DÖNEM: 23 CİLT: 18 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
92nci
Birleşim
17 Nisan 2008 Perşembe
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMA
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, köy enstitülerinin kuruluşunun 68inci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
2.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, köy enstitülerinin kuruluşunun 68inci
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
3.- Niğde
Milletvekili Mümin İnanın, Niğde ilinin ekonomik durumu ve
sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması
V.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun (6/498) esas
numaralı sözlü sorusunu geri aldığına ilişkin önergesi
(4/40)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 32 milletvekilinin, muhtarların
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/169)
VI.-
ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu Önerileri
1.- Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kuruluşunun 88inci yıl dönümünün ve Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün önem ve
anlamının belirtilmesi amacıyla Genel Kurulda özel bir
görüşme yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan
2008 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmasına, bu toplantıda
yapılacak görüşmelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına, siyasi parti grupları başkanlarına ve grubu
bulunmayıp da Mecliste üyesi bulunan siyasi partilerin milletvekili olan
genel başkanlarına veya genel başkanın
görevlendireceği bir milletvekiline onar dakika süreyle söz verilmesine ve
bu toplantıda başka konuların görüşülmemesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi
2.- 119 sıra
sayılı kanun tasarısının kabul edilmiş olan 11,
16, 17, 35, 47nci maddeleri ile 75inci maddesinin 3üncü ve 4üncü
fıkralarının, 94üncü maddesinin 3üncü
fıkrasının yeniden görüşülmesine dair Hükûmetin isteminin
yerine getirilmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
3.- Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun 18/04/2008 Cuma günü
çalışmamasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VII.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Devlet Memurları
Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Manisa Milletvekili Şahin
Mengünün; 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19
milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi; Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun; Engelli Memurların
Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin
(j) Bendinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; 3201
Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 milletvekilinin; 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 milletvekilinin;
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S.
Sayısı: 119)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/443) (S. Sayısı: 84)
3.- İstanbul
Teknik Üniversitesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde
Eğitim-Araştırma Yerleşkeleri Kurmasına
İlişkin Çerçeve Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu
Raporu (1/512) (S. Sayısı: 115)
4.- Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri
Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/480) (S. Sayısı: 94)
5.- Manisa
Milletvekili İsmail Bilenin; Emniyet Teşkilatı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Genel Kadro ve Usulü
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın; Çarşı ve
Mahalle Bekçilerinin Hizmet Sınıfının Değiştirilmesine
İlişkin Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt
Aslanoğlu ve 13 milletvekilinin; Genel Kadro ve Usûlü Hakkında Kanun
Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(2/132, 2/143, 2/144, 2/157) (S. Sayısı: 120)
VIII.-
OYLAMALAR
1.- Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının 94üncü maddesine eklenen geçici 1inci
maddenin önergesinin oylaması
2.- Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun
ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısının oylaması
3.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
4.- İstanbul
Teknik Üniversitesinin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde
Eğitim-Araştırma Yerleşkeleri Kurmasına
İlişkin Çerçeve Protokolünün Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının oylaması
IX.-
KOMİSYONLAR BÜLTENİ
1.- 22.7.2007
tarihinden 31.12.2007 tarihine kadar komisyonlara gelen, neticelenen ve kalan
işler
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.-
Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Binicinin, Ceylanpınarda
Hazine arazilerinin tapuya dönüştürülmesine ilişkin Başbakandan
sorusu ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı (7/2241)
2.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesine vergi
gelirlerinden verilen paya ilişkin sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı (7/2313)
3.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı (7/2314)
4.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
sorusu ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı (7/2315)
5.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, envanterden düşülen bir arkeolojik
esere ve müze müdürlerine ilişkin sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı (7/2352)
6.- Kastamonu
Milletvekili Musa Sıvacıoğlunun, Kastamonudaki tarihi bir
binaya ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Hayati Yazıcının cevabı (7/2507)
7.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, TMSFye devredilen bir
bankanın mudilerinin mağduriyetine ilişkin sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekrenin
cevabı (7/2672)
8.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, çocuk sayısına yönelik bir
açıklamasına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/2696)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.04te açılarak yedi oturum yaptı.
İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, Türkiyenin demografik
yapısına ve olası senaryolara göre projeksiyonlara ilişkin
gündem dışı konuşmasına, Devlet Bakanı Nimet
Çubukçu cevap verdi.
İstanbul
Milletvekili Mehmet Ufuk Uras, 19 Nisan Misket Bombalarına Karşı
Uluslararası Eylem Günü ve Türkiyenin dâhil olduğu Oslo Sürecine,
Sivas
Milletvekili Selami Uzun, Sivas Divriği Demir-Çelik Maden
İşletmesinde işçi çıkartmalarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent Baratalının,
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, Devlet Memurları Kanunu ile
Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Manisa Milletvekili Şahin
Mengünün, 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi; Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19
Milletvekilinin, 17.7.1964 Tarihli ve 506 Sayılı Sosyal Sigortalar
Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi; Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, Engelli Memurların
Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin
(j) Bendinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, 3201
Sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk
Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin
Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin, 5510
Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 Milletvekilinin,
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifinin (1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79,
2/136, 2/147, 2/149) (S. Sayısı: 119) görüşmelerine devam
edilerek altıncı bölümüne kadar kabul edildi, altıncı
bölümü üzerinde bir süre görüşüldü; verilen aradan sonra,
2nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti
Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı (1/443) (S.
Sayısı: 84),
3üncü
sırasında bulunan, İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma
Yerleşkeleri Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/512) (S. Sayısı: 115),
4üncü
sırasında bulunan, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/480) (S.
Sayısı: 94),
5inci
sırasında bulunan, Manisa Milletvekili İsmail Bilenin, Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın, Genel
Kadro ve Usûlü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın, Çarşı ve
Mahalle Bekçilerinin Hizmet Sınıfının
Değiştirilmesine İlişkin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 13 Milletvekilinin, Genel Kadro ve
Usûlü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/132,
2/143, 2/144, 2/157) (S. Sayısı: 120),
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.
6ncı
sırasında bulunan, Artvin İli Yusufeli İlçesinin Merkezinin
Değiştirilmesi Hakkında Kanun Tasarısının
(1/435) (S. Sayısı: 48) yapılan görüşmelerden sonra kabul
edilip kanunlaştığı açıklandı.
17 Nisan
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00te toplanmak
üzere birleşime 23.33te son verildi.
|
|
|
Şükran Güldal MUMCU |
|
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yusuf COŞKUN |
|
Harun TÜFEKCİ |
|
|
Bingöl |
|
Konya |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Fatma SALMAN KOTAN |
|
|
|
|
Ağrı |
|
|
|
|
Kâtip Üye |
|
No.: 129
II.- GELEN KÂĞITLAR
17 Nisan 2008 Perşembe
Tasarılar
1.- Nükleer
Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmenin
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
(1/564) (İçişleri; Adalet ile Dışişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 10.4.2008)
2.- Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Bahreyn Krallığı Hükümeti Arasında
Uluslararası Karayolu Taşımacılığı
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı (1/565) (Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm ile Dışişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.4.2008)
Teklifler
1.- İstanbul
Milletvekili Ufuk Urasın; Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında
Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/213)
(Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile
İçişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 10.4.2008)
2.- İstanbul
Milletvekili Şinasi Öktemin; Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı
Kanunu, Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Yükseköğretim
Kurumları Öğretim Elemanlarının Kadroları
Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve Genel Kadro ve Usûlü Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnameye Ekli Cetvellerde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/214) (Millî Eğitim, Kültür,
Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.4.2008)
3.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal ve 14 Milletvekilinin; 17.03.1981
Tarih ve 2429 Sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında
Kanunun 2 nci Maddesinin A Bendinin Değiştirilmesine Dair Kanun
Teklifi (2/215) (Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal
İşler ile İçişleri Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.4.2008)
4.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; Yükseköğretim Kurumları
Teşkilatı Hakkında 2809 Sayılı Kanun ile 78 ve 190
Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/216) (Millî Eğitim,
Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 10.4.2008)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, BAĞ-KURdan emekli olamayan
bazı kimselerin durumuna ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından sözlü soru önergesi (6/608) (Başkanlığa
geliş tarihi: 8/4/2008)
2.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, özelleştirilen Türk Telekomun
ismine ilişkin Ulaştırma Bakanından sözlü soru önergesi
(6/609) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
3.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
mal varlığına ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/610) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
4.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bazı yöneticilerin maaşlarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/611)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
5.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bazı yönetici kadrolarına yapılan
atamalara ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/612) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
6.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bazı yöneticilik görevleri için sınav
açılmamasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/613) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
7.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bazı yönetici görevlerine atamalara
ilişkin Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/614)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
8.- Manisa
Milletvekili Mustafa Enözün, bazı yöneticilerin ücretlerine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/615)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
9.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrulun, Aksarayın su plan ve projesine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi (6/616)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
10.- Aksaray
Milletvekili Osman Ertuğrulun, Aksaray Kültür Merkezinin personel
ihtiyacına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/617) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, TOKİnin satışlarına
aracılık eden firmaya ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2980) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
2.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, Expo 2015
organizasyonu faaliyetlerine ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/2981) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
3.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, bir milletvekili hakkındaki
kaçakçılık iddiası soruşturmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2982) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/4/2008)
4.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, yerli işletim sistemi
kullanımının teşvikine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2983) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/4/2008)
5.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, SHÇEK yuva ve yurtlarındaki bazı
olaylara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2984)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
6.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmazın, çiftçilerin elektrik
borçlarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2985) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
7.- Hatay
Milletvekili İzzettin Yılmazın, taşımacılık
ve nakliyecilikteki fiyat tarifesi düzenlemelerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2986)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
8.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, AB Komisyonu Başkanının
açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2987) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
9.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, TOKİnin kendi iştiraklerine komisyonsuz
arsa satması ile ilgili yönetmelik değişikliğine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2988)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
10.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, parti toplantılarında resmi
araçların kullanıldığı iddiasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2989)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
11.- Kocaeli
Milletvekili Cevdet Selvinin, Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık için alınacağı iddia edilen uçak ve
helikopterlere ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2990) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
12.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, bir genelgenin
uygulamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2991) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
13.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, ceza infaz kurumları personelinin
sorunlarına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2992) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
14.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Türkiye İş Kurumuna
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2993) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/4/2008)
15.- Adana
Milletvekili Muharrem Varlının, emekli olamayan belediye
başkanlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2994)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
16.- Edirne
Milletvekili Rasim Çakırın, Uzunköprü İlçesindeki orman
vasfını yitiren arazilerin kullanım hakkına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/2995)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
17.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, tıbbi atık tesislerinin denetimine
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2996) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
18.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Altındağdaki bazı
dükkanların yıkımına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2997)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
19.- Hatay Milletvekili
Gökhan Durgunun, Hatay Valiliğince verilen silah taşıma
ruhsatlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2998) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8/4/2008)
20.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, bir derneğin düzenlediği
panele ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2999) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
21.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Arpaçayda selden zarar gören bir
köye ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3000) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
22.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, görevden alınan ve görev yeri
değiştirilen bürokratlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3001)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
23.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, yurda giriş yasağı uygulanan
bir şahsa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3002) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
24.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, bir üniversite hastanesi binaları
hakkındaki iddialara ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3003) (Başkanlığa geliş
tarihi: 9/4/2008)
25.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bir coğrafya ders kitabındaki
yanlışlığa ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3004) (Başkanlığa geliş
tarihi: 8/4/2008)
26.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, öğrenci andıyla ilgili bir
iddiaya ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3005) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
27.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya Lisesinde görevli bazı
öğretmenlere yönelik iddialara ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3006)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
28.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, sanat eğitimine
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3007) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
29.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, bir lisede ders saatlerinin Cuma namazına
göre değiştirildiği iddiasına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3008)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
30.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, Akdeniz Üniversitesinde meydana gelen
olaylara ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3009) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
31.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, yükseköğrenim yurtlarına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3010)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
32.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün, ölüm vakalarına ve Bilecikteki kanser
vakalarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3011) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
33.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konya Yalıhöyük Sağlık
Ocağında yaşanan bir olaya ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3012)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
34.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, vakıfların düzenlediği
kermeslerde açıkta yiyecek satışına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3013)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
35.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Bartında
sağlık hizmetlerindeki bazı sorunlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3014)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
36.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, Yuvacık Merkez Dispanserine
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3015) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
37.-
Diyarbakır Milletvekili Akın Birdalın, zorunlu askerlik
hizmetine ilişkin Millî Savunma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3016) (Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
38.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, bir televizyon
kanalının yayınının kesilmesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3017)
(Başkanlığa geliş tarihi: 8/4/2008)
39.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, SPK Başkanı
hakkındaki iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/3018) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
40.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, yetiştirme yurtlarında kalan
çocukların güvenliklerine ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/3019) (Başkanlığa
geliş tarihi: 9/4/2008)
41.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Bursa Atatürk Kapalı Spor Salonundaki
bazı organizasyonlar için alınan kiraya ilişkin Devlet
Bakanından (Murat Başesgioğlu) yazılı soru önergesi
(7/3020) (Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
42.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, TRT personel ve yayın
politikasıyla ilgili bazı hususlara ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/3021)
(Başkanlığa geliş tarihi: 9/4/2008)
Meclis Araştırması Önergesi
1.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 32 Milletvekilinin, muhtarların
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/169) (Başkanlığa
geliş tarihi: 16/04/2008)
17 Nisan 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı),
Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci Birleşimini
açıyorum.
III.- YOKLAMA
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağım.
Üç dakika süre
veriyorum.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, toplantı yeter sayısı vardır,
görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, köy enstitülerinin kuruluşunun 68inci
yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Denizli Milletvekili Hasan
Erçelebiye aittir.
Buyurunuz
Sayın Erçelebi.
Süreniz beş
dakikadır.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Denizli Milletvekili Hasan Erçelebinin, köy
enstitülerinin kuruluşunun 68inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
HASAN
ERÇELEBİ (Denizli) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
bugün Türk eğitim tarihinde en çok övülen, bazen de yerilen köy
enstitülerinin kuruluşunun 68inci yıl dönümü nedeniyle söz
aldım. Yüce heyetinizi Demokratik Sol Parti ve şahsım adına
saygıyla selamlıyorum.
Türkiye,
Kurtuluş Savaşını bitirip ekonomik savaşa
başladığı yıllarda okumaz yazmaz bir köylü devleti
görünümündeydi. Sorun köylerdeydi, o hâlde çözüm de köylerde
aranmalıydı. Türk devriminin önündeki en büyük engel halkın
okumaz yazmazlığı idi. İşte, Büyük Atatürk, bu sorunu
çözmek için, 1936 yılında, dönemin Eğitim Bakanı Saffet
Arıkana İzmir Kızılçullu ve Eskişehir Çifteler ile
Mahmudiyede köy eğitmen kurslarını açtırdı. Daha
sonra, bu denemeden olumlu sonuç alan Türkiye Cumhuriyeti devleti, 17 Nisan
1940 tarihinde, köyü canlandırmak, köylüyü kalkındırmak
amacıyla köy enstitülerini açtı.
Köy enstitüleri
Türk eğitimcisinin yarattığı özgün bir okul modeli idi. Köy
enstitüleri Türk köylüsünün gereksinim duyduğu öğretmeni,
sağlıkçıyı ve tarım elemanını
yetiştirecek çok programlı okullardı. Açık
bulundukları süre içerisinde 17 bin köy öğretmeni, 600
sağlıkçı yetiştirmiş, tarım programını
açamadan kapatılmışlardır.
Köy enstitüleri,
İkinci Dünya Savaşının ekonomik
sıkıntıları ve yoklukları içinde
yaratılmış, aynı zamanda, dünyadaki pek çok ülkeye örnek
olmuş bir modeldi. 26 Nisan 1940 tarihli Ulus gazetesinde Profesör Doktor Fahri Ecevit köy
enstitüleriyle ilgili olarak şunları yazıyordu: On beş
yıl kaynayacağız ve göreceksiniz bu işi idare edenlerin
iman ve sanatkâr eli, potadan, on beş yıl sonra, ne harikulâde ne
sağlam ve yekpare bir kıymet çıkaracaklar. Kendi kendine
okumasını, kendi kendine anlatmasını, bilgiyi kendi eliyle
ve kendinden inşa etmesini öğrenmiş bir kitle. Şehir
münevverine yapışmış, şehir refahına
ulaşmış ve öz değerini bütün sathına
çıkarmış bir cevher. Onu işleyeceğiz ve ondan
kendimizi yapmaya devam edeceğiz.
1950li
yıllarda ülkenin dört bir yanına açılan yirmi bir köy enstitüsü
ile köylünün kalkınmaya ve köyün canlanmaya
başladığını gören mutlu azınlık
temsilcileri, köy enstitülerini kapattılar. Dün köy enstitülerine
karşı olan zihniyet ile bugün köy kentlere karşı olan
zihniyet aynı zihniyettir. Çünkü, üretici olan Türk köylüsü ülkenin gerçek
efendisi olacak diye korkmaktadırlar.
Eğer köy
enstitüleri kapatılmayıp da günümüze kadar geliştirilerek
yaşasaydı, her biri birer bölge üniversitesi olacaktı. Eğer
köy enstitüleri kapatılmasaydı bugün neler olmazdı diye
sorduğumuzda: Köylerimizde öğretmen sıkıntımız
olmazdı, köylerimizde sağlık sorunu olmazdı, köylerimizdeki
çiftçilerimizin sorunu olmazdı, köyden kente göç bu kadar çok
olmazdı, bölücülük faaliyetleri olmazdı. enflasyon olmazdı,
işsizlik olmazdı, üretimsizlik olmazdı, bilgisizlik ve
beceriksizlik olmazdı, laiklik karşıtı akımlar ve
davranışlar olmazdı, bugün Mersin Limanında yabancı
bakliyat gemileri olmazdı. Mersin limanında bekleyen yabancı
bakliyat ve hububat gemileri köy enstitülerine yapılan
haksızlığın açık delilleridir.
Aslında biz
kendimize uygun ve dünyaya örnek olacak modelleri erken yaratmışız,
ama zamansız yitirmişiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
HASAN
ERÇELEBİ (Devamla) - Ülkemizi
kalkındırmak için dışarıdan model aramaya gerek yok,
yitirdiklerimizi bulsak yeter.
Bu anlamlı
günde, köy enstitülerine büyük emeği geçen, başta dönemin
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Millî Eğitim Bakanı
Hasan Âli Yücel ve İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı
Tonguçu takdir ve rahmetle anıyorum. Bütün köy enstitülülerin
aramızdan ayrılmış olanlarına Allahtan rahmet,
hayatta olanlarına sağlıklı, mutlu yıllar diliyorum.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (DSP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın
Erçelebi.
Gündem
dışı ikinci söz, yine aynı konuda söz isteyen Zonguldak
Milletvekili Ali Koçala aittir.
Buyurunuz
Sayın Koçal. (CHP sıralarından alkışlar)
2.- Zonguldak Milletvekili Ali Koçalın, köy
enstitülerinin kuruluşunun 68inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bugün cumhuriyetimizin en önemli
eserlerinden birinin, köy enstitülerinin kuruluşunun 68inci yıl
dönümüdür. Sözlerime başlarken, bu eserin hayata geçmesini sağlayan
Ulu Önder başta olmak üzere, İsmet İnönü, Saffet Arıkan,
Hasan Âli Yücel ve Hakkı Tonguçu saygıyla ve rahmetle anıyorum
ve hayatta olan köy enstitülü öğretmenlerimize sağlık ve
esenlikler diliyorum.
Çok değerli
milletvekilleri, aradan bunca yıl geçmiş olmasına
karşın Türkiyenin her köşesinde bugün köy enstitülerinin
yıl dönümünü kutlamak için törenler düzenlendiğini ve emeği
geçenlerin anıldığını hep birlikte biliyoruz ve bu
kurumların anılması ve yıl dönümünün kutlanmasıyla
ilgili cumhuriyetimizin ve Atatürk devrimlerinin ne kadar önemli olduğunu
bir kere daha görmüş oluyoruz.
Değerli
milletvekilleri, köy enstitüleri, Kurtuluş Savaşının bir
devamı olarak değerlendirilmelidir. Köy enstitüleriyle eğitim ve
kalkınmanın köylerden başladığını hepimiz
bilmeliyiz. 1935li yıllarda yüzde 85i okuma yazma bilmeyen 40 binin
üzerindeki köyde vatandaşlarımızın eğitimini
sağlamak ve bunların okuma yazmayı öğrenmelerini
sağlamak bakımından altı aylık dönemlerle kurslar
başlatılmış ve bu kurslardan mezun olan eğitmenler
köylere gönderilmiştir. Köylere gönderilen eğitmenler çok önemli
görevler yerine getirmişlerdir. Görev alan bu eğitmenler üç
yıllık ilkokul öğrencilerini yetiştirmişler ve
eğitime önemli katkılar sağlamışlardır. Daha
sonra da 17 Nisan 1940ta Köy Enstitüleri Yasası
çıkartılmış ve yirmi bir köy enstitüsü kurulmuştur.
Böylece, köy okullarında yetişen yetenekli öğrenciler kendi
bölgelerinde kurulan köy enstitülerine parasız ve yatılı olarak
girme imkânını bulmuşlardır.
Yaparak ve
yaşayarak bir eğitim yöntemi uygulanan bu okullardan Atatürkçü,
çağdaş, demokratik, laik öğretmenler yetişmiştir. Bu
öğretmenler gittikleri köylerde üretim ile eğitimin iç içe geçmesini
sağlamış ve birer toplum önderi olarak görevlerini yerine
getirmişlerdir. Birçok ünlü kişinin bu okullardan yetiştiği
ve 17 bin kişinin mezun olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir.
Fakir Baykurt, Dursun Akçam, Mahmut Makal, Talip Apaydın, Mehmet
Başaran ve bunlar gibi yazarlar, romancılar, sanatçılar,
politikacılar köy enstitüleri mezunudurlar.
Kurtuluş
Savaşıyla dünyaya örnek olan Türkiye, aynı zamanda, köy
enstitüleri projesiyle de örnek olma özelliğine sahip olmuştur. Köy
enstitüleri başka yerden kopya edilmemiş, tamamen Türkiyemize
özgüdür. IMFnin, Dünya Bankasının veya Avrupa Birliğinin,
Amerika Birleşik Devletlerinin talimatlarıyla kurulmamıştır.
Köy enstitüleri projesi bir aydınlanma projesidir; üretim, kalkınma,
ilerleme projesidir, çağdaş bir projedir. Bu okullardan birikimli,
donanımlı, kendine güvenli, bilinçli, toplumun sorunlarını
ve çözüm önerilerini bilen öğretmenler yetişmiştir. Kuruluşundan
bu yana altmış sekiz yıl geçmiş olmasına
karşın hâlen güncelliğini koruyan bu kurumlar, çağdaş
eğitim ilkelerini uygulayan, insan merkezli, laik ve bilimsel
kurumlardı. Bu okullardan mezun olanlar köylere giderek sayısız
hizmetler yapmış, bulundukları bölgelerde insanları
ayağa kaldırarak, yurttaş olma, insan olma bilincini
yerleştirmişlerdir.
Köy enstitüleri
ile toplumda bir değişim ve dönüşüm
gerçekleştirilmiştir. İlkel tarımdan modern tarıma
geçişin temeli atılmıştır. Yönetime katılma,
sorma ve sorgulama bilinci gelişmiştir. Akıl ve bilimi kullanan
çağdaş insanlar, iyi eğitimciler, üretici, yaratıcı ve
iyi yurttaşlar yetiştirilmiştir. Köylü sağlık hizmeti
almıştır.
Köy enstitüleri
öncülüğünde binlerce dönüm toprak işlenerek ağaç, meyve ve sebze
yetiştirilmiş; köylere su, elektrik, yol bu dönemde gitmiştir ve
yüzlerce bina bu dönemde yapılmıştır. Köylümüz bu dönemde
gözünü açmış, varlığını hissettirmiş, ancak
ne var ki, köy enstitüleri mezunları söyledikleri, yaptıkları ve
yazdıklarıyla birçok kesimi ürküttüler. Yüzyıllar boyunca
sömürülen, ezilen, horlanan köylü çocuklarının okuyup, yönetime ortak
olma talepleri egemen güçleri telaşlandırdı ve köy enstitülerine
karşı bir karalama kampanyası başlatıldı.
Şimdi
hepimizin gurur duyduğu köy enstitüsü kurucularına ve
mezunlarına çok acılar çektirildi. Horlandılar, itildiler,
kendilerine yakıştırmalar yapıldı, sürüldüler, özlük
hakları geri alındı, hapse atıldılar, rahatsız
edildiler, sürekli gözetim ve denetim altında tutularak psikolojik
baskıya maruz kaldılar.
Toplumumuzu
ayağa kaldıran, aydınlanma sürecini başlatan, eğitimde
devrim yaratan, insanlarımızı ümmetçilikten
yurttaşlığa taşıyan, üretimi ön planda tutan ve hâlâ
güncelliğini yitirmeyen, gelişmekte olan dünya...
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ALİ KOÇAL
(Devamla)
devletlerine önerilen köy enstitüleri modeli, ne yazık ki
1946 yılından itibaren kapatılma sürecine girdi. Kademe kademe
programları, yönetici ve öğretmenleri değiştirildi. Bu
projeyi destekleyenler tehdit edildi, etkinlikleri azaltıldı. Toprak
ağaları ve köylümüzün uyanmasını istemeyen
uluslararası güçler bu modelin başarıya ulaşmaması
için büyük organizasyonlar içerisine girdiler. 1946 seçimlerinden sonra
İsmail Hakkı Tonguç ve çalışma arkadaşları
görevden alındı ve kapatma eylemi başlamış oldu.
Böylece, nihayet 1954 yılında köy enstitülerinin tamamen hepsi
kapatılmış oldu.
Değerli
milletvekilleri, tabii köy enstitüleri modelini yaratan bir ulusun bireyi
olmaktan gerçekten kıvanç ve onur duyuyoruz. Eğer köy enstitüleri
kapatılmamış olsaydı bugün önümüzde çok farklı bir
Türkiye olacaktı.
Örneğin,
belki bugün Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik olmayacaktı, bir
başka arkadaşımız olacaktı.
Değerli
arkadaşlar, özetle, köy enstitüleri kapatılmasaydı şimdi
herkesin hayranlıkla baktığı bir Türkiye olacaktı, tam
bağımsız bir Türkiye olacaktı, tüketen değil üreten
bir Türkiye olacaktı.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Koçal.
YAŞAR TÜZÜN
(Bilecik) Hükûmet yok mu Sayın Başkan? Hükûmet cevap vermeyecek mi
konuşmalara?
BAŞKAN
Yok.
Gündem
dışı üçüncü söz, Niğde ilinin ekonomik durumu ve
sorunları hakkında söz isteyen Niğde Milletvekili Mümin
İnana aittir.
Buyurun
Sayın İnan.
3.- Niğde Milletvekili Mümin İnanın,
Niğde ilinin ekonomik durumu ve sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
MÜMİN
İNAN (Niğde) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; hepinizi
saygıyla selamlıyorum. Niğdenin ekonomik durumu hakkında
söz almış bulunuyorum.
Niğde,
TÜİK tarafından açıklanan nüfus sayımına göre
yaklaşık 150 bini il ve ilçe merkezlerinde, 181 bini de belde ve
köylerde olmak üzere toplam 331 bin nüfuslu olan Anadolunun küçük illerinden
birisidir. Ekonomik yapısı, diğer benzeri Anadolu vilayetlerimiz
gibi, tarım ağırlıklı ve kendi ölçüsünde orta ölçekli
sayılabilecek bazı sanayi dallarıyla ilgili tesislerden
oluşmaktadır. Nüfusunun çok önemli bir bölümü tarım
ağırlıklı olarak çalışmaktadır.
Tarımda
geleneksel Türk tarımının izleri görülmesine rağmen,
Niğdede özellikle elma, hububat ve patates üretimi dikkat çekmektedir.
Türkiye genelinde üretilen patatesin yaklaşık yüzde 25ini Niğde
karşılamaktadır. Ancak ülkenin ciddi planlanmış bir
tarım politikası olmaması neticesinde, patates bazen çiftçinin
yüzünü güldürmüşse de ama genellikle hasat ve sonrası hep hüzün
olmuştur.
Patates
üretiminde girdi maliyetlerinin yüksek olması ve son yıllarda ithal
tohum ve bilinçsiz gübre kullanımı sonucu ortaya çıkan durum özellikle
Niğde, Nevşehir, Derinkuyu ve Ağcaşarda yapacak başka
işi olmayan çiftçiyi her zaman mağdur etmiş ve çiftçimiz her
geçen yıl daha da fakirleşmiştir.
Son zamanlarda
bütün mukayeseleri yaparken 2000 yılını baz almak moda
olduğu için, biraz biz de bu modaya uyalım dedim ve bununla ilgili,
çiftçimizin 2000 yılından günümüze kadar olan durumunun
arkadaşlarımız tarafından ortaya konulması için bir
çalışma yaptık.
Çiftçimiz 2002
yılında 100 kilo patates ile 167 kilo amonyum sülfat gübresi
alabilirken 2008 yılında aynı gübreden ancak 30 kilo; 2002
yılında 100 kilo patates ile
Son yıllarda
girdi maliyetlerinin bu şekilde üretici aleyhine gelişmesi çiftçimizi
çok zor duruma düşürerek tarımsal sulamada kullandığı
elektrik enerjisi borcunu ödeyemez duruma getirmiştir. Borcunu ödeyemeyen
binlerce çiftçimiz icraya verilmiş, tarlalarına, traktörlerine haciz
konulduğu için bankalardan ve kooperatiflerden kredi kullanma imkânı
da kalmadığından ekim yapamaz hâle gelmiştir. Ülkemizin en
az yağış alan bölgelerinden biri olan bölgemizde şu anda
hububat ekili alanların sulanması gerektiği hâlde,
üreticilerimiz, tarımsal sulama elektrikleri kesik olduğu için sulama
yapamamaktadırlar. Son günlerde dünyayı kırmızı alarma
geçiren gıda sıkıntılarını
düşündüğümüzde yetkililerin bu tutumu ne derece mantıklı
bir yaklaşım tarzıdır takdirlerinize bırakıyorum.
Elektrik
borçlarının yapılandırılması konusu
tarafımızca ve birçok milletvekili arkadaşım
tarafından defalarca dile getirilmesine rağmen, bugüne kadar olumlu
herhangi bir adım atılmamıştır. 2005
yılındaki yapılandırma, sorunu çözmemiştir. Az önce
söylediğim gibi, girdi maliyetlerinin artışına
bakarsanız, eminim ki 2005 yılında borcu
yapılandırılan çiftçilerimizin de bugün yapılandırmaya
ihtiyaç duyulan borçları vardır. Çünkü, Niğdede, birkaç istisna
dışında tarımsal sulama abonelerinin tamamına
yakınının MEDAŞa borcu olduğu bilinmektedir. Hiç
şüphesiz, ülkemizdeki bütün çiftçilerimiz benzer durumdadır. Vakit
kaybetmeden elektriklerin açılarak bu borçların da ödenebilir bir
şekilde yapılandırılması gerekmektedir.
Temel ekonomisi
tarıma dayanan Niğdede hayvancılıkla uğraşanlar
ve çiftçiler sıkıntıda olunca bundan esnaf ve küçük sanayici de
etkilenmektedir. Niğdede ticaret bitme noktasına gelmiştir,
esnaf siftah yapmadan kepenk kapatmaktadır. 2002 yılında esnaf
kefalet sandığından kullanılan kredilerin yüzde 2si takibe
uğrarken bugün bu oran yüzde 10lara yaklaşmıştır.
Niğdenin en işlek caddelerinde kiralık dükkân sayısı
hızla artmakta ve her geçen gün yaşanan gizli iflaslarla birçok esnaf
dükkânını kapatmaktadır.
Niğde, nüfus
büyüklüğü bakımından 52nci sırada olmasına
rağmen, yapılan devlet yatırımları
bakımından da 72nci sıraya gerilemiştir. Bu anlamda
devletin Niğde ekonomisine katkısı, neredeyse
sıfırdır.
Niğdemizde
öğrencileriyle sosyal, kültürel ve ekonomik katkı sağlayan
üniversitemizin yıllardan beri yeterli ödenek alamaması
dolayısıyla fiziki mekânları tamamlanamamıştır.
Bir an önce üniversitemizde yeni bölümlerin açılabilmesi için mevcut
fiziki mekânların geliştirilmesi ve bitirilmesi gerekmektedir.
Yeterli ödenek
olmadığı için yıllardan beri çalışmaları
süren Pozantı-Niğde otoyolunun bir an önce bitirilmesi için ödenek
aktarılması şarttır. Bu yol bittiğinde Niğde,
Mersin Limanına biraz daha yaklaşacak ve Niğde ekonomisine önemli
katkılar yapacaktır. Niğde Organize Sanayi Bölgesinin
altyapısı tamamlanmış ve teşviklerden
faydalanmasına rağmen yeterli yatırım
alamamıştır. Teşvik kapsamında olmasına
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MÜMİN
İNAN (Devamla) Teşekkür ediyorum efendim.
güvenerek
yatırım yapan sanayiciler de teşvik ödemelerini zamanında
alamamaktan ve Hükûmetin uyguladığı ithalat politikasından
dolayı yatırım yaptığına pişman
olmuştur.
Organize
sanayisindeki yatırımların
ağırlığını tekstil ve iplik üretimi
oluşturmaktadır. Ancak ithal pamuktan dolayı maliyetlerin
yükselmesi ve Uzak Doğudan yapılan ucuz iplik ithalatında denge
sağlanamaması sonucu sanayici çok zor duruma düşmüş,
piyasalardaki talep daralmasıyla da işletmeler ayakta kalabilmek için
son aylarda işçi çıkarmak durumunda kalmışlardır.
Niğde Organize Sanayi Bölgesinde geçtiğimiz aylarda işten
çıkarılan işçi sayısı, burada çalışanların
üçte 1i oranındadır. İş kayıpları bu
gidişle daha da artacak gibi görünmektedir. İlk zamanlarda yüzde 70
kapasiteyle çalışan bu işletmeler bugün yüzde 50nin de
altında bir kapasiteyle çalışmaktadır. Ortaya çıkan
işsizlik nedeniyle Niğde sürekli göç vermektedir.
Niğdede
yaşanan ekonomik sorunların benzeri, günümüzde ülkemizin her
yöresinde yaşanmaktadır. Umarım, Hükûmetimiz bundan sonraki
politikalarını vatandaşlarımızın
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi bağlayınız.
MÜMİN
İNAN (Devamla)
iş ve aş sorunlarını çözecek üretim ve
istihdam politikalarını geliştirmeye harcar ve
insanlarımıza onuruyla, insanca yaşayabilecekleri bir ortam
hazırlamaya çalışır.
Bu duygu ve
düşüncelerle hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın İnan.
Sayın
milletvekilleri, şimdi gündeme geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Sözlü soru
önergesinin geri alınmasına dair bir önerge vardır, okutuyorum:
V.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Önergeler
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun
(6/498) esas numaralı sözlü sorusunu geri aldığına
ilişkin önergesi (4/40)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gündemin sözlü
sorular kısmının 164 üncü sırasında yer alan (6/498)
esas numaralı sözlü soru önergemi geri alıyorum.
Gereğini
saygılarımla arz ederim.
Mehmet
Akif Paksoy
Kahramanmaraş
BAŞKAN
Sözlü soru önergesi geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin bir önerge
vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 32
milletvekilinin, muhtarların sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/169)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Ülkemizdeki
muhtarların her türlü sorunlarının
araştırılması ve gerekli önlemlerin alınması için
Anayasa'nın 98, İçtüzüğün 104 ve 105'inci maddeleri
gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını
arz ederiz.
1) İsmet Büyükataman (Bursa)
2) Necati Özensoy (Bursa)
3) Atila Kaya (İstanbul)
4) Münir Kutluata (Sakarya)
5) Murat Özkan (Giresun)
6) Ümit Şafak (İstanbul)
7) D. Ali Torlak (İstanbul)
8) Muharrem Varlı (Adana)
9) Cumali Durmuş (Kocaeli)
10) Rıdvan Yalçın (Ordu)
11) Osman Ertuğrul (Aksaray)
12) Yılmaz Tankut (Adana)
13) Alim Işık (Kütahya)
14) Hakan Coşkun (Osmaniye)
15) Recai
Yıldırım (Adana)
16) Akif Akkuş (Mersin)
17) Ali Uzunırmak (Aydın)
18) Mehmet Günal (Antalya)
19) Osman Durmuş (Kırıkkale)
20) Ahmet Kenan
Tanrıkulu (İzmir)
21) Emin Haluk Ayhan (Denizli)
22) Recep Taner (Aydın)
23) Beytullah Asil (Eskişehir)
24) Mustafa Enöz (Manisa)
25) Ahmet Orhan (Manisa)
26) Mithat Melen (İstanbul)
27) Kemalettin Nalcı (Tekirdağ)
28) Mümin İnan (Niğde)
29) Hasan Özdemir (Gaziantep)
30) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
31) Kadir Ural (Mersin)
32) Bekir Aksoy (Ankara)
33) Gürcan Dağdaş (Kars)
Gerekçe:
Ülkemizde halen
13.148 köy ve 17.805 mahalle muhtarı olmak üzere 52.953 muhtar görev
yapmaktadır.
Mahalle ve köyler
yerel yönetimlerin ilk basamağıdır. Mahallenin, köyün
sorunları öncelikle muhtardan sorulmaktadır. Merkezi yönetimle
ilişkileri muhtar tanzim etmektedir.
Ülkemizdeki
muhtarların büyük bir çoğunluğu sağlıklı ve
donanımlı bir muhtarlık binasından yoksun olarak hizmet
vermeye çalışmaktadır. Bilgisayar, belge geçer gibi
çağın önemli bilişim ve iletişim araçlarından yoksun
oldukları gibi kırtasiye masraflarını dahi kendileri
karşılamak durumunda kalmaktadırlar. Herhangi bir sosyal
güvenlik kapsamında olmayan muhtarlarımız zorunlu olarak
Bağ-Kur kapsamına alınmışlardır. Valilikler
tarafından belirlenen sabit ücretlerle eğer varsa
muhtarlıkların giderleri ile kendi masraflarını
karşılamak zorunda kalmaktadırlar.
Muhtarlarımız
mahallenin en büyük mülki amiri olup kamu hizmeti vermektedirler. Buna
karşılık devletten yaklaşık 280 YTL ödenek almaktadırlar.
Bağ-Kur, elektrik, su, ısınma giderleri, telefon ve diğer
giderlerini bu ödenek ve mühür ücretlerinden karşılamaktadırlar.
35.148 köy muhtarımız mühür ücreti almamaktadır. 17.805 mahalle
muhtarımızın aldıkları mühür ücretleri mahallenin
nüfus yoğunluğuna göre değişmekte olup, hiç mühür ücreti
almayan mahalle muhtarlarının sayısı oldukça fazladır.
Dolayısıyla
köy muhtarları ve çoğu mahalle muhtarı Bağ-Kur primlerini
ödemekte zorluk çekmekte ve hatta hiç ödeyememektedirler.
Yörelerinde
yaşayan insanlara hizmet götürmek amacıyla üstün gayretler sarf eden
köy ve mahalle muhtarlarımızın sorunlarının tespit
edilerek bu sorunların çözümü için alınacak önlemlerin belirlenmesi
amacıyla bir Meclis Araştırması açılması
gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemdeki
yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşme, sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım:
VI.- ÖNERİLER
A) Danışma Kurulu
Önerileri
1.- Türkiye Büyük Millet Meclisinin kuruluşunun
88inci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının
kutlanması, günün önem ve anlamının belirtilmesi amacıyla
Genel Kurulda özel bir görüşme yapılması için Türkiye Büyük
Millet Meclisinin 23 Nisan 2008 Çarşamba günü saat 14.00'te
toplanmasına, bu toplantıda yapılacak görüşmelerde Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanına, siyasi parti grupları
başkanlarına ve grubu bulunmayıp da Mecliste üyesi bulunan
siyasi partilerin milletvekili olan genel başkanlarına veya genel
başkanın görevlendireceği bir milletvekiline onar dakika süreyle
söz verilmesine ve bu toplantıda başka konuların
görüşülmemesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No:32 Tarihi:
17.4.2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kuruluşunun 88 inci yıl dönümünün ve Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün önem ve
anlamının belirtilmesi amacıyla Genel Kurulda özel bir
görüşme yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan
2008 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanması, bu toplantıda
yapılacak görüşmelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına, siyasi parti grupları başkanlarına ve grubu
bulunmayıp da Mecliste üyesi bulunan siyasi partilerin milletvekili olan
genel başkanlarına veya genel başkanın görevlendireceği
bir milletvekiline 10'ar dakika süreyle söz verilmesi ve bu toplantıda
başka konuların görüşülmemesinin Genel Kurulun onayına
sunulması Danışma Kurulunca önerilmiştir.
|
|
|
|
Meral
Akşener |
|
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
|
|
Başkanı
V. |
|
|
Mustafa
Elitaş |
|
Hakkı Suha
Okay |
|
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
|
Cumhuriyet Halk
Partisi |
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
|
Oktay Vural |
|
Selahattin
Demirtaş |
|
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
|
Demokratik
Toplum Partisi |
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
|
Grubu
Başkan Vekili |
BAŞKAN
Kabul edenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan söz istiyorum.
OKTAY VURAL
(İzmir) Oylamaya geçtik efendim.
BAŞKAN
Kabul etmeyenler
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN
Kabul edilmiştir.
Daha önce
talebinizi belirtmediniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim olur mu?
OKTAY VURAL
(İzmir) Oylamaya geçtik, el kaldırdık Kamer Bey.
BAŞKAN Söz
hakkınız var ama ben oylamaya geçmeden önce istemeniz
lazımdı.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, hemen oylamaya geçtiniz. Böyle olmaz ki!
BAŞKAN
Şimdi gündemin Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen
Diğer İşler kısmına geçiyoruz.
1inci
sırada yer alan, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ve bu
tasarıyla birleştirilen İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 milletvekilinin, Sivas Milletvekili
Muhsin Yazıcıoğlunun, İzmir Milletvekili Bülent Baratalı
ve 24 milletvekilinin ve Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12
milletvekilinin aynı konudaki kanun teklifleri ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporlarının görüşmelerine kaldığımız
yerden devam edeceğiz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün; 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 Milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun;
Engelli Memurların Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı
Kanunun 39 uncu Maddesinin (j) Bendinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; 3201 Sayılı Yurt Dışında
Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen
Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin;
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk ve 12 Milletvekilinin; Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin
Sağlanması Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları
Raporları (1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149)
(S. Sayısı: 119)(x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
92nci maddenin
1inci fıkrasında kalmış idik.
92nci maddenin
1inci fıkrası üzerinde önerge yok.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
92nci maddenin
2nci fıkrası üzerinde de önerge yok.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
92nci maddenin
3üncü fıkrasında iki önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 92.
maddesinin 3 üncü fıkrasıyla değiştirilen 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 49. maddesinin
birinci fıkrasında yer alan %1 sigortalı, % 2 işveren
ibaresinin % 0,5 sigortalı, % 1 işveren şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim.
Saygılarımla.
|
|
Süleyman Turan
Çirkin |
Erkan Akçay |
Mustafa
Kalaycı |
|
|
Hatay |
Manisa |
Konya |
|
|
Alim
Işık |
Emin Haluk
Ayhan |
Mehmet Günal |
|
|
Kütahya |
Denizli |
Antalya |
(x)
119 S.Sayılı Basmayazı 27.03.2008 tarihli 83üncü birleşim
tutanağına eklidir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 92. Maddesi (3) nolu fıkrası ile
değiştirilen 25/8/1999 tarihli ve 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanununun 49 uncu maddesinin sonuna
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Hakkı Suha
Okay |
Kemal Anadol |
|
|
İstanbul |
Ankara |
İzmir |
|
|
Tayfur Süner |
Osman Kaptan |
Şevket
Köse |
|
|
Antalya |
Antalya |
Adıyaman |
İşsizlik
sigortası gelirleri vergiye tabi değildir. Bu gelirlerden hiçbir
vergi, resim ve harç kesintisi yapılamaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN FEHMİ KİNAY (Kütahya)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Şevket Köse konuşacak efendim.
BAŞKAN
Sayın Köse, buyurunuz efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
ŞEVKET KÖSE
(Adıyaman) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
görüşülmekte olan 119 sıra sayılı Yasa
Tasarısının 92nci maddesi üzerine verdiğimiz
değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Sözlerime başlarken yüce heyetinizi en içten saygılarımla
selamlarım.
Tasarının
92nci maddesinin 3üncü fıkrasıyla değiştirilen
İşsizlik Sigortası Kanununun 49uncu maddesine bir fıkra
eklemek amacıyla bu önergeyi verdik. Dikkat ettiyseniz, önergeyle
eklenmesini istediğimiz ifade oldukça açık, anlaşılır
bir durumdadır. Önergemizle ne diyoruz: İşsizlik sigortası
gelirleri vergiye tabi değildir. Bu gelirlerden hiçbir vergi, resim ve
harç kesintisi yapılamaz. Yani, sosyal devleti savunuyoruz.
Peki, bu
düzenlemeyi neden istiyoruz? Değerli milletvekilleri, işsizlik
sigortası Mart 2002den bu yana uygulanmaya başlandı. Eylül
2007ye geldiğinizde, sadece 872 bin kişi bundan
yararlanmıştır. Bu rakam, İşsizlik Fonundan
yararlananların sayısının ne kadar az olduğunun bir
göstergesidir, çünkü işsizlik sigortasından yararlanabilmenin
koşulları oldukça ağırdır.
Burada bir
noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Biliyorsunuz, işsizlik
sigortası için kesintiler 2000 yılından itibaren
yapılıyor, ancak ödemelere 2002 yılında başlandı.
Bu durumda, fonda çok ciddi miktarda para birikti.
Değerli arkadaşlar,
işte sosyal devletin farkı burada ortaya çıkıyor.
Eğer, bir ülke sosyal devlet ise, yönetenleri bu biriken parayı
çalışanları, emeklileri, işsizleri için kullanır. Oysa
Hükûmet bunu yapmadığı gibi, sosyal güvenliği devletin
omuzlarına bir yük olarak görmekte ve bundan da kurtulmaya
çalışmaktadır. Bu kadar biriken para var ve vatandaşlar
için kullanılmıyorsa acaba bu para kamu finansmanında
oluşan açıklara mı harcanır? diye ister istemez insanın
aklına geliyor.
Sosyal devlet
olmanın gereği, bu fonda biriken parayla meslek geliştirme
çalışmaları yapılmasıdır. Bu parayla,
kişilerin meslek edinmeleri, nitelikli eleman olmaları için
eğitimden geçmeleri sağlanır; organize sanayi bölgelerinde
meslek okulları açılabilir ya da eğitim görenlerin staj yapması
için çeşitli olanaklar yaratılabilir. Sosyal devlet olmanın da
gereği zaten budur. Ekonomi kötüye giderken, her gün işsiz
sayısına yenisi eklenirken, Hükûmet
yurttaşlarımızın elinden sosyal güvenlik
haklarını da alıyorsa, ülkede sosyal ve ekonomik sorunlar daha
da büyüyecek demektir.
Sayın
milletvekilleri, pirinç fiyatı artıyor, buğday ithal eder hâle
geldik, mısır üretimine verilen destek miktarları gülünç
oranlardadır, fırıncılar kepenk kapatıyor.
Dolayısıyla, köylü, işçi, esnaf yani halkımız
perişan bir hayat sürmektedir.
Değerli
milletvekilleri, bundan yaklaşık bir hafta önce Yine göç eyledi
bizim eller. misali, Urfada bir kamyon kasasına binen
yurttaşlarımız ekmeğin peşine düştüler, ta
Urfadan İzmire doğru yola çıktılar. Yolda kaza
yapıyor kamyon, kasasında 9 yurttaşımız can veriyor.
Yani bunlar ekmeğin peşine giderken
Ekmek şehitlerini de
rahmetle anıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bir de bunun üzerine, verilen az bir sigorta gelirinden vergi
alınırsa nasıl yaşayacak bu insanlarımız? Bundan dolayı
önergemize destek vermenizi diliyorum.
Yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Köse.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir. (AK Parti sıralarından gürültüler)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkanım
Sayın
Başkan, nasıl!
BAŞKAN
Sayın!
Diğer
önergeye geçiyorum.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, nasıl kabul
edilmiştir?
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKÇİ (Konya) Başkanım, biz saymadık ki.
BAŞKAN
İtiraz yok. Ben saydım, takdirim.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Ama kâtip üyelere sormadan yapıyorsunuz!
BAŞKAN
Gördüm. Sayın!
Diğer
önergeyi okutuyorum
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, ama kâtip üyelere sormadan
yapıyorsunuz.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Olur mu ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Kâtip üyelerin itirazı var efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yahu geçti, geçti
AYHAN SEFER ÜSTÜN
(Sakarya) Şu anda burayı sayın bakalım. Burayı
sayın.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) İtirazı şimdi mi yapıyorlar? Uyardıktan
sonra şimdi mi itiraz ediyorlar?
ALİ RIZA
ALABOYUN (Aksaray) Sadece CHPliler el kaldırdı, MHPliler
kaldırmadı.
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, o tarafta 31 kişi vardı, burada 36 kişi
vardı.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) El kaldırmadı bazıları. Bazıları
el kaldırmadı ya!
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
BAŞKAN
Kabul edilmiştir Sayın Elitaş. Daha önce saydım bütün
oturan kişileri.
ALİ RIZA
ALABOYUN (Aksaray) 3-5 kişi elini kaldırdı.
RITVAN
KÖYBAŞI (Nevşehir) MHP el kaldırmadı.
BAŞKAN
Kabul edenler deyince MHPliler el kaldırdı efendim.
(AK Parti ve CHP sıralarından gürültüler)
MUHARREM VARLI
(Adana) Sayın Başkanım, tartışmayla
dışarıdakileri çağırmaya çalışıyorlar.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Başkanım, o sayımı biz kabul
etmiyoruz Divan üyesi olarak.
BAŞKAN
Sayın efendim, şimdi sayın, sayın işte şurada.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Yeniden sayım yapılması lazım.
BAŞKAN
Sayın, buyurun. Ama içeriye kimsenin girmeyeceği şekilde
sayın.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla)
OKTAY VURAL
(İzmir) Efendim, ben saydım, 31 kişi vardı.
MURAT ÖZKAN
(Giresun) Efendim, dışarıda oturacaklarına burada
otursunlar! Arkadaşlar sayı saymayı öğrensinler!
BAŞKAN
Ben daha önce saydım.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Divan üyesi olarak biz kabul etmiyoruz ama.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, ben, o sırada olan kişileri daha önceden
saydım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Doğru yaptınız efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Doğru yaptınız. Doğru yaptınız.
BAŞKAN
Oylama yaptık ve saydım ve siz sayı olarak daha
azdınız.
(CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Başkanım, İç Tüzüke göre,
aramızda anlaşmazlık var, tekrar sayım yapılması
lazım.
BAŞKAN
Saydım efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Oylamayı Başkan yaptırdı.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Tekrar
saymadınız
BAŞKAN
Saydım efendim.
OKTAY VURAL
(İzmir) Oylamayı Başkan yaptırdı. Kâtip üyelerle
ilgili bir durum yok ki! Karar yetersayısı yok ki!
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Tekrar saymadınız. İç Tüzüke göre
BAŞKAN
Saydım. Tam o sırada Kabul edenler
Niye bu kadar tartışıyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Çekersiniz maddeyi o zaman.
OKTAY VURAL
(İzmir) Allah Allah. Çekersiniz maddeyi.
KÂTİP ÜYE HARUN
TÜFEKCİ (Konya) - Divan üyesi olarak bizler kabul etmiyoruz.
Başkanım,
141 açık; yani, burada anlaşmazlık olduğu zaman, buradaki
hükmün uygulanması lazım. Bir anlaşmazlık var. İç
Tüzük açık Başkanım. Anlaşmazlık var aramızda,
biz kabul etmiyoruz bunu.
BAŞKAN
İçeri kimsenin girmemesi lazım o zaman; yani o sıradaki hâliydi.
Oylama o sırada.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Buradaki hükme göre, ayağa kalkmak suretiyle
tekrar oylama yapılması lazım. Başkan, oylamanın
ayağa kalkmak suretiyle tekrarlanacağını bildirir. diyor.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Başkan, devam edelim.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Başkanım, anlaşmazlık var;
tekriri müzakereye konulacak değilse. Buradaki hükmün uygulanması
gerekir, İç Tüzük hükmünün. Aramızda anlaşmazlık var
Başkanım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Maddeyi oylayın efendim, maddeyi; reddetsin
arkadaşlar.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Evvela, iktidar olmayı öğreneceksiniz. Nerede
arkadaşlar?
MUHARREM VARLI
(Adana)- 30 kişiyle kanun çıkarmaya çalışıyorlar.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, devam edin.
OKTAY VURAL
(İzmir) Maddeyi oylayın efendim. Maddeyi reddetsinler
arkadaşlar; böylelikle önerge de reddedilmiş olur.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya)
Anlaşmazlık olduğu için buradaki hükmün uygulanması
gerekir ki, ancak o zaman sorun çözülsün.
BAŞKAN El
kaldırdılar hepsi; ben saydım, o zaman burası daha
azdı.
KÂTİP ÜYE
HARUN TÜFEKCİ (Konya) Hayır efendim, biz öyle görmedik; tam tersi.
Anlaşmazlık var şu anda. Anlaşmazlık olduğu için
buradaki hükmün uygulanması gerekir Başkanım.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, devam edin.
BAŞKAN
Evet, diğer önergeyi okutuyorum
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Sayın Başkan, böyle tarafsız yönetim
olmaz!
BAŞKAN
Tarafsız yönetiyorum; o sırada burada olan bütün
arkadaşları tek tek saydım.
İkinci
önergeyi okutuyorum
SEBAHATTİN
KARAKELLE (Erzincan) Biz buradayız.
BAŞKAN O
zaman yerlerinizde bulunun sayın milletvekilleri oylama
sırasında. (CHP sıralarından Bravo sesleri,
alkışlar)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının 92.
maddesinin 3 üncü fıkrasıyla değiştirilen 4447
sayılı İşsizlik Sigortası Kanununun 49. maddesinin
birinci fıkrasında yer alan %1 sigortalı, % 2 işveren
ibaresinin, % 0,5 sigortalı, % 1 işveren şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederim. Saygılarımla.
Süleyman
Turan Çirkin (Hatay) ve arkadaşları
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkanım.
BAŞKAN Kim
konuşacak efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Alim Işık.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Işık.
ALİM
IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sayın
Başkan, çok değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Sayın Kâtip
Üyemizin de belirttiği gibi bu önergenin amacı 4447 sayılı
İşsizlik Sigortası Kanununun 49uncu maddesinin birinci
fıkrasında yer alan yüzde 1 sigortalı ibaresinin binde 5,
yüzde 2 işveren ibaresinin de yüzde 1e düşürülmesini
sağlamaktır. Bu sayede işverenin istihdam maliyetinin
azaltılarak rekabet gücünün yükseltilmesi ve çalışanın da
üzerindeki sigorta yükünün azaltılması sağlanmış
olacaktır.
Bilindiği
gibi özellikle sanayi sektöründe rekabet gücünün artması,
işverenlerimizin ve çalışanlarımızın üzerindeki
yüklerin azaltılmasıyla doğrudan ilişkili. Aksi takdirde
Türkiye'nin kendi ürünlerini ham madde ve ara mamul türündeki ürünlerini nihai
ürüne dönüştürmesi ve uluslararası pazarlarda rekabet etme
şansı giderek azalmaktadır. İşte, yapılacak bu
değişiklik hiç olmazsa yurt dışında pazarlama
imkânı bulduğumuz birçok ürünümüzün kolaylıkla dış
pazarlarda pazarlanma şansının da artmasına yol
açacaktır. Bu teknik konunun umarım heyetinizce de makul görülüp
kabul edileceğini beklemekteyim.
Bu vesileyle
birkaç konuyu da Sayın Bakanımızın dikkatine sunmak
istiyorum. Özellikle gece bekçisi, cezaevi gardiyanları, polisler ve
astsubaylar, şu andaki çalışma şartlarının
ağırlığı nedeniyle durumlarından son derece
rahatsızlar, özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda
yüce Meclisin ve Sayın Bakanın iyi niyetli
yaklaşımlarını beklemekteler. Ben de bu vesileyle bu konuyu
da bu kürsüden dile getirmek istiyorum.
BAYRAM
ÖZÇELİK (Burdur) Daha sonra gelecek o kanun
ALİM
IŞIK (Devamla) Bir diğer konu da özel sigorta şirketlerinden
gerek özel emeklilik sigortası gerekse hayat sigortası
yaptırmış olan vatandaşlarımız, bu sigorta
poliçelerini imzaladıkları andan itibaren yatırmış
oldukları primlerin yüzde 15i kadar stopaj kesintisine uğramaktalar.
Ayrıca, giriş aidatını geri alma gibi bir şanslarının
da olmadığını dile getirmekteler. Bu vesileyle,
çalışanlarımızın ya da çalışmayan birçok
vatandaşımızın, hiç olmazsa özel emeklilik sigortasına
sahip olabilmek düşüncesiyle yapmış olduğu böyle bir
girişimden fazla zarar görmeden ve mağdur olmadan emeklilik
hakkı kazanma talepleri vardır. Bu konuda da gerçekten stopaj
vergisinin düşürülmesi ya da hatta kaldırılması yönünde
somut talepleri var. Bu vesileyle Sayın Bakanıma bu konuyu da dile
getirmiş olmaktayım.
Hepinize
saygılar sunuyor, önergemize desteklerinizi bekliyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Işık.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmemiştir.
MUHARREM VARLI
(Adana) Niye ayağa kalkıyorsun?
BAYRAM ÖZÇELİK
(Burdur) Başkan görsün diye!
BAŞKAN
Hepsini gayet iyi görüyorum efendim.
92nci maddenin
3üncü fıkrasını kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
92inci maddenin
4üncü fıkrasında önerge yoktur. Oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
92nci maddenin,
dört fıkrasıyla birlikte, tümünü oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
93üncü maddenin
1inci fıkrası üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte
olan 119 Sıra Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının 93 üncü maddesinin (1) nolu fıkrası ile
değiştirilen 16/12/1960 tarihli ve 168 sayılı Yabancı
Memleketlerde Türk Asıllı ve Yabancı Uyruklu Öğretmenlere
Sosyal Yardım Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesinin
(c) ve (d) bentlerinin madde metninden çıkarılmasını arz ve
teklif ederiz.
|
|
Çetin Soysal |
Kemal
Kılıçdaroğlu |
Nesrin Baytok |
|
|
İstanbul |
İstanbul |
Ankara |
|
|
Hüsnü Çöllü |
Şevket
Köse |
Rasim
Çakır |
|
|
Antalya |
Adıyaman |
Edirne |
|
|
Fevzi Topuz |
|
|
|
|
Muğla |
|
|
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli)
Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılmıyoruz
Sayın Başkan.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Çetin Sosyal konuşacak efendim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Soysal.
Süreniz beş
dakikadır.
ÇETİN SOYSAL
(İstanbul) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sosyal güvenlik
yasasını görüşüyoruz. Tabii ki, sosyal güvenlik yasası
halka rağmen gerçekten bir dramı yansıtıyor. Ama herkes
bilsin ki, bu sosyal güvenlik yasası ilk Cumhuriyet Halk Partisi
iktidarında değişecektir.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Ne zaman olursa, bekleyin, bekleyin!
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Değerli arkadaşlar, böbürlenme, böbürlenme
padişahım senden büyük Allah var, senden büyük Allah var. Hiç
böbürlenmeyin.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Evet, Allah çok büyük. Biz böbürlenmiyoruz.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Halk bunu görüyor.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Vatandaş senin yerini görsün!
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Halka, çivi çaktığınızı iddia ediyorsunuz.
Halk bunları görüyor. İnsan etine nasıl çivi
çaktığınızı, bunu, tüm kamuoyu izliyor.
MUHARREM VARLI
(Adana) Doğru söylüyorsunuz, bunlar çivi çaktılar, doğru.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Değerli arkadaşlarım, sosyal hukuk devleti
güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek
eşitliği, yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla
yükümlüdür. Bu da anayasal güvence altına alınmıştır.
Burada temel olan amaç bireyin korunması ise sosyal güvenliğin ve
sosyal adaletin de sağlanması gerekir. Ne yazık ki tasarı
sosyal adaleti sağlamamaktadır.
Yine, gerçekten,
en demokratik hak olan örgütlenme hakkı, sendikalı olma hakkı da
son derece işlemeyen bir noktaya gelmiştir. Bunları birkaç
örnekle de sizlere açıklamak istiyorum.
Değerli
arkadaşlarım, bütün sendikalar, sendikalaşma, toplumu örgütsüz
kılan bir anlayışa tepki göstermeye çalışıyor.
Bunun birçok örneği var. En son örnek, özellikle kamuda
Maalesef, kamu,
yani devlet, devleti temsil eden kamu kurumlarında
çalışanların sorumluluğunu üstlenmeme noktasına
gelmiştir. Bunu taşeronlaştırarak o sorumluluktan kaçma
anlayışı içerisinde olduğunu söylemek mümkün. Yine buna
örnek olarak da İstanbul Büyükşehir Belediyesinin İstanbul Deniz
Otobüsleri İşletmelerinin iştiraki olan BİMTAŞta
çalışanlar, 496 BİMTAŞ çalışanı, yani
İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi bünyesinde
çalışanlar, maalesef, sendikalı olma girişimlerinden ötürü
tehditle işlerinden çıkartılma noktasına gelmiştir.
Ya sendikalı olmaktan vazgeçeceksin ya da işine son vereceğiz.
anlayışı egemen olmuştur ve sendikalı olmaktan
vazgeçen 20 kişi
Belli kişiler elbette ki iş kaybetme
korkusuyla geriye çekmişlerdir ve böyle baktığımız
zaman da 20 kişi dün işten çıkartıldı. Hâlbuki
anayasal güvence altına alınmıştır: Anayasanın
51inci maddesi. Avrupa Birliğine girme noktasında olduğumuz bu
süreçlerde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11inci maddesine
göre de burada bir hukuksuzluk vardır. Ne yazık ki bu hukuksuzluk her
anlamda devam ediyor. BİMTAŞ çalışanlarının
yanı sıra yine sendikaya üye olma noktasında kalan Yörsanda da
aynı noktada, Tuzlada da aynı noktada, diğer yerlerde de
aynı noktada olduğunu söylemek mümkündür.
Değerli
arkadaşlarım, tabii ki bunlarla ilgili söylenecek çok şey var
ama ben, yine bu noktada güneydoğudaki tarım işçilerine de
değinmek istiyorum, mevsimsel tarım işçileri. Bunların
hiçbir sosyal güvenliği yok. Afyonda daha yeni 15 kişi öldü.
İlkel şartlarda çalışan işçilerimizden -ilkel
şartlarda ulaşımları sağlandığı için-
geçen sene 75 kişi ölmüştü. Bu sene mevsim daha yeni
başladı, 15 kişi daha Urfadan geldi ama ne yazık ki,
Afyonda ölümle karşılaştılar.
Bu
insanların hiçbir sosyal güvenliği yok. Sayın Bakan,
bunları mutlaka güvence altına almamız lazım. Bunlar,
gerçekten çok zor koşullar altında yaşamlarını idame
ettiriyorlar. Bunun için de bunların sosyal güvenlik şemsiyesi
altına alınması gerekir, kayıt altına
alınması gerekir. İlkel şartlarda ulaşımları
ortadan kalkmalıdır. Buna da hassasiyetle değinilmesi
gerektiğine inanıyorum.
Değerli
arkadaşlarım, demokrasi diyoruz; elbette ki özgür birey, demokratik
toplum, örgütlü toplum demokratik devletle mümkün olur. Bireyin örgütlenme
hakkı da kesinlikle sağlanmalıdır diye düşünüyoruz.
Tuzla
tersaneleriyle ilgili de Türkiye Büyük Millet Meclisinde 26 Şubatta bir
komisyon oluştu, komisyon oluşmasına karar verildi. Orada
ölümler devam ediyor. İnsan Hakları Komisyonu buralarla ilgili
raporlar hazırladı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) - 26 Şubatta komisyon kurulmasına karar verilmiş
olmasına rağmen, AKP Grubu hâlâ bu komisyona üye
bildirmediğinden
Çünkü, ben Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanlığına sordum. AKPden ikinci kez isim istendi.
lütfen bu isimleri verin, oradaki drama da son verelim.
Değerli
arkadaşlarım, şimdi bir konuya daha değinmek istiyorum.
Türkân Özsu, gribal enfeksiyondan ötürü -hafif alkollü olması
gerekçesiyle- maalesef Lokman Hekim Hastanesi tarafından kriterlere
uyulmadığı gerekçesiyle muayene edilmiyor. Şimdi, bunlar
münferit olaylar ama yaşanan bir gerçektir.
Hipokrat yemini
etmiş bir doktorun Kriterlerime uymuyorsun. diye muayene etmeme
hakkı var mıdır? Bu kabul edilebilir mi? İşte, son
zamanlarda Türkiyede yaşanan tablo, maalesef, bu noktaya gelmiştir.
Bu konuda da duyarlı olunması gerektiğine inanıyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Soysal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum
İBRAHİM
YİĞİT (İstanbul) Araştırma önergesini ilk
olarak biz verdik ve aynı zamanda
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Hayır, ben 1 Şubatta vermiştim önergeyi.
BAŞKAN
Sayın Soysal, lütfen yerinize geçiniz, orada
tartışmayınız.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Önce biz verdik, 1 Şubatta.
BAŞKAN
Sayın Soysal
İBRAHİM
YİĞİT (İstanbul) Sen iktidara gelmeyi anlat.
ÇETİN SOYSAL
(Devamla) Ağaç demiş ki baltaya Sen beni kesemezdin ya
Neyse
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Çetin gel, bırak.
BAŞKAN
Sayın Soysal
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
93üncü maddenin
1inci fıkrasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
93üncü maddenin
2nci fıkrasında önerge yoktur.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
93üncü maddenin
3üncü fıkrasında önerge yoktur.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
93üncü maddenin
tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Beş dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 13.59
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.34
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı),
Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
94üncü maddenin
birinci fıkrası üzerinde önerge yok.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
94üncü maddenin
ikinci fıkrasında da önerge yok.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Şimdi,
94üncü maddeye bir geçici madde eklenmesine dair bir önerge vardır,
okutuyorum.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve 94. maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Mustafa
Elitaş |
Kemal Anadol |
Selahattin
Demirtaş |
|
|
Kayseri |
İzmir |
Diyarbakır |
|
|
Ferit Mevlüt
Aslanoğlu |
Oktay Vural |
Orhan Erdem |
|
|
Malatya |
İzmir |
Konya |
|
|
Agâh Kafkas |
Ahmet
Aydın |
Ayhan Sefer
Üstün |
|
|
Çorum |
Adıyaman |
Sakarya |
|
|
Mehmet Yüksel |
|
|
|
|
Denizli |
|
|
3- 2022
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
Geçici Madde 1-
Bu kanun kapsamındaki kişilere bu Kanunun yürürlüğe girdiği
tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile
bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir idari ve adli takibat yapılmaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Takdire
bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, bu önerge altmış beş yaş üstü
yaşlılık aylığı ve engelliler, özürlü
aylığı alan vatandaşlarımız çeşitli
nedenlerle başka bir sigortalı işte kısa, geçici süreyle de
çalışsa bu çalışmalarından dolayı bu
çalışmaları tespit edildiğinde aldıkları
geçmişe dönük tüm aylıkları yüzde 50 fazlasıyla tahsil
ediliyor idi. Bu durum 81 bin kişi üzerinde, yani altmış
beş yaş üstü ve özürlü 81 bin vatandaşımızın
kurumla icra yollarına düşmesine neden olmuş idi. Ben burada
bütün grup başkan vekillerine, bütün parti gruplarına özellikle
teşekkür ediyorum. Böyle bir sosyal sorunu, problemi el birliğiyle
ortadan kaldırmış bulunuyoruz.
Tekrar
teşekkür ediyorum, hayırlı olmasını diliyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Bakan açıklamanız için.
Gerekçe için
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Konya Milletvekili Orhan Erdem konuşacak
efendim.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Erdem. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ORHAN ERDEM
(Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gerçekten, bu
kanunun belki de en önemli bir geçici maddesini şu anda hep birlikte
kanuna kaydetme durumundayız.
Sayın
Bakanımın da kısaca bahsettiği gibi, bilhassa engelli
vatandaşlarımızın birçoğunu ilgilendiren, aynı
zamanda altmış beş yaş üstü maaş alan
yaşlılarımızı da ilgilendiren bir konuyu burada çözme
durumundayız.
2022
sayılı Yasa gereği belirlenen bir gelir tutarının -ki
bu 79 milyon, çok çok düşük, açlık sınırının
altında olan bir rakam- altındaki gelir sahibi engelli ve
yaşlı vatandaşlarımıza bir maaş bağlanmakta.
Bu maaşı alan engelli veya yaşlı -bir şekilde
isteğe bağlı bir sigortalıysa veya engelliyse, bir iş
bulup belki bir ay çalıştığı hâlde, Sosyal Sigortalar
Kurumunda da SSKlı işlemi gördüğü için- yaklaşık 80
bin civarında vatandaşımızın çeşitli nedenlerle
bugüne kadar bağlanan aylıkları hesaplanarak, üzerine de yüzde
50 ceza konularak geri istenmiş durumdadır. Birçok icra vakası
Birçok evde bu noktada sıkıntı yaşanmaktadır. Biz, bu
maddeyle, bu sorunu hem mahkemelerdeki kısmından hem de mesela,
çiftçilerle ilgili
10 bin tarım sigortalı vatandaş var.
Bunlarla ilgili hiç işlem yapılmamış. Bu tip sorunları
kökünden çözmüş oluyoruz.
Hükûmetimiz
döneminde, 5378 sayılı Özürlüler Kanunuyla çok önemli şeyler
getirildi. 2828 sayılı Yasayla, evde bakım ve birçok yine
önemli hizmetler getirildi. Gerçekten, kanayan bir yara, bugün diğer grup
başkan vekillerimizin de ortak verdikleri bir önergeyle hep birlikte bu
sorunu çözmüş oluyoruz. Ben, bu bakımdan, Değerli Bakanımız
Faruk Çelik Beye çok teşekkür ediyorum, çok radikal, çok kararlı bir
tutumla, cezasını mı affedelim, yok yüzde 10 mu ceza
koyalım, asgari ücretin altında alanları mı affedelim
derken, birçok konu görüşülürken Bunu kökten halledelim, böyle bir
sıkıntıyı çözelim. ifadeleriyle bizi de rahatlattı.
Değerli Bakanımız Nimet Hanım da bu konudaki
katkılarıyla gerçekten doğru olacağını söyledi ve
hep birlikte şimdi bu Kanunun sorunlu olan, 2022nin bu maddesine geçici
madde eklenerek çözülmüş oluyor.
Ben, tekrar,
emeği geçen tüm bürokratlarımıza, başta Bakanımız
ve ekibine, grup başkan vekillerimize ve tabii ki
halkımızın iradesini burada yansıtan, sorunları çözmek
için bir araya geldiğimiz bu Meclis çatısı altındaki tüm
vekil arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, hayırlı olsun
diyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Erdem.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkan
BAŞKAN
Evet, hanginiz önce
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Efendim, yerimizden kısa birer açıklamayla, bu
yapılana ortak önerge bu, birleştirilmiş bir önerge- bir
katkı vermek istiyoruz. Kısa bir açıklama yapmak istiyoruz.
BAŞKAN
Tamam, buyurun Sayın Şandır.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, çok teşekkür
ediyorum.
Tabii, sosyal
güvenlik yasasını birlikte çıkartıyoruz. Toplumda
oluşan birçok sorunu çözmeye çalışıyoruz, geleceğe
güzel bir Türkiye oluşturmaya çalışıyoruz. Özürlü
vatandaşlarımızın ve yaşlılık
maaşı alan vatandaşlarımızın geçimlerini
geliştirmek açısından bir ikinci işte
çalışmaları sonunda oluşan cezalı durum, gerçekten
toplumun büyük kısmını, yaklaşık 80 bin, 90 bin
kişiyi ilgilendiren bir sorun hâline dönüşmüştü.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunda bulunan siyasi partiler olarak, gruplar olarak,
sayın Hükûmetin de katkısıyla oluşturulan bu ortak
önergeyle oluşmuş bu sorunun çözümünü, toptan çözümünü
gerçekleştirmiş oluyoruz. Doğan ceza ve faizler bütünüyle terkin
ediliyor. Bu konuda açılmış idari ve adli takibatlar da ortadan
kaldırılıyor. Bunu çok önemsiyoruz. El birliğiyle, birlikte
bir sorun çözülmüş oluyor.
Buna katkı
veren sayın Hükûmetimizi ve Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak
diğer partilerimizi de kutluyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Şandır.
Sayın
Anadol, evet, siz de mi
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, efendim, bu önerge bir af getiriyor
Anayasanın 87nci maddesine göre
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Oraya geçmedik daha, oraya geçmedik.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Acele etme Sayın Genç.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Anadol.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, bir önerge üzerinde bir kişi
konuşur. Hepimiz de destekliyoruz
BAŞKAN -
Sayın Genç, lütfen, şimdi söz verilmiş bir kişi
konuşuyor.
Lütfen Sayın
Anadol, devam ediniz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Efendim, önerge üzerinde bir kişi konuşur. O zaman biz de
konuşalım.
BAŞKAN
Ortak önergelerde bazen oluyor efendim.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Başkan, söz verdiğiniz için teşekkür
ederim.
Önemli bir yasa
çıkıyor. Bu yasanın çok maddesine muhalefet etti Cumhuriyet Halk
Partisi ve bu muhalefetini sürdürmektedir. Ancak gönül isterdi ki bu tür
mutabakatlar çok daha fazla olsun. Gönül rahatlığıyla bu
önergenin kabulünü istiyoruz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak ve bu nedenle
olumlu eleştirilerde de bulunmayı görev sayıyoruz.
Çalışma Bakanımıza, Devlet Bakanımıza, iktidar
partisi ve muhalefet partisi gruplarına, bürokrasiye ve tüm Parlamentoya
teşekkür etmeyi bir görev biliyorum. Nitelikli çoğunluk istediği
de belli. Onun için de açık oylama talebinde bulunacağız,
gereken yapılacaktır. CHP olarak katılıyoruz.
Çok teşekkür
ederim. Sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz Sayın Anadol.
Sayın
Elitaş
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Bu önergenin
gerçekten çok önemli bir önerge olduğunu diğer
arkadaşlarımız da ifade ettiler. Esas itibarıyla
altmış beş yaş üstü olup da özürlü olan
vatandaşlarımızın herhangi bir şekilde başka bir
işte çalışma imkânı bulmaları vesilesiyle, kanun
gereğince bunlara ödedikleri, aldıkları maaşlarla birlikte
yüzde 50 faiziyle zam ve ceza uygulanmış. Bu insanlar, hem özürlü
maaşı almışlar hem de çalışabilme kabiliyetlerini
kullanmaları münasebetiyle bu tür cezayla karşı
karşıya kalmışlar. Yaklaşık 80 binin üzerinde bu
şekilde sıkıntıya düşmüş
vatandaşlarımızın icra takibiyle karşı
karşıya olması durumunda, bunların mağduriyetlerini
giderme noktasında çok önemli bir önerge, geçici madde ilavesi diye
düşünüyorum.
Buna katkı
veren siyasi parti gruplarına, Değerli Bakanımızın hiç
itiraz etmeden hatta daha da geliştirerek bunu kabul etmesine ve
emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum,
hayırlı, uğurlu olsun diyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Elitaş.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) Sayın Başkan
BAŞKAN
Tamam, buyurunuz.
SELAHATTİN
DEMİRTAŞ (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Değerli
arkadaşlar, saygıdeğer grup başkan vekili
arkadaşlarım ayrıntılarıyla ifade ettiler, gerçekten
önemli bir konuda, çok hassas olunan bir konuda ortak bir önerge verildi.
Aslında, sosyal devlet ilkesinin gereği bu şekilde yerine
getirilir. Keşke, itirazda bulunduğumuz diğer maddelerde de bu
kolektif çalışma ruhunu başarabilseydik ama kendilerine çok
şey borçlu olduğumuz yaşlılarımızla ilgili
böylesi pozitif bir düzenlemeyi, son dakikada da olsa yapabilmiş
olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Ben de Demokratik
Toplum Partisi adına bütün gruplara, Sayın Bakanımıza,
emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Sağ olun.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Demirtaş.
(AK Parti, CHP,
MHP ve DTP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı.)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, açık oylama talep
ediyoruz bu önergeyle ilgili.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, İç Tüzük gereği önergeyi açık
oylamayla yapacağım, daha sonra maddenin tümünü işaret oyuyla
yapacağız.
Önce önergeyi
işaretle oylayacağız: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge
kabul edilmiştir.
Önerge af
içerdiği için açık oylamayı elektronik cihazla
yapacağım. Açık oylamanın şekli için Genel Kurulun
kararını alacağım.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Alınan karar
gereğince açık oylama elektronik cihazla yapılacaktır.
Beş dakika
süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, görüşmekte olduğumuz 119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 94üncü maddesine eklenen
bir geçici maddenin oylaması sonucunda madde üzerinde 308 kabul oyu
kullanılmıştır. (x)
Bazı
sayın üyeler bu maddenin af niteliğinde olduğunu iddia ederek
nitelikli çoğunluk aranması gerektiğini söylemişlerdir.
Anayasa Mahkemesi 22/11/2007 tarihinde yayınlanan 22/12/2006 tarihli 120
sayılı Kararında, Anayasanın 87nci maddesinde düzenlenen
genel ve özel af kapsamının maddi ceza hukuku ile
sınırlı olarak anlaşılması gerektiğini,
genel ve özel af kavramlarının ceza hukukuna özgü kavramlar
olduğunu, ceza hukuku alanı dışında
kullanılmadığını, bu kavramların
tanımları, hüküm ve sonuçlarının da ceza hukukunda
düzenlendiğini açıklamıştır.
Görüştüğümüz
tasarı da maddi ceza hukuku kapsamında bir tasarı olmayıp,
bazı alacakların terkiniyle ilgilidir. Bu nedenle, geçici maddenin
kabul edilmesi için nitelikli çoğunluk aranmasına gerek bulunmamaktadır.
Oylama sonucuna göre
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
kısa bir düzeltme
BAŞKAN
- Buyurun.
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Sayın
Başkan, izninizle bir düzeltme yapmak istiyorum. İdari ve adli
yazılmıştı, adliyi çıkarıyoruz
Başkanım, idari ve icrai takibat yapılmaz. kalıyor.
BAŞKAN
- Bu düzeltmeler çerçevesinde oylama
sonucuna göre madde kabul edilmiş bulunmaktadır.
Şimdi,
94üncü maddenin çerçevesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
95inci madde üzerinde bir önerge vardır;
önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 95 inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
|
Mustafa
Elitaş |
Mehmet Yüksel |
Ayhan Sefer Üstün |
|
|
Kayseri |
Denizli |
Sakarya |
|
|
Ali Rıza
Alaboyun |
İsmail
Göksel |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
Aksaray |
Niğde |
Niğde |
(x)
Açık oylama sonucunu gösteren tablo tutanağın sonuna eklidir.
Madde 95- Bu
Kanunun;
a) 75 inci
maddesinin (4) numaralı bendinin 1/9/2007 tarihinden geçerli olmak üzere
yayımı tarihinde,
b) 75 inci
maddenin (4) numaralı bendi hariç diğer hükümleri, 76 ila 78 inci
maddeleri, 80 inci maddesi, 87 nci
maddesi, 89 uncu maddesi, 90 ıncı maddesinin (1) ila (4)
numaralı bentleri 2008 yılı Ekim ay başında,
c) 91 inci
maddesi 1/1/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,
ç) Diğer
hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe
girer.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
- Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz
Başkanım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
- Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının
yürürlük maddesi yeniden düzenlenmiştir.
BAŞKAN
- Önergeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 95inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
95inci madde kabul edilmiştir.
96ncı madde
son madde.
96ncı
maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
96ncı madde kabul edilmiştir.
Bir saat ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 15.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.23
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER:Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı),
Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Şimdi,
sayın milletvekilleri, Hükûmetin, görüşülmekte olan kanun
tasarısının 11, 16, 17, 35, 47nci maddeleri ile 75inci
maddesinin 3üncü ve 4üncü fıkraları ve 94üncü maddenin 3üncü
fıkrasının yeniden görüşülmesine ilişkin İç
Tüzükün 89uncu maddesine göre bir talebi vardır. Başkanlık bu
talebi yerine getirecektir.
Danışma
Kurulunun, Hükûmetin, görüşülmekte olan kanun tasarısının
yeniden görüşülmesine ilişkin talebi hakkındaki görüşünü
okutuyorum:
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Danışma Kurulu
Önerileri (Devam)
2.- 119 sıra sayılı kanun
tasarısının kabul edilmiş olan 11, 16, 17, 35, 47nci
maddeleri ile 75inci maddesinin 3üncü ve 4üncü fıkralarının,
94üncü maddesinin 3üncü fıkrasının yeniden görüşülmesine
dair Hükûmetin isteminin yerine getirilmesine ilişkin Danışma
Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu Tavsiyesi
No: 5 17.4.2008
Görüşülmekte
olan 119 sıra sayılı Kanun Tasarısının
aşağıdaki maddelerinin İçtüzüğün 89 uncu maddesi
uyarınca yeniden görüşülmesine dair Hükûmetin talebi
Danışma Kurulunca uygun görülmüştür.
11 inci madde, 16 ncı madde, 17 nci madde, 35 inci madde, 47
nci madde, 75 inci maddenin 3 üncü ve 4 üncü fıkraları, 94 üncü
maddenin 3 üncü fıkrası.
|
|
Meral
Akşener |
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|
Başkanı
V. |
|
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
|
Cumhuriyet Halk
Partisi |
|
||||
|
|
Grubu
Başkanvekili |
|
Grubu
Başkanvekili |
|
||||
|
|
Mustafa
Elitaş |
|
Kemal Anadol |
||||
|
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
|
Demokrat Toplum
Partisi |
||||
|
|
Grubu
Başkanvekili |
|
Grubu
Başkanvekili |
||||
|
|
Oktay Vural |
|
Selahattin
Demirtaş |
||||
BAŞKAN
Danışma Kurulunun görüşü bilgilerinize sunulur.
Şimdi,
Hükûmetin istemini okutup, oylarınıza sunacağım:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının tümünün oylanmasından
önce İç Tüzüğün 89 uncu maddesine göre tasarının çerçeve 11
inci, çerçeve 16 ncı, çerçeve 17 nci, çerçeve 35 inci, çerçeve 47 nci
maddeleri ile çerçeve 75 inci maddeye bağlı (3) ve (4) numaralı
fıkraları ile 94 üncü maddesinin 3 üncü fıkrasının
yeniden görüşülmesini arz ederim.
Faruk
Çelik
Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanı
BAŞKAN -
Hükûmetin istemini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Bu durumda,
tasarının 11, 16, 17, 35, 47nci maddeleri ile 75nci maddesinin
3üncü ve 4üncü fıkraları ve 94üncü maddenin 3üncü
fıkrasını yeniden müzakereye açıyorum.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
1.- Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalının;
Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Emekli
Sandığı Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının; Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün; 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 milletvekilinin; 17.7.1964 Tarihli ve
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun; Engelli Memurların Emekliliğini
Düzenleyen 5434 Sayılı Kanunun 39 uncu Maddesinin (j) Bendinde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının; 3201 Sayılı
Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt
Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri
Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 milletvekilinin; 5510 Sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 4
Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk ve 12 milletvekilinin;
Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin Sağlanması
Hakkında Kanun Teklifi ile Sağlık, Aile, Çalışma ve
Sosyal İşler ile Plan ve Bütçe Komisyonları Raporları
(1/465, 2/30, 2/31, 2/37, 2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S.
Sayısı: 119) (Devam)
11nci madde
üzerinde söz isteyen? Yok.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 11 inci maddesiyle
değiştirilen 5510 sayılı Kanunun 18 inci maddesinin ikinci fıkrasının
sonuna aşağıdaki cümlenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
Sakarya |
Denizli |
Niğde |
|
|
Nusret
Bayraktar |
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
|
İstanbul |
Nevşehir |
|
Ancak bu
maddenin birinci fıkrasının (c) bendine göre doğum öncesi
ve doğum sonrası çalışmadığı sürelerde
geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenebilmesi için yatarak tedavi
şartı aranmaz.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, bu önergemiz BAĞ-KUR kapsamında olan kadın
sigortalıların doğum öncesi ve doğum sonrası izinle
sekizer haftalık çalışmama süreleriyle ilgili netlik arz etmeyen
durumu netleştirmeye dönük bir düzenlemedir. Yüce Meclise arz ederim.
Teşekkür ederim. Önergeye katılıyoruz efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi mi okutayım?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanunun
4 üncü maddesinin (b) bendine göre sigortalı kadının
analığı hâlinde sağlık tesislerinde yatma
şartı aranmaksızın doğum öncesi ve doğum
sonrası çalışmadığı sürelerde geçici iş
göremezlik ödeneği ödenebilmesi imkânının
açıklığa kavuşturulması amaçlanmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 11nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
11inci madde kabul edilmiştir.
16ncı
maddeyi görüşmeye açıyorum.
Söz isteyen?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, söz istiyorum da...
Aslında,
bana göre, bu maddeleri okutmanız lazım çünkü bu maddelerde temel
kanun hükmü artık kalkmıştır ortadan. yeniden bir kanun
müzakere ettiğimize göre, maddeleri okutup ondan sonra müzakereye
açmanız lazım. Ben, eğer okutursanız 16ncı madde
üzerinde söz istiyorum.
BAŞKAN
16ncı maddeyi okutuyorum:
MADDE 16- 5510
sayılı Kanunun 28inci maddesinin ikinci fıkrasının
(a) ve (b) bentlerinin sonuna aşağıdaki cümleler eklenmiş,
üçüncü fıkrasına yaş hadlerine ibaresinden sonra gelmek üzere
65 yaşını geçmemek üzere ibaresi eklenmiş, yedinci
fıkrasındaki
Ancak, 4üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için prim gün sayısı şartı
7.200 gün olarak uygulanır.
Ancak yaş
hadlerinin uygulanmasında (a) bendinde belirtilen prim gün
sayısı şartının doldurulduğu tarihte geçerli olan
yaş hadleri esas alınır.
Yukarıdaki
fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından
yararlanabilmek için, 4üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı
işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen
sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip
vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte
bulunmaları, 4üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili
makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin
kesilmesi şarttır.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen Sayın Kamer Genç.
Buyurunuz
Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 119 sıra
sayılı yasanın bitiminden önce, 89uncu maddeye göre tekriri
müzakereyi Komisyon veya Hükûmet getirdi, bunun üzerine müzakere açtık.
Tabii, bu yeniden bir görüşme olduğuna göre 11inci maddeyi
okumadınız, okutmadınız. Bence tabii, hep böyle, burada,
çok usul hataları yapılıyor. Bu usul hatalarının
yapılmaması lazım.
Biraz önce bir
önerge verildi, hepimizin de katıldığı bir önergeydi. Bir
önerge üzerinde 1 arkadaşımız şahsı adına, 4
kişi de grupları adına konuştu. Hâlbuki böyle, mademki her
grup konuşmak istiyorsa ayrı ayrı önerge vereceklerdi, bunlar
birleştirilecekti. Ondan sonra, bir önerge üzerinde 4 kişiyi
konuşturmak bence hatalı yani burada usul meselelerine, İç
Tüzüke riayet etmek lazım. İç Tüzükü her günkü hava içinde
uygularsak hakikaten sıkıntı yaratılabilir. Bizim
istediğimiz, burası bir Parlamentodur, Parlamentonun bağlı
olduğu kurallar vardır, bu kuralları bence hiç tavizsiz ve
objektif olarak uygulamak gerekir.
Tabii, 119
sıra sayılı kanunun bu maddesi galiba yaş haddini belirten
ve altmış beş yaşı getiren bir kanundur. Türkiye
gerçeklerine aykırı bir kanun bana göre. İşte, daha önce de
dedim, bu Kanunda söz alma imkânımız da olmadığı için
enine boyuna tartışma yapmadık. Dedim, gidelim, şu
mezarlıkları gezelim. Şu mezarlıklarda Türkiyede insanlar
hangi yaşta ölüyor yani oraları gezdiğiniz zaman
altmış beş yaşını geçen çok az kişi var,
onlar da nüfusun çok az bir kesimini teşkil ediyor.
Dolayısıyla,
emeklilik, bir insanın hayatta iken, dinamik bir yaşta iken
yaptığı çalışma, yaptığı üretim,
topluma ve vatana verdiği hizmetin
karşılığını, belli bir yaşı geçtikten
sonra, o yaşı insanların hiç olmazsa çalışma
imkânlarını kaybettiği takdirde veya belli bir dinamizmi
kaybettikten sonra, işte, topluma verdiği o değerlerin belli bir
rantını, hayatını iyi koşullarda geçirmesini
sağlayacak bir olanaktır. Şimdi, tabii, Türkiyedeki
sağlık hizmetleri belki iyileşti veya teknoloji iyileşti,
altmış beş yaşını geçen çok insan -gerçi olmaz
ama, yine de kısmi bir artış- olabilir, yüzde 1, yüzde 2 veya
yüzde 5 oranında. Ama yine de bu yaş haddi çok büyük bir yaş
haddi. Bunu Türkiyede uygulamak bence mümkün değil. Gerçi 2036dan sonra
bu yaş haddi uygulaması yapılacak, ama bence bu Meclisin, hele
hele bu Hükûmetin
Daha yarını görmeyen bir Hükûmet, önünü görmeyen
bir Hükûmet. Yani, bırakın da otuz altı sene sonra da, o otuz
altı seneden sonra veyahut da önümüzdeki seçimde gelen insanlar
bunları düzenlesinler. Yani, böyle çok büyük bir iddiayla ortaya
çıkarsanız, işte, maalesef, hep, sanki böyle şiddetle akan
bir sele kapılmış gibi kafalar sağa sola çarpar, ondan
sonra kafada bir parça kalmaz. İşte, bu duruma düşmemek
lazım. Türkiyenin koşullarını
Bundan sonra gelecek
Parlamentolarda belki daha enine boyuna bu konular tartışılabilir.
Şu kanun,
ben inanıyorum ki, şu Parlamentoda Komisyon da dâhil, Hükûmet de
dâhil, parlamenterlerin yüzde 99u dâhil, hatta ben de dâhil, bu kanunun hangi
maddesiyle ne getirildi, çok iyice anlaşılmıyor. Çünkü evvela
5510 sayılı Kanunun şu maddesi diyor, o maddeyi getirip
koyacaksınız. O maddenin daha önce değiştirilen maddelerini
getirip koyacaksınız, sistemi tam benimseyeceksiniz. Bu,
başlı başına bir doktora tezini yapmaya elverişli bir
kanun. Bu kadar 70 milyonu ilgilendiren bir kanun tasarısını -ve
teklifler de buna göre birleştirilmiş- burada müzakere ediyoruz ama,
bu kanun hakikaten Türkiye gerçeklerine uygun bir kanun değil.
Gazetelerde
birtakım haberler çıkıyor: Efendim, Milletvekilleri kendini
gazi statüsüne koydu. Ben böyle bir maddeyi hatırlamıyorum.
Eğer böyle bir madde geçmişse de ben de bunu kınıyorum. Ne
gerek var? Türkiye milletvekillerini gazi statüsüne koymanın bir
anlamı var mı yani? Eğer milletvekillerine bir hak tanıyacaksınız,
Anayasanın 86ncı maddesinde milletvekilinin statüsüyle ilgili
düzenlemeler var, o düzenlemeye uygun bir düzenleme bir defa getirirsiniz,
ondan sonra da bunun altından çıkarsınız. 86ncı
maddede -86 mı? Veya 87 de olabilir, Anayasanın- milletvekili Emekli
Sandığıyla irtibatlandırılır diyor. E, şimdi
Emekli Sandığını da kaldırdınız, bu da
havada kaldı.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Genç, buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Devamla) Dolayısıyla, tabii, işte böyle kanunlar enine boyuna
tartışılmadan buraya gelirse bu kanunlar uygulamada da
Daha
buradan çıkıp da uygulamaya konulmadan hemen insanların
gördüğü gerçekler karşısında hükûmetler
uyarılıyor ve yeni yeni kanunlar getiriliyor. Onun için, bana göre,
bu sosyal güvenlik kanununun geri çekilip, en azından bunu bir ön müzakere
kabul edip yeniden bir partiler arası uzlaşma sağlamak
suretiyle, yani her partiden belli bir milletvekili grubu alarak, bu Sosyal
Güvenlikten, Emekli Sandığından, SSKdan, BAĞ-KURun
belirli görevlerinde çalışmış insanları getirip,
bunlarla ilgili bir çalışma yapıp buraya doğru dürüst bir
metin getirilirse ülkeye ve vatandaşlara daha iyi hizmet edeceğine
inandığım için bu kanunun ben yine de geri çekilmesini ve ülke
gerçeklerine uygun yeni bir düzenleme yapılarak getirilmesini diliyorum.
Saygılar
sunuyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 16 ncı
maddesinin madde çerçevesi ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
Sakarya |
Denizli |
Niğde |
|
|
Nusret
Bayraktar |
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
|
İstanbul |
Nevşehir |
|
"Madde 16-
5510 sayılı Kanunun 28 inci maddesinin ikinci fıkrası
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, üçüncü
fıkrasına "yaş hadlerine" ibaresinden sonra gelmek
üzere "65 yaşını geçmemek üzere" ibaresi
eklenmiş, yedinci fıkrasındaki "50" ibaresi,
"55" şeklinde değiştirilmiş, yedinci
fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra
eklenmiş, sekizinci fıkrası aşağıdaki
şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasındaki
"prim ve her türlü borcunun" ibaresi, "prim ve prime
ilişkin her türlü borcunun" şeklinde değiştirilmiştir.
"İlk
defa bu Kanuna göre sigortalı sayılanlara; (1)
a) Kadın ise
58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az
9000 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
bildirilmiş olması şartıyla yaşlılık
aylığı bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci
fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı
sayılanlar için prim gün sayısı şartı 7200 gün olarak
uygulanır.
b) (a) bendinde
belirtilen yaş şartı;
1) 1/1/2036 ilâ 31/12/2037
tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61,
2) 1/1/2038 ilâ 31/12/2039
tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62,
3) 1/1/2040 ilâ 31/12/2041
tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63,
4) 1/1/2042 ilâ 31/12/2043
tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64,
5) 1/1/2044 ilâ 31/12/2045 tarihleri
arasında kadın için 63, erkek için 65,
6) 1/1/2046 ilâ 31/12/2047
tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65,
7) 1/1/2048
tarihinden itibaren ise kadın ve erkek için 65,
olarak
uygulanır. Ancak yaş hadlerinin uygulanmasında (a) bendinde belirtilen
prim gün sayısı şartının doldurulduğu tarihte
geçerli olan yaş hadleri esas alınır."
"Emeklilik
veya yaşlılık aylığı bağlanması
talebinde bulunan kadın sigortalılardan başka birinin sürekli
bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunanların, bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonra geçen prim ödeme gün
sayılarının dörtte biri, prim ödeme gün sayıları
toplamına eklenir ve eklenen bu süreler emeklilik yaş hadlerinden de
indirilir."
"Yukarıdaki
fıkralarda belirtilen yaşlılık aylıklarından
yararlanabilmek için, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a)
bendinde belirtilen sigortalının çalıştığı
işten ayrıldıktan, (b) bendinde belirtilen
sigortalının sigortalılığa esas faaliyete son verip
vermeyeceğini beyan ettikten sonra yazılı istekte
bulunmaları, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c)
bendinde belirtilen sigortalıların ise istekleri üzerine yetkili
makamdan emekliye sevk onayı alındıktan sonra ilişiklerinin
kesilmesi şarttır."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Takdire
bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, bu tekriri müzakere neticesinde 16ncı maddeyle
getirmek istediğimiz husus şudur: Bakıma muhtaç derecede malul çocuğu
bulunan bir bayan yirmi yıl çalışınca yirmi beş
yıl çalışmış gibi olacak. Dolayısıyla
beş yıl erken emeklilik, mevcut yaşından daha erken emekli
olma imkânını bu şekilde sağlıyoruz. Kime? Bakıma
muhtaç derecede malul çocuğu olan bayanlara böyle bir imkânı hep
birlikte tanımış oluyoruz.
Hayırlı
olmasını diliyorum ve önergeye katıldığımı
ifade ediyorum.
BAŞKAN
Konuşacak mısınız, gerekçeyi mi okutalım acaba?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Başka
birinin sürekli bakımına muhtaç derecede malul çocuğu bulunan
kadın sigortalıların daha erken yaşta emekli
olmalarına imkân sağlanmıştır.
Anayasa
Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda 4 (c) sigortalıları
yönünden hukuki bir ihtilaf oluşmaması bakımından maddenin
ikinci fıkrası tekrar yazılmış, daha önce yapılan
değişiklikleri de içerecek şekilde madde metni
düzenlenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
16ncı madde kabul edilmiştir.
Sayın
milletvekilleri, İç Tüzükte çok açık bir hüküm yok. Yeniden
müzakereye aldığımız maddeleri tekrar okutma gibi bir
yükümlülüğümüz yok. Demin Sayın Genç -bellek tazelemesi için-
istediği için okuttum. Devamını istiyorsanız,
devamındaki maddeleri okutayım.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan,
müzakere edilir. diyor. Yani müzakere
etmek demek, maddeyi önce okutacaksınız. Müzakerenin anlamı bu.
BAŞKAN
Bugüne kadar uygulamada da okutulmamış. Ama okutmak daha uygun
düşüyorsa; okutuyorum.
17nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 17 - 5510
sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci ve üçüncü
fıkraları aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş, dördüncü fıkrasında hesaplanan gün
sayısına göre, ibaresinden sonra gelmek üzere % 50yi geçmemek
üzere ibaresi eklenmiştir.
4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki
sigortalılar ile aynı fıkranın (c) bendine göre bu Kanunun
yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak
çalışmaya başlayanların yaşlılık
aylığı, aşağıdaki hükümlere göre belirlenecek
ortalama aylık kazancı ile aylık bağlama oranının
çarpımı sonucunda bulunan tutardır.
Aylık
bağlama oranı, sigortalının malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi geçen toplam prim ödeme
gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu
hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate
alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı
geçemez.
"28 inci
maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa
hak kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama
oranı, prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için
çalışma gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün
sayısı ile çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a
bölünmesi suretiyle hesaplanan gün sayısına göre, % 50'yi geçmemek
üzere üçüncü fıkra uyarınca tespit edilen orandır. Prim ödeme
gün sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün
sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir. Ancak, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için bu fıkrada geçen 9000 prim gün
sayısı 7200 gün, % 50 oranı da % 40 olarak uygulanır.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Bir önerge
vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 17 nci maddesinin
madde çerçevesi ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Nusret
Bayraktar |
|
|
Sakarya |
Denizli |
İstanbul |
|
|
Muharrem
Selamoğlu |
Rıdvan
Köybaşı |
|
|
|
Niğde |
Nevşehir |
|
"Madde 17-
5510 Sayılı Kanunun 29 uncu maddesi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir."
"Madde 29- 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri
kapsamındaki sigortalılar ile aynı fıkranın (c)
bendine göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa
sigortalı olarak çalışmaya başlayanların
yaşlılık aylığı, aşağıdaki
hükümlere göre belirlenecek ortalama aylık kazancı ile aylık
bağlama oranının çarpımı sonucunda bulunan
tutardır.
Ortalama
aylık kazanç, sigortalının her yıla ait prime esas
kazancının, kazancın ait olduğu yıldan itibaren
aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl
gerçekleşen güncelleme katsayısı ile güncellenerek bulunan
kazançlar toplamının, itibarî hizmet süresi ile fiilî hizmet süresi
zammı hariç toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle
hesaplanan ortalama günlük kazancın otuz katıdır.
Aylık
bağlama oranı, sigortalının malûllük,
yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme
gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanır. Bu
hesaplamada 360 günden eksik süreler orantılı olarak dikkate
alınır. Ancak aylık bağlama oranı % 90'ı geçemez.
28 inci maddenin
dördüncü ve beşinci fıkralarına göre aylığa hak
kazanan sigortalılar için hesaplanacak aylık bağlama oranı,
prim ödeme gün sayısı 9000 günden az olanlar için çalışma
gücü kayıp oranının 9000 gün prim ödeme gün sayısı ile
çarpımı sonucu bulunan rakamın % 60'a bölünmesi suretiyle
hesaplanan gün sayısına göre, % 50'yi geçmemek üzere üçüncü
fıkra uyarınca tespit edilen orandır. Prim ödeme gün
sayısı 9000 günden fazla olanlar için ise toplam prim ödeme gün
sayısına göre aylık bağlama oranı belirlenir. Ancak, 4
üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında
sigortalı sayılanlar için bu fıkrada geçen 9000 prim gün
sayısı 7200 gün, % 50 oranı da % 40 olarak uygulanır
Yukarıdaki
şekilde hesaplanan aylığın başlangıç tarihinin
yılın ilk altı aylık dönemine rastlaması halinde 55
inci maddenin ikinci fıkrasına göre Ocak ödeme dönemi için gelir ve
aylıklara uygulanan artış oranı kadar
artırılarak, yılın ikinci altı aylık dönemine
rastlaması halinde ise öncelikle Ocak ödeme dönemi, daha sonra Temmuz
ödeme dönemi için gelir ve aylıklara uygulanan artış
oranları kadar artırılarak, sigortalının aylık
başlangıç tarihindeki aylığı hesaplanır.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Katılıyoruz
Sayın Başkanım.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe:
Anayasa
Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda daha önceki
değişiklikleri de içerecek şekilde madde metni yeniden
düzenlenmiştir.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen bu
önerge doğrultusunda 17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
17nci madde kabul edilmiştir.
35inci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 35- 5510
sayılı Kanunun 55 inci maddesinin madde başlığı
Gelir ve aylıkların düzeltilmesi, yükseltilmesi, alt
sınırı, ödenmesi ve yoklama işlemleri şeklinde,
ikinci fıkrası ise aşağıdaki şekilde
değiştirilmiş ve bu fıkradan sonra gelmek üzere
aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
Bu Kanuna göre
bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz ödeme
tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme göre
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel
yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim
oranı kadar artırılarak belirlenir.
Bu Kanuna göre
sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen sigortalının
hak sahiplerinin aylıklarının hesabına esas tutar,
çalışma sürelerindeki her yıl için 82 nci maddeye göre tespit
edilen prime esas günlük kazanç alt sınırları dikkate
alınarak 29 uncu maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenen
ortalama aylık kazancın % 35'inden az olamaz. Hak sahibi kimselerin
aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre
hesaplanan alt sınır aylığının % 80'inden, hak
sahibi iki kişi ise % 90'ından az olamaz. Uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmî
aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Bir önerge
vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 35 inci maddesinin
madde çerçevesi ile birlikte aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
Sakarya |
Denizli |
Nevşehir |
|
|
Nusret
Bayraktar |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
|
İstanbul |
Niğde |
|
"Madde 35-
5510 sayılı Kanunun 55 inci maddesinin madde
başlığı "Gelir ve aylıkların düzeltilmesi,
yükseltilmesi, alt sınırı, ödenmesi ve yoklama
işlemleri" şeklinde, ikinci fıkrası ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu
fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar
eklenmiştir."
"Bu Kanuna
göre bağlanan gelir ve aylıklar, her yılın Ocak ve Temmuz
ödeme tarihlerinden geçerli olmak üzere, bir önceki altı aylık döneme
göre Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan en son temel
yıllı tüketici fiyatları genel indeksindeki değişim
oranı kadar artırılarak belirlenir."
"Bu Kanuna
göre sigortalıya bağlanacak aylıklar ile ölen
sigortalının hak sahiplerinin aylıklarının
hesabına esas tutar, çalışma sürelerindeki her yıl için 82
nci maddeye göre tespit edilen prime esas günlük kazanç alt
sınırları dikkate alınarak, talep veya ölüm
yılına ait Ocak ayı itibariyle 29 uncu maddenin ikinci
fıkrasına göre belirlenen ortalama aylık kazancın
%35'inden, sigortalının bakmakla yükümlü olduğu eşi veya
çocuğu varsa %40'ından az olamaz. Hak sahibi kimselerin
aylıkları; hak sahibi bir kişi ise bu fıkraya göre
hesaplanan alt sınır aylığının %80'inden, hak
sahibi iki kişi ise %90'ından az olamaz. Uluslararası sosyal
güvenlik sözleşmeleri gereğince bağlanan kısmı
aylıklar için bu fıkra hükümleri uygulanmaz."
"4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentleri
kapsamındaki sigortalılar için ayrı ayrı olmak üzere,
malûllük sigortasından dosya bazında her yıl bağlanan
aylıkların aylık başlangıç tarihinin ait olduğu
yılın Ocak ayı itibarıyla yıl içine ait
artışlar uygulanmaksızın hesaplanacak tutarları,
yaşlılık sigortasından bir önceki yılın son ödeme
ayında söz konusu sigortalılar için ayrı ayrı dosya
bazında ödenen en düşük yaşlılık
aylığından az olamaz."
"İş
kazası veya meslek hastalığı sonucu başka birinin
sürekli bakımına muhtaç duruma gelen sigortalı için bu Kanunun
19 uncu maddesine göre hesaplanacak sürekli iş göremezlik geliri, 82 nci
maddeye göre tespit edilen prime esas kazanç alt sınırının
aylık tutarının %85'inden az olamaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Takdire
bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, bu önergeyle de asgari ücretin
Asgari aylık yüzde 35
oranında bildiğiniz gibi; bunu, evli veya çocuğu olanlar için
yüzde 40a -5 puan- artırıyoruz. Ayrıca, iş kazası
neticesi başkasının sürekli bakımına muhtaç durumdaki
sigortalıya bağlanan sürekli iş göremezlik geliri alt
sınırı yüzde 70 idi bunu da yüzde 85e çıkarıyoruz.
Yani, çalışma imkânı kalmamış olan iş kazası
neticesindeki vatandaşlarımızın aylık
bağlanırken sürekli iş göremezlik aylığı
oranını yüzde 70den yüzde 85e çıkarıyoruz. Sosyal
taraflarla da bu konuyu daha önce görüşmüştük. Bugün parti
gruplarımızla da bu konuyu değerlendirdik. Olumlu bir
düzenlemedir.
Önergeye
katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bağlanacak
aylıklarda alt sınır uygulaması yeniden düzenlenerek, alt
sınır aylığının belirlenmesinde
sigortalıların bakmakla yükümlü bulundukları kişiler olup
olmadığı dikkate alınmak suretiyle alt sınır
aylığı %40a çıkarılmış, iş kazası
veya meslek hastalığı sonucu başkasının
bakımına muhtaç duruma düşen sigortalılara bağlanacak
gelirlerde alt sınır %85 olarak belirlenmiştir. Ancak malullük
aylığı için uygulanacak alt sınır, madde
başlığı da dikkate alınarak 27 nci maddeden 55 inci
maddeye taşınmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul
edilmiş bu önerge doğrultusunda 35inci maddeyi oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
47nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 47- 5510
sayılı Kanunun 80 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
MADDE 80- 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki
şekilde belirlenir.
a) Prime esas
kazançların hesabında;
1) Hak edilen
ücretlerin,
2) Prim, ikramiye
ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan
ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel
sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen
tutarların,
3) İdare
veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1)
ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak
üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin,
brüt toplamı
esas alınır.
b) Ayni
yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev
yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı,
iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu
ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca
tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile
zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel
sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve
aylık toplamı asgarî ücretin % 30'unu geçmeyen özel sağlık
sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları
tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.
c) (b) bendinde
belirtilen istisnalar dışında her ne adla yapılırsa
yapılsın tüm ödemeler ile ayni yardım yerine geçmek üzere
yapılan nakdi ödemeler prime esas kazanca tabi tutulur. Diğer
kanunlardaki prime tabi tutulmaması gerektiğine dair muafiyet ve
istisnalar bu Kanunun uygulanmasında dikkate alınmaz.
d) Ücretler hak
edildikleri aya mal edilmek suretiyle prime tabi tutulur. Diğer ödemeler
ise öncelikle ödendiği ayın kazancına dahil edilir ve ücret
dışındaki bu ödemelerin yapıldığı ayda üst
sınırın aşılması nedeniyle prime tabi tutulamayan
kısmı, ödemenin yapıldığı ayı takip eden
aydan başlanarak oniki ayı geçmemek üzere üst sınırın
altında kalan sonraki ayların prime esas kazançlarına ilâve
edilir. Toplu iş sözleşmelerine tabi işyerleri
işverenlerince veya kamu idareleri veya yargı mercilerince verilen
kararlara istinaden, sonradan ödenen ücret dışındaki ödemelerin
hizmet akdinin mevcut olmadığı veya askıda olduğu bir
tarihte ödenmesi durumunda, 82 nci madde hükmü de nazara alınmak suretiyle
prime esas kazancın tabi olduğu en son ayın kazancına dahil
edilir. Bu durumlarda sigorta primlerinin, yukarıda belirtilen mercilerin
kararlarının kesinleşme tarihini izleyen ayın sonuna kadar
ödenmesi halinde, gecikme cezası ve gecikme zammı alınmaz ve 102
nci madde hükümleri uygulanmaz.
e) Saatlik,
günlük, haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete
dayanmış olmayıp da komisyon ücreti ve kâra katılma gibi
belirsiz zaman ve tutar üzerinden ücret alan sigortalıların prim ve
ödeneklerinin hesabında esas tutulacak günlük kazançları, 82 nci madde
hükmüne göre belirlenen alt sınırdır.
f) Bir
işverene tabi olarak çalışan sigortalının belirli
ücretinin dışında ayrıca (e) bendi kapsamında ücret
alması halinde, prime esas günlük kazancı bunların
toplamından oluşur.
g) Primlerin
hesabına esas tutulacak günlük kazanç, sigortalının, bir ay için
prime esas tutulan kazancının otuzda biridir. Ancak günlük
kazancın hesabına esas tutulan ay içindeki bazı günlerde
çalışmamış ve çalışmadığı günler
için ücret almamış sigortalının günlük kazancı, o ay
için prime esas tutulan kazancının ücret aldığı gün
sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanır.
h)
Sigortalıların günlük kazançlarının hesabında esas
tutulan gün sayıları, aynı zamanda, bunların prim ödeme gün
sayılarını gösterir. Ancak, işveren ve sigortalı
arasında kısmî süreli hizmet akdinin yazılı olarak
yapılmış olması kaydıyla, ay içerisinde günün
bazı saatlerinde çalışan ve çalıştığı
saat karşılığında ücret alan sigortalının ay
içindeki prim ödeme gün sayısı, ay içindeki toplam çalışma
saati süresinin 4857 sayılı İş Kanununa göre belirlenen
haftalık çalışma süresine göre hesaplanan günlük
çalışma saatine bölünmesi suretiyle bulunur. Bu şekildeki
hesaplamada gün kesirleri bir gün kabul edilir.
ı)
İşveren ve sigortalı arasında çağrı üzerine
çalışmaya dayalı yazılı iş sözleşmesinde
taraflar arasında çalışma süresi gün, hafta ve ay olarak
belirlenmemiş ise, sigortalının ay içindeki prim ödeme gün
sayısı haftalık çalışma süresi en az yirmi saat
kararlaştırılmış sayılarak (h) bendi hükmüne göre
hesaplanır.
i) 88 inci
maddenin dördüncü fıkrasına göre ay içerisinde 30 günden az prim
ödeme gün sayılarına ait eksik günlerin genel sağlık
sigortası primleri, eksik çalışma süreleri dikkate alınmak
suretiyle hesaplanır.
4 üncü maddenin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki
şekilde belirlenir.
a) Aylık
prime esas kazanç, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
sınırı ile üst sınırı arasında kalmak
şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük
kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından Kurumca
belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç beyan edilir. Ancak beyan
edilen kazançta bir değişiklik olması durumunda,
sigortalının yeniden beyan ettiği kazanç üzerinden hesaplanan
prim tahsil edilir.
b) Sigortalı
aynı zamanda işveren ise beyan edeceği aylık kazancı,
çalıştırdığı sigortalıların
kazancının en yükseğinden az olamaz. Beyanda bulunmayan
sigortalının primleri, asgarî aylık prime esas kazanç üzerinden
hesap ve tahsil edilir. Beyanda bulunmayan veya beyan ettiği kazancın
çalıştırdığı sigortalının otuz günlük
prime esas kazancından düşük olduğu tespit edilen
sigortalıların aylık prime esas kazançları, tespit edilen
kazanç düzeyine çıkartılarak beyan edilen kazançla arasındaki
farkın primi 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve gecikme
zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
Bu Kanuna göre
ilk defa 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi
kapsamında sigortalı olanların prime esas
kazançlarının hesabında;
a)
Aylıklarını personel kanunlarına göre alan
sigortalılar için;
1) İlgili
kanunları uyarınca aylık gösterge ve ek göstergeler üzerinden
ödenen aylık tutarları,
2) Memuriyet
taban aylık ve kıdem aylık tutarları,
3) Makam, temsil
ve görev tazminatları, 657 sayılı Devlet Memurları
Kanununun 152 nci maddesi uyarınca ödenen tazminatlar (bölge, kurum,
birim, çalışma mahalli, görevin niteliği ve benzeri kriterlere
dayalı olarak asıl tazminatlara ilave, ek veya ayrıca ödenen
tazminatlar hariç), 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununun ek 17 nci maddesinin (A) bendinde yer alan
cetvelde belirtilen oranlar üzerinden ödenen hizmet tazminatı (28/2/1982
tarihli ve 2629 sayılı Kanun ile 17/11/1983 tarihli ve 2955
sayılı Kanuna göre tazminat veya üniversite ödeneği alanların
sadece rütbelerinin karşılığı hizmet
tazminatları), 11/10/1983 tarihli ve 2914 sayılı
Yükseköğretim Personel Kanununun 12 nci maddesi uyarınca ödenen
üniversite ödeneği, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar
Kanununun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca ödenen
ek ödeme,
b) Kadro
karşılığı sözleşmeli olarak görev yapan
sigortalılar için işgal ettikleri kadrolar esas alınmak
suretiyle (a) bendinde öngörülen unsurlar üzerinden hesaplanan tutarı,
c) Açıktan
vekil olarak atanan sigortalılar için, (a) bendinde öngörülen unsurlardan
ilgili mevzuatı uyarınca ödenen tutarı,
ç) Başka bir
kadro ya da görevin ödeme unsurları esas alınmak ve kıyaslanmak
suretiyle aylık veya ücret ödenen sigortalılar için; emsal
alınan kadro veya görevin prime esas kazanç tutarını geçmemek
üzere, bu kazancın aylık veya ücret ödenmesinde öngörülen
oranında hesaplanacak tutarı,
d)
Büyükşehir belediye başkanları için bakanlık genel
müdürünün, diğer belediye başkanları için ise öğrenim
durumları itibarıyla 657 sayılı Kanuna göre
yükselebilecekleri dereceyi aşmamak kaydıyla, 657 sayılı
Kanuna ekli (I) sayılı ek gösterge cetvelinin VIII. Mülki İdare
Amirliği Hizmetleri Sınıfı bölümünün (d) bendinde
belirtilenlerin prime esas kazançları,
e) 78
sayılı Yükseköğretim Kurumları Öğretim
Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararname
eki cetvellerde yer alan yükseköğretim kurumlarına bağlı
konservatuarlarda 2914 sayılı Yüksek Öğretim Personel Kanununun
15 inci maddesi uyarınca sözleşme ile istihdam edilen öğretim
elemanlarından sanatçı öğretim elemanı olarak istihdam
edilenler için, anılan Kanunda öğretim görevlisi kadro unvanında
istihdam edilenlerin tahsil ve derecelerine göre belirlenen prime esas kazanç
tutarı; kamu idarelerinde sanatçı, sanatkar ve sanatçı
öğretmen olarak sözleşme ile istihdam edilenler için, tahsil ve
dereceleri itibarıyla 657 sayılı Kanuna tabi olarak teknik
hizmetler sınıfında yer alan mühendislerin (a) bendindeki prime
esas kazanç tutarı; yüksek öğretim kurumları ile diğer kamu
idarelerinde sanat uygulatıcısı ve sahne
uygulatıcısı olarak sözleşme ile istihdam edilenlerden en
az önlisans mezunu olanlar için tahsil ve dereceleri itibarıyla 657
sayılı Kanuna tabi olarak teknik hizmetler sınıfında
yer alan teknikerlerin, diğerleri için ise teknisyenlerin prime esas
kazanç tutarları,
f) İlgili
kanunlarında emeklilik ya da ek gösterge açısından belirli bir
kadro, unvan veya görevle bağlantı kurulanlar için,
bağlantı kurulan kadro, unvan veya görevin prime esas kazanç
tutarı,
g) Bu
fıkranın (a) ilâ (f) bentleri kapsamı dışında
kalan sigortalılar için atandıkları görev itibarıyla 657
sayılı Kanuna göre girebilecekleri sınıflardaki benzer
görevlerin aynı kadro, unvan, tahsil ve derecesi için belirlenen prime
esas kazanç tutarları,
esas
alınır. Vekalet veya ikinci görev
karşılığında ilgili mevzuatı uyarınca
yapılacak ödemeler prime esas kazancın hesabında dikkate
alınmaz.
Yalnızca
genel sağlık sigortasına tâbi olanlar bakımından prime
esas aylık kazancın tespitinde; 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (d) ve (g) bentlerinde sayılan kişiler için
82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
sınırının iki katının otuz günlük tutarı, 60
ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde
belirtilen kişiler için asgarî ücret, 60 ıncı maddenin birinci
fıkrasının (e) bendinde belirtilen kişiler için ise prime
esas asgarî kazanç tutarı esas alınır. Ancak, 60 ıncı
maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt
bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı sayılmak
için müracaat etmekle birlikte, Kurumca belirlenecek test yöntemleri ve veriler
kullanılarak tespit edilen aile içindeki gelirin kişi
başına düşen aylık tutarı; asgari ücretin üçte
birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci
maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
sınırının otuz günlük tutarının üçte biri, asgari
ücretten asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilen
kişiler için 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
sınırının otuz günlük tutar, asgari ücretin iki katından
fazla olduğu tespit edilen kişiler için 82 nci maddeye göre
belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz
günlük tutarının iki katı prime esas asgari kazanç tutarı
olarak esas alınır.
Bu maddenin
uygulamasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından
çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen?
Sayın
Öztürk, buyurunuz efendim.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Ben de söz istiyorum.
BAŞKAN
Buyurunuz efendim.
HARUN ÖZTÜRK
(İzmir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. Tekriri müzakere konusu yapılan 47nci
maddeyle ilgili olarak görüşlerimi ifade etmek üzere huzurunuzdayım.
Evet, uzun bir
süreden beri görüştüğümüz tasarı yasalaşmak üzere. Bu
maddeyle ilgili olarak, neler geliyor ona bir bakalım. Sigorta primine
esas kazançları düzenliyor bu madde ve yeni olarak nakden ödenen ayni
yardımlar da prim kapsamına alınıyor. Özel sağlık
sigortalarına ve bireysel emekliliğe ödenen ve asgari ücretin yüzde
30unu aşan tutar da prime esas kazanca dâhil ediliyor. Bunun Türkçesi
şu demektir: İşveren, işçisi için bireysel emeklilik ve
özel sağlık sigortası için prim yatıracak ve bu prim de
işçiye yapılmış bir ücret ödemesi gibi prime esas kazanca
dâhil edilecek.
Ayrıca, bir
şey daha yapılıyor: Bir ay içerisinde prime esas kazanç
miktarı eğer ön görülen tavanı aşıyor ise o takdirde,
tavanı aşan kısım bir yıl süreyle takip eden ücretlere
eklenerek prime esas kazanca dâhil edilecek. Bu da ne demektir? İşverene
yine ek prim yükü demektir.
Şimdi,
diğer taraftan Hükûmet istihdam paketi adı altında
işverenlerin üzerindeki sigorta primi yüklerini azaltmak üzere, bir
düzenleme getirecek ve orada da primlerden bir miktar indirim yapacak. Yani
önce bindir, sonra indir; arkasından da İşverenin prim yükünü
indirdim. de! Bu, gerçekten büyük bir açıkgözlük diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlar, bu maddeyle ilgili olarak dikkatinize getirmek istediğim
bir diğer husus: Esnek çalışma yöntemine göre istihdam edilen
işçilerimiz ayın otuz gününün tamamında
çalışmıyorlar. Eksik çalıştıkları günler
için Hükûmet haklı olarak diyor ki: Kendisi bu sürenin işveren ve
işçi primlerini yatırırsa otuz gün üzerinden ben bunun hizmetini
sayarım. Bu kadarıyla düşününce gayet uygun bir düzenleme
yapılmış gibi görünüyor. Ancak biz, İş Yasasıyla
çalışma yaşamında esnek çalışma yöntemlerini
getirirken amaçlarımızdan bir tanesi: İşverenlerimizin
rekabet güçlerini yükseltmek amacıyla, uluslararası rekabet güçlerini
artırmak amacıyla böyle bir düzenleme getirmiştik.
Dolayısıyla, bu düzenlemeden işverenlerimizin de menfaati
vardı. Gönül isterdi ki bu düzenlemede işçiye isteğe
bağlı sigorta hakkı tanınır iken bir kısım
yükün de işveren tarafından üstlenilmesi hakkaniyete ve adalete daha
uygun olur diye düşünüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, Sayın Bakana bu kürsüden Genel Sağlık
Sigortası Fonuyla ilgili olarak yıllık gelir tahmininin ne
olacağını sorduk. Bu şunun için önemli: Sayın Bakan,
bugün, İşsizlik Sigortası Fonunu yönetiyor ve dolayısıyla
fonda belli bir miktar kaynak var. Şimdi yeni bir büyük fonu daha
yönetecek ama tasarı yasalaşırken Türkiye Büyük Millet Meclisine
ve vatandaşlarımıza bu fonun büyüklüğünün ne
olacağı konusunda bir bilgi vermedi; biz tahminî rakamı
kendisine söyledik, aksi bir şey söylemediler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
HARUN ÖZTÜRK
(Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
28-30 milyar YTL
tutarında bir fonu yönetecek. Bu fonun bir kısmı devlet primi
adı altında devlet katkısı olacak, bir kısmı yine
yeşil kart statüsünde olanlara devletin destek vermesi ile oluşan bir
fon olacak. Bu, şunun için önemliydi: Fonun gelir büyüklüğünü
bilirseniz tahminî olarak, aşağı yukarı yapmış
olduğunuz bir sağlık gideri var. Eğer arada açık yok
ise o zaman bu tasarı yasalaşıyor ve çalışanlar için
getirdiğimiz yükleri doğru hesap etmedik demektir.
Yüce heyetinizi
tekrar saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Sayın Genç,
buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 119 sıra
sayılı Yasa Tasarısının 47nci maddesi üzerinde,
İç Tüzükün 89uncu maddesine göre yeniden görüşülmesine
ilişkin, şahsım adına söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, bu madde, sigorta primine esas alınacak bazı
belirliyor. Madde, tabii, her meslek grubunda hangi ücretlerin sigorta primine
esas alınacağını uzun uzadıya izah etmiş ama çok
da uzun bir madde. Aslında, bazı şeyler de
kayrılmış. Mesela, şimdi, sporcuların
maaşlarıyla ikramiyeleri; bu da prime esas alınacak mı
alınmayacak mı? Alınacaksa ikramiyesi de
Yani biliyorsunuz çok
büyük transfer ücretleri alıyorlar bunlar. Bunların aldıkları
bu transfer ücretleri prime esas alınacak mıdır?
Yine bu maddenin
üçüncü fıkrasında İdare veya yargı mercilerince verilen
karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde
belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay
içinde yapılan ödemelerin
Ben bunu pek anlayamadım. Yani bir
kişinin hakkı verilmemiş, yargıya gitmiş, yargı
kendi lehine bir karar vermiş. Bu verdiği karar sonucunda
aldığı ücretleri o ay içinde alamaz ki. Bana biraz muğlak
geldi.
Değerli
milletvekilleri, yine burada büyükşehir belediye başkanları
korunmuş. Bunların 657ye göre aldıkları maaşları
dışında çok çeşitli ek ödenekleri var, bunları niye
dâhil etmediniz prime? (D) bendinde bunların, 657 sayılı Kanuna
ekli (1) sayılı ek gösterge cetvelinin Mülki İdare
Amirliği Hizmetleri Sınıfı bölümünün (d) bendinde
belirtilenlerin prime esas kazançları
Şimdi, yani
benim gördüğüm kadarıyla, daha önce yapmış olduğum
konuşmada da
Tabii kanun çok ayrıntılı olarak
incelenmediği için, hangi meslek grubuna ne getirdiği de çok fazla
şey etmediği için burada çok korumacı bir sisteme gidilmiş.
Ayrıca, bu
(g) bendinde Vekalet veya ikinci görev karşılığında
ilgili mevzuat uyarınca yapılacak ödemeler prime esas kazancın
hesabında dikkate alınmaz. Niye alınmasın Sayın
Bakan? Öyle genel müdürler var ki on yerden maaş alıyorlar. Niye
bunların aldığı o
primleri, o vekâlet ücretlerini ki
Tabii, bu Hükûmet zamanında
müsteşarları, genel müdürleri, ne bileyim, banka yönetim kurulu
başkan ve üyeleri birçok yerlerden ek ücret alıyorlar. Primlerin
hesaplanmasında bunları niye istisna tutuyorsunuz da öte tarafta
asgari ücretle çalışan kişileri getirip bunlardan prim
kesiyorsunuz? Bu haksızlık yani. Bu, tamamen zengini koruma, büyük
gelir kazançlarını, büyük gelir sağlayan kişileri koruma; bunun
yanında düşük ücretli kişilerin canına okuma demektir.
Tabii,
aslında işverenlerin
Hani bu kayıt
dışılığı önleyeceğiz. deniliyor ama burada,
bazı mesela, bazı meslek grubu mensuplarından BAĞ-KURda
hakikaten çok yüksek prim alınıyor. Bu prim alınınca,
birçok insan, BAĞ-KURlular, maalesef, kendi borçlarını
ödemiyorlar. Yani aslında hükûmet etmek demek, idare etmek demek
memleketteki bütün sınıfların iyice bir filmini çekip o film
içinde değerli birtakım insanların özelliklerine ve
niteliklerine göre gruplar oluşturmak ve o gruplar ve o özellikler
sonucunda oluşturulan grupların yaşantılarını
basitleştirecek, idame ettirebilecek
Eğer onlardan herhangi bir
fedakârlık beklenecekse o fedakârlıkları da hakikaten,
yapabilecek düzeyde bir düzenleme yapılması lazım. Yani böyle,
masa başında oturup bu kanunu hazırlayan gruplar -ekseriya
bürokratlar tabii- kendi durumlarını korurlar. Daha önce de gördük,
birçok meslek grupları buraya kanunları getirdikleri zaman kendi
durumlarını korur, ötekilerin canına okur.
Bir şey daha
söyleyeyim, geçenlerde de söylemiştim: Bir taksiye bindim
İşte
bu taksiciler mesela
Hakikaten, birçok kişi emekli olduktan sonra veyahut
da işsiz olanların birçoğu özel taksilerde
çalışıyor tabii, taksi fiyatları muazzam arttı
biliyorsunuz yani 1 trilyon değerinde taksi plakaları var
İstanbul, Ankarada ve bu kişiler sigorta edilmiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
KAMER GENÇ
(Devamla) Tek bir kişinin üç-dört tane taksisi var ama orada şoför
çalıştırıyor. Fakat adam diyor ki: Benim hiçbir sosyal
güvenliğim yok. Yani bu durumda çalışan insanlar için bir
sigorta yapma sistemini zorunlu getirmemiz lazım ve trafik memurları
yaptıkları kontrollerde
Takside çalışan şoförler eğer
hakikaten bir sosyal güvenlik kurumuna kayıtlı değilse, onu
çalıştıran kişinin, o şoförü, muhakkak, sigorta
kapsamında göstermesini zorunlu kılacak bir düzenleme yapmak
gerektiğine inanıyorum.
Ben demin
yaptığım konuşmada da belirttiğim gibi, hakikaten çok
karmakarışık bir sistem getirilmiş, bunu hazırlayanlar
da içinden çıkamıyor ama prime esas alınan aylıkların
hesaplanmasında bazı meslek grupları korunmuş. Bunu, bu
maddede görmek mümkündür.
Saygılar
sunuyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
kısa bir açıklama yapmak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Bakan, kısa bir açıklama.
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım teşekkür ediyorum.
Sayın
Öztürk, gerek az önceki konuşmalarında gerekse daha önce
yapmış oldukları konuşmalarda Genel Sağlık
Sigortası Fonundan bahsettiler, bu konuyla ilgili kısa bir
açıklama yapmak istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, bildiğiniz gibi, mevcut sistemde, sağlık için
toplanan primler uzun vadeli emeklilik için kullanılabiliyor fakat genel
sağlık sigortası, yani bu yasa yürürlüğe girdikten sonra,
GSS primlerini, genel sağlık sigortası primlerini uzun vadeli
emeklilik işlemlerinde kullanma imkânı artık kalmayacak. Bu
çerçevede olaya baktığımız zaman, bu GSS Fonu diye tabir ettiğimiz
olay, yeni bir olay da değildir aslında. Mevcut, şu andaki
uygulamada üç kurumla ilgili sağlık primleri de yine bir merkezde
toplanıyor, bunun bir devamı olarak bu algılanabilir.
Olayı
rakamsal olarak ortaya koyduğumuz zaman, bugün karşı
karşıya bulunduğumuz rakamlar şunlar: Sağlık
gelirlerimiz 12,2 katrilyon, sağlık giderlerimiz 23,1 katrilyon,
aradaki fark 10,9 katrilyon. GSSye geçtiğimizde, genel sağlık
sigortasına geçtiğimizde, gelirler tahmini olarak 18 katrilyon,
giderlerse 31,3 katrilyon olarak tahmin edilmekte, aradaki fark ise 13,3
katrilyon. Bu çerçevede, yeşil kart 4 katrilyon, kamu
çalışanları 2,8 katrilyon, bunlar da 6,8 katrilyon yapıyor.
Mukayeseyi yaptığımız zaman gelir gider açısından,
ortaya net 2,4 katrilyon bir fark çıkıyor. Bu farkın iki ana
kaynaktan kaynaklandığını ifade edebiliriz. Bunlardan biri
yeşil karttan bildiğiniz gibi 4 katrilyon harcamayı
devralıyoruz. Yaptığımız düzenlemeyle bunun 2,7
katrilyonunu devletten alacağız. Dolayısıyla 1,3 katrilyon
yeşil karttan fark var; 1,1 ise GSS kapsamına girmekten
kaynaklanıyor. Böylece 2,4 katrilyonluk bir fark söz konusudur.
Teşekkür
ediyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
47nci madde
üzerinde bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra sayılı Kanun Tasarısının
çerçeve 47 nci maddesi ile düzenlenen 5510 sayılı Kanunun 80 inci
maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde geçen "oniki"
ibaresinin "iki olarak; ikinci fıkrasının ise
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
Sakarya |
Denizli |
Nevşehir |
|
|
Nusret
Bayraktar |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
|
İstanbul |
Niğde |
|
4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki
şekilde belirlenir.
a) Aylık
prime esas kazanç, 82 nci maddeye göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt
sınırı ile üst sınırı arasında kalmak
şartı ile kendileri tarafından beyan edilecek günlük
kazancın otuz katıdır. Bu sigortalılar tarafından
Kurumca belirlenen sürelerde aylık prime esas kazanç beyan edilir. Beyanda
bulunmayan sigortalıların aylık prime esas kazancı, prime
esas günlük kazanç alt sınırının otuz katı olarak
belirlenir.
b) Sigortalı
aynı zamanda işveren ise aylık prime esas kazancı,
çalıştırdığı sigortalıların prime esas
günlük kazancının en yükseğinin otuz katından az olamaz.
Aylık prime esas kazancı, çalıştırdığı
sigortalının otuz günlük prime esas kazancından düşük
olduğu tespit edilen sigortalıların aylık prime esas
kazançları, tespit edilen kazanç düzeyine çıkartılarak aradaki
farkın primi, 89 uncu madde hükümlerine göre gecikme cezası ve
gecikme zammı uygulanmak suretiyle tahsil edilir.
c) 4 üncü
maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında
sigortalı sayılmayı gerektirecek birden fazla durumun söz konusu
olması halinde, bu fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen
esaslara göre tek beyanda bulunulur.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Saygıdeğer
Başkanım, bu 47nci maddede müzakerenin yapılmasını
talep etmemiz iki ana esasa dayanıyor:
Bunlardan biri:
Birden fazla şirkete ortaklığı söz konusu olan bir iş
adamı veya bir işveren tek beyanda bulunacak yani her şirket
için ayrı ayrı beyanlarda bulunmama durumunu getiriyoruz.
Ayrıca,
ikinci olarak da: Ücret dışı ikramiye gibi ödemelerin takip eden
on iki ay değil, iki ay süresiyle prime tabi tutulmasını
öngörüyor bu düzenleme.
Bundan
dolayı bunu getirmiş bulunuyoruz ve önergeye
katıldığımı ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Prime esas
kazançların hesabında ücret dışında dikkate
alınacak diğer ödemelerden ödemenin yapıldığı
ayda üst sınırın aşılması nedeniyle prime tabi
tutulamayan kısmının ödemenin yapıldığı
ayı takip eden üç ayı geçmemek üzere üst sınırın
altında kalan kısımlarının sonraki ay
kazançlarına eklenmesi amaçlanmış, maddenin ikinci
fıkrasındaki değişiklikle de bu Kanunun 4 üncü maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki
sigortalıların prime esas kazançlarının nasıl hesap
edileceği, belirlenen bu kazançların Kurumun göstereceği
dönemlerde beyan usulüne göre bildiriminin yapılacağı, beyanda
aylık prime esas kazanç sınırları dahilinde serbestlik olduğu
şeklinde ana kurallar koyularak işverenler için serbestlik
kurulanın istisnası öngörülmüştür. Bu istisnaya uygun olarak
işverenlerin yanında çalıştırdıkları
kişiler adına beyan ettikleri en yüksek kazançtan daha az aylık
prime esas kazanç beyan edemeyecekleri şeklinde hüküm düzenlenmiştir.
Yine madde metninde serbestlik kuralına uygun olarak, birden fazla
sigortalı sayılmayı gerektirecek halin tek kişide
birleşmesi durumunda dahi tek beyan koşulu korunmuştur.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda madde 47yi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Madde 47 kabul edilmiştir.
Yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 17.25
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 17.57
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
75inci maddenin
üçüncü fıkrasını okutuyorum:
MADDE 75 -
3) Ek 77 nci
maddesinin birinci fıkrasının; (b) bendinde yer alan
"Astsubaydan subay olanlar, astsubaylar" ibaresinden sonra gelmek
üzere "birinci derecenin dördüncü kademesine kadar yükseltilir."
ibaresinin eklenmiş, "ve uzman" ibaresi "Uzman"
şeklinde değiştirilmiş, (c) bendinde yer alan "yedek
subay" ibaresi çıkarılmış ve maddenin sonuna
aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
"Bu maddeye
göre yükseltilenlerin dereceleri, 15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı
Pasaport Kanununun 14 üncü maddesinin (A) bendindeki hükümlere göre de
ayrıca dikkate alınır.
Birinci
fıkranın uygulamasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı,
Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı,
İçişleri Bakanlığı, Devlet Personel
Başkanlığının görüşü alınarak Sosyal
Güvenlik Kurumu Başkanlığınca çıkarılacak
yönetmelik ile düzenlenir.
Bu maddeye göre
yapılan ödemeler her türlü vergi, resim ve harçtan müstesna olup,
faturası karşılığında Hazineden tahsil
edilir."
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteği var mı? Yok.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanun Tasarısının çerçeve 75 inci maddesinin
(3) numaralı çerçevesinde yer alan
dördüncü ibaresinin, üçüncü ibaresi olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
Nusret
Bayraktar |
|
|
Sakarya |
Denizli |
İstanbul |
|
|
Muharrem
Selamoğlu |
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
|
Niğde |
Nevşehir |
|
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, önergeye katılıyoruz. Astsubayların birinci
derecenin dördüncü kademesine yükseltilmesiyle ilgili düzenleme, dördüncü
kademe olmadığı için üçüncü kademe olarak
değiştirilmeyi içeriyor. Bu anlamda önergeye katıldığımızı
ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederiz.
Gerekçeyi mi
okutuyorum, konuşacak var mı?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçeyi okutun efendim.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılmış olan düzenlemede astsubayların birinci dereceye
yükseltilmesi amaçlanmıştır. 926 sayılı Türk Silahlı
Kuvvetleri Personel Kanununda ekli astsubaylarla ilgili gösterge tablosunda
dördüncü kademenin olmaması nedeniyle bu değişikliğe
ihtiyaç duyulmuştur.
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda madde 75in 3üncü fıkrasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler... Kabul
edilmiştir.
75inci maddenin
4üncü fıkrasını okutuyorum:
4) Ek 79 uncu
maddesinin altıncı fıkrasının son cümlesi Bu
yardımlar 1 Eylül- 31 Aralık tarihleri arasında yılda bir
kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında
öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere,
talepte bulunduğu yılın Eylül ayında geçerli olan memur
aylık katsayısına göre hesap edilerek başvurularını
izleyen ay içinde toptan ödenir. şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Madde üzerinde söz isteyen var mı? Yok.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı Kanunun Tasarısının çerçeve 75 inci maddesinin
(4) numaralı çerçevesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Ayhan Sefer
Üstün |
Mehmet Yüksel |
|
Rıtvan
Köybaşı |
|
|
Sakarya |
Denizli |
|
Nevşehir |
|
|
Ahmet
Aydın |
Muharrem
Selamoğlu |
|
|
|
|
Adıyaman |
Niğde |
|
|
4) Ek 79 uncu
maddesinin altıncı fıkrası Yukarıda sayılan
şehit ve malullerin çocuklarına; ilk öğretim öğrencileri
için (1250), lise öğrencileri için (1875) ve yüksek öğrenim
öğrencileri için (2500) gösterge rakamlarının memur aylık
katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar kadar her ay
eğitim ve öğretim yardımı yapılır. Bu
yardımlar 1 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında yılda bir
kez olmak üzere ve ilgili eğitim öğretim yılında
öğrenci olduklarını gösterir belge ile müracaat edenlere,
talepte bulunduğu yılın Eylül ayında geçerli olan memur
aylık katsayısına göre hesap edilerek
başvurularını izleyen ay içinde toptan ödenir. şeklinde
değiştirilmiştir.
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın
Başkanım, bu düzenlemeyle, şehit ve gazilerin çocuklarına
yapılan eğitim ve öğretim yardımları yüzde 25
civarında artırılmaktadır. Her çocuk için -şehit ve
gazi çocuğu için- ilköğretimde
yıllık 594 YTL olan yardım 742 YTLye, ortaöğretimde 891
YTL olan yardım 1.114 YTLye, yükseköğretimde de 1.188 YTL olan
yardım 1.485 YTLye çıkarılmaktadır. Katıldığımızı
ifade ediyorum.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz.
Gerekçeyi mi
okutuyorum?
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Yapılmış olan düzenleme ile harp malulleriyle şehitlerin
çocuklarına ödenmekte eğitim ve öğretim yardımı
tutarların, günün şartlarına paralel hale getirmek amacıyla
% 25 artırılmıştır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Kabul edilen
önerge doğrultusunda 75inci maddenin 4üncü fıkrasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
75inci
maddenin 4üncü fıkrası kabul
edilmiştir.
Madde 94ün
3üncü fıkraya bağlı geçici madde 1i okutuyorum:
Madde 94
3). 2022
sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir:
GEÇİCİ
MADDE 1. Bu Kanun kapsamındaki kişilere bu kanunun yürürlüğe girdiği
tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken aylıklar ile
bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir. İlgililer
hakkında herhangi bir idari ve adli takibat yapılmaz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Madde üzerinde konuşmak mı istiyorsunuz?
OKTAY VURAL
(İzmir) Evet.
BAŞKAN
Buyurunuz Sayın Vural.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan
BAŞKAN Siz
de mi konuşmak istiyorsunuz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet, ben de kişisel söz istiyorum.
BAŞKAN
Tamam.
Siz,
şahsınız adına mı grup adına mı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Hayır, grup adına efendim. Sayın Genç
şahsı adına istedi.
BAŞKAN
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın
milletvekilleri, lütfen biraz sessiz olursanız
Sayın
milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturunuz ve sessiz olunuz.
MHP GRUBU ADINA
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, sayın
milletvekilleri; bugün bu görüştüğümüz, tekriri müzakere
münasebetiyle görüştüğümüz bu madde aslında sosyal güvenlik ve
genel sağlık sigortasıyla ilgili yapılan düzenlemelerin son
maddesi. Bu vesileyle, bu tasarı görüşüldüğü müddetçe Milliyetçi
Hareket Partisi Grubuna mensup milletvekillerimizin ortaya koyduğu
tavrın anlamı ve bizim bu tasarıya genel bakış
açımızla ilgili görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Anayasamızın
60ıncı maddesi Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve
teşkilatı kurar. demektedir. Dolayısıyla, Anayasanın
bu amir hükmü çerçevesinde vatandaşlarımızın sürdürülebilir
bir güvenliğe kavuşturulması gerekmektedir. Takdir edersiniz ki
güvenlik kavramı, süreklilik ve sürdürülebilirlik olduğu müddetçe
anlam ifade eder. İnsanların çalıştığı
müddet içerisinde elde ettiği haklarla çalışması bittikten
sonraki hakların sürdürülebilir ve sürekli olabilmesinin dikkate
alınması ancak bir güvenlik oluşturur. Eğer bu
güvenliği sağlayamazsanız, eğer günübirlik yasalarla, her
yıl değişen yasalarla toplumun sosyal güvenliğini
düzenlemeye kalkarsanız, bu, güvenlik düzenlemesi olmaz, aksine, çok
önemli riskler oluşturur. İşte bu tasarıyla, aslında,
bugün yine bunun bir örneğini yaşıyoruz. Dolayısıyla,
2006 yılında çıkartılan bir yasa bugün tekrar
değiştirilmek isteniyor, muhtemelen yarın tekrar bu yasa düzenlenecek.
Her ne kadar 2035 yılı, 2048 yılı bahsedilmişse bile,
biliyorsunuz daha 2006 yılında çıkartılan bir yasanın
değiştirilmesini bile öngördüğümüze göre, muhtemelen bu yasa da
maalesef, sürdürülebilir bir güvenliği sağlamaktan uzak
gözükmektedir. O bakımdan, sosyal güvenliği temin etmenin yolu, bir
kere bu konuda çalışan kesime ve vatandaşlarımıza
sosyal güvenliği temin edecek normlarda kararlılık
oluşturması ve bu kararlılık çerçevesinde iş gücü
piyasasında istikrarın temin edilmesi gerekir. Maalesef bugün,
biliyorsunuz bütün sosyal taraflar ayakta, işveren kesimleri, işçi
kesimleri, memur kesimleri, yıpranma zammı almayan
vatandaşlarımız, müktesep haklarını kaybeden
vatandaşlarımız, hepsi ayakta. Şimdi, ne hakkımız
var? Böyle bir güvenlik olabilir mi? Bu Parlamento her an, her şeyi, her
zaman yapabilecek konumdaysa bugün çalışan bir kimsenin bu
hakkının elinden alınabileceği tehdidi de bir güvenlik
oluşturmaz, aksine güvensizlik oluşturur.
Bu
tasarının temel mantığı nedir? Bize göre bu
tasarının temel mantığı, sosyal güvenlik sisteminde
vuku bulan açıkları azaltmaktır. Bu açıkları azaltarak
yükleri azaltmaya yönelik, sadece gelir elde etme mantığına göre
kurulmuş bir yasadır. O bakımdan da Türkiye'nin makroekonomik
dengelerini kurmak üzere stand-by anlaşması imzalamış
IMFnin, stand-bydan sonra izleme yapabilmesi ya da ihtiyari bir
stand-byı sürdürebilmesi için, IMFnin talebi üzerine gelmiştir.
Malum olduğu gibi IMFnin sosyal bir yönü yoktur. Onda sadece kapitalist
dünyanın kendi dengeleri içerisinde gelişmekte olan ülkelere politika
empozesi asıldır. O bakımdan, böyle bir kanun
tasarısı, esas itibarıyla sadece ve sadece yükleri dikkate
aldığı için de sosyal yönü oldukça zayıf bir
tasarıdır.
Değerli
milletvekili arkadaşlarım, Türkiye'nin özellikle 2012
yılından sonra başlayacak yirmi yıllık bir demografik
fırsatı vardır. Bu fırsat çok önemlidir. Özellikle
çalışabilir nüfusumuzun artması, bağımlılık
oranının düşmesiyle birlikte, yaklaşık yirmi yıl
boyunca, Avrupa ülkelerine nazaran çalışabilir ve genç nüfusun daha
fazla olması, bağımlılık oranının
düşmesi Türkiye için bir fırsat penceresidir. O zaman bu fırsat
penceresini değerlendirmek için ne yapmamız lazım? Bizim
çalışabilir nüfusumuz arttığına göre,
bağımlılık oranımız azaldığına
göre önceliğimiz ne olmalıdır? Bu tasarı bir önceliği,
Türkiye'nin önceliğini dikkate almıyor. Türkiye'nin önceliğinin
ne olması lazım? Eğer bağımlılık oranı
düşüyorsa, eğer çalışabilir nüfusumuz -on
beş-altmış dört- on beş yaşından yukarı
nüfusumuz yüzde 70i bulmuşsa, yapmamız gereken iş, bu
çalışabilir nüfusu istihdam edecek politikalara öncelik vermektir.
Bunu vermediğimiz takdirde bu demografik fırsatı
kullanamayız. O bakımdan, bunlar çözüm değildir. Aslında bu
fırsatı kullanırsak aktüeryal denge açısından da
sosyal güvenlik dengesini oluşturabiliriz. Ama maalesef, Hükûmetin
önceliği iş gücüne katılma oranını artırmak
olmadığı müddetçe, çalışabilir nüfusumuzu daha fazla
eğitecek, eğitilmiş nüfusumuzu istihdam edecek yüksek katma
değerli sektörleri teşvik edecek politikalar olmadığı
müddetçe bu demografik fırsat penceresi bize kapanır. O bakımdan,
gerçekten Hükûmetimizden istediğimiz şey, bu fırsatı, bu
tarihî fırsatı kullanmanızdır. Yüzde 48le iş gücüne
katılma oranıyla rekabet edemeyiz. Asgari ücretli istihdamla,
temizlik işçileri istihdamıyla, kömür dağıtmakla ya da
koruma-güvenlik memuru kadrolarıyla biz istihdam
sağladığımızı düşünüyorsak bu genç
nüfusumuzun rekabet edici özelliğini kullanamıyoruz demektir. O
bakımdan, yapılması gereken şey bu nüfusumuzu eğitmek
ve istihdama sokmaktır. Türkiye'nin önceliği bu değildir.
Altmış beş yaşla ilgili emeklilik,
bağımlılık oranı düşen bir Türkiye için
bağımlılık oranı yüksek bir Türkiye
bakışıyla düzenleme yapmak öncelik sırasına göre
doğru değildir. O bakımdan, bir taraftan kayıt
dışını kayıt içine almak, istihdamı teşvik
etmek, istihdamı teşvik ederken de bunu yüksek katma değerli
sektörlere yöneltmek lazım. Bu bizim için gelecekle ilgili bir meseledir.
Bunun siyasi tercihle ilgisi, alakası olmaması gerekir. Siyasi
partilerin bunların yöntemiyle ilgili tercihleri olabilir ama, takdir
edersiniz ki, eğer istihdamı artıracak
politikalarımızı eğer hepimiz beraber, birlikte
uygulayamazsak, yarın öbür gün kim iktidar olursa olsun, bu Türkiyenin,
bu rekabet gücü azalmış Türkiyenin sorununu çözmek giderek
zayıflar. O bakımdan, bu tasarıyla getirilen emeklilere,
çalışanlara yükü artırarak, yaşlı nüfusların
sosyal güvenlik yükünü çalışanlara ve emeklilere yükleyen
mantık, o bakımdan Türkiyenin mantığıyla, Türkiyenin
mevcut ekonomik, demografik özellikleriyle bağdaşmamaktadır. Bu
bakımdan, temel eleştirilerimiz, açıkçası budur.
Bu çerçevede
bakıldığı zaman, bu kanunla ilgili, milletvekillerimiz
gerek alt komisyonda gerek Plan ve Bütçe Komisyonunda gerekse Parlamentoda çok
aktif bir şekilde, anlamlı önergelerle katkı sağladık.
Tabii, bu temel eleştirimiz değişmemekle birlikte, mümkün
olduğunca da bu olumlu katkılarımızı kabul ettirmeye
çalıştık. Bazılarında mümkün oldu ama bütün bu olumlu
adımlara rağmen, temel olarak bu kanunun Türkiyenin
ihtiyaçlarını karşılamaktan öteye, sadece mali gelir elde
etmeye yönelik bir temel perspektifle hazırlandığını
ve sürdürülebilir olmadığını düşünüyoruz. Bu
bakımdan da tasarının bu eksiklerini dikkate alarak, Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu olarak bu tasarıya ret oyu vereceğimizi
bilmenizi istiyorum.
Bu tasarıda
eksik olan bazı hususlar da var. Tabii, özellikle prim ödeme konusunda
zorluğa giren BAĞ-KUR ve çiftçilerle ilgili, maalesef, bir yeniden
yapılandırma yer almadı. Oysa, eğer bu bir reform ise, bu
bir, açıkçası, temel kanun ise bu temel kanunda uyum konusunda sorun
çıkmış kesimlerin bu sorunlarını halletmesi
gerekmektedir. Yeni bir beyaz sayfa açmamız gerekirdi. Nasıl biraz
sonra onaylayacağımız önergeyle altmış beş
yaş aylığı, özürlülerle ilgili yapılmış
terkinlerin, cezaları, para cezalarını, hepsini affediyorsak,
terkin ediyorsak, çiftçilerin ve BAĞ-KURluların da borçları
konusunda bir karar vermemiz lazımdı. Maalesef, bu kararı yerine
getirmedik.
Tabii, böyle bir
kanun vesilesiyle, bunu yürütecek Bakanlar Kuruluna, inşallah diyorum ki,
gazetelerde
(Mikrofon otomatik
cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurun.
OKTAY VURAL
(Devamla) Evet, insanlık ayıbı; 230 YTL için rehin
bırakılan çocuk. Hani yoktu? Hani yoktu?
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Özel hastane o.
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Çarpıtmayın, doğru bilgi verin.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bütün gazetelerde başlıklarda. Dolayısıyla
bizim isteğimiz, bu vatandaşlarımızın bu konuma
düşürülmemesini temin edecek politikaları kararlılıkla
uygulamaktır.
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Sizin dönemizde her gün vardı.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bu çerçevede şunu da ifade etmek istiyorum, aslında
milletvekillerimiz ifade etti: Sekiz yıl önce, dokuz yıl önce bu
Parlamentoda yapılan görüşmelerde Mezarlıkta emeklilik, zulüm
yasası, IMFnin dayatması. diye elli sekiz-altmış
yaşı eleştirenler
Diyorum ki bu da Cenabıhakkın
imtihan şeklidir. Allah bizi kendi sözlerimizle imtihan ettirmesin. (MHP
sıralarından alkışlar) Bundan ibret almamız
gerekmektedir. Bu sözleri kullananlar bu süreçten de ibret almalıdır.
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
OKTAY VURAL
(Devamla) Bu kanuna ret oyu vereceğimizi ifade ediyor, hepinize
saygılarımı arz ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Vural. (MHP sıralarından
alkışlar)
Sayın Genç,
buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Efendim, 119
sıra sayılı yasanın 94üncü maddesi üzerinde tekriri
müzakere edildiği için şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Bir
dakika Sayın Genç.
Sayın
milletvekilleri, lütfen ya yerlerinize geçiniz ya dışarıda
müzakere ediniz.
Buyurunuz
Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın milletvekilleri, bu yasa altmış beş
yaşını doldurmuş, muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk
vatandaşlarına aylık bağlanmasına ilişkin bir
maddesidir bu. Bugün bütün gruplar bununla ilgili bir önerge verdiler ve usule
aykırı olarak bütün
Tabii, çok büyük, geniş bir mali kapasitesi
olan ama geniş bir seçmen kitlesine de hitap ettiği için bütün
gruplar ayrı ayrı çıktılar, konuşma da yaptılar,
ama şimdi tekriri müzakereyle aynı o bütün grupların üzerinde
anlaştıkları metni tekrar değiştiriyoruz.
Yani görüyorsunuz
ki ne kadar büyük bir hata yapıyorsunuz. Biraz önce verdiğiniz, yani
bir saat veya iki saat önce verdiğiniz önergede ne kadar çalakalem önerge
hazırladığınız, ondan sonra ne kadar çalakalem kanun
metinleri hazırlayıp da daha iki saat geçmeden buradaki
getirdiğiniz metni beğenmiyorsunuz, yerine ikinci bir metin
getiriyorsunuz. Galiba o önergede, sabahleyin kabul edilen önergede cezai ve
icrai takipleri durdurttunuz.
Şimdi,
olayın özü de bu: Yani özürlü bir vatandaş özürlü
maaşını alırken bir ara da bir sosyal güvenlik kurumundan
babasından, annesinden gelen bir emekli maaşı alıyorsa
işte bu bir kişi çift sosyal güvenlik kurumundan maaş
almadığı için bunun birisini iade etmek zorundadır. Bu
konuda tabii milyonlarca dava var. Belki milyon olmasa bile milyona yakın
davalar var, bunu düzeltiyorsunuz. Bence de yerinde bir düzeltme. Ama yani
bugün daha düzelttiğiniz bir konuyu yeniden düzeltiyorsunuz. Bu,
işte, Parlamenter yasama faaliyetinin çok yerinde, bilerek, bilinçli
olarak yapılmadığını gösteriyor.
Değerli
milletvekilleri, bu arada bize gelen bir doktorlar grubu var. Bu doktorlar
grubu bazı dal ve merkez birimlerini kuran
Daha önce gitmişler,
işte Bayındırlık Bakanlığına,
sağlık müdürlüklerine başvurmuşlar ve bunlar Tamam.
demişler, Bütün belgeleriniz tamam, buyurun size ruhsat verelim.
demişler. İşte, son, gelmişler Sağlık
Bakanlığına, müracaat etmişler, 217 tane doktor
Bunlar yeni
bir sağlık merkezi açacaklar veyahut da işte belli dal
merkezlerini açacaklar. Son, Bakanlık bunlara demiş ki: Hayır,
açamazsınız. Niye? Gidin, efendim, sizin faaliyette
bulunacağınız yerden, orada faaliyette
bulunacağınıza dair müsaade getirin. Bana diyorlar ki:
Başlangıçta bizden böyle bir talepte bulunmadılar ama son anda
sırf bizi yokuşa sürmek için geldiler böyle bizden bir talepte
bulundular. Şimdi, diyorlar: AKPnin milletvekillerine gidiyoruz:
Vallahi, biz Sağlık Bakanından korkarız, bunu söyleyemeyiz
kendisine.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, bakın, parlamenterlik, milletvekilliği
çok onurlu ve soylu bir görevdir. Yani olabilir, birileri sizi buraya
seçmiş getirebilir ama 217 tane doktor, mütehassıs doktor -her
birisinin yanında en azından 5-10 tane doktor var, hemşire var-
ondan sonra bu insanlar bütün servetlerini harcamışlar bir merkez
kurmuşlar. Şimdi, yeni getirilen bu kanunla, ben inanıyorum ki
çeşitli tarikat mensubu büyük hastane sahipleri
Tarikat mensupları
hastane kurdular, sırf bu hastanelere hastalar gitsin diye, bu insanlara
böyle bir müşkülat çıkarıyorsunuz ve bu insanları
faaliyetten men ediyorsunuz.
Birisi bana dedi
ki o mütehassıs doktorlardan -Vanlıydı, Vanda galiba şey
ediyor- biri: Ben karımdan boşandım, çocuklarımı okullardan
aldım, bütün servetimi verdim buraya, yani intihar edeceğim.
Değerli
milletvekilleri, bakın, bu kadar mantıksızlık, bu kadar
akılsızlık, bu kadar izansızlık olur mu yani? Böyle
bir şey olur mu? Sen gideceksin vatandaşa: Evet, sen yeteri kadar masrafını
yap, ondan sonra alet edevatı al, tıbbi malzemeleri al, kur buraya,
ondan sonra son anda
Bakanlık da başlangıçta bunlara böyle bir
şey söylememiş. Ama tarikattan gelen, kendi bağlı oldukları
tarikatların kurduğu hastanelerin menfaatleri yok olmasın diye
insanlara böyle bir zulüm yapıyorsunuz. Bu hangi adaletten, bu hangi
haktan, hangi hukukta var ben anlamıyorum.
Tamam da, yani bu
memlekette onlar da kazansınlar, sizin tarikattakiler de kazansınlar.
Yani bu memleketin parası çok. İşte, daha önceki
yaptığım konuşmalarda da biliyorsunuz, sosyal güvenlik
deliği diye bir şey yok. İktidarların yaptıkları
rüşvetlerin yarattığı delikler var. Yani şimdi, bu
kanuna göre, siz fatura ödemesini eğer doktorluk mesleğinden
anlamayan kişilere inceletirseniz, mesela hangi teşhise hangi
tetkikler yapılması lazım, hangi teşhise hangi ilaçlar
verilmesi lazım
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
KAMER GENÇ
(Devamla) -
konularında, bu konuda bilgi sahibi kişilere
faturaları inceletmezseniz ne olur? Bazı kişiler, hiç anlamayan
kişiler gidecek o faturaları, şişirilmiş
faturaları öderler ve dolayısıyla devlet büyük bir haksız
kazançla, haksız bir masrafla karşı karşıya kalabilir.
İşte bu sosyal güvenliğin en büyük deliği buradan geliyor
sayın milletvekilleri.
Onun için
-maalesef gücümüz yetmiyor tabii, 340 milletvekilisiniz, kendiniz
çalışıyorsunuz, kendiniz oynuyorsunuz, bu da tabii ayrı bir
şeyle ama- bize düşen, burada işte düşüncelerimizi
söylüyoruz. Halk da bizi dinliyor. Tabii zamanım da
kalmadığı için bir iki şeye daha şey edecektim. Yani
işin kısası, bu maddede yapılan değişiklikle
cezai ve icrai takipleri kapsaması lazım. Yani bir yetim, bir özürlü
kişi gitmiş, babasından yetim maaşı alıyorsa bu
zamanında fark edilmemişse bundan dolayı bu kişiler
hakkında ne cezai ne de icrai takibat yapılmasın. Bunu belirtmek
istedim.
Saygılar
sunuyorum efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
Madde üzerinde
bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
119 sıra
sayılı kanun tasarısının çerçeve 94'üncü maddesinin
3'üncü fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
|
|
Mustafa
Elitaş |
Oktay Vural |
Selahattin
Demirtaş |
|
|
Kayseri |
İzmir |
Diyarbakır |
|
|
Kemal Anadol |
Orhan Erdem |
|
|
|
İzmir |
Konya |
|
3) 2022
sayılı kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"Geçici
Madde 1- Bu kanun kapsamındaki kişilere bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihe kadar yersiz ödenen ve geri alınması gereken
aylıklar ile bunlardan doğan ceza ve faizler terkin edilmiştir.
İlgililer hakkında herhangi bir idari ve icrai takibat yapılmaz."
BAŞKAN
Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE
KOMİSYONU SÖZCÜSÜ MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Uygun görüşle
takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN
Hükûmet?
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara)
Katılıyoruz.
BAŞKAN
Gerekçeyi mi okutuyorum?
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: 2022
sayılı Kanun kapsamında olan hak sahipleri, gelirleri belirlenen
limitin altında olan vatandaşlar olup bu aylıklarına ilave
gelir elde etmek amacıyla zaman zaman geçici işlerde
çalışmaktadırlar veya zorunlu harcamalarından kısmak
suretiyle elde ettikleri tasarruflarını isteğe bağlı
emeklilik uygulamalarına aktarmaktadırlar. Elde ettikleri gelirler ve
iş imkânları geçici ve vatandaşın sosyal statüsünü
değiştirecek ölçüde olmayan niteliktedir. Söz konusu
vatandaşların mevzuat gereği 2022 aylıklarından mahrum
bırakılmaları zaten önemli bir gelir kaybı olacaktır.
2022 sayılı Kanuna eklenen bu madde ile aylık ödemeleri kesilen
ve mevzuat uyarınca haklarında işlem yapılan
vatandaşların mağduriyetlerini gidermek, yazılı ve
sözlü müracaatlar ve vatandaşların lehine sonuçlanan davalar
nedeniyle Kurum aleyhine oluşan ek maliyetleri sınırlı
tutmak amaçlanmaktadır.
BAŞKAN
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Madde 94ün
3üncü fıkraya bağlı geçici madde 1i kabul edilen önerge
doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Yirmi dakika ara
veriyorum.
Kapanma Saati: 18.26
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 19.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
119 sıra sayılı
Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, tasarının görüşmeleri
tamamlanmıştır.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Oylama için
beş dakika süre veriyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, açık oylama sonucunu açıklıyorum:
Kullanılan oy sayısı : 280
Kabul :
225
Ret :
55(x)
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi,
Sayın Bakan, kısa bir teşekkür konuşmasına buyurunuz.
(AK Parti sıralarından alkışlar)
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Bursa) Sayın Başkan,
değerli milletvekili arkadaşlarım; uzunca bir süredir,
aslında beş yılı aşkın bir süredir Türkiye'nin
gündeminde olan sosyal güvenlik reformuyla ilgili
çalışmalarımız, 60ıncı Hükûmetle birlikte
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı çerçevesinde tekrar ele
alınmış ve yaklaşık sekiz aylık bir dönem
içerisinde tüm sosyal taraflarla enine boyuna bütün maddeleri, bütün
kapsadığı hususları dikkate alarak değerlendirmeler
yapılmış ve mümkün mertebe sosyal taraflarla en üst düzeyde
uzlaşı sağlanması konusunda ciddi mesafeler
alınmış ve o çerçevede de Türkiye Büyük Millet Meclisine sosyal
güvenlik reformu sevk edilmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisine yasayı sevk etmeden önce siyasi parti gruplarıyla da
bir araya geldik. Kendileriyle de gayet verimli değerlendirmeler
yaptık ve kendilerinden gerek Komisyon çalışmalarında
gerekse Genel Kurul çalışmalarında her zaman katkıya
açık olduğumuzu ve bu 70 milyonu ilgilendiren,
çocuklarımızı, torunlarımızı, Türkiye'nin
geleceğini ilgilendiren bu Yasayla ilgili bu katkılara açık
olduğumuzu ifade ettik ve katkıları da bu dönemler içerisinde
yoğun bir şekilde aldık. Muhalefet-iktidar ayrımı
gözetmeden çok önemli düzenlemelere birlikte imza atmış olduk.
Gerçekten de, Türkiyenin 2070li yıllarını ilgilendiren ve
kamuoyunda da, medyada da gerekli gereksiz tartışmalara konu olan bu
Yasanın çıkmasında ve katkıların
sağlanmasında emeği geçen başta, işin
başlangıcında sivil toplum kuruluşlarımıza, tüm
işçi sendikalarımıza, memur sendikalarımıza ve siyasi
parti gruplarımıza özellikle teşekkürlerimi sunmayı bir
borç biliyorum.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağıa
eklidir.
Bu önemli
düzenleme yapılırken, bu Yasa, bu reform çalışması
yapılırken kapsamından dolayı sıkıntılar
yaşadığımızı da ifade etmek istiyorum çünkü bir
kuyuya bir taş atılıyor ve bu taşı çıkarmak için
gerçekten günlerce, saatlerce emek sarf etmeniz gerekiyor. Bununla ilgili çok
örnekler yaşadık. Aslında, Yasanın hiç hak etmediği
gereksiz ve haksız eleştiriler dönemini geçirdik ama netice
itibarıyla, inanıyorum ki kamuoyu da, buradaki değerlendirmeler
de, kamuoyu bilgilendirme çalışmalarımız da düne göre,
geçmişe göre bu Yasaya bakışın, Türkiyenin
geleceğini düzenleyen, Türkiyenin geleceğine imza koyan ve
Türkiyenin sürdürülebilir bir sosyal güvenlik anlayışını
oturtması açısından, popülizmden uzak, günübirlik, mevsimlik,
seçimlik değerlendirmelerden uzak ve sürdürülebilir bir sosyal güvenlik
konusunda atılmış bir adım olduğunu kamuoyu da
kavramaya iyiden iyiye başlamış bulunuyor. Bundan sonra da, bu
Yasanın ne getirip ne götürdüğüyle ilgili, başta milletvekili
arkadaşlarımız olmak üzere tüm kurum
çalışanlarının sizleri ve 70 milyon
vatandaşımızı bilgilendirme çalışmalarını
sürdüreceğini ifade etmek istiyorum ve bu konularla ilgili gerekli bilgi
ve belgelerle Türkiyenin dört bir tarafına bu Yasanın ne
getirdiği bir tanıtım kampanyası çerçevesinde
duyurulacaktır.
Son olarak
şunu ifade etmek istiyorum: Değerli milletvekilleri, tabii bu yasama
faaliyetleri ve Türkiyedeki tüm toplumsal sorunları, sosyal kesimlerin
sorunlarını çözen bu yüce çatıdır. Bu yüce çatı
altında bulunan milletvekili arkadaşlarımız gerçekten,
geçen dönem itibarıyla söylüyorum, dokuz yüz altmış yasa
tasarısını bu Meclisten geçirdi. Bu dönem tam rakam olarak
bilemiyorum ama çok önemli yasalara imza atmaya
başladığımızı hep beraber müşahede ediyoruz.
Bu kadar önemli düzenlemeleri yapan milletvekillerimizle ilgili, kamuoyunda
yersiz ve gerekçesiz birçok haksız değerlendirmelerin olduğunu
da bu vesileyle ifade etmek istiyorum. Bu Parlamento, bu milletvekilleri, bu
değerlendirmeleri, bu haksız yakıştırmaları hak
etmiyor arkadaşlar, bunu özellikle vurgulamak istiyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar) Ve milletvekilleriyle ilgili ne
zaman bir konu gündeme gelse bu haksız ithamlar ve haksız
değerlendirmeler maalesef gündeme gelmektedir.
Son dönemlerde,
Anayasa Mahkemesinin sosyal güvenlik reformunu iptali çerçevesinde, bu
Yasanın yeniden ele alınması bazı hususiyetleri, bazı
yeni düzenlemeleri de gündeme getirdi. Bunların başında, mevcut kamu
görevlileri, dolayısıyla bütün milletvekilleri mevcut statüye
tabidir, şu anda yürürlükteki mevzuat neyse ona tabidir. Bu bilinmesine
rağmen, bununla ilgili çok farklı yorumlar ve değerlendirmeler
maalesef kamuoyunda ve ilgili çevrelerde yapılıp kafalar
bulandırılmaya çalışıldı ama bunların
doğru olmadığını ifade ediyorum. Ama şunu da
bütün açık yüreklilikle ifade etmek istiyorum: Türkiye'nin geleceğine
imza koyan, bu kadar önemli düzenlemeler yapan, Türkiyeye yön veren yüce
Parlamentoda görev yapan milletvekillerinin özlük haklarını da
mertçe, yiğitçe hep beraber buraya getirip, birilerinin
konuşmasına, birilerine alet etmeyerek buradan geçirmemiz gerekiyor
arkadaşlar. Bunu da bu vesileyle burada ifade ediyorum, tekrar bu önemli
reforma katkılarınızdan dolayı bütün muhalefet
partilerimize, iktidar partisi mensuplarımıza, bütün
milletvekillerimize, bütün sivil toplum kuruluşu mensuplarımıza
teşekkür ediyorum.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Kurum çalışanlarına da Sayın
Bakanım, çalışanlara da
ÇALIŞMA VE
SOSYAL GÜVENLİK BAKANI FARUK ÇELİK (Devamla) - Kanun
tasarısının milletimize hayırlı, uğurlu
olmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Sayın
milletvekilleri, şimdi, 2nci sırada yer alan, Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim,
Teknik ve Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
2.- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti
Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş
Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun
Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri
Komisyonu Raporu (1/443) (S. Sayısı: 84) (x)
BAŞKAN
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu
84 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde gruplar adına söz isteyen? Yok.
Şahıslar
adına? Yok.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Daha önce söz talebim vardı.
BAŞKAN
Sayın Genç, konuşmak istiyor musunuz?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Evet Sayın Başkan.
BAŞKAN
Şimdi, şahıslar adına, Van Milletvekili Gülşen Orhan,
Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan, Kütahya Milletvekili Alim Işık
söz istemiştir.
Onlar
konuşmadığına göre, buyurunuz Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; biz bu
Başkanlık Divanının tarafsız hareket etmesini
istiyoruz. Bakın, siz, şimdi orada Tasarının tümü
hakkında söz isteyen yok. dediniz. Ben daha önce burada söz talebinde
bulundum ama benim söz talebinde bulunduğumu kale almadınız.
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Gruplar adına
Gruplar adına
Gruplar
istemedi.
KAMER GENÇ
(Devamla) Bir dakika
Kimsenin avukatlığını
yapmayın. Arkadaşlar, bırakın yani şimdi ya! Ben
şurada yıllarca bu Parlamentoda görev yapan bir insanım.
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, ben sözlerimi söyleyeyim.
BAŞKAN
Tasarının tümü üzerinde gruplar adına söz var mı? dedim.
Lütfen
Düzelteyim
KAMER GENÇ
(Devamla) Hayır Sayın Başkanım, şimdi
BAŞKAN
Yok. dediler. Şahıslar adına var mı? dedim. Sonra da
şahısları teker teker okudum.
Buyurunuz.
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, bakın, şu Meclis Başkanlık
Divanı maalesef bizim burada konuşma hakkımızı
elimizden almak için her türlü tertibin içinde.
FARUK KOCA
(Ankara) Senden çok konuşan var mı?
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, orada
Ben şimdi burada olmasaydım, Bu
tasarı üzerinde söz isteyen yok. denilecekti, maddelere geçilmesi
oylanacaktı. Bunun doğrusunu konuşalım.
Şimdi, böyle
bir Başkanlık Divanı ve böyle bir davranış biçimi
olmaz. Bu Türkiye Büyük Millet Meclisi Parlamentosunda yönetimin tarafsız
olması lazım. Şimdi, AKP bizim konuşmamızdan nedense
çok büyük rahatsızlık duyuyor. E, tabii ki rahatsızlık
duyacaksınız.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Millet sana geveze diyor, geveze!
KAMER GENÇ
(Devamla) Çünkü siz bu memleketi en büyük hile, en büyük gayrimeşru
yollarla idare ediyorsunuz. Burada kendi Grup Başkan Vekiliniz diyor ki:
Yahu, bildiğiniz suistimalleri söyleyin. E, ben bin tane, yüz tane
suistimal söyledim.
(x)
84 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Yalan söyleme, yalan söyleme!
KAMER GENÇ
(Devamla) Yani, şimdi, siz
Bu suistimaller nasıl ortaya
çıkarılacak? Ben size diyorum ki, şu olayda suistimal var. Sizin
Maliye Bakanının oğlunun çalıştığı
firmaya
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) At, at, daha at!
KAMER GENÇ
(Devamla)
Tekel makinelerinin mukavelesinin onaylanmasından iki gün
sonra 30 bin dolar gitmiş mi gitmemiş mi?
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Gitmemiş.
KAMER GENÇ
(Devamla) Eğer gitmemişse araştıralım.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) İşimiz gücümüz yok da kişiyi mi
araştıracağız burada?
KAMER GENÇ
(Devamla) Burada bir Meclis araştırmasını kuralım.
Gitmemişse ben o zaman özür dilerim, derim ki: Ben bu kişiye iftira
atmışım. veya Basın bu kişiye iftira
atmış.
Ben yine size
Kütahya Şeker Fabrikasında sizin
MUSTAFA CUMUR
(Trabzon) Katara gel, Katara.
KAMER GENÇ
(Devamla) Daha geleceğim, daha gıcık alacaksınız,
siz onu
Durun.
MUSTAFA CUMUR
(Trabzon) Sayın Başkan, bu gıcıklık yapmak için mi
buraya geliyor?
KAMER GENÇ
(Devamla) Kütahya Şeker Fabrikasında, Kütahya Şeker
Fabrikasını alan sizin milletvekili 2003 yılında bu fabrikayı
satın aldıktan bir sene sonra tapuda bir tahrifat yaparak 112 dönüm
araziyi kendi üzerine geçirdi mi geçirmedi mi? Ayrıca tapu
kayıtları ortada.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Geçirmedi.
KAMER GENÇ
(Devamla) Geçirmedi diyorsanız, buyurun, gidip inceleyelim.
Ayrıca,
bununla ilgili lojmanları üzerine geçirdi mi geçirmedi mi? Gidelim,
inceleyelim.
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) Şeker fabrikası nerede, Katarda mı?
KAMER GENÇ
(Devamla) Ayrıca, Bursada kamu kurumuna ait olan 150 dönümü siz
imarsız olarak kendi yandaşlarınıza verdiniz, o alan adam
12 milyon dolara aldı, sonra orada yaptığı dükkânlardan
ayda 15 milyon dolar alıyor mu almıyor mu?
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Yok öyle bir şey!
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Konuyla ilgili konuş.
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Yanlış söylüyorsun, yanlış!
KAMER GENÇ
(Devamla) Yine, şimdi sizin Başkanınız olan Tayyip
Erdoğan bu memlekette Başbakan olmadan önce, siyasete atılmadan
önce İstanbulda bir gecekonduda oturuyor muydu? Bugün dünyanın
sayılı zenginleri arasında mıdır değil midir? Bu
kaynaklar nereden geldi size? (AK Parti sıralarından Yalan sesleri,
gürültüler)
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Nereden?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bu kaynakları şey ediyorum.
FARUK KOCA
(Ankara) Yalan, yalan! Yalan!
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, Katarla ilgili anlaşmayı imzalıyoruz.
Ya, bu Katar niye sizin bu kadar sevgiliniz oldu, ben anlamıyorum.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, konuyla ilgili
konuşsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, bugünkü gazetelerde yazılıyor, 11 tane
Türkiye Cumhuriyeti bakanı Katara gitmiş.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, konuyla ilgili
konuşsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Allah Allah, bu Katarda ne var yahu!
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Para var, para
KAMER GENÇ (Devamla)
Katarda ne madenler var? Bu madenleri mi ihraç edeceğiz? (AK Parti
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar, gürültüler)
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, müdahale etsenize!
KAMER GENÇ
(Devamla) Neye müdahale edecek efendim? Burada kendi fikirlerimizi
söylüyoruz.
Bu Katarda ne
var arkadaşlar? Bu Katara giden kişiler, bakanlar, başbakanlar
ne hediyeler aldılar?
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Hangi hediyeyi almışlar Katardan bakalım?
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Bir defa da doğruyu konuş!
KAMER GENÇ
(Devamla) Türkiye Cumhuriyeti devleti bir hukuk devletidir, hukuk devletinde
her şey açıktır ve şeffaftır. Şeffaf olan
şeyleri açıklayın. Yani, şimdi, baş örtüsü yerine
herhâlde bundan sonra, aldığınız hediyelerdeki
mücevheratı örteceksiniz, öyle görünüyor. Abdullah Gülün
karısının parmağındaki 65 milyarlık yüzüğü
örteceği
Yani, başını örteceğine o yüzüğü
örtsün. (AK Parti sıralarından gürültüler)
Yani, bakın
Şimdi, değerli milletvekilleri, bakın, şu memlekette niye
bu Katarla ilgili
Şimdi, kaç kişi gitti oraya, kaç kişi geldi?
Ben diyorum ki, siz burada ne hediyeler aldınız?
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Katarla ilgili konuş, Katarla.
KAMER GENÇ
(Devamla) Türkiye Cumhuriyeti devleti eğer bir hukuk devleti ise, bu
devleti yöneten insanlar eğer birileriyle özel ilişki kuruyorlarsa, o
özel ilişkinin neticesini bir açıklasınlar.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnastan bahset.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yani, neden dolayı son zamanlarda Katarla, Araplarla bu kadar
yakın ilişki kurduk?
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnastan bahset.
KAMER GENÇ
(Devamla) Tamam, Araplar dostlarımız, onlarla ilişkiler
kuracağız ama, değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti
devletinin şeffaf bir devlet olması lazım.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bir hukuk devleti olan bir devlette herkesin her şeyi bilmesi
lazım ama her şeyi gizliyorsunuz.
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar)
Halikarnastan bahset!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Her şeyi gizlediğinize göre, demek ki bunun içinde
hesabını vermediğiniz birtakım olaylar var.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnastan bahset, Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bu hesapları bugün örtebilirsiniz, 340 milletvekiline
dayanarak örtebilirsiniz ama yarına bu millet sizden o kadar öyle
ağır bir hesap sorar ki
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi, Başkanınız Tayyip Erdoğan
çıktı, gitti Katara, geldi, şimdi ortada yok. Nerede ya, dünden
beri yok!
MEHMET NİL
HIDIR (Muğla) Çok mu lazım nerede olduğu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bugün bir yerde çıkmış mı
çıkmamış mı ben şey etmiyorum.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi, değerli milletvekilleri, bu Türkiye sizin
yöneteceğiniz bir devlet değil çünkü siz tarafsız bir yönetim
göstermiyorsunuz. Dolayısıyla, bu tarafsız
Getirdiğiniz
kanunlar ortada, Türkiyedeki soygun ortada, vatandaşların içinde
bulunduğu ekonomik kriz ortada, işsizliğin
uğradığı boyutlar ortada.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Sizin belediye başkanlarınız, ana kent belediye
başkanlarınız Türkiye'nin kaynaklarını o kadar keyfî
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ (Devamla)
-
o kadar vicdansızca, o kadar adaletsiz şey ediyorlar ki...
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Şimdi, İstanbul Belediyesinin o kadar borcu var, gidiyor
5,5 trilyon liralık lale getiriyor.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bu lalelerin ömrü ne kadar? Bu lalelerin ömrü on beş gün.
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Bak Halikarnasta ne olmuş? diyor!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu memlekette insanlar aç, aç
Bu
insanlar bu memleketlerde açken siz sefahat içinde yürüyemezsiniz. Sizin
Başkanınız, Çankayaya çıkardığınız
kişi yeni yeni uçaklar alarak, bu devleti bu kadar sefahat içinde, israf
içinde yönetemez.
AHMET YENİ
(Samsun) Doğru konuş, doğru!
KAMER GENÇ
(Devamla) - Yönetebilirsiniz ama ne kadar bir süre gideceksiniz?
Efendim, sizin
hakkınızda kapatma davası açıldıktan sonra birdenbire
Avrupanın sevgilisi durumuna düştünüz. Avrupalılar diyor ki
Efendim, gidiyorsunuz bugün gazetelerde var- sizin komisyon
başkanınız gidiyor Avrupalılara diyor ki: Efendim, şu
açılan kapatma davasını kına.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu, Halikarnasta?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Bu, sevgili milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti devletine yakışmayan
bir davranış biçimidir.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) - Eğer siz Türk halkından menfaat bekleyeceğinize,
Türk halkının merhametine ve şefkatine
sığınacağınıza gidip de Avrupanın,
Amerikanın merhamet ve şefkatine sığınmayın
çünkü Avrupa ve Amerikanın şefkati size yarar getirmez, size felaket
getirir.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bizler yıllarca bu insanlara çok büyük özveride bulunduk,
istekleri doğrultusunda hareket ettik. Ne ettiler? Bir güne bir gün bizim
menfaatimize davrandılar mı?
İşte, uluslararası meseleleri görüşüyoruz. İşte,
İtalyada, İzmir gibi çok mükemmel bir ilimize bir EXPO 15i
vermediler. Sizin hediyeler aldığınız, o düğünlerinize
davet ettiğiniz, düğünlerde nikâh şahidi tayin ettiğiniz, o
İtalyanın en güçlü insanları geldi, dedi ki: Ey
Avrupalılar, siz EXPO 18de bu Türkiyeye oy verdiğiniz zaman.. Orada
kadın ikinci sınıftır. Dediler ki: Orada kadına
değer vermiyorlar. Böyle bir topluma mı şey vereceksiniz?
Beyler, insanlar
gerçekleri kavramaktan acizse, geri zekâlı ise o toplum batmaya mahkûm bir
toplumdur. Biz diyoruz ki, burada toplumumuzun gerçeklerini dile getirirken
burada bazı gerçekleri kavrayın ve bunları anlayın. Eğer
kavrayıp da anlamıyorsanız, bilmem, ondan sonra sizi yönetenler
İşte, buyurun, Hükûmet sıralarında kimse yok.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI HAYATİ YAZICI (İstanbul) Ne demek kimse
yok!
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu sen 1 kişisin kardeşim, 1 kişi. Nerede bu
Bakanlar Kurulu yahu? Nerede bu Bakanlar Kurulu? (AK Parti
sıralarından gürültüler) Hepsi keyiflerine, gidip, bakıyorlar.
Efendim, bizim çocuklar çalışıyor orada. diyor. Bizim çocuklar
her zaman çalışmaz ki.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Bugün emeklilikle ilgili bir mesele oldu, akşama kadar
anlaşmadınız. Bu kanunun şimdiye çoktan bitmesi
lazımdı ama ne oldu? İşte, burada bir anlaşamadınız.
Şimdi,
bakın, siyaset böyle yapılmaz, milletvekililiği böyle
yönetilmez. Milletvekilliği onurlu ve şerefli bir görevdir. Birileri
sizi seçebilir buraya ama bu kürsüye geldiğiniz zaman
vicdanınıza, şerefinize, aklınıza ve
mantığınıza uyarak oy vereceksiniz. Memleketimizin ve
milletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa ona göre oy verelim.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu ya? Onu bir anlat.
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, değerli milletvekilleri, memleket, bakın, çok
ciddi sıkıntılara gidiyor, inanmanızı istiyorum.
Sokaktaki insanlar kuşku içinde, yarının ne olduğunun
sıkıntısı içinde, dünyada bir ekonomik krizin patlak
vereceğinin sıkıntısı içinde.
Bakın,
bugünkü gazetelerde okumuşsunuz. 2008 bütçesi ne kadar açık
vermiş? Geçen sene 4,8 katrilyon fazlalık vermiş, bu sene 4,9
açık vermiş. Geçen seneki 4,8 fazlalık vermesinin nedeni nedir?
Sizin Telekomu verdiğiniz kişi size 5,5 milyar doları beş
yılda vermesi lazımken hemen getirmiş vermiş. Bu da çok
şaibeli bir tahsilattır, bunun arkasını
araştırmak lazım.
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) Niye? Kim neyi biliyor?
KAMER GENÇ
(Devamla) Onu ben gelin size özel izah edeyim.
YAŞAR
KARAYEL (Kayseri) Aklın eriyor mu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Gelin onu özel izah edeyim. Zamanım yok çünkü.
Çünkü, eğer
bir yabancı şirket getirip de size
HALİL
AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Halikarnasta ne oldu?
KAMER GENÇ
(Devamla) Halikarnasa geliyorsan sen gelip
(AK Parti sıralarından
gürültüler)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUSTAFA
ELİTAŞ (Kayseri) Sayın Başkan, konuyla ilgili olmayan
şeyler söylüyor. (AK Parti sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen sözünüzü bağlayınız ve teşekkür
ediniz, Genel Kurula saygılarınızı
KAMER GENÇ
(Devamla) Sayın Başkan, şimdi bakın, o kadar
zavallıca bana laflar atıyorlar ki
Şimdi, bu
kişiye bir görev vermişler, demişler ki: Kamer Genç kürsüye
çıkınca sen git ona laf at. Yahu, senin gibi kaç kişiyi Kamer Genç
burada silmiş! Sen benim muhatabım olmayacaksın, Tayyip gelsin,
benim karşımda konuşsun. (AK Parti sıralarından
gürültüler) Tamam mı? Benim muhatabım Tayyip. Ben Tayyipi istiyorum,
Tayyipi! Tayyip gelsin, benim karşımda
Ben Tayyiple televizyonlara
çıkayım, ben ona gerekli dersi her yerde veririm. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) Şimdi, kaç gündür niye ortada yoktur? Her gün uçaklara
biniyor, dünyayı geziyor.
BAŞKAN
Sayın Genç
KAMER GENÇ
(Devamla) Türkiye Cumhuriyeti devleti böyle mi idare edilir? Gelsin şu
Meclise, bizim düşüncelerimizi anlasın. (AK Parti
sıralarından gürültüler) Evet, değerli milletvekilleri
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen sözlerinizi bitiriniz.
MURAT YILDIRIM
(Çorum) Hâlâ konuşuyor. Haddini bil!
KAMER GENÇ
(Devamla) Bakın, bu kadar sinirlenmenize gerek yok.
BAŞKAN
Sayın Genç, lütfen teşekkür ediniz.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Ben burada size nasihat ediyorum, size bir büyüğün vermesi
gereken bilgileri veriyorum ama siz bunları anlamayacak
(AK Parti
sıralarından sıra kapaklarına vurmalar)
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Genç
MEHMET EMİN
TUTAN (Bursa) Yazık sana yazık! Senin işin gücün
provokatörlük
(Gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olunuz. Sayın milletvekilleri...
(Gürültüler)
Lütfen
Sizi
sükûnete davet ediyorum sayın milletvekilleri.
(Trabzon
Milletvekili Mustafa Cumur ayağa kalkarak Tunceli Milletvekili Kamer
Gençin bulunduğu sıralara yöneldi)
(AK Parti ve CHP
sıralarından bir grup milletvekili ayağa kalktı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen sakin olup, yerlerinize oturur musunuz.
Sayın
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.33
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 19.59
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Harun TÜFEKCİ (Konya), Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 92nci
Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
84 sıra
sayılı Kanun Tasarısının görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve
Hükûmet yerinde.
Sayın
milletvekilleri, lütfen, bundan sonra gerek kürsüde gerek bulunduğunuz
yerde Genel Kurulun çalışmalarını engelleyecek biçimde
konuşmamanızı ve dikkat etmenizi rica edeceğim. Bunu sizin
anlayışınıza ve dikkatinize sunuyorum. (AK Parti
sıralarından gürültüler)
LÜTFİ
ÇIRAKOĞLU (Rize) Siz sebep oldunuz!
ALİ RIZA
ALABOYUN (Aksaray) Gereksiz yere üç kere söz verdin!
BAŞKAN
Şimdi tasarının tümü üzerinde soru-cevap işlemine
geçiyoruz.
Sayın Kaptan
ve Sayın Yeni söz istemişlerdir.
Buyurunuz
Sayın Kaptan.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakana
iki sorum var.
Sayın Bakan,
Hükûmetin bu kadar önem verdiği, bakanın birinin gidip birinin
geldiği Katar, Pariste İzmir EXPO 2015 için yapılan oylamada
Türkiyeye neden oy vermemiştir?
İki: Katara
yapılan bu ziyaretlerin bir faydası olmuş mudur? Yoksa bu
gidiş gelişler boşa mıdır?
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaptan.
Sayın Yeni
AHMET YENİ
(Samsun) Sayın Başkan, bugün, Sekizinci
Cumhurbaşkanımız Turgut Özalın vefatının
yıl dönümü. Turgut Özalı rahmetle, minnetle, şükranla
anıyorum. Onun döneminde reformlar yapılıyordu. Yine aynı
reformlar da Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan döneminde de
hızlı bir şekilde devam ediyor. Bütün dünyayı fellik fellik
dolaştığı gibi Katarı da ziyaret ediyor.
İşte, Atatürkün ifade ettiği gibi, muasır medeniyet böyle
yakalanır ve ben yine soruyorum, Sayın Bakanımıza
soruyorum: Başbakanımız dünyayı fellik fellik neden
dolaşıyor? (CHP ve MHP sıralarından gülüşmeler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yeni.
Buyurunuz
Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Değerli
milletvekilleri, İç Tüzükümüze göre soru-cevap işleminin konusu,
doğrudan doğruya, müzakeresini yaptığımız kanun
tasarısı ve teklifleriyle ilgili olması gerekir. Sorunun her
ikisine de cevap vermek mümkündür. Ancak, İç Tüzükün bu amir hükmü
karşısında, doğrusu, cevap vermiş olmam, biraz da
İç Tüzükün bu hükümlerinin dışında bir cevap anlamına
gelecek. Çünkü görüşülmekte olan tasarıya ve teklife katkı
sağlamak, ileride bunu uygulayıcı olanların
Bu, neden
dolayı gündeme geldi böyle bir tasarı, böyle bir teklif, böyle bir
madde? Onun için İç Tüzüke aykırı buluyorum.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Bakan, denetim hakkımızı
kullanıyoruz.
DEVLET BAKANI VE
BAŞBAKAN YARDIMCISI CEMİL ÇİÇEK (Ankara) Cevabım budur
Sayın Başkan.
Teşekkür
ediyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Başkan, denetim hakkımız yok mu?
BAŞKAN
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi
okutuyorum:
TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE
KATAR DEVLETİ HÜKÜMETİ ARASINDA ASKERİ ALANDA
EĞİTİM, TEKNİK VE BİLİMSEL İŞ
BİRLİĞİ ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 23
Mayıs 2007 tarihinde Ankarada imzalanan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Katar Devleti Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve
Bilimsel İş Birliği Anlaşmasının
onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
Maddenin tümü üzerine gruplar adına söz isteği var mı? Yok.
Şahıslar
adına Kahramanmaraş Milletvekili Sayın Avni Doğan.
Buyurunuz
Sayın Doğan. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AVNİ
DOĞAN (Kahramanmaraş) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; İstiklal Savaşını başarıyla
yürütmüş, başarıyla kazanmış, cumhuriyeti kurmuş
bir Meclisin çatısı altında bulunuyoruz.
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Kim kurmuş cumhuriyeti?
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Burada bulunmak demek asgari ahlak şartlarına
uymak demek, burada bulunmak demek burayı düzenleyen hukuk
kurallarına uymak demek, burada bulunmak demek rakibimizi bile asgari
nezaket kuralları içerisinde eleştirmek demek. Burada bulunmak
sınırsız iftira atmak, sınırsız hakaret etmek
özgürlüğü anlamına gelmez.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Maddeye gel.
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Ona da geleceğim.
Bu Meclisi
yönetmek demek Atatürkün oturduğu kürsüde oturduğunu bilmek demek.
Bu Meclisi yönetmek demek burada hepimizin hukukunu savunmak demek. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Bir Türkçe özürlü
hatip çıkacak, Başbakana hakaret edecek, Cumhurbaşkanına
hakaret edecek, tek kelime konuyla ilgili konuşmayacak, siyasi parti
gruplarının bazıları mutlu olacak, Başkan hiç müdahale
etmeyecek, iki defa sözünü uzatacak.
OKTAY VURAL
(İzmir) Bazıları dediğin kim ya?
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Bu çok hoş değil. Bu çok
yakışık alır bir şey değil.
OKTAY VURAL
(İzmir) Parti gruplarının adını
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Eğer Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanına,
Cumhurbaşkanına hakaret ediyorsa, onu savunmak yalnız AK Partiye
düşmez, bütün partilere düşer, Meclisi yöneten Başkana daha
fazla düşer.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Şimdi tartışmaya yol açacaksın!
OKTAY VURAL
(İzmir) Sana?
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Adam çıkmış gelmiş, efendim Tayyip
gelsin, Tayyip! diyor.
EŞREF
KARAİBRAHİM (Giresun) Sen de aynısını
yapıyorsun!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Tayyipin çukurlarda dolaştığını
gören var mı? Tayyip yükseklerde gezer, çukurlara inmez. Bunu herkes
bilsin. (AK Parti sıralarından alkışlar)
OKTAY VURAL
(İzmir) Ne demek çukur!
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Sayın Başkan, burayı çukur olarak
nitelendiremez!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Bu Sayın Genç, ne zaman biz konunun
dışına bir cümle çıkmışsak, orayı yönetirken
mikrofonu kesti.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Konuya gel, konuya!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Ne hikmetse, bir yıldır ilgili konuda hiç
konuşulmadı, ama hiç sözü kesilmedi.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Yani burası çukur mu? Lafına bak!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, burası çukur
değil, burası yüce Meclis, başta söyledim, polemik yapma,
benimle polemik yapamazsın! Benim işaret ettiğim çukur
başkadır, burası yüce Meclistir.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sakinleştirmek gerekirken gerginleştiriyorsun!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Değerli arkadaşlar, bakın, burada
konuşan o Türkçe özürlü hatibin ağzı Başbakanın,
Cumhurbaşkanının pantolonunun paçasında
dolaşırken şey yapacaktınız, müdahale edecektiniz.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sen çok güzel konuştun!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) Size yakışan bu, çünkü burası İsmet
Paşanın oturduğu yer, Atatürkün oturduğu yer, Kazım
Karabekirin oturduğu yer. Bu kürsüde Osman Bölükbaşı konuşmuştur,
Hakkı Süha Edip konuşmuştur, Fuat Köprülü konuşmuştur;
en haşin eleştirileri Türkçeye yakışır bir üslupla
yapmıştır. Birilerine hırsız, arsız iftirası
atılırken, orada mutlu olmak size hiçbir şey kazandırmaz
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Ne münasebet! Ne münasebet ya!
AVNİ
DOĞAN (Devamla) - Altmış senedir de kazandırmadı.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar;
CHP sıralarından sıra kapaklarına vurmalar ve gürültüler)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Doğan.
Sayın
milletvekilleri, lütfen sakin olunuz.
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Bu ayıp değil mi?
İBRAHİM
HASGÜR (İzmir) Demin hiç sesiniz çıkmadı. (CHP ve MHP
sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Lütfen sakin olunuz sayın milletvekilleri.
Kürsüde
konuşurken, lütfen, üslubunuza dikkat ediniz.
Şimdi, 1nci
madde üzerine, şahsı adına Çorum Milletvekili Agâh Kafkas söz
istemiştir.
Buyurunuz
Sayın Kafkas. (AK Parti sıralarından alkışlar)
AGÂH KAFKAS
(Çorum) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Askerî Alanda
Eğitim, Teknik ve Bilimsel İş Birliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
üzerine şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce
heyetinizi saygıyla selamlarım.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Elitaş, hani hiç kimse konuşmayacaktı?
OKTAY VURAL
(İzmir) Böyle Meclis çalışması olur mu ya! Kalkın
gidelim. (AK Parti sıralarından Uğurlar olsun sesleri,
alkışlar[!])
TURGUT DİBEK
(Kırklareli) Kendinizi alkışlayın, kendinizi!
(MHP ve CHP
milletvekilleri Genel Kurul salonunu terk ettiler)
AGÂH KAFKAS
(Devamla) - Değerli milletvekilleri,
Parlamentonun mehabetine, Parlamentonun
duyarlılığına ve Parlamentonun düzeyine uygun
olmayan fotoğraflar görüyoruz. Bence, Sayın Avni Doğanın
söylediği üslubun
Hiç bu Parlamentonun içerisinde kendisinin
dışında o üslubu onaylayan, o üslubun yanından geçen ne
muhalefet ne iktidar milletvekilinin olabileceğini ben düşünmüyorum.
Kendisiyle kavgalı bir arkadaşımıza
Burada hepimiz
sabır testinden geçiyoruz, sekiz aydır sabır testinden
geçiyoruz. Burada muhalefet milletvekillerini onun yanına koyuyor olmak,
diğer milletvekili arkadaşlarımızı, bu yüce
çatının altındakileri onunla eşdeğer tutuyor olmak
bence bu Meclise de hakaret olur. O nedenle ben, arkadaşımın bu
sözlerinin yanlış anlaşılmamasını, partilerimizin
şahsiyetleriyle alakasının olmadığının
altını çizmek istiyorum.
Şimdi, bu
Parlamento hepimizin. Yüce milletin gözü bu Parlamentoda ve Parlamentodan bu
yüce milletin yarınına dair neler çıkacak, neler
konuşulacak diye hassasiyetle takip ettiği bu yerde bize bu milletin
asaletine, bu milletin onuruna, bu milletin şahsiyetine
yakışır tavırları sergilemek düşer. Bu
Parlamentonun mehabetinde yıllardır bir şey vardır,
yıllardır biz takip ederiz. Bu Parlamentoda geçmişte
milletvekilleri genel başkanları konuşmazdı, genel
başkanlar genel başkanları konuşurdu. Şimdi önüne
gelenin önüne geldiğini konuşmaya başladığı bir
düzleme geçtik. Herkes ağzıyla kulağı arasındaki
mesafeyi ayarlamak durumundadır, ağzından çıkanları
kulağının duyması lazım. Çünkü, sadece
söylediğiniz söz sizi bağlamıyor, bu Parlamentonun kürsüsünden
söylüyorsunuz.
Sayın
Başkanım, Meclis Başkan Vekilimiz olarak gerçekten, yani bir
bayanın Meclis Başkan Vekili olmasına, Sayın
Akşenerin de, sizin de Meclis Başkan Vekili olmanız samimiyetle
ve içtenlikle bizi heyecanlandırdı. Kadının statüsü ve
kadının yeri anlamında heyecanlandırdı. Allah
aşkına, ne olursunuz, siz de bu Parlamentonun mehabeti adına
daha tarafsız olmayı, burada konuşmakla hakaret etmek
arasındaki o kaba çizgiyi en azından ayırt etmenin gerekliliğinin
ortada olduğunu söylüyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Ve buna dikkat etmenizi yani. Ben
Hakaret ve burada küfür
ve hakaretin hiç kimsenin kimseye yapmaması gereken bir davranış
biçimi olduğunu anlamak için milletvekili falan olmaya gerek yok. Her
akıl sahibinin anlayabileceği kadar kaba bir nokta bu nokta. Onun
için, hepimiz, hem milletvekilleri olarak
duyarlılıklarımızı sürdürmemiz lazım, hem de bu
İç Tüzük bunun önlemini almış. Hem sizin
şahsınızda hem de bütün Meclis Başkan Vekillerimize
söylüyorum. Yani, bir insanın sabrı bu kadar ancak test edilebilir;
adam her fırsatta
Şimdi, bugün ben konuşma, söz
almayacaktım, sırf yine çıkacak ve Meclisi gerecek diye söz
aldım. Bu tür suni tedbirlere bizi niye zorluyorsunuz? Buradaki,
çıkan adam
İç Tüzükün 67nci maddesi açık. Yani, biz sadece
İç Tüzükü uygularsak kimsenin kimseye hakaret etme hakkının
olmadığını ortaya koyarız ve herkes de bir
başkasını test etmek zorunda kalmaz. Bizim sekiz aydır,
Meclis açıldığı günden beri her hafta, haftada en az
beş defa kimyamız bozuluyor. Adam çıkıyor buradan sadece
küfrediyor, çıkıyor buradan aklına geleni söylüyor. Yani, böyle
bir özgürlük, sonuna kadar kürsüde herkesin en aykırı sözü
söylemesinin hepimiz teminatı olmalıyız,
farklılıkları zenginlik olarak görmeliyiz ve bunu
anlamalıyız ama birbirimize hakaret etme hakkımızın
olmadığını da bilmek durumundayız diye
düşünüyorum.
Umuyorum ki bu
kürsü bundan sonra sevginin daha yeşereceği, muhabbetin daha
kurumsallaşacağı bir yapıya katkı verir diye
düşünüyor ve saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kafkas.
Madde üzerinde
soru-cevap işlemi yok.
Önerge yok.
1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci madde üzerinde söz isteyen yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
2nci madde
kabul edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü madde üzerinde söz isteyen yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
Önerge yok.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Üç dakika süre
veriyorum ve oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti
Hükümeti Arasında Askerî Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısının açık oylama
sonucunu açıklıyorum:
Katılım : 204
Kabul : 204 (x)
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağa
eklidir.
Sayın
milletvekilleri, Danışma Kurulunun bir önerisi vardır, okutup
oylarınıza sunacağım.
VI.- ÖNERİLER (Devam)
A) Danışma
Kurulu Önerileri (Devam)
3.- Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 18/04/2008
Cuma günü çalışmamasına ilişkin Danışma Kurulu
önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No:33 Tarih:
17.4.2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun 18.04.2008 Cuma günü
çalışmamasının Genel Kurulun onayına sunulması
Danışma Kurulunca önerilmiştir.
|
|
|
Köksal Toptan |
|
|||
|
|
|
Türkiye Büyük
Millet Meclisi |
|
|||
|
|
|
Başkanı |
|
|||
|
|
Mustafa
Elitaş |
Kemal Anadol |
|||
|
|
Adalet ve
Kalkınma Partisi |
Cumhuriyet Halk
Partisi |
|||
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
Grubu
Başkan Vekili |
|||
|
|
Oktay Vural |
Selahattin
Demirtaş |
|
|
Milliyetçi
Hareket Partisi |
Demokratik
Toplum Partisi |
|
|
Grubu
Başkan Vekili |
Grubu
Başkan Vekili |
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Danışma Kurulu önerisi Kabul
edilmiştir.
Şimdi,
3üncü sırada yer alan, İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma
Yerleşkeleri Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlıyoruz.
VII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
A) Kanun Tasarı ve Teklifleri
(Devam)
3.- İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma
Yerleşkeleri Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün
Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı
ve Dışişleri Komisyonu Raporu (1/512) (S. Sayısı: 115)
(x)
BAŞKAN
Komisyon? Yerinde.
Hükûmet? Yerinde.
Komisyon raporu
115 sıra sayısıyla bastırılıp
dağıtılmıştır.
Tasarının
tümü üzerinde gruplar adına söz isteyen yok.
Şahsı
adına; Van Milletvekili Gülşen Orhan
Yok.
Bursa
Milletvekili Mehmet Emin Tutan
Yok.
Hatay
Milletvekili Süleyman Turan
Yok.
Adana
Milletvekili Muharrem Varlı
Yok.
Tunceli
Milletvekili Kamer Genç
Yok.
(x)
115 S.Sayılı Basmayazı tutanağa eklidir.
Soru-cevap
işlemi yok.
Tasarının
tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının
maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi
okutuyorum:
İSTANBUL TEKNİK
ÜNİVERSİTESİNİN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİNDE
EĞİTİM-ARAŞTIRMA YERLEŞKELERİ KURMASINA
İLİŞKİN ÇERÇEVE PROTOKOLÜNÜN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA
DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- (1) 19
Ocak 2008 tarihinde imzalanan İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma
Yerleşkeleri (İTÜ-KKTC) Kurmasına İlişkin Çerçeve
Protokolünün onaylanması uygun bulunmuştur.
BAŞKAN
1inci madde üzerinde gruplar adına söz isteyen yok.
Şahıslar
adına yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
Önerge yok.
1inci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
2nci maddeyi
okutuyorum:
MADDE 2- (1) Bu
Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
BAŞKAN
2nci madde üzerinde gruplar ve şahıslar adına söz isteyen yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
Önerge yok.
2nci maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
3üncü maddeyi
okutuyorum:
MADDE 3- (1) Bu
Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
BAŞKAN
3üncü madde üzerinde de gruplar adına ve şahıslar adına
söz isteyen yok.
Soru-cevap
işlemi yok.
Önerge yok.
3üncü maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Tasarının
tümü açık oylamaya tabidir.
Açık
oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Üç dakika süre
veriyorum; buyurunuz.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma Yerleşkeleri
Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporunun açık oylama sonucu:
Katılım sayısı: 194
Kabul : 194(x)
(x)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Şimdi,
4üncü sırada yer alan, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
4.-Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu
Raporu (1/480) (S: Sayısı: 94)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
5inci
sırada yer alan, Manisa Milletvekili İsmail Bilenin; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın; Çarşı ve
Mahalle Bekçilerinin Hizmet Sınıfının
Değiştirilmesine İlişkin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 13 Milletvekilinin; Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlıyoruz.
5.- Manisa Milletvekili İsmail Bilenin; Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın; Genel
Kadro ve Usûlü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın; Çarşı ve
Mahalle Bekçilerinin Hizmet Sınıfının
Değiştirilmesine İlişkin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 13 Milletvekilinin; Genel Kadro ve
Usûlü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ve Plan
ve Bütçe Komisyonu Raporu (2/132, 2/143, 2/144, 2/157) (S. Sayısı:
120)
BAŞKAN
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Sayın milletvekilleri,
komisyonların bundan sonra da olmayacağı
anlaşıldığından, alınan karar gereğince,
sözlü soru önergeleri ile diğer denetim konularını
sırasıyla görüşmek için, 22 Nisan 2008 Salı günü saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 20.30
IX.- KOMİSYONLAR BÜLTENİ
1.- 22.7.2007 tarihinden 31.12.2007 tarihine kadar
komisyonlara gelen, neticelenen ve kalan işler (x)
(x) Komisyonlar
Bülteni tutanağa eklidir.