DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 5
21inci Birleşim
15 Kasım 2007 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.
- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin, İzmir Milletvekili ve TBMM
Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcunun babasının vefatı
dolayısıyla merhuma Allahtan rahmet, Sayın Mumcuya, ailesine
ve yakınlarına başsağlığı dileyen
konuşması
V.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, Konyaaltı Plajının
Konyaaltı Belediyesinden alınarak Antalya Büyükşehir
Belediyesine bağlanmak istenmesi ile Belek Ormanlarındaki ağaç
katliamına ve Finikedeki mermer ocağının çevreye
verdiği zararlara ilişkin gündem dışı
konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı
2.- Düzce
Milletvekili Celal Erbayın, Ahıska Türklerinin ana yurtlarından
sürgün edilişinin 63üncü yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması ve Devlet Bakanı Mustafa Said
Yazıcıoğlunun cevabı
3.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Sivasta kurulu bulunan 4 no.lu Askerî
Dikimevinin İstanbula taşınmasına ilişkin gündem
dışı konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet
Vecdi Gönülün cevabı
VI.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Aksaray
Milletvekili Ali Rıza Alaboyunun, Dışişleri Komisyonu
üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/7)
2.- Konya
Milletvekili Abdullah Çetinkayanın, Çevre Komisyonu üyeliğinden
çekildiğine ilişkin önergesi (4/6)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 27 milletvekilinin, tarım
satış kooperatifleri ve birlikleri ile ürün piyasalarındaki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/45)
2.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkan Vekilleri İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, şehit yakınları ve gazilerin
sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/46)
3.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz
Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak
çevrenin korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/47)
C) Tezkereler
1.- Avrupa
Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığını İzleme Merkezinin
(EMCDDA) 21 Kasım 2007 tarihinde Brükselde Avrupa Parlamentosu Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine, Avrupa Uyuşturucu
Sorunu Hakkındaki Yıllık Raporunu sunacağı
toplantıya ismen davet edilen Tekirdağ Milletvekili, TBMM
İçişleri Komisyonu Başkanı Tevfik Ziyaeddin Akbulutun
katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/222)
VII.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan Üyeliklere Seçim
1.- Çevre;
Tarım, Orman ve Köyişleri; Dilekçe; İçişleri ve
Dışişleri Komisyonlarında açık bulunan üyeliklere
seçim
VIII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Ceza
İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/268) (S. Sayısı: 46)
IX.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçının, konuşmasında, şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
X.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Yazılı Sorular ve Cevapları
1.- Aydın
Milletvekili Ali Uzunırmakın, Bağ-Kurlulara ölüm
aylığı bağlanmasına ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/434)
2.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, muhtaç ve özürlü aylığı
bağlanmasındaki prosedüre ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/436)
3.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, tıbbi
cihaz üreticisi bir firmadaki çalışma şartlarına
ilişkin sorusu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/498)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00te açılarak dört oturum yaptı.
İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Sulukulede uygulanması düşünülen
Kentsel Dönüşüm Projesine ilişkin gündem dışı
konuşmasına, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu cevap
verdi.
İstanbul
Milletvekili Hasan Macit, Ulu Önder Atatürk ve Bülent Ecevitin ölüm yıl
dönümlerine ilişkin gündem dışı bir konuşma
yaptı.
İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, esnaf ve sanatkârların içinde
bulunduğu sorunlara ve alınması gereken tedbirlere ilişkin
gündem dışı konuşmasına, Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahin cevap verdi.
(10/1, 4, 5, 7,
9, 10, 11, 13, 14, 15, 16, 17) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, Komisyonun başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkeresi Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Konya
Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber
Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
(10/42),
Samsun
Milletvekili Suat Kılıç ve 25 milletvekilinin, Türkçedeki
yozlaşma ve yabancılaşmanın araştırılarak
Türk dilinin korunması için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi (10/43),
Adıyaman
Milletvekili Şevket Köse ve 30 milletvekilinin, Tekelin sigara
fabrikalarının özelleştirilmesinin etkilerinin
araştırılması (10/44),
Amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Kat Mülkiyeti Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısı (1/332) (S.
Sayısı: 35) görüşmeleri tamamlanarak kabul edildi.
2nci
sırasında bulunan, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının (1/268) (S.
Sayısı: 46) tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı, 1inci
maddesi üzerinde bir süre görüşüldü.
15 Kasım
2007 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00te
toplanmak üzere, birleşime 23.58de son verildi.
Şükran Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Yusuf COŞKUN Canan
CANDEMİR ÇELİK
Bingöl Bursa
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fatoş GÜRKAN
Adana
Kâtip
Üye
No.: 31
II.- GELEN KÂĞITLAR
15 Kasım 2007 Perşembe
Teklifler
1.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın; 2547 Sayılı Yükseköğretim
Kanununa Ek Madde Eklenmesine Dair Kanun Teklifi (2/61) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5.11.2007)
2.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin; Cumhurbaşkanlığı Seçimine
İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifi (2/62) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 6.11.2007)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tokat Milletvekili Reşat
Doğrunun, sanayi sitelerinin elektrik tarifesindeki
değişikliğe ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/181) (Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyada idare ve vergi
mahkemesi kurulup kurulmayacağına ilişkin Adalet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/182) (Başkanlığa geliş tarihi:
2/11/2007)
3.- Karaman Milletvekili Hasan
Çalışın, Karamandaki bazı köylerin ÇATAK kapsamına
alınıp alınmayacağına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/183) (Başkanlığa
geliş tarihi: 2/11/2007)
4.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin,
bazı belediye başkanları hakkında bir işlem
yapılıp yapılmadığına ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/184) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/11/2007)
5.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Kütahya
Şeker Fabrikasının satışına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/185) (Başkanlığa
geliş tarihi: 6/11/2007)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- İzmir Milletvekili Canan
Arıtmanın, Kuzey Irakla ticari ilişkilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/619)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)
2.- Erzincan Milletvekili Erol
Tınastepenin, TEKELin bazı yöneticileri hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/620)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)
3.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün,
yabancı bir üniversitenin İstanbulda kampüs açmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/621)
(Başkanlığa geliş tarihi: 31/10/2007)
4.- Kastamonu Milletvekili Mehmet
Serdaroğlunun, ABD ziyaretine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/622) (Başkanlığa geliş
tarihi: 1/11/2007)
5.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin,
İskenderun Körfezinde batan zehirli atık dolu gemiye ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/623)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
6.- İstanbul Milletvekili Çetin
Soysalın, Muhsin Ertuğrul Sahnesinin yıkım kararına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/624)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
7.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, TPAO
eski genel müdürünün enerji alanındaki bir grupta görev almasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/625)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
8.- İstanbul Milletvekili Mustafa
Özyürekin, yabancı bir üniversitenin İstanbulda kampüs
açmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/626) (Başkanlığa geliş tarihi: 1/11/2007)
9.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkayanın, basamak yükseltmenin aylıklara etkisine
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/627) (Başkanlığa geliş
tarihi: 2/11/2007)
10.- Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun, BAĞ-KUR emeklileri arasındaki
maaş farkına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/628)
(Başkanlığa geliş tarihi: 5/11/2007)
11.- İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun, TRT yapımlarının kiralanması
ve satılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/629) (Başkanlığa
geliş tarihi: 5/11/2007)
12.- İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun, TRT lojmanlarına yapılan bazı
tahsislere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/630) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/11/2007)
13.- İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlunun, Evrensel Hizmet Fonundan TRTye kaynak
aktarılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/631) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/11/2007)
14.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin,
ormanlık alanlarda verilen maden ve taşocakları
ruhsatlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/632) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/11/2007)
15.- İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, Gaziemire indirici merkezi yapımına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/633) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
16.- Ankara Milletvekili Zekeriya
Akıncının, Ankara Büyükşehir Belediyesinin 29 Ekim
kutlaması yapıp yapmadığına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/634)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
17.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunerin,
Ispartada tapu harcı tarhiyatında yaşanan bir soruna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/635) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
18.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya
Büyükşehir Belediyesinin minibüs alım ihalesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/636)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
19.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin,
Gündoğmuş İlçesindeki akaryakıt istasyonu ihalesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/637) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
20.- Erzincan Milletvekili Erol Tınastepenin,
Sivas-Madımak Otelinin kültür ve sanat müzesi yapılması
taleplerine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/638) (Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
21.- Antalya Milletvekili Osman Kaptanın,
Mevlana konulu bir gecede bazı kitapları dağıtan görevlilere
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/639) (Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
22.- Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin,
Hatay Mozaik Müzesinin yer sorununa ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/640)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
23.- İstanbul Milletvekili Çetin
Soysalın, Muhsin Ertuğrul Sahnesinin yıkım kararına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/641) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
24.- Konya Milletvekili Atilla Kartın, Konya
İl Millî Eğitim Müdürlüğünün bazı
taşınmazları kullanım durumuna ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/642)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
25.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, eğitim
kurumlarına yönetici atamalarına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/643)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
26.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada
vekaleten atanan yöneticilerin üye oldukları sendikalara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/644)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
27.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin,
ataması iptal edilen eğitim kurumları yöneticilerine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/645) (Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
28.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin,
Yüreğir İlçe Millî Eğitim Müdürüne ve lise
mezunlarının vekil öğretmen olarak görevlendirilmesine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/646) (Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
29.- Adana Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada
okullara vekaleten müdür atanmasına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/647)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
30.- Hakkari Milletvekili Hamit Geylaninin,
Hakkarideki terörü protesto yürüyüşüne eğitimci ve öğrencilerin
katılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/648) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/11/2007)
31.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın, diğer kurumlardan geçiş yapan
personele ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/649) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
32.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, bir
müşavire ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/650) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
33.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın,
düve ithaline ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/651) (Başkanlığa geliş
tarihi: 2/11/2007)
34.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhanın,
hayvancılık desteklemelerinin ödenmemesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
35.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, limon
piyasasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/653) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/11/2007)
36.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürkün, Zonguldak PTT Başmüdürlüğünün Sakarya Bölge
Başmüdürlüğüne bağlanmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/654)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
37.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin,
Ayaş Tüneli ve Ankara-İstanbul sürat demiryolu projesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/655)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
38.- İzmir Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin,
İzmir-Aydın otoyolundan bir bağlantı yolu
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/656) (Başkanlığa geliş
tarihi: 5/11/2007)
39.- İstanbul Milletvekili Ümit
Şafakın, Türk Telekomdaki greve ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/657)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
40.- Hatay Milletvekili İzzettin
Yılmazın, sigara kaçakçılığının bölücü
terör örgütüyle bağlantısına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/658) (Başkanlığa geliş
tarihi: 2/11/2007)
41.- Balıkesir Milletvekili Hüseyin
Pazarcının, Manyas Barajının sulamada kullanılmasına
ve Kuş Cennetinin korunmasına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/659)
(Başkanlığa geliş tarihi: 2/11/2007)
42.- İstanbul Milletvekili Ayşe Jale
Ağırbaşın, Diyanet İşleri
Başkanlığından Millî Eğitim Bakanlığına
geçen personele ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said
Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/660)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
43.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, bir
törendeki protestoya polis müdahalesine ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/661) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/11/2007)
44.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin,
protestolu senetlerdeki artışa ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi (7/662)
(Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
45.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin,
vergi borcu nedeniyle esnafın banka hesaplarının bloke
edilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/663) (Başkanlığa geliş tarihi: 6/11/2007)
46.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgatta
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/664) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
47.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Şırnakta taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/665) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
48.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Tuncelide
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/666) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
49.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Vanda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/667) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
50.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryada
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/668) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
51.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Siirtte
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/669) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
52.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Şanlıurfada taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/670) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
53.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Niğdede taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/671) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
54.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Osmaniyede taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/672) (Başkanlığa geliş tarihi:
7/11/2007)
55.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Rizede
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/673) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
56.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Mardinde
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/674) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
57.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Muşta taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/675) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
58.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Nevşehirde taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/676) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
59.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Kırşehirde taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/677) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
60.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Kiliste
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/678) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
61.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyada
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/679) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
62.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Karsta
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan okullara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/680) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
63.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Kastamonuda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/681) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
64.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Kırıkkalede taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/682) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
65.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Karabükte
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/683) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
66.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Karamanda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/684) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
67.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Gümüşhanede taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/685) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
68.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Hakkâride
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/686) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
69.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Iğdırda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/687) (Başkanlığa geliş tarihi:
7/11/2007)
70.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcede
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/688) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
71.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Elazığda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/689) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
72.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/690) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
73.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Boluda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/691) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
74.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Çankırıda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/692) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
75.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Diyarbakırda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/693) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
76.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburtta
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/694) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
77.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Bingölde
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/695) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
78.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Bitliste
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/696) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
79.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Bursada
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/697) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
80.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Ağrıda taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle
kapatılan okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/698) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
81.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Aksarayda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/699) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
82.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin, Batmanda
taşımalı eğitime geçilmesi nedeniyle kapatılan
okullara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/700) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
83.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/701) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
84.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/702) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
85.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/703) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
86.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/704) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
87.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/705) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
88.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından yazılı soru önergesi (7/706)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
89.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/707) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
90.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/708)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/11/2007)
91.- Kocaeli Milletvekili Cevdet Selvinin,
Kocaeli-Gebze-Dilovası Beldesindeki sanayi atıkları konusunda
kurulan Meclis Araştırması Komisyonu raporu doğrultusundaki
çalışmalara ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından
yazılı soru önergesi (7/709) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/11/2007)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 27 Milletvekilinin, tarım
satış kooperatifleri ve birlikleri ile ürün piyasalarındaki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/45)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/11/2007)
2.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Grup Başkanvekilleri İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Mersin Milletvekili Mehmet
Şandırın, şehit yakınları ve gazilerin
sorunlarının araştırılarak çözüm yollarının
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/46) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/11/2007)
3.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 Milletvekilinin, Kaz
Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak
çevrenin korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/47) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/11/2007)
15 Kasım 2007 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Canan CANDEMİR ÇELİK (Bursa),
Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN -
Elektronik cihazla yoklama yapacağım.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
IV.- OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.- TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdilin, İzmir
Milletvekili ve TBMM Başkan Vekili Şükran Güldal Mumcunun
babasının vefatı dolayısıyla merhuma Allahtan rahmet,
Sayın Mumcuya, ailesine ve yakınlarına başsağlığı
dileyen konuşması
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkan Vekilimiz Sayın Şükran Güldal Mumcu
Hanımefendinin babası vefat etmiştir. Bunun için kendileri
İzmire hareket ettiler. Sayın Mumcuya ve ailesine, yakınlarına
başsağlığı diliyorum, Allahtan rahmet diliyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem
dışı söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Antalyanın bazı sorunları
hakkında söz isteyen Antalya Milletvekili Osman Kaptana aittir.
Sayın
Kaptan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
V.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Antalya Milletvekili Osman Kaptanın,
Konyaaltı Plajının Konyaaltı Belediyesinden alınarak
Antalya Büyükşehir Belediyesine bağlanmak istenmesi ile Belek
Ormanlarındaki ağaç katliamına ve Finikedeki mermer
ocağının çevreye verdiği zararlara ilişkin gündem
dışı konuşması ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahinin cevabı
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Antalyadaki
bazı sorunlar hakkında gündem dışı söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, Antalya Konyaaltı Sahili 5 kilometre uzunluğunda
dünyaca ünlü bir plajdır. 1999 yılında Konyaaltı Belediyesi
defterdarlık ile bir sözleşme yaparak önce on
yıllığına, sonra da üç yıl daha uzatılarak 2012
yılına kadar buranın tahsisini aldı ve Konyaaltı Sahil
Projesini uygulamaya koydu.
Şimdi, bu
plaj mavi bayraklıdır, Akdeniz Üniversitesinden ödüllüdür. Günlük 40
bin kişinin denize girebildiği, yurt içinde ve yurt
dışında örnek alınan, örnek gösterilen bir proje
olmuştur bu proje.
Konyaaltı
Plajı, bu yıl Kanadanın Toronto kentinde yapılan Dünya
Mavi Bayrak Konferansında örnek gösterilmiştir. Girnede örnek
alınmıştır, Samsunda örnek alınmıştır,
Çeşmede örnek alınmıştır.
Sayın
milletvekilleri, Antalya Konyaaltı Plajı Türkiye turizminin yüz
akıdır. Takdir edilecek, destek verilecek, hızının
kesilmemesi gereken bir projeyken, ne yazık ki, şimdi bu proje de
AKPlileştirilmek istenmektedir. Nasıl mı?
Sayın
arkadaşlarım, adını bile Konyaaltı Sahilinden alan
Konyaaltı Belediyesinin elinden bu plaj alınarak büyükşehir
belediyesine verilmek istenmektedir. Daha süresinin bitimine beş yıl
varken defterdarlık bu tahsisi iptal ediyor. İptal yazısı
25 Ekim 2007de Konyaaltı Belediyesine tebliğ edilirken,
tebliğden daha bir hafta önce 19 Ekim 2007de ise Antalya Büyükşehir
Belediyesi, defterdarlığa, bu sahilin kendisine verilmesi için
yazıyı yazmış bile.
Sayın
milletvekilleri, bu sözleşme niye iptal ediliyor biliyor musunuz?
Belediye, protokolde olmayan, fakat, mavi bayrak kriterlerine uygun tuvalet,
duş, soyunma kabini, bankamatik, telefon kulübeleri, çocuk oyun
alanları, spor alanları yapmış da ondan. Mavi bayrak almak
için bunları yapmak suç mu? 2007 Türkiyesinde suç. Defterdarlık, 30
Temmuz 2007 tarihli yazısıyla bir ay içinde bu ünitelerin
yıkılmasını istiyor. Konyaaltı Belediyesi 15
Mayıs-15 Ekim tarihleri arasında inşaat yapma-yıkma
yasağı var. diyor, mavi bayrağı kaybederiz. diyor,
Halka hizmet sunamayız. diyor, Sezonun ortasında
yıkılır mı? diyor. Ancak, defterdarlık
Yıkılır. diyor, sözleşmeyi iptal ediyor. Niye? Çünkü
burayı Antalya Büyükşehir Belediyesi istiyor da ondan, çünkü Hükûmet
istiyor da ondan. Zaten, Konyaaltı Belediyesinin elinden Büyükşehir
Belediyesi şimdiye kadar Sarısuyu aldı, Boğaçayı
Köprüsü Projesini aldı, Süleyman Erol Yüzme Havuzunu aldı, Feslikan
Yaylasını aldı, şimdi de Konyaaltı Sahilini
alıyor. Konyaaltı Belediyesinin 1/1.000 ölçekli dolgu imar
planını Karayolları Genel Müdürlüğü önce 18 Temmuz 2007de
Olur. diyor, uygun görüyor, 2 Ağustos 2007de ise Olmaz. diyor. On
beş günde ne değişti? Konyaaltı Sahili mi
değişti, yasalar mı değişti? Hayır. Ne
değişti? Hükûmetin kararı değişti. Hükûmeti yasal ve
ussal olmayan bu uygulamalardan vazgeçmeye davet ediyoruz. Yoksa bu iş de
yargıya götürülecektir.
Sayın
milletvekilleri, yine, Antalya Belek ormanlarında golf sahası için
Kültür ve Turizm Bakanlığı ilgili genel müdürü 80 bin ağaç
kesildi diyor. Bakan ise 160 bin ağaç kesildi diyor. TEMA ve Türkiye
Tabiatını Koruma Derneği yetkilileri ise 500 binin üzerinde
ağaç kesildi diyor. Böyle devlet izinli ağaç kesme katliamı ile
mi turizmi geliştireceğiz? Danıştay ve Anayasa Mahkemesinin
kararlarına niye uyulmuyor?
Sayın
arkadaşlarım, bir de mermer ve taş ocakları sorunu var.
Antalya Finikenin Turunçova Beldesindeki Treşa mevkisi, Antalya Koruma
Kurulunun kararı ile birinci derecede arkeolojik sit alanı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaptan, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Peki Sayın Başkanım.
Buraya mermer
ocağı izni veriliyor. Mermer ocağının tozları
dünyaca ünlü Finike portakal bahçelerini yok ediyor, verim düşüyor.
Turunçovadaki, Çavdırdaki portakal bahçelerinin korunması ve bölge halkının
rahatsızlıklarının giderilmesi gerekiyor.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bir yandan İstanbul 2010 Avrupa
Kültür Başkenti Yasasını çıkarıyoruz, bir yandan da
Türkiyenin turizminin başkenti Antalyanın dağını,
taşını, ormanını, denizini, tarihini, kültürünü,
coğrafyasını, turizmini, tarımını yok etmeye
çalışıyoruz.
Hükûmeti bu türlü
durmak yok, yola devam dediği uygulamalardan vazgeçmeye
çağırıyoruz. Çünkü bu yol iyi bir yol değildir. Çünkü bu
yol bitiştir, tükeniştir, yok oluştur. Bu yol bir
Kızılderili şefinin söylediği gibi olmamalı:
Irmaklarımız kurumamalı, balıklar ölmemeli ve ağaçlar
kesilmemeli.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN KAPTAN
(Devamla) - İş işten geçmeden gerekli önlemler
alınmalıdır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kaptan.
Gündem
dışı konuşmaya Adalet Bakanı Sayın Mehmet Ali
Şahin cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakanım.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım,
değerli arkadaşlar; hepinize saygılar sunuyorum.
Antalya
Milletvekili arkadaşımız Sayın Kaptan, Antalyanın bir
belde belediyesi olan Konyaaltı Belediye sınırları
içerisindeki Konyaaltı sahil şeridiyle ilgili bir sorunun
Antalyanın en önemli sorunu olduğu düşüncesiyle buraya
çıkarak bir değerlendirmede bulundular. Konuyu, Antalya Milletvekili
olmam dolayısıyla, biraz ben de biliyorum. Gerçekten, Antalya Defterdarlığı
ile -bundan bir süre önce- Konyaaltı Belediyesi arasında bir protokol
imzalanmış. Ancak, Konyaaltı Belediyesi -biraz önce Sayın
Kaptanın da ifade ettiği gibi- protokole aykırı
yapıların yapılmasına izin vermiş.
Defterdarlığın ihtarlarına rağmen protokole uygun hâle
getirilmesi bir türlü Belediye tarafından yerine getirilmemiş. Bunun
üzerine de protokolün ilgili maddeleri gereği bu protokol iptal
olmuş.
Sayın
Kaptan, Bu hat, Türkiye turizminin yüz akıdır. dedi, doğrudur,
yüz akı olmaya da devam edecektir. Defterdarlık burayla ilgili bundan
sonra nasıl bir işlem yapacak tabii ki onu ben bilemem -aynı
Belediyeyle protokoldeki şartların yerine getirilmesi hâlinde yeniden
bir protokol mü yapar, yoksa, Büyükşehir belediyesiyle mi protokol yapar-
ama önemli olan bu sahilin o güzelliğini devam ettirmesidir. Bu
güzelliğin, Antalyalılar için ve çokça dışarıdan gelen
turistlerin, Antalyaya turist olarak gelenlerin istifadesine
sunulmasıdır. Bu sağlandıktan sonra, falan belediyedeydi,
şu belediyedeydi diye bunu bir sorun hâline getirmenin doğru olmadığı
kanaatindeyim.
Bu konu, bundan
bir süre önce, bizzat Konyaaltı Belediye Başkanı beni ziyaret
ettiğinde de gündeme gelmişti. Ben de kendisine sormuştum:
Neden bu protokol iptal ediliyor? O da bana izah etmişti, demişti
ki: Evet, burada protokole ayrı bazı yapılar yaptık ama
bunlar da orayı güzelleştirdi. Şimdi, protokolün
taraflarından birinin protokoldeki hükümlere aykırılık
nedeniyle iptal edilmiş olmasından dolayı karşı
tarafı suçlamayı da doğrusu isabetli
bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Tabii, kendisi Belek
ormanlarıyla ilgili, Finikedeki mermer ocağıyla ilgili
birtakım sorunları da gündeme getirdiler. Bu konularla ilgili, biraz
önce de ifade ettiğim gibi, hem Hükûmetin bir üyesi hem de Antalya
Milletvekili olarak ben de değerli arkadaşıma hem teşekkür
ediyorum hem de bu konularla ilgili, ilgili bakan
arkadaşlarımızla görüşerek bu sorun olarak gündeme
getirilen konuları takip edeceğimi ifade etmek istiyorum.
Ancak, hazır
huzurunuza çıkmışken, gerçekten Antalya son yıllarda,
özellikle Hükûmetlerimiz döneminde ki, Antalya, Türk turizminin öncüsü bir
kentimizdir, bu açıdan çok ciddi mesafe almıştır- özellikle
bu yıl, herhâlde, yani 2007 yılında Antalya tarihî bir rekor
kırarak 8 milyon turisti ağırlayan bir kent hâline gelecektir.
Bunda Hükûmetimizin yapmış olduğu icraatların payı
büyüktür. Antalyanın havaalanının genişletilmiş
olması, yeni terminalin yapılmış olması bu
başarıda en önemli faktörlerden bir tanesidir. Özellikle Antalya
Havaalanına, yazın, her bir dakikada bir uçak inmektedir ve Antalya
Havaalanının kapasitesi, yani yolcuda ulaştığı
nokta İstanbulu geride bırakmıştır, yani
İstanbul Atatürk Havaalanından daha hareketli bir havaalanı
hâline gelmiştir. O, Hükûmetimizin ortaya koymuş olduğu
çalışmaların bir ürünüdür ve tabii, havaalanından o
otellerin bulunduğu bölgeye kırk beş dakikada gidilirken,
şimdi on beş dakikada gidiliyor. Bütün o yolları Antalya
Büyükşehir Belediyemizle birlikte merkezî Hükûmet olarak biz
gerçekleştirdik. Antalyadan Alanyaya saatlerce yolculuk yapmak zorundaydınız,
çünkü o yol tek gidiş gelişli bir yoldu ama, şimdi bölünmüş
yol hâline geldi. Dolayısıyla, buraya çıkmışken, tabii
benim Antalyadan hemşehrim diyeceğim Sayın Kaptan, Antalyaya
yapılan bu icraatları da burada dile getirip bize teşekkür etseydi,
herhâlde, bana göre, bir kadirşinaslık örneği gösterirdi diye
düşünüyorum. Tabii, burada icraatlarımızı Antalyaya
yönelik tek tek sayacak değilim ama böyle bir açıklama yapma
fırsatı verdiği için Sayın Kaptana da ayrıca
teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Bakan, bir de satılanlar var.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündem
dışı ikinci söz, Ahıska Türklerinin ana yurtlarından
sürgün edilişinin yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Düzce
Milletvekili Celal Erbaya aittir.
Sayın Erbay,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
2.- Düzce Milletvekili Celal Erbayın, Ahıska
Türklerinin ana yurtlarından sürgün edilişinin 63üncü yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet
Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlunun cevabı
CELAL ERBAY
(Düzce) Sayın Başkan, değerli üyeler; 15 Kasım 1944
tarihinde ana yurtlarından sürgün edilen Ahıska Türkleri
hakkında gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ahıska,
hepimizin bildiği gibi Osmanlı döneminde 1578-1828 yılları
arası iki yüz elli yıl süreyle Çıldır Eyaletine
başkentlik yapmış bir yerdir ve yine bildiğiniz gibi 1829
Edirne Anlaşmasıyla beraber, maalesef, Ahıska, Rusya
sınırları içerisinde kalmış ve 1920 tarihli Moskova
Anlaşmasıyla birlikte, Ahıska, Sovyet Gürcistana terk
edilmiştir. Tarih 15 Kasım 1944. Soğuk bir gün, gece
yarısı ve meydanda toplanan, toplanma mecburiyetinde
bırakılan 40 bin kişi; yaşlı, genç, çocuk, kadın,
erkek karışık ve bunlar, hepinizin bildiği gibi, hayvan
taşıyan vagonlara doldurulmak suretiyle Özbekistan,
Kırgızistan, Kazakistana sürülürler.
Bunların 40
bini eli silah tutabilecek er kişidir ama diğerleriyle birlikte,
çocuklarıyla, kadınlarıyla birlikte hesap edildiğinde 86
bin Ahıska Türkü, gönderilmek üzere bindirildikleri vagondan
ulaşacakları yere varmadan, bunların 17 bini ölür,
hayatlarını kaybederler.
Tabii ki bunu her
zaman tekrar ediyoruz. Bizim maksadımız da bir bakıma -bizim
eski tabirimizle- hüznümüzü yâdımıza salmaktır. Yani, bugün,
geçmişe yönelik hüznümüzü içimizde hissedemezsek, bugünkü hüznümüzün
giderilmesi hususunda üzerimize düşeni yapmaya yönelik temerrüt
gösteririz. Benim maksadım, hüznümüzü yâdımıza salmak suretiyle canlı,
diri bir şuurla birlikte günümüze kadar ulaşan Ahıska
Türklerinin kederini, ıstırabını, hüznünü bertaraf
edebilmek için Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak, Hükûmeti olarak, Meclisi
olarak ne yapabiliriz, bu hususa dikkat çekmektir.
Bakın, bu
hususta, yekvücut olarak, iktidarıyla muhalefetiyle Türkiye Cumhuriyeti
devleti hassasiyetini göstermiş, takipte bulunmuş, ilgi ve
alakasını esirgememiş ve bunun tabii sonucu olarak 1999
yılında Gürcistan, Avrupa Konseyine üye olarak kaydedilmiştir.
Yine bu takiplerin sonucu Gürcistan devleti, Gürcistanı terk edenlerin
geri dönmesine yönelik bir kanun düzenlemiş, bu kanun 11 Temmuz 2007de
Gürcistan Millî Meclisinde kabul edilmiş ve yürürlüğe girmiştir.
Buradaki kabulleniş, Gürcistanı, Sovyet döneminde vaki zulüm sonucu
terk edenlerin geri dönmelerini temin etmek, kolaylaştırmak veyahut
da dönüşleri kabul etmeye yöneliktir.
Şimdi, ben,
buradan şu hususu bütün milletimin, sizlerin, devlet adına görev ifa
eden herkesin dikkatine sunmak istiyorum, arz etmek istiyorum:
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erbay buyurun, konuşmanızı tamamlayınız.
CELAL ERBAY
(Devamla) Bakın, herkes kendi hesapları doğrultusunda bir
şey yapmak istiyor. Nitekim, Gürcistanda, dönüp gelecek olanların
Gürcü kimliğiyle birlikte Gürcistana dönmesini temin etmek istiyor, bunu
gerçekleştirmek istiyor. Ama Ahıska Türkleri, Biz yurdumuza, ana
yurdumuza döneriz, fakat kendi kimliğimizle dönmek isteriz. derler.
Nitekim, hepimizin bildiği Soros adlı teşkilatın
desteğiyle Gürcistanda kurulan sivil toplum örgütleri, bilhassa
Azerbaycandan celp ettikleri Ahıska Türklerine mensup gençleri Gürcistan
üniversitelerinde okutmak suretiyle, onların beyinlerini ve gönüllerini
yıkamak ve neticede onların asıllarının Gürcü
olduğunu, Osmanlılılar vasıtasıyla zorla
Müslümanlaştırıldıklarını,
Türkleştirildiklerini bir belgeye dayamak suretiyle, belgeyi de onlara
imzalatmak suretiyle dönüşlerini temin etmeye yönelmektedirler. Bunun
Türkçesi de
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erbay teşekkür ediyoruz.
CELAL ERBAY
(Devamla) - Bir cümle arz edeyim.
Ben, bu
doğrultuda, Millî Eğitim Bakanlığına, Diyanet
İşleri Başkanlığına sesleniyorum: Lütfen,
Ahıska Türklerine yönelik kontenjanlarınızı
artırınız. Kanımızı taşıyan, dilimizi
konuşan, ruhumuzu, karakterimizi taşıyan bu kardeşlerimizin
eğitimini temin etmek, geliştirmek üzere, Türk devleti üzerine
düşeni icra etsin, ifa etsin.
Bu duygularla,
hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum, huzurunuzdan
ayrılıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Mazlum ve
mağdur Ahıskalı kardeşlerimizin bir an önce ana
yurtlarına dönmesi için millet ve devlet olarak üzerimize düşen
görevleri yerine getireceğimizi ümit ve temenni ediyorum.
Gündem
dışı konuşmaya Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu
cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI
MUSTAFA SAİD YAZICIOĞLU (Ankara) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Düzce Milletvekili Celal Erbay
arkadaşımızın Ahıska Türkleriyle ilgili ifade
ettiği hususlarda bir iki açıklama getirmek için huzurunuzdayım.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bildiğiniz gibi, Türk İşbirliği ve
Kalkınma İdaresi, kısa adıyla TİKA diye bilinen
kuruluşumuz, 1990lı yıllarda kurulmuş ama geçen süre
içerisinde çok büyük aşamalar kaydederek yurt dışında
yaşayan Türk ve akraba topluluklarıyla ilgili ve Türk
cumhuriyetleriyle ilgili önemli hizmetler başarmış ve
başarmakta olan bir kuruluşumuzdur.
Ahıska
Türkleri, tabii ki, TİKAnın özel ilgi alanı içerisindedir.
Şimdiye kadar konuyla ilgili pek çok faaliyet
yapılmıştır. Burada bunları sıralayarak vaktinizi
almak istemiyorum. Ancak, gerek Türkiyede yerleşmiş gerekse
dünyanın değişik yerlerinde yerleşik olan Ahıska
Türkleriyle ilgili önemli hizmetler yürütülmektedir. Bu hizmetlerdeki bir zorluk
şurasıdır: Ahıska Türkleri dünyanın çok
değişik ülkelerinde yerleşmişlerdir. Dolayısıyla,
hepsine ulaşmakta belki biraz sıkıntı çekiliyor, fakat
herkese ulaşmaya çalışılıyor. Türkiyeye yerleşen
Ahıskalıların da kendilerine göre
sıkıntıları vardır, onlar da bizim ilgi
alanımız içerisinde ve gereken her türlü hassasiyet gösterilen bir
hizmet alanı olarak kurumumuzca telakki edilmektedir.
Biraz önce
değerli arkadaşımızın ifade ettiği eğitim
konularıyla ilgili, kontenjan artırımı olsun, burada
eğitim gören Ahıska ve diğer akraba topluluklarından gelen
öğrencilerimizle ilgili olsun, her türlü burs ve barınma faaliyetleri
konusunda gerek TİKA gerekse diğer kuruluşlarımız
ellerinden gelen bütün gayreti göstermektedirler. Kendi öğrencimize
sunduğumuz her türlü imkânı yurt dışından gelen
öğrencilere aynısını sunmak durumundayız ve
aynısını sunuyoruz, gerek burs konusunda gerekse iaşe ve
ibateleri konusunda. Ancak temel politikamız, yurt dışında
yaşayan Türk varlıklarının oralarda bulunmaları, kendi
millî kültürlerini, dinî kültürlerini orada muhafaza etmeleri yönündedir. Onun
için, yurt dışında yaşayan
vatandaşlarımızın eğitim hakları konusunda,
eğitimlerini yapabilmeleri konusunda, ondan sonra da sosyal hayat
içerisinde aktif duruma gelmeleri konusunda, siyasette etkin olmaları
konusunda elden gelen bütün çaba ve gayret gösterilmektedir
imkânlarımız ölçüsünde, bundan böyle de gösterilmeye devam
edilecektir.
Ben, değerli
arkadaşımıza, konuyu gündeme getirdiği için teşekkür
ediyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Bakanım.
Gündem
dışı üçüncü söz, Sivasta kurulu bulunan 4 no.lu Askerî
Dikimevinin İstanbula taşınması hakkında söz isteyen
Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemire aittir.
Sayın
Özdemir, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Sivasta
kurulu bulunan 4 no.lu Askerî Dikimevinin İstanbula
taşınmasına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Millî Savunma Bakanı Mehmet Vecdi Gönülün cevabı
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
Sivasta kurulu bulunan 4 no.lu Askerî Dikimevinin İstanbula nakli
konusunda gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu
vesileyle yüce heyetinizi en içten sevgi ve saygılarımla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bilindiği gibi Sivas, yüz ölçümü itibarıyla
Türkiyenin en büyük ikinci ilidir. Sivasın önemi ve büyüklüğü
sadece coğrafyasıyla sınırlı değildir. Sivas,
tarihte birçok medeniyete başkentlik yapmış bir tarih ve kültür
kentidir. Sivasa ait bir yığın nitelik sayabiliriz ama tüm
bunların ötesinde, hepsinden daha önemlisi, Sivas, cumhuriyetin
temellerinin atıldığı kenttir. Millî mücadele döneminde
Mustafa Kemal Atatürke yüz sekiz gün ev sahipliği yapmış Sivas
ve bu dönemde, âdeta, Türkiyenin fiilî başkenti konumunda olmuştur.
Sivas ve
cumhuriyet, değerli arkadaşlarım, âdeta birbiriyle
özdeşleşmiş, iç içe geçmiş, aynı ortak kaderi
paylaşmıştır. Türkiyede bir başka il yok ki Sivas
kadar cumhuriyetle özdeşleşmiş olsun. Cumhuriyet deyince Sivas
akla gelir, Sivas deyince cumhuriyet akla gelir. İşte, bu tarihî
süreçte aynı ortak kaderi paylaşan cumhuriyet ve Sivas, birinin güçlü
olduğu dönemde diğeri de bundan güç kazanmış,
gelişmiş, büyümüş; biri ne zaman ki gerilemiş, zafiyete
uğramışsa diğeri de bundan menfi olarak etkilenmiştir.
Bu nedenle,
değerli milletvekilleri, cumhuriyetin ilk yirmi yedi yılında,
Sivas, devletten en çok yatırım payı alan Orta Anadolunun
hızla gelişen, kalkınan bir ilidir. Bu tarihlerde
yapılmıştır devlet demir yolları Sivasa. Cer Atölyesi,
çimento fabrikası bu tarihlerin eseridir. Bugün İstanbula
taşınmak istenen 4 no.lu Askerî Dikimevi de 1941 yılında
Sivasa kurulmuştur. 1950li yıllara geldiğimizde Sivasın
kaderi de cumhuriyetin kaderi de değişmeye
başlamıştır.
1950den sonra
iktidar olan sağ siyasal partiler, bir taraftan cumhuriyetin
kazanımlarını unutturmaya çalışmış, bir
taraftan Sivas unutulmaya başlanmıştır. İlk yirmi yedi
yılda mükâfatlandırılan Sivas, âdeta, ondan sonraki dönemde üstü
örtülü bir biçimde cezalandırılmaya başlanmıştır.
Bu süreçte tek istisnai dönem 1978 yılında kurulan Cumhuriyet Halk
Partisi İktidarıdır. Bu dönemde kurulan ve Türkiyenin ilk ve
tek Yerel Yönetim Bakanlığı döneminde, Sivas, belediyelik
açısından gerçekten abat edilmiş; Sivas, toprak damlardan, at
arabalarının geçemediği köhne yollardan
kurtarılmış, bugünkü çağdaş kent görünümüne o tarihte
kavuşmuştur.
Yine, Genel
Başkanımız Deniz Baykalın Enerji Bakanı olarak
temelini attığı Kangal Termik Santraline Sivas bu tarihte
kavuşmuştur.
Ne yazık ki,
1950li yıllardan sonra Sivasa yeni yatırım
yapılmamış, tam tersine, eski yatırımlar, ya
özelleştirilerek ya da tasfiye edilerek içi boşaltılmaya
başlanmıştır.
Kurulduğu
yıllarda 7.500 kişi çalıştıran Cer Atölyesi, bugün, ne
yazık ki 750-800 insanımıza ancak iş vermektedir.
Divriğide
dünyanın ve Türkiyenin en zengin demir madenleri olmasına
rağmen, Sivasta bir demir çelik fabrikası
kurulamamıştır.
Sivasta üretilen
şeker pancarı dört büyük fabrikaya yetecek kapasitede olmasına
rağmen, Tokatta, Çorumda, Erzincanda, Malatyada, Kayseride, her ilde
en az bir ya da iki tane şeker fabrikası varken, Sivasta bir
şeker fabrikası kurulamamıştır.
Değerli
arkadaşlarım, bugüne gelmek istiyorum. Bugün, ülkemizin en temel
sorunu işsizlik ve buna dayalı yaşanan göçtür. Sivas, en çok göç
veren illerin başında gelmektedir. Toprağında
karnını doyuramayan insanlarımız, yatağını,
yorganını yükleyip İstanbula, Ankaraya göçmektedir ve giderek
göç, sadece göç edenler açısından değil, bu göçü alan iller
açısından da sosyal bir problem olmaya
başlamıştır.
Yapılması
gereken şey, Sivas gibi geri kalmış illerdeki
yatırımları İstanbula kaydırmak değil, tam
tersine, gelişmiş batı illerindeki yatırımları,
başta Sivas olmak üzere, Anadolunun geri kalmış illerine
yaydırmak olmalıdır. Şimdi, yıllardır sağ
partilerin yaptığı bu politikayı AKP sürdürüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Özdemir, konuşmanızı tamlayınız.
Buyurun.
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Devamla) Buradan sormak istiyorum Sayın Bakana: Hangi
gerekçeyle bu işletme İstanbula naklediliyor? Bu kürsüden, Sivasta,
seçimlerde, Sivas meydanlarında Sivas halkına
İşsizliği gidereceğiz. vaadinde bulunan AKPli
milletvekili arkadaşlarıma sesleniyorum: Bu naklin izahını
Sivasta yapamazsınız.
Değerli
arkadaşlarım, vaktim dar, biliyorum. 360 kişi
çalıştırıyor bu fabrika ve geçen yıl 3,8 trilyon lira
kâr etmiş. Belki, Ankara, İstanbul milletvekillerimize 360
kişilik bir kapasite çok gelmeyebilir ama Sivas gibi geri kalmış
bir yörede 360 kişilik istihdam kapasitesi az bir kapasite değildir.
Sayın
Başbakanın seçim döneminde Sivasa gelip Kırk dokuz tane
fabrikanın temelini attık, Kırk dokuzunun
açılışını yapıyoruz dediği sözleri
kulağımda. Gelmeden önce ilgili Türk-İş, Harb-İş
Şube Başkanı, Sivas Başkanıyla konuştum, bugün
Sivasta 1. Organize Sanayide çalışan kırk fabrikanın
çalıştırdığı eleman sayısı 360ı
bulmuyor. Şimdi, o zaman, gelin, Azrailin oğlan dağıtması
hikâyesinde olduğu gibi, yeni fabrikalar yapmaktan vazgeçtik, mevcut
fabrikayı Sivastan taşımayalım diyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Heyetinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özdemir.
Gündem
dışı konuşmaya Millî Savunma Bakanı Sayın Vecdi
Gönül cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakan.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; her şeyden evvel, Cumhuriyet Halk Partisi
Sivas Milletvekili Sayın Malik Ecder Özdemire, bölgenin
tamamını ilgilendiren bu konuda bana konuşma fırsatını
verecek şekilde söz aldığı için kendisine teşekkür
ediyorum.
Sivastaki 4
numaralı Dikimeviyle ilgili bir karar alma mecburiyeti hasıl
olmuştur ve ondan sonra, bu, doğrusu, yalnız bir partinin
değil, Sivasın tamamının meselesi hâline gelmiştir.
Nitekim, konu bana ilk defa Milletvekili Sayın Osman Kılıç
tarafından intikal ettirildi ve böylece incelemek imkânını
buldum. Daha sonra Mustafa Açıkalın Bey, Selami Uzun Bey, Muhsin
Yazıcıoğlu Bey ve Hamza Yerlikaya Beyler de meselenin üzerinde
durdular. Ama bazı şeyler vardır ki, Sayın
Milletvekillerimizin kanaatlerine çok kıymet vermemize rağmen,
Sivastan herhangi bir şeyin alınması oradan bir eksiklik
yaratır mı diye çok endişe etmemize rağmen bazı
kararlardan geri dönmek mümkün olmuyor. Sizler de milletvekilleri olarak, her
zaman, tabii, gönlünüze hoş gelen kararlara el kaldırmıyorsunuz,
bizler de bakanlar olarak önümüze gelen dosyalara evet demek zorunda
kaldığımız hâller oluyor. Özellikle uzun vadeli
düşündüğümüzde, kararlarımızın daha sıhhatli
olması gerektiğini zannediyorum. Nitekim, daha evvel ben Kocaeli
Milletvekiliydim ve Kocaeliyle özdeşleşmiş olan SEKAnın
kapatılmasına evet demek zorunda kaldık ve bugün SEKAnın
yeri bir park, güzel bir park, Türkiyenin en güzel parklarından biri.
Bizim Hükûmetimizden daha önce Erzincanlıyım- Erzincandaki iplik
fabrikası kapatıldı, zararı sebebiyle.
Neden, bu
fabrikanın nakli zarureti doğdu? Şimdi, Sayın
Milletvekilimiz de izah ettiler, esasen, fonksiyon itibarıyla önemli bir
fonksiyon kaybına maruz kalmış.
Silahlı
Kuvvetler, kendisine bağlı kuruluşları şu prensipler
tahtında devamlı incelemeye tabi tutmaktadır, bunlar nedir:
Verimlilik, hizmet üretiminde dublikasyon olup olmadığı, makine
ve teçhizat yönünden günümüz teknolojisine uygunluk, ihtiyaçların üretilmesi
yerine yurt içi sivil sektörün üretimi imkânlarından daha uygun
şartlarda karşılanabilirliği gibi hususlarda, Silahlı
Kuvvetler, devamlı, kendine bağlı işletmeleri gözden
geçirmektedir. Bu gözden geçirmeler sonucunda, Silahlı Kuvvetlerin,
dış giyim itibarıyla, yıllık ihtiyacını
karşılayan dikimevleri bu ihtiyacın ancak yüzde 35ini
karşılamaktadır, gerisini özel sektör
karşılamaktadır. Hâlbuki, dikimevleri, vaktiyle Silahlı Kuvvetlerin
ihtiyacının yüzde 100ünü karşılardı. Eğer
hazır alımları da eklersek, Silahlı Kuvvetlerin
ihtiyacının dikimevlerinden karşılanan oranı yüzde
18lere, yüzde 20lere düşmüş durumdadır.
Özeline
geldiğimizde, Sivasın 4 numaralı Dikimevinin durumu şöyle
tespit edilmiştir: Eski teknolojiye sahip olması sebebiyle üretim
yüksek maliyette gerçekleşmekte ve yıllık ortalama zarar 7 ila 8
milyon yeni Türk lirası olmaktadır, yani 7 ila 8 trilyon
yıllık zarar olmaktadır. Sayın Milletvekilimiz tersini
söylediler ama bana verilen rapordaki bilgi bu. Benzer üretimin daha modern
imkânlara sahip olduğu İstanbul 1 numaralı Dikimevinde atıl
kapasitenin mevcut olması, buraya getirilen hizmetlerin orada
yapılması gibi bir sonuca ulaşılmıştır.
Diğer
taraftan, üretimi yapılan malzemelerin birçoğunun yurt içi sivil
sektör imkânlarından daha uygun şartlarla
karşılanabileceği tespit edilmiştir. Bu sebeplerle, Sivas 4
numaralı Dikimevinin Mayıs 2008den itibaren kapatılma
kararı alınmıştır. Kapatılma işlemi
yapılırken, mevcut 13 sivil memur, 252 işçinin mağdur
edilmemesi temel prensip olarak kabul edilmektedir. Bu prensipten hareketle,
işçilerin kendi istekleri doğrultusunda diğer tesis ve iş
yerlerine nakilleri yapılacak, nakil istemeyenlerin ise aynı yörede
birlik, tesis ve işletmelerde istihdamına imkân sağlanacaktır.
Yani, mevcutlar işçi kapasitesinde bir kaybımız
olmayacağı gibi, mağdur da edilmeyecektir.
Sayın
Milletvekilimiz Sivasın uzun zamandır ihmal edildiğini de ileri
sürdüler. Müsaade ederlerse, ben, birkaç kelimeyle cevap vermek istiyorum.
Aslında, böyle bir söz gündeme gelir diye veya itham gündeme gelir diye
Planlama Teşkilatından doküman istedim. Bana yirmi sayfa doküman
göndermişler. İsterlerse, kendilerine takdim edebilirim. Özetleyecek
olursam, kamu yatırımları itibarıyla: Sivasın 2001
yılındaki yatırımı 27 milyon YTL, böylece, 81 il
içerisinde Sivas 37nci sırada; 2002 yılında 54 milyon YTL,
29uncu sırada; 2007 yılında ise 207 milyon YTLyle 81 ilde
15inci sıraya yükselmiş durumda. Buna, eğer, KÖYDESi, BELDESi
de dâhil edersek, o zaman 250 milyon YTLye çıkıyor bir
yıllık yatırım. Sivas ili kapsamındaki 98 adet kamu
yatırım projesi için, başlangıcından 2006 yılı sonuna kadar kümülatif olarak
587 milyon YTL harcanmıştır bu dört yıl zarfında.
Peki, neler yapılmış, çok kısa, satır
başlarıyla söyleyeyim
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Kaç fabrika yapılmış, kaç işçi
istihdam edilmiş? Yani, KÖYDESe yapılan yatırım önemli
değil.
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Devamla) Bir dahaki sefere onu da
hesap ederim. Tespit edeyim.
Bana verilen
bilgiye göre, daha evvel, zannediyorum, 20 kilometre civarında
bölünmüş yol varken, şimdi 295 kilometre bölünmüş yol yeniden
yapılarak, bölünmüş yol ağı 319 kilometreye
çıkarılmış. Buna, Gürün ilçesine olan 30 kilometre de
eklenince, miktar 349 kilometreye ulaşıyor.
Bir önemli hizmetimiz,
trafiğe kapatılmış olan havaalanının sivil
trafiğe açılmasıdır. 17/10/2003 tarihinde Sivas
Havaalanı, askerî havaalanı karakterini muhafaza ederek sivil
trafiğe açılmıştır.
Ayrıca,
Ankara-Sivas demir yolu ıslah projesi programa alınmış ve
istimlaklerine başlanmıştır.
Köy hizmetleri
bakımından, birinci ve ikinci kat asfaltlama ile 1.121 kilometre yol
yapılmış, 2.890 kilometre de stabilize yol
yapılmıştır. Köy içme suyu programında, yalnız
2007 yılında 130 ünite programa alınmıştır.
Numune Hastanesiyle,
Doğum Çocuk Bakımevi ve Göğüs Hastalıkları Hastanesi
birleştirilmiş ve modernize edilmiş, SSK hastanesi devlet
hastanesine çevrilmiş, 11 adet yeni sağlık ocağı
yapılmış, Cumhuriyet Üniversitesine 100 yataklı fizik
tedavi merkezi ilave edilmiş...
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Bunlar Sivastaki işsizliği, göçü engelliyor
mu? Lütfen, elinizi vicdanınıza koyun. İstirham ediyorum,
kabalık etmek istemiyorum, ama bu tablo
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (Devamla)
488 derslik inşa
edilmiş, 10 yurt yapılmış, ben
başlıklarını okuyorum- ilk kez yabancı sermaye Sivasa
girmiş, Âşık Veysel Kültür Merkezi yapılmış, Su
Şehri Projesi kapsamında 3.900 hektar, Kangal Bozarmut Sulaması
kapsamında 1.100 hektar, Yıldızeli Göleti Sulaması
kapsamında 920 hektar, Divriği Mursal Sulaması kapsamında
720 hektar olmak üzere 6.550 hektar saha sulamaya açılmış.
Herhâlde bunların işsizliğe bir faydası olmuştur.
Yıldız
Göletinde yüzde 75, Pusat Özen Barajında yüzde 78, Üçöz Göletinde yüzde
96 fiziki gerçekleşme sağlanmış ve doğal gaz
projesinde de proje yüzde 95 gerçekleşmiş. Diğer taraftan, kent
güvenlik kamera sistemi (MOBESE) ihale edilmiş, 4 Eylül Stadyumu
modernizasyonu ve tribün çalışmaları yapılmış.
Arzu ederlerse
sayın milletvekillerimiz, Planlama Teşkilatının bana
verdiği bu hususları kendilerine takdim etmeye amadeyim.
Şunu
üzüntüyle arz ediyorum: Ben bir müessesenin kapatılmasını,
nakledilmesini hiç gönülden arzu etmem. Keşke yenilerini yapabilsek ama
ekonomik şartlar buna bizi icbar ediyor ve bu karar da
alınmış durumda.
Sizlere bilgileri
sundum. Verdiğiniz zaman için teşekkür ediyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MALİK ECDER
ÖZDEMİR (Sivas) Sayın Bakanım, İstanbuldaki
fabrikayı Sivasa taşısak olmaz mı?
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Komisyonlardan
istifa tezkereleri vardır, ayrı ayrı okutuyorum:
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Aksaray Milleletvekili Ali Rıza Alaboyunun,
Dışişleri Komisyonu üyeliğinden çekildiğine
ilişkin önergesi (4/7)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi
bulunduğum Dışişleri Komisyonu üyeliğinden istifa
ediyorum.
Gereğini arz
ederim.
Ali
Rıza Alaboyun
Aksaray
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
2.- Konya Milletvekili Abdullah Çetinkayanın, Çevre
Komisyonu üyeliğinden çekildiğine ilişkin önergesi (4/6)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Üyesi
bulunduğum Çevre Komisyonu üyeliğinden istifa ediyorum.
Gereğini
bilgilerinize arz ederim.
Abdullah
Çetinkaya
Konya
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 27
milletvekilinin, tarım satış kooperatifleri ve birlikleri ile
ürün piyasalarındaki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/45)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Bilindiği
üzere; Tarım satış kooperatifleri, yabancı tüccarların
incir ticaretindeki tekelini yıkmak üzere 1913 yılında
"Aydın Kooperatif İncir Müstahsilleri
Ortaklığı" olarak kurulmuş ve Cumhuriyetin ilk
yıllarında tüm ülkeye örnek bir örgütlenme modeli olmuştur. Bu
kuruluşlar halen, 30 farklı üründe, yaklaşık 750 bin
üretici ortağın ürünlerini işlemekte ve pazarlamaktadırlar.
Bugün
Cumhuriyetimizle yaşıt bu kuruluşların bir kısmı
kapatılmış, bir kısmı kenara itilmiş, bir
kısmı da yapılan siyasî kredilendirmeler ve baskılar
karşısında özel bankalar ve kamuya aşırı
borçlandırılmıştır. Her an icra tehdidi altında
inleyen ve ne yapacağını nereye baş vuracağını
bilemeyen bu millî birlikler ile bunların sahibi olan üreticilerin ve
ürettikleri ürünlerinin sorunlarının çözümüne maddî ve manevî destek
verilmelidir.
Gerekçesini ek'te
arz ettiğimiz; "Tarım Satış Kooperatifleri ve
Birlikleri ile bunların İştigal Konusu Ürünlerin Sorunları
ve Çözüm Önerilerinin Araştırılması ve Gerekli Önlemlerin
Alınması" amacıyla Anayasanın 98 inci TBMM iç
tüzüğünün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir meclis
araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz. 08/11/2007
1. Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
2. Cemaleddin Uslu (Edirne)
3. Metin Ergun (Muğla)
4. Oktay Vural (İzmir)
5. Rıdvan Yalçın (Ordu)
6. Behiç Çelik (Mersin)
7. Recep Taner (Aydın)
8. Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
9. Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
10. İsmet Büyükataman (Bursa)
11. Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
12. Mustafa Enöz (Manisa)
13. Akif Akkuş (Mersin)
14. Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
15. Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
16. Ahmet Orhan (Manisa)
17. Ali Uzunırmak (Aydın)
18. Muharrem Varlı (Adana)
19. Kürşat Atılgan (Adana)
20. Cumali Durmuş (Kocaeli)
21. Yılmaz Tankut (Adana)
22. Alim Işık (Kütahya)
23. Hamza Hamit Homriş (Bursa)
24. Gürcan Dağdaş (Kars)
25. Hasan Özdemir (Gaziantep)
26. Mehmet Ekici (Yozgat)
27. Recai Yıldırım (Adana)
28. Şenol Bal (İzmir)
Gerekçe:
Tarım
satış kooperatifleri, yabancı tüccarların incir
ticaretindeki tekelini yıkmak üzere 1913 yılında Aydın
Kooperatif İncir Müstahsilleri Ortaklığı olarak
kurulmuş ve Cumhuriyetin ilk yıllarında tüm ülkeye örnek bir
örgütlenme modeli olmuştur. Bu kuruluşlar halen, 30 farklı
üründe, yaklaşık 750 bin üretici ortağın ürünlerini
işletmekte ve pazarlamaktadırlar.
1935
yılında yürürlüğe giren 2834 sayılı Kanunla da
tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin kuruluşuna
gerekli yasal zemin sağlanmıştır.
1937
yılında, 2834 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde,
İzmir İncir ve Üzüm Tarım Satış Kooperatifleri
Birliği olarak örgütlenen Tariş, ülkemizin ilk tarım
satış kooperatifler birliği olarak kurulmuştur.
Tarişi 1938 yılında Fiskobirlik, 1940 yılında
Çukobirlik izlemiştir.
Tarım
satış kooperatif ve birlikleri bugüne kadar, dar gelirli üreticilerin
bir çatı altında örgütlenerek, yurtiçi ve yurtdışı
rekabet koşullarının iyileştirilmesi, özellikle hasat
döneminde fiyatlardaki spekülatif dalgalanmaların önüne geçilerek
ortaklarının ürünlerinin pazarlanması ile piyasaların
düzenlenmesi ve ortak üreticilerine ucuz girdi temini konularında çok
önemli görevleri yerine getirmişler ve getirmeye devam etmeye
çalışmaktadırlar.
Kooperatif ve
birlikler, yıllar boyunca üreticiler arasında yaygın
örgütlenmeye sahip kuruluşlar olmaları nedeniyle de, ticaret ve
sanayi politikalarının önemli enstrümanları olarak görülmüş
ve gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler
karşısında 1960-1994 döneminde yoğun olarak devlet
destekleme alımları ile görevlendirilmişlerdir.
Destekleme
alımlarının kaldırıldığı 1994
yılından itibaren, yine Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan
sağlanan ucuz kredilerle ürün alımları finanse edilerek
desteklemişlerdir. Bir anlamda hükümetler örtülü olarak destekleme
alımlarını bu kuruluşları kullanarak
sürdürmüşlerdir.
Destekleme
alımları ve fiyat desteği politikalarının
benimsendiği dönemlerde, konunun siyasi tercihlere dayalı olarak
yürütülmesi; birliklerin her yıl büyük miktarlarda ürün satın
almalarına, yüksek miktarlarda stok maliyetleriyle karşı
karşıya kalmalarına, kârlı olmayan yatırımlara
yönelmelerine yol açmış ve birlikler, piyasa ekonomisine geçişte
yapısal sorunlarla karşılaşmışlardır.
Büyük bir
kısmı devlet destekleme alımları döneminden kaynaklanan bu
sorunların çözüme kavuşturulmaması, birlikler
aracılığıyla yürütülen destekleme politikalarının
maliyetini her geçen gür artırırken, üreticiye yansıyan sosyal
ve ekonomik etkilerini azaltmıştır. Destekleme bedellerinin
önemli ölçüde bütçe dışı kaynaklardan finanse edilmesi de,
desteklerin maliyetini artırmış ve bundan dolayı,
yanlış bir anlayış olarak Birlikler birer kara delik olarak
görülmeye başlanmıştır.
Bu durum
karşısında, birliklerin sosyal fonksiyonları da
gözetilerek, ekonomik etkinlik ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde yeniden
yapılandırılmaları kaçınılmaz hale
gelmiştir.
16.06.2000
tarihinde yürürlüğe giren 4572 Sayılı Tarım Satış
Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunla; kooperatif ve birlikler,
öngörülen temel hedefler doğrultusunda, yeniden düzenlenmiş; genel
müdür ve genel müdür yardımcılarının atanması,
yatırımlarına izin verilmesi, birlik genel kurul
kararlarının onaylanması gibi üzerindeki kamunun çok önemli
vesayet yetkileri kaldırılarak, özerk bir yapıya kavuşturulmuşlardır.
Karar alma ve idari mekanizmaları, özerklik çerçevesinde yeniden
oluşturulmuştu.
Bugün
Cumhuriyetimizle yaşıt bu kuruluşların bir kısmı
kapatılmış, bir kısmı kenara itilmiş bir
kısmı da yapılan siyasi kredilendirmeler ve baskılar
karşısında özel bankalar ve kamuya aşırı
borçlandırılmıştır. Her an icra tehdidi altında
inleyen ve ne yapacağını nereye
başvuracağını bilemeyen bu milli birlikler ile bunların
sahibi olan üreticilerin ve ürettikleri ürünlerinin sorunlarının
çözümüne maddi ve manevi destek verilmelidir.
Yukarıda
sunulan ve araştırma sırasında belirlenecek nedenlerle
Anayasanın 98 ve TBMM iç tüzüğünün 104 ve 105'nci maddeleri
uyarınca "Tarım Satış Kooperatifleri Ve Birlikleri ile
Bunların İştigal Konusu Ürünlerin Sorunları Ve Çözüm
Önerilerinin Aştırılması" için bir Meclis
araştırması açılmasını
saygılarımızla arz ederiz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
2.- Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Grup
Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, şehit yakınları ve
gazilerin sorunlarının araştırılarak çözüm
yollarının belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/46)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Şehit
Yakınları ve Gazilerin Sorunları ve Çözüm Yollarını
tespit etmek amacıyla Anayasanın 98 inci İç Tüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri gereğince ekte sunulan gerekçe çerçevesinde Meclis
Araştırması açılmasını MHP Grubu adına arz
ederiz.
Oktay
Vural Mehmet
Şandır
İzmir Mersin
MHP Grup
Başkanvekili MHP
Grup Başkanvekili
Gerekçe:
Uzun yıllar
süren bölücü terörle mücadele sırasında on binlerce asker, polis ve
kamu görevlimiz; şahit, gazi, harp ve vazife malulü olmuştur. Birçok
aile, evladını, eşini, babasını veya annesini, kardeşini,
vatan uğruna şehit vermiş, en değerli
varlıklarını feda etmişlerdir. Gazilerimiz vatanın
bölünmez bütünlüğü uğruna sağlıklarını hatta
vücut bütünlüklerini kaybetmişlerdir. Bu insanlarımıza hak
ettikleri ilginin gösterilip gösterilmediğinin, kendilerine sahip
çıkılıp çıkılmadığının ortaya
konulması gerekmektedir. Şehit yakınları ve gazilerimiz
için neler yapılması gerektiğinin belirlenmesi, vefa ve minnet
duygusunun ötesinde bir ödevdir.
Devlet;
şehitlerimizin ailelerine ve malullerimize nakdi tazminat, sosyal güvenlik
sistemi içerisinde aylık bağlanması ve sağlık
yardımı imkânlarını sağlamaktadır.
Ancak bu
konularda aksaklıklar yaşandığı
basınımızda sıkça rastlanan ödenen bazı nakdi
tazminatların geri istendiğine ve bağlanan maaşların
yetersizliğine ilişkin haberlerden anlaşılmaktadır.
Bu aksaklıkların bürokratik hatalardan kaynaklandığı
belirtilmekle birlikte aksaklıkların büyük ölçüde şehit, gazi,
harp ve vazife malulleriyle ilgili mevzuatın
dağınıklığından ve kamu sosyal güvenlik
sisteminin her türlü sosyal güvenlik görevini yapmakla görevlendirilmiş
olmasından kaynaklandığı aşikâr bulunmaktadır.
Sosyal güvenlik
sistemi kapsamındaki çözüm çabalarına ek olarak devlet
tarafından şehit yakınlarına, gazi, harp ve vazife
malullerine; iş temini, konut kredisi, bazı kamu
taşıtlarında ücretsiz seyahat, eğitim öncelikleri gibi
çeşitli imkânlar ve kolaylıklar sağlanmaya
çalışılmaktadır. Bazı yerel yönetimler su ücretlerinde
indirimli tarife uygulamaktadır. Bazı kamu kuruluşları
tatil imkânları sunmaktadır. Madalya ve berat ile başka bir
takım manevi destekler verilmeye çalışılmaktadır.
Ancak bu
çabalardan nasıl bir sonuç alındığı ve gazilerimiz bu
uygulamalardan yararlanma oranı belirsizdir. Standart olarak her hak edene
verilmeyen bu hizmetlerin bu şekilde verilmesinin hakkaniyetle
bağdaşmadığı açıktır. İş temini
ile ilgili yönetmelikte, gaziler ve şehit yakınlarının eski
hükümlülerle aynı kapsamda değerlendirilmesi eleştirilere konu
olmaktadır.Şehit yakınları ve gazilerin zorunlu istihdam
edilmesi, verimlilik ve rekabet şartları gerekçeleriyle özel sektör
kuruluşlarının şikâyetleşmesine ve isteksiz
davranmasına sebep olmaktadır.
Şehit
yakınları ve gazilerle ayrıca bazı sivil toplum
kuruluşları, bazı vakıflar ve derneklerin çeşitli
şekillerde yardım ve ilgileri söz konusudur. Bunların
bazıları bağış toplamaktadır. İçişleri
Bakanlığı verilerine göre ülkemizde adında şehit veya
gazi olan 178 dernek ve 10 vakıf mevcuttur. Bu sivil toplum kuruluşlarımız
ile kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonu
sağlamak üzere İçişleri Bakanlığı İller
İdaresi Genel Müdürlüğü görevlendirilmiştir.
Bunların
dışında bazı kişi ve kuruluşlar
dağınık bir biçimde yardım kampanyaları düzenlemekte,
yoksul ve fakir vatandaşlar için hazırlanan gıda paketlerini
şehit yakınlarına, gazi, harp ve vazife malullerine
dağıtmaktadır. Toplumumuzun bu samimi çabalarının
amaçlanan sonucu doğurup doğurmadığı meçhul
bulunmaktadır.
Yukarıda
açıklanan gerekçelere binaen; Şehit yakınları ve gaziler
için;
Çeşitli kanunlarda dağınık
olarak bulunan hükümlerin ve çeşitli yönetmeliklerin
değerlendirilmesi,
Şehit, gazi,
harp ve vazife malulü tanımlarının yeniden yapılması,
Konunun mevcut
sosyal güvenlik sistemi içinde değerlendirilmesinin doğurduğu
sakıncalar, objektif esaslara dayalı bir uygulama ile iş ve
işlemlerde bürokratik usul ve esaslarının
sadeleştirilmesinin tespiti,
Toplanan
bağış ve yapılan yardımların bir esasa
bağlanması, sistem halinde düzenlenmesi durumunda
bağış ve yardımların bu mekanizmaya yönlendirilmesi,
Böylelikle
şehit aileleri ve gazilerinin yaşadıkları sorunların
kalıcı ve çağdaş normlarda çözümlenmesi,
İçin
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci İç Tüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
gereğince Meclis Araştırması açılması uygun
olacaktır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Üçüncü önergeyi
okutuyorum:
3.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevrenin korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/47)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Çanakkale ili ile
Balıkesir İlleri arasında her iki ile hayat veren, 5 bin
yıldır insanlığa, medeniyete ve canlı
yaşamına kucak açmış, mitoloji ile gerçek hayat arasında
Efsaneleşmiş Kazdağları, son yıllardaki maden ve
altın arayanların hedefi olmuştur.
Kamuoyunda,
basında, Çanakkale ve Balıkesir halkında büyük yankı bulan
Kazdağları, üzerinde oluşturulan şüphe ve endişelerin
ortaya çıkarılması, kamunun aydınlatılması,
Kazdağlarındaki maden arama ve işletme
çalışmaları ile ilgili gerçeklerin halka sunulması
amacıyla Anayasanın 98inci ve İç Tüzüğün 104-105.
maddeleri gereği, ekte gerekçesi sunulan sebeplerden dolayı Meclis
Araştırması açılmasını arz ederiz.
1 Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
2 Ahmet Duran Bulut (Balıkesir)
3 Mümin İnan (Niğde)
4 Hakan Coşkun (Osmaniye)
5 Cemaleddin Uslu (Edirne)
6 Kürşat Atılgan (Adana)
7 İsmet Büyükataman (Bursa)
8 Akif Akkuş (Mersin)
9 Mustafa Enöz (Manisa)
10 Recep Taner (Aydın)
11 Behiç Çelik (Mersin)
12 Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
13 Oktay Vural (İzmir)
14 Abdülkadir Aksu (İstanbul)
15 Şenol Bal (İzmir)
16 Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
17 Durmuşali Torlak (İstanbul)
18 Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
19 Ümit Şafak (İstanbul)
20 Atila Kaya (İstanbul)
21 Ahmet Orhan (Manisa)
22 Ali Uzunırmak (Aydın)
23 Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
24 Alim Işık (Kütahya)
25 Rıdvan Yalçın
(Ordu)
26 Hazma Hamit Homriş (Bursa)
27 Yılmaz Tankut (Adana)
28 Süleyman Nevzat Korkmaz (Isparta)
Gerekçe:
Kazdağları,
Biga Yarımadasının güneydoğusunda, esas ekseni
Ayvalık/Balya yönünde, Çanakkale ile Balıkesir il
sınırları içinde kalan, Marmara bölgesi ile Ege bölgesi
arasında aynı zamanda iki bölgeye hitap eden, Türkiyenin en önemli
dağıdır.
Kazdağlarının
Çanakkale bölgesinde Ayvacık, Bayramiç, Çan ve Yenice ilçeleri ile
Balıkesir bölgesinde ise Edremit, Havran, İvrindi ve Balya ilçeleri
ile onlarca belde ve yüzlerce köyü bağrında yaşatan Kazdağları
büyük bir insan kitlesinin asırlardır yuvası ve yaşam
alanı olmuştur.
Kazdağları
yamaçları ve eteklerinde 8 adet ilçe, 20 adet belde ve yaklaşık
330 adet köyde yaşam bütün canlılığıyla devam
etmektedir.
Dünyanın en
zengin oksijen üreten 2nci dağı ve Anadolunun en zengin su
yatakları ile insanlığın en temel yaşamsal
ihtiyaçlarını sunmuş olan Kazdağları, yüreğinde
gizlediği değerli maden ve altınların keşfiyle
birlikte, bağrında yaşattığı
insanlığın acımasızca hedefi olmuştur.
Kazdağları,
yaklaşık 800 adet bitki türü ve 47 adet endemik bitki çeşidiyle
dünyanın en zengin florasını oluşturmaktadır.
40 adet hayvan
türü ile de kendi faunasını yaratmış, canlı
familyası ile dikkatleri çekmektedir.
Jeolojik ve
jeomorfolojik yapısı, zengin bitki türleri ile, Boğaz ve Edremit
körfez rüzgârlarıyla dünyanın İsviçredeki Alp
dağlarından sonra ikinci zengin oksijen üreten dağı olarak
dünya literatüründeki yerini almıştır.
Agonya,
Kocabaş, Kara Menderes, Akşin, Tuzla, Mıhlı, Edremit ve
Menderes çayları ile geniş alanlara bereket ve bolluk
taşınırken doğal şelaleleri ise; Ayazma (Bayramiç),
Handeresi (Yenice-Kaklım), Pınarbaşı (Edremit-Güre) ve
Hasanboğuldu (Edremit-Zeytinli) şelaleleri turizm ve eko turizm için
diğer bölgelerle birlikte her zaman hazır olduklarını derin
vadiler arasında haykırmaya devam etmektedirler.
Kazdağları
bünyesinde 256.000 hektar alan içinde Edremit Körfezine bakan 21.300 hektar
alan 1993 yılında millî park olarak ilan edilerek koruma altına
alınmış olup, jeolojik, jeomorfojik, arkeolojik, mitolojik,
faunustik, floristik ve kültürel açıdan en zengin bölümünü oluşturan
Çanakkale ili Ayvacık, Bayramiç, Çan ve Yenice ilçelerindeki kalan en
zengin ve en gözde bölümler görülmemiş, görülmemeye devam etmekte ve bu
alanların da millî park kapsamına alınması ifade
edilmemektedir. Bu bölgeler de devletimizin şefkatine ve korunmasına
acilen ihtiyacı olan bölgeler olarak, millî park olmayı
beklemektedirler.
Bu bilgiler
ışığında korunmaya muhtaç, dünya mirası olan,
turizm için yaratılmış ulu bir dağ olan
Kazdağlarında arama ve işletme ruhsatı mahiyetinde
yaklaşık 70 adet maden ruhsatı ile yol izinleri, şantiye
izinleri, tesis izinleri ve sondaj izinleriyle Kazdağları
insanlığın saldırısına
uğramıştır.
Bu tespitlerimiz
ışığında;
1-
Kazdağlarında oluşturulan maden
çalışmalarının yerinde tespiti ve incelenmesi,
2-
Kazdağlarında korunması elzem olan yeni alanların
belirlenmesi ve millî park ilan edilmesi gereken bölümlerin tespit edilmesi,
3-
Kazdağlarının stratejik planının
oluşturulması,
4- Bölgede
yıllardır altın arama ve işletme amaçlı faaliyet
gösteren özellikle yabancı şirketlerin
çalışmalarının kapsam ve boyutunun tespit edilmesi,
5-
Kazdağlarında madenler açısından oluşturulacak
politikaya esas olmak üzere gerçeklerin tespit edilmesi,
halkımızın endişe ve beklentilerinin belirlenmesi için,
Meclis
araştırması yapmak tarihî bir görev olduğu inancıyla
bu önerge Meclise sunulmuştur.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki ön görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım:
C) Tezkereler
1.- Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığını İzleme Merkezinin
(EMCDDA) 21 Kasım 2007 tarihinde Brükselde Avrupa Parlamentosu Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine, Avrupa Uyuşturucu
Sorunu Hakkındaki Yıllık Raporunu sunacağı
toplantıya ismen davet edilen Tekirdağ Milletvekili, TBMM
İçişleri Komisyonu Başkanı Tevfik Ziyaeddin Akbulutun
katılmasına ilişkin Başkanlık tezkeresi (3/222)
15
Kasım 2007
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Avrupa
Uyuşturucu ve Uyuşturucu
Bağımlılığını İzleme Merkezinin
(EMCDDA), 21 Kasım 2007 tarihinde Brükselde Avrupa Parlamentosu Sivil
Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine Avrupada
Uyuşturucu Sorunu Hakkındaki Yıllık Raporunu
sunacağı toplantıya Tekirdağ Milletvekili, TBMM
İçişleri Komisyonu Başkanı Tevfik Ziyaeddin Akbulut ismen
davet edilmektedir.
Söz konusu davete
icabet edilmesi hususu Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış
İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında 3620 sayılı
Kanunun 9 uncu maddesi uyarınca Genel Kurulun tasviplerine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
BAŞKAN
Kabul edenler
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Sayın
milletvekilleri, karar yeter sayısı yoktur, birleşime beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:15.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığı tezkeresinin oylamasında
karar yeter sayısı bulunamamıştı. Şimdi,
tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Tezkereyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, tezkere kabul edilmiştir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Nerede var Sayın Başkan!
CEMAL KAYA
(Ağrı) Var, var
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Bundan sonra görürüz!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
VII.- SEÇİMLER
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim
1.- Çevre; Tarım, Orman ve Köyişleri; Dilekçe;
İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim
BAŞKAN
Çevre Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Tarım, Orman
ve Köyişleri Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma
Partisi Grubuna düşen 1 üyelik için Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya
aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Dilekçe
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için İstanbul Milletvekili Hüseyin Besli aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
İçişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için, Kırşehir Milletvekili Abdullah
Çalışkan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı.)
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yoklama istiyoruz Sayın Başkan, toplantı yeter
sayısı istiyoruz.
MEHMET EMİN
EKMEN (Batman) Oylamaya geçilmişti ama.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hayır efendim.
BAŞKAN
Saygıdeğer arkadaşlarım, sükûneti sağlayalım.
Arkadaşlarımızın isimlerini tespit edeyim, sonra yoklama
yapacağım.
CEMAL KAYA (Ağrı)
Geçti Başkan, geçti!
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Başkanın işine karışmayın,
kararı o verir.
BAŞKAN -
Sayın Kemal Anadol, Hakkı Suha Okay.
Belki, bütün
milletvekili arkadaşlarımın isimlerini bir anda
hatırlamayabilirim, çünkü yeni olan arkadaşlarımız çok.
Bildiklerimi okuyayım ben.
Ali Köktürk,
Sayın Osman Durmuş, Sayın Kürşat Atılgan, Sayın
Ahmet Duran Bulut, Sayın Bayram Ali Meral, Sayın Ali Koçal,
Sayın Abdülkadir Akcan, Sayın Nur Serter, Sayın Mevlüt
Aslanoğlu, Sayın Yılmaz Ateş, Şahin Mengü, İsa
Gök
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) 20 yeter efendim, 20
BAŞKAN - Ali
Arslan, Sayın Emrehan Halıcı, Sayın Tayfun İçli
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) 20
20
BAŞKAN
Arkadaşlarım, Meclis Başkan Vekili olarak ayakta bulunan bütün
arkadaşlarımı buraya yazarım, usul böyledir.
Sayın Birgen
Keleş, Sayın Turgut Dibek, Sayın Halil Ünlütepe, Sayın Enis
Tütüncü.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, yoklama için dört dakika süre veriyorum.
Adlarını okuduğum sayın üyelerin, yoklama için elektronik
cihaza girmemelerini rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, toplantı yeter
sayısı yoktur, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 15.28
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
İstem üzerine yapılan yoklamada toplantı yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi,
yoklama işlemini tekrarlayacağım.
Yoklama için dört
dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, toplantı yeter sayısı
vardır.
VII.- SEÇİMLER (Devam)
A) Komisyonlarda Açık Bulunan
Üyeliklere Seçim (Devam)
1.- Çevre; Tarım, Orman ve Köyişleri; Dilekçe;
İçişleri ve Dışişleri Komisyonlarında açık
bulunan üyeliklere seçim (Devam)
BAŞKAN İçişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Kırşehir Milletvekili Abdullah
Çalışkan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Dışişleri
Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grubuna
düşen 1 üyelik için Şırnak Milletvekili Abdullah Veli Seyda aday
gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan
Gelen Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/268)
(S. Sayısı: 46) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Geçen
birleşimde 1inci madde üzerinde soru-cevap işlemi
tamamlanmıştı.
Şimdi, madde
üzerinde altı adet önerge vardır.
Önergeleri önce
geliş sırasına göre okutup sonra aykırılık
durumlarına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1 inci
Maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Öznur
Çalık Aşkın
Asan Özlem
Müftüoğlu
Malatya Ankara Gaziantep
Ayşe Nur
Bahçekapılı A.
Sibel Gönül Abdurrahman
Arıcı
İstanbul
Kocaeli Antalya
Hüseyin
Gülsün
Tokat
Madde 1-
14/6/2001 tarihli ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
İzleme
kurulu, başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Asıl üyelerden en az birinin kadınlardan seçilmesi
zorunludur. Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden
seçilebilir.
BAŞKAN
İkinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Madde 1-
Görüşülmekte olan; 46 S. Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1.
maddesi ile; 4681 sayılı kanunun 2. Maddesinin 2.
Fıkrasında yapılacak İzleme Kurulu, başkanla birlikte
beş asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Üyeler dört yıl için
seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir şeklindeki
değişiklik yerine, aynı kanunun 2. maddesinin ikinci
fıkrasında İzleme Kurulu, başkanla birlikte en az beş
asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Üyeler arasında en az bir
asıl ve bir yedek kadın üye yer alır. Kurulda Baroların ve
tabip odalarının ilgili komisyon temsilcilerine yer verilir. Üyeler
iki yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir.
Şeklinde değişiklik yapılmasını arz ederiz.
Pervin Buldan Şerafettin Halis Hamit Geylani
Iğdır Tunceli Hakkâri
Ayla Akat Ata Sırrı
Sakık Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
Osman
Özçelik
Siirt
BAŞKAN
Üçüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı yasa tasarısının 1.
maddesinde geçen beş ibaresinin altı ve üç ibaresinin de dört
olarak değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN
Dördüncü önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
46 S.
Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda değişiklik yapılmasına
ilişkin kanun tasarısına 1. maddesi ile değiştirilen
fıkranın aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi hususundaki önergemizi saygı ile arz ve teklif
ederiz.
İzleme
kurulu, başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Üyeler iki yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden
seçilebilir.
İsa
Gök Ali İhsan
Köktürk Atilla Kart
Mersin Zonguldak Konya
Ali Rıza
Öztürk Turgut Dibek Vahap Seçer
Mersin Kırklareli Mersin
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu Abdullah
Özer
Malatya Bursa
BAŞKAN
Beşinci önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı kanun tasarısı 1. maddesinin 2.
paragrafının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
İzleme
kurulu, başkanla birlikte beş asil ve birisi Cezaevi tutukevleri
hekimi olmak üzere üç yedek üyeden oluşur. Üyeler dört yıl için
seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir.
Osman
Durmuş İsmet
Büyükataman Akif
Akkuş
Kırıkkale Bursa Mersin
Rıdvan
Yalçın Durmuşali
Torlak
Ordu İstanbul
BAŞKAN
Altıncı önergeyi okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 Sıra Sayılı Ceza İnfaz Kurumları Ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Şahin Mengü Ahmet Ersin Turgut Dibek
Manisa İzmir Kırkareli
Ali
Koçal Ferit Mevlüt
Aslanoğlu
Zonguldak Malatya
Madde 1-
14.06.2004 tarihli ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
İzleme
Kurulu başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Kurulda en az bir kadın ve il barosunun önereceği bir
Avukat bulundurulması zorunludur. Üyeler dört yıl için seçilir,
Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilirler.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) Başkanım, en
son okuduğunuzdan başlıyorsunuz değil mi?
BAŞKAN
Evet, en son okuduğum önerge.
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz efendim.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI MEHMET
ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz takdire bırakıyoruz efendim.
BAŞKAN
Önerge sahipleri, gerekçeyi mi okutayım?
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Söz almak istiyorum.
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına, Manisa Milletvekili Sayın Şahin Mengü.
Buyurun.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
huzurlarınıza gelmiş olmamın nedeni, dün kanun
tasarısının geneli hakkında konuşurken, izleme
kurullarında baronun göstereceği bir avukatın bulunması
talebimizin yasa hükmü hâline getirilmesiydi. Bu talebimizin ne kadar
doğru olduğu, Sayın Bakanın konuşma yaparken bize
cevap verdiği cevapta açıkça ortaya çıktı. Ben, barolara bu
yetkinin verilmesini bir meslek taassubu içinde istemedim. Benim bunu talep
etmemin nedeni, bütün hayatı boyunca, yani, profesyonel meslek hayatı
boyunca avukatlık yapagelen insanların bu konulara daha yakın
olmalarından kaynaklanmaktadır. Avukatlık mesleğinin içine
baktığınız zaman, yıllarca hâkimlik,
savcılık, idarecilik yapan, emniyet görevlisi olan
arkadaşlarımız emekli olduktan sonra avukatlığa
başlarlar. Hatta o kadar başlarlar ki, bunu
Hâkimler ve
savcılar açısından verilebilecek en büyük, en ağır
ikinci ceza, mesleki olarak disiplin cezası, yer değiştirme
cezasıdır. Bir hâkim hakkında yer değiştirme
cezasını verir Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, baroya
kaydolmaya gelir. Biz bu kadar sorunlu bir insanı avukat yapmayız
dediğimiz zaman, Danıştaydan kararı alır, gelirler ve
avukat olurlar.
Şimdi, bizim
söylemek istediğimiz şu: Meslek hayatında bir avukatın
nasıl davrandığını Adalet Komisyonu Başkanı
bilmez, bilemez. Artı, mesleğin gereği de
karşılıklı olarak bir devamlılığı
İlişkilerimiz çok uygardır. dersek, bu da fazla iyimser olur.
Maalesef, hâkim ve savcı arkadaşların eğitimlerinden mi
kaynaklanıyor, nedir bilemem, ama o ilişki hiçbir zaman, çok
istisnalar hariç, sıcak bir ilişki olmamıştır. Bu
nedenle, umumiyetle, Adalet Komisyonu üyesi arkadaşlarımız bu
tip görevlere bir avukat tayin etmek istedikleri zaman, hâkimlik, savcılık
mesleğinden gelmiş meslektaşlarını seçmeye
çalışırlar.
Sayın Bakan
dün dedi ki: 136 tane avukat var görev yapan. 5 tane, 6 tanesi savcı veya
5 tane hâkim. Şimdi, Sayın Bakana dedim ki ben de oturduğum
yerden: Bu 136 avukatın kökenlerini bilebiliyor muyuz? Bilemiyoruz,
herhâlde bilmiyordur.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Bilemem efendim.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Bilemezsiniz, tabii, doğru. Bunu, sizi kınayarak
söylemiyorum, bilmeniz de mümkün değil. Ama, bunu en iyi barolar bilir.
Şimdi,
Manisa olayını örnek verdim dün. Emniyetçi, işkenceci polislerin
avukatlığını yapan emniyetçi kökenli bir avukat
arkadaşımızı bu kurulun başına getiriyorsunuz ve
şehirde sorunlar çıkıyor. Şimdi, bütün bunları
önlemenin tek şartı, oraya bir avukatın baro tarafından
görevlendirilmesidir. Yani seçilmiş insanlara biz eğer itimat
etmezsek barolara, baro yöneticilerine, bir anlamda kendimizi inkâr etmiş
oluruz. Bizler de burada seçilmiş insanlarız. Herkes kendi meslek
düzeyinde, kendi ortamında seçilerek geliyor. Bu nedenle bir avukatın
orada bulunması çok önemlidir. Vardır. deniyor. Ben de hiç
olmadığını zaten iddia etmedim, ama en sonunda Adalet Komisyonu
Başkanının takdirinde. Dokuz tane meslek saymış kanun,
bu dokuz mesleğin içinden siz gene beş asil, üç yedeği
seçersiniz, ama hiç hukukçu seçmeyebilirsiniz. Bunu önlemenin ön
şartı, baronun göstereceği
Çok da rahat davrandık, dedik
ki: 3 tane aday göstersin baro, 1ini seçin. Bu önerimiz dahi sıcak
karşılanmadı.
Yasanın
böyle geçmesi, bugün için
Bugüne kadar çok sorun yaratılmamış
olabilir, ama yarın sorun yaratılmayacağı anlamına
gelmiyor. Bu, hep beraber, hepimizi yarın
çok sıkıntıya sokar.
İki:
İçeride baronun gösterdiği bir avukatın olması zaman zaman
yapılan dedikoduları, yanlış bilgilendirmeyi de önler.
Şimdi, Avrupalılar buraya geliyor, bazı insanlar onları
dilediği gibi dolduruyor. Adamlar size diyor ki: Senin
atadığın Adalet Komisyonu Başkanının
atadığı bir komisyon var. Hâlbuki, ben içeride baronun
atadığı bir avukat olur ise şunu söylerim: Hayır, onun
atadığı değil. Gerçek bir sivil toplum örgütü. Benim tayin
ettiğim de adam var diyebilirim. Bu sadece gene söyledim
konuşmamın başında- bir meslek taassubu değil. Ülkenin
dışarıda herhangi bir şekilde çirkin dedikodulara muhatap
edilmemesinin ön şartı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Mengü, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ŞAHİN
MENGÜ (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Bu bakımdan
bu önergeye destek vermenizi arz ediyorum.
Saygılar
sunuyorum. (Cumhuriyet Halk Partisi sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 Sıra Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1 inci
maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Şahin
Mengü (Manisa) ve arkadaşları
Madde 1-
14.06.2004 tarihli ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
İzleme
Kurulu başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Kurulda en az bir kadın ve il barosunun önereceği bir
Avukat bulundurulması zorunludur. Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi
dolan üyeler yeniden seçilebilirler.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, bunu görüştük.
Görüştük efendim, oyladık bunu.
BAŞKAN
Arkadaşlar, önce önergeleri geliş sıralarına göre okutup,
sonra aykırılık durumlarına göre işleme alıyoruz.
Biraz önceki önerge değil, farklı bir önerge.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Oyladığımız önerge bu.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Deminkinin aynısıydı
Sayın Başkanım bu aşağı yukarı, değil
mi? Peki, takdire bırakıyoruz efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın önerge sahibi konuşma yaptı
Sayın Başkan konuyla ilgili.
BAŞKAN
Arkadaşlar, ben özür diliyorum arkadaşlarım adına. Sizin
tespitiniz doğru.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı kanun tasarısı 1. maddesinin 2.
paragrafının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Osman
Durmuş (Kırıkkale) ve arkadaşları
İzleme
Kurulu, başkanla birlikte beş asil ve birisi cezaevi tutukevleri
Hekimi olmak üzere üç yedek üyeden oluşur. Üyeler dört yıl için
seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Takdire bırakıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Durmuş?
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Gerekçesi okunsun efendim.
BAŞKAN
Peki, gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Ceza İnfaz
Kurulları gereğince oluşturulan izleme kurullarının
inceleyeceği konular arasında; cezaevi hekiminin, tespit
edebileceği, şiddet, darp ve yaralanmaları protokol defterine
kaydettiği vakalar ve sözlü ifadeleri anlamlı olabilir.
Hipokrat yemini
eden hekimin mesleğini icapları doğrultusunda izleme kuruluna
vereceği bilgiler incelemeyi anlamlı kılabilir. Cezaevinin
yönetim biçimi ve etkinliği konusunda yol gösterici olacaktır.
Ayrıca bu işlev asli görevidir. İzleme elemanı olarak daha
etkili yakın denetim sağlayacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
46 S.
Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda değişiklik yapılmasına
ilişkin kanun tasarısına 1. maddesi ile değiştirilen
fıkranın aşağıdaki şekilde değiştirilmesi
hususundaki önergemizi saygı ile arz ve teklif ederiz.
İsa
Gök (Mersin) ve arkadaşları
İzleme
kurulu, başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Üyeler iki yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden
seçilebilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Gök, buyurun.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
Mecliste önergeler konusunda bir yargı oluştu. Dün akşamla
bağlantılı sanıyorum o. Bunu açıklamam lazım
öncelikle.
Arkadaşlar,
bu Kanun, Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Kanunu 2001de 57nci
Hükûmetin başlama çalışmalarından birisidir. Sanıyorum
o dönemde Osman Bey de Hükûmetteydi, imzası mutlaka bu Kanunda
vardı. Bu Kanunun ihdas amacı, insan hakları mücadelesi
babındandır. Bu Kanun insan hakları çalışmaları
bünyesinde getirildi ki Avrupanın da istekleri vardı, o cümleden
kabul edilen bir kanun. Bakınız, şüphelinin de,
sanığın da, tutuklunun da, hükümlünün de hakları
vardır ve bu haklar, gerek Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi
gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ve 82
Anayasamızın birinci kuşak katalog haklarına girer. Ancak,
dün akşamki konuşmalarda gelinen bir nokta oldu. Bu da -bazı
şeyleri karıştırıyoruz, hakikaten
karıştırıyoruz- bu Kanunun amacı, insan hakları
mücadelesi. Hükûmetimizin de tasarısının amacı, uygulanamayan,
toplanamayan izleme kurullarını toplanır hâle getirme, Kanunu
uygulanır hâle getirme olduğu için doğru bir amaçtır
kutluyorum, doğru bir kanundur kutluyorum. Şimdi, bizim
amacımız ise, önerge sahiplerinin amacı ise bu Kanunu daha
demokrat, daha uygulanabilir, daha ideal hâle getirmektir. Dolayısıyla,
buradaki ortak akıl ve ortak amaç, insan hakları mücadelesinde
kanunun önergelerle daha iyi hâle getirilmesini desteklemektir. İş,
bir anda Terörle Mücadele Kanunu mantığının
yayılmasına geldi. Bu bir hata olur. Bu kanun, terörle mücadele kapsamında
düşünülecek bir kanun değildir, insan hakları mücadelesinde
düşünülecek bir kanun.
Bakın,
hatalar yapıyoruz, bilerek bilmeyerek
Mesela -bazı
arkadaşlarıma ben arz etmiştim- dün burada, son derece
kişiliğine saygı duyduğum, mesleğine saygı
duyduğum ve eski dostum diyebileceğim bir ağabeyim, Hakkı
Bey, grup adına konuştu bu kanun hakkında, AKP Grubu adına
konuştu, daha sonra da Komisyon adına yerini aldı. Eleştiri
olarak değil, bu bir hatadır, bu bir hatadır. Grup adına
tavır koyan meslektaşım, daha sonra -dün burada
anlatmıştım arkadaşlarıma- Komisyonda yer alamaz. Bu
hata, aynı şekilde bu kanunun yorumunu yaparken hepimizin
mantığına sirayet etti. Bu kanun insan hakları mücadelesi
kanunudur. Bu kanunun önergelerini de -istirham ediyorum- bu minvalde değerlendirmek lazım. Olayı
yalnızca terör suçlarına, belli suç tipine ve belli suçlu tipine
indirgeyecek olursak bu kanun olumlu, hatta ve hatta Sayın Hükûmetin
tasarısını da geri çekerek izleme kurullarını
kaldırmaya götüren bir ifrat mantığına götürür. Ben bu
yanlışlıktan dönülmesini özellikle istirham ediyorum. Çünkü,
hakikaten, kanunun ruhuna, gerek kanunu yapan Hükûmetin getiriş
amacına gerek Hükûmetin uygulanamayan maddeleri düzeltmek için önümüze
getiriş amacına aykırı bir mantığa gidiyoruz. Bu,
amaçta sapmadır. Amaçta sapmanın bizi nereye götüreceğini
bilemeyiz. Hukukçuluğu öne koymamız lazım.
Öte taraftan,
bakın arkadaşlar, dünkü konuşmalarda hep belli suç tipine
indirgenmek istendi bu kanun ve bu kanunla yaratılmaya
çalışılan fayda -ki, kanunlar fayda için yapılır-
belli suç tipine indirgenmeye çalışıldı. Az önce arz ettim
hepinize: Şüphelinin de, iddianame sonrası sanık
kısmına giren sanığın da tutuklunun da hükümlünün de
hakları vardır ve hukuk devleti bu haklara gösterdiği
saygıyla kalitesini ortaya koyar. Biz kalitemizi ortaya koymalıyız.
Arkadaşlar,
ceza evlerimizde 87 bin civarında -ki 392 ceza infaz kurumumuz var-
tutuklu, hükümlü var. Bunlardan terör suçlusu 4 bin küsur -detaylı sayılara girmek
istemiyorum- adli dediğimiz tutuklu ve hükümlü 80 bine yakın.
Eğer ki mantığımızda belli prototip suça ve suçluya
indirgeyecek olursanız yine realiteye uymuyor, uymuyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Gök, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
İSA GÖK
(Devamla) Bu sebeple, cezaevi izleme kurulları son derece önemli. Burada
dört yıllık süre
Önergeye bağlıyorum Sayın
Başkan. Arkadaşlar, hep kurulları biliyoruz. Şevk gidiyor,
şevk gidiyor, çalışma azmi azalıyor. İki
yıllık birikimi olan insanlar ki meslek odalarından gelen
arkadaşlarımız da var. Biliyoruz ki onlar iki yılda bir
seçilir. Gelen insanlar iki yılda bir gelsinler. Barolardan, tabip
odasından, nereden gelirse gelsin, ama iki yılda bir gelsin. Bu
kurulların eğer sorunlu üyeleri varsa, bunları ayıklama
imkânı da olsun. Kurulun daha aktif, daha heyecanlı, şevkli
çalışma imkânını yaratmak lazım. Bu sebeple iki
yıllık süre
657 sayılı Kanunu eleştirmek değil,
ama hani bir memur zihniyeti deriz ya, oraya gelip de dört yıllığına
oturmak çok doğru değil. Herkes gelmeli, insan hakları
mücadelesinde iki yıllık birikimini, şevkini, ihtiyacı
karşılayacak emeğini koymalı, iki yıl sonra
başkaları gelmeli. Üstelik de bu mücadelede, eğer ki biz
illerimizden her iki yılda bir 8 kişiyi görevlendirebilirsek, insan
hakları mücadelesinde aktif olacak 8 yeni insan demektir. Bu anlamda, bu
sayıların artırılması dahi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Gök, teşekkür ediyorum.
İSA GÖK
(Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Bu kanunun
amacına, gerek önceki Hükûmetimizin maksadına gerek şimdiki Hükûmetimizin
değiştirme amacına uyacaktır.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, karar yeter sayısı
BAŞKAN
Karar yeter sayısı istiyorsunuz, peki.
Önergeyi
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.14
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.26
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
46 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Tasarının
1inci maddesi üzerinde İsa Gök ve arkadaşları tarafından
verilen önergenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı yasa tasarısının 1inci
maddesinde geçen beş ibaresinin altı ve üç ibaresinin de dört
olarak değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Büyük
Millet Meclisinin seçimden çıkmasının üzerinden üç ay
geçmiş, bugün iki tane karar yeter sayısını
bulamadınız 340 kişilik milletvekili grubundan, bir
toplantı yeter sayısını bulamadınız.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Komisyonlar çalışıyor,
arkadaşlar komisyonlarda.
KAMER GENÇ (Devamla)
- Bu, Meclise karşı hakikaten görüntüyü çok zayıflatıyor.
Şimdi, millet diyor ki: Yahu seçimden daha yeni çıkmış
gitmiş milletvekillerinde ruh yok, çalışma şevki yok;
bunlar bizim hangi problemlerimizi çözecek!
Bakın, size
kıdemli bir ağabeyiniz olarak bir tavsiyede bulunacağım: Bu
Bakanlar Kurulunu değiştireceksiniz. Yani, arkadaşlar, Türkiye
Cumhuriyeti kurulduğu günden beri beş seneden fazla bakanlık
yapan yoktur. Yeni bakanlar gelecek, şevkle göreve bağlanacak ve
Bakanlar Kurulu buraya gelse bu milletvekilleri gelir buraya. Kimse gelmiyor.
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Bakanlar burada, ne alaka!
KAMER GENÇ
(Devamla) Neyse
Çaylardan çok toz çıktı, şimdi
konuşmayalım fazla. Onun için, o tozları mozları
getireceğiz buraya bir zamanda.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, ben, bu Parlamentonun bir mensubu olarak bu
Parlamentonun itibarının korunması için herkesin gayret sarf
etmesini diliyorum ve sizler de iktidar partisi milletvekili olarak daha
Parlamentonun başında karar yeter sayısını
bulmazsanız, toplantı yeter sayısını
bulamazsanız
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Komisyonlar toplantıda Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) - İşte ortada gerçekler görünüyor ya ve bu Parlamentonun
görüntüsü hoş olmaz. Ben size doğruları söylüyorum. Her
şeye itiraz etmek size bir şey kazandırmıyor ki!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Komisyonlar toplantıda, yanlış
söylüyorsunuz.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Efendim, toplantı
İşte yoktu burada. Neyse
Şimdi, benim
önergemin mahiyeti bu sayın milletvekilleri. Bu önergede efendim
beş sayısını altıya çıkarmak istiyorum ve
aşağıdaki son maddede de salt çoğunlukla değil de üçte
1le toplanması. Yani toplantıda da kolaylık
sağlanması için bu önergeyi verdim.
Ben geçmiş
dönemlerde, yani 2000li yıllarda Cezaevleri Alt Komisyonunda, İnsan
Hakları Komisyonu üyesiydim ve alt komisyonda çalıştım. O
zaman gerçekten çok sıkıntılar vardı. Hakikaten son
zamanlarda cezaevlerinde çok iyi iyileştirmeler yapıldı. Bu
huzur hareketinin olduğu zaman, biz o zaman çok müdahale ettik. O zaman
işte rahmetli Sayın Ecevitin Başkanlığında
Biz
o zaman İnsan Hakları Alt Komisyonu olarak kendileriyle
görüştük. Başbakan Vekili vardı, Adalet Bakanı vardı,
İçişleri Bakanı vardı ve toplantıda, F tipi cezaevleri
projelerinin ertelenmesi kararı alındı. Biz gittik, maalesef
işte o cezaevindekilerle görüştük ve o sırada kendileri ölüm
oruçlarını bırakacaklardı ama birtakım yerlerden
birtakım emirler geldi, o geçerli olmadı. Bu huzur hareketi ile
yapılan müdahalede maalesef çok büyük insan kaybı oldu. O
olayları bilen bir insan olarak o günlerle bugünleri
karşılaştırdığımız zaman, bugün tabii
ki ufak tefek hadiseler olabilir ama hakikaten Türkiyede çok büyük boyutlarda
işkence önlenmiştir. Özellikle işkencenin önlenmesinde
katkısı olan herkese teşekkür ediyorum.
Bu infaz koruma
memurları, biliyorsunuz cezaevlerinde çalışan kişiler.
Bunların ekonomik yönleri de çok güçsüz olduğu için, tabii çok
çeşitli psikolojik bozuklukları olan, sıkıntılı
olan insanlarla devamlı karşı karşıya olduğu
için, bu insanları bir de ekonomik sıkıntıyla
karşı karşıya bırakmamak lazım. Ben Sayın
Bakanlıktan bu arkadaşlarımızın ekonomik
durumlarını düzeltmesini de istiyorum.
Ayrıca her
şeye kesin hakkını vermek lazım, Adalet
Bakanlığına bağlı ceza infaz kurumlarında görev
yapan bürokrat arkadaşlarımızı hakikaten tebrik ediyorum,
çok sağlıklı görev yapıyorlar. Mesela herhangi bir konuda
bize bir şikâyet geldiği zaman ilgili bürokrat
arkadaşlarımıza telefon açıyoruz, telefonlara çıkıyorlar
ve sıkıntı varsa sıkıntıyı gideriyorlar,
bize de bildiriyorlar. Huzurlarınızda, orada görev yapan, Adalet
Bakanlığına bağlı ceza infaz kurumlarında görev
yapan arkadaşlara da teşekkür ediyorum. Herkesin de tabii
Ama birçok
bürokratınıza da telefon ettiğimiz zaman,
bakanlarınıza da telefon ettiğimiz zaman, hep toplantı
yapılıyor ama bu kurumda böyle bir şeyle
karşılaşamıyoruz.
Bizim, önemli
olan, bu önergede, toplantıda 5i 6ya çıkarıyoruz ama, bu alt
maddede dediğim gibi, salt çoğunluk yerine üçte 1le toplantıya
çağırırsak, yani 3 kişiyle toplantı olursa
Pardon, üçte
1le, 2yle toplanma imkânı bile
Yani ama yedekleri de var. 3 kişiyi
buluyor. Dolayısıyla şeyi kolaylaştırır diye, bu
nedenle önergeyi verdim.
Hepinize
saygılar sunuyorum efendim.
Sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Madde 1-
Görüşülmekte olan; 46 S. Sayılı Ceza İnfaz Kurumları
ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1.
maddesi ile; 4681 sayılı kanunun 2. Maddesinin 2.
Fıkrasında yapılacak İzleme Kurulu, başkanla birlikte
beş asıl ve üç yedek üyeden oluşur. Üyeler dört yıl için
seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir şeklindeki değişiklik
yerine, aynı kanunun 2. maddesinin ikinci fıkrasında
İzleme Kurulu, başkanla birlikte en az beş asıl ve üç
yedek üyeden oluşur. Üyeler arasında en az bir asıl ve bir yedek
kadın üye yer alır. Kurulda Baroların ve tabip
odalarının ilgili komisyon temsilcilerine yer verilir. Üyeler iki
yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden seçilebilir. Şeklinde
değişiklik yapılmasını arz ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Önerge sahipleri konuşacak mı, gerekçeyi mi okutayım?
AYLA AKAT ATA
(Batman) Konuşacağım.
BAŞKAN Buyurun.
AYLA AKAT ATA
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi,
cezaevi izleme kurulları ve tutukevi izleme kurulları bizler
açısından gerçekten önemli, az önce İsa Bey de belirtti.
Demokratikleşme adımları atıldığı bir
dönemde, reform diyebileceğimiz bir yasa ve önemsiyoruz. Birçok zaman
kapalı kapılar ardında bulunan insanların neler
yaşadığı, sorunlarının ne kadar
dışarıya yansıdığı noktasında uzun
yıllar çalışan biri olarak, kamuoyunun bilgisiz olması, bu
sorunların giderilmesi noktasında da çoğu zaman aciz
kalınmasını da beraberinde getirmiştir.
Şimdi, biz,
şunu belirttik, dedik ki: Mutlaka bu kurullarda en az 1 kadın
asıl ve 1 kadın yedek üye bulunması gerekiyor. Şimdi siz
derseniz ki, sadece 1 kadın yer alacak, o zaman o 1 kadın da katılamadığı
durumlarda bu kurullarda kadınlar yer almayacaklar mı? O zaman
mutlaka bir de yedek kadın olması gerekiyor -ki, biz başta da
ifade ettik- bu kurullarda toplumsal cinsiyete önem verilmesi gerekiyor. Yani
en az 1 kadın olması lazım, illa ki tek kadın olması
gerekmiyor. Ki, zaten, illerde sanırım bu komisyonlarda bazen üye
kadınlar arasında 1 ya da 2, bu sayı değişebiliyor,
bazı kurullarda da hiç yer almıyor. O yüzden kanunla düzenlenmesi
önemlidir ve bunun en az olarak da belirtilmesi gerekiyor.
Yine, şimdi,
Başkanla birlikte en az 5 asıl, 5 yedek üye, demişiz. Bu da bir
en az belirtmemiz var. Çünkü şimdi İstanbulda da 5 kişilik
bir komisyon görev alacak, Şırnakta da 5 kişilik bir komisyon
görev alacak, Siirtte de. Şimdi, İstanbulun koşulları
içinde barındırmış olduğu tutuk ve hükümevi, bir de
Siirtin içinde barındırmış olduğu tutuk ve hükümevi
aynı değildir. Bu nedenle, kurulun gözlem yapma ve performansı
da her iki il açısından farklı olacaktır. O yüzden, bu
kurullar, en az sınırını koymak kaydıyla,
İstanbul için belki üye tam sayısının da
artırılmasını da beraberinde getirecektir.
Yine, bu
kurullarda dört yıllık görev alınması noktasında bizim
de kaygımız vardır. Hem işlevi yapan insanlar için bu
işin sıkıcı olmaması
Ki cezaevleri alanında
çalışan biri olarak şunu da ifade edeyim: Gidip
gördüğünüzde, tartıştığınızda,
paylaştığınızda, yaşananlar için bir dönemden
sonra, hani, tamam, bilgi sahibisiniz, bunu paylaşabiliyorsunuz, bunun
etkin çözümünü bulabiliyorsunuz belki, ama, daha sonrasında bu işten
sıkılabiliyorsunuz ve bu yaşadıklarınız
karşısında bir travma hâli de yaşayabiliyorsunuz, bu
birinci boyutu.
İkincisi, bu
kurullar dört yıl boyunca görev yapacaklar ve iki yıla indirilmezse,
denetim için de dört yılı beklemek zorunda kalacaklar. Daha kısa
bir süre içerisinde bile olabilir ama, iki yıl şartı getirmek
koşuluyla kurullarda görev alacakların da kendi içinde ve görev
aldıkları kurumlara dair bir sorumluluklarının söz konusu
olması gerekiyor.
Yine, biz bu
kurullarda baroların ve tabip odalarının ilgili
komisyonlarının temsilcilerinin yer almasını istedik. Dün,
Sayın Bakan, komisyonlarda yer alan meslek gruplarını ifade
ettiler. Evet, bu meslek grupları yer alıyor, avukatların da
sayısı çoğunlukta. Ancak arkadaşlar, şimdi, bir
avukatın, her avukatın cezaevleri konusunda ilgili olması
beklenemez, tabip odasına kayıtlı her doktorun da cezaevleri
konusunda ilgili olması beklenemez ama birçok baronuzun cezaevi izleme
komisyonları var, birçok tabip odasında cezaevi izleme birimleri var.
Bu konularda görev alacak insanların da, görev alacak avukat ve
doktorların da mutlaka bu kurullarda baro yönetimlerinin bilgisi dâhilinde
görevlendirilmeleri gerekiyor. Bu yasadan eğer etkin bir sonuç bekliyorsak
ki bizim için nihai amaç etkin bir sonuç alınabilmesidir- bu tür
eksikliklerinin giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. 1 kadın
üye, en az 1 kadın üye ve 1 yedek üye olmalıdır. Bu konuyu
eğer kurulların inisiyatifine bırakırsak ben
değişebileceğini zannetmiyorum, illaki 1 kadın üye
aransın ihtimali taşımayacaktır ama tesadüfen de 1 ya da 2
sayısını da bulabilecektir. Ama hepimiz biliyoruz, kadın
tutukevlerinde bir kadının gidip kadınlarla konuşması
ve çocuklarla konuşması, sorunun kendilerine aktarılması
boyutuyla da farklılık arz eder.
Yine, konuya ilgili
ve duyarlı çevrelerin bu izleme komisyonunda yer alması, mesela
baroların izleme komitesi gibi, sizin görüştüğünüz
insanların size aktaracakları bilgiler babında da çok önemlidir.
Ben bir insan hakları savunucusu olarak cezaevlerine gittiğimde bana
aktarılanla baro izleme kurullarının giden ki ikisi de
aynı amaca hizmet eder, ben iki komisyonda da görev alırım- ama
ikisine aktarılan arasında bile fark vardır. Eğer bu
durumda biz bunu, işte, Adalet Komisyonu tarafından öngörülen ya da
uygun görülen insanlara bırakırsak çok sonuç
alınamayacağını düşünüyorum. Bir de, içeriden, içeride
yatan babında ele almak lazım, sorunların
dışarıya aktarılması babında içeride yatanın
gözüyle de bakabilmek lazım, kime kendisini daha iyi ifade
edebileceğini de düşünmek lazım.
Saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ata.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 1 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
Öznur
Çalık (Malatya) ve arkadaşları
Madde 1.-
14/6/2000 tarihli ve 4681 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununun 2 nci maddesinin ikinci
fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
İzleme
kurulu, başkanla birlikte beş asıl ve üç yedek üyeden
oluşur. Asıl üyelerden en az birinin kadınlardan seçilmesi
zorunludur. Üyeler dört yıl için seçilir. Süresi dolan üyeler yeniden
seçilebilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) Takdire
bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de takdire
bırakıyoruz efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile 4681
sayılı Kanun uyarınca oluşturulacak izleme
kurullarının oluşumunda en az bir asil üyenin kadınlardan
seçilmesi zorunluluğu getirilmekte ve böylece ceza infaz kurumları ve
tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklu kadınların infaz
kurumlarındaki ve tutukevlerindeki yönetim, işleyiş ve
uygulamalara ilişkin problemlerinin daha iyi incelenmesinin ve bilgi
sahibi olunmasının sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Sorumuz vardı Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Uzunırmak, ben burada ekranda gördüm ama, başta da ifade
ettim, soru-cevap işlemi önergelerden önce yapılıyor. Buradaki
eğer
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Önergelerden önce girdim ben ama.
BAŞKAN
Efendim?
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Önergelerden önce girdim.
BAŞKAN
Soru-cevap işlemi dün tamamlanmıştı, benim elimdeki gelen
yazıda o şekildeydi. Eğer ekranda isminiz duruyorsa, bir sonraki
soruda sorarsınız.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Diğer maddede sorarım, tamam.
BAŞKAN
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 4681
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş ve aynı maddeye
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
"3. Ceza
infaz kurumları ve tutukevleri ile ilgili tespitlerini ve
aldıkları bilgileri değerlendirerek en az dört ayda bir rapor
düzenlemek, raporun bir örneğini Adalet Bakanlığına, izleme
kurulunun bulunduğu yargı çevresindeki Cumhuriyet
başsavcılığına ve görev alanına giren bir
şikâyet konusu bulunduğu takdirde ceza infaz hâkimliğine,
gerektiğinde ayrıca Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına
göndermek."
"Adalet
Bakanlığı, cezaevi güvenliğine ilişkin hususlar
müstesna olmak üzere, her yıl bir önceki yıla ait izleme
kurullarınca düzenlenen raporların sayısını,
konularını, yerine getirilen ve getirilmeyen önerileri ve
gerekçelerini bir rapor ile kamuoyuna açıklar."
BAŞKAN
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçın; şahısları adına Ordu
Milletvekili Mustafa Hamarat, Bolu Milletvekili Fatih Metin ve İstanbul
Milletvekili Ufuk Urasın söz talepleri vardır.
İlk söz,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Zonguldak Milletvekili Sayın Ali
İhsan Köktürke aittir. (CHP Grubu sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Değerli milletvekilleri, 4681
sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 2nci maddesine yönelik
olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuzun görüşlerini açıklamak üzere
söz almış bulunuyorum.
Öncelikle,
babasını yitiren Meclis Başkan Vekilimiz Sayın Güldal
Mumcuya, hafta içerisinde yitirmiş olduğumuz askerlerimizin aileleri
başta olmak üzere tüm ulusumuza baş sağlığı
diliyor, yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, insanın manevi ve fiziki varlığı ve
yaşam hakkı bütün değerlerin üzerindedir. İnsan, sadece
insan olmaktan kaynaklanan vazgeçilemez, devredilemez haklara sahiptir. Bu
nedenle, insanın fiziki ve manevi varlığının
korunması ve sağlam güvencelere bağlanması zorunlu bir olgu
olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlık
mücadelesi, yüzyıllar süren evreler geçirmiş ve İnsan
Hakları Evrensel Bildirisi başta olmak üzere, pek çok uluslararası
belge ve anlaşmalarla bugünkü konumuna ulaşmıştır.
Buna paralel olarak ceza sistemi de gelişme göstermiş; cezanın
sadece tenkîl edici değil aynı zamanda ıslah edici yönünün de ön
plana çıkarılması, suçlunun cezanın infazından sonra
yeniden topluma kazandırılması, üzerinde uzlaşılan bir
anlayış hâline gelmiştir.
Suç işleyen
tabii ki işlediği suçun cezasını çekmelidir. Bu husus
toplumsal düzenin korunması için zorunludur. Ancak, suçlu da ve
şüpheli de bir insandır ve insan olmaktan kaynaklanan vazgeçilmez,
devredilmez hakları bulunmaktadır. Bu nedenle, cezanın
infazı ve tutuklama tedbirleri, bu haklara saygı gösteren, suçlunun
cezasının infazından sonra yeniden topluma
katılmasını sağlayacak ve yeniden suç işlemesini
engelleyecek, ıslah amaçlarına uygun fiziksel ve yönetsel
şartlarda gerçekleştirilmelidir. Ancak diğer pek çok ülkelerde
olduğu gibi bizim ülkemizde de ceza infaz kurumlarında buna
aykırı şartlar zaman zaman gerçekleşmiştir. Zaman
zaman gerçekleşen ve bazen de gerçekleştiği iddia olunan bu
şartlar, hem toplum vicdanımızı yaralamış hem de
ulusumuzun saygınlığını zedeleyen durumlar
oluşturmuştur.
Nitekim bütün
bunların sonucu olarak ve ayrıca, gelişen insan hakları
anlayışı, mevzuat ve ülkemizin taraf olduğu
uluslararası anlaşmalar ve sözleşmelerle belirlenen ilkeler
çerçevesinde, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinin yönetim,
işleyiş ve uygulamalarını yerinde görmek, incelemek, bilgi
almak ve tespitlerini rapor hâline dönüştürerek ilgili ve yetkili
mercilere sunmak amacıyla 14/6/2001 tarihli 4681 sayılı Ceza
İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu ile
izleme kurulları oluşturulmuştur.
Bu Kanunun
gerekçesinde, yönetim ve işleyişin idari kurallar çerçevesinde
yürütülmesi esas olmakla birlikte, toplumun içinden gelen temsilciler
aracılığıyla, bu yönetim ve işleyişin yerinden
izlenmesinin, bu kurumlarda şeffaf bir yönetim sağlayacağı
ve uygulamalarda görülen aksaklık ve eksikliklerin giderilmesine
yardımcı olacağı belirtilmiştir. Daha açık bir
anlatımla, sivil, eğitimli, deneyimli ve bağımsız halk
temsilcilerinden oluşan izleme kurulları marifetiyle, cezaevi
uygulamalarının ve cezaevinin fiziki şartlarının
izlenerek toplum denetimine açılması ve bu şekilde
şeffaflığın sağlanması öngörülmüştür.
Değerli
milletvekilleri, ancak, gerek mevcut yasa içeriği gerekse dünden beri
görüşmekte olduğumuz değişiklik yasa tasarısı,
genel gerekçede tanımlanan amacı sağlamaktan uzaktır.
İzleme kurullarının oluşturulması son derece olumlu
bir adım olmakla birlikte, yasal düzenlemelerdeki yetersizlikler nedeniyle
bir o kadar da eksiktir. Bu eksiklikleri, grubumuz adına
görüşlerimizi açıklayacağımız değişiklik
yasa tasarısının 2nci maddesine
baktığımızda çok açık ve net olarak görmekteyiz.
Öncelikle,
değişiklik yasa tasarısının 2nci maddesiyle, 4681
sayılı Yasanın 6ncı maddesinin birinci
fıkrasının (3) numaralı bendi değiştirilmiş
ve fıkra eklenmiştir. 4681 sayılı Yasanın 6ncı
maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi, izleme
kurullarının, ceza infaz kurumları ve tutukevleriyle ilgili
tespitlerini ve aldıkları bilgileri değerlendirerek, en az üç
ayda bir rapor düzenlenmesini içermesine karşın, değişiklik
tasarısında bu süre dört aya çıkarılmıştır.
Birleşmiş
Milletler İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık
Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele veya Cezaya
Karşı Ek Seçmeli Protokolü ve diğer uluslararası ilke ve
belgeler çerçevesinde rapor düzenleme süresinin kısaltılması
gerekirken, uzatılarak dört aya çıkarılması, 4681
sayılı Yasanın çıkarılış amacından
uzaklaşıldığını göstermektedir. İnsan ve
suçlu hakları gelişme gösterirken ve buna paralel olarak izleme
kurullarının görevlerini daha ciddiyetle yerine getirmelerinin
sağlanması gerekirken rapor düzenlemelerinin uzun bir zaman
aldığı gibi makul olmayan bir gerekçeyle rapor düzenleme
süresinin dört aya çıkarılmasını Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına doğru bulmuyoruz. Bu durumu Kanunun amacından
açık bir uzaklaşma olarak görüyoruz.
Yine, mevcut
Yasada, Adalet Bakanlığı, cumhuriyet
başsavcılığı ve ceza infaz hâkimliğine izleme
raporunun gönderilmesi zorunlu olmakla birlikte, değişiklik
tasarısında izleme kurulu raporunun ceza infaz hâkimine gönderilmesi
görev alanına giren bir şikâyet konusu olması hâline
münhasır kılınmıştır. Zaten, denetim pozisyonu
olan infaz hâkimliğine raporun, izleme kurulu raporunun istisnasız
gönderilmesi gerekirken, meşguliyet yarattığı gibi makul
olmayan bir gerekçeyle, sadece suç işlenmesi veya konusuna giren bir
şikâyet olması hâline münhasır kılınmasını
da, yine Cumhuriyet Halk Partisi olarak doğru bir anlayış olarak
görmüyoruz.
Ayrıca, hem
mevcut Yasada hem de değişiklik tasarısında, izleme kurulu
raporunun Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını
İnceleme Komisyonuna gönderilmesi gerek duyulması hâline tabi
kılınmıştır. Gerek duyulması kavramı son
derece muğlak, belirsizlik içeren bir tanımlamadır. 4681
sayılı Yasanın genel gerekçesinde toplum denetiminin ve
şeffaflığının sağlanması öngörüldüğüne
göre, izleme kurulu raporunun, halkın temsilcilerinden oluşan Türkiye
Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna
gerek duyulması hâline tabi kalınmaksızın gönderilmesinin
daha uygun bir anlayış olarak benimsenmesinin gerekli olduğunu
düşünüyoruz.
Değerli
milletvekilleri, ayrıca, izleme kurulu raporlarının bir
suretinin izleme kurulunun bağlı olduğu il barosuna gönderilmesi
hem mevcut Yasada hem de değişiklik yasa tasarısında yer
almamıştır.
Eleştirileri
ve önerileriyle hukukun gelişmesine öncülük eden barolar adalet
sistemimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Baroların
sustuğu yerde hukukun canlı kalamayacağı bilinmelidir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin tanıdığı
hak ve özgürlüklerin takipçisi olacak, sosyal hukuk devletinin
gerçekleşmesine katkıda bulunacak baroların sürece etkin
katkısının sağlanması yurdumuz için yararlı bir
sonuç olarak algılanmalıdır. Türk yargısının,
Türk adaletinin, yargıcıyla, savcısıyla, avukatıyla ve
avukatların meslek örgütü olan barolarla ayrılmaz bir bütün
olduğu gözden uzak tutulmamalıdır.
Yine, yasa
tasarısında, Adalet Bakanlığının, her yıl,
bir önceki yıla ait izleme kurullarınca düzenlenen raporların
sayısını, konularını, yerine getirilen ve getirilmeyen
önerileri ve gerekçelerini bir rapor ile kamuoyuna açıklaması
öngörülmüştür. Bu yeni düzenleme de yeterli bir düzenleme değildir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Köktürk, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Devamla) Çünkü, getirilen düzenlemeyle kamuoyuna
açıklanacak olan, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme
kurullarının raporları değil, bunlara dayanarak Adalet
Bakanlığınca hazırlanacak olan rapordur.
Dolayısıyla, Adalet Bakanlığının, izleme
kurullarının raporlarına ne ölçüde sadık
kaldığı her zaman bir kuşkuyu içinde barındıracak
ve Adalet Bakanlığınca hazırlanacak raporların niteliği,
iktidardaki siyasi anlayışa, mevcut siyasi konjonktüre göre gerçek
durum tespitinden farklılık arz edebilecek, yasayla amaçlanan
şeffaflığın ve sivilliğin gerçekleşmesine engel
olacaktır.
Değerli
milletvekilleri, değişiklik tasarısının 2nci
maddesine ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüş ve
önerilerini ifade etmiş bulunuyorum. Bunlara yönelik önergelerimiz Meclis
Başkanlık Divanına sunulmuştur. Bu görüş ve
önerilerimizin yüce Meclisimizce dikkate alınması dilek ve
temennileriyle, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Madde üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Rıdvan
Yalçın.
Sayın
Yalçın, buyurun.
MHP GRUBU ADINA
RIDVAN YALÇIN (Ordu) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ben
de sözlerime, teröre kurban verdiğimiz 4 evladımıza Allahtan
rahmet ve milletimize başsağlığı dileyerek
başlamak istiyorum. Ümit ediyorum, Allah bizi bu kürsüden yeniden
başsağlığı dilemek durumunda bırakmaz diye de
temenni ediyorum.
Yine, bu kürsüde
ve farklı platformlarda insan hakları savunuculuğu
yapanları masum insanlarımızın ve askerlerimizin en temel
insan hakkı olan canlarına kasteden bu hain teröre karşı da
tavır alacak cesaret ve vicdana davet ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 46 sıra
sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 2nci maddesi üzerinde
Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Madde üzerinde
değerlendirmeler elbette yapacağım, ama bir iki hususu özellikle
ifade etmek istiyorum. Bunu bir polemik yaratmak ya da muhalefete muhalefet
etmek adına değil, ama dünkü görüşmelerde tasarının
geneli üzerinde söz alan Cumhuriyet Halk Partisi adına konuşan Sayın
Mengü, hem bir avukat olarak hem Adalet Komisyonu üyesi olarak kabul
edemeyeceğim değerlendirmelerde bulundu. Bugünkü
konuşmasında da dünkü görüşlerini kısmen tekrar etti.
Sayın Sözcü, işkenceci polisleri yargılayan hâkimin -ki, adalet
komisyonu başkanıdır o mahalde- izleme kurulu başkanı
olmasını eleştirdiği gibi, kurula eski hâkim, savcı
olan avukatların atandığını, hatta işkenceci
polislere avukatlık yapanların atandığını ifade
etti.
Bir hâkimi
sırf bu sebeple, yasanın kendisine yüklediği görevi yapıyor
diye eleştirmenin doğru olmadığını
düşünüyorum değerli arkadaşlarım. Yine, bir avukatın
işkence suçundan yargılanan birisine avukatlık yapıyor diye
işkenceyi savunuyor şeklinde takdim edilmesini de doğru
bulmadığımı ifade ediyorum. Avukatlıktan gelen bütün
arkadaşlar bilir ki, zaman zaman bu gibi suçlara avukatlık yapan
arkadaşlarımız, pekâlâ başka bir dosyada da işkence
suçunun mağdurlarına da avukatlık yapabilmektedir.
Hem
avukatları hem hâkim, savcılık emekliliğinden sonra
avukatlık yapan insanları baktıkları davaya göre
sınıflandırmanın doğru olmadığını
ifade ediyorum. Daha da üzücü olan: Sayın Sözcü, hâkim ve savcılar
için Onlar bizi meslektaş saymaz, biz de onları çok ciddi hukukçu
bulmayız. gibi bir beyanda bulundular.
Biraz önce ifade
ettiğim gibi, bunları bir polemik yaratmak için söylemiyorum, belki
Sayın Mengü de sözlerini düzeltmek ihtiyacı hissedecektir. Bu
çatı altında benim de önceden tanıdığım bir sürü
hâkim, savcılık görevini şerefiyle yürütmüş insanlar var. Ben
de uygulama içerisinden gelen bir insan olarak, böyle bir beyanın hem
avukatlara hem de genel olarak hâkim, savcılara karşı
yapılmış bir haksızlık olacağını
düşünüyorum.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; Sayın Adalet Bakanı da
buradayken, özellikle Tüzükün 77nci maddesi üzerinde de kısaca durmak
istiyorum.
Ben de bir Adalet
Komisyonu üyesiyim ve bugün görüştüğümüz tasarı gibi birçok
tasarı geçen dönemden kadük olduğu için komisyona geliyor ve
katkı sunmamız âdeta engelleniyor. Geçen dönem Mecliste temsil
edilmemiş olmamıza rağmen, âdeta, partimizin komisyon
faaliyetlerine katılımı bu uygulama sebebiyle
dışlanıyor.
Şimdi,
biliyorsunuz, Meclis yapısı ve komisyon yapısı önemli
ölçüde değişmişken, sırf zaman kaybı oluyor diye,
sırf Meclisin devamlılığı var diyerek, özellikle
muhalefetten komisyon üyesi olan arkadaşlarımızın
görüşlerine itibar edilmemesini antidemokratik bir uygulama olarak
değerlendirdiğimi ifade etmek istiyorum. Onun için, Sayın
Bakandan ve Sayın Komisyon Başkanımızdan özellikle istirham
ediyorum, en azından kısmi müzakereye imkân sağlayacak bir
düzenlemenin bizleri de, muhalefet sözcülerini de komisyonlarda birer dekor
olmaktan öteye, katkı sunan insanlar hâline getireceğini
düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, biz bunu, komisyonu tıkamak, engelleme yapmak gibi
bir niyetle de istemiyoruz. Biz Meclise, halkımızın
beklediği yasaları engellemeye değil, tahterevalli siyaset
anlayışı içinde oluşmuş
tıkanıklığı çözmeye geldik. Zannediyorum, Meclis
açıldığından bu yana da bu duruşumuzun gereğini
her kritik aşamada yerine getirdik, bundan sonra da yerine getirmeye devam
edeceğiz.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; bu yasayı Milliyetçi Hareket
Partisi olarak çok önemsediğimizi de ifade etmek istiyorum.
Mensupları ve hatta merhum genel başkanımız dâhil bir
dönemin bütün önder isimlerinin en ağır işkencelerden
geçmiş bir geleneğin temsilcisi olarak burada konuşurken,
işkence gibi bir insanlık suçuna müsamaha gösterilmesini elbette
kabul edemeyiz. Ancak, bu yasa nedeniyle, hep mahkûm ve tutukluların
devlet erki karşısında maruz kaldığı durum
konuşuldu. Esasen, bu yasanın uygulanması sonucu,
mahkûmların, diğer mahkûmlar ve özellikle örgütlü suçlara
karşı da, örgütlü suçlardan cezaevinde yatan gruplara karşı
da haklarının savunulduğunu görüyoruz ve en önemlisi, bu yasa,
işkenceyi önlemesi yanında devletimizi de iftira işkencesinden
kurtardı uzun zaman. Fakat, bu yasanın çok önemli bir eksiği
olduğunu düşünüyorum. Gerçek mağdurlar yanında, terör
örgütü ve özellikle örgütlü suçlara karşı fedakârca görev yapan kamu
görevlilerinin mücadele azmini kırmak ve linç kampanyalarıyla
yıldırmak için yapılan iftiralara karşı da, özellikle
suç isnadı yapanlara karşı bir korunmasının
olmadığını görüyorum. Onun için, Sayın Bakana, biraz
sonra soru-cevap kısmında sormak istiyordum. Burada ifade edeyim:
Kurula intikal eden müracaatların acaba yüzde kaçı
asılsızdır? Kaçı gerçeğe aykırı
çıkmıştır? Sırf kamu görevlilerini yıldırmak
için yapılan bu asılsız müracaatlara karşı, bu müracaatları
yapanlara ne tür bir işlem yapılmaktadır? Kamu görevlileri bu
tür iftiralara karşı ne tür bir korunmayla karşı
karşıyadır? Bu konuda da Sayın Bakanımızdan bilgi
istediğimi ifade etmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, neticede, 2nci maddede, daha önceden farklı
olarak, rapor süresinin uzatıldığı ve birçok kuruma
gönderilen raporun Adalet Bakanlığı tarafından kamuoyuna
açıklanmasının mecburiyet hâline getirildiğini görüyoruz.
Bu, bizce de yerinde bir değişikliktir.
Ben, yasanın
hayırlı olmasını diliyor, bu düşüncelerimle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yalçın.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Sayın Başkan, İç Tüzükün 69uncu maddesine
göre cevap hakkımın doğduğu inancındayım. Müsaade
ederseniz, çok kısa
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Söylediklerini ifade etti Sayın Başkan.
Bunda bir şey yok!
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İsim söylendi efendim.
BAŞKAN
Sayın Mengü
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) İsim söylendi.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İsim zikredildi, isim
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) - İsmimden bahsedildiği için, 69a göre söz
istiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sataşma yok Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İsim zikredildi
BAŞKAN -
Sayın Mengü, evet, Sayın Yalçın konuşması
sırasında sizin isminizden bahsetti, doğrudur; bazı
görüşler söyledi ve onları da kendi üslubu içerisinde eleştirdi.
Bu normal. Eğer, siz bu görüşler bana ait değildir, benim
görüşlerim farklı şekilde ifade edildi diyorsanız, size
açıklama vereceğim.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) 69uncu maddeye göre söz istiyorum Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hayır, hayır
Yani, onun için de açıklama vereceğim. Ama
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) - Açıklama yapayım Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Açıklama yapacak.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Farklı yorum var. Müsaade ederseniz,
açıklayayım.
BAŞKAN
Farklı yorum varsa, buyurun. Yani, Sayın Yalçın farklı
ifadeler kullandıysa
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Çok kısa
İşgal etmeyeceğim efendim.
BAŞKAN -
Buyurun.
İki
dakikalık süre veriyorum.
IX.- AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, konuşmasında,
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Sayın Başkan, değerli üyeler; Değerli
Milliyetçi Hareket Partisi Sözcüsü arkadaşım benim söylediklerimin
bir kısmını
Söylediklerim aynen doğrudur.
Hâkim-savcı-avukat ilişkisinde -burada avukatlıktan gelen birçok
arkadaşım var- biz, yıllarca bu sorunları yaşayarak
geldik.
Benim
söylediğim şu: İşkenceci polisin
avukatlığını yapan, yoğun olarak yapan bir insanı
böyle bir komiteye, kurula koyamazsınız dedim. Eğer
koyarsanız, şimdi, yoğun olarak terör suçuyla, terör
suçlularının avukatlığını alan bir avukatı
ne yapacağız? O da aynı şey. İşte, barolara
verdiğiniz zaman bu görevi, bunu önlersiniz. Çünkü, kimin ne iş yaptığını
en iyi barolar bilir. Aynen, nasıl bir öğretmen öğrencisini en
iyi tanıyan insansa, barolar da en iyi şekilde avukatı
tanıyan insanlardır. O anlamda ben bunu söyledim. Yani, yoğun
olarak bir işlemi yapan bir avukatı böyle, çok kritik bir kurulun
içine soktuğunuz zaman, objektiflik ortadan kalkar. Bunu ancak barolar
sağlar dedim.
Çok teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
1.- Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu (1/268)
(S. Sayısı: 46) (Devam)
BAŞKAN
Şahsı adına, Ordu Milletvekili Fatih Hamarat. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Buyurun
Sayın Hamarat.
SUAT KILIÇ
(Samsun) Fatih değil, Mustafa
MUSTAFA HAMARAT
(Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan yasanın 2nci maddesiyle ilgili, şahsım
adına söz almış bulunuyorum.
Öncelikle, ismimi
düzeltmek istiyorum: Mustafa Hamarat.
BAŞKAN
Pardon, Mustafa Hamarat
Evet, bizim,
görev yapan arkadaşlarımız yanlışlık yapmaya
devam ediyorlar.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkan, sarı
kart kullanmıyor musunuz?
MUSTAFA HAMARAT
(Devamla) Başka Hamarat olmadığı için, bir karışıklığa
mahal vermediğini düşünüyorum, saygılar sunuyorum.
Görüşülmekte
olan yasanın getirmiş olduğu birçok yenilik, burada gündeme
getirildi. Genel olarak zaten, takdir gören bir yasa ve takdir gören bir
değişiklik olduğu ortadadır, ancak biraz önce yapılan
bir iki eleştiriye ben, kısaca değinmek istiyorum. Birisi, üç
ayda bir izleme kurulu raporu hazırlanmasının dört ayda bire
çıkarılmasının, bu yasanın amacına
aykırı olduğu iddia edildi. Ben, bunun bir ihtiyaçtan
olduğunu ve bu tür raporların formalite raporlara dönüşmesi
tehlikesiyle karşı karşıya olmasının da kanunun
uygulanması açısından bir tehlike olduğunu, bu nedenle,
dört ayda bir, daha muhtevası dolu bir rapor olması açısından
böyle bir yenilik getirildiğini düşünüyorum. Zaten, kanunun,
diğer getirdiği bir yenilik de Adalet Bakanlığına bu
raporun sunulması ve Adalet Bakanlığının da bir
yıl sonra bu raporu kamuoyuyla paylaşması ve bu
paylaşması esnasında, yine, çok önemli olduğunu
düşündüğüm önerilerin, yerine getirilemeyen önerilerin, gerekçeleriyle
kamuoyuyla paylaşmasının Adalet Bakanlığına çok
önemli yükümlülükler getirdiğini düşünüyorum. O bakımdan, güzel
bir yenilik olduğunu söylemek istiyorum.
Diğer bir
konu da burada sık sık gündeme getirilen 77nci madde. Ben de Adalet
Komisyonu üyesi olarak bu konuya kısaca değinmek istiyorum. 77nci
madde, bizim de Adalet Komisyonunda uyguladığımız gibi,
aslında, bir mecburiyeti ortadan kaldıran, seçenek sunan bir
maddedir. Orada da aynen buradaki çalışma düzenimiz gibi, İç
Tüzüke göre, oylama yaparak bu maddenin uygulanmasını karar
altına alıyoruz. Bu madde üzerindeki bu polemiğin, ben, çok
doğru olmadığını düşünüyorum çünkü seçenek sunan
bir madde, burada, âdeta, kısıtlılık getiriyormuş gibi
kamuoyuna sunulmaktadır, Meclise sunulmaktadır.
Bu bakımdan,
bu konuda da fikrimi paylaştıktan sonra, yasanın
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, teşekkür
ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Hamarat.
Şahsı
adına, ikinci konuşmacı, Bolu Milletvekili Fatih Metin.
Sayın Metin
Yok.
İstanbul
Milletvekili Ufuk Uras
Yok.
Ekrana giren
arkadaşlarımız var, madde üzerinde, soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sayın
Uzunırmak, buyurun.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla,
Sayın Bakanıma şu soruları sormak istiyorum: 80 bin
civarında, cezaevlerimizde, tutuklu ve hükümlü olduğu rakamları
veriliyor. Acaba, bunlardan kaç tanesi tutuklu, kaç tanesi hükümlüdür?
Devamında,
tutukluluk süresi aldığı cezayı geçen kaç kişi
olmaktadır yılda ortalama? Böyle istatistikler tutuluyor mu? Bu
oranlar, aksaklık ve haksızlıklara işaret ediyor mu?
Nasıl düzeltilebilir? Çünkü, geciken adalet, adalet olmaktan
çıkmış demektir. Bunun için, Bakanlığımız ne
gibi düzenlemeler düşünüyor?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uzunırmak.
Sayın
Ünlütepe
HALİL
ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
aracılığınızla, Sayın Bakana şu soruyu
yöneltmek istiyorum: Görüştüğümüz maddeyle, en az iki ayda bir rapor
düzenlemesi gereken kurul, bu rapor süresini dört aya çıkartmaktadır.
Bunun madde gerekçesinde ise şu gösterilmektedir: Rapor düzenleme
zorunluluğunun kırtasiyeciliğe yol açtığı,
ayrıca, izleme kurullarının Bakanlığa sunduğu raporlarda,
Bakanlıkça rapordaki öneriler ile ilgili çalışma
yapılmasında yaşanan sıkıntılar gerekçe
gösterilmektedir.
Sorum şu:
Sayın Bakanlık, izleme kurulları tarafından düzenlenen
raporları acaba bir kırtasiyecilik olarak mı görüyor?
İkincisi:
İzleme kurullarınca bir emek karşılığı
hazırlanan raporlar ve bunlarda gösterilen öneriler üzerinde
çalışma yapılmasında Bakanlıkta ne tür
sıkıntılar yaşanıyor ki bu raporları azaltma
yöntemini seçiyoruz?
Üçüncü bir sorum:
Bu radikal bir düzenlemedir. Kurulların çalışmalarını
acaba belirli bir oranda ara vermeye doğru yönlendirmeye yol açar mı?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Dibek
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Benim Sayın
Bakanıma sormak istediğim sorum şu: İzleme
kurullarının ulaşım sorunlarıyla ilgili olarak ben bir
soru sormak istiyorum. Tabii, mevcut durumda, uygulamada,
başsavcılığın araçlarına bağlı kalarak
kendileri cezaevlerine ziyarete gidiyorlar. Tabii, bu sorunlar yaratıyor
diye düşünüyorum ben. Yani, idareye hiç bağlı kalmadan bir
ulaşım çözümü bulmak gerekir diye düşünüyorum. Yani,
başsavcılığın bir aracı var, işte, belki o
gün müsait oluyor, belki müsait olmuyor, başka bir yere tahsis
edilmiş olabiliyor. Cumartesi, pazar günü bu ziyaretleri yapmaları
gerekebiliyor. Dolayısıyla, sadece o araçla gidebiliyorlar. Kendi
araçlarıyla gitmeye kalktıklarında veya başka bir araç
temin etmeye kalktıklarında bununla ilgili bir ücret sorunu ya da
araç kiralamayla ilgili yine bir ücret sorunuyla
karşılaşıyorlar.
Diğer
açıdan da baktığımızda, bu ziyaretlerin haber vermeden
yapılması, cezaevlerinin bilgisinin olmadan yapılması da
bir anlamda gerekiyor, doğru olarak. Ama, bu, sonra, uygulamada
şikâyet olarak karşımıza çıkıyor. Sayın
Bakana bunu sormak istedim. Sayın Bakanım, yani bu konuda, bu
uygulamayı -ulaşımı sorununu- idareye bağlı
kalmaksızın kurulların yapmasını sağlamak için ne
yapılması düşünülüyor? Bu konuyu sormak istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Sayın Başkanım,
aracılığınızla Sayın Bakana sormak istiyorum:
Cezaevlerinde son yıllarda yoğun mahkûm kalabalıkları
görülmektedir. Bazı cezaevlerinde de, basında da yer
aldığı gibi, neredeyse, koğuş yatakları,
sırasıyla, nöbetleşe şekilde mahkûmlar tarafından
kullanılmaktadır. Hâl böyleyken, bazı cezaevleri de
kapatılmaktadır. Örneğin, Tokatın Erbaa Cezaevi
kapatılmıştır. Çok az süreyle mahkûm olan insanlar
mağdur olmakta, başka bölgelerde cezalarını çekmektedir.
Cezaevi şartlarının iyileştirilmesi ve bazı
suçların para veya başka şekilde cezalandırılması
konusunda bir çalışma var mıdır?
Ayrıca,
cezaevlerinde çok zor şartlarda çalışan personel, kendileriyle
ilgili olarak, yıpranma durumları dâhil olmak üzere iyileştirici
bazı kanunların çıkarılmasını yüce Meclisten
beklemektedirler. Bu konuda da bir çalışma var mıdır,
öğrenmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Saygıdeğer
milletvekilleri, ekranda üç arkadaşımın ismi gözüküyor ama
beş dakikalık süre doldu. Eğer Sayın Bakan
cevabını farklı kullanırsa o arkadaşlarıma söz
vereceğim, ama, şu anda, sözü, cevaplandırmak üzere Sayın
Bakana vereceğim.
Buyurun
Sayın Bakanım.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın
Uzunırmak Cezaevlerimizde tutuklu ve hükümlü olarak bulunanların
sayısal sonuçlarını verebilir misiniz? dediler. Şu an
itibarıyla cezaevlerimizde 36.065 hükümlü, 52.545 de tutuklu
bulunmaktadır.
Sayın
Uzunırmakın şöyle bir sorusu daha vardı: Tutukluluk
süresi aldığı cezayı geçen kaç kişi vardır?
Yani, cezaevlerinde yatması gerekenden daha fazla yatan kişi var
mıdır demektir bunun anlamı, değil mi efendim?
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Daha fazla tutuklu kalmış.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Evet, tabii, anladım. Yani,
bir ceza almış, ama cezaevinde o kadar tutuklu kalmış ki,
aldığı cezadan daha fazla kaldığı
anlaşılıyor.
Bu konuyla ilgili
benim elimde şu anda size verebileceğim bir rakam yok, ama, bu bana
göre çok önemli bir soru. İlgili arkadaşlarımız bu konuyu
not ettiler. Eğer böyle bir istatistiki bilgimiz yoksa, bunu, derhâl
Çünkü, bizde, bu konuları araştırmak, tespit etmek ve
sayısal verilere ulaşmak için kurulmuş bir genel
müdürlüğümüz de var. Onun görevleri arasındadır bu. Eğer
böyle bir çalışma yapılmışsa, sonucunu
yazılı olarak Sayın Uzunırmaka göndereceğim.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Yapılması gerekiyor Sayın Bakan.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Bir saniye efendim, bir saniye
Bana bir rakam
getirdiler ama bu soruların cevabını teşkil etmiyor.
Kendilerine
yazılı olarak eğer varsa hemen, değilse, bu
çalışmayı yaptıktan sonra Sayın Uzunırmaka
bildireceğimi
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Yapılmış olması lazım. Her
sene yapılmalı
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Efendim, yapılıp
yapılmadığını bilmiyorum, belki vardır.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Yoksa, yapmalıyız.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Evet, yoksa, yapmalıyız.
Katılıyorum size. Ben de onu söylemek istiyorum zaten.
Sayın
Ünlütepe İzleme kurullarının raporlarını Adalet
Bakanlığı acaba bir kırtasiyecilik olarak mı görüyor?
diye bir soru yönelttiler. Hayır, asla böyle görmüyoruz. Zaten burada
yapılan bir değişiklikle sizler de yakinen takip ettiniz- biz
Adalet Bakanlığı olarak, izleme kurullarının
raporlarını her yıl kamuoyuyla paylaşmaya karar veriyoruz,
yani, sorumluluğumuzu artırıyoruz Adalet
Bakanlığı olarak, yani, kamuoyu denetimine açıyoruz bu
raporları. Belki kamuoyu, yani, sizler, sivil toplum örgütleri, bu
raporlar nedeniyle, izleme kurullarını ve izleme
kurullarının ortaya koymuş olduğu sonuçlara göre Adalet
Bakanlığının neler yaptığını da
denetleme imkânına sahip olacak.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) O rapor ayrı, öbürü ayrı.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Nasıl?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İzleme kurulu raporu ayrı, Adalet
Bakanlığının raporu ayrı.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Ama, izleme kurullarının
raporları daha sonra Adalet Bakanlığına gelecek ve Adalet
Bakanlığı bunları yıllık olarak bir
değerlendirecek.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Siz değerlendiriyorsunuz Sayın
Bakan.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Öyle değil mi? Bir rapor
hazırlayacak
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Siz değerlendiriyorsunuz.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz değerlendireceğiz ve
kamuoyuna açıklayacağız.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) İzleme kurulu raporları
açıklanmıyor. Sizin görüşünüze göre rapor hazırlanıyor.
ŞAHİN
MENGÜ (Manisa) Sizin görüşünüze göre bir rapor hazırlanacak.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Efendim, bunların içerisinde
izleme kurulları hangi tespitlerde bulunmuşlar, bir cezaeviyle
ilgili, oradaki sorunlarla ilgili ne gibi önerilerde bulunmuşlar
Biz neyi
değerlendireceğiz? Bunları değerlendireceğiz işte
Adalet Bakanlığı olarak.
ALİ
İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Siz raporu açıklamıyorsunuz
Sayın Bakanım, siz kendi değerlendirmelerinizi
açıklıyorsunuz.
BAŞKAN
Saygı değer milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakanla
karşılıklı konuşmayalım.
Sayın
Bakanım, Genel Kurula hitap ediniz.
Buyurun.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Adalet Bakanlığı
olarak, bu raporlarla ilgili üzerimize düşen neyse onları
yapacağımızı ve şu ana kadar da yapmakta
olduğumuzu, bundan sonra daha ciddi şekilde
yapacağımızı ifade etmek istiyorum.
Sayın Dibek
İzleme kurulları bir ulaşım sorunu yaşıyor mu?
dediler. Şu ana kadar, Adalet Bakanlığına izleme
kurullarından ulaşım sorunu yaşadıklarına dair herhangi
bir şikâyet gelmedi. Ancak, hemen şunu da ifade edeyim: İzleme
kurulu üyeleri Yasamızın 10uncu maddesine göre bir huzur hakkı
da alıyorlar ayrıca, ama, bana, bu konuları
Bakanlığımız adına bire bir takip eden uzman
arkadaşlarım, tabii, ihtiyaç olduğunda cumhuriyet
savcılığının aracıyla da izleme
kurullarının cezaevlerimize denetim için gittiğini ifade
ettiler, ama, bize bu konuyla ilgili bir sorun intikal etmedi şu ana
kadar, onu ifade etmek istiyorum.
Tokat
Milletvekilimiz Sayın Doğrunun bir sorusu oldu. Cezaevlerinde
gördüğümüz kadarıyla yoğunluk gittikçe artıyor, ama, buna
rağmen siz bazı cezaevlerini kapattınız. dediniz. Evet,
geçmişte bazı cezaevleri kapatıldı. Şimdi, biz, çok
daha modern, çok daha geniş çaplı cezaevleri yapıyoruz. O nedenle,
artık bugün işlevini büyük ölçüde yitirmiş cezaevlerini
kapatarak, bunların bir noktada, kapatılan cezaevlerinin
ulaşım açısından da mümkün olabileceği yerlere daha
büyük cezaevleri yapma projelerini uyguluyoruz. O nedenle, bu konuda bir sorun
yaşanmadığını ifade etmek istiyorum.
Tabii, personelle
ilgili yapılacak olan çalışmalar, genel olarak personel
kanununda yapılacak olan düzenlemeler çerçevesinde
değerlendirilebilir. Yani, Adalet Bakanlığında
çalışan kamu görevlilerine farklı, başkalarına
farklı bir düzenleme yapmanın doğru olmadığı
kanaatindeyim.
Sayın
Başkanım, biraz da herhâlde zamanı da geçtik.
BAŞKAN
Evet.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Çok teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Sayın
milletvekilleri, madde üzerinde sekiz adet önerge vardır. Ancak her madde
üzerinde milletvekillerince sadece yedi önerge verilebildiğinden, önce
geliş sırasına göre ilk yedi önergeyi okutacağım,
sonra bu önergeleri aykırılık sırasına göre
işleme alacağım.
İlk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
46 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve ikinci maddesi ile
düzenlenen 4681 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının 3 numaralı bendinde geçen gerektiğinde
ayrıca ibaresinin lüzumu halinde ayrıca olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Başak Mustafa
Ataş Mehmet
Müezzinoğlu
Şanlıurfa İstanbul İstanbul
Turan
Kıratlı Veysi
Kaynak
Kırıkkale Kahramanmaraş
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
46 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve ikinci maddesi ile
düzenlenen 4681 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının 3 numaralı bendinde geçen en az dört ayda bir
rapor ibaresinin en az üç ayda bir rapor olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Başak Mustafa
Ataş Mehmet
Müezzinoğlu
Şanlıurfa İstanbul İstanbul
Turan
Kıratlı Veysi
Kaynak
Kırıkkale Kahramanmaraş
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi
Başkanlığına
46 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve ikinci maddesi ile
düzenlenen 4681 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının 3 numaralı bendinde geçen aldıkları
bilgileri ibaresinin aldıkları bilgi ve belgeleri olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Başak Mustafa
Ataş Mehmet
Müezzinoğlu
Şanlıurfa İstanbul İstanbul
Turan
Kıratlı Veysi
Kaynak
Kırıkkale Kahramanmaraş
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Yasanın 2. maddesinin son
satırında yer alan yerine getirilen ve getirilemeyen önerilerinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki metnin ilave edilmesini arz ederim.
Saygılarımla.
İlave metin:
ve yerine getirilmeyen önerilerin neden yerine getirilmediğini
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Ali İhsan
Köktürk Abdullah Özer
Malatya Zonguldak Bursa
Vahap
Seçer Ali
Koçal
Mersin Zonguldak
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 2. maddesinin 3.
paragrafının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Adalet
Bakanlığı cezaevi güvenliğine ilişkin hususlar
müstesna olmak üzere, her yıl bir yıl önceki yıla ait izleme
kurullarınca düzenlenen raporların sayısını,
konularını, yerine getirilen ve getirilemeyen önerileri ve
gerekçelerini bir rapor ile Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına
sunduktan sonra kamuoyuna açıklar.
Mehmet Akif Paksoy İsmet Büyükataman Ahmet Duran Bulut
Kahramanmaraş Bursa Balıkesir
Alim
Işık Rıdvan
Yalçın Oktay
Vural
Kütahya Ordu İzmir
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 2. maddesine bağlı
3 numaralı bendin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
3. Ceza infaz
kurumları ve tutukevleri ile ilgili tespitlerini ve aldıkları
bilgileri değerlendirerek en az dört ayda bir rapor düzenlemek, raporun
bir örneğini Adalet Bakanlığına, Türkiye Büyük Millet
Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Başkanlığına, izleme kurulunun bulunduğu yargı
çevresindeki Cumhuriyet başsavcılığına ve görev
alanına giren bir şikâyet konusu bulunduğu takdirde infaz
hâkimliğine göndermek.
Mustafa
Elitaş Mehmet
Ekici Halide
İncekara
Kayseri Yozgat İstanbul
Abdurrahman Kurt Mehmet Zafer Üskül Ahmet Ersin
Diyarbakır Mersin İzmir
Ayşe
Jale Ağırbaş
İstanbul
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
46 S. Sayı
ile Genel Kurulda görüşülmesine başlanan olan Ceza İnfaz
Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının 2. maddesinin 2. fıkrasının
aşağıda yazılı olduğu üzere
değiştirilmesine dair önergemizi saygı ile arz ve teklif ederiz.
3. ceza infaz kurumları ve tutukevleri
ile ilgili tespitlerini ve
aldıkları bilgileri değerlendirerek en az iki ayda bir rapor
düzenlemek, raporun bir örneğini Adalet Bakanlığına, izleme
kurulunun bulunduğu yargı çevresindeki Cumhuriyet
Başsavcılığına, Baro Başkanlığına,
Ceza İnfaz Hâkimliğine ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına
göndermek
Ali İhsan
Köktürk İsa
Gök Halil Ünlütepe
Zonguldak Mersin Afyonkarahisar
Ali Rıza
Öztürk Rahmi Güner Malik Ecder Özdemir
Mersin Ordu Sivas
BAŞKAN Son
önerge en aykırı önergedir, okutup işleme alacağım
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bu konuda bir şey söyleyebilir miyim?
BAŞKAN
Buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) 87nci maddede, her madde üzerinde milletvekilleri tarafından
yedi önerge verilebilir. Burada dört tane de grup var. 87nci madde der ki:
Milletvekilleri yedi önerge verebilir. Her grubun da bir önerge verme
hakkı var. Dolayısıyla, burada dört grup olduğuna göre,
buraya göre nazara almanız lazım. Buradaki milletvekili
arkadaşlarımız bir grubu temsil eder, sekizinci önergeyi
verebilir. Bunu bu şekilde değerlendirirseniz
Yanlış
muamele olmasın.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Dinle, okunuyor zaten.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Madde 2-
Görüşülmekte olan; 46 S. Sayılı Ceza İnfaz Kurumları
ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 2. maddesi ile; 4681
Sayılı Kanunun 6. Maddesinin 1. Fıkrasının üç
numaralı bendi değiştirilmiş ve aynı maddeye bir
fıkra eklenmiştir. Bununla ilgili değişiklik talebimizi arz
ederiz.
3. Ceza infaz
kurumları ve tutukevleri ile ilgili
tespitlerini ve aldıkları bilgilerini değerlendirerek en
az ayda bir rapor düzenlemek, raporun birer örneğini Adalet
Bakanlığına, İzleme Kurulunun bulunduğu yargı
çevresindeki C. Başsavcılığına, İnfaz
Hakimliğine ve Barolara, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına
ve talep edilmesi durumunda İnsan Hakları Kuruluşlarına
göndermek
Adalet Bakanlığı cezaevi
güvenliğine ilişkin hususlar müstesna olmak üzere, altı ayda
bir, bir önceki alta aya ait izleme kurullarınca düzenlenen
raporların sayısını, konularını, yerine getirilen
ve getirilmeyen önerilerini ve gerekçelerini bir rapor ile kamuoyuna
açıklar
Ayla Akat Ata Hamit Geylani Sırrı
Sakık
Batman Hakkâri Muş
Şerafettin
Halis Akın
Birdal Sebahat
Tuncel
Tunceli Diyarbakır İstanbul
Bengi
Yıldız Osman
Özçelik
Batman Siirt
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Evet, önerge sahipleri, gerekçeyi mi okutayım, konuşacak
mısınız?
AYLA AKAT ATA
(Batman) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
46 S.
Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının 2. maddesi ile; Kanunun 6. Maddesinin 1.
Fıkrasının 3 numaralı bendinde, İzleme
Kurullarının ayda bir rapor düzenlemesi ihtiyacı yasanın
uluslar arası sözleşmelerle uyumunu sağlayacak ve denetim
mekanizmasının daha etkin
işletilmesini kolaylaştıracaktır. Doğal
işleyiş gereği bir iç denetim pozisyonu olan İnfaz
hakimlerine İzleme Kurulları raporları mutlaka
sunulmalıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu ve Barolar cezaevleri İzleme
Kurullarının yaptıkları çalışmalar
hakkında; hem kendilerine
yapılan başvurulara cevap olmak hem de var olan sorunları
giderilmesi açısından Adalet Bakanlığı ile ortak bir
çalışma yürütmek için mutlaka bilgilendirilmelidirler.
İzleme
Kurulları tarafından düzenlenen raporların altı ayda bir
kamuoyuna duyurulması hem yasanın uluslar arası insan
hakları belgeleri ile uyumu hem de kamuoyunun beklentilerine cevap
olunması yönünden önem arz etmektedir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunup karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Birleşime on
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.32
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.48
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 21inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
46 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Tasarının
2inci maddesi üzerinde Batman Milletvekili Ayla Akat Ata ve
arkadaşlarının vermiş olduğu önergenin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir. Karar yeter sayısı vardır.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
46 S. Sayı
ile Genel Kurulda görüşülmesine
başlanan Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin kanun tasarısının 2. maddesinin 2.
fıkrasının aşağıda yazılı olduğu
üzere değiştirilmesine dair önergemizi saygı ile arz ve teklif
ederiz.
Ali
İhsan Köktürk (Zonguldak) ve arkadaşları
3. ceza infaz
kurumları ve tutukevleri ile ilgili tespitlerini ve aldıkları bilgileri
değerlendirerek en az iki ayda bir rapor düzenlemek, raporun bir
örneğini Adalet Bakanlığına, izleme kurulunun bulunduğu
yargı çevresindeki Cumhuriyet Başsavcılığına,
Baro Başkanlığına, Ceza İnfaz Hâkimliğine ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını İnceleme
Komisyonu Başkanlığına göndermek
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Efendim, buna çok benzer bir
başka önerge var, o nedenle katılamıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Gök, siz konuşacaksınız, buyurun.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Bakanım, öncelikle bir hususu arz etmek istiyorum. Hakikaten, cezaevi
izleme kurullarının araç sorunu çok ciddi bir sorun. Mersinde biz
baro başkanına ait aracı çok tahsis ettik. Bu, hakikaten bir
insan hakları sorunudur demiştim, az önce arz etmiştim ama
hakikaten, izleme kurulu üyesi insanların şahsi arabaları
kullanılıyor, barolar çoğunlukla araç tahsis ediyorlar. O
sorunun incelenmesi lazım. Arz ediyorum.
Efendim, yine Sayın
Bakanım dün akşam bir konuşma yapmıştı -saat
23.57deki konuşmasında, tutanak sayfa altmış yedi-
demişti ki Sayın Bakanımız: Raporları her yıl
kamuoyuyla paylaşacağız. Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisine de
İnsan Hakları Komisyonuna da gönderme sorumluluğu var ama bu
mecburi değil. Sanıyorum, arkadaşlarımız önerge
verecekler. gibi, konuşma gidiyordu. Biz Sayın
Bakanımızdan önce, bu açıklamadan önce, ilk önerge olarak zaten
bir gün önce Meclis Başkanlığına önergemizi sunmuştuk.
Önergemizin bu anlamda Sayın Bakanımızca, Bakanlıkça
desteklenmesini bekliyordum.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Başka şeyler var ama.
İSA GÖK
(Devamla) Efendim, başka şeyler var, onu arz edeceğim
şimdi.
Şimdi, gelen
tasarıyla rapor, dört ayda bir deniyor. Bu işin bir
mantığını yakalamak lazım. Bir sonraki maddedeki
değişiklik önergemizde, biz, kurulların her ay
toplanmasını önereceğiz, çünkü, bu kanunun getiriliş
amacının bir sebebi de kurulların toplanamaması idi. Bu
sebeple yedek üyelik ihdas edilmiştir, artı, raporlar, toplantı
süresi uzatılmış, yani, en az toplanma süresi
uzatılmış, raporlar uzatılmıştır.
Arkadaşlar, mademki üye sayısını artırıyoruz,
yedek üyelik kurumunu getiriyoruz, toplanma
imkânsızlığını ortadan kaldırıyoruz -ve bir
insan hakları çalışmasıdır bu- o zaman,
toplantıların süresini ikinci bir ertelemeyle uzatmak yerine
daraltmak lazım. Raporları da -kırtasiye veya farklı bir
gerekçeyi asla kabul edemem- iki aya, bire indirmek lazım, çünkü,
biliyoruz ki, izleme kurulları gitmeden önce, temizlik, kontrol, hijyen,
eksiklikler giderilmeye çalışılıyor -doğaldır bu,
yapımız bu- o zaman, bu incelemeleri her aya indirmek lazım,
raporları iki ayda bir yapmak lazım ki bir önceki tespitte ortaya çıkan
eksiklikler ikinci bir ziyarette anlaşıldığında, varsa
yeni eksiklik veya yapılacak olan ilave şeyler rapora derç
edilebilsin. O sebeple, raporun dört aya uzatılması, dört ayda bir
düzenlenmesi, kanunun ihdas amacına aykırı. Bu sebeple, iki ayda
bir olmasında büyük fayda var.
Diğer
yandan, raporların tebliğ edileceği yerler konusunda
arkadaşlar, infaz hâkimliği önceki yasada zorunlu iken bu yasada bir
şarta bağlanıyor. İnfaz hâkimliğine gönderilmesi
zorunlu olmalı yine, mutlaka. Yine, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Hakları İnceleme Komisyonu Başkanlığına gönderilmesi
zorunlu olmak zorunda. Bu Meclise bu raporlar iki ayda bir gelmek zorunda,
Bakanımıza aynen katılıyoruz. Bir kurum daha var
arkadaşlar, hayır dediniz, baro
başkanlığının veya baroların izleme
kurullarına direkt müdahalesine hayır dediniz ama önergeler,
kanunların amacına uygun verilmiş önergeler, hiç olmazsa, bu
raporların bir nüshası baro başkanlığına
gönderilsin. Çünkü -Sayın Bakanım, gayet iyi bilirler- Avukatlık
Kanununun 95inci maddesiyle, barolara, insan hakları konusunda ciddi
görev verilmiştir. Bu, baroların yasal sorumluluğudur. Cezaevi
izleme kurullarının insan hakları bağlamı üzerindeki
bu raporların baro başkanlığına gönderilme
zorunluluğu yasanın ruhuna da lafzına da ihdas amacına da
uygundur. Barolara yasa olarak görev verdiniz, bu da buna dâhil bir görevdir
ama bu tasarıda barolara tebliğ yok. O sebeple, ben önergemize hukuk
bağlamında yüce Meclisin desteğini ve esasen, Sayın
Bakanımızın dünkü konuşmasından da cesaret alarak,
Hükûmetin de Komisyonun en azından takdire bırakmak şeklinde
desteğinin geleceğini sanıyorum.
Saygılarımla
arz ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46. Sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda değişiklik
yapılmasına İlişkin Kanun tasarısının 2.
maddesinin 3. paragrafının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
Adalet
Bakanlığı cezaevi güvenliğine ilişkin hususlar
müstesna olmak üzere, her yıl bir yıl önceki yıla ait izleme
kurullarınca düzenlenen raporların sayısını,
konularını, yerine getirilen ve getirilemeyen önerileri ve
gerekçelerini bir rapor ile Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan
Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanlığına
sunduktan sonra kamuoyuna açıklar.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılamıyoruz
efendim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile
yürütmenin yasama organına karşı olan denetim yükümlülüğü
dikkate alınarak, bu yükümlülüğün gerçekleştirilmesi
amaçlanmaktadır.
BAŞKAN -
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 2.
maddesine bağlı 3 numaralı bendin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Elitaş (Kayseri) ve
arkadaşları
3. Ceza infaz
kurumları ve tutukevleri ile ilgili tespitlerini ve aldıkları
bilgileri değerlendirerek en az dört ayda bir rapor düzenlemek, raporun
bir örneğini Adalet Bakanlığına, Türkiye Büyük Millet Meclisi
İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Başkanlığına, izleme kurulunun bulunduğu yargı
çevresindeki Cumhuriyet başsavcılığına ve görev
alanına giren bir şikâyet konusu bulunduğu takdirde infaz
hâkimliğine göndermek.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Çoğunluğumuz olmadığı için katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) Katılıyoruz
efendim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile ceza
infaz kurumları ve tutukevleriyle ilgili tespit ve bilgilerin yer
aldığı raporların bir örneğinin Türkiye Büyük Millet
Meclisi İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Başkanlığına gönderilmesi ihtiyari olmaktan
çıkarılıp mecburi kılınmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Yasanın 2. maddesinin son
satırında yer alan yerine getirilen ve getirilemeyen önerilerinden
sonra gelmek üzere aşağıdaki metnin ilave edilmesini arz ederim.
Saygılarımla.
Ferit
Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve arkadaşları
İlave metin:
ve yerine getirilmeyen önerilerin neden yerine getirilmediğini
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (İstanbul) Katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu, buyurun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, değerli
milletvekillerim; şimdi burada önerge şuydu: Düzenlenen raporlarda
yerine getirilen ve getirilemeyen
Önerilmiş, öneriliyor, yerine
getirilmesi öneriliyor fakat yerine getirilemiyor. Kim yerine getirecek? Peki,
diyoruz ki: Yerine getirilemeyen öneriler neyse bunların niçin yerine
getirilemediğini söyleyin. Önergemiz bu yani başka bir şey
değil arkadaşlar. Kim yerine getirmemiş? Neden yerine
getirilmemiş? Çözümsüz mü, çaresiz mi? Bunu söylüyoruz. Ama, Komisyon da
Hükûmet de katılmıyor. Anlamak mümkün değil!
Tabii, burada,
yine bu maddede, cezaevi güvenliğine ilişkin hükümler
Güvenlik neyle
olur? Oradaki huzur ve mutlulukla olur, cezaevinde sağlanacak huzur ve
mutluluk ortamıyla olur. Bir cezaevinin güvenliğinde bu çok önemli
arkadaşlar. Ama, orada çalışan insanların -cezaevi
müdüründen infaz koruma memuruna kadar- eğer huzur ve mutluluğu
yoksa, işlerini yürekten yapamıyorlarsa
Bu insanlar, özellikle sosyal
hakları ve maddi yönden son derece -hep Devlet Memurları Kanununun
en sonunda yer alan kişiler, hiçbir ilave şeyleri yoktur- çok zor
koşullar altında ve bir de yaklaşık 8 bin tane infaz koruma
memuru eksik arkadaşlar. Bu arkadaşlar çok zor koşullarda görev
yapıyorlar. Ama, mutlaka, bu yasayı çıkarırken, cezaevi
güvenliği açısından bunları dikkate almamız
lazım. Ama, o konuda hiçbir önlem alınmıyor. Bir kez daha
dikkatlerinize sunuyorum.
Tabii, yine,
oradaki hükümlülerin savunma hakları en tabii haklarıdır. Bir
kere bizim hükümlü ve tutukluyu ayırmamız lazım. Eğer hüküm
giymemişse hiç kimse suçlu değildir. Bunların en tabii
hakları savunma hakları. Burada, ben, Bakanlık yetkililerine
verdim. Arkadaşlar, yönetmelikler yasaya aykırı olamaz. Hükümlü
ve tutukluların ziyaretleriyle ilgili bir yönetmelik çıkarmış
Bakanlığımız, 24üncü maddesinde Avukatlar vekâletnameleri
olsa da aynı anda 1den fazla hükümlü ve tutukluyla görüşme yapamaz.
diyor.
Değerli
milletvekilleri, bir kere hükümlü ve tutukluyu ayırmak lazım. Bu,
örneğin 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanunun 59uncu maddesine ve 116ncı
maddesine aykırıdır.
Burada çözüm
olarak Bakanlık yetkililerinin buna çözüm bulacağını
Çünkü avukatlarımız çok zor durumda kalıyor- mutlak şunu
yapmamız lazım: O maddeyi, yani tutuklu ve hükümlüleri ayırmak
zorundayız. Avukatlarımız gidiyor -belki aynı anda 5
müvekkili var- beşer saat, altışar saat orada zaman
harcıyor. Eğer bu yönetmeliği yasaya uygun hâle getirmezsek,
avukatlarımız çok zaman kaybediyor orada. Bu nedenle Bakanlık
yetkililerinin, mutlaka -ben, bunu ilgililere verdim-
avukatlarımızın bu taleplerini, haklı taleplerini göz önüne
almalarını diliyorum.
Saygılar
sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
ADALET BAKANI
MEHLET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkan, çok
kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım,
Sayın Aslanoğlunun ifade ettiği, niçin kabul edilmediğinin
paragrafa eklenmesiyle ilgili hususu zaten fıkra
karşılıyor. Gerekçe kelimesiyle kastedilen de budur. Yani
burada herhangi bir yasal boşluk yok. Niçin kabul edilemediğini
gerekçelendirmek zorundasınız. Bu da, zaten bu işin
açıklanması ve detaylanması anlamına geliyor. O nedenle,
aşağı yukarı onun söylediğiyle maddedeki gerekçe
kelimesi karşılanmış oluyor. Milletvekili
arkadaşlarımın bilgilerine arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, biraz önce üçüncü fıkrada bir
değişiklik yaptık önergeyle. Sayın Elitaş ve
arkadaşlarının vermiş olduğu iki ayrı önerge var
bu fıkrayla ilgili olarak. Biraz önce, Genel Kurulun iradesiyle, üçüncü
fıkrada gerekli değişiklikleri yaptığımız
için hemen arkasından bu iki önergeyi işleme almayacağım
Sayın Elitaş.
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Tamam Sayın Başkan.
BAŞKAN
Şimdi, Aslanoğlunun vermiş olduğu önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler.. Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3- 4681
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında geçen
"iki" ibaresi "üç" olarak, üçüncü fıkrası ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"Izleme
kurulu, asıl üyelerin salt çoğunluğu ile toplanır. Salt
çoğunluğun sağlanamaması hâlinde kıdem
sırasına göre yedek üyeler toplantıya katılır.
Raporlar, katılan üyelerin salt çoğunluğu ile kabul
edilir."
BAŞKAN
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili
İsa Gök; şahısları adına, Adıyaman Milletvekili
Ahmet Aydın, Düzce Milletvekili Celal Erbay ve İstanbul Milletvekili
Ufuk Urasın söz talepleri vardır.
İlk söz,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili İsa Gök.
Sayın Gök,
buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
İSA GÖK (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Bu madde,
artık, önümüze gelen tasarının son icra maddesi. Tasarı
şekillendi, son, 3üncü maddeye geldi. Tasarının
konuşulmaya başlandığından bu tarafa, bunun bir insan
hakları bağlamında değerlendirilmesi gereken kanun
olduğunu, izleme kurullarının takip ettiği hakların,
82 Anayasamız dâhil olmak üzere, uluslararası sözleşmelerin
-ister birinci kuşak deyin, ister klasik haklar deyin- bu haklardan
olduğunu hep arz etmeye çalıştım. O sebeple de kanuna
farklı bir açıdan yaklaşılması gerektiğini, daha
nüanslı, daha hümanist, insan hakları mücadelesinde sınır
koyan değil, birkaç merhale daha ileri gidilmesini sağlayacak bir
mantıkla kanuna bakılması gerektiğini arz etmeye
çalıştım. Ancak, önergelere karşı verilen oylar bunu
pek başaramadığımızı gösteriyor ama
yılmayacağız. Zira, biz, hayatımız boyu hep
doğruları söylemeye çalıştık,
inandığımız doğruları arz ettik, kabul görür veya
görmez.
Arkadaşlar,
3üncü maddede izleme kurullarının toplantı süresi: Önceki
Kanunda En az iki ayda bir olağan olarak toplanır. deniliyorken,
bu tasarıyla bu toplantı, üçüncü aya yani Üç ayda bir
toplanır.a çevrilmek istenmekte. Bunun gerekçesi neydi? İzleme
kurullarının toplanamamasıydı, 5 asılın
toplanamamasıydı.
Yine, hep
uygulamada sorunlarla karşılaşılıyordu, yine Kanunda
4 kişi
Eğer o Kanunun bidayetini bilen
arkadaşlarımız varsa, 4 üyenin varlığı hâlinde
cezaevleri ve tutukevleri izlenebilirdi, ziyarete gidilebilirdi,
incelenebilirdi. Belli zorluklar oluyordu, o zorluklardan dolayı Hükûmet,
toplantıyı üç ayda bir yapmayı, yani ertelemeyi, yani yılda
6 değil 4e düşürmeyi, beraberinde asil üye sayısını
da 5te tutmamayı, 3 tane yedek üye koymayı önerdi.
Arkadaşlar,
3 yedek üyenin gelmesiyle beraber, zaten, artık, toplanamama ihtimali
kalktı. Bu kurul her zaman için toplanabilir. Gerçi, bu kanunun önergeler
kısmında yine bu mantığın devamı olarak önergemiz
var kanunu daha uygulanır hâle getirmek için ancak burada, iki aylık
olan toplantıyı
(AK Parti sıralarından gürültüler)
Tabii, Sayın
Başkan, yukarı kısımlar, arkadaki arkadaşlar gayet
eğlenceli şeyler konuşuyorlar galiba, oysaki bu insan
hakları konuşmaları herhâlde pek ilgi çekmiyor. Bunu da üzüntüyle
müşahede ediyorum. Yukarı kısım gayet eğlenceli.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Saygıdeğer arkadaşlarım, Genel
Kurulda bulunan arkadaşlar, hatibin hitabını tahmin ederim
duydunuz, biz de katılıyoruz kendisine.
Buyurun
Sayın Gök.
İSA GÖK
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
Şimdi, bu
sebeple, iki aylık toplantıyı üç aya ertelemenin
mantığı, konuş mantığı kalkıyor. O
zaman, gelin, önergelere topyekûn bir ret mantığını bir
kenara bırakarak, hukukçu kimliğimizi öne koyarak, bu ülkede 88 bine
yakın insanın cezaevlerinde olduğunun bilinciyle, tutukevlerinin
olduğu bilinciyle ve artı, bizim kendi sistematik yapımız
içerisinde, kanunlara eğer koyarsanız İki ayda bir
toplanır, zorunlu toplanma sayısını, hiçbir kurul her
hafta toplanmaz, herkes zorunluluğunu giderir. Böyle bir yapımız
var, toprağımızdan, suyumuzdan, bilemem ama bu var. Bu sebeple
de zaten İki ayda bir toplanır. hükmü gereği tüm kurullar
Türkiyede iki ayda bir toplanıyor. Her ay toplanan bir kurul yok.
Türkiyede 130
kurul var arkadaşlar, 130 kurulda da 644 izleme kurulu üyesi
arkadaşlarımız hizmet ifa ediyorlar. 392 tane de ceza infaz
kurumu var. O zaman, kanunun ihdas amacına uygun olarak bu incelemeyi
tavsamak, geciktirmek, uzatmak, üç aya yaymak yerine, bu tasarının
iki ay değil, her aya inmesi lazım. Bilmeliler ki huzur hakkı
alan izleme kurulu üyeleri de her ayın falanca günü benim bir görevim var,
bu görevimle, arkadaşlarımla beraber falanca ceza veya tutukevini
incelemeye gideceğim, bunu bilmeliler, bu kafalara yerleşmeli.
İki, bu ceza
ve tutukevindeki görevli arkadaşlarımız da -hepsi
dostlarımız, hepsi bu devlete hizmet vermeye çalışan
insanlar, hepsi arkadaşlarım benim- bilmeliler ki, bir heyet gelecek,
burada, mutfağından tuvaletine, koğuş temizliğinden
havalandırmasına kadar bakılacak.
Oradakileri,
tutukevindekileri düşman olarak alırsak, yok edilecek insan olarak
alırsak arkadaşlar, asla infazın amacı olan
ıslahı başaramayız. Oradakileri
Rahmetli Faruk Erem
Hocamızın lafı vardır: Suçluyu kazıyın,
altından insan çıkar. Bu hümanist felsefeyi savunmak
durumundayız. Siyaseten duruşumuz nerede olursa olsun, hangi partide
olursa olsun hümanizmi savunmak zorundayız. İşte bu
mantıktan hareketle, orada çalışan arkadaşlarımız
da bilecekler ki bir heyet gelecek. Ben, kadın
koğuşlarını, çocuk koğuşlarını,
diğerlerini ziyaret eden birisiyim. Kadın koğuşlarına,
sütler kaynatılabilsin, çocuklara soğuk süt verilip de ishal
olmasınlar diye ocaklar gönderdik biz. Buzdolapları gönderdik çünkü
kadın koğuşlarında çocuklar da kalıyor, bozuk süt
içmesinler diye, Mersin sıcak yerdir, süt bozulmasın diye. Çocuk
koğuşlarına televizyonlar gönderdik çünkü çocuklar kendi
ortamları içerisinde suça itilmesinler diye. Maneviyatları suç
üzerine kurulu bir yerde bozulmasın, ıslah edebilelim diye.
Bunların hepsi insanlık için çalışmalardır. Siyaseten
duruşunuz nerede olursa olsun insanlık tektir. Öze
çalışmalıyız. Bu sebeple bu ziyaretlerin mutlaka ayda
bire indirilmesi lazım.
Öte taraftan:
İzleme kurulu, asıl üyelerin salt çoğunluğu ile
toplanır. Salt çoğunluğun sağlanamaması hâlinde
kıdem sırasına göre yedek üyeler toplantıya
katılır. Raporlar, katılan üyelerin salt çoğunluğu ile
kabul edilir.
Arkadaşlar,
hepimiz belli kurumların idareciliğinden geliyoruz. Salt üyelerle
toplanacak, toplanamazsa yedek üyeler çağrılacak. 5 kişi
4ü
gelmedi -toplantı anında ortaya çıkıyor bu- ondan sonra
yedek üyeleri çağıracaksınız. Yedek üyelerin
toplantıya gelmesini sağlayacaksınız, çoğunluğu
sağlayıp toplantıyı açacaksınız. İzleme
kurulu raporlar verecek, heyet olarak izleme yerlerine gidecekler. Burada bu
toplantıya yedek üyelerin dahil edilmesi son derece yararlıdır.
Yedek üyeler de toplantıya gelmemeliler, 3 yedek üye, gelebildiği
ölçüde. Yedek üyelerin olduğu yerde, eğer tümü gelirse, sekiz
ayrı göz var, sekiz ayrı beyin var, sekiz ayrı düşünce var.
Oylamaya katılmazlar. Asil üyelerin oylamaya katılmasında salt
çoğunluk sağlanamazsa, yedek üyeler, kıdem sırasına
göre, oylamaya katılırlar.
Şimdi,
bakın, her kanuna, her oluşturduğumuz kurula, realiteyi kafaya
koyarak, önümüze koyarak bir uygulama, bir laboratuvar düşüncesiyle bakmak
lazım. Nasıl uygulayacağız? Kanun iyi, yapanlar için
teşekkür ediyoruz. Tasarının mantığı iyi,
yapanlara teşekkür ediyoruz. Ama uygulama zorluğu yine önümüze
çıkacak. Bu durumda, işte, zorluk çıkmadan, üyeleri de
zorlamadan, mutlaka bu toplantıyı, daha geniş gözlü, daha
geniş beyinli, daha geniş uzmanlığı olan
insanların da bulunduğu bir konsensüs toplantısına
çevirmekte çok büyük fayda var.
Cumhuriyet Halk
Partisi, bu kanunu, bu tasarıyı destekliyor, özde destekliyor. Biz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Gök, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
İSA GÖK
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
4681
sayılı Kanun da ilk çıktığında,
teşekkürlerimizi arz etmiştik, doğru bir kanundu. O zaman, bu
kanunun -o zamanki çıkaran 57nci Hükûmetin ve- şu anda
uygulanamadığından bahisle önümüze gelen tasarının
daha iyi uygulanır, daha demokratik, daha çağdaş, daha reel,
kabiliyeti daha gelişkin birden fazla gözle incelenebilecek ortamda ve
hümanist bir açıdan değiştirilmesi gerektiğini
düşünüyor
Oylama konusunda
Her ne kadar bir disiplin içerisinde -sayın grup başkan vekillerimiz-
istediğince oylama yapılıyorsa da ben oylamanın manevi
boyutu olduğuna inanan bir insanım. O sebeple, bundan sonra önergede
izah edeceğimiz konular hakkında
Hepinize
saygılar sunuyor, arz ediyorum. (CHP ve DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Şahsı
adına Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın.
Buyurun
Sayın Aydın. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AHMET AYDIN
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 46
sıra sayılı Tasarının 3üncü maddesi üzerinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Aslında,
dünden beri tartıştığımız Ceza İnfaz Kurumları
ve Tutukevleri İzleme Kurulları Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tasarıda,
temelde, izleme kurullarına ilişkin bir hemfikirlik olduğunu,
farkın nüanslarda kaynaklandığını burada müşahede
etmekteyiz. Hakikaten, günümüzde çok önemli görevler icra etmektedirler söz
konusu izleme kurulları.
Tasarıyla,
izleme kurullarının -3üncü maddesi açısından ele
aldığımızda- en az üç ayda bir toplanması öngörülüyor.
Daha önceki kanunda iki ayda birdi en az, söz konusu tasarıyla en az üç
ayda bir toplanması öngörülmüş. Bunun, tabii ki, kendine göre
birtakım gerekçeleri var, daha önceki kanunun uygulamalarından
kaynaklanıyor. Uygulamalardaki şikâyetler, sıkıntılar
ve en az iki ay içerisinde toplanan kurulların
Aslında,
raporların çok da fazla bir muhteva ifade etmediklerini gösteriyor ve bu
manada da hem izleme kurulu heyetini teşkil eden mensuplardan bir
kısmının kamu görevlisi olması, bu mensupların bir
araya gelerek, aynı zamanda, söz konusu ceza infaz kurumlarını
ve tutukevlerini ziyaret etmesi, orada incelemelerde, araştırmalarda
bulunması, akabinde bu incelemelerini, araştırmalarını
rapora dökmesi ve bu raporun Adalet Bakanlığına tevdi edilmesi
ve Adalet Bakanlığının da ilgili raporda belirtilen
önerileri dikkate alarak izleme kurullarına bilgi vermesi gibi uzun bir
süreci kapsıyor. Bu süreç daha kısa bir sürede ele
alındığı takdirde, motamot benzer raporların
gideceği, aslında hiçbir şey ihtiva etmeyeceği
açıktır. Bu manada da raporların gerçeğe aykırı
düzenlenmesi, araştırmaların, incelemelerin gerçeğe uygun
olarak yapılması adına, mutlak surette En az üç ayda bir
toplanması gerekiyor. denilmektedir haklı olarak. Burada en az
diyor. İsterlerse, izleme kurulları, ayda bir de toplanabilir,
haftada bir de toplanabilir. Bir süre sınırlaması yok ama en
az diyor. Bu manada da muhalefet partili arkadaşımızın
ifadesine katılmak mümkün değil, orada zaten en az ifadesi
kullanılmış. Gelişen şartlara göre, ayda bir ya da iki
ayda bir toplanabilirler.
Ayrıca, salt
çoğunlukla toplanır ve salt çoğunluk sağlanamadığı
takdirde de, kıdem esasına göre, ilgili izleme kurulu yedek üyesi
toplantıya çağırılarak kurul oluşturulur ve bu sayede
de ilgili araştırmalarını, incelemelerini yapar.
Tüm bu
düşüncelerle de ben, özellikle, hem bu maddenin hem de tasarının
kanunlaşacağı ümidiyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aydın.
Şahsı
adına, Düzce Milletvekili Celal Erbay.
CELAL ERBAY
(Düzce) Sayın Başkan, değerli üyeler; görüşülmekte olan
tasarının ilgili maddesi üzerinde şahsım adına söz
almış bulunuyorum.
Hepimizin
bildiği gibi, ceza hukukunun temelini teşkil eden, kanunla
belirlenmiş, suç diye adlandırılmış fiillerin
faillerine, subuta erdikten sonra uygulanan müeyyideye biz ceza diyoruz.
Cezanın iki temel hedefi vardır: Ceza, suç işlemeye meyli olan
şahsı suç işlemeden alıkoymalıdır yani
caydırıcı olmalıdır. Tabii ki, bizler, hepimiz
insanız, bütün sonuçlar bizim içindir, ola ki bu şahıs yanılmıştır,
suç sayılan fiili işlemiştir. Bu durum karşısında
da cezanın güttüğü hedef, suç işleyen şahsı ıslah
etmek, onu tekrar topluma kazandırmak ve toplumun insan unsurunu, kendisi
için istediğini başkaları için isteyen, kendisine reva
görmediğini başkalarına da reva görmeyen, erdemli,
itibarlı, görevlerini bilen, haklarını belirleyip hukuk
sınırları içerisinde haklarını kullanan bir
şahıs durumuna getirmektir. İşte, tutukevleri dediğimiz
kurumlar, ceza hukukunun bu gayesini gerçekleştirmeye yönelik -tabiri
caizse- müesseselerdir.
Şimdi,
elbette ki
(AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Arkadaşlar, saygıdeğer
arkadaşlarım, lütfen sükûneti sağlayalım.
Buyurun
Sayın Erbay.
CELAL ERBAY
(Devamla) Elbette ki, ben, burada konuşan arkadaşlarıma,
onların konuşmalarını dinlemek ve gerektiğinde not
almak suretiyle, burada bulunmanın, vekil olmanın bana tahmil
etmiş olduğu itibarı, saygıyı gösteriyorum. Aynı
saygıyı herkesten beklemek benim hakkımdır.
RAMAZAN
KERİM ÖZKAN (Burdur) Özellikle kendi partililerinizden! (CHP
sıralarından alkışlar)
CELAL ERBAY
(Devamla) Bu genel bir hükümdür. Bu genel hükmü burada serdederken, bu hükmün
herkes tarafından kabullenilip icra edilmesine yönelik beyanda bulunmak,
bu da herkesin göstermesi gereken bir erdemlilik örneğidir.
Sayın
arkadaşlarım, aslolan, elbette ki, ceza tevkif evleri bu görevlerini
ifa ederken, olabilir, bunlar da hukuk dışına çıkabilirler.
Bu mülahazalarla birlikte, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme
kurulları teşkil edilmiş. İşte bununla ilgili kanunu
da biz burada görüşüyoruz.
Burada mesele, bu
izleme kurullarının tespit etmiş oldukları ve bu tespit
sonucu tutmuş oldukları raporların icra tarafından
uygulanarak görülen aksaklıkların giderilmesidir, beklenen hedef budur.
Peki bunu, bu hedefi kim gerçekleştirecektir? Adalet
Bakanlığının ilgili kurumları
gerçekleştirecektir.
Elbette ki
müşahede, tespit, tespitin rapora bağlanması, tutulan raporun
ilgili makama arz edilmesi, rapor doğrultusunda ilgili makamın
geliştirici, ıslah edici, düzeltici tedbirlerini alması bir
zaman alacaktır. Dolayısıyla, burada en az iki ay
lafzının en az üç aya dönüştürülmesi pratiğe daha
uygundur, uygulamaya daha yatkındır.
Tabii ki, burada,
izleme kurulunun asıl üyelerinin, toplantılarda, müşahedelerde
hazır bulunmaları herkesin arzu etmiş olduğu bir sonuçtur.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Erbay, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
CELAL ERBAY
(Devamla) Fakat, durum bazen aksini gerçekleştirir, asıl üyeler
bulunamaz. Bunlar bulunmadığı takdirde yedeklerden, yedeklerin
kıdem sırasına göre heyetin tamamlanması beklenilen,
yapılması gereken bir sonuçtur, bu da normaldir.
Dolayısıyla,
karşılıklı anlayış içerisinde, burada, biz
aynı zamanda, efendim, suç işlemiş insanları tekrar
kazanmak yolunda bir görev ifa ediyoruz. Bunun temelini teşkil edecek,
tabiri caizse ana kuralını teşkil edecek prensibi.serdediyoruz,
vazediyoruz. Bu noktada birbirimize karşılıklı anlayış
göstererek, birbirimizi yapıcı, üretken bir gönül içerisinde
dinleyerek, efendim, bu sonucu almamız, en uygun olan, bizden beklenilen
sonuçtur.
Bu duygularla
birlikte, hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
milletvekilleri, on dakika süreyle soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Buyurun
Sayın Yalçın.
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkanım, konuşmamda da ifade ettiğim bir husus vardı
Sayın Bakanıma arz etmek istediğim.
Bu
müracaatların kaçı asılsız çıkmıştır?
Asılsız çıkan müracaatlarla ilgili, bu asılsız
müracaatları yapanlara karşı bir işlem -adli ya da idari-
yapılmakta mıdır?
Bir de efendim,
müracaatların kaçı cezaevi koşullarına ilişkindir,
kaçı cezaevinden önceki soruşturma evrelerine ilişkindir? Bu konuda
bir bilgi varsa arz ediyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yalçın.
Sayın
Büyükataman
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Bursa) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Aracılığınızla,
Sayın Bakanıma bir iki sualim olacak.
Sayın
Bakanım, geçtiğimiz günlerde bir günlük gazetede, Bingölde 1993
yılında 33 askerin şehit edilmesinden ömür boyu hapis
cezasına çarptırılan PKKlı Şemdin Sakıka ait
bir fotoğraf yayınlandı. Bu fotoğraf çok özel bir odada,
dizüstü bilgisayar dâhil pek çok imkânın sunulduğu izlenimine vesile
olmuştur.
Sayın
Bakanım, yayınlanan fotoğraftan haberdar mısınız?
Bu haber doğru mudur? Cezaevlerindeki bütün mahkûmlar aynı haklara
sahip midirler, değilse Şemdin Sakıkın
ayrıcalığı mı vardır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın Buldan,
buyurun.
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Başkan,
aracılığınızla Sayın Bakana bir soru yöneltmek
istiyorum. Cezaevlerinden zaman zaman dışarıya tehdit
mektuplarının geldiğine tanık oluyoruz. Bunlardan birkaç
tane örnek vermek istiyorum. İki gün önce basına da yansıyan en
son örneği vermek istiyorum daha doğrusu: Ümraniye Cezaevinden
Sayın Eren Keskine bir tehdit mektubu gelmiştir. Mektuplar
cezaevlerindeki okuma komisyonları tarafından okunup
görülmüştür damgasına rağmen bu tür mektupların
engellenmesine yönelik herhangi bir tedbir almayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım, başka soru yok.
Buyurun.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım
teşekkür ederim.
Sayın
Yalçın, yönelttiği soruda İzleme kurullarına yapılan
müracaatlardan asılsız çıkanların oranı nedir? diye
sordunuz sanıyorum, değil mi?
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Evet.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Yanlış
anlamamışım.
Bununla ilgili,
eğer asılsız çıktığı saptanmışsa
herhangi bir işlem yapıldı mı?
Bu konularla
ilgili arkadaşlarımızın bana verdiği bilgiye göre,
mahallî cumhuriyet savcılıkları şikâyetleri adli ve idari
yönden araştırarak gerekli işlemi yapıyorlar.
Bakanlığımızda herhangi bir bilgi şu an için mevcut
değil. Yani, izleme kurullarının raporlarını Adalet
Bakanlığında takip etmekle görevli
arkadaşlarımızın bana ulaştırmış
oldukları bilgi bu. Bunun dışında şu anda bizde mevcut
olmayan bir bilgi varsa, bu bilgiyi de temin ederek Sayın Yalçına
yazılı olarak daha teferruatlı bir bilgi verme hakkımızı
mahfuz tutuyoruz.
İkinci bir
soru sordu, ancak onu tam tespit edemedim Sayın Yalçın
RIDVAN YALÇIN
(Ordu) Efendim, müracaatların kaçı cezaevi koşullarına
ilişkindir, kaçı değildir?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Evet Bu müracaatların kaç
tanesi cezaevi koşullarının uygun olmadığıyla
ilgilidir? dediniz. Bu konuyla da ilgili elimizde şu anda sizi tatmin
edecek bir bilgimiz yok. İzin verirseniz, bunu da araştırarak
size yazılı olarak takdim edelim.
Sayın
Büyükataman, terör örgütü üyesi olmak ve Türk Ceza Yasasının ve
Terörle Mücadele Yasasının ilgili maddelerini ihlal etmesi nedeniyle
ağırlaştırılmış müebbet ağır hapis
cezasına çarptırılan ve şu anda da cezası infaz
edilmekte olan Şemdin Sakık ile ilgili bir soru yönelttiniz ve bir gazete
haberinden bahsederek benim malumatım olup olmadığını
sordunuz. Evet, o gazete haberini ben de görmüştüm. Bunun üzerine
yapmış olduğum araştırmada, Şemdin Sakıka
kendi parasıyla bir dizüstü bilgisayar alması konusunda izin
verildiği ve bunun da 57nci Cumhuriyet Hükûmeti döneminde Adalet
Bakanlığı yapan Sayın Türk zamanında
yapıldığı ve infazının
yapıldığı bölümün hemen yanında bir kütüphane
olduğu, ancak bu bilgisayarının İnternete bağlı
olmadığını, benim Ceza ve Tevkifevleri Genel
Müdürlüğünden aldığım bilgilerden öğrendim, yani bizim
idaremizce, cezaevi yönetimince bu kişiye verilmiş herhangi bir
dizüstü bilgisayar söz konusu değil, kendi imkânlarıyla temin
etmiş ve İnternete de bağlı değil. Ama, kütüphanede
çalıştığı, işte kitap
hazırlığı içerisinde olduğuna dair bilgiler
aldık. Cezaevi ve oradaki infazla ilgili düzenlemelerimize
aykırı bir husus saptanamamıştır. Yani, bu
işlemin bizim ceza infaz sistemiyle ve bu konudaki düzenlemelerle ilgili
bir sorun teşkil etmediği, ilgili arkadaşlar tarafından
bize intikal etmiştir. Yani bundan haberim vardı. Böyle bir bilgiyi
sizlerle sorunuz üzerine paylaşma imkânı buldum.
Sayın
Buldan
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Bursa) Sayın Bakan, bir sualim daha var, onu dikkate
almadınız: Cezaevlerindeki bütün mahkûmlar aynı haklara sahip
midir?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Kural olarak sahiptir efendim.
Eğer, davranışlarıyla cezaevi yönetimince bu tür
imkânlardan yararlanması mümkün görünmeyenler hariç, kural olarak böyle
bir imkâna sahiptir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) O zaman hapse atmanın ne anlamı var Sayın Bakan!
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Buldan, tehdit
mektuplarından bahsetti. Bununla ilgili kim, ne zaman, bir tehdit
mektubunu nerede, kime ulaştırmış? Dolayısıyla,
teferruatlı bir bilgiye sahip değilim. Beni bu konuyla ilgili daha
geniş şekilde bilgilendirirseniz, Bakanlığıma
düşen bir görev varsa o görevi yerine getiririm. Şu bilgiyi daha
sonraki aşamada değerlendirelim, gerekirse bu konuda daha
teferruatlı, yazılı cevap veririz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Sayın
Zeydan, sisteme girmişsiniz, çok az bir süre var, soru mu sormak
istiyorsunuz?
RÜSTEM ZEYDAN
(Hakkâri) Evet, vakit varsa
BAŞKAN
Buyurun.
RÜSTEM ZEYDAN
(Hakkâri) Sayın Başkanım teşekkür ediyorum.
Aracılığınızla
Sayın Bakanıma bir soru tevdi etmek istiyorum: Bu tutukevlerindeki
izleme kurulları raporları -zaman anlamında arz ediyorum- ne
kadar sürede Bakanlığımızca değerlendiriliyor? Bu
değerlendirme neticesinde gerek cezaevi yönetiminden sorumlu olan
arkadaşlar ve gerekse tutuklu bulunan veya mahkûm olan vatandaşlara
yönelik, tabii, hukuki yaptırım anlamında sayısal bir döküm
var mıdır elinizde?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım, bu
konudaki raporlar Bakanlığımızda günlük olarak takip
edilmekte ve değerlendirilmektedir.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, madde üzerinde dört adet önerge
vardır. Önergeleri geliş sıralarına göre okutup, aykırılık
durumlarına göre işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı yasa tasarısının 3.
maddesindeki salt çoğunluğu ibaresinin üçte bir çoğunlukla
biçiminde değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 S. Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 3. maddesi ile; 4681
sayılı Kanunun 7. Maddesinin 2. fıkrasında geçen iki
ibaresi yerine üç olarak yapılan değişiklik yerine ayda bir
ibaresinin yer alması şeklinde değişiklik
yapılmasını arz ederiz.
Pervin Buldan Şerafettin Halis Hamit Geylani
Iğdır Tunceli Hakkâri
Ayla Akat Ata Sırrı
Sakık Akın
Birdal
Batman Muş Diyarbakır
Sebahat Tuncel Bengi
Yıldız Osman
Özçelik
İstanbul Batman Siirt
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 3üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
İsa
Gök
Mersin
Madde 3 4681
sayılı Kanunun 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında geçen
iki ibaresi bir olarak, üçüncü fıkrası ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İzleme
kurulu, asıl üye sayısının salt çoğunluğuyla
toplanır. Yedek üyeler de her toplantıya çağrılır ve
toplantı yeter sayısının hesabında dikkate alınır
ancak asıl üye sayısının toplantı yeter
sayısını sağlaması halinde raporların kabulü için
yapılacak oylamaya katılmazlar. Toplantı sırasında
asıl üye sayısı itibariyle salt çoğunluğun
eksikliği durumunda en kıdemliden başlamak üzere yedek üyeler de
oylamaya katılır.
BAŞKAN En
aykırı önergeyi okutup işleme alacağım.
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin kanun Tasarısı ile değişikliği
öngörülen 4681 sayılı yasanın 7. maddesinin üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ederiz.
Ayla Akat Ata Nezir Karabaş Akın Birdal
Batman Bitlis Diyarbakır
Sebahat
Tuncel Pervin
Buldan
İstanbul Iğdır
İzleme Kurulları
asıl üyelerin salt çoğunluğu ile toplanır. Salt
çoğunluğun sağlanamaması halinde kıdem
sırasına göre yedek üyeler toplantıya katılır.
Raporlar üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kabul
edilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET KOMİSYONU
BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) Katılamıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılamıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Evet, gerekçeyi okutuyorum.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Konuşacağım.
BAŞKAN
Konuşacaksınız.
Önerge sahipleri
adına, buyurun.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri,
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün akşamdan
beri, ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme komisyonları
yasasında değişikliği tartışıyoruz.
Şimdi, nedir izleme komisyonu? Bugün, hem dünyada birçok ülkede hem de
Türkiyede Adalet Bakanlığının denetimi altında olan,
cezaevi savcısının, müdürünün, ikinci müdürünün, diğer
görevlilerin bulunduğu ceza ve tutukevlerinde bazı sorunlar
yaşanmıştır. Tarihte, her ülkede, bugün, çağdaş
dediğimiz Avrupada bile bu tür sorunlar cezaevlerinde
yaşanıyor. Şimdi, izleme komisyonu hem dünyada hem Türkiyede
neden kuruluyor? Devletin denetiminde olan cezaevlerinde yaşanan
sorunların bağımsız kurullarca, sivil toplum örgütlerince
denetlenmesi hem bu sorunların çözümlenmesi hem de tüm kamuoyuna güven
verilmesi üzerine kurulur. Ancak biz, bu yasayı başından beri,
1inci maddeden başlayarak, CHPnin de önerdiği bizim katıldığımız,
barodan bir yetkilinin, yine bizim önerdiğimiz Türk tabipler
odalarından birer yetkilinin verilmesi kabul edilmedi. Sadece bir tane
kadının bulunma zorunluluğu getirildi. Bunu da olumlu buluyoruz
ancak bu yeterli değil, yasayı karşılamıyor.
Yine, 2nci madde
de, izleme kurullarının üç ayda bir toplantı yapması, dört
ayda bir rapor yazması şeklinde bir düzenleme kabul edildi.
Peki,
değerli milletvekilleri, cezaevlerinde yaşanan sorunlar önemli
sorunlardır, acil sorunlardır ve anında müdahale edilmesi
gereken sorunlardır. Üç ayda bir toplanan, raporunu da Bakanlığa
ve diğer kurullara dört ayda bir veren kurulun belirttiği sorunlar,
bu kadar süre bekleyebilir mi? Yani, neden bu izleme yapılıyor?
Yaşanan sorunların, sıkıntıların çözümü için.
Şimdi, en
son maddeye geldik. CHPli değerli milletvekili arkadaşımız
bu konudaki düşüncesini dile getirdi. Biz de şunu söylüyoruz:
Sayın Başkan En aykırı önerge. dedi. Şimdi, 5
asıl üye var; bu 5 asıl üyenin salt çoğunluğu 3tür.
Bununla toplantı yapılacak. Hadi diyelim ki, kurulların
toplantısının aksamaması için bu yapıldı, ancak
raporların yazımı için bu izleme kurulunun salt çoğunlukla
toplandığı üye sayısının salt
çoğunluğuyla rapor yazılıyor, yani 2 üye ile.
Değerli
Bakanımız burada belirtti dün akşam, dedi ki Bu kurullarda
avukatlar, tabipler, mühendisler, yine, muhasebeciler ve emekliler var; emekli
savcılar, hâkimler. Peki, değerli arkadaşlar, bu rapor
yazıldığı zaman bir mühendis ve bir muhasebecinin
yalnız bulunduğu ve o raporu yazdığını
düşünün. Bu rapor, cezaevinde yaşanan ve iyi izlenmesi gereken,
Bakanlığa ve diğer kurullara da bildirilmesi gereken rapor ne
kadar gerçekleri yansıtacak?
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Mühendisin yazdığı rapor geçerli değil mi
yani?
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Devamla) Şimdi, hem biraz önce konuşan
arkadaşlar hem dün akşam bu konuda düşüncelerini dile getiren
arkadaşlar, hatta Hükûmet yetkilisi ve AK Parti Grubundan arkadaşlar
da avukatların ve tabiplerin bu komisyonlarda olmasının çok
önemli olduğunu dile getirdi. Elbette, mühendisler de rapor yazabilir,
muhasebeciler de rapor yazabilir. Ama, biz diyoruz ki, cezaevlerinde
yaşanan sorunlar adli sorunlardır, hukuka aykırı
sorunlardır, bir işlemin yerine getirilmemesidir; bunu bir avukat
olmadan, oradaki darp, işkence veya benzeri uygulamaları bir doktor
olmadan, komisyon bunların dışındaki kişilerle
nasıl rapor yazabilir?
Biz, burada
aykırı denilen gerekçede şunu söylemişiz: Tamam, salt
çoğunlukla komisyon toplantı yapsın, ama yine salt
çoğunlukla, en az 3 kişiyle de rapor yazsın.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Karabaş, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar, bu kadar önemli bir yasa
maddesini tartışırken, aslında, burada konuşma yapan
her arkadaş cezaevlerindeki durumun, geçmişte yaşananların
bundan sonra da doğru bir şekilde izlenmesinin önemli olduğunu
dile getirdiler. Bizler de, diyoruz bu yasa çok önemli. Ama, 1inci ve 2nci
madde ve Hükûmetin önerdiği şekliyle 3üncü madde aynı
şekilde geçti mi -ki, geçiyor, öyle gözüküyor- bu madde beklentileri
karşılamayacak, cezaevindeki sorunlar devam edecek, halktaki
kaygılar da sürecektir.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Karabaş.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, bir yanlış anlaşılmaya
sebebiyet vermemek için, Sayın Karabaşa da ifade ediyorum, bu
önerge, ilgili maddeyi toptan değiştirdiği için, yani en muhalif
önerge olması anlamında, Aykırı önerge tabiri
kullanılmıştır. Bu bir teknik terimdir, onu bilgilerinize sunuyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Başkan, kabul edenleri saysaydın.
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Buyurun.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 sıra sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve
Tutukevleri İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına İlişkin Kanun Tasarısının 3üncü
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederim.
İsa
Gök
Mersin
Madde 3 4681
sayılı Kanunun 7nci maddesinin ikinci fıkrasında geçen
iki ibaresi bir olarak, üçüncü fıkrası ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
İzleme
kurulu, asıl üye sayısının salt çoğunluğuyla
toplanır. Yedek üyeler de her toplantıya çağrılır ve
toplantı yeter sayısının hesabında dikkate
alınır ancak asıl üye sayısının toplantı
yeter sayısını sağlaması halinde raporların
kabulü için yapılacak oylamaya katılmazlar. Toplantı
sırasında asıl üye sayısı itibariyle salt
çoğunluğun eksikliği durumunda en kıdemliden başlamak
üzere yedek üyeler de oylamaya katılır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılamıyoruz efendim.
BAŞKAN
Sayın Gök, konuşacak mısınız?
Buyurun.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, değerli üyeler; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, bu önergemi, ben, on gün kadar önce
Başkanlığa arz etmiştim. Arz ederken de bir formülasyonla
arz etmiştim Başkanlığa. Bu formülasyonu, bire birde
anlattığım hangi parti olursa olsun, tüm milletvekili
arkadaşlarım, son derece mantıklı, tutarlı ve
olması gereken olarak bulmuşlardı ama şimdi, oylamada
bakacağım, bire bir görüşmelerin, Genel Kurulda, grup
başkan vekilleri arkasındaki oylamasını kontrol
edeceğim şimdi, ona bakacağım.
Şimdi, bu
önergedeki en hassas nokta, az önce arz etmeye
çalıştığım, kurulların
toplantılarının iki aydan üç aya çıkarılması
değil, asgari toplantı süresinin, bir aya indirilmesi, bir rutine
bindirilmesi. Bu, son derece önemlidir. Bunu, lütfen, dikkatle düşünün.
İkincisi ise formülasyondur. Kanunda geçen, tasarıya da gelen, salt
çoğunluk toplantısı ve 5 sayısı olmadığında
yedek üyelerin çağırılması, realitede bir uyumsuzluk
yaratıyor, realitede. Baro yönetimlerinde aynı şeyi
yaşıyoruz, olumlu yeter sayısını bulamıyoruz, üye
bekleniyor, telefonlara çağırılıyor, buna gerek yok. O
yüzden, dedim ki formülasyonumda: Yedek üyeleri toplantıya
çağıralım, toplantıya iştirak etsinler, salt
çoğunluğu asil üyeler oluşturuyorlarsa yedek üyeler oylamaya
katılamazlar. Formülasyondaki amacım, toplantının mutlaka
gerçekleşmesi ve mutlaka karara gitmesi, yani Hükûmetin tasarısının
ruhuna tamamen bağlı bir formülasyon bu aslında. Farkı var,
3 kişiden de kaç kişi -1 ve 2 kişi, kaç kişi- gelirse
toplantıya çağırılması, bir farklı gözün
oluşması.
Ben, önergemi
açıklamaya çalıştım. Oy verirken, özellikle hukukçu olmak,
benim için önemli ortak bir donedir. Konuştuğum
arkadaşların bire birde verdikleri hakkın şu anda
nasıl gerçekleşeceğini merak etmemden dolayı dikkat
edeceğim.
Saygılarla
arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan; 46 S. Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri
İzleme Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 3. maddesi ile; 4681 sayılı
Kanunun 7. Maddesinin 2. Fıkrasında geçen iki ibaresi yerine üç
olarak yapılan değişiklik yerine ayda bir ibaresinin yer
alması şeklinde değişiklik yapılmasını arz
ederiz.
Pervin
Buldan (Iğdır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Buldan, gerekçeyi mi okutayım, konuşacak
mısınız?
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Gerekçe okutulsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
46 S.
Sayılı Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme
Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına
İlişkin Kanun Tasarısının 3.maddesi ile; Kanunun 7.
Maddesinin 2. Fıkrasında İzleme Kurullarının en az
ayda bir toplanmasının düzenlenmesi Kurul
çalışmalarının önemi ve sistematiği
açısından gereklidir. Aksi halde kurullara verilen yetki ve
sorumluluk gereği gibi açığa çıkmayacaktır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 46 Sıra Sayılı yasa tasarısının 3.
maddesindeki salt çoğunluğu ibaresinin üçte bir çoğunlukla
biçiminde değiştirilmesini saygılarımla arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ADALET
KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Biz de katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Sayın Genç, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, bir tutumunuzu dile getirmek istiyorum. Biraz önce, 2nci maddede
dediniz ki: Sekiz önerge verilmiştir, yedisini 87nci maddeye göre
işleme koyacağım. Ben de yerimden kalktım, Sayın
Başkan, 87nci maddede, yalnız milletvekilleri yedi önerge verebilir,
ama her grubun, Komisyonun ve Hükûmetin de önerge verme hakkı var. dedim,
siz benim bu talebime karşı cevap vermediniz. Sizden rica ediyorum:
Bir milletvekili yerinden kalkıp size bir şey sorduğu zaman,
menfi veya müspet, onun cevabını verin.
BAŞKAN
Sayın
KAMER GENÇ
(Devamla) Bir dakika
Ben sözümü bitireyim, ondan sonra siz şey
edersiniz.
BAŞKAN
Peki, sizden sonra konuşayım ben.
KAMER GENÇ
(Devamla) Evet.
Dolayısıyla,
bakın, sizden önce, bu hafta bir hanımefendi çok mükemmel bu Meclisi
yönetti. Kendisine çok çok teşekkür ediyorum ve hanımların
yönetim konusunda ne kadar kabiliyetli, ne kadar nitelikli kişiler olduğunu
gösterdiler. (CHP sıralarından alkışlar) İşte,
Türk kadınını kara çarşafa sokmaya çalışanlar
bundan dilerim ki ders alırlar.
ABDÜLHADİ
KAHYA (Hatay) Konuyu devamlı çarpıtıyorsun!
KAMER GENÇ
(Devamla) İkinci bir şeyim Bakana karşı. Şimdi,
biraz önce bir milletvekili arkadaşımız, eski bir mahkûma
dizüstü bilgisayar verildiğini, bunun niye verildiğini soruyor.
Şimdi,
hükûmette, idarede devamlılık ilkesi gereği, Bakanın, ya bu
cezaevi mevzuatına uygundur veya aykırıdır demesi
lazım. Ama bahsetti, Efendim, bunu Sayın Hikmet Sami Türk
Yani, o
soruyu soran ilgili partinin iktidarda bulunduğu hükûmet zamanında
verildiğini belirtmek istedi. Buna gerek yok. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ
(Samsun) Tamam da, ne var?
FEVZİ
ŞANVERDİ (Hatay) Niye rahatsız oluyorsunuz?
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, gerek yok. Eğer yasalara, mevzuata aykırı
vermişse, burada, bakan onu geri alır; vermemişse
Arkadaşım, verilen bu şeyde yasaya aykırılık
yoktur. der, geçer gider. Yani, bu kurnazlıkları yapmayalım;
hükûmeti, yönetimi usule uygun yapalım.
Ben size bir
şeyler öğrenesiniz diye söylüyorum; yoksa, beni hiç ilgilendirmez.
Bakın, samimi söylüyorum, bunlar hoş şeyler değil. Yani,
ille, benden önce
Yani, kötülük de yapmamış ki, sizden önceki bakan
keyfî bir işlem yapmamış ki. İşte, ne kadar
azılı gangster de olsa, ne kadar azılı mahkûm da olsa,
cezaevine girdiği zaman Türkiye Cumhuriyeti devletinin koruması
altına girmiştir ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunlarında
getirilen masuniyet ve koruma hakkından yararlanır. Bunları
böyle ifade etmemiz lazım.
Şimdi,
önergemde, ben salt çoğunluk yerine, üçte 1 diyorum, daha rahat
toplanması için söylüyorum.
Ben, aslında
bu cezaevleriyle çok ilgilendim, işte, cezaevleri alt komisyonunda da
bulundum, hakikaten birçok yere gittim. Mesela, işte, burada, son
zamanlarda hakikaten cezaevi ve tevkifevlerinde çalışan bürokrat
arkadaşlarımızın çok kaliteli, çok nitelikli ve çok
tarafsız bir görev yaptığını ve kendilerine de
teşekkür ettim.
Ayrıca da,
infaz koruma memurlarının da durumunun düzeltilmesi lazım. En
azından polisler seviyesindeki bir ücretin verilmesi lazım.
Burayı cazip hâle getireceğiz ki, buralar cazip bir hâle gelirse,
oraya daha nitelikli, daha bilgili, daha kültürlü insanlar başvurur ve
dolayısıyla, o meslek grubu cazibeli olur, bu cezaevlerinde de bir
daha işkence meseleleri söz konusu olmaz. Ama, cezaevinde tabii ki, çok
değişik insan kitlesiyle karşılaşan infaz koruma memurları
-onlar da insan- hele ekonomik yönden de sıkıntı içinde
olurlarsa, o zaman daha objektif davranmazlar, kötü muamele de yapabilirler.
Ama bizim istediğimiz, bu kurumda artık işkencenin
sıfır noktasında olması lazım. Özellikle bu cezaevlerinden
cezaevlerine nakledilirken bazı uzamalar oluyor, işte
sıkıntılar oluyor. Bunların daha pratik hâle getirilmesi
gerektiğine inanıyorum.
Bir de,
cezaevlerinin dış koruması jandarmaya ait ve hakikaten
jandarmanın da büyük bir kadrosu bu işlerle uğraşıyor.
Bence, buna bir çare
Artık teknoloji çok ilerledi, teknolojik imkânlardan
yararlanmak suretiyle bu cezaevlerinin dış korumalarını
jandarmadan alıp Adalet Bakanlığı içinde, daha bu konuda,
işte infaz koruma memurları mesleğini cazip hâle getirecek, iyi eğitecek
bir kadro oluşturmak suretiyle bu kurumu daha rahat, daha objektif, daha
saygın, daha iyi hizmet edebilecek bir hüviyete kavuşturabiliriz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Genç, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Biz, tabii, geçmişte büyük olaylar oldu, cezaevlerinde büyük
ölümler oldu. Hatta bir anımı anlatayım: Ben F tipi cezaevlerine
gittim. F tipi cezaevinde tek hücrede kalan bir vatandaş kendisini
yakmış. Ben hastanede ziyarete gittim, Yahu, Kamer Bey, hele şu
telefonu getir bana. Benim kendimi yaktığımı benim liderim
biliyor mu bilmiyor mu, kendisine telefon edeyim. dedi.
Bakın,
insanların nasıl bir hâletiruhiye içinde olduğunu, ben
bunları kendi gözümle gördüm. Tabii, zamanım da çok
olmadığı için, F tipi cezaevlerinin kurulmasının
aşamalarını
Orada, işte 150-160a yakın açlık ve
ölüm oruçlarında giden çok gençler oldu. Bunlar olmalı
mıydı, olmamalı mıydı
Yani, onlar tabii, çok büyük,
hazin üzüntüler. Bir daha o tip olayların olmaması dileğiyle,
kanunun hayırlı olmasını diliyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç, teşekkür ederim.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, Sayın Gençin kimi takdir edip, takdir
etmeyeceği bizim yetkimiz dâhilinde olan bir husus değildir. Takdir
hususlarını yüzlerine de söyleyebilir, başka şekilde de
ifade edebilir. O kendisine aittir, o hakkı saklıdır, kimsenin
hakkına bir tecavüzde bulunamayız. Yalnız, burada
arkadaşlarımla da istişare ettim, buradaki husus şu: Biraz
önce bir gruba mensup olan milletvekili arkadaşlarımızın
önergesini okuttum. Arkadaşlarımızın şu ana kadar bu
Tüzük maddesini yorumlamaları, yani Başkanlık Divanı
olarak, yedi tane önerge işleme konuluyor. Eğer, daha sonra herhangi
bir gruba mensup milletvekillerinin önergesi bu şekilde verilmişse,
önceki önergelerden başka bir gruba ait olan, milletvekillerine ait
önergelerden bir tanesi çekiliyor. Ama Sayın Genç, onu diğer
konularda olduğu gibi farklı yorumluyor. Yorumlayabilir, o hakkı
saklıdır. Benim ona diyeceğim bir husus yoktur, ama her yorum
mutlaka doğrudur anlamını taşımaz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
87nci maddeyi açın okuyun.
BAŞKAN Bu
husustaki uygulama bu şekildedir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Hayır, öyle değil.
BAŞKAN
Bunu bilgilerinize sunuyorum.
Sanki, yüksek
sesle bir şeyler ifade edildiği zaman, öyle doğruymuş da,
başkaları yanlış yapıyormuş gibi bir havayı
kabul etmemiz mümkün değil.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, şu anda çalışma süremiz
belirlendiği şekilde dolmuştur,
tamamlanmıştır.
Sözlü soru
önergeleri ile diğer denetim konularını sırasıyla
görüşmek için 20 Kasım 2007 Salı günü saat 15.00te toplanmak
üzere birleşimi kapatıyorum.
Sizlere ve
bizleri izleyen vatandaşlarımıza hayırlı
akşamlar, hayırlı hafta sonları diliyorum.
Kapanma Saati :19.03