DÖNEM: 23 CİLT: 2 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
5inci
Birleşim
9 Ekim 2007 Salı
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.-
GELEN KÂĞITLAR
III.- OTURUM BAŞKANLARININ
KONUŞMALARI
1.- TBMM
Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınarın,
Şırnak ve Diyarbakırda meydana gelen terör
olaylarında şehit edilen askerlerimize Allahtan
rahmet; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize
başsağlığı dileyen konuşması
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Ardahan
Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahanda üniversite
kurulmasına ve Bakü-Tiflis demiryolu hattının
Ardahandan geçişine ilişkin gündem dışı
konuşması
2.-
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün, Hazreti Mevlânâ ve
Anadolu felsefesine ilişkin gündem dışı
konuşması ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı
3.- Kırklareli
Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklareli Vizede yeni bir
çimento fabrikası kurulması faaliyetlerine ilişkin
gündem dışı konuşması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclis Araştırması Önergeleri
1.-
Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve 19
milletvekilinin, küresel ısınma ve küresel
ısınmanın neden olduğu su sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/11)
VI.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralama ve Genel Kurulun çalışma gün ve saatlerinin
yeniden düzenlenmesi, sözlü sorular ile denetim konularının
görüşülmeme günleri, anayasa değişikliği
teklifi görüşmelerinin bir ve ikinci görüşme
günleri, (10/1), (10/4), (10/5),
(10/7), (10/9), (10/10) ve (10/11) esas
numaralı Meclis araştırması önergelerinin birleştirilerek
görüşülmesi, (9/1) esas numaralı Meclis
soruşturması önergesinin görüşülme günü ile anayasa
değişikliği teklifi, Meclis araştırması
ve Meclis soruşturması önergeleri görüşmelerinin
yapılacağı birleşimlerde çalışma
süresi ile başka
konuların görüşülmemesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanvekili Van Milletvekili
Fatma Kurtulanın; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması
Hakkında İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu
Raporu (2/13) (S. Sayısı:
25)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/280) (S. Sayısı: 7)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Konusunda Protokolün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/282) (S.
Sayısı:8)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında
Sağlık Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/286) (S. Sayısı: 9)
5.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Hatay Milletvekili Sadullah
Ergin, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ ve 272
Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/14) (S. Sayısı: 32)
6.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı Hükümeti
Arasında Bitki Karantina ve Bitki Koruma Alanında
İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/305) (S. Sayısı: 10)
VIII.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Ardahan
Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahan Milletvekili Ensar
Öğütün, konuşmasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
IX.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Yazılı Sorular ve
Cevapları
1.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun,
Ankaradaki su kesintilerine ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/10)
2.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin,
su sorunu ve su ile ilgili projelere ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/18)
3.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun,
Adana Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları
Hastanesiyle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve
Sağlık Bakanı Recep Akdağın
cevabı (7/44)
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın,
Ilısu Barajı Projesine ve Hasankeyfin korunmasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın
cevabı (7/58)
5.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın,
TOKİ tarafından TBMM çalışanları için
yapılan konut projesine ilişkin Başbakandan sorusu
ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil
Çiçekin cevabı (7/62)
6.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Adatepe Barajının
yapımına ilişkin Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/64)
7.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Kahramanmaraştaki Çetintepe
Barajının yapımına ilişkin Başbakandan
sorusu ve Çevre ve Orman
Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/65)
8.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün,
ücretsiz ders kitabı uygulamasına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin
cevabı (7/74)
X.-
OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının oylaması
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Konusunda Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti Arasında
Sağlık Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısının oylaması
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat 15.07de açŭldŭ.
Aksaray Milletvekili Ali Rıza
Alaboyunun, küresel ısınmaya ve İç Anadoludaki
susuzluğa etkisine,
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin
Nalcının, küresel ısınmanın yer altı ve
yer üstü su rezervinde meydana getirdiği olumsuz etkileri ile
su kaynaklarının korunmasına ve su
kıtlığına karşı alınması
gereken önlemlere,
İlişkin gündem dışı konuşmalarına,
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu,
İstanbul Milletvekili Çetin
Soysalın, İstanbul ilinin ulaşım ve trafik
sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşmasına, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım,
Cevap verdiler.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi,
Batı Avrupa Birliği Geçici Avrupa Güvenlik ve Savunma
Asamblesi, NATO Parlamenter Asamblesi, Avrupa Güvenlik ve
İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi,
Parlamentolararası Birlik, Türkiye-AB Karma Parlamento
Komisyonu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği
Parlamenter Asamblesi, İslam Konferansı Örgütü
Parlamento Birliği, Asya Parlamenter Asamblesi, Akdeniz
Parlamenter Asamblesi ve Avrupa-Akdeniz Parlamenter
Asamblesinde Türkiye Büyük Millet Meclisini temsil edecek
grupları oluşturacak üyelerin isimleri Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Konya Milletvekili Özkan Öksüz ve 21 milletvekilinin,
Beyşehir Gölünün su seviyesi ve ekolojik dengesiyle ilgili
sorunların (10/9),
Uşak Milletvekili Nuri Uslu ve 20
milletvekilinin, küresel ısınma ve iklim
değişikliği sorunlarının (10/10),
Araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin
önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerini alacağı ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki
öngörüşmelerin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci sırasında bulunan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Fildişi Sahili (Kotdivuar)
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında Ekonomik ve Teknik
İşbirliği Anlaşmasının (1/342) (S.
Sayısı: 5),
2nci sırasında bulunan, Türkiye
Cumhuriyeti ile Slovakya Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve
Ticari Konularda Adli İşbirliği
Anlaşmasının (1/275) (S. Sayısı: 6),
Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarıları,
görüşmelerini müteakiben yapılan açık oylamalardan
sonra, kabul edildi.
3üncü sırasında bulunan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükûmeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının (1/280) (S. Sayısı: 7)
görüşmeleri Komisyon ve Hükûmet yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadıklarından, 9 Ekim 2007 Salı günü
saat 15.00te toplanmak üzere, birleşime 18.05te son verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Yaşar TÜZÜN Harun
TÜFEKCİ
Bilecik
Konya
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.:
5
II.-
GELEN KÂĞITLAR
5
Ekim 2007 Cuma
Raporlar
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanvekili Van Milletvekili
Fatma Kurtulanın; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması Hakkında
İçtüzük Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/13) (S.
Sayısı: 25) (5.10.2007) (GÜNDEME)
2.-
İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Hakkında Kanun
Tasarısı ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporu (1/350) (S. Sayısı: 16) (5.10.2007) (GÜNDEME)
Sözlü
Soru Önergesi
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer GENÇin,
personel atamaları ile tadilat ve tamirat işlerine
ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
sözlü soru önergesi (6/141) (Başkanlığa geliş
tarihi: 28/9/2007)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1. - Ankara
Milletvekili Nesrin BAYTOKun, Milli Savunma Bakanının
Hükümet üyelerine tabanca hediye ettiği iddiasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3)
2. - Ankara
Milletvekili Yılmaz ATEŞin, Ankarada patlayan su
borularından doğan zarara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4)
No.:
6
8
Ekim 2007 Pazartesi
Teklifler
1.-
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün; Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmelerin Mali Sektöre Olan
Borçlarının Yeniden Yapılandırılması
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/15) (Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.9.2007)
2.- Çorum
Milletvekili Agah Kafkasın; 506 Sayılı Sosyal
Sigortalar Kanunu, 1479 Sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve
Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal
Sigortalar Kurumu Kanunu ve 2925 Sayılı Tarım
İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununun Bazı
Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi (2/16) (Plan ve Bütçe Komisyonu ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8.10.2007)
Rapor
1.- Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Hatay Milletvekili Sadullah
Ergin, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ ve 272
Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Anayasa
Komisyonu Raporu (2/14) (S. Sayısı: 32) (Dağıtma
tarihi: 8.10.2007) (GÜNDEME)
No.:
7
9
Ekim 2007 Salı
Teklif
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkanın; Büyük
Mağazalar Kanunu Teklifi (2/17) (İçişleri; Adalet;
Avrupa Birliği Uyum ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 27.9.2007)
Meclis
Araştırması Önergesi
1. -
Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan SARIÇAM ve 19
Milletvekilinin, küresel ısınma ve küresel
ısınmanın neden olduğu su sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/11) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/10/2007)
Süresi
İçinde Cevaplandırılmayan Yazılı Soru Önergesi
1.- Ankara
Milletvekili Yılmaz ATEŞin, Ankara Büyükşehir
Belediyesinin su yönetimine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5)
9
Ekim 2007 Salı
BİRİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 15.00
BAŞKAN:
Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP
ÜYELER : Fatoş GÜRKAN (Adana), Fatma Salman KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN - Değerli milletvekilleri,
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 5inci Birleşimini
açıyorum.
Toplantı yeter sayımız
vardır.
III.-
OTURUM BAŞKANLARININ KONUŞMALARI
1.-
TBMM Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınarın,
Şırnak ve Diyarbakırda meydana gelen terör
olaylarında şehit edilen askerlerimize Allahtan
rahmet; ailelerine, silah arkadaşlarına ve milletimize
başsağlığı dileyen konuşması
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gündeme geçmeden önce şunu ifade etmeliyim ki, sinsi, hain
terör gerçek yüzünü bütün çirkinliğiyle bir daha gösterdi.
Şırnak ve Diyarbakırdaki son hain
saldırıda 15 vatan evladımız şehit
olmuştur. Derin üzüntü içerisindeyiz. Bu hain
saldırıyı nefretle kınıyoruz. Ülkemizin
başı sağ olsun.
Kesinlikle Türkiye Cumhuriyetini sonsuza
kadar hiç kimsenin parçalamaya, bölmeye gücü yetmeyecektir.
Unutulmasın ki, terörist saldırganlar, terörü
besleyenler, terörle beslenenler asla cezasız
kalmayacaklardır.
Şehit olan evlatlarımıza
Tanrıdan rahmet, ailelerine, silah arkadaşlarına
ve milletimize başsağlığı ve sabır
diliyorum.
Saygılarımla.
Şimdi, üç sayın milletvekiline
gündem dışı söz vereceğim.
Gündem dışı ilk söz, Ardahanda
üniversite kurulması ve Bakü-Tiflis demir yolu
hattının Ardahandan geçişiyle ilgili söz isteyen
Ardahan Milletvekili Saffet Kayaya aittir.
Buyurun Sayın Kaya. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır Sayın Kaya.
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Mİlletvekİllerİnİn
Gündem Dışı Konuşmaları
1.-
Ardahan Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahanda
üniversite kurulmasına ve Bakü-Tiflis demiryolu
hattının Ardahandan geçişine ilişkin gündem
dışı konuşması
SAFFET KAYA (Ardahan) - Değerli
Başkanım, bugün Türkiye gerçekten bir elem içinde, 15 tane
şehidimizi verdik. Türkiyenin başı sağ olsun,
vatanımız sağ olsun, şehitlerimiz asla unutulmayacaktır.
Şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum ve buradan bir kez
daha acılı yürekle seslenerek de ifade etmek istiyorum
ki, vatanı hiç kimsenin bölmeye gücü yetmeyecektir. Vatanımız
sağ olsun diyorum.
Konuşmalarıma başlamadan önce,
ben, Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili olarak
konuşmalarımda bölgemize yapılan
yatırımlar bağlamında çok ciddi hizmetlere vesile
olması nedeniyle Sayın Başbakanımıza ve
bakanlarımıza buradan özellikle
şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Seçim öncesi on yedi ilimizde üniversite var
idi, üniversite yapılma kararı gündeme gelmişti, ama
sonradan, seçimden sonra, halkımızın büyük
teveccühüyle yeniden tek başına iktidara getirdiği
Adalet ve Kalkınma Partisinin, seksen bir ilimizde üniversite
yapılması konusunda karar vermesi ve
Ardahanımızın da üniversiteye kavuşması
-ilçelerimizden Göle, Damal, Posof, Çıldır ve
Hanakın da bir anlamda üniversiteye kavuşmayla
birlikte fakülteye kavuşması- umuduyla Ardahan
halkı adına, özellikle Sayın Başbakanımız
Tayyip Erdoğana ve AKP Grubuna teşekkürlerimi ifade
etmek istiyorum.
Önümüzdeki günler içinde hiç şüphesiz ki,
yüce Parlamentomuza yasama emri olarak geçecek olan bu
üniversitelerin yüce Parlamentomuzdan da kabul göreceği de
hiç şüphesiz ki bir gerçektir. Bu anlamda Ardahan halkı
adına, Hükûmetimize ve Sayın Başbakanımıza
teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.
Yine, bölgemizi çok yakinen ilgilendiren
Bizim, orada, Bakü ve Tiflis demir yolu hattımız var idi. Bu
demir yolu hattımız, son şekliyle, Aktaş
Kapısının olduğu yerde antrepo kurularak, bu
antrepoda yük indirme bindirme tesisleriyle yeniden daha aktif
hâle gelmesi konusunda Sayın Bakanımızın olumlu
tutumlarına gerçekten çok teşekkür ediyorum. Ben Sevgili
Bakanımı da bu yaklaşımından dolayı
kutluyorum ve etüt çalışmaları noktasında, demir
yolumuzun Ardahana kadar gelmesi anlamındaki
talimatlandırmasına da, Ardahan halkı adına
teşekkürlerimi bir borç biliyorum.
Yine TOKİmizle ilgili son dönemde
gerçekten Türkiyede
çığır açan bu hizmet anlamında
Ardahanımıza 2008 yılında -dördüncü ayında
inşallah- yaklaşık olarak 1.000e yakın konut
yapılacaktır. Göle ve Çıldır
ağırlıkta, Ardahanda 750 konutumuz
gerçekleşecektir. Bu gerçekleşmeden dolayı da
TOKİ Başkanımıza ve Hükûmetimizin bu anlamda
konut edindirme politikasına şükranlarımı,
Ardahan halkı adına teşekkürle, bir borç bilerek arz
ediyorum.
Yine Ardahanımızda, organize
sanayi sitemizle ilgili, Sevgili Bakanımızın çok
etkin çalışmalarını burada yeniden gündeme
getirerek, önümüzdeki sene içinde
bizim organize sanayi sitemizin yapılması
konusunda gayretlerini gerçekten takdir eden
halkımızın mesajını burada Sayın
Bakanımıza da ifade etmek istiyorum.
Havaalanı projemizin 2009
yılında, inşallah, bitirilerek, Ardahan ilimizin
havaalanına kavuşması konusunda Sayın
Bakanımızın çalışmalarına yeniden Ardahan
halkı adına teşekkürlerimi bir borç biliyorum
Yine 1996 yılında programa alınan
Sevimli Barajımızın, yani, yaklaşık 100
milyon dolarlık barajımızın inşallah 2008
yılında ve nisan ayında, mayıs ayında
temelinin atılacağı bir çalışma Hükûmet
nezdinde belirlenmiş olup, Ardahanımıza
barajların yapılması konusunda gayretleri
noktasında Bakanımıza teşekkürlerimi bir borç
biliyorum.
Yine Ardahanımızla ilgili
doğal gaz projemizin inşallah 2008 yılında, nisan
ayında yapılıp bitirilmesi konusunda
Bakanlığımızın tutumuna gerçekten çok çok
teşekkür ediyorum. Maaleseftir ki, bu yapılan büyük
hizmetlere âdeta birileri soru önergesiyle sahip
çıkıyor, bu projeleri biz yaptık diyor. Muhalefet
buna sahip çıkıyor. Muhalefetin ne zamandan beri hizmet
hırsızlığı yaptığını hâlen
daha ben bilmiş değilim yıllardan beri siyasetin
içinde olan bir arkadaşınız olarak. Hükûmet icraat
yapar, muhalefet de yapılmamış olan hizmetleri bir
şekilde eleştirir, bir şekilde yönlendirir. Ama ne
zamandan beri muhalefetin ben bunları yaptım
diyebildiğini ben siyasi terminolojide ilk defa görmenin,
maalesef, özellikle siyasi noktada etik davranış
olmadığını huzurunuzda ifade etmek istiyorum.
Serhat ilimiz Ardahanımız,
gerçekten Doğumuzun çok onurlu ve şerefli bir bölgesi
olup, vatanına, milletine her zaman sahip çıkmış çok
değerli bir ilimizdir. Şüphesiz seksenbir ilimiz de
birbirinden değerlidir. Ama Ardahan ilimizde bu
yatırımlarla Adalet ve Kalkınma Partimizin,
Hükümetimize ve Sayın Başbakanımıza özellikle
ve özellikle Ardahan halkı adına teşekkürlerimi bir
borç biliyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
SAFFET KAYA (Devamla) - Sayın
Başkanım, biraz daha devam edebilir miyim?
BAŞKAN - Konuşmanızı
tamamlar mısınız?
SAFFET KAYA (Devamla) - Tamamlayayım
Sayın Başkanım.
Umuyorum ki inşallah bu bahsi geçen
tarihî hizmetler önümüzdeki yıl içinde bitirilerek
Ardahanımızın yeniden kalkınmasına,
Ardahanımızın yeniden hak ettiği noktaya
gelmesine vesile olacaktır.
Ardahan halkı adına, seksen bir ili
birbirine eş değer gören, bölgeler arası
farklılığı gidermek adına, Hükûmetimizin
çok ciddi gayretlerine ve Sayın Başbakanımızın
Ardahana olan ilgisine, Ardahana olan gerçekten önemine
Ardahan halkı adına yüce Parlamentoda huzurunuzda
teşekkürü bir borç biliyorum.
Umuyorum ki seksen bir il de hak ettiği
noktaya gelir ve Ardahanımız da kalkınmamış
olan bölge olarak, inşallah politikalarımızla
bölgeler arası farkın tamamıyla ortadan
kaldırıldığı bir il hâline bu
yatırım programıyla mutlaka gelmenin inşallah
heyecanını, müreffeh durumunu yaşar.
Sevgili Başkanım, konuşmadan
dolayı size çok teşekkür ediyorum. Genel Kurulumuzu
saygı ve sevgiyle selamlıyorum, hürmet ediyorum.
Çok teşekkür ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.
Gündem dışı ikinci söz, Hazreti
Mevlana ve Anadolu felsefesi hakkında söz isteyen
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncüye aittir.
Buyurun Sayın Tütüncü. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakika Sayın Tütüncü.
2.-
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün, Hazreti Mevlânâ ve
Anadolu felsefesine ilişkin gündem dışı
konuşması ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul
Günayın cevabı
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) -
Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Hazreti Mevlana ve Anadolu felsefesi
konusunda gündem dışı söz almış bulunuyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime başlamadan önce Hazreti Mevlananın
800üncü yıl dönümünü kutladığımız Orta
Çağ karanlığını bir güneş gibi
aydınlatan Anadolu felsefesini yeşerttiğimiz bu
topraklarda, terörün böylesine
tırmandırılmasını şiddetle
kınıyorum ve lanetliyorum. Gabar Dağında, Lice
ve Şırnakta şehit edilen 15 askerimize
Tanrıdan rahmet, ailelerine ve milletimize
başsağlığı diliyorum.
PKK ile aralarına mesafe koyamayan,
hatta onları sahiplenmekten çekinmeyen çevrelere buradan
bir defa daha sesleniyorum. Artık gözlerinizi
açınız. Oynanan oyun emperyalizmin uluslararası yeni
sömürü düzeninin bir parçasıdır. Emperyalizm kabuk
değiştirerek büyüyor, güçleniyor. Bu süreçte, ırk,
dil, din, mezhep, kültürel farklılıklar, alt kimlikler,
toplumsal, hatta kişisel kırgınlıklar,
küskünlükler, ne varsa her şeyi, hepsini kullanıyor. Öyle
sanıyorum ki, ulusal Kurtuluş Savaşı mücadelesindeki
azim ve kararlılıkla bu millet de, bu topraklarda
yaşayan herkes terörle mücadelede üzerine düşeni
yapacaklardır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; insan kimdir, nereden gelmektedir, nereye
gitmektedir gibi sorular insanın ilk düşünmeye
başladığı tarih öncesi çağlardan itibaren
insan iç dünyasının ana sorununu oluşturmuş.
Anadolu düşünürleri bu soruna, 13 üncü yüzyılda,
insanın yüceliği, sevginin güzelliği ve aklın
üstünlüğü bağlamında yaklaşmışlar. Bu
bağlamda, bilginin önemi, kadının
saygınlığı, barışın,
paylaşımın, dayanışmanın,
kardeşliğin ve özgürlüğün değeri gibi konularda
öylesine ileri düşünceleri savunmuşlardır ki
yapılan bu düşünsel açılımlarla Avrupa
insanının kilise ve engizisyon baskısı
altında inlediği orta çağ
karanlığını bir güneş gibi
aydınlatmışlardır. Bu düşünsel
açılımları orta çağın erken Rönesansı
olarak kabul etmek gerekir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bu çerçevede Anadolu felsefesi, belli bir zaman
kesitinde değişik tasavvuf ve düşünce
akımlarının Anadoluya nüfuz ederek, orada, Anadoluda
kendine özgü inanç ve kültür sistemleriyle kaynaşması
sonucu oluşmuştur.
Söz konusu akımlar Anadoluya
başlıca üç koldan gelmiştir: Birincisi, Orta Asya,
Horasan, Maveraünnehir, Azerbaycandan gelen akımlar,
özellikle Yesevilik ve onun en güçlü kolu olan Haydarilikle
birlikte İslam sufiliğinin Melameti Kalenderi ekolüne
mensup olarak gelmişler.
İkinci akım: Kuzey Afrikadan eski
Sümer, Mezopotamya, Suriye ve Mısır kültürlerinin
mirasını taşıyarak gelen akımlar. Bunlardan
da öncelikle Rufailik ve Sühreverdilik ön plana çıkıyor.
Dede Kargın ve Ahi Evran bu çerçevede öncüleri olarak
sayılabilir.
Üçüncü akım: Mağripten, yani, Kuzey
Afrika ve Endülüsten gelmiş, yeni Eflatunculuk temeli
üzerinde yükselen İbni Arabînin ünlü vahdeti vücut mektebi
ve tasavvuf akımı.
Anadolu felsefesi ve hümanizması bu
çerçevede iki temel taşı üzerinde yükselmiş: Hazreti
Mevlânâ ve Hacı Bektaş Veli. Başlangıçta
Mevlevilik ve Alevilik Bektaşilik, Anadolu
hümanizmasının tasavvuf ve felsefe mektepleri
konumunda idi. Bunlara sonraları gizemcilik ve dinsel
dogmatizm egemen olmuştur ne yazık ki.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Ahi Evran, bu
felsefenin sosyal ve ekonomik yaşama yönelik
kurallarını yerleştirmeye
çalışmıştır, Koca Yunus, şiirleriyle bu
hümanizma anlayışını dillendirmiş ve
insanımızın ruhuna işletmiştir, Nasreddin
Hoca ise bu felsefeye mizahi bir boyut eklemiştir.
Bakınız, Mevlânâ insanın
yüceliği konusunda ne demiş: Ey Tanrıyı arayan,
aradığın sensin. Anadolunun bir diğer
yöresinden Hacı Bektaş Veli ses vermiş, Benim Kâbem
insandır.
Hiçbir milleti ve hiçbir insanı
ayıplamayınız. Kadının
saygınlığı açısından Hazreti Mevlânâ
şöyle seslenmiş: Kadın, Tanrı
ışığıdır, sevgili değil; o sanki
yaratıcıdır; yaratılmış değil.
Yine, bu mesaja Hacı Bektaş Veli
şöyle cevap vermiş ya da eşlik etmiş:
Kadınlarınızı okutunuz. Kadınlarınızı
okutunuz.
Bilgi ve aklın üstünlüğü konusunda
Mevlânâ demiş ki: Bilgiyle uyumak, bilgisiz ibadet etmekten
hayırlıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Tütüncü. Süreniz doldu. Bir
dakika da uzattım
aslında. Teşekkür ederim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - O zaman, bir
konuya, izin verirseniz Sayın Başkan
Bağlayayım
Bir konuya şey yapmak istiyorum.
BAŞKAN - Bir dakika daha size süre
tanıyorum.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) -
Kuralları bozmayın Sayın Başkan.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Sayın
Başkan, özür diliyorum, terörle ilgili olarak bir şeyler
söylemek ihtiyacında olduğum için, konuşmamı ne
yazık ki bitiremiyorum.
Son olarak izninizle şunu söylemek
istiyorum: Bu düşünceler, daha sonra, Osmanlı
coğrafyasının önemli bir bölümüne
yayılmış, egemen olmuş ve Anadolu-Rumeli
İslamiyet yorumunu oluşturmuştur. Bu yorum çok
önemlidir. Şu anda, dünyada, şu ana kadar, İslam
dininin yüzün üzerinde yorumu yapılmıştır. Bu
yorumlardan bir tanesi ve bence en önemlisi Anadolu ve Rumeli
İslamiyet yorumudur. Bu topraklarda Mustafa Kemal
çıkmış ve ulusal Kurtuluş Savaşı
mücadelesi yapılmış ise ve şu kutsal çatı altında
bulunuyor isek, bunu Anadolu ve Rumeli İslamiyet yorumuna
borçluyuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Ve şu anda 1,5 milyar nüfuslu
İslam âleminde İslam ile demokrasiyi en iyi
bağdaştıran ülke konumunda Türkiye bulunuyorsa, bu
Anadolu ve Rumeli İslamiyet anlayışının bir
sonucudur.
BAŞKAN -
Teşekkür ederim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Buna sahip
çıkalım. Ilımlı İslam dini tartışmalarını
bir tarafa bırakalım.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Gündem dışı konuşmaya, Kültür ve Turizm
Bakanı Sayın Ertuğrul Günay Bey cevap vereceklerdir.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır Sayın
Bakanım.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul) - Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; sözlerimin
başında, önce, önceki gün öğleden sonra hain bir
pusuda şehit verdiğimiz ve bağrımıza ve
topraklarımıza gömdüğümüz
evlatlarımızı, Astsubay Çavuş Ahmet
Sarıoğlunu, Çavuş Bayram Güzeli, Çavuş Mehmet
Uyarı, Çavuş Turgay Salgarı, Çavuş Seyfi
Altuntaşı, Onbaşı Mehmet
Yıldırımı, Onbaşı Mehmet Uçarı,
Onbaşı Kasım Aksoyu, Onbaşı Şükrü
Karataşı, Onbaşı Emrah Eryılmazı,
Onbaşı Fetullah Selçuku, Er Mehmet Coşkunu, Er
Sıddık Küçükgözü ve şu anda isimlerini burada
sayamadığım, vatanın ve milletin birliği ve
esenliği için şehit verdiğimiz bütün
evlatlarımızı rahmetle, minnetle anarak
başlamak istiyorum. (MHP sıralarından Tedbir
alın, tedbir! sesi)
Gerçekten, ülkemizde demokrasinin
yerleşmesi için, ülkemizde barışın ve
kardeşliğin yerleşmesi için;
kaynaklarımızın didişmeye, çatışmaya
ve silahlanmaya değil, ülkemizin topyekûn, ayrımsız,
bir ve bütün olarak kalkınması için hepimiz bütün
gücümüzle -Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türkiye Cumhuriyeti
Hükûmeti, Türkiyenin kamu görevlileri, Türkiyenin sade
yurttaşları, analar, çocuklar, gençler, yaşlılar-
el birliğiyle çalışırken bu pusular, bu hain
pusular, bu milletin geleceğine gerçekten büyük
düşmanlık içeriyor.
Üzüntüyle, hepimizin, hepinizin üzüntüsüne
ortak olarak kınama duygularımı bu vesileyle, bu,
gündem dışı söz alan değerli
arkadaşlarıma yanıt verirken ifade etmek istiyorum.
Diliyorum ki, bundan sonra Türkiye böyle
acılar artık yaşamasın ve bundan sonra, diliyorum
ki, kaynaklarımızı, imkânlarımızı,
evlatlarımızı bu tür acılarda yitirmek yerine
Türkiyenin güzelliği için seferberlikte
değerlendirmeye çalışalım.
Gündem dışı söz alan
arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Her ikisi de önemli,
değerli konular dile getirdiler. Ben, Hazreti Mevlânâ
konusuyla ilgili, izin verirseniz, birkaç cümle bu vesileyle
söylemek istiyorum.
Gerçekten, 2005 yılında UNESCO -yani,
Birleşmiş Milletlerin bilim, eğitim, kültür merkezi-
Mevlânânın 800 üncü doğum yılı vesilesiyle -30
Eylül tarihine denk geliyor- dünyada Mevlânâ Yılı ilan
etti. Çok ilginçtir, bundan otuz dört yıl önce Birleşmiş
Milletler -yine UNESCO- Mevlânânın ölüm yılı vesilesiyle,
Şebiarus diye bizim bildiğimiz ölüm yılı
vesilesiyle yine Mevlânâ Yılı ilan etmişti. Bir
asır geçmeden, bir çeyrek yüzyıl civarında bir süre
içinde bir ismin dünyada ikinci kez UNESCO tarafından bir
yıl, anısına yıl ilan edilmesi bu ismin evrensel
anlamda taşıdığı değeri anlatıyor
ve bizim de bu topraklarda farkında
olmadığımız nice değeri yaşayıp
geldiğimizi, nice değeri paylaştığımızı
bize hatırlatıyor.
Mevlânâ bir hoşgörü sembolü, Mevlânâ bir
barış sembolü, Mevlânâ bir kardeşlik sembolü. Bizim
topraklarımızda, Mevlânâ, aslında başka anıt
isimlerden birisi, Yunus Emre gibi. Bir dergâha kırk yıl
odun taşımış ve o dergâhın kapısından
içeriye bir tek gün eğri bir dal sokmamış olmakla
simgelenen Yunus Emre gibi, Hacı Bektaş gibi, Hacı
Bayram gibi. Daha isimlerini, nice, sayabileceğimiz öteki
değerler gibi bizim topraklarımızdan yükselen bir
değer.
İnsan üzülüyor, insan kahroluyor. Bizim
topraklarımızda barışı simgeleyen, bizim
topraklarımızda kardeşliği simgeleyen, bizim
topraklarımızda hoşgörüyü simgeleyen isimleri
dünya on yıl, yirmi yıl, otuz yılda bir evrensel bir motifle
dünyaya tanıtmaya çalışıyor. Bu isimleri
yetiştirmiş bir halkın yaşadığı
topraklarda, biz, her gün yeni acılarla kahroluyoruz. Buna
katlanmak mümkün değil, bunun acısını içimizde
hissetmemek mümkün değil. Biz bu topraklarda bu değerleri
yaşatmış bir halk olarak, bu değerlerden
öğretisini öğrenegelmiş bir halk olarak, buradan
denemesini, buradan birikimini, buradan ahlakını
edinmiş bir halk olarak kendi içimizde bu acıları
yaşamaya layık mıyız? Bunu biz hak ediyor muyuz?
Etmiyoruz, bunu etmiyoruz. Bütün içtenliğimle, bütün
yüreğimle bunu haykırmak istiyorum: Biz bu
acıları hak etmiyoruz, biz bu düşmanlıkları
hak etmiyoruz, biz evlatlarımızın
acısını bu toprakta, hain pusularda
yaşamayı hak etmiyoruz. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Bunu, galiba
sabırla, galiba tahammülle, galiba gayretle, uzun uzun önce
birbirimize anlatmamız gerekiyor.
Bu yıl Mevlânâyla ilgili Amerikada,
Pariste, Londrada; bu yıl Mevlânâyla ilgili dünyanın
dört bir tarafında, Japonyaya kadar; bu yıl Mevlânâyla
ilgili Türkiyenin dört bir tarafında anma toplantıları,
sempozyumlar, kitaplar, yayınlar, sergiler yapıldı,
yapılageliyor. Ama, biz, Yunusun süzgecinden geçmiş,
Mevlânânın öğretisinden geçmiş, Hacı Bayramla
Hacı Bektaşın aynı kökenden geldiğini bilen
bir halk olarak, galiba, biraz daha bu değerlerimizi kendimiz
anlamak, kendimiz sahip çıkmak ve kendimiz
içselleştirdikten sonra dönüp dünyaya anlatmak ihtiyacı
içindeyiz. Değerli arkadaşıma buraya Mevlânâ konusunu
getirdiği için teşekkür ederken, bunları bu vesileyle
sizinle paylaşmak istedim.
Bir kez daha şehitlerimizi rahmetle
anıyorum ve bir kez daha bütün kalbimle, bu Ramazan
ayının son haftası içinde, bayrama birkaç gün
kalmışken, Kadir Gecesini bir halkın bu kadar
acıyla yaşayacağı bir yılın, bir günün,
bir tarihin, bir anın olmaması dileğimi yüksek sesle
ifade ediyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Bakan.
Gündem dışı üçüncü söz,
Kırklareli-Vize ilçesi sınırları içerisinde
hâlen inşaatı süren bir çimento fabrikası mevcut iken,
hemen yakınındaki, hazineye ait araziye yeni bir çimento
fabrikası kurulması hakkında söz isteyen
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek Beye aittir.
Buyurun Sayın Dibek.
Süreniz beş dakikadır. ( CHP
sıralarından alkışlar)
3.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklareli
Vizede yeni bir çimento fabrikası kurulması
faaliyetlerine ilişkin gündem dışı
konuşması
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben Kırklareli
ilimizin Vize ilçesine bağlı Çakıllı
beldesinde, mülkiyeti hazineye ait olan 538 dekarlık ve birinci
sınıf tarım arazisi vasfındaki bir
taşınmazın üzerine çimento fabrikası
kurulması kaydıyla, herkesin, sizlerin de çok
yakından tanıdığı bir şirkete
satışının yapılmasından sonra gündem
dışı söz aldım.
Sözlerimin başında ben de,
halkımızın öncelikle çözüm beklediği bölücü
teröre son iki günde vermiş olduğumuz şehitler
nedeniyle, gerek şehit yakınlarımızın
gerekse ulusumuzun başı sağ olsun diyorum ve
sabırlar diliyorum.
Değerli arkadaşlar, Kırklareli
ilinin Pınarhisar ilçesinde çok uzun yıllardan bu yana faaliyette
bulunan bir çimento fabrikası var. Pınarhisar ilçemizin
hemen 20 kilometre kadar mesafesindeki Vize ilçemizin
girişinde bir Evrencik köyümüz var. Orada da birkaç yıl -iki
yıl oldu sanıyorum- önce izinleri alınan ve şu
anda hızla faaliyeti süren bir çimento fabrikası
inşaatı daha var. Derken, Vize ilçesinin hemen
çıkışında Çakıllı beldemiz var. Bu
Çakıllı beldemizde de 538 dekarlık bir tarım
arazisi boştu. Bu arazi de, yine çimento fabrikası
kurulmak üzere bir şirkete geçtiğimiz günlerde
satılmış. Şimdi, bu duyumu alınca biz -ben ve
diğer milletvekili arkadaşım- bölgeye gittik,
araştırmayı yaptık, yetkililerle görüştük ve
oradan bilgileri aldıktan sonra ancak ben sizin
karşınıza geliyorum.
Durum nedir? Öncelikle şöyle söyleyeyim:
Pınarhisar Vizeye 20 kilometre, yaklaşık 8
kilometre sonra da Çakıllı; yani 30 kilometrelik alanda
üç tane çimento fabrikası olur mu? Dünyanın başka bir
yerinde böyle bir olay var mı? Türkiyede böyle bir durum var
mı? Bu da olayın bir boyutu, değerlendirilmesi
gereken boyutu, ama diğer boyutu çok daha önemli, onu sizlerle
ve halkımızla paylaşmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, hazineye ait
olan bu arazilerin ekonomiye kazandırılmasıyla
ilgili bir yasa var, satışlarını
kolaylaştıran. Bu yasa 4706 sayılı Yasa. Bu
Yasaya göre bir prosedürü var bu taşınmazların
satışının yapılmasının. Buna göre
kısmen başlamış. İşte ne olmuş?
Maliye Bakanlığının ilgili kurumları
kıymet takdiri yapmışlar, Vize
Kaymakamlığına bağlı Mal Müdürlüğü bir
heyet kurmuş, bir kıymet takdiri yapmış. Bu
kıymet takdirinde de bu taşımaz için 13 trilyonluk bir
değer biçilmiş. Yasanın bu maddesi, daha sonra bu
değer üzerinden bu taşınmazın ihale yoluyla
satışa arz edilmesini emrediyor. Fakat, gelin görün ki bu
taşınmaz satışa çıkarılmadan, yani daha
doğrusu ihaleye çıkarılmadan, doğrudan ve bu
bedel üzerinden değil de 2 trilyonluk bir bedel üzerinden, yani
arada 11 trilyonluk bir farkla, son dönemde kamuoyunda da çok
sıkça tartışılan, yani son dört beş yılda
İstanbulda çok büyük yatırımlara imza atan
Taşyapı İnşaata satılmış.
Şimdi, Taşyapı
İnşaatın sahibi olan Emrullah Turanlı -çünkü,
bunlar basında yer aldığı için isimleri
belirtmekte de sakınca yok- bir süre evvel, bundan altı ay
evvel, nisan ayında, Nisan ayının 9unda gazetelere
bir demeç vermiş. Haber burada. Vatan gazetesinden ben
çıkardım. Diğer gazetelerde de bu haber var. 140
milyon dolar yatırımla biz bir çimento fabrikası
kuracağız. Bunun için de Avrupa Çimento Sanayi AŞ
adında bir şirket kurduk. diyor ve bu fabrikayı da
Edirnede kuracaklarını söylüyor. Başlık da
şöyle: Emrullah Turanlı 140 milyon dolar
yatırımla Edirnede çimento fabrikası kuracak.
Fakat, sonuçta şu olmuş herhâlde: Edirne olmadı, ama
gelin size Kırklareli verelim. denmiş kendisine.
Değerli arkadaşlar, buraya da bir
nokta koymak istiyorum, bu taşınmazla ilgili başka
hususlar da var.
Şimdi, Trakyanın planlanmasıyla
ilgili 2004 yılında Trakya Üniversitesince çizilmiş
olan 1/100.000 ölçekli bir plan var. Bu, Ergene Havzası Çevre
Düzeni Planı ismiyle çizildi ve 59uncu Hükûmet döneminde de
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
onaylandı. Bu planda, bu, taşınmaz birinci sınıf
tarım arazisi olarak gözüküyor. Bu taşınmazın
hemen altı zaten Ergene Nehrinin doğduğu yer, yani
Ergene Havzası. Bu hâliyle zaten bu taşınmaza sanayi
tesisinin kurulması mümkün değil. Kurulması için de
ruhsat işlemlerinin başlaması için de 1/25.000 ölçekli
haritaların da çizilmesi gerekiyor. Ama ne var ki bu
haritalar Trakya Üniversitesi tarafından çizilmiyor.
Sonraki gelişmeyi, zaten, belki yakından takip edenler
biliyordur. Bunu, şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesine
bağlı olan Metropolitan Proje Merkezi var, 25.000 ölçekli
haritaları o çiziyor. Bunun süreci devam ediyor. Bunlar
onaylanacak. Çizilecek, yerel yönetimler tarafından
onaylanacak, daha sonra da bu çizilen proje ve planlara göre de
ruhsat işlemleri için başvuru yapılabilecek
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN -
Konuşmanızı tamamlar mısınız Sayın
Dibek.
TURGUT DİBEK (Devamla) - Yani, şu anda,
yer tarım arazisi ve 1/ 25 000lik planları
çizilmemiş görülüyor. Yani, nasıl, hangi düşünceyle
bu yer çimento fabrikası kurulmak üzere satılıyor
veya satın alınıyor? Bunu da takdirlerinize sunmak
istiyorum.
Burada Sayın Maliye Bakanımız
yok. Kendisinden şu soruları yanıtlamasını
istiyoruz:
Değerli arkadaşlar, yasaya göre
mutlaka ihaleye çıkartılması gerekirken, ihaleye
çıkartılmadan, doğrudan ve kendi yetkili birimi
tarafından 13 trilyonluk bir kıymet takdiri
yapılmışken, 2 trilyonluk bir bedelle, daha işin
başında 11 trilyonluk bir kazanç sağlanarak, bu
taşınmaz nasıl olur da Taşyapı
İnşaata satılır?
Taşyapı İnşaatla ilgili de bir şey söylemek
istiyorum: Sahibi Emrullah Turanlı, biliyorsunuz, Sayın Başbakan
memleketlisi, Rizeli bir yatırımcımız. Son dört
beş yıldaki büyümeyi gördükten sonra, bunların
tesadüf olup olmadığını da halkımız
sorguluyor. Ben burada çok fazla da bu konuyu
Belki, daha kötü
sözcükler, belirtmek
istemiyorum, ama bir sipariş
satış. Bu sipariş satışla ilgili olarak
Sayın Maliye Bakanının kamuoyu ile bizleri bilgilendirmesini
bekliyor ve istiyoruz ve bu konunun takipçisi
olacağımızı da
bilgilerinize arz ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ederim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Dibek.
Sayın milletvekilleri, gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır, Okutup bilgilerinize
sunacağım.
Meclis araştırması
açılmasına ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Meclİs Araştırması
Önergelerİ
1.
Kırklareli Milletvekili Ahmet Gökhan Sarıçam ve 19
milletvekilinin, küresel ısınma ve küresel
ısınmanın neden olduğu su sorununun araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/11)
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Tüm Dünyayı olumsuz bir şekilde
etkilediği bilim insanları tarafından öne sürülen
ve son yıllarda çok daha fazla gündeme getirilen küresel
ısınma sürecinin, ülkemizdeki
yansımalarının da fark edilir derecede gözlemlenmeye
başlaması hepimizin dikkatini bu konu üzerinde
yoğunlaştırmıştır.
Anayasamızın 98inci, TBMM
İçtüzüğünün 104 ve 105inci maddeleri gereğince bir
Araştırma Komisyonu kurularak, anılan konunun
etraflıca incelenmesi hususunda gereğini saygılarımla
arz ederim.
1- Ahmet Gökhan Sarıçam (Kırklareli)
2- Faruk Koca (Ankara)
3- Ayhan Sefer Üstün (Sakarya)
4- Suat Kılıç (Samsun)
5- Kerim Özkul (Konya)
6- Fatih Arıkan (Kahramanmaraş)
7- Mustafa Ataş (İstanbul)
8- Ahmet Öksüzkaya (Kayseri)
9- Ahmet Koca (Afyonkarahisar)
10- Avni Erdemir (Amasya)
11- Fatoş Gürkan (Adana)
12- Abdurrahman
Arıcı (Antalya)
13- Yusuf Coşkun (Bingöl)
14- Ahmet Aydın (Adıyaman)
15- Fahrettin Poyraz (Bilecik)
16- Mehmet Emin Tutan (Bursa)
17- Veysi Kaynak (Kahramanmaraş)
18- Turan Kıratlı (Kırıkkale)
19- Gülşen Orhan (Van)
20- Azize Sibel Gönül (Kocaeli)
Gerekçe:
Çok yakın bir zamana kadar ansiklopedik
bilgi olarak veya televizyonlardaki belgesel içerikli
programlarda bilim insanlarının geleceğe yönelik
öngörüleri olarak algıladığımız
Dünyanın ısınması ve buna bağlı olarak
değişikliğe uğrayacak bir dizi ekolojik ve
biyolojik dengenin, günümüzde yavaş yavaş bu senaryonun
gerçekleşmeye başlıyor olması nedeniyle
bozulmaya başladığını, bunun da insanlar başta
olmak üzere tüm canlıları çok yakından ilgilendirdiğini
hepimiz kabul etmekteyiz.
Dünyanın birçok yerinde meydana gelen
ekolojik, biyolojik ve meteorolojik değişiklikler ile
bunlarla ilintili olarak insanların günlük hayatındaki
ekonomik ve psikolojik
durumlarını çok yakından ilgilendiren ve de
etkileyen Dünyadaki iklim değişiklikleri, ülkemizi
de çeşitli şekillerde etkilemeye başlamıştır.
Etkilerin genel anlamdaki zararı her
şeyden önce insanlarımızı ilgilendirdiği
için toplumumuzda geleceğe yönelik karamsarlık
olgusunun hakim olmaya başladığını da
üzülerek görmekteyiz.
Sorunun insanlarımızı
etkileme şekli ve de çeşidinin, yaşanılan
coğrafi bölge veya o ilin sosyo ekonomik durumuyla son derece
yakından ilgili olduğu herkes tarafından kabul
edilmektedir. Yani bir yöremizde orman yangınları
önceliği almakla birlikte bir başka yöremizde kuraklığın
tarıma olan etkileri daha ön plana geçebilmektedir.
Örneğin metropol olarak kabul ettiğimiz İstanbul,
Ankara gibi şehirlerimizde ise önceliği içme suyunun
aldığını görmekteyiz.
Ülkemizin özellikle de sanayi
bakımından en gelişmiş bölgesi durumundaki
Marmara ve Trakya yöremizdeki sanayi tesislerinin ihtiyacı
durumundaki suyun yeterli olup olmaması da en az diğer
pozisyonlar kadar önem taşımaktadır. Kaldı ki,
sanayi tesislerinin atık su olarak doğaya
bıraktığı ve insan sağlığına son
derece de zararlı maddeleri içeren kirli suların yer
altı sularımıza karışma
olasılığını da dikkate
aldığımızda; küresel ısınma
nedeniyle azalmakta olan yağmurlar ve yer altı
sularının yanında, var olan yer altı
sularının ne derece kullanıma uygun olacağı
da ayrı bir sorun olarak önümüze çıkmaktadır.
Doğal kaynaklarımızı
korumaya yönelik her türlü tedbiri almaya, var olan
sorunlarımız daha fazla büyümeden bunların
çözümüne yönelik adımları atmaya mecbur olduğumuz
düşüncesinden hareketle, hiçbir şey için geç olmadan
herkesin ve her kesimin alacağı tedbirler ve
yapılacak uygulamaların belirlenmesi
bakımından, TBMM tarafından yapılacak bir
araştırmanın son derece yerinde olacağı
açıktır.
BAŞKAN -
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemde yerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması
konusundaki ön görüşme,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Danışma Kurulunun bir önerisi
vardır, okutup oylarınıza sunacağım.
VI.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerİlerİ
1.-
Gündemdeki sıralama ve Genel Kurulun çalışma gün ve
saatlerinin yeniden düzenlenmesi, sözlü sorular ile denetim
konularının görüşülmeme günleri, anayasa
değişikliği teklifi görüşmelerinin bir ve ikinci
görüşme günleri, (10/1),
(10/4), (10/5), (10/7), (10/9), (10/10) ve (10/11) esas numaralı Meclis
araştırması önergelerinin birleştirilerek
görüşülmesi, (9/1) esas numaralı Meclis
soruşturması önergesinin görüşülme günü ile anayasa
değişikliği teklifi, Meclis araştırması
ve Meclis soruşturması önergeleri görüşmelerinin
yapılacağı birleşimlerde çalışma süresi
ile başka konuların
görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma Kurulu Önerisi
No:10 Tarihi: 08.10.2007
Danışma Kurulunun 08.10.2007
Pazartesi günü yaptığı toplantıda,
aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına
sunulması uygun görülmüştür.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Sadullah
Ergin Kemal
Kılıçdaroğlu
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu Başkanvekili Cumhuriyet Halk Partisi Grubu Başkanvekili
Oktay
Vural Selahattin
Demirtaş
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu Başkanvekili Demokratik Toplum Partisi Grubu Başkanvekili
Öneriler:
1. Gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri
ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının 11 inci sırasında yer alan 25
sıra sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi
İçtüzüğünde Değişiklik Yapılması
Hakkında İçtüzük Teklifinin bu kısmın 1 inci
sırasına; 08.10.2007 tarihli gelen kâğıtlar
listesinde yayımlanan ve aynı tarihte
dağıtılan 32 sıra sayılı Türkiye
Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifinin bu kısmın 5 inci sırasına alınması
ve diğer işlerin sırasının buna göre
teselsül ettirilmesi.
2. Genel
Kurulun 09, 16 Ekim 2007 Salı ve 10, 24 Ekim Çarşamba
günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ile diğer
denetim konularının görüşülmeyerek kanun
tasarı ve tekliflerin görüşülmesi,
3. Genel
Kurulun 10 Ekim 2007 Çarşamba günkü Birleşiminde
çalışmalarına saat 12.00de başlaması, bu
Birleşimde 32 Sıra Sayılı Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin birinci
görüşmeleri ile oylamasının yapılması ve
oylamaların bitimine kadar çalışmalara devam
edilmesi; 32 Sıra Sayılı adı geçen Teklifin ikinci
görüşmeleri ve oylamalarının 16 Ekim 2007 Salı
günü yapılması ve bu Birleşimde çalışma
süresinin oylamaların tamamlanmasına kadar
uzatılması,
4. 23 Ekim 2007 Salı günü ise, gündemin
Genel Görüşme ve Meclis Araştırması
Yapılmasına Dair Öngörüşmeler
kısmının 1, 5, 6, 8, 10
ve 11. sırasında yer alan 10/1, 10/4, 10/5, 10/7, 10/9 ve
10/10 esas nolu Meclis araştırması önergeleri ile
09.10.2007 tarihli gelen kâğıtlar listesinde
yayınlanan ve biraz önce okunan 10/11 esas nolu, küresel
ısınma ve su ile ilgili Meclis araştırması
önergesinin birleştirilerek görüşülmesi,
görüşmelerin tamamlanmasına kadar çalışma
süresinin uzatılması ve bu Birleşimde başka bir
konunun görüşülmemesi,
5. 30 Ekim 2007 Salı günü (9/1) esas
numaralı Meclis soruşturması önergesinin
görüşmelerinin bitimine kadar
çalışmalarını sürdürmesi ve bu birleşimde
başka bir konunun görüşülmemesi,
Önerilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan,
aleyhte söz istiyorum.
BAŞKAN - Önerinin aleyhinde, Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Genç söz almışlardır.
Buyurun Sayın Genç.
Sayın Genç, süreniz on dakika.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan,
değerli üyeler -biz buraya gelinceye kadar, tabii, süremiz
geçiyor- ve Bakanlar Kurulunun boş sıraları; evvela
Sayın Başkan ve üyeleri selamlıyorum, ama bu boş
sıraları da soruyorum: Siz bu yeni Hükûmete ne ettiniz de
bu Hükûmet üyeleri böyle kaçtı?
Şimdi, değerli milletvekilleri,
tabii, çok büyük üzüntü ve stres içindeyiz. Gerçekten, Doğu,
Güneydoğu Anadoluda, önce 12 tane sivil
vatandaşımız, arkasından 15 tane
Mehmetçiğimizin çok hunharca şehit edilmesi bizim
içimizi yakmıştır, bize duyabileceğimiz en
büyük acıları duyurmuştur, ama görüyorum ki bu
meseleleri çözmesi gereken Hükûmet ortada yok.
Sevgili milletvekilleri, Hükûmetin görevi
sorunu çözmektir. Sorunu Busha havale ederseniz, bilmem
şuna buna havale ederseniz çözemezsiniz. Her gün bu
memleketin analarının, babalarının,
kardeşlerinin içine bir ateş düşer. Bu ateşe çare
bulmak Hükûmetin görevidir. Eğer Hükûmet bu görevi
yapmıyorsa o makamı terk etmek zorundadır. Yani,
böyle bir şey olur mu sayın milletvekilleri? Her gün bu
memlekette kan akacak ve ondan sonra, sorumluluk makamındaki
kimse hiç yerinde olmayacak, kılı
kıpırdamayacak. Böyle
bir şey olur mu? Bu, böyle devam edemez beyler. Bu Meclis niye
toplandı, bu Meclisi millet niye seçiyor? Buraya, bu
memleketin sorunlarına çözüm bulmak için. Abdullah Gül, bilmem
düğününü yapacak, binlerce polis gidip, ondan sonra,
düğününde bekçilik yapacak. Bu mu memleketin meselesini
çözecek? (AK Parti sıralarından gürültüler)
AHMET YENİ (Samsun) - Ne alakası var?
KAMER GENÇ (Devamla) - Beyler, ben burada ciddi
şeyler konuşuyorum.
AHMET YENİ (Samsun) - Gayriciddi
konuşuyorsun, gayriciddi! Neresi ciddi!
KAMER GENÇ (Devamla) - Çok iyi ilişkisi var.
Bu memlekette kan dökülürken efendim, Abdullah Gül gidecek,
binlerce polisi en lüks yerlerde toplayacak, düğününü
yapacak. Bu insanların acılarına hiç mi şeyiniz
yok! (AK Parti sıralarından gürültüler)
ABDURRAHMAN DODURGALI (Sinop) - Olayı
saptırma!
KAMER GENÇ (Devamla) - Bakın, olayı siz
saptırıyorsunuz, ben doğru şeyleri söylüyorum.
Beni dinlerseniz siz de birtakım şeyler öğrenmiş
olursunuz. Bu memlekette çok ciddi sıkıntılar var. Bu
sıkıntılara çözüm bulmak sizin meselenizdir.
Bakın, Hükûmetiniz gelmiyor Meclise.
Nerede bu Hükûmet? (AK Parti sıralarından Orada sesleri)
Hani, kaç tane Hükûmet mensubu var burada?
HASAN ANĞI (Konya) - Bakanlar Kurulunun
hepsi mi burada olacak?
KAMER GENÇ (Devamla) - Beyler, siz, Hükûmetin
savunucusu değilsiniz. Siz, şimdi, bu memlekette olan olayları
tasvip etmiyorsunuz. Şimdi, Hükûmet üyelerinin
birçoğu
bırakmış işi gücü, ticaretle
uğraşıyor. İşte, gemilere, bilmem Avea
mıdır, Avua mıdır, reklamlar veriyor. Niye
bizim arabalara reklam vermiyorlar birtakım kişiler,
niye onlara veriyorlar? Versin de biz de şey edelim.
Şimdi, bakın, bu memlekette çok daha
ciddi meseleler var. Şimdi, getirmişsiniz hemen İç
Tüzükün 1inci maddesini, İç Tüzükün Başkanlık Divanı
süresini, ilk seçilenlerini iki yıla
çıkarıyorsunuz, ondan sonrasına bir
değişiklik yapıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bu, çok acil bir
şey de değil. Daha Meclis Başkanlık Divanı
yeni seçildi. Bu memleketin bunca ciddi meseleleri vardır.
Zaten, Anayasayı
21 Ekimde referanduma gidiyorsunuz,
Meclisin süresini beş yıldan dört yıla
indiriyorsunuz. 94üncü maddeyi şey edersiniz. Bunu daha bir
pratik yola indirmek mümkün. Mesela, şöyle yapılabilir:
Efendim, işte, Anayasaya göre, seçim tarihini izleyen
beş gün içinde Meclis toplandığı zaman, onu yasama
yılının birinci gününü seçersiniz ve o tarihten
itibaren, ilk seçilen Başkanlık Divanı iki yıl,
ertesi
Yine, yasama yılı Meclisin seçimle
toplanmasına indirdiğiniz zaman, daha otomatikman bu
konularda herhangi bir sıkıntı da olmaz. Ama,
şimdi, daha 21 Ekimde referandum olacak, referandumda
Meclisin çalışma, Meclisin milletvekilliği
süresini dört yıla indirecek. Oradaki beş yıla göre
İç Tüzükte değişiklik yapıyorsunuz. Yani, bu
kadar sorumsuzluk olur mu, bu kadar vurdumduymazlık olur mu, bu
kadar bu Meclis boş işlerle uğraşır mı?
Getirdiniz, bir Anayasa
değişikliğini yaptınız. Ben burada sordum
size: Referandumda evet mi, hayır mı diyeceksiniz? Evet
diyeceğiz dediniz. Peki, niye bu teklifi verdiniz, yani
geçici 19uncu maddeyi çıkarıyorsunuz?
Sayın milletvekilleri, bakın, hukuk
denilen bir kavram var. Şimdi, siz, bir Anayasa
değişiklik teklifi veriyorsunuz. Neyin
değişikliğini teklif ediyorsunuz? Anayasa'da
olmayan bir hükmün değiştirilmesini teklif ediyorsunuz.
Yahu, buna çocuklar güler. Şu andaki geçici madde, Anayasa'da
olmayan bir madde. Yani, Anayasa'da olmayan bir maddenin, siz, grup
olarak ve birtakım muhalefet partileri olarak, diyorsunuz ki:
Bu Anayasa'nın geçici 19uncu maddesini Anayasa'dan
çıkaracaksınız. Yok öyle bir madde.
Araştırın, bulun bakalım, Anayasa'da geçici 19uncu
madde var mı? Yok.
Şimdi, eğer bunu değiştirmek
isterseniz bunun usulleri var. Sizin içinizdeki hukukçular
gugukçu olmuş, hukukçu değil, hukuktan anlamıyor.
Anlasa, böyle gafletlerle uğraşmaz. Yani, şimdi, bakın,
Anayasa'nın değiştirme usulleri 175inci maddede
vardır. 175inci maddede der ki, bir fıkrasında:
Eğer referanduma giderse, hangi maddelerin birlikte, hangi
maddelerin de ayrı oylanacağı konusunda bir
fıkra vardır, ona göre
Son Anayasa'da, yani, bu,
referanduma gidecek Anayasa'nın son hükmünde diyorsunuz ki:
Bu Anayasa oylamaya gittiği zaman tüm maddeler birlikte
oylanır. Onu değiştirirsiniz, ondan sonra onu çekme
ihtimali
Gerçi, o da yine yok da
Yani, görüyorsunuz ki, hep
karmaşıklık yaratmak suretiyle Parlamentoyu da
memleketi de kaosa sürüklüyorsunuz.
Peki, mademki siz hâlâ diyorsunuz ki 19uncu
maddenin, geçici 19uncu maddenin seçilmiş cumhurbaşkanına
etkisi yoktur. diye, e niye dönüş yapıyorsunuz? Niye
dönüş yapıyorsunuz? Bilakis, var.
Şimdi, eğer bu referandum kabul
edilirse, Abdullah Gül oradan istifa etmek zorundadır. Neden
istifa etmek zorundadır biliyor musunuz? Şimdi, geçici
19uncu maddede diyor ki: Bu Anayasa oylandığı
tarihten itibaren, kabul edilirse kırk gün içinde
Cumhurbaşkanı seçilecek. Yeniden, kırk gün içinde seçilecek.
Bu ne demektir? Yani, bu millet oylamaya giderken bu
Cumhurbaşkanının 23üncü Parlamento tarafından
seçildiğini bilmiyor mu? Biliyor. Ama, bunun anlamı
şudur: Ey Parlamento, sen geçici 19uncu maddeyi benim oyuma
sundun, sen Cumhurbaşkanını seçtin, ben senin
seçtiğin Cumhurbaşkanını beğenmiyorum, ben
yeniden seçeceğim. diyor. Bunun anlamı o. Tayyip
Erdoğan diyor ki: 11inciyi değil, 12nciyi seçecek. Ben,
şimdi, o gün eğer söz alırsam söyleyeceğim, Yahu,
burada 11 mi yazıyor, 12 mi yazıyor? diyeceğim. Yani,
arkadaşlar, böyle, milletle alay edecek şeyler söylemeyin.
Bir de, yani, biraz, birileri bir makamlara
gelmişse, o makamların ağırlığına
uygun ve kamuoyunda saygınlık yaratacak beyanda
bulunması lazım. Ben Bushla gidip
konuşacağım
Haydi, git konuş bakalım! Ne
konuşacaksın Bushla? Bush şimdiye kadar Türkiyeye
ne yapmış? Yani, bunlar Türkiyede umutsuzluk yaratan
davranış biçimleridir. Onun için, Anayasaya
Bakın,
her gün fuzuli işlerle uğraşıyoruz.
Bakın, ben Tunceliye gittim, bugün geldim
oradan. Hâlâ, benim ilimde, 510 tane öğrenci yüksekokulda
okuyor, tek yurt yok. Bakın, burada, bunu ben bu kürsüde kaç defa
dile getirdim. Yani, sizin
vicdanınıza göre, bir yüksekokulda okuyan 510
öğrenci varken orada tek bir tane yurt yoksa, o öğrenciler
nerede yaşayacak, nerede barınacak? Bu bizim görevimiz
değil mi? Bunlara çare bulalım.
Ondan sonra, sefalet almış
yürümüş, yoksulluk almış yürümüş. Hükûmet
üyelerinin birçoğunun yakınları devletten ballı
ballı ihaleler alıyor, belediyelerden ballı
ballı ihaleler alıyor ve bu ihalelerin maliyetleri de çok
abartılıyor.
Bakın, şimdi, mahallî seçimlere
gidilecek diye, bütün belediyeler, büyükşehir
belediyeleri kaldırımları sökmüşler ve hem, kaç
trilyonlara ihale ediyorlar.
Değerli milletvekilleri, bakın, bu
belediye başkanları sizden olabilir, ama bu memleketin
parası bu kadar ucuz değil. Bu millet, bu halk yoksulluktan
inim inim inliyor. Gidin, bu halkın içinde görün. Ramazanda,
tabii, ramazan çadırlarını kurarak insanları
besleyebilirsiniz. Bu da iyi bir davranış biçimi
değil. Bu, inanmanızı istiyorum, bu halkı âdeta
dilenciliğe alıştırmak, halkı sadakaya
alıştırmak demektir. Bu halk üretmelidir, bu halk
çalışmalıdır. Bu halkın
çalışabilmesi için, üretebilmesi için, yöneticilerin
bunlara önderlik yapması lazım, bunlara hedef göstermesi
lazım. Şimdi, bunları göstermeyeceksiniz...
Efendim
Bakın, yurt dışına giden ve
Türkiyenin geleceği olan gençlerin bilim, teknoloji ve
eğitim konusunda öğrencilere verdiğiniz,
öğretim elemanlarına verdiğiniz bursları,
paraları kesmişsiniz, getiriyorsunuz, din
gösterişi altında çadırlarda yemek veriyorsunuz.
Bu memlekette yurt dışına
gidecek
Gelsin işte Millî Eğitim Bakanı, burada
bana cevap versin. Bundan önce yurt dışına giden
üniversite öğrencilerine veyahut da öğretim üyelerine
kaç lira -sizden önce- ödenek ayrılıyordu, niye bu
ödenekler kesildi, bu ödenekler nereye gidiyor? Bunlar çok önemli
sayın milletvekilleri.
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) - Olur mu
öyle şey!
KAMER GENÇ (Devamla) - Efendim, gelsin,
söylesin işte yetkili bakanlarınız, gelsin söylesin.
Bakın, artık, bilim araştırma
yönünden üniversitelere gerekli değeri vermiyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Genç,
konuşmanızı gündeme gelmek üzere bitirir misiniz.
KAMER GENÇ (Devamla) - Efendim, Sayın
Başkan
BAŞKAN - Hep gündem dışı
konuştunuz. Bakın, sabırla dinledik sizi.
KAMER GENÇ (Devamla) - Efendim, bu, gündem
dışı değil, Meclisin
çalışmasıdır. Sayın Başkanım,
bakın, rica ediyorum sizden.
BAŞKAN - Ya, bırakın bu işi!
Zaten sizin tarzınız bu yani, tarzınız bu. Hep
tarzınız bu yani.
KAMER GENÇ (Devamla) - Bakın, geçen gün
Sağlık Bakanı
BAŞKAN -
Gündemle ilgili hiç konuşmadınız ki.
KAMER GENÇ (Devamla) - Efendim, gündem
işte, gündemi belirliyoruz. Allah Allah!..
BAŞKAN - Son sözlerinizi alabilir miyim.
Son sözlerinizi alayım.
KAMER GENÇ (Devamla) - Neyse
Sağlık Bakanı geçen gün burada
Sağlık politikalarını izlerken biz
üniversitelerden doktor istiyoruz. dedi. Sen üniversitelere ver
ödeneği bakalım da ondan sonra iste. Ama, sen
üniversitelerin ödeneklerini kesersen, parasını
vermezsen, bu üniversiteler gökten mi para getirecek, doktor
yetiştirecek!
Geçen gün İbni Sina Hastanesine gittim.
Bana diyorlar ki: Kardeşim, bizim devletten 90 trilyon
alacağımız var. Nerede bu peki? Bir yandan da
diyorsunuz ki burada: Gitsin hastalar, tedavi olsun. Bunlar
nereden parayı getirecek?
Bir de, aslında, Başkanlık
Divanından bir ricam var. Bu Meclis kürsüsüne çıkan
Başkan Vekili arkadaşlarımız milletvekillerine konuşma
hakkını versinler. Biz buraya konuşmak için geldik,
susmak için gelmedik.
Ayrıca da
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
KAMER GENÇ (Devamla) - Tabii, zamanım da
yetmediği için
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Genç, konuşmanız
bitmiştir.
Teşekkür ederim, sağ olun.
KAMER GENÇ (Devamla) - Sayın Başkan,
bir dakikalık
BAŞKAN -
Hayır, uzatamam, kesin olarak.
Benim prensibim. Hayır.
Teşekkür ederim, hayır
KAMER GENÇ (Devamla) - Rica ediyorum
BAŞKAN -
Ben sizden rica ediyorum. Buyurun yerinize lütfen.
Teşekkür ederim.
KAMER GENÇ (Devamla) - Bu kadar katı
prensip sahibi olmayın.
Peki, teşekkür ederim.
Ben yine konuşurum merak etmeyin. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Danışma Kurulu önerisi
üzerinde başka söz isteyen? Yok.
Danışma Kurulu önerisini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Danışma
Kurulu önerisi kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile
Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına
geçiyoruz.
1inci sıraya alınan Adalet ve
Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Hatay Milletvekili
Sadullah Ergin, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili
İzmir Milletvekili Kemal Anadol, Milliyetçi Hareket Partisi
Grup Başkanvekili İzmir Milletvekili Oktay Vural ve
Demokratik Toplum Partisi Grup Başkanvekili Van Milletvekili
Fatma Kurtulanın, Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünde
Değişiklik Yapılması Hakkında İçtüzük
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve
Teklİflerİ
1.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Hatay
Milletvekili Sadullah Ergin, Cumhuriyet Halk Partisi Grup
Başkanvekili İzmir Milletvekili Kemal Anadol,
Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve Demokratik Toplum Partisi Grup
Başkanvekili Van Milletvekili Fatma Kurtulanın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde
Değişiklik Yapılması Hakkında İçtüzük
Teklifi ve Anayasa Komisyonu Raporu
(2/13) (S. Sayısı: 25) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Başkanlık Temsilcisi? Yerinde.
Komisyon raporu 25 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Teklifin tümü üzerinde ilk söz Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okay Beyin.
Buyurun Sayın Okay.
Konuşma süreniz 20 dakikadır.
CHP GRUBU ADINA HAKKI SUHA OKAY (Ankara) - Sayın
Başkan, değerli üyeler; Türkiye Büyük Millet Meclisi
İç Tüzüğünün bazı maddelerinde değişiklik
teklifiyle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
söz aldım. Ancak değişiklik teklifiyle ilgili
sözlerime başlamadan önce yurdumuzda devam etmekte olan
kanlı terörün geçen hafta 12 sivil
vatandaşımızı, devam eden günlerde yine
askerlerimizi şehit etmesi ve nihayetinde dün 15
askerimizin şehit
edilmesinden dolayı terörü, teröristleri ve
arkasındaki güçleri şiddetle kınıyorum.
Değerli arkadaşlarım, teröre
artık son verilmek zamanı gelmiştir. Sıfır
noktasında alınan terör on yıl öncesini
hatırlatır, yaşanır noktaya gelmiştir. Bu
vesileyle, bu hain terörde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı,
askerlerimizi rahmetle anıyorum; ailelerine, mensubu
olduğu Silahlı Kuvvetlere ve tüm milletimize
başsağlığı diliyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Parlamentoda grubu bulunan dört siyasi partinin grup başkan
vekilleri tarafından ortak verilen önergeyle ilgili olarak
parti grubumuzun düşüncelerini ifade edeceğim.
Malumunuz, 22 Temmuzda seçimler yapıldı, 4 Ağustosta
bizler yemin ettik ve beş gün sonrası Meclis
Başkanlık Divanı oluştu. Anayasamızın
94üncü maddesi Parlamentonun çalışma süresinin beş
yıl olduğunu, Meclis Başkanlık Divanının
1inci dönem için, yasama dönemi için iki
yıllığına, ikinci dönemi olan üç
yıllığına seçileceğini öngörmektedir.
Ancak, Meclis İç Tüzüğünde bu hususla olan ilgili
düzenlemelerde yasama yılından bahsetmektedir. Yine
malumunuz olduğu üzere, yasama yılı ekim
ayının 1inci günü başlamaktadır. Böylece
Anayasa ile İç Tüzük arasında farklılık
bulunmaktadır. Bu yasa teklifiyle İç Tüzükün
Anayasanın amir hükmüne uygunluğu sağlanmak
istenmektedir. İç Tüzükün 10uncu, 11inci ve 20nci maddesinde
Meclis Başkanlık Divanının, grupların ve
komisyonların seçiminde iki yıl ve üç yıl yasama
yılı olarak ifade edildiğinden, İç Tüzükteki
yasama terimi çıkarılarak, sadece yıl ibaresi
kalarak, böylece İç Tüzük Anayasanın 94üncü maddesine
uygun hâle getirilmek istenilmektedir.
Bu bağlamda, bundan sonraki
yapılacak Parlamento çalışmalarında da
Anayasaya uygunluğun göz önünde tutulacağı
inancıyla ve bu konuda tüm Parlamentonun, 23üncü Dönemin özen
göstereceği inancıyla, Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
bu tüzük değişiklik teklifine olumlu oy vereceğini
bilginize sunuyorum ve sözlerimi saygıyla
tamamlıyorum.
Teşekkürler. (CHP ve AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Okay.
Söz sırası, AK Parti Grubu adına
Sayın Güldal Akşit Hanımın.
Buyurun Sayın Akşit. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA GÜLDAL AKŞİT
(İstanbul) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türkiye Büyük Millet Meclisi İç
Tüzüğünde değişiklik yapılması amaçlanan
(2/13) No.lu İç Tüzük teklifi üzerinde grubum adına
görüşlerimizi açıklamak üzere
huzurlarınızdayım. Ancak, sözlerime başlamadan
önce, önce sivil vatandaşlarımızın
hayatını kaybettiği, ardından gencecik
şehitlerimizin, fidanlarımızın
hayatını kaybettiği hain saldırıyı,
terör saldırısını huzurlarınızda bir
kez daha lanetlemek istiyorum. Şehitlerimize Allahtan
rahmet diliyorum, ailelerine ve milletimize sabırlar ve
başsağlığı diliyorum ve diliyorum ki, Allah
bu acımızı bize unutturmasın ve çok
sabırlı olan milletimizin sabrı daha fazla
taşırılmasın.
Değerli arkadaşlarım,
Anayasanın 94üncü maddesinde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanı, başkan vekilleri, kâtip üyeler ve idare
amirleri bakımından görev süreleri ilk devre için iki,
ikinci devre için üç yıl olarak öngörülmüştür. Türkiye
Büyük Millet Meclisi, Anayasa gereği, her yıl ekim ayının
ilk gününden kendiliğinden toplanmaktadır. Türkiye Büyük
Millet Meclisi İç Tüzüğünün 3üncü maddesi uyarınca,
genel seçim kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulunca
ilanından itibaren, ilanını izleyen beşinci gün
saat 15.00te Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu
çağrısız toplanmaktadır. Bu durumda, yeni yasama
yılı, ekim ayının ilk gününden başka bir
tarihte başlamaktadır. Ayrıca, Anayasamızda
yıl olarak geçen ibareler, İç Tüzükte yasama
yılı olarak düzenlenmiştir. Sonuçta öyle durumlar
ortaya çıkmaktadır ki, ilk devre için seçilen başkan ya
da divan üyeleri iki yıldan daha az bir süre için görev yapmakta,
ikinci devre için seçilenler ise, görev süreleri üç yasama
yılını aşması ise, tartışmalara
neden olmaktadır. Bu, seçim yılıyla ilk yasama
yılının çakışması durumunda
karşılaşılan bir durumdur. Görüşmekte
olduğumuz teklif, bu çelişkili ve zaman zaman da
tartışmalı durumu ortadan kaldırmak
amacıyla hazırlanmış bir tekliftir. Teklifle,
İç Tüzükte geçen yasama yılı ibareleri,
Anayasadaki, Anayasaya uygun yıl şekline
dönüştürülmektedir. Amaç, tümüyle, ilk yasama
yılının farklı tarihlerde başlaması
durumunda ortaya çıkabilecek oransızlıkları
gidermeye, Anayasa ile İç Tüzük hükümleri arasındaki
uyumu sağlamaya yöneliktir. Karar hâline dönüşmesi
durumunda, 1973 yılından bugüne dek süren bir eksiklik
giderilmiş olacaktır. Nitekim, söz konusu teklif, bütün
siyasi parti gruplarının, bütün siyasi parti
gruplarına mensup arkadaşlarımızın
vermiş olduğu teklifte ve Anayasa Komisyonumuzda oy
birliğiyle kabul edilmiştir. Teklife konu
değişikliğin olumlu bulunduğunun, bu, bir
göstergesidir. Böylesi çelişkili ve Anayasaya
aykırı bir durumu gidermede tüm grupların görüş
birliğine varmasını da son derece önemsediğini
bildirmek istiyorum ve bu düşüncelerle teklifi olumlu
bulduğumuzu belirtiyor, grubum ve şahsım adına,
yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın
Akşit.
Milliyetçi Halk Partisi Grubu adına,
Sayın Oktay Vural, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz 20 dakika Sayın Vural.
MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL (İzmir) -
Sayın Başkanım, çok değerli milletvekili
arkadaşlarım; ben de, öncelikle, son iki gündür hain terör
örgütünün saldırıları sonucunda Hakkın
rahmetine kavuşmuş kahraman güvenlik görevlilerimize
Cenabıhaktan rahmet diliyorum. Hepimizin başı
sağ olsun, milletimizin başı sağ olsun, ama,
Türkiye Cumhuriyeti devleti büyük bir devlettir. Hangi gaflet
olursa olsun, bu gafletlere rağmen, bu terör örgütüyle
mücadele azmini her zaman en ön planda getirecektir. Türkiye
Büyük Millet Meclisi üyeleri olarak da, bir kez daha, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına bu
kararlılığınıza ortak olmak istedim.
Evet, bugün, Meclis İç Tüzüğüyle
ilgili bir değişiklik teklifi var. Değerli
gruplarımızın konuşmaları oldu. Bu İç
Tüzük teklifi, tamamen Anayasadaki lafza Meclis İç
Tüzüğünü, aynı şekilde o lafza uydurmak
amacıyla yapılmaktadır. Dolayısıyla, İç
Tüzükümüzde aslında bu konuda yapılacak çok önemli
değişiklikler vardır. Bu vesileyle, muhakkak
surette, Türkiyede, Mecliste bir Meclis İç Tüzüğüne
ilişkin bir çalışma grubunun da toplanması ve
Meclis İç Tüzüğümüzün bu Genel Kurul görüşmelerinin
selameti açısından, etkinlikle yürütülmesini temin
etmesi açısından daha iyi bir değerlendirmeye tabi
tutulması gerektiğini paylaşmak istiyorum.
Birazdan bir
önergemiz daha olacaktır. Bu ilk teklifimiz Anayasa
Komisyonunda kabul edildikten sonra, tabii, ikinci
başkanın seçimiyle ilgili bir boşluk söz konusu
olacak. İkinci başkanın seçimiyle ilgili süreç ne
zaman başlayacak? Dolayısıyla, bu konuda Meclis
İç Tüzüğünde de herhangi bir hüküm
olmadığını dikkate alarak, bu teklifin
değiştirilmesine ilişkin bir teklifimiz
olacaktır. Bu şekilde, ikinci dönemde, Meclis
Başkanlığına seçimi yapılacak değerli
milletvekilimizin müracaatı ve seçim usulleri
düzenlenmektedir. Böylelikle, Anayasamızda ve Meclis İç
Tüzüğümüzde yanlış anlaşılmaları
ortadan kaldırmak, Türkiyeyi anlamsız
tartışmalarla enerjisini kaybeden bir ülke konumuna
dönüştürmemek amacıyla bu İç Tüzük
değişikliğinin yapılması uygun
olmuştur, değerli siyasi partilerimize de bu konuda
birlikte böyle bir teklifi hazırlama konusunda gösterdikleri
iradeden dolayı Milliyetçi Hareket Partisi olarak da
teşekkür ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak da
bu İç Tüzük Değişiklik Teklifine evet
diyeceğimizi ifade ederek, hepinize sevgilerimi,
saygılarımı arz ediyorum. Sağ olun. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Vural.
Şahısları adına ilk söz,
Ayhan Sefer Üstün, Sakarya Milletvekilimiz.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Vazgeçtim Sayın
Başkan.
BAŞKAN - Vazgeçmişlerdir.
İkinci söz, Ahmet Aydın, Adıyaman
Milletvekili.
AHMET AYDIN - (Adıyaman) - Vazgeçtim
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Teklifin tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İÇTÜZÜĞÜNDE
DEĞİŞİKLİK
YAPILMASI
HAKKINDA İÇTÜZÜK TEKLİFİ
MADDE 1-
5.3.1973 tarihli ve 584 Karar numaralı Türkiye Büyük
Millet Meclisi İçtüzüğünün 10 uncu maddesinin birinci,
11 inci maddesinin beşinci ve 20 nci maddesinin son
fıkralarında yer alan yasama yılıdır.
ibareleri yıldır. biçiminde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN -
1inci madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
1inci madde üzerinde bir önerge vardır,
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 25 sıra
sayılı İçtüzük Teklifinin 1 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Elitaş Kemal
Anadol Oktay Vural
Kayseri İzmir İzmir
Selahattin
Demirtaş Ayhan Sefer
Üstün
Diyarbakır Sakarya
Madde 1 - 5.3.1973 tarihli ve 584 Karar
numaralı Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
10 uncu maddesinin birinci, 11 inci maddesinin beşinci ve 20
nci maddesinin son fıkralarında yer alan yasama
yılıdır. ibareleri yıldır. şeklinde ve
10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının birinci cümlesi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
adayları, Meclis üyeleri içinden, milletvekili genel
seçimlerinden sonra Meclisin toplandığı günden
itibaren veya ikinci devre için yapılacak seçimlerde birinci
devre için seçilen Başkanın görev süresinin dolmasından
on gün önce başlamak üzere, beş gün içinde Başkanlık
Divanına bildirilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimin
yapılacağı gün kendiliğinden toplanır.
BAŞKAN -
Komisyon önergeye katılıyor mu?
ANAYASA KOMİSYONU BAŞKANI BURHAN
KUZU (İstanbul) - Takdire bırakıyoruz
Başkanım.
BAŞKAN - Başkanlık temsilcisi?
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
BAŞKAN VEKİLİ NEVZAT PAKDİL (Kahramanmaraş) -
Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN - Komisyonun takdire
bıraktığı, Başkanlık temsilcisinin
katıldığı önergeyi oylarınıza sunmadan
önce, önerge sahibi konuşmak ister mi acaba, yoksa
gerekçesini mi okutalım?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Gerekçe
okunsun efendim.
BAŞKAN - Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Değişiklik önergesi ile
İçtüzüğün 10 uncu maddesinin üçüncü
fıkrasının birinci cümlesinde değişiklik
yapılarak ikinci devre için yapılacak başkanlık
seçimlerinin, birinci devre için seçilen Başkanın görev
süresinin dolmasından on gün önce başlayacağı ve
seçimin on gün içinde sonuçlandırılacağı
öngörülmektedir.
Meclis tatilde ise Başkan adayları;
ikinci devre için yapılacak seçimlerde birinci devrede
seçilen Başkanın görev süresinin dolmasından ön gün
önceki ilk beş gün için Başkanlık Divanına
bildirilecek ve 6 ıncı gün TBMM kendiliğinden
toplanarak Başkanını seçecektir.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Şimdi, maddeyi kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu İçtüzük yayımı
tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Söz isteyen?.. Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3 - Bu İçtüzük hükümleri, Türkiye
Büyük Millet Meclisi tarafından yürütülür.
BAŞKAN - Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, teklifin tümünün
oylamasından önce, İç Tüzükün 86ıncı
maddesine göre, ne yönde oy kullanacağını, oyunun
rengini belirtmek üzere, aleyhte, Tunceli Milletvekili Sayın
Kamer Genç söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan,
değerli üyeler; ben aslında İç Tüzükün tümü üzerinde
konuşmak istemiştim. Fakat, AKPnin bir özelliği var.
Kanun teklif ve tasarıları gelince, hemen Kanunlar Müdürlüğüne
gidiyorlar, tümü ve maddeleri üzerinde söz istiyorlar. Tabii,
muhalefet partisi milletvekillerinin de söz hakkını
gasbetmek için verilen bir taktiktir. Ben, tabii kendilerinin
konuşacaklarını hesaba katarak, bir tek 86ncı
madde üzerinde konuşma hakkı kaldığı için, o
zaman o sözü aldım. Ama, baktılar, herhâlde ben Genel Kurul
salonunda yokum, hemen çıkıp konuşmadılar. Bu
korkum da size yeter. Neyse
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Kim
dikkate alıyor ki seni?
KAMER GENÇ (Devamla) - Şimdi, değerli
milletvekilleri, İç Tüzük
Türkiye Büyük Millet Meclisinin anayasasıdır. Bu
anayasayı hakkaniyet ve adalet kuralları içinde
uyguladığınız takdirde Meclisin
çalışması çok sağlıklı olur. Özellikle
Meclis başkan vekillerinin bu İç Tüzükü
uygulamasında, rica ediyorum, çok adil davranmalarının
gerektiğine inanıyorum.
Şimdi, biz tabii ki, halkın problemlerini
çözmek için buraya geldik. Ama, işte, dediğim gibi,
Anayasaya da gittim, bu şeye de gittim, hemen gitmişler
tabii, maddeleri ve tümü üzerinde söz istemişler. Bu, bir
defa, muhalefet partisi milletvekillerini susturmak size bir
şey kazandırmaz.
Ayrıca da, başkan vekillerini,
Sayın Meclis Başkanından da şunu rica ediyorum:
Başkan vekillerini sırayla kürsüye çıkartsın.
Yani, gerçi Meclis başkan vekillerinin istediği
birleşimi Başkan takdir eder diyor, ama, bu da çok
keyfiliklere meydan veriyor. Özellikle, 22nci Dönemde,
bakın, Meclisin başkan vekillerini inceleyin, hepsi
AKPlidir. Yani, aslında, İç Tüzüke göre iki Meclis
başkan vekili salt çoğunluğu sağlayan partiye
aittir, o diğer iki başkan vekilliği de diğer
partilere aittir. Ama, onu öyle uygulamadılar. Ondan sonra, üç
tanesini kendileri aldılar, bir tanesi de rahmetli Ali Dinçer
arkadaşımız -tabii, Allah rahmet eylesin-
arkadaşımız da hastaydı, hiç Genel Kurul
salonuna çıkmadan, hep AKPli Meclis başkan vekilleri
geldiler ve Meclisi yönettiler. Maalesef, işte burada da
görüyoruz, daha Meclisin başlangıç şeyindeyiz.
Başkan vekillerinin bazı arkadaşları, biz orada
söz istiyoruz, başını bacaklarının
arasına eğiyor, bizi görmüyor.
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) - Öyle
şey olur mu ya!
KAMER GENÇ (Devamla) - Bir defa başkan
vekillerine şunu tavsiye ediyorum: Lütfen, rica ediyorum,
muhalefet partisi milletvekillerinin söz hakkını verin.
Biz, burada keyfi konuşmuyoruz. Burada memleketin ciddi
sorunları var, bu sorunları çözmek için geldik buraya.
Ayrıca da, bu getirilen hüküm de bence
fuzuli bir hüküm. Biraz önce bir önerge kabul ettiniz. Bence,
Anayasanın 94üncü maddesine aykırı bir önerge.
Yani, işte burada böyle bir önerge çalakalem yazılıp
da verildi. 94üncü maddede birinci dönem ve ikinci dönem Meclis
Başkanlık Divanının nasıl seçileceği
yazılı. Ee, İç Tüzükte siz buna değişiklik
yapmayacaksınız. Burada, neyse, yani, o tabii sizin
bileceğiniz bir şey.
Ben bu aşamada bu İç Tüzük
değişikliğinin fuzuli olduğuna
inanıyorum, gereksiz. Daha Başkanlık Divanı yeni
Anayasa yapacak mısınız yapmayacak mısınız,
referandum geçecek mi geçmeyecek mi? Buna göre, ona geçtikten
sonra bir İç Tüzük değişikliği yapabilirdik. Ama,
maalesef, Hükûmet hâlâ uykudan uyanmadı. Yani, işte,
memleket sanki güllük gülistanlık, hiç, yeni bir ruh yok, yeni bir
enerji yok, yeni bir çalışma yok. Bakanların çoğu
eski bakanlar, Meclise de gelip gitmiyorlar. Memlekette ciddi
sıkıntı var. Terör ülkenin birinci sorunu hâline
gelmiş. Ee, bunlara kim çare bulacak? Hiç olmazsa biz burada
birkaç kelime dile getirirsek, bunu duyan halkın içi rahatlar.
Der ki: Hiç olmazsa bizim, oradaki, sorunlarımız Mecliste
gündeme geliyor. Bunlar da burada gündeme gelmezse, halk o zaman
Ne Meclis var ne Hükûmet var, biz kendi problemimizi kendimiz
çözelim. der. Onun için, lütfen, bunu Meclis
Başkanlığından da rica ediyorum. Bu Meclis
Başkanı arkadaşımızın, Meclisin
yönetiminin çok adil kurallar içerisinde olmasını
istiyorum.
Bir de arkadaşlarımız, Meclis
başkan vekilleri kürsüye çıkmadan önce, o gün orada
müzakere edilecek yasa tasarılarını, en azından
teknik elemanlarından da bir öğrensinler veya okusunlar.
Burada verilen önergeler de çok önemli sayın milletvekilleri.
Bakın, zaman zaman görüyorduk. Burada birtakım
holdinglerin temsilcileri de oluyor. Çok ciddi ekonomik ve vergi
kanunları geçtiği zaman, bir bakıyorsunuz telefonlarla
Efendim, şurada bir önerge verin
Gece yarısı
önergeleriyle devletin trilyonları gidiyor. İşte,
bunlara müsaade etmemek için burada, Mecliste herkesin uyanık
olması lazım. Ülke ve memleket lehine yasaların
çıkması için herkesin iş birliği yapması
lazım.
Ben bu safhada, bu İç Tüzük
değişikliğinin fuzuli olduğunu bildiğim
için aleyhte oy kullanacağım.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Genç.
Sayın milletvekilleri, Sayın
Gençin konuşması üzerine, tutanaklara geçirilmesi
açısından bir açıklama yapmak istiyorum.
Malumunuz olduğu gibi, başkan
vekillikleri seçildikten sonra, bugüne kadar sıra takip
edilmiştir. Sadece, bayan milletvekillerinin
kıyafetleri açısından bir sorun ortaya
çıktığından, onların kıyafetlerinin
düzenlenmesi ve bugüne kadar ancak temin edilmesi açısından
sırayı hiçbir zaman bozmadan aynı şekilde takip
ediyoruz. Zaten benden sonra, bundan sonraki görüşmelerde
diğer bayan başkan vekili
arkadaşlarımızdadır sıra. Onun için,
Sayın Kamer Genç merak etmesinler, sırayı takip
ediyoruz, takip ediyoruz, hiç merak etmeyin.
Teklifin tümünü oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Teklifin tümü kabul
edilmiştir.
Hayırlı uğurlu olsun.
Teşekkür ederim.
Sayın milletvekilleri, 2nci sıraya
alınan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan
İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım
Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolünün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında
Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/280) (S. Sayısı: 7) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu 7 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen,
gruplar adına, AK Parti Grubu adına Sayın Hüseyin
Tuğcu, Kütahya Milletvekili.
Buyurun Sayın Tuğcu.
Süreniz yirmi dakikadır Sayın
Tuğcu.
AK PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN
TUĞCU (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de sözlerime, bugünlerde ülkemizi
yakıp yıkan terör belasının bir an önce
üzerimizden kalkması dileğiyle ve şehit yakınlarımız
ile aziz milletimizin bu konuda biraz daha sabırlı
olması temennisiyle sözlerime başlamak istiyorum.
Gerçekten, bizleri üzen bu olaylar artık bitmelidir diye
söylüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik
İşbirliği Protokolü 6 Aralık 2004 tarihinde
Antalyada imzalanmıştır. Türkiye ile Afganistan
arasında imzalanan Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün yürürlüğe
girmesiyle iki ülke arasında tarım, gıda, sanayi,
hayvancılık ve köy işleri alanında iş
birliğini güçlendirmek, genişletmek ve her iki ülkenin
karşılıklı çıkarları doğrultusunda
geliştirmek amacıyla bilimsel ve teknik bilgi ve doküman
mübadelesi, tarafların ilgili araştırma
kuruluşlarında yayınlanan araştırma
sonuçlarının mübadelesi, deney amacıyla bitkisel ve
hayvansal, genetik ve biyolojik materyal mübadelesi, ilgili
kuruluşlar arasında doğrudan ortak faaliyetlerin
oluşturulması, her iki ülkenin ilgilendiği alanlarda
karşılıklı uzman mübadelesi, yine her iki ülkede
eğitimler, seminerler, konferanslar ve toplantılar
düzenlenmesi, gerek iki ülkede ve gerekse diğer ülkelerde
tarımsal pazarlama için özel sektör kuruluşları
arasında ortak iş birliği girişimlerinin
teşvik edilmesi gibi konularda kapsamlı iş
birliği yapmak mümkün olabilecektir.
Saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın
Milletvekili.
İkinci söz sırası, MHP Grubu
adına Ahmet Orhan Manisa Milletvekili.
Buyurun Sayın Orhan. (MHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika Sayın Orhan.
MHP GRUBU ADINA AHMET ORHAN (Manisa) -
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısıyla ilgili
olarak Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz
almış bulunmaktayım. Şahsım ve Grubum
adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerime ülkemizin
yaşadığı acı olayla başlamak istiyorum.
7 Ekim Pazar günü aldığımız acı haberle Türk
milletinin yüreğine kor ateş düşmüştür. Büyük bir
teessür ve üzüntü ile öğrendik ki, 1i astsubay, 12si er ve
erbaş olmak üzere 13 askerimiz, Şırnakın Gabar
Dağı bölgesinde pusuya düşürülmek suretiyle
şehit edilmişlerdir. Şehitlerimize Allahtan rahmet
niyaz ederken, başta aileleri olmak üzere aziz milletimize
başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Ne
yazık ki, teröristler iyice cesaretlenmişlerdir. Terör,
önce geçtiğimiz günlerde Beytüşşebap
Beşağaçta 12 sivil vatandaşımızı,
şimdi de 13 askerimizi kahpe pusularda şehit etmek suretiyle,
tüm unsurlarıyla Türk milletine ve kurumlarına meydan
okumaktadır. Askersivil ayırmadan kan döken terör
ortadayken devletlerin daha önemli meselesi olamaz. Hangi amaca
hizmet ettiği çok iyi bilinen kanlı hain cinayetlerin son
bulması için terörün kaynağına yönelmenin
zamanıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bir hususu daha dikkatlerinize sunmak isterim.
Maalesef, ülkemizde zaman zaman acı can
kayıplarının yaşandığı günlerde
bile bazı TV kanallarında Türk milletini rencide edecek
görüntüler yer almaktadır. Milletimize, tek millet
olmanın başlıca temel unsurlarından olan
tasada, kederde, acıda bir olmak ilkesine
yakışmayan yayınlar izlettirilmekte. Ateş
düştüğü yeri yakar, doğrudur, ama ateşin
düştüğü yer yalnızca şehitlerimizin
annelerinin yüreği değildir, tüm Türk milletinin
yüreğidir. Yüreğimiz yanarken, vur patlasın çal
oynasın görüntülerine ekranlarda yer verilmemelidir.
Milletimizin arasındaki bağları zayıflatacak
yayınlardan medya kurumları, sorumluluklarının
bilincine vararak, itinayla kaçınmalıdır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünyada, tüm sektörlerde olduğu gibi
tarımda da önemli gelişmeler ve dönüşümler artan
hızla yaşanmaya devam etmektedir. Bu gelişmeler
sonucunda verim artmakla birlikte tarımsal ürün bedellerinde
genellikle düşüşler yaşanmaktadır. Özellikle
bilimsel gelişmeler tohumculukta yüksek verimli türlerin
ortaya çıkmasına imkân verirken alternatif
metotları da geliştirmektedir. Söz konusu
gelişmelere ayak uydurmak ve gereklerini yerine getirmek
ülkemiz için de büyük önem arz etmektedir.
Tüm bu gelişmelerin Türkiye'nin ve
insanlığın lehine çevrilebilmesi için ülkeler
arası iş birliğine ihtiyaç vardır. Son
yıllarda etkisini gösteren küresel ısınma ve bunun
sonucu olarak yağış azlığı, giderek,
içinde bulunduğumuz 2007 yılında ise kuraklık
olgusu, tüm insanlığı tehdit etmektedir. Bu tehdidin
ortadan kaldırılması için tüm tarım alanları
ve su kaynakları dikkatle değerlendirilmelidir.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Türk tarımında ve tarımsal ürün
ihracatımızda üzüm, fındık, incir ve
kayısı gibi yaş ve kuru meyveler büyük yer tutmakta ve
yüz binlerce çiftçi aileyi doğrudan ilgilendirmektedir.
Değerli heyetimizin bildiği gibi, 59uncu Cumhuriyet
Hükûmeti, yayınlamış olduğu Kuraklık
Kararnamesi ile bazı tarım ürünlerine, şartlara
bağlı olarak desteklemeler getirmiştir. Maalesef, bu
kararnameye çok az sayıda tarım ürünü dâhil
edilmiştir. Hâlbuki, tüm tarım ürünlerinde kuraklık
sebebiyle rekolte kayıpları yaşanmaktadır. Ege
Bölgemizdeki çiftçilerimizin önemli bir geçim kaynağı
olan yaş ve kuru üzüm yüzde 40lara varan rekolte
kayıpları ile bu listenin başlarında yer
almaktadır. Yurdumuzda binlerce aileyi ilgilendiren yaş
ve kuru üzümde rekolte düşüklüğü nedeniyle, kayda
değer fiyat artışları olmasına rağmen,
çiftçilerimiz ciddi manada sıkıntı
yaşamaktadır. Bu sıkıntıların
kısmen hafifletilmesi için Kuraklık Kararnamesine
yaş ve kuru üzümün dâhil edilmesi veya geçici bir süre
bağcıların zirai borçlarının ertelenmesi,
onların bir nebze ferahlaması için faydalı
olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Afganistan, resmî adıyla Afganistan
İslam Cumhuriyeti, batı ve doğu arasındaki yolların
geçme noktasında zengin kültürüyle dikkat çekmektedir.
Halkın tamamı Müslüman olan bu ülkede, maalesef okuma
yazma oranı çok düşük seviyelerdedir.
Türkiye-Afganistan arasındaki
ilişkiler tarihî günlerde kurulmuştur. Afganistan, 1920
yılında Ankarada kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi
ve hükûmetini ilk tanıyan ülkedir. Yeni Türkiye, ilk ittifak
anlaşmasını Afganistanla yapmıştır.
Yurdumuz, Afganistanın
bağımsızlığını tanıyan ikinci
ülke olmuştur.
İlk Türk-Afgan ittifakı 1 Mart 1921de
Afgan heyeti ile Türk elçilik heyeti arasında Moskovada
imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Türkiye,
Afganistanın bağımsızlığını
tanıyordu. Yine bu anlaşmaya göre, o büyük savaşa
rağmen Türkiye, kültürel yardım çerçevesinde
Afganistana öğretmen ve subaylar gönderecekti. Böylece,
iki kardeş millet arasında mevcut manevi birlik ve resmî bir
anlaşma şekline dönüşmüş oluyordu.
Atatürk, Emanullah Han ve onun şahsında
Afgan milletine ilgi ve dostluk göstermiştir. 1 Mart 1921de
imzalanan Türk-Afgan Anlaşması sonrası 10 Haziran
1921 Cuma günü, Ankarada Afganistan Elçiliğinin
açılış töreninde, elçilik gönderine bayrağı
bizzat Atatürk çekmek suretiyle Afganistana verdiği önemi
ortaya koymuştur.
Tarih boyunca dostane ve sıcak
ilişkileri bulunan Afganistan ve Türkiye, birbirlerinin
kötü günlerinde daha çok yakınlaşmışlardır.
Türkler kurtuluş savaşı verirken Afganistan, siyasi,
diplomatik ve ekonomik yardımlarda bulunmuştur. Hatta çok
sayıda Afganistanlı gencin yurdumuzun savunmasında
atalarımızın safında yer aldığı ve
şehit düştüğü bilinmektedir. Çanakkale Şehitler
Anıtında bulunan Mehmet-Afganistan Şehitlik
Anıtı çok anlamlı olup iki milletin
kardeşliğini ön plana çıkarmaktadır.
Tarım Bakanlığımız ile
Afganistan İslam Cumhuriyeti Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığı Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolü, 6 Aralık 2004 tarihinde Antalyada
imzalanmıştır. Bu Protokolle, tarım
alanında çeşitli uygulamalar gündeme getirilmektedir.
Bölgede son yıllarda yaşanan
sıkıntılar, iki ülke arasında yaşanan
ilişkilerin gelişmesini engelleyememiştir. Bu ve
benzeri anlaşmalarla iki ülke arasındaki dostluk
ilişkilerin gelişmesini engelleyememiştir. Bu ve
benzeri anlaşmalar iki ülke arasındaki dostluk
ilişkilerinin daha da gelişmesine bir vesile
olacaktır.
2006 yılı itibarıyla
Afganistan-Türkiye dış ticaret değerlerine
baktığımızda, ithalat yaklaşık 9 milyon
Amerikan doları, ihracat 8 milyon Amerikan doları olmak
üzere 17 milyon dolar seviyesinde, genel ticaret ise, ithalat 9,5
milyon dolar, ihracat 91 milyon dolar olmak üzere toplam 100 milyon
dolar seviyesindedir. Görüldüğü üzere, toplam ithalat,
ihracat çok düşük miktarlarda olmakla birlikte toplam ticaret
dengesinde açık farkla lehimize bir durum söz konusu iken
tarımsal ürün ithalatımız ihracatımızdan az
da olsa yüksek seviyededir. Bu nedenle, iki ülke arasında
tarım alanında gerçekleştirilecek iş
birliğiyle, hem toplam ticaret hacminin dost iki ülkeye
yakışan şekilde arttırılması hem de
ithalat-ihracat dengesinin sağlanması için gerekli
çalışmalar yapılmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı ile Afganistan İslam
Cumhuriyeti Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı, iki ülke arasında olumlu yönde
gelişen ilişkileri dikkate alarak, iki ülke
arasındaki iş birliğini güçlendirmek ve
genişletmek amacıyla ve tarım, gıda, sanayi, hayvancılık
ve köy işleri alanlarında iş birliğinin
geliştirilmesi için anlaşmış
olmalarının, mevcut ticaret hacminin arzu edilen
seviyeye taşınmasına katkı
sağlayacağı tarafımızdan
değerlendirilmektedir.
Bu anlaşmadan oluşan 5 maddelik kanun
tasarısının, iki ülke tarihinin, az önce kısaca
izah etmeye çalıştığım ölçüde, daha
gelişmiş ve teferruatlı olarak ele alıp kanun
yapmanın iki kardeş ülkenin geçmişine daha çok yakışacağına
inandığımı belirtmek isterim. İki ülke
arasındaki ortak değerler ve müşterek
geçmişimiz, geçtiğimiz yıllarda Afgan
halkının huzuru ve modern demokrasinin yerleşip
kökleşmesi ve barışın temini için yeni
çalışmaları ortaya çıkarmıştır.
İnsanlığın ortak
değerleri ve uluslararası terörizmin önlenmesi
amacıyla oluşturulan uluslararası askerî güçte ilk
andan itibaren görev alan Türk askeri kardeş Afgan halkının
yanında olmuş ve bölgede cansiparane görev
yapmıştır. Kardeş ülke Afganistanın huzur,
esenliği ve kalkınması için Afganistanda görev alan
başta kahraman Mehmetçiğimiz, askerlerimiz olmak üzere
tüm yurttaşlarımızı buradan saygıyla
selamlıyorum. Bu vesileyle, Türkiyenin, uluslararası
terörizmle mücadele konusunda üzerine düşen görevi büyük
bir duyarlılıkla yaparken, kendisine yönelik terör
faaliyetlerinin önlenmesinde özgür dünyadan anlayış ve
ortak çalışma kararlılığını bugün
bile göremediğini dikkatlerinize sunmak isterim. Bu kadar
önemli ve sınanmış bir dostluğun söz konusu
olduğu Türkiye Cumhuriyeti ile Afganistan İslam
Cumhuriyeti arasındaki ilişkilerin her alanda
zenginleştirilmesi tarihî bir görev olarak görülmelidir.
Şüphesiz bugüne kadar iki ülke arasında ciddi mesafeler
alınmıştır, ancak bu ilişkilere yeni bir ivme
katılması karşılıklı fayda zemininde
tarihî dostluğumuzu daha da pekiştirecektir.
Tarım alanında olduğu gibi,
dostluğumuzu kuvvetlendirecek diğer alanlarda da
düzenlemelerin süratle yapılmasını temenni ediyor,
bu kanun tasarısına olumlu oy vereceğimizi ifade
ederken, yüce heyetinize en derin saygılarımı
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Orhan.
CHP Grubu adına Ardahan Milletvekili
Sayın Ensar Öğüt Bey söz istemişlerdir.
Buyurun Sayın Öğüt. (CHP
sıralarından alkışlar)
Süreniz yirmi dakika Sayın Öğüt.
CHP GRUBU ADINA ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) -
Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam Cumhuriyeti
Hükümeti Arasında Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve
Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz
almış bulunuyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerime
başlamadan önce Güneydoğuda şehit olan
askerlerimize Allahtan rahmet, vatanımıza da
başsağlığı diliyorum.
Bundan önce bir açıklama
yapacağım değerli arkadaşlar: Biraz önce gündem
dışı konuşan bir arkadaşımız
Muhalefet hizmet hırsızlığı yapıyor,
soru önergeleriyle hizmete sahip çıkıyor. diye bu
kürsüden konuştu. Bu yüce Mecliste, yüce çatının
altında böyle seviyesiz konuşmaya ben muhatap
olmayacağım, ama bir şeyi
hatırlatacağım: Ben, geçen dönem burada
milletvekiliydim; en çok soru veren milletvekillerinden
birisiydim, biliyorsunuz. Niye? Çünkü, bölgem göç vermiş,
yoksulluk var; bu çerçevede ben soru önergelerimi verdim, bölgeme
hizmet için de hükûmetten yatırım götürmeye
çalıştım. Ama, ancak, o dönem değerli arkadaşımız,
diğer partilerin parti parti kapılarını
dolaşarak kendini aday yapmak isterken, Sayın
Başbakana da demediği lafı bırakmıyordu.
Onun belgesini de ben daha sonra getirip bu yüce Mecliste dağıtacağım.
Ama, şunu söyleyeyim: Bu çatı altında, seviyeli,
ülkemize, bölgemize yatırımları yapabilecek,
çalışmaları yapabilecek bir ortam yaratmamız
lazım. Bu devlet bizim, bu Hükûmet bizim, Başbakan da bizim;
Başbakanı da seviyoruz, bakanları da seviyoruz,
Hükûmeti de seviyoruz, Meclisi de seviyoruz, Türkiyeyi de
seviyoruz. Biz bir bütünüz, ama siyasi partilerimiz ayrı
olabilir. Ama, birbirimizi bu şekil rencide edecek
şekilde bu yüce Mecliste biz bunu böyle dersek, bizim
taraftarlarımız kahvehanede birbirleriyle kavga
ederler. Bu yakışmıyor, bunu belirtmek istiyorum.
SAFFET KAYA (Ardahan) - Başkan, söz
istiyorum.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Efendim,
Afganistana gelince:
Afganistan, resmî adıyla Afganistan İslam Cumhuriyeti
Asyada denize sınırı olmayan bir ülkedir. Orta
Asyada bulunur, ama etnik ve kültürel bağlarından
dolayı bazı kaynaklar tarafından Orta Doğuda
kabul edilir. Doğu ve güneyde Pakistan, batıda İran,
kuzeyde Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan
bulunmaktadır.
Değerli arkadaşlar, batı ve
doğu arasındaki yolların kesişme noktasında
bulunan Afganistan, bir etnik grup ve kültürler mozaiğidir.
Ticaretin merkez noktalarından birinde olan Afganistan,
stratejik konumu nedeniyle tarih
boyunca İranlılar, Yunanlılar, Araplar, Türkler,
Moğollar, İngilizler ve Sovyetler gibi çeşitli
ulusların istilasına uğramıştır.
Ekonomiye genel bakış: Afganistan
kara ile çevrili bir ülkedir, ekonomisi tarıma ve
hayvancılığa -koyun ve keçi yetiştirmeye-
bağlıdır. İş gücü: 15 milyon. (2004 verileri)
Sektörlere göre işgücü dağılımı: Tarım
yüzde 80, endüstri yüzde 10, hizmet yüzde 10. (2004 verileri)
Endüstri: Küçük çapta tekstil, sabun, mobilya, ayakkabı, gübre,
çimento; el yapımı halıIar; doğal gaz, yağ,
kömür, bakır işletmeleri. Elektrik üretimi: 905 milyon kwh.
(2003 tahmini) Elektrik tüketimi: 1.042 milyar kwh. (2003 tahmini)
Elektrik ihracatı: O kwh. (2001 tahmini) Elektrik ithalatı:
200 milyon kwh. (2003) Tarım ve hayvancılık ürünleri:
Haşhaş, buğday, meyveler, fındık; yün, deri.
İhracat tutarı: 471 milyon dolar. (2005 verileri)
İhracat ürünleri: Haşhaş, meyve ve fındık, el
yapımı halıIar, yün, pamuk, deri, değerli taş
ve mücevherler. İhracat ortakları: Pakistan, İran,
Almanya, Hindistan, Birleşmiş Krallıklar, Belçika,
Lüksemburg, Çek Cumhuriyeti. İthalat tutarı: 3,87 milyar
dolar. (2005 verileri) İthalat ürünleri: Yabancı sermaye,
yiyecek ve petrol ürünleri, çok sayıda tüketim malı.
İthalat ortakları: Pakistan, İran, Japonya, Singapur,
Hindistan, Güney Kore, Almanya. Dış borç tutarı: 8
milyar dolar. (2004 verileri) Para birimi: Afgani. (AFA) Para
birimi kodu: AFA. Mali yıl: 21 Mart - 20 Mart. ABD operasyonunun
ardından dünya gündemine oturan Afganistan'da, açlık
sorununun çözümüne katkı sağlayacak olan hayvan
ıslahının Türkiye tarafından
gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; Afganistan'da uzun yıllardır süren
savaş ortamı nedeniyle bozulmuş olan hayvan
ırkı, Tarım Bakanlığının hazırladığı
ve 300 bin dolarlık maliyetini de
karşılayacağı Afganistan Yerli
Sığır Irklarının Suni Tohumlama ile
Islahı Projesiyle yeniden hayat bulacak.
Eski Bakanımız, eski Tarım
Bakanı Hüsnü Yusuf Gökalp, Ekonomik İşbirliği
Teşkilatının Pakistan'daki toplantısında
Afganistan Tarım Bakanıyla, projenin
gerçekleştirilmesi için görüşmeler yaptı. Bu
görüşmelerde, suni tohumlama, çiftçiye eğitim
programları uygulandı.
Suni Tohumlama:
Projeye göre, Afganistandaki 4-5 milyon büyükbaş
hayvan varlığının çoğunluğunu düşük
verimli ırklar, az oranda da kültür ve melez ırkları
oluşturuyor. Ülkede suni tohumlama uygulamasının
olmaması, uzun süren savaş ortamında akrabalı
yetiştirmenin öne çıkması nedeniyle oluşan
zarar, Türk Tarım Bakanlığının suni
tohumlamayı gerçekleştirmesiyle son bulabilir.
Çiftçiye Eğitim:
Tarım Bakanlığı, suni
tohumlama malzemelerini Afganistana hibe olarak verecek.
Personel ve eğitim desteği de sağlayacak olan
Bakanlık, projeyi öncelikli olarak devlet çiftliklerinde ve
halk elindeki hayvanlarda yürütecek. Gerekirse, uygulamada,
gebe olmayan hayvanlarda hormon kullanılarak,
senkronizasyon metoduyla suni tohumlamalar yapılacak ve
oluşturulacak her ekibin 1.500 baş hayvanda tohumlama
yapması hedeflenecek. Ayrıca, yetiştiricilere
suni tohumlamanın öneminin anlatılması gerekmektedir.
Projenin Katkıları :
Proje sayesinde, suni tohumlama
çalışmalarının başlangıcı ve ülke
çapında yaygınlaştırılmasıyla birlikte
yerli sığır ırklarının ıslahı
sağlanacaktır. Genotipik iyileşmeye bağlı
olarak hayvansal üretimdeki artış yetersiz beslenme
nedenlerini bir nebze olsun ortadan kaldıracaktır.
Hayvancılıktaki gelişmeler, entegre tesisler, yem,
ambalaj gibi yan sektörlerin gelişimine, bu da istihdam
artışına neden olacaktır. Ülkede kalıcı
suni tohumlama organizasyonu kurulacak, bilimsel anlamda
çiftçilik yapılması sağlanacaktır. Artan üretim
ihracat olanağını yaratırken, ekonomiye
artı katkı sağlanmış olacaktır.
Sayın Başkan, değerli
arkadaşlar; daha sonraki aşamalarda Türkiye Tarım
Bakanlığının, Afganistan için
hazırlayacağı projeler için şunlar eklenebilir:
Tohumluk üretim sisteminin Türk uzmanlarca
kurulması, teknik elemanlar için çeşitli eğitim
programları, YAYÇEP benzeri eğitim amaçlı parsel
materyalin Afganistan için hazırlanması, su
havzaları rehabilitasyon projeleri, ülkede yoğun
olarak görülen su ve rüzgâr erozyonu ile çölleşmeyi önlemek
için yeşil kuşak çalışması, en az iki bölgede
Türkiye ile ortak üretim istasyonu kurulması, örnek köy
oluşturulması, süt sığırcılığının
yaygınlaştırılmasına yönelik alanların
belirlenip süt ve süt ürünleri işleme ünitelerinin
kurulması; süt, et, tavukçuluk ve gıda
işleme-konserve için yatırım faaliyetlerinde
bulunulması.
Taliban yönetiminin İslami
gerekçelerle yasakladığı uyuşturucu ekiminin,
ABDnin Afganistana müdahalesinden sonra daha fazla
artması dikkat çekmektedir.
Afganistanda Türk Müteahhitlik
Hizmetleri:
Rusya, Orta Asya ve Kafkasyada büyük ve
prestijli projelere imza atan Türk inşaat şirketleri, bu
tecrübeleri sayesinde Afganistanın
altyapısının inşasında önde gelen aktörler
olmuşlardır. Tecrübelerini, ekipmanlarını,
makine parklarını ve çalışanlarını Afganistana
taşıyan firmalar, Afganistanda yüklenici olarak birçok
proje almışlardır.
Afganistandaki Türk
Yatırımları:
Türk girişimcileri, Afganistanda
faaliyet gösteren yabancı iş çevrelerinin başında
gelmektedir. Resmî rakamlara göre, Afganistandaki Türk
yatırımı 120 milyar dolar tutarındadır. Türk
şirketleri, konut, iş merkezi, çimento ve yapı
malzemeleri projeleri başta olmak üzere birçok önemli proje
gerçekleştirmişlerdir.
Değerli arkadaşlar, Türkiyenin
nüfusunun üçte 1i köylüdür. Yani, 25 milyon köylü nüfusumuz var.
Bu 25 milyon insanımızın yüzde 100e yakını
tarım ve hayvancılıkla geçinmektedir. Ancak,
tarım ve hayvancılıkla geçinen köylümüz şu anda
perişan bir durumdadır. Köylerdeki yoksulluk göçe
zorlamış, büyük şehirlere yığılım
olmuş ve bugün ürün eken insanların ürünü para etmez duruma
gelmiştir. Bunun dışında, hayvancılık
yapan insanlarımızın da hayvanları para etmez
durumdadır.
Bu hayvancılıkla ilgili şunu
söyleyeyim: Daha önce, ben, bu Mecliste de açıklama
yapmıştım, daha önceki Tarım Bakanının
nezdinde. Afganistandan Afgan öküzü, bu gördüğünüz
resimdeki Afgan öküzü, yani hörgüçlü bu Afgan öküzü, Türkiyeye
kaçak yoluyla gelmekteydi ve ben bunu Karsta bularak bir
çiftlikte resimledim.
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa) - Öküz hangisi?
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) - Evet, size benziyor,
doğru.
Bu nedenle, Afganistan öküzünün İran
sınırından Türkiyeye geldiği bir gerçektir. Ben,
buradan, Hükûmete ve Sayın Başbakana ve sayın
bakanlara sesleniyorum: Türkiyede
hayvancılığın gelişmesini
istiyorsanız, kaçak hayvan ve kaçak eti durdurmamız
lazım. Eğer kaçak hayvan ve kaçak et durmazsa, köylü
bitiyor, köylümüz bitiyor. Bu nedenle, ben Hükûmetten rica ediyorum,
buna derhâl tedbir alsın. Özellikle sınır illerimize
gönderilen hayvan küpeleri sayısında çok artış
var. Niye artış var? Çünkü, hayvan küpeleri sınır
illerine gönderiliyor, oradan, sınırdan geçen kaçak hayvana
küpeyi takıyorlar ve yerlileştiriyorlar. O nedenle,
önümüzdeki yaklaşan Kurban Bayramı nedeniyle, yerli
tüketicilerin, yani köylümüzün hayvanının para etmesi
için, Hükûmetten rica ediyorum, tedbir alsın, kaçağı
önlesin. Afganistanla olan tarım ve hayvancılıkla
ilgili ve ticari ilişkilerimiz de inşallah
hayırlı olur. Hükûmetin de katkısını
bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın
Öğüt.
SAFFET KAYA (Ardahan) - Sayın Başkan
BAŞKAN - Buyurun Sayın Milletvekili.
SAFFET KAYA (Ardahan) - Sayın Başkan,
Hatibin konuşmasında seviyesiz ifadesi bir
parlamentere yakışmayacak bir ifade olduğu için,
müsaade ederseniz, İç Tüzükün yetkilerine dayanarak cevap
vermek istiyorum.
BAŞKAN - İç Tüzükün 69uncu
maddesine göre söz istiyorsunuz.
SAFFET KAYA (Ardahan) - Evet efendim.
BAŞKAN - Gerekçesi nedir?
SAFFET KAYA (Ardahan) - Gerekçesi,
kayıtlarda da olduğu gibi Sayın Hatibin benimle
ilgili seviyesiz ifadesi, bir
milletvekiline yakışmayacak bir ifade.
BAŞKAN - Size söz vereceğim ama yeni
bir sataşmaya mahal bırakmamak üzere
Üç dakikalık
söz veriyorum.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - İsim yok.
İsim söylemedi efendim. İsim söylemiş mi? İsmi var
mı?
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biraz önce
konuşan hatip dedi.
AHMET ERSİN (İzmir) - Niye söz
veriyorsunuz Sayın Başkanım?
BAŞKAN -
Buyurun Sayın Kaya. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
VIII.-
AÇIKLAMALAR VE SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.-
Ardahan Milletvekili Saffet Kayanın, Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, konuşmasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
SAFFET KAYA (Ardahan) - Değerli
arkadaşlar, burada, ibretle izlediğimiz ve bir
milletvekilinin asla dile getirmeyeceği seviyesiz diye bir milletvekiline
hitap etmesi, hele kendi bölge milletvekiline hitap etmesi
herkesin vicdanıyla, bizi izleyenlerin vicdanıyla değerlendirilecek
bir olaydır. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Ancak, değerli arkadaşlarım,
maalesef ki -bunları ben burada bu şekilde polemik
meselesi yapmak istemedim- ben Ardahanla ilgili
görüştüğümde, Ardahana, bahsi geçen arkadaşımızın
mesajları aynen böyle. Tiflis demir yolu projesinin soru
önergesini verdim, hayırlı olsun, gereğini
yaptım. ifadesiyle, Hükûmetin yaptıklarına sahip
çıkması konusunda, haddi aşan, kastı aşan, bir
muhalefeti kendini iktidar yerine taşıma konusunda
maalesef siyasi ahlaktan uzak bir davranışı
sergilediği için, burada ben Sayın Milletvekiline
hizmet hırsızlığı yapıyorsun. dedim.
Bu, doğru bir ahlak değildir, siyasi bir ahlak değildir
ifadesiyle kendisine yaklaştım.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Hırsız
kelimesi doğru mu? Ayıp değil mi yani?
SAFFET KAYA (Devamla) - Ama Ardahan ilimizi
Ermenistana bağlamak konusundaki tavrını geçen
parlamentoda Ardahanlı unutmadı kesinlikle. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Bu ne demek ya!
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Böyle bir şey
yok! Böyle bir şey yok! Tutanaklarda böyle bir şey yok!
SAFFET KAYA (Devamla) - Hiçbir milletvekili
çıkıp da Ardahan ilini Ermenistana bağlayacak
ifadesini burada kullanmamıştır. Bir milletvekili-
maalesef, üzülerek söylüyorum- yüce Parlamentodaki bir milletvekili
tuvalet yapmakla övünemez. Benim Ardahanımı istiskal
edecek ve Ardahanı istiskal ederken de buraya, orada
vatandaşımızın gerçekten hayati
ihtiyaçlarını karşılayacak tezeği buraya
getirip bireysel imaj oluşturmak adına, kendisi adına
burada şov yapma hakkı asla ve asla doğru bir
yaklaşım değildir.
K. KEMAL
ANADOL (İzmir) - Sayın Başkan, ne oldu bu? Bu,
sataşma değil mi şimdi?
SAFFET KAYA (Devamla) - Nedendir bu
kesinlikle bilinmez ama, bir şekilde CHPnin
anlayışında, zihniyetinde, halka rağmen siyaset
yapmak vardır. Üzülerek söylüyorum ki, bu
arkadaşımız da burada bireysel bir kanaat
oluşturmak adına, haddi aşarak, bir milletvekiline
seviyesiz ifadelerde bulunmuştur. Bunu söylemesinden
dolayı, kendisinin yüce Parlamentoda bir milletvekiline
seviyesiz demesinden dolayı özür dilemesi gerekir
kesinlikle.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Sen de
hırsız demekten dolayı özür dile.
SAFFET KAYA (Devamla) - Haddi
aşmıştır.
Diğer şekliyle de, Ardahan ilimizde,
efendim, üniversite yapılıyor, gazetelerde bir mesaj:
Ben Ensar Öğüt olarak Ardahanda üniversiteyi
yaptırdım, hayırlı olsun. Böyle bir haddiniz
olamaz. İktidar bu işi yapmıştır.
Yine tekrar
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Kanun teklifi
verdim. Hâlen de veriyorum. Kanun teklifi verdim. Senin var mı
kanun teklifin? Ben 3 tane kanun teklifi verdim.
SAFFET KAYA (Devamla) - O kanun teklifini
daha önce ben verdim. Sizin sayenizde çıkmaz o Sayın
Öğüt, sizin sayenizde çıkmaz. Haddinizi bileceksiniz.
Hükûmet icraat yapar, Hükûmet
icraatlarını muhalefet beğenmezse soru önergesi
verir.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Hükûmet yapacak
tabii.
SAFFET KAYA (Devamla) - Elbette ki soru
önergesi vereceksiniz., elbette ki Hükûmetin eksiklerini
gidere
Ama Ben bu hizmetleri yaptım. diyerek Ardahan
halkına mesaj çekemezsiniz. Çekerseniz, ben de bu kürsüden
sizi Ardahan halkına ve
Türkiyeye, Parlamentoya şikâyet ederim. Buna da ben
Saffet Kaya olarak izin vermem, onu da bilin kesinlikle, onu da bilin.
Bir şekilde seksen bir ile üniversite
yapan Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiyenin bir
şansıdır. Benimle ilgili şöyle bir iddianız
oldu maalesef...
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Ya,
Sataşmayla ne alakası var Sayın Başkan?
SAFFET KAYA (Devamla) - Parti parti
dolaştığımı söylediniz. Tam tersi, Adalet ve
Kalkınma Partisinde siyaset yapmaktan şeref
duyuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.
SAFFET KAYA (Devamla) - Bu teklifi de bana
yapan Adalet ve Kalkınma Partisidir.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) - Yani, bitti mi bu
iş?
BAŞKAN - Konuşmanızı bitirir
misiniz Sayın Kaya.
SAFFET KAYA (Devamla) - Ne mutlu ki bu ülkenin
çok iyi kadrosu olan Adalet ve
Kalkınma Partisi var ve bunun memleket sevdası var, memleket tutkusu olan
Başbakanı Tayip Erdoğan var; onunla çalışmaktan
şeref duyuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Kaya.
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan ) - Sayın Başkan...
BAŞKAN - Evet, Sayın Öğüt.
ENSAR
ÖĞÜT (Ardahan) - Sayın
Başkan, benim ismimi verdi ve sataşma var ve suçlama var.
Bakın, hırsız kelimesini
arkadaşımız ifade etti.
Bu hırsız kelimesi bu yüce çatıya
yakışmıyor. dedim.
SAFFET KAYA (Ardahan) - Hizmet
hırsızı
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) - Seviyeyi
düşürüyor. Düşürüyor mu düşürmüyor mu? Hükûmet bizim
değil mi? Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti başka birinin
hükûmeti mi?
BAŞKAN - Sayın Öğüt,
meramınız anlaşılmıştır, söz
vermiyorum, teşekkür ederim, sağ olun.
AHMET ERSİN (İzmir) - Sayın
Başkan, madem söz verdiniz sataşmadan ötürü,
arkadaşıma da söz vermeniz lazım.
K. KEMAL
ANADOL (İzmir) - Hayret bir şey ya!
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve
Teklİflerİ (Devam)
2.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Afganistan İslam
Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Tarım Alanında
Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/280) (S. Sayısı: 7) (Devam)
BAŞKAN - Tasarının maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
Türkİye
Cumhurİyetİ
Hükümetİ İle Afganİstan İslam
Cumhurİyetİ Hükümetİ Arasında Tarım
Alanında Teknİk, Bİlİmsel ve Ekonomİk
İŞBİRLİğİ Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Daİr
Kanun Tasarısı
MADDE 1- 6 Aralık 2004 tarihinde
Antalyada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik İşbirliği
Protokolünün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen, CHP
Grubu adına Enis Tütüncü.
Buyurun sayın Tütüncü.
Süreniz on dakikadır.
CHP GRUBU ADINA ENİS TÜTÜNCÜ
(Tekirdağ) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Görüşülmekte olan kanun
tasarısının 1inci maddesi üzerinde grup adına
söz almış bulunuyorum. Hepinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum
Sayın Başkan, hoşgörünüze
sığınarak, bu maddeyle ilgili görüşmelere
geçmeden önce, gündem dışı konuşmada, tabii ki
zamanı aşmış olmam nedeniyle, söylemem gereken
bence son derece önemli bir açıklamayı yapamamıştım.
Burada izninizle buna yeniden değinmek istiyorum.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiyede 13üncü yüzyılda başlamış olan Anadolu
felsefesi ve bunun hümanizma anlayışı, daha sonra
Osmanlı coğrafyasının belirli bir bölümünde
egemen olmuş ve bir yaşam biçimine dönüşerek, bize
göre Anadolu ve Rumeli İslamiyet yorumunu
oluşturmuştur. Bu yorumda insan evrende
yaratılmış en yüce varlık olarak görülmüştür
ve insan öylesine yüce ve ulu sayılmıştır ki,
neredeyse Tanrı sevgisiyle bir arada bütünleştirilerek
bu dünyada insan yaşanmaya, Tanrıyla birlikte en kutsal
bir varlık olarak yaşanmaya
çalışılmıştır.
Şimdi, şunu da söylemiştim:
Şu ana kadar dünyada 100ün
üzerinde İslamiyet yorumu yapılmış. Suudi
Arabistan yorumu var, İran yorumu var, Pakistan yorumu var,
Mısır yorumu var, yorumları var var var, 100ün
üzerinde. Bir yorum da Anadolu ve Rumeli İslamiyeti yorumu.
Bu öylesine önemlidir ki, diğer yorumlarda Allah korkusu,
Allahtan çekinme anlayışı egemendir, bizde insan
sevgisi ve Tanrı sevgisiyle bütünleştirilmiş bir
insan sevgisi ön plandadır. İşte, Osmanlıda dahi
laiklik anlayışı, yani, hiç kimsenin dinine,
mezhebine, ırkına, inancına karışmama
anlayışı ve saygısı, bu Anadolu
felsefesinin hümanizma anlayışında
yatmaktadır. Mevlânânın deyişleri, Hacı
Bektaş Velinin deyişleri, Yunusun deyişleri, daha
sonra Şeyh Edebalinin, Şeyh Bedrettinin söylemleri...
Değerli arkadaşlarım, bunun
anlamını bilmemiz lazım. Ne yazık ki, böylesine
muhteşem bir İslam yorumunu bin yıldan bu yana
yaşayan bu topraklarda ılımlı İslam
tartışmalarının yapılmasını
anlamak mümkün değildir. Yani, o zaman şu soru gündeme
gelir: Yani, bin yıldan bu yana bu topraklarda yaşayan
insanlar -bize göre ve bana göre- İslamiyetin en yüce, en
güzel yorumunu bir yaşam biçimine dönüştüren insanlar
Müslüman değil idiler ya da Müslümanlığı
tartışılır da şimdi ılımlı
İslam tartışmalarıyla başka bir İslam
anlayışına mı götürülecek? Son derece önemli bir
konunun altını çizmek mecburiyetindeyim, çiziyorum.
Değerli arkadaşlar, bu yoruma, yani,
Anadolu ve Rumeli İslamiyet yorumuna sahip çıkalım.
Bu, Türkiye Müslümanlığıdır. Bu kutsal
çatıyı bu yoruma borçluyuz, ulusal Kurtuluş
Savaşını kazanmış olmamızı bu
yoruma borçluyuz. Az önce dediğim gibi, 1,5 milyar nüfuslu
İslam âleminde ve elli iki İslam devletinde İslam ile
demokrasiyi bağdaştıran, en iyi
bağdaştıran tek ülke Türkiye ise, bu Anadolu
felsefesinin şekillendirdiği Anadolu ve Rumeli
İslamiyet yorumuna borçluyuz bunları; buna sahip
çıkalım.
Bu çerçevede, Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti
ile
MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Türkiye Müslümanlığı
diye bir Müslümanlık olmaz.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) -
Afgan İslam
Cumhuriyeti Hükûmeti Arasında
MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Türkiye
Müslümanlığı diye bir Müslümanlık olmaz.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Efendim,
Sayın Başkan, geçen dönemde
BAŞKAN -
Sayın Tütüncü, lütfen Genel Kurula hitap ediniz. Lütfen
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Tamam.
Sayın Başkan,
arkadaşımız çok önemli bir konuya değindiler.
Daha doğrusu bana bir şey söyledi. Uygun görürseniz, ben,
burada, ona cevap vermek isterim.
BAŞKAN - Hayır efendim. Lütfen konuya
gelelim efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Ama, uygun
görmezseniz ben konuşmama devam etmek istiyorum.
BAŞKAN -
Konuşmanıza devam edin efendim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Şu kadar
söyleyeyim: Geçen sene Plan ve Bütçe Komisyonunda, bu konuda
-geçen dönemde- yapmış olduğum konuşma üzerine,
Devlet Bakanı Sayın Profesör Doktor Mehmet
Aydının yanıtını
arkadaşımızın okumasını diliyorum.
Aynı şekilde sataşmalar ve tartışmalar
olmuştu ve Profesör Doktor Mehmet Aydın, o zaman, benim
buna benzer konuşmamı onaylayan bir açıklama yapmıştı.
Lütfen, zabıtlardan, benim ve Sayın Mehmet
Aydının bu konuşmasını alınız ve
ondan sonra konuşunuz.
MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Sayın Mehmet
Aydının böyle bir konuşma yapmış olması
bunun doğru olduğunu göstermez.
BAŞKAN - Sayın Milletvekili,
lütfen
. Başka yerde şey yaparsınız.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; burada, tabii, özgür
kürsü
MEHMET ÇİÇEK (Yozgat) - Söz
aldığınız konu üzerinde konuşun,
yanlış şeyler söylemeyin.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, bu kürsüde her şey
tartışılır. Eğer, bu tartışmalara
katılmayan arkadaşlarımız varsa, bu özgür kürsüde
kullanır ve düşüncelerini, hem yüce Meclisle hem yüce
halkımızda paylaşır. Böyle laf atarak bir
konuşma üslubuna karşı olduğumu bir daha
dikkatlerinize sunuyorum.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Sen yine de bir
düşün.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; ekonomik ve siyasi
ilişkilerle ilgili geçmişe
baktığımızda, Afganistanla Türkiyenin,
Kurtuluş Savaşı döneminde bir ittifak
anlaşması imzaladığını görüyoruz.
Yani, Cumhuriyet kurulmadan önce, 1 Mart 1921de, Türkiye Büyük
Millet Meclisi Hükümeti -cumhuriyet kurulmadan önce- dost
Afganistanla bir ittifak anlaşması yapmış 1
Mart 1921de. Böylesine eski ve köklü, cumhuriyet döneminde
ilişkilerimizin olduğu bir ülkeyle ilgili bir ekonomik
iş birliği anlaşmasını
imzalayacağız.
Değerli arkadaşlarım, bu
anlaşmaya ışık tutması açısından,
Türkiye ile Afganistanın ticari ve ekonomik ilişkilerinin
altyapısına bakmak gerekiyor. Yasal altyapı acaba
hangi konumda, hangi durumda? Yasal altyapıya
baktığımızda, 18/5/1969da eşya ve
yolcuların ülkeleri üzerinden transit nakliyatına ve iki
ülke arasında nakliyata mütedair bir anlaşmayı
görüyoruz. 1975 yılında bir ticaret anlaşması
yapılmış, 1976 yılında Ekonomik ve Teknik
İş Birliği Anlaşması, Ticaret ve Ekonomik
İş Birliği Anlaşması 2004 yılında
yapılmış ve yine 2004 yılında
Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşması
yapılmış ve 2005 yılında da
TürkiyeAfganistan Birinci Dönem KEK Toplantısı (Karma
Ekonomik Komisyon Toplantısı) yapılmış.
Yani, yasal altyapının oldukça elverişli olduğu
görülüyor.
Ancak, temel ekonomik göstergelere
baktığımızda, kişi başına millî
gelirin son derece düşük düzeyde olduğunu tespit
ediyoruz. 240 dolar, 2005 yılı rakamını tespit
ettik. 240 dolar kişi başına millî gelire sahip bir
ülkeyle ticaret anlaşması yapacağız. Bizim
dış ticaret hacmine baktığımızda, daha
doğrusu Afganistanın dış ticaretinde,
dış ticaret hacminde Türkiyenin hangi oranda etkili
olduğuna baktığımızda, ihracatta çok
düşük bir paya sahip olduğumuzu görüyoruz, ithalat da
hemen hemen sıfır. Bu, tabii bu anlaşmanın önemini
vurguluyor. Burada biz,
tarım, gıda, sanayi, hayvancılık ve köy
işleri alanlarında işbirliğini güçlendirmenin
ötesinde, bu dünyaya başka alanlarda da
açılmamızın doğru olacağı
anlaşılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Tütüncü, teşekkür
ederim.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Bir dakika var
mı Sayın Başkan?
BAŞKAN -
Konuşmanızı tamamlar mısınız lütfen.
ENİS TÜTÜNCÜ (Devamla) - Tamam efendim,
tamamlıyorum.
Elimizdeki ihracat rakamlarımıza baktığımızda,
biz zaten o piyasaya prefabrik yapılarda, diğer elektrik
iletkenlerinde, dizel, yarı dizel motorlu taşıtlarda
girmişiz, demir çelikten diğer inşaat aksamında
girmişiz, birçok konuda girmişiz. Tabii ki, bizim
tarım ve hayvancılık konusundaki birikimimizin, o
ülkeye, o ülkenin refah ve mutluluğu için
aktarılması son derece önemlidir. Ama, bunun ötesinde, bu
ülkenin sanayileşmesini hızlandıracak, katma değerini
daha yükseltecek bazı alanlarda da Türkiyenin sorumluluk
üstlenmesinin gerekli olduğuna inanıyorum.
Bu maddeye ve bu yasa tasarısına
görüşümüz olumludur.
Hepinizi, tekrar, sevgiyle, saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkürler Sayın Tütüncü.
Madde üzerinde başka söz isteği? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Maddeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın şekli
hakkında Genel Kurulun kararını alacağım.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
Oylama için beş dakika süre
vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin
teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen beş
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy kullandığını,
oyunun rengini ve kendisinin ad ve soyadı ile
imzasını da taşıyan oy pusulasını,
yine, oylama için öngörülen beş dakikalık süre
içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Afganistan İslam Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Tarım Alanında Teknik, Bilimsel ve Ekonomik
İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının
açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy sayısı : 295
Kabul : 295 (x)
Bu durumda, tasarı kabul edilmiştir.
Hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
3üncü sıraya alınan, Türkiye
Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği Konusunda
Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
3.-
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile
Bosna-Hersek Adalet Bakanlığı Arasında
İşbirliği Konusunda Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/282) (S. Sayısı: 8) (x)
BAŞKAN - Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon Raporu 8 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde söz isteyen?
AK Parti Grubu adına Çankırı
Milletvekili Sayın Suat Kınıklıoğlu.
Buyurun Sayın
Kınıklıoğlu. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz 20 dakikadır.
AK PARTİ GRUBU ADINA SUAT
KINIKLIOĞLU (Çankırı) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Adalet
Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet Bakanlığı
arasında iş birliği konusunda protokol hakkında
AK Parti Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Türkiye Cumhuriyeti Adalet
Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet
Bakanlığı arasında iş birliği konusunda
protokol 24 Aralık 2004 tarihinde Saraybosnada her iki adalet
bakanları tarafından imzalanmıştır.
Söz konusu protokol iki ülkenin adli ve
hukuki konularda birbirlerinin bilgi ve deneyimlerinden
yararlanmaları ve bu sayede aralarında adli iş
birliğini geliştirmek amacıyla
hazırlanmıştır.
Protokol 10 maddeden oluşmaktadır.
Protokol, iki ülke adalet
bakanlıklarının birbirlerine kanun tasarılarının
hazırlanması ve kanunların uygulanmasıyla
ilgili hususlarda bilgi verilmesini, adli makamların
örgütlenme ve çalışmalarıyla ilgili deneyimlerini
iletmesini öngörmektedir.
Hâkimler ve yardımcı adalet
personelinin eğitiminin karşılıklı olarak
desteklenmesi, her iki taraf için yararlı diğer hukuki ve
adli konularda iş birliğinin gerçekleştirilmesini
kapsamaktadır.
Bu iş birliğinin sağlanması
için taraflar uzman veya çalışma grupları
oluşturabilecekleri gibi, adli makamları arasında
doğrudan temas ve deneyim değişiminin
koşullarını sağlayacaklar, ayrıca,
yararlı bulunan konularda bilimsel temaslar ve seminerler
düzenleyeceklerdir.
AK Parti Grubu olarak bu protokolün
onaylanması lehinde oy kullanacağımızı
ifade ediyor, protokolün ülkemiz için hayırlı
olmasını temenni ediyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Milletvekili.
CHP Grubu adına, İzmir Milletvekili
Sayın Mehmet Ali Susam.
Buyurun Sayın Susam.
Süreniz yirmi dakikadır.
CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ SUSAM
(İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Türkiye Cumhuriyeti ile Bosna-Hersek Arasında Hukuki ve
Ticari Konularda Adli İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının tümü
üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Şahsım ve Grubum adına
huzurlarınızı saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama başlamadan önce de,
ulusumuzu derin bir yasa boğan bir hafta içerisinde
yaşanan terör olayları nedeniyle tüm hayatını
kaybedenlere Allahtan rahmet, ailelerine
başsağlığı, ulusumuzun tümüne
başsağlığı diliyorum. Terörle ilgili
atılması gereken adımların kısa sürede
atılarak ulusumuzun bir an önce barışa ve huzura
kavuşması konusunda tüm yetkilileri de göreve davet
ediyorum.
Türkiye ile Bosna-Hersek arasındaki
dostluk ve kardeşlik ilişkileri çok uzun bir geçmişe
dayalıdır. Osmanlı İmparatorluğunun 1463 yılında
Balkanlarda Bosnaya gitmesiyle birlikte Boşnaklar
Osmanlı idaresi altında Müslümanlığı
seçmişler ve Balkanlarda çok önemli bir şekilde
Osmanlının izleri yaşanmış, uzun yıllar,
burada, Osmanlı İmparatorluğunun egemenliği
altında Boşnaklar hem Müslümanlığın hem de
Osmanlılarla iş birliğinin çok güzel örneklerini
vermişlerdir. Balkanlara gittiğinizde kendinizi bir
Anadolu kasabasında hissetmeniz mümkündür. Bu
anlamıyla, Bosna-Hersekle ülkemiz arasında yapılacak
iş birliğinin çok önemi vardır. Özellikle, ülkemizde
yaşayan Boşnak vatandaşlarımızın bu
ekonomik iş birliğini geliştirmeleri
noktasında önemli çalışmaları ve önemli
katkıları vardır.
Bosna-Hersek, son dönemde, Yugoslavyadan
ayrıldıktan sonra çok önemli bir savaşı, iç
savaşı yaşamıştır.
Yaşadığı iç savaşta, Avrupanın göbeğinde
bir katliamı yaşayan Boşnaklar, dünyanın gözü
önünde, Avrupa demokrasisinin gözü önünde kendi kaderlerine terk
edilmiş, başta Türk ulusunun tüm bireyleri olmak üzere, tüm
Türk vatandaşları Boşnaklara sahip çıkmışlardır.
Başta Sayın Genel Başkanımız olmak üzere
birçok siyasetçimiz, Boşnaklarla dayanışma
içerisinde olmak için orada bulunmuşlardır. Daha sonra
yapılan barış anlaşmasıyla üçlü bir yapı
kurulmuş; Bosna-Hersek ve Sırp Cumhuriyetiyle birlikte
özerk, küçük bir bağımsız bölge bugün bir devlet
çatısı altında yaşamını devam
ettirmektedir.
Bosna-Hersekte idari yapılanma ve adli
yapılanmayla ilgili olarak şu an kurulmuş olan
Bakanlar Kurulu Boşnaklardan ve Sırplardan oluşmakta,
eğer Boşnak bakan varsa yardımcıları yine
Sırplardan oluşmakta. Böylece, bu bölgede ciddi
şekilde bir yapılanma gevşek bir federasyon şeklinde
devam etmektedir. Bu anlaşmayla ilgili olarak, Bosna-
Hersekin ekonomik durumunu da sizlerle kısaca
paylaşmak istiyorum.
1991 yılında
bağımsızlığını kazanmış
olan Bosna-Hersek, savaş döneminde ciddi bir yıkım
yaşamış, tüm ekonomisi altüst olmuştur. Bu ekonomiyle,
barıştan sonra dünyayla entegrasyon süresinde Türkiye
Cumhuriyetiyle yapılan ekonomik iş birliği
anlaşması 2003 yılında
gerçekleştirilmiş, bu anlaşmayla Bosna-Hersek ile
Türkiye arasında ekonomik işbirliği hızla
gelişmiştir. Bugün, toplam ticaret hacmi yaklaşık
200 milyon dolara ve Türkiyenin yatırımı da
yaklaşık 80 milyon dolar civarına çıkmıştır.
Burada, konu Türkiyenin Balkanlara ihracatıyla ilgili ve
bunun adli altyapısının oluşturulmasıyla
ilgili olduğu için bazı düşüncelerimi de sizlerle
paylaşmak istiyorum.
İki gündür, yüce Meclis çeşitli
ülkelerle yapılan ekonomik iş birliği ve ticaret
anlaşmalarını görüşüp onaylıyor. Bu
anlaşmaların yapılması ve bu
anlaşmaların onaylanması Türkiyenin ihracatı
açısından çok önemli bir çalışmadır. Muhakkak
ki, grubumuz olarak da dünyayla ticaretin
artırılması ve geliştirilmesi konusundaki
çalışmaları önemsiyor ve bu konuda yapılacak her
türlü çalışmaya katkı koymayı istiyoruz. Ancak,
yapılan çalışmaların sadece bir anlaşmayla
tamamlanmış olması yetmez. Bu ticaret anlaşmalarını
hayata geçirecek, ticaret yapacak girişimcileri yaratmak
Türkiyenin en önemli konularından bir tanesidir. Maalesef,
ülkemizde, bu konuda yeterli mesafenin alınmadığı
çok açık bir gerçekliktir.
Değerli milletvekilleri, bugün, bu
ülkelere ihracat yapabilecek kesimler büyük itibarla
KOBİlerdir, çünkü bu ülkeler, özellikle Bosna-Hersek, mali
yapısındaki zayıflık nedeniyle banka
işlemlerinde çok ciddi şekilde sıkıntı
çekmekte, oraya ihracat yapan girişimcilerimiz ve
ihracatçılarımız para ödemelerinde ciddi bir
sıkıntıyla karşılaşmaktadırlar. Bu
anlamıyla, bizim girişimcilerimizin, Bosna-Hersek
başta olmak üzere, iş birliği anlaşması
imzaladığımız tüm bu ülkelerde ticareti
geliştirebilmek için önce kendi KOBİlerimizin ticaret
yapabilecek, ihracat yapabilecek potansiyellerini ve
güçlerini güçlendirmemiz gerekir, ama bugün ülkemizde uygulanan
ekonomik politika, maalesef ki, Türk sanayisini geriye
götürmektedir. Dolar bazındaki bu düşüş, Türkiyeyi,
sıcak parayı çeken bir ekonomiyle idare etme, Türkiyeyi
bir ithalat cenneti hâline getirmiş ve Türkiyede küçük ve
orta boy işletmeler üretim yapamaz hâle gelmişlerdir.
Bırakınız ihracat yapmayı, kendi ülkelerinde
üretimi durdurup ithalatçı konuma geçen bir duruma gelmişlerdir.
Hele, bu kesimlerin, ihracat için arge
çalışmalarına, markalaşmaya,
fuarcılığa ilişkin destekten yoksun olması,
yeterli destek verilmemiş olması, ülkemizdeki
KOBİlerin ihracattaki güçlerini ve potansiyellerini
ciddi bir şekilde düşürmektedir. Bu anlamıyla,
bizlerin, bu ticaret anlaşmasını onaylayan yüce
Meclisin üyeleri olarak bu yasama döneminde, Parlamentonun
KOBİlerle ilgili stratejisini ve politikasını
yeni baştan gözden geçirmeye ihtiyacımız var.
Türkiye eğer ihracat yapacaksa bu
ihracatı gerçekleştirecek en önemli güçler on tane büyük
holding değildir. Türkiyenin ihracatta iddialı
olabilmesinin temelinde KOBİler yatar. KOBİleri
ihracatçı yapamıyorsanız Türkiyenin
ihracatının geleceği yok demektir. Onun için, bu
anlaşmalarda, ihracatta büyük güç olmasını
beklediğimiz KOBİlerin, Türkiyede bir stratejiyle
ihracatçı yapabilmek noktasında desteklere
ihtiyacı vardır ama bugün uygulanan ekonomik
politikada, bırakınız ihracatçı olmayı,
üretimden vazgeçen konuma gelmiş olması, hepimizin
üzerinde önemle düşünmesi gereken bir konudur.
Değerli arkadaşlarım,
bakınız, ülke pazarının önemli bir kısmı,
ithal ürünlerle yabancı üreticilerin eline geçmektedir.
Bugün, büyük mağazalardaki raflarda yabancı mal
oranı yüzde 50lere yaklaşmıştır. Bugün,
ithalatla Türkiyenin yaşadığı
sıkıntı piyasada durgunluğu getirmektedir.
İşte, bayramın önündeyiz, hepiniz, cumartesi, pazar,
pazartesi günü seçim bölgelerinizdeydiniz. Esnaf kan
ağlıyor, üretici kan ağlıyor, çekler ödenmiyor,
piyasalarda durgunluk had safhada. Böyle bir ekonomik piyasada
bizim birincil önceliğimiz, bu piyasayı
canlandıracak ekonomik önlemleri almaktan geçer. Onun için,
hep beraber bu politikayı hayata geçirmek bu Meclisin görevi
olmalıdır.
Değerli arkadaşlarım, onun için,
bu Meclisin gündeminde, yeni bir KOBİ stratejisi
KOBİleri, hem üretimde teşvik eden hem de ihracata
yönlendiren bir KOBİ politikasını hayata geçirip
onları ihracatçı yapmalıyız. Aynı zamanda,
bugün bu Meclise nasip olması gereken bir konunun da
altını çizmek istiyorum. Türkiye, acımasız bir
haksız rekabetle, küçük işletmelerini ve sanayisini yok
etme durumundadır. Özellikle büyük
mağazacılıkla, hipermarketlerin, özellikle de
yabancı marketlerin, esnaf ve sanatkârı başta olmak
üzere, Türk sanayisini yok ettiğini görmeliyiz ve bu Meclis,
bununla ilgili olarak, bu piyasayı düzenleyecek yasal
düzenlemeyi hep beraber çıkarmak zorundadır. Bunu,
sizden, bu Parlamentodan -seçim döneminde de gördünüz ve dinlediniz-
tüm esnaf ve sanatkârlarla sanayicilerimiz beklemektedir. Onun
için, siyasi parti farkı gözetmeden, holdinglerin lobilerine
aldırmadan, hepinizi bu yasayı çıkarmaya davet
ediyorum. Bu konuda üzerinizde büyük bir vebalin olduğunu,
eğer bu konuda adım atmazsak Türk sanayisinin ciddi bir
şekilde darbe yiyeceğini hep beraber göreceğiz.
Değerli arkadaşlarım,
Türkiyenin ihracatının artırılmasında, az
önce de belirttiğim gibi, KOBİlerin çok önemli bir yeri
vardır. KOBİler, bugün, Türkiyede, çok önemli olan
işsizliği de önleyecek en önemli kaynaktır. Bugün,
hepinizin telefonları günde on kere çalıyorsa, sekizi
iş arayan insanlar içindir. Bunların bu ihtiyaçlarına
cevap verebilmek için, ithalatı özendiren bir dış
politika ve ekonomik politika değil, ihracatı
özendiren, kendi ulusal sanayisini genişlettiren,
KOBİlerini ihracatçı yapan ve onların istihdam
etmesine imkân sağlayan bir politikayı uygulamak
zorundayız.
Değerli arkadaşlarım, bunun için
bu anlaşmalar önemli ama bu anlaşmaları hayata
geçirecek KOBİleri desteklemek, onlarla ilgili ekonomik
politikaları hayata geçirecek yasal düzenlemeleri yapmak
önemli.
Değerli arkadaşlarım, bu
anlayışla, bu anlaşmayı yürekten destekliyoruz.
Bu anlaşmayla ilgili olarak, grubumuz adına, bu
anlaşmaya gerekli desteği vereceğimizi belirtmek
istiyorum. Bu protokolün onaylanmasıyla birlikte, Türkiye ve
Bosna-Hersek arasındaki hukuki ve ticari alanlarda
ilişkilerin daha da güçleneceğine inanıyorum.
Ancak, en önemlisi, halkın nabzını elinde tutan,
onların temsilcisi olan bu Parlamentonun Türk ekonomisini,
Türk KOBİlerini, Türk esnaf sanatkârını
geliştireceğine inanıyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Susam.
Tasarının tümü üzerinde başka
söz istemi? Yok.
Tasarının tümü üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelere geçilmesini oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ ADALET BAKANLIĞI İLE BOSNA-HERSEK
ADALET
BAKANLIĞI ARASINDA
İŞBİRLİĞİ KONUSUNDA PROTOKOLÜN
ONAYLANMASININ
UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 24 Aralık 2004 tarihinde
Saraybosnada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Adalet
Bakanlığı ile Bosna-Hersek Adalet
Bakanlığı Arasında İşbirliği
Konusunda Protokolün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2 - Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu
yürütür.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu
süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen
üyelerin, oy pusulalarını, oylama için öngörülen üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı ile Bosna
Hersek Adalet Bakanlığı Arasında
İşbirliği Konusunda Protokolün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısının açık oylama sonucunu arz ediyorum:
Kullanılan oy sayısı : 238
Kabul : 237
Ret : 1 (x)
Böylece tasarı kanunlaşmıştır,
hayırlı uğurlu olsun.
4üncü sıraya alınan, Türkiye
Cumhuriyeti Hükûmeti ile Moğolistan Hükûmeti Arasında
Sağlık Alanında İşbirliğine Dair
Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğu
Hakkında Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
4.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti
Arasında Sağlık Alanında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/286) (S. Sayısı: 9) (xx)
BAŞKAN -
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 9 sıra
sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tümü üzerinde söz isteyen , AK Parti Grubu
adına Mehmet Çerçi, Manisa Milletvekili.
MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri)- Konuşmayacağız
Sayın Başkan.
BAŞKAN - MHP Grubu adına Süleyman
Latif Yunusoğlu, Trabzon Milletvekili
Konuşma yok.
Böylece, tümü üzerinde başka söz
isteği olmadığından maddelerin oylamasına
geçiyorum.
Maddelerin oylamasına geçilmesini
kabul edenler
Kabul etmeyenler
Maddelerin oylamasına
geçilmesi kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TÜRKİYE
CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE MOĞOLİSTAN
HÜKÜMETİ ARASINDA SAĞLIK ALANINDA
İŞBİRLİĞİNE DAİR ANLAŞMANIN
ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI
MADDE 1- 29 Kasım 2004 tarihinde
Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Moğolistan Hükümeti Arasında Sağlık
Alanında İşbirliğine Dair Anlaşmanın
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
2nci maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- Bu Kanun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
BAŞKAN - Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi okutuyorum:
MADDE 3- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar
Kurulu yürütür.
BAŞKAN -
Madde üzerinde söz isteyen? Yok.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama
cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu
süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden
yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme
giremeyen üyelerin, oy pusulalarını, oylama için
öngörülen üç dakikalık süre içinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Ayrıca, vekâleten oy kullanacak
sayın bakanlar var ise hangi bakana vekâleten oy
kullandığını, oyunun rengini ve kendisinin ad ve
soyadı ile imzasını da taşıyan oy pusulasını,
yine oylama için öngörülen üç dakikalık süre içerisinde
Başkanlığa ulaştırmalarını rica
ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Moğolistan Hükümeti
Arasında Sağlık Alanında
İşbirliğine Dair Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı açık oylaması sonucu:
Kullanılan oy sayısı : 221
Kabul : 221 (x)
BAŞKAN -
Böylece, tasarı kabul edilmiştir,
kanunlaşmıştır. Hayırlı uğurlu
olsun.
5.-
Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri Giresun
Milletvekili Nurettin Canikli, Hatay Milletvekili Sadullah
Ergin, Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün, Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş, Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ ve 272
Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
ve Anayasa Komisyonu Raporu (2/14) (S. Sayısı: 32)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri,
gündemin 5inci sırasına alınan Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin birinci
görüşmesi, alınan karar gereğince, 10 Ekim 2007
Çarşamba günü, yani yarın yapılacaktır.
Bilgilerinize arz olunur.
Gündemin 6ncı sırasında yer alan
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Bitki Karantina ve Bitki Koruma
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
görüşmelerine başlayacağız.
6.-
Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Fas Krallığı
Hükümeti Arasında Bitki Karantina ve Bitki Koruma
Alanında İşbirliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun
Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/305) (S. Sayısı: 10)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri, alınan karar
gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 10 Ekim 2007 Çarşamba günü
saat 12.00de toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma
Saati: 17.47