DÖNEM: 23 CİLT: 16 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
80inci
Birleşim
20 Mart 2008 Perşembe
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMA
IV. - GENEL GÖRÜŞME
A)
ÖN GÖRÜŞMELER
1.- CHP Grubu
adına Grup Başkan Vekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okay,
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve İzmir
Milletvekili K. Kemal Anadolun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak
Operasyonu konusunda genel görüşme açılmasına ilişkin önergesi
(8/4)
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Samsun
Milletvekili Suat Kılıç ve 19 milletvekilinin, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu ile ilgili genel görüşme önergesinin
ön görüşmelerinin, İç Tüzükün 70inci maddesine göre, kapalı
oturumda yapılmasına ilişkin önergesi
B) Tezkereler
1.-
Dışişleri Bakanı Ali Babacanın,
Dışişleri Bakanlığını temsilen listede
adları bildirilen görevlilerin de kapalı oturuma
katılmasına ilişkin tezkeresi
VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 milletvekilinin; Toprak
Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Çevre ile
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporları (2/146)
(S. Sayısı: 111)
VII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, arazi ve arsa üretimine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/1976)
2.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, açtığı ceza ve
tazminat davalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Adalet
Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/2117)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2225)
4.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, gündem dışı
söz uygulamasına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/2382)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00te açılarak dört oturum yaptı.
Balıkesir
Milletvekili Ergün Aydoğan, sendikal örgütlenmenin önündeki engellere,
Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve
Çanakkale Deniz Zaferinin 93üncü yıl dönümüne,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
İstanbul
Milletvekili Esfender Korkmazın millî gelir hesaplamasına
ilişkin gündem dışı konuşmasına, Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren cevap
verdi.
Avrupa
Parlamentosu milletvekillerinden oluşan bir heyetin ülkemize davet
edilmesine ilişkin Başkanlık tezkeresi Genel Kurulun bilgisine
sunuldu.
Van Milletvekili
Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, seracılığın
geliştirilmesi (10/156),
Artvin
Milletvekili Ertekin Çolak ve 19 milletvekilinin, Artvin ili ve Çoruh
Vadisindeki bitki örtüsünün korunması (10/157),
İçin
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri Genel
Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini alacağı
ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı açıklandı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan; Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu
ve 3 milletvekilinin, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin
(2/146) (S. Sayısı: 111) görüşmelerine başlanılarak
2nci maddesine kadar kabul edildi. Verilen aradan sonra, komisyon yetkilileri
Genel Kurulda hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan; İzmir Milletvekili Mehmet
Tekelioğlunun, EXPO 2015 İzmir Yönlendirme Kurulunun Her Türlü Mali
Faaliyetleri ve Bunların Denetimine Dair Usul ve Esaslar Hakkında
Kanun Teklifi ile Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili İzmir
Milletvekili Oktay Vural ve 2 milletvekilinin, EXPO 2015 İzmir Yönlendirme
ve Yürütme Kurullarının Her Türlü Mali Faaliyetleri ve Bunların
Denetimine Dair Usul ve Esaslar Hakkında Kanun Teklifinin (2/60, 2/99)
(S. Sayısı: 118) yapılan görüşmelerden sonra kabul edilip
kanunlaştığı açıklandı.
20 Mart 2008
Perşembe günü, alınan karar gereğince, saat 14.00te toplanmak
üzere birleşime 19.56da son verildi.
Şükran
Güldal MUMCU
Başkan
Vekili
Fatoş
GÜRKAN Fatma
SALMAN KOTAN
Adana Ağrı
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.: 113
II.- GELEN KÂĞITLAR
20 Mart 2008 Perşembe
Tasarılar
1.- Organize
Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı (1/544) (Tarım, Orman ve
Köyişleri; Plan ve Bütçe ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabiî Kaynaklar,
Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12.3.2008)
2.- Zirai
Mücadele ve Zirai Karantina Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/545) (Tarım, Orman
ve Köyişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
12.3.2008)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ekonomik
İşbirliğine Dair Hükümetlerarası Türk-Türkmen Komisyonu
Hakkında Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna İlişkin Kanun Tasarısı (1/546) (Plan ve
Bütçe ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2008)
4.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Tunus Cumhuriyeti Hükümeti Arasında
Kadının, Ailenin ve Çocukların Statülerinin Geliştirilmesi
Üzerine İşbirliği Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/547) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2008)
Teklifler
1.-
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın; Belediye Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/188)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.3.2008)
2.-
Elazığ Milletvekili Faruk Septioğlunun; Belediye Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/189)
(İçişleri Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi:
11.3.2008)
3.- Demokratik
Toplum Partisi Grup Başkanvekili Van Milletvekili Fatma Kurtulanın;
Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünde Değişiklik
Yapılması Hakkında İçtüzük Teklifi (2/190) (Anayasa
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 12.3.2008)
Tezkereler
1.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/364) (Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2008)
2.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi (Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu
Karma Komisyonu) (3/365) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.3.2008)
3.- Mardin Milletvekili
Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/366) (Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonu)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2008)
20 Mart 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Köksal TOPTAN
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayımız vardır, gündeme geçiyorum.
Sayın
milletvekilleri, alınan karar gereğince gündemin Genel Görüşme
ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmına geçiyoruz.
Bu
kısmın 115inci sırasında yer alan, Cumhuriyet Halk Partisi
Grubu adına Grup Başkanvekilleri Ankara Milletvekili Hakkı Suha
Okay, İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu ve
İzmir Milletvekili Kemal Anadolun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey
Irak operasyonu konusundaki genel görüşme önergesinin ön görüşmesine
başlıyoruz.
IV.- GENEL GÖRÜŞME
A) Ön
Görüşmeler
1.- CHP Grubu adına Grup Başkan Vekilleri Ankara Milletvekili
Hakkı Suha Okay, İstanbul Milletvekili Kemal
Kılıçdaroğlu ve İzmir Milletvekili K. Kemal Anadolun, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu konusunda genel görüşme
açılmasına ilişkin önergesi (8/4)
BAŞKAN
Hükûmet? Burada.
Genel görüşme
önergesi, Genel Kurulun 11/3/2008 tarihli 75inci Birleşiminde
okunduğundan tekrar okutmuyorum.
Genel
görüşme önergesinin ön görüşmesinin kapalı oturumda
görüşülmesine dair İç Tüzükün 70inci maddesine göre verilmiş
bir önerge vardır. Kapalı oturum istemine dair önergeyi okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Samsun Milletvekili Suat Kılıç ve 19
milletvekilinin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu ile
ilgili genel görüşme önergesinin ön görüşmelerinin, İç Tüzükün
70inci maddesine göre, kapalı oturumda yapılmasına ilişkin
önergesi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda görüşülecek olan Türk Silahlı
Kuvvetlerinin Kuzey Irak Operasyonu ile ilgili Genel Görüşme Önergesinin
görüşmeleri için İçtüzüğün 70 inci maddesine göre kapalı
oturum yapılmasını arz ve teklif ederiz.
Suat
Kılıç Kerim
Özkul Veysi
Kaynak
Samsun Konya Kahramanmaraş
Faruk Koca Mehmet Müezzinoğlu Nihat Ergün
Ankara İstanbul Kocaeli
Turan Kıratlı Mustafa Ataş A. Sibel Gönül
Kırıkkale İstanbul Kocaeli
Ahmet Aydın İdris Naim Şahin A. Gökhan Sarıçam
Adıyaman İstanbul Kırklareli
Mustafa
Elitaş Ayhan Sefer
Üstün Gülşen
Orhan
Kayseri Sakarya Van
Sadullah Ergin Mehmet Emin Tutan Fatih Metin
Hatay Bursa Bolu
Bekir
Bozdağ Fahrettin
Poyraz
Yozgat Bilecik
BAŞKAN
- Gerekli şartları
taşıyan kapalı oturum önergesinin gereğini yerine
getireceğiz.
Sayın
milletvekilleri, kapalı oturumda Genel Kurul salonunda bulunabilecek
sayın üyeler dışındaki dinleyicilerin ve görevlilerin
dışarıya çıkmaları gerekmektedir. Sayın idare
amirlerinden salonun boşaltılmasını temin etmelerini rica
ediyorum.
Yeminli
stenograflar ve yeminli görevlilerin salonda kalmalarını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Dışişleri
Bakanı Sayın Ali Babacanın bazı görevlilerin kapalı
oturum süresince salonda bulunmalarına dair bir tezkeresi vardır;
okutup, oylarınıza sunacağım:
B) Tezkereler
1.- Dışişleri Bakanı Ali
Babacanın, Dışişleri Bakanlığını
temsilen listede adları bildirilen görevlilerin de kapalı oturuma
katılmasına ilişkin tezkeresi
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
20 Mart 2008
tarihinde TBMMde gerçekleştirilmesi öngörülen kapalı Genel
Görüşmede Bakanlığımızı temsilen ilişikte
sunulan listede yer alan görevlilerin katılımının temin
edilmesini yüksek müsaadelerine ve tensiplerine saygılarımla arz
ederim.
Ali
Babacan
Dışişleri
Bakanı
Liste:
- Ertuğrul
Apakan, Büyükelçi, Müsteşar
- Feridun Hadi
Sinirlioğlu, Büyükelçi, Müsteşar Yardımcısı
- Hayati Güven,
Büyükelçi, Güvenlik İşleri Genel Müdürü
- Aydın
Selcen, Irak Özel Temsilciliğinde Daire Başkanı
- Ceren Yazgan
Etiz, Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünde Şube Müdürü
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
İdare amiri
arkadaşlarımızdan salonun boşaltılmasını
rica ediyorum.
Grup başkan
vekili arkadaşlarımızda bulunan telsiz telefonları da
lütfen dışarıya göndermelerini kendilerinden rica ediyorum.
Bu
hazırlıkların yapılması için birleşime kısa
bir süre ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.06
İKİNCİ OTURUM
(Kapalıdır)
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.54
BAŞKAN: Köksal TOPTAN
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Sayın
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80inci Birleşiminin
kapalı oturumundan sonraki Üçüncü Oturumunu açıyorum.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler" kısmına geçiyoruz.
1'inci
sırada yer alan, Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve
3 Milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları raporlarının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri
1.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu
ve 3 milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporları
(2/146) (S. Sayısı: 111) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde
Hükûmet? Yerinde.
Şimdi 2nci
maddeyi okutuyorum:
MADDE 2- 5403
sayılı Kanunun, 31/01/2007 tarihli ve 5578 sayılı Kanunla
eklenen Geçici 3 üncü Maddesi yürürlükten kaldırılmış ve
5403 sayılı Kanuna aşağıdaki Geçici Madde
eklenmiştir.
GEÇİCİ
MADDE 4- 11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım
dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan
arazilerin tarımsal bütünlüğü bozmuyor ise istenilen amaçla
kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir
yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması,
hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım
dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi
için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir.
Söz konusu arazi
ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli
kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler,
Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde
tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler.
Bu süreler içerisinde gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri
ilgili idarelerce durdurulur.
Tarım
arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca
başvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfını
değiştirir.
BAŞKAN
Madde üzerinde, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili
Sayın Onur Öymen.
Sayın Öymen,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
Konuşma
süreniz on dakikadır.
CHP GRUBU ADINA
ONUR ÖYMEN (Bursa) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
toprak koruma ve arazi kullanımı ile ilgili Kanunun 2nci maddesi
hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek üzere
söz almış bulunuyorum. Yüce Meclise saygılar sunuyorum.
Şimdi, bu
Kanunun 2nci maddesini şu anda görüşüyoruz. Dikkatlice okuyacak
olursanız, bu Kanunun esası zaten 2nci madde. Belli ki 1inci ve
3üncü maddeler sonradan monte edilmiş ve bunların 2nci maddeyle hiçbir
alakası yoktur. Kanunun getiriliş sebebi 2nci maddedir
doğrudan doğruya ve 2nci maddede, adı sanı belli bir
Amerikan şirketinin, Cargillin, yasalara aykırı biçimde
yaptığı bir faaliyetin, bir inşaatın
yasaklanmasına ilişkin mahkeme kararlarını geçersiz
kılmaktır. Bu son derece önemli bir tekliftir. Dikkatinize sunmak
istiyorum: Bu herhangi bir kanun tasarısı gibi görüşülemez.
Bunun hem hukuki hem siyasi hem de ekonomik boyutları vardır.
Öncelikle
şunu belirteyim: Biz, yabancı firmaların gelip Türkiyeye
yatırım yapmasına karşı değiliz. Hele Bursaya,
bir Bursa Milletvekili olarak yabancı bir firmanın gelip
yatırım yapmasına karşı çıkmamız
düşünülemez. Efendim, bunlar ülkede üretimi arttırırlar,
istihdamı arttırırlar. O bakımdan, biz, bu gibi
yatırımları ilke olarak destekleriz. Bir şartla:
Kanunlarımıza uyacaklar. Kanunlarımıza
uyulmadığı takdirde, o zaman kanunun gereği neyse o
yapılır.
Şimdi bizim
en yapmamamız gereken şey, Meclisten
çıkaracağımız bir yasayla mahkeme kararlarını
geçersiz kılmaktır. İşte, bu kanunun getiriliş sebebi
budur, sadece budur. Anayasa Mahkemesi de dâhil olmak üzere mahkemelerin,
Danıştayın, bölge idare mahkemesinin, usullere,
kanunlarımıza uymadığı için bu yatırımı
durdurma veya yürütmeyi durdurma kararlarını geçersiz kılmak
için getirilen bir kanun tasarısıdır ve bunu çok derin bir
üzüntüyle karşılıyoruz.
Şimdi, bu
konunun çok evveliyatı var, yani Adalet ve Kalkınma Partisi
Hükûmetinden çok önceye gidiyor. Onun için, bu işin bütün
sorumluluğunu Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmetine yüklersek
haksızlık yapmış oluruz. Ama bu dönemde cereyan eden
olaylar, AKP Hükûmetinden önceki dönemden çok farklıdır. Bu dönemin
özelliği, doğrudan doğruya yasalara aykırı
faaliyetlerin korunmasıdır. İşte, işin bizi
rahatsız eden, bizi tedirgin eden tarafı budur.
Başından
itibaren size ayrıntılarını vermeyeceğim, ama bu
konuda o kadar çok mahkeme kararı var ki isterseniz hepsinin teker teker
sayısını, tarihini verebilirim. Barolar birliği müracaat
etmiş, sivil toplum örgütleri müracaat etmiş, hepsi teker teker
müracaat etmişler, yasalara aykırı bu uygulamanın iptal
edilmesi için ve sonunda, gene burada bir yasa çıkarılmış
ve o yasayı, o zamanki Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet
Necdet Sezer Meclise geri gönderiyor. Meclis ısrar ediyor Hayır,
illa bu böyle olacaktır. diye. Onun üzerine, Sayın
Cumhurbaşkanı Anayasa Mahkemesine gidiyor. Anayasa Mahkemesi
yürütmeyi durdurma kararı veriyor.
Şimdi, bizim
Anayasamıza göre, mahkemelerin verdiği karar herkes için
bağlayıcıdır, idare için de Hükûmet için de Meclis için de.
Hiç kimse mahkemelerin verdiği kararı uygulamamazlık edemez.
Şimdi,
Anayasa Mahkemesinden bu karar çıkıyor, yerel bölge mahkemesinden
-iki tane bölge mahkemesinden- yürütmeyi durdurma kararı
çıkıyor, valilik emir veriyor Hayır, devam edebilirsiniz.
diyor. Valiliğin bu emri üzerine bir dava daha açılıyor, ona da
durdurma kararı veriyor mahkeme, gene devam ediyor.
Şimdi bu,
hukuka başkaldırmaktır. Türkiye, ya bir hukuk devletidir ya bir
hukuk devleti değildir, buna bir karar vermemiz lazım. Hukuk
devletiysek, mahkeme kararına uyacaksınız. Bir kanunla mahkeme
kararlarını geçersiz kılamazsınız. Şu anda
yapılan odur.
Değerli
arkadaşlarım, bu konuda, geçmişte çok büyük duyarlılık
gösteren milletvekillerimiz olmuştur, kendilerini kutluyorum. Mesela bu
milletvekillerimizden bir tanesi, 23 Temmuz 1998 tarihinde bu konunun
görüşüldüğü oturumda Meclis kürsüsüne çıkıyor,
şunları söylüyor, birkaç cümlesini söyleyeceğim: Amerikan
Cargill firmasının, Anayasanın ilgili maddeleri
dışında, 2683 sayılı Kültür ve Tabiat
Varlıklarını Koruma Kanununa aykırı hareket etmesi de
ayrıca yatırımın durdurulması için en önemli
sebeplerdendir. filan dedikten sonra, Bu projenin uygulandığı
bu arazi içinde ve en önemli noktasında Cargill firmasına Yüksek
Planlama Kurulu özel izniyle verilen yatırım izninin derhâl
durdurulması gerekir. Tebrik ediyoruz bu arkadaşımızı
ve en sonra da konuşmasının sonunda diyor ki: Bu
yatırımın bir an önce durdurulması ve daha makul bir
bölgeye sevk edilmesini teklif ediyoruz.
Kim bunu diyen?
Bunu diyen kim? Şu anda Adalet ve Kalkınma Partisinin üyesi olan ve
huzurunuzdaki kanun teklifini Meclise sunan arkadaşımız, AKP
Bursa Milletvekili Altan Karapaşaoğlu. Yani birkaç sene önce
aynı konuda çıkıyor Meclis kürsüsünde Derhâl bu
yatırımı durdurun. diyor, şimdi Kanunsuz olarak
yapılan yatırımı affedin. diye kanun tasarısı
veriyor. Arkadaşlar, bu kadar hukuksuzluk olabilir mi?
Burada denildi ki
daha önceki konuşmalarda: Efendim, böyle kişiye özel kanun
çıkmaz, bir firmaya özel kanun çıkmaz. Ve çok değerli
arkadaşlarımız, Sayın Bakan, Komisyon Başkanı
dediler ki: Efendim, böyle şey olur mu, söz konusu değil. Kim
demiş bu kanun özel bir firmaya yöneliktir? Değil mi, bunu demediler
mi burada? Hepimiz duyduk.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, size bir belge gösteriyorum. Bu belge
Başbakanlıktan Tarım ve Köyişleri
Bakanlığına gönderilmiştir, 28 Nisan 2006 tarihli ve 3020
sayılıdır bu yazı, resmî yazı. Yazıda diyor ki:
Bir toplantı yaptık Başbakanlıkta, ilgili kuruluşlar
katıldı, Cargill firmasının yetkilileri de
katıldı. Ve diyor ki: Sivil toplum örgütlerinin de içinde
bulunduğu Toprak Kurulunun yetkisinin kaldırılması ve bu
yetkinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığına devredilmesi
gerekmektedir. Ve aynen okuyorum: Sivil toplum örgütlerinin bu konudaki
olumsuz tutumlarının bu şekilde bertaraf edileceği
düşünülmektedir. Yani sivil toplum örgütlerini ağzından
düşürmeyen bu Hükûmet, sivil toplum
örgütlerini bertaraf etmek için resmen Köyişleri
Bakanlığına yazı yazıyor -dahası var- ve bu
yazıda diyor ki bu firmayla ilgili olarak af niteliği
taşıyan hükümde, esası bu: Altı aylık başvuru
süresinin altı ay daha uzatılması, dolayısıyla Cargill
için yeni bir af yasasının çıkarılması yolunda kanun
değişikliği yapın. diyor. Başbakanlık,
Tarım ve Köyişleri Bakanlığına talimat veriyor: Bu
firmayla ilgili kanun çıkarın. diyor. Daha ne diyelim
arkadaşlar? Daha ne diyelim? (CHP sıralarından
alkışlar)
CANAN ARITMAN
(İzmir) Yazıklar olsun!
ONUR ÖYMEN
(Devamla) Yani, şimdi, siz kalkacaksınız, burada diyeceksiniz
ki: Bu kanunun bu firmayla hiçbir alakası yoktur. O bakımdan,
efendim, bunu genel bir kanun olarak kabul etsin, Meclis onaylasın.
Burada zapta geçiriyoruz, tarihin huzurunda not düşürüyoruz: Bunu tek bir
firma için yapıyorsunuz. Başbakanlığın talimatı
üzerine yapıyorsunuz ve bu yaptığınız iş
hukuksuzdur. Anayasa Mahkemesinin emirlerinin arkasından
dolaşıyorsunuz, hiçe sayıyorsunuz. Çok ayıplıyoruz,
yalnız kınamıyoruz, ayıplıyoruz bu
yaptığınızı. Bu yapılamaz. Türkiye ya hukuk
devleti ya değil.
Efendim,
işte bir yabancı yatırım yapmış, fena mı
olmuş? Değerli arkadaşlar, Stephan Kinzer diye bir
Amerikalı yazarın bir kitabı çıktı geçenlerde,
Overthrow diye. Açın görün bakalım, bazı büyük Amerikan
tarım firmalarının menfaatlerini korumak için Amerikan Hükûmeti
kaç ülkede hükûmet devirmiştir. Açın bakın, kitapta
yazıyor. Bütün Latin Amerika ülkeleri tarumar edilmiştir bir Amerikan
tarım firmasının menfaatini korumak için. Biz ne diyoruz Firma
kapansın mı? Hayır, sulak tarım arazisinin ötesine
çekilsin, başka bir yere taşınsın. Hayır, firma ne
istiyorsa o olacak, gerekiyorsa kanun çıkarılacak. İşte bu
yanlış.
Türkiye bir
sömürge değil arkadaşlar, Türkiye bağımsız bir
cumhuriyettir, Türkiye bir hukuk devletidir. Bize sömürge muamelesi
yapamazsınız. Her dönemde bu baskıyı
yapmışlardır. Bir dönemde ben Müsteşarken Amerikan
Büyükelçisi geldi Burada bir Amerikan firması var çok sayıda
satış noktası olan. Bu firmanın ihtiyacı olan
hazır kıymanın ithalini istiyoruz. dedi. Dedik ki:
Mevzuatımıza aykırı. Hazır kıyma ithal
edilemez. O zaman, Amerikan Kongresi Türkiyeye vermek için müzakere
ettiği askerî malzemenin, teçhizatın, yedek parçanın Türkiyeye
verilmesini durdurabilir, haberiniz olsun. dedi. Baskı bu işte.
Bazıları Baskı nedir? diyor, baskı bu. Biz öyle bir tepki
gösterdik ki Aman bunu söylememiş olayım. diye çekti gitti.
Şimdi, düşünebiliyor musunuz, bu iş böyle, yani ya hukuk
devletisiniz ya bağımsız bir cumhuriyetsiniz
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Bir
dakika ek süre veriyorum Sayın Öymen.
Buyurunuz.
ONUR ÖYMEN
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
ya
bağımsız bir cumhuriyetsiniz, bir hukuk devletisiniz, ki biz
öyle olduğumuza inanıyoruz. O zaman böyle kanunları bu Meclisin
huzuruna getirmezsiniz. Hele hele, kendinizin kalkıp da bu Meclisin
kürsüsünde şiddetle karşı çıktığınız
bir konuya sahip çıkıp, gelip onun tam tersini burada
söyleyemezsiniz, bu kadar olmaz. Yani biraz tutarlı olalım.
Bu firmaya biz
karşı mıyız? Hayır. Bu firma bize de geldi, size
geldiği gibi bize de geldi. Biz onlara dedik ki: Türkiye bir hukuk
devleti, kanunun dediği olur, hukukun dediği olur. Türkiyede çok
tepki var bu projeye. Pancar üreticilerinin durumu var. Her şeyi
anlattık. Yani, bize de müracaat ettiler, Aman siz de destekleyin. filan
ve şimdi bütün bu ayrıntıları görünce dehşete
kapılıyoruz.
Peki, nereden
biliyoruz biz bu yazıyı, Başbakanlığın Tarım
ve Köyişleri Bakanlığına gönderdiği yazıyı?
İnternette var. Merak ederseniz siz de açın, okuyun. Değerli
arkadaşlar, biz uydurmuyoruz bunları. İnternete kadar
düşmüştür bu. Yani, bu kanunun kabul edilmesi Yüce Mecliste, Türkiye
hesabına bir skandal olacaktır. Size bu kadarını
söylüyorum.
Yüce Meclise
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Öymen.
Söz
sırası, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Bursa
Milletvekili Sayın İsmet Büyükatamanın.
Buyurunuz
efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakikadır Sayın Büyükataman.
MHP GRUBU ADINA
İSMET BÜYÜKATAMAN (Bursa) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; 111 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi
Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifinin 2nci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Küresel
ısınma, iklim değişiklikleri ve kuraklıkların
ülkemizde ve dünyamızda ne kadar etkili olduğunu hepimiz görüyoruz ve
bilfiil yaşıyoruz. Önceki yıllarda kendi kendine yeten
tarımsal üretimi olan ülkemiz, son yıllarda özellikle tarımsal ürünlerde
ithalatçı duruma düşürülmüştür. Maalesef, ülkemizde gerek sanayi
kuruluşları gerek yerleşim birimleri düzensiz, çarpık bir
şekilde oluşmuş, tarım arazilerimiz neredeyse hiç
korunmamıştır. Buna ülkemizin çok değişik yerlerinden
örnekler verebiliriz. Özellikle Marmara Bölgemizde yoğunlaşan sanayi
bunun çok açık örneğidir. Ancak, bu böyle gitmemelidir. Gelecek
kuşaklara iyi bir ülke bırakmak istiyorsak bu duruma hepimiz dur
demeliyiz.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Anayasamızın 63üncü maddesi Devlet, tabiat
varlıklarının ve değerlerinin korunmasını
sağlar. hükmünü ihtiva etmektedir. Yine, Anayasamızın 125inci
maddesi; yapılan yatırımın, işlemin uygulanması
hâlinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması hâli
zuhur ederse idari yargılama konusu olabilir ve idare mahkemesi bunu
durdurabilir, demektedir. Buna paralel olarak, İdari Yargılama Usulü
Kanununun 27nci maddesinin ikinci bendinde: Yürütmenin durdurulması:
idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız
zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka
aykırı olması şartlarının birlikte
gerçekleşmesi durumunda gerekçe gösterilerek yürütmenin
durdurulmasına karar verebilir. hükmü yer almaktadır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, kamuoyunda Cargill yasası olarak bilinen ve verimli
tarım arazilerinin izinsiz ve hukuka aykırı biçimde işgal
edilmesi eylemlerine af getiren 5578 sayılı Kanun 9 Şubat 2007
tarihinde yasalaşmıştır.
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) Kaç tarihinde?
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Devamla) - Cargill firması bu Kanunun
sağladığı imkânlardan yararlanmak amacıyla aynı
gün başvuruda bulunmuş ve Bursa Valiliği tarafından verilen
20 Şubat 2007 tarihli izinle, firmanın hukuk dışı
yatırımına meşruiyet kazandırılmak
istenmiştir.
ÖZKAN ÖKSÜZ
(Konya) İzni siz verdiniz, siz.
BAŞKAN Sayın
Özkan, lütfen
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Devamla) Valilik işleminin iptali için Bursa idare
mahkemelerinde iptal davaları açılmıştır. Bu davalar
devam ederken, Sayın Cumhurbaşkanının anılan Kanunun
iptaline ilişkin olarak açtığı dava ilk sonucunu
vermiş ve 19 Şubat 2007 tarihli Anayasa Mahkemesi kararıyla,
Kanunla ilgili olarak yürürlüğün durdurulması kararı
verilmiş ve bu karar Resmî Gazetede 22 Şubat 2007 tarihinde
yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesi
tarafından verilen bu karar değerlendirilerek, artık yasal
dayanağı kalmamış bulunan Valilik işlemi
hakkında, Bursa 1. İdare Mahkemesince 23 Mart 2007 ve 3. İdare
Mahkemesince de 8 Kasım 2007 tarihlerinde iki ayrı yürütmeyi durdurma
kararları verilmiştir. Anayasa Mahkemesi ve idare mahkemesi
kararlarıyla hukuka aykırılığı belgelenen Valilik
izin işleminin ortadan kalkması üzerine, firmanın verilmiş
mahkeme kararlarına aykırı yatırımının
kurtarılması amacıyla bu kez, 14 Şubat 2008 tarihinde
Türkiye Büyük Millet Meclisi Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunca
kabul edilen kanun teklifi hazırlanmıştır. Bu kanun teklifi
ile tarım arazisinde izinsiz gerçekleştirilmiş
yatırımlara hukuksallık kazandırılmak amacıyla
bir yıllık yeni bir af süresi getirilmiştir. Bu düzenleme
açıkça hukuka aykırı olduğu gibi, ülke ve milletin
geleceğinin güvencesi olan verimli tarım arazilerinin talanına
yol açacak özelliği ile ülke ve millet yararlarına da
aykırıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisini, kamuoyunu ve
medyayı, hukukun üstünlüğünün egemen kılınması ve
millî varlıklarımızla
bağımsızlığımızın korunması
yolundaki çabalarımıza omuz vermeye ve destek olmaya
çağırıyoruz.
Kanun teklifine
konu 2nci madde ile Bursa ili Orhangazi ilçesinde 212 bin metrekare birinci
sınıf tarım arazisi üzerinde kurulu bulunan -Bursa idare
mahkemeleri ve Danıştayın ilgili dairelerinin defalarca
yürütmenin durdurulması ve iptali kararı verdiği, en son Anayasa
Mahkemesi tarafından yürütmenin durdurulması kararı verilen-
fabrika hukuk şemsiyesi içine çekilmeye
çalışılmaktadır. Sözü edilen fabrika 1989
yılından beri değişik adlarla yürürlükte bulunan Tarım
Alanlarının Amacı Dışında
Kullanılmasının Önlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine
aykırı olarak inşa edilmiştir. 3 Temmuz 2005 tarihinde 5403
sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun Türkiye
Büyük Millet Meclisinden geçmesinden yalnızca iki gün sonra, 5 Temmuz 2005
tarihinde, 2005/8944 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Cargill
arazisi özel endüstri bölgesi ilan edilmiştir. 19 Temmuz 2005 tarihli
Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5403 sayılı
Yasanın, metrekaresine 5 YTL ödenmesi şartıyla tarım
alanlarını amacı dışında kullananlara af getiren
geçici 1inci madde hükmüne rağmen, Cargill, Özel Endüstri Bölgesi ilan
edilmesi sebebiyle ilgili hükümden yararlanmak için başvuru yapmamıştır.
Yasanın altı ay olarak öngördüğü sürenin 19 Ocak 2006da
dolmasından sonra 8 Şubat 2006 tarihinde, Danıştay 10.
Dairesi, Özel Endüstri Bölgesi ilanını öngören Bakanlar Kurulu Kararının
yürütmesini durdurmuştur. Bundan yalnızca on beş gün sonra Bursa
Milletvekili Sayın Karapaşaoğlunun verdiği kanun
teklifiyle Cargill bir kez daha kurtarılmaya
çalışılmış, bu çerçevede Toprak Koruma Yasasında
değişiklik yapan 5578 sayılı Yasa
çıkarılmıştır. Sayın
Cumhurbaşkanının veto ettiği, Türkiye Büyük Millet
Meclisinden aynen geri gönderilen Yasanın ilgili hükmünün yürütülmesi ise
Anayasa Mahkemesi tarafından durdurulmuştur. Bu kez yine aynı
Sayın Milletvekili, yine aynı amaçla Cargilli hukuk içine çekebilmek
için yasa teklifi vermiştir.
Kanun teklifi,
Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve idare mahkemelerince verilmiş
olan yargı kararlarına uymayan ve onları geçersiz kılan
niteliğiyle Anayasanın 138inci maddesinde yer alan Yasama ve
yürütme mahkeme kararlarına uymak zorundadır. hükmüyle hiçbir
biçimde bağdaşmayan özelliğinden ötürü hukuk
dışıdır.
Teklif, özünde
bir tüzel kişiliğe özel ayrıcalık tanıyan
niteliğinden dolayı, Anayasanın 10uncu maddesinde yer alan
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz
tanınamaz. hükmüyle de bağdaşmamakta ve bu nedenle de hukuka
aykırı bulunmaktadır.
Teklif, esasen
son derece yetersiz olan verimli tarım arazilerinin talanını
hızlandıracak özelliğinden ötürü ülke ve millet yararlarına
da açıkça aykırıdır. Hukuka ve toplum yararlarına aykırı
olan bu teklif, bir yabancı firma yararlarını gözeten özü ve
niteliği ile millî bağımsızlığımızla da
bağdaşmamaktadır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Ekim 1994te özelleştirme işlerini yürütmek üzere
kurulmuş Kamu Ortaklığı İdaresinin Başkanı,
Anayasa Mahkemesinin oy birliğiyle verdiği iptal kararını
hiçe sayarak, Ereğli Demir Çelik Fabrikalarının hisselerinin
yüzde 51,66sını Kaça satarsanız satın, kabul ediyoruz.
kaydıyla bir İngiliz firmasına devretti. Bu yasa dışı
satışı gerçekleştirmek üzere hisse senetleri
çantasında İngiltereye uçmadan önce, havaalanında gazetecilere
konuşan Özelleştirme İdaresi Başkanı Anayasa
Mahkemesi kararları bizi bağlamaz. diyerek açıktan meydan
okuyordu. Özelleştirmenin öncülüğünü yapmış
İngilterede bile böyle bir kanunsuzluğun olması mümkün
değildi ancak aynı İngiltere, 20 Nisan 1996 tarihinde
İstanbulda büyük bir törenle, aynı Başkana, İngilterenin
en önemli unvanlarından birini, Britanya İmparatorluğunun
Şeref Kumandanı unvanını vererek bir de madalya taktı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Büyükataman, bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun.
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Devamla) Komisyon toplantısında kanun teklifi sahibi
AKPli Sayın Karapaşaoğlu Cargillin çalışma
ruhsatı iptal edilmedi, devlet izinleri iptal edildi. Cargillin
çalışması yasal. Kaldı ki, mahkemelerin verdiği her
kararın yasal olduğunu da düşünmüyorum. şeklinde
konuşmuştur. Hâlbuki aynı Sayın Karapaşaoğlu 9
Ocak 1999 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda bu konuyla
ilgili yaptığı bir konuşmasında Bakınız,
ülkemizde birtakım değerler artık yozlaşmaya
başlamıştır. Hukuka saygı kalmamıştır.
demektedir. O tarihten bu tarihe ne değişmiştir de, dün hukuka
saygının kalmadığını ifade eden Sayın
Karapaşaoğlu, bugün mahkemelerin verdiği her kararın yasal
olmadığını savunmaktadır. Hukuka saygı,
kendisinin yaptığı mıdır? Cargill firmasıyla
alakalı, siz de, yoksa, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe
sayarak Amerika Birleşik Devletlerinden mi madalya bekliyorsunuz? (MHP
sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer
milletvekilleri, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, millî
bağımsızlık ve toprak varlığımızın
korunması adına yüce Meclisimizde halkın huzurunda ant
içmiş milletvekillerimizi bu kanun teklifine hayır demeye davet
ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Büyükataman.
Gruplar
adına başka söz isteyen yok.
Şahısları
adına, Kocaeli Milletvekili Sayın Azize Sibel Gönül.
Buyurunuz
efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
AZİZE
SİBEL GÖNÜL (Kocaeli) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 111 sıra sayılı Toprak
Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2nci maddesi
üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bildiğiniz gibi hızlı
nüfus artışı, çok sayıda sosyoekonomik ve politik sorunlara
neden olmasının yanında yanlış arazi
kullanımına ve toprak kayıpları nedeniyle ekonomimize ve
kalkınmamıza önemli etkileri olan sorunlar da ortaya koymuştur.
Ülkemizde
toprakların korunmasıyla ilgili tedbirlerin yetersizliği ve
arazilerin kullanımı konusunda yanlışlıkların
olması nedeniyle toprağın korunmasını, geliştirilmesini
ve çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak arazi
kullanımını hedefleyen, kısaca tüm unsurlarıyla
kapsayan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu
çıkarılmıştır. Amaç, toprağın doğal ve
yapay yollarla kaybını, niteliklerini yitirmesini engelleyerek,
korumasını, geliştirilmesini, sürdürülebilir kalkınma
ilkesine uygun olarak planlı arazi kullanımını
sağlayacak usul ve esasları belirlemektir.
Bu yasa ile üç
planlama getirilmiş: Bir, arazi kullanım planlaması; iki,
tarımsal amaçlı arazi kullanım plan ve projeleri; üç, toprak
koruma projelerinin hazırlanması. Arazi kullanımında
genellikle uyuşmazlıklar ortaya çıktığından ve
birbiriyle rekabete giren arazi kullanımlarını
uyumlaştırma olanakları çok çeşitli nedenlere
bağlı olarak gitgide azaldığından kapsamlı ve
bütümcül planlama, başka bir deyişle yüksek düzey bakış
açısı, stratejik planlama, yani bu kanun yaşamsal bir önem
taşımaktadır. Bu tür çalışmalarda sosyal, ekonomik,
kültürel ve çevresel amaçları geliştirebilmek üzere strateji
belirlemek, belirsizlikleri ve riskleri kabul eden ve bunlara cevap veren esnek
bir yaklaşım sergilemek, çıkarların
uyumlaştırılması sürecini temel almak gerekir.
Şimdi, bu
kanuna baktığımız zaman, şu anda
konuştuğumuz 2nci maddeye ek olarak 11/10/2004 tarihinden önce,
gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı
kullanıma açılmış ve tarımsal bütünlüğü
bozulmuyor ise
ibaresi eklenerek yeniden düzenlenmiştir.
Değerli
arkadaşlar, bu kanunla ilgili, sadece bir düzenlemeyle ilgili, bir
ilimizde yapılan bir fabrikayla ilgili kanunu oraya endekslemek çok
yanlış. Bakın, elimde bir Bakanlar Kurulu prensip kararı
var
yerin işletilmesiyle ilgili (
) şirketine ait
oraya izin
veren. Yani, bizim 2002 döneminde verilmiş bir şey var.
Şimdi
şunu söylemek istiyorum: Sadece bir alandaki yere endekslemek doğru
değil. Bununla ilgili, sanayi yapılarının yoğun
olduğu Trakya bölgesinden tutun, benim kendi seçim bölgem olan Kocaeliden
tutun Türkiyenin çok çeşitli bölgelerinde bu tür ruhsat ve izinle ilgili
sıkıntıları olan yerler var. Bunların bir çözüme
ulaşmasına, 11/10/2004 tarihinden öncesiyle ilgili olarak çözüme
ulaştırılmasına ve bundan sonraki kanunda da bu
şekilde devam etmesine inanıyoruz. Ama bir de şuna
inanıyoruz değil mi: Dünya gittikçe küçülüyor. Canlıların
yaşayabileceği başka bir gezegen de yok, keşfedilmedi. Çok
uzun yıllar boyunca belki bu dünyada yaşayacağız.
Toprağın tahribinin, ekolojik değerlerin bozulmasının
sadece bir ülkeyi değil, tüm dünyayı tehdit ettiğine de hepimiz
inanıyoruz. Bu tür toprak tahribi tehditlerini önlemek amacıyla bu
kanuna ihtiyaç duyulmuştur.
Bu kanunun
milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Ben, bu
duygularla yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Gönül.
Şahısları
adına ikinci ve son söz, Kocaeli Milletvekili Sayın Fikri
Işık
Buyurun. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
Sayın
Işık, süreniz beş dakikadır.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 111 sıra
sayılı Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3
Milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
değişiklik yapılmasına yönelik kanun teklifinin 2nci
maddesi üzerinde şahsım adına
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Türkiyede yaşayan bir insan olarak herhâlde hepimiz
şunu çok iyi biliyoruz: Türkiyenin bir dönemi, maalesef, pratiğin
teorinin çok önünde gittiği bir dönem oldu. Uygulamalar,
planlamaların çok önünde gitti hatta bu işgal diyebileceğimiz,
işte gecekondulaşma, sanayinin çarpık şekilde
yapılması, sanayi bölgelerinin planlanmadan birtakım pıtrak
gibi sanayi kuruluşlarının kurulması dönemlerini Türkiye
yaşadı.
Bu acı
gerçeği en fazla yaşayan illerden biri de Kocaeli. Şimdi, bu
kanun teklifi üzerinde sanki olay sadece Bursada bir firmayı ilgilendiren
bir kanun teklifiymiş de, bir yere statü kazandırılmaya
çalışılıyormuş, bir yere işte efendim hakkı
olmayan bir imkân ve imtiyaz tanınıyormuş gibi bir
yaklaşım burada muhalefet partisi sözcüleri tarafından sürekli
dile getirildi.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Cargill de aynı şeyi söylüyor. Ucuz arsa
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şuna dikkatinizi
çekeyim: Özellikle, 1990ların sonuna kadar Türkiyede tarım depo
ruhsatıyla kurulan yüzlerce, binlerce sanayi kuruluşu var.
Bunların önemli bir kısmı da benim kentim Kocaelide. Evet,
bunlara zamanın hükûmetleri, maalesef göz yummuş. Siz tarım
arazisine gidin, bir tarım deposu adı altında bir hangar yapın,
ondan sonra içinde hangi faaliyeti gösterirseniz gösterin, biz buna göz
yumarız. denmiş ve insanlar gitmişler tarım alanları
içerisinde tarım deposu diye sanayi tesislerini kurmuşlar. Buna o
dönemin iktidarları hiç müdahale etmemiş. Hatta Cargill örneğinde,
biraz önce arkadaşlar söylediler, Bakanlar Kurulu özel karar
çıkarmış. Merhum Ecevit tahsis yapmış, ondan sonraki
iktidar bunların üretimi için Bakanlar Kurulu kararı
çıkarmış ve çok acıdır ki, bazı kamu görevlileri,
işi kılıfına uydurma konusunda çok mahirane metotlar,
yöntemler geliştirmiş ve bu sanayi tesisleri, maalesef, organize
sanayi bölgelerinin dışında bugün bir vakıa olarak
duruyorlar. Bu tesislerin sayıları, sadece Kocaeli için söylüyorum,
yüzlerin üzerinde. Tarım Bakanlığına müracaat edenlerin
sayısını dün sordum, dört bine yakın. Şimdi bunlar
var, ama bunların ruhsatı yok. Bu arkadaşlarımız, bu
sanayiciler üretim yapmak için şu anda resmen kanuna karşı hile
yapmak durumundalar. Bakın, ihracat yapmak istiyorlar, ama ihracat yapmak
için gerekli belge ve sertifikaları, ruhsatları
olmadığı için alamıyorlar. Bu bölgelerde binlerce, on
binlerce insanımız istihdam edilmiş durumda. Şimdi bu bir
problem değil mi? Sadece Cumhuriyet Halk Partisini ilgilendiren Cargill
mi? Bu, bu ülkenin bir problemi değil mi? Bu soruna bu Meclis bir çözüm
bulmak durumunda değil mi?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Cargilli çıkaralım, tamam.
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - İş, bir
tek Cargill firmasına gelip kilitleniyor. Öte tarafta binlerce Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşı, bu sıkıntıyı çekmeye devam
ediyor. Burada sizin de sorumluluğunuz var.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Yasa dışı fabrika yapanların sorumluluğu
yok mu? Kim yapmış?
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Geçmiş iktidar dönemlerinin hepsinde buna göz
yumulmuş.
Şimdi burada
bir noktayı daha ifade etmek istiyorum: Şimdi, bizim organize sanayi
bölgelerimizde, maalesef, bazı bölgelerde arsa spekülasyonları
organize sanayi bölgelerinin fiyatlarını ciddi derecede yükseltti. Bu
da sanayicinin organize sanayi bölgelerinde yatırım
yapmasını gittikçe zorlaştırdı. Böyle bir tarım
depolama ruhsatı, nasıl olsa böyle bir yol var deyince, herkes
organize sanayi bölgelerinin dışına çıktı.
Değerli
arkadaşlar, bugün için bu, Türkiyenin bir sorunudur, sadece Cargillin
sorunu değildir, sadece Bursanın sorunu değildir. Bugün için
bu, Türkiyenin bir sorunudur.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Küresel ısınma da Türkiyenin sorunu.
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Kanun teklifi,
eğer sizlerin teveccühüyle yasalaşırsa ne getirecek? Bunlara
ruhsat verin demiyor kanun; bir yıl içerisinde müracaat etsin, tarım
topraklarının bütünlüğünü bozmayacak tarzda bütün kanuni
müeyyideleri yerine getirmek kaydıyla ruhsatlandırılabilir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Işık, bir dakika ek süre veriyorum, lütfen bitirin.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Bütünlüğün ölçüsü ne? Bütünlüğü bozmamanın
kıstası ne, ölçüsü ne? Kim bozdu, kim bozmadı bütünlüğü?
FİKRİ
IŞIK (Devamla) Bakın, kimin bozduğu, kimin
bozmadığı konusunda
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Ölçüsü var mı onun? Bir ölçüsünü söyleyin. Neye göre?
FİKRİ
IŞIK (Devamla) -
tarihte bütün belgeler de kimin bozduğunu çok iyi
gösteriyor.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Ya ya ya!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Çok iyi gösteriyor. Bu da, o dönemde, 1980lerden 2002ye
kadar iktidar olan bütün partilerin burada sorumluluğu var.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Ya, tabii!
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Göz yummayacaklardı. Bugün yukarıya tükürseniz
bıyık, aşağı tükürseniz sakal noktasında bir
pozisyonla karşı karşıyayız.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Başbakanın yok muydu sorumluluğu gecekondulaşmada,
gecekondulara af getirmede, İstanbulu katletmede?
BAŞKAN
Arkadaşlar, laf atmayın.
FİKRİ
IŞIK (Devamla) - Bu kanun Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçesini de
karşılayacak şekilde tekrar düzenleniyor. Ve istiyoruz ki, iki
yıl içerisinde kendi müesseselerini hukuki noktada yasal noktaya
getirebilen getirsin, getiremeyen de karşılığına
katlansın diyorum.
Kanun teklifinin
kabulünü bekliyor, bu vesileyle Meclise saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Madde üzerinde
konuşmalar sona ermiştir.
Şimdi
soru-cevap kısmına geçiyoruz. Beş dakika soru, beş dakika
cevap. 5 arkadaşımızın soru sorabilmesini temin
bakımından birer dakika süre verelim. O nedenle, hemen otomatik
kesileceği için bir dakikaya soruların
sığdırılmasını rica ediyorum arkadaşlardan.
Sayın Gök
Yok.
Sayın Genç,
buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Efendim, bu
kanunun getirilmesinin amacı, tamamen Amerikan Cargill firmasını
kurtarmaya yöneliktir. Zaten, bir defa bu kanunu devamlı takip eden Bursa
Milletvekili Altan Karapaşaoğlu bu kanunun çıkması için
gösterdiği gayreti Bursaya hizmet için gösterseydi Bursalılara daha
iyi hizmet edeceğine inanıyorum.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Yoruldu artık, Genel Kurula bile gelmiyor!
KAMER GENÇ
(Tunceli) - Efendim, bu konuda Danıştay iptal kararı
vermiş, İdare Mahkemesi iptal kararı vermiş, Anayasa
Mahkemesi yürütmeyi durdurmuş. Kanun bir defa Meclise geliyor bir
firmayı korumak için. Bir defa Meclise geliyor, Cumhurbaşkanı
tarafından veto ediliyor, geliyor Hükûmet tekrar virgülüne dokunmadan
çıkarıyor. Arkasından 5578 sayılı Kanunu
çıkarıyor. Yani bu Parlamento bir yabancı firmanın
itibarını kazanmak için, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına
aykırı hareket etmesine meşruluk kazandırmak için, bu kadar,
Türkiye makamları işgal
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Genç.
Sayın
Tankut, buyurun.
YILMAZ TANKUT
(Adana) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, bu kanun teklifinden yirmi iki bin civarında tesisin
faydalanacağını ve toplam 45 milyon metrekare tarım
arazisinin bu kapsama girdiğini ifade etmektesiniz ve zaten bunların
da yeniden tarıma kazandırılmasının mümkün
olmadığı, AKP Grubu adına konuşma yapan milletvekili
arkadaşlarımız tarafından ifade edilmiştir.
Peki, şimdi
sormak istiyorum: Haksız ve hukuksuz olarak, birinci sınıf
tarım arazilerini işgal eden yerli ve yabancı firmaları, bu
kanun teklifinizle, bu suçlarından dolayı
mükâfatlandırmış olmuyor musunuz? Öbür yandan, bundan sonra bu
tip işgalleri yapma niyetinde olan kişi ve kurumları da
nasıl olsa ileride yine bu ve benzeri yasa teklifleriyle affediliriz
düşüncesine sevk ederek, bundan sonra, haksız ve yasa
dışı, birinci sınıf tarım arazilerini işgal
etmeye teşvik etmiş olmuyor musunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Tankut.
Sayın
Öztürk, buyurun.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Aracılığınızla
sormak istiyorum: Yüce Mecliste yapılan görüşmelerde, maalesef, bu
yasanın bir şirket için özel olarak çıkarıldığı
şeklinde ifadelerde bulunuldu. Bu yanlış izlenimi ortadan
kaldırmak için, bu yasada geçen 11/10/2004 tarihini bir gün önceye çekme
şansı var mıdır, yok mudur?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Sayın
Birgün, buyurun.
RECAİ
BİRGÜN (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Teklifin
görüşmeleri sırasında açıkça ortaya
çıktığı gibi, sadece bir Amerikan firması Cargill için
düzenlenen bu kanun teklifini savunan arkadaşlar, daha önceki hükûmetler
dönemlerinde buna göz yumulduğu bahanesinin arkasına
sığınarak hep bunu savundular; genelde iktidarın
yaptığı da hep bu. Daha önce vardı diye bu
yanlışı devam ettirmek doğru mudur? Bu yanlış
mı doğru mu? Sadece bu konuda Sayın Bakana sormak istiyorum.
Çünkü bu kanunun gündeme gelmesi, Bushun Türkiyeye gelmesinden sonra Tayyip
Erdoğanın böyle bir talebi basına
yansımıştı. Bu doğru mu değil mi? Bunu sormak
istiyorum Sayın Bakana.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Doğru
REŞAT
DOĞRU (Tokat) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Aracılığınızla
Sayın Bakana sormak istiyorum: Genetiğine müdahale edilerek bozulan
mısır gibi çeşitli ürünlerden elde edilen
tatlandırıcılarla ilgili olarak son zamanlarda dünyanın çeşitli
üniversite ve ARGE merkezlerinde araştırmalar
yapılmaktadır. Bu ürünlerin kullanılmasının kanser,
alerjik cilt hastalıkları gibi çeşitli hastalıkların
tetikleyicisi ve uyarıcısı olduğuna dair iddialar ortaya
konmaktadır. Bu hususta Bakanlığımızın
tüketiciler için bir çalışması, araştırması var
mıdır? Bu konuda bilgi almak istiyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Işık
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Bakanım, kanun teklifinin gerekçesinde de yer aldığı gibi
yaklaşık yirmi iki bin tesisten bahsediliyor. Bu yirmi iki bin tesis midir,
yirmi iki bin işletme midir? Bunlardan en fazla alana sahip olan 50 tesis
kimlere aittir? Bu tesisler içinde Cargillden daha fazla alana sahip olan bir
firma ya da firmalar var mıdır? Varsa bunlar hangileridir? Bu
firmalardan kaç adedi yerli, kaç adedi de yabancı veya yabancı
ortaklı firmadır? Söz konusu tarım arazilerinin ne kadarı
birinci sınıf, ne kadarı diğer
sınıflardadır? Bu alanlar çoğunlukla hangi illerimize
aittir? Çünkü, bu sorularım bundan sonraki tartışmaları
yönlendirecek sorulardır.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan, buyurunuz.
Süreniz beş
dakika.
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; evvela şunu açıklıkla
ifade edeyim: Bu kanun sadece bir firma için çıkarılmıyor.
Özellikle elinizde kayıtlar var; yaklaşık 45 bin dekar ve 20 ile
22 bin kişiyi veya şirketi, firmayı alakadar eden bir durum söz
konusu. Cargill firması sadece bunlardan birisidir -onu özellikle
belirteyim- ve bunun alanı da yaklaşık olarak 212 dekardır.
RASİM ÇAKIR
(Edirne) Sayın Bakanım, siz Çevre Bakanısınız ama!
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Dolayısıyla, 45 bin
dekar yanında 212 dekardır.
Tabii, bununla
ilgili de şunu açıklıkla ifade edeyim: Bunlar, geçmişte,
yani 1997 yılında müracaat edilmiş, Yüksek Planlama Kurulu
kararıyla da izin alınmış -o zamanki Sayın
Başbakanın ve koalisyon ortağı 10 tane de bakanın
imzası var- daha sonra 1/1000lik mevzi imar planları
hazırlanmış, bunlar onaylanmış ve 1998de yapı
ruhsatı alınmış, firma 1998 yılında inşaata
başlamış. Yani, bunlar tamamen geçmişte
yapılmış işler.
Tabii, bu kadar,
20 ila 22 bin kişiyi ilgilendiren bir konuda
Artık, bunlar tamamen
tarım dışı, tarım sahası olarak
kullanılması mümkün değil, yani elden çıkmış. Ancak,
bunlar hiçbir şekilde ruhsat alamıyorlar, üretim ve ihracatın
önünde engeller oluyor, yasal statüye kavuşmadıkları için
birtakım engeller var. Dolayısıyla, fiilen tarım
dışına çıkmış olan bu alanlarla ilgili, ihracat
ve üretimin önündeki birtakım engellerin kaldırılmasına
matuf bir işlem. Dolayısıyla, bu bizden önce
yapılmış.
Bir de, bununla
ilgili şunu ifade edeyim: Bazı arkadaşlar diyorlar ki, bu
teşvik
Sayın Tankutun, ifade ettiği gibi Bunlar
bazılarını yasa dışı yollara teşvik etmiyor
mu? şeklinde suali vardı. Bildiğiniz gibi, 11 Ekim 2004 tarihi
esas alınmış, ondan önce yapılanlar için geçerli, ondan
sonra yapılanlar için herhangi bir teşvik vesaire de yok diye
düşünüyorum.
Sayın
Öztürkün Bir gün önceye alınamaz mı? teklifi var. Bu konuda da,
tabii ki, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 12/10/2004 tarihinde
yürürlüğe girmiştir; dolayısıyla, bu tarih dikkate
alındığından 11/10/2004 tarihi esas
alınmıştır, sebep budur diye düşünüyoruz.
Bunun
dışında, Bushun Türkiyeye gelmesiyle bir alakası olmadığına
inanıyorum.
Ayrıca, bir
sayın milletvekilimiz, bu tür birtakım üretimlerin kanserojen
olduğu şeklinde birtakım iddialar olduğunu söyledi. Bu
konuda yazılı olarak -tabii,
Sağlık Bakanlığımızı alakadar ediyor-
zatıalinize cevap verilecektir.
Ayrıca,
Sayın Işık, özellikle Bunlar kimdir? İlk beşe giren
firmalar hangileridir? diye sordu. Tabii, bunlar çok tafsilatlı
olduğu için, müsaade ederseniz onlara da yazılı olarak
Bakanlığımız sizlere cevap verecektir.
Hepinize
saygılarımı sunuyorum efendim. Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
Değerli
arkadaşlarım, 2nci madde üzerinde on bir adet önerge
verilmiştir. İç Tüzükün 87nci maddesi gereğince her madde için
en fazla yedi önerge, bildiğiniz gibi, işleme alınabilmektedir.
Her siyasi parti grubuna mensup milletvekilleri tarafından bir önerge
verme hakkı, bildiğiniz gibi, saklıdır. O nedenle, CHP, MHP
ve DTP gruplarına mensup milletvekilleri tarafından verilmiş
önergeleri işleme alabilmek için, veriliş tarihine göre en son
verilmiş üç önergeyi işlemden kaldırıyorum.
Şimdi, yedi
önergeyi sırasıyla okutup işleme alacağım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkanım, müsaade ederseniz, burada ben bir
şey söyleyeyim. 87nci maddede diyor ki: Milletvekilleri yedi önerge
verir. Ayrıca, her siyasi parti grubunun da önerge verme hakkı
saklıdır. Buna göre, şimdi burada eğer yedi tane siyasi
parti olursa, o zaman sizin bu uygulamanızda hiçbir milletvekilinin önerge
hakkı kalmaz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) İç Tüzükte öyle yazıyor, ne
yapalım!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, müsaade ederseniz, zatıaliniz Meclisi yönetirken, bu
şansı yakalamışken, bu uygulamayı değiştirin
lütfen. Milletvekillerinin önerge verme
Verecekleri önerge yedi tane. Burada
zaten ilk defa Anayasa Mahkemesine bu gittiği zaman milletvekillerinin
önerge verme sayısı üçtü. Anayasa Mahkemesi bunu iptal etti. Üç tane
önerge az. dedi. Şimdi dört tane grup var, yarına on tane grup var.
Yani, böyle bir şey olur mu Sayın Başkanım? Şimdi, milletvekillerinin
her halükârda yedi önergesini işleme koyun, gruplar da bir tane koysun.
Sonra, gruplarımıza bu kadar imtiyaz verilemez ki, yani son anda
geliyor, önergeyi veriyor, bizim önergelerimizi hükümsüz kılıyor.
BAŞKAN
Sayın Genç, bu uygulama, bildiğiniz gibi, müstakar hâl aldı, bu
uygulamayı sürdüreceğiz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ama efendim, bu konudaki uygulama hatalı bir uygulama, yani
siz bunu düzeltebilirsiniz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Buyurun efendim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin ikinci
fıkrasında geçen 2 yıl ibaresinin madde metninden
çıkarılarak üç yıl ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci
maddesi ile 5403 sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin
birinci fıkrasında geçen bir yıl ibaresinin madde metninden
çıkarılarak iki yıl ibaresinin madde metnine eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci
maddesi ile 5403 sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin
birinci fıkrasında geçen beş Yeni Türk Lirası ibaresinin
madde metninden çıkarılarak on Yeni Türk Lirası ibaresinin
madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Başak
Şanlıurfa
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin birinci
fıkrasında geçen bulunan ifadesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Yasa Teklifinin 2. Maddesinde yer alan her
metrekaresi için beş Yeni Türk Lirası ifadesinin her metrekaresi
için yirmi beş Yeni Türk Lirası olarak değiştirilmesini arz
ederiz.
Oktay Vural Alim Işık Hakan Coşkun
İzmir Kütahya Osmaniye
Yılmaz
Tankut Rıdvan
Yalçın Recep
Taner
Adana Ordu Aydın
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hasip Kaplan Ufuk Uras Akın Birdal
Şırnak İstanbul Diyarbakır
Ahmet
Türk Sebahat
Tuncel
Mardin İstanbul
Madde 2- 5403
sayılı Kanunun, 31/01/2007 tarihli ve 5578 sayılı Kanunla
eklenen Geçici 3 üncü Maddesi yürürlükten kaldırılmış ve
5403 sayılı Kanuna aşağıdaki Geçici Madde
eklenmiştir.
Geçici Madde 4-
11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım
dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan
arazilerin tarımsal bütünlüğü bozmuyor kelimesinden sonra ve ilgili
meslek odası ile İl Toprak Koruma Kurulunun olumlu görüşünün
alınması kaydıyla, cümlesinin eklenmesini istenilen amaçla
kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir
yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması,
hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım
dışı kullanılan tarım arazilerinin her metrekaresi
içinden sonra beş bin Yeni Türk Lirası olarak ödenmesi
şartıyla izin verilir.
Söz konusu arazi
ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli
kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemlerden
sonra Bakanlığa başvuru tarihinde tamamlanmış
olması şarttır. cümlesinin eklenmesini, bu süreler içerisinde
gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri ilgili idarelerce
durdurulur.
Tarım
arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca
başvuru sahibinin isteğinden sonra ve İl Toprak Koruma Kurulu
kararı doğrultusunda vasfını değiştirir.
TBMM
Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Yasa Teklifinin 2. maddesinin Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Atilla Kart F.Murat Sönmez Osman Kaptan
Konya Eskişehir Antalya
Yaşar
Tüzün Rasim
Çakır Mehmet Ali Susam
Bilecik Edirne İzmir
Ergün
Aydoğan Ali
İhsan Köktürk
Balıkesir Zonguldak
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi en aykırı önergeyi okutup
işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Yasa Teklifinin 2. maddesinin Teklif
metninden çıkarılmasını ve diğer maddelerin buna göre
teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Atilla Kart (Konya) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor
mu?
TARIM, ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇEVRE VE
ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ATİLLA KART
(Konya) Söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Kart, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ATİLLA KART
(Konya) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; vermiş
olduğumuz önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım. Genel
Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, 22nci Yasama Döneminde Bursa Milletvekili Sayın
Ertuğrul Yalçınbayırın 16 Kasım 2006 tarihinde
yaptığı konuşmayı aynen bilgilerinize aktarmak,
sizlerle değerlendirmek ve sizlerin sorgulamasına sunmak istiyorum.
Aynen okuyorum:
Değerli
milletvekilleri, bunu Cargille indirmek haksızlık olur, ama Cargill
bu işin içinde vardır. 21'inci Dönemde, Tekstil Komisyonu olarak -ki,
o Komisyonun Başkanıydım- Türkiye'nin çeşitli yerlerini
gezdik. Birinci sınıf tarım alanları üzerinde kurulan
tesisleri gördük. O tesislerin sayısı gerçekten 20 bine
yaklaşıyor. O tesisleri yıkmak, o tarım
alanlarını kazanmak mümkün olmayabilirdi, fakat onların çevreyle
uyumunu gözetmek suretiyle ıslahını sağlamak mümkündü ve
Komisyon Raporu olarak biz bu hususu Komisyon Raporu'na da dercettik. Ama, öyle
sanayi tesisleri var ki -örneğin, boya fabrikaları- bunların
atıkları arazilere giriyor. Örneğin, Cargill aynı
şekilde. Bunların korunması mümkün değildir. Bunları
yasayla koruyabilmek de mümkün değildir. Anayasa'ya
aykırılık iddiam var. O hususta bunları ayrıca arz
edeceğim.
Konu gündeme
geldiğinde, o dönemde Bursa Milletvekili olan çeşitli partilere
mensup tüm milletvekilleri hazırladığımız metni
imzaladılar ve Başbakana, başbakan
yardımcılarına, Çevre Bakanına, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanına, Tarım ve Köyişleri Bakanına,
Bayındırlık Bakanına bir yazı takdim ettiler ve orada
yapılacak yatırımın yerine itiraz ettiler, gerekçelerini
sıraladılar. Eğer 29 Nisan 1998 günlü bu talebimiz dikkate
alınıp Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Cargille ait arazilerin
tarımsal amaçlı bir araziye kullanılmasına izin
verilmeseydi bunlar hiç başımıza gelmeyecekti.
Bu hususu Meclis
kürsüsünden defalarca ifade ettik, bu dönemde de geçen dönemde de 20'nci
Dönemde de. Aynı hususları tekrarlamaktan insan zaman zaman
bıkıyor, ama hatalardaki ısrar, insanın azmini,
insanın gücünü daha da artırıyor. Geçen dönem, buna sebebiyet
veren Başbakan ve yetkililer, devletin uğraması muhtemel olan,
Cargillin maliyet gideri olan 90 milyon dolar artı muhtemel kâr kayıpları
da dikkate alınarak 200 milyon dolar Türkiye ödemek durumunda kalırsa
bunları kendi ceplerinden ödemelidir, dedik. Bu konudaki sözümüzü, kim
olursa olsun, hangi zamanda olursa olsun, hiç esirgemedik.
Devam ediyor
Sayın Ertuğrul Yalçınbayır: Bu kararı
değiştirdiler, Yüksek Planlama Kurulu kararına imarı uygun
hâle getirdiler. Ondan bir sene önce, on altı firma başvurmuştu,
hepsi hukuka uygun bir şekilde reddedilmişti, ama zorladılar.
Fakat, şüphesiz ki, yürütmenin gücü var, zorladılar mazeret
değil. Biz, bu nedenle size zarar verdiysek bu zararı tazmin etmek
borcu altındayız. diyor.
Hemen şunu
ifade edeyim: Burada Sayın Ertuğrul Yalçınbayırı,
Bursa Barosunu ve Bursadaki meslek odalarını huzurunuzda
saygıyla bir kez daha anmak ihtiyacını duyuyorum, anmak
gereğini duyuyorum, hakşinaslık adına, milletvekilliği
sorumluluğu adına buna ihtiyaç duyuyorum.
Bakın,
değerli arkadaşlarım, çok açık bir şekilde
Anayasanın 137nci maddesinin ihlali var, Anayasanın 138inci
maddesinin ihlali var, İç Tüzükün 38inci maddesinin ihlali var. Peki,
bütün bunlara rağmen, bunlar ortada iken -bunları, inanıyorum
ki, en az bizim kadar sizler de biliyorsunuz.- neden ısrar ediyorsunuz?
Sayın Faruk
Çelikin ifadesiyle, Bursa Milletvekilinin ifadesiyle, bunları temin eden
unsur nedir? Bunları temin eden unsur nedir, biliyor musunuz? Üzülerek
ifade ediyorum, biraz evvel iktidar sözcüleri konuştular Peki, çözüm
nedir? dediler. Çözüm, bakın, Sayın Ertuğrul
Yalçınbayırın anlattığı şu metnin içinde
var. Yeter ki çözüm iradesi içinde olun, yeter ki çözüm amacı içinde olun.
Ama bu amacın içinde olamazsınız. Niye? Başbakandan
başlayarak, Maliye Bakanından başlayarak, çıkar
ilişkileri söz konusu.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çok ayıp!
ATİLLA KART
(Devamla) Çıkar ilişkileri söz konusu. Bunları 4üncü
maddedeki konuşmamda, yine belgeleriyle ifade edeceğim, yine
anlatacağım. Bütün mesele bu.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kart, ek bir dakika
ATİLLA KART
(Devamla) Bağlıyorum Sayın Başkanım.
Bakın,
burada, çok açık olarak ifade ediyorum: 55inci Hükûmetten
başlayarak, Üçüncü Yılmaz Hükûmetinden başlayarak, 55, 56,
57nci Hükûmetlerin hizmet kusuruna dayalı sorumluluğu var. Ama 58,
59, 60ıncı Hükûmetlerin ise çıkar ilişkileri söz konusu.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) İspat etmeyen müfteri olur.
ATİLLA KART
(Devamla) Bunu görmeniz gerekiyor. Utanç verici ilişkiler söz konusu.
Bunu, biraz sonra 4üncü maddede daha ayrıntılı olarak ifade
edeceğiz. Onun için diyoruz ki -bir kez daha sizleri uyarıyoruz- bu
çıkar ilişkilerine, devlet yönetimi adına utanç verici nitelik
gösteren bu ilişkilere alet olmayın; milletvekili sorumluluğunun
gereğini yapın, sağduyulu bir şekilde, sorumluluk duygusu
içinde değerlendirmenizi yapın ve kararınızı verin,
diyoruz değerli arkadaşlarım.
Bu
değerlendirmelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Önergenin oylamasında karar yeter sayısı istiyorum.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı arayacağım.
Hükûmetin ve
Komisyonun katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.54
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.01
BAŞKAN: Köksal TOPTAN
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80inci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
111 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerlerinde.
Teklifin 2nci maddesi
üzerinde Konya Milletvekili Sayın Atilla Kart ve arkadaşları
tarafından verilen önergenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi,
önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısı arayacağım.
Önergeyi kabul
edenler
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Yine yok Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Asıl şimdi yok karar yeter sayısı.
BAŞKAN
Etmeyenler
MUHARREM
İNCE (Yalova) Elini vicdanına koy Sayın Başkan.
K.KEMAL ANADOL
(İzmir) Yok
139 oy yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bekleyelim, gelsinler!
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, karar yeter sayısı hakkında
tereddüde düşülmüştür; o nedenle, beş dakika daha ikinci bir ara
vereceğim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Elektronik oylama yapın Sayın Başkan.
BAŞKAN
Karar yeter sayısı yok gibi gözüküyor, o nedenle beş dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.03
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.09
BAŞKAN: Köksal TOPTAN
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 80inci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
111 sıra
sayılı Kanun Teklifinin görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Teklifin 2nci
maddesi üzerinde Konya Milletvekili Atilla Kart ve arkadaşları
tarafından verilen önergenin oylamasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
III.- YOKLAMA
(CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
K.KEMAL ANADOL
(İzmir) Yoklama istiyoruz efendim.
BAŞKAN
Şimdi, önergeyi tekrar oylarınıza sunacağım, ancak
önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi var. Şimdi bu talebi
yerine getireceğim, ancak yoklama talebini işleme koyabilmem için
ayakta olup yoklama talep eden milletvekilleri sayısının 20 olup
olmadığını tespit edeceğim.
İsimler
tutanağa geçeceğinden, ayaktaki arkadaşlarımızın
sırasıyla isimlerini söylemelerini rica ediyorum.
Sayın
Anadol, Sayın Özyürek, Sayın Tamaylıgil, Sayın Korkmaz,
Sayın Öztürk, Sayın Özer, Sayın Bingöl, Sayın
Aslanoğlu, Sayın Ateş, Sayın Baytok, Sayın
Aydoğan, Sayın Serter, Sayın Güner, Sayın Dibek, Sayın
Köktürk, Sayın İnce, Sayın Susam, Sayın Özkan, Sayın
Çakır, Sayın Arifağaoğlu.
Evet, yoklama
için 3 dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Değerli arkadaşlarım, toplantı yeter sayısı
vardır.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı
ve Teklifleri (Devam)
1.- Bursa Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu
ve 3 milletvekilinin; Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve
Çevre ile Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonları Raporları
(2/146) (S. Sayısı: 111) (Devam)
BAŞKAN
Şimdi, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım:
Önergeyi kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter sayısı vardır; önerge
kabul edilmemiştir.
İkinci
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 2. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Hasip
Kaplan (Şırnak) ve Arkadaşları
Madde 2 5403
sayılı Kanunun, 31/01/2007 tarihli ve 5578 sayılı Kanunla
eklenen Geçici 3 üncü Maddesi yürürlükten kaldırılmış ve
5403 sayılı Kanuna aşağıdaki Geçici Madde
eklenmiştir.
Geçici Madde 4
11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım
dışı amaçlı kullanıma açılmış bulanan
arazilerin tarımsal bütünlüğü bozmuyor kelimesinden sonra ve ilgili
meslek odası ile İl Toprak Koruma Kurulunun olumlu görüşünün
alınması kaydıyla, cümlesinin eklenmesini istenilen amaçla
kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir
yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması,
hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım
dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi
için den sonra beşbin Yeni Türk lirası olarak ödenmesi şartıyla
izin verilir.
Söz konusu arazi
ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli
kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler den
sonra Bakanlığa başvuru tarihinde tamamlanmış
olması şarttır. cümlesinin eklenmesini, bu süreler içerisinde
gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri ilgili idarelerce
durdurulur.
Tarım
arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca
başvuru sahibinin isteğinden sonra ve İl Toprak Koruma Kurulu
kararı doğrultusunda vasfını değiştirir.
BAŞKAN
Komisyon?
TARIM, ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Uras, buyurunuz.
Sayın Uras,
süreniz beş dakikadır.
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; bu konuda
olduğu gibi her konuda söylediğimizle
yaptığımızın tutarlı olmasında fayda var.
Değişik konular tartışıyoruz. Mesela uzun bir süre
Türk dilinin yozlaşması burada tartışıldı.
Parlamenterlerin kaldığı Parlamenter Konukevine gidiniz, girişinde
Parlament Business Hotel yazılı. Bazen mum dibine
ışık vermiyor.
Burada uzun süre
nükleer santraller tartışıldı. Dedik ki:
Pahalıdır. Dedik ki: Risklidir. Dedik ki: Atık sorunu
vardır. Hadi, anlayasınız diye, dedik ki: Yahu,
Tanrının yarattığı maddenin atomunu parçalamaktan
daha şeytani ne olabilir? Yine de kabul ettiremedik.
Şimdi burada
yenilenebilir enerjinin ne kadar önemli olduğunun altı çiziliyor.
Şimdi doğrusu reddeden heyete bakıyorum, şimdi,
tarımsal bütünlüğün bozulup bozulmadığını kim belirleyecek?
Takdir kimin olacak? birilerinin lütfu mu olacak bu iş? Bir öneri
getiriyoruz, heyet reddediyor. Tersten okursanız Bu işler keyfî
olsun. demektir. Yasa delinmesin, takiye yapılmasın diye önerilerde
bulunuyoruz. Meslek örgütlerinin, Toprak Koruma Kurulunun görüşü
alınsın. diyoruz, heyet kabul etmiyor. Tersi ne demek? Kimsenin
görüşü alınmasın. Meslek örgütlerinin, bölge halkının
görüşünü baypas etmek zaten ortada bir problem olduğunu göstermiyor
mu? Bir filtre koymak istiyoruz taslağa ki suistimaller kapansın ve
burada daha derli toplu bir yasa çıksın.
Değişik
vekil arkadaşlarımız bu konuda izlenen zikzaklardan bahsetti,
hani Bir zaman şöyle denmiş, bugün böyle denmiş. diye. Araya
menfaat girince zikzak olması doğal, o yüzden dünyanın bütün
dillerinde, İngilizcede, Fransızcada, İtalyancada, Türkçede
zikzağa zikzak derler. Şimdi, bu zikzağın yasalarda
karşılığının olmaması gerek.
Arkadaşımız soruyor: Ruhsatı yok, üretim yapmayacak
mı? Peki, niye ruhsatı olamıyor? Ruhsat şartı olmadan
nasıl bu iş oluyor sorusunu kendimize sormuyoruz. Biz ruhsat almadan
buraya geliyor muyuz? Biz, mazbatayı sonra alalım gelelim, mazbata
arkadan gelsin diyor muyuz?
Meclisin bir tek
pusulası vardır: Kamusal çıkar, kamusal faaliyet.
Dolayısıyla, yasal noktaya gelmeden, yasa dışı bir
iş, olmazın tertibini alıyoruz. Sayın heyet buna da olmaz
diyor. Bir de yani, yanlış misal misal olmaz ki. Komşunuz
çocuğunu dövüyorsa ben de mi döverim diyeceksin? Komşum da dövmesin
ben de dövmeyeyim diyeceksin. Yani işin pusulası
karışınca, mantık hatalarını da giderek çok daha
fazla yapmaya başlıyoruz.
Bir firma için
yasa çıkmaz tabii ki, ama, o firmayı içerir. Üstelik o firma
eğer hukuk dışı işler yapıyorsa, yasayı
çıkardığınızda, örneğin Cargillin bölgeye
verdiği zararı önleyeceğinizi mi zannediyorsunuz? Yoksa,
isterseniz depreme karşı da yasa çıkarırsınız,
İkinci bir emre kadar deprem yasaktır. dersiniz. Ama
çıkardığınız yasa Cargillin bölgedeki zararını
ortadan kaldırıyor değil ki. O yüzden, bu Amerikan şirketi
için ya özel imar planı yapılıyor ya Bakanlar Kurulu kararı
çıkarılıyor ya endüstri bölgesi ilan ediliyor ya da özel yasalar
hazırlanıyor, ama Cargilli bölgede yasalaştırmaya yönelik
bütün çabalar, ya Danıştay tarafından ya idare mahkemesi
tarafından, hukuki bulunmayarak reddediliyor. Bakın, on yılda,
toplam 8 iptal davası açılmış, 4ü iptal olmuş,
7sinde yürütmeyi durdurma kararı alınmış. Bir özel yasa
hazırlanmış, yasa Cumhurbaşkanınca veto edilmiş
yedi kelimelik bir şey koyuyorsunuz tarımsal bütünlük diye. Demin
dediğim gibi kim karar verecek belli değil. Hem Anayasa Mahkemesine
taşınıyor, Anayasa Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı
alıyor, bu telaşı, bu enerjiyi takdir etmemek mümkün değil.
Devlet merkezli siyaset vardır, din merkezli siyaset vardır, emek merkezli
siyaset vardır. Ama firma merkezli siyaset söz konusu
olmamalıdır. Yine en son Cargille tarım il müdürlüğü
tarafından verilen işletme izni
Yürütmeyi durdurma kararı
veriliyor ve Cargill, Cargill diyoruz
Arkadaşlar vurguladılar,
genetiği değiştirilmiş mısırdan nişasta
bazlı şeker üreten ve Avrupa Birliğinde yüzde 2 olan
nişasta bazlı şekerin bizim ülkemizde neden yüzde 10 olduğu
ve her yıl Bakanlar Kurulunun kararı ile yüzde 50 neden
artırıldığını birisi çıkıp halka
açıklamıyor. Cargill gibi bir tesise, imar planlarına, hukuka
aykırı olarak birinci derecede tarım arazisi olan, kara elmas
denilen zeytinliklerimiz içinde, genetiği değiştirilmeye
uğramış mısırdan şeker üretimini rahat rahat
yaptıran güç nedir? Bunun açığa çıkarılması
gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Uras, bir dakika ek süre veriyorum.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) Toparlıyorum.
Neden Cargillin
işgal ettiği alana yeniden tarım vasfı kazandıracak
girişimlerde bulunmuyor? Şirketin verdiği zararlar,
tükettiği sular, kirlettiği toprakların bedeli neden
ödettirilmiyor? Bunun da dünyada benzer bir örneği yok.
Dolayısıyla bizim yapmamız gereken, zararın neresinden
dönersek o kadar Bursa halkınadır, toplum yararınadır
deyip, toplumsal çıkarı esas almaktır. Ben, Meclisin manevi
şahsiyetinin ancak böyle ayakta tutulacağına inanıyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Uras.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Yasa Teklifinin 2. Maddesinde yer alan her
metrekaresi için beş Yeni Türk Lirası ifadesinin her metrekaresi
için yirmi beş Yeni Türk Lirası olarak değiştirilmesini arz
ederiz.
Oktay Vural (İzmir) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeyi katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Işık, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Işık.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri;
öncelikle hepinizi saygılarımla selamlıyorum. Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanunu ile Mera Kanununda değişiklik yapılması
hakkında kanun teklifinin 2nci maddesinde yer alan ve 11/10/2004
tarihinden önce gerekli izinler alınmadan tarım dışı
kullanıma açılmış tarım arazilerinin her metrekaresi
için 5 YTL ödenmesi şartıyla izin verilmesini öngören ifadenin
değiştirilmesine yönelik bir değişiklik önergesi üzerine
söz almış bulunmaktayım.
Önergemiz
kısaca, metrekare başına 5 yeni Türk lirası yerine, 25 yeni
Türk lirasının ceza olarak ödenmesini öngörmektedir. Çünkü, 2005
yılı değerlerine göre hangi bilimsel kriterlerin
kullanılarak belirlendiği bilinmeyen bu 5 YTL/metrekare
değerinin aradan geçen üç yıl sonunda aynı kalmasının
anlaşılır bir yanı olmadığı gibi, teklifin,
birilerinin düşük bir ceza ödemesiyle alelacele kurtarılma
girişiminin bariz bir göstergesi olduğu kaçınılmazdır.
Aradan geçen üç
yıllık TÜFE değerleri dikkate alındığında
bile değerin hiç olmazsa en azından yüzde 25 oranında
artırılması beklenirdi. Bu değerlendirme eksikliği
dahi, teklifin amaçlı bir teklif olduğunun kesin delilidir.
Diğer
yandan, çok büyük bir bölümünün Bursa, Kocaeli, Sakarya ve benzeri gibi büyük
ve sanayi şehirlerimizde olduğu tahmin edilen bu tarım
arazileri, bu yasa teklifiyle, âdeta sanayi arazisi konumuna
dönüştürülmektedir. Bu illerimizin değerli milletvekillerine
açık yüreklilikle soruyorum: İlinizin en kırsal alandaki sanayi
bölgesinde arsanın metrekaresi kaç paradır acaba? Bu illerde
metrekaresi 150-200 YTLden daha düşük olan bir sanayi arsasını
gösterebilir misiniz?
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Var.
ALİM
IŞIK (Devamla) Nerede var?
ALİ KOYUNCU
(Bursa) Mustafakemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayalım arkadaşlar.
ALİM
IŞIK (Devamla) Ayrıca, tarla iken sanayi arsası olan yerlerde
en az 10 kat bedel artışının olduğu da bir gerçektir.
Ülke gerçekleri göz önünde dururken 5 YTL/metrekare ceza ile bu birinci
sınıf tarım alanlarının tarım dışı
kullanımının yasallaştırılması mümkün müdür?
Diğer
yandan, Anadolunun herhangi küçük bir ilinde veya ilçesinde ya da beldesinde
başını sokacak bir gecekondu yapan garip gurebanın evini
bir gecede başına yıkmaktan çekinmeyen anlayış,
nasıl olur da böyle bir uygulamayı kabul etmektedir? Bu bir
çelişki değil midir değerli milletvekilleri? Suç, fakir olmakta
mıdır yoksa zengin olup da yasa dışı yaşamakta
mıdır? Bunu sizlerin vicdanına bırakıyorum.
Değerli
milletvekilleri, tarım arazilerinin 1 metrekaresinin bile tarım
dışı amaçlarla kullanılmasına hiçbir aklıselim
vatandaşımızın razı olması mümkün değildir.
Anlaşılan odur ki bu teklif, değerli AKP milletvekillerinin
kalkacak parmaklarıyla kabul edileceğe benziyor. Hiç olmazsa
milyonlarca tarım camiasının vicdanına biraz olsun su
serpmek için 5 YTL/metrekare ceza yerine bu tesislerin bulunduğu yörelerde
belirlenen resmî emlak değerleri üzerinden bir ceza verilmesi daha
doğru olacaktır. Ülkemiz şartlarında ortalama 25 yeni Türk
liralık bir ceza değeri günümüz koşullarına biraz daha
uygun bir değerdir.
Bu nedenle,
önergemizin siz değerli milletvekilleri tarafından kabul edilmesini
arz ediyor, hepinize saygılarımı sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Komisyonun ve
Hükûmetin katılmadığı önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin birinci
fıkrasında geçen bulunan ifadesinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM, ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçeyi
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Kanunun
tekniğine uygun olacağı düşüncesiyle mütalaa olunur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin birinci
fıkrasında geçen beş Yeni Türk Lirası ibaresinin madde
metninden çıkarılarak on Yeni Türk Lirası ibaresinin madde
metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ramazan
Başak
Şanlıurfa
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT KİRİŞCİ
(Adana) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge
kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin birinci
fıkrasında geçen bir yıl ibaresinin madde metninden
çıkarılarak iki yıl ibaresinin madde metnine eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun metninde
geçen bir yıllık sürenin kısa olacağı
düşüncesiyle mütalaa olunur.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve ikinci maddesi ile 5403
sayılı kanuna eklenen geçici dördüncü maddenin ikinci
fıkrasında geçen 2 yıl ibaresinin madde metninden
çıkarılarak üç yıl ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve
teklif ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
SAVUNMA BAKANI MEHMET VECDİ GÖNÜL (İzmir) Katılmıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun
amacına uygun olacağı düşüncesiyle mütalaa olunur.
BAŞKAN
Oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde üzerindeki
müzakereler bitmiştir.
2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
2nci madde kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3-
25/02/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 14 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere (ğ) ve
(h) bentleri eklenmiş olup, beşinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
ğ) Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu hükümlerine göre elektrik faaliyetleri için ihtiyaç
duyulan,
h) Jeotermal
kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan
Durumu ve
sınıfı çok iyi veya iyi olan mera, yaylak ve
kışlaklarda birinci fıkranın (a), (f), (g), (ğ) ve (h)
bentleri hariç, tahsis amacı değişikliği yapılamaz.
BAŞKAN
Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili
Sayın Nesrin Baytok.
Sayın
Baytok, buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakikadır Sayın Baytok.
CHP GRUBU ADINA
NESRİN BAYTOK (Ankara) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; 2008 yılı Cargill yasası üzerinde Cumhuriyet
Halk Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere yüce Meclisimizin
kürsüsündeyim.
Söze Cargill
yasası diye girdim çünkü bu görüştüğümüz yasa Bursa
Milletvekili Mehmet Altan Karapaşaoğlu ve 3 Milletvekilinin; Toprak
Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi diye takdim edilmiş olsa da, hepimiz
biliyoruz ki, aslında Cargill yasası. Belki de Başkan Bush
yasası diyebiliriz.
Yine söze
girerken 2008 yılı diye girdim. Çünkü her yıl Meclisimiz bir
kez Cargill yasası çıkarıyor. Bu şimdiki yasa 2008
yasası.
Sayın
milletvekilleri, şu anda bu yüce kürsüde 70 milyon
vatandaşımız adına bir konuşma yaparken, içinde
bulunduğum sıkıntıyı, boğulma duygusunu anlatmam
mümkün değil. Öyle bir yasayı görüşüyoruz ki aslına
bakarsanız bu bir utanç verici yasa. Vicdanı olan hiç kimse, on
yıllık bu serüvene bugün gelinen noktada böyle bir onayı veremez,
hele böyle bir kanun teklifiyle şu yüce Meclisin önüne hiç gelemez.
Sayın
milletvekilleri, ancak olmaması gereken oldu ve Cargill yasası yüce
Meclisimizin bir kez daha huzurunda. Türkiyede zaten geleceği tahmin
edebilmek için falcı olmaya hiç gerek yok. Sadece yapılmaması
gereken, olmaması gereken işleri alt alta yazıp tam tersine de
olacaklar diye yazıp liste yaparsanız geleceği bilebilirsiniz.
Bu da öyle bir konu işte. Yapılmaya çalışılan iş,
yasaları nasıl olur da atlatabiliriz işi; nasıl olur da
Ziraat Mühendisleri Odası başta olmak üzere, Bursa Barosu
avukatlarını, TEMA Vakfını, Türkiye Toprak Bilimi
Derneğini, KESKi yani Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunu,
Tekgıda-İş Sendikasını, Türk Mühendis ve Mimar
Odaları Birliğini, Tarım Ekonomisi Derneğini, Türk Tabipler
Birliğini, Veteriner Hekimler Derneğini, Köy-Koop Merkez
Birliğini, Türkiye Tarımcılar Vakfını, Çiftçi
Sendikaları Girişim Komitesini ve Tüketici Hakları
Derneğini atlatabiliriz işidir; olmaması gereken bir iştir.
Daha önce defalarca denenmiş, her seferinde yargıya
takılmış bir girişimden bahsediyoruz. Uğrunda
Anayasaya aykırı yasalar çıkarılmış olan,
Bakanlar Kurulu kararıyla çeşitli ayrıcalıklar
getirilmiş bulunan, her aşamada yargının iptal ettiği,
bir önceki Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer
tarafından veto edilmiş bulunan bir girişimden bahsediyoruz.
Türkiye Büyük Millet Meclisinin ortalama yılda bir kez Cargill için
toplanıp yasa çıkarmasından bahsediyoruz.
On
yıllık bir hikâye bu. Biz şimdi on yıl önceki dönemden başlayan
yanlışlıkların on yıl boyunca nasıl devam
edebildiğinin, nasıl bir tutarlılıkla sürdürüldüğünün
filmini izliyor gibiyiz. Önceki hükûmetlerin yanlışlarını
bu Hükûmetin de nasıl tutarlılıkla sahiplendiğini ibretle
görüyoruz. Elbette şaşırmadan izliyoruz.
Her
konuşmada, Sayın Başbakan başta olmak üzere, iktidar
partisinin hemen hemen bütün mensupları Kasım 2002
yılını milat alarak konuşurlar. Geçmişi reddeden, o
dönemleri eleştiren, beğenmeyen bir tutum izlerler. Ancak Cargill
örneği gibi durumlarda bir bakıyoruz ki aslında hiç de
birbirinden farkı olmayan uygulamalarla karşı
karşıyayız. Halkımız bu şekilde uyutuluyor,
gerçek halka başka sunuluyor. Yani yok aslında geçmiş hükûmetlerden
bir farkı.
AKPnin,
geçmişteki yanlışları ısrarla nasıl takip edip
sonuçlandırmak istediğine tanıklık ede ede geliyoruz. Her
seferinde, halkımızın gece uyurken Meclisin sabahlara kadar
çalıştırılarak nasıl da gece yarısı
yasaları geçirildiğini sıkıntılar içinde
yaşıyor, görüyoruz.
Sayın
milletvekilleri, bu yüce Meclisten 22 Haziran 2004 yılında birinci
Cargill affı çıktı. İkinci Cargill affı 3 Temmuz 2005
tarihinde çıktı. Üçüncü Cargill affı 23 Kasım 2006
tarihinde çıktı. Dördüncü Cargill affı 31 Ocak 2007de
çıktı. Şimdi beşincisini görüşüyoruz.
1998
yılında yapımı için ruhsat verilmiş bir tarımsal
sanayi kuruluşu olan Cargill birinci sınıf tarım arazisi
üzerinde kurulunca yasal sorunlar da başladı. Cargill, iki yönlü bir
sorun kaynağı olarak ortaya çıktı. Birincisi:
Fabrikanın yasalara aykırı biçimde tarım arazisinde kurulmuş
olması. 195 bin metrekarelik birinci sınıf tarım
arazisinden bahsediyoruz. Ayrıca, bir de fabrikanın İznik Gölü
üzerinde kirletici etkisinden bahsediyoruz.
Daha şirket
Bursada faaliyetine başlamadan önce, 1997nin Haziranında Çevre
Bakanlığının tarımsal sanayi kuruluşları
için ÇED raporu diye bilinen Çevresel Etki Değerlendirme raporu
zorunluluğu kaldırılmıştır, yani çevre
duyarlılığı bir yana bırakılmış bir
projedir. Arkasından, sürekli olarak yasalara
aykırılığı her düzeyde mahkemelerde karara bağlanmış
bir konudur. Her seferinde Meclisten yasalar çıkarılmış,
hep iptal olmuş, bugüne gelinmiştir ve şimdi 2008 yılı
Cargill yasasını görüşüyoruz.
Cargillin
yarattığı ikinci sorun ise nişasta bazlı şeker
üretimi ile piyasadaki şeker üretimine dönük yaratılan
sorunlardır.
Sayın
milletvekilleri, şeker sektörü Türkiyede tarıma dayalı
sanayinin en önemli ve başarılı örneğidir. Türkiye
dünyanın önemli şeker üreticileri arasında gelmektedir. Pancar
tarımı Türkiyenin en önemli tarım konularındandır.
2003 yılında, yani AKP İktidarının
başlangıcında pancar tarımıyla geçimini sağlayan
500 bin aile vardı. Bilin bakalım şimdi bu sayı kaç? 300
bin. 2002 yılında 16,5 milyon ton olan şeker üretimi bugün 12,8
milyon tona inmiştir. Nişasta bazlı şeker üretiminde kullanılan
mısırda ise Türkiye dışarıya
bağımlıdır. Yani bu yıl için 600-700 ton
civarında ithalat yapılması gereği vardır.
Bakınız,
endüstri üretimi denilen mısır, tütün, ayçiçeği gibi ürünler
için bizi bekleyen bir tehlike daha var: Devlet Su İşleri bu yıl
tarım alanlarına su bile veremeyecek durumda. Geçen yıl da
ikinci ürüne verememişti.
Şimdi, bir
yandan kendi üretimimiz olan pancara kotalar getireceğiz, öte yandan
mısır ithal ederek cari açığımızı,
dış ticaret açığımızı
artıracağız, beri yandan da Cargillin yasalara aykırı
biçimde çalışmasını sağlayacak girişimleri burada
gerçekleştireceğiz.
Sayın
milletvekilleri, bu açıklaması güç konunun çeşitli
boyutları var. İnsan mısır konuşurken Bakan
mahdumlarını hatırlamadan geçemiyor. Hani, şu hasat
döneminde mısırdaki gümrük vergisi oranını 2003
Nisanında yüzde 20ye indiriveren Maliye Bakanlığı
kararı vardı ya, hani aynı Bakanın oğlu o dönemde 4
bin tonluk dış alım gerçekleştirmişti ya!
Sayın
milletvekilleri, hatırlamaya başlayınca, insan, duymak, görmek
istemediği konuları bir bir önünde buluyor.
Bakınız,
bugün bu yasa teklifiyle karşımızda bulunan Sayın
Karapaşaoğlu, 1999 yılı Şubat ayındaki Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 51inci Birleşiminde ne demiş: Sanki hukuki
mercilerden bu firmaya siz merak etmeyin, siz
yatırımınızı yapın, biz bu işleri
düzeltiriz dercesine büyük bir cesaretle yatırımlar yapılmaya
devam edilmektedir. Yine Sayın Karapaşaoğlu şöyle devam
ediyor: Bakınız, ülkemizde bazı değerler artık
yozlaşmaya başlamıştır, hukuka saygı
kalmamıştır. Evet, ülkemizin yatırıma ihtiyacı
vardır, yatırımlar yapılmalıdır ama çevre tahrip
edilmeden, insanların özgürlüklerine set vurulmadan bu
yatırımlar yapılmalıdır.
Biz, sizin hangi
zamanda söylediklerinizi doğru kabul etmeliyiz acaba? Sayın
Başbakanın gömleğini çıkardığını
söylediği birinci iktidar döneminizle, Aslında
değişmedim. dediği ikinci iktidar döneminizden hangisini
dikkate almalıyız?
Sayın
milletvekilleri, hiçbir açıdan savunulamaz bir yasayı
görüşüyoruz. Bu düzenleme açıkça hukuka aykırı olduğu
gibi ülke yararlarına da aykırıdır. Bu 2008 yılı
Cargill yasası, Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve idare
mahkemelerince verilmiş olan yargı kararlarına uymayan,
onları geçersiz kılan bir niteliğe sahiptir. Bu yönüyle,
Anayasanın 138inci maddesine aykırıdır. Maddeye göre,
yasama ve yürütme mahkeme kararlarına uymak zorundadır.
İkincisi:
Teklif, bir tüzel kişiye özel ayrıcalık tanıma
niteliğinden dolayı Anayasanın 10uncu maddesine
aykırıdır. Yani hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya
sınıfa imtiyaz tanınamaz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından
kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Baytok, bir dakika ek süre veriyorum.
NESRİN
BAYTOK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Üçüncüsü: Teklif,
verimli tarım arazilerinin talanını
hızlandıracağı için ülke yararına açıkça
aykırıdır.
Son olarak, en
önemlisi de budur ki: Dışarılardan alınmış
talimatlarla özel olarak izlenen bir konu olması yanıyla da ulusal
bağımsızlığımızla
bağdaşmamaktadır.
Bir tarihte
birilerinin kullanın sözünü hatırlatması bakımından,
çok ilginç özelliği olan bir yasa tasarısıdır.
Bu 2008
yılı Cargill yasasına, diğer bir deyişle Başkan
Bush yasasına hayır diyoruz.
Bütün bu
nitelikleriyle bu yasaya karşı olduğumuzu bir kez daha belirtir,
yüce Meclisi saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Baytok.
Söz
sırası, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına, Kütahya
Milletvekili Sayın Alim Işıkta.
Buyurun
Sayın Işık. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın
Işık, süreniz on dakikadır.
MHP GRUBU ADINA
ALİM IŞIK (Kütahya) Sayın Başkan, çok değerli
milletvekilleri; hepinize saygılarımı sunuyorum.
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanunu ile Mera Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin 3üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerimin
başında yüce Meclisi saygılarımla tekrar selamlıyorum.
Milletçe iki gün
önce idrak ettiğimiz Çanakkale Zaferinin 93üncü yıl dönümü ve
Şehitler Günü nedeniyle büyük komutan ve askerî deha öncülüğünde tüm
dünyaya Çanakkale geçilmez. dedirten ve vatan için canlarını vererek bu kutsal
toprakları bizlere emanet eden 250 bini aşkın şehidimizi
rahmetle anıyor, ruhları şad olsun diyorum.
Ayrıca, bu
kahramanlık mücadelesinin nasıl
kazanıldığını,
Dur yolcu!
Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak, bir
devrin battığı yerdir.
Eğil de
kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan
kalbinin attığı yerdir. diyerek gelecek nesillere aktaran millî
şair Necmettin Halil Onanı,
Bayrakları
bayrak yapan üstündeki kandır;
Toprak, eğer
uğrunda ölen varsa vatandır! dizeleriyle vatan
topraklarının önemini en güzel şekilde dile getiren Mithat Cemal
Kuntayı ve Benim sadık yarim kara topraktır. diyen
Âşık Veyseli de bütün şehitlerimizle birlikte rahmetle
anıyorum.
Ayrıca,
örnek insan Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammedin doğum yıl dönümü
olan Mevlit Kandilinizi de -bir gece önce idrak ettiğimiz kandili- en
içten duygularımla kutluyor, yüce milletimize nice kandiller temennisiyle
saygılarımı sunuyorum.
Değerli
milletvekilleri, hepinizin de bildiği gibi toprak bir millet için en
kutsal varlık olup vatan kurmanın olmazsa olmazlarındandır.
Ancak atalarımızın Çanakkalede, Dumlupınarda, Kafkasyada
ve Balkanlarda yüz binlerce şehit vererek elde edebildiği vatan
topraklarının nasıl kullanıldığını
tartıştığımız talihsiz bir yasa teklifiyle ilgili
konuşuyoruz.
MUHARREM VARLI
(Adana) Cargille feda olsun!
ALİM
IŞIK (Devamla) - Her karışında şehit kanı
bulunan, hele hele Çanakkalede metrekaresi başına altı bin
merminin düştüğü vatan topraklarının da içinde
bulunduğu tarım arazilerinin bugün metrekaresini sadece ve sadece 5
YTL karşılığında tarım dışı
kullanıma izin verdiğimiz bir kanun teklifiyle karşı
karşıyayız. Bu konunun değerlendirmesini sizlere ve yüce
milletimize bırakıyorum.
Bilindiği
gibi tarım, ülkemizin en temel sektörlerinden birisidir. Ülkemiz gayrisafi
millî hasılasının yaklaşık yüzde 10u-15ini;
istihdamın ise yüzde 30unu tarım sektörü karşılamaktadır.
Ülkemiz için büyük önem arz eden bu sektörün geleceği, temel
kaynaklarımızdan birisi ve en önemlisi olan tarım
topraklarının korunmasına ve amacına uygun olarak
kullanılmasına bağlıdır.
Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiyede işlenen tarım
alanları toplamı 1980 yılında 24,560 milyon hektardan 1990
yılında 24,192 milyon hektara, 2000 yılında 23,033 milyon
hektara, 2006 yılında da 22,233 milyon hektara gerilemiştir.
Yani tarım alanları, son yirmi beş yılda, değişik
nedenlerle giderek azalmış ve yüzde 10 oranında
daralmıştır. Buna karşın ülkemiz nüfusu 1980
yılında 44 milyon 737 bin kişi iken, yaklaşık yüzde 60
oranında artmış ve 2006 yılında hepimizin bildiği
gibi 71 milyon kişiye çıkmıştır. Aynı dönemde 1
kilometrekare vatan toprağı başına düşen nüfusu
gösteren nüfus yoğunluğu değeri ise 1980 yılında 58
kişi iken, yine yüzde 60 oranında yükselerek 2006 yılında
91 kişiye yükselmiştir. Ancak birim tarım alanı başına
düşen nüfus yoğunluğu yüzde 75 oranında
artmıştır. Bu, bir gerçeği bize gösteriyor: Her geçen gün
tarım toprakları değerleniyor, tarım
topraklarının beslemek zorunda kaldığı insan
sayısı dünyada olduğu gibi Türkiyede de artıyor. Yani biz
1 metrekare vatan toprağından, tarım toprağından ne
çıkar? diye bir olayı küçümseyemeyiz. Gelecek çok büyük tehlikelerin
beklendiği bir gelecek.
Bu değerler
de göstermektedir ki tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gelecekte toprak
çok daha değerli olacak ve belki de dünyamız bugünkünden daha
yoğun savaşlara sahne olmaya devam edecektir. Mevcut artış
hızıyla, cumhuriyetimizin 100üncü kuruluş yılında
ülkemiz nüfusunun yaklaşık 100 milyona dayanacağı
beklenmektedir. İşte, yüce Meclisin değerli üyeleri olan biz
siyasetçilerin temel görevi, geleceğin lider ülkesi Türkiye için, mevcut
doğal kaynakları, yani kıt kaynaklar konumunda olan toprak, su
ve çevre ile gelişen teknolojiyi kullanarak toplumun taleplerinin
karşılanmasını sağlayacak yasal düzenlemeleri
gerçekleştirmektir. Diğer bir ifadeyle, Meclisimizin temel görevi,
bir yanda kaynak potansiyeli, diğer yanda da talep ve
kısıtları olan bir yönetim probleminin gerçekçi ve bilimsel
yöntemlerle en uygun şekilde çözümünü sağlamaktır. Halbuki, bu
yasa teklifi, kıt kaynak konumundaki tarım arazilerinin haksız
yollarla ve tarım dışı kullanıma
sunulmasının önünü açarak problemin çözümünü daha da
zorlaştırmaktadır. Hâlen birçok tarım ürünü ithal eden
ülkemiz, eğer doğal kaynaklarımız doğru
kullanılmaz ve korunmaz ise gelecekte artan ülke nüfusunun beslenme, giyinme,
barınma ve benzeri gibi temel ihtiyaçlarının
karşılanmasında içinden çıkılamayacak kadar büyük
sorunlarla karşılaşılması kaçınılmaz
olacaktır. Bu temel problemlerin çözümü için toprak
kaynaklarının korunması, kaliteli tohumluk, sulama, gübreleme,
ilaçlama, ürün işleme, mekanizasyon araçlarının kullanımı
ve benzeri gibi modern tarım teknolojilerini kullanarak birim alandan elde
edilecek verimin artırılması gerekmektedir. Tarım
alanlarının değişik nedenlerle giderek
daraldığı ülkemizde bu olumsuzlukların önüne yasal yollarla
geçilmez ise birim alandan elde edilecek ürün veriminin daha da fazla
artırılması zorunluluğu kaçınılmazdır.
Görüşülmekte
olan yasa teklifiyle, benden önceki değerli hatiplerin de belirttiği
gibi, 11/10/2004 tarihinden önce tarım dışı amaçlarla
kullanıma açılmış tarım arazilerinin istenilen amaç
doğrultusunda kullanılabilmesi sağlanmaktadır.
Dolayısıyla bu teklif bir af niteliğinde olup 70 milyon
insanımızın hakkını gasbetmektedir. Tekliften
yaklaşık 22 bin tesisin faydalanacağı ifade edilmekte ancak
kaçak olarak devletin tarım arazilerine yapılan bu tesislerin, bir
değerli milletvekilinin sorusuna cevaben Sayın Tarım ve
Köyişleri Bakanımızın ifadesiyle, yaklaşık 45
milyon metrekare alana yayıldığı, bu alanın sadece 220
bin metrekaresinin, yani binde 5inin Cargill firmasına ait olduğu
belirtilmiştir.
Bu vesileyle
Sayın Bakanımıza, cevaplandırılması talebiyle
birkaç soru da bu oturumun başında ben sormuştum. Bunlardan
bazılarını tekrarlamak istiyorum: Bu tesisler içerisinde
Cargillden daha fazla alana sahip kaç adet firma bulunmaktadır? Bu
firmaların kaç adedi yerli, kaç adedi yabancı ya da yabancı
ortaklıdır? Bu alanlar çoğunlukla hangi illerimizde
bulunmaktadır? Bunun mutlaka cevaplanması gerekiyor. Eğer
Sayın Bakanımız hemen bürokratlarından bu soruların
cevabını alıp da kanun teklifinin oylanmasından önce bu
kürsüden açıklama yapabilirse, eminim ki, yüce Meclisimizin değerli
milletvekilleri oylarını daha rahat kullanacaklar ve teklife kabul
oyu verenler de millî iradeye mi yoksa yabancı iradeye mi hizmet
ettiklerini daha rahat anlayabileceklerdir.
Tarım
dışı amaçlarla kullanılan bu alanın küçümsenemeyecek
bir tarım alanı olmadığı açıktır. Bu yasa
teklifinin, kamuoyunda yaygın olan, hatırı sayılır
birkaç firmanın kaçak tesislerinin yasallaştırılmasına
yönelik bir yasa olduğu endişesi mutlaka giderilmelidir.
Bu konuyla ilgili
olarak, 21 Şubat 2008 tarihli Bugün gazetesinin
İmajımızı düzeltiyoruz. Türkiyeyi mısır ülkesi
yaptık. başlıklı haber yazısında Cargillin
Türkiye tarım ve gıda sanayisi Başkanı Murat
Tarakçıoğlunun, ABD Başkanı Bush tarafından konunun
Sayın Başbakanımıza iletilmesi ve Türkiye Büyük Millet
Meclisinde Cargill yasası adıyla bilinen kanunun
çıkarılması hakkındaki değerlendirmesinde Bunlar doğal
gelişmelerdir. demesi aşikârdır ve maalesef manidardır.
Bağımsızlığından
hiç kimsenin şüphe edemeyeceği yüce Meclisimizin, bu kanun teklifini,
bu görüşleri de dikkate alarak değerlendireceğini beklemekteyiz
çünkü bu Meclis, adından da anlaşılabileceği gibi, sadece ve
sadece Türkiyenin Büyük Millet Meclisidir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Işık, bir dakika ek süre veriyorum.
ALİM
IŞIK (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Görüşülmekte
olan yasa teklifinin 3üncü maddesi, Mera Kanununun 14üncü maddesine iki yeni
bent ilavesiyle bir fıkranın değiştirilmesini
öngörmektedir. Bu fıkralara benden önceki değerli hatipler
değindiği için, zamanı da kazanmak amacıyla
değinmeyeceğim.
Kanunun
beşinci fıkrasında yapılacak değişikliğe de
Yeni eklenen bir değişiklik önergesi de, değişiklik maddesi
de (a), (f) ve (g) bentleri dışında tahsis amacı
değişikliği yapılamayacağı hükmünü
bağlamaktadır; yani Petrol Kanunu hükümlerine, ülke güvenliğine
ve doğal afet bölgelerine yerleşim yeri için ihtiyaç duyulan
alanların açılabileceğine hükmetmektedir. Bu
değişiklikler, ilk bakışta, eğer tahsis amacı
değişikliği sadece yerli sermaye sahibi olan Türk
firmalarını kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılırsa
makul gibi görünse de kabul edilemez. Yakında Meclisimizin gündemine
gelecek olan Petrol ve Maden Kanunu gibi değişiklikler de dikkate
alındığında bu yasa teklifine olumsuz oy verileceğini
bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına, Grup Başkan Vekili Sayın
Mustafa Elitaş, Kayseri.
Buyurun
Sayın Elitaş. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Sayın
Elitaş, süreniz on dakikadır.
AK PARTİ
GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Dün öğleden
sonra başlayıp 1inci maddesini görüştüğümüz, bugün de
2nci maddeden itibaren devam ettiğimiz toprak reformu yasa teklifiyle
ilgili görüşmeleri, inşallah, bugün neticelendirmeye gayret ediyoruz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Toprak reformu değil.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Değerli arkadaşlar, bugün, özellikle
bugünden itibaren buraya çıkan muhalefet sözcüsü arkadaşların
yasa tasarısı hakkında kamuoyunu tamamen
yanıltıcı bilgiler verdiklerini ifade etmek istiyorum. Bir kere,
19/6/2006 tarihinde bu kanun teklifi -yine o zaman Bursa Milletvekili olan,
yine Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili olan Sayın Altan
Karapaşaoğlu tarafından verildiğinde- tarım
komisyonunda konuşuluyor. Tarım komisyonunda
Sivil toplum
örgütlerinin temsilcileri de buraya çağırılıyor.
Onların görüşleri nelerdir? Bu kanun teklifi görüşülürken
onların görüşlerini almaya da ihtiyaç hissediliyor.
Bakın, Gebze
Aktif Sanayici ve İş Adamları Derneği Başkanı
Sayın Yaşar Çetinkayanın 19/10/2006 tarihli komisyon
tutanaklarından bu kanun teklifiyle ilgili görüşlerini ifade
ediyorum: Bölgemiz, bildiğiniz gibi, sanayiyle yüklü bir şekilde
olan sanayi kenti hâline gelmiş, on üç tane organize sanayi bölgesi olan
bölgemizde geri kalan alanlar olduğu gibi daha önce tarımsal gibi
görünen ama tarım işlevini zaten yitirmiş alanlardan ibarettir.
Tabii, kamuoyunda -aynen okuyorum- Cargel falan dendi ama aslında
bizlerin talebiydi. Daha önceki 5403 de bizlerin talebiydi, fakat bunlar
problemlerimizi çözmede yeterli olmadı.
Yine komisyonda
19/10/2006 tarihinde Tarımsal Kalkınma Vakfı Başkanı
Sayın Yaşar Dostbil konuşuyor. Konuşma metninden,
tutanaklardan aynen okuyorum bir kısmını: Dolayısıyla
biz, getirilen bu 1inci maddeyle maddenin lehinde olduğumuzu ve böyle bir
değişikliğin olması gerektiği kanaatindeyiz. Ancak 5
yeni Türk lirası değil de rayiç bedele göre
fiyatlandırılmasının daha uygun olacağını
düşünüyoruz. diye
Sivil toplum örgütlerinin de bu konuda
katkıları, istekleri, talepleri var.
Şimdi,
buraya çıkan muhalefet milletvekili arkadaşlarımız,
kendilerine hazırlanmış, verilmiş metinleri buraya
geliyorlar, okuyorlar ama
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İstirham ederim
Olmaz!
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın ilim adamına hakaret ediyorsunuz siz.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Müsaade edin
Bir dakika
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Lütfen düzeltin ifadenizi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Müsaade edin
BAŞKAN Bir
dakika arkadaşlar
Tabii, yani öyle de olabilir. Bir dakika
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bir dakika Sayın Şandır, şimdi
kime söyleyeceğimi ifade edeceğim.
Bakın, biraz
önce gelen muhalefetten bir milletvekili arkadaşımız
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, ifadesini düzeltsin
Sayın Hatip, milletvekiline hakaret olur.
BAŞKAN
Hayır efendim. Yani bir şey yok
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Şandır
BAŞKAN
Sayın Şandır, bir dakika
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Şandır, biraz önce sizi de
çok ilgilendiren bir konuda
BAŞKAN
Sayın Elitaş
Sayın Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
burada yolsuzluk, hırsızlık var
diye ifade eden bir milletvekilinin sözüne itiraz etmediniz.
BAŞKAN
Sayın Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Hâlbuki burada Sayın Genel
Başkanınızın da imzası var.
Müsaade edin, bir
dakika
BAŞKAN
Sayın Elitaş, bir dakika rica ediyorum.
Şimdi,
arkadaşlar
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Meclis müzakerelerine gölge düşürür bu sözünüz.
BAŞKAN
Sayın Şandır
Sayın Şandır, yani
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Efendim, kim olduğu muhalefet
milletvekilinin
BAŞKAN
Sayın Elitaş, müsaade eder misiniz
Müsaade eder misiniz
Şimdi, bir
parti grubu adına konuşan bir sözcü arkadaşımızın
konuşmasının o partinin ilgilileri tarafından, yetkilileri
tarafından hazırlanıp eline verilmesinde bir sakınca yok
ki.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Çok sakınca var efendim. Olur mu efendim? O zaman
Meclisin meşruiyetine gölge düşürürsünüz böyle söyleyerek.
BAŞKAN
Hayır, hayır
Niye olsun? Yani grupların
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) - Milletvekilleri bizim emrimizde değil, kendi
özgür...
BAŞKAN
Sayın Elitaş onu kastetmemiştir.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Kastetmediğini ifade etsin. Haksızlık
sayarım...
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Düzeltmiyor
Düzeltmiyor efendim
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Buyurun Sayın Elitaş.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkanım, gruplar
milletvekillerine muhakkak ki fikrî yönden destek vereceklerdir. Biraz önce
burada şekerle ilgili, pancarla ilgili konuşan sayın
milletvekilim, Türkiyede 2002 yılından bu tarafa pancar üretiminin
azaldığını ifade etmiş. Ben onu bilgi eksikliğini
16 milyon 500 bin ton olan şeker üretimi, şimdi 12 milyon tona
düşmüştür diye ifade etti ama aslında bunun doğrusu, 16
milyon 500 bin ton olan pancar üretiminin 12 milyon 500 bin tona
düştüğünü ifade etme anlamında bunu söylediğini
algılıyorum. Ama eğer o sayın milletvekili yeterli
incelemeyi yapsaydı veya danışmanlarına, partisine yeterli
inceleme yapma imkânını bulmuş olsaydı, aslında
Türkiyenin 2002 yılından bu tarafa pancar üretiminin hiç
eksilmediğini görürdü, görme imkânını bulurdu.
ABDULLAH ÖZER
(Bursa) Kota koydunuz, kota
Kota koydunuz
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Kotayı biz koymadık, komşunuz
koydu.
BAŞKAN Bir
dakika arkadaşlar
Lütfen dinleyin, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlar
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Siz devam ettirmediniz mi?
BAŞKAN
Lütfen dinleyin arkadaşlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bakınız, yine yanlış bilgiyle
oradan değerli arkadaşlarım kalkıp bize itiraz ediyorlar.
Lütfen benim açıklamalarımı dinleyin, ondan sonra, bir madde
sonra grup başkan vekiliniz veya ilgili olan
arkadaşlarınız, bu konuyu çok iyi bildiğini iddia eden
arkadaşlarınız varsa gelirler beni düzeltirler. Ben o sayın
milletvekilinin yanlış bilgilendiğini ve kamuoyunu
yanlış bilgilendirdiğini ifade etmek için burada söylüyorum.
Şu anda Türk
Şeker Fabrikasının -Türk Şeker diyorum- kamu ortaklığı
olan, özel sektöre devredilmemiş, Özelleştirme İdaresi nezdinde
bulunan Türk Şekerin 12 milyon ton pancar üretimi vardır; 5,5 milyon
ton da Kayseri Şeker Fabrikası, özel sektöre aittir; Konya Şeker
Fabrikası, Çumrayla beraber, özel sektöre aittir; Amasya Şeker
Fabrikası, özel sektöre aittir. Amasya Şeker Fabrikası, özel
sektöre aittir. Kütahya Şeker Fabrikası, Adapazarı Şeker
Fabrikası, özel sektöre aittir. Bunlarla birlikte toplam imalatları,
toplam pancar ekilme miktarları 17 milyon tona ulaşmıştır.
Bu bilgileri
düzeltmek için söylüyorum. Yani buradan kalkıp da Türkiye Büyük Millet
Meclisini çiftçilerimiz izliyorlar, bunu söylerken de pancar çiftçisinin
gönlünü alayım diye bir ifadeyi kullanmak ve onlara da yanlış
bilgi vermek milletvekilliğine sığmaz diye düşünüyorum.
Ben, düzeltmek amacıyla bunu söylüyorum.
Değerli
arkadaşlar, yine muhalefet partisinden bir milletvekili
arkadaşımız, buradan Sayın Altan Karapaşaoğlunu
eleştirdi. Yine 22nci Dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Milletvekili
olan Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayırın,
2006 yılında, konuştuğumuz yasayla ilgili olan süreçteki
söylemlerini dile getirdi.
Bakın, ben,
size ifade ettiğimiz, kamuoyunda Carge diye söylenen aslı Kargil
diye ifade edilen şirketin tarihçesi hakkında bilgi vermek istiyorum.
Kuruluş izni 9 Aralık 1997 tarihinde verilmiş. Kim vermiş
bunu? Sayın Mesut Yılmazın Başbakan olduğu dönemde bu
izin verilmiş. Bu izinde Başbakan Yardımcısı olarak
kimin imzası var? Sayın Bülent Ecevitin imzası var. Biraz önce
en arka taraftan konuşan bir arkadaşımız
Başkalarının yanlış yaptığı
yasayı siz niye devam ettiriyorsunuz, o yanlışları niye
devam ettiriyorsunuz? diye söylüyor. Eğer bunu Hanımefendi
izliyorsa, herhâlde yarın veya bir gün onun kulaklarını
çekecektir diye düşünüyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Sayın Altan Karapaşaoğlu ne zaman
bu Yasayla ilgili itirazlarını gündeme getirmiş? 1998
yılında.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) - Hanımefendinin milletvekili değil onu söyleyen.
BAŞKAN Laf
atmayın arkadaşlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) - 1998 yılında itirazlarını dile
getirmiş. Bu itirazlarını dile getirirken
RECAİ
BİRGÜN (İzmir) Sayın Başkan, niye müdahale etmiyorsunuz?
BAŞKAN
Sayın Birgün, o ilgili arkadaş, yanlış bir şey ifade
ediliyorsa onu düzeltir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hanımefendinin milletvekili değil onu söyleyen Nesrin
Hanım, Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili.
BAŞKAN O
da öyle bir şey demedi zaten.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) O anladı, arkadan itiraz eden anladı.
MUSTAFA VURAL
(Adana) Sen de mutlu ol! Sen de keyiflendin değil mi!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Değerli Başkan, Sayın Altan
Karapaşaoğlu ne zaman itiraz etmiş? Gerçekten büyük mücadele
vermiş. Bu şirkete izin verilmemesi konusunda hakikaten önemli mücadele
vermiş. Bu mücadeleyi verirken -1998 yılında vermiş-
şirkete 9 Aralık 1997 tarihinde izin verilmiş. Altı ay
sonra, Sayın Karapaşaoğlu, henüz daha çivi çakılmadan
Gelin, bu işi yanlış yapıyorsunuz, düzeltelim bunu. diye
ifade etmiş, ama maalesef hiç kimse dinlememiş. O zaman, biraz önce
yine muhalefetten konuşan bir milletvekili arkadaşımız,
Altan Beyin 1998 yılındaki konuşmasından buraya ifade
ediyor. Sizin grubunuzdan, Allah aşkına, hiç mi milletvekili yoktu,
Sayın Karapaşaoğlunun duyarlılığını
gösteren hiç mi milletvekili yoktu da itiraz etmedi bu konuyla ilgili?
ATİLLA KART
(Konya) Mecliste değildik o zaman, Mecliste yoktuk.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) O zaman Bursadan milletvekiliniz yok muydu? Siz
1999 yılına kadar Parlamentoda temsil edilen
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Mecliste yoktuk.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Cumhuriyet Halk Partisi 1999 yılına kadar
vardı Sayın Başkan. 98 yılında Sayın
Karapaşaoğlu itiraz etmiş. Biraz önceki
konuşmacınızı dinlememişsiniz. Sayın
Karapaşaoğlunun 1998 yılındaki
konuşmalarını burada, geldi, tutanaklardan okudu. O zaman bu
cesareti gösteren, Bursa gibi bir yerde böyle bir fabrikanın
kurulmasının yanlış olduğunu eleştiren, söyleyen
bir milletvekiliniz yok muydu?
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Vardı, hepsi söyledi.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Niye kimse konuşmamış? Niye
tutanaklardan
ABDULLAH ÖZER
(Bursa) Vardı, konuşuldu onların hepsi.
BAŞKAN
Sayın Elitaş, bir dakika ek süre veriyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Sayın Başkan, üç dakikamı siz
kullandınız. Lütfen, rica ediyorum. Üç dakikamı siz
kullandınız.
BAŞKAN
Buyurun.
MEHMET ALİ
SUSAM (İzmir) Eleştirmediğini ispat et!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Şimdi, Altan Karapaşaoğlunun
gösterdiği cesareti
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Başkan
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
Sayın Anadol, lütfen
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) -
Altan Karapaşaoğlunun gösterdiği
milletvekili duyarlılığını, 1998 yılında,
burada o parti adına bulanan arkadaşlarımızın muhakkak
göstermelerini arzu ederdim.
Yine, biraz önce
konuşan son konuşmacı, inanın, hakikaten kendi grubunu çok
üzecek bir ifade de kullandı. Değerli arkadaşlar, kanunun
sonunun oylanmasında sizin hepinizi millî iradeye davet ediyorum. Millî
irade mi egemen olacak, yabancı güçlerin iradesi mi egemen olacak?
Milletvekilleri Türk milletine hizmet etmek amacıyla seçilmiştir.
diye bir söylem kullandı, ama o değerli milletvekiline diyorum ki:
Siz 24/7/2002 tarihinde Sayın Bülent Ecevitin Başbakan olduğu,
Sayın Devlet Bahçelinin Başbakan Yardımcısı
olduğu Bakanlar Kurulu prensip kararının
alındığı süreçte
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan, son cümlem.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Yanlış yapıldıysa, sen düzelt.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Devamla)
Bakanlar Kurulunun tavsiye kararı
aldığı günde, millî iradenin millete mi hizmet ettiğini,
yoksa yabancıya mı hizmet ettiğini sormanız gereken zaman o
zamandı. Geç kaldınız diyor, hepinize saygılar sunuyorum.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Elitaş.
Gruplar
adına konuşmalar sona ermiştir.
Şahısları
adına 2 arkadaşıma söz vereceğim.
İlk söz,
Malatya Milletvekili Sayın Öznur Çalıka aittir.
Buyurun
Sayın Çalık. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ÖZNUR ÇALIK
(Malatya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
konuşmama başlamadan önce, milletin iradesiyle tecelli etmiş
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3üncü maddesi üzerine
şahsım adına söz almış bulunmaktayım.
4628
sayılı Elektrik Piyasası Kanunu hükümleri gereğince
hidroelektrik üretim tesislerinin rezervuar alanında bulunan hazinenin
özel mülkiyetindeki ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki
taşınmaz mallar için, bedelsiz olarak kullanma izni verilebilmesini
teminen, elektrik yatırımlarının kesintiye yol açmadan
kısa sürede gerçekleştirilebilmesi için 5403 sayılı Toprak
Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile 4342 sayılı Mera
Kanununda değişiklik yapılması ihtiyacı
doğmuştur.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu nedenle hazırlanan kanun
teklifinin 3üncü maddesi yaşanan sorunları çözmeye yöneliktir.
Ülkemizde enerji arzının az olması, ihtiyacı karşılayamaması
nedeniyle enerji ithalatı yapılmaktadır. Toplam
ithalatımızın yüzde 20sini enerji ithalatı
oluşturmaktadır. Enerjide dışa
bağlılığı azaltmak için yenilenebilir ve
sürdürülebilir enerji kaynaklarına ve hâlihazırdakilerin
yönetilebilirliğine acil ihtiyaç vardır.
Daha önce
konuşan muhalefet milletvekillerinden bir arkadaşımız
geçmişi hatırlattı. Evet, hafızai beşer nisyan ile
maluldür, biz de hatırlatalım, bunca senedir Meclistesiniz sizler
neler yaptınız? Lütfen hafızanızı tekrar bir yenileyin
ve aynen söylüyorum: Su akarken siz bakıyordunuz, rüzgâr eserken siz es
geçiyordunuz ama bizim İktidarımız döneminde artık
suların enerjiye dönüştüğü, rüzgârın enerjiye
dönüştüğü bir atmosferin içerisindeyiz. (AK Parti
sıralarından Bravo sesleri, alkışlar)
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Nerede, nerede? Altı yıl geçmiş nerede!
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) - Küresel ısınmayla birlikte
BAŞKAN
Şimdi, Öznur Hanım, bir dakika.
Arkadaşlar,
arkadaşlar, niye bağırıyorsunuz! Yani, hatip
konuşmayacak mı?
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Altı yıl geçti, altı yıl! Ne oldu göstersin,
yapmış gibi gösteriyorlar!
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) Arkadaşlar
Arkadaşlar
BAŞKAN
Rica ediyorum arkadaşlar, sükûnetle dinleyin.
Sayın
Çalık, buyurunuz.
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) - Küresel ısınmayla birlikte
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Sayın Başkan, hakaret ediyor..
BAŞKAN
Hayır, hakaret edemez.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Hakaret ediyor! Hanımlara
yakışmıyor.
BAŞKAN - Bir
milletvekili başka bir milletvekiline hakaret edemez.
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Ne yaptığını çok iyi biliyor;
kendine yakışmıyor.
BAŞKAN
Sayın Kumcuoğlu, hayır. Hele bir hanımefendi öyle bir
şey düşünür mü?
ÖZNUR ÇALIK
(Devamla) Küresel ısınmayla birlikte su, rüzgâr gibi yenilenebilir
enerji kaynaklarından istifade etmek büyük öneme haiz olmuştur.
Getirilen düzenlemeyle bilimin ve modern ülkelerin
yaklaşımlarına uygun olarak yenilenebilir enerji
yatırımlarının önündeki sınırlamalar kaldırılmakta
ve ülkemizin kalkınmasının önündeki bir engel de bu şekilde
kaldırılmaktadır.
Jeotermal
enerjiye dayalı seracılık faaliyetleri, gerek üretim kalitesi
gerekse çevreye uyumlu olması nedeniyle desteklenmesi gereken
faaliyetlerdir. Uygulamada bu tür işletmeler için gerekli tesislerin
kurulmasında yapılacak tesisin sanayi tesisi mi, yoksa tarım
tesisi mi olduğu konusunda tereddütler yaşanmakta, gerekli izinlerin
verilmesi konusunda idareler arasındaki ihtilaflardan kaynaklanan gereksiz
kırtasiyecilikle karşılaşılmaktadır. Getirilen
düzenleme ile bu tür sıkıntılar giderilmekte, yaşanan
belirsizlik ve karışıklık sona erdirilmektedir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; düzenlemeyle mahkemeler
bağlanmamaktadır. Mahkemelerin yargısal fonksiyonlarına bir
müdahale mahiyetinde değildir. Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı, toprak koruma projesini dikkate alma
şartının aranması, çeşitli spekülasyonları
ortadan kaldırmaktadır. Tekliften sadece bir şirket değil,
yirmi iki bin tesis faydalanacaktır. Düzenleme herhangi bir özel amaç
taşımamaktadır, bu geneldir. Dolayısıyla bu düzenlemenin
sadece bir firmaya yönelik yapıldığını söylemek
hakkaniyetle bağdaşmamaktadır.
Sözlerime son
verirken yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, yasanın
vatanımıza, milletimize hayırlı olmasını temenni
ediyor, saygılar sunuyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
Bravo! sesleri, AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Çalık.
Şahısları
adına son söz, Sayın Ertekin Çolak, Artvin Milletvekili.
Sayın Çolak,
buyurunuz. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır.
ERTEKİN ÇOLAK
(Artvin) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Toprak Koruma ve
Arazi Kullanımı Kanunu ile 4342 sayılı Mera Kanununda
değişiklik yapılması hakkında Kanun Teklifinin 3üncü
maddesi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
Meclisi ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Kanunun 3üncü
maddesi, Mera Kanununun 14üncü maddesindeki birtakım
değişiklikleri kapsamaktadır. Bu nedenle biraz Mera Kanunundan
bahsetmek istiyorum.
Mera Kanununun
amacı, kadimden beri kullanılmakta olan mera, yayla, kışlak
ve kamuya ait olan çayır ve otlakların tespit, tahdit ve tahsisiyle
ilgili konuları düzenlemek ve bunların sürdürülebilir
olmasını sağlamaktır. Hiç şüphesiz ki
sağlıklı olabilmemiz için, sağlıklı
beslenebilmemiz için, sağlıklı et, süt, peynir ve benzeri temel
gıda maddelerine ihtiyaç duymaktayız. Bu bahsettiğimiz et, süt,
peynir ve benzeri temel gıda maddelerinin sağlıklı
olabilmesi için de sağlıklı hayvanlara ihtiyacımız
vardır. Sağlıklı hayvanların olabilmesi için de hiç
şüphesiz ki hayvanlarımızın da sağlıklı
beslenmesi gerekir. Dolayısıyla meralarımızın,
çayır ve otlaklarımızın kaliteli ve vasıflı
olması gerekmektedir.
AK Parti
İktidarlarıyla birlikte, ülkemiz meralarımızın
farkına vardı, meralarımızdaki ıslah
çalışmalarının farkına vardı ve Tarım
Bakanlığımız tarafından meraların
ıslahı için, ıslah projeleri için kaynak ayrıldı ve
bugün Anadolunun her tarafında, özellikle mayıs ve haziran
aylarında ıslah edilmiş mera projeleri hayata geçirilmekte,
artık, üreticilerimiz, çiftçilerimiz, ıslah edilmiş
meraların açılışını, bayram ve düğünlerde
yapmış olduğu açılışlar gibi yapmaktadır.
Meralarımızda
ıslah yapılırken neler yapılmakta? Eğer
meralarımızın vasfı bozulmuşsa tohum atılmakta,
meralarımıza gübre atılmakta, eğer meralarımızda
ihtiyaç varsa, meralarımıza su getirilmektedir.
Ben, Tarım
Bakanlığında yaklaşık on yedi-on sekiz yıl
çalıştım ve ilk defa AK Parti İktidarları döneminde
mera ıslah projelerine katıldım. Burada, aramızda
Tarım Bakanlığında çalışmış
milletvekillerimiz var, üniversitelerde hocalık yapmış
milletvekillerimiz var, hodri meydan! Eğer önceden yaptıkları
mera ıslah projeleri varsa, gelir burada söylerler, biz de öğreniriz
nerede yaptılar.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) 2002den önce çadırlarda yaşıyorduk zaten!
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, söz hakkı doğuyor!
Böyle bir üslup yok!
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) Şimdi, değerli arkadaşlarımız,
Kanunun 14üncü maddesi meraların tahsis amacının
değiştirilmesiyle ilgili. Yani neler yapılıyor bu 14üncü
maddede?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Vekilim, Mera Fonu 1998de
oluşturuldu.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen
ERTEKİN ÇOLAK (Devamla) Yani siz,
şimdi burada konuşacaksınız, herhâlde biz konuşmayacak
değiliz!
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Vekilim, dün Sayın Bakan söyledi, 2001
yılında 880 bin dönüm arazinin ıslah edildiğini!
BAŞKAN Bir
dakika, müsaade eder misiniz
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) Sayın Milletvekilim, yani burada söylersiniz ne
söyleyecekseniz
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sataşıyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Akcan, müsaade eder misiniz
Yani böyle bir şey olabilir mi?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, sataşarak
konuşmasın, sözünü söylesin.
BAŞKAN
Efendim, sözünü söylüyor, siz dinlemiyorsunuz ki.
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) 14üncü maddede, maden ve petrol faaliyetlerinde, turizm
yatırımlarında, kamu yararı görülen faaliyetlerde
meraların tahsis amacı değiştirilebilir.
3üncü maddede
buna ilave olarak, elektrik enerji üretiminde ve jeotermal kaynaklı
teknolojik seraların yapımında da tahsis amacı
değişikliğine gidebilir.
Bundan gayet
normal, doğal bir şey olamaz değerli arkadaşlarım.
Elbette ki meralar korunacak, ama sizin eğer meralarda enerji üretmeniz
gerekiyorsa üreteceksiniz. Ben bu mantığı anlamakta
zorlanıyorum. Her şeye karşı çıkıyoruz. Üretim
yapma, enerji üretme, petrol üretme, maden üretme. Arkadaşlar, bu
memlekette ne üreteceğiz o zaman?
Bir de
şimdi, gelen bütün arkadaşlarımın söylediği bir
şey var, özellikle muhalefete ait milletvekillerimizin söylediği bir
şey var: Bu kanun çıkarsa millî iradeye aykırı olur.
deniliyor.
Peki, şimdi,
ben buradan sormak istiyorum: Buradaki birçok milletvekili
arkadaşımızın özgeçmişini okuduğumuz zaman,
bazılarının Amerikada eğitim yaptığını
görüyoruz ve gururlanarak da bunu özgeçmişlerine koymuşlar. Kariyer
yaparken Amerika iyi, referans, eğitim yaparken millî iradeye
aykırı değil
ERTUĞRUL
KUMCUOĞLU (Aydın) Ne alakası var?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) 100 bin dolar para harcıyor devlet orada.
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) -
ama burada kanun
çıkarken ve yabancıların da bu kanundan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Çolak, bir dakika ek süre verdim.
Buyurun.
ATİLLA KART
(Konya) Grubuna söyle, Başbakana söyle!..
BAŞKAN
Sayın Kart
Sayın Kart
Lütfen arkadaşlar
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) Şimdi, yabancıların bu çıkacak olan
kanundan faydalanarak burada yatırım yapmalarının millî
iradeye bunun neresi aykırı, bunu anlamakta zorlanıyorum. Bu
kafalar 69da kaldı.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sizin millî irade anlayışınız o!
ERTEKİN
ÇOLAK (Devamla) - Siz hâlen oralara takılmış
durumdasınız.
Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Şimdi, sevgili arkadaşlarım, yani bir Artvinlinin mera
hakkında konuşması çok zor şeydir. Sayın Çolak
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, 69a göre, 69a göre
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Söz istiyorum
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Ne
sözü istiyorsunuz?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Bakın, Sayın
Başkanım, Sayın Hatip, Sayın Vekil
BAŞKAN
Hayır, bir dakika
. Bir dakika
Şimdi bir
dakika; yani böyle her isteyen kalkıp konuşursa bu Meclisin İç
Tüzüğü, bu Meclisin gelenekleri ne olacak?
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, İç Tüzükün
69uncu maddesine göre söz istiyorum; nedenini izah edeceğim.
BAŞKAN
Hayır, nedenini izah edecek bir şey yok; bir sataşma çünkü söz
konusu değil.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sataşma yok.
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Var, sataşma var Sayın Başkanım.
BAŞKAN -
Soru-cevap işlemine başlıyoruz. Beş dakika soru, beş
dakika cevap. (MHP sıralarından gürültüler)
İlk soru
Sayın Öztürkün.
Buyurunuz
efendim.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Teklifin
düzenlediği konuda daha önce kabul edilmiş Yasanın ilgili
maddesinin yürürlüğü Anayasa Mahkemesinin 19/2/2007 tarihli kararıyla
durdurulmuştur. Bu Kanunun Anayasa Mahkemesinin kesin kararı
beklenmeden, yeniden yasa konusu yapılması Anayasanın 138inci
maddesinin dördüncü fıkrasına aykırılık teşkil
etmiyor mu? Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığının
yasama organına Anayasayı ihlal etme suçu işletmesini
nasıl karşılıyorsunuz?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Sayın
Özensoy
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Bakanım, bu yasayla, ifade edildiği gibi yirmi iki bin gecekondu
sanayi binasına af çıkartıyoruz. Buradan hareketle Türkiye'de
yüz binlerce insan, yolları yapılmış, sokak isimleri
verilmiş, kapı numaraları verilmiş, elektriği suyu
bağlanmış binalarda mağdur ediliyor. Gerçi buralarda
yabancı uyruklular yaşamıyor ama buna rağmen, bunlara da af
çıkarmayı düşünüyor musunuz?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Özensoy.
Sayın Enöz
MUSTAFA ENÖZ
(Manisa) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın Bakan,
birinci sınıf tarım arazilerinin bazı şirketlere
işletme ve fabrika arazisi olarak tahsis edilmesi ve bu tip
uygulamaların bugünkü gibi yasal zemine oturtulmaya
çalışılması Türk tarım ekonomisine vurulabilecek en
önemli darbelerden biridir. Hâlbuki, bugün üreticilerimizin çok önemli
sorunları vardır ve çözüm beklemektedirler. Bu bağlamda:
1) Temel
tarım girdilerinden olan gübre fiyatları geçen yıldan bu yana
yüzde 150 artmıştır. Bu konuda üreticiye destek vermeyi
düşünüyor musunuz?
2) Tane
mısır destekleme fiyatları hâlâ
açıklanmamıştır. Geçen yıla oranla prim
desteklemelerinin bu yıl yüzde 60 oranında düşürüleceği
söylentisi ne kadar doğrudur?
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Enöz.
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Efendim, bu Mera
Kanunu aslında bizim zamanımızda çıkarıldı,
1998de çıkarıldı. Ben de o zaman Meclis Başkan Vekiliydim,
Meclisi yönetiyordum. Hakikaten Türkiye için faydalı olan bir
yasaydı. Şimdi, bu AKPlilerin buna sahip çıkmasını
kınıyorum. Böyle bir şey yok.
Bir de
meraları da ıslah etmediler. Bizim bölgede, Tunceli bölgesinde çok
ciddi bir koyun var, 1 milyon 200 bin civarında, o koyunların
meralara, yaylalara çıkması konusunda ciddi sıkıntılar
var, hiç ıslah da yapılmadı.
Ayrıca
Sayın Başkanım, bu Cargill ile ilgili olarak öyle bir düzenleme
yapılmış ki, mesela, 10/4/2006 tarihinde,
Başbakanlıkta, müsteşar yardımcısının
başkanlığı altında bazı kamu kurumları toplantı
yapıyorlar. Acaba, Cargilli biz, işte, faaliyete geçirdik ama,
bununla ilgili olarak eğer bir hukuki sorun çıkarsa nasıl
hallederim? diyorlar. İşte, müsteşar
yardımcısının başkanlığında,
Bayındırlık İskân Bakanlığı
BAŞKAN
Sayın Akcan
ABDÜLKADİR
AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkanım, aracılığınızla Sayın Bakana,
1998 yılında çıkan Mera Kanununda oluşturulan, Mera
Fonunda toplanan paralarla yapılan mera ıslahının, 2000,
2001, 2002 yıllarına isabet eden kısmında kaç bin dekar
mera alanı ıslah edilmiştir onu istiyorum. Bu söz, aynı
zamanda biraz önceki konuşmacıya da cevap olacaktır, var mı
yok mu görsün.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Uzunırmak
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Yirmi iki bin
tesisten söz ediliyor. Öncelikli olarak, bu yirmi iki bin tesis kaç özel ve
tüzel kişiliğe aittir? Yani bir özel ve tüzel kişinin birden çok
sahip olduğu tesis var mıdır?
İki: En
önemlisi, hangi yıllarda, kaç tesis böyle izinsiz şekilde
yapılmıştır? Bilhassa son altı yılda yapılan
tesis sayısı kaçtır, AKP İktidarında?
Üç: her alana 5
YTL olarak tahakkuk ettirilen ceza, düşünün ki birisi sanayi
alanının içerisinde ve şehrin kenarında kalmış,
birisi de dağ başında; bu bir adaletsizlik değil mi ve alelacele
hazırlanmış bir şey değil mi? Şimdi, Cargillin
arazisiyle dağ başında olan bir tesise aynı 5 YTLyi ben
adaletsiz bir tercih olarak buluyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakan
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Akcanın sorusuna
özellikle cevap vermek istiyorum. Diğer sorulara yazılı olarak
cevap vereceğiz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Millî Eğitimle ilgisi yok ki
Sayın Bakan ne anlar, ilgili bakan gelsin!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, yine korsan yayın
yayına geçti, asalak, parazit
BAŞKAN
Hükûmet adına Sayın Genç.
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) Değerli
arkadaşlar, bakın, yıllara göre yapılan mera
ıslahları ne kadardır, bunu açıklıyorum: 2000
yılında 6.608 dekar mera ıslahı yapılmış,
2001 yılında 8.811 dekar mera ıslahı
yapılmış; sadece 2000, 2001 yılını veriyorum.
Hükûmetimiz döneminde
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Hektar mı, dekar mı Sayın Bakan?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) Dekar.
2003
yılında 97.713 dekar mera ıslahı yapılmış,
2004 yılında 703.790 dekar mera ıslahı
yapılmış, 2005 yılında 900.112 dekar mera
ıslahı yapılmış, 2006 yılında 531.812 dekar
mera ıslahı yapılmış ve 2007 yılında 540.271
dekar mera ıslahı yapılmış. Dolayısıyla
2003ten önceki dönemle 2003 ve daha sonrasını mukayese
ettiğiniz zaman arada uçurumlar var. Netice itibarıyla, Hükûmetimizin
yaptıkları ortadadır.
Değerli
arkadaşlarımızın sordukları detaylı sorular var,
gerekli notlar alındı, kendilerine yazılı olarak cevap
verilecek.
Arz ederim
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Hükûmet yerine gelsin otursun!
BAŞKAN Bir
dakikanızı rica edeyim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Milletvekillerinin bundan sonraki sorularına cevap versin.
BAŞKAN
Soru-cevap süremiz bitmedi, Sayın Özere soru sorması için söz
veriyorum.
Sayın Özer,
buyurun.
ABDULLAH ÖZER
(Bursa) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Böyle Hükûmet olur mu?
(TBMM İdare
Amiri ve Adıyaman Milletvekili Fehmi Hüsrev Kutlu, Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin yanına gitti.)
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkanım, bu niye geliyor buraya?
ALİ KOYUNCU
(Bursa) İdare Amiri!
KAMER GENÇ
(Tunceli) Niye geliyor buraya?
BAŞKAN
Sayın Kutlu, bildiğiniz gibi İdare Amiri.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Ama sizin görev vermeniz lazım Sayın
Başkanım.
BAŞKAN
Sayın Genç
Sayın Kutlu
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, sizin göreve davet
etmemeniz hâlinde İdare Amirine bir görev düşmez.
BAŞKAN
Tamam, sorun yok arkadaşlar.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Ama bunu her defasında yapıyor
arkadaşlarımız.
BAŞKAN
Sayın Kutlu, rica ediyorum.
AHMET YENİ
(Samsun) Kamer Gençi müdafaa etmeyin!
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Efendim, Kamer Gençin müdafaası değil,
buranın hukukuna riayet etmek.
BAŞKAN
Sayın Genç, Sayın Kutlu İdare Amiri; görevini yapıyor.
Lütfen
Lütfen
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Kamer Genç meselesi değil!
BAŞKAN
Sayın Özer, buyurun efendim.
ABDULLAH ÖZER
(Bursa ) Sayın Başkan, teşekkür ederim.
Sayın
Bakandan şu sorunun cevaplandırılmasını rica ediyorum:
Bugün Avrupa ülkelerinde sağlığa zararlı olduğu için
tüketimlerine yüzde 2-3 oranında müsaade edilen nişasta esaslı
şeker, ülkemizde tüketimimizin yüzde 15ini teşkil etmektedir.
Çocuklarımızın şeker hastası olmaması için bu
yüzde 15 oranını Avrupadaki gibi yüzde 2-3 oranına çekmeyi
düşünüyor musunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Özer.
Sayın
Bakanım, bu son soruya cevap verir misiniz?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van) Yazılı
cevap vereceğim.
BAŞKAN
Yazılı cevap vereceksiniz.
Teşekkür
ediyorum.
Soru-cevap
işlemi sona ermiştir.
Sayın milletvekilleri,
madde üzerinde verilmiş
(Gürültüler)
Arkadaşlarım,
lütfen
Sevgili arkadaşlarım, bakın beş buçuk saattir
çalışıyoruz, yoruldunuz biliyorum, ama yarım saatimiz daha
var. Lütfen
Madde üzerinde
verilmiş dokuz adet önerge vardır, yedi önergeyi işleme
alıyorum.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Naylon önergeleri niye işleme alıyorsunuz?
BAŞKAN
Lütfen arkadaşlar, rica ediyorum.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Meclisin ciddiyetiyle bağdaşmıyor.
BAŞKAN
Lütfen
Rica ediyorum arkadaşlar.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayı kanun teklifinin çerçeve üçüncü maddesi ile düzenlenen 4342
sayılı kanunun ondördüncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (h) bendinde
geçen ihtiyaç duyulan ibaresinin madde metninden çıkarılarak
zorunlu olan ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kerim
Özkul
Konya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra sayı kanun teklifinin çerçeve üçüncü maddesi
ile düzenlenen 4342 sayılı kanunun ondördüncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (ğ)
bendinde geçen ihtiyaç duyulan ibaresinin madde metninden
çıkarılarak zorunlu olan ibaresinin madde metnine eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Turan
Kıratlı
Kırıkkale
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra sayı kanun teklifinin çerçeve üçüncü maddesi
ile düzenlenen 4342 sayılı kanunun ondördüncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (ğ)
bendinde geçen üzerine ibaresinin madde metninden çıkarılarak
gereğince ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra sayı kanun teklifinin çerçeve üçüncü maddesi
ile düzenlenen 4342 sayılı kanunun ondördüncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (ğ)
bendinde geçen hükümlerine ibaresinin madde metninden çıkarılarak
kurallarına ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet
Müezzinoğlu
İstanbul
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
111 sıra
sayılı kanun teklifinin çerçeve üçüncü maddesi ile düzenlenen 4342
sayılı kanunun ondördüncü maddesinin birinci
fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere eklenen (ğ)
bendinde geçen talebi ibaresinin madde metninden çıkarılarak
müracaatı ibaresinin madde metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Veysi
Kaynak
Kahramanmaraş
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 111 sıra sayılı yasa teklifinin 3. maddesinin sonuna gelmek
kaydıyla aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ederiz.
Saygılarımızla.
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu Abdullah Özer Bihlun Tamaylıgil
Malatya Bursa İstanbul
Yılmaz
Ateş Tekin
Bingöl
Ankara Ankara
Enerji
Piyasası Kurulu tarafından izin verilen rüzgar enerjisi sahaları
için tahsis amacı değişikliği yapılabilir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 3-
25/02/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 14 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere (ğ) ve
(h) bentleri eklenmiş olup, beşinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
ğ) Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu hükümlerine göre, den sonra Çevre ve Orman
Bakanlığının ve yatırımın
yapılacağı bölge halkının uygun görüşünün
alınması ile yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları cümlesinin
eklenmesini için ihtiyaç duyulan,
h) Jeotermal
kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan
Durumu ve
sınıfı çok iyi veya iyi olan mera, yaylak ve
kışlaklarda birinci fıkranın (a), (f), (g), (ğ) ve (h)
bentleri hariç, tahsis amacı değişikliği yapılamaz.
Ufuk Uras Akın Birdal Sebahat Tuncel
İstanbul Diyarbakır İstanbul
Hasip
Kaplan Ahmet
Türk
Şırnak Mardin
BAŞKAN Dinlediğiniz önergeleri
aykırılık sırasına göre işleme
alacağız.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bu konuda bizim de önergelerimizin
olduğunu fakat işleme konulmadığını ifade edin
efendim.
BAŞKAN
Sayın Genç, onu biraz evvel konuştuk, açıkladık. Siz de
düşüncenizi söylediniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, iktidar partisi bizi engellemek için, bu
yüz karası yasada bizi konuşturmamak için önergelerimizin işleme
alınmadığını ifade ediniz.
BAŞKAN
Tabii, çok doğru. Yani uygulanması kolay olmayan bir İç
Tüzükümüz var. İnşallah, hep beraber iş birliği yapmak
suretiyle bu İç Tüzükü değiştiririz. Herkes şikâyetçi
İç Tüzükten ama biz mecburuz mevcut olan İç Tüzük hükümlerine göre
Genel Kurul çalışmalarını yürütmeye.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun ve Diğer Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinin 3. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Madde 3-
25/02/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanununun 14 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (g) bendinden sonra gelmek üzere (ğ) ve
(h) bentleri eklenmiş olup, beşinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
ğ) Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumunun talebi üzerine 4628 sayılı Elektrik
Piyasası Kanunu hükümlerine göre, den sonra Çevre ve Orman
Bakanlığının ve yatırımın
yapılacağı bölge halkının uygun görüşünün
alınması ile yenilenebilir ve temiz enerji kaynakları cümlesinin
eklenmesini için ihtiyaç duyulan.
h) Jeotermal
kaynaklı teknolojik seralar için ihtiyaç duyulan
Durumu ve
sınıfı çok iyi veya iyi olan mera, yaylak ve
kışlaklarda birinci fıkranın (a), (f), (g), (ğ), ve
(h) bentleri hariç, tahsis amacı değişikliği
yapılamaz.
Ufuk Uras (İstanbul) ve
arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
TARIM ORMAN VE
KÖYİŞLERİ KOMİSYONU BAŞKANI VAHİT
KİRİŞCİ (Adana) Katılmıyoruz Sayın
Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
MİLLÎ
EĞİTİM BAKANI HÜSEYİN ÇELİK (Van)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Uras, buyurunuz.
Süreniz beş
dakikadır Sayın Uras.
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; burada
sık sık Çanakkale Zaferinden bahsedildi. 1915te Çanakkalenin
geçilmediğini biliyoruz ama aynı İngiltere sonunda
savaşmadan, elini kolunu sallayarak Çanakkaleyi geçti ve
donanmasıyla İstanbula geldi. Neden? Çünkü, ruhunu emperyalizme
teslim etmiş olan Osmanlı yöneticileri nedeniyle.
Şimdi biz bu
konu konuşulurken Türkiyede katılımcı demokrasiden
bahsediyoruz, öneride diyoruz ki: Gelin -katılımcı demokrasiyse-
yöre halkının, meslek örgütlerinin, ilgili kurumların,
Bakanlığın filtresi olsun, suistimali olmasın diye. Bu
reddediliyor.
Hayatın her
alanında halkın olmadığı yerde, demokrasinin
olmadığı yerde problem oluyor. Daha dün Maltepede
Başıbüyükte kentsel dönüşüm projesi nedeniyle bu yüzden
güvenlik güçleriyle yurttaşlarımız karşı
karşıya geliyor.
Şimdi, Tütün
Yasası, Şeker Yasası, bizim Derviş yasaları
dediğimiz yasalar, değişik partilerden dolaştı, geldi
-Sayın Derviş yurt dışında, ruhu şimdi Adalet ve
Kalkınma Partisinde- bununla uğraşıyoruz aslında.
Enerji
Piyasası Düzenleme Kuruluna bakıyorsunuz, kamu enerji
yatırımı yapmıyor. Enerji özelleştiriliyor, lisanslar
dağıtılıyor dün çantacılar dediğim kesime, ama
özel sektör yatırım yapmıyor. Şimdi, burada bir kontrol
olsun diye öneride bulunuyoruz, heyet burada onay vermiyor.
Şimdi,
burada çok tuhaf konuşmalar olduğunu fark ettim. Mesela kulak
çekilmekten bahsetti. Kimin kulağının çekildiğini
bilmiyorum ama, birilerinin kulağını çeken elin Cargill
olduğunu çok açık görüyoruz.
Şimdi
Elinize geleni gelip burada okuyorsunuz. diyorsunuz. Efendim, bakın
Cargillin gazetelere verdiği ilanlara, o ilanlardaki cümleleri aynen
tekrar etmek neyi okumak oluyor?
Bir beyefendi
burada Efendim, mera mı ürettiniz bu konuda konuşuyorsunuz. diyor.
Yumurtayı bayatından tazesini ayırmak için yumurtlamak mı
gerekiyor. Böyle bir mantık olabilir mi?
Görüşleri
aldık değişik kesimlerin. deniyor. Bütün Bursadaki toplumsal
muhalefet örgütleri, odaları görüşlerini ortaya koymuş. Diyelim
görüşlerini aldınız, ama görüşlerini alıp yine
bildiğinizi okuyorsunuz. Dolayısıyla o görüşlerin
alınması
Sivil toplum örgütlerinin bir konu malzemesi hâline
getirilmesi doğru değildir.
Sevgili
arkadaşlar, Orta Doğuda birçok ülke çölden vaha yapıyor. Bizim
tarım işlevini yitirmiş alan deyip kolaylıkla memleketin
toprağını gözden çıkarmamamız gerekiyor.
Bunu, üretime
karşı olarak ele almak doğru değil. Bu ülkede kumarhane
kapitalizminin kimler tarafından savunulduğu, üretim ekonomisinin
kimler tarafından savunulduğu ortada. Biz yalan üretmeye
karşıyız. Bu memleketin yüzde 54üne madenlerle ilgili arama
ruhsatı verip tam bir keyfîlikle -köstebek yuvasına- memleketin,
ormanların, her alanın açılmasına karşı
çıkmak gerekiyor. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz bu
konjonktürde neoliberal politikaların çok açık sonuçlarıyla
karşılaşıyoruz. Ekonominin ayrı kuralları
vardır, ekonomi ile siyaseti ayrıştırmak gerekir. deniyor.
Ekonomi ile siyaseti ayrıştırdığınızda,
ekonomi kendi kurallarıyla, yani uluslararası kapitalizmin
dinamikleriyle hareket ettiğinde o zaman siyasete ne gerek kalıyor,
siyaset kurumunun işlevi anlamlı olmuyor. O yüzden birinci derecedeki
tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı bu kadar
kolay lütfa bırakılmamalı.
Bizim
önerdiğimiz bir mekanizma kurulsun. Heyet bu mekanizmayı reddediyor
ve tamamıyla, başından beri bu işin keyfîliğine
açık bir ortam yaratıyor ve hukuksuz işleyen bir yapıya bu
kadar müsamaha gösterilmemesi gerektiği hâlde, şirkete yönelik özel
hukuk oluşturulmaması gerektiği hâlde, yasal dayanağı
olmayan, ruhsatı olmayan, imar planına aykırı, hukuka,
bilime aykırı bir yapıya yol verilmemesi gerektiği hâlde,
aksi bir tutumla karşı karşıyayız. O yüzden diyorum
ki: Gelin ortak değerlerimize sahip çıkalım. Gelin kapkaç
siyasetinden her alanda vazgeçelim, bu işin çivisini
çıkarmayalım.
Yasanın öyle
vatanla, milletle alakası yoktur, doğrudan Cargilli
ilgilendirdiğini bizi izleyen yurttaşlar fark ediyorlar. Ben, bu
yüzden, Anayasa Mahkemesinin, esas hakkında karar verilinceye kadar yürütmenin
durdurulmasına ilişkin kararına gönderme yaparak,
İçişleri Bakanlığına Yargı kararlarını
niye uygulayamıyorsunuz? diye sormuştum Sayın Atalaya. Bana
yazılı cevabında, kazanılmış bir haktan
bahsederek, kararın içeriğini sorguladı. Kanuna uygun olmayan
bir eylem için kazanılmış bir haktan bahsedilemez demesini
bekliyordum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Uras, bir dakika ek süre veriyorum.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) Yürütmenin hukuk kararlarını tartışmaya açma yetkisinin
olmadığının ortaya çıkması gerekiyordu.
Dolayısıyla Cargill konusunda idarenin keyfî tutumu hukuk devletini
yok ederek, hukuku parçalayarak bir zemine taşımış
olmaktadır, tam da bugün hepimizin hukuka ihtiyacımız
olduğu bir dönemde.
Biraz önce pancar,
şeker lafı edildi. Pancardan şeker olur ama şekerden
pancar olmaz. O yüzden, geriye dönüşü olmayan bir yolculuğa
çıkmamamızı öneririm.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Uras.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısının aranmasını
istiyorum.
BAŞKAN
Karar yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
Uygulamalarımızı
ve çalışma süremizin bitimine çok az bir zaman
kaldığını da dikkate alarak, sözlü soru önergeleriyle
diğer denetim konularını sırasıyla görüşmek için,
25 Mart 2008 Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyor, arkadaşlarıma iyi hafta sonları diliyorum.
Kapanma Saati: 19.41