEK­LİF­LE­Rİ İLE KO­MİS­YON­LAR­DAN

GE­LEN Dİ­ĞER İŞ­LER (De­vam)

A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (De­vam)

1.- İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı ile Millî Eği­tim, Kül­tür, Genç­lik ve Spor Ko­mis­yo­nu Ra­po­ru (1/350) (S. Sa­yı­sı: 16) (De­vam)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, AK Par­ti Gru­bu adı­na, Gi­re­sun Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Nu­ret­tin Ca­nik­li.

Bu­yu­run Sa­yın Ca­nik­li. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

AK PAR­Tİ GRU­BU ADI­NA NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Gö­rüş­tü­ğü­müz ta­sa­rı­nın 7’nci mad­de­si üze­rin­de AK Par­ti Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum.

As­lın­da, müm­kün ol­du­ğu öl­çü­de, bir an ön­ce ta­sa­rı­nın ya­sa­laş­ma­sı ve ge­ce­nin bu geç sa­a­tin­de ar­ka­daş­la­rı­mı­zın -çok da­ha faz­la za­man kay­bet­me­den bir an ön­ce geç­me­si ama­cıy­la- söz al­ma­mak gi­bi bir eği­li­mi var­dı, ama özel­lik­le iki ko­nu­da mu­ha­le­fe­te men­sup ar­ka­daş­la­rı­mı­zın yap­tı­ğı hak­sız ve yan­lış de­ğer­len­dir­me­le­rin ya­pıl­ma­sı ve bun­da ısrar edil­me­si ve he­men he­men her mad­de gö­rü­şü­lür­ken gün­de­me ge­ti­ril­me­si ne­de­niy­le, bu mad­de­de bu iki ko­nu­ya de­ğin­mek üze­re söz al­dım.

Bun­lar­dan bir ta­ne­si -bi­raz ön­ce Sa­yın Ko­nuş­ma­cı da de­ğin­di- Hükûme­ti­mi­zin, par­ti­mi­zin sos­yal po­li­ti­ka­la­rı çer­çe­ve­sin­de, top­lu­mun alt ge­lir gru­bun­da bu­lu­nan in­san­la­ra ya­pı­lan kat­kı­la­rı, ak­tar­ma­la­rı ve des­tek­le­ri si­ya­si rüş­vet ola­rak de­ğer­len­dir­me­le­ri ya da bir ar­ka­da­şı­mı­zın ifa­de­siy­le “kö­mür­le kan­dır­ma” ola­rak de­ğer­len­dir­me­si ger­çek­ten üzün­tü ve­ri­ci. Bun­lar, hem top­lu­mu ya­ra­la­yan, ra­hat­sız eden hem biz­le­ri ra­hat­sız eden ifa­de tarz­la­rı. El­bet­te eleş­ti­ri­le­bi­lir, bir sos­yal po­li­ti­ka ola­rak bun­la­rın uy­gu­lan­ma­ma­sı, da­ha de­ği­şik yön­tem­le­rin uy­gu­lan­ma­sı şek­lin­de öne­ri­ler ge­ti­ri­le­bi­lir, ona hiç­bir iti­ra­zı­mız yok.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Sa­yın Ca­nik­li, da­ğı­tıl­ma­dı mı? Onu söy­lü­yo­ruz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Şim­di, ta­bi­i, ger­çek­ten, AK Par­ti uzun yıl­lar­dan be­ri bu po­li­ti­ka­yı çok ba­şa­rı­lı bir şekil­de yü­rüt­mek­te­dir, mil­le­ti­miz bun­dan mem­nun­dur ve bu açı­dan ba­kıl­dı­ğın­da büt­çe­den çok cid­di kay­nak­lar ak­ta­rıl­mak­ta­dır. 2002 yı­lın­da 1 kat­ril­yon ci­va­rın­da olan sos­yal amaç­lı har­ca­ma­la­rın tu­ta­rı bu­gün iti­ba­rıy­la 6 kat­ril­yon li­ra­yı aş­mış­tır. Bu, cid­di an­lam­da bir re­el ar­tış­tır.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Sa­da­ka dev­le­ti ya­rat­tı­nız. Ken­di­niz iti­raf edi­yor­su­nuz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - So­nuç iti­ba­rıy­la va­tan­daş­la­rı­mı­zın men­fa­a­ti­ne, le­hi­ne olan bir du­rum­dur. Bu ya­pı­lır­ken de hiç kuş­ku­suz mil­le­ti­mi­zin ra­hat­sız ol­ma­ma­sı, ren­ci­de ol­ma­ma­sı için ge­re­ken bü­tün yön­tem­ler de kul­la­nıl­mak­ta­dır.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu tür des­tek­le­ri, yar­dım­la­rı, kat­kı­la­rı, ta­bi­i, sa­de­ce AK Par­ti­li ör­güt­ler, be­le­di­ye­ler yap­mı­yor, di­ğer par­ti­le­re men­sup be­le­di­ye­ler de bu hiz­me­ti va­tan­daş­la­rı­mı­za ak­ta­rı­yor. Me­se­la, bun­lar­dan bir ta­ne­si İzmir Be­le­di­ye­si, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne men­sup İzmir Be­le­di­ye­si. Her yıl ya­pı­yor bu kat­kı­la­rı. Ya­ni, kö­mür yar­dı­mı, eleş­tir­di­ği­niz bu mal­ze­me yar­dım­la­rı, er­zak yar­dım­la­rı­… Hat­ta baş­ka şey­le­ri de ya­pı­yor İzmir Be­le­di­ye­si. Bun­la­rı eleş­tir­mek için söy­le­mi­yo­rum ben, des­tek­li­yo­rum, des­tek­len­me­si ge­re­kir. So­nuç­ta in­sa­nı­mı­za ya­pı­lan kat­kı­yı eleş­tir­mek müm­kün mü? Ama, siz, sü­rek­li ola­rak, yön­tem ola­rak bu tarz bir kat­kı­nın yan­lış ol­du­ğu­nu ısrar­lı bir şekil­de söy­le­di­ği­niz için bu ör­ne­ği ve­ri­yo­rum. Ra­ma­zan­da İzmir Be­le­di­ye­si her gün 6 bin ki­şi­ye if­tar ver­di, 100 bin ai­le­ye er­zak yar­dı­mı yap­tı, gı­da yar­dı­mı yap­tı, po­şet da­ğıt­tı. Ya­ni, si­zin ifa­de­niz­le söy­lü­yo­rum.

Ay­rı­ca­… Ba­kın, bu­ra­ya ka­dar bu yön­tem­ler aşa­ğı yu­ka­rı bi­zim de uy­gu­la­dı­ğı­mız, kul­lan­dı­ğı­mız yön­tem­ler. Ba­kın, bun­dan son­ra­sı­na lüt­fen dik­kat edin. 15 bin ai­le­ye 200 YTL ra­ma­zan çe­ki ver­di. 15 bin ai­le­ye, ai­le ba­şı­na 200 YTL ra­ma­zan çe­ki ver­di, da­ğıt­tı. Tek­rar söy­lü­yo­rum, bun­lar çok gü­zel adım­lar ger­çek­ten, iş­lem­ler, fa­a­li­yet­ler. Bun­la­rı des­tek­li­yo­ruz. Te­şek­kür edi­yo­ruz bu ar­ka­daş­la­rı­mı­za. Ay­rı­ca, yi­ne bu ai­le­le­re 200 YTL’­lik de ai­le ba­şı­na bay­ram çe­ki ver­di.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Siz?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Ha­yır, İzmir Be­le­di­ye­si. Üz­gü­nüm, ya­ni si­zi ha­yal kı­rık­lı­ğı­na uğ­rat­tı­ğım için üz­gü­nüm.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – An­ka­ra Be­le­di­ye­si de 300 bin ai­le­ye ye­mek ve­ri­yor. Bu­nun­la övü­nü­lür mü Al­lah aş­kı­na! Al­lah aş­kı­na bu­nun­la övü­nü­lür mü ya! Ka­bi­le dev­le­ti­ne çe­vir­di­niz Tür­ki­ye­’­yi. Bu­nun­la övü­nü­lür mü!

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Şim­di, ba­kın de­ğer­li ar­ka­daş­lar, eğer kö­mür da­ğıt­mak, mal­ze­me da­ğıt­mak se­çim rüş­ve­ti ise bu ve­ri­len çek­ler ne­dir? Bu­nu na­sıl ta­nım­lar­sı­nız? Lüt­fen söy­le­yin. Söy­le­yin, bu­nu da rüş­vet çe­ki ola­rak ifa­de ede­bi­lir mi­si­niz? İzmir Be­le­di­ye­si­nin da­ğıt­tı­ğı bu çek­le­rin rüş­vet çe­ki ol­du­ğu­nu söy­le­ye­bi­lir mi­si­niz? Biz söy­le­mi­yo­ruz.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Sa­yın Ca­nik­li, Türk mil­le­ti için bun­lar utanç ve­si­le­si­dir, utanç ve­si­le­si. Övü­nü­le­cek bir ya­nı yok.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Biz söy­le­mi­yo­ru­z… Biz söy­le­mi­yo­ru­z…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Mil­le­ti yok­sul­laş­tı­rıp aç bı­rak­tı­nız, ia­ne­ye, ia­şe­ye mahkûm et­ti­niz. Çı­kıp bu­nun­la övü­nü­yor­su­nuz, cum­hu­ri­ye­tin 85’in­ci yı­lın­da bir de.

BAŞ­KAN – Sa­yın Al­tay, lüt­fe­n…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ko­nu­şur­ken, eleş­ti­rir­ken, bu eleş­ti­ri­le­rin ne­re­ye va­ra­ca­ğı­nı çok iyi de­ğer­len­dir­mek la­zım, çok iyi tah­lil et­mek la­zım. Ümit edi­yo­rum ve bek­li­yo­rum ki, bun­dan son­ra­ki ko­nuş­ma­lar­da an­lam­sız, içi boş ve her­ke­si ya­ra­la­yan hak­sız it­ham­lar, bu an­lam­da­ki hak­sız it­ham­lar bir ta­ra­fa bı­ra­kı­lır ve da­ha cid­di de­ğer­len­dir­me­ler ya­pa­rız.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Ma­aş ve­re­lim, ma­aş. Dev­let ver­sin, par­ti­ler is­tis­mar et­me­sin.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - İkin­ci ko­nu, gö­rüş­tü­ğü­müz ta­sa­rı­da yer alan de­ne­tim ko­nu­su. De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ba­kın, yi­ne, bek­le­dim ki, Tür­ki­ye de­ne­tim sis­te­min­de sağ­lık­lı, bi­lim­sel ve re­el bir de­ğer­len­dir­me ya­pa­rak, özel­lik­le Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si­ne men­sup ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu ko­nu­yu tam ola­rak açık­lı­ğa ka­vuş­tur­ma­sı­nı bek­le­dim, ama ol­ma­dı. Hep şu söy­len­di: “De­ne­tim­den ka­çı­yor­su­nuz. Şef­faf de­ğil­si­niz.” Özel­lik­le, Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­ne ta­bi ol­ma­dı­ğı ge­rek­çe­siy­le -5018 sa­yı­lı Ka­nun çer­çe­ve­sin­de- bu it­ham­lar or­ta­ya atıl­dı.

Bü­tün bu ko­nuş­ma­la­rın an­la­mı şu: Bu ar­ka­daş­la­rı­mız, ma­a­le­sef, Tür­ki­ye­’­de uy­gu­la­nan ana­ya­sal de­ne­tim sis­te­min­den bi­ha­ber­ler, ama, ben şim­di ken­di­le­ri­ne bu sis­te­min na­sıl uy­gu­lan­dı­ğı­nı, na­sıl ol­du­ğu­nu an­la­ta­ca­ğım.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ana­ya­sa­’­mız­da ka­mu­nun de­ne­ti­miy­le il­gi­li iki sis­tem var, iki dü­zen var: Bir ta­ne­si, Ana­ya­sa­’­nın 160’ın­cı mad­de­si çer­çe­ve­sin­de Sa­yış­ta­yın yap­tı­ğı de­ne­tim di­ğe­ri ise, yi­ne, Ana­ya­sa­’­nın 165’in­ci mad­de­si çer­çe­ve­sin­de ya­pı­lan ve 160’ın­cı mad­de­de sa­yı­lan ku­rum­la­rın dı­şın­da ka­lan­la­rın de­ne­ti­mi ki, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin yap­tı­ğı de­ne­tim ve KİT Ko­mis­yo­nu­nun yap­tı­ğı de­ne­tim­dir.

Şim­di, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, Sa­yış­ta­yın Ana­ya­sa­’­nın 160’ın­cı mad­de­si­ne gö­re yap­tı­ğı de­ne­tim, esas iti­ba­rıy­la ana, te­mel bi­li­nen ka­mu ku­rum­la­rı­nı kap­sa­mak­ta­dır. Ana­ya­sa­’­ya bak­tı­ğı­nız za­man Sa­yış­tay, mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si kap­sa­mın­da­ki ka­mu ida­re­le­ri –bun­lar, aşa­ğı­ya doğ­ru ba­kan­lık­lar- ar­tı, sos­yal gü­ven­lik ku­rum­la­rı... Bü­tün ge­lir – gi­der he­sap­la­rı­nı bir he­sap mah­ke­me­si sı­fa­tıy­la yar­gı­lar, de­net­ler, he­sap so­rar. Esas iti­ba­rıy­la Sa­yış­ta­yın yet­ki­li ol­du­ğu, uz­man ol­du­ğu, gö­rev­len­di­ril­di­ği -Ana­ya­sa­’­ya gö­re- alan­lar bun­lar. 1- Mer­kezî yö­ne­tim büt­çe­si çer­çe­ve­sin­de­ki ku­ru­luş­lar. 2- Sos­yal gü­ven­lik ku­ru­luş­la­rı.

Şu an­da tar­tış­ma­sı­nı yap­tı­ğı­mız bu ku­ru­lu­şun, bu or­ga­ni­zas­yo­nun bun­lar­la hiç­bir ala­ka­sı yok. Şunu söy­le­ye­bi­lir­si­niz: Da­ha son­ra­ki cüm­le­de “Ka­nun­la yet­ki ve­ri­le­bi­lir.” di­ye­bi­lir­si­niz. Öy­le bir dü­zen­le­me de var, an­cak bu, esas olan bi­rin­ci cüm­le­de­ki içe­rik­le il­gi­li­dir. Çün­kü, esas iti­ba­rıy­la bi­rin­ci cüm­le yö­nü ta­yin, bel­li et­miş­tir.

Şim­di, ge­le­lim di­ğer ko­nu­ya: Hiç­bir ka­mu ku­ru­mu­nun, Ana­ya­sa­’­ya gö­re, de­ne­tim dı­şın­da kal­ma­sı müm­kün de­ğil­dir. “Ka­mu”­nun ta­nı­mı da şudur: Ge­nel büt­çe­li ku­ru­luş­lar, mer­kezî büt­çe­li ku­ru­luş­lar, ar­tı, ka­mu adı­na kay­nak kul­la­nan ku­ru­luş­lar, ama bu­ra­da bir sı­nır var, bir şart var, bü­tün ka­mu uy­gu­la­ma­la­rı için ge­çer­li, yüz­de 50 sı­nı­rı var. Ana­ya­sa­’­nın 165’in­ci mad­de­si­ne bak­tı­ğı­nız za­man bu­nu da gö­rür­sü­nüz. Bu­ra­da di­yor ki, “Ser­ma­ye­si­nin ya­rı­sın­dan faz­la­sı doğ­ru­dan doğ­ru­ya ve­ya do­lay­lı ola­rak Dev­le­te ait ka­mu ku­ru­luş ve or­tak­lık­la­rı­…” Sa­de­ce Kİ­T’­ler de­ğil, is­mi KİT, ama içe­ri­ği Kİ­T’­ten fark­lı, bu­nun hikâye­si de uzun. “Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­…” adı­na de­net­le­nir.

Şim­di, özü iti­ba­rıy­la ba­kıl­dı­ğın­da, bu hü­küm ol­ma­sa da­hi, ya­ni 5018 kap­sa­mın­da 19’un­cu mad­de çer­çe­ve­sin­de uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­ler ara­sın­da, 5018 sa­yı­lı Ka­nun ol­ma­sa da­hi, bu ku­ru­lu­şu, bu­gün ih­das et­me­ye ça­lış­tı­ğı­mız bu ku­ru­lu­şu, bu çer­çe­ve­de, Sa­yış­ta­ya de­net­le­te­mez­si­niz. Ya­ni bi­rin­ci cüm­le­nin özü­ne ay­kı­rı­dır bu. Ya ne ola­cak: 165’in­ci mad­de çer­çe­ve­sin­de KİT Ko­mis­yo­nu ta­ra­fın­dan de­net­le­ne­cek. Şu an­da­ki du­ru­ma gö­re, şu an­da­ki ya­pı­ya gö­re, di­zayn edil­mek is­te­nen ya­pı­ya gö­re bu ku­ru­luş KİT Ko­mis­yo­nu ta­ra­fın­dan de­net­le­ne­cek­tir. Hiç­bir en­gel yok, tam ak­si­ne bu zo­run­lu­dur, Ana­ya­sa­’­nın ge­re­ği­dir. Sa­de­ce Ana­ya­sa­’­nın 165’in­ci mad­de­si de­ğil, ay­nı za­man­da bu­na da­ya­nı­la­rak çı­ka­rı­lan 3346 sa­yı­lı Ka­nu­n’­un da amir hük­mü­dür, ama bu­ra­da bir şart var, ka­mu­nun pa­yı­nın doğ­ru­dan ya da do­lay­lı ola­rak yüz­de 50’nin üze­ri­ne çık­ma­sı ge­re­kir. Yüz­de 50’nin üze­ri­ne çık­tı­ğı an­da ke­sin­lik­le bu ku­ru­lu­şun de­ne­ti­mi KİT Ko­mis­yo­nu ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak­tır, Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak­tır. Bu­nun için açık­ça ya­zıl­ma­sı­na ge­rek yok. Çok net, 165’in­ci mad­de çok net, 160’ın­cı mad­de çok net. Hiç­bir ka­mu ku­ru­mu­nun, ka­mu adı­na kay­nak kul­la­nan ka­mu ku­ru­mu­nun bu oran yüz­de 50’nin üze­ri­ne çık­tı­ğı an­dan iti­ba­ren de­ne­tim dı­şın­da kal­ma­sı müm­kün de­ğil de­ğer­li ar­ka­daş­lar.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Ajan­sın ser­ma­ye­si ne ka­dar Sa­yın Ca­nik­li?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Bu­ra­da şu da ya­pı­lı­yor: Ba­kın, ila­ve ola­rak ek bir de­ne­tim sis­te­mi da­ha ge­ti­ri­li­yor. Bu­nun­la ye­tin­mi­yor, ya­ni Ana­ya­sa­’­nın 165, ya­ni KİT Ko­mis­yo­nu çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­cak olan de­ne­tim­le ye­tin­mi­yor bu dü­zen­le­me, ay­nı za­man­da ila­ve bir de­ne­tim da­ha ge­ti­ri­yor. O da, dört ta­ne tef­tiş ku­ru­lun­dan olu­şan bir de­ne­tim eki­bi ta­ra­fın­dan de­net­len­me­si ön­gö­rü­lü­yor.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – 165’le il­gi­si yok kar­de­şim. Bu KİT de­ğil ki.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bun­lar da ba­kın kim­ler: Baş­ba­kan­lık mü­fet­ti­şi, Ma­li­ye mü­fet­ti­şi, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı mül­ki­ye mü­fet­ti­şi ve Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı mü­fet­ti­şi.

Şim­di, bu­ra­da ka­çı­rı­lan bir nok­ta var. Bu ekip, bu ku­rul ba­kan­la­rı de­net­le­mi­yor. Ya­ni, adı­na de­ne­tim yap­tık­la­rı, ta­li­mat al­dık­la­rı ma­ka­mı, mer­ci­yi de­net­le­mi­yor. Bun­lar, tam ak­si­ne, esas ic­ra­at­la­rı ya­pan aşa­ğı­da­ki bü­rok­rat­la­rı de­net­li­yor. Do­la­yı­sıy­la, de­di­ği­niz an­lam­da bir çı­kar ça­tış­ma­sı –ya­ni, yet­ki an­la­mın­da söy­lü­yo­rum- söz ko­nu­su de­ğil. Do­la­yı­sıy­la, lüt­fen, bu dü­zen­le­me­den son­ra, bü­tün bu iş­lem­le­rin, bü­tün bu alım sa­tım­la­rın KİT Ko­mis­yo­nu ta­ra­fın­dan, YDK ta­ra­fın­dan de­net­le­ne­ce­ği­ni hiç unut­ma­yın.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ca­nik­li, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Te­şek­kür ede­rim.

Bü­tün bu ko­nuş­ma­la­rın ka­yıt­la­ra geç­ti­ği­ni bi­li­yo­rum ve bu­nu bi­le­rek çok net ola­rak ifa­de edi­yo­rum.

Ben­zer bir dü­zen­le­me Exim­ban­k’­ta var­dır de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Exim­ban­k’­ın de­net­len­me­si­ne iliş­kin de ben­zer bir ku­rum, ku­ru­luş var­dır, böy­le özel bir de­ne­tim eki­bi oluş­tu­rul­muş­tur. Ama, Exim­ban­k’­ın he­sap ve iş­lem­le­ri ay­nı za­man­da KİT Ko­mis­yo­nu de­ne­ti­mi çer­çe­ve­sin­de Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan de­net­len­mek­te ve in­ce­len­mek­te­dir.

ALİ UZU­NIR­MAK (Ay­dın) – Exim­bank bir ano­nim şir­ke­t…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) – Do­la­yı­sıy­la, mu­ha­le­fe­tin Hükûme­ti­mi­ze te­şek­kür et­me­si ge­re­kir­ken, da­ha kat­lı, da­ha ka­tı bir de­ne­tim me­ka­niz­ma­sı ön­gör­me­si ne­de­niy­le te­şek­kür et­me­si ge­re­kir­ken, ye­ter­siz bil­gi ve de­ğer­len­dir­me­ler ne­de­niy­le böy­le bir eleş­ti­ri ger­çek­ten çok hak­sız­lık. İnşal­lah bu yan­lış­lık­la­rı­nı bun­dan son­ra­ki ko­nuş­ma­cı­lar bu­ra­ya gel­di­ği za­man dü­zel­tir ve de­ğiş­ti­rir­ler di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu­ra­da bel­ki şu eleş­ti­ri­le­bi­lir­di: Alım sa­tım­lar­da uy­gu­la­na­cak olan usul ve esas­lar ko­nu­sun­da bir ek­sik­lik ile­ri sü­rü­le­bi­lir­di ve bu, doğ­ru, hak­lı eleş­ti­ri ola­bi­lir­di. Ger­çek­ten böy­le bir ek­sik­lik var bu­ra­da. 13’ün­cü mad­dey­le il­gi­li öner­ge­miz var. Bu­ra­da dü­zel­ti­yo­ruz, ila­ve edi­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (De­vam­la) - Ama, ben is­ter­dim ki, bu ek­sik­li­ğin mu­ha­le­fe­te men­sup ar­ka­daş­la­rı­mız ta­ra­fın­dan ye­ri­ne ge­ti­ril­me­si­ni bek­ler­dim. Ama, ol­ma­dı, yan­lış eleş­ti­ri­ler ya­pıl­dı.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­la­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ca­nik­li, te­şek­kür edi­yo­rum.

ALİ UZU­NIR­MAK (Ay­dın) – Exim­bank bir ano­nim şir­ket. Bu­nu da ano­nim şir­ket ya­pa­lım o za­man.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Ocak­den.

Sa­yın Ocak­den, bir kül­tür ada­mı ola­rak, bu ka­dar ko­nuş­ma­lar­dan son­ra İstan­bu­l’­un kül­tür ha­ya­tıy­la il­gi­li bir şey­ler söy­le­ye­cek­si­niz ümit edi­yo­rum.

MEH­MET OCAK­DEN (Bur­sa) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 7’nci mad­de­siy­le il­gi­li ki­şi­sel gö­rüş­le­ri­mi açık­la­mak üze­re söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Fa­kat bu ara­da kü­çük bir not düş­mek is­ti­yo­rum: Ben hep me­rak eder­dim, otuz yıl­dır ga­ze­te­ci­yim, bu mil­let­ve­kil­le­ri ge­ce ya­rı­la­rı­na ni­ye ça­lı­şır­lar? Şim­di gö­rü­yo­rum ve çok iyi an­lı­yo­rum. Özel­lik­le Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si sa­yın söz­cü­le­ri­nin, bu­ra­da, ken­di iç ku­rum­sal so­run­la­rı­nı, ya­sa­dan çok onu ge­tir­me­le­ri doğ­ru­su be­ni hay­ret için­de bı­rak­mış­tır, onu not et­mek is­ti­yo­rum.

So­kak­la­rın­da do­la­şır­ken bin­ler­ce yıl­lık mis­tik bir ta­ri­hin ko­ku­su du­yu­lan İstan­bul, Av­ru­pa­’­nın ye­ni kül­tür baş­ken­ti ar­tık. Üç bü­yük im­pa­ra­tor­lu­ğa baş­kent­lik, üç se­ma­vi di­ne ev sa­hip­li­ği ya­pan me­de­ni­yet­le­rin bu­luş­ma nok­ta­sı olan İstan­bul, ken­di­si­ni çağ­lar öte­si­ne ta­şı­ya­cak ye­ni kül­tü­rel pro­je­le­re im­za ata­cak ve adı, ya­şa­mın sır­la­rı­nı sim­ge­le­yen dört ele­ment­le, top­rak, ha­va, su ve ateş­le tem­sil edi­le­cek. İstan­bu­l’­un se­çil­me­sin­de, Av­ru­pa ve As­ya kav­ram­la­rı­nın, dört un­sur bi­çi­min­de an­la­tı­lan kül­tü­rel mi­ras zen­gin­li­ği­nin ro­lü bü­yük­tür. Bu zen­gin­li­ği, Ba­tı­lı­lar, uzun sü­re “bar­bar Türk” di­ye inkâr et­ti, biz de yan­lış ve or­yan­ta­list bir çağ­daş­laş­ma an­la­yı­şıy­la ay­nı inkârcı­lı­ğı sür­dür­dük. Oy­sa, ar­tık, Ba­tı­’­da da biz­de de kül­tü­rel zen­gin­lik fik­ri ge­li­şi­yor, Bi­zans ve Os­man­lı mi­ra­sı­na sa­hip çı­kı­yo­ruz.

Ta­rih­sel ger­çek­ler bi­ze gös­ter­miş­tir ki, ge­liş­me dö­nem­le­riy­le hoş­gö­rü ve açık fi­kir­li­lik, ge­ri­le­mey­le de dar ka­fa­lı­lık ve içe ka­pan­ma ara­sın­da bir iliş­ki var­dır. Av­ru­pa ve kül­tür baş­ken­ti te­rim­le­ri­nin içer­di­ği an­lam­la­rı hak et­miş olan İstan­bul, ba­rın­dır­dı­ğı zen­gin kül­tür mi­ra­sıy­la bi­zim ye­ni id­di­a­mı­zın, ye­ni hır­sı­mı­zın, ye­ni uf­ku­mu­zun çok gü­zel bir sim­ge­si­dir. Şim­di, bu ye­ni ya­say­la bir­lik­te, me­de­ni­yet­ler baş­ken­ti İstan­bul için sa­hi­ci bir adım atı­yo­ruz. An­cak iki gün­dür bu ka­nun ta­sa­rı­sı hak­kın­da eleş­ti­ri­ler­de bu­lu­nan ba­zı par­ti söz­cü­sü ar­ka­daş­la­rın dil­len­dir­di­ği gö­rüş­ler, kül­tü­rel mi­ra­sı­mız adı­na da mo­dern kül­tür adı­na da kay­gı ve­ri­ci­dir, çün­kü bu­ra­da or­ta­ya atı­lan gö­rüş­le­rin bü­yük bir bö­lü­mü­nün, ge­rek İstan­bu­l’­un kül­tü­rel bi­ri­ki­miy­le ge­rek­se çağ­daş kül­tür de­ğer­le­riy­le uzak­tan ya­kın­dan ala­ka­sı yok­tur. Ör­ne­ğin, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi bağ­la­mın­da ya­pı­lan eleş­ti­ri­ler, ke­li­me­nin tam an­la­mıy­la kül­tü­rel bir fu­ka­ra­lı­ğın gös­ter­ge­si­dir. He­le, bu eleş­ti­ri­le­rin za­man za­man ne­za­ket üs­lu­bu­nu aşa­rak in­ci­ti­ci bo­yut­la­ra ulaş­ma­sı, İstan­bul 2010 kül­tür baş­ken­ti­nin ru­hu­na ya­kış­ma­mış­tır. Ben, açık­ça­sı kül­tü­rün ev­ren­sel di­li­ne ina­nan bir in­san ola­rak, bu ar­ka­daş­la­rın bi­raz Yah­ya Ke­mal bi­raz Ba­u­de­la­i­re, bi­raz Rem­bo oku­ma­la­rı­nın ve de bol­ca Pi­cas­so tab­lo­la­rı­nı sey­ret­me­le­ri­nin da­ha ya­rar­lı ola­ca­ğı ka­na­a­tin­de­yim.

An­la­şı­lan o ki, AKM ko­nu­sun­da ateş­li eleş­ti­ri­ler­de bu­lu­nan ar­ka­daş­la­rın, dün­ya­da­ki ta­rih­sel de­ğer­le­re sa­hip kül­tür mer­kez­le­rin­den de, mo­dern kül­tür mer­kez­le­rin­den de ha­ber­le­ri bu­lun­ma­mak­ta­dır. Oy­sa, he­pi­miz bi­li­yo­ruz ki, mev­cut hâliy­le Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ne ta­rih­sel ne de mo­dern bir mi­ma­ri­yi tem­sil et­mek­te­dir. Do­la­yı­sıy­la, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin ye­ri­ne mo­dern bir kül­tür mer­ke­zi­nin ya­pıl­ma­sı­na kar­şı ol­ma­yı an­la­mak müm­kün de­ğil­dir. Çün­kü, mo­dern mi­ma­ri­ye di­ren­mek, ev­ren­sel kül­tü­re kar­şı ol­mak­la eş an­lam­lı­dır. İna­nı­yo­rum ki, yüz­yıl­lar­dır hoş­gö­rü­nün baş­ken­ti olan İstan­bul, ya­şa­dı­ğı­mız kü­re­sel yüz­yıl­da ba­rı­şın, kül­tü­rel çe­şit­li­li­ğin ve hoş­gö­rü­nün baş­ken­ti ol­ma­ya de­vam ede­cek­tir.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Vey­si Kay­nak.

Sa­yın Kay­nak, bu­yu­run efen­dim.(AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 7’nci mad­de­si hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum ve ger­çek­ten de, ha­ki­ka­ten mad­de hak­kın­da ko­nu­şa­ca­ğım. Bu ve­si­ley­le, yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu pro­je kap­sa­mın­da, İstan­bu­l’­un kül­tü­rel mi­ra­sı­nın sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­til­me­si, kent­sel dö­nü­şü­mü, şehir­ci­lik, çev­re­sel ve sos­yal an­lam­da ka­lı­cı ka­za­nım­lar el­de edil­me­si­ni te­min için dü­zen­le­nen bu ta­sa­rıy­la oluş­tu­ru­lan Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri dü­zen­len­mek­te­dir.

Olu­şu­mun­da ka­mu gö­rev­li­le­ri dı­şın­da si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı tem­sil­ci­le­ri­nin de yer al­ma­sıy­la, kül­tür ve kül­tü­rel mi­ras gi­bi he­pi­mi­zin or­tak de­ğer­le­ri­nin si­vil top­lu­mun da kat­kı­la­rıy­la ko­run­ma­sı ve ge­liş­ti­ril­me­si­ni sağ­la­ya­cak olan bu ku­ru­lun gö­rev­le­ri dü­zen­le­nir­ken, uya­ca­ğı te­mel kıs­ta­sın Av­ru­pa Bir­li­ği­nin ko­nuy­la il­gi­li ka­rar­la­rı ola­ca­ğı mad­de­de özel­lik­le dü­zen­len­miş­tir. Bu önem­li bir hu­sus­tur.

Ay­rı­ca, Da­nış­ma Ku­ru­lu, pro­je­nin en önem­li or­ga­nı olan Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun ça­lış­ma­la­rı­nı iz­ler ve tav­si­ye­de bu­lu­nur. Bu ku­rul yıl­lık prog­ram­lar ile ge­rek­li gö­rü­len di­ğer ko­nu­lar­da gö­rüş­le­ri­ni bil­di­rir de­nil­mek­te­dir. Dü­zen­le­nen bu mad­de, bu yö­nüy­le pro­je­nin ger­çek­leş­ti­ril­me­sin­de da­ha dar bir kad­ro­nun de­ğil, da­ha ge­niş bir kad­ro­nun et­kin ol­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak­tır. İşin için­de hem ka­mu hem si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ola­cak­tır.

Bu se­bep­le, mad­de­yi şah­sen de olum­lu bul­du­ğu­mu be­lir­ti­yor, bu ve­si­ley­le he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

De­ne­tim­le il­gi­li ola­rak Sa­yın Ba­ka­nın şöy­le bir ifa­de­si var ko­nuş­ma­sın­da: “Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı­nın, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı­nın de­net­çi­le­ri, bun­lar bi­zi de­net­le­me­ye­cek­ler. Ko­mis­yon­da ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız ‘Si­zin ata­dı­ğı­nız mü­fet­tiş­ler si­zi na­sıl de­net­ler­ler?’ de­di­ler. Bun­lar ya­pı­lan iş­le­ri de­net­le­ye­cek­ler ve ka­mu adı­na çok fark­lı bi­rim­ler­den ge­len de­ne­tim ele­man­la­rı de­net­le­ye­cek­ler.” di­yor. Pe­ki, ya­pı­lan iş­le­ri de­net­le­di­ler di­ye­lim, Sa­yın Ba­ka­nın de­di­ği gi­bi ol­sun, yol­suz­luk ya­pan ki­şi hak­kın­da ne ya­pa­cak­lar? Hiç­bir şey yap­ma­ya­cak­lar mı? Ya­pa­cak­lar. De­mek ki ay­nı za­man­da, o işi ya­pan­la­rı da de­net­le­ye­cek­ler. Şim­di, Sa­yın Ba­ka­nın “Bi­zi de­net­le­me­ye­cek­ler.” de­mek­te­ki kas­tı ney­di aca­ba? Ya­ni, yol­suz­luk ya­pan­lar ay­rı tu­tu­la­cak, ama iş yan­lış­sa o işi dü­zel­te­cek­ler an­la­mı­na mı ge­li­yor?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Dur­muş, bu­yu­run efen­dim.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Sa­yın Baş­kan, ya­sa­ma or­ga­nı üye­si­ne, yü­rüt­me er­ki­ni elin­de bu­lun­du­ran­lar gö­rev ve­re­me­ye­ce­ği­ne gö­re, Ana­ya­sa­’­nın 82’nci mad­de­si­ne gö­re, Sa­yın Ege­men Ba­ğı­ş’­ın için­de bu­lun­du­ğu si­vil top­lum ör­gü­tü bu sa­tın al­ma ko­mis­yo­nun­da gö­rev ala­bi­le­cek mi? Onu öğ­ren­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Dur­muş.

Sa­yın Al­ta­y…

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Sa­yın Ba­kan -Sa­yın Hükûmet as­lın­da, bu, Hükûme­ti de il­gi­len­di­ren bir so­ru- dün­ya­da, ik­ti­dar olup, dö­ne­min­de aç, açık, yok­sul, muh­taç in­san sa­yı­sı ar­tı­şı­nı, da­ha son­ra si­ya­si ran­ta çe­vir­me ka­bi­li­ye­ti­ne sa­hip baş­ka bir par­ti var mı? Sa­de­ce An­ka­ra­’­da “Gün­lük 300 bin ai­le­ye sı­cak ye­mek ve­ri­yo­rum.” di­ye övü­nen bir Be­le­di­ye Re­i­si var. Cum­hu­ri­ye­tin baş­ken­tin­de, ik­ti­da­rı­nız dö­ne­min­de, Be­le­di­ye­nin ve­re­ce­ği bir tas sı­cak çor­ba­ya muh­taç 300 bin ai­le­nin or­ta­ya çık­ma­sı, vic­dan­la­rı­nız­da, ge­ce ya­ta­ğa yat­tı­ğı­nız­da bir ra­hat­sız­lık ya­rat­mı­yor mu?

Ge­ne, Tür­ki­ye­’­de, kam­yon­cu es­na­fı baş­ta ol­mak üze­re, beş yıl ön­ce, ken­di hâliy­le ge­çi­mi­ni sağ­la­yan bin­ler­ce in­sa­nın, bu­gün, kay­ma­kam­lık­la­rın önün­de, Sos­yal Yar­dım­laş­ma ve Da­ya­nış­ma­yı Teş­vik Fo­nu­nun önün­de 150 mil­yon pa­ra ala­bil­mek için bek­le­me­le­rin­den hu­zur du­yu­yor mu­su­nuz?

BAŞ­KAN – Sa­yın, Al­tay te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Genç, bu­yu­run efen­dim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ma­a­le­sef, bu­ra­sı, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si de­ğil, bir si­ya­si par­ti­nin hi­zip­le­ri kav­ga­sı hâli­ne çe­vir­di­niz. Bun­da, si­zin ba­si­ret­siz yö­ne­ti­min de bü­yük bir rol oy­na­dı­ğı­nı ha­tır­lat­mak is­ti­yo­rum.

Şim­di, bi­raz ön­ce, AKP Grup Söz­cü­sü­nün, bu­ra­da, Ge­nel Ku­ru­la ver­di­ği bil­gi­ler yan­lış. Bu, bir KİT de­ğil­dir; bu, bir ar­pa­lık şir­ket­tir, özel şir­ket­tir; bun­la­rı bil­mek la­zım. İzmi­r’­de, üni­ver­si­te öğ­ren­ci­le­riy­le il­gi­li, özel, bu­na ben­zer bir ka­nun yap­tı­nız. Ora­da ya­pı­lan su­is­ti­mal­ler or­ta­da. Kim de­net­le­di bun­la­rı? Sa­yın Ba­kan, bi­raz ön­ce “Sa­yış­tay de­ne­ti­mi var.” de­di. Şim­di, Grup Baş­kan Ve­ki­li di­yor ki “Sa­yış­tay de­ne­ti­mi yok.” Ki­me ina­na­ca­ğız? Ya­ni, şim­di, bu Mec­li­sin bir ki­şi­li­ği var. Bu Mec­li­se say­gı du­yan in­san­la­rın bu­ra­da doğ­ru bil­gi ver­me­si la­zım. AKP Grup Söz­cü­sü­nün ver­di­ği bil­gi ya­lan. Bir de­fa, bu­nu, de­ne­tim ko­nu­su­nu 18’in­ci mad­de­de ge­tir­miş­ler, Ba­kan­lı­ğın em­rin­de­ki mü­fet­tiş­ler ya­pa­cak­lar. Ya­ni, Ba­ka­nın em­rin­de­ki mü­fet­tiş gi­de­cek de Ba­ka­nın yap­tı­ğı su­is­ti­mal­le­ri çı­ka­ra­cak mı? Çı­ka­ra­ma­ya­cak. Do­la­yı­sıy­la­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ça­lı­ş…

HA­SAN ÇA­LIŞ (Ka­ra­man) – Sa­yın Baş­ka­nım, ben, yö­ne­tim tar­zıy­la il­gi­li bir so­ru so­ra­cak­tım.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

HA­SAN ÇA­LIŞ (Ka­ra­man) – Bu­ra­da, sa­at­ler­dir, gün­dem­le il­gi­li ol­ma­yan ko­nu­lar ko­nu­şu­lu­yor. Ni­çin, Baş­kan­lı­ğı­nız bu­na mü­da­ha­le et­mi­yor? Ben, bu­nu öğ­ren­mek is­te­dim.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Gök, bir­kaç sa­ni­ye kal­dı, si­ze sü­re kal­ma­ya­cak, Sa­yın Ba­ka­na söz ve­re­ce­ğim.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, ön­ce­lik­le, şunu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum: Ba­kı­nız, kür­sü do­ku­nul­maz­lı­ğı, kür­sü hür­ri­ye­ti esas­tır de­ni­yor ve bu­ra­da, bu mad­dey­le il­gi­li ola­rak ve­ya di­ğer mad­de­ler­le il­gi­li ola­rak ko­nu­şan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın hep­si, si­ya­si kim­li­ği olan, mil­let­ve­ki­li olan ar­ka­daş­la­rı­mız. Çık­tı­ğı za­man, ik­ti­dar ve­ya mu­ha­le­fe­te men­sup ar­ka­daş­la­rı­mız, gru­bu bu­lu­nan ve­ya bu­lun­ma­yan par­ti­le­rin men­sup­la­rı, her­kes, o ko­nuy­la il­gi­li de­ğil, İstan­bul ve­ya baş­ka ko­nu­lar­la il­gi­li ola­rak ya­pı­yor. Eğer, bu şekil­de­ki, ba­kı­nız, mü­da­ha­le­ler nok­ta­sın­da, İç Tü­zü­k’­ün ver­di­ği yet­ki­le­ri so­nu­na ka­dar kul­la­nır­sak ar­ka­daş­la­rı­mı­zın hiç ko­nuş­ma­ma­sı la­zım. Onun için, bu­ra­da, bü­tün mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ken­di­le­ri­ne dü­şen so­rum­lu­luk­la­rı ye­ri­ne ge­tir­me­le­ri­ni is­tir­ham edi­yo­rum, za­man za­man da ikaz edi­yo­rum. Ama, İstan­bul herhâlde çok bü­yük bir şehir, üç bin yıl­lık, üç yüz bin yıl­lık bir şehir olun­ca, bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu hu­sus­ta en­gin bi­ri­kim­le­ri or­ta­ya çı­kı­yor, İstan­bu­l’­u ko­nu­şur­ken bü­tün dün­ya­yı ko­nu­şu­yo­ruz. Tak­dir­le­ri­ni­ze su­nu­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run efen­dim.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; ben de, doğ­ru­su, her mad­de­de, mad­dey­le doğ­ru­dan il­gi­li so­ru­lar so­rul­sa ve o mad­de­nin da­ha çok ay­dın­lan­ma­sı­na ve­si­le ol­sa di­ye dü­şü­nü­yor­dum. Bir ar­ka­da­şı­mız bu ko­nu­da bir uya­rı ge­tir­di. Ger­çek­ten, bu­na bun­dan son­ra ri­a­yet eder­sek, sa­nı­yo­rum ki, ya­sa­nın he­pi­mi­zin an­la­dı­ğı bi­çim­de çık­ma­sı doğ­rul­tu­sun­da da­ha ya­rar­lı bir ça­lış­ma yap­mış ola­bi­li­riz.

Şim­di, be­nim, ta­bi­i, ko­nuş­ma üs­lu­bu için­de ba­zen bel­ki ama­cı aşan bir­kaç ifa­dem ol­muş ola­bi­lir. Ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız, bu­ra­da, “İ­çiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı mü­fet­ti­şi, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı mü­fet­ti­şi, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı mü­fet­ti­şi, Baş­ba­kan­lık mü­fet­ti­şi -bi­raz ön­ce, yi­ne, bir so­ru so­ran ar­ka­da­şım da bu­na ben­zer bir şey söy­le­di- si­zi na­sıl de­net­le­ye­cek­ler?” de­di­ler. Bu­ra­da el­bet­te ba­kan­la­rın da bir dah­li, yap­tı­ğı bir yan­lış­lık, bir yol­suz­luk -Al­lah esir­ge­sin- olur­sa, el­bet­te bu­nun de­ne­ti­mi söz ko­nu­su. Ka­mu de­ne­ti­min­den bü­tün bu ya­pı­lan­la­rın mah­rum ol­ma­ya­ca­ğı ko­nu­sun­da yak­la­şım­lar var ki, ben 11’in­ci mad­dey­le il­gi­li ısra­rı­mı sür­dü­rü­yo­rum. Biz bu­ra­ya ak­tar­dı­ğı­mız kay­nak­lar­la il­gi­li ola­rak Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­ne ta­bi­yiz. Ben o ka­na­a­ti­mi sür­dü­rü­yo­rum. Ak­tar­dı­ğı­mız kay­nak­lar­la il­gi­li, onun ye­rin­de olup ol­ma­dı­ğıy­la il­gi­li, doğ­ru ye­re ak­ta­rıp ak­tar­ma­dı­ğı­mız­la il­gi­li biz o ge­nel de­ne­ti­min için­de­yiz, onu dü­şü­nü­yo­rum.

Ay­rı­ca, Sa­yın Grup Baş­kan Ve­ki­li­miz baş­ka de­ne­tim me­ka­niz­ma­la­rı­nın ola­bi­le­ce­ği, Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun da de­ne­ti­mi al­tın­da ola­bi­le­ce­ği ko­nu­sun­da ör­nek­le­me­ler ver­di. Bu­ra­da an­lat­ma­ya ça­lış­tı­ğım, esas iti­ba­rıy­la Yü­rüt­me Ku­ru­lu, iş ya­pan, ic­ra­yı yü­rü­ten or­gan­lar, ba­kan­lık­lar ta­ra­fın­dan atan­mış ve­ya İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, İstan­bul Özel İda­re­si ta­ra­fın­dan atan­mış tem­sil­ci­ler­den olu­şu­yor. Da­nış­ma Ku­ru­lu Baş­ka­nı, Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı, bun­la­rın oluş­tur­du­ğu tem­sil­ci­ler­den olu­şu­yor. Esas iti­ba­rıy­la, ba­kan­lık­la­rın adı­na iş ya­pan, ba­kan­lık­la­rın tem­sil­ci­si olan mü­fet­tiş­ler bu ça­lış­ma­la­rı de­net­li­yor­lar­dı. Ya­ni, da­ha bir alt bi­rim­le­ri de­net­li­yor­lar. Bu­ra­da “bir üst bi­ri­mi de­net­li­yor, de­net­le­ye­mez” gi­bi bir kay­gı ol­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni­… Ak­si tak­dir­de, bu man­tık­tan ba­kar­sak, ya­ni, iç de­ne­tim­le­ri­mi­zin de hiç­bi­ri­ne gü­ven­me­me­miz ge­re­kir. Ba­kan­lık­lar­da ya­pı­lan iç de­ne­tim­le­re de, o za­man, hiç iti­bar et­me­me­miz ge­re­kir. Bu­ra­da çe­şit­li ba­kan­lık­la­rın mü­fet­tiş­le­rin­den olu­şan bir de­ne­tim bi­ri­mi, bü­tün bu fa­a­li­ye­ti, bü­tün bu mal ve hiz­met alım­la­rı­nı, bü­tün bu ça­lış­ma­yı de­net­li­yor. Bu­na gü­ven­me­miz ge­rek­ti­ği­ni baş­tan be­ri söy­lü­yo­rum. Bir ba­kan­lık de­ğil, sa­de­ce bi­zim Ba­kan­lık de­ğil, fark­lı ba­kan­lık­lar­dan bir de­ne­tim bi­ri­mi, her­han­gi bir me­ka­niz­ma­da de­ne­tim dı­şın­da kal­mış bir hu­sus ol­ma­sın di­ye, bu­ra­da bir de­ne­tim fa­a­li­ye­ti­ni sü­rek­li ola­rak ta­kip ede­cek­ler. Ben, bu­nun doğ­ru ol­du­ğu, ama­ca uy­gun ol­du­ğu ka­na­a­ti­ni ta­şı­yo­rum.

Sa­yın Dur­muş, Ege­men Ba­ğış ar­ka­da­şı­mız­la il­gi­li bir so­ru sor­du. Sa­yın Ba­ğı­ş’­ın ol­du­ğu bi­rim bir gi­ri­şim ku­ru­luy­du. Şim­di­ye ka­dar bir kay­nak kul­lan­ma­dı­lar, bir eko­no­mik iş­lem de yap­ma­dı­lar. O bir si­vil top­lum ör­güt­len­me­si­ne, Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı çer­çe­ve­sin­de bu işi ger­çek­leş­tir­mek için, bu işi so­nu­ca ta­şı­mak için ça­ba gös­te­ren bir si­vil top­lum ör­güt­len­me­si­ne bir tür ko­or­di­na­tör­lük yap­ma­ya ça­lış­tı. Bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın böy­le bir fa­a­li­yet için­de ol­ma­sı­nın bir sa­kın­ca­sı ol­ma­dı­ğı­nı sa­nı­yo­rum. Ya­ni, var­sa, bir da­ha, ye­ni­den el­bet­te tar­tı­şa­lım ama ben ol­ma­dı­ğı­nı sa­nı­yo­rum.

Sa­yın Gen­ç’­in de­ne­tim ko­nu­sun­da­ki iti­raz­la­rı da, sa­nı­yo­rum, be­nim bu ba­kış açım çer­çe­ve­sin­de, uma­rım ki ce­vap­lan­mış olur. Yok­sa, bir da­ha­ki so­ru­da ye­ni­den bu­nu ko­nu­şa­ca­ğız.

Bir de­ğer­li ar­ka­da­şım, Sa­yın Al­tay, ısrar­la, bi­rin­ci ko­nuş­ma­sın­dan iti­ba­ren bir ko­nu­nun çev­re­sin­de dö­nüp du­ru­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, ba­kın, he­pi­miz el­le­ri­mi­zi vic­da­nı­mı­za ko­ya­lım. 2007 yı­lı­nın so­nu­na ge­li­yo­ruz. 1999’u ya­şa­dık, 2000’i ya­şa­dık. 1999 ve 2000’de ya­şa­nan Tür­ki­ye­’­de­ki eko­no­mik sar­sın­tı­lar ne­de­niy­le, kriz­ler ne­de­niy­le, trav­ma ne­de­niy­le bir par­la­men­to 2002’de tas­fi­ye ol­du. Ya­ni, o dö­nem­den ka­lan iz­ler var. O dö­nem­de kit­le­sel yok­sul­laş­ma­lar ol­du, kit­le­sel aç­lık­lar ya­şan­dı ül­ke­miz­de. Çok bü­yük so­run­lar ya­şan­dı ve on­dan son­ra yep­ye­ni bir ya­pı Tür­ki­ye si­ya­se­tin­de or­ta­ya çık­tı. Ada­let ve Kal­kın­ma Par­ti­si -her­ke­sin geç­miş­te iliş­ki­li bu­lun­du­ğu si­ya­si ya­pı­lar var- 2001 yı­lın­da ku­rul­muş ve 2002’de o trav­ma kar­şı­sın­da mil­le­tin tak­di­ri­ni ka­zan­mış ve 1954’ten bu ya­na ilk de­fa ik­ti­dar­day­ken oy­la­rı­nı ar­tı­ra­rak ik­ti­da­rı­nı sür­dür­müş bu­lu­nan ikin­ci si­ya­si par­ti.

Şim­di, bu­ra­da, bu par­ti bir ye­rel se­çim ka­zan­ma­dı ki, bu par­ti bir ka­sa­ba se­çi­mi, be­le­di­ye se­çi­mi ka­zan­ma­dı ki, Tür­ki­ye­’­nin dört bir ta­ra­fın­da, Tür­ki­ye­’­nin Edir­ne­si­’n­de, Hakkâri­si­’n­de, Art­vi­ni­’n­de, Muğ­la­sı­’n­da, Tür­ki­ye­’­nin her ye­rin­de oy­la­rı­nı ar­tır­dı, var­lık­lı semt­le­rin­de ar­tır­dı, yok­sul semt­le­rin­de ar­tır­dı. Sa­de­ce Tür­ki­ye­’­nin, iş­te, be­le­di­ye­le­rin yap­tı­ğı yar­dım­lar­la oy­la­rı et­ki­le­ne­bi­le­ce­ği­ni var­say­dı­ğı­nız, ki, ben inan­mı­yo­rum bu­na­…

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­ka­n…

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) - Ama, böy­le bir so­ru so­rul­du ve bu baş­tan be­ri­…

Sa­yın Vu­ral, bu baş­tan be­ri­…

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­ka­nım, sü­re­niz dol­du, lüt­fen ta­mam­la­yı­nız.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) –Bi­ti­ri­yo­rum efen­dim, af­fe­der­si­niz.

Ya­ni, bu­nu, lüt­fen, tek­rar et­me­ye­lim. Ger­çek­ten, bu­nu, ben, mil­le­te kar­şı bir say­gı­sız­lık ola­rak alı­yo­rum.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Bu­nu da­ha çok ko­nu­şa­ca­ğız.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ben de bu iti­ra­zı ye­ni­den söy­le­mek zo­run­da kal­ma­ya­yım.

Te­şek­kür ede­rim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge va­dır, oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 7. mad­de­si­nin so­nu­na aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

Hak­kı Su­ha Okay

R. Ke­rim Öz­kan

 

İstan­bul

An­ka­ra

Bur­dur

 

İsa Gök

Ya­şar Tü­zün

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

 

Mer­sin

Bi­le­cik

Ma­lat­ya

“Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun ça­lış­ma esas­la­rı yö­net­me­lik­le dü­zen­le­nir.”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yor.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Siz mi ko­nu­şa­cak­sı­nız Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu?

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Evet.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run efen­dim.

Öner­ge sa­hip­le­ri adı­na Sa­yın Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu­…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

As­lın­da ko­nuş­ma­ya­cak­tım, ama, Sa­yın Ca­nik­li­’­nin yü­ce Mec­li­se ver­di­ği bil­gi­ler do­la­yı­sıy­la söz al­dım.

Bi­rin­ci nok­ta şu: Sos­yal dev­let­le sa­da­ka dev­let ara­sın­da çok te­mel bir fark­lı­lık var­dır. Ör­ne­ğin, 2022 sa­yı­lı Ya­sa­’­ya gö­re, 65 ya­şı­nı aşan kim­se­siz­le­re ay­lık öde­nir. Bu, bir sos­yal hak­tır ve bu ay­lı­ğı alan­lar, dev­let­ten bu ay­lı­ğın yük­sel­me­si­ni is­te­ye­bi­lir­ler ve bu ay­lı­ğı alan­lar, bir po­li­tik kay­gıy­la bu ay­lı­ğı al­maz­lar. Ar­tı, ta­lep­te bu­lu­nur­ken de bir po­li­tik kay­gıy­la bu­lun­maz­lar.

Eğer, siz bun­la­ra sa­bah, öğ­len, ak­şam ye­mek ve­rir, “Öğ­le­den son­ra ba­na oy ver­mez­sen ye­me­ği ke­se­ri­m…” Bu ih­ti­ma­li ge­ti­rir­se­niz, bu, sos­yal dev­let de­ğil. Bu, bir hak ol­mak­tan çı­kar. Bu sa­da­ka dev­let de­di­ği­miz kav­ra­mı oluş­tu­rur. Eğer, biz bu­nu sağ­lık­lı ku­ra­bi­lir, bu­nun ku­rum­la­rı­nı oluş­tu­ra­bi­lir­sek, bel­ki bu tür tar­tış­ma­la­rın önü­ne ge­çe­bi­li­riz.

İkin­ci önem­li nok­ta de­ne­tim ko­nu­su. Sü­rem on da­ki­ka ol­ma­dı­ğı için kı­sa kes­mek zo­run­da­yım as­lın­da. Sa­yın Ba­kan­la Sa­yın Ca­nik­li hâlâ an­laş­mış de­ğil­ler. “Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­ne ta­bi.” di­yor bi­ri­si, öbü­rü “Ha­yır.” di­yor. Biz de “Ha­yır.” di­yo­ruz za­ten. Sa­yın Ba­kan ku­su­ra bak­ma­sın, yan­lış bi­li­yor. Kül­tür Ba­kan­lı­ğı Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­ne ta­bi­dir, ama, Ajans ta­bi de­ğil­dir.

İkin­ci önem­li nok­ta, efen­dim bu ya­sa­da Sa­yış­tay de­ne­ti­mi ola­maz­mış. Sa­yın Ca­nik­li siz oku­du­nuz, ka­nun­la ve­ri­len gö­rev­le­ri Sa­yış­tay ya­par. Siz ka­nun­la bu gö­re­vi ve­rir­se­niz Sa­yış­tay ya­par. Sa­yış­ta­yın te­mel iş­le­vi şudur: Sa­yış­tay ka­mu har­ca­ma­la­rı­nı, ya­ni, har­ca­ma­la­rı de­net­le­yen bir ku­ru­luş­tur. İhti­sas sa­hi­bi bir ku­ru­luş­tur. Ya­rı özerk de­ğil, tam özerk bir ku­ru­luş­tur. Ni­çin ver­mi­yo­ruz bu­ra­ya? Ba­kan­lık mü­fet­tiş­le­ri­ne ve­re­ce­ğiz, di­ye­ce­ğiz ki gi­din ra­po­ru şöy­le ya­zın ve­ya hiç gö­rev ver­me­ye­ce­ğiz. Bu tür iş­lem­ler doğ­ru de­ğil, say­dam­lık il­ke­si­ne ay­kı­rı­dır. Eğer Sa­yış­ta­ya bu gö­re­vi ve­rir­sek, bü­tün bu tar­tış­ma­la­rın hiç­bi­ri­si ol­maz. Ni­çin de­ne­tim­den ka­çı­yo­ruz ki? Hiç kaç­ma­ya­lım.

Bir baş­ka önem­li nok­ta­… Sa­yın Ca­nik­li de­di ki: “Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu da de­net­ler, ser­ma­ye­si­nin ya­rı­sın­dan faz­la­sı dev­le­te ait olur­sa.” Şim­di, ben me­rak edi­yo­rum, bel­ki ben gör­me­dim, ama, Sa­yın Ba­kan bu ya­sa­yı bir­kaç kez in­ce­le­di­ği­ni söy­le­di. Sa­yın Ba­kan lüt­fe­dip söy­ler mi­si­niz bu Ajan­sın ser­ma­ye­si ne ka­dar? Yok böy­le bir şey. Ol­ma­yan bir şeyi na­sıl de­net­ler­si­niz? Bu bir ida­re ve ge­çi­ci bir ida­re. 2010’dan son­ra bi­ti­yor za­ten. Do­la­yı­sıy­la bu­nu bir şir­ket ola­rak al­gı­la­mak he­le he­le hiç müm­kün de­ğil.

Ba­kın, de­ğer­li ar­ka­daş­la­r…

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Olim­pi­yat Ko­mi­te­si gi­bi­…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) – Ay­nı­…

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Bu da ay­nı.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) – Ay­nı­…

Sa­yış­tay de­ne­ti­mi yok bu­ra­da.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Millî Olim­pi­yat Ko­mi­te­si­ni de biz de­net­li­yo­ruz KİT ola­rak.

BAŞ­KAN – Sa­yın Tu­ta­n…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (De­vam­la) – Millî Olim­pi­yat Ko­mi­te­si­ni de­net­ler­si­niz, eğer özel bir dü­zen­le­me var­sa de­net­ler­si­niz; özel dü­zen­le­me­… Ben, “Özel dü­zen­le­me ge­ti­re­lim:” di­yo­rum za­ten, “Sa­yış­tay de­net­le­sin” di­yo­ruz. Biz bun­da ısrar edi­yo­ruz. İste­di­ği­miz de bu za­ten. Yok­sa, biz, “Sa­yış­tay de­net­le­me­sin” de­mi­yo­ruz.

Ba­kın, ben ör­nek ve­re­yim: Be­le­di­ye­le­rin ik­ti­sa­di iş­let­me­le­ri­ni Sa­yış­tay de­net­ler. Ama, be­le­di­ye­le­rin şir­ket­le­ri­ni Sa­yış­tay de­net­le­ye­mez. Ye­ni ge­len ta­sa­rı var Plan ve Büt­çe Ko­mis­yo­nun­da. Şir­ket­le­ri de de­net­le­me gö­re­vi ve­ri­li­yor Sa­yış­ta­ya. Do­la­yı­sıy­la, bu ay­rın­tı­la­rı yü­ce Mec­li­se bil­gi su­nar­ken, doğ­ru su­nar­sak, sa­nı­yo­rum da­ha sağ­lık­lı bir gö­rev yap­mış olu­ruz.

He­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

8’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me Ku­ru­lu

MAD­DE 8- (1) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, İstan­bu­l’­un 2010 yı­lı Av­ru­pa Kül­tür Baş­kent­li­ği­ne ha­zır­lık ça­lış­ma­la­rın­dan, et­kin­lik­le­rin plan­lan­ma­sın­dan ve yü­rü­tül­me­sin­den ve büt­çe­nin uy­gu­lan­ma­sın­dan bi­rin­ci de­re­ce so­rum­lu­dur. Tü­zel ki­şi­li­ği Yü­rüt­me Ku­ru­lu tem­sil eder.

(2) Yü­rüt­me Ku­ru­lu; Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, İstan­bul Va­li­li­ği, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı­nın bi­rer tem­sil­ci­si ve Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun, ge­çi­ci 2 nci mad­de­de be­lir­ti­len Gi­ri­şim Gru­bun­da yer alan si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın tem­sil­ci­le­ri ara­sın­dan se­çe­ce­ği üç üye ile Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun di­ğer üye­le­ri ara­sın­dan se­çe­ce­ği üç üye­den olu­şur.

(3) Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı, Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu Baş­ka­nı ta­ra­fın­dan se­çi­lir. Yü­rüt­me Ku­ru­lu, ken­di için­den en az bi­ri ka­mu ku­rum ve ku­ru­lu­şu tem­sil­ci­le­rin­den ol­mak üze­re üç baş­kan yar­dım­cı­sı se­çer. Ka­mu ku­rum ve ku­ru­lu­şu tem­sil­ci­le­ri ara­sın­dan se­çi­len baş­kan yar­dım­cı­la­rın­dan bi­ri­si Baş­kan­ve­ki­li ola­rak be­lir­le­nir ve Baş­ka­nın ha­zır bu­lun­ma­dı­ğı top­lan­tı­lar­da Yü­rüt­me Ku­ru­lu­na baş­kan­lık eder.

(4) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, haf­ta­da en az bir de­fa ol­mak üze­re ih­ti­yaç du­yu­lan za­man­lar­da top­la­nır, ka­rar­lar üye tam sa­yı­sı­nın salt ço­ğun­lu­ğu ile alı­nır. Ge­nel Sek­re­ter Yü­rüt­me Ku­ru­lu top­lan­tı­la­rı­na ka­tı­lır.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, mad­de üze­rin­de söz alan ar­ka­daş­la­rı­mın isim­le­ri­ni oku­ma­dan ön­ce, bi­raz ön­ce bir sa­yın mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mı­zın da ifa­de et­ti­ği gi­bi -ki, ben onu öz eleş­ti­ri ola­rak da ka­bul edi­yo­rum, bel­ki mu­ha­tap ola­rak Baş­kan­lık Di­va­nı­na bir gön­der­me yap­tı ama- bu­ra­da ko­nuş­ma ya­pan bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mız -grup­lar adı­na ve­ya şahıs­lar adı­na- bu sö­zün mu­ha­ta­bı­dır, biz de bu sö­zün mu­ha­ta­bı­yız. O ba­kım­dan, de­mek ki mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız da Mec­lis­te ya­pı­lan bu ko­nuş­ma­lar­dan ra­hat­sız ol­duk­la­rı­nı ifa­de edi­yor­lar. Bu­nun için, ko­nuş­ma ya­pan ar­ka­daş­la­ra -ben ne­za­ke­ten söz­le­ri­ni kes­mi­yo­rum, ama- sık sık “Mev­zu­ya ge­lin.”, “Ko­nu­ya ge­lin.” ifa­de­le­ri­ni kul­lan­ma­ya baş­lar­sam, o ar­ka­daş­la­rı­mı­zın sö­zün­de hiç­bir in­si­cam kal­maz. Özel­lik­le -Sa­yın Ça­lı­ş’­tı ga­li­ba o ifa­de­yi kul­la­nan ar­ka­da­şı­mız- ko­nuş­ma ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın bu hu­sus­ta ge­re­ken öze­ni gös­ter­me­le­ri­ni bir kez da­ha ha­tır­la­tı­yo­rum, çün­kü sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri­miz de bu tip bir ça­lış­ma­dan hu­zur­lu de­ğil­ler.

Bil­gi­le­ri­ni­ze say­gıy­la arz ede­rim.

Evet, şim­di, mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Ya­lo­va Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Mu­har­rem İnce; şahıs­la­rı adı­na Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ya­şar Ka­ra­yel, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Emin Tu­tan ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li Sa­yın İsa Gö­k’­ün ta­lep­le­ri var­dır.

Evet, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Sa­yın Mu­har­rem İnce.

Sa­yın İnce, bu­yu­run.

Sü­re­niz on da­ki­ka.

CHP GRU­BU ADI­NA MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; siz­le­ri say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ge­çen dö­nem par­ti­ni­ze men­sup mil­let­ve­ki­li ve Millî Eği­tim Ko­mis­yo­nu Baş­ka­nı Sa­yın Tay­yar Al­tı­ku­laç bir ça­lış­ma yap­mış­tı, de­miş­ti ki: “Mec­li­sin da­ki­ka­sı 11 mil­yar li­ra, ma­li­ye­ti bu.” Şim­di bu­nu ne­den önem­si­yo­rum? Bu ta­sa­rı mah­ke­me­den dö­ne­cek, he­pi­miz bi­li­yo­ruz bu­nu. Pe­ki ge­çen dö­nem Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si kaç ta­ne ka­nu­nu Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne ge­tir­di? 80 ta­ne. Kaç ta­ne­si­ne yü­rüt­me­yi dur­dur­ma ya da ip­ta­li ka­ra­rı çık­tı bi­li­yor mu­su­nuz? 68 ta­ne. Ya­ni, ba­zı­la­rı da so­nuç­lan­ma­dı he­nüz da­ha, ka­rar açık­lan­ma­dı. Eğer, 80 ta­ne ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 68 ta­ne­siy­le il­gi­li bi­zim is­te­mi­miz ka­bul edi­li­yor­sa, de­mek ki siz doğ­ru iş­ler yap­mı­yor­su­nuz.

Ba­kın, yi­ne bu ka­nun, bu ta­sa­rı Ana­ya­sa Mah­ke­me­sin­den dö­ne­cek, bu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz. He­pi­miz bi­li­yo­ruz. Mec­li­si bo­şu bo­şu­na ça­lış­tı­rı­yo­ruz, is­raf edi­yo­ruz. Da­ki­ka­sı 11 mil­yar li­ray­dı ge­çen dö­nem Sa­yın Al­tı­ku­la­ç’­ın açık­la­ma­la­rı­na gö­re, tah­min ede­rim bu dö­nem da­ha faz­la­dır.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan, biz, de­ne­tim ko­nu­su­nu ne­den çok önem­si­yo­ruz? Ne­den Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­nin dı­şı­na çı­kı­yor bu, yü­rüt­me­nin em­ri­ne ve­ri­li­yor, İçiş­le­ri, Baş­ba­kan­lık, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı mü­fet­tiş­le­ri de­net­le­ye­cek? Ne­den bu ko­nu­da kay­gı­la­rı­mı­zı di­le ge­ti­ri­yo­ruz? Çün­kü, çok iyi bi­li­yo­rum ki, si­zin de Tev­fik Fik­re­t’i çok iyi bil­di­ği­ni­zi, çok iyi oku­du­ğu­nu­zu, ben­den de iyi bil­di­ği­ni­zi çok iyi bi­li­yo­rum. Ha­ni, onun di­ze­le­rin­den söy­le­mek ge­re­kir­se “ak­sa eğer bir be­yaz ka­ran­lık” di­ye de­vam eden di­ze­le­ri çok iyi bil­di­ği­ni­zi bi­li­yo­rum.

Ya­ni, eğer, be­ra­ber yol ar­ka­da­şı­nız Sa­yın Bekâroğ­lu ba­sın açık­la­ma­sın­da di­yor­sa “bu hükûmet dö­ne­min­de yol­suz­luk­la­rın önü ke­sil­me­si için ne ya­pıl­dı? Sa­de­ce bal tu­tan el­ler de­ğiş­ti. Beş yıl ön­ce An­ka­ra­’­ya yal­nız ge­len­ler, şim­di, se­çim böl­ge­le­ri­ne 4x4 je­e­p’­ler­le gi­di­yor. Ama, var­sa yok­sa Çan­ka­ya sa­vaş­la­rı. Bu sa­vaş, aç­lı­ğı, yol­suz­lu­ğu ör­tü­yor. En çok da ik­ti­da­rın, AK­P’­nin işi­ne ge­li­yor” di­yor. Ya­ni, bu ka­dar yol­suz­luk­la­rın ol­du­ğu bir top­lum­da si­zin yol ar­ka­da­şı­nız, Müs­lü­man so­lu bir­lik­te ku­ra­ca­ğı­nız ar­ka­da­şı­nız bun­la­rı açık­la­mış­sa, bu­nu çok önem­si­yo­rum.

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, lüt­fen ko­nu­ya ge­le­lim efen­dim.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ge­li­yo­rum efen­dim.

Za­ten de­ne­tim ko­nu­sun­dan bah­se­di­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Şim­di, Sa­yın Ba­kan, yi­ne bu­ra­da­ki ko­nuş­ma­sın­da, ay­nen cüm­le­si şöy­ley­di: “Ki­ta­bın iki say­fa­sı­…”

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, ba­kı­n…

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Efen­dim Sa­yın Ba­ka­nın.

BAŞ­KAN - …o ko­nu­yu kar­şı­lık­lı ola­rak ka­pat­tık efen­dim. Şim­di tek­rar baş­lar­sa­nız, ba­kın, bi­raz ön­ce­…

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mı­za söy­lü­yo­rum. Ba­kın, ben, si­ze söz de ver­dim. Lüt­fen bu ko­nu­yu tek­rar tar­tı­şı­p…

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Baş­kan, bu mad­de­de is­te­di­ğim gi­bi ko­nu­şa­yım, bun­dan son­ra ne ko­nu­şa­ca­ğı­mı ba­na ya­zı­lı ola­rak ve­rir­si­niz, oku­rum efen­dim.

BAŞ­KAN – Es­tağ­fu­rul­lah, öy­le bir yet­ki­miz yok bi­zim.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Baş­ka­n…

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Ba­kan ki­ta­bı­nı an­lat­tı, ben de kar­şı eleş­ti­ri­mi ge­ti­ri­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ama efen­dim ba­kı­nız, kar­şı­lık­lı ola­rak ko­nuş­tu­nuz mu­…

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Efen­dim, o za­ma­n…

BAŞ­KAN - Bu­nun ye­ri bu de­ğil. O za­man, özel bir top­lan­tı ya­pı­p…

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­de­ce şunu söy­le­mek is­ti­yo­ru­m…

BAŞ­KAN - …Sa­yın Ba­kan­la ki­ta­bı tar­tış­mak du­ru­mun­da ka­lır­sı­nız.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Sa­yın Baş­kan, ben bu­ra­da çok ma­sal an­la­tıl­dı­ğı­nı da bi­li­yo­rum.

BAŞ­KAN – Doğ­ru­dur.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ama lüt­fe­n… Sa­yın Ba­ka­nın ki­ta­bı­nın ay­nen, cüm­le­si şöy­ley­di­… Ben tu­ta­nak üze­rin­den ko­nu­şa­bi­li­rim. Ki­ta­bın 2 say­fa­sın­da AK­P’­ye eleş­ti­ri var, di­ğer 300 say­fa­sın­da ne var de­di. Çok iyi bi­li­yo­rum ki­ta­bı. Ne var bi­li­yor mu­su­nuz? Si­ya­si par­ti­le­rin ya­pı­sal so­run­la­rı­nı an­la­tı­yor Sa­yın Ba­kan. Doğ­ru, ka­tı­lı­yo­rum. Si­ya­si par­ti­le­rin ya­pı­sal so­run­la­rı­nı­… Ama o za­man şunu söy­le­mek la­zım: Siz ön se­çim­le mi gel­di­niz Sa­yın Ba­kan? O 300 say­fa­yı ni­ye yaz­dı­nız o za­man? Bun­la­rı pay­laş­mam la­zım.

Ta­bii yi­ne mü­zik alet­le­riy­le il­gi­li yol­suz­luk id­di­a­la­rı­nı her mad­de­de gün­de­me ge­ti­ri­yo­rum ama Sa­yın Ba­kan­dan tek bir ya­nıt ala­mı­yo­rum. Ki­tap ba­sı­mıy­la il­gi­li, İlhan Ber­k’­in ki­tap ba­sı­mıy­la il­gi­li sav­cı­lı­ğa suç du­yu­ru­sun­da bu­lu­nul­du­ğu­nu söy­lü­yo­rum, mü­zik alet­le­ri alı­mıy­la il­gi­li yol­suz­luk ne ol­du di­yo­rum, Sa­yın Ba­kan en ufak bir açık­la­ma yap­mı­yor, ama, ken­di Ba­kan­lı­ğı­nı di­rekt il­gi­len­di­ren, doğ­ru­dan il­gi­len­di­ren bir alım­la il­gi­li açık­la­ma yap­maz­ken, Sa­yın Ba­kan, be­nim se­çim böl­gem­de­ki yü­rü­yen köş­kün ona­rı­mı­nı an­la­tı­yor!

Ba­kın, de­min söy­le­me­ye­cek­tim, ama şim­di söy­le­me­ye mec­bu­rum, o köş­kün ona­rı­mı için son dö­nem­de­ki 300 mil­yar li­ra­yı kim ver­di bi­li­yor mu­su­nuz Sa­yın Ba­kan? Be­le­di­ye ver­me­di, bir hol­ding ver­di. Rek­la­mı olur di­ye bu­ra­da söy­le­mi­yo­rum. Bir hol­ding ver­di.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Han­gi hol­ding?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Söy­le­rim son­ra si­ze.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Ter­mal Otel ne ol­du? Ni­ye bit­me­di?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – O ni­ye bit­me­di? On­lar ay­rı bir ko­nu.

Ya­ni, de­ğer­li ar­ka­daş­lar, ısrar­la söy­lü­yo­rum. Sa­yın Ba­kan di­yor ki: “Ay­nı şey­le­ri tek­rar­lı­yor­su­nuz.” Evet, yi­ne ay­nı şey­le­ri tek­rar­lı­yo­rum. Ba­kan ağ­zın­dan bir cüm­le var, AK­M’­nin ses sis­tem­le­ri çök­müş, ha­va­lan­dır­ma­sı, so­ğut­ma­sı if­las et­miş. Böy­le bir açık­la­ma var. Böy­le bir açık­la­ma var­sa, siz tek­nik adam de­ğil­si­niz, siz hu­kuk­çu­su­nuz. Bu ra­por ne­re­de? Ben bu ra­po­ru gör­mek is­ti­yo­rum Sa­yın Ba­kan. Bu ra­po­ru oku­mak is­ti­yo­rum ben Kül­tür Ko­mis­yo­nu üye­si ola­rak. Ni­ye bu ra­po­run bir ör­ne­ği­ni bi­ze ver­mi­yor­su­nuz, ni­ye bi­zim­le pay­laş­mı­yor­su­nuz? Bu ra­por­da­ki tek­nik adam­lar kim­ler? Han­gi mü­hen­dis­ler bun­lar? Bun­la­rı ni­ye ver­mi­yor­su­nuz? Ya­ni ko­mis­yon­da ba­ğı­rı­yo­ruz, bu­ra­da söy­lü­yo­ruz, yok, bu ra­por­lar eli­mi­ze ulaş­mı­yor. Böy­le bir ra­por yok ar­ka­daş­lar.

Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin ra­po­run­dan söz edi­li­yor. Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­nin ra­po­run­da, yı­kı­la­cak de­mi­yor, “bi­na güç­len­di­ril­sin” di­yor. Ba­yın­dır­lık Mü­dür­lü­ğü­nün ra­po­run­da, bi­na yı­kıl­sın de­mi­yor. Is­rar­la so­ru­yo­rum ba­kın tek­rar: Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın bir bi­na­sı Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­ne tah­sis edil­di mi bu ra­por kar­şı­lı­ğın­da? Böy­le pa­zar­lık­lar ol­du mu di­yo­rum. Bu bi­na han­gi bi­na? Ka­ça ve­ril­di? Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­ne kaç pa­ra ve­ril­di? İstan­bul Tek­nik Üni­ver­si­te­si kaç pa­ra tek­lif et­miş­ti de, siz, fa­hiş fi­yat­lar tek­lif edil­di­ği­ni söy­lü­yor­su­nuz, bun­la­rı bil­me­miz la­zım.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, yi­ne, ısrar­la şef­faf­lık­tan, say­dam­lık­tan, he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik­ten söz edi­yo­ruz, ama ta­sa­rı­nın için­de, bir tek söz­cük “şeffaf­lık”, “say­dam­lık”, “he­sap ver­mek” ge­çi­yor mu, Al­lah aş­kı­na bir ba­kın. Bir tek yer­de ge­çi­yor. Ne­re­de ge­çi­yor bi­li­yor mu­su­nuz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ko­mis­yon üye­le­ri­nin ver­di­ği, yaz­dı­ğı kar­şı oy ya­zı­sın­da ge­çi­yor. Baş­ka hiç­bir yer­de şef­faf­lık­la, say­dam­lık­la il­gi­li tek bir cüm­le­ye rast­la­ya­maz­sı­nız. De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bun­la­rı önem­si­yo­ruz.

Ta­bii ki, Mus­ta­fa Ne­ca­ti­’­nin evin­den söz et­ti Sa­yın Ba­kan. Sa­yın Atil­la Koç, 22’nci Dö­nem­de, bu kür­sü­den, ora­nın ki­ra­ya ve­ril­di­ği­ni söy­le­yin­ce, AKP mil­let­ve­kil­le­ri al­kış­la­mış­tı. Şim­di Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­nay bu­ra­yı par­la­men­ter hiz­met­le­ri­ne tah­sis ede­ce­ği­ni söy­le­yin­ce ge­ne al­kış­lı­yor­lar. Ar­ka­daş­lar, bu al­kış­lar­dan bi­ri­si doğ­ru de­ğil, ya 22’nci Dö­nem­de­ki al­kış­la­rı­nız doğ­ru de­ğil­di ya 23’ün­cü Dö­nem­de­ki­ler!

Ay­rı­ca, Sa­yın Ba­kan, ya­rın araş­tı­ra­ca­ğım, ama bil­di­ğim ka­da­rıy­la, ora­sı geç­miş­te ki­ra­ya ve­ril­miş­ti ve şu an­da mah­ke­me­lik ko­nu. Çö­zül­dü mü mah­ke­me­de, mah­ke­me ka­ra­rı bit­ti mi de siz he­men tah­sis et­ti­niz? Bu­nu me­rak edi­yo­rum. İnşal­lah bit­miş­tir.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Mil­let­ve­kil­li­ğin­den ay­rıl da mü­fet­tiş ol.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ama siz ge­çen ko­mis­yon­da “mah­ke­me­nin de­vam et­ti­ği­ni” söy­le­di­niz. Mah­ke­me de­vam edi­yor­sa siz bu sö­zü bu kür­sü­den na­sıl ve­re­bi­lir­si­niz? Siz, mah­ke­me­nin so­nu­cu­nun ne ola­ca­ğı­nı ön­ce­den bi­li­yor mu­su­nuz? Yok­sa yar­gı­ya te­sir mi edi­yor­su­nuz?

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – Ne de­sek ka­bul et­mi­yor­su­nuz Sa­yın Ve­ki­lim, ne ya­pa­lım?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Şim­di, son ola­rak şunu söy­le­ye­yim: Ba­kın, özel­lik­le si­ze söy­le­ye­yim, siz laf at­tı­ğı­nız için.

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – Es­tağ­fu­rul­lah.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Da­ha bir şey söy­le­me­di “es­tağ­fu­rul­lah” de­di.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Ge­çen dö­nem Sa­yın Er­kan Mum­cu Millî Eği­tim Ba­ka­nıy­ken ve son­ra Kül­tür Ba­ka­nıy­ken, biz bu­ra­da eleş­ti­ri­le­ri­mi­zi söy­ler­ken, siz bu­ra­dan he­pi­niz Er­kan Mum­cu­’­yu des­tek­le­di­niz, si­zin ar­ka­daş­la­rı­nız. Şim­di ben Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­na­y’­ı eleş­ti­rir­ken, bı­rak, Sa­yın Gü­nay ken­di­ni sa­vu­nur. O ken­di­si­ni sa­vu­nur. Tür­ki­ye­’­nin iyi ha­tip­le­rin­den bi­ri­si­dir o.

AY­HAN YIL­MAZ (Or­du) – On­dan şüp­he­miz yok.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) - O ken­di­si­ni sa­vu­nur. Sa­kın avu­kat­lı­ğa yel­ten­me.

De­ğer­li ar­ka­daş­la­rım, bu­ra­da­…

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Ne­yi ima et­mek is­ti­yor­sun sen şim­di Mu­har­rem?

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Bil­mem.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Gö­rev­len­dir­miş­ler.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) - Sa­yış­tay de­ne­ti­mi dı­şın­da tu­tul­ma­sı yan­lış­tır. Bu işi çö­ze­lim. AK­M’­nin yı­kıl­ma­sın­dan vaz­ge­çe­lim. Bun­la­rı de­ğiş­ti­re­lim. Yok­sa, bi­zim, Ro­ma­’­ya, Bi­zan­s’­a, Os­man­lı­ya baş­kent­lik yap­mış, dün­ya­nın göz be­be­ği olan bir ken­tin Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sın­dan ne ra­hat­sız­lı­ğı­mız ola­bi­lir. Bun­dan bir üzün­tü­müz mü var? Bi­zim bu­nu des­tek­le­me­ye­ce­ği­mi­zi mi zan­ne­di­yor­su­nuz? Ama bu si­zin bir özel­li­ği­niz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın İnce, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

MU­HAR­REM İNCE (De­vam­la) – Pe­ki.

Çok te­şek­kür edi­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na, Kay­se­ri Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ya­şar Ka­ra­yel.

Sa­yın Ka­ra­yel, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

YA­ŞAR KA­RA­YEL (Kay­se­ri) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; mad­de üze­rin­de söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Her bu­ra­ya çı­kan mu­ha­le­fet mil­let­ve­ki­li­miz da­ha çok AK­M’y­le il­gi­li si­ya­set yap­ma ter­ci­hin­de bu­lu­nu­yor­lar. Her dev­rin gü­zel eser­le­ri ol­du­ğu gi­bi, cum­hu­ri­yet dö­ne­mi­nin de Tak­sim Mey­da­nı, bir dü­zen­le­me­siy­le, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin gü­zel eser­le­rin­den bi­ri­si hâli­ne gel­miş­tir. Bu­ra­sı dü­zen­le­nir­ken, Tak­sim Mey­da­nı­’­nın şu an­da ge­zi par­kı ola­rak kul­la­nı­lan ala­nı –bi­li­yor­su­nuz, ora­sı çok bü­yük bir Os­man­lı kış­la­sıy­dı, üze­rin­de dün­ya­nın bel­ki de en şahe­ser eser­le­ri var­dı- o za­man­ki dö­nem bun­la­rı yık­tı ve ora­yı bu­gün­kü kul­la­na­bi­le­ce­ği­miz gü­zel bir mey­dan hâli­ne ge­tir­di. O za­man, şu an­da Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­mi­zin bu­lun­du­ğu yer ve ar­ka­sın­da­ki boş alan ve şu an­da oto­park ola­rak kul­la­nı­lan ha­zi­ne­ye ait olan böl­ge ve onun ar­ka­sın­da­ki İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­ne bağ­lı, mül­ki­ye­ti be­le­di­ye­ye ait olan ar­sa da şu an­da ora­da bu­lun­mak­ta­dır. Şu an­da bu ka­nun­la ge­ti­ri­len, ora­ya çok gü­zel bir, cum­hu­ri­ye­te ve bu­gü­ne ya­kı­şır, me­de­ni­ye­tin sem­bo­lü olan bir ese­rin ya­pıl­ma­sıy­la ala­ka­lı­dır. Bu­nun­la il­gi­li tar­tış­ma­la­rın ger­çek­ten lü­zum­suz ol­du­ğu ka­na­a­ti­ni ta­şı­yo­rum.

AKM ne­dir? Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­… 1936 yı­lın­da bu­ra­ya bir ope­ra bi­na­sı ya­pıl­ma­sıy­la il­gi­li ter­cih­te bu­lun­muş o za­man­ki ik­ti­dar. Araş­tır­ma­lar ya­pı­la­rak bu mekânı uy­gun bul­muş­lar. 1936 yı­lın­da baş­la­yan bu ça­lış­ma 1946 yı­lı­na ka­dar sür­müş. 1946 yı­lın­da te­me­li atı­lan bu pro­je­nin bir işe ya­ra­ma­dı­ğı gö­rül­müş, pro­je üze­rin­de de­ği­şik­lik­ler ya­pıl­mış ve so­nun­da, 1968 yı­lı­na ge­lin­di­ğin­de, bu­ray­la il­gi­li bir ter­cih ya­pıl­mış ve o za­man­ki mi­mar­la­rı­mız­dan -Al­lah rah­met ey­le­sin- çok gü­zel, bu­gün kul­la­nı­la­bi­lir bir eser yap­mış. Yap­mış ol­du­ğu bu eser de, o za­man­ki dün­ya li­te­ra­tü­rü içe­ri­sin­de uy­gun bir eser ola­rak ka­bul edil­miş. Ama, bu, şu an­da Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin için­de bu­lun­muş ol­du­ğu 1.300 ki­şi­lik bir sa­lo­nu var. Onun dı­şın­da 500 ki­şi­lik bir sa­lo­nu var. 200 ve 250 ki­şi­lik de iki ta­ne kü­çük sa­lo­nu var, ti­yat­ro­su, ve bu ay­nı za­man­da si­ne­ma sa­lo­nu ola­rak kul­la­nı­la­bi­lir. Şim­di Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin o gün iş­lev­le­ri ta­mam­dı ama bu­gün sa­nat­çı sa­yı­sı art­mış. İstan­bu­l’­un 1,5 mil­yon­luk nü­fu­su ol­muş 10 mil­yon. İstan­bu­l’­un şu an­da ta­şı­na­bi­lir nü­fu­su gün­de aşa­ğı yu­ka­rı 10-12 mil­yo­na çık­mış. Tak­sim Mey­da­nı şu an­da bir tra­fik mey­da­nın­dan da­ha çok gör­sel mey­dan hâli­ne gel­miş. O za­man, cum­hu­ri­ye­te ya­kı­şır bir ese­rin ya­pıl­ma­sı­nın ki­me ne za­ra­rı var? (CHP sı­ra­la­rın­dan “Baş­ka ye­re ya­pın.” ses­le­ri)

Baş­ka ye­re de ya­pıl­sın, ama, cum­hu­ri­ye­tin sem­bo­lü olan düz­gün bir ye­re. Ora­lar­da­ki gü­ze­lim eser­ler yı­kı­la­rak bu­gün­kü hâle gel­miş­se, bun­dan son­ra­ki hâlde de ger­çek­ten ge­le­cek ne­sil­le­re ar­ma­ğan ede­ce­ği­miz bir eser çık­sın. Ama si­zin an­la­yı­şı­nız­da, geç­miş dö­nem­de, Öza­l’­ın dö­ne­min­de di­yor­du­nuz ki: “Köp­rü­yü yap­tır­ma­yız da, sat­tır­ma­yız da.” Ne yap­tı rah­met­li Cum­hur­baş­ka­nı? De­di ki: “Ya­pa­rım da, sa­ta­rım da.” Yap­tı, sat­tı ama siz de, he­pi­miz de ku­zu ku­zu, gu­rur­la ge­çi­yo­ruz ora­dan.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – O yap­tı, siz yı­kı­yor­su­nuz ama. Ay­nı şey de­ğil ki.

YA­ŞAR KA­RA­YEL (De­vam­la) – Biz de ora­ya ger­çek­ten bu Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ni yap­tı­ra­ca­ğız. Yap­tır­dık­tan son­ra siz­ler de ge­le­cek­si­niz ve ne­za­ket­li­ce, gu­rur­la ve zevk­le, şevk­le ora­da hiz­met et­me­ye de­vam ede­cek­si­niz. Bun­da go­cu­na­cak bir şey yok.

Onun için say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ger­çek­ten, İstan­bu­l’­a ne ya­pıl­sa ya­kı­şır. İstan­bu­l’­un sa­de­ce Tak­sim Mey­da­nı­’­na de­ğil, baş­ka mey­dan­la­rı­na da cum­hu­ri­ye­te ya­kı­şır eser­ler mey­da­na ge­tir­me­miz ge­re­kir. Eğer bun­la­rı ya­pa­bi­lir­sek, biz, cum­hu­ri­yet nes­li in­san­la­rı ola­rak, mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, bu­gü­nün in­san­la­rı­na hiz­met eden in­san­la­rı­mız ola­rak, gö­rev­le­ri­mi­zi yap­mış in­san olu­ruz. Ak­si tak­dir­de, ya­ni, bu­ra­da la­fü­gü­zaf yap­mış olu­ruz. Onun için ger­çek­ten her­ke­si İstan­bu­l’­a hiz­me­te da­vet edi­yo­rum. Şu an­da Ye­di­te­pe­’­nin al­tı de­lik de­şik ol­muş, tra­fi­ğe çö­züm aran­mak­ta­dır. İnsan­la­rı­mı­zın me­de­ni­ye­te ulaş­ma­sı, ra­ha­ta ulaş­ma­sı ve İstan­bu­l’­a hiz­met et­mek için ya­rış içe­ri­sin­de­dir.

He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Tu­tan.

Sa­yın Tu­tan, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – “Bur­sa­’­ya da bir AKM is­ti­yo­ruz.” de. Sa­na o ya­kı­şır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Az ön­ce bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız “her çı­kan, Ka­nun dı­şın­da her şeyi ko­nuş­tu.” de­di. Ma­a­le­sef böy­le bir ge­le­nek var. Ben de as­lın­da 8’nci mad­de üze­ri­ne ko­nu­şa­cak­tım ama ben de bu ge­le­ne­ğe uya­yım. Özel­lik­le­…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Et­me, et­me! Sa­na ya­kış­maz!

BAŞ­KAN – Sa­yın Tu­tan, en­gel bir hâl yok. Sen mad­de üze­rin­de ko­nuş.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Mad­de­ye gel.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Pe­ki efen­dim.

OS­MAN DUR­MUŞ (Kı­rık­ka­le) – Biz sa­ba­ha ka­dar bu­ra­da­yız.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Ana mu­ha­le­fet söz­cü­sü ar­ka­daş­la­rı­mız, özel­lik­le sü­rek­li ola­rak de­mok­ra­si der­si ve­ri­yor­lar, ek­sik ol­ma­sın­lar. Ge­çen dö­nem­de bu­ra­da bir­lik­te gö­rev yap­tı­ğı­mız çok de­ğer­li ar­ka­daş­la­rı­mız var. Ben ha­tır­lı­yo­rum, se­çim­ler­den ön­ce­ki dö­nem­de he­le, bu kür­sü­ye çı­kıp ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız bi­ze şöy­le ses­le­ni­yor­lar­dı: “Bu­ra­lar­da otu­ra­ma­ya­cak­sı­nız, bu­ra­da bi­le otu­ra­ma­ya­cak­sı­nız, biz ge­le­ce­ğiz bu­ra­la­ra” di­yor­lar­dı ve yüz­de 34’le yüz­de 65’e sa­hip­si­niz di­yor­lar­dı. İş­te, şim­di se­çim ol­du yüz­de 47’yle biz yi­ne bu­ra­da­yız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

El­bet­te ki bu oy ora­nı­mız­la övü­ne­ce­ğiz de­ğer­li ar­ka­daş­lar. Ku­su­ra bak­ma­yın bi­zim bu­na hak­kı­mız var, ama o sö­zü söy­le­yen ar­ka­daş­la­rı­mın bir­ço­ğu bu­gün, bu­ra­da yok.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, de­min yi­ne­…

(CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fen ha­ti­bi din­le­ye­lim.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – … çok de­ğer­li bir ar­ka­da­şı­mız si­ya­si şı­marık­lık­tan söz et­ti. “Siz, oy ora­nı­nız­la çok övü­nü­yor­su­nuz, si­ya­si şı­marık­lık ya­pı­yor­su­nuz” de­di. As­la bu­nu yap­ma­dık ar­ka­daş­lar, ama si­ya­si şı­marık­lı­ğın ne ol­du­ğu­nu, yi­ne 22 Tem­muz­dan ön­ce bu­ra­da cum­hur­baş­kan­lı­ğı se­çi­min­le­rin­de ya­şa­dık. Bu­ra­da, bun­la­rı ma­a­le­sef ya­şa­dık, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mı­zın Mec­li­se gir­me­ye­rek ve on­dan son­ra­ki aşa­ma­lar­da ne­ler ya­şa­dık­la­rı­nı biz çok iyi bi­li­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Sa­yın Tu­tan, Sa­yın İnce­’­ye söy­le­di­ğim gi­bi si­zi de mad­de­ye da­vet edi­yo­rum. Ko­nuy­la il­gi­li ko­nu­şu­nuz.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Pe­ki efen­dim, gel­me­ye ça­lı­şa­ca­ğım.

Si­ya­si li­te­ra­tü­re se­çim rüş­ve­ti, si­ya­si rüş­ve­ti sok­tu ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız. Bu­nu üzü­le­rek kar­şı­lı­yo­rum. Si­ya­si li­te­ra­tü­re açık oy, giz­li tas­ni­fi siz­ler sok­tu­nuz.

MU­HAR­REM İNCE (Ya­lo­va) – Yap­ma­… Yap­ma... Ne ala­ka­sı var?

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Si­ya­si li­te­ra­tü­re 11 mil­let­ve­ki­li trans­fer edip, 11 ba­kan­lı­ğı siz­ler ver­di­niz.

BAŞ­KAN – Sa­yın Tu­tan, bu hu­sus­ta Sa­yın Ca­nik­li ce­vap ver­miş­tir, lüt­fen efen­dim.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Ba­kın, biz ne yap­tık bi­li­yor mu­su­nuz de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım? Biz bu mil­le­te as­la si­ya­si rüş­vet ver­me­dik, ama biz bu mil­le­te enf­las­yo­nu tek ha­ne­li ra­kam­la­ra in­di­re­rek hiz­met et­tik; biz bu mil­le­tin millî ge­li­ri­ni iki kat ar­tı­ra­rak hiz­met et­tik, il­köğ­re­tim ve li­se­le­re üc­ret­siz ki­tap ver­dik. Ha­tır­lı­yo­rum, bu­nu bu­ra­da Millî Eği­tim Ko­mis­yo­nun­da­ki bir CHP’­li ar­ka­da­şım eleş­tir­miş­ti. De­di ki bu­ra­da, “Siz ni­ye her­ke­se be­da­va ki­tap ve­ri­yor­su­nuz? Ayı­rın ço­cuk­la­rı, fa­kir ço­cuk­la­rı­na be­da­va ve­rin, zen­gin ço­cuk­la­rı­na ver­me­yin.” Ha­tır­la­yan ar­ka­daş­la­rım var­dır. İş­te, bu ka­dar mil­let­ten uzak bir ya­pıy­dı. Siz dü­şü­nün, bir sı­nı­fa gi­re­cek­si­niz, 40 ki­şi­lik bir sı­nı­fa, ora­da di­ye­cek­si­niz ki: “Ah­met, Meh­met, Ay­şe, Fat­ma siz ke­na­ra ge­lin, siz­ler fa­kir­si­niz, alın ki­tap­la­rı­nı­zı; siz, zen­gin ço­cuk­la­rı­…”

BAŞ­KAN – Sa­yın Tu­tan, bir ik­ti­dar men­su­bu ola­rak siz mad­de üze­rin­de ko­nuş­maz­sa­nız di­ğer­le­ri na­sıl ko­nu­şa­cak?

Bu­yu­run.

RAH­Mİ GÜ­NER (Or­du) – Ka­yıp tril­yon­dan ha­ber ver, ka­yıp tril­yon­dan.

MEH­MET EMİN TU­TAN (De­vam­la) – Do­la­yı­sıy­la, mil­let AK Par­ti­nin hiz­met­le­ri­ne oy ver­di. Bun­la­rı siz “si­ya­si rüş­vet” ola­rak ka­bul edi­yor­su­nuz. Ama, hal­kı­mız, in­sa­nı­mız hiz­met ola­rak ka­bul et­ti ve yüz­de 47 ile gel­di. İnşal­lah, 2009’da­ki ye­rel se­çim­ler­de oy oran­la­rı­mı­zın yüz­de 50’le­ri de geç­ti­ği­ni hep be­ra­ber gö­re­ce­ğiz di­yo­rum he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Sa­yın Gök, bu­yu­run.

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Ön­ce­lik­le, Sa­yın Ca­nik­li­’­nin sö­zü­ne de­ğin­mek is­ti­yo­rum. De­miş­ti ki: “İş­te, yar­dım­lar, be­le­di­ye yar­dım­la­rı.” Fa­kat, ma­lum, bü­yük Eins­te­i­n’­ın bir iza­fi­yet te­o­ri­si var, bir za­man­la­ma var. İzmir Be­le­di­ye­si­nin yap­tı­ğı yar­dım­lar se­çim­den son­ra ra­ma­zan ayın­da, ken­di­le­ri­nin yap­tık­la­rı yar­dım­lar ha­zi­ran ayın­da kö­mür yar­dı­mı. Bu çok fark­lı bir şey.

Efen­dim, di­ğer bir ko­nu­ya, ben asıl so­ru­ya ge­li­yo­rum he­men. Şim­di, Sa­yın Ca­nik­li de­di ki: “De­ne­tim var. Baş­ba­kan­lık Tef­tiş ku­ru­lu­…” Bir sü­rü tef­tiş­ten bah­set­ti.

Şim­di ba­kın ar­ka­daş­lar, Sa­yın Baş­kan; evet, on­lar var. On­lar ne­re­de var? Ka­mu tü­zel ki­şi­lik­le­ri­nin de­ne­ti­min­de var. Eli­miz­de­ki ka­nu­nun 4’ün­cü mad­de­si­ne dö­ner­se­niz 4’ün­cü mad­de “Bu ka­nun­da yer alan dü­zen­le­me­ler dı­şın­da özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne ta­bi” der. Do­la­yı­sıy­la, Sa­yın Ca­nik­li­’­nin bah­set­ti­ği, al­tı da­ki­ka­sı­nı ayır­dı­ğı açık­la­ma­lar ka­mu hu­ku­ku tü­zel ki­şi­lik­le­ri için ge­çer­li­dir.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

İSA GÖK (Mer­sin) – Sa­yın Baş­ka­nım, bi­raz sü­re ve­rir mi­si­niz?

BAŞ­KAN – Ha­yır, oto­ma­tik ke­si­li­yor, ya­pa­ca­ğım bir şey yok.

Sa­yın Uzu­nır­mak.

İSA GÖK (Mer­sin) - Sa­yın Baş­kan, so­ru­mu so­ra­ma­dım.

BAŞ­KAN – Ha­yır, oto­ma­tik ke­si­li­yor, ya­ni, isim­ler kay­bo­lu­yor, be­nim ya­pa­ca­ğım bir şey yok ora­da.

Bu­yu­run efen­dim.

ALİ UZU­NIR­MAK (Ay­dın) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­kan, as­lın­da bu­ra­da­ki gö­rüş­me­ler si­zi ne ka­dar yor­sa da siz ne­za­ket­li bir in­san­sı­nız. Ama ba­na ge­len bir te­le­fon­la si­ze şu so­ru­yu yö­nelt­mek is­ti­yo­rum; te­le­fon­da bir si­vil top­lum ör­gü­tü baş­ka­nı­mız de­di ki: “Sa­yın Ba­kan AK­M’­yi yık­mak­ta ka­rar­lı mı?” Ben de­dim: “Bil­mi­yo­rum.” Ve ar­ka­sın­dan de­vam et­ti, “12 Mart dö­ne­min­de­ki ba­zı ar­ka­daş­la­rı yak­tı, bı­ra­kın, şim­di­ki ar­ka­daş­la­rı da yık­sın.” de­di. Aca­ba, yık­mak­ta ka­rar­lı mı­sı­nız?

Te­şek­kür edi­yo­rum, sağ olun, var olun.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­na de­fa­lar­ca sor­dum, ya­nı­tı­nı ala­ma­dım ama, ya­nı­tı ben ve­re­yim ama, Sa­yın Ba­kan lüt­fe­dip “doğ­ru” ve­ya “yan­lış” der­se se­vi­ni­rim.

AK­M’­yi yık­mak için Par­la­men­to­dan bir ya­sa mad­de­si çı­kar­ma­nın te­mel ne­de­ni, AK­M’­yi yı­ka­cak olan­la­rın hap­se gir­me kor­ku­su. Eğer bu mad­de çık­maz­sa kim­se AK­M’­yi yı­ka­ma­ya­cak, ama yık­ma­la­rı için de bu mad­de­nin çık­ma­sı la­zım. Bu doğ­ru mu yan­lış mı Sa­yın Ba­kan?

Te­şek­kür­ler.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Ak­tan, bu­yu­run.

GÜN­DÜZ SUP­Hİ AK­TAN (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, 7’nci mad­de­de, Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri ara­sın­da “Av­ru­pa Bir­li­ği­nin ko­nuy­la il­gi­li ka­rar­la­rı doğ­rul­tu­sun­da ger­çek­leş­ti­ril­me­si ama­cıy­la ça­lış­ma­lar ya­par.” de­ni­yor. Ay­nı gö­re­vi Yü­rüt­me Ku­ru­lun­da gör­mü­yo­ruz, ay­nı gö­re­vi Ge­nel Ko­or­di­na­tör­lük­te gör­mü­yo­ruz, yal­nız bu­ra­da tek­rar­la­nı­yor bu. Bir, bu­ra­ya dik­kat çek­mek is­ti­yo­rum.

İkin­ci­si de: Bu­nun bir da­nış­ma gö­re­vi ol­ma­dı­ğı açık, ya­ni, da­nış­ma ni­te­li­ğin­de bir gö­rev de­ğil bu. Ni­ye 7’nci mad­de­de yer al­mış? Ni­ye, 7’nci mad­de­de yer alır­ken, yü­rüt­me ku­ru­lun­da ve­ya ge­nel ko­or­di­na­tör­lük­te ay­nı gö­rev zik­re­dil­mi­yor?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­tan.

Sa­yın Gök, sü­re­miz var, bu­yu­run.

İSA GÖK (Mer­sin) – Az ön­ce bah­set­ti­ğim özel hu­kuk tü­zel ki­şi­li­ğin­de kul­la­nı­la­ma­ya­cak olan be­yan­la­rın, ka­mu tü­zel ki­şi­li­ği­ne kul­la­nı­la­cak olan be­yan­la­rın, Sa­yın Ca­nik­li ta­ra­fın­dan, bir ajans olan bu 2010 Av­ru­pa Baş­ken­ti Ajan­sı­na kul­la­nıl­ma­sı­na Ba­kan ka­tı­lı­yor mu? Çün­kü, fark­lı tü­zel ki­şi­lik­ler. Ka­tı­lı­yor mu? Bu ka­nu­nun me­ha­zı olan, ana­sı olan 5449 sa­yı­lı Kal­kın­ma Ajans­la­rı­nın Ku­ru­lu­şu Hak­kın­da Ka­nu­n’­da da­hi bah­set­ti­ği de­ne­tim­ler yok­tur. Çün­kü, ajans­la­rın ru­hun­da, bu ka­mu hu­ku­ku tü­zel ki­şi­lik­le­ri­nin ta­bi ol­du­ğu de­ne­tim­le­re izin ve­ril­mez. Ajans­la­rı icat eden ne­o­li­be­ral dü­şün­ce, bun­la­ra izin ver­me­miş­tir. An­cak, Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu­’­nun de­di­ği gi­bi, özel dü­zen­le­mey­le Sa­yış­ta­ya yet­ki ve­re­bi­lir­si­niz. Sa­yın Ba­kan, bu, ka­nu­na uy­ma­yan be­yan­la­ra ka­tı­lı­yor mu?

Te­şek­kür edi­yo­rum. Sağ olun.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Gök.

Evet, ar­ka­daş­la­rı­mı­zın so­ru sor­ma iş­le­mi ta­mam­lan­mış­tır.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, ya­zı­lı ola­rak ce­vap ve­re­ce­ği­mi söy­le­sem ve za­man ka­zan­sak ola­bi­lir mi? Öy­le dü­şü­nü­yo­rum. Çün­kü, tek­rar edi­yor ay­nı şey­ler.

BAŞ­KAN – Ya­zı­lı ola­rak ce­vap ve­re­cek­si­niz.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Evet, te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN - Pe­ki.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır.

Öner­ge­yi oku­tu­yo­rum ve iş­le­me ala­ca­ğım:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 8. mad­de­si­nin (2) no­lu fık­ra­sı­nın aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

   Nu­ret­tin Ca­nik­li                     Se­ba­hat­tin Ka­ra­kel­le                 Vey­si Kay­nak

          Gi­re­sun                                      Er­zin­can                        Kah­ra­man­ma­raş

                              M. Emin Tu­tan                            Ca­fer Tat­lı­bal

                                      Bur­sa                                 Kah­ra­man­ma­raş

(2) Yü­rüt­me Ku­ru­lu; Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı, İstan­bul Va­li­li­ği, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, İstan­bul Ti­ca­ret Oda­sı, İstan­bul Sa­na­yi Oda­sı, İstan­bul Sa­na­yi Oda­sı­’­nın bi­rer tem­sil­ci­si ve Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun, Ge­çi­ci 2 nci Mad­de­de be­lir­ti­len Gi­ri­şim Gru­bun­da yer alan si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı­nın tem­sil­ci­le­ri ara­sın­da se­çe­ce­ği iki üye ile Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun di­ğer üye­le­ri ara­sın­dan se­çe­ce­ği iki üye­den olu­şur.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe:

Bu de­ği­şik­lik pro­je­nin ger­çek­leş­ti­ril­me­si için önem­li mik­tar­da mad­di kat­kı sağ­la­ya­cak olan ve İstan­bu­l’­un eko­no­mi­si ve işa­dam­la­rı üze­rin­de cid­di ağır­lı­ğı bu­lu­nan iki bü­yük si­vil top­lum ör­gü­tü olan İstan­bul Ti­ca­ret Oda­sı ile İstan­bul Sa­na­yi Oda­sı­nın bi­rer tem­sil­ci­si­nin yü­rüt­me ku­ru­lun­da yer al­ma­sı­nı te­min et­mek ama­cıy­la öne­ril­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

9’un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri

MAD­DE 9- (1) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, Pro­je ile il­gi­li bü­tün fa­a­li­yet­le­rin plan­lan­ma­sın­dan ve uy­gu­la­ma­la­rın ta­ki­bin­den so­rum­lu­dur.

(2) Yü­rüt­me Ku­ru­lu aşa­ğı­da­ki gö­rev­le­ri yü­rü­tür:

a) Pro­je çer­çe­ve­sin­de yer ala­cak tüm kül­tü­rel ve sos­yal içe­rik­li ser­gi, kon­ser, gös­te­ri, kon­fe­rans, şehir­ci­lik ve tu­rizm ça­lış­ma­la­rı­nı plan­la­mak, ile­ti­şim ve ta­nı­tım stra­te­ji­le­ri­ni tes­pit et­mek ve bun­lar­la il­gi­li ça­lış­ma­la­rı ta­kip et­mek.

b) Kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­nin oluş­tu­rul­ma­sı­na iliş­kin ola­rak il­gi­li ku­rum­la­ra öne­ri­ler­de bu­lun­mak.

c) Ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı, mes­lek oda­la­rı, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ve ça­lış­ma­la­ra gö­nül­lü ka­tı­la­cak ger­çek ki­şi­ler ile özel hu­ku­ka ta­bi tü­zel ki­şi­ler ara­sın­da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.

ç) Ge­nel Sek­re­ter ve kül­tür, sa­nat, ile­ti­şim, ta­şın­maz ve me­kan­la­rın ida­re­si, ida­ri ve ma­li iş­le­ri­nin yü­rü­tül­me­sin­den so­rum­lu di­ğer yö­ne­ti­ci­le­ri be­lir­le­mek.

d) Ge­nel Sek­re­ter­lik bün­ye­sin­de ku­ru­la­cak ko­mis­yon, ko­mi­te ve pro­je ekip­le­ri­ni be­lir­le­mek.

e) Ge­nel Sek­re­ter­li­ğin ça­lış­ma­la­rı­nı iz­le­mek ve per­so­nel is­tih­da­mı­na iliş­kin öne­ri­le­ri­ni onay­la­mak.

f) 21/7/1983 ta­rih­li ve 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu kap­sa­mın­da­ki ta­şın­maz kül­tür var­lık­la­rı­nın ba­kım, ona­rım ve res­to­ras­yo­nu­na iliş­kin pro­je­ler öner­mek.

g) Pro­je­nin ta­nı­tım fa­a­li­yet­le­ri­ni yurt için­de ko­or­di­ne et­mek, yurt dı­şın­da yü­rüt­mek. 

ğ) Pro­je ile il­gi­li ola­rak dış iliş­ki­le­ri yü­rüt­mek, ay­nı yıl için­de Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak be­lir­le­nen di­ğer şehir­le­rin prog­ram­la­rı ara­sın­da bağ­lan­tı kur­mak.

h) Büt­çe ve kay­nak­la­rın et­kin ve ve­rim­li bir şekil­de kul­la­nıl­ma­sı­nı sağ­la­mak.

ı) Pro­je­nin yıl­lık prog­ram, büt­çe, fa­a­li­yet ra­po­ru ve ke­sin he­sa­bı­nı ha­zır­la­mak, Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­na sun­mak.

i) Ka­mu­o­yu­nu ha­zır­lık ça­lış­ma­la­rı, kay­nak­lar ve pro­je­ler­le il­gi­li bil­gi­len­dir­mek.

j) Ba­ğış ka­bul et­mek.

k) Pro­je ile il­gi­li özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne gö­re yer­li ve ya­ban­cı, tam za­man­lı ve­ya ya­rı za­man­lı per­so­nel ça­lış­tı­rıl­ma­sı­na ka­rar ver­mek, per­so­ne­lin ma­li hak­la­rı­nı be­lir­le­mek.

l) Ta­şın­maz­la­rın kul­la­nı­mı­na ka­rar ver­mek.

m) Be­lir­le­ye­ce­ği usul­le­re uy­gun ola­rak Pro­je ile il­gi­li her tür­lü mal ve hiz­met alım, sa­tım ve ki­ra­la­ma iş­le­ri­ni yap­mak ve­ya yap­tır­mak.

n) Ba­kan­lık­lar ve ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile il­gi­li her tür­lü ya­zış­ma­lar yap­mak, Pro­je ile il­gi­li ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­ri be­lir­le­mek, bun­la­rın ya­pıl­ma­sı­nı ko­or­di­ne et­mek.

o) Et­kin­lik­le­rin ya­pı­la­ca­ğı me­kan­la­rı öner­mek, ye­ni kül­tür ve sa­nat me­kan­la­rı oluş­tu­rul­ma­sı ko­nu­sun­da il­gi­li ku­rum­la­ra öne­ri­ler­de bu­lun­mak.

ö) Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun ver­di­ği gö­rev­le­ri yap­mak ve Da­nış­ma Ku­ru­lu­’n­dan ge­len gö­rüş­le­ri de­ğer­len­dir­mek.

(3) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, ih­ti­yaç ha­lin­de alt ko­mis­yon ve ekip­ler ku­ra­bi­lir, Ge­nel Sek­re­ter­lik, ko­mis­yon ve ekip­le­rin ça­lış­ma usul ve esas­la­rı­nı be­lir­ler, mer­ke­zi Brük­se­l’­de bu­lu­nan Av­ru­pa Bir­li­ği Ko­mis­yo­nu il­gi­li da­i­re­si ile eş­gü­düm ha­lin­de ça­lı­şıl­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak ön­lem­le­ri alır, gö­rev bö­lü­şü­mü ya­par.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­ka­nım, Da­nış­ma Ku­ru­lu­mu­zun, bil­di­ği­niz gi­bi, ça­lış­ma sü­re­siy­le il­gi­li al­dı­ğı bir ka­rar var­dır: 1 Ka­sım ta­rih­li per­şem­be gün­kü bir­le­şi­min ça­lış­ma sü­re­si­nin, bu ka­nun ta­sa­rı­sı­nın bi­ti­mi­ne ka­dar uza­tıl­ma­sı­na iliş­kin.

Sa­de­ce şunu söy­le­mek is­ti­yo­rum: Bu ko­nu­da cu­ma gü­nü ça­lı­şı­la­ca­ğı­na da­ir hiç­bir ko­nu gö­rü­şül­me­miş­tir. Biz Mec­li­sin ça­lış­ma­sın­dan ya­na­yız ama bu ko­nu­da eğer ça­lış­ma­mı­zı cu­ma gü­nü de ya­pa­cak­sak, bu ko­nu­da öne­ri­de bu­lu­nan ik­ti­dar par­ti­si bu ko­nu­da­ki gö­rü­şü­nü de ifa­de eder­se biz de ona gö­re de­ğer­len­di­ri­riz. Bun­dan son­ra, Da­nış­ma Ku­ru­lu ka­rar­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­sı açı­sın­dan, ben­ce bu çok sıh­hat­li olur. Bu ba­kım­dan, Da­nış­ma Ku­ru­lu­nun ça­lış­ma sü­re­siy­le il­gi­li al­dı­ğı bu ka­ra­rın Cu­ma gü­nü­ne dâhil olup ol­ma­dı­ğı­na da­ir de bil­giy­le ge­lin­sey­di, bu­gün, bu ko­nu­da bir tar­tış­ma ol­maz­dı. Bun­dan son­ra­ki dö­nem­de­…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Ça­lış­ma­ya ge­lin Baş­kan, ça­lış­ma­ya.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – …bu­nun­la il­gi­li -özel­lik­le is­tir­ham edi­yo­rum- bu ko­nu­da ka­rar al­ma­nız ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Sa­yın Baş­kan, bu Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­si gö­rü­şü­lür­ken, çok net ola­ra­k… (Gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fen sükûne­ti sağ­la­ya­lım.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – … “ta­sa­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­nin ta­mam­lan­ma­sı­na ka­dar” ifa­de­si kul­la­nıl­dı hem söz­lü ola­rak hem de met­ne bak­tı­ğı­nız za­man da bu­nu çok net ola­rak gö­rür­sü­nüz. Eğer, öy­le arz edil­sey­di, o gün “24.00’e ka­dar” di­ye ya­zı­lır­dı bu­ra­ya. Za­ten, da­ha ön­ce­ki uy­gu­la­ma­lar­da, geç­miş uy­gu­la­ma­lar­da da o gün, ya­ni bi­ti­ril­me­si is­te­nen gün, so­nu he­def­len­miş­se “sa­at 24.00’e ka­dar” ifa­de­le­ri yer alan bir­çok uy­gu­la­ma var­dır.

Do­la­yı­sıy­la, bu­ra­da amaç, ta­sa­rı­nın gö­rüş­me­le­ri­nin ta­mam­lan­ma­sı­na ka­dar­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Sa­ba­ha ka­dar” ses­le­ri)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ca­nik­li.

Sa­yın Vu­ra­l’­ın bah­set­ti­ği ko­nu bi­raz ön­ce Di­va­na da in­ti­kal et­ti. Bu hu­sus­ta ar­ka­daş­la­rı­mız­la da gö­rüş­tük. Geç­miş dö­nem­ler­de de, bi­zim de gö­rev yap­tı­ğı­mız dö­nem­ler­de, ya­ni bu­ra­da­ki ifa­de “bir­le­şim” ifa­de­si­dir. “per­şem­be gün­kü bir­le­şim” den­di­ği za­man, ara ver­me­di­ği­miz müd­det­çe “bi­te­ne ka­dar” ifa­de­si bu bir­le­şi­min de­vam et­ti­ği an­la­mı­na ge­li­yor. Geç­miş­te uy­gu­la­ma­la­rı da bu şekil­de uy­gu­la­dık. Za­man za­man 24.00’e ka­dar ve­ya fi­lan sa­a­te ka­dar gi­bi Da­nış­ma Ku­ru­lu öne­ri­le­ri gel­miş­ti. Bu­ra­da­ki öne­ri bu­dur, ama grup baş­kan ve­kil­le­ri ola­rak da­ha son­ra­ki bir aşa­ma­da siz­ler ko­nu­yu gö­rü­şüp, İç Tü­zük ge­re­ğin­ce de­ğer­len­di­re­bi­lir­si­niz. Şu ana ka­dar­ki uy­gu­la­ma­lar da bu şekil­de­dir. Ara ve­rip ka­pat­ma­dı­ğı­mız müd­det­çe bu bir­le­şim de­vam edi­yor ve şu an­da ça­lış­ma­la­ra de­vam ede­ce­ğiz Sa­yın Vu­ral.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­ka­nım, biz yo­rum­la de­ği­l… Bu ko­nu ko­nu­şu­lur­ken, Cu­ma gü­nü de ola­bi­lir, uza­ya­bi­lir şek­lin­de her­han­gi bir de­ğer­len­dir­me yap­ma­dı­ğı­mı­zı be­lirt­mek is­ti­yo­rum. Yok­sa, bu­nu­n… El­bet­te bir­le­şim bit­me­di­ği sü­re­ce de­vam eder.

BAŞ­KAN – An­la­dım. Siz ara­nız­da­ki ko­nuş­ma­yı di­yor­su­nuz.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Evet, ta­bii ya. Uy­gu­la­ma­lar­dan bah­set­ti­ği­miz yok.

BAŞ­KAN – An­la­dım, te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nec­la Arat, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Ab­dül­ka­dir Ak­ca­n…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­ka­nım, efen­dim bir da­ki­ka, bir şey söy­le­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Efen­dim?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bun­dan ön­ce alı­nan Da­nış­ma Ku­ru­lu ka­rar­la­rın­da, eğer bu­gün bit­mez­se, Cu­ma gü­nü de­vam et­ti­ği tak­dir­de bu­ra­ya ya­zı­lır­dı. Per­şem­be gün­kü bir­le­şim bu­gün sa­at 24.00’e ka­dar bi­ti­yor, per­şem­be gün­kü bir­le­şim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ar­ka­daş­lar, bil­mi­yor­sa­nız öğ­re­te­lim si­ze. Da­ha ön­ce­ki Da­nış­ma Ku­ru­lu ka­rar­la­rın­da, per­şem­be gün­kü bir­le­şim­de bit­me­di­ği tak­dir­de ka­nu­nun mü­za­ke­re­le­ri­ne cu­ma gü­nü de­vam edil­me­si ya­zı­lır­dı.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, kat­kı­nız için te­şek­kür ede­rim, ama geç­miş yıl­lar­da­ki ifa­de­ler­de de, alı­nan Da­nış­ma Ku­ru­lu onay­la­rı ay­nen bu şekil­de ce­re­yan et­miş­tir. Te­şek­kür ede­rim.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Oku­ma yaz­ma­sı olan her­kes bu­nu an­lar.

BAŞ­KAN – … Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si adı­na Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dül­ka­dir Ak­can; şahıs­la­rı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Do­maç, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Öz­lem Tür­kö­ne ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k’­ün söz ta­lep­le­ri var­dır.

İlk söz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nec­la Ara­t’­a ait­tir.

Sa­yın Arat, bu­yu­run efen­dim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA NEC­LA ARAT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın bu mad­de­siy­le il­gi­li ola­rak Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lun­mak­ta­yım. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Bu ve­si­ley­le, çar­şam­ba gü­nü yi­tir­di­ği­miz -cu­ma­ya dön­dük çün­kü, dün de­ğil ar­tık- de­ğer­li bi­lim in­sa­nı ve dev­let ada­mı Pro­fe­sör Dok­tor Er­dal İnö­nü­’­yü rah­met ve say­gıy­la anı­yor, ai­le­si­ne ve Türk ulu­su­na baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Bi­raz fark­lı bir bo­yut­ta ko­nuş­mak is­ti­yo­rum, mad­dey­le il­gi­li ola­cak ta­bii ko­nuş­ma­la­rım. Bu dö­nem ilk de­fa Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne gir­miş, si­ya­se­te ye­ni atıl­mış bir mil­let­ve­ki­li ola­rak, doğ­ru­su, bu otu­rum­da­ki tar­tış­ma­la­rın bü­yük bir bö­lü­mün­den düş kı­rık­lı­ğı­na uğ­ra­dı­ğı­mı söy­le­mem ge­re­ki­yor. Çün­kü, he­pi­miz İstan­bul için, Tür­ki­ye için ya­rar­lı ola­bi­le­cek bir ko­nu­da or­tak ak­lı kul­la­na­rak ka­rar ver­mek ye­ri­ne, ma­kul, ge­çer­li ve doğ­ru olan her tür­lü eleş­ti­ri­ye ve iti­ra­za ik­ti­dar par­ti­si­nin tam kad­ro “ha­yır” de­me­si­ni an­la­mak­ta güç­lük çe­ki­yo­rum. De­mok­ra­si­ler­de ço­ğun­luk oyu el­de edi­le­bi­lir. Ama, ço­ğun­luk­la ço­ğul­cu­luk baş­ka bir şey­dir. Si­ya­si fel­se­fe bu ko­nu­da çok ay­rın­tı­lı bil­gi­ler ve­ri­yor. Ben bu ay­rın­tı­la­ra gir­mek is­te­mi­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, üzün­tü­mün bir ne­de­ni, Par­la­men­to­nun gün­de­mi ile mil­le­ti­mi­zin, hal­kı­mı­zın gün­de­mi ara­sın­da­ki bü­yük ay­rı­lı­ğa ya­kın­dan ta­nık ol­mam. Siz­ler de haf­ta son­la­rın­da eğer se­çim böl­ge­le­ri­ni­ze gi­di­yor­sa­nız hal­kın gün­de­min­de ne­le­rin ol­du­ğu­nu, İstan­bul hal­kı­nın da, Tür­ki­ye­’­de­ki he­men he­men her­ke­sin de, doğ­ru­su, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sıy­la bu­ra­da il­gi­le­nil­di­ği ka­dar çok il­gi­len­me­di­ği­ni bi­li­yor­su­nuz. Biz, ta­bi­i, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ola­rak İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­miş ol­ma­sın­dan bü­yük bir mem­nu­ni­yet duy­duk. Bu­na kar­şı da de­ği­liz. Ama, çe­şit­li mad­de­ler­de öne sü­re­ce­ği­miz eleş­ti­ri­ler sak­lı kal­mak ko­şu­luy­la ve bu eleş­ti­ri­le­re de­ğer ve­ril­me­si kay­dıy­la, biz, bu ya­sa­ya olum­lu oy ve­re­ce­ğiz.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, he­pi­ni­zin bil­di­ği gi­bi, la­ik cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 84’ün­cü ku­ru­luş yıl dö­nü­mü­nü, en bü­yük bay­ra­mı­mı­zı, ne ya­zık ki, son haf­ta­lar­da sa­yı­la­rı gi­de­rek ar­tan bö­lü­cü te­rör sal­dı­rı­la­rın­da yi­tir­di­ği­miz Meh­met­çik­le­ri­mi­zin acı­la­rıy­la ya­ra­lı bir şekil­de ya­şa­dık. Ay­rı­ca, ka­çı­rı­lan 8 as­ke­ri­miz­den hâlâ ha­ber yok.

Bi­li­yor­su­nuz, Meh­met Âkif Sa­fa­ha­t’­ta bir yer­de der ki: “Ke­nar-ı Dic­le­’­de bir kurt aşır­sa bir ko­yu­nu/ Ge­lir de sa­hi­bi Öme­r’­den so­rar onu.” Ya­ni, dö­ne­min yet­ki­li ve so­rum­lu olan ki­şi­si­nin he­sap ver­me­si­ni, bu so­rum­lu­lu­ğun sa­hip­le­nil­me­si­ni is­ter.

Şim­di, bi­zim bu 8 as­ke­ri­miz ko­nu­sun­da so­rum­lu­luk sa­hi­bi olan, yet­ki­li olan en yük­sek mer­ci de­di­ği­miz mer­ci­den en ufak bir ha­ber al­ma imkânı­mız yok. Biz, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­nın gu­ru­ru ile bu­ra­da ça­lış­ma­la­rı­mı­zı sür­dü­rü­yo­ruz.

Va­ta­nı­mı­zın bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü uğ­ru­na can­la­rı­nı fe­da eden kah­ra­man şehit­le­ri­mi­zi de, öy­le sa­nı­yo­rum ki, her otu­rum­da bu acı olay­la­rı unut­ma­dan rah­met­le an­ma­mız, acı­lı ai­le­le­ri­ne ve Türk ulu­su­na her otu­rum­da baş sağ­lı­ğı di­le­me­miz, ama bu­nu tek­rar tek­rar yap­ma­mak için ge­rek­li ön­lem­le­ri ive­di bir şekil­de al­ma­mız söz ko­nu­su.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; hiç kuş­ku yok ki, va­ta­nın bü­tün­lü­ğü ulu­sun ege­men­li­ğin­den ve ül­ke­nin tam ba­ğım­sız­lı­ğın­dan ay­rı dü­şü­nü­le­mez. Yü­ce Mec­li­si­miz­de her gün kar­şı­mız­da ası­lı du­ran “Ege­men­lik Ka­yıt­sız Şart­sız Mil­le­tin­dir” öz­de­yi­şi, bu ça­tı al­tın­da ant içe­rek gö­rev al­dı­ğı­mız an­dan iti­ba­ren be­ni çok dü­şün­dü­ren bir uya­rı­ya dö­nüş­müş bu­lu­nu­yor. Çün­kü, hal­kı­mız, bi­zi, bu vaz­ge­çi­le­mez ege­men­lik hak­kı­nı ve ül­ke­mi­zin bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü ile ba­ğım­sız­lı­ğı­nı sa­vun­ma­mız için bu­ra­ya gön­der­di. Ne var ki, he­pi­ni­zin çok ya­kın­dan bil­di­ği ve çok faz­la ra­hat­sız ol­du­ğu gi­bi, söz­de stra­te­jik or­tak­la­rı­mız, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ulus­la­ra­ra­sı ta­pu­su ya da ku­ru­luş bel­ge­si olan Lo­za­n’­ın ye­ri­ne, Tür­ki­ye­’­yi par­ça­la­ma­yı amaç­la­yan Sev­r’­in ge­çi­ril­me­si­ne açık ve de ör­tük bi­çim­ler­de kat­kı­da bu­lu­nu­yor­lar.

Bu­na kar­şı­lık AKP İkti­da­rı ne ya­pı­yor? Baş­ta Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri ol­mak üze­re ki­mi güç­le­re ve ku­rum­la­ra sım­sı­kı ba­ğım­lı­lı­ğı­nı sür­dü­rü­yor.

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Mad­dey­le ne ala­ka­sı var?

BAŞ­KAN – Sa­yın Arat, lüt­fe­n…

NEC­LA ARAT (De­vam­la) - Ben AK­P’­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mın, mu­ha­le­fe­tin ver­di­ği öner­ge­le­re tam kad­ro “ha­yır” di­ye­cek yer­de, iş­te bu ba­ğım­lı­lı­ğa tam kad­ro “ha­yır” de­me­le­ri­ni bek­ler­dim. Hal­kı­mız da bu­nu bek­li­yor.

Ke­ma­list cum­hu­ri­yet, bi­li­yor­su­nu­z…

BAŞ­KAN – Sa­yın Arat, lüt­fen ko­nu­ya ge­lir mi­si­niz efen­dim.

NEC­LA ARAT (De­vam­la) – Ko­nuy­la tam an­la­mın­da bağ­lan­tı­lı ol­du­ğu­nu bi­raz son­ra gö­re­cek­si­niz Sa­yın Baş­kan, izin ve­rin.

BAŞ­KAN – Ko­nuş­ma­nız sı­ra­sın­da si­zin ik­ti­da­ra yö­ne­lik ola­rak eleş­ti­ri­le­ri­niz sa­taş­ma­ya yö­nel­di, ce­vap hak­kı do­ğar. Lüt­fe­n…

NEC­LA ARAT (De­vam­la) – Ke­ma­list cum­hu­ri­yet, ar­tık, eko­no­mik an­lam­da da tam ba­ğım­sız de­ğil çün­kü Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in te­mel­le­ri­ni at­mış ol­du­ğu cum­hu­ri­yet ku­rum­la­rı­nın he­men he­men hep­si kü­re­sel ser­ma­ye­nin eli­ne geç­miş du­rum­da.

He­pi­ni­zin tüm ay­rın­tı­la­rıy­la bil­di­ği ve bu­ra­da da­ha ön­ce tar­tı­şıl­mış olan iç ve dış borç­tan, iş­siz­lik­ten, yok­sul­luk­tan, se­çim tar­tış­ma­la­rın­dan, par­ti­le­rin bir­bir­le­ri­ni yıp­rat­ma tak­tik­le­rin­den ke­sin­lik­le bu­ra­da söz et­mek is­te­mi­yo­rum. Çün­kü, bu­gün, özel­lik­le ulu­sal onur ve ba­ğım­sız­lı­ğı­mı­zı ve bö­lün­mez bü­tün­lü­ğü­mü­zü sa­vun­ma öde­viy­le kar­şı kar­şı­ya­yız.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, hal­kı­mız biz­den, ver­di­ği­miz söz­le­re, iç­ti­ği­miz an­da uy­gun dav­ran­ma­mı­zı bek­li­yor. Bu yü­ce Mec­lis, da­ha ön­ce mey­dan­la­rı dol­du­ran mil­yon­lar gi­bi ve on­la­rın se­çil­miş söz­cü­le­ri ola­rak kü­re­sel efen­di­le­re ve iş bir­lik­çi­le­ri­ne, si­ya­sal, eko­no­mik ve kül­tü­rel ba­ğım­sız­lı­ğı­mı­za göz di­ken­le­re, ül­ke­mi­zi bö­lün­müş bir uy­du­ya dö­nüş­tür­mek is­te­yen­le­re ke­sin ve ey­lem­sel bir “ha­yır” de­me­li­dir. Bu Mec­lis, han­gi si­ya­sal par­ti­ye men­sup olur­sak ola­lım, an­ti­em­per­ya­list iş bir­li­ği­mi­zi, ulu­sal onu­ru­mu­zu ve çı­kar­la­rı­mı­zı her şeyin üs­tün­de tut­tu­ğu­mu­zu, Tür­ki­ye­’­nin her yö­re­sin­de­ki mil­yon­la­rın ay­nı duy­gu ve dü­şün­ce­le­ri pay­laş­tı­ğı­nı, gür bir ses­le, bü­tün dün­ya­ya du­yur­ma­lı­dır. Ta­ri­hi­mi­zin en ağır bö­lü­cü-kü­re­sel teh­di­di­ni ya­şar­ken, Tür­ki­ye­’­yi par­ça­la­ma­yı he­def­le­yen ha­in PKK te­rö­rüy­le sa­va­şım­da ge­rek­li kök­lü atı­lım­la­rın ya­pıl­ma­sı­nı Ame­ri­ka Bir­le­şik Dev­let­le­ri­nin ona­yı­na bağ­la­mış gö­rü­nen ik­ti­da­rın yak­la­şı­mı­nı bu Mec­lis sor­gu­la­ma­lı­dır, eleş­tir­me­li­dir ve ba­ğış­la­ma­ma­lı­dır. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın Arat, lüt­fe­n…

NEC­LA ARAT (De­vam­la) – Ak­si tak­dir­de hal­kı­mız, ga­zi­le­ri­miz, şehit­le­ri­miz ve cum­hu­ri­yet ta­ri­hi biz­le­ri ba­ğış­la­ma­ya­cak­tır.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu söy­le­dik­le­ri­min hiç kuş­ku­suz kül­tür­le ve bir kül­tür baş­ken­ti ol­mak­la çok ya­kın­dan il­gi­si var. Çün­kü, sa­nat, bi­lim, fel­se­fe gi­bi kül­tür ürün­le­ri üre­ti­le­bil­mek ve ge­liş­mek için öz­gür, ba­ğım­sız, ba­rış için­de ya­ni şid­det ve te­rör­den arın­mış bir ik­li­me ge­rek­sin­me du­yar­lar. Bu ne­den­le, biz, her şey­den ön­ce, bu ik­li­mi ze­de­le­yen bü­tün olum­suz ko­şul­la­rı or­ta­dan kal­dır­ma­lı­yız. Bö­lü­cü PKK te­rö­rü­nün her gün can al­dı­ğı, in­san hak­la­rı­nın en kut­sa­lı olan ya­şam hak­kı­nın çiğ­nen­di­ği bir or­tam­da ko­lay ko­lay kül­tü­rel ba­şa­rı­lar­dan söz edi­le­mez. Da­ha ön­ce­ki otu­rum­lar­da kül­tü­rel hak­la­rı sa­vu­nan bir mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız -ne ya­zık ki bu­gün bu­ra­da de­ğil- böy­le bir or­tam­da kül­tü­rel hak­la­rın iç­ten­lik ve dü­rüst­lük­le tar­tı­şı­la­ma­ya­ca­ğı­nı bi­le­cek dü­zey­de bir ar­ka­da­şı­mız idi hiç kuş­ku­suz. Ama, o ko­nu­yu bi­le, bir yer­de, bel­li bir si­ya­se­tin ara­cı­na dö­nüş­tür­mek­ten ka­çın­ma­dı.

İnsan­lık ta­ri­hin­de­ki bü­tün sos­yal söz­leş­me­ler -de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, he­pi­niz bi­li­yor­su­nuz- ön­ce­lik­le ya­şam hak­kı­nı gü­ven­ce al­tı­na al­mak için, in­san in­sa­nın kur­du ol­ma­sın di­ye ya­pıl­mış­lar­dır.

İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ol­ma­sı­na iliş­kin ya­sa ta­sa­rı­sı­nı tar­tı­şır­ken kül­tür tu­riz­mi­nin en bü­yük en­gel­le­rin­den bi­ri­nin de te­rör ol­du­ğu­nu hiç unut­ma­ma­mız ge­re­ki­yor.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti, da­ha ön­ce­ki ar­ka­daş­la­rım da di­le ge­tir­di­le­r…

 (Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Arat, bir da­ki­ka­lık sü­re için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

NEC­LA ARAT (De­vam­la) – Pe­ki Sa­yın Baş­kan, to­par­lı­yo­rum.

İstan­bu­l’­un Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­sin­de en önem­li et­ken, hiç kuş­ku­suz, bu gü­zel ken­tin ta­rih­sel ve kül­tü­rel kim­li­ği ile yüz­yıl­lar­dır bi­rik­tir­di­ği kül­tür mi­ra­sı ol­du. Esa­sen, Av­ru­pa­’­da kül­tür kent­le­ri­ni baş­lat­ma­nın ama­cı da Av­ru­pa kent­le­ri­nin kül­tü­rel zen­gin­lik ve çe­şit­li­lik­le­ri­nin or­ta­ya çı­ka­rıl­ma­sı, or­tak bir kül­tü­rel mi­ra­sın var­lı­ğı­nın vur­gu­lan­ma­sı idi. Top­lum­la­rın çe­şit­li kül­tür­le­ri ola­bi­lir ama kül­tür ürün­le­ri ev­ren­sel­dir, bü­tün dün­ya­nın ma­lı­dır.

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak biz, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ge­nel ge­rek­çe­sin­de di­le ge­ti­ri­len va­at­le­ri, ya­ni bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın ül­ke­miz adı­na çok önem­li bir ta­nı­tım ve­si­le­si ola­ca­ğı­nı, kül­tü­rel mi­ra­sın sür­dü­rü­le­bi­lir bir bi­çim­de yö­ne­ti­le­ce­ği­ni, kent­sel dö­nü­şüm, şehir­ci­lik, çev­re­sel ve sos­yal an­lam­da ka­lı­cı ka­za­nım­lar el­de edi­le­ce­ği­ni içer­di­ği için, çe­kin­ce­le­ri­miz sak­lı kal­mak ko­şu­luy­la, olum­lu oy ve­re­ce­ğiz. Bu çe­kin­ce­le­ri­mi­ze bir son­ra­ki mad­de­de de­ği­ne­ce­ğim.

Yü­ce Mec­li­se say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ko­nuş­ma­lar içe­ri­sin­de ta­bii ki eleş­ti­ri­ler olur, on­lar çok do­ğal hak­kı­dır bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­zın ama “kü­re­sel ege­men güç­le­re bo­yun eğ­mek” gi­bi bir ifa­de bi­raz kas­tı aşan bir ifa­de­dir. Hiç­bir Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti hükûme­ti ve Türk mil­le­ti­nin hiç­bir fer­di, kü­re­sel hiç­bir gü­ce bo­yun eğe­mez, eğ­me­miş­tir, bun­dan son­ra da eğ­me­ye­cek­tir. Lüt­fen, bu hu­sus­lar­da da­ha dik­kat­li ola­lım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – Ye­re ka­dar eğil­di­niz hem de bı­rak bo­yun eğ­me­yi.

BAŞ­KAN –Bi­zim ge­le­nek­le­ri­miz­de, tö­re­miz­de hak­sız­lık­la­ra bo­yun eğ­mek yok.

RA­SİM ÇA­KIR (Edir­ne) – O si­zin id­di­a­nız Sa­yın Baş­kan.

YA­ŞAR TÜ­ZÜN (Bi­le­cik) – 5 Ka­sım­da gö­re­ce­ğiz.

BAŞ­KAN – İkin­ci sı­ra­da, Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dül­ka­dir Ak­can Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na ko­nu­şa­cak.

Bu­yu­run. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 9’un­cu mad­de­sin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin gö­rüş ve dü­şün­ce­le­ri­ni ak­tar­mak üze­re hu­zur­la­rı­nız­da bu­lu­nu­yo­rum. Bu ve­si­ley­le yü­ce he­ye­ti­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, bu ka­nun­la ku­rul­ma­ya ça­lı­şı­lan Ajan­sın bün­ye­sin­de yer alan dört ku­ru­lun ara­sın­da bu­lu­nan Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun gö­rev­le­ri­ni ir­de­le­di­ği­miz­de, bi­zim için ger­çek­ten ek­sik ol­du­ğu­na hük­met­ti­ği­miz ve ti­tiz­lik­le in­ce­len­di­ğin­de ek­sik­li­ği de her­kes ta­ra­fın­dan ka­bul edi­le­cek hü­küm­ler var­dır. Bu hü­küm­ler ara­sın­da, özel­lik­le kent­sel dö­nü­şü­mün ger­çek­leş­ti­ri­le­ce­ği ifa­de edil­mek­te­dir. Kent­sel dö­nü­şüm­de, şehir­ci­lik an­la­yı­şı­nın, plan­la­rın ön plan­da tu­tul­ma­sı ka­nun ge­re­ği­dir.

Yü­rür­lük­te bu­lu­nan ka­nun­lar çer­çe­ve­si içe­ri­sin­de, mak­ro öl­çek­li plan­la­rın ya­pıl­ma­sın­da, Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı ana so­rum­lu­luk ta­şı­yan ba­kan­lık­tır. Bu kap­sam­da ko­nu­yu ele al­dı­ğı­mız­da, ku­rul­la­rın ya­pı­sı­nı in­ce­le­di­ği­miz­de Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğın­dan ve onun tem­sil­ci­le­rin­den ku­ru­lan ku­rul­la­rın hiç­bi­ri­sin­den bah­se­dil­me­mek­te­dir. Bu yö­nüy­le ta­sa­rı­nın ek­sik ol­du­ğu­nu ifa­de et­mek du­ru­mun­da­yız.

Ay­rı­ca, ül­ke­miz Dün­ya Kül­tü­rel Ve Do­ğal Mi­ra­sın Ko­run­ma­sı­na Da­ir Söz­leş­me ve Av­ru­pa Pey­zaj Söz­leş­me­si ad­lı iki adet ulus­la­ra­ra­sı söz­leş­me­ye im­za at­mış olup İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­’­nin bu söz­leş­me­ler­den ay­rı de­ğer­len­di­ril­me­si müm­kün de­ğil­dir. Bu kap­sam­da anı­lan söz­leş­me­ler kap­sa­mın­da, gö­re­vi ve so­rum­lu­lu­ğu bu­lu­nan ge­rek Ba­yın­dır­lık ve İskân Ba­kan­lı­ğı­nın ve ge­rek­se Çev­re ve Or­man Ba­kan­lı­ğı­nın ta­sa­rı­nın 5’in­ci mad­de­sin­de be­lir­ti­len ku­rul­lar­da yer al­ma­ma­sı ger­çek­ten bü­yük bir ek­sik­lik­tir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ta­sa­rı­nın 9’un­cu mad­de­si­nin ikin­ci fık­ra­sı­nın (a) ben­din­de “şe­hir­ci­lik ça­lış­ma­la­rı­nı plan­la­mak,” (b) ben­din­de “Kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri­nin oluş­tu­rul­ma­sı­na iliş­kin ola­rak il­gi­li ku­rum­la­ra öne­ri­ler­de bu­lun­mak,” (c) ben­din­de “ta­şın­maz­la­rın kul­la­nı­mı­na ka­rar ver­mek” gö­rev­le­ri ve­ril­me­si­ne rağ­men, imar mev­zu­a­tı­na iliş­kin dü­zen­le­me­le­ri ya­pan ba­kan­lık tem­sil­ci­le­ri­nin Yü­rüt­me Ku­ru­lun­da yer al­ma­sı ger­çek­ten ge­re­kir­di. Ay­rı­ca, bu mad­de­nin (f) ben­din­de “21/7/1983 ta­rih­li ve 2863 sa­yı­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ka­nu­nu kap­sa­mın­da­ki ta­şın­maz kül­tür var­lık­la­rı­nın ba­kım, ona­rım ve res­to­ras­yo­nu­na iliş­kin pro­je­ler öner­mek.” ifa­de­si bu­lun­mak­ta­dır. As­lın­da, 2863 sa­yı­lı Ya­sa kap­sa­mın­da Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­mı­zın bu gö­re­vi yap­ma­sı ken­di gö­re­vi­dir. Bu gö­re­vi ifa et­me­si ge­re­ken Ba­kan­lı­ğın, ken­di gö­re­vi­ni yap­mak için ku­ru­la­cak ajan­sın bir ku­ru­lun­dan gö­rev is­te­me­si, gö­rev bek­le­me­sin­den abes baş­ka bir şey ola­maz. Bir an­lam­da, ken­di­si­ne ait olan yet­ki­yi kon­trol edi­le­bi­lir­li­ği hâlâ her mad­de­de tar­tı­şı­lan bir ku­ru­la dev­ret­me­si, bir baş­ka abes nok­ta­dır di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

Bu iti­bar­la, eğer kül­tür baş­ken­ti, göz be­be­ği­miz İstan­bu­l’­un 2010 kül­tür baş­kent­le­ri ara­sın­da yer al­ma­sı için bir dü­zen­le­me ya­pa­cak­sak, bu­nu ya­par­ken bir baş­ka ku­rum­dan gö­rev al­mak ye­ri­ne, bir­kaç gün son­ra ele ala­ca­ğı­mız büt­çe­de, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­mı­zın büt­çe­si içe­ri­sin­de büt­çe­len­di­re­rek, her­han­gi bir yer­den emir al­mak­sı­zın, ken­di bün­ye­sin­de var olan uz­man­la­rın ge­liş­ti­re­ce­ği pro­je­ler­le kül­tür var­lık­la­rı­mı­zın ba­kı­mı­nı, ona­rı­mı­nı, res­to­ras­yo­nu­nu hal­let­mek bi­zim ger­çek­leş­tir­me­miz ve üze­rin­de dur­ma­mız ge­re­ken te­mel hu­sus ol­ma­lı­dır di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın sık sık “Bu, si­vil ini­si­ya­tif ön­der­li­ğin­de yü­rü­tü­le­cek bir ajans­tır.” vur­gu­su­nu göz önü­ne al­dı­ğı­mız­da, 9’un­cu mad­de­nin (c) ben­di­ni, (n) ben­di­ni ve 15’in­ci mad­de­nin 4’ün­cü fık­ra­sı­nı bir­lik­te de­ğer­len­dir­mek is­ti­yo­rum.

(c) ben­din­de “Ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı, mes­lek oda­la­rı, si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı ve ça­lış­ma­la­ra gö­nül­lü ka­tı­la­cak ger­çek ki­şi­ler ile özel hu­ku­ka ta­bi tü­zel ki­şi­ler ara­sın­da ko­or­di­nas­yo­nu sağ­la­mak.” (n) ben­din­de “Ba­kan­lık­lar ve ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ile il­gi­li her tür­lü ya­zış­ma­la­rı yap­mak, Pro­je ile il­gi­li ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı ta­ra­fın­dan ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­ri be­lir­le­mek, bun­la­rın ya­pıl­ma­sı­nı ko­or­di­ne et­mek.” 15’in­ci mad­de­de “Yar­gı or­gan­la­rı ve as­kerî ku­ru­luş­lar dı­şın­da, ka­mu ku­rum ve ku­ru­luş­la­rı­na ait ta­şı­nır mal ve ta­şıt araç­la­rın­dan ih­ti­yaç du­yu­lan­lar ge­çi­ci sü­re ile kul­lan­mak üze­re Ajan­sın kul­la­nı­mı­na ve­ri­le­bi­lir.” hü­küm­le­ri­ni bir­lik­te de­ğer­len­dir­di­ği­miz­de, âde­ta, ka­mu­yu, si­vil ini­si­ya­ti­fin em­ri­ne ver­miş olu­yo­ruz. Ne ile ve­ri­yo­ruz? Ka­nun­la ve­ri­yo­ruz.

Bu iti­bar­la, bu­nun, bir bi­çim­de, ka­mu ta­ra­fın­dan, ken­di­ne ait yet­ki­le­rin bir baş­ka ku­ru­ma dev­rin­den son­ra özel­lik­le, de­net­le­ne­bi­lir ol­ma­sı­nı ön plan­da tut­mak, ka­mu­yu dü­şü­nen­le­rin ta­bi­i hak­kı ol­sa ge­rek­tir di­ye dü­şü­nü­yo­ruz. Bu iti­bar­la, de­ne­tim me­ka­niz­ma­sı­nın çok iyi dü­şü­nül­me­si ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Özel­lik­le, bu mad­de­nin (m) ben­din­de “Be­lir­le­ye­ce­ği usul­le­re uy­gun ola­rak Pro­je ile il­gi­li her tür­lü mal ve hiz­met alım, sa­tım ve ki­ra­la­ma iş­le­ri­ni yap­mak ve­ya yap­tır­mak,”

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 19’un­cu mad­de­de, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­’­nun, 2886’nın, bi­la­ha­re çı­kar­dı­ğı­mız 3734 sa­yı­lı Ka­nu­n’­un kap­sa­mı­nın da dı­şın­da tu­tu­yor­su­nuz ve öbür ta­raf­tan, usul­le­ri bu ku­rul­lar ta­ra­fın­dan be­lir­le­ne­ce­ği ifa­de edi­len yön­tem­ler­le mal ve hiz­met alı­mı ve­ya iş­le­rin yap­tı­rıl­ma­sı­nı ön­gö­rü­yor­su­nuz. Ya­ni “Be­lir­le­ye­ce­ği usul­le­re uy­gun ola­ra­k…” Han­gi usul­ler? Eğer, bu usul­ler bir yö­net­me­lik­le be­lir­le­ne­cek­se o tak­dir­de, bu­nun, bir bi­çim­de, da­ha son­ra “Yö­net­me­lik­ler­le be­lir­le­ne­ce­ği” ifa­de­si kul­la­nıl­ma­sı ge­rek­mez mi? Eğer, siz, alı­mı­nı ya­pa­ca­ğı­nız bir işi Ka­mu İha­le Ka­nun­la­rı­nın dı­şın­da tu­tar ise­ni­z… Sa­yın Ca­nik­li ga­yet gü­zel ifa­de et­ti: “Bun­lar kon­trol edi­le­cek.” Ne­yi kon­trol ede­cek­si­niz? Ya­pı­lan işi. Ee iş doğ­ru ya­pıl­mış mı, yan­lış ya­pıl­mış mı? Pe­ki, o iş ya­pı­lır­ken bu­nu ya­pa­cak yük­le­ni­ci fir­ma­la­rın be­lir­len­me­sin­de or­ta­ya ko­na­cak usul­le­rin, ma­dem­ki ka­mu adı­na bir an­lam­da iş ya­pı­la­cak, Ka­mu İha­le Ka­nun­la­rı­nın dı­şın­da tu­tul­ma­sı­nın ve­ya on­dan mu­af tu­tul­ma­sı­nın, aca­ba, al­tın­da baş­ka se­bep­ler ya­tı­yor mu di­ye dü­şün­dür­me­sin­den do­ğal bir şey ola­maz. Bu ba­kım­dan, mu­ha­le­fe­te yö­nel­ti­len eleş­ti­ri­le­rin, bu çer­çe­ve­de de­ğer­len­di­ri­le­rek bi­raz in­saf­la, bi­raz eli vic­da­na ko­ya­rak ya­pıl­ma­sı ge­rek­ti­ği­ni, özel­lik­le ik­ti­dar par­ti­si mil­let­ve­kil­le­ri ve söz­cü­le­rin­den is­tir­ham et­mek is­ti­yo­rum. Bu, önem­li bir nok­ta.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, be­nim, bu mad­dey­le il­gi­li ola­rak ifa­de ede­ce­ğim hu­sus­lar bun­lar an­cak el­bet­ti ki biz, kül­tür baş­ken­ti İstan­bu­l’­u, Tür­k’­ün kül­tür var­lık­la­rı­nın ta­nı­tıl­dı­ğı, bü­yük öl­çü­de var ol­du­ğu, ata­sı­nın kur­du­ğu im­pa­ra­tor­lu­ğa baş­kent­lik yap­mış bir şeh­ri, en ide­al dü­zey­de, dün­ya üze­rin­de­ki şehir­le­rin en mü­kem­me­li hâli­ne ge­tir­mek, bi­zim de is­te­di­ği­miz dü­şün­ce­dir, bi­zim de ar­zu­muz­dur ama bu­nun usu­lü­ne uy­gun ya­pıl­ma­sı­nı da sağ­la­mak, hem ik­ti­da­rın hem de mu­ha­le­fe­tin te­mel gö­re­vi­dir di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

Bu duy­gu­lar­la he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ak­can, ko­nuş­ma­nız­da mad­de­ye bağ­lı ka­lıp gös­ter­di­ği­niz özen için te­şek­kür edi­yo­rum.

Şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Do­maç.

Bu­yu­run Sa­yın Do­maç. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET DO­MAÇ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ya­sa­nın 9’un­cu mad­de­si hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­yo­rum.

İstan­bul mil­let­ve­kil­le­ri ola­rak, İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ya­sa­sı­’­nı çı­kar­mak için ça­ba har­ca­yan Mec­li­si­mi­ze son­suz te­şek­kür­le­ri­mi su­nu­yo­rum.

Ay­rı­ca, bu ya­sa­nın he­def­le­ri­ne ula­şa­bil­me­si, İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti hâli­ne gel­me­si, kı­vanç du­ya­ca­ğı­mız bir du­rum­dur.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin 84’ün­cü yı­lı ne­de­niy­le, cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin ku­ru­cu­su Ulu Ön­der Ata­tür­k’­ün kül­tür ve sa­na­tı cum­hu­ri­ye­ti­mi­zin te­me­li ola­rak gör­dü­ğü­nü ha­tır­lat­mak ve bu ve­si­ley­le ken­di­si­ni hu­zur­la­rı­nız­da bir kez da­ha say­gıy­la an­mak is­te­rim.

Ay­rı­ca, bi­lim in­sa­nı, kül­tü­re de­ğer ve­ren, sa­nat­se­ver, si­ya­set­çi ve dev­let ada­mı Pro­fe­sör Dok­tor Er­dal İnö­nü­’­yü kay­bet­me­nin bü­yük üzün­tü­sü­nü ya­şı­yor, ken­di­si­ne rah­met, ai­le­si­ne de baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul asır­lar­dır çok bü­yük me­de­ni­yet­le­re baş­kent­lik yap­mış, dün­ya­nın mer­ke­zi ol­muş, bu­nun hak­lı gu­ru­ru­nu bü­yük bir onur­la ta­şı­yan bir kent­tir. Emi­nim, ken­ti­mi­zin ta­rihî ha­zi­ne­le­rin­den, kül­tü­rel mi­ra­sın­dan fay­da­lan­ma ola­na­ğı bul­muş­su­nuz­dur. Bu ta­rihî ha­zi­ne­le­ri ve kül­tü­rel mi­ra­sı da­ha da gö­rü­nür hâle ge­tir­mek, üze­ri­ne ya­zı­lan şiir­le­ri, bes­te­le­nen şar­kı­la­rı, sa­ray­la­rı, ca­mi­le­ri, ya­zar­la­rı, sa­na­tı ve sa­nat­çı­la­rı, Bo­ğa­zı ve Bo­ğaz Köp­rü­sü­’y­le ün­lü İstan­bu­l’­u geç­miş ile ge­le­cek ara­sın­da biz­zat bir köp­rü hâli­ne ge­tir­mek için eli­mi­ze önem­li bir fır­sat geç­miş bu­lu­nu­yor.

İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­si­nin kuş­ku­suz en önem­li ne­de­ni, ken­tin kül­tü­rel ve sa­nat­sal alan­da ge­liş­me­si­ni sağ­la­mak. An­cak İstan­bul, bu ge­liş­me­ye sı­fır nok­ta­sın­dan baş­la­mı­yor. İstan­bul bağ­rın­da çok çe­şit­li kül­tür­le­ri, me­de­ni­yet­le­ri, in­san­la­rı ba­rın­dı­ran, Av­ru­pa ve As­ya­’­yı bir­bi­ri­ne sa­de­ce fi­zik­sel ola­rak de­ğil ruh­sal ola­rak da ay­rıl­maz bir bi­çim­de bağ­la­yan bir kent.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bu­l’­da sa­nat ve kül­tür ala­nın­da bir­çok ola­nak var. Bu ola­nak­la­rı çe­şit­len­dir­me­miz ve zen­gin­leş­tir­me­miz ge­re­ki­yor. Di­ğer yan­dan da, in­san­la­rın kül­tür ve sa­nat­la iç içe bir ya­şam sür­me kül­tü­rü­nü ge­liş­tir­me­miz ge­re­ki­yor. Yal­nız mer­kezî yö­ne­ti­me de­ğil, ye­rel yö­ne­tim­le­ri­mi­ze ve si­vil top­lum ör­güt­le­ri­mi­ze bu ko­nu­da çok iş dü­şü­yor, he­pi­mi­ze çok iş dü­şü­yor. Sa­na­tın ve kül­tü­rün dı­şı­na de­ğil içi­ne, afi­şi­ne de­ğil ken­di­si­ne bak­ma­yı öğ­ret­me­miz ge­re­ki­yor. Bir mil­let, an­cak, ken­di kül­tü­rü­nü baş­ka ku­şak­la­ra ak­ta­ra­bi­lir ve di­ğer kül­tür­ler­le et­ki­le­şi­me açık hâle ge­ti­re­bi­lir­se ken­di­si­ni ge­liş­ti­re­bi­lir, ge­le­cek ku­şak­la­ra ger­çek bir mi­ras bı­ra­ka­bi­lir. Top­lum­la­rın ka­lı­cı ol­ma­sı, son­su­za dek ya­şa­ma­sı kül­tür­le­rin ge­liş­me­siy­le ola­nak­lı­dır. An­cak kül­tür ve sa­nat­la yoğ­ru­lan bir mil­let şid­det­siz, sa­vaş­sız, in­san­lı­ğın ba­rış için­de ya­şa­ma öz­le­mi­nin ya­şa­ma geç­ti­ği bir dün­ya ku­ra­bi­lir. An­cak kül­tü­rün ne ol­du­ğu­nun far­kı­na var­mış bir ulus baş­ka ulus­la­rın kül­tür­le­riy­le iç içe, ken­di kül­tü­rü­nü ta­nı­yıp ay­rış­tı­ra­rak, ama di­ğer­le­ri­ni dış­la­ma­dan ya­şa­ma­yı be­ce­re­bi­lir. Kül­tür­ler, di­ğer kül­tür­le­rin ya­şa­ma­sı­nı ve ge­liş­me­si­ni sağ­lar. Ka­lı­cı ol­mak, kül­tür­le ka­lı­cı ol­mak­tır. De­mek is­te­di­ğim odur ki, an­cak kül­tür ve sa­nat ala­nın­da ge­liş­kin bir ül­ke, ge­liş­kin bir de­mok­ra­si­den söz et­mek­le müm­kün olur. An­cak böy­le­ce me­de­ni­yet­ler ça­tış­ma­sı de­ğil, me­de­ni­yet­ler bu­luş­ma­sı or­ta­ya çı­ka­ra­bi­lir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, biz­ler, İstan­bu­l’­u, geç­miş­ten ge­le­ce­ğe, do­ğu­dan ba­tı­ya tüm ta­rih­sel sü­reç­le­rin ve tüm dün­ya coğ­raf­ya­sı­nın bir ara­da ol­du­ğu bir kent hâli­ne ge­tir­mek için yo­la çık­mış bu­lu­nu­yo­ruz. Ya­sa­nın or­ta­ya çık­ma bi­çi­miy­le ya­sa­nın de­mok­ra­tik­leş­me­ye kat­kı­sı­nı göz­ler önü­ne ge­tir­me­miz ge­re­ki­yor.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Do­maç, bu­yu­run, bir da­ki­ka için­de ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

MEH­MET DO­MAÇ (De­vam­la) – Bi­ti­ri­yo­rum Sa­yın Baş­ka­nım.

Çok sa­yı­da si­vil ör­güt tem­sil­ci­si ve va­tan­daş­la­rı­mız İstan­bu­l’­un kül­tür mer­ke­zi ve kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­nı is­ti­yor­lar, bu­nun için ça­lı­şı­yor­lar. Eli­miz­de­ki so­nuç, ay­nı za­man­da, si­vil top­lum ve Hükûmet iş bir­li­ği­nin, ye­rel yö­ne­tim iş bir­li­ği­nin kat­kı­sıy­la or­ta­ya çık­mış­tır. Çok ses­li­li­ğin, çok kül­tür­lü­lü­ğün, hoş­gö­rü­nün, to­le­ran­sın, ta­ri­hin, do­ğa­nın ve tüm in­san­lı­ğın şeh­ri İstan­bul. Bu­nu hep bir­lik­te ge­liş­ti­re­ce­ğiz ve sağ­la­ya­ca­ğız.

İnsan­la­rı kül­tü­rel ola­rak bes­le­mek, ge­liş­tir­mek, zen­gin­leş­tir­mek İstan­bu­l’­u ol­du­ğu ka­dar dün­ya­yı da da­ha gü­zel ve ya­şa­nır bir yer hâli­ne ge­ti­re­cek önem­li bir adım­dır. Bu­nun için bu ya­sa­nın çık­ma­sı ve siz­ler ta­ra­fın­dan des­tek­len­me­si ve ha­ya­ta ge­çi­ril­me­si çok önem­li­dir di­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı ve sev­gi­ler su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Do­maç.

Mad­de üze­rin­de şah­sı adı­na ikin­ci ko­nuş­ma­cı, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Öz­lem Pil­ta­noğ­lu Tür­kö­ne.

Sa­yın Tür­kö­ne, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­da al­kış­lar)

Sü­re­niz beş da­ki­ka.

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (İstan­bul) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 4’ün­cü mad­de­siy­le il­gi­li ola­rak söz al­mış idim. Ben­den son­ra bir mil­let­ve­ki­li­miz söz­le­ri­me bir atıf­ta bu­lun­du. Ma­a­le­sef, üzü­le­rek ifa­de et­me­li­yim ki, söz­le­rim kon­tek­sin­den çı­ka­rıl­mış ve çar­pı­tıl­mış­tır.

Be­nim, ne şan­lı bay­ra­ğı­mı­za ne de baş ör­tü­sü­ne “bez par­ça­sı” de­mem müm­kün de­ğil­dir. Ni­te­kim ko­nuş­ma tu­ta­nak­la­rı­na eğer ba­kı­lır­sa, bay­ra­ğı­mız­dan hiç bah­set­me­di­ğim de or­ta­da­dır. (CHP sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

BAŞ­KAN – Sa­yın Tür­kö­ne, Ge­nel Ku­ru­la hi­tap edi­niz. Bu­yu­run siz efen­dim, ko­nuş­ma­nı­za de­vam edi­niz.

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – Söz ko­nu­su ifa­de, yal­nız­ca, ben­den da­ha ön­ce ko­nuş­muş olan bir mil­let­ve­ki­li­ne bir atıf­ta bu­lun­mak üze­re söy­len­miş bir ke­li­me­dir.

Bu “bez par­ça­sı” ifa­de­si, ki­mi­le­ri ta­ra­fın­dan Tür­ki­ye­’­de bu inanç öz­gür­lü­ğü­nü ve inan­cı aşa­ğı­la­mak için kul­la­nı­la­gel­mek­te­dir. Ben, bu inanç ala­nı­nın aşa­ğı­lan­dı­ğı­nı ifa­de et­mek için bu cüm­le­yi, bu ke­li­me­yi sarf et­miş bu­lun­mak­ta­yım.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Ne il­gi­si var ya! Sa­yın Baş­kan, ne il­gi­si var!

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

Bu ara­da 9’un­cu mad­dey­le il­gi­li ola­rak da şunu ifa­de et­mek is­te­rim ki, böy­le bir Yü­rüt­me Ku­ru­lun­da­…

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Kim­se kim­se­yi aşa­ğı­la­ya­maz bu ül­ke­de. Öy­le bir şey ola­maz Sa­yın Baş­kan.

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (De­vam­la) – …dik­ka­ti­ni­zi çe­ker­se eğer, 9 üye bu­lun­mak­ta­dır. Bu­nun 6’sı si­vil, 3’ü ka­mu ku­ru­luş­la­rın­dan­dır. Bu da ka­mu yö­ne­ti­mi ala­nın­da yö­ne­tim de­ğil, ge­li­şen yö­ne­tim an­la­yı­şın­da yö­ne­ti­şi­min da­ha ön pla­na çık­tı­ğı­nı gös­ter­mek­te­dir.

Say­gı­lar su­na­rım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Say­gı­de­ğer ar­ka­daş­la­rım, ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da ge­çen bir ke­li­me, bir cüm­ley­le il­gi­li ola­rak bir yan­lış an­la­şıl­ma­ya, an­la­ma­ya se­be­bi­yet ve­ril­miş ol­ma­sın­dan do­la­yı bir izah­ta bu­lun­du. İnanç­la il­gi­li bir olay­dır. Böy­le bir ola­yı açık­la­ma­sın­dan da­ha do­ğal bir şey yok­tu­r…

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Aşa­ğı­la­ma ki­min had­di ya!

BAŞ­KAN – …ve bu­ra­da pek çok ar­ka­da­şı­mız, pek çok ko­nu­da ki­tap­lar­dan alın­tı­lar ya­pa­rak ko­nuş­tu. Onun için, bu­ra­da bir usul­süz­lük yok.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, biz her ha­ti­bin söy­le­dik­le­ri­ne say­gı du­ya­rız, ama Par­la­men­to­da hiç­bir mil­let­ve­ki­li bir yurt­ta­şı aşa­ğı­la­ma sö­zü­nü kul­la­na­maz. Lüt­fen o sö­zü­nü ge­ri al­sın efen­dim. Hiç­bir yurt­taş han­gi dü­şün­ce­den, han­gi inanç­tan olur­sa ol­sun, hiç kim­se onu aşa­ğı gö­re­mez. Bu­nun al­tı­nı çiz­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Sa­yın Baş­ka­nım, bu ko­nu­da bi­li­yor­su­nuz ben şey yap­tım, ama eğer “Bir bez par­ça­sı.” Ta­bi­ri, bir aşa­ğı­lan­ma için kul­la­nıl­mış­sa, ne olur­sa ol­sun bu­nu bu­ra­da kul­lan­ma­mak la­zım.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Ya­zık­lar ol­sun!

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Ol­maz böy­le bir şey. Kul­lan­ma­ya­lım.

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral, ko­nu­şa­n…

ÖZ­LEM PİL­TA­NOĞ­LU TÜR­KÖ­NE (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, ben kul­lan­mı­yo­rum ki, kul­la­nan­lar için söy­lü­yo­rum.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Doğ­ru de­ğil­dir, onu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, lüt­fe­n…

Ya­ni, Sa­yın Mil­let­ve­ki­li­mi­zin, ko­nu­şan Ha­ti­bi­mi­zin böy­le bir şeyi kas­tet­me­di­ği açık­tır. Si­zin ve Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu­’­nun has­sa­si­ye­ti için, du­yar­lı­lı­ğı için te­şek­kür edi­yo­rum.

Doğ­ru­dur, hiç­bir yurt­ta­şı­mı­zın, di­ğer bir yurt­ta­şı aşa­ğı­la­ma ifa­de­si yok­tur. Sa­yın Tür­kö­ne­’­nin baş ör­tü­süy­le il­gi­li ola­rak böy­le bir ifa­de kul­lan­ma­sı söz ko­nu­su de­ğil, ken­di­si de onu ifa­de et­ti. Ta­bi­i bel­ki din­le­yen­ler açı­sın­dan yan­lış an­la­şı­la­bi­lir.

Sa­yın Vu­ra­l’­a da bu imkânı ver­di­ği için ay­rı­ca te­şek­kür edi­yo­rum. Sağ olun.

Mad­de üze­rin­de so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz.

Şu an­da so­ru sor­mak is­te­yen iki ar­ka­da­şı­mız var. Onun için, sü­re kı­sıt­la­ma­sı yap­mı­yo­rum şu an iti­ba­rıy­la.

Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu, bu­yu­run efen­dim.

KE­MAL KI­LIÇ­DA­ROĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, kı­sa bir so­rum ola­cak Sa­yın Ba­ka­na.

Ajan­sın büt­çe­siy­le il­gi­li Mec­lis kür­sü­sün­den bir tab­lo gös­ter­di. Aca­ba Ajan­sın büt­çe bü­yük­lü­ğü ne ola­cak? Bu ko­nu­da Sa­yın Ba­kan Par­la­men­to­yu bil­gi­len­di­rir mi?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kı­lıç­da­roğ­lu.

Sa­yın Gen­ç…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ben bu­ra­ya alı­na­cak per­so­ne­lin han­gi esas­la­ra gö­re alı­na­ca­ğı­nı­… KPSS yo­luy­la mı ala­cak­lar? Yok­sa, bu­ra­da, bu ka­nu­nu ha­ra­ret­le sa­vu­nan ve bu­ra­ya gi­re­cek olan ba­kan­la­rın ya­kın­la­rı­nı mı ala­cak­lar? On­la­rı me­rak edi­yo­rum.

İkin­ci­si: Yü­rüt­me ku­ru­lu üye­le­ri­ne üc­ret öde­ne­cek mi­dir? Öde­ne­cek­se ne mik­tar­da bir üc­ret öde­ne­cek­tir?

Üçün­cü­sü: (g) alt ben­din­de “Pro­je ta­nı­tım fa­a­li­yet­le­ri­ni yurt için­de ko­or­di­ne et­mek, yurt dı­şın­da yü­rüt­me­k…” Ne de­mek ya­ni? Yurt için­de ko­or­di­ne edi­yor, yurt dı­şın­da yü­rü­tü­yor. Ben bu­nu pek an­la­ma­dım. Ya­ni bu­nu yurt dı­şın­da na­sıl yü­rü­te­cek­ler? Esas pro­je­nin yü­rüt­me ye­ri­nin İstan­bul ol­ma­sı la­zım. Yurt dı­şın­da na­sıl yü­rü­te­cek? Bu­nu da bir açık­lar­lar­sa mem­nun olu­rum.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Genç.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Efen­dim, bu büt­çe tar­tış­ma­la­rıy­la il­gi­li ola­rak gi­ri­şim gru­bun­dan tah­mi­ni büt­çe ça­lış­ma­la­rı­nı ben de al­dım, in­ce­le­dim. Bi­raz ön­ce, kür­sü­de de ifa­de et­ti­ğim gi­bi, tah­mi­ni büt­çe, ta­bi­i, bu. Bu ku­ru­luş­tan son­ra, otu­rup ye­ni büt­çe­si­ni bu­ra­da bi­raz­dan ge­le­cek olan mad­de­ler­de han­gi sü­re için­de ya­pa­ca­ğı­nı ve bil­di­re­ce­ği­ni ka­rar­laş­tır­mış ola­ca­ğız. 100 tril­yo­nun için­de bir büt­çe. 2008 ve 2009 için­de ya­pı­lan ça­lış­ma­lar, ha­zır­lık­lar, pro­je­len­dir­me­ler 25 tril­yon, 30 tril­yon se­vi­ye­sin­de. 60 tril­yon se­vi­ye­sin­de de 2010 için­de ya­pı­la­cak ça­lış­ma­lar. Bun­lar esas iti­ba­rıy­la, iş­te, bu­ra­da sa­yı­lan sa­nat et­kin­lik­le­ri, sa­nat et­kin­lik­le­ri­nin ya­pıl­ma­sı için ön ha­zır­lık­lar, ül­ke için­de, ül­ke dı­şın­da ya­pı­la­cak olan te­mas­la­r… Bu çer­çe­ve­de bir büt­çe.

Sa­yın Gen­ç’­in söy­le­di­ği­… Özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne ta­bi bir ku­ru­luş oluş­tur­du­ğu­mu­za gö­re, el­bet­te, ko­nu­nun has­sa­si­ye­ti­ne uy­gun, bu ko­nu­da ya­rar­lı ola­bi­le­cek ni­te­lik­te­ki ele­man­lar ara­sın­dan özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne gö­re, iş ak­diy­le ki­şi­ler alı­na­cak ve bu­ra­da bir pro­je gö­tü­rül­me­ye, İstan­bul için ya­rar­lı bir pro­je gö­tü­rül­me­ye ça­lı­şıl­dı­ğı­na gö­re, kim­se­nin ka­yır­may­la işe adam al­ma­sı söz ko­nu­su ol­maz. Bu­nu hep bir­lik­te he­pi­miz kuş­ku­suz de­net­le­ye­ce­ğiz.

“İ­çeri­de ve dı­şa­rı­da­…” de­nil­di. Böy­le bir söz­cük ne­den kul­la­nıl­mış ben mad­de­de bu­la­ma­dım.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – “g” ben­din­de.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Dı­şa­rı­da iliş­ki­ler yü­rüt­mek, çün­kü bu, za­ten, esas iti­ba­rıy­la, bu işin için­de bu­lu­nan si­vil gi­ri­şim­ci ar­ka­daş­lar, Av­ru­pa Bir­li­ğin­de bu pro­je­nin ger­çek­leş­me­si için, bu ka­ra­rın çık­ma­sı için fa­a­li­yet gös­te­ren ar­ka­daş­lar­dı. Bu çer­çe­ve­de bir ta­nı­tım fa­a­li­ye­ti­ni, Tür­ki­ye­’­ye önem­li en­te­lek­tü­el­le­rin gel­me­si, önem­li sa­nat­çı­la­rın gel­me­si ko­nu­sun­da ça­lış­ma­la­rı yü­rü­te­cek­ler. “Yü­rü­te­cek­ler” ya­ni, tam an­la­mıy­la bu söz­cük bu­ra­ya otu­ru­yor. İçe­ri­de de bu alan­da ya­pı­la­cak olan ça­lış­ma­la­rı ko­or­di­ne ede­cek­ler, bir eş gü­dü­me bağ­la­mış ola­cak­lar.

Bu­ra­da baş­ka an­la­şıl­ma­ya­cak bir hu­sus ol­du­ğu­nu zan­net­mi­yo­rum.

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır, öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 9. mad­de­si­nin (j) ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

Ali Ko­çal

 

Ma­lat­ya

İstan­bul

Zon­gul­dak

 

Yıl­maz Ateş

İsa Gök

 

 

An­ka­ra

Mer­sin

 

“j) Ko­şul­lu ol­ma­mak kay­dıy­la ba­ğış ka­bul et­mek”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın As­la­noğ­lu, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Evet.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Sa­yın Baş­kan, yü­ce Mec­li­sin çok de­ğer­li üye­le­ri; he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, de­min­den be­ri iz­li­yo­rum, bu­ra­da İstan­bu­l’­un bir kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı­nı is­te­me­yen bir tek ki­şi çı­ka­bi­lir mi? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Ni­ye uğ­ra­şı­yor­su­nuz o za­man.” ses­le­ri) Bir da­ki­ka­… Ha­yır efen­dim, bu­ra­da­ki, bu ça­tı al­tın­da hiç­bir in­sa­n… Her­kes onur­lu­dur, her­kes gu­rur­lu­dur; her­kes İstan­bu­l’­un de­ğil, Av­ru­pa­’­nın de­ğil, dün­ya­nın baş­ken­ti ol­ma­sın­dan gu­rur du­yar. Bir ke­re, ha­ki­ka­ten an­la­mak­ta zor­luk çe­ki­yo­rum. Biz bir şey söy­lü­yo­ruz, Sa­yın Ba­ka­nım si­ze de söy­lü­yo­ruz, siz za­rar gör­me­yin, siz­ler za­rar gör­me­yin, ge­lin, bu­nu­… Ne is­ti­yo­ruz? Sa­yış­tay de­ne­ti­mi is­ti­yo­ruz, baş­ka bir şey is­te­mi­yo­ruz ki. Biz­ler di­yo­ruz ki, ar­ka­daş, gel, bu­nu Sa­yış­tay de­ne­ti­mi­ne bir öner­gey­le ve­re­lim di­yo­ruz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rı.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) – Ana­ya­sa­’­ya ay­kı­rıy­sa, na­sıl de­net­le­ne­cek­se­… De­ne­tim­den kaç­ma­ya­lım. Na­sıl de­net­le­ne­cek­se, na­sıl uy­gun bir de­ne­tim yön­te­mi hep be­ra­ber bu­la­cak­sak, ge­lin bu­nu ya­pa­lım di­yo­ruz. Biz, as­la ya­pıl­ma­sın de­mi­yo­ruz. Ge­lin, so­nuç­ta le­ke­li bir baş­kent doğ­ma­sın di­yo­ruz. So­nuç­ta, Av­ru­pa­’­nın baş­ken­ti bir İstan­bul, bir şekil­de ya­rın her­han­gi en kü­çük bir le­key­le kar­şı­laş­ma­sın di­yo­ruz ar­ka­daş­lar, bu­nu söy­lü­yo­ruz. Ya­ni, bi­zim is­te­di­ği­miz bu. Ni­ye aca­ba bun­dan ka­çı­nı­yo­ruz?

Biz, bir kez da­ha söy­lü­yo­ruz, so­nu­na ka­da­r… Ge­lin, Ana­ya­sa­’­ya uy­gun de­ne­tim yo­lu ney­se, hep be­ra­ber, bu Mec­lis ça­tı­sı al­tın­da­ki tüm ar­ka­daş­la­rım bu­nu is­ti­yor ar­ka­daş­lar.

İki, ar­ka­daş­lar, bir baş­kent ya­ra­tı­yo­ruz, bel­li pro­je­ler ola­cak. Ni­ye AK­M’­yi yı­kı­yo­ruz da bir baş­kent ya­ra­tı­yo­ruz? İlle AK­M’­yi yık­mak mı la­zım? Ge­lin, yık­ma­dan da­ha gü­ze­li­ni ya­pa­lım ama yık­ma­dan ya­pa­lım. Ni­ye il­la ki bu AKM? Ge­lin, da­ha gü­zel­le­ri­ni ya­pa­lım, da­ha iyi­le­ri­ni ya­pa­lım. Dö­nüp te­şek­kür ede­lim, dö­nüp al­kış­la­ya­lım, en gü­ze­li­ni yap­tı­nız di­ye­lim. Ama ge­lin vaz­ge­çin bu ina­dı­nız­dan. İlla ni­ye ora­sı? Ge­lin, baş­ka yer bu­la­lım, hep be­ra­ber bu­la­lım.

Ni­ye aca­ba, sa­bah­tan be­ri bu iki ko­nu­da bu yü­ce Mec­lis aca­ba bir or­tak nok­ta­da bu­lu­şa­maz mı ar­ka­daş­lar? Ha­ki­ka­ten üzü­lü­yo­rum.

Ta­bi­i, bir baş­ka ko­nu, yi­ne ga­ri­bi­me git­ti­… Ben İstan­bul mil­let­ve­ki­li de­ği­lim, ben Ma­lat­ya mil­let­ve­ki­li­yim ama ba­kı­yo­rum ki, ben şah­sen sa­ğın­da ki­min ar­sa­sı var, so­lun­da ki­min ar­sa­sı var bi­le­mem ya, ben ne­re­den bi­le­yim. Fa­kat ma­şal­lah, İstan­bul­lu ol­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri de ora­da han­gi ar­sa­lar var bi­li­yor ya. Val­la­hi ben ha­ki­ka­ten bil­mem.

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Hep­si­nin bağ­lan­tı­sı var, iş ya­pı­yor­lar.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (De­vam­la) – Ha, ben val­la­hi ga­rip­se­dim bak, söy­lü­yo­rum.

Ta­bi­i, bir baş­ka ko­nu, İstan­bu­l’­da çok önem­li üni­ver­si­te­le­ri­miz var, Tür­ki­ye­’­ye yön ve­ren, he­pi­ni­zin için­den çık­tı­ğı üni­ver­si­te­ler var. Bel­ki bu Mec­li­se bak­tı­ğı­nız za­man İstan­bul Üni­ver­si­te­si me­zun­la­rı da­ha faz­la­dır. Ben ga­rip­si­yo­rum. Ne­den? İstan­bu­l’­da bu ka­dar bi­lim yu­va­la­rı, yıl­lar­dır en iyi eği­ti­mi ve­ren, ör­ne­ğin bir İstan­bul Tek­nik Üni­ver­si­te­si var­ken, ha­ki­ka­ten Ada­pa­za­rı Üni­ver­si­te­sin­den gö­rüş alın­ma­sı­nı da ya­dır­ga­ma­dım di­ye­me­ye­ce­ğim. Her üni­ver­si­te­miz de­ğer­li­dir onu söy­lü­yo­rum ama İstan­bu­l’­la il­gi­li, baş­kent ola­cak­sa İstan­bu­l’­da­ki üni­ver­si­te­le­ri­miz o baş­ken­te dam­ga­sı­nı vur­sun.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­ru­m…

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Ka­rar ye­ter sa­yı­sı­…

BAŞ­KAN – Ara­ya­ca­ğım efen­dim.

Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir, ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bir­le­şi­me yir­mi da­ki­ka ara ve­ri­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 00.54

 

 

 

BE­ŞİN­Cİ OTU­RUM

Açıl­ma Sa­a­ti: 01.15

BAŞ­KAN : Baş­kan Ve­ki­li Nev­zat PAK­DİL

KÂTİP ÜYE­LER : Fa­toş GÜR­KAN (Ada­na), Ya­şar TÜ­ZÜN (Bi­le­cik)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­nin 15’in­ci Bir­le­şi­mi­nin Be­şin­ci Otu­ru­mu­nu açı­yo­rum.

16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın gö­rüş­me­le­ri­ne kal­dı­ğı­mız yer­den de­vam ede­ce­ğiz.

Ko­mis­yon ve Hükûmet ye­rin­de.

Ta­sa­rı­’­nın 10’un­cu mad­de­si­ni oku­tu­yo­rum:

Ge­nel Sek­re­ter­lik

MAD­DE 10- (1) Yü­rüt­me Ku­ru­lu ta­rafından be­lir­le­ne­cek gö­rev­le­ri yü­rüt­mek üze­re bir Ge­nel Sek­re­ter ta­yin edi­lir.

(2) Ge­nel Sek­re­ter, İstan­bu­l’­un 2010 yılı Av­ru­pa Kül­tür Başkent­liği ile il­gi­li bü­tün fa­a­li­yet­le­rin Yü­rüt­me Ku­ru­lu ta­rafından be­lir­le­ne­cek esas­lar çer­çe­ve­sin­de prog­ram­lan­masından, yü­rü­tül­me­sin­den ve ko­or­di­nas­yo­nun­dan so­rum­lu­dur.

(3) Ge­nel Sek­re­te­re yü­rü­te­ceği fa­a­li­yet­ler­de yardımcı ol­mak üze­re kül­tür sa­nat, ile­tişim, taşınmaz ve me­kan­ların ida­re­si, ida­ri ve ma­li işler­den so­rum­lu yö­ne­ti­ci­ler ta­yin edi­le­bi­lir. Bu yö­ne­ti­ci­ler Ge­nel Sek­re­te­rin öne­ri­si üze­ri­ne Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nir, Ge­nel Sek­re­te­re bağlı ola­rak ve onun sevk ve ida­re­si altında çalışırlar ve Ge­nel Sek­re­te­re karşı so­rum­lu­dur­lar.

(4) Bu bi­rim­le­rin altında pro­je grup­ları oluştu­ru­la­bi­lir.

(5) Ge­nel Sek­re­ter­liğin çalışma usul ve esas­ları Yü­rüt­me Ku­ru­lu ta­rafından be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nec­la Arat; şahıs­la­rı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Do­maç, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Tu­tan ve Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k’­ün söz ta­lep­le­ri var­dır.

İlk söz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nec­la Ara­t’­a ait­tir.

Bu­yu­run Sa­yın Arat.

CHP GRU­BU ADI­NA NEC­LA ARAT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şim­di, sa­nı­yo­rum ki bu mad­de­le­rin tar­tış­ma­sı sı­ra­sın­da he­men he­men söy­le­ne­cek her şey söy­len­di de, ya­pı­la­bi­le­cek olan­lar ya­pıl­ma­dı. Bel­ki otu­rum­la­rın so­nu­na doğ­ru AK­P’­li ar­ka­daş­la­rı­mız eleş­ti­ri­ler doğ­rul­tu­sun­da fi­kir­le­ri­ni de­ğiş­ti­re­bi­lir­ler.

Özel­lik­le Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ko­nu­sun­da ben ko­nuş­mak is­ti­yo­rum bu za­man di­li­mi içe­ri­sin­de. Ama, ora­ya geç­me­den ön­ce, İstan­bul ger­çek­te Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti iş­lev ve so­rum­lu­lu­ğu­nu üst­len­me­ye ha­zır mı­dır so­ru­su­nu da ken­di ken­di­mi­ze sor­ma­mız ge­re­ki­yor.

Çok mem­nun olu­yo­ruz Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edil­miş ol­ma­mız­dan ve ay­rı­ca gi­ri­şim gru­bu­nun ve di­ğer ça­lı­şan ar­ka­daş­la­rın yap­tık­la­rı ha­zır­lık­la­rı da mem­nu­ni­yet­le kar­şı­lı­yo­ruz. Ama Av­ru­pa Bir­li­ği­ne gir­me sü­re­cin­de İstan­bu­l’­da ya­şa­nan sos­yo­lo­jik, kül­tü­rel ve ben­ze­ri gi­bi dö­nü­şüm­le­rin gi­de­rek ön­len­me­si ve kav­ran­ma­sı imkânsız­la­şan bir du­ru­mu ser­gi­le­di­ği­ni de gör­mez­lik­ten ge­le­mi­yo­ruz açık­ça­sı.

Kır­sal nü­fus için bir ca­zi­be mer­ke­zi hâli­ne ge­len bu dev ken­ti­miz, ye­ni ve es­ki­nin iç içe geç­ti­ği, ge­le­nek­sel ile mo­der­nin kar­şı kar­şı­ya gel­di­ği ve kül­tü­rel geç­mi­şin­den ötü­rü kül­tür mer­ke­zi ol­ma ko­nu­mu­nu sür­dü­ren, ne var ki, gi­de­rek bir alış­ve­riş ve eğ­len­ce mer­ke­zi­ne dö­nü­şen bir kent de­ğil mi? Ya­ni, bu bağ­lam­da, bu tür eleş­ti­ri­le­ri­mi­zi de göz önü­ne al­ma­mız ge­re­ki­yor.

Bu ne­den­le, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bu­l’­un kent­sel dö­nü­şü­mü­nün ya­nı sı­ra, kül­tü­rel ve sa­nat­sal ko­nu­mu­nun da tar­tış­ma­ya açıl­ma­sı ge­rek­mek­te. Bu dö­nü­şüm sü­re­cin­de kül­tü­rün na­sıl ayak­lar al­tı­na alın­dı­ğı, sa­nat­sal es­te­tik du­yar­lı­lık­la­rın ne den­li azal­dı­ğı ya da yok edil­di­ği göz­den ka­çı­rıl­ma­ma­lı.

Kal­dı­rım­la­rın renk­len­di­ri­lip, yer yer çi­çek tarh­la­rı­nın ser­piş­ti­ril­di­ği bu kent­te, he­pi­niz bi­li­yor­su­nuz, Ana­do­lu­’­nun en üc­ra kö­şe­le­ri­ne ben­ze­yen ya­şam ko­şul­la­rı­nı sür­dü­ren va­roş­lar­da­ki çok sa­yı­da ye­ni İstan­bul­lu aç. Hiç­bir sos­yal gü­ven­ce­le­ri ol­ma­dan, ek­mek pa­ra­sı­na ça­lış­tı­rı­lan, ka­dın, ço­cuk ve genç­le­rin, he­le tra­fik­te, her tür­lü can gü­ven­lik­le­ri­ni -bir ta­ra­fa- teh­li­ke­ye ata­rak kâğıt men­dil sa­tan okul ön­ce­si ve il­köğ­re­tim ça­ğın­da­ki ço­cuk­la­rın yü­rek acı­tı­cı ger­çe­ği yad­sın­ma­ma­lı di­yo­rum.

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; da­ha ön­ce­ki otu­rum­lar­da, mes­lek­ten, ede­bi­yat­çı ar­ka­daş­la­rı­mız Yah­ya Ke­ma­l’­den ör­nek­ler ver­di­ler: “Sa­na bir te­pe­den bak­tım gü­zel İstan­bul” di­ze­si­ni oku­du­lar. He­pi­mi­zi bel­ki de çok genç­lik yıl­la­rı­mı­za –ge­ri­ye- gö­tü­ren di­ze­ler­di bun­lar. Ama, ben, dü­şü­nü­yo­rum da Yah­ya Ke­mal bu­gün sağ ol­say­dı, İstan­bu­l’­a, aca­ba yi­ne -ye­şi­li yok edi­le­rek taş yı­ğın­la­rıy­la dol­du­rul­muş Bo­ğaz te­pe­le­ri­ne- ay­nı şekil­de, se­vi­ne­rek, es­te­tik bir he­ye­can­la ba­kar mıy­dı?

Bo­ğaz te­pe­le­ri­nin taş yı­ğın­la­rıy­la dol­ma­sı bir ya­na, lo­kan­ta, ku­mar­ha­ne ve ka­fe­le­rin iş­ga­lin­de­ki Bo­ğaz yol­la­rı, ya­ya­la­rın yü­rü­ye­me­di­ği ama oto­mo­bil­le­rin park et­ti­ği kal­dı­rım­lar, arap­sa­çı­na dön­müş olan tra­fik, kap­kaç­çı­lar, ti­ner­ci­ler, her tür­den gasp­çı­lar ile üzer­le­rin­de po­li­tik oyun­lar oy­na­na­rak rant alan­la­rı­na dö­nüş­tü­rül­me­ye ça­lı­şı­lan, az sa­yı­da kal­mış ye­şil alan­la­rı ile İstan­bul bir so­run­lar yu­ma­ğı oluş­tur­mu­yor mu?

Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si ola­rak da­ha ön­ce­ki ko­nuş­mam­da da, ben­den ön­ce gö­rü­şen ar­ka­daş­la­rım da, İstan­bu­l’­un 2010 Av­ru­pa Baş­ken­ti ol­ma­sı­na ke­sin­lik­le kar­şı ol­ma­dı­ğı­mı­zı ifa­de et­tik. Ama, hiç ol­maz­sa di­yo­ruz, bu ve­si­ley­le göz önün­de­ki bu so­run­la­rın bir bö­lü­mü mut­la­ka çö­zü­me ulaş­tı­rıl­ma­lı­dır. Pa­ra­sal ola­nak­lar, yan­daş­la­rın şişi­ril­miş ba­lon pro­je­le­ri­ne de­ğil, ger­çek an­lam­da kent­sel dö­nü­şü­mü, kül­tü­rel kat­kı­yı sağ­la­ya­cak, in­san­la­rı­mı­zın ya­şa­mın­da de­ği­şik­lik ya­pa­bi­le­cek pro­je­le­re ve­ril­me­li­dir.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu ola­rak, bu ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 11’in­ci mad­de­si­nin (a) fık­ra­sın­da di­le ge­ti­ri­len Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sı­na kar­şı çı­kı­yo­ruz. Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma ge­rek­çe­si ola­rak, İstan­bu­l’­da ül­ke­mi­ze ya­ra­şır tek­nik özel­lik­ler­de ve ka­pa­si­te­de bir kon­ser sa­lo­nu ve kü­tüp­ha­ne bu­lun­ma­dı­ğı öne sü­rül­mek­te. Pe­ki, bu özel­lik­te bir kon­ser sa­lo­nu ve kü­tüp­ha­ne yok­sa, var ola­nı ni­ye yı­kı­yor­su­nuz? Ye­ri­ne, İstan­bu­l’­un çe­şit­li yer­le­rin­de -bü­tün ka­mu ara­zi­le­ri, ar­sa­lar za­ten de­ne­ti­mi­niz al­tın­da- is­te­di­ği­niz kü­tüp­ha­ne­le­ri ve kon­ser sa­lon­la­rı­nı kur­ma ola­na­ğı­nız var. Bi­zim, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yı­kıl­ma­sı­na iti­ra­zı­mız, bu bi­na­nın, cum­hu­ri­yet dö­ne­mi Tür­ki­ye mi­ma­ri­si­ne ör­nek bir ya­pı ol­ma­sı; bir Türk mi­ma­rın, rah­met­li Ha­ya­ti Ta­ban­lı­oğ­lu­’­nun ta­sa­rı­mı olan az sa­yı­da ya­pı­dan bi­ri ol­ma­sı; Tür­ki­ye­’­nin ope­ra ola­rak ta­sar­lan­mış ve öz kay­nak­la­rı­mız­la ger­çek­leş­ti­ril­miş ilk ve tek bi­na­sı ol­ma­sı; cum­hu­ri­yet dö­ne­mi mi­ma­ri mi­ra­sı kap­sa­mın­da ve kent kül­tü­rü­nün ge­liş­me­sin­de önem­li bir ye­ri olan sim­ge­sel ve anıt­sal bir ya­pı ol­ma­sı. Bü­tün bu özel­lik­ler mut­la­ka göz önün­de bu­lun­du­rul­ma­lı­dır yık­ma öne­ri­le­ri öne sü­rü­lür­ken.

Öte yan­dan, Ma­yıs 1964 yı­lın­da, Ulus­la­ra­ra­sı Ta­rihî Anıt­lar Mi­mar ve Tek­nis­yen­le­ri Kon­gre­si­’n­de bir tü­zük ya­yım­la­nı­yor -ulus­la­ra­ra­sı tü­zük- Ve­ne­dik Tü­zü­ğü adı al­tın­da. Bu Tü­zük Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ni ko­ru­ma al­tı­na alın­mış ya­pıt­lar ara­sın­da sa­yı­yor.

Bu­ra­da tar­tı­şıl­dı. Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin, ay­rı­ca, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı İstan­bul 1 nu­ma­ra­lı Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı­nı Ko­ru­ma Ku­ru­lu ta­ra­fın­dan tes­cil edil­di­ği­ni bi­li­yo­ruz. Bu tes­ci­lin kal­dı­rıl­ma­sı­na yö­ne­lik bir Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­ra­rı da hâlen yok.

1969 yı­lın­da açıl­dı­ğı za­man Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi dün­ya­nın sa­yı­lı kül­tür mer­kez­le­rin­den bi­ri ka­bul edi­li­yor­du. Yıl­lar­dır İstan­bu­l’­da, baş­ta ope­ra ve ba­le ol­mak üze­re çe­şit­li gös­te­ri ve top­lan­tı­la­ra ev sa­hip­li­ği ya­pan bu mer­kez, dün­ya­nın dör­dün­cü, Av­ru­pa­’­nın da ikin­ci bü­yük sa­nat mer­ke­ziy­di ilk ya­pıl­dı­ğı yıl­lar­da. Bi­li­yor­su­nuz, İstan­bu­l’­un çok de­ğer­li ara­zi­le­rin­den bi­ri üze­rin­de ku­rul­muş bu­lu­nu­yor. Ti­yat­ro, ope­ra ve ba­le­se­ver­ler için de pa­ha bi­çi­le­mez bir de­ğe­ri var. Ya­kın bir geç­miş­te ya­pıl­mış ol­ma­sı­na rağ­men, kül­tür var­lı­ğı ni­te­li­ği­ni ta­şı­yan bu ya­pı cum­hu­ri­yet dö­ne­mi mi­ma­ri mi­ra­sı­nın ko­run­ma­sı ve de­ğer­len­di­ril­me­si açı­sın­dan önem ta­şı­yor.

Bu ko­nuy­la il­gi­li ola­rak gö­rüş bil­di­ren en yet­ki­li ku­ru­luş­lar­dan bi­ri Tür­ki­ye Mi­mar­lar ve Mü­hen­dis­ler Oda­sı, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin ni­çin yı­kıl­ma­ma­sı ge­rek­ti­ği­ne iliş­kin bir ba­sın bil­di­ri­si ya­yım­la­mış­tı. Sa­yın Çe­tin Bey ar­ka­da­şı­mız –Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si mil­let­ve­ki­li ar­ka­da­şı­mız- bu mad­de­le­ri tek tek sı­ra­la­mış­tı, ama ben bir kez da­ha tek­rar­lan­ma­sın­da ya­rar gö­rü­yo­rum.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi yı­kıl­ma­ma­lı­dır, çün­kü top­lu­mun kül­tü­rel ya­şa­mı­nı mekâna yan­sıt­ma­sı ne­de­niy­le bu mer­kez bir bel­ge de­ğe­ri­ne sa­hip­tir.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi yı­kıl­ma­ma­lı­dır, fi­zik­sel an­lam­da İstan­bul ken­ti­nin ha­fı­za­sı­nın bir par­ça­sı ola­rak kim­lik de­ğe­ri­ne sa­hip­tir.

Ya­pıl­dı­ğı dö­ne­min ta­sa­rım, mi­ma­ri ve tek­no­lo­ji­si­ni yan­sıt­ma­sı açı­sın­dan mi­ma­ri de­ğe­ri var­dır.

Top­lu­mun ge­rek­sin­me­le­ri­ni hâlen kar­şı­la­ya­bil­di­ği için iş­lev­sel ve eko­no­mik de­ğe­ri var­dır.

Ya­pıl­dı­ğı kırk yıl­dan faz­la bir sü­re­dir ken­di­si­ne çağ­daş top­lum­da bir yer bu­la­bil­me­sin­den ötü­rü sü­rek­li­lik de­ğe­ri var­dır.

Kül­tür var­lı­ğı ol­ma­sı tar­tı­şı­la­ma­yan pek çok ya­pı­dan da­ha faz­la, ha­fı­za­mız­da­ki de­ği­şik olay­lar­la iliş­ki­si ba­kı­mın­dan, anı de­ğe­ri var­dır.

Bü­tün bun­la­rın da öte­sin­de çok önem­li bir sim­ge de­ğe­ri­ne sa­hip­tir, çün­kü Ata­tür­k’­ün adı­nı ta­şı­mak­ta­dır.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, CHP Gru­bu ola­rak uz­man ku­ru­luş­la­rın ve ka­mu­o­yu­nun is­tek­le­ri doğ­rul­tu­sun­da Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin ke­sin­lik­le yı­kıl­ma­ma­sı­nı, tıp­kı yüz el­li yıl­lık Pa­ris Ope­ra­sı­’­nın geç­ti­ği­miz yıl­lar­da baş­tan aşa­ğı res­to­re edil­me­si gi­bi, tıp­kı Bols­ho­y’­un res­to­ras­yo­nu gi­bi, yi­ne tıp­kı kim­se­nin yık­ma­yı ak­lın­dan bi­le ge­çir­me­di­ği Zü­rih Ope­ra­sı­’­nın baş­tan so­na el­den ge­çi­ril­me­si gi­bi, top­lu­mun ve ken­tin bel­le­ğin­de yer et­miş sem­bo­lik bir ya­pı ola­rak res­to­re edil­me­si­ni, fi­zik­sel ko­şul­la­rı­nın iyi­leş­ti­ril­me­si­ni, öz­gün ya­pı­sı­na uy­gun bir şekil­de dü­zel­til­me­si­ni öne­ri­yo­ruz.

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Arat, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

NEC­LA ARAT (De­vam­la) - Yü­ce Mec­li­se say­gıy­la arz ede­rim. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Arat.

Ay­rı­ca, öze­ni­niz için si­ze de te­şek­kür edi­yo­rum.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dül­ka­dir Ak­can.

Bu­yu­run Sa­yın Ak­can. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 10’un­cu mad­de­siy­le il­gi­li ola­rak söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na. He­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, 10’un­cu mad­de ge­nel sek­re­ter­lik­le il­gi­li hu­su­su dü­zen­li­yor. Bu dü­zen­le­me­de, özel­lik­le 3’ün­cü pa­rag­raf “Ge­nel Sek­re­te­re yü­rü­te­ce­ği fa­a­li­yet­ler­de yar­dım­cı ol­mak üze­re kül­tür-sa­nat, ile­ti­şim, ta­şın­maz ve me­kan­la­rın ida­re­si, ida­ri ve ma­li iş­ler­den so­rum­lu yö­ne­ti­ci­ler ta­yin ede­bi­lir. Bu yö­ne­ti­ci­ler Ge­nel Sek­re­te­rin öne­ri­si üze­ri­ne Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nir, Ge­nel Sek­re­te­re bağ­lı ola­rak ve onun sevk ve ida­re­si al­tın­da ça­lı­şır­lar ve Ge­nel Sek­re­te­re kar­şı so­rum­lu­dur­lar.” ifa­de­si­ni bu­lun­dur­mak­ta­dır. Bir ön­ce­ki mad­de­de, 9’un­cu mad­de­de “ç”, “d” ve “e” bent­le­rin­de de bu ko­nu­ya atıf­ta bu­lu­nul­mak­ta. Bu per­so­ne­lin ne­re­den, na­sıl te­min edi­le­ce­ği, eği­tim dü­zey­le­ri­nin ve ih­ti­sas se­vi­ye­le­ri­nin ne ola­ca­ğı, 2010 yı­lın­da pro­je so­na er­di­ğin­de ve Ajan­sın gö­re­vi bit­ti­ğin­de söz ko­nu­su per­so­ne­lin akı­be­ti­nin ne ola­ca­ğı bel­li de­ğil­dir.

Bu iti­bar­la, bi­ze gö­re, bu pa­rag­raf­ta ifa­de edi­len “Ge­nel Sek­re­te­re fa­a­li­yet­le­rin­de yar­dım­cı ol­mak üze­re kül­tür-sa­nat, ile­ti­şim, ta­şın­maz ve me­kan­la­rın ida­re­si­…” gi­bi ifa­de­ler­den ha­re­ket­le, bu alan­lar­da ye­tiş­miş ki­şi­le­rin ol­ma­sı ge­rek­ti­ği ka­na­a­ti­ne var­mak­ta­yız. Bu nok­ta­dan ha­re­ket­le, bu ki­şi­le­rin mut­la­ka ka­mu ku­rum­la­rın­dan ve­ya pro­je­ye dâhil olan, Ajan­sa dâhil olan si­vil top­lum ör­güt­le­ri­nin bün­ye­le­rin­de bu alan­da ye­tiş­miş in­san­lar ara­sın­dan ol­ma­lı ve pro­je bit­ti­ğin­de, hem bu pro­je­ye yük ol­ma­ma­sı adı­na, ma­li kül­fet ge­tir­me­me­si adı­na hem de pro­je bit­tik­ten son­ra ma­li kül­fet, dev­le­te yük ge­tir­me­me­si adı­na, ka­mu­ya tek­rar ia­de edil­me­le­ri­nin ya­nın­da, açık­tan ata­ma­la­rın ya­pıl­mak su­re­tiy­le ka­mu­ya ia­de­le­rin önü­ne ge­çe­cek hü­küm­le­rin mut­la­ka bu­lun­ma­sı ge­re­kir­di di­ye dü­şü­nü­yo­ruz. Eğer bu ya­pıl­maz­sa bu ko­nu ad edi­le­rek, açık­tan ata­ma ya­pıl­mak ve sü­re bit­tik­ten son­ra ka­mu­ya ak­ta­rıl­mak su­re­tiy­le bi­ri­le­ri­ni iş sa­hi­bi yap­ma­da iki-üç yıl­lık pro­je­nin araç edi­le­bi­le­ce­ği en­di­şe­si­ni ta­şı­mak­ta­yız.

El­bet­te­ki bu­ra­da is­tih­dam edi­le­cek in­san­lar bi­zim in­san­la­rı­mız. Ama bu­nun yok efen­dim “kad­ro­laş­tı­nız,” yok efen­dim “Ken­di yan­daş­la­rı­nı­zı al­dı­nız.”, iş­te “Ka­mu­ya yük ge­tir­di­niz.” gi­bi ola­sı it­ham­lar­dan, ten­kit­ler­den ik­ti­da­rı ve yü­rüt­me­yi de uzak­ta tu­ta­cak bir uy­gu­la­ma hâlin­de te­cel­li et­me­si tak­di­re şayan bir uy­gu­la­ma ola­cak­tır di­ye dü­şü­nü­yo­ruz.

Bu dü­şün­ce­le­ri­mi­zin mad­de­de açık­lı­ğa ka­vuş­tu­ru­la­rak mad­de­nin ele alın­ma­sı ge­rek­ti­ği şek­lin­de ifa­de­si­ni ye­ni­den tek­rar­lı­yor, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Ak­can.

Şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Do­maç.

Bu­yu­run Sa­yın Do­maç. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET DO­MAÇ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şa­irin de söy­le­di­ği gi­bi, İstan­bu­l’­u din­li­yor ola­bi­li­riz göz­le­ri­miz ka­pa­lı. An­cak, çok geç bir va­kit ol­du. Göz­le­ri­mi­zin da­ha faz­la ka­pan­ma­ma­sı için kı­sa ke­si­yor, he­pi­ni­ze say­gı ve sev­gi­le­ri­mi su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Tu­tan.

Sa­yın Tu­tan, bu­yu­run efen­dim. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ben­den ön­ce ko­nu­şan de­ğer­li ar­ka­da­şı­mın al­dı­ğı al­kı­şı gö­rün­ce ben de ha­yır­lı ol­sun di­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır. Öner­ge­yi oku­tup, iş­le­me ala­ca­ğım:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 10. mad­de­si­nin 3 no­lu fık­ra­sı­na aşa­ğı­da­ki cüm­le­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

Bu su­ret­le ata­na­cak yö­ne­ti­ci­le­rin yük­sek okul me­zun­la­rı ol­ma­la­rı ve ka­mu hiz­me­tin­den ya­sak­lı bu­lun­ma­ma­la­rı ge­re­kir.

 

Ka­mer Genç

Mü­ca­hit Peh­li­van

Ha­san Ma­cit

 

Tun­ce­li

An­ka­ra

İstan­bul

 

Ha­san Er­çe­le­bi

Re­cai Bir­gün

 

 

De­niz­li

İzmir

 

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bir öner­ge da­ha ge­li­yor Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – İkin­ci bir öner­ge in­ti­kal et­ti, oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 10. mad­de­si­nin 5 no­lu ben­din­de ge­çen “yü­rüt­me ku­ru­lu ta­ra­fın­dan” iba­re­si ye­ri­ne “yö­net­me­lik­te” iba­re­si­nin ila­ve­si­ni say­gı­la­rı­mız­la arz ede­riz.

                  

 

Ka­mer Genç

Re­cai Bir­gün

Mü­ca­hit Peh­li­van

 

Tun­ce­li

İzmir

An­ka­ra

 

 

Ha­san Er­çe­le­bi

Ha­san Ma­cit

 

 

De­niz­li

İstan­bul

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­kan.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li üye­ler; ev­ve­la öner­ge­mi­zi izah ede­lim. Şim­di, bu ya­sa o ka­dar çok be­lir­siz, ne de­di­ği bel­li ol­ma­ya­n… Ya­ni, bel­li bir per­so­nel atar­ken da­nış­ma ku­ru­lu­na, ko­or­di­nas­yon ku­ru­lu­na, yü­rüt­me ku­ru­lu­na ki­şi­ler ata­nır­ken bun­lar­da ne­ler aran­ma­sı la­zım, so­kak­ta­ki ço­ban mı ge­ti­ri­lip bu­ra­ya ata­na­cak ve­ya­hut da çöp­çü mü ge­ti­ri­lip ora­ya ata­na­cak ve­ya­hut da iş­te si­zin pa­ra­le­li­niz­de­ki han­gi ni­te­lik­te­ki in­san­lar ata­na­cak di­ye bir ka­yıt yok bu­ra­da.

Bi­zim ver­di­ği­miz öner­ge­de di­yo­ruz ki­… 3’ün­cü fık­ra­da “yö­ne­ti­ci­ler ta­yin edi­lir” di­yor da bu yö­ne­ti­ci­ler de -di­yo­ruz ki- hiç ol­maz­sa yük­sek tah­sil­li ol­ma­sı la­zım. Me­se­la, kül­tür var­lık­la­rıy­la il­gi­li bir yö­ne­ti­ci ata­dık­la­rı za­man, en azın­dan Anıt­lar Ku­ru­lun­da bel­li bir gö­rev yap­ma­sı la­zım, ça­lış­ma­sı la­zım ve ora­da bel­li bir bil­gi ve bi­ri­ki­mi ol­ma­sı la­zım. Ma­li iş­ler­de bi­ri­si­ni ata­dı­ğı za­man, ya­ni ya ye­min­li ma­li mü­şa­vir ol­ma­sı la­zım ve­ya­hut da en azın­dan bir ik­ti­sat fa­kül­te­si me­zu­nu ol­ma­sı la­zım ve bel­li bir ha­yat de­ne­yi­mi ol­ma­sı la­zım. Yok­sa ki, so­kak­ta­ki, iş­te ora­da­ki yö­ne­ti­ci­le­rin ya­nın­da ça­lı­şan, ha­tı­ra bi­na­en, gö­nü­le bi­na­en so­kak­ta­ki in­san­la­rın ge­ti­ri­lip bu yö­ne­ti­ci­lik ma­kam­la­rı­na atan­ma­ma­sı la­zım. Bi­li­yo­ruz, biz, ma­a­le­sef, ka­mu gö­re­vin­de, özel­lik­le be­le­di­ye­ler­de, bir­çok ka­mu ku­rum­la­rın­da ora­da­ki yö­ne­ti­ci­ler, hiç­bir ni­te­li­ği ol­ma­yan, hiç­bir ha­yat de­ne­yi­mi, tec­rü­be­si ol­ma­yan in­san­la­rı ge­ti­rip en üst ma­kam­la­ra atı­yor­lar ve üs­te­lik de bun­la­ra çok yük­sek mik­tar­lar­da da ma­aş ödü­yor­lar.

Şim­di, ger­çi bu­ra­da­ki şey, özel hu­kuk tü­zel ki­şi­si. 4’ün­cü mad­de­de bu ta­rif edil­miş. Özel hu­kuk tü­zel ki­şi­si ol­ma­sı­na rağ­men, yi­ne de bir ka­mu ma­lı ni­te­li­ğin­de­ki iş­te ver­gi­le­ri, ba­ğış­la­rı alıp da bu­ra­da sarf eden bir ku­rum ol­du­ğu­na gö­re, bu ku­rum­da ta­yin edi­le­cek ora­da­ki ka­mu gö­rev­li­le­ri, iş­te ko­or­di­nas­yon ku­ru­lu, yü­rüt­me ku­ru­lu ve da­nış­ma ku­ru­lun­da­ki gö­rev­li ki­şi­le­rin, bu­ra­ya ata­na­cak adam­la­rın, hiç ol­maz­sa böy­le bir se­vi­ye­ye, bel­li bir tah­si­le, bel­li bir de­ne­yi­me sa­hip ol­ma­la­rı zo­run­lu­lu­ğu­nu ge­ti­re­mez­se­niz, adam ge­ti­re­cek ken­di hiz­metkârı­na “Ha­di gel ba­ka­lım.” Biz­de ha­tır gö­nül me­se­le­si çok ge­çer­li olur. “Ya şunu bu­ra­ya ge­ti­ri­ver. Za­ten işi yok, gü­cü yok. Ne ola­cak, ço­cu­ğa bir iş te­min ede­lim.” bi­çi­min­de bir keyfîli­ği ön­le­mek için böy­le bir öner­ge ver­dik.

Ta­bi­i, şim­di, as­lın­da bu ka­nu­nu en­gel­le­yen siz­ler­si­niz AK­P’­li­ler. Şim­di çı­ka­rı­yor­su­nuz grup adı­na -de­min de söy­len­di- kim­se ko­nuş­mu­yor, ama mil­let­ve­kil­le­ri çı­kıp ko­nu­şu­yor. İş­te böy­le iyi ki be­le­di­ye baş­ka­nı ol­muş­su­nuz, efen­dim, iş­te İstan­bu­l’­da ya­şa­mış­sı­nız di­ye İstan­bu­l’­u­… Ya İstan­bu­l’­u biz de ta­nı­yo­ruz da, si­zin za­ma­nı­nız­da İstan­bu­l’­un kim­ya­sı bo­zul­du. Ya­ni, ora­da­… Biz de si­zin gi­bi­… Be­yoğ­lu me­se­la Be­le­di­ye Baş­ka­nı bu­ra­da çok övü­nü­yor da, Be­yoğ­lu­’n­da çok sı­kın­tı­lar ya­rat­tı­nız siz ora­da.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Ne sı­kın­tı var?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, siz gel­di­niz, iç­ki­li res­to­ran­la­rı ka­pat­tı­nız, tu­rist­le­rin gi­ri­şi­ni ya­sak­la­dı­nız, on­dan son­ra­… Hat­ta, işin kö­tü ta­ra­fı, bi­raz ön­ce si­zin bu­ra­da bir ar­ka­daş ko­nuş­tu -onun tu­ta­na­ğı­nı ala­ca­ğım- de­di ki: “Efen­dim, Os­man­lı Dev­le­ti za­ma­nın­da Tak­sim Mey­da­nı­’n­da ya­pı­lan bir kış­la­yı siz yok et­ti­niz. Biz de bu AK­M’­yi yı­ka­ca­ğız, onun öcü­nü ala­ca­ğız.” gi­bi bir an­lam­da­…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Yok öy­le bir şey ya! Uy­dur­ma ge­ce­nin bu sa­a­tin­de.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, AKP za­te­n… Ha­yır, biz de si­zi yı­ka­ca­ğız za­ten. Şim­di, ba­kın ar­ka­daş­lar, si­ze bir tav­si­ye­de bu­lu­na­yım: Ben 1987’de bu Par­la­men­to­ya gel­di­ğim za­man, o za­man Özal çok bü­yük bir güç­le bu­ra­day­dı, bü­yük bir şey­le gel­di. Ama, ben 87’de öy­le bir mu­ha­le­fet yap­tım ki, Özal on­dan son­ra se­çi­me gi­din­ce, o se­çim so­nu­cun­da bü­yük bir kay­ba uğ­ra­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

MU­RAT YIL­DI­RIM (Ço­rum) – Ey­vah!

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Genç­tin o za­man, yaş­lan­dın, yaş­lan­dın.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Şim­di, siz du­a edin ki ben ge­çen dö­nem bu­ra­ya gel­me­dim. Ama, ba­kın bu dö­nem bu­ra­da si­zi öy­le gü­zel ta­nı­ta­ca­ğım ki hal­ka, o ka­dar gü­zel ta­nı­ta­ca­ğım ki, siz bu­ra­da de­ğil, ba­ka­lım bu­ra­da ka­lır mı­sı­nız, kal­maz mı­sı­nız onu gö­re­ce­ğiz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Ama, bu­nu, ya­ni gü­lü­yo­ruz da, gö­re­ce­ğiz se­çi­me git­ti­ği­miz za­man. Çün­kü, be­nim mu­ha­le­fe­ti­me da­ya­na­cak par­ti da­ha şim­di­ye ka­dar ol­ma­dı. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

İna­nı­nız. Ama ne ol­du bi­li­yor mu­su­nuz? Ben mu­ha­le­fet yap­tım, Sü­ley­man De­mi­rel ik­ti­da­ra gel­di. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

On­dan son­ra Me­sut Yıl­ma­z’­a mu­ha­le­fet et­tik, iş­te sa­yın ar­ka­daş­la­rı­mız, MHP’­li­ler, DSP’­li­ler, on­lar gel­di. Bi­ze yi­ne ki­şi­sel bir fay­da ol­ma­dı, ama yi­ne de ta­bii be­nim en bi­rin­ci şeyim si­zi­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bir da­ki­ka ver­di­niz mi?

BAŞ­KAN – Ve­ri­yo­rum, şu an­da ver­dim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Şim­di, ney­se, bir şey oku­ya­cak­tım bu­ra­da, ama ikin­ci öner­ge­de bu­nu oku­ya­yım. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Ba­kın, bun­dan son­ra bu hu­yu­nu­zu terk edin. Ba­kın, sa­mi­mi söy­lü­yo­rum. Si­zin, bu­ra­da ge­len ka­nun ta­sa­rı ve tek­lif­le­ri­ni grup baş­kan ve­kil­le­ri­niz he­men gön­de­ri­yor­lar, ka­nu­nun tü­mü ve bü­tün mad­de­le­ri üze­rin­de söz is­ti­yor­su­nuz. Biz bu­ra­ya ko­nuş­mak için gel­dik. Bel­li bir dev­let de­ne­yi­mi­miz olan, bil­gi­miz olan, on­dan son­ra ka­mu hiz­me­ti­nin sağ­lık­lı, ni­te­lik­li ve ve­rim­li yü­rü­tül­me­si ko­nu­sun­da kat­kı­da bu­lun­mak için bu­ra­ya gel­dik. Ama şim­di, bu­ra­da şiir oku­mak için, du­a oku­mak için ar­ka­daş­la­rı­nız bu kür­sü­ye ge­li­yor, böy­le de za­man kay­be­di­yor­su­nuz. Bun­dan vaz­ge­çin. Ak­si tak­dir­de biz öy­le bir mu­ha­le­fet ya­pa­bi­li­riz ki val­la­hi bu­ra­da ka­nun çı­ka­ra­maz­sı­nız.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP ve MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 10. mad­de­si­nin 3 no­lu fık­ra­sı­na aşa­ğı­da­ki cüm­le­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

Bu su­ret­le ata­na­cak yö­ne­ti­ci­le­rin yük­sek okul me­zun­la­rı ol­ma­la­rı ve ka­mu hiz­me­tin­den ya­sak­lı bu­lun­ma­ma­la­rı ge­re­kir.

Ka­mer Genç (Tun­ce­li) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Hükûmet, Sa­yın Ba­ka­nım, ka­tı­lı­yor mu­su­nuz?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, siz mi ko­nu­şa­cak­sı­nız, di­ğer ar­ka­daş­lar­dan bi­ri­si mi?

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Ben ko­nu­şa­ca­ğım efen­dim, ben.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run. (CHP ve MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar, AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Ka­mer Bey, bi­raz ya­kın­da otu­run ba­ri.” se­si)

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Bu­ra­da bi­ze bir yer ve­rin, baş­lan­gıç­ta. (Gü­lüş­me­ler) Ha­yır, şu baş sı­ra­lar­da bir yer ve­rin.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, as­lın­da bu öner­ge­yi kıs­men de­min izah et­miş­tim. Öner­ge­ler peş pe­şe ve­ril­di­ği için, de­min­ki ver­di­ğim, ya­ni oy­la­nan öner­ge ile bu­nu­n… Ora­da “yö­net­me­lik” ke­li­me­si kul­lan­mış­tık, ney­se o tam cid­di ola­rak okun­ma­dı­ğı, da­ha doğ­ru­su han­gi öner­ge­nin oy­lan­dı­ğı­nı şey ede­me­di­ği­miz için böy­le bir ha­ta ol­du, ama yi­ne ay­nı şeyi şey ede­yim. Yal­nız, bu­ra­da bir ko­nu­yu­… (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) – Alay edi­yor­sun! Ver­di­ğin öner­ge­yi bi­le bil­mi­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ar­ka­daş­lar, cid­di ko­nu­lar söy­lü­yo­ruz.

Bir da­ki­ka­… Bir da­ki­ka efen­di­m…

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) – Ver­di­ğin öner­ge­yi bi­le bil­mi­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bir da­ki­ka efen­dim, sa­bır­sız­lan­ma­yın.

BAŞ­KAN – Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, din­le­ye­lim efen­dim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Sa­bır­sız­lan­ma­yın kar­de­şim, biz sa­bah­tan be­ri si­zin hikâye­le­ri­ni­zi din­li­yo­ruz bu­ra­da. E bı­ra­kın da bi­raz da biz hikâye an­la­ta­lım ya­hu, bı­ra­kın.

Şim­di, bu­gün de­ğer­li bir ar­ka­da­şım bu Büt­çe Plan Ko­mis­yo­nun­da Di­ya­net İş­leri Baş­kan­lı­ğı büt­çe­si mü­za­ke­re edi­lir­ken, si­zin bir ar­ka­da­şı­nız Ale­vi­lik­le il­gi­li çok saç­ma sa­pan bir it­ham­da bu­lu­nu­yor. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Bu sa­at­te gir­me ya!

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Sa­yın Baş­kan, öner­gey­le ala­ka­sı yok bu işin.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, bir da­ki­ka ya­ni. Ben de Ale­vi bir va­tan­da­şım. Bu ça­tı al­tın­da Ale­vi­li­ğe ha­ka­ret eden ki­şi­le­rin had­di­nin bil­di­ril­me­si be­nim de gö­re­vim.

Şim­di, efen­dim, di­yor ki bu ar­ka­da­şı­nız: “Ale­vi­lik bu ül­ke­nin te­mel kül­tür renk­le­rin­den­dir.”

Bir de­fa Ale­vi­lik inanç­tır, İsla­m’­ın çağ­daş bir yo­ru­mu­dur.

HA­SAN AN­ĞI (Kon­ya) – Sa­yın Baş­kan, öner­ge­nin ge­rek­çe­si­ni izah et­sin.

BAŞ­KAN – Ge­le­cek, öner­gey­le il­gi­li hu­su­sa ge­le­cek bi­raz son­ra.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – İş­te, Ab­ba­si­ler ve Eme­vi­le­rin o kap­ka­ra dinî inanç­la­rı­nı ça­ğa uy­du­ran, in­san ya­şa­mı­na ra­hat­lık ge­ti­ren, ta­sav­vuf fel­se­fe­si­ne da­ya­nan ger­çek bir inanç­tır. Bu­nun bir de­fa böy­le bi­lin­me­si la­zım.

Hat­ta di­yor ki şura­da: “Bel­ki Ale­vi­lik kap­sa­mı içe­ri­sin­de alın­ma­ya­cak, ama Me­cu­si­ler, Ba­ha­i­ler ve Sa­ta­nist­ler de ‘ben Ale­vi­yi­m’ di­ye or­ta­ya çı­ka­bi­lir.”

Ar­ka­daş­lar, bu ar­ka­daş herhâlde çok ca­hil bir adam. Ya­ni, Sa­ta­nist sa­pık bir in­san de­mek­tir, din­le il­gi­si yok ki. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler) Onun için, bu Ale­vi­le­ri böy­le Sa­ta­nist di­ye ben­ze­ten ki­şi de ger­çek­ten ço­k…

FEV­Zİ ŞAN­VER­Dİ (Ha­tay) – Öy­le bir şey yok ki!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ama gü­lü­yor­su­nuz. O za­man siz de ye­rin. On­dan son­ra­… Za­ten Di­ya­net İş­leri büt­çe­si gel­di­ği za­man ben bun­la­rın hak­kı­nı ve­re­ce­ğim. Ale­vi va­tan­daş­lar da bu mem­le­ket­te 20-25 mil­yon in­san­dır. Bun­la­rın da de­ğe­ri­ni­…

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) – Sap­tır­ma, sap­tı­rı­yor­sun!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­ni, lüt­fen, bu in­san­la­rın bu ül­ke­nin bir­lik ve bü­tün­lü­ğü­ne, kül­tü­rü­ne kat­kı­la­rı­nı, de­ğe­ri­ni bi­lin.

MEH­MET NİL HI­DIR (Muğ­la) - Öner­ge­ye gel. Öner­gey­le ne ala­ka­sı var?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Bu in­san­la­rın da bu mem­le­ke­tin öz ev­lat­la­rı ol­du­ğu­nu, la­ik Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti­nin en bü­yük sa­vu­nu­cu­la­rı ol­du­ğu­nu ve bun­la­rın da iba­det­le­ri­ni ra­hat yap­ma­la­rı için dev­le­tin kay­nak­la­rın­dan yal­nız Sün­ni mez­he­bi­ne da­ya­lı kar­deş­le­ri­mi­zin inanç­la­rı doğ­rul­tu­sun­da har­ca­ma ya­pıl­ma­yıp Ale­vi ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da, Mev­le­vi ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da, Bek­ta­şi ar­ka­daş­la­rı­mı­zın da, in­san­la­rı­mı­zın da ken­di inanç­la­rı doğ­rul­tu­sun­da, dev­le­te ver­dik­le­ri ver­gi­le­rin bir kıs­mı da o in­san­la­rın ken­di inanç­la­rı doğ­rul­tu­sun­da iba­det yap­ma­sı­nı sağ­la­ya­cak kat­kı­lar­da bu­lu­nun. Ya­ni, bu, bu ül­ke­de ya­şa­yan her­ke­sin is­te­ye­bi­le­ce­ği en ma­sum, en ta­bii bir is­tek­tir.

Yal­nız, siz­den ri­ca edi­yo­rum, ken­di mil­let­ve­kil­le­ri­ni­ze de söy­le­yin, ya­ni böy­le bir inanç gru­bu in­san­la­rın üze­ri­ne çok faz­la­… Ya­ni, böy­le saç­ma sa­pan dü­şün­ce­ler­de bu­lun­ma­yın.

Ben bel­ki şim­di gün­dem dı­şı­na çık­tım Ama özür di­le­rim, bu­nu da söy­le­mek zo­run­da­yım. Çün­kü, baş­ka­sı söy­le­di­ği za­man, ha­ni ba­na da so­rar­lar, “Ya­hu, sen de Ale­vi inanç­lı bir va­tan­daş ola­rak o ça­tı al­tın­da si­ze böy­le bir ha­ka­ret ya­pıl­dı­ğı za­man ni­ye si­ne­ye çek­tin.” de­me­sin­ler di­ye bu­nu o yön­den be­lirt­mek is­te­dim. Ve ina­nı­yo­rum ki, iş­te Di­ya­net İş­leri Büt­çe­si gel­di­ği za­man, siz­ler de bu ko­nu­da ül­ke­de bir ra­hat­lık ya­ra­ta­bi­le­cek, ya­ni bu mem­le­ket­te bu ko­nu­la­rı da kav­ga­ya gö­tür­me­ye­cek, he­pi­mi­zin de bu mem­le­ket­te kar­deş kar­de­şe, bir­lik­te dost­ça ya­şa­ya­bi­le­cek or­tam­la­rın ya­ra­tıl­ma­sı ko­nu­sun­da ça­ba sarf eder­si­niz ve ge­rek­li di­ra­ye­ti de gös­te­rir­si­niz. Bu bi­ze de­ğil, ev­ve­la siz­le­re dü­şen bir gö­rev­dir. Çün­kü, so­rum­lu­luk ma­ka­mın­da olan ik­ti­dar­dır. İkti­da­rın bi­rin­ci gö­re­vi bü­tün va­tan­daş kit­le­si­ne eşit göz­le bak­mak, eşit mu­a­me­le et­mek. Bu da, ta­bi­i, ik­ti­dar so­rum­lu­lu­ğu ta­şı­yan in­san­la­rın ta­kip et­me­si ge­re­ken en ma­kul ve en do­ğal bir yol­dur.

Ben bu sa­at­te bu­nu bi­raz gün­dem dı­şı­na çık­mak su­re­tiy­le izah et­ti­ğim için özür di­li­yo­rum, öner­ge­min de ka­bu­lü­nü is­ti­yo­rum. Say­gı­lar su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Genç.

Sa­yın Genç, de­mek ki za­man za­man ko­nu dı­şı­na çı­kı­lı­yor. Ora­dan iti­raz edi­yor­du­nuz ama olu­yor böy­le şey­ler.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Mad­de ka­bul edil­miş­tir.

11’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Kül­tür mer­ke­zi ve kü­tüp­ha­ne

MAD­DE 11- (1) Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kanlığı büt­çe­sin­den, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kanlığı Dö­ner Ser­ma­ye­sin­den,  5/12/1951 ta­rih­li 5846 sayılı Fi­kir ve Sa­nat Eser­le­ri Ka­nu­nu­nun 44 ün­cü Mad­de­si­nin ikin­ci fıkrasında­ki özel he­sap­tan, İstan­bul İl Özel İda­re­si büt­çe­sin­den, İstan­bul Bü­yükşehir Be­le­di­ye­si büt­çe­sin­den, Başba­kanlık  Tanıtma Fo­nun­dan ve Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu ta­rafından ka­rar­laştırıla­cak mik­tar­da bu Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si uyarınca açılan özel he­sap­tan ak­tarıla­cak öde­nek­ler, her yıl Ocak ayı so­nu­na ka­dar Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kanlığı adına bir ulu­sal ban­ka­da açıla­cak özel he­sa­ba bu Ka­nun kap­samında har­can­mak üze­re yatırılır. Ba­kanlık bu he­sap­tan aşağıda­ki işle­ri yaptırır:

a) İstan­bul ili Be­yoğlu il­çe­si Gü­müşsu­yu ma­hal­le­si 750 ada 104 par­sel­de­ki Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin yıkıla­rak bu par­sel ile İstan­bul Bü­yükşehir Be­le­di­ye­si­ne ait 105 nu­ma­ralı par­sel  ve ek­le­ne­bi­le­cek  diğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den oluşacak alan­da ye­ni bir Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi bi­na­larının ve müşte­mi­latının  pro­je­si ve inşaatının yapım işle­ri.

b) İstan­bul ili Eyüp il­çe­si 268 ada 17 par­sel­de­ki Ra­mi Kışlası ola­rak kul­lanılan alan­da, İstan­bul Kü­tüp­ha­ne­si ve Kül­tür Mer­ke­zi  bi­na­larının ve müşte­mi­latının rö­le­ve, res­to­ras­yon ve her tür­lü pro­je­si ile inşaatının yapım işle­ri.

(2) Bu mad­de­nin uy­gu­lan­masına ilişkin usul ve esas­lar Ma­li­ye Ba­kanlığı ile Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kanlığınca be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Dur­du Öz­bo­lat Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si adı­na Meh­met Akif Pak­soy, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li; şahıs­la­rı adı­na Meh­met Mü­ez­zi­noğ­lu, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li; Vey­si Kay­nak, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li; İsa Gök, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li; Ka­mer Genç, Tun­ce­li mil­let­ve­ki­li.

İlk söz, Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Dur­du Öz­bo­la­t’­a ait­tir.

Sa­yın Öz­bo­lat, bu­yu­run. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

CHP GRU­BU ADI­NA DUR­DU ÖZ­BO­LAT (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rü­şül­mek­te olan Ka­nun Tek­li­fi­’­nin 11’in­ci mad­de­si üze­rin­de Cum­hu­ri­yet Halk Par­ti­si Gru­bu adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Yü­ce Mec­li­si say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ön­ce­ki gün kay­bet­ti­ği­miz de­ğer­li bi­lim ve si­ya­set ada­mı, sos­yal de­mok­rat ha­re­ke­tin unu­tul­maz li­de­ri Sa­yın Er­dal İnö­nü­’­yü kay­bet­miş ol­mak­tan do­la­yı de­rin üzün­tü için­de­yiz. Ken­di­si­ne Tan­rı­’­dan rah­met, bü­tün ai­le­si­ne ve sos­yal de­mok­rat­la­ra baş­sağ­lı­ğı di­li­yo­rum.

İstan­bul, in­san­lı­ğın bin­ler­ce yıl­lık ta­ri­hin­de üç bü­yük im­pa­ra­tor­lu­ğa baş­kent­lik yap­mış, yer­yü­zün­de bü­tün in­san­la­rın ken­din­den bir şey bu­la­bi­le­ce­ği, yir­mi dört sa­at ya­şa­yan bü­yük bir dün­ya ken­ti­dir. Her ya­nın­dan kül­tür, ta­rih, sa­nat fış­kı­ran İstan­bul, 2010 Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ol­ma onu­ru­na ulaş­mış bu­lu­nu­yor. Her şey­den ön­ce, bu pro­je­nin ha­zır­lan­ma­sı için gi­ri­şim­de bu­lu­nan, emek ve­ren si­vil top­lum, dev­let ve özel sek­tör tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan 70 ki­şi­lik eki­be ve on­la­rın nez­din­de Gi­ri­şim Ko­mi­te­si Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı Sa­yın Nu­ri Ço­la­koğ­lu­’­na te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum.

Bu pro­je­nin baş­lan­gı­cı ola­rak 7 Tem­muz 2000 ta­ri­hi­ni söy­le­ye­bi­li­riz. Bu ta­rih­te Gi­ri­şim Gru­bu ilk top­lan­tı­sı­nı yap­mış ve mu­ta­ba­kat met­ni­ni im­za­la­mış­tır. Ya­ni, si­zin hükûmet ol­ma­nız­dan, hat­ta, par­ti­niz ku­rul­ma­dan ön­ce or­ta­ya çık­mış bir pro­je­dir. Böy­le bir pro­je­ye ön­der­lik eden si­vil ini­si­ya­ti­fe sa­hip çık­ma­mak, pro­je­le­ri­ne say­gı duy­ma­mak müm­kün mü­dür?

Biz, sa­de­ce İstan­bul için de­ğil, ül­ke­mi­zin her şeh­ri­nin kül­tü­rel, ta­rih­sel mi­ras­la­rı­nı or­ta­ya çı­ka­ra­cak, ta­nı­ta­cak, ama bu iş­le­ri ya­par­ken de ta­rih­sel mi­ras­la­rı­nı tah­rip et­me­ye­cek bü­tün pro­je­le­re sa­hip çık­mış ve des­tek ol­mu­şuz­dur.

Bu pro­je­yi açık­la­ma top­lan­tı­sın­da Sa­yın Baş­ba­kan şöy­le di­yor: “Özel­lik­le do­ğal ve ta­rihî çev­re­nin ko­run­ma­sı­nın sür­dü­rü­le­bi­lir bir tu­rizm için ne ka­dar ha­ya­ti bir öne­me sa­hip ol­du­ğu­nu he­pi­miz bi­li­yo­ruz. Bu ne­den­le, sa­de­ce ka­pa­si­te ve sa­yı­la­ra da­ya­nan te­sis­leş­me odak­lı tu­rizm an­la­yı­şı­nı ar­tık terk edi­yo­ruz.” Biz­ce de doğ­ru bir yak­la­şım.

Cum­hu­ri­yet ta­ri­hi­mi­zin önem­li kül­tür ve mi­mar­lık eser­le­rin­den bi­ri olan, ay­nı za­man­da, ope­ra bi­na­sı ola­rak da ta­sar­la­nıp ken­di öz kay­nak­la­rı­mız­la ya­pı­lan Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin du­ru­mu­nu dik­ka­ti­ni­ze sun­mak is­ti­yo­rum.

Bir ta­raf­tan İstan­bu­l’­u 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti yap­mak için bun­ca ça­ba ve emek, di­ğer ta­raf­ta ken­tin kül­tür ve sa­nat ya­şa­mıy­la öz­deş­le­şen bir ese­ri yık­ma ka­ra­rı. İşin da­ha va­him ta­ra­fı, bu yı­kım ka­ra­rı­nın bü­tün uya­rı­la­ra rağ­men 22’nci Dö­nem Par­la­men­to ça­lış­ma­la­rı sı­ra­sın­da, İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Ya­sa Ta­sa­rı­sı­’­nın gö­rüş­me­le­ri sı­ra­sın­da ka­bul edil­miş ol­ma­sı­dır. Bu­ra­sı­nın (Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi) 2863 sa­yı­lı Ya­sa ge­re­ğin­ce tes­cil edil­miş ve ko­ru­ma al­tın­da­ki bir kül­tür mer­ke­zi ol­du­ğu­nu unut­ma­ma­mız ge­re­kir. Ay­rı­ca, Tür­ki­ye­’­nin ilk ope­ra bi­na­sı­nın bu­ra­da ol­ma­sı­na da dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum. Dö­ne­min Kül­tür Ba­ka­nı Sa­yın Atil­la Koç, Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si İnşa­at Fa­kül­te­si­nin in­ce­le­me­le­ri­ne gö­re, AKM bi­na­sı­nın yı­kıl­ma ris­ki ta­şı­dı­ğı­nı bil­di­re­rek, “Bi­na, sta­tik ve dep­rem açı­sın­dan yüz­de 40 risk ta­şı­yor, Dep­rem Kon­se­yi ka­rar­la­rı­na gö­re bu du­rum­da­ki bi­na­la­rın yı­kıl­ma­sı ge­re­kir.” di­yor.

Kül­tür baş­ken­ti ola­rak gör­mek is­te­di­ği­miz İstan­bu­l’­u­muz, ay­nı za­man­da ül­ke­mi­zin en bü­yük üni­ver­si­te ken­ti­dir, en es­ki tek­nik üni­ver­si­te de bu şehir­de­dir, an­cak ne hik­met­se bu kök­lü üni­ver­si­te­mi­ze da­nış­ma ge­re­ği du­yul­ma­mış­tır. Ko­nu: İstan­bul kül­tür baş­ken­ti. Amaç: Şehir­de ya­şa­yan­la­rın bir bü­tün­lük içe­ri­sin­de bu da­va­yı sa­hip­len­me­le­ri­ni sağ­la­mak. So­nuç ise: Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­ne ra­por ha­zır­la­tıl­ma­sı. Bu­ra­da ama­cım Sa­kar­ya Üni­ver­si­te­si­ni kü­çüm­se­mek de­ğil­dir, he­def­ten na­sıl sap­tı­rıl­dı­ğı­nı vur­gu­la­mak­tır. Dö­ne­min Ba­ka­nı Sa­yın Atil­la Koç, bu kül­tür mer­ke­zi­nin ses, ha­va­lan­dır­ma, ka­lo­ri­fer, ay­dın­lat­ma ve sta­tik açı­dan bir kı­sım so­run­lar ta­şı­dı­ğı­nı, bun­la­rı te­la­fi et­me­ye yö­ne­lik har­ca­ma­la­rın yak­la­şık 150 mil­yon YTL’­yi bu­la­ca­ğı­nı, ye­ni­si­nin ya­pı­mı­nın ise 300 mil­yon YTL ola­ca­ğı­nı be­lirt­miş­tir. Doğ­ru ola­bi­lir.

Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şim­di siz­le­re so­ru­yo­rum: Bi­zim ta­rihî de­ğer­le­ri­mi­ze yak­la­şı­mı­mız böy­le mi ola­cak? Bu man­ta­li­tey­le mi gi­de­ce­ğiz? Ge­le­ce­ğin Tür­ki­ye­’­si­ni bu an­la­yış­la mı oluş­tu­ra­ca­ğız? Ta­rihî de­ğer­le­ri­mi­zin du­ru­mu­nu ma­li­yet he­sap­la­rıy­la mı be­lir­le­ye­ce­ğiz? Şim­di biz, bü­tün ta­rihî bi­na­la­rı­mı­zı dep­re­me uy­gun­luk açı­sın­dan ye­ni­den göz­den ge­çi­rip da­ya­nık­sız olan­la­rı yı­ka­cak mı­yız? Ör­ne­ğin, Sü­ley­ma­ni­ye­’­ye böy­le mi ba­ka­ca­ğız? Dol­ma­bah­çe Sa­ra­yı­’­na böy­le mi ba­ka­ca­ğız? Top­ka­pı Sa­ra­yı­’­na ve Aya­sof­ya­’­ya bu man­tık­la mı yak­la­şa­ca­ğız?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ara­bis­ta­n’­da, Kâbe­’­yi ko­ru­ma ama­cıy­la Os­man­lı­lar ta­ra­fın­dan ya­pı­lan Ecat Ka­le­si bun­dan bir­kaç yıl ön­ce yı­kı­lıp ye­ri­ne otel ya­pıl­mış­tı. He­pi­miz bu ola­yı içi­miz ka­na­ya­rak iz­le­dik ve tep­ki gös­ter­dik. Şim­di, si­zin yap­mak is­te­di­ği­ni­zin bun­dan far­kı ne?

Dep­rem kay­gı­sı­nı ge­rek­çe gös­te­re­rek Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ni yık­mak is­ti­yor­su­nuz, an­cak ül­ke­mi­zin bü­yük bir kıs­mı­nın bi­rin­ci ve ikin­ci de­re­ce dep­rem ku­şa­ğın­da ol­du­ğu­nu ha­tır­la­tı­rım. Bu ko­nu­da son de­re­ce önem­li bir gö­rev üst­le­nen ya­pı de­ne­tim şir­ket­le­riy­le il­gi­li ya­sa bun­dan ye­di yıl ön­ce çı­ka­rıl­mış, 19 il­de uy­gu­la­ma­ya baş­lan­mış­tır. Ara­dan ge­çen sü­re­ye ba­kı­lır­sa, ne il kap­sa­mı ge­niş­le­til­miş ne de su­nu­lan ya­sa tek­lif­le­ri raf­lar­dan aşa­ğı­ya in­di­ril­miş­tir. Bu ve bu­na ben­zer yak­la­şım­la­rı­nız bi­zim kay­gı­la­rı­mı­zı da­ha da ar­tır­mak­ta­dır. Ül­ke­mi­zin do­ğal, kül­tü­rel ve ta­rihî de­ğer­le­ri­ni ran­ta kur­ban et­me­me­li­yiz. Kül­tür ve sa­nat ku­rum­la­rı­nı pi­ya­sa de­ğe­ri olan mal hâli­ne ge­tir­me­me­li­yiz. İstan­bu­l’­u­mu­zu 2010 yı­lın­da Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti­ne ya­kı­şır va­zi­ye­te ge­tir­mek zo­run­da­yız. Bu iyi ni­yet­li ça­ba­lar -üzü­le­rek be­lirt­mek is­te­rim ki- rant he­sap­la­rıy­la bir­lik­te yü­rü­yor, hat­ta bu ko­nu­da dep­rem ve dep­rem­le il­gi­li kay­gı­lar da kul­la­nı­lı­yor.

Göz­ler önü­ne se­ri­len bir baş­ka ger­çek ise, di­ğer bü­tün rant ve yağ­ma pro­je­le­rin­de ol­du­ğu gi­bi, Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ça­lış­ma­la­rı içi­ne so­kuş­tu­ru­lan kent­sel dö­nü­şüm pro­je­le­ri, ye­ni kon­gre mer­kez­le­ri gi­bi pro­je­le­rin el­de edil­me ve iha­le edil­me sü­reç­le­ri­nin Ka­mu İha­le ve Ka­mu Ma­li Kon­trol Ka­nun­la­rın­dan mu­af tu­tul­ma­sı­na da­ir mad­de­ler ile top­lum­sal de­ne­tim ve ya­sal de­ne­tim­den kaç­ma ça­ba­sı­dır.

1985 yı­lın­dan be­ri Av­ru­pa Bir­li­ği ül­ke­le­rin­de uy­gu­la­nan bu pro­je bağ­la­mın­da se­çi­len şehir­le­re ba­kar­sak -Ber­lin, Pa­ris, Prag, Mad­rid, Liz­bon, Se­la­nik, Glas­gow- bu şehir­le­rin han­gi­sin­de kül­tü­rel ve ta­rih­sel de­ğer­le­re sa­hip ya­pı­lar yı­kı­la­rak pro­je­ye ha­zır­la­nıl­mış­tır?

Ya­sa­nın ta­nı­dı­ğı imkânlar o ka­dar ge­niş ki bu imkânlar­la ken­tin ta­rih­sel do­ku­su rant alan­la­rı ya­rat­mak için kul­la­nı­lır mı di­ye in­san dü­şün­me­den ede­mi­yor. An­cak, ye­ni Kül­tür Ba­ka­nı­mız Sa­yın Er­tuğ­rul Gü­na­y’­ın İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Pro­je­si­’­ni Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ve di­ğer kül­tür ha­zi­ne­le­ri­mi­ze za­rar ver­me­den sür­dü­re­ce­ği inan­cı­mı­zı ko­ru­du­ğu­mu­zu be­lirt­mek is­te­riz.

Şim­di, tek­rar so­ru­yo­rum: Bu pro­je­nin Hükûmet ta­ra­fın­dan sa­hip­le­nil­di­ği 2003 yı­lın­dan gü­nü­mü­ze ka­dar, pro­jey­le il­gi­li ka­mu ve özel ku­rum­lar ta­ra­fın­dan özel he­sa­ba ne ka­dar kay­nak ak­ta­rıl­mış­tır? Ak­ta­rı­lan bu kay­nak­lar ne­re­ler­de, han­gi pro­je­ler için kul­la­nıl­mış­tır?

Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; kül­tür, sa­nat, ya­şam, eko­no­mi, ge­liş­me, kal­kın­ma, şehir­leş­me bir bü­tün­dür. Mo­dern mi­ma­ri, kent­leş­me, kent­sel dö­nü­şüm adı al­tın­da rant ya­rat­mak ama­cıy­la ta­rihî, do­ğal ve kül­tü­rel de­ğer­le­ri­mi­zi yok et­mek bi­ze hiç­bir şey ka­zan­dır­maz, ka­zan­dır­mı­yor. Kül­tür baş­ken­ti se­çi­len ve bu ne­den­le övün­dü­ğü­müz İstan­bul, si­lü­e­ti­ni bo­zan ya­pı­lar­la kül­tür baş­ken­ti se­çil­me­miş­tir. He­pi­mi­zin bil­gi­le­ri dâhi­lin­de, İstan­bul kül­tü­rel mi­ra­sı ve ya­pı­sıy­la kül­tür baş­ken­ti ol­muş­tur. İstan­bul, 2010 viz­yo­nuy­la ye­ni ya­tı­rım­la­ra ku­cak aç­mış ve bu pro­jey­le mec­bu­ren il­gi­le­nir ol­muş­tur. An­cak, Tür­ki­ye­’­mi­zin bu il­gi­ye ka­vu­şa­ma­yan yı­ğın­la şeh­ri var­dır. Ana­do­lu­’­nun ne­re­si­ne git­se­niz, Os­man­lı, Sel­çuk­lu, Bi­zans, Ro­ma, Hi­tit ve ni­ce uy­gar­lık­la­rın izi­ne rast­lar­sı­nız. Ora­lar­da ya­şa­yan in­san­lar yüz­ler­ce, bin­ler­ce yı­lın kül­tü­rel şekil­len­me­siy­le, öz­gün dav­ra­nış ve ya­şa­yı­şıy­la “Evet, bu­ra­sı Ana­do­lu­’­dur.” de­dir­te­cek gö­rü­nüm ser­gi­ler.

Bu pro­je­nin seç­miş ol­du­ğu şehir­le­rin or­tak özel­li­ği, ta­ri­hi de­rin­le­re inen, kök­lü geç­mi­şi olan, in­san­lı­ğın kül­tür mi­ra­sı şehir­ler ol­ma­sı­dır ve Ana­do­lu bin­ler­ce yıl­lık ta­ri­hiy­le bu­gün biz­le­re mi­ras kal­mış­tır. Na­sıl, ba­ba­mız­dan mi­ras ka­lan bir evi, bir tar­la­yı sa­hip­le­ni­yor, ko­ru­yor­sak, ay­nı şekil­de Mar­di­n’­i, Ha­san­key­f’­i; Efe­s’­i, Sel­çu­k’­u, Sü­me­la­’­yı, As­pen­do­s’­u, Tru­va­’­yı, Amas­ya­’­yı, Ço­ru­m’­u, Edir­ne­’­yi, is­mi­ni şim­di sa­ya­ma­ya­ca­ğım on­lar­ca yer­le­şim mer­ke­zi­ni ve ken­di şeh­rim, Ulu Ca­mi­’­siy­le, ka­le­siy­le Kah­ra­man­ma­ra­ş’­ı­mı­zın da kül­tü­rel baş­ken­ti ol­ma­ya ve İstan­bul gi­bi il­gi gör­me­ye la­yık ol­du­ğu­nu be­lirt­mek is­te­rim.

Bü­tün bu şehir­le­ri­mi­zin Av­ru­pa Bir­li­ği­nin özel il­gi­si­ne ih­ti­yaç duy­ma­dan, ken­di öz kay­nak­la­rı­mız­la kal­kı­nıp ko­run­ma­sı­na el­bir­li­ğiy­le ça­ba gös­ter­me­miz ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­rum.

Bu duy­gu­lar­la he­pi­ni­zi say­gı­la­rım­la se­lam­lı­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Öz­bo­lat.

Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Meh­met Akif Pak­soy.

Sa­yın Pak­soy, bu­yu­run. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA MEH­MET AKİF PAK­SOY (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­mek­te ol­du­ğu­muz ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 11’in­ci mad­de­si üze­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si­nin gö­rüş­le­ri­ni açık­la­mak üze­re hu­zu­ru­nuz­da­yım. He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, bi­zim, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si ola­rak te­mel fel­se­fe­miz, mil­le­ti­mi­zin fay­da­sı­na olan her şeye des­tek ver­mek­tir, onun fay­da­sı­na ve hay­rı­na ol­ma­dı­ğı­na inan­dı­ğı­mız her uy­gu­la­ma­nın ise kar­şı­sın­da ola­ca­ğız, an­cak ben, ge­nel ola­rak bir şey söy­le­mek is­ti­yo­rum: Av­ru­pa kül­tür baş­kent­le­ri, 1985 yı­lın­dan iti­ba­ren se­çi­li­yor. Ben, şah­sen, bu ya­sa­ya ni­çin ih­ti­yaç du­yul­du­ğu­nu an­la­ya­ma­dım. Elim­de, Av­ru­pa kül­tür baş­kent­le­ri­nin lis­te­si var, han­gi ül­ke böy­le bir fa­a­li­ye­ti ya­sa ile or­ga­ni­ze et­me­ye ça­lış­mış me­rak edi­yo­rum. Her önem­li fa­a­li­yet için ya­sa çı­kar­tı­la­cak­sa ya­rın bu işin so­nu alın­maz gi­bi ge­li­yor.

Ka­nu­nu in­ce­le­di­ği­miz­de ise ta­sa­rı­nın özü­nün, or­ga­ni­zas­yo­nu yü­rü­te­cek bir ajans oluş­tu­rul­ma­sı ile bu ajan­sın ya­pa­ca­ğı har­ca­ma­la­rın de­ne­tim­den aza­de tu­tul­ma­sın­dan iba­ret ol­du­ğu­nu an­lı­yo­ruz. Ge­rek­çe­si de ba­sit, Sa­yış­tay de­ne­ti­min­den, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu­’n­dan, 5018’den kaç­ma­nın se­be­bi, pres­tij pro­je­le­rin­de mev­zu­at zor­luk­la­rı ile kar­şı­la­şıl­ma­sı­na mâni ol­mak. Hükûmet, işin ko­la­yı­nı bul­muş, “Ace­le­miz var, iş­ler ge­cik­me­sin, mev­zu­at bi­zim eli­mi­zi ko­lu­mu­zu bağ­la­ma­sın.” ge­rek­çe­siy­le her şeyi de­ne­tim­den çı­kar­tı­yor. Tür­ki­ye bir hu­kuk dev­le­ti ise yü­ce Mec­lis ta­ra­fın­dan ka­bul edi­len ya­sa­la­rın bi­za­ti­hi onun Hükûme­ti ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­mak is­ten­me­me­si si­ze ga­rip gel­mi­yor mu? Yok­sa siz, işi­ni­ze gel­di­ği gi­bi mi hu­kuk dev­le­ti­ni sa­vu­nu­yor­su­nuz? Bu hu­su­su son de­re­ce sa­kın­ca­lı bul­du­ğu­mu ifa­de et­mek is­ti­yo­rum.

Ay­rı­ca, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ile Ra­mi Kış­la­sı­’n­da ya­pı­lan İstan­bul Kü­tüp­ha­ne­si ve Kon­gre Mer­ke­zi­’­nin, bu ka­nu­na ni­çin dâhil edil­di­ği­ni de an­la­ya­ma­dım. Bir ka­nun çı­kar­tı­yo­ruz, onu bir yer­le­rin­den de­le­rek, içi­ne, o ka­nu­nun özüy­le doğ­ru­dan il­gi­si ol­ma­yan hu­sus­lar ek­li­yor­su­nuz. Ne ya­pı­lıp ya­pıl­ma­ya­ca­ğı da­ha kes­ti­ril­me­yen Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin ve ça­lış­ma­la­rı de­vam eden Ra­mi Kış­la­sı­’­nın ya­pı­lı­şı ve in­şa­at iş­le­ri için ka­nun çı­kar­tı­la­cak­sa ya­kın­da ka­nun enf­las­yo­nuy­la kar­şı­la­şa­bi­li­riz di­ye dü­şü­nü­yo­rum.

İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ola­rak se­çil­me­si gü­zel bir şey, an­cak bu pro­je­ye Hükûme­tin yak­la­şı­mı­nı gör­dük­çe, 2002 yı­lın­da ya­pı­lan Av­ru­pa Bir­li­ği üye­lik pro­pa­gan­da­la­rı­nı ha­tır­lı­yo­rum. O za­man da ka­mu­o­yu bü­yük bek­len­ti­le­re so­ku­la­rak çe­şit­li kut­la­ma­lar, bay­ram­lar ya­pıl­mış­tı. Hat­ta, o or­ga­ni­zas­yon­lar­dan bir ta­ne­si­ni, ev­vel­ki gün bu­ra­da Baş­ba­kan hak­kın­da öner­ge ve­ril­me­si­ne se­bep olan, Tür­ki­ye­’­nin baş­ken­ti­ni su­suz kal­ma teh­li­ke­siy­le kar­şı kar­şı­ya bı­ra­kan Be­le­di­ye Baş­ka­nı yap­mış­tı. Üs­te­lik, bu kül­tür baş­ken­ti için, özün­de se­vin­di­ri­ci de si­zin po­li­ti­ka­la­rı­nız­la pek pa­ra­lel­lik arz et­mi­yor. İstan­bul, her gün bü­yü­yor, koz­mo­po­lit­le­şi­yor, nü­fus, tra­fik, suç, yer­le­şim ve­sa­i­re, de­va­sa so­run­lar­la bo­ğu­şu­yor. Ben bek­ler­dim ki, İstan­bu­l’­un so­run­la­rı­nın çö­zü­mü için bir ya­sa ta­sa­rı­sı ge­ti­rin, biz ona des­tek ve­re­lim. O za­man, bu kül­tür baş­ken­ti de bir ge­çi­ci mad­de ola­rak bu ya­sa­nın için­de bu­lu­na­bi­lir­di, an­cak siz işin ko­la­yı­na ka­çı­yor­su­nuz. Esas yap­ma­mız ge­re­ke­ni de­ğil, hiç­bir ön­ce­lik ve öne­mi ol­ma­yan ko­nu­lar­la uğ­ra­şı­yo­ruz.

Ka­mu­o­yu sa­ye­niz­de şim­di ne­yi tar­tı­şı­yor? AKM yı­kı­la­cak mı yı­kıl­ma­ya­cak mı? İlginç tar­tış­ma ko­nu­la­rı­nı ne­re­den bu­lu­yor­su­nuz? Bir de mem­le­ke­tin kül­tür ha­ya­tı için de pro­je­ler ha­zır­la­sa­nız, on­lar için de pa­ra bu­lup ajans kur­sa­nız, da­ha iyi olur ka­na­a­tin­de­yim.

2010 İstan­bul Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti kap­sa­mın­da 76 pro­je­nin ger­çek­leş­ti­ril­me­si plan­la­nı­yor. Be­nim an­la­dı­ğım ka­da­rıy­la, bi­zim, bu et­kin­lik­ler­le, ne ka­dar Av­ru­pa­lı ol­du­ğu­muz vur­gu­la­na­cak. Bu or­ga­ni­zas­yo­nun, Tür­ki­ye­’­nin Av­ru­pa Bir­li­ği­ne üye­lik sü­re­ci­ni olum­lu et­ki­le­ye­ce­ği var­sa­yı­lı­yor. Hat­ta, bu or­ga­ni­zas­yon­lar­dan cid­di me­det umu­lu­yor. Ben, bu­ra­da, ant­rpa­ran­tez şunu söy­le­mek is­ti­yo­rum: De­ğil İstan­bu­l’­u, di­ğer sek­sen vi­la­ye­ti de Av­ru­pa şeh­ri ilan et­se­niz, de­dik­le­ri­ni yap­ma­dan Tür­ki­ye­’­yi Av­ru­pa Bir­li­ği­ne ala­cak­la­rı­nı san­mı­yo­rum. Sa­nat ay­rı şey, ki­mi Av­ru­pa­lı olur, ki­mi yer­li olur, ama biz, kül­tür ola­rak Av­ru­pa­lı fi­lan de­ği­liz, biz, Müs­lü­man Tür­k’­üz. Av­ru­pa­lı ol­mak için, gü­ya Av­ru­pa Bir­li­ği­ne gir­mek için her şeyin fır­sat ola­rak ad­de­dil­me­si­ni ka­bul et­mi­yo­rum. Ta­mam, kül­tür baş­ken­ti gü­zel bir pro­je, an­cak İstan­bu­l’­un da­ha ön­ce­lik­li ve önem­li ih­ti­yaç­la­rı­nın da pro­je­nin göl­ge­sin­de kal­ma­sı­nı is­te­mi­yo­ruz. Her şey ken­di mec­ra­sın­da yü­rür. İki üç yıl da İstan­bul kül­tür baş­ken­ti ol­du­ğu ha­ma­se­tiy­le har­can­ma­sın. İstan­bu­l’­da bir yağ­mur ya­ğı­yor, her ta­ra­fı sel ba­sı­yor, tra­fik her­cü­merç. An­cak şunun­la övü­nü­yo­ruz: İstan­bu­l’­da ken­di em­sa­li şehir­ler­de­ki suç oran­la­rın­dan az suç ora­nı var.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, İstan­bul za­ten kül­tür baş­ken­ti­dir. Millî de­ğer­le­ri­mi­ze sa­hip çı­kar­sak, İstan­bul, kül­tür baş­ken­ti hü­vi­ye­ti­ni ko­ru­ya­cak, mi­ra­sı­mı­za da sa­hip çı­ka­ca­ğız. Bu pro­je­nin uy­gu­lan­ma­sın­da çok has­sas dav­ra­nıl­ma­lı­dır. Pro­je­de baş­ta pro­je yü­rü­tü­cü­le­ri, Ba­kan­lık ve Hükûmet yan­lış ha­re­ket eder­ler­se ve­bal al­tın­da ka­la­cak­lar­dır di­yor, be­ni sa­bır­la din­le­di­ği­niz için he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (MHP ve CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Pak­soy.

Şah­sı adı­na, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Meh­met Mü­ez­zi­noğ­lu.

Bu­yu­run Sa­yın Mü­ez­zi­noğ­lu. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MEH­MET MÜ­EZ­Zİ­NOĞ­LU (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­lar; gö­rü­şül­mek­te olan ka­nun ta­sa­rı­sı­nın 11’in­ci mad­de­si hak­kın­da şah­sım adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ge­ce­nin bu sa­a­tin­de he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Ta­bi­i, İstan­bul ve İstan­bu­l’­la il­gi­li bir ya­sa­nın gö­rü­şül­me­sin­de ge­ce­nin bu sa­a­tin­de­ki du­yar­lı­lık­la­rı­nız­dan do­la­yı sa­lo­nun ta­ma­mı­na te­şek­kür ede­rek söz­le­ri­me baş­la­mak is­ti­yo­rum. İstan­bul ka­za­na­cak, İstan­bul­lu ka­za­na­cak, Tür­ki­ye ve Tür­ki­ye­’­de­ki 73 mil­yon in­sa­nı­mız ka­za­na­cak.

Yi­ne, bir te­şek­kü­rü, tüm mu­ha­le­fet par­ti­li ar­ka­daş­la­rı­ma yap­mak is­ti­yo­rum. Çün­kü, mad­de­nin bü­tü­nü hak­kın­da, İstan­bu­l’­un Av­ru­pa baş­ken­ti ol­ma­sın­dan duy­duk­la­rı mem­nu­ni­yet­ler ve onur­dan do­la­yı, hem­fi­kir ol­mak­tan do­la­yı da yi­ne te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum. Mad­de­nin ta­ma­mı­na des­tek ver­me ni­ye­tin­de ol­ma­la­rı­nı gör­müş ol­mak­tan do­la­yı da yi­ne şah­sım adı­na te­şek­kür et­mek is­ti­yo­rum.

Ta­bi­i, mad­de­ler üze­rin­de, özel­lik­le AK­M’­nin ve de­ne­tim­le il­gi­li du­yar­lı­lık­la­rı ve ken­di­le­ri­ne gö­re eleş­ti­ri­le­rin­den do­la­yı mut­la­ka de­ğer­len­di­ri­le­cek­tir, ama, şun­dan hiç te­red­düt­le­ri ol­ma­sın ki, so­nun­da İstan­bul ka­za­na­cak. İstan­bul Ra­mi Kış­la­sı­’n­da İstan­bul Kü­tüp­ha­ne­si­ni, yi­ne, İstan­bul Kül­tür Mer­ke­zi­ni, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ni de, yi­ne te­red­dü­dü­nüz ol­ma­sın ki, cum­hu­ri­yet de­ğer­le­ri­ni da­ha say­gın tem­sil eden, mi­ma­ri es­te­ti­ği da­ha şık tem­sil eden ve ka­pa­si­te­si sa­nat­se­ver­le­ri de mut­lu ede­cek, ka­pa­si­te­si art­mış, sa­nat dün­ya­sı­na ve kül­tür dün­ya­sı­na da­ha iyi hiz­met ede­cek, iki yıl son­ra yi­ne bu­ra­da ko­nuş­tu­ğu­muz­da ger­çek­ten onur ve gu­rur du­ya­ca­ğı­mız bir kül­tür mer­ke­zi­ni de İstan­bu­l’­un ka­zan­mış ol­ma­sı­nın onu­ru­nu ve gu­ru­ru­nu bir­lik­te ya­şa­ya­ca­ğı­mız inan­cıy­la, he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yor, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Mü­ez­zi­noğ­lu.

Şah­sı adı­na, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Vey­si Kay­nak.

Sa­yın Kay­nak, bu­yu­run. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Sa­yın Baş­kan, say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri; ge­ce­nin bu iler­le­yen sa­a­tin­de an­cak şunu söy­le­ye­bi­li­rim: Mad­de­nin bu şek­liy­le İstan­bu­l’­a, ül­ke­mi­ze ve is­mi­ni ta­şı­dı­ğı Ata­tür­k’­e da­ha uy­gun bir mer­kez ya­pı­la­ca­ğı­na olan tam bir inan­cı­mı bu­ra­da siz­le­re ifa­de edi­yor, ha­yır­lı ol­ma­sı­nı şim­di­den te­men­ni edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Kay­nak.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, mad­de üze­rin­de ye­di adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

İlk öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 S. Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 11. mad­de­si­nin (2) nci fık­ra­sın­da yer alan “esas­lar” ke­li­me­sin­den son­ra “eh­li­yet, re­ka­bet, şef­faf­lık ve he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik çer­çe­ve­sin­de” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­rim.

                                                                                                             Ok­tay Vu­ral

                                                                                                                   İzmir

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şül­mek­te olan 16 s.s.lı 2010 İstan­bul Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 11. mad. 1.fık­ra a ben­di­nin aşa­ğı­da ya­zı­lı şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni tek­lif ve arz ede­riz.

     Nu­ret­tin Ca­nik­li                     Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu                        Ok­tay Vu­ral

            Gi­re­sun                                     İstan­bul                                       İzmir

             İsa Gök                                 Mit­hat Me­len                             Çe­tin Soy­sal

             Mer­sin                                      İstan­bul                                    İstan­bul

                                                       Nus­ret Bay­rak­tar

                                                              İstan­bul

“(a) İstan­bul ili, Be­yoğ­lu il­çe­si, Gü­müş­su­yu ma­hal­le­si, 750 ada, 104 par­sel­de­ki Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin bu­lun­du­ğu bu par­sel ile İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­ne ait 105 nu­ma­ra­lı par­sel ve ek­le­ne­bi­le­cek di­ğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den olu­şa­cak alan­da ye­ni Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi bi­na­la­rı­nın ve müş­te­mi­la­tı­nın Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­rar ve gö­rüş­le­ri doğ­rul­tu­sun­da pro­je­si ve in­şa­a­tı­nın ya­pım iş­le­ri”

BAŞ­KAN – Üçün­cü öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 11. mad­de­si­nin 1’in­ci fık­ra­sı­nın (a) ben­di­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­rim.

                                                                                                                 İsa Gök          

                                                                                                                 Mer­sin

Mad­de 11- (1) a) İstan­bul ili Be­yoğ­lu İlçe­si Gü­müş­su­yu Ma­hal­le­si 750 ada 104 par­sel­de­ki Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin rö­lö­ve, res­to­ras­yon ve her tür­lü pro­je­si­ne iliş­kin mal ve hiz­met alım­la­rı ile in­şa­a­tı­nın ya­pım iş­le­ri.

BAŞ­KAN – Oku­nan öner­ge ge­ri çe­kil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 11. mad­de­si­nin (a) ben­di­nin “ile İstan­bul Bü­yük Şehir be­le­di­ye­si­ne ait 105 nu­ma­ra­lı par­sel ve ek­le­ne­bi­le­cek di­ğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den olu­şa­cak” iba­re­si­nin bent met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı”­nın 11. mad­de­si­nin “a” ben­di­nin ka­nun ta­sa­rı­sın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz. 31.10.2007

 

Ha­san Ma­cit

A.Ja­le Ağır­baş

Sü­ley­man Ya­ğız

 

İstan­bul

İstan­bul

İstan­bul

 

Re­cai Bir­gün

Hü­se­yin Pa­zar­cı

Em­re­han Ha­lı­cı

 

İzmir

Ba­lı­ke­sir

An­ka­ra

 

 

Ha­san Er­çe­le­bi

 

 

 

De­niz­li

 

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 11. mad­de­si­nin (a) ben­di­nin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Son öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 Sı­ra Sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın 11 in­ci mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki (c) ben­di­nin ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­rim.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Fev­zi Şan­ver­di

Mus­ta­fa Eli­taş

 

Gi­re­sun

Ha­tay

Kay­se­ri

 

Meh­met Er­do­ğan

Ege­men Ba­ğış

Ya­şar Ka­ra­yel

 

Ga­zi­an­tep

İstan­bul

Kay­se­ri

 

 

Haz­ma Yer­li­ka­ya

 

 

 

Si­vas

 

“c) İstan­bul ili Şiş­li il­çe­si Aya­za­ğa ma­hal­le­si 3 paf­ta, 2 ada, 38 par­sel­de mev­cut kül­tür mer­ke­zi in­şa­a­tı­nın her tür­lü pro­je ve ya­pım iş­le­ri.”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Son oku­nan öner­ge mi?

BAŞ­KAN – Evet efen­dim, şim­di oku­du­ğu­muz öner­ge.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Evet, ka­tı­lı­yo­ruz.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ge­rek­çe­…

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe

İstan­bu­l’­un Av­ru­pa Bir­li­ği­’­ne aday­lık sü­re­cin­de, 2010 yı­lın­da Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ola­rak be­lir­len­me­si, he­pi­mi­ze bu pro­je­yi ive­di­lik­le ve ül­ke­mi­ze ya­ra­şır şekil­de ha­zır­la­ma so­rum­lu­lu­ğu­nu yük­le­mek­te­dir. De­ği­şik­lik öner­ge­si ile, ko­nu­da ive­di ön­lem­le­rin alın­ma­sı amaç­lan­mak­ta­dır. İstan­bu­l’­da bu pro­je­ye ya­kı­şır öl­çek­te kül­tür mer­ke­zi bu­lun­ma­ma­sı, Mas­la­k’­ta İstan­bul Kül­tür ve Sa­nat Vak­fı ta­ra­fın­dan yü­rü­tü­len in­şa­a­tın ta­mam­la­na­ma­ya­rak ya­rım ka­lan ya­pı­nın bu yıl Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı­’­na dev­re­dil­me­si kar­şı­sın­da, söz ko­nu­su ya­pı­nın, 2010 yı­lı­na ye­tiş­ti­ri­le­bil­me­si için pro­je ve in­şa­a­tın ya­pım iş­le­ri­nin bu Ka­nun Ta­sa­rı­sı kap­sa­mın­da ta­mam­lan­ma­sı amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, şim­di oku­ta­ca­ğı­mız 4 ve 5 nu­ma­ra­lı öner­ge­ler ay­nı ma­hi­yet­te­dir, (a) ben­di­nin çı­ka­rıl­ma­sı­nı ih­ti­va et­mek­te­dir. Oku­ta­ca­ğım, öner­ge sa­hip­le­ri­ne is­ter­ler­se ay­rı ay­rı söz ve­re­ce­ğim.

Sa­yın Baş­kan­lı­ğa

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 11. mad­de­si­nin (a) ben­di­nin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı”­nın           11. mad­de­si­nin “a” ben­di­nin ka­nun ta­sa­rı­sın­dan çı­ka­rıl­ma­sı­nı arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                         Ha­san Ma­cit (İstan­bul) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon ka­tı­lı­yor mu efen­dim öner­ge­ye?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

Sa­yın Ma­cit, siz ko­nu­şa­cak mı­sı­nız efen­dim?

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Evet efen­dim.

BAŞ­KAN – Ta­mam, Sa­yın Gen­ç’­ten son­ra.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bi­zim öner­ge­miz bel­li za­ten. Bu (a) fık­ra­sı­nın ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı ön­gö­rü­yo­ruz.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, Tak­sim Mey­da­nı çok önem­li bir mey­dan. Bu özel­lik­le Ata­türk Kül­tür mer­ke­zi­nin bu­lun­du­ğu alan­la­… Ora­da da ba­ya­ğı boş ara­zi­ler var. Şim­di, bu ka­nun­la çok, o ka­dar ge­niş yet­ki­ler ve­ri­li­yor ki, me­se­la, iş­te, “105 nu­ma­ra­lı par­sel ve ek­le­ne­bi­le­cek di­ğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den olu­şa­cak alan­da­…” de­ni­li­yor. Şim­di, bu alan­lar ne­ler­dir? Bun­la­rın bi­lin­me­si la­zım. Me­se­la, o Tak­sim Mey­da­nı­’n­da Cey­lan Ote­li­nin ar­ka­sın­da bü­yük boş alan­lar va­r…

ÇE­TİN SOY­SAL (İstan­bul) – Ge­zi par­kı.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - …ve ora­lar­da yi­ne Tak­sim Ote­li­nin bir yer­le­rin­de ger­çek­ten böy­le bi­zim de, ya­ni bir­ta­kım va­tan­daş­la­rın be­le­di­ye­den ki­ra­la­dı­ğı, an­cak be­le­di­ye­nin bu in­san­la­rın elin­den bu yer­le­ri al­mak için za­man za­man zo­ra­ki bir­ta­kım yol­la­ra baş­vur­du­ğu, bu baş­vur­ma so­nu­cun­da va­tan­daş­la­rın mah­ke­me­le­re baş­vu­ra­rak, ya­ni cebrî tah­li­ye yo­lu­na git­tik­le­ri ve mah­ke­me­le­re baş­vu­ra­rak be­le­di­ye­le­rin bu keyfî tah­li­ye is­tem­le­ri­nin dur­du­rul­ma­sı ko­nu­sun­da mah­ke­me­den al­dık­la­rı ka­rar­lar var.

Şim­di, ta­bi­i, siz­ler­le il­gi­li ola­rak dü­şün­ce­le­ri­miz de bel­li ol­du­ğu için, si­zin de ic­ra­at­la­rı­nız bel­li, aca­ba di­yo­ruz, bu ka­nun yo­luy­la, o in­san­la­rın elin­de bu­lu­nan o iş­te ti­ca­ret­ha­ne­le­ri­nin, iş­te iş yap­tık­la­rı yer­le­rin, iş­te bu ka­nun ve­si­le­siy­le he­men el ko­yup mah­ke­me­ler, da­ha doğ­ru­su böy­le cebrî ic­ra yo­luy­la tah­li­ye ede­me­di­ği­niz bu yer­le­ri bu yol­la tah­li­ye ede­bi­le­cek mi­si­niz? Bi­zim te­red­dü­dü­müz o, ya­ni ora­da bir hay­li es­naf va­tan­daş­la­rı­mız var.

Şim­di, ma­a­le­sef si­zin ik­ti­da­rı­nız za­ma­nın­da “Ti­ca­ret­te ya biz­den ola­cak­sı­nız ya­hut da ha­yat hak­kı­nız yok.” di­yor­su­nuz. Bu, ya­ni çok meş­hur bir uy­gu­la­ma­nız­dır. Onun için, bu (a) fık­ra­sın­da, bu­ra­da alı­na­bi­le­cek yer­ler çok meç­hul ve mef­hum bir şekil­de şey edil­di­ği için, ben, bu ne­den­le bu fık­ra­nın ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı is­ti­yo­rum.

Ta­bi­i, bu­ra­da, as­lın­da ya Hükûme­tin ve­ya­hut da Ko­mis­yo­nun bu ala­nın ne­re­ye ka­dar gel­di­ği­ni bi­ze as­lın­da söy­le­me­si la­zım­dı. Ha­ki­ka­ten bu, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin ar­ka­sı­na dü­şü­yor da, Tak­sim Mey­da­nı­’­na doğ­ru ora­da­ki o bi­na­la­rı da kap­sa­ya­cak mı, kap­sa­ma­ya­cak mı? O iş­te Cey­lan Ote­li­nin ar­ka­sın­da ve­ya­hut da o ana cad­de üze­rin­de be­le­di­ye­ye ai­t…

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Çok uzak, ora­sı de­ğil.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­ni, bel­li de ol­mu­yor Be­ye­fen­di, siz­de uzak me­sa­fe­si yok ki. Ama bu rant olun­ca, uza­ğa, ya­kı­na bak­mı­yor­lar, “Bu­ra­da gü­zel rant var.” de­ni­li­yor, he­men bu­na bir el ko­ya­lım de­dik. Ya­ni, in­şal­lah böy­le bir şey yok­tur. Ben de çok faz­la da za­ma­nı­nı­zı al­ma­ya­yım. Öner­gem bu­dur.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ma­cit, bu­yu­run.

HA­SAN MA­CİT (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin yı­kıl­ma­sıy­la il­gi­li ben­din, fık­ra­nın ka­nun met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sıy­la il­gi­li öner­gem üze­ri­ne söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin yı­kıl­ma­sıy­la il­gi­li bu inat ni­ye? Ni­çin var olan bir bi­na­yı yı­kı­yo­ruz da, ye­ri­ne ye­ni­den bir bi­na yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz? Ni­çin da­ha ye­ni­si­ni yap­mı­yo­ruz da, bir bi­na­yı yok edi­yo­ruz?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, mi­mar­lar oda­sı­nın, Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin yı­kıl­ma­ma­sıy­la il­gi­li ge­rek­çe­li ka­ra­rı var, se­kiz mad­de yaz­mış­lar. Biz, aca­ba, bu tek­nik adam­lar­dan da­ha mı iyi bi­li­yo­ruz da, bu mer­ke­zi yık­ma­yı ça­lı­şı­yo­ruz.

Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin yı­kıl­ma­sıy­la il­gi­li sü­reç, bir ön­ce­ki ba­kan­dan baş­la­ya­ge­len bir sü­reç­tir. Sa­yın bir ön­ce­ki Ba­kan Atil­la Ko­ç’­un bir söy­le­mi­ni siz­ler­le pay­laş­mak is­ti­yo­rum. Ne de­miş­ti Sa­yın Ba­kan: “Bu­ra­nın bir ay­lık ısın­ma gi­de­ri 1 tril­yon li­ra” de­miş­ti. Doğ­ru de­ğil mi? Sa­yın Ba­ka­nım, bir ay­lık ısın­ma gi­de­ri 1 tril­yon li­ra mı­dır o Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin?

Biz, Kül­tür Ba­kan­lı­ğın­dan al­dı­ğı­mız ve­ri­le­re gö­re, bu­ra­nın, Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin bir yıl­lık ısıt­ma, elek­trik, su ve­sa­ir gi­der­le­ri­nin 920 mil­yar li­ra ol­du­ğu­nu al­dık ve bi­li­yo­ruz. Bu çe­liş­ki ni­ye? Ka­mu­o­yu ni­ye kan­dı­rı­lı­yor? Aca­ba, bu­gün yı­kıl­ma­sı için, bu ka­rar alı­na­bil­me­si için, ka­mu­o­yu oluş­tur­mak için mi da­ha ön­ce­den böy­le bir söy­lem ge­liş­ti­ril­di?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, yap­ma­yın. Yap­ma­yın, yı­kı­cı ol­ma­ya­lım. Ya­pı­cı ola­lım. Bu ya­pa­cak ol­du­ğu­muz bi­na­da har­ca­ya­ca­ğı­mız pa­ra­nın, fa­kir fu­ka­ra­nın, ga­rip gu­re­ba­nın -Sa­yın Baş­ba­ka­nın ta­bi­riy­le- öde­di­ği ver­gi­ler­den ya­pa­ca­ğız. Yı­kı­cı­lık ya­kış­mı­yor.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, aca­ba Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’n­de fa­a­li­yet­te olan Dev­let Ope­ra ve Ba­le­si, İstan­bul Dev­let Sen­fo­ni Or­kes­tra­sı, İstan­bul Dev­let Ti­yat­ro­su, İstan­bul Kla­sik Türk Mü­zi­ği Ko­ro­su, İstan­bul Mo­dern Folk Mü­zi­ği Top­lu­lu­ğu, Türk Mü­zi­ği Top­lu­lu­ğu gi­bi sa­nat ku­rum­la­rı­nı yok et­me an­la­yı­şı mı ya­tı­yor? Yık­tı­ğı­mız za­man bu ku­rum­lar ne­re­de gö­rev ya­pa­cak­lar? An­ka­ra kon­gre ve kül­tür mer­ke­zi­nin ya­pıl­ma­sıy­la il­gi­li ya­sa 1980’li yıl­lar­da çı­ka­rıl­dı ve bu­gün bu ya­sa da­ha hâlâ uy­gu­la­na­ma­dı. An­ka­ra­’­ya, Baş­ken­ti­mi­ze ya­kı­şan bir kül­tür mer­ke­zi hâlâ ya­pı­la­ma­dı. Bu ka­dar bir sü­reç içe­ri­sin­de böy­le bir kül­tür mer­ke­zi­ni yık­tık­tan son­ra ye­ri­ne ya­pa­maz­sak, o za­man biz­den son­ra­ki ku­şak­la­ra ne he­sap ve­re­ce­ğiz?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bir di­ğer ko­nu, bi­raz ön­ce de söy­le­dim, Kül­tür Mer­ke­zi­’n­de bir yıl­da 855 et­kin­lik ya­pıl­mış­tır. Aca­ba bu kül­tü­rel fa­a­li­yet­ler­den ra­hat­sız­lık olun­du­ğu için mi yı­kı­lı­yor? Aca­ba Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­’­nin bu­lun­du­ğu ar­sa İstan­bu­l’­un de­ğil dün­ya­nın en de­ğer­li ar­sa­sı ol­du­ğu için mi yı­kı­lı­yor? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Ne ala­ka­sı var?” ses­le­ri) Aca­ba bu­ra­ya kül­tür mer­ke­zi ku­ru­la­cak di­ye, bu­gün, ev­len­dir­me da­i­re­si­ne de “kül­tür mer­ke­zi” de­ni­li­yor, böy­le bir bi­rim oluş­tu­ru­la­rak rant ala­nı­na mı dö­nüş­tü­rü­le­cek?

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, ge­lin bu mad­de­yi çı­ka­ra­lım. Ge­lin yı­kı­cı ol­ma­ya­lım. Ge­lin Sa­yın Baş­ba­ka­nın her plat­form­da di­le ge­tir­di­ği ga­rip gu­re­ba­nın öde­di­ği bu pa­ra­la­rı bu­ra­da göm­me­ye­lim. Ge­lin bir iyi­lik ya­pın. Ge­lin bu ka­mu­nun pa­ra­sı­nın da­ha doğ­ru dü­rüst yer­ler­de kul­la­nıl­ma­sıy­la il­gi­li ka­rar alın. Bu ve­ba­lin al­tın­da siz­ler ka­la­cak­sı­nız. Ge­le­cek ku­şak­lar siz­ler­den he­sap so­ra­cak­lar.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, bu bağ­lam­da, ge­ce­nin bu sa­a­tin­de, bu ka­rar­la il­gi­li, bu Mec­lis, el­bet­te ki so­nu­na ka­dar bu ya­sa­yı tar­tı­şa­cak, gö­rü­şe­cek.

Bir di­ğer önem­li ko­nu da, de­ğer­li ik­ti­dar par­ti­si­ne men­sup mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rı­mız grup adı­na ko­nuş­maz­lar­ken, şahıs­la­rı adı­na söz ala­ra­k…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Ma­cit, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

HA­SAN MA­CİT (De­vam­la) – Ba­ğım­sız olan ve­ya­hut da gru­bu bu­lun­ma­yan mil­let­ve­kil­le­ri­nin ko­nuş­ma hak­kı­nı en­gel­le­me an­la­yı­şın­dan lüt­fen vaz­ge­çin. Lüt­fen, vaz­ge­çin, bi­ze de öner­ge­ler va­sı­ta­sıy­la ko­nuş­ma yo­lu­nu aç­ma­yın. Yok­sa biz de her mad­de­de de o hak­kı­mı­zı kul­la­nı­rız, biz de bu­ra­da ge­lir ko­nuş­ma­sı­nı bi­li­riz ve ko­nu­şu­ruz. Hak­kı­mı­zı so­nu­na ka­dar da kul­la­nı­rız.

VA­HİT Kİ­RİŞ­Cİ (Ada­na) – Bu­yu­run kul­la­nın.

HA­SAN MA­CİT (De­vam­la) - Ta­ki­ye yap­ma­yın. Gru­bu adı­nı­za ko­nu­şun. O şah­sı adı­na ko­nu­şan ar­ka­daş­lar grup­la­rı adı­na ko­nu­şa­bi­lir­ler, hem de da­ha faz­la sü­re içe­ri­sin­de ko­nu­şa­bi­lir­ler.

De­ğer­li ar­ka­daş­lar, son söz ola­rak, ge­lin, yı­kı­cı ol­ma­yın, ya­pı­cı olun. Ge­lin, fa­kir fu­ka­ra, ga­rip gu­re­ba­nın ver­gi­le­riy­le olu­şa­cak bu pa­ra­la­rı çar­çur et­me­yin.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Hükûme­tin ve Ko­mis­yo­nun ka­tıl­ma­dı­ğı iki öner­ge­yi bir­lik­te oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 11. mad­de­si­nin (a) ben­di­nin “ile İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­ne ait 105 nu­ma­ra­lı par­sel ve ek­le­ne­bi­le­cek di­ğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den olu­şa­cak” iba­re­si­nin bent met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Öner­ge­mi ge­ri çe­ki­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Ta­mam Sa­yın Genç, te­şek­kür ede­rim.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Ge­nel Ku­rul­da gö­rü­şül­mek­te olan 16 s.s.lı 2010 İstan­bul Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 11. mad. 1.fık­ra a ben­di­nin aşa­ğı­da­ki ya­zı­lı şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni tek­lif ve arz ede­riz.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

Ok­tay Vu­ral

 

Gi­re­sun

İstan­bul

İzmir

 

İsa Gök

Mit­hat Me­len

Çe­tin Soy­sal

 

Mer­sin

İstan­bul

İstan­bul

 

 

Nus­ret Bay­rak­tar

 

 

 

İstan­bul

 

“(a) İstan­bul ili, Be­yoğ­lu il­çe­si, Gü­müş­su­yu ma­hal­le­si, 750 ada, 104 par­sel­de­ki Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­nin bu­lun­du­ğu bu par­sel ile İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­ne ait 105 nu­ma­ra­lı par­sel ve ek­le­ne­bi­le­cek di­ğer be­le­di­ye ve ha­zi­ne ara­zi­le­rin­den olu­şa­cak alan­da ye­ni Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi bi­na­la­rı­nın ve müş­te­mi­la­tı­nın Kül­tür ve Ta­bi­at Var­lık­la­rı Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­rar ve gö­rüş­le­ri doğ­rul­tu­sun­da pro­je­si ve in­şa­a­tı­nın ya­pım iş­le­ri”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon tak­di­re bı­ra­kı­yor.

Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) - Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ca­nik­li, ge­rek­çe­yi mi oku­tu­yo­rum?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Evet Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ko­ru­ma Ku­ru­lu ka­rar­la­rı­nın uy­gu­lan­ma­sı­nı sağ­la­mak ama­cıy­la kül­tür ve sa­nat de­ğe­ri olan Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi ile il­gi­li iş­lem­le­rin yü­rü­tül­me­si amaç­lan­mış­tır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 S. Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 11. mad­de­si­nin (2) nci fık­ra­sın­da yer alan “esas­lar” ke­li­me­sin­den son­ra “eh­li­yet, re­ka­bet, şef­faf­lık ve he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik çer­çe­ve­sin­de” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­rim.

                                                                                                             Ok­tay Vu­ral

                                                                                                                   İzmir

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) - Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Evet Sa­yın Baş­kan.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

Ta­bi­i, bu sa­at­ler­de bu ka­nu­nu tar­tı­şı­yo­ruz, ama, ne­ti­ce iti­ba­rıy­la, zan­ne­de­rim, önem­li kat­kı­la­rı­mız ol­du, uz­laş­ma­la­rı­mız ol­du, kar­şı­lık­lı an­la­yış­la­rı­mız ol­du. Bu, ül­ke­miz için, İstan­bul için ha­yır­lı­dır. Önem­li olan ha­yır­lı iş­ler­de bir­leş­mek­tir; öy­le di­yor.

Şim­di, bu ko­nu­da da, özel­lik­le Ba­kan­lı­ğa tav­si­ye­mi­z… Bi­li­yor­su­nuz, bu ka­nun­la il­gi­li İha­le Ka­nu­nu uy­gu­lan­ma­ya­cak, 2886 uy­gu­lan­ma­ya­cak. Pe­ki, ne uy­gu­la­na­cak? Uy­gu­la­na­cak olan usul ve esas­la­rı Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ve Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı be­lir­le­ye­cek.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – 13’ün­cü mad­de­de öner­ge­miz var.

OK­TAY VU­RAL (De­vam­la) – Usul ve esas­la­rı bun­lar be­lir­le­ye­cek. Pe­ki, bu usul ve esas­lar ka­nu­nun dı­şın­da han­gi yön­tem­le ya­pı­la­cak? Han­gi il­ke­ler çer­çe­ve­sin­de biz bu usul ve esas­la­rın be­lir­len­me­si­ni is­ti­yo­ruz? Re­ka­bet ola­cak mı? Şef­faf­lık ola­cak mı? He­sap ve­ri­le­bi­lir­lik ola­cak mı? Sa­yın Ba­kan hep şef­faf­lık­tan bah­set­ti­ği­ne gö­re­… Do­la­yı­sıy­la, be­lir­le­ne­cek esas­la­rın, Mec­lis ta­ra­fın­dan han­gi il­ke­ler çer­çe­ve­sin­de be­lir­le­ne­ce­ği­ni or­ta­ya koy­ma­mız ge­re­ki­yor. Bir esas be­lir­le­di Ba­kan­lar Ku­ru­lu, “Efen­dim, Ba­kan­lar Ku­ru­luy­la şu şir­ke­te ve­ril­me­si­ne.” de­di. Doğ­ru mu­dur? Do­la­yı­sıy­la, biz, bu ba­kım­dan, bu ka­nu­nun uy­gu­lan­ma­sın­da -za­ten da­ha son­ra­ki mad­de­de as­lın­da uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­le­rin uy­gu­lan­ma­sı­na iliş­kin bir öner­ge­miz var, ona muh­te­me­len ka­tıl­ma­ya­cak­sı­nız ama- hiç ol­maz­sa bir çer­çe­ve be­lir­le­ye­lim. Ya­ni, Mec­li­sin bu usul ve esas­lar­da dik­kat edil­me­si ge­re­ken de­ğer­le­ri­ni ifa­de ede­lim, o çer­çe­ve­de bu­nu be­lir­le­sin­ler. Re­ka­be­ti sağ­la­sın­lar. Eh­li­yet­le il­gi­li şef­faf­lık, he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik gi­bi il­ke­le­rin ko­nul­ma­sı, zan­ne­de­rim her şey­den ön­ce bu yet­ki­yi kul­la­na­cak­la­rı sı­nır­la­mak açı­sın­dan da, on­lar için de fay­da­lı ola­bi­lir. “Be­nim is­te­di­ği­mi her tür­lü usul ve esa­sa gö­re ya­pa­rım, ka­nun ba­na bu yet­ki­yi ver­miş...” Ya­rın, öbür gün, ol­du, sor­duk, “Ya, bu­na ni­ye ver­di­niz kar­de­şim?” di­ye eleş­tir­dik. “Bir ki­şi ka­tıl­mış, bu­na iha­le­siz ver­di­niz. Efen­dim, na­sıl ver­di­niz?” di­ye sor­du­ğu­muz za­man: “Ee, kar­de­şim, siz ver­miş­si­niz yet­ki­yi.” Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı, Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ta­ra­fın­dan, bir­lik­te esas­lar be­lir­le­ye­lim... “Biz de böy­le be­lir­le­dik.” de­di. Bu doğ­ru ola­bi­lir mi? Ola­maz. Do­la­yı­sıy­la, bu ba­kım­dan, be­nim ka­na­a­ti­me gö­re -Sa­yın Ba­kan, özel­lik­le bu ko­nu­lar­da du­yar­lı ol­du­ğu­nu­zu ifa­de edi­yor­su­nuz- bu ko­nu­da Ka­mu İha­le Ku­ru­mu­nun, 2886’nın sağ­la­dı­ğı şef­faf­lık ve re­ka­bet esas­la­rıy­la il­gi­li il­ke­le­ri de bu­ra­ya der­ce­de­lim. Ka­pa­lı iha­le mi, açık iha­le mi, ek­silt­me mi, de­ğil mi, bun­lar­la il­gi­li bir mü­da­ha­le­miz ol­mu­yor. Ya­ni, ol­ma­ya­cak gi­bi gö­zü­kü­yor. Ama hiç ol­maz­sa, bu yet­ki­yi kul­la­nır­ken, bu il­ke­le­ri, Mec­li­sin bu de­ğer­le­re önem ver­di­ği­ni bu­ra­da vur­gu­la­ya­lım.

Bu çer­çe­ve­de han­gi usul ve esa­sı be­lir­li­yor­sa Ba­kan­lar Ku­ru­lu­na ait ola­cak­tır. Şüp­he­siz, bir ka­nun­dan mu­af tu­tu­lur­ken, bu mu­a­fi­ye­tin sı­nır­la­rı­nı da bi­zim bu­ra­da be­lir­le­me­miz la­zım. Böy­le bir keyfîlik ola­maz. İste­di­ğin gi­bi yap di­ye­me­yiz. Doğ­ru de­ğil. O za­man bu­ra­da “Şu­na da ve­re­bi­li­riz, şu şir­ke­te ve­ril­sin.” di­ye bir ka­nun da ge­çi­re­bi­li­riz. Bun­lar yan­lış olur di­ye dü­şü­nü­yo­ruz. Bun­dan son­ra ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­le­ri dik­ka­te ala­rak or­ta­ya ko­nu­la­cak eleş­ti­ri­le­ri ön­le­mek açı­sın­dan, zan­ne­de­rim, böy­le bir il­ke ve çer­çe­ve be­lir­le­mek­te fay­da var­dır. Gö­nül is­ter ki, ta­bi­a­tıy­la, bu ya­pım iş­le­ri­nin ta­ma­men ma­li mev­zu­at, ya­ni me­ri mev­zu­at çer­çe­ve­sin­de ya­pı­la­bil­me­si­ni te­min et­mek ön­ce­lik­li he­de­fi­miz­dir. Ama öy­le bir şey ol­ma­ya­cak­sa bi­le bu usul ve esas­la­rın il­ke­le­ri­ni bu­ra­ya koy­ma­mız la­zım. Bu­ra­sı, “ben yap­tım ol­du, bit­ti” de­dir­te­cek bir ye­re ge­tir­me­me­miz la­zım.

Ba­kı­nız, Ma­vi Akım pro­je­le­riy­le, iha­le­siz bir yer­le­re iş­ler ve­ril­di. Doğ­ru de­ğil bun­lar. Onun için “Efen­dim, bu­ra­da ka­nun çık­tı.” de­di. Mec­li­se büh­tan ol­du. San­ki Mec­li­sin böy­le bir ama­cı var­mış gi­bi. Bu­nu baş­ka­la­rı kul­lan­dı, ama Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si­ne açık­ça­sı it­ham gel­di ka­nun­la ve siz bu­nu yap­tı­nız. Ka­nun­la kim­se­ye rant da­ğı­ta­ma­yız. Çer­çe­ve­si­ni ko­ya­lım, usu­lü­nü, esa­sı­nı be­lir­le­ye­lim, on­dan son­ra, biz, ya­sa­ma ola­rak, ki­mi de­net­le­ye­cek­sek de­net­le­ye­lim. O ba­kım­dan, böy­le bir boş­lu­ğun gi­de­ril­me­si ge­rek­ti­ği­ni dü­şü­nü­yo­ruz. Öner­ge­nin ama­cı ta­ma­mıy­la bu­nu te­min et­me­ye yö­ne­lik­tir. Bir ka­mu men­fa­a­ti kul­la­nı­lır­ken uyul­ma­sı ge­re­ken il­ke­ler­le il­gi­li çer­çe­ve­yi be­lir­le­mek, zan­ne­de­rim, yü­ce Mec­li­sin ve siz de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri­nin hak­kı­dır. Bu gö­rüş­ler doğ­rul­tu­sun­da ha­zır­la­dı­ğı­mız bu öner­ge­yi açık­ça­sı des­tek­le­me­ni­zi ri­ca edi­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Vu­ral.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge­ler doğ­rul­tu­sun­da mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

12’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum...

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­kan, her iki mad­de­de de söz is­te­dik so­ru sor­mak içi­n…

BAŞ­KAN – Şim­di, Sa­yın Ak­can, bu şey geç­ti. Ben şu an­da dik­kat et­tim, tek­rar var­dı. Ön­ce­kin­de san­ki...

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Bun­da da var.

BAŞ­KAN – Ha­yır, ha­yır, şu an­da öner­ge­le­re geç­ti­ği­miz için yok, ama bir son­ra­kin­de söz ve­re­ce­ğim, gör­düm, ya­ni şu an­da du­ru­yor ek­ran­da.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Ama, o za­man tek­ri­ri mü­za­ke­re ge­rek­ti­re­cek bir po­zis­yo­na gi­ri­yor­su­nuz. Be­nim so­ra­ca­ğım so­ru 10’un­cu mad­dey­le il­gi­li.

BAŞ­KAN – Ha­yır, şöy­le: Öner­ge­le­re geç­tik­ten son­ra, öner­ge­le­ri oku­duk­tan son­ra tek­rar so­ru sor­dur­ma imkânı­mız yok, o ba­kım­dan di­yo­rum.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­ka­nım, ora­da ko­nuş­ma­cı mad­de hak­kın­da ko­nu­şur­ken, da­ha öner­ge­le­re ge­çil­me­den ben söz is­te­dim. Ben tak­di­ri­ni­ze bı­ra­kı­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ha­yır, be­nim bi­r…

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Ko­nu, mü­kem­me­li­ye­ti ya­ka­la­mak.

BAŞ­KAN – Ha­yır. Bu ka­dar öner­ge üze­rin­de gö­rü­şül­dük­ten son­ra za­ten mad­de üze­rin­de de­…

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­ka­nım, ko­nu, so­ru­la­cak so­ruy­la, Sa­yın Ba­ka­nın ve­re­ce­ği ce­vap­la, tu­ta­nak­la­ra ko­nu­nun iş­len­me­si­ni sağ­la­ya­cak önem­de. Ha­di­se bu­dur.

BAŞ­KAN – Bir son­ra­ki mad­de­de onu tu­ta­nak­la­ra iş­le­ti­riz Sa­yın Ak­can, ta­mam.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Pe­ki, te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run.

Mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

ÜÇÜN­CÜ BÖ­LÜM

Di­ğer Hü­küm­ler

Büt­çe, ge­lir ve har­ca­ma­lar

MAD­DE 12-  (1) Pro­je ile il­gi­li har­ca­ma­lar, bu Pro­je için ulu­sal bir ban­ka nez­din­de açı­lan özel he­sap­tan kar­şı­la­nır.

(2) Özel he­sa­bın ge­lir­le­ri aşa­ğı­da­ki kay­nak­lar­dan olu­şur:

a) İstan­bul İl Özel İda­re­si­nin ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin 2008, 2009 ve 2010 büt­çe­le­ri­ne her yıl bu amaç­la ko­nu­la­cak öde­nek.

b) İstan­bul Ti­ca­ret Oda­sı ve İstan­bul Sa­na­yi Oda­sı ta­ra­fın­dan 2008, 2009 ve 2010 yıl­la­rın­da ak­ta­rı­la­cak tu­tar­lar.

c) Yurt içi ve yurt dı­şın­dan sağ­la­na­cak yar­dım ve ba­ğış­lar ile spon­sor­luk ge­lir­le­ri.

ç) Ya­pı­la­cak et­kin­lik­ler­den sağ­la­na­cak bi­let sa­tış ge­lir­le­ri ve di­ğer ge­lir­ler.

d) İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti lo­go ve isim hak­kı­nın kul­la­nı­mın­dan  sağ­la­na­cak ge­lir­ler.

e) Av­ru­pa Bir­li­ği Ko­mis­yo­nu­nun Pro­je­ye tah­sis ede­ce­ği fon­lar.

f) Yu­ka­rı­da­ki ge­lir­ler­den sağ­la­nan ne­ma­lar.

(3) İkin­ci fık­ra­nın (a) ve (b) bent­le­rin­de be­lir­ti­len ku­ru­luş­la­rın büt­çe­le­rin­den ay­rı­la­cak öde­nek­ler her yı­lın Mart, Ha­zi­ran ve Ey­lül ay­la­rı­nın ba­şın­da özel he­sa­ba ya­tı­rı­lır.

(4) Özel he­sap­ta top­la­nan pa­ra­la­rın ne­ma­lan­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin usul ve esas­lar Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca be­lir­le­nir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Mit­hat Me­len; şahıs­la­rı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Bes­li, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Meh­met Emin Tu­tan, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gök, Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li Ka­mer Genç.

Sa­yın Me­len, bu­yu­run efen­dim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA MİT­HAT ME­LEN (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; her şey­den ön­ce, bü­yük in­san Er­dal İnö­nü için, ai­le­si­ne ve hem de mil­le­ti­mi­ze baş­sağ­lı­ğı di­le­mek­le baş­la­mak is­ti­yo­rum ve son gün­ler­de ölen şehit­le­ri­mi­ze. He­pi­miz bu açı­dan üzün­tü­lü­yüz.

Ben, da­ha çok, ola­ya tek­nik açı­dan bak­mak is­ti­yo­rum. Çün­kü, bu­ra­da hep ge­nel­lik­le bu işin po­li­ti­ka­sı üze­rin­de du­rul­du. Ama, tek­nik açı­dan bu iş­le kim­se il­gi­len­me­di.

Çok dik­kat bu­yu­rur­sa­nız, İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı için -za­ten Gru­bum adı­na söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum- hiç kim­se­nin ay­kı­rı bir gö­rü­şü yok. İstan­bu­l’­un kül­tür baş­ken­ti ol­ma­sı ben­ce ge­cik­miş bir olay za­ten. Onun için, o ko­nu­da bir te­red­dü­dü­müz yok. Bu­nun için de, or­ta­ya ko­nu­lan böy­le bir ya­sa bir ke­re tek­nik açı­dan ben­ce ge­rek­siz. Çün­kü, şim­di­ye ka­dar Tür­ki­ye böy­le bü­yük or­ga­ni­zas­yon­la­rı yap­mış­tır. Ben de o bir­çok or­ga­ni­zas­yon içe­ri­sin­de gö­rev al­dım. Ta­nıt­ma Fo­nu­na bir pa­ra ko­nu­la­rak bi­le ya­pı­la­bi­le­cek iş­ler bun­lar. Fa­kat, ne­den­se, an­la­mı­yo­rum, bir ta­raf­tan işi si­vil ör­güt bo­yu­tun­da ele alıp, öbür ta­raf­tan, ka­mu hu­ku­kuy­la­… Çün­kü, ka­mu pa­ra­la­rı­nı kul­la­na­cak­sı­nız, dev­let fon­la­rı­nı kul­la­na­cak­sı­nız; on­la­rı bir­bi­ri­ne ka­rış­tı­ra­rak, or­ta­ya, bi­raz da aca­yip bir ya­sa ve ilk de­fa da yan­lış bir olay çı­kı­yor. 

Şim­di, bu­nu ne­re­ye ko­ya­ca­ğı­mız za­ten bü­tün tar­tış­ma ko­nu­su hâli­ne gel­di, onun için de­ne­tim üze­rin­de çok du­rul­du, ar­ka­daş­la­rı­mız onun için çok söz al­dı­lar. Ama bu ha­re­ket, bir si­vil ör­güt ha­re­ke­ti ola­rak baş­la­mış bir iş; za­ten, Av­ru­pa­’­da da öy­le baş­la­mış bir iş. Şim­di, o si­vil ör­güt ha­re­ke­ti­ne ka­mu­dan kay­nak sağ­la­mak­la, bir ye­rin­den ola­yı del­mek zo­run­da ka­lı­yo­ruz ve del­dik­çe de ha­ta ya­pı­yo­ruz. Bu ya­sa ge­çer­se –ki, ba­zı ar­ka­daş­la­rı­mız söy­le­di bu­nu- bu ya­sa­nın uy­gu­lan­ma­sı sı­ra­sın­dan, ina­nın, be­lir­li in­san­lar yar­gı­la­na­cak­tır. Çün­kü, ka­mu fon­la­rı­nı kul­lan­mak Tür­ki­ye­’­de ya­sa­lar­la bel­li ve Tür­ki­ye­’­de bir­çok in­san da ka­mu fon­la­rı­nı yan­lış kul­lan­dı di­ye yar­gı­lan­mış­tır.

Şim­di, bu­ra­da da öy­le mad­de­ler var ve öy­le ge­ri­ye dö­ne­me­ye­ce­ği­miz şey­ler var ki, ben bi­raz da, hem Hükûme­tin hem bu ya­sa­yı çı­ka­ran o si­vil ör­güt­ler­le or­tak iş ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mı­zın işi bir par­ça da faz­la ka­rış­tır­dı­ğı ve bü­rok­ra­si­ye boğ­du­ğu fik­rin­de­yim. O ka­dar faz­la ku­rul var ki bu­ra­da, dört-beş ta­ne ay­rı ku­rul var. O dört-beş ta­ne ay­rı ku­ru­lun yet­ki­le­ri düz­gün ve açık be­lir­til­me­miş. On­la­rı kim ta­yin ede­cek? On­la­rın ni­te­lik­le­ri ne ola­cak? O baş­kan­la­rın ara­la­rın­da­ki iliş­ki­ler ne ola­cak? İş­te, Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu, öbür ku­rul­lar fa­la­n… Ve bu­ra­da bir­çok ek­sik de ko­nu ve mad­de var. Me­se­la, 12’nci mad­de­de -bi­raz da­ha mad­de­ye dö­ner­sek- ilk ola­rak, ulu­sal bir ban­ka nez­din­de he­sap aç­tı­rıl­ma­sın­dan bah­se­di­li­yor.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Ulu­sal ban­ka mı kal­dı?

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Kal­ma­dı mı?

MİT­HAT ME­LEN (De­vam­la) – Bir ke­re, o açı­dan da bak­mı­yo­rum da­… Za­ten, Tür­ki­ye­’­de­ki bü­tün ban­ka­lar ulu­sal­dır, öy­le bir mü­na­ka­şa­ya bi­le ge­rek yok. O mad­de­de, ora­da ni­ye öy­le bir şey var?

İkin­ci­si: Me­se­la, İstan­bul Özel İda­re­si­nin ve İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin 2008, 2009 ve 2010 yıl­la­rın­da büt­çe­le­ri­ne bir ak­tar­ma ya­pı­la­cak. 2008 büt­çe­si gö­rü­şü­lü­yor şim­di. Böy­le bir şeye ha­zır­lan­ma­mış­sa­nız eğer, ak­ta­ra­ma­ya­cak­sı­nız. Bu ya­sa çık­sa bi­le kul­la­na­ma­ya­cak­sı­nız. Çün­kü, bir alt­ta­ki mad­de­de, ya­ni (3)’ün­cü fık­ra­da “(a) ve (b) bent­le­rin­de be­lir­ti­len ku­ru­luş­la­rın büt­çe­le­rin­den ay­rı­la­cak öde­nek­ler her yı­lın Mart, Ha­zi­ran ve Ey­lül ay­la­rın­da özel he­sa­ba ya­tı­rı­lır.” di­yor. Pe­ki, o na­sıl ye­ti­şe­cek? Bu­nu da Yü­rüt­me Ku­ru­lu bel­li ede­cek. Ya­ni, ka­nun çık­sa bi­le, aşa­ğı yu­ka­rı al­tı ay ara­da za­man far­kı ola­cak ki bu pa­ra­la­rın ak­ta­rıl­ma­sı açı­sın­dan. Çok tek­ni­k…

Efen­dim, ora­dan de­vam eder­sek, me­se­la 12’nci mad­de­nin (b) fık­ra­sın­da­… Bü­tün bun­la­rı söy­ler­ken de, ger­çek­ten ya­ni, böy­le bir işi ya­par­ken ken­di önü­nü­zü tı­kar bir du­rum­da ol­ma­ma­nız için söy­lü­yo­rum. Yok­sa, bu işe kar­şı ol­mak yet­mi­yor, bu işi yap­mak la­zım ve bu iş­ler sa­nıl­dı­ğın­dan zor iş­ler­dir tek­nik açı­dan. Bu or­ga­ni­zas­yon­lar için­de ça­lış­mış bi­ri ola­rak söy­lü­yo­rum.

Şim­di, İstan­bul Ti­ca­ret Oda­sı ve Sa­na­yi Oda­sı ta­ra­fın­dan büt­çe­ye ak­ta­rı­la­cak pay­la­r… On­la­rın bu ko­nu­da na­sıl or­ga­ni­ze ola­ca­ğı da çok şüp­he­li. On­la­rın ya­sa­la­rı bu işe na­sıl mü­sa­it? O ko­nu­da hiç­bir şey ko­nuş­mu­yo­ruz. Ya­ni, ak­ta­ra­cak... Na­sıl ak­ta­ra­cak? Han­gi fon­dan ak­ta­ra­cak?

Yi­ne, bir ar­ka­da­şı­mız, bu­ra­da, si­vil ör­güt ola­rak bah­set­ti sa­na­yi ve ti­ca­ret oda­la­rın­dan. Ana­ya­sa­’­da açık­ça be­lir­ti­len bir ku­ru­luş na­sıl si­vil ör­güt ola­bi­li­yor? Si­vil ör­güt ta­nı­mı­nı da, bu­ra­da, ga­li­ba bu ka­nun­da ya­pa­ma­mı­şız. İstan­bul Sa­na­yi ve Ti­ca­ret Oda­sı si­vil ör­güt de­ğil­dir. Ana­ya­sa­’­ya ba­kın, il­gi­li mad­de­le­ri­ne. Ay­rı­ca, yi­ne bu­ra­da be­lir­til­di, Ana­ya­sa­’­nın özel­lik­le 165’in­ci  mad­de­si. Ama, me­se­la, hiç 163’ün­cü mad­de­den, Ke­sin He­sap Ka­nu­nu­’n­dan kim­se bah­set­me­di. Ke­sin He­sap Ka­nu­nu sı­ra­sın­da bu iş­le­rin tek­rar ge­lip na­sıl ak­la­na­ca­ğı ko­nu­su­nu hiç dü­şün­me­dik. Bu­ra­da ya­sa da dü­şün­me­miş. Bun­la­rı dü­şün­me­miz la­zım. İle­ri­de ak­sa­ya­cak. Eğer Ana­ya­sa Mah­ke­me­si­ne bi­ri­si da­va açar­sa herhâlde sı­kın­tı da çı­ka­bi­lir. Hu­kuk­çu­lar ben­den da­ha iyi bi­li­yor­lar bun­la­rı. Ben hu­kuk­çu de­ği­lim, ama za­ten bi­zim esas me­se­le­miz eko­no­miy­le hu­kuk ara­sın­da­ki iliş­ki­yi cid­di ola­rak ku­ra­bil­mek, ya­ni iki­si­ni bir­den gün­cel­leş­ti­re­bil­mek. Ama bu ya­sa ken­di ken­di­ni ko­ru­mak için ken­di ken­di­ni zo­ra so­ku­yor, dik­kat ede­lim. Bu, şah­si fik­rim.

Son­ra, me­se­la yurt dı­şın­dan alı­na­cak ge­lir­le­r… On­la­rı na­sıl büt­çe­leş­ti­re­cek­si­niz? Onun da ay­rı ya­sa­la­rı var, yurt dı­şın­dan alı­nan ge­lir­le­rin ha­zi­ne­nin, için­den ge­çip geç­me­ye­ce­ği, Av­ru­pa fon­la­rı­nın da ke­za na­sıl kul­la­nı­la­ca­ğı... İş­te, sa­de­ce “Av­ru­pa Bir­li­ği Ko­mis­yo­nu­nun pro­je­ye tah­sis ede­ce­ği fon­lar” di­ye bir mad­de geç­miş, hiç bu­nun alt­ya­pı­sı yok. İle­ri­de uy­gu­la­ma­da zor­luk çı­ka­ca­ğı için bun­la­rı söy­le­me­ye ça­lı­şı­yo­rum.

Son­ra, he­le bir 12’nci mad­de­nin 4’ün­cü fık­ra­sı var ki, me­se­la özel he­sap­ta top­la­nan pa­ra­la­rın ne­ma­lan­dı­rıl­ma­sı­na iliş­kin mad­de. Şim­di, Tür­ki­ye­’­de rant­tan, Tür­ki­ye­’­de be­lir­li yer­le­re fon­la­rı trans­fer ede­rek be­lir­li ki­şi­le­ri, in­san­la­rı, çev­re­yi zen­gin et­mek­ten bah­se­di­yo­ruz ve şikâyet edi­yo­ruz. Bu ne­ma­lan­dır­ma me­se­le­si de çok cid­di bir me­se­le. Na­sıl ne­ma­lan­dı­ra­cak­sı­nız? Pa­ra ne­re­de bi­ri­ke­cek? O pa­ra­yı kim kul­la­na­cak ve o pa­ra­nın fa­i­zi na­sıl tek­rar ge­lir sis­te­mi içe­ri­si­ne gi­re­cek; ki, Tür­ki­ye­’­de re­el fa­iz­le­rin yüz­de 12 ol­du­ğu­nu dü­şün­dü­ğü­müz za­man?

Bir şey da­ha çok önem­li: Bu fon ve ka­mu fo­nu me­se­le­si­ni de açık­lı­yor. Ya­ni, fon as­lın­da, açık­ça or­ta­ya koy­mak la­zım ki, fo­nun öze­li ka­mu­su yok. Ben­ce fon za­ten ka­mu­nun­dur, ya­ra­tı­lan bir şey­dir. Onun için, bu fo­nu ya­rat­tı­ğı­mız za­man za­ten ka­mu­nun fon­la­rı­nı kul­la­nı­yor­su­nuz de­mek­tir. Şim­di, ora­da da özel hü­küm­le­re ta­bi tu­tu­yor­su­nuz, özel ya­sa­la­ra ta­bi tu­tu­yor­su­nuz, ya­ni bir tü­zel ki­şi­lik ve­rip. Pe­ki, hem ka­mu fon­la­rı­nı kul­la­nıp hem tü­zel ki­şi ola­rak be­lir­tip hem de özel hu­kuk hü­küm­le­ri­ne ta­bi tu­ta­cak­sı­nız. Ora­da­ki çe­liş­ki­le­ri na­sıl çö­ze­ce­ğiz? Onun için on­la­rı arz et­mek is­te­dim.

Sa­nı­yo­rum sü­re­mi iyi kul­la­nı­yo­rum Sa­yın Baş­kan.

Çok te­şek­kür ede­rim, say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN – Ben çok te­şek­kür edi­yo­rum Sa­yın Me­len.

Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Hü­se­yin Bes­li.

Sa­yın Bes­li, bu­yu­run.

HÜ­SE­YİN BES­Lİ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ge­ce­nin bu sa­a­ti­ne ka­dar İstan­bul için gös­ter­di­ği­niz ça­ba için yü­ce Mec­li­sin bü­tün üye­le­ri­ne te­şek­kür edi­yo­rum.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Bur­sa Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Meh­met Emin Tu­ta­n…

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – İstan­bul için uy­ku­suz kal­ma­ya de­ğer.

Ha­yır­lı ol­sun di­yor, he­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, so­ru-ce­vap iş­le­mi ger­çek­leş­ti­re­ce­ğiz. Bi­raz ön­ce be­nim at­la­dı­ğım hu­sus.

Sa­yın Ak­can, bu­yu­run efen­dim.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Baş­ka­nım.

De­min ben 10’un­cu mad­de­de ko­nu­şur­ken, öner­ge ver­mey­le il­gi­li ola­rak bir hay­li yo­ğun­luk var­dı. Bu çer­çe­ve­de de Sa­yın Ba­ka­nı­mız dik­ka­ti­ni ve­re­me­di ka­na­a­tiy­le ben bu so­ru­yu so­ru­yo­rum.

Şim­di, 10’un­cu mad­de­nin üçün­cü ben­din­de, Ge­nel Sek­re­ter­li­ğin Yü­rüt­me Ku­ru­lu­na öne­re­ce­ği ve ken­di­si­ne iş­le­rin­de yar­dım­cı ola­ca­ğı ifa­de edi­len per­so­ne­lin na­sıl te­min edi­le­ce­ği, açık­tan mı ata­na­ca­ğı ve 2010, ajan­sın fonk­si­yo­nu bit­tik­ten so­ra bu per­so­ne­lin ne ola­ca­ğı hu­su­su açık de­ğil.

Bu ne­den­le, Sa­yın Ba­ka­na sor­mak is­ti­yo­rum: Bu per­so­ne­li han­gi yol­la ala­cak­sı­nız? Ne­re­den te­min ede­cek­si­niz? 2010’dan son­ra bu per­so­ne­lin akı­be­ti ne ola­cak?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­can.

Sa­yın Us­lu­…

CE­MA­LED­DİN US­LU (Edir­ne) – Sa­yın Baş­kan, te­şek­kür edi­yo­rum.

Bi­li­yo­ruz ki, geç­ti­ği­miz yıl­lar­da Av­ru­pa­’­da ba­zı şehir­le­rin özel­lik­le Av­ru­pa kül­tür baş­ken­ti ola­rak ilan edil­di­ği­ni bi­li­yo­ruz; özel­lik­le, 1985 yı­lın­da Ati­na, 86 yı­lın­da Flo­ran­sa, de­va­mıy­la Ba­tı Ber­lin, Pa­ris, Dub­lin, Mad­rid. Ben sor­mak is­ti­yo­rum Sa­yın Ba­ka­nı­ma: Bu şehir­le­rin ait ol­du­ğu ül­ke­ler­de, bu­na da­ir, par­la­men­to­la­rın­da bu tür ya­sa çı­ka­rıl­mış mı­dır? Eğer, böy­le bir ya­sa çı­ka­rıl­mış ise, bu ya­sa in­ce­len­miş mi­dir? Yi­ne, özel­lik­le büt­çe te­si­si ve        -bu­ra­da bu­lu­nan mil­let­ve­kil­le­ri­nin ge­nel­lik­le yo­ğun­la­şan su­al­le­rin­de gö­re­bil­di­ğim ka­da­rıy­la- de­ne­tim ko­nu­la­rın­da ben­zer hü­küm­ler var mı­dır? Bu in­ce­len­miş mi­dir?

Te­şek­kür edi­yo­rum.

BAŞ­KAN – Ben te­şek­kür ede­rim Sa­yın Us­lu.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ya­zı­lı ola­rak ce­vap ve­re­ce­ğim Sa­yın Baş­ka­nım.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ba­kan so­ru­la­ra ya­zı­lı ola­rak ce­vap ve­re­ce­ği­ni be­yan et­miş­tir.

Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

13’ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Alım, sa­tım ve iha­le iş­le­ri

MAD­DE 13-  (1) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, ken­di için­den bi­ri İstan­bul Va­li­li­ği, bi­ri İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, bi­ri Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ve iki­si si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rı tem­sil­ci­le­rin­den ol­mak üze­re beş ki­şi­lik bir Büt­çe ve İha­le Ko­mis­yo­nu se­çer. Büt­çe ve İha­le Ko­mis­yo­nu ken­di ara­sın­dan baş­ka­nı­nı se­çer. Ko­mis­yon;

a) İhti­yaç du­yu­lan her tür­lü mal ve hiz­met­le­ri sa­tın al­mak, yap­mak ve yap­tır­mak,

b) Yıl­lık büt­çe­yi ha­zır­la­mak,

c) Pro­je ile il­gi­li tüm har­ca­ma­la­rı yap­mak,

ç) Ge­lir ge­ti­ri­ci fa­a­li­yet­ler­le il­gi­li ka­rar­la­rı al­mak­la,

gö­rev­li­dir.

(2) Yü­rüt­me Ku­ru­lu her yıl 15 Ey­lü­l’­de Pro­je­nin prog­ram ve büt­çe­si­ni Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­na su­nar. Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu büt­çe­yi ay­nen ya da  de­ğiş­ti­re­rek 30 Ey­lü­le ka­dar onay­lar.

(3) Yü­rüt­me Ku­ru­lu Baş­ka­nı Pro­je­nin har­ca­ma yet­ki­li­si­dir.

(4) Yü­rüt­me Ku­ru­lu Pro­je­nin ma­li yö­ne­ti­mi ve özel he­sap­ta yer alan kay­nak­la­rın kul­la­nım ve har­ca­ma esas­la­rı­nı be­lir­ler ve uy­gu­lar.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Mit­hat Me­le­n…

Sa­yın Ho­cam, ko­nu­şa­cak mı­sı­nız?

MİT­HAT ME­LEN (İstan­bul) – Evet.

BAŞ­KAN – Bu­yu­run. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA MİT­HAT ME­LEN (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; as­lın­da çok faz­la ko­nuş­mak is­te­mi­yo­rum, ama bir iki nok­ta­yı izin ve­rir­se­niz gi­ne be­lirt­mek is­ti­yo­rum.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Hem ko­nuş­mak is­te­mi­yor hem de ko­nu­şu­yor.

BAŞ­KAN – Ar­ka­daş­lar, Sa­yın Me­le­n’i din­le­ye­lim, çok tek­nik ko­nu­lar­da iza­hat­lar­da bu­lu­nu­yor, he­pi­mi­zi il­gi­len­di­ren bir ko­nu, bir ya­sa çı­ka­rı­yo­ruz. Lüt­fe­n…

Bu­yu­run.

MİT­HAT ME­LEN (De­vam­la) – Şim­di, herhâlde üze­rin­de uz­la­şı­la­cak bu mad­de­nin, çün­kü bu­nun ça­re­si yok, 13’ün­cü mad­de­de­ki bu alım sa­tım ve iha­le iş­le­ri.

Şim­di, çok önem­li pro­je­le­ri ve çok önem­li iş­le­ri ve bü­yük yük­le­nim­le­ri, 5 ki­şi­den oluş­muş, İstan­bul Va­li­li­ği, İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı ve iki si­vil top­lum ku­ru­lu­şu­nun tem­sil­ci­le­rin­den olu­şan bir grup ta­ra­fın­dan yap­tı­ra­cak­sı­nız. Bir ke­re, o iki si­vil ör­güt kim ve han­gi si­vil ör­güt­ler? Çün­kü, yi­ne bu ka­nu­nun ge­rek­çe­sin­den oku­du­ğum ka­da­rıy­la, yak­la­şık yüz kırk ta­ne si­vil ör­güt bu şey­le iliş­ki­li. Bun­lar­dan han­gi­si bir ke­re bu­nun içi­ne gi­re­cek? Bu­nu da Yü­rüt­me Ku­ru­lu ta­yin ede­cek. İş­te, ora­da teh­li­ke­ler do­ğa­cak gi­ne tek­rar. İha­le tek­ni­ği açı­sın­dan teh­li­ke­ler do­ğa­cak. Ay­rı­ca, ile­ri­de 19’un­cu mad­de var, Tür­ki­ye­’­de­ki bü­tün mev­cut ya­sa­la­ra, da­ha doğ­ru­su ya­sa­la­ra uy­ma­yan bir ya­pı oluş­tu­ru­la­cak ora­da ve o ya­pı­da bu yap­tı­ğı­nız iha­le­le­rin tü­mü, şu ve­ya bu şekil­de mah­ke­me­de bi­te­cek. Çok teh­li­ke­li bu. Ya­ni, bu­ra­yı ne ya­pıp ya­pıp uz­la­şıp, bu ko­nu­da da­ha yu­mu­şak bir dü­ze­ne geç­me­miz la­zım, da­ha Tür­ki­ye­’­de­ki mev­cut sis­te­mi ve ulus­la­ra­ra­sı iha­le stan­dar­dın­da bir sis­te­mi bu­ra­ya koy­ma­mız la­zım. Eğer koy­maz­sak ile­ri­de sı­kın­tı çı­ka­bi­lir. Çün­kü, ba­kın, ay­nı mad­de­nin (a) fık­ra­sın­da “İh­ti­yaç du­yu­lan her tür­lü mal ve hiz­met­le­ri sa­tın al­mak, yap­mak ve yap­tır­mak.” ifa­de­si var. Ya­ni, o ka­dar ge­niş yet­ki ve­ri­yor­su­nuz ki 5 ki­şi­ye. Son­ra, kor­ku­yo­rum o 5 ki­şi­yi de yar­gı­la­ya­ca­ğız. Çün­kü, bu işi yü­rüt­mek için za­ma­na ve hı­za ih­ti­yaç var. Za­man da çok az. Hız­lı ha­re­ket ede­cek­ler, ama ya­sal da­ya­nak­la­rı­nın sağ­lam ol­ma­sı la­zım. Za­ten, bu ya­sa on­la­rı bel­ki ko­ru­mak için, bel­ki teh­li­ke­ye de ata­bi­li­yor. Ya­ni, bu­nu dü­şün­mek la­zım.

Bir de, yıl­lık büt­çe­yi ha­zır­la­ma me­se­le­si var. Ya­ni, 5 ki­şi yıl­lık büt­çe­yi ha­zır­la­ya­cak. Bi­raz ön­ce en az bir 200 mil­yon YTL’­den bah­se­dil­di. 1 mil­yar YTL’­den bah­se­di­li­yor. Bun­lar bü­yük büt­çe­ler. Ya­ni, öy­le bir ya­pı olu­şu­yor ki ken­di ken­di­ne bir dev. Aca­ba, İstan­bu­l’­u bu dev mi yö­ne­te­cek? Ben iyi iş­ler yap­ma­sı­na, ha­ki­kat­ken iyi yö­net­me­si­ne kar­şı de­ği­lim. Çok da düz­gün yö­ne­te­bi­lir ve önem­li şey­ler ya­pa­bi­lir. Ama, me­se­la bir son­ra­ki mad­de­de ge­lir ge­ti­ri­ci fa­a­li­yet­ler­le il­gi­li ka­rar al­mak­la­… Ge­lir ge­ti­ri­ci fa­a­li­yet­ler bir ön­ce­ki mad­de­de be­lir­til­miş. Baş­ka han­gi ka­ra­rı ala­cak? Ya­ni, sal­ma mı çı­ka­ra­cak bir yer­de, bi­zim an­la­dı­ğı­mız an­lam­da. Bun­la­ra dik­ka­ti­ni­zi çek­mek is­ti­yo­rum.

Ya­ni, 13’ün­cü mad­de­nin (2) no.lu fık­ra­sın­da “Yü­rüt­me Ku­ru­lu her yıl 15 Ey­lül­de Pro­je­nin prog­ram ve büt­çe­si­ni Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­na su­nar.” di­yor. Şim­di ayın ka­çı za­ten? Bu­nu çı­kar­dık. 2008 yı­lı­nın büt­çe­si­nin şu an­da­ki ona­yı -30 Ey­lü­le ka­dar da onay­la­na­cak­mış- yok. Onun için, de­mek ki 2008 yı­lın­da o ge­lir ka­lem­le­rin­de ve gi­der ka­lem­le­rin­de ve gi­der ka­lem­le­rin­de pa­ra ol­ma­ya­cak ka­nun çık­sa bi­le. 2008 yı­lın­da na­sıl fa­a­li­ye­te ge­çe­cek sis­tem? Bu­ra­da ge­çi­ci mad­de­ye ih­ti­yaç var, dü­zelt­mek ve ra­hat­lat­mak için. Sa­de­ce ve sa­de­ce ola­yı -o da çok dik­ka­ti­mi çe­ki­yor- Ata­türk Kül­tür Mer­ke­zi­ne odak­la­ya­rak, işin çok tek­nik ba­zı ta­raf­la­rı­nı da ka­çır­dık. İnşal­lah bun­la­rı dü­zelt­me imkânı bu­lu­ruz.

Ben, faz­la vak­ti­ni­zi al­mak is­te­mi­yo­rum. Çok te­şek­kür ede­rim il­gi­ni­ze ve iyi ak­şam­lar di­le­rim. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Me­len.

Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Nus­ret Bay­rak­tar.

Sa­yın Bay­rak­tar bu­yu­run.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri; sa­ba­hın bu er­ken sa­a­tin­de he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. Bu mad­dey­le il­gi­li, muh­te­mel ih­ti­laf­la il­gi­li bir öner­ge var. Öner­gey­le dü­zen­le­me­ler ya­pı­la­cak­tır.

Ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­ze te­şek­kür edi­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Şah­sı adı­na Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li Vey­si Kay­nak.

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­kil­le­ri, bu mad­dey­le il­gi­li, ben­den ön­ce­ki ko­nuş­ma­cı­nın da söy­le­di­ği gi­bi, bir öner­ge ile bir uz­laş­ma ile ye­ni bir dü­zen­le­me ya­pı­lı­yor.

Bu ha­liy­le ha­yır­lı ol­ma­sı­nı te­men­ni edi­yo­rum, say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Sa­yın Ak­çan, bir so­ru so­ra­cak­sı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Ak­can.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Ba­ka­nım, bu mad­de­de adı ge­çen ko­mis­yon üye­le­ri­nin ken­di ara­la­rın­da se­çe­ce­ği baş­ka­nın si­vil top­lum ör­güt­le­rin­den ge­len üye­ler­den bi­ri­si­nin ol­ma ih­ti­ma­li var mı­dır?

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­can.

Sa­yın Ba­ka­nım, bu­yu­run.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Bu­ra­da yü­rüt­me ku­ru­lu­nun için­de­ki üye­ler­den 5 ki­şi ko­mis­yon olu­yor. İstan­bul Va­li­li­ği, Be­le­di­ye Baş­kan­lı­ğı, Kül­tür Ba­kan­lı­ğı ve yi­ne  Yü­rüt­me Ku­ru­lu için­de yer alan si­vil top­lum ku­ru­luş­la­rın­dan da 2 tem­sil­ci, 5 ki­şi olu­yor. “Büt­çe ve İha­le Ko­mis­yo­nu ken­di ara­sın­dan baş­ka­nı­nı se­çer.” iba­re­si, bun­lar­dan bi­ri­si­ni seç­me ih­ti­ma­li­ni or­ta­ya çı­ka­rı­yor, ama 3’e 2 bir den­ge ol­du­ğu­nu da göz­den ka­çır­ma­mak ge­re­ki­yor. Ya­ni, esas iti­ba­rıy­la, ka­mu­dan ge­len­ler­den bi­ri­si, bu ku­ru­lun baş­ka­nı ola­cak.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de üç adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık du­rum­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 S. Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 13. mad­de­si­nin son sa­tı­rın­da­ki “esas­la­rı­nı” ke­li­me­sin­den son­ra “eh­li­yet, re­ka­bet, şef­faf­lık ve he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik çer­çe­ve­sin­de” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­rim.

                                                                                                             Ok­tay Vu­ral

                                                                                                                   İzmir

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ta­sa­rı­’­nın 13’ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki (5) nu­ma­ra­lı fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Ah­met Ye­ni

Mus­ta­fa Cu­mur

 

Gi­re­sun

Sam­sun

Trab­zon

 

Ha­li­de İnce­ka­ra

Nus­ret Bay­rak­tar

 

 

İstan­bul

İstan­bul

 

“(5) Alım-sa­tım ve iha­le iş­lem­le­ri­ne iliş­kin usul ve esas­lar Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı ile çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le tes­pit edi­lir.”

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ya­sa­’­nın 13. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın so­nu­na aşa­ğı­da­ki ifa­de­nin ek­len­me­si­ni arz ede­riz.

                  

 

Fe­rit Mev­lüt As­la­noğ­lu

Çe­tin Soy­sal

En­gin Al­tay

 

Ma­lat­ya

İstan­bul

Si­nop

 

Dur­du Öz­bo­lat

Ali Ko­çal

 

 

Kah­ra­man­ma­raş

Zon­gul­dak

 

Büt­çe ve iha­le ko­mis­yo­nu­nun ala­ca­ğı tüm ka­rar­lar en az dört üye­nin olum­lu gö­rü­şü ile ge­çer­li ola­cak­tır.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon, öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­rum efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?..

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın As­la­noğ­lu, bu­yu­run.

FE­RİT MEV­LÜT AS­LA­NOĞ­LU (Ma­lat­ya) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ben, ge­ne si­zi ko­ru­mak is­ti­yo­rum, ama siz ko­run­mak is­te­mi­yor­su­nuz. Ma­dem­ki el ele, kol ko­la bir şey yap­tı­rı­yo­ruz. Yü­rüt­me Ku­ru­lu var. Yü­rüt­me Ku­ru­lun­da her­kes var ve ken­di için­den 5 ki­şi se­çi­yor. Bu 5 ki­şi­den 1 ta­ne­si­ni de bu so­rum­lu­lu­ğa or­tak edin di­yo­ruz, bir şey söy­le­mi­yo­ruz.

Her­han­gi bir ta­ne­si­nin de im­za­sı ol­sun. Ya­ni, iki si­vil top­lum ör­gü­tü­nün bir ta­ne­si­nin, mut­la­ka, alı­na­cak ka­rar­da im­za­sı ol­sun di­yo­ruz, baş­ka bir şey söy­le­mi­yo­ruz. Ma­dem­ki o so­rum­lu­lu­ğa or­tak edi­yor­su­nuz, so­rum­lu­lu­ğa or­tak olan ki­şi­ler de so­rum­lu­lu­ğu­nu bil­sin di­yo­ruz, bu­nu söy­lü­yo­ruz. Söy­le­di­ği­miz bu, öner­ge­de. Ni­ye red­de­di­yor­su­nuz? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan “Dur, da­ha red­de­dil­me­di.” se­si) Ha­yır, Sa­yın Ba­ka­n… Sa­yın Baş­ka­nım, “5 ki­şi­lik yü­rüt­me ku­ru­lu, 1 ta­ne­si İstan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si, 1 ta­ne Va­li­lik, 1 de Kül­tür Ba­kan­lı­ğı, 2 de yü­rüt­me ku­ru­lun­da­ki iki si­vil top­lum ör­gü­tün­den se­çi­lir.” di­yor. Seç­tiy­se­niz, bu ka­rar­la­ra on­la­rın en az bir ta­ne­si im­za at­sın di­yo­ruz, baş­ka bir şey söy­le­mi­yo­ruz. Tak­dir siz­le­rin.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (CHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ta­sa­rı­’­nın 13’ün­cü mad­de­si­ne aşa­ğı­da­ki (5) nu­ma­ra­lı fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                      Nu­ret­tin Ca­nik­li (Gi­re­sun) ve ar­ka­daş­la­rı

“(5) Alım sa­tım ve iha­le iş­lem­le­ri­ne iliş­kin usul ve esas­lar Ba­kan­lar Ku­ru­lu ka­ra­rı ile çı­ka­rı­la­cak yö­net­me­lik­le tes­pit edi­lir.”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Alım-sa­tım ve iha­le iş­lem­le­ri­ne iliş­kin usul ve esas­la­rın be­lir­len­me­si ama­cıy­la bu dü­zen­le­me öne­ril­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 S. Sa­yı­lı İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 13. mad­de­si­nin son sa­tı­rın­da­ki “esas­la­rı­nı” ke­li­me­sin­den son­ra “eh­li­yet, re­ka­bet şef­faf­lık ve he­sap ve­ri­le­bi­lir­lik çer­çe­ve­sin­de” iba­re­si­nin ek­len­me­si­ni arz ede­rim.

                                                                                                             Ok­tay Vu­ral

                                                                                                                   İzmir

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral, ge­rek­çe­yi mi oku­ta­yım?

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Ge­rek­çe okun­sun.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Ka­nun­la alım, sa­tım ve iha­le iş­le­riy­le il­gi­li tüm mev­zu­at­tan mu­af tu­tul­muş­tur. Böy­le bir uy­gu­la­ma­nın key­fi­li­ği­ni ön­le­mek ama­cıy­la uyul­ma­sı ge­re­ken esas­lar be­lir­len­miş­tir.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge­ler is­ti­ka­me­tin­de mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

14’ün­cü mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Taşınmaz kül­tür varlıkları onarımına katkı payından kul­lanım

MAD­DE 14- (1) Pro­je amaç­larında kul­lanıla­cak, ka­mu ve­ya özel hu­ku­ka ta­bi ger­çek ve tü­zel kişile­rin mül­ki­ye­tin­de­ki 2863 sayılı Ka­nun kap­samında­ki taşınmaz­ların ko­run­ması, bakımı, onarımı ve pro­je amacına uy­gun dü­zen­len­me­si için 2863 sayılı Ka­nu­nun 12 nci mad­de­si ve bu mad­de­ye is­ti­na­den çıkarılan yö­net­me­lik hü­küm­le­ri­ne gö­re, Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca İstan­bul Va­li­liğine ka­mu­laştırma ha­riç pro­je­ler su­nu­la­bi­lir.

(2) Va­li­lik ta­rafından, Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca su­nu­lan pro­je­ler için be­le­di­ye­le­re uy­gu­la­nan oran sınırla­ma­larına ta­bi ol­maksızın kay­nak ak­tarılır.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Yok.

BAŞ­KAN – Meh­met Emin Tu­tan, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Yok.

BAŞ­KAN – İsa Gök, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

İSA GÖK (Mer­sin) – Yok.

BAŞ­KAN – So­ru ve öner­ge de yok.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­ti­r…

15’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Ta­şı­nır, ta­şın­maz kul­la­nı­mı ve hiz­met zo­run­lu­lu­ğu

MAD­DE 15- (1) Ha­zi­ne­nin özel mül­ki­ye­tin­de­ki taşınmaz­lar ile Dev­le­tin hü­küm ve ta­sar­ru­fu altında­ki yer­ler­den her­han­gi bir ka­mu hiz­me­ti için tah­sis­li ol­ma­yan­lar, Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun is­teği üze­ri­ne ve hiz­met sü­re­sin­ce kul­lanılmak üze­re Ma­li­ye Ba­kanlığınca Ajan­sa tah­sis edi­lir. Bu taşınmaz­lar ile mül­ki­ye­ti  diğer ka­mu ida­re­le­ri­ne ait ve bir ka­mu ida­re­si­ne tah­sis­li olan taşınmaz­lar ise, adına tah­sis yapılan ka­mu ida­re­si­nin uy­gun gör­me­si ha­lin­de, il­gi­si­ne gö­re Ma­li­ye Ba­kanlığınca  ve­ya ma­li­ki ka­mu ida­re­sin­ce tah­si­si kaldırıla­rak bu Ka­nun amaç­larında ve ih­ti­yaç du­yu­lan sü­re ile sınırlı ola­rak kul­lanılmak üze­re Ajan­sa tah­sis edi­lir.

(2) Ajan­sa tah­sis edi­len bu taşınmaz­la­ra olan ih­ti­yacın or­ta­dan kalktığının Yü­rüt­me Ku­ru­lun­ca taşınmaz ma­li­ki ida­re­ye bil­di­ril­me­si üze­ri­ne, tah­si­si ya­pan ida­re ta­rafından tah­sis kaldırılır ve­ya ge­çi­ci kul­lanım pro­to­ko­lü ip­tal edi­lir.

(3) Taşınmaz­ların Ajansın kul­lanımında bu­lun­duğu sü­re için yapılan har­ca­ma­lar il­gi­li ku­rum­dan ta­lep edil­mez.

(4) Yargı or­gan­ları ve as­ke­ri ku­ru­luşlar  dışında­ki ka­mu ku­rum ve ku­ru­luşlarına ait taşınır mal ve taşıt araç­larından ih­ti­yaç du­yu­lan­lar ge­çi­ci sü­re ile kul­lanılmak üze­re Ajansın kul­lanımına ve­ri­le­bi­lir.

(5) Ka­mu ku­rum ve ku­ru­luşları Pro­je hazırlığı ve et­kin­lik­le­ri sü­re­sin­ce Yü­rüt­me Ku­ru­lu ta­lep­le­ri­ni ön­ce­lik­le karşılar.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Yok.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Ne­cat Bi­rin­ci, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Yok.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, İsa Gök, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

İSA GÖK (Mer­sin) – Yok.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Ka­mer Genç, Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Yok.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır; öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan ta­sa­rı­nın 15. mad­de­si­nin 1. fık­ra­sı­nın “Ajan­sa bü­tün ka­mu ku­rum­la­rın­dan tah­sis edil­miş her tür­lü ta­şı­nır ve ta­şın­maz­la­rın tah­si­si 31.12.2010 ta­ri­hin­de so­na erer ve ku­rum­la­ra ge­ri dön­dü­rü­lür.” ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Ok­tay Vu­ral

Ab­dül­ka­dir Ak­can

Bey­tul­lah Asil

 

İzmir

Af­yon­ka­ra­hi­sar

Es­ki­şe­hir

 

Yıl­maz Tan­kut

Rıd­van Yal­çın

 

 

Ada­na

Or­du

 

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır efen­dim. Tas­fi­ye mad­de­sin­de var za­ten bu.

Te­şek­kür ede­rim.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Pro­je­nin uy­gu­lan­ma­sı­nın Yü­rüt­me Ku­ru­lu­na 31.12.2010 ta­ri­hi­ne ka­dar yet­ki­len­di­ril­miş­tir, bu ta­rih­ten son­ra­ki tah­sis­ler gay­ri hu­ku­ki olur. Çün­kü pro­je son­lan­mış Yü­rüt­me Ku­ru­lu tas­fi­ye­ye yö­nel­miş­tir.

BAŞ­KAN – Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

16’ncı mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

İsim ve lo­go kul­la­nı­mı

MAD­DE 16- (1) Pro­je ile il­gi­li ha­ber ni­te­lik­li ya­yın­lar ha­riç, her tür­lü gö­rün­tü­lü ve­ya ses­li ya­yın, rek­lam, pa­zar ve pa­zar­la­ma hiz­met­le­ri ile İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti is­mi­nin ve lo­go­su­nun rek­lam, ti­ca­ret, pro­pa­gan­da ve ben­ze­ri amaç­lar­la kul­la­nıl­ma­sı Yü­rüt­me Ku­ru­lu­nun iz­ni­ne ta­bi­dir.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Yok.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Vey­si Kay­nak, Kah­ra­man­ma­raş Mil­let­ve­ki­li.

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Yok.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, İsa Gök, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

İSA GÖK (Mer­sin) – Yok.

BAŞ­KAN – Söz ta­le­bi yok.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Oy­la­ma­da ka­rar ye­ter sa­yı­sı is­ti­yor­su­nuz.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­na­ca­ğım ve ka­rar ye­ter sa­yı­sı­nı ara­ya­ca­ğım.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Mad­de ka­bul edil­miş­tir. Ka­rar ye­ter sa­yı­sı var­dır.

17’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

So­rum­lu­luk

MAD­DE 17- (1) Ajans per­so­ne­li bu Ka­nun kap­sa­mın­da yap­tık­la­rı iş­lem­ler­de Türk Ce­za Ka­nu­nu­nun uy­gu­lan­ma­sı ba­kı­mın­dan ka­mu gö­rev­li­si sa­yı­lır.

BAŞ­KAN – Şah­sı adı­na, Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul Mil­let­ve­ki­li.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Yok.

BAŞ­KAN – Meh­met Emin Tu­tan, Bur­sa Mil­let­ve­ki­li.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Yok.

BAŞ­KAN – İsa Gök, Mer­sin Mil­let­ve­ki­li.

İSA GÖK (Mer­sin) – Yok.

BAŞ­KAN – Söz ta­le­bi yok.

Bir adet öner­ge var­dır; öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, mad­de üze­rin­de be­nim söz ta­le­bim var­dı.

BAŞ­KAN – 17’nci mad­de­de yok Sa­yın Genç.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Var efen­dim.

BAŞ­KAN – Yok.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) - Na­sıl yok?

BAŞ­KAN - 18’in­ci mad­de­de var­mış.

Öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBM Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa tek­li­fi­nin 17. mad­de­si­nin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                   Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

De­mek ki, öner­ge üze­rin­de söz ta­le­bi­niz var­dı.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; bu mad­dey­le özel hu­ku­ka ta­bi bir şir­ket­te ça­lı­şan ki­şi­le­re ka­mu per­so­ne­li­ne sağ­la­nan do­ku­nul­maz­lık mü­es­se­se­si ge­ti­ril­miş­tir. Bu Ajans için­de ça­lı­şan me­mur­lar ta­bii çok cid­di gö­rev­ler ya­pa­cak­lar­dır, bü­yük har­ca­ma­lar ya­pa­cak­lar­dır, bü­yük bir­ta­kım ka­rar­lar ve­re­cek­ler­dir.

Ya­ni, önem­li olan, bu­ra­da bu hiz­met­le­ri ya­pan in­san­la­rın dü­rüst ça­lış­ma­sı. Eğer bun­lar her­hangi bir ce­zai so­rum­lu­luk­la kar­şı kar­şı­ya kal­ma­dık­la­rı za­man gö­rev­le­ri­ni su­is­ti­mal de ede­bi­lir­ler. Onun için, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­nun ka­mu per­so­ne­li­ne ta­nı­dı­ğı do­ku­nul­maz­lık mü­es­se­si­nin bun­la­ra ta­nın­ma­sı­nın bir an­la­mı da yok.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Sa­yın Genç, ağır­laş­tı­rı­yor bu­ra­sı, tam ak­si­ne.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Olur mu efen­dim, ya­ni, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­na gö­re, ka­mu per­so­ne­li hak­kın­da so­ruş­tur­ma aça­bil­mek için izin mü­es­se­si var.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ha­yı­r… Ha­yı­r… Ba­kın, o, ay­rı bir ka­nun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim ya­ni­…

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – İyi oku­ma­mış­sın.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­hu kar­de­şi­m… Esas siz an­la­mı­yor­su­nuz kar­de­şim. Ajans per­so­ne­liy­le il­gi­li, bu ka­nu­nu­n… Yap­tık­la­rı iş­lem­ler, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­nun uy­gu­lan­ma­sı ba­kı­mın­dan ka­mu gö­rev­li­si sa­yı­lır.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Usul de­ğil ba­kın, Türk Ce­za Ka­nu­nu uy­gu­la­ma­sı de­ğil. Ba­kın, bu­ra­da özel bir ka­nun var bi­li­yor­su­nu­z…

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ya­ni ney­se ben ken­di­m… Ya­ni şim­di za­te­n…

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç.

Sa­yın Ca­nik­li, mü­da­ha­le et­me­ye­lim efen­dim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ba­kın, si­z… Bi­raz ön­ce­den be­ri si­zi din­li­yo­rum. Bir de­fa, ka­mu per­so­ne­li­nin ta­bi ol­du­ğu sta­tü, Türk Ce­za Ka­nu­nu ba­kı­mın­dan bel­li; ya­ni, bir ka­mu per­so­ne­li hak­kın­da so­ruş­tur­ma aça­bil­me­niz için da­i­re ami­ri­nin iz­ni ge­re­ki­yor. Çe­şit­li­…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Sa­yın Genç, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’n­da de­ğil o. Baş­ka özel bir ka­nun var bi­li­yor­su­nuz.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­di­m… Ya­a o za­man ni­ye ih­ti­ya­cı var? Ha­yır ha­yır, bu­na ni­ye ih­ti­ya­cı var o za­man? Bu­na ni­ye ih­ti­yaç var?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ağır­laş­tı­rı­yor o, ağır­laş­tı­rı­yor.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ni­ye ağır­laş­tır­sın?

BAŞ­KAN – Kar­şı­lık­lı ko­nuş­ma­ya­lım Sa­yın Ca­nik­li, lüt­fen.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Si­zin ge­tir­di­ği­niz şey… Siz, ken­di ma­hi­ye­tin­de, si­zin pa­ra­le­li­niz­de ha­re­ket ede­cek per­so­ne­lin du­ru­mu­nu ağır­laş­tır­maz­sı­nız, bi­la­kis ce­za­dan mu­a­fi­yet sağ­la­mak için çok çe­şit­li zırh­la­ra bü­rün­dü­rür­sü­nüz bu per­so­ne­li­ni­zi. Ben, bun­la­rı çok iyi bil­di­ğim içi­n… Ya ney­se, be­nim bil­di­ğim, an­la­dı­ğım bu.

Ben, di­yo­rum ki o za­man me­se­le yok. Tu­ta­nak­la­ra böy­le ge­çi­yor­sa o za­man, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­nun ka­mu per­so­ne­li­ne sağ­la­dı­ğı gü­ven­ce­den ya­rar­la­nır­lar ama nor­mal per­so­ne­lin, ya­ni nor­mal ola­rak özel hü­küm­le­re ta­bii nor­mal va­tan­daş­lar­dan da­ha te­mi­nat­sız hâle ge­li­yor­lar, bir zırh­la­rı ol­mu­yor di­yor­sa­nız. Ben bu­na şey et­mi­yo­rum ama efen­dim, ben de ma­li­ye­ci­yim, ben de Da­nış­ta­y’­da ça­lış­tım ya­ni bun­la­rı bi­li­yo­ru­m…

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Ma­li­ye­ci mi­si­niz, avu­kat mı­sı­nız, si­ya­set­çi mi­si­niz?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­ni, ka­mu per­so­ne­li­nin han­gi sta­tü­de, han­gi şart­lar­da, na­sıl yar­gı­la­na­ca­ğı­nı bi­li­yo­rum ya­ni ku­su­ra bak­ma­yın.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ha­yır Sa­yın Genç, ke­sin­lik­le öy­le de­ğil.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, Türk Ce­za Ka­nu­nu, öte­ki ka­nun, fark eder mi ya­ni?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) –Yar­gı­la­ma usu­lü baş­ka bir ka­nun­da dü­zen­le­ni­yor. Bu, sa­de­ce ce­za tat­bi­ki açı­sın­dan..

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Efen­dim, ge­ce­nin bu sa­a­tin­de ya­nı­lı­yor ola­bi­lir­si­zi­niz.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, bu­ra­sı Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­nun uy­gu­lan­ma­sı ba­kı­mın­dan ka­mu per­so­ne­li sa­yıl­dı­ğı­na gö­re, herhâlde ka­mu per­so­ne­li­nin, ya­ni bir hâki­min, bir kay­ma­ka­mın, bir müs­te­şa­rın ve­ya­hut da bir dev­let, ma­li­ye me­mu­ru­nun Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­na gö­re yar­gı­lan­ma­sın­da ta­kip edi­le­cek usu­le ta­bi­dir, bu­nun baş­ka an­la­mı var mı?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Ha­yır, bu usul yok, Ce­za Ka­nu­nu­’­nun usu­lü yok.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­hu kar­de­şim, bi­zim de oku­ma yaz­ma­mız var, si­zin de oku­ma yaz­ma­nız var. Bi­zim oku­ma yaz­ma­mı­za gö­re, bu, bu an­la­ma ge­li­yor.

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Bu, si­zin uz­man­lık ala­nı­nız dı­şın­da ola­bi­lir Sa­yın Genç.

BAŞ­KAN – Sa­yın Eli­taş, lüt­fen, ha­ti­be mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Öner­ge­min ma­hi­ye­ti bu­dur.

O ba­kım­dan, ben­ce, bu öner­ge­ni­n… Ya­ni, ma­dem­ki gü­ve­ni­lir per­so­nel ge­ti­re­cek­si­niz, ça­lış­tı­ra­cak­sı­nız, böy­le bir ka­mu per­so­ne­li içi­n…

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Bu ol­ma­dı!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya, ol­du, ol­du da si­zin ar­ka­daş­la­rı­nız pek bu işi­…

Şim­di, ya­ni, ta­bii ki ya­rı­na ko­nu­şa­ca­ğız bun­la­rı da ben ba­ka­ca­ğım ka­nu­na, öy­le mi­dir, de­ğil mi­dir?

AB­DUL­KA­DİR AY­DE­MİR (Ağ­rı) – 4483 sa­yı­lı Ka­nun....

BAŞ­KAN – Sa­yın Ay­de­mi­r…

Lüt­fen ar­ka­daş­lar, ha­ti­be mü­da­ha­le et­me­yi­niz.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – 4444 sa­yı­lı Ka­nun, ay­rı bir ka­nu­n…

MEH­MET CEY­LAN (Ka­ra­bük) – 4483 sa­yı­lı Ka­nu­n…

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bu, Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­na gö­re ka­mu per­so­ne­li­nin Türk hu­kuk sis­te­mi için­de­ki yar­gı­la­ma bi­çim­le­ri bel­li kar­de­şim.

Pe­ki, say­gı­lar su­nu­yo­rum efen­dim. (Al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­me­miş­tir.

17’nci mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

18’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

De­ne­tim

MAD­DE 18- (1) Bu Ka­nun kap­samında yapıla­cak iş ve işlem­ler ile bu iş ve işlem­ler­le il­gi­li har­ca­ma­lar her yıl Başba­kanlık Mü­fet­tişi, Ma­li­ye Mü­fet­tişi, İçişle­ri Ba­kanlığı Mül­ki­ye Mü­fet­tişi ve Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kanlığı Mü­fet­tişin­den oluşan ko­mis­yon ta­rafından de­net­le­nir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, Sa­yın Ab­dül­ka­dir Ak­can...

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN – Ko­nuş­mu­yor­su­nuz.

Şah­sı adı­na, Sa­yın Ala­at­tin Bü­yük­ka­ya, İstan­bul... Yok.

Sa­yın Gül­dal Ak­şit, İstan­bul... Yok.

Sa­yın İsa Gök, Mer­sin...

İSA GÖK (Mer­sin) – Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN – Ko­nuş­mu­yor­su­nuz.

Sa­yın Ka­mer Gen­ç…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Efen­dim, öner­gem var, onun üze­rin­de ko­nu­şa­ca­ğım.

BAŞ­KAN – Pe­ki.

Mad­de üze­rin­de, iki adet öner­ge var­dır, öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­sı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık sı­ra­sı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 18 in­ci mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Ok­tay Vu­ral

Ke­mal Kı­lıç­da­roğ­lu

 

Gi­re­sun

İzmir

İstan­bul

 

İsa Gök

Mus­ta­fa Eli­taş

 

 

Mer­sin

Kay­se­ri

 

Mad­de 18- (1) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­ler ile bu iş ve iş­lem­ler­le il­gi­li har­ca­ma­la­rın de­ne­ti­mi 02.04.1987 Ta­rih­li ve 3346 sa­yı­lı Ka­nun hü­küm­le­ri­ne ta­bi­dir. Ay­rı­ca söz ko­nu­su iş ve iş­lem­ler ile bu iş ve iş­lem­ler­le il­gi­li har­ca­ma­lar her yıl Baş­ba­kan­lık Mü­fet­ti­şi, Ma­li­ye Mü­fet­ti­şi, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Mül­ki­ye Mü­fet­ti­şi ve Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı Mü­fet­ti­şin­den olu­şan ko­mis­yon ta­ra­fın­dan de­net­le­nir.

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na,

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 18. mad­de­si­nin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yor efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Evet, şim­di, Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; ta­bi­i, he­pi­ni­zi say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

TA­HİR ÖZ­TÜRK (Elâzığ) – Git de yat ar­tık.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Za­ten in­san­lar öl­dük­ten son­ra de­vam­lı ya­tı­yor, önem­li olan, ya­şar­ken yat­ma­mak la­zım!

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kın, öy­le bir ik­ti­dar par­ti­siy­le kar­şı kar­şı­ya­yız ki­… Bir­çok ra­po­ru oku­muş­su­nuz­dur. Kim, bu ik­ti­dar­da­ki Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın ve­ya her­han­gi bir ba­kan hak­kın­da geç­miş­te bir so­ruş­tur­ma yap­mış­sa­…

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Sa­yın Baş­ba­kan.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Eğe­r… Ya, ben şim­di in­sa­nım, ney­se­…

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – De, de, “Sa­yın Baş­ba­kan” de.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Kim, bun­la­rın hak­kın­da bir so­ruş­tur­ma yap­mış­sa, eğer aley­hi­ne bir so­ruş­tur­ma yap­mış­sa he­men ce­za­lan­dı­rıl­mış­tır, o ma­kam­dan atıl­mış­tır, tas­fi­ye edil­miş­tir. Kim, ken­di le­hi­ne ra­por dü­zen­len­miş­se üst ma­kam­la­ra ge­ti­ril­miş­tir, va­li­lik ma­kam­la­rı­na ge­ti­ril­miş­tir.

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Ör­nek, ör­ne­k… Bir ta­ne ör­nek ver.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Söy­le­rim, uta­nır­sı­nız. On­dan son­ra, yar­gı da­hi, yar­gı­da­ki ki­şi­ler da­hi, bu­na bağ­lı ola­rak gö­rev­le­rin­de ya yük­sel­til­miş­ler ya bir yer­le­re gel­miş­ler.

VEY­Sİ KAY­NAK (Kah­ra­man­ma­raş) – Yar­gı­da (!)

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Bir ta­ne ör­nek ver. Yok, yok!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Böy­le bir zih­ni­ye­tin ik­ti­dar­da ol­du­ğu, güç sa­hi­bi ol­du­ğu bir yer­de o güç sa­hi­bi­nin, o ik­ti­dar sa­hi­bi­nin em­rin­de ça­lı­şan ve hiç­bir gü­ven­ce­si ol­ma­yan mü­fet­tiş­le­re bu de­ne­ti­mi yap­mak, ben­ce yap­tır­ma­mak­tan da­ha iyi­dir. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Ka­rış­tı, ka­rış­tı.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Çün­kü, ada­mın bir gü­ven­ce­si yok ki. Ya­ni, dü­şü­ne­bi­li­yor mu­su­nuz, adam ora­da bir Baş­ba­kan­lık mü­fet­ti­şi. Şim­di, gi­de­ce­k…

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – “Yap­tır­mak­tan iyi” di­yor.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) –  Ta­bii ya­ni­… Yap­ma­yın ca­nı­m… Ya­ni, her şeyi ser­best bı­ra­kı­n… Bun­lar göz bo­ya­ma iş­le­ri. Ya­ni, şim­di, sen, bir ba­kan­lık için­de, ba­ka­nın em­rin­de ça­lı­şan mü­fet­ti­şe­… O ba­ka­nın ta­yin et­ti­ği ki­şi­le­rin, ata­dı­ğı ki­şi­le­rin yap­tı­ğı su­is­ti­mal­le­ri, on­lar, gi­de­cek, or­ta­ya çı­ka­ra­cak. Müm­kün de­ğil ki.

İSMA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) – Ye­ni bir usul mü bu? Ye­ni bir usul mü?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya, bey­ler, biz Tür­ki­ye­’­de ya­şı­yo­ruz. Bu Tür­ki­ye ni­ye bat­tı? Bu Tür­ki­ye ni­ye bat­tı? Bu Tür­ki­ye­’­de in­san­lar dü­rüst ça­lış­sa­lar­dı, eğer bu in­san­lar bu dev­let ma­lı­na bu ka­dar el uzat­ma­sa­lar­dı, bu dev­let ma­lı­na el uza­tan­la­rın bu el­le­ri kı­rıl­say­dı, bun­la­rın hak­kın­da so­ruş­tur­ma ya­pıl­say­dı biz şim­di 500 mil­yar do­lar­lık iç ve dış borç­la kar­şı kar­şı­ya ka­lır mıy­dık bey­ler?

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Kim ba­tır­dı ya?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, siz ba­tır­dı­nız.

İSMA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) – Yan­lış bi­li­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­hu, siz ba­tır­dı­nız. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Ni­ye gü­lü­yor­su­nuz? Si­zin za­ma­nı­nız­da, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti dev­le­ti ku­rul­du­ğun­dan be­ri alı­nan borç ka­dar, si­zin za­ma­nı­nız­da, dört se­ne­de yap­tı­nız ar­ka­daş­lar. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Gel ben sa­na he­sap­la­ya­yım. Hiç bil­mi­yor­sun bor­cu.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­ni, siz gel­di­niz de ik­ti­da­ra­…

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Bor­cu bil­mi­yor­sun, bor­cu.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ba­kı­n…

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Bor­cu hiç bil­mi­yor­sun, bor­cu.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bak, bak.. Bir da­ki­ka­… Çok tah­rik edi­yor­su­nuz, ko­nu­şa­yım si­ze.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ay­do­ğan, mü­da­ha­le et­me­yin ha­ti­be.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Siz, mer­ke­zi uz­laş­ma­da­…

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Bor­cu bil­mi­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bak, bir da­ki­ka­… Din­le, din­le­… Din­le de on­dan son­ra.

…mer­kezî uz­laş­ma­da bir ya­ban­cı şir­ke­tin ban­ka­sı­nın 3,5 mil­yar do­la­rı­nı af­fet­ti­niz mi et­me­di­niz mi? Mer­kezî uz­laş­ma­da­… Gel­sin, söy­le­sin­ler.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Ha­yır.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ve onun hak­kın­da, o mer­kezî uz­laş­ma­da 3,5 mil­yar do­la­rı af­fe­den bü­rok­ra­tı­nız şim­di en gü­zel yer­ler­de mi de­ğil mi?

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – De­ğil.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bı­ra­kı­n… De­ğil­se, uta­nır­sı­nız.

Siz, mer­kezî uz­laş­ma­da bir ba­sın pat­ro­nu­nun 1 kat­ril­yon 250 tril­yo­nu af­fet­ti­niz mi et­me­di­niz mi?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Han­gi pat­ron?

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Han­gi pat­ron?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Han­gi pat­ron, söy­le.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, siz da­ha iyi bi­lir­si­niz? Bi­zim söz­le­ri­miz ba­sı­na ni­ye in­ti­kal et­mi­yor? İş­te, si­zin dev­let ke­se­sin­den yap­tı­ğı­nız bu ho­var­da­lık sa­ye­sin­de et­mi­yor.

İSMA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) – Siz, ma­li­ye­ci de­ğil mi­si­niz? Uz­laş­ma ye­ni bir sis­tem mi?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Onun için, ya­ni, dev­le­tin pa­ra­sı­nı bu ka­dar hor kul­la­nan bir zih­ni­ye­tin ik­ti­dar­da bu­lun­du­ğu bir dö­nem­de, gü­ven­ce­siz, te­mi­nat­sız ki­şi­le­ri ge­ti­rip de­…

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Han­gi pat­ron, söy­le.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – …dev­le­tin 100 tril­yon, 200 tril­yon li­ra­lık bir kay­na­ğı­nı on­la­ra na­sıl kon­trol et­ti­re­cek­si­niz?

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Ka­mer Bey, han­gi pat­ron?

AH­MET YE­Nİ (Sam­sun) – Kork­ma, söy­le.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya bey­ler, biz bu­ra­da cid­di bir şey söy­lü­yo­ruz. Ha, siz is­ter­se­niz, ya­ni, bu mil­le­tin pa­ra­sı­nı­… Za­ten o ha­ram pa­ra gi­ren­ler, bu yu­ka­rı­da­ki eğer ada­le­ti­ni gös­ter­sey­di, bur­nun­dan ge­tir­sey­di, şim­di ya­rı­nız yok­tu­nuz ha­yat­ta.

EN­GİN AL­TAY (Si­nop) – Al­la­h’­ın so­pa­sı yok.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Onun için, biz bu­ra­da cid­di şey­ler söy­lü­yo­ruz.

Ba­kın, dev­le­tin teş­ki­la­tı­nı ko­nu­şu­yo­ruz, dev­le­ti yön­len­di­ri­yo­ruz, dev­le­tin ge­le­ce­ği­ni te­mi­nat al­tı­na al­mak is­ti­yo­ruz.

İnsan­la­rı­mız so­kak­ta aç, çıp­lak. Şim­di, gi­din, An­ka­ra so­kak­la­rın­da in­san­lar çöp ku­tu­sun­da yi­ye­cek arar­ken, on­dan son­ra da biz dev­le­tin bu pa­ra­sı­nı çar­çur eder­sek ol­maz.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – “Ye­mek ve­ri­yor” di­yor­dun, şim­di de “aç” di­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, o ye­mek­le­r… Si­zin bi­raz ön­ce bir mil­let­ve­ki­li­niz çık­tı, be­nim de hem­şe­rim, Çe­miş­ge­zek­li, di­yor ki: “Efen­dim, Ka­mer Bey mem­le­ke­te git­mi­yor, ben onun mem­le­ke­ti­ne 200 pa­ket yi­ye­cek gön­der­dim.” Ya­ni uta­nı­la­cak bir şey bu. Ya­ni 200 pa­ket ve­ya 2 bin pa­ket Çe­miş­ge­zek il­çe­sin­de ola­bi­lir, muh­taç in­san­la­ra gön­de­ril­miş­se­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Sa­yın Baş­kan, bir da­ki­ka­…

BAŞ­KAN – Bir da­ki­ka ve­re­ce­ğim.

Evet ver­dim şu an­da, ko­nuş­ma­nı­zı ta­mam­la­yı­nız.

Bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bir muh­taç, fa­kir fu­ka­ra­ya ve­ril­miş­se 200 pa­ket, İstan­bul Be­le­di­ye­si san­ki ken­di ke­se­sin­den mi ver­miş, pa­ra­sı­nı mı ver­miş? Dev­le­tin pa­ra­sı­nı yi­yor­su­nuz. Dev­le­tin pa­ra­sı­nı ge­ti­rip mil­le­te ye­di­ri­yor­su­nuz. Var­sa yi­ğit­li­ği­niz, ma­lı­nı­zı mül­kü­nü­zü sa­tın da onu ge­ti­rin mil­le­te ve­rin.

İSMA­İL Bİ­LEN (Ma­ni­sa) – Mil­le­te ve­ri­yo­ruz.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Onun için, ha, efen­dim, ben Tun­ce­li­’­ye git­mi­yo­rum; bak, ben ay­da bir gi­di­yo­rum.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Yok, yok, üç ay­da bir gi­di­yor­sun!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – On­dan son­ra, ora­da bir de yan­gın çık­mış­tı da ben yan­gın­la git­tim il­gi­len­dim, o ar­ka­da­şı­nız git­miş de­miş ki: “Ka­mer Genç ge­lip il­gi­le­nir­se si­ze pa­ra yar­dı­mı yap­mam.” İş­te si­zin zih­ni­ye­ti­niz bu. Keş­ke ken­di­si de bu­ra­da ol­say­dı. Ya­ni, zih­ni­ye­ti­niz bu. Ni­ye? Ka­mer Genç o mem­le­ke­tin mil­let­ve­ki­li. Ta­bii ki on­la­rın sı­kın­tı­sın­da ya­nın­da olur. Ya­ni bu dü­şün­ce­de­ki in­san­lar­sı­nız.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – İfti­ra atı­yor­sun.

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – İspat­la­ya­ma­ya­ca­ğın şey­ler söy­le­me.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Biz yıl­lar­ca bu ça­tı al­tın­da bu mil­le­tin hak­kı­nı ko­ru­mak için çok cid­di mü­ca­de­le­ler yap­tık bey­ler. Yi­ne o mü­ca­de­le bu sa­a­te ka­dar, siz ik­ti­dar par­ti­sin­de­si­niz, ba­kın ben mu­ha­le­fet par­ti­sin­de tek ba­ğım­sız mil­let­ve­ki­li­yim, so­nu­na ka­dar bu ka­nun­da bu­ra­da­yım. Yi­ne de bi­raz mer­ha­met­li dav­ra­nı­yo­rum. İki ta­ne öner­ge­mi ge­ri çek­tim. Mad­de­ler­de de şey et­mi­yo­rum. Bu iyi­li­ği­mi de unut­ma­yın, ama, öner­ge­mi de ka­bul edin!

Say­gı­lar su­na­rım.

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

TBMM Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan 16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 18 in­ci mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

                                                                     Nu­ret­tin Ca­nik­li (Gi­re­sun) ve ar­ka­daş­la­rı.

MAD­DE 18 - (1) Bu Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­ler ile bu iş ve iş­lem­ler­le il­gi­li har­ca­ma­la­rın de­ne­ti­mi 02.04.1987 Ta­rih­li ve 3346 sa­yı­lı Ka­nun hü­küm­le­ri­ne ta­bi­dir. Ay­rı­ca söz ko­nu­su iş ve iş­lem­ler ile bu iş ve iş­lem­ler­le il­gi­li har­ca­ma­lar her yıl Baş­ba­kan­lık Mü­fet­ti­şi, Ma­li­ye Mü­fet­ti­şi, İçiş­le­ri Ba­kan­lı­ğı Mül­ki­ye Mü­fet­ti­şi ve Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğı Mü­fet­ti­şin­den olu­şan ko­mis­yon ta­ra­fın­dan de­net­le­nir.

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ca­nik­li, ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum.

Ge­rek­çe:

Ka­nun kap­sa­mın­da ya­pı­la­cak iş ve iş­lem­ler, har­ca­ma­la­rın TBMM KİT Ko­mis­yo­nu ile Baş­ba­kan­lık Yük­sek De­net­le­me Ku­ru­lu­nun de­ne­ti­mi­ne ta­bi ol­du­ğu te­yit edil­mek­te­dir.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge is­ti­ka­me­tin­de mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

19’un­cu mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­ler

MAD­DE 19- (1) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren mal ve hiz­met alım­la­rı ile ya­pım iş­le­ri, sa­tım, ki­ra ve her tür­lü iş­lem­ler­de 8/9/1983 ta­rih­li ve 2886 sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu, 4/1/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve 10/12/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­lan­maz.

BAŞ­KAN – Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na, Af­yon­ka­ra­hi­sar Mil­let­ve­ki­li Sa­yın Ab­dül­ka­dir Ak­can.

Bu­yu­run Sa­yın Ak­can. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MHP GRU­BU ADI­NA AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; gö­rüş­tü­ğü­müz ta­sa­rı­nın 19’un­cu mad­de­si hak­kın­da söz al­mış bu­lu­nu­yo­rum. He­pi­ni­zi tek­rar say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

As­lın­da 18’nci mad­de­de söz al­mış­tım, fa­kat, öner­ge­le­rin ve­ril­di­ği­ni öğ­re­nin­ce, za­ma­nı­nı­zı da gasp et­me­me adı­na ko­nuş­ma­ma­yı ter­cih et­tim. Ama, ora­da ko­nuş­mak is­te­di­ğim bir hu­sus var­dı. Bu­nun bu­ra­da tu­ta­nak­la­ra da geç­me­si­ni is­ti­yo­rum. Bu ne­den­le de­ğin­mek­ten vaz­ge­çe­me­ye­ce­ğim.

Sa­yın Ba­ka­nı­mız, ak­şa­müs­tü, ye­mek ara­sın­dan ön­ce­ki, son, kür­sü­de ko­nuş­ma­sı sı­ra­sın­da, de­ne­tim­ler­le il­gi­li ola­rak “Eli­niz­de tef­tiş ku­rul­la­rı­nın yap­tı­ğı ve­ya ya­pa­ca­ğı, bu­gü­ne ka­dar ya­pıl­mış olu­nan tef­tiş­ler­den ha­re­ket­le, bir olum­suz­luk var­sa ge­ti­rin ba­na.” ifa­de­sin­de bu­lun­du. Ben, şim­di, Sa­yın Ba­ka­nı­ma bir ma­sal ve­ya fık­ra de­ğil, bir hikâye an­la­ta­ca­ğım. 2002, 7 Ara­lık Ra­ma­zan Bay­ra­mı­’­nın üçün­cü gü­nü, cu­mar­te­si. Ra­di­kal ga­ze­te­sin­de bir man­şet “147 Tril­yon­luk İha­le­ye İptal.”, “Ab­dül­ka­dir Ak­can dö­ne­min­de ya­pı­lan bir iha­le­de yol­suz­luk ya­pıl­dı­ğı­nın tes­pi­ti ge­rek­çe­siy­le iha­le­nin ip­tal edi­le­ce­ği öğ­re­nil­miş­tir.”

Mu­ha­bir­le­ri ara­dım, ne­re­den çık­tı bu ha­ber? “Efen­dim, tef­tiş ku­ru­lu ra­por­la­rın­dan ha­re­ket­le bil­gi­len­di­ril­dik” de­di­ler. Tef­tiş Ku­ru­lu Baş­ka­nı­nı ben ata­dım, Ya­kup Çe­tin Be­y’­i. De­dim “Sa­yın Baş­kan, ne­dir bu?” “Efen­dim, ben emir ku­lu­yum.” Ba­na ver­di­ği ce­vap buy­du. “Ya­ni?” de­dim. “Ya­ni, bu doğ­rul­tu­da ra­por ha­zır­la­mam is­ten­di” de­di ve on­dan son­ra­…

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Yan­lış adam ata­mış­sın, sağ­lam adam ata­ma­mış­sın.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (De­vam­la) – Eh!

ÜNAL KA­CIR (İstan­bul) – Emir ku­lu ata­mış­sın.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ka­cır, lüt­fe­n…

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (De­vam­la) – Bu Baş­kan­la, bir se­ne ön­ce­si­ne ka­dar si­zin Ba­kan­la­rı­nız da ça­lış­tı Sa­yın Baş­ka­nım.

Şim­di, ha­ni “ka­vun de­ğil ki” man­tı­ğı var ya! İş­te, bu ne­den­le ve­ri­len ve müş­te­re­ken an­la­şı­la­rak ve­ril­miş olan öner­ge­le­rin, ya­pı­la­cak olan ha­yır­lı işe göl­ge dü­şü­rül­me­me­si, ha­lel ge­ti­ril­me­me­si adı­na doğ­ru­luk pa­yı ol­du­ğu­nu te­yi­den bu ifa­de­le­ri kul­lan­mak is­te­dim. Bu öner­gey­le ko­nu­nun hal­le­dil­miş ol­ma­sı ay­rı­ca se­vin­di­ri­ci­dir. Bu­nu ifa­de et­mek is­te­dim.

De­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, şim­di üze­rin­de ko­nuş­tu­ğu­muz 19’un­cu mad­de, ka­mu­nun iş­ler­li­ği ile çok önem­li üç ka­nu­nu dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak, âde­ta dev­le­tin önem­li bir iş­le­vi­ni bir ai­le şir­ke­tin­de da­hi göz­le­ne­me­yen kon­trol edi­le­mez­lik ya­pı­sı­na bü­rün­dür­mek­tey­di. Bu­nu ya­par­ken de sı­ğı­nı­lan tek ge­rek­çe: Efen­dim, za­ma­nı­mız dar, işi­miz acil. Oy­sa bu ka­nun­lar bi­ze za­man kay­bet­ti­rir. Bu ne­den­le, bu ajan­sı ve fa­a­li­yet­le­ri­ni de­net­le­me dı­şı bı­ra­ka­lım, hat­ta öy­le bı­ra­ka­lım ki, 17’nci mad­de­de ifa­de edil­di­ği gi­bi “Bu ajans­ta gö­rev ya­pa­cak­lar, yap­tık­la­rı iş­lem­ler­den do­la­yı Türk Ce­za Ka­nu­nu­’­nun uy­gu­la­ma­la­rı ba­kı­mın­dan ka­mu gö­rev­li­si sa­yı­lır.” di­ye­rek, bun­la­rın yap­tık­la­rı iş­ler­den he­sap ver­me­le­ri amir­le­ri­nin mü­sa­a­de­le­ri­ne bı­ra­ka­lım.

Şim­di, mu­af tu­tul­mak is­te­nen ka­nun­lar­dan özel­lik­le 2886 sa­yı­lı Ka­nun, 2886 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu Millî Gü­ven­lik Kon­se­yi ta­ra­fın­dan çı­kar­tıl­mış olan bir ka­nun.

NUS­RET BAY­RAK­TAR (İstan­bul) – Dev­let İha­le Ka­nu­nu.

AB­DÜL­KA­DİR AK­CAN (De­vam­la) - Bu Ka­nu­n’­da ta­sa­rı­nın ge­tir­di­ği ye­ni­lik­le­re ba­kı­yo­ruz, ge­rek­çe­le­ri­ne ve in­ce­le­me­le­ri­ne ba­kı­yo­ruz. De­ni­li­yor ki: Bir ta­raf­tan, 2490 sa­yı­lı Ka­nu­n’­un uy­gu­la­ma­sın­da kar­şı­la­şı­lan güç­lük­ler, ger­çek re­ka­be­ti kös­tek­le­yen ve hak­sız re­ka­be­ti teş­vik eden un­sur­la­rın bi­rer bi­rer ele alın­dı­ğı ifa­de edil­mek­te. Ta­sa­rı­’­da “İ­dare­le­rin yet­ki ve bu­nun­la oran­tı­lı ola­rak so­rum­lu­luk­la­rı ar­tı­rıl­mış, za­man kay­bı­na se­bep olan for­ma­li­te­ler ayık­lan­mış, ila­na ait esas­lar de­ğiş­ti­ril­miş ve pra­tik fay­da­sı ol­ma­yan hü­küm­ler kal­dı­rıl­mış­tır. Dev­le­tin alım­lar­da eko­no­mi ve sü­rat sağ­la­mak mak­sa­dıy­la bu iş­le­re es­nek­lik ve­ren hü­küm­le­re ağır­lık ve­ril­miş­tir.” ifa­de­le­ri yer al­mak­ta.

Şim­di “2886 sa­yı­lı Ka­nun, bu sağ­la­dı­ğı avan­taj­la­ra rağ­men bir mik­tar da yol­suz­luk­la­ra da ça­nak tu­tu­yor.” de­ni­le­rek de­ğiş­ti­ril­mek is­ten­miş ve bu de­ğiş­tir­me iş­le­mi 57’nci Cum­hu­ri­yet Hükûme­ti dö­ne­min­de ve be­nim Ba­yın­dır­lık Ba­ka­nı ol­du­ğum sı­ra­da ger­çek­leş­miş, bu­na bağ­lı ola­rak da ye­ni ka­nun çı­kar­tıl­mış­tır. Bu ye­ni ka­nun­la da­ha es­nek, da­ha atik, da­ha şef­faf, da­ha say­dam, da­ha re­ka­bet­çi şart­la­rı sağ­la­yan ye­ni bir Ka­mu İha­le Ka­nu­nu çık­mış­tır. Bu ka­nun çı­kar­ken, -ken­di­si­ni sı­ra­lar­da gö­re­mi­yo­rum- tek­rar hu­zu­ru­nuz­da te­şek­kü­rü borç bil­di­ğim es­ki Or­man Ba­ka­nı­mız Sa­yın Os­man Pe­pe­’y­le bir­lik­te ça­lış­tık. “Eşik de­ğer” kav­ra­mı ha­riç, o gün, Sa­yın Ba­ka­nı­mız Pe­pe­’­nin men­su­bu bu­lun­du­ğu gru­bun da des­te­ğiy­le bu ka­nun çık­mış­tır. Şim­di biz, ne­den se­bep bu ka­nu­nu dev­re dı­şı bı­ra­ka­rak, sırf işi­miz ace­le, za­ma­nı­mız dar ge­rek­çe­si­ne sı­ğı­na­rak, as­lın­da plan­lı, pro­je­li ya­pı­lan iş­ler sü­rat­le ya­pı­la­cak iş­ler ol­ma­sı­na rağ­men, bu ka­nu­nun kap­sa­mı dı­şın­da kal­ma­yı yeğ­li­yo­ruz.

Cid­den, sa­mi­mi söy­lü­yo­rum, ben, siz­le­rin vic­da­nı­nı en az be­nim ka­dar has­sas gö­rü­yo­rum, bun­dan emin olun, bu­nu da ina­na­rak söy­lü­yo­rum ve bu­nu bi­len in­san­lar ola­rak bu tip ka­nun­lar­dan ken­di­mi­zi mu­af tut­ma­mız, ile­ri­de bu işi ya­pan ar­ka­daş­la­rı­mı­zı, ha­yır­lı iş yap­ma­la­rı­na rağ­men sı­kın­tı­ya so­ka­cak­tır, bu ka­çı­nıl­maz­dır. Şim­di­ye ka­dar hep böy­le ol­muş­tur. Bu ne­den­le, o in­san­la­rın töh­met al­tın­da kal­ma­ma­sı­nı sağ­la­mak için, da­ha ön­ce­ki mad­de­ler­de ve­ri­len öner­ge­ler­le Ba­kan­lar Ku­ru­lu­nun yet­ki­si­ne ve tak­di­ri­ne bı­ra­kıl­mış olan yö­net­me­lik­te, ger­çek­ten, bu ka­nun­lar­da te­mel hü­küm ola­rak yer al­mış “şeffaf­lık -say­dam­lık ya­ni- re­ka­bet, ka­mu men­fa­a­ti­nin ön plan­da tu­tul­ma­sı, iş­le­rin en ucu­za de­ğil en iyi ya­pa­na uy­gun fi­yat­la yap­tı­rıl­ma­sı” hü­küm­le­ri­ni ger­çek­leş­ti­re­cek şekil­de yö­net­me­lik dü­zen­le­ne­ce­ği­ni bek­li­yor, ümit edi­yo­rum ve bu ve­si­ley­le, ka­nu­nun, baş­ta İstan­bul ol­mak üze­re ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yor, he­pi­ni­zi Mil­li­yet­çi Ha­re­ket Par­ti­si Gru­bu adı­na say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum. (MHP sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ak­can.

Şah­sı adı­na İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Ala­at­tin Bü­yük­ka­ya­…

İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Gül­dal Ak­şi­t…

Mer­sin Mil­let­ve­ki­li İsa Gö­k…

İSA GÖK (Mer­sin) – Ko­nuş­ma­ya­ca­ğım.

BAŞ­KAN – Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li Ka­mer Gen­ç…

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Be­nim öner­gem var, öner­gem hak­kın­da ko­nu­şa­ca­ğım.

BAŞ­KAN – İstan­bul Mil­let­ve­ki­li Mus­ta­fa Ata­ş…

Bu­yu­run Sa­yın Ataş. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

MUS­TA­FA ATAŞ (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım; ben, bi­raz ön­ce Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li­miz Sa­yın Ka­mer Gen­ç’­in bir doğ­ru ol­ma­yan bil­gi­si­ni dü­zelt­mek için söz al­dım. Çün­kü ko­nuş­mam­da be­lirt­ti­ğim hu­sus: Yi­ne, Sa­yın Ka­mer Genç “İs­tan­bul Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si fark­lı yer­le­re pa­ra har­ca­ya­ca­ğı­na bi­raz da Tun­ce­li­’­ye yar­dım et­sin” gi­bi bir ifa­de kul­lan­mış­tı. Bu­nun üze­ri­ne ben de Bü­yük­şe­hir Be­le­di­ye­si­nin Tun­ce­li Be­le­di­ye­si­ne bir çöp kam­yo­nu ver­di­ği­ni ve böy­le bir yar­dım­da bu­lun­du­ğu­nu ifa­de et­miş­tim. Ay­rı­ca 2 bin ai­le­ye, hiç­bir ayı­rım gö­zet­mek­si­zin Tun­ce­li­’­nin ta­ma­mı­na bu yar­dım kam­pan­ya­sı­nı yap­tı­ğı­nı ifa­de et­miş­tim. An­cak bi­raz ön­ce­ki ko­nuş­ma­sın­da -ben Çe­miş­ge­zek do­ğum­lu­yum, evet, ama- sa­de­ce Çe­miş­ge­zek il­çe­si­ne bu yar­dı­mın ya­pıl­dı­ğı­nı ifa­de et­me­si üze­ri­ne, bu bil­gi­nin doğ­ru ol­ma­dı­ğı­nı ve ka­yıt­la­ra doğ­ru bil­gi­nin geç­me­si­ni sağ­la­mak için söz al­dım.

Tek­rar, bu ka­nu­nun İstan­bu­l’­u­mu­za ve ül­ke­mi­ze ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Bu tür yan­lış bil­gi­ler­le ka­mu­o­yu­nu yan­lış bil­gi­len­dir­me­nin de doğ­ru ol­ma­dı­ğı­nı dü­şü­ne­rek bu dü­zelt­me­yi yap­ma ge­re­ği­ni his­set­tim.

He­pi­ni­ze say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de üze­rin­de iki adet öner­ge var­dır. Öner­ge­le­ri ge­liş sı­ra­la­rı­na gö­re oku­tup ay­kı­rı­lık du­rum­la­rı­na gö­re iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

16 sı­ra sa­yı ile gö­rü­şül­mek­te olan “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti” hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın “Uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­ler” baş­lık­lı 19. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ri­le­rek ka­bu­lü­nü arz ve tek­lif ede­riz. 01.11.2007

Uy­gu­la­na­cak hü­küm­ler

Mad­de 19- (1) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren mal ve hiz­met alım­la­rı ile ya­pım iş­le­ri, sa­tım, ki­ra ve her tür­lü iş­lem­ler­de 8/9/1983 ta­rih­li ve 2886 sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu, 4/1/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve 10/12/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

 

Ok­tay Vu­ral

Rıd­van Yal­çın

Ha­kan Coş­kun

 

İzmir

Or­du

Os­ma­ni­ye

 

Ne­ca­ti Özen­soy

İsmet Bü­yü­ka­ta­man

 

 

Bur­sa

Bur­sa

 

BAŞ­KAN – Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şü­le­cek olan 16 sı­ra sa­yı­lı ya­sa ta­sa­rı­sı­nın 19. mad­de­si­nin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sı­nı say­gı­la­rım­la arz ede­rim.

                                                                                                             Ka­mer Genç

                                                                                                                 Tun­ce­li

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tıl­mı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, bu­yu­run.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; be­nim öner­gem bel­li, bu uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­le­rin ta­sa­rı met­nin­den çı­ka­rıl­ma­sıy­la il­gi­li.

An­cak ben, Sa­yın hem­şeh­rim Mus­ta­fa Be­y’­in bu­ra­da ba­na­… Bi­raz ön­ce­ki bir ko­nuş­ma­da -ben Ge­nel Ku­rul sa­lo­nun­da de­ğil­dim- ye­rim­de din­le­di­ği­me gö­re, iş­te, bi­z… Ya­ni Çe­miş­ge­ze­k’­e gön­de­ril­miş ve­ya Tun­ce­li­’­ye gön­de­ril­miş me­se­le­si de­ğil. Ya­ni 2 bin pa­ke­tin ora­ya gön­de­ril­me­si­ni ge­ti­rip de bu Mec­lis kür­sü­sün­de ko­nuş­ma­sı­nın ya­kı­şık­sız ol­du­ğu­nu söy­le­dim. Ar­ka­da­şı­mız ay­rı­ca git­miş de­… Gül­bah­çe kö­yün­de bir yan­gın ol­muş­tu. Ben, ora­da söy­le­di­ği söz­le­ri şim­di ken­di­me ya­kış­tı­ra­mı­yo­rum bu­ra­da söy­le­me­ye. Ben, ken­di­si­nin İstan­bu­l’­dan Tun­ce­li­li ola­rak mil­let­ve­ki­li se­çil­me­sin­den de gu­rur duy­dum, bir hem­şeh­ri­min İstan­bu­l’­dan mil­let­ve­ki­li ola­rak gel­me­sin­den. Ta­bi­i ki, ora­da, Tun­ce­li Be­le­di­ye­si­ne bir yar­dım yap­ma­sı da nor­mal. İstan­bu­l’­da yal­nız İstan­bul­lu­lar ya­şa­mı­yor ki, İstan­bu­l’­da bir­çok Tun­ce­li­li­ler de ya­şı­yor, her­hal­de bir­çok Ka­ra­de­niz­li­ler ka­dar da ora­ya ver­gi ve­ri­yor ya­ni. Ne ola­cak ya­ni, ora­da ve­ri­len ver­gi­le­rin bir mik­ta­rı­nı da­… Tun­ce­li­’­ye bir ta­ne kam­yon ve­ril­miş di­ye, bu­ra­da ge­lip de övünç kay­na­ğı yap­mak ben­ce hiç de doğ­ru bir olay de­ğil­dir.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Ön­ce bir te­şek­kür et!

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Onun için, ben­den çı­kan laf­lar de­ğil. Ar­ka­da­şı­mız ge­lip de­… Bu­ra­da, ben de­dim ki, ya­ni bi­raz bu ka­nun ve bu­na ben­zer ka­nun­lar, çal­ma çırp­ma ka­nun­la­rı­dır. Bu­ra­da ça­lı­nan çır­pı­lan­la­rı da bi­raz da bi­zim o ta­raf­ta­ki fa­kir fu­ka­ra­ya gön­de­rin. Ben böy­le laf söy­le­dim. De­me­dim ki, ya­ni İstan­bul Be­le­di­ye­sin­den bi­ze yar­dım edin. Ta­bii ki, İstan­bul Be­le­di­ye­sin­den de yar­dım eder­ler­se ona da se­vi­ni­riz.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kın, önem­li olan, bir dev­let­te cid­di­yet ol­ma­sı la­zım. Bir de­fa, o dev­let cid­di­ye­tiy­le uy­ma­yan bir yol aç­tı­ğı­nız za­man da­i­ma yol olur. Ya­ni, bir­ta­kım in­san­lar, ne­den­se, dev­le­tin iş­lem­le­rin­de, iha­le­le­rin­de­… İha­le­nin dü­rüst ya­pıl­ma­sı, ger­çek­ten o işi ya­pa­cak in­san­la­ra ya­pıl­ma­sı ye­ri­ne, ken­di­le­ri­ni in­san üs­tü bir güç sa­yar­lar ve­ya­hut da pa­ra sev­da­sı ne­de­niy­le is­ter­ler ki hep iha­le­le­ri ken­di yan­daş­la­rı­na ver­sin­ler. İş­te, si­zin, ge­çen gün bir mil­let­ve­ki­li­niz çık­tı, de­di ki: “Ta­bii ki, iha­le­yi ala­cak ki­şi­le­rin bel­li öl­çü­le­ri ol­ma­sı la­zım.” Biz, şim­di de­yin­ce ar­ka­daş­la­rı­mız şey edi­yor. Ya­ni, bi­zim, ba­şör­tü­lü in­san­la­ra kar­şı bir say­gı­sız­lı­ğı­mız yok da­… Fa­kat, de­di ki: “İ­hale alan ki­şi­le­rin de eş­le­ri­nin ba­şı­nın ör­tü­lü ol­ma­sı la­zım.” Bu­nu di­yen si­zin mil­let­ve­ki­li­niz.

MEH­MET EMİN TU­TAN (Bur­sa) – Ne za­man de­di?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, söy­le­di, ga­ze­te­ler yaz­dı.

FAH­RET­TİN POY­RAZ (Bi­le­cik) – Kim de­di?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ar­ka­daş­lar, ben bu­nu herhâlde ken­di­li­ğim­den uy­dur­mu­yo­rum ya­ni. Söy­le­di si­zin ar­ka­da­şı­nız. Ha, ya­ni, siz şim­di­… Ben di­yo­rum ki, iha­le­le­ri ya­rın ki­me ve­re­cek­si­niz? İş­te, di­ye­cek­si­niz ki “ta­mam, iş­te bun­la­ra ve­re­lim” di­ye­cek­si­niz. Biz di­yo­ruz ki, bu dev­let he­pi­mi­zin dev­le­ti­dir. Dev­let­te işi la­yık olan in­sa­na ver­mek la­zım, ya­pa­bi­le­cek in­sa­na ver­mek la­zım. Ka­mu hiz­me­ti­ne bil­gi­siy­le, gör­gü­süy­le, dü­rüst­lü­ğüy­le la­yık olan in­san­la­ra yap­tır­mak la­zım. Onun için, di­yo­ruz ki, böy­le, efen­dim, şu ka­nu­na ta­bi de­ğil, bu ka­nu­na­… Ba­kın, es­ki­den 1050 sa­yı­lı Mu­ha­se­be-i Umu­mi­ye Ka­nu­nu var­dı, ta­a cum­hu­ri­yet­ten be­ri­… Ya­ni, çok es­ki bir ka­nun­du ve ha­ki­ka­ten.

AB­DUL­KE­RİM AY­DE­MİR (Ağ­rı) – 1927 ta­rih­li­…

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – 1927 ya­ni, epey yaş­lı bir ka­nun­du ve yaş­lı­lı­ğı­nın ya­nın­da da uy­gu­lan­ma­sı sı­ra­sın­da ak­sa­yan ta­raf­lar da gi­de­ril­miş­ti. Ama siz gel­di­niz ka­nun­lar­dan kaç­tı­nız. Bu 5018 sa­yı­lı ne ol­du­ğu bel­li ol­ma­yan bir ta­ne ka­nun ge­tir­di­niz.

AB­DUL­KE­RİM AY­DE­MİR (Ağ­rı) – Ma­li Kon­trol Ka­nu­nu.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ba­kın, Ma­li Kon­trol Ka­nu­nu da, fa­kat bu Ka­nun de­ne­ti­mi kal­dır­dı. Ba­kın, ar­ka­daş­lar, de­ne­ti­mi kal­dır­dı. Siz de­ne­tim­den kaç­tı­nız. Mü­fet­tiş­le­ri­n…

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – De­ne­ti­mi kal­dır­ma­dı.  Yan­lış söy­lü­yor­sun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) -Efen­dim, de­ne­ti­mi kal­dır­dı.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Dış de­ne­ti­mi Sa­yış­ta­ya ve­ren ka­nun.

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – De­ne­ti­mi kal­dır­ma­dı.

BAŞ­KAN – Sa­yın Ay­do­ğan, lüt­fen mü­da­ha­le et­me­ye­lim.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim, ya­ni, nor­mal bir de­ne­tim sis­te­mi­ni kal­dır­dı­nız. Dev­let da­i­re­le­rin­de­ki mü­fet­tiş­le­re iş yap­tır­maz hâle ge­tir­di­niz, eli­ni ko­lu­nu bağ­lat­tı­nız. Ma­li­ye­nin in­ce­le­me ele­man­la­rı­nın in­ce­le­me yet­ki­si­ni bir ne­vi kal­dır­dı­nız. Han­gi, Al­la­h’­ı­nı­… Ya­ni, sor­mak is­ti­yo­rum, si­zin han­gi­ni­zin he­sap­la­rı -ya­ni içi­niz­den ço­ğu­nu­zun da mü­te­ah­hit­lik iş­le­ri var, ti­ca­ret iş­le­ri var- ya­ni, han­gi­ni­zin he­sap­la­rı­nı in­ce­li­yor. İş­te, Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın oğ­lu­nun he­sap­la­rı­nı in­ce­le­yen var mı kar­de­şim? Ram­se­y’­in he­sap­la­rı­nı in­ce­le­yen var mı, var mı di­yo­rum? Efen­dim, Ül­ke­r’­in he­sap­la­rı­nı in­ce­le­yen var mı? (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler) Ge­ti­rin, gö­re­lim ba­ka­lım, in­ce­le­yen yok. Ni­ye yok? Çün­kü, bu dev­le­tin ba­şın­da­ki Ba­ka­nı, Baş­ba­ka­nı gi­dip de bi­ri­si­nin, efen­dim, ada­sın­da se­ya­hat eder­se, ora­da ya­zı­nı ge­çi­rir­se, onun ge­mi­si­ne bi­ner­se­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Gen­ç…

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – ...ee, han­gi in­ce­le­me ele­ma­nı gi­dip on­la­rın def­ter­le­ri­ni in­ce­le­ye­cek? İş­te ba­kın Tür­ki­ye­’­de sis­tem bu şekil­de de­je­ne­re edi­li­yor.

Onun için, ya­ni, biz di­yo­ruz ki kar­de­şim, bu mem­le­ke­tin iha­le­le­rin­de dü­rüst bir iha­le sis­te­mi ya­pı­la­bil­me­si için ge­ti­ri­len, iş­te Dev­let İha­le Ka­nu­nu, Ka­mu İha­le Ka­nu­nu, bun­la­rı ni­ye ekar­te edi­yo­ruz? Çık­sın­lar in­san­lar, çok faz­la ace­le­ye de ge­rek yok. Bi­ri­le­ri bel­ki şim­di­den, he­men ya­ni, aman ya bu ka­nun bir an ön­ce çık­sın da he­men bir­kaç ta­ne iha­le­yi de biz ce­bi­mi­ze şey ede­lim di­ye, biz ken­di­mi­ze şey ede­lim.

Ba­kın, si­ze bir olay an­la­ta­yım: Kü­tah­ya Şeker Fab­ri­ka­sı­nı alan si­zin bir ar­ka­da­şı­nız. Ka­ça alı­yor bi­li­yor mu­su­nuz? 2003 yı­lı­nın onun­cu ayın­da alı­yor, 23 mil­yon do­la­ra alı­yor.

HA­LİL AY­DO­ĞAN (Af­yon­ka­ra­hi­sar) – İha­ley­le de­ğil mi bu?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Efen­dim?

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Kim al­mış, kim? Ar­ka­da­şı­mız kim?

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ya­hu, siz, ne al­dı­ğı­nı bi­li­yor­su­nuz. Efen­dim, söy­le­ye­yim mi? Ki­ler di­ye bir ar­ka­da­şı­nız var; Ki­ler, Ki­ler. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­rül­tü­ler)

MUS­TA­FA ELİ­TAŞ (Kay­se­ri) – Ha­yır, yan­lış söy­lü­yor­sun. O al­ma­dı, baş­ka­sı al­dı.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Bak, bir da­ki­ka, bir da­ki­ka­…

23 mil­yon do­la­ra al­dı­nız. O se­ne­ki kârı 11 tril­yon li­ra. Ay­rı­ca da­…

(Mik­ro­fon oto­ma­tik ci­haz ta­ra­fın­dan ka­pa­tıl­dı)

BAŞ­KAN – Sa­yın Genç, te­şek­kür ede­rim, sü­re­niz dol­du, sağ olun.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) – Ney­se­… So­ru öner­ge­si de ver­dim.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Di­ğer öner­ge­yi oku­tu­yo­rum:

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

16 sı­ra sa­yı ile gö­rü­şül­mek­te olan “İs­tan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti” hak­kın­da ka­nun ta­sa­rı­sı­nın “Uy­gu­lan­ma­ya­cak hü­küm­ler” baş­lık­lı 19. mad­de­si­nin aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ri­le­rek ka­bu­lü­nü arz ve tek­lif ede­riz. 01.11.2007

Uy­gu­la­na­cak hü­küm­ler

Mad­de 19- (1) Bu Ka­nun kap­sa­mı­na gi­ren mal ve hiz­met alım­la­rı ile ya­pım iş­le­ri, sa­tım, ki­ra ve her tür­lü iş­lem­ler­de 8/9/1983 ta­rih­li ve 2886 sa­yı­lı Dev­let İha­le Ka­nu­nu 4/1/2002 ta­rih­li ve 4734 sa­yı­lı Ka­mu İha­le Ka­nu­nu ve 10/10/2003 ta­rih­li ve 5018 sa­yı­lı Ka­mu Ma­li Yö­ne­ti­mi ve Kon­trol Ka­nu­nu hü­küm­le­ri uy­gu­la­nır.

                                                                                          Ok­tay Vu­ral (İzmir) ve ar­ka­daş­la­rı

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Tak­di­re bı­ra­kı­yo­ruz.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ha­yır.

BAŞ­KAN – Sa­yın Vu­ral?

OK­TAY VU­RAL (İzmir) – Ge­rek­çe...

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe: Tek­lif et­ti­ği­miz de­ği­şik­lik ile; tah­sis edi­len ge­lir ka­lem­le­ri ve ya­pı­la­cak har­ca­ma­la­rın ola­ğa­nüs­tü öl­çü­ler­de ha­cim­li ol­ma­sı kar­şı­sın­da, için­de ka­nun­dan do­ğan usul ve esas­la­rın ve özel­lik­le iha­le ve de­ne­tim mev­zu­a­tı­nın uy­gu­lan­ma­sı­nı ön­le­yen yak­la­şım ve mad­de­ler bu­lun­mak­la; ya­pı­la­cak har­ca­ma­la­rı ve mal ve hiz­met alım­la­rı­nın ye­ni­den iha­le mev­zu­a­tı içe­ri­si­ne da­hil edil­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Öner­ge ka­bul edil­me­miş­tir.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

20’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Tas­fi­ye

MAD­DE 20-  (1) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, Pro­je­nin so­na ere­ceği 31/12/2010 ta­ri­hin­den iti­ba­ren altı ay için­de tas­fi­ye işlem­le­ri­ni ta­mam­lar.

(2) Top­la­nan öde­nek, ge­lir ve bağışlar­dan ar­tan meb­lağ, tas­fi­ye­yi mü­te­a­kip iki eşit par­ça­ya bö­lü­nüp, kül­tür ve sa­nat et­kin­lik­le­ri için kul­lanılmak üze­re İstan­bul İl Özel İda­re­si ve İstan­bul Bü­yükşehir Be­le­di­ye­si büt­çe­le­ri­ne ge­lir ola­rak kay­de­di­lir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de, şah­sı adı­na Öz­lem Pil­ta­noğ­lu Tür­kö­ne, İstan­bul... Yok.

Vey­si Kay­nak, Kah­ra­man­ma­raş... Yok.

İsa Gök, Mer­sin... Yok.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, söz is­ti­yo­rum.

BAŞ­KAN – Siz ko­nu­şa­cak­sı­nız.

Bu­yu­run Sa­yın Genç.

KA­MER GENÇ (Tun­ce­li) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri; şim­di, ta­bi­i, ge­ce­nin bu sa­a­tin­de ta­bii faz­la ko­nuş­mak da is­te­mi­yo­rum, ama si­zin esas Re­fah Par­ti­siy­le, Fa­zi­let Par­ti­siy­le ben mil­let­ve­kil­li­ği yap­tım, on­lar bi­zim ca­nı­mı­zı çı­ka­rı­yor­lar­dı. Yü­rüt­me ve yü­rür­lük mad­de­le­ri üze­rin­de hem öner­ge ve­ri­yor­lar­dı, hem on­dan son­ra so­nu­na ka­dar ko­nu­şu­yor­lar­dı. Biz si­ze kar­şı çok mer­ha­met­li­yiz, ya­ni bi­zi bu şeye ge­ti­rir­se­niz. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan gü­lüş­me­ler)

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, ba­kın, bu mad­de çok ek­sik. Şim­di, bu tas­fi­ye so­nu­cun­da sa­hip olu­nan gay­ri­men­kul­ler na­sıl tas­fi­ye edi­le­cek? Me­se­la bu­nun bir ör­ne­ği var, İzmi­r’­de üni­ver­si­te­ler ara­sı olim­pi­yat oyun­la­rıy­la il­gi­li, yi­ne bu­na ben­zer bir ka­nun çı­kar­dı­nız, o ka­nun so­nun­da, o olim­pi­yat oyun­la­rı so­nun­da el­de ka­lan gay­ri­men­kul­ler hep ge­ti­ril­di, yan­daş­la­ra çok ucuz fi­yat­lar­la sa­tıl­dı. Ben­ce on­lar da çok önem­li, ya­ni bun­la­rı ço­k…

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – Gay­ri­men­kul yok.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Efen­dim, var var. Efen­dim, ora­da da­i­re­ler ya­pıl­dı, bi­na­lar ya­pıl­dı.

NU­RET­TİN CA­NİK­Lİ (Gi­re­sun) – On­lar Kül­tür Ba­kan­lı­ğı­nın.

KA­MER GENÇ (De­vam­la) - Si­zin hiç­bir şey­den ha­be­ri­niz yok, ye­ri­niz­den hep de mü­da­ha­le edi­yor­su­nuz. Onun için, ya­ni, böy­le ha­be­ri­ni­zin ol­ma­dı­ğı ko­nu­lar­da mü­da­ha­le et­me­yin.

Sa­yın Mus­ta­fa Bey hem­şeh­rim gel­di bu­ra­ya, de­min ek­sik bı­rak­tım, ben Çe­miş­ge­zek­li­le­ri çok se­ve­rim. Bu se­çim­de de Çe­miş­ge­ze­k’­ten çok oy al­dım, ya­ni, ha­ki­ka­ten Çe­miş­ge­zek­li­le­re de şük­ran bor­cum var; ya­ni ar­ka­da­şım, ya­rın öbür gün gi­dip de Çe­miş­ge­ze­k’­te, ya­hu Ka­mer Genç Mec­lis­te si­ze şey gön­der­di­ği­miz için bi­zi yer­di de­me­sin de, onu tu­ta­na­ğa gi­rin. Şim­di, he­men, o işi bu­ra­dan ga­ran­ti­ye ala­lım.

Şim­di, de­ğer­li mil­let­ve­kil­le­ri, biz ka­nun­la­rı çok sağ­lam, su­is­ti­ma­le mü­sa­it ol­ma­yan, yan­lış an­la­şıl­ma­la­ra mü­sa­it ol­ma­ya­cak şekil­de dü­zen­le­me ya­pa­lım, on­dan son­ra, uy­gu­la­yı­cı­la­ra da açık ka­pı bı­rak­ma­ya­lım. Ba­na gö­re bu çok yu­var­lak bir mad­de ol­muş. Ben­ce bu gay­ri­men­kul­ler, ka­lan gay­ri­men­kul­le­rin tas­fi­ye usul­le­ri na­sıl ola­cak, bun­lar yi­ne -ar­tır­ma ek­silt­me- İha­le Ka­nu­nu­’­na gö­re mi, ar­tır­ma yo­luy­la mı sa­tı­la­cak, yok­sa, iş­te, ora­da­ki o iş­ler­le uğ­ra­şan in­san­la­rın yan­daş­la­rı­na mı ve­ri­le­cek? Bun­lar, ben­ce, çok ay­rın­tı­lı ola­rak bu­ra­da ku­ra­la bağ­lan­sa da­ha iyi olur. Ama ben de ge­ce­nin bu sa­a­tin­de çok da faz­la si­zi yor­ma­ya­yım, yi­ne de bi­raz, bu sa­at­te bi­raz si­zi de dü­şün­dü­ğü­müz için ya­rı­da ke­si­yo­rum.

Say­gı­lar su­nu­yo­rum. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim.

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 1’i oku­tu­yo­rum:

Uy­gu­lan­ma sü­re­si

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 1- (1) Bu Ka­nun, 20 nci mad­de­de ön­gö­rü­len tas­fi­ye iş­lem­le­ri ta­mam­lan­dık­tan son­ra yü­rür­lük­ten kal­kar.

(2) Bu ka­nu­nun 11 in­ci mad­de­sin­de be­lir­ti­len özel he­sap, Ma­li­ye Ba­kan­lı­ğı ile Kül­tür ve Tu­rizm Ba­kan­lı­ğın­ca be­lir­le­nen usul ve esas­lar uya­rın­ca tas­fi­ye edi­lir.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de şahıs­la­rı adı­na, Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bu­l… Yok.

Meh­met Emin Tu­tan, Bur­sa­… Yok.

İsa Gök, Mer­si­n… Yok.

Ge­çi­ci mad­de 1’i oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ge­çi­ci mad­de 2’yi oku­tu­yo­rum:

Gi­ri­şim Gru­bu

GE­Çİ­Cİ MAD­DE 2- (1) 23/11/2005 ta­rih­li ve 2005/9706 sa­yı­lı Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rıy­la yü­rür­lü­ğe ko­nu­lan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Gi­ri­şim Gru­bu­nun Ku­rul­ma­sı­na Da­ir Ka­rar ile oluş­tu­ru­lan Gi­ri­şim Gru­bu­nun mev­cut büt­çe­si hak ve ala­cak­la­rıy­la be­ra­ber Ajan­sa dev­ro­lu­nur.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de şahıs­la­rı adı­na, Sa­yın Bay­rak­ta­r… Yok.

Sa­yın Kay­na­k… Yok.

Sa­yın Gö­k… Yok.

Mad­de üze­rin­de bir adet öner­ge var­dır. Öner­ge­yi oku­tup iş­le­me ala­ca­ğım.

Bu­yu­run.

Tür­ki­ye Bü­yük Mil­let Mec­li­si Baş­kan­lı­ğı­na

Gö­rü­şül­mek­te olan İstan­bul 2010 Av­ru­pa Kül­tür Baş­ken­ti Hak­kın­da Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın Ge­çi­ci 2 nci mad­de­si­nin baş­lı­ğı­nın aşa­ğı­da­ki şekil­de de­ğiş­ti­ril­me­si­ni ve mad­de­ye aşa­ğı­da­ki fık­ra­nın ek­len­me­si­ni arz ve tek­lif ede­riz.

 

Nu­ret­tin Ca­nik­li

Meh­met Emin Tu­tan

Vey­si Kay­nak

 

   

Gi­re­sun

Bur­sa

Kah­ra­man­ma­raş

 

 

Ab­dur­rah­man Arı­cı

Fa­tih Öz­türk

İsma­il Gök­sel

 

 

An­tal­ya

Sam­sun

Niğ­de

 

 

Yah­ya Do­ğan

Ömer Fa­ruk Öz

 

 

 

Gü­müş­ha­ne

Ma­lat­ya

 

 

“Gi­ri­şim Gru­bu ve 2008 Yı­lı Büt­çe­si”

“(2) Yü­rüt­me Ku­ru­lu, ku­ru­lu­şu­nun ta­mam­lan­ma­sın­dan iti­ba­ren alt­mış gün için­de, Pro­je­nin 2008 yı­lı prog­ram ve büt­çe­si­ni Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­na su­nar. Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu on­beş­gün için­de büt­çe­yi ay­nen ya da de­ğiş­ti­re­rek onay­lar.”

BAŞ­KAN – Ko­mis­yon öner­ge­ye ka­tı­lı­yor mu?

MİLLÎ EĞİ­TİM, KÜL­TÜR, GENÇ­LİK VE SPOR KO­MİS­YO­NU BAŞ­KAN VE­Kİ­Lİ NE­CAT Bİ­RİN­Cİ (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Hükûmet?

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Ka­tı­lı­yo­ruz efen­dim.

BAŞ­KAN – Ge­rek­çe­yi oku­tu­yo­rum:

Ge­rek­çe

Ka­nun Ta­sa­rı­sı­nın 13 ün­cü mad­de­si­nin 2 nci ben­din­de Pro­je­nin prog­ram ve büt­çe­si­nin Yü­rüt­me Ku­ru­lu­’n­ca her yıl 15 Ey­lül­de Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­na su­nu­la­ca­ğı ve Ko­or­di­nas­yon Ku­ru­lu­nun da büt­çe­yi ay­nen ya da de­ğiş­ti­re­rek 30 Ey­lü­le ka­dar onay­la­ya­ca­ğı dü­zen­len­mek­te­dir. Ta­sa­rı­sı­nın TBMM’­de gö­rü­şül­me ve ka­nun­laş­ma tak­vi­mi dik­ka­te alın­dı­ğın­da 2008 yı­lı büt­çe­si için bu hük­mün uy­gu­lan­ma imkânı kal­ma­dı­ğı gö­rül­mek­te­dir. Tek­lif edi­len de­ği­şik­lik­le Pro­je­nin 2008 yı­lı prog­ram ve büt­çe­si­nin ha­zır­lan­ma­sı ve onay­lan­ma­sı­nın dü­zen­len­me­si amaç­lan­mak­ta­dır.

BAŞ­KAN – Öner­ge­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Ka­bul edi­len öner­ge doğ­rul­tu­sun­da ge­çi­ci mad­de 2’yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

21’in­ci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rür­lük

MAD­DE 21- (1) Bu Ka­nun ya­yı­mı ta­ri­hin­de yü­rür­lü­ğe gi­rer.

BAŞ­KAN – Mad­de üze­rin­de şahıs­la­rı adı­na, Sa­yın Bay­rak­ta­r…

Sa­yın Tu­ta­n…

Sa­yın Gö­k…

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

22’nci mad­de­yi oku­tu­yo­rum:

Yü­rüt­me

MAD­DE 22- (1) Bu Ka­nun hü­küm­le­ri­ni Ba­kan­lar Ku­ru­lu yü­rü­tür.

BAŞ­KAN – Şahıs­la­rı adı­na, Sa­yın Bay­rak­ta­r…

Sa­yın Kay­na­k…

Sa­yın Gö­k…

Mad­de­yi oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

İç Tü­zü­k’­ün 86’ncı mad­de­si­ne gö­re oyu­nun ren­gi­ni be­lirt­mek üze­re aleyh­te Ka­mer Genç, Tun­ce­li Mil­let­ve­ki­li­mi­z… Yok.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, ta­sa­rı­nın tü­mü­nün oy­la­ma­sı­nın açık oy­la­ma şek­lin­de ya­pıl­ma­sı­na da­ir öner­ge var­dır.

Ön­ce, öner­ge­de­ki im­za­la­rı oku­tup açık oy­la­ma is­te­min­de bu­lu­nan sa­yın üye­le­rin sa­lon­da bu­lu­nup bu­lun­ma­dık­la­rı­nı tes­pit ede­ce­ğim:

Nu­ret­tin Ca­nik­li, Gi­re­sun? Bu­ra­da.

Mus­ta­fa Eli­taş, Kay­se­ri? Bu­ra­da.

Fa­ruk Ko­ca, An­ka­ra? Bu­ra­da.

Nus­ret Bay­rak­tar, İstan­bul? Bu­ra­da.

Mü­fit Yet­kin, Şan­lı­ur­fa? Bu­ra­da.

Ah­met Ye­ni, Sam­sun? Bu­ra­da.

Ünal Ka­cır, İstan­bul? Bu­ra­da.

Öz­kan Ök­süz, Kon­ya? Bu­ra­da.

Ab­dul­lah Çe­tin­ka­ya, Kon­ya? Bu­ra­da.

Meh­met Er­do­ğan, Ga­zi­an­tep? Bu­ra­da.

Ömer Din­çer, İstan­bul? Bu­ra­da.

Yıl­maz Hel­va­cı­oğ­lu, Si­irt? Bu­ra­da.

Se­ba­hat­tin Ka­ra­kel­le, Er­zin­can? Bu­ra­da.

İsma­il Gök­sel, Niğ­de? Bu­ra­da.

Nu­ret­tin Ak­man, Çan­kı­rı? Bu­ra­da.

Av­ni Er­de­mir, Amas­ya? Bu­ra­da.

Mus­ta­fa Ünal, Ka­ra­bük? Bu­ra­da.

Cum­hur Ünal, Ka­ra­bük? Bu­ra­da.

Ali Ko­yun­cu, Bur­sa? Bu­ra­da.

İsma­il Bi­len, Ma­ni­sa? Bu­ra­da.

Meh­met Emin Tu­tan, Bur­sa? Bu­ra­da.

Hü­se­yin Gül­sün, To­kat? Bu­ra­da.

Sa­yın mil­let­ve­kil­le­ri, açık oy­la­ma­nın şeklî hak­kın­da Ge­nel Ku­ru­lun ka­ra­rı­nı ala­ca­ğım.

Açık oy­la­ma­nın elek­tro­nik oy­la­ma ci­ha­zıy­la ya­pıl­ma­sı­nı oy­la­rı­nı­za su­nu­yo­rum: Ka­bul eden- ­le­r… Ka­bul et­me­yen­le­r… Ka­bul edil­miş­tir.

Oy­la­ma için üç da­ki­ka sü­re ve­ri­yo­rum ve oy­la­ma iş­le­mi­ni baş­la­tı­yo­rum; par­mak­la­rı­nı oku­ta­ma­yan ar­ka­daş­lar pu­su­la­la­rı­nı gön­der­sin­ler, vekâle­ten oy kul­la­na­cak sa­yın ba­kan­la­rı­mız var ise vekâle­ten oy­la­rı­nı kul­lan­sın­lar.

(Elek­tro­nik ci­haz­la oy­la­ma ya­pıl­dı)

BAŞ­KAN – Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, 16 sı­ra sa­yı­lı Ka­nun Ta­sa­rı­sı­’­nın tü­mü­nün açık oy­la­ma so­nu­cu­nu arz edi­yo­rum:

Kul­la­nı­lan oy sa­yı­sı    :  193

Ka­bul                           :  193 (x)

Böy­le­ce ta­sa­rı ka­bul edil­miş ve ka­nun­laş­mış­tır.

İstan­bu­l’­u­muz için, Tür­ki­ye­’­miz için ve bü­tün in­san­lık için ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­rum.

Sa­yın Ba­ka­nı­mı­zın bir te­şek­kür ko­nuş­ma­sı ola­cak.

Bu­yu­run Sa­yın Ba­kan.

KÜL­TÜR VE TU­RİZM BA­KA­NI ER­TUĞ­RUL GÜ­NAY (İstan­bul) – Sa­yın Baş­kan, de­ğer­li ar­ka­daş­la­rım; kim­se­nin faz­la za­ma­nı­nı al­ma­ya ni­ye­tim yok. Ya­rın muh­te­me­len, bu ge­ce on iki sa­a­ti aş­kın bir ça­lış­ma­yı sür­dü­ren ar­ka­daş­la­rım is­ti­ra­hat eder­ler­ken, ben­de­niz Kon­ya­’­ya, ön­ce, ha­re­ket et­mek zo­run­da­yım. Kon­ya­’­da bir kon­ser­va­tu­var açı­lı­şı ya­pa­ca­ğız in­şal­lah. On­dan son­ra da, sa­na­tın sa­de­ce İstan­bu­l’­un sa­yı­lı mekânla­rı­na, sı­nır­lı mekânla­rı­na hap­sol­ma­dı­ğı­nın ka­nıt­lan­ma­sı için Ana­do­lu­’­da ilk de­fa bir film ga­la­sı ya­pı­la­cak, Bo­lu­’­da, ak­şam da ora­ya ye­ti­şe­ce­ğim. Ya­ni, bir gün için­de iki ça­lış­ma ya­pa­ca­ğız.

He­pi­ni­ze yü­rek­ten te­şek­kür edi­yo­rum. Zor­lu bir ça­lış­ma­yı hep bir­lik­te yap­tık. On­lar­ca ar­ka­da­şı­mız on iki sa­a­ti aş­kın bir sü­re me­sai ver­di­ler. Her­kes emin ol­sun. Biz, Tür­ki­ye için, İstan­bul için vic­da­nı­mız ra­hat, al­nı­mız açık. Tür­ki­ye için, İstan­bul için, in­san­lık için iyi şey­ler yap­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Bu ak­şam ar­ka­daş­la­rı­mız bi­zi bi­raz sa­bır­la din­le­se­ler­di, hiç kay­gı­la­na­cak bir şey ol­ma­dı­ğı­nı gö­rür­ler­di. Ni­te­kim, bir sü­re son­ra bir ko­nu­ya hap­sol­ma­dan da­ha tek­nik ça­lış­ma­ya baş­la­dı­ğı­mız za­man çok olum­lu adım­lar at­tık, me­sa­fe­ler al­dık. Bi­zim İstan­bu­l’­a yap­ma­ya ça­lış­tı­ğı­mız, İstan­bu­l’­a ya­kı­şa­bi­lir, Tür­ki­ye­’­nin adı­na ya­kı­şa­bi­lir şey­ler­dir. Ar­ka­daş­la­rı­mız İstan­bu­l’­un bir sem­tin­de Tak­si­m’­de, Be­yoğ­lu­’n­da ne olup bit­ti­ğiy­le çok meş­gul­ler. On­la­rın Tak­si­m’­de, Be­yoğ­lu­’n­da gör­me­ye ça­lış­tı­ğı bir­ta­kım sa­nat imkânla­rı­nın as­lın­da bü­tün İstan­bu­l’­un ve bü­tün Tür­ki­ye­’­nin hak­kı ol­du­ğu­na hem ina­nı­yo­ruz hem de ka­nıt­la­ma­ya ça­lı­şı­yo­ruz. Ya­rın ak­şam Bo­lu­’­da bir film ga­la­sı­na git­me gay­re­tim on­dan kay­nak­la­nı­yor.

Evet, İstan­bu­l’­da bir kon­gre va­di­si dü­zen­le­me­si çer­çe­ve­sin­de bu­gün­ler­de bir ti­yat­ro sa­lo­nu ge­çi­ci bir sü­re için ka­pa­tı­lı­yor ama, he­pi­niz­le se­vin­ci­mi pay­laş­mak is­te­rim, he­pi­niz­le bir bil­gi­yi ve se­vin­ci­mi pay­laş­mak is­te­rim: İstan­bu­l’­un şim­di­ye ka­dar ti­yat­ro­su ne­re­dey­se ol­ma­yan Ana­do­lu ya­ka­sı­na da bu yıl ba­şı­na ka­dar biz üç ta­ne ti­yat­ro açı­yo­ruz.

Ar­ka­daş­lar, bu İstan­bu­l’­da, iki İstan­bul ede­bi­ya­tı­nı bir ki­ta­bi baş­lık ola­rak da­ha ön­ce “Üç İstan­bul” di­ye Mit­hat Ce­ma­l’­in bir ki­ta­bı var­dı, herhâlde ona na­zi­re ola­rak ez­ber­le­miş­ler, ora­lar­da ne olup bit­ti­ğiy­le çok meş­gul de­ğil­ler. On­lar bu­ra­da ede­bi­yat ya­par­ken biz Ana­do­lu­’­da ger­çek­ten sa­na­tın, ger­çek­ten kül­tü­rün yay­gın­laş­ma­sı ko­nu­sun­da bir gay­re­ti sür­dü­rü­yo­ruz. Bu, İstan­bul kül­tür baş­ken­ti me­se­le­si, İstan­bu­l’­un bir sem­ti­ne hap­so­lan bir ça­lış­ma olur­sa ger­çek­ten ek­sik­lik olur. Biz İstan­bul kül­tür baş­ken­ti ve­si­le­siy­le İstan­bu­l’­un çe­per­le­ri­ne hap­se­dil­miş olan ve kül­tür­den, bi­lim­den, çağ­daş ge­liş­me­den çok da ha­be­ri ol­ma­yan in­san­la­rı­mı­zı da bu pro­je ve­si­le­siy­le bu ge­liş­me po­tan­si­ye­li­nin içi­ne sok­ma­ya ça­lış­ma­lı­yız. İstan­bul için yap­tı­ğı­mız her şey, İstan­bu­l’­un, ay­nı za­man­da, in­sa­nı için de ol­ma­lı­dır ve bi­zim asıl he­de­fi­miz, asıl bü­yük gay­re­ti­miz, bu in­san­la­rın çağ­daş ge­liş­me­ler­le ta­nış ol­ma­sı­nı sağ­la­ma­ya ça­lış­mak­tır.

Ge­çen dö­nem­den kal­mış­tı, biz bir mik­tar çer­çe­ve­si­ni to­par­la­ma­ya, ih­ti­yaç­lar çer­çe­ve­sin­de der­le­yip to­par­la­ma­ya ça­lış­tık. Uma­rım iyi bir ya­sa çı­kar­dık. İstan­bul için, Tür­ki­ye için, he­pi­miz için ha­yır­lı ol­sun. He­pi­ni­zin eme­ği­ne te­şek­kür edi­yo­rum.

Sa­yın Baş­ka­nım, ar­ka­daş­la­rım; he­pi­ni­zi sev­giy­le, say­gıy­la se­lam­lı­yo­rum.

Sağ olun. (AK Par­ti sı­ra­la­rın­dan al­kış­lar)

BAŞ­KAN – Te­şek­kür ede­rim Sa­yın Ba­ka­nım.

Biz de ha­yır­lı ol­ma­sı­nı di­li­yo­ruz. Eme­ği ge­çen bü­tün ar­ka­daş­la­rı­mı­za ca­nı gö­nül­den te­şek­kür edi­yo­ruz. Uma­rım Tür­ki­ye­’­nin ta­nı­tı­mı için gü­zel bir fır­sat ol­muş ola­cak­tır.

Say­gı­de­ğer mil­let­ve­ki­li ar­ka­daş­la­rım, söz­lü so­ru öner­ge­le­ri ile di­ğer de­ne­tim ko­nu­la­rı­nı sı­ra­sıy­la gö­rüş­mek için, 6 Ka­sım 2007 Sa­lı gü­nü sa­at 15.00’te top­lan­mak üze­re bir­le­şi­mi ka­pa­tı­yo­rum.

Siz­le­re ve biz­le­ri iz­le­yen va­tan­daş­la­rı­mı­za ha­yır­lı sa­bah­lar di­li­yo­rum.

 

Ka­pan­ma Sa­a­ti: 04.08