DÖNEM: 23 CİLT: 15 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
68inci
Birleşim
21 Şubat 2008 Perşembe
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMA
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk
Urasın, Tuzla Tersaneler Bölgesindeki iş kazaları sonucu
meydana gelen can kayıplarına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı
2.- Ordu
Milletvekili Eyüp Fatsanın, Kosovanın
bağımsızlık ilanına ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, Yardımseverler Haftasına
ilişkin gündem dışı konuşması
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın (2/129) esas numaralı 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifini geri
çektiğine ilişkin önergesi (4/29)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 milletvekilinin, özel dershanelerin
eğitim sistemindeki yerinin araştırılarak fırsat
eşitsizliğine yol açmaması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/131)
2.- İstanbul
Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı ve 26 milletvekilinin, başta
gemi inşa sanayi olmak üzere denizcilik sektöründe yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/132)
VI.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki
sıralamanın yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.-
Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/483) (S. Sayısı:
95)
2.- Spor
Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis
Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine
Yaptırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/492) (S. Sayısı: 112)
3.- Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet Ünüvarın;
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/65) (S.
Sayısı: 72)
4.-
Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (1/478) (S.
Sayısı: 93)
VIII.-
SORULAR VE CEVAPLAR
A) Yazılı Sorular ve Cevapları
1.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Ermenistandaki Metsamor I
ve II nükleer santrallerine,
- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, deniz kirliliğini önleyici ve koruyucu olarak
alınan tedbirlere ve kıyı yönetim planına,
- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Yeşilüzümlü ve İncirköy beldelerine
çimento fabrikası kurulmasına,
- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Muğla-Milas-Güllü Körfezinde meydana gelen
balık ölümlerine,
İlişkin
soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/1655, 1657, 1659, 1660)
2.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Çamlı Barajından içme suyu getirme
projesine ilişkin sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel
Eroğlunun cevabı (7/1658)
3.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Yatağandaki Lagina Antik Kenti bölgesinde
yeni bir termik santral kurulacağı iddiasına ilişkin sorusu
ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Gülerin cevabı
(7/1672)
4.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, yeni yönetici atama yönetmeliğine
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin
cevabı (7/1679)
5.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, öğretmenlerin yer
değiştirme isteklerine yönelik düzenlemeye ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1685)
6.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, İzmirde bir lisedeki
öğrencilerle ilgili bir iddiaya ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1686)
7.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Yatağandaki Lagina Antik Kenti bölgesinde
yeni bir termik santral kurulacağı iddiasına ilişkin sorusu
ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
(7/1715)
8.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, motorlu
taşıtlar vergisine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın
cevabı (7/1762)
9.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, finansal kiralama sektöründe KDV
oranlarının artırılmasına ilişkin sorusu ve
Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın cevabı (7/1764)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.05te açılarak üç oturum yaptı.
Samsun
Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, Filistinde yaşanan insan
hakları ihlallerine,
Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu, LPG istasyonlarının
çalışma ruhsatlarına,
Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkaya, Kocaeli Körfezindeki kirlilik sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Tokat
Milletvekili Reşat Doğru ve 23 milletvekilinin, tütün sektöründeki
sorunların araştırılarak (10/128),
Kars Milletvekili
Gürcan Dağdaş ve 22 milletvekilinin, tersanelerdeki iş kazalarının
araştırılarak iş güvenliğinin sağlanması ve
çalışma koşullarının iyileştirilmesi için
(10/129),
Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan ve 19 milletvekilinin, Türkiyeden Suriyeye göç
etmiş ve vatansız durumuna düşmüş insanların
sorunlarının araştırılarak (10/130),
Alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
19/2/2008
Salı günkü birleşimde okunan (10/127) esas numaralı Meclis
Araştırması Önergesinin ön görüşmelerinin, Genel Kurulun
20/2/2008 Çarşamba günkü birleşiminde yapılmasına
ilişkin CHP Grubu önerisi, yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilmedi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve Cumhurbaşkanınca bir daha
görüşülmek üzere geri gönderilen 9.11.2006 Tarihli ve 5555
Sayılı Vakıflar Kanununun (1/24) (S. Sayısı: 98)
görüşmeleri tamamlanarak, yapılan açık oylamadan sonra kabul
edilip kanunlaştığı,
2nci
sırasında bulunan, Araştırma ve Geliştirme
Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısının
(1/483) (S. Sayısı: 95) görüşmelerine devam edilerek 4üncü
maddesine kadar kabul edildiği,
Açıklandı.
Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcı,
Tunceli Milletvekili Kamer Gençin konuşmasında Hükûmete
sataştığı iddiasıyla bir konuşma yaptı.
21 Şubat
2008 Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 14.00te
toplanmak üzere birleşime 20.11de son verildi.
Meral
AKŞENER
Başkan
Vekili
Fatma
SALMAN KOTAN Yusuf
COŞKUN
Ağrı Bingöl
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
Harun
TÜFEKCİ Fatoş
GÜRKAN
Konya Adana
Kâtip
Üye Kâtip
Üye
No.:95
II.- GELEN KÂĞITLAR
21 Şubat 2008 Perşembe
Tasarı
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ve Oman Sultanlığı Hükümeti Arasında
Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve
Korunmasına İlişkin Anlaşmanın
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/527) (Plan ve Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7.2.2008)
Teklif
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün
Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında İçtüzük Teklifi
(2/153) (Anayasa Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
6.2.2008)
Rapor
1.- Spor
Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis
Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine
Yaptırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/492) (S. Sayısı: 112) (Dağıtma
tarihi: 21.2.2008) (GÜNDEME)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19 Milletvekilinin, özel dershanelerin
eğitim sistemindeki yerinin araştırılarak fırsat
eşitsizliğine yol açmaması için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/131)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/02/2008)
2.- İstanbul
Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı ve 26 Milletvekilinin, başta
gemi inşa sanayi olmak üzere denizcilik sektöründe yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/132) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/02/2008)
21 Şubat 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68inci Birleşimini açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama için üç
dakika süre vereceğim.
Sayın
milletvekillerinin oy düğmelerine basarak salonda bulunduklarını
bildirmelerini, bu süre içerisinde elektronik sisteme giremeyen
milletvekillerinin salonda hazır bulunan teknik personelden yardım
istemelerini, buna rağmen sisteme giremeyen üyelerin ise yoklama
pusulalarını görevli personel aracılığıyla, üç
dakikalık süre içerisinde Başkanlığa
ulaştırmalarını rica ediyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN -
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, İstanbul Tuzla Tersaneler Bölgesindeki
işçi ölümleriyle ilgili söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın
Ufuk Urasa aittir.
Buyurun
Sayın Uras. (DTP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin
Gündem Dışı Konuşmaları
1.- İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın,
Tuzla Tersaneler Bölgesindeki iş kazaları sonucu meydana gelen can
kayıplarına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk
Çelikin cevabı
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
kürsüde ve çeşitli platformlarda Tuzladaki ölümle sonuçlanan iş
kazaları denilen seri cinayetlerle ilgili çeşitli görüşler
ortaya konuldu, fakat bildiğiniz gibi sonuç alınamadı. Hata
yapmak insani, tekrarlamak şeytanidir. denilir; kamuoyu
vicdanını yaralayan bu skandallar serisi, bilinmelidir ki ferdî
değil yapısal bir sorundur.
Sayın
Başbakan gemi inşa sektöründeki büyümeden bahsederken, bilmiyorum bu
halı altına atılan, kan parasıyla örtbas edilen,
hakkını aramak isteyen sendikalı işçilerin işinden,
sessiz kalanın canından olduğu bu toplumsal maliyet ve
faturadan, bu insanlık faciasından haberdar mıdır?
İş Yasasının 2nci maddesinin Ana iş bölünerek alt
işverene aktarılamaz. maddesinin Tuzlada her gün ihlal
edildiğini bilmekte midir?
Sevgili
arkadaşlar, tersane sahibi milletvekilleri de aramızda bulunuyor ama
Parlamentoda bir tek tersane işçimiz yok! Siyaseti emekçi
sınıflara açmadan, kapsama alanını genişletmeden,
anlaşılan o ki ekonomideki öncelikler değişmeyecektir.
Nasreddin Hocanın deyişiyle el elin eşeğini türkü
söyleyerek aramaktadır. Herkese haklısın, sen de
haklısın tavrıyla bu insanlık pazarındaki
faciaların üzerine gidilemeyeceği ortadadır.
Seçim bölgemdeki
bu gidişat konusunda daha yazın başında beni uyaran ve
tersane ziyaretlerimize eşlik eden DİSKe bağlı
LİMTER-İŞ Sendikamızın bütün öngörüleri
doğrulanmıştır. DİSK Kongresine katılan
Sayın Çalışma Bakanı, gizli ölümleri ortaya çıkaran
DİSKe bağlı LİMTER-İŞi bütün buluşmalardan
ve görüşmelerden çıkararak, aslında DİSKte ifade
ettiği diyalog çağrılarının da çok
dışında kalmıştır. Yakınları dava
açmasın diye kan parası uygulamasının kurumsallaştırılmasının
üzerine gitmek bu kadar zor mudur? Siyasi baskıyla sendikalı
işçilerin işten çıkarılması, haklarında dava
açılması ve tutuklanmalarını neyle
açıklayacağız? Daha dün, geçenlerde Sincanda TEKA Mühendislikte
yasa dışı uygulamalara ve grevci işçilere karşı,
işverenin baskısına karşı Bakan neden sessiz
kalmaktadır? Daha geçenlerde bu kürsüde tersanelerdeki ölüm
oranlarının ILO, yani Uluslararası Çalışma Örgütü
verileri seviyesinde olduğu sizlere söylendi ve
yanıltıldınız. Ankara ve Cenevredeki ILO yetkililerine
açtım sordum, kesin olarak böyle bir veri üretilmediğini,
belirttiler, ILO web sayfalarında böyle bir verinin
olmadığı açık bir şekilde ifade edildi.
Sevgili
arkadaşlar, yine bu kürsülerde, iş kazalarının mukadderat
olduğu, takdiri ilahi olduğu söylendi. Hatta biz biliyoruz ki, bunlar
takdiri ilahi değil, takdiri fanidir, pekâlâ önlenebilir, seri cinayetler
karşısında seri önlemler alınabilir. Bu cinayetlerde, bu
iş kazalarında sadece deneyimsiz işçiler değil,
teknikerler, mühendisler de iş kazası geçirmektedir.
İşçiler, mühendisler baret, gözlük takmadıkları için
değil, fanla gaz boşalımı yapılmadığı
için, kablolar düzgün bir şekilde birbirinden
ayrılmadığı için, iskeleler düzgün
kurulmadığı için, bütün bu maliyetler tersane sahiplerinin
maliyet hesabında makine parkına yapılan yatırımla
karşılaştırıldığında ufak
kaldığı için, yoğun sipariş altında yoğun
işçi çalıştırıp, bu hayat kurtarıcı önlemler
para ve vakit kaybı olarak görüldüğü için gerçekleşmektedir.
Tuzlada 44
işveren, 563 alt işveren vardır. Sektördeki büyümeye tekabül
eden iş güvenliği ve iş sağlığı önlemleri
alınmadan işi hızlandıran modern üretim sistemlerinin
kazaya neden olduğu raporlarda açıkça teyit edilmiştir. Egemen
mantık, Eğitimsiz köylüler geldi, Tuzlada ölümler arttı.
şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yani, süreçten mağdur olanı
kendi mağduriyetinin sorumlusu olarak göstermek, asıl
sorumluları görünmez kılmak anlamına gelmektedir.
İşçileri eğitmek söylemiyle, dikkati mali ve siyasi olarak güçlü
ve dönüştürme gücü olan sorumlulardan kaçırıp, zavallı,
eğitimsiz göçmenlere kaydırmaya yaramaktadır. Eğer,
eğitimler baret nasıl takılır, hangi kablo nereye
takılır seviyesinde kalırsa çözüm olmaz. Öncelikle tehlike arz
eden iş ortamının düzeltilmesi için ciddi iş güvenliği
yatırımları yapmak ve dünya örneklerinden öğrenmeleri konusunda
öncelikle işverenlerin kendileri eğitilmelidir.
Tersanede
yapılan montaj üretimi parçalarının yüzde 57si çevredeki fason
atölyede gerçekleşmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) Bu usulsüz taşeronluk sözleşmeleriyle gemi
yatırım-onarım işi alt işverene ve hukuka
aykırı bir şekilde devredilmektedir.
Aristo,
Zenginlerin sayısı az, yoksullarınki çoktur. diyordu.
Yoksulların egemenliğinin olduğu ülkede bir demokrasi
vardır. Yoksulların egemen olduğu bir demokraside iş
katliamları olmaz, sendikalı olmak suç olmaz, iş
kazalarında ölüm olmaz ve görüyoruz ki
bir kere daha, kapitalizmin ne vicdanı vardır ne de merhameti
vardır. O yüzden paranın değil, vicdanın ve
insanlığın egemen olduğu bir dünyada bu sorunlar
yaşanmaz.
Nâzım
Hikmet, Artık hiçbir söz teselli
etmiyor beni/ Ne kendiminki, ne başkasınınki. demişti.
Zamanında Ya barbarlık ya sosyalizm! diyenlerin kehanetinin, Tuzla
örneğinde ortaya çıktığını hepimiz gördük.
Hepimize kolaylıklar diliyorum. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uras.
Hükûmet
adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk
Çelik söz istedi.
Buyurun
Sayın Çelik. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; İstanbul Milletvekili Sayın Ufuk
Urasın Tuzla tersanelerindeki ölümlerle ilgili gündem dışı
konuşması dolayısıyla söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın Uras,
tabii, işin bir anlamda ideolojik boyutuna da temas ettiler. O
tarafları bir kenara bırakarak, Tuzlada olup bitenleri ve Tuzlada
Bakanlığımız olarak yaptıklarımızı size
arz etmek istiyorum. Bu konuya geçmeden önce de
Sayın Uras diyalogdan
bahsettiler, Bakanlık olarak tüm sosyal kesimlerle diyalogla birlikte
çalışmaya başladık, şu anda da
çalışmamızı birlikte sürdürüyoruz.
Tuzlayla ilgili
herhangi bir konu etrafında işveren-işçi temsilcileri bir araya
geldiğimizde burada yetki sorununu, yetkili sendika önceliğini
önemsemedik. Mutlaka yetkili sendika çok önemlidir ama, netice itibarıyla
çalışanlar çok daha önemlidir düşüncesiyle yetkili ve yetkisiz
tüm sendikalarla bir araya geldik. Burada bir ayrım bugüne kadar söz
konusu olmamıştır. Bunu bilgilerinize arz ediyorum.
İkinci
olarak şunu ifade edeyim: Bildiğiniz gibi, Tuzla tersaneleri 1969
yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kabul edildi ve kuruldu.
1980den itibaren de Tuzla tersanelerinde Millî Emlak tarafından kırk
dokuz yıllığına tahsisler yapıldı ve yavaş
yavaş tersaneler Tuzla bölgesinde boy göstermeye başladı. 2003
yılına geldiğimiz zaman 37 tersane var iken Türkiyede, 2007
yılında bu sayı 76ya yükseldi. Sektördeki bu yükseliş ve
bu gelişme, sektördeki yoğun talebi de ortaya koymaktadır.
Sektörde şu
an itibarıyla 40 bin vatandaşımız, işçimiz, emekçimiz
çalışmaktadır. İş güvenliği ve iş
sağlığı açısından, gemi inşa sanayisinin en
riskli sektörlerden birisi olduğunu hepimiz biliyoruz. Riskin
yanında, iş yoğunluğu ve alan darlığı gibi
olumsuz gelişmeler, bu son yaşanan olayları veya son birkaç
yıldır yaşanan olayları tetikleyen hususlardır. Yani,
Tuzla tersanelerinde tahsisler yapılmış, çok sayıda tersane
kurulmuştur. Bu alanın darlığı ve sektöre olan
yoğun talep, olumsuzlukların ana kaynaklarını
oluşturmaktadır. Ayrıca, az önce Sayın Urasın da
belirttiği gibi, alt işveren konusu ve mesleki eğitimden yoksun
iş gücünün sorunların başında geldiğini de burada
vurgulamak istiyorum.
Bakanlık
olarak biz neler yaptık? Bakanlık olarak, Bakanlığa
oturduğumuz günden itibaren, gerekli brifingleri bile tam
sağlıklı bir şekilde almadan, Tuzlada meydana gelen
geçmişteki olaylar ve muhtemel olaylar karşısında,
bunları düşünerek, henüz Bakanlığımızın
birinci haftasında ilk icraat olarak Tuzlaya gittim ve Tuzlada birkaç
tersaneyi denetledik. Orada gazeteci arkadaşlarımız bize
sordular, dediler ki: Siz tersanelerde herhangi bir sorun gördünüz mü, bir
sıkıntılı durum var mı? Tersanelerde, bizim
gideceğimizi bildikleri için, gerekli tedbirleri aldıkları için
gerçekten de hiçbir eksik arz etmeyecek şekilde bir görüntü vardı.
Ben de dedim, burada herhangi bir sorun söz konusu değil.
SIRRI SAKIK
(Muş) Ama dün akşam biri daha öldü.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Ama Tuzla tersanesine
gidişimizin bir amacı vardı, neydi o amaç? Muhtemel olabilecek
olumsuzluklar ve bugüne kadar yaşanan olumsuzlukların neler
doğurabileceğini dikkate alarak biz Tuzlaya gitmiş idik...
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Olumsuzlukları tespit etmemiş miydiniz?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) -
ve hemen
arkasından -eğer bu cümle 44 tersaneye şamil olsaydı biz
hemen arkasından denetim için bir talimat vermez idik- Tuzlada bu
denetimler bittikten, denetimi gerçekleştirdikten sonra
talimatımızı verdik ve Tuzladan denetimlere tekrar
başladık.
Bildiğiniz
gibi, 60ıncı Hükûmet kurulmadan önce yapılan denetimlerde, 2007
yılının başında yapılan denetimlerde 1.061 sorun,
noksanlık ve mevzuat eksikliği tespit edilmiş idi. Daha sonra dokuzuncu
ayda bizim talimatımızla yapılan teftişler neticesinde bu
eksikliklerin 588e indiğini müşahede ettik ve bu teftişlerde,
yani Bakanlığımızın birinci ayında
yapmış olduğumuz bu teftişlerde 196 milyar liralık
idari para cezası ilgililere kesilmiş bulunuyor.
Daha sonra devam
eden denetimlerde şunu da müşahede ettik: 24 tersanenin
Bakanlığımızdan işletme belgesi aldığı
ama 19 tersanenin işletme belgesini almadığını
müşahede ettik, tespit ettik. Ayrıca bu teknik denetimlerin
yanında işin yürütümü açısından da denetimler
gerçekleştirdik. 15/11/2007 ve 15/02/2008 tarihleri arasında yani iki
aylık bir süre içerisinde çalışma şartları,
işçilerin çalışma saatleri, dinlenme, ücretler,
sigortalılık, tazminatlar ve zorunlu istihdam gibi konuları
içeren işin yürütümüyle ilgili denetimleri gerçekleştirdik ve bu
birinci denetim de 21 tersaneyi kapsayan bir denetim idi ve teftiş
neticesinde 53 alt işvereni de denetleme imkânını elde ettik.
Yaptığım denetimlerde, 53 alt işveren ve 21 tersane
denetimi neticesinde, eldeki bulgular ve eldeki denetim sonuçlarına göre 1
trilyon 964 milyar lira bu işin yürütümü açısından cezai
müeyyideler uygulandı.
Bu arada elde
edilen başka tespitler var: 21 işyeriyle ilgili Sosyal Güvenliğe
ihbarda bulunuldu, 14 işyeriyle ilgili vergi dairelerine ihbarda
bulunuldu, 70 özürlü vatandaşımızın zorunlu istihdam
çerçevesinde çalıştırılması gerekirken
çalıştırılmadığı görüldü ve 70
vatandaşımız işe yerleştirildi. Ayrıca 30 hükümlü
yine işe yerleştirildi Tuzla bölgesinde ve yabancının
çalıştırılmadığı ifade edilen Tuzla
bölgesindeki tersanelerde 3 yabancının da izinsiz
çalıştığı tespit edildi ve gerekli cezai müeyyideler
bunlar için uygulandı.
Şimdi
geldiğimiz nokta açısından söylüyorum: 15 Şubat 2008
itibarıyla, mühlet verilen, zaman tanınan tersane sahipleriyle ilgili
olarak geldiğimiz noktada kontrol denetimine başladık ve hukuki
yaptırımlar noktasında bulunduğumuzu burada ifade etmek
istiyorum.
Tabii, Türkiye
hukuk devleti. Hukuk devleti çerçevesinde, çıkıp, tabii ki, muhalefet
olarak, bu kadar önemli -insan ölümü, insan kanı- ve acı
olayları burada çok dramatize ederek farklı şekilde
konuşulabilir. Buna bir şey demek de mümkün değil, çünkü
neticede insan hayatı önemli. Ama, hukuk devleti çerçevesinde
yapılması gerekenlerin ve yapılanların da bir gözden geçirilmesinin
çok doğru olacağı düşüncesindeyim.
Bakanlık
olarak, Bakan olduğum günden itibaren 10 müfettişi Tuzladan hiç
çekmedik. Sorunların tespiti ve sorunların minimize edilmesi
konusunda günbegün takibimiz devam etmektedir. Yani 1.061 sorunu 588e, 588i
de, önümüzdeki mart ayında yapacağımız denetimler
neticesinde, göreceksiniz çok daha asgari ve alt seviyelere çekmiş
olacağız.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Ağır Çalışma Yönetmeliği
uygulanıyor mu Sayın Bakan?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Türkiyenin parlayan
yıldızı diye tabir edilen sektörü yok etmek hiçbirimizin
amacı değildir tabii. Ama onu baltalamayalım derken, orada keyfî
uygulamalar, hukuksuz uygulamalar devam etsin, emeğin sömürüsü devam etsin
gibi bir yaklaşımı da kabul etmemiz kesinlikle mümkün
değildir. Onun için, sosyal taraflarla oturduk, gerek yetkili gerekse
yetkisiz sendikayı çağırdık, bunun yanında
işverenleri çağırdık, bir araya geldik. Sorunlar belli:
Sorunun biri mesleki eğitim. Yani tersanede çalışacak olan,
çalışmakta olan, özellikle alt işverende çalışmakta
olan işçi kardeşlerimizin mesleki eğitimden yoksun olduğu
açık, ayan beyan ortaya çıkmıştır; birincisi bu.
İkincisi:
Alt işveren, İş Kanununun 2nci maddesinde düzenlenmiş ve
tanımlanmış. Alt işvereninin bu maddedeki
tanımının biraz daha açıklığa kavuşturulması
konusunda sosyal taraflarla bir mutabakat sağladık. Bununla ilgili,
İş Kanununun 2nci maddesinin yeniden düzenlenmesiyle ilgili
çalışmamızı tamamlamış bulunuyoruz ve istihdam paketiyle
birlikte, inşallah huzurlarınıza getireceğiz, o
değişikliği sağlayacağız. Alt işveren
keyfîliğinden iş dünyamızı, çalışma
hayatımızı kurtaracağımızı burada rahat bir
şekilde ifade edebilirim.
Mesleki
eğitimle ilgili olarak işverenlerin belirlediği bir mekân var. O
mekân üzerinde seri olarak bir taraftan işçilerimiz
çalışmalarını sürdürürken diğer taraftan da
eğitim almaları konusunda bir çalışmayı şu anda
prefabrik bir mekânda yürütmeyi, kısa süre içerisinde de bununla ilgili
yapılacak, inşa edilecek bina çerçevesinde, bir mekân içerisinde
eğitim faaliyetlerini de sürdüreceğiz.
Sonuç olarak,
tabii ki, vefat eden ve kaza sonucu ölen vatandaşlarımız var.
Bunların, bazı ölümlerin kaza neticesi
olmadığının da bilinmesini istiyorum. Ama netice
itibarıyla, buradaki iş yoğunluğu, alan
darlığı, mesleki eğitim yetersizliği ve alt
işveren gibi ana sorunlar çerçevesinde Tuzlada bir sorunlar
yumağı yaşanmaktadır. Bunun çözümüyle ilgili
atılmış adımlar var, sosyal taraflarla birlikte
atılmış adımlar var. Bunları en kısa süre
içerisinde tamamlayarak inanıyorum ki, bu sektörün aksayan yönleri bu
şekilde giderilmiş olacak ve çalışanlarımız da
huzur içerisinde orada çalışma imkânını elde edeceklerdir.
Tekrar ediyorum:
Bu, beş altı ay içerisine sıkışmış bir olay
değildir, yılların getirmiş olduğu, iş
yoğunluğunun getirmiş olduğu, özellikle, son üç dört
yıl içerisindeki aşırı iş yoğunluğunun
getirmiş olduğu sorunlarla karşı karşıyayız.
Çözümü konusunda ne gerekiyorsa yapmaktan kaçınmayacağımızı,
işverene bir müeyyide gerekiyorsa onunla ilgili de bir müeyyideden, gerek
mali açıdan gerekse çalışmayı durdurma açısından,
hangi konuda olursa olsun, hiçbir durumdan
kaçınmayacağımızı, burada huzurlarınızda bir
kez daha ifade ediyorum.
Vefat eden
kardeşlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Bir kez daha, bu ve benzeri
acı olayların yaşanmaması temennisiyle yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Gündem
dışı ikinci söz, Kosovanın
bağımsızlığının ilanıyla ilgili söz
isteyen, Ordu Milletvekili Sayın Eyüp Fatsaya aittir.
Buyurun
Sayın Fatsa. (AK Parti sıralarından alkışlar)
2.- Ordu Milletvekili Eyüp Fatsanın, Kosovanın
bağımsızlık ilanına ilişkin gündem
dışı konuşması
EYÜP FATSA (Ordu)
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Kosovanın bağımsızlığını ilan etmesiyle
alakalı duygu ve düşüncelerimi paylaşmak üzere gündem
dışı söz aldım. Bu vesileyle, Başkanlık
makamını ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Kosova, bizim, beş yüz yirmi dört yıl ortak tarih,
ortak kültür, ortak kaderimizi paylaştığımız, Türkiye
için özelliği, önemi olan bir Osmanlı şehridir.
1389 Birinci
Kosova Savaşıyla beraber Osmanlı idaresine girmiş, 1912-13
Balkan Harbiyle beraber de Osmanlı idaresinden çıkmış ve
Sırp yönetimine dâhil edilmiştir.
Kosova, hem tarih
açısından hem fethi açısından hem de Türkiyeye
kazandırmış olduğu birçok siyaset, ilim ve devlet
adamı açısından Osmanlı ve Türkiye için çok önemli bir
yerdir. Kosova, aynı zamanda, millî şairimiz Mehmed Âkif Ersoyun
babasının da doğup büyüdüğü, sonra oradan gelerek Fatih
medreselerinde müderrislik yaptığı, Mehmed Âkifin
babasının, yani Mehmed Âkifin memleketidir. Kosovanın
İpek şehrinde doğmuştur.
1912-1913te
Balkan Savaşıyla beraber Kosova Osmanlı idaresinden
çıktığı zaman, Mehmed Âkif Ersoy, hem kendi memleketi hem
de bir Osmanlı şehrinin, Balkanların Osmanlının
idaresinden çıkışıyla beraber acı ve
ıstırabını, yüreğindeki sancısını
Safahatına da aldığı şu şiiriyle dile
getirmiştir:
Nerde olsam
çıkıyor karşıma bir kanlı ova
Sen misin, yoksa
hayalin mi? Vefasız Kosova!
Bunu benden
duyunuz, ben ki, evet, Arnavutum
Başka bir
şey diyemem
İşte perişan yurdum!
diye acı ve
ıstırabını dile getirmiştir.
1912-1913 Balkan
Harbinden sonra Sırpların eline geçen Kosova, gerek Birinci Dünya
Savaşı gerekse sonraki süreçte, ta İkinci Dünya
Savaşının sonuna kadar Alman, İtalyan gibi
değişik Avrupa ülkeleri tarafından da zaman zaman işgal
edilmek suretiyle yönetilmiştir. 1946 yılında, İkinci Dünya
Savaşından sonra Titonun Yugoslavyasına dâhil edilmiştir
Kosova. 1974 yılında Yugoslavya Anayasasında yapılan bir
değişiklikle Kosovaya özerklik verilmiş ve Yugoslavya
Cumhuriyetini oluşturan altı özerk ülkeden, devletten birisi kabul
edilmişti. Ta ki, 1989 yılında Miloseviçin -yani Yugoslavyada
Tito döneminden sonra- iktidara gelişine kadar bu özerklik devam
etmiş, 1989 yılında yine Kosovanın özerkliği
kaldırılmak suretiyle direkt Belgrad yönetimine
bağlanmıştır.
Değerli
arkadaşlar, bu süreçle beraber de, tabii, özellikle 1980li yıllardan
itibaren Kosovada bağımsızlık hareketleri
başlamış, özellikle 1989dan sonraki süreçte de
Yugoslavyayı oluşturan diğer cumhuriyetlerle beraber Kosova da
kendi bağımsızlığını oylamış ve
kabul etmiştir. Ancak, bir türlü Kosova bağımsız
olamamıştır, bağımsızlığı kabul
edilmemiştir.
Bu süreçte
yaklaşık on altı yıl İbrahim Rugova Kosovanın
siyasi önderliğini ve seçilmiş
Cumhurbaşkanlığını yapmış, ama bir türlü
ömrü Kosovanın bağımsızlığını
görmemiştir. Bu süre içerisinde -kamuoyu, ilgililer yakından bilir-
İbrahim Rugova, Kosovanın ilk Cumhurbaşkanı,
Kosovanın bağımsızlığına olan
inancını teyit noktasında boğazına takmış
olduğu kırmızı fuları hiçbir zaman çıkarmamış,
Ta ki Kosova ne zaman bağımsız olursa bu fuları o zaman
çıkaracağım. diye de hem halkıyla hem de kamuoyuyla bunu
paylaşmıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın lütfen.
EYÜP FATSA
(Devamla) Sayın Başkan, bitirmeme müsaade ederseniz çok memnun
olurum. Özür dilerim.
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum, tamamlayın.
EYÜP FATSA
(Devamla) Arkasından, tabii, bu süreçte Kosova diğer özerk
cumhuriyetlerle beraber bağımsızlığını
kazanamamıştır. 1998 Martında başlayan Sırp
saldırıları Kosovada had safhaya çıkmış, 1999un
Haziranına kadar devam etmiş, bu süre içerisinde 1 milyon
Kosovalı yerinden edilmiş, 15 bin Kosovalı öldürülmüş, 4
bin Kosovalı da kaybolmuş. Ancak, ardından, bütün bu
kayıplardan sonra, tıpkı Saraybosnada, Bosnada olduğu
gibi, Birleşmiş Milletler devreye girmek suretiyle, NATO gücü
yetmiş sekiz gün süren bombardımanın sonunda Kosovadaki
Sırp saldırısını durdurabilmiştir.
Bu süreden
itibaren geçen, 8 Haziran 1999dan itibaren geçen sürede, Kosovanın
seçilmiş bir cumhurbaşkanı, seçilmiş parlamentosu ve
başbakanı olmasına rağmen Birleşmiş Milletler
Kosova Misyonu tarafından yönetilmiş, ta ki
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Fatsa. Yani, böyle bir usulümüz yok.
EYÜP FATSA
(Devamla) Ben teşekkür ediyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Fatsa.
Gündem
dışı üçüncü söz, Yardımseverler Haftası münasebetiyle
söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Muharrem Varlıya aittir.
Buyurun
Sayın Varlı. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
3.- Adana Milletvekili Muharrem Varlının,
Yardımseverler Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması
MUHARREM VARLI
(Adana) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Yardımseverler Haftası nedeniyle gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, yardımseverlik inanç ve vicdani bir duygudur. İnsan
kendi inancı ve vicdani duygularıyla hiçbir tesir altında
kalmadan bir başkasına yardım eder. Bu da toplumda
kendiliğinden sosyal adaleti meydana getirir. Zaten yüce dinimiz
İslam da böyle emreder. Mensubu bulunduğumuz yüce Türk milletinin örf
ve âdetleri de bu minval üzerine oluşmuştur. Bir köyde veya bir
şehrin herhangi bir mahallesinde fakir, bakıma muhtaç insanlar olabilir.
Bunların birçoğu kendi komşuları tarafından aç ve
açıkta bırakılmaz, düşkün ve yaşlı ise de onlara
bir şekilde bakılır.
Değerli
milletvekilleri, yüce dinimiz İslam, mal varlığı olan
Müslümanlara zekat vermeyi emrediyor. Zekat vermek de sosyal adaletin ve
yardımseverliğin bir göstergesidir. Tabii bir zenginin, bir fakire
malından veya parasından vermesi o fakiri utanılacak duruma
sokmadan yapılmalıdır. İslam dini zekat vermeyi emrederken,
toplumdaki dengesizlikliği ortadan kaldırmayı, zengin veya mal varlığı
olan birisinin fakir olana yardımıyla onun birçok
ihtiyacının karşılanmasını hedefler. Böylece,
fakir insanlar zenginlerin malında gözü olmayacak, toplumsal
barış sağlanacaktır.
Dinimiz,
varlıklı olan Müslümanların kurban kesmesini ve Allahın
bahşettiği sağlıklı vücuduna karşılık
fitre vermeyi de emretmiştir. Zekât, fitre ve kurban, İslam dininin
Müslümanlara yardımlaşmayı geliştirmek için koymuş
olduğu kurallardır.
Sayın
milletvekilleri, Türk milleti, İslamla şereflenmeden önce de
yardımseverliği ve yardımlaşmayı teşvik
etmiştir. Bilge Kağan, yazıtlarında Aç olanı
doyurdum, açıkta olanı giydirdim. sözüyle halkını müreffeh
bir toplum yaptığını ima etmektedir. Şeyh Edebali de
İnsanı yaşat ki devlet yaşasın. diyerek toplumun
refah düzeyinin iyileştirilmesini devletin geleceği için çok önemli
saymıştır.
Buradan şu
kanıya varmak mümkündür: Devlet halkı için vardır ve onun
eksiklerini tamamlamak, onları koruyup gözetmek en ulvi görevidir. Bunun
içindir ki, Türk milleti, devleti hep baba olarak görmüş ve ona kutsal bir
varlık olarak sahip çıkmıştır.
Selçuklularda ve
Osmanlılarda imarethaneler kurulmuş, aşevleri açılarak aç
olanların karınları doyurulmuştur. Bu gelenek günümüzde de
kısmen de olsa devam etmektedir. Özellikle ramazan aylarında belediyelerin,
hem de varlıklı insanların açtıkları ve yardıma
muhtaçlar için gerekli olan iaşeyi tedarik ettikleri aşevleri
bulunmaktadır.
Tabii,
bunları yaparken gösterişten uzak, Allah rızasından
başka herhangi beklenti içerisinde bulunmadan, samimiyetle hizmet etmek
gayesi güdülmelidir. Siyasi rant hesapları ve gösteriş, Cenabı
Allahın ve kullarının hoşuna gitmez. Ayeti kerimede de
bahsedildiği gibi, Müslümanın günahı da sevabı da Allah ile
kul arasındadır.
Ülke genelinde
birçok yardımseverler derneği kurulmuş, bu dernekler
vasıtasıyla zenginlerden toplanan para ve iaşeler fakir
insanlara dağıtılmıştır. Bu dernekler çok önemli
görevler yapmıştır. Ama bu derneklerin, ne yazık ki, bir
siyasi partinin temsilcisi gibi çalışanları da
bulunmaktadır. Bu da hiç hoş bir hadise değildir.
İnsanın kötü günlerinde yardımcı olarak
duygularını okşamak insanlık görevdir. Ancak onların
bu hâllerinden faydalanmayı düşünmek de insanlıkla bağdaşmayacağı
gibi dinimizin de reddettiği, büyük günah saydığı bir
olgudur.
Sayın milletvekilleri,
yardımlaşma ve yardım etme duygusu sosyal barış
açısından son derece önemlidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum. Tamamlayın lütfen.
MUHARREM VARLI
(Devamla) Fakat dikkat edilmesi gereken, ihtiyaç sahiplerini incitmeden
devlet şefkati hissettirilmelidir. Yardımların siyasi rant
gözetmeksizin, fakir fukarayı da oy deposu görmeden, sessizce,
onların ihtiyaçlarını görme mutluluğunu yaşayan bir
anlayışla yapılması gerekir. Yapılan yardımlar,
siyasete övünç kaynağı hâline getiriliyorsa bundan başka manalar
çıkarmak hepimizin hakkıdır.
Müslüman
bilmelidir ki bir Müslüman başka bir Müslümana yaptığı
yardımı anlatmaz. Eğer bu yardımlardan övünerek ve
böbürlenerek bahsediyorsa hayır yapmış sayılmaz. Bu
sözlerimi desteklemek açısından, Peygamber Efendimizin (S.A.V.) bir
hadisi şerifini de hatırlatmak isterim: Sağ elin verdiğini
sol el bilmemelidir.
Bu duygu ve
düşüncelerle, inşallah yardıma muhtaç insanların
kalmadığı bir ülke hayaliyle, hepinizi saygı ve sevgiyle
selamlıyorum. (MHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Varlı.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Kanun teklifinin
geri alınmasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Edirne Milletvekili Bilgin Paçarızın (2/129)
esas numaralı 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun
Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifini geri çektiğine ilişkin önergesi (4/29)
20/02/2008
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2/129 Esas Numaralı 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifini geri çekiyorum. Gereğini
arz ederim.
Saygılarımla.
Bilgin
Paçarız
Edirne
BAŞKAN
Plan ve Bütçe Komisyonunda bulunan teklif geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin iki önerge
vardır. Önergeleri okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu ve 19
milletvekilinin, özel dershanelerin eğitim sistemindeki yerinin
araştırılarak fırsat eşitsizliğine yol
açmaması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/131)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Özel
dershanelerin yarattığı fırsat eşitsizliğinin
araştırılması ve alınacak tedbirlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasamızın 98 ve İçtüzüğün 104 ve 105.
maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması Komisyonu
kurulmasını arz ve teklif ederiz.
1) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
2) Mehmet Şandır (Mersin)
3) Kadir Ural (Mersin)
4) Hasan Çalış (Karaman)
5) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
6) D. Ali Torlak (İstanbul)
7) Beytullah Asil (Eskişehir)
8) Akif Akkuş (Mersin)
9) Mehmet Günal (Antalya)
10) Mümin İnan (Niğde)
11) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
12) Mustafa Kalaycı (Konya)
13) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
14) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
15) Hüseyin Yıldız (Antalya)
16) Ahmet Orhan (Manisa)
17) Sabahattin Çakmakoğlu (Kayseri)
18) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
19) Mithat Melen (İstanbul)
20) Osman Ertuğrul (Aksaray)
Gerekçe:
Eğitim
sistemimiz içinde var olan arz-talep dengesizliği, ilköğretimden
ortaöğretime ve ortaöğretimden yükseköğretime geçişte seçme
ve yerleştirme sınavlarını zorunlu kılmaktadır.
Eğitim
sistemimizin bir sonucu olarak, merkezî yerleştirme sınavlarında
daha başarılı sonuçlar alabilmek için veli ve öğrencilerin
özel ders talebi, özel dershaneler, özel ders verenler ve hatta kaçak özel
dershaneler tarafından karşılanmaktadır.
Bir üst
eğitim kademesine geçiş için sınav bulunmayan bir çok ülkede
özel dershaneler ve benzeri kurumlar yokken, merkezî seçme ve yerleştirme sınavı
yapan ülkelerde özel dershaneler daha yaygın olarak bulunmaktadır.
2007
yılı rakamlarına göre, üniversite sınavına 1.776.441
aday başvurmuş, bunların ancak yüzde 35.2sini oluşturan
626.390'ı (açık öğretim dâhil) bir eğitim kurumuna
yerleştirilmiştir. Ortaöğretim Kurumları Seçme
sınavına giren 818.359 adayın ise, ancak 210.000'i bir
ortaöğretim kurumuna kayıt yaptırmaya hak
kazanmışlardır.
Rakamlar
göstermektedir ki, yükseköğrenim görmek isteyenlerin ancak yüzde 35'ine,
kaliteli okullarda öğrenim görmek isteyen ilköğretim
öğrencilerin ise yüzde 25'ine bu imkân sağlanabilmektedir.
Ülkemizde
sayıları 4.000'e yaklaşan özel dershanelerde 60 bini
aşkın öğretmen ve 20 bin personel çalışmaktadır.
Özel dershanelere bir milyondan fazla öğrenci devam etmektedir.
Özel dershanelere
devam eden bir milyondan fazla öğrencinin ortalama 1.500-2.000 YTL'lik
ödeme yapması, yıllık 1,5-2 milyar YTLlik bir özel sektör
oluşturmaktadır.
Dershaneler,
öğrencilerimizi sınavlara hazırlamanın yanında,
eğitimin niteliğinin yükseltmekte ve örgün eğitimi
desteklemektedir. Hatta neredeyse temel eğitime alternatif kurumlar hâline
gelmişlerdir.
Özel dershaneler,
paralı eğitim yapmaları nedeniyle, eğitimde fırsat
eşitsizliği yaratan kurumlar olarak değerlendirilmektedir.
Dershaneye giden öğrencilerin, gitmeyen öğrencilere oranla çok daha
başarılı olduğu kanaati ve olgusu, fırsat
eşitsizliği iddiasını güçlendirmektedir. Okulda verilen
eğitimle çocuğunun sınav kazanamayacağını
düşünen velilerimiz, maddi imkânları yetersiz olsa bile,
çocuklarını dershaneye
göndermenin bir yolunu aramaktadırlar.
Dershanelerin
yarattığı fırsat eşitsizliği, fakir aile
çocuklarını iyi bir eğitimle iyi bir iş bulma ve
sınıflar arası geçiş imkânının da
azaltmaktadır. Cumhuriyetimizin büyük başarılarından biri
olan eğitim yolu ile sınıflar arası hareketlilik, dershane
sistemi ile azalmaktadır.
Özel
dershanelerin, başarılı öğrencileri kanuni zorunluluk ve
sosyal yardım amaçlı olarak ücretsiz ya da düşük ücretle kabul
etmesi, fırsat eşitsizliğini bir miktar azaltmakla birlikte,
ortadan kaldırmamaktadır. Yeterli eğitimi
aldığı takdirde çok daha
başarılı olabilecek çocuklarımız, ailelerinin yeterli
kaynağa sahip olmaması nedeniyle heba olup gitmektedir.
Tüm bu
gerekçelerle özel dershanelerin yarattığı fırsat
eşitsizliğinin araştırılması ve alınacak
tedbirlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasamızın 98 ve
İçtüzüğün 104 ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis
Araştırması Komisyonu Kurulmasını arz ve teklif ederiz.
2.- İstanbul Milletvekili Hasan Kemal
Yardımcı ve 26 milletvekilinin, başta gemi inşa sanayi
olmak üzere denizcilik sektöründe yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/132)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Denizcilik
sektörü Türkiye ve tüm dünya ülkeleri için büyük önem
taşımaktadır. Bugün dünya ticaretinin yüzde 80i deniz yoluyla
yapılmaktadır.
Dünya
denizciliğinde yaşanan canlanmaya paralel olarak ülkemizde de gemi
inşa sanayinde çok büyük gelişmeler sağlanmıştır.
Dünya gemi inşa sipariş defteri son üç yılda yüzde 89 büyürken,
Türk tersanelerinde yüzde 360 büyüme sağlanmıştır.
Hopadan
İskenderuna kadar belirlenen bölgelerde yeni tersane inşaatları
da hızlı bir şekilde devam etmektedir.
2002
yılında 37 tersane faaliyet gösterirken bu sayı Ekim 2007 tarihi
itibari ile 77ye yükselmiştir. Yine tersanelerimizde 2002
yılında 14.000 kişi istihdam edilirken, 2007 yılında
bu rakam yaklaşık 33.000 kişiye yükselmiştir. Yan sanayi
ile birlikte istihdam rakamı 100.000 kişi civarına
yükselmiştir.
Sektör bu oranda
büyürken, kalifiye eğitilmiş insan gücü ihtiyacı da her geçen
gün artmaktadır. Denizcilikte aşırı büyümelerden
yaşanan problemleri çözmek istiyorsak, daha fazla kaza yaşamak
istemiyorsak, bunun çözümü "denizcilik eğitimi"dir.
Denizcilik
eğitimi, sadece ülkemizin değil, dünya denizcilik sektörünün de
önemli sorunudur.
Yakın
gelecekte Türk ekonomisinin can simidi olacak denizcilik sektörünün
geliştirilmesini, sorunlarından
arındırılmasını önemsiyoruz.
Gerçekleşen
tüm olumlu gelişmelere karşın tersanelerimizde son yedi ayda
yaşanan ve camiamızı son derece üzen 15 tersane işçimiz
işyerlerinde meydana gelen iş kazaları neticesinde
hayatlarını kaybetmiştir.
Bu durumun
tersanelerde bazı işlerin taşeron firmalara
yaptırılmasından, taşeron firmaların yeterince
eğitilmemiş kişileri istihdam etmesinden, genel olarak iş
güvenliği önlemlerinin alınmaması ve bu konudaki yükümlülüklerin
yerine getirilmemesinden kaynaklandığı düşünülebilir.
İşverenin
işçi sağlığı, iş güvenliği kurallarına,
Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliğine uyulup
uyulmadığının, tespit edilmesi hâlinde gerekli yaptırımların
uygulanıp uygulanmadığının
araştırılması gerekmektedir.
Yaşanan bu elim olayların, gelişen Türk gemi
inşa sanayi ve denizcilik sektörünün sorunlarının
araştırılması, istihdam, eğitim, kapasite, işçi
sağlığı ve iş güvenliği, can ve mal güvenliği
konularında alınacak tedbirlerin tespiti amacı ile
Anayasanın 98. ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104.
ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması
açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Hasan Kemal
Yardımcı (İstanbul)
2) Mehmet Zafer Üskül (Mersin)
3) Mehmet Domaç (İstanbul)
4) Bekir Bozdağ (Yozgat)
5) Fuat Bol (İstanbul)
6) Mehmet Beyazıt
Denizolgun (İstanbul)
7) Cafer Tatlıbal (Kahramanmaraş)
8) Özlem Piltanoğlu
Türköne (İstanbul)
9) Abdullah Çetinkaya (Konya)
10) İbrahim Yiğit (İstanbul)
11) Osman Gazi
Yağmurdereli (İstanbul)
12) Hasan Angı (Konya)
13) Egemen
Bağış (İstanbul)
14) Zeyid Aslan (Tokat)
15) Necat Birinci (İstanbul)
16) Ömer Dinçer (İstanbul)
17) Güldal Akşit (İstanbul)
18) Edibe Sözen (İstanbul)
19) Recep Koral (İstanbul)
20) Veysi Kaynak (Kahramanmaraş)
21) Soner Aksoy (Kütahya)
22) Mehmet Sekmen (İstanbul)
23) Hasan Ali Çelik (Sakarya)
24) Mustafa Kabakcı (Konya)
25) Halide İncekara (İstanbul)
26) Mustafa Ataş (İstanbul)
27) Yusuf Coşkun (Bingöl)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VI.- ÖNERİLER
A) Danışma
Kurulu Önerileri
1.- Gündemdeki sıralamanın yeniden düzenlenmesine
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No:24 Tarihi:21/2/2008
Gelen
Kâğıtlar listesinde yayımlanan ve bastırılarak
dağıtılan 112 sıra sayılı Spor
Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis
Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması
Hakkında Kanun Tasarısının, 48 saat geçmeden gündemin
Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmının 2nci sırasına
alınmasının, Genel Kurulun onayına sunulması uygun
görülmüştür.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Mustafa Elitaş Hakkı Suha Okay Mehmet Şandır
Adalet ve Kalkınma
Partisi Cumhuriyet Halk Partisi Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili Grubu Başkan Vekili
Selahattin
Demirtaş
Demokratik
Toplum Partisi
Grubu
Başkan Vekili
BAŞKAN
Öneri hakkında lehte, aleyhte söz talebi yok.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada
yer alan, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi
Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin
Desteklenmesi Hakkında Kanun Tasarısı ile Sanayi, Ticaret,
Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Raporu (1/483) (S.
Sayısı: 95)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Hükûmet? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sıraya
alınan, Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve
Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine
Yaptırılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
2.- Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit
İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel
Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun
Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/492) (S. Sayısı:
112) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon Raporu
112 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde gruplar adına ilk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt Aslanoğluna
aittir.
Buyurun
Sayın Aslanoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, yüce
Meclisin çok değerli üyeleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli
arkadaşlar, 112 sıra sayılı spor müsabakalarına
dayalı müşterek bahis oyunlarıyla ilgili yasayla ilgili grubum
adına söz almış oluyorum.
Değerli
arkadaşlarım, tabii, nedir bu müşterek bahis? Bir yerde,
devletin
Oynanan oyunlar halka umut, halk artık umudu burada buluyor.
Yasal kontrol altına almasıdır bu. Yani, biliyorsunuz
yıllar önce bir Milli Piyango, bir Spor Toto vardı, daha sonra
işte Spor Loto, işte İddaa, işte Gol bilmem ne, hep
şans oyunları
Halka, halkın sorunları
Halk umudu burada
buluyor. Özellikle, bakın ekonomik güçlüğü olan ülkelere, millî
gelirin dağılımında sorun olan ülkelere bakın, halk
hep umudu
Bir umut arar. Şimdi, siz umudu kontrol altına almaya
çalışıyorsunuz. İşin özü bu arkadaşlar, hiç
başka türlüsü yok bunun. Ve bir şekilde, devlet, bir de buradan para
kazanmak istiyor. Şimdi, size rakamları vereceğim.
Değerli
arkadaşlarım, bir kere bu yasanın hazırlanmasında, alt
komisyona, tüm partilerden gelen alt komisyon üyesi arkadaşlarıma ve
komisyon üyelerine teşekkür ediyorum ve Sayın Bakan ve
bürokratları, bu yasayı hazırlarken, objektif bir şekilde
hazırlanmış bir yasadır, tüm
arkadaşlarımızın görüşleri dikkate
alınmıştır.
Değerli
arkadaşlar, tabii, şans oyunu diyoruz. Artık halkımız
geleceğini şansta arıyor. 2004 yılında İddaa
oyunu faaliyete geçmiş, 5,6 milyar YTL veya 5,6 katrilyon bir hasılat
elde edilmiş arkadaşlar.
(x)
112 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Nihat Bey,
bakıyordunuz, devlet de buradan yaklaşık 1,2 katrilyon vergi
almış, ama kulüpler
Kulüpler bir at, onun üzerinden bunu oynuyoruz,
kulüpleri kamçılıyoruz, kulüpler üzerinden bunu yapıyoruz.
Arkadaşlar, kulüplerin aldığı para ne kadar biliyor
musunuz? 5,6 milyar YTL
403 milyon, yani, yüzde 8i arkadaşlar. Kulüpleri
koşturuyoruz Haydi aslanım. diyoruz, ama aslanlar, kulüpler yerde
sürünüyor. Biz, vergi geliri
Yaklaşık 1,2 katrilyon devlet vergi
almış bundan. Tabii, bu
sistem, Türkiyedeki İddaa oyunu sistemi
Dünyanın her
tarafında bu var. Dünyanın her tarafında, hatta değişik
branşlarda var, sadece futbol değil, basketbol, diğer konularda,
yani at yarışları hariç -arkadaşlar, at
yarışları, biliyorsunuz, Türkiyede Tarım
Bakanlığının kontrolü altında- tüm şans
oyunlarını Spor Toto Teşkilatımız düzenliyor.
Dünyanın her tarafında bu oyunlar oynanıyor. Ama, bizdeki
uygulama, bir Güney Korede ve bizdeki uygulama ise, bu işte devlet var.
Diğer ülkelerde ise devlet bu işi birilerine ihale etmiş,
hasılatı onlar topluyor, ikramiyeyi onlar dağıtıyor.
Türkiyede ve Korede ise Spor Toto
Teşkilatımız hasılatı kendi topluyor bayileri
kanalıyla, ikramiyeyi kendi ödüyor, sadece bu işi yürüten kuruma
belli bir komisyon veriyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu yasanın yapılmasında en çok üzerinde
durduğumuz madde
Tüm arkadaşlarım, tüm komisyon üyesi
arkadaşlarım ve Sayın Bakana ben teşekkür ediyorum çok
açık ve objektifliğinden dolayı; yani, yaklaşık Bu
ihaleye katılacak firmaların tarifinde açıklık ve
objektiflik olsun. denildi, tüm arkadaşlarım bunu istedi. Sayın
Bakan ve arkadaşları da bunu istedi. Mümkün olduğu kadar, bu
tarif yapılırken en açık şekilde herkesin bu ihaleye
girmesi temin edilmeye çalışıldı. Burada, zannediyorum ki,
hiçbir arkadaşımın, yani alt komisyonda, üst komisyonda herkes
buna mutabık kaldı bu uyuma. Tabii, buradaki en önemli sorun,
arkadaşlar, on yıllık bir süreç, bu kanunun on yıllık
bir süreci var. On yıllık süreç içinde birilerine ihale edebilecek ve
bir yıl içinde bu ihaleyi yapmak zorunda teşkilatımız ve on
yıl yapabilecek. Ama, bana göre en önemli sorun; burada yasada yok, ama
hasılat dağıtımında büyük problem var arkadaşlar.
Sayın
Bakanım, siz sporun bakanısınız. Türkiyedeki amatör
sporların, Türkiyedeki tüm sporların bir bakanısınız,
onların hamisisiniz. İster profesyonel, ister amatör tüm spor
kulüplerinin sahibi siz olmalısınız. Daha önce de
belirtmiştim. Türkiyedeki özellikle yayın geliri olmayan, Birinci
Lig, İkinci Lig ve Üçüncü Lig kulüplerimiz borç batağında. O
kulüp yöneticilerimizin artık dilenmedikleri, gitmedikleri yer, kulüp
için, kalmıyor arkadaşlar. Lisanslarını çıkaracak
parayı bulamıyorlar. Nedir? Bu, işin bir gerçeği. O ilde,
hangi ilimizde olursa olsun cuma günü tek konuşulan spordur. Pazartesi
futboldur, pazartesi tek konuşulan futboldur arkadaşlar. Yendik,
yenildik. Yeneceğiz. Şöyle yeneceğiz, böyle yeneceğiz
konuşulan
Artık bu illerde, bu, artık herkesin beynine girmiştir
arkadaşlar. Bunu, bu gerçeği kabul edelim. Tüm bunlara rağmen,
maalesef, Futbol Federasyonu dâhil, kulüplerimizin, özellikle Birinci,
İkinci, Üçüncü Lig kulüplerimizin sorunlarına kimse
eğilmemiştir. Nedir kardeşim derdin? dememiştir.
Lisansını çıkaramıyor, parayı yatıramıyor ve
para da Futbol Federasyonuna gidiyor Bana ne kardeşim, 9 kişiyle
maça çık. diyor. Böyle şey olur mu arkadaşlar? Böyle bir
rekabet olur mu? Bunu sen koşturuyorsun, bu at senin atın. Bu at
senin atın, sen koşturuyorsun. Bu senin oyuncun. Sen oyuncuna
bakmayacaksın, oyuncunun aynı rekabet koşullarında maça
çıkmasına yardımcı olmayacaksın, 9 kişiyle maça
çıkacak (X) takımı, o zaman bunun adı rekabet
Hayır,
arkadaş, böyle rekabet olmaz. Sayın Bakanım, bunların
sahibi sizsiniz.
Özellikle amatör
sporlar ve profesyonel ligde, İkinci ve Üçüncü Ligdeki
takımlarımız borç batağında. Siz sporun
bakanısınız. Özellikle kulüplerimizin vergi ve sigorta
borçları
Size rakamları söyleyebilirim: bugün Birinci Ligdeki -yani
Süper Lig demiyorum- ve İkinci Ligdeki vasat bir kulübümüzün vergi
borcu en az 5 milyar, sigorta borcu en az 3 milyar. Şimdi, bunları
Türkiyede
kulüpler dernek statüsüyle yönetiliyor arkadaşlar, dernek statüsüyle.
Eğer siz dernek statüsüyle yönetilen bir kulübü profesyonel
Bir tarafta
dernek, bir tarafta profesyonellik arkadaşlar. İşin
garipliğine bakın.
Onun için,
öncelikle tüm bu kulüplerimizin vergi ve sigorta borçlarının
ödenebilir -Ödemesin. demiyorum- bir şekilde yayılması
lazım. Siz vergi ve sigorta borcu olan kulüplerimize aylık yüzde 2
arkadaşlar, aylık yüzde 2 faiz yürütmeye devam ederseniz bunlar
ödenemez hâle geliyor. Zaten bugünkü kulüp borçlarının bu hâle
gelmesinin en büyük sebeplerinden biri aylık yüzde 2, yaklaşık
yıllık yüzde 40 seviyelerine varan faizlerdir arkadaşlar. Yaz
tahtaya, al haftaya. Arkadaş, hafta yok, alamazsınız,
alamayacaksınız. Alamayacağınız bir şeyi gelin
Ben burada yine Futbol Federasyonu Yasası geçerken tüm gruplara rica etmiştim.
Duyarlı arkadaşlarıma, Sayın Arıcıya, Sayın
Ali Uzunırmak Beye, gruplardan, teşekkür ediyorum, çok duyarlı
davrandılar ve üç grup önerge verdi. Türkiyedeki futbol kulüplerimizin
sorunlarının bir Meclis araştırma komisyonu kurularak
Özellikle vergi ve sigorta borçları konusunda gruplarımızda
sıcak bir şey gördüm ama bu önergeyi yaklaşık bir buçuk ay
önce veya bir ay önce vermemize rağmen, bugüne kadar, okundu
gündemde
yerini alacak
denildi, ama getirilmedi. Ben, duyarlı
arkadaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum. Bu hepimizin, her ilin
sorunu, arkadaşlar. Bu, ne benim sorunum ne bir başka ilin sorunu,
Türkiyedeki tüm illerin sorunu, spor kulübü olan tüm ilçelerin sorunu
arkadaşlar. Eğer biz vergi ve sigorta konusunda bir şekilde bu
kulüplerimizin önünü açmazsak Sayın Bakanım -aynen söylüyorum- o
kadar çok anahtarınız olacak ki anahtarların hepsi size
gelecektir, Türkiyede en büyük kulüp patronu siz olacaksınız. Bu
konuda, Sayın Bakanım, sizin önderliğinizde ve özellikle ben
iktidar partisi grubundan rica ediyorum. Verdiğimiz araştırma
önergesinin bir an önce gelip burada araştırma komisyonunun kurularak
kulüplerimizin sorunlarına kalıcı, objektif çözüm bulmak
hepimizin görevidir arkadaşlar. Bunu yapmak zorundayız, bunu
yapmalıyız. Ben bir kez daha iktidar partisi grubundan, bu, her üç
partinin
Zannediyorum ki -DTP için, bir şey verdi mi vermedi mi
bilmiyorum ama- MHP, AK Partiden arkadaşların ve biz CHP grubu olarak
bu önergeyi verdik. Hepimizin sorunu, tüm illerimizin sorunu arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlarım -bir kez daha - Sayın Bakanım, İddaa
oyununun koşucusu futbol kulüpleri. Şu anda, futbol kulüpleri
üzerinden oynanıyor. Zannediyorum ki önümüzdeki süreçte bunu, basketbol,
diğer spor dallarına yaygınlaştıracaksınız.
Ne kadar çok yaygınlaşırsa hasılat o kadar yükselebiliyor.
Hasılat yükseliyor ama futbol kulüplerimize verdiğiniz para yüzde 8.
Sayın Bakanım, bu haksızlık. Bu haksızlık.
HAMZA
YERLİKAYA (Sivas) Artması lazım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hamza kardeşimiz sporcu, Artması
lazım. diyor arkadaşlar, bakın.
Sayın
Bakanım, futbol kulüpleri bir at. Bunu çok copluyorsunuz, ama bir gün bu
atlar artık patlayacak Sayın Bakan, buna dayanamayacak. Siz
bunların sırtından -devlete diyorum arkadaşlar, bunun
altını çiziyorum- devlete 1,2 katrilyon vergi sağlıyorsunuz,
vergi alıyorsunuz -hep bana ver hep bana ver- spor kulüplerine bir
şey yok arkadaşlar. 400 milyar, 400 milyar
Sayın Bakanım,
ben spor kulüplerinin yerinde olsam onu da almam, onu da devlete
bağışlarım. 400 milyar
5,6 katrilyon, 400 milyar. Onu da
vermeyin Sayın Bakan.
NECDET BUDAK
(Edirne) Tamam.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ne tamam Necdet Bey? Vermeyelim mi? Edirnesporun
sorunu yok galiba.
NECDET BUDAK
(Edirne) Trakyada profesyonel takım yok maalesef.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Yok işte. Niye? Bundan dolayı olmadı.
Kulüpler bağımsız olmadığı için mali sorunlar
nedeniyle Trakyada artık bugün futbol kulübü kalmadı, değil mi
arkadaşlar?
NECDET BUDAK
(Edirne) Onun nedenleri başka.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Nedenleri başkası yok. Ekonomik
özgürlüğü olan her kulüp başarılı olur arkadaşlar.
Hamza diyor ki, bak: Biz Sivasta başarılıyız, çünkü mali
özgürlüğümüz var.
NECDET BUDAK
(Edirne) Sen Genel Kurula hitap et.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) O zaman oradan tamam deme.
NECDET BUDAK
(Edirne) Ben size demedim zaten.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Tamam.
Değerli
arkadaşlarım, bir başka konu amatör sporlar. Türkiyede insanlar
amatörce, özellikle amatör
Yani sadece futbol değil, örneğin
güreş, örneğin boks, örneğin sporun tüm dallarına tabii
Spor Toto Teşkilatımız ve Gençlik-Spor Genel Müdürlüğümüz
mümkün olduğunca yardımcı olmaya çalışıyor, bunu
söyleyeyim. Ama, bunun bir şekilde
Objektif bir şeye
bağlanmalı bunlar. Yani her yıl İddaa gelirinin
örneğin, belli bir kısmı da amatör sporlara verilmeli. Yani ben
burada kulüplerimize az para veriyorsunuz diyorum, ama belli bir bölümünün de
amatör sporlara gitmesi bu dağılımda
Bunun açık ve net bu
yasada değil ama yönetmelikte belirlenmesi lazım.
Tabii, bir
başka konu ise Sayın Bakanım, İddaa bayilikleri. Bugüne
kadar arkadaşlar, her ilde birisi çıkmış, müracaat
etmiş, yıllar önce, yani Spor Toto bayisi olmuş, Millî Piyango
bayisi olmuş, müracaat etmişler. Bir şekilde, hiçbir objektif kritere
dayanmadan, eğer o ilde boş bayilik varsa verilmiş, çünkü
müracaat eden
Ama son yıllarda arkadaşlar, umudu hep şans
oyununda arıyoruz ya, insanlar umut bekliyorlar ya. Çünkü ekonomik
aktivitede gelir dağılımından bir şey alamayan
insanlar hep umudu buraya bağlıyorlar. Birçok insan, Anadoluda
işsiz kalan birçok esnafımız, kepenk kapatan esnafımız
hep müracaat etmiş. Şimdi, her ilden en az yüz elli-iki yüz tane
müracaat var Teşkilata: Ben İddaa bayisi olmak istiyorum. Fakat
burada bir objektif kriter yok arkadaşlar. Bu bugünün meselesi değil
-bunu da söylüyorum- yıllardır gelen bir mesele. Artık
Teşkilatın, İddaa bayiliği vereceği insanlara, net,
objektif kriterlerini ortaya koyması gerekir Ben şu kriterde bir
bayilik arıyorum. diye veya bunun da ihaleye çıkarılması
lazım. Niye Ahmet de niye Mehmet değil? Yıllarca -bugün
değil, yine söylüyorum- hep ahbap çavuş ilişkisiyle bu hâle
gelmiş. Onun tanıdığı, o araya girmiş
Arkadaşlar
size gelmiyor mu, Biz İddaa bayiliği almak istiyoruz,
şurayı arayın da bir İddaa bayiliği alalım. diye
size gelmiyorlar mı insanlar?
EMİN
NEDİM ÖZTÜRK (Eskişehir) Size geliyorlardır.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hayır. Bana niye gelsin arkadaş? Bunun bir
objektif kriteri vardır, gider müracaat eder, hakkıysa alır.
Yok, biz size gönderiyoruz ya. Biz muhalefetiz ya! Bizim yaptırım
gücümüz var mı? Siz iktidarsınız, her şeyin üstesinden en
iyi gelmeye çalışıyorsunuz beyefendi, bize niye gönderiyorsunuz?
Biz gariban muhalefet! Bizim yaptırım gücümüz var mı?
Değerli milletvekilleri,
bunun mutlaka objektif bir kritere bağlanması lazım. Ve
biliyorum, dört bin tane bayisi var, ama yeni bayilik vermiyor, ancak
boşalan bir yer olursa onu bir başka yere ve başka bir alana
kaydırabiliyor. Ben, hassaten Sayın Bakanımdan
TEKİN
BİNGÖL (Ankara) El altından veriyorlardır.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Öyle biliyorum ben, doğrudur. Yani, ben sadece
iyi niyetle düşünmek istiyorum Tekin Bey, iyi niyetle düşünmek
istiyorum, ilkelice, dürüstçe baktığım için ben. Ama
doğrudur, bir şey demiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bu yasanın öncelikle yürürlüğe girmesi
lazım. Çünkü, 3 Martta süresi doluyor, en geç bir yıl uzatabiliyor
Teşkilatımız. Bir yıldan sonra, mutlak, bunun, yeniden
ihaleye çıkması lazım. Onun için, tüm gruplar olarak, devletin
kontrol etmesi açısından tüm grupların mutabakatı
oluştu. Öncelikle, Teşkilatımıza yardımcı olmak
açısından bu yasanın 3 Mart öncesi yürürlüğe girmesi
lazım.
Sonuna kadar
gelir dağılımında, yani takımlara
dağılımında adaletli davranılmasını, biz
şahsen bunu istiyoruz ve gelir dağılımının
mutlaka yeniden düzenlenmesi lazım. Bu, bu yasada yok arkadaşlar.
Yani, gelir dağılımı şu şekilde
dağılır deseydi, hepinizle beraber Arkadaşlar, futbol
kulüplerimizin payını aktaralım. diyecektim. Ama maalesef,
yasada yok o ve diliyorum ki, insanların umutlarını
İddaaya, umutlarını Millî Piyangoya, umutlarını
diğer şans oyunlarına bağladığı bir Türkiye
olmayalım arkadaşlar. İnsanlarımız alnının
teriyle üreten, gelir dağılımından hakkını adilen
alan bir Türkiye istiyorum ben. Ama diliyorum ki, tabii, bu tür oyunları,
özellikle İnternet üzerinden oynanan şans oyunlarını -yani
bir yerde, bir nevi kumar- devlet kontrol etmeli halk açısından. Ama
arkadaşlar, şunu da bilmiyorum: İstanbulda, bir duyuyorum ki
açılan bir kumarhane basılıyor, aynı kumarhane, aynı
oyun oynatan yer tam 45inci defa bir daha basılıyor. Bunu da anlamak
mümkün değil. Demek ki ülke o hâle gelmiş ki insanlar artık
umudu, her şeyi kumarda arıyor arkadaşlar. Anlamıyorum,
yani 48 kere basılıyor, bir daha açılıyor. Bunu anlamak
mümkün değil.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre verdim, tamamlayın lütfen.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Arkadaşlar, Sayın Bakanım; bu yasa
geçecek, ama kulüplerimizin hakkı sizde kalmasın. Kulüplerimizin
hakkını haram ederim eğer gelir dağılımında
kulüplerin hakkını vermezseniz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Adaletsiz davranırsa
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Evet.
Kulüplerin
hakkını verin, çünkü onların sırtından
kazanıyoruz, kulüplere sahip çıkın Sayın Bakanım.
Onların vergi ve sigorta borçlarını -çok geç oldu ama-
yarınsa yarın, getirelim ve tüm illerimizin, tüm kulüplerimizin,
özellikle ikinci, üçüncü ligdeki parasız kulüplerimizin sorununa çözüm
bulalım.
Hepinize
saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın
Aslanoğlu.
Gruplar
adına söz sırası, Demokratik Toplum Partisi Grubu adına
Diyarbakır Milletvekili Sayın Selahattin Demirtaşta.
Buyurun
Sayın Demirtaş. (DTP sıralarından alkışlar)
DTP GRUBU ADINA
SELAHATTİN DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Teşekkürler
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 112 sıra sayılı kanun
tasarısının tümü hakkında Demokratik Toplum Partisi Grubu
adına görüşlerimizi ifade etmek üzere söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, bugün aynı zamanda Birleşmiş Milletler Dünya
Ana Dil Günü. Bu vesileyle, bir kez daha, bütün dillerin özgür olduğu bir
dünya temennisiyle, özellikle Sayın Başbakanımız
tarafından asimilasyonun bir insanlık suçu olarak
tanımlandığı bugünlerde, ülkemizde de bu insanlık
suçuna artık son verilmesi gerektiği umudu ve beklentisiyle
başlamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, aslında, insanlık tarihi göz önünde
bulundurulduğunda, ilk çıkışı itibarıyla,
toplumlar arası dostluğu, kaynaşmayı,
barışı, kültürel alışverişi geliştirmek ve
gelişime katkı sunmayı hedefleyen kolektif spor faaliyetleri,
modern toplumlarda ve özellikle günümüzde artık yüzlerce milyar
doların döndüğü büyük bir sektöre dönüşmüş durumdadır
maalesef. Her ne kadar hâlen çeşitli vesilelerle Spor dostluk ve
kardeşliktir. sloganı öne çıkarılmaya çalışılsa
da veya hâlen sporun dostluğu ve kardeşliği,
barışı koruma adına yürütüldüğü ifade edilse de
maalesef ki reel durum bunu doğrulamaktan uzaktır.
İlk
olimpiyatların yapıldığı dönemlerdeki ruh ile bugünkü
spor ruhu arasında, maalesef ki taban tabana zıtlık söz
konusudur. O dönemlerde, olimpiyatların ilk yapıldığı,
spor aktivitelerinin ilk yapıldığı dönemlerde birbirleriyle
savaşan devletler ve toplumlar bile spor faaliyetleri nedeniyle
karşı karşıya geldiklerinde bunun, bu aktivitenin dünya barışına
önemli katkılar sunduğu bir gerçekti. Maalesef ki bunu ancak tarihten
okuyabiliyoruz bugün.
Yine, ne
yazık ki toplumların iyiye ve güzele dair, doğruya dair ne kadar
değeri varsa modernite adı altında ya dejenere ediliyor ya da
bir şekilde yok ediliyor. Kapitalist sistemin toplumsal değerleri
metalaştırdığı, neredeyse her şeyi maddi bir
değerle alınabilir, satılabilir, ölçülebilir hâle getirdiği
böylesi bir sistemde sporun da çok fazlasıyla nasibini
aldığını gözlemliyoruz değerli arkadaşlar.
Bugün artık kolektif spor faaliyetleri,
büyük sermayelerin döndüğü, küresel çapta şirketlerin faaliyet
gösterdiği büyük bir ekonomik sektör hâline dönüşmüştür. Tabii
ki sektörün bu kadar ticari bir hâle gelmesinde en önemli etken de spor
aktiviteleri üzerinden oynanan bahislerdir. Teknoloji ve iletişimdeki
gelişmeler de göz önünde bulundurulduğunda, sınır
tanımayan bu bahis oyunları nedeniyle, maalesef ki sporu artık
bahisten ayrı bir şekilde ele almak ve değerlendirmek mümkün
değildir.
Değerli
arkadaşlar, bahis oyunlarının dünya ölçeğinde çok büyük bir
sermaye akışına yol açtığı, bahis
piyasasında dolaşan para miktarının global ölçekte yüzlerce
milyar doları aştığı gerçeği
karşısında, kolektif sporun en azından, dostluk ve
kardeşlik ruhundan söz etmek, günümüz itibarıyla maalesef ki
saflık olacaktır. Centilmenlik, yardımlaşma, dayanışma
kültürünün de gelişimine önemli katkılar sunması beklenen spor,
bu yönüyle de artık yarardan çok zarar verir hâle getirilmiştir.
Artık, spor denince bahis, bahis denince şike, aldatma, hile akla
gelmektedir. Bu durum, hem bireysel düzeyde hem de toplumsal ölçekte ahlaki
çöküntülere katkı sunmaktadır.
Spor
müsabakalarını kendi lehine sonuçlandırmak için büyük paralarla
şikeler ve hileler yapılmaktadır. Bahislerin ve tahminlerin
ağırlığı da dikkate alınarak, bahisçilerin
aleyhine sonuçlanacak skorlar elde etmek amacıyla kirli ittifaklar ve
anlaşmalar yapıldığı bilinmektedir.
Takım
taraftarlığı, manevi birlikteliği güçlendiren bir olgudan
çıkarak rakip şirketler ve neredeyse düşman devletler olgusuna
dönüşmektedir.
Bütün bu negatif
gelişmelerin en temel sebebi, spor oyunlarındaki bahis
ilişkileridir. Bu olumsuzluklarının yanında, bahis
nedeniyle artan sermaye miktarı, sporun altyapısının
gelişmesi, spora ayrılan kaynaklarda artış sağlanması
ve daha profesyonel spor çalışmalarının yürütülmesinin
sağlanması gibi pozitif katkılarının da olduğunu
belirtmek gerekir. Ancak, yine de bahisin topluma verdiği zararlar göz
önüne alındığında, yararlarının dikkate
değer olmadığını belirtmek isterim.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde, özellikle kayıt dışı ve
İnternet üzerinden oynanan bahisler nedeniyle her yıl milyarlarca
doların yurt dışına çıktığını
biliyoruz. Bu yönüyle ele alındığında, söz konusu yasa
tasarısının ulusal ölçekte bir yarar sağlayacağı
anlaşılıyor. Az önce ifade etmeye
çalıştığım bütün olumsuzluklarına rağmen,
gelinen aşamada, bahis oyunlarının kontrol altına
alınması, denetlenmesi ve gelirlerinin en azından yurt içinde
kalmasının sağlanması açısından yasa tasarısını
genel anlamda olumlu bulduğumuzu, bizim de bu yasa
tasarısını genel itibariyle desteklediğimizi bu vesileyle
de ifade etmek isterim. Ancak, bize göre, tasarının en büyük
eksiği, bahis oyunlarını normal ve rutin bir toplumsal bir
faaliyet olarak ele alan yaklaşımdır. Bahis oyunları nedeniyle
insanların tüm servetlerini, ailelerini, hatta intihar ederek
canlarını yitirdikleri bir ülkede bahsi kontrol altına
alırken aynı zamanda bahis oyunlarının alkolizm gibi,
sigara bağımlılığı gibi zararlı bir
alışkanlık olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle,
özellikle bahis oyunlarının reklamı konusunda daha dikkatli
davranmamız gerekir. Hatta bu yasa tasarısında reklam
yasakları getirerek bahsin toplumda daha fazla
yaygınlaşmasını engellemek gibi bir görevimiz olduğuna
inanıyorum. Fakat mevcut tasarı incelendiğinde, maalesef ki
özellikle bahsin normal, rutin bir toplumsal değer
yaygınlaşmasını kabul eden bir tasarı hâlinde
olduğunu, en azından ruhuna bunun sindiğini rahatlıkla
ifade etmek mümkün. Tasarının özellikle 3ncü maddesinin üçüncü
fıkrasında, bu tasarıya göre, kamuyla sözleşme yapacak
şirketlere yüklenen iş, hizmetler ve mali sorumluluklardan biri
de -3ncü maddenin üçüncü
fıkrasında- İdare tarafından oynatılan oyunlara
ilişkin pazarlama, reklam, tanıtım gibi faaliyetlerin
yapılması
şeklinde bir külfet yükleyerek bu şirketlere,
aslında bahsin yaygınlaşması, reklam-tanıtım
yoluyla yaygınlaşması konusunda tasarı bizatihi kendisi
teşvik edici durumdadır.
Dolayısıyla
değerli arkadaşlar, tasarının tümü incelendiğinde -bu
madde dışındaki diğer maddeler de incelendiğinde-
bahis meselesinin -ki yaygın ismiyle kumar meselesinin- son derece normal
bir toplumsal değermiş gibi, son derece yaygınlaşması
konusunda da herhangi bir sakınca yokmuş gibi bir durumla ele
alındığını görmek mümkün. Bu noktaya çok dikkat
etmemiz gerektiği inancındayım. Aksi takdirde bir yandan bahis
oyunlarını kontrol altına alırken diğer yandan
resmîleşmiş ve devlet güvencesine bağlanmış bahis
oyunları sayesinde maalesef ki bahsin
giderek daha da yaygınlaşan ve kumar kültürüne daha fazla
katkı sunan bir tasarıya imza atmış olacağız
bugün.
Bunun yerine,
değerli arkadaşlar, tasarıda yapacağımız
değişikliklerle bahis oyunlarından alınacak belli
miktarların, payların, bahsin ve kumarın zararlarının
anlatılacağı projelerde harcanması zorunluluğu
getirilmelidir. Bu noktanın bu tasarı açısından can
alıcı olduğunu düşünüyorum değerli arkadaşlar.
Önceki haftalarda kanunlaştırdığımız sigara
yasağına benzer bir şekilde, bu tasarıda da bahsin ve
kumarın zararlarının anlatılacağı kampanyalar ve
projeler için mutlaka bu şirketlerin gelirlerinden pay
aktarılmalıdır. Bırakın reklam yapmayı, tam tersi
yönde, zararlarının anlatılacağı kampanyalar, hem bu
şirketlere yüklenmeli hem de devletin bu şirketlerden
alacağı paylar üzerinden bu türden pozitif kampanyalar
yürütülmelidir.
Yine,
tasarıya konulacak bir ek maddeyle, bu bahis oyunlarından elde
edilecek gelirlerden -alınacak paylarla- amatör sporun geliştirilmesi
konusunda da pay ayrılması gerektiği düşüncesindeyiz. Aksi
takdirde, değerli arkadaşlar, insanların, her gün
çocuklarının boğazından keserek bahse para
yatırmalarını özendirecek her türlü faaliyeti biz buradan
desteklemiş olacağız.
Değerli
arkadaşlar, yapılan araştırmalarda da görüldüğü gibi,
bahis ve benzeri oyunların en yaygın olduğu kesim, yoksul
kesimleridir. Kumar, yoksulun umudu hâline getirilmiştir. Bu nedenle,
bahis ve benzeri zararlı alışkanlıklarla mücadelenin en
etkili yöntemi, yoksullukla mücadeledir. Her türlü temel hak ve özgürlüklerin
kullanımı önündeki en büyük engel yoksulluk olduğu gibi, bahisle
mücadele ederken de öncelikle hedeflememiz gereken şey, yoksulluğu
yenmek olmalıdır. Yoksulluğu yenemediğimiz müddetçe, ne
bahsi yasaklayarak ne kontrol altına alarak ne de reklam yasağı
ve benzeri uygulamalarla, yaygınlaşmayı önleyici tedbirlerle
kumarı ve bahsi durdurmak maalesef ki mümkün olmayacaktır.
Değerli
arkadaşlar, bu konuda özellikle ATOnun yaptırmış
olduğu bir araştırmadan çarpıcı birkaç noktayı
sizlerle paylaşmak istiyorum. ATOnun İnternet Kumarhaneleri
Raporuna göre, değerli arkadaşlar, Türkiyede, İnternet
üzerinden kumar ve bahis oynayanların sayısı 1,5 milyonu
aşmış durumda. Yani, bugüne kadar, işte, Türkiyede yasak
olan casinolar, kumarhaneler illegal şekilde faaliyet yürütürken çok fazla
toplumsal kesimlere hitap etmiyorlardı, edemiyorlardı. Ama, bugün,
artık, herhangi bir bilgisayarın başında, İnternetin
başında, dünyanın her yerinde aktif olan kumar
şirketleriyle temasa geçip kumar oynamanız mümkün hâle gelmiş
durumda.
Yine, Milli
Piyango İdaresine göre, Türkiyede, bu şekilde online kumarın
yıllık cirosu 1 milyar doları aşmış, ama
İngilizlerin yapmış olduğu bir araştırmaya göre
bu rakam 5 milyar dolar. Yani, ikisi arasında da resmî rakamlar ile
gayriresmî rakamlar arasında da büyük bir fark var. Biz 1 milyar
doları esas alsak dahi, Millî Piyango İdaresinin rakamını
esas alsak dahi, çok muazzam bir rakam, maalesef ki her yıl Türkiyede
kumar oynamak suretiyle yurt dışına gidiyor durumda. Bu
rakamın 5 milyar dolar olma ihtimali bence çok daha gerçekçi görünüyor.
Yine, bu paralardan hiçbir şekilde de -kayıt dışı
olması vesilesiyle- vergi alınmıyor değerli
arkadaşlar. Örneğin, bazı İnternet kumar şirketleri
Türkiyedeki bazı bankalara 10 milyon dolar teklif ederek o bankanın
kendileriyle çalışma önerisi getirebilmektedir ki bu kadar büyük
paralar dönmekte bu alanda.
Kumar
bağımlılarının yüzde 75i artık sanal ortamda
kumar oynuyor değerli arkadaşlar. Bağımlılar
arasında da, yine İnternet kumarcılığı
bağımlıları arasında da sayısal olarak çocuklar
ve kadınlar çoğunluğu oluşturuyor ki bugüne kadar kumar hep
erkek alışkanlığı olarak bilinirdi, ama giderek
kadınlar ve çocuklar arasında da yaygınlaşan bir kültürü
besliyor durumda bu İnternet kumarcılığı.
Yine bu rapor,
çoğu ailenin sanal kumarın bir bağımlılık ve
hastalık olduğunu bilmediklerini belirtiyor, hatta çocuklarıyla
birlikte İnternette, bilgisayarın başında kumar oynayan,
bahis oynayan ailelerin varlığı tespit edilmiş durumda. On
sekiz yaşın altında çocukların, normalde bu sitelere
girmesi yasak, ama biliyorsunuz sigaraların da on sekiz yaşın
altındaki çocuklara satılması ve içilmesi yasak. Aynen onun
gibi, işlemeyen bir kural olarak, maalesef ki İnternet sitelerinde bu
işlemeyen bir kural olarak duruyor.
Yine,
çarpıcı bir sonuç bu raporda değerli arkadaşlar,
İnternet kumarcılığı en çok Güneydoğuyu
vurmuş durumda. İşsizliğin had safhada olduğu,
açlık sınırının altında binlerce insanın
yaşadığı Güneydoğuda İnternet üzerinden kredi
kartıyla oynanan kumar ve bahsin binlerce insanı tefecilerin eline
düşürdüğü, çok sayıda insanın iflas ettiği, borcunu
ödeyemeyen pek çok kişinin de kayıplara
karıştığı bildiriliyor.
Rapora göre
sadece Diyarbakırda değerli arkadaşlar, bir buçuk yıl
içinde 200ün üzerinde bahis oynatan yer tespit edilmiş ve sadece yine
Diyarbakırda haftada ortalama 5 trilyon liranın bu çark içerisinde
döndüğü ileri sürülüyor, ama kayıt dışı olması
nedeniyle tam olarak rakamlar tespit edilemiyor değerli arkadaşlar.
İşsizliğin ve yoksulluğun en fazla olduğu kentlerde
bahis ve kumar kültürünün çok daha fazla yaygınlaştığı
ve yaygınlaşmasına izin verildiği, ortam sunulduğu bu
rapordan da çok net bir şekilde, değerli arkadaşlar,
anlaşılmış durumda.
Bir tık ile
artık kumar oynamak mümkün değerli arkadaşlar. Öncelikle cazip
hâle getirebilmek için İnternetteki bahis şirketleri ücretsiz bir
şekilde aboneliği başlatıyorlar, arkasından
bağımlı hâle getirdikten sonra tabii ki hiçbir şekilde
kurtuluş olmuyor. Bu bağımlılık hastalık
derecesine vardığı için de artık servetini, hayatını,
geleceğini kaybedebilecek noktalara ulaşabiliyor. Bu sistemden
bankalar da çok büyük paralar kazanıyorlar, çünkü kredi kartından
nakit avans çekilmiş gibi işlem yaptırıp müşteriye
günlük faiz uygulatıyorlar. Dolayısıyla bankaların da
içinde olduğu çok büyük bir ticari sektörden, büyük bir global ticari
sektörden söz ediyoruz. Sadece Türkiyede iki banka bu sistemi uygulamama
konusunda ilkesel karar almış durumdalar, bunlar sadece
yasaklamış durumdalar. Bu sitelerin kurulması, sitelere
ulaşmak son derece mümkün ve kolay. Türkiyede You Tube gibi bilişim
siteleri yasaklanırken, maalesef ki, kumar sitelerine ulaşmak son
derece kolay. Haber sitelerine bile mahkeme kararıyla yasak konulurken bu
siteler hakkında herhangi bir yaptırım uygulanmıyor
değerli arkadaşlar.
İlginç bir
veri: İlk Türk kumar sitesini bir Amerikalı kurmuş. Türklerin kumara
olan ilgisini, alakasını tespit eden bu değerli şahsiyet,
Güney Amerika yakınlarındaki Antigua isimli bir adaya giderek kumar
lisansı almış ve dünyadaki kumar
bağımlılarının yüzde 2,5unun Türk olduğunun
tespiti üzerinden Türkçe bir site kurarak ilk Türk İnternet kumar sitesini de kendisi
başlatmış değerli arkadaşlar.
Değerli
arkadaşlar, bu hastalıktan, bu bağımlılıktan
kurtulmak için, mutlaka ki bunun bir hastalık olduğu topluma
anlatılmalı. Bu anlamda, insanların bilinçlendirilmesi,
kampanyaların yürütülmesi gerekir; bağımlıların
yardım alabileceği merkezlerin kurulması gerekir; bu konuda
uzmanların yetiştirilmesi, üniversitelerin bu konuda çaba sarf etmesi
gerekir.
Değerli
arkadaşlar, aksi takdirde, 30 milyon cep telefonu sahibinin olduğu
ülkemizde artık cep telefonu üzerinden de kumar oynanabileceği
ihtimali değerlendirilerek, bu yasa tasarısı vesilesiyle bu
tehlikelerin gözetilerek, bir yandan bahsin ve kumarın kontrol altına
alınması çabası güdülürken, öte yandan, topluma verdiği
zararları göz önünde bulundurarak bu zararları en aza indirme
çabası da hedeflenerek, mutlaka bu tasarıda reklam yasağı
ve alınacak paylardan kaynaklı olarak kampanyalara pay
ayrılması, üniversitelerde araştırmaların
yapılabilmesi için projelerin desteklenmesi, yine bahis ve kumar
bağımlılığından kurtulmak için, Türkiyede her
bölgede en azından bir merkezin oluşturulması konusunda mali
kaynak ayrılması için bu tasarıda değişiklik yapmak
son derece mümkündür.
Değerli
arkadaşlar, bu tasarının geneli itibarıyla bahsi ve kumarı
kontrol altına alıyor olması ve büyük bir millî sermayenin yurt
dışına çıkışını en azından
engelliyor olması vesilesiyle destekleyeceğimizi
desteklediğimizi, ama çeşitli maddelere ilişkin
değişiklik önergeleriyle yasanın daha güçlü, toplumsal
çıkarlara, kamu çıkarlarına daha uygun hâle getirilmesi
konusunda da çabalarımızın olacağını ifade
ediyor, bu vesileyle hepinizi bir kez daha sevgiyle saygıyla
selamlıyor, teşekkür ediyorum. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demirtaş.
Gruplar
adına üçüncü söz, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Antalya
Milletvekili Sayın Mehmet Günalda.
Buyurun
Sayın Günal. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
MEHMET GÜNAL (Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit
İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel
Kişilerine Yaptırılması Hakkında Kanun
Tasarısı üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Bu vesileyle, partim ve şahsım adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu
kanunun neden yapılması gerektiği konusunda birkaç tespitimi
sizlerle paylaşmak istiyorum. Bunu da kanunun gerekçesinde değerli
bürokrat arkadaşlarımız ve Bakanlık -komisyondaki ve alt
komisyondaki çalışmalarda- zaten bize anlattılar, ama bir
mantığı ifade etmesi açısından kısaca bunlara bir
değinmek istiyorum.
3289
sayılı Kanun gereğince Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü
yetkili kılınmış ve bu Genel Müdürlüğe bağlı
olarak da Spor Toto Teşkilat Başkanlığı bu
işlemleri yapmakla yetkilendirilmiş ve teşkilat eliyle bu
hizmetleri görüyor.
Neden bu kadar
ayrıntılı bir kanuna gerek duyulduğunu sorduğumuz
zaman, arkadaşlarımız, daha önce bu işlemin önce idare
mahkemesinden sonra da Danıştaydan döndüğünü ve
dolayısıyla, ayrıntılı bir şekilde kanun yapmak
zorunda kaldıklarını ifade ettiler.
Şimdi, orada
da daha önce imtiyaz sözleşmesi niteliğinde görüldüğü için iptal
edilmiş Kanunla düzenlenmesi gerekir. diye, şu anda bizim önümüzde,
böyle, çok maddesi olan bir kanun tasarısı var.
Bir de idarenin
bu yöntemi seçmesinde önemli nedenlerden bir tanesi, riskin özel sektörle
paylaşılması. Çünkü yüzde 59dan fazlasını ikramiye
olarak veremeyeceği için idare, özel hukuk tüzel kişileriyle
paylaşmak üzere böyle bir kanun tasarısı
hazırlamış.
Şimdi,
Danıştayın iptali, ki hatta Anayasa Mahkemesinin Millî
Piyangoyla ilgili özelleştirme sürecinde verdiği kararlar da var ve
bu çerçevede de arkadaşlarımız hassas davranarak birçok maddeyi
ayrıntılı olarak buraya getirmişler. Normal şartlarda
yürütme durdurulduğu için de yasa çıkarma, yasayla düzenlensin
dendiği için gelmiş. Ama, ben bu işin felsefesini komisyonda da
Sayın Bakan, bürokratlar belli ölçüde anlattılar ama tam olarak
algılayamadım. Öncelikle, son güne kadar bekleyip, birtakım,
Vakıflar Kanunu gibi bir kanunu bize saatlerce, gece yarısına
kadar burada çalıştırıp
çıkarttıracağımız yerde, mademki belli bir tarih
kısıtı var -ki Sayın Bakanın ve bürokratların
kusuru değil ama- ve Bakanlar Kurulundan zamanında geçmemiş,
bizi niye uğraştırıyorsunuz? Sabahlara kadar biz
Çıkarmayalım, geri alalım. derken, tarihi olan bir şeyi
önce görüşsek, Vakıflar Kanunu da biraz beklese
Kim acele ettiriyor
ben anlamadım. Sorduk, Sayın Bakan alelacele getirdi, Plan ve Bütçe
Komisyonunda, dediler ki: Çıkması lazım. Neden? Takvimimizi
komisyonda da arkadaşlar sıkıştırdılar ve
yetiştirmeye çalıştık. Neden bu kadar bekleniyor veya
mademki böyle acele bir şey var, Vakıflar Kanununu niye bu kadar
bizim önümüze getirip de yoruyorsunuz? Dün de söyledim, mekik dokumaktan
Aynı anda komisyona gidiyoruz, alt komisyona gidiyoruz, geliyoruz Genel
Kurula giriyoruz
Doğal olarak, böyle gelişine bir
itirazımız var, bu gibi şeylere. Eğer acilse, öncelik
sıralamasını yapacaksınız Sayın Başkan, ona
göre getirin o zaman, bunu görüşelim, Vakıflar Kanunu kalsın
yani, acelesi yok, hiç çıkmasa daha iyi de
NİHAT ERGÜN
(Kocaeli) Meclise yeni geldiniz, biraz çalışın.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Bir öncelik sıralaması yapalım işte.
Bakın, şurada bir ay kaldı, Bakanımız gözümüzün içine
bakıyor, biraz daha uzarsa, çıkmazsa diye buna şey yapıyor.
Birincisi: Burada
bir üslup -gelişinde- hatası var. Sizleri, bundan sonra da kanun
tasarıları geleceği için, şimdiden uyarmış
olalım.
İkincisi:
Burada başka bir hata var, yine ama aciliyet olduğu için. Nedir? Bu,
sadece, bu spor müsabakalarına mahsus özel bir ihale kanunu. Şimdi,
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ihaleye ilişkin eski Devlet İhale
Kanunu vardı, sonra farklı şekillerde reforme edildi Kamu
İhale Kanunu ve bir de Kurumumuz var. Efendim, onun içerisine girmiyor.
E, girmesi için düzenleme yapalım, yasamanın işi bu. Yani, bir
şeye
O zaman yarın başka birisi daha çıkıp da Ben de
ihale yapacağım. Özelleştirme Kanununa tabi değilim,
İhale Kanununa da tabi olmayayım. derse, o zaman, bizim işimiz
gücümüz özel ihale kanunu çıkarmak olacak.
Arkadaşlar
da hassas Mahkemeden döndü, bir an önce çıkaralım, kanunla
düzenleyelim. diyorlar. O zaman, beş altı maddeyle
çıkarabileceğimiz bir kanunu, otuz dörttü, otuz üçe düşürdük,
bir maddesi gitti. Bir: Emek israfı. İki: Bir yol açılması
söz konusu böyle bir durumda. Dolayısıyla, bir üslup olarak, burada
yine özel bir kanun çıkarıyormuşuz durumu var. Dolayısıyla
yol açılmasından endişeliyim.
Diğer bir husus
da
Yine o süreçte tartıştık ama tam olarak ondan da tatmin
olmadım. Çünkü arkasından Millî Piyango İdaresinin
özelleştirilmesine ilişkin gelişmeleri inceleme şansım
oldu. Şimdi diyorlar ki: Biz özelleştirmeye tabi değiliz.
Burada da bir üslup yanlışlığı var yine, baştan
başlarken. Ya o zaman Millî Piyango İdaresinin özelleştirilmesi
yanlış, onlar da talih oyunu, şans oyunu oynatıyorlar veya
o zaman bunun bu şekliyle özel hukuk tüzel kişilerine
yaptırılması yanlış. Çünkü özü itibarıyla, teknik
farklılıkları Sayın Bakan bize açıklayabilir, ama
genel olarak baktığımız zaman ikisi arasında bir tezat
var. Neden öyle söylüyorsun? diyeceksiniz. Çünkü, sizin daha önce
hazırlamış olduğunuz kanun tasarısında, bir
öncekinde, Millî Piyango İdaresi tarafından, 3üncü maddede spor
müsabakalarına dayalı bu oyunların da Millî Piyango İdaresi
aracılığıyla yürütülmesi konusunda teklif varmış,
sonradan geri çekilmiş. Yani, bunu sadece ben söylemiyorum, sizler yaptığınız
teknik çalışmalarla da önceki tasarıda
tartışmışsınız. Veya daha önce getirdiğimiz
yap-işlet-devret
Diyecekler ki: Şu anda buna uymuyor. Söylediler
bize. Ama bütün bunları yapan Türkiye Büyük Millet Meclisi değil mi,
bütün kanunları çıkaran? Oturup her şey için ayrı ayrı
kanun veya madde ihdas edeceğimize, bunları bir sürece koymamız
gerekiyor.
Yani, temel
amacı ve kapsamı belirten birkaç maddelik -tanımlarla beraber-
bir kanun tasarısıyla çözebilecekken, sonucunda otuz dört maddelik
bir kanun tasarısı çıktı. Yönetmelikte veya şartnamede
belirtilecek hususları da buraya koymuş olduk. Dolayısıyla,
bu hususta da değerlendirmelerimi sizlere sunmak istiyorum.
Diğer bir
husus: Az önce Sayın Aslanoğlu kulüplerin payıyla ilgili söyledi
ama, kamunun diğer paylarını da burada garantiye alan bir
şey yok. Yönetmelikle düzenlenir
O zaman niye otuz üç tane maddeyi, her
şeyi burada düzenliyoruz da bütün tanımları tek tek tek tek
yapıyoruz? Onu da yazsaydık, yani garanti altına alalım.
Bunu da yine niye söylüyorum? Millî Piyango İdaresinin
özelleştirmesinde siz yazmışsınız
-arkadaşlarımız bize anlattılar- diyor ki: Kamu
payları garanti altına alınır. Bütün Savunma Sanayii
Fonuna, diğerlerine
Burada da yine garanti altına
alınacaktır, ama her şeyi yazıyoruz, buradaki şeye
gelince kanuna yazmıyoruz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Kulüpler sıfır.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Kulüpler bir tanesi. Ama, onun dışında, diğer
kurumlara ayrılan paylar var.
Şimdi,
burada diğer bir husus daha var değerli arkadaşlarım. Bu,
Millî Piyangonunkinde dikkate alınmış, alınacak deniyor
daha doğrusu. Henüz o da gerçekleşmedi ama, arkadaşlar
şartnameyi hazırlarken bunu söylüyorlar ve bundan sonrası için
de, Millî Piyango İdaresi bir düzenleme, denetleme kurumu gibi
çalışacak, hasılat paylaşım veya lisans devriyle
özelleştirdikten sonra diyorlar. O zaman, az önce diğer
konuşmacı arkadaşlarımız da değindiler, buna
ilişkin -ki, spor müsabakalarına ilişkin oyunlar da
İnternet üzerinden oynanabiliyor, sadece bayi kanalıyla değil,
sanal bayiler de bu konuda bayilik alıp oynatabiliyorlar- bütün
bunların hepsinin nasıl olacağına ilişkin bir
düzenleme, denetleme kurumu hâline dönüşecekse, hem bu arada Spor Toto
Teşkilat Başkanlığının hem Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğünün diğer spor branşlarına, diğer
faaliyetlere de zaman ayırması sağlanmış olur hem de
başları bu şekilde her
sıkıştığında, ihaleyle ilgili süreç
başladığında baskılara maruz kalmaları da
önlenmiş olur diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlar, burada birkaç husus daha var, onları belirtip çok fazla
zamanınızı almak istemiyorum, ama temel bazı konulara da
değinmeden geçemeyeceğim. Diğer görüşleri bazı
maddelerde sizlerle tekrar paylaşacağım.
Şimdi, Sayın Aslanoğlu belirtti: Bayilik
kriterleri. Maalesef, bize vekil olmadan önce de sürekli olarak bu konuda
talepler, şikâyetler geliyordu. Yani, belli bir esasa
bağlamadığımız zaman bunlar devam edecek. Biz burada,
kanun tasarısında olmasa da Sayın Bakandan istirham ediyoruz, bu
konuda herkesi rahatlatacak bir şey olursa. Bizi sürekli
sıkıştırıyorlar. Biz size aktarmıyoruz, ama
Efendim, şurada şu bayilik var, şuna verildi, bize verilmedi.
falan gibi söyleniyor. Doğruluğunu bilemiyoruz, ama sürekli bir talep
ve şikâyet konusu var.
Onun
dışında, esas itibarıyla baktığımız
zaman, değerli arkadaşlar, burada az önce bahsetmiş olduğum
Millî Piyango özelleştirmesinde dikkate alınan diğer bir husus
var. Dünya Piyangolar Birliğinin bu konuda temel kuralları var.
Öncelikle diyor ki: Bunlar teşvik edilmemeli, on sekiz yaşından
küçüklerin oynaması önlenmeli gibi birtakım etik kurallar ve toplumda
kumarı teşvik edecek -daha amiyane tabirle- hususlardan
kaçınılması
Ama, bir taraftan bakıyoruz, bu bir umut
kapısı hâline gelmeye başlıyor. Bir süre sonra bir
bakıyorsunuz, herkes, oyunların son gününde, son saatinde -sadece
Spor Toto, Loto ya da İddaa işlemlerinde değil, hepsinde-
herkesin koşuşturmacayla kuyruğa girdiğini görüyoruz. Buna
dikkat etmek gerekiyor ve bu konudaki düzenlemelerde de, nasıl diğer
üst kurullar varsa, mademki Millî Piyangoyu özelleştirip düzenleme
denetleme kurumu hâline getireceksiniz, o zaman bütün bu kuralları da
koyan bir kurum hâline getirmekte fayda var diye düşünüyorum.
Diğer bir
husus, yine, bu konuda İnternet güvenliğine ilişkin
çalışmalar var, üst kurullar var, ama, özellikle bu bahis
oyunlarında sadece sporda değil, diğer Millî Piyangoyla ilgili
olanlarda da, Spor Toto, Lotoda da dikkat edilmesi gereken bir konu olarak
karşımıza çıkıyor. Yani, bu spor müsabakalarına
dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarının
oynatılmasını da ya Millî Piyango gibi özelleştirmemiz
lazım ya da tam tersine Millî Piyangoyu da, o zaman, eğer bu yöntem
doğruysa, kamuda kalsın, özelleştirmeyelim. Sadece
işlemlerin yürütülmesini zaten devlet yapıyor. Ben burada bir
ilişki kuramadım.
Artı, son
olarak, yine ben de aynı dileği tekrarlayacağım: Amatör
spor maalesef üvey evlat muamelesi görüyor. Sayın Bakan şimdi itiraz
edecek ama, kaynaklar açısından üvey evlat muamelesi görüyor.
Sıkıntılarını çekiyorlar, profesyonel olanlar bile
zaman zaman sıkıntıya düşüyor. Bu çerçevede biraz daha,
onlara da pay ayrılması gerekir diye düşünüyorum.
Kısaca bir
de -maddede yine gerekirse söylerim ama- 1inci maddede kapsamla ilgili bir
itirazım olmuştu, çünkü bütün spor müsabakalarını içeriyor,
yani bu yapılacak şey. Şu anda oynanan İddaa oyunu sadece
futbol üzerine hep konuşuluyor. Gündemde maalesef diğer sporlar biraz
üvey evlat olarak muamele görüyorlar. Dolayısıyla, oradaki ihalenin
de farklı şekilde yapılması yönünde bir talebimiz
olmuştu. Bürokrat arkadaşlarımız da dediler ki: Zaten onun
maliyeti yüksektir, herkes bu sistemi kurmak istemez. Dolayısıyla
hepsini beraber ihale etmemizde fayda var. Ben hâlâ o konuda
ısrarlıyım. En azından elimizi kolumuzu bağlamadan,
diğer spor oyunları için farklı bir yöntem izlenebilmesinin yolu
açılması gerekiyor.
Bir de, yine,
3üncü maddede reklam ve tanıtımla ilgili bir husus vardı. Az
önce söyledim, Dünya Piyangolar Birliğinin etik kuralları içerisinde
de tanıtıcı reklamın, özendirici reklamın fazla
yapılmaması, aşırı derecede, kişilerin buraya
yönlendirilmemesi şeklinde. Bu hususun da dikkate
alınmasını talep ediyorum.
Bir diğer
husus da, son olarak, ihalenin süresiyle ilgiliydi. Sağ olsunlar, alt
komisyonda ve komisyonda yaptığımız çalışmalarda,
daha önce on beş yıl olarak getirilmişti. Şimdi arkadaşlar
on yıl olarak koydular ama, ben böyle bir süre şeyini, yine hâlâ
elimizi on yıl için bağlamayı çok da şey görmüyorum.
Diyecekler ki: Biz o kadar kullanmayız. Ama o zaman kanuna
koymamıza ne gerek var? Şartnamede belirtilir deyip geçebilirdik.
Neden? Sürekli teknoloji gelişiyor. Şu anda verilen hasılat
miktarı bize cazip gelebilir, daha doğrusu verilen oran, ama
yarın belki daha farklı tekliflerle karşılaşma
şansımız olur diyorum. Elimizi bağlamamamız gerekir.
Kanuna koyduğumuz zaman farklı bir şey olur. Belki de sonra
şartlar değişir, daha uzun vermek zorunda da kalabiliriz.
Esas
itibarıyla, genel görüşlerimiz bu konuda bunlar, maddeler
geldiği zaman ayrıca görüşlerimizi arz edeceğiz. Son bir
defa daha söylüyorum: Bu bir umut kapısı hâline gelmemeli,
getirilmemeli çünkü işsizlik, yoksulluk bir taraftan artıyor
Dolayısıyla özendirici olmaktan çok bunu düzenleyici, denetleyici bir
sürece girerek bu işlem yapılmalı, özelleştirilmelidir
diyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Gruplar
adına son söz, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Antalya
Milletvekili Sayın Abdurrahman Arıcıya ait.
Buyurun
Sayın Arıcı. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AK PARTİ
GRUBU ADINA ABDURRAHMAN ARICI (Antalya) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; 112 sıra sayılı Spor Müsabakalarına
Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek Bahis Oyunlarının
Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması Hakkında
Kanun Tasarısı üzerine grubumuz adına söz almış
bulunmaktayım. Partim ve şahsım adına hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Devletin spora
katkısı ve desteği anayasal bir zorunluluk olmasına
karşın sporun dünyada artık sosyal ve sivil toplum organizasyonu
olduğu ve kendi iç dinamikleriyle yönetilmesi gereği evrensel bir
olgudur. Türkiyede spor kulüplerinin içinde bulunduğu
sıkıntıların giderilmesi ve sorunların çözümü için
Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisinin vermiş
oldukları araştırma önergesine biz de AK Parti olarak destek
verdik ve bu anlamda araştırma önergesini de grubumuz adına yüce
Parlamentonun onayına ve sizlerin desteğine de sunmuş
bulunmaktayız.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Ne zaman getirecek Abdurrahman Bey? Ne zaman
getirecek başkan?
ABDURRAHMAN ARICI
(Devamla) Başkanımız getirir.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Evet, onun da sözünü al da.
ABDURRAHMAN ARICI
(Devamla) Evet, onun sözünü verdik, onun sözü alınmış
vaziyette.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Peki.
ABDURRAHMAN ARICI
(Devamla) Tüm amatör branşlara ve federasyonlara vermiş
olduğumuz destek oransal olarak artarak sürdürülecektir. Çünkü biz
biliyoruz ki spor, kardeşlik, barış, dostluk
bağlarını güçlendirmekte ve ülkeler arasında iyi
ilişkilerin sürdürülmesini sağlamaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Türk sporuna kırk sekiz
yıldır hizmet veren Spor Toto Teşkilat
Başkanlığının hizmet ve faaliyetlerini en iyi
şekilde devam ettirebilmesi amacıyla hazırlanmış olan
bu kanun tasarısı Türkiye Büyük Millet Meclisimizin onayından
geçmesiyle birlikte sporumuza çok büyük kazanımlar
sağlayacaktır. Bu tasarı, içeriği itibarıyla tüm spor
branşlarını kapsadığından, amatör spor
dallarının da hızla gelişmesine imkân tanıyacak bir
kaynağı sporumuza sunacaktır. Bu imkânla bahis oyunlarına
dâhil edilecek diğer branşlarımız, basketbol, voleybol ve
diğer spor branşlarının hem federasyonlarına hem de
kulüp ve takımlarına isim hakkı ödenmesiyle bu
branşlarımızın kalkınmasına da vesile
olacaktır.
Ülkemizde ve
dünyada büyük bir mücadeleyle engellemeye çalışılan yasa
dışı bahis sektörü ne yazık ki tüm amatör
branşlarımız üzerinde çok büyük ve asla vergilendirilemeyen
kazançlar elde etmektedir. Bugün görüşülen bu yasa, sunacağı
imkânlar çerçevesinde halkımızın bu yöndeki teveccühünü de
karşılayacak, yasa dışı yolların kapanmasına
da vesile olacaktır.
Türk sporunun
tesisleşmesine, gençlerimizin sportif yönden gelişip ilerlemesine
maddi kaynak kazandıracak olan bu yasa kapsamındaki faaliyetlerden
ülkemizin sosyal kurumlarının da faydalandığı asla göz
ardı edilmemelidir. Zira, göz bebeği dediğimiz Savunma Sanayii,
Kredi Yurtlar Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Tanıtma Fonu gibi
kuruluşlarımız, mevcudiyetlerinin devamı için, bu benzeri
kuruluşlarımıza, bu desteklere ihtiyaç duymaktadırlar.
Bunları
rakamlarla da izah etmek gerekirse... İddaa oyunu bugüne kadar
kuruluşlarımıza, elde edilen
5,7 milyar YTLlik gelirden, hazineye 1,047 milyar YTL, futbol
kulüplerimize 410 milyon YTL isim hakkı- sosyal kurumlarımıza
49 milyon YTL katkı, Gençlik Spor Genel Müdürlüğümüze 66 milyon YTL
katkı ve tesisleşmeye de 61 milyon YTL destek
sağlamıştır.
Sosyal sorumluluk
bilinciyle oturmuş bir bahis sektörü piyasasının var olabilmesi,
spor kulüplerimizin maddi kaygı yaşamadan hizmet verebilmesi,
gençlerimizin spora olan ilgisinin Avrupai tesislerde değerlendirilmesi
için Spor Toto Teşkilat Başkanlığının bu hizmet
ve faaliyetlerinin aksamadan sürmesi gerektiğine de inanmaktayız.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; sizlerin değerli
katkılarıyla yasalaşmasını
sağlayacağımız kanun tasarısına vereceğiniz
desteğe teşekkür eder, hepinize saygılar sunarım. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Arıcı.
Şahısları
adına söz talepleri vardır.
İlk söz,
İzmir Milletvekili Sayın Harun Öztürke aittir.
Buyurun
Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Demokratik
Sol Parti ve şahsım adına yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşülmekte
olan Spor Müsabakalarına Dayalı Sabit İhtimalli ve Müşterek
Bahis Oyunlarının Özel Hukuk Tüzel Kişilerine Yaptırılması
Hakkındaki Kanun Tasarısıyla ilgili kişisel görüşümü
açıklamak üzere söz almış bulunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, prensip olarak kanun tasarısıyla güdülen amacın
gerçekleştirilmesine ve bu gerçekleştirme konusunda kapsama dâhil
sosyal hizmetler ve kamu kuruluşlarına kaynak aktarılmasına
herhangi bir itirazımız elbette olamaz ancak Kamu İhale
Yasası var hepinizin bildiği gibi ve bu Kamu İhale Yasası,
kamu hukukuna tabi olan veya kamunun denetimi altında bulunan veyahut kamu
kaynağı kullanan kamu kurum ve kuruluşlarını
kapsamaktadır. Görüşmekte olduğumuz tasarının ilgili
olan kuruluşları ise Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Millî
Piyango İdaresi ve Spor Toto Dairesi Başkanlığı. Bu
saydığım kurum ve kuruluşların da kamu kurum ve
kuruluşu niteliğinde olduğu konusunda herhangi bir duraksama
bulunmamaktadır.
Şimdi, Kamu
İhale Yasasını niye kabul etti Türkiye Büyük Millet Meclisi?
Kamu İhale Kanununun ilkelerine göz attığımızda, kamu
kurum ve kuruluşu adına yapılacak ihalelerde saydamlığın
gözetilmesi, rekabetin sağlanması, eşit muamele, güvenirlik,
gizlilik, kamuoyu denetimi ve ihtiyaçların uygun şartlarda ve
zamanında karşılanması ve kaynakların verimli bir
şekilde kullanılması amaçlanmıştır Kamu
İhale Yasasının kabulünde. Şimdi, burada Kamu İhale Yasası
kapsamı içerisinde olan kamu kurum ve kuruluşlarının
yaptıkları ihalelerin mutlaka hepsinin kendine has özellikleri ve
nitelikleri vardır. Yani, hepsi ayrı bir yasayla, usul ve
esaslarının tespit edildiği bir ihale yasasıyla kendi
işlerini yürütmek isteyebilirler. Ama, bunun da biraz önce
saydığımız ilkelerin tümüyle gözetilmesinde
aksaklıklara yol açacağı tabiidir. Dolayısıyla bu
yasanın da Kamu İhale Yasası kapsamındaki -birçok özel
nitelikli işin ihalesinde olduğu gibi- o usullerin kullanılarak
yerine getirilmesinin daha doğru olabileceğini düşünüyorum.
Şimdi, bu
değerlendirmeyi yaptıktan sonra, yasanın geneli üzerindeki
düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Öncelikle, ihaleye
katılacakların anonim şirket statüsündeki özel hukuk tüzel
kişilileriyle sınırlandırılmış
olmasını ve gerçek kişilerin ihaleye
katılmalarının engellenmiş olmasını önemli bir
eksiklik diye düşünüyorum biraz önce saydığımız ihale
ilkeleri çerçevesinde.
Yine,
yasanın 7nci maddesinde ihaleye katılacakların daha da
sınırlandırılmış olduğunu görüyoruz. Yani
aranan özellikler nedeniyle ihaleye katılabilecekler alabildiğine
sınırlandırılmıştır. Bu da, rekabetin
sağlanması konusunda zorluklar yaşanmasını gündeme
getirecektir.
Yine,
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısına göre, yapacağımız
ihalenin sözleşme süresi on yıllık gibi uzun bir süreyi
kapsamaktadır. Bu kadar uzun süreli bir ihale sözleşmesi sonunda
beklenirdi ki bu ihale için başlangıçta yapılan altyapı yatırımlarının
bir kısmı veya tamamı sözleşme süresi sonucunda idareye
devredilmiş olsun. Bunun yasaya konulmamış olmasını da
bir eksiklik olarak düşünüyorum.
Yine, bu ihaleyi
yapacak teşkilattan ayrılanlara belli bir süre ihaleye katılmama
yasağı getirilmemiş olmasını da yasadaki bir
diğer eksikliktir diye düşünüyorum. Ayrıca, on yıllık
süre içinde hasılat gerçekleştirmelerine göre, idare lehine mali
hükümlerin gözden geçirilebileceğine ilişkin esnek bir düzenlemeye
yer verilmemiş olmasını da bir başka eksiklik diye değerlendiriyorum.
Bir başka
husus: Hukukumuzda ve içtihatta mücbir sebeplerin neler olduğu artık
belirlenmişken ve bir tereddüt yok iken, tasarıda sayılan mücbir
sebeplere, yani hukukumuzda yerleşmiş olan ve içtihatta
yerleşmiş olan bu mücbir sebeplere ek olarak idarece tespit edilecek
diğer benzer hâllerin de mücbir sebepler arasında
sayılmasının sözleşmenin uygulanması
sırasında kötü kullanımlara fırsat verecek olması
nedeniyle de Komisyondaki çoğunluk görüşüne katılmadık ve
burada bu eleştirilerimizi bir kez daha sizlerle paylaşmak istedik.
Tasarının
hayırlı olması dileğiyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Kocaeli
Milletvekili Sayın Azize Sibel Gönül
Ankara
Milletvekili Sayın Ahmet Deniz Bölükbaşı
İzmir
Milletvekili Sayın Oktay Vural
OKTAY VURAL
(İzmir) Konuşmayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Kanun tasarısının tümü
üzerinde soru-cevap işlemine geçiyoruz.
Sayın
Tankut
YILMAZ TANKUT
(Adana) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum. Sayın
Bakanımıza sormak istiyorum:
Spor
müsabakalarına dayalı şans oyunlarının özel hukuk
tüzel kişilerine yaptırılması hususunda niçin özel bir
yasayla ihale yapma ihtiyacı duymaktasınız?
Kamu İhale
Kurumu gibi devletin mevcut ihale kanun ve kriterleriyle bu düzenlemeleri
yapamaz mıydınız?
İhale süreci
ve sonrasında söz konusu tüzel kişiliklerin denetlenmesinde,
Bakanlığınızın kendi bünyesi dışında
başka bir denetleme sistemi olacak mıdır?
Şu an bu
yasa çerçevesinde ihaleye girebilecek ve bu işleri yapabilecek özelliklere
sahip kaç adet tüzel kişilik olduğunu tahmin ediyorsunuz?
Yine ihale
aşamasında yeterli sayıda rekabet edebilecek kurum ve
kuruluş olacağını düşünüyor musunuz? Şans
oyunlarının ülkemizde yıllık cirosu nedir? Aylık
ortalama şans oyunu oynayan insanımızın sayısı
nedir? Bu tasarıyla şans oyunlarından elde edilen gelirleri
artırmayı mı düşünüyorsunuz? Eğer böyle bir hedefiniz
varsa, toplumumuzun daha geniş bir kesiminin Sayısal Loto, İddaa
gibi şans oyunlarına
yönelmesini mi arzu etmektesiniz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Teşekkür ederim.
Sayın
Bakanım, kanunda Kamunun teknolojik imkânlarıyla yapılması
mümkün değildir. gerekçesi var. Yetersizlik nedir? Yeterli olması
için yapılması gereken nedir? İhaleye katılma
koşullarında bazı koşullar idari şartnameye
bırakılmış, bunu yanlış görmüyor musunuz?
Ayrıca, kurumunuzda çalışanların, ayrılarak bu tür
ihalelere girmesinin önünün açık olması, yanlış bir karar
değil midir? Ayrıca da bu ihaleye girebilecek nitelikte şu
şartlarda şu kadar ağı kurmuş olan Türkiyede şu
anda faaliyette bulunan bir yapı var mıdır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, Spor Toto Teşkilatının 31/12/2007 tarihi
itibarıyla Maliye Bakanlığına ve diğer kurum ve
kuruluşlara olan toplam borcu ne kadardır? Varsa, borcun tahsili
konusunda Bakanlığınızca herhangi bir işlem
yapılmış mıdır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Sayın Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakanım, kulüplerimizin vergi ve
sigorta borçlarını altı aydır konuşuyoruz. Ne zaman
kulüplerin vergi ve sigorta... Kesin bir tarih istiyorum sizden. Ne zaman gelir
veya ne zaman getireceksiniz? Türkiyenin her tarafında kulüpler şu
anda sizin ağzınıza bakıyor. Diyorlar ki: Bunu altı
aydır bu Meclis konuşuyor, ama bu yasa bir türlü gelmiyor; biz
deplasmana gidemiyoruz, para ödeyemiyoruz, her tarafımız hacizli,
sigorta ve vergi hacizlerimiz duruyor, yöneticiler hacizli
Bu konuda net bir
cevap istiyorlar.
Takdirlerinize
sunuyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım. Soru soran değerli milletvekili
arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.
Önce Sayın
Aslanoğlundan başlayalım. Kendisine çok teşekkür ediyorum,
spor kulüpleri adına Parlamentoda her vesileyle kulüplerimizin ekonomik
durumunu dile getirdiği için ve bir hassasiyet yarattığı
için.
Dün zannedersem
yüce Meclisimiz bir kanun kabul etti vergi kanunları içerisinde. Burada
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olarak, bugüne kadar kulüplerin
birikmiş yaklaşık 44 milyon YTLlik bir alacağından
vazgeçtik. Haa bu cebe giren para anlamına gelmiyor. Onun
dışında
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Hayır, o değil. Efendim, o mahkemelik
olanlar için.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Yüzde 7lik paylar,
mahkemelik değil.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Hayır, yani ihtilaflı olan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Değil. Bugüne kadar
çeşitli vesilelerle ödenmemiş. Maç hasılatları üzerinden
beyan ettikleri yüzde 7lik pay var, bundan vazgeçtik. Ki, toplam -eski birim
ifadesiyle- 44 trilyon liralık bir miktardan Gençlik ve Spor Genel
Müdürlüğü olarak vazgeçtik.
Bunun
dışında, birikmiş vergi ve sigorta borçları üzerinde
çalışıyoruz. İnşallah mart ayı içerisinde hep
birlikte bu yeniden yapılandırmaları yüce Meclisin komisyonlarına
ve Genel Kurulun huzuruna getirmeyi amaçlıyoruz.
Tabii, bütün
bunların kulüplerin ekonomik sorunlarını çözmeyeceğinin
bilincindeyiz. Kulüplerimizin kendilerine gelir getirecek başka kaynaklara
da yönelmeleri gerekiyor. Kulüpler yasasının çıkması
lazım, dediğiniz çok doğru. Artık bu kadar devasa bütçeyi
yöneten kulüpleri Dernekler Yasasıyla yönetmek mümkün değil.
Kulüplerin borçlanma politikalarını disiplin altına almamız
gerekiyor.
Bu meyanda
şuna da yürekten katılıyorum. Sizin verdiğiniz, diğer
gruplarımızın da, Milliyetçi Hareketçi Partisinin de
desteklediği, Adalet ve Kalkınma Partisinin de desteklediği bir
araştırma önergesini en kısa zamanda -ben de istirham ediyorum
grup başkan vekillerimizden- inşallah gündeme alıp bir an önce
bir komisyon kurularak Türk sporunun sorunlarını ve çözüm
yollarını birlikte tespit edebilirsek bundan büyük bir mutluluk
duyacağım.
Diğer
hepsine zannederim sürem yetmeyecek. Ama, aklımda kalan ve önemli
gördüğüm birkaç konuya da cevap vermek istiyorum. Bir: Neden Kamu
İhale Kanunu kapsamında yapmadınız? Bir: Gençlik spor
teşkilatı Kamu İhale Yasasına tabi bir kurum değil.
İlk 2003 yılında yazılmış bu ihaleyi o prosedür
içerisinde yapalım diye hayır, siz teşkilat olarak bu mevzuata
tabi değilsiniz denmiş. Şimdi, bunun hukuki referansı
şu: Anayasamızın 47nci maddesi, bu tip kamu hizmetlerinin özel
hukuk tüzel kişilerine gördürülebileceğine imkân veriyor, onun için
çok detaylı bir kanun düzenlemesiyle huzurunuza geldik. Doğrudur, bu
bir ihale kanunudur, ama çoğunun referansı Kamu İhale
Kanunundaki hükümler; dikkat ederseniz tıpa tıp aynıdır,
oradan alınmıştır; yasaklar, müeyyideler, ihaleye
katılma şartları. Danıştay da bir dava
dolayısıyla bu tip kamu hizmetlerinin özel düzenlenmiş bir
kanunla yapılacağından bir kararında bahsettiği için,
idare olarak, bu kamu hizmetinin özel hukuk kişilerine gördürülmesi
konusunda çok kapsamlı bir yasa düzenleme gayreti içerisinde olduk. Belki
gözümüzden kaçanlar olmuştur, ki komisyonda düzeltildi, alt komisyonda
düzeltildi. Burada yine birkaç tane önerge gelecek, özellikle ihaleye
katılımın daha şeffaf, rekabetin daha açık olması
noktasında bizim de benimsediğimiz önergeler var. İnşallah,
o önergelerle, yapılacak ihalenin şeffaf, daha çok katılıma
açık ve bu oyunun gerçek piyasa değerinin oluştuğu bir
süreci birlikte yönetiriz diye düşünüyorum.
İhale
yapıldıktan sonra, kurum bu oyunun oynatılmasını
denetleyecek, özel bir madde kondu. Bununla kâfi kalmadık, Plan ve Bütçe
Komisyonumuzda arkadaşlarımız dediler ki: Her yıl bu Spor
Toto Teşkilatının uygulamalarının sonuçları Bütçe
Komisyonuna sunulsun. Her yıl Spor Toto Teşkilatı gelecek,
Bütçe ve Plan Komisyonunda, şu kadar bayi verdim, bu kadar hasılat
oldu, kulüplere bu kadar verdik, sosyal hizmetlere bu kadar pay verdik diye
yüce komisyonu, dolayısıyla yüce Parlamentoyu bilgilendirecek.
Sayın
Başkanım, sürem var mı daha?
BAŞKAN
Evet, on iki dakikanız var.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Peki.
Bunların bir
kısmı da teknik sorular. İzin verirseniz onlara da değerli
milletvekili arkadaşlarıma yazılı olarak cevap vermek
istiyorum.
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
On beş
dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati:
16.08
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 16.34
BAŞKAN: Başkan Vekili
Meral AKŞENER
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 68inci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
112 sıra
sayılı kanun tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
1inci maddeyi
okutuyorum:
SPOR MÜSABAKALARINA DAYALI SABİT
İHTİMALLİ VE MÜŞTEREK BAHİS OYUNLARININ ÖZEL HUKUK
TÜZEL KİŞİLERİNE YAPTIRILMASI HAKKINDA
KANUN TASARISI
BİRİNCİ
BÖLÜM
Amaç, Kapsam ve
Tanımlar
Amaç ve Kapsam
MADDE 1- (1) Bu
Kanunun amacı; uzmanlık, ileri teknoloji ve yüksek maddî kaynak
gerektiren, at yarışları hariç olmak üzere, spor
müsabakaları üzerine sabit ihtimalli ve müşterek bahis
oyunlarını düzenleme işine ilişkin merkezî bahis sistemi ve
risk yönetim merkezinin kurulması ve işletilmesi ile başbayilik
iş ve hizmetlerinin özel hukuk sözleşmesi ile hâsılattan pay
verilmesi modeliyle, Spor Toto Teşkilat Başkanlığınca
özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılmasına ilişkin
usul ve esasları belirlemektir.
BAŞKAN
Madde üzerinde, gruplar adına söz talebi yok.
Şahıslar
adına var.
Samsun
Milletvekili Sayın Suat Kılıç? Yok.
Kocaeli
Milletvekili Sayın Azize Sibel Gönül? Yok.
Ankara
Milletvekili Sayın Ahmet Deniz Bölükbaşı? Yok.
İzmir
Milletvekili Sayın Oktay Vural?
OKTAY VURAL
(İzmir) Konuşmayacağım.
BAŞKAN
Madde üzerinde soru-cevap faslına geçiriyoruz.
Sayın
Öztürk
Yok.
Önerge yok.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
1inci madde
kabul edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu
Kanunun uygulanmasında;
a) Başbayi:
3 üncü maddenin (c) bendinde belirtilen iş ve hizmetleri yapmak üzere
idare ile sözleşme yapan yükleniciyi,
b) Benzer
iş: Risk yönetimi içermesi kaydıyla, ihale konusu iş ile
nitelikleri itibarıyla benzerlik gösteren, aynı veya benzer usullerle
gerçekleştirilen makine, teçhizat ve diğer ekipman ile malî güç,
ihtisas ile personel ve organizasyon gerekleri itibarıyla benzer
özellikteki işleri,
c) Hâsılat:
İdare tarafından müşterek ve sabit ihtimalli bahis
oyunlarının oynatılması
karşılığında iştirakçilerden tahsil edilen
tutardan katma değer vergisi düşüldükten sonra kalan tutarı,
ç)
Hâsılattan pay verilmesi modeli: 3 üncü maddede belirtilen iş ve
hizmetlerin özel hukuk tüzel kişilerine yaptırılması için
yükleniciye, yüklendiği iş ve hizmetlerden elde edilen hâsılattan,
sözleşmede belirlenen esaslara göre yükleniciye belli bir yüzde
oranında pay verilmesini öngören özel finansman modelini,
d) İdare:
Spor Toto Teşkilat Başkanlığını,
e) İhale
dokümanı: İhale konusu iş ve hizmette idarî şartname,
teknik şartname, sözleşme tasarısı ve gerekli diğer
belge ve bilgileri,
f) İhale
yetkilisi: Spor Toto Teşkilat Başkanını,
g) İstekli:
İhaleye teklif veren özel hukuk tüzel kişilerini,
ğ) Merkezî
bahis sistemi: Ana sistem ve kurtarma sistemi olmak üzere iki bölümden meydana
gelen, tüm bayilerden gelen bilgilerin toplandığı,
işlendiği ve depolandığı, yüksek kapasite ve
işlem gücüne sahip yedekleme özelliği bulunan donanımların
bütününün oluşturduğu sistemi,
h) Müşterek
bahis oyunları: Yurt içinde ve yurt dışında tertiplenen
spor müsabakalarına ait sonuçların tahmin edilmesi üzerine
oynatılan, hâsılatın önceden belirlenen ikramiye yüzdesinin,
doğru sonucu tahmin eden iştirakçiler arasında
paylaştırıldığı bahis oyunlarını,
ı) Ortak
girişim: İhaleye katılmak üzere 29/6/1956 tarihli ve 6762
sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim
şirketlerin kendi aralarında veya yabancı şirketlerle
yaptıkları anlaşma ile oluşturulan iş
ortaklıklarını,
i) Özel hukuk
tüzel kişisi: 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre
kurulmuş anonim şirketleri veya bunların kendi aralarında
veya yabancı şirketlerle oluşturdukları ortak
girişimleri,
j)
Pazarlıkla temin: 26 ncı maddede belirtilen durumlarda 3 üncü maddede
belirtilen iş ve hizmetlerin, idare tarafından ilan
yapılmaksızın davet edilenlerle teknik şartların ve
hâsılattan verilecek pay oranının görüşülerek temin
edildiği usulü,
k) Pilot ortak:
Ortak girişimi temsil etme yetkisine sahip olan ortağı,
l) Risk Yönetimi:
Sabit ihtimalli bahis oyun programlarında yer alan bahis
katsayılarının ve asgari müsabaka sayılarının
belirlenmesi ile oyunların ikramiye riskinin kısmen veya tamamen
yüklenici tarafından karşılanmasını,
m) Risk yönetim
merkezi: Sabit ihtimalli bahis oyun programlarında yer alan etkinliklere
ilişkin bahis oranlarının belirlenmesi, güncellenmesi ve bahis
işlemlerinin takibi gibi faaliyetlerin yürütüldüğü merkezi,
n) Sabit
ihtimalli bahis oyunları: Yurt içinde ve yurt dışında
tertiplenen spor müsabakalarına ait sonuçların veya etkinliklerin
tahmin edilmesi esasına göre oynatılan ve iştirak edenler
arasından doğru tahmin edenlere, önceden belirlenen bahis
oranlarıyla ikramiye kazandıran oyunları,
o) Sözleşme:
İdare ile yüklenici arasında yapılan, özel hukuk hükümlerine
tabi sözleşmeyi,
ö) Spor
müsabakası: Yurt içinde ve yurt dışında ilgili kurum ve
kuruluşlarca tertiplenen resmî, özel, temsilî, ulusal veya
uluslararası spor karşılaşmalarını,
p) Teklif: Bu
Kanuna göre yapılacak ihalelerde isteklinin İdareye sunduğu ve
hasılattan talep ettiği pay oranını gösterir teklifi ile
değerlendirmeye esas diğer belge veya bilgileri,
r) Yüklenici: Bu
Kanunda belirtilen iş ve hizmetlerin yaptırılması
amacıyla İdare ile sözleşme imzalayan özel hukuk tüzel
kişisini,
ifade eder.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz talebi? Yok.
Soru-cevap faslına
geçiyoruz.
Buyurun
Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakan
biraz önce cevaben Kamu İhale Kurumuna sorduklarını ve bu yasa
kapsamına tabi olmadıkları cevabını
aldıklarını ifade etti. Bunu sormaya gerek yoktu. Çünkü
Hükûmetiniz 2007 yılında 5583 sayılı Yasayla Gençlik Spor
Genel Müdürlüğünün görevleri arasında Futbol ve diğer spor
müsabakaları üzerine sabit ihtimalli ve müşterek bahisler ile
şans oyunları düzenlemek ve düzenletmek ve yönetmek ibaresini ekletmişti.
Ayrıca yine Kamu İhale Yasasına eklettirdiği Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor federasyonlarının ulusal ve
uluslararası sportif faaliyetlerine ilişkin mal ve hizmet
alımlarının Kamu İhale Yasasından istisna
edildiğini 2007 yılı Şubatında
gerçekleştirmişti. Bunu yapmış olmanız, benim bu
kurumun Kamu İhale Yasası kapsamında söylediğim ilkeler
çerçevesinde bulunması gerektiği yönündeki düşüncemi ortadan
kaldırmıyor. Bu görüşe katılır mısınız?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım. Değerli milletvekilimize de teşekkür
ediyorum.
Belki bir
şeyi öncelikle düzeltmem gerekiyor. Daha önceki konuşmamdan Gençlik
Spor Genel Müdürlüğümüzün işlemlerinin Kamu İhale Yasasına
tabi olmadığı gibi bir anlam çıkabilir. Kastım
şudur: Sadece bu müşterek bahis oyunlarının oynatılma
işleminin Kamu İhale Yasasının mevcut hükümleri içerisinde
mümkün olmadığını ifade etmek istemiştim. Onu
öncelikle düzeltmek istiyorum.
Daha önceki konuşmamda
da ifade ettiğim gibi, bu düzenlemenin yasal dayanağı
Anayasamızın 47nci maddesine öncelikle dayanmaktadır. Orada,
bilindiği üzere, bu tür kamu hizmetlerinin özel hukuk tüzel
kişilerine gördürülebileceğine dair 1999 yılında Anayasada
yapılan bir değişiklikle bir imkân getirilmiştir. Yine,
süreç içerisinde konunun idari yargıya taşınmasında
Danıştayca bu tür işlemlerin özel bir kanunla düzenlenmesi
ihtiyacı belirtilmiş olduğundan, referans olarak bu iki hususu
dikkate aldık ve özel bir kanunla bu ihale mevzuatını düzenleme
gayreti içerisinde olduk.
Belki, bu
hususlar, tabii, genel bir bütünlük ve disiplin içerisinde Kamu İhale
Yasasında da olabilirdi. Ama, genel mevzuatın parametreleri tabii
birçok değişkene bağlı. İleride belki - bu, Hükûmetimizin
de gündeminde olan bir konu; Kamu İhale Yasasını tekrar,
yeniden ele almış durumdayız zaman içerisinde ortaya çıkan
aksaklıklarını gidermek amacıyla- bu ve buna benzer bütün
mevzuatları tek bir disiplin içerisinde birleştirmek mümkün
olabilir.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
İKİNCİ
BÖLÜM
İş ve
Hizmetler, Mali Sorumluluklar
ve İhaleye
İlişkin Temel İlkeler
İş ve
hizmetler ile mali sorumluluklar
MADDE 3- (1) Bu
Kanun kapsamında özel hukuk tüzel kişilerine
yaptırılabilecek iş ve hizmetler ile yüklenilecek mali
sorumluluklar şunlardır:
a) Spor
müsabakalarına dayalı müşterek bahis ve sabit ihtimalli bahis
oyunlarının elektronik ortamlar ve bahis terminalleri üzerinden
oynatılması amacıyla bayilerin bağlantılı olarak
çalıştığı merkezî bahis sisteminin kurulması ve
işletilmesi,
b) Sabit
ihtimalli bahis oyunları için, merkezî bahis sistemine bağlı
olarak çalışacak risk yönetim merkezinin kurulması ve
işletilmesi, bu kapsamda oyun programlarında yer alan müsabakalara
ilişkin bahis oranlarının belirlenmesi.
c)
Başbayilik iş ve hizmetleri;
1) Her hafta
geçici mutabakat sağlanmak ve sözleşme süresi sonunda kesin hesap
çıkarılmak üzere, sabit ihtimalli bahis oyunlarında İdare
tarafından dağıtılan ikramiye tutarının oyun
planına göre dağıtılması gereken ikramiye
tutarının üzerinde olması hâlinde aradaki farkın karşılanması,
2) İdarenin
mevcut ve ileride tesis edeceği bayilerine merkezî bahis sistemi ile
uyumlu çalışacak bahis terminallerinin, mülkiyeti yüklenicide kalmak üzere temin edilmesi,
merkezî sistemle eş ve gerçek zamanlı
bağlantılarının iletişim giderleri üstlenilerek
kurulması, onarım ve bakımlarının yapılması,
3) İdare
tarafından oynatılan oyunlara ilişkin pazarlama, reklam,
tanıtım gibi faaliyetlerin yapılması; kupon, rulo gibi
sarfiyat malzemelerinin temini ve bayilere dağıtılması;
müsabaka ve ikramiye sonuçları gibi duyuruların yazılı ve
görsel basın aracılığıyla yapılması ile bayilik destek
hizmetlerinin verilmesi,
4) Bu bentteki
kesin hesap, sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesini müteakip en
geç üç ay içerisinde yapılır.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz talebi yok.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 112 sıra sayılı kanun tasarısının 3.
maddesinin 3. fıkrasında
oyunlara ilişkin
ibaresinden sonra
gelmek üzere idarece belirlenecek usuller çerçevesinde ibaresinin eklenmesini
arz ve teklif ederiz.
Selahattin
Demirtaş Mehmet
Nezir Karabaş Pervin
Buldan
Diyarbakır Bitlis Iğdır
Hamit
Geylani Sırrı
Sakık
Hakkâri
Muş
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi mi okutalım?
Buyurun
Sayın Demirtaş.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Tasarının
tümü üzerinde yaptığımız konuşmada da ifade
ettiğimiz gibi bu kanun tasarısı, öncelikle bahis konusunu özel
şirketlere devreden ve bir şekilde denetim altına almayı
hedefleyen, belki de gelir artırıcı hedefleri de olan bir yasa
tasarısı ama toplumsal açıdan bahsin
yaygınlaşması ve kumar kültürünün toplumda giderek yaygın
bir hâle gelmesini özendirici faaliyetlerden de kaçınılması
gerektiğini az önceki konuşmamızda da ifade etmiştik. O
çerçevede 3üncü maddenin 3üncü fıkrasında özellikle reklam,
tanıtım ve pazarlama konusunda bu bahis işini devralacak
şirketlerin sınırsız yetkilere sahip olmaması
açısından reklam pazarlama işlerinin idarenin denetiminde,
idarenin gözetiminde ve idarenin belirleyeceği usuller çerçevesinde
olabilmesi açısından değişiklik önergemizi verdik.
Değerli
arkadaşlar, bu konuda, aslında, Sayın Komisyonun ve değerli
bürokrat arkadaşların da görüşü, bu yönlü önlemlerin
alındığı ve bundan sonra da alınmaya devam
edeceği yönünde. Aslında bu değişiklik yapılmasa dahi
idarenin bu konuda zaten hassas davrandığı, davranmaya da devam
edeceği yönünde değerli görüşlerini belirttiler. Ancak ben,
idarenin kurumsal niteliği, devamlılığı ilkesi
açısından bu konunun kanunda sağlam ilkelere
bağlanması ve idareye bir yükümlülük getirilmesi açısından
yasada bir değişikliğin önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu konuda Spor Toto Teşkilat Müdürlüğü Reklam Yönetmeliği, sanal
ortamda oynatılan tali oyunlar hakkında yönetmelikler var ancak
burada reklam konusu biraz düzenlenmiş. Fakat, eğer tasarı bu
haliyle kanunlaşırsa değerli arkadaşlar, 3üncü maddenin
3üncü fıkrasına dayanarak, bu ihaleyi alan şirketler, kendi
bahis şirketlerinin ve yürüttükleri işlerin tanıtımı,
reklamı ve pazarlaması konusunda genel ilkeler dışında
hiçbir şeyle bağlı olmayacaklar. Dolayısıyla,
yaşamın her alanında, her karesinde, her saniyesinde bahis ve
kumar reklamlarıyla karşılaşma ihtimalimiz olacak.
Bir yönüyle
düşünüldüğünde, yani tasarının gerekçelerinden biri olan
işte gelir artırma faaliyeti açısından düşünüldüğünde,
belki pozitif sonuç yaratacak, şirketin geliri artıkça kamunun da
geliri de artmış olacak ama şirketin gelirinin artması,
bahsin yaygınlaşmasına bağlıdır. Yani bahis
yaygınlaştıkça, bahis toplumda giderek daha çok oynandıkça
ancak gelir artacak ve kamunun geliri ancak bu şekilde artacaktır. Bu
da daha fazla reklam, daha fazla tanıtım, daha fazla pazarlama
demektir. Bunun da ilkesizce yapılmasının önüne geçmek
açısından, kamu yararını da gözetmek açısından ve
giderek bahis oynanma kültürünü düşürmek açısından bizim
önerimiz: Kamunun bu konuda önlem alması, idareye ancak düzenleme yetkisi
verilmesi ve şirketlerin bahis tanıtımını,
pazarlamasını yaparken, bu, idarenin öngördüğü usuller
çerçevesinde ancak reklamını yapabilmesi açısından bir
değişiklik önerisidir.
Bu
doğrultuda değerli milletvekillerinin önergemizi dikkatlice
inceleyerek, desteklerinizi beklediğimizi ifade etmek istiyor, hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demirtaş.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
4üncü maddeyi
okutuyorum:
İhaleye
ilişkin temel ilkeler
MADDE 4- (1)
İhalede saydamlığın, rekabetin, eşit muamelenin, güvenirliğin,
gizliliğin, ka-muoyu denetiminin, ihtiyaçların uygun şartlarla
ve zamanında karşılanmasının ve kaynakların
verimli kullanılmasının sağlanması esastır.
(2) 3 üncü
maddede belirtilen iş ve hizmetlerin yaptırılacağı
özel hukuk tüzel kişisi, İdare tara-fından hâsılattan pay
verilmesi modeli esas alınarak bu Kanuna göre yapılacak kapalı
teklif ihale usulü ile belirlenir.
(3) 3 üncü
maddede belirtilen iş ve hizmetler özel hukuk tüzel kişilerine bir
bütün olarak kı-sımlara bölünmeden ve yurt çapında yürütülecek
şekilde ihale edilir.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz talebi yok.
Soru-cevap
işlemini başlatıyorum.
Buyurun
Sayın Kaptan.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, umudunu kaybetmiş insanlarımıza çeşitli adlar
altında kumar oynatmak yaygın hâle geldi. Bunu yaygın hâle
getirdiğinizi ve geçmişte kapatılan turistik otellerdeki
kumarhaneleri de açmayı düşünüyor musunuz?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkanım. Değerli milletvekilimize de teşekkür ediyorum.
Tabii, sorulan
sorunun bizim şu anda görüştüğümüz yasayla doğrudan bir
ilgisi yok. Toplum olarak gençlerimizi, vatandaşlarımızı
olabildiğince korumak gibi elbette anayasal bir görevimiz var, ama
teknolojinin getirmiş olduğu bazı sıkıntılar da
var. Yani, siz ülkede bu tip oyunları yasal bir zemine oturtmazsanız,
İnternet aracılığıyla illegal bir şekilde bu
oyunlar oynanıyor.
Kumarhane konusu
ayrı bir konu. O, geçmişte kapandı ve bir daha açılmadı.
Şu anda ne şahsımın ne de Hükûmetimizin bu şekilde bir
düşüncesi yoktur.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Madde üzerinde önerge yok.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
5inci maddeyi
okutuyorum:
İhale
komisyonu
MADDE 5- (1)
İdare bünyesinde biri başkan olmak üzere, ikisinin ihale konusu
işin uzmanı, birinin hukukçu ve birinin muhasebe veya malî
işlerden sorumlu bir personel olması şartıyla, tek
sayıda olmak üzere, en az beş kişiden oluşacak
şekilde, asıl üyeler ile bu üyelerin yerine geçecek aynı
niteliklere sahip yedek üyelerin isimleri belirtilmek suretiyle bir ihale
komisyonu oluşturulur.
(2) İhale
komisyonunun İdare personelinden oluşturulması esas olmakla
birlikte, İdarede yeterli sayı ve nitelikte personel bulunmaması
hâlinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarından komisyona üye
alınabilir.
(3) Gerekli
incelemeyi yapmalarını sağlamak amacıyla ihale işlem
dosyasının birer örneği, ilanı izleyen üç gün içinde ihale
komisyonu üyelerine verilir.
(4) İhale
komisyonu noksansız olarak toplanır ve kararlar çoğunlukla
alınır. Komisyon üyeleri kararlarda çekimser kalamaz. Karşı
oy kullanan komisyon üyeleri, gerekçelerini komisyon kararına yazmak ve
imzalamak zorundadır.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz talebi yok.
Soru-cevap yok.
Önerge yok.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul
edilmiştir.
6ncı
maddeyi okutuyorum:
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İhaleye
Katılım Kuralları
Yaklaşık
oran
MADDE 6- (1)
İdarece, ihale yapılmadan önce her türlü ayrıntılı
araştırma yapılarak hâsılatın yükleniciye
verilebilecek yaklaşık oran tespit edilir veya ettirilir ve
dayanaklarıyla birlikte bir hesap cetvelinde gösterilir.
(2)
Yaklaşık oranın tespitinde bir öncelik sıralaması
olmaksızın;
a) Kamu kurum ve
kuruluşları tarafından hizmetin niteliğine göre
belirlenmiş fiyatlar,
b) İdare
veya diğer idarelerce gerçekleştirilmiş aynı veya benzer
hizmetlerdeki fiyatlar ve ücretler,
c) İlgili
meslek odalarınca belirlenmiş fiyatlar,
ç) İhale
konusu hizmeti oluşturan iş kalemlerine ilişkin fiyatların
(a), (b) ve (c) bentlerine göre tespit edilememesi hâlinde, yapılacak
fiyat araştırması kapsamında; o hizmete ilişkin
alınacak fiyat tekliflerinin ortalaması alınmak suretiyle veya
konusunda uzman bilirkişi ve uzmanlardan soruşturularak oluşturulacak
fiyatlar,
esas
alınır.
(3)
Yaklaşık oran ilan edilmez ve isteklilere veya ihale süreciyle resmî
ilişkisi olmayan diğer kişilere açıklanmaz.
BAŞKAN
Madde üzerinde soru-cevap faslına geçiyorum.
Buyurun
Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, bu
yasa tasarısının önemli maddelerinden biri bu yaklaşık
oran maddesi. İdare tarafından uzmanlara tespit ettirilen bu
yaklaşık oranın 3üncü fıkrada ilan edilmeyeceği ve
isteklilere ve ihale süreciyle resmî ilişkisi olmayan diğer
kişilere açıklanamayacağı belirtiliyor. Yani burada
yasağı getiriyoruz ancak yaptırım konusunda bir düzenlemeye
yer verilmesinin daha doğru olacağını Sayın Bakan
düşünüyor mu?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım. Sayın Öztürke de teşekkür ediyorum.
Şimdi
değerli arkadaşlarım, son maddelerde bir hüküm var, Kamu
İhale Kanununun bu yaptırımlar ve ceza maddelerine atıf da
yapıyor. Sayın Milletvekilimizin sorduğu sorunun cevabı
orada. Bu maddenin getirmiş olduğu müeyyideye aykırı
yaptırımların Kamu İhale Kanununun cezai
yaptırımlar bölümünde karşılığı var.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
7nci maddeyi
okutuyorum:
İhaleye
katılımda yeterlilik kuralları
MADDE 7- (1)
İhaleye katılacak isteklilerin belirli ekonomik ve mali yeterlilik
ile mesleki ve teknik yeterliliğe sahip olması esastır.
İhaleye katılacak isteklilerin sağlaması gereken ekonomik
ve mali yeterlilik ile mesleki ve teknik yeterlilik kriterleri idarî
şartnamede yer alır. İhaleye katılacak isteklilerden,
yeterliliklerinin belirlenmesine ilişkin olarak aşağıda
belirtilen bilgi ve belgeler istenir:
a)
İsteklinin, mevzuatı gereği ilgili odaya kayıtlı
olarak faaliyette bulunduğunu gösteren belgeler,
b)
İsteklinin ihale konusu iş veya benzer müşterek ve sabit
ihtimalli bahis işlerinde, son beş yıl içinde, asgarî toplam bir
yıl idarî şartnamede belirlenecek sayıda yurtiçinde veya
yurtdışında bayi ağını işletmiş
olduğuna ve belirlenecek tutarda yıllık hâsılatın risk
yönetimini gerçekleştirmiş olduğuna ilişkin iş deneyim
belgeleri,
c) İhale
konusu iş kapsamında kullanılacak altyapı ve ekipmanlar ile
yapılacak işin ihale dokümanında belirtilen standartlara
uygunluğunu gösteren, uluslararası kurallara uygun şekilde
akredite edilmiş kalite kontrol kuruluşları tarafından
verilen sertifikalar,
ç)
İsteklinin organizasyon yapısına ve ihale konusu işi yerine
getirmek için yeterli sayıda ve nitelikte personel
çalıştırdığına veya
çalıştıracağına ilişkin bilgi veya belgeler,
d) Bir takvim
yılında gerçekleşen hâsılatın taahhüt edilen
hâsılatın altında kalması durumunda, isteklinin
hâsılattan aldığı pay oranının, gerçekleşen
hasılat ile taahhüt ettiği hasılat arasındaki farkın
taahhüt edilen hasılata oranı kadar noksan uygulanacağına
ilişkin hükmü de içeren ve miktarı idarî şart-namede belirlenen
asgarî yıllık hasılat taahhütnamesi,
e)
İsteklinin, ilgili mevzuatı uyarınca yayımlanması
zorunlu olan bilançosu veya bilançosunun gerekli görülen bölümleri, yoksa
bunlara eşdeğer belgeler.
(2) İhale
dokümanında ortak girişimi oluşturan ortakların münferiden
karşılaması gereken as-garî yeterlilik kriterleri
dışındaki belgeleri pilot ortağın sunması
yeterlidir.
BAŞKAN
Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal şahsı adına söz
istemiştir.
Buyurun.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, bu 7nci madde alt komisyonda ve
komisyonda en çok tartıştığımız maddeydi.
Arkadaşların katkılarıyla belli ölçüde bir yola sokuldu.
Ancak az önce, diğer gruplardan arkadaşlarımız Bir önerge
verelim. diye geldiler. Şu ana kadar da bize ulaşmadı önerge
ama ben yine de bir görüşümü -bununla ilgili- belirteceğim
zamanınızı almadan.
Burada, teknik
yeterlilikleri belirlerken, orijinal, Hükûmetin teklif ettiği metinde:
son beş yıl içerisinde, asgari bir yıl boyunca idari
şartnamede belirlenecek sayıda bayi ağını
işletmiş olduğuna
diye devam ediyor. Son beş yıl
içinde, asgari bir yıl boyunca diyordu. Biz de alt komisyonda
arkadaşların eleştirilerini de dikkate alarak toplam bir
yıl boyunca son beş yılda diye düzelttik.
Şimdi,
arkadaşlarımız o bir yılın kaldırılmasını
istiyor. Bu durumda, daha ağırlaştırılmış
oluyor Sayın Bakanım. Tam beş yıl o zaman, idari
şartnamede belirlenecek sadece bayi ağını işletmiş
olmayı söylüyoruz, beş yıl şartı getirmiş
oluyoruz eğer bu teklif oylanır ise. Bunun sakıncasını
belirtmek üzere söz aldım. Tam tersine, beş yıl
Şu andaki
işletici bile beş yıllık tecrübeye sahip değil
başladığı tarihten alırsak. O zaman
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Günal, bir saniye.
Sayın
milletvekilleri, hatibi sükûnet içinde dinlersek daha faydalı olacak diye
düşünüyorum.
Buyurun
Sayın Günal.
MEHMET GÜNAL
(Devamla) Teşekkürler Sayın Başkanım.
Dolayısıyla,
bu kısıtlayıcı bir şey oluyor, metinde bir tuzak gibi
oluyor ve alt komisyonda da Komisyonda da uzmanlarca görüşülen bir
şey, sakıncaları da görüşüldü. Bu şekliyle
kalmasını talep ediyoruz.
Önergenin dikkate
alınmamasını istiyorum.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Günal.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Madde üzerinde bir önerge vardı Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Bana bildirilen şeyde önerge yok, 7nci maddede önerge yoktu.
NİHAT ERGÜN
(Kocaeli) Önerge yok, önergeyi çektik efendim.
BAŞKAN
8inci maddeyi okutuyorum:
İhaleye
katılamayacak olanlar
MADDE 8- (1)
Aşağıda sayılanlar doğrudan veya dolaylı olarak,
kendileri veya başkaları adına hiçbir şekilde ihalelere
katılamazlar:
a) İlgili
mevzuat uyarınca geçici veya sürekli olarak kamu ihalelerine
katılmaktan yasaklanmış olanlar ile 12/4/1991 tarihli ve 3713
sayılı Terörle Mücadele Kanunu ve 26/9/2004 tarihli ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanununun suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerini aklama, zimmet, irtikâp,
rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma veya örgütlü
suçlardan dolayı hükümlü bulunanların ortağı veya yönetim
kurulu üyesi olduğu tüzel kişiler,
b) İlgili
mercilerce hileli iflas ettiğine karar verilenler,
c) İdarenin
ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli
kişilerin ortağı olduğu tüzel kişiler,
ç) İdarenin
ihale konusu işle ilgili her türlü ihale işlemlerini hazırlamak,
yürütmek sonuçlandırmak ve onaylamakla görevli olanların
ortağı olduğu tüzel kişiler,
d) (c) ve (ç)
bentlerinde belirtilen şahısların eşleri ve üçüncü dereceye
kadar kan ve ikinci dereceye kadar kayın hısımları ile
evlatlıkları ve evlat edinenlerinin ve bunların ortağı
olduğu tüzel kişiler,
e) (c), (ç) ve
(d) bentlerinde belirtilen kişilerin, yönetim kurullarında görevli
bulunmadıkları veya sermayesinin yüzde onundan fazlasına sahip
olmadıkları anonim şirketler hariç ortakları ile
şirketleri,
f) İflas
eden, tasfiye hâlinde olan, işleri mahkeme tarafından yürütülen,
konkordato ilan eden, işlerini askıya alan veya kendi ülkesindeki
mevzuat hükümlerine göre benzer bir durumda olan tüzel kişiler,
g) İhale
tarihi itibarıyla, kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu veya
kesinleşmiş vergi borcu bulunan tüzel kişiler,
ğ)
İhale tarihi itibarıyla, mevzuatı gereği kayıtlı
olduğu oda tarafından meslekî faaliyetten men edilmiş olan tüzel
kişiler,
h) 29/4/1959
tarihli ve 7258 sayılı Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında
Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 5 inci
maddesinde sayılan yasak fiillerden herhangi birini işlediği
İdarece tespit edilen; gerçek kişilerin kurduğu tüzel
kişiler, tüzel kişiler ile söz konusu tüzel kişilerin
ortaklarının kurduğu veya ortağı olduğu tüzel
kişiler,
ı) 10 uncu
maddede belirtilen yasak fiil veya davranışlarda bulundukları
tespit edilenler.
(2) Belirtilen yasaklara
rağmen ihaleye katılan istekliler ihale dışı
bırakılarak, (f) ve (h) bentleri hariç olmak üzere, geçici
teminatları gelir kaydedilir. Bu durumun tekliflerin
değerlendirilmesi aşamasında tespit edilememesi nedeniyle
bunlardan biri üzerine ihale sonuçlandırılmışsa,
teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir.
BAŞKAN
Madde üzerinde, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Aydın
Milletvekili Sayın Ertuğrul Kumcuoğlunun söz talebi
vardır.
Sayın
Kumcuoğlu
OKTAY VURAL
(İzmir) Sonraki maddede konuşacak Sayın Başkan.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde
kabul edilmiştir.
9uncu maddeyi
okutuyorum:
Ortak
girişimler ve alt yükleniciler
MADDE 9- (1)
Ortak girişimler Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş anonim
şirketler tarafından kendi aralarında veya yabancı
şirketlerle iş ortaklığı olarak oluşturulabilir.
İş ortaklığı üyeleri, hak ve sorumluluklarıyla
iş ve hizmetleri birlikte yapmak üzere ortaklık yaparlar. İhale
aşamasında ortak girişimden kendi aralarında bir iş
ortaklığı yaptıklarına dair anlaşma istenir.
İş ortaklığı anlaşmalarında pilot ortak
belirtilir. İhalenin iş ortaklığı üzerinde kalması
hâlinde, sözleşme imzalanmadan önce noter tasdikli iş
ortaklığı sözleşmesinin verilmesi gerekir. İş ortaklığı
anlaşma ve sözleşmesinde, iş ortaklığını
oluşturan tüzel kişilerin taahhüdün yerine getirilmesinde
müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları belirtilir.
(2) Alt
yüklenicilerin yaptıkları işlerle ilgili sorumluluğu,
yüklenicinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
10uncu maddeyi
okutuyorum:
Yasak fiil ve
davranışlar
MADDE 10- (1)
İhalede aşağıda belirtilen fiil veya
davranışlarda bulunmak yasaktır:
a) Hile, vaat,
tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap,
rüşvet suretiyle veya başka yollarla ihaleye ilişkin
işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek,
b)
İsteklileri tereddüde düşürmek, katılımı engellemek,
isteklilere anlaşma teklifinde bulunmak veya teşvik etmek, rekabeti
veya ihale kararını etkileyecek davranışlarda bulunmak,
c) Sahte belge
veya sahte teminat düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek,
ç) Bir istekli
tarafından kendisi veya başkaları adına doğrudan veya
dolaylı olarak, asaleten ya da vekâleten birden fazla teklif vermek.
BAŞKAN
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Aydın Milletvekili Sayın
Ertuğrul Kumcuoğlu.
Buyurun
Sayın Kumcuoğlu. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; gündemimizdeki kanun
tasarısının 10uncu maddesiyle ilgili bazı görüş ve
düşüncelerimi Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına sizlerle
paylaşmak üzere huzurlarınızdayım.
Evvela şu
hususa dikkatlerinizi çekmek istiyorum: Bugün gayet hızlı bir
şekilde, gayet düzenli bir şekilde, gayet ahenkli bir şekilde
bir kanun yapmaktayız. Hâlbuki, dün ve ondan önceki günler bu kadar
ahenkli, bu kadar düzgün, bu kadar rahat bir çalışma
ortamımız yoktu. Niye? Çünkü muhalefet ile iktidarın belli
konulardaki görüşleri arasında ciddi değerlendirme
farklılıkları vardı.
Milliyetçi
Hareket Partisi olarak biz, iktidarın desteklenmesi gerektiği anda ve
yerde bu görevimizi en halisane duygu ve düşüncelerle yerine getiriyoruz.
Ama bir şeye muhalefet ettiğimiz zaman da bu konudaki fikirlerimizin,
düşüncelerimizin ve isteklerimizin kalıplaşmış bir ret
davranışı içinde keenlemyekün addedilmesinden de rahatsız
oluyoruz. Bundan sadece şahıs olarak, Grup olarak rahatsız
olmuyoruz. Fakat Türkiyenin yüksek menfaatleriyle kabili telif de görmüyoruz
iktidar kanadı olarak bu davranışlarınızı.
Lütfen, bundan birkaç gün önceki çalışma şeklimiz ve
tavrımızla bugünkü çalışma düzenimizi mukayese ediniz ve
muhalefetin bu konudaki görüş ve düşüncelerine önem veriniz.
Hoş, dünkü oylamada iktidar grubundaki pek çok arkadaşın
muhalefet gibi düşündüğünü de iktidar kanadının oylamaya
iştirak zafiyetinden anlamış oluyoruz. Demek ki sizin içinizde
de bazı konularda huzursuz olan arkadaşlar var. İktidar
kanadındaki yetki ve etki sahibi kişileri, bu oylama
sayıları üzerinde ciddi surette düşünmeye davet ediyorum.
Muhalefet sadece şu kanattan kaynaklanmıyor, bu kanattan da ciddi
surette, her yaptığınız işin doğru olup
olmadığı konusunda ciddi tereddütler var demektir bu. Oylama
sonuçları onu gösteriyor.
Şimdi,
değerli arkadaşlarım, burada belli konularda, bu maddede
kimlerin, ne şekilde bu tür ihalelerden uzak tutulacağına dair
bir değerlendirme var. Yani bir negatif yaklaşım içindeyiz
Şunlar şunu yapamaz, bunlar bunu yapamaz. diye. Benim de esas söz
aldığım fakat bu kadar hızlı geçeceğini tahmin
etmediğim için çalışma yapmak için dışarı
çıktığım bir anda, esas üzerinde konuşmak
istediğim 10uncu maddede konuşma fırsatını
kaçırdım. Müsaade ederseniz, bu fırsattan istifadeyle o konuda
bir iki noktayı dikkatinize getirmekte yarar görüyorum.
Bunlardan
birincisi şu: Bu 10uncu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) 8inci.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Devamla) Pardon, 8inci maddenin. Özür dilerim, şimdi
10uncu madde üzerinde konuşuyoruz.
8inci maddenin
(g) fıkrasında İhale tarihi itibarıyla,
kesinleşmiş sosyal güvenlik prim borcu veya kesinleşmiş
vergi borcu bulunan tüzel kişiler ihalelere katılamayacak
kişiler arasında sayılıyor. Yalnız burada vergi
borcundan
Sırf zabıtlara geçsin diye bir açıklama
yapıyorum. Beyannamenizi verdiğiniz tarihten itibaren vergi borcunuz
teşekkül eder. Ama, diyelim ki siz 16 Mart tarihi itibarıyla
beyannamenizi verdiniz -gelir vergisi beyannamenizi- o andan itibaren vergi
borcu teşekkül eder ama sizin birinci taksitiniz 31 Martta, ikinci
taksitiniz birkaç ay sonra gelir. Dolayısıyla bunun vadesinde
ödenmemiş vergi borcu şeklinde anlaşılmasında yarar
vardır, aksi takdirde ileride birisi kalkar itiraz eder, idarenin başı
derde girer. Bunu, bu şekilde, itiraz olmadığı takdirde
-zabıtlara bu şekilde geçmiştir- bu şekilde
anlaşılmalıdır diye eski bir maliyeci olarak kayıtlara
geçirmekte fayda gördüm.
Onun
dışında, bu vesileyle Sayın Bakanımız başta
olmak üzere bu tür işlem ve tasarruflara taraf olanların dikkatini
bir hususa getirmek istiyorum, o da şu: Bugün Türkiyede, özellikle
profesyonel futbol liglerinde, büyükşehir belediyeleri adına
müsabakalara iştirak eden profesyonel spor kulüpleri var. Bu
büyükşehir veyahut da küçük şehir belediyeleri adına profesyonel
ligde mücadele eden takımlarla ilgili olarak iki temel mahzur var:
Bunlardan
birincisi şu: Avrupa Spor Şartına göre, her türlü spor
faaliyetinin siyasi etkilerden ve mülahazalardan uzak tutulması gerekir.
Hâlbuki bizim büyükşehir belediye başkanlarımız siyasi
kişiler, dolayısıyla bir spor kulübünün başında
oldukları andan itibaren, geldikleri andan itibaren, o spor kulübü siyasi
bir konum kazanıyor ve bu, Avrupa Spor Şartına ve Avrupa spor
modeline aykırı. Onun için, tarafları bu konuda ciddi suretle
düşünmeye ve tedbir almaya davet ediyorum çünkü ileride bu bizim
başımızı derde sokabilir.
İkinci
olarak, bizim Türk mevzuatında, profesyonel bir spor kulübünün spor
sahasında etkin bir şekilde faaliyet gösterebilmesi için,
yanılmıyorsam en az on iki amatör spor dalında faaliyet
gösteriyor olması lazım. Yani biz, Türkiyedeki, Beşiktaş,
Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor vesaire gibi profesyonel spor
kulüplerimizin, bu şekilde, spor faaliyetlerinden, profesyonel spordan
elde ettikleri gelirlerin bir kısmını amatör sporlara tahsis
etmesini istiyoruz. Hâlbuki bu temel fonksiyonun, esas itibarıyla, kamu
kurumları tarafından yerine getirilmesi gerekir. Hâlbuki bizim
belediyelerimiz ne yapıyorlar? Vergi veya benzeri şekilde elde
ettikleri kaynakları, tamamen değişik bir mahiyette olan
profesyonel spor sahasında, alanında harcıyorlar fakat amatör
spor faaliyetleriyle ilgili hiçbir etkinlik yapmıyorlar. Hâlbuki
çağımız, sporun son derece yoğun gündemde olduğu ve
insanların daha az çalışarak daha çok ürettikleri bir dönem,
daha çok boş zamanları var. Ayrıca, bizim spor yapmak
hakkından, imkânından mahrum olan sakat insanlarımız var.
Dolayısıyla belediyelerimizin profesyonel spor kulübü kuracak yerde
spor yapma imkânı olmayan geniş halk kitlelerine yönelik amatör spor
faaliyetlerini teşvik edici, kolaylaştırıcı
birtakım arayışlar içinde, etkinlikler içinde olmaları
lazım ve elindeki imkânları bunlar için kullanmaları lazım.
Bunları niye
söylüyorum? Bunları şunun için söylüyorum: Bu tasarı
kanunlaştıktan sonra, kesinleştikten sonra bu kanunun
uygulamasından elde edilecek gelirler söz konusu faaliyetler arasında
paylaştırılacak. Bu paylaşım yapılırken bu
kürsüde şu ana kadar ifade etmeye çalıştığım
hususların da ayrıca dikkate alınması ve bu konuya önem
verilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu duygu ve
düşüncelerle Sayın Başkan, zatıalinizi ve yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kumcuoğlu.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci maddeyi
okutuyorum:
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İhalenin
İlanı, İhale Dokümanının Verilmesi
İhalenin
ilanı
MADDE 11- (1)
İhaleye ilişkin ilan, ihale tarihinden en az otuz gün önce Resmî Gazetede
ve Kamu İhale Bülteninde yayımlanır.
(2) İhale
ilanında aşağıdaki hususların belirtilmesi zorunludur:
a) İdarenin
adı, adresi, telefon ve faks numarası ve ilgili personelin elektronik
posta adresi,
b) İhalenin
adı ve niteliği,
c) İşin
süresi,
ç) İhaleye
katılabilme şartları ve istenilen belgelerin neler olduğu,
d) İhale
dokümanının nerede görülebileceği ve hangi bedelle
alınacağı,
e) İhalenin
nerede, hangi tarih ve saatte yapılacağı,
f) Tekliflerin
ihale saatine kadar nereye verileceği,
g) İhalenin
4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve 8/9/1983
tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi
olmadığı.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, kişisel söz istiyorum efendim.
BAŞKAN
Buyurun.
Sayın Genç,
yalnız bir dahaki sefere eğer söz istediğiniz zaman ben oylamaya
geçmeden talep ederseniz daha sevinirim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, ben daha önce
BAŞKAN Ben
sadece bunu size hatırlattım.
Buyurun, süreniz
beş dakika.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, önce müracaat ettiğimiz zamanlarda AKP
Grubu bütün maddeler üzerinde sözü alıp kapatıyor. Ondan sonra da
Biz de fuzuli şey etmiyoruz. Tabii, biz burada
Şimdi, ben, bundan
sonra konuşurum dersem hemen orada, efendim madde üzerinde söz
isteyenler var, çıkıp konuşacaklar. Yani bu taktiklerini
bildiğimiz için, bize karşı yapılan bu hileyi bu
şekilde bozabiliyoruz.
Değerli
Başkanım, sayın milletvekilleri; efendim, tabii, çok önemli
kanunlardan şey ediyoruz. Burada Kamu İhale Kanunu ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmama şartları
Şimdi, aslında, bu Kamu İhale Kanunu ve Devlet İhale
Kanunu, uzun deneyimler sonucu hazırlanmış ve kamu ihalelerinin
çok sağlıklı yapılabilmesi, rüşvetin önlenmesi,
devletin zarara uğratılmaması için uzun deneyimlerden sonra
tespit edilmiş fiilî ve gerçek bir durumdur. Nedense idareler bu
şeylerden kaçmak istiyorlar. Bunlardan kaçınca da hep keyfîliklere
kaçılıyor.
Yani bu kanun,
tabii bize daha dağıtılmadı. İşte dün
buradaydık, bu kanunun görüşüleceği de yoktu, doğru dürüst
incelediğimi de söyleyemem. Ama bu kanun önemli bir kanun. Türkiyede çok
büyük miktarda kaynakların birtakım kişilere ihale yoluyla
aktarmasını sağlayan kanundur. Maalesef, AKP İktidarı
zamanında, işte hep rant getiren bütün büyük faaliyetler AKPnin üst
kadrolarının yakınlarına kanalize ediliyor. İşte
son Futbol Federasyonu Başkanlığını alan kişi
Zorla, devlet gücü kullanılarak Tayyip Erdoğanın en yakın
iş ortağı, arkadaşı olan kişiye verildi.
Dolayısıyla
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Genç, nereden biliyorsun iş
ortağı olduğunu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Biliyorum efendim. Bunlar önceden belliydi.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Başbakan hakkında yalan
şeyler söylemeyin.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yalan söylemiyorum. Doğruları sen araştır.
BAŞKAN
Sayın Genç
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sayın Genç, lütfen doğru konuşun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Bakın efendim
Kim, nasıl?
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) Bu eski Futbol Federasyonu Başkanını
BAŞKAN
Sayın Genç
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) -
zorla istifa ettirmek için burada kanunlar getirdiniz, kanunlar
BAŞKAN
Sayın Genç, Genel Kurula hitap edin ve madde üzerinde konuşun lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın Başkan, yani şimdi
BAŞKAN
Madde üzerinde konuşun lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) O gemiciği kimden aldı? Gemiciği kimden aldı,
söyler misin?
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) İftira etmenin bir anlamı var mı?
KAMER GENÇ
(Devamla) Gemiciği kimden aldı?
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Yalan dolan konuşma!
KAMER GENÇ
(Devamla) Yalan dolanla
Olur mu?
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) - Nereden
biliyorsun ortağı olduğunu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Ee gelin, araştıralım.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) İftira atma!
KAMER GENÇ
(Devamla) Hayır, gelin araştıralım.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu şimdi, her şeyi örtbas ediyorsunuz. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ
(Devamla) O gemiciği kim verdi? Gemiciği Tayyipin oğluna kim
verdi? Araştıralım.
LÜTFİ
ÇIRAKLOĞLU (Rize) Saygısızlık yapma millete!
KAMER GENÇ
(Devamla) Ben kime karşı saygılı olup kime
karşı olmadığımı bilen bir insanım, tamam
mı? Burada, ben size doğruları söylüyorum.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Hangi doğruları? Sayın
Erdoğanın ortağı diyorsunuz.
KAMER GENÇ
(Devamla) Bu memleketi doğru yönetin, dürüst yönetin.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
KAMER GENÇ
(Devamla) Bu memleketi doğru ve dürüst yönetmediğiniz takdirde, bu
memleketi
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Terbiyeli
konuş!
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu senden terbiye öğrenecek
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Yahu bırak, değmezsin!
KAMER GENÇ
(Devamla) Sen şimdi birilerine yaranmak için burada
yırtınıyorsun! Şimdi sen burada kendini başkasına
beğendirme, evvela vicdanına ve halka beğendirmeye
çalış.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) İftira ediyorsun! Belge göster.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu iftira
Şimdi,
Sayın Başkan, bu kişiyi susturun da ben konuşayım
bari.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Bu kişiyi değil, milletvekili
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) İyi ama hiç öyle milletvekili
ağırlığı taşımıyorsun ki sana
milletvekili diyeyim. Onun için
BAŞKAN
Sayın Genç
Sayın Genç
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Seviyeli ol, seviyeli!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Sayın Başkan, müdahale edin, iftira ediyor.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yani şimdi, bunlar öyle kişiler ki hem yapıyorlar
hem de pireleniyorlar.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Sinirleniyoruz, iftiraya sinirleniyoruz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, müsaade ederseniz
KAMER GENÇ
(Devamla) Ee yapmayın. Siz devleti doğru yönettiniz de biz
karşı mı çıktık? Yani gidip de Futbol Federasyonu
Kanununu burada zorla, yani o kadar büyük çoğunlukla getirdiniz, bir an önce.
Hiç sebep yokken genel kongreye gittiniz. Bu Futbol Federasyonu
Başkanlığına gelen adam nasıl geldi, kimlerin gücüyle
geldi, bilinmiyor mu yani Türkiye'de.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Millet seyrediyor.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sonra, kimin ortağı, bunların hepsi biliniyor.
Ee bunları yapmayın, devleti düzgün
yönetin, biz de size diyelim ki: Tamam ya, biz de sizi destekleyelim.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) - Ne alakası var?
KAMER GENÇ
(Devamla) Biz peşin hükümlü şey içinde değiliz ki.
Şimdi, peki,
Devlet İhale Kanunundan, Kamu İhale Kanunundan niye
kaçıyorsunuz? Yani dürüst yönetmek varken ortada, ihaleyi dürüst yapmak
varken niye bunlardan kaçıyorsunuz? İnsanlar orada yıllarca
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) İftira etme! Belgen varsa konuş.
KAMER GENÇ (Devamla)
Avrupa Birliği diyor ki: Kardeşim, Kamu İhale Kanununa göre
ihalelerini yap.
Ee şimdi,
siz bunları, hepsini, bunlardan kaçırıyorsunuz, ondan sonra Ee
ben kendi inisiyatifimle, kendi yandaşlarımla, ben memurlarımla
yapacağım. Böyle bir idare sistemi Ugandada yok. Sizin
uyguladığınız idare sistemi İdi Amin zamanında
uygulanmıyordu. Tamam mı? Bunları gidin
araştırın.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Sana yakışmıyor.
KAMER GENÇ
(Devamla) Keyfîliğin her olduğu yer, İdi Amin tarzı
yönetim sistemidir.
Burada daha önce
vergi yasalarını geçirdiniz. Efendim, 31/12/2007 tarihine kadar kamu
malını işgal eden kişiler gidecek ecri misil ödeyecek,
ondan sonra o gayrimenkulü ona ödeyecek pazarlık suretiyle
Dünyanın
neresinde bu görülmüştür?
Ben bilmiyor muyum
ki
Yani şimdi, Hükûmete ve bu AKPye yakın olanlar, gidip de
devletin güzel mallarını işgal edip de ondan sonra bu kanunu
getirip
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Konuşma sürenize bir dakika ekliyorum, lütfen tamamlayın Sayın Genç.
METİN
KAŞIKOĞLU (Düzce) AK Partiye yakın
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi bakın
Arkadaşlar, suçu olan
bağırır. Ben size doğruları söylüyorum. (AK Parti
sıralarından Kim bağırıyor? sesleri)
Bakın, benim
teklifim şu: Diyorum ki kardeşim, her şeyi devletin
yerleşik düzenine göre yapın. Devletin yerleşik düzenine göre
gittiğiniz zaman
Kontrol sistemini de
kaldırmışsınız. İç denetimi
İşte,
Maliye müfettişliğinden gelmiş arkadaş burada
bağırıyor. Şimdiye kadar binlerce iç denetim elemanı
atadınız. Dört yıldır onlara 3 milyardan fazla para
ödüyorsunuz. Üç seneden beri bir denetim raporu var mı? Bir tane göster!
Milyarlarca lira maaş ödüyorsunuz. Peki, yani devleti denetim
dışı bırakırsınız, ondan sonra kendi
bürokratlarınız istediği gibi ihale yapacak, kim bunları
kontrol edecek? Biz dürüstüz! Senin dürüst olduğunu ben nereden bileyim
kardeşim. Buna, bilmem, gulu gulu dansı derler, Erbakanın
dediği gibi. Böyle bir şey olmaz arkadaşlar.
Onun için, yani
bence, kanunları getirirken bunları usulüne göre, hukuka göre
getirmek lazım.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Genç.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
12nci maddeyi
okutuyorum:
Şartnameler
MADDE 12- (1)
İhale konusu işin teknik kriterlerine ve ayrıntılarına
ihale dokümanının bir parçası olan teknik şartnamede yer
verilir. Belirlenecek teknik kriterler ve ayrıntılar verimliliği
ve fonksiyonel-liği sağlamaya yönelik olarak hazırlanır.
(2) İdarî
şartnamede asgarî aşağıdaki hususların belirtilmesi
zorunludur:
a) İşin
adı ve niteliği,
b) İdarenin
adı, adresi, telefon, faks numarası, ilgili personelin adı,
soyadı, unvanı ve elektronik posta adresi,
c) İhale
tarih ve saati ile tekliflerin sunulacağı yer, son teklif verme tarih
ve saati,
ç) İhale
dokümanının görülebileceği ve satın alınabileceği
yer ile vergiler dâhil satış bedeli,
d) Süre
uzatımı verilebilecek hâller ve şartları,
e) İhaleye
katılabilmek için gereken ekonomik ve malî yeterlilik ile meslekî ve
teknik yeterliliğe ilişkin belgeler ile bunlarda aranan yeterlilik
kriterleri, ortak girişimlerde ortakların münferiden
karşılaması gereken yeterlilik kriterleri,
f ) Bir takvim
yılında gerçekleşen hâsılatın taahhüt edilen
hâsılatın altında kalması durumunda, istekliye
hâsılattan verilecek pay oranının, gerçekleşen hâsılat
ile taahhüt edilen hâsılat arasındaki farkın taahhüt edilen
hâsılata oranı kadar noksan uygulanacağına ilişkin
hüküm,
g)
İsteklilerden istenilen belgelerin sunuluş şekli,
ğ)
Yeterlilik değerlendirilmesinde uygulanacak kriterler,
h) İhale dokümanında
açıklama isteme ve yapılma yöntemleri,
ı)
Tekliflerin geçerlik süresi,
i)
Ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinin kimin
tarafından karşılanacağı,
j) Tekliflerin
verilmesi, alınması, açılması ve değerlendirilmesinde
uygulanacak usul ve esaslar,
k) İhale
kararının alınmasından sözleşmenin imzalanmasına
kadar uygulanacak usul ve esaslar,
l) Geçici ve
kesin teminatlar ile bu teminatlara ait şartlar,
m) İhale
saatinden önce ihalenin iptal edilmesinde İdarenin serbest olduğu,
n) Bütün tekliflerin
reddedilmesi ve ihalenin iptal edilmesinde ihale komisyonunun serbest
olduğu,
o) İhale
konusu işe başlama ve bitirme tarihi ve uygulanacak cezaî
şartlar,
ö) Yükleniciye
yapılacak ödemenin yeri ve şartları,
p) Sözleşme
ile ilgili diğer giderlerin kimin tarafından ödeneceği,
r) Denetim ve
kabul işlemlerine ilişkin şartlar,
s)
Anlaşmazlıkların çözüm şekli,
ş)
İhalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanununa tabi olmadığı.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 13ü
okutuyorum:
İhale
dokümanının verilmesi, dokümanda değişiklik ve
açıklama
MADDE 13- (1)
İhale dokümanı İdarede bedelsiz görülebilir. Ancak, ihaleye
katılmak isteyenlerin ihale dokümanını satın almaları
zorunludur.
(2) İlan
yapıldıktan sonra ihale dokümanında değişiklik
yapılmaması esastır. Değişiklik yapılması
zorunlu olursa, bunu gerektiren sebep ve zorunluluklar bir tutanakla tespit
edilerek, önceki ilân geçersiz sayılır ve iş yeniden aynı
şekilde ilan edilir. Ancak, ilan yapıldıktan sonra, tekliflerin
hazırlanmasını veya işin gerçekleştirilmesini
etkileyebilecek maddî veya teknik hatalar veya noksanlıkların
İdarece tespit edilmesi veya ihaleye katılmak isteyenlerce
yazılı olarak bildirilmesi hâlinde, ihale dokümanında
değişiklikler yapılabilir. Bu hâlde, ihale geçersiz
sayılmaz ve yapılan bu değişikliklere ilişkin ihale
dokümanının bağlayıcı bir parçası olan zeyilname,
son teklif verme gününden en az beş gün öncesinde ulaşacak
şekilde ihale dokümanı alanların tamamına bildirilir.
Zeyilnameyle yapılan değişiklikler nedeniyle tekliflerin
hazırlanabilmesi için ek süreye ihtiyaç duyulması hâlinde, ihale
tarihi bir defaya mahsus olmak üzere en fazla on gün zeyilname ile ertelenebilir.
Zeyilname düzenlenmesi hâlinde, teklifini bu düzenlemeden önce vermiş
olanlara tekliflerini geri çekerek yeniden teklif verme imkânı
sağlanır.
(3) İhaleye
katılmak isteyenler tekliflerini hazırlarken ihale dokümanında
açıklanmasına ihti-yaç duyulan hususlarla ilgili olarak son teklif
verme gününden on gün öncesine kadar yazılı olarak açık-lama
talep edebilirler. Bu talebin İdarece uygun görülmesi hâlinde
yapılacak açıklama, bu tarihe kadar ihale dokümanını
alanlara son teklif verme gününden en geç beş gün öncesinde bilgi sahibi
olmalarını temin edecek şekilde, ihale dokümanını
satın alırken bildireceği faks veya elektronik posta
adreslerine, açıklama talebinde bulunan belirtilmeksizin, yazılı
olarak gönderilir.
(4) İdarenin
gerekli gördüğü veya ihale dokümanında yer alan belgelerde ihalenin
yapılmasına engel olan ve düzeltilmesi mümkün bulunmayan
hususların bulunduğunun tespit edildiği hâllerde ihale saatinden
önce ihale iptal edilebilir. Bu durumda, iptal nedeni belirtilmek suretiyle
ihalenin iptal edildiği bildirilir. İhalenin iptal edilmesi hâlinde,
verilmiş olan bütün teklifler reddedilmiş sayılır ve bu
teklifler açılmaksızın iade edilir. İhalenin iptal edilmesi
nedeniyle İdareden herhangi bir hak talebinde bulunulamaz.
BAŞKAN
Soru-cevap faslına geçiyorum.
Buyurun
Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla
Sayın Bakanın dikkatine bir hususu getirmek istiyorum. Bu maddenin
3üncü fıkrasında
İhaleye
katılmak isteyenler tekliflerini hazırlarken ihale dokümanında
açıklanmasına ihtiyaç duyulan hususlarla ilgili olarak son teklif
verme gününden on gün öncesine kadar yazılı olarak açıklama
talep edebilirler. Buraya kadar bir tereddüt yok. Bu talebin idarece uygun
görülmesi hâlinde yapılacak açıklama
diyor. Benim dikkatlerinize
getirmek istediğim bu talebin idarece uygun görülmesi hâlinde
ibaresinin, ihaleye katılım öncesindeki teklif verme
aşamasında her türlü tereddüdün giderilmesi ve diğer
iştirakçilere de tereddüt sahiplerinin isimleri verilmeden bu tereddüt
konusunun iletilmesinin daha doğru olacağını
düşünüyorum.
Sayın Bakan
katılırlarsa bu talebin idarece uygun görülmesi hâlinde ibaresinin
çıkarılmasının yerinde olacağını
düşünüyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Şu andaki
mevcut düzenlemenin yerinde olduğu kanaatindeyiz. Sayın
Milletvekilimize de teşekkür ediyoruz. Zannediyorum şartname
aşamasında filan bu konu daha güvenceli bir hâle getirilir diye
düşünüyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
14üncü maddeyi
okutuyorum:
BEŞİNCİ
BÖLÜM
Teklif ve
Teminatlar
Tekliflerin
hazırlanması ve sunulması
MADDE 14- (1) Bu
Kanuna göre yapılacak ihalede kapalı teklif usulü uygulanır. Bu
usulde ihale konusu iş için teklif edilen pay yüzdesinin yer
aldığı teklif mektubu isteklinin malî teklifini oluşturur.
Bu teklif mektubu, üzerine malî teklif olduğu yazılmak suretiyle bir
zarfa, yeterlilik değer-lendirmesi için istenilen diğer bütün
belgeler ve geçici teminat ayrı bir zarfa konulur. Her iki zarfın
üzerine isteklinin veya ortak girişim hâlinde pilot ortağın
ticaret unvanı, tebligata esas açık adresi ve teklifin hangi işe
ait olduğu yazılır. Zarfların
yapıştırılan yerleri istekli tarafından imzalanır
ve kaşe-lenir. Her iki zarf birlikte ayrı bir zarf içerisine
konularak, üzerine isteklinin veya pilot ortağın ticaret unvanı,
tebligata esas açık adresi, teklifin hangi işe ait olduğu ve
İdarenin açık adresi yazılmak suretiyle sunulur.
(2)
İstekliler tekliflerini, hâsılattan alacağı pay yüzdesi
şeklinde verir. Verilen teklifler, zeyil-name verilmesi hâli hariç olmak
üzere, herhangi bir sebeple geri alınamaz ve değiştirilemez.
(3) Teklif
mektubu yazılı ve imzalı olarak sunulur. Teklif mektubunda ihale
dokümanının ta-mamen okunup kabul edildiğinin belirtilmesi,
teklifin rakam ve yazı ile birbirine uygun olarak açıkça
yazılması, üzerinde kazıntı, silinti, düzeltme
bulunmaması ve isteklinin ticaret unvanı yazılmak suretiyle
yetkili kişilerce imzalanmış olması zorunludur.
(4) İhale
konusu işin tamamı için teklif verilir; kısmî teklif kabul
edilmez.
(5)
Yukarıdaki fıkralardan herhangi birine uygun olmayan teklifler
reddolunarak hiç verilmemiş sayılır.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
15inci maddeyi
okutuyorum:
Teminatlar ve
teminat olarak kabul edilecek değerler
MADDE 15- (1)
Teminat olarak kabul edilecek değerler şunlardır:
a) Tedavüldeki
Türk Parası.
b) Bankalar
tarafından verilen teminat mektupları.
c) Hazine
Müsteşarlığınca ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri
veya bu senetler yerine düzenlenen belgeler.
(2) Nominal
değere faiz dâhil edilerek ihraç edilen Devlet iç borçlanma senetleri,
anaparaya tekabül eden satış değeri üzerinden teminat olarak
kabul edilir.
(3) Teminat
mektupları dışındaki teminatlar ihale komisyonunca teslim
alınmaz. Bunların muhasebe şube müdürlüğüne
yatırılması zorunludur.
(4) İdarece
alınan teminatlar her ne surette olursa olsun haczedilemez ve üzerine
ihtiyati tedbir konulamaz.
(5)
İsteklilerden, ihalenin yapıldığı yıldan önceki
takvim yılında gerçekleşen hâsılatın yüzde beşi
oranında geçici teminat alınır. Geçici teminat mektubunun
geçerlilik süresinin, tekliflerin geçer-lilik süresinden en az otuz gün fazla
süreli olması zorunludur. Sözleşme ve ihale dokümanı
hüküm-lerine uygun olarak taahhüdün yerine getirilmesini sağlamak
amacıyla, sözleşmenin yapılmasından önce ihale üzerinde
kalan istekliden ihalenin yapıldığı yıldan önceki
takvim yılında gerçekleşen hâsı-latın yüzde onu
oranında kesin teminat alınır. Kesin teminatın yükleniciden
alınması sırasında geçici teminat iade edilir.
(6) Geçici
teminatlar;
a) Teklif
zarfları uygun görülmeyen isteklilere derhal,
b) Yeterli görülmeyen
isteklilere bu durumun tespitini izleyen üç iş günü içerisinde,
c) İhalede
birinci ve ikinci en düşük teklif olarak belirlenen
dışındaki isteklilere, ihalenin ihale yetkilisi tarafından
onaylanmasından önce,
iade edilir.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 16yı
okutuyorum:
ALTINCI BÖLÜM
Tekliflerin
Değerlendirilmesi ve Sözleşme
Tekliflerin
alınması ve açılması
MADDE 16- (1)
Teklifler ihale dokümanında belirtilen ihale saatine kadar sıra
numaralı alındılar karşılığında ihale
dokümanında belirtilen yere elden verilir.
(2) İhale
komisyonunca ihalenin yapılacağı saatte kaç teklif verilmiş
olduğu bir tutanakla tes-pit edilerek, hazır bulunanlara duyurulur ve
ihaleye başlanır. İhale komisyonu teklif zarflarını
alınış sırasına göre inceler. Usulüne uygun olmayan
zarflar bir tutanak ile belirlenerek değerlendirmeye alınmaz.
Yeterlilik değerlendirmesine ilişkin zarflar isteklilerle birlikte
hazır bulunanlar önünde alınış sırasına göre
açılarak, istenilen belgelerin tam olarak verilmiş olup
olmadığı kontrol edilir ve durum bir tutanakla tespit olunur.
Malî teklifi içeren zarflar ise bir tutanağa bağlanarak
açılmaksızın ihale komisyonunca muhafaza altına
alınır. Bu aşamada, hiçbir teklifin reddine veya kabulüne karar
veril-mez, teklifi oluşturan belgeler düzeltilemez ve tamamlanamaz.
Teklifler ihale komisyonunca en fazla yirmi gün içinde değerlendirilmek
üzere birinci oturum kapatılır.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 17yi
okutuyorum:
Tekliflerin
değerlendirilmesi ve uygun teklifin seçimi
MADDE 17- (1)
Tekliflerin değerlendirilmesinde, öncelikle belgeleri noksan olduğu
veya geçici teminatı usulüne uygun olmadığı tespit edilen isteklilerin
teklifleri değerlendirme dışı bırakılır.
(2) Bu ilk
değerlendirme ve işlemler sonucunda belgeleri noksansız ve
geçici teminatı usulüne uygun olan isteklilerin tekliflerinin,
ayrıntılı değerlendirilmesine geçilir. Bu aşamada,
isteklilerin ihale konusu işi yapabilme kapasitelerini belirleyen
yeterlilik kriterlerine ve tekliflerin ihale dokümanında belirtilen
şartlara uygun olup olmadığı incelenir. Uygun
olmadığı belirlenen isteklilerin teklifleri değerlendirme
dışı bırakılır.
(3) İhaleye
teklif vermiş olan tüm istekliler ikinci oturuma davet edilir. Belgeleri
noksan olan veya istenilen şartlara uygun olmadığı tespit
edilen isteklilere, değerlendirme dışı
bırakıldığı bildirilir ve malî teklifleri
açılmadan iade edilir. Aynı oturumda, yeterliği sağlayan
isteklilerin malî teklifleri açılır.
(4)
Değerlendirme sonucu yeterli görülen isteklilerden ikinci oturuma
katılmayanların geçici teminatları gelir kaydedilir. İkinci
oturumda, yeterliği sağlayan isteklilerin malî teklifleri okunur ve
tekliflerin alınış sırasıyla, ilk tekliflerinden
yüksek bir oran olmamak üzere nihaî tekliflerini yazılı olarak
sunmaları istenir. Oturum esnasında, isteklilerden alınan nihaî
yazılı teklif mektu-pları istekliler huzurunda okunur.
(5) İhale en
düşük pay yüzde oranını teklif eden istekli üzerinde
bırakılır. Birden çok istekli tarafından en düşük
aynı pay yüzdesi teklif edilirse, yalnızca bu isteklilerden bu
tekliflerinden yüksek olmamak üzere yeni teklif vermeleri istenir. Bu işleme
en düşük teklif veren tek istekli belirleninceye kadar devam edilir.
(6) İhale
komisyonu verilen malî teklifleri değerlendirirken, diğer malî
tekliflere veya İdarenin tespit ettiği yaklaşık orana göre
teklif oranı aşırı düşük olanları tespit eder. Bu
teklifleri reddetmeden önce, belirlediği süre içinde teklif sahiplerinden
teklifte önemli olduğunu tespit ettiği bileşenler ile ilgili
ayrıntıları yazılı olarak ister. Yapılan
açıklamaları değerlendirir, bu de-ğerlendirme sonucunda
açıklamaları yeterli görülmeyen veya yazılı açıklamada
bulunmayan isteklilerin teklifleri reddedilir.
(7) İhale
komisyonu, ihalede birinci ve varsa ikinci en düşük teklifleri
belirleyerek, ihale kararını almak suretiyle oturumu kapatır.
İhale komisyonu, gerekçeli kararını ihale yetkilisinin
onayına sunar. İhale yetkilisi, karar tarihini izleyen en geç
beş iş günü içinde ihale kararını onaylar veya gerekçesini
açıkça belirtmek suretiyle ihaleyi iptal eder. İhale kararı
ihale yetkilis-ince onaylanmadan önce İdare, ihale üzerinde kalan
isteklinin kamu ihalelerinden yasaklı olup olmadığını
Kamu İhale Kurumundan teyit ettirerek buna ilişkin belgeyi ihale
kararına eklemek zorundadır.
(8) İhale
komisyonu gerekçesini belirtmek suretiyle, verilmiş olan bütün teklifleri
reddederek ihaleyi iptal etmekte serbesttir. İhale komisyonu ihaleyi iptal
etme kararı alması durumunda, bu kararını da ihale
yetkilisinin onayına sunar. İhalenin iptal edilmesi hâlinde bu durum
bütün isteklilere, ihalenin iptaline ilişkin gerekçe de belirtilmek
suretiyle, derhal bildirilir. İdare bütün tekliflerin reddedilmesi
nedeniyle herhangi bir yükümlülük altına girmez.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN
Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç, buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Biraz önce
yerinizden ikaz ettiniz, dediniz ki: Önceden söz istediğinizi
bildiriniz.
Aslında sizin de şöyle yapmanız
lazım: Madde okunduktan sonra Söz isteyen var mı? diye
sormanız lazım Genel Kurula. Usul böyle.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Maddeyle ilgili konuşmanız
lazım.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Ya, doğrusunu söylüyoruz arkadaşım.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Sizin de maddeyle ilgili konuşmanız
lazım.
KAMER GENÇ
(Devamla) Neyse
Yani, öğreneceksiniz.
Bakın, siz
bundan önce burada
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen söz aldığınız konuda
KAMER GENÇ
(Devamla) Tamam efendim.
BAŞKAN Ben
sizin uyarınızı dikkate alacağım.
Genel Kurula
hitap edin.
KAMER GENÇ
(Devamla) Doğru olan o Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Genç, itirazım yok, Dikkate alacağım. dedim, itiraz
etmedim.
Devam edin
lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Tamam, peki efendim. (AK Parti sıralarından gürültüler)
Bana değil
bunlara söyleyin.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Maddeyle ilgili konuşun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Maddeyle ilgili konuşacağım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bu kanunu ben yeteri kadar
incelemedim. Zaten şimdi elimize geçti. Tabii, size göre de zaten
kanunların milletvekilleri tarafından incelenmesine gerek yok.
Nasıl olsa birileri hazırlıyor gönderiyor. İşte,
Vakıflar Kanununun kimin tarafından
hazırlandığını gördük.
Şimdi,
diyoruz ki: Burada bu ihale işleri devletin temel direği olan
harcamalarıdır. Burada, bu ihalelerde AKP iktidarları
zamanında, son zamanlarda özellikle, işte, ihale yapılıyor
ama sonradan çağrılıyor. Başı örtülü bir hanımı
yoksa pek ihale verilmiyor, işte, yüz tane dereden bahane getiriliyor.
MEHMET EMİN
EKMEN (Batman) Ayıp ya!
KAMER GENÇ
(Devamla) Diyoruz ki: Buraya daha sert kararlar koyalım.
Şimdi, adam
teklifini vermiş, gelmiş, ondan sonra, ihalede en uygun teklifi
vermişse buna ihaleyi verme zorunluluğunu getirelim. Eğer,
verilmediği takdirde bu kişi mahkemeye gidip de mahkemede bunu iptal
ettirdiği zaman da keyfî olarak buna ihaleyi vermeyen bürokrata da bir
ceza getirelim. Yani, yoksa ki adamın bir şeyi yok, bir
sorumluluğu yok, keyfine
Zaten ihalelerin nasıl verildiğini
biliyoruz.
Sonra, bir de,
bir şey getirmişler bu altıncı fıkraya oranı
aşırı düşük
Yani bu aşırı düşük
ifadesini ben ilk defa kanunda görüyorum. Aşırı düşük ne
demek yani? En düşük deseniz daha iyi yani. Birileri böyle yeni yeni
ifadeler getiriyorlar.
Şimdi, bir
de Bu iki tane en düşük teklif
kabul edilirse sonradan ihale komisyonuna davet edilir, pazarlık
yapılır. diyor. Niye tek düşük teklifi kabul etmiyorlar da iki
değişik, iki en düşük teklifi kabul edip sonradan
çağırıyorlar? Ben bunu da anlayamadım. Yani bunun
anlamı şu mudur acaba: İki tane düşük ihale teklifini
alalım, sonra bunları sözlüye, huzura da çağıralım,
bunlarla pazarlık yapalım, hangisi daha düşük bedel verirse ona
mı verelim demek istiyorlar? Yoksa
Ben bunu anlamadım, yani iki
kişinin tekrar gelmesini. O bakımdan, maddeyi, -benim
anlayışıma göre- çok iyi düzenlenmemiş olarak görüyorum.
Daha önce
Sayın Ertuğrul Kumcuoğlu da söyledi, mesela, birçok yerlerde de
bu böyle yapılıyor: Bu vergi borcu olanlar veya sigorta borcu olanlar
ihaleye kabul edilmiyor. Ama sayın milletvekilleri, bu, piyasada da, daha
doğrusu, vatandaşlar tarafından çok sıkça şikâyet
ediliyor bize. Yani, hiç olmazsa, adamın vergi borcu varsa Kardeşim,
senin vergi borcun var veya Sigorta borcun var, git öde, ondan sonra gel...
Yani, buna bu hakkı tanımak lazım. Yani bu vergi borcunun
miktarı ne kadar? Yani adamın çok cüzi bir vergi borcu varsa, vergi
dairesi kayıtlarında görülüyor
Bunları bence önceden kurala
bağlamak lazım. Yoksa, adamın çok cüzi, ne bileyim, yani 1
milyar, 2 milyar gibi düşük bir vergi borcu var, ondan sonra, git,
trilyonluk ihaleye girmekten menettir. Yani böyle, çok global, yuvarlak
laflarla kanun teklif ve tasarıları gelince uygulamada insanlar için
büyük sıkıntılar yaratılıyor.
Benim şahsen
bu kanun içime sinmedi çünkü incelemedim. İncelemediğim bir kanuna da
parmak da kaldırmak istemiyorum çünkü burası Parlamentodur. Devletin
önemli bir gelir ve rant kaynağı olan bir sahada düzenleme
yapıyoruz. Bu düzenlemenin hakça yapılması lazım, hukuka
uygun olması lazım, suistimallere elvermemesi lazım. Biz
Parlamentoda bunu istiyoruz. Eğer sizler de bunu istiyorsanız, lütfen
bu kanun tasarı ve tekliflerinin milletvekilleri tarafından enine
boyuna incelenmesine fırsat tanıyın. Yoksa biz, şunun
merhameti, efendim şu dürüst adamdır
Ben dün de dedim: Beyler, insanların
vicdanlarına bırakarak olayların dürüst yürüyeceğine
inanmak çok zor. Çünkü, çağımız bir ekonomi çağı,
menfaat çağı. Kimin menfaati uğruna satılıp, kimin de
satılmadığını kestirmek mümkün değildir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Devamla) Cümlemi söyleyeyim de bitireceğim.
Onun için, kanun
düzenlenirken, objektif, herkesin anlayabileceği, herkesin, işte, hak
sahiplerinin mağdur olmayabileceği bir düzeyde düzenleyelim, ona göre
de uygulamacılara da keyfîlik bırakmayalım. Bunlar şey
edilmezse, uygulamacılar her türlü keyfîlikleri şey eder.
Ben, bu nedenle,
bunları belirtmek için söz aldım. Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Genç.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 18i
okutuyorum:
Kesinleşen
ihale kararlarının bildirilmesi
MADDE 18- (1)
İhale sonucu, ihale kararlarının ihale yetkilisi tarafından
onaylandığı günü izleyen en geç üç iş günü içinde, ihale
üzerinde bırakılan dâhil ihaleye teklif veren bütün isteklilere imza
karşılığı elden tebliğ edilir veya iadeli
taahhütlü mektup ile tebligat adresine postalanmak suretiyle bildirilir.
Mektubun postaya verilmesini takip eden yedinci gün kararın isteklilere
tebliğ tarihi sayılır.
(2) İhale
kararlarının ihale yetkilisi veya ihale komisyonu tarafından
iptal edilmesi durumunda da isteklilere birinci fıkrada belirtilen
şekilde bildirim yapılır.
BAŞKAN -
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 19u
okutuyorum:
Sözleşmeye
davet
MADDE 19- (1)
Kesinleşen ihale kararı ve ihale üzerinde kalan isteklinin bu
kararın kendisine tebliğ edildiği tarihi izleyen en geç on
iş günü içinde kesin teminatı vermek suretiyle sözleşmeyi
imzalaması hususu, ihale üzerinde kalan istekliye imza
karşılığı elden tebliğ edilir veya iadeli
taahhütlü mektup ile tebligat adresine postalanmak suretiyle bildirilir. Mektubun
postaya verilmesini takip eden yedinci gün kararın istekliye tebliğ
tarihi sayılır.
BAŞKAN -
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 20yi
okutuyorum:
Sözleşme
yapılmasında isteklinin görev ve sorumluluğu
MADDE 20- (1)
İhale üzerinde kalan istekli ihale dokümanları içinde örnekleri yer
alan taahhütname ile belgeleri ve kesin teminatı sunarak sözleşmeyi,
kararın 19 uncu maddede belirtildiği şekilde kendisine
tebliğ edildiği tarihi izleyen en geç on gün içinde imzalamak
zorundadır. Sözleşme imzalandıktan sonra geçici teminat iade
edilir.
(2) Mücbir sebep
hâlleri dışında, ihale üzerinde kalan isteklinin yukarıda
belirtilen şekilde sözleşme imzalamaması durumunda geçici
teminatı gelir kaydedilir.
(3) İhale üzerinde
kalan isteklinin sözleşmeyi imzalamaması durumunda İdare, en
düşük ikinci teklifin ihale yetkilisince uygun görülmesi kaydıyla, bu
teklif sahibi istekli ile sözleşme imzalayabilir. Birinci fıkrada
belirtilen sürenin bitimini izleyen üç gün içinde en düşük ikinci teklif
sahibi istekliye 19 uncu maddede belirtilen şekilde tebligat
yapılır.
(4) En düşük
ikinci teklif sahibi sözleşme imzalanmadan önce kesin teminatı ve
birinci fıkrada belirtilen belgeleri vermek zorundadır.
(5) En düşük
ikinci teklif sahibinin de sözleşmeyi imzalamaması durumunda, bu
teklif sahibinin de geçici teminatı gelir kaydedilerek ihale iptal edilir.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 21i
okutuyorum:
Sözleşmeye
ilişkin esaslar
MADDE 21- (1) Bu
Kanunda yer alan iş ve hizmetlerin yaptırılması
amacıyla İdare ile yüklenici arasında yapılacak
sözleşme özel hukuk hükümlerine tabi olup, sözleşmenin süresi on
yılı geçemez.
(2) İhale
dokümanları arasında yer alan sözleşme taslağı, ihale
yetkilisi ile yüklenici tarafından imzalanır.
(3)
Sözleşmede ihale dokümanında yer alan şartlara aykırı
hükümlere yer verilemez.
(4) Sözleşme
hükümlerinde değişiklik yapılamaz ve ek sözleşme
düzenlenemez.
(5) İdarenin
izni olmaksızın sözleşme başkasına devir ve temlik
edilemez ve yüklenici ortaklık yapısını
değiştiremez.
(6)
Sözleşmede aşağıdaki hususların yer alması
zorunludur:
a) İşin
adı, niteliği, türü ve miktarı, hizmetlerde iş
tanımı.
b) İdarenin
adı ve adresi.
c) Yüklenicinin
adı veya ticaret unvanı, tebligata esas adresi.
ç)
Hâsılattan yükleniciye verilecek pay oranı ve sözleşmenin
süresi.
d) Ödeme yeri ve
şartları.
e)
Ulaşım, sigorta, vergi, resim ve harç giderlerinden hangisinin
sözleşme bedeline dâhil olacağı.
f) Vergi, resim
ve harçlar ile sözleşmeyle ilgili diğer giderlerin kimin
tarafından ödeneceği.
g) Kesin teminat
miktarı ile iadesine ait şartlar.
ğ) Gecikme
hâlinde uygulanacak cezaî şartlar.
h) Mücbir
sebepler ve mücbir sebeplere istinaden süre uzatımı verilebilme
şartları.
ı) Denetim,
muayene ve kabul işlemlerine ilişkin şartlar.
i) Merkezî
sistemin sigortalanmasına ilişkin şartlar.
j)
Sözleşmenin feshine ilişkin şartlar.
k) Yüklenicinin
sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı
personele ilişkin sorumlulukları.
l) İhale
dokümanında yer alan bütün belgelerin sözleşmenin eki olduğu.
m)
Anlaşmazlıkların çözüm şekli.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 22yi
okutuyorum:
Sözleşmenin
uygulanmasında yasak davranışlar
MADDE 22- (1)
Sözleşmenin uygulanması sırasında aşağıda
belirtilen fiil veya davranışlarda bulunmak yasaktır:
a) Hile, vaat,
tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap,
rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin
işlemlere fesat karıştırmak veya buna teşebbüs etmek.
b) Sahte belge
düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.
c) Sözleşme
konusu işin yapılması veya teslimi sırasında hileli
malzeme, araç veya usuller kullanmak.
ç) Taahhüdünü
yerine getirirken İdareye zarar vermek.
d) Bilgi ve
deneyimini İdarenin zararına kullanmak.
e) Mücbir
sebepler dışında, ihale dokümanı ve sözleşme
hükümlerine uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 23ü
okutuyorum:
Mücbir sebepler
MADDE 23- (1)
Mücbir sebep olarak kabul edilebilecek hâller şunlardır:
a) Doğal
afetler.
b) Kanunî grev.
c) Genel
salgın hastalık.
ç) Kısmî
veya genel seferberlik ilânı.
d) İdarece
tespit edilecek diğer benzeri haller.
(2) Süre uzatımı verilmesi,
sözleşmenin feshi gibi durumlar da dâhil olmak üzere, İdare
tarafından yukarıda belirtilen hâllerin mücbir sebep olarak kabul
edilebilmesi için; yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş
olması, taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olması,
yüklenicinin bu engeli ortadan kaldırmaya gücünün yetmemiş
bulunması, mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün
içinde yüklenicinin İdareye yazılı olarak bildirimde bulunması
ve yetkili merciler tarafından belgelendirilmesi zorunludur.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 24ü
okutuyorum
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, soru sormak istiyorum
BAŞKAN
Sayın Öztürk, son dakikada gördüm, bu maddede size soru hakkı
tanıyacağım; çok özür dilerim.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Ama, bu maddede sormam gerek.
BAŞKAN Son
dakikada gördüm, oylattıktan sonra gördüm, benim hatam. Bu maddede soru
sorduracağım.
YEDİNCİ
BÖLÜM
Çeşitli ve
Son Hükümler
Denetim
MADDE 24- (1)
İdare yüklenici ile yapılan sözleşmenin kamu yararını
ve tüketici haklarını koruyacak şekilde uygulanmasının
sağlanması için gereken tedbirleri almaya, müşterek ve sabit
ihtimalli bahis oyunları faaliyetlerinin ilgili mevzuat ile sözleşme
hükümlerine uygun yürütülmesini izlemeye ve denetlemeye, ilgili mevzuat ve
sözleşme hükümlerine aykırılık halinde bu durumun tespit
edildiği ayı izleyen ayın son iş gününe kadar ödenmek
üzere, ihalenin yapıldığı yıldan önceki takvim
yılında gerçekleşen aylık ortalama
hâsılatının yüzde beşine kadar idari para cezası
uygulamaya, bu durumun devam etmesi halinde sözleşmeyi feshetmeye
yetkilidir. İlk yıl için idari para cezasının
uygulanmasında sözleşmenin imzalandığı tarihten önceki
idarenin son bir yıllık hâsılatının aylık
ortalaması esas alınır.
BAŞKAN
Sayın Öztürk
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sorum Genel
Kurulun kabul ettiği 23üncü maddeyle ilgiliydi. Şahsım
adına söz aldığımda da dile getirdim. Bu mücbir sebepler
arasında İdarece tespit edilecek benzeri haller. ifadesinin
doğru olmadığını düşünüyorum, Her ne kadar,
ikinci fıkrada yukarıda belirtilen hâllerin mücbir sebep olarak kabul
edilebilmesi için birtakım kriterler getirilmiş olmasına
rağmen hukukta ve genel içtihatta mücbir sebeplerin ne olduğu
bellidir. (d) bendinin Diğer benzeri haller. şeklinde düzenlenmesi
daha doğru olacaktı.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
Zaten bir temenni
sayın milletvekilimizin önerisi ve bu (d) bendinde belirtilen keyfiyet
aslında Kamu İhale Yasasında da olan, zannediyorum,
Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu tarafa uygulama
alanı bulmuş da bir madde. Orada belli bir standart ve kriterlerin
oluştuğu kanaatindeyiz, ki bizim getirmiş olduğumuz
orijinal tasarımızda zaten bu konu yoktu, sonradan Komisyonda ilave
edildi bu husus.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 25i
okutuyorum:
Marka ve lisans
kullanım hakları
MADDE 25- (1) Bu
Kanun kapsamında oynatılan sabit ihtimalli ve müşterek bahis
oyunları üzerindeki her türlü isim ve marka hakları ile
oynatılan oyunlara, merkezi sisteme ve terminallere ilişkin
yazılımların kullanım lisans hakları idareye aittir.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 26yı
okutuyorum:
Sözleşmenin
feshi hâlinde iş ve hizmetlerin yaptırılması
MADDE 26- (1) Bu
Kanun kapsamında yapılacak ihaleye ilişkin sözleşmenin
feshedilmesi veya iptali hâlinde, 3 üncü maddede belirtilen iş ve
hizmetler İdare tarafından özel hukuk tüzel kişilerine süresi
bir yılı geçmeyen sözleşmeyle, pazarlıkla temin usulüyle
yaptırılabilir.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 27yi
okutuyorum:
Tebligat
MADDE 27- (1) Bu
Kanunda hüküm bulunmayan hâllerde yapılacak tebligat hakkında
11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri
uygulanır.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 28i
okutuyorum:
5602
sayılı Kanunun uygulaması
MADDE 28- (1) Bu
Kanuna göre yapılacak ihale kapsamında yükleniciye verilen pay,
14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin
uygulanmasında yatırım ve işletme giderleri
sınırlamasına ilişkin orana dâhildir.
(2) 2 nci maddede
tanımlanan müşterek bahis oyunları ve sabit ihtimalli bahis
oyunları, 5602 sayılı Kanunun uygulanmasında müşterek
bahis sayılır.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 29u
okutuyorum:
Yönetmelik
MADDE 29- (1) Bu
Kanunun uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Maliye
Bakanlığının görüşü alı-narak İdare
tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenebilir.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, söz istiyorum bu maddeyle ilgili.
BAŞKAN
Önce gruplara vereceğim, sonra size.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Malatya Milletvekili Sayın Ferit Mevlüt
Aslanoğlu.
Buyurun
Sayın Aslanoğlu.
CHP GRUBU ADINA
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum,
burada diyor ki: Yönetmelik. Biz düşündük ki,
dağıtımı yönetmelikle yapılacak. Meğerse
dağıtım 5602 sayılı Yasayla
yapılıyormuş. Yasa maddesi
Aslında, MHP Grubuyla beraber
bir önerge vermiştik, Sayın Oktay Vural, Sayın Mehmet Günalla
biz, beraber bir önerge vermiştik. Burada, dağıtımda
Arkadaşlar, dikkatinizi çekiyorum, 100 lira gelirin yüzde 18ini bir kere
Maliye alıp cebine koyuyor. Oh, ne güzel para! Yüzde 5de şans
oyunlarından
Onu da 100 liradan düşüyor, KDVyi düşüyor yüzde
18ini. Geri kalanın üzerinden yüzde 5 şans oyunu alıyor. Bu,
aşağı yukarı yüzde 22ye falan geliyor arkadaşlar. Bir
kere kaybeden, kazanan tanımıyor. Ben paramı alırım
cebime koyarım
Aslında Sayın Bakanım, burada Maliye
Bakanı otursun, burada vergi tahsil etsin.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Devlet de işin içine girsin.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Dur şimdi, o ayrı bir şey. Hayır
devlet girebilir. Bu bir umut. Onları geçtim artık. Yani insanlara
umut satıyorsunuz, bunların hepsini geçtim. Bunları geçtim Nurettin
Bey.
Siz kulüplerin
sırtından bu parayı kazandırıyorsunuz. Burada hak
kulüplerindir arkadaşlar. Hak kulüplerindir. Hak ve kulüplere
verdiğiniz para yüzde 8, devlet yüzde 23 alacak, kulüplere yüzde 8
veriyorsunuz. Koşturuyorsunuz, koşturuyorsunuz
Bu kulüpler bir gün
çatlayacak arkadaşlar. Etmeyin, tutmayın. Biz bir önerge
vermiştik Milliyetçi Hareket Partisi Grubuyla, en az yüzde 15ini
kulüplere verelim diye.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Destekliyoruz sizi.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Sayın Canikli Destekliyoruz diyor. O zaman
getirin 5602 sayılı Kanunu hemen, hemen, hemen
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Acele etmeye gerek yok ki.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hayır efendim, acele edelim. Bu kanunu
çıkarıyorsak bu kanunla beraber gelecek hafta getirin
Sayın
Canikli destekliyor musunuz?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Aceleye getirmeyelim.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Aceleye değil. Efendim, bazı şeyler
aceleyle olur. Eğer aheste olursa kulüpler çatlar Sayın Canikli.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Mevlüt Bey, pazarlık bir yerden başladı!
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Yüz yıldan beri bir şey olmadı,
rahat olun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Efendim, ben diyorum ki, rica ediyorum sizden
Önergemiz şuydu arkadaşlar
Fakat yasa olduğu için
Biz yasalara
saygılı insanlarız. 5602 sayılı Yasa dediğiniz
zaman, o Yasayı burada değiştireceğimiz
Yani, eğer
isterseniz. Bilmiyorum, arkadaşlar değiştirme
imkânımız var mı? O Yasaya bir önerge verelim, o Yasayı
değiştirelim. Ha, olmuyor mu? Ha, arkadaşlar kulüplerin
payını yüzde 15e çıkaralım. Önerimiz, önergemiz bu.
Yasayla olmuyor
Ama Sayın Canikli, ağzınızdan bu sözü
aldım.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Zaman yok ama.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Bir dakika
Zaman yok. derken beş sene sonra
herhâlde
Yani, eğer bir şeye söz veriyorsanız söz
zamanında gerekli.
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Söz verdim ama, zaman yok.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Ha, söz verdiniz. Ama, ben bu sözü sizden
alırım, bu hakkımı alırım kulüpler adına.
Sayın
Bakanım, siz de söz verdiniz değil mi efendim? Yani, Sayın
Caniklinin sözüne siz katıldınız değil mi? 5602
sayılı Yasayı değiştireceğiz. siz de dediniz
değil mi efendim?
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Zaman vermedim Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Sırası gelince
açıklayacağım.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Peki, tamam.
Teşekkür
ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu.
Tunceli
Milletvekili Sayın Kamer Genç.
Buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu
tasarının 29uncu maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Şimdi,
aşağı yukarı yedi aya yakındır bu Parlamento
çatısı altında görev yapıyoruz. Şimdiye kadar AKP
Hükûmetinin getirdiği hiçbir kanunda tüzük lafı geçmiyor. Bunlar
çok önemli düzenlemeler. Yani, Anayasamızın 115inci maddesinde
Bakanlar Kurulu, kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği
işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve
Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükler
çıkarabilir ve Cumhurbaşkanınca yayımlanır. diyor.
124üncü maddesinde de yönetmeliklerden bahsediyor.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, bence, burada, Anayasanın bu 115inci
maddesi, tüzükler maddesi AKP Hükûmeti tarafından fiilen ortadan
kaldırılmıştır işletilmemek suretiyle. Bence,
Danıştayın incelemesinden bu konuları geçirmek suretiyle
daha sağlıklı, daha iyi bir düzenleme yapılabilir. Çünkü,
biliyorsunuz, bütün uyuşmazlıkları, idari eylem ve
işlemlere karşı açılan uyuşmazlıkları
Danıştay inceler. Özellikle, ihale olsun
Yani, kamu idare ve
işletmelerinin bütün işlemlerini Danıştay inceler.
Dolayısıyla, Danıştay birçok konularda önüne gelen
ihtilafları bildiği için, bu tüzük, Danıştayın da
incelemesinden geçtiği takdirde objektif kurallar koyar ama yönetmelik ne
oluyor? Yine, siyasi iktidarın, bir bakanın -burada da Maliye
Bakanının- işte, görüşünü alacak, ona göre karar verecek.
Çok gerçekçi ve güvenilir bir düzenleme olmuyor. Bence, yani, yargı
kararlarına ve yargı mercilerine karşı böyle ön
yargılı ve kin içinde olmamak lazım. Böyle, Danıştayda
tüzük incelenir diye, bu konuları, özellikle tüzük kavramını
uygulamadan kaldırmamak lazım.
Yine, her
çıktığımda görüyorum, maşallah, Bakanlar Kurulu
sıraları boş. Nereye gitmiş bu bakanlar? Bu sandalyelere
sormak lazım: Ey sandalyeler, siz bu bakanlara ne yapıyorsunuz ya?
Bunlara sormak lazım. Nerede? Nerede?
HÜSEYİN
GÜLSÜN (Tokat) Çalışıyorlar, çalışıyorlar
AGÂH KAFKAS
(Çorum) - Hangi dönemde bakanlar gelip burada oturmuş?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
KAMER GENÇ
(Devamla) Bakın, ben 80den beri parlamenterlik yapıyorum.
Burası boş bırakılmaz, çünkü burada
Neden boş
bırakılmaz biliyor musunuz sayın milletvekilleri? Burada gelen kanunları
milletvekilleri tenkit ederken, burada, yalnız Bakanlar Kurulu
sırasında oturan bakan olmaz çünkü komple bir müzakere edilir ve her
bakan kendisiyle ilgili konularda çıkıp buraya cevap vermesi
lazım.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Maddeye gel
KAMER GENÇ
(Devamla) Ee, şimdi, Bakanlar Kurulu sırasında oturan
arkadaşımızın bir ihtiyacı doğdu. Şimdi,
Başkana söyleyecek de, efendim, bir bana müsaade et de ben tuvalete
gideyim mi diyecek? (AK Parti sıralarından gürültüler)
Yani, beyler,
böyle bir hükûmet olmaz. Bu Hükûmet, bakın, yargıya karşı
tepkili, Meclise karşı tepkili. Böyle bir şey olur mu? Millete
karşı tepkili.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sadece bakanları değil, milletvekilleri
de yok.
KAMER GENÇ
(Devamla) Buraya verilen bir değerdir. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Ben
müdahale ederim efendim. Siz böyle söylüyorsunuz diye oluyor mu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bence, siz, bu bakanların hepsini emekliye sevk edin. Yoksa,
böyle bir Bakanlar Kurulu olmaz sayın milletvekilleri.
Bakın, her
şeyinde çıkıyorum
Biz, bakın, siz iktidar
olmadığınız zaman, sizin milletvekilleri
çıkıyordu burada diyordu. O Bülent Arınç kaç defa
çıkmıştır burada demiştir ki: Hani Bakanlar Kurulu?
Ben Meclis Başkan Vekiliyken de istiyordum
Yani, bunlara, bu Hükûmet
üyelerine siz haddini bildirin, lütfen gelsinler şu Meclisi dinlesinler.
Gelmiyorlarsa, istifa etsinler efendim. Ne olacak, zaten
BAŞKAN
Sayın Genç, konuya dönün lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Evet, konuya dönüyorum, çünkü Hükûmet meselesi Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Dönemediniz.
KAMER GENÇ
(Devamla) Çünkü, Hükûmet yargı kararlarına tepkili olduğu için
Danıştayın incelemesinde
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Konuyu okumamışsın.
KAMER GENÇ
(Devamla) Ya, ben bir şeyi okumasam bile senden daha iyi bilgiliyim.
Şimdi, burada yönetmelik meselesi, sana yönetmeliğin Anayasanın
hangi maddesinde olduğunu, tüzüğün hangi maddesi olduğunu, siz
Anayasayı fiilen yürürlükten kaldırdığınızı
söylemek istiyorum.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Boş, boş!
KAMER GENÇ
(Devamla) Ama, sen bu kadar Hükûmete yağ da çeksen seni bakan yapmazlar.
Ben onu sana söyleyeyim. Çünkü
HÜSEYİN
GÜLSÜN (Tokat) Seni yapalım!
KAMER GENÇ
(Devamla) Ben de zaten bu Tayyipin kabinesinde bakan olmaya tenezzül etmem,
ya. Bırak sen de Allahını seversen.
TEVFİK
ZİYAEDDİN AKBULUT (Tekirdağ) Olamazsın!
KAMER GENÇ
(Devamla) Olamam, ben de onu bakan etmem, o da beni bakan etmez.
Onun için,
şimdi tekrarlıyorum bunu: Yargıya karşı ön
yargılı olabilirsiniz, ama lütfen, bu Danıştayın
denetiminden geçen tüzük kavramını, Türk tüzük uygulamasını
uygulamalardan kaldırmayın. Bu Anayasanın 115inci maddesini
sizin iktidarınız zamanında fiilen ortadan
kaldırılmıştır.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Bugüne kadar niye bakan olamadın?
BAŞKAN
Sayın Aydoğan, lütfen...
KAMER GENÇ
(Devamla) Ya, sen ne yapacaksın benim bakan olup... Ben böyle gelip de
birine -efendime söyleyeyim- yalaklık yaparak bakanlık
olacağıma böyle yiğitçe çıkar kürsüde de konuşurum,
benim için en büyük bakanlık ya. Ben özgürce çıkıyorum,
fikirlerimi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMER GENÇ
(Devamla) Pardon Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Özgürce çıkıyorum, fikirlerimi söylüyorum, milletin
gerçeklerini dile getiriyorum. Sen ve bakanların hangisi yiğitse
çıkalım bir sokakta yürüyelim, bakalım halk beni mi tutuyor,
sizi mi tutuyor, o bakanlarınızı mı tutuyor. Bakın,
sizin Meclis Başkanınız 8 tane koruma polisiyle geziyor.
BAŞKAN Sayın
Genç, ana konuya geçin, tamamlayın lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Başbakanınız 255 tane polisle geziyor. Ben ise sade
bir vatandaş olarak sokakta geziyorum. Buraya verdiğiniz para ne
biliyor musunuz? İşte devletin parasını böyle heba
ediyorsunuz. Ama, ne yapalım ki, şimdi, bugün kendinizi çok kuvvetli
hissediyorsunuz, ama bu sıralar kimseye yâr olmamış.
Yarına, bu sıralardan gittiğiniz zaman hâlinize, vay hâlinize
diyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Genç.
Soru-cevap
faslına geçiyoruz.
Sayın
Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanımdan öğrenmek istiyorum: Bu spor müsabakalarına
dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyunlarının
gelirlerinin paylaşılmasında -biraz önce Sayın Mevlüt
Aslanoğlunun da ifade ettiği- birlikte
imzaladığımız önergeyi geri çekmiştik. Bu konu önemli.
Bu konu üzerinde, bu gelirlerin paylaşımı nasıl
şekilleniyor? Diğer ülkelerde nasıldır?
Tabii ki, spor
kulüplerinin üzerinden kazanılan bu gelirin sporu güçlendirici, spor
kulüplerini güçlendirici, gerçekten, uluslararası düzlemde Türk sporunun
rekabet gücünü artırıcı bir altyapıya, yatırıma
dönüşmesi hepimizin temennisi.
Sorum şu: Bu
gelirlerin paylaşımında spor kulüplerimize daha fazla pay
ayırmak için bir düşünceniz, bir planlamanız, bir öngörünüz, bu
yönde Türkiye Büyük Millet Meclisine ve bu kanun çıkarken spor
camiasına bir sözünüz bulunmakta mıdır?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Sayın Grup
Başkan Vekilimize de teşekkür ediyorum, gerçekten kulüplerimizin
ekonomik sorunlarının çok önemli olduğunun altını
çizdiler. Doğrudur, bugün Türkiyede başta futbol kulüpleri olmak
üzere ekonomik bir sıkıntıyla karşı
karşıyalar.
Değerli
arkadaşlarım, diğer ülkelerde, özellikle Avrupa ülkelerinde
kulüplerin gelirlerinin büyük bölümünü maç hasılatları
oluşturmaktadır. Gelirlerinin yaklaşık yüzde 75i bilet
satışından, maç hasılatlarından gelmektedir.
Diğer kısmını da isim hakkı, yayın hakkı
gelirlerinden elde etmektedirler.
Bizde tablo
tamamen tersinedir. Yani bugün İddaanın vermiş olduğu pay
olmasa, yayın haklarından elde etmiş oldukları paylar
olmasa kulüplerin ekonomik durumlarının daha zor
olacağını takdirlerinize sunmak istiyorum.
Daha önceki
konuşmamda da ifade ettim, yani biz kulüplerimizi rahatlatmak adına
imkânlarımızı zorluyoruz. İşte, dün Mecliste kabul
edilen yasayla yaklaşık 43 milyon YTLlik bir birikmiş
alacakları silindi, Parlamentomuz af çıkardı.
Şimdi,
inşallah önümüzdeki mart ayı içerisinde, birikmiş sigorta ve
vergi borçlarının da uzun vadeye yayılması, daha düşük
tecil faiziyle yayılması konusunda bir gayretimiz olacak. Bunu
inşallah birlikte yapacağız.
Bunun
dışında, tabii Türkiyenin çeşitli yerlerinde yeni stadlar
yapmak suretiyle kulüplerimizin gelirlerini artırmak istiyoruz.
İstiyoruz ki stadlarımız sadece 360 günde 20 gün, 25 gün futbol
oynanan, geri kalan zamanda atıl kapasitede duran yerler olmasın, çok
fonksiyonlu olsun, fuar olsun, kafeterya olsun, lokanta olsun, başka
sosyal etkinliklerin yapıldığı ve kulüplere gelir getiren,
ekonomik değeri daha fazla olan yerler olsun.
Şimdi, bunun
dışında, İddaa gelirlerinden kulüplerimize
aktardığımız payı ne yapabiliriz? Bunu elbette
konuşacağız. Ama, lütfen yanlış anlamayın, yani
şu anda Sayın Bakan bunu söyledi de, işte artırmadı
gibi değil. Buna bakacağız, bu sadece benimle ilgili olan bir
konu değil, çünkü şans oyunları vergisi var, başka mali
boyutu var, vergiler var. Ama benim şahsi fikrimi sorarsanız, ben
buradan ve başka kaynaklardan kulüplerimize, sadece futbola değil,
başta amatör spor olmak üzere bütün spor etkinliklerine, spor aktörlerine
daha çok pay aktarmayı tercih ederim, bunu yapmayı çok arzu ederim.
Bunu
getireceğiz inşallah, komisyonumuz da kurulacak. Bu araştırma
komisyonunda da bunu enine boyuna tartışacağız. Mümkün
olan, yapılabilen neyse bunu birlikte inşallah yapma gayreti
içerisinde olacağız. Ben bunu size, önerisini getireceğim ve
tartışacağız.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Sayın
Aslanoğlu
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakanım, ikidir Af
çıkardık. diyorsunuz, bu sizi bağlar yalnız. Dünkü yasada
bir af çıkmadı. Dünkü yasa bir uzlaşma yasası idi
KAMER GENÇ
(Tunceli) Haberleri yok!
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Dünkü yasa bir uzlaşma yasası idi. Dünkü
yasada kulüplerin herhangi bir vergi ve sigorta borçlarıyla ilgili bir af
diye bir madde yok
NURETTİN
CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederiz Sayın Aslanoğlu,
biz dünden beri Af değildir. diyoruz; şimdi oldu, bizi teyit
ediyorsunuz.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Hayır, spor kulüplerini söylüyorum. Dünkü
yasada spor kulüplerinin borçları silinmedi. Bu sadece bir uzlaşma
yasası, o şekilde getirdiniz. Sizden istirhamımız, onun
için, hangi kulübün ne kadar borcu affedilmiştir? Hangi kulübün ne kadar
borcu silinmiştir Sayın Bakanım? Şimdi öyle dediniz ya
Nurettin Bey. Şimdi, hangi kulübün ne kadar borcu silinmiştir? Bunu
eğer lütfedip bir açıklık
Burada değil illa, yani şu
anda değil
Hangi kulübe yaradı acaba bu iş? Ama, gariban
Anadolu kulüpleri yine yaya kaldı.
Sayın
Başkanım, teşekkür ederim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Şimdi, tabii,
Sayın Mevlüt Aslanoğlu bugün mutlaka peşin, nakit bir
şeyler almak istiyor da
BAŞKAN
Evet, öyle görünüyor.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Olsa, dükkân sizin. diye
bir laf var.
Şimdi, dün
çıkarılan kanundaki konu şu: Gençlik ve Spor
Teşkilatımıza oynanan maç hasılatlarının yüzde
7si oranında bir pay aktarılıyor. Sigorta ve vergi değil;
doğru dediğiniz, ama bu benim dediğim, Gençlik ve Spor
Teşkilatına yüzde 7lik pay dediğimiz, oynanan maç
hasılatlarından toplanan miktarın yüzde 7si. Bunu kulüplerimiz
ödeyememişler. Yıllardır birikmiş bir borç stoku var ve burada
bizim Gençlik ve Spor olarak vazgeçtiğimiz miktar 43 trilyon liradır.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Efendim, hangi kulüpler? O Süper Lig kulüplerine
yaradı bu iş.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Onun ben bize
ayrıntısını bildireceğim. Üçüncü Lig de dâhil, yani
her profesyonel ligde yarışan bütün kulüplerimizin
borçlarıdır onlar.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 30u
okutuyorum:
Uygulanmayacak ve
yürürlükten kaldırılan hükümler
MADDE 30- (1) Bu
Kanun kapsamındaki iş ve hizmetlerin özel hukuk tüzel kişilerine
yaptırılması amacıyla yapılacak ihale; ceza ve
yasaklama hükümleri hariç olmak üzere 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı
Kamu İhale Kanunu, 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu
İhale Sözleşmeleri Kanunu ile 8/9/1983 tarihli ve 2886
sayılı Devlet İhale Kanununa tabi değildir.
(2) 22/2/2007
tarihli ve 5583 sayılı Futbol Müsabakalarında Müşterek
Bahisler Tertibi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunun geçici 1 inci maddesinin ikinci
fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
BAŞKAN
Soru-cevap faslına geçiyorum.
Buyurun
Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Biraz önce
22/2/2007 tarih ve 5583 sayılı Kanun ile görüştüğümüz kanun
tasarısının kapsamına giren hususların Kamu İhale
Yasasından istisna edildiğini belirttik. Şimdi burada tekrar
buna tabi olmadığını söylemekle çift dikiş mi
yapıyoruz?
Teşekkür
ediyorum efendim.
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurun.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Ben de teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Şimdi,
tabii, burada bir çift dikiş söz konusu değil. Yapmaya
çalıştığımız şu hep birlikte: Bu kamu
hizmetinin özel hukuk kişilerine gördürülmesi işinin, daha
doğrusu ihalesinin ayrıntılı bir şekilde
düzenlenmesine çalışıyoruz. Elbette bazı noktalarda da
temel kanun olan Kamu İhale Kanununa referansta bulunuyoruz. Mesela,
burada referansta bulunuyoruz, ileride, ceza yaptırımlarına
ilişkin hükümlerde yine oraya atıfta bulunuyoruz.
Dolayısıyla, hem kamu ihale hukukunun standart hâle gelmiş,
içtihat hâline gelmiş bütünlüğünü bozmamak adına bunu
yapıyoruz hem de dediğim gibi, bu konuda bir bütünlük sergilemesi
adına bunu yapıyoruz. Onun için bir çift dikiş veyahut da bir
mükerrerlik söz konusu değildir diye düşünüyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 31i
okutuyorum:
Uygulama Sonuçları
Hakkında Bilgilendirme
MADDE 31- Spor
müsabakalarına dayalı sabit ihtimalli ve müşterek bahis
oyunlarının özel hukuk tüzel kişilerine
yaptırılmasının uygulama sonuçlarına ilişkin
olarak İdare yılda bir defa Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve
Bütçe Komisyonunu bilgilendirir.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 1i
okutuyorum:
İşe
başlama süreci
GEÇİCİ
MADDE 1- (1) Bu Kanun hükümlerine göre yapılacak ilk ihale sonucunda
imzalanacak sözleşmenin imzalanmasından sonra yüklenicinin en geç
altı ay içerisinde işe başlaması zorunludur. Bu
şekilde işe fiilen başlanıncaya kadar geçerli ve en fazla
bir yıl süreli olmak üzere bu Kanunun konusu işlerle ilgili olarak
imzalanmış son sözleşmelerdeki aynı şartları
taşıyan özel hukuk hükümlerine tabi yeni bir sözleşme
yapılarak işin devamı sağlanır.
BAŞKAN
Soru-cevap faslına geçiyorum.
Sayın
Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu geçici 1inci
maddeden sonra bittiği için, bir geçici 2nci maddeye ihtiyaç olabilir mi
diye Sayın Bakana sormak istiyorum, çünkü 15inci maddenin beşinci
fıkrasında, teminat miktarı belirlenirken bir önceki
sözleşmeye göre yapılan hasılat tutarının esas
alınacağı söyleniyor. Bu kanun yeni uygulamaya girecek.
Dolayısıyla, bir geçici maddeyle, bu kanunun ilk ihalesi
sırasında teminat olarak, bu kanundan önce uygulanan sözleşmeye
göre tahsil edilen hasılatın esas alınacağına
ilişkin bir geçici madde düzenlemesinin yerinde olacağını
düşünüyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Sayın Milletvekilimizin
önerisini dikkatle dinledik ama yeni bir geçici 2nci madde ilavesi
gerektiği kanaatinde değiliz.
Bir de izin
verirseniz, bu geçici 1inci maddeyle ilgili, bizim, Bakanlar Kurulundan sevk
ettiğimiz tasarıyla, komisyonda son şekli verilen metin
arasında süre açısından farklılık var değerli
arkadaşlarım. Netice itibarıyla, bütün bu operasyonun bir
yıl içerisinde bitmesi gibi bir bağlayıcı hüküm söz konusu.
Şu anda buna itirazımız yok. İnşallah, bu yasa
çıkar çıkmaz, arkadaşlarımız ihale işlemlerine
başlayacaklar ve yetiştirmek için ellerinden geleni yapacaklar. Ama
ola ki teknik zaruret ve sair mücbir sebeplerden dolayı bu bir
yıllık süreyi aşma durumu olur ise, şimdiden ifade
ediyorum, tekrar Meclisin huzuruna geleceğimizi belirtmek istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
Geçici 1inci
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 32yi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 32- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 33ü
okutuyorum:
Yürütme
MADDE 33- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN -
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tümünü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Hayırlı
olsun.
Sayın Bakan,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI
MURAT BAŞESGİOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, bu
önemli yasanın Bütçe Komisyonunda görüşülmesi sırasında
değerli katkılarını veren komisyon üyelerine, alt komisyon
üyelerine çok teşekkür ediyorum. Ayrıca bugün müşterek
-Danışma Kurulu- grup önerileriyle birlikte Mecliste öncelikle
görüşülmesi konusunda gerekli katkılarını veren Demokratik Sol
Partiye, DTPye, Milliyetçi Hareket Partisine, Cumhuriyet Halk Partisine,
Adalet ve Kalkınma Partisine ve değerli grup başkanlarına
huzurunuzda çok teşekkür ediyorum. Uzlaşmayla, ortak bir
anlayışla bir kanun çıkarttık. Türk sporu adına, kulüplerimiz
adına hepinize şükranlarımı sunuyorum. İnşallah buradan
elde edilecek kaynağın kulüplerimize en yüksek oranda
aktarılması konusunda da elimizden gelen gayreti göstereceğimizi
ifade ediyor, katkı sağlayan bütün arkadaşlarıma çok
teşekkür ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakan.
3üncü
sırada yer alan Trabzon Milletvekili Sayın Cevdet Erdöl ve Adana
Milletvekili Sayın Necdet Ünüvarın; Sağlık Hizmetleri
Temel Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
3.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili
Necdet Ünüvarın; Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (2/65) (S. Sayısı: 72)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemin 4üncü
sırasında yer alan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4.- Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu
Raporu (1/478) (S. Sayısı: 93)
BAŞKAN -
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Diğer
işlerde de komisyonların bulunmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
sözlü soru önergeleri ile kanun tasarı ve tekliflerini sırasıyla
görüşmek için, 26 Şubat 2008 Salı günü saat 15.00te toplanmak
üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.23