DÖNEM: 23 CİLT: 17 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
84üncü
Birleşim
1 Nisan 2008 Salı
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem Dışı
Konuşmaları
1.- Kayseri
Milletvekili Yaşar Karayelin, Kayseride gerçekleştirilen ve
gerçekleştirilmesi planlanan yatırımlar ile Sultan
Sazlığına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
2.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosunun
yıkımına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
3.- Karabük
Milletvekili Cumhur Ünalın, Karabük Demir-Çelik İşletmelerinin
kuruluşunun 71inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Genel Kurulun
1/4/2008 Salı ve 2/4/2008 Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü
sorular ile denetim konularının görüşülmeyerek, kanun
tasarı ve tekliflerinin görüşülmesine ve çalışma saatlerinin
yeniden düzenlenmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifinin
(2/116) İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/38)
VI.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Tütün, Tütün
Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın
ve 12 milletvekilinin; 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve
Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin; 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün
ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve
Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/538, 2/155, 2/186) (S. Sayısı: 125)
2.- Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Devlet Memurları
Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Manisa Milletvekili Şahin
Mengünün; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19
Milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi; Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun; Engelli Memurların
Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin
(j) Bendinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; 3201
Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 Milletvekilinin;
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S.
Sayısı: 119)
VII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, lisanslı
kullanılan yazılımlara ilişkin Başbakandan sorusu ve
Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı (7/1727)
2.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, avukatların yargı
dokunulmazlığına ve hukuki güvenliğe ilişkin sorusu ve
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/1853)
3.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Yatağan ilçesinin adliye binası
ihtiyacına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahinin cevabı (7/1872)
4.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, bir kişinin hastane borcundan
dolayı ceza aldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/1930)
5.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Cumhurbaşkanınca cezası
kaldırılan mahkumlara ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı
Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/1937)
6.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konyanın yeni mahkeme ve adli
personel ihtiyacına ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahinin cevabı (7/1938)
7.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bahşişle ilgili açıklamalara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı (7/1971)
8.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, Çerkezköydeki derelerin kirliliğine ve
arındırılmasına ilişkin Başbakandan sorusu ve
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı (7/1982)
9.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Muğlada yabancılara satılan
taşınmaz miktarına,
- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, bazı personelin arsa ve TOKİ konutu
edinimi ve gri pasaport kullanımıyla ilgili iddialara,
- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, bahşiş konusundaki
açıklamasına,
- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun bahşiş ile ilgili
açıklamasına,
İlişkin
soruları ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı (7/1993, 1994, 1995, 1996)
10.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Mersinin tarihi eserlerine ve
turizm bölgesi olmasına ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı (7/2033)
11.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Tarsusta yaşanan bazı
saldırılara ilişkin Başbakandan sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/2060)
12.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/2069)
13.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/2070)
14.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
(7/2098)
15.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Sağlık Bakanı Recep Akdağın cevabı
(7/2099)
16.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Iğdırda
yaylaların küçükbaş hayvancılığa kapatılmasına
ilişkin sorusu ve İçişleri Bakanı Beşir Atalayın
cevabı (7/2146)
17.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara
ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/2174)
18.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, nüfusları mevsimlere göre
farklılık gösteren belediyelerin ödeneklerine ilişkin sorusu ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/2175)
19.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara,
- Kocaeli Milletvekili
Hikmet Erenkayanın, çevre kirliliği oluşturduğu iddia
edilen bir deterjan firmasına,
- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyaman Çamgazi Sulama ve Derivasyon
Tesisi Projesine,
- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Melen Çayından su temini projesine
İlişkin
soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/2179, 2180, 2181, 2256)
20.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, şehit ve malûl
yakınlarının kamuda istihdamına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/2198)
21.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara
ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı (7/2226)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Hayati Yazıcının cevabı (7/2231)
23.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, hizmete açılmayan yatırımlara
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı
(7/2232)
24.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Meclis Enformasyon
ve Telekomünikasyon Sistemleri (METSİS) Projesine ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı
(7/2655)
25.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyanın, oylama öncesi yapılan sesli
duyurulara ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan
Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/2657)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 14.00te açılarak üç oturum yaptı.
Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycı, Seydişehir Eti Alüminyum AŞnin
özelleştirilmesindeki belirsizliğin yarattığı
sorunlara,
Siirt
Milletvekili Afif Demirkıran, 22 Mart Dünya Su Gününe,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, TOKİnin tatil köyleri inşa etme
projesine ilişkin gündem dışı konuşmasına, Çevre
ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu cevap verdi.
Konya
Milletvekili Atilla Kart, Seydişehir Eti Alüminyum AŞnin
özelleştirilmesiyle ilgili açılan iptal davasına ilişkin
bir konuşma yaptı.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve 12 Milletvekilinin, 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin, 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifinin (1/538, 2/155, 2/186) (S. Sayısı:
125),
2nci
sırasında bulunan, Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısının (1/478) (S. Sayısı: 93),
3üncü
sırasında bulunan, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının (1/480) (S.
Sayısı: 94),
Görüşmeleri,
ilgili komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından, ertelendi.
4üncü
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent Baratalının,
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Devlet Memurları Kanunu ile
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 Milletvekilinin, 17.7.1964 Tarihli ve
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun, Engelli Memurların Emekliliğini
Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin (j) Bendinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, 3201 Sayılı
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt
Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri
Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin, 5510 Sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 4
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 Milletvekilinin,
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifinin (1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79,
2/136, 2/147, 2/149) (S. Sayısı: 119), görüşmelerine
başlanılarak tümü üzerindeki görüşmeler tamamlandı, birinci
bölümü üzerinde bir süre görüşüldü.
1 Nisan 2008
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 19.59da son
verildi.
|
Meral AKŞENER |
|
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
Canan CANDEMİR ÇELİK |
|
Harun TÜFEKCİ |
|
Bursa |
|
Konya |
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
Fatma SALMAN KOTAN |
|
|
|
Ağrı |
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 116
II.- GELEN KÂĞITLAR
28 Mart 2008 Cuma
Tasarılar
1.- Turizmi
Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı (1/551) (Anayasa; Tarım, Orman ve Köyişleri; Plan
ve Bütçe ile Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
18.3.2008)
2.- Afet ve Acil
Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve
Görevleri Hakkında Kanun Tasarısı (1/552)
(Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm; İçişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2008)
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı ile Makedonya Cumhuriyeti
Çevre ve Fiziksel Planlama Bakanlığı Arasında Çevre
Alanında İşbirliği Konusunda Mutabakat
Muhtırasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/553) (Çevre ve Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 18.3.2008)
Teklif
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin; Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/191) (Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm ile İçişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 13.3.2008)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, dövizli askerlik hizmeti
uygulamasına ilişkin Millî Savunma Bakanından sözlü soru
önergesi (6/520) (Başkanlığa geliş tarihi: 27/2/2008)
2.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Vakıflar Kanunu
kapsamında iade edilecek taşınmazlara ve tazminat ödeneceği
iddiasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Hayati Yazıcı) sözlü soru önergesi
(6/521) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, sözleşmeli personel
istihdamına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/522) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
4.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, şehit ve gazi
yakınlarının istihdamına ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/523) (Başkanlığa
geliş tarihi: 7/3/2008)
5.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, tüketicilerin yaygın
şikayetlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/524)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
6.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, rüzgar enerjisi santrallerine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/525) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
7.- Manisa Milletvekili
Mustafa Enözün, Akhisar Devlet Hastanesi ek bina inşaatına
ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/526)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
8.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, Manisadaki sağlık personeli
açığına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/527) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
9.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, kredi kartı faiz
oranlarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/528)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
10.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir açıklamasına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/529) (Başkanlığa
geliş tarihi: 10/3/2008)
11.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, iplik ithalatında
uygulanan vergi oranlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/530) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
12.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Kırklareli
Tarım İl Müdürlüğünde çalışan ziraat mühendislerinin
sınava tabi tutulmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/531) (Başkanlığa
geliş tarihi: 11/3/2008)
13.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, GAP Acil Eylem
Planı kapsamındaki yatırımlara ilişkin Devlet
bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren)
sözlü soru önergesi (6/532) (Başkanlığa geliş tarihi:
11/3/2008)
14.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, camilerin elektrik giderlerine
ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said Yazıcıoğlu)
sözlü soru önergesi (6/533) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
15.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, fındık ithalat iznine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/534) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
16.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, TOKİnin inşaat
sektöründeki yerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/535)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
17.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, SHÇEK yurtlarında
yaşanan bazı olaylara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
Çubukçu) sözlü soru önergesi (6/536) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
18.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, bal ithalatına ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/537)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
19.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, başhekim
yardımcılarının sayılarına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/538) (Başkanlığa
geliş tarihi: 12/3/2008)
20.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMOya bağlı
bölge müdürlüğü olup olmadığına ve bir kadroya ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/539)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
21.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMO
çalışanlarının sağlık sorunlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/540) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
22.- Tokat Milletvekili
Reşat Doğrunun, eşdeğer ilaçlara ilişkin
Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi (6/541)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
23.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, teşhis ve tedavide kullanılan
ilaçlara ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru önergesi
(6/542) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
24.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, yolsuzluk operasyonlarına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından sözlü soru önergesi
(6/543) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
25.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Merkezi Uzlaşma Komisyonuna
yapılan müracaatlara ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru
önergesi (6/544) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
26.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Ankaradaki dilencilere
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/545)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
27.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TCDD arazilerindeki imar
değişikliklerine ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/546) (Başkanlığa geliş tarihi:
12/3/2008)
28.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Ankara Gar Önü Kavşak Projesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/547)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
29.- Adana
Milletvekili Kürşat Atılganın, dane mısır destekleme
primine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/548) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
30.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesince bastırılan İstanbul Bültenine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/549)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
31.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, buğday stoku ve un fiyatlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/550) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
32.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya-Kemer karayoluna yapılacak tünellere
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/551)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
33.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Akseki İlçesinin su sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/552) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/3/2008)
34.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, İzmir-Ankara hızlı tren projesine
ve tren kazalarına yönelik çalışmalara ilişkin
Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/553)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
35.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki okul ve öğretmen
açığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/554) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
36.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki bir baraj
inşaatına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/555) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
37.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdeye yeni bir devlet hastanesi
yapımına ilişkin Sağlık Bakanından sözlü soru
önergesi (6/556) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
38.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki bir karayoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/557)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
39.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki bir karayoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi (6/558)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
40.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki bir karayolunun
bölünmüş yol yapılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/559) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/3/2008)
41.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde Üniversitesine ek ödenek
verilmesine ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/560)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
42.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, bazı belediye ve köylerin Çiftlik
Belediyesine katılım sürecine ilişkin İçişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/561) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/3/2008)
43.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğdedeki yatırımlara,
yeşil kartlılara ve yapılan yardımlara ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/562) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
44.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Çamardı İlçesinde yeni bir
baraj yapımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru
önergesi (6/563) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
45.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, bir bedesten ve kervansarayın
restorasyonuna ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Hayati Yazıcı) sözlü soru önergesi
(6/564) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
46.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde Kalesinin restorasyonuna
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/565)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
47.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, öğretmen atamalarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/566)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
48.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, hayvansal üretimin desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/567) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
49.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, şeker ithalatına ve
kaçakçılığına ilişkin Devlet Bakanından
(Kürşad Tüzmen) sözlü soru önergesi (6/568) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/3/2008)
50.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, İller Bankası Genel Müdür
Yardımcılarının atama şartlarına uyup
uymadığına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/569) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
51.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, İstanbul İl Millî Eğitim
Müdürüne ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/570) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
52.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, karayolu yük
taşımacılığı belgelerinden dolayı kesilen
cezalara ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/571) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
53.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, üniversite mezunlarından polis
alımına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/572) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
54.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Karayolu Taşıma
Yönetmeliğindeki bir düzenlemeye ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/573) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/3/2008)
55.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalyada bir üstgeçitteki büfelerin
kiralanmasına ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/574) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
56.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, doktorların aldıkları
ücrete ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/575)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
57.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, engellilerin
ağız ve diş sağlığı sorunlarına
ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) sözlü soru önergesi (6/576)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
58.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Çivril Devlet
Hastanesindeki bir ölüm olayına ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/577) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/3/2008)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, İskenderun Gümrük Başmüdürlüğünün
kapatılacağı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2385) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
2.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, doğum ve ölüm kayıtlarının
bazı siyasi partilere verildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2386)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
3.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, Cumhurbaşkanlığı
Köşkünde EXPO organizasyonu konusunda yapılan toplantıya
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2387)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
4.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, YÖK Başkanına
zırhlı makam aracı tahsisine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2388) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
5.- Konya Milletvekili
Atilla Kartın, Kalkınma Ajanslarının kurulması
çalışmalarına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2389) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
6.- İstanbul
Milletvekili Mustafa Özyürekin, yasa dışı örgütlenmelerle
mücadele konusundaki bir açıklamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2390) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
7.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, bir GSM operatörünün yönetim kuruluna ve
Millî Eğitim Bakanlığıyla protokol imzalayıp
imzalamadığına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2391) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
8.-
Balıkesir Milletvekili Ergun Aydoğanın, yurt
dışı ziyaretlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2392) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
9.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, bir operasyonun gizli bilgi ve belgelerinin
deşifre edilmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2393) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
10.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Tuzla tersaneler bölgesinde
yaşanan sorunlara ve deniz dolgusu projesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2394) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/3/2008)
11.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, afla ilgili bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2395) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
12.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, yasa dışı telefon dinlemelere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2396)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
13.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, denetimi Sayıştaya geçen
KİTlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2397) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
14.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, bir öğretmen hakkındaki iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2398)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
15.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, İşsizlik Sigortası Fonuna ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2399) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
16.- Kocaeli
Milletvekili Cumali Durmuşun, emekli maaşlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2400) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
17.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Aşağı Seyhan Ovası
Projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2401) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
18.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, Batmanda petrol ve benzinin
toprağa sızdığı iddialarına ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2402)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
19.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Tuzla Tersaneler Bölgesindeki
deniz dolgusu projesine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2403) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/3/2008)
20.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Giresunspora verilen bir cezaya ilişkin
Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru
önergesi (7/2404) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
21.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, İvrindi 7 Eylül
Stadının onarımına ilişkin Devlet Bakanından
(Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/2405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
22.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, TPAO ile bir enerji
grubu arasında doğalgaz elektrik santrali konusunda gizli
anlaşma imzalandığı iddiasına ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2406)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
23.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Amasra-B
sahasındaki kömür varlıklarının işletme hakkı
kullanımına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2407) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
24.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi şirket ve iştirakleri genel müdürlerinin aylık
toplantılarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2408) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
25.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, bir köyün yol ve çevre düzeni sorununa ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2409)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
26.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün yol ve çevre düzeni sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2410) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
27.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Marmaristeki bir madencilik faaliyetine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2411) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
28.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, Batman Belediyesine sel
zararının karşılanması için aktarılacak
ödeneğe ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2412) (Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
29.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, terör ve terörle mücadeleden
doğan zararların tespiti ve telafisine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2413)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
30.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Vanda yaşanan bir olaya ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2414)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
31.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Milasın bazı köylerinde tarımsal
sulama amaçlı elektrik şebekesi yapılmasına ilişkin
Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2415) (Başkanlığa
geliş tarihi: 7/3/2008)
32.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Manisa TEDAŞa elektrik borcu olan
kurumlara ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2416) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
33.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, köy elektrifikasyon
şebekesinin yenilenmesine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2417) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
34.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Tuzla Tersaneler Bölgesindeki
deniz dolgusu projesinin onayına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2418) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/3/2008)
35.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, belirli kıdem
sürelerini tamamlayan Tarım Kredi Kooperatifleri personelinin iş
akdinin feshine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2419) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
36.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Marmaristeki bir madencilik faaliyetinin basra
çamına ve bal üretimine verdiği zarara ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2420)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
37.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Karstaki destekleme ödemelerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2421) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
38.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, taşımacılık
sektöründeki korsan firma sorununa ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2422)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, bir köyün ana yol bağlantısının
trafik güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2423) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
40.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Tuzla Tersaneler Bölgesindeki
deniz dolgusu projesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2424) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10/3/2008)
41.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, serbest bölgelerdeki firmaların sigorta primi
ödemelerine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad Tüzmen)
yazılı soru önergesi (7/2425) (Başkanlığa geliş
tarihi: 7/3/2008)
42.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, enflasyon
hesabına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/2426) (Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
43.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamandaki özürlülerin
rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmasına ilişkin Devlet
Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/2427)
(Başkanlığa geliş tarihi: 7/3/2008)
44.- Batman
Milletvekili Bengi Yıldızın, bazı milletvekillerinin
telefonlarının dinlendiği iddiasına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2428)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10/3/2008)
45.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, yayınlanan bazı gizli
ses kayıtlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2429) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
46.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, Maliye Bakanının
aldığı bir ödüle ve yurt dışı seyahatine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2430)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
47.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, Emniyet Teşkilatı
personelinin özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
48.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Ergani ve Maden bakır
yataklarının işletilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2432) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
49.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, İnsan Hakları
Danışma Kurulunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2433) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
50.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, 22 nci dönemde
hazırlanan ve görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK
taslaklarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2434) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
51.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, İnsan Hakları
Danışma Kurulunun faaliyetlerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2435) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
52.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, milli gelir hesaplama yöntemine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2436)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
53.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Merkez Bankası
personeline ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2437) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
54.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, İstanbuldaki
bir kavşak projesinin iptal edildiği iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2438)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
55.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, İnsan Hakları
Başkanlığının düzenleme çalışmalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2439)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
56.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, gizli ses kayıtlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2440)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
57.- İzmir Milletvekili
Ahmet Ersinin, Dışişleri Konutundaki tadilata ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2441)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
58.- Erzincan
Milletvekili Erol Tınastepenin, sulama birliklerinin desteklenmesine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2442)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
59.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Manisa İl Özel İdaresince
yapılan ihalelere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2443) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
60.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, GAPın bitirilebilmesi
için hedeflenen programa ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2444) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
61.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Abdullah Öcalana yapılan
harcamalara ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2445) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
62.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/2446)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
63.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, TCKnın 301 inci maddesine göre
yapılan yargılamalara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2447) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/3/2008)
64.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2448) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
65.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2449) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
66.- Mardin
Milletvekili Süleyman Çelebinin, ithal ürünlerde ödeme tutarının
tespitine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2450) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
67.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, 22 nci dönemde hazırlanan ve görüş
bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2451) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
68.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, SSK İzmir Sağlık
İşleri İl Müdürlüğüyle ilgili iddialara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2452) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
69.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yerel yönetim kuruluşlarının
sosyal güvenlik kurumlarına olan borçlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2453) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
70.- Samsun Milletvekili
Osman Çakırın, 22 nci dönemde hazırlanan ve görüş
bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına ilişkin Çevre
ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2454)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
71.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Ergene
Havzasında çevre kirliliğine yol açan tesislerin denetimine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2455) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
72.-
Kırıkkale Milletvekili Osman Durmuşun, 22 nci dönemde
hazırlanan ve görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK
taslaklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2456) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
73.-
Tekirdağ Milletvekili Kemalettin Nalcının, Çerkezköy Organize
Sanayi Bölgesine uygulanan doğalgaz tarifesine ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2457)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
74.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, Taksim Metro İstasyonundaki bir sergiye
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2458)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
75.- Karaman
Milletvekili Mevlüt Akgünün, av tüfeklerindeki ruhsatlandırmaya
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2459) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
76.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Derbent Belediyesindeki işçilerden bir
kısmının iş akitlerinin feshine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2460)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
77.- Samsun
Milletvekili Suat Binicinin, bir köyün bağlı olduğu ilçeye
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2461) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
78.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, 22 nci dönemde hazırlanan ve görüş
bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2462)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
79.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, belediyelerin açtığı koruma
evlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2463) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
80.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, TCDD Gar Meydanına köprülü kavşak
yapımına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2464) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
81.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki belediyelerin çevre düzenleme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2465) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
82.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, metrobüs yolu projesi ihalesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2466) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
83.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Turgutlu Belediyesinin özel okullara kitap
bağışına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2467) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/3/2008)
84.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyaman İl Özel
İdaresince kullandırılan mikro kredilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2468)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
85.- Trabzon
Milletvekili Asım Aykanın, Kaşgarlı Mahmutun
tanıtımına ve kabrinin restorasyonuna ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2469)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
86.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2470) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
87.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2471)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
88.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Niğdenin turizm potansiyelinin
değerlendirilmesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2472) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
89.- Yalova Milletvekili
Muharrem İncenin, yurt dışında basılması için
destek sağlanan kitaplara ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2473) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/3/2008)
90.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
elektrik tüketiminden alınan KDVnin hesabına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2474)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
91.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Spor Toto
Teşkilatının eksik vergi ödediği iddiasına
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/2475)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
92.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, turizmde transfer ulaşım ücretlerindeki
KDV oranına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2476) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
93.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Elazığdaki ilköğretim okullarında
derslik açığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2477) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
94.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Elazığdaki ilköğretim
okullarında görev yapan yöneticilere ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2478)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
95.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliğindeki bir değişikliğe ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2479)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
96.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Elazığda ikili eğitim verilen
liselere ve sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2480) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
97.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Elazığdaki liselerde derslik
açığına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2481) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
98.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2482)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
99.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Elazığda ikili eğitim verilen
ilköğretim okullarına ve sınıflardaki ortalama öğrenci
sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2483) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
100.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada açılan eğitim kurumlarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2484) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
101.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir öğretmen hakkındaki
iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2485) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
102.- Sivas Milletvekili
Muhsin Yazıcıoğlunun, öğretmen atamalarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2486) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
103.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliğindeki bir düzenlemeye ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2487)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/3/2008)
104.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2488) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
105.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Özel Öğretim Kurumları
Yönetmeliğindeki idari bölümlerle ilgili düzenlemeye ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2489)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
106.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, katkı ve öğrenim kredilerinin geri
ödemesine ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2490) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
107.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2491)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
108.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Turgutlu Belediyesinin özel okullara kitap
bağışına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2492) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/3/2008)
109.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Tıp
Kurumu Derneği hakkında yapılan şikayete ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2493)
(Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
110.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, tüp bebek tedavisine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2494)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
111.- Aydın
Milletvekili Ertuğrul Kumcuoğlunun, 22 nci dönemde hazırlanan
ve görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2495) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
112.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2496)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
113.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
doktorların bazı sorunlarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2497)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
114.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, mısır üretimindeki
sorunlara ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2498) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
115.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, buğdaydaki fiyat politikasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2499) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
116.-
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, 22 nci dönemde
hazırlanan ve görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK
taslaklarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2500) (Başkanlığa geliş
tarihi: 12/3/2008)
117.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, Aydında kuraklıktan zarar
gören çiftçilerin desteklenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2501)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
118.- Ardahan Milletvekili
Ensar Öğütün, nakliyecilikte aranan bir belgenin alımında süre
uzatımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2502) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
119.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Şebinkarahisar yolu üzerindeki
Eğribel geçidine tünel yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2503)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
120.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2504) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
121.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, Karadeniz Sahil Yolunun Giresun
geçişine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2505) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
122.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2506)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
123.- Kastamonu
Milletvekili Musa Sıvacıoğlunun, Kastamonudaki tarihi bir
binaya ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Hayati Yazıcı) yazılı soru
önergesi (7/2507) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
124.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, YÖK
Başkanının BDDKda danışmanlık yapıp
yapmadığına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/2508) (Başkanlığa geliş tarihi: 11/3/2008)
125.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
yabancıların iştirak yoluyla ortak oldukları
şirketlere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek)
yazılı soru önergesi (7/2509) (Başkanlığa geliş
tarihi: 11/3/2008)
126.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, 22 nci dönemde hazırlanan ve
görüş bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına
ilişkin Dışişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2510) (Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
127.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, 22 nci dönemde hazırlanan ve görüş
bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına ilişkin Millî
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2511)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
128.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, 22 nci dönemde hazırlanan ve görüş
bildirilen kanun tasarısı ve KHK taslaklarına ilişkin
Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi (7/2512)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
129.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, TRT Hatay Radyosunun
kapatılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/2513) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/3/2008)
130.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, tasfiye halindeki
İhlas Finans Kurumuna ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Şimşek) yazılı soru önergesi (7/2514)
(Başkanlığa geliş tarihi: 12/3/2008)
131.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Millî Saraylar Daire
Başkanlığı yönetimi ile bazı bürokrat ve personel
hakkındaki iddialara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/2515)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/2/2008)
132.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, Uşak Eşme
Kışladağ altın madeni işletmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2516)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
133.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Diyanet İşleri
Başkanlığının internet sitesindeki feminizm ile ilgili
yazıya ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2517) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
134.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, özel bir sağlık
kuruluşuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2518) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
135.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, eczacıların sorunlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2519)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
136.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, İstiklal Savaşının son
gazisinin Devlet Mezarlığına defnedilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2520)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
137.-
Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncünün, Tekirdağ ve Ergene
Havzasındaki çevre kirliliğine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2521)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
138.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Kirazlıköprü
Barajı ve Hidroelektrik Santraline ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2522)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
139.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konyadaki hava kirliliğine ve kömür
kullanımına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2523) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
140.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Yatağan İlçesine yapılacak termik
santrale ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2524) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
141.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, doğalgazda eksik tedarike ve
akaryakıt tüketimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2525)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
142.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, OSBlere uygulanan doğalgaz iskonto
oranına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2526) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
143.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, özelleştirilen Menderes Elektrik
Dağıtım A.Ş. personelinin durumuna ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2527)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
144.- Aydın
Milletvekili Mehmet Fatih Atayın, Muğla ve Aydındaki maden
arama faaliyetlerine ve orman tahribatına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/2528)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
145.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, Vandaki mültecilere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2529) (Başkanlığa
geliş tarihi: 14/3/2008)
146.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gürsu İlçesindeki bir gölete ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2530)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
147.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesinin yoksul ve
muhtaçlara yardımlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2531)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
148.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, İstanbul Büyükşehir Belediyesince
basılan bir kitaba ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2532) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
149.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, valilik ve belediyelerce yapılacak olan
stratejik il planlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2533) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
150.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Beyoğlu Tarlabaşı
kentsel dönüşüm projesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2534) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
151.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, 1993 yılında Digorda meydana
gelen olayların sonuçlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2535)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
152.- Antalya
Milletvekili Mehmet Günalın, Antalyadaki belediyelerin borçlarına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2536) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
153.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, bazı illerdeki çeşitli trafik
verilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2537) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
154.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Ulukışla Darboğaz
Beldesindeki kayak evi projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2538) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
155.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Pamukkaledeki bir kazı
çalışmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2539) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
156.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2540)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
157.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gemlik İlçesine denizcilik lisesi
açılıp açılmayacağına ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2541)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
158.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, Burdur İl Millî Eğitim
Müdürünün gazete alımı konusundaki elektronik postasına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2542) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
159.- Bursa Milletvekili Kemal Demirelin,
Aksaraydaki yatırımlara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2543)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
160.- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, son on yılda yapılan
öğrenci yurtlarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2544) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/3/2008)
161.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, öğretmenlerin alan
değişikliği ile ilgili bir genelgeye ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2545)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
162.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Adıyaman Üniversitesine yönelik
çalışmalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2546) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/3/2008)
163.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, lise son sınıf öğrencilerinin alan
değiştirme mağduriyetlerine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2547)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
164.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Akseki Devlet Hastanesinin personel
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2548) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
165.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2549)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
166.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, hak etmeyen kişilere yeşil
kart verilmesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2550) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
167.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, et sektöründeki sorunlara ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2551) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
168.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, Mersin Limanı toz toplama ihalesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2552) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
169.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, TMOnun savaş stoklarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2553) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
170.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, fındık ekim alanlarına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2554) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
171.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, mısır destekleme fiyatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2555) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
172.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, bal ithalatına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2556)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
173.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, Çukurovadaki üreticilerin desteklenmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2557) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
174.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçerin, buğday üretimine ve TMOnun buğday
alımlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2558) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
175.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, şekerpancarı üretimine ve
şeker ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2559)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
176.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, zeytin hastalık
ve zararlıları ile mücadeleye ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2560)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
177.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyamanda uygulanan
alternatif ürün programına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2561)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
178.- Sinop
Milletvekili Engin Altayın, bal üreticiliği ve ithalatına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2562) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
179.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Adıyamandaki bazı sulama projelerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2563) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
180.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, hayvan besiciliğinde hormon
kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2564) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/3/2008)
181.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, hayvancılık tesislerinin mali
sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2565) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/3/2008)
182.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, THY Bursa Satış Müdürlüğünün
kapatılıp kapatılmayacağına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2566)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
183.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde-Çiftlik karayoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2567) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/3/2008)
184.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2568)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
185.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Adıyaman bağlantılı bazı
yollara ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2569) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
186.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yerel yönetim kuruluşlarının
Hazine alacağı niteliğindeki borçlarına ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi
(7/2570) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
187.- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, Sosyal Güvenlik Kurumunda
Başkanlık Müşavirliği kadrolarına atanmış
sayılanlara ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2571)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
188.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, TRTdeki atamalara ve bazı
programlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/2572) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/3/2008)
189.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Aksaraydaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2573) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
190.- Karaman
Milletvekili Mevlüt Akgünün, tarımsal sulamadan doğan elektrik
borçlarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2574) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/3/2008)
191.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya Büyükşehir Belediyesinin mali
durumuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2575)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
192.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, bir komisyon salonundaki resme ilişkin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru
önergesi (7/2576) (Başkanlığa geliş tarihi: 29.2.2008)
193.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2577) (Başkanlığa
geliş tarihi: 19/3/2008)
194.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, mahkum edilmiş eski
milletvekillerinin özlük haklarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2578) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
195.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, hastanelerde hizmet satın alma
yoluyla istihdam edilen kişilere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2579) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
196.-
İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralin, Et ve Balık Kurumu
işçilerine sendika üyeliği konusunda baskı
yapıldığı iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2580) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
197.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, çiftçi borçlarının yeniden
yapılandırılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2581) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
198.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, Yüksek Denetleme Kurulundaki atama
ve yer değiştirmelere ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2582) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
199.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, sanal kumar sorununa ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2583)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
200.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, kapatma davası sonrası bazı
iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2584)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
201.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bir öğretmen
hakkındaki bir iddiaya ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2585) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/3/2008)
202.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, F tipi cezaevlerindeki sohbet hakkı
uygulamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2586) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
203.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, F tipi cezaevlerindeki
disiplin uygulamalarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2587) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
204.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2588) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
205.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2589) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
206.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Bandırmada
kurulacak çimento fabrikasının yer seçimine ilişkin Çevre ve
Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2590)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
207.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Samsat Pompaj Sulaması 1
inci kısım inşaatına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2591)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
208.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Sağlık ve Sosyal Yardım
Vakfı teftiş raporuna ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/2592) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
209.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, vakıflara ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Hayati Yazıcı)
yazılı soru önergesi (7/2593) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
210.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, 4875 sayılı Kanun kapsamındaki
yabancı şirketlerin edindikleri taşınmazlara ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi
(7/2594) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
211.-
İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin, bir konferansta
yaptığı konuşmaya ilişkin Devlet Bakanından
(Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi (7/2595)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
212.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, TRT yönetimine
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru
önergesi (7/2596) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
213.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRTdeki personel alımı
duyurusuna ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/2597) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
214.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRTdeki bir yarışma
programına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/2598) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
215.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, ANTEN AŞye ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/2599)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
216.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRT Genel Müdürünün görevlendirdiği
danışmanlara ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/2600) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
217.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRTdeki bir programa ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/2601)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
218.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, TRTde siyasi partilerle ilgili haberlere
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru
önergesi (7/2602) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
219.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, haksız olarak yeşil kart
alanların takibatına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2603) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/3/2008)
220.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, belediyelerin personel
giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2604) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
221.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin araç kiralamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2605)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
222.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Ankarada tahsil edilen taşınmaz
kültür varlıklarının korunması katkı payına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2606) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
223.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sanayi ve tıbbi atık tesislerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2607) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
224.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, terör ve terörle mücadeleden doğan
zararların karşılanmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2608)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
225.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2609)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
226.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2610) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
227.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, Ankarada bir caddedeki
çalışmalarla ilgili iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2611)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
228.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Atatürk Havalimanında toplanan
kalabalığa konuşma yapmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2612)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
229.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, sulama birliklerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2613)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
230.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbul Büyükşehir
Belediyesinin kiraya verdiği büfelere yaptığı bir tebligata
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2614) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
231.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bazı vali ve
emniyet müdürlerinin bazı kamu kurumlarının yönetim
kurullarında görev aldığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2615)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
232.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, bir belediye başkanının
beyanat ve icraatlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2616) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/3/2008)
233.- İstanbul
Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin, İGDAŞ ve İSKİnin
ihale verdiği firmalara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2617) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/3/2008)
234.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankarada gece yarısından sonra toplu
taşıma hizmeti verilmemesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2618)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
235.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Yunus Emre Vakfının yönetimine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2619) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
236.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2620) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
237.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/2621)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
238.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, TOKİnin villa kentler ve tatil köyleri
projesine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2622) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
239.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, kadrolu
sanatçıların yerel yönetimlere devredileceği iddialarına
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2623) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
240.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, vergi dairelerinin mükellefe
baskı yaptığı iddiasına ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2624)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
241.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yabancılara toprak
satışına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2625) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
242.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, yabancılara gayrimenkul
satışına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2626) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
243.- İzmir
Milletvekili Kamil Erdal Sipahinin, er ve erbaşlara ödenen operasyon
tazminatına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2627) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
244.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, TOKİye devredilecek Hazine
arazilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2628) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
245.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Bursa ve Balıkesirde
satılan ya da kiralanan Hazine arazilerine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2629)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
246.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2007 merkezi bütçe gelirleri ve
harcamalarına ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2630) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
247.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Ceyhan İlçesindeki bir okul müdürü
hakkındaki iddialara ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2631) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
248.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2632) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
249.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2633)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
250.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, özürlü ve engelli çocukların eğitimi
konusundaki bir iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2634) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
251.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Pendik Harmandere Endüstri Meslek
Lisesi inşaatına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2635) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/3/2008)
252.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bir ilköğretim okulundaki
fişleme iddialarına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2636) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/3/2008)
253.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, bir öğretmen
hakkındaki bir iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2637) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/3/2008)
254.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, sağlık
kuruluşlarında türbanlı personel
çalıştığı iddialarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2638)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
255.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2639) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
256.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2640)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
257.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Ayakta Teşhis ve Tedavi Merkezlerine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2641) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
258.- Mersin Milletvekili
Mehmet Şandırın, ürün desteklemelerine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2642)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
259.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, mısır desteğinin
azaltıldığı iddiasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2643)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
260.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Bursa ve Balıkesirde mera
kapsamından çıkartılan arazilere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2644) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/3/2008)
261.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Diyarbakırdaki
kuraklığa ve tarla fareleriyle mücadeleye ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2645)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
262.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya-Eskişehir ve
Kütahya-Afyonkarahisar bölünmüş yol çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2646) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
263.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahya bağlantılı
bazı karayolu çalışmalarına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2647)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
264.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Kütahyadaki bazı karayolu
çalışmalarına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2648) (Başkanlığa geliş
tarihi: 19/3/2008)
265.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Gümüşhanedeki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2649) (Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
266.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bayburttaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2650)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
267.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, bakımı yapılan THY
uçaklarıyla ilgili bir iddiaya ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2651)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
268.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Başbakanın ve
Diyanet İşleri Başkanının bazı
açıklamalarına ilişkin Devlet Bakanından (Mustafa Said
Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi (7/2652)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
269.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Almanyada hayatını
kaybeden bir Türk vatandaşına ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2653)
(Başkanlığa geliş tarihi: 19/3/2008)
270.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru hattına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2654) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/3/2008)
271.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Meclis Enformasyon
ve Telekomünikasyon Sistemleri (METSİS) Projesine ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi
(7/2655) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/3/2008)
272.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, lojman kullanımıyla ilgili bir
iddiaya ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/2656) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/3/2008)
273.- İzmir
Milletvekili Oğuz Oyanın, oylama öncesi yapılan sesli
duyurulara ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanından
yazılı soru önergesi (7/2657) (Başkanlığa geliş
tarihi: 6/3/2008)
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, 2022 sayılı Kanun kapsamında
yaşlılık maaşı alan kişilere ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1843)
2.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, doktor açığına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1929)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, sulama birliklerinin borçlarına ve
desteklenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1931)
4.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Fener Rum Patrikhanesiyle ilgili
açıklamalara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1932)
5.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, Konyaya havaalanı
yapımına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1936)
6.- İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, kayıt dışı
imalathanelerin denetimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1939)
7.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, iş kazaları ile iş
güvenliği ve işçi sağlığının korunması
denetimlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1940)
8.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adanada yeni bir balıkçı
pazarı ihtiyacına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1949)
9.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Ankara Çayyolu semtindeki otobüs
hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1950)
10.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Ankaranın bazı semtlerinde don
sebebiyle yaşanan su sorununa ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1951)
11.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Erasmus Avrupa öğrenci
değişim programında yaşanan sorunlara ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/1956)
12.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Balıkesir-Edremit yoluna
ve Balıkesir-İzmir hızlı tren çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/1962)
13.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, Edremit Körfez
Havaalanına ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/1963)
14.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, cep
telefonlarının dinlenmesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/1964)
15.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adana Numune Hastanesinde acil bir hastaya
müdahale edilememesine ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/1967)
16.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, asbestli gemi
sökümüne ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1970)
17.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Cumhurbaşkanının yurt
dışı seyahatlerinde verilen hediyelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1972)
18.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Haliç Tersanesindeki
yıkıma ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/1974)
19.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Katar ziyaretinde verilen hediyelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1977)
20.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Türkiye Futbol Federasyonu
Başkan adayı ile ilgili bazı iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1978)
21.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, kapatılan Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğünün araç ve personelinin değerlendirilmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1979)
22.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalyada yeni ilçe kurulup
kurulmayacağına ve kapatılacak belediyelere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1981)
23.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, AK Parti
kısaltmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/1984)
24.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Açık Lise sınavlarında
kılık-kıyafet ile ilgili düzenlemelere ve uygulamalara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/1986)
25.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, emekli
maaşlarından yapılan bir kesintiye ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1998)
26.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Ufuk Urasın, Tuzla Tersaneler
Bölgesindeki iş güvenliğine ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/1999)
27.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, iş göremez raporu bulunanların
emeklilik haklarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2000)
28.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Bursada işsizlik oranının
artışına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2001)
29.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, korsan taksilere ve taksi
şoförlerinin sosyal güvenliğine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2011)
30.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankara Gölbaşında yaşanan
elektrik kesintilerine ve alt yapı eksikliğine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2012)
31.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Karaisalıdaki kireç
ocaklarının çevreye etkisine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2013)
32.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, Isparta Belediyesince
bastırılan bir kitaba ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2015)
33.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir cinayetin faillerinin
yakalanamamasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2016)
34.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Haliç Tersanesindeki
yıkıma ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2017)
35.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanadaki öğretmenevi inşaatına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2018)
36.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Celal
Bayarın anıt mezarının bakım ve onarımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2019)
37.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, bazı ülkelerden gelen
kadın turistlere kötü muamele yapıldığı iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2020)
38.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, bir
derneğin şube başkanının tutuklanmasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2021)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursada belediyelerin çevre düzenlemesi
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2022)
40.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Abant Gölünün korunmasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2023)
41.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adanadaki bir caddede imar planına
aykırı yapılaşmaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2024)
42.- Adana Milletvekili
Nevin Gaye Erbaturun, Vedat Dalokay Hal Kompleksinin güvenliğine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2025)
43.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, Diyarbakır
ve çevre illerde eğitimdeki başarısızlığa
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2026)
44.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, özel tiyatroların desteklenmesine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2036)
45.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Mut İlçesinin mecburi hizmet
bölgesi kapsamına alınmasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2037)
46.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Datça Devlet Hastanesinin uzman doktor ve ek bina
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2038)
47.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, muz üretimi ve ithalatı
rakamları karşısında ülkemize muz girişine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2041)
48.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Milasa zeytin ve zeytinyağı müzesi kurulmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2042)
49.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, mısır ve pamuk destekleme prim
ödemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2043)
50.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, tarımsal destekleme ödemelerine ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2044)
51.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, Denizlide don olayından etkilenen
üreticilere ve tarım girdilerindeki fiyat artışına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2045)
52.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, K2 belgesi indirimli
tarife süresinin uzatılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2046)
53.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Mut bağlantılı
karayollarını genişletme çalışmalarına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2047)
54.- Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürkün, PTTdeki yeniden yapılandırmaya ve
çalışanların özlük haklarına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2048)
55.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, pazar esnafının
almak zorunda kaldığı nakliyecilik belgelerine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2049)
56.- Antalya
Milletvekili Atila Emekin, Antalyada devredilen maden arama ruhsatlarına
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2050)
57.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, TPAOya yapılan bir atamaya ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2059)
58.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, dağıtılan kömür
torbalarından patlayıcı madde çıktığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2061)
59.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, zorunlu din derslerine ve
Alevilere yönelik çalışmalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2062)
60.- Hatay
Milletvekili Gökhan Durgunun, ABD Ankara Büyükelçisi ve Adana Konsolosunun
Hatayı ziyaretlerine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2063)
61.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptanın, Antalyada türbanlı küçük
kızların bazı etkinliklerde yer almasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2064)
62.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, Ayazmadaki kentsel dönüşüm
projesinden etkilenen kiracıların durumuna ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2065)
63.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, bazı belediyelerin
gelirlerinin nüfus verilerine göre azaltılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2066)
64.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, suç unsurları içeren internet
sitelerine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2068)
65.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, nüfus verilerinin belediye il ve özel
idareleri gelirlerine etkisine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2075)
66.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, Bingöl
Belediyesinin davacı personele yönelik uygulamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2076)
67.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın,
Afyonkarahisarda yaşanan bir olaya ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2077)
68.- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, Aydındaki bazı belediyelerin
kapatılmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2078)
69.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, AŞTİde taksilerden kaynaklanan
olumsuzluklara ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2079)
70.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, AŞTİde alınan otopark ücretine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2080)
71.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Van İlindeki belediyelerin çevre
düzenlemesi çalışmalarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2081)
72.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana hafif raylı taşıma sistemi
projesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2082)
73.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesinin meslek ve
beceri kurslarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2083)
74.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, araçların
çekilmesi ve bazı trafik levhaları uygulamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2084)
75.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankarada verilen doğalgazın kalorifik
değerinin düşük olduğu iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2085)
76.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesine verilen
paylara ve yapılan yardımlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2086)
77.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Celal Bayar köprülü
kavşağının tadilatına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2087)
78.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Söğütözü Kongre ve Ticaret Merkezi
inşaatına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2088)
79.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2093)
80.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2094)
81.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, Dicledeki bir
meslek yüksek okulunun eğitime açılmasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2096)
82.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Kars İline Tıp Fakültesi Hastanesi
açılmasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2100)
83.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Gazipaşadaki bir köyün sulama suyu sorununa
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2102)
84.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, çiftçi mallarına zarar verenlere
ceza uygulama yetkisine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2103)
85.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, ana arı destekleme primlerinin ödemesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2104)
86.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2105)
87.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Vandaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2106)
88.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, küresel kriz riskine karşı
alınan tedbirlere ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Şimşek) yazılı soru önergesi (7/2107)
89.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın,
çalışanlarının sendikal faaliyetlerini engelleyen bir
şirkete ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2109)
90.-
Diyarbakır Milletvekili Selahattin Demirtaşın, Dicle
Barajı üzerine köprü yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2114)
No.: 117
31 Mart 2008 Pazartesi
Teklifler
1.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateş ve 31 Milletvekilinin; Gider Vergileri
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi
(2/192) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 24.3.2008)
2.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemir ve 32 Milletvekilinin; Sivas Madımak
Otelinin Aydınlanma Müzesine Dönüştürülmesine Dair Kanun Teklifi
(2/193) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2008)
3.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 30 Milletvekilinin;
Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/194) (İçişleri
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 24.3.2008)
Tezkereler
1.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/374) (Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2008)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/375) (Anayasa ve Adalet Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28.3.2008)
No.: 118
1 Nisan 2008 Salı
Teklifler
1.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 31 Milletvekilinin; Yüksek Öğrenim Kredi ve
Yurtlar Kurumu Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/195) (Plan ve Bütçe ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve
Spor Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
24.3.2008)
2.- İstanbul
Milletvekili Lokman Ayva ve 2 Milletvekilinin; 65 Yaşını
Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına
Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/196) (Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.3.2008)
3.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelik ve 3 Milletvekilinin; İki İlçe ve Anamur
Adıyla Yeni Bir İl Kurulmasına İlişkin Kanun Teklifi
(2/197) (İçişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 26.3.2008)
1 Nisan 2008 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
BAŞKAN -
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, biraz önce
Danışma Kurulunda grup başkan vekili
arkadaşlarımızla da yaptığımız
görüşmeler neticesinde, bu haftaki Başkan Vekili olarak,
uygulamalarımızda, arkadaşlarımıza sadece kendi
sürelerini kullandıracağım. Yani beş dakikalık süresi
olan arkadaş beş dakika
konuşacak, on dakikalık süresi olan arkadaş on dakika
konuşacak. Bunun haricinde ek bir dakikalık süreyi bu hafta kullandırmayacağız,
çok yoğun çalışmalarımız var. Bunu bilgilerinize arz ediyorum ve takdirlerinize
sunuyorum.
GÜROL ERGİN
(Muğla) Hiç konuşturmasaydınız Sayın Başkan!
BAŞKAN
Gündeme geçmeden önce üç sayın milletvekiline gündem dışı
söz vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Kayseride yapılan yatırımlar ve
Sultan Sazlığı konusunda söz isteyen Kayseri Milletvekili
Sayın Yaşar Karayele aittir.
Sayın
Karayel, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Kayseri Milletvekili Yaşar Karayelin, Kayseride
gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan yatırımlar
ile Sultan Sazlığına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Kayseriye yapılan yatırımlar ve Sultan Sazlığı
ile ilgili konuşmak üzere söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Anadolunun en
güzel şehirlerinden biri olan Kayseri, ekonomisi, ticareti, sanayisiyle
kendine yeten bir şehir olmakla birlikte devletin yapması gereken
yatırımlardan yeteri kadar pay alamamaktadır. Bunun için,
devletten alabileceği yatırımlarla alakalı büyük projelerin
hayata geçirilmesi esastır.
Bununla birlikte,
Kayseri kuzey çevre yolu tamamlanarak, şehrin büyük ölçüde trafik
yoğunluğu rahatlayarak şehirler arası trafik şehrin
dışına alınmıştır.
Kayserinin
olmazsa olmaz projelerinden birisi, Kayseriyi ikiye bölen demir yolu
projesinin bitmiş olan kuzey çevre yolunun kenarına alınarak,
çift hatlı olarak, Kayseriyi gelişim alanı olarak daha
yaşanabilir bir şehir hâline getirecektir. Bunun için Devlet
Demiryollarıyla birlikte Ulaştırma
Bakanlığımız şehir içinden geçen Devlet
Demiryolları ağının çift hatlı olarak kuzey çevre yolu
kenarına alınmasını kararlaştırmış,
bununla birlikte de 1 milyon 164 bin metrekarelik alan acil
kamulaştırma alanı olarak ilan edilmiş ve Bakanlar Kurulu
kararı için Bakanlar Kuruluna sevk edilmiştir.
Ayrıca,
Devlet Demiryollarının yine Boğazköprü mevkisinde
yapacağı lojistik köy Kayseri için çok önemlidir. Bu bölgede
yapılacak lojistik köyle birlikte şehir içinde bulunan bütün
ağır yük taşıtları burada ikame edilecek, konteyner ve
tır taşımacılığıyla tamamen OSB bölgesiyle
birlikte buradan şehirlere, şehirler arasına ve limanlara
kolayca ulaşılabilecektir.
Ayrıca,
Kayserinin olmazsa olmaz projelerinden biri, Ankara-Sivas Hızlı Tren
Projesi kapsamı içerisinde Yerköye kadar ulaşan
Şefaatli-Kayseri arasındaki hızlı tren projesinin
yapılmasıdır. Buranın avan projesi için ve yapım
projesi için ihaleye çıkılmış, projenin
yapımından itibaren de yapım projesine başlanacaktır.
En önemli
projelerden birisi de Çevre ve Ulaşım Projesidir. Çevre projelerinin
en önemlisi Develi civarında bulunan Sultan
Sazlığıdır. Adını ünlü Osmanlı
İmparatorluğu dönemindeki sultanların avlak yeri olmasından
alan Sultan Sazlığı, Develi, Yahyalı, Yeşilhisar
ilçeleri arasında kalan 319 bin hektarlık kapalı alanı
kapsamaktadır. Sultan Sazlığındaki sulak alan ekosistemi
1940lı yıllara kadar kendi kendini yürütürken, 40lı
yıllarda sıtmayla mücadele, 50li yıllarda da toprak reformuyla
burasına insan eli değmiş, buradaki doğal yapı
bozulmuştur. 1971 yılında farkına varılan bu alan da
yaban hayatı koruma sahası olarak ilan edilmiş, 83
yılında yürürlüğe giren Millî Parklar Kanunu çerçevesinde en
katı koruma statüsü olan tabiatı koruma alanı olarak ilan
edilmiştir.
Sultan
Sazlığı, uluslararası anlamda da önemli bir sulak
alandır. Bir sulak alanın Ramsar Sözleşmesine göre
uluslararası anlamda önemli olduğunun kabul edilebilmesi için
uluslararası sulak alanlar için belirlenen dört kriterden birinin
olması gerekirken, Sultan Sazlığında üç ana kriter
belirlenmiştir. Bitki ve hayvan, su kuşları ve balıklar
temelinde getirilen kriterler bu özellikleri taşımaktadır. Toplam
251 kuş türüne sahip olan 17.200 hektarlık Ramsar alanı olarak
ilan edilen bu alan 2006 yılında 24. 523 hektarlık alan olarak
Sultan Sazlığı Millî Parkı olarak ilan edilmiştir.
Biyolojik çeşitlilik bakımından 367 bitki türünün olduğu
tespit edilmiştir.
Hayvan
zenginliği içinde kuş türlerinin Sultan Sazlığı içinde
ayrı bir önemi vardır. 600 bin su kuşunu bu çevrelerde görmek
mümkündür. Türkiyenin önemli kuş cennetlerinden biri olan Sultan
Sazlığının kurtarılması için Çevre
Bakanlığınca gerekli projeler yapılarak uygulamaya
konulmuştur.
Türkiyenin önemli
kuş cennetlerinden olan Sultan Sazlığı yıllardır
yeterli su olmaması, küresel ısınma nedeniyle kurumaya terk
edilmiş, yaşanan kuraklık sazlık alanda
canlıların yaşamasına engel olmaya
başlamıştır. Buranın kurtarılması için Çevre
ve Orman Bakanlığı ile Sultan Sazlığı Çevre
Belediyeler Birliğince projeler oluşturulmaktadır.
Buraların
kurtarılması için en önemli projelerinden birisi de Zamantı
Tünelinin gerçekleşmesidir. Kayseri Develi 2. Merhale Sulama Projesi
kapsamında yer alan Zamantı Irmağının suyunu Develi
Ovasına aktaracak proje tamamlanma aşamasına gelmiştir. Bu
büyük projenin, on altı yıl içinde 10.860 metrekarelik
kısmının 2.860 metrekaresi delinebilmiş, AK Partinin dört
yıllık dönemi içerisinde ise kalan kısmı
tamamlanmıştır. Tünel işi bittikten sonra, tünelin içinde
40 santimlik betonlama çalışmaları yapıldıktan sonra
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Karayel, teşekkür cümlenizi alayım, buyurun.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Hani ek süre vermeyecektin?
YAŞAR
KARAYEL (Devamla) Bu kapsamda bu projeye destek veren bütün yetkililere,
başta Bakanımız olmak üzere tüm çalışma
arkadaşlarına teşekkür ediyorum.
Kayseriye ve tüm
yöre halkına hayırlı olmasını diliyor, saygılar
sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Saygıdeğer arkadaşlarım, heyecanlanmanızı
gerektirecek bir şey yok. Nezaket planında teşekkür edin dedim
yani. Bir sonraki arkadaşa da veririm. Bunun için bir problem mi var yani?
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Sayın Başkan, verin, verin.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hatta daha fazla verin Sayın Başkan.
BİLGİN
PAÇARIZ (Edirne) Sayın Başkan, ek süre vermeyeceğim dediniz
ama.
BAŞKAN
Evet, vermedim ek süre, sadece teşekkür için açtım yani. Bunu problem
hâline mi getiriyorsunuz?
Buyurun
Sayın Bakan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; Kayseri ili ile alakalı hususları
açıklamak ve Kayseride Bakanlığımızca yapılan ve
yapılmakta olan yatırımlar konusunda bilhassa -az önce
Değerli Kayseri Milletvekilimiz Sultan Sazlığından
bahsetti- Sultan Sazlığı ile ilgili gelişmeleri yüce
Meclisimize aktarmak maksadıyla söz almış bulunuyorum. Hepinizi
hürmetle selamlıyorum.
Esasen
Bakanlığıma bağlı bütün birimlerin
katılımıyla 17 Şubat 2008 tarihinde, yoğun bir kar
yağışı olduğu bir günde, Kayseriye giderek,
Kayseride bir koordinasyon toplantısı yaparak Kayserideki bütün
çalışmaları -Sayın Milletvekilim de biliyor- gözden
geçirmiştik.
Hakikaten
Kayseride Hükûmetimiz son beş yılda önemli yatırımlara
imzasını atmıştır. Ben sadece, burada -zaman
sınırlı olduğu için- birkaçını misal olarak
sizlere arz etmek istiyorum:
Kayserideki
hidroelektrik potansiyel büyük ölçüde tamamlanmıştır.
Çamlıc, Bünyan, Pınarbaşı, Karasu Molu, Zamantı
Bahçelik Hidroelektrik Santralleri işletmeye
alınmıştır.
Sayın
Başbakanımız tarafından açılan Yamula Barajı ve
Hidroelektrik Santrali enerji üretiminde ve sulama suyu temininde çok önemli
bir yatırımdır.
Kayseri ilinde
tarıma elverişli
Sulama
projelerinden Bünyan-Karacaören Projesinin de ön inceleme
çalışmaları tamamlanmış, Yamula Projesi
kapsamındaki Kalaba-Seyfe Sulaması ile Yamula Barajı Mansap
Cazibe ve Pompaj Sulaması Planlaması tamamlanmış olup proje
yapımı devam etmektedir. Proje tamamlandıktan sonra hemen ihale
edilecektir.
Kayseri iline
yılda 253 milyon metreküp içme ve kullanma suyu temin edecek olan Kayseri
Kenti İçme ve Kullanma Suyu Projesi ön inceleme çalışmaları
tamamlanmış ve gerekli içme suyu Kayseri Büyükşehir Belediyesine
tahsis edilmiştir. Tahsis tarihi 7 Şubat 2008 tarihidir ve aynı
zamanda yer altı suyu tahsisi de Kayseri Büyükşehir Belediyemize
yapılmıştır. Kayseri Büyükşehir Belediyesi Su ve
Kanalizasyon İdaresi yatırımlarını hızlı bir
şekilde tamamlayacaktır.
Ayrıca,
Kayseri ilinde bugüne kadar ikmal edilen 105 adet taşkın koruma
projesiyle 73 adet meskûn mahal ve 7.800 hektarlık alan -bu projeler
sayesinde- taşkınlardan korunmuştur.
Develi 1. Merhale
Projesi ile bugüne kadar sulanan
Kayserinin
Develi ilçesi sınırları içerisinde bulunan Zamantı
regülatörü ve derivasyon tüneli inşaatı 6/9/1991 tarihinde ihale
edilmiş ve 23 Haziran 1992 tarihinde işe başlanmış
olup geçen süre zarfında ancak çok cüzi bir miktar tünel
açılmış olmasına rağmen, bilhassa son dört yılda
tünel inşaatına ağırlık verilmek suretiyle, 1
Aralık 2007 tarihi itibarıyla 10.700 metrelik tünelin tamamı
açılmıştır. Regülatör inşaatına şu anda
devam ediyoruz. Tünelin 2008 yılında tablaması yapılacak ve
böylece, Zamantı Tünelinden, Kayseri ovalarına, Develi
ovalarına, Sultan Sazlığına yılda 114 milyon metreküp
su aktarılacaktır. Gerçekten çok önemli.
Yer altı
suları açısından da kısaca bilgi vermek istiyorum. Yer
altı sulamaları kapsamında Develi, Yahyalı ve
Yeşilhisar ilçeleri sınırları içerisinde 2nci merhale
sulama sahasının 2.037 hektarlık alanın 90 adet yer
altı suyu sulama kuyusu ile sulanması planlandı. Ancak
bunlardan, 90 adet kuyudan, şu ana kadar 73 tanesini açabildik. Geri kalan
kısımları da kısa zamanda açılacak ve böylece
çalışmalar tamamlanacaktır.
Bir de
Sarımsaklı Yenileme Projesinden, müsaade ederseniz -Kayseri için çok
önemli olduğu için- bahsetmek istiyorum. Sarımsaklı Yenileme
Projesi kapsamında bugüne kadar
Sarımsaklı
yer altı suyu kuyu yenileme işi devam etmektedir. Ayrıca,
Sarımsaklı Barajının eskiyen bölümlerinin yenilenmesi işinin
de ihalesi yapılmış olup 2008 yılı içinde bu yenileme
işleri de tamamlanacaktır.
Bir de
Sarıoğlan Barajından bahsedeyim: Yıllardan beri Kayseride
sürüncemede bekleyen Sarıoğlan Barajı, bilindiği üzere
tamamlanmıştır. Sarıoğlan Projesi kapsamında Kestuvan
ve Düzencik çayları üzerinde inşa edilen bu barajda depolanan
takriben 26 milyon metreküp su ile ovada 6.123 hektarlık alan
sulanacaktır ve sulama da modern sulama sistemiyle
gerçekleştirilecektir. Sarıoğlan Barajı, biliyorsunuz 5
Kasım 2006 tarihinde tamamlanmış ve Sayın
Cumhurbaşkanımız tarafından o tarihlerde
açılışı yapılmıştır.
Bahçelik
Projesinden de kısaca bahsetmek istiyorum çünkü Bahçelik Projesi,
gerçekten Kayseri için, Kayseri Ovasının sulanması için en
önemli projelerden birisidir. Proje kapsamında Zamantı Nehri üzerinde
inşa edilen Bahçelik Barajında -ki bu baraj da Hükûmetimiz
zamanında tamamlanmıştır- depolanan yaklaşık 216
milyon metreküp suyla Köprübaşı-Ekrek, Bünyan-Sarıoğlan,
Tomarza, Develi-Frakdin, Tacin, Kayseri-Ağırnas ve Pazarören-Samağır
ünitelerinde toplam 49.033 hektarlık, bu birtakım sonradan ilavelerle
58.544 hektarlık bir alanın sulanması sağlanacaktır.
Projenin su kaynağı olan Bahçelik Barajı işletmede olup ana
iletim kanalının birinci kısım inşaatı
Kayseride küçük
su işleri kapsamında 5 adet taşkın koruma işi, 6 adet
yer üstü suyu sulaması ve 3 adet gölet inşaatı yer
almaktadır. Söz konusu işler programlandığı
şekilde yürütülüp özellikle 160 hektarlık alan ve 4 adet meskûn mahal
taşkınlardan korunacak ve ayrıca 3.825 hektarlık alan
sulanacaktır.
Müsaadenizle, bir
de Sultan Sazlığıyla ilgili -çok önemli olduğu için-
kısa bir bilgi vermek istiyorum: Sultan Sazlığı Kayserinin
ve Türkiye'nin en önemli sulak alanlarından birisidir; özellikle
kuşların göç yolu üzerinde olduğu için dünyada sayılı
sulak alanlar arasında yer almaktadır. Sultan
Sazlığındaki
İç Anadolu bozkır
eko sistemi içerisinde, Develi, Yahyalı, Yeşilhisar ilçeleri
arasında kapalı bir havzada bulunan ve sahip olduğu tabii
değerleri hem ulusal hem de uluslararası öneme sahip olan fakat son
yıllarda yaşadığı birtakım kuraklık
tehlikesiyle yok olma noktasına gelen Sultan Sazlığı Millî
Parkı ve Ramsar alanının bu problemlerine kalıcı
çözümler getirmek maksadıyla, özellikle Küresel Çevre Fonundan (GEF)
sağlanan desteklerle GEF-2 Biyolojik Çeşitlilik ve Doğal Kaynak
Yönetimi Projesi uygulamaya konulmuştur.
Alan için
diğer planlama süreçlerinden farklı olarak, havza bazında
katılımcı ve bütüncül bir planlama yaklaşımı
benimsenmiştir. Hazırlanan taslak Yönetim Planı 2004 ve 2005
yıllarında hem mahalli düzeyde hem de ulusal düzeyde ilgi
gruplarıyla paylaşılmış ve paylaşım
toplantılarından elde edilen neticeler plana dâhil edilerek Taslak
Final Yönetim Planı hazırlanmıştır. 2006
yılında ise yine diğer planlama süreçlerinden farklı olarak
sektörel ve kurumsal odaklı yerel düzeyde taslak Final Yönetim
Planının müzakere sürecine
başlanmıştır. Yani biz bu planları hazırlarken,
bölgesiyle oturarak, katılımcı bir anlayışla bu
planları gözden geçiriyoruz. Nitekim, yerel düzeyde gerçekleştirilen
müzakere sonucunda üzerinde uzlaşılan konular yönetim planına
entegre edilerek Final Yönetim Planı hazırlanmış ve 2873
sayılı Millî Parklar Kanununda millî parklar için düzenlenecek plan
için uzun devreli gelişme planı ibaresinin yer alması sebebiyle
Yönetim Planı içerisinde yer alan bölgeleme bölümü Uzun Devreli
Gelişme Planına entegre edilerek, Sultan Sazlığı
Millî Parkı Uzun Devreli Gelişme Planı 2007 yılı -yani
geçen yıl- temmuz ayında hazırlandı ve ağustos
ayında bütün ilgili bakanlıklara gönderilmek suretiyle
görüşlerine sunulmuştur. Bütün bakanlıklardan gelen görüşler
neticesinde Yönetim Planıyla ilgili olarak özellikle Kayseride,
başta Kayseri Valimiz olmak üzere milletvekillerimizin, ilgili kurum ve
kuruluşların, yerel yönetim ve yöre halkının
temsilcilerinin, yani bütün muhtarlar ve belediye başkanlarının
da katılımıyla 17 Şubat 2008 günü tanıtım ve
bilgilendirme toplantısı yapılmış ve bu bilgilendirme
toplantısında alınan birtakım görüşler, tavsiyeler,
tenkitler neticesinde Uzun Devreli Gelişim Programı ve Yönetim
Planı tamamlanmış ve 6 Mart 2008 tarihinde Bakanlığımız
tarafından onaylanmıştır.
Ben, bu Sultan
Sazlığı Uzun Devreli Gelişim Planının ve Yönetim
Planının başta Kayseri halkımız olmak üzere bütün
vatandaşlarımıza hayırlı olmasını temenni
ediyorum.
Ayrıca
şunu ifade etmek istiyorum: Özellikle Zamantı Tünelinin, yani
Ben tabii
zamanım sınırlı olduğu için, Sultan
Sazlığı Millî Parkı ve Ramsar alanı olan bu projede
yapılması gereken hususlardan burada bahsetmeyeceğim, zaman
içinde fırsat buldukça özellikle bunları vurgulamak istiyorum.
Ancak burada
şunu da belirtmemde fayda var: Maalesef, Kayseri ilimiz orman
varlığı bakımından en fakir iller arasında.
Bakanlığımız bunu da dikkate alarak, özellikle beş
yıllık plan kapsamında, Kayserimizde yılda takriben 5 bin
hektarlık bir alanın ağaçlandırma
yapılmasını taahhüt etmiştir, inşallah bunu da
gerçekleştirecektir. Bakın, burada ilan ediyorum, 2012 yılı
sonuna kadar 28.150 hektarlık bir alan Kayseride
ağaçlandırılacaktır, bunun planları
yapılmıştır. Buradan bu müjdeyi de vermek istiyorum.
Bunun
dışında, çevreyle alakalı özellikle birtakım projeler
var, onların detayına girmek istemiyorum ama burada ben bir hususu
belirtmeden de geçemeyeceğim. Kayseri Büyükşehir Belediyesi
tarafından gerçekleştirilen -projelerinde de- bir nebze benim
şahsen katkımın olduğu Kayseri Atık Su Arıtma
Tesisi hakikaten Kayseri için mükemmel olmuştur. Şu anda çok iyi bir
verimle çalışmaktadır. Ben bundan dolayı Kayseri
Büyükşehir Belediye Başkanımızı tebrik ediyorum.
Diğer
atık su arıtma tesisleri var; Yahyalı, Yeşilhisar, Develi
ilçeleri. Bu konuda da gerekli her türlü desteği vereceğimizi ben
belirtmek istiyorum.
Ayrıca,
Kayserideki ziyaretimizde, orada tavuk çiftliklerinden ortaya çıkan
birtakım atıkların da bertaraf edilmesi,
arıtılması konusunda destek vereceğimizi de ifade
ettiğimi burada belirtmek istiyorum.
Bunun
dışında son olarak şunu söyleyeyim: Kayseriye Çevre ve
Orman Bakanlığı olarak biz 2008 yılında takriben 39
milyon YTL yani 39 trilyon Türk lirası bir yatırım yapmayı
planladık. Bunlar arasında, az önce söylediğim gibi, Devlet Su
İşlerinin yatırımları, sulama
yatırımları, baraj-gölet yatırımları, yer
altı suyu sulamaları, ayrıca ağaçlandırma
çalışmaları; bir de biraz önce bahsettiğim üzere, Doğa
Koruma Millî Parklar Genel Müdürlüğümüzün Sultan Sazlığı ve
diğer sulak alanlarla ilgili yapacağı yatırımlar yer
almaktadır.
Bunların
başta Kayseri halkımız olmak üzere bütün
vatandaşlarımıza hayırlı olmasını gönülden
diliyorum. Biz de elimizden geldiği kadar, Bakanlık olarak,
başta Kayseri olmak üzere bütün ülkemize her türlü konularda, kendi
konularımızda, mesuliyet altındaki konularımızda
desteği vereceğimizi, çalışacağımızı,
yardımcı olacağımızı belirtiyorum.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür
ederim.
Gündem
dışı ikinci söz, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosuyla ilgili söz
isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Çetin Soysala aittir.
Sayın
Soysal, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Muhsin
Ertuğrul Tiyatrosunun yıkımına ilişkin gündem
dışı konuşması ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Muhsin
Ertuğrul ile ilgili söz almış bulunuyorum. Ancak -vakti de iyi
kullanmak istiyorum- dışarıda barikatlar var. Sosyal güvenlik
yasasını protesto etmek isteyen demokratik kitle örgütlerinin
temsilcilerinin önünde barikatlar olduğunu, demokrasi ve özgürlük
adına da bunu protesto etmek istiyorum bu vesileyle.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Müdahale etmişler, müdahale.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) - Değerli arkadaşlarım, İstanbul Şehir
Tiyatrosu ve Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu
Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu
yıkılıyor. Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu maalesef, yeniden bir
ranta mahkûm ediliyor. Oraları bugün bir yoğunluk içerisinde yeni bir
kongre vadisi yapılmayla karşı karşıya. Bununla
ilgili, Mimarlar Odası, Şehir Planlamacıları Odası,
sanatçılar, İstanbula duyarlı insanlar maalesef seslerini duyuramayacak hale geldiler. Öyle
bir hâle geldiler ki Muhsin Ertuğrul yıkılacak ve yerine
yapılacak olan kongre vadisi İstanbula bir yoğunluk getirecek.
İstanbulu yaşanmaz hâle getiren, gelmesine neden olan bu
yoğunluk, aynı şekilde, oralarda, Muhsin Ertuğrul
Tiyatrosunun olduğu bölgede, Harbiyede yeni bir yoğunlukla
karşı karşıya kalacak.
Değerli
arkadaşlarım, bu proje hiçbir kurum ve kuruluşun görüşü
alınmadan, maalesef, oraya bir yoğunluk getirmesiyle beraber, yine
sanata, kültüre dönük de bir olumsuzluğu beraberinde getirecektir.
İktidarla Belediye kol kola, İstanbula yaptıkları
ihanetler zincirine yeni bir halka daha ekliyor. Ne uğruna? Rant
uğruna. Kenti yağmalıyorlar, tiyatro sahnelerini
yıkıyorlar, kenti yoğunlaştırıyorlar.
İstanbul 2
Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu burayı
sit alanı ilanı ediyor ama ne oluyorsa oluyor, üç beş ay sonra
aynı kurul kararı değişiyor, aynı kurul projeye onay
veriyor. İhale, yangından mal kaçırırcasına, jet
hızıyla yapılıyor. Bu acil ihaleler, İhale Kanununun
21/B maddesine göre, doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve
mal kaybı tehlikesiyle, beklenmeyen ve idare tarafından öngörülmeyen
olayların ortaya çıkması üzerine ivedi olarak
yapılması zorunludur ama İstanbulda bizim gördüğümüz,
hatta sadece sizin gördüğünüz bir acil neden mi var? Maalesef yok.
Değerli
arkadaşlar, Mimarlar Odası, Şehir Tiyatrosu oyuncuları dava
açıyor ama Belediye hukuka saygılı değil. Hukuk,
Belediyenin yıkımını durduramıyor. Hukuki süreç
işlerken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi bildiğini okuyor
ve maalesef, zaten yeşil alanları rant uğruna yok edilen
İstanbullu, yüzlerce ağaç, adına kongre vadisi denen binalar
için feda ediliyor.
İstanbul bir
kültür kenti. İstanbul kültür kenti olmaktan çıkartılıyor.
UNESCOnun bu konuda uyarıları var. Aynı şekilde, Muhsin
Ertuğrul Tiyatrosuyla ilgili, kentin silüetini bozacağı ve kenti
yoğunlaştıracağı için, aynı şekilde
uyarıda bulunacak, çünkü UNESCO, tarihî miras listesinden bizi
çıkarma tehlikesiyle karşı karşıya
bırakıyor.
Bakın,
bunlardan birkaçının örneğini vereyim; verdiğim soru
önergesinin yanıtında da bu var: Dubai kuleleri, Haydarpaşa
yüksek katlı binaları, Galataport, Haliç Köprüsü projelerinin, Four
Seasons Otelinin genişletilme çalışmaları, bunlar her
biri, bizi tarihî miras kültürel listesinden çıkarma tehlikesiyle
karşı karşıya bırakırken, şimdi yenisi
ekleniyor. Muhsin Ertuğrul da bizi bu noktada sıkıntıya
düşürecektir. Ne zaman? 2010 Kültür Başkenti olan İstanbula
dönük.
Değerli
arkadaşlarım, bugün tiyatrolarla ilgili, bu hakkı kendinizde
nasıl görüyorsunuz bilmem ama Muhsin Ertuğrulu yıkan
anlayış kenti yoğunlaştıran anlayıştır.
Kenti yoğunlaştıran anlayış da rant
anlayıştır. Burada soruyorum: Neden ihale apar topar yapılmış?
İhale hangi usulle yapılmıştır? İhaleyi hangi
şirket almıştır? İhale bedeli ne kadardır?
Keşif bedeli ne kadardır? Bu sorulara yanıt arıyorum. Çünkü
burada kurum ve kuruluştur olmadan kente dönük bir ihaneti maalesef
görüyoruz. Dubai Towerslar vesaire
O rezidans ve otel
çılgınlığı, rezidans
çılgınlığı
Kültüre dönük
Hayır, ben
İstanbulda yaşıyorum, İstanbulun ne olduğunu
biliyorum, İstanbuldaki plan tadillerini biliyorum, İstanbulda su
sarnıçlarının üzerine nasıl kültürel ihanetin
yapıldığını biliyorum, bunları görüyorum,
İstanbulda yaşayan bir insan olarak görüyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, ne yazık ki İstanbulu yok ediyorsunuz,
İstanbula yazık ediyorsunuz. Ama İstanbul bunu affetmeyecektir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Soysal, konuşmanızı, cümlenizi
tamamlayınız.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Peki.
Sözlerimi bir
şiirle tamamlamak istiyorum, çünkü şiiri çok seven bir grupla
karşı karşıya olduğumuz için, Başbakan da
sevdiği için
Boşuna
çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniyenle
bekle
Parklarınla,
köprülerinle, meydanlarınla
Bekle bizi
İstanbul
Haramilerin
saltanatını yıkacağız
Bekle o günler
gelsin gelsin İstanbul
Sen bize
layıksın biz de sana layığız canım İstanbul
Yani, burada,
İstanbula ihanet edenlere atfolunur.
Saygılarımı,
sevgilerimi sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Evet, gündem
dışı konuşmaya Kültür ve Turizm Bakanı Sayın
Ertuğrul Günay cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakanım.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; herkes müsterih olsun,
Türkiyede bir süreden beri her alanda haramilerin saltanatını
yıkıyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ne kadar iddialı laflar bunlar.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) -Haramilerin
saltanatını yıktığımız için de olur olmaz
sesler geliyor. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Haramiler iktidara geldi.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, İstanbul bomboşken, İstanbulun her
tarafı çim sahayken neredeyse, Dolmabahçe Sarayının
arkasına stadyum yapan
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yapma bunu! Yapma bunu, yazık edersin
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) -
ve sonra 1945
yılında ve sonra adını Atatürke nazire olsun diye
İnönü Stadyumu koyan anlayışın
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Kendine ihanet edersin. Yakışmıyor bu sana
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) -
şimdi İstanbulla
ilgili duyarlılığı paylaşmış
olmasını sevinçle karşılıyorum. Sevinçle
karşılıyorum İstanbulla ilgili bir
duyarlılığı hissetmeye başlamış
olmasını. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Geçmişine saygısızlık ediyorsun.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Hepinizden rica ediyorum,
lütfen değerli arkadaşlarım, İstanbulla ilgili,
Türkiyeyle ilgili konuşurken yapıcı bir mantık içinde ne
yapıldığını gerçekten irdeleyerek, gerçekten iyi ile
kötüyü birbirinden ayırmaya çalışarak değerlendirmeler
yapalım. Yapılan her şeyi kötü gösterme anlayışı
şimdiye kadar hiç itibar görmedi, bundan sonra da görmeyecek.
Bakınız,
şu anda Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Meteoroloji arsasını konuşalım.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Biraz daha dikkatli konuşalım bu konuda.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) İzin verin
daha iyisi
yapılmak üzere açık ve net- ve bir yıl içinde
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yoğunluk kazandırıyorsunuz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Hiçbir yoğunluk
kazanmıyor.
Sevgili
arkadaşlarım, kâğıt ortada, kalem ortada, plan ortada,
harita ortada, koruma kurulları ortada, idare mahkemeleri ortada, hepsi
ortada
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bir tane daha yap. Bir tane fazla yapsanız ne olur?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Gelin, büyükşehrin
başlattığı bir projedir, ama satır satır, sayfa
sayfa ben de isterseniz size anlatabilirim. HABITATtan bu yana, yani on
yıldan bu yana İstanbulda bir kongre vadisi
tartışması var.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) - Yeri orası
değil.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Ve bu HABITATtan bu yana
süren ihtiyacın, şu anda, önümüzdeki yıllarda, 2009da, 2010da
İstanbula taşıyacağı yoğunluk da hesaplanarak
olabileceği kadar yer altları değerlendirilmeye çalışarak
ve İstanbulun oteller ve mevcut kongre merkezleriyle
bağlantısı değerlendirilerek bir proje geliştiriliyor.
Bu proje içinde bakın, iddiayla söylüyorum ve tutanaklara geçiriyorum-
Lütfi Kırdarın silüetini aşmayacak biçimde bugünkü Muhsin
Ertuğrul
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yerin altı
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yerin üstüne
çıkmayın, yerin altına çıkmayın
Bu memlekette iyi bir
şey yapılmayacak mı yani?
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yoğunluk kazandıracak Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE TURİZM
BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yoğunluk
arttırılmıyor.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yoğunluk kazandırıyor.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Sayın Bakanı dinleyelim.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bakınız, size
resmî belgeler söylüyorum, yoğunluk arttırılmıyor. Şu
anda 600 kişilik bir salon var orada. Bu salon, mevcut salon, tadilatla
tiyatro salonu yapılmış bulunan bir salon. Yani daha önce sergi
salonu diye başlamış, sonra tadil edilerek içine tiyatro salonu
yerleştirilmiş. Tiyatro salonu, sahne boşluğu
açısından, sahne yüksekliği açısından, tiyatro salonu
açısından, bugünkü tiyatroların kullanması gereken mekânlar
açısından yetersiz bir salon.
Kongre vadisi
yenilenirken Muhsin Ertuğrul da, 600 kişiyi -sanatçı
arkadaşlarımızdan gelen talep bu noktada sınırlı
kaldığı için- aşmayacak bir kapasite içinde ama fuayesiyle,
sirkülasyon alanlarıyla, içindeki sergi salonlarıyla, kütüphane ve
idari bölümleriyle modern bir tiyatro hüviyetine kavuşturuluyor.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Ulaşım ve yoğunluk
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Hedef şudur: Hedef, bu
sene başlamak ve 2009un içinde Muhsin Ertuğrulu yine Muhsin
Ertuğrul Tiyatro Salonu adıyla, Muhsin Ertuğrula, adına,
anısına daha yakışır bir tiyatro salonuyla İstanbula
armağan etmektir.
Şimdi, bunun
bağıracak, tartışacak, yoğunluk artırıyor
falan diye burada, önünde gösteri yaptıracak nesi var?
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yoğunluk artırıyor Sayın Bakanım.
Buna yoğunluk artırımı demek haksızlık mı?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yani bu ülkede yeni bir
şey yapılmayacak mı? Bir şey yenilenmeyecek mi? Bir
şey geliştirilmeyecek mi? Bir şey eğer teknik açıdan,
tarih açısından yetersizse iyileştirilmeyecek mi,
güzelleştirilmeyecek mi?
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Siz İstanbulu bilmiyor musunuz Sayın Bakanım?
Trafik sorunu alabildiğine geçmiş, kentin en yoğun
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bakın, 600 kişilik
salon, yine 600 kişilik salon olarak kalıyor değerli
kardeşim yani rakam
Okuma yazmanız var herhâlde değil mi? Rakam
da biliyorsunuz, 600 kişilik salon, yine 600 kişilik salon oluyor ama
daha modern. Bunu mimarlar, bunu sanattan gerçekten anlayan...
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Ulaşım ve yoğunluk sorunu var.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ve bu proje şehir
tiyatrolarıyla birlikte yapılıyor. Sanatçı
arkadaşlarımızın danışmasıyla,
görüşmesiyle
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Tabii biliyoruz onların kim olduğunu.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Böyle bir usulümüz yok
Sayın Başkan. Yani kürsüde konuşan arkadaş, sürekli olarak
oradan bir arkadaşın konuşmasına muhatap olmamalı
herhâlde. Böyle bir usul yok.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Başkan gerekirse müdahale eder. Başkan müdahale
eder.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Evet, ben de rica ediyorum
canım. Ben de rica ediyorum Başkana, hatırlatıyorum, rica
ediyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Başkan görevini yapar.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bakınız, birkaç hususu bu vesileyle
paylaşmak istiyorum sizinle. Şimdi, Muhsin Ertuğrulla ilgili
tartışma budur. Yani Muhsin Ertuğrul, bugünkü silüeti
aşmadan, bugünkü kapasiteyi aşmadan daha modern bir hüviyete kavuşturuluyor
ve gelecek yıl içinde İstanbulun sanat hayatına armağan
edilmek, katılmak istiyor aynı isimle, fakat daha güzel bir resim ve
içerikle.
Tiyatro
salonları yıkılıyor, sanat mekânları
daraltılıyor, sanat mekânları azaltılıyor bu iktidar
döneminde diye bir söylem var. Bakın, şu yeni Hükûmet dönemi yedinci
ayını dolduruyor. Yedinci ayın içinde İstanbulda Kartalda
bir yeni tiyatro açtık, Bülent Ecevit ismiyle, Bülent Ecevit Sahnesi.
Daha önce, Sevgili Bülent Ecevit rahmetli olunca adı bir sokağa verilmek
istenmiş, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kartal Belediyesi,
AK Partili belediye başkanlarımız, demişler ki: Sayın
Bülent Ecevitin adı bir sokağa değil, bir sanat merkezine
verilmelidir. ve İstanbulda çok görkemli bir sanat merkezinin adı,
kültür merkezinin adı Bülent Ecevit Kültür Merkezi. Mart ayında
bazı milletvekili arkadaşlarımla birlikte ilk gecesini
yaptık. Kartalda artık bir devlet tiyatrosu sahnesi var.
Altmış yıldan beri, cumhuriyetten beri Anadolu yakasında
bir devlet tiyatrosu sahnesi yoktu. 28 Aralıkta, geçen yılın son
günlerinde Beykozda bir sahne açtık, Feridun Karakaya Sahnesi.
Kadıköy Belediyesinin açılışını
yaptığı Süreyya Sinema Salonu var. Büyük ölçüde Özel
İdarenin, emlak vergisi kaynaklarıyla yapılmıştır.
Orayı da aynı zamanda bir Devlet Opera ve Balesinin sahnesi hâline
getiriyoruz. Ayın 11inde oranın da
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Yatırım belediye tarafından finanse
edilmiştir.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Özel İdarenin
kaynaklarıyla finanse edilmiştir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Hayır, Kadıköy
Belediyesi tarafından.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Rakam rakam resmî
belgelerini, açılış gecesi herkesin ve İstanbul kamuoyunun
ve medyanın bilgisine sunacağım. Bunlar İstanbulla ilgili.
Yakında Anadolu yakasında, Avrupa yakasında yeni tiyatro
salonları geliyor. Bu son altı ayın icraatları bunlar.
Samsunda senfoni, Devlet Opera Balesi sahnemizi açıyoruz. Devlet
tiyatrosunu sabit hâle getiriyoruz Samsunda ve Mamakta Ankarada devlet
tiyatroları yeni bir sahne açıyor, yakında Keçiörende yeni bir
sahne açıyor, altı ayın içinde.
Hani bu
İktidar sanat merkezlerini azaltıyordu? Hani bu İktidar sanata
sırtını dönüyordu? Onun için lütfen, bunları söylerken,
bunları sorgularken, bunları yargılarken
ÇETİN SOYSAL (İstanbul) Keşke söz
hakkım olsa da size cevap verebilsem.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) -
ya elinizi
vicdanınıza koyunuz. Ya gerçekten mahcup olacağınız
cevaplar alırsınız.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) - Yok hayır
Orada kenti yoğunlaştırma
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bence iyi sorgulayın,
vicdanınıza sorun, önce vicdanınızda hüküm verin, ondan
sonra bunları getirip bu kürsüde bize sormaya çalışın.
Bir kez daha
söylüyorum: Muhsin Ertuğrulun hatırasına da İstanbulun
kültür yaşamına da biz, şimdiye kadar gelmiş geçmiş
herkesten daha fazla saygılıyız.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Yoğunluk kazandırıyorsunuz, yaşanmaz hâle
getiriyorsunuz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Anadoluda kültürün
yaygınlaşması için, kültürün, sanatın bir elitin
inhisarına hapsedilmemesi için, büyük illerin seçkinci mekânlarına
hapsedilmemesi için, büyük illerin çevresindeki çeperlerinde yaşayanların
ayağına götürülmesi için büyük bir gayret içindeyiz.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) UNESCO niye uyarıyor Sayın Bakan?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Kültür ve sanat, sadece
büyük kentlerin zengin mekânlarında yaşayanların değil,
bütün Anadolu halkının hakkıdır diye düşünüyoruz.
Anadolunun her tarafına kültür-sanat birimlerini taşıma
konusunda çok yoğun, çok içtenlikli bir gayretimiz var. Bu çerçevede,
UNESCOnun dikkati de bizi fevkalade sevindiriyor. UNESCOnun dikkatini aynen
paylaşıyoruz.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) UNESCO niye uyarıyor?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Aynen
paylaşıyoruz. Her noktayı adım adım biz de izliyor ve
gözlüyoruz.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Sultanahmetteki oteli de söylüyor.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) UNESCO bizi denetlemese
bile, biz şimdiye kadar İstanbulda yapılanların
farkındayız. İstanbulu, gerçekten, adına, tarihine
yakışır bir biçimde dünyaya karşı bir emanet olarak
taşıyarak alıp getirdiğimizin farkındayız ve
dünyanın önüne 2010da İstanbulu fevkalade güzel yüzüyle, tarihine,
doğasına yakışır biçimde sunma konusunda çok ciddi bir
gayret ve kararlılık içindeyiz.
Hepinizi
sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür
ederim arkadaşlar. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Gündem
dışı üçüncü söz, Karabük Demir Çelik İşletmeleri ve
Karabükün 71inci kuruluş yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen
Karabük Milletvekili Sayın Cumhur Ünala aittir.
Sayın Ünal,
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Karabük Milletvekili Cumhur Ünalın, Karabük
Demir-Çelik İşletmelerinin kuruluşunun 71inci yıl dönümüne
ilişkin gündem dışı
konuşması
CUMHUR ÜNAL
(Karabük) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 3 Nisan
Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve Karabükün 71inci kuruluş
yıl dönümü olması nedeniyle bugün gündem dışı söz
almış bulunmaktayım. Öncelikle bana bu konuşma
fırsatını veren Sayın Başkana teşekkür ediyor,
yüce Meclisi ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; ülkemizin ilk entegre demir
çelik tesisi olan Karabük Demir Çelik İşletmeleri, bundan tam
yetmiş bir yıl önce 3 Nisan 1937 tarihinde, o zamanlar kırk
haneli bir köy olan Karabükte kurulmuştur. Bu nedenle her yıl 3
Nisan tarihi, Karabükümüzde Karabük Demir Çelik İşletmelerinin ve
Karabükün Kuruluş Yıl Dönümü olarak kutlanmaktadır.
Ulu Önder
Atatürkün sanayileşme yolunda aldığı devrim kararı
üzerine, İkinci Dünya Savaşı öncesi dünyada büyük bir savaş
tehlikesinin olduğu bir dönemde güvenlik açısından tabii
korumalı bir bölge olan Türkiyenin ilk entegre demir çelik tesisinin yeri
için ve demir çelik endüstrisinin en temel iki hammaddesi olan maden kömürü
havzasının Zonguldaka ve sahile yakınlığı, demir
yolu güzergâhında bulunuşu ve stratejik uygunluğu nedeniyle
Karabük seçilmiş, cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürkün bizatihi talimatlarıyla temelinin 3 Nisan 1937 tarihinde
atıldığı Karabük Demir Çelik İşletmeleri, Karabükte
kurulmuş bulunmaktadır. Demir çelik fabrikasının
inşaatı sürerken, diğer taraftan Karabük şehrinin de
temelleri atılmıştır.
Karabük Demir
Çelik İşletmeleri kuruluşundan itibaren hızlı bir
şekilde büyümüş, ülkemizin yıllardır inşaat demirinden
demir çelik profiline, demir yolu rayından her türlü demir çelik döküm
mamulüne, sacdan çelik konstrüksiyona kadar her türlü demir çelik ürün
ihtiyacını karşılamış, üretmiş olduğu
ürün ve mühendislik hizmetleriyle ülkemizin inşasına çok büyük
katkıları bulunmuş olup 1965 yılında Ereğlide
kurulan Ereğli Demir Çelik İşletmelerinin ve 1977
yılında kurulan İskenderun Demir Çelik İşletmelerinin
kuruluşunda Karabük Demir Çelik İşletmelerinin çok büyük
katkıları bulunmuştur. Bu tesiste yetişen mühendis, usta ve
işçiler bizatihi bu yeni tesislerde görevlendirilerek, ülkemize daha büyük
yeni demir çelik tesislerinin kazandırılmasına vesile olmuş
ve Türkiyedeki sanayi hareketinin öncüsü ve okulu olmuştur.
Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; Karabük 1953
yılında ilçe, 6 Haziran 1995 tarihinde de Türkiyenin 78inci ili olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra oluşan ilk şehir olduğu için
Karabük bir cumhuriyet şehri olup şehir planının da
fabrikayla birlikte çizildiği cumhuriyetin ilk ve tek planlı sanayi
kenti hüviyetini taşımaktadır.
Karabük, ilk
sanayi şehri olmanın yanında çevresi ve ilçeleriyle birlikte
tarihî, kültürel değerleri ve doğal güzellikleri ile de öne
çıkmaktadır. Bu kültürel zenginlikler içerisinde özellikle
yaşayan tarih Safranbolumuz 1994 yılında UNESCO tarafından
Dünya Miras Kentleri listesine alınmıştır.
Orman
varlığıyla dikkat çeken Yenice ilçemiz, Hadrianapolis antik
şehri ile Eskipazar ilçemiz, kaya mezarlarıyla Ovacık ilçemiz ve
büyüleyen doğasıyla Eflani ilçemiz Karabükümüzün incileri gibi
sıralanmaktadır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 3 Nisanlar Karabüklüler için
ayrı bir anlam ve önem ifade etmektedir. Çünkü bu tarih, adının
ölümsüzleşmesini, Ağır sanayinin beşiği.
unvanını almasını sağlamıştır.
Sözlerimi
bitirirken Kardemir ve Karabükün kuruluşunun 71inci yıl dönümünü
kutluyor ve daha nice yıllar bölge ve ülke ekonomisine katkıda
bulunmasını temenni ediyorum. Bu vesileyle, Kardemire ve
dolayısıyla Karabük ve yöresine katkıda bulunan Hükûmetimize ve
tüm yetkililere şahsım ve yöre milletvekilleri adına
teşekkür eder, bu heyecanı sizlerle paylaşırken, bu güzel
günümüze sizleri de davet eder, yüce Meclisimizi saygıyla selamlarım.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ünal.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır; okutup oylarınıza
sunacağım:
IV.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Genel Kurulun 1/4/2008 Salı ve 2/4/2008
Çarşamba günkü birleşimlerinde sözlü sorular ile denetim
konularının görüşülmeyerek, kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine ve çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine
ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu önerisi
No: 30 Tarihi:
1.4.2008
Genel Kurulun
1.4.2008 Salı ve 2.4.2008 Çarşamba günkü Birleşimlerinde sözlü
sorular ile denetim konularının görüşülmeyerek Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmında yer alan işlerin görüşülmesi ve Genel Kurulun
1.4.2008 Salı günkü Birleşiminde 15:00-21:00; 2.4.2008 Çarşamba
ve 3.4.2008 Perşembe günkü Birleşimlerinde ise 13:00-21.00 saatleri
arasında çalışmalarını sürdürmesinin Genel Kurulun
onayına sunulması Danışma Kurulunca önerilmiştir.
|
|
|
Nevzat Pakdil |
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
Başkanı
V. |
|
Bekir
Bozdağ |
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
|
Cumhuriyet Halk
Partisi |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Mehmet
Şandır |
|
Selahattin Demirtaş |
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
|
Demokratik
Toplum Partisi |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Danışma
Kurulu önerisinin aleyhinde, Tunceli Milletvekili Sayın Kamer Genç.
Sayın Genç,
buyurun.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Danışma Kurulu önerisi
aleyhine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, Paristen hoş geldiniz, dün Çankayanın
uçağıyla siz de oradaydınız, EXPO 2015te. Tabii
HALİL AYDOĞAN
(Afyonkarahisar) Danışma Kurulu önerisiyle ilgili olarak
KAMER GENÇ
(Devamla) Seni ne ilgilendirir?
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Beni ilgilendirir.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın Başkan, bunu susturuyor musunuz?
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Boş laflarla meşgul etme.
BAŞKAN
Sayın Milletvekili, lütfen
KAMER GENÇ
(Devamla) Ondan sonra, Meclis Başkanı, Bülent Arınçı
almış Suudi Arabistana gidiyor. Görüyorsunuz sayın
milletvekilleri, memleket güllük gülistanlık. Çankayadakiler kendi yandaşlarını
dolduruyorlar Parise götürüyorlar, ötekileri Suudi Arabistana götürüyorlar.
Memleketin her tarafı
Uçaklarla gidiliyor, geliniyor, harcırahlar
alınıyor, ama bu memleketin insanları açlıktan kırılıyor
ve geliyoruz burada da, Sosyal Güvelik Yasası aman bu işçileri
mezarda emekli edelim, bu çalışanları mezarda emekli edelim
diye
Gruplar da nedense bu kanunun bir an önce çıkması için söz
birliği yapıyorlar. Bu, gerçekten iyi bir davranış biçimi
değildir.
Değerli
milletvekilleri, geçen hafta Kıbrısta önemli birtakım
görüşmeler oldu. Kıbrısta, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali
Talat Ben, Kıbrıs Türk tarafı
diyor. Hâlbuki,
Kıbrısta Türklerin bu meseleyi çözmesi için bir sıkıntısı
yok, Kıbrısta bağımsız bir Türk devleti var. Orada
iki ayrı devletin kurulması gerekirken, dili ayrı, dini
ayrı, ırkı ayrı, her şeyi ayrı iki devlet
kurulması gerekirken, maalesef, orada
Cumhurbaşkanlığına gelen kişi Türk tarafı
diyor, Ben KKTC Cumhurbaşkanıyım. demiyor. Şimdi,
bunları birileri çıkıp bu Mecliste
Çünkü, Kıbrıs,
Türk milletinin onurudur, haysiyetidir. Burada ne yapılıyor ne
yapılmıyor, bunları bilmemiz lazım değerli
milletvekilleri. Burada Hükûmet diye varsa
İşte,
Dışişleri Bakanını -geçen gün dedim- mumla
arıyoruz, bir gazete ilanı verelim. Bir gün gelmedi daha Meclise.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir.
Bu hukuk devletinde hukuk işlerse kimsenin bundan rahatsız
olmaması lazım. Bir Avrupa Birliğinin küstah birtakım
söylemleri var: Efendim, Türkiyede herkesin güveneceği bir adalet
sistemi yok. Sen kimsin yaa! Ne demek yani Türkiyede herkesin
güvenebileceği adalet diye bir şey yok! Sen kimsin! Senin
memleketinde herkesin güvendiği bir adalet mi var? Sen üç aylık
bebeği anasından babasından ayıracak kadar zalim
uygulamalar içindeyken, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının
seyahat özgürlüğünü kendi ülkende en amansız ve en zalimane önlerken,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının aksine
Peki, yani Türkiyede bir yüksek mahkeme eğer kendi görevini yapıyorsa
buna müdahale mi edeceksin? Sen kimsin buna dil uzatıyorsun ey
Avrupalı! Efendim, ötekisi de Avrupa Birliği süreci zedelenir.
diyor. Zedelenirse zedelensin! Yani, biz Türkiyede hukuku
işletmeyeceğiz, beyefendiler
Avrupa Birliği ilişkilerini
zedeliyoruz... Sen zaten şimdiye kadar Avrupa Birliği olarak
Türkiyeye ne verdin kardeşim, bir söyleyin bakalım ne verdin?
İşte, EXPO 2015 Paristeki oylamada gösterdiniz Türkiyeye
bakış açısını. 6 defa İtalyada bunu
yapıyorsunuz ama Türkiyeye gelince bunu vermiyorsunuz. Böyle şey
olur mu?
Sevgili
milletvekilleri, bakın, Türkiyede bugün hükümet yok. Şimdi, birileri
çıkıyor, yargıya dil uzatıyor. Kim buna cevap verecek? Kim
verecek arkadaşlar? Bence, önce bu Hükûmet varsa çıkıp bunun
ağzının payını vermeliydi: Türkiyenin adaletine
güvenilir, Türkiyede adalet vardır, hâkim vardır, hukuk
vardır... Ayrıca, ben seninle hukuk işletmemek için Avrupa
Birliği için müzakere edeceğim dedim mi? Hukukun işlemediği
yerde aslında kaba kuvvet vardır. Hukukun işlemediği yerde
aslında militarizm vardır. Hâl bu kadar ortada iken, berrakken, ondan
sonra adamlar çıkıyor ve bizim en kıymetli
varlıklarımıza, en dokunulmaz müesseselerimize haince, hunharca,
hayâsızca laf atıyorlar, hakarette bulunuyorlar, Türkiyede bunlara
cevap veren kimse yok! Kim verecek? Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin
hakkını, menfaatini kim koruyacak değerli milletvekilleri? Kim
koruyacak? Sokaktaki işçi mi koruyacak! İşte, işçiler
gelmiş, hak arıyorlar, her tarafa barikat kuruluyor! Bu devleti
yöneten insanlar eğer Türkiye Cumhuriyeti devletine sahip
çıkmıyorlarsa lütfen o makamlarını bıraksınlar.
Biraz önce,
birisi burada haramileri yıkıyoruz dedi. Yahu bakın, ben size
iki tane misal vereyim arkadaşlar. Ziraat Bankası Ülkere yüklü bir
döviz kredisi veriyor. Döviz düşünce, bu defa Ülkerin yetkilisini
getiriyorlar, Ziraat Bankasının Genel Müdürü yapıyorlar. Ne
yapıldı bu kredi, çıksın birisi, burada söylesin. Harami
midir, değil midir?
Bakın,
İstanbul Esenlerde Albayraklar firması -Kemer Parkı Evleri- on
yedi katlı, on dört blok ve üç bin yedi yüz konut yapıyor. Kaçak
yapıyor! Nereye yapıyor?
İstanbulda,
sizin bir milletvekiliniz elli dört katlı, 100 bin metrekarelik bir
iş hanı yapıyor. Bu para nereden geliyor sayın
milletvekilleri? Nereden geliyor? Bunların vergileri ödendi mi?
AHMET KOCA
(Afyonkarahisar) Sen mali polis misin?
KAMER GENÇ (Devamla)
Bunlar nereden geliyor? İşte, niye siz denetimden
kaçıyorsunuz? İç Tüzükün 98inci maddesinde, her hafta Türkiye Büyük
Millet Meclisinde iki saat soru sorulur, soruya cevap verilir deniliyor.
Gensorunun, Meclis araştırmasının, Meclis
soruşturmasının buralarda gelip müzakere edilmesi lazım.
Âdeta, artık İç Tüzükü rafa kaldırmışsınız
ve işlemez bir hâle sokmuşsunuz.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) O zaman siz de uyuyor musunuz?
Danışma Kurulu önerisi üzerinde görüşüyor musunuz?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Daha senin bana laf atabilmen için çok ekmek yemen lazım,
fırında çok ekmek yemen lazım. Çünkü sen daha kısa donla
gezerken ben bu Parlamentoda görev yapıyordum. Onun için, yani herkes
biraz haddini bilmeli. (CHP sıralarından alkışlar)
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Sen az gelirsin sen. 10 tane Kamer az gelir
bana.
BAŞKAN
Sayın Aydoğan, lütfen
Sayın Genç, lütfen
KAMER GENÇ
(Devamla) Bakın, Danışma Kurulunun neyi
Ben Meclisin
çalışmasını söylüyorum, denetimi söylüyorum, denetimi
getirelim. Bu denetimi, işte burada çıkıp da Hükûmet, efendim
Bakın, Hükûmet çıkıp da burada hesap vermeli. Sizin Maliye
Bakanınız burada çıkıyor Efendim, benim
çocuklarımın çalıştığı şirkete ben bir
sözleşme imzaladıktan sonra gelen 30 bin dolar var ya, inceleme
elemanı yetkisi dışında inceleme yapmıştır.
Ya, o zaman
Arkasından da diyor ki: Efendim, bu arkadaş inkâr
etti. Bakın, ben vergi denetmenliği yaptım, bir kişinin
evvela gidip ifadesini aldığınız zaman o doğruyu
söyler. Sonra, birileri gidip onu tazyik edince, birtakım menfaatler
sağlayınca ifadeyi değiştiriyor. Türkiyede artık bunu
bilmeyen kişiler yok değerli milletvekilleri.
Şimdi, siz
bu sicille bu memlekette gelir, yani hükûmet ederken Biz de haramileri
kaldırdık. O işte, İstanbulda elli ve 100 bin metrekarelik
inşaat yapan kişinin devletten aldığı bedava mülkler
ortada. Peki, milletin malını, emeğini çalıyorsunuz,
getiriyorsunuz yandaşlarınıza bedava veriyorsunuz, ondan sonra
çıkıp da burada dürüstlükte bulunmaya kimsenin hakkı yok
sayın milletvekilleri. Lütfen, burada çıkıp konuşan
insanlar neyi söylediklerini kulakları duysun. Hem arkan kirli olacak hem
de yiğitlik yapacaksın; bu böyle olmaz değerli milletvekilleri.
Şimdi bu
Meclisi
Bakın, yine İstanbuldan bir vatandaş bana telefon
ediyor, diyor ki: İstanbul Maltepede Başıbüyük Mahallesinde
üç bin yedi yüz konut var. Şimdi, kaç gündür İstanbul polisi
burayı boşaltmak için zorluyor bu insanları, hepsi de burada
inşaat yapmışlar. Neymiş, 3.700 aileyi atacaklar, TOKİ
gelip burada inşaat yapacak. Yahu, bundan daha büyük zulüm var mı?
Beyler, efendiler yani siz -adam yıllarca orada emek sarf etmiş-
3.700 tane aileyi getireceksiniz polis zoruyla, devlet zoruyla
atacaksınız, onun yerine de getirip ondan sonra kendi yandaşlarınıza
rant kapılarını açacaksınız. Türkiye bu zihniyetle, bu
şekliyle yönetiliyor.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye savunulmuyor. O Avrupa Birliğinin, o
kişilerin söylediği sözler de bu Hükûmetin sözleridir. Gidiyor oraya,
diyorlar ki: Sen şimdi çık de ki, efendim -Avrupa Birliği- eğer
sen şu işleri halletmezsen, ben seninle müzakereyi keseceğim.
Bu tamamen sizden kaynaklanan ve onlara uçurulan bilgilerdir. Geçmişte
Avrupa Birliği, Türkiye Cumhuriyeti devletini ayakta tutan ne kadar
kurumları varsa, müesseseleri varsa, hep çıkıyorlardı,
bunları ortadan kaldırmaya yönelik sizlerden isteklerde
bulunuyorlardı. Bir tek türban konusunda sizin isteğinizi
yapmadı. Yani, işte, Efendim, Kemalizmi yıkın. dedi;
Efendim, ordunun gücünü yıkın. dedi. Kim diyor bunu? Türkiyedeki
hükûmet edenler, Türkiyenin ciddi müesseselerini ortadan kaldırmak için,
maalesef, işte böyle onlara jurnallikte bulunuyor. Onlar da ortaya
çıkıp bu şekilde Türkiye Cumhuriyeti devleti aleyhine
konuşmalar yapıyorlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Genç, cümlenizi tamamlayınız.
KAMER GENÇ
(Devamla) Bu şekilde bir yönetim olmaz.
Değerli
milletvekilleri, yine ben Türkiye Büyük Millet Meclisinden rica ediyorum,
böyle, bu devletin kaynaklarını, kendi uçaklarını alıp
da insanları getirip eğlendirmeyin. Bülent Arınç niye Suudi
Arabistana gidiyor? Hangi sıfatla gidiyor?
Bir de Sayın
Başkan, bir şey rica edeceğim: Şu alt koridordan geçerken
orada, bu Bülent Arınçın yaptığı camlı mekânlar
var. Mesela, benim ilimde bir tane eldiven koymuşlar, bütün iller şey
ediyor. Orayı her gün aşağı yukarı 10 tane işçi
çeşitli temizlik maddesiyle siliyorlar. Yahu bunları
kırdırın atın Sayın Başkan. Gerçekten, oraya sarf
edilen
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Genç, cümleyi tamamladınız.
KAMER GENÇ
(Devamla) Peki efendim, teşekkürler.
Saygılar
sunuyorum. (CHP ve DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Danışma Kurulu önerisinin aleyhinde Sayın Tayfun İçli.
Buyurun
Sayın İçli. (DSP sıralarından alkışlar)
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkanım, teşekkür
ediyorum.
Sayın
Başkanım, değerli arkadaşlarım; yine bir salı
günü, yine bir Danışma Kurulu önerisi ve Danışma Kurulu
önerisinin altında, biraz daha açık söylüyorum, Adalet ve
Kalkınma Partisi Sayın Grup Başkan Vekilinin imzası,
Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekilinin imzası,
Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilinin imzası ve
Sayın Demokratik Toplum Partisi Grup Başkan Vekilinin imzası
var.
Sizler her
salı böyle Danışma Kurulu önerisi getirdiğiniz sürece,
Danışma Kurulu olmadı AKP grup önerisi getirmeye
çalıştığınız sürece, ben de her salı günü
burada, çıkacağım, konuşacağım.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasa
M. MÜCAHİT
FINDIKLI (Malatya) Bizce hiçbir mahzuru yok, tabii ki konuşabilirsiniz.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Sizce mahzuru yok, biliyorum zaten. Çünkü, bu bir
duyarlılık meselesi, ülke meselelerine duyarlılık meselesi
ve milletvekilliği sorumluluğunu hissedebilme meselesi. Bunu
hissetmiyorsanız, sizin için sorun olmayabilir. Ama, bilmeniz için
bazı şeyleri anlatmaya çalışacağım.
Anayasa, madde
98. Burada yapılan, İç Tüzükün 96, 97, 98inci maddesinde
düzenlenen, salı günleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin denetleme
işlevini eğer gruplar, gruplar olmadı AKP Grubu ortadan
kaldırmaya çalışırsa, Anayasanın amir hükmü olan
98inci maddesinde tanımlanan milletvekillerinin, Meclisin yürütmeyi
denetleme işlevini ortadan kaldırmış olursunuz. Yasa
koyucu, sizlerden çok çok önce, bizlerin belki de ağabeyleri -biraz evvel
Sayın Kamer Genç söyledi- bizler belki kısa pantolonla
dolaşırken yasama Meclisinde faaliyet gösteren çok değerli
milletvekilleri, yasama organı, kanun koyucu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin en önemli işlevlerinden birisinin, sadece yasa çıkarmak
değil, aynı zamanda da yürütme organını denetleme
gereğini hissetmiş, Anayasanın amir hükmü, Anayasa hükmü hâline
getirmiş. Bununla da yetinmemiş, İç Tüzükün 96, 97, 98inci
maddelerinde, milletvekillerinin, yasama organının yürütmeyi
denetlemesini öngörmüş.
Her şeyden
önce, bizim kendimize, yaptığımız işe
saygımız olması lazım ve bu makamlarda oturan çok
değerli arkadaşlarımızın, fert olarak -bırakın siyasi partiyi-
milletvekillerine saygı göstermesi lazım. Bütün milletvekilleri
Türkiyenin milletvekilleridir ama aynı zamanda da temsil ettikleri ilin
sorunlarını, ilin sıkıntılarını
dillendirmek, takip etmekle görevlidir. Milletvekillerinin asli görevlerinden
birisi denetim görevini yerine getirmektir.
AKPyi, grup
önerisi getirdiği zaman eleştiriyordum. Şimdi diğer siyasi
parti gruplarını da eleştiriyorum. Muhalefet demek
uzlaşabilecek konularda uzlaşmaktır. Türkiyenin gerçek
gündeminde olan konuları halkın bilgisinden öteye götürmek
değildir.
Değerli
arkadaşlarım, Anayasanın 98inci maddesi ve İç Tüzükün
96, 97, 98inci maddelerinde tanımlanan hükümleri ifade ettikten sonra
-izin verirseniz- neden yürütmenin, neden Hükûmetin, görüşülmesi gereken
konuları Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündeminden
uzaklaştırdığı ve siz çok değerli
milletvekillerinin bazı konuları neden dillendirmek istememelerinin
nedenlerini kısa da olsa açıklamak, arz etmek isteyeceğim
sizlere.
Değerli
arkadaşlarım, birazdan, bu Danışma Kurulu önerisinin
içerisinde gündeme gelen -kısa adı- Sosyal Güvenlik
Yasasını görüşeceğiz. AKP dışındaki bütün
siyasi partilere baktığımız zaman Sosyal Güvenlik Yasasını
eleştiriyorlar, hem Cumhuriyet Halk Partisi hem Milliyetçi Hareket Partisi
hem de Demokratik Toplum Partisi. Peki, eleştirdiğimiz böyle bir
yasanın AKPnin sayısal çoğunluğuyla, bir an evvel, apar
topar geçmesinde bu ülkenin yararı var mı? Çok saygı
duyduğum Kılıçdaroğlu, bir sendikamızın,
TÜRK-İŞin, AKPnin ön bahçesi olduğunu söylüyor.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Evet.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Evet, ben de katılıyorum, arka bahçesi
değil.
AGÂH KAFKAS
(Çorum) Ayıp ediyorsun!
H. TAYFUN İÇLİ
(Devamla) Peki, o zaman, TÜRK-İŞin dillendirmek istemediği,
dillendirmekten kaçınmak istediği birtakım gerçekleri, biz
milletvekilleri olarak -doğrudur yanlıştır-
inandığımız doğrultuda ifade etmek bizim
hakkımız değil mi? O zaman niye Danışma Kurulu
önerisinde Cumhuriyet Halk Partisinin imzasını burada görüyoruz?
Milliyetçi Hareket Partili arkadaşlarımız, bu Sosyal Güvenlik
Yasası, maddeler geldiği zaman eleştirecekler. Tutanaklara
geçmesi bir şey ifade etmiyor ki, AKP, her olayda olduğu gibi,
sayısal çoğunluğuna dayanarak istediği yasayı apar
topar geçiriyor. O zaman, biz, muhalefet mi ediyoruz? Gerçeklerin söylenmesini
niye bazı, birtakım şeylerle uzatıyoruz? Keza, aynı
şey Demokratik Toplum Partisi için de söz konusu.
Değerli
arkadaşlarım, halka bazı konuları oy kaygısıyla
veyahut başka kaygılarla eleştirmek muhalefetin görevi
değildir. Muhalefetin görevi, gerçekleri ifade etmektir. AKPnin
ekmeğine yağ sürmek muhalefet değildir. Ama geçen sefer de
Danışma Kurulu önerisi olarak geldi -sanki iktidar partisi gibi-
bugün de Danışma Kurulu önerisini görüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, ben, sizleri çok seviyorum, birlikte de
çalıştık, sizlerle birlikte, belirli kanunların
çıkmasında AKPli milletvekilleriyle de birlikte. Ülke yararına
ise onur duyuyorum ama yapmayın, Anayasanın 98inci maddesindeki
milletvekillerinin denetleme hakkını almayın. Benim grubum yok
diye, benim söz hakkım -yirmi dakika- sizler gibi yok diye, beni,
Demokratik Sol Parti milletvekilleri veya bağımsızları
Türkiye Büyük Millet Meclisinde yokmuş gibi davranmaya hakkınız
yoktur. Bugün benim içindir, yarın sizin içindir, yarın başka
siyasi partiler içindir. Demokrasiyi savunuyorsak, demokrasinin belirli
ilkelerini savunmakla yükümlüyüz.
Eskişehirdeydim,
taşıyıcıların yanına gittim, kamyoncu
esnafının yanına gittim, sadece Eskişehir değil,
Türkiye'nin her yerinde cinnet geçiyorlar cinnet, gözleri dönmüş hepsinin.
Kamyonları, ekmek paraları kamyonları çifte vergiden,
şundan bundan el konuluyor. Mazot yerine 10 numara yağ
yakıyorlarmış. Evine ekmek parası götüremiyor ama ekmek
parası hacizli vergi borcundan, şundan bundan borcundan. Üretmeyen
adam borcunu nasıl ödesin?
Şimdi, bu
sorun, taşıyıcıların, kamyoncuların sorunu sadece
Eskişehirde değil, Türkiye'nin her yerinde. Eğer ben Bakanlar
Kurulundaki arkadaşlarıma bu meseleyi taşımazsam, bu
denetleme görevini yapmazsam, ben milletvekili olarak görevimi yapıyorum
kabul edebilir miyim?
Evet, biraz evvel
Sayın Kamer Genç söyledi, Avrupa Parlamentosundan önüne gelen laf
söylüyor, önüne gelen, ağzı olan konuşuyor. Türk adalet
sistemine eleştiriler yöneltiyorlar. Sanki kendi hukuk sistemleri
ahım şahım bir şeymiş gibi benim hukuk sistemime laf
söylüyor. Doğrudur, benim hukuk sistemim çok doğru
çalışmayabilir, bunu bizler düzeltiriz yasama organı olarak. Ama
Türkiye Cumhuriyeti devletini aşağılamak, Türk yargı
sistemini aşağılamak onların haddi değil. Sayın
Adalet Bakanım, lütfen bunlara yanıt verin. Sayın
Dışişleri Bakanım, lütfen bunlara yanıt verin.
Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, lütfen, belirli
konularda bu Türkiye Büyük Millet Meclisini özel gündemle toplayalım,
bunları konuşalım.
Kıbrıs
konusunda Avrupa Parlamentosunun abuk sabuk birtakım şeyleri
çıktığı zaman, bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinde hangi
görüşte olursa olsun, milletvekilleri oy birliğiyle bir bildiri
yayınlamıştır, Kıbrıs konusunda, başka
konularda. O Avrupa Parlamentosu, sözde Ermeni soykırım
tasarısını ön koşul olarak getiriyor. Avrupa Parlamentosu
yine önümüze abuk sabuk birtakım şeyler getiriyor, birçok
milletvekili arkadaşın haberi bile yok. Ama biz onları belirli
konularda muhatap almaya kalkıyoruz. Yani söylenecek, bu Hükûmete soracak
çok şeyimiz var.
Siz benim
anayasal hakkımı, Anayasanın 98inci maddesinde tanımlanan
hakkımı, İç Tüzükün 96, 97, 98inci maddelerinde milletvekili
olarak bana tanınmış hakkımı, sayısal
çoğunluklarınıza güvenerek, Danışma Kurulu kararı
alarak engelleyemezsiniz. Salı günleri Türkiye Büyük Millet Meclisinin
denetleme günüdür. Ancak çok önemli, istisnai durumlarda Danışma
Kurulu önerisi getirilmek suretiyle, grup önerisi getirilmek suretiyle Türkiye
Büyük Millet Meclisinin çalışma usullerini
değiştirebilirsiniz. Sayısal çoğunluğunuza dayanarak
her şeyi yapabileceğinize inanmayın.
İnandığınız zaman, bazı iddianamelerle, sonra,
haksızlığa uğradığınızı
zannedersiniz.
Hatırlarsanız,
Anayasa değişikliği çalışmalarında rahmetli
Bülent Ecevitin bir sözünü aktarmıştım, bazı
arkadaşlar da burada bana öfke göstermişti. Demokrasi keyfîlik
değil. demiştim, Demokraside uyulması gereken kurallar
vardır. demiştim, Anayasanın hükümleri arkasından
dolanılmaz. demiştim. Ama Olmaz. dediniz ve Ecevit rahmetli, nur
içinde yatsın- Birileri gelir, düdüğü çalar. demişti.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın İçli, cümlenizi tamamlayınız efendim.
Buyurun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ama, onu bir lafım olarak, bir
yakışıksız itham olarak
algılamıştınız.
Ama, benim burada
ifade etmek istediğim, Anayasaya herkesin, özellikle yasama
organının siz değerli mensuplarının uyması
gerekir, benim uymam gerekir. Onun için, tekrar burada Anayasaya, İç
Tüzüke uyulması gerektiğini bir kez daha ifade ediyorum.
Beni
dinlediğiniz için hepinize sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İçli.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, Danışma Kurulu önerisi lehinde söz
talep ediyorum.
BAŞKAN
Sayın Okay lehinde...
Danışma
Kurulu önerisi lehinde Ankara Milletvekili Sayın Hakkı Suha Okay.
Buyurun efendim.
(CHP sıralarından alkışlar)
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bugün Türkiye
için, çalışan kesimleri çok yakından ilgilendiren Sosyal
Güvenlik Yasası ve Genel Sağlık Sigortası Yasasıyla
ilgili bir görüşme yapacağız. Bu konuda Parlamentoda grubu
bulunan dört siyasi parti, Danışma Kurulu toplantısında bu
haftanın çalışma programında bir uzlaşma
sağladılar. Sağlanan uzlaşma bugün saat 15.00-21.00,
yarın ve perşembe günü için de 13.00-21.00 arasında
Parlamentonun bu yasayı görüşmesinde bir mutabakat var.
Ancak,
Danışma Kurulu önerisini fırsat bilerek hem geçen hafta hem de
bu hafta aleyhte söz alan değerli milletvekili arkadaşlarım,
sanki Sosyal Güvenlik Yasasında da Cumhuriyet Halk Partisinin veya
diğer grubu bulunan muhalefet partililerinin iktidardaki siyasal partiyle,
AKPyle bir işbirliği içerisindeymişçesine burada partimize
yönelik haksız ve kamuoyunu yanıltan biçimdeki
açıklamalarını açıkçası yadırgıyorum. Bizim
vardığımız mutabakat, Parlamentonun çalışma saati
ve zaman dilimiyle ilgilidir.
Bir an için bu,
Danışma Kurulu önerisi olarak gelmese o zaman Parlamento
çoğunluğunu elinde tutan siyasal parti Danışma Kurulunda
mutabakata varılamadığı için grup önerisi olarak getirir,
grup önerisi aleyhine iki tane on dakikalık konuşmayı biz
yaparız, ama bugüne kadar geçmiş uygulamalardan da gördüğümüz
gibi, grup önerisiyle Parlamentonun çalışma düzeni yine iktidardaki
parti tarafından belirlenmiş olur.
Bu yasaya
Cumhuriyet Halk Partisinin nasıl muhalefet ettiği tüm kamuoyunun
bilgisi dâhilindedir. Geçen parlamento döneminde bu Yasayı Anayasa
Mahkemesine götüren yine Cumhuriyet Halk Partisidir. Keza bu yasaya
ilişkin Plan Bütçe görüşmelerinde en sert ve en yoğun muhalefeti
yapan yine Cumhuriyet Halk Partisidir, ama bu serbest kürsü olduğu için ve
değerli halkımız, vatandaşlarımız da bizi
dinlediği için Siyaset adına kim önüme gelirse ben eleştireyim.
Eh, vatandaş da bizi dinliyor ve böylece kimi muhalefet partilerini de bir
tarafa sıkıştırayım ve bu fırsattan istifade
ederek puan kazanayım. anlayışını içimize sindirmemiz
mümkün değildir.
Değerli
arkadaşlarım, geçen hafta da tümü üzerinde grubumuzun bir
milletvekili tarafından şahsı adına söz talebinde
bulunulduğunda da biz grubu olmayan siyasi parti olan Demokratik Sol Parti
sözcüsüne şahsı adına söz verdiğimizde yine bu
eleştiriye muhatap olduk. Kaldı ki, Parlamentonun çalışma
düzeniyle ilgili olarak, kimi zaman bu Parlamentoda denetleme görevi haftada
iki gün yapılıyor. Nitekim, Kuzey Irakla ilgili olarak Parlamentoda
perşembe günü bizim genel görüşme talebimiz görüşüldü, oysa, o
perşembeden önceki salı günü de çevre konusunda araştırma
komisyonu kurulmasıyla ilgili araştırma önergeleri
görüşüldü.
Şimdi,
bunların hepsini bir kalemde atıp, sanki Sosyal Güvenlik Yasasıyla
ilgili Parlamentoda grubu bulunan tüm partiler bir araya gelmiş, bir an
evvel, apar topar, bu yasanın çıkması için katkı
veriyorlarmış
Ayrıca,
İç Tüzük uyarınca görüşülmekte olan yasa altı bölüm hâlinde
görüşülüyor ama yüz yetmiş iki maddesi görüşülüyor. Her bir
maddesinde de ayrı ayrı tartışma imkânı var. Dileyen
arkadaşım buraya gelir ve değişiklik önergesini verir, söz
hakkı da vardır.
Zannedilmesin ki
Parlamentoda söz hakkımız kısıtlanıyor. diyorlar.
Oysa, İç Tüzük uyarınca söz hakkı kısıtlanan gruplar,
gruba ait olan milletvekilleri şahsı adına önerge veremezken,
grubu olmayan veya bağımsız milletvekilleri her zaman için
burada önerge verebilir ve konuşabilir.
Açıkçası,
burada ifade edilen hususların, bizleri izleyen ve dinleyen vatandaşlarımız
tarafından hep beraber aynı kefeye konularak, çalışma
düzenine ilişkin bir Danışma Kurulu önerisini de vesile
kılarak, muhalefette bulunan partilerin Sosyal Güvenlik Yasasına destek veriyormuş gibi ifade edilmesini
şık bulmuyorum, doğru bulmuyorum.
Bu vesileyle
Danışma Kurulu önerisinin sadece ve sadece Meclisin çalışma
düzenine ilişkin olduğunu bir kez daha hem bizleri izleyen
vatandaşlarımızla hem de yüce heyetle bu düşüncelerimi
paylaşmak için söz aldım. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Okay.
Danışma
Kurulu önerisi üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Danışma
Kurulu önerisini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, İç Tüzükün 37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme
alınma önergesi vardır, okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Ankara Milletvekili Yılmaz Ateşin, Devlet
Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifinin (2/116) İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan
gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/38)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/116 Esas
Numaralı, Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifim, 45 gün içinde komisyonlarda
sonuçlandırılmadığından, İç Tüzükün 37. maddesi
gereğince doğrudan Genel Kurul gündemine alınmasını
arz ederim.
Saygılarımla.
Yılmaz
Ateş
Ankara
BAŞKAN
Önerge sahibi olarak Ankara Milletvekili Sayın Yılmaz Ateş,
buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
YILMAZ ATEŞ
(Ankara) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, 1965 yılında yürürlüğe giren 657
sayılı Devlet Memurları Kanununun bazı maddeleri belki o
günün koşullarında uygundular ama bugün maalesef, aradan geçen
kırk küsur yıl içerisinde, günümüzün koşullarının
dışında kalmışlardır. O nedenle, bizim, benim bu
kanun teklifim de belki daha ayıklanması gereken birçok maddesi
varken sadece çok sırıtan bir maddesinin artık yürürlükten
kaldırılmasını öngörmektedir.
Ona
değinmeden önce, değerli arkadaşlar, birkaç dakika sonra, Sosyal
Güvenlik Kanun Tasarısı görüşülecek. Orada, maalesef,
çalışanların hakları geri alınmaktadır. Şu
anda yüz binlerce kamu çalışanı bunu protesto etmektedirler.
Hükûmete önerimiz, bu kamu çalışanlarının
kazanılmış haklarına dokunulmamasıdır.
Örneğin, yıpranma hakkı olan bir madde var. Orada, günün yirmi
dört saati görev yapmakla mükellef olan basın emekçilerinin yıpranma
hakları ellerinden alınmaktadır ama diğer kesime
dokunulmamaktadır. Acaba bu basın çalışanları, kalem
ve mikrofon taşımak yerine, ellerinde kalem tutmak, mikrofon tutmak
yerine, acaba silah tutsalardı bu haklarını koruyabilirler miydi
noktasına gelmiş bulunuyoruz.
NUSRET BAYRAKTAR
(İstanbul) Hiç yakışmadı bu ifade.
YILMAZ ATEŞ
(Devamla) Elbette ki güvenlik güçlerimizin haklarına
dokunulmamasından memnun oluyoruz. Ama sadece güvenlik güçlerinin bu
hakkına dokunmayıp günün yirmi dört saati görev yapmakla mükellef
olan basın emekçilerinin bu hakkına el uzatılmasını da
anlamak mümkün değildir.
Değerli
arkadaşlar, kanun teklifimize konu olan sorun şudur: Devlet
memurları resmî tatil ve izin günlerinde de eğer il
dışına çıkarlarsa, ilgili amirinden izin alma mecburiyeti
var. Bunun kaldırılmasını biz öneriyoruz, öneriyorum.
Bu konu, 2004
yılında da, şu anda Adalet Bakanımız olan Sayın
Mehmet Ali Şahin de Başbakan Yardımcısı olarak Kamu
Çalışanları Sendikaları Konfederasyonuyla mutabakata
varmış, bunun kaldırılması konusu da imza altına
alınmış, ama aradan dört yıla yakın bir süre
geçmiş olmasına rağmen hâlen bu düzenleme
yapılmamıştır.
Bizim önerimiz,
benim önerim, bu 657 sayılı Kanunun 125inci maddesinin (C) bendinin
(g) fıkrasının yürürlükten kaldırılmasını
öngörmektedir. Kamu çalışanları sendikalarıyla da Hükûmet
mutabakata vardığına göre, bunun kaldırılmasında
bir sakınca görülmemektedir. Hizmetine ihtiyaç duyulan kamu görevlileri
için bir düzenleme yapılabilir veya ilgili amirinin iznine bağlı
kalınabilir, ama onun dışında
kaldırılmasında büyük yarar var. Çünkü şöyle de bir
aksaklık oluyor; keyfî bir uygulama doğuyor. Amiri, il
dışına çıktın diye kimisi hakkında işlem
yapıyor, kimisi hakkında yapmıyor, bu da çifte standart
getiriyor.
Ayrıca, bu
çağda, kişilerin, teknolojinin, yani iletişim ve
ulaşım teknolojisinin geliştiği noktada, geldiği
bugünkü noktada, artık il dışına
çıkamazsınız, izin alın öyle çıkın demek de
günümüzün koşullarıyla bağdaşmamaktadır. Ayrıca,
bu, insanlarımızın seyahat etme özgürlüğüne de
aykırı bir durumdur. O nedenle, iktidarıyla muhalefetiyle,
günümüzün koşullarına aykırı olan bu konuyla ilgili
düzenlemeyi yapmamızda yarar olduğuna inanıyorum.
Şimdiden
destekleriniz için teşekkür ediyorum. Yüce Meclisi tekrar saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ateş.
Hükûmet
adına Adalet Bakanımız Sayın Mehmet Ali Şahin,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Sayın Başkanım,
değerli milletvekili arkadaşlarım; Sayın Ateşin
İç Tüzükün 37nci maddesine göre doğrudan gündeme alınma
isteğiyle üzerinde konuşma yaptığı
değişiklik teklifi konusunda Hükûmet olarak görüşlerimi sizlere
kısaca arz etmek için huzurunuzdayım.
Biraz önce
Sayın Ateş de ifade etti, daha önceki Bakanlığım
döneminde Devlet Personelden de sorumluydum. Devlet Memurları Kanununun
yeniden gözden geçirilmesi, yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmesi
konusunda uzun süren bir çalışma yapmıştık, tabii,
kamu görevlilerini temsil eden sendika ve konfederasyonlarımızla bu
taslak üzerinde uzun bir çalışma gerçekleştirmiştik ancak
bazı maddelerinde kamu görevlileriyle anlaşma
sağlayamamıştık. Şimdi bu görevi Sayın
Başesgioğlu arkadaşımız yürütüyor. Zannediyorum çok
yakın bir zamanda yeni bir devlet memurları kanunu tasarısı
Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne gelecektir.
Bizim bu
taslağımızda da -biraz önce Sayın Ateşin gündeme
getirdiği- Devlet Memurları Kanununun 125inci maddesinin (C)
bendinin (g) fıkrası kaldırılmaktadır. O ne demek?
Biraz önce kendisi de ifade etti, 125inci madde devlet memurlarına
uygulanacak disiplin cezalarıyla ilgili bir maddedir. Aylıktan kesme
cezası uygulanacak olan devlet memurlarının işlediği
suçlardan bir tanesi de amirinin izni olmaksızın
çalıştığı il sınırları
dışına çıkmaktır. Artık -biraz önce Sayın
Ateş de ifade etti, biz de öteden beri aynı düşünüyoruz- böyle
bir düzenlemeye Devlet Memurları Kanununda gerek olmamalıdır.
Aynı zamanda geçici 20nci madde de böyle bir düzenleme öngörmektedir.
Doğrudan
gündeme alınmasına Hükûmet olarak bizim herhangi bir
itirazımız yok ancak şunu ifade edeyim: Devlet Memurları
Kanunuyla ilgili bir tasarı Türkiye Büyük Millet Meclisinin önüne
gelecek, zaten o tasarı içerisinde bu düzenleme var. Türkiye Büyük Millet
Meclisi tabii ki gündemine hâkimdir, böyle tek maddelik bir
değişikliği görüşür, kanunlaştırabilir mi? O,
tamamen Genel Kurulun inisiyatifindedir ama benim kişisel düşüncem,
bir bütün olarak Devlet Memurları Kanunu burada görüşülürken bütün bu
düzenlemeleri birlikte yapmanın daha doğru olduğu kanaatindeyim.
Kişisel olarak ve Hükûmetin bir üyesi olarak Sayın Ateşin 37ye
göre vermiş olduğu bu teklifin doğrudan gündeme alınmasında
bana göre herhangi bir sakınca yok, ben de destekliyorum çünkü doğru
bir düzenlemedir. Gerçekten, böyle bir düzenlemeyi bizim daha önceden
yapmamız gerekiyordu ama hemen şunu ifade edeyim ki Devlet
Memurları Kanununda çokça yapılması gereken, bundan daha fazla,
kamu görevlilerini rahatsız eden maddeler de vardır. Bütün
bunları inşallah önümüzdeki süreçte gerçekleştiririz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Evet, önerge
üzerinde, Ankara Milletvekili Sayın Zekeriya Akıncı.
Sayın
Akıncı, buyurun. (CHP sıralarından alkışlar)
ZEKERİYA
AKINCI (Ankara) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlarken, gasbedilmek istenen haklarını koruma uğrunda ve
karartılmak istenen geleceklerini karartmama uğrunda hak arama
mücadelesini sürdüren bütün emekçi yurttaşlarımızı da
saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca,
Sayın Bakana teşekkür ediyorum ama bir de umudum ve beklentim var
kendisinden. Konuşmasını tamamlarken, memurlarla, kamu
çalışanlarıyla ilgili yapılması gereken çok şeyin
olduğunu söyledi. İnanıyorum ki yapılması gereken o
çok şeyin içinde, onlara siz dikkatle bakıyorsunuz tabii- grevli,
toplu sözleşmeli sendika hakkını vermek de olsun. Böyle bir
beklenti içerisinde kamu çalışanları var, bunu da
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Anayasa değişikliği
gerekiyor Zekeriya Bey.
ZEKERİYA
AKINCI (Devamla) Peki
Bununla ilgili
Anayasa değişiklikleri
yapmak sizin için çok zor değil canım.
ADALET BAKANI MEHMET
ALİ ŞAHİN (Antalya) Birlikte yaparız.
ZEKERİYA
AKINCI (Devamla) Bunu da yapıveririz, bir şey olmaz, beraberce.
Değerli
arkadaşlarım, teklifin özü şudur: Açıklanan maddede, kamu
çalışanlarının yani bu 657ye tabi memur diye
tanımladığımız kamu emekçilerinin, ikamet ettiği
ilin hudutlarını izinsiz terk etmeleri bir ceza uygulaması
gerektiriyor. Ek 20nci maddede: Devlet memurları ikamet ettikleri il
hudutlarını tatillerde ancak yetkili amirin izniyle terk edebilir.
deniyor, biz bunların kaldırılmasını istiyoruz.
Kuşkusuz yapılacak çok şeyler var ama yine de artık
uygulaması neredeyse mümkün olmaktan çıkmış bu düzenlemeyi
bir an önce gerçekleştirmekte kamu çalışanları açısından
da onların amirleri açısından da yarar var diye
düşünüyoruz.
Bunun tabi birkaç
temel nedeni var, Sayın Ateş açıkladı, bir iki ilave yapmak
istiyorum: 1965 yılında Yasa çıktığında belki
ülkemizde yüz binlerle ifade edilebilecek bir sayıda kamu
çalışanımız vardı ama bugün belki milyonlarla ifade
edilecek düzeyde. Yani bir kontrol mekanizmasının
oluşmasının ne kadar zor olduğunu açıklayabilmek için
söylüyorum. O günlerde belki nüfusumuz 35 milyon civarındaydı, bugün
70 milyon yani nüfusumuz 2 katına yakın çıktı.
Dolayısıyla insanların toplumsal, ekonomik yaşam
içerisindeki ilişkileri değişti, ihtiyaçları
değişti, kamu çalışanlarının da öyle.
Değişen bu koşullarda doğan yeni ihtiyaçlara yanıt
verebilmek için de bu düzenleme ihtiyaç. Kaldı ki, artık o
yıllarda olduğu gibi ulaşımda, iletişimde ve benzeri
konularda herhangi bir sıkıntı da yaşanmıyor.
Ulaşım son derece kolay, iletişim son derece kolay ve
ayrıca belki bir başka önemli etken sayarsınız, o dönemde
il sayımız altmış yedi idi, şimdi seksen bire
ulaştı. Yani bu Yasa çıktığından beri il
sayımızda olağanüstü artışlar oldu. Yani
Kırıkkale, Ankaranın bir ilçesiydi. Şimdi,
Ankara-Kırıkkale arasındaki bir küçük bir seyahat bile bu sözü
edilen Yasaya tabi duruma gelmiş oldu ya da işte Kars, Ardahan,
Iğdır üç vilayete birden dönüştü; Bolu, Düzce gibi
Yani
Bolu-Düzce arasındaki bir mütevazı seyahat için bile bir izin, bir
acil iş için bile bir izin gerekiyor. Eğer bu mümkün olamıyorsa
tabi onun hemen arkasından cezai uygulamalar başlıyor. Bazen bu
uygulamalar keyfiyete dönüşebiliyor.
Dolayısıyla
hiç kuşkusuz Hükûmetin kamu çalışanlarına dönük bir derli
toplu, geniş kapsamlı yasa düzenlemesi hazırlığı
olabilir. Bu konuda çalışmaları vardır kuşkusuz. Ama
ben bunu eğer yanlış anımsamıyorsam Sayın
Bakanım, değerli arkadaşlarım; Acil Eylem Planında da
vardı Hükûmetin, birkaç yıl önce açıklamış
olduğu.
O nedenle,
eğer sizler de uygun görürseniz, bu teklifimizin doğrudan gündeme
alınmasında yarar var diye düşünüyorum ve hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Akıncı.
Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Alınan karar
gereğince sözlü soru önergeleri ile diğer denetim
konularını görüşmüyor ve gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler kısmına
geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ve bu tasarıyla birleştirilen
Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ve 12 Milletvekilinin, Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin aynı konudaki kanun teklifleri ile Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VI.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol
İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Adıyaman Milletvekili Ahmet
Aydın ve 12 milletvekilinin; 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri,
Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün Yeniden
Yapılandırılması ile Tütün ve Tütün Mamullerinin Üretimine,
İç ve Dış Alım ve Satımına, 4046 Sayılı
Kanunda ve 233 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanunda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi ile Adıyaman Milletvekili Şevket
Kösenin; 4733 Sayılı Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri
Genel Müdürlüğünün Yeniden Yapılandırılması ile Tütün
ve Tütün Mamullerinin Üretimine, İç ve Dış Alım ve
Satımına, 4046 Sayılı Kanunda ve 233 Sayılı Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ve Plan ve
Bütçe Komisyonu Raporu (1/538, 2/155, 2/186) (S. Sayısı: 125)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
2nci sırada
yer alan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve bu tasarıyla
birleştirilen İzmir Milletvekili Bülent Baratalının,
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan
Köktürk ve 19 Milletvekilinin; Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve
24 Milletvekilinin ve Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12
Milletvekilinin aynı konudaki kanun teklifleri ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları
raporlarının görüşmelerine kaldığımız yerden
devam edeceğiz.
2.- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalının;
Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün; 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 Milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun; Engelli Memurların Emekliliğini
Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin (j) Bendinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; 3201 Sayılı Yurt Dışında
Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen
Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin; 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 Milletvekilinin;
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S. Sayısı:
119) (x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Sayın
milletvekilleri, geçen birleşimde birinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmış ve birinci bölümde yer alan 2nci madde üzerinde verilen
üç önergeden ilk iki önergenin işlemleri tamamlanarak reddedilmişti. Şimdi,
2nci madde üzerindeki üçüncü ve son önergeyi okutup, işleme
alacağım.
Önergeyi
okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 2. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 4. maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki d ve
e bentlerinin eklenmesini arz ve teklif ediyoruz.
d) Ev
hizmetlerinde çalışanlar
e) Hizmet akdi
ile çalışmamakla birlikte, ceza infaz kurumları ile tutukevleri
bünyesinde oluşturulan tesis, atölye ve benzeri ünitelerde
çalıştırılan hükümlü ve tutuklular
|
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
Sevahir
Bayındır |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Şırnak |
|
Selahattin
Demirtaş |
Akın
Birdal |
Aysel
Tuğluk |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
|
|
Siirt |
Bitlis |
|
(x)
119 S. Sayılı Basmayazı 27/3/2008 tarihli 83üncü Birleşim
Tutanağına eklidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Katılmıyorsunuz.
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) - Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş, Sayın Tuğluk mu konuşacak?
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Gültan Kışanak konuşacak.
BAŞKAN
Önerge üzerinde Diyarbakır Milletvekili Sayın Gültan
Kışanak.
Buyurun. (DTP
sıralarından alkışlar)
GÜLTAN
KIŞANAK (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili
görüşlerimizi aktarmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Şu anda, bu
yasayla birlikte mağdur edilecek, şimdiye kadar
kazanılmış hakları olan fiilî hizmet süreleri ellerinden
alınacak olan basın emekçilerimiz de burada. Onların
taleplerinin, haklı taleplerinin takipçisi olacağını
belirtiyor, mücadelelerinde başarılar diliyorum. (DTP
sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, yoksulları sosyal güvenlik sistemi dışına
büyük ölçüde çıkartan bu yasayı biz bugün burada görüşürken,
vekiller olarak biz bu yasayı burada görüşürken bize vekâlet veren,
yani asıl olan halka bu Meclisin önünde basın açıklaması
yapma hakkı bile tanınmadı. Bunu şiddetle
kınıyorum.
Emekçiler, bugün,
bu yasayla gasbedilen haklarına ilişkin itirazlarını dile
getirmek üzere iş bırakma eylemi yaptılar ve alanlara
çıktılar ama ne yazık ki bulundukları her yerde önleri
panzerlerle, polis barikatlarıyla kesilerek bu demokratik
haklarını kullanmaları engellendi.
Bu emekçi
arkadaşlarımızın bulunduğu birkaç noktayı biraz
önce ziyaret ettik. Meclisin Dikmen kapısı önünde biriken grubun
diğer gruplarla buluşması önlendi. Akay Caddesinde bir grup,
polis panzerleriyle çevrilerek ablukaya alındı, Güven Parkta
başka bir grup, Numune Hastanesi önünde sağlık işçileri
Hükûmete sormak
istiyoruz: Demokrasilerde halka tanınan rol, sadece seçimden seçime sandığa
gidip oy vermek midir? Böyle bir demokrasi parmak demokrasisi olmaz mı?
Böyle bir demokrasi, çoğunluğun, halkın demokratik
kanallarını kapatma hakkını kullanarak demokrasiyi
işlevsiz kılması anlamına gelmez mi? Bütün bunları
sorgulaması gerektiğini düşünüyoruz Hükûmetin.
Siz bir yasa
çıkartmaya çalışıyorsunuz ama hakları engellenenlerin,
gasp edilenlerin de en azından bunlara itiraz etme hakkı olmalı.
Demokrasi, halkın katılımına imkân tanıyan bir
sistemdir. Demokrasilerde halka sadece seçimden seçime sandığa gitme
rolü tanınmaz. Demokrasilerde halk örgütlenir, toplu olarak da tek tek
olarak da toplu olarak da görüşlerini ifade etme, yasa yapma süreçlerine
aktif olarak katılma, önerilerini dile getirme hakkı
tanınmıştır.
Bugün
gelişmiş demokrasilerde, aslında halka, yani bize vekâlet
verenlere vekâletini geri alma, geriye çağırma hakkı bile
tanınmışken bizde Meclisin önünde basın
açıklaması hakkı bile tanınmamasını şiddetle
kınıyorum. Emekçilerin mücadelesinin başarıyla
sonuçlanacağına inanıyorum, buradan hepsini saygıyla
selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, değişiklik önergesi verdiğimiz madde
sigortalı sayılan iş kollarını tanımlıyor ve
biz sigortalı işler kapsamı dışında tutulan
kadınların da -birçok maddede bu var- bu kapsama alınması
için böyle bir değişiklik önergesi verdik. Çünkü, kadınlar
işverene ait işlerde eş olarak çalışıyorlarsa
sosyal güvenlik şemsiyesi dışındalar. Ev içindeki emekleri
görülmüyor. Bütün bunların yanı sıra, ücretli olarak başka
evlerde çalıştıkları zaman bile sosyal güvenlik
kapsamı dışındalar. Bu nedenle, verdiğimiz bu
değişiklik önergesiyle, çoğunlukla kadınların
çalıştığı ev hizmetlerinin sosyal güvenlik
kapsamına, uzun vadeli sigorta kolları kapsamına alınmasını
öneriyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kışanak, konuşmanızı -cümlenizi-
tamamlayınız.
Buyurun.
GÜLTAN
KIŞANAK (Devamla) - Ayrıca, tutuklu ve hükümlülerin
çalıştırıldığı atölyelerde de bir emek
ilişkisi söz konusudur, bir emek harcanmaktadır, bir değer
üretilmektedir. Bu işte çalışan kişilerin de uzun vadeli
sigorta kapsamına alınması gerekmektedir. Aksi hâlde, sadece ve
sadece tutuklu ya da hükümlü oldukları için çalışmaktan
dolayı elde etmeleri gereken emeklilik hakları gaspedilmiş
olmaktadır. Bu nedenle, tutuklu ve hükümlülerin atölyelerde çalışmalarının
da uzun vadeli sigorta kolları kapsamına alınması
gerektiğini öneriyoruz. Bunu destekleyeceğinizi umuyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü madde
üzerinde dört adet önerge vardır. Önergeleri, önce geliş
sırasına göre okutacağım, sonra aykırılık
sırasına göre işleme alacağım.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının 3. maddesi ile
yürürlükten kaldırılması öngörülen 31.5.2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 5. maddesinin (f) bendinin aşağıdaki şekilde
madde metnine tekrar eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Hakkı Suha
Okay |
Ali Oksal |
|
İstanbul |
Ankara |
Mersin |
|
Ergün
Aydoğan |
Hulusi Güvel |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
|
Balıkesir |
Adana |
Malatya |
|
Hüseyin Ünsal |
|
|
|
Amasya |
|
|
f) 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik
Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden
yararlandırılan kişilere, işsizlik ödeneğinin hak
edildiği süre içinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak uzun vadeli sigorta
kolları uygulanır.
TBMM Başkanlığına
119 sıra sayılı kanun tasarısının 3.
maddesi ile değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510
sayılı kanunun 5. maddesinin a fıkrası ile bu maddeye
eklenen g fıkrasının çıkarılmasını arz ve
teklif ediyoruz.
|
Selahattin
Demirtaş |
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Şırnak |
|
Akın
Birdal |
Sevahir
Bayındır |
Aysel
Tuğluk |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
|
|
Siirt |
Bitlis |
|
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, şimdi
okutacağım son iki önerge aynı mahiyettedir. Önergeleri
ayrı ayrı okutup birlikte işleme alacağım.
İstemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı söz
vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının 3. maddesi ile 5510
sayılı yasanın 5. maddesinin (g) fıkrasının
değiştirilmesine ilişkin hükmün aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim. 27/03/2008
Ufuk
Uras
İstanbul
Ülkemiz ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde
iş üstlenen işverenlerce yurt dışındaki
işyerlerinde çalıştırılmak üzere götürülen Türk
işçileri 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi
kapsamında sigortalı sayılır ve bunlar hakkında
kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık
sigortası hükümleri uygulanır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 119 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 3. maddesi ile, 5510 sayılı Kanunun 5.
maddesine eklenen (g) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
|
Oktay Vural |
Beytullah Asil |
Muharrem
Varlı |
|
İzmir |
Eskişehir |
Adana |
|
Mustafa
Kalaycı |
Alim
Işık |
|
|
Konya |
Kütahya |
|
g) Ülkemiz ile
sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen
işverenlerce yurt dışındaki işyerlerinde
çalıştırılmak üzere götürülen Türk işçileri 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılır ve bunlar hakkında uzun ve kısa
vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası hükümleri
uygulanır.
BAŞKAN
Sayın Komisyon, aynı mahiyette iki önerge vardır, bu önergelere
katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Uras, konuşacak mısınız efendim?
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Evet efendim.
BAŞKAN
Buyurun. (DTP sıralarından alkışlar)
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; Türkiye zor
bir dönemden geçiyor. Prensip olarak siyasi partilerin kapatılmasına
karşıyız. Türkiyede siyaset sorunları siyasetle çözülmeli.
Adalet ve Kalkınma Partisiyle ilgili kapatma davası
açılınca zannettim ki hiçbir şey olmamış gibi
kaldığımız yerden yola devam etmek yerine, mesela
geniş bir demokratik mutabakatla her şey yeniden ele alınabilir.
Çünkü gördük ki bugün şu anda Kızılayda coplanan işçiler,
sendikalar, meslek örgütlerinin iradesine rağmen, sadece kendimiz için bir
şey isteyerek Türkiyede kalıcı barış,
kalıcı yasaları çıkaramıyoruz. Hakeza nevrozda bir
kere daha gördük ki bölgede yurttaşlarımıza ilişkin
vahşi ve saldırgan tutumun siyasi sorumluluğunu üstlenerek, bir
gün, gün geldiğinde kendi başımıza kalmak istemiyorsak,
ahlaklı olmanın, erdemli olmanın, başkasının
yanağına indirilen yumruğun kendi yanağımıza
indirilmek demek olduğunu gördüğümüzde sorunlar çözülecek. Ama
görünen o ki hiçbir şey olmamış gibi
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Zaman zaman,
Sayın Bakan, bu yasa tasarısıyla ilgili bazı
görüşlerin ideolojik olduğunu ileri sürdü. Biliyorsunuz izmlerin en
kötüsü aslında egoizmdir, yani içimizdeki şeytandır.
İçimizdeki şeytanı taşlamanın tam da yanı,
hazır burada basın mensubu arkadaşlarımız da
bulunmuşken, hazır Kızılayda sendikalar, meslek örgütleri
Bir kere daha düşünün. diye bize yönelirken, hazır hâlâ kolu
kırık çocuklarımız gözetim altında ve üzerine gidilmiyorken
şapkayı başımızın önüne koymaktır.
Şimdi çok
açık bir şekilde görülüyor ki bütçeden aktarılan
kaynakların abartılması, açık ve kara delik olarak
nitelendirilmesi gerçeklerin üzerini örtmekten başka bir şeye
yaramamaktadır. Çok açık bir şekilde devlet katkısı
olmaksızın insanca bir yaşam, sosyal güvenliğin teminat altına
alınması mümkün değildir.
Ülkemizin sosyal
güvenlik sistemi tamamen prim sistemine dayalı olup devletin
katkısı öngörülmemişti. Oysa sosyal güvenliğin
finansmanında devletin katkısı sosyal devletin olmazsa olmaz
gereğidir. Örneğin, değişik sosyal güvenlik sistemlerine
sahip Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal güvenlik harcamalarının
yüzde 37si devlet tarafından finanse edilmektedir. Ülkemizde ise sosyal
güvenlik sisteminde mali sorunların ortaya çıktığı 1990ların
ortalarına kadar devletin sosyal güvenliğe katkısı gündeme
gelmedi. Tam tersine, sosyal güvenlik kurumları, ucuz borçlanma
kaynağı olarak devlete katkı yaptı. Özellikle SSK
fonları düşük faizli hazine kâğıtlarına plase edilerek
devlet tarafından yağmalandı. Kaynakların
yağmalanması, siyasi müdahaleler, iş gücüne katılım ve
istihdam oranının düşüklüğü, kayıt dışı
istihdamın büyümesi ve devlet desteğinin olmaması gibi
nedenlerle sosyal güvenlik sisteminin mali yapısında 90lı
yılların başında sorunlar ortaya çıkmaya
başladı ve 90lı yılların ortalarından itibaren
bütçeden sosyal güvenlik kurumlarına kaynak aktarılmaya
başlandı.
Şimdi, bu
katkıların millî gelire oranı 2006 yılı
itibarıyla 3,3 olup, on üç yıllık cari ortalaması ise yüzde
2,5tir. Bilindiği gibi, Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti
tarafından Nisan 2005te IMFye sunulan Niyet Mektubunda bu oranın
yüzde 1e düşürülmesi taahhüt edilmiştir.
Şimdi,
emekli aylıklarının güncellenmesinde büyümeyi dikkate almaya
yanaşmayan Başbakan, ESK konuşmasında, cari tutarı 84
milyar YTL olan on üç yıllık transferlerin hazine borçlanma faiziyle
güncellendiğini iddia ederek 851 milyar YTLye yükseltti ve bunun, kamu
borç stokunun 3,5 katı olduğunu söyledi. Oysa aynı dönemde
yapılan faiz ödemelerinden hiç söz etmedi Sayın Başbakan.
Aynı dönemde, cari fiyatlarla 341 milyar YTL faiz ödendi.
Başbakanın güncelleme kat sayısıyla faiz ödemeleri 3
trilyon YTLye yaklaşıyor. Sosyal güvenliğe ayrılan
kaynakların on üç yıllık cari ortalaması yüzde 2,5 iken
faiz ödemelerinin aynı dönemde ortalama yüzde 12,6ya ulaştığını
görüyoruz. Üstelik, sosyal güvenliğe aktarılan kaynaklarla faiz
ödemelerini ilişkilendirmenin de mümkün olmadığını
biliyoruz. İddia edildiğinin aksine, borçları ve faizleri sosyal
güvenliğe aktarılan kaynaklar artırılmış olamaz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Uras, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) Tabii, tamamlıyorum.
Bütçeden sosyal
güvenliğe yüzde 0,6 kaynağın aktarıldığı 94
yılında faiz ödemelerinin oranı yüzde 7 ile neredeyse bugünkü
düzeydedir.
Türkiye, sosyal
güvenlik harcamaları yüzünden borçlanmamış, tersine,
ağır borç ve faiz yükü yüzünden sosyal devletin gerekleri yerine
getirilmemiştir. Asıl ideolojik olan, asıl geniş kesimlerin
aleyhine olan yaklaşım budur.
Bugün devlet
işverene destek verdiğinde biz buna teşvik diyoruz, çiftçiye
destek verdiğinde sübvansiyon diyoruz, aynı vakaya
değişik ve farklı kelimeler kullanıyoruz. O yüzden bugün
yapılması gereken, Kızılaydaki sesle nevrozda
duyduğumuz çığlığı yan yana getirmek, kimlik
talepleriyle, ezilenlerin taleplerine duyarlı olduğunu bu Meclisin
kanıtlamasını sağlamaktır.
Teşekkür
ederim. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uras.
Diğer önerge
sahipleri adına
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Mustafa Kalaycı konuşacak efendim.
BAŞKAN
Sayın Kalaycı, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 119 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 3üncü maddesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak vermiş olduğumuz önerge hakkında konuşmak
üzere huzurlarınızdayım. Yüce Meclisi saygılarımla
selamlıyorum.
Verdiğimiz
önergede, daha doğrusu, 5510 sayılı Kanunun 5inci maddesine
Plan ve Bütçe Komisyonunda eklenen (g) bendinde, ülkemiz ile sosyal güvenlik
sözleşmesi olmayan ülkelerde iş üstlenen işverenlerce yurt
dışındaki iş yerlerinde çalıştırılmak
üzere götürülen işçilerin sigortalı sayılması, ancak
kısa vadeli sigorta kolları ile genel sağlık sigortası
hükümlerinden yararlanmaları düzenlenmiştir.
Biz burada, uzun
vadeli sigorta kollarından da yararlanmasını önergeyle teklif
ediyoruz. Zira Kanunda gerçi bu süreleri isteğe bağlı
sigortalı olarak borçlanabilme imkânı var, ancak işçilerimizin
gelir düzeyleri böyle bir isteğe bağlı sigorta primini ödeyecek
düzeyde olmadığından bundan muhtemelen yararlanamayacaklar.
Böyle olunca da prim ödeme gün sayısını doldurmaları
altmış beş yaş haddine kadar dahi mümkün
olamayacaktır.
Değerli
arkadaşlarım, ben burada bir konuyu düzeltmek için bu
altmış beş yaş meselesini tekrar anlatacağım:
Sayın Bakanımız, altmış beş yaş
uygulamasının 2036 yılından sonra kademeli bir şekilde
yürürlüğe gireceğini söylüyor. AKP Grubu adına konuşan
Sayın Ünal Kacır, yine Kanunun yürürlük tarihinden sonra işe
girecekler için 2036 yılına kadar emekli yaş
sınırında değişiklik yoktur. diyor.
Perşembe
günü ben, Bu konuda milleti kandırmayalım. dedim, kanunun çok
açık olduğunu, on sekiz ilâ otuz yaş arası yeni işe
girecek sigortalıların elli sekiz-altmış yaş
değil, altmış beş yaşa tabi olduğunu söyledim.
Ama benden sonra tekrar AKP Grubu adına söz alan Sayın Ünal
Kacır Yok öyle bir şey, bundan sonra işe girecek olanlar için
emeklilik yaş sınırı altmış beş değildir.
diyor, 2044-2046 arasında gündeme gelecek diyor.
Arkadaşlar,
bu, sizlerin çıkardığı kanun, 5510 sayılı Kanun.
Bunu yani yorumlama sıkıntısı da yok. Burada tamamen bir
hesap meselesi. Yani, okuduğunuzu anlamakta da mı güçlük
çekiyorsunuz? Ben bunu anlamıyorum. Hele ki Sayın Bakanım, ben,
sizin bunu açıklamamanızı yadırgıyorum. Yani
yanınızdaki bürokrat arkadaşlarım çok iyi biliyor bu
meseleyi. 28inci maddede diyor ki:
İlk defa bu
Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
a) Kadın ise
58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları
Devamında,
(b) bendinde de bu yaş hadleri 2036
ilâ 2037 arasında kadın ise 59, erkek ise 61 diye kademelendirilerek
gidiyor.
Şimdi çok
basit bir hesap yapalım: Bu kanun yürürlüğe girdikten sonra bu
yıl işe giren on sekiz yaşında birisi 2036-2037
yılında kırk altı-kırk yedi yaşını
doldurabiliyor. Kanunda elli dokuz-altmış bir yaşını
doldurursa emekli olabilir diyor, yani olamıyor. 2038-2039a gidiyoruz:
Kırk sekiz-kırk dokuz yaşını doldurabiliyor, Kanunda
altmış-altmış iki yaşın doldurulmasını
öngörüyor. 2040-2041e gidiyoruz, altmış bir-altmış üç
yaşın doldurulmasını istiyor Kanun, ama on sekiz
yaşında işe giren sigortalı ancak elli-elli biri
doldurabiliyor. Yine 2042-2043te sigortalı ancak elli iki-elli üç
yaşını doldurabiliyor, ama Kanun altmış
iki-altmış dört yaş öngörüyor. Bu şekilde gidiyor.
Tüm bunları
çok basit bir hesap yoluyla açıklamak mümkün. Yani buna yorum yapmaya,
hiçbir şeye gerek yok. Biz burada doğru bildiklerimizi
vatandaşlarımıza anlatıyoruz. O nedenle, kimseyi
aldatmayalım diyorum. Milliyetçi Hareket Partisinin lügatinde milleti
kandırma esasına dayalı siyaset anlayışı yoktur,
kendinizle bizi karıştırmayın diyorum.
Başbakanınız doğru konuşmuyor, AKP grup temsilciniz
doğru konuşmuyor, Bakanınız doğru konuşmuyor.
Yani, işiniz gücünüz vatandaşlarımızı yanlış
yönlendirmek. Kanunda çok açık arkadaşlar. On sekiz yaş ve otuz
yaşın altında bu kanunun yürürlük tarihinden sonra işe
gereceklerde yaş haddi altmış beştir. Bunu tekrar, net
olarak söylüyorum.
Bir diğer
konu, Emek Platformuyla yapılan uzlaşmayla ilgili ben şunu
söyleyeceğim: Yapılan
uzlaşma sadece mevcut
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kalaycı, cümlenizi tamamlayınız.
Buyurun.
MUSTAFA KALAYCI
(Devamla)
sigortalıların bazı haklarını korumaya
yönelik hükümler içeriyor. Yani, geleceğimizi emanet edeceğimiz
gençlerimizin, gelecekteki sigortalıların haklarında hiçbir
iyileşme sağlamıyor. Ben o nedenle buradan
vatandaşlarımıza sesleniyorum: Bu kanun yürürlüğe girmeden,
on sekiz yaşın altındaki dahi çocuklarınızı
sigortalı ettirin. Niye? Erkekse beş yıl, kızsa yedi
yıl yaş haddinden avantajı var. Maaş bağlama
oranında, ilk on yıl yüzde 3 olacağı için, yüzde 10
maaş bağlama oranında avantajı var. Emeklilikte çalışırsa
da maaşı kesilmeyecek. Yani, tüm bunlar ortadayken, bu nedenle,
sigortalı olmayan çocuklarınız varsa hemen sigortalı
ettirin diyorum. Hele ki memur yapabilirseniz çocuklarınızı bu
kanun yürürlüğe girmeden, çok daha avantajlı bir duruma geliyor.
Yani, getirdiğiniz düzenleme bu.
BAŞKAN
Sayın Kalaycı, ben cümle tamamlamak için verdim, ama bu, ek, ilave
süreleri de geçiyor. Lütfen, teşekkür ediniz Genel Kurula.
MUSTAFA KALAYCI
(Devamla) Peki.
Çok teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
Saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sağ olun.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakanım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
Sayın Milletvekilimizi dinledik.
Şunu ifade
etmek istiyorum: Bildiğiniz gibi, şu anda, 2000 yılında
işe başlayan vatandaşımız, çalışmaya
başlayan vatandaşımız altmış yaşında
emekli olmak durumundadır. Bakınız, 2008 demiyorum. 2000
yılında o günün hükûmetinin çıkardığı yasa gereği,
işe başlayan vatandaşlarımıza -2001, 2002, 2008deyiz
şu anda- elli sekiz-altmış yaş emekliliği var. Biz
bütün kamuoyuna açık ve net deklare ettik, dedik ki: Bu altmış
yaş uygulaması 2028 yılında kademeli olarak
gerçekleşiyor. 2028 yılında altmış yaş
emekliliği kademeli olarak gerçekleşecek. Bugün kırk
dört-kırk yedi yaşında vatandaşlarımız emekli oluyorlar
-bu yıl itibarıyla söylüyorum- ve bu kademe 2028e kadar
altmışa varacak. Bu konuda hiçbir değişim yok, hiçbir
değişiklik yok. 2028e kadar vatandaşlarımız kaç
yaşında emekli olacaklarsa şu anda, bu yasa bu
vatandaşlarımız için hiçbir düzenleme getirmiyor yaş
olarak, bu bir.
İki: Bu
düzenlemede 2028 yılında altmış yaş sonlanırken
biz bunu 2036ya çıkardık. 2036ya kadar altmış yaş
emekliliği devam edecektir. Altmış beş nedir?
Altmış beş yaşı, 2036dan sonra 2048e kadar bir
uygulamadır. Şimdi, biz şunu söylüyoruz: Bu yüzyılı
planlamamız gerekiyor diyoruz Türkiye olarak. Bize yakışan
budur, Parlamentoya yakışan budur, bir.
İki:
Sayın Hatibin, Değerli Milletvekilinin az önce belirttiği konuya
gelince, bu düzenlemeyi biz sosyal taraflarla, hatta siyasi partileri
ziyaretimizde görüştüğümüzde burada çok ince bir nüans ayarına
ihtiyaç olduğunu gördük. Şundan dolayı: Vatandaş yirmi
yaşında bugün işe başladığı zaman 2028
yılında prim gün sayısını dolduruyor. 2028
yılında emeklilik yaşı altmış. Oysa
vatandaşımız yirmi yaşında işe
başlamış, 2028e kadar çalışmış, şu
andaki uygulama gereği de altmış yaşında emekli
olması gerekiyor. Bu vatandaşımız bugünkü sistem
gereği yaşı beklemesi gerektiğinden yeni bir kademeye, yeni
bir altmış beş yaş kademesi yaşamasın diye biz
bunu, önergeyi muhalefet partilerimizle de birlikte verelim dedik ve 2036
yılına kadar emekli olacak olan vatandaşlarımız
bugünkü yürürlükteki sisteme göre altmış yaşında emekli
olacaklardır. Bunu net bir şekilde ifade ediyorum, bu önergeyi de
birlikte vereceğiz. Onun için, bu önerge belki sizlere
ulaşmamıştır. Bu, sosyal taraflarla, siyasi partilerle
paylaştığımız bir düzenlemedir, onu özellikle bir
açıklamayı uygun buldum.
Tekrar ediyorum:
Sistem içerisinde olan vatandaşları, şu anda emekliliği
bekleyen, kademelenmiş, 2028e, 2030a kadar emekli olacak
vatandaşları ilgilendirmeyen bir düzenlemedir.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, kısa bir
açıklama yapacak arkadaşımız.
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Efendim?
MUSTAFA KALAYCI
(Konya) Benim söylediklerim mevcut düzenlemeyle ilgili. Şu anki mevcut
düzenleme, on sekiz yaşında işe giren birisinin, yeni kanun
yürürlüğe girdikten sonra altmış beş yaşında
emekli olması söz konusu, ama Sayın Bakan Önerge vereceğiz.
diyor, Bu durumu düzelteceğiz. diyor. O zaman
Ama mevcut düzenleme,
şu anda altmış beş yaşı öngörüyor.
BAŞKAN
Tamam, tutanaklara geçti. Sayın Kalaycı, teşekkür ederim.
Aynı
mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önergeler kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 3. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 5. maddesinin a fıkrasıyla bu maddeye eklenen g
fıkrasının çıkarılmasını arz ve teklif
ediyoruz.
Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA (Afyonkarahisar)-
Katılamıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, katılamıyoruz, çünkü bu önergenin gereği
yerine getirilince, Türk işçilerinin sosyal güvenliklerinin nasıl
sağlanacağını belirsiz hâle getiriyor. Belirli olan bir
şeyi belirsizliğe dönüştürdüğü için
katılamıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş?
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Nezir Karabaş konuşacak.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bu önergenin 87nci maddeye göre
işleme konulmaması lazım çünkü madde 3te değiştirilen
5510 sayılı Kanunun o maddesinin (a) fıkrası yok.
Bakarsanız, önergede bu (a) fıkrasını çıkarmayı
düşünüyorlar. Komisyonun çoğunluğu olursa ancak
BAŞKAN
Evet, madde metninde olduğunu ifade ediyor arkadaşlarımız.
Metinde olan o maddeyi değiştiriyor, onun için işleme
alıyoruz.
Buyurun efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, (a) fıkrası yok Sayın Başkan.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) 5510da var, 5510
Bırakırsanız, arkadaşımız açıklayacak.
İşleme alınmış
zaten.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Bitlis) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
verdiğimiz önergenin gerekçesini açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce, nevroz kutlamaları esnasında Van, Hakkâri,
Yüksekova ve Siirtte uygulanan aşırı ve hukuk
dışı şiddete dikkat çekmek istiyorum. Demokratik
hakkını kullanmak isteyen insanlara yönelik hedef gözeterek ateş
edilmiş, işkenceye varan uygulamalarla 2 kişi
yaşamını yitirmiş, yüzlercesi yaralanmıştır.
Bugün Vanda yaralananlardan birinin daha yaşamını yitirmesiyle
yaşamını yitiren kişi sayısı 3e
çıkmıştır. Sokakta ve evlerde uygulanan bu işkenceler
Hükûmet tarafından ısrarla görmezden gelinmiş, olağan
sayılmaya çalışılmıştır. Yetkilerini
aşan ve görevlerini kötüye kullanan hiçbir resmî yetkili hakkında işlem
yapılmamıştır. Ölümlerden ve işkencelerden sorumlu
kişiler hakkında soruşturma açılması için
İçişleri Bakanlığı ve bu illerin
savcılarını göreve davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri,
sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortasındaki
değişiklikler üzerine geçen
haftadan görüşmeler sürüyor. Ben bu konuda şuna dikkat çekmek
istiyorum: Şimdi, hepimiz her söylememizde Türkiye laik, demokratik,
sosyal bir hukuk devledir. diyoruz. Hepinizin bildiği gibi geçmiş
hükûmetler döneminde de özellikle yaygınlaştırılarak, AK
Parti Hükûmetleri döneminde belli bir yasaya, belli bir ödeme biçimine
bağlı olmayan, başta Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Fonu olmak üzere birçok fondan vatandaşa ödeme
yapılmaktadır. Bu ödeme biçimi, Türkiyede iktidara
bağlılığı, Türkiyede hükûmete
bağlılığı geliştiriyor. Bu, insanların
siyasi iradesini geliştirmesini, siyasi tercihini kullanmasını
engelliyor. Bu, sosyal devlet ve sosyal devletten hak isteyen, talep eden
kişi yerine dilenci kültürünü geliştiriyor. Onun için, bu yasa
görüşülürken, bu yasadan önce, mevcut tüm ödemelerin belli bir ödeme
takvimi ve yasa altına alınması, onun için sosyal aile
yardımı ve ödemesiz primler yasasının
çıkarılması gerekiyordu.
Şimdi,
Başbakan çıkıp, Sayın Başbakan, valilere, kaymakamlara
Resmî araçlarla kömür dağıtsın. diyor. Burada tüm
milletvekilinin kapısına her gün onlarca insan, hastası
olduğunu, belli işi için geldiğini, aç olduğunu, otel
parası olmadığını söylüyor. Peki, bizler,
vatandaşa ödenen sosyal güvenlik, bugününü ve geleceğini garanti
altına alacak ödemelere kara delik diyorsak, bu
vatandaşımızın bu durumunu, içinde bulunduğu bu durumu
nasıl çözeceğiz? Yani hepimiz, tüm milletvekilleri, başta
iktidar milletvekili olmak üzere, vatandaşın bu talepleriyle
karşılaşmıyor muyuz? Onun için, bir an önce, başta
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu olmak üzere bu tür
ödemelerin hepsi yasal güvenceye bağlanmalıdır.
Şimdi
arkadaşlar da belirttiler, diğer genelgelerde de vardı. Yurt
dışında çalışan işçiler uzun vadeli sigorta
iş kollarına tabi değil ve burada şu gerekçe ileri
sürülüyor: İşverenlerin rekabet gücünü artırma. Şimdi,
böyle bir mantık olabilir mi? Siz işverenlerinizin rekabet gücünü
artırmayı, ağır şartlarda emeğiyle geçinen
insanların, işçinin geleceğinden, onun çocuklarının
geleceğinden sağlıyorsunuz. Böyle bir mantık kabul
edilebilir mi? Onun için, biz, bu önergenin kabul edilmesini
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
MEHMET NEZİR
KARABAŞ (Devamla) -
yurt dışında çalışan
işçilerin mutlaka uzun vadeli iş kollarına tabi
tutulmasını ve geleceklerinin garanti altına
alınmasını istiyoruz. Eğer işverenlere rekabet
güçlerinin artırılmasına yönelik bir çalışma
yapılacaksa onu da bu Meclise getirirsiniz, devletin hazinesinden,
devletin diğer olanaklarından karşılanır diyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Karabaş.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının 3. maddesi ile
yürürlükten kaldırılması öngörülen 31.5.2006 tarihli ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun 5. maddesinin (f) bendinin aşağıdaki şekilde
madde metnine tekrar eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Kılıçdaroğlu (İstanbul) ve arkadaşları
f) 25/8/1999
tarihli ve 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu
gereğince işsizlik ödeneğinden yararlandırılan
kişilere, işsizlik ödeneğinin hak edildiği süre içinde, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılarak uzun vadeli sigorta kolları uygulanır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Kılıçdaroğlu?
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Ünsal
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına Amasya Milletvekili Sayın Hüseyin Ünsal.
Buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN
ÜNSAL (Amasya) Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri;
119 sıra sayılı kanunun 3üncü maddesindeki değişiklik
önergesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Önergeye geçmeden
evvel üç konudaki görüşümü aktarmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bugün gazetelerden öğrendik. Dünkü tarih
itibarıyla terörle mücadelede 1 yüzbaşı, 2 tane astsubayın
şehit olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Milletimize rahmet,
şehit ailelerine başsağlığı diliyorum.
Bu arada, Meclis
kapısında açıklama yapmak isteyen emekçilerimize ve meslek
örgütlerine izin verilmemiş. Bu konuyu öğrendik, üzüldük. Polisin
izin vermemesini de CHP Grubu adına kınıyoruz.
Yine, ben de
gazetecilik eğitimi alan birisi olarak, basın emekçilerinin
haklarının bu yasayla ortadan kaldırılması
Basın
emekçilerinin nasıl çalıştıklarını hep beraber
biliyoruz; yirmi dört saat görev yapıyorlar, gece gündüz. Hem
yazılı basın hem görsel basın bize çok hizmet veriyorlar.
Ama bugün gelinen noktada onların haklarının bu yasayla
ellerinden alınması söz konusu. Bu konudaki hassasiyetinize de dikkat
çekerek, bu hakların alınmaması konusundaki hassasiyetlere tüm
Meclisin dikkatini çekmek istiyorum. Bu basın emekçileriyle ilgili
yapılabilecek her türlü yasal desteği hep beraber yapmamız
isteğimi bir kez daha dile getirmek istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, 119 sıra sayılı kanunun 3üncü
maddesindeki önerge değişikliğimizin amacı şu:
Tasarının 3üncü maddesi 5510 sayılı Yasanın (f)
bendini ortadan kaldırmakta. Kaldırılan (f) bendini -isterseniz-
bir okumak istiyorum: 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanunu gereğince işsizlik ödeneğinden
yararlandırılan kişilere, işsizlik ödeneğinin hak
edildiği süre içinde, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının
(a) bendi kapsamında sigortalı sayılarak uzun vadeli sigorta
kolları uygulanır. hükmüdür. Yani, burada, 4üncü maddenin (a)
bendinde sigortalı sayılmayı akdeden hizmet akdi,
çalışanları, normal sigortalı çalışanları
tarif etmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, getirilen yasa, zaten malullük, yaşlılık
ve ölüm aylıklarını hak etme koşullarını,
ülkemizin çalışma hayatına uygun düşmeyecek şekilde
ağırlaştırmaktadır. İş akdi kendi
isteği dışında feshedilenlerin bir yıl içinde işe
girmelerini olanaksız kılmaktadır. Dolayısıyla, geliri
olmayan -yani bir yıl içinde işe giremiyorlar- bu kesimlerin
isteğe bağlı sigortaya prim ödemeleri ve malullük, yaşlılık
ve ölüm sigortaları ödemeleri de olanaksızdır.
Burada, önceki Yasada
bu primlerin ödenmesi söz konusu idi, şimdi biz bunu geri alıyoruz.
Bizim önerimiz de, bu önergede, İŞKUR tarafından bu primlerin
ödenerek, işsiz kaldığı süre içerisinde prim gün
sayılarını tamamlamalarının
sağlanmasını istiyoruz. Bunu bir sosyal devlet gereği
olarak düşünüyoruz. Siz bu şekliyle önergeyi reddedecek
olursanız, sosyal devleti bir kenara bırakacak olacaksınız.
Değerli
milletvekilleri, cumhuriyetimizin temel nitelikleri arasında yer verilen
sosyal hukuk devleti ilkesinin gereği, toplumun yoksul ve gereksinim
duyan insanlarına devletçe yardım yapılmasıdır. Bu
yardımı, maalesef, son zamanlarda, özellikle AKP, kömür, makarna ve
salça olarak algılamıştır. Bu yardımlar tabii ki olacaktır.
Bizler bu yardımlara karşı değiliz. Ama, 60ıncı
Hükûmetin sosyal politikalar olarak
yaygınlaştırdığı ve
siyasallaştırdığı uygulamalar, sosyal devlet
kurallarına göre yürütülmemektedir. Kamu kaynakları geçici ve keyfî
nitelikten arındırılmamıştır, yapılan
yardımlar eşit ve nesnel ölçülere göre ulaştırılmamaktadır.
Bu yardımları siyasal organizasyon ve yararlanma görüntüsünden
mutlaka çıkarmalısınız. Sosyal yardımlar iane ve
bağışlama görüntüsü yerine, yurttaşın devletten isteme
hakkının kapsamında olmalıdır. Bu, bir
anlayış, ama esas sosyal devlet anlayışımıza
gelince, işte bu yasadaki önergeyi biz ortaya koyuyoruz. İşsiz
kalan bir sigortalının işsizlik süresi içinde prim ödeme gün
sayısını tamamlayabilmesi bir sosyal devlet
anlayışıdır. Önerge de bu doğrultuda verilmiştir.
Bu doğrultuda ele alınmasını da sizlerden talep ediyoruz.
Eğer bu
önergeler önemsenmez ve Cumhuriyet Halk Partisinin uyarıları dikkate
alınmazsa
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Sayın Ünsal, konuşmanızı tamamlayınız.
HÜSEYİN
ÜNSAL (Devamla) Tamamlıyorum.
60, 59 ve
58inci Hükûmetlerin genel tavrını ortaya koyacaksınız
demektir. Bu önergeler Hükûmetin
Sosyal devleti dışlayan
piyasacı devleti önceleyen düşüncelerini devam ettireceksiniz
demektir. Sosyal devlet eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için
vardır, piyasacı devlet ise devleti piyasanın gereklerine göre
düzenler.
Değerli
arkadaşlarım, biz bu yasayı çıkarırken, IMFnin, Dünya
Bankasının ve Dünya Ticaret Örgütü gibi uluslararası para
kuruluşlarının direktifleri doğrultusunda değil,
Türkiye gerçeklerini -zaten Başbakanın da bu konuda demeci var- göz
önüne alarak çıkarmak zorundayız. Bu konudaki
uyarılarımızı dikkate almanızı diliyoruz.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 3ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 4 üzerinde
iki adet önerge vardır; önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 4. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının a, b ve c
bentlerinin tamamen, ı bendinde ise tarım işlerinde veya orman
işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar
ibaresinin yasa metninden çıkartılmasını teklif ediyoruz.
|
Selahattin
Demirtaş |
Nuri Yaman |
Akın
Birdal |
|
Diyarbakır |
Muş |
Diyarbakır |
|
Ayla Akat Ata |
Pervin Buldan |
Osman Özçelik |
|
Batman |
Iğdır |
Siirt |
|
Hamit Geylani |
|
Özdal Üçer |
|
Hakkâri |
|
Van |
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun
Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı 4. maddesi ile 5510 sayılı yasanın 6.
Maddesinin değiştirilmesini öngören (c), (k) bentlerinin yasa
tasarısı metninden çıkarılmasını, 5510
sayılı yasanın 6. maddesinin (d) ve (j) bentlerinin yasa
metninden çıkartılmasını arz ve teklif ederim.
27/03/2008
Ufuk
Uras
İstanbul
Değişiklik
Teklifi:
Madde 4- 5510
sayılı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (c), (h) ve (k) bentleri aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş; yerine (c) (k) bentlerinin yasa
tasarısı metninden çıkarılmasını ve (h) bendi
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş; (j) bendi
yürürlükten kaldırılmış, yerine (d) (j) bentlerinin yasa
metninden çıkartılmasını ve (l) bendindeki kamu düzeninin
ibaresi, ilgili mevzuatının şeklinde
değiştirilmiştir.
h) 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri gereği
sigortalı sayılması gerekenlerden 18 yaşını
doldurmamış olanlar,
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Uras, buyurun. (DTP sıralarından alkışlar)
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; Mecliste biz
yemin ederken sosyal hukuk devleti için yemin ettik, zekât ve sadaka devleti
için yemin etmedik.
Üç sosyal
güvenlik kurumuna 2006 yılı itibarıyla aktarılan
kaynağın millî gelire oranı sadece yüzde 3,3tür. Açık ve
kara delik olarak ilan edilen oran işte tamamıyla bundan ibarettir.
Yaklaşık 60 milyon yurttaşa aktarılan bu kaynağın
yanına devletin diğer sosyal güvenlik harcamalarını
-yeşil kart ve işsizlik sigortası devlet katkısı gibi-
eklersek de bu oran ancak birkaç puan yükselebilir. Oysa bu oranlar,
Türkiyenin üyelik müzakereleri yaptığı AB ortalamasının
çok ama çok altındadır. Avrupa Birliği ülkelerinde sosyal
güvenlik ve sağlığa hükûmet bütçesinden ayrılan pay, millî
gelirin yüzde 26sına yaklaşmaktadır. Bu arada, Avrupada sosyal
güvenlik haklarını budamak isteyen hükûmetlerin ciddi tepkilerle de
karşılaştığını hepimiz izliyoruz. Yani, var
olan sosyal devleti savunmanın ötesinde, bizim, zaten olmayan,
kırıntısı olanın çok daha artırılmasına
yönelik bir talebimiz var.
Verilere
bakınca mızrağın çuvala
sığmadığını çok açık bir şekilde
görüyoruz ve maalesef yine İktidar, Hükûmet bildiğini okumaya devam
ediyor. Sayın Başbakan reform yapılmazsa sistem çöker
iddiasını yeniliyor. Oysa hangi ölçüt açısından bakarsak
bakalım, sosyal güvenlik için yapılan harcamaların millî gelire
oranı veya sosyal güvenliğin finansmanına devlet
katkısının oranı, Türkiyenin sosyal güvenliğe
ayırdığı kaynakların oranı, kıyas kabul
edilemez bir biçimde düşüktür. Reform yasasıyla bu oranlar daha da
açık bir şekilde düşecektir. Başbakanın dediğinin
aksine, bu sosyal güvenlik reformu yapılırsa işte o zaman sosyal
devlet çökecektir. Asıl tartışılması gereken,
sağlık ve sosyal güvenliğe bütçeden ayrılan
kaynağın oranıdır, Hükûmet rakamları
çarpıtmaktadır ve bu konuyu tartışmaktan kaçınmaktadır.
Reform yasasının bütün parametreleri, devletin sosyal güvenliğe
yaptığı katkıyı daha da azaltmayı
hedeflemektedir. O yüzden bugün sendikalarımız, meslek örgütlerimiz
Kızılay Meydanındadır, o yüzden belki bunun bedeli olarak
coplarla, biber gazlarıyla karşı karşıya
kalmaktadır. Diğer bir ifadeyle, bu yasa, zaten küçük ve
sınırlı olan sosyal devleti daha da küçültmeyi hedeflemektedir.
Yeni liberalizm ile muhafazakârlığı harmanlayan bir parti olarak
Adalet ve Kalkınma Partisi, tasfiye ettiği sosyal devlet yerine zekât
ve sadaka devletini koymaktadır.
Sosyal güvenlik
sisteminin ciddi sorunları olduğunu biliyoruz. Finansman, kapsam,
norm ve standart birliği ve kurumsal yapı bu sorunların
başlıcalarıdır. Sosyal güvenlik hakkını ve
sistemini korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen gerçek bir reforma
ihtiyaç vardır, ama Adalet ve Kalkınma Partisinin sosyal
güvenliği ve sağlığı ticarileştirip yoksul ve
yoksun yurttaşları piyasaya, cemaatlere ve hayır
kurumlarına terk eden yaklaşımıyla hiçbir şekilde
reform olmaz.
Değişiklik
tekliflerini şu ana kadar okuma fırsatı bulamadım, çünkü
nasıl olsa okunsa da hayır diyorsunuz. Ama bu teklifin gerekçesinin
önemli olduğunu düşünüyorum: Bu değişiklik teklifi ile
amaç sigorta kapsamı dışında bırakılan yoksul ve
korunmaya muhtaç çalışanların; ev hizmetlerinde
çalışanların, prime esas günlük kazancı 30 günden az olan esnafın,
Askerlik hizmetlerini er ve erbaş olarak yapmakta olanlar ile yedek subay
okulu öğrencileri ile niteliği itibarıyla bir kişinin bir
gün içinde yapabileceği işlerde, yevmiyeli olarak
çalışanların da yasa kapsamına alınmasını
içeriyor.
Takdirlerinize
sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Uras.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 4. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31/05/2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının a, b ve c
bentlerinin tamamen, ı bendinde ise tarım işlerinde veya orman
işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar
ibaresinin yasa metninden çıkartılmasını teklif ediyoruz.
Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Katılmıyoruz.
BAŞKAN -
Önerge sahipleri adına Batman Milletvekili Sayın Ayla Akat.
Buyurun
Sayın Akat. (DTP sıralarından alkışlar)
AYLA AKAT ATA
(Batman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime
başlamadan önce geçen hafta içerisinde Türkiye'nin her tarafında
yaşanan ama Batman, Siirt, Yüksekova, Hakkâride gölge düşen nevroz
kutlamalarında yaşanan hukuksuzluğa dikkat çekmek istiyorum.
Aradan belki bir hafta geçti ama bugün üçüncü ölüm yaşandı ve ölüm
sayısının artma ihtimali de oldukça yüksektir. Bizler,
ölümlerden ve işkencelerden sorumlu olan kişilerin bir an önce
bulunup yargılanmasını ve bu vesileyle de İçişleri
Bakanlığı ve cumhuriyet savcılarını da görevin
başına davet ediyoruz.
Önergemiz
üzerinde konuşmak üzere söz hakkı almış bulunuyorum.
Önergenin belki de diğer önergelerden biz kadınlar
açısından farkı, bugüne kadar devlet güvenlik şemsiyesi
altında yer almayan kadınların bugün itibarıyla tekrar
Meclis gündemimizde Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı
tartışılırken ifade edilme şansı
bulmasıdır.
Biz a, b, ve c
bentlerinin tamamen kaldırılmasını istedik, çünkü sosyal
sigortadan yararlanmayan eşin ev içerisinde çoğunlukla kadın
olduğunu biliyoruz. Biz, ev içerisinde, küçük işletmelerde
çalışan işçilerin, çoğunlukla aile bireyleri içerisinde
sosyal güvenlik yardımından yararlanmayan eşlerin kadınlar
ve çocuklar olduğunu biliyoruz ve bunu cinsiyet eşitliği
politikalarına aykırı buluyoruz, çocuk işçiliğini
özendirdiğini düşünüyoruz.
Şöyle
değerlendirebiliriz: Bu talepte bulunurken de bir sosyal güvenlik
sisteminden beklenenleri esas alıyoruz. Nedir sosyal güvenlik sisteminden
beklenen? Toplumsal yaşamda var olan eşitsizlikleri görerek ve
devletin yeniden dağıtım rolünü kullanarak ülkedeki tüm vatandaşları
insan onuruna yakışır bir şekilde yaşlılık,
doğum, ebeveynlik ve işsizlik dönemi sonrası, kaza ve engellilik
koşullarında gelir, bakım güvencesi ve ölüm durumunda da arkada
kalanlara gelir güvencesi sağlamasıdır. Oysaki, mevcut
tasarı sadece sosyal haklar kümesini daraltmakla kalmakta, iddia edilenin
tam tersine nüfusun birçok kesimini kapsamamaktadır. Devletin yeniden
dağıtıcı rolü gittikçe artan oranda belli gruplara ve
sadece geçici dönemler için verilen sosyal yardımlara dönüşerek dar
bir alana sıkıştırılmaktadır. Oysa, daha
özgürlükçü ve eşitlikçi bir topluma doğru evrilmenin önemli
koşullarından biri, insanların erişebildiği sosyal
haklar kümesinin genişletilmesidir.
Sosyal
güvenlikten dışlanan grupların başında ise az önce de
belirttiğimiz üzere kadınlar gelmektedir. Kadınlar kendileri
sosyal güvenlik kapsamına alınmayıp, eğer eşleri ya da
babaları sosyal güvenlik şemsiyesi altındaysa bunlara
bağımlı kalmak durumunda bırakılmaktadırlar.
Öncelikle, tasarı kadınların emek verdikleri bakım hizmetlerini
yok saymaktadır. Kadınlar gelir getirici bir işte
çalışsınlar ya da çalışmasınlar, sigortalı
olsunlar ya da olmasınlar, aile ve toplumun ihtiyaç duyduğu
bakım hizmetlerinin -bunun içinde evin her türlü hizmeti, çocuk ve
yaşlı bakımı ve hasta bakımı da
bulunmaktadır- hemen hemen tümünü üstlenmiş durumdadırlar. Oysa,
bu hizmetlerin büyük bir çoğunluğu, kamunun, işverenin ve
erkeklerin yapması gereken ama yapmadığı işlerdir. Bir
yandan bütçe yetersizlikleri ve IMFnin şart koştuğu faiz
dışı fazla hedefleri bahane edilerek sosyal hizmetler
daraltılmakta, diğer yandan küresel rekabet koşulları
bahane edilerek işveren yükümlülükleri azaltılmaktadır.
Böylelikle bu kesimlerin gittikçe artan oranda yerine getirmekten kaçındıkları
sorumlulukların ikamesi olan bakım hizmeti, hacmi ve
yoğunluğu artarak kadınların üzerine
yıkılmaktadır. Bu durum, kadınların ev
kadını rollerini de pekiştirmektedir. Kadınlar ev
işlerine daha fazla emek sarf etmek zorunda kaldıkça gelir getirici
işlere de yönelememektedirler. Oysaki, hepinizin, hepimizin birlikte
yaşadıkları kadınlar, doğdukları andan itibaren
kız çocuğu, anne, eş olarak değişik
sıfatları bulunan, çalışan ortamda da çalışan kadın
gibi ayrı bir sıfatı bulunan kadınlar, sosyal güvenlik
şemsiyesinden de eşit oranda yararlanmak durumundadırlar. Her
gün, sabah uykudan kalktığında çocuğuna bakmak durumunda
kalan, ona yemek yapmak durumunda kalan, evini temizlemek durumunda kalan ve
üretici bir faaliyet içinde bulunup el işleriyle uğraşan
kadının bir günlük faaliyeti içerisinde bulunan her eylemi,
esasında bir üretim alanına çekilmesi için bir gerekçedir. Yemek
yapımından tutalım çocuk bakımına, çocuk
bakımından tutalım ev işlerine, ev işlerinden tutalım
el emeğine kadar hepsi birer üretim alanıdır ve her biri birer iş
koludur. Amacımız, kadını evden çıkarıp üretim
alanlarına çekip kadını sosyalleştirmek olmalıyken,
kadının ev içerisindeki yükümlülüğünü artıran bir
şekilde ve eşitsiz ortamda bırakarak, önceliği ev
içerisinde yaşayan diğer bireylere bıkarak ev içine hapsetmek
bugünün Türkiyesinde bugün tartışılan sosyal güvenlik yasa
tasarımızın konusu olmamalıydı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Akat, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
AYLA AKAT ATA
(Devamla) Ve yine tasarı, ev içinde ya da dışında, ücret
ve gelir karşılığı çalışan birçok
kadını da sosyal güvenlik sisteminin dışında
bırakmaktadır. Bunun içerisinde çalışan kadınlar olduğu
gibi, asgari ücret altında çalışan mevsimlik işçiler,
gündelikçi kadınlar olduğu gibi, bunun dışında, yine,
eşleri ve babalarının sosyal güvenliğine bağlı
olarak çalışan kadınlar da bulunmaktadır.
Son olarak, bu
tasarı, kişiler arasındaki farklılıkları ve
eşitsizlikleri büyük ölçüde görmezden gelmektedir. Anayasa Mahkemesinin
bir kararında şöyle denilmektedir: Farklı durumda olanlara
-yani eşit olmayanlara- farklı kurallar uygulanması -yani
eşit olmayanların eşitsizliği- eşitlik ilkesine
aykırılık oluşturmaz. Eşit olmayanlara eşitmiş
gibi davranılması, toplumdaki eşitsizliklerin büyümesine yol
açacaktır. Bu tasarı, farklılıkların tanınıp
eşitlik pratiklerinin içine yerleştirildiği bir sistemden
uzaktır. Kadınlar, erkekler; düşük gelirliler, yüksek
gelirliler; çalışmaya çok erken yaşta başlayanlar,
üniversiteyi bitirdikten sonra başlayanlar gibi birçok farklılık
ve eşitsizlik bu tasarıda yok sayılmaktadır.
Saygılar
sunuyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Akat.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
4üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul
HASAN MACİT
(İstanbul) Karar yeter sayısı Başkanım...
BAŞKAN
Tamam, arayacağım.
4üncü maddeyi
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
4üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı yoktur.
HASAN MACİT
(İstanbul) İktidar, muhalefete güvenerek yasa çıkarmasın.
BAŞKAN
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.32
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
4üncü maddenin
oylamasında karar yeter sayısı bulunamamıştı.
Şimdi maddeyi yeniden oylarınıza sunacağım ve karar
yeter sayısını arayacağım.
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir, karar yeter sayısı
vardır.
5inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
6ncı
maddede iki adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 6 ncı maddesi
ile düzenlenen 5510 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci
fıkrasının (a) bendinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Nurettin
Canikli |
Ünal Kacır |
Veysi Kaynak |
|
Giresun |
İstanbul |
Kahramanmaraş |
|
Fatih
Arıkan |
Öznur
Çalık |
Fatma
Şahin |
|
Kahramanmaraş |
Malatya |
Gaziantep |
a) İnşaat, balıkçılık ve tarım
işyerlerinde işe başlatılacak sigortalılar için, en
geç çalışmaya başlatıldığı gün,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 119 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 6. maddesi ile değiştirilen, 5510
sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz. Saygılarımızla.
|
Oktay Vural |
Kemalettin
Nalcı |
Mustafa
Kalaycı |
|
İzmir |
Tekirdağ |
Konya |
|
Beytullah Asil |
Muharrem
Varlı |
Alim
Işık |
|
Eskişehir |
Adana |
Kütahya |
a)
İnşaat işyerlerinde işe başlatılacak
sigortalılar için, çalışmaya başlattıkları
tarihten itibaren en geç bir gün,
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Kemalettin Nalcı konuşacak.
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına Tekirdağ Milletvekili Sayın Kemalettin
Nalcı, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN
NALCI (Tekirdağ) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 6ncı
maddesinin (a) bendi hakkında vermiş olduğumuz
değişiklik önergesi hakkında söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, inşaat sektörünün içinde bulunmuş olduğu
problemleri biliyoruz. İnşaat sektöründe çalışmalar
çoğunlukla taşeron sistemiyle yapılmakta olduğu için bu
sigorta süresinin bir gün sonra yapılmasıyla ilgili önergemizdeki
grubumuzun belirlemiş oldu karar şudur:
Bakın
sayın milletvekilleri, bugün inşaat sektörü diğer sektörlere
benzemez. İnşaat sektöründe, taahhüt sektöründe yapılan
işlerde taşeron firma kullanılmaktadır. Taşeron
firmayı da kontrol etmek, denetlemek asıl müteahhit firmaya
düşmektedir. Aynı gün içinde alınan işçiyi denetlemek
imkânı yok. Bunun içindir ki, bunun, en geç bir gün içinde
yapılmasını Genel Kurula sunmuş bulunmaktayız.
Sektörün içinde
bulunmuş olduğu sıkıntılar sadece bununla
sınırlı değildir. Bakın, sayın milletvekilleri,
inşaat sektörü şu anda zaten bir darboğazdan geçmekte. Sigorta
yükleri ve belirtilmiş bulunan inşaattaki asgari işçilik
oranlarıyla birlikte inşaat sektörü üzerinde çok büyük bir yük
vardır. Çıkan iş kazalarında ve bunların önlenmesinde
ve müteahhit firmanın mesuliyetinin daha azaltılması için bu
sürenin en az bir gün olarak değiştirilmesini Genel Kuruldan talep
etmekteyiz. Bunun için gereğinin yapılması için sizlerden destek
bekliyoruz.
Saygılarımı
sunuyorum, teşekkür ediyorum. Sağ olun. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Sayın Nalcı, teşekkür ediyorum.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı
Kanun Tasarısının çerçeve 6 ncı maddesi ile düzenlenen 5510
sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının
(a) bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini
arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
a)
İnşaat, balıkçılık ve tarım işyerlerinde
işe başlatılacak sigortalılar için, en geç
çalışmaya başlatıldığı gün,
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE SOSYAL
GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tarım ve
balıkçılık işyerlerinin özelliği nedeniyle
sigortalıların çalışmaya başlamalarındaki
bildirimlerde uygulamada ortaya çıkan sorunların çözülmesi
amacıyla düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde 6ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
7nci madde
üzerinde bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 7 nci maddesi ile
düzenlenen 5510 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendinin (3) numaralı alt bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Nurettin
Canikli |
Öznur
Çalık |
Bekir
Bozdağ |
|
Giresun |
Malatya |
Yozgat |
|
Veysi Kaynak |
Fatih
Arıkan |
|
|
Kahramanmaraş |
Kahramanmaraş |
|
3 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (3) numaralı alt bendi kapsamına
girenlerden, şahıs şirketlerinden kollektif, adi komandit
şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma
iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetIerinin sona erdiği
tarihten, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite
ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluğundan
kaydının silindiği tarihten, limited şirket
ortaklarından hisselerinin tamamını devreden
sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca
karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi
olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği
tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen
şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı
ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı
ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma
düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması
halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği,
tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise
tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil
edildiği tarihten,"
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz
efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
5510
sayılı Kanunun 7 nci maddesinde sermayesi paylara bölünmüş
komandit şirket ortaklarının
sigortalılıklarının başlangıcı ile ilgili
yapılan düzenlemeye paralel olarak bu sigortalıların
sigortalılıklarının sona erişi ile ilgili hüküm
bulunmaması hâlinde uygulamada sorun çıkacağı
düşünüldüğünden bu maddede düzenleme yapılmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde 7nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
8inci maddede
önerge yoktur.
8inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
9uncu madde
üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 9. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 15. maddesinin ikinci fıkrasında geçen,
doğumdan
sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik hâlinde ise ilk on
haftalık süreye kadar
ibareleri yerine, doğumdan sonraki ilk 13
haftalık, çoğul gebelik hâlinde ise ilk 15 haftalık süreye
kadar
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz.
|
Selahattin
Demirtaş |
Gültan
Kışanak |
Pervin Buldan |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Iğdır |
|
Hasip Kaplan |
Akın
Birdal |
Sevahir
Bayındır |
|
Şırnak |
Diyarbakır |
Şırnak |
|
Aysel
Tuğluk |
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
|
Diyarbakır |
Siirt |
Bitlis |
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Efendim, İş
Kanununa bir tezat teşkil edecek. Bildiğiniz gibi, sekiz hafta
doğumdan önce, sekiz hafta da doğumdan sonra geçici iş
göremezlik izni var. Bu çerçevedeki düzenlemeye aykırılık
teşkil edeceği için katılamıyoruz.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Sayın Pervin Buldan
konuşacaklar.
BAŞKAN
Pervin Buldan, Iğdır Milletvekili.
Buyurun
sayın Buldan. (DTP sıralarından alkışlar)
PERVİN
BULDAN (Iğdır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; ben de konuşmama başlamadan önce, geçen hafta
içerisinde yapılan nevroz kutlamalarında Van, Hakkâri, Yüksekova ve
Siirtte uygulanan şiddetten, yine 3 vatandaşımızın
ölümünden, işkencelerden, tutuklamalardan ve gözaltılarından
sorumlu kişiler hakkında soruşturma açılması için
İçişleri Bakanını ve cumhuriyet
başsavcılarını göreve davet ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere canlılar
âleminde doğumdan sonra ebeveyn bakımına en uzun süre ihtiyaç
duyulan varlık insandır. Doğumdan sonra bebeğin
sağlıklı yaşaması açısından anne ve baba
bakımına ihtiyacı söz konusudur ve bu bakım da uzun bir süreyi
kapsamaktadır. Sadece çocuğun doğal gelişiminin
sağlıklı olabilmesi için bile, uzmanlar tarafından,
farklı besin desteği olmadan ilk altı ay zorunlu emzirme süresi
öngörülmektedir. Nitekim, bu da çocuğun anneye olan
bağımlılığının en doğal ifadesidir.
Bunun yanı
sıra çocuğun yaşama kazandırılması sürecinde
yetişkin bakımına gereksinimi vardır. Zira, şu anda
içinde bulunduğumuz toplum yapısı itibarıyla
çocukların yaşama ve topluma kazandırılması, daha uzun
vadede de ailenin sorumluluğu içinde bulunmaktadır. Bu nedenle,
hamilelik esnasında ve doğum sonrasında bu bakımın
gerçekleştirilebileceği yeterli süreye, baba da dâhil olmak üzere
özellikle annenin ihtiyacı bulunmaktadır. Bu nedenle, görüşmekte
olduğumuz kanun teklifini bu ihtiyaçları göz önünde bulundurarak
değerlendirmemiz bir zorunluluktur.
Mevcut durumda,
talep ederse annenin ek olarak ücretsiz izin kullanma hakkı da mevcuttur.
Ancak, kadınlarımız zaten ev içerisinde hiçbir maddi
karşılığı olmayan bir emek sarf etmektedirler.
Doğumla beraber sarf edilen ev içi emeğine ek olarak çocuk
bakımı da anneye büyük bir yük getirmektedir. Bu nedenle, bu süreçte
kadının aslında artarak sarf ettiği emeğine
karşılık kamusal gelirinden de yoksun
bırakılması, zaten emeği görmezden gelinen kadınlar
için ciddi bir olumsuzluk yaratmaktadır.
Bu noktada
şunu söylemek gerekir: Unutulmamalıdır ki, ataerkil toplumlarda
özellikle kadına yüklenmiş olan bu görev, yani çocuğun
bakımı sadece anneyi ilgilendiren bir husus değildir. Nitekim,
toplumumuza sağlıklı bireylerin kazandırılabilmesi
açısından bu noktada gerekli ihtiyaçların
karşılanması aynı zamanda devleti de ilgilendirmektedir ve
bu, sosyal hukuk devletinde asli bir yükümlülüktür. Bu açıdan
kıyaslama yaparken de toplumsal refah düzeyi daha ileri olan devletler
örnek alınmalıdır. Örneğin, İsveçte çocukları olan
anne ve baba birer yıl doğum izni kullanabiliyor. Baba isterse izin
hakkını anneye devredebiliyor, böylelikle de kadın isterse iki
yıl süreyle maaşının yüzde 80ini alarak çocuğunu
büyütebiliyor. Yine baktığımız zaman doğum izni
Danimarkada elli hafta, İtalyada kırk yedi hafta, Finlandiyada
kırk dört hafta, İngilterede kırk haftadır.
Ülkemizde kamusal
alanda çalışmakta olan kadın sayısı gelişmiş
ülkelere oranla zaten çok az bir oranı kapsamaktadır ve bu alanda
çalışan kesimin maddi olanakları oldukça kısıtlıdır.
Bu açıdan, bebeğin maddi ve manevi ihtiyaçlarının
karşılanmasına devletin etkin destek sunması
gerektiğini göz önünde bulundurmalıyız. Hükûmet temsilcileri bu
konuda çocuk sayısıyla değil, bu çocukların sağlıklı
yaşamları ve gelecekleri için gerekli koşulların
sağlanmasıyla mükelleftirler.
Bu nedenle,
Demokratik Toplum Partisi Grubu olarak vermiş olduğumuz
değişiklik teklifimizle doğum izninin doğumdan sonra ilk on
üç haftalık, çoğul gebelik hâlinde ise ilk on beş haftaya kadar
şeklinde düzenlenmesini talep ediyoruz.
Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Buldan.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
9uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
10uncu madde
üzerinde dört adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10 uncu maddesi ile
düzenlenen 5510 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinin ve üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Bekir
Bozdağ Öznur
Çalık |
Giresun
Yozgat Malatya |
|
İhsan
Koca Ahmet Öksüzkaya |
Malatya
Kayseri |
d) Gelir
bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği
verilmesi,
Analık
sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı
erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi
çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan
kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı
olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla
doğum tarihinde geçerli olan ve Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan
tarafından onaylanan tarife üzerinden emzirme ödeneği verilir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10.
maddesi ile yeniden düzenlenen, 5510 sayılı Kanunun 16.maddesinin
üçüncü fıkrası ile birinci fıkrasının (d) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim. Saygılarımla.
|
Oktay Vural |
Şenol Bal |
Mustafa
Kalaycı |
|
İzmir |
İzmir |
Konya |
|
Beytullah Asil |
Muharrem
Varlı |
Alim
Işık |
|
Eskişehir |
Adana |
Kütahya |
16/3. fıkra: Analık sigortasından sigortalı
kadına veya sigortalı olmayan karısının doğum
yapması nedeniyle sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılardan, kendi çalışmalarından dolayı gelir
veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin
sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması
şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay,
doğum tarihinde geçerli olan asgari ücretin üçte biri tutarında
emzirme ödeneği verilir.
d) Gelir bağlanmış olan eş ve çocuklara,
evlenme ödeneği verilmesi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 119 Sıra Sayılı
Tasarının çerçeve 10. maddesi ile değiştirilmesi öngörülen
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 16 ncı maddesinin üçüncü
fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini, dördüncü fıkrasının madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Birgen
Keleş |
Esfender
Korkmaz |
Faik Öztrak |
|
İstanbul |
İstanbul |
Tekirdağ |
|
Gürol Ergin |
Ali Rıza
Öztürk |
Ali İhsan
Köktürk |
|
Muğla |
Mersin |
Zonguldak |
|
Bülent
Baratalı |
Bayram Meral |
|
|
İzmir |
İstanbul |
|
Analık
sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı
erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi
çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan
kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı
olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla
doğumdan sonraki altı ay süresince her ay doğum tarihinde
geçerli olan asgari ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği
verilir.
TBMM
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 10. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 16. maddesinin üçüncü fıkrasında geçen,
doğum
tarihinde geçerli olan asgari ücretin üçte biri tutarında
ibaresi yerine
doğum tarihinden itibaren altı ay süre ile o ayki asgari ücretin
üçte biri tutarında
ibarelerinin eklenmesini.
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 10. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasının a ve b bentlerinde
geçen,
120 gün
ibaresi yerine
30
ibaresinin eklenmesini teklif
ediyoruz.
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 10. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 16. maddesinin birinci fıkrasının d bendinde geçen,
kız
ibaresinin çıkarılmasını teklif ediyoruz.
Teklif Edenler:
|
Selahattin
Demirtaş |
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Şırnak |
|
Aysel
Tuğluk |
Sırrı
Sakık |
Ayla Akat Ata |
|
Diyarbakır |
Muş |
Batman |
|
Osman Özçelik |
Nezir
Karabaş |
Ufuk Uras |
|
Siirt |
Bitlis |
İstanbul |
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, katılmıyoruz, ama bu konuyla ilgili ufak bir
açıklama yapmak istiyorum.
Bu emzirme
ödeneği, bildiğiniz gibi en çok tartışılan,
konuşulan, belki de yasanın ruhunu kenara bıraktık, özünü
kenara bıraktık. Ağırlıklı olarak manşetlere
bu konu taşındı ve değerlendirildi. Bildiğiniz gibi
şu anda emzirme ödeneği SSKlı olarak çalışanlara
verilen, 50 YTL olarak verilen bir ödenek şu anda. Bu, 5510
sayılı Yasada altı aylık bir ödenek olarak 1 milyar 200
civarında bir ödenek verilmiş fakat o Yasa yürürlüğe girmedi
bildiğiniz gibi. Daha sonra bununla ilgili asgari ücretin üçte 1i diye
bir düzenlemeyi biz bu tasarıya koyduk, yani 203 YTL olarak -bunları
açık şekilde ifade etmek istiyorum- bunu biz düzenlemeye koyduk.
Sonra Emek Platformunda bütün sosyal taraflarla bir araya geldik ve onlarla
yaptığımız değerlendirmeden şöyle bir karar
çıktı: Bildiğiniz gibi Sosyal Güvenlik Kurumunun Yönetim Kurulu
var. O Yönetim Kurulu içerisinde sosyal taraflar var. Sosyal Güvenlik Yönetim
Kurulu kararı ve Bakan onayı ile her yıl belirlenecek emzirme
ödeneği şeklinde yasada yer alması konusunda ittifak
sağladık.
Tabii -bu
önergeleriniz okundu- saygı duyuyorum ama ben de Bakanlık olarak tüm
sosyal taraflarla böyle bir mutabakatın
sağlandığını da bu vesileyle ifade etmek istiyorum ve
bu önergeye de katılmadığımı ifade ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Evet, Sayın
Demirtaş
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Ufuk Uras konuşacak efendim.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Uras. (DTP sıralarından alkışlar)
MEHMET UFUK URAS
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli vekiller; şimdi,
bütün sosyal kesimlerin katıldığı bir mutabakat varsa ve
burada bunun ötesinde bir öneri de bulunuyorsa bence bunu değerlendirmek
gerek. Ortada şu yasa tasarısıyla ilgili kabul edilebilir bir
mutabakat olsaydı bugün sendikalar, meslek örgütleri Kızılayda
ve Meclisin kapısında ne arıyorlardı? Bütün bu meselelere
baktığımızda aslında 1848 Arazi Kanunnamesi
kadınların erkeklerle eşitliğinden gelen kazanımlarının
bir örneğini burada görüyoruz. Bir kere daha vurguluyorum: Kendimize
değil, herkese hak ve özgürlük perspektifini içselleştirdiğimiz
zaman, o büyük toplumsal ve demokratik mutabakatı sağladığımız
zaman sorunlar çözülecek; yoksa, ülkenin sigortasını attırmaya
devam edeceğiz.
Aslında,
yine, bizim zaten piyasacılık, liberalizm dediğimiz şey,
ağır sıklet ve tüy sıklette yarışan iki sporcuya
aynı kuralın uygulanması değil midir? Siz zannediyorsunuz
ki bugün yaygın olan neoliberal amentü üzerinden bu yasaların
şekillenmesi doğal ama neoliberalizmin kalelerinde şimdi
neoliberalizmin kendisi sorgulanıyor. Neoliberalizmi nasıl
aşarız? diyorlar, şirketleri koruyorlar, korumacılık
yapıyorlar. Beş yıl sonra buraya geldiği zaman bu yeni
eğilimler, siz treni kaçırmış olacaksınız. Ne
söylerseniz söyleyin, bugün, Birleşmiş Milletler insani yaşam
endeksinde Türkiye 81inci sıradadır. 170 ülke içerisinde 81inci
sırada olmamız, insanca koşullara yönelik
değişikliklerde ne denli duyarlı olmamız gerektiğini gösteriyor.
Hazır,
Sayın Bakan gerekçelere ilişkin polemik yapmaya
başlamışken ben de bugüne kadar neleri kabul etmediğini
kısaca ifade edeyim: Mesela, yasa tasarısı gayrisafi yurt içi
hasıla değişim hızının yüzde 30unun dikkate
alınmasını öngörerek emeklilerin ulusal gelirdeki
artıştan pay almasını engellemektedir dedik. Oysa,
emekliler bu ülkenin yurttaşları olarak herkes gibi ulusal gelir
artışından pay almalıdır dedik. Bu payın yüzde 30
ile sınırlandırılması zaten düşük olan emekli
aylıklarının düşük kalmasına ve görece düşmesine
yol açacaktır dedik. Tasarıda öngörülen oran Anayasanın
eşitlik ilkesine aykırıdır dedik. Yapılan
değişiklikle, aktif sigortalılık döneminde prim yatıran
sigortalının gerçek ücretlerinin korunarak yaşlılık
aylığının gerçek ücretine yakın değerler
üzerinden bağlanması, yaşlılık aylığı
aldığı pasif dönemde zorunlu giderlerinin bir kısmı
olsun yaşlılık aylığıyla karşılanması
sağlanmak istenmektedir dedik, bunu reddettiniz. Son yıllarda iş
adamları tarafından yurt dışından alınan iş
sayıları artmış, yurt dışına götürülen
işçiler, sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan ülkelerdeki
çalışmalarından dolayı, 506 sayılı Yasa
döneminde, sadece topluluk sigortası hükümlerine göre uzun vadeli sigorta
kollarından yararlanabilmişler, geçirdikleri iş kazaları
karşısında korumasız kalmışlardır dedik.
Tasarı ise getirdiği hükümle, tam aksini yapmakta, bu kez de yurt
dışında çalışanları uzun vadeli sigorta kollarından
yararlanamaz konuma düşürmektedir dedik. Değişiklikle bu
sakınca ortadan kaldırılarak sosyal güvenlik sözleşmesi
bulunmayan ülkelerdeki çalışmalardan dolayı sigortalılara
kısa ve uzun vadeli sigorta kollarının tamamından
yararlanma olanağı getirilmiştir dedik, e bunu da reddettiniz.
Bu
değişiklik teklifiyle de ayrım yapılmaksızın
kız ve erkek çocuklara evlenme ödeneği verilmesi
amaçlanmaktadır. Evlenme ödeneğinde kız ve erkek çocuklar
arasında ayrım yapılması eşitlik ilkesine
aykırıdır.
Öte yandan,
değişiklik teklifiyle, altı ay süreyle emzirme yardımı
verilmesi öngörülmüştür. Yasa tasarısıyla emzirme ödeneği
bir defaya düşürülmüştür diye altını çiziyoruz.
Şimdi,
burada önerilen bütün bu temaların ne kadar çalışanlar
açısından, emekliler açısından ve diğer meslek
grupları açısından olumlu olduğu ortada. Ama dediğim
gibi, deforme etmenin adı reforme etme olunca, IMF talepleri
doğrultusunda hazırlanan taslaktan şaşmama konusunda
taahhütname verince, sosyal güvenliğe ayrılan kaynaklar bütçeye yük
oluyor, makroekonomik dengeler bozuluyor iddiası kamuoyunda yutturulmaya
çalışıldıkça adım atmak mümkün olmuyor. Zaten bu
reformun amacı, özü itibarıyla sosyal güvenliğe ve
sağlığa ayrılan kamusal kaynakları yani bütçe
katkısını azaltmaktadır. Bunu kamuoyuna nasıl tarif
edersek edelim işin özü değişmemektedir. Daha önce de
vurguladım, beyaz kitapta on yıllık toplam sosyal güvenlik
katkısı bir yıllık millî gelire ve o yılın borç
stokuna oranlanarak bir felaket tablosu çizildi.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Uras, konuşmanızı tamamlayınız.
MEHMET UFUK URAS
(Devamla) Tamamlıyorum.
Peki Neden son
on yılın toplam faiz ödemeleri hiç dikkate alınmadı?
diyoruz, bunlar yanıtsız kalıyor.
Bu mesele
şeye benziyor: Temelle Fadime beş yıldır beraber
yaşamışlar, Temel demiş ki: Evlenelim. Fadime de
demiş ki: Ya Temel bizi kim alır? Bence bu pişkinlikle bu
işlerin üzerine gitmemiz zor gibi gözüküyor.
Hepimize kolay
gelsin. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Uras çok
teşekkür ediyorum. Yani, doğrusu bu konuları enine boyuna biz de
çok konuşmak isteriz, ama bölümler hâlinde görüşüldüğü için
fırsat buldukça bu şekilde, ama bölümlerde de
ağırlıklı bir şekilde değerlendireceğiz.
Bakınız,
yasa çok daha derinlemesine bir incelenmiş olsaydı, bence bu
eleştirilerin çok haksız olduğunu siz de kabul edecektiniz.
Mesela, kız ve erkek çocuklar arasında ayrım
yaptığımızı söylüyorsunuz. Bu doğru değil.
Bakınız, erkek çocuk evlenince, medeni hâlinde değişim
olunca bu ölüm aylığı kesilmiyor, kesilmeyince tekrar erkek
çocuğu ifade etmeye gerek yok ki; ama, kız çocuğu evlenince ölüm
aylığı kesiliyor, onun için kız çocuğu ifade ediyoruz.
Ama, tekrar ediyorum, bunlar gazetelerde işi bilip bilmeyenler
tarafından rastgele değerlendirildiği için, siz de bunları
doğru kabul ediyorsunuz ve bu şekilde kürsüden ifade edince yeni bir
yanlış meydana geliyor.
Ben, diğer
konuda, güncelleme katsayısıyla ilgili olarak da
Bakınız,
bu hesapları Parlamentoda bulunan bütün arkadaşlar oturup birlikte
yapmamız gerekiyor. Güncelleme katsayısında gelişme
hızından pay alınmasını Anayasa Mahkemesi
istemiştir. Anayasa Mahkemesi, güncellemeye, ülkenin gelişme
hızından pay verilmesi konusunda iptal gerçekleştirmiştir.
Nasıl vereceksiniz gelişme hızından payı? Tabii ki
devletimizin verileri var, gelişme hızıyla ilgili, sosyal
kesimlerin paylarıyla ilgili ortada veriler var. Biz de bu verileri baz
alarak, daha sonra da sosyal taraflarla görüşerek 26,3 olan bu veriyi,
yani çalışanların lehine 26,3 olan veriyi yüzde 30la sosyal
taraflarla görüşerek çıkardık. Efendim, bunu yüzde 50
yapalım, yüzde 80 yapalım, yüzde 100 yapalım talebini
saygıyla karşılıyoruz, sosyal taraflar bunu da istediler.
Ama Türkiye'nin imkânları, ücret ve emekli ücret dengesi
açısından, sosyal politikalar açısından bakacak olursak,
sosyal güvenlik politikası açısından bakacak olursak ne kadar
isabetli ve doğru bir iş yaptığımızı
göreceksiniz.
Yurt
dışına giden işçilerle ilgili olarak da şunu ifade
etmek istiyorum, ana sıkıntı şudur bakınız: Daha
önce bu kapsamda, yani sosyal güvenlik anlaşmamız olmayan ülkelere
işçiler götürülürken hem GSS hem de uzun vadeli sigorta kapsamında
olmalarını hepimiz istiyoruz. Fakat burada bir sıkıntı
yaşandı. Maliyetler ve rekabette sıkıntı
yaşadığı için işverenler Türk işçilerini
götürmemeye başladılar. Yani ülkemizin işçilerini değil,
dışarıdan, diğer ülkelerin işçilerini
çalıştırmaya başladılar. Onun için biz, bu
düzenlemede, sosyal güvenlik anlaşmamız olmayan ülkelere götürülen
işçilerin genel sağlık sigortasının gerek burada olan
çocuklarına, ailesine gerekse kendisi için varlığını
muhafaza ettik. Ama, uzun vadeliyle ilgili olarak da Türk işçilerinin yurt
dışında bu imkândan istifade etmeleri açısından isteğe
bağlı şekle dönüştürdük.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Ben de teşekkür
ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 10. maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 16
ncı maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini, dördüncü fıkrasının
madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
Analık
sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı
erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi
çalışmalarından dolayı gelir veya aylık alan
kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin sigortalı
olmayan eşine, her çocuk için yaşaması şartıyla
doğumdan sonraki altı ay süresince her ay doğum tarihinde
geçerli olan asgari ücretin üçte biri tutarında emzirme ödeneği
verilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
M. AKİF
HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Baytok konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Nesrin Baytok buyurun, önerge sahipleri adına. (CHP
sıralarından alkışlar)
NESRİN
BAYTOK (Ankara) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
yasanın emzirme yardımı diye bilinen maddesi üzerindeki
değişiklik önergemiz hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, burada 70 milyonu ilgilendiren bir yasayı ele
alırken bir an durup iyi mi yapıyoruz kötü mü yapıyoruz diye
düşünmeyi sizlere teklif ediyorum. Geçen hafta Cargill Yasası
görüşülürken iktidar partisinin bir sayın grup başkan vekili,
burada, muhalefet milletvekillerinin kendilerine hazırlanıp
verilmiş metinleri okuduklarını iddia etmişti.
İtirazlar üzerine de şekerle, pancarla ilgili konuşan milletvekili
olarak beni işaret etmişti. Şu anda bu konuya girmemin sebebi,
bu sözlerin sahibi Sayın Elitaşın da aralarında
bulunduğu AKP Grubu, Hükûmetin kendilerine yazıp verdiği yasa
tasarılarını hiç düşünmeden aynen kabul edip geçirmektedir;
öyle ki Lozan Anlaşmasına aykırı maddeleri bile bulunan
Vakıflar Yasası böyle geçirilmiştir.
FİKRİ
IŞIK (Kocaeli) Sizin düşünceniz!
NESRİN
BAYTOK (Devamla) Cargill Yasası sırasında konu olan şeker
pancarı üretimi rakamları ise Sayın Elitaşı
değil, beni haklı çıkarmaktadır. Yüce Meclisteki bu
tartışmanın ardından geçen hafta perşembe günü
TÜİK, resmî üretim rakamlarını açıkladı. Buna göre,
şeker pancarı üretimi Sayın Elitaşın iddia
ettiği gibi 17 milyon ton değil, benim konuşmamda
belirttiğim gibi 12 milyon ton olarak gerçekleşti bir önceki
yıla göre yüzde 14 düşüşle. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Sayın
milletvekiline, karşısında kadın milletvekili görünce
rahatça sataşırım düşüncesinde olmaması
gerektiğini hatırlatmak isterim. (CHP sıralarından
alkışlar)
Konuşma
metniyle ilgili, kendi gruplarında nasıl çalıştıkları
ile de ilgili değilim ancak insan şu sözleri hatırlamadan
edemiyor: Kişi karşısındakini nasıl bilirmiş?
Kendi gibi. Haklı çıkmak için yüksek perdeden bağırmak veya
sözlü de olsa saldırmak gerekmez. Şu yüce Meclis kürsüsünde sadece
doğruları ve değerlendirmelerinizi ifade ediniz yeterlidir.
Haklılığınızı ve gücünüzü vicdanınızdan
ve söylediklerinizin doğruluğundan alırsınız.
Sayın
milletvekilleri, bakınız, Başbakanlığın
yayınladığı ve 2005 Nisanında bütün milletvekillerine
gönderdiği Sosyal Güvenlik Sisteminde Reform başlıklı
beyaz kitapçığın Teşekkür bölümünde Başbakanlık
ne diyor: Dünya Bankasından Anita Schwarz ve Mukesh Chawlaya
teşekkür ederiz.
Yine, şu
andaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Faruk Çelik
1999 Ağustosunda yüce Meclisin 52nci Birleşiminde bakınız
ne demiş: Bu kürsüden bir iktidar partisi milletvekili IMFnin
dediğine razı olduk, IMFye teslim olduk. der mahiyette ifadede
bulundular. Sayın Çelikin o günlerde söylediğini biz şimdi
iktidar partisine soruyoruz: IMFyle, Dünya Bankasıyla el ele, kol kola bu
yasayı Meclisten geçirirken, başta söylediğim gibi, bir an
durup, iyi mi yapıyoruz, kötü mü yapıyoruz diye düşünmez
misiniz?
Sayın
milletvekilleri, bakalım İktidar Grubu, Sayın
Elitaşın deyimiyle, ellerine yazılıp verilmiş yasa
tasarısını nasıl ele alıyor? Şu anda
görüştüğümüz maddede olduğu gibi, ellerine Hükûmet
tarafından yazılıp verilmiş olduğu şekliyle mi,
yoksa yüce Meclisin iradesinin çalışması sonucu
değiştirilebilmiş şekliyle mi geçecek? Yani, annelere
verdiğimiz emzirme ödeneğini azaltıp şartlarını
ağırlaştıracak mıyız, yoksa bizim önergemiz
doğrultusunda değiştirme imkânı bulabilecek miyiz?
Sayın Başbakanın söylediği gibi aileler en az 3 çocuk
sahibi olacaklarsa, emzirme ödeneğini bir nevi kaldırmak
anlamına gelecek bu düzenleme ne demek oluyor? Bu yasa olduğu gibi
geçerse, altı ay boyunca ödenmesi gereken emzirme yardımı teke
indiriliyor. Ayrıca, bu yardımı alabilmek için, doğumdan
önceki bir yıl içinde en az yüz yirmi gün kısa vadeli sigorta primi
ödenmiş olması gerekiyor.
Bu yüce Meclisin
kürsüsünden Sayın Başbakana soruyorum: Bu çelişkiyi nasıl
izah ediyorlar? Bir yandan çocuk yapmayı teşvik edeceksiniz, bir
yandan da doğan çocuğun en temel ihtiyacı olan emzirme
yardımını altıdan teke düşüreceksiniz, ödeme
şartlarını ağırlaştıracaksınız ve
bunu da içinize sindireceksiniz. Bu anlayışı
kınıyoruz.
Bu nedenle,
doğumdan sonraki altı ay süresince ibaresinin madde metnine
eklenmesini ve emzirme ödeneği verilmesini yüz yirmi gün prim ödeme
koşuluna bağlayan 16ncı maddenin dördüncü
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını arz
ve talep ediyoruz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Baytok, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
NESRİN
BAYTOK (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Her yönüyle
hakları gaspeden, Anayasanın 2nci ve 60ıncı maddelerinde
emredici olarak ifadesini bulan sosyal devlet anlayışını
ortadan kaldıran bu tasarıya karşı
çıktığımızı bir kez daha ifade ediyor, yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 10.
maddesi ile yeniden düzenlenen, 5510 sayılı Kanunun 16. maddesinin
üçüncü fıkrası ile birinci fıkrasının (d) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim. Saygılarımla.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
16/3. fıkra:
Analık sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı
olmayan karısının doğum yapması nedeniyle
sigortalı erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci
fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılardan, kendi çalışmalarından dolayı gelir
veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık alan erkeğin
sigortalı olmayan eşine, her çocuk için yaşaması
şartıyla doğumdan sonraki altı ay süresince her ay,
doğum tarihinde geçerli olan asgari ücretin üçte biri tutarında
emzirme ödeneği verilir.
d) Gelir
bağlanmış olan eş ve çocuklara, evlenme ödeneği
verilmesi.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Şandır, gerekçeyi mi okutayım?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Osman Durmuş konuşacak efendim.
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına Kırıkkale Milletvekili Sayın Osman
Durmuş; buyurun Sayın Durmuş. (MHP sıralarından
alkışlar)
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; önerge üzerinde söz almış bulunuyorum, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, anne sütü, bebeğin beslenmesinin temel
gıdasıdır. Tüm dünyadaki veriler, bilim adamları,
bebeğin ilk altı ayda yalnızca anne sütüyle beslenmesini
önermektedirler.
Yine bilimsel
verilere göre bebeğin, bir diğer ifadeyle erişkin insanın
beyninin yüzde 75i ilk bir yıl içinde gelişmesini
tamamlamaktadır. Dolayısıyla insan için olmazsa olmaz organ olan
beynin gelişmesini tamamlayacak bu sürede annenin gıdasını
kesiyorsunuz, o annenin memesindeki süte muhtaç, en az günde 8 defa her iki
saatte 1 anne sütü emmek zorunda olan bebeğin rızkını
kesiyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, bir önceki Kanun, 5510 sayılı Kanun AKP Hükûmeti
tarafından çıkarıldı. Siz aynı mehter takımı
gibisiniz, bir önce getirdiğinizi geri alıyorsunuz. Altı ay süt
parasını siz getirdiniz, aradan ne geçti de bunu geri
alıyorsunuz? IMF bunu geri alın mı dedi? Bebeğin oyu yok da
onun için mi alıyorsunuz? Yeni mi fark ettiniz? Bu çok acı ve çirkin
bir durum. (MHP sıralarından alkışlar)
Değerli
milletvekilleri, insanı diğer memelilerden ayıran en büyük
özelliği beyninin niteliğidir, zekâsıdır. Bu gelişmeyi
sağlayacak olan besin de sadece anne sütüdür. Yüzde 75lik bölümü.
Anne sütünün bir
başka özelliği var: Sayın Adıyaman Milletvekili geçenlerde
komisyonda ifade etti, annem fukaraydı, aç kalıyordu, sütü yoktu,
beni doyuramıyordu, komşu kadınlar sırayla beni emzirdiler
dedi. Ben de şanslıymışsınız dedim. Çünkü çok
ciddi farklı bağışıklılık
elemanlarını almışsınız dedim. Anne sütü, annenin
bebekliğinden erişkin yaşa kadar geçirdiği bütün
hastalıklar, karşılaştığı rahatsızlar
ve onların antijenlerine karşı korunma mekanizmaları,
antikorlar oluştururlar. Bebek ilk altı ayda annesinin
hastalıklara karşı direncini alır ve öncelikle altı
ay, sonra da iki yıl hastalıklara karşı dirençlidir.
Aşıları ondan sonra başlatırız, altı aydan
sonra. Gıdaları da altı aydan sonra başlatırız,
peynir, yumurta, benzeri
Dolayısıyla bu süt parası, Sayın
Bakanım, olmazsa olmazdır. Bu bebekler
yarınımızdır, geleceğimizdir.
Değerli
milletvekilleri, üzülerek ifade edeyim, Türkiyede doğuran anne yoksul
annedir. Sosyal statüsü yüksek insanlar 1 bebeği ya doğuruyor ya
doğurmuyor. Ama fukara ve yoksullar, özellikle de yüzde 95i yoksulluk
sınırında olan memurlar -aldıkları ücretler ortada-
memur ailesi nasıl doyuracak, bu bebeği nasıl doyuracak? Hele
hele büyük aile olmuşsa, evde bir de cimri bir kayınvalide varsa,
gelinin içtiği süte göz dikecek, sıkıntı yaratacak. O
kaynanadan kötü duruma düşeceksiniz. Yapmayın, yanlış
yapıyorsunuz.
Değerli
milletvekilleri, on dokuz-otuz beş yaş grubu fertil dönem,
doğurgan dönemdir. Türkiyedeki kadınların yüzde 76sı
işsiz. Bu yaş grubu erkeklerin de yüzde 25i işsiz ve bebek
sahibi olan bunlar. Bu parayı kesmemelisiniz. Bu, doğru değil.
Lütfen, yaptığınız yanlıştan dönün.
Değerli
milletvekilleri
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Durmuş, konuşmanızı tamamlayınız
lütfen.
OSMAN DURMUŞ
(Devamla) Teşekkür ediyorum Başkanım.
Biraz evvel belli
notlar aldım, onlara da bakmak istiyorum.
Ağzı
var dili yok bebeğin hakkını korumak zorundayız. Bu, çok
önemli. Yine özellikle 3 bebek tavsiye eden Sayın Başbakan, 1
bebeğin rızkını kesiyor, 3ünü nasıl verecek? Onun
için biz Anneler ölmesin, bebekler yaşasın diye kampanya
yaptık. Burada tüm anne adaylarına söylüyorum: Üç yıldan önce
doğurmayın. Çünkü kendi rezervlerinizi bebeğinize veriyorsunuz,
hem siz ölüm riskine girersiniz hem yeni, sık doğan bebekleriniz.
Hükûmet de süt paranızı kesiyor. O bebekler risk altında.
Verdiklerini geri alıyorlar. Melih Gökçekin 10 katrilyon, balon, top diye
dağıttıklarını bu bebeklerden esirgemeyin, yanlış
yaparsınız. Türkiyenin geleceği bakımından bu çok önemli.
Bebeklerimizin
beyin gelişmesini tamamlayalım diyorum, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakanım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın
Durmuşa, Sayın Bakanımıza da teşekkür ediyorum.
Sayın Baytok
da
Emzirme konusuna yine, ısrarla arkadaşlarımız
değiniyorlar. Şimdi, bir taraftan diyoruz ki uzlaşma olsun
Sosyal taraflarla ne yapıyorsunuz? En çok tartışılan
konu, ben
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Bakan Bey, dışarıda çok miting var
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Hayır, hayır.
Biz sosyal
HASİP KAPLAN
(Şırnak) - Peki niye gaz bombası atıldı? Hangi
uzlaşma? Bizi kandırmayın yani!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Şimdi
bakınız, o konuyla ilgili de ben size izah ederim.
Bakınız
19 madde önümdedir, büyük ihtimalle de genişçe bir şekilde kürsüden
açıklamak istiyorum. Neler konuştuk, neler yapıyoruz?
Bunları açık bir şekilde burada ifade edeceğiz. Bugün
yürüyenler niçin yürüdüler, bunları konuşacağız. Onlar
için
Yalnız şu anda Sayın Durmuşun, Sayın
Bakanın konuşmaları çerçevesinde birkaç şeyi söylemek
istiyorum. Benim bildiğim mehter takımı tabii iki sağa
gider, sağa bakar; iki sola gider ama ileri gider, mehter takımının
hiç geri gittiğini bilmiyorum. Onu bir kere belirtmek istiyorum.
İkincisi:
Bakınız, emzirme yardımı dediğimiz emzirme
ödeneği şu anda 50 YTL ve yalnız SSK
çalışanlarına bu ödenek veriliyor.
Şimdi,
efendim 5510u söylüyorsunuz muhalefet olarak, saygı duyalım. Ama
bakınız...
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Resmî Gazetede yayımlandı Sayın Bakan.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Ama getirdiğimizi
de bir tartışalım. Şu anda 8 milyon 497 bin SSKlı
olarak çalışan vatandaşımız var. Emeklisine var
mı emzirme yardımı? Yok.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Emekli doğurmaz.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Hayır, otuz sekiz
yaşında emekli ederseniz
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Emekli doğurmaz Sayın Bakan, yapma, yeni icat
çıkarma.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) İşte,
Türkiyede doğurur. Çünkü otuz sekiz yaşında emekli yaptık.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) O çocuk sakat doğar.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Yani kusura
bakmayın, bu veriler bizde var.
Bak, bir şey
söylemeye çalışıyorum.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, toparlayınız lütfen.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Tabii efendim.
Esas mesele
şu: Emeklileri de dâhil ederek, esas yaptığınız
şey, BAĞ-KURlu 3 milyon 300 bin çalışanı da emzirme
yardımı alma, emzirme ödeneği alma kapsamına aldık.
Şimdi,
yasanın hiç olumlu yanı yok mu diye söylüyorum. Olumsuz
söyleyeceğiniz ne vardır? 50 YTL alırken şu anda, Kurumda
bulunan, sivil toplum örgütlerinden oluşan Sosyal Güvenlik Kurumunun
belirleyeceği bir ücret, bir ödenek verilecektir ve bu
BAĞ-KURluları da içine alıyor, SSKlıları da içine
alıyor, emeklileri de içine alıyor.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Geriye gidiş olacak mı Sayın Bakan?
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Emekli almıyor Sayın Bakan, yapmayın!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) Yani geriye gitme hiç
yok, devamlı ileri gidilecektir mehter takımı gibi. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
(MHP
sıralarından kabul edildi sesleri, gürültüler)
Arkadaşlar,
bir dakika.
Ben, Kabul
edenler, etmeyenler
Yani Kabul edilmiştir veya edilmemiştir diye
bir şey söylemedim ki niye heyecanlanıyoruz. (MHP ve DTP
sıralarından gürültüler)
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Kapıları kapatalım, oyları
sayalım
BAŞKAN -
Tamam, tekrar sayayım.
Kabul edenler
(MHP sıralarından gürültüler) Evet, kabul edenleri bir göreyim
efendim
Kabul edenler
ellerini kaldırırlarsa sayacağım.
HASİP KAPLAN
(Şırnak) Sayın Başkan, kapılardan girenler oluyor.
Bu olmaz ama Sayın Başkan, bu haksızlık.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayılacak ya,
sayılacak ya. Hayret bir şey, sayılmadan olur mu ya.
BAŞKAN
Evet, kabul etmeyenler
Evet, önerge kabul edilmemiştir.
ALGAN
HACALOĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, bu tavrınız
maalesef siyasi etik kurallarına uymuyor. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 10 uncu maddesi ile
düzenlenen 5510 sayılı Kanunun 16 ncı maddesinin birinci
fıkrasının (d) bendinin ve üçüncü fıkrasının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
d) Gelir
bağlanmış olan kız çocuklarına evlenme ödeneği
verilmesi,
Analık
sigortasından sigortalı kadına veya sigortalı olmayan
karısının doğum yapması nedeniyle sigortalı
erkeğe, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a)
ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalılardan; kendi çalışmalarından
dolayı gelir veya aylık alan kadına ya da gelir veya aylık
alan erkeğin sigortalı olmayan eşine, her çocuk için
yaşaması şartıyla doğum tarihinde geçerli olan ve
Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan tarafından onaylanan tarife
üzerinden emzirme ödeneği verilir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Takdire bırakıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz
efendim.
BEKİR BOZDAĞ
(Yozgat) Gerekçe
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Evlenme
ödeneğinin sadece kız çocuklarına verilmesi amacıyla
değişiklik yapılmıştır.
Yine emzirme
ödeneğinin miktarının Kurum Yönetim Kurulunca belirlenip Bakan
tarafından onanan tarife üzerinden verilmesi amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Kabul edilen
önerge istikametinde 10uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
11inci madde
üzerinde dört adet önerge vardır.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11.
maddesi ile değiştirilen, 5510 sayılı Kanunun 18.
maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
|
Oktay Vural |
Mustafa
Kalaycı |
Beytullah Asil |
|
İzmir |
Konya |
Eskişehir |
|
Muharrem
Varlı |
Alim
Işık |
|
|
Adana |
Kütahya |
|
İş kazası, meslek hastalığı,
hastalık ve sigortalı kadının analığı
halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre
hesaplanacak günlük kazancının üçte ikisidir.
TBMM Başkanlığına
119 sıra sayılı kanun tasarısının
11. maddesi ile değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510
sayılı kanunun 18. maddesinin b bendinin ve aynı maddenin son
fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz:
b) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile
5 inci madde kapsamındaki sigortalılardan hastalık
sigortasına tabi olanların hastalık sebebiyle iş
göremezliğe uğraması halinde, geçici iş göremezliğin üçüncü
gününden başlamak üzere her gün için;
"İş kazası, meslek hastalığı,
hastalık ve sigortalı kadının analığı
halinde verilecek geçici iş göremezlik ödeneği, 17. maddeye göre
hesaplanacak günlük kazancının yatarak ve ayaktan tedavilerde üçte
ikisidir."
|
Selahattin
Demirtaş |
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Şırnak |
|
Akın
Birdal |
Sevahir
Bayındır |
Aysel
Tuğluk |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
İbrahim
Binici |
|
Siirt |
Bitlis |
Şanlıurfa |
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, şimdi okutacağım son iki önerge
aynı mahiyettedir. Önergeleri ayrı ayrı okutup, birlikte
işleme alacağım. Talepleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı
ayrı söz vereceğim.
Önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile
Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı" nın çerçeve 11
inci maddesi ile değişik 5510 sayılı kanunun 18 inci
maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
Harun Öztürk |
Hasan Erçelebi |
Hasan Macit |
|
İzmir |
Denizli |
İstanbul |
|
A.Jale
Erbaş |
Kamer Genç |
Hüseyin Mert |
|
İstanbul |
Tunceli |
İstanbul |
"4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı
sayılanlara iş kazası veya meslek hastalığı ya da
analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği yatarak tedavi
süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak
istirahat raporu aldıkları sürede ödenir."
"İş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı
kadının analığı halinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının
üçte ikisidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 11. maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 18 inci maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkralarının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Faik Öztrak |
Gürol Ergin |
Esfender
Korkmaz |
|
Tekirdağ |
Muğla |
İstanbul |
|
Bayram Meral |
Birgen
Keleş |
Bülent
Baratalı |
|
İstanbul |
İstanbul |
İzmir |
|
Yaşar
Ağyüz |
Ali Rıza
Öztürk |
|
|
Gaziantep |
Mersin |
|
4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı
sayılanlara iş kazası veya meslek hastalığı ya da
analık hâlinde geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavi
süresince veya yatarak tedavi sonrası bu tedavinin gereği olarak
istirahat raporu aldıkları sürede ödenir.
İş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı
kadının analığı hâlinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük
kazancının ise üçte ikisidir.
BAŞKAN
Aynı mahiyetteki ilk önergeye katılıyor musunuz Sayın
Komisyon?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Öztürk, buyurun efendim. (DSP sıralarından
alkışlar)
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle,
görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının temel yasa
tasarısı şeklinde getiriliş biçimine parti olarak
yaptığımız itiraza muhalefet partili
arkadaşlarımızdan alınganlık gösterildiğini
gördük. Ancak şunu ifade etmeliyiz ki gerçekten bu yasa 5510
sayılı Yasa olsaydı ve ilk kez burada görüşülüyor
olsaydı bu yasayı temel yasa olarak görüşebilirdik. Ancak 5510
sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen
kimi hükümleriyle ilgili olarak yapılan bir düzenleme olması
dolayısıyla temel yasa olma vasfını kaybetmiştir.
Dolayısıyla muhalefet partili arkadaşlarımızın
iktidar partisi grubuna vermiş oldukları uzlaşı
desteğinin yerinde olmadığını ifade etmeliyim.
Değerli
arkadaşlar, önergemizle ilgili olarak geçici iş göremezlik
ödeneğinin maddedeki mantığı üzerinde durmak istiyorum.
Bir kere, Hükûmet
getirdiği tasarıda SSK ve BAĞ-KURlular için geçici iş
göremezlik ödeneği düzenlerken,
memurlar için maluliyet aylığı şeklinde bir
düzenlemeye yer vermek durumunda kaldı. Dolayısıyla,
öngördüğü hedefi, yani tek çatı altında norm ve standart
birliğini bu konuda sağlayamadı.
İkinci
husus: Görüşmekte olduğumuz maddede iş göremezlik ödeneği,
iş kazası ve meslek hastalığını, hastalık ve
analık hallerini sigorta eden kısa vadeli bir sigorta koludur ve bu
sigorta kolunun primlerini işveren yatırmaktadır. İşçi
bu durumlarla karşılaştığında, doksan gün sigorta
primi ödemiş olması koşuluyla ve
BAĞ-KURlularda da yine
yeni bir kıstas getiriliyor, norm ve standarttan ayrılıyoruz ve
BAĞ-KURlularda geçici iş göremezlik hâlinin ortaya
çıkması durumunda prim borcu olup olmadığına
bakarız. diyoruz. Yani burada da norm ve standart birliğini
sağlayamadık.
Peki, geçici
iş göremezlik ödeneğini niye getiriyoruz?
Saydığımız durumlarla karşılaşan işçi
işine gidemediği zaman işveren işçisine ücret ödemiyor.
Yani bu kısa vadeli sigorta kolundan, bu iş kazası ve meslek
hastalığı ve diğer hâller meydana geldiğinde bu
hâllerin devamı süresince iş göremezlik ödeneğinin ödenmesi
gerekiyor. İşin mantığı, hastalık hâli
sırasındaki geçici gelir kaybının sigorta kolunca
karşılanmasıdır. Mantık bu olunca, tedavinin ayakta
mı yoksa yatarak mı yapılıp
yapılmadığına bakılarak sigorta kolunun ödenecek
iş göremezlik ödeneğini belirlemesi doğru değildir. Hükûmet
şunu diyebilir: Efendim, 506 sayılı Kanunda da öyle düzenleme vardı.
diyebilirsiniz. Ancak geçmişteki düzenlemelerin hepsinin doğru ve
öğretiye uygun olduğunu söylememiz de mümkün değildir.
Geçmişte yanlış yapılmış ise o
yanlışlar üzerine bina inşa etmeye devam etmememiz gerekiyor.
Sayın Bakan
temel yasayla ilgili olarak kendisi de burada bir yakınmada bulundu.
Gerçekten de değerli arkadaşlar, 30 maddeyi birlikte
görüşüyoruz. Plan ve Bütçe Komisyonunda detaylı incelemeler
yapmış olmamıza rağmen, görüştüğümüz maddenin
aniden hangi konuyu düzenlediği konusunda bizler de gerçekten bir anda
durumun farkına varamayabiliyoruz. Dolayısıyla, Genel Kurulun bu
görüşme usulü çerçevesinde yasanın tam olgunlaşmış bir
şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmiş olması da bu
usulle mümkün görülmemektedir. Sayın Bakanın bu eleştirilerine
katılıyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öztürk, konuşmanızı tamamlayınız.
HARUN ÖZTÜRK
(Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkanım.
Bu
yakınmayı yeterli ve doğru bulmuyorum. Dolayısıyla,
Hükûmet olarak son derece ciddi bir sosyal güvenlik tasarısı üzerinde
tartışıyoruz. Diğer maddelerde buna ilişkin
düşüncelerimi açıklamaya devam edeceğim. Dolayısıyla
bunun tek tek görüşülüp ne yaptığımızın
farkına vararak değerlendirmemizin yerinde olacağını
söylemek istiyorum, ama çok geç.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN -
Buyurun.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Efendim, teşekkür
ederim.
Şimdi, bu
madde son derece önemli bir düzenleme yani belki de hiç tenkit edilmemesi
gereken bir düzenleme diye ifade etmek istiyorum. Şundan dolayı: Bu
maddede iki iyileştirme var. Bunlardan biri, SSK mensubu olan
vatandaşlarımız geçici iş göremezlik ödeneği
alabilmeleri için yüz yirmi gün prim ödemeleri gerekirken bunu doksan güne
çekiyoruz. Bir iyileştirme bu.
İkinci
iyileştirme: Geçici iş göremezlik ödeneği BAĞ-KURlularda
yoktu, BAĞ-KURluları da şimdi kapsama alıyoruz.
Dolayısıyla, olması gereken, sosyal devlete, çağdaş
bir devlete yaraşan bir düzenlemeyi bu maddeye koymuş bulunuyoruz.
Sayın milletvekilimizin değerlendirmeleri de
ağırlıklı bu istikametteydi.
Ben de
teşekkür ediyorum. Sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Diğer önerge
sahipleri adına bir konuşma olacak mı Sayın Okay?
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Ağyüz konuşacak.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ağyüz. (CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 119 sıra sayılı Tasarının
çerçeve 11inci maddesiyle değiştirilmesi öngörülen 31.5.2006 tarihli
ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun 18inci maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkralarının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesi için verdiğimiz önerge üzerine söz
almış bulunuyorum. CHP Grubu adına hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sözlerimin
başında, bir önceki maddede emzirme ödeneğinin, doğum
yapan, çocuk bakmak zorunda olan annelerimiz için, kadınlarımız
için çok önemli bir ödenek olduğunun bilincinde olmamıza rağmen,
bu 10uncu madde konusunda verilen önergeye sahip çıkmayan AK Partili
kadın milletvekillerimizi de anlamadığımı beyan etmek
istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, Sayın Bakan her önergeye cevap veriyor ve
özellikle de bağırarak cevap veriyor. Yasaya
inanmamazlığı olan insanlar, inanmadıklarını
gösterebilmek için en önemli unsur böyle bağırarak
konuşmaktır. Dışarıda eylem yapanlara karşı
çıkıyor, onları umursamıyor. Masa başına oturuyor
bir zaman kazanmak için, çok cüzi ödünlerle sosyal güvenlik yasasını
toplumsal uzlaşı şeklinde sunmaya çalışıyor ama
bugün Dikmen Kapısına gelmek isteyen, bu yasadan etkilenecek olan
çalışanların önünde barikatlar kuruluyor. Buraya gelen gazeteci
arkadaşlarımız hizmet zammının kendilerinden
esirgendiğini protesto etmek için geliyorlar, onu görmezlikten
geliyorsunuz.
Şimdi, bu
yasa keşke iktidar partisi milletvekillerinin önünde olsa da bu yasadaki
maddeyi okumak zorunda kalmasaydım. Çünkü iktidar milletvekilleri,
eğer zorunlu olarak sayı istenmese, kifayet sayısı
istenmese, tenezzül edip burada bulunmayacaklar. Çünkü bu yasanın önemini
bilmiyorlar yani önemini okumamışlar, 3 tane Grup Başkan Vekili,
1 tane Sayın Bakan.
Yasada, geçici
iş göremezlik ödeneğinin tutarı, yatarak tedavilerde günlük
kazancın yarısı deniyor, ayakta tedavide günlük kazancın
üçte 2si olarak belirleniyor. Biz diyoruz ki: Geçici iş göremezlik
ödeneği hiçbir şart, koşul aranmadan ödensin ve yatarak
tedaviler dâhil günlük kazancın üçte 2sinden az olmaması
gerektiğini savunuyoruz ve bunu öneriyoruz. Bu değişiklik için
de sizin siyasi vicdanınıza, bilginize, becerinize
sığınarak buna destek olmanızı istiyoruz, başta
Sayın Bakan olmak üzere.
Sayın Bakan
ucundan kıyısından diyor ki: Yüz yirmi gündü doksan güne
getirdik. BAĞ-KURluları da ilave ettik. Çok büyük ulufe
vermişsiniz Sayın Bakanım. Verilen hak
Neden
değişiklik öneriyoruz? Çünkü geçici iş göremezlik ödeneği,
hastalık nedeniyle çalışamayan sigortalının
çalışamadığı sürede asgari ihtiyaçlarını
karşılamak için verilen sosyal bir haktır, sosyal güvenlik
sistemine konulan bir haktır. Bu hakkın prim gününe esas
bağlanması bir hakkın kullanılmasını
sınırlamaktır. Hani siz diyorsunuz ki, biz
İşte, bir
gecede kişi başına düşen geliri 9 bin dolara
çıkardınız. Bu kadar bonkörsünüz. Bu cimrilik
yakışıyor mu AK Parti İktidarına? Yani Allahın
bir lütfusunuz Türkiyenin başına, bir gecede 9 bin dolara
çıkardığınız kişi başı gelir için bu
kadar rahat konuşurken iş göremezlik ödeneğini niye üçte 2ye
çıkarmakta zorlanıyorsunuz değerli arkadaşlarım?
Maaşta ve
sağlıkta hak kaybı yaratıyor bu yasa. O nedenle IMFnin
istediği ve toplumsal gerçeğimize uymayan bir yasadır. Bunu her
Anayasadan dönen yasada yapıyorsunuz. Bunda da
5510 sayılı
Yasadan daha geri bir yasadır bu yasa. 5510 sayılı Yasada
kazanılmış hakları gasbediyorsunuz. Bunu huy hâline
getirdiniz. Sekiz aydır bu Mecliste Anayasa Mahkemesinden dönen yasalarla
Cumhurbaşkanlığı, o günün Cumhurbaşkanı,
saygın Cumhurbaşkanlığı döneminde iade edilen
yasalardan başka bir şey görüşülmüyor ve Anayasadan dönen
yasaları da noktasını, virgülünü değiştirme
tenezzülünde bulunmadan getiriyorsunuz arkadaşlar. Bu, topluma hakarettir,
bu Meclise hakarettir. Sosyal devlet özünü kaybettiniz bu yasanın.
Şimdi, bu
yasanın ve iktidar partisinin amacı ne? Halkın geçimini,
geleceğini ve sağlığını iyileştirmek
değil kesinlikle. Amaç, sosyal güvenlik hakkını
kısıtlamak, emekli aylıklarını düşürmek,
sağlık hakkını uzun vadede paralı hâle getirmektir.
Paralı hâle getirmek için gösterilen bir yasal tasarıdır bu
değerli arkadaşlarım. Her alanda
yaşattığınız gibi bu yasayla da kaos
yarattınız. Sokaklarda, iş yerlerinde iş
barışı kalmadı, gelecek güvencesi kalmadı, iş
huzuru kalmadı. İnsanlar geleceğine güvence içerisinde
bakamıyorlar değerli arkadaşlarım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Hâlbuki günümüzde daha çok huzura, daha çok
barışa ihtiyaç olduğunu söyleyenler de sizlersiniz değerli
arkadaşlarım.
Bakın,
ekonomik başarısızlık ve olumsuzluk kaos yaratılarak
gizlenmeye çalışılmaz değerli arkadaşlar. Ne
yazık ki ülkemizde gerçek gündem yoksulluk, işsizlik, açlık.
Fabrikalar kapanıyor. Kendi seçim bölgemden geliyorum, 17 bin işçi
işten çıkarılmış. Sulama suyu elektriğini
ödeyemeyen çiftçiler sulama yapamıyorlar. Kuraklık nedeniyle
Tarım Bakanı kılını kıpırdatamıyor.
Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi buğday alamıyor değerli
arkadaşlar. Açtığı ihalede, fiyat yüksek diye ihale
alamıyor ama üç ay önce alması gereken buğday 300 dolardı,
bugün 600 dolar değerli arkadaşlarım ve bunun bedeli, bunun
hesabı bu genel müdürden sorulmuyor. Böyle bir ortam içerisindeyiz.
Ekonomi iyi
diyorsunuz, gelir arttı diyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, lütfen konuşmanızı
tamamlayınız.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Ama insanların gelirleri maalesef
buharlaştı.
Ben bu önergeye
destek vermeniz dileğiyle hepinize saygılar sunuyorum.
Sosyal devlet
özünü kaybeden bir yasa olduğu için de grubum ve şahsım
adına ret vereceğim için çalışanlar adına, hepinize
saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Evet, önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer önergeyi
okutuyorum:
T B M M
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 11. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 18. maddesinin b bendinin ve aynı maddenin son
fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz.
b) 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi ile 5 inci madde
kapsamındaki sigortalılardan hastalık sigortasına tabi
olanların hastalık sebebiyle iş görmezliğe
uğraması halinde, geçici iş görmezliğin üçüncü gününden
başlamak üzere her gün için;
İş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı
kadının analığı halinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, 17. maddeye göre hesaplanacak günlük
kazancının yatarak ve ayaktan tedavilerde üçte ikisidir.
Selahattin
Demirtaş (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş, kim konuşacak?
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Gültan Kışanak.
BAŞKAN
Sayın Gültan Kışanak, buyurun efendim. (DTP
sıralarından alkışlar)
GÜLTAN
KIŞANAK (Diyarbakır) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz yasa tasarısının
11inci maddesine ilişkin verdiğimiz değişiklik önergesine
dair grubumuzun görüşlerini açıklamak üzere söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şimdi,
burada, tartıştığımız iki tane temel konu var.
Birincisi, geçici iş göremezlik ödeneğine hak kazanabilmek için
doksan gün prim ödemiş olma ön şartının getirilmiş
olması. Bu ne demek oluyor? Bir kişi işe girdi, bir ay sonra
hastalandı ve doktor raporuyla tedavi olması gerektiği ve
çalışmaması gerektiği belirtildi. Bu kişiye denilecek
ki: Sen son bir yıl içerisinde doksan günlük prim ödememişsin, onun
için ben, senin bu raporlu olduğun süreler içerisinde sana hiçbir ödeme
yapmayacağım, sen geçici iş göremezlik ödeneğini
almayı hak etmedin. Peki bu durumda işveren ne yapacak? Bu durumda
işveren, muhtemelen bunu, işten çıkartmak için bir zemin olarak
kullanacak. İşte getirdiğimiz bu doksan gün prim ödeme
şartı, ön koşulu, insanların hastalıkları
hâllerinde tedavi olmaları hakkını da elinden alacaktır
böylece. Çünkü işten çıkartılan kişi sağlık
sigortasından da yararlanamayacaktır. Bu madde bu nedenle kabul
edilemez.
Şimdi,
geçmişte de benzer uygulamalar vardı. Neden vardı? Çünkü
şöyle varsayılıyordu: Bir kişi aslında hasta, tedavi
olması gerekiyor. Onun için gidecek bir müteahhit bulacak, yanında
kendini sigortalı gösterecek, doksan günü de doldurmadan daha ilk
ayında gelecek tedavi olmaya başlayacak, geçici iş göremezlik
ödeneği alacak. Şimdi, Sayın Bakanımız diyor ki: Biz
herkesi genel sağlık sigortası kapsamına alıyoruz.
Eğer biz herkesi genel sağlık sigortası kapsamına
alıyorsak hasta bir kişinin tedavi masraflarını
karşılamak üzere böyle bir hileli yola başvurmasına da
gerek kalmayacaktır. O zaman bu maddenin bir işlevi ve anlamı da
yoktur genel sağlık sigortası açısından
baktığımızda. Bu ne yapmaktadır? Bir kişinin
hastalık hâlinde geçici olarak gelir elde edemediği durumlarda sosyal
güvenlik sisteminin ona sağladığı bir hakkı
kullanamaması için konulmuş bir engel hâline gelmektedir. Bu engelin bir
an önce kaldırılması gerekmektedir. Bu, işlevsiz bir pozisyondadır,
sadece, bir hakkın kullanılmasını engeller niteliktedir. Bu
nedenle bunun kaldırılmasını öneriyoruz.
Bu maddede
tartıştığımız ikinci konu nedir? Yatarak
tedavilerde ve ayakta tedavilerde kişilerin aldığı geçici
iş göremezlik ödeneğinin farklı oranlarda hesaplanmasıyla
ilgilidir. Bu da şu demek oluyor: Bir kişi hasta oldu, doktora gitti.
Doktor ona Al şu ilaçları kullan, ama evinde otur, istirahat et,
çalışma. dedi. Bu kişinin maaşının üçte 1ini
kesiyoruz. Ama bu kişi çok daha hasta, hastaneye yatması lazım,
tedavisini hastanede sürdürmesi lazım; o zaman yarısını
kesiyoruz.
Bu durumda hasta
kişi ne yapacak? Doktoruna diyecek ki: Doktorum, ne olur beni hastaneye
yatırma. Ben zaten üç kuruş para alıyorum, bunu da kesmesinler.
Ben evde gider iğnelerimi yaptırırım. Ve
yaptıramayacak.
Bu durum da,
yatarak hastaların ücretlerinin yarısının kesilmesine,
onların sağlık haklarından vazgeçmelerine ve doğru
düzgün tedavi görme imkânlarının ortadan
kaldırılmasına yol açacaktır.
İşte bu
iki madde, aslında bizim Bakanımızla ve Sayın AKP
Hükûmetiyle anlaşamadığımız, bu yasanın
felsefesiyle ilgili bir konudur. Bu yasa, gelir artırıcı-gider
azaltıcı bir maksatla hazırlanmıştır. Bu yasa,
çalışan her kişiye sağlanan sosyal güvenliğe bir yük
gözüyle bakmaktadır. Bu yasa, kişilere, eğer sen hastaneye
yatıyorsan daha çok masrafın oluyor kuruma, o zaman ben de senin
maaşını çok keserim demektir. İşte felsefesi
yanlıştır. Biz bu nedenle buna karşı
çıkıyoruz.
Biraz önce yine
Bakanımız evlenme ödeneğiyle ilgili bir açıklama
yaptı, dedi ki: Yanlış anlaşılıyor, işte,
erkek çocukları evlenseler dahi, medeni hâlleri değişse bile
onların aldığı maaş kesilmediği için biz onlara
evlenme ödeneği vermiyoruz.
Böylece sanki
kız çocukları ile erkek çocukları dengeleniyormuş gibi bir
mantıkla sunmaya çalıştı. Burada da felsefik olarak
anlaşamadığımız noktalar var. Sayın
Bakanımızın anlamak istemediği konu şu: Yasa bu
şekilde düzenlendiğinde mantığı şu demek oluyor:
Erkek çocuk o aileye bakmakla yükümlü kişidir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kışanak, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
GÜLTAN
KIŞANAK (Devamla) Medeni hâli değişse bile biz onun
aldığı aylığı kesmiyoruz yirmi beş
yaşına kadar. Ama kız çocuğunun on sekiz yaşından
itibaren, medeni hâli değiştiği andan itibaren onunkini
kesiyoruz, çünkü o, aileden çıkıp gidiyor. İşte, kız
çocuğuna ve erkek çocuğuna sosyal olarak biçilen rollerle ilgili bir
problemimiz var. Eğer bir ailede bakmak durumunda olan, bakıma muhtaç
kişiler varsa buna kız çocuğu da bakabilir, erkek çocuğu da
bakabilir. İkisinin de o zaman maaşlarının kesilmemesi
gerekir. Eğer evlenme ödeneği bir sosyal haksa her ikisinin de
evlenme hâlinde ödenmesi gerekir. Oysa mantık olarak şöyle
bakılıyor: Kızlar çeyiz almak zorundalar, biz onlara çeyiz
parası veriyoruz, erkeklere de ailenin bakmakla yükümlü oldukları
kişilere bakma görevi veriyoruz.
İşte
bizim itiraz ettiğimiz nokta budur. Biz, bu görev tanımlarına
karşı çıkıyoruz. Kız ve erkek çocukları sosyal
olarak aynı yükümlülüklerle yükümlü olmalıdırlar ve sosyal
güvenlik sistemi içerisinde de aynı haklara sahip olmalıdırlar.
BAŞKAN
Sayın Kışanak, lütfen konuşmanızı
tamamlayınız.
GÜLTAN
KIŞANAK (Devamla) İşte, biz, bu nedenle, gerçekten, AKP
Hükûmetine ve Sayın Bakanımıza bizim
itirazlarımızın felsefik ve sosyolojik nedenlerini de
anlamalarını öneriyoruz.
Hepinize
teşekkür ediyoruz. (DTP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Buyurun
Sayın Bakanım.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, teşekkür ediyorum.
Şimdi, yasa,
tabii bir bütün olarak değerlendirilmiyor. Tekrar ediyorum,
bakınız, bu maddede de değerli arkadaşımızın
değerlendirmeleri gerçekten yanlış. Şimdi, diyorlar ki:
Herkes genel sağlık sigortası kapsamında. Nasıl
oluyor şimdi bu? Geçici iş göremezlik durumuyla karşı
karşıya kalan bir vatandaş doksan gün prim ödememişse, ne
olacak bunun hâli?
Biz diyoruz ki,
yasa zaten genel sağlık sigortasını da kapsam altına
aldığına göre, bununla ilgili düzenlemeler bunun içinde var ama
bütün olarak bakarsanız bunu bulursunuz, bütün olarak bakmazsanız bu
konuda çözüm elde edemezsiniz ve baktığınız noktadan
değerlendirmeler yaparsınız. Şimdi, acil hâllerde herkes
genel sağlık sigortası kapsamındadır.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Acil hâllerde ama, acil hâllerde!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Evet,
bulaşıcı hastalık
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Ölüme
yaklaştığınız zaman!
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Hayır,
bakınız, geçici iş göremezlikten bahsediyoruz. Vatandaş
acil bir durumla karşı karşıya kaldı. Bu
vatandaşla ilgili geneldeki kuralımız şu: Bir ay
sigortalı olan vatandaşımız, GSS kapsamında
sağlıktan istifade edecek, çalışan
vatandaşımız bakınız. Ama, bugün öyle değil.
Bugün iki yüz kırk gün, BAĞ-KURlu prim ödemek zorunda, doksan gün,
SSKlı prim ödemek zorunda ki sağlıktan istifade edebilsin. Bunu
bir aya çekiyoruz. Diyelim ki, bir ay öncesinde yani bu primi ödemeden bir acil
durumu oldu, rahatsızlık oldu. Ne olacak bu
vatandaşımızın hâli? Bugünkü düzende, bugünkü uygulamada
bunun cevabı yok, buna çare yok. Doksan gün prim ödemedi mi SSKlı,
dışarıdasınız. Cebinde para varsa tedavi olursunuz.
İki yüz kırk gün prim ödemediniz mi BAĞ-KURlu,
dışarıdasınız, tedavi hakkınız yok.
Bunları biz otuz güne indiriyoruz, otuz güne indirmekle de
kalmıyoruz, acil bir durum olursa, bir bulaşıcı
hastalık olursa, meslek hastalığı olursa, bugün olduğu
gibi grev ve lokavt durumundan dolayı olursa, bu
vatandaşlarımız otuz gün şartı da
aranmaksızın GSS kapsamındadırlar.
Arkadaşlar,
lütfen, yani bu düzenlemenin maalesef konjonktürel olarak birçok maddesi
başka taraflara çekilmeye çalışılıyor. Bu düzenleme
köklü bir düzenlemedir. Sosyal güvenlik sistemimiz
Ha, şunu da
söylemiyorum: Dört dörtlük bir düzenlemedir, eksiği yoktur diye
başından beri söylemedim. Her safhasında katkılara
açık olduğumuzu söyledim. Ama, az önce bahsedilen emzirmeden tutunuz
geçici iş göremezliğe varıncaya kadar ve şu andaki acil
hâller durumu da dâhil hiçbir eksiği, kusuru yoktur.
Vatandaşımız GSS (Genel Sağlık Sigortası)
kapsamındadır, hangi hâlde olursa olsun.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 11.
maddesi ile değiştirilen, 5510 sayılı Kanunun 18.
maddesinin üçüncü fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
Oktay
Vural (İzmir) ve arkadaşları
İş kazası, meslek
hastalığı, hastalık ve sigortalı kadının
analığı halinde verilecek geçici iş göremezlik
ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük kazancının üçte
ikisidir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NECDET ÜNÜVAR (Adana) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Şandır, gerekçeyi mi okutayım, konuşacak bir
arkadaş var mı?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Alim Işık konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Işık, buyurun efendim. (MHP sıralarından
alkışlar)
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 119 sıra
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununda değişiklik yapılmasına yönelik kanun
tasarısının 11inci maddesiyle değiştirilen 5510
sayılı Kanunun 18inci maddesinin üçüncü fıkrasının
düzeltilmesini amaçlayan Milliyetçi Hareket Partisi önergesi üzerine söz
almış bulunmaktayım. Sizleri ve bizleri televizyonları
başında izleyen değerli milletimizi saygılarımla
selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, görüşülmekte olan tasarının 11inci maddesinin
üçüncü fıkrasında aynen şöyle denilmektedir: İş
kazası, meslek hastalığı, hastalık ve sigortalı
kadının analığı halinde verilecek geçici iş
göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde 17 nci maddeye göre hesaplanacak
günlük kazancının yarısı, ayaktan tedavilerde ise üçte
ikisidir. Buna karşılık 31/5/2006 tarih ve 5510
sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici iş göremezlik ödeneği başlıklı
18inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise şöyle söylemektedir:
İş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve
sigortalı kadının analığı halinde verilecek
geçici iş göremezlik ödeneği, 17 nci maddeye göre hesaplanacak günlük
kazancının üçte ikisidir. Bizim önergemizde de geçici iş
göremezlik ödeneğinin AKPnin 59uncu Hükûmet döneminde, yani iki yıl
önce yasalaştırdığı hâliyle devam edilmesi teklif
edilmektedir. Yani yeni tasarıda, yatarak tedavilerde günlük kazancın
yarısına indirilen, ayaktan tedavilerde ise üçte ikisi olarak
öngörülen geçici iş göremezlik ödeneğinin tedaviler arasında
ayrım yapılmaksızın, hastanın günlük
kazancının üçte 2si olarak devam ettirilmesi önerilmektedir.
Görüşülmekte
olan tasarıda, söz konusu ödenek 2/3ten yarıya, yani ½ye
indirilerek 1/3lük bir tasarruf öngörülmekte. Hangi hastalarda? Yatarak
tedavilerde. Yapılacak bu tasarruf, yatarak tedavi gören hastaların
incitilmesine değecek bir tasarruf değildir, diğer yandan sosyal
devlet anlayışıyla da kesinlikle örtüşmemektedir.
Hastalık nedeniyle çalışamayan bir kişinin,
çalışamadığı sürede asgari ihtiyaçlarını
karşılayabilmesi için sosyal güvenlik sistemine konulan bir hak olan
geçici iş göremezlik ödeneğinde kısıtlamaya gidilmesi,
hasta yatağındaki birçok çalışanın rencide edilmesine
neden olmakta, diğer yandan hastalığın verdiği
ıstıraba ek olarak devletine olan güven duygusunun da
zayıflamasına yol açmaktadır.
Açlık
sınırının yaklaşık 700 yeni Türk lirası/ay,
yoksulluk sınırının da yaklaşık 2.300 yeni Türk
lirası/ay olduğu değişik kesimlerce ifade edilen günümüzde,
kamu çalışanlarının çok büyük bir bölümü ne yazık ki
yoksulluk sınırının altında ücret almakta, yani
kısacası yoksul durumdadır.
Sosyal devletin
en önemli görevlerinden birisi de yoksuluna el uzatarak, onun elinden
tutmaktır. Bu değişiklikle, bırakınız elden
tutmayı, daha önce yoksula uzatılmış devlet eli geri
çekilmekte, hastanın eli de âdeta 1/3 oranında kesilerek
kısaltılmaktadır.
Bugün sokaklara
dökülen binlerce vatandaşımızın bu tasarıya olan
tepkilerini duymazlıktan gelemeyiz. Bugünün gençleri ve
çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmanın hepimizin
görevi olduğunu bir kez de ben hatırlatmak isterim.
Bu
yanlıştan dönülmesi amacıyla vermiş olduğumuz
değişiklik önergesinin kabul edilmesini diler, yüce Meclise ve
milletimize saygılarımı sunarım.
İyi
akşamlar diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 11i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
HASAN MACİT
(İstanbul) Karar yeter sayısı Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Tamam Sayın Macit.
Maddeyi
oylarınıza sunacağım, karar yeter sayısını
arayacağım.
Maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Karar yeter
sayısı vardır, madde kabul edilmiştir.
12nci madde
üzerinde bir adet önerge vardır.
Önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 12. maddesinin
madde çerçevesinde dördüncü ibaresinden önce gelmek üzere üçüncü
fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş,
ibaresinin eklenmesini ve madde metnine aşağıdaki hükmün
eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Faik Öztrak |
Gürol Ergin |
Esfender
Korkmaz |
|
Tekirdağ |
Muğla |
İstanbul |
|
Bayram Ali
Meral |
Bülent
Baratalı |
Ali Rıza Öztürk |
|
İstanbul |
İzmir |
Mersin |
|
Birgen
Keleş |
Halil Ünlütepe |
|
|
İstanbul |
Afyonkarahisar |
|
Sürekli iş
göremezlik geliri, prime esas günlük kazanç alt sınırının
otuz katının %70inden az olamaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU
SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Kılıçdaroğlu
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Halil Ünlütepe efendim.
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Halil
Ünlütepe.
Buyurun
Sayın Ünlütepe. (CHP sıralarından alkışlar)
HALİL
ÜNLÜTEPE (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, saygıdeğer
üyeler; çok geniş bir kesimi ilgilendiren bir yasal düzenlemeyi yapmaya
çalışıyoruz. Bu yasa tasarısı, sosyal devlet ilkesiyle
çok yakından ilgilidir. Ayrıca, yasa tasarısı ile ilgili,
toplumda çok ciddi bir bilgi kirliliği de vardır. Yasanın
uygulamasından etkilenen sosyal taraflar ile siyasi iktidar arasında,
yasanın yorumunda, birbirlerini yalan söylemekle itham edecek duruma
gelinmiştir. Sayın Başbakanın da açıklamalarında
taraf olmasına da dikkatinizi çekmek istiyorum.
Sevgili
arkadaşlar, kamuoyuna reform olarak sunulan, getirdiği yeni düzenleme ile çalışanlar
arasında eşitliği bozan, sağlık sistemine
çalışanlar açısından ağır yükler getiren,
emekliliği mezara taşıyan, kazanılmış
hakları geriye götüren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Yasasını görüşüyoruz. Adalet ve Kalkınma
Partisi Hükûmeti, bu yasa tasarısını, IMF ve Dünya
Bankasının isteğine göre hazırlamıştır.
Mecliste bugün bu
yasa görüşülürken yasanın uygulanmasından etkilenecek olan
emekçiler, çalışanlar, meydanlarda eylem içindeler.
Çalışanlar yasanın olumsuzluklarına dikkati çekebilmek için
iş bırakma eylemini sürdürüyorlar. Bu yasanın
uygulamasından etkilenecek olanlar bugün Türkiye Büyük Millet Meclisine
alınmamakta. Türkiye Büyük Millet Meclisinin önü, etrafı güvenlik
güçlerince çevrilmiş durumda. Böyle bir ortamda bir yasal düzenleme
yapmayı takdirlerinize sunuyorum.
Hak arama
özgürlüğünün nasıl engellendiğini, bu yasadan etkilenecek
olanların yasa tasarısının olumsuzluklarını
anlatmakta nasıl zorluklarla
karşılaştıklarını üzülerek görüyoruz.
Açıkçası, sosyal taraflardan bir tarafın, Sayın
Başbakanın belirttiği gibi yeni birtakım haklar getiren bir
yasayı değil, kazanılmış haklarını yok eden
bir yasayı bugün burada görüşüyoruz. Eğer Sayın
Başbakanımızın söylediği gibi, bu, yeni birtakım
sosyal hakları getirmiş olsaydı, niye binlerce insan meydanlarda
bugün iş bırakacaktı? Niye binlerce insan polisten cop yemeyi
göze alacaktı? Hakikaten burada taraflardan biri yalan söylüyor. Yani
Sayın Başbakanın söylediği gibi, taraflardan biri yalan
söylüyor. Bu, topluma olan güvensizliği yaratır. Bu Meclis
halkın Meclisidir. Bu Meclisin dinleyiciler bölümü gelenlere açık
olmalıydı. Kimden gizliyoruz? Kimden kaçırıyoruz? Nereye
varmak istiyoruz? Bu yasa sosyal devlet ilkesini ayaklar altına alan bir
yasadır. Anayasanın 60ıncı maddesinde açıkça şu
söylenmektedir: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu
güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve
teşkilatı kurar. Biz ise insanları sosyal güvenlikten
dışlamaya çalışan bir yeni düzenlemeye doğru
gidiyoruz. Bu yasa tasarısı, demin de söylediğim gibi, eğer
aynen kabul edilirse devletimizin temel niteliklerinden olan sosyal devlet
ilkesinden ciddi bir şekilde uzaklaşılacağına
dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bu yasa
tasarısı görüşülürken infaz koruma memurları, fiilî hizmet
zammından niçin yararlanamadıklarını herhâlde sizden
soracaktır. Cezaevlerinin iç güvenliğinden sorumlu, toplumca tecrit
edilen tutuklu ve hükümlülerin ıslahını sağlamaya
çalışan infaz koruma memurları fiilî hizmet zammından
faydalanmalıdır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak faydalanmaları
yönünde gerekli önerileri de Meclise sunacağız. Yerel yönetimlerde
çalışan zabıta memurlarının fiilî hizmet
zammından yararlandırılmamalarını da anlamakta zorlandığımızı
belirtmek istiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ünlütepe, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
HALİL
ÜNLÜTEPE (Devamla) Bağlıyorum Sayın Başkanım.
Değerli
arkadaşlar, yıllardır kendi emeğini ortaya koyarak
sabahın 6sında dükkânını açan bir esnaf,
emekliliğinin keyfini çıkartmak isteyecektir herhâlde. Fakat bugün
Türkiyede, görebildiğimiz kadarıyla, emekli olanların yüzde
50si yeni bir işte çalışmaktadır. Bu ise Türkiyedeki
sosyal güvenlik sisteminin getirdiği bir sıkıntıyı
ortaya çıkartmaktadır.
Bizim bu önerimizle
İş yerinde çalışırken iş kazası veya meslek
hastalığı nedeniyle çalışma gücünü kaybeden
vatandaşlarımız da toplumun korunmaya muhtaç bireyleridir.
Bunlara bağlanacak olan gelirlerde alt sınır uygulaması
kaldırılmamalıdır. Eğer, alt sınır
uygulaması kaldırılırsa yürürlükteki mevzuata göre yüzde 25
iş göremezlik derecesiyle bağlanabilen gelir tutarına
ulaşılması zor bir durum olacaktır. Biraz önce Sayın
Bakanımız, doksan gün prim yatırılması gerekirken otuz
güne düşürdüklerini söylüyorlar. Peki otuz gün yatırılmazsa ne
olacak? Gene bakmayacaksınız. Ee acil serviste bakıyoruz
Acil
insan bir ayağı çukurda olan bir insandır, eğer ona da
bakmayacaksanız artık sizin de bizim de burada durmamıza hiç gerek
yok.
BAŞKAN
Sayın Ünlütepe, efendim, ben cümlelerini tamamlamak için vekil
arkadaşlara süre veriyorum, ama ekrana bakıyorum, hep bir
dakikayı çok geçiyor. Lütfen
HALİL
ÜNLÜTEPE (Devamla) Hemen bağlıyorum, tamam Sayın
Başkanım.
Dolayısıyla,
Sayın Bakan, o konuda toplumu yanıltıcı bir bilgi
vermektedir, o konudan kendisini kurtarmasının çok daha iyi
olacağı inancıyla tümünüzü saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Ünlütepe.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 12yi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Birleşime on
beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.22
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.39
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yusuf COŞKUN (Bingöl), Fatoş
GÜRKAN (Adana)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
13üncü madde
üzerinde iki önerge vardır, okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 13. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 25. maddesinde geçen
%60
oranının
%50
olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz.
|
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
Sevahir
Bayındır |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Şırnak |
|
Selahattin
Demirtaş |
Akın
Birdal |
Aysel
Tuğluk |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
Nuri Yaman |
|
Siirt |
Bitlis |
Muş |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 119 Sıra Sayılı
Tasarının çerçeve 13. maddesi ile değiştirilmesi öngörülen
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 25 inci maddesinin ikinci
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve
sonraki fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Faik Öztrak |
Gürol Ergin |
Esfender
Korkmaz |
|
Tekirdağ |
Muğla |
İstanbul |
|
Bülent
Baratalı |
Ali Rıza
Öztürk |
Birgen
Keleş |
|
İzmir |
Mersin |
İstanbul |
|
Metin
Arifağaoğlu |
Bayram Meral |
|
|
Artvin |
İstanbul |
|
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Okay
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Metin Arifağaoğlu konuşacak.
BAŞKAN
Metin Arifağaoğlu, Artvin Milletvekilimiz, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Artvin) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan 119 sıra sayılı
Tasarının 13üncü maddesiyle ilgili önergemiz hakkında söz
almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri reform tasarısı diye halka sunulmaya
çalışılan ve şu anda görüşülmekte olan tasarı,
bugüne kadar yaşanılan sorunları çözmüyor. Kayıt
dışı işçi çalıştırmayı önlemek için
öncelikle SSK prim nispetlerini düşürmek gerekmektedir. İşçi ve
işveren prim nispetleri iş kolları durumuna göre
değişiklik göstermekle birlikte, ortalama yüzde 35
civarındadır. Bu yüksek primle kayıt dışı
çalışmanın önüne geçemezsiniz, yaşanan sorunları çözme
yolunda mesafe alamazsınız.
Değerli
milletvekilleri, önergemizle, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun 25inci maddesinin ikinci
fıkrasının madde metninden çıkarılmasını
talep ediyoruz. İkinci fıkranın madde metninden
çıkarılmasını neden istiyoruz? Maddenin birinci
fıkrasını bilgilerinize sunmak istiyorum. Bakınız,
birinci fıkra şöyle diyor:
iş kazası veya meslek
hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün az yüzde
60ını kaybettiği kurum sağlık kurulunca tespit edilen
sigortalı malûl sayılır. Bu
fıkra ile çalışan bir işçi iş kazası veya
meslek hastalığı sonucu kazanma gücünü yüzde 60 kaybederse
malulen emekli olabiliyor.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, çalışan arkadaşlar, şayet,
iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle kazanma
gücünün yüzde 60ını kaybederse malulen emekli oluyor. Ancak,
bakınız, madde metninden çıkarmak istediğimiz ikinci
fıkra ne diyor:
sigortalı olarak ilk defa çalışmaya
başladığı tarihten önce sigortalının
çalışma gücünün yüzde 60ını veya vazifesini yapamayacak
derecede meslekte kazanma gücünü kaybettiği önceden veya sonradan tespit
edilirse, sigortalı bu hastalık veya özrü nedeniyle malûllük
aylığından yararlanamaz. diyor. Yani, şunu söylemek
istiyor ikinci fıkra: Çalışan -ikinci fıkrayla-
doğuştan engelli olan, doğuştan kazanma gücünü yüzde 60
kaybeden bir işçi, çalışırken bunun doğuştan
engelli olduğu veya doğuştan yüzde 60 kazanma gücünü
kaybettiği önceden veya sonradan tespit edilirse, birinci fıkradaki
gibi, çalışan bir sigortalının meslek
hastalığı veya iş kazası neticesi yüzde 60 kazanma
gücünü kaybetmesi hâlinde elde ettiği hakkı elde edemiyor.
Şimdi, burada
bir haksızlık var arkadaşlar. Biri çalışırken
yüzde 60 çalışma gücünü kaybediyor, yani, iş kazası veya
meslek hastalığı nedeniyle; öbürü doğuştan engelli,
çalışırken doğuştan engelli, ama diğerinin
hakkına sahip olamıyor. Biz bu önergemizle bu haksızlığın
önüne geçemeye çalışıyoruz ve mutlaka bu
haksızlığı bu Meclis düzeltmelidir diye düşünüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, zaten engelliler
Biliyorsunuz, yasa nedeniyle
çalışan her 100 işçi için 3 engelli ve 3 ağır hükümlü
çalışabiliyor. Zaten zor şartlar altında bir işe girme
imkânını bulmuş bir engelliye niçin öbür çalışıp
da iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle
çalışma gücünü kaybedene aynı hakkı vermiyoruz? Biz bu önergemizle
bu haksızlığı önlemeye çalışıyoruz.
Bakınız
değerli milletvekilleri, iktidar milletvekilleri zaman zaman bu kürsüye
çıkarak, muhalefete seslenerek önergeniz varsa getirin diyorsunuz. Biz
birçok önerge getirdik. Bunun gibi nice haksızlıkları önleyecek
önergeler getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Bizim önergemize ret
oyu verdiğinizi bu millet görüyor. Bu millet kendi terazisinde
tartıyor.
Değerli
milletvekilleri, 25nci maddenin ikinci fıkrasını madde
metninden çıkarırsak, doğuştan engelli olanlarla iş
kazası veya meslek hastalığı nedeniyle engelli duruma
düşenler aynı hakka sahip olsunlar.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun.
METİN
ARİFAĞAOĞLU (Devamla) Bu haksızlığı önleme
konusunda duyarlılık göstererek önergemize destek vereceğinizi
umut ediyor, hepinizi en içten sevgilerle, saygılarla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Arifağaoğlu.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 13. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 25. maddesinde geçen
%60
oranının
%50
olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz.
Gültan
Kışanak (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Demirtaş?
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Sayın Nuri Yaman konuşacak.
BAŞKAN
Sayın Nuri Yaman, Muş Milletvekilimiz, buyurun. (DTP
sıralarından alkışlar)
M. NURİ
YAMAN (Muş) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 119
sıra sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 13üncü maddesi hakkında Demokratik Toplum
Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu nedenle hepinizi en
içten duygularımla selamlıyorum.
Daha önceki
maddelerle ilgili konuları görüşürken, değerli
arkadaşlarımın da değindiği gibi, geçen hafta nevroz
kutlamaları esnasında Van, Hakkâri, Yüksekova ve Siirtte uygulanan
aşırı ve hukuk dışı şiddete sizlerin,
değerli milletvekillerimin dikkatlerini de çekmek istiyorum.
Tamamıyla bayram havasında demokratik bir hakkı kullanmak
isteyen insanlara yönelik -hedef göstererek- ateşli silah
kullanılması ve işkenceye varan uygulamalar neticesinde de bugün
bir yurttaşımızın da ölümü sonucunda 3 kişi
yaşamını yitirmiştir. Uygulanan bu işkenceler Hükûmet
tarafından ısrarla görmezden gelinmiş, olağan
sayılmaya çalışılmış, yetkilerini aşan ve
görevlerini kötüye kullanan hiçbir resmî yetkili ya da kamu görevlisi
hakkında bugüne kadar tek bir soruşturma bile
açılmamıştır. Ölümlerden ve işkencelerden sorumlu
kişiler hakkında soruşturma açılması için Sayın
İçişleri Bakanını ve cumhuriyet savcılarını
göreve davet ediyoruz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının 13üncü maddesi,
5510 sayılı ve 31/5/2006 tarihli Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanununun Malûl sayılma
başlığı altında düzenlenen 25inci maddesini yeniden
düzenlemiştir. Bilindiği gibi, malulen emeklilik, iştirakçilerin
vücutlarında meydana gelen arızalar veya uğradıkları
tedavisi imkânsız hastalıklar sebebiyle vazifelerini yapamayacak
duruma gelmeleri hâlinde uygulanan bir emeklilik işlemidir. Belirtilen
sebeplerle çalışamayacak duruma düşenlere malul denilmekte ve
meydana geliş sebeplerine göre de adi malullük, vazife malullüğü ve
harp malullüğü şeklinde üç türe ayrılmaktadır.
Bu 13üncü
maddenin ilk paragrafı kimlerin malul sayılacağı konusunda
açıklık getirmiştir.
Aslında bu
önerimizle, Anayasamızın 2nci maddesinde tanımlanan sosyal
devlet ilkesinin yerine getirilmesi amaçlanmaktadır. Sosyal devlet,
insanları, kişisel ve ailevi krizlere yol açabilecek hastalık,
yaşlılık, işsizlik gibi belirli sosyal riskleri
karşılayabilecek güce kavuşturmak suretiyle kişiler ve
aileler için var olan güvensizlik alanını daraltarak ve nihayet statü
ya da sınıf ayrımı yapmaksızın tüm
vatandaşlara belirli sosyal hizmetleri en iyi şekilde sunmayı
garanti eden devlet demektir. Üstelik, üzerinde görüşme
yaptığımız madde, toplumun geneliyle ilgili değil,
yaşamlarını sürdürebilmek için gerekli olan çalışma
gücünü kaybeden insanlarla ilgilidir ve sırf bu nedenle bile çok daha
fazla hassasiyet gösterilecek bir durumdur. Çünkü güçsüzlerini koruyamayan bir
devlet, bırakın sosyal devlet olmayı devlet olma
vasıflarını dahi yerine getiremiyor demektir. Bu nedenle,
çalışanların malul olabilmeleri için aranan çalışma
gücü ya da meslek kazanma gücünün yüzde 60 oranında kaybedilmesi alt
sınırının yüzde 50ye düşürülmesi gerektiği
inancındayız ve bu konuyla ilgili değişiklik önergemizi
Genel Kurula bu nedenle sunmuş bulunmaktayız.
Siz değerli
milletvekillerimizin bu önergeyi destekleyeceğinizi umarken
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Yaman, konuşmanızı tamamlayınız.
M. NURİ
YAMAN (Devamla) - Yine aynı düzenlemenin 13üncü maddesinin
altıncı fıkrasında 2006 tarihli Kanunun 4üncü maddesinin
birinci fıkrasının (c)
bendinde sayılan sigortalılardan, personel kanunlarına
tabi olmayanların hastalık sebebiyle malûl sayılmalarına esas
alınacak hastalık süresi konusunda kendi özel kanunları
yürürlüğe girinceye kadar 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun hastalık iznine ilişkin hükümleri uygulanır
denilmektedir.
Bu bentte yer
alan
Kendi özel kanunları yürürlüğe girinceye kadar... ifadesi de
bu yasanın kabul edileceğiyle ilgili peşin bir yargı
taşımakta ve bize göre de Parlamentonun iradesini bir noktada ipotek
altına almaktadır.
Bu nedenle, bu
değişiklik teklifinin tarafınızdan da uygun
görüleceğini umuyor, hepinizi en içten duygularımla
selamlıyorum. (DTP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Yaman.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Madde 13ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 14 üzerinde
üç önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 14. maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 26 ncı
maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Esfender
Korkmaz |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Ali Rıza
Öztürk |
Faik Öztrak |
Mustafa Özyürek |
|
Mersin |
Tekirdağ |
İstanbul |
|
Gürol Ergin |
Bülent
Baratalı |
Birgen
Keleş |
|
Muğla |
İzmir |
İstanbul |
|
Rahmi Güner |
Bayram Meral |
|
|
Ordu |
İstanbul |
|
b) En az
beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olması,
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı
kanun tasarısının 14. maddesi ile değiştirilmek
istenen 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı kanunun 26. maddesinin
ikinci fıkrasının b bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b) En az
beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün veya
başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan
sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın
900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olması
|
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
Sevahir
Bayındır |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Şırnak |
|
Aysel
Tuğluk |
Selahattin
Demirtaş |
Akın
Birdal |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
Sırrı
Sakık |
|
Siirt |
Bitlis |
Muş |
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 14.
maddesi ile değiştirilen, 5510 sayılı Kanunun 26.
maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederim. Saygılarımla,
|
Oktay Vural |
Mithat Melen |
Mustafa
Kalaycı |
|
İzmir |
İstanbul |
Konya |
|
Alim
Işık |
Muharrem
Varlı |
Beytullah Asil |
|
Kütahya |
Adana |
Eskişehir |
b) En az on
yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 1800 gün veya başka
birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malûl olan sigortalılar
için ise en az beş yıldan beri sigortalı bulunup toplam 900 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirmiş
olması,
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Sayın Şandır, kim konuşacak?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Mithat Melen konuşacak efendim.
BAŞKAN
Sayın Melen, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
MİTHAT MELEN
(İstanbul) - Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyeti saygıyla
selamlıyorum.
Sosyal Sigortalar
ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, herhâlde, Türkiye'nin en
önemli yasası; hepimizi ilgilendiriyor, burada bizleri bile
ilgilendiriyor. Biz kendimiz için bile bir yasa çıkarırken pek fazla
düşündüğümüzü ve pek fazla üzerinde durduğumuzu zannetmiyorum.
Aslında,
yasanın çıkarılması için üç tane önemli neden var: Bir
tanesi, ekonomik yaklaşım. Ekonomik yaklaşımla
bakarsanız, bu yasanın, gerçekten Türk ekonomisinin önemli iki tane
sorunu olan faiz ve sosyal sigortalar yükünü ortadan kaldırması
gerekiyor önce. Çok önemli bir şey bu, Hükûmete düşen de zor bir görev. Ben
yaptım, sen yaptından çok geçmişin bir birikimi de var bunda.
Ama bunu değiştirmek, yeni bir yapıya kavuşturmak, önce
ekonomisiyle ilgili bu işin; bu işin daha ekonomik bir yapıda
gelişmesi önemli.
Şimdi, böyle
bir yaklaşımla bu kanuna yaklaşıldığını
pek çok zannetmiyorum, çünkü ekonomik yaklaşım bir parça ihmal
edilmiş durumda. Onun yerine daha gerçekçi bir yaklaşım belki
gerekliydi. O da -gerçekçi yaklaşım- tabii Türkiye'nin
şartlarında, bugünün şartlarında çok olumlu sonuç veremedi,
çünkü gerçekçi yaklaşırsanız, dünyayla bunu eşitlemeye
kalkarsanız o yükler daha da ağırlaşabilir. 75 milyon
nüfusun, cidden, sosyal barışın, ekonominin ve piyasa
ekonomisinin yapısını bozması itibarıyla, özellikle
insan kaynağı ve düzgün insan kaynağı yetiştirmek
için, gerçekten yılların birikintisinin çok önemi var. Bunu düzeltmek
de sanıldığı kadar kolay değil. Ama son
yaklaşım, politik yaklaşım herkesi memnun etmek; işte,
sokaktakini, bizi, herkesi. İşte, herkesi memnun edeceğim diye
kimseyi memnun etmeyip bu yasayı da çok anlaşılmaz bir hâle
getirdiğimizi fark etmemiz lazım.
Dört sayfa süren
maddeler var. Dört sayfa süren maddeyi anlamak o kadar güç bir iş ki,
uzman olmak gerekiyor. Yarın da bu konuda o kadar fazla ihtilaf
çıkacak ki... Yani, ben göremeyeceğim bunun ekonomik olduğunu,
uygulandığını ama, Sayın Bakan, inşallah görür ve
uygulamada sıkıntı çekmez. Çünkü hakikaten zor. Onun için, bütün
bunları bir tarafa atıp, belki bu kanunda onun için
değişiklik önergesi veriyoruz. Özellikle bu maddenin (b)
fıkrasıyla ilgili -ki, bu 14üncü maddenin (b)
fıkrasını 5510 sayılı Kanundan kopya edip o Kanunun
belirli yerlerini değiştiriyor bu kanun ama- burada, özellikle malullere,
malul sigortalılara bu hakkı tanımakta belki yarar var. Yani
bunda bir parça... Hani var ya bizim yaklaşımımız,
ağanın eli tutulmaz; belki Sayın Bakanın, Sayın
Komisyonun eli tutulmaz. Bu, on yıldan beri sigortada bulunup, toplam bin
sekiz yüz gün veya başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede
malul olan sigortalılar için, beş yıldan beri sigortalı
bulunup dokuz yüz günlük bir hak tanımakta -yaşlılık ve
ölüm sigortaları primleri bildirilmiş olması şartıyla-
gerek görüyoruz. Çünkü, zaten ekonomikliğini kaybetmiş bir yasada,
bence, böyle bir taviz vermekle çok daha fazla zarar etmemiş olur Hükûmet
ve biz, hepimiz.
Bu arada da
Türkiyede, önemli bir biçimde -özellikle Türkiye terör mücadelesi içerisinde-
gerçekten malullük meselesi önem kazanıyor. Hatta, bir
araştırma komisyonu şu anda ortada. Bilhassa Sosyal
Sigortaların malullük konusunda önemli meseleleri var. Onun için, bu
kanunda bu değişikliğin kabul edilmesinin, toplamda büyük bir
sıkıntıya neden olmayacağı
kanısındayız. Kanunun bu yönde değiştirilmesi için
veya bu maddenin bu yönde en azından değiştirilmesinin
düşünülmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisinin dikkatlerini çekmek
istiyorum. Niye? Çünkü bu kanun hepimizin kanunu. Ayrıca bu işin
çözümünün sokakta değil de Türkiye Büyük Millet Meclisinde olduğunun
da idraki içinde olmamız gerekiyor. Sosyal baskı başka bir
şey. Ama bu işin çözümünün bizlerin sorumluluğunda -başta
Hükûmet olmak üzere- olmasında hakikaten yarar var. Çünkü bu kanun hiç
kimsenin değil, Türkiye'nin meselesi. Sağlıklı ve düzgün
insan kaynağı yetiştirmek ve onlara güven sağlamak
zorundayız.
Saygılarla
arz ediyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Melen.
Önergeyi
oylarınıza
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısı istiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunacağım, karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
reddedilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 14. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.5.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 26. maddesinin ikinci fıkrasının b bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
b) En az
beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün veya
başka birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul olan
sigortalılar için ise sigortalılık süresi aranmaksızın
900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olması
Gültan
Kışanak (Diyarbakır) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Kışanak
Sayın
Demirtaş, siz mi konuşacaksınız?
Buyurun.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Sayın Divan,
değerli arkadaşlar; öncelikle hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Doğrusu,
5510 sayılı bir yasa var, daha önceki uygulamalar var ve işte,
geçen haftadan bu yana görüşmekte olduğumuz değişiklik
kanunu var. Bütün bunları bir arada değerlendirip yasayı
bütüncül bir şekilde anlayabilmek, değerlendirebilmek de kolay bir
iş değil. Sayın Bakan bu konuda muhalefet partilerinin
yönelttiği eleştirilere karşı Yasayı bütünüyle
inceleyip anlasanız, aslında eleştirileriniz çok haklı
değil, eleştirileriniz yersizdir. diye bazen serzenişte
bulunuyor ama, yani bu yasayı bütünlüklü olarak anlayabilen kaç kişi
var Genel Kurulda, bu yetkinlikte kaç kişi var bilmiyorum ama, bu
yasayı tümüyle anlayabilmek için hukukçu olmak yeterli değil, sosyal güvenlik alanında da uzman olmak
gerekiyor aynı zamanda. Dolayısıyla, yani bir yandan bu
yoğunluk içerisinde bu yasayı -ne getiriyor, ne götürüyor- tümüyle
anlamaya çalışıyoruz, bir yandan da eksik bulduğumuz
yönleri eleştirerek, önergeler vererek tamamlamaya
çalışıyoruz. En azından, yaptığımız
yasa, sosyal taraflar tümüyle, bütün maddeler üzerinde anlaşmadığı
için, sosyal tarafların da ihtiyacını, taleplerini
karşılayabilecek hâle gelsin diye büyük bir uğraş
veriyoruz.
Ama diğer
arkadaşlarımın da dile getirdiği gibi, bugün, bu yasa
üzerinde tümüyle uzlaşmamış, anlaşmamış sosyal
tarafların demokratik bir hakkını kullanmak üzere Güven Parka,
Kızılaya yürümeleri, orada basın açıklamaları yapma
istekleri -sonrasında demokratik olmayan- yine güvenlik güçlerinin
aşırı güç kullanımıyla engellenmeye
çalışıldı. Bu yasaya karşı çıkan
emekçilerin, gaz bombalarıyla, coplarla, düşüncelerini
açıklamaları veya eleştirilerini sunmaları bir yönüyle
engellenmeye çalışıldı. Bu durumun haksız bir durum
olduğunu ve kabul edilemez olduğunu, protesto ettiğimizi ben de
ifade etmek istiyorum.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, Sayın Bakan ısrarla Bu sosyal güvenlik
şemsiyesi, çatısı altında herkes bulunacak, hiç kimse
dışında kalmayacak, en azından sağlık
hizmetlerinden istisnasız herkes yararlanacak. diye ifade ediyor ama
bazı maddelerde öylesine kısıtlayıcı, engelleyici
düzenlemeler var ki haklı olarak şunu soruyoruz: Yani madem herkes
bütün haklardan yararlanacak, madem herkes sosyal güvenlik şemsiyesi,
çatısı altında olacak bir şekilde, işte, malullere
ilişkin prim veya prime dayalı her türlü borcu olanlara ilişkin,
iş göremezlik durumu olanlara ilişkin bu kadar ağır ve
engelleyici düzenlemeleri neden yapıyoruz o hâlde? Önceki 5510
sayılı Yasada bile tanınmış olan hakları bu
değişiklik yasasıyla geriye çekiyoruz, süreleri yükseltiyoruz,
prim ödeme gün sayısını yükseltiyoruz, yine çalışma
gün sayısını yükseltiyoruz. Dolayısıyla, yani bir
yandan Herkes zaten bu haklardan faydalanacak. diyoruz, ama öbür taraftan
özellikle sosyal güvenliğin temel amacı olan bakıma muhtaç olan
insanların devlet tarafından sosyal güvenceye, sosyal korumaya
alınması amacını güden bu yasada yine bu kesimlere yönelik
ağır düzenlemeler getiriyoruz. Bunlardan biri de işte bu
değişiklik önergesi verdiğimiz maddede değerli
arkadaşlar. Yani madem malullük durumuna düşen insanları
koruyacağız, o hâlde bu kişilerle ilgili, prim ödeme gün
sayısı veya çalışma süreleriyle ilgili daha düşük
günler öngörerek bu yasa tasarısında, bu maddede daha düşük
primler öngörerek daha ciddi bir koruma sağlayabiliriz. En azından
5510 sayılı Yasadaki düzenlemeye benzer düzenlemeler
yapılabilir. Beş yılık hizmet süresi ve dokuz yüz günlük
prim ödeme gün sayısı bizce yeterli olmalıdır. Zaten
malulen emekli olan insanlar çalışma gününü
doldurmadığı için emekli maaşını hak ettikleri
zaman da çok düşük emekli maaşları alacaklar. Bu yasayla emekli
aylığı bağlama oranı zaten düşüyor, bir de
malulen emeklileri düşündüğümüzde iyiden iyiye zor duruma sokmuş
olacağız. Eğer bu maddedeki, bu düzenlemedeki
değişiklik önergeleri kabul edilmezse değerli arkadaşlar,
maalesef ki yasanın sosyal amacı, özellikle korunmaya muhtaç olan
maluller, çocuklar, yaşlılar gibi kesimleri görmezden gelen, yani
emekçileri bir tarafa bıraktık, onların hakları zaten
korunmuyor ama sosyal güvenliğin temel amacı olan bu kesimleri koruma
amacını da bu maddelerle görmezden gelmiş olacağız,
onların aleyhine, onların çıkarına olmayan düzenlemelere
imza atmış olacağız.
Biz, DTP Grubu
olarak, değişiklik önergesi vererek bu duruma bir kez daha dikkat
çekmek istedik.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Demirtaş, konuşmanızı
tamamlayınız.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Devamla) - Önergemize destek vereceğinizi umut ederek,
hepinizi saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (DTP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Demirtaş.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı tasarının çerçeve 14. maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 26
ncı maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
b) En az
beş yıldan beri sigortalı bulunup, toplam olarak 900 gün
malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olması,
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
SAĞLIK,
AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU SÖZCÜSÜ
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Okay
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Rahmi Güner
BAŞKAN
Buyurun Sayın Güner. (CHP sıralarından alkışlar)
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte
olan yasanın 14üncü maddesinin değiştirilmesi hususunda
vermiş olduğumuz önerge hususunda CHP Grubu adına
konuşuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bugün görüşülmekte olan kanun, Türkiyenin hem
şimdiki durumunu hem geleceğini tayin eden bir kanun
tasarısı fakat bugün, bu kanun tasarısı görüşülürken
dikkatimi çeken bir konu var: Muhalefet partileri önergeleriyle,
konuşmalarıyla, bu kanunun içeriğini, bu kanunun Türkiyenin
geleceğini nasıl tayin edeceğini açıkça ortaya koymaktalar
fakat dikkatimi çeken bir husus daha var, iktidar parti milletvekilleri salonda
bulunmadıkları gibi, karar sayısı talep edildiğinde
salona gelip parmak kaldırıyorlar. Sayın Başkan, şunu
açıkça söylüyorum: Neye parmak kaldırdıklarını, niçin
bu önergeleri reddettiklerini hiçbirisinin bildiğini tahmin etmiyorum ve
bilmiyorlar.
Değerli
arkadaşlarım, bu kanun tasarısında malul
aylığının bağlanması için on yıl ve bin
sekiz yüz gün çalışma şartı öngörülmekte. Biz, bunun,
gerçekten çalışamaz durumda olan bir emekçinin, bir
çalışanın mağdur olacağı görüşündeyiz. O
nedenle, bu on yıllık sürenin beş yıllık ve bu
çalışma süresinin de yine dokuz yüz gün olarak
değiştirilmesi konusunda bu talepte bulunmuş oluyoruz.
Değerli
arkadaşlarım, şunu da belirtmek istiyorum: Bu kanun
tasarısına karşı, burada birçokları söylediler,
Sayın Bakan 16/8/1999 tarihinde, bu tasarının Türkiyeye büyük
bir yük getireceğini, bu tasarının Türkiyenin
ihtiyaçlarından doğmadığını ama IMFin ve Dünya
Bankasının baskısı ile gündeme geldiğini o zamanki
hükûmete karşı bizzat konuşma yapmıştır.
Konuşmanın metni burada değerli arkadaşlarım. Ve
şimdi, ve bu kanunun çok daha yeterli olduğunu, tasarının
yeterli olduğu ve tasarının geçmesi gerektiği üzerinde
görüş belirtmektedirler. Hatta, o zaman ki muhalefet partisinden olan
Sayın Bakanın da katılmış olduğu bir önerge var Mecliste.
Bu önergede elli ve elli beş yaş önerilmektedir.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi ise altmış beş yaş
gündeme gelmekte. Altmış beş yaş sorulduğunda yetkili
Sayın Bakan şunu söylemekte, Bu sizi ilgilendirmiyor,
çocuklarınızı ilgilendiriyor. Siz niye bu kadar üzerinde
duruyorsunuz? diye de demeçleri var değerli arkadaşlarım. Bu,
Türkiyenin geleceğini, Türkiyenin gelecek nesillerinin hayat
garantisini, yaşama garantisini tamamen ortadan kaldıran bir kanun
tasarısı değerli arkadaşlarım. Biz, çocuklarımızın
mutluluğu için yaşıyoruz, çocuklarımızın
geleceği için burada çalışıyoruz. Biz,
çocuklarımızın geleceği ve Türkiyenin geleceği için
buradayız ve bütün mücadelemizin özü buradadır değerli
arkadaşlarım. Töhmet altında kalmak istemiyoruz, ileride vebal altında
kalmak istemiyoruz. Bunu babalara söylüyorum, annelere söylüyorum değerli
arkadaşlarım. Demin burada bir oylama oldu. Sayın anneler,
iktidar partisi milletvekili hanımlar süt parasına karşı
çıktılar değerli arkadaşlarım. Bu, Türkiyenin
geleceği için çok daha sıhhatli çok daha gürbüz çok daha zeki
çocuklarımızın yetişmesi için bir teklifti, maalesef
aleyhinde oy kullandılar.
Değerli
arkadaşlarım, bir platformdan gelen, bugün sokaklarda bu mücadeleyi
veren, kendileri için ve çocukları için mücadele veren Emek Platformunun
yöneticilerinin nasıl baskı altında olduğunu, nasıl
konuşturulmamak istendiğini, nasıl eylemlerinin
engellendiğini bizzat gördük. İşte, biz vebal altında
kalmak istemiyoruz. Aynı platformdakilerden, aynı şekilde
emeğiyle çalışan, alın teriyle çalışan,
emeğin en yüce değer olduğu dünyamızda bu Emek Platformunda
çalışan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Güner, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) -
bir kesimden bana bir şiir geldi, onu okumak istiyorum ve
bitireceğim:
Sen de mi
onursuz ve bencil çıktın baba!
Hani senin her
şeyindim, hani yaşama sevincindim, hani kırlarda açan çiçektim,
hani umutsuz ve yoksul gecelerin sabahına güneştim.
Demek ki hepsi
yalanmış. Demek ki hepsi dolanmış. Beni ve öteki
çocukları kandırmışsınız günler geceler boyunca.
Oysa nasıl
güvenmiştim sana. O yedi başlı korkunç ejderhayı bile
yeneceğimi düşünmüştüm sen tutunca ellerimden.
Oysa sen ellerini
kirletmeyi seçtin. Bana bile Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
dedin.
Ne yazık ki
sen türünün tek örneği değilsin. Bugünlerde birçok ana baba,
çocuklarına sıkça söyledikleri Senin için canımı bile
veririm. sözü yerine Bana dokunmayan yılan bin yıl
yaşasın. demekte.
Biliyorum buraya
kadar söylediklerimi anlamazlıktan geldi. Bu çocuk ne saçmalıyor
böyle dedin.
Öyleyse daha
açık anlatayım Baba!
Adına sosyal
güvenlik reformu diyorlar.
Dönen o kadar
soygunun, yolsuzluğun bütçede yeri varken benim sağlıklı
kalabilmem için ödenecek üç kuruşu yük olarak görüp, bu yükten kurtulmak
siz büyüklerin yapmak zorunda olduğu reform.
Şimdi o
reformun içinde senin sesini kısmak için sana Bu reform seni çok
etkilemiyor, asıl çocuklarını etkiliyor diyorlar ve sen de
bundan memnun kalıp sesini çıkartamıyorsun.
BAŞKAN
Sayın Güner, bu şiir mi, metin mi?
RAHMİ GÜNER
(Devamla) Değerli arkadaşlarım
BAŞKAN -
Sayın Güner, şu anda bir buçuk dakikayı geçtik. Ben
cümlelerinizi tamamlamak için veriyorum ama süreyi vermediğim için
RAHMİ GÜNER
(Devamla) Tamam, tamamlıyorum.
BAŞKAN -
Bundan sonra zorunlu olarak hiç vermeyeceğim yani öyle görünüyor.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) Bitiriyorum efendim, bitiriyorum.
BAŞKAN
Lütfen.
RAHMİ GÜNER
(Devamla) Demek sana değil bana mezarda emeklilik vaat ettiklerinde
sessiz kalıp sonra bana dönüp canımın içi diyebiliyorsun.
Demek sana
değil bana daha kısıtlanmış içi
boşaltılmış bir sosyal güvenlik vaat ettiklerinde
oğlum/kızım diyebiliyorsun.
Vicdanen böyle
bir rüşveti nasıl böyle kabul edebildin.
BAŞKAN
Sayın Güner, sözünüzü keseceğim, iki dakikayı geçti efendim,
lütfen
RAHMİ GÜNER
(Devamla) Benim geleceğim karartılırken nasıl böyle
sessiz kalabildin!
Çek elini baba
benden.
Al sana baba bana
hediye ettiğin gelecek! Sesini çıkarmadığın gelecek!
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Siz, Türk milletinin geleceğini
kararttınız!
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Onları
anlamazsınız, anlasanız zaten bunu yapmazsınız.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Türk milletini anlamayan sizsiniz!
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Şiir de şiir olsa bari!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Kanundan haberiniz yok, hiçbir şeyden haberiniz yok!
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum arkadaşlar: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Evet, madde 14ü
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, 15inci madde üzerinde dört adet önerge vardır.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet
Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 15. maddesi ile
değiştirilmesi öngörülen 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 27 nci maddesinde
yer alan
|
M.Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Faik Öztrak |
Gürol Ergin |
Esfender
Korkmaz |
|
Tekirdağ |
Muğla |
İstanbul |
|
Bülent
Baratalı |
Ali Rıza Öztürk |
Birgen
Keleş |
|
İzmir |
Mersin |
İstanbul |
|
Bayram Meral |
Hüseyin Ünsal |
Tansel
Barış |
|
İstanbul |
Amasya |
Kırklareli |
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı kanun tasarısının
15. maddesi ile değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510
sayılı kanunun 27. maddesinde geçen
9000 gün
ibareleri yerine
7000 gün
ibarelerinin eklenmesini arz ve teklif ediyoruz.
Teklif Edenler:
|
Gültan
Kışanak |
Hasip Kaplan |
Sevahir
Bayındır |
|
Diyarbakır |
Şırnak |
Şırnak |
|
Selahattin
Demirtaş |
Akın
Birdal |
Aysel
Tuğluk |
|
Diyarbakır |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
Osman Özçelik |
Mehmet Nezir
Karabaş |
|
|
Siirt |
Bitlis |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı Kanun Tasarısının
çerçeve 15 inci maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Nurettin
Canikli |
Bekir
Bozdağ |
Veysi Kaynak |
|
Giresun |
Yozgat |
Kahramanmaraş |
|
Fatih
Arıkan |
Fatma
Şahin |
Öznur
Çalık |
|
Kahramanmaraş |
Gaziantep |
Malatya |
|
Agâh Kafkas |
|
|
|
Çorum |
|
|
"Madde 15-
5510 sayılı Kanunun 27 nci maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
'Madde 27-
Malûllük aylığı; prim gün sayısı 9000 günden az olan
sigortalılar için 9000 gün üzerinden, 9000 gün ve daha fazla olanlar için
ise toplam prim ödeme gün sayısı üzerinden, 29 uncu madde hükümlerine
göre hesaplanır. Sigortalı başka birinin sürekli
bakımına muhtaç ise tespit edilen aylık bağlama oranı
10 puan artırılır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlar için 9000 prim gün sayısı 7200 gün olarak
uygulanır.
Malûllük
aylığı, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve
(b) bendi kapsamındaki sigortalılar ile (c) bendi kapsamında
sigortalı iken görevinden ayrılmış ve daha sonra başka
bir sigortalılık haline tabi olarak çalışmamış
olanların;
a) Malûl
sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden
önce ise yazılı istek tarihini,
b) MalüI
sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek
tarihinden sonra ise rapor tarihini,
c) 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
çalışmakta olanların ise, maluliyetleri sebebiyle görevlerinden
ayrıldıkları tarihi,
takip eden ay
başından itibaren başlar.
Malullük
aylığı almakta iken bu Kanuna göre veya yabancı bir ülke
mevzuatı kapsamında çalışmaya başlayanların
malullük aylıkları, çalışmaya başladıkları
tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir ve bu Kanuna tabi
olarak çalıştıkları süre zarfında 80 inci maddeye göre
belirlenen prime esas kazançları üzerinden 81 inci madde gereğince
kısa ve uzun vadeli sigorta kolları ile genel sağlık
sigortasına ait prim alınır. Bunlardan işten ayrılarak
yeniden malullük aylığı bağlanması için
yazılı istekte bulunan ya da emekliye ayrılan veya sevk
edilenlere; kontrol muayenesine tabi tutulmak ve ilk aylığına
esas malullüğünün devam ettiği anlaşılmak kaydıyla, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında
çalışıyorsa görevinden ayrıldığı tarihi,
diğerlerine ise istek tarihlerini takip eden ödeme döneminden itibaren
yeniden malullük aylığı hesaplanarak bağlanır.
Bu
durumdakilerden ilk bağlanan malullük aylığına esas prim
ödeme gün sayısı;
a) 9000 günün
üzerinde olanların aylıkları 30 uncu maddenin üçüncü
fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanarak hesaplanır.
b) 9000 günden az
olanların aylıkları ise, eski aylığın
kesildiği tarihten sonra aylıklara yapılan artışlar
uygulanmak suretiyle aylığın başlangıç tarihi
itibariyle hesaplanan tutarının emeklilik öncesi ve sonrası prim
ödeme gün sayısı toplamının emeklilik öncesi prim ödeme gün
sayısına orantılı bölümü ile emeklilik sonrası
çalışmaya ait kısmi aylığın toplamından
oluşur. Emeklilik sonrası çalışmaya ait kısmi
aylık, emeklilik öncesi ve sonrası prim ödeme gün sayısı
toplamı ve emeklilik sonrası çalışmaya ait prime esas
kazançları üzerinden bu maddenin birinci fıkrasına göre
hesaplanan aylığın emeklilik sonrası prim ödeme gün
sayısına orantılı bölümü kadardır. Yeni aylık,
eski aylığın kesildiği tarihten sonra aylıklara
yapılan artışlar uygulanmak suretiyle bulunan tutarın
altında olamaz.
Yukarıdaki
(a) ve (b) bentlerinde belirtilen 9000 prim gün sayısı, 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için 7200 gün olarak uygulanır.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, dört önergeden bahsetmiştim, dördüncü önerge
geri çekildiği için üç önergeyi okuttum.
Komisyon önergeye
katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet katılıyor mu?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz
Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
AGÂH KAFKAS
(Çorum) Konuşacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Kafkas. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AGÂH KAFKAS
(Çorum) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK Parti Grubu
tarafından verilen önerge üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
Başkanım, kıymetli arkadaşlarım; bugün burada
çalışmasına devam ettiğimiz yasa, Türkiye'deki bütün
insanları ilgilendiren bir yasa ve uzunca bir serüveni olan bir yasa.
Türkiye'de bir ortak aklın ortaya çıkması konusunda bir
çabanın ürünü olarak bugün buradayız.
Bildiğiniz
gibi geçen dönem 5510 sayılı Kanunu çıkardık, Anayasa
Mahkemesi tarafından belli maddeleri iptal edildikten sonra, yeniden
Bakanlığımız tarafından uzun bir hazırlık
sürecinden ve sosyal taraflarla yapılan çalışmalardan sonra
yeniden Meclisimizin gündemine getirildi.
Meclisin
gündemine getirilen bu yasanın da en önemli maddelerinden bir tanesi,
özellikle, benim, bugün, şu anda üzerinde durmak istediğim olay,
emeklilik hakkında ödenecek prim gün sayısıydı.
Bildiğiniz
gibi, 5510 sayılı Kanunla prim ödeme gün sayısı Türkiye
genelinde yedi bin güne kademeli olarak geçiş sağlanmış,
sonra 5510la bu dokuz bin gün prim ödeme gün sayısına
çıkarılmıştı.
Şimdi, bu
yasayla önemli bir gelişmeyi meydana getirmiş durumdayız.
Türkiye'de demokrasinin işleyişinin, sosyal tarafların demokratik
zemini kullanarak nasıl iş yaptıklarının ve Hükûmetin
ve Bakanlığımızın demokratik talepler
karışsındaki duyarlılığının en güzel,
en somut örneğini burada görmemiz mümkündür. Bir ortak akıl sonucunda
Emek Platformu bileşenleriyle uzun bir süre müzakereler sürdürülerek ki
onların on dokuz maddeden oluşan itirazları vardı,
bunların her birisi üzerinde çeşitli, uzun müzakereler
sürdürülmüş ve birçoğunda da mutabakata
varılmıştır. Buradaki en önemli unsur yıllardır
eleştiri konusu olan
Dokuz bin gün prim gün sayısını
Türkiye'deki emekçilerin, özellikle SSKlıların tamamlama
imkânının zor olacağına dair çok ciddi anlamda
eleştiriler vardı ki bu yasanın temel parametrelerinden bir
tanesi yaşsa, bir tanesi de prim gün sayısıdır. Prim gün
sayısında hep
Demin
5510 sayılı Yasadan geriye
gidişi filan konuşuyoruz. İşte bu devrim niteliğinde
bir geriye gidiştir, ileriye adım atmaktır. Yani dokuz bin gün
prim yedi bin iki yüz güne indirilmiştir...
HASİP KAPLAN
(Şırnak) İşçiler
14 Martta yürüyünce oldu.
AGÂH KAFKAS (Devamla)
yani bin sekiz yüz
gün geri çekilmiştir ve bunlar Emek Platformuyla da el
sıkışarak yapılmıştır. Ama bizim
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Kafkas, kim yaptı dokuz bin
günü?
AGÂH KAFKAS
(Devamla) Herkesle el sıkışmak, herkesle uzlaşmak temel
amacınızdır ama kimi insanlar vardır ve kimi gruplar
vardır ki kendisiyle bile anlaşmaktan korkan insanlarla anlaşma
zemini yakalama imkânınız bazen olmuyor olabilir. O nedenle burada
yedi bin iki yüz gün prim esası teşkil edilmiştir ve kazanılmış
haklar burada önemli oranda korunmuştur ve yaşla ilgili
Yarın
sabah sanki buraya çıkanlar dokuz bin gün primi alacaklar,
altmış beş yaşına kadar da emekli olacaklar.
Türkiye'de böyle bir panik havası yaratıldı. Böyle bir
şeyin olmadığı ortada. Yedi bin iki yüz güne
indirilmiştir prim gün sayısı.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Daha inmedi efendim, daha inmedi.
AGÂH KAFKAS
(Devamla) Bugün çalışanların yaşla ilgili bir problemleri
yoktur, yarın olanların yoktur. On yıl içerisinde gireceklerin
de altmış beş yaş diye bir problemlerinin
olmadığı ortadadır. Buna rağmen artık bu ülkede
bir sosyal güvenlik sisteminde yapılması gereken önemli bir
düzenlemenin onurunu hep beraber yaşayacakken, hep beraber, hepimiz bunu
yapmış olmaktan dolayı onurlu yaşayacakken, bunun
istismarından artık hep beraber vazgeçiyor olmamız lazım
diye düşünüyorum. Yani, yarın sabah dokuz bin gün filan, yok
altmış beş, yok
Kimsenin kazanılmış
haklarına da dokunulmuyor. Yedi bin iki yüz gün prim gün sayısı
esas alınmaktadır ki bu bence
Burada, Sayın Bakanın
şahsında, bütün ekibini kutluyorum, Hükûmetimizi kutluyorum, çünkü
Emek Platformuyla demokratik bir ortamda oturulup onlarla uzun bir müzakerenin
sonucunda bir ortak aklın ortaya çıkmasını
gerçekleştirmişlerdir.
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kafkas, son cümlelerinizi alayım.
Buyurun.
AGÂH KAFKAS
(Devamla) - Çünkü, demokrasilerin olmazsa olmazı sivil toplum
örgütleridir. Sivil toplum örgütlerinin demokratik mekanizmaların
içerisinde demokratik haklarını aramasının bütün
yolları açıktır meşru zeminlerde, hukuk sistemimizde
bunların hepsi vardır ve o zeminleri de bu Hükûmet sonuna kadar
bunlara açmıştır ve onun sonucunda da bir uzlaşma
sağlanmıştır.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Vatandaş niye yürüyor?
AGÂH KAFKAS
(Devamla) - Ben emeği geçen herkesi kutluyor, saygılar sunuyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
AKİF
AKKUŞ (Mersin) - Vatandaş niye yürüyor, niye?
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Kafkas.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan, hatip, prim ödeme
gün sayısının yedi bin iki yüze indirildiğini söyledi. Yedi
bin iki yüze henüz indirilmiş değil, bu konuda sadece önerge okundu.
Ama, eğer hatip doğruyu söylemek isterse, prim ödeme gün
sayısı, şu anda, 5510 sayılı Yasaya göre dokuz bin
gündür. Bunu yüce Meclisin bilgisine sunmak istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, biraz önce kabul etmiş olduğunuz
önergeyle çerçeve 15inci maddenin düzenlediği 5510 sayılı
Kanunun 27nci maddesi tümüyle değiştirilmiştir. Bu nedenle,
aynı maddede değişiklik öngören son iki önergeyi işleme
koyma imkânı kalmamıştır. Önergeleri işlemden
kaldırıyorum.
15inci maddeyi
kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza arz ediyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
16ncı madde
üzerinde beş adet önerge vardır, önergeleri okutuyorum:
TBMM
Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının 16. maddesi ile
değiştirilmek istenen 31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı
kanunun 28. maddesinin ikinci fıkrasının a bendinde geçen
En
az 9.000 gün
ibaresi yerine
En az 7.000 gün
ibarelerinin eklenmesini,
ikinci fıkranın b bendinin çıkarılmasını, üçüncü
fıkrasının aşağıdaki gibi
değiştirilmesini, yedinci fıkrada geçen,
55
ibaresinin
50
olarak düzeltilmesini, sekizinci fıkrada geçen
55
ibaresinin,
50
olarak değiştirilmesini teklif ediyoruz.
Sigortalılar
ikinci fıkranın a bendinde yer alan yaş hadlerine 60
yaşını geçmemek üzere üç yıl eklenmek ve adlarına en
az 5.400 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olmak şartıyla da yaşlılık
aylığından yararlanabilirler
|
Ufuk Uras |
Selahattin
Demirtaş |
Gültan
Kışanak |
|
İstanbul |
Diyarbakır |
Diyarbakır |
|
Hasip Kaplan |
Sırrı
Sakık |
Ayla Akat Ata |
|
Şırnak |
Muş |
Batman |
|
Osman Özçelik |
Nezir
Karabaş |
|
|
Siirt |
Bitlis |
|
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı Kanun Tasarısının
çerçeve 16ncı maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
Nurettin Canikli |
Bekir
Bozdağ |
Öznur
Çalık |
|
Giresun |
Yozgat |
Malatya |
|
İhsan Koca |
Ahmet Öksüzkaya |
Agâh Kafkas |
|
Malatya |
Kayseri |
Çorum |
Madde 16- 5510 sayılı Kanunun 28inci maddesinin ikinci
fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin sonuna
aşağıdaki cümleler eklenmiş, üçüncü fıkrasına
yaş hadlerine ibaresinden sonra gelmek üzere 65 yaşını
geçmemek üzere ibaresi eklenmiş, yedinci fıkrasındaki
Ancak, 4üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için prim gün
sayısı şartı 7.200 gün olarak uygulanır.
Ancak yaş hadlerinin uygulanmasında (a) bendinde
belirtilen prim gün sayısı şartının doldurulduğu
tarihte geçerli olan yaş hadleri esas alınır.
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen
yaşlılık aylıklarından yararlanabilmek için, 4üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen
sigortalının çalıştığı işten
ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen sigortalının
sigortalılığa esas faaliyete son verip vermeyeceğini beyan
ettikten sonra yazılı istekte bulunmaları, 4üncü maddenin
birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen sigortalıların
ise istekleri üzerine yetkili makamdan emekliye sevk onayı
alındıktan sonra ilişiklerinin kesilmesi şarttır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 119 Sıra Sayılı
Tasarının çerçeve 16. maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
M. Akif
Hamzaçebi |
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Mustafa Özyürek |
|
Trabzon |
Malatya |
İstanbul |
|
Esfender
Korkmaz |
Birgen
Keleş |
Faik Öztrak |
|
İstanbul |
İstanbul |
Tekirdağ |
|
Gürol Ergin |
Bülent
Baratalı |
Ali Rıza
Öztürk |
|
Muğla |
İzmir |
Mersin |
|
Bayram Meral |
Tansel
Barış |
|
|
İstanbul |
Kırklareli |
|
Madde 16- 5510
sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının
(a) bendindeki
( ) Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının
sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve
dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum
Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp
oranının;
a) Birinci
derecede özürlü olan sigortalılar en az 15 yıldan beri sigortalı
olmak ve 3600 gün,
b) İkinci
derecede özürlü olan sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı
olmak ve 4000 gün prim,
c) Üçüncü
derecede özürlü olan sigortalılar 20 yıldan beri sigortalı olmak
ve 4400 gün
malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak
şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş
şartları aranmaksızın yaşlılık
aylığına hak kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine
göre kontrol muayenesine tâbi tutulabilirler.
(
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık
aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının
çalıştığı işten ayrıldıktan, (b) bendinde
belirtilen sigortalının sigortalılığa esas faaliyete
son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte
bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili
makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin
kesilmesi şarttır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 16
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim. Saygılarımla,
|
Süleyman L.
Yunusoğlu |
Erkan Akçay |
Mustafa
Kalaycı |
|
Trabzon |
Manisa |
Konya |
|
Reşat
Doğru |
Recep Taner |
|
|
Tokat |
Aydın |
|
Madde 16 - 5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin
ikinci ve üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında belirtilen 3960
gün ibaresi 3700 gün, beşinci fıkrasının (a) bendinde
belirtilen 4320 gün ibaresi 3700 gün ve (b) bendinde belirtilen 4680 gün
ibaresi 4100 gün şeklinde değiştirilmiştir.
İlk defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara;
kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş
olmaları ve en az 7000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi bildirilmiş olması şartıyla
yaşlılık aylığı bağlanır.
Sigortalılar, kadın ise 58 erkek ise 60
yaşını doldurmuş ve adlarına en az 4500 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak
şartıyla da yaşlılık aylığından
yararlanabilirler.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının çerçeve 16 ncı maddesi ile değişik
5510 sayılı kanunun 28 inci maddesinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Harun Öztürk |
A. Jale
Ağırbaş |
Hüseyin Mert |
İzmir |
İstanbul |
İstanbul |
Hasan Erçelebi |
Hasan Macit |
Kamer Genç |
Denizli |
İstanbul |
Tunceli |
Madde 16 - 5510
sayılı Kanunun 28 inci maddesi aşağıdaki şekilde
değiştirilmiştir.
Yaşlılık
sigortasından sağlanan haklar ve yararlanma şartları
Madde 28-
Yaşlılık sigortasından sigortalıya sağlanan
haklar şunlardır:
a)
Yaşlılık aylığı bağlanması.
b) Toptan ödeme
yapılması.
İlk defa bu
Kanuna göre sigortalı sayılanlara; kadın ise 58, erkek ise 60
yaşını doldurmuş olmaları ve en az 7000 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması
şartıyla yaşlılık aylığı
bağlanır.
Sigortalılar,
ikinci fıkrada yer alan yaş hadlerine iki yıl eklenmek ve
adlarına en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da
yaşlılık aylığından yararlanabilirler.
Sigortalı
olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce
25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı
gerektirecek derecede hastalık veya özürü bulunan ve bu nedenle malûllük
aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az onbeş
yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3600 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak
şartıyla yaşlılık aylığı
bağlanır.
Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının
sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve
dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum
Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp
oranının:
a) %50 ilâ %59
arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16
yıldan beri sigortalı olmaları ve 3900 gün.
b) % 40 ilâ % 49
arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18
yıldan beri sigortalı olmaları ve 4200 gün.
malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirmiş olmak
şartıyla ikinci fıkradaki yaş şartları
aranmaksızın yaşlılık aylığına hak
kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine göre kontrol muayenesine tâbi
tutulabilirler.
Bakanlıkça
tespit edilen maden işyerlerinin yeraltı işlerinde sürekli veya
münavebeli olarak en az 20 yıldan beri çalışan sigortalılar
için ikinci fıkrada belirtilen yaş şartı 53 olarak
uygulanır.
50
yaşını dolduran ve erken yaşlanmış olduğu
tespit edilen sigortalılar, yaş dışındaki diğer
şartları taşımaları halinde yaşlılık
aylığından yararlanırlar.
Yukarıdaki
fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından
yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı
işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen
sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip
vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte bulunması
şarttır.
Bu maddenin
uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN Komisyon
önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Öztürk, buyurun.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte
olduğumuz madde, yasanın en önemli maddelerinden birisi ve kurgulama
olarak da sosyal güvenlik açıklarının önlenmesine yönelik bir
tedbir olarak düşünülmüş ve emekliliği zorlaştırmak
suretiyle masrafların azalacağı belirtilmiş. Ancak geneli
üzerinde yaptığımız görüşmelerde de ifade
ettiğimiz üzere sadece gider azaltıcı önlemler değil,
şu anda Bakanlığın takip etmesi gereken kayıt
dışı ekonomi ve sosyal güvenlik kuruluşlarına
bildirilen prim gelirlerinin tahsili gibi önemli bir görevi var. Bunları
yapmayarak emekliliği güçleştirmek sosyal güvenlik sistemine sosyal
devletin bakış açısı olamaz.
Şimdi,
yaşla ilgili olarak mevcut duruma göre bir tespit
yaptığımızda, hem mevcut duruma hem Sayın Bakanın
sosyal güvenlik reformuyla ilgili olarak açıklayıcı
kitapçığındaki rakamlar
karşılaştırıldığında şöyle bir
tablo çıkıyor: Devlet Planlama Teşkilatının 2007
yılında özel ihtisas komisyonu olarak hazırladığı
raporda doğuşta yaş beklentilerine göre, o gün için
yaptığı hesaplamalara göre, altmış beş
yaşı dikkate alındığında, erkeğin emekli
olduktan sonra 3,3 yıl, kadının da emekli olduktan sonra 8,1
yıl emekli maaşı alabileceğini söylemiştik.
Şimdi, Sayın
Bakan bu kitapçıkta bir başka
hesap yapıyor ve 2040 yılındaki yaşam beklentisini dikkate
alarak bir rakam çıkarıyor ve bu rakamları Avrupa ülkeleriyle
karşılaştırıyor. Ben Almanya ve Türkiyeyi esas
alarak, yani erkekte ve kadında altmış beş yaşın
uygulandığı Almanyayı ve Türkiyeyi esas alarak, Devlet
Planlama Teşkilatının düzenlediği rapordaki yılı
ve Sayın Bakanın kitapçıkta sunduğu yılları
karşılaştırdığımızda şöyle bir
tablo çıkıyor: Yani, önümüzdeki otuz iki yıl içerisinde
Almanyada erkeklerin yaşında 8,2lik bir artış bekleniyor,
kadınların yaşında 5,5lik bir artış bekleniyor.
Türkiyede ise bu rakamların erkeklerde 10,7 ve kadınlarda 9,9
olduğu söyleniyor. Buna, şu açıdan, yaş ilerledikçe
diğerinin öbürünü yakalama şansı fazla olabilir diye bakabiliriz.
Ancak, önümüzdeki dönemde olaylara üç çocuk yaklaşımıyla
bakarsak, istikrarsız yönetimleri ve istikrarsız büyümeyi dikkate
alırsak, bu aktüeryal hesapların ortaya konulmasındaki
güvenilirliği sorgulamamız lazım ve o günkü yaşı da
bugünden sorgulamak mümkün, çünkü kadınlarda 2 kat daha
yaşlanmış, doğuşta yaşam beklentisinin
artmış olduğunu görüyoruz.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, doğru olan neydi? Şimdi, sosyal
taraflarla da görüştünüz, yani bir mutabakat aradınız ve bu
mutabakatta komisyona getirdiğiniz tasarının iki ayağı
olduğunu söylediniz. Yani, olmazsa olmaz iki ayağından
bahsettiniz. Bu ayaklardan birisi altmış beş yaş idi,
diğeriyse dokuz bin iş günüydü ve bunlardan hiçbir şekilde taviz
verilemeyeceğini belirttiniz, ancak, dokuz bin iş gününü yedi bin iki
yüze çekiyorsunuz. Şimdi burada iyi yapıyorsunuz, ancak, şu
dengeyi gözetmeniz gerekiyor: Yaşla prim ödeme gün sayısı
arasındaki bağlantı son derece önemli. Şunun için önemli:
Çünkü, prim ödeme gün sayısını doldurduğunda insanlar,
yaşı beklerken kayıt dışına geçeceklerdir. Yani,
elli sekiz-altmış yaş ve yedi bin-yedi bin iki yüz prim ödeme
gün sayısı doğru bir tercihtir ve dolayısıyla, bunun
üzerinde oynanmamalı ve sistemin buna uyum sağlamasına
fırsat verilmesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HARUN ÖZTÜRK
(Devamla) Toparlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Öztürk, konuşmanızı tamamlayınız.
HARUN ÖZTÜRK
(Devamla) Teşekkür ediyorum.
Bir hususu dile
getirmek istiyorum: Sayın Bakan, bu bulunduğu yerden, 99da sistemi
eleştirirken, devletin kayıtlarına vâkıf
olmadığı için öyle bir eleştiri yönelttiğini, ancak
bugün sistemi tanıdığını ve bunun yapılması
gerektiğini söyledi. Ben şunu dikkatlerinize getirmek istiyorum:
Sayın Bakanın samimi ifadesi, o gün için itirafı doğruydu,
o gün için yaptığı yanlıştı. Gerçekten, bugün
için de vâkıf olduğunu söylüyor ama sistem son derece
karmaşık. Ben yine vâkıf olamadığı düşüncesiyle
bugün de yanlış yaptığını söylüyor, zamanın
bizi yanıltmasını beklediğimi ifade ediyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Öztürk.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 16
ncı maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim. Saygılarımla.
Süleyman
Yunusoğlu (Trabzon) ve arkadaşları
Madde 16- 5510
sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü
fıkrasında belirtilen 3960 gün ibaresi 3700 gün, beşinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen 4320 gün ibaresi 3700 gün
ve (b) bendinde belirtilen 4680 gün ibaresi 4100 gün şeklinde
değiştirilmiştir.
İlk defa bu
Kanuna göre sigortalı sayılanlara; kadın ise 58, erkek ise 60
yaşını doldurmuş olmaları ve en az 7000 gün malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olması
şartıyla yaşlılık aylığı
bağlanır.
Sigortalılar,
kadın ise 58 erkek ise 60 yaşını doldurmuş ve
adlarına en az 4500 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm
sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla da
yaşlılık aylığından yararlanabilirler.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Sayın Şandır?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Beytullah Asil konuşacak efendim.
BAŞKAN
Sayın Asil, buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
BEYTULLAH
ASİL (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün Siz orada sadece
düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz. diyerek
övdüğü Millî Mücadelemizin ve çatısı altında
bulunduğumuz Büyük Millet Meclisinin ilk zaferi olan İnönü Zaferinin
87nci yılı kutlu olsun. İnönü Zaferi ile yüce milletimiz
mağlubiyetine ve mağduriyetine nokta koymuş ve birbirini takip
eden zaferlerle Türkiye Cumhuriyetine ulaşılmıştır. Bu
zaferleri bize armağan eden aziz şehitlerimizin ruhları önünde
saygıyla eğiliyorum.
Bu zaferin 87nci
yıl dönümünü bugün Metristepede, Bözüyük Şehitliğinde ve
Eskişehirin İnönü ilçesinde coşkuyla kutladık. İnönü
Belediye Başkanımız Sayın İsmail Karaköse, İnönü
halkının İstiklal Madalyasını hak ettiğini, yüce
Meclisin de bu hakkı kendilerine teslim etmesini istiyor. Hepinize
saygıyla arz ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 16ncı maddesinde 5510
sayılı Kanunun 28inci maddesinin ikinci ve üçüncü
fıkralarının değiştirilmesiyle ilgili vermiş
olduğumuz değişiklik önergesiyle ilgili söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Değerli
milletvekilleri, sosyal devlet olmanın gereklerinden biri olan sosyal
güvenlik hakkının düzenlendiği Anayasamızın
60ıncı maddesinde Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı
kurar. denilmektedir. Buna rağmen, görüşmekte olduğumuz bu
tasarının ruhunu oluşturan emekli, dul ve yetimlerine
yapılan aylık ve diğer ödemelerin azaltılması yoluyla
sistemin açıklarını kapatma mantığını bu
maddede de görüyoruz. Oysa olması gereken, yaşlılık,
hastalık, malullük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı
asgari hayat düzeylerinin korunması amaçlanmalıdır.
Sosyal güvenlik,
insanların bulundukları toplumda insan onuruna yakışır
bir şekilde, başkalarına muhtaç olmadan
yaşamalarının teminatıdır. Görüşmeye
çalıştığımız önümüzdeki kanun tasarısı bu
bakış açısını göz ardı eden teknik bir
düzenlemedir. Toplumun bütün kesimlerini ilgilendiren böylesine önemli bir yasa
tasarısında sosyal yönler göz ardı edilirse bu kanun
tasarısının toplumun geniş kesimlerine benimsetilmesi çok
zor olur ve bunun sonucunda da toplumda oluşacak tepkiler nedeniyle bir
iki yıl içinde bu kanun, ucundan köşesinden düzeltilmek üzere tekrar
yüce Meclisin huzuruna gelir. Nitekim, bundan önce bu şekilde
çıkarılan yasalarda olduğu gibi, bu Meclis, bu yasayı
mükemmele yakın bir düzenlemeyle çıkarmaya, gerçek bir sosyal
güvenlik reformu yapmaya muktedirdir. Bu fırsat
kaçırılmamalıdır. Gerçekten de bu tasarı bu
şekilde yasalaşırsa -ki öyle gözüküyor- önümüzdeki bir iki
yıl içinde bunun düzeltilmesi için çeşitli tasarılarla önümüze
getirilmesi kaçınılmazdır. Bu şekilde yapılacak
düzenlemeler bu defa da yasanın bütünlüğünü ortadan
kaldıracaktır.
Değerli
milletvekilleri, sosyal güvenlik sisteminde yeni düzenlemeler
yapılması konusunda toplumda oluşmuş fikir birliği
vardır, bu sistemin geldiği gibi gitmeyeceği konusunda mutabakat
birliği vardır, muhalefet partilerinin yasaya olumlu katkı yapma
konusunda irade beyanları vardır. Bu gerçekler ortadayken, toplumun,
parlamenterlerin içine sinmeyen, pek çok ayağı sakat, kendi
içerisinde tutarsızlıkları olan bu yasa
tasarısını ısrarla, acele bu Meclisten geçirme çabası
anlaşılır değildir. Kayıt dışı
istihdamın önlenmesi konusunda etkin yapısal tedbirler bu yasa
tasarısında yoktur. Bilgi işlem teknolojisinden de
yararlanılarak ilgili kamu kurum/kuruluşları ve meslek
odaları arasında sağlıklı bir bilgi akış
sistemi ve koordinasyon sağlanamamıştır. Sistemin en önemli
gereği olan güçlü bir denetim mekanizması oluşturulamamıştır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Asil, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
BEYTULLAH
ASİL (Devamla) Değerli milletvekilleri, vakit çok geç
değildir. Maddeler üzerinde verdiğimiz ve vereceğimiz önergelere
destek olun. İnsanımızın, genç
kuşaklarımızın geleceğe umutla bakmasını
sağlayalım. 11 milyon çalışanı kayıt altına
almak için gerekli yasal ve idari düzenlemeleri yapalım. Grup Başkan
Vekilimiz Sayın Mehmet Şandırın geçmiş aylarda
yaptığı bir konuşmada dediği gibi: Yeriniz mi dar,
yeniniz mi dar? Yeriniz darsa yer açalım, yeniniz darsa yeninizi açalım.
Yeter ki bu milletin hayrına olacak yasa tasarılarını bu
Meclise getirin diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Asil.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Karar yeter sayısının aranmasını
istiyorum.
BAŞKAN
Evet, önergeyi oylarınıza sunacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Tasarının çerçeve 16. maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
Madde 16- 5510
sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrasının
(a) bendindeki
( ) Kurumca
yetkilendirilen sağlık hizmet sunucularının
sağlık kurullarınca usûlüne uygun düzenlenecek raporlar ve
dayanağı tıbbî belgelerin incelenmesi sonucu, Kurum
Sağlık Kurulunca çalışma gücündeki kayıp
oranının;
a) Birinci
derecede özürlü olan sigortalılar en az 15 yıldan beri sigortalı
olmak ve 3600 gün,
b) İkinci
derecede özürlü olan sigortalılar en az 18 yıldan beri sigortalı
olmak ve 4000 gün prim,
c) Üçüncü
derecede özürlü olan sigortalılar 20 yıldan beri sigortalı olmak
ve 4400 gün
malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak
şartıyla ikinci fıkranın (a) bendindeki yaş
şartları aranmaksızın yaşlılık
aylığına hak kazanırlar. Bunlar 94 üncü madde hükümlerine
göre kontrol muayenesine tâbi tutulabilirler.
(
Yukarıdaki fıkralarda belirtilen yaşlılık
aylıklarından yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalının
çalıştığı işten ayrıldıktan, (b)
bendinde belirtilen sigortalının sigortalılığa esas
faaliyete son verip vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte
bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili
makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin
kesilmesi şarttır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Yaşar Ağyüz konuşacak.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Divan üyeleri hep aynı partiden. Olmaz
ki!
BAŞKAN
Önerge sahipleri adına Sayın Yaşar Ağyüz.
Buyurun Sayın
Ağyüz. (CHP sıralarından alkışlar)
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
119 sıra sayılı Yasa Tasarısının 16ncı
maddesi üzerine verdiğimiz değişiklik önergesi için CHP Grubu
adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, birinci konuşmamda, bu yasanın her yönüyle
sağlıkta ve sosyal güvenlikte bir yıkım yasası
olduğunu söylemiştim. Şimdi bu yasadan özürlüler de nasibini
alıyor; prim ödeme gün sayısıyla alıyor, yaşı
elliden elli beşe çıkarma taktiğiyle alıyor.
Demin, Sayın
AKP Grubu bir öneri verdi ve her zaman yapıldığı gibi,
Anayasa değişikliğinde türbanda- bayan milletvekilleri
konuştu, bugün de çalışanların hak kaybını
sağlayan yasada da maalesef bir sendikacı arkadaşımız
konuştu. Dışarıda sendikacılar, çalışanlar
mücadele ederken, sayın arkadaşımız, yedi bin iki yüz güne
düşen prim gün sayısını, bir ulufeymiş, kendilerine
bir bağışmış gibi buradan söyledi.
Bir kere, bu
ifade altmış beş yaşı ortadan kaldırmıyor.
Emek Platformunun protokolü, ne demek istediği burada. Emek Platformu
diyor ki: Yedi bin iki yüz tamam. Yalnız şunu diyor: Ancak prim
gün sayısının kademeli olarak artması nedeniyle, prim gün
sayısını doldurduğu hâlde emeklilik yaşını
doldurmadığı için emekli aylığına hak kazanamayan
sigortalıların emeklilik yaşını doldurduğu
yılda Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanunuyla belirlenen altmış beş yaş koşulu
aranmaksızın emekli olmasına olanak
sağlanmıştır.
Şimdi, ya bu
önergenizi açacaksınız -Emek Platformuyla protokole bağlanmamasına
rağmen öneri olarak sunulur hâle getireceksiniz- veyahut da yedi bin iki
yüz güne düşen prim gün sayısının altmış beş
yaşı ortadan kaldırmadığını açık ve net
söyleyeceksiniz değerli arkadaşlarım.
Şimdi
bakın sosyal devlet diyoruz. Sosyal devlet, yaşlısına,
emeklisine bakamaz ise, özürlüsünü koruyamaz ise, özürlülerini devlete el açar
hâle getirir ise sosyal devlet kavramından bahsedilebilir mi? Özürlüler
toplumun korunmaya muhtaç bireyleri ise, sosyal güvenlik açıklarının
azaltılması amacıyla bunların mevcut haklarının
kaldırılması ya da geriye götürülmesi sosyal devlet
anlayışıyla bağdaşır mı değerli
arkadaşlarım?
Bu yasa,
önergelerle adam olmaya niyeti olmayan bir yasa, bunu açık söyleyelim.
Zaten önergeleri de dikkate aldığınız yok ne kadar sosyal
özü olursa olsun. Deveye sormuşlar Boynun niye eğri? Deve
demiş ki: Nerem doğru ki? Bu yasanın hiçbir doğru
yanı yok ki. Sosyal devleti ortadan kaldıran, halkı
yoksullaştıran, emeklilik yaşını artıran, prim
gün sayısını artıran bir yasa değerli
arkadaşlarım. O nedenle, bu yasanın önergelerle
değişeceği düşüncesinde olmamamıza rağmen -yön
gösterici, uyarıcı, eğer kabul görürse de yasanın adam gibi
bir yasa olmasını sağlamak için- diğer muhalefet partileri
gibi Cumhuriyet Halk Partisi Grubu da önergelerle bu yasaya bir çekidüzen
vermek istiyor, ama nafile.
Değerli
arkadaşlarım bir yasanın reform olması için
iyileştirmeyi hedeflemesi lazım. Bu yasada iyileştirme yok. 5510
sayılı Yasadan daha geriye gidiş var değerli
arkadaşlarım. Hak kayıplarının adı ne zamandan
beri reform oldu? Bakın, Sayın Bakan da yetkililer de diyorlar ki:
Sosyal güvenlik reformunu, açıkların sürdürülemez olduğu
gerekçesiyle kabul edilir kılmaya mecburuz.
Peki,
değerli arkadaşlarım, ülkemizin 2007 yılı sosyal
güvenlik açığı -SSK,
BAĞ-KUR, Emekli Sandığı- toplam 25 milyar 400 milyon resmî
rakamlara göre. Kayıt dışı istihdam ne kadar? TÜİKin
açıkladığı kayıt dışı istihdam ne
kadar? Sizin kurumunuz bu. Yanlış nüfus sayımı yapsa da
gene ona da bir kulp bulursunuz. Kayıt dışı istihdam 9
milyon 938 bin kişi. Bunlar kayıt içine dâhil edildiği takdirde
-edilme cesareti, çabası- İşsizlik Fonunun bu amaçla
kullanılması sağlanır ise, gelir vergisi ve sigorta
primlerinin yaratacağı rakam bu açığı kapatacak
noktadadır değerli arkadaşlarım. Onun için,
yaptığınız aflarla kaçakçıları korumayı
biliyorsunuz, 70 bin kişiyi bir saatte affediyorsunuz, trilyonları
çiziyorsunuz. Ama emekliye, ama genç yaşta emekli olması gereken insanlara
kapıyı kapatıyorsunuz, özürlülere kapıyı
kapatıyorsunuz. Sosyal devletle sizin alakanız yok.
Sağlıkta ve diğer yönde sosyal devleti ortadan
kaldırıyorsunuz. Zaten sosyal devletin yerine sadaka devletini ihya
ettiniz. Bunu seçimlerde gördük, diğer zamanlarda gördük. Yeşil kart
bunun parçasıdır, kömür dağıtımı bunun
parçasıdır, falan filan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, birkaç saniyenizi rica edeyim.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak üzere. Sayın Ağyüz
cümlesini tamamlayacak.
Sayın
Ağyüzün konuşmasını tamamlamasına kadar
çalışma süresinin uzatılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Buyurun
Sayın Ağyüz, konuşmanızı tamamlayınız.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Bu yasayla artık sosyal bir hak olmaktan
çıkmıştır değerli arkadaşlarım ve
değerli arkadaşlarım, bu yasanın kapsamına neden
İşsizlik Sigortası Fonu dâhil edilmiyor? Neden Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma bu tek çatı altına dâhil
edilmiyor? Çünkü onlar partizanca kullanılacak kaynaklar olarak
kullanılıyor. Bir tanesiyle devlet açıklarını
kapatacaksınız, kurum açıklarını
kapatacaksınız; bir tanesiyle de kömür ve iaşe
dağıtacaksınız değerli arkadaşlarım.
BAŞKAN
Sayın Ağyüz, konuşmanızı tamamlayınız
efendim. Süremiz doldu.
YAŞAR
AĞYÜZ (Devamla) Açlık sınırının 697 YTL olduğu
bir yerde her 5 kişiden 1i işsiz ise bu yasanın sosyal özü
yoktur. Bu yasa ülke gerçeklerine uymamaktadır ve emekliler için mezarda
emekliliği getiren bir yasadır, özürlüleri de mezarda öldürecek bir
yasadır.
Hepinize
saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
milletvekilleri, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, alınan karar gereğince kanun
tasarı ve tekliflerini sırasıyla görüşmek için 2 Nisan 2008
Çarşamba günü saat 13.00te toplanmak üzere birleşimi
kapatıyorum.
Size ve bizleri
izleyen vatandaşlarımıza hayırlı akşamlar
diliyorum.
Kapanma Saati: 21.02