DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 16
74üncü Birleşim
6 Mart 2008 Perşembe
İ Ç İ N D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II.- GELEN KÂĞITLAR
III.-
YOKLAMA
IV.-
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.-
Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaşın, 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününe ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Erzurum
Milletvekili Zeki Ertugayın, Erzurumun düşman işgalinden
kurtuluşunun 90ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
3.- Artvin
Milletvekili Ertekin Çolakın, Artvinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 87nci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A)
MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin, Manisa Turgutlu Çaldağ
nikel yatağının işletilmesi konusunun
araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/141)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçer ve 19 milletvekilinin, Van ilindeki enerji sorununun
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/142)
3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 29 milletvekilinin, tekstil ve hazır
giyim sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/143)
B)
TEZKERELER
1.-
Sağlık Bakanı Recep Akdağın Kuveyte
yaptığı resmî ziyarete refakat eden heyete iştirak etmesi
uygun görülen milletvekiline ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/337)
VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A)
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Seçimlerin
Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu
(1/498) (S. Sayısı: 110)
2.- Trabzon
Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet Ünüvarın;
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporu (2/65) (S.
Sayısı: 72)
3.-
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu Raporu
(1/529) (S. Sayısı:117)
4.- Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 milletvekilinin; Toprak Koruma
ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Çevre ile Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonları Raporları (2/146) (S. Sayısı:
111)
VII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Sudan Devlet Başkanının ziyaretine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Dışişleri Bakanı
Ali Babacanın cevabı (7/1724)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, doğalgaz yer altı depolama projelerine
ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
Gülerin cevabı (7/1749)
3.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, uzman jandarmaların özlük
haklarına ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir
Atalayın cevabı (7/1750)
4.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, bazı öğrencilere şiddet
uygulandığı iddialarına ilişkin sorusu ve Millî
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1770)
5.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, Eskişehir Millî
Eğitim Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1773)
6.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, açık lise
sınavlarına katılan öğrencilerin kıyafetlerine
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin
cevabı (7/1776)
7.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, açık lise sınavlarına katılan
öğrencilerin kıyafetlerine ilişkin sorusu ve Millî Eğitim
Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1777)
8.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankarada bir ilköğretim okulunda
başarılı öğrencilere Kuran-ı Kerim
dağıtıldığı iddiasına ilişkin sorusu ve
Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin cevabı (7/1778)
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Afşinde kömür
sahası içindeki bir yolun kapatılmasına ilişkin sorusu ve
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Gülerin cevabı (7/1832)
10.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin Çalkaya Belediyesi sınırlarındaki
arazilere tapuda şerh konulmasına ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/1855)
11.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, liman ve sınır
kapılarında gümrükleme işlemi için uzun süre bekletilen
kamyonlara ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Hayati Yazıcının cevabı (7/1966)
12.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bir soru önergesinin
cevaplandırılmamasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/2056)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu saat
15.00te açılarak dört oturum yaptı.
Kırıkkale
Milletvekili Turan Kıratlı, TÜRKSAT uydusuna ve üretim sürecine,
Adana Milletvekili
Yılmaz Tankut, Adana Tekel Fabrikasındaki işçilerin
sorunlarına,
Eskişehir Milletvekili
Emin Nedim Öztürk, Avrupa Birliği ortak tarım politikası
çerçevesinde Türkiyenin tarım politikasına,
İlişkin gündem
dışı birer konuşma yaptılar.
Şanlıurfa
Milletvekili İbrahim Binici ile Diyarbakır Milletvekili Aysel
Tuğluk haklarında yasama dokunulmazlığının
kaldırılıp kaldırılmaması hususunda tanzim edilen
ve TBMM Başkanlığına gönderilen soruşturma
dosyalarının Hükûmete geri verildiğine ilişkin
Başbakanlık tezkereleri okundu; Anayasa ve Adalet Komisyonu
üyelerinden kurulu karma komisyonda bulunan dosyaların Hükûmete geri
verildiği açıklandı.
Gaziantep Milletvekili Akif
Ekici ve 21 milletvekilinin, tekstil ve hazır giyim sektöründeki
sorunların araştırılarak (10/138),
Muş Milletvekili M. Nuri
Yaman ve 19 milletvekilinin, Muş Ovasındaki tarımsal üretimin
araştırılarak verimliliğin sağlanması için
(10/139),
Bitlis Milletvekili Mehmet
Nezir Karabaş ve 19 milletvekilinin, kredi kartı ve bireysel kredi
alanında yaşanan sorunların araştırılarak
(10/140),
Alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergeleri Genel Kurulun bilgisine sunuldu;
önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurulunun 5/3/2008 Çarşamba günkü birleşiminde çalışmaların saat
24.00e kadar sürdürülmesine ilişkin AK Parti Grubu önerisi, yapılan
görüşmelerden sonra kabul edildi.
Kocaeli Milletvekili Nihat
Ergün, İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun konuşmasında
partisine sataştığı iddiasıyla bir konuşma
yaptı.
Gündemin Kanun Tasarı
ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci sırasında
bulunan, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının (1/498) (S. Sayısı: 110),
2nci sırasında
bulunan, Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet
Ünüvarın, Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin (2/65)
(S. Sayısı: 72),
Görüşmeleri, ilgili
komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından,
ertelendi.
3üncü sırasında
bulunan, Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde
İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının (1/529) (S.
Sayısı: 117) görüşmelerine devam edilerek geçici madde 2ye
kadar kabul edildi.
4/3/2008 tarihli AK Parti
Grubu önerisiyle, 5/3/2008 Çarşamba günü Genel Kurulda görüşülecek
konu belirlenmişken bir başka konunun görüşülmesinin mümkün
olamayacağı gerekçesiyle Oturum Başkanı ve TBMM Başkan
Vekili Nevzat Pakdilin tutumu hakkında usul görüşmesi
açıldı.
Konya Milletvekili Faruk Bal
ve İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Manisa Milletvekili Hüseyin
Tanrıverdinin konuşmasında şahıslarına
sataştıkları iddiasıyla birer konuşma yaptılar.
6 Mart 2008 Perşembe
günü, alınan karar gereğince saat 14.00te toplanmak üzere
birleşime 00.07de son verildi.
Nevzat PAKDİL
Başkan
Vekili
Harun TÜFEKCİ Yaşar
TÜZÜN
Konya Bilecik
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Fatoş GÜRKAN
Adana
Kâtip
Üye
No.:
114
II.- GELEN KÂĞITLAR
6 Mart 2008 Perşembe
Tasarılar
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Moldova Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Bitki
Koruma (Bitki Karantina) Alanında İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/530) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 25.2.2008)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti ile Gürcistan Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde
Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel
Olma Anlaşmasının ve Eki Protokolün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/531) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.2.2008)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Makedonya Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Sağlık ve Tıp Bilimleri Alanında İşbirliğine
Dair Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısı (1/532) (Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)
4.- Müşterek
Taarruz Uçağının Üretimi, Desteklenmesi ve Sürekli
İyileştirilmesine İlişkin Mutabakat Muhtırası ve
Buna Dair Mali Yönetim Esasları Dökümanının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğu Hakkında Kanun
Tasarısı (1/533) (Millî Savunma; Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.2.2008)
5.-
Türkiye-Azerbaycan Uzun Vadeli Ekonomik ve Ticari İşbirliği
Programı ve İcra Planının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/534) (Plan ve Bütçe ile
Dışişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 26.2.2008)
Teklifler
1.- Kocaeli
Milletvekili Cumali Durmuş ve 20 Milletvekilinin; 2547 Sayılı
Yükseköğretim Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi (2/167) (Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
20.2.2008)
2.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 3 Milletvekilinin; Bursa İli
Büyükşehir Kapsamında, Osmangazi İlçesinden Ayrılacak Emek
ve Demirtaş Adıyla; Nilüfer İlçesinden Ayrılacak Görükle ve
Çalı Adıyla Dört Yeni İlçe Kurulmasına İlişkin
Kanun Teklifi (2/168) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.2.2008)
3.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun; Amasya İline Bağlı
Ezinepazar Adlı İlçe Kurulması Hakkında Kanun Teklifi
(2/169) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.2.2008)
4.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekili, Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ve 31 Milletvekilinin; Amasya İline Bağlı
Ezinepazar Adlı Bir İlçe Kurulmasına İlişkin Kanun
Teklifi (2/170) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 27.2.2008)
Tezkere
1.- Muş
Milletvekili Sırrı Sakıkın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (1/336) (Anayasa ve Adalet Komisyonu
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyona) (Başkanlığa geliş
tarihi: 29.2.2008)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 Milletvekilinin, Manisa-Turgutlu-Çaldağ
nikel yatağının işletilmesi konusunun
araştırılması amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/141)
(Başkanlığa geliş tarihi: 29/02/2008)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçer ve 19 Milletvekilinin, Van İlindeki enerji
sorununun araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/142) (Başkanlığa
geliş tarihi: 29/02/2008)
3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 29 Milletvekilinin, tekstil ve hazır
giyim sektöründeki sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri
uyarınca bir Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/143) (Başkanlığa geliş tarihi:
29/02/2008)
6 Mart 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar
TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, görüşmelere başlamadan önce 4 Mart 2008 tarihli
72nci Birleşimde yapılan kapalı oturuma ait tutanak özetinin
İç Tüzükün 71inci maddesine göre okunabilmesi için kapalı oturuma
geçmemiz gerekmektedir. Bu nedenle, sayın milletvekilleri ile Genel Kurul
salonunda bulunabilecek yeminli stenograflar ve yeminli görevliler
dışındakilerin salonu boşaltmalarını rica
ediyorum.
Tutanak özeti
okunduktan sonra tekrar açık oturuma geçeceğiz.
Şimdi,
kapalı oturuma geçmek üzere birleşime ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.01
İKİNCİ OTURUM
(Kapalıdır)
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 14.18
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar
TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü Birleşiminin
Kapalı Oturumdan sonraki Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle söz
isteyen Balıkesir Milletvekili Ayşe Akbaşa aittir.
Sayın
Akbaş, buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Balıkesir Milletvekili Ayşe
Akbaşın, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe ilişkin gündem
dışı konuşması
AYŞE
AKBAŞ (Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle
şahsım adına gündem dışı söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle, yüce heyeti, Eliflerin, Satıların,
Makbule Efelerin, Nene Hatunların, Halide Ediplerin ve daha nice Türk
annesinin gözyaşı ve alın teriyle var ettiği yüce
Meclisimizin bir üyesi olmanın şerefiyle saygıyla
selamlıyorum. Şehit anaları başta olmak üzere tüm
analarımızın ellerinden öpüyorum.
Ana başa
taç imiş, her derde ilaç imiş, bir evlat pir olsa da anaya muhtaç
imiş.
Değerli
arkadaşlarım, hak ve hukuk mücadelesi insanlık tarihi kadar
eskidir. 8 Mart kadın hareketi 1857 yılına dayanan ve Amerikada
tekstil alanında çalışan kadınların çalışma
hayatındaki sorunlarını ifade ettiklerinde sert müdahale
karşısında düştükleri sıkıntıya tepki olarak
ortaya çıkmış, Birleşmiş Milletler tarafından da
1977 yılında Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edilmiştir. 8
Mart dünyanın birçok yerinde kadınların eşitlik ve hak
istedikleri, kadın olmalarından dolayı
karşılaştıkları sorunlara dikkat çektikleri birlik ve
dayanışma günüdür.
Kadınlarımızın
eğitimine önem vermek, sosyal hayatının bütününde
haklarını en iyi şekilde kullandırmak hepimize düşen
yüce bir görevdir. Onurlu ve vefalı Anadolu kadını bunu
fazlasıyla hak etmiştir. Yüce Önderimiz 1923 yılında
Konyada yaptığı konuşmasında buna işaret ederek
kadının hayatının bütününe damgasını
vurduğunu ifade etmiş ve birçok Avrupa ülkesinden önce
kadınımıza hak ve imkânlar vererek tüm dünyaya örnek
olmuştur.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; Türk hukuk reformunun temel
taşlarının en büyüğü olarak nitelendirilen Türk Medeni
Kanunu Meclisimiz tarafından 1926 yılında kabul edilmiştir.
1934te seçme ve seçilme hakkının verilmesiyle eşitlik ilkesi
siyasi hayatımıza girmiştir. Bugün, seçme hakkını
rahatlıkla kullanmamıza rağmen seçilme noktasında bir hayli
geride kaldığımız açıktır.
Kadınlarımızın nüfusa oranlarına uygun temsil edilmesi
durumunda kamusal alanda etkin bir şekilde yer alacak, hoşgörü,
uzlaşma ve toplumsal barış rahatlıkla tesis
edilebilecektir. Kadınlarımızın eğitim oranı
yükseldikçe töre ve namus cinayetleriyle intihar oranları düşecek,
iş gücüne katılım ve toplumsal refahtan pay alma oranları
da artacaktır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; dünyadaki yapılan işlerin
üçte 2sini kadınlar yaparken toplam gelirin ancak yüzde 10unu
alabilmektedirler. Okuryazar olmayanların yüzde 70ini kadınlar
oluşturmaktadır. Yoksulluk sınırının altındakilerin
yüzde 65i yine kadınlardan meydana gelmektedir. Tüm bu rakamlara sivil
toplum örgütlerine katılım oranı yüzde 20, partilere
katılım oranı yüzde 13, sendikalara üyelik oranı ise yüzde
6 olduğu ilave edildiğinde kadınlar aleyhine oluşan üzücü
bir tablo karşımıza çıkmaktadır. Toplumumuzun
değişik kesimlerinde görev alan çok sayıda
başarılı kadın olmasına rağmen parlamento ve
mahallî idarelerde seçilerek hizmet veren kadınlarımızın
azlığı bizi üzmektedir. Fakat karamsar değilim. 1935
yılında Parlamentoda 18 kadın milletvekili varken bugün bu
sayı 50ye çıkmıştır. Mahalli idarelerde
kadınımızın temsil oranı yüzde 1,5lara
düşmektedir.
Her seçim
döneminde partilerin diline dolamaları ve gündemlerine almalarına
rağmen yapamadıkları bir işi başararak kadın
milletvekili adayı sayısını arttırıp, bu dönem 30
kadın milletvekilini Meclise taşıyan Başbakanımız
Sayın Recep Tayyip Erdoğana huzurlarınızda teşekkür
ediyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Yapılan
araştırmalarda bir cinsin bir toplulukta temsil edilebilmesi için
azınlığın asgari yüzde 20 olması gerçeğinden
hareketle, gelecek dönemde bu oranı yüzde 20lere, mahallî idarelerde
yüzde 10lara yükseltilerek kadınlarımızın baş
tacı edilmesinin ve hak ettikleri şekilde temsil edilmesinin
sağlanmasını içtenlikle arzu ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; AK Parti olarak Kadının
Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü, Aile Araştırma Kurumu
Teşkilat Yasasının çıkarılması başta olmak
üzere
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Konuşmanızı tamamlayınız Sayın Akbaş.
AYŞE
AKBAŞ (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
aile
mahkemelerinin kurulması, İş Kanununda yapılan
değişiklikler, Türk Ceza Kanununda yapılan düzenlemelerle
kadın ve çocuk hakları adına insan onuruna
yakışır düzenlemeler yapılmıştır.
Kadın erkek eşittir. Eşitsizlik durumunda devlet gerekli
müdahaleyi yapmakla yükümlüdür. ifadesi ilave edilmiştir. Kanaatimce,
1934 yılından sonra kadınımızın elde ettiği
en büyük siyasi hak budur.
Ne
acıdır ki, bugün Haydi kızlar okula. kampanyalarıyla
okula gitme teşvik edilirken, bir yanda üniversite kapılarında,
önyargılarla, okumak isteyen kızlarımıza
kapıların kapatılması kabul edilir değildir. Millet
iradesinin tecelli ettiği yerin kararı her şeyin üstündedir.
Kanunlar önünde herkes eşittir. Lütfen, artık bu ön
yargıları bir yana bırakalım. İnsanımız
güzeldir, güzel şeylere layıktır. Toplumumuzun her bir ferdini
bu duyarlılığa, bu hassasiyeti düşünmeye, kanunlara ve
millete saygılı olmaya davet ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; her şeye rağmen gelecekten
umutluyum. Şairin dediğim gibi: Umuduma cemre düştü
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akbaş, konuşmanızı tamamlayınız
lütfen, teşekkür ediniz.
ABDURRAHMAN
DODURGALI (Sinop) Şiirini okusun
AYŞE
AKBAŞ (Devamla) Saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Tüm
kadınlarımızın 8 Mart Kadınlar Gününü tebrik
ediyorum.
Gündem
dışı ikinci söz Erzurumun düşman işgalinden
kurtuluşunun 90ıncı yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
Erzurum Milletvekili Zeki Ertugaya aittir.
Sayın
Ertugay, buyurun efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Erzurum Milletvekili Zeki Ertugayın, Erzurumun
düşman işgalinden kurtuluşunun 90ıncı yıl
dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
ZEKİ ERTUGAY
(Erzurum) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Erzurumun düşman işgalinden
kurtuluşunun 90ıncı yıl dönümü münasebetiyle söz
almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Aziz yurdumuzun
birçok ilinde, yöresinde kurtuluş bayramı olarak kutlanan bu günleri
aslında zafer günleri, zafer bayramları olarak kutlamanın daha
doğru olacağını düşünüyorum. Zira, bu günler Türk
milletinin zulme, haksızlığa, esarete baş
kaldırdığı, bütün cihana Türk milletinin vatanın
bölünmesine asla müsaade etmeyeceğinin ilan edildiği ve dünyadaki
bütün mazlum milletlere örnek teşkil etmiş kutlu günlerdir.
Değerli
milletvekilleri, Erzurum, Asya ve Avrupa arasında geçit yeri, doğuyu
batıya bağlayan tarihî İpek Yolu üzerinde önemli bir ticaret ve
kültür merkezi olmanın yanında, jeopolitik olarak tarih boyunca
Anadolunun kilit taşı olmuş ve bu konumundan dolayı da
sürekli olarak çeşitli milletlerin saldırılarına
uğrayagelmiş tarihî bir kentimizdir.
Anadolu tarihiyle
uğraşan yazarların üzerinde birleştikleri önemli bir gerçek
şudur: Erzurum Yaylasına hâkim olan milletler, bütün Anadoluya
hâkim olurlar. Bu yaylayı ellerinden çıkaran milletler er veya geç
Anadolunun öteki kısımlarındaki hâkimiyetlerini de kaybederler.
Erzurum Yaylası coğrafyasının stratejik öneminden
kaynaklanan bu gerçek, Anadolunun beş bin yıllık tarihinde hiç
değişmemiştir ve değişmeyecektir.
Onun içindir ki,
Büyük Önder Atatürk, Anadolunun birçok yerinde başlayan millî hareketler
içerisinde Erzurumu seçerek oradaki hareketin başına geçmiş,
yani devletin ve cumhuriyetin kuruluşuna giden ilk adım Erzurumda
atılmıştır. 12 Mart 1918 tarihi, Türkün kalbi olan
Erzurumun esaretten hürriyete, ölümden hayata kavuştuğu, yokluk ve
imkânsızlıklar içerisinde nice canlar feda edilerek elde edilen bir
zafer günüdür.
12 Martın
bir beldenin, bir şehrin kurtuluşunu aşan bir anlamı
vardır. Elbette ki, bütün şehirlerimizin, bütün yörelerimizin, tüm
Anadolunun kurtuluş günleri çok önemlidir, çok anlamlıdır ve
kahramanlıklarla doludur. Ancak, ülkenin kurtuluşuna cumhuriyetin ve
yeni Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşuna giden yol Erzurumdan
geçmiştir. Erzurum Kongresine zemin hazırlayan tarihî olay, 12 Mart
Erzurumun kurtuluşudur. Burada Kâzım Karabekir Paşanın
düzenli bir orduya komuta etmesi ve Atatürke Ben ve kolordum emrinizdeyiz
Paşam. sözü, tarihî bir dönüm noktası ve Millî Mücadelenin
başlangıç noktasını teşkil etmiştir.
Nitekim, Mustafa
Kemal Atatürk, 24 Nisan 1920de Mecliste yaptığı konuşmada
Efendiler, hepinizin bildiği gibi
Temmuz 1919da Erzurumda Doğu Anadolu illerini kapsayan bir millî kongre
toplandı. Bu millî kongrenin koyduğu şartlar bilinmektedir.
Fakat şimdiye kadar yaptıklarımıza bir başlangıç
sayıldığı için, size hatırlatmak üzere, önemli
noktaları tekrar edeceğim. diyerek istiklâl mücadelesinin
başlangıcından Büyük Zafere kadar ne yapılmışsa
hepsinin başlangıç yerinin Erzurum Kongresi ve dolayısıyla
Erzurumun kurtuluşu olduğunu ortaya koymuştur. Büyük Önderin
Tarih, bu kongremizi şüphesiz ender ve büyük bir eser olarak
kaydedecektir. dediği Erzurum Kongresi, Kuvayımilliyenin amil,
millî iradenin hâkim kılınacağının ilan edildiği
bir kongredir. Azınlıklara imtiyaz verilemez. Manda ve himaye kabul
edilemez. Vatan bir bütündür, parçalanamaz. ültimatomunun bütün cihana
haykırıldığı bir dönüm noktasıdır.
Değerli
milletvekilleri, bu kurtuluş günlerini anarken, şüphesiz,
amacımız, tarihten çıkarılan derslerin yeni nesillere
aktarılması yanında bu ülkeye, yüce milletimize karşı
daha başka ve önemli sorumluluklarımızın olduğunun da
hatırlatılmasıdır. Düşman işgalinden milletimizin
gücü, devletimizin inancı ve gücüyle kurtarılan Erzurum, bugün bir
başka düşmandan, fukaralıktan, işsizlikten
kurtarılmayı beklemektedir. Az gelişmişlikten, geri
kalmışlıktan kurtarılmayı, insanca yaşamanın
şartlarının oluşturulmasını beklemektedir.
Esnafı, çiftçisi, memuru, emeklisi daha fazla hizmet beklemektedir.
Sözlerimi burada
bitirirken, Millî Mücadelede ve terörle mücadelede hayatını kaybeden
aziz şehitlerimize Allahtan rahmet, milletimize
başsağlığı diliyor, aziz hemşehrilerimin
kurtuluş bayramlarını tebrik ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun, tamamlayın konuşmanızı.
ZEKİ ERTUGAY
(Devamla) Bu duygularla yüce heyetinizi sevgiyle saygıyla
selamlıyorum ve ayrıca, bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü
olması hasebiyle bütün kadınlarımızın Dünya
Kadınlar Gününü tebrik ediyorum, kutluyorum. Tarihinde kadın
kahramanı, sosyal ve iktisadi hayatında kadınların yerinin
çok olduğu bir büyük milletin insanlarıyız,
evlatlarıyız. Bu bakımdan, Dünya Kadınlar Gününün
ülkemizde kutlanması çok önemlidir. 8 Martın bütün
kadınlarımıza hayırlı olmasını diliyor,
hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP, AK Parti ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Gündem dışı üçüncü söz, 7 Mart Artvinin kurtuluş yıl
dönümü münasebetiyle söz isteyen Artvin Milletvekili Ertekin Çolaka aittir.
Buyurun
Sayın Çolak. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Artvin Milletvekili Ertekin Çolakın, Artvinin
düşman işgalinden kurtuluşunun 87nci yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
ERTEKİN
ÇOLAK (Artvin) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
konuşmama başlarken yüce Meclisi ve yüce milletimizi saygıyla
selamlıyorum.
Ayrıca, 8
Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bütün dünya
kadınlarının bu gününü kutluyor ve tebrik ediyorum.
7 Mart 2008
tarihi, cennet vatanımızın en güzel ve en yeşil illerinden
biri olan serhat ilimiz Artvinin düşman işgalinden kurtuluşunun
87nci yıl dönümüdür. Ülkemizin her köşesinde bütün Artvinliler
dernek ve vakıflar aracılığıyla bu günü
kutlamaktadır. Ben de Artvin Milletvekili olarak milletimizin Meclisinden
ve milletimize ait olan bu kürsüden bütün hemşehrilerimizin bu gününü
kutluyor ve tebrik ediyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
1877-1878
Osmanlı-Rus Savaşından sonra Artvin ve çevresi kırk
yıl süreyle Rus esaretinde kalmıştır. Türk ordusunun
Çanakkalede vermiş olduğu şanlı direniş ve zaferden
sonra, Rus ordusu müttefiklerinden destek alamamış ve Rus Çarlığının
yıkılmasından sonra, 3 Mart 1918de Osmanlı Devletiyle Rusya
arasında yapılan anlaşma neticesinde, Kars, Ardahan ve Batum
sancaklarında halk oylamasına gidilmiş ve yüzde 99 gibi ezici
bir çoğunlukla ana vatan kabul edilmiş ve bu tarihte ana vatana
katılmıştır. Ne yazık ki bu kurtuluş uzun
sürmemiş ve Birinci Dünya Savaşından sonra imzalanan Mondros
Mütarekesinden sonra bölgemiz, önce İngilizlerin, sonra da Gürcülerin
istilasına uğramıştır. Nihayet, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin Gürcistana verdiği ültimatom neticesinde, 7 Mart 1921
tarihinde Artvin artık ebedi olarak düşmanlardan temizlenmiştir.
Elbette ki bu
kurtuluş kolay olmamıştır. Kırk yıllık Rus
ve Ermeni zulmünü bölge halkı çok iyi bilmektedir. Rus ve Ermenilere
karşı Ardanuçlu kahramanların Acı Elma direnişi,
Şavşatlıların Sahara ve Bilbilan direnişleri,
Arhavi, Hopa, Kemalpaşa, Borçka ve Murgulluların sahil
direnişleri, Yusufelili Molla Sabitlerin kahramanlıkları
Emrindeki kuvvetlere cesaret vermek için namerdin kurşunu bana
işlemez diyerek şehadet şerbeti içen Artvinli Çil Hüseyin
Ağa oğulları, Kadir Ağaların ve Şükrü Beylerin
unutulması mümkün değildir.
Sayın
Başkan, sayın milletvekilleri; tarih boyunca ülkemiz üzerinde kirli
ve hain planlar hep olmuştur ancak yüce ordumuz ve yüce milletimiz bu
planları hep bozmasını bilmiştir. Bugün de, yarın da
bu hain ve sinsi planlar olacaktır ancak ordumuz ve milletimiz, her zaman
bu hain tuzakları bozacak güce sahiptir.
Bu vesileyle,
Kuzey Iraktan yeni dönen kahraman ordumuzu ve Mehmetçiğimizi
saygıyla selamlıyor, şehitlerimizi rahmetle anıyorum.
Anlam ve önemi
büyük olan 7 Mart Artvinimizin düşman işgalinden kurtuluşunun
87nci yıl dönümü münasebetiyle, başta Gazi Mustafa Kemal olmak
üzere, bütün kahraman ve şehitlerimizi rahmet ve şükranla
anıyor, yüce Meclisi ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çolak.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula Sunuşları vardır.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin üç önerge
vardır.
Önergeleri
okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici ve 22 milletvekilinin,
Manisa Turgutlu Çaldağ nikel yatağının işletilmesi
konusunun araştırılması amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/141)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
1970'li
yıllarda MTA tarafından bulunan, yeni sondaj
çalışmaları ile rezerv miktarının 45 milyon tonun
üzerinde olduğu tahmin edilen, tonda
1.14% Nikel (Ni) ve 0.05% Kobalt (Co) içeren, ekonomik ömrü ise 16
yıl olarak öngörülen Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel
yatağının, Mart-2002'de işletme haklarını ele
geçiren European Nickel Şirketinin; Türkiye'de Bosphorus Nickel Madencilik
ve Sarde Nikel adları altındaki şirketlerle faaliyette
bulunduğu, bu arada 40.000 ton sülfürik asit
yatırımını da bir Çinli firmaya yaptırmak üzere
anlaştığı ve bu şekilde sülfürik asitle liç metodu
uygulanarak nikel ve kobalt üretimine müsaade edildiği kamuoyunca
bilinmektedir.
Buna göre;
- Şirketin
15 yıllık üretim süresince Dünya Metal Borsasındaki nikel fiyat
artışı da göz önüne alındığında
yaklaşık 47,7 milyon ton kaynaktan 460.000 ton saf nikel ve 25.200
ton saf kobalt elde edip buna karşılık 25 milyar dolarlık
geliri yurt dışına transfer edeceği, bu paranın ancak
1,2 milyar dolarlık kısmının Türkiye'de kalacağı
ve güncel mali hesabın ne olduğunun bilinmediği;
- İzabeyi
dahi ülkemizde yaptırmayan şirketin konsantreyi yurt
dışına götürüp orada izabe ettireceği ve geriye tamamen
atığını bırakacağı, bu durumun istihdama
hiçbir katkısı olmayacağı, firmaya izabe tesisi kurma
zorunluluğu getirilmediği, en önemlisi de 1935 yılından bu
yana ülkemizde bakır, krom, alüminyum ve gümüş vs. izabe eden, asit
üretimi konusunda da uzman kuruluş Eti Maden vasıtasıyla bu
üretimin yapılabilirliğinin araştırılmadan
işletme hakkının ulus ötesi şirkete devredildiği;
-Nikel kobalt üretiminde asit liç metodunun
rüzgarla çevreye asit yağmuru oluşturarak çevre kirlenmesine yol
açabileceği, bunun yerine firmanın biraz daha pahalı olan
konvansiyonel üretim metodunu tercihe neden zorlanmadığı? Bu
firmanın Avrupa'dan kovulduktan sonra deneme üretimini Türkiye'de yapmaya
karar verdiğinin bilinip bilinmediği? Bu yöntemin zengin tarım
alanlarına verebileceği zararın boyutlarının
hesaplanıp hesaplanmadığı?
-Asit üretimini
gerçekleştirecek firmanın üretim sırasında kaç kw elektrik
üreteceği, bundan ne kadar kâr hedeflendiğinin bilinip
bilinmediği?
-Kükürtten asit
üretimi gibi tehlikeli bir üretimin, tartışılan Çin
teknolojisine emanet edilmesine müsaade edilmesi ile olası bir felakette
bölge insanının yaşamına etkilerinin hesaplanıp
hesaplanmadığı, bu gayrı sıhhi müesseseye nasıl
ruhsat verildiği ile ülkemizde istihdam sorunu varken ve bu tesisin bölge
insanına istihdam sağlayacağı gerekçesi ileri sürülmekte
iken, Çinli firmanın talep ettiği 390 Çinli teknik uzmana neden
çalışma müsaadesi verildiği cevapları kamuoyunca meçhul
konulardır.
Yukarıda
ifade edilen konuların açığa kavuşturulması, bölge
halkı, sektörle doğrudan ya da dolaylı olarak ilgili
kuruluşlar ve daha önemlisi ekonomik geleceğimiz açısından
çok büyük önem taşımaktadır.
Açıklanan
nedenlerle, Manisa-Turgutlu-Çaldağ nikel yatağının
işletme haklarını ele geçiren European Nickel Şirketinin,
460.000 ton saf nikel ve 25.200 ton saf kobalt üretimi sonucu, ülkemize
sağlayacağı katma değer ve istihdama
katkısının ne olacağı; buna karşılık
asit üretimi ile bölgede nasıl bir çevre felaketine yol açacağı,
ayrıca metal madenciliğindeki özelleştirme uygulamaları
sonucu gelinen nokta ile alınacak önlemlerin belirlenmesi ve bir an önce
uygulamaya konulması ile karşılaşılacak sorunların
çözümlenmesi konusunda Anayasamızın 98, İç Tüzüğümüzün 104
ve 105. maddeleri gereğince bir Meclis araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) Mehmet Ekici (Yozgat)
2) Mustafa Enöz (Manisa)
3) Ahmet Orhan (Manisa)
4) Hasan Özdemir (Gaziantep)
5) Erkan Akçay (Manisa)
6) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
7) Ahmet Bukan (Çankırı)
8) Mehmet Serdaroglu (Kastamonu)
9) Yılmaz Tankut (Adana)
10) Recep Taner (Aydın)
11) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
12) Murat Özkan (Giresun)
13) İsmet Büyükataman (Bursa)
14) Mehmet Günal (Antalya)
15) Ali Uzunırmak (Aydın)
16) Yıldırım Tuğrul Türkeş (Ankara)
17) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
18) Alim Işık (Kütahya)
19) Recai Yıldırım (Adana)
20) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
21) Cemaleddin Uslu (Edirne)
22) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
23) Reşat Doğru (Tokat)
2.- Van Milletvekili Özdal Üçer ve 19 milletvekilinin, Van
ilindeki enerji sorununun araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/142)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Van ilinin
ekonomisini olumsuz yönde etkileyen, ildeki vatandaşların
yaşamını zorlaştıran ve birçok fabrika ve
işyerini büyük zarara uğratan enerji sorununun ve
zararlarının araştırılıp, alınması gereken
tedbirlerin alınması amacıyla Anayasanın 98inci, İç
Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri gereğince Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz.
1) Özdal Üçer (Van)
2) Ahmet Türk (Mardin)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Fatma Kurtulan (Van)
5) Emine Ayna (Mardin)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Sebahat Tuncel (İstanbul)
8) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
9) Bengi Yıldız (Batman)
10) Sırrı Sakık (Muş)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Aysel Tuğluk (Diyarbakır)
13) Pervin Buldan (Iğdır)
14) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
15) Akın Birdal (Diyarbakır)
16) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
17) Hasip Kaplan (Şırnak)
18) Sevahir Bayındır (Şırnak)
19) Şerafettin Halis (Tunceli)
20) Osman Özçelik (Siirt)
Gerekçe:
Van ili Doğu
Anadolu Bölgesinin en büyük illerinden olup, Adrese Dayalı Nüfus
Kayıt Sistemi 2007 Nüfus Sayımı Sonuçlarına göre merkez
ilçe nüfusu 413.907, il nüfusu 979.671 olarak belirlenmiştir.
İldeki
ekonomi genel olarak tarım ve hayvancılık, sınır ticareti
ve gelişme gösteren işletmelere dayanmaktadır. Tarım ve
hayvancılık neredeyse yok olma noktasına gelmiştir.
Özellikle son yıllarda ilde büyük bir enerji sorunu yaşanmakta ve bu
sorun hem yaşamı olumsuz etkilemekte hem de gelişme gösteren
işletmelere büyük zararlar vererek ya işlemez hâle getirmekte ya da
kapanmasına neden olmaktadır. Elektriğin kesilmediği,
düzenli ve yeterli voltajda geldiği gün sayısı neredeyse yok
gibidir.
İldeki
enerji sorunu üç başlık altında incelenebilir.
1- Üretim
İldeki
enerji üretim santralleri; Hoşap HES (yıllık üretimi 13,2 GWh),
Engil HES (yıllık üretimi 15 GWh), Erciş HES (yılık
üretimi 2 GWh), Koçköprü HES (yıllık üretimi 24,5 GWh) ve Gaz
Türbini( yıllık üretimi 110 GWh) dir.
Bölgenin (Van
Bitlis Muş; Hakkâri) yılda ortalama olarak 8.603.950 MWh (megawatt
saat) (kilo joul) üretim gücü kapasitesi varken, ancak yılda bunun %1i
bile olmayan 58700 MWh'lık bir bölümünü değerlendirilebilmektedir.
Van'da yılda 110.000 MWh enerji üretebilecek ve motorinle
çalışan gaz türbini ucuz motorin temin edilebilmesine rağmen
çalıştırılmamakta, çürümeye bırakılmaktadır.
2-
Dağıtım
Van
TEİAŞ İl Müdürlüğü; toplam 11 ilçe, 7 belde, 579 köy 429
mezradan oluşan 21.824 km2'lik görev alanı içerisinde bulunan 979.671
nüfuslu, toplam 182.500 adet abonesine 405 personel ile hizmet vermektedir.
İl Müdürlüğünün hizmet alanında 2.300 adet trafo, 4.152 km AG
(alçak gerilim), 6.505 km Orta Gerilim hattı mevcuttur. Mevcut trafoIar
şehrin ihtiyacını karşılayamamaktadır.
Oluşan arızların giderilmesi personel yetersizliğinden
kaynaklı gecikmelere uğramaktadır.
3- İletim
İlimizin
elektrik enerjisi ihtiyacı, enterkonnekte sisteme bağlı olarak
TEİAŞ sorumluluğundaki 154 kV'luk üç ayrı iletim hattı
ile sağlanmaktadır.
Birinci hat,
Diyarbakır Karakaya HES ile Batman HES'de üretilen ve
Diyarbakır-ĴBatman-Siirt-Tatvan üzerinden,
İkinci hat,
Elâzığ Keban HES ile Bingöl Özlüce HES'de üretilen ve
Elâzığ-Bingöl-ĴErzurum-Ağrı üzerinden,
Üçüncü hat ise
İran'dan gelen ve Hakkâri ilini de besleyen Enerji İletim
Hatlarıdır.
İlk iki hat
TM (trafo merkezine)'ye giriş yapıp şehir çıkış
fidelleri ve dağıtım şebekesi vasıtasıyla Van'a
dağıtımı yapılmaktadır. Diğer üçüncü hat
Edremit'teki TM'ye giriş yapıp şehrimizin çok az bir bölümünü
beslemektedir.
Enerji üretim
noktalarından oldukça uzakta olan şehrimizin beslendiği 154
kVluk hatlarda meydana gelen gerilim düşümleri nedeniyle,
aşırı güç taleplerini karşılamak için daha fazla yük
ihtiyacı doğmakta ve bu durumda da mevcut iletim hatlarından bu
talep karşılanamamaktadır.
Bu hatlardaki
gerilim düşüşleri, Elektrik Mühendisleri Odası Van İl
Temsilciliği tarafından oluşturulan bir komisyonca 05.01.2007
tarihinde saat 18:20 de ölçümler yapılmış ve ulusal
enterkonnekte sistemde gerilimin 154 kV olması gerekirken 114 kV
(kilovolt), Van şehir merkezinin bir bölümünü besleyen Orta Gerilim
çıkış fiderine ait gerilimin 28 kV olduğu tespit
edilmiştir.
İletim
hatlarında oluşan olumsuzlukların ortadan
kaldırılması için besleme hatlarındaki iletken kesitlerinin
477 MCM'den 1272 MCM'e çıkarılması gerekmektedir. Özellikle
kış aylarında aşırı yüklenmelerden dolayı
çok aşırı derecede gerilim düşüşleri meydana gelmekte
ve vatandaşa normal koşullarda ödemesi gereken elektrik ücretlerinin
kat be kat üstünde ödemelere sebebiyet vermektedir. Türkiye'de kişi
başına düşen elektrik tüketimi 1961 kw/h iken Van'da bu oran 336
kw/h'dir.
Başbakan ve
ilgili bakanlık sorunları çözme adına hiçbir çalışma
yapmazken tek sıkıntının kaçak elektrik
kullanımından kaynaklandığını belirterek,
yatırım ve hizmet eksikliğini görmezden gelmektedirler. Oysa
yukarıda da belirtilen sorunlar incelendiğinde sorunun
yatırım ve hizmet eksikliğinden kaynaklandığı
açıkça görülecektir. Burada halkı suçlamak yerine yapılması
gereken daha kaliteli hizmet sunmak, mevcut üretimi arttıracak alternatif
üretim yolları aramak ve mevcut iletim hatlarını
güçlendirmektir. Elektrik sorununun çözüm yolu, ilde veya çevre illerde mevcut
hidroelektrik enerji kaynakları ve alternatif enerji kaynakları kullanılarak
üretim santrallerinin kurulmasından geçmektedir. Ülkemizde güneşli
gün sayısı en fazla olan ilimiz Van'da güneş enerjisinden
yararlanma yolları aranmalıdır. Zaman geçirilmeden Van ili pilot
bölge olarak değerlendirilmeli, sürekli rüzgarların estiği
bölgelerden faydalanılarak elektrik enerjisi üretme yolları
araştırılmalıdır.
Van ilinin
gelişmesini engelleyen ve ildeki yaşamı büyük oranda
zorlaştıran bu sorunun çözümü için bir an önce gerekli tedbirler
alınmalıdır.
3.- Denizli Milletvekili Ali Rıza Ertemür ve 29
milletvekilinin, tekstil ve hazır giyim sektöründeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/143)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tekstil ve
hazır giyim sanayi son yıllarda alarm vermektedir. Sektördeki kan
kaybı, ekonomiyi ve istihdamı tehdit edecek boyutlara
ulaşmıştır. Hükümetin yapılan uyarıları
dikkate almaması sektörde faaliyet gösteren firmaların tek tek
kapanmasına yol açmaktadır. Bu durum ülke sanayisini,
ihracatımızı etkilediği gibi, işsizliğin de
artmasına neden olmaktadır.
Milyonlarca
insanın ekmek kapısı olan bu sektör gerçekleştirdiği
yüksek üretim ve ihracat rakamlarıyla ülke ekonomisinin lokomotifi
durumdadır.
Enerji ve
istihdam maliyetleri konusunda alınacak basit önlemlerle, ekonomimizin
belkemiği niteliğinde olan tekstil ve hazır giyim sanayi hem
uluslararası rekabette önemli avantajlar yakalayacağı gibi, hem
de bu sektördeki yaşanan sıkıntılar bir ölçüde de olsa
giderilmiş olacaktır.
Tekstil ve
hazır giyim sektörünün içinde sürüklendiği darboğazın
araştırılması, sektörde yaşanan sorunların
saptanması ve alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla, Anayasanın 98. ve içtüzüğün 104 ve 105. maddeleri
uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz
ederiz.
1) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
2) Ahmet Ersin (İzmir)
3) Çetin Soysal (İstanbul)
4) Tacidar Seyhan (Adana)
5) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
6) Ali Oksal (Mersin)
7) Tekin Bingöl (Ankara)
8) Mehmet Fatih Atay (Aydın)
9) Muhammet Rıza Yalçınkaya (Bartın)
10) Canan Arıtman (İzmir)
11) Hüseyin Ünsal (Amasya)
12) Akif Ekici (Gaziantep)
13) Ergün Aydoğan (Balıkesir)
14) Yaşar Ağyüz (Gaziantep)
15 Hulusi Güvel (Adana)
I6) Zekeriya Akıncı
(Ankara)
I7) Malik Ecder Özdemir (Sivas)
18) Erol Tınastepe (Erzincan)
19) Metin Arifağaoğlu
(Artvin)
20) Ali Koçal (Zonguldak)
21) Tayfur Süner (Antalya)
22) Osman Kaptan (Antalya)
23) Atila Emek (Antalya)
24) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
25) Şevket Köse (Adıyaman)
26) Nevingaye Erbatur (Adana)
27) Fevzi Topuz (Muğla)
28) Derviş Günday (Çorum)
29) Şinasi Öktem (İstanbul)
30) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
Gerekçe:
Tekstil ve
hazır giyim sanayi, istihdam, üretim ve ihracatımızın
lokomotifi ve ülkemiz ekonomisinin can damarıdır. Sektörün yerine
getirdiği işlevler yalnızca üretim ve ihracat gibi ekonomik
alanlarla sınırlı değildir. Ülkemizin en büyük sorunu olan
işsizliğin daha da büyümesine engel olarak, sosyal sorumluluklar da
üstlenmektedir.
Ne var ki bu
önemli sektörümüz her geçen gün daralmakta, yaşanılan ciddi sorunlar
nedeniyle uluslararası piyasalarda rekabet gücünü kaybetmekte buna
karşın başta Çin olmak üzere Uzak Doğulu firmaların
global pazarlardaki paylarını hiç durmadan artırmaktadır.
Tekstil ve
hazır giyim sektörü, izlenen hatalı politikalar ile yanlış
tercih ve uygulamalar sonucunda hızla kan kaybetmektedir. Tekstil ve
hazır giyim sektörünün önemli merkezlerinden biri olan Denizli ilimiz
başta olmak üzere ülkemizdeki büyük tekstil merkezleri geri dönüşü
olmayan bir girdabın içine sürüklenmektedir.
Doğrudan
sağladığı istihdamı 2,5 milyonu bulan ve dolaylı
olarak sağladığı istihdamla 10 milyon kişinin ekmek
kapısı olan tekstil ve hazır giyim sanayi, ülke ekonomisinin ve
istihdamın bel kemiği niteliğindedir. Toplam istihdamdaki
payı yüzde 13,6'yı bulan sektörün sanayi istihdamından
aldığı pay ise, yüzde 23,9'a erişmektedir. Ülkemiz
istihdamında oynadığı bu ciddi rolün yanı sıra
ödediği sosyal güvenlik primleri ve vergiler yoluyla da Türkiye
ekonomisine kayda değer katkı sağlamaktadır.
Türkiye'de asgari
ücret üzerindeki istihdam vergileri ve sosyal güvenlik giderlerinin,
çalışanların işverene maliyeti içerisindeki payı yüzde
OECD ortalamasının 2 katını aşmaktadır.
Dahası bu sektöründeki zorlu rakiplerimizin neredeyse tamamında,
devlet istihdam üzerine aşırı yükler bindirmek bir yana iş
gücü maliyetleri konusunda ciddi sübvansiyonlar uygulamaktadır. Girdi maliyetleri
içindeki istihdamın payını ciddi boyutlarda düşük
tutmaktadır. Söz gelimi ülkemiz tekstil ve hazır giyim sanayindeki
ortalama işçi maliyeti, en zorlu rakibimiz Çin'in 4 katı daha
pahalıdır.
Tekstil ve
hazır giyim sektöründe en büyük enerji girdisini oluşturan
elektriğin ülkemizdeki fiyatı, dünya ortalamasının
neredeyse 2 katıdır.
Teşvik
uygulamaları hedeflenenin tersine, kendi olanak ve becerileriyle
sanayileşmiş illerimizi cezalandırmakta bölgesel ve sektörel
farklılıkları tamamen göz ardı edilerek, yörelerimizin
sahip olduğu farklı rekabetçi üstünlükleri dikkate
alınmamaktadır. Vakit geçirmeden bölgeleri temel alan uygulamadan
vazgeçilerek, tekstil ve hazır giyim sanayi gibi ihracat odaklı
sektörleri ön plana çıkaran bir teşvik sistemine geçilmesi yerinde
olacaktır.
Yukarıda da
ifade edildiği gibi, tekstil sektörü ülkemizin gerek ihracatımız
gerekse iç piyasa açısından önemli bir yere sahiptir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Başbakanlığın
Anayasanın 82nci maddesine göre verilmiş bir tezkeresi vardır,
okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun:
B) TEZKERELER
1.- Sağlık Bakanı Recep Akdağın
Kuveyte yaptığı resmî ziyarete refakat eden heyete iştirak
etmesi uygun görülen milletvekiline ilişkin Başbakanlık
tezkeresi (3/337)
05/03/2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Sağlık
Bakanı Recep Akdağ'ın görüşmelerde bulunmak üzere bir
heyetle birlikte 11-14 Şubat 2008 tarihlerinde Kuveyt'e
yaptığı resmî ziyarete, Muğla Milletvekili Dr. Mehmet Nil
Hıdır'ın da iştirak etmesi uygun görülmüş ve bu
konudaki Bakanlar Kurulu Kararının sureti ilişikte
gönderilmiştir.
Anayasanın
82 nci maddesine göre gereğini arz ederim.
Recep
Tayyip Erdoğan
Başbakan
BAŞKAN
Kabul edenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 14.53
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.01
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN
(Bilecik)
BAŞKAN Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 74üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
Anayasanın 82nci
maddesine göre verilmiş Başbakanlık tezkeresinin oylaması
sırasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi tezkereyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Sayın milletvekilleri,
gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan,
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve
Anayasa Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ve Anayasa Komisyonu Raporu (1/498) (S. Sayısı:
110)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada yer alan,
Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet Ünüvarın;
Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Raporunun
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
2.- Trabzon Milletvekili Cevdet Erdöl ve Adana Milletvekili Necdet
Ünüvarın; Sağlık Hizmetleri Temel Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu
Raporu (2/65) (S. Sayısı: 72)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan,
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ve İçişleri Komisyonu
Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
3.- Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde
İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/529) (S. Sayısı:117) (x)
BAŞKAN Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi geçici 2nci
maddeyi okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 2- (1)
Bu Kanunla kurulan belediyelerin organlarının seçimi, ilk genel
mahalli idareler seçimiyle birlikte yapılır. Bu Kanunla mahalleye
veya köye dönüşen veya il ya da ilçe belediyesine katılan
belediyelerin tüzel kişiliği, organları ve bunların hak,
yetki ve görevleri ilk genel mahalli idareler seçimine kadar devam eder.
(2) Bu Kanunla kurulan
belediyeler teşkilatlanıncaya kadar, belediye hizmetleri, bu
yerleşim yerlerinin halen bağlı oldukları belediyeler
tarafından yerine getirilir. Valiler bu hususta ilgili belediyeler
arasında koordinasyonu sağlar ve gerekli tedbirleri alır.
(3)Yeni kurulan belediyelere, 2380 sayılı Kanun
uyarınca genel bütçe vergi gelirlerinden 1/1/2009 tarihinden itibaren pay
ayrılır. Ayrılan paylar, İller Bankasınca bu
belediyeler adına açılacak hesapta toplanır.
(4) Bu Kanun uyarınca
mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri 5393
sayılı Belediye Kanununun 50 nci maddesine göre yapılır.
Devir sebebiyle personel giderlerinde meydana gelecek artışlarda,
5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin sekizinci
fıkrasındaki sınırlamalar dikkate alınmaz. Personel
devri nedeniyle ilgili il özel idaresinin veya belediyenin norm kadrosunda
yapılması gereken ilave ve değişiklikler, ilgili belediye
veya il özel idaresinin talebi üzerine İçişleri Bakanlığı
tarafından altı ay içinde sonuçlandırılır. Bu
belediyelerin malvarlıkları, hak, alacak ve borçları, mahalle
olarak katıldıkları belediyeye veya ilgili il özel idaresine
intikal eder. Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet
gösterdiği döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak
açılacak davalarda muhatap, katıldığı belediye veya
ilgili il özel idaresidir.
(5) Tüzel kişiliği
ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek belediyelerin her
türlü yeni personel istihdamı, taşınır ve
taşınmazları, iş makineleri ve diğer taşıtların
satışı ile borçlanması katıldığı
belediyenin, diğer yerlerde il özel idaresinin onayına tabidir. Bu
belediyeler, mevcut personelini, taşınır ve
taşınmazlarını, iş makineleri ve diğer
taşıtları ile kamu kurum ve kuruluşlarına olan
borçlarını katılacakları belediye veya ilgili il özel
idaresine, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay
içinde bildirir. Bu yerlerde yeni nazım ve uygulama imar planı
yapılamaz; mevcut planlarda yapılması gereken zorunlu değişiklik
ve yapı ruhsatı hariç her türlü imar uygulaması büyükşehir
belediyesi sınırlarında büyükşehir belediyesinin,
diğer yerlerde il özel idaresinin onayı ile yapılır.
(6) Tüzel kişiliği
kaldırılan belediyelerden il özel idaresine veya belediyelere
devredilmesi gereken personel, ihtiyaç duyulması halinde
kazanılmış hak aylık dereceleri dikkate alınmak
kaydıyla diğer belediyelere veya vali tarafından merkezi idare
kuruluşlarının taşra teşkilatının boş
kadrolarına atanabilir. Bu personelin atandıkları yeni
kadroların aylık, ek gösterge, her türlü zam ve tazminatları ile
diğer mali hakları toplamının net tutarı, eski
kadrosunda en son ayda almakta oldukları aylık, ek gösterge, her
türlü zam ve tazminatları ile diğer mali hakları toplamı
net tutarından az olması halinde, aradaki fark atandıkları
kadrolarda kaldıkları sürece hiçbir vergi ve kesintiye tâbi
tutulmaksızın tazminat olarak ödenir.
(7) Bir belediyeden
ayrılmak suretiyle yeni kurulan belediyeler ile
ayrıldıkları belediyeler arasındaki taşınır
ve taşınmazlar ile alacak ve borçların paylaşımı
nüfus oranları dikkate alınarak yapılır.
(x) 4/3/2008
tarihli 72nci Birleşim Tutanağına eklidir.
(8) Paylaştırma,
devir ve tasfiye işlemlerinin yürütülmesi için illerde vali veya
görevlendireceği vali yardımcısının
başkanlığında,
ilgili idareler de temsil edilmek suretiyle vali tarafından
belirlenecek paylaşım, devir ve tasfiye komisyonu kurulur.
İhtiyaç halinde, vali tarafından bu komisyonlara yardımcı
olmak üzere alt komisyonlar kurulabilir. Paylaşım, devir ve tasfiye
işlemleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra
yapılacak ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar sonuçlandırılır.
(9) Daha önce, birden fazla
köy veya köy kısımlarının birleşmesiyle belediye
kurulan ve bu Kanuna göre yeniden köye dönüşen yerlerde, başka bir
işleme gerek kalmaksızın valinin uygun görüşü ve
İçişleri Bakanlığının onayı ile birden fazla
köy kurulabilir.
BAŞKAN Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Akif Hamzaçebi,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Çankırı Milletvekili
Ahmet Bukan, Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Muş Milletvekili
Nuri Yaman; şahısları adına, Eskişehir Milletvekili
Emin Nedim Öztürk ve Mersin Milletvekili Vahap Seçerin söz talepleri
vardır.
İlk konuşmacı, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına, Trabzon Milletvekili Sayın Akif Hamzaçebi.
Buyurun Sayın Hamzaçebi.
(CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA M. AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tasarının geçici 2nci maddesi üzerinde, Cumhuriyet
Halk Partisi Grubunun görüşlerini açıklamak üzere söz aldım.
Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tasarının bu
maddesi, yeni kurulan belediyelerin seçim dönemine ilişkin olarak
yapılacak işlemleri, kaldırılan, köye dönüştürülen
veya yeni kurulan belediyelerin bir mahallesine dönüştürülen belediyelere
ilişkin olarak da yine seçim dönemine kadar yapılacak işlemleri
düzenliyor. Bir geçiş dönemi düzenlemesi. Ancak, bu geçiş dönemi
düzenlemesinin bile kendi içinde bazı eksiklikleri olduğu
görülmektedir.
Bunlardan bir tanesi
şudur: Tasarının bu maddesine göre, kaldırılan
belediyelerin personeli, bütün mevcutları,
taşınırları, taşınmazları, iş makineleri
il özel idaresine veya yeni kurulan belediyeye aktarılacaktır. Yine,
kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçlar da kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde bildirilecektir. Ancak hepimiz
biliyoruz ki, Türkiye'nin bir gerçeğidir ki, belde belediyelerinin
piyasaya olan borçları da vardır. Belediye bir resmî kurumdur,
piyasaya borcu nasıl olur, eğer borcu varsa bunun
karşılığında mutlaka belediye kayıtlarında
bir fatura vardır. demeyelim. Yerel şartlarda, bu belediyelerimiz
mal veya hizmeti satın alır, parası olduğunda bunu öder, bu
bir gerçektir. Tasarının bu maddesi belediyelerin bu borçlarına
ilişkin herhangi bir düzenleme getirmiyor.
Bir diğer konu, bu
belediyelerimizin yeni nüfus sayımına göre nüfuslarının
azalmış olması nedeniyle gelirlerinde önemli bir azalma
yaşanacaktır. Oysa hepsi bütçelerini eski nüfus
varsayımıyla yapmışlardı, ona göre bir harcama
programı oluşturmuşlardı ve buna göre yollarına devam
edeceklerdi. Şimdi, yola çıkan belediyeler bu konuda yolda
kalacaklardır. Efendim, bütçesini buna göre yapsaydı. diyebiliriz.
Ama bu bütçenin oluşumuna, Hükûmetin de, devletin de birtakım
müdahaleleri olmuştur. Örnek veriyorum: Geçici işçilerin kadroya
alınması yönündeki düzenleme tamamen Hükûmetin tasarrufudur.
Belediyenin altı ay, yedi ay, sekiz ay süreyle
çalıştırıp ücret ödediği işçi, yasayla belediye
kadrosuna alınmış ve on iki ay süreyle ücret verilme
gerçeğiyle, zorunluluğuyla belediye karşı karşıya
kalmıştır. Belediyenin bir yandan yasayla
harcamalarını artırırken öbür taraftan, geçiş
döneminde bile olsa, gelirlerinde meydana gelecek azalmadan kaynaklanacak
sorunları çözmemeyi, bunu dışlamayı doğru bulmuyorum.
Değerli arkadaşlar,
asıl üzerinde durmak istediğim konu şudur: Bu dediğim husus
hiç değilse maddenin, tasarının kendi içinde tutarlı
olması gerektiği yönünden dile getirdiğim bir gerçekti.
Tasarı, belediyeler arasında hiçbir ayrım yapmadan,
tamamını aynı kefeye koyup kapatıyor. Yani 3.225
belediyenin 1.147sini bu şekilde bir işleme tabi tutuyor ve
bunların 863 tanesini de köye dönüştürüyor.
Tasarının genel
gerekçesine baktığımızda, neredeyse bütün kötülüklerin
kaynağı bu belediyeler şeklinde bir anlayış görüyorum.
Değerli arkadaşlar, bunu doğru bulmuyorum. Bakın, gerekçede
neler söyleniyor?
Birincisi: Bu belediyelerin
mali yapıları son derece kötüdür, bozulmuştur. 2006
yılında yapılan borç yeniden yapılandırmasına
rağmen, o tarihten sonra da bu belediyeler borç biriktirmeye devam
etmiştir.
Yönetim giderleri, bu
belediyelerin fazladır. Yani sanki yönetim giderlerini bile
karşılayamayacak bir gelir düzeyine sahip olduğu için bu
belediyelerin hayatta kalmasına, ayakta kalmasına gerek yoktur
anlayışı.
Teknik kapasitesi, idari
kapasitesi yetersizdir ve bu nedenle belde halkına yeterli düzeyde hizmet
verme gücüne, olanağına sahip değildir. Müsaade ederseniz, bu üç
gerekçeyi de irdelemek istiyorum.
Şimdi, bu belediyelerin
borçları olarak tasarının genel gerekçesinde, İller
Bankasına olan borçlar dâhil, 271 milyon YTLlik borç ifade ediliyor köye
dönüştürülen ve ilçe belediyelerine katılan belediyeler için. Sadece
köye dönüştürülen belediyelerin borcu 120 milyon YTL, 2006daki borç
yeniden yapılandırmasından sonra oluşan borçları. Yine
dün burada konuşan iktidar partisi grup başkan vekili
arkadaşımız Türkiyedeki en büyük borçlu belediyenin İzmit
Belediyesi, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi olduğunu ifade
etmiştir. Dün rakamlar yanımdaydı, ama konuşma
fırsatı olmadığı için çıkıp burada söyleme
imkânı bulamadım; bu konuyu değerlendirmek istiyorum.
Şimdi, sekiz yüz
altmış üç belediyenin 120 milyon YTL borcu var. Tüm belediyelerin
Hazineye olan borçlarına baktığımızda -sadece Hazine
Müsteşarlığına olan borçlarını kast ediyorum;
İller Bankası, vergi borcu, sigorta prim borcu bunları kast
etmiyorum- Ocak 2008 tarihi itibarıyla 6 milyar dolar, tam 6 milyar dolar.
Vadesi gelmemiş olan borçları da buna katarsak, o da 7 milyar
dolardır, 13 milyar dolar eder. Tamamı yirmi üç belediye veya
belediye kuruluşunun borcudur bu. Vadesi gelmemiş borçları bir
kenara bırakıyorum, 6 milyar dolarlık borcun sadece 3,9 milyar
doları, yani yüzde 65i Ankara Büyükşehir Belediyesi ve
bağlı kuruluşlarına aittir. Kocaeli Büyükşehir
Belediyesinin borcu, vadesi geçmiş borcu -vadesi gelmemişleri ne
Ankara Büyükşehir için veriyorum ne Kocaeli için- 864 milyon dolar. Evet,
rakamlar burada. Ben beklerdim ki, iktidar partisi grup başkan vekili
rakamlara, devletin rakamlarına hâkimdir, ona göre konuşur; ama
gördüğüm kadarıyla bu rakamları kullanma ihtiyacı
duymamış iktidar partisi. Şimdi, bunlar, basit, bu Parlamentonun
düzeyine yakışmayan politikalar. Burada rakamları doğru
konuşmalıyız.
Peki, Ankara Büyükşehir
Belediyesi bu borcunu ödüyor mu değerli arkadaşlar? Küçük
belediyeleri, köye dönüştürülen belediyeleri borçlarını ödemiyor
diye suçlarken, Ankara Büyükşehir Belediyesi borcunu ödüyor mu? Bu soruyu
sormamız ve cevabını almamız gerekir. Ankara
Büyükşehir Belediyesi -2002den bu yana çıkardım- bazı
yıllar hiç ödememiş, sıfır gözüküyor. En iyisi, kalan borcu
söyleyeyim ben size, ne kalmış, yıldan yıla Ankara
Büyükşehir Belediyesinin borcu neye ulaşmış: 2003: 152
milyon dolar; 2004: 1,2 milyar dolar; 2005: 1,6 milyar dolar; 2006: 2,1 milyar
dolar; 2007: 3,9 milyar dolar; 2008 Ocak:
3,9 milyar dolar. Biz şimdi,
sekiz yüz altmış üç belediyenin 120 milyon YTLlik borcunu, bu
belediyelerin kapatılması için gerekçe yaparken, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin bu borcunu ödeyebilmesi için üzerine
varmıyoruz, Hükûmet buradan yasa çıkarıp Ankaradaki doğal
gaz dağıtım işinin özelleştirmesini Ankara
Büyükşehir Belediyesine veriyor, bu özelleştirmeden elde edeceği
parayla hazineye olan borcunu ödesin diye. Yetmeyecek, o para da yetmeyecek.
Ankara Büyükşehir Belediyesinin hazineye olan borcunun yüzde 6,5udur o
toplam bin yüz yetmiş üç
belediyenin borcu. Değerli arkadaşlar, bu gerçekçi değil.
Belediyelerin kapatılması için borç gerekçe olamaz.
İkincisi: Yönetim
giderleri, efendim, fazla. Doğru değil. Bu belediyelerin bütün
kadrolarını özel idareye alıyorsunuz, diğer belediyeye
alıyorsunuz, iş makinelerini alıyorsunuz, bunlar zaten
çalışacak. Nedir yönetim gideri? Elektrik ve ısınma gideri,
bütün yönetim gideri bu.
Değerli arkadaşlar,
bu anlayışla bir tasarı şekillendirmeyi, doğrusu,
demokrasi adına, belediyecilik adına üzüntü verici buluyorum.
Tasarruf edilen yerel yönetimin gideri değildir, demokrasiden tasarruf ediyor
Hükûmet, demokrasiden.
Avrupa Birliği Yerel Yönetimler
Şartına, Yerel Yönetimler Özerklik Şartına
aykırıdır bu. Konuşulan maddelerini söylemeyeceğim.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartının lütfen giriş
bölümüne bakalım. Giriş bölümünde, yerel yönetimlerin daha
güçlendirilmesi ve korunması anlayışı vardır. Bu
anlayış çerçevesinde belediyeleri güçlendirmek varken,
kapatmayı, hepsini aynı kefeye koyarak kapatmayı doğru
bulmuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Hamzaçebi.
M. AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkan.
Birkaç Avrupa ülkesinden
örnek vereceğim: Fransadaki belediye sayısı 36.763tür, nüfusu
60 milyondur. İtalya 8.100 belediyeye sahiptir, 58 milyon nüfusu var.
İspanya 8.078 belediyeye sahip, 43 milyon nüfusu var.
Değerli arkadaşlar,
bu belediyeleri güçlendirmek varken, kendi aralarında birleşmeleri
için kendilerine bir olanak sağlamak varken, tek tip bir
anlayışla, birkaç ay sonra değişecek bir nüfus
sayımıyla bunların hepsini aynı kefeye koymak doğru
mu? Bir geçiş dönemi tanıyarak birleşmelerine olanak
sağlayamaz mıydık? Bugün, Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sisteminde yapılan yanlışlıklar var. Trabzonda yirmi bir
belediye kapatılıyor, Gürbulak Belediyesi 18 kişiyle bunu kaybediyor.
Ama, Gürbulakta o miktar kaydedilmeyen kişi var. Çankaya Belediyesi;
Trabzonun Çankayası
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
M. AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Selamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Hamzaçebi, lütfen, istirham edeyim.
Buyurun.
M. AKİF HAMZAÇEBİ
(Devamla) Teşekkür ederim.
Müsaade ederseniz, ben o
cümlemi bağlayayım: O da aynı konumda, kaydedilmemiş
kişiler vardır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür, ama Sayın
Başkanın sabrını, müsamahasını suistimal etmemek
için konuşmamı burada bitiriyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Hamzaçebi.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Çankırı Milletvekili Ahmet Bukan. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA AHMET BUKAN
(Çankırı) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının geçici 2nci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Hükûmetin şu an Meclise
getirmiş olduğu bu tasarıyla, Türkiyede yaklaşık her
üç belediyeden birinin kapatılması söz konusudur. Ülkemiz genelinde
16 büyükşehir, 65 il merkezi, 850 ilçe merkezi, 283 ilk kademe belediyesi,
2.011 belde belediyesi olmak üzere toplam 3.225 belediye bulunmaktadır.
Bunlardan faaliyette bulunan 2.011 belde belediyesinin 863 tanesinin
kapatılacak olması, yerel yönetimlerin yerinden yönetimiyle ters
düşmekte olup neredeyse belde belediyelerimizin yarısı
kapatılmaktadır.
Ayrıca, çok sayıda
ilçe kuruluyor. Bu ilçelerin etrafındaki belde belediyeleri mahalleye
dönüştürülüyor. Büyükşehir Belediyesi Kanununa bağlı
olarak, birçok belediye, belde belediyesi mahalleye dönüştürülüyor. Dolayısıyla,
yakın tarihimizde örneğini görmediğimiz, belki de demokrasinin
çok partili dönemin idari yapılanma açısından en kapsamlı
bir hukuki düzenlemeyle karşı karşıyayız. Böyle büyük
bir düzenlemenin bu kadar kısa sürede hazırlanıp Meclise
gelmesi, bizi doğrusu şaşırtmıştır.
Belediyeler, kendi çapında,
kendi bölgesinde, çok faktörlü, çok sayıda insanı ilgilendiren ve
emeğe dayalı bir sonuç, bir örgütlenme, bir yapılanma
şekli. Bunu, siz, birtakım gerekçeler ifade ederek kanun
çıkararak değiştirdiğiniz takdirde, insanların
emeğine bir anlamda müdahale ediyor ve gerekçesini anlamakta zorlanır
bir toplumsal gerginliğe de sebep oluyorsunuz. Bunun sonuçlarını
hiç düşündünüz mü?
Türkiye Büyük Millet
Meclisine gelen bu tasarının gerekçelerini incelediğimizde hak
verebilmek mümkün değildir. Ortaya konan gerekçeler matematiksel olarak
doğru olabilir, ama meselenin sosyal yönünün yeterince
düşünüldüğü kanaatinde değilim. Türkiyede, farklı ve
başka faktörlerden kaynaklanan bir sonuç olarak, insanlarımız,
doğdukları yerleri terk ederek, ekmeğinin ve umudunun
peşinde başka şehirlere, büyük şehirlere, büyük
şehirlerin kenar mahallelerinin karanlıklarına
taşınırken belde belediyelerle bir heyecan, bir mensubiyet
yaratarak insanlarımızı doğdukları,
yaşadıkları yerde tutmanın bir aracı olarak
belediyelerin gördüğü görevi yok sayabilmek mümkün değildir. Köyler
boşaldı. Şimdi, bu düzenlemenin bir sonucu olarak beldelerin
boşalmasının da -az veya çok- bir sosyal maliyeti
olacağını yok sayabilmek mümkün değildir.
Değerli milletvekilleri,
il özel idareleri, belediyeler ve köylerden oluşan mahallî idareler
teşkilatımızın tarihî kökleri cumhuriyet öncesine
dayanmaktadır. Demokrasimiz geliştikçe mahallî idarelerimiz de
gelişmiştir. Tarihi tam cumhuriyet öncesine dayanan bu beldelerimizi
şimdi siz nasıl kapatacaksınız? Amacınız
cumhuriyetle hesaplaşmak mı? O yüzden hepinizi tekrar düşünmeye
davet ediyorum. Özellikle kırsal alanda bulunan küçük belediyeler kendi
bütçelerini oluşturamadığından, belli bir kaynak
bulamadığından genel bütçe gelirlerinden aktarılan paylara
bağımlı hâle gelmişlerdir. Şimdi, biz bunlara, bu
belediyeleri kapatmak yerine, onlara kaynak sağlamanın projelerini
geliştirmeliyiz. Biz burada kaynak bulamazsak köylerden kente göçler devam
edecektir. Bizim burada amacımız insanların doğduğu
yerde doymasını sağlamaktır. Buna yönelik
çalışmalar yapalım ki, vatandaşlarımız
topraklarını, köylerini bırakıp metropollere gitmesin;
aş için, ekmek için büyük şehirlerde sefil olmasın;
geliştireceğimiz tarım politikalarıyla, üretim
politikalarıyla doğdukları yerde doysunlar.
Sayın Başbakan
kanundaki gerekçede diyor ki: Yeterli nüfus büyüklüğüne sahip olmayan
belediyelerde kaynak sıkıntısı nedeniyle mali yapı
bozulmakta ve borçları giderek artmaktadır. Nitekim, bu Kanunla köye
dönüştürülen belediyelerin resmî kurumlara olan 80 milyon YTL borcu 2006
yılında yapılandırılmasına rağmen, aradan
geçen kısa süre içinde 55 milyon YTL daha yeni borç birikmiştir.
Ayrıca, bu belediyelerin İller Bankasına 65 milyon YTL borcu
bulunmaktadır. Dolayısıyla bu belediyelerin idari
yapılarının değiştirilmesi hususunda tedbir
alınmadığı takdirde bunların hizmet yerine borç üreten
birer yapıya dönüşecekleri kaçınılmaz hâle gelmiştir.
diyor.
Sayın Başbakana ve
Hükûmete buradan soruyorum: 2002 yılında tek başına bu
ülkede iktidar oldunuz. Bu dönem zarfında, köylerde, beldelerde üretimin
artması noktasında ne yaptınız? Bu borçları kapatmak
için projeler geliştirdiniz mi? Belediyeler, birer borç üreten
yapıya dönüşecek. Diyorsunuz; belediyeleri kapatınca bu bitecek
mi? Bütün bunlarla böyle düşünüyorsanız, vay hâlimize! Türkiyenin de
birçok borcu var. Bir müddet sonra kapatalım kurtulalım demeyin,
ama sizin politikanız bu. İçeride sat kurtul,
dışarıda ver kurtul, şimdi de belediyeleri kapat kurtul.
Bu, nereye kadar sürecek, göreceğiz.
BELDES, yani Belediye
Altyapısının Desteklenmesi Projesiyle, nüfusu 10 binin
altında olan belediyelerin yol, içme suyu, kanalizasyon ve
altyapılarını karşıladık ve
karşılayacağız. diyorsunuz. Bunun yanında, KÖYDESle,
köylerin yol, içme suyu, kanalizasyon ve altyapılarını
hallettiğinizi söylüyorsunuz.
Altı senelik
iktidarınız döneminde uygulamış olduğunuz politikalar
sayesinde, iki dönem belediye başkanlığını
yaptığım Çankırının 2000 yılındaki
nüfusu 270 bin, 2007 yılında yapılan nüfus sayımında
174 bin; yani Çankırı 96 bin göç vermiş. Şu anda bu
kanunla, zaten on dokuz beldesi olan ilimizin on dokuz beldesi de
kapatılmaktadır. İnşallah, bu yapmış
olduğunuz hizmetlerin karşılığını da ilk
seçimlerde alırsınız!
Sayın milletvekilleri,
yerel yönetimler, yöre halkının ihtiyaçlarını etkin bir
biçimde karşılamak üzere, yerel topluluğa kamu hizmeti
sağlayan ve yerel halkın kendi seçtiği organlarca yönetilen
siyasal ve toplumsal kurumlardır. Kamu yönetiminde halkla en yakın
ilişki içerisinde olan birim, yerel yönetimlerdir.
Çağımızda halkın beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verme
görevinde olan kamu ve yerel yönetimler, sürekli olarak yeniden yapılanma
ve etkinliğini artırma çalışmalarına ihtiyaç duymaktadır.
Bir ülkenin gelişmesi, yerel yönetimlerin varlığıyla ve gelişme
düzeyiyle yakından ilgilidir. Gelişmekte olan ülkelerde yaşanan
hızlı kentleşme sürecinin taşıdığı
özellikler ve günümüz toplumunun yükselen değer olarak gördüğü
katılımcı, saydam, demokratik, insan ve hizmet odaklı
yönetimler halkımızdan da büyük destek görmektedir.
Sayın milletvekilleri,
son nüfus sayımında nüfusu 2 binden az olan belediyelerin tüzel
kişiliklerinin kaldırılması, ilk kademe belediyelerinden
bazılarının statülerinin değiştirilmesi, kimi aşırı
nüfusa sahip belediyelerin birleştirilerek ilçe belediyesine
dönüştürülmesi ve benzer yeni düzenlemeler yapılması
girişimleri, ilgili belediyelerimizde ve o yörede yaşayan
insanlarımızda çok ciddi tedirginlik ve şaşkınlık
yaratmıştır.
Bu kanun tasarısı
hazırlanırken bu yöredeki belediye başkanlarının,
yetkili kurumlarının ve yöre halkının fikri
alınmış mıdır? Sadece nüfusları azaldı diye
varlıklarına son verilmesi asla kabul edilebilir değildir. Bu
belediyelerden bir kısmı, yirmi, otuz sene, hatta, bir
kısmı kırk, elli sene önce kurulmuş olan birer tarihî
mirastırlar.
Gelişmiş,
çağdaş Avrupa ülkeleriyle Türkiyedeki durum
kıyaslandığında, Türkiyede yaklaşık 21.850
kişiye bir belediye düşerken, Fransada bu rakam 1.700,
İtalyada 7.300, İspanyada ise 6.800 kişiye bir belediye
düşmektedir.
Sayın milletvekilleri,
ülkemizde kırsal kesimden özellikle büyük şehirlere doğru bir
göç hareketi yaşanmaktadır. Ekonomik nedenler kadar sosyal
gelişmelere de bağlı olan bu harekette, belediyelerin varlığı
göçü kısmen frenleyen bir etken olmaktadır. Köyden kasabaya
dönüşme, o köy halkı üzerinde çok olumlu psikolojik bir tesir
yapmaktadır. Aksine, belediye statüsündeki bir yerin köye
dönüştürülmesi fevkalade üzücü bir sonuç yaratacaktır. Toplam 2.011
belde belediyesinin 893 tanesinin kapatılacak olması, yerel yönetimlerin
yerinden yönetimiyle tezatlık teşkil etmekte olup
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Bukan, konuşmanızı tamamlayınız.
AHMET BUKAN (Devamla) -
neredeyse o belde belediyelerimizin yüzde 50si kapatılmaktadır.
Bahse konu mağduriyete uğrayacak belediyelerin belediye
başkanları Ankaraya kadar gelip üzüntülerini çok açık bir
şekilde ifade etmektedirler.
Belediyelerimizin
yapılanmasının bu hususlar dikkate alınarak ele
alınması gerekmektedir. Bu hususlar ele alınmadan bu kanun
tasarısı Meclise gelmiştir. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
olarak bu kanun tasarısına aleyhte oy vereceğimizi bildirir,
hepinize saygılar sunarım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bukan.
Demokratik Toplum Partisi
Grubu adına Muş Milletvekili Sayın Nuri Yaman.
Sayın Yaman, buyurun
efendim. (DTP sıralarından alkışlar)
DTP GRUBU ADINA M. NURİ
YAMAN (Muş) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 117 sıra sayılı Büyükşehir
Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısının 2nci maddesiyle ilgili olarak Demokratik
Toplum Partisi adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi en içten
saygılarımla selamlıyorum.
Bu Parlamento inanıyorum
ki tarihinde çok önemli günler yaşamıştır, ama toplumun
büyük bir kesimini derinden sarsan, derinden ilgilendiren ve demokrasinin
geliştiği, kurumsallaştığı bir alanı bu
kadar sarstığını, bu kadar ilgilendirdiğini düzenleyen
bu tür çalışmalara tarihinde az rastlanır. Bugün
görüşülmekte olan bu yasa ile de, toplumumuzun, doğumundan ölümüne
kadar herkesin bire bir ilgili olduğu büyük bir alanda çok önemli ama o
toplumun, o halkın yararına olmayan, hizmetin niteliklerine ve
gereklerine uygun olmayan köklü değişiklikler yapılmakta ve bu
nedenle de bugün Türkiyede çok yerde, çok bölgede bu kanundan etkilenecek olan
insanlar gözlerini Meclise, kulaklarını, bu Meclisin
yayınını yapan TRT-3e bağlamak suretiyle, dinlemek
suretiyle bizleri izliyorlar ve bu fırtınaların kopmasından
da büyük üzüntü duyduklarını, bunlarla yaklaşık yirmi
yıldır haşir neşir olan, o Bakanlığın bir
temsilcisi olarak -o belediyelerle ilgili- onların gelişip,
onların halka, onların ülkemize daha iyi hizmet vermelerini
sağlayan bir birimde -İçişleri Bakanlığı Mülkiye
Teftiş Kurulunda- yirmi yılı aşkın bunların
teftişini yapan kişi olarak da bizimle iletişim
sağlıyorlar ve bu kapatılan ilk kademe belediyelerimiz,
kapatılan belde belediyelerimiz, deyim yerindeyse kan
ağladıklarını bildiriyorlar ve bizim de bunların sesi,
kulağı olmamızı istiyorlar. Ama, ne yazık ki, bugün
ülkemizde öyle bir iktidar, öyle bir dayatma içinde ki kim ne derse desin,
evet, kim ne derse desin, hatta -kendisi de gayet net olarak izliyor- maddi hatalarını
dahi kabullenmeyecek şekilde inatlaşan bir iktidarın bir
dayatması karşısında olduğunu onlar da görüyorlar, biz
de görüyoruz.
Sayın milletvekilleri,
gerçekten, yerel yönetimler, Türkiyemizin demokrasi kültürünün
gelişmesinde, Türkiyenin demokrasisinin kılcal
damarlarının çalışmasında çok önemi olan yerlerdir.
Bunları bire bir sizler de
Ben şimdi, bazı, birlikte
çalıştığım, -gerek müfettiş kardeşlerimiz,
arkadaşlarımız gerekse beraber denetimlerini yaptığımız
ve belediye başkanlığı görevinden- şu anda
Parlamentoda bulunan çok insanları da görüyorum. Ama buna nasıl
yürekleri dayanıyor, ama buna, demokrasinin bu beşiğini
yıkmaya nasıl elleri varıyor, gerçekten ben de hayret ediyorum.
Evet, demokrasinin gerçekten
gelişmesinde ta köylerden başlanır ancak ülkemizin köylerinin
gerçeğini de bilmek lazım. Bizler, İçişleri
Bakanlığının temsilcileri olarak kaymakamlık
görevinden, köy tüzel kişiliğinin de köy muhtarının da köy
ihtiyar heyetinin de köy bütçesinin de nasıl hazırlandığını
hem uygulamacı hem de daha sonra denetleyen kişiler olarak geldik.
Gönül, tabii ki 442
sayılı Yasanın yetmezliği karşısında yeni
köy kanunuyla demokrasinin buralara kadar işlerlik kazanmasını
ister ama varın görün ki sizler de o alanları biliyorsunuz- köy muhtarları,
inanın ki ihtiyar heyetlerini oluşturamıyorlar. Ben
denetimlerinde, doğru dürüst, bir köy bütçesinin o Köy Bütçesi
Hazırlama Talimatı doğrultusunda
hazırlandığını da görmedim.
Şimdi siz, kırk
yılı aşkın bir süredir belediye olma özlemiyle tutuşan
ve belediyeciliği bu ilçelerde, bu illerde veya bu beldelerde yürüten bu
kökleşmiş birimleri kaldırıyorsunuz ve bunları,
çağdaş ve uygar toplumun olması gereken kentleşme,
şehirleşme, kent bilinci, hemşehri hukukunun geliştiği
alanlardan köy tüzel kişiliğine dönüştürüp ve bir noktada,
demokrasiyi baltalıyorsunuz.
Buradan, çok değerli
hatipler çok şeyler söyledi ve gerçekten de katılmamak mümkün
değil ama Sayın Başbakanımız, ne yazık ki,
belediyelerden de gelen bir başbakan olmasına rağmen, bütün bu
haklı birtakım serzenişleri, her nedense, verdiği talimatla
içine sindirememiş olacak ki, nedense, belediyeleri, böyle, demokrasinin
başlangıcı olacak yerlerden çıkarıp, belki daha
değişik etki alanları içinde kendi siyasal inançlarını
daha kolaylıkla uygulayabileceği bir alana doğru belediyecilik
yaşamını ve Türkiye belediyecilik tarihini yönlendirme
talimatını vermiş ki, hiçbir arkadaşımızın
bu talimatın dışına çıkmadığını
görüyoruz ve bundan da üzülüyorum.
Gerçi bu geçici maddenin
yasaya aykırılığı, geçmiş, Türkiye gerçekleriyle
olan çelişkileri, daha önceki uygulamalarda bankaların
özelleştirilmesinden dolayı kaymakamlıklara ve valiliklere
gönderilen personelin nasıl uyum sağladıkları, ne kadar
yararlı oldukları, bunların kamu yararının ne kadar
söz konusu olduğunu biz denetimlerimizde gördük. Oralardan buralara
kaydırılan personelin günahı yok.
Yine, Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünden il özel idarelerine gönderilen personelin de bu yerel
yönetimler birimleriyle ne kadar uyuştuğunu ben denetimlerimde bire
bir gördüm. O vatandaşlarımızın da bir kusuru yok. Çünkü, onlar, yıllarca
teknik, yıllarca başka alanlardaki görevlerde uzmanlık sahibi
oldular. Özel idarenin, belediyelerin hizmetlerinde herkesten beklenen
yararı siz sağlayamazsınız.
Bugün yeni ilçeler kuruluyor.
Bu yeni kurulan ilçelerle ilgili olarak size bir tek, İstanbuldan örnek
vereceğim: Çok uzak değil, işte Kadıköy. Kadıköy
ilçesinde, yılların Kadıköyünde, kaymakamlığın
yıllardır bulunduğu, merkezî hükûmetin örgütlendiği
Kadıköy ilçesi hudutları içinde, hâlâ Kadıköy
Kaymakamlığının bir hizmet binası yoktur
arkadaşlar. Hâlâ Kadıköyde nüfus hizmetleri -Kadıköyü bilenler
gayet iyi bilir- derme çatma, özel idarenin daracık odalarında hizmet
verilmekte ve vatandaşların kuyruğu caddelere kadar uzamaktadır.
Ben, aynı birimin üst katında görev yapan kişi olarak, oradaki
nüfus işlerinden dolayı gelen insanların nasıl
sıkıntılar çektiğini, oradaki değerli İlçe Nüfus
Müdürünün hizmetlerine ve ilgilenmesine rağmen, vatandaşın hâlâ
yer bulamadığını görüyoruz. Kadıköy
Kaymakamlığının siz daha Kaymakamlık binasını
temin edememişsiniz, siz Tapunun hizmet binasını temin
edememişsiniz. Siz Adalet Bakanlığının adliye
teşkilatının Kadıköy teşkilatını beş
altı binada ve vatandaşa eziyet verecek şekilde bu hizmetleri
yaparken, nasıl yeni kurulan hizmetlerin, yeni kurulacak olan ilçelerin bu
hizmetlerini karşılayacak, o bütçeyle nasıl
sağlayacaksınız? Bu bütçelerin yarısını
verseydiniz, mevcut, şu andaki tüzel kişiliğine son
verdiğiniz bu yerlerin çok rahatlıkla bu borçlarını
karşılar ve demokrasi kültürünün gelişmesi için bu
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Yaman, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
M. NURİ YAMAN (Devamla)
Tabii, süre kısıtlığından dolayı da söylenecek
çok şeyleri söylememenin de maalesef üzüntüsü içindeyim. Daha bu konuda,
kurulacak ilçelerin de, yine Kadıköy örneği gibi, yıllarca
süreceği sıkıntıları şimdiden görüyor gibiyim.
Çok değil. Bunu Sayın Bakanlık teşkilatımız ve
Sayın Bakanımızın da bilmesi lazım.
Evet, burada kamu yararı
yoktur, burada hizmet gerekleri söz konusu değildir. Aynı konuda
İçişleri Komisyonunda bunun Anayasanın 90ıncı
maddesine aykırı olduğuna ilişkin ayrışık
oyumuzu da değerlendirdik ve komisyon raporunda bu böyledir. İnanıyorum
ki, bu yasanın Ankarada hâkimler vardır. özdeyişini
gerçekleştirecek biçimde, Anayasa Mahkemesinden döneceğine
adımın Nuri Yaman olduğuna inandığım kadar
eminim. Çünkü, orada, gerçekten bu halkın, ülkemizin geleceğini
düşünen bu halkın demokrasi kültürüne katkıda bulunacak
hâkimlerin olduğuna inanıyorum.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yaman.
AK Parti Grubu adına
İstanbul Milletvekili Sayın İdris Güllüce, buyurun. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
İDRİS GÜLLÜCE (İstanbul) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Büyük bir Türk düşünürü
Usulsüzlüğümüz usulsüzlüğümüzdendir. diyor. Türkiyenin çoğu
problemleri de usulden, sistemden, durağanlıktan, sistemin
değişmeye ayak direnmesinden kaynaklanmaktadır. Yönetimlerin
sürekli değişimi takip edip gereken zamanda gereken müdahaleyi
gerektiği şekilde yapmaması hâlinde problemler büyümekte ve
altından çıkılamaz hâle gelmektedir. Bu yüzden, AK Parti, taa
1960lardan beri değiştirilmesine karar verilen,
değiştirilmesinin gerekli olduğuna inanılan Belediye Kanunu
ile İl Özel İdaresi Kanununu değiştirmiş, günümüz
ihtiyaçlarına cevap verir hâle getirmiştir. Eğer taa o günlerde
değiştirilmiş olsaydı bu kanunlar, belki bugün şu anda
tartıştığımız şu kadar senedir belde oldu, belde
olmadı gibi tartışmaları yapmamış olacaktık.
Bilindiği gibi, Belediye
Yasası 1930da çıkıyor. O günkü nüfus bugünkü nüfusun tam üçte
1i civarında. O gün optimum nüfus olarak 2 bin kabul edilmiş ve
belediyenin oluşabilme, belediye olmanın şartı olarak 2 bin
kabul edilmiş. Peki, o günkü Türkiyedeki vatandaşın
belediyelerden beklediğiyle bugünkü vatandaşımızın
bekledikleri aynı mı? Değil. Bugün Türkiye nasıl bir
Türkiye olmuş? Dev bir Türkiye olmuş ve artık büyük bir Türkiye
Cumhuriyeti var. 70 küsur milyon nüfusu olan, dünyanın on yedinci büyük
ekonomisi olan, Yunanistan kadar ilköğretim öğrencisi olan, Makedonya
kadar üniversite imtihanına giren öğrencisi olan, toprak ve nüfus
büyüklüğünü birlikte aldığınızda dünyanın on
büyük ülkesinden birisi olan, milyonlarca cep telefonu, İnternet web
sitesi olan, yüzlerce televizyon kanalı olan, radyo kanalı olan bir
Türkiye var bugün. Bu durumdaki Türk vatandaşının 1930,
40lardaki, 50lerdeki, 60lardaki vatandaşın beklentileriyle
aynı şeyi beklemesini beklemek mümkün değil.
Vatandaşın beklentileri değişti. Böyle bir gelişme
göstermiş vatandaşımız ama hizmet standardı, hizmet
edebilme standardı cevap verebilir hale gelmemiş. Böyle bir durumda,
2 bin nüfuslu ve altındaki belediyelerin hizmet edebilme, hizmet verebilme
şansları kalmamış, imkânları kalmamış.
Vatandaşın beklentisini karşılayacak maddi
kaynağı da, insan kaynağını da bulabilecek imkânı
yok. Teknik alt yapıyı temin edebilme imkânı yok. Bir belediyeye
neler lazım? Mühendis lazım, mimar lazım, şehir plancısı
lazım, lazım, lazım. Hangi bütçeyle bunu karşılayacak?
Nasıl istihdam edecek onu? Asgari ücretle
çalıştırdığı insanların
maaşını ödeyemiyor ve saymakla zamanınızı
almayacağım birçok makine ve ekipmana ihtiyacı var. Bunları
nasıl sağlayacaksınız? Sekiz yüz altmış üç tane
belediye, sekiz yüz altmış üç tane ekipman seti
kuracaksınız. Para ayırsın bütçe, kuralım. Olur. O
zaman da Türkiyeyi makine mezarlığına çevirirsiniz. Atıl
duran milyarlarca doları yatırır ve makine
mezarlığı hâline getirirsiniz onu. Eğer her beldeye bu
teknik ekipmanı sağlar, her beldeye bu kadar personeli temin etmeye
kalkarsanız, hiç gereksiz yere, hiç lüzumu olmadığı hâlde
büyük bir masrafı ve gittikçe de milletin başına dert olan,
bakımını bile yapamayacak bir hâle getirmiş olursunuz.
İnsan kaynakları,
Türkiyede belediyeciliği bilen, belediyede çalışmak isteyen ve
konusunu iyi bilen insan, bilindiği kadar çok fazla değil.
Bunları, değerli belediye başkanlarımız ne bulmakta kolay
bulabilecekler ne de buldukları bu personelin ücretlerini ödeyebilecekler.
Beldelerde hizmetlerin etkin yapılabilmesinin sebebini,
yanlışlıkla, burada çoğu insan belediye
başkanıyla ilgili bir problem olarak sundu, çoğu
milletvekilimiz. Hayır, sadece belde belediye başkanlarımız
değil Türkiyedeki bütün belediye başkanları -hangi partiden
olursa olsun- çok ciddi gayret göstermekteler, çok büyük çaba harcamaktalar,
çok samimi çalışmaktalar. Fakat problem, belediye
başkanının çalışıp çalışmaması
meselesi değil, problem sistem. 2 bin kişilik bir belediyede biz harita
mühendisi, deprem mühendisi, jeolog nasıl bulunduracaksınız?
Nasıl denetleyeceksiniz o beldeyi? Nasıl yapacaksınız onu?
M. NURİ YAMAN (Muş)
Şart değil her yerde, şart değil ki.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Problem, belediye başkanımızın iyi yönetip yönetmediği
filan değil, şu partinin başkanı, bu partinin
başkanı meselesi de değil.
AHMET BUKAN
(Çankırı) Bugüne kadar nasıl yapıldı?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Problem, o ufacık küçük birimde, optimum olmayan o birimde
yönetimin ve organizasyonun yapılamamasından kaynaklanmaktadır.
Vatandaşın kent nimetlerine ulaşmasını hedefleyen bu
yeni uygulama ile vatandaşımızın daha fazla hizmet
alması sağlanacaktır. Dolayısıyla bir kamu yararı
güdülmektedir.
AHMET BUKAN
(Çankırı) Hiç beldeye ve köye gidip geldiniz mi?
M. NURİ YAMAN (Muş)
Köyde yaşadınız mı köyde?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Her olaya siyaset gözüyle bakarak ülkeye, millete faydalı
mı değil mi diye değerlendirirsek değerli vekillerim,
isabetli karar vermiş olamayız. Amaç, milletimizin tümüne, köyde de
yaşasa, kentte de yaşasa, şehirde de yaşasa; güzel hizmet,
etkin hizmet, hızlı hizmet, maliyeti uzun hizmet verebilmektir. Olay
sadece borç miktarı da değil. Diyelim ki borçları tasfiye
ettiniz, borçları kadar da para verdiniz. Ne olacak? Jeoloji mühendisi mi
bulabilecek bu kardeşim, bu belediye başkanım?
M. NURİ YAMAN (Muş)
Şart değil, şart değil.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Olay sadece borç ile takılıp kalınırsa
O
sadece problemlerden bir parçası. O, problemlerden sadece bir
parçası.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Gerekçede koymuşsunuz, gerekçede. Gerekçede en önde o var.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Çok önemli mi değil mi de ayrıca da
tartışılabilinir. Ama, problem sadece borcun tasfiyesi, borcun
miktarıyla ilgili değil. O değerli belediye
başkanlarımız sabahlara kadar yatamamalarına rağmen
hizmet edememeleri meselesidir problem.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Niye desteklemediniz o zaman?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Problem, teknik alt yapının kurulamaması
meselesidir. Problem
M. NURİ YAMAN (Muş)
Binlerce mühendis boş geziyor, boş!
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Efendim, 2 katı para da verseniz, 3 katı para da verseniz
-kaldı ki bu ülke, Türkiye Cumhuriyeti devleti dünyanın 17nci büyük
ekonomisi dedik ama ihtiyaçları da oldukça fazla olan ve kaynakları
da sonsuz olmayan bir ülke olduğunu herkes biliyor- bu imkânları
sağlasanız da o teknik imkânları olmadığı için
belediye başkanımız hizmette yeterli olamayacaktır.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Beş senedir niye teknik imkânları düzeltmediniz? Beş senedir iktidardasınız.
M. NURİ YAMAN (Muş)
İşsiz mühendis dolu.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Değerli milletvekilleri, Türk milletinin hayrına olacak
bu kadar büyük bir çapta reformu göze
aldığı için
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Ne reformu yahu!
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla)
bu kadar büyük, güzel bir organizasyonu başarabildiği
için, siyasi bir amaç gütmediği için, sadece ve sadece daha çok hizmet
nasıl yaparımı oturup düşünebildiği için,
ayrıca, çok büyük bir organizasyon bundan sonra yapmak zorunda
kaldığı için, kafasını, beynini, bütün enerjisini Ben
bundan sonra nasıl yapacağım da bu beldelerin yerine daha güzel,
daha fazla etkin hizmeti yapacağım. diye bir çaba
harcayacağı için
AHMET BUKAN
(Çankırı) Beldelerden daha güzel bir köy var mı?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla)
ve bugüne kadar popülist mantıkla
bakıldığı hâlde İstenirse sizi başkent de
yaparız. sloganlarıyla seçim meydanlarında konuşulan bir
ülkede bugün bu yürek isteyen organizasyonu yaptığı için
muhalefetin AK Partiye eleştiri değil teşekkürler sunması gerektiğine
inanıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Yüreğiniz varsa referanduma gitsenize, halka sorsanıza!
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Ayrıca, il özel idaresi, Anayasamızda yerel yönetimler
tarif edilirken köy tüzel kişiliğini, il özel idaresini ve
belediyeleri birlikte yerel yönetim birimi olarak tarif ediyor mu? Ediyor.
Burada ne fark ediyor? Sadece adı değişiyor.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Hangi köyde imar planı var?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Değerli arkadaşlarım, değerli milletvekilleri;
Anadolu güzel söylüyor.
M. NURİ YAMAN (Muş)
Köyde ihtiyar heyeti oluşturulamıyor.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Diyor ki: Köyün şehir oluncaya kadar evin şehir olsun.
Adının belediye olup olmaması değil, o falanca beldedeki
insanımızın hizmet alma hakkı yok mu? O falan beldede
yaşayan insanının daha fazla hizmet alma hakkı yok mu? O
beldedeki insana daha fazla hizmet etme hakkını nasıl temin
ederiz diye düşünen AK Parti bu yöntemi buldu ve inşallah, bugüne
kadar yapılamayan
Bugüne kadar ben İstanbul Büyükşehir
Belediyesinde tam dokuz yüz altmış belediye başkanıyla
konuştum. Bana ihtiyaç için gelen, içinde faks kâğıdı
isteyen faks kâğıdı, dikkat ediniz- faks kâğıdı
bulamayan belediyelerimiz vardı. Biz bunu yaparak aynı zamanda
beldesi için çile çeken, gayret gösteren, sabaha kadar uyumayan o belediye
başkanlarımızı da bu sıkıntıdan
kurtarmış oluyoruz. Çünkü onların verdiği
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Güllüce, konuşmanızı tamamlayınız.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) İmar planı olan bir tek köy göster.
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) O belde belediye başkanlarımızın derdi
başkanlıktan öte, beldelerine daha çok hizmet nasıl gelir idi.
Merak etmeyin sayın belde belediye başkanlarımız diyoruz, sizin
o aşkınızın daha fazlasıyla AK Parti yönetimi, çok
daha güzel organizasyonla, çok büyük imkânlarla, yeni metotlarla sizin
kafanızda hayalini bile kurmadığınız kadar güzel
hizmetler vuracaktır, getirecektir diyorum.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Genel müdür mü yapacaksın hepsini?
İDRİS GÜLLÜCE
(Devamla) Bir de demin bir cümle kullanıldı, bu cumhuriyetle
meselesi mi var diye.
Değerli milletvekilleri,
böylesi günlük meselelere cumhuriyet gibi kutsal bir konuyu hiçbir zaman alet
etmemek lazım. Cumhuriyetle, akli muvazenesi yerinde olan hiç kimsenin
meselesi olmaz. Kaldı ki hem yüz senelik belediye diyeceksin hem de
cumhuriyetle meselen mi var diyeceksin. Bu da kendi içinde bir tenakuzdur.
Türkiye Cumhuriyeti devleti insanlık yaşadığı kadar
yaşayacaktır.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sistem değişiyor, sistem.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Güllüce.
Şahsı adına
Eskişehir Milletvekili Emin Nedim Öztürk.
Sayın Öztürk, buyurun
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
EMİN NEDİM ÖZTÜRK
(Eskişehir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının geçici 2nci maddesi üzerinde
şahsım adına söz almış bulunuyorum ve bu vesileyle
sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
İçişleri Komisyonunun da bir üyesi olarak belirtmek isterim ki
yasalaşması muhtemel olan bu kanun tasarısıyla amaçlanan
unsur, temelde yerel yönetim reformunun tamamlanması ve çok parçalı yerel
yönetim anlayışına son verilip optimal alan ve nüfus
büyüklüğüne ulaşmasıdır. Böylelikle, birçok belediye için
geçerli olmak kaydıyla, eskiden kendi belediyesine sahip ancak mali
olanakları yetersiz olduğundan etkin hizmet alamayan birçok
yerleşim yeri bu tasarının yasalaşmasıyla
bağlandığı merkez belediyelerin hizmet alanına
gireceğinden, diğer bölgelerle eş zamanlı hizmet alıp
standartlarını yükseltme imkânı bulacaktır.
Temel felsefemiz hizmete
engel olan unsurları ortadan kaldırmaktır. Herhangi bir siyasi
rant gözetilmeksizin, tamamen daha modern ve daha güçlü bir kamu yönetimine
ulaşılma hedeflenmektedir. Günün getirdiği gereksinimlere göre
kendisini yenileyebilen, esnek, hizmetleri daha verimli bir şekilde
sağlayan yerel yönetimlerin oluşması adına
çalışmalar yapılmış ve optimal çözümler
üretilmiştir.
Değerli milletvekilleri,
milletvekili bulunduğum Eskişehir ilinde de 12 tane belde belediyesi
kaldırılarak köy statüsüne dönüştürülmektedir. 3 ilk kademe
belediyesinden 2si mahalle, uzakta olan diğer belediye ise köy statüsüne
geçmektedir. Ayrıca, büyükşehir statüsüne uygun olarak da merkezde 2
yeni ilçe kurulmaktadır.
Hiç şüphesiz bu
beldelerimizin başkanları da bizlere gelmişler ve kendilerine
gerekli izahatı yaptığımızda üzülmüşler ama
kararımızı büyük bir metanetle
karşılamışlardır. Buradan bu beldelerimizde oturan
hemşehrilerime sesleniyorum: Oradaki hizmetlerden hiçbir eksiklik olmadan,
tam tersine, hizmetler artan ve koordine edilen bir şekilde devam edecektir.
Belki şimdi çok eleştirilen bu kanun, gelecekte
alkışlanacak bir not olarak tarihe düşecektir. Hiç şüphesiz
şunu da unutmayınız: İstanbul Boğaz Köprüsü
yapılırken yapılmasın diye eylem yapanlar, sonradan
televizyonlarda utançlarını dile getirmişlerdir.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) - Onunla ne benzer yanı var bunun acaba?
EMİN NEDİM ÖZTÜRK
(Devamla) Değerli milletvekilleri, burada belirtilmesi gereken en önemli
noktalardan biri de şüphesiz kazanılmış hakların
korunacak olmasıdır. Tüzel kişiliği kaldırılan
ilk kademe belediyelerin personeli, taşınır ve
taşınmazları, hak, alacak ve borçları
katıldığı ilçe belediyesine devredilmektedir. Belediye
tüzel kişiliği kaldırılarak köye dönüşen yerlerde ise,
hizmette devamlılığın sağlanması için, söz konusu
belediyelere genel bütçe vergi gelirlerinden verilmekte olan payların on
yıl süreyle il özel idarelerine aktarılması öngörülmektedir.
Tüzel kişiliği
kaldırılan belediyelerde hâlen istihdam edilmekte olan personelin il
özel idarelerine devredilmesi öngörülmüştür. Ayrıca il özel
idarelerinde ihtiyaç fazlası olduğu tespit edilen personel, o ildeki
kamu kurum ve kuruluşlarının boş kadrolarına vali
tarafından naklen atanacaktır. Böylece bu belediyelerde
çalışan personelin mağduriyeti söz konusu olmayacaktır.
Değerli milletvekilleri,
sözlerimi yasalaşacak olan bu kanun tasarısının
hayırlı sonuçlar getirmesi temennisiyle tamamlar, yüce heyetinizi
tekrar saygıyla selamlarım. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Şahsı adına
Mersin Milletvekili Sayın Vahap Seçer. (CHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Seçer, buyurun
efendim.
VAHAP SEÇER (Mersin)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra
sayılı Kanun Tasarısının geçici 2nci maddesi
hakkında şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
ülkemiz için önemli bir yasa tasarısını görüşmekteyiz. Bu
yasa tasarısıyla ülkemizin mahallî idaresinde değişiklik
yapıyoruz. Ancak, böyle bir düzenlemeyi yaparken sanıyorum daha
dikkatli ve özenli çalışma yapmak daha uygun olurdu diye düşünmekteyim.
Bu mevcut yasa tasarısı henüz taslak hâlinde komisyondan geçerken,
maalesef, muhalefetin görüşlerine tahammül gösterilmemesi, âdeta
muhalefetin susturulmak istenmesi de düşündürücüdür kanaatindeyim.
Tasarıyı incelediğimizde, aceleye getirilen bu kanun
tasarısının yanlışlarla dolu olduğunu görüyoruz.
Bazı köylerin birden fazla ilçeye bağlandığını,
bazı yerleşim birimlerinin unutulup
yazılmadığını âdeta haritadan silindiğini görmek
mümkün. İktidarın tabii ki bu telaşının ana sebebinin
kanunun bir an önce Genel Kuruldan geçirilip 2009 yerel seçimlerine
yetiştirmek olduğunu biliyoruz.
Bu yeni düzenlemenin hiçbir
bilimsel dayanağı olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca,
pratikte, düzenleme yapılan yerleşim birimlerinde yerel halkın
hizmet almasını zorlaştıracağını burada
belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
elbette daha önce yanlış kararlarla kurulmuş olan, bugün için
rasyonel olmayan belediyelerimizin tekrar gözden geçirilmesi, hatta gerekiyorsa
bunların kapatılması mantığa uygun bir yaklaşım
olabilir. Ancak, bu yeni düzenlemede olduğu gibi, sadece nüfus
kriterlerini alarak, bunu bir şablon hâline getirerek, nüfusu 2 binin
altında olan tüm belediyeleri olayın sosyal, kültürel, ekonomik
boyutunu dikkate almadan kapatmak bence yanlış bir
yaklaşımdır.
Değerli milletvekilleri,
burada bana göre iktidarın amacı belli. Nasıl bir düzenleme
yapalım ki önümüzdeki 2009 yerel seçimlerinde kendi partimize, iktidara
avantaj sağlayalım zihniyeti olduğunu ben şahsen düşünüyorum.
Bu düzenlemeler, hepimizin bildiği gibi, kapalı kapılar
ardında yapılmıştır, tamamen siyasi rant
amaçlıdır. Bu düzenlemeler yapılırken ne muhalefet
partilerinin ne sivil toplum örgütlerinin ne kapatılan belediyelerin
yetkililerinin ne de o belediyeleri kapatılan yöre halkının
görüşleri dikkate alınmamıştır. Burada göz önüne
alınan kriterler, nüfus kriteri gibi, belediyelerin borçları gibi
kriterler bana göre sığ kalmaktadır. Belediyelerin
nüfusları ve borçları kapatma nedeni olmamalıdır.
Ayrıca, bu bölgelerin sosyal, ekonomik, kültürel, tarihî durumları
mutlaka göz önüne alınmalıydı diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri,
bu düzenlemeden bana göre en fazla darbe alacak olan turizm bölgeleridir. Bu
bölgelerde kapatılan belediyelerimizin belki nüfusları 2 binin
altında olabilir, ama baktığınız zaman, bunlar genelde
yazlıkçı nüfusun yaz aylarında yoğun olarak
yaşadıkları bölgeler olduğu için, bu kriterleri göz önüne
alıp bu belediyelerin kapatılmaması gerektiğini
düşünüyorum. Muğlanın Turuncusu, Nevşehirin Göremesi,
Çorumun Alacahöyükü, benim seçim bölgem olan Mersinin Kazanlısı,
Davultepesi, Tecesi, Kuyuluku, bu bölgeler turizm bölgeleridir, turistik
bölgelerdir. Ortalama olarak yılda, belki kış aylarında
nüfusları 2 binin altına düşüyor ama bunların yaz
aylarında nüfusları 5 katını buluyor, 10 katını
buluyor. Siz, mevcut, o yerleşim birimindeki belediyeyi kapatmakla
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Seçer, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
VAHAP SEÇER (Devamla) Siz,
o mevcut, turistik bölgelerdeki bu tip belediyelikleri kapatmakla, bunları
20, 30, 40 kilometre ötedeki bir ilçeye bağlamakla, özellikle nüfusun
yoğunlaştığı yaz aylarında oraya hizmet
ulaştırmakta sıkıntı çekersiniz diye düşünüyorum.
Ayrıca, yine kendi
bölgemden bir örnek vermek istiyorum: 13 bin nüfuslu bir Huzurkent
kasabasının belediyesi kapatılıyor ki bu bölgede organize
sanayi bölgemiz var, üç yüz elli işletmemiz, 6 bin
çalışanımız var. Böyle bir belediyeyi kapatıyoruz, bu
belediyeyi 25-30 kilometre daha uzaktaki bir Akdeniz Belediyesine bağlıyoruz
ve kendi, şu anki mevcut alanında hizmet yapmakta zorlanan Akdeniz
Belediyesinin üzerine bir yük daha ekliyoruz ve sonra dönüyoruz Huzurkent
Belediyesine de, bu belediyemizden hizmet bekliyoruz. Bu, hayalle
iştigaldir diye düşünüyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Seçer.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Emek
ATİLA EMEK (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, son
yapılan nüfus sayımı ve bunun sonuçlarının resmî
olarak tarafınızdan açıklanmasını takiben, İller
Bankasından belediyelere yapılan ödemelerin yeni nüfus esasına
göre yapılmasıyla birlikte, belediyeler yer yer üçte 2 oranında
gelir kaybına uğramışlardır. Bunun sonucu olarak
belediye yönetimi ve belediye personeli zor durumdadır ve maaşlar
ödenememektedir. Buna göre:
1) Belediyelere yapılan
ödemelerin yerel seçimlerin yenilenmesine kadar önceki esaslara göre
yapılması için herhangi bir çalışma var mıdır?
2) Belediyelerin personele
maaş ödeyememe durumu karşısında bu personelin
bölgelerindeki açık bulunan kamu yönetimlerinde görevlendirilmesi için bir
düzenleme yapılacak mıdır?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Emek.
Sayın Ağyüz
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Teşekkür ederim.
Sayın Bakan, bugüne dek
il özel idarelerince köy tüzel kişiliklerinden kaç tanesinde imar
planı yapılmıştır özel konumları hariç?
Bugün var olan köy
sayısına sekiz yüz altmış üç tane daha köy ilave
ediyorsunuz. Arkadaşlarımız hizmetin artacağıyla
övünüyorlar. Bugüne dek köylere imar planı yaptıramamış
olan bir yönetim nasıl bu ilavelerle hizmet artışını
sağlayacak?
Ayrıca, günlerdir
kamuoyunu meşgul eden, üç tane imam nikâhlı hanımı, iki
tane metresi olan BEL-PA Genel Müdürü için soruşturma açtınız
mı? Açmayı düşünüyor musunuz? Açmamışsanız neyi
bekliyorsunuz Sayın Bakanım?
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Erçelebi
HASAN ERÇELEBİ (Denizli)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Aracılığınızla,
Sayın Bakanıma ve Komisyon Başkanıma sorularım olacak.
Birinci sorum:
Görüşülmekte olan geçici maddenin altıncı fıkrasında
Kapatılan belediyelerin personeli, ihtiyaç duyulması hâlinde
diğer belediyelere veya merkezî idarenin taşra kadrolarına
atanabilir. denmektedir, atanır denilmemektedir. Bu bir keyfîlik
yaratmaz mı? Bu, çalışanların mağduriyetini getirmez
mi?
İkinci sorum: Bu yasa
ile ilçe sınırları içine alınan köylerin meraları ne
olacak? TOKİye mi verilecek?
Üçüncü sorum Sayın
Komisyon Başkanımıza: Tasarı İçişleri Komisyonunda
hiçbir değişikliğe uğramamıştır. Tasarı
metni Başbakanın imzasından çıktığı
şekliyle Genel Kurula gelmiştir. Bu durumda, acaba komisyon mu
çalışamamıştır, tasarı mı çok mükemmeldir,
yoksa AKP tasarıya bir dokunulmazlık zırhı mı
geçirmiştir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
yasanın yürürlük tarihinden önce referandum yaparak resmî nüfusunu 2 binin
üzerine çıkarmış belde belediyelerinin, örneğin kendi seçim
bölgem olan Kütahyadaki birer eğitim merkezi durumunda olan Emet Günlüce
ve Gediz Yenikent Belediyelerinin Yüce Atatürkün Kurtuluş
Savaşını başlattığı ve 30 Ağustos
1924te Hiç şüphe edilmemelidir ki, Türkiye Cumhuriyetinin temeli burada
atıldı. dediği tarihî ve aynı zamanda turistik bir yer
olan Altıntaş Zafertepe Çalköy Belediyesinin ve Simav
Dağardına ait 24 köy de dâhil edildiğinde 50 dolayında
dağlık ve orman köyüne âdeta bir ilçe gibi hizmet veren
Tavşanlı Balıköy Belediyesine benzer ülkemiz genelinde az
sayıdaki belediyelerimizin, verilecek bir önergeyle, kapatılacak
belediyeler listesi dışına çıkarılması
sağlanamaz mı? Bu konudaki görüşünüzü kamuoyuyla
paylaşmanızı istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Işık.
Sayın Yıldız
HÜSEYİN YILDIZ (Antalya)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım,
beldelerle ilgili çalışmayı biz komisyona geleceği gün
öğrendik. Konuşmalarınızda köy tüzel kişilikleriyle de
ilgili çalışmalar yapacağınızı ifade ettiniz. Bu
çalışmalar komisyona gelmeden, yani her şey bitmeden önce biz de
burada katkı vermek isteriz. Eğer izniniz olursa, bir öneri
şeklinde temennide bulunmak istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yıldız.
Sayın Özdemir...
HASAN ÖZDEMİR
(Gaziantep) Sayın Başkanım, Sayın Bakanıma
soruyorum: Türkiye 1988de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartına
imza koymuş, anlaşma 9/12/1992 tarihinde
onaylanmıştır. Bu anlaşmanın 5inci maddesinde Yerel
yönetimlerin sınırlarında, mevzuatın elverdiği
durumlarda ve mümkünse bir referandum yoluyla ilgili yerel topluluklara önceden
danışılmadan değişiklik yapılamaz.
denilmektedir. Avrupa Birliğine girebilmek için ülke aleyhine
olduğunu değerlendirdiğimiz Vakıflar Yasasını
çıkaran AKP Hükûmeti şimdi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartının 5inci maddesine aykırı olan bu yasayı
niçin çıkarıyor? Avrupa Birliği giriş gayesine
aykırı düşmüyor mu?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Özdemir.
Sayın Bakanım,
buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Emekin sorusu,
son nüfus sayımı, İller Bankası ödemeleriyle ilgili. Bunu
daha önce de açıklamıştık, son Bakanlar Kurulumuzda da
değerlendirildi. Bu sayımda nüfusu azalan iki binin üzerinde belediyemiz
var. Tabii, ifade edildiği gibi, bunların çalışma
planları var, personelleri var. Bu da gözetilerek bunların
gelirlerinde düşme olmaması yönünde karar alındı ve
bunların gönderilen ödeneklerinde kesinti olmayacak. Yerel seçimlere kadar
bu şekilde devam edecek. Bunu tekrar buradan ifade ediyorum, fırsat
verildiği için de teşekkür ediyorum.
Maaşı ödenemeyen
personelle ilgili, tabii seçimlere kadar bu konuda bir düzenleme yok ama
bunların seçimlerden sonra personeli zaten il özel idaresiyle
irtibatlanacağı için telafi edilmiş olacak.
Sayın Ağyüzün
sorusu: İl özel idarelerimiz kaç köyde imar planı
çalışması yaptılar? Bilindiği gibi imar planı
hazırlama yetkisi il özel idarelerine 2005 yılında yeni kanunla
sağlanmıştır. O güne kadar yoktu. Şu anda o
çalışmalar sürüyor ama size tam bir sayı veremiyorum. O artarak
tabii ki devam edecektir.
Sayın Erçelebinin
sorusu: Personel atanabilir kavramıyla ilgili soruyorlar. Bu tabii
şöyle bir anlamı ifade ediyor: Özellikle valilere bir yetki
veriliyor. Eğer bu personel, yani beldelerden, belediyelerden
devralınan personel, il özel idarelerinin veya o beldelerde, o köylerdeki
hizmetlerin yürütülmesinin gereği ise onun için gerekiyorsa bir tasarrufa
gerek yok. Ama fazla varsa diğer kamu kurumlarında, ihtiyaç olan kamu
kurumlarında bunları görevlendirebilecek ve bunun için uzun
formaliteler değil, bürokratik işlemler değil, sayın
valilerin vereceği karar kısa süre içinde
Bakanlığımızca yerine getirilecek, tamamlanacak işlem
ve bu şekilde pratik bir işleme sağlanmış
olacaktır.
Ayrıca, Sayın Erçelebinin
meralarla ilgili
Meralarla ilgili tabii bir değişiklik söz konusu
değil. Neticede köyün, beldenin
bütün mal varlıkları, kendi oradaki varlıkları orada
duracak, kalacak, o köye ait olacak.
Sayın
Işıkın sorusu: Bu süreç içinde yürürlük tarihinden önce
nüfusla ilgili yeni gelişmeler, çalışmalar,
değişiklikler olursa diye ifade ettiler. Biliyorsunuz buradaki bizim
tasarımız esasen bu manada nüfusa direkt bağlı olarak da
yapılmıyor. Ama nüfus sayımı her yılın
başında açıklanacak bundan sonra, on yıl beklenmeyecek, ama
yıl içinde de değil, Türkiye İstatistik Kurumu her
yılın ocak ayı başında nüfus açıklaması
yapacak ve nüfusa dayalı bütün işlemler, değerlendirmeler, ödeme
payları vesaire ona göre gerçekleşmiş olacak.
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Bakanım, resmen valilik aracılığıyla
referandum yapıp tamamlayan beldelerimiz var şu anda. Sizden onay
almış ve nüfusunu 2 binin üstüne resmen çıkarmış
durumda. Sorum onlara yönelik.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) İşte, burada o konuda bir
işlem yapılması, bizim bu tasarımıza göre yeni bir
işlem yapılması, Sayın Işık, öngörülmüyor.
Sayın Yıldıza
soru ve teklif olarak çok teşekkür ediyorum. Gerçekten, şunu ifade
edeyim: Bu belediyelerle ilgili tasarı, bir süre
kısıtımız var, onun için belki çok geniş görüşe
açılamadı, dar zamanda siyasi parti gruplarımızla
görüşebildik ama Köy Kanunu çok önemli. Sadece muhalefet partilerimizde
değil, kamu yönetimi bölümlerimizde, üniversitelerde ve diğer belki
geniş kesimlerde epeyce bir teklif alma, tartışma, arama
toplantıları yapalım diyorum, Köy Kanunumuzu çok olgun
şekilde çıkaralım diyorum. Bu teklifiniz için, destek,
paylaşma teklifiniz için de teşekkür ediyorum.
Bir soru kaldı ama sürem
yetmedi. Onu başka bir fırsatta, Sayın Özdemirin sorusunu
cevaplayacağım. Aslında dün de cevaplamıştım.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) ABye soralım!
BAŞKAN Teşekkür
ederiz.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Sayın Başkanım, kısaca
BAŞKAN Buyurun
Sayın Başkan.
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Sayın Başkanım,
aracılığınızla Sayın Hasan Erçelebi,
Komisyonumuzla ilgili bir soru sormuşlardı. Komisyonumuz, belki
tarihinde en uzun toplantısını gerçekleştirdi ve bütün
komisyonda yapılanlar, yedi adet önergeyle ilgili işlemler, 19
kişinin konuşmalarıyla ilgili tutanaklar açık olmakla
birlikte, bu tasarının önünde yer alan Komisyon Raporunda her
şey ibraz edilmiştir, anlatılmıştır.
Orasını okuyarak kendisi ayrıntılı cevabı
öğrenmiş olur.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde yedi adet önerge vardır. Önergeleri önce geliş
sırasına göre okutup, sonra aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Evet, ilk önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2nci Maddesinin 1inci
fıkrasının İlk genel mahalli idareler seçimine kadar
ibaresinin 2014 mahalli idareler seçimine kadar şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
S. Latif Yunusoğlu Nevzat Korkmaz Akif Akkuş
Trabzon Isparta Mersin
Mustafa Kalaycı Hasan Çalış Beytullah Asil
Konya Karaman Eskişehir
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2. maddesinin 6. fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Anadol Bihlun Tamaylıgil Hakkı Suha Okay
İzmir İstanbul Ankara
Yaşar Tüzün Hüseyin Ünsal Ensar Öğüt
Bilecik Amasya Ardahan
Ali Oksal M. Akif Hamzaçebi Hulusi Güvel
Mersin Trabzon Adana
Birleşme ve katılmalarda
norm kadro ilke ve esaslarına uyulacaktır. Daimi ve geçici
işçilerin özlük hakları korunacaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin
dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nihat Ergün Nurettin Canikli Hüseyin Tanrıverdi
Kocaeli Giresun Manisa
Metin Yılmaz Metin
Kaşıkoğlu
Bolu Düzce
(4) Bu Kanun uyarınca
mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri, 10/7/2004
tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun Ek 2 nci
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarına göre yapılır. Devredilen
personelden, 4/4/2007 tarihli ve 5620 sayılı Kanunun Geçici 1 inci
maddesi kapsamında bulunanlar, devredildikleri belediye veya il özel
idarelerinde, 5620 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre
istihdam olunurlar. Devir sebebiyle personel giderlerinde meydana gelecek
artışlarda, 5393 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin
sekizinci fıkrasındaki sınırlamalar dikkate alınmaz.
Personel devri nedeniyle ilgili il özel idaresinin veya belediyenin norm
kadrosunda yapılması gereken ilave ve değişiklikler, ilgili
belediye veya il özel idaresinin talebi üzerine İçişleri
Bakanlığı tarafından altı ay içerisinde
sonuçlandırılır. Bu belediyelerin mal varlıkları, hak,
alacak ve borçları, mahalle olarak katıldıkları belediyeye
veya ilgili il özel idaresine intikal eder. Ancak, köye dönüştürülen
belediyelerin taşınmazları ile ihtiyaç duyulan araç ve gereçleri
paylaşım, devir ve tasfiye komisyonunca ilgili köy tüzel
kişiliğine bırakılır. Mahkemelerde süren davaları
ile belediye olarak faaliyet gösterdiği döneme ve yapılan
işlemlere ilişkin olarak açılacak davalarda muhatap,
katıldığı belediye veya ilgili il özel idaresidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2. Maddesinin (4) fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümlelerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Oksal Şahin Mengü Şevket Köse
Mersin Manisa Adıyaman
Orhan Ziya Diren Eşref Karaibrahim Suat Binici
Tokat Giresun Samsun
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Atila Emek Akif Ekici
Malatya Antalya Gaziantep
Hüseyin
Ünsal
Amasya
(4) Bu Kanun uyarınca
mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin, bu Kanunun yürürlük tarihi ile
fiilen kapatılma tarihleri arasındaki kamuya olan borçları ile
bu belediyelerin fiilen kapatıldığı tarihte piyasaya olan
borçları Hazine tarafından karşılanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
"Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde
İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"nın Geçici
2 nci maddesinin beşinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nihat Ergün Hüseyin Tanrıverdi Nurettin Canikli
Kocaeli Manisa Giresun
Mustafa Elitaş Ahmet
Yeni
Kayseri Samsun
"(5) Tüzel
kişiliği ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek
belediyelerin her türlü yeni personel istihdamı, yapacakları toplu
iş sözleşmesi, taşınır ve taşınmazları,
iş makineleri ve diğer taşıtların
satışı ile borçlanması katıldığı
belediyenin, ilk kademe belediyelerinin ya da mahalle veya mahalle
kısımlarının birleştirilmesi suretiyle yeni bir isim
altında kurulan ilçelerdeki belediyeler büyükşehir belediyesinin,
köye dönüşen yerlerde il özel idaresinin onayına tabidir. Bu
belediyeler, mevcut personelini, taşınır ve
taşınmazlarını, iş makineleri ve diğer
taşıtları ile kamu kurum ve kuruluşlarına olan
borçlarını katılacakları belediyeye, büyükşehir
belediyesine veya ilgili il özel idaresine, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir ay içinde bildirir. Bu belediyeler yeni
nazım ve uygulama imar planı yapamazlar; mevcut planlarda
yapılması gereken zorunlu değişiklik ve yapı
ruhsatı hariç her türlü imar uygulaması büyükşehir belediyesi
sınırlarında büyükşehir belediyesinin, diğer yerlerde
il özel idaresinin onayı ile yapılır."
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 5.
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(5) Tüzel kişiliği
ilk genel mahallî idareler seçimlerine kadar devam edecek belediyelerin her
türlü yeni personel istihdamı, borçlanması,
katıldığı belediyenin diğer yerlerde il özel
idaresinin onayına tabidir. Bu belediyeler mevcut personeli ile kamu kurum
ve kuruluşlarına olan borçlarını katılacakları
belediyeye veya ilgili il özel idaresine bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren 1 ay içinde bildirir.
Bu yerlerde yeni nazım
ve uygulama imar planı yapılamaz, mevcut planlarda
yapılması gereken zorunlu değişiklik ve yapı
ruhsatı hariç her türlü imar uygulaması büyükşehir belediyesi
sınırlarında büyükşehir belediyesinin, diğer yerlerde
il özel idaresinin onayıyla yapılır.
Taşınır
ve taşınmazlar ile iş
makineleri ve diğer taşıtların köy tüzel
kişiliğine devredilir.
Osman Ertuğrul Süleyman Latif Yunusoğlu Ahmet Bukan
Aksaray Trabzon Çankırı
Beytullah Asil Recep
Taner
Eskişehir Aydın
BAŞKAN
Okutacağım önerge en aykırı önergedir, okutup işleme
alacağım.
Buyurun.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı kanun tasarısının Geçici Madde 2nin
kanun metninden Anayasaya aykırı olduğundan dolayı
çıkarılmasını arz ve talep ederiz.
Hasan Macit Hasan Erçelebi Harun Öztürk
İstanbul Denizli İzmir
H. Tayfun İçli Ayşe
Jale Ağırbaş
Eskişehir İstanbul
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Sayın
Macit, buyurun. (DSP sıralarından alkışlar)
HASAN MACİT
(İstanbul) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi en derin
saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
117 sıra sayılı Kanun Teklifini görüşüyoruz. Bu Kanun
Teklifi üzerine belediyeler yeniden düzenleniyor, ilçe sınırları
yeniden düzenleniyor. Bir kural getiriliyor elbette ki ama bu kural Anayasaya
uygun olmayan, Anayasaya aykırı bir kural. Çünkü bu yasanın
özünde gözyaşı var, üzüntü var. Değerli arkadaşlar, bugün
binin üzerinde belediye halkıyla beraber bir üzgünlük içerisinde,
kendilerine gelen hizmetlerin kısılması söz konusu, kendilerine
gelecek olan hizmetlerin ellerinden alınması söz konusu bu yasayla.
Yasanın genel gerekçesine baktığımız zaman bu kapatılan
belediyelerin, yani nüfusu 2 binden aşağı olan belediyelerin
2006da yapılandırıldıktan sonra tekrar
borçlandığı, İller Bankasına
borçlandığı, aynı şekilde ilk adım
belediyelerinin gene borçlandığıyla ilgili gerekçe de
konmuş.
Değerli arkadaşlar,
eğer böyle bir borçlanma söz konusu ise, tasarruf söz konusu ise bunlara
bakılmazdı. Daha büyük yolsuzların yapıldığı
büyükşehir belediyelerine bakılırdı ve Kamu İhale
Kurulunun yaptığı tespitler değerlendirilirdi ve yasalara
ve düzenlemelere aykırı inşaat yapan belediyelerin
yaptıkları inşaatlar denetlenirdi ve araştırma
yapılırdı. O zaman elde edilecek gelirle de bu gerekçede
yazılan milyon dolarların 100 katı, bin katı devlete gelir
elde edilirdi. Dolayısıyla bu gerekçenin de doğru bir gerekçe olmadığını
düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
belki siz dinlemiyor olabilirsiniz ama bizim, muhalefet partisinin
milletvekillerinin odasında muhalefet partilerinin belediye
başkanlarının yanında AKPli belediye
başkanlarımızın da mahcup bir şekilde, boynu bükük
olarak oturduğunu ve bu yasanın engellenmesiyle ilgili, bizlere
ricada bulunduklarını yaşıyoruz. Benim odamda var.
Değerli arkadaşlar,
bu kapatılan belediyelerin altı yüz elli tanesi AKPli belediye
değil mi? AKPli belediye başkanı arkadaşımız bu
verimsizlikten, hizmet üretememekten, borçlanmaktan sorumlu değil mi? O
zaman siz
Her zaman Sayın Başbakanın övündüğü
belediyecilik , başarılı belediyecilik söylemi iflas
etmiştir değerli arkadaşlar. Demek ki kapatılan
belediyelerin çok büyük bir bölümünün AKPye ait belediye
başkanlarından oluşması -altı yüz elli tanesinin- bu
başkanların başarısızlığının bir
delilidir çünkü siz kanun maddesinde onu yazmışsınız
gerekçe olarak. Siz kendi belediyelerinize, belediye başkanlarına
güvenmeyen bir ortamdasınız.
Değerli arkadaşlar,
sadece, borçlu belediyelerin kapatılmasıyla ilgili mi? Bazı
belediye başkanlarımız gerçekten belde halkına ve
çevresindeki köylere, gerçekten çok güzel hizmetler sunuyorlar. Borçları
yok ve bu belediyelerimiz, gurbetteki, yurt dışındaki
işçilerimizden ziyaret ederek edindikleri paralarla iş makineleri
almışlar ve çevresine hizmet sunmaktadırlar.
Değerli arkadaşlar,
gelin yol yakınken bir düzenleme yapalım. Bir madde ekleyelim buraya
ve bu maddeye istinaden, kapatılan belediyelere, 5-10 kilometre gibi bir
kilometre koyalım, bu kilometre içerisindeki köyleri bağlayarak
yerelden yönetim, verimli hizmet anlayışıyla bir düzenleme
yapalım ve hiç kimseyi de mağdur etmeyelim, hiç kimseyi de üzmeyelim.
Değerli arkadaşlar,
bakın -biraz önce konuştum- Burdurun Kozluca kasabası,
Kızılkaya kasabası, İstanbulun Büyükçavuşlusu,
Kurburgazı, bir kuruş borçları yok. Borçları
olmadığı gibi, kasalarında paraları var. Yani, sizin
Hükûmetinize ihtiyaçları yok. Öyleyse bu belediyeleri kapatmak neyin
mantığıdır?
Değerli arkadaşlar,
ben biraz önce söyledim, inşaatlar dedim. Gerçekten çok yanlış
uygulamalar yapılmaktadır, yasalar hiçe sayılmaktadır. Bu
hiçe sayılanlardan bir tane örnek vermek istiyorum: İstanbul Tuzla
Belediyesi, sit alanına bir inşaat yapıyor. Belediye inşaat
yapıyor, Büyükşehir ihalesini yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Macit, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
HASAN MACİT (Devamla)
Sit alanına arkadaşlar! İmar yok, inşaat ruhsatı yok
ve buraya inşaat yapıyor. Koruma kurulundan değişik
kararlar çıkıyor, aynı oturumda bir olur, bir olmaz
kararı çıkıyor ve aynı şekilde, tarihî eserlerle
ilgili olumsuz kararlar çıkıyor. Ne yazık ki yapılan
girişimler sonucu bu inşaatı, inşaatı yapan Belediye
mühürlüyor. İşte mühürleme gerekçesi ve mühürlediğine dair
yazısı Belediyenin. Peki, buradaki kamunun kaynakları, fakir
fukara, garip gurebanın parası, vergisi
Kim ödeyecek
arkadaşlar? Bu Belediye Başkanının
pervasızlığı, kanun tanımazlığı,
yasalara uymamasının sonucu devlete ve belediyeye
uğrattığı zararı kim ödeyecek?
Değerli arkadaşlar,
bu Belediye Başkanı kendisini güya halkoyunda affettirmek için yine
milyonlar vererek burada değişik tanıtım araçları
kullanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
HASAN MACİT (Devamla) -
Değerli arkadaşlar, gelin etmeyin! Gelin yapmayın!
Yanlış işe ortak olmayın! Ben bunu Sayın
Bakanımıza vereceğim. İnşallah gerekli tahkikatı
yaptırır ve suçlu olan cezasını çeker.
Hepinize saygılar
sunarım. (DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Macit.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin 5.
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
(5) Tüzel kişiliği
ilk genel mahallî idareler seçimlerine kadar devam edecek belediyelerin her
türlü yeni personel istihdamı, borçlanması,
katıldığı belediyenin diğer yerlerde il özel
idaresinin onayına tabidir. Bu belediyeler mevcut personeli ile kamu kurum
ve kuruluşlarına olan borçlarını katılacakları
belediyeye veya ilgili il özel idaresine bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren 1 ay içinde bildirir.
Bu yerlerde yeni nazım
ve uygulama imar planı yapılamaz, mevcut planlarda
yapılması gereken zorunlu değişiklik ve yapı
ruhsatı hariç her türlü imar uygulaması büyükşehir belediyesi
sınırlarında büyükşehir belediyesinin, diğer yerlerde
il özel idaresinin onayıyla yapılır.
Taşınır
ve taşınmazlar ile iş
makineleri ve diğer taşıtların köy tüzel
kişiliğine devredilir.
Osman
Ertuğrul (Aksaray) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ BAKANI
BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Ertuğrul.
OSMAN ERTUĞRUL (Aksaray)
Sayın Başkan, değerli Meclis üyeleri; grubum adına
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sekiz yüz altmış üç
kasabayı bu yasalarla köye dönüştürüyoruz. Tabii, bizim, bu
araçların devri, taşınır ve taşınmazların
devriyle ilgili verdiğimiz önergenin bir benzerini AKPnin de
verdiğini duyduk, gerçekten buna memnun olduk. Çünkü, bu araçları da
özel idarelere devrettiğimizde Acaba özel idareler nasıl hizmet
verecek, o sekiz yüz almış üç belediyenin bugüne kadar verdiği
hizmetleri nasıl gerçekleştirebilecek? diye düşünüyorduk.
İnşallah, AKPyle birlikte de, bu araçlar, taşınır ve
taşınmaz mallar sekiz yüz almış üç belediyede kalır.
Değerli arkadaşlar,
bütün konuşmacılar diyor ki: Özel idare kanalıyla,
belediyelerin yapamadığı hizmeti özel idareler kanalıyla
yapacağız. Bakın, özel idarelere Köy Hizmetleri devredildi,
şimdi belediyelerin de devrini yapıyoruz. Köy Hizmetleri,
araçları, tüm personeliyle devredildi. Şu anda, Köy Hizmetlerinden
aldığı araçları acaba özel idare nasıl
kullanıyor? Asli görevinin dışında birinci derecede
kullandığı alan, köylere, kasabalara odun, kömür ve gıda
dağıttırmaktır, ondan sonra köylerin hizmetini yapmaya ve
gerçekleştirmeye çalışıyordur. Eğer bu belediyelerin
araçları da buraya devredildiği zaman acaba ne yapacaklar? O
belediyelerde, bugüne kadar, bütün güç şartlara rağmen, en ufak bir
arıza olduğunda veya orada yaşayan insanların en yakın
iline, ilçesine taşınmasında, en ufak bir yangında, çöp
toplama işinde bunların, bu sekiz yüz almış üç belediyenin
çoğunda bu araçlar vardır, şu anda zaten o hizmetleri
kısmen veriyorlar. Acaba özel idareye devredildiğinde
Sorarım,
bugün Türkiyede kaç yerde özel idare kasabadan, köyden çöp topluyor?
Onun için, değerli
arkadaşlar, zaten özel idarede bir kargaşa vardır. Vali, meclis
başkanı, genel sekreteri, bir de buna belediyelerin de, sekiz yüz
altmış üç belediyenin de yükünü yükleyerek daha çok sıkıntıya
girmesine sebep olmayalım diye düşünüyorum.
Biraz önce konuşan
AKPli arkadaşlar şunu ifade ediyorlar: Belediye
başkanları Ankaraya gelip işte, ceketlerinin önünü
ilikliyorlar, bürokrata karşı hizmet talebinde bulunuyorlar. Zaten,
bu kanun değişikliğinin veya bu belediyelerin
kapatılmasının altında yatan en önemli gerçeklerden biri de
herhâlde budur diye düşünüyorum. Gelen belediye
başkanlarının sizden iş talebi, kasabalarıyla ilgili,
çevre köyleriyle ilgili talepleri burada sizi fazla rahatsız ettiği
için herhâlde Bunları kapatalım, köy yapalım, muhtarlar
nasıl olsa istediği gibi Ankaraya gelip gidemiyor, onlar ilinde
değerlendirilir. İlde de özel idarenin veya eski adıyla- Köy
Hizmetlerindeki personelin önünde zaten ceketini ilikliyorlar. Bu sekiz yüz
altmış üç belediye başkanın da artık siyasi kimlikleri
kalkmış olur. Onlar da varır, oradaki bürokratın önünde
ceketlerini iliklerler ve hizmet alma gayreti içinde olurlar, Ankaraya gelip
de bizleri rahatsız etmezler. diye düşündüğünüzden bu
belediyeleri kaldırmayı düşünüyorsunuz.
Biraz önce de ifade edildi,
Belediyelere AKP İktidarında çok büyük kaynaklar verildi. diye. Ama
eski belediye başkanlarından AKP adına konuşan
arkadaşımız, Fotokopi için de bizim kapımızı çalıyorlar.
diyor. Demek ki burada bir tezatlık var, demek ki parasını
vermiyorsunuz, yeterli hakkını vermiyorsunuz ki her şey için
sizin kapınız çalınıyor. Bundan da, bu belediyeleri
kapatarak maalesef kurtulamayacaksınız diye düşünüyorum. Bunları
artık kanun gereği, aldığınız oya göre
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ertuğrul, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
OSMAN ERTUĞRUL (Devamla)
-
ve Meclisteki çoğunluğunuza göre şu ana kadar
kapattınız. Bundan sonra da, büyük ihtimal,
gerçekleştireceksiniz. Ama, şunu tekrar üstüne basarak ifade
ediyorum: Belediyeden, kasabadan köye dönüştürülen yerlerin
taşınır ve taşınmaz malları, onların
araçları mutlaka o köy tüzel kişiliğine
bırakılmalı. Çünkü, oranın insanı alın teriyle,
kendi parasıyla aldı, verdi bunları ve bunları alıp da
özel idareye devredip özel idareyi araç mezarlığına çevirmeyin
ve bunların mutlaka köy tüzel kişiliğinde
bırakılmasını talep ediyor, Meclisi saygıyla
selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sayın Başkan, yeni gelen arkadaşlar için tekrar
açıklar mısınız; yeni gelen arkadaşlar bihaber.
BAŞKAN Siz
açıklayın, madem konuşuyorsunuz.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Yetkili sizsiniz.
BAŞKAN Kâtip Üyeler
arasında ihtilaf var.
Elektronik cihazla oylama
yapacağım.
Sisteme giren, soru sormak
isteyen arkadaşlarımın en azından yedisinin ismini tespit
edeyim, onların hakkı kaybolmasın.
Sayın milletvekilleri,
iki dakika süre veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama
yapıldı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, vekâleten oy kullanan sayın bakanlarla birlikte karar
yeter sayısı vardır ve önerge reddedilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Kaç
kişi var?
OKTAY VURAL (İzmir)
Kaç kişi var?
BAŞKAN Ret 136
kişi -merak ediyorsunuz Sayın Genç- kabul 29 kişi, çekimser yok,
toplam katılan 165 kişi, pusulalarla birlikte 139 sayısı
KAMER GENÇ (Tunceli) 184
yok Sayın Başkan
BAŞKAN Pusularla
birlikte -çok merak ediyorsunuz- 139dan fazla oy var burada.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, 184 kişi yoksa oylama geçerli sayılmaz.
OKTAY VURAL (İzmir)
184ün altındaysa geçersiz sayılır.
BAŞKAN Toplantı
yeter sayısı 184, karar yeter sayısı 139.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bakın, 184 kişi yoksa bu oylama geçersiz
sayılır.
OKTAY VURAL (İzmir)
Oylama geçerli değil. Böyle bir şey olur mu?
Toplantı yeter
sayısı olmayan
BAŞKAN Nasıl
toplantı yeter sayısı?
Arkadaşlar, ret ve kabul
için 139 yeter sayısını arıyoruz. Şu anda 139 oy
vardır.
Buyurun, diğer önergeyi
okuyunuz:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
OKTAY VURAL (İzmir)
Toplantı yeter sayısı yoksa, oylamanın ne anlamı var
Sayın Başkanım?
BAŞKAN Önergeye devam
edin.
Görüşülmekte olan
"Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde
İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı"nın Geçici
2 nci maddesinin beşinci fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nihat
Ergün (Kocaeli) ve arkadaşları
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, 184 kişi olmadan toplantıya devam
edemezsiniz.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, bakınız, içeride şu anda
Bakınız,
toplantı yeter sayısını çok merak ediyorsanız
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, kaç kişi oylamaya katıldı?
BAŞKAN - Şu anda
içeride muhalefet tarafında kaç tane milletvekili var? Kabul kullanan
milletvekili sayısı sadece 29dur.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır, 139 efendim
BAŞKAN -
Bakınız, arkadaşlar, toplantı yeter sayısı
isterseniz, 20 kişi ayağa kalkarsınız, toplantı yeter
sayısını istersiniz, bu kadar basit.
Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bakın, hayır
Sayın Başkan,
yapamazsınız.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir
dakika arkadaşım, bir dakika
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Anayasanın 96ncı maddesi
Bir dakika
Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin
KAMER GENÇ (Tunceli) Efendim,
Anayasanın 96ncı maddesi
184le toplanır
BAŞKAN Sayın
Genç, bakınız, bu, işari bir oylamadır. Sizin
dediğiniz, açık oylamayla ilgili olan bir husustur. İşari
oylamada 139u arıyoruz, kabul veya ret, buluyoruz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, işari olmadı işte.
OKTAY VURAL (İzmir)
Yani işari olmadı, elektronik oldu.
BAŞKAN - Evet, uygulama
bu şekildedir. Siz de uygulamaları hep bu şekilde
yaptınız. Lütfen
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, uygulama böyle olmaz!
BAŞKAN - Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, olmaz böyle!
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, bakın, keyfî bir şekilde Meclisi yönetemezsiniz. Şu
anda 184 yoksa, toplantı yeter sayısı yoktur, ara verin.
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin beşinci
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nihat
Ergün (Kocaeli) ve arkadaşları
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, 184 kişi yok, Meclise ara vermek
zorundasınız.
BAŞKAN Sayın
Genç, bakınız, Başkan Vekilliği
yaptığınız dönem dâhil, aynı uygulama devam
etmiştir. Şu anda
KAMER GENÇ (Tunceli) Bir
tane örnek gösterin.
BAŞKAN - Lütfen yerinize
oturunuz efendim.
KAMER GENÇ (Tunceli) -
Sayın Başkan, biz, anlaşmaların oylamasını
yapıyorduk, 140 kişi çıkıyordu
ALİ RIZA ALABOYUN
(Aksaray) Meclisi sen mi yöneteceksin! Otur yerine!
BAŞKAN - Açık
oylamayla ilgili dediğiniz husus doğrudur; bu, işari
oylamadır.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
OKTAY VURAL (İzmir)
Hayır, o size göredir, yanlış.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Bakın
OKTAY VURAL (İzmir)
Elektronik oylama yapıldı.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Şu anda Mecliste 184 kişi yoksa, toplantı yeter sayısı
yoktur.
BAŞKAN - Sayın
Genç, bakınız, burada işari oylama vardır, Sayın
Anadol, Sayın Vural.
KAMER GENÇ (Tunceli)
İşari oylama yok, açık oylama var.
OKTAY VURAL (İzmir)
İşari oylama yok.
BAŞKAN - Kimin ne oy
kullandığı belli olmuyor, sadece rakamlar vardır, 130
rakamı bunun için yeterlidir.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır, bu kadar şey olmaz yahu!
BAŞKAN Buyurun.
"(5) Tüzel
kişiliği ilk genel mahalli idareler seçimlerine kadar devam edecek
belediyelerin her türlü yeni personel istihdamı, yapacakları toplu
iş sözleşmesi, taşınır ve taşınmazları,
iş makineleri ve diğer taşıtların
satışı ile borçlanması katıldığı
belediyenin, ilk kademe belediyelerinin ya da mahalle veya mahalle
kısımlarının birleştirilmesi suretiyle yeni bir isim
altında kurulan ilçelerdeki belediyeler büyükşehir belediyesinin,
köye dönüşen yerlerde il özel idaresinin onayına tabidir. Bu
belediyeler, mevcut personelini, taşınır ve
taşınmazlarını, iş makineleri ve diğer
taşıtları ile kamu kurum ve kuruluşlarına olan
borçlarını katılacakları belediyeye, büyükşehir
belediyesine veya ilgili il özel idaresine, bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir ay içinde bildirir. Bu belediyeler yeni
nazım ve uygulama imar planı yapamazlar; mevcut planlarda
yapılması gereken zorunlu değişiklik ve yapı
ruhsatı hariç her türlü imar uygulaması büyükşehir belediyesi
sınırlarında büyükşehir belediyesinin, diğer yerlerde
il özel idaresinin onayı ile yapılır."
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe: Tasarıdaki
mevcut duruma göre bir veya birden fazla ilk kademe belediyesinin ya da mahalle
veya mahalle kısımlarının birleştirilmesi suretiyle
yeni bir isim altında kurulan ilçelerdeki belediyelerin geleceğe
yönelik haklarının korunması amaçlanmıştır. Bu
çerçevede söz konusu alanlarda yapılacak işlemlere dair onay yetkisi
ilgili büyükşehir belediyesine verilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından
bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, toplantı yeter sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Tamam
Sayın Anadol.
Sayın Anadol, siz de
bana yardımcı olun, arkadaşlarınızı tespit
edelim.
Sayın Ahmet Küçük Bey
burada mı?
Sayın Mengü? Burada.
Sayın Keleş?
Burada.
Sayın Yalçınkaya?
Burada.
Okuduğum isimler
otursunlar.
Sayın Ünsal? Burada.
Sayın Güvel? Burada.
Sayın Ağyüz?
Burada.
Sayın Ekici? Burada.
Sayın Erenkaya? Burada.
Sayın Oksal? Burada.
Sayın Ramazan Kerim
Özkan? Burada.
Sayın Köse? Burada.
Sayın Aslanoğlu?
Burada.
Sayın Kart? Burada.
Sayın Coşkuner?
Burada.
Sayın Paçarız?
Burada.
Sayın Ünlütepe? Burada.
Sayın Kesici? Burada.
Sayın Güner? Burada.
Evet, sayın
milletvekilleri, yoklama için iki dakika süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
İsmi kaydedilmiş
olan arkadaşlarımız lütfen sisteme girmesinler efendim.
(Elektronik cihazla yoklamaya
başlandı)
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, biraz önce salonda kaç kişi oy
kullanmıştı efendim, onu öğrenmek istiyorum.
Sayın
Başkanım, biraz önce salonda kaç kişi oy
kullanmıştı, onun tutanaklara geçmesini istiyorum. 139 yoktu,
136 idi.
ALİ RIZA ALABOYUN
(Aksaray) Sen saydın mı?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Saydım tabii, ben saydım 75 kişi idi, ondan sonra geldiler.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Sayı saymasını biliyor musun sen?
KAMER GENÇ (Tunceli) Senden
daha iyi sayarım, merak etme sen!
Sayın Başkan, biraz
önce kaç kişi oy kullanmıştı, onu öğrenmek istiyorum
efendim.
BAŞKAN Sayın
Genç, bakınız, sizin zamanınızda elektronik cihazla
yoklama, oylama yapıp yapmadığınızı bilmiyorum
ama husus şu: Açık oylama, yani biraz önce bahsettiğiniz uluslararası
anlaşmalarla ilgili olan hususlarda kabul, ret, çekimser oylar var ama
işari oylamalarda ret ve kabul var.
OKTAY VURAL (İzmir) Ne
kadar efendim?
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, ne kadar?
BAŞKAN - Biz burada
sadece sayıları tespit ediyoruz ve bu beklenen sayı 139dur.
Uygulamamız İç Tüzüke uygundur ve önerge reddedilmiştir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Oy
kullanan, o zaman 139 kişi vardı Genel Kurul salonunda.
BAŞKAN Evet.
(Elektronik cihazla yoklamaya
devam edildi)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ (Devam)
3.- Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde
İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ve
İçişleri Komisyonu Raporu (1/529) (S. Sayısı:117) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2. maddesinin (4) fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümlelerin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Oksal (Mersin) ve arkadaşları
(4) Bu Kanun uyarınca
mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin, Bu Kanunun yürürlük tarihi ile
fiilen kapatılma tarihleri arasındaki kamuya olan borçları ile
bu belediyelerin fiilen kapatıldığı tarihte piyasaya olan
borçları Hazine tarafından karşılanır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ)- Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Güvel, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
HULUSİ GÜVEL (Adana)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının geçici 2nci maddesinin dördüncü fıkrası
hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
üç günden beri görüşmekte olduğumuz ve ülkemizi çok yakından
ilgilendiren, bize göre çok önemli bir yasayı görüşüyoruz. Genel
Kurulda zaman zaman -uzun süreli çalışmaktan kaynaklanan- sinirler
geriliyor.
BAŞKAN Sayın
Güvel
Saygıdeğer
arkadaşlarım, lütfen sükûneti sağlayalım. Salonda
kalabalık milletvekili arkadaşımız var, gürültüden
duyulmuyor Hatibin sesi.
Buyurun Sayın Güvel.
HULUSİ GÜVEL (Devamla)
Teşekkür ederim Başkanım.
Bizler ana muhalefet partisi
üyeleri olarak ve diğer muhalefet partili arkadaşlarımız,
bu yasa ve yol açacağı olumsuz durumlardan dolayı
kaygılarımızı dile getiriyoruz. İktidar partisi
sözcüleri konuşmalarında Halk 22 Temmuzda bize güvendi;
çoğunluk bizde, her istediğimizi yaparız. diyorlar.
Değerli
arkadaşlarım, bu mantık çok yanlış ve çok
tehlikelidir. Bu yasayla, tüzel kişilikleri ortadan kaldırılan
sekiz yüz altmış üç beldenin, bu beldelerde yaşayan 1 milyon 300
bin yurttaşın, kentleşme, modern toplum olma yönündeki
çabalarının önü kesilmektedir. Bu yasa, Türkiyeyi geri götüren bir
yasadır. Yüce Meclise getirilen bu tasarıyla, ülkemizdeki
belediyelerin üçte 1inin tüzel kişiliği ortadan kaldırılıyor.
Değerli
arkadaşlarım, bu tasarının, belde belediyelerinin
borçlarıyla ilgisi bulunmamaktadır. Bu belde belediyelerinin nüfusuna
ve kişi başına düşen borç miktarına
baktığımızda, bu beldelere götürülen hizmetlerle kıyaslanamayacak
ölçüde az olduğu görülecektir. Nüfusu 2 binin altına düşen 1
milyon 300 bin kişinin yaşadığı sekiz yüz
altmış üç beldenin toplam borcu 200 milyon YTL, kişi
başına düşen borç miktarı 153 YTLdir.
Birçok sayın
konuşmacının da
belirttiği gibi, Ankara
Büyükşehir Belediyesinin borcu 4 milyar YTLnin üzerindedir. Ankara
Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde yaşayan 4,5
milyon insanımızın borcu, kişi başına 3.900
YTLdir. Bu miktar, kapatılmak istenen beldelerde yaşayan
yurttaşlarımızın kişi başına borcunun 25
katına tekabül etmektedir.
Bu beldeler bu borçları,
oralara uzun yıllar hizmet götürülemediği için yapmak zorunda
kalmışlardır.
Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; köye dönüştürülen beldelerin
yetmiş sekiz tanesinin nüfusu 1.900 ile 2 bin arasındadır.
Bunlardan Elâzığın Palu ilçesine bağlı
Baltaşı beldesinin nüfusu 1.999dur. Adıyamanın Besni
ilçesine bağlı Köseceli beldesinin nüfusu 1.988dir. Yani bu
beldelerimizde kayıt yaptırmayan 1-2 kişi yüzünden bu beldeler
tüzel kişiliklerini kaybedeceklerdir.
Değerli arkadaşlar,
milletvekili olduğum Adana ilinde 1971 yılından bu yana belediye
olan ve nüfusu çoğu ilçeden daha büyük olan İncirlik beldesi yeni
kurulan Sarıçam ilçesine bağlanıyor. Bu yapılırken,
kimse İncirlik halkının ne istediğini sormuyor. Aynı
şekilde Suluca beldesi gibi gündüz nüfusu ile gece nüfusu orasında
büyük farklar olan beldeler de ortadan kaldırılıyor. Mahalle
yapılan belde halkına kimse hiçbir şey sormuyor. Bu mudur
demokrasi? Bu mudur şeffaflık? Demokrasi, şeffaflık, referandum
deyince mangalda kül bırakmayanlar şimdi ne yapıyorlar?
Değerli milletvekilleri,
yeni ilçeler kurulmasın demiyoruz, yeni ilçe kurmanın yolu bu
değildir diyoruz. Herhangi bir bilimsel ya da sosyal zemini olmadan, bölge
insanının fikrini almadan, tamamen keyfî, oy hesabına dayanan
ince hesaplarla yapılan bu ilçeler önümüzdeki yıllarda sorunlara
neden olacaktır. Yeni ilçeler kurmanın
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Güvel, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
HULUSİ GÜVEL (Devamla)
Teşekkür ediyorum Başkanım.
Ben burayı ilçe
yaptım, sizi de köy yapıyorum. diyerek siyasi hesaplarla bu
düzenlemeler yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki,
Türkiye, AKP Hükûmetinin deneme tahtası değildir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; kanunun gerekçesinde, bu belde belediyelerinin
tüzel kişilikleri kaldırılınca daha iyi hizmet
götürüleceği söyleniyor. Amaç daha iyi hizmet götürmek ise, bu
belediyeleri kaldırmak yerine desteklemek daha gerçekçi olacaktır. Bu
nedenle, bu tasarı yüce Meclisimizden geçmemelidir.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Güvel.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 2 nci maddesinin
dördüncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nihat
Ergün (Kocaeli) ve arkadaşları
(4) Bu Kanun uyarınca
mahalleye veya köye dönüşen belediyelerin personel devri, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı
Büyükşehir Belediyesi Kanununun Ek 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkralarına göre yapılır. Devredilen personelden, 4/4/2007
tarihli ve 5620 sayılı Kanunun Geçici 1 inci maddesi kapsamında
bulunanlar, devredildikleri belediye veya il özel idarelerinde, 5620
sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesine göre istihdam olunurlar. Devir
sebebiyle personel giderlerinde meydana gelecek artışlarda, 5393
sayılı Kanunun 49 uncu maddesinin sekizinci fıkrasındaki
sınırlamalar dikkate alınmaz. Personel devri nedeniyle ilgili il
özel idaresinin veya belediyenin norm kadrosunda yapılması gereken
ilave ve değişiklikler, ilgili belediye veya il özel idaresinin talebi
üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından altı
ay içinde sonuçlandırılır. Bu belediyelerin
malvarlıkları, hak, alacak ve borçları, mahalle olarak
katıldıkları belediyeye veya ilgili il özel idaresine intikal
eder. Ancak, köye dönüştürülen belediyelerin taşınmazları
ile ihtiyaç duyulan araç ve gereçleri paylaşım, devir ve tasfiye
komisyonunca ilgili köy tüzel kişiliğine bırakılır.
Mahkemelerde süren davaları ile belediye olarak faaliyet gösterdiği
döneme ve yapılan işlemlere ilişkin olarak açılacak
davalarda muhatap, katıldığı belediye veya ilgili il özel
idaresidir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Bu şekilde,
belediyelerde personel devrine ilişkin hususlar, 6/3/2007 tarihli ve 5594
sayılı Kanun ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi
Kanununa eklenen Ek 2 nci maddede yeniden düzenlendiği dikkate
alındığında, söz konusu personelde 5393 sayılı
Belediye Kanununun 49 uncu maddesi uyarınca çalışmakta olan
sözleşmeli personelin devrinde sorun yaşanmaması ve işçi statüsünde
çalışmakta olan personelin ücret ve diğer mali
haklarının anılan Ek 2 nci maddeye paralel olarak belirlenmesi
amaçlanmıştır.
Diğer taraftan, 5620
sayılı Kanun çerçevesinde sözleşmeli personel statüsüne
geçiş hakkı bulunmakta iken bu geçiş hakkını
kullanmayıp 2006 yılındaki çalışma sürelerini geçmemek
üzere geçici işçi statüsünde çalışmayı tercih edenlerin bu
haklarının korunması amaçlanmıştır.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2. maddesinin 6. fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Anadol (İzmir) ve
arkadaşları
Birleşme ve
katılmalarda norm kadro ilke ve esaslarına uyulacaktır. Daimi ve
geçici işçilerin özlük hakları korunacaktır.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri,
bir yasa objektif olmalı. Bir daha soruyorum Sayın Bakana: Devletin
bir başka kurumu TÜİK demiş ki: Ben senin
sayımını hatalı yaptım. Burada yaşayan insanlar
bu kadar değil, bu kadar. Ve o bölgeye kayıtlarını
göndermiş. Şimdi, bunu dikkate almayacaksınız. O bölgeye
kayıt gitmiş, TÜİK göndermiş arkadaşlar, TÜİK
göndermiş. Yani, bir başka yerde ise aynı TÜİK her
şeyi güzel yapmış -yaptığı her şeyi güzel
yaptığına inanmıyorum da- nüfusu tam saymış, o
belde 2.001de kalmış, öbür belde ise sonradan 400 tane ilave
gitmesine rağmen, nüfusu 2.400 olmasına rağmen burada, bu belde
tık diye makaslanıyor, gidiyor. Arkadaşlar, yazıktır,
günahtır. Gidiyor, iptal ediyorsunuz.
Haa, değerli
arkadaşlarım, bir yasa hazırlanırken objektif olmalı.
Ya TÜİKe inanacaksınız, ilave edilen
Hakikaten, belli bir
kıstas alıyorsanız, ama ilave edilmesine, TÜİK, devlet
ilave etmesine rağmen siz hâlâ bunu kapıyorsanız yazıklar
ediyorsunuz, yazık ediyorsunuz. Bir belediyeyi
Arkadaşlar, bu sekiz yüz
altmış belediyenin getirdiği size yük ne kadar biliyor musunuz
yılda? 150 milyon dolar. Hesabı çok basit: Kişi başına
10 lira veriyorsunuz ayda. İşte bakın, kişi başına
10 lira veriyorsunuz. Bu tür belediyelere ayda maksimum verdiğiniz para 15
bin ve 20 arasında. Bazılarına 9 bin lira veriyorsunuz.
Değerli
arkadaşlarım, yılda maksimum size getirdiği yük 150 milyon
dolar bu sekiz yüz altmış belediyenin. Yani bunu da bilin. Size rakam
veriyorum: Ayda bu belediyelere verdiğiniz para yaklaşık 15
milyon dolar, ayda verdiğiniz para. Yılda bu yapar 180 milyon dolar
arkadaşlar. 180 milyon dolar için bu kıyametleri
kopardınız. Hesap meydanda arkadaşlar.
Değerli milletvekilleri,
ikincisi -bir kere bunu söyleyeyim- bu yasayla haksızlık
yapılmıştır. Devlet nüfusu budur demesine rağmen,
buraya bazı beldelere
Öyle beldeler var ki, nüfusu TÜİKin
gönderdiği rakamlarla 2 binin üstünde olan belediyeleri yok ettiniz.
OSMAN DEMİR (Tokat)
Nereye gitmiş?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Hepsini veririm ben size.
İki: Benim
milletvekilliği yasama hakkımı elimden aldınız. Bu
yasa gelirken, bu Meclisin tüm milletvekillerinin, çoğu milletvekilinin,
kendi bölgesinde, il, ilçe ve belde olacak kanun teklifleri vardı. Bu
yasayla hiçbirini birleştirmediniz. Milletvekilinin milletvekili
sıfatını elinden aldınız. Buna hakkınız yok
arkadaşlar. Burada her milletvekili yasama görevi yaparken verdiği
kanun teklifinin
Kabul edersiniz, etmezsiniz, ama benim verdiğim kanun
teklifini bu yasa görüşülürken birleştirmek ve birlikte görüşmek
zorunluluğunuz vardı. Milletvekilliği yasama görevini elinden
aldınız. Bu ne hakka uygun ne hukuka uygun.
İkincisi, böyle bir
olayda, böyle bir şey görüşülürken ben önerge verip benim bölgemle
ilgili belki ben de bu yasa uyarınca belli beldelerimde, belli ilçelerimde
belki bir önerge verip belki orada da idari bir yapılanmaya gitmek
istiyordum. Bunu da elimden aldınız. Önergeleri
kısıtladınız. Milletvekillerinin önerge vermesini elinden
aldınız.
RECEP KORAL (İstanbul)
Verenler kim?
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Beyefendi, yedi önerge verdiniz. Belki 1inci madde
görüşülürken
Önergeler 1inci maddededir. Çünkü her ilin kendine göre
1inci maddededir. 1inci maddede ve 2nci maddede yedi önergeyle
kısıtladınız, her partiye iki önerge verdiniz. Ben
milletvekili olarak belki on beş önerge verecektim, on beş tane
ayrı beldemde belki benim de ilçe isteme hakkım vardı. Benim de
idari yapı değişikliği isteme hakkım yok mu beyefendi?
RECEP KORAL (İstanbul)
Hepsini bir yere yazsaydınız.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Niye yazacağım? Ben sizin gibi hepsini bir
yere postalamam. Ben her yerimin özelliğini söyleyerek, sizden belki o
bölgemin
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Aslanoğlu, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Devamla) Toparlıyorum efendim.
Yani, uzaktan size davul
çalmak çok hoş geliyor. Siz gitsenize Anadoluya. Özellikle bu
İçişleri Bakanının bir tek aşkı var:
Büyükşehirler. Arkadaşlar, çoğu illerdeki milletvekilleri,
sesleniyorum: İçişleri Bakanlığı ve Maliye
Bakanlığı küçük şehir belediyelerinin hakkını
yiyor. Bak, bunu size bağırıyorum. Hep büyükşehir,
büyükşehir! Ve öbür vilayetlerin hakkı yeniyor arkadaşlar. Bu
Belediye Gelirleri Yasasıyla, büyükşehir olmayan vilayetlerin
Gine
söylüyorum, örnek veriyorum: Büyükşehir olan Samsun -olsunlar-
Adapazarı, Erzurum
Bakın büyükşehir nüfusuna,
Şanlıurfanın, Denizlinin
Şanlıurfa 650 bin
kişiye bakıyor, aldığı paraya bakın. Şanlıurfanın
hakkını, Denizlinin hakkını, Malatyanın
hakkını niye yiyorsunuz arkadaşlar? Siz, eğer, Erzuruma,
Samsuna, Adapazarına veriyorsanız bu parayı, bana da vermek
zorundasınız arkadaşlar. Ben size bunu anlatamıyorum.
Hakkımızı yemeyin.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Aslanoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 2nci Maddesinin 1inci
fıkrasının İlk genel mahalli idareler seçimine kadar
ibaresinin 2014 mahalli idareler seçimine kadar şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Çalış, siz mi konuşacaksınız?
HASAN ÇALIŞ (Karaman)
Evet efendim.
BAŞKAN Buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
HASAN ÇALIŞ (Karaman)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte
olduğumuz tasarının geçici 2nci maddesinin birinci
fıkrası üzerine verdiğimiz önerge nedeniyle söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
TÜİK tarafından yapılan adrese dayalı nüfus tespitinden
sonra 906 belediyenin nüfusunun 2 binin altında olduğu, bunlardan
sadece 43ünün yakınındaki köylerle birleşerek 2 binin üzerine
çıkarabilmesi, bu nedenle çıkardığımız yasayla da
963 belde belediyesinin kapatılması, beldelerin hazırlıksız
yakalandığını göstermektedir. Nitekim, TÜİKin nüfus
sonuçlarını açıklamasıyla bu yasanın Meclise
gelmesinin ve görüşülmesinin arasında da çok önemli bir zaman yoktur.
Bu durum, beldelerde yaşayan vatandaşlarımızın
moralini bozmuş, ümitsizliğe terk etmiş, onları neredeyse
devletine küstürmüştür. Bu belediyeler kurulurken değişik
şartları yerine getirmişken, kapanırken orada yaşayan
insanlarımızın ne düşündüğüne, ne dediğine
bakılmadan bir oldubittiyle karşı karşıya
kalmışlardır. Âdeta kazanılmış haklarına el
koyulmuştur.
Son genel seçimler öncesinde
belediyelerde geçici personel statüsünde çalışan 148 bin kişiye
kadro verilerek seçim öncesi âdeta sevindirilmiştir. O gün sevinç
çığlığı atan bu personel, bugün belediyeleri
kapanınca yarın ne olacağım diye kara kara
düşünmektedir; moral bozukluğu içerisinde seçim öncesi niye istismar
edildiğini sormaktadır. Nüfusu 2 binin altına düşen
ilçelerde ise, bu kanun tasarısında kurtardık, ama bizim
ilçeliğimizi ve belediyeliğimizi ne zaman alacaklar korkusu
başlamıştır. Bizleri arayan, bu şekildeki ilçelerden
ve kapatılmakla karşı karşıya kalmış olan
beldelerimizde yaşayan hemşehrilerimiz diyorlar ki: Bizim
adımıza, Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünde konuşan AKP
temsilcilerini tebrik ediverin. Köy olmanın faziletlerini öyle güzel
anlatıyorlar ki, bizler bu anlattıkları köylerde, beldelerde
yaşayan insanlar olmasak kalkıp bizim de o köylere gidesimiz geliyor.
Anlattıkları bu cennet köyler neredeyse öğreniver de biz de
taşınalım. diyorlar. Belde belediyelerinde yaşayanlar ile
belde çevresindeki köy ve mezralarda yaşayan binlerce nüfus, ilkbahardan
itibaren büyük şehirlerden gelen binlerce tatilcinin günlük
ihtiyaçlarına cevap vermesi, köy yaşamından kent
yaşamına geçişin ilk adımı ve sosyal gelişmenin
sağlanması yönlerinden önemli görevler yapmaktadır. Buralarda
şehirlere göçün durdurulmasında, tarım, hayvancılık,
yayla turizmi gibi pek çok ekonomik ve kültürel konularda önemli hizmetler
verilmektedir. Belde belediyelerimiz devletten aldıkları
katkılarla yirmi dört saat aralıksız hizmet verirken,
devlet-vatandaş iş birliğiyle de önemli hizmetler
vermektedirler.
Seçim bölgem olan Karamanda
da 10 beldemizden 5i kapanmaktadır. Yeşildere beldemiz elli
altı yıldır, Yollarbaşı elli üç yıldır,
Kılbasan ve Taşkale beldelerimiz kırk bir yıldır, Kisecik
beldemiz ise on yedi yıldır belediyedir. Buralarda ciddi bir belde
kültürü oluşmuştur. Beldeler civar köylere de önemli hizmetler
vermektedir. Bu verdikleri hizmetlerin yanında, vatandaş-devlet
iş birliğiyle de çok önemli hizmetler vermektedirler.
Ayrıca, Karamanda,
gerçekten, yurt dışında çalışan 80 binin üzerinde
insanımız vardır. Bunların önemli bir kısmı,
senenin önemli bir kısmını bu beldelerde geçirmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Çalış, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
HASAN ÇALIŞ (Devamla)
Bu durum göz önüne alındığı zaman, bu beldelerimizde
yaşayan gerçek nüfusun 2 binin üzerinde olduğu görülecektir. Çünkü bu
Avrupada çalışanlarımızın özellikle emekli
olanları, yaz içerisinde gelmek üzere yedi sekiz ay bu beldelerde
yaşamaktadırlar.
Burada yaşayan
hemşehrilerimizin yüce Meclisimizden beklentisi şudur: Bu durumun
yeniden gözden geçirilmesini, civar köylerle ve yakın beldelerle
birleşebilmeleri için kendilerine makul bir süre verilmesini
beklemektedirler. Bunların belediyelerine vurulacak kilit, aynı
zamanda bu insanlarımızın devletine olan güvenine de
vurulmuş bir kilit olacaktır değerli arkadaşlarım.
Bundan dolayı, önergemize desteğinizi bekliyoruz.
Yüce heyetinizi
saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın
Çalış.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
kabul edilen iki önerge doğrultusunda geçici madde 2yi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime on dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.18
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.33
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Yaşar TÜZÜN
(Bilecik)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 74üncü Birleşiminin
Beşinci Oturumunu açıyorum.
117 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Geçici 3üncü maddeyi
okutuyorum:
GEÇİCİ MADDE 3- (1)
Bu Kanunla kurulan ilçelerin ihtiyacını karşılamak üzere
ekli (45) sayılı listede yer alan çeşitli kurum ve
kuruluşlara ait kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye bağlı cetvellerin
ilgili bölümlerine eklenmiştir.
(2) Bu kadrolara
yapılacak atama işlemleri, Merkezi Yönetim Bütçe Kanunundaki
sınırlamalara tabi olmaksızın bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren 60 gün içinde tamamlanır.
(3) Teşkilatlanma
tamamlanıncaya kadar yeni kurulan ilçelerde merkezi idarelere ait her
türlü iş ve işlemler ile idari ve adli davalar ve bunlara
ilişkin bütün iş ve işlemler mevcut bağlılık
durumuna göre yürütülür.
(4) Yeni kurulan ilçelerde
ilçe idare kurulları teşekkül edinceye kadar bu yerlerdeki
işlemlerle ilgili olarak, eskiden bağlı oldukları il ve
ilçelerin idare kurulları görevli ve yetkilidir.
(5) Bir defaya mahsus olmak
üzere 237 sayılı Taşıt Kanununun 10 uncu maddesinin birinci
fıkrasının uygulanmaması kaydıyla, bu Kanunla
kurulacak ilçe kaymakamlıkları için 2008 Yılı Merkezi Yönetim
Bütçe Kanununa bağlı (T) işaretli cetvelin (T-2)
sırasından 43 adet binek otomobil alınır.
BAŞKAN Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Oksal,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Çanakkale Milletvekili Kemal
Cengiz, Demokratik Toplum Partisi Grubu adına Şırnak
Milletvekili Hasip Kaplan; şahısları adına, Sivas
Milletvekili Selami Uzun ve Kocaeli Milletvekili Cumali Durmuşun söz
talepleri vardır.
İlk söz, Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Ali Oksala aittir.
Sayın Oksal, buyurun.
CHP GRUBU ADINA ALİ
OKSAL (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3üncü maddesi üzerine
söz almış bulunmaktayım. Yüce Meclisin üyelerini saygıyla
selamlarken, kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar
Gününü en içten duygularımla kutluyorum.
Değerli arkadaşlar,
belediye teşkilatları, halkın demokrasiyle
tanışmaları, demokratik düzene katkı sağlamaları
ve yerinde hizmet alabilmesi noktasında son derece önemli hizmet
birimleridir. Getirilen tasarıyla, kırsal alanda küçük belediyeler
bakımından yapılan idari değişiklik, aynı
zamanda, büyükşehir olan yerler bakımından da yapılmaktadır.
Ülkemizde 16 büyükşehir belediyesi olup bu kapsamda 100 ilçe ve 283 ilk
kademe belediyesi bulunmaktadır. Bu tasarıyla, 283 ilk kademe
belediyesinden 237sinin tüzel kişiliği sona ermekte ve mahalleye
dönüştürülmekte, diğer 37si ise ilçe olmakta, 8i de tüzel
kişiliğini koruyarak büyükşehir belediye
sınırları dışına çıkarılmakta ve 1
tanesi de köye dönüştürülmektedir.
Yeni düzenlemeyle, yeterli
büyüklüğe sahip ilk kademe belediyeleri ilçe belediyesine
dönüştürülmekte, diğer ilk kademe belediyeleri ise kendine en
yakın ilçe belediyesiyle birleştirilmektedir. Bu tasarıyla, ilk
kademe belediyelerinin tümünün tüzel kişiliği sona erdirilmektedir.
Daha önceden, bir kısmı belde belediyesi iken, 2004 yılında
çıkardığınız pergel yasasıyla iki yüz seksen üç
adet ilk kademe belediyesi oluşturdunuz, şimdi de tüm ilk kademe
belediyelerini kapatıyorsunuz. Hani bu yerel yönetim reformuydu?
Bu tasarı yürürlüğe
girdiğinde, 1.112 belediye başkanı, belki bir dönem, belki iki,
üç, hatta dört dönemdir onurla, gururla yakasında
taşıdığı belediye başkanı rozetini
çıkarmak zorunda kalacaktır. En küçük ölçekli belediyenin 9 adet
belediye meclis üyesi olduğu varsayımı ile en az 10.098
seçilmiş belediye meclis üyesinin de belediye meclis üyeliği sona
erecektir. Bu kanunla kurulması öngörülen 43 ilçenin ihtiyacını
karşılamak üzere, ekli 45 sayılı listede yer alan kamu
kurum ve kuruluşlarına ait kadrolar ihdas edilmekte ve 190
sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye
bağlı cetvellerin ilgili bölümlerine eklendiği
belirtilmiştir. Şöyle ki: İçişleri
Bakanlığına 688 kadro, Maliye Bakanlığına 387
kadro, Millî Eğitim Bakanlığına 473 kadro, Sağlık
Bakanlığına 774 kadro, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne
215 kadro, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne 129 kadro, Diyanet
İşleri Başkanlığına 215 kadro, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığına 301 olmak üzere, toplamda 3.182
kadronun ihdası uygun görülmüştür.
Tasarının geçici
3üncü maddesinin ikinci bendinde, bu kadrolara yapılacak atama
işlemlerinin, Merkezî Yönetim Bütçe Kanunundaki sınırlamalara
tabi olmaksızın bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren altmış gün içinde tamamlanacağı hükme
bağlanmıştır. Tasarıya ekli 45 sayılı
listede, incelendiğinde görülecektir ki, yeni kurulması öngörülen
ilçelerin coğrafi durumları, nüfusları, toprak büyüklükleri, yüz
ölçümü, tarihî gelenekleri, turizm, sanayi, ticaret ve kültürel özellikleri
dikkate alınmadan kadro sayıları belirtilmiştir. Yeni
kurulacak 43 ilçenin de aynı büyüklükte ve aynı ölçekte olduğu
varsayılmıştır yani kurulacak ilçe örgütlerinin iç analizi
yapılmadan kadro sayıları belirlenmiştir. Olması
gereken bazı kadro unvanları ise ekli 45 sayılı listede yer
almamıştır. Örneğin, İçişleri Bakanlığı
taşra teşkilatı için ihdası uygun görülen kadrolar
arasında 43 adet ilçe emniyet müdürü kadrosu öngörülmüş olmasına
rağmen, ilçe emniyet müdürlüğünün altında yer alması
gereken emniyet amiri, başkomiser, komiser yardımcısı ve
polis memuru kadrolarına yer verilmemiştir.
Yine, Sağlık
Bakanlığı taşra teşkilatı kadro listesinde, yeni
kurulacak kırk üç ilçe için çevre sağlığı teknisyeni
kadrolarına da yer verilmemiştir. Bu ilçelerde çevre sağlık
hizmetlerinin kontrol ve denetim görevi kimler tarafından yürütülecektir?
Millî Eğitim
Bakanlığı taşra teşkilatı için ihdası
öngörülen kadrolar arasında, her ilçe millî eğitim müdürlüğünde
1 adet şef, 2 adet memur ihdası uygun görülmüştür. Yani her
ilçede millî eğitim müdürlüğünde 3 adet memur
çalıştırılması hâlinde 200-250 bin nüfuslu
büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki ilçelerde görevde
bulunan binlerce eğitimcinin, eğitim emekçisinin kıdem, terfi,
sicil, özlük, görevlendirme, ek ders ücreti, intibak ve yer
değiştirmesine ilişkin işlemleri her ilçede sadece üç
personel ile mi yapmak mümkün olacaktır?
Ayrıca, Tarım
Bakanlığı taşra teşkilatı kadroları
arasında veteriner, sağlık teknisyeni ve ziraat teknisyeni
kadrolarına da yer verilmemiştir. Acaba adını verdiğim
bu kadroları tasarıya koymamakla toplam maliyet tutarını
düşük gösterme hesabı mı yapıldı diye
düşünüyorum.
Hazır, personel kadrosuna
değinmişken, madem nüfusu 2 binin altındaki sekiz yüz
altmış üç belediyeyle, iki yüz seksen üç ilk kademe belediyesini
kapatacaktınız da, bu belediyeler için 2006 yılında Norm
Kadro Yönetmeliğini neden çıkardınız? Kadroları
darmadağın ederek personel durumunu, teşkilat
yapısını bozdunuz. Belediyeler için önce norm kadro ilke,
standart ve esaslarını belirlediniz -ama Danıştay bu
yürütmeyi durdurdu- ondan sonra da yeni bir düzenleme yaptınız. Şimdi,
kapatılacak belediyeler için onun da bir önemi kalmadı.
Ayrıca geçici maddenin
(3)üncü bendinde Teşkilatlanma tamamlanıncaya kadar yeni kurulan
ilçelerde merkezi idarelere ait her türlü iş ve işlemler ile idari ve
adli davalar ve bunlara ilişkin bütün iş ve işlemler mevcut
bağlılık durumuna göre yürütülür. denilmekte. (4)üncü bendinde
ise Yeni kurulan ilçelerde ilçe idare kurulları teşekkül edinceye
kadar bu yerlerdeki işlemlerle ilgili olarak, eskiden bağlı
oldukları il ve ilçelerin idari kurulları görev ve yetkilidir.
denilmektedir. Zaten, tasarının bu bentleri de çok açıktır.
Tasarının (5)inci
bendinde ise Bir defaya mahsus olmak üzere 237 sayılı
Taşıt Kanununun 10uncu maddesinin birinci fıkrasının
uygulanmaması kaydıyla, bu kanunla kurulacak ilçe kaymakamlıkları
için 5724 sayılı 2008 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanununa
bağlı (T) işaretli cetvelin (T-2) sırasından kırk
üç adet binek otomobil alınacağı belirtilmiştir. Bu
düzenlemeyle, 2008 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanununun 9uncu
maddesi ile 237 sayılı Taşıt Kanununun 10uncu maddesi
hükümleri bertaraf edilerek yeni bir düzenleme yapılmıştır.
Yeni kurulacak ilçelerde
alınacak binek otomobilin değeri 27.500 YTL olarak
belirtilmiştir. Kırk üç aracı 27.500 YTLden satın
aldığınızda bütçeye 1 milyon 182 bin 500 YTL yük
getirecektir. Ayrıca, yeni kurulan ilçelerde kaymakamlıkların
dışında kalan ve merkezî idarenin ilçe
teşkilatlarının da araç ihtiyacı ortaya
çıkacaktır.
Değerli milletvekilleri,
yerel tüzel kişilikler yerel halka rağmen ve masa başı
kararlarla kaldırılamaz, tenzili rütbeye uğratılamaz,
merkez ve sınırlar değiştirilemez. Hazırlanan yasa
tasarısı bu en temel ilkeyi ihlal etmektedir. Yasa
tasarısı, tepeden inme, gizlilik içinde, yerel halka rağmen,
kısaca, antidemokratik bir usulle hazırlanmıştır.
Yani, tepeden inmecilik revaçta, halka danışma rafta.
Yerel tüzel kişiliklere
ilişkin hükûmet tasarrufları,
kamu yararı gözetilerek ve yerel halkla birlikte, açıklık
ilkesine uygun bir biçimde yapılmalıdır. Aksi hâlde, yapılan
iş, siyasal iktidar partisinin kendi çıkarları için
yaptığı iş olarak görülür. Böyle bir nitelik de
tasarıyı gayrimeşru kılar. Hükûmet bu tasarıyı
derhâl durdurmalı, yerel tüzel kişilik sistemini ülkemizin gerçek
ihtiyaçlarına ve yerel halkın doğrudan kararına dayalı
olarak yeni baştan düzenlemelidir diyorum.
Sözlerime son verirken, iki
gün evvel yaptığımız uygulamada Akdeniz Belediyesine
bağlı Arpaçsakarlar ve Yalınayak beldelerinin de, köylerinin de
Toroslara bağlanmasından dolayı yüce Meclise
saygılarımı iletiyorum, teşekkür ediyorum
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
ALİ OKSAL (Devamla)
ancak, bununla beraber Mersinde dört ilçe kuruldu: Yenişehir, Akdeniz,
Toroslar ve Mezitli. Fakat bunun yanı sıra Huzurkentin de ilçe
yapılması gerekiyordu. Sadece Huzurkentin nüfusu 15 bin. Civarındaki
dokuz belde belediye başkanlıklarıyla veya yedi belediye
başkanlığıyla birleştirildiğinde nüfusu 50-55 bin
civarına yükselmekte. Bu nedenle Huzurkentin de ilçe olması
gerekiyordu ama yapılamadı. İnşallah bu yanlıştan
dönülür diyorum, yüce Meclisin üyelerini saygıyla selamlıyorum.
Teşekkürler ediyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Oksal.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz.
Buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MUSTAFA KEMAL
CENGİZ (Çanakkale) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
117 sıra sayılı Yasa Tasarısının geçici 3üncü
maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunuyorum. Grubum ve şahsım adına yüce heyetinize ve bizleri
buğulu gözlerle izleyen belediye başkanlarıma ve yüce Türk
milletine saygılarımı sunuyorum.
Eski bir belediye
başkanı olarak bugün gelinen nokta itibarıyla bir belediye
başkanı olarak konuşmak istiyorum ve geldiğimiz noktada
artık sözün bittiğine inanıyorum. Artık, söz
bitmiştir. Üç gün boyunca burada muhalefetin bütün
açıklamalarına, bütün haklı gerekçelerine ve bütün
ısrarlı mücadelelerine
karşı Meclisin duvarları çatladı, iktidarın 340
başından bir kıl düşmedi. Dolayısıyla, artık
bu saatten sonra bu Meclisi ikna etmek, bu Meclise bir şeyler söylemek,
efendim, şu artımız var, bu eksimiz var demek bir çare
değil. Artık, filmin sonu gelmiş ve filmin sonunda artık
Son yazmaktadır.
İşte bu duygu ve
düşüncelerle, gerçekten, bugün şehirleşmiş, şehir
kültürünü kazanmış ve bu noktada da ciddi çalışmalar
yapmış bütün belediye başkanlarıma, ben, geçmiş olsun
diyorum ve bir tane de resim göstermek istiyorum.
Bakın, bu resim, Yenice
ilçesinin AKPli bir belediye başkanımızın yönettiği
belediyesinin modern bir görüntüsü ve bu kent kültürü işte buradan -ne
yapıyor?- yok oluyor ve köye dönüşüyor. Bakın resmi
ASIM AYKAN (Trabzon) Yok
olmaz, korkma!
MUSTAFA KEMAL CENGİZ
(Devamla) Dolayısıyla, belediye başkanı olduğum
için, bakın, ben, bir şey daha söyleyeyim size: Bayındırlık
Bakanına sorun, son beş yılda, Bayındırlık
Bakanlığından köyden kaç kişi ruhsat almış? Sorun
Bayındırlık Bakanına, beş yılda köyden kaç
kişi ruhsat almış? İşte, köye doğru çarpık
yapılaşma, çarpık bir gelişmeyi ve sosyal etkinlikleri,
şenlikleri terk eden ve köye doğru giden bir şey var.
Dolayısıyla, ben, artık Meclise bir şey kanıtlamak
gibi bir şey iddiasında değilim.
Buradan bizi izleyen belediye
başkanlarıma şu dakikadan itibaren hitap etmek istiyorum: Yüce
Türk milleti ve muhterem belediye başkanlarım, halkın
hizmetkârı yüce başkanlar; sizler, yüce halkımızın hür
iradesiyle seçilmiş şehreminlersiniz. Siz, yerelde bir lidersiniz.
Baş olduğunuzu, halkınızın lideri olduğunuzu
unutmayın. Silin gözyaşlarınızı, dindirin gönül
rüzgârlarınızı, silkinin, titreyin ve kendinize dönün.
Ağlamak sızlamak, yalvarmak zamanı değil artık. Sözün
bittiği noktadayız. Bugünden itibaren bin civarındaki belediye
başkanı, 10 bin civarındaki meclis üyesi, 5 milyon taraftarınızla,
bir kişilik demokrasi filmini izlemeyin, çünkü filmin sonu geldi, sonunda
da Son yazdı. Artık size 5 milyon taraftarınızla, 70
milyonun izleyeceği Başkanların Şahlanışı
filmini yazmak ve oynamak düşmüştür. Bu filmi oynadığınız
sürece, insan eliyle yazılan kaderinize dur diyemedikçe bu vebali, bu
ahı, bu ıstırabı, nefsi cisminizde son ana kadar çekmeye
mahkûm olacaksınız. Artık söz bitmiş, tükenmiş;
artık susmak zamanı değil, harekete geçmek zamanıdır.
Ya akıbeti kabul etmek, korkakça yok olmayı beklemek ya da
hayatınızın son şahlanışını Türk siyasi
tarihine altın harfle yazdıracak bir hareketin içine gireceksiniz.
İşte, bütün bunları yapabilmenin gücünü de, muhtaç
olduğunuz kudreti de damarlarınızdaki asil kanda
bulacaksınız.
Değerli milletvekilleri,
değerli vekil arkadaşlarım; burada bir belediye
başkanının, bin civarındaki belediye
başkanının duygularını dile getiriyorum. Eğer siz
de belediye başkanı olsaydınız, bugün farklı
duygularda olurdunuz. Yoksa hiçbir kriterle, sadece nüfus kriteriyle gelip de
burada laf atmanın edebi dışındaki hareketinizi o belediye
başkanlarımız da izliyor. Dolayısıyla, bugün mülki
idare taksimatındaki yerimiz, efendim, nüfus kriteri yanında ilçe ve
il merkezlerine uzaklığı; efendim, sosyal aktiviteler,
bölgesindeki coğrafi konum ve bölgesindeki köyler açısından
bakıldığında başka hiç mi kriter yoktu? Hiç mi bir
kıstas bulamazdık? İşte, bunlar yok edilmiş, bir
kritere bağlı kalınmış.
Dolayısıyla, ben,
artık bir şey söylemek istemiyorum. Sizleri de ikna etmeye
çalışmıyorum. Ama belediye başkanlarımıza ben
buradan gerekli mesajı verdim. Ünlü bir belediye
başkanımızın da son mısralarıyla yüce heyetinize
veda etmek istiyorum:
Güya boşalmış
beldelerin kasası,
AKPyi tutmuş bunun
tasası,
Akşamdan sabaha
çıkmış yasası,
Unutmayın bir gün
kafanızda patlar,
Gönlü buruk başkanların
asası.
Saygılarımla. (MHP
ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Demokratik Toplum Partisi
adına Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, buyurun. (DTP
sıralarından alkışlar)
DTP GRUBU ADINA HASİP
KAPLAN (Şırnak) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bizler de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle,
alanlarda, salonlarda, Mecliste, koridorda, evde, her yerde eşitlik,
özgürlük mücadelesi veren bütün kadınlarımızın gününü
kutluyoruz ve inanıyoruz, umuyoruz ki bir daha ki dönemde Mecliste yüzde
35 kadın kotasıyla bunu güçlendirme şansını
yakalarız.
Doğrusu, bugün, bu
yasayla ilgili dünden bugüne gelen telefonlara baktığımda, kendi
kendime bunun mantığını anlamaya çalışmak
istiyorum. Yani neden belediyeler kapanıyor, neden yeni ilçeler ihdas
ediliyor; yani bunun mantığı nedir diye. Bunun bir tek nüfus
sayımına bağlanan bir yanı var. Deniliyor ki: 2 binin
altına düşen yerlerde bu sayım nedeniyle sekiz yüz küsur
belediyeyi feshediyoruz. Arkasından deniliyor ki: Zaten ekonomik olarak
kendilerini finanse edemiyorlardı. Bunları belediyelikten
düşürüp köy yaptığımız zaman bunlar artık daha
iyi yönetilecekler. Böyle bir mantığı anlamakta zorluk
çekiyoruz. TÜİK sayısal rakamlarının gerçekçi
olmadığı yönünde veriler var ve burada bazı
arkadaşlarımız izah etti. 10 seçmen, 2 seçmen, 20 seçmeni az
diye, 2 binin altına düştü diye bazı belediyelerin
feshedildiği söyleniyor.
Şimdi, bir tarama
yaptım. TÜİKin son kitapçığı
dağıtıldı bize. Merak ediyorum ve soruyorum, bunun da
cevabını alma hakkım var diye düşünüyorum. Peki -ismini
vermek istemiyorum, ısrarla söylüyorum- merkez sayım sonucu 819, bir
ilçemiz. Bunun belediyesini neden kapatmadınız? Gerek
duymadınız. Sayıyorum: Bir başka ilimizin ilçesi, merkez
nüfus sayımı 811. Bir daha sayıyorum: Bir başka bölgemizde
sayım 1.637. Bir daha sayıyorum: Bir başka bölgemizde
sayım, merkez nüfusu 1.451. Yine, bir başka bölgemizden -her bir
bölgeden aldım- sayım 1.707, bir başka bölgeden 1.580; 1.612.
Bunlar TÜİKin elimize dağıtılan
Niye bunlar kapatılmıyor
da, diğer 2 bin nüfusun altına düşen belediyelerin günahı
nedir? Bunun -bir kere- izahını almak hakkımız diye
düşünüyoruz.
Hani ben olayın
farklı boyutlara ulaşacağını tahmin ediyorum ve o
açıdan da bir iki şey söylemek istiyorum doğrusu. Hani, biz
Yerel yönetimler demokrasinin beşiğidir. diyoruz. Bu nasıl bir
mantıktır ki, iktidar partisi hiçbir araştırma yapmadan,
üniversiteleri devreye koymadan, sivil toplumu devreye koymadan, yerel
halkın fikrini almadan, sormadan, Meclisteki, yüzde 87 temsiliyetle
övündüğümüz yüce Meclisin muhalefet gruplarının görüşünü
almadan niye böyle bir aceleciliğin içine girmiştir, doğrusu
anlamakta zorluk çekiyoruz. Yani o kadar güzel ilçelerimiz, beldelerimiz var ki
bunlar tarihle, cumhuriyetle anılır yerlerdir. Turistik yerler
vardır: Kırkpınar, Edirnede
Kapatabilirsiniz. Turunçu
Muğlada veya Milasa bağlı Bafa veya buna benzer, Karadenizde,
Antalyada birçok turistik yeri kapattığınız zaman, o
turistik yerlerdeki nüfusun kışın 2 binin altına veya 2 bin
civarına düşüp yazın 100 bini aştığı
gerçeğini de görmemezlikten gelerek böyle bir yaklaşımla sekiz
yüz almış küsur belediyemizi bugün, iki üç saat sonra kapatıp,
biz, demokrasi adına, yerel yönetimleri güçlendirme adına gerçekten
ihtilaflı bir Türkiye'nin adımını
attığımızın farkında mıyız? Bunu
özellikle söylüyorum.
Vatandaşıyla
kavgalı bir devlet anlayışının oturmakta
olduğunun farkında mısınız?
Vatandaşlarımızı, hakkını aramayacak kadar suskun
ve biat etmiş padişahlık döneminin tebaası mı
zannediyoruz? Eşit ve özgür yurttaş bilincini kavramış olan
yurttaşlarımız, kapattığınız sekiz yüz küsur
belediyenin hem başkan ve meclis üyeleri ve hem o ilçenin ve beldenin
sakinleri, kapattığınız beldelerin dışında,
iradesi dışında ilçelere bağladığınız
yerlerin insanları yarın bu yasanın arkasından mahkeme
kapılarına dayanıp tespit davalarıyla başlarsa önce,
nüfus sayımından 2 binin üstünde olduğunu ispatlarsa ne
yapacaksınız? Arkasından yeni ilçe sakinleri idari yargıya
ve yine muhalefetin Anayasa Mahkemesine gitmesi durumunda ne olacak? Yine
başka bir noktadan ifade etmek istiyorum ki Avrupa Yerel Yönetimler
Özerklik Şartını kabul etmiş, 1992de Bakanlar Kurulu
kararıyla onaylamış olan Türkiye'nin, burada, bu
şartların Türkiye Anayasasının 90ıncı maddesi
uyarınca iç hukuk hükmü olduğunu bilmiyor mu? O zaman, harbîyen bu
siyasi kararın arkasında duracaksa iktidar partisi, bunun da bugün
teminatının burada verilmesini isteme hakkımız var.
Yarın, sekiz yüz küsur belde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine
başvurduğu zaman ve o davaları kazandığı zaman, o
davaların tazminatlarını vatandaş cebinden vergi olarak
mı ödeyecek, iktidar partisi mi yükümlenecek? Elbette ki isteğimiz,
bilinçli yurttaşın bunu sorumlularına rücu etmesidir; hem
siyaseten rücu etmesidir sandıkta hem mahkemede rücu etmesidir hem
kuruş kuruş ödediği verginin hazinede nasıl
harcandığının hesabını sorabilme
yurttaşlık bilincine erişmişliğidir.
Evet, çok açık
söylüyorum: Avrupa Yerel Yönetimler Şartı çok açıktır.
1921de Türkiye'nin ilk Anayasasında, coğrafi ve iktisadi
ilişkiler bakımından vilayet, kaza ve nahiyelere bölünme,
vilayet ve nahiyelerde halk idaresinin kabulü cumhuriyetin kuruluş
felsefesidir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin, giderek yerel
yönetimlerin demokrasisinin gelişmesiyle, yerel yönetimlerin
güçlenmesiyle, yerel yönetimlerdeki bilincin gelişmesiyle, halkın
yönetime katılımının güçlenmesiyle ülkemizin demokrasisinin
gelişebileceği bir noktada, ellerinizde kocaman makaslarla
hayatın damarlarını, atar damarlarını kesiyorsunuz.
Beldeleri kılcal damar olarak görmüyoruz artık, hayatın,
demokrasinin nefes borularını kesiyoruz. Yarın
uyandığı zaman sekiz yüz küsur beldemizin mensupları, köy
olduk diye, mahalle olduk diye iftihar etmeyeceklerdir. Aksine, onları
korumak, onları geliştirmek, onları güçlendirmek, bir o kadar
daha da beldeyle yerel yönetimleri güçlendirmek, inanın Türkiye
demokrasisine müthiş katkılar sunacaktır. Biz biliyoruz, evet,
yerel yönetimler söz konusu olduğunda çok alışık olunan
Yine aynı söze geleceğim Yerel yönetimler demokrasinin
beşiğidir. Doğrusu bunun cevabı evet olsaydı, belki
de hiç kimse heveslenmeyecekti. Bugünkü durum, bütün sorunlar
Merkezî yönetim
ile yerel bürokrasi, üniversiteler, özel sektör, hatta bir ölçüde
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Kaplan, konuşmanızı tamamlayınız.
HASİP KAPLAN (Devamla)
Bağlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
HASİP KAPLAN (Devamla) -
STKlar yerel sorunlar üzerinde söz sahibi olsa da hemşehriler, halk,
temsil edilenler yerel siyasal süreçlerden dışlanmış durumdadır.
Bugün, yüce Meclis, 21inci yüzyılda bu dışlanmanın karar
ve tarihî sorumluluğunu elbette ki verenlere yükleyecektir. Elbette ki bu
karara imza atanlar, çok değil bir yıl sonra, sandıkta bunun
cevabını alacaklardır. Eğer yüzde 47nin altına
düşerseniz o gün burada bunu hatırlatma gibi bir görevimiz elbette
olacaktır. Hiç kimse yaptığı hataların,
yaptığı siyasi yanlışların hesabını
vermeden bu ülkede, gidememiştir. Halk sandıkla getirebilmiştir,
götürebilmiştir.
Bu açıdan, bu konuda
gerçekten hazırlıksız yapılan çalışmanın
ileride büyük karmaşaya yol açacağını düşünüyor,
vatandaşıyla kavgalı bir devlet olmaktan kurtulmak
dileğiyle teşekkür ediyorum. (DTP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
AK Parti Grubu adına,
Manisa Milletvekili Sayın Hüseyin Tanrıverdi.
Buyurun Sayın
Tanrıverdi. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; görüşmekte olduğumuz
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3üncü maddesi üzerinde
grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Burada, bu geçici maddede,
yeni kurulacak ilçelere ilişkin olarak kamu birimlerinin personel
ihtiyaçlarının giderilmesi sağlanmaktadır. Ekli cetvele
baktığımız zaman, (45) sayılı listeye
baktığımız zaman İçişleri
Bakanlığımızın, Maliye
Bakanlığımızın, Millî Eğitim
Bakanlığımızın, Sağlık
Bakanlığımızın, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğümüzün,
Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüzün, Diyanet İşleri
Başkanlığımızın, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığımızın taşra teşkilatları
oluşturulmaktadır. Bu oluşumda 3.182 personel görev
alacaktır. Bu, aynı zamanda istihdam sağlayan önemli bir
konudur. İstihdamın yanı sıra bu madde,
halkımızın yerinde hizmeti alabilmesini sağlayacak verimli
bir düzenlemeyi getirmektedir. Dolayısıyla, burada bu konu üzerinde,
doğrusu halkımıza böylesi hizmet götürülürken
halkımızın bu hizmetlerden mahrum kalacağı yönündeki
veya yerel siyasetten uzaklaştırıldığı yönündeki
açıklamalara bir anlam veremediğimi, veremediğimizi ifade etmek
isterim.
Burada, tabii ki anlam
veremediğimiz çok değişik konular da konuşuluyor. Özellikle
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartındaki 5inci maddeye
takılarak çok değişik şekilde yorumlar yapılmaya
çalışılıyor. Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik
Şartını Türkiye kabul etmiştir, doğrudur. Ancak
5inci maddeye baktığınız zaman değerli
dostlarım, 5inci madde
mevzuatın elverdiği durumlarda ve
mümkünse
diye başlıyor. Dolayısıyla, 5inci maddedeki bu
hüküm
Bizim mevzuatımız kapsamında varsa bu hüküm
bağlayıcıdır, bizim mevzuatımızda
bağlayıcı bir hüküm yoksa elbette bu hüküm bizi
bağlayıcı değildir.
M. NURİ YAMAN (Muş)
Mevzuatta Danıştayın görüşü var.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) - Dolayısıyla, bu konuda sıkça söz edilen
Danıştay baypas ediliyor
Bu, Danıştayın baypas
edilmesi anlamında değil, Danıştayın yükünü
ağırlaştırmamak ve bir an önce bu düzenlemenin
gerçekleşmesi yönündedir. Çünkü sekiz yüz altmış üç belediyenin
tüzel kişiliklerinin sona erdirilmesi prosedürünün ve uygulamanın
Danıştay üzerinde ne kadar yorucu olacağı
düşünülmekte, dolayısıyla bu çerçevede bir düzenleme
yapılmaktadır.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Danıştayı düşünmek sana düşmez.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Şimdi yangından mal kaçırıyorcasına gibi
ifadeler doğrusu hoş değildir. Haberimiz yok, yeterince
tartışılmıyor ifadelerinin doğru olmadığını
bir defa daha ifade etmek isterim.
Bu konuda 1930da çıkan
1580 sayılı Yasayı biliyorsunuz. Bu Yasanın Türkiye için
dar geldiğini de biliyorsunuz ve bizden önceki dönemlerde bütün siyasi
liderler, bakanlar, milletvekilleri, gittikleri her yerde, kurdukları
koalisyon hükûmetlerinde, protokollerinde yer verdiler, belediyeler, yerel yönetimler
güçlendirilecektir diye. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi yönünde vaatler
yaparken hazırlıkları yok muydu veya siz bu seçimlere girerken
genel seçimlerde, yerel seçimlerde, 2002de, 2004te, 2007de
hazırlıksız olduğunuzu bilmiyor muydunuz da zamanında
vaat ettiniz bunları? Güçlendirilmesinden yana söz etmediniz mi? Her
biriniz ettiniz ve biz de ettik. Biz, sözümüzün içini dolduruyoruz.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Kapatacağız. denilmedi.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Biz, sözümüzün içini dolduruyoruz, yerel yönetimlerin
güçlendirilmesini...
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Güçlendireceğiz başka, kapatacağız
başka; iki kelime arasında fark var. Güçlendirmek başka kapatmak
başka. Bunu ayıramıyorsun, yazık sana!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) - Yerel yönetimler deyince de -bir defa daha altını çizerek
ifade ediyorum- Anayasanın 127nci maddesini, hele hele belediye
başkanlığı yapmış
arkadaşlarımızın çok yakından bildiklerini biliyorum,
bir defa daha okumalarında yarar görüyorum. Dolayısıyla, Anayasanın
127nci maddesi köylerden, il özel idaresinden ve belediyelerden söz ediyor.
Yerel yönetim dediğiniz zaman sadece ve sadece belediye aklınıza
gelmemeli; yerel yönetimleri, mahallî idareleri bir bütün olarak
değerlendirmeli ve ona göre yorumlamalı.
Kaldı ki Komisyon
Başkanımızı buradan tebrik ediyorum, kutluyorum. Bu
Komisyona ben katılmadım, Komisyon üyesi değildim ancak
zabıtlarını aldırdım ve zabıtlara
baktığımız zaman Komisyon Başkanımız sivil
toplum örgütlerini de çağırmış. Bu anlamda
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Allah, Allah!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Evet. Kayıtlar burada, siz yoksanız bilmem.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Biz oradaydık.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Değerli dostlarım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; burada bu alanın, yani mahallî idarelerin en büyük
sivil toplum örgütü nedir, hangisidir? Türkiye Belediyeler Birliğidir. Bu,
kanunla düzenlenmiştir. Biliyorsunuz, biz, geçtiğimiz dönem bu
düzenlemeyi yaptığımızı ifade ettik ve kendilerine
önemli görevler verdik. Bu görevleri nedeniyle bu
arkadaşlarımız, Mahallî İdareler, Belediyeler Birliği
bu konuda takipçidir, dinlenmiştir ve burada cümleleri aynen şudur:
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Bu tasarı Belediyeler Birliğinde
görüşülmemiştir, sadece Aytaç Durakın ifadesi
alınmıştır, yanlış söylüyorsun.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) İlk önce, Komisyonumuza teşekkür ediyorum. Çünkü
devamlı olarak Avrupa Konseyinde de
Türkiyede kanunlar çıkarken
belediyelerin görüşleri, yerel yönetimlerin görüşleri alınmıyor
diye bir şikâyet gitmiş, ta oralara taşınmış.
Yine pazartesi günü Türkiye Belediyeler Birliği encümen
toplantısı olmuştu, onu da arz etmek istiyorum. Bu encümen
toplantısında AK Partiden, Cumhuriyet Halk Partisinden, MHP, DTP ve
DPden encümen üyesi arkadaşlarımız vardı.
ATİLA EMEK (Antalya)
Kim onlar?
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Bizim encümen olarak görüşümüz, hükûmetin almış
olduğu bu kararı desteklemektir. Cümleler devam ediyor, sözü uzatmak
istemiyorum. Biz, bu manada, encümen üyeleri olarak desteklerimizi belirtiyoruz.
diyor.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Aytaç Bey öyle algılamış!
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Yalan söylüyorsun!
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
İmzalar kimin?
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Efendim, kayıtlar
Siz doğruyu söylüyorsunuz efendim. Siz
konuşunca doğru oluyor, biz belgesel konuştuğumuz zaman
başka türlü yorumluyorsunuz. Niye? Ön yargıyla
yaklaşıyorsunuz da ondan Sayın Vekil.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Komisyon üyelerine söz vermeyen, komisyon
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karşılıklı konuşmayınız.
Sayın Tanrıverdi,
Genel Kurula hitap ediniz.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Bakın, değerli arkadaşlarım, yine aynı
gün, pazartesi günü Avrupa Konseyinin yerel yönetimleri izlemek amacıyla
göndermiş olduğu, Başkanlığını İsveçli
Knapein yapmış olduğu bir ekiple görüştük ve bu konu
gündeme geldi. Kendisi de Avrupa Konseyi İzleme Komitesi olarak, bu
adımın ciddi bir adım olduğunu ve cesaret isteyen bir
adım olduğunu ifade etti ve bu konuda daha önce İsveçte ve
Avrupanın diğer ülkelerinde bu tür çalışmalar
yapıldığı için bize bu anlamda Avrupa Konseyi de
takdirlerini ifade etti. Avrupa Konseyi üyesi geliyor takdir ediyor,
Belediyeler Birliği görüşünü ortaya koyuyor
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Halk önemli
değil!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla)
ondan sonra da Yangından mal kaçırırcasına
gibi ifadeler kullanılıyor, Hiç kimseye
danışılmadı, kimsenin haberi yok. gibi yorumlar
yapılıyor. Bunları çarpıtmamamız lazım.
Gerçekleri konuşalım. Eğri oturup doğru
konuşmanız lazım. Buraya geldiğiniz zaman, bu milletin kürsüsünden
milleti kandıracak sözler sarf etmemeniz lazım. Doğruları
konuşun gözünüzün yağını yiyelim. Ama siz, değerli
dostlarım, olan doğruları çarpıtarak yanlış gibi
yorumlamaya kalkarsanız doğrusu yanlış olur. Bu çerçevede
Bakınız, bir
arkadaşımız burada söylüyor: Efendim, ilk kademelerini siz
oluşturmadınız. Hayır. Bu belediyelerin ilk kademeleri,
alt belediyeleri 14/1/2000 tarihli 593 sayılı Sakarya İlinde
Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname
Geçiyorum, 2/9/1993 tarihli ve 304 sayılı Yedi İlde
Büyükşehir Belediyesi Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde
Kararname. Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, İzmit,
Mersin ve Samsun illerimizin belediyelerinin büyükşehir olması.
Bunların, o günkü şartlarda ilçeleri yok. Olmayınca,
büyükşehir
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Tanrıverdi, konuşmanızı tamamlayınız, buyurun.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) -
belediyeleri oluşurken, yine kanuna
baktığınız zaman, 5216 sayılı Kanuna
baktığınız zaman, orada alt belediyelerinin, ilçe
belediyelerinin olması gerekiyor. Hemen orada, o şartlarda
büyükşehir belediyesi oluşurken alt belediyeler
oluşturulmuş, biz yoktuk bu tarihte; 2000 yılında ve 1993
yılında biz iktidar değildik, biz Mecliste yoktuk. O günkülerden
eğer soracaksanız bunun hesabını sorarsınız.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Yanlış söylüyorsun.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) - Biz, o günkü yanlışları düzeltmek adına,
şimdi, büyükşehir bünyesinde düzenleme yapıyoruz. Şimdi,
büyükşehir belediyelerimiz gerçek büyükşehir hüviyetini
kazanıyor. Takdir etmeniz lazım, teşekkür etmeniz lazım.
(AK Parti sıralarından alkışlar) Ben size teşekkür
ediyorum.
Saygılar sunuyorum
Sayın Başkan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Yanlış söylüyorsun, yanlış bilgi veriyorsun.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Siz çıkar doğruyu söylersiniz.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) 5216 sayılı Yasayı aç oku. İlk kademe
belediyesi Gaziantepte ne zaman kuruldu? Bu bilgilerle mi donandın?
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Bilmiyorsun
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sen de çok iyi biliyorsun!
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
Şahsı adına
Sivas Milletvekili Selami Uzun.
Sayın Uzun, buyurun.
SELAMİ UZUN (Sivas)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kanunun geçici 3üncü
maddesi, üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Geçici 3üncü madde, genel
itibarıyla ilçelerin ihtiyacını karşılamak üzere
çeşitli kurum ve kuruluşlara ait kadro ihdas edilmesidir.
Tabii, her şey
konuşuldu burada. Üç günden beri kapatılan ilçeler, ilk kademe
belediyeleri, yeni kurulan ilçeler, her şey konuşuldu hemen hemen.
Konuşulmayan hiçbir şey kalmadı.
Vatandaşlarımızın birçoğu da bizleri buralardan
dinlediler. Ona göre iktidar tarafına hak verenler zaten verecek,
muhalefete hak verenler zaten verecek. Ama bir büyükşehirde geçmişte
çalışan birisi olarak, özellikle ilk kademe belediyeleri ya da
büyükşehirlere bağlı, büyükşehirlerin altında bulunan
belde belediyeleri -büyükşehir haricinde belde belediyeleri vardı
İstanbulun her tarafı büyükşehir değilken- inanın çok
denetimsiz. Kimin ne yaptığı belli olmayan, imarda, imar
planında, yapılaşmada, caddesinde, yolunda kimin ne
yaptığı belli olmayan durumdaydı. Biz bunun zahmetini çok
çektik. Onun için iktidara geldiğimiz zaman, özellikle bir belediyeci
olarak da Başbakanımız iktidara geldiği zaman
aksaklıkların ne olduğunu, eksikliklerin ne olduğunu, bu
ülkede neyin yapılması gerektiğini, neyin daha iyi
yapılması gerektiğini bilen birisi olarak ilk önce bu
işlere el attı.
Önce, iktidarımızın
ilk yıllarında özellikle Büyükşehir Belediyesi Kanununu
çıkardık, arkasından İl Özel İdaresi Kanununu
çıkardık, arkasından Mahalli İdare Birlikleri Kanununu ve
arkasından Belediye Kanununu çıkardık. Bu kanunlar uygulamaya
girdi ve elbette ki gün gün aksaklıklar, eksiklikler, yenilikler oluyor.
İşte bunlara uygun olarak da ilk önce İstanbul gibi, Kocaeli
gibi illerimizin tamamını büyükşehir yaptık. Diğer
büyükşehirler kurulurken ilçe kurulmamıştı, sadece
belediyeleri vardı ama şimdi büyükşehir belediyelerinin
dâhilinde bulunan bütün beldelerin kaldırılarak uygun olanların
ilçeye dönüştürülmesi sağlandı ve
vatandaşlarımıza hizmet daha esaslı, daha kolay ve bütün
birimlerden verilecek, sadece belediye hizmetleri değil. Yani
İstanbulun en ücra köşesinde bir beldede oturan bir insan artık
ilçe hizmetleri için ta İstanbulun merkezine kadar gelmeyecek.
Onun için bu kanun, ilk
kademe belediyelerinin kaldırılarak ilçeye dönüştürülmesi
konusunda gerçekten ihtiyacı karşılayacak niteliktedir.
Onun dışında
sekiz yüz altmış üç tane nüfusu 2 binin altında kalan beldenin
kapatılması hadisesi var. Elbette aranızda o beldelerden olanlar
var, kızgın olanlar var veya işte seçmenlerden telefon edenler
var, belediye başkanları kapımıza geliyor.
Arkadaşlar, biz,
memleket idare ediyoruz. Memleket idare ederken eğer popülizm yaparsak,
geçmişte olduğu gibi
Popülizm uğruna kimi yer belde
yapıldı, kimi yer ilçe yapıldı, belki kimi yer vilayet
yapıldı ama biz bunları yapamayız. Geçmişte,
popülizmden dolayı hiçbir iktidar fayda görmedi. Bu popülizmden,
inanın, muhalefet olarak siz de fayda görmeyeceksiniz. Popülizm yapmaya
gerek yoktur. Bu ülkenin hayrına olan işleri iktidardaki
insanların yapması gerekir. Biz, çekinmeden bunları yapmaya çalışıyoruz.
Yerel idareleri kaldırmıyoruz.
İl genel meclislerimiz var, il genel meclis üyelerimiz var, köy
muhtarlarımız var. Şimdiye kadar Türkiyenin otuz beş bin
köyünde hizmet yapılmıyor mu? Bizim dönemimizde, KÖYDESle, BELDESle
hizmetleri yapmadık mı, yapmıyor muyuz? Onun için, belediyesi
kaldırılan köylülerimiz de hiç endişe etmesinler. Onlara hizmet
hiç aksamadan gidecek, on yıl süreyle onların paraları özel
idarelere aktarılmak suretiyle oradan hizmet olarak dönecek. Bugünkü 10
bin nüfuslu bir beldede, gelen 10 milyar parayı zaten oradaki insanlara
maaş olarak ödüyorsun. Hizmet? Hizmet için gene Ankaranın
kapılarına, milletvekillerinin odalarına geliyorsun. O zaman,
öyleyse personel istihdam etmeden senin hizmetlerin o parayla daha iyi
görülecek.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) - Birini koyalım, burayı yönetsin sizin
anlayışınızla!
SELAMİ UZUN (Devamla)
İnşallah, bu kanun, bütün beldelerimize, köylerimize, illerimize ve
memleketimize hayırlı olsun diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Uzun, tamamladınız mı konuşmanızı?
SELAMİ UZUN (Devamla)
Tamamladım efendim.
Teşekkür ederim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Şahsı adına,
Kocaeli Milletvekili Sayın Cumali Durmuş. (MHP sıralarından
alkışlar)
CUMALİ DURMUŞ
(Kocaeli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının geçici 3üncü maddesi üzerinde
şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Bu
vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Bu kanunda sekiz yüz
altmış üç belediyeyi kapatarak tasarruf yaptığını
iddia eden Hükûmet, kırk üç yeni ilçe kurarak devlete yüklediği
külfetin gözden kaçtığını zannederek bozuk tasarruf zihniyetini
ortaya koymaktadır.
Bu kanunla 3.182 kişiye
yeni kadro ihdas ediliyor ve kapatılan belediyelerin
çalışanları özel idareye devredilerek herhangi bir tasarruf da
sağlanmıyor. Ya siz tasarrufun ne olduğunu bilmiyorsunuz ya da
hesap yapmayı bilmiyorsunuz. Mevcut personel kamuda görevine devam
ederken, bunlara ek olarak binlerce personeli yeni ilçelerde ihdas etmek
zorunda kalacaksınız, bunun neresi tasarruftur?
Çağımızda
mülki idarelerin denetleyebileceği, yönetebileceği alan
genişlemiştir. Daha düne kadar mevcut idare yapısıyla
çalışan bu yöreler, mahalli idareler seçimleri öncesinde, sadece
siyasi rant sağlamak amacıyla, hükûmet tarafından önümüze
konulmuş plansız ve altyapısız bir tasarıdır. Bir
ilçe kurmanın maliyeti milyonlarca YTLdir.
Kapattığınız belediyelerden
sağlayacağınız tasarruf, bir ilçe kurmakla neredeyse
eş değerdir. Bu siyasi davranışınız kimsenin
gözünden kaçmıyor.
Eğer, yerel yönetimlerde
yapacağınız düzenlemelerle tasarruf yapma niyetinde samimi
iseniz, yolsuzluğa bulaşmış belediyelerinizdeki
yolsuzlukların önünü keserseniz, emin olun ki, hiçbir belediyeyi kapatma
ihtiyacı hissetmez ve o belediyeleri kalkındıracak
kaynağı da bulmuş olursunuz.
Yeni kurulan ilçeler, o
yörede yaşayan insanların yaşam kalitesini yükseltmekten ziyade,
yeni makamlar, yeni siyah arabalar, yeni müdürlükler gibi bütçenin cari gider
kalemlerini yükselten sonuçlar doğuracaktır. Yeni ilçelerle birlikte
yatırım kalemlerinin kısılması kaçınılmaz
olacaktır. Bunun sonucunda yöre halkının esas beklentisi olan
sorunların çözülmesi mümkün olmayacaktır. Tıpkı,
altmış yedi olan il sayısı seksen bire
çıkarıldığında, oluşan yeni il
sınırlarında yaşayan insanların yaşam seviyesinin
yükselmeyişinde olduğu gibi.
Bu kanun tasarısı,
aceleci ve Ben yaptım, oldu. mantığıyla, teknik
altyapısı hazırlanmadan, bölgelerin yapıları
incelenmeden, bize de inceleme fırsatı verilmeden Meclis gündeme
getirilmiş bir tasadır. Hükûmet, her konuda olduğu gibi bu
konuda da milyonlarca insanı ilgilendiren bu meseleyi kamuoyunun gözünden
kaçırarak Sayın Başbakanın Kapatın, birleştirin.
talimatıyla gündeme almıştır. İlçeler
oluşturulurken kriterler göz önüne alınmadan bu
çalışmanın yapıldığı aşikârdır.
Yeni oluşturulacak
ilçelerin 70 bin nüfusun altında olmaması anlayışıyla
başlayan ancak hatıra binaen ve siyasi mülahazalarla 25 bin, 30 bin
nüfuslu ilçelerin oluştuğu görülmektedir. Yeni ilçe
oluşturulabilir, bunun kriterli olmalı. Mesela, Kocaelide
Yuvacık, Bahçecik, Yeniköy ve Kullar beldeleri birleştirilerek
oluşturulan Başiskele ilçesinde dikkate alınan kıstaslar,
tarihi çok eskiye dayanan, içinde Meclisimize bağlı Fabrikayı
Hümayun adındaki halı fabrikasını barındıran,
nüfusu 40 bine dayanmış, coğrafi yapısıyla
gelişmeye müsait olan Hereke için niçin dikkate
alınmamıştır?
Teknik
altyapısızlığın diğer bir örneği de
Değirmenderedir. Sosyal ve kültürel faaliyetler bakımından
gelişmiş olan bu beldemiz, hiçbir değerlendirmeye tabi
tutulmadan, siyasi bir mantıkla Gölcük ilçesine
bağlanmıştır. O bölgede yaşayan kime sorarsanız
sorun, Değirmenderenin Gölcüke bağlanmasındansa
Ulaşlı, Halıdere ve Değirmenderenin birleşmesinden
oluşacak yeni bir yerel idarenin daha hayırlı
olacağını söylerdi. Bir örnek de Akmeşe: Merkeze 60
kilometre uzaklıkta bir beldemizdi
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Durmuş, buyurun, konuşmanızı tamamlayınız.
CUMALİ DURMUŞ
(Devamla)
merkezde oluşturulan İzmit ilçesine bağlandı.
Buradaki beldede yaşayan vatandaşlarımız İzmite
ulaşmak için 20 kilometre yanındaki Kartepe ilçesinden geçip problemlerini
İzmit Merkez ilçede çözmek durumunda kalacaklar.
Hükûmet, sorunların
çözümünü popülist veya siyasi endişelerle değil, akıl ve ilmin
ışığında oluşacak çözüm önerileriyle halkın
önüne çıkmalıdır. Maalesef, AKP Hükûmeti bu bilinçle hareket
etmemektedir. 340ın şımarıklığıyla
yaptığı bu yanlış işlerin hesabını önce
340ı veren halkın, sonra da Allahın soracağını
unutmamalarını tavsiye ediyorum.
Önemli bir nüfus
yoğunluğunu ilgilendiren bu tasarı, bu beldelerde yaşayan
vatandaşlarımızın beklentilerine cevap vermemektedir. Bu
sebeple tasarının aleyhinde oy kullanacağımızı
belirtir, yüce heyetinizi saygıyla selamlarım. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Durmuş.
Sayın milletvekilleri,
on dakika süreyle soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım, bir
bilim adamı olarak sizlerin de takdir edeceği gibi, bu kanunla
kapatılacak olan belde belediyelerimizin belde halkına, başta
eğitim olmak üzere, sağlıkta, yangında, depremde ve birçok
sosyal olayda verdikleri hizmetin değerinin parayla ölçülmesi mümkün
değildir. Kapatma kararı öncesinde bu belediyeler için fayda-maliyet
analizini amaçlayan bir bilimsel çalışma yapılmış
mıdır? Yapılmışsa kaç adet belediyenin fayda/masraf
oranı 1in altında çıkmıştır?
İki: Kapatılacak
olan sekiz yüz altmış üç belde belediyesinden kaç adedi borçlu, kaç
adedi borçsuzdur? Sizce, borçsuz belediyelerin sadece nüfus kriterine göre
kapatılması ne kadar bilimsel ve gerçekçi bulunmaktadır?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Yalçın
RIDVAN YALÇIN (Ordu)
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Bakanım,
bütün sözcüleriniz KÖYDES yatırımlarını bir mucize olarak
takdim ediyorlar. Cumhuriyet kurulduğundan bu yana elli yedi hükûmet
geçmiş ve her birinin bu köylere çok ciddi hizmeti olmuşken neden
elli yedi hükûmetin hizmetlerini ısrarla yok varsaymaya devam ediyorsunuz?
Daha geçen hafta Orduda şehit cenazesinden dönerken bir il genel meclis
üyenizin yaptığı yolda saatlerce mahsur kaldık. Birçok il
genel meclisi üyeniz hem ihale makamı hem de ihaleyi alan makam olarak
suistimallerin içerisinde ve siyasi nüfuz kullanarak kaymakamlara, valilere
sürekli baskı yapıyorlar. KÖYDES ve BELDES yatırımları
için yapılan ihaleleri Devlet İhale Kanunu kapsamına almayı
düşünüyor musunuz Sayın Bakanım?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yalçın.
Sayın Taner
RECEP TANER (Aydın)
Sayın Bakanım, görüşmekte olduğumuz kapatılacak olan
belediyelerin çoğunun kuruluşunda kuruluş törenleri
düzenlenmişti. Sizler de Hükûmet olarak, kapatılan sekiz yüz
altmış üç belde belediyesi, iki yüz otuz dokuz ilk kademe belediyesi
için, Sayın Başbakanın düğmeye basmasıyla
başlayacak bir kapatma töreni düşünüyor musunuz? (MHP sıralarından
alkışlar)
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Sayın
İnan
MÜMİN İNAN
(Niğde) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Aracılığınızla
Sayın Bakanımıza sormak istiyorum: Burada, belediyelerin
kapatılmasıyla ilgili bütün gerekçelerin çok zayıf
hazırlandığını görüyoruz. Tek gerekçe olarak nüfus kriterinin
alındığı tespit edilmiştir.
2.001 nüfusa sahip beldeler
var, 2 bini çok az geçmiş ya da 2 bini 3-5 sayıyla kaybetmiş
belediyeler var. Buradaki gerekçelerle, 1.999 sayısıyla
kapatılmak istenen bir belediyenin yapmış olduğu hizmetle,
2.001 sayısıyla hizmet veren belediyelerin değerlendirmesini
Sayın Bakanım bir yapabilir mi?
İkinci sorum da
KÖYDESle ilgili. Yapılan hizmetler, ilk dönem çok hizmet
yapıldı anlamında
Atılan asfaltlar altyapısı
hazırlanmadan atıldığı için, bugün Niğdede
ikinci kat asfaltlama çalışmaları için yeniden
çalışmalara başlanmıştır. Yani bir
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Umarım,
Sayın Bakanım anlamıştır onu zaten.
Teşekkür ediyorum.
Sayın Özdemir
HASAN ÖZDEMİR
(Gaziantep) Sayın Başkanım, Sayın Bakanıma
soruyorum: Yüce Atatürk, belediye için Belediyenin sınırları
içerisinde, yani sorumluluğu altında bulunan topluluğun
müşterek ihtiyaçları başta olmak üzere, doğumundan ölümüne
kadar temel ihtiyaçlarını karşılayan kurumun
adıdır. demiştir. Belediye, o beldede sağlık, temizlik,
çağdaşlık, kısaca medeniyet demektir. 21inci yüzyılda
seksen beş yıllık Türkiye Cumhuriyetinde AKP İktidarı
sekiz yüz altmış üç belediyemizi, yöre halkına, sivil toplum
örgütlerine, yöneticilere, belediye başkanlarına, belediye ve genel
meclis üyelerine bile sormadan, 1 kişi eksik olsa dahi nüfusu 2 binin
altına düştü diye köye dönüştürmüştür. Köye hizmet
götürmek zordur. Bu bir geriye dönüş değil midir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Ağyüz
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sayın Bakanım, il özel idarelerinde şu anda
şehir plancısı, harita mühendisi, çevre mühendisi kadroları
yeterli midir? İl özel idarelerinin kaç tane asfalt plenti vardır?
Yeni plenti, yeni finisheri bu kurumlar nasıl alacaklar? Yeni iş
makineleri almak bugün dünyanın parası. Kurduğunuz kadrolarda da
ne şehir plancısı var ne harita mühendisi. Hangi
çağdaşlaşmaktan, hangi hizmeti artırmaktan, hangi
verimlilikten bahsediyorsunuz?
5216 sayılı Yasada
ilk kademe belediyelerini geliştiren sizin iktidarınız;
Gaziantepte Burçu yapan sizsiniz, Büyük Şahinbeyi yapan sizsiniz,
Eskişehiri de yapan sizsiniz. Eski yasada isminin olması
başkadır, çoğaltılması başkadır.
Sonra, burada konuşan
sözcü gibi, belediyeden anlayan insanları ben kibrit gibi cebimden
çıkarırım.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakanım.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkanım,
değerli milletvekillerimizin sorularına kısa kısa
aracılığınızla cevap vermiş oluyorum.
Bu sekiz yüz
altmış üç belediyeden kaçı ne kadar borçlu? şeklinde bir
soru var. Tabii, onu, izin verirlerse -bir tespit gerekiyor- yazılı
olarak kendilerine takdim edelim.
Biz, tabii, KÖYDESi
önemsiyoruz. Değerli milletvekillerimiz haklıdır. KÖYDES, ilk
defa özel bir çerçeveyle ve özel bir bütçeyle bir projenin yürütülmesidir.
Yoksa, ülkemize, köylerimize hizmeti geçen bütün hükûmetlere, bütün
kişilere tabii teşekkür ederiz ama bunu herkes biliyor, KÖYDES,
59uncu Hükûmet döneminde üç yıl özenle dokunmuş ve en kestirme
şekilde köylerimize hizmetin nasıl götürüleceği burada
planlanmış, özellikle de yol ve su ağırlıklı ve
bundan sonra da diğer hizmet alanları olarak devam edecektir. Bizim
Hükûmetimiz döneminde de, başka dönemde de eğer suistimal yapan varsa
bunun hesabı sorulur; bunun yeri yargıdır, bunun
Bakanlığımızca teftişi yapılır, yargıya
intikal ettirilir. Böyle durumlar varsa -suistimal edenler ihaleyle vesaire-
bunlar da bildirilsin.
İhale usulüyle ilgili
husus: Köylerimize, tabii, bir an önce bu hizmetlerin
ulaştırılması amacıyla köye hizmet götürme birlikleri
vasıta olarak kullanılmıştır ve o şekilde bu
KÖYDES yürümüştür. Kaymakamlarımızın
başkanlığını yaptığı köye hizmet
götürme birlikleri çok da verimli yürütmektedir ve o ihaleyle ilgili
alınan karar ve o düzenleme gerçekten birçok köyümüze hizmetin daha çabuk
götürülmesini de sağlamıştır.
Ben, tabii, Sayın
Tanerin sorusu gibi
Burada ciddi bir iş görüyoruz, sorulan sorulara
ciddiyetle cevap vermeye çalışıyorum ve milletvekillerimize, o
şekilde, soru sorar gibi cevap vermek de istemiyorum.
Kapatma gerekçeleriyle
ilgili: Bakın değerli milletvekilleri, tekrar burada ifade edeyim:
Kapatma gerekçelerini bazı milletvekillerimiz sadece borçlarla
açıklıyor, bazıları sadece nüfusla açıklıyor,
başka hususlar da ifade edenler var. Ben tekrar, en başta, yasal düzenlemeyi
hatırlatmak istiyorum. Sanki, biz Mecliste bu konuyu ilk defa
görüşüyoruz gibi konu ele alınıyor.
Değerli arkadaşlar,
bizim 2005 yılında çıkardığımız Belediye
Kanunumuzun 11inci maddesi o zaman bunu karara bağlamış:
Nüfusu 2 binin altına düşen belediyelerin tüzel kişiliği
kaldırılacaktır. Ama bunu idari tasarrufla
sonuçlandırmayı öngörmüş. Biz şimdi bunu tekrar yüce
Meclise getirmiş oluyoruz. Bu Meclis buna iki sene önce karar vermiş.
Bütün bu beldelerimiz, belediye başkanlarımız bunu biliyordu.
Ama bir düzenleme daha yapmışız 2005te. Türkiye İstatistik
Kurumunun Kanununu değiştirirken bu tasarrufun yeni adrese
dayalı nüfus kayıt sistemine göre yapılmasını da o
zaman karara bağlamışız ve biz şimdi -2008in
başında bu açıklanmış- bunun gereğini
yapıyoruz. Yani ilk defa, gerekçeler oluşturarak, kriterler
oluşturarak bunu burada kararlaştırmıyoruz.
Ayrıca şunu da
ifade edeyim: Tekrar, yeni Belediye Kanunumuzda, yüce Parlamentonun
kararıyla belediye kurulması ölçeği 5 bin nüfusa
bağlanmıştır ve bundan sonra da böyle yürüyecektir. Biz
ciddi bir iş yapıyoruz, ciddi bir idari planlama yapıyoruz, daha
önce aldığımız kararların gereğini
yapıyoruz. Şu anda görüştüğümüz tasarı da budur.
Tekrar, gerekçelerle ilgili, Sayın İnanın sorusuyla ilgili bu
vesileyle bunu ifade etmiş oluyorum. Kanunun getirdiği nüfus 2
bindir.
Birkaç soru var, ama bunlara,
sürem bittiği için yazılı olarak cevap vereyim.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, madde üzerinde sekiz önerge vardır. Ancak, her madde
üzerinde milletvekillerince yedi önerge verilebildiğinden, önce geliş
sırasına göre ilk yedi önergeyi okutacağım, sonra bu
önergeleri aykırılık sırasına göre işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
117 sıra
sayılı kanun tasarısının geçici üçüncü maddesinin
birinci fıkrasında geçen karşılamak ibaresinin gidermek
olarak değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mehmet
Emin Tutan
Bursa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinde
belirtilen (45) sayılı Listeyle İçişleri
Bakanlığı adına ihdası öngörülen İlçe Emniyet
Müdürü unvanının ilgili bölümden çıkarılarak, anılan
Listeye aşağıda yer aldığı şekliyle
eklenerek, Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı
adına ihdas edilmesini arz ve teklif ederiz.
Nihat Ergün Hüseyin Tanrıverdi Nurettin Canikli
Kocaeli Manisa Giresun
Mustafa Elitaş Ahmet
Yeni
Kayseri Samsun
Kurumu: Emniyet Genel
Müdürlüğü
Teşkilatı:
Taşra
İhdası Uygun
Görülen Kadroların
Serbest Tutulan
Kadro Kadro
Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi Adedi Toplam
EHS İlçe Emniyet Müdürü
1 43 43
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan
60 gün içinde tamamlanır ibaresinin
90 gün içinde
tamamlanır şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Süleyman L. Yunusoğlu Prof. Dr. Akif Akkuş Beytullah Asil
Trabzon Mersin Eskişehir
Recep Taner Erdal Kamil Sipahi Mustafa Enöz
Aydın İzmir Manisa
Nevzat
Korkmaz
Isparta
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının
4. mısrasında tarihten itibarenden sonraki ibarenin
çıkarılması 90 gün içinde tamamlanır; işlemlerin
bitirilememesi halinde 30 gün ek süre verilir. ibaresinin eklenmesini arz
ederiz.
Nevzat Korkmaz Mustafa Kemal Cengiz Zeki Ertugay
Isparta Çanakkale Erzurum
Metin Çobanoğlu Akif Akkuş Recep Taner
Kırşehir Mersin Aydın
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı yasa tasarısının Geçici 3. maddesinin
2 nolu paragrafında belirlenen 60 gün ifadesinin 30 gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Muharrem İnce R. Kerim Özkan
Malatya Yalova Burdur
Şevket Köse Ali Oksal Şahin Mengü
Adıyaman Mersin Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
117 sıra
sayılı kanun tasarısının geçici üçüncü maddesinin
ikinci fıkrasında geçen 60 gün ibaresinin 15 gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Sefer Üstün
Sakarya
BAŞKAN Şu anda
arkadaşımızın okuyacağı önerge, en
aykırı önergedir; okutup, işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı yasa tasarısının geçici 3. maddesinin
5 nolu fıkrasının metinden çıkarılmasını arz
ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu Muharrem İnce Şahin Mengü
Malatya Yalova Manisa
Şevket
Köse
Adıyaman
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Sayın
Köse, konuşacak mısınız?
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Evet.
BAŞKAN Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117
sıra sayılı Yasa Tasarısının geçici 3üncü
maddesi üzerine verdiğim önergeyle ilgili söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlarım.
Konuşmama
başlarken, 8 Martta kutlanacak olan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar
Gününü de kutluyor ve o kadınların önünde saygıyla
eğiliyorum.
Değerli milletvekilleri,
tasarıyla ilgili şu ana kadar belirtilen görüşlerden de
anlaşılıyor ki, bu tasarının amacı, 2009da
yapılacak olan yerel seçimlere iktidarın, istediği bir
yapıyla seçimlere gitmek istemesidir.
Değerli arkadaşlar,
bugüne kadar AKP İktidarı katılımcılıktan
bahsetti, demokrasiden bahsetti ama nedense biz bunları uygulamada hiç
görmedik. Eğer katılımın artırılması
isteniyorsa, tasarıyla kapatılacak belediyelerde yaşayan
halkın görüşleri alınmalıdır. Oysa ne
yapılıyor? Kimseye sormadan, bir gece ansızın yapılmak
istenen düzenleme önümüze getiriliyor. Biraz önce burada, bu kürsüde bir
milletvekili arkadaşım konuştu, dedi ki: Biz Belediyeler
Birliğinden görüş aldık.
Değerli milletvekili
arkadaşım, siz sekiz yüz altmış üç belediye halkına
sordunuz mu? Siz onların yanına bir uğradınız mı?
Siz onların görüşlerini aldınız mı? Siz
Adıyamanın Yaylakonak beldesini bilir misiniz? Adıyamanın
Köseceli beldesini bilir misiniz?
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Biliriz, hepsini biliriz.
ŞEVKET KÖSE (Devamla) -
Bilemezsiniz siz bunları. Siz burada dört duvar arasında bir odada
oturursunuz, birilerinin emriyle yazarsınız.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Adıyamanda seni tanımazlar da beni tanırlar!
ŞEVKET KÖSE (Devamla) -
Lütfen konuşmayı dinleyin.
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, lütfen karşılıklı konuşmayalım.
ŞEVKET KÖSE (Devamla)
Kapatılmak istenen belediyelerin tarihsel ve kültürel dokuya sahip
olmaları, ayrıca turizm merkezi ve sanayi bölgesi olmaları
ayrı bir özelliktir, buna dikkat edilmesi gerekir. Oysa iktidar yerel
seçimlerde başarılı olmak için bazı belediyeleri bölerek ya
da sekiz yüz altmış üç belediyenin kapısına kilit vurarak
bir yerlere varmak istiyor; bu da partizanlığın ta kendisidir.
Bu demektir ki, AKP İktidarı küçük siyasi hesaplarla
vatandaşı cezalandırmak ve 1 milyondan fazla
insanımızı belediyesiz bırakmaktır. Yani bu
insanlarımızı şehir yaşamından alıp köy
yaşantısı içine sokmaktır. İnsanlarımıza
daha iyi, daha ileri bir yaşam sunmak gerekirken iktidar,
insanlarımızın yaşantısını geriye doğru
götürmektedir.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; belde belediyelerini köye dönüştürmek yerine
beldelerin yakınındaki köyleri beldelerle birleştirerek,
yetkilerini ve gelirlerini artırarak yeni yerel yönetimleri güçlendiriniz.
Bence bu görüş daha katılımcı, daha demokratik olur.
Ayrıca, geçici 3üncü madde ile yeni kurulan ilçelere kadrolar
verilmektedir. Masraflar çok, yatırım yapılmıyor.
diyorsunuz, belediyeleri kapatıyorsunuz, bir yandan yeni kadro vermek
istiyorsunuz. Bu, kendi kendinizle çelişir bir durum değil midir?
Üstelik bu kadroların kimlere ve nasıl verileceği konusunda da
şüphelerimiz ve kuşkularımız mevcuttur. Acaba
iktidarın kadrolaşması, yerel yönetimlerde tekrar devam mı
edecektir? Kaldı ki, kadrolaşma şüphelerimizde
haklıyız çünkü iktidar seçilmişi görevden alıyor yerine
atanmışı atıyorsunuz. Bu atadığınız
insan acaba atayan insanı mı dinleyecektir, oradaki halkı
mı dinleyecektir? Siz kendi atadığınız 763
kişiyle yeni bir kadrolaşmaya doğru gidiyorsunuz. Allah gözünüzü
doyursun. Yani bu kadrolaşmayla nereye kadar gideceksiniz? (CHP
sıralarından alkışlar) Bu atama mantığıyla
demokratik olarak kendi belediye başkanını ve belediye meclis
üyelerini seçen yapıyı bozmuyor musunuz?
Değerli milletvekilleri,
tasarıda köye dönüştürülen belediyelerin borçları da
düzenlenmektedir. Biliyorsunuz ki, belediyelerin borçları kapanma
nedenlerinden biri sayılıyor. Hükûmet diyor ki: Küçük belediyelerin
borcu var. Peki, büyük belediyelerin borcu yok mu? Bu da sizin için bir
çelişki değil mi? Adaletli olacaksanız her konuda adaletli olun.
Öbür dünyada bunun hesabını verirsiniz. Din, iman, doğru hareket
etmekle olur bu.
RÜSTEM ZEYDAN (Hakkâri)
Aynı yerde olmayacağız öbür dünyada!
ŞEVKET KÖSE (Devamla)
İnşallah!
Zaten tasarının
kendisi çelişkilerle doludur. Ben de bunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Burada iktidara sesleniyorum:
Günübirlik düşüncelerle yapılan bu gibi düzenlemeler gelecekte kötü
sonuçlara gebedir arkadaşlar. 22 Temmuzda aldığınız
sizin lehinize dönen rüzgâr öyle bir tersine dönecek ki, bu rüzgâr sizi ya
Bağdata götürür ya Medineye ya Mekkeye götürecektir. Sizin buradaki her
zaman her konuda dediğiniz yüzde 47 çoğunluk her zaman sizi
haklı duruma getirmez. Unutmayın ki: Böbürlenme padişahım,
senden de büyük Allah vardır. Onun için, bu önerime lütfen destek
veriniz.
Bu duygu ve düşüncelerle
hepinizi selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Köse.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN Karar yeter
sayısını arayacağım.
Evet, önergeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
117 sıra
sayılı kanun tasarısının geçici üçüncü maddesinin
ikinci fıkrasında geçen 60 gün ibaresinin 15 gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayhan
Sefer Üstün
Sakarya
BAŞKAN - Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun amacına uygun
olacağı düşüncesiyle mütalaa olunur.
BAŞKAN Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı yasa tasarısının Geçici 3. maddesinin
2 nolu paragrafında belirlenen 60 gün ifadesinin 30 gün olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya) ve
arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Özkan, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti
saygıyla selamlıyorum.
Verdiğimiz önergede,
sizlere yani iktidara bir kolaylık sağlamak istiyoruz. Hani,
Sayın Başbakan seçimlerde propaganda amaçlı bir söylem
geliştirmişti durmak yok, yola devam diye. Biz de durdurmak yok,
yola devam diyoruz ve bu sayede altmış günü otuz güne çekerek
ilçelerimizin sorunlarının bir an önce çözülmesini talep ediyoruz
verdiğimiz önergede.
Benim ilimde, plakamız
kadar yani on beş belediyeyi köy yapıyorsunuz. Köylerin
sorunları bitmiş gibi, on beş belediyeyi köye çeviriyorsunuz.
Bunların hizmetlerini KÖYDES projeleriyle seçimden önce bitirir, gözlerini
boyar, oylarını alırım sanıyorsunuz ama gerçek bu
değil. Artık Cambaza bak, bak deyip vatandaşın elindeki
tütünü, haşhaşı, pancarı, susamı, kendiri yani üretim maddelerini
elinden aldınız. Onun için, vatandaş size şu anda küskün.
Köylerinde bekliyor.
Köylerde şu anda mazot
fiyatlarından dolayı traktörler çalışamıyor. Bizim
orada bir söz vardır: Sözüm yabana. denir. Eşeklerin, öküzlerin
fiyatları arttı. Vatandaş gübre alamıyor. Hayvanının
pisliğini yere düşürmüyor. Eskiden biz bunu harman yerlerinde
yapardık, harman sürerken gübre yere düşmesin diye. Onları bir
yerde toplar, tarlamıza atardık. Şimdi gübrenin fiyatı,
çuvalı 70 milyon lira oldu. Vatandaş hayvanın pisliğini
yere düşürmüyor, tarlasına atmak için. Gübre alamıyor. Bu sorunları
tartışın diyor. Suni gündemlerle bizleri oyalamayın diyor.
Şu anda suni gündemle uğraşıyoruz. (CHP
sıralarından alkışlar) Biz açız, üretim
yapamıyoruz diyor.
Benim Burdurumda şu
anda 750 tona yakın süt vardı. Vatandaş saman fiyatlarından
mustarip, süt fiyatlarından mustarip. Her şey yükselirken, tüm
girdiler yükselirken süt fiyatlarını bugünlerde geri çektiniz.
650den bugün 590a düştü süt fiyatları. Bazı yörelerde 450,
300e kadar süt alıcı bulamıyor. Niçin? O 30 kilo veren kültür
ırkı inekler, şu anda yemsizlikten, saman yiyemediği için,
kaba yem yiyemediği için, yem bulamadığı için gününü 5 kilo
süt vermekle geçiştiriyor. Gelin, bunları tartışalım.
Siz bu sözleri vermediniz seçimlerde. Seçimlerde benim beldemdeki bütün
belediyeler sizin. Sadece 2 belediye Cumhuriyet Halk Partisinin, 1 belediye
Milliyetçi Hareket Partisinin. Belediye başkanları yerelle geneli
birleştirelim anlayışı içerisinde AKPde yer aldı,
saf tuttu. Bunların içinde Cumhuriyet Halk Partili var, Milliyetçi Hareket
Partili var, Doğru Yol Partili var, Anavatan Partili var ama bunlar
yerelle iktidar birleşecek, hizmet alacağız
anlayışı içerisinde AKP saflarında yer tuttu. Şu anda
hepsi perişan. Geliyorlar bizlere, görüşüyoruz. Ne olur diyorlar,
Bizim elimizden tutun. Nasıl bizi belediye yaparken referandum
uyguladınız, referandumla biz belediye olduk, yine referandumla
kapatılırsa kapatılsın, biz buna razıyız, şu
anda sayılarımız 2 binin üzerine geçti. Yerinde Kayıt
Esasına Dayalı Sayımdan dolayı bazı belediye
başkanları ilinin dışına gitmiş, nüfusta isimleri
yok, hanımının, kendinin ismi yok. Çocuk okutmaya gitmiş
Antalyaya, Denizliye, İzmire veyahut da geçimi için Aydına
gitmiş, Fethiyeye inmiş, Finikeye inmiş çocuklarının
rızkını toplamak için, o anda köyde değil. Üreten insanlar
bunlar, çalışan insanlar bunlar. Bu insanlar beldesini terk
ettiği için o beldede sayılmadı. Bugün, gelin, bu beldelerin
nüfusları her biri 2 binin üzerinde; benim Burdurumdaki bu on beş
belde de. Sayın bir TOKİ yetkilisi demiş ki: İşte, bu
beldelerde üretim yok. Üretim zafiyete uğruyor.
Gelin, Burdurun beldelerini
beraber dolaşalım. Yeşilbaşköyümüz var, kirazda marka oldu.
Gelin, Yusufçamıza gidelim, havuç diyarı, soğan diyarı.
Soğanın güveri, iskeleni orada yetişiyor. Gelin, Kozlucaya gidelim.
Kozluca beldesinde günlük 15 ton süt var. Bir belediyeyi sadece belediye
başkanı anlayışıyla düşünüyorsunuz
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Özkan, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
Benim Kozluca beldemdeki o
Belediye Başkanı yirmi dört saat görevde; sulamasında, ölümünde,
cenazesinde, hac uğurlamasında, hac karşılamasında
vatandaşıyla iç içe, hastasıyla iç içe. Halkın değer
verdiği her şeye değer vererek hizmet yapıyor değerli
arkadaşım Şevket Aksöz. O, etrafındaki on beş köye de
hizmet götürüyor. Onun yangınında var, ölüsünde var, dirisinde var.
Ama bu şekilde o beldelere, köylere gidecek hizmeti de engellemiş
oluyorsunuz. Yani şunu söyleyeceğim: Zalimin zulmünü bir ah keser,
mâni rızk olanın rızkını Allah keser.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasının
4. mısrasında tarihten itibarenden sonraki ibarenin
çıkarılması 90 gün içinde tamamlanır; işlemlerin
bitirilememesi halinde 30 gün ek süre verilir. ibaresinin eklenmesini arz
ederiz.
Nevzat
Korkmaz (Isparta) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
OKTAY VURAL (İzmir)
Erdal Sipahi konuşacak.
BAŞKAN Sayın
Sipahi, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sayın Başkan, yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. Geçici (3)üncü maddenin (2)nci
fıkrası hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle,
8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle şerefli Türk
kadınlarına, Anadoluya ismini veren Türk analarına, şehit
eşlerine, bacılarına ve analarına, yani ay yıldızlı
bayrağın ay yıldızlı kadınlarına
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın Bakan, dün bu yasa
hakkında yapılan tenkitlere cevaben Biz yaptık mı, ciddi
iş yaparız. şeklinde bir cevap verdiniz. Dün de izah edildi,
kanunun 56 ve 57nci sayfalarında Samsunun 2 ilçesinde 40 tane köyü
sayfaları katladığınız zaman üst üste getiriyorsunuz;
gerçekten bir ciddiyet örneği! Aynı kanunun 45inci sayfasında
yeni kurulan Bayraklı ilçesine bağlı mahalleler
sayılırken 3 tane de Bornova ilçesinin mahallesi
sayılmış; bir başka ciddiyet örneği!
Dün AKPli bir sayın
milletvekili, 43 beldenin ilçe yapılmasıyla ilgili olarak Biz
yapıcı bir iktidarız, 43 beldeyi ilçe yapıyoruz. dediler,
haklılar. Ancak, 43 tane yapıyorsunuz, ama 863 tanesi köy yapılan
belde ve bu arada 239 tane de ilçelere bağlanan birinci kademe belediyesi;
toplam 1.102 eder. 43 tane yapıyorsunuz, 1.102 tane
yıkıyorsunuz! Yüzdeye vurduğunuzda, yüzde 4 yapıyorsunuz,
yüzde 96 yıkıyorsunuz. Takdirlerinize sunarım.
İzmirde iki yeni ilçe
kuruluyor. Başlangıçtan itibaren bu ilçelerin kurulmasını,
yani Bayraklı ve Karabağları Milliyetçi Hareket Partisi olarak
sürekli destekledik. Bu arada bir ilçe teklifinde daha bulunduk:
Pınarbaşı ve Işıkkent Mahallelerinden Pınarkent
diye yeni bir ilçe kurulmasını teklif ettik. Gündüz nüfusu 200 bin, 4
bin tane sanayi tesisi, 5 tane sanayi bölgesi ve İzmirin en büyük
gelişme bölgesi, güneydoğu istikametinde. Öyle bir gelişme
bölgesi ki, birkaç sene sonra isteseniz de istemeseniz de ilçe yapmak zorunda
kalacaksınız. İzmirin en büyük ilçesi olacak bu gelişme
trendiyle. Gelin, burayı şimdiden ilçe yapalım dedik kabul
etmediniz.
Bir başka örneği
Karşıyakadan vereceğim. Bayraklı ilçesi kuruyorsunuz, 3
tanesi Bornovadan mahalle dâhil ediliyor Karşıyaka namı altında.
Bu 3 mahalle isyan hâlinde. Ve Karşıyakadaki 11 mahalleye ilaveten 9
mahalleyi daha dâhil etmek için uğraşıyorsunuz. Bakın, ilk
dâhil edilen 11 mahalleyle ilgili olarak mahalle sakinleri dâhil kimsenin
itirazı yok. Ama, 9 mahalle var ki, 9 mahallenin muhtarları günlerdir
Ankarada, bir yanlışı düzeltmek için
uğraşıyorlar.
Doğançay Mahallesi
Muhtarı Bayraklı bize çok uzak. Zaten arada orman sahası var.
Biz Karşıyakaya on beş dakika, Bayraklıya ise bir saatte
gidebiliyoruz. Ayrıca, iki vasıta değiştirmek gerekiyor. Bu
karar mantıklı değil. diyor mahalle sakinlerini temsilen.
Emek Mahallesi Muhtarı
Halkın tepkisini herkes gördü. Halk isyanda. Kimse Bayraklıya
bağlanmak istemiyor. Aramızda orman ve askerî sahayı
aşıp resmî işlemler için Bayraklıya gitmemiz için iki
vasıta değiştirmemiz gerekiyor. diyor.
Onur Mahallesi Muhtarı:
Başbakan yanlış bilgilendirilmiş. Biz
Karşıyakalıyız, Karşıyakada kalmak istiyoruz.
Postacılar Mahallesi
Muhtarı Bayraklıya en uzak mahallelerden birisiyiz.
Karşıyakaya yürüyerek gidebilen vatandaşlarımız
Bayraklıya gitmek için iki araç değiştirmek zorunda kalacak.
Biz Karşıyakada kalmak istiyoruz. Halk bu kararı verdi. diye
feryat ediyor.
Yamanlar Mahallesi
Muhtarı: Coğrafi olarak Bayraklıya bağlı
değiliz.
Nafiz Gürman Mahallesi
Muhtarı: Bu gömlek bize dar gelir. Kimsenin görüşü
alınmadı. Biçtikleri gömleğin ters olduğunu vatandaş
da söylüyor, ama anlatamıyoruz.
Gümüşpala Mahallesi
Muhtarı: Hangi partiden olursa olsun kimse Bayraklıya
bağlanmak istemiyor.
Soğukkuyu Mahallesi
Muhtarı Karşıyaka Soğukkuyuda doğdu.
Karşıyakadan koparılamaz. diye mahallenin sesini dile
getiriyorlar. Ve bu 9 mahalle isyan hâlinde, seslerini bir yerlere duyurmaya
çalışıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Sipahi, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Biraz önce söylediğim
gibi, iki gündür bu mahallenin muhtarları Ankaradalar ve Ankaraya
seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bakın, 11 mahalleyle
ilgili kimsenin itirazı yok ama geri kalan 9 mahallede vatandaş,
muhtarı hangi partiden olursa olsun -seçmeni- isyan hâlinde.
Lütfen bu
yanlışlığı düzeltin diyoruz. Yanlışın
neresinden dönerseniz kârdır diyoruz. İzmirdeki
vatandaşın, seçmenin bu isyanını, bu haklı taleplerini
dile getirdiğimizi sanıyoruz. Yüce Meclise saygılar sunuyoruz.
(MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Sipahi.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
BAŞKAN Buyurun.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bakın, Divanı tarafsız teşekkül
ettirmemişsiniz. 3ünüz de AKPlisiniz. Divanda tarafsızlık
şart.
Bakın, ben önerge veriyorum.
Biraz önce DSPli arkadaşlar önergeyi çektiler, ben verdim. O önerge oraya
gelince, hemen AKPlilerin önergesi öne geçti. Bakın, Divanda 3 tane
AKPli milletvekili olmaz. Bu Divanının tarafsız olması
lazım.
BAŞKAN Şimdi,
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Ondan
sonra, bakın, bütün maddelerde ben söz istiyorum soru sormak için, bir
türlü bana gelmiyor. Böyle bir şey olur mu! O düğmeyle oynuyorsunuz!
BAŞKAN Sayın
Genç
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Bak,
Sayın Başkan, lütfen şu Divan üyelerinden birisi
çıksın, muhalefet partisinden bir üye gelsin oraya. Böyle olur mu ya!
Yani tek taraflı bir Divan teşekkül ettirilmez. Bu Meclisin özünde
tarafsızlık vardır.
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Tunceli) Ama
siz o Meclis Başkan Vekilliğini maalesef tarafsız
yapmıyorsunuz. İlle bize, yani burada Kamer Gençe söz vermemek için
paralanıyorsunuz. Tebrik ederim sizi!
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Tunceli)
Arkadaşlar önergelerini çektiler, hemen ben önergemi verdim. DSPliler
çekti, ben verdim.
BAŞKAN - Önce bu tarafa
dönün, bir de Sayın Başkanın konuşmasını
dinleyiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır efendim
BAŞKAN
Bakınız, soru soran arkadaşlarımızın hepsi burada
sıraya giriyor. Böyle bir ithamı kesinlikle reddediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) Hayır
efendim, yani ben
BAŞKAN Siz geç
giriyorsanız, sisteme girmiyorsanız bu
Başkanlığın kabahati değildir.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani,
böyle bir şey olmaz ki! Kime hizmet ediyorsunuz?
BAŞKAN -
Bakınız, ağırlıklı olarak bazen Cumhuriyet Halk
Partili arkadaşlar soruyor, bazen Milliyetçi Hareket Partili
arkadaşlar soruyor, bazen DSPli arkadaşlar soruyor.
KAMER GENÇ (Tunceli) Bu
çatı altında taraflı hareket edenin sonu felakettir. Bunu
bilesiniz.
BAŞKAN Meclis usullere
göre yönetilir. Bu usullere de, İç Tüzükümüze de uyuyoruz.
Burada, sadece Yaşar
Tüzün Bey -grup başkan vekili arkadaşlarımız burada-
Cumhuriyet Halk Partisinden görevli, fakat rahatsızlandı,
ayrıldı, gitti.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, şuna aldırış
etme.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Tarafsız olacak Divan. Divan tarafsız olacak. 3 tane AKPli
BAŞKAN
Başkanlığın böyle, bir tarafı falan yoktur. Lütfen
Buradaki bütün milletvekili arkadaşlarımız bu şekilde
yönetiyor.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Taraflısınız
BAŞKAN Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasında
yer alan
60 gün içinde tamamlanır ibaresinin
90 gün içinde
tamamlanır şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Süleyman
L. Yunusoğlu (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Süleyman Nevzat Korkmaz konuşacaklar Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Korkmaz,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Dünkü konuşmasında
bir Grup Başkan Vekiliniz, Sayın Nihat Ergünün tüzel
kişiliklerini kaybeden belediyeler için yaptığı Zaten
gönderilen para cari ve zorunlu harcamalarına dahi yetmiyordu.
babından bir hesap için, olsa olsa özrünüz kabahatinizden büyük
denilebilir. Çünkü, madem zorunlu harcamalarına dahi yetmiyordu, yetecek
kadar parayı neden göndermediniz? Hani belediyeler sizin döneminizde
çağ atlamıştı? Sonra, bu hesap sadece 2 binin altındaki belediyeler için niye
yapılıyor? Örneğin, nüfusu 2.005 olan ve tüzel kişiliğini
sadece 5 kişiyle kurtarmış belediyeler için bu para rantabl
kullanılıyor denilebilir mi! Âdeta parmaklarını kullanarak
yaptığı bu hesabı biz yadırgamadık. Çünkü, zaten,
biz AKPnin bu Mecliste koyduğu ve tüm milletin ibretle izlediği
oyuna parmak demokrasisi diyoruz.
Değerli milletvekilleri,
devlet hizmetlerinin bazılarında marjinal maliyet-marjinal fayda
hesabı yapılamaz çünkü bazı hizmetler ortadan
kaldırıldıktan sonra kıymeti anlaşılabilir. Bu
belediyeleri ortadan kaldırdıktan sonra, bugün onların
vermiş oldukları hizmeti yarın arayacak ama maalesef atı
alan Üsküdarı geçmiş olacak.
Diyorsunuz ki:
Kapatılan belediyeler dolayısıyla meydana çıkacak
boşluğu il özel idareleri ile dolduracağız. Sorarım
size, özel idareler sorunsuz mu? Onların sorunları yok mu da bir
sorun olarak görerek kapattığınız belediyelerin yerine il
özel idarelerini ikame ediyorsunuz? Ve yine diyorsunuz ki: Yarın Köy
Kanununu getireceğiz. Köylerimize nasıl hizmet edeceğiz
Değerli milletvekilleri;
beş yıldır iktidardasınız, bu kadar önemli idiyse bu
kanun neyi beklediniz? Niye beklediniz? Elinizi kolunuzu tutan mı
vardı? Belediyelerin tüzel kişiliklerini kaldırmada ortaya
koyduğunuz Zarar ediyorlar. Borçları boyunu aştı.
cümleleri sizlere bir şey hatırlatıyor mu? Birazcık
canınız sıkılacak ama ülkemizin borçlarını 2002
yılında 220 milyar dolardan alıp bugün 450 milyar dolara siz
çıkardınız.
ALİ KOYUNCU (Bursa)
Gayrisafi millî hasıla
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla) -
Sizler Güç bizde, biz bu belediyeleri kapatırız. diyorsunuz.
Yarın bu millet kendisine söz sırası geldiğinde Bu AKP
Hükûmeti ülkeyi zarara soktu, bunların mevcudiyet nedeni
kalmamıştır, ampullerini söndürüp kepenklerini kapatalım.
dese, kimse gücenmesin, kendi düşen ağlamaz. Bugün
yaptığınızla yarın size söylenecek bu sözün ne kadar
isabetli olduğunu bugünden kabul etmiş oluyorsunuz.
Her zaman söylenegelir, kamu
hizmetlerinin etkinliği, verimliliği ve maliyeti
düşünüldüğünde, yerleşim birimlerinin
toplulaştırılması ve optimal nüfus büyüklüğüne
ulaşılması önemli hususlardandır.
Kapattığınız bazı belediyeler yol üzerinde olan,
ekonomik kapasiteleri büyümeye elverişli yerler ve bu
toplulaştırmaya hizmet eden, gelecekte de hizmet edecek olan yerler.
Bu yerleri desteklemek yerine bunları kapatıyorsunuz. Örnek mi
istiyorsunuz: Ispartanın Yakaavşar, İslamköy, Barla,
Gökçehüyük, Pazarköy, Güneykent, Aydoğmuş, İncesu, Büyükgökçeli,
Uluğbey, Yassıören, Ayvalıpınar, Kasımlar, Kesme,
Göksöğüt, Körküler, Kumdanlı, Kuyucak, Özgüney, Sücüllü ve
Yukarıkaşıkara. Mesela, bunlardan Kumdanlı kasabasına
bir baktığımız zaman, tarihi son derece eski, 1625
yılında otuz altı köyden kurulmuş bir nahiye merkezi.
Yalvaç-Afyon-Senirkent yolu üzerinde kurulmuş, lisesi, sağlık
ocağı ve kasaba merkezinde onlarca bakkal dükkânı, kahvehaneler
vesaire küçük esnaftan oluşan canlı bir merkezi var. Bu
kararınız ile Kumdanlı ve Kumdanlıya benzer yerlerin
sönmesini sağlıyorsunuz. Ne yaptığınızın çok
farkında olmadığınızı ve meseleye son derece
yüzeysel ve bütüncül yaklaştığınızı düşünüyoruz.
Milliyetçi Hareket Partisinin şu andaki çabası, Basra harap olmadan
Basrayı kurtarma çabasıdır. Bu neredeyse maliyet-fayda
analizinden ibaret dar yaklaşımınızın sosyal
hayatımıza son derece olumsuz etkisi olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Korkmaz, konuşmanızı tamamlayınız.
S. NEVZAT KORKMAZ (Devamla)
Değerli milletvekilleri, Kütahya Milliyetçi Hareket Partisi
milletvekilimizin bir sorusu vardı, diyordu ki: TÜİKin nüfus
tespitlerinden sonra beldelerden bazıları valilik kanalı ile
talep etmiş, Sayın Bakan da onaylamış, buralarda yeniden
nüfus tespitleri yapılmış. Bu tespitleri dikkate alacak
mısınız? şeklindeydi. Sayın Bakanın cevabı:
Bu kanunda bu öngörülmemiştir. Öngörülmediğini biz de biliyoruz
Sayın Bakan, siz ne diyorsunuz? Dostlar alışverişte görsün!
Kamuoyu tatmin edici bir cevap bekliyor. Bu cevap sorumuzun
karşılığı mı Allah aşkına? Üç gündür,
kapatılan belediyelerle ilgili demokratik hakkımızı
kullanıyor ve onlar adına sorular soruyoruz. Biliyoruz, cevaplandırmakta
zorluğu var, sıkıntılı sorular, Sayın
Bakanımıza bir türlü soru beğendiremiyoruz. Acaba, hiç merak
ediyor mu, televizyonları başında konuşmaları izleyen
söz konusu beldelerin sakinleri bu cevapları beğeniyorlar mı, bu
cevapları yeterince tatmin edici buluyorlar mı?
Son temennimiz,
inşallah, yanlış hesap Bağdattan döner diyor, bu
belediyelerin kapatılmamasını bir kez daha temenni ediyor,
hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Buyurun
Sayın Bakanım.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkanım, çok
kısa, vakit almamak için
Sayın milletvekilimiz
şahsileştirdiği için cevap vermek gereğini duyuyorum. Biz
-başta da ifade ettim- soru ve cevabı çok önemli görüyoruz.
Soruları -kısa süre içinde sorulmasına rağmen- dikkatle
tespit edip elimizde eğer veri varsa, fazla araştırmaya gerek
olmuyorsa cevap vermeye çalışıyoruz. Buna çok itina gösterdim.
Bu yasa tasarısı görüşülmeye başlandığı
andan itibaren burada oturuyorum, söylenen her şeyi çok önemli görüyorum.
Bunu bir devlet ciddiyeti olarak da alıyorum ve bütün milletvekillerimizin
söylediklerine değer veriyorum, saygı duyuyorum. Ama burada
Sorularımıza cevap alamadık. diyorlar. Ben hepsine cevap
vermeye çalıştım, veremediğimiz -vakit yetmediği için
belki- birkaç soru varsa onlara da yazılı cevap vereceğim.
Yalnız, Sayın
Milletvekilimize, konuşmasında değindiği iki hususu da
hatırlatmak istiyorum. Niçin sadece 2 bin nüfus? diyor. Değerli
milletvekilimiz mülki idareden gelir, bunları daha iyi bilmesi gerekir.
Bizim 2005 öncesi mevzuatımızda belediye kurulması 2 bin nüfus
kriterine bağlıydı. 2005 yılında
çıkardığımız Belediye Kanunu ile biz bunu 5 bin nüfus
kriterine çıkardık ve yine 2005te
çıkardığımız kanunla 2 bin nüfusun altına
düşen belediyelerde bu tasarrufun bulunacağını bu yüce
Mecliste kararlaştırdık. Eğer 11inci maddeyi açıp
okurlarsa 2 bin nüfus diyor. Kanun bunu 2 bin nüfus
Biz burada keyfî olarak
2.001, 2.010 nüfuslu, bilmem 1.990 nüfus falan demiyoruz.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta)
Sorum o değildi Sayın Bakanım.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Değerli milletvekilimizin bunu
çok iyi bilmesi gerekir.
İkinci soru
Konuşmasında eğer şahsileştirmeselerdi cevap
vermeyecektim. Niçin bugünü beklediniz siz? Beş yıldır
iktidardasınız. diyor. Ben bunu açıkladım. Niçin beklendi?
Nüfus sayımının sonucu
Ve bu, kanunda maddedir; adrese
dayalı nüfus kayıt sisteminin sonucu
açıklandığında bu tasarrufta bulunulacaktır, o zamana
kadar beklenecektir. Kanun maddesiyle bu
kararlaştırılmıştır ve biz onun gereğini
yapıyoruz.
Ayrıca şunu da
ifade edeyim: Belediyelerin borçları sebebiyle filan bu karar
alınmıyor. Önümüzde mevzuat vardır, kanun hükümleri vardır,
ama borçlar vesair değerlendirmeler bu belediyelerimizle ilgili
gerekçelerimizin içinde olan diğer hususlardır, durum tespitidir,
analizdir. Değerli milletvekillerimiz bilsinler, buralara hangi hizmetler
gidiyor, şartlar nedir onu bilsinler diye ifade ettiğimiz
hususlardır, sizlere sağladığımız verilerdir.
Çok teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Bakanım.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bu sözü neye göre verdiniz?
BAŞKAN - Geçici madde
3ü ekindeki liste
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan
Sayın Başkan
BAŞKAN -
ve kabul
edilen önerge doğrultusunda
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, bu sözü neye göre verdiniz? İç Tüzükün hangi
maddesine göre verdiniz? (AK Parti sıralarından Otur yerine
sesleri)
BAŞKAN
60ıncı maddeye göre çok kısa bir açıklama talebinde
bulunduğu için verdim.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Bakanın böyle bir konuşma hakkı yok. Bu Meclisi
dürüst yöneteceksiniz!
BAŞKAN Dürüst
yönetiyorum. Bu sözü sık sık tekrar edip durmayın.
KAMER GENÇ (Tunceli) O
zaman, son söz milletvekilinin, ben söz istiyorum.
BAŞKAN Yerinize
oturun!
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hayır efendim
BAŞKAN
Bakınız, burada 550 tane milletvekili var, Meclisi huzursuz
etmeyiniz! Yerinize oturunuz! (AK Parti sıralarından
alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) Siz
Meclisi dürüst yönetin! Söz istiyorum. Bakana sözü neye göre verdiniz?
BAŞKAN Bu Meclis bir
kişinin yüzünden çalışmasına halel getiremez. Yerinize oturunuz!
Oturunuz!
KAMER GENÇ (Tunceli) Bakana
o sözü neye göre verdiniz, ben size soruyorum.
BAŞKAN Evet, İç
Tüzüke göre verdim. Oturun yerinize!
KAMER GENÇ (Tunceli)
Efendim, ben oturmuyorum. Bakana o sözü neye göre verdiniz?
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
KAMER GENÇ (Tunceli) Son
söz milletvekilinindir, ver bakalım.
BAŞKAN
Arkadaşlar, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
KAMER GENÇ (Tunceli) Böyle
şey olur mu? Bu Meclis böyle keyfî yönetilir mi?
BAŞKAN - Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
KAMER GENÇ (Tunceli) O
kürsüde keyfî hareket edenleri oturtmayız!
BAŞKAN Durun bir
dakika.
Sizin tek
başınıza bu Meclisi teslim almaya niyetiniz varsa buna
kesinlikle müsaade edilmeyecektir, bunu böylece bilin! (AK Parti
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) O sözü
neye göre verdiniz? Böyle şey olmaz Sayın Başkan, bu Meclisi
keyfî yönetemezsiniz! Böyle şey olmaz!
BAŞKAN - Okutuyorum
önergeyi:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan
Büyükşehir Belediyesi Sınırları İçerisinde İlçe
Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının Geçici 3 üncü maddesinde
belirtilen (45) sayılı Listeyle İçişleri
Bakanlığı adına ihdası öngörülen İlçe Emniyet
Müdürü unvanının ilgili bölümden çıkarılarak, anılan
Listeye aşağıda yer aldığı şekliyle
eklenerek, Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatı
adına ihdas edilmesini arz ve teklif ederiz.
Nihat
Ergün (Kocaeli) ve arkadaşları
Kurumu: Emniyet Genel
Müdürlüğü
Teşkilatı:
Taşra
İhdası Uygun
Görülen Kadroların
Serbest
Tutulan
Kadro Kadro
Sınıfı Unvanı Derecesi Adedi Adedi Toplam
EHS İlçe Emniyet
Müdürü 1 43 43
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Emniyet Genel Müdürlüğü,
İçişleri Bakanlığının bağlı
kuruluşu olmakla birlikte kadroları, 190 sayılı Genel Kadro
ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname eki cetvellerde İçişleri
Bakanlığından ayrı bir bölümde düzenlendiğinden,
ihdası öngörülen İlçe Emniyet Müdürü unvanı için söz konusu
değişikliğin yapılması öngörülmektedir.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
117 sıra
sayılı kanun tasarısının geçici üçüncü maddesinin birinci fıkrasında geçen
karşılamak ibaresinin gidermek olarak değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Emin Tutan
Bursa
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi
okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tekniğine uygun
olacağı düşüncesiyle mütalaa olunur.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın milletvekilleri,
geçici madde 3ü ekindeki liste ve kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, yeni geçici madde eklenmesine dair dört önerge vardır.
Önergeleri ayrı ayrı okutup, ayrı ayrı işleme
alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı tasarıya aşağıdaki geçici 4.
maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nevzat Korkmaz Süleyman L. Yunusoğlu Alim Işık
Isparta Trabzon Kütahya
Hasan Çalış Ahmet Orhan Beytullah Asil
Karaman Manisa Eskişehir
Geçici madde 4 - (1) Ekli
(44) sayılı listede yer aldığı hâlde, Kanunun yürürlük
tarihinden önce referandum yöntemiyle çevre yerleşim birimleriyle
birleşme sürecini başlatan veya tamamlayarak nüfusunu 2.000in üzerine
çıkaran belediyeler bu kanun kapsamı dışında tutulur.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir)
Alim Işık konuşacak.
BAŞKAN Evet, önerge
sahipleri adına, Alim Işık Bey, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ALİM IŞIK (Kütahya)
Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; hepinizi
sözlerimin başında saygılarımla selamlarım.
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Kanun Tasarısına bir geçici madde
eklenmesi talebiyle ilgili önergemiz hakkında sizleri bilgilendirmek
amacıyla grubum adına söz almış bulunmaktayım.
Söz konusu önerge, Sayın
Kâtibin de okuduğu gibi, bu kanunla kapatılmak istenen sekiz yüz
altmış üç belde belediyesinden resmen nüfusunu 2 binin üzerine
çıkarmış veya kısa sürede çıkaracak olan bazı
belediyelerimizin haklarının iadesini amaçlamaktadır.
Önergemizde, kanunun yürürlük
tarihinden önce -birkaç gün sonra eğer yürürlüğe girecek olursa-
referandum yöntemiyle, çevre yerleşim birimleriyle birleşme sürecini
başlatan veya tamamlayarak nüfusunu 2 binin üzerine çıkaran
belediyelerin bu kanun kapsamı dışında tutulması
öngörülmektedir.
Bugünkü oturumumuzun
başında da Sayın İçişleri Bakanımıza bu
içerikli bir soru da sorarak, hiç olmazsa önergemiz gündeme gelinceye kadar
geçecek zaman dilimi içerisinde Sayın Bakanımızın ve siz
çok değerli milletvekillerinin düşünerek vicdanlarınıza
danışma fırsatını amaçladım. Ancak Sayın
Bakanımızın cevabının ne yazık ki olumsuz
olduğunu, bizlerle birlikte bir umutla televizyonlarını izleyen
değerli belediye başkanları ve yüce milletimiz de duymuş
oldu.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; ben, Kütahyada mevcut 74 belediyesinden 48ini
yani yüzde 70ini, bunun yanında 61 belde belediyesinden de
yaklaşık yüzde 80ini biraz sonra kaybedecek olan bir ilin
milletvekiliyim. Herhâlde böyle bir kanun karşısında susup
beklememizi sizlerin de beklememeniz lazım. Benim gibi, içinizde birçok,
belde belediyesi kapatılan milletvekillerimiz var. Haşa bu,
Kuran-ı Kerimin bir emri değil. Biz bu Mecliste hangi kanunlara
hangi eklerin yapıldığını ve hangi kanunlardan hangi
kelimelerin çıkarıldığını çok iyi biliyoruz. Bir
cümleyle, bu belde belediyelerinden Türkiye genelinde yaklaşık yüz-yüz
elli tanesinin kurtarılmasını hanginiz bu insanlara çok
görebilir?
Bu vesileyle, Sayın
Bakanımıza ve siz değerli milletvekillerine bir kez daha bu
konuyu iyi düşünmenizi burada dile getirerek, sizlerin takdirlerine
bırakıyorum.
Şu anda, bu önergemiz kapsamına
giren benim ilimde 4 tane belde belediyem var. 2 tanesi referandumunu
tamamladı, 2 tanesi de ayın 16sına kadar geçecek sürede
tamamlayacak. Bunu, yasal prosedür içerisinde zamanında
başlatıp
Ancak sizler de takdir ediyorsunuz ki, bir beldenin diğerine
bağlanması ya da bir yerleşim biriminin referanduma ikna
edilmesi hemen üç günlük, beş günlük bir olay değil. Bu
arkadaşlarım dört beş aydır bu işin peşindeler
ama bugüne kadar sonuçlandıramamışlar veya 31/12/2007 tarihinden
önce bunun sonucunu alamamışlar. Şimdi, bunların -birkaç ay
gecikmeyle- bu kararı milletin hür iradesiyle almış
olmaları, buradaki haklarının elinden alınmasını
mı gerektiriyor? Bu nedenle bu önergeyi çok önemsiyoruz.
Bu önergenin arkasından
birkaç önerge daha verecek arkadaşlarım. Onlar da var, orada da
birkaç çok önemli düzeltmeyle bazı belediyelerimizi kurtarma
şansımız var. Lütfen, bunu bir kez daha -ellerinizi
kaldırarak evet oyu vermeden önce- bir düşünün diyorum.
Muhalefet milletvekilleri
olarak, zaten bu kanunun görüşülmesi başladığı andan
itibaren tamamına karşı olduğumuzu dile getirdik ve bundan
sonra da devam edeceğiz. Ancak, lütfen, ne olur, hiç olmazsa resmen bu
hakkı kendilerinde gören belediyelerin elinden bu imkânını ve
hakkını almayınız. Çünkü bunların yeniden
kazanılması kolay değil. Seksen beş yıllık
cumhuriyet tarihinin kazanımları bunlar. Son beş
yıllık dönemde yaptığınız uygulamalarla seksen
yıllık birikimi bir kalemde yok edemezsiniz. Bunu tekrar sizlere
hatırlatma görevini kendimde buldum ve tekrarlıyorum, yüreği
yanan bir milletvekili olarak burada konuşuyorum.
Saygılarımı
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Işık.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler... Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde eklenmesine dair
diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı yasa tasarısına aşağıdaki
geçici 4. maddenin eklenmesini arz ederiz.
Kamer Genç Fevzi Topuz Bihlun Tamaylıgil
Tunceli Muğla İstanbul
Şevket Köse Faik
Öztrak
Adıyaman Tekirdağ
Geçici madde 4-
Kaldırılan belde başkanlarının maaşları bu
kanunun yürürlüğe girmesinden başlayarak iki yıl süreyle genel
bütçeden ödenir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, Sayın
Başkan demek içimden de pek gelmiyor çünkü çok taraflı hareket
ediyorsunuz ama yine ben diyeyim.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Saygılı ol bir defa!
KAMER GENÇ (Devamla) Ben
saygıyı sizden öğrenmem. Neyse
Değerli
arkadaşlarım, buraya geçici madde ilavesine ilişkin olarak önerge
verdim. Tabii, tek milletvekili olduğum için ve bu kanun hiç daha bize
dağıtılmadan gündeme alındığından CHPli
milletvekillerinden rica ettim, onlar da, 4-5 arkadaşımız destek
verdi, kendilerine de teşekkür ediyorum.
Şimdi, bakın,
değerli milletvekilleri, burası ciddi bir kurumdur, Türkiye Büyük
Millet Meclisidir. Mesela şu geçici 3üncü maddede AKPliler önerge
hakkımızı kapatmak üzere veriyor. Bu geçici 4üncü madde bir
defa Anayasaya aykırı. Neden aykırı? Anayasanın
163üncü maddesi diyor ki: Cari yıl ve gelecek yıl bütçelerinde gider
artıcı olarak herhangi bir kalem önerirseniz bunların
kaynaklarını göstermek zorundasınız. Nerede kaynak
gösteriyorsunuz?
Ayrıca da mesela bu
3üncü maddenin ikinci fıkrasının çıkması lazım.
Burada ne yapıyor AKP? Bir kurnazlık yapıyor. 3.500 tane kadro
atayacak. Bu 3.500 kadroyu atarken de, artık, KPSSye MPSSye gerek
kalmadan kendi yandaşlarını atayacak oraya. Tabii, bize söz
verilmediği için bunları burada biz dile getiremedik. Böyle bir
şey olur mu? Niye o zaman... Neye göre atayacaksınız? O zaman,
KPSSdeki merkezî yönetim sistemiyle... Burada diyorsunuz ki: Hayır, o
Merkezî Yönetim Bütçe Kanunundaki sınırlara tabi
olmaksızın... diyorsunuz. Yani ne yapacak? Efendim, milletvekilleri
getirecek, bakanlar oraya istedikleri adamları atayacak. Bu tamamen
çiftlik yönetimi. Dolayısıyla, böyle bir yasa olmaz.
Ayrıca, şimdi, siz
diyorsunuz ki: Ben bu memlekette 340 milletvekili aldım, istediğimi
yaparım. Yapamazsın ya! Yapamazsın kardeşim! Sen kimsin
ya? Sen bir defa eski hükümlü bir insansın. Gitmişsin seçildikten
sonra Amerikaya yalvarmışsın, Yahu, benim bu Genelkurmay
Başkanıyla aramı yapın, biz bunlara zarar vermeyiz,
aramızı bulun. demişsin. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Devamla)
Önergeyi konuşuyorum Sayın Başkan, bir dakika. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Neye göre
konuşuyorsun? Böyle bir üslup olur mu yani?
KAMER GENÇ (Devamla)
Arkasından gidilmiş denilmiş Bunu delikten aşağı
süpürmeyin. Ondan sonra
(AK Parti sıralarından gürültüler)
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Önce adam ol, adam! Doğru konuş, doğru!
KAMER GENÇ (Devamla)
Bakın beyler
(AK Parti sıralarından gürültüler)
ZEYİD ASLAN (Tokat)
Konuşma lan! Konuşma!
KAMER GENÇ (Devamla)
Beyler, bugün Türkiye'nin meseleleri çok önemli ve sizin
boyutlarınızı çok aşmış bir boyutta. Türkiye
ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Bu
sıkıntıları burada dile getirmeyeceğiz de nerede dile
getireceğiz sayın milletvekilleri? Yani bugün, işte, bugünkü
televizyonların haberlerini gidin izleyin. Dolayısıyla evvela
birilerinin kendi memleketinde sağlıklı bir yönetim yapabilmesi
için kendine güvenmesi lazım, milletine güvenmesi lazım, halkına
güvenmesi lazım, parlamentosuna güvenmesi lazım. Sen bunları bir
tarafa atıyorsun, gidiyorsun Amerikaya diyorsun Ya, aman bizi delikten
aşağıya süpürmeyin. Bizden yararlanın. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN Sayın
Genç, lütfen, böyle bir husus yok.
KAMER GENÇ (Devamla) Tamam.
Bakın, şimdi,
bugün, burada, tabii, soru sorma hakkı bana verilmedi. Mesela bugün birkaç
tane belediye başkanı arkadaşımız bana yazı
göndermiş. Mesela Ordu ili Gürgentepe ilçesi Direkli Belediye
Başkanı diyor ki: Ben şimdi Ahmetli köyünü kendi belediyeme
kattım. Bunun nüfusu 2 bin. Bunun bana katılmasını
İçişleri Bakanı kabul etti. Başbakanlıkta kararname
bekliyor. diyor. Şimdi, Sayın Bakan bize bir cevap versin
bakalım: Bu vatandaş şimdi 2.500 nüfuslu duruma geliyor. O zaman
bu vatandaşımız bu kanun yürürlüğe girdikten sonra bunun
belde belediyesini kaybedecek mi, etmeyecek mi?
Ayrıca, bize gelen
sözlere göre Sayın Başkan, nüfusu 2 binin altında olup da
bazı belediye hükmi şahsiyetini kaybetmeyen köyler var. Bunlar var
mı, yok mu? Bunlar kaç kişidir? Bunlar neden peki, yani nüfusu 2
binin altına düştüğü hâlde, neden bunlar korunuyor bu kanunla? Burada isimleri yok.
Bunları, tabii, soru sorma imkânımız olmadığı
için burada dile getirmedik. Daha başka da bir önergem var.
Ayrıca da mesela,
şimdi, bu konuyu da şey etmeniz lazım. Kapanma safhasına
gelen bazı belediyeler var ama bunlar bazı işlemler
yapmışlardır. İşte gitmiş, yan köylerle beraber
birleşmişler, ondan sonra gerekli birleştirmeler
yapılmış, ilgili köyde referandum yapılmış,
işlemler yapılmış, bir kısmı gelmiş
İçişleri Bakanlığı tarafından onaylanmış,
kararname için Başbakanlığa gidiyor, bir kısmı daha
İçişleri Bakanlığında, onanma safhasında. Bunlara
da bir açıklık getirin de
Vatandaşlarımız, burada, bize,
bu konuda da açıklama istiyor.
Şimdi, sayın
milletvekilleri, yani bu kadar hiddetlenmeye gerek yok. Ya,
yaptığınız şeyleri söylüyorsak
Efendim, gelsin
işte. Bakın, yine Hükûmet sırasında kimse yok. Bakın,
gördünüz mü? (AK Parti sıralarından gürültüler)
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Doğru konuş, doğru! Provokatörlük yapma! Provokatörlük
yapıyorsun.
KAMER GENÇ (Devamla) Dün
Bir de ben size bir şey diyorum: Gazetelere ilan verin. Bu
İçişleri Bakanı nerede?
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Genç, konuşmanızı tamamlayınız.
KAMER GENÇ (Devamla) Evet.
Bir ilan verin
FATİH ÖZTÜRK (Samsun)
Önerge nerede!
MEHMET SAİT DİLEK
(Isparta) Önergeye gel!
KAMER GENÇ (Devamla) Ya,
önerge önemli de önergeye gelmem için sizin sicillerinizi de ortaya koymam
lazım. (AK Parti sıralarından gürültüler)
ALİ KOYUNCU (Bursa) Sicillerimiz
seninkinden iyi mi?
KAMER GENÇ (Devamla)
Önergede ne diyorum? Önergede diyorum ki: Şimdi, bu belediye
başkanlarını siz emekliye sevk ediyorsunuz. Yazık ya! Yani,
şimdi, bu adamlara teskere verince bunlara hiç olmazsa iki sene maaş
ödensin. Yani, bu insanların hakikaten onuruyla oynuyorsunuz.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Allah Allah!
KAMER GENÇ (Devamla) Yani,
adamlara, o belediyeyi kuran o insanlara, o halka saygısızlık
yapıyorsunuz, belediyelerini siliyorsunuz. Bu sizin hakkınız
değil ki.
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Senin sicilin nasıl? Senin sicilini bir anlatsana!
Senin sicilin belli!
KAMER GENÇ (Devamla) O
beldede oturan köy halkının vereceği bir karar. Referandumla
belediyeyi kurmuş, sen kanunla bunu şey edemezsin. Niye bu konuda
araştırma yapma hakkını vatandaştan alıyorsunuz.
Benim önergem
Diyorum ki: Bu
kanun yürürlüğe girdikten sonra belediye hükmi şahısları
sona erdikten sonra, o beldede belediye başkanlığı yapan
arkadaşlarımız yeni bir
iş buluncaya kadar kendilerine iki ay veya iki sene devlet bütçesinden
maaş ödenmesini istiyorum ama siz belediye
Eğer
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Halikarnastan bahset!
KAMER GENÇ (Devamla)
Önergemin mahiyeti budur.
Saygılar sunarım
efendim.
BAŞKAN Önergeyi
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) İzin verirseniz
BAŞKAN Açıklama
mı yapacaksınız Sayın Bakanım?
FARUK KOCA (Ankara)
Sayın Bakan, muhatap almayın!
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Cevap vermeye değer bulmayın Sayın
Bakanım!
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Muhatap almayın bu adamı!
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Gençin
konuşmasıyla ilgili iki cümle izin verirseniz
BAŞKAN Çok kısa
olsun Sayın Bakanım.
Buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkan, teşekkür
ederim.
Sayın Milletvekili,
tabii Niye söz verdiniz? diyor ama bu kadar önemli şeyler söylendikten
sonra söz almamak olmaz.
Bir defa kınıyorum.
Türkiye Cumhuriyetinin bir Bakanı olarak, bir başka ülkeye
yalvarma gibi bir kelimeyi, kavramı kullandığı için
kınıyorum, ayıplıyorum, telin ediyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Türkiye Cumhuriyetinin hiçbir
hükûmeti gidip de başka bir ülkeye yalvarmamıştır da
yalvarmaz da. Tıynetinde böyle şeyler olanlar ancak bunları ifade
edebilirler. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İkincisi: Biz Hükûmet
olarak değerli milletvekilleri... Bir yasa tasarısının
sonuna doğru geliyoruz. Doğrusu büyük bir nezaket içinde
götürdüğümüz bu görüşmelerin yine o şekilde sürmesini arzu
ederim. Kadro, atama vesaire
Bakın, Hükûmetimiz döneminde bunu büyük iddiayla
ifade ediyorum: Eleman alımı, hangi kurallara göre
alınacağı, atamaların neye göre yapılacağı;
mümkün olabildiğince her şeyi ilkeli hâle getirdik. Eğer buraya
eleman alınacaksa ki bunların büyük kısmı
bakanlıkların mevcut kadrolarından oralara gönderilecektir,
çünkü her yıl alınacak, açıktan atama ile alınacak eleman
sayısı zaten Bütçe Kanununda belirlidir, onlar bakanlıklara
verilmiştir. Bunun içinden alınacaksa da bunun ilkeleri vardır.
O, merkezî sınavla, merkezî kurumdan, sınavı yapan kurumdan istenir
ve ona göre atanır. Burada bu tür ifadeler yanıltıcı
oluyor. Onlar için bir kısa düzeltme
2 bin nüfusun altında
olup da belde tüzel kişiliğini koruyan bir birim yoktur. İlçeler
vardır. İlçelerimizden nüfusu 2 binin altına düştüğü
hâlde belediyesi devam etmektedir, böyle ilçelerimiz vardır; bunun
sayısı ellidir. Ama, ilçe hükmi şahsiyetini
kaldırmadıkça belediyeyi kaldıramazsınız. Burada da
biz öyle bir tasarrufta bulunmuyoruz, Eminönü dışında.
Teşekkür eder,
saygılar sunarım.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Saygıdeğer
arkadaşlarım, izninizle şunu ifade edeyim: Sayın Bakan bir
hususa değindi Hükûmet mensubu olarak, ama Türkiye Cumhuriyetinin hükmi
şahsiyetiyle ilgili, Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyla ilgili
veya herhangi bir bakanıyla ilgili olarak bu tip ifadeler
-bakınız, bu televizyon yayınları dünyanın her
tarafından takip ediliyor- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak
söylüyorum, kendi şahsımı ve inanıyorum ki bütün
insanlarımızı rencide etmiştir. Böyle bir ifade, bir
kısım insanları seversiniz sevmezsiniz, ama Meclis kürsüsünden,
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanıyla ilgili olarak böyle bir hususu
söylemek
KAMER GENÇ (Tunceli) Ben söylemiyorum, basın, gazeteler yazıyor.
BAŞKAN -
ve iki dönem
Türk milletinden temsil yetkisini almış olan insanlara, uygun bir
davranış değildir Sayın Genç. Bir daha bu hususu sakın
tekerrür ettirmeyiniz.
Buyurun.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
Sıra Sayılı yasa tasarısına aşağıdaki
geçici 4 üncü maddenin eklenmesini arz ederiz.
Geçici Madde: Bu kanunla
kaldırılan ilçelerdeki Hükümet konakları bu kanunun
yayımından itibaren beş yıl süreyle öğrenci
yurtları olarak kullanılır.
Kamer Genç Fevzi Topuz Faik Öztrak
Tunceli Muğla Tekirdağ
Bihlun Tamaylıgil Şevket
Köse
İstanbul Adıyaman
BAŞKAN Herhâlde
belediye binaları denmek istenmiş, Hükûmet konağı olmaz
beldelerde çünkü. Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli)
Belediye binaları.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Hükûmet konağı değil, belediye binaları olması
lazım.
BAŞKAN Belediye
binası olacak ama işte aceleyle neler yazıyorsunuz,
görüyorsunuz.
Buyurun Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yahu,
hata yapan ben miyim? Siz bu kanunları getiriyorsunuz, bin tane hata
yapmışsınız. Ben de bir yerde hükûmet konağı
yerine belediye binası demişim, ne var yani bunda?
Şimdi bakın,
sayın milletvekilleri, burası Parlamentodur. Burada da, bu
Parlamentoda her milletvekilinin önerge verme hakkı vardır.
Kaldı ki içinizde en kıdemli milletvekillerinden birisiyim.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Maalesef öylesiniz, maalesef!
KAMER GENÇ (Devamla) Sizden
daha fazla bu Parlamentoyu biliyorum. Burada birçok insanın
cemaziyelevvelini de biliyorum. Onun için çok fazla üzerime gelmeyin. Ben
burada, bakın burada söylediğim sözlerde yalan söylemiyorum.
Kardeşim, sizin milletvekiliniz söyledi. Cüneyt Zapsu gidip de Amerikada
Yahu, işte delikten aşağıya süpürmeyin, bundan
yararlanın. demedi mi? Ben mi söyledim bunu?
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Doğru söylemiyorsun!
ERTEKİN ÇOLAK (Artvin)
Yalan, iftira!
KAMER GENÇ (Devamla)
Kardeşim, yani gazeteler yazdı. Ben de diyorum ki: Bir insan,
ülkesini yönetecek insan evvela kendi halkına güvenecek.
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Gazetelerin her yazdığı doğru mu?
MEHMET EMİN TUTAN (Bursa)
Senin için de çok şey yazdı gazete, onu söylesene!
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Her yazılanı buraya mı getiriyorsun?
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi bakın, şimdi Genelkurmayla ilgili
Ordumuz bir Kuzey Irak
hareketini yaptı.
VEYSİ KAYNAK (Kahramanmaraş)
Önerge hakkında konuş! Önergeyle ne alakası var?
FARUK KOCA (Ankara) -
Yazıklar olsun! Yazıklar olsun!
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Siz şu hükûmet konağına gelin.
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi
Yahu, çok önemli bunlar.
Şimdi, Kuzey Irak hareketinde
Şimdi, bunun, Amerikanın Cumhurbaşkanı çıktı
orada birtakım zırvalıklar yaptı. Ondan sonra Millî Savunma
Bakanı geldi birtakım zırvalıklar yaptı. E şimdi
kardeşim, bunun muhatabı siyasi iktidardır. Bunu niye getirip
askere bağlıyorsunuz ki?
BAŞKAN Sayın
Genç, belediye binalarıyla ilgili hususa gelelim.
KAMER GENÇ (Devamla) Siyasi
iktidar kendi sorumluluğunu alacak.
Şimdi önergemi de
anlatacağım Sayın Başkan. Yani bu kadar önemli değil
ya.
BAŞKAN Belediye
binalarıyla ilgili hususta önerge vermişsiniz ama, onu
konuşacaksınız yani.
KAMER GENÇ (Devamla) Ya
önergemi de anlatacağım, ama yani önergemin bir
başlangıcını yapmam lazım. Başlangıç
yapabilmem için bazı yerlerde işe girmek gerekiyor.
Arkadaşlar, yani biz
burada ilkokul öğrencisi değiliz. İlla, hoca bir soru
sormuşsa illa o soruya bağlı olarak
Şimdi, sizin
Bakanınız burada diyor ki: Efendim, şu değil, bu
değil
Yahu, kardeşim, ben de sizin düşüncelerinizdenim, ama
sizin yöneticileriniz Türkiye Cumhuriyeti devletini uluslararası düzeylerde
küçük düşürecek bir davranışlarda bulunuyorsa bu kürsülerde
kendilerini ikaz edelim de bir daha bu hataları yapmayalım.
Bakın, Bütçe Kanunu
müzakeresi sırasında Ali Babacan buradaydı. Bir soru sorduk,
dedi ki: Efendim, ben bunlara yazılı cevap veriyorum. Siz duydunuz
mu duymadınız mı? Daha bugüne kadar bize bir yazılı
cevap vermedi ve sizin Dışişleri Bakanınızı,
Allahınızı severseniz, bir ilandan arayın. Bugüne kadar,
bütçeden sonra bu salona geldi mi? Bir ilan verin. Türkiye Cumhuriyeti
Dışişleri Bakanı aranıyor. diye bir ilan verin.
BAŞKAN Sayın
Genç
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi, burada tabii
BAŞKAN Sayın
Genç, şu önergeye bir gelelim, önergeye.
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Hükûmet konağına gel!
KAMER GENÇ (Devamla)
Önergeye geliyorum Sayın Başkan, önergeye geliyorum.
Şimdi, önergemin
mahiyeti şu: Şimdi, biliyorsunuz, ülkemizde çok büyük öğrenci
yurdu sıkıntısı var.
FARUK KOCA (Ankara)
Sayın Başkan, önergeyi hatırlamıyor!
KAMER GENÇ (Devamla) Ben,
bu Meclis açıldığından beri dedim ki: Bakın benim
ilimde, Tunceli ilinde 500 küsur öğrenci okuyor ve bir tek öğrenci
yurdu yok, buraya bir öğrenci yurdu yapın.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Bu kadar sene milletvekilliği yaptın, niye
yaptırmadın?
BAŞKAN Sayın
Tutan
KAMER GENÇ (Devamla) Yahu
işte Hükûmet sensin; altı sene, yedi senedir sizsiniz, yapın
işte ya!
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Yazık sana, o kadar sene milletvekilliği yaptın!
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi, böyle olunca, bu belediye başkanlıkları
binasını öğrenci yurtlarına tahsis edelim, dedim. Benim
önergem çok masum ve çok gerekli bir şey.
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Başka işler yapacağına onu yaptırsaydın
keşke!
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi, bir de benim ilimde beldelerin yüzde 50sini kapatıyorsunuz.
Böyle bir şey olur mu arkadaşlar yahu? Beldelerin yüzde 50sini
kapatıyorsunuz. Niye kapatıyorsunuz? Siz oraya ne yardım
yapmışsınız? Yani, siz, orada demin
Her vesileyle şuraya
çıkıyorum: Türkiye Cumhuriyeti devletinin kaynakları çok büyük,
çok yüksek. Eğer bu devlet dürüst, namuslu, haysiyetli yönetilse bu
devletin kaynakları, bu memleketin 3 misli nüfusunu besleyebilecek
kapasitede, hiç borç almaya da gerek yok, ama dürüst yönetilmiyor, ihaleler
yandaşlara veriliyor.
FARUK KOCA (Ankara) Yapma
ya!
KAMER GENÇ (Devamla) Ondan
sonra, bakın şimdi şu belediyeler
Göreceğiz bakalım
kimleri atayacaksınız oralara. Bu belediyelerin
sınırlarını içine aldınız ve sizde olmayan
Mesela, Hereke Belediyesini -ben sordum- niye kapatıyorsunuz? Çünkü,
Hereke, Türkiye Cumhuriyeti devletiyle eş olan bir belediye, 19 bin nüfusu
var ve orada da Sümerbankın hakikaten çok güzel tesisleri var. Ama, sizin
Bakanınız ne dedi? Biz, Sümerbankı tarihe gömdük. dedi. Yani,
işte kendisinin Unakıtan diye bir ismi var ya! Niye sen
kardeşim Herekeyi, Sümerbankı tarihe boğuyorsun? Çünkü
Sümerbank, Türkiye Cumhuriyeti devleti ile Türk işçisinin, Türk
mühendisinin ve bu ülke insanlarının alın teriyle yapılan
çok sağlıklı, çok saygıdeğer bir teşekkülüdür,
fabrikasıdır ve o fabrika sayesinde Türkiye sanayisi, tekstil
sanayisi gelişti. Biz bunu tarihe gömdük. diyor. Ee, ne getirdin yerine?
Gittin de ondan sonra başkalarının, emperyalistlerin neredeyse
bir piyonu durumuna düşürdünüz Türkiyeyi.
Onun için, bu kanunda
dediğimiz şu: Bu yurtların sıkıntısını
gidermek için belediye şeylerini bunlara verelim.
Aslında,
arkadaşlar, o kadar, öyle
Yani, bu getirilen kanun da Anayasaya
aykırı.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Konuşmanızı tamamlayınız Sayın Genç.
KAMER GENÇ (Devamla) Hukukta
müktesep haklar denilen bir kavram vardır. Yani, siz, bir belde
belediyesinde, o beldede oturan, ikamet eden vatandaşların kendi
alın teriyle, kendi kaynaklarıyla yaptıkları o belediye
binasını, elde ettikleri nakliye vasıtalarını,
otomobillerini, ondan sonra, buna benzer, ambulanslarını,
çeşitli kamu hizmetine tahsis ettikleri, verdikleri, yaptıkları
güzellikleri getiriyorsunuz il özel idarelerine veriyorsunuz. İl özel
idareleri kim? Siyasi iktidarın emrindeki kişiler. İl özel
idareleri, maalesef, Türkiye'de sağlıklı hizmet yapmıyor.
İl özel idareleri valiye bağlı. Vali -herkes için söylemiyorum-
ihaleleri sizin adamlara veriyorlar. AKPli olmayan, hatta başı da
örtülü olmayan, hanımı başörtülü olmayan müteahhitlere de ihale
de vermiyorlar.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Bir tane örnek göstersene.
KAMER GENÇ (Devamla)
Şimdi, böyle bir sistem içinde, siz bunları nasıl getirip de,
oradaki o beldeleri getirip de il özel idarelerinin, valilerin emrine
veriyorsunuz. Tamamen facia bir kanun. Bunun sonucuna da siz
katlanacaksınız, o köylere ve beldelere de girmeyeceksiniz.
Önergemin kabulünü istiyorum,
saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı kanun tasarısına aşağıdaki
geçici maddenin eklenmesini arz ederiz.
Prof. Dr. Alim Işık Yılmaz Tankut Prof. Dr. Akif Akkuş
Kütahya Adana Mersin
M. Akif Paksoy Mustafa Enöz Nevzat
Korkmaz
Kahramanmaraş Manisa Isparta
Abdülkadir
Akcan
Afyonkarahisar
Geçici Madde 4. Nüfusu
2.000in altında kaldığı gerekçesiyle tüzel
kişiliği sona erdirilen ve ekli (44) sayılı listede
adları yazılı belediyelerden, birbirine olan
uzaklıkları 5 kmden daha az olanlar, nüfusu en fazla olan belde
merkez olmak üzere birleştirilerek 31.12.2007 tarihli nüfusları
toplamı 2.000in üstüne çıkanlar bu kanun kapsamı
dışında tutulur.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın
Akcan, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN
(Afyonkarahisar) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 117 sıra sayılı Kanun
Tasarısının geçici madde 3ten sonra gelmek üzere vermiş
olduğumuz bir ek geçici madde ilavesi hakkında açıklamalarda
bulunmak üzere huzurunuzdayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
Divan Kâtibimizin de ifade ettiği gibi, biz, bu tasarıya bir ek
geçici madde ekleyerek birbirine yakınlık mesafesi 5 kilometre içinde
olan ve nüfusu 2 binin altına düşmekte olan, düştüğü tespit
edildiği iddia edilen beldelerin, kapatılmak yerine, en yakın ve
nüfusu en fazla olan belediye merkez olmak üzere birleştirilmesi ve bu
bölgede, bu beldelerde yaşayan, bu yerleşim birimlerinde yaşayan
insanlarımızın belediyecilik anlayışı içerisinde
yapılmakta olan hizmetlerden yararlanmaya devam etmelerini arzu
etmekteyiz, düşüncemiz budur.
Değerli milletvekilleri,
nüfusun kriter olduğu ifade ediliyor. Hayır, tek başına
nüfus parametre değildir, başka kriterler de var. Biz bunları
göz önüne alarak belediyelerin kapatılmasına karar veriyoruz.
diyorsunuz. Acaba, Türkiyede var olan köylerde KÖYDES projesini uygulamada
yetmedi mi ki düşünceler, köy sayısı artırılarak,
KÖYDES adı altında yapılmak istenen, olumlu
bulmadığımız şeylere devam etmek için zemin mi
hazırlıyorsunuz diye düşünüyorum.
Sayın Bakanım biraz
önce yöneltilen bir soruya şöyle cevap verdi, dedi ki: Niye Kamu
İhale Kanunundan muaf tutarak KÖYDES projeleri uygulanıyor?
Hızlı olsun diye. Sayın Bakanım, ben size bir örnek vereceğim:
Hızlı olsun diye 57nci Hükûmet döneminde yapılmış bir
iş var. Hızlı olsun diye, medeniyetten yararlansın diye
insanlarımız Afyonkarahisarda Köy Hizmetleri bünyesinde bir kilitli
parke fabrikası kuruldu. Bu fabrikanın yanı başında
bir kanalizasyon büzü üreten tesis vardı. Bu da rehabilite edildi ve
köylerimize kanalizasyon için üretilen bu büzler götürülüp -bakın, devlet
üretiyor bunu, hiç kimseden satın almıyoruz- kanalizasyon
kazılacak, kanal kazılacak, büz döşenecek, köy kanalizasyona
sahip olacak. Su problemi de bitmişse bu da kriterimizdi- üzerine kilitli
parke taşı fabrikasında üretilen parkeler satın
alınmadan, ihale olmadan, orada çalışan işçilerin,
maaş almakta olan işçilerin çalışarak ürettikleri parke
döşenecekti. Ne yaptık? Köy Hizmetleri özel idareye devredildi. Özel
idare ne yaptı -asla kimseyi itham etmiyorum, bildiğim bir şey
olduğu için söylüyorum- bir yandaş şirkete kiraladı.
Kiraladığı bu fabrikadan şimdi özel idare ihale yoluyla
kilitli parke alıyor, bir başka yandaş müteahhide de köye
döşettiriyor.
Sayın Bakanım,
nerede bu hız? Bu hızı hiç kimse yakalayamaz!
ASIM AYKAN (Trabzon) Daha
ucuza çıkar, ucuza.
ABDÜLKADİR AKCAN
(Devamla) Daha ucuza çıkar ama yandaş müteahhitler peydahlanarak
öyle olur. Siz öyle derseniz ben de
böyle derim. Orada beraber inceleyelim. Gelin, gidelim önümüzdeki hafta,
beraber inceleyelim.
ASIM AYKAN (Trabzon)
İnceleyelim.
ABDÜLKADİR AKCAN
(Devamla) Hiçbir gerekçesi söylenemez. Kamu İhale Kanunu
dışarısına çıkarılarak yapılan devlet
hizmetleri her zaman şaibe altında kalacaktır. Bu şaibeden
hiç kimse kendisini kurtaramaz değerli milletvekilleri. Gerekçemizi
söylüyoruz.
KEMALETTİN AYDIN
(Gümüşhane) Kurtaranlar var.
ABDÜLKADİR AKCAN
(Devamla) Kurtaramazsınız.
Ne diyoruz gerekçe? Gerekçe
ne? Genelde kırsal alanda bulunan bu küçük yerleşim birimlerinde
belediyelerin yerel kaynak oluşturma kapasitesi
bulunmadığından, küçük belediyeler genel bütçeye vergi
gelirlerinden aktarılan paylarla bağımlı hâle
gelmişlerdir. Yerel yönetimlere ayrılan pay belediyelerin nüfusuna
göre dağıtıldığından küçük belediyeler daha çok
kaynak sıkıntısı çekmektedir.
Teklif getirin,
değerlendirelim. diyorsunuz. İşte size teklif: 5 kilometre
yarı çapındaki alanda bulunan kapatılma durumunda olan
belediyeleri kapatmayın, birlikte hizmet vermelerini sağlayın.
Bunun neresi anormal bir teklif? Eğer bu sözlerinizde samimi iseniz, bu
önergeye her ne kadar Sayın Bakanım ve Komisyon Başkanı
katılmamışsa da sizler olumlu oy vererek bu düşüncemizi iyi
niyet değerlendirmesi içerisinde değerlendirmek suretiyle realize
edebilirsiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Akcan, konuşmanızı tamamlayınız.
ABDÜLKADİR AKCAN
(Devamla) Eğer amacınız köy türetmekse doğru
yoldasınız; yok, eğer amacınız
insanlarımızı şehircilik nimetlerinden yararlandırmak
için düzenleme yapmaksa işte öneri.
Bu düşüncelerle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Akcan.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
4üncü maddeyi okutuyorum:
Yürürlük
MADDE 4- (1) Bu Kanun
yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN Madde üzerinde,
gruplar adına Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla
Milletvekili Fevzi Topuz, Milliyetçi Hareket Partisi adına İzmir
Milletvekili Oktay Vural; şahıslar adına Burdur Milletvekili
Ramazan Kerim Özkan ve Kırşehir Milletvekili Metin Çobanoğlu.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Sayın Fevzi Topuz, Muğla Milletvekili.
Buyurun Sayın Fevzi
Topuz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA FEVZİ
TOPUZ (Muğla) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan Büyükşehir Belediye Sınırları
İçinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Tasarısının
4üncü maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz
aldım. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar,
değerli milletvekilleri; 8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle,
başta çalışan kadınlarımız olmak üzere tüm
bayanların Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum, hepsini saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, kanun tasarısının gerekçesi
incelendiğinde, kırsal alanda bulunan küçük yerleşim
birimlerinde belediyelerin yerel kaynak oluşturma kapasitesi
bulunmadığı, küçük belediyelerin genel bütçe vergi gelirlerinden
aktarılan paylara bağımlı hâle geldikleri, yeterli nüfus
büyüklüğüne sahip olmayan belediyelerin kaynak
sıkıntısı nedeniyle mali yapının bozulduğu
ve borçlarının giderek arttığı ve bu yerlerdeki idari
ve teknik kapasitenin yetersizliği nedeniyle imar ve ruhsat
uygulamaları başta olmak üzere belediye hizmetleri yeterli kalitede
ve mevzuata uygun olarak verilmediği vurgulanmıştır.
Gerekçede, bu durumun hem vatandaşlar hem de belediye yönetimleri
açısından büyük sıkıntıya neden olduğu ve söz
konusu belediyelerin kapatılma nedeni artan borçları olduğu
ifade edilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, bu gerekçeler bir gerekçe değildir. Çünkü,
belediyelerimizin bu gerekçelerle bugüne kadar hizmet yaptığı ve
bu gerekçeleri öne sürerek belediye başkanı
arkadaşlarımız kendi bölgelerinde yaşayan
vatandaşlarına hizmet etmek için büyük gayret sarf etmişlerdir.
Değerli
arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarımız, bu kanunun
hafta başından itibaren yaptığı
çalışmaları ve Hükûmetin alelacele
hazırladığı bu kanun tasarısı üzerindeki
bazı eksiklikleri objektif olarak ortaya koydular ve değişiklik
önergeleri verdiler. Hükûmet yetkilileri ve AKP Hükûmetinin değerli
milletvekilleri hiç bu değişiklik önergelerini dikkate almadan, oy
çoğunluğunu dikkate alarak sürekli reddetme cihetine gittiler. Bugüne
kadar başta Başbakan olmak üzere Hükûmet temsilcileri, hep
uzlaşma kültürünü ön plana getirerek uzlaşma ile o ülkede
yaşayan 70 milyon insana hizmet edeceğiz diye yola
çıktıklarını ifade ettiler, ama yaptıkları
uygulama hiçbir zaman bunu göstermiyor ve bu yapılan
çalışmaların da insanlar arasında, vatandaşlar
arasında siyasi ayrımcılığa neden olduğunu
görmekteyiz.
Değerli
arkadaşlarım, bu genel gerekçede gördüğümüz, genelleme
yapılarak öne sürülen iddialara katılmak mümkün değildir.
Kırsal alanda bulunan bu küçük yerleşim birimlerinde belediyelerin
yerel kaynak oluşturma kapasitesi bulunmadığı iddiası,
bugün beldesinin sahip olduğu kırsal, doğal ve tarihî ya da
kıyı kaynaklarını beldesinin, bölgesinin ve ülkesinin
yararına kullanan ve koruyan beldelere yapılmış büyük bir
haksızlıktır. Sahip olduğu bu kaynakları
koruma-kullanma dengesini gözeterek kullanan ve beldesine hizmet veren birçok
belediyenin varlığı yadsınamaz. Örneğin, Muğla
ili Marmara ilçesine bağlı Turunç beldesi, Muğla ili Milas
ilçesine bağlı Bafa Belediyesi, Nevşehir iline bağlı
Göreme Belediyesi bunlardan sadece birkaç tanesidir. Bu belediyelerimiz sahip
oldukları kaynakları ülke kalkınma planları, çevre düzeni
planları ve bu planlara uygun olarak projelendirilmiş, ülke turizmine
marka hâline getirmişlerdir.
Dolayısıyla,
yeterli nüfus büyüklüğüne sahip olmadığı gibi nesnel
olmayan bir ölçütle köye dönüştürülmelerini ve bu yapıya sahip
alanlardaki belediyelerin kapatılmasında sadece nüfus ölçütünün ön
plana çıkartılmasını, bu bölgenin insanına, bölgede
yatırım yapmış turizmciye ve yörenin sahip olduğu
doğal, kültürel ve tarihî değerlerine, bu bölgelerde turizm
faaliyetlerinde bulunmak üzere gelen ve konaklayan konuklara
yapılmış iyi niyetten yoksun bir davranış olarak
görüyorum.
Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; bu yerlerdeki idari ve teknik kapasitenin
yetersizliğinden bahsetmek büyük haksızlıktır. Söz konusu
turizm bölgelerinin altyapı sorunu yoktur. Yine biraz önce
bahsettiğim gibi, Turunç beldemiz birçok ilçe ve il belediyesinin sahip
olmadığı altyapıya ve arıtma tesisine sahiptir.
Ayrıca, bu altyapı ve arıtma tesisi Turunç Belediyesinin tamamen
kendi kaynaklarıyla gerçekleştirilmiştir.
Genel gerekçede belediyelerin
kapatılma nedeni olarak öne sürülen belde belediyelerinin artan
borçları ise birçok belediyemiz için de geçerli değildir.
Örneğin, yine Marmaris
ilçemiz Turunç Belediyesinin devlete bir tek borcu yoktur. O zaman Turunç
Belediyesi niye ve niçin kapatılmaktadır? Kaldı ki belediyeler
artan borçları nedeniyle kapatılacaksa bugün gazete sayfalarında
gördüğümüz Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun 2006
yılı faaliyet raporuna göre AKPli Ankara Büyükşehir
Belediyesinin bir kuruluşu olan EGOnun 676 milyon YTLlik doğalgaz
borcunun BOTAŞ tarafından silindiği ortaya çıkmıştır.
Yüksek Denetleme Kurulunun raporuna göre, oluşan zarar Hazineden tahsil
edilmek istenmektedir ve AKPli Melih Gökçekin yaptığı borçlar,
sadece Ankaralı yurttaşlarımızın değil, tüm
ülkenin sırtına yüklenmek istenmektedir. AKPli Ankara Büyükşehir
Belediyesinin, AKP İktidarının desteğiyle kamu
borçlarının üzerine yattığı bilinmektedir. Küçük
belediyeler, AKP İktidarı tarafından borçları nedeniyle
kapatılırken AKPli Ankara Büyükşehir Belediyesinin hiç konu
edilmemesi dikkat çekicidir.
Değerli Başkan,
değerli milletvekilleri; belediyelerin kapatılma nedeni AKPnin
siyasi bir projesidir. Esas olan, bu beldelerin sahip oldukları
kırsal, doğal ve kıyı kaynaklarının
varlığıdır, bugünkü hâliyle kontrol edilme sorunu
yaşanan mera, yayla, Hazine arazisi gibi kırsal alan
varlıklarının ve su kaynaklarının yönetilmesi ve
kontrolüdür. Bu yasa tasarısı yerel kaynaklara el koyma ve toprak
rantının bir aracıdır. Bu yasa tasarısı, AKPnin
yürürlüğe koyduğu KÖYDES ve BELDES projelerini desteklemektedir.
Tasarının 3üncü maddesinin beşinci fıkrasında tüzel
kişiliği kaldırılan ve köye dönüştürülen yerlerde il
özel idaresi ve köylere hizmet götürme birlikleri tarafından içme suyu,
kanalizasyon, temizlik, çöp toplama, ulaşım, itfaiye ve diğer
hizmetlerin yürütülmesi gibi gerekli tedbirlerin alınacağının
ve ihtiyaç durumuna göre bu hizmetleri yürütmek üzere hizmet birimleri
kurulabileceğinin yer alması iddiayı doğrulamaktadır.
Böylece, hizmet götürme konusunda tereddüde düştüğü kimi beldelerin
köye dönüşmesi, siyasi kimliğini kaybetmesi AKP
İktidarının işlerini kolaylaştıracak ve KÖYDES
projeleri kapsamında köye dönüşecek yerleşimler siyasi arenaya
ve rant alanına dönüşecektir.
Görüleceği üzere, AKP il
başkanlarını müteahhitliğe sevk eden KÖYDES ve BELDES gibi
projelerle, kamuoyunda BİT diye anılan belediye şirketlerinin
harcamalarının Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimi
dışında tutulması, KÖYDES ile Kamu İhale Kanununun
bay pas edilmesi, Sayıştay yasası çıkmadığı
için bu harcamaların hesabının sorulmaması ve kamuoyu
vicdanını rahatlatacak kamu denetiminin var olmaması, bu iki projenin
ilginç biçimde diğer kamu harcamalarından farklı pek çok istisna
ve muafiyeti barındırması AKP Hükûmetinin elbette
iştahını kabartmaktadır.
Değerli milletvekilleri,
bir taraftan şeffaflık ve hesap verebilirlik vurgulanarak yasal
düzenlemeler yapılırken, diğer taraftan, hesap verebilirlik,
saydamlık, açıklık ilkeleri çiğnenmekte, mali disiplin
dışına çıkılarak yeni oluşumlara milyarlarca YTL
aktarılmaktadır. AKP Hükûmeti sözcülerinin genel seçimlerin
ardından Bu zaferi KÖYDES ve
BELDES sayesinde kazandık. Eğer böyle devam ederse yerel seçimlerde
oy oranımızı daha da yükseltiriz. açıklamaları
boşuna değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Topuz, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
FEVZİ TOPUZ (Devamla)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; birincisi, bu yasa
tasarısı hukuken sakattır. Türkiyede 1988 yılında
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartnamesi imzalanmış ve 1991
yılında yasalaştırılmıştır.
Değerli arkadaşlar,
değerli milletvekilleri; bu yasa tasarısının başta,
çıkmadan, sakat olduğunu- ülkemizdeki yaşayan bütün
vatandaşlar arasında ayrımcılığa neden
olacağı düşüncesiyle geriye çekilmesinde yarar vardır
diyorum. Oylama yapılırken milletvekillerinin ellerini
vicdanlarına koyup ona göre hareket etmeleri gerekmektedir. Bu duygu ve
düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim
Başkanım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Topuz.
Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına İzmir Milletvekili ve Grup Başkan Vekili Sayın
Oktay Vural. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına hepinize saygılarımı arz
ediyorum.
Ben de 8 Mart günü
kutlayacağımız Kadınlar Gününü kutluyorum. Tabii bu
vesileyle de aslında bugün Türkiyemizde her 10 genç
kızımızdan 7sinin ne öğrenim gördüğü ne de istihdam
edilebildiği, çalışabildiği gerçeğiyle karşı
karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Genç
kızlarımızın maalesef yüzde 66sı ne istihdam ediliyor
ne öğrenim görüyor, Türkiye'nin bulunduğu gerçek bu.
Özellikle son bir yıl
içerisinde uygulanan bu ekonomik politikaların en önemli yükünü de
açıkçası hanımlarımız çekmiş ve kadın
istihdamı 248 bin kişiye düşmüştür. İşte, Dünya
Kadınlar Günü münasebetiyle, aslında uygulanan ekonomi
politikasının yansımasının kadınlar üzerinde de
ne kadar etkili olduğunu ifade etmek istiyorum.
Ben, bu kanun
tasarısı Meclise sevk edilmeden önce
Öncelikle Sayın Bakana
teşekkür ediyorum, Milliyetçi Hareket Partisi Grubunu ziyaret ettiler ve
bir ön bilgi verdiler. Fakat maalesef bu kanunla ilgili grubumuzun olumlu
katkılarını sağlayabilecek hiçbir imkân
oluşturulmadı. Bu nazik davranışa biz teşekkür
ediyoruz ama Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem bu tasarılar
hazırlanmadan önce ortaya koyacağımız görüş ve
düşüncelerin hem de Mecliste ortaya koyduğumuz görüş ve
düşüncelerin aslında Hükûmet tarafından makulse- kabul edilmesi
gerekiyordu, ama öyle bir zemin hazırlanmadı.
Bu kanunun görüşülmesi
sırasında, komisyonda maalesef milletvekillerimizin önerge verme
hakkı kısıtlandı. Zaman zaman, bu Mecliste görüşme
yaparken, konuşmaların şık olup olmadığından
bahsettik, ama komisyonda milletvekillerinin önerge verme hakkının,
kendi yöresinin derdini dile getirme hakkının
kısıtlanması sizce şık mıdır? Sabahlara
kadar milletvekillerimizi burada çalıştırıp, sonra
gazetelerde uyuklayan milletvekilleri diye manşetlere çıkmak da
şık değil. Dolayısıyla, bu konularda da aslında
düzenli bir çalışma metodunun sağlanması gerekmektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak biz yanlışlıkları, yapılmaması gerekenleri
ifade ettik, önerilerimizi belirttik ve açıkçası, bu
tasarının hazırlanması sırasında yöre
halkının dileklerinin, taleplerinin de
yansıtılmadığını ifade ettik. Nitekim, bütün
bunlar olurken, üç günden bu yana Meclis Genel Kurulunda
tartıştığımız bir tasarı, düşünün ki
bir komisyonda sadece ve sadece dört saatlik bir çalışmada kabul
edildi. Komisyon çalışmıyor, Meclis çalışıyor!
Burada AKP Grubu da önergeler verdi. Keşke bu önergeleri komisyonda
verseydiniz. Komisyonda düzenleseydiniz. Burada hep yasama ekonomisinden
bahseden Ahmet İyimayanın da kulaklarını çınlatmak
lazım. Komisyon çalışmıyor, parmaklar
kaldırılıyor, ama yanlış çıkan hususları da
Genel Kurulda düzeltiyoruz. Keşke, komisyonda milletvekillerimize bu imkân
sağlansaydı; sağlanmadı acelemiz var denildi. Sabaha
kadar, beş buçuğa kadar bekledik, ama beş buçuktan sonra, bu
kanunun çıkmasını isteyenler Mecliste yoktu, biz buradaydık.
Bu kanunun
hazırlanması sırasında özellikle AKP parti
teşkilatlarının bir istişare içerisinde olduğu ifade
edildi. Nitekim, bir AKP grup sözcüsü bu çalışmaların bir
kısmına katıldığını ifade etti. Hükûmetle,
Türkiye'nin bir parti devleti olmadığını, bu çerçevede
hükûmet çalışmalarının tüm millete ait olduğunu
paylaşmak istiyorum. Bu konularla ilgili yapılan
çalışmaların da ev çalışması olarak ortaya
konması gerekir.
Hükûmetin
hazırladığı Mevzuat Hazırlama Yönetmeliği 19
Aralık 2005 tarihinde çıktı. 19 Aralık 2005 tarihinde
çıkan Mevzuat Hazırlama Yönetmeliğine göre Etkisi 10 milyon
YTLyi geçen tasarılar için düzenleme etki analizi yapılması
zorunludur. Şimdi huzurlarınıza gelen bu tasarıda bir tek
düzenleme etki analizi yapılmış değildir. Bu düzenleme etki
analizine göre düzenlemenin sosyal, ekonomik ve ticari hayata, çevreye, ilgili
kesimlere etkilerinin neler olacağı ortaya konmalıdır.
Bunun fayda ve maliyetinin ek mali yük getirip getirmediği,
yaklaşık maliyetinin ne olduğu ortaya konmalıdır. Düzenlemenin
muhtemel fayda ve maliyetlerinin neler olduğu ortaya konmalıdır.
Düzenlemeyle yetki ve sorumluluk verilen idarenin doğru seçilip
seçilmediği, düzenlemenin etkilerinin nasıl ölçüldüğü ortaya
konmalıdır. Bu Mevzuat Hazırlama Yönetmeliğini -maalesef,
gerekçede bunlarla ilgili hiçbir husus yok- neye göre yaptınız, neye
göre ölçtünüz? Bir kanun tasarısı hazırlanırken bu Mevzuat
Hazırlama Yönetmeliği çerçevesinde düzenleme etki analizi
yapılmamışsa doğru olmamıştır ama düzenleme
etki analizi yapılmışsa bunun Türkiye Büyük Millet Meclisinde
milletvekillerine ya da gerekçede ifade edilmemesi de yanlış
olmuştur, milletvekillerimiz bunu merak ediyor. Bunun sosyal boyutunu
dikkate aldınız mı? Siz aldık diyorsunuz ama hangi yöreye
nasıl bir ekonomik yük getiriyor, nasıl etkileyecek diye maalesef,
somut bir değerlendirme söz konusu değil.
Bu tasarıda nüfustan
dolayı kapatılan belediyelerle ilgili itirazlarımız oldu.
Gerçekten, bu yörelerin açıkçası- altyapı, imar durumu dikkate
alınarak mı yapıldı? Bu kriterler neden dikkate alınmadı?
Gelir düzeylerinin hizmete yeterli olup olmaması konusu dikkate
alındı mı? Bazı milletvekillerimiz ifade etti: Bizim
borcumuz yok, gelir düzeyimiz de iyi ama kapatılıyoruz. dedi. O
zaman, bu hususlar dikkate alınmadan sadece nüfus kriteriyle ilgili bir
düzenleme, düzenleyici etki analizinin sosyal, ekonomik boyutunu göz ardı
eden bir husustur.
Bu tasarı
görüşülürken zaman zaman AKP sözcülerinin ifade ettiği
Dağıtma dönemi bitti, toplama dönemi var. Milletvekillerimiz
söyledi: Yapmayın, etmeyin. Popülist düşünüyorsunuz, diye
eleştirildi.
Değerli
arkadaşlarım, halkın istek ve taleplerini dile getirmek,
halkın bu taleplerini dikkate almak, halkın istek ve
ihtiyaçlarına göre milletvekillerimizin önerilerde bulunması bir
popülizm olarak yadırganırsa kimin istek ve taleplerini dile
getireceğiz biz? Hansın mı, Georgeun mu, Olli Rehnin mi, ABD
Başkanı Bushun mu? Bu milletin istek ve taleplerini dile
getireceğiz ama milletin her istek ve talebini Popülist
yaklaşıyorsunuz. diyerek âdeta, halkın istek ve taleplerini
biraz da meşru değil diye eleştirmek gerçekten doğru
değil. Burada Egemenlik kayıtsız şartsız
milletindir. diyor. Milletin isteği, milletin talebi, milletin
değeri, milletin yargıları dikkate alınmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak hep biz bunu ifade ettik. O yörelerin istek
ve arzularını dile getirmeyi popülizm diye kötüleyip bir kenara
atarsanız, doğrusu, milleti biraz da hor görme
anlayışı ifade edilebilir.
Şimdi, bütün bunlarla
ilgili bakıldığı zaman, zaman zaman Bunların
borçları var, iyi hizmet edemiyorlar. diye söylendi ve Verimli
kullanmıyorlar. diye ifade edildi. Milletvekillerimiz söyledi,
Türkiyenin borcu 220 milyardan 440 milyar dolara çıkmış, cari
açık 38 milyar dolara vurmuş, işte, dış ticaret
açığı 65 milyar dolara vurmuş. O zaman, belki
sorgulanması gereken, Hükûmetin bu konudaki ekonomi
politikasıdır. O bakımdan, sadece ve sadece borçları var
diye bu yöreleri kapatmak, fayda ve maliyet analizini, sosyal faydayı
dikkate almadan yapmak doğru değildir. Kamu hizmetlerinde, kamu
idaresinde sosyal fayda kavramı vardır. Her şey parayla
ölçülmez. Bu, yanlış bir kamu yönetimi
anlayışıdır. Kamu yönetimi anlayışında
eğer siz sosyal faydayı dışlayıp Parası olan
ancak bu hizmetten yararlanır. anlayışını ortaya
koyarsanız, bu milletin geri kalmışlık zincirini
kıramayız. O bakımdan, bu son derece yanlış
olmaktadır.
Zaman zaman, tabii, bütün bu
eleştirileri yaparken, maalesef, işte Siz özelleştirmeyi de
eleştiriyorsunuz, bunu da eleştiriyorsunuz. Özelleştirmede ne
oldu? İşte Biz doğru yaptık. diye söylediler. Peki 1,3
milyar dolara TÜPRAŞı satarken itiraz etmeseydik, o iptal
edilmeseydi
Daha sonra 6,5 milyar dolara TÜPRAŞın
satılmasının Türkiyenin faydasına olduğunu
düşünmüyor musunuz? Neredeydim? Bizim eleştirilerimiz,
özelleştirmenin ahlaki ve hukuki bir seviyede rekabetçi bir piyasa
düzeninde sağlanmasıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Vural, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
OKTAY VURAL (Devamla)
Tamamlıyorum efendim.
Milliyetçi Hareket Partisi
olarak biz, bu kanun tasarısında yeni kurulan ilçelerimizin
hayırlı olmasını diliyoruz. Başka ilçeler de
kurulmasını istedik. Bu ilçeler kurulurken siyasi birtakım
sınır oynamaları olabilir ama, bu ilçelerin kurulmasında o
yörelere iyi hizmet verilmesini biz Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
diliyoruz. Diğer taraftan, kapatılan belediyelerimize de bu kanun
vesilesiyle aslında geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.
Fakat, unutmayalım ki
değerli arkadaşlarım, belediye, bir demokrasinin önemli
yeşil köklerinden biridir. Demokrasiyi bir araç olarak değil, bir
amaç olarak görüp bu yöre insanlarının kendi kendilerini
yönetebileceğini, kendilerini yönetecek yöneticileri seçebileceğini
göstermemiz gerekiyor. Ama, maalesef, demokrasiyi bir araç olarak gören zihniyet,
bu beldeyi kendi kendisini yönetme imkânından mahrum
bırakmıştır.
Saygılarımı
arz ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Şahsı adına,
Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan.
Sayın Özkan, buyurun.
(CHP sıralarından alkışlar)
RAMAZAN KERİM ÖZKAN
(Burdur) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra
sayılı Kanun Tasarısının yürürlük maddesinde söz
almış bulunuyorum. Yüce heyeti saygıyla selamlarım.
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Başbakan Biz bu yasayı yürütürken
siyasi rant peşinde değiliz. diye bazen camdan, bazen candan
konuşmalar yapıyor. O hâlde, bu kanunun yürürlüğünü 28 Mart
yerine hazirana kaydıralım, siyasi rantı hep beraber ortadan
kaldıralım.
Bu kadar yoğun gündem
varken zaten sekiz yüz altmış üç belediyeyle uğraşmamız
bu Meclisi gerçekten yordu. Üç gündür devamlı telefon alıyoruz:
Artık şu K-1, K-2ye bir gelin
Kömür-1, Kömür-2 diyor
vatandaş şimdi K-1, K-2 belgelerine.
artık şu
yolsuzluklara bir gelin, yokluğa bir gelin, mazota bir gelin,
üretimsizliğe bir gelin, biz perişanız. Ama, bakıyorum,
şu anda Sayın Başbakan yok. Sayın Başbakan
geldiği zaman -arı kuşu vardır, tellerde
sıralanır- koltuklar kararıyor. Şu anda koltukların
yüzü kızardı. Onun için, sözümü kısa kesiyor, tümünüze
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Şahsı
adına, Kırşehir Milletvekili Sayın Metin Çobanoğlu.
(MHP sıralarından alkışlar)
METİN ÇOBANOĞLU
(Kırşehir) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; 117 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının 4üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri,
üç gündür, kapatılacak belediyelerle ilgili bu tasarı üzerinde
aralıksız görüşmelerimiz devam ediyor. Bu konuda iktidar
partisini gerçekten çok kararlı görüyoruz. Yani, hem komisyonlardaki
itirazlar noktasında hem Genel Kuruldaki bu kanunun bir an önce
çıkması noktasında ciddi bir kararlılık içerisindeler.
Ama zaman zaman bu görüşmelerde kendi içlerindeki birtakım
rahatsızlıkları da Genel Kurulda bu kürsüde de ifade ediyorlar.
Ben bu konuda bir konuya
açıklık getirmek istiyorum. Bugünkü görüşmeler içerisinde
Sayın Hüseyin Tanrıverdi Bey, bu görüşmelerle ilgili muhalefet
partilerinin itirazları üzerine: Bu kanun hazırlıkları
yapılırken sivil toplum örgütleriyle de görüşmeler
yapılmıştır. Birçok sivil toplum örgütünden bu noktada
görüşler alınmıştır. Hatta, Türkiye Belediyeler
Birliğinin de bu noktada görüşleri alınmış. Türkiye
Belediyeler Birliği yönetiminde Milliyetçi Hareket Partili, Cumhuriyet
Halk Partili üyeler de vardır. Türkiye Belediyeler Birliği bu
yasanın çıkmasının iyi olacağını ifade
etmiştir. demişlerdir.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Manisa) Zaptı okudum, zaptı.
METİN ÇOBANOĞLU
(Devamla) Çok değerli milletvekilleri, şimdi ben, Milliyetçi
Hareket Partisi adına, Türkiye Belediyeler Birliği encümeninde olan
Tarsus Belediye Başkanımız
Sayın Burhanettin Kocamaz Bey ile bu konuşmanın akabinde bir
telefon görüşmesi yaptım. Sayın Belediye
Başkanımızın ifadesi: Böyle bir yasa cinayet olur. Benim
oradaki söylediğim budur. demiştir. Biraz önce görüştüm. (MHP
sıralarından alkışlar) Bunu, özellikle vurgulamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri,
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz, inandığımız bir
konuda asla ve asla tereddüt etmeyiz. Eğer bu yasanın ülkemizin
hayrına olacak bir yasa olduğuna kanaat getirseydik, 70 kişilik
grubumuzla, sonuçları ne olursa olsun, bu yasanın arkasında
olurduk ama biz, bu yasanın ülkemize de belediyelerimize de
halkımıza da olumlu bir şey getirmediğine inanıyoruz
ve Meclis grubumuzla bu yasaya her konuda muhalefet ediyoruz.
Belediyeler Birliğindeki
bir tek Milliyetçi Hareket Partili belediye başkanı
arkadaşımızın da tavrı bu yöndedir. Ama karar olarak,
bakın, biz burada Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi
itiraz ediyoruz, muhalefet ediyoruz ama sonuçta bir oylama yapıyoruz, oylama
neticesinde de bir kanun ortaya çıkıyor.
Eğer itirazlara
rağmen Türkiye Belediyeler Birliğinin böyle bir kararı varsa,
değerli arkadaşlarım, bu, Milliyetçi Hareket Partisini
bağlamaz. Bunun altını çizmek istiyorum. Onun için, acaba, yine
bu görüşmeler çerçevesinde, iktidar partisine mensup bazı milletvekilli
arkadaşlarımız İşte bu yasayı
eleştiriyorsunuz ama bize bazı milletvekilleri gelip bu yasanın
çıkması gerektiği mealinde de konuşmalar yaptılar.
Çok samimi söylüyorum, bu konuşmaları dinledikten sonra, şöyle
bir kanaat oluştu: Acaba bu konuşmaları yapan
arkadaşlarımız vicdanlarında rahatsız, ayrıca bir
suçluluk psikolojisi içerisinde kendilerine suç ortağı mı
arıyorlar? Biz, bu suça ortak olmayız, bu
yanlışlığa ortak olmayız. Sonuna kadar da bu
itirazlarımızı devam ettireceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Çobanoğlu, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
METİN ÇOBANOĞLU
(Devamla) Değerli milletvekilleri, görülüyor ki, bugün içerisinde bu
yasa sizlerin bu kararlı tutumu neticesinde çıkacak gibi gözüküyor
ama bunun sonuçlarını hep beraber göreceğiz, bin yüzün
üzerindeki belediyenin köy hâline getirildiğini, o köyde yaşayan
insanların zaman içerisinde çekecekleri sıkıntıları.
Değerli milletvekilleri,
belki ilk etapta, çekilecek sıkıntıları şöyle
önleyebilirsiniz: Buralara farklı bir yaklaşımla. Ama
buraları köye çevirdikten sonra buralara kaynak aktarıp komşu
köylere ne diyeceksiniz? Bunun sonuçlarını seçimlerde de
Bakın,
bu tür yapılan değişikliklerde, bu tür hesaplar hiçbir zaman
tutmamıştır. Bu önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde de
bunun sonuçlarını göreceğinizi umuyor, hepinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Madde üzerinde soru-cevap
işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Cengiz
MUSTAFA KEMAL CENGİZ
(Çanakkale) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İlk sormuş
olduğumuz sorulardan cevap alamadık. Bununla da ilgili Hükûmete ters
düşen bir konu var. Bunu tekrar sormak istiyorum: Özellikle 2004
yılında Avrupa Birliğine alınan ülkelere
baktığımızda, Avrupa Birliği bu ülkelere şunu
söylemişti bazı ülkeler için: Köy nüfusunuz yüzde 40, yüzde 45.
Avrupa Birliği uluslararası normlarında köy nüfusları yüzde
9un veya 10un altında olması gerekir. şeklinde ulusal bir
form veya kriter olduğunu ifade etmiştir.
İktidarımızın da, Hükûmetimizin de beş yıldan
beri Avrupa Birliği yolundaki olmazsa olmaz tavrıyla, bugünkü yasa
-Türkiyedeki köy nüfusunu yükseltmesi doğal olan bir yasadır- bu
çelişki değil midir? Bu, Avrupa Birliği yolunda bir tezat
oluşturmuyor mudur? Avrupa Birliği yolunda koşan
İktidarın tutumuyla bir terslik teşkil etmemiş midir?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Cengiz.
Sayın Ünlütepe
Yok.
Sayın Barış
TANSEL BARIŞ
(Kırklareli) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Öncelikle 8 Mart Dünya
Kadınlar Gününü kutluyor ve önlerinde saygıyla eğiliyorum.
Sayın Bakanım,
konuşmalarınızda Bu yasa çıkarılırken siyasi
amaç yok, rant yok. diyorsunuz. O zaman kapatılacak beldelerin, belediye
başkanları adına soruyorum:
Referandum demokrasinin ayaklarından biridir. diyen ve Bu ülke
referandumlara alışacak. diyen Sayın Başbakan ve her
fırsatta yüzde 47den bahseden AKP acaba referandumdan niye kaçıyor?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın Yalçın
RIDVAN YALÇIN (Ordu)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakanım,
belki siz değilsiniz bu sorunun muhatabı ama belediyelerin
borçları üstlenilmiş olacak. 4 bine yakın kadro tahsis ediliyor.
Yeni kurulan ilçeler ve donatıları da, ciddi rakamlar ortada olmasına rağmen, bu tasarı
tali komisyon olarak bile olsa neden Plan Bütçe Komisyonunda
görüşülmemiştir, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Yalçın.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya)
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakanım,
millî mücadele tarihimizde önemli bir yer tutan Kurtuluş
Savaşının başlatılarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin
kuruluş temellerinin atıldığı ve 137 bin
şehidimizin kabrinin bulunduğu Dumlupınar
Şehitliğimize sahip Dumlupınar ilçemizin de içinde bulunduğu,
devletimizce de millî park alanı olarak ilan edilmiş, tarihî ve
kültürler zenginlik bölgelerindeki belde belediyelerimizin sadece nüfus kriteri
dikkate alınarak kapatılmasının önüne nasıl
geçebilirsiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Işık.
Sayın Genç
KAMER GENÇ (Tunceli)
Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben, biraz önce
yaptığım konuşmada
İki tane belediyenin bana sorusu
var. Birisi, Ordu ili Gürgentepe ilçesinin Direkli Belediye Başkanı
diyor ki: Biz, nüfusumuz her ne kadar 2 binin altındaysa da biz, civar
Ahmetli köyüyle birleşme kararını tamamladık,
İçişleri Bakanlığına gönderdik. İçişleri
Bakanlığı bu birleşmeyi kabul etti ve kararname için şu
anda Başbakanlığa gönderdi. Bu kararname onay bekliyor. Bu
durumda bizim belediye kapanacak mı, kapanmayacak mı?
Aynı zamanda, Tokat Zile
Yalınyazı Belediye Başkanlığı da aynı
şekilde bir yazı göndermiş bana. Diyor ki: Biz, evet, nüfusumuz
2 binin altında ama biz çevre köylerle birlikte birleştik. Bu
birleşme sonunda İçişleri Bakanlığına gönderdik.
İçişleri Bakanlığı da bizim talebimizi onayladı.
Acaba -biz 2 binin üzerine çıkıyoruz- bizim belediyemiz kapanacak
mı, devam edecek mi? Bunu öğrenmek istiyorum efendim.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın İnan
Yok.
Sayın Ağyüz
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Teşekkür ederim.
Bugün son dakikalarda bin yüz
kırk yedi belediyenin kapanması, dükkân kapatır gibi, AKP
İktidarınca ve AKPli milletvekilleri sayesinde kapanacak.
Sayın Bakanım, bu,
küreselleşme politikasının bir ilk adımı olmasın?
Otonom şehir devletlerine geçiş için bir başlangıç
olmasın? Bu çok tehlikeli bir başlangıçtır. Emeklerini
veren belediye başkanları, emeklerini veren halkı görmezlikten
geliyorsunuz. Bu yasa Türkiyeye bir şey kazandırmaz. Bu yasa kaos
yaratır. Emekleriyle büyüttükleri belediyeleri kapatılan belediyeler
ve halkı bugün ağlıyor. Ama biz bunu CHP olarak Anayasa
Mahkemesine götüreceğiz. Eğer bozulmaz ise de CHP iktidarında
yeni bir modelle bu belediyelerin hakkını geri iade edeceğiz.
Diğer yasalarda olduğu gibi bu belediye yasasında da Türkiyeyi
geriyorsunuz, kaos yaratıyorsunuz. Bunun vebali günahı AKP
İktidarının ve milletvekillerinindir. Bu gece rahat uyuyabilecek
misiniz Sayın Bakanım?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Ağyüz.
Sayın Bakanım,
buyurun.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkanım,
Sayın Cengizin sorusu, köy nüfusu-şehir nüfusu oranları ve
Avrupa Birliğiyle irtibatlı. Bildiğiniz gibi, Türkiyedeki son adrese
dayalı nüfus kayıt sistemiyle bizim köy nüfusumuz yüzde 30un da,
kırsal kesim nüfusumuz yüzde 30un da altına düşmüştür,
kentlerde yüzde 70in üzerine çıkmıştır. Bizim bu
tasarruflarımızda, tabii, Avrupa Birliği süreciyle ilgili falan
bir değerlendirme, o manada, sizin kastettiğiniz manada yok ama biz
tabii, şunu çok önemsiyoruz: Yani, başka ülkelerle mukayese edilmez,
Avrupa ülkeleriyle falan, Türkiye'nin otuz beş bin civarında köyü
vardır, ciddi bir kırsal kesim hayatı vardır. Onun için
kırsal kesime hizmet götürmeyi en önemli önceliklerimizden birisi olarak
görüyoruz ve âdeta şu geçen dönem hükûmetimiz döneminde bu konuda bir
seferberlik ilan ettik. Yani, kısaca, burada bazı yönleri
arkadaşlarımızca eleştirilen KÖYDES, BELDES gibi projeler
aslında kırsal kalkınmanın değişik
boyutlarıdır, yani ilk defa kırsal kalkınmada ciddi bir
altyapı seferberliğidir. İnşallah, bundan sonraki
çalışmalarımızda da -ki huzurunuza getireceğiz: Köy
Kanunu, diğer çalışmalarımız- zaten bunları
göreceksiniz, vatandaşlarımız da bunları görecek. Biz AK
Parti olarak köylerimizde ve kırsal kesimlerde götüreceğimiz o
hizmetlerle, bu tartışmaları o zaman sizler de görmüş
olacaksınız.
Şimdi, burada,
referandumla ilgili, tabii, idari tasarruflarda referandum yapılıyor
ama bu, burada yüce Meclise getirilen bir tasarruftur. Meclisin kararıyla
2005te yasalaşan bir durumu biz burada uygulamaya
çalışıyoruz. Ama idari tasarruflarda, sınır
değişimi ve benzeri tasarruflarda referandum, plebisit türü
çalışmalar yapılıyor.
Mecliste niçin Plan ve Bütçe
Komisyonunda bu tasarı görüşülmedi? Tabii, bu, Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığının takdiridir.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Bir de, acelemiz var Sayın Bakanım!
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Burada, Ordu ili Gürgentepeyle ilgili
baktırıyorum, şu anda bir bilgi sunamıyorum.
Başka? Evet, sorulara
baktığımda, şunu tabii, son soruyla ilgili, Sayın
Ağyüzün
Biz AK Parti olarak hiçbir konuda kaos istemedik. Hiçbir iktidar
kaos istemez ama iktidarlar bazen muhalefetteyken söylenemeyecek, yapılamayacak
şeyleri yapar, cesaretli adımlar atar. Biz ciddi bir düzenleme
yapıyoruz ülkemizin geleceği için, hem kırsal kesim hem kent
kesimi için, büyükşehirlerimiz için. Yeni bir, ciddi bir idari
yapılanmayı burada görüşmüş oluyoruz, düzenliyoruz. Devamı
gelecek, Belediye Gelirleri Kanunu, İl Özel İdaresi Gelirleri Kanunu,
Köy Kanunu gibi yerel yönetimlerle ilgili yeni düzenlemelerimiz,
tasarruflarımız huzurlarınıza gelecek. O zaman da bunu
göreceksiniz. Biz AK Parti olarak yerel yönetimlere bütün hükûmetlerden daha
fazla, önem veren, hizmet götüren, imkân sağlayan, yetki sağlayan bir
Hükûmetiz. Bu devam edecek. Bizim bu, huzurunuza getirdiğimiz kanun
tasarımız da aslında yine bu
çalışmalarımızın bir parçası. Ve sonuçları
da o şekilde olacak.
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkan.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sayın Bakan, kapatmadan önce getirecektiniz o yasaları,
gelirler yasasını kapatmadan önce getirecektiniz.
Çelişkidesiniz.
KAMER GENÇ (Tunceli)
Sayın Başkan, aslında benim sorumda bir hukuki mesele var.
Şu anda birleşme süreci tamamlanmış fakat Başbakanlıkta
kararname safhasında olan belediyeler var. Başbakanlık bu
kararnameyi çıkarmadığı için
BAŞKAN Sayın
Genç, Sayın Bakan da burada, isterseniz onu
Herhâlde vakit yetmediği
için Sayın Bakan cevap vermedi.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Bilgi sunacağız.
KAMER GENÇ (Tunceli) Yani
buna bir açıklık getirirse Sayın Bakan
BAŞKAN Sayın
Genç, Sayın Bakan herhâlde o hususta bir izahatta bulunacak.
Buyurun Sayın
Bakanım.
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Biz bu konuda Sayın
Milletvekiline bilgi sunacağız, yani o durumu bir inceletip bilgi
sunacağım.
BAŞKAN Madde üzerinde
bir önerge vardır, önergeyi okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına
Görüşülmekte olan 117
sıra sayılı Kanun Tasarısının 4 üncü maddesinin
aşağıdaki gibi değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Muhsin Yazıcıoğlu Hasan Erçelebi Ayşe Jale
Ağırbaş
Sivas Denizli İstanbul
Süleyman Yağız Hüseyin
Pazarcı
İstanbul Balıkesir
Madde 4- Bu kanun
yapılacak ilk yerel seçimlerde oluşan yerel yönetimlerin görev
süresinin sona ermesi ile yürürlüğe girer.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
İÇİŞLERİ
KOMİSYONU BAŞKANI TEVFİK ZİYAEDDİN AKBULUT
(Tekirdağ) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Buyurun
Sayın Yazıcıoğlu.
MUHSİN YAZICIOĞLU
(Sivas) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu görüşülmekte
olan kanunun tümüyle ilgili itirazlarımız olmakla beraber, daha önce,
bildiğiniz üzere, Anayasanın 67nci maddesinde Seçim
kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde
uygulanmaz. denilmektedir. Burada sadece, bu bir yılı kurtarabilmek
için, acele bir şekilde bu kanunun çıkartılmaya
çalışıldığını görüyoruz.
Ama, bu kanun
hazırlanırken, tekniğine baktığımız zaman,
kanun tekniğinde, belediyelerin kapatılmasıyla ilgili hangi
kriterler konulmuş? Bir grup öğrenci düşünelim. Bu grup
öğrencilerden birincisi matematikte 4 almış, fizikte 2
almış, Türkçede 5 almış, tarihte 3 almış;
diğer öğrencilerin de her biri, her bir derste farklı puanlar
almışlar, ama siz, bunlar içerisinde bir tane kriteri
alıyorsunuz. Sayın Bakan biraz evvel Kuruluşlarında nüfus
sayıları dikkate alındığı için
kapatılırken de nüfus sayıları dikkate alınıyor.
diyor ama, hâlbuki böyle bir durumda temel bileşenler analizi
yaparsınız ve bir veri seti oluşturursunuz. Bu veri setine göre
ortak bir kriter meydana getirirsiniz. Değişik bileşenler
senteziyle bir yöntem kurabilirsiniz. Yani nüfus, çevre, konum ve
gelişmişlik ölçüsünü dikkate alırsınız. Bunlar
arasında bir ortak kriter belirlersiniz. Bunlar
yapılmamıştır. Dolayısıyla da, maalesef, sadece
nüfus sayısı dikkate alınarak kapatılma yöntemine
girilmiştir. Bu itibarla, önümüzdeki yapılacak olan seçimden daha
sonra uygulanması bir hakkaniyet bakımından da doğru olur
diye düşünüyorum.
Ayrıca, Sivasta
Deliilyas, Kale, Çepni, Eğerci, İnkışla, Suçatı,
Havuz, Gümüşdere, Çataloluk, Akçakışla, Baharözü, Yenikarahisar,
Kalın, Kavak, Kümbet, Şeyhhalil, Şerefiye adlarıyla on
yedi tane belediye kapatılıyor.
Şimdi, İstanbula
baktığımızda Sivasın nüfusundan daha fazla
İstanbulda nüfus vardır. Aynı şekilde, İzmirde,
diğer yerlerde Sivasın nüfusundan fazla nüfus var. Bu, doğudaki
birçok ilimizle ilgili de bu şekildedir. Neden? Çünkü
insanlarımızın doğduğu yerde karnı
doymadığı için daha iyi bir gelecek aramak üzere büyük
şehirlere doğru, gelişmiş şehirlere doğru göç
etmektedirler. Göç, sosyal bir sorun meydana getirmektedir. Türkiyedeki bölgeler
arası dengesizlik beraberinde büyük şehirlerde çevre
sorunlarını, çarpık kentleşmeyle beraber sosyal problemleri
artırmakta, kapkaçtan teröre ve asayişsizliğe kadar birçok
sorunu beraberinde getirmektedir.
Şimdi, biz göçü tersine
çevirmemiz gerekirken, mesela Sivasta Dikimevini de aldılar
İstanbula taşıyorlar. Yani sürekli gelişmişlik
seviyesine göre köylerden şehirlere, şehirlerden büyük şehirlere
doğru göçe katkıda bulunmuş oluyoruz. Bugün, burada kabul
edilecek olan yasayla da bu göçe katkıda bulunulmuş olunacaktır
diye düşünüyorum. Dün Temellideydim. Mesela, Temelliyi de
bağlantısı hiç olmayan bir ilçeye bağlamak suretiyle
Temelliyi ortadan kaldırıyorsunuz. Yani, bir çelişkiler
yumağı hâline getirilmiş olduğu gözüküyor.
Ve bu kadar belde kapatılırken
nüfus sayısına göre kapatıldığına göre ne
olmuş? Nüfusunda düşme olmuş. Niye nüfus düşer? Göç eder.
Göç niye oluyor? Çünkü geçim kaygısı var, geçinemediği için göç
ediyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Yazıcıoğlu, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
MUHSİN YAZICIOĞLU
(Devamla) Ekonomik politikalarınızın iyi olduğunu ifade
ediyorsunuz. Eğer gerçekten köye, kırsal kesimlere refah getirecek
politikalar uygulanmış olsaydı, o zaman bu kadar çok belediyenin
kapatılması söz konusu olmayacaktı. Bugün, bu kadar çok
belediyenin kapatılmasına kriter olarak gösterdiğiniz nüfus
sayılarındaki düşüş, aynı zamanda ekonomik
politikalarınızın da yetersizliğini ve özellikle
kırsal alanlara karşı insafsız ve acımasız bir
ekonomik politika uyguladığınızı ortaya
koymaktadır diye düşünüyorum.
Bu çıkarılacak olan
yasanın ülkenin genel çıkarlarına uygun olmadığı
kanaatimi bir kere daha vurgulayarak, hepinize saygılarımı
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum Sayın Yazıcıoğlu.
Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
4üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
5inci maddeyi okutuyorum:
MADDE 5- (1) Bu Kanun hükümlerini
Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN Madde üzerinde,
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt,
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır; şahısları adına, Gaziantep Milletvekili
Mehmet Erdoğan ve Gaziantep Milletvekili Akif Ekici
Sayın Öğüt, buyurun
efendim, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ENSAR
ÖĞÜT (Ardahan) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisi
adına, belediyelerin kapanmamasıyla ilgili söz almış
bulunuyorum.
Efendim, benim bölgemde Hanak
ilçesi Ortakent Belediyesi kapanıyor, bir de Çıldır ilçesi
Aşıkşenlik beldesi. Aşıkşenlik beldesi çok tarihî
bir belde. 93 Koçaklamasını yazan Can sağ iken yurt vermeyiz
düşmana. diyen Âşık Şenlikin adını
taşıyan bir belde. Bu beldenin kapatılması, o bölgeye büyük
bir iyilik değil de kötülüğün de daha kötülüğü oluyor.
Hanaktaki Ortakent Belediyesi, civarındaki yirmiye yakın köye hizmet
veriyor. Bu belediyelerin kapanması, köye dönüştürülmesiyle o
insanlara yazık oluyor, o bölgeye yazık oluyor. Çünkü, bizim bölgemiz
çok stratejik bir bölgede. Ermenistana ve Gürcistana olan
sınırı, sekiz ay kışı, ağır iklim
koşullarında yaşayan bir bölge. Böyle bir bölgenin stratejik
anlamda kapanmaması lazım. Ama kapatılıyorsa yazık
oluyor. Niye kapatılıyor? Nüfus düşmüş. Niye nüfus düşüyor
kardeşim? Nüfusu
Bugüne kadar bizi yöneten hükûmetlerin kabahati. Oraya
yatırım olsaydı, orada kalkınma olsaydı niye göç
olsun? Şimdi, bizim bir halk ozanımızın şiiriyle
bitireceğim. Kısa da kesmeye çalışacağım, Kemal
Ağabeye sözüm var. Halk ozanımız Mürsel Sinanoğlu diyor
ki: Fabrikam işim olsaydı/ Ekmeğim aşım olsaydı/
Ankara başım olsaydı/ Ben köyümden göçer miydim? (CHP
sıralarından alkışlar) Kimse köyünden göçmezdi.
İkinci
kıtasında diyor ki: Öğretmenim sürgün geldi/ Doktorum
ilaçsız kaldı/ Hastamız kızakta öldü/Ben köyümden göçer
miydim?
ASIM AYKAN (Trabzon)
Şimdi öyle bir şey yok.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla)
Lütfen
ASIM AYKAN (Trabzon)
Onları kaldırdık.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla)
Geçen gün Binali Yıldırım Bey söyledi, 37 köyün yolu kapalı
Ardahanda.
LÜTFİ ÇIRAKOĞLU
(Rize) Paletli ambulanslar var.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla)
İş makinesi yok, ambulans da yok.
Bakın, üçüncü
kıtayı da söyleyeyim: Ankarada Anayasa/Gönlümüzde yoktur tasa
Yani, Anayasadan bir sıkıntımız yok. Ama beyler yan gelip
yatmasa/Ben köyümden göçer miydim? diyor.
ASIM AYKAN (Trabzon) Biz
yatmıyoruz.
ENSAR ÖĞÜT (Devamla) -
Evet, beyler yan gelip yattı, hizmet gitmedi, insanlar göç etti, nüfus
azaldı. Şimdi kimin kabahati var? Burada vatandaşın
kabahati yok ki. Hükûmetlerin kabahati var, hükûmetler kapatıyor. Böyle
bir şey olmaz arkadaşlar!
Ama, Cumhuriyet Halk Partisi
olarak biz, bu işi sonuna kadar götüreceğiz, Anayasaya
götüreceğiz, hukuk devletinde tüm yurttaşlarımızın
hakkını arayacağız.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili ve Grup Başkan Vekili
Sayın Mehmet Şandır, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Büyükşehir Belediyesi
Sınırları İçerisinde İlçe Kurulması ve
Belediyelerle İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasını Amaçlayan Kanun Tasarısının
görüşmelerinin sonuna gelmiş bulunuyoruz. Artık sözün
sonundayız. Ben, bu son dakikada iki hususa dikkatinizi çekmek için söz
aldım.
Biri, bu kanunun muhtemel
sonuçları, biri de, bununla ilişkili olarak, özellikle iktidar
partisinin tavrıyla ilgili söz aldım.
Değerli milletvekilleri,
AKP Hükûmeti ve Meclis Grubu, bu kanunun görüşmelerinde İç Tüzükü de
zorlayarak, Meclisin huzurunu bozan bir inat ve ısrar göstermiştir.
Aslında, bu kanunun, yalnız Meclisin değil, Türkiyenin ve çok
geniş toplum kesimlerinin de huzurunu bozacak bir etki yaratması
ihtimali büyüktür. Kanunun uygulamasıyla Türkiye bir tartışma
ortamına sürüklenecektir.
Değerli milletvekilleri,
bu kanunla 2.011 adet belde belediyesinin 863ü kapatılıyor, köy
hâline getiriliyor. 241 adet belediye de kapatılıyor, mahalle hâline
getiriliyor. Ayrıca, 43 tane de ilçe kuruluyor. Daha önce
çıkardığınız 5216 sayılı Kanunla
büyükşehir belediyesinin sınırları
genişletilmişti. Genişleme sırasında irili ufaklı
çok sayıda belde belediyesi ilk kademe belediyesi olarak büyükşehir
belediyesine dâhil edilmişti. Şimdi bu kanunla bu belediyelerin tüzel
kişilikleri tamamen ortadan kaldırılıyor, mahalleye
dönüştürülüyor ve büyükşehirler bünyesinde yeni ilçeler ve yeni
belediyeler kuruluyor. Ayrıca, ilçe belediyelerinin bazılarından
bazı mahalleler ve bazı kısımlar alınarak bir
başka ilçeye bağlanıyor veya yeni ilçeler, yeni belediyeler
kuruluyor. Köye dönüştürülen yerlerde ve yeni belediye kurulan yerlerde
hizmetlerin aksamadan yürümesi için yeni hizmet birimlerinin kurulması
planlanıyor. Kurulması kararlaştırılan ilçeler ve ilçe
belediyeleri için yüzlerce hizmet birimi, binası, kadrosu,
altyapısı, kısacası, yapılacak yüzlerce, binlerce yeni
iş ortaya çıkıyor. Kapatılmasına karar verilen
1.100ün üzerindeki belediyenin kadrosu, memuru, işçisi, müteahhitleri,
taşeronları, taahhütleri, projeleri, altyapısı, araç ve
gereci, alacağı, borcu, binaları, her şeyden önce de
yaşanan koca bir geçmiş, siyasetler, siyasetçiler, seçimler, koca bir
tarih yok ediliyor ve yeni bir sürece giriliyor.
Değerli milletvekilleri,
bu kanunla artık Eminönü ilçesi tarih oluyor. Bu kanunla Yunus Emre,
Nasrettin Hoca, Hasandede, Kâzım Karabekir; Mersinin Huzurkent;
Hatayın Bezge gibi tarihî bir kimliği olan belediyeler, beldeler yok
ediliyor.
Bu kanunla, Nevşehirin
Kalabası kapatılıyor; neden? Bu kanunla Kayserinin 1912
yılında kurulan Erkilet Belediyesi kapatılıyor. Artık
Gesinin bağlarında kim gezecek?
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Gesililer gezecek.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Bir nostaljiyi yok etmiyor musunuz? Sayın Elitaş nerelerde?
Kısacası bir tarihi
yok ediyorsunuz. Ne için? Haklı bir sebebiniz var mı? Kapatılan
belediyelerin halkına bu kapatma kararını ve sebebini nasıl
açıklayacaksınız? Bu beldelerde yaşayan çocuklara
nasıl açıklayacaksınız?
Değerli milletvekilleri,
öncelikle AKP Hükûmetine, bakanlarına ve AKP Grubu yöneticilerine
hatırlatmak istiyorum: Toplumsal huzuru dinamitliyorsunuz. Toplumun önüne
yeni bir faydasız tartışma alanı açıyorsunuz.
İnsanların aidiyetini, kimliğini, adresini, düzenini
değiştiriyorsunuz. Artık insanlar kendi kimliklerini ifade
ederken şu belediyeden diyemeyecek; köylülük ruhunu, köylülük
kimliğini dayatıyorsunuz.
Bugün böyle
yapıyorsunuz. İşin sıkıntısı şu: Bugün
böyle yapıyorsunuz, yarın ne yapacaksınız? Bugün 2 bin
nüfuslu belediyeleri kapatıyorsunuz, yarın 5 bin nüfusa kadar olan
belediyeleri kapatmayacağınız yönünde topluma bir taahhüdünüz
var mı?
FEVZİ ŞANVERDİ
(Hatay) Bizi izlemeye devam edin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Mesela yeni vilayetler kurmayı da düşünüyor musunuz? Böyle bir oyun
planınızda var mı?
ASIM AYKAN (Trabzon) Tarsus
istiyor vilayet olmayı.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Mesela bazı konularda siyasi çözüm önerirken, mesela eyalet sistemi gibi
bir düşünceniz de bulunuyor mu?
Kısacası sormak
istediğim husus şu: Bugün böyle yapıyorsunuz, yarın ne
yapacaksınız?
HAKKI SUHA OKAY (Ankara)
Sayın Şandır, akıllarına getirmeyin.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Değerli milletvekilleri, söylemek istediğim, yarın ne
yapacağınızın da belli olmadığıdır.
Toplumun her kesiminden
insanlarımız, kurumlar, iş adamları, hatta siyasetçiler,
hatta sizin sayın bakanlarınız, her gün, ülkenin geleceği
üzerinde belirsizlik endişesiyle korku ifade ediyorlar. Bir belirsizlik
var. Siyasi iktidarın yarın ne yapacağı noktasında bir
belirsizlik var. Hemen her konuda bir belirsizlik var. Bugün toplumsal
yapıyla oynuyorsunuz, değiştiriyorsunuz. Toplumun gerçekten
önemli bir kesimi, sorunlu bir kesiminin sosyal statüsünü
değiştiriyorsunuz. Ekonomide yaşanan belirsizlikleri sizin
sayın bakanlarınız farklı farklı cümlelerle ifade
ediyor. Dolayısıyla bu belirsizliğin geliştireceği
geleceğe güvensizlik, Türkiyenin enerjisinin boşa harcanması
gibi bir sonuç getirecek. Bu, toplumsal mutabakatı dinamitleyecek çok
temel bir gelişmedir. Buna dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu kadar
değişiklik, bu kadar anlatılmadan, paylaşılmadan,
topluma anlatılmadan, Türkiye Büyük Millet Meclisine anlatılmadan,
siyasete, siyaset kurumlarına anlatılıp paylaşılmadan
yapılan bu değişikliklerin toplumda oluşturacağı
belirsizlik ve buna dayalı gelecek güvensizliği, inanınız
ki Türkiyenin çok temel bir sorunu olarak gündemde duruyoruz.
Bakınız, gidin piyasalarda yaprak kımıldamıyor.
Yarının ne olacağını bilmiyoruz. diyor.
Şimdi, ısrarla
bağırıyoruz, çağırıyoruz buradan, diyoruz ki:
Şu tarıma vereceğiniz, ürüne vereceğiniz destekleri
açıklayın; çiftçi neyi ekeceğini, neyi ektiğinden ne kadar
destek alacağını bilmiyor. Ama, siz geliyorsunuz, burada,
işin nezaketini de korumadan, bir dayatma üslubuyla kanunlar getiriyorsunuz,
sayısal çoğunluğunuzun gücüyle de bu kanunları buradan
geçiriyorsunuz. Bu doğru değil, bu faydalı değil, bu hak
değil değerli arkadaşlar.
İkinci ifade
edeceğim husus da, biz burada, Türk milletinin sorunlarının
çözümü için, iktidarıyla muhalefetiyle bir ortak sorumluluk içerisinde
çalışmaya gayret sarf ediyoruz. Buradaki mutabakatımız,
buradaki huzurumuz çok önemlidir, Türkiyenin geleceği açısından
da çok değerlidir. Ama ne yazık ki, özellikle bu kanunun
görüşmelerinde, Komisyondaki görüşmelerden başlayarak Genel
Kuruldaki görüşmelerle ortaya çıkan bir husus var: AKP
İktidarı, iktidar partisinin grup yönetimi, her meselede olduğu
gibi özellikle de bu kanun tasarısının görüşülmesinde,
maalesef, ne nezaket kurallarına ne saygı kurallarına ne de kendisinin
verdiği kararların gereğine uymak nezaketini
göstermemiştir.
Bütün gayretimizle
Bir
mutabakat olarak, diğer partilerin de katılımıyla
oluşturduğumuz bir değişiklik önergesi gerçekten bir umut
yaratmıştı ve çıktım burada teşekkür ettim. Ama
sayın AKP grup başkan vekili böyle bir mutabakatı bile bize çok
görüp başımıza kakmıştır. Ne yapacağız?
Birbirimize olan saygımızı, güvenimizi kaybettiğimiz
takdirde millete karşı sorumluluğumuzda nasıl birlikte
hareket edeceğiz?
Değerli arkadaşlar,
değerli milletvekilleri; evvelki gün yaşanan hadiseyi tekrar hatırlatarak
kınıyorum. AKP Grubunun kararıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul çalışma saatleri
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Başkan, tamamlıyorum.
BAŞKAN Buyurun,
konuşmanızı tamamlayınız Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Bitirme saatleri tamamlanıncaya kadar karar
alınmıştır. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, diğer
partilerimiz de dâhil, bunu ciddiye almışlar ve burada -ben yoklama
da yaptım- MHP Grubunun yüzde 80i Genel Başkanının
başkanlığında bu salonda sabahın saat beşine
kadar oturdu, bu kanun görüşmelerine ciddiyetle katıldı. Ama AKP
Grubu grup yöneticileri
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Şu anda yüzde 50si yok Sayın Şandır.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Kendinizi de sayın. Demin 20 milletvekiliniz vardı Sayın
Elitaş. Demin burada 20 milletvekiliniz vardı. Ama AKP Grubu bize hiç
haber vermeden kendi kararlarıyla Meclisi boşalttılar, Meclis
Başkanlık Divanı da buna katkı vererek, oturumu kendi
kararlarının tersine kapatıp gittiler. Böyle bir davranışı
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna saygısızlık olarak
görüyorum ve bunu kınıyorum. Bunun doğru ve faydalı
olmadığını söylüyorum. Bundan sonraki
çalışmalarda bu türlü tavırların daha
sıkıntıya sebep olacağını düşünüyorum.
Bu kanun hayırlı bir
kanun olmamıştır. Bu kanun Türk çiftçisine, Türk köylüsüne
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Sayın Başkanım, lütfederseniz
BAŞKAN - Buyurun, buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla)
Bu kanun hayırlı olmamıştır; sebebi de şudur:
Bakınız, değerli milletvekilleri, her birimiz bir yerlerden
geliyoruz, köylerimiz boşalıyor; köylerde mezar kazacak yer
kalmadı. Kaldı ki, benim geldiğim yerler çok güzel yerler.
İç Anadoluyu düşünün, köyler boşalıyor. Şimdi,
beldeleri köye dönüştürerek, böylelikle oraları da boşaltarak
Türkiyeyi hızla üretimden uzaklaştırıyoruz. Bu politika
doğru değil. Bu toprakları kanıyla
vatanlaştırdı atalarımız, ama biz de dişimiz,
tırnağımızla ekerek üretime kazandırarak elimizde
tutabiliriz. Bu kanun, göreceksiniz -yazın buraya- bir yıl sonra
-tekrar hesabını yapalım- sekiz yüz altmış üç belde
belediyesinin olduğu yerdeki nüfus büyük oranda düşmüş
olacaktır. Bu kanun göçe zorlayacaktır, göçü teşvik edecektir.
Bu kanunun hayırlı
olmadığını düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi
iktidarında bu kanunun yaralarının
sarılacağını halkımıza ve belediyelerimize, bu
beldelerde yaşayan insanlarımıza ifade ediyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
Şahsı adına
Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan
NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Grubumuz adına Hüseyin Tanrıverdi konuşacak.
BAŞKAN - AK Parti Grubu adına Sayın Hüseyin
Tanrıverdi
(AK Parti sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Ben olsam hiç söz almaz, susardım, ama nerede o akıl?
MEHMET EMİN TUTAN
(Bursa) Ne demek o ya! Çok ayıp!
BAŞKAN - Buyurun Sayın Tanrıverdi.
AK PARTİ GRUBU ADINA
HÜSEYİN TANRIVERDİ (Manisa) Sayın Başkan, değerli
arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün, üç gündür yoğun
bir çalışmayla vatandaşımızın daha kaliteli, daha
sağlıklı ve daha nitelikli bir hizmet alabilmesi için gelecek
seçimleri değil, gelecek nesilleri düşünmek için bir yasal
düzenlemeyi gerçekleştiriyoruz. Bu yoğun, yorucu bir
çalışma sonrası burada uzun uzadıya konuşacak
değilim. Ancak, kimi parti başkanlarının ve kimi buradaki
konuşmacı arkadaşlarımızın dile getirdiği
bir husus var. Bu da Anayasa Mahkemesine götürme yolundaki bir düşüncedir.
Burada millî iradenin tecelli ettiğine inanıyorum. Millet adına
temsilciler olarak bir karar aldık. Bu millî irade adına hepimiz
görüşlerimizi ortaya koyduk.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Siz alıyorsunuz, ne millî iradesi!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Bu konuda Anayasa Mahkemesinden onuncu Cumhurbaşkanı
Sayın Ahmet Necdet Sezer zamanında bir karar ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanımız o zaman Ahmet Necdet Sezerdi. 5393
sayılı Belediye Kanununun 8inci maddesinin ikinci fıkrası
ve 11inci maddesinin birinci fıkrası ile ikinci
fıkrasının ilk tümcesinin Anayasaya aykırı olduğu
iddiasıyla dava açıldı ve dava sonucunda verdiği 24/1/2007
tarihli gerekçeli karar 29/12/2007 tarih ve 26741 sayılı Resmî
Gazetede yayımlandı. Anayasaya aykırılık hususunun
bu karar çerçevesinde değerlendirilmesini ben beklerdim şahsen.
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) O
yasayla bu yasanın alakası var mı Allahaşkına! Hiç
alakası yok.
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) - Şurada şunu ifade edeyim: Aynı yasanın 8 ve
11i
Sayın milletvekili arkadaşlarım, yüce mahkeme söz konusu
kararında Yasa koyucu mahallî idarelerin kuruluş
esaslarını maddi ve usule ilişkin çerçeveyi belirlemek
koşuluyla, ölçek sorununu dikkate alarak daha etkin ve verimli bir kamusal
hizmet sağlamak amacıyla bir belediyenin ya da köyün tüzel
kişiliğini kaldırabilir. Belediyeyi köye, köyü belediyeye
dönüştürebilir
Ben kararı burada uzun uzun açıklayacak
değilim. Bu çerçevede bir karar vermiştir Anayasa Mahkemesi. Sadece
ıttılaınıza sunuyorum, bilgilerinize sunuyorum...
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sağ ol! Allah razı olsun!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) -
ve bu konuda bu çalışmalara ortak olan bütün
milletvekili arkadaşlarımıza katkılarından dolayı
teşekkür ediyorum.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Meclisi çalıştıran muhalefet!
HÜSEYİN TANRIVERDİ
(Devamla) Bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu kanunun
-ifade ettiğim gibi Türkiyemizin- hem ülkemiz adına hem
insanımız adına hayırlı bir kanun olacağına
inanıyorum. Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
Sağ olun Sayın
Başkanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Şahsı adına
Gaziantep Milletvekili Sayın Mehmet Erdoğan. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MEHMET ERDOĞAN
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
117 sıra
sayılı Büyükşehir Belediyesi Sınırları
İçerisinde İlçe Kurulması ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının 5inci maddesiyle ilgili şahsım
adına söz almış bulunuyorum.
AK Parti, güçlü ve
sağlıklı bir yerel yönetimler yapısının ülkemizde
oluşması için çalışmaktadır. AK Parti döneminde yerel
yönetimlerle ilgili kentsel dönüşüm projelerinin uygulanmasının
kolaylaştırılması, belediye yönetimlerinde sivil toplum
kuruluşlarının aktif olması ve yerel yönetimlerde personel
istihdamının kolaylaştırılması gibi konularda
önemli adımlar atılmıştır.
Yerel yönetimlerle ilgili bir
başka sorun da idari anlamda kapasitesi yetersiz çok belediyemizin
olmasıdır. Bu şekilde küçük ve yetersiz kapasitede belediyemizin
olması, yerel yönetimler anlamında düzenlenmesi gereken bir sorundur.
Yerel yönetim yapımızın daha kaliteli olmasına
yardımcı olacak bu tasarı ile bu sorunun da çözüleceğine
inancımız sonsuzdur. Tasarı ile hizmet maliyetleri
düşürülerek kaynak kullanımı verimli hâle getirilecek,
çalışanların özlük hakları korunarak aynı bölgede
istihdam edilecektir. Kendi ayakları üzerinde duramayan, plan üretemeyen,
işçi maaşlarını ödeyemeyen belediyeler ancak halkın
üzerinde yük olup, halkımıza çözüm üretememektedir. Yeni yapılandırma
ile ülkemizin yerel yönetim yapısı güçlendirilecektir.
Bu kanunun
halkımıza en iyi hizmeti götürmesini, şehirlerimizi de en mamur
hâle getirmesi dileğiyle, hayırlı olmasını diler,
selam ve saygılarımı sunarım. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Şahsı adına,
Gaziantep Milletvekili Sayın Akif Ekici. (CHP sıralarından
alkışlar)
AKİF EKİCİ
(Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle
hepinizi saygıyla selamlıyorum. 117 sıra sayılı
belediyeleri imha etmek için hazırlanmış yasa tasarısı
üzerinde söz aldım.
Aslında, konuşmaya
çok gerek var mı, yok mu bilmiyorum, çünkü karşımızda
fikrisabit bir grup görüyorum. Kararlı gelinmiş, karar verilmiş,
talimatlar alınmış. Çok fazla yapacak bir şey yok, ama biz,
mağdur edilen o 2 milyon insan adına bir şeyler söylemek zorundayız.
Belki içinizden birkaç kişi, bu işin yanlış olduğuna
kanaat gelir de bu işten vazgeçer diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar,
öncelikle belirtmeliyim ki, tasarı her yönüyle yanlış ve siyasi
bir karardır. Tasarıyı İçişleri Komisyonundan bir
günde, antidemokratik anlayışınızı protesto etmek için
muhalefetin salonu terk etmesini de bir kazanç sayarak geçirmeniz
yetmiyormuş gibi, Meclisi sabah altıya kadar meşgul ederek
tasarıyı bir günde kanunlaştırmak istediniz, şu anda
da bunu devam ettiriyorsunuz. Bütün bunları yaparken, bu binden fazla
belediyede yaşayan insanların görüşlerini, düşüncelerini,
yaşam tarzlarını hiç dikkate almadınız. Kent
yaşamına, belediyenin sunduğu hizmetlere alışmış
insanları hiçe saydınız. Bu, kapatılacak olan belediyelerde
yaşayan halk, belediyesine aktarılacak daha fazla kaynak, daha fazla
hizmet beklerken onlara belediyelerini kapatarak nasıl hizmet
sunuyorsunuz?
Kapatılacak
belediyelerin borçlarından bahsediyorsunuz. Bu kapatılacak
belediyelerin birçoğunun borcu çok az ya da hiç yok. Daha doğrusu
toplamının 200 trilyona yakın borcu olduğu söyleniyor.
Eğer borçtan bahsetmek gerekirse Ankara ve Adana Büyükşehir
Belediyelerinin borçlarından bahsetmek gerekiyor. Bunlar o hâle gelmiş
ki bu belediyelerin yan kuruluşlarının genel müdürleri
nikâhlı karılarına, nikâhlı metreslerine, nikâhlı
sevgililerine -daha sayayım mı- milyonlarca yeni Türk
lirasını ortada çarçur edecek hâle gelmiştir. Genel müdürün
şoförünün kaç dairesi var onun araştırılması
yapılıyor şu anda.
Peki, bunları görmezden
gelmenizin sebebi nedir? Çünkü bu ülke ne yazık ki bu dönemde demokrasi
değil çoğunluğun azınlığın üzerindeki
diktatoryası şeklinde yönetilmektedir fakat unutulmamalıdır
ki cumhuriyet tarihi boyunca bu zihniyet birkaç defa iş başına
geldi ama her defasında sonu hüsranla bitti. Bu sonun sizlerin de
başına gelmesi kaçınılmazdır. Size tavsiye ediyorum
yol yakınken aklı selime dönelim.
Sorarım size, bu binin
üzerindeki belediye başkanını ve yöneticileri
başarısız oldukları için mi böyle cezalandırmayla karşı
karşıya bıraktınız? Bu belediyelerde yaşayan
kentli olmaya alışmış insanların kentli olma
haklarını ellerinden alıyorsunuz. Bunu yaparken de hiçbir
görüşü, düşünceyi dikkate almıyorsunuz. En önemlisi de anayasal
hakları hiçe sayarak demokrasinin dışında bir yol
çiziyorsunuz, sadece siyasi kaygılarla bildiğinizi okuyorsunuz. Bu
tavrı daha önce birçok yasal düzenlemede gördük, Vakıflar
Yasası, ARGE, Hâkimler ve Savcılar Yasası, asıl önemlisi,
geçen dönem Teşvik Yasası bu anlayışa verebilecek en iyi
örneklerdir. Özellikle, Teşvik Yasasının altını
çizmek istiyorum. Ben yaptım oldu, mantığı gözetilerek
ilgililerle görüşülmeden, sunulan hiçbir öneriyi dikkate almadan
yapılmış, sanayide gelişme göstermiş illerimizin
birçoğunun sanayide gerilemesini, ülke sanayisine ihanet eden bir
davranış biçimi içerisinde sergilediniz.
Evet, değerli
arkadaşlar, dünyada benzeri olmayan, dış kaynaklı borcu
yüzde 17 faizle kullanmaktayız. Yıllık iç ve dış borç
için toplam 56 katrilyon faiz ödeyen bir ekonomiye sahibiz. 18 milyon
insanımız açlık sınırında, 2 milyon
insanımız aç ve barınaksız yaşamakta fakat bu Hükûmet
ve Sayın Bakan, bütün bunları görmezden gelerek insanlara aş
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ekici, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
AKİF EKİCİ
(Devamla) Benim dünden yalnız üç dakika alacağım var
Sayın Başkanım, onu da ilave ederseniz.
Fakat, bu Hükûmet, Sayın
Bakanım
MUSTAFA ELİTAŞ
(Kayseri) Ticaret değil bu, pazarlığı olmaz bu işin!
AKİF EKİCİ
(Devamla) Bu insanları yoksullaştırarak, kentli olma
haklarını ellerinden alarak, insanların yurttaşlık ve
vatandaşlık bilinçlerini ellerinden almayı bir başarı
atfediyorsunuz.
Evet, değerli
arkadaşlar, benim kentim, siyasi iktidarınızın bütün bu
olumsuzluklarından en fazla etkilenen şehirlerdendir. Teşvik
Yasasıyla, görmezden geldiğiniz kentimin ekonomik ilerlemesi zarar
görmüş ve geriletilmiştir. Şimdi, yine Gaziantepte yedi
belediyeyi kapatıp mahalleye, köye çevirmeye çalışıyorsunuz.
Bunlar içinde, Gaziantepte çok başarılı belediyecilik
sergileyen Burç, Arıl, içinde üç organize sanayi bölgesini
barındıran Aktoprak gibi ilk adım belediyeleri de vardır.
Sizler, bu belediyelerdeki insanlara seçim öncesinde ilçe yapma sözü
veriyorsunuz, fakat ilk icraat olarak da bu belediyelerin haklarını
gasbediyorsunuz. Kaldı ki eğer ortada sunulan bir taslak varsa ve bu,
dediğiniz gibi hiçbir siyasi çıkar gözetmiyorsa
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
AKİF EKİCİ
(Devamla) İki dakika istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın
Ekici, buyurun.
AKİF EKİCİ
(Devamla)
Gaziantepte ilçe olması gereken Karataş ve Gazikent
neden ilçe yapılmadı? Bu süreç neye göre belirleniyor?
Bahsettiğim iki ilçe, biri 750 bin nüfuslu Şahinbey, bir tanesi 650
bin nüfuslu Şehitkamil. Eğer bu işin içinde siyasi amaç yoksa,
bunları neden ikiye bölerek ayrı ayrı belediyeler hâline
getirmediniz? Çünkü burada hesaplanan belli. Dünden beri çok
arkadaşımız söyledi, birkaç gündür, üç gündür söyleniyor.
Birtakım siyasi hesaplar yapılıyor. Belediyeleri elde etmek için
yapılmış olan hesaplardan bir tanesi de bizim şehrimizde
yapıldı. Neden bu 750 bin ve 650 bin nüfusa erişmiş iki
ilçeyi ikiye bölerek dört ilçe hâline getirmediniz? Benim tavsiyem, bu
çoğunluğun diktatörlüğü anlayışını terk
edip gerçekten demokratik anlayışın içinde var
olmanızdır. Yol yakınken bu hüsranlı sona ulaşmadan
aklıselime sizleri davet ediyorum.
Hepinize saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri,
tümünü oylamadan önce, oyunun rengini belirtmek üzere, lehte Kocaeli
Milletvekili Nihat Ergünün; aleyhinde İzmir Milletvekili Kemal Anadolun
söz talepleri vardır.
Sayın Ergün, buyurun
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
NİHAT ERGÜN (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 117 sıra
sayılı Kanun Tasarısının tümünün oylamasına
gelmiş bulunuyoruz. Oylamadan önce oyumun rengini açıklamak üzere söz
aldım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Üç günlük yoğun bir
çalışma temposuyla çok önemli bir tasarıyı aslında çok
ayrıntılı bir şekilde de burada müzakere etme imkânına
sahip olduk. Öncelikle, bu tasarının müzakeresinde burada çok geç
vakitlere kadar çalışan bütün arkadaşlarımı
kutlarım, teşekkür ederim kendilerine. İktidar partimizden
milletvekili arkadaşlarıma, muhalefet partisinden katkı
sağlayan bütün arkadaşlarıma, gerçekten bu tasarıya
katkı yaptıklarını düşünerek teşekkür ediyorum.
Katkı yapmak, sadece bir tasarıya oy vermek anlamına gelmez, o
tasarı hakkındaki eleştiriler de önemli bir katkıdır.
Çünkü, yürütme ve yürürlük maddelerini onayladık. Yürütme organı bu
kanunu yürütürken, bu kanunu icra ederken, mutlaka bu tasarının
kanunlaşması sırasındaki bütün katkıları dikkate
alacaktır. Burada yapılan eleştiriler de bu açıdan
önemlidir diye düşünüyorum. Sayın Hükûmet yetkililerinin, bu eleştirileri, bu
kanunun icrası sırasında önemli eleştiriler ve
katkılar olarak sayacaklarından hiçbir endişem yoktur. O
nedenle, ben de Parlamentoda bu tasarının yasalaşması
sırasında katkı sağlayan bütün muhalefet partisi
milletvekillerine de ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
elbette tasarının eleştirilecek çok tarafları oldu. Bu
tasarıyla sekiz yüz altmış üç belde belediyesi -nüfusu 2 binin
altına düşmüş- hizmetlerin üretilemiyor olması, optimum
büyüklüklerin kaybedilmiş olması sebebiyle yeni bir tüzel
kişiliğe kavuşuyor. Ama, tasarı, buralarda yaşayan
vatandaşlarımız şundan emin olsunlar ki, onların hizmetleriyle
alakalı her türlü güvence sistemlerini getirmektedir. Bugün o
belediyelerde çalışan personelle ilgili her türlü güvence
mekanizmaları bu tasarı içerisinde yer almaktadır. Köy Kanunu,
Belediye Gelirleri Kanunu, İl Özel İdaresi Gelirleri Kanunu ve Türkiyenin
yerel yönetimleriyle ilgili yapılacak olan yeni çalışmalar, hem
köylerimizde hem belediyelerimizde hem de il özel idaresinin alanı
içerisindeki geniş bir çerçevede çok daha nitelikli, çok daha kaliteli
hizmetlerin üretilmesine imkân verecektir; bundan da hiç kimsenin
endişesi, kuşkusu olmasın. Ve bugüne kadar
imkânsızlıklar içerisinde, sadece İller Bankasından gelen
payla bölgelerine hizmet aşkıyla çalışan
Ama, ne
yazık ki her şey kitapta yazıldığı gibi
değil, teorik olarak konuşmalarda olduğu gibi değil. Burada
konuşulan çok güzel sözler oldu ama arazi öyle değil, yani arazi
farklıydı. Arazide, burada konuşulan faydaların,
belediyelerin bu hizmetleri üretememesinin sıkıntısını
belediye başkanlarımız da çekiyordu, meclis üyelerimiz de, o
yörelerde çalışan halkımız da
Ben inanıyorum ki,
hangi partiden olursa olsun, orada seçilmiş olan belediye
başkanları, bu imkânsızlıklar içerisinde, hizmet etme
çabası ve gayretinde olmuşlardır. Onların gayretinden
hiçbir endişemiz ve kuşkumuz yoktur. Oradaki belediye meclis üyeleri,
bugünkü kanunlarda oturum hakkı alma imkânları varken birçoğu
bunları almadan hizmet etmişlerdir, sırf kasabamıza acaba
bir şey yapabilir miyiz diye bu hizmeti yapmışlardır.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Tam popülizm bu! Popülizm bu işte!
NİHAT ERGÜN (Devamla)
Yapmak için gayret etmişlerdir, ama bu gayretlerin, bu organizasyonla bir
neticeye varmayacağı da açıkça ortaya
çıkmıştır. Ben, buradan, onların bugüne kadarki
çabaları ve gayretlerini de kutluyorum. Kendilerini bu üstün hizmet gayretlerinden
dolayı hakikaten tebrik ediyorum. Onlar da hiçbir endişeye
kapılmasınlar ki, bundan sonraki yeni durum, onların
yapmayı çok arzu edip de yapamadıkları hizmetlerin, o
beldelerine, o hizmet vermek istedikleri yörelerine, çok daha fazla hizmetin birkaç
yıl içerisinde, çok daha fazlasıyla geleceğini onlar da
görmüş olacaklardır.
Değerli arkadaşlar,
çok önemli bir idari reformu hep birlikte gerçekleştirdik. Evet, reformlar
tartışmalı olur ve tartışmalı olmuştur. (CHP
sıralarından gürültüler) Tartışmalardan bir kere daha
yararlandığımızı ve bundan sonraki icraatlarda da
yararlanacağımızı düşünüyorum.
Tekrar, bu önemli
tasarının yasalaşmasında üç gün boyunca katkı
sağlayan iktidar partimizin, AK Partinin değerli milletvekillerine ve
muhalefet partisinden arkadaşlarımıza, hem konuşmaları
dolayısıyla hem de yapıcı önergeleri dolayısıyla
çok teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın
Ergün, konuşmanızı tamamlayınız.
NİHAT ERGÜN (Devamla)
Bazı yapıcı önergelerle de tasarının ortak bir
şekilde değişikliğe uğramasına imkân
vermiştir.
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Hiçbir öneriyi kabul etmediniz ki!
NİHAT ERGÜN (Devamla)
Bunları da muhalefetimizin tasarıya olumlu katkıları,
destekleri, bir anlamda şöyle olsa daha iyi olur düşünceleri olarak
algılıyor
ALİ KOÇAL (Zonguldak)
Hangi öneriyi kabul ettiniz?
NİHAT ERGÜN (Devamla)
hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
AHMET KÜÇÜK (Çanakkale)
Günahlara bizi ortak yapamazsın Başkan! Onlar sizin
günahınız!
BAŞKAN Teşekkür
ediyorum.
Aleyhinde, Sayın Kemal
Anadol, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan önce, bu hukuk ve demokrasi cinayeti ve siyasi cinayeti kapsamının
içinde bulunduran, bu antidemokratik yasaya karşı üç gündür direnen,
gayriinsani çalışma koşulları altında direnen
muhalefet milletvekillerine ve partimin grubuna, milletvekillerimize,
Cumhuriyet Halk Partisi milletvekillerine teşekkür etmeyi gerçekten bir
borç ve ödev biliyorum.
ALİ KOYUNCU (Bursa)
Bize yok mu?
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
Size şundan yok: Siz, gerçekten, Türkiye demokrasisine büyük bir darbe
vurdunuz ve demokratik gelişmesini Türkiye'nin engellediniz. Uzun
yıllar bu tahribatın acısını çekeceğiz.
Arkadaşlar, evrensel
hukukun en doğal kuralıdır, kazanılmış hak diye
bir kavram vardır. Siz, kanun çıkarabilirsiniz, bundan sonra 10 bin
nüfuslu olmayan hiçbir yerleşme merkezinde belediye kurulamaz dersiniz,
diyebilirsiniz. Buna saygı duyarız ama en eskisi olduğu için
söylüyorum, 1879 yılında kurulan, belediye teşkilatı
kurulan Yenifoçayı belediye olmaktan çıkarıp mahalle hâline
getirirseniz, bu, gerçekten, oradaki demokratik gelişmeyi, sosyal
gelişmeyi ortadan kaldırır ve gerçekten bir hukuk cinayetidir.
Şimdi, ne derseniz
deyin, akşamüstü saat beşten sonra mesaisi biten ama gece üçte kavga
eden karı kocayı barıştıran, doğum yapan
kadını belediye vasıtasıyla hastaneye yetiştirmeye çalışan;
ambulansla, cenaze arabasıyla gece üçlerde, dörtlerde halka hizmet eden
belediye başkanları gidecek; asık suratlı, sizin partizan
niyetlerle oraya tayin ettiğiniz, Sabah dokuz akşam beş diyen
ve beşten sonra -o kentte de oturmadan- ilçedeki evine giden memurlar
gelecek. Tam tersine, bunları yaparken de sık sık da
gösteriyorsunuz, Sayın Başbakan da gösteriyor Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. diye.
Karşıyakadaki
dokuz mahalleyi -iradesi hilafına- Bayraklıya
bağlıyorsunuz ve referandum yapıyorlar kendi kendilerine, alay
ediyorsunuz. Yapın, referandumu siz yapın. Neymiş efendim, bu
belediyelerin yüzde 57si AKPye oy vermiş. Kendi seçmeninizden mi
korkuyorsunuz?
Başka bir şey daha
yapıyorsunuz. Bakın, bunu söylüyorum: Siyasi amaçla yapmadık.
diyorsunuz. Osmangazi, Mansuroğlu ve Manavkuyu, üç Bornova mahallesinde
Cumhuriyet Halk Partisinin oyu 22 bin, sizin oyunuz da 11 bin. Burayı
alıyorsunuz, başka bir ilçeye naklediyorsunuz. Bu, siyasi
gasptır, siyasi cinayettir. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu cinayete
izin vermeyeceğiz. Hakkımızı koruyacağız.
AHMET YENİ (Samsun)
İzmiri de alacağız.
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
Siz İzmiri falan alamayacaksınız bu yollarla, bu yöntemlerle.
MUSA SIVACIOĞLU
(Kastamonu) Alacağız.
K. KEMAL ANADOL (Devamla)
Ama Anayasa Mahkemesinden bu dönecek. Abana kararı var elimizde. Bal gibi,
seçim sandığını Zati Sungur kutusuna çevirme hareketidir
bu.
O nedenle, hukuka
aykırı, siyasi bakımdan etik olmayan, demokrasiyi ayaklar
altına alan bu antidemokratik yasaya Cumhuriyet Halk Partisi olarak oy
vermeyeceğiz. Anayasa Mahkemesine gideceğiz. Anayasa
yargısında hakkımızı hukukumuzu arayacağız.
Orada da istediğimiz sonucu alamazsak, ilk Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında bu kapattığınız belediyeleri tekrar
açacağız.
Yüce Meclise saygılar
sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
ASIM AYKAN (Trabzon) Ne
zaman?
AHMET YENİ (Samsun)
Rüya, rüya. Hayal görmeyin hayal!
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Anadol.
Sayın milletvekilleri,
yurt dışından yeni dönen Tokat Milletvekilimiz Sayın
Reşat Doğrunun yerinden çok kısa bir açıklaması
olacaktır. Kendisine söz vereceğim.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Sayın Başkanım
BAŞKAN Buyurun
Sayın Doğru.
REŞAT DOĞRU (Tokat)
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum ilginize.
YAŞAR AĞYÜZ
(Gaziantep) Yarın, cuma günü, kapatılan belediyeler uğruna
mevlit okutturacağım, tüm AKP milletvekillerini de davet ediyorum!
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Buyurun,
Sayın Doğru, siz devam edin efendim.
REŞAT DOĞRU (Tokat)
Efendim, malumunuz olduğu şekliyle kanun çıkıyor ancak
Tokat ili bu kanunun çıkmasından çok büyük rahatsızlık
içerisindedir çünkü nüfusu azalmış bir şekilde olurken 70 tane
belediyesinden 46 tane belediyesi kapanıyor. Tabii, bu 46 tane belediyenin
26 tanesi de şenlikler yapılan, kurultaylar yapılan bir yerdir.
Bu insanların hepsi kurultay için, şölenler için hazırlık
içerisindeydiler. Bir anda kasabalıktan köy hâline gelmiş duruma
geçiyorlar. Sayın İçişleri Bakanımıza sormak
istiyorum: Bunlara, bu insanlara neler
söylemek istiyorsunuz?
İkinci sorum olarak da
bazı belediyelerde geçici işçiler çalışıyor. Geçici
işçiler de asil işçiler gibi, yani kadrolu işçiler gibi
haklardan faydalanmak istiyorlar. Bunu da bir kere daha duymak istiyorum. Neler
yapılabilir bunlarla ilgili olarak?
Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Teşekkür
ederim, sağ olun.
Evet, tasarının
tümünü oylarınız sunuyorum: Kabul edenler... Kabul etmeyenler...
Tasarı kabul edilmiştir.
Hayırlı ve
uğurlu olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum.
Evet, tasarının
kanunlaşmasıyla ilgili olarak İçişleri Bakanı
Sayın Beşir Atalayın kısa bir konuşması olacak.
Buyurun Sayın
Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
İÇİŞLERİ
BAKANI BEŞİR ATALAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sadece bir dakikanızı alacağım, gecenin bu
vakti fazla uzatmayacağım. Söylenecek her şey söylendi.
İdari yapımızda önemli değişiklikler öngören bir
tasarıyı kabul etmiş olduk ve üç gün Meclisimizde bütün
boyutlarıyla tartışıldı, görüşüldü.
Ben, Hükûmetim adına bu tasarıya
katkı veren, söz alan, konuşmalarıyla eleştiriler getiren,
sabırla burada Mecliste bulunan bütün milletvekillerine, iktidarıyla
muhalefetiyle, çok teşekkür ediyorum. Hepinize gerçekten bütün
katkılarınız için çok içten teşekkür ediyorum.
Ayrıca şunu da
ifade ediyorum: Burada tabii kimi siyasi ama bu arada çok önemli
konuşmalar oldu; özellikle yerel yönetimlerimizle ilgili, köylerimizle
ilgili, belediyelerimizle ilgili, kentlerimizle ilgili. Biz bu
konuşmalardan çok faydalandık, faydalanacağız. Arkadaşlarıma
da söyledim. Bu üç günlük çalışmanın Meclis
tutanaklarının tamamını alıp mahallî idareler
birimimiz okusunlar, değerlendirsinler; hep birlikte değerlendirelim.
Huzurlarınıza kısa sürede belediye ve il özel idareleri
gelirleriyle ilgili tasarıyı getireceğiz. Köy kanunumuzu
sizlerle yine daha erken zamanda paylaşarak, tartışarak
getireceğiz. Bütün amacımız, ülkemizin her köşesinde, her
kentimizde, her köyümüzde daha fazla hizmet olsun, insanlarımız,
vatandaşlarımız daha rahat yaşasınlar. Hepimizin amacı
bu. Bu düzenleme de bunun için yapılmıştır. Hükûmet olarak
bizim gayretimiz de bu yönde olacaktır.
Hepinize tekrar teşekkür
ediyorum. Saygılar sunuyorum, iyi tatiller diliyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim Sayın Bakanım. Hayırlı olmasını diliyoruz
biz de.
Sayın milletvekilleri,
3üncü sırada yer alan Bursa Milletvekili Mehmet Altan
Karapaşaoğlu ve 3 Milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Çevre ile Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonları Raporlarının görüşmelerine
başlayacağız.
4.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3
milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporları
(2/146) (S. Sayısı: 111)
BAŞKAN Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, yoğun bir çalışma
haftası geçirdik. Hepinize katkılarınız için teşekkür
ediyorum. Sizlere hayırlı akşamlar diliyorum,
saygılarımı sunuyorum.
Sözlü soru önergeleri ile
diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için
11 Mart 2008 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Sizlere ve bizleri izleyen
vatandaşlarımıza hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati : 21.30