DÖNEM: 23 YASAMA
YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
CİLT
: 19
93üncü Birleşim
22 Nisan 2008 Salı
İ Ç İ N D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A)
MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Hakkâri
Milletvekili Abdulmuttalip Özbekin, Hakkârinin düşman işgalinden
kurtuluşunun 90ıncı yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
2.- Denizli
Milletvekili Emin Haluk Ayhanın, Denizlinin ekonomik durumuna
ilişkin gündem dışı konuşması ve Devlet
Bakanı Mehmet Şimşekin cevabı
3.- Samsun
Milletvekili Fatih Öztürkün, Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgilin
vefatının 41inci yıl dönümüne ilişkin gündem
dışı konuşması
IV.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- 298
sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanuna muhalefet etmek suçunu işledikleri iddia olunan Kocaeli
Milletvekili Nihat Ergün ve Muzaffer Baştopçu haklarında yasama
dokunulmazlığının kaldırılıp
kaldırılmaması hususundaki yazı ile
Başkanlığa gönderilen soruşturma dosyasının
iadesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/402)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis ve 19 milletvekilinin, yapılması
planlanan baraj ve hidroelektrik santrallerinin Munzur Vadisine muhtemel
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/170)
C) Gensoru Önergeleri
1.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 27 milletvekilinin,
tarım ve hayvancılık sektöründeki desteklemelerin zamanında
ödenmemesi veya kaldırılması, girdilerdeki artışlar ve
ürünlerdeki düşük fiyat oluşumu sonucu üreticilerin, temel gıda
maddelerinde meydana gelen aşırı fiyat artışları
ile de halkın mağduriyetine sebep olduğu, TMOnun yönetiminde ve
tarım politikalarında görev ve sorumluluklarını yerine
getirmeyerek devleti zarara uğrattığı iddiasıyla,
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker hakkında
gensoru açılmasına ilişkin önergesi (11/1)
D) Önergeler
1.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Üreticilerin T.C. Ziraat Bankası
A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan ve Yeniden
Yapılandırılan Borçlarının Faizsiz Ödenmesine
İlişkin Kanun Teklifinin (2/2) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/41)
V.-
SEÇİMLER
A) Komisyonlara Üye Seçimi
1.- (10/6, 19,
36, 39, 41, 51, 103) esas numaralı Meclis Araştırması
Komisyonuna üye seçimi
VI.-
SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, yurt dışı seyahatlerine ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/239)
2.-
Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun, medyadaki kadın ve
magazin programlarına ilişkin Devlet Bakanı Mehmet
Aydından sözlü soru önergesi (6/243) ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydının cevabı
3.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, TÜBİTAKın
desteklediği projelere ilişkin Devlet Bakanı Mehmet
Aydından sözlü soru önergesi (6/372) ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydının cevabı
4.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTde bir siyasi partinin kadın
kolları kongresinin naklen yayınlanmasına ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/410) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı
5.- İstanbul
Milletvekili Sacid Yıldızın, bir televizyon programına
uygulanan cezaya ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından sözlü
soru önergesi (6/471) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, televizyon dizilerindeki bazı
sahnelerin sürelerine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından
sözlü soru önergesi (6/519) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı
7.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTnin yönetimine ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/586) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı
8.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, yayınlanan bazı dizilere ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/588) ve Devlet Bakanı Mehmet
Aydının cevabı
9.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir vakfın İstanbulda
yaptığı bir toplantıya ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Hayati Yazıcıdan sözlü soru
önergesi (6/244)
10.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalyada şehiriçi minibüslerin
yenilenmesine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/246)
11.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, sezon sonunda işsiz kalan turizm
çalışanlarına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi
(6/247)
12.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, bir belediyenin kanalizasyon projesine
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü
soru önergesi (6/250) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
13.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya-Yamansaz bölgesindeki
yapılaşmaya ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/313) ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
14.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Serik Tapu Müdürlüğüne ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/314) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
15.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, belediyelere yapılan acil
ödenek yardımlarına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/345) ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı
16.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, diğer illerden Gaziantepe yapılan
göçe ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından
sözlü soru önergesi (6/402) ve Bayındırlık ve İskân
Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
17.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Tapu ve Kadastro Genel Müdürünün
bahşişle ilgili açıklamasına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/466) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
18.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bahşişle ilgili açıklamalara
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü
soru önergesi (6/467) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Faruk Nafız Özakın cevabı
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, personel maaşlarını
iyileştirme çalışmalarına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/496) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk
Nafız Özakın cevabı
20.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, belediyelere yapılacak afet
yardımlarına ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/509) ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafız Özakın cevabı
21.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, kamuda bahşişle ilgili
bir açıklamasına ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/510) ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafız
Özakın cevabı
VII.-
AÇIKLAMALAR
1.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, TRTnin siyasi partilerle ilgili
yayınlarına ilişkin açıklaması
VIII.-
MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 20 milletvekilinin, termik
santrallerin çevreye verdiği zararların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/3)
2.- Tekirdağ
Milletvekili Enis Tütüncü ve 38 milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde
çevre konularındaki gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza
Planına etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/8)
3.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve 23 milletvekilinin,
Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile ilgili iddiaların ve bu
arazi üzerinde kurulması planlanan çimento fabrikasının çevre
üzerindeki muhtemel etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/12)
4.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23 milletvekilinin, Adanadaki lagünlerin
karşı karşıya bulunduğu çevresel risklerin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/28)
5.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin,
Bartında kurulması planlanan termik santralin olumlu ve olumsuz
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/31)
6.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçük ve 22 milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki
madencilik faaliyetlerinin araştırılarak çevreye olumsuz
etkilerinin önlenmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/33)
7.- Konya
Milletvekili Hasan Angı ve 19 milletvekilinin, Konya Kapalı
Havzasındaki su kaynaklarının karşı karşıya
bulunduğu sorunların araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/38)
8.- Konya
Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin, Akşehir ve Eber
Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/42)
9.- Çanakkale
Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27 milletvekilinin, Kaz
Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin araştırılarak
çevrenin korunması için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/47)
10.- Aydın
Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21 milletvekilinin, Büyük Menderes Nehrindeki
kirliliğin ve çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/56)
11.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin, balık çiftliklerinin
çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin araştırılarak su ürünleri
yetiştiriciliğinin çevreyle uyumlu gerçekleştirilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/59)
12.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23 milletvekilinin, Eber
Gölündeki çevre kirliliğinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/62)
13.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29 milletvekilinin, altın arama
faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/64)
14.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23 milletvekilinin, Van
Gölündeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin geliştirilmesi
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/65)
15.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalı ve 26 milletvekilinin, Küçük Menderes
Nehrindeki kirliliğin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/68)
16.- Artvin
Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24 milletvekilinin, Artvin Cerattepedeki
madencilik faaliyetlerinin çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/71)
17.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21 milletvekilinin, Eber Gölündeki
çevre sorunlarının araştırılarak gölün korunması
için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/84)
18.- Van
Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19 milletvekilinin, Van Gölündeki
çevre sorunlarının ve gölün potansiyelinin
araştırılarak korunması ve değerlendirilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/87)
19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve 23 milletvekilinin,
başta Afşin Elbistan olmak üzere termik santrallerin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
20.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25 milletvekilinin, Isparta ilindeki
göllerin çevre sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/98)
21.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersin ve 22 milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre
ve turizm üzerindeki etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/101)
22.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve 39 milletvekilinin, denizlerdeki
kirliliğin araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/119)
23.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin, Kahramanmaraş'ta
Narlı Ovası'na kurulması planlanan katı atık depolama
tesisinin çevreye etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/145)
24.- Isparta
Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23 milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve
Havzasındaki çevre sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/146)
IX.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Çevre ve
Orman Bakanı Veysel Eroğlunun, İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının konuşmasında şahsına
sataşması nedeniyle konuşması
X.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, Topluma Kazandırma
Yasasıyla serbest bırakılan terör suçlularına ilişkin
sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/1988)
2.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, cezaların infazından sonraki
tahliye işlemlerine ilişkin sorusu ve Adalet Bakanı Mehmet Ali
Şahinin cevabı (7/1991)
3.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, askeri yasak bölgelerde
arazisi olanların sorunlarına ilişkin sorusu ve Millî Savunma
Bakanı M. Vecdi Gönülün cevabı (7/2053)
4.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, adli personelin
ücret ve çalışma koşullarına ilişkin sorusu ve Adalet
Bakanı Mehmet Ali Şahinin cevabı (7/2123)
5.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, narenciye üretiminde don riskine
karşı alınacak tedbirlere ilişkin Başbakandan sorusu
ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin cevabı
(7/2235)
6.- Adana
Milletvekili Nevingaye Erbaturun, balıkçılık sektöründeki
sorunlara ilişkin sorusu ve Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehmet Mehdi Ekerin cevabı (7/2253)
7.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Milasın bazı köylerinde tarımsal
sulama amaçlı elektrik şebekesi yapılmasına ilişkin
sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın cevabı (7/2415)
8.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, Manisa TEDAŞa elektrik borcu olan
kurumlara ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtanın
cevabı (7/2416)
9.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Latif Yunusoğlunun, köy elektrifikasyon
şebekesinin yenilenmesine ilişkin sorusu ve Maliye Bakanı Kemal
Unakıtanın cevabı (7/2417)
10.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, Maliye Bakanının
aldığı bir ödüle ve yurt dışı seyahatine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye Bakanı Kemal
Unakıtanın cevabı (7/2430)
11.- İzmir Milletvekili
Recai Birgünün, Adıyaman Üniversitesine yönelik çalışmalara
ilişkin sorusu ve Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelikin
cevabı (7/2546)
12.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Adıyamandaki bazı sulama projelerine,
- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, Samsat pompaj sulaması 1 inci
kısım inşaatına,
- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, belediyelerin evsel atık su
projelerine,
İlişkin
soruları ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun cevabı
(7/2563, 2591, 2777)
13.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Atatürk Havalimanında toplanan
kalabalığa konuşma yapmasına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/2612)
14.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bazı vali ve
emniyet müdürlerinin bazı kamu kurumlarının yönetim kurullarında
görev aldığı iddiasına ilişkin sorusu ve
İçişleri Bakanı Beşir Atalayın cevabı (7/2615)
15.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, İGSAŞın
özelleştirilmesine ilişkin Başbakandan sorusu ve Maliye
Bakanı Kemal Unakıtanın cevabı (7/2658)
16.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, gübre fiyatlarındaki artışa,
- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, hububat piyasasına,
TMOnun iptal
edilen hububat ihalesi olup olmadığına,
- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, mısırdaki teşvik ödemesine,
Sertifikalı
ürün destekleme ödemelerine,
- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, zeytin sineğine
karşı yapılan ilaçlama bedellerinin tahsiline,
İlişkin
soruları ve Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Ekerin
cevabı (7/2681, 2682, 2683, 2684, 2685, 2686)
17.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Kelkit Sadak Barajı projesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun
cevabı (7/2691)
18.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, Yüksek Denetleme Kurulu denetçilerinin
görev konularının değiştirilmesine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2695)
19.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, atama kararnamelerine ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2773)
20.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Kâhtada TOKİnin
satışa çıkardığı bir araziye ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2774)
21.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, I. Uluslararası
Sağlık Turizmi Kongresine ilişkin sorusu ve Sağlık
Bakanı Recep Akdağın cevabı (7/2796)
I.-
GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00te açılarak altı oturum yaptı.
Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebi ile
Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal, köy enstitülerinin kuruluşunun 68inci yıl
dönümüne,
Niğde
Milletvekili Mümin İnan, Niğde ilinin ekonomik durumu ve
sorunlarına,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Kahramanmaraş
Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun (6/498) esas numaralı sözlü sorusunu
geri aldığına ilişkin önergesi okundu; sorunun geri
verildiği bildirildi.
Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 32 milletvekilinin, muhtarların
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/169) Genel Kurulun bilgisine
sunuldu; önergenin gündemdeki yerini alacağı ve ön görüşmesinin
sırası geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Türkiye Büyük
Millet Meclisinin kuruluşunun 88inci yıl dönümünün ve Ulusal
Egemenlik ve Çocuk Bayramının kutlanması, günün önem ve
anlamının belirtilmesi amacıyla Genel Kurulda özel bir
görüşme yapılması için Türkiye Büyük Millet Meclisinin 23 Nisan
2008 Çarşamba günü saat 14.00'te toplanmasına, bu toplantıda
yapılacak görüşmelerde Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanına, siyasi parti grupları başkanlarına ve grubu
bulunmayıp da Mecliste üyesi bulunan siyasi partilerin milletvekili olan
genel başkanlarına veya genel başkanın
görevlendireceği bir milletvekiline onar dakika süreyle söz verilmesine ve
bu toplantıda başka konuların görüşülmemesine ilişkin
Danışma Kurulu önerisi kabul edildi.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde
Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile İzmir Milletvekili Bülent Baratalının, Türkiye
Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, Devlet Memurları Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti
Emekli Sandığı Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi;
Manisa Milletvekili Şahin Mengünün, 5510 Sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürk ve 19 Milletvekilinin, 17.7.1964 Tarihli ve
506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa Geçici Maddeler Eklenmesi
Hakkında Kanun Teklifi; Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun,
Engelli Memurların Emekliliğini Düzenleyen 5434 Sayılı
Kanunun 39 uncu Maddesinin (j) Bendinde Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent
Baratalının, 3201 Sayılı Yurt Dışında Bulunan
Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen
Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi
Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Teklifi; İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 24 Milletvekilinin,
5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanununun Geçici 4 Maddesinde Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Teklifi; Mersin Milletvekili Ali Rıza
Öztürk ve 12 Milletvekilinin, Sanatçıların Sosyal Güvenliklerinin
Sağlanması Hakkında Kanun Teklifinin (1/465, 2/30, 2/31, 2/37,
2/64, 2/71, 2/79, 2/136, 2/147, 2/149) (S. Sayısı: 119)
görüşmeleri tamamlanarak maddeleri kabul edildi;
Adı geçen
tasarının kabul edilmiş olan 11, 16, 17, 35, 47nci maddeleri
ile 75inci maddesinin 3üncü ve 4üncü fıkralarının, 94üncü
maddesinin 3üncü fıkrasının, İç Tüzükün 89uncu maddesi
gereğince yeniden görüşülmesine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanının isteminin, Danışma Kurulunun da
görüşü alındıktan sonra, Genel Kurulca kabulü üzerine, yeniden
görüşmelerini müteakip kabul edildiği açıklandı;
Adı geçen
tasarının görüşmeleri bu suretle tamamlanarak,
2nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti
Hükümeti Arasında Askeri Alanda Eğitim, Teknik ve Bilimsel
İş Birliği Anlaşmasının (1/443) (S.
Sayısı: 84),
3üncü
sırasında bulunan, İstanbul Teknik Üniversitesinin Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Eğitim-Araştırma
Yerleşkeleri Kurmasına İlişkin Çerçeve Protokolünün (1/512)
(S. Sayısı: 115),
Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarılarının;
Yapılan
açık oylamalardan sonra kabul edilip kanunlaştığı
açıklandı.
4üncü
sırasında bulunan, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Tasarısı (1/480) (S. Sayısı: 94),
5inci
sırasında bulunan, Manisa Milletvekili İsmail Bilenin, Emniyet
Teşkilatı Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Teklifi; Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynakın, Genel
Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi;
Şanlıurfa Milletvekili Yahya Akmanın, Çarşı ve
Mahalle Bekçilerinin Hizmet Sınıfının
Değiştirilmesine İlişkin Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 13 Milletvekilinin, Genel Kadro ve
Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Devlet Memurları
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/132,
2/143, 2/144, 2/157) (S. Sayısı: 120),
Komisyon
yetkilileri Genel Kurulda hazır bulunmadıklarından ertelendi.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kurulunun 18/04/2008 Cuma günü
çalışmamasına ilişkin Danışma Kurulu önerisi
kabul edildi.
22 Nisan 2008
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 20.30da son
verildi.
|
|
|
Şükran
Güldal MUMCU |
|
|
|
|
Başkan
Vekili |
|
|
|
Fatma
SALMAN KOTAN |
|
Harun
TÜFEKCİ |
|
|
Ağrı |
|
Konya |
|
|
Kâtip Üye |
|
Kâtip Üye |
No.: 130
II.- GELEN KÂĞITLAR
18 Nisan 2008 Cuma
Süresi İçinde Cevaplandırılmayan
Yazılı Soru Önergeleri
1.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, bazı kamu
kurumlarında ve liselerde türban takıldığı
iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2240)
2.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halisin, yurt dışından
soruşturma talepli bir dosya gelip gelmediğine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2242)
3.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, doğalgaz sayacı
aboneliğinde haksız kazanç sağlandığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/2243)
4.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, Ardahan Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet
Kooperatifinin borçlarının yapılandırılmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2244)
5.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, işsizliğe ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2249)
6.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, işsizlik sorununun çözümüne
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2250)
7.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, sanayi sektöründeki ara elemanı
açığına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2251)
8.- İzmir
Milletvekili Selçuk Ayhanın, İzmir Sağlık İşleri
İl Müdürlüğüyle ilgili bazı iddialara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2252)
9.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesince
yaptırılan sosyal tesislere ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2261)
10.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, TEKELin
özelleştirilmesine tepki gösteren işçilere yapılan müdahaleye
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2262)
11.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesi
taşınmaz tasarruflarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2264)
12.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankara Büyükşehir Belediyesinin bir
kuruluşunun eski genel müdürü hakkındaki iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2265)
13.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adananın ulaşım sorununa
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2266)
14.- Gaziantep
Milletvekili Hasan Özdemirin, maden üretimi yapan kurumların
özelleştirme şartlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2273)
15.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, teşvik kapsamındaki illerde
asgari geçim indirimine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2275)
16.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, sağlık meslek lisesi
öğretmenlerinin görev yerlerinin değiştirilmesine ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2276)
17.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, müdür ve müdür
yardımcılığı sınavlarına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2277)
18.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada öğretmenlerin yararlanabildiği
sosyal tesislere ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2280)
19.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, hastanelerde yaşanan şiddet
olaylarına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2281)
20.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, Kale Devlet Hastanesinin Giresun
Üniversitesi Tıp Fakültesine devrine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2282)
21.-
İstanbul Milletvekili Hüseyin Mertin, hizmete kapanan Beykoz Devlet
Hastanesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2283)
22.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın, bir sağlık
ocağında çalışan bir sağlık personeline
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2284)
23.- Kars
Milletvekili Zeki Karabayırın, Kars-Ani bölünmüş yoluna
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2291)
24.- Kars Milletvekili
Zeki Karabayırın, Selim-Göle yoluna ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2292)
25.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Millî Eğitim
Bakanının YÖK Başkanıyla ilgili bir açıklamasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2300)
26.- Sivas
Milletvekili Malik Ecder Özdemirin, Dünya Bankasından alınan
krediyle ilgili iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2301)
27.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, yolsuzlukla ilgili bir ihbar
mektubu iddialarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2303)
28.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Suriye sınırındaki
mayınlardan temizlenecek araziye ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/2306)
29.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir enerji grubuyla ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2307)
30.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Türkiye Kızılay
Derneği yönetimine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/2309)
31.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, Feshanenin kiralanmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/2311)
32.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Sorgun Ormanındaki ağaçların ve
kumulların korunmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2316)
33.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Marmaristeki bir ormanlık alanda ruhsat alan
madencilik firmasına ilişkin
Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2322)
34.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalyadaki termik santral inşaatına
ilişkin Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/2323)
35.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesince kurulan
sosyal ve sağlık tesislerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2331)
36.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana İl Özel İdaresinin çocuk
yuvası ve yetiştirme yurtları ile ilköğretim
kurumlarına yönelik hizmetlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2332)
37.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, il özel idarelerince kullandırılan
mikro kredilere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2333)
38.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, Ankaradaki yolların ve
kaldırımların durumuna ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2334)
39.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2336)
40.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2337)
41.- Hatay
Milletvekili Fuat Çayın, Antakya Belediyesinin imar düzenlemesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2339)
42.-
İstanbul Milletvekili Hasan Macitin, Davutpaşada yaşanan
patlamaya ve Ayazmadaki sit alanına yapılan inşaata
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2340)
43.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Meram Çomaklı mevkiinde kurulacak et
kombinasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2341)
44.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, TOKİnin Tarım Köy
Projesi kapsamında Siirtte yaptığı Bostancık
konutlarıyla ilgili iddialara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2343)
45.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Erzurumun Ilıca
İlçesinin isminin değiştirilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2344)
46.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesinin kültür ve
tabiat varlıklarına yönelik çalışmalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/2345)
47.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adana Büyükşehir Belediyesinin su ve kanalizasyon
hizmetlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/2346)
48.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya Yüzüncüyıl Spor Kompleksi arazisi
üzerindeki ihaleye ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2347)
49.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, eğitim yatırımlarına
ilişkin Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/2356)
50.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki ilköğretim okullarında
derslik açığı olup olmadığına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2359)
51.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyada ikili eğitim verilen
ilköğretim okullarına ve sınıflardaki ortalama öğrenci
sayısına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2360)
52.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki liselerde derslik
açığı bulunup bulunmadığına ilişkin Millî
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2361)
53.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyada ikili eğitim verilen liselere ve
sınıflardaki ortalama öğrenci sayısına ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2362)
54.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kütahyadaki ilköğretim
okullarının yöneticilerine ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2363)
55.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Tuncelideki bir kütüphanenin
kapatılmasına ilişkin Millî Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/2364)
56.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2365)
57.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Millî Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/2366)
58.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Erzurum ve Rizenin
kurtuluşu etkinliklerindeki temsili gösterilere ilişkin Millî Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/2367)
59.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Özel Hastaneler
Yönetmeliğinde yapılan değişikliğe ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2368)
60.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Bodrumdaki sualtı hekimi ve
yardımcı teknik personel ihtiyacına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2369)
61.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2370)
62.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/2371)
63.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2374)
64.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Sakaryadaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2375)
65.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Bandırma
bağlantılı bölünmüş yol çalışmaları
sebebiyle kamulaştırılan arazilere ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/2376)
66.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, Hazine
Müsteşarlığı Merkezi Finans ve İhale Birimlerine
ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı
soru önergesi (7/2380)
No.: 131
21 Nisan 2008 Pazartesi
Gensoru Önergesi
1.- Milliyetçi
Hareket Partisi Grup Başkanvekilleri İzmir Milletvekili Oktay Vural
ve Mersin Milletvekili Mehmet Şandır ile 27 Milletvekilinin,
Tarım ve Hayvancılık Sektöründeki Desteklemelerin Zamanında
Ödenmemesi veya Kaldırılması, Girdilerdeki Artışlar ve
Ürünlerdeki Düşük Fiyat Oluşumu Sonucu Üreticilerin; Temel Gıda
Maddelerinde Meydana Gelen Aşırı Fiyat Artışları
ile de Halkın Mağduriyetine Sebep Olduğu, TMOnun Yönetiminde ve
Tarım Politikalarında Görev ve Sorumluluklarını Yerine
Getirmeyerek Devleti Zarara Uğrattığı İddiasıyla
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker Hakkında
Anayasanın 99 uncu ve İçtüzüğün 106 ncı Maddeleri
Uyarınca Bir Gensoru Açılmasına İlişkin Önergesi (11/1) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/4/2008) (Dağıtma tarihi: 20/4/2008) (GÜNDEME)
No.: 132
22 Nisan 2008 Salı
Meclis Araştırması Önergesi
1.- Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis ve 19 Milletvekilinin, yapılması
planlanan baraj ve hidroelektrik santrallerinin Munzur Vadisine muhtemel
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve
105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/170) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/04/2008)
22 Nisan 2008 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü
Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Konuşma
süreleri beşer dakikadır.
Hükûmet
konuşmalara cevap verebilir. Hükûmetin konuşma süresi yirmi
dakikadır.
Gündem
dışı ilk söz, Hakkârinin 90ıncı kurtuluş
yıl dönümü münasebetiyle söz isteyen Hakkâri Milletvekili Abdulmuttalip
Özbeke aittir.
Sayın Özbek,
buyurun. (AK Parti sıralarından alkışlar)
III.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Hakkâri Milletvekili Abdulmuttalip Özbekin,
Hakkârinin düşman işgalinden kurtuluşunun 90ıncı
yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
ABDULMUTTALİP
ÖZBEK (Hakkâri) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün
Hakkârimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 90ıncı
yıl dönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Yarın,
aynı zamanda ulusal egemenliğimizin ve millet irademizin temsil
edildiği yüce Meclisimizin kuruluş yıl dönümü olan 23 Nisan
Ulusal ve Egemenlik Çocuk Bayramını kutlayacağız. Bu
vesileyle bütün dünya çocuklarının bayramını kutluyor,
yavrularımıza aydınlık bir gelecek diliyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Anadolunun ilk yerleşim
yerlerinden biri olan Hakkâri, İran ve Irakla
Hakkâri 29
Mayıs 1915 tarihinde Rus ordusu tarafından işgal edilmiş,
Hakkâri halkının üç yıl süren büyük ve onurlu direnişi
neticesinde, 22 Nisan 1918 tarihinde, Ali İhsan Paşa
komutasındaki Osmanlı ordusu ve yerel aşiretler desteğiyle
Rus işgali sona erdirilmiştir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Mustafa Kemal Atatürk, Nutukta
Askerî zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik ve siyasi zaferlerle
taçlanmadıkça yaşayamaz. demiştir.
Doksan yıl
sonra bizim kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: Biz, askerî
zaferleri ekonomik ve siyasi zaferlerle taçlandırabildik mi? Ekonomik
zaferlerle taçlandırmak demek, Hakkârinin 21inci yüzyılı
yaşaması ve nimetlerinden faydalanması, gençlerimize gelecek
umudu ve iş alanları yaratmak demektir. Siyasi zaferlerle taçlandırmak
demek, bu güzel ülkede bütün kültürlerin ve etnik unsurların bir arada
yaşayarak kaynaşmış ve bütünleşmiş,
hoşgörüyü, kardeşliği ve huzuru tesis etmek demektir. Hepimizin,
ülkemizin huzuru, birlik ve beraberliğini korumak adına her
zamankinden daha fazla birbirimize hoşgörü ve tahammül göstermemiz
gerekiyor.
Bir süre önce
Hakkâri, Yüksekova ve Vanda meydana gelen üzücü olaylarda hepimizin
yüreklerini yaralayan görüntülerin ve ölümlerin bir daha yaşanmaması
bölge milletvekili olarak en büyük arzu ve isteğimdir. Bu konuda hepimize
çok büyük sorumluluklar düşmektedir.
Değerli
milletvekilleri, ben Hakkârimizin kurtuluşunu, yakında yüce Meclise
sunulacak olan Hakkâri üniversitesinin kuruluş kararını
müjdelemekle kutlamak istiyorum. Ben Hakkârimizin kurtuluşunu, Sayın
Başbakanımızın bölgeye 12 milyar dolarlık
yatırım hamlesi müjdesinin Hakkâriye kazandıracaklarıyla
kutlamak istiyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Hakkâri, dünya madencilik sektöründe büyük rağbet gören
kurşun, kükürt, mermer, çinko, krom gibi zengin maden yataklarına
sahip bir ilimizdir. Bölgemizde çıkarılan madenler işlenmek
üzere batı illerimizdeki fabrikalara taşınıyor. Sanayi
üretiminde de ciddi bir ekonomik değer kazanmaktadır. Gerekli
teşviklerin verilmesiyle çıkarılan bu madenlerin yerinde
işlenerek dünya pazarına sunulması durumunda hem ilimizin
kalkınmasında hem de ilimizdeki işsizliğin giderilmesinde
büyük bir katkı sağlayacaktır.
İlimizin
gelişmesi için diğer önemli bir husus ise, İrana açılan
sınır kapımız olan Esendere Sınır
Kapısındaki ticaretin canlandırılarak açık pazar
hâline getirilmesidir ve aynı zamanda Irakla sınır
kapımız olan Çukurca Üzümlü, Şemdinli Derecik
Kapılarının bir an önce açılması ve açık pazar
hâline getirilmesi ilimize büyük bir ticari canlılık getireceği
gibi işsiz vatandaşlarımızın da umut kapısı
olacaktır.
Ayrıca,
Yüksekova Havaalanı Projesinin 2009 yılında hayata geçirilecek
olması ve Çukurcada barajların yapılacak olması, bölgenin
gelişimi ve istihdamına yönelik önemli yatırımlardır.
Yine Millî Eğitim Bakanlığımızın yürüttüğü
Gönül Köprüsü Projesinin, çocuklarımızın ülkelerini daha iyi
tanıması ve birbirleriyle kaynaşması açısından
çok ciddi bir proje olduğunu düşünüyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bölgemizde yaşanan yoğun
göçten dolayı belediyelerimizde ciddi altyapı sorunları meydana
gelmiş, işçi ve memurlar yaklaşık yirmi aylık
maaşlarını hâlâ alamamışlardır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özbek,
konuşmanızı tamamlayınız; buyurun.
ABDULMUTTALİP
ÖZBEK (Devamla) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Yirmi aylık
maaşları ödenmeyen arkadaşlarımız var. Bu
sıkıntıların giderilmesi için Hakkâri Merkez içme suyu ve
şehir girişi yolunun yapılması, hiç kanalizasyonu olmayan
Yüksekova kanalizasyon şebekesinin yapılması, Çukurca içme suyu
ve kanalizasyon şebekelerinin yapılması, ayrıca
Şemdinli Derecik beldesinin ilçe olması halkımızın en
büyük beklentileri arasındadır. Aynı zamanda, ülkemizde
kişi başına düşen millî gelir sıralamasında en
son sıralarda yer alan Hakkâride, yaklaşık on beş
yıldır köylerini boşaltmak zorunda kalan ve çok mağdur olan
vatandaşlarımızın en büyük beklentisi ve umudu, ödenmekte
olan köy tazminatlarının bir an önce ödenip bitirilmesidir.
Sözlerime son
verirken, Hakkârili hemşehrilerimin 22 Nisan kurtuluş
bayramını kutluyor, aziz şehitlerimizi rahmetle anıyor,
yüce Meclisi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN -
Teşekkür ederim Sayın Özbek.
Gündem
dışı ikinci söz, Denizlinin ekonomik durumuyla ilgili söz
isteyen Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhana aittir
Sayın Ayhan,
buyurun. (MHP sıralarından alkışlar)
2.- Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhanın,
Denizlinin ekonomik durumuna ilişkin gündem dışı
konuşması ve Devlet Bakanı Mehmet Şimşekin
cevabı
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin değerli üyeleri; Denizli
ilinin ekonomisi hakkında gündem dışı söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, ihracat açısından önem taşıyan ilimiz, AKP
Hükûmeti döneminde, bırakın devlet imkânlarını
kullanmayı, temel sektör olan tekstil ve konfeksiyonda bile çok zor bir
duruma düşmüştür; firmalar kapanmaktadır, dört beş
aydır ücret alamayan binlerce işçi vardır. Denizli yanıyor,
yangın yeri gibi.
AKP Hükûmetinin
uyguladığı yüksek faiz/düşük kur politikası Denizlide
şirketlerin kapanmasına, işçilerin işlerini kaybetmesine,
geçen yıllara göre ihracat artışına rağmen YTL
bazında gelirlerinin artmamasına neden olmuştur. Buna ilave
olarak yüksek oranda artan maliyetlerle çalışmaktadırlar,
dünyanın en yüksek faizli kredisini kullanmaktadırlar. AKPnin
Denizliye reva gördüğü budur.
Binlerce
tekstil-konfeksiyon sektörü çalışanı işini kaybetmeye
başlamıştır. Mermercilik sektörü de aynı
durumdadır. Denizlide işini kaybeden işçilerimiz köylerine
dönüşe başlamış ve il merkezlerinde binlerce konut kiraya
verilemez duruma gelmiştir. Yüksek fiyatlarla ev sahibi olan
vatandaşlarımızın evlerinin değerlerinin yüzde 40lar
düzeyinde azaldığı, medyada yer almaya başlamıştır.
Tarımda vatandaşlarımız perişan bir hâldedir. Ürünleri
para etmediği gibi, tarımsal destekleme ödemeleri hak edişlerini
alamamaktadırlar. Devlete iş yapan müteahhitler ve onların işçileri
Çınar Meydanında protestoya başlamışlardır.
Denizlide simgesel olan Kaleiçi esnafı kan ağlar durumdadır.
Denizlili sanayici ve iş adamlarımızdan teşvik yasası
nedeniyle takati kalanlar Denizli sınırının öbür
tarafında, Afyon ili sınırı içinde yatırım
yaparken, Afyon ilindeki bakanlar, milletvekilleri ve Afyon Valisinden medet
umar duruma gelmişlerdir. Maalesef, bu başarı (!) Denizli için,
AKPnin eseridir.
Babadağ,
Buldan, Kızılcabölükteki esnaf kan ağlamaktadır.
Yeşilyuvanın ayakkabıları alıcı
bulamamaktadır. Yatağanın bıçak ve makasları Çinde
ithalat yapanlar tarafından kıskaca alınmıştır.
Tekstil-konfeksiyon sektöründe istihdam gerilemektedir. Sadece Sanayi
Odası anketine göre istihdam kaybı 3.500ü aşmaktadır.
Ancak, AKP iktidara geldiğinde sadece bir firmanın bile 2 bini
aşan istihdam kaybı olduğu görülmektedir. Aynı anket her
iki firmadan birinin istihdamının azaldığını
söylemektedir.
Tekstil-konfeksiyon
sektöründe beklentiler son derece kötüleşmiştir. 2008 yılı
beklentileri incelendiğinde firmaların ancak yüzde 23,6sı
üretimi artırabileceğini, her firmanın 3ü iç
satışların artmayacağını, 100 firmadan 67si
dış satışların artmayacağını, her 100
firmadan 73ü siparişin artmayacağını söylüyor. Denizli
Sanayi Odası anketi verileri değerlendirildiğinde, Denizli
ekonomisi 2007 yılında 2006 yılına göre kayda değer
gerilemeye işaret ediyor, demektedir. Denizlili sanayiciler 2007de yüzde
20den fazla ithal girdi kullanmıştır. İhracatçı
Birliği verilerine göre mart ayında ihracat dolar bazında yüzde
3,7; YTL bazında yüzde 15,4 oranında azalmıştır.
Denizlide
sağlık problemleri de devam etmektedir. Vatandaşlardan -her milletvekiline şikâyet
edildiği gibi- ilin milletvekili olarak ben de şikâyetler
almaktayım. Geçenlerde Sayın Başbakanın yanık
vakasına sahip çıktığı olayı memnuniyetle
karşıladık. Denizli Devlet Hastanesinde vatandaşlardan
benzer bir olayı dinledik. Ancak Denizlide yetkililerden olay
hakkında MHP Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan tarafından
gerçeği yansıtmayan açıklamalarda bulunulmuştur.
şeklinde bir ifade olduğunu öğrenmiş bulunuyorum. Hangi
açıklamam gerçek dışıdır? Bunun yetkililerce
cevaplandırılmasını bekliyorum. Aksi takdirde, gerek
Türkiye Büyük Millet Meclisi zemini gerekse diğer yasal zeminlerde konunun
sonuna kadar takipçisi olacağımı buradan ifade ediyorum.
Orası devletin hastanesidir, AKPnin hastanesi değildir. Her
fırsatta gidip vatandaşları dinlemeye devam edeceğim.
Hâlen, bazı unvanları kaybetmiş olanlar; hastane müteahhidi,
ayniyat saymanı, hastane ihale komisyonu başkanı psikolojisiyle
hareket edenler bilmelidirler ki, bu hâliyle işler fazla gitmez. Devlet
dairelerinde memurların vicdanını zorlayarak
sendikalarını değiştirmeye zorlanan ikna
odalarının kurulmasını engelleyeceğiz. Bu işin
takipçisi olacağız. Ambulans servislerinde yaşanan menfi
olayları da kamuoyuyla paylaşmaya devam edeceğiz.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Ayhan, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
EMİN HALUK
AYHAN (Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Evli
bayanların defalarca geçici görevle görevlendirilerek çeşitli yerlere
işkence edilir bir şekilde gönderilmelerini de kamuoyu ile
paylaşmaya devam edeceğiz.
Yüce heyetinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür
ederim Sayın Başkan.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
Sayın
Şimşek gündem dışı konuşmaya cevap vereceklerdir.
Buyurun
Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Gaziantep) Sayın Başkan, değerli
üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu
konuyla ilişkili olarak bir hazırlığım yok ama yine de
birkaç konuyu gündeme getirmekte fayda görüyorum.
Şimdi, tabii
ki dünyada büyük bir sıkıntı var, Türkiyede de bunun
yansımaları var, bunu kabul etmek lazım ve dünyadaki
sıkıntıların henüz ortasındayız. Muhtemelen,
Türkiyedeki sıkıntılar da bir günde giderilecek türden
sıkıntılar değil. Ama isterseniz, önce, değerli
arkadaşımız Sayın Ayhanın gündeme getirdiği
tekstil sektöründen başlamak istiyorum.
Şimdi,
arkadaşlar, tabii ki tekstil sektörü Türkiyede çok önemli bir sektördür,
büyük bir değişim ve dönüşümden de geçiyor. Bundan
yaklaşık birkaç hafta önce biz, sektör temsilcileriyle de bir araya
geldik ve aşağı yukarı orta-uzun dönemli bir strateji
üzerinde sivil toplum örgütleriyle birlikte, beraber ortak bir
çalışma yaptık.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Siz AKPye yakın olanlarla beraber oluyorsunuz.
Diğer sanayicileri de dinleyin.
AHMET YENİ
(Samsun) Dinle, dinle, herkes seni dinledi.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, lütfen, önce bir
dinleyin, bir nezaketi gösterin, bir dinleyin.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Gösterelim, gösterelim.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) İçinde TİM var, içinde TOBB
var, bütün temsilciler var. Dolayısıyla, bütün sektör temsilcileri
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Denizliye ilişkin söylüyorum.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dolayısıyla, Denizlideki
arkadaşlar da gelirse onları da dinleriz ama onların temsil
ettiği bir sürü kuruluş var ve ona yönelik de dün akşam ilk
toplantıyı bitirdik. Yani tekstil, hazır giyim, deri ve deri
ürünleri sektörüne yönelik strateji belgesi hazırlandı ve orada
birtakım öneriler var. O önerilerden bir kısmını da
inşallah yakında uygulamaya koyacağız. Ama,
şunları söylemek istiyorum: Bakın arkadaşlar, tekstildeki,
ham madde dışında en önemli maliyet unsuru işçiliktir.
Gerek bu örmede olsun dokumada olsun konfeksiyonda olsun, bunlar çok önemlidir.
Kimisinde yüzde 33ün üzerinde, kimisinde yüzde 25 ama yüzde 25 ile 35
arası bir maliyet unsurudur ve maalesef, Türkiye, tabii ki geldiğimiz
noktada basit ürünleri destekleyecek bir ücret yapısına sahip
değildir.
Bakın, size,
2007 yılı, tekstil sanayisinde ülkeler arası iş gücü
maliyeti karşılaştırmasından -uluslararası bir
karşılaştırma- birkaç rakam vermek istiyorum: Yani, basit
ürünler, markalaşan, yüksek katma değerli, bilgi yoğun yani dikiş
gerektirmeyen, kumaşı üreten veya daha üst nitelikte bir iplik
üretenlerde zaten bir sorun yok. Bakın, burada, Bangladeşte 0,28
dolar yani 28 sent saat başına maliyet, Türkiyede 2,96. Devam
ediyoruz: Pakistan
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Düşür o zaman! Bangladeş gibi olsun o zaman, öyle
mi istiyorsunuz!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, bir dinleyin lütfen,
bir dinleyin, nezaket gösterin, dinleyin.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Dinliyorum.
BAŞKAN
Sayın Ayhan, lütfen
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Önce bir dinleyin.
AHMET YENİ
(Samsun) - Sayın Başkan, ikaz edin.
BAŞKAN
Evet, Sayın Ayhanı ikaz ettim ben.
Buyurun
Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Şimdi, arkadaşlar,
Türkiyede bazı basit ürünlerde bu ülkelerle rekabet etmek
zorundasınız, bağırıp çağırmakla olmaz çünkü
dünya dümdüz hâle gelmiş durumda
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Edemiyorsak ne olacak?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla)
ve bu oyunun kurallarını
oynayacaksanız ona göre oynamanız lazım.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Çözüm ne?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Şimdi, Pakistanda 42 sent,
Vietnamda 46 sent
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Sayın Bakan, Türkiyeye gelin, Türkiyeye!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, söyledim Türkiyeyi:
2,96.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Hep dışarıdasınız ya!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) 2 dolar 96 sent.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) - Pakistan sefalet içinde. Yapmayın, siz ölçü olarak
Pakistanı vermeyin.
BAŞKAN
Sayın Durmuş
Lütfen arkadaşlar
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Bir dinleyin, geleceğim
noktayı bir dinleyin.
BAŞKAN -
Sayın Bakanım, siz Genel Kurula hitap edin.
Arkadaşlar,
lütfen Sayın Bakanı dinleyelim.
Buyurun.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Evet, arkadaşlar, bakın,
bizim söylemeye çalıştığımız şey şu:
Tekstil sektöründe markalaşma konusunda ve diğer, özellikle yeniden
yapılandırma yani değişim, dönüşüm konusunda biz her
türlü desteği vereceğiz. Gerek bunların kümelenmesi konusunda
gerek bunların gerekirse yer değiştirmesi konusunda, başka
yerlere taşınması konusunda elimizden gelen desteği
vereceğiz, ama tekstildeki sorun sadece Hükûmet politikalarıyla
ilgili değildir. Türkiye hızlı bir şekilde
kalkınmaktadır. Biz de Hükûmet olarak ücret bazında başka
ülkelerle rekabet etmek istemiyoruz. Tam aksine, Türkiye geliştikçe,
Avrupayla arayı kapattıkça ücretler yükselecek. Ücretlerin önemli
maliyet unsuru olduğu ürünlerde -basit ürünlerde- rekabet
edemediğiniz zaman edemiyorsunuz. Bakın, iplik nereden geliyor? Bu bahsettiğim
ülkelerden geliyor. Dolayısıyla, Orayı geç, Türkiyeye gel.
deme anlayışı sorunu çözmez. Orada 28 sent, bizde ise 3 dolar
civarındaysa bunu dikkate almak zorundasınız.
Şimdi, bütün
bunlara rağmen, tamam, Denizlide teşvik yok, kırk dokuz ilimizde
var, ama bahsettiğiniz sektörlerde Kahramanmaraşta da sorunlar var.
Ben bundan birkaç hafta önce Kahramanmaraşa gittim. Orada teşvik var
ve orada da şikâyet var. Niye? Çünkü bazen bazı iş
faaliyetlerinde eğer hesabınızı kitabınızı
iyi yapmazsanız zora düşebilirsiniz.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Kaldır oradakini de madem fazla geliyor.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Şimdi, devam edeyim ben.
Tarım
perişan. diyor arkadaşlar. Doğrudur, geçen sene Türkiyede bir
kuraklık yaşandı. Kuraklık tabii ki bizim kontrolümüzde
olan bir şey değil. Ama, bakın, bu sene bu
kuraklığın menfi etkilerini gidermek için ne yaptık?
Normalde mayıs-haziranda ödeyeceğimiz mazot gibi, gübre gibi
destekleri biz öne aldık. Şubat ve martta 1,8 -eski parayla-
katrilyon, yeni parayla milyar YTL ödedik. Niye ödedik? Çünkü
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Dolar olarak?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dolar değil, YTL.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Tamam, onu da söyleyebilirsin, doları da
söyleyebilirsin.
DEVLET BAKANI MEHMET
ŞİMŞEK (Devamla) Dolayısıyla 1,8 milyar YTL biz
önceden öne aldık. Nitekim mart ayında bütçe performansının
ocak-şubata göre bir miktar kötüleşmesinin kökeninde de o var. Neden?
Biz öne aldık. Çiftçimiz erkenden alsın ki, tohum alsın, mazot
alsın, gübre alsın ki, üretimi bu sene yapabilsin.
İnşallah, bu sene de yağışlar iyi, o şekilde
devam edecek. Yani tarımsal desteklerde bir sorun yoktur.
Sağlık
problemine gelince: Yani, bu dönemde sağlıktan şikâyet etmek
kadar
Doğrusu ben bir şey bulamıyorum. Bakın
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Başbakan telefon edip düzelttiriyor, sahip
çıkıyor. Yalan mı söylüyor bu millet?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, ülkenin geneli için
bakacaksınız. Ülkenin genelinde, sağlık konusunda
Türkiyede bir devrim yaşanmıştır ve herkes,
vatandaşımız da bunun farkındadır. Zaten, gördükleri
için de, bizi takdir ediyorlar, sizin söylemlerinize fazla önem vermiyorlar.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Vay vay vay!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Bakın, şurada, biz bu son
getirdiğimiz sosyal güvenlik reformu içerisinde on sekiz yaşına
kadar -dünyada çok az ülkede uygulanan- herkese doğrudan doğruya
sağlık hizmeti sağlayacağız. Dolayısıyla,
sağlık konusunda
Ha, her yerde yöresel bazda ufak tefek hatalar
olabilir, bunu da kabul etmek lazım ama
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Devamlı sistem kilitleniyor.
KADİR URAL
(Mersin) Hastanelere doktor vermiyorlar Sayın Bakan.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, bakın, ben
konuşuyorum, siz oradan bağırıyorsunuz.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
Arkadaşlar, lütfen Sayın Bakana müdahale
etmeyelim.
Buyurun
Sayın Bakanım.
KADİR URAL
(Mersin) Hastanelerde doktor kalmadı.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Yabancı doktor getirirler.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, siz Genel Kurula hitap edin efendim.
Buyurun.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar,
dolayısıyla, dediğim gibi, dünyada büyük bir
sıkıntı var. Türkiyede bu sıkıntıların
yansımaları olabilir. Şu ana kadar, çok şükür,
sınırlı oldu ve Türkiyenin zaten son birkaç yıldır
çok ciddi bir iyileşme sürecinden geçtiği ortada.
Bakın, bütçe
açıkları geçmişe göre düşük olduğu için, rezervler
yüksek olduğu için ve güvenilirlik daha yüksek olduğu için,
Türkiyenin dışarıda, içeride temel altyapısı
iyileştirildiği için ve bunun sonucunda bir güven olduğu içindir
ki, Türkiye, bu son dönemlerde dünyada yaşanan
sıkıntılardan az etkileniyor.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Uluslararası derecelendirme
kuruluşları indirdi biliyorsunuz.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Arkadaşlar, uluslararası
derecelendirme kuruluşlarının niye indirdiğini ben
açıkladım.
OKTAY VURAL
(İzmir) Niye?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Çünkü, bir siyasi belirsizlik
çıkmıştır da ondan dolayı. Raporda zaten açık
açık söylüyor.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) 340 milletvekiliyle çıkıyorsa ne yapalım o
zaman?
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) 400 verelim!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dolayısıyla,
arkadaşlar, burada not indirimi de olmamıştır, sadece
görünüm, o da iki yıllık bir perspektifle, negatife
dönüştürülmüştür. Ama, bizim dönemde notumuz üç aşama
arttı. Bakın, üç aşama. Bakın, görünüm değil. Yani,
Türkiye, 2002 yılından bu yana, hem Standard and Poors
tarafından hem Moodys tarafından notu üç kez artırılan bir
ülkedir, üç kez
Sizin dönemlerde düşürülmüştür arkadaşlar,
lütfen
Yani, bize bunları söylemeden
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Bizim mirasımızın üzerine oturdunuz,
borcu ikiye katladınız. Ayıp ya!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Onun da cevabını vereyim ben
size.
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) 250 milyarı 465 milyar borç yaptınız.
Bunu söylerken insanın biraz da yüzü kızarır ya!
BAŞKAN
Sayın Durmuş, lütfen
Sayın
Bakanım, Genel Kurula hitap edin.
Buyurun.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Şimdi, arkadaşlar, hesap
kitap bilmeyenler
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) 1,5 milyar dolar cari açığı 38 milyar
dolara çıkardınız. İnsanın biraz yüzü
kızarır!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Bakın, dünyada hiçbir ülkede
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Otuz yıldır yapılmayan reformların
üzerine oturuyorsunuz.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dünyada hiçbir ülkede
OSMAN DURMUŞ
(Kırıkkale) Bizim yaptığımızı yiyorsunuz
ya! Ayıp be!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Buyurun konuşun.
BAŞKAN
Sayın Bakanım, Genel Kurula hitap edin.
Buyurun efendim.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Konuşacak hâli kalmadı Sayın Başkan.
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Bakın, arkadaşlar, dünyada
hiçbir ülkede borca mutlak bazda bakılmaz. O zaman Amerika perişan
olmuş. Bizim arkadaşlar anlamıyorlar. Amerikanın borcu o
zaman 9 trilyon dolar. Buyurun, İtalya da 1,8 milyar dolar. Millî gelirine
oranlamanız lazım. Millî gelir diye bir şey var. Millî gelire oranlayacaksınız.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Bir gecede yüzde 25 artan millî gelir mi olur?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Hayır arkadaş, ondan önceki
Bakın, yerinizden konuşmayın.
BAŞKAN
Sayın Ayhan
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Şimdi, bakın, eski millî
gelir hesaplarıyla söylüyorum: Türkiye'nin brüt dış borcu yüzde
93tü, millî gelirin, 2002 yılında, MHPden devraldık. 2002
yılında Türkiye'nin brüt borcunun millî gelire oranı, kamunun,
yüzde 93.
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Sen neredeydin o zaman?
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Sen o zaman Amerikadaydın!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Hayır, Hükûmetimiz
devralmış, partimiz devralmış.
Şimdi, bugün
geldiğimiz nokta, eski millî gelirle yüzde 50ye inmiş, yeni millî
gelirle yüzde 38,8; yani eski millî gelirle de yarısını
düşürmüşüz. Sonra, dediğim gibi, bu borç rakamları
konusunda dünyada standartlar vardır. Herkes millî gelire oranı
olarak bakar. Türkiye'nin millî gelire hem dış borcunun hem toplamda
Bakın, Türkiye'nin şu anda net toplam -özel sektör de dâhil olmak üzere-
dış borcunun millî gelire oranı yüzde 20.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Vatandaşın cebine ne girmiş?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Sürekli yeni konularla gündeme
getiriyorsunuz. Tabii ki bunu anlamanız zor! (AK Parti
sıralarından alkışlar)
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Biraz daha artırırsanız bir gecede
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dolayısıyla, yani bu ülkede
çok güzel şeyler yapılmış, çok önemli reformlar
gerçekleştirilmiş. Biz her şeyi bitirmiş değiliz, daha
yapılacak çok şey var. Türkiye'nin daha iyi bir noktaya gelmesi için,
ülkemizin hak ettiği saygınlığı kazanması için
elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.
AKİF
AKKUŞ (Mersin) Dağlar gibi yığılıyor!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Bakın, istihdam paketi yarın
gelecek
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Sekiz ay oldu!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla)
ve inşallah, o Denizlideki
gibi, diğer illerimizdeki birtakım sıkıntıları da
en azından bir nebze de olsa gidermeye yardımcı oluyor.
OSMAN
ERTUĞRUL (Aksaray) İstihdam paketi mi geliyor?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Size önerim: Bizden gelen her
şeye muhalefet gibi bakmamanız
Eğer Türkiye için doğruysa,
kırk yıllık perspektifle, elli yıllık perspektifle
yaptıklarımız doğruysa onlara sahip çıkın, o
zaman oturalım...
EMİN HALUK
AYHAN (Denizli) Vatandaş aç, aç!
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Evet arkadaşlar, çok daha da
fazla uzatmak istemiyorum. Ama bahsedildiği gibi ne durum o kadar çok kötü
ne de durum güllük gülistanlık. Türkiye dünya şartları
içerisinde aslında yoluna devam edebiliyor. Bakın, petrol
fiyatları şu anda 115 dolar.
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Gübre?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) 115 dolarlık petrol
fiyatıyla, bu seneki muhtemelen petrol faturamız yani
ithalatımız, doğal gaz ithalatımız 40 milyar dolar
civarında olacak. Onun için, cari açık nereden gelir, bir açın
gözünü bakın. 50 milyar dolarlık belki cari açığı
olacak ama onun 40 milyar doları muhtemelen ondan olacak. Petrol
fiyatlarını ben mi belirliyorum? Buyurun, siz petrol fiyatlarını
değiştirin arkadaşlar.
KEMAL
KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Önlem alacaksınız Sayın
Bakanım.
MEHMET GÜNAL
(Antalya) Dış ticaret açığı ne kadar oldu?
DEVLET BAKANI
MEHMET ŞİMŞEK (Devamla) Dış ticaret
açığı ama turizme de bakın, ikiye
katlamışız.
Onun için,
değerli arkadaşlar, Türkiye geçmişte bu türden petrol
fiyatlarıyla yoluna devam edemezdi. Bugün devam ediyorsa bu büyük bir
başarıdır ve bu başarıyı görmeniz lazım. (AK
Parti sıralarından alkışlar) Türkiye yoluna devam
edebiliyorsa bu büyük bir başarıdır.
Hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN
Efendim?
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkanım, Sayın Bakan
konuşmasında milletvekillerimize Anlamıyorsunuz. diye hitap
etmiştir. Ne kadar anlatılabilmişse milletvekillerimiz o kadar
anlamıştır. Dolayısıyla milletvekillerimizin
anlayışını sınamaya, takdir etmeye kendilerinin
yetkisi olmadığını ifade etmek istiyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Gündem
dışı üçüncü söz, Ordinaryüs Profesör Doktor Ali Fuad
Başgilin vefatının 41inci yıl dönümü münasebetiyle söz
isteyen Samsun Milletvekili Fatih Öztürke aittir.
Sayın
Öztürk, buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
3.- Samsun Milletvekili Fatih Öztürkün, Ord. Prof. Dr. Ali
Fuad Başgilin vefatının 41inci yıl dönümüne ilişkin
gündem dışı konuşması
FATİH ÖZTÜRK
(Samsun) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1893
yılında Samsunumuzun Çarşamba ilçesinde dünyaya gelen büyük
hukuk ve siyaset adamı, Ordinaryüs Profesör Ali Fuad Başgil
Hocamızın ölüm yıl dönümü nedeniyle gündem dışı
söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle de yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Ali Fuad Başgil Hocamız 1893 senesinde Samsunun
Çarşamba ilçesinde dünyaya geldi. İlk ve orta tahsilinin
ardından yüksek tahsiline başlamıştı ki Birinci Dünya
Savaşı patlak verdi. Bu sebeple, tahsilini tamamlayamadan 1914te,
henüz yirmi bir yaşındayken yedek subay olarak askerlik görevini dört
yıl Kafkasya cephesinde savaşarak tamamladı. Terhisten sonra
tekrar İstanbula döndü ve yarım kalan hukuk tahsilini
tamamladı. 1921de Parise gitti, hukuk doktorasını orada
yaptı. Ayrıca, felsefe ile siyasi ilimler sahasında ihtisas
yaptı. 1929 yılında ülkesine geri döndü.
1937de Hatay
Cumhuriyetinin anayasasını hazırladı. 1939 yılında
ordinaryüs profesör oldu. Türkiyede ilk defa iş hukuku derslerini ihdas
etti ve müfredat programlarını hazırladı ve
hocalığını yaptı. 1938-1942 yılları
arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı oldu. 1947
yılında Hür Fikirleri Yayma Cemiyetini kurdu. 1952de Pakistanda,
1959da Ürdünde toplanan İslam kongrelerinde ve 1959da Almanyada
toplanan hukuk kongresinde ülkemizi başarıyla temsil etti.
27 Mayıs
1960 ihtilalinden sonra Millî Birlik Komitesi tarafından 147 öğretim
üyesiyle birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı. Daha sonra
147lerin özel bir kanunla üniversiteye dönmelerine imkân
sağlanmasına rağmen, Başgil Hoca konuyu bir haysiyet
meselesi olarak kabul ettiğinden dönüş hakkını
kullanmadı. 10 Nisan 1961de emekliliğini istedi ve politikaya
adım attı.
Değerli
arkadaşlar, Hoca 15 Ekim 1961de Adalet Partisinden, Samsun listelerinden
bağımsız aday olarak Cumhuriyet Senatörü seçildi. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin açılışından hemen sonra
Cumhurbaşkanlığına adaylığını koydu.
Adaylığıyla birlikte demokrasi adına yakışmayan
yoğun baskılara maruz kaldı ve bu baskılardan dolayı
adaylıktan çekildi ve bunun akabinde de Cumhuriyet Senatosu
üyeliğinden, politikanın mizacına uygun olmadığı
gerekçesiyle istifa ettiğini açıkladı. Ardından yurt
dışına giderek Cenevre Üniversitesinde Türk Tarihi ve Türk Dili
Kürsülerinde başkan olarak görev yaptı.
Ordinaryüs
Profesör Ali Fuad Başgil Hoca hayatı boyunca ilmin haysiyetini ve
şahsi vakarını korumasını bilmiş, bir anayasa
hocası ve hukuk adamı olarak gerektiğinde kanaatlerini sözlü ve
yazılı olarak açıklamıştır. Siyasi, sosyal ve
hukuki sahalarda pek çok eser yazdı. Din ve laiklik konularındaki, 27
Mayıs İhtilali hakkındaki görüşleri büyük ilgi
uyandırmıştır.
Başgil Hoca
1967de yetmiş dört yaşındayken kalp krizi sonucu vefat etti.
Ancak, başta Çarşambalılar olmak üzere Türk halkı
Başgil Hocayı unutmadı, unutamadı. Hocanın
anısına pek çok eser yazıldı, çizildi.
Hemşehrileri
onu 19 Nisan Cumartesi günü, çok geniş katılımlı bir
sempozyumla tekrar hatırladı. Çarşamba Belediye
Başkanımız Hüseyin Dündar Beyin gayretleriyle hazırlanan
sempozyuma Hocanın öğrencileri, dava arkadaşları ve
hemşehrileri büyük ilgi gösterdi.
Başta eski
Kültür Bakanlarımızdan İsmail Kahraman Bey olmak üzere, eski
milletvekillerimizden Profesör Doktor Nevzat Yalçıntaş, Profesör
Doktor Süleyman Yalçın, Şadi Pehlivanoğlu, Rıza Aldemir ve
yanı sıra akademisyenlerin büyük ilgi gösterdiği sempozyumda
Hocanın siyasi, hukuki mücadelesi anlatılarak, 60lı
yılların o zor ve çetin şartlarında Türk demokrasisi
adına vermiş olduğu o müthiş mücadele, siyasetten kopmak
zorunda kalmasına rağmen haysiyetinden ve ilkelerinden vermediği
taviz izleyenlere aktarılarak, ülke bütünlüğüne göstermiş
olduğu hassasiyet ilgiyle izlendi.
Değerli
milletvekilleri, ben bu vesileyle, sempozyumu hazırlanmasından büyük
emeği geçen Değerli Belediye Başkanımız Hüseyin Dündar
Beyi bu kürsüden kutluyorum, tebrik ediyorum böyle önemli bir şahsiyeti
geleceğe taşıdığı için.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Öztürk konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
FATİH ÖZTÜRK
(Devamla) Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Başgil
Hocamız başlı başına bir değerdi, ama Samsunlular
adına başka bir değerdir. Hemşehrileri Hocayı asla
unutmayacak ve unutturmayacaklardır.
Hocamızın
ölüm yıl dönümü münasebetiyle bir kez daha Allahtan rahmet dilerken, siz
değerli milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Biz de bu
vesileyle Sayın Başgili rahmetle, minnetle ve şükranla
anıyoruz.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, Devlet Bakanı Sayın Mehmet
Aydın, gündemin sözlü sorular kısmının 2, 50, 84, 140, 183,
250 ve 252nci sıralarındaki soruları birlikte, yine
Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Nafiz Özak,
gündemin sözlü sorular kısmının 6, 25, 26, 41, 76, 135, l36,
162, 173 ve 174üncü sıralarındaki soruları birlikte
cevaplandırmak istemişlerdir. Sayın Bakanların bu
istemlerini sırası geldiğinde yerine getireceğim.
Gündeme
geçiyoruz.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Başbakanlığın
bir tezkeresi vardır, okutuyorum:
IV.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve
Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet etmek suçunu işledikleri
iddia olunan Kocaeli Milletvekili Nihat Ergün ve Muzaffer Baştopçu
haklarında yasama dokunulmazlığının
kaldırılıp kaldırılmaması hususundaki yazı
ile Başkanlığa gönderilen soruşturma dosyasının
iadesine ilişkin Başbakanlık tezkeresi (3/402)
14
Nisan 2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
İlgi : a) 14/5/2003 tarihli ve
B.02.0.PPG.0.12-310-7558 sayılı yazımız.
b) Adalet
Bakanlığının 2/4/2008 tarihli ve
B.03.0.CİG.0.00.00.03-1.128.41-2003/19344 sayılı
yazısı.
298 sayılı
Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanuna muhalefet
etmek suçunu işledikleri iddia olunan Kocaeli Milletvekilleri Nihat Ergün
ve Muzaffer Baştopçu haklarında Türkiye Cumhuriyeti
Anayasasının 83 üncü maddesi uyarınca yasama dokunulmazlığının
kaldırılıp kaldırılmaması hususunda ilgi (a)
yazımız ile Başkanlığınıza gönderilen
soruşturma dosyasının iadesi ile ilgili Adalet Bakanlığından
alınan ilgi (b) yazı sureti ve eki ilişikte gönderilmiştir.
Gereğini arz
ederim.
Cemil
Çiçek
Devlet
Bakanı ve
Başbakanı
Yardımcısı
BAŞKAN
Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonda bulunan
dosya Hükûmete geri verilmiştir.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin bir önerge
vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Tunceli Milletvekili Şerafettin Halis ve 19
milletvekilinin, yapılması planlanan baraj ve hidroelektrik
santrallerinin Munzur Vadisine muhtemel etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/170)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Tunceli il
sınırları dahilinde bulunan
Munzur
Vadisindeki doğal yapıyı korumak için alanda Çevre Etki
Değerlendirmesi (ÇED) yapılması amacı ile Anayasanın
98. TBMM İçtüzüğünün 104. ve 105. maddesi uyarınca Meclis
araştırması açılmasını arz ederiz. 18 /04/2008
1) Şerafettin Halis (Tunceli)
2) Ahmet Türk (Mardin)
3) Selahattin Demirtaş (Diyarbakır)
4) Fatma Kurtulan (Van)
5) Emine Ayna (Mardin)
6) Ayla Akat Ata (Batman)
7) Sebahat Tuncel (İstanbul)
8) Mehmet Nezir Karabaş (Bitlis)
9) Bengi Yıldız (Batman)
10) Sırrı Sakık (Muş)
11) M. Nuri Yaman (Muş)
12) Özdal Üçer (Van)
13) Aysel Tuğluk (Diyarbakır)
14) Pervin Buldan (Iğdır)
15) Gültan Kışanak (Diyarbakır)
16) Akın Birdal (Diyarbakır)
17) İbrahim Binici (Şanlıurfa)
18) Hasip Kaplan (Şırnak)
19) Sevahir Bayındır (Şırnak)
20) Osman Özçelik (Siirt)
Gerekçe:
Yapılmak
istenen barajlar doğal yapıyı bozacağı gibi millî park
olması sebebi ile de hukuka aykırılık arz etmektedir.
Doğal yapıya baktığımızda;
Yapılacak bu
barajların ortalama ömrü 30 ile 40 yıl olacaktır. Bu süreden
sonra vadi tamamen bataklık haline gelecektir.
Vadide bulunan
bitki türlerinden; 12 tür küresel ölçekte, 107 tür Avrupa ölçeğinde, 19
tür ulusal ölçekte yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
kalacaktır.
Yapılan
bilimsel araştırmalar Munzur Nehri'nin kar suları ile
beslendiğini göstermektedir. Barajlar kar
yağışını azaltacağından nehri besleyen su
kaynaklarının kurumasına neden olacaktır.
Dünyaca ünlü
kırmızı benekli alabalık yaşama ortamı
bulamayacaktır.
43 çeşidi
sadece Munzur Vadisi'nde bulunan 1.518 bitki çeşidinin birçoğu yok
olacaktır.
Binlerce dönüm
ormanlık alan tahrip olacak ve sular altında kalacaktır.
Bölgede önemli
geçim kaynağı olan arıcılık büyük zarara
uğrayacaktır.
Vadinin
bozulması spor turizminin faaliyeti kapsamına giren rafting, kayak ve
yayla turizmi vb. faaliyet alanlarının sona ermesine sebebiyet
verecektir.
Barajlarla elde
edilmesi planlanan enerji, doğayı tahrip etmeden alternatif enerji
kaynakları ile elde edilebilir. Baraj ve hidroelektrik santrallerinin
yapımı için harcanan ekonomik değer 2 milyar dolar
civarındadır. Alternatif enerji kaynaklarının yapım
maliyetleri ise bu miktarın çok altında olacaktır. Gerek
güneş enerjisi gerek ise rüzgâr enerji sistemleri çevreyi kirletmeden
doğaya zarar vermeden maliyeti daha düşük sistemlerdir. Günümüzde
rüzgâr enerji sistemi dünya ülkelerinde gittikçe artarak kullanılan sistem
hâline gelmiştir. Bölge bu sisteme en uygun coğrafi koşullara
sahiptir.
Hukuki olarak
değerlendirdiğimizde;
Yapılacak
olan barajlar hukuki bakımdan da yasal değildir. Munzur Vadisi 21
Aralık 1971 tarihinde 6831 sayılı Kanun kapsamına
alınmış ve 42 bin hektarlık alanı ile Türkiye'nin en
büyük ve ilk milli parklarından biri hâline getirilmiştir. 2873
sayılı Milli Parklar Yasası'na göre "Tabii ve ekolojik denge
bozulamaz. Yaban hayatı tahrip edilemez. Bu sahanın özelliklerinin
kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olan veya olabilecek
her türlü müdahaleler ile çevre sorunları yaratacak iş ve
işlemler yapılamaz." denmektedir.
Anayasanın
56. maddesine göre: "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede
yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi dış etkenlerden korumak
devletin ve vatandaşların görevidir."
Anayasanın
63. maddesine göre ise: "Devlet; tarih, kültür ve tabiat
varlıklarının ve değerlerinin korunmasını
sağlar." Vadideki birçok kültür ve tabiat varlıkları ve
halkın değer verdiği birçok alanın sular altında
kalması bu maddeye aykırı olacaktır. Bunun yanı
sıra Çevre Yasasının birçok maddesinde çevre tahribine neden
olabilecek fiilleri engelleyici hükümler içermektedir.
Ayrıca
Munzur Vadisi üzerinde yapılacak olan barajlar ulusal yasalara
aykırı olduğu gibi Türkiye'nin taraf olduğu birçok
uluslararası sözleşmelere de aykırıdır.
Örneğin;
1975 Paris, 1979 Bern, 1973 Washington, 1992 Rio, 1999 Kyoto, 2000 Kahire
Sözleşmeleri Türkiye tarafından onaylanarak kabul edilmiştir.
Anayasanın 90. maddesine göre usule uygun uluslararası
sözleşmeler kanun hükmündedir. Bunlar hakkında iptali amacı ile
Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Yani bu yönü ile de yasadan üstün
konumdadır. Bu sözleşmelere aykırı hareket etmek
açıkça yasalara aykırı hareket etmek anlamına gelmektedir.
Bundan
dolayı; insan ve doğa mutluluğu bağlamından konuya
bakılarak, çevre etki değerlendirmesi yapılması için TBMM
tarafından bir Meclis araştırma komisyonunun
oluşturulmasının gerekli olduğunun inancını
taşıyoruz.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemdeki
yerini alacak ve Meclis araştırması açılıp
açılmaması konusundaki görüşme, sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Tarım ve
Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker hakkında
verilmiş bir gensoru önergesi vardır.
Önerge daha once
bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi
önergeyi okutuyorum:
C) Gensoru Önergeleri
1.- Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilleri
İzmir Milletvekili Oktay Vural ve Mersin Milletvekili Mehmet
Şandır ile 27 Milletvekilinin, Tarım ve Hayvancılık
Sektöründeki Desteklemelerin Zamanında Ödenmemesi veya Kaldırılması,
Girdilerdeki Artışlar ve Ürünlerdeki Düşük Fiyat Oluşumu
Sonucu Üreticilerin; Temel Gıda Maddelerinde Meydana Gelen
Aşırı Fiyat Artışları ile de Halkın
Mağduriyetine Sebep Olduğu; TMOnun Yönetiminde ve Tarım
Politikalarında Görev ve Sorumluluklarını Yerine Getirmeyerek
Devleti Zarara Uğrattığı İddiasıyla Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker Hakkında Anayasanın 99
uncu ve İçtüzüğün 106 ncı Maddeleri Uyarınca Bir Gensoru
Açılmasına İlişkin Önergesi (11/1)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Son yıllarda
tarımdan geçimini sağlayan çiftçilerimiz büyük
sıkıntılar yaşamaktadır. Tarımda girdi
fiyatları artmış, buna karşılık çiftçilerimiz
ürünlerini değeri fiyattan satamamışlar ve her geçen yıl
çiftçilerimizin gelirleri ve refah seviyeleri düşmüştür.
İnsanlarımız asgari geçimlerini dahi
sağlayamamaktadır. Son aylarda ise temel gıda maddeleri olan
pirinç, bulgur ve bakliyatlarda yaşanan fiyat artışları tüm
halkımızı ciddi anlamda sıkıntıya sokmuştur.
Bütün bu sorunlar yaşanırken gerekli tedbirleri almayan ve sorumsuz
davranan Tarım ve Köyişleri Bakanı Sayın Mehmet Mehdi Eker
hakkında Anayasanın 99, İçtüzüğün 106 ncı maddeleri
uyarınca MHP Meclis Grubu olarak Gensoru açılmasını arz ve
talep ederiz.
1) Oktay Vural (İzmir)
2) Zeki Ertugay (Erzurum)
3) S. Nevzat Korkmaz (Isparta)
4) Abdülkadir Akcan (Afyonkarahisar)
5) Şenol Bal (İzmir)
6) Reşat Doğru (Tokat)
7) Mustafa Kalaycı (Konya)
8) Mehmet Şandır (Mersin)
9) Ali Uzunırmak (Aydın)
10) Süleyman Yunusoğlu (Trabzon)
11) Hasan Çalış (Karaman)
12) Yılmaz Tankut (Adana)
13) Hüseyin Yıldız (Antalya)
14) Akif Akkuş (Mersin)
15) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
16) Behiç Çelik (Mersin)
17) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
18) Alim Işık (Kütahya)
19) Hasan Özdemir (Gaziantep)
20) Metin Ergun (Muğla)
21) Münir Kutluata (Sakarya)
22) Recep Taner (Aydın)
23) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
24) Mustafa Kemal Cengiz (Çanakkale)
25) Kadir Ural (Mersin)
26) Necati Özensoy (Bursa)
27) Cumali Durmuş (Kocaeli)
28) D. Ali Torlak (İstanbul)
29) Mümin İnan (Niğde)
Gerekçe:
Ülkemiz
insanının sağlıklı ve yeterli gıdaya
ulaşması konusunda AKP Hükûmeti yeterli tedbirler
almamıştır. Son günlerde bazı gıda ürünlerinin
piyasaya arzında sıkıntılar ortaya çıkmış ve
bazı spekülatörler bu durumu fırsat bilerek başta pirinç, bulgur
ve bakliyat ürünleri gibi mutfaklarımızın ana maddesi olan
ürünlerin fiyatları iki katına çıkmıştır.
Özellikle, geçen sene yaşanan kuraklıktan dolayı dünya
piyasalarında, buğday ve pirinç arzında sıkıntı
olacağı ortada iken Bakanlık halkımızın
ihtiyacı olan miktarda ürünün temini için gerekli tedbirleri
almamıştır. Bugün TMO buğday ithal etmektedir. Bu
ithalatın Türkiyeye zararı yaklaşık 500 milyon
dolardır.
TMO elindeki 32
000 ton pirinci belirli firmalara satarak pirinç piyasasında spekülasyonun
oluşmasına sebep olmuştur ve fiyatlar hızlı bir
şekilde artmıştır. Bugün TMO 1,8 YTL/kgdan
sattığı pirincin yerine daha fazla fiyat ödeyerek pirinç ithal
etmektedir. Sonuç olarak, 2007 yılı yanlış pirinç alım
politikaları hem pirinç üreticisini mağdur etmiş hem de pirinç
tüketicisi mağdur olmuştur. Kazanan yine spekülatörler olmuştur.
Son dönemde
tarıma verilen destekler rakamsal olarak artmakla birlikte GSMH ile
paralel artırılmamıştır. Bunun sonucu olarak, birçok
çiftçimiz üretimden vazgeçmek zorunda kalmışlar ve sektördeki
istihdam düşmüştür. Tarım sektöründe 1 milyon 181 bin kişi
işini kaybetmiştir. İnsanlar tarımdan
koparılmışlardır. Bu, aynı zamanda kırsaldan
şehre kaçıştır. Bu, devlete ilave yüktür.
Tarımsal
desteklemeler zamanında ödenmediği gibi özellikle küçük ve orta
ölçekli işletmeleri hedefleyen Doğrudan Gelir Desteği (DGD)
ödemeleri her yıl azaltılmıştır. Sadece, DGD
ödemelerinde çiftçilerimizin yıllık kaybı 1 530 000 000 YTLdir.
Yeni yayınlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile bundan böyle
Hayvancılık Destekleri kapsamında yapılan süt destekleri,
suni tohumlama destekleri, buzağı ve besi destekleri
kaldırılmıştır. Ayrıca, yerli
sığır ırkları destekleme dışı tutulmuştur.
Verimlilik ve kaliteyi gözetmeyen 2008 destekleme sistemi hayvan
ıslahını önemsiz bulmakta ve ülkemiz
hayvancılığının rekabet gücünü ortadan
kaldırmaktadır. Çiğ süt fiyatları düşürülmekte Hükûmet
ve Bakanlık bu gelişmelere seyirci kalarak
hayvancılığımızın baltalanmasına çanak
tutmaktadır. Diğer yandan, kaçak hayvan ve et girişi önlenememiş,
Türk hayvan besiciliği çok kötü düzeylere düşürülmüş ve
vatandaşlarımız bu faaliyetten vazgeçer hale gelmiştir.
Tarımsal
girdi fiyatları aşırı şekilde
artmıştır. Bunun sonucu, çiftçilerimiz gübre kullanamaz,
arazisini yeterince işleyemez ve sulayamaz olmuştur. Gübre, yem ve
akaryakıtta yaşanan aşırı fiyat
artışlarının önlenmesi için Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı bir tedbir geliştirememiştir. Özellikle,
gübrede ortaya çıkan tekel önlenememiş ve son bir yılda
çeşitlerine göre gübrede fiyat artışları iki katını
geçmiştir.
Öne sürülen bu
iddialar karşısında, Bakanın görevini ihmal ettiği,
sorumluluğunun gereğini yapmadığı, kamu hazinesini
zarara uğrattığı, tüm halkımız ve özellikle
çiftçilerimizi mağdur ettiği, zarara uğrattığı
açıktır.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
20 Nisan 2008
tarihinde dağıtılan gensoru önergesinin gündeme alınıp
alınmamasına ilişkin görüşmenin günü dağıtım
tarihinden itibaren on gün içerisinde yapılacak şekilde Danışma
Kurulunca tespit edilerek, ayrıca oylarınıza sunulacaktır.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır; okutup işleme alacağım.
D) Önergeler
1.- Ardahan Milletvekili Ensar Öğütün; Üreticilerin
T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi Kooperatiflerine Olan ve
Yeniden Yapılandırılan Borçlarının Faizsiz Ödenmesine
İlişkin Kanun Teklifinin (2/2), doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/41)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
2/2 Esas
Numaralı Üreticilerin T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve Tarım Kredi
Kooperatiflerine Olan ve Yeniden Yapılandırılan Borçların
Faizsiz Ödenmesine İlişkin Kanun Teklifim İçtüzüğün 37.
Maddesine göre doğrudan gündeme alınması için 15.01.2008
tarihinde görüşülmüş, ancak doğrudan gündeme alınması
reddedilmiştir.
2/2 Esas
Numaralı Kanun Teklifimin İç Tüzüğün 37. Maddesi gereğince
yeniden doğrudan gündeme alınması konusunda gereğinin
yapılmasını saygılarımla arz ederim. 10.04.2008
Ensar
Öğüt
Ardahan
BAŞKAN
Önerge sahibi olarak Sayın Ensar Öğüt burada mı?
Buyurun
Sayın Öğüt.
ENSAR ÖĞÜT
(Ardahan) Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; Ziraat
Bankasına ve tarım kredi kooperatiflerine çiftçilerin borçları
var. Bu borçlarının faizlerinin silinip anaparanın da dört
taksite bölünerek ödenmesiyle ilgili vermiş olduğum kanun teklifi
üzerinde konuşacağım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, Türkiyedeki krizler sonucu çiftçimiz hâlen kendini
toparlayamadı. Yüksek faiz düzenlemesi yapmamıza rağmen, yani
düşürmemize rağmen
2003 yılında bir iyileştirme
yaptık biliyorsunuz, TEFE, TÜFE ortalamasıyla bir faiz
uygulandı, ondan bu yana da çiftçilerimiz Ziraat Bankası ve
tarım kredi kooperatifine borcunu ödeyemediler.
Şimdi, 3
Kasımda olsun, 22 Temmuzda olsun bütün liderler, bütün parti yetkilileri
Gelir gelmez çiftçi borçlarının faizlerini sileceğiz,
anaparayı dörde böleceğiz. dediler. AK Parti de dedi ki: Biz zaten
faize karşıyız, faiz haramdır. Hiç merak etmeyin, Meclise
gider gitmez faizi sileceğiz. Şimdi, Meclis burası
kardeşim! İktidar partisi milletvekilleri bölgelerine gidiyor Biz
köylüye böyle sahip çıkıyoruz, çiftçiye böyle sahip
çıkıyoruz. diyorlar.
Şimdi,
değerli arkadaşlar, bakın, örnekleri vereceğim. Şu
resim
Şu resme bir bakar mısınız? Bu resim, on gün önce
Posofun Aşıküzeyir köyünde çekilmiş bir resimdir. Elli yıl
önceye dönülmüş, traktörünü satmış Aşıküzeyir köylü
Medet Öztürk -ismini de vereyim- on gün önce tarlasını kara sabanla
koşmak mecburiyetinde kalmış. Bakın, Konya çiftçileri
şu anda tribünde oturuyorlar. Şunu söylüyorlar: Ziraat Bankası
ve tarım kredi kooperatifleri evimizi, tarlamızı, traktörümüzü
haczetti, sattı. Kalmadı malımız. AK Parti Konya İl
Teşkilatına gittik, bizi kovdular. İşte arkadaşlar
orada, biraz sonra sayın grup başkan vekili görüşsün. Ben
delilli, belgeli konuşuyorum. Şimdi burada da kendi imzası var,
Hasan Çakan. Kendisi İsmimi verebilirsin. dedi, Konyalı
çiftçilerden Hasan Çakan. İşte burada. Erzurumlu çiftçilerden
-Erzurum İl Başkanımız Nevzat Bey bildirmiş- Pasinler
Alvardan 300 tane çiftçi tarım kredi kooperatifine borcundan dolayı
hacizli arkadaşlar.
OKTAY VURAL
(İzmir) Her yerde öyle.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Batman öyle, Kars öyle, Van öyle, Ağrı öyle, Siirt öyle,
Şanlıurfa öyle
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Aydın öyle
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Yani, Hakkâri öyle, Şırnak öyle, Türkiye'nin her
tarafı öyle.
Değerli
arkadaşlar, bakın, enteresan bir şey daha söyleyeyim.
Ardahandaki çiftçileri Hükûmet nereden icraya veriyor biliyor musun? Sanki
Ardahanı il saymıyorlar, Ardahanda icra dairesi yok, Hükûmet yok;
Ardahanlı çiftçileri Erzurumdan icraya veriyorlar. Ardahanlı çiftçi
kalkacak Erzuruma gidecek, mal beyanında bulunacak hapisten kurtulacak!
Böyle bir şey olabilir mi arkadaşlar ya? Bu, öküzü tereğe
çıkarmaktır. Yani, bıçak terekteyken öküz tereğe
çıkmaz, bıçak terekten iner öküz kesilir arkadaşlar. Erzurumdan
icraya veriyorlar, millet perişan. İşte, belgeleri burada. Ben
belgesiz konuşmuyorum, sayın grup başkan vekiline
vereceğim.
Değerli
arkadaşlar, bu ülke bizim. Ziraat Bankası sizin döneminizde çiftçinin
dostu değil düşmanı oldu. Ziraat Bankasından kredi almak
mümkün değil. 2 tane kefil istiyor. Kimi? Memur. Hangi memur çiftçiye
kefil olabilir? Hanak Tarım Kredi Kooperatifi var, 1.052 kişi. Hanak,
Posof, Damal, Ortakent, 1.052 kişilik -lütfen buraya dikkat edin-
Tarım Kredi Kooperatifinin yöneticisi kaç kişi olabilir
arkadaşlar? 1 kişi, 1 kişi. 1 kişi de bilançoyu doğru
dürüst yapmadığı için, milletin hepsi hacizde ve kredi
alamıyorlar, 5 kuruş da alamıyorlar. Ardahan merkezde esnaf
sanatkârlar kooperatifi var. Erol Kayatürk. İsmini de veriyorum, niye?
Ben, en son, benzini üzerime döküp yakacağım kardeşim. diyor.
Tarım kredi kooperatifi, esnaf ve sanatkârlar kredi kefalet kooperatifi
kapatılmış, plasman alamıyorlar. Böyle bir şey
olabilir mi ya? Doğuyu Güneydoğuyu böyle mi yapacağız
arkadaşlar? Biz niye geldik buraya? Bu Meclis ne işe yarar? Yani,
madem geldik buraya, işte kanun teklifi. Bölge milletvekilleri gidiyor
orada hava basıyorlar. Ziraat Bankasına, tarım kredi kooperatifine
borcu olmayan çiftçi yok.
RAMAZAN KERİM
ÖZKAN (Burdur) Özel bankalar sağ olsun! Onlardan alıp oraya
veriyorlar.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) - Değerli arkadaşlar, kavgaya da gerek yok. Bu ülke bizim.
Türkiyede yaşayan toplumun yüzde 30u çiftçi; 22 milyon
insanımız var.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Öğüt, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun.
ENSAR ÖĞÜT
(Devamla) Teşekkür ederim.
Bölge korkunç göç
verdi, boşaldı bölge. 24 Nisan, biliyorsunuz, sözde Ermeni
soykırımı günü nedeniyle dünyada büyük bir şey
hazırlıyorlar, 24 Nisan da geliyor. Bu 24 Nisanda Ermenilere
karşı koymak için, Bu vatan bizimdir, oradaki yaşayan insanlar
da bizimdir. Oradaki yaşayan insanlar nöbetçi olarak orada duruyorlar
kardeşim! O insanlar bizimdir, sahip çıkacağız! dememiz
için bu kanunu çıkartmamız lazım. Aksi takdirde bizim
topraklarımıza, işte başkaları talip oluyor. Bölgeyi
boşaltmak anlamlı değil arkadaşlar, bu çok
acıdır. Büyük Millet Meclisinden buna sahip çıkmasını
istiyorum ve vermiş olduğum kanun teklifinin kabul edilerek Doğu
ve Güneydoğudaki, bütün Türkiyedeki çiftçilerin kurtulmasını
diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önerge üzerinde,
Antalya Milletvekili Sayın Osman Kaptan.
Buyurun
Sayın Kaptan. (CHP sıralarından alkışlar)
OSMAN KAPTAN
(Antalya) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; üreticilerimizin Ziraat Bankasına, tarım ve
kredi kooperatiflerine olan borçlarının yeniden düzenlenmesi için
verilen kanun teklifi lehine söz almış bulunuyorum. Hepinizi
saygıyla selamlarım.
Sayın
milletvekilleri, çiftçilerimiz çaresizlik içindedir. Çiftçilerimiz
tarımın desteklenmemesinden, IMFnin ve Dünya Bankasının
sözünden çıkılmamasından, verilen sözlerin yerine
getirilmemesinden, verilen desteklerin zamanında ödenmemesinden, üretime
dönük değil ithalata dönük, dışa bağımlı
tarım politikasından ve anormal derecede artan girdi
fiyatlarından rahatsızdırlar, şikâyetçidirler.
Sayın
milletvekilleri, çiftçilerimiz borçla yaşamaktadırlar. Ziraat
Bankasına borçludurlar, tarım kredi kooperatiflerine borçludurlar,
TEDAŞa borçludurlar, özel bankalara borçludurlar, bir bankadan borç
alıp diğer bankaya ödemektedirler. Yabancıların satın
aldığı özel bankaların bazıları da çiftçileri
birbirine kefil ederek, çiftçilerimizin tarlasını, evini,
barkını, camekânını ipotek ederek, ucuz kredi vererek günü
gelip ödeyemeyince de icra yoluyla tarlasına, camekânına el
koymaktadır. Şu anda, çiftçilerimizin 65 bin dönüm arazisi
ipoteklidir. Yabancılara sattığımız bankalar eliyle
şimdi de topraklarımız yabancıların eline geçecektir.
Sayın
milletvekilleri, çiftçilerimiz, bu Hükûmet sayesinde borçla yaşamayı
öğrendi, bu Hükûmet sayesinde ipoteği, icrayı, iflası
öğrendi; bu Hükûmet sayesinde çiftçilerimiz çay parasına muhtaç
kaldı. Çiftçilerimizin durumuna, bu durumda iyi diyebilir miyiz? Bundan
Hükûmet sorumlu değil midir?
Sayın
milletvekilleri, üreticimizin aldığı ateş pahası,
sattığı hep yok pahasına gidiyor ve çiftçilerimiz her zaman
zarar ediyor. Mazotun fiyatı 3 milyon lirayı bulmuş ise, gübreye
son bir yılda yüzde 16 zam yapılmış ise; enflasyon yüzde
8,4 iken gübreye enflasyonun 14 katı, 15 katı zam
yapılmış ise; demirin fiyatı 800 bin liradan 1 milyon 700
bin liraya çıkmış ise; tohumdu, ilaçtı, elektrikti, suydu,
sera demiriydi, camıydı, naylonuydu hepsi alıp
başını gitmiş ise bundan çiftçi mi sorumludur Hükûmet mi
sorumludur?
Sayın
milletvekilleri, tarım çöküyor, üretici batıyor, verimlilik
düşüyor. 2005-2007 arasında üretim azalması buğdayda yüzde
14, arpada yüzde 23,5, kuru fasulyede yüzde 21,3, mercimekte yüzde 12,4
olmuştur ve bu üretim azalması diğer ürünlerde de devam edip
gitmektedir. AKP döneminde 1,5 milyon insan tarımdan
ayrılmıştır. Son 2007 yılında tarımdan
ayrılan sayısı 225 bini bulmuştur. Bunlar, Hükûmetin
tarım politikasının iflas ettiğinin bir göstergesi
değil midir?
Sayın
milletvekilleri, IMF Başkanı uyarıyor Gıda
kıtlığı yüzünden pahalı gıda krizi savaş
çıkarır, hükûmet düşürür. diyor. Dünya ayağa
kalkmış, Mısırda, Tunusta, Haitide, Filipinlerde
protestolar, yağmalamalar oluyor, gıda depoları eli silahlı
askerlerle beklenir duruma gelmişse Türkiye'de ise buğdayın
fiyatı önce yüzde 100 artmış, ekmek pahalanmış, ondan
sonra pirinç fiyatı yüzde 100ün üzerinde artmış, pirinç
fiyatları ikiye, üçe katlanmış ise tüketicilerin tepkileri,
protestoları yükselmiş ise bizim Tarım Bakanı gibi
Endişe edilecek bir durum yoktur, tarımda sorun yoktur. diyebilir
miyiz?
Sayın
milletvekilleri, gerek ülkemizde gerekse dünyada olup bitenler
tarımın önemini, önceliğini daha da artırmaktadır. Bir
an önce, tarıma sahip çıkmak için gecikmeden, ciddi önlemler
almamız gerekiyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaptan, konuşmanızı tamamlayınız, buyurun.
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Geçen 22nci
Dönemde sebze, meyve ve narenciyenin üretim ve ihracatındaki sorunlara
ilişkin bir araştırma önergesi verdik; yüce Meclis kabul etti,
komisyon kurduk. Komisyon raporunu Genel Kurul da kabul etti. Sonuç ne oldu?
Rapor rafa mı kalktı? Uygulama hani nerede? Hükûmet niye
toptancı hal yasasını getirmiyor? Tarımda kullanılan
elektriğin KDVsi yüzde 18den yüzde 1e niye indirilmiyor? Tarımda
kullanılan mazotun özel tüketim vergisi niye kaldırılmıyor?
Tarım ilaçlarında ve gübrede KDVyi niye yüzde 1e indirmiyorsunuz?
İhracatımız için çok önemli olan gıda tahlil
laboratuvarlarını niye desteklemiyoruz, niye
yaygınlaştırmıyoruz?
Sayın
milletvekilleri, bu yasa teklifinde çiftçi borçlarının faizinin
silinerek anaparanın yeniden yapılandırılması
istenmektedir. Sorunların çözümünde bu teklifin
yasalaştırılarak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Kaptan, süremiz doldu.
Teşekkür
ediyorum.
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Son sözüm.
BAŞKAN
Arkadaşlar, lütfen bir dakika sınırını
aşmayalım; beni mazur görünüz.
OSMAN KAPTAN
(Devamla) Teşekkür ederim, saygılar sunarım. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Gündemin Seçim
kısmına geçiyoruz.
V.- SEÇİMLER
A) Komisyonlara Üye Seçimi
1.- (10/6, 19, 36, 39, 41, 51, 103) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonuna üye seçimi
BAŞKAN
Uyuşturucu Başta Olmak Üzere Madde
Bağımlılığı ve Kaçakçılığı
Sorunlarının Araştırılarak Alınması Gereken
Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Genel Kurulun 12/02/2008 tarihli 63üncü
Birleşiminde kurulan (10/6,19, 36, 39, 41, 51, 103) esas numaralı
Meclis Araştırması Komisyonu üyeliklerine siyasi parti gruplarınca
gösterilen adayların listesi bastırılıp sayın üyelere
dağıtılmıştır.
Şimdi,
listeyi okutup oylarınıza sunacağım.
Buyurun:
Uyuşturucu
Başta Olmak Üzere Madde Bağımlılığı ve
Kaçakçılığı Sorunlarının
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu Üyelikleri
Aday Listesi
Adı Soyadı Seçim
Çevresi
AK
Parti (10)
Necdet Ünüvar Adana
Vahit Kiler Bitlis
Mehmet Erdoğan Gaziantep
Yahya Doğan Gümüşhane
Rüstem Zeydan Hakkâri
Mehmet Domaç İstanbul
Musa Sıvacıoğlu Kastamonu
Hasan Kara Kilis
Gönül Bekin Şahkulubey Mardin
Lütfi Çırakoğlu Rize
CHP
(3)
Yaşar Ağyüz Gaziantep
Canan Arıtman İzmir
Ahmet Ersin İzmir
MHP
(2)
Hasan Özdemir Gaziantep
Reşat Doğru Tokat
DTP
(1)
M. Nuri Yaman Muş
BAŞKAN
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Meclis
Araştırması Komisyonuna seçilmiş bulunan sayın
üyelerin 22/04/2008 Salı günü (bugün) saat 17.30'da Halka
İlişkiler Binası B Blok, 2'nci kat, 4'üncü banko, 10 no.lu
Meclis araştırması komisyonları toplantı salonunda
toplanarak başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini
yapmalarını rica ediyorum.
Komisyonun
toplantı yer ve saati ayrıca plazma ekranda ilan edilecektir.
Gündemin Sözlü
Sorular kısmına geçiyoruz.
VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, yurt
dışı seyahatlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/239)
BAŞKAN
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Sorunun
görüşülmesi ertelenmiştir.
2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun,
medyadaki kadın ve magazin programlarına ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/243) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı
3.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
TÜBİTAKın desteklediği projelere ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/372) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı
4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTde
bir siyasi partinin kadın kolları kongresinin naklen
yayınlanmasına ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından
sözlü soru önergesi (6/410) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı
5.- İstanbul Milletvekili Sacid
Yıldızın, bir televizyon programına uygulanan cezaya
ilişkin Dev-let Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi
(6/471) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı
6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
televizyon dizilerindeki bazı sahnelerin sürelerine ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/519) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı
7.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
TRTnin yönetimine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından sözlü
soru önergesi (6/586) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı
8.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, yayınlanan
bazı dizilere ilişkin Başbakandan sözlü soru öner-gesi (6/588)
ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın,
gündemin Sözlü Sorular kısmının 2, 50, 84, 140, 183, 250 ve
252nci sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdir.
Şimdi bu
soruları sırasıyla okutuyorum:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
yer alan sorumun Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını arz
ederim. 20.11.2007
Ahmet
Duran Bulut
Balıkesir
1) Görsel
Medyanın sunduğu kadın programları ve magazin programı
adı altında, izleyiciyi kendine bağlayan programlar, RTÜK
tarafından özel bir denetime tabi tutulmuş mudur? Denetim
yapılmışsa, konu ile ilgili ne kararlar
alınmıştır?
2) Bu
programlarda kullanılan Türkçenin temiz ve doğru kullanımı
için özel bir tedbir alınmasını gerekli görüyor musunuz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıda
belirtilen soruların TÜBİTAKtan sorumlu Devlet Bakanı
Sayın Prof. Dr. Mehmet Aydın tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Prof
Dr. Alim Işık
Kütahya
1) TÜBİTAK
tarafından 2007 yılında desteklenen yeni araştırma ve
geliştirme projelerinin sayısı ve destek tutarı ne
kadardır?
2) Bu projelerin
üniversiteler, Bakanlık Araştırma Enstitüleri ve son dönemde
desteklenmeye başlanan sanayi projeleri açısından
dağılımları sayı ve tutar olarak nasıldır?
3) Değerli
bir bilim insanı olan TÜBİTAK Başkanının uzun süredir
vekâleten görev yapmasının nedeni nedir?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Bakanlığınıza
bağlı TRT Genel Müdürlüğü yasalara bağlı, topluma
karşı tarafsız ve bağımsız yayın yapmak
zorunda olan etkin iletişim kurumudur.
1) 19 Ocak 2008
Cumartesi günü öğleden sonra AKP lideri Başbakan Sayın Recep
Tayyip Erdoğanın katıldığı, AKP Ümraniye
Kadın Kolları 2. Olağan Kongresinde yaptığı bir
saatlik konuşması hangi yasaya dayanarak, hangi görev
anlayışı ile TRTden naklen yayınlanmıştır?
2) Bir Hükümet
icraatı veya devlet töreni olmayan, siyasi içerikli,
bağımsız kurumlara, basına, yargıya ve siyasi
muhalefete cevap olan, bu naklen yayın için ilgililer hakkında
soruşturma açmayı düşünüyor musunuz? Bu kurumlar cevap
hakkı isterse verecek misiniz?
3) Böyle bir
siyasi içerikli kongreden naklen yayın talebi, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde grubu bulunan diğer siyasi partilerden gelirse aynı
yaklaşımı gösterecek misiniz? Liderlerin
katıldığı siyasi parti kongrelerini bundan böyle naklen
verecek misiniz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın, Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak yanıtlanmasını dilerim.
Prof.
Dr. Sacid Yıldız
İstanbul
Demokratik, hukuk
devletinde herkesin haber alma özgürlüğü vardır. Tarafsız
basın bunun bilincinde olup gerektiği şekilde yayın
yapmaktadır. Kanal Dde yayınlanan Arena adlı program, Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonunun el koyduğu batık bankaya ait
şirketlerden birine atadığı yöneticinin rüşvet
aldığını gizli kamera ile ortaya çıkardığı
için uyarı cezası aldı. Yargıtay, kamu yararı
olduğu takdirde bu tür görüntülerin kamuya aktarılmasının
sakıncalı olmadığını karar altına almıştır.
Bu nedenle;
1) Kanal D
Televizyonu ve Arena Programı dışında
gerçekleşmiş olan gizli kamera gerekçesinin arkasına
sığınarak sansür uygulanması sizce doğru mudur?
2) Konu ile
ilgili rüşvet aldığı saptanan kişiler hakkında
hukuki bir işlem yapılmış mıdır?
3) Pek çok
kişiyi ilgilendiren bir konu hakkında, insanların haber alma
özgürlüğünü kısıtlamak demokratik devlet
anlayışıyla bağdaşıyor mu?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın
tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını
saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Kamuoyunda ve
basında yeni yasa düzenlemesi ve televizyon dizilerindeki alkollü
sahnelere kafayı takmakla tartışılan
Bakanlığınıza bağlı Radyo Televizyon Üst
Kurulunun,
1) RTÜK
İzleme ve Değerlendirme Dairesinin, ulusal televizyonlarda
yayınlanan dizileri gözlem altına alması baskı ve sansür
değil midir?
2) Dizilerdeki
alkollü sahnelerin süresini araştırmak bu daireye verilen özellikli
bir görev midir? Hangi yasal yetki ile yapılmaktadır?
3) Dizilerde
hangi sahnelerin ne kadar süre ile yer alması gerektiğini veya yer
almamasını belirlemeyi, engellemeyi düşünüyor musunuz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünden
sorumlu Devlet Bakanı Sayın Mehmet Aydın tarafından sözlü
olarak cevaplandırılmasını saygılarımla arz
ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
1) Bakanlar
Kurulunca 21.01.2008 tarihinde kararlaştırılan ve Türkiye Büyük
Millet Meclisine gönderilen Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı yeni
bir kadrolaşmayı ve çalışanların tasfiyesini mi
amaçlamaktadır?
2) TRTnin
sorunu, Özel Radyo ve Televizyonculuk ile rekabet edememesi çağın
gereklerine uygun yapıda olmaması, siyasi
yandaşlığı esas alan yanlış ve yetersiz
kadrolaşmanızın sonucu değil midir?
3) Bilimsellik,
çağdaşlık ve üretkenlik öne
çıkarıldığında başarılı programlara
imza atan TRTyi bu yasa değişikliği ile,
İktidarın
ve AKPnin sesi mi, yoksa özelleştirmenin altyapısını
oluşturmayı mı hedefliyorsunuz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan
tarafından anayasanın 98. ve içtüzüğün 99. maddeleri
gereğince sözlü olarak cevaplandırılmasına
aracılığınızı arz ederim.
Özdal
Üçer
Van
Son dönemlerde
diziler yoluyla yeniden tanımlanan etnik kimlikler (Kürtler, Romanlar,
Ermeniler, Aleviler) ülkede yaşanan tüm olumsuzlukların nedeni olarak
yansıtılmaktadır. Gazi, Kurtlar Vadisi, ParsNarkoterör,
Görgüsüzler, Tek Türkiye ve Köprü gibi dizilerin içeriği
incelendiğinde bütün amacının bu olduğu
anlaşılacaktır. Yayınlanan dizilerde silah
kullanımına ve şiddete aşırı yer verilmektedir.
Sorunların çözümünün silah ve şiddetle olabileceği başka
bir çözümün olmadığı mesajı verilmekte, şiddet çok meşru
bir yöntemmiş gibi gösterilmektedir.
Yapılan
yayınlarla ilgili olarak;
1) RTÜK denetleme
görevini niçin yerine getirmemektedir?
2) Toplumsal
hassasiyetleri zedeleyen bu tarz yayınların önüne niçin
geçilmemektedir?
3) Halkı ve
özellikle de çocukları şiddete yönlendiren, silah
kullanımını özendiren dizilerle ilgili ne gibi önlemler
alınması düşünülmektedir?
BAŞKAN
Soruları cevaplandırmak üzere Devlet Bakanı Sayın Mehmet
Aydın, buyurun.
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; bana tevcih edilen soruları topluca cevaplandırmak
istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Önce Sayın
Ahmet Duran Bulutun sorularına cevap vereceğim.
Bilindiği
gibi 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve
Yayınları Hakkında Kanunla radyo ve televizyon
yayınlarının düzenlenmesi ve denetlenmesi görevi Radyo ve Televizyon
Üst Kuruluna tevdi edilmiştir. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu,
programları, yayınlandıktan sonra, ilgili yasa hükümlerine
uygunluk açısından denetlemekte olup Üst Kurulun programlara
yayından önce müdahale etme veya programları yayından
kaldırma yetkisi yoktur. Yayınlar, Üst Kurul uzmanlarınca
titizlikle takip edilmekte ve yasa hükümlerine aykırı yayınlar
için rapor düzenlenmekte; bu raporlar ve yayın kopyaları Üst Kurulca
değerlendirilerek, gerektiğinde, aynı yasanın 33üncü
maddesi hükümlerine göre, kuruluşlara, sırasıyla, uyarı,
özür dileme, program durdurma, para cezası ve geçici yayın durdurma
cezası şeklinde müeyyideler hukuki sürecin tamamlanması
neticesinde uygulanmaktadır.
Soru önergesine
konu olan magazin ve kadın programları da izlenerek, ilgili yasada
yer alan yayın ilkeleri doğrultusunda değerlendirilmektedir. Üst
Kurul tarafından bugüne kadar bu tür yayınlarla ilgili bazı
programlara uygulanan müeyyide türleri sayı itibarıyla oldukça fazladır
ve kısaca şöyledir: 158 uyarı müeyyidesi, 32 program durdurma, 2
para cezası, 1 artırımlı para cezası.
İkinci
soruyla ilgili olarak: Yasanın yayın ilkelerini düzenleyen 4üncü
maddesinin (h) bendinden iktibas ediyorum: Türkçenin; özellikleri ve
kuralları bozulmadan konuşma dili olarak kullanılması;
millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak
çağdaş, kültür, eğitim ve bilim dili hâlinde gelişmesinin
sağlanması -iktibas burada bitiyor- hükmü yer almaktadır. Bu
hükme aykırı yayınlar nedeniyle bugüne kadar birçok yayın
kuruluşuna çeşitli müeyyideler uygulanmıştır.
Ayrıca, tüm yayın kuruluşlarına yönelik olarak Üst Kurulca
düzenlenen eğitim seminerlerine Türk Dil Kurumu Başkan ve
uzmanları da katılmakta, yayıncılara Türk dilinin önemi ve
doğru kullanımı hakkında kapsamlı bilgiler verilmektedir.
Üst Kurul, yine, düzenleme yetkisi çerçevesi kapsamında yayın
kuruluşlarında imla yanlışları, söyleşi
bozuklukları, deyim ve birleşik fiil
yanlışlıkları, alıntıların yanlış
kullanımı, çeviri yanlışları, vurgu ve duraklama
yanlışları, kelimelerin yanlış kullanılması,
yabancı kelimelere özenme, anlatım bozuklukları, müstehcen kaba
sözler vesaireyle ilgili de yine Radyo ve TV Türkçesinin Kullanımı
isimli geniş çaplı bir araştırmayı kamuoyuna ve
kamuoyunun istifadesine sunmuş bulunmaktadır.
Kütahya
Milletvekilimiz Sayın Profesör Doktor Alim Işıkın
sorularına gelince: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma
Kurumu yani TÜBİTAK tarafından, 2007 yılında toplam bütçesi
159.615 -kuruşları atıyorum- YTL olan 1.267 adet akademik ARGE
projesinin; bunun yanı sıra kamu kuruluşlarının ARGE
ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak toplam
bütçesi 343.361 YTL olan 38 projenin ve toplam bütçesi 961.860 YTL olan özel
sektöre ait 732 adet sanayi ARGE bütçesinin desteklenmesine karar
verilmiştir. Destek verilen projelerin, üniversiteler, bakanlık,
araştırma enstitüleri ve sanayi projeleri açısından
dağılımlarını gösteren tablolar oldukça uzun
olduğu için burada dikkatinize sunmuyorum. Ama bunları talep eden
ilgili arkadaşlarımıza her zaman verebilecek durumdayız.
Gaziantep
Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüzün sözlü sorusuna cevap
veriyorum: İlgili Yasanın -demin okuduğum RTÜKle ilgili
Yasanın- yayın ilkelerine göre, yayın ilkelerini düzenleyen
4üncü maddesi (z) bendinde Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve
ahlaki gelişimini zedeleyecek türde programların
seyredilebileceği saatlerde yayınlanmaması, Radyo ve Televizyon
Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelikin 5inci
maddesi (z) bendinde ise Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve
ahlaki gelişimini zedeleyecek türden programlar, korunması gereken
izleyici kitlenin seyredebileceği zaman ve saatlerde
yayınlanmamalıdır. Yayınlarda ilgi çeken kişi veya
karakterler, çocuk ve genç izleyicileri özendirerek, onların duygusal,
ahlaki ve sosyal gelişmelerini olumsuz yönde etkileyebilecek biçimde
gösterilmemelidir. Tür ve içerik gereği; cinsellik, şiddet ve olumsuz
örnek alınabilecek davranışlar (kumar, alkol, uyuşturucu
kullanımı, kötü dil, intihar vb.) içeren yayınlar, saat 23.00
ile 05.00 arasında, farklı yaş grupları gözetilerek,
sesli-yazılı uyarılar yapılmak suretiyle
yayınlanmalıdır. Bu tür programların tanıtım
duyurularında, şiddet, cinsellik vb. içeren bölümler
kullanılmamalı ve bu duyurular saat 21.30'dan sonra
yapılmalıdır. hükmü yer almaktadır.
Radyo ve
Televizyon Üst Kurulunun yerli dizilerde yer alan alkollü sahneleri saniye
saniye tespit ettiği, hangi dizi filmde ne kadar alkol sahnesi
bulunduğuna dair süreler ve diyalogların yer aldığı
şekilde 19 Şubat 2008 tarihli günlük bir gazetede RTÜKün İçki
Nöbeti başlığıyla yayınlanan haber üzerine, aynı
gün Üst Kurul tarafından kamuoyunun konu hakkında
aydınlatılmasına yönelik bir basın bildirisi
yayınlanmıştır. Basın bildirisinde de
açıklandığı üzere söz konusu habere konu olan rapor, 2006
yılında -tekrar ediyorum, 2006 yılında- o zamanki 178 Alo
RTÜK şikâyet hattına ve RTÜK web adresine, izleyicilerden, yerli
dizilerle ilgili çok fazla miktarda şikâyet gelmesi ve gazetelerde de
konuyla ilgili haber ve yorumlar yayınlanması üzerine bir durum
tespiti yapılması amacıyla
hazırlatılmıştır. Rapor, Üst Kurulun gündemine
alınmış ve değerlendirilmiş ve onunla ilgili de
anılan habere konu olan ve yeniymiş gibi sunulan raporun 2006
yılında tanzim edildiği gerçeği, dikkatli okurlar
tarafından kolayca anlaşılır bir durumda ortaya
konmuştur. Çünkü raporda yer alan, habere konu edilen dizi filmlerinden
üçü -Ihlamurlar Altında, Karınca Yuvası ve Yabancı Damat-
zaten çoktan sona ermişti. Yine dikkatli okurlar, devam eden dizilere ait
diyalogların eski bölümlere ait olduğunu hemen fark edecektir de.
Dolayısıyla,
gazete, 2006da hazırlanan bir raporu yeni gibi sunarak okurları,
maalesef, yanıltmıştır. Kaldı ki sözü edilen rapor
nedeniyle hiçbir diziye alkol sahnelerinden dolayı Üst Kurulca herhangi bir
müeyyide de uygulanmış değildir.
3) Öte yandan,
haberde iddia edildiği gibi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun dizi
filmleri ve herhangi bir program türünü fişlemesi söz konusu
değildir. 3984 sayılı Yasada belirtilen yayın ilkelerine
uygunluk açısından yayınları denetleyen Üst Kurul, tüm
televizyon kanallarını kapsayan rutin taramalar yapmaktadır. Bu
taramalarda genellikle, reklam yerleştirme, sürelerin
aşılıp aşılmadığı, eğitim ve
kültür programlarına yasada belirlenen sürelerde yer verilip
verilmediği, şiddet içeren unsurlara yayınlarda ne ölçüde yer
verildiği tespit edilmektedir. Bazen, gelen şikâyetlerin konusuna
bağlı olarak da taramalar yapılabilmektedir. Örneğin, 2005
yılında, yine şikâyetler üzerine bütün yerli dizilerde tütün
kullanımını özendiren sahneler taranmış ve pek çok
kanala müeyyide uygulanmıştır. Bu çalışmalar rutin
taramalar olup, gazetenin iddia ettiği gibi, Üst Kurulun programları
fişlemek gibi herhangi bir maksadını içermemektedir.
Sayın Sacid
Yıldızın sorularına cevap veriyorum:
Bilindiği
gibi, Anayasamızda kişi hürriyeti ve güvenliği Temel Haklar ve
Ödevler başlığı altında ifadesini bulmuş ve
koruma altına alınmıştır. 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanununda ise 140ıncı maddede ifade edildiği
şekilde, suç şüphesi altındaki kişilerin dahi teknik
araçlarla izlenmesi ancak hâkim kararıyla mümkün olabilmektedir.
Ayrıca, Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri
Hakkında Yönetmelikin 5inci maddesinin (f) bendinde Özel hayatın
ve aile hayatının gizliliğine saygılı olunmalı,
kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar
dışında, kişilerin özel hayatı ve özel belgeleri
yayın konusu yapılmamalıdır. Kişilerin izinleri
olmadıkça, konut dokunulmazlığına aykırı
şekilde herhangi bir yayın yapılamaz
Kişilerin bu konuda
izni olması şarttır ve bundan vazgeçilemez
Ayrıca
şu ifade gayet açık bir biçimde yer almaktadır:
yargı
kararları dışında, gizli kamera, gizli mikrofon veya
benzeri yöntemlerle yapılan çekimler veya tespit edilen ses
kayıtları, ilgililerin izni olmadan asla yayınlanamaz.
Kişilerin zaafları istismar edilerek kurgulama yöntemiyle
rüşvet, cinsel taciz ve benzeri senaryoları içeren yayın
yapılmamalıdır. hükmü yer almaktadır.
Bu bağlamda,
TMSF görevlisinin gizli kamera çekim görüntülerinin Kişi hürriyetlerinin
hâkim kararıyla sınırlanabileceğine dair Ceza Muhakemesi
Kanununun 140, 135/6 ve 139uncu maddeleriyle bağdaşmaması
dolayısıyla, Kanal D logosuyla yayın yapan DTV Haber ve
Görsel Yayın Anonim Şirketi unvanlı kuruluşun 19
Kasım 2007 tarihinde saat 00.15te yayınladığı Arena
adlı programında, 3984 sayılı Kanunun 4756
sayılı Kanunla değişik 4üncü maddesinin birinci
fıkrasında belirlenen Radyo, televizyon ve veri yayınları,
hukukun üstünlüğüne uygun olarak kamu hizmeti anlayışı
çerçevesinde yapılır. ilkesinin ihlal edildiği Üst Kurulca
tespit edilerek uyarı müeyyidesi uygulanmasına karar
verilmiştir. Öte yandan, söz konusu müeyyide kararından sansür olarak
söz edilebilmesi için, programın yayından önce denetlenebilmesi,
dolayısıyla programın yayınlanmasının yasaklanması
gerekir. Oysa Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, programları
yayınladıktan sonra ilgili yasa hükümlerine uygunluk
açısından denetlemekte olup Üst Kurulun programlara yayından
önce müdahale etme veya programları kaldırma yetkisi, biraz önce de
söylediğim gibi, bulunmamaktadır.
Söz konusu olayda
yer alan kişiler hakkında hukuki bir işlem yapılıp
yapılmadığı soruluyor. Elbette Üst Kurulun zaten böyle bir
iş yapma görevinin olmadığını hepimiz biliyoruz.
Bilindiği üzere, Üst Kurulun aldığı tüm kararlar yargı
denetimine tabi olup müeyyide kararları yargıya
başvurulması hâlinde yargı kararları doğrultusunda
uygulanabilmektedir. Hukukun üstünlüğü ilkesi ise demokratik devletin
vazgeçilmez şartlarından biridir. Bu nedenle, yargı kararı
olmadan yapılan gizli kamera çekimleri nedeniyle uygulanma kararı
alınan uyarı müeyyidesinin, hukukun üstünlüğü, kişi hak ve
hürriyetleri açısından ele alındığında,
demokratik devlet anlayışına aykırılık
taşımadığı açıkça anlaşılmaktadır.
Ayrıca,
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin kararında Anayasanın 20nci
maddesinde herkesin özel hayatına saygı gösterilmesini isteme
hakkına sahip bulunduğu, özel hayatın gizliliğine
dokunulamayacağı açıkça belirtilmiştir. Yine, Türk Medeni
Kanununun 24üncü ve 25inci maddelerinde, Türk Ceza Kanununun 134üncü
maddesinde ve Borçlar Kanununun 49uncu maddesinde bütün bu hususlar gayet
açık olarak ifade edilmiştir. Sonuç olarak Bir kişinin, hukuka
aykırı bile olsa, konuşmalarının ve görüntüsünün gizli
kamera ile kayda alınması, aynen telefon konuşmalarının
yasa dışı dinlenmesinde olduğu gibi, onun kişilik
haklarına ve özel yaşamına saldırı niteliği
taşımaktadır. Bu kayıt ve görüntülerin televizyon yoluyla
kamuoyuna yansıtılması kişilik haklarına
yapılmış ikinci bir saldırı niteliğindedir.
görüşlerine yer verilmektedir. Görüldüğü üzere Yargıtayın
bu içtihat kararı ile Üst Kurulun aldığı uyarı
müeyyide kararı arasında tam bir uyum söz konusudur.
Yine aynı
arkadaşımızın yeni yasa tasarısı ile ilgili
sorduğu soruya kısaca cevap vereyim. Çünkü o en kolay soru: Bu yasa
kadrolaşma için mi çıkarılıyor, düzenleniyor? Cevabı:
Hayır.
Hükûmetin sesi
olması için mi çaba sarf ediliyor? Cevap: Hayır.
Üçüncü soru: Bu
kadar personel fazlalığına rağmen kaliteli
programların yapılamaması ve dolayısıyla diğer
özel televizyonlarla yarışamamasının sebebi nedir? Pek çok
sebebi var. Açıkçası onların hepsini burada izah etmem mümkün
değil ama bir tek sebebini söyleyeyim: Dünyadaki bütün büyük televizyon
kanallarından farklı olarak bizim TRTmizde oldukça
sınırlı yayınla ve teknik işlerle uğraşan
bir kadromuz vardır. Yayıncı diyebileceğimiz, teknik
personel diyeceğimiz sayı oldukça azdır, 2 bin küsurdur -şu
anda rakam elimde yok- ama idari hizmetlere bakan bunun aşağı
yukarı 2 katıdır. Hâlbuki, diyelim ki BBCyi
aldığınız zaman veya dünyadaki öteki büyük kanalları
aldığınız zaman durum tersinedir. Yani yayın
hayatıyla ilgilenen, işin teknik ve teknolojik boyutuyla ilgilenen
personel sayısı çok daha fazladır. İdari personel çok daha
azdır ve oralarda bu teknik personel -yayıncıyı da bir tür
teknik personel çerçevesi içinde düşünürsek- neredeyse 2 mislidir.
Bir de
Başbakanla ilgili bir soru var, onu da hemen kısaca
cevaplandırayım. Onda Sayın Başbakanın
İstanbuldaki bir programda konuşmasının süresi sorulmakta.
O süre on altı dakikadır ve tamamen haber niteliği
taşıdığı için haber bağlamında
verilmiştir. Yoksa Başbakanın o günkü konuşması veya
bir gün önce, bir gün sonra yaptığı konuşmalar yine oldukça
uzun olduğu hâlde, bunlardan birinde bir dakikalık, diğerinde de
bir buçuk dakikalık bir zaman ayrılmıştır.
Doğrudur, eğer bu şekilde
Partilerimizin genel
başkanlarının haber niteliği taşıyan
konuşmaları, benim bildiğim ve takip ettiğim
kadarıyla, zaten kanallarda yansıtılmakta, özellikle haber
kanallarında bunlara yer verilmektedir. Yer verilmek zorundadır, hem
TRTnin özerk konumu ve durumu zaten bunu gerektirmektedir hem de ayrıca
zaten bu türden yayınlar yapılmazsa vatandaş bunu hemen
hissedebilmekte, görebilmekte ve ona karşı da tepkisini
koyabilmektedir. Dolayısıyla, TRT, şeffaflığı ve
hesap verirliği göze almak durumunda olan bir kamu kuruluşudur.
Sayın Özdal
Üçerin sorduğu soruların cevabına geliyorum. Soru önergesine
konu olan kurgu niteliğindeki dizi programlar da uzmanlarımız
tarafından sürekli olarak izlenmekte ve yasada yer alan -bu kadın ve
diğer konularla ilgili soruyu cevaplandırıyorum- yayın
ilkelerine aykırı hususların tespiti hâlinde de bunlara
müeyyideler uygulanmaktadır. Çeşitli yayın kuruluşlarına
bugüne kadar, 3984 sayılı Yasanın yayın ilkelerini düzenleyen
4üncü maddesinin (v) bendinde yer alan yayınların şiddet
kullanımını özendirici veya ırkçı, nefret
duygularını kışkırtıcı nitelikte
olmaması ilkesine aykırı yayınlar nedeniyle 99 kez
uyarı, 16 defa program durdurma ve 4 kez de para cezası müeyyidesi
uygulanması kararı verilmiştir.
İkinci soru:
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, denetleme görevinin yanı sıra,
düzenleme yetkisi çerçevesinde, özellikle çocuklara ve gençlere kötü örnek
olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz yönde
etkileyebilecek yayınlara yönelik, toplumun bilinçlendirilmesi
amacıyla çeşitli çalışmalar yapmaktadır.
Çocukların zararlı yayınlardan korunması amacıyla
geliştirilen akıllı işaretler simge sistemi 23 Nisan
2006da hayata geçirilmiştir. Deneme aşamasında bulunan sistemin
yayın kuruluşlarınca hatalı kullanılan ve aksayan
yönleri tespit edilmektedir. Söz konusu semboller iki gruptan
oluşmaktadır. Bir, evvela yaş sembolleri: Genel izleyici
kitlesi; bu tüm izleyici kitlesi içindir anlamına geliyor. 7+ yedi
yaş ve üstü izleyiciler içindir, 13+ on üç yaşından
yukarı olan izleyiciler içindir ve 18+ da on sekiz yaş ve üstü
izleyiciler içindir. İçerik sembolleri, şiddet, korku, cinsellik ve
olumsuz örnek oluşturabilecek davranışları içeriyor.
Akıllı işaretlerle ilgili her türlü bilgi, RTÜKün web
sayfasında hizmete sunulmuştur, hizmete amadedir.
Üçüncü soru:
Televizyon dünyası ile gerçek dünya birbirinin elbette her zaman aynı
olmuyor. Televizyon, doğası gereği, gerçek dünyayı yeniden
kurgulayarak yansıtıyor. Gerçek dünyayı ilgi çekici, seyirlik
malzeme hâline getirmek, amaçlarından biri. Her gün yinelenen bu
görüntülerle de kalıcı, uzun süreli bir dünya algılaması,
sosyal gerçeklik yaratılmaya çalışılıyor. Bu,
yavaş yavaş gerçekleşen, birikim sonucu oluşan bir süreçtir.
İnsanların televizyon izleme miktarına bağlı olarak
da, birçok kişi, bu sunulan gerçekliği zaman zaman gerçek dünya
olarak da tanımlayabilmektedir. Özellikle çocuklar üzerinde son derece
etkili olan bu olumsuzluğu ortadan kaldırabilmek için, en azından
azaltabilmek amacıyla, ilköğretim okullarında medya
okuryazarlığı dersi okutulmasına ilişkin protokol, Üst
Kurul ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından 22
Ağustos 2006 tarihinde imzalanmıştır. Medya
okuryazarlığı dersi 2007-2008 öğretim yılında
ilköğretim okullarında seçmeli ders olarak okutulmaya
başlanmıştır. Bunun yanı sıra Üst Kurul,
kamuoyunun söz konusu programların yaratacağı olumsuz etkilere
karşı duyarlı hâle getirilmesi amacıyla, Sağlık
Bakanlığı ve çeşitli üniversitelerin bünyesindeki
psikiyatr, psikolog ve sosyologlar tarafından Radyo ve Televizyon Üst
Kurulundan bağımsız olarak hazırlanan bir
çalışmayı da hem kitap olarak bastırıp
dağıtımını yaptırmış hem de ayrıca
web sayfasındaki adresinde yayınlamıştır bunları.
Televizyon programlarındaki şiddet içeriğinin,
müstehcenliğin ve mahremiyet ihlallerinin izleyicilerin ruh
sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri. adlı bu
çalışmaya pek çok basın ve yayın organında
yayınlanan haberlerde atıf yapılmak suretiyle kamuoyunun dikkati
çekilmektedir.
Ayrıca, Türkiyede
televizyon yayıncılığı alanında yaşanan
sorunlar karşısında yayın kuruluşlarının
etrafında uzlaşacakları ortak bir etik davranış zemini
oluşturulabilmesi için Radyo ve Televizyon Üst Kurulu ve Televizyon
Yayıncıları Derneği iş birliğiyle yürütülen
çalışmalar sonucunda hazırlanan Yayıncılık Etik
İlkeleri 3 Temmuz 2007 günü RTÜK Başkanı ile ilgili
Derneğin Başkanı arasında bir protokol olarak
imzalanmıştır.
Sayın
Başkan, zannediyorum, elimdeki notlarıma göre, bana sorulan
soruların cevapları burada sona eriyor. Hepinize tekrar
saygılarımı sunuyorum, hepinize teşekkür ediyorum. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Genel Kurulda
bulunup da soru sahibi arkadaşlardan söz talebi olanlar var mı
efendim?
Van Milletvekili
Sayın Özdal Üçer, buyurunuz.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Teşekkürler Sayın Başkan.
Ben,
konuşmama başlamadan önce, sormuş olduğum sorulara yönelik
net, bilgilendirici ve sorularla ifade etmiş olduğumuz sorunlara
çözümleyici bir yaklaşımın sergilenmediğini ifade etmek
isterim. Her nedense daha evvelki soru önergelerimize de yazılı ve
sözlü soru önergelerimize de sorunu çözümleme mantığıyla
değil, sorunun ifade edilmiş olmasından duyulan
rahatsızlıkla cevap verilmiş olması bizi de ayrıca
rahatsız etmektedir.
Burada konunun
içeriğinden çok bağımsız cevaplar verildi. Teknik
düzenlemelerin, zaten mevcut prosedürün herkes farkında. Sorumuzun
içeriğinde, özellikle son dönemde şiddeti
yaygınlaştıran, silah kullanımını özendiren ve
toplumun farklı kültürel kesimleri, etnik yapıları
arasındaki farklılıkları birer kin, nefret unsuruymuş
gibi yansıtan dizilere yönelik herhangi bir tedbirin neden
alınmamış olmasından bahsediyorduk fakat bu tür, bu
içeriğe yönelik herhangi bir cevap verilmedi; sadece benzeri konularda,
genel anlamda şiddete yönelik, mevcut prosedürün detaylarına
ilişkin cevaplar verildi. Mesela Pars Narkoterör filminden Van
halkı çok büyük bir oranda rahatsızlık duyuyor. Sanki Vanda
yaşayan bütün Kürtler illegal işler yapıyormuş gibi,
vatandaşlık sorumluluklarını yerine getirmiyormuş ve
bu diziyle topluma lanse ediliyormuş gibi şeklinde
yansıtılıyor. Van halkı bundan büyük bir
rahatsızlık duyuyor. Buna ilişkin ayrımcı
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın Üçer, iki dakikalık süre vermiştim. Çok kısa bir
açıklamayı amirdir İç Tüzük. O hakkınızı
kullandınız. Meramınız da
anlaşılmıştır. Sayın Bakan da burada.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Tamam, anlaşıldı.
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN -
Evet, diğer arkadaşlarımın söz talebi yok.
Sayın
Vurala söz vereceğim.
Sayın
Vurala verdiğim söz sorularla ilgili değil, yerinden kısa bir
açıklama isteği olmuştu, o gerekçeyle vereceğim. Bu süreyi
de sonrasında soru-cevap işlemine ekleyeceğim.
Buyurun.
VII.- AÇIKLAMALAR
1.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, TRTnin
siyasi partilerle ilgili yayınlarına ilişkin
açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Öncelikle iki
milletvekilimiz Sayın Ahmet Duran Bulut ve Alim Işık Beyin
sorularına verdikleri cevaptan dolayı teşekkür ederim. Bir
milletvekilimiz raporlu, diğeri de yurt dışında
bulundukları için burada bulunamadılar.
Sayın Bakan,
TRTnin yayınlarının hesap verilebilirlik ve şeffaf
olduğunu ifade ettiler.
Çok değerli
milletvekilleri, bu konuda Sayın Bakana yönelttiğim bir
yazılı soru önergesinde, TRTnin siyasi partilere haber ve süre
açısından ne kadar yer verdiğine ilişkin bir soru
sormuştum 2005, 2006, 2007 tarihleri arasında. Aldığım
cevap aynen şudur: TRT yayınları bir yıl süreyle muhafaza
edilmektedir. Muhafaza edilen haber programlarının hangilerinde
siyasi partilere yer verildiğinin belirlenmesi ise tüm
yayınların tek tek taranmasıyla mümkündür. Bu durumda da hangi
kanalda kaç kez yayınlandığı bilinmemektedir.
Şimdi
soruyorum: Bu TRT, nasıl bu partiler arasında tarafsız
davrandığını tespit edebilmektedir? RTÜKe sorduğum
soruda da, RTÜK de diyor ki: Siyasi partilerle ilgili yayınlarda herhangi
bir istatistiki bilgi tutulmamaktadır.
Şimdi
soruyorum: 3984 sayılı Kanuna göre, siyasi parti grupları
arasında fırsat eşitliği sağlanması ve tek
taraflı yayın yapmamasını nasıl denetliyor? TRT
bununla ilgili bir hesap ve bilgi bile vermiyor.
O bakımdan,
Sayın Bakanın söylediği şeffaflık ve hesap
verilebilirlik açısından -bunu da bir taahhüt olarak kabul ediyoruz-
2003-2007 arasında hangi siyasi partiye haber ve programlarda ne kadar
süre verilmiştir? Bunlarla ilgili bir araştırmayı
gönderirse, gerçekten bu konuda hesap sormak açısından önemli bir
fırsat olacaktır.
Teşekkür
ederim Sayın Bakanım.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum.
VI.- SÖZLÜ SORULAR VE CEVAPLARI (Devam)
2.- Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulutun,
medyadaki kadın ve magazin programlarına ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/243) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı (Devam)
3.- Kütahya Milletvekili Alim Işıkın,
TÜBİTAKın desteklediği projelere ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/372) ve Devlet
Bakanı Mehmet Aydının cevabı (Devam)
4.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, TRTde
bir siyasi partinin kadın kolları kongresinin naklen
yayınlanmasına ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından
sözlü soru önergesi (6/410) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı (Devam)
5.- İstanbul Milletvekili Sacid
Yıldızın, bir televizyon programına uygulanan cezaya
ilişkin Dev-let Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi
(6/471) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı (Devam)
6.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
televizyon dizilerindeki bazı sahnelerin sürelerine ilişkin Devlet
Bakanı Mehmet Aydından sözlü soru önergesi (6/519) ve Devlet Bakanı
Mehmet Aydının cevabı (Devam)
7.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün,
TRTnin yönetimine ilişkin Devlet Bakanı Mehmet Aydından sözlü
soru önergesi (6/586) ve Devlet Bakanı Mehmet Aydının
cevabı (Devam)
8.- Van Milletvekili Özdal Üçerin, yayınlanan
bazı dizilere ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/588) ve
Devlet Bakanı Mehmet Aydının cevabı (Devam)
BAŞKAN -
Sayın Bakanım, şu anda on tane soru var size yöneltilmiş
olan.
Şunun için
soruyorum: Eğer, soru sormuş olan arkadaşlarımız ek
süre talebinde bulunacaklarsa on soruyu daha aşağıya
çekeceğim, o bakımdan söylüyorum.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) Benimkiler kısa sürecek
Sayın Başkan.
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Bir cümle ifade edeceğim müsaade ederseniz.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakanım.
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Ben, çok kısaca, Van Milletvekilimizin ek
sorusuna cevap vermek istiyorum. Genel olarak konuşmadım ben, Bu
yukarıda zikredilen, soruda zikredilen -tekrar etmeyeyim- Kurtlar Vadisi,
Görgüsüzler, vesaire, vesaire, onlarla ilgili yapılan şeyde rakam
verdim: 99 kez uyarı, 16 kez program durdurma ve 4 kez para cezası
müeyyidesi uygulanmıştır. dedim. Yani sayı verdiğime
göre bunun geneldir şeklinde değerlendirilmesi doğru
değil.
Diğer konuya
gelince de ümit ediyorum, açıkçası teknik olarak da bildiğim
kadarıyla -bildiğim kadarıyla değil, o kesin- programlar
bir yıl saklanmak zorunda, muhafaza edilmek zorunda. Çünkü herhangi bir
dava konusu söz konusu olduğunda onların belge olarak mevcut olması
lazım. Ama bir yıllık veya üç yıllık herhangi bir
konuda tarama yapılarak rakamlara dökülebilen bir durum nasıl teknik
olarak yapılıyor? O konuyu size bilgi hâlinde sunalım daha
sonra. Yani diyelim ki, son beş senede siyasi parti liderlerine ne kadar
süre verilmiş ve o şekildeki bir teknik yollarla, kanallarla elde
edilen bilginin -şu anda elimizde yok- ne kadar kısa zamanda
yapılıp yapılmadığı hususunda da
açıkçası bilgim yok. Ama bildiğim kadarıyla, bir yıl
programlar muhafaza ediliyor, bir yıldan sonra edip etmemekte serbestler.
TRTde bu sürekli olarak muhafaza ediliyor, çünkü onlar ayrıca bir
arşivleme öbür kanalları bilmiyorum- sistemi içinde götürüyorlar
bunu.
OKTAY VURAL
(İzmir) Ama, Yayın Denetleme Kurulunun kanun çerçevesinde denetleme
yapması lazım. İstatistik olmadan
BAŞKAN -
Sayın Bakanım, cevaplandırdınız mı efendim?
DEVLET BAKANI
MEHMET AYDIN (İzmir) Tamam.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, soru önergeleri
cevaplandırılmıştır.
9.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, bir
vakfın İstanbulda yaptığı bir toplantıya
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı
Hayati Yazıcıdan sözlü soru önergesi (6/244)
BAŞKAN
Soruyu cevaplandıracak Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Sayın Başkan
BAŞKAN
Efendim, ben size söz verdim, siz açıklamayı yaptınız,
Sayın Bakan tekrar cevap verdi. Bu tekrar tekrar, bu şekilde olmaz.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Sayın Başkan, ama akabinde Sayın Bakan bana cevap verme
mahiyetinde farklı bir şey söyledi.
BAŞKAN
İç Tüzük hükmüne göre Sayın Bakana söz verdim. Eğer siz özel
olarak görüşecekseniz Sayın Bakanla görüşün ama ben İç
Tüzükün gereklerini yerine getirdim. Soruyu okuttum, Sayın Bakan cevap
verdi, siz açıklama yaptınız. Sayın Bakanın bir hakkı
vardı, cevap verdi. Bundan sonrasını Sayın Bakanla görüşürsünüz.
ÖZDAL ÜÇER (Van)
Tamam.
10.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalyada
şehiriçi minibüslerin yenilenmesine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/246)
BAŞKAN
Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
11.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün, sezon sonunda
işsiz kalan turizm çalışanlarına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/247)
BAŞKAN
Sayın Bakan? Yok.
Ertelenmiştir.
12.- Muğla Milletvekili Metin Ergunun, bir
belediyenin kanalizasyon projesine ilişkin Bayındır-lık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/250) ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özakın
cevabı
13.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Antalya-Yamansaz
bölgesindeki yapılaşmaya ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/313) ve Bayındırlık
ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özakın cevabı
14.- Antalya Milletvekili Tayfur Sünerin, Serik Tapu
Müdürlüğüne ilişkin Bayındırlık ve İskân
Bakanından sözlü soru önergesi (6/314) ve Bayındırlık ve
İskân Bakanı Faruk Nafiz Özakın cevabı
15.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçının,
belediyelere yapılan acil ödenek yardımlarına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/345) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz
Özakın cevabı
16.- Gaziantep Milletvekili Hasan Özdemirin, diğer illerden
Gaziantepe yapılan göçe ilişkin Bayındırlık ve
İskân Bakanından sözlü soru önergesi (6/402) ve
Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özakın
cevabı
17.- Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Tapu
ve Kadastro Genel Müdürünün bahşişle ilgili açıklamasına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü
soru önergesi (6/466) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Faruk Nafiz Özakın cevabı
18.- Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllünün,
bahşişle ilgili açıklamalara ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/467) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz
Özakın cevabı
19.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun, personel
maaşlarını iyileştirme çalışmalarına
ilişkin Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü
soru önergesi (6/496) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı
Faruk Nafiz Özakın cevabı
20.- Tokat Milletvekili Reşat Doğrunun,
belediyelere yapılacak afet yardımlarına ilişkin
Bayın-dırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/509) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz
Özakın cevabı
21.- Ordu Milletvekili Rıdvan Yalçının,
kamuda bahşişle ilgili bir açıklamasına ilişkin
Bayındırlık ve İskân Bakanından sözlü soru önergesi
(6/510) ve Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz
Özakın cevabı
BAŞKAN
Saygıdeğer milletvekilleri, Bayındırlık ve İskân
Bakanı Sayın Faruk Nafız Özak, gündemin Sözlü Sorular
kısmının 6, 25, 26, 41, 76, 135, 136, 162, 173 ve 174üncü
sıralarındaki soruları birlikte cevaplandırmak
istemişlerdi.
Şimdi bu
soruları sırasıyla okutuyorum ve sonra da Sayın Bakana söz
vereceğim.
Buyurun:
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
yanıtlanabilmesi hususunda gereğini arz ederim.21.11.2007
Prof.
Dr. Metin Ergun
Muğla
Muğla ili Milas
ilçemize bağlı Beçin Belde Belediyesinin Kanalizasyon Projesi
Bakanlığınıza intikal ettirilmiş olup, Belde
Belediyesi olmasına karşılık yoğun nüfusu nedeniyle
kanalizasyon yapımına acil ihtiyaçları vardır.
Bu bağlamda;
1- Kanalizasyon
Projesi Programa alındı mı?
2- Programa
alındı ise, yeterli ödenek ayrıldı mı?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalya kent
merkezinin
Soru 1:
Yamansazda kamulaştırma yapılıp, kooperatiflere
satılan bölümlerin geri alınarak korunması sağlanamaz
mıdır? Bu konuda yapılan bir çalışmanız var
mıdır?
Soru 2: Bu
bölgenin zemininin uygun olmaması nedeniyle birçok bina
yapıldıktan bir süre sonra yan yatmaya
başlamıştır. Burada yapılan binaların depreme
dayanıklı olup olmadıkları kontrol edilmekte midir? Eski
binaların elden geçirilmesi gibi bir çalışmanız var
mıdır?
Soru 3: Bu bölgede
yapılaşmaya devam edilecek midir? Zeminin zayıf olmasından
dolayı daha önceki binaların şu andaki durumları da göz
önüne alınarak başka önlemler alınması düşünülmekte
midir? Bu bölgenin eko turizme açılmasının getirisi,
yapılaşmadan daha mı düşük kalmaktadır?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz
ederim.
Tayfur
Süner
Antalya
Antalyanın
Serik İlçesinde Tapu Müdürü olarak görev yapmakta olan A. Ekber Dikmen,
iki yıl önce Aksekiye bir yıl önce de Elmalıya tayin edilse
de, bölge idare mahkemesi kararıyla 2 defa geriye dönüp, görevine devam
etmiştir. Bununla birlikte şu anda Serik Tapu Dairesinde
çalışan memur sayısı da azdır ve personel
ihtiyacı bulunmaktadır.
Soru 1: Daha
önceden iki kez tayin edilmeye çalışılan, fakat bu kararlar
bölge idare mahkemesinden dönen Serik Tapu Müdürünün tayin edilme gerekçesi
nedir?
Soru 2: Mesleki
kariyeri ve temiz sicili olan Tapu Müdürünün tayin edilme gerekçesi Alevi ve
sosyal demokrat bir insan olması mıdır?
Soru 3: Halen
Serikte Tapu Müdürü olarak çalışan A. Ekber Dikmenin tayini
yakın zamanda tekrar düşünülmekte midir?
Soru 4: Tapu ve
benzeri devlet kurumlarındaki atama ve tayinlerde partiniz
teşkilatlarının işaretleri ve inisiyatifi etken olmakta
mıdır?
Soru 5: Serik
Tapu Dairesinde çalışan personel sayısının
artırılması konusunda bir çalışma yapılmakta
mıdır?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Bayındırlık ve İskân Bakanı
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim.
26.12.2007
Rıdvan
Yalçın
Ordu
Soru 1- Afet
İşleri Genel Müdürlüğünce belediyelere yapılmakta olan acil
ödenek yardımı için 3 Kasım 2002 tarihi itibarıyla bugüne
kadar intikal etmiş kaç başvurunun olduğunu, bu
başvuruların hangi kriterlere göre değerlendirilmesi
yapıldığı hususun açıklanmasını arz ederim.
Soru 2-
Başvurusu kabul edilen ve bu yardımdan faydalanan belediyelerin
siyasi partilere göre dağılımının
açıklanmasını arz ederim.
Soru 3-
Yapılan ödemelerin siyasi partilere göre rakamsal
dağılımının açıklanmasını arz ederim.
Soru 4- Ordu
ilinde başvuru yaptığı hâlde acil ödenek
yardımından faydalanamayan belediyeler ile Türkiye genelinde
başvuru yaptığı hâlde bu yardımdan faydalanamayan
belediyelerin sayısını ve hangi siyasi partiye mensup
oldukları hususunun açıklanmasını arz ederim.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılması konusunda gereğini saygılarımla
arz ederim.
Hasan
Özdemir
Gaziantep
2000
yılı nüfus sayımına göre yalnızca kent merkezi nüfusu
825 bin iken, bugün nüfusu 1 milyon 300 bin seviyelerine ulaşan Gaziantep,
Güneydoğu Anadolunun en büyük, Türkiyenin ise 6ncı büyük
şehri konumundadır. Sanayi ve ticaret şehri olması
dolayısıyla ilimiz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinden
gelen göçün ilk durağı olmakta ve göçün önüne set çekerek göçün
diğer kentlere ulaşmasını engellemektedir.
Ülkemizde
yıllık nüfus artış hızı ortalaması
yaklaşık % 1,8 iken, teşvik mağduru olan Gaziantep her
yıl ülke ortalamasının 4-5 katı bir nüfus
artışı yaşamaktadır. Ancak, AKP iktidarının
1 Ekim 2003 tarihinde çıkardığı teşvik yasasından
sonra Gaziantep âdeta cezalandırılmış ve eskisi gibi
yatırım yapılmadığından bu göçler ilimize çok
ciddi sorun olmaya başlamıştır. Bu sorunların
başında da işsizlik, eğitimde altyapı eksikliği,
göç edenlerin şehir yaşantısına uyumsuzluğu,
çarpık kentleşme ve ekonomik problemlere bağlı suç
oranlarındaki artış gelmektedir.
Bu çerçevede;
1- Şehrimize
yeni göçleri engellemek için Bakanlık olarak ne tür
çalışmalarınız vardır?
2-
Şehrimizde göz nedeniyle ortaya çıkan çarpık kentleşme ve
altyapı eksikliklerini çözmek için Bakanlık olarak projeleriniz var
mı, varsa bunlar nelerdir ve ne zaman uygulamaya koymayı
düşünüyorsunuz?
3- Çarpık
kentleşmeyi engellemek ve göç edenlerin sorunlarını çözmek için
hangi önlemleri aldınız ya da almayı düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını saygılarımla arz ederim.
Yaşar
Ağyüz
Gaziantep
Bakanlığınıza
bağlı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bazı Bölge ve
İl Müdürlükleri hoş olmayan iddia ve suçlamalarla kamuoyunda
tartışılmakta, azınlıkta olduğunu
sandığım yetkililerin bu davranışı ve Genel
Müdürün Bahşiş rüşvet değildir açıklamaları tüm
teşkilatı yaralamakta, kamuoyunu ve bizleri
şaşırtmaktadır.
1. Tapu ve
Kadastro Genel Müdürünün Ulusal basına yansıyan Rüşvet
seviyesi bizde düşük, ev aldığı zaman onun mutluluğu
içinde oradaki memura 15-20 milyon bahşiş bırakıyor
tanımlamalarına katılıyor musunuz?
Rüşvet ve
rüşvet alanı koruyan, rüşvet sıralamasında alt
sıralarda yer almakla övünen, bu sorumsuz açıklamaları için
Genel Müdür hakkında soruşturma açmayı veya görevden almayı
düşünüyor musunuz?
2. Tapu ve
Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı Tapu ve Sicil Müdürlüklerinden
kaçında Rüşvet iddiasıyla, Kurumunuz Müfettişlerince
soruşturma açılmıştır?
Soruşturma
sonucu Adliyeye intikal eden ve tutuklanan kaç personeliniz vardır?
3.
Bahşiş rüşvet değildir söylemi rüşveti masum ve
makul göstermek değil midir? Bu söyleme katılıyor musunuz?
4. Tapu Sicil
Müdürlüklerinde, 2007 yılından bugüne dek görevinden alınan,
nakil edilen ve yeni atanan müdür ve personel sayısı ne
kadardır?
Atamalara
karşı alınan yargı kararları uygulanmakta
mıdır?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorularımın Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Nafız Özak tarafından sözlü olarak yanıtlanması
için gereğini arz ederim. 11.02.2008
Hüsnü
Çöllü
Antalya
1- Kamu
hizmetinin sunumu aşamasında, hizmet alanların
bahşiş vermesi suistimallere açık bir uygulama değil
midir? Böyle bir uygulamaya, Bakan ve genel müdür düzeyinde yeşil
ışık yakılması kabul edilebilir bir durum mudur?
2- Tapu ve
Kadastro Genel Müdürü Adlının, vatandaşın verdiği
15-20 YTLnin rüşvet sayılmayacağı açıklaması ne
anlama gelmektedir? Haksız olarak alınıp verilen para, kaç YTL
olduğunda rüşvet kapsamına girecektir? Bu alanda
belirlenmiş bir rakam var mıdır?
3-
Bahşiş açıklaması kapsamında ile birlikte, kamu
görevlilerinin fedakarca hizmet verdiğini
vurguladığınıza göre, devlet memurlarının
fedakarlığının karşılığının
bahşiş yerine, maaş düzenlemesi ile verilmesi daha doğru
bir yaklaşım değil midir? Bu konuda bir adım atacak
mısınız? Yoksa, Tapu ve Kadastro çalışanları
bahşiş almaya devam mı edecektir?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Bayındırlık ve İskân Bakanı Sn. Faruk
Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
Bakanlığınız
ile aynı şartlar altında çalışan ve benzer işler
yapılan bazı kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan
personel ile Bayındırlık Bakanlığı personeli
arasındaki maaş farkını gidermek amacıyla, 180
sayılı KHKde değişiklik yapılmasına ilişkin
17 Kasım 2006 tarihinde başlatılan çalışmalar hangi
aşamadadır? Bakanlığınız personelinin bu konudaki
mağduriyetini ne zaman gidermeyi düşünüyorsunuz?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
sorumun Bayındırlık ve İskân Bakanı Sayın Faruk
Nafız Özak tarafından sözlü olarak
cevaplandırılmasını arz ederim.
Saygılarımla.
Dr.
Reşat Doğru
Tokat
Soru:
14 Ağustos
2000 tarih ve 24140 sayılı Mükerrer Resmî Gazetede yayınlanan
Tabii Afet Nedeniyle Gelir Kaybı ve Alt Yapı Hasarına
Uğrayan Belediyelere Yapılacak Yardımlara Dair Kararın
Danıştay 11. Dairesi tarafından iptal edilmesi üzerine,
katsayıları yeniden belirlenen Belediyelerden payları
artırılanlara yapılacak afet yardımları ne zaman
yapılacaktır?
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Aşağıdaki
soruların Bayındırlık Bakanı Sayın Faruk Özak
tarafından sözlü olarak cevaplandırılması hususunda
gereğini arz ederim. Saygılarımla.
Soru:
Bir kamu
kurumunda vatandaşlardan alınan haksız parayı,
bahşiş diye tanımlayıp bunu hukuka ve ahlaka
aykırı olmayan meşru bir kazanç olduğunu belirtmekte
olduğunuza göre meşru gördüğünüz bahşişin ortalama bir
rayici bulunmakta mıdır? Bütün kamu kurumlarında ayni rayiç mi
uygulanmaktadır? Her bakanlığın kurumlarında
farklı rayiçler bulunmakta mıdır? Açıklanmasını
arz ederim. Saygılarımla.
Rıdvan
Yalçın
Ordu
BAŞKAN
Teşekkür ederim.
Soruları
cevaplandırmak üzere Bayındırlık ve İskân Bakanı
Sayın Faruk Nafız Özak.
Buyurun
Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Trabzon) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Bakanlığımla ilgili olarak
milletvekillerimizce sorulan ve gündemde yer alan sözlü soru önergelerini
birlikte cevaplandırmak için huzurlarınızdayım. Bu
vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
İlk olarak
Muğla Milletvekili Prof. Dr. Sayın Metin Ergun Beyin sorusunu
cevaplandırıyorum: Muğla Milas Beçin Belde Belediyesi,
beldelerin kanalizasyon projesinin hibe yoluyla yaptırılması
için İller Bankası Genel Müdürlüğümüze talepte bulunmuştur.
Belediyenin projesi, belediyelerin kentsel altyapı ihtiyaçları için
tahsis edilen ödeneğin kullanımına ilişkin yönetmelik ile
ekindeki kriterler ve 2008 yılı için tahsis edilen ödenekler dikkate
alınarak değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme
sonucunda, Beçin Belediyesinin kanalizasyon projesi 2008 Yatırım
Yılı Programına alınamamış ancak 2009 yılı
için değerlendirmeye alınacaktır.
İkinci
sorumuz yine Antalya Milletvekilimiz Tayfur Süner Beye ait. Bunu
cevaplandırıyorum: Muratpaşa Belediyesi
Başkanlığından edinilen bilgiye göre, sözü edilen bölge
içerisinde kamulaştırma yapılarak kooperatiflere satılan bölümler
bulunmamaktadır. Diğer taraftan, adı geçen bölge için
alınan 1989 tarihli Antalya Belediye Meclis kararı gereğince
altı ve daha fazla katlı binalarda zemin etüt şartı
arandığı, daha az katlı binalarda ise bu şartın
aranmadığı tespit edilmiştir. Yan yattığı
belirtilen binalar iki katlı binalardır. Bu binaların zemin
etütleri yapılmamıştır. Bu binalar için Antalya
Belediyesinden 1989 yılında inşaat ruhsatı
alınmıştır. Bölge aynı yıl doğal sit
alanı ilan edilmiş olduğundan yapı kullanım izin
belgesi alamamışlardır, hâlen iskân edilmemektedir.
Antalya Büyükşehir
Belediyesince hazırlanan ve Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma
Kurulunun 17/09/2003 tarihli kararıyla onaylanan 1/5.000 ölçekli Yamansaz
Birinci Derece Doğal Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar
Planı uyarınca hazırlanan planda emsal durum 0,3/0,60 H=6,50 iken
bölgede farklı yükseklikler, yapılar oluşmuştur. Oysa,
bölgenin doğal sit alanı olması münasebetiyle alandaki
genişleme konusu Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Bölge Kurulunun uhdesinde olup tüm yapılar için ruhsata esas zemin
etüt raporu hazırlatılarak ilgili belediyesince
onaylatılması ve tüm imar planları ile plan revizyonlarına
ilişkin imar planına esas olacak jeolojik etüt raporunun düzenlenmesi
zorunluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle, bölgedeki yapıların
hangi tarihte, hangi plana göre yapıldığının, mevcut
plan hükümlerine uyulup uyulmadığının ayrıca
incelenmesi gerekmektedir.
Tayfur Süner
Beye ait diğer sorunun cevabı: Adı geçenin görev
yaptığı Serik Tapu Sicil Müdürlüğündeki çalışma
dönemleri içerisinde doğrudan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine
ve idareye yapılan diğer şikâyetlerle ilgili olarak
hakkında 19 Ocak 2006 tarihinde suç ihbar raporu düzenlenmiştir.
Adı geçen hakkındaki şikâyet dilekçeleri üzerine Genel Müdürlük
Teftiş Kurulu Başkanlığının görev emirleri
gereği gerekli inceleme ve soruşturmalar
yapılmıştır. İlçe Kaymakamlığının
da görüşü doğrultusunda ilgili müdür hakkında bölge
müdürlüğünce idari önlemler yönüyle de başka bir müdüriyete atanması
önerilmiştir. Soruşturma çerçevesinde disiplin cezası
verilmiş ve söz konusu tayinler yapılarak gerekli idari tedbirler
alınmıştır. Yapılan tayin tamamen olaylara ve mevzuata
uygun olup başka bir niyet ve kasıt unsuru bulunmamaktadır.
Diğer
taraftan, Serik Tapu Müdürlüğünün personel sayısı mevcut olarak
Türkiye ortalamalarının üstünde ve yeterli düzeydedir.
Ordu
Milletvekilimiz Sayın Rıdvan Yalçın Beyin sorusuna
cevabımız: Bakanlığımızca, tabii afete maruz
kalan yörelerdeki belediyeler ile il özel idarelerine hasar ve
tahribatlarını gidermek amacıyla Tabii Afet Nedeniyle Meydana Gelen
Hasar ve Tahribata İlişkin Hizmetlerin Yürütülmesine Dair Kanunun
6ncı maddesi ile bu maddenin üçüncü fıkrasında yapılan
değişiklikten sonra çıkartılan ve 29 Mart 2006 tarih ve
26123 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan tebliğ hükümlerine
göre yardım yapılmaktadır. Yardım miktarları, hasar ve
tahribat oranları dikkate alınarak Maliye
Bakanlığının uygun görüşü üzerine
Bakanlığımızca tespit edilmekte ve uygulama da buna göre
gerçekleştirilmektedir. Bakanlığımızca 7269
sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla
Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun
6ncı maddesi gereği yetkili olan mülki amirin ön hasar tespiti ile
afetin genel hayata etkili olduğunu bildirmesini müteakip ilk müdahale
için acil yardım tertip hesabından ilk müdahale ödeneği
gönderilmektedir. İlgili Kanun ile tebliğ hükümleri gereğince
yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda, Ordu iline
bağlı 69 belediye için, 2002-2007 yılları arasında
13.533.075 YTLlik hasar miktarının olduğu bildirilmiş, bu
belediyelere, meydana gelen hasarları için toplam 4.768.000 YTL ödenek
gönderilmiştir, karşılanamayan miktarlar için ödenek talebinde
bulunulmuştur.
Bu hükümler
doğrultusunda Maliye Bakanlığından Türkiye genelinde
2002-2007 yılları arasında müracaat eden belediyeler ve il özel idareleri
için ödenek talebinde bulunulmuştur. Bakanlığımız 7269
sayılı Kanuna göre işlem yapmakta olup, siyasi görüş
gözetilmeksizin, tabii afete uğrayan belediyelerin müracaatları,
ilgili kanun ve buna istinaden çıkartılmış olan tebliğ
hükümleri doğrultusunda karşılanmaktadır.
Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın Hasan Özdemir Beyin sorusuyla ilgili
cevabımız: Bilindiği üzere göç olgusu gerek ekonomik gerek
sosyal ve gerekse fiziksel etkileri olan çok yönlü bir konudur. Sadece göç alan
bölgeleri değil göç veren bölgeleri de etkilemekte, ulusal ekonomik
dengeleri bozarak sosyal sorunlara yol açmaktadır. Bu konunun çözümünün de
tek sektörlü veya tek bölgeli bir bakış açısıyla
olamayacağı açıktır. Göç sorununun çözümü bütün sektörleri
ve bütün bölgeleri kapsayan bütünleşik bir yaklaşımı
gerektirmektedir. Gerek Dokuzuncu Kalkınma Planında gerek orta
vadeli programda ve gerekse AB katılım öncesi mali yardım
programında, bölgesel gelişme ekseni önemli bir yer tutmaktadır.
Bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasını
amaçlayan bu plan, programlar ve mali kaynaklar, belirli ilke ve stratejiler
doğrultusunda yatırımların kanalize edilmesine olanak
vererek az gelişmiş bölgelerin kalkınmasını ve böylece
göçün de azalmasını sağlayacaktır. Ayrıca, ulusal,
bölgesel gelişme stratejisi çalışması, Devlet Planlama
Teşkilatı Müsteşarlığı koordinasyonunda
Bakanlığımızın da etkin olarak katılım
sağladığı farklı kurum ve kuruluşlarla birlikte
sürdürülmektedir. Bakanlığımız tüm bu çalışmalara
göre yatırımlarını programlamaktadır.
Göçün en önemli
etkileri olarak göç alan kentlerde gecekondulaşma, altyapı
eksiklikleri ve plansız gelişme görülmektedir. Bunun yanında
sosyal ayrışma, kentsel hizmetlere erişememe, güvenlik gibi
konular da ekonomik sorunların yanında ortaya çıkmaktadır.
Bakanlığımızın ilgili kuruluşu İller
Bankası Genel Müdürlüğünce kentsel altyapı eksikliklerinin
giderilmesi amacıyla yatırımlar yapılmaktadır. Ancak,
konu sadece altyapı eksikliklerinin giderilmesiyle çözümlenebilecek bir
konu değildir ve bu boyutta da değildir. Bu amaçla
Bakanlığımızca üç yıl içinde Sürdürülebilir Kentsel
Gelişme İçin Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem
Planı hazırlanması amacıyla çalışmalar
başlatılmış, Devlet Planlama Teşkilatı
Müsteşarlığıyla görüşmeler
başlatılmıştır. Kısaca KENTGES denilen
çalışmanın amacı çevre kalitesinin sağlanması,
temiz hava, toprak ve su kirliliğini en aza indirmek, yenilenemez
kaynakların tüketimini en aza indirmek, toplumun
sağlığı, güvenliği ve rahatlığını
en yüksek seviyeye çıkarmak ve ekolojik değerlerle uyumlu kentsel
gelişmenin oluşturulmasını sağlamaktır. Böylece
KENTGES ile sadece altyapı sorunları değil, sosyal ve ekonomik
sorunların çözümüne yönelik gerek ulusal kaynakların gerekse AB kaynaklarının
belirli ilkeler ve stratejiler çerçevesinde kentlere kanalize edilmesi
sağlanacaktır. Ayrıca Gaziantep Valiliğince bu ilimizde
kaçak yapılaşmayı ve gecekondulaşmayı önleyebilmek
için kamu mülkiyetine dayalı toplu konut, altyapılı arsalar yerel
yönetimlerce üretilmekte, toplu konut ve kentsel dönüşüm çalışmaları
yapılmakta ve çarpık kentleşmeyi önlemek amacıyla da Türk
Ceza Kanununun 184üncü maddesi etkin olarak işletilmektedir.
Gaziantep
Milletvekilimiz Sayın Yaşar Ağyüz Beyin sorusunun
cevabını vermek istiyorum: Basında yer alan rüşvet
seviyesi bizde düşük. İnsanlar ev aldığı zaman onun
mutluluğu içinde oradaki memura 15-20 YTL bahşiş
bırakıyor. şeklinde yer alan ve bunun meşru
sayılması gerektiği manasına gelebilecek ifade doğru
olmadığı gibi, iddia edilen beyanlar basın tarafından
da çarpıtılmıştır. Tapu ve Kadastro Genel
Müdürlüğümüzce söylenen söz, sadece, Antalyada tertiplenen bir
toplantıdan çıkarken Anadolu Ajansı muhabirinin Son günlerde
tapu sicil müdürlüklerinde yaşanan rüşvet olaylarıyla ilgili ne
düşünüyorsunuz? sorusuna aynen: İnsanlar evlenirken veya ev
satın alırken mutluluğundan dolayı görevlilere
bahşiş adı altında para veriyor. Bizde de bu tür
şeyler oluyor. Ancak hangi ad altında olursa olsun devlet memurunun
bu tür ilişkilerine karşıyız. Bununla her türlü mücadeleyi
veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Bizdeki olumsuzlukların temelinde
yatan sebep bu. Bahşiş adı altında para veriliyor. Bunu
engellemeye çalışıyoruz, bununla mücadele ediyoruz.
şeklindedir. Bu beyanlarda da görüleceği üzere, rüşveti ya da
bahşişi yasallaştırıcı,
meşrulaştırıcı ve kamuoyunu yanlış
yönlendirici hiçbir taraf bulunmamaktadır. Genel Müdür bahşiş
tabiri kullanırken, memurun aldığı bu paraların
rüşvet veya suç olmadığını iddia etmek için
değil, vatandaş tarafından verilen bu tür paraların
vatandaşlarca bahşiş olarak görülmesidir. Yani, toplumca kabul
görmüş birtakım âdetlerin ve günlük hayatta olağan görülen
şekliyle alışılagelen alışkanlıkların
kamuda sıkıntılara yol açtığının
vurgulanmasıdır. Dolayısıyla, vatandaşın memura
verdiği parayı rüşvet değil bahşiş olarak
gördüğü gerçeğinin yanlışlığını
belirtmekten ibarettir. Zaten, beyanatında da görüleceği üzere
İdare olarak en büyük sıkıntımız bu. şeklinde
ifade kullanıyor ki, bu beyanı durumu teyit edici niteliktedir.
Ancak, Genel
Müdürün yaptığı bu düzgün beyanlar, biraz da sansasyonel haber
yapmak adına, kullanmış olduğu bahşiş ibaresi
âdeta cımbızla çekilerek konu
çarpıtılmıştır. Sanki memurun aldığı
paraların rüşvet ve suç olmadığını iddia
etmiş noktasına getirilmiştir. Gerçi, basında çıkan bu
haberler anında tekzip edilerek düzeltme yapılmıştır.
Gerek şahsım gerekse Genel Müdürümüz tarafından yapılan
yeni basın açıklamalarıyla kamuoyunun yanlış
bilgilendirilmesinin önüne geçilmesine
çalışılmıştır. Buna rağmen, konuya
maksatlı yaklaşan bazı çevreler, durumun böyle
olmadığını bile bile, yanlış anlamakta ısrar
etmişlerdir.
Genel
Müdürlüğümüze bağlı tapu sicil müdürlüklerinde rüşvet
iddiasıyla 3628 sayılı Yasaya göre müfettişlerimizce 34
adet soruşturma yapılmış olup, 2006 ve 2007
yılları içerisinde tutuklu personel sayısı 26dır.
Tapu sicil müdürlüklerinde, 2007 yılı içerisinde, açıktan
atamalar da dâhil olmak üzere 1.219 atama gerçekleştirilmiştir. Bunun
657si nakil işlemidir. Nakiller ya isteğe bağlı ya da
müfettiş raporu veya mülki amir isteğine göre
yapılmıştır. Atamaların iptaline yönelik olarak
yargı kararları uygulanmaktadır.
Antalya
Milletvekilimiz Sayın Hüsnü Çöllü Beyin sorusuna cevabımız:
Kamu hizmetinin sunumu aşamasında hizmet alanların
bahşiş vermesi suistimallere açık bir uygulamadır. Böyle
bir uygulamaya yeşil ışık yakılması söz konusu
değildir. Tapu ve kadastro gibi geniş kitleleri içine alan ve
işlem kapasitesi yüksek olan bir kamu kurumunun başında bulunan
Genel Müdürümüzün hoş olmayan davranış biçimiyle mücadele
ettiğini belirtmesine rağmen beyanatının
çarpıtılması bizleri üzmüştür. Genel Müdürümüzün
vatandaşın verdiği 15-20 YTLnin rüşvet
sayılmayacağı yolunda doğrudan bir açıklaması
bulunmamaktadır. Aksine, yaptığı beyanatta,
vatandaşın verdiği bu paraların doğru
olmadığı yönünde ifadeleri bulunmaktadır.
Tapu sicil
müdürlüklerinde çalışan bu personelimize döner sermaye gelirlerinden
ek ödeme yapılmasını öngören yasa tasarısının
Meclis gündeminde görüşmeleri hâlen sürmektedir.
Tokat
Milletvekilimiz Sayın Doktor Reşat Doğru Beyin sorusuna cevap
vermek istiyorum: Bakanlığımız ile aynı şartlar
altında çalışan veya benzer işler yapılan bazı
kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel ile
Bakanlığımız personeli arasındaki maaş
farkını gidermek amacıyla 180 sayılı Kanun Hükmünde
Kararnamede değişiklik yapılmasına ilişkin olarak
hazırlanan kanun tasarı taslağı, 17 Ekim 2006 tarihli ve
18458 sayılı yazımızla Başbakanlığa
gönderilmiştir. Ancak teklifimizin 59uncu Hükûmet döneminde
sonuçlandırılmamış olduğu, Başbakanlık
Kanunlar ve Kararlar Genel Müdürlüğünce bildirilmiştir.
Memurlarımızın özlük haklarının iyileştirilmesi
hususunda anılan kanun tasarı taslağına ilişkin
çalışmalar yeniden başlatılmış olup ilgili tüm
kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilgili konuya ilişkin
görüşmeler yapılmaktadır.
Tokat
Milletvekilimiz Doktor Reşat Doğru Beyin sorusunun cevabı:
Danıştay tarafından iptal edilen 1999/13136, 2000/9, 2000/1043
ve 2001/1958 sayılı Bakanlar Kurulu kararının yerine iptal
gerekçesinde belirtilen hususlar dikkate alınarak 15 Kasım 2005
tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan 2005/9539, 2005/9540, 2005/9541 ve
2007/12761 sayılı Bakanlar Kurulu kararı yürürlüğü
girmiştir. Bakanlığımız Afet İşleri Genel
Müdürlüğünce, 4123 sayılı Kanunun 5inci maddesi
gereğince, tabii afete uğrayan belediyelere yapılacak
yardımlara esas olmak üzere, doğal afetlerden zarar gören
belediyelerin alt ve üstyapı hasarlarının tebliğ
gereği hazırlatılan hasar tespitlerine göre, Bakanlar Kurulu
kararnamesine esas taslak hazırlanmaktadır. Söz konusu Bakanlar
Kurulu kararının finansmanı ise, 4123 sayılı Kanun
hükümleri doğrultusunda, 2380 sayılı Kanunun 1inci maddesinde
belirtildiği üzere, İller Bankası Genel Müdürlüğünce
karşılanmaktaydı. Söz konusu mahkeme kararları
gereğince, ilgili belediyelere ödenmesi gereken ilama bağlı
borçların Maliye Bakanlığının 14/3/2007 tarihli ve
98600 sayılı yazısı gereğince, borcun
kaynağına göre cari yıl bütçesinin ilgili tertibinden ödenmesi
gerektiği adı geçen bakanlıkça Bakanlığımıza
bildirilmiştir. Afet Harcamaları Yönetmeliği çerçevesinde, Afet
İşleri Genel Müdürlüğünce, 7269 sayılı Kanun
kapsamında yürütülecek iş ve işlemler için 2006 Mali
Yılı Merkezî Bütçe Kanunuyla ayrılan afet tertipleri
ödeneğinden karşılanması amacıyla, belediye
alacaklarına ait ödeneğin Maliye Bakanlığından
İller Bankasına aktarılması gerekmektedir. Ayrıca
iptal edilen kararnamelerin yerine çıkarılan kararnamelerde,
alacağı olan belediyeler için Maliye Bakanlığından
ödenek talebinde bulunulmuştur.
Ordu
Milletvekilimiz Sayın Avukat Rıdvan Yalçın Beyin sorusuna cevap
vermek istiyorum: Vatandaşlardan alınan haksız paraların
bahşiş diye tanımlanarak, bunun meşru görüldüğüne
dair herhangi bir beyanat bulunmamaktadır. Tam tersine, vatandaş
tarafından bahşiş adı altında verilen paralarla
mücadele edildiğine ve kurum olarak en büyük
sıkıntının bu olduğuna ilişkin açıklamalar
yapılmıştır. Basına yansıyan bahşiş
tabiri haksız olarak alınan paraların meşru görülmesi
değil, aksine vatandaşların memura verdiği paraları
suç olarak görmeyip âdeta bahşiş olarak gördüğü için bu tür
yanlış kanaat ve alışkanlıkların da hem
yöneticileri hem de kurumu sıkıntıya soktuğunu vurgulamak
amacıyla kullanılmıştır.
Antalya
Milletvekilimiz Sayın Doçent Doktor Mehmet Günal Beyin sorusuna cevap
vermek istiyorum: İller Bankası Genel Müdür
Yardımcıları atanmaları için gereken şartları
taşımaktadır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
murakıplarınca 5411 sayılı Bankacılık Kanununun
95inci maddesi uyarınca banka nezdinde yapılan incelemeler sonucu
hazırlanan mali analiz raporunda Bankacılık Kanununa uyum
sağlanması talep edilmiştir. İller Bankası
tarafından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu
BAŞKAN
Sayın Bakanım, bu cevaplandırdığınız soru
kime ait?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) Mehmet Günal.
BAŞKAN
Buradaki, bu verilen listede bu arkadaşın
Bundan önce
Rıdvan Yalçınnın sorusunu mu
cevaplandırmıştınız?
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) Evet.
BAŞKAN
Bize bildirilen listede o kadardı Sayın Bakanım, tamama erdi.
Teşekkür
ediyorum size.
BAYINDIRLIK VE
İSKÂN BAKANI FARUK NAFIZ ÖZAK (Devamla) Peki. Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Sözlü soru önergesi veren milletvekili arkadaşlarımızdan söz
talebi olanlar varsa
Sayın Süner ekrana girmiş, onu görüyorum.
Başka bir talebi olan arkadaşımız yok.
Sayın Süner,
buyurun efendim.
TAYFUR SÜNER
(Antalya) Sayın Başkanım, Sayın Bakanım; bu
doğal sit alanı dediğiniz Yamansazla ilgili açıklamalarınızda,
bu doğal sit alanını kurtarmaya yönelik bir açıklama ne
hissettim ne de yaptırım yapmaya yönelik bir
açıklamanızı maalesef göremedim. Lütfen Yamansaza sahip
çıkınız. Bu gibi doğal sit alanlarını
Avrupalı, trilyonlar harcayarak yaratmaktadır. Cenabı Allah bu
sit alanlarını bize bahşetmiş ama maalesef biz bu sit
alanlarını ranta kurban veriyoruz. Lütfen sahip
çıkınız.
Saygılarımla.
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Süner.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, bir saatlik soru-cevap işlemi gerçekleştirilmiştir.
Soru önergeleri sayın bakanlar tarafından
cevaplandırılmıştır.
Birleşime
yirmi dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.16
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.38
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündemin Genel
Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair
Öngörüşmeler kısmına geçiyoruz.
Sayın milletvekilleri,
11 Mart 2008 tarihinde görüşmelerine başladığımız
ve yarım kalan çevre ve çevre kirliliğinin önlenmesi konusundaki
(10/3, 8, 12, 28, 31, 33, 38, 42, 47, 56, 59, 62, 64, 65, 68, 71, 84, 87, 89,
98, 101, 119, 145, 146) esas numaralı Meclis araştırması
önergelerinin birlikte yapılan görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
VIII.- MECLİS ARAŞTIRMASI
A) Ön Görüşmeler
1.-Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 20
milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği zararların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3)
2.-Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ve 38
milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki
gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/8)
3.-Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve
23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile ilgili
iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento
fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/12)
4.-Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23
milletvekilinin, Adanadaki lagünlerin karşı karşıya
bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)
5.-Bartın Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkaya
ve 22 milletvekilinin, Bartında kurulması planlanan termik santralin
olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/31)
6.-Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 22
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/33)
7.-Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19
milletvekilinin, Konya Kapalı Havzasındaki su
kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/38)
8.-Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin,
Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/42)
9.-Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevrenin korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/47)
10.-Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21
milletvekilinin, Büyük Menderes Nehrindeki kirliliğin ve çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/56)
11.-İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin,
balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin
araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle
uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/59)
12.-Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23
milletvekilinin, Eber Gölündeki çevre kirliliğinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/62)
13.-İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29
milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/64)
14.-Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23
milletvekilinin, Van Gölündeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin
geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/65)
15.-İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 26
milletvekilinin, Küçük Menderes Nehrindeki kirliliğin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/68)
16.-Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24
milletvekilinin, Artvin Cerattepedeki madencilik faaliyetlerinin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/71)
17.-Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21
milletvekilinin, Eber Gölündeki çevre sorunlarının
araştırılarak gölün korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/84)
18.-Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19
milletvekilinin, Van Gölündeki çevre sorunlarının ve gölün
potansiyelinin araştırılarak korunması ve
değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/87)
19.-Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve
23 milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere termik
santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
20.-Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25
milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/98)
21.-İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 22
milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/101)
22.-İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve
39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119)
23.-Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin,
Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması planlanan
katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/145)
24.-Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23
milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzasındaki çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/146) (x)
BAŞKAN
Hükûmet? Yerinde.
Sayın
milletvekilleri, araştırma önergeleri üzerinde önerge sahibi olarak
söz sırası Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunere aittir.
Sayın
Coşkuner, buyurun.
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Isparta ili
sınırları içerisinde yer alan Eğirdir Gölü, Hoyran Gölü,
Kovada ve Beyşehir Göllerinin günümüzde ortak ve acil çözüm gerektiren
kirlilik nedenlerinin ve buna bağlı olarak çevresel etkilerinin
değerlendirilmesi ile çözüm yollarının bulunması
hakkında verdiğim araştırma önergesi üzerine
şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi
saygılarımla selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, bugün Beyşehir Gölünün ortasında, çamurların
içinde gördüğümüz kayıklar, Burdur Gölünün bitmemek için
çırpınışı ve Akşehir Gölünde Nasrettin Hoca ile
anma günlerinde göle maya çalmak için leğenle su götürüldüğü bir
dönemde gölleri konuşuyoruz. Ama ne yazık ki sayın
milletvekillerimiz bu konulara önem vermediği için boş sıralara
konuşuyoruz.
Eğirdir
Gölünün kuzey tarafına doğru Hoyran Boğazıyla
ayrılan ve daha küçük bir alanı kaplayan kısmı Hoyran Gölü,
güneyde kalan büyük kısmı potansiyel içme suyuna sahip Eğirdir
Gölü olarak adlandırılır ve Türkiye'nin dördüncü büyük gölüdür.
Gölün Can Ada ve Yeşil Ada isimli iki adacığı
vardır. Bu büyük göl
Batı
Torosların doğu kesiminde kuzeybatı-güneydoğu
doğrultulu Anamas Dağlarının doğusunda uzanan
Beyşehir Gölü ise Türkiye'nin üçüncü büyük gölüdür. Büyük bir bölümü Konya
ilinde yer alan Beyşehir Gölünün 1/7si Isparta il
sınırlarında bulunmaktadır. Küçük bir paya sahip olsa da
gölün Ispartada kalan bu kısmının çevresinde birçok köy
bulunmaktadır. Isparta Şarkikaraağaç ilçesine bağlı
Gedikli, Sarıkaya, Belceğiz, Armutlu, Yeniköy, Karayaka, Yassıbel,
Kıyakdede köyleri ile Yenişarbademli ilçesine ait üç köy bu alanda
yer almakta olup köy halkının geçim kaynağı Beyşehir
Gölünün balıkçılığındandır.
Son zamanlarda
tartışılan, sade ülkemiz için değil, tüm dünya için büyük
bir sorun hâline gelmeye başlayan başlıca konular küresel
ısınma, kuraklık ve çevre kirliliğidir.
Isparta ili
sınırları içerisinde gerek balıkçılık gerek
turizm ve gerekse sulama ve enerji bakımından son derece önemli olan
göllerimiz, sayılan bu önemli ortak sorunlarla karşı
karşıyadır.
(x)
(10/3, 8, 12, 28 ,31, 33, 38, 42, 47, 56, 59, 62, 64, 65, 68, 71, 84, 87, 89,
98, 101, 119, 145, 146) esas numaralı Meclis araştırması
önergelerinin ön görüşmelerine 11 Mart 2008 tarihli 75inci
Birleşimde başlanmıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Eğirdir ve Beyşehir
göllerinin doğal yapıları dikkate alınmaksızın,
uygun olmayan ve sadece ekonomik kazanç göz önünde tutularak sekiz-on yıl gelir getiren balıklar (sudak, çim sazan
ve gümüş balığı) göle bırakılmıştır.
Bu durum hem göllerin doğal ve canlı yapısını büyük
oranda yok etmiş hem de göllerin canlılık özelliğinin yok
olmasına neden olmuştur. Bu sayede göllerde bitki ve hayvan
dengesinin bozulması çok ciddi bir sorun olarak ortaya
çıkmaktadır.
Yıllar önce
göllere atılan sudak balığının
yarattığı sorun bir örnek iken 2003 yılında gümüş
balığının atılması aynı hatanın
tekrarı olmuştur. Birbiriyle uyum sağlamayan balık
türlerinin bir araya getirilmesi, örneğin gümüş
balığının diğer balık türlerinin
larvalarından beslenmesi ve bu balıkların türlerini yok etmesi
sonucu bu göllerde balıkçılıkla geçinen yöre halkı da
mağdur olmuştur. Öyle ki Beyşehir Gölünün Isparta
Şarkikaraağaç ilçesi sınırlarında kalan avlak
sahasının kira bedelini yöre halkı ödeyemez hâle gelmiştir.
Bir önlem olarak gümüş balığı avlanmaktadır. Ancak
besin zinciri yok olunca durum daha da vahim hâle gelecektir. 1952
yılından günümüze kadar olan dönemde sıraz, dudaklı
balık, eğrez, sazan, ot balığı ve 1977-1985
yılları arasında ciddi bir ihracat geliri getirmiş olan
kerevit, artık, bu göllerde var olmamakta ya da yok denecek kadar
azdır. Bunun tek sebebi ise bilinçsizce yapılan balık
üretimidir.
Resmî mercilerin
ve yetkililerin kayıtsızlığıyla bugüne kadar büyüyen
bu sorun da doğal göl yapısına uygun olmayan bu
balıkları göllere bırakanlar ise belirsizliğini
korumaktadır. Sorumluların tekrar böyle bir hata yapmaması için
hiçbir araştırma yapılmamış, hâlen hiçbir tedbir
alınmamıştır.
Diğer önemli
bir sorun ise, göllerin çevresindeki tarım alanlarında ve bahçelerde
bilinçsiz sulamadır. Tarım alanlarının tamamına
yakını vahşi sulama olarak adlandırılan salma sulama
sistemi ile sulanmaktadır. Ayrıca tarımsal sulama için açık
kanaletlerle, sondaj kuyularıyla ihtiyaçtan fazla su çekilmesi de bu durumun önemli etkenlerinden biridir. Oysa
damla sulama sistemi ve göllerin çevresinde daha az su ihtiyacı olacak
fide ve fidanların dikimiyle alınabilecek ve uygulanması basit
önlemler büyük fayda sağlayacaktır.
Maalesef
göllerimiz her türlü atık bırakma yeri olarak görülmektedir. Evsel,
tarımsal, endüstriyel atıklar sözde arıtılarak bu alanlara
bırakılmaktadır. Arıtma sistemlerinin var olması
yeterli değildir. Aynı zamanda arıtma sistemlerinin günün
koşullarına göre düzenlenmesi, yenilenmesi ve
çalıştırılması gerekmektedir. Soğuk hava
ünitelerinin temizlik dönemleri mayıs ve eylül ayları
arasındadır. Bu dönemlerde göl ve kanallarda kitleler hâlinde
balık ve diğer su canlıları ölümleri belirlenmektedir.
Göllerin
kıyı çizgilerinin hâlâ ihlal edilmesi, göl kenarlarının
işgali ve göle ait olması gereken alanların işgali
diğer önemli bir faktördür ve kullanılan nitratlı gübreler ve
zehirli ilaçlar ilk sırada yer almaktadır. Bu durum insan ve
diğer canlı türlerinin yaşamını tehlikeye
attığı gibi göllerde otlanmayı da
artırmıştır. Özellikle mavi ve yeşil alglerin (su
yosunları) çoğalması ayrı bir tehdit yaratmaktadır. Bu
otlanma da en kısa zamanda temizlenmelidir. Hatta göller üzerindeki
bitkiler temizlenirken göller etrafında ise ağaçlandırmaya
gidilmeli ve ağır metalleri emen türdeki bitki örtüsü setler hâlinde
gölleri çevrelemelidir. Bu bakterili göl sularında hâlâ yöre halkı
hayvanını sulamakta, tarım alanını sulamada
kullanmakta, bulaşık yıkamak gibi kendi ihtiyaçlarını
da karşılamaktadır.
İnsan
sağlığına olan olumsuz etkiler, yapılan
araştırmalar sonucu özellikle temmuz, ağustos ve eylül
aylarında göz damlası, dermatolojik ve alerjik ilaçların
tüketimindeki artışla daha net olarak anlaşılmaktadır.
Oysa Isparta ilinin sahip olduğu bu göller çok iyi içme suyu kaynaklarıdır
aynı zamanda. Ancak kirliliğin bu şekilde devam etmesi
durumunda, özellikle Eğirdir gibi değerli içme
sularımızı kaybedeceğiz.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; bu göllerin birinci kullanım
alanı içme suyu kaynağı olmasıdır. Bununla ilgili, 4
Eylül 1988 tarihinde ve 19918 sayıyla Su Kirliliği Kontrol
Yönetmeliği Resmî Gazetede yayımlanmıştır ve bu
göllerin nasıl korunacağı burada açık ve net bir
şekilde belirtilmiştir.
Günümüzde bu
yönetmeliğin ilgisiz kalan mercilerce uygulanmaması, hatta yirmi
yıldan bu yana uygulanmaması, göllerin bu hâle gelmesinde önemli
faktör olmaktadır.
Ülkemizde,
hepimizi, hatta gelecek nesillerimizi etkileyecek bu önemli sorunla ilgili yasa
ve yönetmeliklerin çıkarılması ama aynı zamanda
bunların uygulanabilmesi de gerekmektedir. Yetkili makamların
bunların uygulanmasında yetersiz kaldığı ve gerekli
hassasiyetin gösterilmediği açıktır.
Beyşehir ve
Eğirdir Gölleri yukarıda belirtilen ortak sorunlara sahiptir.
Eğirdir Gölünden bir boğazla ayrılan Hoyran Gölü ve Eğirdir
Gölüne bir kanalla bağlanan Kovada Gölü de ortak sorunları
barındırmakta, bu bağlantıları sebebiyle Eğirdir
Gölünün her tür olumsuzluklarından etkilenmektedir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Coşkuner, konuşmanızı
tamamlayınız.
MEVLÜT
COŞKUNER (Devamla) Ayrıca, Kovada Gölünü besleyen Eğirdir
Gölü, Kovada 1 ve 2 Hidroelektrik Santrallerinin su ihtiyacını da
karşılamaktadır.
Eğirdir Gölü
turizm açısından da çok önemli yerdedir, çünkü sahip olduğu Can
ve Yeşilada yerleşim alanı değildir. Canada, çadır,
karavan turizmi ve piknik alanı olarak; Yeşilada ise Aya Stefanos
Kilisesi gibi tarihî zenginliklere sahip önemli turizm bölgelerimizdendir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; zaten tüm dünyayı olumsuz etkileyen
küresel ısınma neticesinde gittikçe azalan yağışlar,
değişen iklim koşulları su kaynaklarımızı
olumsuz etkilemektedir. Son yıllarda göllerdeki su seviyesi tehlikeli
boyutta düşmüştür. Oysa yukarıda belirtilen sorunlar, çözümü
olan, gerekli sağduyu ile üstesinden gelinebilecek sorunlardır.
Öncelikle
yaşam kaynağı olan, yöre halkının geçiminde önemli rol
oynayan, enerji üretimi sağlayan, tarımsal alanda sulamada fayda
sağlayan ve turizm açısından bölge ekonomisine katkıda
bulunan göllerimizin yukarıda detaylı şekilde belirtilen
sorunlarına acil bir şekilde çözüm bulmak ve daha kötü bir hâle
gelmeden bir an önce tedbir almak, yetkilileri harekete geçirmek amacıyla
yüce Meclise sunduğum önergeye değerli milletvekili arkadaşlarımdan
destek bekliyorum.
Bu vesileyle,
sözlerime son verirken yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Coşkuner.
Önerge sahipleri
adına söz sırası İzmir Milletvekili Sayın Bülent
Baratalıya aittir.
Sayın
Baratalı, buyurun efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BÜLENT BARATALI
(İzmir) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak
verdiğimiz Küçük Menderesle ilgili Meclis araştırması
açılmasına dair teklifimiz konusunda önerge sahibi olarak söz
almış bulunmaktayım. Sözlerime başlarken, Sayın
Başkan, sizi ve yüce heyeti tekrar saygıyla selamlıyorum.
Küçük Menderes
Nehri, Bozdağlardan doğan, membadan mansaba kadar
Yine,
bildiğimiz gibi Selçuk ilçesi, antik çağlarda önemli İyonya
kentlerinden bir tanesidir, Efesin kurulduğu bir kenttir. Küçük Menderes Nehrinin getirdiği
alüvyonlarla Efes Limanı dolduğu için Efes şehrinin de yaşamı
sona ermiş bulunmaktadır.
Mitolojideki ismi
Meandros Nehridir. O zamanlar, yani kirlenmeden önce, bu araştırmaya
söz konusu olmadan önce Menderes Nehri, etrafına, insanlara yaşam
sağlayan, refahlarını yükselten, gönençlerini düzenleyen,
tarıma, çevreye büyük katkılarda bulunan bir nehirdi. Ancak,
Küçük Menderes
havzasında -ki bu havza adını Küçük Menderesten alıyor-
Selçuk ilçesi dışında evsel atıkları düzenleyen bir
arıtma tesisi bulunmamaktadır, yalnız Selçukta
bulunmaktadır. Ancak son zamanlarda 5216 sayılı Kanunla
büyükşehir bünyesine dâhil olan, Pergel Kanunla dâhil olan
Torbalıda da endüstriyel atıkların bertaraf edilmesi için
Büyükşehir Belediyesi tarafından yeni bir girişim
başlatılmıştır. Yani bugün evsel ve endüstriyel
atıklar için herhangi bir arıtma tesisi yoktur, bir arıtma
uygulanmadan nehre deşarj yapılmaktadır.
Çok önemli bir
bölgedir Ege Bölgesi bildiğiniz gibi. Üzüm, incir, zeytin, pamuk ve tütün
olarak hakikaten namlı bir bölgedir. Yine hepimizin bildiği gibi
değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri, Aydın demir yolu
ve Kasaba demir yolu Batılılar tarafından bu ürünlerin Avrupaya
götürülmesi için yapılmıştır. Hatta yine hepimizin
bildiği gibi Yunan orduları buradan çekilirken Biz buralardan
nasıl çekilelim? Dağlarından yağ, ovalarından bal
akıyor bu bölgenin. demişlerdir ama tabii çekilip gitmişlerdir.
Şimdi bu
bölgede tarımsal sulama yapılamıyor çünkü üçüncü ve dördüncü
derecede tehlikeli atık içeriyor bu nehir. Fakat tabii, göz göre göre de
katledilmiş olan bir nehir burası değerli
arkadaşlarım. Nehrin çeşitli bölgelerinden alınan su
örneklerinin yapılan analizlerinde kirliliğinin üst düzeylere
çıktığı, kimyasal ve biyolojik oksijen ihtiyacı
canlıların ölümüne yol açacak derecede düşük, kurşun, nikel
ve çinko gibi ağır metallerin en üst düzeyde olduğu, suyun
asidik özellik gösterdiği ve sülfür oranının çok yüksek
olduğu İzmir Valiliği Çevre Kurulu tarafından tespit
edilmiştir.
Şimdi,
Büyükşehir Belediye Başkanımız çok çalışkan bir
belediye başkanı, Büyükşehir Belediyesi de hakikaten çok
düzenli, planlı bir belediye. Ancak bu konuda 5216 sayılı
Yasanın çizdiği sorumluluk içinde yalnız Torbalı ve Selçuk
ve Bayındır ilçeleri var. Bunun dışında kalan ilçelerde
yani Kirazda, Beydağda, Ödemişte, Tirede maalesef bu
belediyelerin ve Çevre Bakanlığımızın
yaptığı herhangi bir atık su bertaraf tesisi veya katı
atık depolama tesisi yok. Burada bütün bunlar, çevrecilerin bildiği
gibi, vahşi depolama şeklinde yapılmaktadır. Nedir
vahşi depolama? Belediyelerin topladığı çöpler bir yere
yığılır ve orada yer altı sularına
karışır ve yer altı sularını da kirletir. Bu
nedenle Çevre Bakanlığımızın, Hükûmetin,
İktidarın, biraz o bölgelere bakması gerekiyor.
Sayın Bakanımla
İzmirde beraber çalışmıştık. Bu konularda çok
duyarlı olduğunu biliyorum ama bakanlığı henüz yeni
olduğu için
Ben kendisinden bu bölge için de çalışmalar
bekliyorum, daha önceki başarılı çalışmalarında
olduğu gibi.
Az önce
söylediğim gibi, Küçük Menderes Nehrinde su kalitesinin genel anlamda
üçüncü sınıf kirlenmiş su ve dördüncü sınıf çok
kirlenmiş su kalitesinde olduğu saptanmıştır. Yani,
buralarda bu nehrin suları kullanılarak artık tarım
yapılamaz. Bunları nereden öğreniyoruz? Büyükşehir Belediyesine
bağlı İZSU Daire Başkanlığının
çalışmaları ve yine Çevre
Bakanlığımızın orada yaptığı
çalışmalardan görüyoruz.
Değerli
arkadaşlar, bu bölgede önemli yatırımlarımızdan birisi
de yine buradan beslenecek olan Beydağ Barajıdır. Çünkü zaten
nehir, Küçük Menderes Nehri bu bölgeden doğmaktadır. Beydağ
masalı, artık, belki bizim çocuklarımıza da
söyleyeceğimiz bir söylence olmaktan öteye gidememektedir. Beydağ
Barajı bitirilememektedir. Doğruyu söylemek gerekirse son beş
altı yılda yapılan büyük desteklemeler Beydağ
Barajının açılıp işletilmeye alınmasına ve
sulamanın yapılmasına yetmemektedir. Kret kotu denilen en üst
kota ne zaman ulaşacağını ben İzmir Milletvekili
olarak bilemiyorum değerli arkadaşlar.
Şimdi, aynen
Beydağ Barajı gibi, o bölgenin en önemli
yatırımlarından birisi olan çevre yolunda da iki üç senedir Bu
sene bitecek, öbür sene bitecek. gibi söylenceler maalesef bunları
bitirememektedir. Beydağ Barajı kret kotuna gelse bile, daha önce
yapılması gereken sulama kanalları, kanaletler yapılamadığı
için bunların tekrar ovanın sulanmasında
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Beydağ Barajını
açtık.
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Haberim var efendim. Ben o bölgenin milletvekiliyim.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Tören yaptık, açtık.
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Efendim, Sayın Bakan, oraya gidip görmenizi diliyorum. Yani
tören yaparak, göstermelik törenler yaparak bir şey bitmiyor.
ADALET BAKANI
MEHMET ALİ ŞAHİN (Antalya) Lütfen
Yarım
kalmıştı, biz bitirdik.
BÜLENT BARATALI (Devamla)
- Yani ben o bölgedeyim. Hep beraber gidebiliriz, ben sizi davet edeyim,
İzmirliler çok misafirperverdir, beraber gidelim. Ama bugün Beydağ
Barajı bitti. demek doğru değildir. Ekranlardan herkes bizi
dinliyor. Yani bitti demek, oranın sulanması demektir. Bitti mi
sulama kanalları efendim? Bitmedi. Yani daha ne zaman kret kotuna
getirileceği belli değildir. İsterseniz ben size, bu konuda
çalışmalar var, bu çalışmaları da size takdim
edebilirim. O çalışmalarda devletin, Devlet Su İşlerinin
verdiği bilgilerden siz de görürsünüz ki orası bitmemektedir.
Şimdi,
yapılması gerekenler var değerli milletvekilleri, bunları
da sıralamak istiyorum ama süremin de bitmekte olduğunu görüyorum.
Durumun tespiti, yapılması gerekenler, alınması gereken
önlemler ve çareler konusunda bizim de düşüncelerimiz var. Ama elbette ki
sizin de düşünceleriniz var. Bunların yapılabilmesi için, bence
verdiğimiz bu araştırma önergesinin Anayasanın 98inci,
İç Tüzükün 104 ve 105inci maddeleri gereğince kabul edilmesini ve
doğaya olan bu saygının yerine getirilmesini diliyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Baratalı.
BÜLENT BARATALI
(Devamla) Teşekkür ederim.
Çok değerli
okul arkadaşım Sayın Bakanı da Beydağ
Barajını beraber gezmek üzere İzmire davet ediyorum.
Hepinize
saygılar sunarım, çok teşekkür ederim. (CHP ve MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Baratalı.
Önerge sahipleri
adına, İzmir Milletvekili Sayın Ahmet Ersin. (CHP
sıralarından alkışlar)
AHMET ERSİN
(İzmir) Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım;
sözlerime başlarken hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Sayın
Başkan, Sayın Bakanımla ilgili önemli bir konuyu
konuşacağız, isterseniz sohbeti kessin veya bir orta kahve
söyleyelim o şekilde devam etsin.
BAŞKAN
Sayın Bakan sizi dinliyor efendim, buyurun.
AHMET ERSİN
(Devamla) Değerli arkadaşlarım
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Dinliyorum ben sizi, merak
etmeyin.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Sayın Başkan, çok ayıp ya!
AHMET ERSİN
(Devamla) Bir şey mi dediniz?
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Ben dedim, ben! Ben dedim Ahmet.
AHMET ERSİN
(Devamla ) Niye dedin?
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Bir şey söyledim işte!
AHMET ERSİN
(Devamla) Ama, şimdi İade ediyorum. desem yanlış olur.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Sen Genel Kurula konuşursun kardeşim.
BAŞKAN
Karşılıklı konuşmayalım.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Sen Genel Kurula konuşursun, seni dinlemek
mecburiyetinde değilim ben.
AHMET ERSİN
(Devamla) Dinlemezse kime konuşacağım canım, Bakan
dinlemezse kime konuşacağız? Lütfen, rica ederim.
BAŞKAN
Sayın Ersin, buyurun efendim.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Hayır efendim, Genel Kurula
konuşacaksınız, Bakana değil. Ben dinleyeceğim sizi.
AHMET ERSİN
(Devamla) Bakan da dinleyecek ki soruna çözüm bulabilsin.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Hayret ediyorum ya!
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Siz de kızmaya başladınız.
SALİH
KAPUSUZ (Ankara) Hak ediyor arkadaş.
AHMET ERSİN
(Devamla) Değerli arkadaşlarım, balık çiftlikleri sorunu,
yani balık çiftliklerinin deniz dibinde ve yüzeyinde
yarattığı sorunlar yaklaşık yirmi yıldan beri
Türkiyede tartışılıyor ve balıkçı esnafı,
oralarda yaşayan vatandaşlarımız ve çevre dernekleri, bu
balık çiftlikleriyle ilgili şikâyetlerini, söylediğim gibi,
yirmi yıldan beri gündeme getiriyorlar. Neticede, en son 2006
yılında burada Meclisimizde bir kanun kabul ettik, Çevre Yasası.
Bu Çevre Yasasına göre, kapalı koylarla arkeolojik ve doğal sit
alanlarında balık çiftlikleri kurulamaz. Yasanın özü bu ve bu
Yasanın uygulanması için, yani bu arkeolojik ve doğal sit
alanlarıyla kapalı koylarda konuşlanmış olan
balık çiftliklerinin de bulundukları yerlerden
taşınmaları için bir yıllık bir süre verildi. Keza,
yine uygulamayla ilgili, Yasanın uygulamasıyla ilgili 24 Ocak 2007
tarihinde Bakanlık bir tebliğ yayınladı; bu
uygulamanın nasıl olduğu ve ayrıca balık
çiftliklerinin nerelerde konuşlanabileceklerine ilişkin bir
tebliğ yayınladı. Bu tebliğde özet olarak şunu
söyleyebilirim: Balık çiftlikleri, bir defa arkeolojik ve doğal sit
alanlarında, kapalı koylarda konuşlanamayacak ve açıklara
taşınacaklar. Bir de ayrıca özellikleri, kıyıdan en az
Peki, şimdi
Sayın Bakana sormak istiyorum: Bu tespit edilen alanlara Yasaya
aykırı olarak konuşlanmış olan balık çiftlikleri
taşındı mı? Ben kendi seçim çevremden söyleyeyim,
İzmirde Çeşme civarında kooperatiften edindiğim
yazlık evim var ve evimin etrafı da balık çiftlikleriyle
çevrilmiş durumda. Yani yaratılan sorunları bizzat görerek
yaşıyorum. Dolayısıyla, benim bulunduğum çevredeki
balık çiftlikleri oldukları yerde duruyorlar, kıyıdan 100-
Değerli
arkadaşlarım, bir defa, bir yasa yürürlüğe girmişse, bu
yasa yürürlükteyse Türkiye Büyük Millet Meclisinin çıkardığı,
kabul ettiği bir yasa yürürlükteyse
bu yasayı uygulamayanlar ve uygulanmasını gözetmesi gerekenler
de görevlerini yapmıyorlarsa o zaman ortada bir suç var demektir. Yani,
geçtiğimiz günlerde gazetelerde okumuşsunuzdur, sokakta
bağırıyor diye bir vatandaşımıza 62 milyon
liralık ceza kesildi ama yürürlükte olan Yasaya rağmen,
Bakanlığın çıkardığı tebliğe
rağmen yerinden kımıldamayan yani Yasayı ve Tebliği
tanımayan balık çiftliklerine karşı maalesef hiçbir
şey yapılamıyor; hepsi oldukları yerde faaliyetlerini,
çalışmalarını sürdürüyorlar.
Şimdi, az
önce sözünü ettiğim Yasa ve Yönetmelik önceki Sayın Bakan döneminde,
Sayın Pepe döneminde çıkarıldı ve yürürlüğe konuldu.
Sayın Pepeyi burada göremiyorum ama gerçekten o dönemde son derecede
duyarlı davrandı bu konuda, toplumun taleplerine karşı
duyarlı davrandı, balık çiftliklerinin yarattığı
sorunları kendi tespitleriyle görerek duyarlı davrandı ve bu
konuda yasa çıkardı, tebliğ çıkardı. Ama şimdiki
Sayın Bakana kalsa idi, muhtemelen bugün bu sorunlar hâlen devam ediyor
olacaktı, çünkü Sayın Bakan Yasanın uygulanmasını
bile sağlayamıyor, Tebliğin uygulanmasını bile
sağlayamıyor. Zaten, ormanlarımızı Kültür
Bakanına devrediyor, onun hazırlıklarını yapıyor,
ormanların bir bölümünü de madencilere emanet etmiş vaziyette,
kıyılarımızı da balık çiftliklerinin
insafına terk etti ve kendisi de şimdi bir Bakan olarak, oturan bir
Bakan olarak görevini sürdürmeye devam ediyor. Dolayısıyla,
değerli arkadaşlarım, yani bu sorunu -Sayın Bakanın
bakanlık görevinin tabii ki uzun olmasını diliyorum- dönem
sonuna kadar, bu balık çiftlikleri sorununu sık sık
konuşacağız Sayın Bakanım, yani bu balık
çiftliklerinin yarattığı sorunları ve Yasanın
uygulanmamasıyla ilgili sorunları sizinle elbette sık sık
konuşacağız, tartışacağız.
Değerli
arkadaşlarım, başka ülkelerde, yani Türkiye
dışındaki yabancı ülkelerde, Avrupa ülkelerinde bunlar bir
düzene sokulmuş. Yani kimse balık çiftlikleri olmasın demiyor.
Balık çiftlikleri elbette olsun, vatandaşlarımız ucuz
balık yeme olanağını elbette sürdürsünler, devam
ettirsinler, buna bir diyeceğimiz yok ama bunlar bir disiplin altına
alınsın istiyoruz. Yani herkes istediği yere bir balık
çiftliği kuramasın. Bunun bir koşulunun olması lazım,
tespit edilen yerler var, oralara taşınmaları lazım ama
bunları kim yapacak? Bu Yasayı ve Yönetmeliki uygulamakla yükümlü
olan Sayın Bakan ve teşkilatı bunu gerçekleştirecek ama
şimdiye kadar Sayın Bakanın da teşkilatının da bu
konuda herhangi bir çaba içine girdiğini göremedik.
Değerli
arkadaşlarım, kıyılarımızda,
koylarımızda, körfezlerimizde sadece Türkiyeye ait şirketler,
yerli şirketler faaliyetlerini sürdürmüyorlar, örneğin yabancı
şirketler de var. Yani kendi ülkesinde olanak bulamadığı
için, kısıtlamalar olduğu için ve Türkiyede daha rahat ortam
olması nedeniyle gelip bizim kıyılarımızdaki kurulu
olan balık çiftliklerine ortak oluyorlar veya kendileri buralarda, bu
kıyılarımızda faaliyetlerini sürdürüyorlar. Yani bu bile,
Türkiyenin çevre konusunda, balık çiftliklerinin yarattığı
sorunlar konusunda çok da duyarlı olmadığını, daha
doğrusu Türkiyeyi yönetenlerin çok da duyarlı
olmadığını gösteriyor.
Değerli
arkadaşlarım, kayıt dışılık elbette
hepimizin şikâyet ettiğimiz bir konu. Yani vergilendirilemeyen
kazanç, kayıt dışı kazanç, hepimizin, bütün
vatandaşlarımızın, yani dürüst
vatandaşlarımızın rahatsız olduğu bir konu.
Şimdi devletimiz, Maliye Bakanlığı örneğin, kayıt
dışılığı önleyeceğim diye
işportacının, simitçinin peşinde, kovalıyor. Yani,
kayıt dışılığı önlemenin yolu ve yöntemi
olarak işportacıyı ve sorumlusu olarak tabii ki
işportacıyı ve simitçiyi görüyor.
Aslında, en
büyük kayıt dışılık bu sektörde var. Hiçbirisi
kapasitelerine bağlı kalarak üretim yapmıyor.
Aldığı kapasite miktarı
İzin alırken, ruhsat
alırken tespit ettiği, talep ettiği kapasite miktarından
birkaç misli fazla üretim yapıyor, işini büyütüyor, kafes üstüne
kafes ilave ediyor ama bunun hesabını soran, bunu denetleyen kimse
yok. Ben, geçtiğimiz yıl, Sayın Maliye Bakanına bu konuyu
sözlü olarak bir sohbet sırasında söylemiştim, bu sektördeki
kayıt dışılığı söylemiştim. Bana son
derecede lakayıt bir şekilde ve ilgisiz bir şekilde Ne
yapalım yani, balıkları mı sayalım? diye bir cevap
vermişti.
Değerli
milletvekilleri, şimdi, eğer devlet, vergisiyle ve yasalarıyla
bir sektöre müdahale edemiyorsa, o sektörü disiplin altına
alamıyorsa, o zaman, devletin o sektördeki egemenliği
sorgulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi oy birliğiyle ben de
buradaydım o dönemde- bu Çevre Yasasını kabul etti, yani
hükûmet tasarısını kabul etti oy birliğiyle ve 2006
Mayısından itibaren bakarsak bir buçuk yıldan beri, hatta iki
yıla yakın bir süreden beri bu Yasa yürürlükte ama uygulanmıyor.
Yani, sektördeki kişiler, bu sektörün içinde olan kişiler
Yasayı tanımıyorlar, Yönetmeliki, Tebliği tanımıyorlar
ve
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ERSİN
(Devamla) Bitiriyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ersin.
AHMET ERSİN
(Devamla)
bu Yasayı, bu Yönetmeliki, bu Tebliğnameyi
uygulaması gereken kişiler ve kurumlar da maalesef buna seyirci
kalıyorlar.
Israrla
söylüyorum, eğer devlet, vergisiyle ve yasasıyla bir sektöre müdahale
edemiyorsa egemenliği de yok demektir, devletin egemenliği de
sorgulanır. Nitekim bu sektörde böyle bir sorunla karşı
karşıyayız. Ama, Sayın Bakanın, dediğim gibi,
inşallah bakanlık ömrü uzun olur sağlık içinde ve çok
sık bir şekilde bunu tartışacağız Sayın
Bakanım, çünkü, ben yaşıyorum bunu. Ben, kendi evimde bu sorunu
yaşıyorum. Yani, kim ne derse desin
Balık çiftliklerinin
kirlilik yaratmadığını iddia eden bazı çevreler var.
Yani, bu balık çiftliklerine danışmanlık yapan, kendilerini
bilim adamı olarak tanımlayan kişiler var, bunları öve öve
bitiremiyorlar. Hepsi palavradır. Balık çiftlikleri Türkiye için bir
sorundur, Türkiye kıyıları için bir sorundur, Türkiye denizi
için bir sorundur ve bu sorunu konuşmaya devam edeceğiz değerli
arkadaşlarım.
Hepinizi
saygılarımla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Ersin.
Sayın
Bakanım, şahsınızla ilgili bazı iddialar var,
açıklama yapacaksınız; buyurun. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
IX.- SATAŞMALARA İLİŞKİN
KONUŞMALAR
1.- Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlunun,
İzmir Milletvekili Bülent Baratalının konuşmasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Sayın Başkan, çok
değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
önergelerde yapılan konuşmalarda şahsımın adı
geçtiği için bir iki hususu açıklamama müsaade edin.
Efendim, önce,
ben değerli milletvekillerime teşekkür ediyorum, ancak, bir hususu
açıklamamda fayda var. Bilhassa, İzmir Milletvekili Sayın Bülent
Baratalının bahsettiği Beydağ Barajıyla ilgili
kısa bir açıklama yapmam gerekiyor.
Efendim, ben
Devlet Su İşleri Genel Müdürüyken, Beydağ Barajı, bizim
dönemimizden önce 2002 yıllarında durdurulmuş, iz bedel olarak
bekliyordu.
TUĞRUL
YEMİŞCİ (İzmir) On dört sene Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) - Hatta, bu Beydağ Barajı o kadar
sürüncemede kalmış ki, yani hiçbir işlem
yapılamıyordu, ancak, Ödemiş Ovasındaki
sıkıntıyı bildiğim için, orada özellikle yer altı
suyundan kaynaklanan enerji sarfiyatını, boşa harcanan
enerjileri bildiğim, aynı zamanda Ödemiş Ovasının yer
altı suyunun alçalmasından dolayı büyük bir problemle
karşı karşıya kaldığını bildiğim
için özellikle bizzat giderek, projesini de yeniden incelemek suretiyle,
yaklaşık o zamanın fiyatlarıyla 75 trilyonluk bir tasarruf
da sağlamak kaydıyla yıldırım hızıyla üç
yılda bitirmeye söz verdik ve hakikaten biz kasım ayında da suyu
tutarak baraj kısmını büyük ölçüde bitirdik. Sadece kret
düzenlemesi kaldı. Bunun barajın su tutmasıyla hiçbir
alakası yoktur, şu anda barajda su tutuluyor ve gerçekten çok
faydalı olmuştur.
Ancak tabii ki
daha önce açılış veya su tutma merasiminde de ifade
edildiği gibi sulama şebekesinin şu anda projeleri
yapıldı, tamamlandı, tatbikat projeler hazırlandı;
inşallah ya perşembe veya önümüzdeki hafta yap-işlet-devret
esasına göre bir kanun, düzenleme gelecek, o zaman bununla ilgili sulama işlemleri
de, projesi de hayata kısa zamanda geçecek.
Yalnız,
takdir edersiniz ki, özellikle burada su tutulmasının çok büyük
faydası var. Tutulan suyu yaz aylarında nehre vererek hem yer
altı suyunun beslenmesi hem de vatandaşımızın bu sudan
istifade etmesini sağlayacağız. Dolayısıyla ben
şahsen Vekilimizden, bu Beydağ Barajını da, bitmeyen,
yılan hikâyesine dönen ve ben geldiğimde hesap ettim, aynı
ödeneklerle seksen bir yılda bitecek olan bu barajı -bu büyük bir
baraj- kısa zamanda, üç yılda bitirdik, sözümüzde durduk, onun
teşekkürünü bekliyordum.
Ancak bir de
şunu belirteyim: Bilhassa Tire-Beydağ-Ödemiş bölgelerinde
katı atık problemi olduğunu söylediniz. Bakacağız, ben
hemen gider gitmez bu konuya el atacağım, katı atık
probleminin de o bölgede çözülmesi şarttır, onun çözümüne de bizzat
yardımcı olacağım. Ona özellikle söz veriyorum.
Şimdi, bir
de Sayın Ahmet Ersinin balık çiftlikleriyle ilgili
anlattıklarına müsaadenizle cevap vermek istiyorum.
Şimdi,
Sayın Milletvekili, siz de çok iyi biliyorsunuz ki, bu konuyla
alakalı bütün kurumları ilk defa bir araya getirerek, bakın,
Çevre ve Orman Bakanlığını, Kültür ve Turizm
Bakanlığını, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığını, Denizcilik
Müsteşarlığını, Ulaştırma
Bakanlığını, bütün bu elemanları bir araya getirmek
suretiyle, İzmir, Aydın, Muğla, Antalya, Mersin, bu bölgelerde
çalışmaları tamamladık. Bildiğiniz üzere,
hazırlanan tebliğe uygun olması için gerekli
çalışmalar tamamlandı.
Balık
çiftliklerine biz de karşı değiliz, sadece vahşi balık
üretimine, denizleri kirletmesine karşıyız. Orada turizme
mahzurlu olması gibi birtakım şartların
olmamasını istiyoruz biz de. Bu maksatla, bölgelerde
çalışma yapıldı ve nerelerin uygun olacağı belirlendi.
Özellikle kapalı koylarda müsaade etmiyoruz. Bunun dışında,
turizm alanlarında müsaade etmiyoruz, sit alanlarında müsaade
etmiyoruz, yerleşim alanlarına belli bir mesafede yakın
olmasına müsaade etmiyoruz ve bunlarla ilgili de net olarak yerlerini
belirledik.
AHMET ERSİN
(İzmir) Hepsi yerinde duruyor Sayın Bakan.
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Müsaade edin
Hepsi şu
anda yeni yerlerine taşınmak için harekete geçiyorlar. Biz, bunlar
taşınmadıkları zaman, önce ceza vereceğimizi, daha
sonra, ikinci defa cezanın 1 misli daha katlanacağını, daha
da taşınmazlarsa, nam ve hesaplarına, yüzde 50
fazlasını da almak kaydıyla, bunları
taşıyacağımızı söyledik. Şu anda yeni yerle
alakalı tekrar taşınmamaları için toplu ÇED
çalışmalarına da müsaade ettik. Bu balık çiftlikleriyle
ilgili mesele kökünden çözülecektir, burada herkes de zaten biliyor. Onu da
özellikle vurgulamak istiyorum.
AHMET ERSİN
(İzmir) Kaç yıl sonra çözülecek Sayın Bakan?
ÇEVRE VE ORMAN
BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Şimdi netice olarak, ben, herkese
teşekkür ediyorum. Önergeleri bizzat dinledim, okudum ve neticede
bunların da hazırlıklarını yapıyoruz. Biz de
ülkemize faydalı olmaya çalışıyoruz. Bu bakımdan,
sizlerin de katkılarından dolayı hepinize teşekkür
ediyorum.
Saygılarımı
sunuyorum efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
Saygıdeğer
milletvekilleri, birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 18.20
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatoş GÜRKAN (Adana), Yusuf
COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 93üncü
Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
VIII.- MECLİS ARAŞTIRMASI (Devam)
A) Ön Görüşmeler (Devam)
1.- Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ve 20
milletvekilinin, termik santrallerin çevreye verdiği zararların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/3) (Devam)
2.- Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü ve 38
milletvekilinin, Trakya ve İstanbul ilinde çevre konularındaki
gelişmelerin Ergene Çevre Düzeni Havza Planına etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/8) (Devam)
3.- Kırklareli Milletvekili Tansel Barış ve
23 milletvekilinin, Kırklareli ili Vize ilçesindeki bir arazi ile ilgili
iddiaların ve bu arazi üzerinde kurulması planlanan çimento
fabrikasının çevre üzerindeki muhtemel etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/12) (Devam)
4.- Adana Milletvekili Nevingaye Erbatur ve 23
milletvekilinin, Adanadaki lagünlerin karşı karşıya
bulunduğu çevresel risklerin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/28)
(Devam)
5.- Bartın Milletvekili Muhammet Rıza
Yalçınkaya ve 22 milletvekilinin, Bartında kurulması planlanan
termik santralin olumlu ve olumsuz etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/31)
(Devam)
6.- Çanakkale Milletvekili Ahmet Küçük ve 22
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevreye olumsuz etkilerinin önlenmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/33)
(Devam)
7.- Konya Milletvekili Hasan Angı ve 19
milletvekilinin, Konya Kapalı Havzasındaki su
kaynaklarının karşı karşıya bulunduğu
sorunların araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/38) (Devam)
8.- Konya Milletvekili Orhan Erdem ve 28 milletvekilinin,
Akşehir ve Eber Göllerindeki kirlilik ve diğer çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/42) (Devam)
9.- Çanakkale Milletvekili Mustafa Kemal Cengiz ve 27
milletvekilinin, Kaz Dağlarındaki madencilik faaliyetlerinin
araştırılarak çevrenin korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/47) (Devam)
10.- Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 21
milletvekilinin, Büyük Menderes Nehrindeki kirliliğin ve çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/56) (Devam)
11.- İzmir Milletvekili Selçuk Ayhan ve 25 milletvekilinin,
balık çiftliklerinin çevreye ve turizme olumsuz etkilerinin
araştırılarak su ürünleri yetiştiriciliğinin çevreyle
uyumlu gerçekleştirilmesi için alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/59) (Devam)
12.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe ve 23
milletvekilinin, Eber Gölündeki çevre kirliliğinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/62) (Devam)
13.- İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam ve 29
milletvekilinin, altın arama faaliyetlerinin hukuki durumu ile çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/64) (Devam)
14.- Adıyaman Milletvekili Şevket Köse ve 23
milletvekilinin, Van Gölündeki kirlenmenin önlenmesi ve Van ilinde turizmin
geliştirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/65) (Devam)
15.- İzmir Milletvekili Bülent Baratalı ve 26
milletvekilinin, Küçük Menderes Nehrindeki kirliliğin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/68) (Devam)
16.- Artvin Milletvekili Metin Arifağaoğlu ve 24
milletvekilinin, Artvin Cerattepedeki madencilik faaliyetlerinin çevreye
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/71) (Devam)
17.- Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcan ve 21
milletvekilinin, Eber Gölündeki çevre sorunlarının
araştırılarak gölün korunması için alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/84) (Devam)
18.- Van Milletvekili Kayhan Türkmenoğlu ve 19
milletvekilinin, Van Gölündeki çevre sorunlarının ve gölün
potansiyelinin araştırılarak korunması ve
değerlendirilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/87) (Devam)
19.- Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoy ve
23 milletvekilinin, başta Afşin Elbistan olmak üzere termik
santrallerin çevreye etkilerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/89)
(Devam)
20.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkuner ve 25
milletvekilinin, Isparta ilindeki göllerin çevre sorunlarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/98) (Devam)
21.- İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ve 22
milletvekilinin, balık çiftliklerinin çevre ve turizm üzerindeki
etkilerinin araştırılarak alınması gereken önlemlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/101) (Devam)
22.- İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu ve
39 milletvekilinin, denizlerdeki kirliliğin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/119)
(Devam)
23.- Van Milletvekili Fatma Kurtulan ve 19 milletvekilinin,
Kahramanmaraş'ta Narlı Ovası'na kurulması planlanan
katı atık depolama tesisinin çevreye etkilerinin
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/145) (Devam)
24.- Isparta Milletvekili Haydar Kemal Kurt ve 23
milletvekilinin, Eğirdir Gölü ve Havzasındaki çevre
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis araştırması açılmasına
ilişkin önergesi (10/146) (Devam)
BAŞKAN -
Hükûmet? Yerinde.
BAŞKAN -
Şimdi söz sırası, önerge sahipleri adına Mersin
Milletvekili Sayın Mehmet Şandırda.
Buyurun efendim.
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Sayın Başkanım, değerli milletvekili
arkadaşlarım; öncelikle Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gerçekten, bugün,
parti gruplarımızın da kararıyla, Meclisimiz, Genel
Kurulumuz denetim görevini yapıyor. Bunu önemsiyorum, bunu değerli
buluyorum. Biz, ülkemizin sorunlarını, halkımızın
beklentilerini burada dillendirmeliyiz, yanlışlıkları ifade
etmeliyiz ki halkımız demokrasiye olan inancını,
Meclisimize olan güvenini, milletvekillerine olan
bağlılığını devam ettirebilsin. Onun için, bu
denetim görevini boş sıralara da yapmış olsak dahi -Sayın Bakanımız burada-
önemsiyorum, değerli buluyorum. Bu noktada bize de imkân verdiğiniz
için sizlere çok teşekkür ediyorum.
Anayasamızın
98inci, İç Tüzükümüzün 104 ve 105inci maddeleri uyarınca,
denizlerimizin yaşadığı kirliliği araştırmak
üzere bir araştırma komisyonu kurulması yönünde siyasi parti
gruplarımızın verdiği önergelerin birleştirilmesiyle
oluşturulan bu gündem maddesi üzerine, Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına da önergede imzası bulunan milletvekili olarak ben
konuşacağım.
Değerli
milletvekilleri, değerli Genel Kurul; tabii, münhasıran
Muğlanın Milas ilçesi Güllük Körfezindeki balık çiftlikleriyle
ilgili ve burada yaşanan balık ölümleriyle ilgili bir
araştırma yapılmasını önermişiz önergemizde. Ama
bu balık çiftlikleri konusu yalnız Muğlanın, yalnız
Aydının, yalnız İzmirin değil, zannediyorum, sahili
bulunan tüm illerimizin temel sorunudur. Bu anlamda, bir fırsat bilerek,
ben, milletvekili seçildiğim Mersin iliyle ilgili bu konudaki sorunu ifade
etmek istiyorum.
İSA GÖK
(Mersin) O dert bizim derdimiz özellikle.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla) Özellikle.
Değerli
milletvekilleri, Mersin ili, 321 kilometrelik sahil şeridi olan,
gerçekten, Türkiyemizin, özellikle turizm potansiyeli açısından bir
zenginlik kaynağı. Milletimizin, halkımızın,
ülkemizin, hatta gelecek nesillerin adına övünülecek, güvenilecek bir
zenginlik kaynağı. 321 kilometrelik sahilde 360 bin yatak kapasiteli
potansiyeli olan bir turizm cenneti Mersin. Ama heyhat ki bugün Mersinde
turizme sunabileceğimiz 5 bin deniliyor ama 1.996 yatak olduğunu
biliyorum. Dolayısıyla, Mersin bu kadar güzellik ve zenginliklere
sahip olmasına rağmen, maalesef, turizme sunabileceğimiz bir
imkân vermiyor.
Mersinin
turizmde önünü 1970li yıllarda kestiler. Ben o zaman genç bir mühendis
olarak oralarda çalışıyordum. Antalya, Muğla, İzmir
uluslararası turizm piyasasına zenginliklerini ve güzelliklerini
sunarken Mersinin önüne ikinci konutu diktiler. Mersin sahillerini göreniniz
varsa, o güzelim koylarda, binlerce ve çok yüksek şekilde ikinci konutlar
yapıldı, denizle yeşilin arası kesildi ve Mersin turizme
kapandı.
İkinci bir
olay: Silifkenin Taşucu sahil beldesine, SEKA diye getirip
kâğıt fabrikası kurdular. O zaman çok seslendik, dedik ki: Bu
SEKAnın ham maddesi odun. Odunun olduğu yerde bu fabrikayı
kuralım. Bu fabrikanın suya ihtiyacı yok. Gelin, bunu daha
yukarılarda, ormanların arasına kuralım, odun ham maddesine
yakın yerlerde kurulsun. Ama ne hikmetse, götürdüler, Taşucu gibi,
gerçekten Akdenizin incisi olacak çok güzel koylarının olduğu
bir tatil beldesine kurdular.
Değerli
milletvekillerim hatırlarlar, eskiden Taşucunda pansiyondan geçilmezdi,
Ayşe Teyzenin Pansiyonu, Fatma Teyzenin Pansiyonu diye pansiyondan
geçilmezdi. Ama, ne zaman SEKA orada çalışmaya başladı,
inanınız ki
Değerli
milletvekilleri, Taşucundan başlayarak Susanoğluna kadar,
Atakente kadar 38 kilometrelik bir sahil şeridi var,
ayağınıza taş değmez,
Şimdi yeni
bir hamleye başlanıyor. Sayın Başkan ilan ediyor, diyor ki:
İkinci turizm hamlesini Mersinden başlatacağız.
Alkışladık, sevindik, umutlandık. Sayın Kültür ve
Turizm Bakanımız, 2008 yılı turizm sezonunu Mersinde
açtı. Ne kadar güzel bir hadise.
Değerli
milletvekilleri, Mersin gibi zenginlik ve güzelliklerin merkezi bir
şehrimizde her 4 kişiden 1i işsiz gezmektedir. Mersinde
işsizlik yüzde 25in üzerindedir. Türkiye İstatistik Kurumunun
rakamlarına bakınız, Mersinde işsizlik yüzde 23,7dir. Bu
kadar sorunu olan, değişik anlamlarda sorunu olan Mersinde eğer
bu kadar çok işsiz varsa bir sosyal problemin, bir sosyal ihtimalin
beklenmeyen, hoş olmayan birçok sıkıntıların
kaynağı olacak bir zemin var. Burada istihdam yaratacak, burada
işsize iş yaratacak bir yatırımı, bir alanı
halkın hizmetine sunmak lazım. Bunun adı turizm. Turizmde her
yatak, her iki yatak bir istihdam yaratıyor. Dolayısıyla, bu
kadar güzel potansiyeli olan, zenginlikleri olan -çok net söylüyorum:
Kesintisiz 37 kilometrelik- işte Silifkenin önündeki o sahil
şeridinde bir tek yatak yok turizme sunabileceğimiz. O güzellikler
orada bize bakıyor, biz de işsiz geziyoruz; Mersin halkı için
söylüyorum. İşte, diyoruz ki: Gelin Mersini
Sayın
Başbakanın söylediği gibi, ikinci turizm hamlesini Mersinden
başlatalım. Sayın Turizm Bakanının söylediği
gibi, turizm yılını, sezonunu Mersinde açalım ve Mersini
uluslararası turizmin hizmetine, yatırımına,
projelendirilmesine sunalım. Ama, heyhat! Biz böyle düşünüp
ümitlenirken, AKP İktidarı, Sayın Hükûmetimiz, sonradan
öğreniyoruz ki, birçok sayın bakan -Sayın Çevre Bakanı,
Sayın Turizm Bakanı, Sayın Tarım Bakanı, Maliye
Bakanı- kapalı kapılar arkasında toplanıyorlar, Mersin
halkına sormadan Mersinin sahillerinde balık çiftliklerinin
kurulmasını planlıyorlar.
Değerli
arkadaşlar, burada gelip biri anlatsın, Turizm Bakanı gelip
anlatsın; bir sahilde eğer balık çiftliği varsa orada otel
olmaz; olsaydı, Bodrumdan, Milastan, Aydından balık
çiftlikleri sökülmezdi. Bu balık çiftlikleri, çupra, kefal falan
yetiştiren balık çiftlikleri değil, burada orkinos
yetiştirilecek, her biri 150 kilo ağırlığında
ton balığı dediğimiz ihraç balık
yetiştirilecek. Bu yalnız denizin yüzünü değil, denizin dibini
de kirleten bir balık çiftliği ve Mersin sahillerinde 240 bin dekar
balık çiftliği kurulmasının planlandığı
bilgileri Mersin halkının uykusunu kaçırmaktadır.
Dolayısıyla, önerge vererek konunun
araştırılmasını istememizin sebebi, yalnız Milas
Güllük için değil, tüm Türkiye'nin sahilleri için
Evet,
balıkçılık yapılmalıdır, balıkçılık
da bu ülkenin gelirleri açısından önemlidir ve vazgeçilmez, ama
değerli milletvekilleri, Türkiye'nin temel sorunu bugün işsizliktir,
istihdamdır.
Bakın,
Hükûmetimiz yeni bir istihdam kanunu getiriyor. Onlar da biliyorlar. Bütün
Kalkındık, büyüdük, geliştik. denilmesine rağmen
işsizliğin önlenemediği hepimizin malumudur.
İşsizliği önleyebilmenin, en kısa sürede, en az maliyetle
işsizliği önleyebilmenin yegâne yolu da turizm olduğuna göre, Mersin
gibi 320 kilometrelik sahilde üç yüz altmış bin yatak kapasiteli bir
zenginliği balık çiftliklerine nasıl heba ederiz? Ben sizden
istirham ediyorum, hem Hükûmetimiz bu kararını gözden geçirsin
Balık çiftliği yapılmasın demiyoruz ama turizm
değerlendirmesi yapılamayan sahillere yapılsın. Ama getirip
eğer siz Silifkenin sahillerinin önüne, Anamurun önüne, Bodrumun,
Milasın önüne
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Şandır, konuşmanızı
tamamlayınız.
MEHMET
ŞANDIR (Devamla)
balık çiftlikleri kurar hem denizin dibini hem denizin
yüzünü kirletirseniz; ki, o balıkları beslemek için kullanılan
kimyasal atıklar çok ciddi bir kirlilik yaratıyor
Yani, SEKAdan
daha fazla koku yaratılacağı yönünde ilmî raporların
ifadesi var. Dolayısıyla, biz Hükûmetin bu kararı yeniden gözden
geçirmesini, balık çiftlikleriyle ilgili incelemeyi yeniden gözden
geçirmesini istiyoruz ve bu araştırma komisyonunun
kurulmasını çok önemsiyoruz. Bir yanlışlığı
Yani 1970den 2008e kadar kırk yılı kaybetti Mersin. Yeniden
bir kırk yılı daha kaybetmemek için, özellikle Mersin için
-benim milletvekili olduğum il olması hasebiyle- bu kararın
yeniden gözden geçirilmesini temin edecek bu komisyonun kurulmasını
sizin bilgilerinize ve dikkatinize sunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyorum Sayın Şandır.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, yerimden çok kısa bir katkıda
bulunmak istiyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Gök.
İSA GÖK
(Mersin) Sayın Başkan, çok teşekkür ediyorum nezaketinize,
sağ olun.
Sayın Bakan
az önce dediler ki: İlgili kuruluşları, kurumları
topluyoruz, ona göre olabilirliğini araştırıyoruz. Mersin
hakikaten bu konuda kan ağlıyor. İki ay önce Valilik bünyesinde,
hiçbir sivil toplum kuruluşuna haber verilmeksizin -yalnızca ilgili
resmî kurumlara- siyasi iradenin yapılacak kararının
yapılabilme imkânını yaratmak üzere, yani onamak üzere
toplantı yapıldığını öğrendik. Biz
toplantıdan sonra farkına vardık. Bu toplantı, Mersinden
kopuk, Mersinin sivil toplum
kuruluşları ve hatta Mersinin AKPli vekillerinin dahi haberi
olmaksızın yapıldı. Şu anda Mersinde, iktidar mensubu
partinin vekilleri dâhil olmak üzere 12 vekilin 12si de bu balık
çiftliklerinin Mersine getirilmesine karşı. Sayın Bakan dediler
ki: Özellikle sit bölgeleri önlerine asla bunlar yapılmıyor.
Mersinde alınan karar gereği, Taşucu açıklarında -biz
ona Dana Adası deriz, Tisan açıklarıdır- Tisanın
oradan, Dana Adasından Anamur Örene -gelenler, yüzenler bilir
Anemurium adı vardır- Anemuriuma kadar, sahilde blok bir set gibi
kilometrelerce balık çiftliği yapılmak üzere deniz
işaretleniyor. Buraların hepsi, Anamur Kalesinden Anamura yol
üzerindeki sit bölgeleri açıklarına kadar her taraf balık
çiftlikleriyle,
İkinci bir
hata nükleer santral zaten o bölgede.
Bakın,
Türkiyede turizmin önünün açılabileceği tek yer Mersin sahilleri
kaldı. Antalya bitti, bunu biliyoruz; batı bitti, bunu biliyoruz ama
Mersin en bakir ve ören yeri anlamında
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İSA GÖK
(Mersin) -
Türkiyenin en zengin ilidir. Lütfen
Teşekkür
ederim.
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Gök.
Sayın
Bakanım gerekli notları aldı.
Son
konuşmacı, önerge sahipleri adına, Isparta Milletvekili Haydar
Kemal Kurt.
Sayın Kurt,
buyurun efendim. (AK Parti sıralarından alkışlar)
HAYDAR KEMAL KURT
(Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekili
arkadaşlarım; bir grup arkadaşımızla birlikte,
Eğirdir Gölü havzasında hızla artan ve tehlikeli boyutlara
ulaşan kirlilik ve çevre sorunlarının tespiti ve çözümü için
gerekli olan çalışmaların yerinde
araştırılması maksadıyla Anayasanın 98 ve
İç Tüzükün 104üncü maddesi gereğince bir Meclis
araştırması talebinde bulunmuştuk. Bu sebeple
huzurlarınızda bulunuyorum.
Muhterem
arkadaşlar, Eğirdir Gölü, Eğirdir ilçesi ve Isparta il
merkezinin içme ve kullanma havzasında yer alan onlarca belde ve köyün
tarımsal sulama ve kullanma suyu talebini karşılayan, ülkemizin
ikinci büyüklükte tatlı su kaynağıdır.
Eğirdir Gölü
havzası, sahip olduğu verimli topraklar nedeniyle yoğun
tarım faaliyetlerinin baskısı altındadır.
Tarımsal sulama için gölden aşırı su çekilmesi, yoğun
pestisit ve gübre kullanımı ve bunların bilinçsizce
yapılması, ilaç ve gübre seçimi, kullanım
miktarlarının tespiti, uygulama zamanı ve
sayısının belirlenmemesi ve benzeri gibi sebepler, tarımsal
atıkların havzada kontrolsüzce depolanması, yüzey ve
yeraltı su kaynaklarının yakını ve kuru dere
yataklarının tercih edilmesi ve kontrol- denetlemenin yeterli
olmaması hususları bu baskıyı artırmaktadır.
Diğer yandan, göl havzasındaki yerleşimlerin evsel
atıkları, havzadaki yüzey ve yeraltı su kaynakları için
tehdit unsuru olmayı da artarak sürdürmektedir. Özellikle
yerleşimlerde kanalizasyon sisteminin yeterli olmayışı ve
foseptiklerin tercih edilmesi, arıtma tesislerinin yeterli olmaması,
katı atık ve çöp depolama sistemlerinde yer seçiminin doğru
yapılmaması havzadaki yerleşimlere ilişkin kirliliğin
tetikleyicisidir.
Havzada
gelişen endüstriyel faaliyetler sonucu oluşan atıklar da önemli
bir sorundur. Sanayi tesislerine ait arıtma sistemlerinin olmaması
veya yetersiz kapasiteyle çalışması kontrol ve denetim
eksikliği sorununu daha da arttırmaktadır. Yine havza içinde yer
alan göl kıyısındaki sulak alanların kurutularak verimli
tarım arazisi elde etme çabaları su kalitesi ve havza
klimasını olumsuz etkilemektedir.
Ayrıca, su
kuşu, balıklar, su kıyısı ve içi bitkilerin yaşam
ortamı yok edilerek biyoçeşitlilik de azaltılmaktadır.
Eğirdir Gölü'nde doğal su döngüsüne yapılan müdahaleler su
seviyesinde değişimlere neden olmuş; arazinin eğimli
olması ve önleyici tedbir alınamaması, erozyon ve sediment
taşınmasına, kıyı boyunca göl tabanının
dolmasına neden olmaktadır.
Önceleri, havzada
yaşayan yüzlerce ailenin geçim kaynağı olan
balıkçılık, balık türlerinin ve potansiyelinin giderek
azalması nedeniyle ekonomik bir uğraş olmaktan
çıkmıştır.
Yukarıda
sıraladığımız ve benzer sorunların çözümü için çeşitli
çalışmalar bugüne kadar yapılmıştır, hâlen devam
eden çalışmalar da vardır. (Türkiye Büyük Millet Meclisi Dilekçe
Komisyonunun Eğirdir Gölü ve Çevresinde Yaşanan Çevre ve
Kıyı Sorunlarının Giderilmesi ile ilgili
çalışmaları, Isparta İl Çevre Orman Müdürlüğü
koordinatörlüğünde yürütülen Eğirdir Gölü Yönetim Planı
çalışması, Eğirdir Gölü özel hüküm belirleme
çalışmaları vb.) Ancak, bugüne kadar sorunlar çözülemediği
gibi, ağırlaşarak devam etmektedir.
Eğirdir Gölü
havzasında sorunlar kontrolden çıkmakta ve geri dönülemeyecek noktaya
gelinmektedir. Benzer sorunların çözümünde başarılı olan
ülkelerin ve Avrupa Birliğinin su kaynakları yönetiminde hareket
noktaları Havza Ölçekli Yönetimdir. Hatta, üyelik müzakerelerini
yürüttüğümüz Avrupa Birliğinin Su Anayasası sayılan
"Su Çerçeve Direktifi"nin en önemli özelliği, havza ölçekli
yönetime dayanmasıdır.
Eğirdir Gölü
ve havzasından canlı ve cansız çevre için sağlanan
faydanın devamı amacıyla; doğal ortamın yeniden
sağlanması, bunun için de, gerekli adımların yeni bir
bakış açısıyla ve daha fazla gecikilmeden
atılması gerekmektedir. Bu anlamda, önerge sahibi olan
arkadaşlarım ve şahsım adına kısaca şu
tavsiyeleri sizlere aktarmak istiyorum:
Su
kaynakları yönetimi, doğal çevrim içinde suyun insanlar tarafından
gerek nicelik gerek nitelik olarak en önemli şekilde ekonomik, sosyal ve
çevresel faydalar içinde ve disiplinli bir şekilde olmasını
sağlamalıdır. Bu yönetim sürekli ve sürdürülebilir
olmalıdır. Yani bugünün ihtiyaçları karşılanırken
gelecek kuşakların da kendi gereksinimlerini karşılama
imkânları ellerinden alınmamalıdır. Bu sorumluluk
anlayışı, su yönetim politikalarında kendimize çekidüzen
vermemizi zorunlu kılmaktadır. Öncelikle ülkemizde su yönetimi
konusunda parçalı değil bütüncül bir bakış açısının
sağlanması gerekir. Su yönetimiyle ilgili kurumların farklı
görev ve sorumlulukları vardır. Konuyla ilgili detaylı tespit ve
değerlendirmeler bugüne kadar yapılan çalışmalarda gerçekleştirilmiş,
gerekli mevzuat ve kurumsal düzenlemelerin bu çerçevede yapılarak su
yönetiminde birlik sağlanması gerektiği ortaya konmuştur.
Yine, 6200
sayılı Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü Teşkilat
ve Vazifeleri Hakkındaki Kanun değiştirilerek Devlet Su
İşleri su kaynakları yönetiminde başlıca yetkili kurum
olmalı ve gerekli eş güdüm sağlanmalıdır.
Uluslararası
bölgesel gelişmelerin Türkiye su politikasında
yarattığı baskılar ve dönüşümler de dikkate
alınarak Devlet Su İşlerinin mali ve personel kapasitesi
titizlilikle ve tutarlılıkla geliştirilmelidir.
Su
kaynaklarının rasyonel kullanımı için ilgili
kurumların taşra teşkilatlarının idari
sınırları, havza bütünlüğü dikkate alınarak yeniden
belirlenmelidir.
Su
kaynaklarının kirlilikten korunmasıyla ilgili izin ve
denetlemeler hususunda çalışmalarını yürüten Çevre ve Orman
Bakanlığı merkez ve taşra örgütü nitelikli personel ve
uygun donanım açısından geliştirilmelidir.
ÇED
Yönetmeliği ile Ramsar Sözleşmesine dayanarak sulak
alanlarımızın korunması ve akılcı
kullanımın sağlanması için Çevre ve Orman
Bakanlığı eş güdümünde çalışmalarını
sürdüren Ulusal Sulak Alan Komisyonunun görev ve yetkilerinin
geliştirilmesi ve genişletilmesi ile
katılımcılığın artırılması için
gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Su
havzalarının mutlak koruma altına almak için gerekli kanuni
düzenleme yapılmalıdır ve nihayet, yer altı ve yer üstü
sularının tahsisi, korunması, sektörel ve sektörler arası
kullanımının planlanması ve koruma-kullanma dengesinin
sağlanması hususlarında tüm hukuki boşlukları
dolduracak çevre ve su kanunu acilen çıkarılmalıdır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, benden önce konuşan arkadaşların da ifade
ettiği gibi, günümüzde çevre sorunları giderek hassasiyet göstermekte
olup, özellikle su kaynakları açısından bugün zengin olarak görmüş
olduğumuz ülkemizde su kaynakları üzerinde ciddi tedbirler
almadığımızda, önümüzdeki on ve yirmi yıllık
süreçlerde küresel ısınmaya bağlı olarak ciddi bir susuzluk
tehdidiyle karşı karşıyayız. Geçmiş
olduğumuz yıl içerisinde yağışların
azlığı sebebiyle yaşamış olduğumuz
kuraklık, neticede, bizi, bu yıl ciddi bir tarımda-
sıkıntıya soktu.
Bu anlamda, var
olan kaynaklarımızı en ciddi şekilde değerlendirmek,
korumak ve geliştirmek anlamında sunmuş olduğumuz
Eğirdir Gölü ve havzasının sorunlarına ilişkin
araştırma önergesinin faydalı olacağını umuyorum.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın Kurt.
Saygıdeğer
milletvekili arkadaşlarım, çalışma süremiz 19.00da sona
erecektir. Dolayısıyla, başka bir önerge sahibinin
konuşmasına yeterli zaman yoktur.
Bunları
dikkate alarak, alınan karar gereğince, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin kuruluşunun 88inci yıl dönümünün ve Ulusal Egemenlik ve
Çocuk Bayramının kutlanması ve günün önem ve
anlamının belirtilmesi amacıyla yapılacak görüşmeler
için, 23 Nisan 2008 Çarşamba günü saat 14.00te toplanmak üzere
birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 18.54