DÖNEM: 23 CİLT: 19 YASAMA YILI: 2
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
98inci
Birleşim
1 Mayıs 2008 Perşembe
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I. - GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
II. - GELEN KÂĞITLAR
III.
- YOKLAMALAR
IV.
- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN
GÜNDEM DIŞI KONUŞMALARI
1.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, bir tarihî eserle ilgili sözlü sorusuna
Kültür ve Turizm Bakanlığının verdiği cevaba
ilişkin gündem dışı konuşması ve Kültür ve Turizm
Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
2.-
Eskişehir Milletvekili Emin Nedim Öztürkün, Yunus Emreyi Anma
Haftasına ilişkin gündem dışı konuşması ve
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
3.- Yozgat
Milletvekili Mehmet Ekicinin, yasama ve denetim faaliyetlerine esas olan
İç Tüzük uygulamalarına ilişkin gündem dışı
konuşması
V.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN GELEN
DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
1.- Trabzon
Milletvekili Asım Aykanın yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/105) (S. Sayısı: 142)
2.- Düzce
Milletvekili Metin Kaşıkoğlunun yasama
dokunulmazlığının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/106) (S. Sayısı: 143)
3.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın yasama dokunulmazlığının
kaldırılması hakkında Başbakanlık tezkeresi ve
Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu
(3/107) (S. Sayısı: 144)
B) Kanun Tasarı ve Teklifleri
1.- Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/549) (S. Sayısı: 216)
2.- Bazı
Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri
Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/480) (S. Sayısı: 94)
3.- Turizmi
Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Tarım, Orman ve Köyişleri ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
Raporları (1/551) (S. Sayısı:217)
VI.-
SATAŞMALARA İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara
Milletvekili Hakkı Suha Okayın, Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın konuşmasında partisine
sataşması nedeniyle konuşması
2.- Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın, Ankara Milletvekili Hakkı
Suha Okayın konuşmasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
3.- Maliye
Bakanı Kemal Unakıtanın, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin konuşmasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
4.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif
Hamzaçebinin konuşmasında
şahsına sataşması nedeniyle konuşması
5.- Trabzon
Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin konuşmasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
6.- Giresun
Milletvekili Nurettin Caniklinin, İstanbul Milletvekili Mustafa
Özyürekin konuşmasında şahsına sataşması
nedeniyle konuşması
VII.-
BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) Tezkereler
1.- (10/121, 129,
132, 134) esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkeresi (3/410)
B) Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Trabzon
Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 24 milletvekilinin, petrol arama
çalışmaları konusunda Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/180)
VIII.-
YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, şehitlerin kanuni
mirasçılarına ve gazilere ödenen ikramiyeye ilişkin sorusu ve
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı
(7/2667)
2.- Trabzon
Milletvekili Süleyman Lâtif Yunusoğlunun, sosyal güvenlik il müdürleri ve
müdür yardımcılarına ilişkin sorusu ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelikin cevabı (7/2755)
3.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, bir kitapla ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı Mustafa Said
Yazıcıoğlunun cevabı (7/2772)
4.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, TOKİ ihalelerine
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2814)
5.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, TOKİnin gelirlerine ve harcamalarına
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2906)
6.- Kocaeli
Milletvekili Cevdet Selvinin, Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık için alınacağı iddia edilen uçak ve
helikopterlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/2990)
7.- İstanbul
Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, milletvekillerinin
Genel Kurul ve komisyonlardaki olumsuz davranışlarına
ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat
Pakdilin cevabı (7/3223)
8.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, milletvekillerine tahsis edilen telefon
ödeneğinin kullanımına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/3224)
9.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, milletvekillerine tahsis edilen telefon
ödeneğinin kullanımına ilişkin sorusu ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı (7/3225)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00te açılarak dokuz oturum yaptı.
İstanbul
Milletvekili Şükrü Mustafa Elekdağ, Ermeni iddialarının
hukuki ve tarihî açıdan mesnetsizliği ile bu iddialara
karşı uygulanması gereken uzun vadeli strateji önerilerine,
Adana
Milletvekili Mustafa Vural, tekstil sektörünün sorunları ile
alınması gereken önlemlere,
İlişkin
gündem dışı birer konuşma yaptılar.
Isparta
Milletvekili S. Nevzat Korkmazın, Akşehir-Yalvaç arasındaki yol
inşaatının tamamlanamamasının yarattığı
sorunlara ilişkin gündem dışı konuşmasına, Devlet
Bakanı Mehmet Aydın cevap verdi.
Anayasanın
83üncü maddesinin 2nci fıkrası gereğince Türkiye Büyük Millet
Meclisine bildirilen:
Kızıltepe
2. Asliye Ceza Mahkemesince, Siirt Milletvekili Osman Özçelik hakkında
aynı mahkemede görülen yargılamanın,
Ankara Cumhuriyet
Başsavcılığınca, Diyarbakır Milletvekili Aysel
Tuğluk hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen
kamu davasının,
Devam
ettiğine ilişkin duyuru bilgiye sunuldu.
İstanbul
Milletvekili Abdulkadir Aksunun (3/102) (S. Sayısı: 139),
Amasya
Milletvekili Akif Güllenin (3/103) (S. Sayısı: 140),
Adana
Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fıratın (3/104) (S. Sayısı:
141),
Yasama
dokunulmazlıklarının kaldırılması hakkında
Başbakanlık tezkereleri ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon raporları Genel Kurulun bilgisine
sunuldu.
Niğde
Milletvekili Mümin İnanın (6/555) ve (6/563),
Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın (6/581), (6/582) ve (6/583),
Esas
numaralı sözlü sorularını geri aldıklarına
ilişkin önergeleri okundu; sözlü soruların geri verildiği bildirildi.
Manisa
Milletvekili Recai Berberin, zeytin ve zeytinyağı ile diğer
bitkisel yağların üretiminde ve ticaretinde yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma
Komisyonu üyeliğinden istifa ettiğine ilişkin önergesi Genel
Kurulun bilgisine sunuldu.
Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 20 milletvekilinin, SHÇEKe bağlı
yerlerde yaşanan sorunların araştırılarak bakım,
koruma ve yetiştirme hizmetlerinin etkin verilebilmesi için
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/177),
İstanbul
Milletvekili Çetin Soysal ve 23 milletvekilinin, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunlarının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi (10/178),
Tunceli
Milletvekili Şerafettin Halis ve 19 milletvekilinin, Tuncelide ölümle
sonuçlanan bazı olaylarla ilgili iddiaların
araştırılması (10/179),
Amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki yerlerini
alacağı ve ön görüşmelerinin sırası geldiğinde
yapılacağı,
Türkçedeki
bozulma ve yabancılaşmanın araştırılması,
Türkçenin korunması ve geliştirilmesi için alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (1/35, 43, 49, 70) esas
numaralı Meclis Araştırma Komisyonu
Başkanlığının, komisyonun görev süresinin bir ay
uzatılmasına ilişkin tezkeresi okundu; komisyona bir ay ek süre
verildiği,
Açıklandı.
İran
Bayındırlık ve İskân Bakanının vaki davetlerine
icabetle, Tahrana gidecek olan Bayındırlık ve İskân
Bakanı Faruk Nafız Özak başkanlığındaki heyete
katılacak milletvekillerine ilişkin Başkanlık tezkeresi
kabul edildi.
Gemi inşa
sanayisindeki iş güvenliği ve çalışma şartları
sorunlarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan (10/121, 129, 132, 134) esas
numaralı Meclis Araştırma Komisyonu üyeliklerine, siyasi parti
gruplarınca gösterilen adaylar seçildi.
Başkanlıkça,
komisyonun, başkan, başkan vekili, sözcü ve kâtip üye seçimini yapmak
üzere toplanacağı gün, saat ve yere ilişkin duyuruda bulunuldu.
Gündemin Kanun
Tasarı ve Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmının:
1inci
sırasında bulunan, Bazı Yatırım ve Hizmetlerin
Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması
Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü
Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/480) (S.
Sayısı: 94) komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan ve İç Tüzükün 91inci maddesi kapsamında
değerlendirilerek temel kanun olarak bölümler hâlinde görüşülmesi
kararlaştırılmış olan Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının (1/549) ( S. Sayısı 216)
görüşmelerine başlanılarak ikinci bölümüne kadar kabul edildi.
Komisyonların,
Genel Kurulda komisyon sözcüleri tarafından temsil edilip
edilemeyeceği hakkında usul görüşmesi yapıldı.
1 Mayıs 2008
Perşembe günü, alınan karar gereğince saat 13.00te toplanmak
üzere birleşime 23.03te son verildi.
Meral AKŞENER
Başkan
Vekili
Yaşar
TÜZÜN Fatma
SALMAN KOTAN
Bilecik Ağrı
Kâtip Üye Kâtip
Üye
Murat ÖZKAN
Giresun
Kâtip
Üye
No.: 138
II.- GELEN KÂĞITLAR
1 Mayıs 2008 Perşembe
Teklifler
1.-
Şanlıurfa Milletvekili Ramazan Başakın; Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/228) (Sağlık,
Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonuna)
(Başkanlığa geliş tarihi: 1.5.2008)
2.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt ve 20 Milletvekilinin; Muhtarların Sosyal
Güvenlikleri Hakkında Kanun Teklifi (2/229) (İçişleri;
Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler ile Plan ve
Bütçe Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
22.4.2008)
3.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun; Yükseköğretim
Kurumları Teşkilatı Hakkında 2809 Sayılı Kanun
ile 78 ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/230)
(Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor ile Plan ve Bütçe Komisyonlarına)
(Başkanlığa geliş tarihi: 25.4.2008)
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, demir fiyatlarındaki
artışa ve inşaat sektörüne ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/622) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
2.- Karaman Milletvekili
Hasan Çalışın, bir kredi değerlendirme kuruluşunun
notuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/623)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
3.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, temel gıda ürünleri
fiyatlarındaki artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/624) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/4/2008)
4.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, tarım politikasına
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/625)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
5.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, hayvan yetiştiriciliği ve
sağlığı programı mezunlarının
istihdamına ilişkin Devlet Bakanından (Murat
Başesgioğlu) sözlü soru önergesi (6/626) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/4/2008)
6.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, kardelen çiçeklerinin korunmasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/627) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
7.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, infaz ve koruma
memurlarının özlük haklarına ilişkin Adalet Bakanından
sözlü soru önergesi (6/628) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/4/2008)
8.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, mısır prim
fiyatlarına ve mısır ithalatına ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/629) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/4/2008)
9.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, arazi toplulaştırmasındaki
tapu sorununa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/630) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
10.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, büyükbaş hayvan desteğine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/631) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
11.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, YÖK Başkanına tahsis edilen
zırhlı araca ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü
soru önergesi (6/632) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
12.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, TRTnin teşkilat yapısı ve
yayınlarıyla ilgili iddiasına ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) sözlü soru önergesi (6/633)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
13.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, inşaat sektöründeki
durgunluğa ilişkin Bayındırlık ve İskan
Bakanından sözlü soru önergesi (6/634) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
14.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, fiyat artışları
karşısında piyasa denetimine ilişkin Başbakandan sözlü
soru önergesi (6/635) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
15.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMOnun buğday
ithalatına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/636) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMOnun buğday
ithalatının etkilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/637) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
17.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, buğday ve çeltik
üretiminin artırılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/638) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
18.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMOnun çeltik
satışlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/639) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
19.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TMOnun pirinç
satışına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/640) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
20.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Kırsal
Kalkınma Programı projelerine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/641)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
21.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, ithal pirincin
niteliğine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü
soru önergesi (6/642) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
22.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Erbaa Üçtepeler mevkiindeki tarihi eser
kalıntılarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/643) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/4/2008)
23.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, pirinçte gümrük
vergisinin düşürüleceği iddiasına ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati
Yazıcı) sözlü soru önergesi (6/644) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17/4/2008)
24.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, Mustafakemalpaşadaki bazı
fabrikaların kuyu suyu kullanımına ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/645) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2008)
25.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, dünya zenginleri listesindeki
kişilerin vergi borcu olup olmadığına ilişkin Maliye
Bakanından sözlü soru önergesi (6/646) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2008)
26.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, dünya zenginleri listesindeki
kişilerin TMSFye borcu olup olmadığına ve kamu bankalarında
kredi kullanıp kullanmadıklarına ilişkin Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) sözlü soru
önergesi (6/647) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
27.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, TOKİnin konut
yaptığı arazilere ilişkin Başbakandan sözlü soru
önergesi (6/648) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
28.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, çiftçilerin ekonomik durumuna
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/649) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
29.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, dolu ve don olaylarına
karşı tarım sigortasında yaşanan sorunlara
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi
(6/650) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
30.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, doğrudan gelir desteğine
ve ürün desteklemelerine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/651) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2008)
31.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, ürün desteklemelerinin
açıklanmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/652) (Başkanlığa geliş tarihi:
18/4/2008)
32.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Adanada özel bir sağlık
kuruluşunda yaşanan bir olaya ilişkin Sağlık
Bakanından sözlü soru önergesi (6/653) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/4/2008)
33.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, tekstil sektöründeki sorunlara
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Nazım Ekren) sözlü soru önergesi (6/654) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/4/2008)
34.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Mustafakemalpaşadaki mermer
ocaklarının çevreye etkilerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından sözlü soru önergesi (6/655) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2008)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, yardım paketi
dağıtımlarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3087) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
2.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin, mevsimlik işçi göçüne ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3088)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
3.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, üniversitelerde yaşanan bazı olaylara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3089)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
4.- İstanbul
Milletvekili Hasan Macitin, bazı bakanlarla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3090)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
5.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, kuru gıda fiyatlarındaki
artışla ilgili iddialara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3091) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
6.- Hatay Milletvekili
Süleyman Turan Çirkinin, özelleştirme programındaki bir bankadan bir
grubun yüklü miktarda kredi başvurusu yaptığı
iddiasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3092) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
7.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Türk Telekom ve Halkbankın halka
arzına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/3093) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
8.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, Maliye Bakanının oğlu ile ilgili
bazı iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/3094) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
9.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, açtığı ve
hakkında açılan tazminat ve ceza davalarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3095)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
10.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, İstanbul 2010 Kültür Başkenti
Projesine kaynak sağlanmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3096) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
11.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Cumhurbaşkanı ve Hükümetin kullanımı
için uçak talep edildiği iddiasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3097) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/4/2008)
12.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, Maliye Bakanının oğlu
hakkında basında çıkan bir iddiaya ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3098) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/4/2008)
13.- Burdur
Milletvekili Ramazan Kerim Özkanın, bir yolun asfaltlanmasına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3099)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
14.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, özürlü, eski hükümlü ve terör
mağduru istihdamına ilişkin Başbakandan yazılı
soru önergesi (7/3100) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
15.- Adana
Milletvekili Mustafa Vuralın, pirinç ve çeltik ithalatına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/3101)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
16.- Kocaeli
Milletvekili Muzaffer Baştopçunun, bazı eski belediye
başkanları döneminde açılan davalara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3102)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
17.- İstanbul
Milletvekili Sebahat Tuncelin, cinsel tercihinden dolayı
ayrımcılığa uğrayanlara yönelik çalışmalara
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/3103)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
18.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, mevsimlik tarım
işçilerinin sorunlarına ilişkin Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3104)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
19.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir şirkete yönelik
sendikal örgütlenme konusundaki iddialara ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/3105)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
20.- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, Aydın-İkizdere Barajı
inşaatına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3106) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
21.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Marmariste açılacak manganez madeninin
etkilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3107) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
22.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, SPK Başkanının makam
aracı kullanımına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı
soru önergesi (7/3108) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
23.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, SPK Başkanı hakkındaki
bazı iddialara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/3109) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
24.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, SPK Hukuk İşleri Daire
Başkanlığına yapılan atamaya ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren)
yazılı soru önergesi (7/3110) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
25.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, akaryakıt şirketlerinin
denetimine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3111) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
26.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, BOTAŞın bir ihalesine
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3112) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
27.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Ankara ve İstanbulda köprü ve üst
geçitlerdeki reklam panolarının kullanımına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3113)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
28.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, tazminat alamayan Emniyet Teşkilatı
personeline ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3114) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
29.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Osmaniyede bir ilköğretim okulu
binasının başka bir okula tahsisine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3115)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
30.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, belediyelerin mahalli
idareler kontrolörleri ve mülkiye müfettişlerince denetlenmesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3116) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
31.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bursadaki bir yolun onarımına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3117) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
32.- Van Milletvekili
Fatma Kurtulanın, Vandaki bazı tarihi yapıların
korunmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3118) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
33.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, turizm ödüllerine ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3119)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
34.- Edirne
Milletvekili Cemaleddin Uslunun, ürün desteklemelerini alamayan çeltik
üreticilerine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3120) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
35.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Milasta kiralanan Hazine arazisindeki ağaç
kesimine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3121) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
36.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Balıkesirde
Hazine arazileri satışına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3122) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
37.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Yenişehir İlçesindeki
çiftçilerin elektrik borçlarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3123) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/4/2008)
38.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, bazı
ilköğretim okullarındaki gıda zehirlenmesi vakalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3124) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
39.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir okul müdürü
hakkındaki soruşturma raporuna ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3125)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
40.- İzmir
Milletvekili Canan Arıtmanın, eğitimde şiddet uygulanmasının
önlenmesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/3126) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
41.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, öğretmen atamalarına
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3127) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
42.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İzmir-Mavişehirde okul
yaptırılması amacıyla devredilen arsaya ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3128)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
43.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalıınn, İzmirdeki eğitim
kurumlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3129) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
44.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, üniversite giriş
sınavındaki başarı durumuna ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3130)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
45.- İzmir
Milletvekili Bülent Baratalının, İzmirdeki öğretmen
sayısına ve açığına ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3131)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
46.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Muğladaki uzman doktor ihtiyacına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3132) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
47.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Sosyal Güvenlik Kurumunun işitme
cihazları alımına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3133) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
48.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, tıp ve dal
merkezlerinden istenen uygunluk belgelerine ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3134)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
49.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
tıp ve dal merkezleriyle ilgili yeni düzenlemelere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3135)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
50.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Sağlık 2008 Kongresine ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3136)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
51.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir hastanede bir
hastanın muayene edilmediği iddiasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3137)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
52.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susamın, tarım ürünleri fiyatlarındaki
artışa ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3138) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/4/2008)
53.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, TMOnun buğday ve pirinç
piyasasındaki rolüne ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3139)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
54.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, zirai ilaç kullanımına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3140) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
55.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, kaçak çay ticaretine ve çay piyasasına
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3141) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
56.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, bazı ürünlerin rekoltelerine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3142) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
57.- Zonguldak
Milletvekili Ali Koçalın, TMOnun buğday ve çeltik stokuna
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3143) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
58.-
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin, bazı tarım
ürünlerinin üretim, tüketim ve dış ticaretine ilişkin Tarım
ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3144)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
59.- Mersin
Milletvekili Mehmet Şandırın, arıcılıktaki
desteklemeye ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3145) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
60.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, TMOnun bazı tarım ürünlerini alım
ve satımına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3146) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/4/2008)
61.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, kiralanan bir Hazine arazisinde zeytin
ağaçlarının kesilmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3147)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
62.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, kuraklık nedeniyle
çiftçilerin mağduriyetine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3148)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
63.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, tahıl ve bakliyat ürünleri üretimi
ve dış ticareti ile fiyatlardaki artışa ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3149) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
64.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, pirinç piyasasına ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3150)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
65.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, pirinç piyasasındaki
gelişmelere ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3151) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/4/2008)
66.-
İstanbul Milletvekili Bayram Ali Meralin, merkez teşkilatı
kadrolarına yapılan atamalara ilişkin Bayındırlık
ve İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/3152)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
67.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRT haber müdürlüklerinde sözleşmeli
olarak göreve başlatılan kişilere ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/3153)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
68.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, yerleşim alanları
yakınında baz istasyonu kurulmasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3154)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
69.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, temiz
ve doğru Türkçe kullanımına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3155) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
70.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, Kutlu Doğum
Haftası kutlamalarına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3156) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
71.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğünün
vakıf zeytinliğini kiralamasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/3157) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
72.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kilisteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3158) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
73.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karabükteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3159) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
74.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karstaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3160) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
75.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3161) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
76.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3162) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
77.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3163) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
78.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3164) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
79.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3165) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
80.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Iğdırın bir
mahallesindeki altyapı sorununa ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/3166)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
81.- Çanakkale
Milletvekili Ahmet Küçükün, Biga Ovasındaki sulama inşaatlarına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3167) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
82.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, kiralanan bir Hazine arazisindeki ağaç
kesimlerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3168) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
83.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Hac organizasyonunda meydana gelen
aksaklık ve mağduriyetlere ilişkin Devlet Bakanından
(Mustafa Said Yazıcıoğlu) yazılı soru önergesi
(7/3169) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
84.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Türkçenin doğru kullanımı ve korunması
çalışmalarına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) yazılı soru önergesi (7/3170) (Başkanlığa
geliş tarihi: 18/4/2008)
85.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Antalyada inşaatı biten bir yüzme
havuzunun yıkılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Murat
Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/3171)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
86.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, BM Güvenlik Konseyi
seçimlerine yönelik çalışmalara ilişkin Dışişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3172)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
87.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, taşınmaz mal ediniminde
karşılıklılık ilkesinin uygulamasına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3173) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
88.-
Şırnak Milletvekili Hasip Kaplanın, yabancı sahil güvenlik
güçlerinin Türk balıkçılarına müdahalelerine ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3174) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
89.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Osmaniyedeki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3175)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
90.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Nevşehirdeki yatırımlara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3176) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
91.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3177)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
92.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3178)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
93.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3179)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
94.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3180)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
95.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Ankara Büyükşehir ve ilçe
belediyelerinin bazı kurumlara olan borçlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3181)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
96.- Ankara
Milletvekili Yılmaz Ateşin, Yenimahalle Belediyesinin bir
şirketine, bina tadilatına ve ilan harcamalarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/3182)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
97.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Iğdırdaki yatırımlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3183) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
98.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3184) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
99.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3185) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
100.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/3186)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
101.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, çevreyi olumsuz etkileyen faaliyetlerin turizme
etkisine ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3187) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
102.- Muğla
Milletvekili Metin Ergunun, Güllük Körfezinde kaçak dolgu yapan turistik
tesise ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3188) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
103.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Nevşehirdeki yatırımlara
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3189) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
104.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Batmandaki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3190)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
105.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karstaki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3191)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
106.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Osmaniyedeki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3192)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
107.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karamandaki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3193)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
108.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Boludaki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3194)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
109.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Erzurumdaki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3195)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
110.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Düzcedeki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3196)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
111.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3197)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
112.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, Türk
dilinin etkin ve doğru kullanımına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/3198)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
113.- Ardahan
Milletvekili Ensar Öğütün, bir okuldaki olayın
soruşturmasına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3199) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
114.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, atamaları iptal edilen yöneticilere
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3200) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
115.- Osmaniye
Milletvekili Hakan Coşkunun, Suriye sınırındaki
mayınlı arazilerin temizlenmesine ilişkin Milli Savunma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3201)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
116.-
Iğdır Milletvekili Pervin Buldanın, Iğdırdaki bir
köyün arazilerinin kullanımı ile ilgili iddialara ilişkin Milli
Savunma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3202)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/4/2008)
117.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kilisteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3203)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
118.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karabükteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3204) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/4/2008)
119.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Çankırıdaki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3205) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
120.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3206)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
121.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3207) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
122.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3208) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
123.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Bitlisteki yatırımlara ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/3209)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
124.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, özel hastaneler yönetmeliğindeki
değişikliklere ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3210) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
125.- İzmir
Milletvekili Şenol Balın, atama ve görev yeri
değişikliklerinde sendika üyeliğinin dikkate
alındığı iddialarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3211)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
126.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, mevsimlik tarım
işçilerine ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3212) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/4/2008)
127.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Mustafakemalpaşadaki
meraların kullanımına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3213)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
128.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Çankırıdaki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3214) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
129.- Bursa Milletvekili
Kemal Demirelin, Iğdırdaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3215)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/4/2008)
130.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Yozgattaki yatırımlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/3216)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
131.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kastamonudaki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3217) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
132.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Kırşehirdeki yatırımlara
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/3218) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/4/2008)
133.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, Adana ve Mersinde yeni bir havaalanı
yapımına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3219) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
134.- Aydın
Milletvekili Özlem Çerçioğlunun, THYnin kurduğu yeni havayolu
şirketine ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru
önergesi (7/3220) (Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
135.- Bursa Milletvekili
İsmet Büyükatamanın, bir dere yatağından kum
çıkarılmasının etkilerine ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/3221)
(Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
136.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, TEDAŞın
elektrik hatları ihalelerine ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/3222) (Başkanlığa geliş
tarihi: 18/4/2008)
137.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Milletvekillerinin Genel Kurul ve komisyonlardaki olumsuz
davranışlarına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/3223)
Başkanlığa geliş tarihi: 18/4/2008)
138.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, Milletvekillerine tahsis edilen telefon
ödeneğinin kullanımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/3224)
Başkanlığa geliş tarihi: 14/4/2008)
139.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Milletvekillerine tahsis edilen telefon
ödeneğinin kullanımına ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi
Başkanından yazılı soru önergesi (7/3225)
Başkanlığa geliş tarihi: 17/4/2008)
Meclis Araştırması Önergesi
1.- Trabzon
Milletvekili Kemalettin Göktaş ve 24 Milletvekilinin, petrol arama
çalışmaları konusunda Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/180)
(Başkanlığa geliş tarihi: 28/04/2008)
1 Mayıs 2008 Perşembe
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 13.04
BAŞKAN: Başkan Vekili Eyyüp Cenap GÜLPINAR
KÂTİP ÜYELER: Yaşar TÜZÜN (Bilecik), Canan
CANDEMİR ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98inci Birleşimini açıyorum.
Toplantı
yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Kültür ve Turizm Bakanlığının
bir açıklaması hakkında söz isteyen Yalova Milletvekili Muharrem
İnceye aittir.
Buyurun
Sayın İnce. (CHP sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) Milletvekillerinin Gündem
Dışı Konuşmaları
1.- Yalova Milletvekili Muharrem İncenin, bir tarihî
eserle ilgili sözlü sorusuna Kültür ve Turizm Bakanlığının
verdiği cevaba ilişkin gündem dışı konuşması
ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın cevabı
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri;
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
başlamadan önce tüm emekçilerin 1 Mayısını kutluyorum ve
bugün İstanbulda ceberut devlet anlayışını,
faşist devlet anlayışını şiddetle
kınıyorum. Bu görüntüleri hak etmediğimizi düşünüyorum.
(CHP sıralarından alkışlar) Ve eğer İstanbulun
meydanlarında milletvekillerine omuz atılıyorsa,
milletvekillerine biber gazı sıkılıyorsa iktidarın
buradan payını alması gerektiğini düşünüyorum. Bugün,
İstanbulda sokağa çıkma yasağı var, kara
ulaşımı, deniz ulaşımı felç ve böyle bir ortamda
12 Eylülcülerin bile yapmadığını bugün İstanbulda
devleti yönetenler yapmaktadır ve bu milletin kürsüsünden o pala
bıyıklı Emniyet Müdürünü uyarıyorum Gün gelecek bu
hesabı sana soracağız. diyorum. (CHP sıralarından
alkışlar) Ve yine, buradan, bu milletin kürsüsünden, sürekli olarak
orantılı güç kullanmaktan söz eden İstanbul Valisine de
Orantılı güç kullanmanın yanında orantılı zekâ
kullanmak da devlet görevlilerinin işi olmalıdır. diyorum ve
hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
Değerli
arkadaşlarım, Kültür Bakanlığıyla ilgili gündeme
taşıdığım konu, her şey 14 Kasım 2007 günü
başladı. Bir soru önergesi verdim. Soru önergesinde bir tarihî eserin
akıbetini sordum. Bana gelen cevapta 1976dan beri akıbetinin
bilinmediği şeklindeydi. Heykelin envanter numarası ise 83le
başlıyordu. Soru önergesini yineledim. İkinci gelen cevapta,
1986 ve 1993 yıllarında muhtelif zamanlarda tutanaklarda
yazıldığı, muhafaza edildiği söyleniyor. Yani ikisi
arasında müthiş bir çelişki vardı. 76dan beri
akıbeti bilinmeyen bir heykel 86da ve 93te nasıl tutanaklarda
olur? diye olayın üstüne gitmeye devam ettim ve soru önergesine cevap
hazırlanırken elime bir belge geçti.
Sayın
milletvekilleri, iktidar milletvekilleri de muhalefet milletvekilleri de, biz,
yürütmeyi denetlemekle görevliyiz, hepimiz aynı görevi yapıyoruz.
Bakın,
sayın genel müdür yardımcısı vekili kendi el
yazısıyla şöyle bir not düşüyor: Müze müdürlüklerinde
yanlışlıklar var. Bu kadar ayrıntıya gerek var mı?
Sayın Ayaz ve Sayın Yılmaz ile görüşüp daha yuvarlak ve
geçiştirici ifadelerle cevap vermesini sağlayalım. diyor.
Bakın
arkadaşlar, sayın milletvekilleri; bu, Meclis iradesine, millet
iradesine, demokrasiye, hukuka saygısızlıktır. Bu, hepinize
saygısızlıktır, hepimize
saygısızlıktır. Neyi geçiştiriyorsunuz, neyi
saklıyorsunuz? Sayın Bakan ne kadar millet iradesini temsil ediyorsa
ben de o kadar millet iradesini temsil ediyorum. Sayın Bakanı denetlemek
benim hakkım.
Şimdi,
biliyorum ki Bu belge Muharrem İncenin eline nasıl geçti? diye
onun peşinde koşacaklar. Oysa, Bakan, gerçek demokrat bir Bakan,
kırmızı plaka demokratı olmayan bir Bakan derhâl o genel
müdürü görevden almalıdır.
Değerli
arkadaşlarım, Bakanlık 25/04te bir açıklama yapıyor,
böyle bir belgenin varlığını inkâr ediyor. 26/04te ise
Gazeteport Yazarı Sayın Melike İlgüne bir açıklama
gönderiyor ve bu belgenin, bu notun başka bir konuyla ilgili olduğunu
söylüyor. Peki, diyelim ki benimle ilgili Geçiştirici ifadeler
kullanın. değil. Peki, kiminle ilgili Geçiştirici ifadeler
kullanın. talimatı verildi? Bu ülkenin Parlamentosunda bir muhalefet
milletvekilinin yazılı soru önergesine bir bürokrat nasıl olur
da Yuvarlak ifadelerle, geçiştirici ifadelerle cevap verin. diye not
düşebilir, bunu takdirlerinize sunuyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yine Bakanlık bu konuda bir basın
açıklaması yaptı. Basın açıklamasında benim de
adım vardı. Ben basın açıklamasında benim de adım
vardı. Ben basın açıklamasını ajanslardan aldım.
Bir gün sonra, danışmanım aracılığıyla
ilgili Bakanlığı arattırdım, basın
açıklamasını istedim, Sayın Bakanın talimatı
var, veremeyiz. dediler.
Yine 27/03
tarihinde Genel Müdür Vekili kimdi? diye sordurdum, Sayın Bakanın
talimatı var, bu konuda bilgi veremeyiz. diyorlar.
Değerli
arkadaşlarım, ben ihale istemiyorum, ben genel müdürlük istemiyorum,
ben iş takipçiliği yapmıyorum, millet adına hesap
soruyorum, millet adına denetim hakkımı kullanıyorum ama
Sayın Bakan, ne yazık ki bunları yapamıyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın İnce.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Bana gönderilende
müze sayısı 98, resmî İnternet sayfasında 97. Kaç tane
müzesinin olduğunu bile bilmeyen bir Bakanlıkla karşı
karşıyayız.
Antalya Müze
Müdürü boş görülüyor. Meğer, Sayın Abdülkadir Aksunun
yakını orada müdürmüş. Bir kişi üç yerde müdür görülüyor,
bazı yerlerde ikişer müdür görülüyor. Verilen cevapların
hiçbirisi doğru değil.
23üncü Dönemde
3.111 yazılı soru önergesi verilmiş ama bunların 1.077
tanesine zamanında cevap verilmemiş. Sayın Başbakan, 632
soru önergesinin muhatabı, 280 tanesini zamanında
yanıtlamamış.
Millet iradesi
demek yüzde 47 oy demek. diye, her zaman Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir. diye, milletin önünde devamlı
söylüyorsunuz. Biz de millet iradesini temsil ediyoruz, anayasal
hakkımızı kullanıyoruz, soru önergelerimize zamanında,
adam gibi, doğru bir şekilde cevap verilmesini istiyoruz. Meclis
Başkanlığının da bu konuda bakanları, Sayın
Başbakanı uyarmasını talep ediyoruz.
Örnekleri
çoğaltmam mümkün. İçişleri Bakanına üç yüz yetmiş üç
soru önergesi verilmiş
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Teşekkür ederim Sayın İnce.
MUHARREM
İNCE (Devamla) Teşekkürler. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN -
Gündem dışı ikinci söz, Yunus Emre Anma Günü münasebetiyle söz
isteyen Eskişehir Milletvekili Emin Nedim Öztürke aittir.
Buyurun
Sayın Öztürk. (AK Parti sıralarından alkışlar)
2.- Eskişehir Milletvekili Emin Nedim Öztürkün, Yunus
Emreyi Anma Haftasına ilişkin gündem dışı
konuşması ve Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın
cevabı
EMİN
NEDİM ÖZTÜRK (Eskişehir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; dünyada hoşgörü ve sevginin sembolü olan büyük
düşünür Yunus Emreyi Anma Haftası vesilesiyle gündem
dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlar ve bütün çalışanların
bayramını kutlarım.
Milletlerin
tarihinde derin izler bırakmış, yetişmiş ve gelecek
nesillerin fikir ve his dünyasının şekillenmesinde, millî birlik
ve beraberlik şuurunun bütün mevcudiyetiyle ruhlara işlenmesinde
önemli bir rol ve misyon üstlenmiş abide şahsiyetler vardır ve
hiç şüphesiz bunlardan birisi de Yunus Emredir.
Hepimizin
bildiği gibi, Yunusun evrensel felsefesi, tasavvufun en temel ilkesi olan
insan sevgisidir. Belki de bugün yaşanan bütün çekişmelerin,
anlamsız hırsların, hazımsızlık ve
doyumsuzlukların temel çıkış noktası bu ulvi ve manevi
değerden, yani sevgiden yoksun olunmasıdır.
Eskişehir
Sarıköyde doğan bu sevgi güneşi ülkemiz sınırlarını
aşmış, tüm dünya insanlığına faziletli bir
yaşam örneği sunmuş ve bir insanın bırakabileceği
en büyük servet olan ölümsüz, eşsiz eserler bırakmıştır.
Değerli
milletvekilleri, Yunus Emre şüphesiz ki kültürel tarihimizin en büyük
mimarlarındandır. Türk dilinin özünde saklı zengin ifade
kudretini kıvrak bir üslupla işleyen, içli ve özlü şiirleri
hayranlıkla okunan, âdeta yudum yudum içilen bu halk şairinin
adı asırlar boyu ruhumuza işlemiştir. İnsanları
düşünmeye, duymaya ve bilhassa kendi kendileriyle hesaplaşmaya
çağırmış ve Türk milletinin ruhunda derin bir sevgi ve
aşk bırakmıştır.
Bakın, üstat
ummanlar gibi açmış gönlünü ve tüm insanlığa Yunusça
şöyle seslenmiştir:
"Gelin
tanış olalım
İşi
kolay kılalım
Sevelim,
sevilelim
Bu dünya kimseye
kalmaz."
Değerli
milletvekilleri, en eski kaynaklara göre Yunus Emrenin mezarı benim de
doğduğum yer olan Eskişehirin Mihalıççık ilçesine
bağlı Sarıköyde, bugünkü adıyla Yunus Emre beldesinde
bulunmaktadır. 1957 yılından bu yana her yıl 6 Mayısta
Yunusun mezarı başında anma törenleri yapılmaktadır.
Bu yıl yapılacak olan törenlerimize de hepinizi bu kürsüden davet
ediyorum. Biliyorum ki, Yunusun yaşadığı topraklarda, onun
soluduğu havayı soluyarak onu mezarı başında anmak,
farklı bir manevi lezzet ve heyecan duymamıza sebep olacaktır.
Bugün burada,
değerli heyetimizin önünde Yunus Emreden bahsetmek, onun fikirlerini
milletin kürsüsünden sizlerle paylaşmak, bu çatı altında
kısa da olsa Yunusça mesajlar verebilmek şüphesiz tarifi
imkânsız bir mutluluktur.
Saygıdeğer
milletvekilleri, Yunus Emre, Nasreddin Hoca, Şeyh Battal Gazi ve daha
birçok isimle özdeşleşen Eskişehir, bu özelliğiyle tam bir
kültür şehri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu bağlamda,
Birinci Uluslararası Yunus Emre Sevgi ve Barışa Çağrı
Proje Olimpiyatı, yani YUNEPO, yirmi iki ülke ve seksen projenin
katılımıyla 2, 3 ve 4 Mayıs tarihlerinde Eskişehirde
gerçekleştirilecektir. Böylelikle Yunus Emre ve öğretileri, dünya
çocuklarının kalemiyle barış ve sevgi projelerine
dönüşüp Eskişehirden tüm dünyaya yayılacaktır.
Değerli
milletvekilleri, ülkemiz toprakları Yunus gibi, Mevlânâ gibi, Mehmet Âkif
gibi, Atatürk gibi birçok önemli şahsiyeti bağrında
yetiştirmiş ve bu asil milletin hizmetine sunmuştur. Bizler bu
mümtaz şahsiyetlerin torunları olarak hangi topraklarda ve hangi ulvi
değerlerle bugünlere geldiğimizi unutmadan, bu millete
yakışır biçimde, ruhumuzda hizmet aşkı ve
şevkiyle tüm çekişmelerden ve anlamsız hırslardan
sıyrılıp Yunusça düşünmeyi öğrenmeliyiz.
Onu anlayabilmek
temennisiyle hepinize teşekkür eder, yüce heyetinizi tekrar saygıyla
ve Yunusça selamlarım. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Öztürk.
Gündem
dışı her iki konuşmaya da Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günay cevap verecek.
Buyurun
Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından alkışlar)
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlarım; gündem dışı
söz alan iki arkadaşımın konuştukları çerçevesinde ben
de birkaç düşünceyi ifade etmek istiyorum.
Önce, bugün 1
Mayıs. 1 Mayısın mümkün olduğu kadar sükûnet içinde,
esenlik içinde, güzellik içinde geçmesi hepimizin ortak dileği. Ne
yazık ki bazı arkadaşlarımız 1 Mayısı bir
emek bayramı, emeğin ve dayanışmanın ifade
edileceği bir şenlik olmanın ötesinde ve dışında,
bir siyasi gösteri vesilesi, bir toplumsal kargaşa vesilesi yapma
konusunda ciddi bir kararlılık sergiliyorlar. Böyle yapmak
isteyenlere bizim yapabileceğimiz, verebileceğimiz bir cevap yoktur,
yasaların uygulanmasının ötesinde.
Bir noktaya
dikkatinizi çekmek istiyorum; On yıllardan bu yana dünyada evresel olarak
her yerde kutlanan 1 Mayısın Türkiyede kutlanması,
anılması, konuşulması bir sıkıntı konusu
hâline gelmişti. İlk kez bu Hükûmet, 60ıncı Hükûmet, 21
Nisan günü, iki hafta önceki Bakanlar Kurulunda, oy birliğiyle, Mecliste 1
Mayıs konusunda verilen yasa önerilerinin akıbetini de beklemeksizin,
1 Mayısı Emek ve Dayanışma Günü olarak ifade etti. Bu,
benim hatırladığım kadarıyla ilk kez bir cumhuriyet
hükûmetinin 1 Mayısı bir siyasi gerdirme vesilesi olmanın dışına
çıkarmak konusunda somut adım attığı ve günün anlam ve
önemini gerçekten içselleştirdiğini ifade ettiği önemli bir
kararlılığın ifadesidir. Sonra, ilgili arkadaşlarımız,
bakan arkadaşlarımız -Sayın Başbakan da bu
çalışmaya katıldı- 1 Mayısı kutlamak isteyen
sendikacı arkadaşlarımıza bunun bir esenlik ve güzellik
içinde, bir dayanışma günü olarak kutlanması konusunda ortak
programlar yapılabileceğini ifade etti. Bu yıl Çalışma
Bakanlığımız bir hazırlık başlattı;
iş merkezlerinde, işçilerin bulunduğu yerde, okullarda, 1
Mayısı önemseyen, emeği, dayanışmayı önemseyen
her mekânda, bir program çerçevesinde, günün anlamına, önemine
ilişkin çalışmaların, kutlamaların, anmaların
yapılabileceğine dönük bir program hazırlığı
başlattı. Arkadaşlarımıza, sendikacı arkadaşlarımıza
da Hükûmet, çeşitli yetkilileriyle, Taksimde 1977nin 1
Mayısında yaşanan olumsuz olayların, talihsiz
olayların, acı olayların, üzüntü verici olayların
olduğu yerde bir tazim gösterisinde
bulunmaları, çiçek koymaları konusunda bir imkân verilebileceği,
yine Taksim Atatürk Anıtına çelenk konulması konusunda bir
imkân verilebileceği, geniş kitlelerle; ama büyük bir miting yapılacaksa, bu
mitingin, büyük bir dayanışma gösterisi; büyük bir şenlik
yapılacaksa, bunun İstanbulda ilan edilmiş bulunan, daha
önceden; milyonların toplanmasına elverişli olan, yüz binlerin
toplanmasına elverişli olan alanlarda yapılmasının çok
daha güzel olacağı söylendi. Kazlıçeşmede
Kazlıçeşmede seçimlerden önce biz 1 milyonu aşkın bir
miting yaptık ve esenlikle, güzellikle. İstanbulun trafiği
rahatsız olmadı, İstanbulun halkı rahatsız
olmadı, çok güzel bir şenlik hâline dönüştü, milyonların
toplandığı bir miting. Aynı şey Kazlıçeşmede
veya Çağlayanda yapılabilir. Her yerde yapılabilir. Ama
trafiği kilitlemeyelim, esnafın çalışmasını
engellemeyelim; İstanbula bugün birkaç tane kruvaziyer
yanaşıyor, onların Taksimde alışveriş etmesini,
İstanbul trafiğinin içinde boğulmalarını
engellemeyelim; yakın çevredeki ulaşımı, hastaneye
ulaşacak olan insanı, iş yerine gidecek olan insanı
zorlamayalım diye bir ricada bulunuldu. Ama, bazı küçük gruplar,
maalesef, sabah 100 kişi, 200 kişi, 300 kişi, 500 kişi
toplandılar. Şu anda ne olduğunu çok bilmiyorum. Bütün temennim,
yine de sağduyunun egemen olması ve gerçekten Hükûmetin
attığı bu adımın ve uzattığı bu elin
karşılık bulabilmesidir. Biz, 1 Mayısı bir emek günü,
bir dayanışma günü olarak ilk defa ilan eden bir Hükûmetiz. Bununla
müftehirim. İlk defa Türkiyede bir hükûmet 1 Mayısı emek ve
dayanışma günü ilan ediyor. Bunun onurunu bu Hükûmet
taşıyacak. Umarım ki bugün bazı talihsiz gerdirmeler olmaz
ve o gerdirmeler yasaların gerekli gördüğü muamelelerle
karşılaşmak zorunda kalmaz.
Ben talihsiz
olaylardan söz etmeyi, geçmişi kaşımayı çok sevmiyorum.
Ama, mesela, 1978in ya da 79un 1 Mayısında, Ana Muhalefet Partisi
Sayın Genel Başkanının da içinde olduğu bir Hükûmetin
işbaşında bulunduğu bir 1 Mayısta, DİSK Genel
Başkanının, galiba, rahmetli Abdullah Baştürkün Merterde
ve bazı siyasi önderlerin, bazı sendika başkanlarının
o zamanki o güçlü 1 Mayısın yapılması istenen Merterde
sokağa yüzüstü yatırıldığını
hatırlıyorum. Sokağa yüzüstü
yatırıldığını ve kıpırdamalarının
engellendiğini hatırlıyorum. Bugün Merterde 1 Mayıs
MUHARREM
İNCE (Yalova) Siz neredeydiniz o zaman Sayın Bakan?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Ben Parlamentoda üyeydim ve
onu o zaman da eleştirdim, o zaman da eleştirdim.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Şimdi yatıran sensin.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bugün, tabii Türkiye
gelişiyor, Türkiye evrimleşiyor.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Siz yatırıyorsunuz insanları.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Bugün, Türkiye
Cumhuriyetinin 60ıncı Hükûmeti 1 Mayısı Emek ve
Dayanışma Günü ilan etmiştir.(AK Parti sıralarından
alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Tatil nerede, tatil? Tatil var mı?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Sanıyorum ki önümüzdeki
günlerde de bütün Türkiye, bu 1 Mayısları gerçekten adına
yakışır, emeğe yakışır, üretime
yakışır, çalışmaya yakışır, topluma
yakışır, barışa yakışır bir
anlayışla kutlamayı başaracaktır.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) 1 Mayıs tatil oldu, ne güzel!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Benim şöyle bir hayalim
var: Şimdi, her 1 Mayıslarda ne yazık ki, birtakım talihsiz
gerdirmeler oluyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Yalnız, hayalleriniz pozisyonunuza göre
değişiyor Sayın Bakan. Pozisyonunuz değişince
hayalleriniz de değişiyor.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Emek savunucularıyla,
yine emekçi çocukları olan güvenlik güçlerinin görevlileri karşı
karşıya geliyorlar ve çatışma ortamı
yaşıyorlar. Benim hayalim aslında, bir 1 Mayısta, o
emeği savunan delikanlılarla toplumda yine emekçi ailelerin
çocukları olan güvenlik güçlerinin aynı davulun sesiyle halay
tutabilecekleri gerçek bir bayramın, gerçek bir emek bayramının
yaşanabilmesidir ve inşallah, her şeye rağmen, yakın
yıllarda bunu da birlikte yaşayacağız. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
İkincisi,
yine, bir arkadaşım dile getirdi. Galiba, bazı
arkadaşlarımız bizim Bakanlığın çöp
kutularını karıştırıyorlar, çöp kutularına
atılmış olan birtakım notları
karıştırıyorlar. Bunu, geçmiş yıllardaki
kadrolaşmanın ne kadar derinlere indiğinin bir göstergesi olarak
takdirlerinize sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bu nereden geldi Sayın Bakan? Buna cevap ver, buna!
Bırak çöp kutusunu.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Yani bir Genel Müdür
Yardımcısı, milletvekilleri
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bunu siz de denetlemekle görevlisiniz. Bundan
utanmalıyız, utanmalıyız! Utanmalıyız bundan! El
yazısı var. El yazısı var burada, el yazısı.
İBRAHİM
HASGÜR (İzmir) Kes sesini, otur yerine!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bu el yazısı
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Post it.
MUHARREM
İNCE (Yalova)
Abdullah Kocapınara ait değilse, ben
milletvekilliğinden istifa edeceğim. Hadi, var
mısınız? Var mısınız? Bu yazı Abdullah
Kocapınara aitse siz görevden alacak mısınız? Siz istifa
edecek misiniz?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Şimdi bakın,
bazı arkadaşlarım
MUHARREM
İNCE (Yalova) Adli tıbba gidelim, el yazısı ona ait
değilse ben istifa edeceğim! Erkek sözü, edeceğim! Var
mısınız?
BAŞKAN
Sayın İnce, lütfen
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Bazı
arkadaşlarımız
MUHARREM
İNCE (Yalova) Var mısın? Çöp kutusuymuş!
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Çöp kutusuna yanlış şey atılmış.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Bazı
arkadaşlarımız kendi siyasi partilerindeki yükselmelerini
belirli dönemlerdeki çıkışlara bağlamışlar.
Mesela, kurultay
(AK Parti sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Resmî evrak bu.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) - Bazı
arkadaşlarımız kurultay öncesi, yine böyle, işte çöp
kutularından belge çıkararak parti meclisine aday oldular
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sizin resmî evraklarınız çöp kutusunda ne
geziyor?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) -
birinci sınavı
geçtiler. Sanıyorum, şimdi MYK adaylığı gündemde.
İkinci sınavın nasıl sonuçlanacağını hep
beraber göreceğiz. Ciddi işlerle uğraşın. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sen hiçbir zaman sınavı geçemedin! Ben gene
geçtim, sen hiçbir sınavı geçemedin!
KÜLTÜR VE TURİZM
BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ciddi işlerle
uğraşın.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben geçtim.
BİHLUN
TAMAYLIGİL (İstanbul) Biz dimdik duruyoruz!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ciddi işlerle
uğraşın.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben bakan olmak için partimi satmadım! Bakan olmak
için partimi bırakmadım ben!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Doğruyu söylüyoruz Sayın Başkan.
Sayın Bakan vitrine oynamaya alışkın.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sevgili
arkadaşlarım
MUHARREM
İNCE (Yalova) Ben bırakmadım partimi.
BAŞKAN
Dinler misiniz lütfen. Sayın Bakan sizi dinledi siz de dinleyin.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sevgili
arkadaşlarım, ben bir partiyi bırakmadım. Ben
kararlılıkla
.
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Biz birbirimizi tanıyoruz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sana yakışmaz,
sana yakışmaz.
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen Genel Kurula hitap edin.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sana yakışmaz! Ben
senin konuşacağın notları çok eline yazdım verdim,
sana yakışmaz, sana yakışmaz! (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakanlığın evrakları çöp kutusunda ne
geziyor?
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Makam için bunlar yakışmıyor. Yakında buradan da
çıkarsın.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sevgili
arkadaşlarım, ben bugün neyi savunuyorsam aynı şeyleri
hayatım boyunca savundum ama doğruların savunmasından
rahatsız olanlar beni bir partinin üyeliğinden çıkardılar,
ben de siyaset yapma hakkımı kullandım ve Türkiyede yeni bir
partiye katıldım; bundan ibaret. (AK Parti sıralarından
alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)
Şimdi, izin
verirseniz Yunus Emreyle ilgili birkaç cümle söylemek istiyorum. Yunus Emre
bizim düşüncemizin, Anadolu Türk düşüncesinin
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Biz beraber yürüdük!..
İBRAHİM
YİĞİT (İstanbul) Dinlemesini bil, dinlemesini!
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen burasını şov hâline getirmeyin,
lütfen.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bak, her ikinize de çok
ağır şeyler söylerim, utanırsınız.
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Söyleyemezsin, bana söyleyemezsin!
BAŞKAN
Sayın Bakan, lütfen.
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Söyleyemezsin, bana söyleyemezsin!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Utanırsınız,
çok ağır şeyler söylerim, utanırsınız.
BAŞKAN
Sayın Bakan
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Bana söylemeye yüzün var mı?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sevgili
arkadaşlarım, sahte belge
Milletvekili olmak için insan
arkadaşının aleyhine sahte belge düzenlemez. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Ayıp, ayıp!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Çok
utanırsınız, utanırsınız.
RAHMİ GÜNER
(Ordu) İspat et! İspat et sahte belgeyi!
BAŞKAN
Sayın Bakan, Yunus Emreden bahsedin lütfen efendim.
RAHMİ GÜNER
(Ordu) İspat edemezsen müfterisin!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Size,
arkadaşlarım
RAHMİ GÜNER
(Ordu) Haram olsun sana!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Yunus Emre Anadoluda Türk düşüncesinin en önemli
ses bayraklarından birisidir. Bugün Türkiyede Türkçe konuşuyorsak,
bugün Balkanlarda, bugün Kafkasyada, bugün bu coğrafyada, Türkiyenin
temelini oluşturduğu bu coğrafyada Türkçe dünyanın özgün,
saygın, önemli dillerinden birisiyse burada Karamanoğlu Mehmet Beyin
emeğinden daha fazla belki Yunus Emrenin emeği vardır.
Mevlânâ
Anadoludaki Türk düşüncesinin büyük isimlerinden birisidir ama Yunus
Emrenin, sevgili arkadaşlarım, Anadoluda sekiz yüz yıl önce
söylediği şiirler, söylediği düşünce bugün sadece
Türkiyede değil, dünyada ciddi karşılık bulan, dünyada
ciddi anlamlar taşıyan bir derinlik taşımaktadır.
O açıdan,
Mevlânâ Celâleddin Rûmî çok önemsenir; elbette, biz, geçen yıl, bu
yıl onunla ilgili anma toplantıları yaptık ve yapmaya devam
edeceğiz ama Mevlânâ Celâleddin Rûmî dönemin egemen kültürüne uygun
biçimde Türkçe yazmamıştır. Onu, biz, bugün bir anlamda
çevirileriyle içselleştirdik. Yunus Emre, bugün çocukların
anlayacağı bir dil, sekiz yüz yıl önce, bugün bizim
gençlerimizin, ilkokul öğrencilerimizin anlayacağı bir dili
yaşatmayı bilmiş -Fazıl Hüsnü Dağlarcanın
ifadesiyle söylüyorum- bir Türkçenin büyük ses bayraklarından birisidir.
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Sayın Bakan, onların dili devam ediyor, biz
sizin dilinizi anlayamıyoruz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bugün dünya dinleri
barıştırmaya çalışıyor, bugün dünya kültürleri
barıştırmaya çalışıyor, bugün dünya farklı
kültürler arasında, medeniyetler arasında bir diyalog
oluşturmaya çalışıyor. Bununla ilgili Birleşmiş
Milletlerin ciddi gayretleri var, uluslararası organizasyonlar var.
Yunus Emre diyor
ki: Sen kendine ne istersen başkasına onu iste.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Kader birliği olunca tabii
İBRAHİM
YİĞİT (İstanbul) Nasıl milletvekili olduğunuzu
ben biliyorum. Susun! Dinlemesini bilin önce, dinlemesini!
BAŞKAN
İbrahim Bey, lütfen
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Aman efendim, kimse burada partisini satmadı. Burada
kimse milletvekili olmak için ideolojisini satmadı. Oturun
oturduğunuz yerde! (CHP sıralarından alkışlar)
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Sayın Başkanım
BAŞKAN
Sayın Özyürek
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hem dönüp dinci
partiden aday olacaksın hem de laf atacaksın.
BAŞKAN
Sayın Özyürek, lütfen
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Var mı böyle
numara! Yemezler!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sayın
Başkanım
Vallahi, faşist
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Yemezler! Gel İstanbula
BAŞKAN
Mikrofonu kapatayım, siz karşılıklı konuşun o
zaman.
Buyurun
Kapatayım mı?
Sayın
Bakanım, siz, lütfen, şey yapın.
Müdahale etmeyin
efendim.
MEHMET ÇİÇEK
(Yozgat) Adı AK Parti, dinci parti minci parti yok!
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) O bilir! O anladı
O anladı
BAŞKAN Onu
dışarıda konuşursunuz efendim. Burası konuşulacak
yer değil. Ne kadar ayıp şeyler yapıyorsunuz.
Sayın Bakan,
buyurun.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, burada hoşgörünün bayrağını
taşıyan bir isimden, Anadolu topraklarından ünü dünyaya
çıkmış olan bir isimden, Türk düşüncesinin, İslam-Türk
düşüncesinin, Anadolu topraklarının bir muhassalası olan bir
isimden söz etmeye çalışıyorum.
BAŞKAN Siz
devam edin efendim.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla)
Arkadaşlarımız küçük polemiklerle bu tartışmayı,
bu konuşmayı kesmeye çalışıyorlar. Hiç mi
hoşgörüden nasibi olmayan bir gelenekten geliyorsunuz bunu
anlayamıyorum doğrusu. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BİHLUN
TAMAYLIGİL (İstanbul) Hoşgörünüzün ne olduğunu
İstanbulda gördük.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Gerçekten anlayamıyorum
bunu, gerçekten.
Yani burada, 2002
yılında kurulmuş yüzde 34 oy almış, -sizin Parlamento
dışında kaldığınız bir seçimde- 2007
yılında yedi düvele karşı yüzde 47 oy almış bir
siyasi partiyi töhmet altında bırakmaya
çalışıyorsunuz. (AK Parti sıralarından
alkışlar) Aynaya bakın önce! Aynaya bakın!
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sizin sayenizde
Sizin sayenizde
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bugün savunduğunuz
hangi görüş partinizin programında yazıyor? Aynaya bakın!
(AK Parti sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Siz oraya iltica ettiniz, iltica
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Halk
düşmanlığıyla sosyal demokratlığı nasıl
bağdaştırıyorsunuz? Millî irade
karşıtlığıyla sosyal demokrasiyi nasıl
bağdaştırıyorsunuz?
Çok
ağır şeyler söylemeyi, Yunus Emreyi anlatmak için söz
almışken, çok ağır şeyler söylemeyi
yakıştırmam ama herkes konuşmadan önce aynaya
bakmalıdır. Sonuçta, zaten hepimiz milletin karşısında
aynaya çıkacağız ve hepimiz boyumuzun ölçüsünü
alacağız, alacaksınız! (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sayın Bakan, kitabınızdan pasajlar
okuyorum, hiç böyle yazmıyorsunuz!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Orada
yazdığım her şeyi ben kabul ediyorum.
Değerli
arkadaşlarım
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bak ne diyor: AKP yolsuzluk yapıyor.
yazmışsınız. Kitapta böyle yazıyor!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bana çatarak Baykalın
gözüne gireceğini zannediyorsan yolun açık olsun. Yolun açık
olsun, devam et. (AK Parti sıralarından alkışlar)
MUHARREM
İNCE (Yalova) Benim buna ihtiyacım yok!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Devam et, yolun açık
olsun.
BAŞKAN
Sayın Bakan
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bak ne diyor, bak: AKPnin diyor Şehzadeler
yolsuzluklar yapıyor. diyor Ertuğrul Günay!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sevgili
arkadaşlarım
MUHARREM
İNCE (Yalova) Öyle yazmışsın!
BAŞKAN
Sayın İnce, hiç yakışmadı size. Sayın İnce
MUHARREM
İNCE (Yalova) Öyle yazdın!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Al oku, al oku
Al oku, çok
şey öğrenirsin. Geri kalan sayfaları da oku, çok şey
öğrenirsin.
BAŞKAN
Sayın İnce
MUHARREM
İNCE (Yalova) AKP yolsuzluklar partisidir. diyor, ben demiyorum.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Daha benden
öğreneceğin çok şey
Öğrenirsin
Öğrenirsin daha çok
şey
BAŞKAN
Sayın İnce, oturur musun!
RECEP KORAL
(İstanbul) Müsaade edin de dinleyelim. Siz dinlemiyorsunuz, biz
dinleyelim. Bu kadar da olmaz yani.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Tahrik etmeyeceksin
BAŞKAN
Sayın İnce, böyle bir usul var mı yani? Konuşma
anında, böyle bir usul var mı?
Sayın
Bakanım, lütfen devam edin siz.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Bakın ne diyor:
AKP ilkesiz, dürüstlükten uzak
BAŞKAN
Sayın İnce
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Dikkatli konuşun, tahrik etmeyecek olan kişi Sayın
Günay.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Kendisi yazmış. Ben yazmadımki.
Dürüstlükten uzak, saydamlıktan uzak, hazırlıksız,
aceleci
BAŞKAN
Sayın Grup Başkan Vekili, lütfen milletvekiline hâkim olur musunuz.
Sayın
İnce
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlarım; arkadaşımı mazur görüyorum.
Çünkü şöyle bir şeyi gördü: Mensup olduğu partide daha önce
partinin yönetim kadrolarını, partinin Genel Başkanını
hatta, adaylıkları, milletvekili adaylıklarını parayla
pazarlamakla ağır biçimde kurultay kürsüsünden eleştiren
MUHARREM
İNCE (Yalova) Onu diyen şerefsizdir!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Onu diyen şu anda
BAŞKAN
Sayın Bakan, bir dakika müsaade eder misiniz. Sayın Bakan
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Onu diyen
arkadaşımız şu anda partinizin Genel Başkanı
tarafından çok önemli bir noktada görevlendirildi.
BAŞKAN
Sayın Bakan
Sayın Bakan
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Şu anda
görevlendirildi.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Benden bahsediyordunuz!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Onu örnek alıyorsun.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Benden bahsediyordunuz!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Onu örnek alıyorsun.
Hayır, ben başka bir şey anlatıyorum. Bakın, partinin
BAŞKAN
Sayın Bakan
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sayın
Başkanım, özür dilerim, buna girmek istemem ama
BAŞKAN
Lütfen
Lütfen, polemik yaratmayın. Lütfen.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Partinin bunu, bunu
Bunu
Bunu
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Cumhuriyet Halk Partisinde adaylıklar parayla
satılmaz. Sayın Başkan, bu ifadesini düzeltmesi gerekiyor.
BAŞKAN
Sayın Özyürek, ama siz yapıyorsunuz bu işi ya!
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bu ifadesini düzeltmesi gerekiyor.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) İfademi aynen
açıyorum
Açıyorum, açıyorum
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Cumhuriyet Halk Partisinde adaylıklar parayla
satılmaz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) İfademi açıyorum.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Siz AKPden aday olmak için kaç para verdiniz?
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Hiç, bir kuruş
vermedik. O sizin partide var. O sizin
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Bu ifadesini düzeltecek.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sizde bedava mı?
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hayır, özür dileyecek! Bir partiye böylesine hakaret
olmaz.
KÜLTÜR VE TURİZM
BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
bakın
MUHARREM
İNCE (Yalova) Kemal Unakıtan bedava verir mi adama bunu!
BAŞKAN
Sayın İnce, lütfen
Sayın İnce
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Şimdi, bu yöntemle
devam ederseniz MHPye girersiniz, evet.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Kemal Unakıtan hayatta bedava vermez bunu.
İBRAHİM
HASGÜR (İzmir) Siz devam edin Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Bu yöntemle devam ederseniz
Benim ne anlattığımı arkadaşlar çok iyi
anladılar, o yüzden tepki gösterdiler. Ne
anlattığımı... Çünkü, bu iddiayı ileri süren
arkadaşım, kurultay eşiğinde sussun diye bir önemli görevle
görevlendirildi. Şimdi, bazı arkadaşlarımız, aynı
yöntemlerle seslerini yükseltiyorlar ki parti içinde yerlerini
sağlamlaştırsınlar diye. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
ABDURREZZAK ERTEN
(İzmir) Cumhuriyet Halk Partisini töhmet altında
bırakıyorsunuz. Vitrin yapıyorsunuz.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla)
Anlattıklarımı basın yazdı ve satır satır
belgelerim. Ama satır satır belgelerim, satır satır.
Anlattıklarımı satır satır belgelerim. Bu kürsüde
satır satır anlattıklarımı belgelerim. Anlattıklarımı
MUHARREM
İNCE (Yalova) Belgelemeyen namerttir!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Şimdi, izin verirseniz,
Yunus
MUHARREM
İNCE (Yalova) Belgelemeyen namerttir!
BAŞKAN
Sayın İnce, bu ne hırs ya! Niye böyle yapıyorsunuz ya!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Belgelesin buyursun!
BAŞKAN
Tamam, dışarıda istersiniz belgelemesini.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Cumhuriyet Halk Partisine hakaret edemez. Buyursun
belgelesin. Buyursun belgelesin.
BAŞKAN
Tamam, şu anda mı belgeleyecek! Lütfen
MUHARREM
İNCE (Yalova) Haddini bilecek önce insan!
BAŞKAN
Lütfen oturun yerinize. Lütfen
MUHARREM
İNCE (Yalova) Parayla adaylık satılıyormuş!
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Sen sus!
MUHARREM
İNCE (Yalova) O zaman siz kaç para verdiniz, Parayla adaylık
satılıyor. diyorsun?
BAŞKAN
Allah Allah!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sayın Başkan, ben
MEHMET ÇERÇİ
(Manisa) Sen sus!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Çerçi, çekerim ifadeni, otur yerine!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Sayın Başkan,
değerli arkadaşlar; böyle bir
BAŞKAN
Süreniz dolmak üzere Sayın Bakanım.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ben süremi kullanmadım
ki Sayın Başkan!
BAŞKAN Ee,
ama!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Ben süremi kullanmadım
ki! Arkadaşlar oturdukları yerden sürekli konuşuyorlar. Yani böyle
bir usul Türkiye Büyük Millet Meclisinde hangi gelenekle
bağdaşıyor, hangi görenekle bağdaşıyor bunu
anlayabilmiş değilim!
BAŞKAN
Sayın Bakan, Yunus Emreyi anlatmak zaten süreyle kısıtlı
değil efendim.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Yunus Emrenin ismine
tahammülü yok demek ki bazı arkadaşlarımızın,
bazı arkadaşlarımızın Yunus Emrenin hoşgörüsüne
tahammülü yok
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) İstanbula bak hoşgörüye, İstanbula!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla)
bazı
arkadaşlarımızın Yunus Emrenin İlim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir, sen kendini bilmezsin bu nice okumaktır! sözüne
tahammülü yok herhâlde! (AK Parti sıralarından alkışlar)
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Ne konuştuğun belli değil!
MUHARREM
İNCE (Yalova) Sen yaranmaya bak AKPye!
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, Yunus Emre gerçekten bizim düşüncemizin
doruklarından birisidir. Eskişehirde ayın 6sında onunla
ilgili anma toplantısı yapacağız, oraya gitmeye çalışacağım
Parlamentodaki görevlerimizi aksatmadan.
Ayrıca,
geçen dönem çıkmış bulunan bir yasa var Yunus Emre Enstitüsü
konusunda. Nasıl İspanyollar Cervantes Enstitüsüyle, Almanlar Goethe
Enstitüsüyle kendi dillerinin derinliğini dünyada anlatmaya çalışıyorlarsa,
biz de Yunus Emre Enstitüsüyle bütün dünyada Türk dilinin derinliğini,
Türk dilinin zenginliğini anlatmaya çalışacağız.
Ankaradaki en
önemli, en prestijli mekânlarımızdan birisini Yunus Emre Enstitüsü
olması için şu anda restore ediyoruz yani bir apartman katında,
bakanlığın koridorunda herhangi birkaç odada böyle bir enstitü
olmasın, bu enstitü gerçekten çok prestijli bir yapıda olsun diye.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Toparlıyorum.
BAŞKAN
Buyurun Sayın Bakan.
KÜLTÜR VE
TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla) Çünkü Cervantes Enstitüsünü
gördüm, aynı şekilde böyle bir yapıda çalışalım
diye bir hazırlığımız var. Ve sanıyorum ki, bu
yıl içinde başlayarak dünyanın çeşitli ülkelerinde Yunus
Emre adıyla dil merkezlerini, enstitüleri açmaya
çalışacağız.
Bir kez daha
Yunus Emreyi rahmetle anıyorum, bir kez daha Türk dilinin
yaşaması için, Türk kültürünün yaşaması için,
barış düşüncesinin, hoşgörü düşüncesinin,
kardeşlik düşüncesinin yaşaması için emek vermiş olan,
düşün üretmiş olan, gayret göstermiş olan, ebediyete intikal
etmiş olan bütün büyüklerimizi sevgiyle ve rahmetle anıyorum.
Onların anlayışının; onların barış,
hoşgörü, kardeşlik anlayışının bugünlerde bize
ışık tutmasını, nasibini almayanlara da nasiplenmeyi
sağlamasını temenni ediyorum. Hepinizi saygıyla, sevgiyle
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Bakan.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun Sayın Okay.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, Sayın Bakanın Cumhuriyet Halk
Partisinin kurumsal kimliğine yönelik
haksız sataşması nedeniyle, partime
yaptığı sataşma nedeniyle söz talebinde bulunuyorum.
BAŞKAN
Müsaade eder misiniz efendim,
tutanakları getirteyim, bakıp söz vereceğim.
Gündem
dışı üçüncü söz yasama ve denetim faaliyetlerine esas İç
Tüzük uygulamalarıyla ilgili söz isteyen Yozgat Milletvekili Mehmet
Ekiciye aittir.
Buyurun
Sayın Ekici. (MHP sıralarından alkışlar)
3.- Yozgat Milletvekili Mehmet Ekicinin, yasama ve denetim
faaliyetlerine esas olan İç Tüzük uygulamalarına ilişkin gündem
dışı konuşması
MEHMET
EKİCİ (Yozgat) Sayın Başkanı ve Genel Kurulu en
içten saygılarımla selamlıyorum. Bugün 1 Mayıs
İşçi Bayramı. İşçi Bayramının emek
dünyasına hayırlara vesile olmasını dilerken, ciddi bir
demokrasi özümsemesine hep birlikte
ihtiyacımızın olduğunu, Hükûmet ve sosyal taraflar olarak
tekrar belirterek sözlerime başlıyorum.
Tabii, bu,
demokrasinin özümsenmesi işi Türkiye Büyük Millet Meclisinden ve
Hükûmetten başlamalıdır diye düşünüyorum. Türkiye Büyük
Millet Meclisinde bilgi edinme yolları ve denetim yolları Anayasa ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi İç Tüzüğünde belirtilmiştir. Bu
denetim yollarından birisi olan yazılı soru yolu İç
Tüzükün 99uncu maddesinde de düzenlenmiştir.
Tabii, bu, belli
süreleri ihtiva etmektedir. Nasıldır? İşte, on beş gün
içinde cevaplandırılır, on gün tekit yazılır, Hükûmet
ihtiyaç duyarsa, bir ayı geçmemek üzere geciktirebilir gibi hususları
ihtiva etmektedir, ama burada kanun koyucu bir şeyi
atlamıştır: Hükûmetin yazılı soru önergelerine cevap
vermemesi hâlinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin uygulayacağı
yöntemi belirtmemiştir. Bu, kanun koyucunun nezaketidir aslında. Yani
Hükûmetin, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin soru önergelerine cevap
vermeme nezaketsizliği içinde bulunacağını kanun koyucu
hesap edememiştir.
Ancak, maalesef,
deminki hatip arkadaşlarımın da ifade ettiği gibi
yazılı ve sözlü soru önergelerimizin hiçbirine cevap alamıyoruz.
İlk engelleme Meclis Başkanlığından
başlıyor, arkasından Hükûmete intikal ediyor soru önergeleri,
ısrar ederseniz -ki, benim başıma geldi- intikal ediyor. Bu
sefer de Hükûmet
Sayın Başbakan ve Sayın
Dışişleri Bakanına iki tane soru önergem var: Birisi
28/1/2008 tarihinde verilmiş, birisi 20/2/2008 tarihinde verilmiş,
bugüne kadar hiç cevap alamadık.
Değerli
arkadaşlarım, bu, öncelikle Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine
karşı gösterilmiş bir nezaketsizliktir. İkincil olarak da
bir siyasi etik ve devlet adamlığı nosyonu eksikliğidir.
Burası Türkiye Büyük Millet Meclisidir ve milletvekilliği önemlidir.
Sayın başbakanlar, sayın bakanlar milletvekili olmadan önce
milletvekili olmak zorundadırlar. Dolayısıyla sadece Siirt
seçimlerinde, Sayın Başbakanın Türkiye Büyük Millet Meclisine
girdiği Siirt seçimlerinde yaşadığımız
olayları dikkatinize alır, hatırlarsanız,
milletvekilliğinin önemini anlarsınız.
Sayın
Başbakanın kendi grubunda bulunan 340 sayın milletvekilinin
isimlerini bilememek gibi bir lüksü olabilir, ama Sayın
Başbakanın veya sayın bakanların muhalefeti yok saymak,
muhalefetin yazılı veya sözlü soru önergelerini cevaplamamak gibi bir
lüksü ve hakkı yoktur. Bu cevap da asgari bir nezakettir en azından.
Muhalefete saygı göstermek asgari bir nezakettir. Biz denetim
görevlerimizi Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapamazsak, bizim
sorularımıza cevap verilmezse, şundan emin olun, biz Sayın
Başbakana ve Sayın Dışişleri Bakanına her
platformda bu soruları sorma yeteneğine sahip insanlarız. Ama
istiyoruz ki, deminden Sayın Bakan demokrasiden, insan güzelliğinden,
Yunus Emreyi içselleştirmekten bahsediyor, çok kurallı bir
şekilde, demokratik bir şekilde sorduğumuz sorulara lütfen cevap
verin. En azından size yazdığımız mektuba cevap verin.
Aksi takdirde, emin olun bu soruları kendi kadın kolları
toplantılarında bile sorarız.
Dolayısıyla,
ben Sayın Başbakanın soru önergelerimize cevap vermesini temenni
ediyorum ve bunu rica ediyorum. Ve Sayın Dışişleri
Bakanına ben ekümenikliği sormuşum, Patrikhaneyi sormuşum,
Türk-Yunan ilişkilerini sormuşum. Bunu öğrenmek benim
milletvekili olarak hakkımdır. Sayın Dışişleri
Bakanı Amerikan projelerinin Arap ülkelerindeki taşeronluğunu
yapmak yerine benim sorularıma cevap vermek zorundadır. (MHP
sıralarından alkışlar) Onun için, değerli
arkadaşlarım
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Buyurun Sayın Ekici.
MEHMET
EKİCİ (Devamla) Ben sözlerimi toparlıyorum Sayın
Başkan.
AKP Grubundaki
arkadaşlarımdan rica ediyorum: Demokrasi herkese lazımdır.
Şu Mecliste AKP Grubunda bugün oturan arkadaşlarımızın
30 kişi oturduğu dönemleri de hatırlıyoruz. Keser döner sap
döner, hesaplar döner. Onun için, gerçekten demokrasinin işletilmesi için
lütfen Sayın Başbakana ve Dışişleri Bakanına
baskı kurun diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkürler Sayın Ekici.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, sataşma nedeniyle bir söz talebi
BAŞKAN Ben
tutanağı bekliyorum. Hiç endişeniz olmasın. Yani gelir
gelmez şey yapacağım.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Hayır, olur mu?
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkanım, gündeme geçtikten sonra kıymeti
kalmayabilir.
BAŞKAN Ben
oturumdan önce
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Ama şunu bilesiniz ki, açıkça Cumhuriyet Halk Partisinde
adaylıkların parayla satıldığı söylendi. Bunu
zatıaliniz duydu, Divan duydu. Bunu tutanaktan bir kez daha
BAŞKAN
Biliyorum. Lütfen, tutanakları getirteyim, inanın vereceğim söz.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, atlatmayın.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Sayın Başkan, ama bunu siz de duydunuz, siz
yönetiyorsunuz. Bu tartışmalar niçin Sayın Başkan?
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Sayın Başkan, söz vermek zorundasınız.
BAŞKAN
Efendim, zorunda değilim, İç Tüzüke göre vereceğim, ama
tutanakları okumak mecburiyetindeyim de.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) İç Tüzüke göre zorundasınız.
BAŞKAN
Zorundasınız demeyin.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) İç Tüzüke göre zorundasınız.
BAŞKAN
Oylamaya sunarım o zaman sataşma var mı yok mu diye. (CHP
sıralarından gürültüler) Olur mu öyle? Ama yapmıyorum bunu.
HAKKI SUHA OKAY
(Ankara) Olur mu Sayın Başkan?
BAŞKAN
Yapmıyorum bakın.
MUHARREM
İNCE (Yalova) Duyanlar duymayanlara, görenler görmeyenlere
anlatsın.
BAŞKAN
Oturunuz lütfen, size söz vereceğim diyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ne zaman vereceksiniz?
BAŞKAN
Buradayız, gideceğimiz bir yer yok, buradayız nasıl olsa.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ne zaman vereceksiniz Sayın Başkan?
BAŞKAN
Tutanakları bekliyorum.
MUSTAFA ÖZYÜREK
(İstanbul) Ne tutanağı? Duymadınız mı siz?
Herkes duydu.
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Kulakları var duymayan.
BAŞKAN Lütfen
Lütfen
MUHARREM
İNCE (Yalova) Çok tarafsızsınız! Grup başkan vekili
gibisiniz!
BAŞKAN
Gündeme geçiyoruz efendim.
Başkanlığın
Genel Kurula sunuşları vardır.
Anayasa ve Adalet
Komisyonları üyelerinden kurulu karma komisyonun, bazı sayın
milletvekillerinin yasama dokunulmazlıkları hakkında üç adet
raporu vardır.
Raporların
muhalefet şerhleri aynı olduğundan, ortak muhalefet şerhi
son raporun ardından okunacaktır.
Şimdi,
raporları sırasıyla okutup bilgilerinize sunacağım.
V.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler
1.- Trabzon Milletvekili Asım Aykanın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/105) (S. Sayısı: 142) (x)
2.- Düzce Milletvekili Metin Kaşıkoğlunun
Yasama Dokunulmazlığının Kaldırılması
Hakkında Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet
Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/106) (S.
Sayısı: 143) (x)
3.- Konya Milletvekili Atilla Kartın Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılması Hakkında
Başbakanlık Tezkeresi ve Anayasa ve Adalet Komisyonları
Üyelerinden Kurulu Karma Komisyon Raporu (3/107) (S. Sayısı: 144) (x)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Görevi kötüye
kullanmak suçunu işlediği iddia olunan Trabzon Milletvekili Asım
Aykan hakkında düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart
2008 tarihli toplantısında görüşülmüştür.
Karma
Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate alarak Trabzon
Milletvekili Asım Aykan hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel
Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek Başkanlığa
saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Avukatlık görevini kötüye kullanmak suçunu işlediği
iddia olunan Düzce Milletvekili Metin Kaşıkoğlu hakkında
düzenlenen Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılmasına Dair Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya
hakkında Hazırlık Komisyonu
Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli toplantısında
görüşülmüştür.
Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate
alarak Düzce Milletvekili Metin
Kaşıkoğlu hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek
Başkanlığa saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
(x) 142, 143, 144 S.
Sayılı Basmayazılar tutanağa eklidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Hakaret suçunu işlediği iddia olunan Konya Milletvekili
Atilla Kart hakkında düzenlenen Yasama
Dokunulmazlığının Kaldırılmasına Dair
Başbakanlık Tezkeresi ve eki dosya hakkında Hazırlık
Komisyonu Raporu, Karma Komisyonumuzun 19 Mart 2008 tarihli
toplantısında görüşülmüştür.
Konya Milletvekili Atilla Kart, Komisyonumuza sözlü olarak
dokunulmazlığının kaldırılması talebini
iletmiştir.
Karma Komisyonumuz, isnat olunan eylemin niteliğini dikkate
alarak Konya Milletvekili Atilla Kart hakkındaki kovuşturmanın
Milletvekilliği sıfatının sona ermesine kadar ertelenmesine
karar vermiştir.
Raporumuz, Genel Kurulun bilgilerine arz edilmek üzere Yüksek
Başkanlığa saygı ile sunulur.
Burhan
Kuzu
İstanbul
Komisyon
Başkanı ve üyeler
Muhalefet Şerhi
Karma Komisyonun, kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine
dair kararına aşağıda yazılı gerekçelerle
muhalefet ediyoruz;
(1) Dokunulmazlıklar konusunda, 22. Yasama Dönemindeki temel
sorun; mevcut Anayasanın 76. maddesiyle TBMM İçtüzüğünün 131 ve
devamı maddelerinin, düzenleniş amacına aykırı olarak
ve çoğunluk diktasına dayalı bir anlayışla
uygulanmasından kaynaklanmaktadır.
Aynı anlayış ve uygulamanın 23. Yasama
Döneminde de devam edeceği görülmektedir.
Bilindiği gibi, TBMM İçtüzüğünün 131 ve müt.
maddelerindeki hükümlere göre;
Karma Komisyon, olayın ve suçlamanın niteliğine
göre; ya dokunulmazlığın kaldırılmasına ya da
kovuşturmanın dönem sonuna ertelenmesine karar verecektir. Elbette bu
değerlendirmeyi yaparken, önüne gelen dosya kapsamını da göz
önünde bulunduracaktır. Dosyanın geldiği safahat, suçlamanın
niteliği gibi hususları genel olarak göz önüne alıp, keza
Anayasanın 76. maddesinde düzenlenmiş olan Milletvekili seçilme
engeli teşkil eden bir suçlamanın söz konusu olup
olmadığını da değerlendirerek; buna göre karar verecek
ve rapor hazırlayacaktır.
Bunu yaparken, bir yargıç gibi davranmamak gerektiği
açıktır. Delillerin tartışmasından özenle
kaçınmak gerekmektedir.
Bu âdil ve objektif yaklaşım içinde hazırlanacak
olan raporun, 2 ayrı sonucu olacaktır.
Karma Komisyon ise, hiçbir objektif ölçü arayışına
girmeden, Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar doğrultusunda karar
vermiştir.
(2) 22. Yasama Döneminde, kişisel kaygı ve siyasi
hesaplarla Meclis iradesine tahakküm eden siyasi iktidarın, aynı
anlayış ve uygulamayı bu dönemde de devam ettirmek istediğini,
demokrasi adına endişeyle gözlemliyoruz. Bu endişe sebebiyledir
ki, her zeminde demokrasi ve hukuk adına, AKP Grubunu uyarmak
gereğini duyuyoruz.
Hükümet kaynaklı olarak sürdürülen bu hukuk tanımaz
uygulamalar sebebiyle; Anayasa ve İçtüzük açık bir şekilde ihlâl
edilmektedir.
Hukuka aykırı olan, çoğunluk diktasına
dayalı olan bu yanlış uygulamalar sebebiyledir ki; kişiler
yargılanamamakta, bu durum gelişen süreçte tıkanmalara yol
açmaktadır.
Bu yanlış uygulamalar ve dayatmalar sebebiyle; kamuoyunun
doğru bilgilendirilmesi mümkün olamamakta ve adli denetim süreci ihlâl
edilmektedir.
Dokunulmazlık kurumu ve keza soruşturma izni
kavramları, Siyasi İktidar tarafından hukuk tanımaz bir
anlayışla yozlaştırıldığı ve kötüye
kullanıldığı içindir ki; TBMM belli bir süreçten sonra
bazı bürokratlar ve kanun kaçakları (58 ve 59. Hükümetler Dönemindeki
Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı gibi) için bir
sığınma mercii haline getirilebilmiştir.
Anılan kişi hakkında, yargı
kararlarını uygulamamaktan dolayı Yargıtay 4. Ceza
Dairesine intikal eden 20ye yakın dosya mevcuttur. Bu dosya
sayısının daha da artacağı
anlaşılmaktadır.
Keza, AKP Mersin Milletvekili Ali Er hakkındaki dosya da
üzerinde önemle durulması gereken bir dosyadır. Anılan
Milletvekili hakkında, oğlunun yol açtığı ve ölümle
sonuçlanan trafik kazasıyla ilgili olayda, sanık konumuna girerek
olayı üstlendiği iddia edilmektedir. Bu çok ağır bir
iddiadır. Bir Milletvekilinin böylesine nitelikli bir iddiayla görevini
sürdürmesi ve zan altında kalması, Milletvekilliği
sıfatı ve TBMMnin saygınlığıyla
bağdaşmaz. Ancak Hükümet kaynaklı talep ve talimatlar
sebebiyledir ki, çoğunluk diktası uygulaması sonucunda, adı
geçen Milletvekili de âdil yargılanma hakkını
kullanamamaktadır.
Öte yandan; haklarında zimmet, dolandırıcılık,
çete kurmak, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık yapmak gibi
suçlamalar bulunan Milletvekilleriyle ilgili yargılamaların
yapılamaması; kamuoyunun denetim yapması ve bilgi alması
süreçlerini olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Türkiyenin karanlık
suç ilişkileri dönemini teşkil eden Susurluk ve
bağlantılı dosyaların yargılaması bu yüzden uzun
yıllar yapılamamıştır. Faili meçhul cinayetlerin
yoğun olarak işlendiği bir dönemi kapsayan bu olayların
gerçek boyutlarının ortaya çıkarılmamış
olması sebebiyledir ki;
aradan geçen 8-10 yıldan sonra benzer nitelikte olan Hrant
Dink, Malatya cinayetleri, Rahip cinayetleri ve eylemleri
karşımıza çıkmıştır. Ergenekon ismiyle
adlandırılan, ancak hazırlık tahkikatı
aşamasından itibaren Hükümet sözcüsü medya yapılanmasına
Emniyet tarafından servislerin yapıldığı bir tablo ile
karşı karşıya olduğumuz görülmektedir.
Acz ifade eden ve ibret verici olan bir diğer gelişme
ise;
henüz iddianamesi dahi düzenlenmemiş olan bir
soruşturma; Başbakan ve Kültür Bakanı tarafından, AKP
aleyhine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından
açılan davayla irtibatlandırılabilmiştir.
Böyle bir tablo ve sunuş, demokrasiler için utanç verici
olmanın ötesinde, demokrasinin geleceği bakımından da
endişe vericidir.
(3) Hükümet, dokunulmazlıklar konusunda
sıkışmış durumdadır. 22. Yasama Döneminde
yarattığı hukuk dışı uygulamalar Hükümeti esir
almıştır. Bu esaret, 23. Yasama Döneminde yeni
hukuksuzlukları beraberinde getirmektedir.
Hükümet, 23. Yasama Döneminde PKK terörü sebebiyle gelişen
toplumsal ve siyasi süreci, popülist bir anlayışla istismar etme
girişimi içindedir.
Çoğunluk diktasına dayalı hukuk tanımaz
uygulamalar 23. Yasama Döneminde, Meclis bünyesinde giderek
tırmanmaktadır.
Gelinen süreçte, kamuoyunda doğmuş olan tepki sebebiyle;
AKP Hükümeti, kendi suçluluğunu ve sorumluluğunu bertaraf edebilmek
amacıyla, bilgi kirliliği ve karartma yaratarak; DTPli
Milletvekillerinin şahsında, dokunulmazlıkların
kaldırılması uygulamasını gerçekleştirmek
suretiyle, kürsü sorumsuzluğuna müdahalenin yolunu açmaktadır.
Böyle bir süreçte, Hükümetin bazı kavramları istismar
ederek bir oldu-bitti, bir emrivaki yaratmak istediği görülmektedir.
Bu girişimlere, demokrasi ve hukuk adına engel
olunması gerekmektedir.
Böyle bir girişim kaçınılmaz olarak, kürsü sorumsuzluğunun
ihlâli sonucunu doğuracaktır. Faşizan yapılanmayı ve
Parti Devleti yapılanmasını kurumsallaştırma yolunda
ciddi bir mesafe sağlayan siyasi iktidar; bu yolla, yasama sorumsuzluğunun
da ihlâli sürecini başlatacaktır.
Anayasanın 83/2 ve 14. maddesiyle bağlantılı
olan suçlamalar yönünden, TBMM Başkanlığına intikal eden
dosyaların akıbeti hakkında karar verme yetkisi TBMM-Karma
Komisyonuna aittir. Bu süreçte artık geçerli olan irade, Komisyonun
iradesidir. Komisyon, dosya kapsamı ve yukarıda sözü edilen maddeler
çerçevesinde değerlendirmesini yapacaktır.
TBMM Başkanlığına intikal eden bazı
dosyaların, Karma Komisyonda görüşülmesine fırsat verilmeden,
Hazırlık Komisyonu veya TBMM Başkanlığı
aşamasında, Mahkemelerine veya Savcılıklara iade edilmesini;
Karma Komisyon ve Meclisin iradesine müdahale olarak gördüğümüzü önemle
ifade ediyoruz.
(4) Açıklanan sebeplerle;
AKP Grubunun, çoğunluk diktasına dayalı olarak,
keyfî ve sorumsuz bir şekilde tesis ettiği bir Komisyon iradesi söz
konusudur. Demokrasi ve kurallarla böylesine sorumsuz bir şekilde
oynanması kaçınılmaz olarak adalet kavramını
zedelemektedir.
Bu anlatımlarımız çerçevesinde,
dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda ilkeli ve
tutarlı davranılmasının önemini bir kez daha vurguluyoruz.
Hukuk, kurallarla çalışır ve işler. Toptan
veya götürü usulün, hukukta yeri yoktur.
Dokunulmazlıklar konusundaki temel ve objektif ölçü ise,
Anayasanın 76 ncı maddesidir.
Bu madde kapsamında kalan suçlar yönünden ayrım
yapılmadan, yargılama sürecinin devam etmesi gerekir. Çünkü bu suçlar
sübut bulduğu takdirde, nitelikleri itibariyle Milletvekilliği
göreviyle bağdaşmamaktadır. Sübut halinde sürdürülmesi mümkün
olmayan Milletvekilliği görevinin devam etmesinin hiçbir hukuki açıklaması
ve tutarlılığı söz konusu olamaz.
Böyle bir durum, Anayasa ve İçtüzüğün ilgili
hükümlerinin ihlali anlamına gelir.
76 ncı madde ölçütünün dışında kalan suçlar
yönünden ise; dosyası bulunan Milletvekilinin talep ve savunması da
değerlendirilerek, dosya safahatına ve içeriğine göre karar
verilmelidir.
Bu aşamada, diğer kamu görevlilerinin de
dokunulmazlıklarının bulunduğu yolundaki AKP
görüşlerini değerlendirmekte yarar görüyoruz. Önemle ifade ediyoruz;
diğer kamu görevlileri hakkında dokunulmazlık söz konusu
değildir. Kamu görevlileri hakkında soruşturma izni
kavramı söz konusudur. Soruşturma izni ilgili amir tarafından
verilmediği takdirde, idari yargı prosedürü içinde, adli
kovuşturma ve yargılama süreci başlayabilmekte, daha doğrusu
yargı denetimi süreci işlemektedir. Bu sebeple, kamu görevlilerinin
dokunulmazlığı değil, belli usul dairesinde
yargılanması söz konusudur.
Nitekim, yakın tarihte rektörler, kuvvet komutanları
görevde iken yargılanmışlar, tutuklu kalmışlar, beraat
etmişler veya mahkûm olmuşlardır. Salt bu süreç dahi; AKP
sözcülerinin söylemlerinin gerçeklerle ve mevzuatımızla ilgisi
olmadığını göstermeye yeterlidir. Öte yandan; kamu
görevlileriyle ilgili olarak bu adli sürecin dışında; görev yeri
değişikliği, disiplin uygulamaları ve tazmin
sorumluluğunun varlığı da ayrı bir gerçektir.
Bir kez daha ifade ediyoruz; soruşturma izni kavramı,
görevin mahiyeti gereği uygulanan bir hukuksal durumdur.
En nihayet, soruşturma izni düzenlemesinden Hükümet
rahatsız ise veya gerçekten düzeltilmesine gerek görüyor ise yahut daha
seri hâle getirmek istiyorsa; bu yöndeki yasal değişiklikleri her
zaman değerlendirmeye açık olduğumuzu hep ifade ettik. Ancak
burada da, Hükümetin gayriciddi ve tutarlı olmayan tavrı hemen ortaya
çıkmıştır. Çünkü; Hükümet, soruşturma izni
kavramını ve yetkisini kendi tekelinde tutarak; siyasi ve
kişisel yaklaşımına göre, soruşturma iznini
kaldırmakta ya da reddetmektedir.
Soruşturma izninin kısıtlanması veya
kaldırılması yönünde 22. Yasama Döneminde başta Bursa
Milletvekili Sn. Ertuğrul Yalçınbayır tarafından sunulan
kanun tekliflerinin, AKPnin oylarıyla reddedildiğini de önemle ifade
ediyor ve vurguluyoruz.
Görüldüğü gibi; Hükûmet, demokrasi arayışı
içinde olmayıp, dayatmacı bir anlayışla, kişisel
çıkar ilişkileri ve siyasi kaygılarla;
dokunulmazlıkların kaldırılması sürecini toptan bir
anlayışla engellemektedir.
Böyle bir anlayış ve uygulamanın, hukukta ve
anayasada yeri yoktur.
Tüm bu sebeplerle; Hükûmet kaynaklı talep ve talimatlar
doğrultusunda, kişisel çıkarlar ve siyasi kaygılarla, TBMM
Karma Komisyonunun AKPli üyelerinin çoğunluk diktası yoluyla tesis
ettikleri erteleme kararına muhalefet ettiğimizi beyan ediyoruz.
20.03.2008
Halil
Ünlütepe Turgut Dibek Atilla Kart
Afyonkarahisar Kırklareli Konya
Şahin
Mengü Ali Rıza
Öztürk İsa
Gök
Manisa Mersin Mersin
Rahmi
Güner Ali İhsan
Köktürk
Ordu Zonguldak
Muhalefet Şerhi
3/107 no ile işlem gören Konya Milletvekili Sn. Atilla
Kartın dokunulmazlığının kaldırılması
isteğinin dönem sonuna kadar ertelenmesine dair çoğunluk
kararına muhalefet şerhimiz aşağıda arz
edilmiştir.
Milletvekili dokunulmazlığı birçok modern ülkede
bulunduğu gibi ülkemizde de anayasal bir hukuki müessese olarak yer
almaktadır. Milletvekillerinin görevlerinin niteliği gereği
birçok haksız ve uydurma isnatla karşılaşmaları
muhtemeldir. Nitekim bu nedenle birçok suç tipi bakımından diğer
kamu görevlileri de benzer korumalara sahiptir.
Ancak dokunulmazlıkla amaçlanan esas gaye milletvekillerinin
Meclis kürsüsündeki konuşmaları sebebiyle sınırsız
yargılanmazlık güvencesine sahip olmaları yanında esas
itibariyle iftira niteliğinde olacak ithamlardan korunmalarını
temin etmektir. Bugün ise komisyon önüne gelen dosyalardan
anlaşıldığı üzere sayın
Başbakanımız hakkında zimmet, evrakta sahtecilik, cürüm
işlemek için teşekkül oluşturmak, bazı
bakanlarımız hakkında vergi usul kanununa muhalefet ve yine
partilerinde önemli görevlerinde bulunan bazı milletvekilleri
hakkında sahtecilik, halkı sınıf, ırk, din, mezhep
veya bölge farklılığı gözeterek açıkça tahrik etmek,
ihaleye fesat karıştırmak, kamu kurumlarını
dolandırmak, suçu ve suçluyu övmek gibi ağır toplumca yoğun
antipati duyulan mahkumiyetleri halinde bırakınız bakan
olmayı milletvekili olmayı kamu görevi bile yapamayacak olan insanların
dokunulmazlık zırhına bürünerek bu müessesenin istismarına
neden oldukları anlaşılmaktadır.
Bu durum kamu vicdanında, demokratik sisteme, siyaset
kurumuna, meclisin üstünlüğüne gölge düşürmekte, derin yaralar
açmaktadır.
Çağdaş demokrasilerde bırakınız mahkûm
olmayı bu tür isnatlarla karşılaşan siyasetçiler ve kamu
görevlilerinin görevden ayrılmaları neredeyse yazısız bir
kural haline gelmiştir.
Dokunulmazlıkların kaldırılma isteğine
AKPli üyeler yargının siyasallaştığı hâkim
savcıların bağımsızlığını
kaybettiği kamu görevlilerinin de dokunulamazlığının
bulunduğu, milletvekillerinin itibarının bu şekilde
korunduğu gerekçeleri ile karşı çıkmaktadırlar. Bu
gerekçelerin hiçbirisi gerçekçi bulunmamaktadır.
Her kurum içerisinde hatalar yapıldığı gibi
kasıtlı yanlışlar da yapılabilmektedir.
İşine geldiğinde hukuka saygı talep eden yargı
kararlarını kendisine referans gösteren iktidar hatta zaman zaman ana
muhalefetin bu tavrı bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüklerden
biridir. Bu tavrın devamı halinde hakkındaki yargı
kararını beğenmeyen bütün vatandaşlarımıza yargı
siyasallaşmıştır ben bu kararı tanımıyorum
deme imkânı getirecektir ki bu durum kaosa yol açacaktır.
AKPnin diğer kamu görevlilerinin de
dokunulmazlığı bulunduğu gerekçesi samimiyetten
uzaktır. Bahsedilen kamu görevlilerinin
dokunulmazlığını AKP kaldırmak istemiştir de
engel olan mı olmuştur.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak yukarıda belirtilen
suçlardan yargılanan milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının devamı ile meclisin
itibarının korunacağını düşünmüyoruz. Tam tersine
bir kurum varsa içindeki sıfatını istismar edenleri
ayıklayarak itibar kazanacağına inanmaktayız.
Bu sayede haklarında uydurma isnatlardan milletvekillerinin
aklanmalarının önü açılmış olacaktır.
Bütün bu nedenlerle MHP olarak dokunulmazlığın
anayasamızda kürsü dokunulmazlığı şeklinde yeniden
düzenlenmesinin yerinde olacağına mevcut hal itibariyle de
haklarında fezleke olan milletvekillerinin
dokunulmazlıklarının kaldırılarak adaletin tecellisine
tevdilerine karar verilmesi gerektiği inancıyla muhalefet
şerhimizi arz ediyoruz.
Rıdvan
Yalçın Metin
Çobanoğlu Osman
Ertuğrul
Ordu Kırşehir Aksaray
Behiç
Çelik Nevzat Korkmaz Faruk Bal
Mersin Isparta Konya
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, bilgilerinize
sunulmuştur.
Sayın Okay, tutanakları getirttim, okudum. Size 69uncu
maddeye göre söz vereceğim ama lütfen yeni bir sataşmaya mahal
vermemek kaydıyla.
Buyurun efendim.
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR
1.- Ankara Milletvekili Hakkı
Suha Okayın, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günayın,
konuşmasında partisine sataşması nedeniyle
konuşması
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Gündem dışı söz talebinde bulunan Yalova
Milletvekilimiz Sayın Muharrem İncenin Kültür
Bakanlığından ibraz ettiği bir yazılı belgeye
karşı bu konuda söz talebinde bulunan Sayın Bakan, Kültür
Bakanlığındaki çöp sepetlerinin
karıştırıldığını söyleyerek bu
yazılı belgeyi geçiştirmek istedi.
Değerli arkadaşlarım, Cumhuriyet Halk Partisinin
hiçbir milletvekili, Kültür Bakanlığında çöp sepeti
karıştırmaz ama Cumhuriyet Halk Partisinin attığı
kimi çöpler Kültür Bakanlığındadır. (CHP
sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlarım, keza Yunus Emreyi anma
günü, hoşgörü günü diye söze başlayıp bir türlü aklından
çıkaramadığı Cumhuriyet Halk Partisine yönelik tahrikkâr
sözlerinden vazgeçmeyen Sayın Günay, bu söylem içerisinde de Cumhuriyet
Halk Partisinde adaylıkların parayla belirlendiği gibi, gerçek
dışı, tamamen iftira olan bir söylemde bulundu. Bunu ispat
edemeyeceği malum ama bunu ispat edemeyen müfteridir.
Ancak şunu ifade etmek istiyorum: Kimi siyaset adamları,
değişik siyasi partiler içerisinde yer alabilir, Cumhuriyet Halk
Partisinden Demokratik Sol Partiye, Demokratik Sol Partiden Adalet ve
Kalkınma Partisine geçebilir ama birileri geçmiş siyasi çizgisiyle
kendisini kanıtlamak için, her fırsatta ve her vesileyle burada
geçmişe yönelik ve geçmişte siyaset arkadaşlarına yönelik
haksız, yersiz ve densiz suçlamada bulunma huyundan vazgeçmesi lazım.
(CHP sıralarından alkışlar)
Bunu anlayışla karşılarım, bunu
anlayışla karşılarım. Kendini ispat etmek istiyor
olabilir, Bakanlık koltuğunda oturduğu üslubunu burada sürdürmek
isteyebilir; keza, etkinliklerde sağ yumruğunu havaya kaldırarak
ispat etmek isteyebilir. Ama size ispat edeceği ne varsa etsin ama
Cumhuriyet Halk Partisine bulaşmasın; Cumhuriyet Halk Partisiyle yolu
ayrılmıştır, Cumhuriyet Halk Partisinin iç siyasetinden söz
etme hakkı hiç olmayan kişidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Okay.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın Bakanım, neydi?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Düzeltme yapmak istiyorum. (CHP sıralarından gürültüler)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bizim de düzeltme
hakkımız var.
MUHARREM İNCE (Yalova) Sayın Günay, siz CHPde genel
sekreterken adaylıklar için para aldınız mı? Siz
aldıysanız bilemem.
EYÜP FATSA (Ordu) Muharrem, seni genel başkan
yardımcısı yapmazlar, çok çırpınma.
BAŞKAN Çok kısa olarak, buyurun Sayın Bakan.
2.- Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın, Ankara Milletvekili Hakkı Suha Okayın,
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Sayın Başkanım, ben geçmişte bu iddiayı basında
yer aldıran ve basında yer aldıktan sonra kurultay kürsüsünde
yüksek sesle dile getiren bazı arkadaşlarımızın bu
kurultay eşiğinde önemli görevlerde değerlendirildiğini,
buna bakarak bazı arkadaşlarımızın benzer yöntemler
kullanabileceğini ve bunu mazur görebileceğimi söyledim. Bu
iddiayı ben dile getirmedim. Geçmişte de, bugün de dile getirmedim.
Bu iddia hem basında yer almıştır hem kurultay kürsüsünde
partinin çok üst düzeyinde görev almış bulunan bir
arkadaşımız tarafından dile getirilmiştir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Tüm iftiralar burada söylenecek
mi?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Bütün bu iddiaları arkadaşlarımız
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sizinle ilgili iftiraları
da biz burada mı söyleyelim? Ayıp değil mi? Böyle bir üslup var
mı ya?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
karşımda oturan arkadaşlarımız aynen biliyorlar,
gerçekleriyle ve gerekçeleriyle biliyorlar. Bu kadar.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Yani söylenen her iftira burada,
Meclis kürsüsünde söylenecek mi?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Bakan için
iftiraları da burada söyleyecek miyiz? Böyle bir üslup var mı
Sayın Başkan?
BAŞKAN Efendim, yani çalışmamızı
bırakalım, buna mı devam edelim yani? Bırakalım
isterseniz, karşılıklı şey yapın efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Böyle bir üslup var mı? Ne
hakla söz veriyorsunuz?
BAŞKAN Nasıl söz vermem, açıklama yapacak Bakan?
Olur mu?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Neyin açıklaması?
BAŞKAN Açıklama değil, düzeltme yapıyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sizinle ilgili de bir ton iftira
var. Burada bunları da mı konuşacağız? Bu
iftiralarını ispat etmeyen namerttir, müfteridir. Sizi müfteri olarak
ilan ediyorum.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, (10/121, 129, 132, 134)
esas numaralı Meclis Araştırması Komisyonunun başkan
vekili, sözcü ve kâtip seçimine dair bir tezkeresi vardır.
Okutuyorum:
VII.- BAŞKANLIĞIN GENEL
KURULA SUNUŞLARI
A)
Tezkereler
1.- (10/121, 129, 132, 134) esas
numaralı Meclis Araştırması Komisyonu Geçici
Başkanlığının, komisyonun, başkan, başkan
vekili, sözcü ve kâtip üye seçimine ilişkin tezkeresi (3/410)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Komisyonumuz, Başkan, Başkanvekili, Sözcü ve Kâtip
üyelerini seçmek üzere 30.04.2008 günü saat 16.00da B Blok 2. Kat 4. Bankodaki
Araştırma Komisyonu Toplantı Salonunda 11 Üye ile
toplanmış ve aşağıda isimleri yazılı
sayın üyeler belirtilen görevlere seçilmişlerdir.
Mithat
Melen
İstanbul
Komisyon
Geçici Başkanı
Adı
ve Soyadı Seçim
Bölgesi Aldığı
Oy
BAŞKAN : Mehmet Domaç İstanbul 11
BAŞKANVEKİLİ : Fuat Bol İstanbul 10
SÖZCÜ : Mehmet Beyazıt Denizolgun İstanbul 11
KATİP : Abdurrahman Arıcı Antalya 10
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis Araştırması açılmasına
ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:
B) Meclis
Araştırması Önergeleri
1.- Trabzon Milletvekili
Kemalettin Göktaş ve 24 milletvekilinin, petrol arama
çalışmaları konusunda Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/180)
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Türkiye Cumhuriyeti petrol kaynaklarının milli
menfaatlere uygun olarak, hızlı, sürekli ve etkili bir biçimde
aranması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi ülkemizin
bulunduğu konjonktürel yapısı gereği çok elzemdir.
Sınır komşularımız olan Irak, Suriye ve
İran'da büyük ölçeklerde petrol rezervlerinin bulunmasından hareketle
geliştirilen "Türkiye'nin altında bir petrol serveti
yatıyor." söylemi sıkça gündeme getirilmektedir.
Yazılı basında sıkça görebildiğimiz
yabancı petrol arama şirketlerinin uydular vasıtası ile
uzaydan son teknolojileri kullanarak arama yapıldığını
ve Türkiye'nin özellikle güneydoğusu ve her tarafında çok büyük
petrol yataklarının var olduğu, "Türkiye'de petrol
olduğunu Türk'ten başka herkes biliyor" tabiri
kullanılması kamuoyunda, ülkemizde yeterince araştırma yapılmadığına
dair sıkıntı yaratmaktadır.
Ülkemizde halen petrol üretiminin alındığı
bölgelerde, daha önce arama çalışması yapılmış ve
henüz arama çalışması hiç yapılmamış sahalarda
yeni arama teknolojileri uygulanarak (örneğin 3-Boyutlu sismik gibi)
yeniden aranması planları, arama çalışmalarında ne
kadar derine inildiği ve daha önceden açılıp, ekonomik
açıdan verimli olmaması sebep gösterilerek kapatılan
kuyuların, son dönemde artan petrol fiyatları ile verimsiz küçük
kuyuların bile cazip hale gelmesinden dolayı, bu kuyularda tespit
edildiği söylenen ağır petrol (işlenmesi zor) rezervlerinin
yeniden açılıp işletilmesi ve ayrıca mevcut petrol
sahalarındaki üretilebilecek petrol rezervlerimizde uyguladığımız
üretimi artırma yöntemleri ile (mesela; C02 enjeksiyonu uygulaması)
var olan kaynaklarımızdan en verimli şekilde faydalanmanın
ülke çıkarları için önem arz ettiğinden dolayı; Türkiye'de
petrol kaynaklarının tespiti ve tamamen ülke çıkarları için
en verimli şekilde kullanılması, bu konu çerçevesinde dünya ölçeklerine
göre yeterli araştırma yapılıp
yapılmadığı ve konuyla ilgili gerekli önlemlerin
alınması amacı ile Anayasa'nın 98. ve Türkiye Büyük Millet
Meclisi iç Tüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis
Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.
1) Kemalettin Göktaş (Trabzon)
2) Ahmet Gökhan Sarıçam (Kırklareli)
3) Abdullah Veli Seyda (Şırnak)
4) Agâh Kafkas (Çorum)
5) Mehmet Salih Erdoğan (Denizli)
6) Cumhur Önal (Karabük)
7) Ali Koyuncu (Bursa)
8) Müjdat Kuşku (Çanakkale)
9) Abdurrahman Kurt (Diyarbakır)
10) Abdurrahman Dodurgalı (Sinop)
11) Sebahattin Karakelle (Erzincan)
12) Sami Güçlü (Konya)
13) Muharrem Candan (Konya)
14) Özkan Öksüz (Konya)
15) Hüsnü Tuna (Konya)
16) Abdullah Çetinkaya (Konya)
17) Zeynep Dağı (Ankara)
18) Burhan Kayatürk (Ankara)
19) Faruk Septioğlu (Elâzığ)
20) Safiye Seymenoğlu (Trabzon)
21) İlknur İnceöz (Aksaray)
22) Özlem Müftüoğlu (Gaziantep)
23) Aşkın Asan (Ankara)
24) Birnur Şahinoğlu (Samsun)
25) Lütfi Çırakoğlu (Rize)
BAŞKAN Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemdeki yerini alacak ve Meclis
araştırması açılıp açılmaması konusundaki ön
görüşme sırası geldiğinde yapılacaktır.
Sayın milletvekilleri, gündemin Kanun Tasarı ve
Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler
kısmına geçiyoruz.
1inci sırada yer alan, Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
kaldığımız yerden devam edeceğiz.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B) KANUN
TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/549) (S. Sayısı: 216) (x)
BAŞKAN Komisyon ve Hükûmet buradalar.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine
başlıyoruz.
İkinci bölüm, geçici 9, 10, 11, 12, 13 ve 14üncü maddeler
dâhil, 14 ile 22nci maddeleri kapsamaktadır.
İkinci bölüm üzerinde söz isteyen gruplar vardır.
İlk söz, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
İstanbul Milletvekili Esfender Korkmaza aittir.
Buyurun Sayın Korkmaz. (CHP sıralarından
alkışlar)
(x) 216 S. Sayılı
Basmayazı 30/4/2008 tarihli 97nci Birleşim Tutanağına
eklidir.
CHP GRUBU ADINA ESFENDER KORKMAZ (İstanbul) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinize saygılar sunuyorum.
Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Yasa Tasarısının ikinci bölümünde Cumhuriyet
Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime
başlamadan önce, 1 Mayısta polis copu, biber gazı altında
kalan emekçilere ve milletvekillerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, bir yasa, tüm ekonomik ve sosyal
potansiyelini kullanabilen, topluma bu anlamda yarar getirebilen yasadır.
Bugün görüşmekte olduğumuz yasa, maalesef, bu potansiyeli kullanan
bir yasa değil; ekonomik ve sosyal yaklaşıma hâkim, sahip bir
yasa değil; serbest muhasebeci ve mali müşavirlerle yeminli mali
müşavirlerin potansiyel imkânlarını, bu mesleğin potansiyel
imkânlarını kullanabilen bir yasa niteliğinde değil.
Değerli arkadaşlar, bu meslek mensupları,
Türkiyede özellikle vergi alanındaki kayıt
dışılığı önlemede önemli bir fonksiyona sahip
olabilir. Yine, bu meslek sahipleri Türkiyede vergi bilincinin gelişmesi
için önemli katkılar yapabilir. Ama maalesef, asıl hedef olması
gereken bu iki hedef bu yasada gözetilmemiştir. Dolayısıyla, bu
yasa, ekonomik ve sosyal içeriği olan, etkinliği olan bir yasa
niteliğinde değildir.
Kayıt dışılığın önlenmesi,
Türkiyenin çok uzun zamandan beri üzerinde durduğu ve bu konuda mücadele
ettiği bir olgudur, bir gerçektir. Ancak kayıt
dışılığın önlenmesi, vergi kaçırmanın
önlenmesi bilinçli bir mücadeleyle olur. Burada meslek sahiplerinden, bu
anlamda meslek sahiplerinden yararlanmak mümkündür. Nasıl mümkündür?
Onların yetki ve sorumluluklarını artırarak, Türkiyede
kayıt dışılıkla, vergi kaçırmayla mücadelede bu
meslek sahiplerinden Türkiyenin yararlanması mümkündür. Türkiyede
kayıt dışılıkla mücadele bilinçli yapılmıyor
diyorum çünkü kayıt dışılıkla mücadele tehditle, zorla
olmuyor, vesayetle olmuyor.
Değerli arkadaşlar, bu meslek sahiplerini ve
bunların oluşturduğu odaları Maliye
Bakanlığı vesayeti altına almak istiyor. Zaten vesayeti
altında ama bunu artırmak istiyor.
Bakın, sınav sisteminde, mesleğe giriş
sınavında Maliye Bakanlığı bu sınavın adil,
tarafsız ve mevzuatına uygun bir şekilde yapılması
için gerekli tedbirleri alır. diye bir cümle var. Şimdi, bunun
anlaşılması mümkün değil. Çünkü, zaten sınavda iki
tane Maliye denetim elemanı var. Buna rağmen, acaba, Maliyenin hedefi
nedir, neden vesayet altına almak istiyor bu kurumu ve bu müesseseyi?
Şimdi, baroyu örnek verelim. Acaba baroyu da Adalet
Bakanlığı aynı şekilde vesayet altında
tutabiliyor mu? Yahut ticaret ve sanayi odalarına bakın. Ticaret ve
sanayi odalarını, acaba Sanayi ve Ticaret Bakanlığı
aynı anlamda vesayet altında tutuyor mu?
Değerli arkadaşlar, burada hedef bellidir, bu vesayetin
amacı bellidir. Vesayetin amacı siyasi iktidarın bu odalara
nüfuz etmesi ve bu odaları ele geçirmesi hedefidir. Şimdi, Maliye
Bakanlığının bu vesayet anlayışı o kadar
açık ve bariz ki her alanda kendisini gösteriyor yani böyle bir
yaklaşım içinde olduğunu Bakanlığın her
kademesinde görebiliyorsunuz.
Bakın, şimdi, bu yasa dolayısıyla denetim
elemanlarının verdiği bir rapor var onu kısaca
okuyayım; diyor ki: Maliye Bakanlığının bir nevi ön
inceleme görevini yapar bunlar; denetim elemanlarına, yapacakları
işe yardımcı olmak üzere yasayla verilen yetkiyi kullanır.
Yani bir yerde kendi yardımcıları olarak görüyorlar bu denetim
elemanları bu meslek mensuplarını. Arkadaşlar, bu
anlayışla Türkiye'de vergi kaçağını önleyemezsiniz. Bu
anlayışla, hiçbir şekilde yetki ve sorumluluk vermezseniz bu
meslek mensuplarına, bunlardan gereği kadar
yararlanamazsınız.
Şimdi, ikincisi: Toplumda vergi bilincinin gelişmesinde
bu meslek mensuplarının önemli yararları olur çünkü toplumda
vergi bilincinin gelişmesi, herkesi potansiyel suçlu olarak görmekten
geçmez.
Bakın, yine Maliye Bakanlığının hesap
uzmanları raporu var; orada diyor ki: Altı yılda beyan edilen
vergilerin 100 içinde oranı 46,5; verilmeyenlerin 53,5. Yani, demek ki
Türkiyede kazananların beyan ettiği vergi, vergi
kaçağının altında. Dolayısıyla, böyle bir
yaklaşımla Türkiyede vergi bilinci oluşmaz.
Değerli arkadaşlar, bir ülkede vergi bilincinin
olması için devletin önce hizmet yapması lazım. Türkiyede
eğitim, sağlık, altyapı hizmetlerini devlet yeteri kadar
yapamıyor, Hükûmet yeteri kadar kaynak ayırmıyor. Her ülkede
kaynak kıttır ama önemli olan, kaynakların bazı alanlarda
tercihli olarak ayrılmasıdır. Burada maalesef Hükûmet yeteri
kadar kaynak ayırmıyor.
Ayrıca, değerli arkadaşlar, vergi veren insan hesap
da sorabilmelidir ama Türkiyede hesapları hep Başbakan soruyor.
Diyor ki Başbakan: Enflasyon tek haneye indi, ekonomi iyileşip
büyüdü. Bunu siz görmüyorsunuz. Onlar, gözleri var görmezler, kulakları
var duymazlar. diyor. Şimdi, değerli arkadaşlar, vatandaş
da diyor ki: Yahu, maval okuma! Mazot kaç lira biliyor musun? Ben çiftçiyim
yağ bile alamıyorum, sen bunları külahıma anlat. diyor.
Arkadaşlar, böyle bir hizmet anlayışı içerisinde vergi
bilincinin oluşması mümkün değil.
Kaldı ki Sayın Başbakanın dili var,
konuşuyor ama ne diyor? Diyor ki: İhracat 36 milyardan 114 milyara
çıktı. Ama hiçbir zaman söylemiyor ki 2002 yılında
dış ticaret açığı 16 milyar dolardı, şimdi 4
katına çıktı, 66 milyar dolara çıktı, bunu söylemiyor.
Başbakanın dili var ama bunu söylemiyor. Şimdi, değerli
arkadaşlar, diyor ki: 107 milyar dolara çıktı, 114 milyara
çıktı. Ama yine Başbakan şunu göremiyor: Bakın,
AKPnin iktidar döneminde, 2003 yılından 2008 Marta kadar,
Türkiyeden 6 milyar dolar, -doğrudan yatırımların- hani
banka satın alan, şirket satın alanlar yurt
dışına kaynak transfer etmiş. 17,2 milyar dolar, borsada
oynayan, sıcak para kaynak transfer etmiş. 123,3 milyar dolar AKP
İktidarı döneminde Türkiye cari açık vermiş yani kan
kaybetmiş. IMFye 6 milyar dolar Türkiye faiz ödemiş bu süre
içerisinde.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Korkmaz.
ESFENDER KORKMAZ (Devamla) Kamu dış borcu için yine
Türkiye 24,3 milyar dolar faiz ödemiş. Özel sektör dış borcu
için Türkiye 28,3 milyar dolar faiz ödemiş. Yani Türkiye AKP
İktidarı döneminde 205 milyar dolar yurt dışına kaynak
transfer etmiş.
Peki, bugüne kadar ne kadar ihracat yapmış? 376 milyar
dolar. Görüyor musunuz arkadaşlar, yapılan ihracat kadar da neredeyse
yurt dışına kaynak transfer edilmiş. Bu benim
söylediğim değil, bu TÜİKin rakamları. Şimdi,
nasıl oluyor yani ihracatı gören bir Başbakan Türkiye'nin
dışarıya kan kaybetmesini görmüyor. Yani gözü var görmüyor mu,
kulağı var duymuyor mu? Yani bunu uzmanlardan öğrenip de dinlemiyor
mu arkadaşlar? Onun için bir Başbakanın ağır
konuşmaması lazım. Çünkü Araf Suresine göre bu söyledikleri çok
büyük hakarettir; muhaliflere, yazarlara, muhalefet edenlere, bu ülke için söz
söyleyenlere çok büyük hakarettir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Kokmaz.
ESFENDER KORKMAZ (Devamla) Teşekkür ediyorum, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
MHP Grubu adına Antalya Milletvekili Hüseyin
Yıldız.
Buyurun Sayın Yıldız. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA HÜSEYİN YILDIZ (Antalya) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 216 sıra sayılı
Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle, hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Bugün 1 Mayıs, çalışanlarımızın 1
Mayıs bayramlarını kutluyorum. Cumartesi günü de Türk
Milliyetçileri ve Türkçülük Günüdür, Türk milliyetçilerinin ve Türkçülerin de
Türkçülük Gününü kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, ülke ekonomimizin ve devletimizin en
önemli gelir kaynağı olan vergilerin belirlenmesinde vatandaş ve
vergi daireleri arasında önemli bir köprü görevi yapan muhasebecilik ve
mali müşavirlik mesleği yasası 1989 yılında
çıkarılmıştır. Meslek yasaları içerisinde
maalesef en son kabul edilen meslek yasasıdır. Yasanın kabul
edilişi sürecinde ve Yasada daha sonra yapılan
değişikliklerde olduğu gibi, bugün yapmakta olduğumuz
değişiklikler de meslek mensuplarının tasarı ile
ilgili görüşleri alınmadan gerçekleşecektir. Meslek
mensuplarını da ilgilendiren yasa değişikliklerinde meslek
mensupları, meslek odaları, meslek odaları birlikleri, bürokrasi
ve siyasi otorite sıralamasıyla yapılacak yasalarda hatalar en
aza indirgenecek, yasalarda sürekli değişiklik
yapılmasının önüne geçilebilecektir. Bu şekil, toplumda
zıtlaşma ve kutuplaşmaları da ortadan kaldıracaktır.
Aksi durum, yani sizin yaptığınız, bürokrasinin, Hükûmetin
düzenlemesi olacak ve sorunları da beraberinde getirecektir.
Biz gerçekleri ne kadar söylesek de siz AKP olarak bundan önceki
yasalarda yaptığınız gibi bu yasayı da
yanlışlarıyla beraber çıkaracaksınız ama biz de
bıkmadan sizi uyarmaya ve halkımızı bilinçlendirmeye devam
edeceğiz.
Hükûmetin teklif ettiği bu yasada Komisyonda yapılan
değişiklikleri
karşılaştırdığımızda görülecektir ki
bundan önceki yasalarda yaptığınız gibi alelacele
hazırlanmış bir yasadır. Muhalefet milletvekillerinin
komisyondaki itirazları ve iktidar partisi milletvekillerinin bazı
maddelerdeki uzlaşmalarıyla bazı iyileştirmeler de
yapılmıştır.
Değerli milletvekilleri, oda seçimlerinin üç yıla
çıkarılması, delege sayısının belirlenmesinde 25
meslek mensubu sayısının geçici 60 ve sonraki süreçte 75 olarak
değiştirilmesi, meslek mensubu sayısı 250yi geçen
ilçelerde oda kurulabilmesi, serbest muhasebecilik unvanının
kaldırılması doğru kararlar olmuştur. Bu doğru
kararlar için, başta Bakanlığımızın bürokrasisi
ve Sayın Maliye Bakanımıza, bu konuda emeği geçen
diğer iktidar partisi milletvekillerine de yirmi beş yıl serbest
muhasebeci mali müşavirlik yapmış bir meslektaş olarak
teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekilleri, tasarının bugünlerde
gündeme getirilmesi, önümüzdeki ay yapılacak oda genel
kurullarının dönemine
rastlaması nedeniyle etik olmamıştır. Tasarı, bugün
itibarıyla ülke genelindeki 74 bin meslek mensubunun
yaşadığı sorunlara çözüm getirecek hükümleri de
içermemektedir.
Değerli milletvekilleri, tasarıdaki oda, birlik, yönetim,
denetim ve disiplin kurullarına seçilecek üyelerin fiilen
çalışma ve üç yıllık kıdem şartı
eşitlik ilkesine aykırı olup odaların üyesi olan
aidatını ödeyen üyelerin seçilme haklarının elinden
alınması anlamını taşımaktadır. Bu da hukuka
ve demokratik teamüllere aykırıdır.
Yönetim kurulu üyelerinin iki dönem için seçilmesi de aynı
şekilde hukuka ve demokratik teamüllere aykırıdır.
Ayrıca, staj süresinin üç yıla
çıkarılması da yine mesleğe katılacak meslek
mensupları için kayıp yıllar anlamına gelebilmektedir.
Bundan önceki süreçte iki yıllık staj süresi vardı. Bu iki
yıllık staj süresinde, zaten stajı bittikten sonra hiçbir
meslektaşımız bir kezde alamamakta, üçüncü ve dördüncü
yıllara stajları sarkabilmekte, mesleğe katılmaları
sarkabilmekte ve diğer meslek mensuplarıyla ilgili serbest muhasebeci
mali müşavirlik mesleği aleyhine olumsuz bir yapı
olmaktadır. Bu şu demektir: Meslek mensupları hayata birkaç
yıl geç başlayabilmektedir. Kaldı ki stajını
tamamlayan meslek mensupları, kendilerini de bu mesleği yapabilme
yetisini görmediği sürece zaten mesleğe başlamaları da söz
konusu olamamaktadır.
Ayrıca, yine, bu düzenlemeyle eğitim mecburiyeti
getirilmekte. Bu eğitim mecburiyetinin Bakanlık tarafından
düzenleneceği ifade edilmektedir. Bu, tabii ki ucu açık bir
tekliftir. Bunun neleri kapsayacağı bilinmemektedir. Eğer,
serbest muhasebeci mali müşavirlerin düzenlenecek olan eğitim
seminerlerine katılma mecburiyetinin arkasından meslekte yasaklamalar
getirilecekse bu, tabii ki sıkıntı yaratabilecektir.
Sayın Bakanım, serbest muhasebeci mali müşavirler
odaları cumartesinden başlayarak kongrelerine
başlayacaklardır. Şu anda kongrelerini yapma
hazırlığında olan meslek mensupları bir tereddüt
içerisindedir. 3568 sayılı Yasada Bakanlığın yetkisi
vardır. Kongrenin en az bir ay ertelenerek, bu meslek
mensuplarının önünü görmesinin sağlanması faydalı
olacaktır diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, vergi mevzuatlarında çok
sık yapmakta olduğumuz değişiklikler, meslek
mensuplarımızın iş yükünü sürekli artırmakta ancak
ülke ekonomisindeki belirsizlikler ve daralmalar nedeniyle meslek
mensupları, hizmetleri karşılığı olan ücretlerini
almakta zorluklar yaşamaktadır. Meslek mensuplarının
ücretlerinin alınmasının yasal bir hâle getirilmesi, hem meslek
mensuplarını rahatlatacak hem de vergi gelirlerinin
artmasını sağlayacaktır.
Değerli milletvekilleri, 1989 yılında
çıkarılan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası, daha sonraki
yapılan düzenlemeler ve bugün görüştüğümüz düzenlemelerde de,
çoğunluğu oluşturan 70 bin serbest muhasebeci mali müşavir
meslek mensubu değil, 2.900 yeminli mali müşavirin
sorunlarının çözümü üzerine düzenlenmektedir. Elbette yeminli mali
müşavirlerinin de sorunlarının çözümü üzerine düzenlenmektedir.
Elbette yeminli mali müşavirlerin de sorunlarının çözülmesi
gerekmektedir, ancak mesleğin çoğunluğunu oluşturan 70 bin
meslek mensubunun sorunlarının çözümünün öncelik taşıyor
olması gerekiyor.
Ülkemizde tüm siyasiler ve meslek örgütleri tüm
konuşmalarında demokrasiden, demokratik teamüllerden bahsederler.
İşte, burada, hepimizin gördüğü ve bildiği gibi, özellikle
TÜRMOBda da, TÜRMOB üst Birlik 9 kişiden oluşmakta, 5 yeminli mali
müşavir ve 4 serbest muhasebeci mali müşavir, madde 35tir 3568de.
Yine 3568de madde 38 ile Disiplin Kurulu için 3 yeminli mali müşavir, 2
serbest muhasebeci mali müşaviri işaret etmektedir. Madde 39da da
Denetleme Kurullarının 2 yeminli mali müşavir, 1 serbest
muhasebeci mali müşavirden oluşacağı belirlenmiştir.
Şimdi, baktığımız zaman, TÜRMOB üst
birliğinin oluşturulmasında 2.900 meslek mensubu olan yeminli
mali müşavirlerin sayısal olarak çoğunlukta olmasının
ne kadar demokratik olduğunu siz değerli milletvekillerinin takdirine
bırakıyorum. Umuyorum ki bu yasa henüz geçmeden
Bakanlığımız ve AKPnin değerli grup başkan
vekilleri bir önerge getirerek bunun da düzenlemesini yapmalarında fayda
olduğunu düşünüyorum. Bu önergeyi biz verdiğimiz takdirde yine
kabul edilmeyecektir. Bunun değerlendirilmesi gerekiyor, çünkü 2.900
kişilik yeminli mali müşavirlere 70 bin kişilik meslek
mensupları yönettirilmektedir. Bu tablo demokratik değildir, bu tablo
adaletli değildir, mesleğe de hiçbir katkısı
bulunmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, dünkü görüşmemizde, AKP Grup
Başkan Vekilimiz, meslek mensuplarının sayısal olarak
çokluğundan ve iş yetersizliğinden bahsetmiştir. Ülkemizde
gayrimenkul sermaye iradı mükellefi 764 bindir, basit usulde
vergilendirilen gelir vergisi mükellefi sayısı 750 bindir, kurumlar
vergisi mükellefi 640 bin, gelir vergisi mükellefi 1 milyon 725 bin olmak üzere
2 milyon 465 bin gelir ve kurumlar vergisi mükellefi vardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Yıldız.
HÜSEYİN YILDIZ (Devamla) 70 bin civarında meslek
mensubunun tamamının da mesleği icra etmediğini kabul
edecek olursak, iş sayısı yeterlidir. Ancak, meslek icra
edenlerin haklarının korunması noktasında
sıkıntılar yaşanmaktadır, bunların giderilmesi,
bu meslek mensuplarının geleceğiyle ve ülkemizin vergi gelirlerinin
artırılması noktasında, kayıp ve kaçağın
önlenmesi noktasında faydalı olacağı kanaatiyle, bundan
sonra yapılacak olan düzenlemelerin, 3568 sayılı Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Yasası ile
ilgili diğer yasalar da göz önüne alınarak, meslek
mensuplarının da katkıları alınarak düzenlenmesinin
daha faydalı olacağını düşünüyor, hepinize
saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Yıldız.
Gruplar adına başka söz talebi yok.
Şahısları adına ilk söz, Bursa Milletvekili
Sedat Kızılcıklıya aittir.
Sayın Kızılcıklı, buyurun efendim. (AK
Parti sıralarından alkışlar)
SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik
ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu hakkında şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Öncelikle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bu yasa tasarısı, yaklaşık 70 bin
meslek mensubumuzu ilgilendiren ve bugüne kadar bu görevlerini en iyi
şekilde yapan arkadaşlarımızı çok yakından
ilgilendiren bir yasa tasarısı. Burada, yeni
değişikliklerle, 1989dan beri uygulanan 3568 sayılı Yasada
ilk defa değişiklikler yapılıyor, çünkü yaklaşık
yirmi yıllık bir süreç içerisinde bazı aksaklıklar ve
uygulamada çıkan sıkıntılar ortaya
çıkmıştır, anlaşılmıştır. Bununla
ilgili yeni düzenlemeler getiren ve meslek mensuplarımızın
birçok konuda yıllardır tartıştığı, bir
türlü yasalaştıramadığı, hayata geçiremediği
bazı konuların bu tasarıyla çözüme kavuştuğunu
görüyoruz. Bunun için de meslek mensupları olarak, doğrusunu söylemek
gerekirse, çok sevinçliyiz.
İkinci bölümde yer alan oda organlarında görev almak
için en az üç yıl kıdem mecburiyeti -hem de Birlik yönetimi için de
aynısı- söz konusu. Tabii, bizi temsil edecek insanların,
yönetici vasfını kazanacak arkadaşlarımızın
mesleğin sıkıntılarını bilmesi, mesleğin
içerisinden gelmesi ve bu mesleğe çok daha fazla katkı
sağlayacağı düşüncesiyle bunu hep istiyorduk,
konuşuyorduk. Bugün için bunun yapılıyor olması,
yapılmış olması gerçekten memnuniyet verici diye
düşünüyorum. Bu anlamda büyük avantaj getiriyor.
Yine, seçimlerin iki yıl yerine üç yılda yapılacak
olması önemli bir sıkıntıyı ortadan
kaldırıyor değerli arkadaşlarım. Çünkü biz, bir
yıl mali genel kurul yapıyoruz, bir yıl seçimli genel kurul
yapıyoruz; ertesi yıl gene mali genel kurul yapıyoruz, bir
sonraki yıl gene seçimli genel kurul yapıyoruz. Aslında, her
sene genel kurul yapan, enerjisini, kaynaklarını bu şekilde
buralara yansıtmak zorunda kalan odalar hâline gelmiş idik.
Şimdi iki yıl yerine üç yılda yapılacak olması, bu
anlamda oda yönetimlerini rahatlatacak, daha güzel çalışmalar ve daha
fazla üretimler, daha büyük performanslar ortaya konulacak.
Aynı zamanda, yine -burada da, ikinci bölümdeki maddelerin
birisinde de- mali tablolar sürekli yayınlanacak ve böylelikle mali genel
kuruluna gerek kalmayacak. Yıl içinde bir önceki yılın mali
tablosu yıl sonuna kadar sürekli İnternet sitesinde
yayınlanmış olacak. Böylelikle iki yılda bir
yaptığımız mali genel kurulları da ortadan
kalkmış olacak. Üç yılda bir hem mali genel kurulu hem seçimli
genel kurulunu bir arada yapmış olacağız. Bu da oda
yönetimlerine büyük rahatlık getirecek.
Yine, çok fazla delegeyle Ankarada toplanmak zorunda
kalıyorduk. Çünkü 25 üyeye 1 delege sistemi 1989da getirilmişti. O
gün üye sayısı yeterliydi. O günkü üye sayısı
şartlarında belki bu çok normaldi, ama şu anda üye sayıları
çok yükseldiği için meslekte, 75 üyeye 1 delege verilmek suretiyle, delege
sayıları 1.300lü rakamlara gelmiştir. Dolayısıyla 2
binli rakamların altından aşağıya inmiştir.
Bunlar da önemlidir diye düşünüyorum. Çünkü bu kadar fazla üyeyi burada bir
toplantıya getirdiğiniz zaman, onların masrafları,
ağırlanması, toplantının süresi, gerçekten, TÜRMOB
tarafından da sıkıntılı bir ortama gidiyordu. O
açıdan da onun ortadan kalkıyor olması gerçekten önemlidir diye
düşünüyorum.
Yine, meslekle ilgili meslek içi geliştirme
kurslarının sürekli yapılacak olması ve bu kurslara sürekli
katılımın sağlanacak olması -mecburi katılım
hâline getiriliyor- çok önemli. Böylelikle, sürekli değişen
mesleğimizde, sürekli yenilenen mesleğimizde, dünyadaki
gelişmeleri, Türkiyedeki gelişmeleri ve Maliye
Bakanlığında yeni çıkan yasaları, yönetmelikleri,
genelgeleri de çok kısa zamanda takip etmek ve
meslektaşımız da kendisini sürekli geliştirmek, yenilemek
mecburiyetinde kalacak, bu da mesleğimize ve mesleği uygulayanlara
çok önemli katkılar sağlayacak diye düşünüyorum. O açıdan,
eğitimin sürekli hâle getirilmesi, buraya katılımın mecburi
olması, gerçekten, bizim için sevindirici bir gelişmedir, önemli bir
gelişmedir ve bu gelişmenin devam etmesi tabii ki hepimiz için
avantajdır.
(Mikrofon otomatik cihaz
tarafından kapatıldı)
BAŞKAN- Buyurun.
SEDAT KIZILCIKLI (Devamla) Değerli arkadaşlarım,
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Yasayla, serbest muhasebeci
unvanı ortadan kaldırılacak, ikinci bölümdeki maddelerde de yer
aldığı gibi. Bu arkadaşlarımızın durumu ne
olacak? Bunu çok tartıştık, işte Kazanılmış
hakkı koruyalım. denildi. Hatta bazıları dedi ki:
Bunları direkt serbest muhasebeci mali müşavir yapalım,
sınavsız yapalım. Ama bunun çok doğru olmayacağını
düşünüyoruz. Çünkü bu arkadaşlarımızın da gerekli
yeterliliğe ulaşması lazım. Bu da bir kursla
yapılacak. Odalar ve TÜRMOB tarafından altı aylık bir kursa
tabi tutulacak bu arkadaşlar ve üç yıl içinde 5 defa sınava tabi
tutulmak suretiyle, böylelikle, kendilerinin serbest muhasebeci mali müşavir
unvanını kazanması sağlanmış olacak,
kazanamayanların da serbest muhasebeci unvanı devam ettirilmiş
olacak.
Ben, bu tasarının, mesleğimize ve meslek
mensuplarımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum,
yüce heyetinizi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın
Kızılcıklı.
Şahısları adına ikinci söz, Alaattin
Büyükkaya, İstanbul Milletvekili.
Sayın Büyükkaya, buyurun efendim. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (İstanbul) - Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının ikinci
bölümü hakkında şahsım adına söz almış
bulunuyorum. Sözlerime başlamadan önce yüce heyetinizi
saygılarımla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, Mali Müşavirlik Kanunu, vergi
denetimi, verginin düzenli bir şekilde alınması ve mükelleflerin
yanlış yapmaması konusunda -bilerek değil bilmeden
yanlış yapmamaları konusunda- önemli açılım
getirmiş ve Türk mali sistemine büyük faydalar
sağlamıştır. Bunun inkâr edilemez bir yeri vardır.
Bugün bu tasarı niye geldi? Bir ihtiyaçtan doğdu.
1) Geçmişteki uygulamalara bakıldı. Bu
uygulamalarda görülen bazı aksaklıklar gündeme getiriliyordu.
Bunların düzeltilmesini amaçlayan bir tasarı.
2) Meslek odalarında -ki bu sadece birine has değil,
Türkiyede bir hastalık- özellikle kanunla kurulan meslek odalarında
bir grup bir yönetimi ele geçirdi mi, büyük ölçüde, diğerlerinin,
mesleğin hukukunu korumak yerine, biraz ideolojik yaklaşarak belli
bir kesimin hukukunu korumaya dönük davranışlar içine giriliyor ve bu
durum da meslek mensupları arasında büyük ölçüde huzursuzluğa
sebep olmaktadır.
Dolayısıyla, burada da tam olmasa bile kısmen,
meslek mensupları arasında hakça temsili hedef alan düzenlemeler
yapıldı ve böylece, meslek mensuplarının daha adil bir
yönetimle karşı karşıya kalmalarına, herkesin sesini
duyurmasına ve mesleğin gelişmesi yönünde bir gayretin ortaya
konmasına dönük düzenlemeler yapıldı.
Ben, ayrıca başka bir noktadan çok mutluyum, onu da
belirtmeliyim: Plan ve Bütçe Komisyonunda bu konuda farklı görüşler
vardı. Bir alt komisyon kurmadan, kendi içimizde belirli konular
görüşülerek bir dengeye oturtuldu ve bir mutabakat sağlanarak da Plan
ve Bütçe Komisyonundan geçti. Dolayısıyla ben bütün partilere bu
manada teşekkür ediyorum.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Mutabakat orada! Ne
çalışılıyor, bakın!
ALAATTİN BÜYÜKKAYA (Devamla) Ben teşekkür ediyorum
emeği geçenlere.
Dolayısıyla, ülkemiz için hayırlı bir
tasarı ortaya çıktığını düşünüyorum ve
inşallah bu tasarıyla meslek mensuplarımız daha da önemli
görevler yüklenecekler. Kayıt dışılığın
azaltılması yönünde de bence önemli bir mesafenin
alınmasına yardımcı olacak bir tasarı.
Hayırlı, uğurlu olmasını diliyorum.
Sizlere de saygılarımı sunuyorum.
Teşekkür ederim. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Büyükkaya.
Sayın milletvekilleri, soru-cevap işlemine
başlıyoruz.
Sayın Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Teşekkür ediyorum Sayın
Başkan.
Aracılığınızla sormak istiyorum: Hemen
biraz önce, iktidar partisine mensup Değerli Konuşmacı, Plan ve
Bütçe Komisyonunda oluşturulan çalışma grubunda belli bir
mutabakat sağlandığını, dolayısıyla bu
yasaya ihtiyaç olduğunu belirtti. Ancak dün, Yönetim Kurulunun
teşkiliyle ilgili olarak 4 üyenin Maliye Bakanı tarafından,
üniversiteden bildirilen 2 üyeden 1inin Maliye Bakanı tarafından,
Birliğin, TÜRMOBun bildirdiği 4 adaydan 2sinin Maliye Bakanı
tarafından belirlenerek bu mutabakatın bozulduğu ortaya
çıkıyor.
Şimdi, ne yapmak istediğini muhalefet partili
arkadaşlarımız sürekli söylediler. Dolayısıyla bütün
üyeleri Maliye Bakanı seçerek Birlikte, TÜRMOBda ne yapmak istiyor?
Cevabını Genel Kurul ve millet öğrenmek ister diye
düşünüyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Öztürk.
Sayın milletvekilleri, başka soru sormak isteyen
arkadaşımız yok, sayın milletvekilimiz yok.
Sayın Bakanım, buyurun.
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Şimdi, tabii burada Meclisin kanun yapma iradesi vardır ve tensip
buyurduğu takdirde yüce Meclis, ona göre hareket edilecektir.
Arz ediyorum.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakan.
Sayın milletvekilleri, ikinci bölüm üzerindeki
görüşmeler tamamlanmıştır.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 14.50
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.03
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, Meral
Hanımın ani bir işi çıkması nedeniyle -bir
yakını rahatsızmış- bugün nöbeti ben tutacaktım,
ama Sayın Cumhurbaşkanımızın Makedonya seyahati
vesilesiyle onu yolcu etmeye gittim. Meclis Başkanımız da
İstanbulda. Onun için Eyyüp Bey kısa bir görev yaptı. Onu
bilgilerinize, takdirlerinize sunuyorum.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde
üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı
oylayacağım.
14üncü madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 14
üncü maddesiyle değiştirilen 3568 sayılı Kanunun 39 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan fiilen çalışan
ibaresinin bu Kanun hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Abdullah Çalışkan Mikail Arslan
Giresun Kırşehir Kırşehir
Ayşe
Türkmenoğlu Çağla
Aktemur Özyavuz
Konya Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 Sıra Sayılı
Tasarının Çerçeve 14. maddesiyle değiştirilmesi öngörülen
3568 sayılı Kanunun 39. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak fiilen
çalışanlar ibaresinin olan olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M. Akif
Hamzaçebi Mevlüt Coşkuner Mustafa Özyürek
Trabzon Isparta İstanbul
Muharrem
İnce R. Kerim Özkan Tayfur Süner
Yalova Burdur Antalya
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 S. Sayılı kanun
tasarısının 14. Maddesinin tasarı metninden
çıkarılarak buna göre düzenlenmesini arz ederiz.
Ahmet
Orhan Alim Işık Beytullah Asil
Manisa Kütahya Eskişehir
Hasan
Özdemir Cemaleddin
Uslu
Gaziantep Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanunun maddeler arası uyumu için.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Karar yeter sayısı
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Evet, önergeyi oylarınıza sunup karar
yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.06
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.20
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatma Salman
KOTAN (Ağrı), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
216 Sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
14üncü madde üzerinde verilen Ahmet Orhan ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı.
III.- Y O K L A M A
(CHP ve MHP sıralarından bir grup milletvekili
ayağa kalktı)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Toplantı yeter
sayısı istiyoruz. (AK Parti sıralarından 16 kişi
var. sesleri, gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri... Saygıdeğer
arkadaşlarım, lütfen...
Oylamadan önce yoklama talebi vardır, o talebi yerine
getireceğim.
Oylamadan önce yoklama talebi vardır, o talebi yerine
getireceğim.
Sayın Hamzaçebi, Sayın Özyürek, Sayın Korkmaz,
Sayın Emek, Sayın Coşkuner, Sayın Arat, Sayın
Tamaylıgil, Sayın Çakır, Sayın Paçarız, Sayın
Güner, Sayın Karaibrahim, Sayın Binici, Sayın Küçük, Sayın
İnce, Sayın Vural, Sayın Uzunırmak, Sayın
Atılgan, Sayın Torlak, Sayın Enöz, Sayın Aksoy.
Yoklama için üç dakika süre veriyorum ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.-Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe
Komisyonu Raporu (1/549) (S. Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN Şimdi 14üncü madde üzerinde verilen Ahmet
Orhan ve arkadaşlarının önergesini oylarınıza
sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım:
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 Sıra Sayılı
Tasarının Çerçeve 14. maddesiyle değiştirilmesi öngörülen
3568 sayılı Kanunun 39. maddesinin birinci fıkrasında yer
alan olup serbest veya bir işyerine bağlı olarak fiilen
çalışanlar ibaresinin olan olarak değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
M.
Akif Hamzaçebi (Trabzon) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım, konuşacak
mısınız?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Konuşacağım
Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Özyürek, buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; böyle, durmadan yoklama istemek, karar
yeter sayısı istemek bizim de istediğimiz bir husus değil.
Ama arkadaşlarımız, acaba bu uyumsuzluğun nedeni ne diye
biraz düşündüler mi bilemiyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu tasarı Plan ve Bütçe
Komisyonunda on gün süreyle müzakere edildi. Bazen özel çalışma
grupları kurulmak suretiyle, bazen Komisyonda uzun tartışmalar
sonunda Hükûmetle, AKP Grubuyla, MHP Grubuyla, CHP Grubuyla ve şu anda
burada olmayan değerli arkadaşlarımız DTP Grubuyla birlikte
bir mutabakata vardık. Ama şimdi görüyoruz ki, iktidar partisi,
verdiği önergelerle, on gün uğraşılarak Plan ve Bütçe
Komisyonunda sağlanmış olan uzlaşmayı, mutabakatı
yok sayıyor, Hükûmet tasarısında Plan ve Bütçe Komisyonunda
itiraz ettiğimiz, yeni bir yöntemde uzlaştığımız
uzlaşmayı yok sayıyor, Hükûmet tasarısını aynen
bir önergeyle getiriyor.
Değerli arkadaşlarım, bu, bırakınız
Parlamentodaki bir birlikte çalışma üslubu olarak, bu,
insanların birbiriyle ilişkisi açısından bile son derece
sakıncalı bir durumdur. Peki, bu iktidar partisine halk nasıl
güvensin? Plan ve Bütçe Komisyonunda biz bundan sonra gelecek tasarılarda nasıl
bir katkı sağlayabiliriz?
Burada değerli arkadaşımız Alaattin Büyükkaya,
kalktı, büyük bir iyi niyetle Çok mutluyum, Plan ve Bütçe Komisyonunda bu
alanda bir mutabakat sağladık ve ona göre de tasarı geldi. Biz,
bazı konuları içimize sindirememiş olmakla beraber, bir
uzlaşmayla çıksın diye bir noktaya gelmiştik. Ama
şimdi görüyorum ki bu yok. dedi.
Değerli arkadaşlarım, siyasette de, insani
ilişkilerde de herkes her zaman birbirine muhtaçtır. Ama, siz
yukarıda uzlaşma sağlayacaksınız, buraya gelip bir
önergeyle o uzlaşmayı yok sayacaksınız.
Ben burada merak ediyorum. Sayın Özgün orada oturuyor,
Sayın Maliye Bakanımız orada, Sayın
Müsteşarımız orada. Niçin o zaman farklı bir noktada
uzlaşma sağladınız? Sayın Müsteşarın
yazdırdığı metin üzerinde Sayın Komisyon
Başkanının odasında saatlerce niçin müzakereler
yaptık, şöyle mi yazalım böyle mi yazalım?
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Rol... Rol
Aktör
Aktör
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) - Madem bu mutabakata
uymayacaktınız Sayın Bakan, o Komisyonu on gün niçin meşgul
ettiniz? Bu yazık değil mi, bu ayıp değil mi? İnsan
ilişkilerinde bu var mı?
Değerli arkadaşlarım, bu İktidar bu
davranışıyla güvenilmez bir iktidar olduğunu bir kez daha
ortaya koymuştur. Şimdi, bakınız değerli
arkadaşlarım, ne yapmaya çalışıyorlar: Daha önce de
söyledim, Bin üyeli bir oda, diyelim küçük çaplı, orta çaplı bir
odamız. Bu bin üyeli odada 800 oyu bir liste alacak, 200 oyu bir liste
alacak, 5 kişi seçilecekse, o 800 oy alan aday seçilemeyecek, 200 oy alan
seçilmiş olacak. Bunu hukukla bağdaştırmak mümkün mü
değerli arkadaşlarım? Böylesi yanlış, çarpık bir
düzenlemenin Anayasa Mahkemesinden dönmesi çok doğal değil mi? Siz,
800 oy alan bir üyenin hakkını yok sayarak 200 oy alan üyeyi
nasıl seçilmiş kabul edebilirsiniz? Böyle bir mantık var
mı? Böyle bir üye var mı?
Yirmi senedir bir uyum içinde çalışmakta olan TÜRMOB
camiası bu önergeyle dinamitlenmiş oluyor. Bursa Odası, Meslekte
Birlik Grubunun, AKPye yakın grubun kazandığı bir oda.
Çağdaş Gruptan bir başka üye oraya girmiş. Gidin, sorun,
konuşun. Bir ahenk var mı aralarında?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın
Özyürek, konuşmanızı tamamlayınız.
Buyurun efendim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) -
Burada, odalarda ve TÜRMOBda olması gereken ahengi ortadan
kaldıracak, az oy alan üyeyi çok oy alanın yerine seçilmiş
sayacak bir düzenleme hukuka da aykırıdır, hakkaniyete de
aykırıdır ve Plan ve Bütçe Komisyonunda
vardığımız mutabakatı yok sayan bu
anlayışın etik dışı bir anlayış
olduğunu ifade ediyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
(CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür
ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 14
üncü maddesiyle değiştirilen 3568 sayılı Kanunun 39 uncu
maddesinin birinci fıkrasında yer alan fiilen çalışan
ibaresinin bu Kanun hükümlerine göre fiilen mesleki faaliyette bulunan
şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
BAŞKAN - Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN - Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılıyoruz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Söz istiyorum.
BAŞKAN - Buyurun
Sayın Canikli. (AK Parti sıralarından alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, değerli arkadaşlar; imzam bulunan önerge üzerinde söz
almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bazı şeyleri netleştirmemiz gerekiyor: Bu
tasarı Komisyonda görüşülürken gerçekten Sayın Özyürekin
belirttiği gibi gayriresmî, formel olmayan bir ekip oluşturuldu ve
orada üzerinde çalışmalar yapıldı.
Bu çalışmalardan önce benim de
katıldığım bir oturumda veya bir görüşmede
tartışma konusu olan, biraz sonra görüşmesini
yapacağımız 15inci maddeyle ilgili ben Hükûmet
tasarısından geri adım atmamızın mümkün
olmadığını çok net ifade ettim. Şimdi, söylenmeyen
şu var: Bu 15inci maddeyi tıkamak amacıyla, Cumhuriyet Halk
Partisi Komisyonda yedi yüz tane önerge verdi. Burada ve muhtemelen, yani
anladığım kadarıyla da Komisyondan bir an önce geçmesi ve
Çünkü tıkandı sistem orada. Yedi yüz tane önerge. Elbette, İç
Tüzüke göre olabilir, verilebilir, ona hiç kimsenin bir itirazı olamaz,
ancak veriliş amacı -yedi yüz tane önerge- belli ki bunun
tıkanması, bu maddenin geçmesinin, verilmiş olan bir hakkın
kullanılarak engellenmesi. Yani, önerge hakkı niye veriliyor
komisyonda ya da Genel Kurulda milletvekillerine? Katkı sağlamak,
kendi kanaatlerini, görüşlerini, düzeltilmesini istedikleri hususları
önergeler vasıtasıyla iletmek üzere bu hak veriliyor, sistemi
tıkamak amacıyla verilmiyor. Daha önce de yapıldı.
Dolayısıyla, bütün konuşmalarda bu gerçek veya bu husus hep
atlanıyor. Yani yedi yüz tane önerge verildiği ve 15inci maddeyi
tıkamak amacıyla verilen bu önergeler ifade edilmiyor burada. Onunla
birlikte değerlendirilmesi lazım değerli arkadaşlar. Yani,
orada bu konuda bir mutabakat söz konusu değil. Diğer konularla
oluşmuş
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bu metin ne?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ama burada öyle
anlaşılıyor ki
MUSTAFA ÖZYÜREK ( İstanbul)
Komisyon üyelerinin imzası ne burada?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) O yedi yüz tane
önergenin tıkama girişimini aşma amacıyla
yapılmış. Olay budur.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Yani uyutuyorsunuz.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Mutabakat nedir?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Kandırdınız mı
muhalefeti?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bakın
değerli arkadaşlar -hem ben orada çok net olarak ifade ettim-
mutabakat şudur: Normal şartlar altında, gerçekten özgür
iradeleriyle ve zorlayıcı, haksız bir baskı altında
kalmadan, iradenin fesat edilmemesi şartıyla
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Peki, o zaman bütün
önergeleri...
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
ortaya çıkan bir
mutabakat varsa bu mutabakat gerçekten uyulması gereken mutabakattır,
buna hiç kimsenin bir itirazı olamaz ve bugüne kadar da AK Parti Grubu bu
çerçevede yaptığı bütün mutabakatlara uymuştur.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Önergeyi kaldırmak için.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) AK Parti Grubu
mutabakatlarına sadıktır, bundan sonra da sadık olmaya
devam edecektir.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bu ne?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Yani burada yedi yüz
tane önerge vermek ne kadar doğalsa
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Sözden dönmek de o kadar
doğal!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
ve bu yolla bu
iradeyi zorlamaksa, iradeyi baskı altına almaksa
Değerli
arkadaşlar, olayı böyle değerlendirmek lazım. Lütfen.
MEHMET GÜNAL (Antalya) İtiraf edin, sizi
kandırdık deyin, itiraf edin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bakın, ne
getiriyoruz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) Açıkça itiraf edin,
kandırdık deyin.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Daha doğrusu,
Hükûmet tasarısındaki hâlidir bu, getirilen önerge de orijinal
hâlidir. Ne getiriliyor? Biraz önce Sayın Özyürek belirtti, Diyelim 3 tane
liste girdi: Bir liste yüzde 40 oy aldı -bunlar fiilen olan olaylar- bir
tanesi yüzde 30 aldı, bir tanesi yüzde 30 aldı. O yüzde 40 alan,
yönetim kurulu üyeliklerinin tamamını, delegelerin tamamını
tek başına elde ediyor.
OKTAY VURAL (İzmir) Baraj koyun.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Ne getiriyor
düzenleme? Yüzde 40 alan yönetim kurulu üyeliğinin yüzde 40ına sahip
olsun
K. KEMAL ANADOL (İzmir) TOBBda niye yapmadınız
aynı şeyi?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) -
yüzde 30 alan yüzde
30una sahip olsun, diğer yüzde 30 alan da yüzde 30una sahip olsun.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) TOBBda niye yapmadınız?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Olay budur.
K. KEMAL ANADOL (İzmir) Öbür örgütlerde niye
yapmadınız?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Getirdiğimiz veya
getirilen önerge bunu içermektedir, başka bir şey değil. Yani,
baktığınız zaman aslında demokratik
anlayışın yansıtılmasını ifade etmektedir.
Dolayısıyla bahsedildiği gibi bir karmaşa söz konusu
değildir.
Ha şu da var, bakın: Bu, bütün odalar için
uygulanacaktır değerli arkadaşlar. Yani, biraz önce Sayın
Özyürek de belirtti. Her türlü görüşü olan veya farklı görüşler
tarafından yönetilen odalar vardır, hepsi için uygulanacaktır.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Artık kimse inanmaz size.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Şu görüşe
sahip odada böyle uygulanacaktır, diğer odada böyle
uygulanacaktır diye bir şey söz konusu değil, olması da
mümkün değil zaten.
Dolayısıyla getirilen düzenleme adildir. Bir
mutabakatın bozulması söz konusu olamaz. Biz mutabakatı
bozmayız ancak burada bir iradenin zorlanması, baskı altına
alınması vardır. Olay bundan ibarettir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Güvenilmez bir iktidar,
güvenilmez bir durum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
ALİM IŞIK (Kütahya) Karar yeter sayısı
istiyorum.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
(CHP ve MHP sıralarından karar yeter sayısı
sesleri)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Geç kaldılar
Sayın Başkan.
BAŞKAN - Karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
(CHP ve MHP sıralarından yok
sesleri) Karar yeter sayısı yoktur. Kabul etmeyenler
Orada da yok.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 15.39
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 15.52
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon yerinde.
Hükûmet yerinde.
14üncü madde üzerinde verilen, Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
önergesinin oylanmasında karar yeter sayısı
bulunamamıştı.
Şimdi, önergeyi yeniden oylayacağım ve karar yeter
sayısını arayacağım: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir, karar yeter sayısı vardır.
Bu madde üzerindeki kabul edilen önerge doğrultusunda maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
15inci madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 Sıra Sayılı tasarının
çerçeve 15inci maddesinde düzenlenen
3568 Sayılı Kanunun 40ıncı maddesine eklenen Bu süre
içinde yazılı olarak başvuranlar ibaresinin Bu süre içinde
ilçe seçim kuruluna yazılı olarak başvuranlar şeklinde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Kalaycı Erkan Akçay Ümit Şafak
Konya Manisa İstanbul
Nevzat
Korkmaz Recep Taner Akif Akkuş
Isparta Aydın Mersin
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Anlaşılmıyor
Sayın Başkan. Yani ne okunuyor anlayamıyoruz.
HALİL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Biz anlıyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Siz çok
uyanıksınız da biz anlayamıyoruz.
BAŞKAN Evet, Sayın Özyürek, daha ağır
okutalım efendim.
Buyurun.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının çerçeve 15inci Maddesinin
birinci fıkrasının Seçimler tek ve ortak liste ile
yapılır. Oda ve birlik organlarına ve Birlik temsilciliğine
aday olmak isteyenler 12 saat önce yazılı olarak Divan
Başkanlığına başvururlar. Divan Başkanları
adayları kura çekerek belirlenen soyadına göre alfabetik sıraya
dizerek Seçim Kuruluna teslim eder. şeklinde değiştirilmesini
ve son fıkrasının tasarıdan
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek Muharrem İnce Ahmet Küçük
İstanbul Yalova Çanakkale
Ali Rıza
Ertemür Mevlüt Coşkuner R. Kerim Özkan
Denizli Isparta Burdur
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının 15 inci
maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Mustafa Ataş Enver Yılmaz
Giresun İstanbul Ordu
A.
Emin Önen Abdullah
Çalışkan
Şanlıurfa Kırşehir
"Madde 15- 3568 sayılı Kanunun 40 ıncı
maddesine sekizinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki
fıkralar eklenmiş, mevcut onbirinci fıkra madde metninden
çıkarılmıştır.
Seçimlerde, üyeler bağımsız aday olabilecekleri
gibi, aralarında oluşturacakları grupların listelerinden de
aday olabilirler. Kurul üyelikleri ve Birlik genel kurul temsilcilikleri için
ayrı oy pusulaları oluşturulur. Oy pusulalarında, grup
listelerinden aday olanlar ilgili grup ismi altında,
bağımsız adaylar ise ayrıca listelenir. Oy pusulaları,
hangi kurul üyeliği için hangi grup ya da bağımsız adaya oy
verileceğini gösterecek şekilde hazırlanır, grup
isimlerinin ve bağımsız adayların adları yanına
işaret konacak kare şeklinde kutulara yer verilmek suretiyle
çoğaltılır, ilçe seçim kurulu mührü ile mühürlendikten sonra
kullanılır. Oylar pusulada yer alan grup ya da
bağımsız adayların ismi yanındaki kutu
işaretlenmek suretiyle kullanılır. Oy verme işlemi, gizli
oy açık tasnif esaslarına göre yapılır. Üye listesinde
adı yazılı bulunmayan meslek mensubu oy kullanamaz. Oylar, oy
verenin kimliğini resmî kuruluşlarca verilen belgeyle ispat
etmesinden ve listedeki isminin karşısındaki yeri
imzalamasından sonra kullanılır. Oylar, üzerinde ilçe seçim
kurulu mührü bulunan ve oy verme sırasında sandık kurulu
başkanı tarafından verilecek zarflara konulmak suretiyle
kullanılır. Mühürsüz oy pusulası ve zarfla kullanılan oylar
geçersiz sayılır.
Seçime katılan grupların ve bağımsız
adayların adları alt alta ve aldıkları geçerli oy
hizalarına yazılır. Grupların oy sayıları, önce
bire, sonra ikiye, sonra üçe... şeklinde devam edilmek suretiyle, yedekler
dâhil o kurulun çıkaracağı üye ve Birlik Genel Kurul temsilcisi
sayısına ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar ile
bağımsız adayların aldıkları oylar ayrım
yapılmaksızın en büyükten en küçüğe doğru
sıralanır. Kurul asil ve yedek üyelikleri ile Birlik Genel Kurul asil
ve yedek temsilcilikleri, gruplara ve bağımsız adaylara
rakamların büyüklük sırasına göre tahsis olunur. Son kalan üye
veya temsilcilik için oyların eşit olması hâlinde, bunlar
arasında ad çekilmek suretiyle tahsis yapılır. Kurul
üyeliği ve Birlik genel kurulu temsilciliklerinin gruplara tahsisi oy
pusulasında yer verilen sıralamaya göre yapılır.
Üyeler, oda veya birlik yönetim, denetleme ve disiplin
kurullarından sadece birinde görev alabilirler."
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Canikli
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Oda ve Birlik organlarının seçim esaslarına
ilişkin yapılan değişiklikle, demokrasinin gereği olan
temsilde adaletin sağlanmasına ve katılımcı
yönetimlerin oluşmasına yönelik düzenlemeler yapılmakta, seçime
iştirak eden grupların ve bağımsız üyelerin
aldıkları oy oranında kurullarda üyelik ve birlik temsilcisi
çıkarmalarına imkân sağlanmaktadır. Böylece, hâlen
uygulanan demokratik olmayan çoğunluk sistemi uygulamasının
sakıncaları giderilmektedir.
III.- Y O K L A M A
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Toplantı yeter sayısı
isteyeceğiz eğer bittiyse gerekçe.
BAŞKAN Yoklama istiyorsunuz. O zaman 20 kişilik
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Toplantı yeter
sayısı
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Toplantı yeter sayısı,
yoklama istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Okay, Sayın Hamzaçebi, Sayın
Özyürek, Sayın Süner, Sayın Emek, Sayın Coşkuner,
Sayın Baytok, Sayın Küçük, Sayın Çöllü, Sayın Karaibrahim,
Sayın Yıldız, Sayın Tamaylıgil, Sayın Arat,
Sayın Ünsal, Sayın Dibek, Sayın Ağyüz, Sayın Ekici,
Sayın Seçer, Sayın Öztürk, Sayın Mert.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
önergenin oylamasından önce bir yoklama talebi vardır. İsmini
yazdığım ve okuduğum, Genel Kurula arz ettiğim
arkadaşlar lütfen sisteme girmesinler.
Yoklama için üç dakikalık süre veriyorum ve yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Kâtip Üye arkadaşlarımızın da
gördüğü gibi ekrana giren milletvekili sayısı 168dir. 20 tane
de yoklama isteyen milletvekili arkadaşımız vardır.
Dolayısıyla toplantı yeter sayısı vardır.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/549) (S. Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, evet, şimdi 15 inci
madde üzerinde Sayın Nurettin Canikli ve arkadaşlarının
vermiş olduğu önergeyi oylarınıza sunacağım:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, biraz önce kabul edilen
önergeyle 15inci madde tümüyle değiştirilmiş olduğundan,
İstanbul Milletvekili Sayın Ümit Şafak ve İstanbul
Milletvekili Sayın Mustafa Özyürek ve arkadaşlarının
önergelerini işleme koyma imkânı kalmamıştır. Bu
nedenle önergeleri işlemden kaldırıyorum.
Maddeyi kabul edilen önergeyle birlikte oylarınıza arz
ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
16ncı madde üzerinde üç adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onaltıncı maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı
Kanunun 41 inci maddesine eklenen fıkralarda geçen Ocak ayı sonuna
kadar bildirmekle yükümlüdür ibaresinin madde metninden çıkarılarak
Mart ayı sonuna kadar bildirmekle yükümlüdür ibaresinin madde metnine
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 S. Sayılı tasarının 16. maddesinin son
fıkrasındaki ocak ayı ibaresinin şubat ayı olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek M. Akif Hamzaçebi Bihlun Tamaylıgil
İstanbul Trabzon İstanbul
Kemal
Demirel R. Kerim
Özkan
İstanbul
Burdur
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı kanun
tasarısının 16. maddesinin birinci ve ikinci
fıkrasındaki Ocak ayı sonuna kadar ifadesinin Şubat
ayı sonuna kadar olarak değiştirilmesini arz ederim.
Ahmet
Orhan Alim
Işık Beytullah
Asil
Manisa Kütahya Eskişehir
Cemaleddin
Uslu Hasan Özdemir Recep Taner
Edirne Gaziantep Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) Katılmıyoruz.
OKTAY VURAL (İzmir) Recep Taner Bey
BAŞKAN Sayın Taner, buyurun efendim.
RECEP TANER (Aydın) - Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; sözlerime başlarken, 1 Mayıs İşçi
Bayramı dolayısıyla işçilerimizin, 3 Mayıs
Milliyetçiler Günü dolayısıyla Türk milliyetçilerinin günlerini
kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 216 sıra
sayılı Kanun Tasarısının 16ncı maddesiyle
ilgili vermiş olduğumuz değişiklik önergesi hakkında
söz almış bulunmaktayım. Şahsım ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle 3568
sayılı Kanunun 41inci maddesinde geçen Odaların faaliyet
raporlarını ve maliyet tablolarını Ocak ayı sonuna
kadar teslim ederler ve yayımlarlar. ibaresinin Şubat ayı
sonuna kadar şeklinde değiştirilmesini önermekteyiz.
Değerli milletvekilleri, 1989 yılında
yürürlüğe giren 3568 sayılı Kanuna tabi olan meslek
mensuplarının takip etmekte oldukları mevzuat sayısı
doksanın üzerindedir. Başta vergi yasaları ve sosyal güvenlik
yasaları olmak üzere, yapılan birçok yeni düzenleme meslek
mensuplarının yükünü her geçen gün artırmaktadır.
Farklı kurum ve kuruluşlarla müşterek bir
çalışma içinde olmak zorunda olan meslek mensupları, SSKdan
BAĞ-KURa, vergi dairelerinden bölge çalışma müdürlüklerine,
defterdarlıktan meslek odalarına kadar birçok farklı kurumlarla
muhatap olmaktadırlar.
Meslek mensuplarının iktidardan beklentisi, oda
seçimlerine müdahaleden ziyade, haksız rekabet, tozpembe ekonomik
tablolara rağmen yapılamayan tahsilat, vergi kargaşası,
yetki ve mesleğe dışarıdan haksız girişler,
kayıt dışı çalışmalar gibi sorunlardır.
70 binin üzerinde bulunan meslek mensupları, mükellefler ile
Gelir İdaresi ve sosyal güvenlik kuruluşları arasında köprü
görevi görmektedir. Hatta matrah artırımı veya rızai
beyan adı altında salınan salmaları tahsil etme konusunda
da mükellefleri ikna etmek için çalışma yapmaktadırlar. Ama buna
rağmen Sayın Bakanımız meslek mensuplarının
sorunları yerine yandaşlarının sorunlarına çözüm
bulmak için bu konudaki seçimlerle ilgili düzenlemeleri gündeme
getirmiştir.
Değerli milletvekilleri, dünden bugüne görüşmekte
olduğumuz yasada değişiklik yapılması düşünülen
20 maddenin hemen hemen 10 tanesi seçimlerle ilgilidir. Düzenlemeler TÜRMOB
yönetimi ve oda yönetimlerini ilgilendirdiği hâlde maalesef onların
görüş ve önerileri alınmadan, tıpkı birçok çıkan
kanunda olduğu gibi masa başı düzenlemelerle düzenlenmektedir.
Konunun ilgili taraflarının görüşü alınmadan
yaptığınız düzenlemelerin birçoğu genelgelerle ve
tebliğlerle düzeltilmeye çalışılırken, inanıyorum
ki bu kanunu da herhâlde yakın bir zamanda yeniden Meclis gündemine
getirerek, yaptığınız yanlışları düzeltmek
zorunda kalacaksınız.
Değerli milletvekilleri, birazdan geçici 11inci maddede
vereceğimiz bir değişiklik önergesi var. Bu önergeyle serbest
muhasebeci unvanı almış ve faaliyetine devam eden meslek
mensuplarımızın, TÜRMOB tarafından verilecek olan uyum
eğitiminin sonunda, sınav şartı aranmaksızın
serbest muhasebeci mali müşavir unvanını kullanabilmeleri
yönünde talebimiz olacak. Şimdiden desteklerinizi beklediğimizi
belirtmek isterim.
Bugün serbest meslek mensupları maalesef ekonomik olarak da,
sosyal olarak da, statü olarak da zor durumdalar. Mademki serbest
muhasebecilik unvanı ortadan kaldırılıyor, bundan sonra
yeni serbest muhasebeciler çıkmayacak, o zaman şu anda bu unvanı
kullanan arkadaşlarımıza bu yetkinin verilmesi gerektiğini
düşünmekteyiz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu duygu ve
düşüncelerle vermiş olduğumuz değişiklik önergesi
hakkında bizleri desteklemenizi beklemekte ve heyetinizi en içten
duygularla selamlamaktayım. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Taner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 S. Sayılı tasarının 16. maddesinin son
fıkrasındaki ocak ayı ibaresinin şubat ayı olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa
Özyürek (İstanbul) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce kabul edilen bir
önergeyle 3568 sayılı Yasanın 40ıncı maddesi
değiştirilmiş oldu ve böylece Hükûmet tasarısında yer
alan nispi temsil olarak isimlendirebileceğimiz bir seçim sistemini ilk
kez olmak üzere bir sivil toplum örgütünün organlarının seçimine
dâhil ettik.
Önerge okunurken önergenin gerekçesinde yer alan bir cümle son
derece ilginçti. Aynen okuyorum: Böylece hâlen uygulanan demokratik olmayan
çoğunluk sistemi uygulamasının sakıncaları
giderilmektedir. Önergenin gerekçesinde ifade edilen bu demokratik olmayan
temsil sistemi hâlen, bildiğim kadarıyla bütün siyasi partilerin iç
tüzüklerinde vardır. AKPnin iç tüzüğünde vardır, Cumhuriyet
Halk Partisinin iç tüzüğünde vardır, sanıyorum diğer siyasi
partilerin iç tüzüklerinde de vardır. Kendi siyasi partilerimizde, siyasi
partilerin organlarının seçiminde kullandığımız,
demokratik bulduğumuz, savunduğumuz bir seçim sistemini iktidar
partisi kendisine yakışan bir anlayışla burada getirip bir
sivil toplum örgütünün seçimine müdahale etmek amacıyla, bugüne kadarki
seçimleri kaybeden bir grubun seçimlerde önünü açmak amacıyla sisteme
dâhil etmiştir.
Hele iktidar partisi Grup Başkan Vekilinin burada o
düzenlemeye ilişkin olarak yapmış olduğu
açıklamayı, savunmayı büyük bir üzüntüyle
karşıladığımı ifade etmek isterim.
Kendisini Maliyeden tanıdığım ve birlikte
çalıştığım bu Grup Başkan Vekili
arkadaşımızın, âdeta Plan ve Bütçe Komisyonunda Cumhuriyet
Halk Partisi olarak siz çok fazla sayıda önerge verdiniz, biz de size
orada yalan söyledik. anlamına gelebilecek bir cümleyle düzenlemeyi
savunmasını, siyasi ahlak adına üzüntü verici buldum.
Siyasette eğer böyle bir anlayış varsa, ben bu
siyasette yokum değerli arkadaşlar. İktidar partisinin Grup
Başkan Vekili, Cumhuriyet Halk Partisinin İç Tüzükten doğan
haklarını kullanarak vermiş olduğu önergelere bakarak Siz
çok fazla sayıda önerge verdiniz, biz de size orada takiye yaptık,
yalan söyledik, burada şimdi asıl kafamızdakini uyguluyoruz.
derse, bu AKP tarzı siyaset olur. Değerli arkadaşlar, bu siyaset
tarzını kınıyorum.
Önergenin kendi iç tutarlılığı da yoktur.
Demokratik olmayan çoğunluk sistemine son veriyoruz. diyor önerge.
Sayın Grup Başkan Vekili de öyle diyor. Sadece delege seçiminde
kullanılmayacak bu sistem, odaların yönetim organlarının
teşekkülünde, birliğin yönetim organının teşekkülünde
de aynı sistem uygulanacak.
Eğer bu sistemi biz siyasete uygularsak, aynı
şekilde demokratik olmayan bu çoğunluk sistemine son verip nispi
temsili siyasette uygularsak, Cumhuriyet Halk Partisinin bugün hükûmette
olması gerekir.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Mecliste, Mecliste.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Efendim, bakın,
siz, sadece TÜRMOB Genel Kurulunun delegelerini oluşturmakta bu yöntemi
kullanmıyorsunuz, TÜRMOBun Yönetim Kurulunun teşkilinde de aynı
yöntemi kullanıyorsunuz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Odalar da aynısı!
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli
arkadaşlar, bu çifte standarttır.
Şimdi, burada toplantı yeter sayısı istiyoruz,
karar yeter sayısı istiyoruz, bunlar İç Tüzükün muhalefet
partilerine vermiş olduğu haklardır. Şimdi, siz çok fazla
sayıda, çok kez toplantı yeter sayısı istiyorsunuz diye,
sizin bizi âdeta bir başka muameleye tabi tutmanız mı gerekir?
Veya Sayın Kamer Gençin konuşmasını beğenmiyorsunuz
diye, onu linç eden bir anlayışın komisyondaki, bu
tasarıdaki yansıması bu mudur? Linç edemediğiniz yerde
gelip yalan söylemek midir değerli arkadaşlar?
Yakıştıramıyorum. Sayın Canikli,
yakıştıramıyorum size. Gerçekten
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Öyle bir şey söz
konusu değil. Ben olmayan bir şeyi söylemedim.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Hayır
Siz
açık konuştuğunuz için teşekkür ederim. Açık
konuştunuz. Komisyonda, siz bizi baskı altına
aldınız, biz de size
AHMET KOCA (Afyonkarahisar) Siz beyefendisiniz,
yakışmıyor size.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Efendim, Sayın
Canikli benim Maliyede muavinim olan bir arkadaşımdır. Ona en
azından, bunu, bu ilişki nedeniyle de söyleme hakkım
olduğunu düşünüyorum değerli arkadaşlar.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) İyi
yetiştirememişsiniz.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Yanlış
söylüyorsunuz Sayın Hamzaçebi, yanlış söylüyorsunuz. Yalan söz
konusu değil.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) Değerli
arkadaşlarım, bu olmadı, bakın bu olmadı. Demokrasiye
yakışmayan bir siyaset tarzıdır bu. Bu siyaset
tarzını burada savunmayı ben doğru bulmuyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Hamzaçebi, tamamlayın
konuşmanızı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla) - Değerli
arkadaşlar, bu tasarıyı Maliye Bakanlığına da
yakıştıramadığımı ifade etmek isterim. Bu
tasarıyı hazırlamakla görevli birime bu talimatı veren
siyasileri de bu camianın takdirine sunuyorum; Türkiye Büyük Millet
Meclisinin ve TÜRMOB camiasının takdirine sunuyorum.
Maliye Bakanlığı, bir meslek örgütünün seçimine
müdahale edecek düzenlemeleri yapmaz. Maliye Bakanlığındaki
hiçbir teknik arkadaşımın bu düzenlemeye inandığı
kanaatinde değilim. Ama, onlara bu talimatı vererek Bunu
hazırlayın. talimatını vererek, böyle bir örneği Türk
siyasetine getirip sokan Sayın Maliye Bakanını da
kınıyorum.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) Sayın
Başkan, biz kınandık, bir cevap
BAŞKAN Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
3.- Maliye Bakanı Kemal
Unakıtanın, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce konuşan Sayın
Muhalefet Milletvekilimiz beni kınadı. Onun için, ben de hiç
olmadı bir açıklama yapayım dedim.
Değerli arkadaşlar, TÜRMOB yasa tasarısı uzun
yıllardan beri uygulanıyor ve bu uygulama sırasında da
bazı, zaman zaman karşılaştığımız
problemlerin çözülmesi için burada bir çok yasa tasarısı getiriyoruz.
Çünkü, problemler çıkmış, o problemleri burada
düzelteceğiz.
Şimdi, bu yasa tasarısını hazırlarken biz
herkesin de görüşünü aldık. Sayın muhalefet partisi, Cumhuriyet
Halk Partisinin dışında kimse bu kadar bu Kanunun
değişmesine tepkili değil.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Niye? Milliyetçi Hareket Partisi
de tepkili.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) O kadar değil.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Haydi!
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) O kadar değil
Sayın Özyürek, ben burada hepsine bakıyorum.
ATİLA EMEK (Antalya) Nasıl ölçüyorsunuz Sayın
Bakan?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Şimdi, burada
bu tepki, acaba niye bu kadar tepki oluyor? Meslek mensuplarında bu tepki
yok. Cumhuriyet Halk Partisinde bir tepki, bir telaş gidiyor. Efendime
söyleyeyim, evet, burada bütçede kabul edilen her şey burada kabul
edilecek mi? Bu Meclisin bir kararı var. Meclis karar verir öyle yapar,
karar verir böyle yapar. Meclisin biz iradesine saygılıyız
diyoruz ya, nerede kaldı bu? Meclis ne karar verirse onu kabul
edeceğiz; burası yasama organıdır.
Şimdi, yıllardan beri tutturulmuş çarşaf
liste. Çarşaf liste gel, kaç tane aldıysa, en yüksek alanın
hepsi seçiliyor. Adam orada o çarşaf listenin içerisinde en fazla reyi de
alsa o garip seçilemiyor, onun sesi de çıkmıyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Nerede? Öyle bir sistem yok.
Nereden çıktı?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Öyle öyle, sistem
öyle, bana şimdi konuşmayın.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Şu anda çarşaf liste
uygulanmıyor zaten Sayın Bakan. Uygulanan sistem yöntemini bile
bilmeden mütalaada bulunuyorsunuz.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Efendime söyleyeyim,
geliyor bir tanesi, geliyor oyluyor. Orada onun 3 katı da oy alsa kimse
oraya giremiyor; bu olmaz ki.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Bakanım, konuşmanızı
tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Şimdi, bu
adaletsizliği kaldırıyoruz ve meslek mensupları da -burada
birçok meslek mensubu da var- bundan da çok memnunlar, bunun da
değiştirilmesini istiyorlar. Biz topluma kulak veriyoruz, toplumun
ihtiyaçlarına da cevap veriyoruz. Mesele budur. Bunu çok fazla
Telaşları neden onu da anlamıyorum. Kimse
telaşlanmasın, biz bunu yapıyoruz. Bu Meclisin
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Hukuku çiğniyorsunuz da
onun için telaşlıyız.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Hayır efendim,
hukuksuzluğu önlüyoruz biz burada.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Hukuku çiğniyorsunuz.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Biz
hukuksuzluğu önlüyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Çok oy alanın yerine az oy
alanı seçiyorsunuz. Böyle bir sistem yok.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Sayın Özyürek,
siz niye bu kadar telaşlanıyorsunuz yahu? Sayın Özyürek, acaba
buradan bir bağlantınız var mı, bir şeyiniz var
mı ben size soruyorum?
BAŞKAN Sayın Bakan, karşılıklı
görüşmeyelim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Ben oranın Onursal
Başkanıyım. Bağlantımı herkes biliyor.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Soruyorum, varsa
söyleyin burada. (AK Parti sıralarından alkışlar)
Hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan
BAŞKAN Buyurun Sayın Canikli.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkan, biraz önce Sayın Hamzaçebi grubumuzu ve
şahsımı yalan söylemekle itham etti ve ciddi bir sataşma
söz konusu
BAŞKAN Buyurun Sayın Canikli. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
Sayın Canikli, sadece konuyla ilgili olarak açıklamada
bulunun.
Buyurunuz efendim.
4.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, Trabzon Milletvekili Mehmet Akif Hamzaçebinin,
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Aslında biraz
önce ifade ettim ama altını çizerek tekrar söylemek istiyorum
Sayın Hamzaçebinin bu ağır ithamı çerçevesinde. O
toplantıda, o görüşmede Sayın Hamzaçebi de vardı. Henüz
daha Komisyondaki görüşmeler başlamadan önce 15inci maddeyle
ilgili -tasarının Hükûmetten
geldiği hâliyle 15inci maddeyle ilgili- bundan bizim geri adım
atmamızın kesinlikle mümkün olmadığını AK Parti
Grubu adına orada ifade ettim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Peki, bu imzalar ne? Bu imzalar
ne?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Sayın Hamzaçebi
de oradaydı. AK Parti Grubu adına, AK Parti Grup Başkan Vekili
olarak ifade ettim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bu 25 kişi niye imza
atmış?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ve burada da, bu Genel
Kurulda da orada söylediğim söz çerçevesinde ve o doğrultuda, o
paralelde şu anda hareket ediliyor değerli arkadaşlar. Nerede
çelişki? Hele o ifadeyi kullanmasını da gerçekten Sayın
Hamzaçebiye yakıştıramadım.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Peki, bu 25 kişi ne?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla)
Meslektaşımız, çok güzel çalışmalar yapıyoruz
birlikte, katkı sağlayan da bir arkadaşımız.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Aydoğan, niçin
imzaladınız o zaman? Her şeyi Canikliye sorarak
imzalayacaksanız
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ancak, elbette
eleştirebilirsiniz, her şeyi söyleyebilirsiniz ama hem de haksız
ve yanlış bir şekilde, o ifadeyi gerçekten kendisine
yakıştıramadım, yadırgadım. Ve kendisi de orada,
bulunduğu bir ortamda bunu ifade ettim. AK Parti olarak bizim bundan
geriye adım atmamızın mümkün olmadığını
söyledim. Adım atılmış Komisyonda, şimdi düzeltiyoruz.
Olay budur, bundan ibarettir ve o paralellik söz konusudur. Geriye adım
atma, mutabakatı bozma kesinlikle söz konusu değildir değerli
arkadaşlar. AK Parti mutabakatı bozmaz. Biz grup olarak, AK Parti
Grubu olarak verdiğimiz sözün her zaman arkasında olmuşuzdur,
yanında olmuşuzdur. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
Sayın Bakanımız da söyledi, ben de söyledim.
Bakın değerli arkadaşlar, getirilen düzenleme adil bir
düzenlemedir, daha adil bir düzenlemedir. Şu andaki birçok odada -ki
TÜRMOBun Yönetim Kurulu belirleyici ağırlığa, etkiye
sahip, sayı itibarıyla birçok odada- yüzde 40ın altında oy
almalarına rağmen, liste olarak giriliyor ve tüm yönetim kurulu
üyeliklerini belirliyorlar; TÜRMOB Yönetim Kurulu üyeliklerini belirleyecek
delegelerin de tümünü belirliyorlar. Uygulama böyle. Peki, bu adil mi
değerli arkadaşlar, soruyorum size? Girsin o
arkadaşlarımız da onlara oy veren o insanları temsil etmek
üzere yönetime de girsinler, delege olarak da tercihlerini kullansınlar.
Bunun neresi yanlış? Sanki, nispi temsilden böyle bir sisteme
dönülüyormuş gibi bir hava oluşturuluyor. Hâlbuki biz düzeltiyoruz,
daha demokratik bir hâle getiriyoruz değerli arkadaşlar. Bunun
herhangi bir yanlışlığı yok.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın
Başkan
BAŞKAN Efendim?
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın
Başkan, Sayın Canikli açıklamasında, benim de
bulunduğum bir ortamda Ben bunu ifade ettim. diyerek aslında benim
söylemediğim bir şeyi ben söylemişim gibi bir açıklamada
bulundu. İç Tüzüke göre söz hakkı istiyorum.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben söyledim. Sizin
söylediğinizi söylemedim, sadece sizin bulunduğunuzu söyledim.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Ama Kabul etti. diyorsunuz.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Kabul etti.
demiyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN Hayır
Ben söz veririm
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Kabul etti. diyorsunuz.
BAŞKAN Arkadaşlar, aslında benim
anladığım şu: Sayın Canikli Sizin olduğunuz
ortamda, bu sözleri orada söyledim. anlamına söyledi.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) O ortamda bulunup
bulunmadığını söylesin. Aksine bir şey söylemedim ki,
yorum da yapmadım.
BAŞKAN Açıklama yapacaksanız, buyurun.
5.- Trabzon Milletvekili Mehmet
Akif Hamzaçebinin, Giresun Milletvekili Nurettin Caniklinin,
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Konu şöyledir: Sayın Canikli tasarıyı
görüşeceğimiz gün Plan ve Bütçe Komisyonuna geldi. Ancak, kendisiyle
Sayın Başkanın odasında biz ikili bir görüşme
yaptık. Bu ikili görüşme dışında, tasarının
o maddesine veya diğer maddelerine yönelik olarak
yaptığımız görüşmelerin hiçbirisinde
olmamıştır Sayın Canikli. Dolayısıyla, Sayın
Caniklinin kendisine mahsus o görüşü Plan ve Bütçe Komisyonundaki iktidar
partisini temsil eden arkadaşlarımıza yansımamış
olacak ki, biz, iktidar partisi milletvekili arkadaşlarımızla
15inci maddenin değişikliği üzerinde mutabık kaldık.
Şimdi, konuyu doğru açıklayalım.
Şimdi, Sayın Canikli siz derseniz ki: Biz, orada çok
sayıda önerge verdiniz, o nedenle öyle yaptık. Siz iktidar
partisisiniz. Adalet Komisyonunda da diğer komisyonlarda da bizim
arkadaşlarımız çok sayıda önerge veriyorlar. Mertlik, bu
önergeleri göğüsleyip, ona göre orada iktidar partisine yakışan
mücadeleyi yapmaktır. Sayısal çoğunluğunuz vardır.
Orada öyle deyip, sonra oradan aşağıda vazgeçmek siyasi ahlaka
yakışmaz.
Sayın Canikliyi rencide etmek amacıyla bir konuşma
yapma arzusunda değildim. Biraz önceki kelimelerimde yalan söylemek
gibi, işin özünü yansıtmak amacıyla bazı kelimeleri kullandım.
Sayın Canikliyi kırma amacım kesinlikle yoktur, o nedenle o
kelimelerimi geri alıyorum. Ama işin özü değişmiyor, o
kelimeleri geri alıyorum ama...
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Gerçek dışı beyanlar
kullandı.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Devamla)
işin özü bu,
gerçek dışı beyan, öyle diyelim. Orada söylenenin Genel Kurulda
şimdi tersi yapılmaktadır.
Değerli arkadaşlar, durumu bilgilerinize sunuyorum.
Sayın Başkana söz hakkı verdiği için teşekkür
ediyorum.
Saygılarımla. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, konunun muhatabı olan
arkadaşlarımızın konuşmalarını dinlediniz.
Genel Kurul ve dinleyenler gerekli takdiri kullanacaklardır.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B) Kanun Tasarı
ve Teklifleri
(Devam)
1.- Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/549) (S. Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onaltıncı maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı
Kanunun 41 inci maddesine eklenen fıkralarda geçen Ocak ayı sonuna
kadar bildirmekle yükümlüdür ibaresinin madde metninden çıkarılarak
Mart ayı sonuna kadar bildirmekle yükümlüdür ibaresinin madde metnine
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gerekçe Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun amacına uygun olacağı düşüncesiyle
mütalaa olunur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
16ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Madde kabul edilmiştir.
17nci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onyedinci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanunun 44 üncü
maddesinde geçen eğitim seminerlerine katılmaları zorunludur
ibaresinin madde metninden çıkarılarak eğitim seminerlerine
katılmaları isteğe bağlıdır ibaresinin madde
metnine eklenmesini arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
TBMM Başkanlığına
216 sıra sayılı tasarının 17. çerçeve
maddesinin sonuna aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz
ve teklif ederiz.
Meslekî geliştirme eğitimi planlamasında
üniversitelerden görüş ve destek istenir.
Mustafa
Özyürek R. Kerim Özkan Mevlüt Coşkuner
İstanbul Burdur Isparta
Bihlun
Tamaylıgil Kemal
Demirel
İstanbul Bursa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) Söz istiyorum.
BAŞKAN Buyurun Sayın Özyürek. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; şimdi, artık,
tartışmanın özü ortaya çıktı. AKP Grubunun, Plan ve
Bütçe Komisyonunda uzlaştığı, kabul ettiği bir
mutabakattan burada döndüğü açıkça ortaya
çıkmıştır. Sayın Canikli Ben bundan dönüleceğini
daha önce söylemiştim. diyor. E peki, burada 25 tane AKP milletvekilinin
imzası var. Onlar niçin bunu imzalamışlar? Herhâlde, bundan
sonra komisyon üyeleri imza atarken Sayın Canikliye soracaklar
Aşağıda dönecek misin dönmeyecek misin, bunu imzalayalım
mı imzalamayalım mı? Ama biz AKPyi biliyoruz değerli
arkadaşlarım. AKP bir takiye partisidir. O nedenle de sürekli
insanları uyuturlar, kandırırlar. Burada da bu
kandırmanın çok açık bir delilini yaşıyoruz.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Nasıl AKP takiye partisi
diyorsun ya!
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Takiye ortada değerli
arkadaşlarım, takiye yaşıyoruz, takiye bu. (AK Parti
sıralarından gürültüler) Takiye bu, AKPnin takiyesi bu. Başka
nasıl olur, takiye bu işte. (AK Parti sıralarından
gürültüler)
Değerli arkadaşlarım, bizim bu konudaki
hassasiyetimizi Sayın Bakan yadırgıyor. Bu konudaki
hassasiyetimizin nedeni şudur değerli arkadaşlarım:
1) Yirmi yıldır gayet düzgün şekilde yürüyen bir
odalar ve TÜRMOB sistemini siz burada bozuyorsunuz.
2) Hukuka aykırı olarak, az oy alan kimseyi çok oy
almış gibi bir yöntem getiriyorsunuz. Bu yöntem, Türkiyede hiçbir
sivil toplum örgütünde ve siyasi partide uygulanmayan hukuk dışı
bir yöntemdir.
3) Sayın Bakan diyor ki: Sizin bir ilginiz mi var, bir
ilişkiniz mi var?
Değerli arkadaşlarım, ben bu örgütün on bir
yıl genel başkanlığını yaptım ve
kuruluş aşamasından bugüne kadar -arkadaşlarımla
birlikte- bir noktaya getirdik ve Sayın Bakanın da bulunduğu bir
genel kurulda bu örgüt, oy birliğiyle bana onursal başkanlık
vermiştir.
Bu camianın çıkarlarını, bu camianın
doğrularını savunmak benim görevimdir. Biz, bu görevi
yapıyoruz. Ayrıca, hukuka aykırı düzenlemelere
karşı da net bir şekilde tavrımızı ortaya
koyuyoruz.
Sayın Caniklinin verdiği, muhtemelen Bakanlık
bürokratlarının hazırladığı bu önergeyi kabul
ettiniz. Şimdi, daha önce bizim önerdiğimiz, AKPli
çoğunluğun da kabul ettiği çarşaf listeye karşı
yapılan itirazın temeli şu idi: Deniliyordu ki, İşte,
İstanbul odasında çok sayıda delege var. O delegeleri teker teker
işaretlemek çok uzun vakit alır, fiilen uygulanamaz. Onun için biz
ona karşı çıkıyoruz diyorlar. Ama, Sayın Caniklinin
açıklamalarından ortaya çıktı ki: Ben zaten başlarken
nispi temsili getirmeye karar vermiştim. Öbür tarafı sizi uyutma,
oyalama kısmıydı. diyor. Onlar anlaşıldı.
Şimdi, burada diyorsunuz ki: Oylar, pusulada yer alan grup ya da
bağımsız adayların ismi yanındaki kutu
işaretletmek suretiyle kullanılır.
Değerli arkadaşlarım, şimdi, blok listeye
yazacağınız her ismin yanına kutu koyacaksınız ve
sandığa giren herkes oraya işaret koyacak. İstanbul
odasını alırsanız, 500 civarında insanın
karşısına işaret koyacaksınız. Bunu niçin
yapıyorsunuz? Bir anlamı yok. Ama, oy verme sistemini bile
bilmiyorsunuz, oylama sistemini bilmiyorsunuz. Ama, bu konularda yıllardır
emek vermiş bir arkadaşınız öneri sunduğu zaman, eleştiri
getirdiği zaman Ne ilişkin var? diyorsunuz.
Değerli arkadaşlarım, biraz olup bitenlere
bakınız, biraz seçim sistemini görünüz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Özyürek.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Hem AKPde hem diğer partilerde
bu şekilde çoğunluk sistemiyle oy veriyorsunuz. Şimdi, bu
çoğunluk sistemi antidemokratiktir diye bir görüş ileri sürmek kendi
partinizi de harcamaktır. Ama, bunlar niye yapılıyor? Arkadaşlarımız
çok kolay milletvekili oldukları için, ne ilçe kongreleri
yaşıyorlar ne il kongreleri yaşıyorlar, Sayın
Başbakan listeye koyar koymaz gelip buraya oturuyorlar, ondan sonra seçim
sistemi düzenlemeye kalkarlar, o zaman sonuç böyle olur değerli
arkadaşlarım. (AK Parti sıralarından gürültüler)
Uygulanamayacak bir seçim sistemini getirdiniz, hayırlı
uğurlu olsun!
Saygılar sunarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
III.- YOKLAMA
(CHP sıralarından bir grup milletvekili ayağa
kalktı)
HAKKI SUHA OKAY (Ankara) Toplantı yeter sayısı
istiyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Yoklama isteyen arkadaşlarımın
isimlerini tespit ediyorum: Sayın Okay, Sayın Özyürek, Sayın
Çakır, Sayın Çöllü, Sayın Dibek, Sayın Coşkuner,
Sayın Tamaylıgil, Sayın Küçük, Sayın Güner, Sayın
Arat, Sayın Bingöl, Sayın Yıldız, Sayın Abdulaziz
Yazar, Sayın Seçer, Sayın Köktürk, Sayın Karaibrahim, Sayın
Paçarız, Sayın Tütüncü, Sayın Topuz, Sayın Ağyüz,
Sayın Öğüt, Sayın Hamzaçebi, Sayın Arslan, Sayın
Durgun, Sayın Binici.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, yoklama
için üç dakikalık süre vereceğim ve yoklama işlemini
başlatıyorum.
İsmini okuduğum arkadaşlar lütfen sisteme
girmesinler.
(Elektronik cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, toplantı yeter
sayısı vardır.
V.- KANUN TASARI VE
TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER
İŞLER (Devam)
B) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/549) (S. Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onyedinci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanunun 44 üncü
maddesinde geçen eğitim seminerlerine katılmaları zorunludur
ibaresinin madde metninden çıkarılarak eğitim seminerlerine
katılmaları isteğe bağlıdır ibaresinin madde metnine
eklenmesini arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Önerge sahipleri? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanunun amacına uygun olacağı düşüncesiyle
mütalaa olunur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
17nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
18inci madde üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onsekizinci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanunun 45
inci maddesine eklenen fıkrada geçen iş elde etmek ibaresinin madde
metninden çıkarılarak her türlü menfaat elde etmek ibaresinin madde
metnine eklenmesini arz ve teklif ederim.
Ramazan
Başak
Şanlıurfa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 S. Sayılı kanun
tasarısının 18. Maddesinin ikinci fıkrasındaki Meslek
mensupları, iş elde etmek için reklam sayılabilecek
faaliyetlerde bulunamazlar ifadesinin kanun tasarısı metninden
çıkarılmasını arz ederiz.
Ümit
Şafak Ahmet Orhan Alim
Işık
İstanbul Manisa Kütahya
Beytullah
Asil Cemaleddin Uslu Akif Akkuş
Eskişehir Edirne Mersin
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
ÜMİT ŞAFAK (İstanbul) Söz istiyorum.
BAŞKAN Sayın Şafak, buyurun. (MHP
sıralarından alkışlar)
ÜMİT ŞAFAK (İstanbul) Sayın Başkan,
sayın milletvekilleri; 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik,
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik
Kanununda değişiklik yapan 216 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 18inci maddesi üzerinde söz almış
bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Sayın milletvekilleri, bu yasa 75 bin civarında meslek
mensubunu ilgilendirmektedir. Tasarı ile kanunun adı Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu olarak
değiştirilmektedir.
Sözlerimin başında, Sayın Bakanın ve
Sayın Caniklinin konuşmalarına istinaden bir iki hususa
işaret etmek istiyorum. Sayın Bakanımız CHPden başka
grupların tepkisi yok. dedi.
Ben, meslek mensubu bir milletvekili olarak Mecliste
huzurlarınızdayım. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu, memleketin
hayrına olan bütün kanunlarda duruşunu net olarak belirlemiştir.
Ancak, anlayamadığım bir şey var: Birkaç gün
evvel görüşülen Türke hakaret yasasında sabah dört buçuğa kadar
çakılı olan 250 AKP milletvekili
3568 sayılı Yasada
değişiklik yapan tasarının görüşülmesi
sırasında, zaman zaman karar yeter sayısını, zaman
zaman toplantı yeter sayısını bulamıyor. Sayın
Bakanın ve AKP Grubunun bu yasaya da ne kadar önem verdiğini burada
hep birlikte görüyoruz! (MHP sıralarından alkışlar)
Sayın milletvekilleri, nispi temsil sistemi bir metottur,
temsil için iyi de bir metottur. Ancak, Sayın Caniklinin
açıkladığı Biz, yedi yüz tane önergeyi gördük ve
yasayı geçirmek için bir uzlaşmaya oturduk. samimi
itirafını -bu kandırma olarak da ifade edilebilir- doğru
bulmadığımı da ifade etmek istiyorum. Zaman zaman,
Sayın Bakanıma da Sayın Canikliye de Milliyetçi Hareket
Partisinin düşüncelerini ifade ettim, bu yasanın yürürlük maddesinde
sıkıntı vardır. Bu hafta beş odamızın
kongresi vardır. Oda başkanları Meclis kulisinde bizlerle
görüşmektedirler ve Biz eski yasaya mı, yoksa değiştirilmekte
olan yeni yasaya göre mi kongre yapacağız? diye bizlere
sormaktadırlar. Buna ne Hükûmet ne TÜRMOB Genel Başkanı ne de
oda başkanları hiçbir cevap bulamamaktadırlar. Hükûmetin bu
konudaki görüşü, iktidarın bu konudaki görüşü Bir
başlayalım, bir uygulamayı görelim, hata olursa düzeltiriz.
şeklinde olmuştur.
Bir de yasanın serbest muhasebeciliği
kaldırmayı sınava bağlaması, üç yıl içerisinde 5
sefer yapılacak sınavla ilgili, Sayın Bakanım Meslek
mensuplarından bir tepki yok. dediği için ifade ediyorum;
şimdi, yasa serbest muhasebecilik unvanını kaldırıyor.
Serbest muhasebecilere üç yıl içerisinde, staj sonrasında 5 sefer
imtihana girerek serbest muhasebeci mali müşavirlik unvanını
veriyor. Sınavda başarılı olamayanlar mesleği yapmaya
devam edecekler ama ne serbest muhasebecilik unvanına sahip olabilecekler
ne de serbest muhasebeci mali müşavirlik unvanını
kazanmış olacaklar. Oysaki hâlen mesleği fiilen yapan
çalışanlar listesinde kayıtlı olan serbest muhasebecilere
-ki bunların Türkiyedeki sayısı 20 bin civarındadır-
doğrudan doğruya, yasalaşmadan itibaren, bu serbest muhasebeci
mali müşavirlik unvanının verilmesi, yasada, kanaatimizce daha
doğru olacaktır.
Yalnız, burada bir şey daha ifade etmek istiyorum:
Sayın Bakanın açıklamasından, çarşaf listeyi
komisyondan gelen şekilde anlamadığını anladım.
Çarşaf listede de az oy alanlar seçilmeyecekti. Çarşaf listede, ilçe
seçim kurulu hâkimi oyları sıraladıktan sonra, en yüksek oydan
itibaren, orada en fazla oy alan 9 tane yönetim kurulu üyesi seçilecekti. Bunu,
Sayın Bakanın komisyondan gelen metni
anlamadığını düşünüyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şafak, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
ÜMİT ŞAFAK (Devamla) Sayın milletvekilleri, 3568
sayılı Yasa, serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali
müşavirlik mesleğini düzene sokan çok önemli bir yasadır.
Odalarımız ve TÜRMOB, tek düzen hesap planının
oturmasında ve meslek mensuplarının yetişmesinde çok önemli
görevler yapmıştır. Meslek mensuplarımız vergi
tahakkukundan verginin toplanmasına, vergi barışından
matrah artırımına kadar çok önemli çalışmalara imza
atmışlardır.
Büyük fedakârlıklarla çalışan meslek
mensuplarımız yıllardır mali tatil talebinde
bulunmaktadırlar. Şu anda hiçbir işe yaramayan bir mali tatil vardır
ama meslek mensuplarımız bundan memnun değillerdir.
Yılın herhangi bir ayında bu, temmuz olabilir, ağustos
olabilir- meslek mensuplarımızın ve vergi mükelleflerinin,
hiçbir surette, hiçbir beyannameyi mali tatil ilan edildiği zaman
vermemesi hâli, takip eden ayda iki aylık vergi beyannamelerini vermesi
hâli mali tatil anlamına gelir. Bunu da meslek mensuplarımız
bizlerden talep etmişlerdir.
Yüce Meclisinizi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun, var olun. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler.. Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve onsekizinci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanunun 45
inci maddesine eklenen fıkrada geçen iş elde etmek ibaresinin madde
metninden çıkarılarak her türlü menfaat elde etmek ibaresinin madde
metnine eklenmesini arz ve teklif ederim.
Ramazan
Başak
Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Kanun tekniğine uygun olacağı düşüncesiyle
mütalaa olunur.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
19uncu madde üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı tasarının 19. maddesinde
üç yıl için seçilen 5 asil 5 yedek üye sayısı üye
sayısı 5 bini aşan odalarda 7 asil 7 yedek cümlesinin 5 bini
aşan odalarda cümlesinden sonra gelmek üzere 8 asil 8 yedek
değişmesini teklif ediyoruz.
Ali
Uzunırmak Erkan
Akçay Osman
Durmuş
Aydın Manisa Kırıkkale
Ümit
Şafak Osman
Çakır
İstanbul Samsun
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekilleri, 19uncu madde
üzerinde şimdi okutacağım Hükûmetin önergesi, İstanbul
Milletvekili Sayın Hüseyin Mert ve arkadaşlarının
önergesini de kapsamaktadır. Bu nedenle iki önergeyi birlikte işleme
alacağım ve istemleri hâlinde önerge sahiplerine ayrı ayrı
söz vereceğim.
Önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 19
uncu maddesinin aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Unakıtan
Maliye
Bakanı
Madde 19- 3568 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yer alan
Serbest Muhasebecilik,, Serbest Muhasebeci,; 3 üncü maddesinde yer alan serbest muhasebeci; 45
inci maddesinde yer alan Serbest muhasebeciler,, serbest muhasebecilerin
ve, serbest muhasebecilik,, 46
ncı maddesinde yer alan serbest muhasebeciler, ibareleri madde
metinlerinden çıkarılmış; 19 uncu maddesinin birinci
fıkrasının (f) bendinde
geçen Yıllık bütçeyi ibaresi Bütçeyi şeklinde, 20 nci
maddesinin birinci fıkrasında yer alan yılda bir defa ibaresi
üç yılda bir şeklinde, 21 inci maddesinin birinci
fıkrasında yer alan iki yıl için seçilen beş asıl ve
beş yedek ibaresi üç yıl için
seçilen, üye sayısı binin altında olan odalarda beş
asıl ve beş yedek, üye sayısı bin ilâ beş bin
arasında olan odalarda yedi asıl ve yedi yedek, üye sayısı beş
bini aşan odalarda ise dokuz asıl ve dokuz yedek şeklinde, 34
üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan her yıl ibaresi üç yılda bir
şeklinde, 35 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan Yönetim
Kurulu Başkanı ve üyeleri, ibaresi Birlik Yönetim Kurulu
Başkan ve üyeleri, Kanunun seçilmeye ilişkin hükümleri saklı
kalmak kaydıyla şeklinde, aynı maddenin üçüncü
fıkrasında yer alan yeminli mali müşavirler ibaresinin en az
beş yıl süreyle yeminli mali müşavirlik yapmış
olanlar şeklinde, 49 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan 12/4, 13,
15/4, 43/1, 43/2, 44 ve 45 inci maddenin birinci fıkrası hükümlerine
ibaresi 12/4, 13, 15/4, 41/2, 43/1, 43/2 ve 45 inci maddenin birinci ve
beşinci fıkrası hükümlerine şeklinde ve 50 nci maddesinin
birinci fıkrasının (n) bendinde yer alan sınav
komisyonları ile geçici kurulun ibaresi sınav
komisyonlarının şeklinde değiştirilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının çerçeve 19. Maddesinde yer alan 41/2, ibaresinin
41/2, 45/5, olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin
Mert Mustafa Vural Harun Öztürk
İstanbul Adana İzmir
Tayfun
İçli
Eskişehir
BAŞKAN Komisyon önergelere katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar)- Katılmıyoruz.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın
Başkan, önergeyle ilgili olarak, usul hakkında söz istiyorum.
Dün burada Sayın Kamer Gençin itiraz ettiği bir önerge
vardı. Hükûmet tasarısında yer almayan bir maddeyi
değiştiren bir önergeydi. Başkan Vekili onu işleme
koymadı, Hükûmet tasarısında yer almadığı için.
Sayın Kamer Gençin itirazı bu olabilir şeklindeydi ama kabul
görmedi.
Şimdi, bu okunan önergeyle, 3568 sayılı
Yasanın 20 ve 21inci maddelerinde değişiklik öngörülüyor. Bu
iki madde Hükûmet tasarısında bulunmamaktadır. Eğer,
Başkanlık Divanının tutumu dünkü gibi devam edecekse o
ibarelerin oylanmaması gerekir efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Tasarıda yer almayan bir madde.
MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Ya da komisyonun salt
çoğunlukla orada olması gerekir efendim.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) Sayın
Başkan, bu konuda biz de bir açıklama yapabilir miyiz?
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime on dakika
ara veriyorum.
Kapanma Saati: 16.58
BEŞİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.16
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN
KOTAN (Ağrı), Yusuf COŞKUN (Bingöl)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin Beşinci Oturumunu açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
19uncu madde üzerinde
verilmiş önergeler okunmuştu. Hükûmetin ve aynı mahiyetteki
milletvekili arkadaşlarımızın önergeleri vardı.
Sayın Komisyon, önergelere katılıyor musunuz?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Takdire bırakıyorsunuz.
Sayın Mert, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
HÜSEYİN MERT (İstanbul) Sayın Başkanım,
değerli arkadaşlar; hepinize saygılar sunuyorum.
Kuşkusuz tüm meslekler ve meslek mensupları gibi, gerek
kişisel gerek toplumsal ve gerekse mesleki etik kuralları içerisinde
hareket etmektedir serbest muhasebeci, mali müşavir ve yeminli mali
müşavirler de. Tabii, aynı zamanda, gerekli ve yeterli mesleki beceri
ve bilgiyle donatılmışlardır.
Kendi mesleğimiz gibi, bu meslek mensupları gibi, tüm
mesleğin mensuplarına, tüm mesleklerin mensuplarına da
saygı duyuyoruz.
Bu mesleğin mensupları en üst derecedeki bilgi ve sosyal
sorumluluk bilinciyle oldukça saygın bir konumdadırlar Türkiyede.
Tabii, bunun nedeni, meslek mensuplarının, meslek mensubu olana kadar
genel ve mesleki anlamda iyi bir eğitim görmeleri, meslek mensubu olmadan
önce pratiğe yönelik staj yapmaları ve ciddi bir eleme sürecinden
geçmeleri bu konuda son derece önemlidir ama hepsinden önemlisi, bu meslek
mensuplarının belirleyici özelliklerinden biri olan kamu
yararına hareket etme sorumluluğu taşımalarıdır
ve bu anlamda da, yine, bu meslek mensupları her zaman bu mesleğin
gereğini yerine getirmişler ve halk arasındaki deyimiyle tüyü
bitmemiş yetimin hakkını her zaman savunmuşlardır
sonuna kadar.
İşte, böyle bir mesleğin yasasını
görüşüyoruz. Etik kurallar içerisindeki yasasını
görüşüyoruz, ama etik olmayan bir şekilde görüştüğümüze
inanıyorum, çünkü komisyonda farklı konuşulan şeyler burada
çok farklı noktalara çekildi ve farklı önergelerle oldukça önemli değişiklikler
yapıldı.
Bu mesleğe ait etiklerden bir tanesi, iş elde etmek için
reklam sayılabilecek faaliyetlerde bulunmaması, tabela veya
basılı kâğıtlarında ruhsatnameyle belirlenen mesleki
unvanları dışında başka bir sıfat
kullanmamaları yani reklam yasağı dediğimiz yasak
vardır bu meslek içerisinde. Daha önce, hâlihazırda geçerli olan 3568
sayılı Yasada bu 44üncü maddede ifade edilmekteydi fakat biraz
önce, çerçeve 17nci maddede, biz, bu 44üncü maddeyi tamamen değiştirdik
ama bu maddenin içeriği 45inci maddenin sonuna ilave bir fıkra
olarak getirildi. Yalnız buna paralel olarak ceza hükümlerini içeren
49uncu madde içerisinde bu değişiklik yapılmadı.
Dolayısıyla bu şekliyle yasalaştığı takdirde
bir reklam yasağı olacak, ancak cezai yaptırımlar içerisinde
herhangi bir ceza hükmü olmayacak. Önerimiz, bu durumun düzeltilmesiyle
ilgilidir.
Aslında yalnızca bu değil, çok sayıda önerge
verdik ama konuşma hakkı ve önerge hakkı
kalmadığı için iki üç tane önergeyle ancak sizlerin
karşısına çıkabiliyoruz.
Müsaade ederseniz, çok kısa olarak, sizlere, daha
değişmesi gereken, bu anlamda -bakın, bu gerçekten
değişmesi gereken, muhakkak olmazsa olmazlardan bir tanesi- bunun
gibi olması gereken bir iki şeyi daha hatırlatmak istiyorum.
Staj süresini iki yıldan üç yıla çıkarttık Avrupa
Birliğine uyum amacıyla. Ama Avrupa Birliğinde, bakın,
Avrupa Birliğinin resmî gazetesi elimde, Haziran 2006 tarihli ve orada
diyor ki: Asgari üç yılı kapsayan bir pratik eğitim süreci
tamamlaması gerekmektedir meslek mensuplarının. Söz konusu
pratik eğitimin en az üçte 2sini kapsayan bir bölümü bir yasal denetçi ya
da denetim firmasında tamamlanacaktır. Yani bu ne demek? Üç sene
yapacak Avrupadaki meslek adayı olan bir meslek mensubu, üç sene staj
yapacak ama bunun iki senesini fiilî staj yapacak, geri kalan bir
yılının altı ayını eğitimle, altı
aynı da sınav süreci içerisinde tamamlayacak. Ama, bu yasa bu
şekilde yasalaşırsa bu mesleğin mensubu adayı kardeşlerimiz
bundan sonra üç yıl fiilen staj yapmak zorunda kalacak. Bunun üzerine
altı ay eğitim görecek, altı ay da veya daha fazla da bir
sınav süreci yaşayacaktır.
Bunun gibi bakın, daha önce de söylendi, mali genel kurulu
her yıl yapılıyor, seçimli genel kurulları iki yılda
bir yapılıyordu. Şimdi üç yıla çıkartıldı
seçimli genel kurul. Fakat mali genel kurullar her yıl devam etmek
zorunda. Hâlbuki gerek meslek mensuplarının enerjisini,
zamanını boşa harcamamak adına bu üç yıla
çıkartılabilir ya da böyle bir olanak sağlanabilir diye
düşünüyorum meslek mensuplarına veya odalara. Zaten her yıl ocak
ayının sonuna kadar
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Mert, buyurun, konuşmanızı
tamamlayınız.
HÜSEYİN MERT (Devamla)
İnternet üzerinden mali
yapıları, mali raporları zaten yayınlanacak, genel kurul
üyeleri zaten bunları oradan izleyeceklerdir.
Bir maddeyi daha söylemek istiyorum. 3568 sayılı
Yasanın 40ıncı maddesinin ikinci fıkrasında
görüşmelerin, cumartesi günü akşamına kadar
sonuçlanmasını ve seçimlerin ertesi günü olan pazar gününün
dokuz-onyedi saatleri arasında yapılmasını
şeklinde
bir hüküm var.
Hâlbuki, küçük şehirlerde uzak ilçelerden gelen delegeleri
düşünerek bu süre bir güne indirilebilir. Uzak ilçelerden gelen
delegasyonu rahatlatmak amacıyla böyle bir şey söylüyorum. Boşu
boşuna oralarda, otellerde kalmanın ya da gelip tekrar ilçesine iki
kez gidip gelmenin bir anlamı yok diye düşünüyorum.
Önergeme destek olacağınızı düşünüyorum,
saygılarımla teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Mert.
Hükûmetin önergesinin gerekçesini okutuyorum.
Buyurun
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım
BAŞKAN Efendim.
OKTAY VURAL (İzmir) Biraz önce -ara verdiğiniz zaman-
bir sayın milletvekili, bunun komisyon ve tasarı metninde
olmadığını dolayısıyla bunun için komisyonun salt
çoğunlukla karar vermesi gerektiğini ifade etti. Siz de on dakika ara
verdiniz.
Şimdi, Başkanlığınız bu konuda,
yapacağınız uygulamayla ilgili Genel Kurula bir izahatta
bulunursa İç Tüzüke göre bir işlem yapıp
yapmadığımızı açıkça ortaya koymuş oluruz.
Yani uygulamayı öğrenmek
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, ilgili arkadaşlarımızla da
gerektiği şekilde görüştük, Maliyedeki
arkadaşlarımız ve bizim Kanunlar Kararlardaki
arkadaşlarımızla da.
Burada diğer maddelerde ifade edilen bazı
değişiklikler var yani süreyle ilgili olan değişiklikler
var. Mesela geçici madde 11
34üncü maddesinin birinci fıkrasında
yer alan her yıl ibaresi üç yılda bir şeklinde olarak
değiştiriliyor. Burada ifade bütünlüğünün sağlanması,
kanun çıktıktan sonra yeminli mali müşavir veya serbest
muhasebeci arkadaşlarımızın uygulamalarında bir
sıkıntı olmaması için yapılmış olan teknik
bir düzenleme olarak mütalaa
OKTAY VURAL (İzmir) 21inci madde, 20nci madde
BAŞKAN Efendim?
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, Sayın Başkanım,
bu bir İç Tüzük şeyidir, dolayısıyla bundan sonraki
uygulamalar açısından, özellikle çok yanlış bir uygulama
olur. Eğer, değiştirilmek isteniyorsa, Komisyon salt
çoğunluğuyla katılsın, dolayısıyla böyle İç
Tüzüke uygun hâle getirelim.
Bundan sonra da karşımıza tasarıda bulunmayan
birtakım hususlarla ilgili oylamalar gelecektir. Bu durum da açık
İç Tüzük ihlali olur. Bundan sonra da olur. Bu bakımdan Komisyonun
salt çoğunlukla katılarak çözümlemesi daha uygun olur. Sadece 35inci
madde değil, 20nci madde de, 21inci madde de var burada. Bu, Komisyonda
da görüşülmedi.
BAŞKAN Sayın Vural, izahatınız için
teşekkür ediyorum, nezaketinize teşekkür ediyorum ve
uyarıcı açıklamalarınız için. Burada, zaten 21inci
madde var. Burada olan bir hususu önergeyle birlikte düzenleyerek tekamül
ettiriyoruz. Yani olmayan bir maddeyi ihdas etmek gibi veya olmayan bir maddeye
atıf gibi bir şey söz konusu değildir.
Başkanlığın
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, bakın, 87nci maddenin
dördüncü fıkrasında Görüşülmekte olan tasarı veya teklife
konu kanunun, komisyon metninde bulunmayan
Ki, yoktur.
ancak tasarı
veya teklif ile çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin
Siz, ilgisi
olduğunu söylüyorsunuz, doğrudur, ilgisiz olduğunu söylemiyoruz.
değiştirilmesini isteyen ve komisyonun salt çoğunlukla
katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak
görüşme açılır. deniyor.
BAŞKAN Şimdi, bakınız Sayın Vural,
34üncü maddenin birinci fıkrasında yer alan Her yıl ifadesi
üç yılda bir olarak zaten değişmiş. Anlatabildim mi?
Buradaki durum da aynı şekildedir, yani burada olmayan bir maddenin
değiştirilmesi anlamındaki bir ifade yok. Onu teknik olarak
arkadaşlarla yine görüşme imkânı olursa izah ederiz
OKTAY VURAL (İzmir) Efendim, 20nci madde var mı
Komisyon metninde?
BAŞKAN Efendim, bakın, buradaki 34üncü maddenin
birinci fıkrasında yer alan Her yıl ifadesi üç yılda
bir olarak değişmiş, yani burada
OKTAY VURAL (İzmir) 21inci madde var mı efendim?
BAŞKAN Var.
OKTAY VURAL (İzmir) 21inci madde Komisyon metninde var
mı?
BAŞKAN Var, mesela, bakın, 19uncu maddenin alt
bendine dikkat ederseniz, son satırında 41/2 ibaresi eklemiş.
21inci maddenin birinci fıkrasında yer alan
OKTAY VURAL (İzmir) 20nci madde
BAŞKAN Ne?..
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım,
bakın bu neden önemli: Eğer siz bunu dördüncü fıkra çerçevesinde
değerlendirip de dördüncü fıkraya göre bir işlem
yapmazsanız, bu uygulama İç Tüzüke aykırı olur. O
bakımdan söylüyorum.
BAŞKAN - Şimdi,
bakınız Sayın Vural, şu bakımdan söylüyorum. Ben yine
teşekkür ediyorum size. 34üncü
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman bunun bu dördüncü fıkra
çerçevesindeki bir uygulama olmadığını, bununla
ilişkili olmadığını lütfen tutanaklara sokunuz. Bu
uygulamanızın dördüncü fıkranın farklı bir yorumunu ve
bundan sonra da farklı bir şekilde uygulanmasını
sağlayacak bir uygulama olmadığını tutanaklarda
Başkanlık görüşü olarak ortaya koymanız gerekmektedir.
BAŞKAN - Değil
Sayın Vural. Şimdi, burada bakınız bir bütünlüğü
sağlıyoruz. Biraz önce de madde metninde ifade ettim, biraz önce de
okudum, yani burada maddeler konusunda, olmayan bir maddeye bir ifade
eklenmesi, değiştirilmesi konusundaki herhangi bir husus yok. Siz o
konuda müsterih olunuz. Başkanlık olarak
OKTAY VURAL (İzmir) Nasıl yok efendim,
anlamıyorum ki!
BAŞKAN - Yok.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani, olmayan bir madde var, olmayan
bir maddede bir şeyi değiştiriyorsunuz! Bundan sonra da
karşımıza
BAŞKAN - Şimdi
bakınız Sayın
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman komisyona gerek yok!
BAŞKAN - Burada
bakın şimdi, yeni bir madde olduğunda, siz onu
kastediyorsanız, bu dediğiniz husus yerine getirilir. Sizinle o
hususta aynı düşünüyoruz. Fakat, burada daha önceden düzeltilmiş
olan bir husus var, dolayısıyla yeni bir madde yok. Yani maddelerin
oradaki yılları arasında bir birlik sağlıyoruz.
Başka türlü olursa
OKTAY VURAL (İzmir) O zaman zabıtlara girmesi
açısından
BAŞKAN - Girdi, girdi.
OKTAY VURAL (İzmir) Değiştirilmesi öngörülmeyen
husus yok deyin, 20nci maddeyle ilgili bir düzenleme öngörülmüyor.
Öngörülüyor mu? Öngörülmüyor. Öngörülmeyen bir maddeyi
değiştiriyorsunuz. Bu, kanaatime göre İç Tüzüke
aykırıdır ve bunun da açıkçası Başkanlık
olarak bu şekilde yorumlanması doğru değildir. Usuli
işlemlerdir bunlar. Böyle bir şey olur mu canım! Getirin ondan
sonra hepsini, yeni tasarı getirin geçirin buradan. Öyle bir şey olur
mu! Bakanlar Kurulu bile farkında değil, tasarıda yok!
BAŞKAN - Peki
teşekkür ediyorum Sayın Vural.
Evet, Hükûmetin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe: Her yıl yapılması öngörülen oda genel
kurulunun Birlik genel kurulunda olduğu gibi üç yılda bir
yapılması, bunun sonucu olarak da yıllık bütçe
ibaresindeki yıllık kelimesinin madde metninden
çıkarılması, ayrıca odalardaki üye sayısının
fazlalığının yönetim kurulunun iş yükünü
artırdığı hususu dikkate alınarak, üye
sayısına göre kademeli olarak seçilecek üye sayısı
artırılarak daha katılımcı yönetimlerin
oluşması, Birlik Genel Kuruluna katılacak Yönetim Kurulu
Başkan ve üyelerinin, sadece genel kurula katılma ve oy kullanma
haklarının mevcut olduğu, kurullara seçilebilmek için ise
Kanunun seçilmeye ilişkin öngördüğü şartları
taşımaları gerektiği hususunun açıklığa
kavuşturulması ve Birlik Yönetim Kurulu Başkanlığına
seçilmek için en az beş yıl yeminli mali müşavirlik yapma
şartının aranması, 44 üncü maddenin değişmesi
nedeniyle reklam yasağına uymayanlara ilişkin cezanın madde
metnine eklenmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Hükûmetin ve Hüseyin
Mert ve arkadaşlarının önergelerini birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı tasarının 19. maddesinde
üç yıl için seçilen 5 asil, 5 yedek üye sayısı 5 bini aşan
odalarda 7 asil 7 yedek
OKTAY VURAL (İzmir) Sayın Başkanım, bu biraz
önce oyladığınız önerge, en aykırı önergeydi.
Dolayısıyla, şimdi bu önergeyi işleme koymakla
BAŞKAN Doğru, doğru, koymamamız lazım,
doğru söylüyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) Yani koymamanız gerekiyor.
BAŞKAN Doğru söylüyorsunuz.
Evet, Sayın Vuralın ikazı da doğru.
Sayın milletvekilleri, biraz önce kabul edilen önergeyle
19uncu madde tümüyle değiştiğinden, bu maddede
değişiklik öngören Aydın Milletvekilimiz Sayın Ali
Uzunırmak ve arkadaşlarının önergesinin işlemden
kaldırılması gerekmektedir.
Şimdi, kabul edilen önerge doğrultusunda 19uncu maddeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 20 -geçici madde 9- üzerinde beş adet önerge
vardır, önergeleri okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesiyle 3568 sayılı Kanuna eklenen geçici 9 uncu maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli Fatih Arıkan Mehmet Ceylan
Giresun Kahramanmaraş Karabük
Sedat
Kızılcıklı Metin
Kaşıkoğlu
Bursa Düzce
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce
kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini almış ve
mesleki yeterlilik sınavını vermiş olanlardan 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen 10 yıllık
süreyi tamamlamamış bulunanlar, usul ve esasları Maliye
Bakanlığı tarafından belirlenecek ve Bakanlıkça
yapılacak özel yeminli mali müşavirlik sınavında
başarılı olmaları kaydıyla, yeminli mali müşavir
unvanını almaya hak kazanırlar. Ancak, bunların yeminli
mali müşavir ruhsatını alabilmeleri için 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendindeki süreyi tamamlamaları
şarttır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirler Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının çerçeve 20 inci maddesinin
Geçici Madde 9 uncu maddesinin (b) fıkrasının
aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve teklif ederim.
Muhsin
Yazıcıoğlu
Sivas
b) Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisi
almış ve mesleki yeterlilik sınavını vermiş
olanlar ile 9 uncu maddenin ikinci fıkrasında sayılan konularda
profesörlük unvanını almış olanlar için yeminli mali
müşavirlik,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan tasarının 20 nci maddesi ile
düzenlenen Geçici 9uncu maddesinin (b) bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b) Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini
almış (Başbakanlık Müfettişleri dâhil) ve mesleki
yeterlilik sınavını vermiş olanlardan 9uncu maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süreyi
tamamlamış olanlar, inceleme yetkisini aldıktan sonra
anılan bentte belirtilen süreyi tamamlamış olan Defterdar, Gelir
İdaresi Başkanlığında Vergi Dairesi Başkanı
ve Daire Başkanı ile aynı maddenin ikinci fıkrasında
sayılan konularda profesörlük unvanı almış olanlar için
yeminli mali müşavirlik, sınav şartı aranmaz.
Nevzat
Korkmaz Mustafa Kalaycı Erkan Akçay
Isparta Konya Manisa
Beytullah
Asil Recep Taner Akif Akkuş
Eskişehir Aydın Mersin
Mustafa
Enöz
Manisa
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısının
çerçeve 20. Maddesindeki geçici 9. Maddesinin (b) bendinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Dr. Hasan
Erçelebi Hüseyin Mert Harun Öztürk
Denizli İstanbul İzmir
b) Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte Kanunları
uyarınca vergi inceleme yetkisini almış olanlardan 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının
(a) bendinde belirtilen süreyi tamamlamış olanlar ile 3568
sayılı kanunun 5. Maddesinin (a) bendinde sayılan konularda
öğretim üyesi veya öğretim üyesi adayı olanlar için profesörlük
ünvanını aldıklarında yeminli mali müşavirlik;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun
Tasarısının çerçeve 20nci maddesi ile 3568 sayılı
Kanuna eklenen Geçici 9uncu maddesinin;
Geçici Madde 9 - Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte;
a) Türkiye genelinde mali denetim yapan kamu
bankalarının müfettişleri, kanunları uyarınca vergi
inceleme yetkisi almış olanlardan mesleki yeterlilik
sınavına tabi olanlar ile 5 inci maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde sayılan konularda öğretim
üyesi veya görevlisi olarak çalışmış olanlar için serbest
muhasebeci mali müşavirlik,
b) Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini
almış olanlardan mesleki yeterlilik sınavını
vermiş olanlar ile aynı maddenin ikinci fıkrasında
sayılan konularda profesörlük unvanını almış olanlar
için yeminli mali müşavirlik,
sınav şartı aranmaz.
Şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
M. Akif
Hamzaçebi Mustafa Özyürek Yaşar
Ağyüz
Trabzon İstanbul Gaziantep
Ahmet
Küçük Muharrem İnce Ali Rıza Ertemür
Çanakkale Yalova Denizli
Mevlüt
Coşkuner Tayfur
Süner
Isparta Antalya
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar)- Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Hamzaçebi
M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın Ağyüz
konuşacak.
BAŞKAN Buyurun Sayın Ağyüz. (CHP
sıralarından alkışlar)
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 3568 sayılı Yasada
değişiklik yapan tasarının ek 9uncu maddesi için söz
aldım. Hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli arkadaşlarım, dünden beri
tartışılan bu yasada, meslek yasasında
iyileştirmelerin hedeflendiği iddia ediliyor, yenileşmenin
yapılacağı iddia ediliyor ve bu yasa, bir
arkadaşımızın da söylediği gibi, Maliye
Bakanlığının öncelikli işiymiş gibi gündeme
getiriliyor ve komisyonda görüşülen, karar altına alınan madde,
15inci madde burada önerge ile değiştiriliyor. Şimdi, komisyonu
kale almayan bir başkan vekili burada bunu haksız yere savunmak
durumunda kalıyor.
Değerli arkadaşlarım, önerge vermek her siyasi
parti grubunun doğal hakkıdır ama o önergeleri geriye çektirmek
için, diskalifiye etmek için takiye yapmak iktidarın olağan
alışkanlığı hâline gelmiştir. Niye
gelmiştir? Daha önce de bunları gördük biz, Sayın
Unakıtanda gördük. Mesela bundan günler önce diyordu ki:
Uluslararası kriz bizi etkilemez. Babalar gibi satacak malımız
var. Bugün diyor ki: Hiç kimse büyüme beklemesin, gelişme beklemesin,
enflasyon yüzde 4te kalmayacak. Şimdi, bu
alışkanlığı her yerde devam ettirmek zorunda
değilsiniz ki siz. Sayın Başbakan da günlerce Oferle
görüşmedim. dedi, sonra dedi ki: Görüştüm Günlerdir
tartışılan bir Sabah-ATV var. Herkes cevap bekliyor. Buna cevap
vermeniz gerekirken, Sayın Maliye Bakanı oğlunun
hesabını vermesi gerekirken, burada bu yasaya diyor ki: Ben
toplumsal bir sorunu çözüyorum. Kimin toplumsal sorunu bu? 70 bin, meslek
grubunun içinde, kayıt dışının sorunu varken,
kayıt içerisine alınması sorunu varken, sadece seçimleriyle
uğraşmak kimin sorunu?
Bakın, dokuz buçuk aydır buradayız, yetmiş bir
tane yasa gelmiş Meclise. Ben didik didik ettim yasaları, bir tane
halk için, bir tane tarım için, bir tane emekçi için, bir tane esnaf için
yasa yok! Maliye Bakanı işine geldiği zaman af yasası
getiriyor. Geçenlerde, amme alacaklarının affını getirdi,
70 bin kişiyi affetti, verenlerle vermeyenler şu günde bir
adaletsizlikle karşı karşıya kaldılar. Bu mu sizin
adaletiniz? Partinizin adında Adalet yazıyor, bu mu adaletiniz? 70
bin kişinin temsilcileri dışarıda, arkadaşlarımızla
görüşüyorlar ama siz, bir yerlerden bu odaları nasıl ele
geçiririz
Bu odaları ele geçirmek marifet değil, ülke
sorunlarına çözüm getirmektir olan ama vizyonunuz yok, ufkunuz
daraldı. (CHP sıralarından alkışlar) Onun için,
dünyanızda halk yok sizin, bu tür ıvır zıvır
şeylerle uğraşıyorsunuz. Halkın gündeminde olan
maddeleri buraya taşıyamıyorsunuz arkadaşlar, buraya
taşıyamıyorsunuz. Ancak kişisel sorunları çözmek için,
kişisel beklentisi olan kişilerin sorununu çözmek için
uğraşıyorsunuz.
Bu yasayla niye bu kadar uğraşıyorsunuz? Verelim
çok güvenilir, Maliyeyi teslim ettiğimiz Kemal Unakıtana yetki,
odaların temsilcilerini, başkanlarını, yönetimini,
disiplinini Sayın Unakıtan atasın. Tek maddelik bir yasa! Niye
uğraştırıyorsunuz bizi? Önergelerle uğraştırıyorsunuz,
konuşmalarla uğraştırıyorsunuz.
Bugün 1 Mayıs. Sıhhiye Meydanında polis
baskısı, Taksim Meydanında polis baskısı, içeriye
atılanlar, gözaltına alınanlar ama siz burada bir odayı
nasıl kuşatırım, bir meslek odasını nasıl
ele geçiririm havası içerisindesiniz. Bunlar çok yanlış
şeyler değerli arkadaşlarım.
Bugün ülkede ciddi sorunlar var. Ülkemiz uluslararası krizin
tehdidi altındayken, cari açık had safhaya varmışken, bütçe
açığı had safhadayken, niye yalanlamıyor Sayın Bakan?
Bütçe açığı yoktur. diye günlerdir gazetelerde yazıyor.
Dış ticaret açığı tırmanmış iken, her
türlü açık var iken, her türlü açığı yaratan bir Hükûmet
iken
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Muhalefet
açığı var, muhalefet!
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) -
vizyonsuz, sorunları
çözemeyen bir konumdasınız değerli arkadaşlarım. Onun
için de gündemi bu tür maddelerle işgal ediyorsunuz. Her gün fakslar
geliyor. Kuraklık tehdidi altında bulunan çiftçilerimiz feveran
ediyorlar, elektrik borcu altında inim inim inleyen çiftçilerimiz feveran
ediyorlar, siftahsız kepenk kapatan esnaf feveran ediyor. Kredi
borçları, kredi faizleri artmış. Ama sizin dünyanızda onlar
yok. Kredi kartından dolayı intihar eden insanların sorunu sizi
meşgul etmiyor. Sizi Kime Vakıfbanktan, Halk Bankasından uzun
kredi verebilirim? bu meşgul ediyor ve bunu silmek için de -Sayın
Sanayi Bakanı çok iyi niyetli olabilir- iki bin işletmeye 150 milyon
YTL krediyi ulufe olarak çıkarıyorsunuz, sırf ATVyi silmek
için, Katarda yapılan pazarlığı silmek için.
İşte, bu vizyon
Bu açıklar varken, bunlarla
uğraşmanız lazımken uğraşmıyorsunuz ve
ülkemiz SOS veriyor, ekonomik olarak SOS veriyor değerli
arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Ağyüz, konuşmanızı
tamamlayınız.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) - Bu açıkların üzerine
gidemeyen Maliye Bakanı şimdi bu yasalarla uğraşıyor.
Ama bu yasalar çare getirmez. Bu arada da oğlu -hayırlı olsun-
gübre ithalatında rekor kırmış, daha da başarılar
dileriz. Çünkü bu dünyada, bu ülkede veliahtlara prim var, ortaklara prim var,
yandaşlara prim var.
Ama değerli arkadaşlarım, şunu
hatırlatıyorum: Lütfen halkın sorunlarını gündeme
getiriniz, esnafın, çiftçinin, ezilen insanların sorununu gündeme
getiriniz, asgari ücretliyi gündeme getiriniz ve biz de onlarla beraber size
destek olalım.
Bu açıkların yanında yaşanan en büyük
açık da ne biliyor musunuz? Maalesef, Hükûmetinizde yaşanan akıl
açığı var. Bunu kapatmak da hiç mümkün değil değerli
arkadaşlarım.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Muhalefet
açığı var.
YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Onu sen anlayamazsın.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Tasarısının çerçeve 20. Maddesindeki geçici 9. Maddesinin (b)
bendinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz
ve teklif ederiz.
Hasan
Erçelebi (Denizli) ve arkadaşları
b) Bu kanun yürürlüğe girdiği tarihte Kanunları
uyarınca vergi inceleme yetkisini almış olanlardan 9 uncu
maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen süreyi
tamamlamış olanlar ile 3568 sayılı kanunun 5. Maddesinin a
bendinde sayılan konularda öğretim üyesi veya öğretim üyesi adayı
olanlar için profesörlük unvanını aldıklarında yeminli mali
müşavirlik;
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle emekçilerimizin 1 Mayıs Bayramını
kutluyorum. Hükûmetin 1 Mayıs için aldığı önlemlerin
güvenlik önlemi olmaktan çıktığını düşünüyoruz.
Hükûmetin tutumu emeğin sesini kısmaya saldırıdır,
eleştiriye tahammülsüzlüktür. Bu tutumu nedeniyle Hükûmeti
kınıyor, İçişleri Bakanı ve Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanını istifaya davet ediyoruz. Hükûmetten gücünü
emekçilerin Taksimde bayram yapmalarını engellemeye değil,
sınırdan sızmaya devam eden teröristlere karşı
göstermesini bekliyoruz.
FİKRİ IŞIK (Kocaeli) Gösteriyor, gösteriyor
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Değerli milletvekilleri,
görüşmekte olduğumuz tasarının niye gündeme geldiğini
değerli konuşmacılar açıkladılar.
Dolayısıyla, gizli saklı hiçbir şeyiniz kalmadı ve
millet de takip etti. Bu girişimin seçme ve seçilme özgürlükleri üzerinde
oynayarak, nispi temsil ile çok oy alan yerine az oy alan üyeyi delege yaparak,
oluşturacağı sınav komisyonu ile mesleğe partizanca
girişin yolunu açarak, sınavsız mesleğe girecek olan
muhalif görüşleri engelleyerek, ele geçiremediği oda ve TÜRMOB
yönetimine Hükûmetin, AKPnin sızma girişimidir. Ancak hevesleri
kursaklarında kalacaktır.
Değerli arkadaşlar, tasarıyla ilgili olarak Türkiye
Büyük Millet Meclisi çatısı altında yaşamamamız
gereken bir olayı yaşadık. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel
Kurulu, ihtisas komisyonlarından gelen tasarılarla ilgili olarak
herhangi bir değişiklik yapamayacak demek değildir, bunu
kastetmiyoruz. Elbette, Türkiye Büyük Millet Meclisi, komisyonlardan gelen
tasarılarla ilgili olarak en iyi şekli vermek üzere katkıda bulunacaktır. Ancak yadırgadığımız
ve etik bulmadığımız, komisyona gelen Hükûmet
tasarısı üzerinde oluşturulan çalışma grubunda Hükûmet
temsilcisi arkadaşların da bizlerle birlikte çaba göstererek çalışmaları
ve o çalışmalar sırasında gerçekten düzgün bir yasa olması için çaba göstermeleri
ve metinler hazırlamaları ve üzerlerinde tartışmaları
ve bunları düşündüğümde, ister istemez orada, o
arkadaşlarımızın bize karşı rol yapmış
oldukları gerçeğini Genel Kurulda öğrenmiş bulunmak beni
son derece üzdü ve dolayısıyla bundan sonra ihtisas
komisyonlarında, alt komisyonlarda muhalefet partisi olarak gerekli
desteği verebilecek durumda olduğumuzu düşünemiyorum ben çünkü
neye evet deyip, neye hayır
dedikleri konusunda emin olmadığım için.
Değerli arkadaşlar, burada Sayın Caniklinin Ben
ilgili arkadaşlara söyledim, Hükûmet tasarısından kesinlikle
taviz verilmeyecektir. sözünü de ihtisas komisyonu üyelerine,
başkanına ve diğer üyelere, Türkiye Büyük Millet Meclisine büyük
bir saygısızlık olarak değerlendirdiğimi ifade etmek
zorundayım. Çünkü öteden beri şu söyleniyor: Güçler
ayrılığından üç ayaktan ikisi, uzun süredir -yürütme ve
yasama organları- yasama organı yürütmenin güdümüne girmiştir.
Dolayısıyla, kimlikli olarak, kimliğine sahip çıkarak
yasama faaliyetini yerine getirememektedir. Hükûmetten gelen
tasarıları ve teklifleri kabul eden ve parmak kaldırarak kabul
eder konuma gelmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Aynen öyle zaten!
BAŞKAN Sayın Öztürk, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Şimdi, üzücü ve endişe verici, demokrasimiz
açısından, bir başka önemli nokta: Bu üç ayaktan iki ayak
birbirine yapışık hâle gelince, ister istemez buradan çıkan
yasalar Anayasa Mahkemesi önünde birikmek zorunda kalmakta ve ne kadar çok
iptal başvurusu giderse o kadar iptal çıkma ihtimali artmaktadır
ve dolayısıyla, yasama organı ve yürütme
karşısında Anayasa Mahkemesi ve yargı hedef konumuna
gelmektedir ve tehlikeli olarak yapacağımız bir husus da
şimdi bu üçüncü ayağı da etkisiz hâle getirmek üzere
yapılacak girişimlerdir.
Düşüncelerimi ifade etmeye çalıştım.
Yüce Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Karar yeter
sayısının aranmasını istiyorum.
BAŞKAN Tamam Sayın Kılıçdaroğlu, karar
yeter sayısını arayacağım.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Karar yeter sayısı yoktur.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.52
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 18.02
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı)
BAŞKAN Saygıdeğer milletvekili
arkadaşlarım, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 98inci Birleşiminin
Altıncı Oturumunu açıyorum.
216 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet yerinde.
İstanbul Milletvekili Sayın Hüseyin Mert ve
arkadaşlarının önergesinin oylamasında karar yeter
sayısı bulunamamıştı. Şimdi önergeyi tekrar
oylarınıza sunacağım ve karar yeter sayısını
arayacağım.
Önergeyi kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir, karar yeter sayısı vardır.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan tasarının 20 nci maddesi ile
düzenlenen Geçici 9uncu maddesinin (b) bendinin aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
b) Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisini
almış (Başbakanlık Müfettişleri dâhil) ve mesleki yeterlilik
sınavını vermiş olanlardan 9uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen süreyi tamamlamış
olanlar, inceleme yetkisini aldıktan sonra anılan bentte belirtilen
süreyi tamamlamış olan Defterdar, Gelir İdaresi
Başkanlığında Vergi Dairesi Başkanı ve Daire
Başkanı ile aynı maddenin ikinci fıkrasında
sayılan konularda profesörlük unvanını almış olanlar
için yeminli mali müşavirlik, sınav şartı aranmaz.
Mustafa
Kalaycı (Konya) ve arkadaşları
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar)- Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Sayın Şandır, kim konuşacak?
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın Erkan Akçay
konuşacak.
BAŞKAN Buyurun Sayın Akçay. (MHP
sıralarından alkışlar)
ERKAN AKÇAY (Manisa) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan tasarının geçici 9uncu
maddesinin (b) bendiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesi
üzerinde söz almış bulunuyorum. Muhterem heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, mali müşavirlik ve yeminli mali
müşavirlik bir kariyer mesleğidir, kendine özgü formasyonu olan bir
meslektir, statüsünün de bu kariyere uygun olması gerekir. Maliyecilik
veya vergicilik de yüzlerce yılın içinden süzülüp gelen, kendine özgü
mesleki kültürü, formasyonu ve gelenekleri olan rafine bir kariyer
mesleğidir.
Maliyecilik, vergicilik ve benzeri meslekler ile mali
müşavirlik birbirine yakın, birbiriyle ilgili, fakat tamamen
ayrı iki meslektir, kulvarları farklıdır. Bu yüzden, mali
müşavirliği benzeri mesleklerin bir yan mesleği, yedeği,
stepnesi ve hatta arka bahçesi gibi görmemek gerekmektedir. Ancak 1989
yılında yürürlüğe giren 3568 sayılı meslek
Yasası, maalesef bu meslekler arasındaki ince ayrımı
yapamamış, namütenahi geçiş imkânı tanıyan
düzenlemeler getirmiştir ve bu düzenlemeler beraberinde bazı
haksızlıkları da getirmiştir. Bu durumdan Maliye
Bakanlığı ziyadesiyle kadro zafiyetine ve erozyonuna
uğramış ve kadro bakımından zarar görmüştür. 3568
sayılı Yasanın bu konudaki özensizliği nedeniyle, çok
haksız ve adaletsiz bir tablo ortaya çıkmıştır. Bu
tablodan en fazla haksızlığa uğrayan kesim de defterdarlar
olmuştur.
Değerli arkadaşlar, hepiniz bilirsiniz ki defterdar bir
ilde Maliye Bakanının temsilcisi olarak görev yapmaktadır.
Defterdar ilin en büyük mal memuru olup, aynı zamanda hazinenin de
temsilcisidir. Bir ilde vergilerin toplanmasından, bütçe
harcamalarının yapılmasından ve millî emlakin idaresinden
sorumludur. Defterdarlar, ayrıca, çeşitli kanunlardan kaynaklanan pek
çok görev ve fonksiyonu üstlenmiştir. Defterdarlar, binlerce personelin
istihdam edildiği çok sayıda birimin yöneticisidir; aynı zamanda
il idare kurulu üyesi ve il idare şube başkanıdır.
Defterdarların mesleki birikimi, kurumsal kültürü, tecrübesi, yetkileri,
görev ve fonksiyonları yeminli mali müşavirlik mesleğini yürütme
kapasitesinin çok üzerindedir ve oldukça da fevkindedir, mevzuatı günü
gününe takip etmektedirler.
3568 sayılı Yasa, muhasebenin Msini, maliyenin Msini
ve verginin Vsini bilmeyen bazı unvanlara yeminli mali müşavirlik
hakkını 1989 yılında tanımış, ancak
defterdarlar mesleki hayatını muhasebe, vergi, vergi incelemesi
içinde geçirmiş, vergi incelemeleri yapmış, hatta vergi
incelemesini bizzat yapmanın ötesinde, vergi incelemesini ve vergi
denetimlerini yaptırtmış, vergiyi bütün boyutlarıyla
yönetmiş, sorumluluğunu taşımış, binlerce belki
de on binlerce mukteza dediğimiz vergi ve mali konularda
yazılı görüş vermiş, devletin bir ildeki en büyük mal
memurudur ve ildeki Maliye Bakanının temsilcisine bu hak
verilmemiştir. Bu, son derece haksız, adaletsiz ve insafsız bir
durumdur. Bu ülkede yeminli mali müşavirliği en fazla hak eden meslek
ve unvanların başında defterdarlar gelmektedir. Yüzlerce yılın
birikimini, kültürünü, geleneğini taşıyan, Türkiye'nin yüz
akı bürokratı olan defterdarların, lütfen, kıymetini
bilelim.
Değerli milletvekilleri, bu önergemiz bir
haksızlığı ve adaletsizliği giderecektir.
Önergemizin kabulünü diliyor, muhterem heyetinize saygılar
sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Akçay.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirler Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının çerçeve 20 nci maddesinin
Geçici Madde 9 uncu maddesinin (b) fıkrasının
aşağıdaki şekilde düzenlenmesini arz ve teklif ederim.
Muhsin
Yazıcıoğlu
Sivas
b) Kanunları uyarınca vergi inceleme yetkisi
almış ve mesleki yeterlilik sınavını vermiş
olanlar ile 9 uncu maddenin ikinci fıkrasında sayılan konularda
profesörlük unvanını almış olanlar için yeminli mali
müşavirlik,
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Bu önerge ile kanunda öngörülen meslekte on yılını
tamamlayanların şartı kaldırılmış
olmaktadır. Böylece kanun yürürlüğe girdiğinde on
yılını tamamlamamış olan muhasebecilerin de ruhsat
alma hakkı verilmiş olmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesiyle 3568 sayılı Kanuna eklenen geçici 9 uncu maddesine
aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Nurettin
Canikli (Giresun) ve arkadaşları
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce kanunları
uyarınca vergi inceleme yetkisini almış ve mesleki yeterlilik
sınavını vermiş olanlardan 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendinde belirtilen 10 yıllık süreyi
tamamlamamış bulunanlar, usul ve esasları Maliye
Bakanlığı tarafından belirlenecek ve Bakanlıkça
yapılacak özel yeminli mali müşavirlik sınavında
başarılı olmaları kaydıyla, yeminli mali müşavir
unvanını almaya hak kazanırlar. Ancak, bunların yeminli
mali müşavir ruhsatını alabilmeleri için 9 uncu maddenin birinci
fıkrasının (a) bendindeki süreyi tamamlamaları
şarttır.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanunun yürürlük tarihinden önce 10 yılını
doldurmuş olanların müktesep hakları korunurken, mesleki
yeterlilik sınavını vermiş ancak 10 yılını
doldurmamış olanlar yönünden herhangi bir düzenleme
yapılmadığı takdirde uygulamada birçok hukuki
ihtilafın yaratılması kaçınılmaz olacaktır. Bu
durumda olanlar için daha yumuşak bir geçiş dönemini teminen özel bir
sınava tabi olmalarına yönelik hükümlere yer verilmektedir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici madde 9u
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 10 üzerinde üç adet önerge vardır, okutuyorum:
TBM Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 216 sıra sayılı yasa
tasarısının 20. maddesine bağlı geçici 10. maddedeki
(iki) ibaresinin (üç) olarak değiştirilmesini arz ederim.
Kamer
Genç
Tunceli
TBMM Başkanlığına,
216 s. sayılı tasarının 20. maddesinin geçici
10. maddesinde görevlerinde bulunanlar, aradan iki seçim dönemi cümlesinin
bölümünün görevlerinde bulunanlar aradan bir seçim dönemi olarak
değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Uzunırmak Erkan
Akçay Muharrem
Varlı
Aydın
Manisa Adana
Rıdvan
Yalçın Cemaleddin
Uslu
Ordu
Edirne
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısına çerçeve 20 nci
maddesiyle 3568 sayılı Kanuna eklenen geçici 10 uncu maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Nurettin
Canikli Mustafa Elitaş
Fatih
Arıkan
Giresun
Kayseri Kahramanmaraş
Sedat
Kızılcıklı Ali
Kul Mehmet
Ceylan
Bursa
Bursa Karabük
Geçici Madde 10 - 1/4/2008 tarihinden sonra yapılan
seçimlerden itibaren üst üste iki seçim döneminde iki defa oda veya Birlik
Yönetim Kurulu başkanlığına seçilmiş olanlar, aradan
iki seçim dönemi geçmedikçe Yönetim Kurulu üyesi olarak seçilemezler.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Maddede yer alan üst üste iki dönem oda veya Birlik
Yönetim Kurulu başkanlığı görevlerinde bulunanlar
ibaresine açıklık getirilmiştir.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekilleri, biraz önce kabul edilen
önergeyle 20nci maddeye bağlı geçici 10uncu madde tümüyle
değiştirilmiş olduğundan, Aydın Milletvekili
Sayın Ali Uzunırmak ve arkadaşlarıyla, Tunceli Milletvekili
Kamer Gençin aynı maddeye ilişkin önergelerini işleme koyma
imkânı kalmamıştır. Bu nedenle önergeleri işlemden
kaldırıyorum.
Maddeyi, kabul edilen önerge doğrultusunda
oylarınıza arz ediyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 11 üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesiyle 3568 sayılı Kanuna eklenen geçici 11 inci maddenin
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve maddenin sonuna aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Unakıtan
Maliye
Bakanı
"Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
serbest muhasebeci unvanını almış olanlar ile serbest
muhasebecilik stajına devam edenlerden başarılı olanlar;
altı ayı geçmemek üzere, TÜRMOB tarafından verilen mesleki uyum
eğitimine katılarak bu eğitimi tamamladıkları tarihten
itibaren beş yıl içinde yapılacak özel serbest muhasebeci mali müşavirlik
sınavlarına beş defa girebilirler. Bu sınavlarda
başarılı olanlar, serbest muhasebeci mali müşavir
unvanını almaya hak kazanırlar. Mesleki uyum eğitiminin
konuları ve ücreti ile yapılacak özel sınavın usul ve
esasları Maliye Bakanlığı ile TÜRMOB tarafından
müştereken belirlenir."
"Bu madde uyarınca serbest muhasebeci mali müşavir
unvanını almaya hak kazananların;
a) Yeminli mali müşavirlik sınavına
katılabilmeleri için 9 uncu maddede belirtilen şartlara,
b) İlgili kanunları uyarınca
bağımsız denetçi unvanıyla denetim yapabilmeleri için söz
konusu mevzuatta belirtilen şartlara,
ilave olarak 5 inci maddenin (A) fıkrasının (a)
bendinde belirtilen eğitim şartını
taşımaları zorunludur."
TBMM Başkanlığına
Görüşülmekte olan kanun tasarısının 20 nci maddesinde
düzenlenmekte olan geçici 11 inci Maddesinin bu Maddenin yürürlüğe
girdiği tarihte fiilen serbest muhasebecilik yapanlara, serbest muhasebeci
mali müşavir unvanı verilir şeklinde değiştirilmesini
teklif ederiz.
Ümit
Şafak Kürşat
Atılgan Kemallettin
Nalcı
İstanbul
Adana Tekirdağ
Beytullah
Asil Necati Özensoy Recep Taner
Eskişehir
Bursa Aydın
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılamıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Recep Taner
BAŞKAN Buyurun Sayın Taner. (MHP
sıralarından alkışlar)
RECEP TANER (Aydın) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; görüşülmekte olan 216 sıra sayılı Kanun
Tasarısının 20nci maddesinin geçici 11inci maddesiyle ilgili
vermiş olduğumuz değişiklik önergesiyle ilgili söz
almış bulunmaktayım. Şahsım ve Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına saygıyla selamlıyorum.
Vermiş olduğumuz değişiklik önergesi, 3568
sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik
ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun geçici 11inci maddesinde
düzenlenmekte olan serbest muhasebecilerin serbest muhasebeci mali
müşavir unvanı almalarının şartlarının
iyileştirilmesi için verilmiş olan bir değişiklik
önergesidir. 3568 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih
olan 1989 yılında olduğu gibi hak sahibi olan,
bağımsız çalışan ve fiilî olarak mesleki faaliyetine
devam eden serbest muhasebecilerin TÜRMOB tarafından verilecek olan
mesleki uyum eğitimine katılmalarını ve eğitimin
sonunda da sınav şartına bağlı olmaksızın
serbest muhasebeci mali müşavir unvanını
kullanmalarını talep etmekteyiz.
Değerli milletvekilleri, ön lisans seviyesinde öğrenim
görmüş olanlar ile ticaret liseleri, maliye meslek liselerinden mezun
olanların dört ve altı yıllık staj süreleri neticesinde
veya dört yıllık yüksekokul mezunu olmalarına rağmen
serbest muhasebeci mali müşavir olma haklarını kullanmayan,
serbest muhasebecilerle iş farkları olmadığı için o
unvanı alan arkadaşlarımızın serbest muhasebecilik
unvanları bu kanun ile ortadan kaldırılmaktadır. Unvanlar
ortadan kaldırıldığı hâlde bu serbest muhasebecilere
mesleklerine devam edebilme imkânı verilmektedir. Bu kanunen bir
çelişkidir. Hem unvan olmayacak hem mesleki faaliyetlerine devam
edebilecekler.
Sayıları 30 bin civarında olan serbest
muhasebeciler mesleğin esas çilesini çeken, genelde orta ve küçük ölçekli
işletmeler ile esnaf kesiminin defterlerini tutan, vergi ve sosyal
güvenlik kurumu ile ilgili yükümlülükleri yerine getiren, aylık, dönemsel
veya yıllık beyannameleri düzenleyen serbest muhasebeciler, bu
faaliyetlerinin yanında serbest muhasebeci mali müşavirlerin ve
yeminli mali müşavirlerin de imza koydukları, tasdik ettikleri belgeleri
hazırlayan kesimdir. Yasanın 2nci maddesinde serbest
muhasebecilerin yapabileceği işler, defterleri tutmak, bilanço
kâr-zarar tablosu ve beyannameler ile diğer belgeleri düzenlemek olarak
belirtilmektedir. Muhasebeciler, uzun yıllardır vergi dairelerinin
yardımcı elemanı olarak, geçmişte kurum memurları
tarafından yapılan birçok işlemi de yapmaya devam etmektedir.
Devletin vergisinin tahakkukundan tahsilatına, mükellefin resmî defter ve
beyannamelerinde çıkan kazancın haricinde getirilen düzenlemelerle
vergi barışlarına, matrah artırımlarına,
rızai beyanlara ve sosyal güvenlik kurumlarıyla ilgili yükümlülükleri
de yapan, devlet ile mükellef arasında köprü görevi gören kişilerdir.
Değerli milletvekilleri, serbest muhasebeciler ile serbest
muhasebeci mali müşavirler arasındaki iş yükü hemen hemen
aynıdır. Zira, 2nci maddenin (b) ve (c) bentlerinde yazılı
olan muhasebe sistemlerini kurmak, işletmecilik, finans, mali mevzuatla
ilgili inceleme, tahlil, denetim gibi işlere genelde orta ölçeğin
üzeri büyük işletmelerde ihtiyaç duyulmaktadır. Bu işletmelerde
de yeminli mali müşavirler bulunduğundan bu işlemler onlar
tarafından gerçekleştirilmektedir. Muhasebeciler ve müşavirler
işin mutfağında üretim yaparken yeminli mali müşavirler de
bu üretileni servis ederek bahşişi toplamaktadırlar. Gelin, hep
birlikte, 30 bin civarındaki serbest muhasebecilerin sesine kulak verelim
ve yıllardır bu mesleğin kahrını çekenleri bu
düzenlemeyle rahatlatalım. Eğer ki ille sınav şartı
deniyorsa kamu kurum ve kuruluşlarından sınavsız olarak
şartları yerine getirdiği için meslek mensubu serbest muhasebeci
mali müşavir olanları da serbest muhasebecilere
uygulandığı gibi sınava tabi tutalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Taner.
RECEP TANER (Devamla) O kamu kurum ve kuruluşlarındaki
imza yetkileriyle, bugüne kadar belki hiç sigorta bildirgesi doldurmadan, bir
hesabın açılış kapanışını yapmadan,
hesap planını doğru dürüst öğrenmeden kalkıp da yetki
verdiğimiz, sınavsız olarak yetkilendirdiğimiz
kişileri de, gelin onları da sınava tabi tutalım.
Değerli milletvekilleri, düzenlememizin, değişiklik
önergemizin kabulü konusunda desteklerinizi bekliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Taner.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Kanun Tasarısının çerçeve 20
nci maddesiyle 3568 sayılı Kanuna eklenen geçici 11 inci maddenin
birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde
değiştirilmesini ve maddenin sonuna aşağıdaki
fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal
Unakıtan
Maliye
Bakanı
"Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce;
serbest muhasebeci unvanını almış olanlar ile serbest
muhasebecilik stajına devam edenlerden başarılı olanlar;
altı ayı geçmemek üzere, TÜRMOB tarafından verilen mesleki uyum
eğitimine katılarak bu eğitimi tamamladıkları tarihten
itibaren beş yıl içinde yapılacak özel serbest muhasebeci mali
müşavirlik sınavlarına beş defa girebilirler. Bu
sınavlarda başarılı olanlar, serbest muhasebeci mali
müşavir unvanını almaya hak kazanırlar. Mesleki uyum
eğitiminin konuları ve ücreti ile yapılacak özel
sınavın usul ve esasları Maliye Bakanlığı ile
TÜRMOB tarafından müştereken belirlenir. "
"Bu madde uyarınca serbest muhasebeci mali müşavir
unvanını almaya hak kazananların;
a) Yeminli mali müşavirlik sınavına
katılabilmeleri için 9 uncu maddede belirtilen şartlara,
b) İlgili kanunları uyarınca
bağımsız denetçi unvanıyla denetim yapabilmeleri için söz
konusu mevzuatta belirtilen şartlara,
ilave olarak 5 inci maddenin (A) fıkrasının (a)
bendinde belirtilen eğitim şartını
taşımaları zorunludur. "
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılıyoruz.
Gerekçe okunsun Sayın Başkan.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe: Tasarıyla serbest muhasebecilik unvanının
kaldırılması nedeniyle bu unvanla mesleki faaliyette bulananlara
geçiş döneminde, mesleki uyum eğitimine katılmaları ve
yapılacak özel sınavda başarılı olmaları şartıyla
serbest muhasebeci mali müşavir unvanını almaya hak
kazanmalarına imkân tanınması amaçlanmaktadır. Ayrıca,
mesleki faaliyetlerde kalitenin belli bir düzeyde tutulmasının
sağlanabilmesi açısından, bu maddeye göre serbest muhasebeci
mali müşavir olma imkânı getirilenlerin, ilgili kanunlar
uyarınca bağımsız denetim yapabilmeleri ve yeminli mali
müşavirlik sınavına girebilmeleri için gerekli eğitim
şartını sağlamaları amaçlanmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda geçici madde 11i
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Geçici madde 12 üzerinde iki adet önerge vardır, önergeleri
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı yasa tasarısının
Geçici 12 maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Hamit
Homriş Recep Taner Kemalettin
Nalcı
Bursa Aydın Tekirdağ
Beytullah
Asil Reşat
Doğru
Eskişehir Tokat
Geçici madde 12- 31.12.2008 tarihinden önce;
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve yirminci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanuna eklenen
geçici onikinci maddesinin birinci fıkrasında geçen birinci derece
ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif
ederim.
Ramazan
Başak
Şanlıurfa
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SÖZCÜSÜ İSMAİL ÖZGÜN
(Balıkesir) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanun tekniğine uygun olacağı düşünülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı yasa tasarısının
geçici 12 maddesinin ilk fıkrasının aşağıdaki
şekilde değiştirilmesini arz ederiz.
Kemalettin
Nalcı (Tekirdağ) ve arkadaşları
Geçici Madde 12- 31.12.2008 tarihinden önce;
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Nalcı, buyurun efendim. (MHP
sıralarından alkışlar)
KEMALETTİN NALCI (Tekirdağ) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; 216 sıra sayılı Serbest
Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali
Müşavirlik Kanununda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun Tasarısının 20nci maddesinin geçici 12nci
maddesinde vermiş olduğumuz bir değişiklik önergesi
doğrultusunda söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle
hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, meslek mensupları Maliye ve
mükellefler arasında köprü görevi görmektedir. Serbest muhasebeciler ve
serbest muhasebeci mali müşavirler gece gündüz çalışarak hizmet
vermekte, bilanço, gelir tablosu ve diğer mali tabloları
hazırlayarak beyannamelere imza atmaktadır. Yeminli mali
müşavirler de bu mali tabloları tasdik etmektedir. Maliye
Bakanının mükelleflere de meslek mensubuna da güvenmediği
görülmektedir. Meslek mensubunun düzenlediği gelir ve kurumlar vergisi
beyannamelerinden doğan gelirlerin yetersiz olduğunu söyleyen Maliye
yetkilileri mükellefleri sahte beyana, naylon fatura kesmeye zorlamaktadır.
Esnaflar Maliyenin denetim elemanları tarafından Matrah
artırımı yapmazsanız başınız
dolaşır. şeklinde örtülü tehdide maruz bırakılmakta
ve kanunsuz matrah artırımına zorlanmaktadır. AKP
İktidarı döneminde tehditle matrah artırımı adına
rızaen tarhiyat. adı verilmiştir. Normal vergisini ve
çalıştırdığı işçinin normal sigorta primini
ödeyemeyen vergi mükelleflerine gönüllü uyumluluk ya da rızaen
tarhiyat adı altında haksız vergiler salınmaktadır.
Sayın milletvekilleri, esnafın ve tüccarın durumu
zordadır. Zor şartlarda ayakta kalma savaşı vermektedir.
Vergi borçlarından dolayı banka hesaplarına el
konulmasından dolayı çeklerini ödeyemeyen esnaf ve tüccar, bankalar
tarafından kara listeye alınmaktadır ve ticari hayatı bitme
noktasına kadar gelmektedir. Bu gerçekten haksız bir
uygulamadır. Acaba, devlet borcunu ödemediği zaman vatandaş
devlete bu uygulamayı yapabiliyor mu?
Sayın milletvekilleri, 216 sıra sayılı Yasa
Tasarısıyla yapılmak istenen değişiklikler de aceleye
getirilmiştir. Yasa ile yapılmak istenen düzenlemelerde eksiklik ve
karışıklık vardır. Yürürlük maddesi mutlaka
değişmeli ve bu değişiklikler, bu sene içinde
yapılacak olan oda kongrelerinde uygulanmamalıdır.
Bu kanun, meslek örgütü ve mensupları tarafından uygun
görülmemiştir. Ayrıca, cumartesi günü yapılacak kongreye,
odalar, ilçe seçim kuruluna listelerini vermiş olup, yasa metnini de
hâkimliklere vermiş bulunduğundan, çıkan bu yasa ile nasıl
diğer seçimler yapılacaktır? Bu, kaosa neden olmayacak
mıdır? Zaten, bu kanun tasarısı, muhasebecinin
sorunlarına değil, yaklaşan seçimlere endeksli bir kanun
olması meslek sahiplerini üzmüştür.
Önergemize destek olmanız dileğiyle hepinizi
saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Nalcı.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 12yi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici madde 13 üzerinde iki adet önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve yirminci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanuna eklenen
geçici onüçüncü maddesinde geçen üç temsilciye ibaresinin madde metninden
çıkarılarak dört temsilciye ibaresinin madde metnine eklenmesini
arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı tasarının 20.
maddesindeki geçici madde 13teki üyelerin altmışta biri
oranında Birlik Genel Kurul temsilcisi ve aynı sayıya kadar
yedek temsilci seçer hükmünün üyelerin ellide biri oranında Birlik genel
kurul temsilcisi seçer şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Mustafa
Özyürek R. Kerim Özkan Mevlüt Coşkuner
İstanbul Burdur Isparta
Kemal
Demirel Rasim
Çakır
Bursa Edirne
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Karar yeter
sayısı istiyoruz.
BAŞKAN Sayın Özyürek, siz mi
konuşacaksınız?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Evet efendim.
BAŞKAN - Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; iki gündür bu görüşmelerimizi
dışarıdan izleyen insanlar bazı konularda hayrete
düşmüşlerdir. Teknik bir konu, muhasebeyle ilgili, mali
müşavirlikle ilgili bir konu niçin bu kadar
tartışılır, niçin sürekli karar yeter sayıları
istenir, niçin hararetli tartışmalara neden olur?
Değerli arkadaşlarım, daha önce de ifade
ettiğimiz gibi bunun bir temel nedeni var, o da iktidarın
verdiği sözden, varılan mutabakattan caymış
olmasıdır. Plan ve Bütçe Komisyonunda özellikle nispi temsil diye
adlandırılan seçim sistemiyle ilgili bir noktada, çarşaf liste
olması noktasında bir uzlaşma sağlanmıştı.
Komisyonda 25 AKPli milletvekilinin imzaladığı, Sayın
Bakanın ve Bakanlık mensuplarının kabul ettiği bir
uzlaşma metninden iktidar burada dönmüştür, burada caymıştır.
Böylece bir güven bunalımı Meclise, özellikle muhalefet partilerine
egemen olmuştur. Bu güvensizlik içinde bu çalışmaları
yapıyoruz. Bu güvensizlik de çalışmalarımıza
yansıdı.
Peki, buradaki bizim muhalefetimizin, bizim karşı
duruşumuzun temel nedenleri nedir?
Değerli arkadaşlarım, öncelikle, iktidarın
nispi temsil diye getirdiği yöntem, az oy alanı çok oy alan yerine
seçtirme yöntemidir. Bir örnekle bunu anlatırsam: Bin üyesi olan bir odada
5 kişilik yönetim kurulu seçimi yapılıyor. 800 üye o 5
kişiye oy veriyor, 200 kişi de öbür listeye oy veriyor. Şimdi
getirilen yöntemde, nispi temsil diye arkadaşlarımızın
getirdikleri yöntemde, 800 oy alanın yerine 200 oy alan seçiliyor. Peki,
orada 800 oy almış olan kişi -hangi listede olursa olsun-
seçilmeyip de 200 oy alanı seçmiş gibi gösterirseniz, bu,
şahıs hukukuyla bağdaşır mı; bu, Anayasanın
eşitlik ilkesiyle bağdaşır mı? Bizim
itirazımızın temel noktası budur. Bu, Anayasaya
aykırıdır; bu, hukuka aykırıdır ve biz Cumhuriyet
Halk Partisi olarak, yasaya saygımız gereği, hukuka
saygımız gereği, konuyu Anayasa Mahkemesine götürmek,
taşımak zorundayız.
Bir diğer önemli neden: Yirmi yıldır bir düzen
içinde çalışan odaların ve Birliğin düzeni burada bozulmak
istenmektedir. İşte, şu kadar kıdemi olan seçilir, bu
kadar kıdemi olan seçilemez., Fiilen çalışan seçilir, fiilen
çalışmayan seçilmez gibi, iktidarın, belli
şahısları hedef alan, belli kişilerin
adaylığını önlemeye dönük, şahsa mahsus düzenlemeleri
buraya getirmiş olmasıdır. Bizim buradaki kaygımız,
hukuk kaygımızdır. Bizim buradaki kaygımız, bir sivil
toplum örgütünün keyfî bir şekilde yönetilmemesi ve ele geçirilmemesidir.
Sivil toplum örgütlerinin üyelerin iradesine göre yönetilmesi, üyeler
istediğini seçip istediğini seçmeyebilir ilkesinin hayata
geçirilmesidir. Fakat, iktidar Mademki TÜRMOBdaki şu ana kadar görevde
olan gruplar bana mesafeli, öyleyse ben de oraya bana yakın ekipleri
yerleştiririm. anlayışıyla bu düzenlemeyi getirmektedir.
Bu düzenleme öyle bir zamanda gelmektedir ki değerli
arkadaşlarım, bu hafta sonu, cumartesi, pazar günleri pek çok
odanın kongresi yapılacaktır. Diğer odaların kongre
süreci de başlamıştır, üye listeleri yani seçmen listeleri
askıya çıkmıştır. Siz, tam seçim sürecine
başlanmışken, tam seçime başlamışken seçimin
kurallarını değiştiriyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Özyürek, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Bu son derece yanlıştır
ve hukuk dışıdır. Şimdi, geliniz önergemiz de var-
seçimle ilgili maddeleri gelecek seçimlerden itibaren uygulayalım,
başlamış olan bu seçimler eski hükümlere göre yapılsın
diyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
çerçeve yirminci maddesi ile düzenlenen 3568 sayılı Kanuna eklenen
geçici onüçüncü maddesinde geçen üç temsilciye ibaresinin madde metninden
çıkarılarak dört temsilciye ibaresinin madde metnine eklenmesini
arz ve teklif ederim.
Mustafa
Ataş
İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Kanunun amacına uygun olacağı
düşünülmüştür.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Geçici madde 13ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Geçici madde 14ü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni bir geçici madde eklenmesine
ilişkin bir önerge vardır, okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
20. Maddesinin son fıkrası olarak
aşağıdaki ifadenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Recep
Taner Süleyman L. Yunusoğlu Mustafa Kalaycı
Aydın Trabzon Konya
Erkan
Akçay Hüseyin
Yıldız
Manisa Antalya
Geçici Madde 15- Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte;
Türkiye genelinde, kamu veya özel sektörde muhasebe denetimi veya
mali denetim yapan Bakanlık Merkez Denetim elemanlarından mesleki
yeterlilik sınavına girmiş olanlardan 10 yıllık süreyi
tamamlamış olanlar için yeminli mali müşavirlik sınav
şartı aranmaz.
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) Gerekçe okunsun.
BAŞKAN Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Madde ile Türkiye geleninde gerek kamu sektörü gerekse özel
sektörde muhasebe denetimi yapan veya Türkiye genelinde mali denetim yapan ve
mesleki yeterlilik sınavını vermiş olan bakanlık
merkez denetim elemanlarından 10 yıllık mesleki süreyi
tamamlayanlara sınava girmeden yeminli mali müşavirlik hakkı
tanınmaktadır.
BAŞKAN Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım, geçici
madde 9, geçici madde 10, 11, 12, 13, 14üncü maddelerin bağlı
olduğu çerçeve 20nci maddeyi geçici maddelerle birlikte
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul
edilmiştir.
Madde 21 üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
TBMM Başkanlığına
216 S. Sayılı tasarının 21inci maddesinin
aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif
ederiz.
Bu Kanunda Birlik temsilci sayısı ile seçim yöntemi ile
ilgili hükümler 2008 yılından sonra yapılan seçimlerde
uygulanır. Diğer maddeler bu Kanunun yayımı tarihinde
yürürlüğe girer.
Mustafa
Özyürek Rasim Çakır R. Kerim Özkan
İstanbul Edirne Burdur
Bihlun
Tamaylıgil Mevlüt
Coşkuner
İstanbul Isparta
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Gerekçeyi mi okutayım?
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Konuşmak istiyorum.
BAŞKAN - Sayın Özyürek, buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan,
saygıdeğer milletvekilleri; ben, bu önergemize Hükûmetin
katılacağını beklerdim çünkü -biraz önce de
açıkladım- şu anda pek çok odanın kongre süreci
başlamış ve bu hafta sonu, Konya gibi, Mersin gibi büyük odalarımız
kongrelerini yapacaklar. Onlar 25 üyeye 1 delege hesabıyla TÜRMOBa
gidecek, delegelerini seçecekler. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra
kongresini yapan odalarda ise 60 kişiye 1 delege seçilecek.
Şimdi, daha küçük bir oda, delege sayısı
itibarıyla daha büyük odadan daha çok delege çıkaracak. Bu çelişki
ancak bir ertelemeyle, yani seçimlerle ilgili hükümleri, kongresi bu ay içinde
yapılacak odalara uygulamamakla aşılabilir. Fakat,
iktidarın böyle bir derdi yok İsteyen eski hükme göre yapsın
isteyen yeni hükme göre yapsın, çıkacak kargaşa da çıkarsa
çıksın. mantığıdır.
Değerli arkadaşlarım, iktidarlar, hükûmetler düzeni
sağlamakla görevli organlardır. Siz,
çıkardığınız kanunla düzensizliği teşvik
ediyorsunuz. Umarım ve dilerim ki Sayın Cumhurbaşkanı bu
yasayı geri göndermek suretiyle, ortaya çıkacak bu
kargaşayı önleme fırsatını Türkiye Büyük Millet
Meclisine verir.
Her şeye rağmen, bu yasa bu şekliyle
çıkacaksa, ben bütün muhasebe camiasının büyük bir
sağduyuyla, mesleklerine, odalarına ve TÜRMOBa -Birliklerine- sahip çıkmalarını
istiyorum. Onlar, sağduyularıyla, engin tecrübeleriyle,
odalarını ve Birliklerini bir kargaşaya sokmaktan
alıkoyacaklardır ve TÜRMOB camiasının iktidarın bir
arka bahçesi olmasını kesinlikle önleyeceklerine ben inanıyorum
ve öyle inanıyorum ki, hukuk dışı, Anayasaya aykırı
pek çok hükümler içeren bu yasa yüce Mahkemeden de dönecektir. O zaman, burada
tartışmasını yaptığımız pek çok konuda
arkadaşlarım mahcup olacaklardır.
Biz büyük bir özveriyle, özellikle Plan ve Bütçe Komisyonunda
günlerce çalışarak bu tasarıyı, bütün camianın kabul
edebileceği, hukuk sistemine uygun bir hâle getirmiştik. Ama burada
verilen önergelerle sistem bozuldu. Nispi temsil gibi -biraz önce
söylediğim gibi- az oy alanın seçildiği, çok oy alanın
seçilemeyeceği bir yöntem ilk defa hukuk sistemimize girdi. Şu ana
kadar hiçbir sivil toplum örgütünde, hiçbir odada, hiçbir birlikte böyle bir
yöntem yok. Ama, iktidar sözcüleri Bunu TÜRMOBda böyle başlattık,
baroda da bunu uygulayacağız, Mimar Mühendis Odaları Birliğinde
de bunu uygulayacağız. demek suretiyle, bu yanlışı
yaygınlaştırmak istediklerini ortaya koymuşlardır.
O vardığımız mutabakattan dönüşümüzün
nedeni için Sayın Canikli -AKP Grup Başkan Vekili- dedi ki: Ben
ondan dönüleceğini zaten size söylemiştim.
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Ben öyle bir şey
söylemedim Sayın Özyürek. Lütfen yapmayın.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla) Peki, onu söylemiştiniz de oda
sayıları beşten yediye çıksın, bu yeter. diye
herkesin imzaladığı o komisyon kararına rağmen, niçin
onları artırıyoruz?
Değerli arkadaşlarım, AKP aklına bazı
şeyleri koymuş, bu camiayı, TÜRMOB camiasını
nasıl ele geçireceğini hesaplamış. Ona, o hedefe
ulaşmak için verdiği sözden dönmek, takiye yapmak AKP için çok doğal,
çok mübah. Bu anlayışla bugün buralarda belli çoğunlukları
sağlayabilirsiniz ama önemli olan, görevde çoğunluğunuzla belli
sonuçları almak değil, Türkiyede hayırla yad edilmektir. Ben
öyle inanıyorum ki muhasebe camiası bu düzenlemelerden sonra sizi
asla hayırla yad etmeyecektir. Önemli olan, hukuka uygun, hakkaniyete
uygun
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Devamla)
milletin istediği, camianın
istediği düzenlemelerdir. Ama burada muhasebe camiası bir kenara
bırakılmıştır, hak, hukuk bir tarafa
bırakılmıştır, sadece ve sadece bir sivil toplum
örgütünü AKPnin arka bahçesi yapmaya dönük düzenlemeler
yapılmıştır. Ben bu düzenlemelerin hukuktan
döneceğini, yargıdan döneceğini tahmin ediyorum ve diliyorum.
Şu ana kadar bu yasanın daha iyi çıkması
yönünde muhalefet partilerinin gösterdiği çabaya, emeğe
şükranlarımı sunuyorum. AKPli arkadaşlarımıza da
günlerce -on gün- çalışarak vardığımız
mutabakatı bozdukları için teessüflerimi ve üzüntülerimi ifade
ediyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Sayın
Başkanım, Sayın Özyürek biraz önce ismimi zikrederek takiye
yaptığımızdan bahsetti.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Hayır, daha önce takiye
yaptığını burada kendisi söylemişti zaten.
BAŞKAN Buyurun Sayın Canikli. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
VI.- SATAŞMALARA
İLİŞKİN KONUŞMALAR (Devam)
6.- Giresun Milletvekili Nurettin
Caniklinin, İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürekin,
konuşmasında şahsına sataşması nedeniyle
konuşması
NURETTİN CANİKLİ (Giresun) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Aslında, bu konu üzerinde en az, sanıyorum üç defa
konuşma yaptık. Oradaki görüşmeleri,
tartışmaları, kanaatlerimizi ayrıntılı olarak
ifade ettik, ama anlaşılamamış tam olarak sanıyorum ya
da bazı arkadaşlarımız anlamak istemiyorlar, anlamakta
zorluk çekiyorlar. Tekrar burada belirtmekte fayda var.
Değerli arkadaşlar, işin özü şudur: Bu
tasarı Komisyona gelmiştir, Komisyona geldiğinde bütün siyasi
partilerimizin temsilcilerinin katıldığı gayriresmî bir
toplantı yapılmıştır. Toplantı resmî
değildir. Yani bir görüşme yapılmıştır Plan ve
Bütçe Komisyonu Başkanımızın odasında ve daha sonra da
özel görüşmeler yapılmıştır. Orada, AK Parti Grubu adına
şahsım, bu maddenin, yani tartışılan maddenin,
tasarının 15inci maddesinin Hükûmet tasarısında
geldiği şekliyle korunması gerektiğini, düşüncemizin
bu olduğunu ifade ettim. Bunu defalarca söyledim orada. Şu anda
burada da o söylediğimiz düşünce doğrultusunda hareket ediyoruz,
farklı bir şey yapmıyoruz. Biz takiyeyi bilmeyiz, böyle bir geçmişimiz,
geleneğimiz yok. Ama, takiye konusunda uzman olanlar varsa onu bilemem.
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) Hiç olmadı! Bravo!
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Bravo!
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Tabii, o kadar çok sık kullanılıyor ki
bu ifadeler, bu kelimeler.
Biz orada söylediğimizi burada yapıyoruz. Sanıyorum
takiye bu olmasa gerekir. Takiye başka bir şey. Bizim
geçmişimizde uygulanmadığı için çok da yabancı bir
kelime, çok da yabancı bir içerik.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) AKPnin temel simgesidir o.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Ama, bazı
arkadaşlarımız o kadar kullanıyor ki,
anlaşılıyor ki takiye konusunda, uygulama konusunda çok büyük
tecrübelere sahipler.
Şimdi bakın arkadaşlar, getirilen bu seçim
sisteminde, nispi temsilde, azınlığın ya da az oy
alanın çoğunluğu alması gibi bir şey söz konusu
değil. Yanlış aktarılmak isteniyor ya da özellikle öyle
ifade ediliyor.
Olay şu: Örneğin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Bitiriyorum Sayın
Başkan.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Peki, benim misalime göre anlat.
Bin oy
800 alan mı seçilir, bin alan mı seçilir?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Onu da
söyleyeceğim, aynı örneği vereceğim. Yani, Sayın
Özyürekin örneğinde bin tane üye oy kullanıyor, 800 tanesi bir gruptan,
bir görüşten bir listeyi destekliyor, 200 tanesi başka bir listeyi
destekliyor. Sayın Özyürek Bunun tamamını 800 kişi
alsın. diyor.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Elbette. Oradaki 5 kişi de 800 oy almış.
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) Biz de diyoruz ki:
Hayır. oranlayalım. 5 yönetim kurulu üyesinden 4 tanesini bu 800ü
destekleyen liste alsın, onun listesinde bulunan insanlar yönetim kurulu
üyesi olsun, o 200 tane kişi de 1 tane yönetim kurulu üyesi alsın
diyoruz, söylediğimiz bu. Daha uç bir örnek vereyim ben size. Bunun aynen
uygulaması var çünkü, aynen böyle. Üç liste var; bir liste yüzde 45, bir
liste yüzde 25, bir liste yüzde 30. Yüzde 55, iki tane liste ayrı
ayrı girdiği için hiç delege alamıyor ya da yönetim kuruluna üye
sokamıyor; ama, yüzde 45i alan, sayısı olan,
çoğunluğu olan liste tamamını alıyor. Bu mu demokrasi,
bu mu adalet? Biz adaleti sağlıyoruz değerli arkadaşlar,
biz adaleti getiriyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (Mersin) AKPde seçimleri böyle mi
yapıyorsunuz?
NURETTİN CANİKLİ (Devamla) - Hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Sayın Canikli, teşekkür ediyorum.
V.-
KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE KOMİSYONLARDAN
GELEN
DİĞER İŞLER (Devam)
B) Kanun
Tasarı ve Teklifleri (Devam)
1.- Serbest Muhasebecilik, Serbest
Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı
ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/549) (S.Sayısı: 216) (Devam)
BAŞKAN - Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
Madde 21i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
22nci madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi
okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
216 sıra sayılı kanun tasarısının
yirmiikinci maddesinde geçen Bakanlar Kurulu ibaresinin madde metninden
çıkarılarak Maliye Bakanlığı ibaresinin madde
metnine eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ali
Rıza Öztürk M. Akif
Hamzaçebi Turgut
Dibek
Mersin Trabzon Kırklareli
Enis
Tütüncü Kemal
Kılıçdaroğlu
Tekirdağ İstanbul
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKANI SAİT AÇBA
(Afyonkarahisar) Katılmıyoruz.
BAŞKAN Hükûmet?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir)
Katılmıyoruz.
BAŞKAN Sayın Öztürk, buyurun. (CHP
sıralarından alkışlar)
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan bu yasa
tasarısıyla ilgili verdiğimiz önerge üzerine söz aldım.
Ancak, her konuda olduğu gibi zaten baştan sona da antidemokratik bir
anlayışla hazırlanmış bir yasa. AKPnin ve
Başbakanın ve AKP ve Başbakanın demokrat olduğunu
ileri süren sözüm ona aydınların demokrasilerinin bugün İstanbul
Şişlide DİSK binasına ve diğer binalara atılan
kimyasal gazlarla akıtılan gözyaşlarıyla bu demokrasi
barutlarının ıslandığı bugün tescil
edilmiştir.
Bugüne kadar, 1976dan bu yana ben 1 Mayıs Uluslararası
İşçi Bayramına, kutlamalarına katılırım.
İlk defa bugün, bu yıl, Uluslararası İşçi
Bayramına devletin gücünün ispat edildiği bir arena hâline
getirilmiştir. Kendi yandaşlarının yaptığı
uygulamalar konusunda son derece hoşgörülü olan ve o konuda özgürlüklerden
bahseden bir siyasal iktidar, Uluslararası İşçi Bayramı ve
mücadele gününde Türkiyeyi bu işçilere, emekçilere zindan etmiştir.
Hani siz demokrattınız, hani siz yasakçı değildiniz, hani
siz Avrupa Birliği kriterlerini uyguluyordunuz.
FATİH ARIKAN (Kahramanmaraş) Maddeye gel maddeye.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Bakın arkadaşlar, saat
daha 6.30dan itibaren, DİSK binasına polisler kimyasal gaz
atmıştır ve bunu yaşadık.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Kimyasal gaz ne ya?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Milletvekilleri orada olduğu
hâlde, kimyasal gazlar atılmaya devam edilmiştir.
Bugün uluslararası dayanışma günüdür, bugün
İşçi Bayramıdır, bugün 1 Mayıstır. Dünyada 134
tane ülkede, sizin çok övündüğünüz Avrupa Birliğinin
omurgasını oluşturan ülkelerde, en geniş meydanlarda bu
bayram kutlanmaktadır. 1 Mayıs Taksim Meydanında kutlanmayacak
da nerede kutlanacak? Dünyanın hangi demokratik ülkesinde geniş
meydanlar işçiye kapatılmıştır? Bugün en işlek
meydanlar bu bayramlara açılmıştır. Bir
yılbaşını kutluyorsunuz, diğer bayramları
kutluyorsunuz da, İşçi Bayramının kutlanmasına engel
nedir?
Kaldı ki, mesele de bu
değildir değerli arkadaşlarım.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Muhasebe, muhasebe
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Daha insanların baştan
hareket kabiliyetlerini ortadan kaldırmak üzere, insanların
hanelerine tecavüz edilmiştir.
BAŞKAN Sayın Öztürk, sözünüzü kesmek istemem ama, lütfen,
önergenize de değinirseniz
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Sayın Başkanım, bu
bir demokrasi anlayışıdır. Demokrasinin
olmadığı bir yerde hiçbir şeyden bahsedemezsiniz.
Yasakçı anlayışı kaldırmaktan söz ediyorsunuz,
yasaklara karşı olduğunuzdan söz ediyorsunuz ama bugün, hiçbir
gücü olmayan, iktisaden güçsüz olan işçilerin üzerine, sendikaların
üzerine, Emek Platformunun üzerine polis salıyorsunuz, cop
salıyorsunuz, panzerler salıyorsunuz. Sizin demokrasi
anlayışınız işte budur. (CHP sıralarından
alkışlar) Sizin demokrasi anlayışınız 1
Mayıs 2008 günü iflas etmiştir, iflas! Bunu herkes gördü, sizin de
görmenizi isterdim. Oraya gitseydiniz, sokaklar, her taraf polisle dolu.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Polisler emekçi değil mi?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Kafeteryaların
dışarılarına gazlar atılıyor, değerli
arkadaşlarım. Öbek öbek görülen yerde gazlar atılıyor.
Bakın, Emniyet Müdürümüz, Valimiz ve İçişleri
Bakanımız Çatışma çıkacak. demişti. Demek ki
çatışma çıkartmak için her yolu denediler.
BAŞKAN Sayın Öztürk, lütfen
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) Ama, sendikaların, Emek
Platformunun sağduyulu davranışları sonucunda bir olay
çıkmadı.
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) Muhasebe, muhasebe
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli
arkadaşlarım, ben ne konuşacağımı çok iyi
biliyorum. Siz önce demokrasiye gelin, demokrasiye. Demokrasiyi siz
söylemiyor musunuz? Türban özgürlüğünü, değişikliği
yaparken demokrasi, Avrupa Birliği kriterleri, 301i yaparken
demokrasi, Vakıflar Yasasını getirirken bu Mecliste insan hakları,
özgürlük, Avrupa Birliği istiyor. Ama, bugün 134 tane ülkede
kutlanıyor. Bugün siz bunu
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) - Türkiyede de kutlanıyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Sizin gücünüz hiçbir gücü olmayan
halka yetiyor. Sizin gücünüz emekçiye yetiyor. Sizin gücünüz alın terine
yetiyor. AKP İktidarı alın terine, emeğe, emekçiye ne kadar
karşı olduğunu açık ve seçik göstermiştir. (CHP
sıralarından alkışlar)
MUZAFFER BAŞTOPÇU (Kocaeli) O yüzden iktidar yaptı.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Bugüne kadar AKPyi ve
Başbakanı demokrat olarak ilan eden sözüm ona aydınlar da,
artık, 1 Mayıs 2008den sonra, İstanbulda yaşanan bu utanç
verici olaylardan sonra oturup bir kez daha düşüneceklerine
inanıyorum ben.
Yaşasın 1 Mayıs, yaşasın
uluslararası işçi sınıfının dayanışma
günü!
Saygılar sunuyorum. [CHP sıralarından
alkışlar, AKP sıralarından alkışlar (!),
gürültüler]
BAŞKAN Arkadaşlar, lütfen
Sayın Öztürk, konuşmanızda kimyasal gaz
kullanıldığını söylediniz. Kimyasal gazın ne
anlama geldiğini ben -mühendis değilim- bilmiyorum, ama burada
herhâlde kastı aşan bir cümle oldu.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) Ben bilmiyorum
Sayın
Başkanım, ben orada insanların, milletvekillerinin gözlerinin
yaşartıldığına
BAŞKAN - Hayır, göz yaşartıcı gazı
anladım da kimyasal gaz ifadesi
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Biz kapatarak girdik oraya. Mahsur
kaldık, mahsur.
BAŞKAN - Evet göz yaşartıcı gaz demek
istediniz galiba, ben öyle yorumladım.
Evet, önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul edilmemiştir.
22nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
tasarının tümünün oylanmasından önce oyunun rengini belirtmek
üzere lehte Bursa Milletvekili Sedat Kızılcıklı.
Buyurun Sayın Kızılcıklı. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
SEDAT KIZILCIKLI (Bursa) Sayın Başkan, değerli
milletvekili arkadaşlarım; öncelikle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Biraz sonra oylayacağımız bu yasa
tasarısıyla mesleğimiz ve meslektaşlarımız birçok
kazanımlar elde etmiştir. Bunlardan birisi meslekte unvanların
birleştirilmesi ki yıllardır biz bunu konuşuyorduk. Serbest
muhasebecilik mesleği kaldırılmak suretiyle serbest muhasebeci
mali müşavirlik ve yeminli mali müşavirlik kategorilerinde
birleştiriliyor. Bu arada serbest muhasebecilere de beş yılda
beş sınav hakkı verilmek suretiyle, kazanamayanların da
serbest muhasebeciliği devam etmek suretiyle müktesep hakları
korunuyor.
Yine, bazı kategorilerde uygulanan yeminli mali müşavir
olmak, mali müşavir olmak için bazılarına sınav
şartsız bir şekilde bunlar veriliyordu. Herkese sınav
şartı getiriliyor. Bu da yıllardır istenilen bir konuydu.
Yine, genel kurulların iki yılda değil de üç
yılda bir yapılır hâle gelmesi ve böylelikle sürekli genel
kurullar yapan odalardan ayrışmamız ve bundan kurtulmamız,
meslektaşlarımız adına sevindirici bir gelişmedir.
Başkanlık seçiminin iki dönemle sınırlı
olması ve iki dönem geçmedikçe tekrar başkan seçilemeyecek
olması da yönetim kademelerinde kadro değişikliği, yeni bir
enerji ve yeni bir üretim anlayışını meydana
getireceği açısından önemlidir diye düşünüyoruz.
Yönetim kadrolarına aday olmak için bu mesleği en az üç
yıl yapmış olma şartı getirilmesi bizim de talep
ettiğimiz bir konuydu ve yine yeminli mali müşavirlik sınav
komisyonunda önceden YÖKe 3, Maliye Bakanlığına 2, TÜRMOBa da
2 üye veriliyordu. Yeni değişiklikle YÖKe 2, Maliye
Bakanlığına 2, TÜRMOBa 3 üye verilmek suretiyle TÜRMOBun bu komisyondaki
ağırlığı, yani mesleğimizin, meslektaşlarımızın
bu komisyondaki ağırlığı
artırılmıştır. Bu da çok olumlu bir gelişme
olarak ortaya çıkmaktadır.
Odaların yönetim kurulu üyeleri, üye sayılarına
göre 5, 7 ve 9a çıkarılmaktadır. Bu da oda yönetimini idare
edebilme açısından olumludur.
Çok fazla delegelerle genel kurul yapıyorduk çünkü o günkü
şartlarda 25 üyeye 1 delege veriliyordu ve 2 binleri aşkın
delegelerle Ankarada genel kurullar yapmak durumunda kalıyorduk.
Şimdi, 75 üyeye 1 delege vermek suretiyle, bunun da 1.300lü, 1.400lü
rakamlarda tutulması genel kurulları kolaylaştıracak bir
çalışmadır diye düşünüyorum.
Ayrıca şunu da ifade etmeden geçemeyeceğim: Zaman
zaman deniliyor ki Sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadan bu
yasa tasarısı hazırlanmıştır. Böyle bir şey
yoktur çünkü bu yasa tasarısı TÜRMOBa gönderilmiştir. TÜRMOB
bu konuyla ilgili defalarca başkanlar toplantısı
yapmıştır, oda başkanlarıyla toplantılar
yapmıştır. Bu yasa tasarısını defalarca
toplantıda ele almıştır. Bununla ilgili rapor
hazırlamıştır. Bu raporunu kitapçık hâline
getirmiştir. Bizlere dahi ulaştırmıştır.
Dolayısıyla bu süreç gayet uzun tutulmuştur. Demokratik bir
süreç çalıştırılmıştır. Herkesin katkı
vermesi sağlanmıştır. Mümkün olduğu nispette de
bunlardan faydalanılmıştır.
Tabii ki mesleğimiz adına,
meslektaşlarımız adına birçok olumlu gelişme olan bu
yasa tasarısını desteklediğimi, lehte oy vereceğimi
ifade ediyorum.
Maliye Bakanlığına, hazırlayanlara
teşekkür ediyorum ve mesleğimize hayırlı olmasını
temenni ediyorum.
Sizleri de saygıyla selamlıyorum. (AK Parti
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Oyunun rengini belirtmek üzere, aleyhte, İzmir Milletvekili
Sayın Harun Öztürk.
Buyurun Sayın Öztürk. (DSP sıralarından
alkışlar)
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; şahsım ve Demokratik Sol Parti adına yüce
heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Kabul etmek üzere olduğumuz tasarı, mesleğin
sorunlarını çözmeyi amaçlamamaktadır, AKPnin
iktidarını pekiştirme planlarının bir
parçasıdır, seçme ve seçilme özgürlüğüne indirilmiş bir
darbedir, dünyaya bu konuda kötü anlamda örnek bir tasarıdır,
örgütlenme özgürlüğüne müdahaledir, ihtisas komisyonlarında ve Genel
Kurulda görüşmeler sırasında beklenen uzlaşma kültürünün
gelişmesine indirilmiş bir darbedir, siyasi etikle
bağdaşmayan gelişmeler sonucunda yasalaşmaktadır.
Bütün bunlar, toplumu gerginliklerden çıkaracak, taraflar arasında
var olan güvensizlik duygusunu ortadan kaldıracak çabalara ne yazık
ki hizmet etmemiştir. Yeni bir AKP uzlaşma anlayışını
yaşadık bu tasarıda. Yani Uzlaşmaya açığız,
benim dediğime gelirseniz ne ala, gelmezseniz yine benim dediğim
olacak.
Değerli milletvekilleri, Sayın Bakanın TÜRMOBun
talep etmediği düzenlemeleri yapmak için acele etmek yerine, görev
alanına dönüp ülkenin giderek derinleşen krizine çözümler
aramasını bekliyor halkımız. Peki, yapılması
gereken bu iken Sayın Bakan ne yapıyor? Küreselleşme oldu,
böyle oldu. diyor. Eskisi gibi daha yüksek büyüme oranları beklemeyin.
diyor. Enflasyon yükselecek, yükselebilir, buna hazırlıklı
olun. diyor. Buna göre dar gelirliler ve işsizler, ne yazık ki
bugüne kadar AKP döneminde olduğu gibi yine başlarının
çaresine bakacaklar.
Sayın Bakan, bütün bunları söylüyorsunuz. O zaman da
millet dönüp size demez mi ki Her şey küreselleşmeye bağlı
da siz niye orada oturuyorsunuz? Evet, bunun cevabını da
hazırlamanız gerekiyor.
ÖZKAN ÖKSÜZ (Konya) Siz dışarıdan bakan
getirdiniz!
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Değerli milletvekilleri,
başarı varsa hükûmete ait, başarısızlık varsa
vallahi bizden değil, dünyadaki gelişmeler böyle!
Artık bu masallarla milletin daha fazla aklının
çelinmesi mümkün değil diyor, yasaya oyumun renginin hayır
olacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum. (DSP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım,
tasarının üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Tasarının tümünü oylarınıza arz ediyorum:
Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Tasarı kabul edilmiş ve
kanunlaşmıştır.
Serbest muhasebeciler ve yeminli mali müşavirler
camiasına ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.
Sayın Bakanın çok kısa bir teşekkür
konuşması olacaktır.
Buyurun Sayın Bakanım. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Eskişehir) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; biraz önce Sayın
Başkanın da duyurduğu gibi, çok önemli bir yasa
tasarısını kanunlaştırmış bulunuyorsunuz.
İki günden beri de yoğun bir çalışma sergiliyorsunuz.
Bundan dolayı yüce Meclisin bütün üyelerine teşekkür ediyorum. Bu,
fevkalade önemli.
Değerli arkadaşlar, burada, gerek iktidar gerek
muhalefet partilerinden sözcülerin konuştuğu gibi,
anlayışta bir değişiklik getiriliyor. Bu da nedir?
Demokratikleşme alanında, adalet alanında, hukuka uyma
alanında bir adım daha atıyoruz.
Şimdi, burada sanki adaletsizlik var gibi sunuldu bazı
sözcüler tarafından ama sivil toplum örgütlerinde bütün görüşler dile
getirilmeli arkadaşlar. Bazı görüşlerin dile getirilip bazı
kimselerin susturulması fevkalade antidemokratiktir. Yani, mevcut sistem
antidemokratik bir sistemdi. Çıkıyor birisi, bir liste yapıyor,
listede çoğunluğu alınca bütün onlar seçiliyor, diğerleri
seçilmiyor. Eğer oradaki sistem aynen burada da yapılsa sayın
sözcüler burada milletvekili olarak oturamazlardı. Geliyorlar, bunu
şey ediyorlar ama
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Ne alakası var?
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Bayağı
alakası var.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sizin yönteminize göre bizim
Bakanlar Kurulunda oturmamız gerekirdi o zaman.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Burada alaka çok
önemli. Neden? Orada temsil edilen kimse sesini duyursun, herkes sesini
duyursun. Herkes gelsin, o sivil toplum örgütünün daha iyi olması için
görüşünü ortaya koysun. Bundan daha iyi ne var? Ha, sen konuşamazsın
Bizde çarşaf liste var, o aldı mı ötekiler konuşamaz. Olmaz
böyle şey. Şimdi bunu değiştirdiğinizden dolayı
sizi tebrik ediyorum.
Bir de şimdi, benden önce konuşan sayın sözcü de
bir konudan bahsetti, işte enflasyon yükselecek
Evet, ne olacaksa biz gerçekleri
söylüyoruz.
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Söylemek değil, önlemek
önemli Sayın Bakan.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) - Bizden önce, hele o sayın
milletvekilinin hiç konuşmaması lazım. Onlar dünyadaki
gelişmelere bakmadılar, yağ kuyrukları oldu. Öyle mi? Hem
de kimin zamanında? Sayın Ecevitin zamanında. Tüp
kuyrukları oldu, benzin bulunamadı. Şimdi milletimiz her
şeyi buluyor.
BİLGİN PAÇARIZ (Edirne) Sayın Bakan, rahmetli
Ecevit hakkında konuşmayınız.
BAŞKAN Sayın Bakanım, bu bir teşekkür
konuşması, lütfen tamamlayınız konuşmanızı.
MALİYE BAKANI KEMAL UNAKITAN (Devamla) Neden? Biz
dünyayı da takip ediyoruz, Türkiyeyi de takip ediyoruz, ülkemize mevcut
şartlar dâhilinde en iyisini yapmaya gayret ediyoruz. Zaten milletimiz de
bunu biliyor.
Ben bu vesileyle hepinize tekrar teşekkür ediyorum,
saygılar sunuyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Bakanım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) Sayın Başkan
MUSTAFA ÖZYÜREK (İstanbul) Sayın Başkan
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, birleşime bir saat
ara veriyorum.
Kapanma
Saati: 19.12
YEDİNCİ
OTURUM
Açılma
Saati: 20.15
BAŞKAN:
Başkan Vekili Nevzat PAKDİL
KÂTİP
ÜYELER: Fatma Salman KOTAN (Ağrı), Yaşar TÜZÜN (Bilecik)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin Yedinci Oturumunu açıyorum.
2nci sırada yer alan, Bazı Yatırım ve
Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri
Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporunun görüşmelerine
başlayacağız.
2.- Bazı Yatırım ve
Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde
Yaptırılması Hakkında Kanun ile Devlet Su İşleri
Umum Müdürlüğü Teşkilat ve Vazifeleri Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu (1/480) (S. Sayısı: 94)
BAŞKAN - Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
3üncü sırada yer alan, Turizmi Teşvik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporlarının
görüşmelerine başlayacağız.
3.- Turizmi Teşvik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Tarım, Orman ve Köyişleri ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu Raporları(1/551) (S.
Sayısı:217) (x)
BAŞKAN Komisyon? Burada.
Hükûmet? Burada.
Komisyon raporu 217 sıra sayısıyla
bastırılıp dağıtılmıştır.
Tasarının tümü üzerinde
Başkanlığımıza intikal eden söz talebi Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Mehmet Akif
Hamzaçebiye aittir.
Sayın Hamzaçebi, buyurun efendim. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA M. AKİF HAMZAÇEBİ (Trabzon) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; Turizmi Teşvik Kanununda
Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun
Tasarısının tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubunun
görüşlerini açıklamak üzere söz aldım. Sözlerime başlamadan
önce hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2634
sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8inci maddesinin
ormanların turizm yatırımı gerçekleştirilmek
amacıyla yatırımcılara tahsisini düzenleyen hükümleri
Anayasa Mahkemesinin 7 Mayıs 2007 tarihinde aldığı bir
karar sonucunda iptal edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin söz konusu
kararı 24/11/2007 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe
girmiş ve Mahkeme Hükûmete, hükümlerin iptal edilmiş olması
nedeniyle bir boşluk yaşanmaması açısından yeniden
düzenleme yapılması amacıyla bir yıllık süre
vermiştir. Yani kararın yürürlüğü, kararın Resmî Gazetede
yayımından bir yıl sonra olacaktır. Hükûmetin
hazırlayıp getirmiş olduğu ve şimdi görüşmelerine
başladığımız tasarı, Anayasa Mahkemesinin iptal
kararında ortaya koyduğu gerekçeleri karşılama
iddiasıyla ve iptal kararının yaratacağı
boşluğu doldurma gerekçesiyle hazırlanmıştır. Bu
nedenle, tasarıyı değerlendirirken, tasarının Anayasa
Mahkemesinin ortaya koyduğu iptal gerekçelerini gerçekten
karşılayıp karşılamadığının ciddi
bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir.
Değerli arkadaşlar, turizm hiç şüphesiz önemli bir
sektördür. Ülkemize yıllık katkısı 20 milyar dolara
yakındır. Geçen yılki katkı 18,5 milyar dolar düzeyindedir
ve Türkiye, gerekli yatırımları yapması ve teşvikleri
vermesi hâlinde çok kısa bir sürede bu
20 milyar doların çok çok üzerine çıkabilecek bir potansiyele
sahiptir.
Turizm sektörü, düşük maliyetle istihdam sağlayan,
düşük maliyetle döviz girdisi sağlayan önemli bir sektördür.
Nitelikli iş gücü talep etmesi nedeniyle istihdama bir başka yönden
de olumlu katkısı vardır. Bu nedenle, ekonomiye
katkısı son derece önemlidir. Ayrıca, dünya
barışına sağladığı katkı nedeniyle de
siyasi açıdan son derece önemli bir sektördür. Bu olumlu özelliklerine
karşın turizm sektörünün yatırımcılar
açısından cazibesini azaltan birtakım faktörler vardır.
Turizm sektörü, yatırımcı açısından,
yatırımın geri dönüşünün çok uzun zaman
aldığı bir sektördür, yani sermaye-hasıla oranı son
derece yüksek bir sektördür.
Yine, turizm sektörü, siyasi, sosyal, ekonomik olaylar nedeniyle
kırılgan bir yapıya sahiptir. Bütün bu olaylardaki, bu
konulardaki herhangi bir risk, herhangi bir belirsizlik doğrudan sektörü
olumsuz şekilde etkilemekte ve ülkelerin turizm gelirlerinin
düşmesine neden olabilmektedir. Bu nedenle, yatırımcı açısından
gerçekte riskli bir sektördür. Bu özellikleri nedeniyle sektörün devlet
desteğine ihtiyacı vardır. Özellikle Türkiye'de turizm
sektörünün gelişmesini devletin mutlak bir şekilde
sağlaması gerekir. Türkiye'de bu amaçla zaman zaman çeşitli
yasal düzenlemeler yapılmıştır. 1950 yılında
turizm sektörü bir endüstri olarak görülmüş ve o zaman 6086
sayılı Turizm Endüstrisini Teşvik Kanunu yürürlüğe
konulmuştur. Bu Kanun uygulamasını 1982 yılına kadar
yaşamış ve 1982 yılında, hâlen uygulanmakta olan 2634
sayılı Turizmi Teşvik Kanunu yürürlüğe girmiştir.
Turizmi Teşvik Kanununun turizm sektörü açısından
getirdiği en önemli yenilik, en önemli teşvik, hazineye ait
taşınmazların turizm yatırımcılarına turizm
yatırımı gerçekleştirmek amacıyla tahsisidir. Bu, son
derece önemli bir uygulamadır. Bu uygulamanın üzerine, 85ten
itibaren başlayan kaynak kullanımı destekleme primi -ki bu prim
uygulaması 91 yılına kadar devam etmiştir- 91
yılından sonra, 95 yılına kadar uygulanan fon kaynaklı
kredi uygulamaları -ki düşük faizli kredilerdir- arazi tahsisiyle
birlikte değerlendirildiğinde, gerçekten turizm sektöründe
Türkiyenin bugün geldiği noktada önemli rolü olan düzenlemelerdir, önemli
rolü olan uygulamalardır.
Değerli arkadaşlar, bu nedenle turizm sektörüne
teşvik gerçekten devam etmelidir. Ancak biraz önce saydığım
teşviklerden, nakit bazlı, kredi bazlı olan destekler bugün için
yoktur. Bugün Hükûmetin elinde, -hükûmetlerin elinde veya sadece bugünkü
Hükûmetin elinde değil bundan önceki Hükûmette de farklı değildi-
turizm sektörü açısından teşvik adına kalmış olan
tek araç, arazi tahsisidir, hazine taşınmazlarının
yatırımcılara tahsisidir. Bu devam etmelidir değerli
arkadaşlar. Zaten Turizmi Teşvik Kanunu yürürlüktedir, bu konuda herhangi
bir sorun yoktur. Sorun, Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında ormanların
turizm yatırımı amacıyla turizm
yatırımcılarına hangi şartlarla tahsis
edileceğindedir.
Anayasa Mahkemesinin, Turizmi Teşvik Kanununun
ormanların turizm yatırımcılarına tahsisine
ilişkin hükümlerini iptal ederken ortaya koyduğu gerekçe,
dayandığı gerekçe, Anayasanın 169uncu maddesinin devlete
vermiş olduğu ormanları koruma görevidir. Anayasanın
169uncu maddesi, ormanların korunması, sahalarının
genişletilmesi bağlamında devlete ciddi görevler vermiştir.
Bu amaçla devlet gerekli kanunları koyacaktır, gerekli tedbirleri
alacaktır. Devletin görevi, ormanların sahalarının
daraltılmasını önlemek değil -bu tabii ki görev- tam
tersine bu sahaların genişletilmesini sağlamaktır. Yine aynı
maddede, Devlet ormanlarının mülkiyeti hiçbir şekilde
devrolunamaz hükmü vardır, İşletmesi devlete aittir. hükmü
vardır. Devlet ormanları olsun, diğer ormanlar olsun, bütün
ormanların gözetimi konusunda devlet görevlidir, devletin temel bir görevi
vardır. Devlet ormanları zaman aşımı yoluyla mülk
edinilemez ve devlet ormanları kamu yararı dışında
irtifak hakkına konu olamaz.
İşte, Anayasa Mahkemesinin Turizmi Teşvik
Kanununun 8inci maddesindeki hükümleri iptal ederken dayandığı
gerekçe, Anayasanın 169uncu maddesinde yer alan Ormanlar kamu
yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz. hükmüdür.
Bunu açmak istiyorum yani bu vesileyle Anayasa Mahkemesi kararının
gerekçesini sizlere sunmak istiyorum: Turizm yatırımında da bir
kamu yararı vardır. Sonuçta, yatırım bu toplum içindir, bu
toplum içindir, bu ülke içindir; bu ülkeye döviz girdisi sağlayacak olan,
bu ülke insanını istihdam edecek olan bir yatırımdır.
Bunda kamu yararı olmadığını hiç kimse söyleyemez
ancak Anayasanın 169uncu maddesindeki ormanların korunması
yönündeki devletin görevi dikkate alındığında, 169uncu
maddedeki kamu yararının turizm yatırımındaki kamu
yararına kıyasla daha üstün olduğu ortaya çıkar. Buna
üstün kamu yararı diyoruz. Anayasa Mahkemesi kararının
gerekçesinde bu çok açık bir biçimde yer almaktadır. O hâlde ne
yapılmalıdır? Ormanlar hiçbir şekilde turizm
yatırımına tahsis edilemez mi? Hayır, tabii ki edilebilir
ama bunun için bu yatırımın kaçınılmaz ve zorunlu
olduğunun ortaya konulması gerekir.
Değerli arkadaşlar, işte bu tasarıyı
değerlendirirken aramamız gereken budur. Ormanlar tekrar bu
tasarıyla turizm yatırımlarına açılırken
gerçekten kaçınılmaz ve zorunlu bir şekilde ormanlarda
yapılması gereken turizm yatırımları için mi düzenleme
yapılmaktadır, yoksa tasarı turizm
yatırımlarının tüm çeşidi, tüm türleri için mi
düzenleme yapmaktadır? Tasarıya baktığımda, Anayasa
Mahkemesinin öngördüğü kaçınılmazlık ve zorunluluk
ilkelerinin tasarıda yer almadığını görüyorum. Turizm
yatırımının bütün türleri için ormanlar bu tasarıya
göre yatırımcılara tahsis edilebilecek konumdadır.
Sayın Bakana sormak istiyorum, Hükûmete sormak istiyorum:
Eskiden, yani 2634 sayılı Kanunun iptal edilen hükümlerinin iptal
edilmesinden önce yapılabildiği hâlde şimdi yapılamayacak
olan bir turizm yatırımı var mıdır? Hangi turizm
yatırımı için bu tasarıyla sınırlama
getirilmiştir, yasak getirilmiştir? Yani yapılamayacak turizm
yatırımları nelerdir? Bunun cevabı tasarıda yoktur.
Tasarının 2nci maddesi tam sekiz grup yatırım
türü saymıştır: Sağlık turizmine yönelik
yatırımlar, termal turizm, kış turizmi, ekoturizm, golf
turizmi ve bunun dışında birtakım yatırımlar.
Bunların bir kısmı için ormanlarda yapılabilir
değerlendirmesini yapabiliriz. Kış turizmi, doğal olarak
rakımı yüksek olan yerlerde yapılacağı için oralarda
orman vardır, kar vardır, onların ormanlarda yapılma
zorunluluğu ortaya çıkabilir, doğrudur. Bunu termal turizm için
de söyleyebilirsiniz. Sağlık turizmine yönelik tanımlamada
tasarıda yeteri kadar sınırlama var, herhangi bir tereddüt
olduğu kanaatinde değilim o noktada. Ama, size sunmak istediğim
şu yatırım türünde hiçbir sınırlama
olmadığını ve ormanların tamamen turizm
yatırımına bu düzenleme nedeniyle
açıldığını söylemek istiyorum. Bakın, 2nci
maddenin (f) bendinde sayılan yatırım türü şudur:
Kıyıların coğrafi ve fiziksel yapısı nedeniyle
kumsallardan, doğal manzaradan, çevresel zenginlikten, biyolojik
çeşitlilikten yararlanma bakımından kolaylık sağlayan
yatırımlar için ormanlar tahsis edilebilecektir. Uluslararası
yarışmaların yapılabileceği tesislerin
yapılması açısından ormanlar tahsis edilebilecektir.
Kruvaziyer ve yat turizmi açısından ormanlar tahsis edilebilecektir.
Bu saydığım yatırım türlerinin ormanda
yapılma zorunluluğuna ilişkin tasarıda hiçbir ölçü yoktur.
Bu düzenleme, 2nci maddedeki bu kapsamı geniş düzenleme, bu nedenle
hâlen Anayasaya aykırılığı devam eden bir
düzenlemedir. Anayasaya aykırılık giderilmiş
olmamaktadır.
Şimdi, Sayın Bakan belki diyebilir ki: Biz birtakım
sınırlamalar getirdik, genel sınırlamalar getirdik,
diyebilir. Bu sınırlamalar nelerdir, size hemen söyleyeyim: Efendim,
bir kere, orman sayılan yerlerin turizm yatırımına tahsis
edilebilmesi için hazine arazisinin olmaması şartını
arıyoruz, diyecektir; doğru, tasarıda var. Turizme tahsis
edilecek alan, o ildeki orman sayılan alanların yüz ölçümünün yüzde
1ini geçemeyecektir, diyecektir; tasarıda var, böyle bir
sınırlama var.
Bu iki sınırlamayı çok kısaca
değerlendirmek istiyorum: Bir kere, turizm alan ve merkezlerinde turizm
yatırımı yapılmaktadır, ormanlık yerler
dışında tabii ki. Ormanlık yerler de tabii, turizm alan ve
merkezi ilan edilmiş olabilir. Turizm alan ve merkezlerinde,
sanıldığı kadar bol hazine arazisi yoktur.
İkincisi, yüzde 1lik sınır. Yüzde 1lik
sınır, değerli arkadaşlar, küçümsenecek bir sınır
değildir. Sayın Bakan bunu komisyon görüşmeleri
sırasında son derece küçümsedi. Bürokrasinin kendisine getirdiği
yüzde 1lik sınırı görünce Nasıl bunun içine
sığacağız? şeklinde bir yaklaşımda
bulunduğunu söyledi. Hükûmetin komisyonda verdiği oranları
sizlere söylemek istiyorum. Hâlen orman olan, orman açısından zengin
olan iki büyük ilimizde turizm yatırımı amacıyla tahsis
edilmiş ormanlık alanın tutarı nedir, oranı nedir daha
doğrusu? Bakın, bu, Antalyada binde 2, Muğlada on binde 5tir.
Yani, tasarı böyle yasalaşırsa Antalyada bugün turizm yatırımı
yapılmış ormanlık alanın 5 katı daha bir alan,
Muğlada bugün turizm yatırımı yapılmış
alanın 20 katı daha bir alan, turizm
yatırımcılarına tahsis edilecektir.
Değerli arkadaşlar, Anayasa Mahkemesi diyor ki: Bu
sınırlar değil önemli olan. Kaçınılmaz ve zorunlu
olacak; kış turizmi gibi, işte, sağlık turizminde
birtakım sınırlar koymuşsunuz, onun gibi. Bu
sınırlar tasarıda yoktur değerli arkadaşlar. Bu
tasarı karadan denize bakanların hazırladığı
tasarıdır, denizden karaya, ormana bakanların tasarısı
değildir. Onlar baksaydı Egedeki o mavi yolculuk koylarını
göreceklerdi.
Turizm yatırımı amacıyla Sayın
Bakanın gözünde orman sadece bir arazi parçası olarak gözükmektedir.
Değerli arkadaşlar, bunun adı ormandır. Tabii ki, Kültür ve
Turizm Bakanlığı ormana bu gözle bakacaktır. Orman
Bakanlığında olsaydı bu görev, inanıyorum ki Orman
Bakanlığı bu gözle bakmayacaktı, ormanları koruma
gözüyle de bakacaktı. Şimdi ormanları koruma kaygısı
bir kenara atılmış durumdadır.
Marmaristeki, Datçadaki, Bozburundaki, o mavi yolculuğun
en güzel koylarındaki, Selimiyedeki o doğal güzellikler sadece
bugünkü neslin malı mıdır? Bugüne mi aittir, bugünkü Hükûmetin
midir bunlar sadece? Bunlar bütün toplumundur, gelecek nesillerindir. Bunlar
bugünkü kısa dönemli döviz girdisi uğruna birtakım
yatırımlara feda edilemez.
Değerli arkadaşlar, turizme arazi tahsisine devam
edelim, ama ormanları turizm yatırımına tahsis ederken
Anayasa Mahkemesinin ortaya koyduğu ilkeleri bir kenara atmayalım.
Kaçınılmaz ve zorunlu olsun bu yatırım, o şartla
yapalım. Aksi takdirde ormanlar elimizden çıkacaktır
değerli arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; esasen
Kültür ve Turizm Bakanlığının turizm
yatırımları konusunda özellikle bu dönemde gösterdiği
yaklaşımı yadırgadığımı ifade etmek istiyorum.
Konumuz ormanlar, ormanları konuşuyoruz, değerlendiriyoruz,
maddeler üzerinde de konuşacağız.
Hatırlayacaksınız çok kısa bir süre önce Sultanahmette bir
saray kalıntısı üzerine bir otelin yapılması söz
konusu oldu. Ben o zaman Sayın Bakandan buna şiddetli bir tepki
göstermesini bekledim. Sadece Bir bakalım, inceleyelim.
mesajını, demecini gazetelerde okudum, sonra kayboldu gitti ve ondan
sonra bir karşı propaganda: Efendim, o saray
kalıntısının altından çıkacak olan eserler hemen
yanda yapılacak bir arkeolojik parkta sergilenecekmiş.
Değerli arkadaşlar, Sultanahmet gibi üç
imparatorluğun başkenti olan İstanbulun merkezinde,
göbeğinde olan bir yerleşim yerinde bir saray
kalıntısının üzerinde çelik ayaklar üzerine bir otel yapmayı
nasıl savunabiliriz? Dünyanın önüne nasıl çıkabiliriz?
İşte bu anlayış bugün ormanları
sınırsız bir şekilde turizm yatırımlarına
açmak için karşımıza bir tasarı getirmiştir.
Tasarının hiçbir şekilde doğru
olmadığını ifade etmek istiyorum. Tasarıda bu
kapsamı genişleten düzenlemeler
çıkarılmadığı sürece tasarının Türk
turizmine yarar değil zarar getireceğini ifade ediyorum.
Ormanların güzelliğini kaybettiğimiz zaman, Egedeki,
Akdenizdeki, Muğladaki, Antalyadaki, Türkiyenin diğer
yörelerindeki orman varlığımızın o doğal
güzelliğini kaybettiğimiz zaman bundan turizm zarar görecektir,
Türkiye zarar görecektir. Kısa dönemde birtakım
yatırımcılar bundan para kazanacak olabilir, ama uzun dönemde
toplum kaybedecektir.
Değerli arkadaşlar, dünyanın gündemine 1990lı
yıllarda giren bir sürdürülebilir kalkınma kavramı
vardır. 1992 yılında Türkiyenin de
katıldığı Rio Zirvesiyle bütün ülkelerin benimsediği
bir sürdürülebilir kalkınma kavramı var. Bunun daha bir ileri
aşaması da bu sektör için sürdürülebilir turizmdir. Yani, çevresel
faktörlerin, doğal zenginliklerin, doğal kaynakların, üretim
sürecine, üretimin planlanması, kalkınma sürecine bir faktör olarak
yansımasıdır. Gelişmeyi, kalkınmayı planlarken
doğal varlığı da korunması gereken bir varlık
olarak ele alıp, bunu yok etmeden koruyarak gelecek nesillere
aktarmaktır. Sürdürülebilir kalkınmanın izahı budur.
Bakanlığımız bunu çok iyi bilir, ama sürdürülebilir
kalkınma kavramının bu tasarıda en küçük bir izini görmüyorum.
Değerli arkadaşlar, sözlerimi burada bitiyorum, konuşma
sürem de zaten sona eriyor ama tasarının Türk turizmine yarar
getirmeyeceğini tekrar bir kez daha ifade ediyorum. Sözlerimi burada
bitirirken hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Hamzaçebi.
Evet, Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili ve Grup Başkan Vekili
Sayın Mehmet Şandır.
Buyurun Sayın Şandır. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET ŞANDIR (Mersin) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; 2634 sayılı Turizmi
Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının tümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu
adına görüşlerimi ifade etmek üzere söz aldım. Öncelikle yüce
heyetinizi şahsım ve grubum adına saygıyla
selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, her yönüyle önemli bir konuyu ve
aslında zorunlu bir kanun değişikliğini görüşüyoruz.
Kanun tasarısı, tali komisyon olarak Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonunda, esas komisyon olarak da Bayındırlık,
İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonunda kapsamlı bir şekilde
tartışılmış -okuduğum kadarıyla- ve iktidar
partisi, muhalefet partisi milletvekilleri yoğun bir şekilde
tasarıya katkıda bulunmuşlar. Milliyetçi Hareket Partisi olarak
da biz, her iki komisyonda komisyon üyesi arkadaşlarımızın
katkılarını, önergelerini, muhalefet şerhleriyle bu önemli
konuya ve bu önemli kanun tasarısına yoğun bir şekilde
katıldığımızı, önergelerle katkı
verdiğimizi ifade ederek sözlerime başlıyorum.
Değerli milletvekilleri, 12/3/1982 tarihinden bu yana,
hazineye ait yerler ile orman sayılan yerler, 2634 sayılı
Turizmi Teşvik Kanunu ve buna bağlı olarak çıkartılan
yönetmelikler çerçevesinde turizm yatırımcılarına tahsis
edilegelmiştir. Türkiye turizminin bugünkü seviyelerine gelmesinde bu
uygulamanın, bu Kanunun gerçekten çok yoğun katkıları
olmuştur. Bunun dışında, devletin, hükûmetin
kararlarıyla, turizm yatırımcıları düşük faizli
kredilerle ve birtakım fon kullandırmalarla da desteklenmiştir.
Ama sonuç itibarıyla, 2007 yılı sonu itibarıyla, Türk
turizmi gerçekten iyi bir noktaya gelmiştir. Kabul etmek lazım ki
gelirleriyle, altyapısıyla, kapasitesiyle Türk turizmi, bugün dünya
turizminde önemli bir yere ulaşmıştır. 2007 yılı
sonu itibarıyla ülkemize pasaportlu ziyaretçi sayısı
aldığım rakamlar doğruysa- 23 milyon 341 bin kişiye,
turizmden elde edilen gelir ise 18,5 milyar doların üzerine
çıkmıştır. Bunu önemsememiz lazım. Cumhuriyetimizin
100üncü yılında yani 2023 yılında bu rakamları 50
milyon turist, 50 milyar dolar gelire taşıyabilmek için bizim turizmi
teşvik etmemiz ve bu anlamda, bu yasayı geliştirerek
çıkarmamız gibi bir zorunluluk olduğu kanaatindeyim.
Turizmi salt kıyı ve güneş turizmi olmaktan
çıkarıp, ülke sathına yaygınlaştırmak ve
çeşitlendirmek için birtakım yeni yatırım imkânları
açmak ve yatırımcıların önündeki engelleri kaldırmak
gereklidir diye düşünüyorum. Aslında bu, devletin de görevidir. Tabii
ki bu yatırımlar yapılırken doğal ve tarihsel çevreyle
uyumlu olmak ve bu alanların, özellikle de ormanların korunması
bir ön şart olarak gözetilmelidir.
Turizm olgusunu ciddi biçimde benimseyip yaşama geçiren tüm
çağdaş ülkelerin kabul ettiği gibi, önemli olan husus, turizm
yatırımları denetimli ve planlı yapılmalı,
insanın kıyı ile ve doğayla baş başa
kalmasını sağlayacak projeler gerçekleştirilmelidir. Bu
amacı gerçekleştirirken sürdürülebilir ekolojik dengenin
korunmasının hedeflenmesi çok önemli ve vazgeçilmez bir husustur.
Sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir ekolojik dengeyle birlikte
düşünülmelidir. Bir yerden elde edilecek gelir, telafisi mümkün olmayan
büyük zararları gelecek nesillere taşımak gibi bir
talihsizliği birlikte getirebilir. Devlet, vatandaşlarının
sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama ve doğal
kaynaklardan yararlanma hakkını sürdürülebilir bir ekolojik dengeyi
gözeterek sağlamakla yükümlüdür.
Değerli milletvekilleri, günümüzde turizm, ekonomik ve
kültürel katkıları itibarıyla ülkeler açısından
başlı başına bir değer olarak
varlığını sürdürmektedir. Turizm sektörü ülkemizin ekonomik
canlılığına önemli ölçüde katkıda bulunmakta ve her
şeyden önemlisi büyük oranda istihdam yaratmaktadır. Bugün ülkemizin
çok önemli bir ekonomik ve sosyal sorunu olan işsizliğin çözümü
noktasında, maliyeti en az ve gerçekleşmesi en yakın sürede olan
yatırım kolu turizm yatırımıdır. Devlet turizm
sektöründe özel teşebbüsün önünü açmalı ve iş birliği
anlamında destek olmalıdır. Bu kapsamda sektörde faaliyette
bulunmak isteyen gerçek ve tüzel kişilere kamu imkânlarını
uygulanan mevzuat çerçevesinde sunmak doğru bir yaklaşımdır,
desteklenmelidir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 1982
yılından beri turizm sektörünün ülke gündemine gelmesine, turizm için
gerekli olan konaklama, seyahat organizasyonlarının gelişmesine
ve turizmin sektörel gelişimine katkı
sağlamıştır. Ancak, Anayasa Mahkemesinin 2634
sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8inci maddesinin (a)
fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan ormanlar
sözcüğü, (1) numaralı bendin (b) alt bendinin tamamıyla, (c) ve
(d) fıkralarının ormanlar yönünden iptaline 7/5/2007 tarih, Esas
2006/169 ve Karar 2007/55 sayılı Karar ile karar verilmiştir.
Ayrıca, kararda iptal edilen kuralların doğuracağı
hukuksal boşluğun kamu yararını ihlal edici nitelikte
görülmesinden dolayı iptal hükümlerinin, kararın 24/11/2007 tarihli
Resmî Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra
yürürlüğe girmesi de kararlaştırılmıştır.
Yargı kararını tartışmıyorum ama yargı
kararının sonunda oluşan boşluğun turizme, ülke
turizmine maliyeti de ağır olmuştur.
Bu kapsamda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı
doğrultusunda, orman sayılan yerleri turizme kazandırmak ve
iptal edilen kuralların doğuracağı hukuksal
boşluğu gidermek amacıyla 2634 sayılı Turizmi
Teşvik Kanununda, işte bugün görüşmekte olduğumuz
birtakım değişikliklerin yapılması bir zorunluluk
hâline gelmiştir.
Bu kanun tasarısıyla turizm amaçlı tahsis edilen
orman alanlarına, turizm sektörünün özellik ve ihtiyaçları da dikkate
alınarak sınırlamalar da getirilmiştir. Bu
sınırlamaların yeterli olmadığını,
kapsamının çok geniş olduğunu yani turizme tahsis edilme
gerekçeleri olarak ortaya konulan hususların, yani kanun
tasarısının 2nci maddesindeki çeşitliliğin çok
geniş olduğunu ve tanımların çok muğlak olduğunu
burada ifade etmemiz gerekir.
Değerli milletvekilleri, ormanların korunması kamu
yararının üstüne çıkmamalıdır. Üstün kamu
yararı tanımı bir hukuksal tanım olarak
yargımıza veya hukukumuza girmiştir. Ben, tabii, öncelikle
ormanların korunması, geliştirilmesi hassasiyetiyle hem bireysel
olarak hem de siyaset olarak meseleye bakmak durumundayım, çünkü ormanlar,
yerine konulabilmesi en güç olan kamu varlıklarıdır.
Kaybedilmelerinin yansımaları çok büyük maliyetler getirmektedir.
Onun için, ormanların korunması ve geliştirilmesi öncelikli bir
görev ve üstün kamu yararı hassasiyetidir.
Ancak, ormanların korunması insanların
yararının üstünde de düşünülmemelidir. Bizim
ormancılık mevzuatımız, ormancılık
eğitimimiz, ormancılık işletmemiz ve ormancılık
politikalarımızın merkezinde ne yazık ki insan yoktur.
Ormancılık ormancılık için yapılır,
ormancılık ormanları korumak adına yapılır. Orman
mühendisi Sayın Müsteşar arkadaşım bu konuyu çok
detaylı bilen insandır.
İşte, bu yanlış anlayış, bu
yanlış kurgu, maalesef ormanlarımızın ne
korunmasını ne geliştirilmesini sağlayabilmiştir.
Ormanlarımızı ne politikalarla ne de hukukla bugüne kadar yeterince
koruyabildiğimizi söylemek mümkün değil. Bu konuda birinci derecede
görevli olan orman mühendislerini, Orman Genel Müdürlüğünü, tüm orman
teşkilatını buradan saygıyla selamlıyorum. Ama bir
sonuç olarak, biz, maalesef ormancılık
anlayışımız, politikalarımız ve kurgumuzda
yapılanma, bilgilenme, teşkilat yapılanmasında insan
merkezli bir anlayış yoktur. Ormancılık
anlayışımızda insan ormana zarar veren en önemli faktördür.
Dolayısıyla, turizmi teşvik kapsamında ormanla bu konunun
ilişkisini tartışırken aslında,
ormancılığın bu doğru olmayan
yaklaşımını sorgulamak lazım.
Şimdi, muhtemelen önümüzdeki günlerde yine gündeme gelecek
olan 6831 sayılı Orman Kanununun 2/B maddesinin konusu yine bu
yanlış anlayışla maalesef ertelene ertelene bugün ülkemiz
açısından, toplumumuz açısından aşılamaz bir
sorun hâline gelmiştir. İşte, Turizmi Teşvik Kanununu
tartışırken orman arazilerinin kullanımını bu
maksatla sorgulamamız lazım. Yani, merkezine
insanımızın çıkarını, menfaatini,
mutluluğunu, huzurunu düşünerek, bunu öncelikleyerek orman
arazilerinin turizme tahsisini düşünmeliyiz, hukukileştirmeliyiz.
Bu kanun tasarısı, zannediyorum böyle bir hassasiyeti de
çok önceliklememiştir. Yani, bu kanunun hazırlanmasında bir
ormancı milletvekilinin veya
uzmanın çalıştığını söyleyebilmek çok mümkün
değil, gözükmüyor, ben göremedim Sayın Bakan, ben onu göremedim ama
şu hadise var: Gerçekten turizm ülke kalkınması için,
insanımızın geçimi için, işsizliği aşabilmek
için, girdisinin büyük kısmı yerli olan, gelirinin büyük
kısmı ülkemizde kalan çok önemli bir sektör ve çok büyük potansiyele
sahip olduğumuz bir sektör olarak turizme kamu arazilerinin tahsis
edilmesi bence doğru bir politikadır, geliştirilerek,
sınırları doğru belirlenerek yapılmalıdır.
Ama bu noktada, ormanların korunmasını, korunmayla
faydalanmayı bir dengede tutarak bu kanuna yerleştirmemiz lazım.
Yeterince bu konu, zannediyorum, önemli bir tarafı olması
hesabıyla, ormancı ayağı eksik bir kanun olmuştur. Bir
defa, 2nci maddedeki çeşitlilikte, yani orada ifade edilmesi gereken
kaçınılmaz ve zorunlu hâller çok dikkatle takip edilmemiştir.
Üstün kamu yararı değerlendirmesi Anayasa Mahkemesinin
değerlendirmesidir. Yarın bu kanun uygulanmaya
başlandığında, turizm yatırımlarında yeni
bir dönem başladığında, Anayasa Mahkemesinin iptal
kararı doğrultusunda yeniden iptal edilmesi yönünde bir ihtimal hem
turizme hem ülkemize çok ciddi zarar verecektir. Dolayısıyla, bu
kanunun hazırlanmasında, bu Genel Kurul çalışmasında
ne kadar katkı verebiliriz, onu bilemiyorum. Ama gerek 2nci maddedeki
çeşitlilik kaçınılmaz ve zorunlu olmak hâllerinin çok
dışına taşmıştır, tanımlar da çok
muğlak olmuştur, uygulayıcıları yönlendirecek,
sınırlandıracak bir açıklığa sahip değildir.
Bu sebeple, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bazı önergeler vererek
bu kanuna katkı vermeye çalışacağız.
Ancak, daha önce konuşan arkadaşımızın da
ifade ettiği gibi, getirilen sınırlamalar bence doğru
değil. Yani, bir ildeki orman varlığının
Orman
varlığı dediğimiz yalnız ağaç değil,
toprağıyla beraber ormandır diye 6831 sayılı Orman
Kanununun tanımına giren alanın tamamı ve
inanınız ki, turizm yatırımı yapabileceğimiz
bölgelerin yüzde 50sidir. Mersinin yüzde 50si orman olarak tanımlanmaktadır.
İşte, bu yüzde 50lik miktarın yüzde 1ini turizm
yatırımlarına tahsis etmeye kalkarsanız, bir
yanlışı, çok sıkıntılı bir
yanlışı yapmış olursunuz.
Değerli Bakanım, Turizm Bakanlığının
değerli bürokratlarına şunu hatırlatmak lazım: Turizmi
teşvik kapsamında orman arazilerinin tahsisinde koruma hassasiyeti
ormancılık açısından değildir, turizm
açısındandır. Orman olmazsa turizmin bir ayağı sakat
kalır. Yani, binalardan oluşan, inşaatlardan oluşan bir
turizm kompleksi turist için çok cazip olmaz. Yeşiliyle, deniziyle,
doğasıyla, tarihî kalıntılarıyla turizm bir konsepttir,
bir komplekstir. Siz yüzde 1i yüzde 30 emsalle turizme açar, arada orman
kalmasını, yeşil kalmasını engellerseniz turizme
hizmet etmiş olmazsınız. Yüzde 1lik oran çok yüksektir.
İktidar partisinin değerli grup yöneticilerine ve milletvekillerine
de ifade ediyorum. Ormancı arkadaşımız burada. Orman
arazilerinin il bazında turizme tahsis edilecek miktarının yüzde
1 olarak tutulması çok yüksek olmuştur, bu yüzde yarıma
düşürülmelidir; aslında o da yüksektir.
Mesela bunda bir örnek verilmesi gerekirse, bir rakam olarak
söylemek imkânımız olursa, mesela bugün bir turizm cenneti olan
Antalyamızda -muhtemel, kaç bin, kaç yüz bin yatak var- devasa bir turizm
kompleksi olan Antalya ilinde orman arazilerinin kullanılma miktarı
binde 2dir. Siz bunu yüzde 1e çıkartmaya kalkarsanız yeşile
hasret kalırsınız. Bu doğru olmamıştır
Sayın Bakanım. Elimizde imkânımız vardır. Bu kadar çok
araziye ihtiyaç yok ayrıca turizm yatırımı için. Turizm
yatırımı için doğaya ihtiyaç var, vatandaşın
kullanım alanına, yaşam alanına ihtiyaç var.
Dolayısıyla, eğer imkân olursa, mümkün olursa bu
yüzde 1lik kullanım alanını yüzde yarıma düşürmek
lazım. Yetmediği takdirde bu Meclis buradadır. Elli yıl
sonra belki 50 milyon turistlik bir yatak kapasitesinde belki araziye ihtiyaç olacaktır
ama şimdiki hâliyle binde 2lik bir alan bile Antalyada
yetişmiş, Muğlada ise bu rakam on binde 5tir. Her tarafı
orman olan Muğlada turizme tahsis edilen arazi miktarı, orman
arazisi miktarı on binde 5tir. Bunu şimdi yüzde 1e
çıkardığınız takdirde, işte Bodrum, Marmaris için
söylediğiniz Her taraf taşa dönüştü. dediğiniz hadise tüm
kıyıları kaplayacaktır. Bu, ormancılığa
zarardan çok turizme zarar verecektir. Bu hususa özellikle Milliyetçi Hareket
Partisi Grubu olarak dikkatinizi çekiyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun değişikliği
yapılmalıydı, çünkü Anayasa Mahkemesinin iptalinden sonra birçok
turizm tahsisi, yatırımı, projesi durdurulmuştur.
Dolayısıyla, turizm gibi çok hassas ve uluslararası
yatırıma, uluslararası yatırımcılara ve uluslararası
pazara sunulan bir sektörde bu tedirginlik zarar verir. Anayasa Mahkemesinin
iptalinden önce başlamış olan tüm projelerin, tüm tahsislerin
yeniden hayata geçirilebilmesi, ülke ekonomisi için gereklidir. Bu noktada,
Mersin ili Tarsus-Kazanlı bölgesindeki 10 bin yataklık turizm
kompleksinin tahsisleri yapılmıştır; arazi tahsisleri
yapılmıştır, ihaleleri yapılmıştır,
turizm yatırımı başlayacaktır, iki yıl sonra 10
bin yataklık bir turizm kompleksine sahip olacakken, bu yatırım,
Anayasa Mahkemesinin bu iptali dolayısıyla, bugün maalesef
başlayamamaktadır.
Bunun için, bu kanun değişikliğinin
çıkarılmasını, biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak,
demin söylediğim endişelerle birlikte desteklediğimizi ifade
ediyorum. Bunun için, Sayın Bakanımızın, aslında
Zannediyorum genel bir uzlaşma var. Biraz önce Cumhuriyet Halk Partisi
Sayın Sözcüsünün de bu yönde cümlelerini duydum, Milliyetçi Hareket
Partisi olarak ben de ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Şandır, konuşmanızı
tamamlayınız.
Buyurun.
MEHMET ŞANDIR (Devamla) Bu kanun bir zorunluluktur, bir
gerekliliktir, ülke ekonomisi için gereklidir; bunu destekleyelim. Ama, bu
tedbirleri alarak destekleyelim. Sonuç itibarıyla, kaş yapalım
derken göz çıkartmayalım. Ormansız turizm olmaz ve bu emsalde,
yüzde 30 emsal gibi bir yapılanma izni, zannediyorum, turizm sektörünün
kendi kriterlerine de uygun değildir. Bu sebeple, geliniz, bu kanunu
Kanunun içerisinde birtakım muğlaklıklar da var.
Özen gösterilmemiş Sayın Bakanım, arz edeceğim birazdan.
Cümle düşüklüğü var, kelime yanlışlığı var,
anlam yanlışlığı var. Çok önemli bir kanun,
uluslararası düzlemde bir uygulamayı başlatacaksınız
bu kanunla; uygulamacıları çok sıkıntıya
düşürecek değerlendirmeler var. Bu kanunun gerçekleşmesinde,
kesinleşmesinde acele etmeyelim, doğru tanzim edelim. Sonuç
itibarıyla, bir genel mutabakatı güzele, faydaya ve doğruya
ulaştıralım diyorum.
Kanunun hayırlı olmasını temenni ediyor;
hazırlayanlara teşekkür ediyor, sizlere saygılar sunuyorum.
(Alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Şandır.
AK Parti Grubu adına, Kayseri Milletvekili Sayın
Yaşar Karayel... (AK Parti sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA YAŞAR KARAYEL (Kayseri)
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Turizm Teşvik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının tümü hakkında grubum adına söz
almış bulunuyorum. Şahsım ve grubum adına sizleri
saygıyla selamlarım.
Günümüzün en önemli sektörlerinden biri olan turizm ekonomik,
kültürel katkıları itibarıyla ülkeler açısından da
başlı başına bir değer olarak önemini
korumaktadır. Bu doğrultuda, ülkemizin ekonomik
canlılığına önemli ölçüde katkıda bulunmakta olan
turizm sektörü, devlet ve özel sektörün iş birliği hâlinde faaliyette
bulunmaktadır.
Bu kapsamda, turizm sektörünün dinamik yapısının
bilincinde olan Kültür ve Turizm Bakanlığımız, sektörde
faaliyette bulunmak isteyen gerçek ve tüzel kişilere kamu
imkânlarını uygulanan mevzuat çerçevesinde sunmaktadır.
Günümüzde turizm sektörü, ulusal ve uluslararası düzeyde önem
kazanmakta olup, turizmin diğer sektörlere canlılık
kazandırması, kazanılan döviz gelirlerinin ihracat ve gayrisafi
millî hasıla içindeki payı ve yarattığı istihdam
imkânları turizme verilen önemin artmasına sebep olmaktadır.
Turizm Teşvik Kanunu ile sektöre özel bir önem verilerek,
sektörün yeniden örgütlenmesi ve atılımı için yasal ve kurumsal
zemin hazırlanmıştır. Ayrıca, ülkemizin anılan
Kanundan sonraki dönemlerde uluslararası turizm pazarındaki
etkinliği ve önemi de artmıştır.
Turizm olgusunu ciddi bir şekilde benimseyip hayata geçiren
tüm çağdaş ülkelerin kabul ettiği gibi, denetimli ve planlı
turizm tesisleri ile insanın kıyıyla ve doğayla baş
başa kalmasını sağlayacak projelerin
gerçekleştirilmesi, bu amacı gerçekleştirirken de koruma ve
kullanma prensibini gözeterek, sürdürülebilir ekolojik dengenin hedeflenmesi
benimsenmiştir.
Hükûmet olarak bu yapılandırma sürecinde turizme
elverişli kamu arazilerini turizm yatırımcısına sunan,
altyapı tesislerini kuran, turizm işletmelerini çeşitlendiren,
standardize eden, yerli ve yabancıyı teşvik eden ve bunlarla
birlikte sorunlarına çözüm üreten denetleyici bir yol izlenmektedir.
Bilindiği üzere Anayasamız, idari kurum ve
kuruluşlara görev ve yetki alanlarına ilişkin kanunların
uygulanabilirliğini artırmak için yasa maddeleri doğrultusunda
ve bu maddelerle çelişmeyen yönetmelikler yapma yetkisi vermiştir. Bu
doğrultuda hazırlanan Kamu Arazisinin Turizm
Yatırımlarına Tahsisi Hakkındaki Yönetmelik 28/4/1983
tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğin 1inci maddede açıkladığı
gibi, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 8inci maddesi
hükümlerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar belirtilmekte
olup, bu amacı gerçekleştirmek için de turizm bölge, alan ve
merkezlerinde imar planları ile turizme ayrılmış
taşınmaz malların kamulaştırma, bakanlığa
tahsis, tapuya tescil, yatırımcıya tahsis, kiralama gibi idari
işlemlere ilişkin hususları düzenlemektedir.
Tahsis işlemleri ülkemizde turizmin geliştirilmesi
yönünde en önemli araç konumundadır. Kamu Arazisinin Turizm
Yatırımlarına Tahsisi Hakkında Yönetmelikin Ormanlar
başlıklı 7nci maddesi, orman vasıflı kamu
arazilerinin Bakanlığın tasarrufuna alınmasına
ilişkin hususları düzenlemektedir. 11inci maddesinde ise tahsis talepleri
ve değerlendirilmesi hususu açıklandıktan sonra,
yatırımcılara ek alan tahsis edilmesine ilişkin hükümler
içermektedir.
2634 sayılı Kanundan sonra, turizm sektöründe faaliyet
gösteren birçok firmaya turizm amaçlı tahsis
yapılmıştır. Ayrıca turizmin çeşitlendirilmesi ve
on iki aya yayılması da politikalarımızın
çerçevesindedir. Termal turizmin ve kış turizminin gelişmesi en
önemli projelerimizden olup kış turizmi ve termal turizmin master planı
çerçevesinde yirmi dokuz alanda çalışma
yapılmıştır.
Kayseri Erciyes Dağında, Erciyes Dağı yeni
kış sporları turizm projesi ve burada yapılacak büyük
yatırımlara destek veren Sayın Bakanımıza ve
Müsteşarımıza ve tüm çalışma arkadaşlarına
teşekkür ediyorum.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 8inci
maddesi kapsamında turizm amaçlı tahsis gerçekleştirilen, orman
sayılan yerlere ilişkin turizm sektörünün özellik ve ihtiyaçları
da dikkate alınarak sınırlamalar getirilmiştir. Bu
çerçevede kamu yararının zorunlu kıldığı hâllerde
6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılan yerlerin
tahsisinde orman, ağaç varlığında olabilecek azalmaya
karşı, kesilenden fazla ağaç dikimi, ormanın
gençleştirilmesi, yatırımla sağlanacak istihdam ve elde
edilecek turizm gelirlerinden kaynaklanan üstün kamu yararının
varlığı şartıyla, üzerinde turizm
yatırımları için izin verilmesi zorunluluk şartıyla
belli ölçüt ve sınırlamalara yer verilmiştir.
Bu tasarıyla ilk defa, yirmi beş yıldır
uygulanan tahsislere orman alanlarında belli sınırlama
getirilmekte ve ormanlarımızın daha da gelişmesine
katkı sağlanmaktadır.
4957 sayılı Kanun ile Kültür ve Turizm Koruma ve
Gelişme Bölgesi kavramı oluşturulmuş, bu kavram
sınırları dâhilinde turizm kentleri, projelerinin temel hedefi
içerisinde farklı turizm türlerini barındıran, sosyal ve teknik altyapısı
tamamlanmış, ülkemizin dünya turizminde rekabet gücünü artıracak
büyük turizm bölgelerinin özel sektör dinamizmi ve
yatırımcılığının teşvik edilerek
geliştirilmesi hedeflerimizdendir.
Anayasanın 169uncu maddesinde
ormanlar
zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı
dışında irtifak hakkına konu olamaz. denilmektedir. Kamu
yararının zorunlu kıldığı hâllerde turizm
yatırımları için de devlet ormanları üzerinde irtifak
hakkı tesis edilebileceği kuşkusuzdur. Bu hüküm, Anayasa
Mahkemesi kararında da yer almıştır.
Bu Kanunun bugün yeniden gündeme gelmesinin sebebi nedir? Bir
sivil toplum kuruluşunun Danıştay 6. Dairesi nezdinde Kamu
Arazilerinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Hakkında
Yönetmelikin 7 ve 11inci maddelerinin iptali ve bu maddelerin
dayanağı olan 2634 sayılı Yasanın 8inci maddesinin,
A/1, A1/(b), (C), (D) fıkralarının iptali amacıyla Anayasa
Mahkemesine başvurulması talebiyle dava
açılmıştır. Danıştay 6. Dairesi gerekli bilgi ve
belgeleri tedarik ettikten sonra konuyu esastan incelemiş olup 05/12/2006
tarih ve E.2005/5371 no.lu ara kararıyla 2634 sayılı
Yasanın 8inci maddesinin (A) fıkrasının, 1, 1/(b), (C),
(D) bentlerinde yer alan düzenlemelerin Anayasaya aykırı olduğu
kanısıyla Kanunun Anayasa Mahkemesine iletilmesi ve Anayasa
Mahkemesinin konuya ilişkin kararı gelinceye kadar yürütmenin
durdurulması talebinin kabulüne karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi de
bu doğrultuda karar vermiş, yeni düzenleme için de bir
yıllık süre tanımıştır.
Ayrıca, Anayasanın 169uncu maddesi doğrultusunda,
orman sayılan yerlerde daraltılmaya gidilmemesi için, Kültür Turizm
Koruma ve Gelişim Bölgesi, Turizm Merkezi ve Turizm Alanı
sınırlarının il idari sınırı göz önüne
alınarak il genelindeki toplam orman varlığının yüzde
1ini geçmeyecek şekilde bir orman arazisinin turizme tahsis
edilebileceği şeklinde alan sınırlaması
getirilmiştir. İnşaat emsal değerinin yüzde 30 olarak
verilmesiyle de yapılaşma sınırlaması getirilmiştir.
Turizm yatırımı için tahsis edilen orman alanlarının 3
katı kadar alanın ağaçlandırma bedeli ve
ağaçlandırılan bu alanın üç yıllık bakım
bedeli yatırımcı firma tarafından, Orman Genel
Müdürlüğü hesabına, doğrudan belirtilen ağaçlandırma
ve bakım işlerinde kullanılmak şartıyla gelir olarak
sağlanmıştır. Belirtilen bedelin yatırılmadığının
tespiti hâlinde yatırımcıya turizm yatırımı veya
işletme belgesinin de verilmeyeceği öngörülmüştür.
Bu tasarıda, Türkiye Turizm Stratejisi-2023 Kavramsal Eylem
Planı çerçevesinde planlanan farklı turizm türleri için, turizm
tesisinin bulunduğu alanın fiziki ve doğal durumu nedeniyle
başka yerde yer almasının mümkün olmaması, jeotermal
kaynak, yeterli rakım, iklimsel ve çevresel gereklilik gibi zorunluluklar
çerçevesinde alternatif alan bulunmaması durumunda turistik
işletmelerin ihtiyaçlarını gidermeye yönelik, işletmenin
ekonomik olarak yürütülebilmesinin temin edilmesi, uluslararası standartta
spor yarışmalarına yönelik faaliyetlerin desteklenmesi gibi
hususlar dikkate alınarak uygun ve yeterli miktarda Hazine mülkiyetinde
yeterli alanın bulunmaması hâlinde orman mülkiyetinde bulunan
yerlerin tahsis edilmesi yönünde düzenleme yapılmıştır.
Burada da ormanlar açısından bir kısıtlama söz konusudur.
2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu, 1982
yılından beri turizm sektörünün ülke genelinde gelişmesine,
turizm için gerekli olan konaklama, yeme-içme, eğlence ve seyahat
organizasyonlarının gelişmesine büyük katkısı
olmuştur.
Dünyada ve ülkemizde değişen ve gelişen turizm
sektörünün temel dinamiklerini belirleyen ana esasların ve genel
işleyiş içerisindeki sektörel aktörlerin turizmde söz sahibi
olmaları ve katılımcı, belirleyici nitelik kazanmaları
hususları dikkate alındığında
uzmanlığın ön plana çıkması zorunlu bir hâl almıştır.
Bu bağlamda tesislerde, Bakanlıkça yapılan denetimlerde, teknik
veya belli bir uzmanlık gerektiren konular ortaya çıkması
hâlinde, bu hususlarda tespitlerin Bakanlıkça gerekli görülmesi hâlinde
konusunda uzman kişilere yaptırılması da
amaçlanmıştır.
2634 sayılı Kanunun 34üncü maddesinin (a) bendi
gereği, belgesi iptal edilen bir tesis kısa süre içerisinde mevcut
eksikliklerini gidererek tekrar belge başvurusunda bulunabilmektedir.
Yapılan düzenleme ile belgelendirme işlemlerindeki gereksiz iş
yükünün ortadan kaldırılması ve sınırsız para
cezası uygulaması sistemiyle mevzuata aykırı faaliyette
bulunan bir işletmenin mevcut eksikliklerini gidermesi yönünden
caydırıcı olması da ayrıca hedeflenmiştir.
Aynı zamanda, bu yasada yükümlülüklerini kısmen
tamamlamış bulunan ön izinli veya ön izinli yükümlülüklerini
tamamlayarak kesin tahsis aşamasına gelen veya adına kesin
tahsis işlemi yapılmış olup irtifak hakkı kurulmayan
yatırımcılar bulunmaktadır. Anılan girişimci veya
yatırımcıların tahsise konu taşınmaz üzerinde
yapılması zorunlu işlemleri kısmen veya tümüyle
tamamlamış bulunmaları nedeniyle emek, sermaye ve zaman
kaybına sebep olmaması amacıyla tahsislerin getirilen yeni
şartlara uygun duruma getirilmesi hâlinde kaldığı yerden
devamı da öngörülmüştür.
Anayasa Mahkemesinin 07/05/2007 tarih ve E.2006/169, K.2007/55
sayılı iptal Kararı doğrultusunda 2634 sayılı
Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısı ile kamu arazisinin turizm
yatırımlarına tahsisine ilişkin olarak anılan taslak
kapsamında hangi durumlarda orman sayılan yerlerin turizm amaçlı
tahsis edilebileceğini öngören kriterler de belirlenmiştir.
Devletin, doğal ve kültürel değerleri korumanın
yanı sıra insanın maddi ve manevi değerlerini, seyahat özgürlüğünü,
sağlık ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını,
kıyı ve doğal kaynaklardan yararlanma hakkını da
planlı ve dengeli biçimde korumakla yükümlü olduğunu belirtmek
gerekir.
Bu kapsamda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı
doğrultusunda orman sayılan yerleri turizme kazandırmak ve iptal
edilen kuralların doğuracağı hukuksal boşluğu
gidermek amacıyla 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda
birtakım değişiklik yapılmasına ihtiyaç
duyulmuştur.
Günümüzde uluslararası turizmin, rekabetin gerektirdiği
açılımları ve ulusal turizmin gelişmesini sağlamak,
Avrupa Birliğine uyum süreci içinde yapılan yeni yasal düzenlemelerle
uyumun temini ve uygulamada karşılaşılan güçlüklerin
giderilmesi için ihtiyaç duyulan değişiklikler için bu tasarı
yukarıda belirtilen Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesi de göz
önünde bulundurularak hazırlanmıştır.
Kanunun uygulandığı yirmi beş yıl
içerisinde
Biliyorsunuz bu Kanun ihtilal döneminde hazırlanmış,
Anayasa oylamasından da önce çıkarılmıştır. Yirmi
beş yıldır hizmet veren bu Kanunla Türk turizmi bugünkü
seviyeye gelmiştir. Bundan sonra yapılacak bu
değişikliklerle de Türk turizmi gerçek manada ulaşmak
istediği yere ulaşacaktır. Kanunun uygulandığı
yirmi beş yıl içerisinde ülkemizde turizm yatırımları
ciddi boyutlara ulaşmış, ülkemiz dünya turizm gelirlerinden de
üzerine düşen payı almaya başlamıştır.
Son yıllarda ülkemize 24 milyona yakın turist gelerek
18,5 milyar doların üzerinde bir gelir temin edilmiştir. 2023
yılı için hedeflenen 50 milyon turist ve 2 katı da gelir temin
etmektir. Bunun için de turizm yatırımlarının kum,
güneş, termal, tarih, kültür, spor ve golf gibi, çeşitlemelere de
özen gösterilerek geliştirilmesi gerekmektedir.
Turizm ve hizmet sektörünün önder kuruluşlarıyla,
Bakanlığımız yetkilerinin bir araya gelerek
hazırlamış olduğu bu kanunun milletimize, devletimize ve
turizmcilerimize hayırlı olmasını dileyerek sizlere
saygılarımı sunuyorum. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Karayel.
Şahsı adına Şanlıurfa Milletvekili Ramazan
Başak.
Buyurun Sayın Başak. (AK Parti sıralarından
alkışlar)
RAMAZAN BAŞAK (Şanlıurfa) Teşekkür ediyorum
Sayın Başkanım.
Saygıdeğer milletvekilleri, Turizmi Teşvik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısının tümü üzerinde şahsım adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi Sayın Meclis
Başkan Vekilimizin şahsında saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün
yaşadığımız dünyada turizm tüm ülkeler tarafından
önemsenmekte ve bu turizmden, bu büyük pastadan pay alınmak için büyük
çaba sarf edilmektedir. Çünkü, turizm, ülkeler açısından kültürel
alandan ekonomik alana kadar geniş bir yelpazede büyük önem arz
etmektedir. Turizm, ülkelere sağladığı ekonomik gelirin
dışında, istihdam noktasında çok büyük bir katkı
sağlamaktadır. Ülkemizde şu anda yüz binlerce genç
kardeşimiz turizm sektörü içerisinde iş imkânı
bulmaktadırlar.
Saygıdeğer milletvekilleri, ülkemiz de bu
hızlı gelişmeye ayak uydurmak amacıyla turizmdeki bu
gelişmeleri yakından takip etmekte ve bu gelişmeleri çok
kısa süre içerisinde turizmdeki diğer sektörlerle birleştirmeyi
hedef edinmiş bulunmaktadır.
Bunlara bir örnek vermek istiyorum: Turizmi çeşitlendirmek
istiyoruz. Antalyayı yani kum ve deniz turizmini gözünüzün önüne
getirirseniz ülkemizde yüz binlerce yatak kapasitesine sahip otellerimiz,
maalesef ve maalesef, ancak ve ancak yılın on iki ayının
dört ayını dolu geçirmektedirler. İşte, bunları
yakından bilen Hükûmetimiz turizmi çeşitlendirmek amacıyla sağlık
turizminden tutun doğa turizmine kadar gerekli her alanda teşvik ve
desteklerini sürdürmektedir.
Bununla ilgili çok yakın bir zamanda benim de
konuşmacı olarak katıldığım sağlık ve
medikal turizmiyle ilgili edindiğim bir iki gözlemi oradaki bu işin
içerisinde olan sektör temsilcilerinde gördüğüm bir iki talebi ben
sizlerle paylaşmak istiyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, şu anda
sağlık turizminin dünyadaki
payı -altını
çizerek söylüyorum- 100 milyar dolar civarında. Eğer Hükûmetimizin bu
samimi destekleri neticesinde inşallah çok kısa bir süre içerisinde
bu pastadan ülkemiz, evet, 10 milyar dolar civarında bir pay
almış olacaktır.
Saygıdeğer milletvekilleri, turizmin ülkelerin
tanıtımı için önemine birkaç kelimeyle değinmeden geçmek
istemiyorum. Sadece Antalyayı tanıtmıyoruz, sadece
Muğlayı tanıtmıyoruz; Trabzonda üniversiteyi Trabzonda
okuduğum için- Sumela Manastırını da
tanıtıyoruz, Adanayı da tanıtıyoruz, peygamberler
şehri olan dinî turizm açısından çok büyük bir öneme sahip olan
Şanlıurfayı da tanıtıyoruz, dünyanın en eski
üniversitesini bünyesinde bulunduran Harranı da tanıtıyoruz. Bu
ülkedeki seksen bir ilin içerisinde bulunan tarihî, turistik, dinî bütün
bölgeleri dünyaya tanıtmak için gece gündüz çalışıyoruz.
İşte, bu bağlamda geçmiş hükümetlerin samimi
çalışmalarını devam ettirmek için gece gündüz
çalışan Adalet ve Kalkınma Partisinin Hükûmetinin turizmi
nereden nereye getirdiğini birkaç kelimeyle sizlerle paylaşmak
istiyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, şu anda, ülkemiz,
dünyada en çok turist çeken ülkeler sıralamasında sekizinci
sırada. Ha yeterli mi? Emin olun değil. Buradaki tüm partilerin
desteğiyle birlikte, inşallah, biz dünyada birinci olmasak bile
ikinci, üçüncü ülke olmak için bürokratlarımızla, Sayın
Bakanımızın şahsında, gece gündüz
çalışıyoruz.
Bakın, saygıdeğer milletvekilleri, Hükûmetimiz,
turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaları desteklemek amacıyla
çok yakın zamanda, 1 Ocak 2008 tarihinde turizmdeki KDV oranını
yüzde 18den yüzde 8lere düşürdü.
Saygıdeğer milletvekilleri, bu ne demek biliyor musunuz?
Benim Antalyadaki turizmci kardeşim,
yarıştığımız Yunanistandaki, İspanyadaki
turizmciye karşı yüzde 10 civarında bir avantaj
sağladı. Yani bu ve benzeri çalışmalara devam
edeceğiz. Zaten şu teşvik paketinin temel amacı da bu
saygıdeğer milletvekilleri. Turizmcimizin elini güçlendirmek.
Turizmcimizin yarıştığımız diğer ülkelerdeki
turizmcilerle mücadelesine destek vermek.
Bakın, biraz önce de belirttim, geçmiş hükûmetlerin
hepsine, bu ülkeye, bu millete, bu Parlamento çatısı altında
yapmış oldukları desteklerden dolayı minnet ve
şükranlarımı sunuyorum ama bu beş buçuk yıl içerisinde
turizmi nereden nereye getirdiğimizi, gerek ekonomik açıdan gerekse
turist sayısı açısından, ben, tüm bizi izlemekte olan
vatandaşlarımla birlikte sizlerin dikkatine sunmak istiyorum.
Bakın, saygıdeğer milletvekilleri, 1999
yılında ülkemiz 7,4 milyon turist çekmekte. 2001 yılında
11,6 milyon turist ülkemizi ziyaret etmiş ama hamdolsun bu samimi
çalışmalarımız neticesinde 2007 yılında 22 milyon
turist ülkemizi ziyaret etmiş ve Allahın izniyle, şu anda,
kısa süre içerisinde, 2008 yılı içerisindeki hedefimiz de en az
26 milyon turisti bu ülkeye çekmek. Çünkü bu ülkede o kadar büyük güzellikler
var ki, bu ülkede o kadar büyük imkânlar var ki bu rakamı
yakalamamamız içten bile değil.
Saygıdeğer milletvekilleri, ekonomik açıdan da birkaç kelimeyle sözlerimi sonlayıp
huzurunuzdan ayrılacağım. Yine 2001 yılında 7,6 milyar
dolar dolayında, ülkemizi ziyaret eden turistler bu ülke ekonomisine
katkı sağlamış. Ama, bu samimi ve gece gündüz
çalışmaların sonrasında -şu anda 2007
yılındaki rakamları söylüyorum- Türkiyeye gelen 22 milyon
turistin Türkiye Cumhuriyeti ekonomisine katkısı 18 milyar dolar. 7,6
milyar dolar nerede, 18 milyar dolar nerede? Ha yeterli mi? Emin olun yeterli
değil. Bu rakamı 20 milyar dolara, 30 milyar dolara, 50 milyara
dolara çıkarabilecek güçteyiz.
Saygıdeğer milletvekilleri, üzerinde
konuştuğumuz bu tasarı ve bugüne kadar AK Parti tarafından
yapılan bütün düzenlemeler ülkemizin turizm sektöründe hak ettiği
yeri alması içindir. Bu süreçte bizlere desteğini veren, ben, tüm
muhalefet partilerine, bu Meclis çatısı altında bulunan tüm
milletvekillerime teşekkürlerimi sunuyorum ve bu tasarının,
turizm sektörü başta olmak üzere ülkemize, milletimize hayırlı
uğurlu olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla
selamlıyorum. (AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Şahsı adına ikinci konuşmacı
Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Abdülkadir Akcan.
Sayın Akcan, buyurun. (MHP sıralarından
alkışlar)
ABDÜLKADİR AKCAN (Afyonkarahisar) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 217 sıra
sayılı Turizmi Teşvik Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısının geneli üzerinde şahsım
adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi bu vesileyle
saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, görüştüğümüz bu
tasarıya, tali komisyon olarak tasarıyı ele alan Tarım,
Orman ve Köyişleri Komisyonunda da eğilme fırsatı bulduk.
Orada da bütün arkadaşlar, tasarının en iyi şekilde
çıkması ve Türk turizmine değer katacak faaliyetlere zemin
hazırlaması için ciddi gayret gösterdi. Yani, bu tasarı bütün
partiler tarafından önemsenen ve çıkarılmasının
hayırlı sonuçlara vesile olacağına inanılan bir
tasarı.
Bu tasarıda ele alınan hususlar, daha önce Türkiye Büyük
Millet Meclisimizde tasarı olarak gelip kanunlaşmış bir
başka kanunun Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen hükümlerinin
yeniden düzenlenerek ele alındığı bir tasarı.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının şüphesiz
kanunlaşmasını istiyoruz. Ancak ifade ettiğim gibi, Anayasa
Mahkemesinin genel olarak iptal gerekçelerinin ortadan kaldırılarak
bir daha bu doğrultuda bir işlem görmeyecek şekilde
çıkması önemlidir.
Eğer bu tasarı kanunlaşırsa turizmimiz ivme
kazanacak, ciddi bir kamu yararı sağlanacak, içinde
yaşadığımız global ekonomik krizin olumsuz etkilerinin
ülkemizde en aza indirilmesi sağlanacak, büyüme etkilenecek, büyümenin
olması hâlinde ciddi sıkıntılar yaratan ve özellikle son
iki üç yılda dozu her geçen yıl artarak devam eden
işsizliğe çare olunacak ve istihdamı artıracak etkiler
yapacak.
Tasarıyı, belki hizmet sektöründe -turizmin hizmet
sektörü olması itibarıyla- doğrudan istihdamı
artırıcı etkisi söz konusu olabilir ama dolaylı olarak,
turistin geldiği zaman yararlanacağı doğal imkânların
ötesinde gıda tüketimi nedeniyle ve başta gıda sektöründe
istihdamın, gıda tüketimine olan talebin artması, gıda
ürünlerine olan talebin artmasına bağlı olarak, gıda
sektöründe istihdamın artmasını sağlayacak.
En önemlisi ise, gerçekten, uygulanan yanlış
politikalarla ciddi sıkıntılar içerisinde bulunan tarım
sektöründe karnını doyuramadığı için üretimden
vazgeçen çiftçilerimizin gıda üretiminin ham maddesini temin etmek üzere
tarımsal üretimi gerçekleştirmek için yeniden üretime dönme
fırsatı doğacak diye önemsiyoruz Milliyetçi Hareket Partisi
Grubu olarak.
Bu nedenlerle, biz, bu kanun tasarısı çıksın,
kanunlaşsın diyoruz ama Anayasa Mahkemesinin daha önceki kanunu
iptalinde öngörülen, Anayasanın 169uncu maddesine göre Ormanları
korumak devletin temel görevidir. hükmü ve Ormanlarda kamu
yararının gerektirdiği haller dışında irtifak
hakkına konu işlemler yapılamaz
Anayasa Mahkemesi,
Anayasanın 169uncu maddesindeki bu ilkeyi esas alarak Ormanlarda turizm
tesisi kurulmasında bir kamu yararı var ise de, ormanları korumak
gibi devletin diğer görevini dikkate alırsak, ormanları korumak
konusundaki kamu yararı daha üstündür. gerekçesine dayanarak iptal
ettiği hükümlerin, yeniden iptale sebep vermeyecek şekilde
tasarıda ele alınmamış olduğunu görüyoruz.
Sıkıntı burada.
Eğer, üstün kamu yararını tasarıda ortaya
koyamazsak, yarın muhtemel bir iptal davasında, bu görüşmeler
sırasında tutanaklara üstün kamu yararının
varlığını ispatlayacak hükümleri işleyemezsek, yeniden
iptal söz konusu olacak. Bu itibarla, bu noktaya dikkat etmemiz gerekir diye
düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun tasarısının
2nci maddesinin (A) fıkrasının (1) numaralı bendinde Hazineye ait olan yerler Maliye
Bakanlığınca, Bakanlığa tahsis edilir. Hazine
adına tescili yapılmamış Devletin hüküm ve tasarrufu
altındaki yerlerle, kapanan yollar ve yol fazlalarının resen
tescili
gibi âdeta ilkokulda yazı
yazdığımız defterin kenar süsü gibi olan, kenar süsü
mahiyetindeki hükümleri koyarak üstün kamu yararını
ispatlayamayız. Sanki orman arazilerinin tahsisi bu tasarıda üçüncü,
dördüncü planda ele alınıyormuş gibi gösterilerek iptale engel
olacak bir gerekçe yaratılması zor diye düşünüyorum. Bu hususun
ciddi şekilde kanun tasarısı görüşmelerinde ortadan
kaldırılması gerekir diye düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, bu tasarının 2nci
maddesinin (C) fıkrası,
üzerinde durmamız gereken bir husus. (C) fıkrasında ne diyor:
Bakanlığın tasarrufuna geçen taşınmazların
yatırımcılara tahsisi, kiralanması ve bunlar üzerindeki
irtifak hakkı tesisine ilişkin esaslar ile süreler, bedeller,
hakların sona ermesi ve diğer şartlar ile saydamlık,
güvenilirlik, eşit muamele
Altını çizerek söylüyorum:
saydamlık, güvenilirlik, eşit muamele, kamu kaynaklarının
etkin ve verimli kullanım ilkeleri doğrultusunda Bakanlık, Maliye
Bakanlığı ve Çevre Orman Bakanlığı
tarafından Devlet İhale Kanunları ve Orman Kanunu göz önüne
alınmaksızın, bu Kanun hükümlerine bağlı
kalınmaksızın müştereken tespit edilecek bir kuralla
tahsisler gerçekleştirilir. İşin özü bu.Yani bu tasarıda
iki Kamu İhale Kanunu 2886 ve 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunları ile 6831 sayılı Orman Kanununu devre
dışı bırakıyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu usulle AKP iktidarları
döneminde tespit edilmiş usullere göre tahsisler yapılıyor. Ben
size tutanaklara geçsin diye söylüyorum. Asla hiçbirinizin vicdanen bu
söylediklerime sıcak bakacağınızı düşünmüyorum.
Kesinlikle, bu, aklımın köşesinden geçmez. En az benim kadar
hassassınız diyorum. Bunun doğruluğunu tasdik ediyorum,
inanın. Afyonkarahisarın Sandıklı ilçesinde hayırlı
işler yapma adına çıkarılmış kanunlara
dayalı olarak arazi tahsisi yapılır. Hayırlı iş
jeotermal enerjiyle teknolojik sera yapmaktır. Bunu şu Mecliste
alkışlamayacak hiçbir milletvekili yoktur. Ama bu amaçla arazi
tahsisi yapılır. Kim yapar bunu? İldeki tahsis komisyonu. Bu
komisyona çok sayıda müteşebbis başvurur. Bir müteşebbise
tahsis yapılır. Bu müteşebbisin 300, 400, 500 dekar, yani 300
bin, 400 bin, 500 bin metrekare mertebesinde aynı amaçlı, aynı
imkânlardan yararlanan Manisa ilinde de yatırımları vardır.
Tahsis o kişiye yapılır. Tahsiste parametre,
çalıştıracağı adam sayısı: Ben 80 diyorum, o
380 diyor. Peki bunun gerçeği ne? Bir seranın içerisinde
gereğinden fazla adam çalıştırırsanız seraya
zarar verirsiniz. Ama gereğinden az da adam çalıştırırsanız
hasadı toplayamazsınız, hasat yapamazsınız, vaktinde
toplayamazsınız bunu. Öyleyse bunun bir normu var. Ama o
sayıyı fazla verdi diye bu şahsa veya bu yatırımcıya
tahsis edilir. Aradan belli bir zaman geçer, yeniden, aynı mahalde bir
tahsis olayı gündeme gelir. Birinci tahsis miktarı 114 bin metrekare,
ikinci tahsis de 100 bin metrekare. Aynı şahıslara tahsis edilir
aynı gerekçeyle. Bu arada çok enteresan bir başka olay olur. Bu
yatırımcıya yapılan ilk tahsisten sonra
yatırımcı dilekçe verir tahsis komisyonuna: Benim başka
işlerim de olduğu için iki sene yatırım
yapmayacağım. Müsaade edilmesi. der, tahsis komisyonu müsaade eder.
Bu müsaadeden sonra yatırım yapamayacağını deklare
etmiş olan bu yatırımcıya ikinci talebinde de 100 bin
metrekare arazi verilir. Niye? Ben öyle istedim. Peki, neye göre
yaptın? sorusunu soran öteki talep edenlere -tatmin edici veya
değil, fark etmez- hiçbir cevap verilmez; Atın dosyayı, cevap
vermeye bile değmez bunlara. denir. Bu bir partizanlıktır. Zira
yatırımcılar arasında ismi gözükmese de 22nci Dönemde
milletvekilliği yapmış, benim de çok sevdiğim bir
arkadaşım vardır. Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekili
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akcan, konuşmanızı
tamamlayınız.
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Değerli milletvekilleri,
eğer bunun kurallarını koymazsak, şeffaflığı
burada yazmazsak, söylemezsek, bu kanunda şuna göre
olacağını ifade etmezsek, artık bu uygulamalar millet
önünde itimat edilirliğini, güvenirliğini kaybetmiştir. Bugün
siyaseten, yarın başka nedenlerle, canınızın
istediği gibi tahsis yapılır.
Değerli milletvekilleri, bakın, kanun
tasarısının genel gerekçesinin birinci paragrafında
Sektörde faaliyette bulunmak isteyen gerçek ve tüzel kişilere kamu
imkânlarını uygulanan mevzuat çerçevesinde sunmaktır. diyor.
Uygulanan mevzuat çerçevesinde, kamu imkânlarını adil, şeffaf
biçimde sunmak gerekir. Uygulanan mevzuat, kamu ihale kanunlarıdır.
Bu kanunlara göre uygulamayı gerçekleştirmezseniz, buradaki
gerekçenize ters düşen bir uygulama yapmış olursunuz. Yani kanun
tasarısı kanunlaşacak, siz istediğiniz gibi mevzuat
geliştireceksiniz. Böyle bir şey olamaz! Tasarı bunu emrediyor,
genel gerekçe ama tersini söylüyor, mevcut uygulanan mevzuat çerçevesi içinde
uygulama yapmaktan bahsediyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Akcan
ABDÜLKADİR AKCAN (Devamla) Bu olumsuzlukların
düzeltilerek kanunlaşması hâlinde, kanun tasarısının
hayırlı olmasını diler, yüce heyetinizi saygıyla
selamlarım. (MHP ve AK Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Akcan.
Sayın milletvekilleri, İç Tüzükün 81 ve
60ıncı maddelerine göre yirmi dakika süreyle soru-cevap işlemi
gerçekleştireceğiz.
Sayın Kaptan
OSMAN KAPTAN (Antalya) Teşekkür ederim Sayın
Başkan.
Sayın Bakan, birinci sorum: Belek ormanlarında kaç
ağaç kesildi? Siz basında çıkan bilgilere göre 160 bin ağaç
kesildi dediniz, soru önergelerine verdiğiniz cevapta 110 bin ağaç
kesildi dediniz. Genel Müdür 80 bin ağaç kesildi dedi. TEMA yetkilileri
500 bin ağaç kesildi dediler. Bunun hangisi doğru? Hangisi doğru
olursa olsun ağaç kesmek yanlış değil mi? Ağaç
kesmeden golf alanları yapılamıyor mu?
İkinci sorum: Antalya turizmi, taş ocaklarıyla,
mermer ocaklarıyla, balık çiftlikleriyle, ormanların kesilmesiyle
-Finike Turunçova Treşe mevkisinde birinci derece arkeolojik sit
alanına mermer ocağı izni verildiği gibi- Antalyanın
tarihi de, kültürü de, coğrafyası da, tarımı da, turizmi de
yok edilmektedir.
Sayın Bakan, Kültür ve Turizm Bakanı olarak Antalyada
özel bir önlem alacak mısınız?
BAŞKAN Sayın Kaptan, teşekkür ediyorum.
Sayın Tütüncü
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Aracılığınızla Sayın Bakana iki soru
sormak istiyorum:
Birinci sorum: Bu tasarıya göre kamu yararı kavramı
hangi durumları kapsamaktadır? Yani kamu yararı
kavramının içeriği nedir ve bu kamu yararı kavramı
içeriğinin yasayla belirlenmesi Anayasa açısından zorunluluk
değil midir? Bu tespiti hangi gerekçe ile idareye bırakmayı
öngörüyorsunuz?
İkinci sorum: Son yıllardaki bazı gelişmelere
rağmen turizm teknik altyapısında çok önemli eksiklikler
bulunmaktadır. Bu eksiklikler Sayın Bakana göre öncelikleri
itibarıyla hangileridir ve bu eksiklikler
BAŞKAN Sayın Tütüncü, teşekkür ediyorum.
Sayın Işık
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanıma birkaç sorum var:
1) Bu yasanın çıkması hâlinde ne kadarlık bir
orman arazisinin turizm tesisleri yapımı için
kullanılacağı tahmin edilmektedir?
2) Hâlen orman alanlarında tesis edilmek üzere Bakanlığınıza
yapılmış kaç adet ve kaç hektarlık turizm tesisi
başvurusu bulunmaktadır? Bu başvurular hangi illerimizdedir?
3) Kütahya, Afyon ve Bursa gibi illerimizde bulunan termal
kaplıca tesislerimizin turizm teşviki kapsamında
genişletilmesi ve tanıtılması konusunda
Bakanlığınızda hangi tür teşvik
çalışmaları bulunmaktadır?
4) Anadoluda Kütahya, Bilecik, Bursa gibi illerimizde var olan
tarihî ve kültürel değerlerimizin tanıtımı amacıyla
nasıl bir teşvik politikası izlemektesiniz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Özensoy
NECATİ ÖZENSOY (Bursa) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, bu kanunun genel ruhuna
baktığımızda, turizmi teşvikten ziyade ormanları
kesmeye teşvik kanunu gibi gözüküyor. Daha önce de Toprak Koruma Kanunu
çıkardık ama Cargill Yasası adı altında
anıldı, artık tarihe de öyle geçti.
Bursa Uludağ biliyorsunuz turizm bölgesi ama orası da
talan edilmeye başlandı. Şimdi yeni bir proje var, Teleferik
Projesi, Sarıalandan tesislere kadar, oteller bölgesine kadar
uzatılacak ve çeşitli tesisler de yapılacak. Bu kanunla
işte böyle ısmarlama projelere yol mu açılıyor? Bunun
dışında başka projeler mi var? Onu merak ediyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Taner
RECEP TANER (Aydın) Sayın Bakanım,
görüşmekte olduğumuz bu kanunun 2nci maddesinin (d)
fıkrasıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı tasarrufuna
geçecek olan taşınmazların yabancılara tahsis edilmesinin
önü açılmakta. Şu anda, yerli turizmcilerin en büyük
sıkıntısı olan her şey dâhil turizmi bu
yabancılara tahsis yapıldığı zaman daha da artmayacak
mı? Bunun önünü açmış olmayacak mıyız?
Bir ikinci soru: Turizmin Aydındaki en önemli alanları
olan Kuşadası ve Didimin balık çiftlikleri yönünden
açılması turizmi baltalayan bir gerekçe değil midir? Bu konuda
ne düşünüyorsunuz?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Serdaroğlu
MEHMET SERDAROĞLU (Kastamonu) Teşekkür ederim.
Sayın Başkanım, ülkemizde turizm
yatırımları genel olarak Akdeniz ve Egede
yoğunlaşmıştır. Turizm, refah payının ve
zenginliğin artırılmasında yeri olan önemli bir sektördür.
Dolayısıyla, turizm gelirleri ve turizmin istihdama olan
katkısı bu bölgelerle sınırlı kalmaktadır. Diğer
bölgelerimizin de turizm pastasından yararlanması bir haktır. Bu
dengeyi de sağlayacak iktidarlardır.
Bu sebeple Sayın Bakanıma soruyorum: Turizmin bölgelere
paylaştırılması bu tasarıda yer
almamıştır. Bu konuda bu tasarıya bir madde ilave etmeyi
veya Turizmi Teşvik Yasasında bu manada bir
değişikliğin yapılacağı bir tasarıyı
düşünüyor musunuz?
Ayrıca, turizmin onlarca çeşidine sahip olan Kastamonu
ve benzer illerimiz ile bölgelerimizin de turizmden pay alması için
hedefleriniz, önlemleriniz ve çalışmalarınız var mı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Sıvacıoğlu
MUSA SIVACIOĞLU (Kastamonu) Sayın Başkanım,
teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, somut olarak birkaç tane soruyu
zatıalinize yöneltmek istiyorum.
Öncelikle, Kastamonu Kalesi için 148 milyar lira gibi bir proje
bedeli herhâlde ayrıldı, bunun için teşekkür ediyorum.
Ayrıca, Taşköprüde Pompei-Polis kazıları
Bakanlar Kurulu kararıyla da devam ediyor, bunun devamını
bekliyoruz.
Ağlı Kalemiz var, birinci derecede arkeolojik sit
alanıdır. 2005 yılında bu proje çalışmaları
için Bakanlığınıza müracaat olmuş idi. Bununla ilgili
proje çalışmaları hangi aşamadadır?
Bir de dünyanın en önemli sıcak noktalarından
birisi, Küre Dağları Millî Parkları içerisinde Ilgarini
Mağarası. Bu mağaramızın kurtarılması için
Bakanlığımızın herhangi çalışması var
mıdır? Çünkü defineciler orada gece gündüz define arıyorlar.
Ayrıca, Kastamonunun yayla turizmi açısından
-gerçekten orman alanı bakımından da yüzde 65
miktarındadır- yaylalar için özel bir programınız var
mı?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Köktürk
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Bakanım,
bugün, hepimizin bildiği gibi 1 Mayıstı, coşkuyla
kutlanması gereken bir bayram. Hükûmetinizin olayları
gerginleştirmesi sonucu gerçekten büyük bir üzüntüyle kutlandı ve bu
arada İstanbuldaki turistlerin de dayak yediğine ilişkin haberler
cep telefonlarımıza mesaj olarak geldi. İstanbulda turistlerin
dayak yediği haberi doğru mudur? Şayet doğruysa Turizm
Bakanı olarak turizmi nasıl geliştirmeyi, büyütmeyi
düşünüyorsunuz?
Ayrıca, yine, bir Kabine üyesi olarak
Bugün İstanbula
gidenler memleketlerine geri dönemiyor, arabalar bağlanmış,
emniyet tarafından bağlanmış, serbest
bırakılmıyor ve İstanbula gidenler sokaklarda perişan
bir hâlde. Bu konudaki düşüncenizi öğrenmek istiyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; Turizmi
Teşvik Kanununda değişiklik öngören bu
çalışmamızın başlangıcından bu yana söz alan
bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Arkadaşlarımız, esas itibarıyla turizmin önemini
vurguladılar; bütün kişisel ya da grup adına konuşan
arkadaşlarım, ülkemiz için ihmal edilmez bir sektör olduğunun
altını çizdiler ve bizim de şahsen ve hep birlikte, ekip olarak
paylaştığımız bir kaygıyı dile getirdiler.
Yaşadığımız bir olay var: 1982
yılından bu yana yürürlükte bulunan Turizm Teşvik Yasası
ormanlar açısından 2007 yılında yapılan bir baro
başvurusu, bir Danıştay kararı, arkasından bir Anayasa
Mahkemesi kararıyla iptale uğradı ve şimdi Anayasa
Mahkemesi kararı gereğince biz yeni bir düzenleme yapma ihtiyacı
ile karşı karşıyayız. Bu düzenlemeyi yapmaz,
zamanında yapmaz, Anayasa Mahkemesinin iptal gerekçelerine uygun biçimde
yapmazsak aynı sorunları, aynı sıkıntıları,
aynı duraksamaları yeniden yaşarız. O yüzden, destekleyen
arkadaşlarım da, itiraz eden arkadaşlarım da esas
itibarıyla hem turizm sektörünün gelişmesi ihtiyacına
işaret ettiler hem Anayasa Mahkemesinin yeni bir iptal sorunuyla bizi
karşı karşıya bırakmaması için dikkat edilmesi
gereken noktaların altını çizdiler. Sorularda da
arkadaşlarımız esas itibarıyla bu noktalar üzerinde
durdular. Ben genel çerçeve üzerinde, genel sorular üzerinde bilgi vermeye
çalışacağım. Eksik bıraktığım hususlar
varsa arkadaşlarıma yazılı olarak
yanıtlarını takdim etmeye çalışacağım.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, biz esas
itibarıyla
Bazı arkadaşlarımız belki maddeleri yeteri
kadar dikkatlice okuma fırsatı bulamadılar. Bu müzakere
sırasında bu imkânı hep birlikte bulacağız. Bazı
arkadaşlarımız, bizim getirdiğimiz
sınırlamaları sanki yeni bir imkân veriyormuşuz, yeni bir
kapı, olmayan yeni bir olanak açıyormuşuz gibi
değerlendirdiler ki bu fevkalade haksızdır. Yasa metinlerini
karşı karşıya koyduğumuz zaman önümüze açıkça
göreceğiz ki Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği ve şimdi bizim
yeni düzenlediğimiz maddenin eski şeklinde orman arazilerinin turizme
tahsisiyle ilgili hiçbir sınır yoktur. Yani uygun kamu arazisi
bulunması hâlinde bile siz ormanı tahsis edebiliyordunuz ya da
ormanlarla ilgili, bir ilde, herhangi bir sınırlama öngörmeksizin
tahsis edebiliyordunuz ve geçmiş yıllarda, yapılaşma için,
bizim birazdan görüşeceğimiz maddelerdeki emsale bağlı
kalmaksızın tahsis yapabiliyordunuz. Şimdi biz, esas
itibarıyla Turizmi Teşvik Kanununda teşviki bazı
sınırlara bağlamaya çalışıyoruz. Neden
bağlamaya çalışıyoruz? Burada biraz önceden bu yana
konuşan arkadaşlarımızın
duyarlılığını biz de aynen paylaşıyoruz.
Denizlerimiz temiz olmadan sürdürülebilir turizm olmaz, yeşilimiz
korunmadan sürdürülebilir turizm olmaz, tarihimiz korunmadan sürdürülebilir turizm
olmaz ve sadece deniz kıyılarını ve sadece yeşilimizi
dünyaya veya insanımıza sunarak yine sürdürülebilir turizm olmaz.
Turizmin olabilmesi, sürdürülebilir olabilmesi için bütün bunların
birlikte korunması gerekir ve bir koruma-kullanma dengesinin kurulması
gerekir.
Esasen Anayasamız da bunu öngörüyor, esasen Anayasa
Mahkemesi kararımız da bunu öngörüyor. Anayasamız 169uncu
maddesinde kamu yararı hâlinde ormanlarda irtifak hakkı
olabileceğini söylüyor. Burada iptal konusu
Geçmiş dönemde, yani
82den 2007ye kadar yürürlükte bulunan mevcut Yasada bir sınır
öngörmeksizin ormanlar üzerinde irtifak hakkı kurulmasını
tamamen idarenin takdirine bırakan, idarenin yapacağı
düzenlemelere bırakan bir uygulama vardı. İdareye bu kadar
geniş bir takdir hakkı verilemez, burada hangi alanda ne yapmak
istiyorsanız, hangi ihtiyaçtan doğduğuyla ilgili bir çerçeve
çizmek durumundasınız. dedi.
Birazdan yapacağımız müzakerelerin iyi
anlaşılması için Anayasa Mahkemesi kararından birkaç
alıntı yapmak istiyorum. O zaman, bazı görüşlerin ya da
bazı soruların aslında burada bizim öngörmediğimiz bir
çerçevede sürdürüldüğünü hep birlikte anlama şansına
kavuşacağız. Anayasa Mahkemesi kararından okuyorum: Anayasanın
169uncu maddesinin ikinci fıkrasında; Devlet ormanlarının
mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir
ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve
kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz
hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, kamu yararının
bulunması halinde Devlet ormanlarının irtifak hakkına konu
olabileceği açıktır. Devam ediyor Anayasa Mahkemesi
kararı: Devlet ormanları üzerinde bulunması veya
yapılmasındaki kamu yararının orman arazisinin bu
hizmetlere tahsisini zorunlu hale getirmesi bir ihtiyaç. Bu çerçevede, kamu
yararının zorunlu kıldığı hallerde turizm
yatırımları için de Devlet ormanları üzerinde irtifak
hakkı tesis edilebileceği kuşkusuzdur. Tekrar ediyorum: Kamu
yararının zorunlu kıldığı hallerde turizm
yatırımları için de Devlet ormanları üzerinde irtifak
hakkı tesis edilebileceği kuşkusuzdur. Burada diyor, itiraz
edilen konu hangi hallerin kaçınılmaz ve zorunlu
sayılabileceğinin eski yasada hiçbir biçimde düzenlenmemiş
olmasıdır. Şimdi biz, bu dikkati sergilemeye
çalışıyoruz ve burada birtakım turizm alanlarını
tek tek tadat ediyoruz, tek tek sayıyoruz.
Her iki komisyonda arkadaşlarımızla uzun
müzakereler yaptık, Orman Komisyonunda
-sanıyorum- sadece Sayın Akcanın muhalefetiyle ve
farklı bir konuda muhalefetiyle bu yasa oy birliğiyle geçti. Muhalefet
partisi milletvekili arkadaşlarımın içinden bu yasayı
desteklediğini açıklayan arkadaşlarım çıktı.
Turizme verdikleri önemi ve bu yasanın bir ihtiyaç olduğunu
zikrettiler, teşekkür ediyorum kendilerine. Asıl komisyonda,
Turizm Komisyonunda da bunları uzun
uzun tartıştık ve Turizm Komisyonunda örneğin 2nci maddesinde termal turizmi,
kış turizmi, yat turizmi, sağlık turizmi vesaire diye
çeşitli turizm dallarını saydıktan sonra ve benzeri diye bir genel düzenleme
vardı. Komisyondaki arkadaşlarımızın önerisi üzerine
bu ucu açık olan, bu hangi ihtiyaç ne zaman doğarsa dönsün, yasama meclisi onun adını
zikretsin anlayışıyla, Komisyonda birlikte iktidar ve muhalefet,
o ucu açık olabileceği varsayılan ve bizi Anayasa Mahkemesi
karşısında yeni bir tartışmaya götürebileceği
varsayılan ifadeyi de kaldırdık. Yani komisyondaki
arkadaşlarımızın esaslı önerilerini dikkate
aldık. Bu akşam da bu müzakerede arkadaşlarımızın
paylaştığı ortak kaygıları dikkate
alırız.
Şuna ben çok inanıyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinin
bütün üyeleri, Türkiye'nin kalkınmasını istiyorlar. Türkiye
Büyük Millet Meclisinin bütün üyeleri, Türkiye'nin gelişmesini istiyorlar
ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütün üyeleri, kendi bölgelerine de -biraz
önce bir değerli arkadaşımın haklı biçimde ifade
ettiği gibi- bu dünyadaki gelişen sektörden kendi bölgelerine de
refah payı ulaşsın, istihdam imkânı ulaşsın,
kalkınmadan onlar da yararlansın, turizmin getireceği sosyal
gelişmeden onlar da yararlansın istiyorlar. Biz de bunu yapmaya
çalışıyoruz. Yani ormanlara dokunmadan da turizm yapmak, evet,
mümkündür. Yani sınırlı deniz kıyılarımız
var, şairin söylediği gibi öyle sonsuz değil,
sınırlı deniz kıyılarımız var. Onlar,
işte deniz kıyıları betona döner. Bizim turizmimiz de oraya
tıkanır ama biz istiyoruz ki Anadoludaki mimari örneklerimiz de,
Anadoludaki arkeolojik zenginliklerimiz de, Anadoludaki doğal
güzelliklerimiz de bilinsin. O zaman, turizmi farklı alanlara
yaymamız gerekiyor.
Bir değerli arkadaşım Hükûmet, turizmin
imkânlarını nasıl yayacak, nasıl teşvik edecek geri
kalmış bölgelere? dedi. Bu yasa, onu öngörüyor. Bakın, birkaç
ay önce ben Sarıkamışa gittim. Sarıkamış
inanılmaz bir kış turizmi potansiyeli taşıyor fakat
bir teleferik hattı yapılmış, ikinci telesiyej hattı
bu yasaya takılmış ve bekliyor. Mersinde aynı
sorunlarımız var. Mersinde yapılmış bulunan,
başka yörelerde yapılmış bulunan tahsisler, bir bölümüyle
orman arazisine girdiği için ne yazık ki durmuş vaziyette.
Yani bir kez daha söylüyorum: Ormanı yok ederek, ormanı
tüketmeye çalışarak, ormanı keserek
Bir
arkadaşımın sözünden gerçekten çok incindim. Ben, daha önce de
huzurlarınızda zikrettim, ağaç dikmeyi ibadet kadar seven,
ağacı büyütmeyi ibadet kadar seven, önemli sayan bir
arkadaşınızım. Yani ormanı yok ederek bir ülkede
turizm olmayacağını da biliyorum. Yeşili yok ederek, maviyi
kirleterek, doğayı, insanı, bunları çiğneyerek turizm
olmayacağını biliyorum.
Biz burada sınırlar getiriyoruz. Birazdan maddelere
geçildiğinde, maddeler gerekçeleriyle teker teker okunduğunda yeni
sınırlar
Lütfen eski metinle yeni metni yan yana koyalım ve
bakalım: Eski metinde olmayan, orman kullanmakla ilgili, orman arazisi
kullanmakla ilgili, hatta -Sayın Şandırın yaptığı
uyarıyı çok dikkate alarak söylüyorum- orman sayılan yerleri
korumakla ilgili, üzerinde bir tek ağaç olmasa bile orman sayılan
yerleri korumakla ilgili fevkalade bir dikkat getiriyoruz.
OSMAN KAPTAN (Antalya) Sayın Başkan, Sayın Bakan
genel bir açıklama yapıyor.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Genel bir çerçeve çizmek zorundayım çünkü
OSMAN KAPTAN (Antalya) Ben Belekte kaç ağaç kesildi?
dedim.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Yazılı olarak
Ben size cevap verdim, eksik kalan hususlara da
yazılı olarak cevap vereceğim. Böyle bir usulümüz var.
Son bir noktaya değinmek istiyorum: Yap-işlet-devret
sistemi nedeniyle yabancı sermayeye imkân verilmesinin Türkiye'nin
aleyhine olabileceğini bir arkadaşım zikretti. Biz böyle bir
düzenleme getirmiyoruz. Bu düzenleme tümüyle eski kanun maddesinin
aynısıdır. Biz orada taşınmaz mallar yerine
taşınmazlar deyimini getiriyoruz, mallar yerine, orada altı
çizilmiştir siyahla
Yani yasada o hükümler var, Meclise arz
ettiğimiz metinde o hükümler var fakat o hükümler eski kanun hükümleri.
Biz orada sadece siyahla altı çizilmiş bulunan
Bakanlığın tasarrufuna geçen taşınmazlar bir de
taşınmaz mallar yerine taşınmazlar deyimlerini
getiriyoruz. Biz o maddede sadece bir redaksiyon düzeltmesi yaptık.
Bakınız, yirmi beş yıldan beri bu Yasa bu
hâliyle uygulandı. Türkiyedeki turizm yatırımlarının
yüzde 95i bizim sermayemizdir.
İki: Biz kimseye mülkiyet vermiyoruz bu kanunda. Burada
yabancının veya yerlinin yaptığı yine Turizmi
Teşvik Kanununun başka maddelerine göre sonuçta hiçbir bedel
ödenmeksizin tümüyle devletimizindir ve milletimizindir. Değerli
arkadaşlarım
BAŞKAN Sayın Bakanım, süreniz doldu. Diğer
sorulara yazılı cevap verirsiniz.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Tabii, eksik olan hususlarda arkadaşlarıma yazılı bilgi
takdim etmek isterim.
Ama iyi niyetli bir müzakere yaptığımız
takdirde Türkiye'nin yararına bir çalışma
yaptığımızın herkes tarafından kabul
edileceğine inancımı ifade etmek istiyorum.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler
tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul
edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
1inci maddeyi okutuyorum:
TURİZMİ TEŞVİK
KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
KANUN TASARISI
MADDE 1- 12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi
Teşvik Kanununun 3 üncü maddesinin (l) bendi aşağıdaki
şekilde değiştirilmiştir.
l) Sınıflandırma: Turizm işletme belgeli
tesislerin asgari nitelikler, kapasite, fizikî özellikler, kullanılan
malzeme standardı, işletme ve hizmet kalitesi ile personelinin
nitelikleri ve eğitim düzeyi gibi ölçütlerinin, iki Bakanlık
kontrolörü ile bir sektör temsilcisinin, sektör temsilcisinin
bulunamadığı hallerde üç Bakanlık kontrolörünün yer
aldığı Sınıflandırma Komisyonunca
değerlendirilerek sınıfının Bakanlıkça
belirlenmesini,
BAŞKAN Madde üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu
adına Gaziantep Milletvekili Sayın Yaşar Ağyüz.
Buyurun Sayın Ağyüz. (CHP sıralarından
alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YAŞAR AĞYÜZ (Gaziantep) Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; yine, toplum yararı, kamu
yararı göz ardı edilen, Anayasa Mahkemesinin ret gerekçelerine
uyulmayan ve her türlü dengeyi bozduğu gibi ekolojik dengeyi bozmayı
da kafasına koymuş bir yasa tasarısıyla karşı
karşıyayız. Öyle bir yasa tasarısı ki içinde muhalefet
partilerinin muhalefet şerhi yasadan fazla; yedi sayfa muhalefet
şerhi var, dört sayfa kanunun kendisi.
Değerli arkadaşlarım, bu yasaya, ormanları
ağaç olarak görürseniz, ağaçları da odun olarak görürseniz
evet diyebilirsiniz. Ama ormanları doğal varlık olarak
görmemek, insan olan hiçbir kimsenin mantığına yatacak bir olay
değildir.
Değerli arkadaşlarım, ormanlarımız
doğal varlıklarsa Anayasanın 56ncı maddesini niye göz
ardı ediyorsunuz? Anayasanın 169uncu maddesini niye göz ardı
ediyorsunuz?
Ben diğer konulara girmeden Sayın Bakanın
çelişkisini söylemek istiyorum. Sayın Bakan diyor ki Bu yetkiden
bozuldu. Hayır, öyle değil. Bakın, ormanların turizm
yatırımına tahsisinin hangi hâllerde kaçınılmaz veya
zorunlu sayıldığına dair herhangi bir ölçüte yasada yer
verilmemiştir. Yine verilmiyor. Kültür ve Turizm
Bakanlığına öyle bir yetki veriliyor ki
Bakanlığın kapısından geçen insanı çevir, dilekçesini
al Nereyi istiyorsun? de, bakanın onayıyla verebiliyorsun.
Bakan diyor ki: Hazineye uygun araziler yoksa
Bunun
kıstası ne? Benim mesleğim harita mühendisliği. Bunun
kıstası ne Sayın Bakan? Daha dün biz Çevre ve Orman
Bakanlığındaydık. Yüzde 90 kadastro bitmiş, yüzde 20
tescil var. Yüzde 70i tescil olmamış ormanı sen bir
başkasına nasıl tahsis edebilirsin, bu yetkiyi nasıl
alabilirsin? Yasamanın üzerine yürütme ne zaman geçer? Yeter, bu
Anayasaya kafanızı vurmaktan usanmadınız mı? Parti
olarak vuruyorsunuz, kanun olarak vuruyorsunuz ama yine geliyor Anayasaya ters
yasalar.
Değerli arkadaşlarım, biraz, yargıya,
yargı kararlarına saygılı olmaya çalışın.
Doğal zenginliklerimizi altın aramalarıyla mahvettiniz, maden
arama izinleriyle mahvettiniz. Yargı kararlarına uymuyorsunuz.
Sultanahmetteki otel için Danıştay kararı çıktı, ne
yaptın Sayın Bakan? Cumhuriyetin meydanı, tarihî kimliği
Gar Binası önüne katlı kavşak yapılıyor, ne
yaptın Sayın Bakan? Soru önergemiz var, Sayın Bakan ne diyor
biliyor musun: Kültür-Tabiat Varlıkları Kurulu buna onay
vermiştir. Siz niye orada oturuyorsunuz? Kültür-Tabiat
Varlıklarını sizin anladığınız gerekçelerle
karar verecek doğrultuda insanlarla doldurursanız,
savunamazsınız.
Bugün, seçim bölgem Gaziantepte Sof Dağı, maden
ocaklarıyla, taş ocaklarıyla işgal ediliyor.
Nurdağında maden arama izniyle işgal ediliyor Nurdağı
Ormanı. Şimdi, ormanları çoğaltmak, artırmak bizim
görevimizse, bunu korumak da siyasi hükûmetin ve tüm hükûmetlerin görevi
olmalıdır değerli arkadaşlarım.
Biz de elbet turizm gelişsin diyoruz, doğrudur. Zaten
sizin turizmi geliştirmekten başka çareniz yok, çünkü hiçbir denge
bırakmadınız ki ekonomik denge altüst oldu; bankalar dengesi
Çalık sayesinde altüst oldu, özelleştirmelerle Maliye Bakanı
altüst etti, Maliye Bakanının oğlu altüst etti.
Dağıttığınız odun, kömür de kalmadı herhâlde
ki, bu devre seçimlerde odun kömürüne göz diktiniz ki 3 katı mı, 5
katı mı orman diktirme şartıyla ormanların kesimini
pazarlıyorsunuz. Bu, pazarlıkçı ve talan yasasıdır, bunun
adı budur değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından
alkışlar)
Açıp yasayı okuyun lütfen. Hanginiz okudunuz iktidar
partisinin üyeleri? Demin, burada bir sözcü konuştu, Komisyondan.
Komisyonda sen orman arazisinin 5 katına çıkarılmasından
yanaydın. Niye 2 katına oy verdin sevgili arkadaşım? Niye
komisyon üyeleri, alt komisyona üye seçilsin dediğinde Komisyon
Başkanımız her türlü şeyi yaparak alt komisyon
kurdurmadı?
Değerli arkadaşlarım, turizm hizmet sektörüdür,
doğrudur ama ben ormanları kestirip yerine orman dikeceğim
dersen bu, kaba tabiriyle, iftiradır.
Bakın, 1985 yılından bugüne kadar 234 bin hektar
orman yanmış. Yüzde kaçı yenilenmiş? 17si yenilenmiş.
Hangi güçle, hangi olanakla kesilen ormanın yerini yenileyeceksiniz? Bu
mantıkla bu yasayı savunmak mümkün değildir değerli
arkadaşlarım.
Ekonomik dengeyi bozuyorsunuz, iklim değişikliğine
önayak olan orman kesimini yaratıyorsunuz, oradaki orman köylüsü belki
ileride büyük ölçüde sıkıntıya düşecek, onu daha çok
sıkıntıya koyuyorsunuz ve yetkiyi elinize alıyorsunuz.
Ben, şu soruma cevap istiyorum: Çevre ve Orman Bakanlığında
verilen brifing mi doğrudur sizin ifadeniz mi doğrudur? Bunun ikisini
kanıtlamak zorundasınız. Orman Bakanlığı Benim
haberim yok. Bu yasa bana sorulmadan getirildi. diyor. Siz de diyorsunuz ki:
Ben tahsisleri alacağım. Hangi tahsisi alacaksınız? Acaba
sıraya girmiş dilekçeler mi var Sayın Bakan, ben bunu merak
ediyorum. Acaba golf sahasını Antalyada alıp da 20 milyon dolar
hava parasıyla satan insan sırada mı bekliyor? Yoksa damadın
bulunduğu o şirkete tahsisler mi verildi? Ben bunları bilmek
istiyorum. Bu, turizmi özendiren, artıran bir yasa değil, orman
katliamını, orman talanını yaratan bir yasadır.
Sonra bizim bu yasaya ve Hükûmetin uygulamalarına güvenimiz
yok.
Bugün tarihî bir fırsat kaçırdınız, 1
Mayısı ve Taksimi normalleştirme yetkiniz varken,
olanağınız varken kana buladınız. Sıhhiye kana
bulandı, Taksim kana bulandı, arabalar bağlı.
İçişleri Bakanlığından ses seda yok, yetkililerden ses
seda yok. İşte siz bunu
yaparsınız, ekonomik dengeyi bozarsınız, kredi dengesini
bozarsınız, seçimden seçime de sağlamaya
çalıştığınız bir denge var, o da
yarattığınız yoksulluğu istismar ederek odun, kömür,
bakliyat dağıtarak.
Aman dikkat edin bak, bakliyatta kriz var şu anda,
yandaşlarınıza söyleyin, kredi verdiklerinize, biraz bakliyat
stoku yapsınlar. 28 Mart seçiminden sonra yaya kalırsınız
değerli arkadaşlar.
Biz niye bu yasaya karşıyız? Bazı
bakanlıklarınızda yaptığınız ihale ve
yolsuzluk karnelerinizin kötü olması bizi ürkütüyor, Enerji
Bakanlığında verilen haksız ihaleler bizi ürkütüyor, 1,5
milyar dolarlık, damadın şirketine ihalesiz verdiğiniz
petrol boru hattı ihalesi bizi ürkütüyor, şurada
aldığınız ihalesiz verme yetkisi bizi ürkütüyor. Bu
işte samimiyet yok, bu işte art niyet var, bu işte orman
yağmalanması var, bu işte orman talanı var. O nedenle biz
bu yasaya karşı çıkıyoruz. Getirin adam gibi, üzerinde
konuşalım, çerçevesi çizilsin, bölge planlaması
yapılsın, orman alanları belli olsun. Ama geçmiş yasadan
farklı şunu niye getiriyorsun Sayın Bakan: Jeotermal alanlar ile
yaylaları açmayı niye ilave ediyorsun? Bunun için de bir talep mi
var? Hangi yayla açılacak, bunu benim bilmem doğal hakkım. Siz
planlamayı yaparsınız, teklif almaya çıkarsınız,
3 kişi girer, rekabetle olur bu iş. Ama bu işi sizin yetkinize
vereceksek biz, buradaki yasama yetkimizi size bu amaçla
kullandırtmayız Sayın Bakan.
Onun için değerli arkadaşlarım, bu yasa kamu
yararına değildir, bu yasa ekolojik dengeyi bozacak bir yasadır
ve bu yasayla orman alanları büyük ölçüde talan edilecektir değerli
arkadaşlarım. O bakımdan, bu yasanın geri çekilmesinde ben
büyük fayda görüyorum; kamu yararı açısından fayda görüyorum,
Hükûmet açısından fayda görüyorum, toplum açısından fayda
görüyorum.
Gelin Sayın Bakan, inatlaşmayın. Anayasa Mahkemesi
kararlarının, iptal kararlarının hiçbiri yerine
getirilmemiştir. Ben hukukçu değilim ama okuyunca anlayabilecek bir
yeteneğim var. Bu yasa Anayasa Mahkemesinden yine dönecektir. Ama siz söz
verdiğiniz insanlara karşı Ne yapayım arkadaş, ben
taze Bakanım, sözlerimi yerine getiremedim Bakan olarak. Yasa getirdim,
geçmedi. dememek için bu yasada direniyorsanız, o da sizin takdirinizdir
değerli arkadaşlarım. Bu yasa çıkarmak, geçmişte
mensubu olduğunuz CHPyle uğraşmaya benzemez! Teknik ister,
doygunluk ister, siyasi etik ister bu yasayı çıkarmak! (CHP
sıralarından alkışlar)
Onun için değerli arkadaşlarım, bu tür konulara
dikkat edin ve Komisyonda başka konuşan arkadaşlarım da
maalesef burada başka konuşmasınlar.
Biz bu yasadan niye endişe duyuyoruz? İhalelerle
verdiğiniz şeyler kayırmacı. Bir özelleştirme
furyanız var. Önce özelleştirmeye giren kişiyi teke
düşürüyorsunuz. Neyle düşürüyorsunuz? Eskiden bu işi
yeraltı örgütü dediğimiz insanlar yapardı ama şimdi
Hükûmetin kendisi yapıyor kendisi. (CHP sıralarından
alkışlar) Teke düşürüyorsunuz sonra da teke düşürüp ihaleyi verdiğiniz
insana Gel arkadaş, finans sıkıntısı çekme. 375
milyon dolar buradan, 375 milyon dolar buradan. diye finansını da
siz veriyorsunuz. O zaman özelleştirmelere bir madde koyun:
Özelleştirmeyle ihaleyi alan insanın finans
sıkıntısı Hükûmetçe karşılanır. Hükûmet iç
güçlerle karşılamazsa, iç kaynaklarla karşılamazsa Katar
var, bilmem başka yerler var!
Değerli arkadaşlarım,
yaptığınız yanlış, yaptığınız
yanlış. Gemi karaya oturdu. Halkın yararına olmayan
yasalarla uğraşmayın. Deminki konuşmamda da söyledim,
yetmiş bir yasa çıkardınız, çoğu af yasası bunun
Halk yok, esnaf yok, çiftçi yok -kuraklıktan mağdur olmuş
çiftçi, bunları düşünün- emekçi yok. Emekçiyi zaten bugün de tarih sayfalarından sildiniz ve maalesef
yaptığınız uygulamayla da gelecekte tarihin kara
sayfalarında yer alacaksınız değerli
arkadaşlarım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Konuşmanızı tamamlayınız
Sayın Ağyüz.
Buyurun.
YAŞAR AĞYÜZ (Devamla) Şimdi, bu yasaların
böyle peş peşe gelmesi
Elbette ki olumlu yasalar olsa biz de buna
yapıcı eleştirilerimizi sunup katkı da sunmak isteriz.
Bakın, bir Cargill Yasası getirdiniz, Cargille af
çıkardınız, tarım arazilerini öldürdünüz. Bir Amme
Alacaklarının Tahsili Hakkında Kanun getirdiniz, 70 bin
kişiyi affettiniz. BAĞ-KURda prim borcu olup ailesini tedavi ettiren
insanı düşünmediniz, sigortalıyı düşünmediniz, asgari
ücretliyi düşünmediniz. Şimdi, elektrik borçlarında dığıl
dığıl dönen -Antep tabiriyle- insanları mağdur
ediyorsunuz, düşünmüyorsunuz.
Onun için, bu yasada kamu yararı yoktur, toplum yararı
yoktur, ülke yararı yoktur. Bu yasa, yabancılara ve yerlilere orman
alanlarını talan ettiren bir yasadır. Onun için bu yasaya ret
vermek her milletvekilinin boynunun borcudur.
Hepinize bu duygularla saygılarımı, sevgilerimi
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına
İzmir Milletvekili Sayın Erdal Sipahi.
Buyurun Sayın Sipahi. (MHP sıralarından
alkışlar)
MHP GRUBU ADINA KAMİL ERDAL SİPAHİ (İzmir)
Sayın Başkan, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Ben, Milliyetçi Hareket Partisi adına, bu yasa
tasarısının 1inci maddesinde bazı tespit ettiğimiz
hususlara değineceğim, ardından da konunun geneli hakkında
milletvekili bulunduğum İzmir ilinden örnekler vermek suretiyle
konuşmamı sürdüreceğim.
1inci maddede Sınıflandırma
başlığı altında Turizm işletme belgeli
tesislerin asgari nitelikler, kapasite, fizikî özellikler, kullanılan
malzeme standardı, işletme ve hizmet kalitesi ile personelinin
nitelikleri ve eğitim düzeyi gibi ölçütlerinin, iki Bakanlık
kontrolörü ile bir sektör temsilcisinin, sektör temsilcisinin
bulunamadığı hallerde üç Bakanlık kontrolörünün yer
aldığı Sınıflandırma Komisyonunca
değerlendirilerek sınıfının Bakanlıkça belirlenmesini.
gibi bir husus yer almaktadır.
Sayın Bakan, ben bu madde hakkında iki konuya
değineceğim ve bu iki konuda, tarafınızca
mantıklı bulduğum değişikliklerin
yapılmasını sizlerden talep edeceğim.
Efendim, bununla ilgili neden değişiklik önergesi vermediniz?
diye belki soracaksınız. Son iki haftada partim adına
verdiğim dört değişiklik önergesinde, benim artık Meclis
geleneği adını verdiğim, komisyon hayır, Hükûmet
hayır, milletvekili arkadaşlarım hayır konusundaki
hususlara o kadar alıştım ki, bu konuyla ilgili önereceğim
hususların gene aynı alışkanlığa kurban gitmemesi
için bunların size bildirilmesini ve eğer uygun buluyorsanız bu
değişikliklerle ilgili gerekli tedbirlerin tarafınızdan
alınmasını arzu edeceğim.
Bunlardan bir tanesi şu: Bu iki Bakanlık kontrolörü ile
bir sektör temsilcisinin alternatifi olarak, sektör temsilcisinin
bulunamadığı hâllerde üç Bakanlık kontrolörünce
sınıflandırma yapılması konusunda bir dipnot
düşmüşsünüz 1inci maddenin sonuna.
Sayın Bakan, benim şahit olduğum bazı
olaylarda, bu işin tamamı bürokratlar ve resmî görevliler
tarafından yapıldığında, bir sektördeki kişiler
tarafından, kuruluşlar tarafından, otel sahipleri
tarafından belki bu konudaki resmî görevlilere duyulan
aşırı bir hassasiyet belki alerjiden olacak, her seferinde, bu
arkadaşların konularının fazla uzmanı
olmadığı, konuları lüzumundan fazla didikledikleri,
bazılarına hoşgörülü davranırken diğerleri konusunda
aşırı hassasiyet göstererek bu konuda hatalar
yaptıkları, konuyu sektör sorumluları kadar bilmedikleri, hatta
hatta -tenzih ediyorum ama- bazı görevlilerin rüşvet gibi
konuları bu sınıflandırma bahanesiyle gündeme getirdikleri
konusunda sektörde yaygın bir kanaat var; belki haklı belki
haksız.
Kaldı ki bu sektör artık o kadar genişledi ve gelişti ki her
gittiğiniz yerde bu sektörle ilgili bir temsilcinin bulunması, yoksa,
gerekirse bir başka yerden getirilmesi alternatifi her hâlükârda var. Bu,
hem devlet görevlilerini birtakım ithamlardan, belki haksız ithamlardan
kurtaracak hem de sektör temsilcileri bu konuda artık kendilerini o kadar
geliştirdikler ki, onların daha geniş açılı, daha
geniş perspektifli yaklaşımlarıyla belki daha doğru
kararlar verilecek. Onun için, ben, bu sektör temsilcisinin
bulunamadığı hâl konusunun çıkarılıp, muhakkak
iki bakanlık görevlisi ile bir sektör temsilcisinin her hâlükârda bu
sınıflandırmada bulunmasını size teklif ediyorum
Sayın Bakan.
Diğer önereceğim konu, bu
sınıflandırmayla ilgili aranacak özelliklerde çok temel bir konu
unutulmuş; bu da güvenlik. Çağımızda, günümüzde, özellikle
bu terörle ilgili son gelişmeler dikkate alındığında
-ki, bazı örnekler vereceğim biraz sonra- güvenliğin de her
hâlükârda bu aranacak standartların arasına bir faktör olarak
alınması, değerlendirilmesi ve yapılacak standardizasyona
bir temel veri olarak değerlendirilmesini talep ediyorum Sayın Bakan.
Evet, şimdi, İzmirden örnekler vererek konunun bütünü
üzerindeki hususlara geçeceğim. İzmir, malumunuz, Türkiye'nin üçüncü
büyük ve çok vasıflı bir kentidir. Ticaret, tarım, sanayi,
ihracat, liman, eğitim, sağlık, fuar, sahil, tarih kenti gibi
özelliklerinin yanında, ülke turizminin öncü kentlerinden birisidir. Yatak
sayısı Avrupa rakamlarıyla uyumlu ve Türkiye
ortalamasının üzerindedir. Ancak, gelen turist sayısı ve
özellikle yatak işgal oranı gittikçe düşmektedir. Bu,
aslında İzmir ile beraber Türkiyenin tamamında bir sorun olmaya
başlamıştır. Gelen turist sayısı göreceli olarak
sürekli fazlalaşmaktadır, ancak çoğu Bergama, Efes gibi tarihî
zenginlikleri olan yerlere günübirlik ziyaretler yapan, yatak işgal
etmeyen, gittikçe daha az harcayan bir yapı arz etmeye
başlamıştır.
Bir örneği Türkiye geneliyle vereyim size: 2002
yılında gelen turist sayısı, Türkiyeye, 13 milyon 216 bin
ve dünya turizm gelirlerine oranımız yüzde 2,5. Dört yıl sonra
2006da bu rakam 19 milyon 819 bine çıkmış, yani 6 milyon 650
bin kadar artmış. Buna karşılık dünya turizminden elde
ettiğimiz gelir yüzde 2,5tan yüzde 2,3e düşmüş. Dolayısıyla,
turizm konusunda birtakım gelişmeler yaparken, acaba, sorun yeni
tesiste mi, yatak sayısında mı, yoksa başka alanlarda
mı aramak gerekiyor konusunu bir kere daha ben takdirlerinize sunuyorum.
Kaldı ki gelenlerden bir kısmının para bırakması
bir yana, bıraktığı ahlaki çöküntü ve maddi konularda neler
götürdükleri hususunu da takdirlerinize sunuyorum.
Evet, bu yatak sayısında azalma, ama gelenleri
artırma konusundaki yapı bir yana, turizm potansiyeli olan İzmir
ili ile ilgili bir başka konuyu dikkatlerinize sunacağım.
İzmirin uluslararası bir havaalanı var. Bu havaalanından
bu turizm gereğince her gün onlarca, yüzlerce dış uçuş
yapılması gerekiyor. Ama bakıyorsunuz, yaz mevsiminde, turizmin
yüksek, sıcak mevsiminde bir Milas-Bodrum Havaalanına inen uçak
sayısı İzmirin 3-5 katı. Sadece Kuşadası
Limanına gelen kruvaziyer gemi sayısı İzmir
Limanının 3-5 katı. O hâlde bir yerlerde bir sakatlık var.
İzmir nasıl bir turizm kenti? Hatta biliyorsunuz İzmirdeki
Ticaret Odasının ve turizmle ilgili derneklerin kruvaziyer gemilerle
gelenlerden ayakbastı parası alınmaması konusunda
teklifleri var. Yani turizm konusunda İzmir öyle bir hâle geldi ki
Sayın Bakan, bırakın para almayı, neredeyse gelenlerin
üzerine para verecek hâle geldik.
İzmir gittikçe bir iç turizm merkezi, daha doğrusu
yazlıkçı şehri görüntüsü arz etmeye başladı. Turizm
geliri gittikçe düştüğünden tüm sahil ilçelerinin, daha doğrusu
turistik sayılan ilçelerin nüfusları azalıyor.
İç göç deyince doğudan batıya olanına
evet, iç kesimlerden sahile olanlara da evet ama sayın
milletvekilleri, turizm kenti olan Bergama, Dikili, Foça, Karaburun,
Çeşme, Urla, Menderes, Seferihisar, buralardaki nüfusun
azalmasını nasıl izah edeceğiz? Türkiyedeki turizmin en
önemli yerleşim birimlerinden birisi bu ilçelerimiz. Turizmden en fazla
gelir sağlaması ve dolayısıyla iç göç talep etmesi gereken
yerler, ama buralarda nüfus azalıyor. Bunu nasıl izah edeceğiz?
Ben izahını bulamıyorum.
Bu yetmiyormuş gibi son Belediyeler Yasasıyla önemli
yazlıkçı yerleşim birimlerimizden bazılarını da
âdeta cezalandırdık. Örnek: 1879da belediye olan Yeni Foça,
sayenizde şu anda mahalle hâline getirildi. 30-40 bin yazlıkçı
nüfusunun hizmeti nasıl sağlanacak? Ben cevabını
bulamıyorum.
İzmiri tekrar dünyanın tanıyacağı bir
turizm kenti yapma şansı ayağımıza kadar
gelmişti. Neydi? EXPO 2015ti. Maalesef Katar gibi yakın
dostlarımızın da oyuyla bu şansı kaybettik. Katar
keşke el Sabah gazetesine kredi vereceğine EXPO 2015 için evet
oyu verseydi.
Altı yıldır iktidarımızın âdeta
cezalandırdığı İzmir, son anda belediye seçimi
aşkıyla, EXPO dışında kalmaktan son
çırpınmayla maalesef kurtulamadı ve kaderini yenemedi, yani son
çırpınma fayda etmedi. Amacım EXPO için suçlu aramak değil,
ama İzmirin hayal kırıklığında herkes şapkayı
önüne koymalı, Nerede hata yaptım? Bundan sonra ne
yaparım?ı düşünmelidir. Öyle üç beş tane yabancı
heyeti dansözlerle, bavullar dolusu hediyelerle ağırlayıp EXPO
kazanacağını zannetmenin doğru
olmadığını öğrendik veyahut da -Hükûmetimizi tenzih
ediyorum ama- birçok ilgilinin, görevlinin, yetkilinin, EXPO
kazanacağız diye eline valizini, çantasını alıp
dünyanın dört bucağını dolaşmasıyla EXPO
kazanılmayacağını herhâlde öğrendik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Sayın Sipahi, buyurun, tamamlayın
konuşmanızı.
KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) Neler öneriyorsunuz?
Mutlaka EXPO ve benzeri bir tanıtım organizasyonu
İzmire kazandırılmalı ve bu hayal
kırıklığı tamir edilmelidir.
Turizmde en önemli konulardan birisi ulaşımdır.
İzmir tam bir ulaşım felci yaşamaktadır, çevre
yoluyla, iç yollarıyla. Bu konudaki zafiyetler giderilmelidir.
Sahil ilçelerinde yazlıkçılık yanında
dış turizm odaklı cazibe yerleri
oluşturulmalıdır. Tarihî yerlere gelen -Efes gibi, Bergama gibi-
günübirlikçi turistleri kısa süreli de olsa İzmirde geceleyecek
organizasyonlar mutlaka düşünülmelidir.
Kısacası, iç turizm ve yazlıkçılık
yanında, dış turizm geliştirilmeli ve bu dış
turizm, inanç, kültür, kongre, spor, yat turizmi gibi değişik
türlerde alternatifli hâle getirilmelidir.
Turizmin temel unsurları, ulaşım, iletişim,
çevre koruma, özellikle güvenlik boyutları dikkate
alınmalıdır. 2004te Kuşadasındaki bir bombalamada
Kuşadasının bir günde turistlerce nasıl
boşaldığını yaşamış bir insanım.
Bu güvenlik boyutunu özellikle dile getiriyorum.
Son olarak orman konusuna gireceğim. Yeşilimiz gittikçe
azalıyor, mavimiz gittikçe kirleniyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KAMİL ERDAL SİPAHİ (Devamla) Hem orman hem turizm
diyelim, ama bir öncelik varsa önce orman diyelim.
Ben, beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ediyorum,
sayın Meclise saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ederim Sayın Sipahi.
Şahsı adına, İzmir Milletvekili Sayın
Harun Öztürk.
Sayın Öztürk, buyurun efendim.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir)-
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım
ve Demokratik Sol Parti adına yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz tasarı, gerçekten ekonomimiz
için istihdam kapasitesi yaratma yönünden önemli, buna hayır demek
mümkün değil. Ancak orman köylüsüyle ilgili -tabii, bu Turizm
Bakanlığının görevi değil- buradaki düzenlemelerle
ilgili orman köylüsü için de bazı konular da düşünebilirdik diye
değerlendiriyorum.
Şimdi, konuyu açıklığa kavuşturmadan
önce, Sayın Bakan da Anayasadaki koruma hükümlerine değindi. Devlet,
ormanların korunması ve sahaların genişletilmesi için
gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. diyor.
Dolayısıyla bu konuyla ilgili olarak geçmiş Orman
Yasasındaki düzenlemeleri ve Turizm Yasasındaki düzenlemeleri ve bu
düzenlemelere ilişkin Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarını
birlikte değerlendirdiğimizde, önümüzde Orman Yasasının
17nci maddesinde yapılan düzenlemeyle ilgili Anayasa Mahkemesi iptal
kararından sonra yapılan düzenlemede, Anayasa Mahkemesi
kararındaki gerekçeler doğrultusunda somut düzenlemeler ortaya
konulduğu için son yapılan düzenleme iptal edilmedi.
Dolayısıyla bu yasa çerçevesinde yaptığımız
düzenlemenin de Orman Yasasındaki 17nci maddede
yaptığımız son düzenlemeye uygun bir düzenleme olması
gerekiyor.
Orman Yasasının 17nci maddesindeki düzenleme, Koç
Üniversitesine yapılan tahsis dolayısıyla bir şekilde
Anayasa Mahkemesine götürülmüştü ve iptal edilmişti 2002 Aralık
ayında. Daha sonra, biraz önce söylediğim 5192 sayılı yasal
düzenlemeyle oradaki kamu yararına yapılacak tahsislerle ilgili konu
açıklığa kavuşturuldu. Dolayısıyla bizim buradan
hareket noktamızın Orman Yasasının 17nci maddesinde
yapılan ve Anayasa Mahkemesince iptal edilmeyen düzenlemeyi esas almamız
gerekiyor. Orada, Anayasa Mahkemesi kamu yararının yanı
sıra, zorunluluk veya kaçınılmazlık ölçütlerine de yasada
yer verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Çünkü kamu yararı tek
başına yeterli değil. Niçin yeterli değil? Ormanların
bizatihi orman olarak durmaları da bir kamu yararı ölçütünü
taşıyor. Dolayısıyla, bir başka kamu yararıyla
birlikte karşılaştırdığımızda,
ayrıca zorunluluk veya kaçınılmazlık ölçütlerinin de yasada
bir şekilde düzenlenmesi gerekiyor.
Şimdi, 2nci madde ile ilgili ifade edeceğim
görüşler ama belki değerlendirme fırsatı olur diye ifade
etmek istiyorum. Burada, bu zorunluluğu karşılamak üzere
aslında dört konu düzenlenmiş, tahsis yapılacak sektörler tek
tek sayılmış. Bize göre, bunun yeterli
olmadığını düşünüyoruz, tasarruf yapılabilirse
tasarruf yapılmasının faydalı olacağını
düşünüyoruz. Ayrıca, turizm alan ve bölgesi ilan edilen yerlerde
tahsis yapılacak şeklinde bir sınırlamanın uygun
olacağını düşünüyoruz. Diğer taraftan, o bölgede daha
önce yapılmış tahsisler var ve herhangi bir şekilde
yatırıma dönüşmemiş ise o bölgelerde yeni tahsisler
verilmemesine ilişkin birtakım düzenlemeler
yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz.
Diğer taraftan, hazinenin mülkiyetinde yeterli alanın
bulunmadığı koşulu getiriliyor. Bunun, kanaatimce uygun bir
düzenleme olmadığını düşünüyorum bu zorunluluk ve kaçınılmazlık
yönünden. Orman içinde yapılması konusunda bir zorunluluk ve
kaçınılmazlık olduğu şeklinde ifade edilmesinin
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Buyurun Sayın Öztürk.
HARUN ÖZTÜRK (Devamla) Tamamlıyorum Sayın Başkan.
daha doğru olacağını değerlendiriyorum.
Bunları, Anayasanın zorunluluk ve kaçınılmazlık
koşulunu yerine getirebilmemiz için söylemeye çalışıyorum.
Diğer taraftan, tahsis edilecek ormanlık alanın
yüzde 1i geçmeyeceği konusunda Sayın Bakanlığın
sanıyorum bir değerlendirmesi, bu konuda, vardır. Şu andaki
yapılan tahsislerin ve bu tahsislerden yatırıma henüz
dönüşmemiş olan alanların bilindiğini düşünüyorum ve
ormanlık alanla ilgili yüzde 1 alana baktığımızda,
Türkiye genelinde 210.660 hektarlık bir alana tekabül ediyor. Bu, bugün
için ne kadar?
Diğer maddeyle ilgili görüşlerimizi açıklarken
ilave görüşlerimi sunacağım.
Hepinize teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Madde üzerinde soru-cevap işlemi gerçekleştireceğiz.
Sayın Işık...
ALİM IŞIK (Kütahya) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanıma yine birkaç sorum var.
1) Ülkemizde turizm işletme belgeli tesislerimizin
sayısı, toplam yatak kapasitesi ve ortalama doluluk oranı güncel
değerleri nasıldır?
Bu bağlamda, mevcut tesis kapasitemiz ve uygun genişleme
alanları turizm hedeflerinize yetmediği için mi orman
alanlarının turizm amaçlı tahsisi düşünülmektedir?
2) Sizin de çok yakından bildiğiniz gibi, Kütahya
ilimizin Domaniç Hayme Ana, Dumlupınar Şehitliği, Çavdarhisar
Aizonai Harabeleri ve benzeri gibi, ülkemizin çok değerli tarih ve kültür
varlıklarının turizm amaçlı değerlendirilmesi
konusunda özel bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
Son sorum: 30 Ağustos Zafer Bayramı
kutlamalarının devlet töreni şeklinde Kütahya Dumlupınar
ilçesi ve Zafertepe Çalköy bölgesinde kutlanması konusunda düşünceniz
nedir?
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Işık.
Sayın Köktürk
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Bakanım,
hem Turizm Bakanı olmanız sıfatıyla hem de Bakanlar
Kurulunun sorumlu bir üyesi olmanız sıfatıyla iki soru
yöneltmiştim ancak sorularıma yanıt alamadım. Diğer
bir biçimde yeniden sormak istiyorum: Sabah dörde kadar çalışarak
İstanbulun kültür başkenti olması yönünde yasa
çıkarttık bildiğiniz gibi. Kültür başkenti olan
İstanbulda bugün turistlerin yaşadığı,
halkımızın yaşadığı muameleyi nasıl
değerlendiriyorsunuz?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Bir sorum daha var.
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Erken kesildi
Başkanım.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Bugün İstanbula
gidenler geri dönemiyorlar Sayın Bakanım. Valiyle
karşılaşamıyoruz, ulaşamıyoruz.
İçişleri Bakanına ulaşamıyoruz. Zonguldaktan gelen
hemşehrilerimiz
BAŞKAN Sayın Köktürk, burada ekran açık ama sizin
orada mikrofonunuzda bir sıkıntı oldu galiba. Siz sisteme girin,
ben size biraz sonra tekrar söz vereyim.
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Tamam Sayın
Başkan.
Sayın Tütüncü
ENİS TÜTÜNCÜ (Tekirdağ) Teşekkür ederim
Sayın Başkan.
Turizm sektöründe bazı yabancı tur operatörlerinin çok
hızlı bir biçimde büyüdükleri, güçlendikleri görülüyor. Hem fiyat
açısından etkinler hem de koşulları belirliyorlar. Bunun
önlenmesi için acaba Bakanlık ne düşünmektedir, nasıl bir
politikalar seti öngörmektedir?
İkinci sorum Sayın Başkan: Yabancı ülkelerin
çoğunda dış turizmin tanıtılması amacıyla
özel sektörle kamu sektörü bir araya geliyorlar ve ulusal turizm örgütleri
oluşturuyorlar. Türkiye bu konuda niçin geri kalmaktadır ve bu
eksikliğin ne şekilde, nasıl bir zamanlamayla, nasıl bir
programlamayla giderilmesi düşünülmektedir?
Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Öztürk
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Bakanım, iki sorum
var.
Birincisi, geçmişte 1 Mayısın İşçi
Bayramı olması için kanun teklifi vermiş bir milletvekili
olarak, bugün İstanbulda ve Ankarada işçilere yapılan
uygulamaları içinize sindirebiliyor musunuz?
İkinci sorum da, özellikle Silifkeyle Aydıncık,
Anamuru içeren Gazipaşaya kadar olan bölge, turizm potansiyeli
bakımından çok yüksek bir bölge. Bu bölgedeki turizmi harekete
geçirebilmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Sayın Köktürk
ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) Sayın Bakanım,
ikinci sorum da şudur: Bugün 1 Mayıs nedeniyle İstanbula giden
insanlarımız, emekçilerimiz otobüsleriyle geriye dönemiyor. Otobüsler
şu an emniyet tarafından bağlanmış durumda. Siz
Kabinenin sorumlu bir bakanısınız. İçişleri Bakanına
ulaşamıyoruz, Valiye ulaşamıyoruz, Emniyet Müdürüne
ulaşamıyoruz. Ben bir Zonguldak Milletvekili olarak, Zonguldaktan
giden ancak araçların bağlanması nedeniyle Zonguldaka gidemeyen
insanların sorunlarına çözüm bulamıyorum. Kabinenin bir
bakanı olarak, oy aldığınızı, destek
aldığınızı sürekli olarak
vurguladığınız halkımızın, emekçilerimizin
sorunlarına karşı kendinizi sorumlu hissetmiyor musunuz?
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Öğüt
ENSAR ÖĞÜT (Ardahan) Teşekkür ederim Sayın
Başkanım.
Sayın Bakanım, kış turizmi denince Doğu
Anadolu akla geliyor. Siz de Sarıkamışa gittiniz bu
kış. Ardahan Yalnızçam Uğurludağda pist alanı
var ama yeterli derecede uzun değil. Bununla ilgili, Ardahan
Yalnızçam Uğurludağın pistinin uzatılmasıyla
ilgili bir ödenek ayırdınız mı?
Ayırmadıysanız, en kısa zamanda ayırmayı
düşünüyor musunuz? Çünkü bölgemizde, biliyorsunuz, sanayi ve
yatırım olmadığı için, güzel
ormanlarımızın içinde olan Yalnızçam
Uğurludağın pist alanının uzatılarak turizme
açılmasını öneriyoruz. Bu konuyla ilgili düşüncenizi almak
istiyorum efendim.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, buyurun.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Değerli arkadaşlarım, tekrar teşekkür ederim sorusu olan
arkadaşlarımıza.
Sayın Işık, toplam tesis sayımız 4.800
şu anda Türkiyede; toplam yatak Bakanlığımızdan
belgeli 558 bin, yatırım belgeli 241 bin, belediye belgeli 430 bin;
toplam 1 milyon 230 bin yatak var, yatırım belgeli, belediye belgeli
ve turizm belgeli. Eksik bıraktığım noktalar olursa
tamamlamaya çalışırım.
30 Ağustosun kutlanması konusunda bu yıl daha
kapsamlı bir çalışma yapmaya hazırlanıyoruz. Bir
projemiz var. 30 Ağustos çerçevesinde birkaç yerde kutlamalar
yapılıyor. Elbette Dumlupınar var ama 30 Ağustosu da
kapsayan hafta içinde bizim topraklarımız için önemli iki olayı
birlikte yaşıyoruz. Aynı coğrafyada aşağı
yukarı, birkaç komşu ilde, birkaç sınır ilçede hem Türkiye
Cumhuriyetinin kuruluşuna vesile olan Kurtuluş
Savaşının zafer noktaları var hem de Anadolu topraklarındaki
Osmanlı Devletinin kuruluşuna tanıklık etmiş olan
tarihsel topraklar var. Bir kurtuluş ve kuruluş ya da kuruluş
ve kurtuluş haftası düzenlemesi projesi yapıyoruz ve birkaç ili
katarak, Bileciki, Kütahyayı, Afyonu, Bursayı, Eskişehiri
katarak, bu illerde üniversiteleri, yerel yönetimleri, sivil toplum örgütlerini
katarak kapsamlı, daha kapsamlı bir çalışma yapmak
istiyoruz.
Ben geçen yıl göreve başlar başlamaz önce Hayme Ana
Şenliklerine sonra da Söğüt Şenliklerine gittim. İtiraf
etmem gerekiyor ki o anlama uygun çapta henüz değillerdi, yani bir yayla
şenliği çerçevesinde idi bunlar. Ağustos ayının içinde
başlayıp eylül ayının ilk haftasında sonuçlanacak olan
daha kapsamlı alan ve mekân düzenlemeleriyle ve fikrî içerikle bir yeni
çalışma planlıyoruz. Bunu önümüzdeki tarihlerde hep birlikte
paylaşacağımızı sanıyorum.
Yabancı tur operatörlerinin
Tabii turizm sektörü özel olarak
şu anda. Artık Türkiyede kamu turizm alanında yol göstericilik
yapmaya çalışıyor, özendiricilik yapmaya
çalışıyor, bu akşam yapmaya çalıştığımız
gibi. Esas itibarıyla özel sektör var ve biz özel sektörün ciddi bir
altyapıya kavuşması konusunda bir gayret içindeyiz. Bu yasada,
şimdi, sınıflandırmayla ilgili,
arkadaşlarımız bazı eleştiriler söylediler. Biz,
4üncü maddede şu anda elimizdeki bazı yetkileri turizm sektörünün
teşkilatlarıyla, meslek örgütleriyle paylaşmaya
çalışıyoruz. Bazı denetimleri onlarla, bazı rehberlik
hizmetlerini onlarla, bazı eğitim hizmetlerini onlarla
paylaşarak sektörü çok daha fazla bu işin içine katmaya çalışıyoruz.
Tanıtım faaliyetlerini birkaç yıldan bu yana özel
sektörle birlikte yapmaya çalışıyoruz. Devlet olarak çok ciddi
bir tanıtım bütçesi ayırmaya çalışıyoruz
sınırlı bütçemizin içinde ama özel sektörle iş birliği
yapıyoruz. Ve özel sektörün hukuki bir temele kavuşması
konusunda da ciddi bir arayışımız, ciddi bir
çalışmamız var.
Bir anlamda biz özel sektörün bu alandaki gücünü
artırıcı, bir yol gösterici, bir moderatör olarak
Bakanlığı; engelleyici değil,
kolaylaştırıcı
Ama bir tek şartla, her yerde
söylediğimi burada da söylüyorum, doğayı korumak, tarihsel
varlığı korumak ve kaliteyi korumak şartıyla bir
moderatör, bir yol gösterici olarak kendimizi vasıflandırıyoruz.
Arkadaşlarım, bizim, daha önce
Bakanlığımızın yapmış olduğu ve bu
yıl içinde, 2007 yılı içinde basıp
dağıttığımız -sanıyorum bütün Parlamento
üyesi arkadaşlarımızla da paylaştık. Eline
ulaşmayan varsa hemen takdim etmeye hazırım- bir strateji
çalışmamız olmuştu. Strateji, 2023e dönük yani
cumhuriyetin 100üncü yılına dönük, bir de 2013e dönük eylem
planı.
Bu, esas itibarıyla turizmi çeşitlendirmeyi ve turizmi
Türkiye sathına yaymayı amaçlamayan bir çalışma. Orada
Mersini de, orada Ardahanı da yani kış turizmini de, yeni
alternatif kıyı turizmi imkânlarını da, termal turizm
imkânlarını da, sağlık turizmi imkânlarını da,
tarih turizmi, inanç turizmi güzergâhlarını da, çeşitli ürün
kategorilerini öne çıkaran üretim güzergâhlarını da bir biçimde
Türkiyenin turizm çeşitliliği içine katmaya
çalışıyoruz.
Demin bir arkadaşım konuşmasında ifade etti,
bu yılki rakamlar yani 2007 sonu itibarıyla yaşadığımız
rakamlar Türkiye için önemli rakamlar, 23,5 milyon seviyesinde. Geçmişten
bu yana emek veren bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Ben,
bu sonucun sadece son altı ayını paylaştım. Ama itiraf
etmemiz gerekiyor ki, Türkiye gibi bir ülke için bunlar az tabii. Yani, sadece
Romanın 20 milyon ziyaretçi aldığını kabul ediyorsak,
görüyorsak Türkiyenin hakikaten 50 milyon gibi bir hedef koyması ve çok
yüksek bir gelir hedefi koyması ve bunu olabileceği kadar Türkiye
sathına yayması gerekiyor. Bu akşam burada yapmaya
çalıştığımız çalışma da bunun alt
yapısının gerektirdiği alanlardan birisi.
BAŞKAN Sayın Bakanım, konuşmanızı
lütfen tamamlayınız.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (Devamla)
Bitiriyorum.
Demin bir değerli arkadaşım Her aklınıza
gelen orman alanını mı tahsis edeceksiniz? diye sorguladı.
Öyle değil. Zaten, biz şimdi burada düzeltme
yaptığımız maddeleri getirdik. Maddenin bütününü
okuduğunuz zaman öyle olmadığı, burada zikredilmeyen
başka bazı sınırların da olduğu gözüküyor. Mesela
birazdan konuşacağımız maddenin asıl
başlığı: Kültür ve turizm koruma ve gelişme
bölgelerinde ve turizm merkezlerinde
Yani, hangi alanlarda ormanla ilgili biz
tahsis yapacağız? Kültür ve turizm koruma ve gelişim
bölgelerinde ve turizm merkezlerinde diye kendimizi
sınırladığımız daha üst bir başlık da
var.
Bu yüzden, bir kez daha rica ediyorum: Yapmaya
çalıştığımız, sektörde çalışanlarla
birlikte yapmaya çalıştığımız ve Türkiye
sathına turizmin yayılması amacıyla yapmaya
çalıştıklarımızdır. Tekrar takdirlerinize
sunuyorum.
Sağ olun.
BAŞKAN Teşekkürler Sayın Bakanım.
Madde üzerinde bir adet önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun,
görüşülmekte olan 217 sıra sayılı Turizm Teşvik
Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı
sının çerçeve 1 inci maddesi ile değişik 3 üncü maddesinin
(l) bendinde yer alan sektör temsilcisinin bulunamadığı
hallerde üç Bakanlık kontrolörünün ibaresinin madde metninden
çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Harun
Öztürk
İzmir
BAŞKAN Komisyon önergeye katılıyor mu?
BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM
KOMİSYONU BAŞKANI MUSTAFA DEMİR (Samsun)
Katılmıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN Hükûmet?
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI ERTUĞRUL GÜNAY (İstanbul)
Katılmıyoruz efendim. Bu, sektörle birlikte
yaptığımız bir düzenlemedir, katılmıyoruz.
BAŞKAN Teşekkür ederim.
Sayın Öztürk, buyurun.
HARUN ÖZTÜRK (İzmir) Sayın Başkan, değerli
milletvekilleri; tekrar şahsım ve Demokratik Sol Parti adına
yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu önergemizi vermekteki amacımız: Turizmde, bir turizm
bölgesinde tahsis yapacak isek ve o bölgede turizm sektörünün bir temsilcisi
yok ise zaten tahsis yapmamamız lazım. Dolayısıyla mutlaka
tahsis yapılacak yerlerle ilgili olarak turizm sektöründen de bir
temsilcinin bulunması amacıyla önergeyi vermiştik.
Takdirlerinize sunarız.
Şimdi, biraz önce söylediğim hususlardan birisiyle
ilgili olarak 2nci maddede Hazine mülkiyetinde yeterli alanın
bulunmadığı durumlarda ibaresi, biraz önceki konuşmamda
açıkladığım gerekçeler nedeniyle sıkıntı
yaratabilir iptal başvurusunda. Bu ifadenin ormanlık alanda
yapılmalarında zorunluluk veya kaçınılmazlık olması
durumlarında 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman sayılan
yerlerden şeklinde sayacaklarımızı saymamızın
daha uygun olacağını düşünüyorum.
Yüzde 1le ilgili olarak getirdiğimiz
sınırlamanın da bir şekilde, yani Anayasa Mahkemesine
götürüldüğü takdirde Bak, biz kendimizi sınırlıyoruz.
şeklinde biraz yapay ve zorlama bir gerekçe olduğunu ve fazla
olduğunu düşünüyorum.
Bununla ilgili olarak özel ormanlarda 1987 yılına kadar
yapılaşmaya izin verilmiyordu ve şu haklı gerekçelerle,
yani Biz bir yangın kulübesi de özel orman alanımıza
yapmayalım mı? gerekçesiyle gündeme geldi ve burada yüzde 6 bir
yapılaşma izni Yasaya girdi. Ancak ne yazık ki, uygulamada
gördük, İstanbulda bazı özel orman alanlarında yüzde 6
yapılaşmanın yüzde 94e, yüzde 94 olması gereken orman
alanının da yüzde 6ya fiilen indiğini görebildik.
Dolayısıyla, yasada yer alan bu oran hem uygulamada kontrol
edilemeyecek birtakım sıkıntıları beraberinde
taşıyabilir hem de yeni yasal düzenlemelere altlık
oluşturabilir. Buna dikkatinizi çekmek istedim.
Fidan dikimi zorunluluğu elbette getirilmeli. Ancak, yeterli
olmadığını düşünüyoruz. Çünkü yüz-yüz yirmi yılda
yetişen bir orman ağacının yerine taze bir fidan dikilmesi
üç katı, beş katı, bu rakamlar, kaybettiğimiz orman
ağaçlarının yanında bir şey ifade etmemektedir. Bunun
bilincinde olmamız gerekiyor.
Bir diğer konu, tahsis edilen yerlerde yapılacak
yatırımın Turizm Bakanlığına sunulacak projelerin
değerlendirilmesinde ve o konuya ilişkin koşulların
getirilmesinde ormanın zayıf olduğu alanlarda bu
yapılaşmaya izin verilmesinin ve bu yapılaşma izninin de
Eğer teknik olarak yanlış ifade etmiyorsam -yüzde 30
şeklinde tasarıda belirtilen şey aynı şeyi mi ifade
ediyor bilemiyorum teknik olarak- yüzde 30 yapılaşmayı çok fazla
bir yapılaşma olarak düşünüyorum.
Bir diğer konu: Yüce Meclisin huzuruna sürekli olarak
getirilen yasalarda Devlet İhale Yasası ve Kamu İhale
Yasasından muaf tutulma konusunda düzenlemeler getiriliyor. Hükûmetin bu
durumu toplu olarak değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Eğer söz konusu yasalarda yatırımcıyı engelleyen
birtakım hususlar ve hükümler var ise genel olarak bunların
düzeltilmesi, dolayısıyla ayrı ayrı yasal düzenlemelerle bu
yasaların kapsamı dışına
çıkılmamasının uygun olacağı düşüncesiyle
yüce heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmemiştir.
Maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul
etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 22.45
SEKİZİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 22.49
BAŞKAN: Başkan Vekili
Nevzat PAKDİL
KÂTİP ÜYELER: Yaşar
TÜZÜN (Bilecik), Harun TÜFEKCİ (Konya)
BAŞKAN Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet
Meclisinin 98inci Birleşiminin Sekizinci Oturumunu açıyorum.
217 sıra sayılı Kanun Tasarısının
görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Çalışma saatimizin de dolmasına çok az süre
kaldığından, alınan karar gereğince, 6 Mayıs 2008
Salı günü çevre ve çevre kirliliği ile ilgili araştırma
önergeleri ile kanun tasarı ve tekliflerini görüşmek için saat
15.00te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Hayırlı akşamlar diliyorum.
Kapanma Saati: 22.50