DÖNEM: 23 CİLT: 30 YASAMA YILI: 3
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET
MECLİSİ
TUTANAK DERGİSİ
12nci
Birleşim
4 Kasım 2008 Salı
İ Ç İ N
D E K İ L E R
I.- GEÇEN TUTANAK
ÖZETİ
II.- GELEN
KÂĞITLAR
III.- YOKLAMA
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Isparta
Milletvekili Mevlüt Coşkunerin, Ispartanın ekonomik, sosyal ve
çevre sorunlarına ilişkin gündem dışı
konuşması
2.- Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, özelleştirme
sonrasında Telekomdaki işçilerin işten çıkarılmaları
ve emekliliğe zorlanmalarına ilişkin gündem dışı
konuşması
3.- Mersin
Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, doğal gaza yapılan zamlara
ilişkin gündem dışı konuşması ve Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi Gülerin cevabı
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Telekomda çalışan işçilerin zorla
emekliye sevk edilmek istendiğine ilişkin açıklaması
2.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanının
cevabıyla ilgili açıklaması
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) TEZKERELER
1.- Slovakya
Ulusal Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin davetine icabetle
bu ülkeye resmî ziyarette bulunacak olan TBMM Dışişleri
Komisyonu, AB Uyum Komisyonu ve Türkiye-Slovakya Parlamentolararası
Dostluk Grubu üyelerinden müteşekkil Parlamento heyetini oluşturmak
üzere gruplarınca isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin
Başkanlık tezkeresi (3/575)
B) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan ve 21 milletvekilinin, Manavgatın Karabük
köyünde yaşanan bir orman yangınının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/275)
2.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 36 milletvekilinin, Merinos Kumaş
Fabrikalarının özelleştirilmesinde yolsuzluk
yapıldığı iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/276)
C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 19 milletvekilinin, Sulama Birliklerinin
sorunları konusunda bir genel görüşme açılmasına
ilişkin önergesi (8/7)
D) ÖNERGELER
1.- Bilecik
Milletvekili Yaşar Tüzünün; Sözleşmeli Statüde Görev Yapan
Öğretmenlerin Kadroya Atanmaları Hakkında Kanun Teklifinin
(2/85) doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/91)
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki
sıralama ile çalışma saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel
Kurulun 4-5 Kasım 2008 Salı ve Çarşamba günlerindeki
birleşimlerinde sözlü sorular
ve diğer denetim konularının görüşülmemesine; 4
Kasım 2008 Salı günkü birleşimde 296 sıra sayılı
Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun görüşmelerinin
tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER İŞLER
A) KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29 Milletvekilinin, Aydın
Milletvekili Ahmet Ertürk ve 20 Milletvekilinin, Bursa Milletvekili Ali Koyuncu
ve 19 Milletvekilinin, Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 23
Milletvekilinin ve Muğla Milletvekili Gürol Ergin ve 24 Milletvekilinin,
Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların
Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Meclis Araştırması Açılmasına
İlişkin Önergeleri ve Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu (10/27, 34, 37, 40, 102) (S. Sayısı: 296)
B) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık
Örgütü Avrupa Bölge Ofisi Arasında
İki Yıllık İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/277) (S. Sayısı : 88)
IX.- SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE
SEÇİM
1.- Millî Savunma
Komisyonunda açık bulunan üyeliğe seçim
X.- OYLAMALAR
1.- Türkiye
Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Dünya Sağlık
Örgütü Avrupa Bölge Ofisi Arasında
İki Yıllık İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısının oylaması
XI.- YAZILI SORULAR VE CEVAPLARI
1.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, Ürgüpte düzenlenen karikatür
yarışmasının son yıllarda yapılmamasına
ilişkin Başbakandan sorusu ve Kültür ve Turizm Bakanı
Ertuğrul Günayın cevabı (7/4712)
2.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Şırnaktaki kömür
ocaklarındaki kazalara ilişkin sorusu ve Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Mehmet Hilmi Gülerin cevabı (7/4721)
3.- İstanbul
Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, bir hastaya önerilen
ilacın teminine ilişkin sorusu ve Sağlık Bakanı Recep
Akdağın cevabı (7/4733)
4.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, darbe girişimi iddialarına ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/4759)
5.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, bir hastanedeki bebek ölümlerine
ilişkin sorusu ve Devlet Bakanı Nimet Çubukçunun cevabı
(7/4927)
6.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, bir holding yönetim kurulu başkanına
yönelik açıklamalarına ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/4946)
7.- İstanbul
Milletvekili Süleyman Yağızın, bilgi toplama konusunda
gazetelerde çıkan haberlere ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin
cevabı (7/4960)
8.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, medya ile ilişkilerine yönelik iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/4962)
9.- Adana
Milletvekili Yılmaz Tankutun, bakanların soru önergelerine
verdikleri cevaplara ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı
ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/4970)
10.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, oğlu ile ilgili bazı iddialara
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/4971)
11.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, mal varlığına, bir
derneğin denetimine ve bir grupla ilgili iddialara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/4983)
12.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, Almanyadaki bir
dernekle ilgili dava çerçevesindeki gelişmelere ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/5123)
13.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, dinleme konusunda verilen bilgilere
ilişkin Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/5138)
14.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, kamuoyunda
tartışılan bazı iddialara ve açıklamalara ilişkin
Başbakandan sorusu ve Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Cemil Çiçekin cevabı (7/5208)
15.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, milletvekillerine PTT
aracılığıyla gönderilen bir dokümana ilişkin sorusu ve
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Nevzat Pakdilin cevabı
(7/5504)
I.- GEÇEN TUTANAK ÖZETİ
TBMM Genel Kurulu
saat 13.00te açılarak dört oturum yaptı.
Oturum
Başkanı TBMM Başkan Vekili Eyyüp Cenap Gülpınar, Türkiye
Büyük Millet Meclisinin 23üncü Dönem Üçüncü Yasama Yılının
hayırlı olmasını dileyen ve Cumhuriyet Bayramını
kutlayan bir konuşma yaptı.
Kars Milletvekili
Zeki Karabayır ile,
İstanbul
Milletvekili Esfender Korkmaz,
Karsın
88inci kurtuluş gününe ilişkin birer konuşma yaptılar;
Elâzığ
Milletvekili Tahir Öztürk, Elâzığın
kalkınmışlık düzeyine ve Başbakanın
Elâzığa yaptığı ziyarete ilişkin gündem
dışı bir konuşma yaptı.
Asya Parlamenter
Asamblesi Türk Grubunda boş bulunan 2 üyelik için AK PARTİ Grup
Başkanlığınca aday gösterilen Malatya Milletvekili Mehmet
Şahinin ve MHP Grup Başkanlığınca aday gösterilen
Isparta Milletvekili S. Nevzat Korkmazın,
Asya Parlamenter
Asamblesi Türk Grubu üyeliğinden istifa eden İstanbul Milletvekili
Necla Aratın yerine CHP Grup Başkanlığınca aday
gösterilen Adana Milletvekili Tacidar Seyhanın,
Adaylıklarının
TBMM Başkanlık Divanı kararlarıyla uygun bulunduğuna,
Fransa Senatosu
Dışişleri, Savunma ve Silahlı Kuvvetler Komisyonu; Rusya
Federasyonu Federal Meclisi Federasyon Konseyi Uluslararası
İlişkiler Komitesi; Sudan Millî Meclisi Dışişleri
Komisyonu; Cezayir Ulusal Halk Meclisi Dışişleri,
İşbirliği ve Göç Komisyonu heyetlerinin Türkiye Büyük Millet
Meclisinin konuğu olarak resmî temaslarda bulunmak üzere ülkemizi
ziyaretlerinin uygun bulunduğuna,
İlişkin
Başkanlık tezkereleri,
Kamu
İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunun, başkan, başkan vekili,
sözcü ve kâtip seçimine ilişkin tezkeresi;
Genel Kurulun
bilgisine sunuldu.
Antalya
Milletvekili Tayfur Süner ve 25 Milletvekilinin,
İzmir
Milletvekili Canan Arıtman ve 25 Milletvekilinin,
Bazı
hastanelerdeki bebek ölümlerinin araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergeleri
(10/273), (10/274) Genel Kurulun bilgisine sunuldu; önergelerin gündemdeki
yerlerini alacağı ve ön görüşmelerinin, sırası
geldiğinde yapılacağı açıklandı.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptanın, Avusturya Ulusal
Meclisi Başkanı Barbara Prammerin davetine icabet etmek üzere,
beraberinde Parlamento heyetiyle Avusturyaya resmî ziyarette bulunmasına,
Birleşmiş
Milletler İnsan Yerleşimleri Programı (UH-HABITAT)
Başkanlığınca Çin Halk Cumhuriyetinde düzenlenecek olan 4.
Dünya Kent Forumuna ismen davet edilen Elâzığ Milletvekili TBMM
Çevre Komisyonu Sözcüsü Hamza Yanılmazın anılan foruma
katılmasına,
İlişkin
Başkanlık tezkereleri kabul edildi.
Gündemin
"Kanun Tasarı ve Teklifleriyle Komisyonlardan Gelen Diğer
İşler " kısmının:
Özel Gündemde Yer
Alacak İşler Bölümünün 1inci sırasında bulunan, Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29 Milletvekilinin, Aydın
Milletvekili Ahmet Ertürk ve 20 Milletvekilinin, Bursa Milletvekili Ali Koyuncu
ve 19 Milletvekilinin, Balıkesir Milletvekili A. Edip Uğur ve 23
Milletvekilinin ve Muğla Milletvekili Gürol Ergin ve 24 Milletvekilinin,
Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel Yağların
Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Anayasanın 98inci, İçtüzüğün 104 ve 105inci
Maddeleri Uyarınca Bir Meclis Araştırması
Açılmasına İlişkin Önergeleri ve Meclis
Araştırması Komisyonu Raporunun (10/27, 34, 37, 40, 102) (S.
Sayısı: 296) görüşmeleri komisyon yetkilileri Genel Kurulda
hazır bulunmadığından ertelendi.
2nci
sırasında bulunan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığının
Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, Devlet Memurları Kanunu ve
Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Plan ve Bütçe Komisyonu (1/537) (S. Sayısı: 236),
3üncü
sırasında bulunan, Kültür ve Tabiat Varlıklarını
Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu (1/608)
(S. Sayısı: 266),
4üncü
sırasında bulunan, 1.8.2008 Tarihli ve 5803 Sayılı
Elektronik Haberleşme Kanunu ve Anayasanın 89 uncu ve 104 üncü
Maddeleri Gereğince Cumhurbaşkanınca Bir Daha Görüşülmek
Üzere Geri Gönderme Tezkeresi ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu (1/638) (S. Sayısı: 297),
5inci
sırasında bulunan, Posta Kanununda Değişiklik
Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu
(1/491) (S. Sayısı: 230),
6ncı
sırasında bulunan, İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç ile
Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü ve 38 Milletvekilinin; Denizcilik
Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri
Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede ve Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri ile Plan ve
Bütçe Komisyonu (2/266, 2/268) (S. Sayısı: 257),
7nci
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Suriye Arap
Cumhuriyeti Devleti Arasındaki Kara Sınırı Boyunca
Yapılacak Mayın Temizleme Faaliyetleri ile İhale
İşlemleri Hakkında Kanun Tasarısı ve Tarım, Orman
ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe Komisyonları (1/543) (S.
Sayısı: 263),
8inci
sırasında bulunan, Tapu Kanunu ile Bazı Kanunlarda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile
Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu (1/526) (S. Sayısı:
218),
9uncu
sırasında bulunan, Erişme Kontrollü Karayolları Kanunu ile
Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun
Tasarısı ile Bayındırlık, İmar,
Ulaştırma ve Turizm Komisyonu (1/569) (S. Sayısı: 239),
Raporlarının
görüşmeleri, Komisyon yetkilileri Genel Kurulda hazır
bulunmadıklarından ertelendi.
10uncu
sırasında bulunan, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık
Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi
Arasında İki Yıllık İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun
(1/277) (S. Sayısı: 88) görüşmeleri tamamlandı;
tasarının tümü üzerinde elektronik cihazla yapılan iki açık
oylamada da toplantı yeter sayısı
bulunamadığından,
4 Kasım 2008
Salı günü saat 15.00te toplanmak üzere birleşime 15.57de son
verildi.
Eyyüp
Cenap GÜLPINAR
Başkan
Vekili
Yaşar
TÜZÜN Harun
TÜFEKCİ
Bilecik Konya
Kâtip Üye Kâtip
Üye
No.:
17
II.- GELEN KÂĞITLAR
31 Ekim 2008 Cuma
Teklifler
1.-
Kırşehir Milletvekili Mikail Arslan ve 2 Milletvekilinin; Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
(2/321) (Adalet; Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve
Turizm ile İçişleri
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi:
13.10.2008)
2.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın; 657 Sayılı Devlet
Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında
Kanun Teklifi (2/322) (Plan ve Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa
geliş tarihi: 17.10.2008)
3.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif
Paksoy ve Adana Milletvekili Yılmaz Tankutun; Çukurova Elektrik
Anonim Şirketi (ÇEAŞ) Küçük Ortaklarının
Mağduriyetlerinin Giderilmesine Dair Kanun Teklifi (2/323) (Sanayi,
Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.10.2008)
4.- İstanbul
Milletvekili Hüseyin Mert ve 4 Milletvekilinin; Türk Halk Bilimi Kurumu Kanunu
Teklifi (2/324) (Plan ve Bütçe ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 20.10.2008)
5.- Uşak
Milletvekili Nuri Uslunun; 6831 Sayılı Orman Kanununa Ek Madde
Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi (2/325) (Çevre ile Tarım, Orman ve
Köyişleri Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21.10.2008)
6.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvel ve 20 Milletvekilinin; 5237 Sayılı Türk
Ceza Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun
Teklifi (2/326) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22.10.2008)
Raporlar
1.- Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Hırvatistan Cumhuriyetinin Katılımına
İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/654) (S. Sayısı: 299) (Dağıtma tarihi: 31.10.2008)
(GÜNDEME)
2.- Kuzey Atlantik
Antlaşmasına Arnavutluk Cumhuriyetinin Katılımına
İlişkin Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna
Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu
(1/655) (S. Sayısı: 300) (Dağıtma tarihi: 31.10.2008)
(GÜNDEME)
No.: 18
3 Kasım 2008 Pazartesi
Sözlü Soru Önergeleri
1.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, bir şirketin bazı iş ve
işlemlerine ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1008)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
2.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, Avrupa Konseyinin yolsuzlukla ilgili bir raporuna
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1009)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
3.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, gözaltına alınan bir kişinin ölümüne
ilişkin Adalet Bakanından sözlü soru önergesi (6/1010)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
4.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, ihracattan sağlanan dövize ilişkin
Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1011) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/10/2008)
5.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, TAEKe personel alındığı
iddiasına ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1012)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
6.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Avrupa Konseyinin yolsuzlukla ilgili bir
raporuna ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1013)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
7.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir köyün sulama suyu
ihtiyacına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1014) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
8.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir köyün sulama suyu
ihtiyacına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1015) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
9.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, İznik çöplüğünün
taşınmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından sözlü
soru önergesi (6/1016) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/10/2008)
10.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, sulamada kullanılan elektrik
borçlarına ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1017) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
11.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, DSİnin sulama birliklerine
devrettiği su kanallarına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1018) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/10/2008)
12.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, çek
alacaklılarının mağduriyetine ilişkin Adalet
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1019) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
13.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokat Kalesindeki restorasyon
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1020) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/10/2008)
14.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, İETTnin VIP otobüsü kiralamasıyla ilgili
iddialara ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1021)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
15.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, TRTde Türk Dünyasına yönelik dil
programları yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet
Aydın) sözlü soru önergesi (6/1022) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2008)
16.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Dil Bayramının okullarda
kutlanmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1023) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
17.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, işyerlerinde Türkçe ad
kullanılması kararı alan belediyelerin teşvikine
ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1024)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
18.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, aile kurumunun korunması ile
ilgili çalışmalara ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) sözlü soru önergesi (6/1025)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
19.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Orta Asya Türk devletlerindeki Türkçe
eğitim veren okulların denetimine ilişkin Milli Eğitim
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1026) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/10/2008)
20.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, çocuklara yönelik yayınların
denetimine ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi
(6/1027) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
21.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, anaokullarında Türkçe ile ilgili
çalışmalara ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1028) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
22.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Türk dünyasında ortak alfabe ve
tarih çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1029) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/10/2008)
23.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Yunus Emre Kültür Vakfının
çalışmalarına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1030) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/10/2008)
24.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, belediyelerin kurduğu
şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1031) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
25.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, Bakanlık logosuyla birlikte
kullanılan bir slogana ilişkin Ulaştırma Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1032) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/10/2008)
26.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, kuraklıkla ilgili kararnamenin
uygulamasına ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
sözlü soru önergesi (6/1033) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/10/2008)
27.- Tunceli
Milletvekili Kamer Gençin, AK Parti
Gümüşhane İl Başkanı hakkındaki bazı iddialara
ilişkin Başbakandan sözlü soru önergesi (6/1034)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
28.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Doğanyurt Lisesinin öğretmen
ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1035) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
29.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, ek ödemeler sonrasında kamu
çalışanları arasındaki ücret dengesizliğine
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1036)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
30.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki okulların spor salonu
ihtiyacına ilişkin Milli
Eğitim Bakanından sözlü soru önergesi (6/1037)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
31.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, yükseköğrenim öğrencilerinin
yurt ihtiyacına ilişkin Milli Eğitim Bakanından sözlü soru
önergesi (6/1038) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
32.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THY dış hat seferlerinde
bazı gazetelerin alınmadığı iddiasına
ilişkin Maliye Bakanından sözlü soru önergesi (6/1039)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
33.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, Topkapı Sarayındaki
personel durumuna ilişkin Kültür ve
Turizm Bakanından sözlü soru önergesi (6/1040) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/10/2008)
34.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, ulaşımda akaryakıt
desteği sağlanmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1041) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/10/2008)
35.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, kuraklık tespit
çalışmalarına ve ödemelere ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1042)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
36.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, belediyelerin denetimine ilişkin
İçişleri Bakanından sözlü soru önergesi (6/1043)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
37.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlunun, çiftçilerin kuraklık
zararlarının ödenmesine ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından sözlü soru önergesi (6/1044) (Başkanlığa
geliş tarihi: 15/10/2008)
Yazılı Soru Önergeleri
1.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, sicil affına rağmen esnafa kredi
başvurusunda sorun yaşatılmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5296)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
2.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, yurt dışındaki mevduatın
ülkemize çekilmesine yönelik çalışmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5297)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
3.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Avrupa Konseyi Yolsuzluklarla Mücadele Komisyonunun
Türkiye raporuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5298) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
4.-
Balıkesir Milletvekili Hüseyin Pazarcının, Balıkesirde
gerçekleştirilen TOKİ projelerine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5299) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
5.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Almanyadaki bir dernekle ilgili dava
çerçevesindeki iddialara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5300) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
6.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Avrupa Konseyinin yolsuzluklarla ilgili
bir raporuna ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5301) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
7.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, imar değişikliklerine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5302)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
8.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, bedelsiz sağlık hizmeti
alabileceklerle ilgili uygulamalara ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5303) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
9.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, sözleşmeli ve geçici personelin
özlük haklarının iyileştirilmesine ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5304) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
10.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir köyün iç yollarının
asfaltlanmasına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5305) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/10/2008)
11.- Edirne
Milletvekili Bilgin Paçarızın, Edirnenin turizmde marka şehir
yapılmasına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5306) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
12.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
uyuşturucu maddelerin ülkemiz üzerinden geçişine ve uyuşturucu
anketine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5307)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
13.-
Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğlukun, bazı gazete ve
yayınlara uygulanan kapatma ve yayın durdurma cezalarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5308)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
14.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bir Alman şirketinin rüşvet
verdiği iddialarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5309) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
15.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Metris Cezaevinde mahkumların
okumalarına izin verilen gazetelere ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5310) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
16.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, bir raporda belirtilen
şüpheli ölüm olaylarına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5311) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
17.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Yapı İşleri Genel
Müdürlüğünün Adana İl Özel İdaresine yönelik işlerine
ilişkin Bayındırlık ve İskan Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5312) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
18.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Tuzladaki bir arazinin aplikasyon krokisine ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5313) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
19.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, İŞKURun meslek edindirme
kursları için hizmet alımlarına ilişkin Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5314) (Başkanlığa
geliş tarihi: 13/10/2008)
20.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, kot taşlamada
çalışan işçilerin sorunlarına ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5315) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
21.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, SSK ve Bağ-Kurlulardan alınan
sağlık primlerine ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5316)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
22.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, teknolojik atıkların bertarafına
ilişkin Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5317) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
23.- Kocaeli
Milletvekili Hikmet Erenkayanın, Kocaeli-Uzunçiftlik beldesinde kurulacak
olan demir-çelik fabrikasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5318) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
24.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, teröre karşı alınacak
tedbirlerle ilgili açıklamalarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru
önergesi (7/5319) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
25.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Aktütün saldırısıyla ilgili
açıklamasına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi
(7/5320) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
26.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, TRT personel yönetmeliğindeki bir
düzenlemeye ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/5321) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/10/2008)
27.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, TRT personel yönetmeliğindeki bir
düzenlemeye ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/5322) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
28.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Hazine
Müsteşarlığının TRT raporundaki hususlara ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi
(7/5323) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
29.- Denizli
Milletvekili Hasan Erçelebinin, Nutuk hakkında yaptığı bir
konuşmaya ilişkin Devlet Bakanından (Mehmet Aydın)
yazılı soru önergesi (7/5324) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
30.- Manisa
Milletvekili Ahmet Orhanın, yaş sebze ve meyve ihracatında
Rusya ile yaşanan sorunun doğurduğu mağduriyete
ilişkin Devlet Bakanından (Kürşat Tüzmen) yazılı soru
önergesi (7/5325) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
31.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, CE uygunluk belgesi verilmesine ilişkin
Devlet Bakanından (Kürşat Tüzmen) yazılı soru önergesi
(7/5326) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
32.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, enerjideki fiyatlandırmaya ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5327) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
33.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, kamu kurum ve kuruluşlarına
dağıtılacak olan tasarruflu ampullere ilişkin Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5328)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
34.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin, Van Emniyet Müdürlüğündeki bir işkence
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5329) (Başkanlığa geliş tarihi:
13/10/2008)
35.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, İETT arazisi ihalesine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5330) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
36.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
İSKİ ana borusundan kaçak su alındığı
iddiasına ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5331) (Başkanlığa geliş tarihi:
14/10/2008)
37.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklareli Valiliğine
alınan makam araçlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5332)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
38.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Beykoz Belediyesinin bir
ihalesine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5333) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
39.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Sarıkamışa
bağlı köylerin yol sorunlarına ve su baskını riskine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5334) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
40.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, belediyelerin yaptığı
bazı ödemelere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5335) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
41.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Deniz Feneri Derneğinin faaliyetlerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5336) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
42.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Kağızmana
bağlı köylerin yol sorunlarına ve su baskını riskine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5337) (Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
43.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir köy yolundaki genişletme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5338) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
44.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, İznik
bağlantılı bazı yollardaki iyileştirme
çalışmalarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5339) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
45.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Yüreğir Belediyesinin tanıtım ve
reklam giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5340) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
46.- Adana
Milletvekili Tacidar Seyhanın, bürokratlara görevlendirilen korumalara
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5341) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
47.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bir derneğe yapılan yardımlara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5342)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
48.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, SEKA özelleştirmelerine ve Giresun SEKA
kağıt fabrikasına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5343) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
49.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, sermaye gelirlerine, işsizlik fonundan
transfer ve faiz harcamalarına ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5344) (Başkanlığa geliş
tarihi: 15/10/2008)
50.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, bir köyün elektrik direklerinin
değiştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5345) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/10/2008)
51.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Adıyaman
Öğretmenevine ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5346) (Başkanlığa geliş
tarihi: 13/10/2008)
52.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, bir okul müdürü hakkındaki soruşturmaya
ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5347) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
53.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Karstaki kapalı okullara ilişkin
Milli Eğitim Bakanından yazılı soru önergesi (7/5348)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
54.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, kapatılması düşünülen bir devlet
hastanesine onarım yapılmasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5349)
(Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
55.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, bir başhekim
hakkındaki iddialara ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5350) (Başkanlığa geliş
tarihi: 14/10/2008)
56.- İzmir
Milletvekili Mehmet Ali Susam'ın, Ege Bölgesinde pamuk
tarımının desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5351)
(Başkanlığa geliş tarihi: 14/10/2008)
57.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, tarım sektöründeki küçülmeye ve
tarımsal üretimin desteklenmesine ilişkin Tarım ve
Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5352)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
58.- Mersin
Milletvekili Vahap Seçerin, ithal süt ürünlerinde melamin maddesi kontrolüne
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5353) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
59.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, GSM şebekesi bulunmayan bir
köye ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5354) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
60.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, havaalanlarındaki sağlık
hizmetlerine ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5355) (Başkanlığa geliş tarihi:
15/10/2008)
61.- Ordu Milletvekili
Rahmi Günerin, Ordu iline ayrılan yatırım ödeneklerine
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5356) (Başkanlığa geliş tarihi: 13/10/2008)
62.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, İznik Stadyumunun hizmete
açılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Murat
Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/5357)
(Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
63.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bazı
açıklamalarına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5358) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
64.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, küresel mali krize karşı
alınacak önlemlere ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5359) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
65.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adanada yapılan sosyal
yardımlara ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5360) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
66.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Büyük
Ortadoğu Projesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/5361) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
67.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, bazı orta dalga radyo
vericilerinin kapatılmasına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5362) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/10/2008)
68.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, TMOnun Fiskobirliğe
fındık satışına ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5363) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2008)
69.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, milli maçların Ankarada
oynanmamasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5364) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
70.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Almanyada
bir dernekle ilgili dava çerçevesindeki soruşturmalara ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5365)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
71.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, kamu
çalışanlarına verilen ek ödemelerin belirlenmesine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5366)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
72.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, göçmen ve mültecilere ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5367)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
73.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, adli emanet paralarının
değerlendirilmesine ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5368) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/10/2008)
74.- Konya Milletvekili
Atilla Kartın, aile mahkemelerine atanan psikolog, pedagog ve sosyal
çalışmacılara ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5369) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/10/2008)
75.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bir genelgeyle DSİnin yargı
harçlarından muaf tutulmasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5370) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/10/2008)
76.-
İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncelin, cezaevlerindeki hukuk
dışı ve keyfi uygulama iddialarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5371)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
77.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, gözaltılardaki ölüm olaylarına
ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5372)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
78.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, yurt dışına
çıktığı iddia edilen bir sanığa ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5373)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
79.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, basında çıkan bir
toplantıdaki konuya ilişkin Adalet Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5374) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/10/2008)
80.-
İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgilin, tasarruf sahiplerini
mağdur eden holdinglere yönelik çalışmalara ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5375) (Başkanlığa
geliş tarihi: 20/10/2008)
81.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, bir yargılamanın
uzamasına ilişkin Adalet Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5376) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
82.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın, bir üniversite
hastanesinde temizlik işçilerine yönelik uygulamalara ilişkin
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5377) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
83.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, kamu çalışanlarına ek ödeme
yapılmasına ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5378)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
84.-
İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigenin, Sosyal Güvenlik Kurumunun bir
tebliğine ve bilgi güvenliğine ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/5379)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
85.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Karacabeydeki bir mevkiden deniz kumu
çıkarılmasına ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5380) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/10/2008)
86.-
Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepenin, Afyonkarahisarın
şebeke suyunun kalitesine ve bir baraj yapımına ilişkin
Çevre ve Orman Bakanından yazılı soru önergesi (7/5381)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
87.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Orhangazide kurulacak katı atık
tesisinin muhtemel etkilerine ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5382) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2008)
88.- Manisa
Milletvekili Şahin Mengünün, Milli Takımlar Teknik Direktörü ve
kadrosunun ücretlerine ilişkin Devlet Bakanından (Murat
Başesgioğlu) yazılı soru önergesi (7/5383)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
89.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, spor kulüplerine yapılan
yardımlara ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu)
yazılı soru önergesi (7/5384) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2008)
90.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, kadına yönelik
şiddete ve sığınma evlerine ilişkin Devlet
Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/5385)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
91.-
Şırnak Milletvekili Sevahir Bayındırın,
Ağrıda bir kadının cinayete kurban gitmesine ilişkin
Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/5386)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
92.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, belli kesimlere doğalgaz ve elektrik
yardımı yapılıp yapılmayacağına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5387) (Başkanlığa geliş tarihi: 15/10/2008)
93.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Afşin-Elbistan Termik
Santraline Sivastan kömür getirilmesine ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5388)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
94.- Uşak
Milletvekili Osman Coşkunoğlunun, kayıp ve kaçak elektriğe
ve bir TEDAŞ görevlisinin öldürülmesine ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5389)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
95.- Mersin
Milletvekili İsa Gökün, kömür dağıtımının
Türkiye Kömür İşletmelerinin mali durumuna etkisine ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5390) (Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
96.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, petrol fiyatlarına ilişkin
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5391) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
97.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Selim İlçesindeki bazı
köylerin yol sorunlarına ve su baskını riskine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5392)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
98.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, kadınlara yönelik
şiddete ve sığınma evlerine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5393)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
99.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan Belediyesinin tanıtım ve reklam
giderlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5394) (Başkanlığa geliş tarihi:
16/10/2008)
100.- İzmir
Milletvekili Harun Öztürkün, İstanbuldaki bir caddenin isminin
değiştirilmesine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5395) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/10/2008)
101.-
Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğlukun, geçici ve gönüllü köy
korucularına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5396) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/10/2008)
102.- Van
Milletvekili Fatma Kurtulanın, bazı toplumsal olaylara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5397)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
103.-
Kırklareli Milletvekili Turgut Dibekin, Kırklareli İl Özel
İdaresine hibe edildiği belirtilen makam araçlarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5398)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
104.-
Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğanın, belediyelerin
denetimlerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5399) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/10/2008)
105.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan İlçesindeki bir arsanın imar
durumundaki değişikliğe ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5400)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
106.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Kartalda yaşanan bir
olaya ve polisin şiddet uygulamasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5401)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
107.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Vanda Özbek mültecilerin
sınır dışı edilmelerine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5402)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
108.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Doğu ve Güneydoğu Anadoluda
görevlendirilecek Özel Harekat Birimleri personeline ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5403)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
109.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Susuz ilçesindeki bazı
köylerin yol sorununa ve su baskını riskine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5404)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
110.- Ankara
Milletvekili Tekin Bingölün, engellilerin alt ve üst geçitlerden daha rahat
yararlanmalarını sağlayacak tedbirlere ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5405)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
111.- Bursa
Milletvekili Hamza Hamit Homrişin, Ankara Büyükşehir Belediyesince
toplu taşıma ücretlerine yapılan zamma ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5406)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
112.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, araç kundaklama olaylarına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5407)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
113.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Çukurova Devlet Senfoni
Orkestrasının maddi sorunlarına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5408)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
114.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Muğladaki tarihi Kurşunlu Camiinin
korunmasına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5409) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
115.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Karaköyün, turizm gelirlerine ilişkin
Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi (7/5410)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
116.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Bartın Kültür
Merkezi inşaatına ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5411) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/10/2008)
117.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, Kamu İhale Kurumuna
Adıyamandaki ihalelerle ilgili olarak yapılan başvurulara
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5412)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
118.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, sigorta sisteminde cinsiyetle ilgili
bazı farklılıklara ilişkin Maliye Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5413) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/10/2008)
119.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, yurt
dışında mevduatın ülkeye çekilmesine ilişkin Maliye
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5414)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
120.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Halkbankın Eskişehirspordan kombine
bilet aldığı iddiasına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı
soru önergesi (7/5415) (Başkanlığa geliş tarihi:
17/10/2008)
121.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, mermer ve doğal taş sektörünün
desteklenmesine ilişkin Devlet Bakanından (Kürşad Tüzmen) yazılı
soru önergesi (7/5416) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/10/2008)
122.- Hatay
Milletvekili Abdulaziz Yazarın, Mustafa Kemal Üniversitesindeki yurt
kapasitesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5417) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
123.- Yalova
Milletvekili Muharrem İncenin, Ağrı İl Milli Eğitim
Müdürlüğündeki bir yöneticiye ilişkin Milli Eğitim
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5418)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
124.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, okullarda tasarruflu ampul alımı
ihalesine ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5419) (Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
125.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, yeni kurulan
üniversitelerin ihtiyaçlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5420) (Başkanlığa geliş
tarihi: 17/10/2008)
126.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Yurt-Kura bağlı öğrenci
yurtlarına ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5421) (Başkanlığa geliş tarihi:
20/10/2008)
127.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatın, bazı ilçelerindeki
yurt sorununa ilişkin Milli Eğitim Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5422) (Başkanlığa geliş tarihi:
21/10/2008)
128.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Bodrum Devlet Hastanesindeki basınç
odasının çalışmamasına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5423)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
129.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, bir
soruşturmada göz altına alınan bürokrata ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/5424)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
130.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokatın bazı ilçelerdeki
doktor ve ebe ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5425) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/10/2008)
131.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Hudut ve Sahiller Sağlık Genel
Müdürlüğünün harcamalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5426)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
132.- İzmir
Milletvekili Ahmet Ersinin, Kemalpaşada kuraklıktan etkilenen kiraz
üreticilerinin sorunlarına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5427)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
133.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Tokattaki domates ve soğan
üreticilerinin sıkıntılarının giderilmesine
ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/5428) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
134.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, gübre ve ilaç maliyetlerinin
azaltılmasına ilişkin Tarım ve Köyişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5429) (Başkanlığa
geliş tarihi: 21/10/2008)
135.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, fındık ekim alanlarına yönelik
bir projeye ilişkin Tarım ve Köyişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5430) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/10/2008)
136.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Trabzon-Sohum arasında gemi ve uçak
seferlerinin başlatılmasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5431)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
137.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, bir balıkçı
barınağının rıhtım düzenlemesine ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5432)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
138.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, teknelerin Türk Bayrağı
taşımasının teşvikine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5433)
(Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
139.- Samsun
Milletvekili Osman Çakırın, bir karayolundaki kontrol istasyonu
kantarının bozuk olduğu iddiasına ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi (7/5434)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
140.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Aydın-Muğla karayolunun bir
bölümündeki trafik güvenliğine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5435)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
141.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, THY uçak seferlerinde bazı gazetelerin alınmadığı
iddiasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5436) (Başkanlığa geliş
tarihi: 20/10/2008)
142.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Pazar-Zile yolunun
genişletilmesine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5437) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/10/2008)
143.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, akaryakıt fiyatlarıyla ilgili bir
konuşmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5438) (Başkanlığa geliş
tarihi: 21/10/2008)
144.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun, küresel mali krize ilişkin
Devlet Bakanından (Mehmet Şimşek) yazılı soru önergesi
(7/5439) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
145.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Adanada krizden etkilenen esnafa
ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5440) (Başkanlığa geliş tarihi: 16/10/2008)
146.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, Erzurum-Trabzon yolunun bölünmüş yol
yapılmasına ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5441) (Başkanlığa geliş
tarihi: 16/10/2008)
147.- Ordu
Milletvekili Rıdvan Yalçının, vakıf ve derneklere yurt
dışından yapılan yardımlara ilişkin Devlet
Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Hayati
Yazıcı) yazılı soru önergesi (7/5442)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
148.- Ordu Milletvekili
Rahmi Günerin, TRTnin açıköğretim yayınları için bedel
istediği iddiasına ve bazı programlara ilişkin Devlet
Bakanından (Mehmet Aydın) yazılı soru önergesi (7/5443)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
149.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, tayin edilen sendika yöneticilerine ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5444)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
150.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, 57 nci Hükümet
dönemindeki ekonomik göstergelere ilişkin Başbakandan
yazılı soru önergesi (7/5445) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
151.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, mal beyanına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5446)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
152.-
Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolatın, Halkevleri
Derneğinin kamu yararına dernek statüsünün
kaldırılacağı iddialarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5447)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
153.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, Ankaraya Kesikköprü Barajından getirilen
suyun maliyetine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/5448) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
154.- Denizli
Milletvekili Ali Rıza Ertemürün, tekstil sektöründeki sorunlara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5449)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
155.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, TOKİnin güvenlik görevlilerine öncelik
vermesine ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/5450)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
156.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, yasama dokunulmazlığı
dosyası TBMMye intikal etmeyen milletvekillerine ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5451)
(Başkanlığa geliş tarihi: 17/10/2008)
157.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, bir hakim
hakkında dava açılmasına ilişkin Adalet Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5452) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
158.-
İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncelin, Gebze M Tipi Kapalı
Cezaevinde tutuklu ve hükümlüler arasında çıkan kavgaya ilişkin
Adalet Bakanından yazılı soru önergesi (7/5453) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/10/2008)
159.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, bazı milletvekillerinin yasama
dokunulmazlığı dosyalarına ilişkin Adalet
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5454)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
160.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, SGK ile ilişiğini kesen özel hastanelere
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5455) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
161.- Bursa
Milletvekili Onur Öymenin, gözlük ve çerçeve bedellerindeki uygulamalara
ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5456) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
162.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, bazı diplomatik görüşmelere
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/5457)
(Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
163.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, insan hakları ihlali başvurularına
ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından
(Cemil Çiçek) yazılı soru önergesi (7/5458)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
164.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, 2007 yılı ÜFE ve TÜFE
artış oranlarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı
soru önergesi (7/5459) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/10/2008)
165.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, 2002 yılı ÜFE ve TÜFE
artış oranlarına ilişkin Devlet Bakanı ve
Başbakan Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı
soru önergesi (7/5460) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
166.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, 2002 yılı milli gelir
miktarına ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/5461) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
167.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın, cari
açığın azaltılmasına yönelik tedbirlere ilişkin
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısından (Nazım
Ekren) yazılı soru önergesi (7/5462) (Başkanlığa
geliş tarihi: 23/10/2008)
168.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, kadın istihdamına yönelik projelere
ilişkin Devlet Bakanından (Nimet Çubukçu) yazılı soru
önergesi (7/5463) (Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
169.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, bakımevinde kalan iki yaşlıya
kötü muamele yapılmasına ilişkin Devlet Bakanından (Nimet
Çubukçu) yazılı soru önergesi (7/5464) (Başkanlığa
geliş tarihi: 22/10/2008)
170.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Gemlikte kurulması planlanan termik
santrale ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5465) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
171.- Amasya
Milletvekili Hüseyin Ünsalın, BOTAŞın yargılanan
bürokratlarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5466) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
172.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Afşin-Elbistan
Termik Santrallerine Sivas-Kangaldan kömür getirilmesine ilişkin Enerji
ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5467)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
173.-
Kahramanmaraş Milletvekili Mehmet Akif Paksoyun, Afşin-Elbistan
Termik Santrallerine eleman alımına ilişkin Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanından yazılı soru önergesi (7/5468)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
174.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Halkevlerinin kapatılmaya
çalışıldığı iddiasına ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/5469)
(Başkanlığa geliş tarihi: 20/10/2008)
175.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Van Emniyet Müdürlüğüne
banka promosyon gelirinden alınan araçlara ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5470)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
176.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, Niksar Kalesinin restorasyonuna
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5471) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
177.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Karsta merkeze bağlı
bazı köylerin yol sorunlarına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5472)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
178.- İzmir
Milletvekili Recai Birgünün, bir danışmanlık görevi yapıp
yapmadığına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5473) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
179.- Antalya
Milletvekili Tayfur Sünerin, Döşemealtı ilçesindeki bazı
köylerin jandarma karakolu ihtiyacına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5474)
(Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
180.- Ankara
Milletvekili Nesrin Baytokun, şehit cenazesi törenlerindeki gözaltı
olaylarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5475) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
181.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, bir karakoldaki işkence iddiasına
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5476) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
182.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Yüreğir Belediyesindeki bazı kadrolara
ve kurulan şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5477) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
183.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Seyhan Belediyesindeki bazı kadrolara ve
kurulan şirketlere ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5478) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
184.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Erzurum
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5479) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
185.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Adana
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5480) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
186.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Ankara
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5481) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
187.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Antalya
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5482) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
188.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Bursa
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5483) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
189.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında
Gaziantep Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel
İdare arsa ve arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5484) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
190.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında
İstanbul Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel
İdare arsa ve arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5485) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
191.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Kayseri
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5486) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
192.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Konya
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5487) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
193.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Sakarya
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5488) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
194.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel
İdare arsa ve arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5489) (Başkanlığa geliş
tarihi: 23/10/2008)
195.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, 2002-2008 yılları arasında Samsun
Büyükşehir Belediyesine bedelsiz verilen Hazine ve Özel İdare arsa ve
arazilerine ilişkin İçişleri Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5490) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
196.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Fethiyede yapılacak kayak merkezine
ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5491) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
197.- Kars
Milletvekili Gürcan Dağdaşın, Karstaki insanlık
anıtı inşaatına ilişkin Kültür ve Turizm
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5492)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
198.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Mardin Kalesinin
restorasyonuna ilişkin Kültür ve Turizm Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5493) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
199.- Mersin
Milletvekili Akif Akkuşun, elektrik zamlarının gerekçesine
ilişkin Maliye Bakanından yazılı soru önergesi (7/5494)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
200.-
Eskişehir Milletvekili Fehmi Murat Sönmezin, özelleştirme
politikasına ve şeker fabrikalarının
özelleştirilmesine ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5495) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/10/2008)
201.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, THY çağrı merkezinin
kapatılmasına ilişkin Maliye Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5496) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/10/2008)
202.- Giresun
Milletvekili Murat Özkanın, Frankfurt Kitap Fuarına ilişkin
Dışişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5497) (Başkanlığa geliş tarihi: 21/10/2008)
203.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, İnegöl Organize Sanayi
Bölgesinin kirlettiği bir dereye ilişkin Çevre ve Orman
Bakanından yazılı soru önergesi (7/5498)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22/10/2008)
204.-
İstanbul Milletvekili Atila Kayanın, kapanan işyerlerine ve
küçük ölçekli sanayi kuruluşlarının kredi
başvurularına ilişkin Sanayi ve Ticaret Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5499) (Başkanlığa geliş tarihi:
22/10/2008)
205.- Karaman
Milletvekili Hasan Çalışın, bir uçak kazasının
inceleme raporuna ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/5500) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
206.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, Spor Toto Teşkilatı personeline
ilişkin Devlet Bakanından (Murat Başesgioğlu)
yazılı soru önergesi (7/5501) (Başkanlığa geliş
tarihi: 22/10/2008)
207.-
Kırklareli Milletvekili Tansel Barışın, çiftçilerin
desteklenmesine ve gübre fiyatlarındaki artışa ilişkin
Tarım ve Köyişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/5502) (Başkanlığa geliş tarihi: 23/10/2008)
208.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, insansız hava uçakları
alımına ilişkin Milli Savunma Bakanından yazılı
soru önergesi (7/5503) (Başkanlığa geliş tarihi:
23/10/2008)
209.- İzmir
Milletvekili Oktay Vuralın, milletvekillerine PTT
aracılığıyla gönderilen bir dokümana ilişkin Türkiye
Büyük Millet Meclisi Başkanından yazılı soru önergesi (7/5504) (Başkanlığa
geliş tarihi: 30/10/2008)
Genel Görüşme Önergesi
1.- Malatya
Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 19 Milletvekilinin, Sulama
Birliklerinin sorunları konusunda Anayasanın 98 inci,
İçtüzüğün 102 ve 103 üncü maddeleri uyarınca bir genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/7)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.10.2008)
Meclis Araştırması Önergeleri
1.- Antalya
Milletvekili Osman Kaptan ve 21 Milletvekilinin, Manavgat/Karabük köyünde
yaşanan bir orman yangınının araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasanın
98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca bir Meclis
araştırması açılmasına ilişkin önergesi (10/275)
(Başkanlığa geliş tarihi: 22.10.2008)
2.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükataman ve 36 Milletvekilinin, Merinos Kumaş
Fabrikalarının özelleştirilmesinde yolsuzluk
yapıldığı iddialarının
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla Anayasanın 98 inci, İçtüzüğün 104 ve 105 inci
maddeleri uyarınca bir Meclis araştırması
açılmasına ilişkin önergesi (10/276) (Başkanlığa
geliş tarihi: 24.10.2008)
Süresi İçinde Cevaplanmayan Yazılı Soru
Önergeleri
1.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, Almanyada 9 Türkün öldüğü
yangın olayının soruşturmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4373)
2.- Gaziantep
Milletvekili Yaşar Ağyüzün, THYnin bir broşüründeki Türkiye
haritasına ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi
(7/4374)
3.- Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, fiyat farkı esaslarının
yeniden düzenlenmesine ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4376)
4.- Gaziantep
Milletvekili Akif Ekicinin, elektrik zammına ve alternatif enerji
kaynaklarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4388)
5.- İstanbul
Milletvekili Çetin Soysalın, Ege Bölgesinde kaybolan kişilere
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4395)
6.- Isparta
Milletvekili Süleyman Nevzat Korkmazın, Şarkikaraağaç
İlçesindeki bazı köylerin kanalizasyon ve bir kasabanın yol
sorununa ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4397)
7.- İzmir
Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulunun, İzmirin şebeke suyunun
kalitesine ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4402)
8.- Adana
Milletvekili Nevin Gaye Erbaturun, Kırım Kongo kanamalı
ateşine karşı alınan tedbirlere ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4403)
9.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, Adanada aile hekimliği uygulamasına
ilişkin Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4404)
10.- Kastamonu
Milletvekili Mehmet Serdaroğlunun, Kastamonu Doğum ve Çocuk
Hastanesinin kadro durumuna ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4405)
11.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, Datça Devlet Hastanesinin uzman doktor
ihtiyacına ilişkin Sağlık Bakanından yazılı
soru önergesi (7/4406)
12.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, Sabah-ATVde hissesi bulunan küçük
yatırımcılara ilişkin Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısından (Nazım Ekren) yazılı soru önergesi
(7/4417)
13.- Mersin
Milletvekili Behiç Çelikin, E-90 karayolunun iyileştirilmesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4424)
14.- Tokat
Milletvekili Reşat Doğrunun, elektrik zamlarına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4426)
15.- Ordu
Milletvekili Rahmi Günerin, enerji üretimine ve elektrik zamlarına
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4427)
16.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıyla ilgili
bazı hususlara ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4428)
17.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili
bilgilerin basında yer almasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4436)
18.- Sivas
Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlunun, D-100 karayolundaki trafik
güvenliğine ilişkin Ulaştırma Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4451)
19.- Konya
Milletvekili Atilla Kartın, Konya-Ankara hızlı tren projesine
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4452)
20.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Bulgaristan ile
taşımacılıkta yaşanan sorunlara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4453)
21.- Bartın
Milletvekili Muhammet Rıza Yalçınkayanın, Bartındaki
bazı yolların iyileştirilmesine ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4454)
22.- İzmir
Milletvekili Kemal Anadolun, Ergenekon soruşturmasındaki bir
yazışmanın basında çıkmasına ilişkin
Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4459)
23.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, Atatürk Araştırma Merkezi
Başkanına ilişkin Başbakandan yazılı soru
önergesi (7/4462)
24.- Giresun
Milletvekili Eşref Karaibrahimin, köylere afet yardımında
ayrıcalık yapıldığı iddiasına ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4467)
25.-
İstanbul Milletvekili Çetin Soysalın, Düzcede prefabrik
konutlardaki depremzedelere ilişkin Bayındırlık ve
İskan Bakanından yazılı soru önergesi (7/4468)
26.-
İstanbul Milletvekili Sacid Yıldızın, Bursa-Orhangazi
Belediyesince bir festivaldeki gösterilerin iptal edilmesine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4472)
27.- Konya
Milletvekili Mustafa Kalaycının, il özel idarelerinin bölünmüş
yol harcamalarına ve belediyelerin lale dikimine ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4473)
28.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, KÖYDES ihale
ilanlarının yayınlanmasına ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4476)
29.- Bursa Milletvekili
Abdullah Özerin, soruşturma açılan ve görevden alınan belediye
başkanlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4478)
30.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, büyükşehir belediyelerinin borçlarına
ve kamudan alacaklarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4479)
31.- İzmir
Milletvekili Erdal Kalkanın, İzmirin içme suyunda arsenik
olduğu iddialarına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4482)
32.- Muğla
Milletvekili Ali Arslanın, keneyle mücadeleye ve bir
açıklamasına ilişkin Sağlık Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4483)
33.- Zonguldak
Milletvekili Ali İhsan Köktürkün, keneyle mücadeleye ve Karabükteki
Kırım Kongo kanamalı ateşi vakalarına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4485)
34.- Bursa
Milletvekili Abdullah Özerin, Bursa Büyükşehir Belediyesinin
şoförlük hizmeti alımına ilişkin Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanından yazılı soru önergesi (7/4491)
35.- Hatay
Milletvekili Süleyman Turan Çirkinin, bir soruşturmayla ilgili iddialara
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4493)
36.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun,
Yükseköğretim Kurumunda görevlendirilen bazı kişilere
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4497)
37.- Bursa
Milletvekili Kemal Demirelin, Mudanya İlçesindeki deprem riskine
ilişkin Başbakandan yazılı soru önergesi (7/4502)
38.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, İstanbul
ve Ankara Büyükşehir Belediyelerinin su sayacı ihalelerine
ilişkin İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4513)
39.-
İstanbul Milletvekili Durmuşali Torlakın, Tuzla
Aydınlı Koyunda yapılan dolgulara ilişkin
Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4527)
40.- Bursa
Milletvekili İsmet Büyükatamanın, Kırım Kongo
kanamalı ateşi vakalarına ilişkin Sağlık
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4529)
41.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, maden arama ruhsat ve işletme izni verilen
şirketlerdeki hisse durumuna ilişkin Çevre ve Orman Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4555)
42.- Adana
Milletvekili Hulusi Güvelin, bazı projelerle ilgili uluslararası
tahkim davalarına ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4557)
43.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, Türkiye
Elektrik Enerjisi 10 Yıllık Üretim Kapasite Projeksiyonu raporuna
ilişkin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4558)
44.-
İstanbul Milletvekili Süleyman Yağızın, Afyonkarahisar İli
Çevre Hizmet Birliğinin bir ihalesine ilişkin İçişleri
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4561)
45.- Antalya
Milletvekili Hüsnü Çöllünün, bir stadyum inşaatı ve
bağlantı yolu yapımıyla ilgili iddialara ilişkin
İçişleri Bakanından yazılı soru önergesi (7/4562)
46.-
Adıyaman Milletvekili Şevket Kösenin, bir köyün bazı
sorunlarına ilişkin İçişleri Bakanından
yazılı soru önergesi (7/4563)
47.-
İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlunun, İstinye
Devlet Hastanesi Başhekiminin görevden alınmasına ilişkin
Sağlık Bakanından yazılı soru önergesi (7/4573)
48.-
Afyonkarahisar Milletvekili Abdülkadir Akcanın, bazı
karayollarının yapımına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4577)
49.- Kütahya
Milletvekili Alim Işıkın, Türk Telekom tarifelerindeki
haksız uygulama iddiasına ilişkin Ulaştırma
Bakanından yazılı soru önergesi (7/4578)
50.-
İstanbul Milletvekili Ayşe Jale Ağırbaşın,
Atatürk Havalimanında metro levhalarının bulunmamasına
ilişkin Ulaştırma Bakanından yazılı soru önergesi
(7/4579)
51.- Muğla
Milletvekili Fevzi Topuzun, kadastro çalışmalarına ilişkin
Bayındırlık ve İskan Bakanından yazılı soru
önergesi (7/4580)
No.:
19
4 Kasım 2008 Salı
Teklifler
1.- Bursa
Milletvekili Necati Özensoy ve 2 Milletvekilinin; Bursa İlinin Büyükorhan,
Harmancık, Keles ve Orhaneli İlçelerinin Kalkınmada Öncelikli
Yöreler Arasına Alınmasına Dair Kanun Teklifi (2/327) (Plan ve
Bütçe Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.10.2008)
2.- Uşak
Milletvekili Nuri Uslunun; 4122 Sayılı Milli Ağaçlandırma
ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanununa Bir (1) Madde Eklenmesi Hakkında
Kanun Teklifi (2/328) (Tarım, Orman ve Köyişleri ile Plan ve Bütçe
Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.10.2008)
3.- Mersin
Milletvekili Zafer Üskül ve 12 Milletvekilinin; 5275 Sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda
Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (2/329)
(Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 27.10.2008)
4.- Adıyaman
Milletvekili Şevket Kösenin; Tarımsal Sulamada Kullanılan
Elektrik Enerjisi Tarifelerine İlişkin Kanun Teklifi (2/330)
(Tarım, Orman ve Köyişleri ile Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii
Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonlarına) (Başkanlığa
geliş tarihi: 27.10.2008)
5.- Gaziantep
Milletvekili Fatma Şahin ve 16 Milletvekilinin; 5237 Sayılı Türk
Ceza Kanununun 105 inci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun Teklifi (2/331) (Adalet Komisyonuna) (Başkanlığa geliş
tarihi: 30.10.2008)
Tezkereler
1.- Mardin
Milletvekili Emine Aynanın Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/573) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.10.2008)
2.- Van
Milletvekili Özdal Üçerin Yasama Dokunulmazlığının
Kaldırılması Hakkında Başbakanlık Tezkeresi
(3/574) (Anayasa ve Adalet Komisyonları Üyelerinden Kurulu Karma
Komisyonuna) (Başkanlığa geliş tarihi: 21.10.2008)
Rapor
1.- Bazı
Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanun Tasarısı ile Plan ve Bütçe Komisyonu Raporu
(1/657) (S. Sayısı: 302) (Dağıtma tarihi: 4.11.2008)
(GÜNDEME)
4 Kasım 2008 Salı
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER: Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı), Canan CANDEMİR
ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 12nci
Birleşimini açıyorum.
III. - Y O K L A M A
BAŞKAN
Elektronik cihazla yoklama yapacağız.
Yoklama süresi üç
dakikadır.
Yoklama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla yoklama yapıldı)
BAŞKAN
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere
başlıyoruz.
Gündeme geçmeden
önce üç sayın milletvekiline gündem dışı söz
vereceğim.
Gündem
dışı ilk söz, Isparta ilinin sorunları hakkında söz
isteyen Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunere aittir.
Buyurunuz
Sayın Coşkuner. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakika.
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI
1.- Isparta Milletvekili Mevlüt Coşkunerin,
Ispartanın ekonomik, sosyal ve çevre sorunlarına ilişkin gündem
dışı konuşması
MEVLÜT
COŞKUNER (Isparta) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Ispartanın sorunları için söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Konuşmama
geçmeden önce şu yaşanmış bir hikâyeyi anlatmaya
çalışacağım: Kombassana para kaptıran
vatandaşlardan bir tanesi bana şöyle anlattı, dedi ki:
Kombassana para kaptırdık ve Kombassan yöneticilerinden bir mektup
aldık Bizim için dua edin, para
kazanalım, bunları ödeyeceğiz. ve mektubun arkasında da
sabır duası yazılmış. Dilerim ki Ispartanın
sorunlarına da Sayın Bakanlarımız, Sayın Başbakan
ve AKP milletvekilleri duyarsız kalıp bize sabır duası
göndermezler.
Değerli
dostlarım, arkadaşlarım; bugün, Isparta, Türkiyenin her yerinde
olduğu gibi kan ağlamaktadır. Ispartada Sümer Halı
kapatılmıştır. Devlet Malzeme Ofisi
kapatılmıştır. Halil Hamit Paşa Kütüphanesi
kapatılmıştır. Tekel satış yeri
kapatılmıştır. Aksu adliyesi
kapatılmıştır. Şarkikaraağaç ve Yalvaç Toprak
Mahsulleri Ofisi ajansları kapatılmış, yine
Şarkikaraağaç Cezaevi kapatılmıştır ve
Şarkikaraağaç Orman İşletme Müdürlüğü
kapatılmıştır. Şarkikaraağaç Veteriner Okulu
kapatılmıştır. Senirkent Cezaevi kapatılmıştır.
Yine Senirkent, Gelendost ve yöresinde sağlık ocakları
kapatılmıştır. En acısı da Pamukkale Ekspresi
maalesef seferlerine devam etmemektedir ve bunun ötesinde de ayrıca, bu
devlet tarafından kapatılanların yanında özeller de terk
etmiştir. Isparta Mensucat fabrikası Hindistana gitmiştir.
Koteks fabrikası, yılların Koteksi kapanmıştır.
ÜNMAK kalorifer tesisleri kapatılmıştır. Petek
fabrikası kapatılmıştır. Çam Tekstil Anonim
Şirketi kapatılmıştır. İsmet Tekstil
kapatılmıştır. Üçtuğ kapatılmıştır.
Üç Kardeşler fabrikası kapatılmıştır.
Bunların yarısı da maalesef işçi düşürmüşlerdir.
Durum bu iken, bu yetmezmiş gibi, bir de bizim
Küçükhacılarımız ve Büyükhacılarımız ve sizin
de yüzde 80 oy aldığınız bu köylerimizle beraber
Aliköyümüzde önce tapu kadastro gelmiş, sonra da orman kadastro
gelmiş ve maalesef orman kadastro bu tapulu köy arazilerine burası
benimdir demiş, çevirmiş. Neden ki, iki kadastro beraber
çalışamıyor ve bunun ötesinde, Acaristanbula gücünüz yetmezken,
o köylerimizin evleri yıkılmaya gidiliyor.
Tabii ki ben
Sayın Milletvekilimiz Sait Dilekle görüştüğüm için kendisine
-teşekkür ediyorum- bunun detayına girmeyeceğim ama maalesef,
burada on yedi köyümüz yıkılmaktadır. Elbette ki hukukun
verdiği karara saygılıyız ama bir de idarecilik
vardır. Kış ayına girerken bu insanların evlerini
yıkmak, bunları sokağa atmak, nereye gideceklerini bilmemek ve
bunların odunu kömürü olsa bile, yakacak sobası olsa bile, evi
olmadığı için nerede kalacak, bunları çok iyi
düşünmeliyiz. Bu insanlar hayvancılıkla geçinmektedir, bu
hayvanlarını nereye koyacaklardır?
Biz,
yetkililerden burasının yıkılmamasını talep
ediyoruz. Ayrıca diyoruz ki, buradaki evler, öyle gelişigüzel evler
değil ve bu evler orman binası olabilir ve sosyal devlet de bu evleri
yıkılacak vatandaşları bahara kadar idare eder, daha sonra
da bu arkadaşlarımıza yardım yapar, evlerini yapar.
Yıkmak kolay ama onun yerine ne koyacaksınız? Bir şey
koymuyor iseniz, işte, vatandaşın ıstırabı da o
alanlarda ve o köylerde miting alanlarına döner. Önümdeki gazetede,
işte söylüyor, bütün gazeteler de bunları yazıyor. O nedenle
sevgili milletvekillerim, bunlara duyarlı olmak durumundayız.
Ayrıca,
bizim Yenice köyümüz var ve -her yöreden bir köy aldım- Gedikli köyü var,
Akkeçili köyü var. Burada Çevre Bakanlığınca yürürlüğe
konulan
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız, buyurunuz.
MEVLÜT
COŞKUNER (Devamla) - Su kirliliği için burada 1/1.000lik imar
planı yapıyor fakat insanların evleri
yıkılmış, evlerini tamir bile edemiyorlar. Tadilat da
mı yapılamaz bu insanların oraya? O nedenle diyorum ki sevgili
dostlarım, köylerimiz perişandır ve yine 3083 sayılı
sulama alanlarındaki arazi düzenlemesine, toplu araziler konusunda, bizim
Yenişarbademlide çıkmasına rağmen bu karar bu da iptal
edilmiştir. Ayrıca, orada Türkiyenin ikinci yer altı gölü
vardır, bunun için de önerge verdim, değiştirilmedi.
Şöyle
sözlerimi bağlıyorum değerli arkadaşlar, 22nci Dönem
milletvekillerine söyledim: Yalvaça bir kaymakam gelir, kaymakam dalgın
ve o günkü telefon bugünkü telefon değil. Bir ara telefon çalar,
karşıdan bir ses gelir, kaymakam sorar: Orası nere? der,
Köstük, Sen kimsin?, Köstüklü Mustuk
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen tamamlayınız Sayın Coşkuner.
MEVLÜT
COŞKUNER (Devamla) Orada işler nasıl Mustuk? diye sorar ve
karşıdaki Mustuk Fastık fustuk. der.
Türkiyede bütün
insanların sorunu var. Sizin de altı yıldır bu Türkiyedeki
insanlarımıza, Türkiyede yaşayan bütün toplum katmanlarına
yaptığınız işler acı vericidir. Yani
kısacası, sizler fastıkla fustukla
uğraşıyorsunuz.
Hepinize
teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Coşkuner.
Gündem
dışı ikinci söz, Telekomda çalışanların emekliye
zorlanmaları ve işten çıkarılmaları hakkında söz
isteyen Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğluna aittir.
Buyurunuz
Sayın Yazıcıoğlu.
2.- Sivas Milletvekili Muhsin
Yazıcıoğlunun, özelleştirme sonrasında Telekomdaki işçilerin
işten çıkarılmaları ve emekliliğe zorlanmalarına
ilişkin gündem dışı konuşması
MUHSİN
YAZICIOĞLU (Sivas) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. Telekomdan işçi
çıkartmalar ve emekliye zorlamalarla ilgili söz almış
bulunuyorum.
Büyük Birlik
Partisi olarak özelleştirmeye karşı değiliz ancak
özelleştirmeler yapılırken stratejik
kurumlarımızın özelleştirilmesinde millî
hassasiyetlerimizin dikkate alınmasını istiyoruz. Yine,
bankalarımızın ve millî finans sektörümüzde yabancı
ağırlığının artmasından ve
yabancıların kontrolüne geçmesinden ülke olarak endişe
duymaktayız. Burada bu iki hususu öncelikle belirtmek istiyorum.
Konuşmamın
konusu özelleştirilen Telekomda çalışanların
yaşadıkları sıkıntılar olmakla birlikte
özelleşen diğer kurumlarda da bütün çalışanlar aynı
mağduriyeti yaşamaktadırlar. Özelleştirilen kurumlarda
çalışan nitelikli personel işsiz kalmakta veya kamu
kurumlarında 4/C statüsünde geçici olarak
çalıştırılmaktadır. Yıllarca emek
verdiği, ihtisaslaştığı işini kaybetmekte,
nitelikli elemanken niteliksiz işçi olmakta ve gelir seviyesi asgari
ücretin dahi altına düşmektedir.
Özelleştirmeler
yapılırken bu insanların hakkı ve hukuku
korunmalıydı, birdenbire patronların vicdanına
bırakılmamalıydı. Bu konuda ve genelde 4/Clilerin
şartlarını düzeltmek için kanun teklifi de vermiş
bulunmaktayım. Dolayısıyla Hükûmetin bu konu üzerinde durarak
4/Clilerin mağduriyetini bir an evvel gidermesinde büyük yarar görmekteyim.
Türk Telekom
hisselerinin yüzde 55inin satışı suretiyle
özelleştirilmesinin üzerinden üç yıllık süre geçmiş
olmasına rağmen personele yönelik uyguladığı olumsuz
politikalar hâlâ gündemi işgal etmektedir. Özelleştirme sonrasında
yaptıkları ilk icraat, Hükûmeti yanlarına alarak kamu
görevlilerini beş yıllığına Hariri Ailesinin
şirketi olan Oger Telekom kontrolündeki özel Türk Telekoma kiralamaya
imkân veren kanunun çıkarılmasını sağlamak
olmuştur. İş bununla bitmemiş, çalışanlara güven
vermeyen eylem ve uygulamaları meyvesini vererek ilk etapta 13 bin memurun
kamuya geçmesine çanak tutulmuştur. Böylece, ihaleyi alırken
öngördükleri personel sayısı taahhüdüne uymadan, kısa yoldan
kârlarını artırabilecekleri bir imkâna
kavuşmuşlardır. İhale aşamasında
Özelleştirme İdaresine verilen iş planında 48 bin personel
çalıştırmayı taahhüt ederken bugün personel
sayısı 32 bin civarına inmiştir. Personel
sayısının 20 bin civarında azalmasında en önemli etki
kamu kurumlarına nakledilen personelden kaynaklanmaktadır. Daha
sonraki sırayı ise getirdikleri teşviklerle iş
sözleşmesi feshedilen personel alınmaktadır. Personel devlete
nakledilerek devletin milyar dolarlık bir yük altına konulması
sağlanmış, bu arada yıllarını ülkenin en kaliteli
bir şekilde haberleşmesini temin etmek için ülkesine
harcamış olan vefakâr Telekom personelinin başka kurumlarda
işe yaramaz bir duruma sürüklenmiş olması
sağlanmıştır. Ne yazık ki hiç kimse bundan da
rahatsızlık duymamıştır.
Başka kamu
kurumlarına nakil imkânı olan personel bir taraftan gönderilmeye
devam edilirken bir taraftan da teşvik uygulamalarıyla personel
sayısı azaltılmaya devam edilmektedir. Adına her ne kadar
teşvik dense de belirledikleri norm kadronun statüsündeki personelin
işine son verileceği yolunda personel arasında yayılan
dedikoduyla bu teşvikler zorlamaya dönüşmüştür.
İnsanları
üzmeden, onları rahatsız etmeden, rızasını alarak bir
teşvik sistemi getirilmesinin neyi kötüdür diyebilirsiniz ancak burada
amaç teşvik değil, işten atma kriteri olarak bu yöntem kullanılmaktadır.
Biz insanların kendi gönlüyle emekli olmasına veya emekliye
teşvik edilmesine bir şey demiyoruz. Emekliye zorlamanın,
dayatmanın karşısındayız. Bu tür uygulamalar
neticesinde çalışanlarda tedirginlik oluşmuş ve işini
kaybetme korkusu yaşamaktadırlar. Bu düşünceyle beni de ziyarete
gelerek endişelerini dile getirmişler ve bazı sorularına
cevap aramışlardır.
Şimdi
buradan soruyorum: Daha ne kadar personel azaltılacaktır?
Teşvikten sonra kendi kafalarındaki sayıya ulaşıncaya
kadar personel işten atılmaya devam edecek midir? Küresel ekonomik kriz
bahane edilerek çalışan sayısında bir azalmaya gidilecek
midir? Bunların hepsi bizim de Türk Telekom
çalışanlarının da kafasında asılı duran
sorulardır.
Sonuç olarak,
bugünkü sonuçlara baktığımızda yabancı sermayenin
gelmesi, istihdamın artması, yatırımların
çoğalması ve rekabetin geliştirilmesi
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
MUHSİN
YAZICIOĞLU (Devamla) -
amacıyla yapılan özelleştirmelerin
bu amaçlara maalesef hizmet etmediği görülmektedir. Sonuçları
itibarıyla özelleştirilen kurumlarda ortaya konulan personel
politikaları sayesinde istihdamın daralması ve devletin yükünün
artmasına sebep olunmaktadır.
Ayrıca, bu
kuruluşlarımızı satın alan yabancılar elde
ettikleri kârı yurt dışına transfer ederek millî ekonomiye
de zarar vermektedirler.
Yukarıda
açıkladığım endişeleri ve özelleştirilen
kuruluşlardaki çalışanların mağduriyetlerini Hükûmetin
dikkate alması dileğiyle yüce Meclisi saygıyla
selamlıyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Yazıcıoğlu.
Gündem
dışı üçüncü söz, doğal gaza yapılan son zamlar
hakkında söz isteyen Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürke aittir.
Buyurunuz
Sayın Öztürk. (CHP sıralarından alkışlar)
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, doğal
gaza yapılan zamlara ilişkin gündem dışı
konuşması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
Gülerin cevabı
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Dünya ülkelerinin
çok ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya geldiği bu
süreçte, tüm ülkeler çalışanların üzerindeki ve üretimin
üzerindeki yükü asgariye indirmek için arka arkasına program
uyguladıkları bir sırada, Türkiyede üretenlerin, üretimin
üzerine, çalışanların üzerine nasıl yük yükleyebiliriz
çabaları içindedirler; ekonomik krizin faturası dar gelirli çalışanlara
ve sanayiye ve üretime yüklenmek istenmektedir. Sayın Başbakan,
televizyonlarda çıkan konuşmasında, krizin dar gelirli ve
ücretlilere en az yansıtılması için büyük önem verdiklerini
belirtiyor. Nasıl büyük önem vermişler ki, bir gecede, herkesin uyuduğu
bir sırada doğal gaza konutlarda yüzde 22,5, sanayide ise yüzde 22
zam yapmışlardır. Eğer bu krizin çalışanlara ve
dar gelirlilere yansımaması için büyük önem vermeselerdi ne kadar zam
yapacaklardı acaba? Su uyur, düşman uyumaz misaliyle zammı, herkesin
uyuduğu tam gece yarısı saat 02.00de
yapmışlardır ve böylece yılbaşından bu yana
doğal gaza yapılan zam 82,15 olmuştur.
İnsanlarımız, yoksul halkımız kışa girerken,
tenceresini kaynatırken, suyunu ısıtırken ve ekmeğini
pişirirken daha fazla zam, daha fazla para ödeyecek demektir. Memurlara ve
emeklilere 2009un birinci yarısında yüzde 4, ikinci
yarısında yüzde 4,5 zam öngören Hükûmet, dünyada ve doğal gaz
fiyatları yüzde 40 arttığı bir ortamda ve yıllık
enflasyonun da 11,99 olduğu bir süreçte yılbaşından bu yana
yüzde 82 zam yapmıştır. Bu zammın temel nedeni nedir
değerli arkadaşlarım? Bu zam nereden çıktı?
AKP döneminde
yoksulluk, işsizlik, zam, zulüm, işkence olağan sayılmaya
başlandı. AKP döneminde krizin faturasının
çalışanların üzerine yüklenme olayı daha fazla olağan
sayılmaya başlandı. BOTAŞı ayakta tutmak için
yapılmıştır bu zam. Her ne kadar Sayın Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı BOTAŞ Genel Müdürüyle televizyonlara çıkıp
bu zammın gerekçesini açıklarken, bunun dünyadaki doğal gaz
fiyatlarındaki, petroldeki artıştan ve kurlardaki
artıştan meydana geldiğini ileri sürse de ve bu zammın
bundan dolayı olduğunu belirtse de bu doğru değildir.
Sayın Bakan, Elektrik Mühendisleri Odasını, Makine Mühendisleri
Odasını, muhalefeti, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğini,
TÜSİADı, ekonomistleri ve köşe yazarlarını hesap
bilmemekle suçluyor. Hesabı sadece AKP Hükûmeti biliyor!
BOTAŞın
yöneticileri bugün nerede? Hapishanede. BOTAŞ dibine kadar pisliklerin
içerisinde boğulan bir kurum. BOTAŞ ayakta duramaz hâle gelmiş.
BOTAŞı ayakta tutmak için bu zamlar yapılıyor değerli
arkadaşlarım.
Ankara
Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Melih Gökçek 500
milyon YTLnin lafı mı olur? diyor. Lafı olmazsa Sayın
Gökçek git o parayı öde. Neden ödemiyorsunuz? Ankara Büyükşehir
Belediye Başkanlığı BOTAŞa olan borçlarını,
Ankara halkı kullandığı doğal gazın bedelini
ödemediği için mi ödeyemiyor? Halkın ödediği doğal gaz
paralarını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
başta olmak üzere tüm belediyeler politik ve siyasal amaçları için,
oy almak için, poşet dağıtmak için kullanıyorlar,
gösterişli konser organizasyonlarına fahiş fiyatlarla
sanatçılar getiriyorlar, bu paraları orada harcıyorlar ve
halktan topladıkları paraları BOTAŞa vermiyorlar. Hükûmet
de, bu paraların BOTAŞa ödenmesini sağlamak görevi var iken,
borçlarını siliyor, faizlerini siliyor değerli
arkadaşlarım. Ankara halkı kullandığı doğal
gazın bedelini ödüyor, ancak ikinci kez ödemek zorunda kalıyor.
Sırf BOTAŞı ayakta tutmak için yapılıyor. Bu
hesabı Enerji Bakanının bildiği kadar bu ülkenin teknik
elemanları da biliyor, ekonomistleri de biliyor. Bugün AKP Hükûmeti
halkı kandırmayı bir kenara bırakmalıdır. Ankara
Belediyesinin, Elektrik Üretim AŞnin BOTAŞa olan
borçlarının niye tahsil edilmediğini çıkıp Bakan
açıklamalıdır. BOTAŞın yöneticilerinin bugün hapishanede
ne işi vardır? Sayın Enerji Bakanı bunları
açıklamalıdır değerli arkadaşlarım.
Bakın,
kömürün tonu 300 YTLden 800 YTLye çıktı. Bu doğal gaza
yapılan zam sadece doğal gaz zammı olarak değil,
arkasından elektrik zammı olarak halka gelecektir,
halkımız
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Öztürk.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Devamla)
daha fazla ödemek zorunda kalacaktır. Bu doğal
gaz zammıyla 503 YTL asgari ücret alan bir işçimiz, bir
çalışanımız nasıl bunu karşılayacaktır?
Bu doğal gaz zammıyla 100 metrekarelik bir odada 300 metreküp
aylık doğal gaz tüketildiğini varsayarsak bu 321 YTL eder. Bunun
elektrik ve su faturasını da koyduğumuz zaman, asgari ücretli
bir adamın alacağı paranın hepsi oraya gitmektedir
değerli arkadaşlarım.
Bu doğal gaz
zammıyla Sayın Başbakan IMFnin bizim ümüğümüzü
sıkacağını söylemişti ama AKP İktidarı bu
doğal gaz zammıyla halkın ümüğünü sıkmakla
kalmadı, kalbine hançer attı, hançer! Bu zamların daha
arkası gelecek, iğneden ipliğe bütün zamların arkası
gelecek. Eğer AKP İktidarı İşte zam, zulüm, işkence;
işte AKP. dedirtmek istemiyor ise bu zamları geriye alsın.
Saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Öztürk.
Sayın Genç,
sisteme girmişsiniz, nedir acaba?
KAMER GENÇ
(Tunceli) Sayın Başkan, Telekom işçilerinin zorla işten
atılmasına ilişkin uygulamayla ilgili bir iki cümle söylemek
için söz istiyorum.
BAŞKAN
Sayın Genç, katkı amacıyla yapacağınız
açıklama için bir dakika söz veriyorum, yerinizden.
Buyurunuz lütfen.
V.- AÇIKLAMALAR
1.- Tunceli Milletvekili Kamer Gençin, Telekomda
çalışan işçilerin zorla emekliye sevk edilmek istendiğine
ilişkin açıklaması
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Aslında
Telekomun yüzde 46sı devlete aittir efendim ve Telekomda
çalışan üst yöneticilerden ayda 80 milyar lira para alanlar var.
Yönetim Kurulu üyeleri çok fahiş ücret almaktadırlar ve çok büyük
israf var. Yönetim Kurulu toplantıları Türkiyenin ve dünyanın
en lüks otellerinde yapılmaktadır, fakat nedense işçileri
çağırıyorlar İlle emekliye ayrılacaksın.
diyorlar.
Şimdi,
Telekom tamamen özel teşebbüste değil ki, yani devletin de burada
denetimi var, yine özelleştirilirken bununla yapılan sözleşme
var. Bu sözleşme kurallarına eğer uymuyorsa Telekom, bunu lütfen
özelleştirmeden çıkarsınlar efendim. İşçilere büyük
zulüm yapılıyor İlle emekliye ayrılın. deniliyor.
Bu, insanları çok mağdur ediyor.
Teşekkür
ederim efendim.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı Sayın Mehmet Hilmi Güler cevap verecektir.
Buyurunuz
Sayın Güler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
IV.- GÜNDEM DIŞI KONUŞMALAR (Devam)
A) MİLLETVEKİLLERİNİN GÜNDEM DIŞI
KONUŞMALARI (Devam)
3.- Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürkün, doğal
gaza yapılan zamlara ilişkin gündem dışı
konuşması ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Mehmet Hilmi
Gülerin cevabı (Devam)
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu)
Saygıdeğer Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
Bu doğal gaz
meselesiyle ilgili basında olsun, bu salonda olsun epey farklı
şeyler ifade ediliyor. Ben, bu noktaya bir açıklık getirmek
amacıyla söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Doğal gaz,
bildiğiniz gibi, bizim büyük ölçüde, hatta büyük ölçüde de değil
neredeyse tamamen dışa bağımlı olduğumuz bir
kaynak. Her ne kadar Türkiye Petrolleri yeni dönemde, özellikle gelecek sene
kendi karasularımızda petrol ve doğal gaz aramalarına ve
sondajlarına başlayacak. İki boyutlu, üç boyutlu sismik
çalışmalarımız bitti ve beklentimiz de gayet iyi. Tabii,
burada, klasik tabiriyle matkabın ucunun mutlaka o rezervlere değmesi
lazım, onun için de sondaj yapacağız. Bunları
yaptığımız takdirde bu dışa
bağımlılığımız da büyük ölçüde inşallah
ortadan kalkacak.
Bu gibi
dışa bağlı olduğumuz kalemlerde, üstelik bir de para
birimi dolar olduğu takdirde kontrollerimiz dışında
değişiklikler meydana gelebiliyor. Bu tamamen
dışımızda olan bir şey. Çünkü, dolar bize
bağlı olan bir para birimi değil. Petrol de maalesef bizim
ürettiğimiz bir kaynak değil. Böyle olunca, her iki kaynakta da
dışa bağımlı olunca, mecburen, kuralları koyanlar
burada hâkim oluyor.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Doğal gaz alım fiyatlarını açıkla
Sayın Bakan.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Şimdi, bu noktada kendi
gazımızla -ki Akçakocada da bunu bulduk, inşallah, Karadenizde
olsun, İç Anadoluda olsun sondajlarımız devam ediyor-
inşallah bu tip tartışmalar bundan sonra giderek azalacak. Onu
özellikle vurgulamak istedim.
Doğal gaza
gelince, bildiğiniz gibi biz değişik kaynaklardan doğal gaz
alıyoruz. Bu aldığımız doğal gazın da
fiyatları özel bir formülle hesaplanıyor. Burada petroldeki türevler,
formülün içinde yer alıyor. Tabii bu petrolün fiyatı değişince
bu türevler de değişiyor. O zaman buradaki parametreler, yani oradaki
rakamlar da değişiyor. Yalnız petrolden bir
farklılığı var: Diyelim ki petrol düştüğü zaman,
hemen bizim petrol istasyonlarındaki fiyatlar bir hafta, bilemediniz
birkaç gün içinde değişebiliyor. Ancak doğal gazda mukavelelerin
şartına bağlı olarak altı ay veya dokuz ay geriden
geliyor. Bu işin kuralı böyle. Yani bu kural sadece bize ait
değil.
Bu,
yıllık 1,5 trilyon dolarlık bir ciro. Dünyadaki doğal gaz
piyasası 1,5 trilyon dolarlık bir piyasa. Yani, burada kuralı
koyan, daha çok, üreten firmalar ve bunun zamanında da kuralları
konmuş. Bizim burada yaklaşık yüzde 2lik bir payımız
var. Tabii, yüzde 2lik olunca da burada, daha çok, çoğunluğun tabi
olduğu kurallar geçerli oluyor. Bu bakımdan da fiyatlar altı ay,
dokuz ay geriden geliyor. İran kontratı dokuz ay geriden geliyor, Rus
doğal gazı altı ay geriden geliyor. Bir de buna Nijeryayı,
Cezayiri, Azerbaycanı kattığınız zaman, onlar da
aynı şekilde, altı ay geriden geliyor. Öyle olunca, herhangi bir
değişiklik -eğer dolar paritesi sabit kalırsa, değişmezse-
altı veya dokuz ay ağırlığına bağlı
olarak bizi etkiliyor. Bu, denizlerin geç soğuyup geç
ısınması gibi, yani bu şekilde geç intikal ediyor ve bu da
dediğim gibi, uluslararası doğal gaz piyasasının
kurallarının gereği. O bakımdan, bilhassa temmuz ayında
yükselen doğal gaz fiyatlarının -ki 150 dolarlara
ulaştı- şu andaki esintisi bu, dalgası. Onun için, bugünkü
hesaplamaları yaparken, o günkü katsayıların yansıması
böyle oluyor. Bir de yüzde 33 kadar da doların değeri arttı,
1,2lerde olan Türk parası 1,6ya kadar, 1,7ye kadar çıktı,
sonra 1,5e kadar düştü.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Son iki ay Sayın Bakan, son iki ay.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Misal
olarak, biz Rusyaya dolar olarak ödüyoruz, vatandaşımızdan TL
olarak alıyoruz. TL olarak aldığımız parayı
dolara çevirirken paritesi değiştiği için,
çarptığımız rakamlarda günün dolar değerinin etkisi
oluyor. Böyle olunca da, petrol fiyatlarında yaklaşık yüzde 120
kadar artış olduğu hâlde bu sene, bizim bu
yaptığımız düzenleme veya zam bunun daha altında,
yüzde 60-70 civarında oldu.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Yüzde 82,5.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Bunu
da, gayet tabii ki
Şunu da söyleyeyim size, bazı yanlış
bilinen doğrular var, doğru bilinen yanlışlar var,
onları da bu vesileyle düzeltmek istiyorum. Bir kere, daha evvelden,
bizden önce yüzde 28 kârlılık oranıyla satılırken, biz
kârlılık oranını yüzde 8e kadar düşürdük, şu
anda sıfır kârla satıyoruz. Yani artan fiyatları
düşünerek, vatandaşımıza yük olmasın ama bir yandan
kamu da zarar etmesin diye sıfır kârla satıyoruz, doğal
gazı satış şeyimiz bu. Yani -burada da artan fiyatlar- hiç
olmazsa bir kısmını fedakârlık yaparak biz alalım
dedik.
Bunu yaparken de
doğal gazda önemli yatırımlar yaptık yani 9 vilayet
doğal gaz kullanırken 63 vilayete çıktı bu. Bu arada
Bakü-Tiflis-Ceyhan gibi, Şahdeniz gibi, Türkiye-Yunanistan-İtalya
bağlantısı gibi önemli projeleri, yer altı deposu gibi
projeleri de gerçekleştirdik. Çok şükür şu anda bizim iç
hatlarımız 4 bin kilometrelerden 11 bin kilometreye çıktı,
yani Onuncu Yıl Marşındaki Demir ağlarla ördük ana yurdu
dört baştan ifadesini Çelik borularla ördük ana yurdu dört baştan
diyebiliriz. Netice itibarıyla, bunlarla hava kirliliğiyle mücadelede
çok önemli bir etken olan, bir uygar enerji kaynağı olan doğal
gazı altmış üç vilayete inşallah bu yılın sonunda
ulaştıracağız. Diğer vilayetlerimiz de peşinden
gelecek yani 9 vilayetten 63 vilayete
Eğer doğal gazdan bu kadar
halkımızın şikâyeti olsaydı böyle bir teveccühü
göstermezlerdi. Ayrıca temiz bir kaynak bu.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) Hiç kimsenin şikâyeti yok!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Şimdi, burada bu kriz lafı
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Krizden bahsediyorsun. Krizi sen yaratıyorsun
Sayın Bakan, sen!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Enerji sektöründe, ben Bakan oldum olalı Bugün elektrik kesilecek, bugün
doğal gaz kesilecek, kriz geliyor, öldük, bittik. derken çok şükür
altıncı senede de hem elektriğimiz hem doğal
gazımız gayet iyi durumda. Bir miktar sularımızda eksiklik
var ama onu da inşallah enerji üretimi ile toparlayacağız.
Bakın şu salonda -daha evvelden lambalara bakacak olursak- bizden
önceki dönemde yüz lamba yanarken, biz buna altı yılda
altmış lamba ekledik yani bizden önceki yüz lambaya altmış
lamba ekledik. Bu az bir şey değil yani, altı yıldaki durum
bu. Ve üstelik doğal gazda da 9 vilayeti öyle 10a, 12ye, 13e
çıkartmadık, 63e çıkarttık. Yani bunu isteyen olmasa
Bakın, milletin bu doğal gazdan bu kadar şikâyeti olsa buna
dönmez. Biz de burada cesur bir karar aldık. Ekonominin gereği neyse
onu yaptık, aksi takdirde BOTAŞ zarar edecekti. BOTAŞın
zararını yine vatandaştan alacaktık yani yine neticede vatandaşımızdan
alacaktık.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Bakan, alacakları niye tahsil etmiyorsunuz?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) BOTAŞın alacaklarını niye tahsil
etmiyorsunuz Sayın Bakan?
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) BOTAŞın alacakları ne oldu?
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) BOTAŞın alacakları, alacakları
Özel
bankalara ödediği faiz
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - O
bakımdan, burada dünyadaki değişim
Doları artıran biz
değiliz. Bakınız, doları artıran biz değiliz,
petrolü de artıran biz değiliz.
SIRRI SAKIK
(Muş) Melih Gökçeki affeden sizsiniz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Üstelik de sıfır kârla satıyoruz. Sıfır kârla
satıyoruz. Dolayısıyla
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sayın Bakan, 130 dolardan 65 dolara geldi. Niye
düşürmüyorsunuz? Mazot hâlâ 3 bin lira. Kimin cebine gidiyor bu para?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Yalnız, bakın
(CHP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri
ENERJİ VE TABİİ
KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Şimdi,
değerli arkadaşlar
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) BOTAŞın kaç yöneticisi hapiste?
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, biraz daha sakin dinleyiniz lütfen.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Resmin sadece yarısını görüyorsunuz. Resme
baktığınız zaman tamını görün.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Bu gerekçe değil.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) BOTAŞın alacakları Sayın Bakan
Özel
bankalara ödediği faiz
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Bakın, ben size hem petrolün fiyatından hem doların paritesinden
faydalanın söylüyorum.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) BOTAŞın alacağı ne kadar? Kaç
yöneticisi hapiste? Biz bunu bilmek istiyoruz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Alacağız, onu da alacağız. Alacaklarımızı
alacağız. Alacaklar
Bakınız
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) 10 milyar dolar
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Ödediği faiz
Özel bankalara ödediği faiz
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Bir
dakika
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, lütfen karşılıklı
konuşmayınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
BOTAŞın alacakları sağlam müşterilerde, merak
etmeyin, devlette. Devlette
(CHP sıralarından gürültüler)
SÜLEYMAN
LATİF YUNUSOĞLU (Trabzon) Ankara Belediyesi mi sağlam?
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Niye tahsil etmiyorsunuz?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Alacağız onları, alacağız onları. Merak etmeyin.
Bakınız,
hem belediyeciliği güzel yapacağız hem iktidarı iyi
yöneteceğiz. Halkımız da bunu zaten görüyor.
Hava
kirliliğiyle mücadele dersek, en iyisini yaptık. Yenilenebilir enerji
derseniz, sizlerin daha evvel hiç yapmadığınız
rüzgârları, güneşleri, suları devreye sokuyoruz.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Kendiniz şikâyetçisiniz, kendiniz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Bu,
dışa bağımlılığın gereği.
Dışa bağımlılığın gereğindeki
anlaşmalar da bizden önce imzalandı. Dolayısıyla, biz bunları
düzeltiyoruz. Zaten altı ay, dokuz ay sonra gelen bu fiyat farkı
neticede altı ay, dokuz ay sonra önümüze çıkacak. Yine yüz yüze
bakacağız.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Seçim yatırımı yapıyorsunuz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Yine
siz burada olacaksınız, biz burada olacağız. Uzun süre
böyle olacağız zaten de! Yani, netice itibarıyla, biz
bunları yansıması gerekince yansıtacağız.
Ekonominin gereği neyse bunu yapıyoruz çünkü
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Mazot niye düşmüyor Sayın Bakan? Mazot
niye 3 bin lira hâlâ? 130 dolardan 65 dolara geldi. Bu para kimin cebine
gidiyor?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Bakın, tek taraflı konuşmayın. Mazotun fiyatı, bir de
doların değeri
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) - 130 dolardan 65 dolara geldi
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
İkisi beraber çarpılınca
Şeyi de söyleyin, doları da konuşun. Bunları
artıran biz değiliz. O bakımdan, buradaki
Bakın, size
güzel bir haber de vereyim. Belki muhabirlere de taze bir haber olur. Mesela
bizim hiç kullanmadığımız jeotermal vardı. Bugün, MTA,
biraz önce, sıcağı sıcağına, bir ihale yaptı
ve Aydın Sultanhisarda 19 milyon 50 bin dolara yaklaşık
değeri, 7,5 megavatlık olan jeotermal kaynağımızdan
elektrik üretmek üzere ihalesini yaptık. Daha evvelden bu jeotermal yerin
altında duruyordu, biz de üzerinde geziyorduk, bundan kimse
faydalanmıyordu. Şimdi, altı tane sahayı birden ihaleye
çıkarttık, bunlar da ekonomimizin hizmetine girecek. İşte
bunlar yerli kaynağımız, işte vatanseverlik, milliyetçilik,
memleketini, milletini sevmek bu yerli kaynaklarla oluyor. Dışa
bağımlı olunca da işte böyle zorluklar çekiyoruz, onları
da azaltmaya çalışıyoruz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hep vilayetlere yayıyorum diyorsun, hep
yaygınlaştırıyorum diyorsun, hiçbir şey yok.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - O
bakımdan, biz şimdi bu yerli şeyleri yapıyoruz. Öbür
taraftan maliyetlerimiz -bakın, doğal gazın geldiğimizdeki
kullanılan miktarı 17 milyar metreküptü, şu anda 38, bu sene
40la filan bitireceğiz bunu- bakınız, bu kadar
arttığı hâlde biz eleman sayımızda düşüşler
meydana getirdik, işletmecilikte düşüşler meydana getirdik.
Hâlbuki bunu ikiye katlayınca normal olarak eleman sayısı da
artar. Biz adam doldurmadık, maliyetlerimize, masraflarımıza
dikkat ettik, verimliliği hâkim kıldık ve şu anda dikkat
ederseniz sıfır kârla götürebiliyoruz, bu çok önemli bir şey.
Yani bu bakımdan BOTAŞ da şu anda dünyanın sayılı
başarılı şirketlerinden bir tanesi.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) BOTAŞın kredi borçları ne olacak?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bakın, borç-alacak, kâr-zarar ve nakit akışı üç ayrı
ifadedir, birbiriyle karıştırmayın.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Bakan, BOTAŞ ne kadar kredi aldı özel
bankalardan, ne kadar faiz ödedi?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bakınınız, borç-alacak ayrı bir ifadedir, kâr-zarar
ayrı bir ifadedir, nakit akışı ayrı bir ifadedir,
birini ondan, birini ondan alırsanız kafanız
karışır. Muhasebenin msini bilen, finansmanın fsini
bilen bu hataları yapmaz. Onun için, zaten dikkat ederseniz büyük bir
çoğunluk ses çıkartmıyor. Yani büyük bir çoğunluk, sizler,
siz değerli milletvekillerimiz kâr-zararın ne olduğunu ayrı
biliyorsunuz, nakit akışını ayrı biliyorsunuz
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Soru soruyoruz Sayın Bakan: BOTAŞ ne kadar kredi
aldı özel bankalardan, ne kadar faiz ödedi?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
...ayrıca da borç-alacak ayrı. Onun için, dikkat ederseniz bir tek
birkaç kişiden geliyor, onlarla da biz kısa bir zaman içinde oturur
bunları enine boyuna konuşuruz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Bakan, 500 YTL asgari ücret alan bir kişi 320
YTLyi nasıl ödeyecek?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
İşletmecilik hakikaten hem bilim hem sanat. BOTAŞın da üç
özelliği var: Bir tarafta yatırım özelliği var,
yatırımcı bir şirkettir, bir yandan işletmeci bir
şirkettir, bir yandan da servis şirketidir.
Yatırımlarını geciktiremez, herhangi bir yatırım
altı ay gecikse hiçbir şey fark etmeyebilir ama BOTAŞın
yatırımları gecikirse burada çok önemli problemler çıkar.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Hiçbir şey olmaz!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Onun
için, yatırım şirketidir, 9 vilayetten 63 vilayete
çıkartmıştır, 4 bin kilometreden 11 bin kilometreye
çıkartmış çelik boruları. Burada rakamları
konuşalım. Mühendisler iknaya çalışmaz, ispat eder.
Dolayısıyla,
bu, bir kere yatırımcı bir şirkettir,
başarılıdır. Bunu dünya âlem biliyor, Nabuccosuyla,
Şah Deniziyle biliyor.
İkincisi,
işletmeci bir şirkettir, kâr-zararını iyi bilir. Şu
ana kadar zarar etmemiştir. Bakınız, yanlış bilinen
bir şeyi daha düzeltmek istiyorum: BOTAŞ şu güne kadar zarar
etmemiştir ama bazılarına bakarsanız -korkunç bir bilgi
kirliliği var- BOTAŞ bitti, öldü filan denir ama BOTAŞ zarar
etmeyen bir şirkettir. Şu anda da artan fiyatlara göre
halkımıza yük olmamak için sıfır kârla bugün
itibarıyla vermektedir.
BOTAŞın
üçüncü özelliği, servis şirketidir. Herhangi bir işte,
dediğim gibi, gecikmeler olabilir ama doğal gazı altı
saniye dahi geciktiremezsiniz. Onun için servisi tam yapması lazım.
Burada da başarılıdır.
O bakımdan,
lütfen, bir millî kuruluşumuz olan BOTAŞı, BOTAŞın
yönetimini insafsızca eleştirmeyelim. Çünkü, zaten az sayıda
adamla çalışıyor verimli olsun diye, bizler de bunun için
gayretini gösteriyoruz. Sizi üşütmeden, elektriğinizi eksik tutmadan
bunları yapıyoruz.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Sayın Bakan, niye hapisteler yöneticiler? Ne işleri
var hapiste?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bunlar, şöyle söyleyeyim: Bakınız, bizim dönemde 60 bin ihale
yaptım.
K. KEMAL ANADOL (İzmir)
Hapiste ne işi var yöneticilerin?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bakın, benim Bakanlığım döneminde irili ufaklı 60 bin
ihale yapıldı, 60 bin ihale. Bunların içinde bir iki tane
yanlış varsa -ki o da daha hâlâ hukuki süreç devam ediyordur- yapan
cezasını çeker ama şunu söyleyeyim
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) BOTAŞı düşünüyorsanız şu Ankara
Belediyesinden parasını bir alıverin!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - 520
tane de şirketi yasakladık biz. 520 tane, şu anda benden
hoşlanmayan adam var. Yani, bunları da yaptık.
Dolayısıyla,
biz burada temiz geldik, temiz gideceğiz ve şu anda da gücümüzle
çalışıyoruz, bütün samimiyetimizle çalışıyoruz,
gayretli bir şekilde gece gündüz çalışıyoruz. Bunu da zaten
sizler de görüyorsunuz, halkımız da görüyor. Bütün dünyada
dışımızda olan bir artışın
yansımasıdır bu. Bundan dolayı herhangi bir mali terör
lafı yanlıştır...
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Dünyada yüzde 40, Sayın Bakan, zam
artışı, yüzde 82,5 artış yaptınız.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Biraz
haddini aşan bir ifadedir.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Halkı bari kandırmayın ya!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Böyle
bir şey söz konusu değil. Halkın ümüğünü sıkma diye
bir şey yoktur. Biz geçen yıl -2007de- hiç zam yapmadık mesela,
gerekmedi, yapmadık. Gerekmediği için doğal gaza 2007de
yapmadık.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Seçim vardı, seçim.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) Seçim vardı.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Gerekmedi çünkü. Dolar yerindeydi, petrol fiyatı da fazla oynamadı,
yapmadık.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Hayır, 2007de seçim vardı, seçim! Ondan.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Hayır, hayır, hiç alakası yok. Bakın, peki, önümüzde seçim
var, niye yapıyoruz o zaman? Şimdi önümüzde seçim var, niye
yapıyoruz?
SIRRI SAKIK
(Muş) Martta indirirsiniz.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Martta indireceksiniz.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bununla alakası yok. Bakın, size saygılarımla ben
bunları arz etmeye çalışıyorum.
YAŞAR
AĞYÜZ (Gaziantep) BOTAŞın borcuna gelelim, BOTAŞın
borcuna!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Dünyada da
Size tekrar tekrar söyleyeyim, burada tablolar da var,
zamanınızı almamak için göstermedim ama
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Sayın Bakan, BOTAŞın yöneticileri nerede?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Şöyle bir yanlış ifade kullanılıyor: Türkiye en
pahalı elektriği kullanıyor, en pahalı doğal gazı
kullanıyor. gibi bir ifade var, bu da külliyen yalan, yanlış,
onu da söyleyeyim size. Biz, en ucuz demiyorum, ama ucuzlar
arasındayız. Bu artan doğal gaza karşı, bu artan
petrol fiyatlarına karşı, bu artan dolar paritesine
karşı gene de ucuzlar arasındayız. Bunun sebebi de şu:
Yönetim, paranın idaresi, insanın idaresi ve biraz da gönül meselesi
bu.
K. KEMAL ANADOL
(İzmir) Onun için yönetimin tamamı hapishanelerde!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Eğer bu işe gönlünüzü verirseniz, bu işi sadece bir iş
olarak görmezseniz ve bir miktar ter, bir miktar da sevinç gözyaşı
olursa bu işler yürür.
KADİR URAL
(Mersin) Sayın Bakan
Millî Gazetede yazıyor Sayın Bakan!
Millî Gazetede yazıyor, Millî Gazetede!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) O
bakımdan, bakın, ben size, OECDnin fiyatları var
KADİR URAL
(Mersin) Tamam, mahkemeye verin o zaman Millî Gazeteyi.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) - Eğer merak ederseniz, bakın,
OECDde biz en pahalı ülkeler arasındayken
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) 2007 zamları burada, biz yemeyiz!
KADİR URAL
(Mersin) Sayın Bakanım, 2007de zam yok. diyorsunuz
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) -
Bakın, rakamlar burada.
KAMİL ERDAL
SİPAHİ (İzmir) İşte zam!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, müdahale edin.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Dolayısıyla, ben size Türkiyenin uygun bir zamanda
Bunları
enine boyuna konuşacak zamanımız da var. Biz ne
konuştuğumuzu bilen kişileriz. Neticede farklı da olsa,
eğer yanlış da varsa düzeltiriz.
KADİR URAL
(Mersin) Sayın Bakanım, yanlış bilgi veriyorsunuz.
2007de yok. diyorsunuz, 2007de var zam.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Dolayısıyla, size şunu söylemek istiyorum, bizim burada söylemek
istediğimiz şey şu: Doğal gaz konusu, inşallah kendi
kaynağımızdan çıktığı takdirde ileride,
burada böyle tartışmalar olmayacak. Ama biz bir yandan enerji
kaynaklarını çeşitlendirerek, yenilenebilir enerjiye
ağırlık vererek, rüzgâra, güneşe, suya, jeotermale
ağırlık verdiğimiz zaman doğal gazın payı da
düşecek. Çünkü biz aldığımız doğal gazın
yarısını elektrik üretmekte kullanıyoruz.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Elektriğe ne zaman zam yapacaksınız Sayın
Bakan?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) Yani
şuradaki lambaların yarısı doğal gazdan gidiyor.
ALİ RIZA
ÖZTÜRK (Mersin) Elektrik zammı ne zaman Sayın Bakan, elektrik
zammı?
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Şimdi, bunun bir kısmı önümüzdeki günlerde rüzgârdan üretilecek.
NECATİ
ÖZENSOY (Bursa) Yarısını söndürelim o zaman.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla)
Birkaç tane abajur jeotermalden üretilecek, birkaç tanesi kömürden üretilecek.
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) İthal kömür olmasın!
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Devamla) O
zaman doğal gazın payı düşecek ve inşallah Meclisimiz
de yerli kaynaklarla aydınlanacak.
Hepinize
saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
S. NEVZAT KORKMAZ
(Isparta) Meclise, bize bakamıyorsunuz, havaya tavaya bakıyorsunuz!
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Güler.
Sayın
milletvekilleri, gündeme geçiyoruz.
OKTAY VURAL
(İzmir) Sayın Başkan
BAŞKAN
Buyurun.
V.- AÇIKLAMALAR (Devam)
2.- İzmir Milletvekili Oktay Vuralın, Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanının cevabıyla ilgili açıklaması
OKTAY VURAL
(İzmir) Biraz önce Sayın Bakan 2007de zam
yapılmadığını söyledi ama bugünkü gazetelerde 31 Ocak
2007de konutlarda 4,55; sanayide 4,59; 1 Haziran 2007de yüzde 7,4; Kasım
2007de yüzde 9,52 ÖTVye yapılan zamlardan bahsediliyor. Eğer zam
yapılmamışsa, bu konuda gazeteye bir tekzip gönderirseniz
Dolayısıyla, daha tutarlı olacağını düşünüyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Vural bu açıklamanız için.
ENERJİ VE
TABİİ KAYNAKLAR BAKANI MEHMET HİLMİ GÜLER (Ordu) Ben
sizin BOTAŞ Genel Müdürü olduğunuz zamandaki rakamları da
biliyorum.
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Başkanlığın Genel Kurula
sunuşları vardır.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığının bir tezkeresi
vardır, okutup bilgilerinize sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
A) TEZKERELER
1.- Slovakya Ulusal Meclisi Dış
İlişkiler Komitesinin davetine icabetle bu ülkeye resmî ziyarette
bulunacak olan TBMM Dışişleri Komisyonu, AB Uyum Komisyonu ve
Türkiye-Slovakya Parlamentolararası Dostluk Grubu üyelerinden
müteşekkil Parlamento heyetini oluşturmak üzere gruplarınca
isimleri bildirilen milletvekillerine ilişkin Başkanlık
tezkeresi (3/575)
30
Ekim 2008
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Genel Kuruluna
Slovakya Ulusal
Meclisi Dış İlişkiler Komitesinin vaki davetine istinaden,
Türkiye Büyük Millet Meclisi Dışişleri Komisyonu, AB Uyum
Komisyonu ve Türkiye-Slovakya Parlamentolararası Dostluk Grubu üyelerinden
oluşan parlamento heyetinin Slovakya'ya resmi bir ziyarette bulunması
Genel Kurul'un 8 Ekim 2008 tarih ve 3 sayılı birleşiminde kabul
edilmiştir.
Türkiye Büyük
Millet Meclisi'nin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi
hakkındaki 3620 Sayılı Kanunun ikinci maddesi uyarınca
heyeti oluşturmak üzere siyasi parti gruplarının bildirmiş
olduğu isimler Genel Kurul'un bilgilerine sunulur.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Hamza Hamit Homriş Bursa
Milletvekili
Murat Mercan Eskişehir
Milletvekili
Özlem Müftüoğlu Gaziantep
Milletvekili
Taha Aksoy İzmir
Milletvekili
Canan Arıtman İzmir
Milletvekili
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Meclis
araştırması açılmasına ilişkin iki önerge
vardır, okutuyorum.
B) MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGELERİ
1.- Antalya Milletvekili Osman Kaptan ve 21 milletvekilinin,
Manavgatın Karabük köyünde yaşanan bir orman
yangınının araştırılarak alınması
gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/275)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
31 Temmuz 2008
tarihinde Manavgat/Karabük köyünde başlayan, Serik/Karataş Köyünde
iki vatandaşımızın yanarak hayatını
kaybettiği, 60 evin yanarak kül olduğu orman yangını
beş gündür söndürülemeyip, halen devam etmektedir. Son yıllarda
yaşanan Türkiye'nin en büyük orman yangınlarından biri olan bu
yangınla ilgili olarak gerekçede arz ettiğimiz nedenlerle,
Anayasamızın 98, TBMM İç Tüzükümüzün 104 ve 105inci maddeleri
gereğince, Meclis Araştırması açılmasını arz
ederiz. 4/8/2008
1) Osman Kaptan (Antalya)
2) Atila Emek (Antalya)
3) Mehmet Sevigen (İstanbul)
4) Tayfur Süner (Antalya)
5) Hüsnü Çöllü (Antalya)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Gürol Ergin (Muğla)
8) Ali Rıza Öztürk (Mersin)
9) Turgut Dibek (Kırklareli)
10) Kemal Demirel (Bursa)
11) Abdulaziz Yazar (Hatay)
12) Orhan Ziya Diren (Tokat)
13) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
14) İsa Gök (Mersin)
15) Ahmet Ersin (İzmir)
16) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
17) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
18) Mehmet Ali Susam (İzmir)
19) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
20) Canan Arıtman (İzmir)
21) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
22) Tekin Bingöl (Ankara)
Gerekçe:
Antalya/Manavgat
ilçesi Karabük köyünde 31 Temmuz 2008 tarihinde çıkan yangın, 4
Ağustos 2008 tarihi itibariyle söndürülememiş, Manavgat'ın
Çardak bölgesinde, Koru Dağı ve Karabucak mevkilerinde halen devam
etmektedir.
Geniş bir
alanda etkili olan bu yangında; Serik ilçemizin Karataş köyünde iki
vatandaşımız yanarak hayatını kaybetmiş, 60 ev
yanarak kül olmuş, 88 ahır ile büyükbaş ve küçükbaş
hayvanlar da yanmıştır. Bu köydeki yangın süresince;
"devletin hiçbir yangın söndürme faaliyeti yapmadığı,
beş gündür de; Karataş köyünü, Orman Bakanı başta olmak
üzere hiçbir bakanın gelip durumu yerinde görmediği, devletin gerekli
tedbirleri zamanında almadığı" muhtar ve köylüler
tarafından ifade edilmektedir. Sarıabalı köyünde de altı ev
yanmıştır.
3 Ağustos
2008 tarihinde CHP Genel Başkanı Sayın Deniz Baykal ve
beraberindeki milletvekilleri; yangın bölgesindeki incelemelerinde,
Karataş köylülerinin, içler acısı durumunu ve
yaşamlarını bile sürdüremeyecek halde olduklarını,
devletin acilen önlem almasının gerekli olduğunu, bizzat yerinde
tespit etmişlerdir.
Son zamanlarda
Antalya başta olmak üzere, ülkemizdeki orman yangınlarının
ciddi boyutlar kazanması, küresel ısınmadan dolayı ileride
çok daha vahim tehditlerin oluşabileceği dikkate alınarak;
1-
Manavgat/Karabük köyünde başlayan yangının çıkış
nedeni veya nedenlerinin tespit edilmesi,
2 -
Serik/Karataş köyünün yanması sırasında neden yangın
söndürme çalışması yapılmadığının
açıklığa kavuşturulması,
3 - Yangın
söndürmelerde ilk müdahalede gecikme olup olmadığı,
4 -
Yangını söndürme çalışmalarında gerekli araç ve
gereçlerin yeterli olup olmadığı, etkin, verimli ve koordineli
çalışmaların yapılıp yapılmadığı,
5 -
Yangından zarar gören vatandaşların acil insani
ihtiyaçlarının karşılanıp
karşılanmadığı,
6 - Manavgat ve
Serik'te bu yangında yanan alanın miktarı, Orman Bakanına
göre dört bin hektar, CHP heyetine brifing veren Orman Bakanlığı
ilgilisine göre sekiz bin hektar, basına göre de 14-15 bin hektar olarak
açıklanmıştır. Yanan alanın gerçek
miktarının belirlenmesi,
7 - Yangın
alanlarının tekrar ormanlaştırılması ve
yangından zarar gören vatandaşların ekonomik, sosyal, psikolojik
rehabilitasyonu ile köylerin tekrar iskanı için yapılması
gerekenlerin tespit edilmesi,
8 - Orman
yangınlarının hızlı, etkili ve verimli bir
şekilde söndürülememesinin ve söndürme faaliyetlerinin sadece rüzgâra
bağlı olarak açıklanmasının yanında, Orman
Bakanlığındaki kadrolaşmanın ve nitelikli eğitim
verilmemesinin etkisinin olup olmadığının
araştırılması,
9 - Ulusal
düzeyde mevcut yapılan klasik yangın söndürme metotları yerine
daha etkili olabilecek alternatif yangın söndürme modellerinin
oluşturulması için,
Yurt içi ve yurt
dışında araştırma yapmak ve çözüm önerileri
geliştirmek için, bir Meclis araştırma komisyonunun
kurulması gereklidir.
2.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 36
milletvekilinin, Merinos Kumaş Fabrikalarının
özelleştirilmesinde yolsuzluk yapıldığı
iddialarının araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Meclis araştırması açılmasına ilişkin
önergesi (10/276)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Gerekçesini ekte
sunduğumuz Bursa İli Merinos Kumaş Fabrikalarının
özelleştirilmesinde yapılan yolsuzlukların
araştırılması için Anayasa'nın 98, İçtüzüğün
104 ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması
açılmasını arz ederiz.
1) İsmet Büyükataman (Bursa)
2) Necati Özensoy (Bursa)
3) Hamza Hamit Homriş (Bursa)
4) Beytullah Asil (Eskişehir)
5) Süleyman Latif Yunusoğlu (Trabzon)
6) Mehmet Serdaroğlu (Kastamonu)
7) Alim Işık (Kütahya)
8) Hasan Çalış (Karaman)
9) Osman Durmuş (Kırıkkale)
10) Münir Kutluata (Sakarya)
11) Mehmet Şandır
(Mersin)
12) Cumali Durmuş (Kocaeli)
13) Ali Uzunırmak (Aydın)
14) Erkan Akçay (Manisa)
15) Osman Ertuğrul (Aksaray )
16) Muharrem Varlı (Adana)
17) Mehmet Günal (Antalya)
18) Hakan Coşkun (Osmaniye)
19) Mithat Melen (İstanbul)
20) Reşat Doğru (Tokat)
21) Mustafa Kalaycı (Konya)
22) Mustafa Enöz (Manisa)
23) Ahmet Kenan Tanrıkulu (İzmir)
24) Ahmet Orhan (Manisa)
25) Recep Taner (Aydın)
26) Mümin İnan (Niğde)
27) Metin Ergun (Muğla)
28) Ertuğrul Kumcuoğlu (Aydın)
29) Zeki Ertugay (Erzurum)
30) Oktay Vural (İzmir)
31) D. Ali Torlak (İstanbul)
32) Kürşat Atılgan (Adana)
33) Murat Özkan (Giresun)
34) Akif Akkuş (Mersin)
35) Kamil Erdal Sipahi (İzmir)
36) Behiç Çelik (Mersin)
37) Mehmet Akif Paksoy (Kahramanmaraş)
Gerekçe
1935
yılında İsmet İnönü'nün temelini attığı
Bursa Merinos Kumaş fabrikasının
açılışını Şubat 1938'de bu fabrikanın isim
babası Atatürk yapmıştır.
Cumhuriyet devri
sanayisinin sembol kuruluşu olarak yıllar boyunca üzerine düşeni
yapmış olan Bursa'daki Merinos Fabrikaları, Dünyadaki ve
Türkiye'deki ekonomik süreç içinde kapatılma noktasına kadar
gelmiş ve kapatılmıştır
Merinos Fabrikası
2005 yılına kadar dünyanın en kaliteli yünlü elbiselik
kumaşlarını üretmiş, on binlerce kişiye ekmek
kapısı olmuştur.
Yılları
alan özelleştirme süreci sonunda Merinos binaları ve arazisi
Belediyeye devredilmiştir. Daha önceki iktidarlar döneminde başlayan
özelleştirme ve kapanma safhalarında çeşitli nedenlerle
kesintiler olmuştur. Son olarak 2004 yılında tam olarak
Belediyeye devir işlemi gerçekleştirilebilmiştir.
AKP'li iktidar
AKP'li belediyeye devir işlemini gerçekleştirmiş ve Bursa
Büyükşehir Belediyesi bu alanda bir çalışma
başlatmıştır. Yine Merinos ismi ve markası da
özelleştirme idaresi tarafından para kazanmak için ihale ile
satılmıştır.
Belediyeye
verilen ve içinde çok büyük binaların bulunduğu tarihî Merinos
Tesislerindeki devasa binaların içleri restore edilerek her türlü salon
yapma imkânı var iken, Bursa Büyükşehir Belediyesi yeni bir
inşaata başlamış ve trilyonlarca lirayı bulan çok
yanlış bir yatırım başlatılmıştır.
Bu yatırım Bursa'nın öncelikli ihtiyaçlarının
yapılmasını da engellemiştir.
Eski fabrika
binalarının da bulunduğu, hâlihazırda nefis bir tabiat
parkı konumundaki bu yerlere trilyonlar harcanarak Kongre ve Fuar Merkezi,
Opera ve Bale Salonu, Sinemalar, Nikah Salonu ve Açık Hava Tesisleri
yapılacağı açıklanmıştır.
Bursa Ticaret ve
Sanayi Odası ile yapılan bir protokol ile BTSO'nun 25 trilyonluk bir
katkısı sağlanmış, diğer 25 trilyonu da
Belediyece karşılanacak olan yatırımın anlaşma
yetki isteği Belediye Meclisinden oy çokluğu ile geçirilmiştir.
Bu protokol gereği 25 trilyonu BTSO tarafından karşılanmak
üzere 50 trilyon gibi büyük bir rakamla yola çıkan belediye yönetiminin
işgüzarlığı sonucunda bu milletin şimdilik 150
trilyonu harcanmıştır.
Bursa'nın
göbeğinde bulunan, Merinos Kumaş Fabrikası'nın 315 dönüm
arsasına göz dikenlerin istekleri doğrultusunda Özelleştirme
Yüksek Kurulu fabrikanın makine ve teçhizatını hurdacıya
yüzde 20'si peşin, kalanı taksitle ödenmek üzere 3 milyon 825 bin
YTL'ye satmıştır.
15.11.2007
tarihinde yapılan Bursa Büyükşehir Belediye Meclisinde hiçbir evrak
göstermeden gündeme aldırılan ve alelacele oy çokluğu ile kabul
ettirilen 20 milyon euroluk borçlanma yetkisi ile belediye yaklaşık
40 trilyonluk bir borca daha sokulmaktadır.
Bütün
bunların yanında Atatürk'ün hizmete açtığı tarihi
Merinos Tesisleri bankalara teminat gösterilmektedir. Bu karar Bursa için bir
ayıp olarak tarihe geçecektir.
Bursa ilimiz için
çok önemli bir konu olan Merinos Kumaş Fabrikaları özelleştirme
talanının araştırılarak yapılan
yolsuzlukların tespit edilmesi amacı ile bir Meclis
Araştırması açılması gerekmektedir.
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önergeler
gündemdeki yerlerini alacak ve Meclis araştırması
açılıp açılmaması konusundaki görüşmeler,
sırası geldiğinde yapılacaktır.
Genel
görüşme açılmasına ilişkin bir önerge vardır,
okutuyorum:
C) GENEL GÖRÜŞME ÖNERGELERİ
1.- Malatya Milletvekili Ferit Mevlüt Aslanoğlu ve 19
milletvekilinin, Sulama Birliklerinin sorunları konusunda bir genel
görüşme açılmasına ilişkin önergesi (8/7)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Sulama birlikleri, su kaynaklarımızın
rantabl kullanımı ve değerlendirilmesi amacıyla
oluşturulmuş, ancak, geçtiğimiz süreçte bu uygulama olumlu sonuç
vermemiş, birlikler özellikle TEDAŞ'a elektrik borçları
nedeniyle kapanma noktasına gelmiş, 15-20 yıl önce birliklere
devir edilen kanallar yok olmuş ve bu kanallarda çok önemli ölçüde su
kaybı yaşanmaktadır. Bu nedenle de sulamada önemli sorunlar
yaşanmakta, yeterli ölçüde sulanamayan araziler nedeniyle araziler
kurumuş ve ürün alınamaz hâle gelinmektedir.
Özellikle
DSİ tarafından birliklere devir edilen sulama kanalları
arasında haksız rekabet oluşmakta. Elektrik enerjisi kullanan
birliklerin üyeleri borçlarını ödeyemez halde olup, bu birliklerimiz
kapanma aşamasına gelmiştir.
Sulama birlikleri
ile ilgili yeni önlemler alınmadıkça oluşan kuraklık
nedeniyle su kaynaklarımızın önemli ölçüde
azaldığı bir süreçte insanlarımızın ve ülkemizin
çok önemli kayıplarla karşı karşıya geleceği bir
gerçektir.
Ülkemizin
içerisinde bulunduğu bu koşulların irdelenmesi amacıyla,
Anayasanın 98., İçtüzüğün 102. ve 103. Maddeleri uyarınca
Genel Görüşme açılmasını arz ve teklif ederiz.
Saygılarımızla.
1) Ferit Mevlüt Aslanoğlu (Malatya)
2) Ensar Öğüt (Ardahan)
3) Mevlüt Coşkuner (Isparta)
4) Halil Ünlütepe (Afyonkarahisar)
5) Mehmet Ali Özpolat (İstanbul)
6) Ramazan Kerim Özkan (Burdur)
7) Abdullah Özer (Bursa)
8) Mehmet Ali Susam (İzmir)
9) Ahmet Ersin (İzmir)
10) İsa Gök (Mersin)
11) Gürol Ergin (Muğla)
12) Turgut Dibek (Kırklareli)
13) Ali Rıza Ertemür (Denizli)
14) Canan Arıtman (İzmir)
15) Ali İhsan Köktürk (Zonguldak)
16) Tekin Bingöl (Ankara)
17) Hikmet Erenkaya (Kocaeli)
18) Akif Ekici (Gaziantep)
19) Hüseyin Ünsal (Amasya)
20) Ali Koçal (Zonguldak)
BAŞKAN
Bilgilerinize sunulmuştur.
Önerge gündemdeki
yerini alacak ve genel görüşme açılıp açılmaması
konusundaki görüşme sırası geldiğinde
yapılacaktır.
Danışma
Kurulunun bir önerisi vardır, okutup oylarınıza
sunacağım.
VII.- ÖNERİLER
A) DANIŞMA KURULU ÖNERİLERİ
1.- Gündemdeki sıralama ile çalışma
saatlerinin yeniden düzenlenmesine; Genel Kurulun 4-5 Kasım 2008 Salı
ve Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde sözlü sorular ve diğer
denetim konularının görüşülmemesine; 4 Kasım 2008 Salı
günkü birleşimde 296 sıra sayılı Meclis
Araştırması Komisyonu Raporunun görüşmelerinin
tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin
görüşülmesine ilişkin Danışma Kurulu önerisi
Danışma
Kurulu Önerisi
No: Tarih:
04.11.1008
Danışma
Kurulunun 4 Kasım 2008 Salı günü (bugün) yaptığı
toplantıda, aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına
sunulması uygun görülmüştür.
Köksal
Toptan
Türkiye
Büyük Millet Meclisi
Başkanı
Bekir
Bozdağ Kemal
Anadol
Adalet ve
Kalkınma Partisi Cumhuriyet
Halk Partisi
Grubu
Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Oktay
Vural Selahattin
Demirtaş
Milliyetçi Hareket
Partisi Demokratik
Toplum Partisi
Grubu
Başkanvekili Grubu
Başkanvekili
Öneriler:
Gündemin kanun
tasarı ve teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işler
kısmında bulunan 297, 281, 114, 242, 251, 283, 42, 36, 287, 291, 288
ve 292 sıra sayılı; Cumhurbaşkanınca bir daha
görüşülmek üzere geri gönderme tezkeresi ile kanun tasarı ve
tekliflerinin bu kısmın sırasıyla 2, 4, 11, 12, 13, 15, 36,
37, 38, 39, 40 ve 41 inci sıralarına alınması, Gelen
Kâğıtlar Listesinde yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan
302 sıra sayılı Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye
Kazandırılması Hakkında Kanun Tasarısının
ise 48 saat geçmeden bu kısmın 3. sırasına alınması
ve diğer işlerin sırasının buna göre teselsül
ettirilmesi,
Genel Kurulun 4-5
Kasım 2008 Salı ve Çarşamba günlerindeki birleşimlerinde
sözlü sorular ve diğer denetim konularının görüşülmemesi, 4
Kasım 2008 Salı günkü birleşimde 296 sıra sayılı
Meclis Araştırması Komisyonu Raporunun görüşmelerinin
tamamlanmasından sonra kanun tasarı ve tekliflerinin görüşülmesi,
Genel Kurulun; 4
Kasım 2008 Salı günkü (bugün) birleşimde 15:00-20:00 saatleri
arasında, 5 ve 6 Kasım 2008 Çarşamba ve Perşembe günkü
birleşimlerinde ise 11:00-13:00 ile 14:00-20:00 saatleri arasında
çalışmalarını sürdürmesi,
Önerilmiştir.
BAŞKAN Danışma
Kurulu önerisinin lehinde Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak
konuşmak istiyordu.
Buyurunuz
Sayın Kaynak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
VEYSİ KAYNAK
(Kahramanmaraş) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; sözlerime başlamadan hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
4
saygıdeğer grup başkan vekilimizin imzasıyla Genel
Kurulumuza sunulan Danışma Kurulu önerisinin aslında özü
kasım ayını en verimli şekilde değerlendirmektir.
Çünkü aralık ayında bir uzun Kurban Bayramı tatili ve
arkası sıra bütçe görüşmelerimiz olacaktır.
Genel Kurulumuzun
normalden daha uzun saatlerde çalışması öngörülmektedir. Bugün
saat 20.00ye kadar, yarın ve perşembe günü ise saat 11.00de Genel
Kurulun çalışmalara başlaması ve akşam yine 20.00ye
kadar çalışması öngörülmektedir.
Yine, grup
başkan vekillerimizin, diğer parti gruplarının da
iştirak ettiği öncelikte, önemde yasalar belli bir sıralamaya
tabi tutulmaktadır.
Bu sebeple
Danışma Kurulu önerimizin kabulünü yüce Meclisten talep ediyoruz ve
bu vesileyle hepinize bir kez daha saygılar sunuyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Kaynak.
Danışma
Kurulu önerisinin aleyhinde Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli.
Buyurunuz
Sayın İçli. (DSP sıralarından alkışlar)
H. TAYFUN
İÇLİ (Eskişehir) Sayın Başkan, teşekkür
ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım;
Danışma Kurulunun aleyhinde söz aldım.
Elimdeki
Danışma Kurulu önerisi, biraz evvel de değerli milletvekili
arkadaşımız okudu, aynen şu ibareyi taşıyor:
Danışma Kurulunun 4 Kasım 2008 Salı günü (bugün)
yaptığı toplantıda -altını çiziyorum-
aşağıdaki önerilerin Genel Kurulun onayına sunulması
uygun görülmüştür. deniyor.
Bu önerinin
altında Türkiye Büyük Millet Meclisi Sayın Başkanının
imzası olduğu gibi, sayın grup başkan vekillerinin de
imzası var.
Bakın,
aşağıda, değerli arkadaşlarım, hiçbir öneri yok.
Aşağıda hiçbir öneri yok. Ekinde bir öneri var!
Diyeceksiniz ki
Niye Türkçeye taktınız? Söyleyeceğim.
Bakın
Öneriler denmiş ekinde, bir kısım boş
bırakılmış, görüşülecek 302 sayılı Bazı
Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması
Hakkında Kanun Tasarısı el yazısıyla eklenmiş ve
bu öneriye baktığımız zaman, bu öneride karalamalar olduğu
gibi, el yazısıyla eklemeler var.
Değerli
arkadaşlarım, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi. Burası
ciddi bir kurum, burası ciddi bir kurum.
Bu öneri el
yazısıyla düzeltildikten sonra bir paraf atılmış.
Parafın da sahibi kim biliyor musunuz? Tek bir paraf var. AKP Grup
Başkan Vekili arkadaşımız Bekir Bozdağın
-sanıyorum- imzası, parafı bu. Daha devlet memuriyetine yeni
başlayan kişiler dahi bilir: Eğer bir yazıda bir
değişiklik yapıldıysa, bir karalama, bir eklenti
yapıldıysa herkesin parafının, imzasının
olması gerekir.
Sayın Bekir
Bozdağa güvenmemekten değil. Yanlış, konuşulanın
dışında bir ekleme yaptı demiyorum ama Sayın
Başkan, siz de okutuyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir
şey olur mu? Nokta nokta, boşluk, bir kişi sonradan dolduruyor
el yazılarıyla. Neyimiz var, neyi kaçırıyoruz, neyin
acelesi var?
Bakın burada
diyor ki el yazısıyla eklemede: Gelen Kâğıtlar listesinde
yayımlanan ve bastırılarak dağıtılan -nokta nokta
kısmı- 302 sayılı kanun
Şimdi istettirdim, kavas
arkadaş koşa koşa getirdi. Bu kanun daha bize
dağıtılmadı ama işin ilginç yanı Gelen
Kâğıtlar listesinde yayımlanan
deniyor. Gelen
Kâğıtlar listesi elimizde. Gelen Kâğıtlar listesinin en son
sırasındaki kanunun sıra sayısı 300. Ne oluyoruz? Biz
ne yapıyoruz Türkiye Büyük Millet Meclisinde? Buradaki 550 milletvekiline
hiç mi saygı gösterilmiyor? Özellikle Meclis Başkanını bu
saygıya davet ediyorum, Türkiye Büyük Meclisi Başkanını
saygılı olmaya davet ediyorum. Kendi imzasıyla gelen bir
Danışma Kurulu önerisi bu şekilde mi Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kuruluna getirilir? Öncelikle bunu ifade etmek istiyorum.
İkincisi:
Yine bu Danışma Kurulu önerisinde Anayasamızın ve İç
Tüzükümüzün bir amir hükmü olan sözlü soruların görüşülmemesi tekrar
gündeme getiriliyor. Ha, gerçi yazılı sorulara Hükûmet cevap veriyor
mu, verdiği cevaplar ne derece yeterli, ayrı bir tartışma
konusu. Sayın Milletvekili Süleyman Yağızın ve birçok
milletvekili arkadaşın verdiği yazılı sorulara Hükûmet
cevap vermiyor ya da işine geldiği gibi cevap veriyor.
Geçen gün
Eskişehirdeydim. Eskişehirin en önemli sorunlarından birisi
tramvay meselesinin genişletilmesi meselesi. 2008 Yatırım
Programına aldıramadık. 2009 Yatırım Programına
aldırmak için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Ama Hükûmet
kendisinden olmayan belediyeleri cezalandırmak pahasına
Eskişehir halkını cezalandırmaya kalkıyor. Bana
Eskişehirdeki vatandaşlarımız soruyor, Sayın
Milletvekilim, sen Eskişehir Milletvekilisin, niye bu sorunları
Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine getirmiyorsun? diyor. Benim partimin
grubu yok. Ben ancak böyle zamanlarda söz alabiliyorum. Ben, Hükûmete bu
partizanca davranmasının hesabını soramayacak
mıyım Anayasaya göre denetleme hakkı olan Türkiye Büyük Millet
Meclisi Genel Kurulunda? Ben hangi ortamlarda sesimi duyuracağım? Ben
buraya niçin geldim? Halk beni niçin buraya gönderdi?
Önerge veriyorum,
torbaya dâhil oluyor, 60-70 milletvekilinin arasında kuraya tabi
tutuluyorum. Geçen gün Sayın Başkan sizin
Başkanlığınızda, tezkere konusunda, okunduktan bir gün
sonra verdim, bir baktım Cumhuriyet Halk Partili
arkadaşımız Sayın Onur Öymen konuştu, bir de MHPli
arkadaşımıza kura çıktı. Ne kadar tesadüftür? Ha, çok
değerli bilgilerinden yararlandım, çok saygı duyuyorum o
milletvekili arkadaşlarımıza. Ama, ben, başka bir siyasi partinin
mensubu olarak kendi görüşlerimi burada ifade edemeyecek miyim? Hangi
ortamda ifade edeceğim ben bu görüşlerimi?
Gündem
Şimdi yine bakıyorum. Gündemde ne değişiyor değerli
arkadaşlarımız? Biraz önce lehinde konuşan
arkadaşımız, aralık ayının çok yoğun
geçeceğini söylüyor. Bakın, İstatistik Kurumuyla ilgili bir kanun
tasarısı, Dernekler Kanunuyla ilgili kanun tasarısı, Sudan
Cumhuriyeti bilimsel ve teknolojik araştırmayla ilgili bir kanun
tasarısı gündeme geliyor Türkiyenin çok önemli gündemi olduğu
bugünlerde.
Değerli
arkadaşlarım, Türkiyenin gündemi
Kabul edersiniz etmezsiniz,
halkımız ekmeğe muhtaç duruma düşürüldü. Biraz evvel
Sayın Bakanı dinledim doğal gazla ilgili. Sayın
Eskişehir Milletvekili Maliye Bakanımız Kemal Bey de
açıklamalarında Girdiler sadece doğal gaz girdisi mi? diye
başka bir bakış açısıyla olaya yaklaştı.
Doğal gaza zam geldiği zaman ekmeğe de zam gelir, her şeye
zam gelir. Elektriğe zam geldiği zaman, mazota, benzine zam
geldiği zaman her şeye zam gelir.
Eskişehirdeki
sanayicilerle, tüccarlarla görüşüyoruz, cinnet
sınırındalar, anahtarlarını teslim edecek durumdalar.
Bankalara her şeyi ipotekli. Vatandaşlarımız kredi
kartıyla bankalara ipotekli. Dalga dalga
Bir sene önce söylemiştim:
Türkiye 9 şiddetinde ekonomik depremle karşı karşıya,
ilgilileri uyarıyorum, olayı geçiştirmeyin, ne gibi tedbirler
alacaksak alalım, bu vatan bizim vatanımızdır dedim,
seslendim. Şimdi, biraz evvel Sayın Bakan Eğer bir ülke
dışa bağımlı olursa doğal gaza da zam gelir,
elektriğe de zam gelir. dedi. Sayın Bakanım siz orada Hükûmet
olarak oturuyorsunuz, dışa bağımlılığı
azaltmak sizin göreviniz. Yaptıklarınızla övünüyorsunuz, siz
Hükûmetsiniz, siz yapacaksınız, halk sizi yapmanız için iktidar
etti, onun için hükûmetsiniz. Ağlamak için
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Yapmadığınız için sizi de indirdi.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Evet, yapmadığımız için bizi de
indirdi. Demokrasiler budur. Ama demokrasilerde gerçeği saptırmak,
olayları hafife almak, çok büyük, telafisi mümkün olmayan zararlara
götürür. Köylü ağlıyor. Sadece bu değil, mazot, benzin, gübre,
her türlü şeyden dolayı çiftçi, esnaf, sanayici ağlıyor,
yırtınıyor. Ama ne kanunu getiriyoruz -zamanı
geldiğinde konuşacağız- her tür kara para. Bilenler,
ekonomistler bunu söylüyor. Neymiş? Borcumuzu çevirebilmek için sıcak
paraya ihtiyacımız varmış da o. Siz hovardaca yetmiş
dokuz yılda 200 milyar doları 550 milyar dolara getirirken
-Sayın Bakanın tabiriyle- dışa bağımlı bir
hâle getirmediniz mi? Bankaların yüzde 50si civarı yabancılara
gittiği zaman siz getirmediniz mi? Ülkenin yüz akı
kuruluşlarını böyle babalar gibi sattığınız
zaman siz getirmediniz mi bunları? Şimdi dışa
bağımlı hâle getirilmiş de, doğal gaza tabiymişiz
de, elektrik böyleymiş de
Çocukların bile güleceği olayın
bana Türkiye Büyük Millet Meclisinde böyle anlatılmasından ben hicap
duyuyorum, hicap.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Banka mı bıraktınız?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Banka mı bıraktınız?
İşte, Sayın Başbakanınız açıklıyor,
Başbakanınız, bakanlarınız. 2001 yılında
alınan o tedbirler sayesinde bankacılık bugün sapasağlam
ayakta duruyor. Elli yılın
Sizin yanınızda oturan
arkadaşlarınız başka siyasi partilerde görevliyken o
bankaları o arkadaşlarınız getirdi. Onlar gökten gelmedi o
yanınızda AKPli olarak oturan arkadaşlarınız,
başka siyasi partilerde görev yapıyorlardı. Nereden? Sayın
Meclis Başkanı Sayın Köksal Toptan hangi siyasi partide görev
yaptı?
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Bankalar ne zaman batmıştı?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) İşte onu söyleyeceğim, onu
söylüyorum. 1999-2001 yılı. Onun bedelini Türk halkı öylesine
bir manipülasyonla algıladı, evet cezalandırdı.
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Yani sizin döneminizde battı değil mi?
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Ben ona bir şey demiyorum, halkın
iradesine saygım sonsuz ama yalan söylemek çok tehlikeli, gerçekleri
saklamak çok tehlikeli, Bize bir şey olmaz canım. demek çok
tehlikeli, bir gün önce söylediğinizi ertesi gün kendinizin tekzip etmesi
çok tehlikeli. O zaman halk Ya bir ülkenin başbakanı, bakanları
bunu söylüyorsa
Saygı duyduğu için devlete gerekli tedbirleri
almaz. O zaman doğruları söyleyeceksiniz.
Bakın, madem
her şey güllük gülistanlık da bu kara parayı, mafya parası
mı, terörist parası mı, uyuşturucu parası mı,
fuhuş parası mı, ne olduğu belli olmayan paraları
getirebilmek için istediği güvenceyi neden getirmeye
çalışıyorsunuz? Ekonomistler bunu söylüyor. Ben ekonomist
değilim, ben hukukçuyum, ben hukukun ahlaki boyutlarına, etik
boyutlarına bakarım. O zaman bunun cevabını vermek
durumundasınız.
Bakın, reel
sektör, bütün fabrikalar kan ağlıyor, sadece TÜSİAD değil,
Türkiyenin 100 büyük iş adamı değil. Bugün büyük
yatırımlarımız çok ciddi sıkıntı içerisinde.
İsterdim ki
Türkiyeye getirdiğiniz bu gündeme
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurun.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Peki Sayın Başkanım.
O
fabrikalarımızı üretime nasıl teşvik edebiliriz?
İşçi çıkartıyorlar. Eskişehirde daha bir günde 1.100
işçi çıkartıldı. Türkiyenin her yerinde işçi
çıkartılıyor. İşçilere baskı
uygulandığına dair duyumlar alıyoruz: Yarı ücrete
çalış, bak, ücretsiz çalış, şöyle izin verelim
Bunları çözmek Hükûmetin görevidir. Hükûmet Ben bunu getirdim, şunu
yaptım, şu kadar duble yol yaptım. demekle övünecek tabii ki,
işi o, onun için hükûmet, biz onun için muhalefetiz. Yapacak,
ağlamayacak! Şu gelen ekonomik krize çare bulmak, şu
sıkıntıya çare bulmak Hükûmetin görevi. Onun için, muhalif bir
milletvekili olarak bu söylediklerime alınmayacaksınız.
Bu söylediklerimi
lütfen dikkate alın. Ben birçok konuşmamda bir yıldır bunları
işaret etmeye çalışıyorum. Ama görüyorum ki hâlâ işte
Sudan Cumhuriyetiyle arasındaki birtakım şeyler, başka
başka yasalar ve -çok özür dilerim Sayın Başkan- on iki tane
yasa gelmiş, ben burada bilmece çözme durumunda kaldım. Bir dakika
önce önüme gelen bu grup önerisini önceden bilmesi lazım
milletvekillerinin. On iki tane kanun. Ne olduklarını inanın
çözemedim. Buna da hassasiyet gösterilmesini rica ediyorum.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Sayın İçli, lütfen tamamlayınız.
H. TAYFUN
İÇLİ (Devamla) Çok teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.
(DSP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın İçli.
Danışma
Kurulu önerisinin lehinde Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ.
Buyurunuz
Sayın Bozdağ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
Danışma Kurulu önerisinin lehinde söz aldım. Bu vesileyle yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii,
danışma kurulları, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerimizin
Meclisin çalışma programı ve çalışma konuları,
çalışma saatleri üzerinde vardıkları uzlaşmanın
somut bir şeklidir. Ben, bu vesileyle, böylesi bir uzlaşmaya imkân
sağladıkları için hem Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna hem
Milliyetçi Hareket Partisi Grubuna hem de DTP Grubuna teşekkür ediyorum.
Çünkü güzel bir örnek ortaya konuldu. Amaç, Türkiyemize hizmet etmek, milletin
ihtiyaçlarına Meclisten cevap veren yasaların belirli bir ahenk
içerisinde çıkmasına katkıda bulunmaktır.
Tabii,
Danışma Kurulu önerileri getirilirken üzerinde birtakım imla
hataları olabilir, yazışmalarda eksiklikler, noksanlıklar
olabilir. Bunlar kasta mahsus şeyler değildir, birtakım
nedenlerden kaynaklanabilir ama kesin olan bir şey var, bu tür eksikliklerin
hiçbirisi bir kasıt sonucu değildir.
İkincisi:
Burada esasa müteallik de bir eksiklik söz konusu değildir, sadece
birtakım ifadelerin daha düzgün kullanılmasıyla ilgili bir
konudur.
Üçüncüsü: Bu konu
Meclis Başkanlık Divanının bilgisi dâhilinde ve diğer
grup başkan vekillerimizin de görüşü ve onayı dâhilinde olan bir
konudur. Yani diğer grupların aldatılarak,
kandırılarak yapıldığı gibi herhangi bir şey
söz konusu değildir.
Dördüncüsü:
Değerli arkadaşlar, tabii Mecliste, bizim parlamenter sistemde
gruplar esaslı bir İç Tüzük uygulaması söz konusu. Grup
olduğu zaman söz sahiplerinin, partilerin söz hakları ve söz
imkânları daha fazla oluyor. Ancak milletvekillerine göre söz
dağılımını yaptığınız zaman 550ye
bölün siz konuşulan süreleri, çalışılan süreleri, bir
milletvekiline Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir yasama dönemi içerisinde
toplam ne kadar konuşma süresi düşüyor, ne kadar konuşabilir,
hangi kanunda ne kadar fikir ileri sürebilir, bunun değerlendirilmesini de
ben yüksek vicdanlarınıza bırakıyorum. Ama burada bireysel
olarak istatistiklere baktığınızda en çok -gruplardan
hariç- milletvekilleri bazında kimlerin konuştuğu çok net ortaya
çıkacaktır. Önemli olan konuşmaksa burada milletin
faydasına olan birtakım şeyleri milletin dikkatine
sunmaktır, doğru olan da odur. Ben bu kürsüden bunun yapıldığına
inanıyorum. Bu vesileyle, konuşarak katkı sunan bütün
arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum.
Gündemin
dışına çıkmak gibi bir niyetim yok ama bir şeyi sadece
ifade edip huzurlarınızdan ayrılacağım. O da şu:
Belediyelerle ilgili, AK PARTİ döneminde bir ayrımla ilgili söylenen
söz. İşin doğrusu yadırgadım. Bütün belediye
başkanları bunun şahididir. Ayrım yapılmayan, AK
PARTİden seçilen bir belediye başkanına ne kadar gitmişse
başka bir partiden seçilen belediye başkanına da o kadar
gitmiştir.
ERTUĞRUL KUMCUOĞLU
(Aydın) Ayıp, ayıp!
BEKİR
BOZDAĞ (Devamla) Bu konuda aksini söyleyen, meydan burada, kürsü burada,
der ki: Bizim belediyemize şöyle haksızlık yapıldı
İller Bankası tahsisatlarından, başka şeylerden.
Getirir belgesini burada koyar. (MHP sıralarından gürültüler) Ama ben
bir şeyi biliyorum: Belediyeler arasındaki
ayrımcılığın nasıl yapıldığı
da geçmişin tarih sayfalarında sabittir.
Ben bu vesileyle,
Danışma Kurulu önerisinin lehinde oy kullanacağımı
ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ
sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bozdağ.
Danışma
Kurulu önerisinin aleyhinde Tunceli Milletvekili Kamer Genç.
Buyurunuz
Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Tunceli) Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, geçen perşembe günü burada alınan bir karar
gereğince saat 1le gece yani 13.00le 24.00 arası
çalışılacaktı. Maalesef, saat 4e geldiğinde siz
Meclisi tatil ettiniz. Daha on saat çalışma süresi vardı, on
saat ve sizi
Bilmiyorsunuz üstelik de
Geçmişte bizim
uygulamalarımız vardı. Eğer, bir konu, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde karar yeter sayısı bulunur, toplantı yeter sayısına
ulaşılmazsa o geçilir, arkasından gelen konuya geçilir. Burada
binlerce uygulamalarımız var. Hem bilmiyorsunuz hem de bilen
insanları yadırgıyorsunuz, suçlamaya kalkıyorsunuz. Yani,
on saat Meclisi erken tatil etmenin bir günahı yok mu? Bir grup olarak
sizin bir günahınız yok mu? Öğrenin bunları, İç
Tüzükü öğrenin. Nerede, ne zaman hareket edileceğini öğrenin,
burada ona göre hareket edin. Yani hayret ettim. On saat bir Meclis erken tatil
edilir mi? Geçmişte yüzlerce uygulamalarımız var. Yani ben bu
Meclisi yönettiğim zaman bu Meclis en rantabl nasıl
çalışıyorsa uygulamaları öyle yaptık ve size böyle bir
Meclis teslim ettik.
Değerli
milletvekilleri, şimdi AKP Grubu adına konuşan arkadaş
diyor ki: Biz, belediyeler arasında ayrım yapmadık. Ben
kendisine soruyorum. Maliye Bakanlığının belediyelere
verdiği parayı açıkla. Tamam, açıkla ki bir görelim.
Aynı ilçenin aynı AKPli belediyesine 300 milyar, ötekisine 15 milyar
gönderdiğiniz görülecek. Yani bu kadar insanları
kandırmayın. Parlamentoda, milletin karşısında
konuşuyorsunuz. Biraz önce Bakanınız, Enerji Bakanınız
konuşuyor burada. Doğal gaza, ya insanlarda Allah korkusu kaybolsa
bile bir gecede bu kadar zam yapmaz! Sen memura, emekliye yüzde 2 zam
veriyorsun ve gece kalkıyorsun, yüzde 22 zam yapıyorsun. Bu, Allah
korkusunun yok olduğunu sizde gösteriyor.
Değerli
milletvekilleri, şimdi bir de diyor ki: Efendim, seneye biz bundan
vazgeçeceğiz. Ya şimdi milleti öyle cahil yerine koyuyorlar ki
arkadaşlar. Sen Mavi Akım projesini imzalamışsın,
doğal gaz çevrim santrallerini zorunlu imzalamışsın. Sen
orada garanti vermişsin adamlara: Ben elektriği alsam da almasam da,
doğal gaz versen de vermesen de şu kadar sana para ödeyeceğim.
Sonra diyoruz ki: Enerji Bakanı, burada sen doğal gaz alım
fiyatlarını açıkla. Açıklamıyorsun. Çünkü senin de
burada birtakım gizlemek istediğin menfaatler var. Yani, şimdi
bu memlekette herkesin gerçeği bilmesi lazım.
Değerli
milletvekilleri, insanları kandırarak, yalan söyleyerek
Burada
çıkıp konuşuyorsunuz, bize de sataşıyorsunuz, yalan da
söylüyorsunuz ama bize söz hakkı vermiyorsunuz. Şimdi değerli milletvekilleri, aslında
şu Parlamento, bakın
Bu hafta baktık, televizyonlara
bakıyorsunuz, Türkiye Cumhuriyeti devleti bir kan çölü, kanlı
Sokaklarda insanlar birbirini öldürüyor, ateş ediliyor, ondan sonra
gazetecilerin arabaları tahrip ediliyor, ondan sonra
Şimdi, bir
parti lideri, genel başkanı çıkıyor, parti kongrelerine
gidiyor. Neyle gidiyor? Devletin uçaklarıyla gidiyor. Gidersen kendi
paranla git!
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Açılışlara gidiyor,
açılışlara.
KAMER GENÇ
(Devamla) - Sen kimin parasıyla gidiyorsun, parti kongresini
yapıyorsun?
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Parti kongresi değil, açılışlara
gidiyor, toplu açılışlara gidiyor.
KAMER GENÇ
(Devamla) Bakın, Tunceliyle ilgili
Tuncelide
ORHAN KARASAYAR
(Hatay) Rahatsız mı oldun Tunceliye gitmesinden?
KAMER GENÇ
(Devamla) Ben rahatsız olmadım ve gitmedim de, Tunceliye de
gitmedim. Tuncelide, Tunceli halkına haksızlık
yapıldı.
ORHAN KARASAYAR
(Hatay) Rahatsız olmuşa benziyorsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu, şimdi, senin kafan ermiyor ki. Böyle bir şeylerden
ben rahatsız olmam ki. Tayyip her zaman gitsin Tunceliye, gitsin görsün.
Ben kimsenin bir yere gitmesinden rahatsız olmam. Buyursun, hatta
seçimlerde de gelsin, seçimlerde de gelsin. Hele kim kiminle şimdi
Bakın,
şimdi, Tuncelide sanki bir harp sahası vardı da gösterildi.
Olayın özü şu sayın milletvekilleri: Şimdi, Tuncelinin
dağ tepelerinde özel tim gözetleme kulesi vardır. Olabilir. Orada bir
ateş açılmış, o özel tim gözetleme
Bir gün önceden.
Şimdi, oraya ateş edilmiş. Olabilir, olmayabilir. Efendim,
şimdi bakın, sizin oradaki getirdiğiniz memurlar, kişiler
var ya, göze girmek için
Şimdi, orada bir ateş edilebilir, yani
dağın tepesinde. Olmaz mı? Olur ama şimdi, dağın
tepesinde, ateş etti, bitirdi.
SAFFET KAYA
(Ardahan) Niye ateş ediliyor?
KAMER GENÇ
(Devamla) Efendim, kardeşim, git kes işte. Dağın
tepesinde, olabilir. Yani, PKK var dağlarda, inkâr mı edeyim yani?
SAFFET KAYA
(Ardahan) Öyle söylesene.
KAMER GENÇ
(Devamla) Yahu, şimdi, neyse
Benim zamanım az da, size, ondan
sonra
Orada bir
ateş ediliyor. Tamam, karşılıklı ateş ediyor.
Kardeşim, sanki Tuncelide harp var. Yok böyle bir şey.
Değerli
milletvekilleri, hatta Tuncelide esnaf kepenk kapattırmaya zorlandı,
esnaf kepenk kapatmadı ve okullarda, dairelerde, memurlardan imza
almışlar, ille AKP Genel Başkanının kongresine
gideceksin, karşılayacaksın. Böyle bir anlayış olur
mu? Böyle bir anlayış olmaz
sayın milletvekilleri. Kongrelerinize gidiyorsanız, cebinizden
parayı verirsiniz, gidersiniz. Devletin uçaklarını orada
kullanamazsınız, devletin helikopterlerini kullanamazsınız.
Şimdi,
Tayyip Erdoğan çıkıyor, diyor ki
Yani, şimdi bu izlenim
yaratılıyor: Yahu bu adam ne kadar korkusuz, yahu her yere gidiyor.
Yok öyle bir şey.
Sayın
milletvekilleri, Tayyip Erdoğana sormak istiyorum: Sen iktidara
geldiğin 2002 yılında, Türkiyenin her tarafına herkes
rahatça gitmiyor muydu? Demek ki sen bu Türkiyeyi bu duruma getirdiğine
göre, sen bu devleti yönetecek bir basireti, kabiliyeti, kişiliği
göstermemişsin. Bunun bir yolu var: İstifa et.
Yani şimdi,
değerli milletvekilleri, bakın, evvela, bizim nazara almamız
gereken Türkiyenin birliği ve bütünlüğüdür. Burada herkes
aklını başına toplaması lazım. Oy adına her
şey yapılmaz. Oy, bugün birileri alır birileri
Ama Türkiye
Cumhuriyeti devletinin birliği ve bütünlüğü hepimizin şerefi ve
onurudur, bunu korumak zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti devletinin
dış görüntüsü bunu göstermesi lazım ama şimdi AKPyle DTP
girmişler birbiriyle yarışa. Efendim, böyle bir şey olur mu
arkadaşlar?
Şimdi,
buraya birileri, bir partinin bir fikri varsa
Sen şimdi federasyon mu
getirmek istiyorsun? Tamam kardeşim federasyon getirmek istiyorsan
gidersin halka, oy alırsın, gelir değiştirirsin ama ille
benim dediğim olmadı diye silah alıp da efendim sokağa
dökülenler
Arkadaşlar, bunlar desteklenemez, bunlar gerçekten Türkiye
için çok sıkıntı yaratıyor. Tayyip Erdoğan
çıkıyor diyor ki: Efendim, vatandaş pompalıyla
icabında kendisini savunabilir. Bu söylenebilir mi
arkadaşlarım, bu söylenebilir mi? Böyle laflar söylenir mi? Devletin
güvenlik kuvvetleri var. Eğer birisi silahı alıp da
vatandaşın malına canına taciz ediyorsa onu koruyacak
devletin silahlı güçleridir. Yoksa ki Ey vatandaşlar, siz de kendinizi
Silahla karşılık verin. denilen bir söylem
Bu Türkiyeye
yapılacak en büyük kötülüktür. Bunu herkesin kavraması lazım.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Çarpıtıyorsun, çarpıtıyorsun.
KAMER GENÇ
(Devamla) Değerli milletvekilleri, bakın, hepimiz
vicdanlarımızın sesini dinleyelim. Bakın seksen beş
yılda bu cumhuriyet bugüne geldi. Yani her gün bu cumhuriyetin öne gitmesi
lazım, büyümesi lazım, gelişmesi lazım. Teknoloji
artıyor, ilim artıyor, insanlar eğitim yapıyor,
çağdaş eğitim yapıyor ama biz bir türlü ilerleyemiyoruz.
BAŞKAN
Sayın Genç, konumuza gelelim lütfen.
KAMER GENÇ
(Devamla) Niye ilerleyemiyoruz? Akıl mantığı ön safa
çıkarmadığımız için şey ediyoruz. Yani şu
devlette kimin kimden şikâyeti var sevgili milletvekilleri, kimin kimden?
Yani neden bu insanlar birbirlerine düşman gibi baksınlar? Neden
birtakım çocuklar çıksınlar kendi polisine taş
atsınlar değerli milletvekilleri? Bunu vicdan kabul eder mi? Biz
yıllarca bu memlekette birlik ve bütünlük içinde yaşamış,
kanımız, canımız bir, yani bir ağacın
dalları gibi bir gövdeye kaynaşmış insanlarız. Hangi
düşüncelerle bunları yapıyoruz? Bunları yapmayalım. Bu
Türkiye Cumhuriyeti devletinin düşmanlarını lütfen
sevindirmeyelim. Herkesin bir sorumluluk alması lazım. Yani ille
iktidara gelmek, ille oy almak hiçbir şey ifade etmez; önemli olan insanların
vicdanlarıdır, haysiyetleridir. İşte, Amerika gitmiş
Irakta
Bakın, ne onlarda haysiyet bırakıyor ne bir şey
bırakıyor. Yani en güzel şey de
bağımsızlıktır, bir ülkenin onurunu korumaktır.
Şimdi,
değerli milletvekilleri, bence, burada bugün konuşulması
gereken, işte bu terör olaylarıydı. Bu Meclisin görevi ne?
Arkadaş, nedir bu olayın esası? Bunları
konuşalım, buna bir çare bulalım. Yani burada kanunları
çıkarmak bir şey ifade etmiyor. Bir kanun getirmişsiniz,
Bazı Varlıkların Millî Ekonomiye Kazandırılması
Ne yapacaksınız? Kemal Beyin vergi
kaçakçılığıyla ilgili bazı suçlarını
affedeceksiniz. Bu, bu kadar basit. Efendim, birtakım vergi
kaçakçılarının Türkiyede kazandığı paraları
yurt dışına gönderecekler, onlar da getirecekler, 2009da
vergiye tabi tutmayacaklar, yani göreceksiniz bunları.
Şimdi,
bakın, şimdiye kadar AKP İktidarının getirdiği
kanunlar hiçbir zaman
Bakın, özelleştirmeyle ilgili kanunlar olsun,
millî varlıkların satılmasıyla ilgili olsun, ihaleyle
ilgili olsun, bu memleketin geleceğine bir güvence değil, bilakis
memleketi talan eden bir düşünceyle bunlar hazırlanıyor.
Değerli
milletvekilleri, işte görüyorsunuz, mesela Türkiyede tasarruf diye bir
şey kalmamış.
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız Sayın Genç.
KAMER GENÇ
(Devamla) Evet.
Şimdi, bir
parti başkanı bir yere gitti diye on binlerce güvenlik kuvveti
mensupları seferber edilir mi? Bilmem, devletin on binlerce aracı
oraya seferber edilir mi? Devletin uçakları bunun için
kullanılır mı? Kullanılmaz ki! Yani bu, eğer
Bakın
sayın milletvekilleri, geçmişte devleti yöneten insanlarda ar
vardı, edep vardı, utanma vardı, sorumluluk vardı.
Şimdi, bu düşünceleri taşıyan insanlar iktidar olduğu
zaman bunların hiçbiri yapılmıyordu. Bunlar çok önemli
şeyler. Yani, ben, bu devletin beş kuruşuna el
uzattığım zaman, acaba orada kazandığım o para
bana, aileme gelecekte -hani bir inancımız var ya- helal mi olur,
haram mı olur? Bunlar haram şeyler. Devlet malına el uzatanın,
eğer insan gücü bunun elini kırmasa bile, bizim
inandığımız kadarıyla ilahî güç
karşısında, yarın, onu, sürüm sürüm ailesinin burnundan
çıkarır.
O bakımdan,
bu Türkiyeyi çok kötü yönetiyorsunuz. Lütfen, gelin, bu, evvela şu
memlekette insanların arasındaki kardeşlik duygularını
pekiştirecek şeylerle uğraşalım.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen tamamlayınız sözünüzü.
KAMER GENÇ
(Devamla) Zamanımız olmadığı için çok
konuşamıyorum.
Saygılar
sunuyorum.
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Genç.
Danışma
Kurulunun önerisini kabul edenler
Kabul etmeyenler
Öneri kabul
edilmiştir.
İç Tüzükün
37nci maddesine göre verilmiş bir doğrudan gündeme alınma
önergesi vardır; okutup işleme alacağım ve
oylarınıza sunacağım.
VI.- BAŞKANLIĞIN GENEL KURULA SUNUŞLARI
(Devam)
D) ÖNERGELER
1.- Bilecik Milletvekili Yaşar Tüzünün;
Sözleşmeli Statüde Görev Yapan Öğretmenlerin Kadroya Atanmaları
Hakkında Kanun Teklifinin (2/85) doğrudan gündeme
alınmasına ilişkin önergesi (4/91)
Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına
Sözleşmeli
Statüde Görev Yapan Öğretmenlerin Kadroya Atanmaları Hakkındaki
Kanun teklifimin iç tüzüğün 37. maddesi gereği doğrudan gündeme
alınmasını arz ederim.
Yaşar
Tüzün
Bilecik
BAŞKAN
Önerge üzerine, teklif sahibi Yaşar Tüzün, Bilecik Milletvekili
konuşacaktır.
Buyurunuz
efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
Süreniz beş
dakikadır Sayın Tüzün.
YAŞAR TÜZÜN
(Bilecik) Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sözleşmeli
statüde görev yapan öğretmenlerimizin kadroya atanmaları
hakkında kanun teklifi üzerinde görüşlerimi aktarmak üzere söz
almış bulunuyorum.
Sevgili
arkadaşlar, eğitimin vazgeçilmez unsuru öğretmendir ve
eğitimin niteliği öğretmenin niteliği ile doğru
orantılıdır. Öğretmenlik mesleği düzenlilik ve
süreklilik gerektirir. Ancak, son zamanlarda, özellikle Adalet ve Kalkınma
Partisinin iktidara geldiği günden bugüne kadar bir sözleşmeli
statüsü tutturulmuş, herkes buradan yola çıkarak yeni istihdam
şeklini belirlemiştir. 4/B sözleşmeli statüsü 2002
yılından önce neredeyse hiçbir iktidar tarafından, kimse
tarafından bilinmeyen ve mecbur kalmadıkça kullanılmayan bir
statüydü. Son altı yıldır, 657 sayılı Kanuna tabi
memur statüsünde istihdam yerine 4/B sözleşmeli istihdam şekli
yaygınlaşmıştır. Yine son zamanlarda Millî Eğitim
Bakanlığı tarafından yapılan öğretmen
atamalarında sözleşmeli istihdamın tercih edilmesinin,
Bakanlığın temel politikası hâline geldiğini hepimiz
biliyoruz. Yarın 5 Kasım veya bu hafta içerisinde bile yine 13 bin
yeni sözleşmeli öğretmen ataması yapılacağını
biliyoruz, duyuyoruz. Bu hafta içerisinde de Bakanlık bunu ispatlayacak.
Şu an Millî
Eğitim Bakanlığında, Tarım ve Köyişleri
Bakanlığında, Sağlık Bakanlığında ve
diğer kamu kurum ve kuruluşlarında 100 binin üzerinde
sözleşmeli statüde çalışan kamu görevlisi bulunmaktadır. Bu
sayıdaki bir personel grubunun sorunlarının dikkate
alınarak sonuçlandırılması zorunluluk hâline
gelmiştir.
Değerli
arkadaşlarım, sorunların esas kaynağı ise 4/B
sözleşmeli çalıştırma usul ve esaslarının 1977
yılında Bütçe Kanununda yer alan maddeye dayanılarak
yürürlüğe girmesi ve çok kısıtlı, ama bakın çok
kısıtlı sayıda personeli hedef alarak
hazırlanmıştır. 4/B statüsü hazırlanırken
işin geçiciliği düşünülmüş ve bu statüde
çalışanların emekli olabileceği ve emekli ikramiyesi talep
edeceği hesaplanmamıştır.
Diğer
taraftan ise 4/B personelin nakil hakkının ve iş güvencesinin
olmaması, sosyal haklarının düşüklüğü orta vadede
ciddi sorunları da ortaya çıkarmıştır. Sözleşmeli
personellerin sözleşmeleri her yıl ocak ayında yenilenmektedir
yani sigorta dâhil her sene giriş çıkış işlemi
yapılmaktadır. Uzun süreli sözleşme yapılmamaktadır.
Sözleşmeli personeller, tüm kamu kuruluşlarında, Bakın,
siz sözleşmelisiniz, dolayısıyla, sizin
yapacağınız en ufak bir yanlışlıkta sözleşme
hakkınız feshedilir. kaygısı ve düşüncesiyle, ilgili
amir ve müdürleri tarafından açıkçası tehdit edilmektedir.
Aynı iş yerinde aynı işi yapan personeller arasındaki
çalışma statüsü ayrıcalıkları; personeller
arasında, maalesef, huzursuzluk, psikolojik çöküş, hizmet kalitesinde
düşüklük gibi iş disiplini açısından da sıkıntıları
ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunların kaldırılması
için sözleşmeli personele kadro verilmesi zorunluluk hâline
gelmiştir.
Sözleşmeli
olarak ya da kadrolu olarak atananlar arasında atama şeklinde bir
farklılık yoktur değerli arkadaşlarım yani her ikisinin
de, KPSS dediğimiz bu sınava girerek, KPSS sonuçlarına göre
atamaları yapılmıştır. Dolayısıyla,
sözleşmelilere kadro verilmesi konusundaki girişimimiz bugüne kadar
olmuştur. Yüce Meclis az sonra yapacağı oylamayla da bu sorunu
kökten çözecektir diye düşünüyorum.
Değerli
arkadaşlarım, yine öğretmenlerimizin bulunduğu
sendikaların, başta Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Türk
Eğitim-Sen gibi sendikalarımızın Danıştay 12.
Dairesinde açmış olduğu davalar sonucunda da yürütmeyi durdurma
kararı çıkmıştır. Ama maalesef ilgili bakanlık
tarafından da
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
YAŞAR TÜZÜN
(Devamla) Sonuç olarak, değerli arkadaşlarım, bu haksız
uygulamayı sona erdirebilmek amacıyla hazırlamış
olduğumuz kanun teklifinin lehinde oy kullanarak öğretmenlerimiz
arasındaki bu statü farkının giderilmesine yardımcı
olmanızı ve katkı vermenizi diliyorum.
Değerli
arkadaşlarım, kasım ayındayız. Bildiğiniz gibi 24
Kasım Öğretmenler Günü. Öğretmenler Günü öncesi, sözleşmeli
statüdeki öğretmenlerimize kadro müjdesi vereceğimizi ve
öğretmenlerimizin özlük haklarının iyileştirilmesi için
gerekli çalışmayı yaparak öğretmenlerimize Öğretmenler
Günü hediyesi vereceğimizi ve vereceğinizi umut ediyor, yüce
heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Tüzün.
Zonguldak
Milletvekili Ali Koçal.
Buyurunuz
Sayın Koçal. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ KOÇAL
(Zonguldak) Teşekkür ediyorum.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, Sözleşmeli Statüde Görev Yapan
Öğretmenlerin Kadroya Atanmaları Hakkında Kanun Teklifinin
doğrudan gündeme alınmasıyla ilgili söz almış
bulunuyorum. Şahsım ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Kısa bir
süre önce başladığımız yeni yasama döneminde ülkemiz
ve vatandaşlarımız için iyi şeyler yapmak en büyük
dileğimizdir. Ancak, herkes tarafından bilindiği gibi, bundan
önceki ve yeni dönemde mevcut Hükûmet, milletvekili çoğunluğuyla
birlikte, halkın yararına olmayan, vatandaşı
sıkıntıya sokan yasaları çıkartmış ve
vatandaşlarımızın yoksulluğu ve yolsuzluğu
konusunda herhangi bir çalışma ortaya koyamamış, bunlara
yoksulluğu ve yolsuzluğu artırmış, öncelikle kendi
yandaşlarını koruyarak Atatürk ilke ve devrimleriyle cumhuriyet
kazanımlarını yok etme çabası içerisinde olmuştur.
Türkiye'miz iyi
yönetilememiştir ve yönetilememektedir. Siyasi iktidar kendi
yandaşlarını ödüllendirme adına ehliyetsiz ve beceriksiz
kişileri önemli mevkilere getirmiştir. Türkiye kendi hâlinde sürüklenen
bir ülke hâline gelmiştir. Bu Hükûmet Türkiye'nin hakkını,
hukukunu savunamamış, yoksulluğa, işsizliğe çare
olamamıştır ve Kökünü kazıyacağız. dediği
yolsuzluklara bulaşma rekoru kırmıştır. Bu
iktidarın halkımıza, sade vatandaşımıza, ülkemize
bir faydası olmadığı açıkça görülmüştür. Zaten
kendi siyasi çıkarlarını düşünenlerin bu ülkeye
faydası olmamıştır, olamaz da.
Özellikle,
Atatürk devrimlerini yok sayan, çağdaş eğitimi rafa
kaldıran ve millî olmaktan çıkartan, eğitimi
dinselleştirmek isteyen, çağdaş ve laik olan tüm
çalışanları tasfiye ederek kendi yandaşlarını
köşe başlarına yerleştiren, ders kitaplarının
özünü değiştiren Millî Eğitim Bakanının ise bu ülkeye
hiçbir faydası yoktur. Bu Millî Eğitim Bakanı, şeriat ve
tarikat heveslilerini köşe başlarına yerleştirmiş,
liyakate önem vermemiştir; yapılan atamalarda liyakate önem
vermemiş, mesleki bilgi ve kariyeri asla ön planda tutmamış ve
kadrolaşma esas alınmıştır ve yine bu Sayın
Bakan, yasalara aykırı kurs açanlara ve oralarda kaçak
çalışan öğretmenlere verilen cezaları ortadan
kaldırarak kaçak kursları özendirmiştir. Atatürkçü
düşünceyi değiştirme çabaları olduğu gözlenen Millî
Eğitim Bakanı cumhuriyetle, Atatürk devrimleriyle hesaplaşmak
istemektedir.
Millî Eğitim
Bakanlığı bünyesinde ne yazık ki iş
barışı kalmamıştır, çalışanlar
huzursuzdur, mutsuzdur, günlük çalışma yaşamları artık
işkenceye dönüşmüştür. Okullarımızda dinci faaliyetler
artmış, kitaplar bilimsel içerikten yoksun
bırakılmıştır.
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Neresi burası, Türkiye mi?
ALİ KOÇAL
(Devamla) - İlgili ilgisiz birtakım kişilerin
yazdığı dinsel içerikli kitaplar öğrencilere serbestçe
dağıtılmaktadır. Açılan kaçak kursların
sayısı belli değildir. Kuran kursları Diyanet
İşleri Başkanlığının gözetim ve denetiminden
çıkmış, tarikat ve cemaatlerin eline geçmiştir. Talim
Terbiye Kurulunun işlevi değiştirilmiştir. Ders
kitaplarının incelenmesi görevi Mesleki Teknik ve Din Eğitimi
Genel Müdürlüğüne bırakılmıştır. Eğitim
Teknolojileri Genel Müdürlüğünün yapısı
değiştirilmiştir.
Birçok yasada
sık sık değişiklik yapılarak, çoğu zaman da hukuk
çiğnenerek yapılan atamalarda AKPnin kendi görüşüne uygun bir
eğitim sistemi yaratılmak istenmektedir ve yine bu Bakan döneminde
Atatürk düşmanlığı öne çıkmış, Atatürk
devrimlerine ve cumhuriyete karşı olanlar ne yazık ki prim
yapmıştır. Ramazan ayında okul kantinleri
kapatılmış, okul salonlarında toplu namaz
kılınması için öğrenciler zorlanmış ve ders
saatleri namaz saatlerine göre değiştirilmiştir
(AK PARTİ
sıralarından Yalan, yalan! sesleri)
ASIM AYKAN
(Trabzon) Yalan! Bir sürü yalan konuştun yani!
ERTEKİN
ÇOLAK (Artvin) Beş dakikadır yalan söylüyorsun!
ÜNAL KACIR
(İstanbul) Sen inanıyor musun bunlara?
YILMAZ TUNÇ
(Bartın) Kanun teklifiyle ilgili konuş.
ALİ KOÇAL
(Devamla) - Köy okulları bir bir
kapatılmış, aydınlanma devrimi
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
- Lütfen sözlerinizi
tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ KOÇAL
(Devamla) - Bu Millî Eğitim
Bakanı sadece eğitime değil, eğitim emekçisi
öğretmenlere de çok büyük zararlar vermiştir. Sözleşmeli
öğretmen görevlendirerek öğretmen üzerinde korku ve baskı
uygulamıştır. Öğretmenin sendikalı olmasını
istememektedir.
Bu Bakan
döneminde, çok değerli milletvekilleri, okul servisleri, özellikle
denetimden uzak tutulmuştur. SBS sınavları ve atama
yönetmeliklerinde sık sık değişiklikler yapılarak
ilgililer mağdur edilmiştir.
Sınıfların
kalabalığı aynı şekilde devam etmektedir. Tekli
öğretime geçilememiştir. Eğitim paralı hâle
dönüştürülmüştür. Anayasanın eğitimle ilgili maddeleri
ihlal edilmiştir. Aile birliklerinin işlevi
değiştirilmiştir. Veliler okullara para vermek zorunda
bırakılmıştır ve okullarda yeterli personel yoktur.
Birçok okul bakımsızlıktan dökülmektedir. Birçok okulun
temizliğini öğrenciler ve öğretmenler yapmaktadır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN -
Sayın Koçal, lütfen, sözlerinizi tamamlayınız.
ALİ KOÇAL
(Devamla) - Yatılı
okullarımız kuruluş amaçlarından
uzaklaşmıştır.
Tüm bu
nedenlerle, bu Millî Eğitim Bakanının görevi bırakması
en doğrusudur.
Bu
düşüncelerle, bu yasa teklifimize, yasa teklifimizin gündeme
alınmasına olumlu oy vereceğinizi bekliyor, saygılar
sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
- Teşekkür ediyoruz Sayın
Koçal.
Önergeyi
oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Önerge kabul
edilmemiştir.
Sayın
milletvekilleri, on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati : 16.48
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati : 17.09
BAŞKAN: Başkan Vekili Şükran Güldal MUMCU
KÂTİP ÜYELER : Fatma SALMAN KOTAN (Ağrı), Canan CANDEMİR
ÇELİK (Bursa)
BAŞKAN
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 12nci
Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Gündemin Özel
Gündemde Yer Alacak İşler kısmına geçiyoruz.
Bu
kısımda yer alan Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29
milletvekilinin, Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 20 milletvekilinin,
Bursa Milletvekili Ali Koyuncu ve 19 milletvekilinin, Balıkesir
Milletvekili Edip Uğur ve 23 milletvekilinin ve Muğla Milletvekili
Gürol Ergin ve 24 milletvekilinin önergeleri üzerine zeytin ve
zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretiminde ve
ticaretinde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla
Anayasanın 98inci, İç Tüzükün 104üncü ve 105inci maddeleri
uyarınca kurulan (10/27, 34, 37, 40, 102) esas numaralı Meclis
Araştırması Komisyonu Raporu üzerindeki genel görüşmeye
kaldığımız yerden devam ediyoruz.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER
A) KOMİSYONLARDAN GELEN DİĞER
İŞLER
1.- Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman ve 29
Milletvekilinin, Aydın Milletvekili Ahmet Ertürk ve 20
Milletvekilinin, Bursa Milletvekili
Ali Koyuncu ve 19 Milletvekilinin, Balıkesir Milletvekili A. Edip
Uğur ve 23 Milletvekilinin ve Muğla Milletvekili Gürol Ergin ve 24
Milletvekilinin, Zeytin ve Zeytinyağı ile Diğer Bitkisel
Yağların Üretiminde ve Ticaretinde Yaşanan Sorunların
Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi
Amacıyla Meclis Araştırması Açılmasına
İlişkin Önergeleri ve Meclis Araştırması Komisyonu
Raporu (10/27, 34, 37, 40, 102) (S. Sayısı: 296) (x)
BAŞKAN -
Komisyon ve Hükûmet? Yerinde.
Konuşma
süreleri, Komisyon, Hükûmet ve siyasi parti grupları için yirmişer
dakika, önerge sahibi ve şahıslar için onar dakikadır.
Geçen
birleşimde önerge sahipleri olarak 3 milletvekili konuşmuştu.
Şimdi söz sırası önerge sahibi olarak Manisa Milletvekili
İsmail Bilene aittir.
Sayın Bilen
Yok.
Diğer önerge
sahiplerinden Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak.
Buyurunuz
Sayın Uzunırmak. (MHP sıralarından alkışlar)
Süreniz on
dakikadır.
(x)
296 S. Sayılı Basmayazı 21/10/2008 tarihli 8inci Birleşim
Tutanağına eklidir.
ALİ
UZUNIRMAK (Aydın) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların
üretiminde ve ticaretinde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu üzerinde
önerge sahibi arkadaşlarım adına söz aldım. Hepinizi en
derin saygılarımla selamlayarak konuşmama başlamak
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, üzülerek hemen konuşmamın başında bir
şeyi ifade etmek istiyorum. Mutlaka ki zeytinyağı çok
sağlıklı bir gıdadır. Bunu bütün dünya ve gıda
uzmanları artık kabullenmiştir ve dünyada yükselen bir
değerdir gıda açısından. Dolayısıyla, bugün ne
yazık ki, biz zeytinyağının üretimi ve zeytinin üretimiyle
ilgili problemlerin, sorunların araştırılmasını
önerge olarak vermiştik, Tarım Bakanı yok burada, herhâlde
Sağlık Bakanı zeytinyağının gıda olarak çok
sağlıklı olduğundan haberdar olmak istediği için bakan
koltuğuna oturdu, gene de teşekkür ediyoruz tabii ki.
Dolayısıyla, AKP Hükümetinin
İSMAİL
ÖZGÜN (Balıkesir) - Yine de teşekkür et sen.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) - Kıymetli arkadaşlar, konuşulacak çok
mesele var. Biz milletvekilleriyiz. Elbette ki sistemimizin gereği olarak
Meclis yasama ve denetim faaliyetlerini sürdürürken içerisinden
çoğunluğa dayalı bir yürütme çıkartır ama siz
milletvekillerinin -her ne kadar iktidar milletvekili de olsanız-
yürütmenin birtakım eksiklerine ve yanlışlarına sahip
çıkmak mecburiyetinde olmadığınızı kabullenmeniz
gerekir. O zaman milletvekilliği bir anlam kazanır.
Bugün yürütme maalesef
bu işlerin ciddiyetinde değildir. Dolayısıyla, buradan ders
çıkartması gerektiği hâlde, komisyon üç yüz küsur sahifelik bir
rapor hazırlamıştır ve bu, Meclis iradesidir ama yürütme,
Tarım Bakanı yerine karşımıza Sağlık
Bakanını getirmiştir. Bunu, siz kıymetli milletvekillerinin
de aynı şekilde eleştirmesi gerektiği kanaatini
FERİT MEVLÜT
ASLANOĞLU (Malatya) Sağlık Bakanı yok!
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Sağlık Bakanı da mı gitti?
DEVLET BAKANI
KÜRŞAD TÜZMEN (Mersin) Ben varım.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Oo maşallah! Hoş geldiniz Sayın
Bakanım, hoş geldiniz!
DEVLET BAKANI
KÜRŞAD TÜZMEN (Mersin) Hoş bulduk. Hayırlı akşamlar
diliyorum.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Değerli arkadaşlar, ben konuşmamda
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Konunun kiminle ilgili olduğunu bilmiyorsunuz
Sayın Uzunırmak, rastgele konuşuyorsunuz.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) Tabii ki hep Hükûmet saklandığı için,
gözümüzün önünde değil, gözümüzün önünde olsa görürüz; yan tarafa
saklanmış Hükûmet, saklanıyor hep.
BEKİR
BOZDAĞ (Yozgat) Ezbere konuştuğundan göremiyorsun.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla) İşte, tabii ki ezbere konuşmak önemlidir,
bilerek konuşmak önemlidir. Maalesef, siz konuşamıyorsunuz
bunları çünkü Hükûmetin baskısı altına girmişsiniz,
milletvekili iradeniz yok sizin. Siz, yürütmenin kulu kölesi olmuşsunuz.
Çünkü, doğru olmayan beyanlara siz karşı gelemiyorsunuz,
yürütmenin beyanlarına.
Dolayısıyla,
bakın, ben konuşmama başlarken her şeyden önce
komisyonumuzdaki uzmanlara ve çalışanlara, gelip komisyonumuza bilgi
veren bütün kuruluşlara, kurumlara, bunların
çalışanlarına, gittiğimizde illerde bizi
ağırlayanlara teşekkür etmek istiyorum. Bu rapor çok büyük emek
karşılığında hazırlanmıştır. Bu
emeğe saygının olması gerekir. Dolayısıyla, bu
saygıyı göremediğim için üzüldüğümü ifade etmek istiyorum.
Kıymetli
arkadaşlar, tabii ki üretmek, bir bilgiyi, bir kültürü, bir teknolojiyi
gerektirir. Üretmek bir emek ister, üretmek bir kültürdür. Ne yazık ki
bugünkü yürütmenin başında olan arkadaşlarımız üretim
kültürünü yok etmekteler ve üzülerek ifade ediyorum ki bu kültür yok
olduğunda yeniden üretim kültürünü oluşturabilmek için uzun
yıllar bir nesil yetiştirmemiz gerektiği kanaatine sahibim.
Nihayet
dış ticaret Bakanımız gelmiş. Elbette ki çok güzel bir
şey. 50 milyar doların üzerinde dış ticaret
açığı verdiğimiz ülkemizde bizim zeytin,
zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlardan dış
ticarete yılda ödediğimiz 1 milyar 400 milyon dolardır
kıymetli arkadaşlar.
Saygıdeğer
milletvekilleri, kalkınmanın en birincil şartı üretimdir.
Üretmek çok önemlidir. Elbette ki ticareti esas alan dünyamızda
birtakım ülkeler de vardır. Bu bir tercihtir: Üretim veya ticaret.
Ticareti esas alan ülkelerin dış ticaret rakamlarına
baktığımızda dış ticareti artı vermelidir ki
o zaman bu ticaretten kazandığıyla ülke insanına bir refah
getirsin. Ama Türkiye üretimi bitirmiş, ticareti de gereği gibi
yapamamakta, dış ticareti 50 milyar dolarlarla açıklanan
rakamlarla açık vermektedir. Dolayısıyla bu, tutarlı bir
yönetim değildir.
Kıymetli
arkadaşlar, üretirken her şeyden önce bizim üretim
mantığını ve üretim kalitesini doğru olarak
teşhis edip bu yönde üretimi geliştiren tedbirler almamız
gerekir. Zeytin, zeytinyağı ve diğer bitkisel yağlarla
ilgili üretim, tarımsal üretimdir. Bugünkü Hükûmetin tarıma
bakış açısını biz tanıyoruz. Nereden
tanıyoruz? Konyada sektörden sorumlu olan Bakanın Gözünü toprak
doyursun. diye çiftçiyi azarlamasından tanıyoruz. Nereden
tanıyoruz? Sayın Başbakanın Mersinde Anamız
ağladı. diyen çiftçiye Al ananı git lan buradan! demesinden
tanıyoruz. Nereden tanıyoruz? Erzurumda meydanda, Sayın
Başbakanın, ağlayan çiftçiye Bu memleket yatıp kalkıp
size mi çalışacak? demesinden anlıyoruz. İşte
tarımsal üretime, tarıma bakış açısı budur.
Tabii ki bununla
bitmiyor. Bu Hükûmetin becerdiği çok önemli bir şey var:
Rakamları yalan söylettirerek halkı kandırmak. Rakamları
yalan söylettiriyorlar. Tarım Bakanı, ümit ederim ki, zaman
içerisinde gelecektir. Hatta ve hatta, Tarım Bakanlığı
bütçesinde konuşurken bu meseleleri tartışacağız
inşallah ve gerçek rakamların, gerçek desteklerin neler olduğunu
göreceğiz.
Kıymetli
arkadaşlar, gübrenin 35 bin liradan 110-120 bin liraya
çıktığı ve üretim miktarlarının düştüğü
bir Türkiyede zeytin ve zeytinyağıyla ilgili primler de
düşmüştür. İşte Mecliste iktidar milletvekili arkadaşlarımızın
da olduğu Komisyonun raporlarındaki tespitinden görülmektedir. 2000
yılında 115 bin ton zeytinyağı olmasına rağmen
prim 28 senttir. 2004te bu miktar 94.264e düşmüştür ve
zeytinyağı primi de 25 kuruşa düşmüştür. Yani
şunu söylemek mümkündür: Düşen üretim miktarının
karşılığında siz daha çok prim verme imkânına
sahipsiniz aynı miktar ödeneği ayırsanız ve
dolayısıyla teşvik etmeniz gerekir. Oysaki düşen üretim
miktarıyla birlikte prim miktarı da düşürülmüştür
kıymetli arkadaşlar. Dolayısıyla, yürütmedeki
arkadaşlarımızın verdikleri rakamlar hiçbir zaman
doğruyu ve gelişmeyi ifade etmemektedir.
Kıymetli
arkadaşlar, bizim zeytin ve zeytinyağına ve diğer bitkisel
yağlara bakış açımız şudur: Her şeyden önce
biz, iç tüketim olarak da düşünsek, ülkemiz insanının güvenilir
gıda, kaliteli gıda ile beslenmesini temin etmek durumundayız.
Dolayısıyla, zeytin ve zeytinyağı her şeyden önce
güvenli ve kaliteli bir gıdadır. Bunu bütün dünya kabullenmiştir.
Diğer yandan
meseleye baktığımızda, kıymetli arkadaşlar,
ülkenin kalkınması, bugün dünyada yaşanan bir kriz var diye
artık bazı arkadaşlarımızın da aklını
başına getirdi ki, kendi öz kaynaklarımızın daha iyi
değerlendirilmesiyle daha kısa yoldan mümkündür.
Dolayısıyla, Allahın, tabiatın, coğrafyanın,
iklimin bize avantaj kıldığı birtakım sektörler
lokomotif sektörler olarak desteklenmelidir ve dolayısıyla zeytin ve
zeytinyağı bizim dünyada üretici olarak ilk dördün içinde
olduğumuz bir üründür. Dolayısıyla özellikli olarak
desteklenmelidir. Hele hele dünyada kalkınabilmemiz için benim
arkadaşlarıma teklif ettiğim bir konu var ki, zeytin,
fındık, incir, mermer, bor, krom gibi birtakım madenlerimiz,
birtakım ürünlerimiz millî ürün olarak ilan edilmelidir ve bunlarda bir
ölçü konulmalıdır. Dünya rezervlerinin veya dünya
pazarlarının belli bir miktarını elimizde
bulundurduğumuz ürünler ve madenler millî ürün olarak ilan edilmeli ve
bunlar en uç noktalarına kadar katma değer ve istihdam yaratarak
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET
ŞANDIR (Mersin) Korunmalıdır.
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla)
işlenebilir kılınmalı,
korunmalı, desteklenmeli ve yönlendirilmelidir. Ancak o zaman biz rekabet
şansını yakalayabiliriz.
Kıymetli
arkadaşlar, incirde, benim bölgemin ürünü olan incirde, biz dünya
pazarlarının aşağı yukarı yüzde 65ine sahibiz ve
bunun yüzde 80e yakını Aydında üretiliyor ama dünyada piyasa
yapıcı değiliz. Fındıkta, dünya
pazarlarının, dünya üretiminin hemen hemen hepsine sahibiz ama piyasa
yapıcı değiliz. Bu alanlarda tohumu toprağa
koyduğumuzdan randıman ve rekolteyi, kaliteli üretimi, standart ve
çok üretimi teşvik eden dünya pazarlarındaki raflara varıncaya
kadar da sahip çıkan, destekleyen, yönlendiren bir politikanın
gelişmesinde fayda vardır. Bu açıdan önemli gördüğüm bir
konuyu ifade etmek istiyorum: Eğer pazar paylarımızı
kaybetmememiz için dâhilde işleme rejimi de ülke üretimine zarar vermeden
desteklenebilirse bu noktada da
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
tamamlayınız, bitiriniz.
ALİ
UZUNIRMAK (Devamla)
dış ticaret Bakanımızın burada
olması bir avantajdır ama buradaki hassas konuya dikkat etmek
gerekir. Dış pazarlarda tüccarımız raflarını
kaybettiği, pazar paylarını kaybettiği gün Türkiyedeki ürettiğimizin
dışarıya satılamadığında para etmemesi
ihtimaldir, doğaldır. Dolayısıyla, bu işin
toprağa bitkinin dikildiğinden dünya pazarlarındaki raflara
varıncaya kadar tüccarımızı, üreticimizi, bütün bu zincirin
halkalarındaki her unsuru koruyan, kollayan, teşvik eden bir rejim
içerisinde ve bu gözle ele alınmasında fayda vardır.
İnşallah,
Sayın Bakan -Tarım Bakanı gelse daha iyi olurdu ama- bu raporun
iyi değerlendirilmesini, üreticimize, tüccarımıza, sanayicimize
hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, teşekkür
ediyorum çalışanlara ve emeği geçenlere.
Teşekkür
ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Uzunırmak.
Önerge sahipleri
adına Manisa Milletvekili İsmail Bilen.
Buyurunuz
Sayın Bilen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
İSMAİL
BİLEN (Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri;
zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların
üretiminde ve ticaretinde yaşanan
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Komisyonumuz raporunu tamamlayıp
sizlere de dağıttı. Önerge sahipleri adına söz
almış bulunmaktayım. Yüce Heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, benden önceki arkadaşlarım da
konuşmalarında değinmişlerdi, sözün tekrarından da
kaçınarak sektörün birkaç sorununu sizinle paylaşmak istiyorum.
Önerilerimizi de raporlarımızda dile getirmiştik.
İnşallah, bu, üreticimize, müstahsilimize, sanayicimize,
tüccarımıza yol gösterici olacaktır. Buradan hem Hükûmetimize
hem de sektöre reel çözüm önerilerinde de bulunmuştuk. İnşallah,
bu rapor ülkemize hayırlı olur.
Değerli
arkadaşlar, maalesef Türk tarımının yapısal ciddi
sorunları bulunmakta, dolayısıyla da bu sektör içerisinde hem
zeytin ve zeytinyağı hem de bitkisel yağlar, yağlı
tohum bitkileri ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunmakta.
Zeytin ve
zeytinyağındaki belli başlı sorunlar taklit,
tağşiş, pazarlama, karasu gibi sorunlarla birlikte yine bitkisel
yağlarla yağlı tohum bitkilerindeki sorunlarımız da
üretim eksikliği ve üretim alanlarının darlığı
sorunları. Bu ciddi manada geçmiş dönemlerde ihmal edilmiş
sektör olan tarım sektörü -ne planlamada ne de yapılandırmada-
yönlendirmede eksiklikler bulunmasına rağmen ve zaman zaman da
popülizmle buraları oy depoları, alanı olarak görüldüğü
için de bir planlamaya gidilmemiş ve ülkenin arz fazlası olan
ürünler
Âdeta ülkeyi idare edenler veya hükûmetler tarafından bu
yığınlar arz fazlası ürünlere yönlendirilmiş ve bu arz
fazlası ürünler zaman içerisinde ya yakılmış ya çöplüklere dökülmüş,
hem millî servet heder edilmiş hem de sektöre ciddi manada bir çözüm
önerilememiş ve getirilememiştir.
Dolayısıyla
bu alanlarda bir planlama yapılmadığı için de -raporumuzda
da belirttik- bu alanların yeniden belirlenmesi ve Tarım
Bakanlığımızın da uygulamalarıyla, bu alanlardaki
desteklemeleriyle üreticimizi, müstahsilimizi ülkenin arz eksiği olan bu
ürünlere yönlendirerek millî servetin ülkemizde kalmasını, döviz
kaynaklarımızın ülkemizde kalmasını ve müstahsilimize
yönlendirilmesini sağlamıştır.
Bunlardan belli
başlıcalarını daha önce de konuşmuştuk. Gerek
22nci Dönemde kurulan Komisyonumuz gerekse 23üncü Dönemde kurulmuş
bulunan Komisyonumuzla ülkemizin birçok bölgesini, birçok şehrini
dolaştık. Müstahsille ve bilim çevreleriyle, üreticilerle,
sanayicilerle, sektörün içerisinde bulunan tüccarlarla
karşılaştıkları sorunları ve bu sorunların
çözümü noktasında alınabilecek tedbirleri birlikte konuştuk.
Tarım
Bakanlığımız tarım sektörünün yeniden
yapılandırılmasında ciddi adımlar atmış,
ülkenin arz eksiği bulunan ürünlere müstahsilin yönlendirilmesinde
yönlendirici primleri devreye sokmuştur. Benden önceki arkadaşım
primlerin zaman içerisinde eksiltildiğini, arz eksiği olmasına
rağmen eksiltildiğini ifade etmişti. Doğrudur, zaman
içerisinde bunlar olabilir. Yönlendirici primden maksat da zaten ülkenin arz
eksiği olan ürünü daha fazla destekleyerek müstahsili oraya kanalize
etmek, oraya yönlendirmek olmalıdır.
Yine müstahsilin
eline geçen bu ürünlerden elde edeceği geliri, katma değeri
artırmak adına Tarım Bakanlığının
kırsal kalkınma projeleriyle devreye soktuğu yüzde 50 hibe
destekli kredilerle sektör hem canlanmış hem de ürünümüz mamul hâle
getirilerek iç piyasaya veya ihraca sunulur hâle, hazır hâle
getirilmiş ve dolayısıyla müstahsilin ürünü biraz daha iç
piyasada değerlenme imkânı bulmuştur.
Verilen primle,
aynı zamanda arz eksikliği olan alanlarda, özellikle zeytin
fidanlarında ve zeytin alanlarında ciddi oranlarda artış
sağlanmış. İktidara geldiğimiz dönemde 100 milyon adet
olan ağaç sayımız yaklaşık yüzde 50ler nispetinde
artarak 150 milyon adet ağaca ulaşılmıştır.
Bununla birlikte hem zeytin üretimi hem de zeytinyağı üretimi
önümüzdeki yıllarda ciddi manada artacaktır.
Peki, bu
artışa paralel olarak, bu artıştan elde edilecek mamulün
dışarıya veya iç pazara mamul bir hâlde satılmasına
yönelik bu kırsal kalkınma proje desteklerinin yanında
başka neler verilmiştir? Müstahsile yine üründeki verimliliği
artıracak damlama sulama projeleriyle, sıfır faizli ve uzun
vadeli, yaklaşık beş yıl geri ödemeli desteklemeler
yapılmış ve müstahsil nispeten arz fazlası olan ürünlerden
buraya kanalize edilmiştir.
Kendi
şehrimle, seçim bölgemle ilgili örnekler de vermeye kalkacak olursam,
geçmişte arz fazlası olan tütüne yönlendirilen müstahsil aile
başına 200 kilogram tütün ekerken, tütünden elde ettiği gelirle
de geçinemezken, bu alanlara zeytin fidanları dikilmiş, bu alanlarda
müstahsil şimdi zeytinle tanışmış ve zeytinden elde
ettiği gelirle hiç olmazsa ailesini geçindirebilecek bir seviyeye
gelmiştir. Böylelikle, aynı zamanda, bu arz fazlası olan tütüne
verilen parayla alınan -tütün- zaman içerisinde -yaklaşık
beş yılla sekiz yıl veya on yıl arasında- arz
fazlası olan ürünler yakılmak zorunda kalmış, millî servet
de, tarım sektörüne aktarılması gereken kaynak da maalesef
yakılmış, heder edilmiş ve dolayısıyla potansiyel
değerlendirilememiştir.
Bu, yine İç
Anadolu Bölgemizde alternatif ürün olabilecek, işte,
mısırdır, soyadır, kanoladır, ayçiçeğidir,
teşvik edilmesi, desteklenmesi gerekirken, ikinci ürün olarak belki
ekilmesi teşvik edilmesi gerekirken, yönlendirici primle müstahsilin
teşvik edilmesi, buraya yönlendirilmesi, hedeflenmesi gerekirken maalesef
bu da eksik bırakılmış ve bunun
karşılığında da yaklaşık 1,7 milyar
dolarlık ya da 1,7 katrilyon liralık bir döviz
kaynağının lüzumsuz bir şekilde yurt dışına
çıkmasına vesile olunmuştur.
Yıllar
içerisinde hem zeytinde hem bitkisel yağlarda ve zeytinyağı ile
bitkisel yağ açıklarında olumlu mesafeler kat edilmiş
olmasına rağmen arzulanan noktaya gelinememiş ve
dolayısıyla da raporumuzda bunun da teşvik edilmesi, desteklenmesi
hem Hükümetimize hem de Tarım Bakanlığımıza
önerilmiştir.
Tarım
sektörünün önündeki ciddi sorunlardan bir tanesi de makineleşmemesidir.
Tarım sektörünün yine zeytin ve zeytinyağı da dâhil olmak üzere,
bitkisel yağlar da dâhil olmak üzere sanayileşmemesi veya
makineleşmemesi nedeniyle ciddi bir gelir kaybı söz konusu olmuş
ve dolayısıyla da burasının teşvik edilmesi, bu
makineleşmenin veya sanayileşmenin desteklenmesi gerekirken bunun
ihmal edilmiş olması da müstahsile birtakım
sıkıntılar getirmiş, elde ettiği ürünü hemen
yakın bölgesinde değerlendirebileceği bir sanayi tesisi
bulunmadığı için de pazar bulamamış ve
dolayısıyla da ertesi sene bu üründen vazgeçer hâle gelmiştir.
Zeytinyağında
da dâhil olmak üzere demiştim, zeytinyağında da çok önemli olan
bir husus, zeytin toplandıktan hemen sonra, mümkünse hemen aynı gün
sıkılmalı. Aksi takdirde, zeytindeki gecikmeden ya da sıkılmadan
sonraki gecikmeden kaynaklanan asit oranının yüksekliği
dışarıda bize rekabet şansı tanımamış
ya da rekabet edebileceğimiz ülkelerle rekabet edebilme imkânını
kaybetmiş duruma, pozisyona düşmüş olmamızdı. Bu
hususta da hem bölgemizde, Akdenizden, Marmaradan yaklaşık -kendi
ilim de dâhil olmak üzere- kırkın üzerinde bir tesis
desteklenmiş ve aynı zamanda bu tesislerin bölgelere
dağılımı da teşvik edilmiştir.
Dolayısıyla da buradan elde edilecek ürünün, mahsulün
sıcağı sıcağına hemen, mümkünse aynı gün,
değilse ertesi günlerde sıkılması vesilesiyle üründeki
kalite de artırılmış ve dolayısıyla da
ihracattaki pazar payımız da, şansımız da
artırılmıştır.
Yine, zeytin ve
zeytinyağındaki desteklemelerin eksik kaldığı
yönündeki bilgi de tam doğru değil, isabetli değil. Demin
söylemiştim, dekar başına yapılan desteklemelerde,
yağlık fidanlarda 250 milyon -lira bu yıl için söylüyorum- dekar
başına 100 milyon lira da sofralık zeytinlerde destekleme
yapılmış ama geçmişte hem sofralıkta hem de yağlıkta
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
İSMAİL
BİLEN (Devamla) -
toplam 250 milyon liralık dekar başına
bir destekleme söz konusu olmuştur.
Yine,
hazırlanan tebliğ kapsamında sofralık zeytin için,
farklı kalemlerde, tescilli Türk markalarıyla ihraç edilmesi
durumunda ton başına 125 ile 200 dolar arasında bir destekleme
öngörülmüştür. Bunun dışında yine zeytinyağı için
tescilli markalar ile Made in Turkey ibaresiyle ihraç edilmesi durumunda,
farklı ambalaj büyüklüklerine göre değişmek üzere, ton
başına 175 ile 400 dolar arasında bir destekleme
yapılmıştır. Burada ambalaj küçüldüğünde destekleme
daha fazla artmaktadır. Dolayısıyla da yurt
dışına büyük tonajlı veya büyük meblağlı yağ
ihracını engelleyerek küçük ambalajlarda, tüketime yönelik ihraç
desteklenmek istenmiştir, hedeflenmiştir. İnanıyorum ki
raporumuzdan olumlu sonuçlar çıkacaktır ve hazırlanan bu raporda
emeği geçen arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Bu raporun
müstahsilimize, sanayicimize, ihracatçımıza, tüccarımıza ve
ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyor, yüce heyetinizi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bilen.
Cumhuriyet Halk
Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili Ergün Aydoğan
konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Aydoğan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA
ERGÜN AYDOĞAN (Balıkesir) Sayın Başkan, sayın
milletvekilleri; görüşülmekte olan zeytin ve zeytinyağı ile
diğer bitkisel yağların üretimindeki sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu üzerine
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce
Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, değerli milletvekilleri; zeytin varsılın da
yoksulun da sofrasında olan, hepimizin bildiği bir ürün. Bu, şu
anda da görüşülmekte olan konuyla ilgili, sağlığı
nedeniyle biraz önce Sağlık Bakanımız, ihracatı
nedeniyle dış ticaretten sorumlu Bakanımız, şu anda da
esas konunun tarafı olan Tarım Bakanı burada. Bu da gösteriyor
ki bu zeytin ve zeytinyağı, bitkisel yağlar gerçekten ülkemiz
açısından son derece önemli. Ama bu Araştırma Komisyonunun
en zayıf taraflarından birisi de zeytin ve
zeytinyağının diğer bitkisel yağlarla aynı potada
değerlendiriliyor olması. Bize göre -Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına
bize göre- bu bir eksiklik diye görüyorum.
Değerli
arkadaşlar, zeytin, Akdeniz havzasının ve
uygarlığının sembolü zeytin ağacı, altı yedi
bin yıllık tarihin derinliklerinden yakın dönemlere kadar tüm
uygarlıklarda önemi öne çıkmıştır. Zeytinin öyküsüne
tüm kutsal kitaplarda rastlamak mümkün. Arkeolojik ve jeolojik bulgular,
buluntular ve efsanelerde zeytinin tarihselliği ayrı bir önemdedir.
Zeytin, uzun ömürlü, yeşil yapraklı, dikensiz bir bitki. Baharın
sonlarına doğru çiçek açan, etli ve yağlı meyveleriyle
bildiğimiz, varsılın ve yoksulun sofrasından eksik
etmediği bir bitki zeytin. Bol miktarda protein, yağ, vitamin,
kalsiyum, flor, kükürt, magnezyum içermektedir.
Ülkemizde
sofralık zeytin sektörünün çok eski geçmişi olmasına rağmen
bugüne kadar küçük aile işletmeciliği bazında faaliyet
göstermiştir. Sofralık zeytin sektörü, dünyada olduğu gibi
ülkemizde de gelişme sürecindedir.
Zeytinyağı,
zeytin ağacının olgun meyvelerinden mekanik yolla elde edilen,
oda sıcaklığında sıvı olan, berrak, yeşilden
sarıya değişen renkte, kendine özgü tat ve kokuda, doğal
olarak tüketilebilen bitkisel kaynaklı önemli bir yağdır. Bu
yağ, yüzyıllar boyunca insanlar için bir besin kaynağı
olmuştur. Gerek ham maddesinin üretimi sırasında fazlaca el
emeğine ihtiyaç göstermesi gerekse taneden elde ediliş
safhasında diğer tohum yağlarına kıyasla
ayrıcalıklı bir teknoloji gerektirmesi ve beslenme yönünden
üstün nitelikli olarak doğal hâlde tüketilebilmesidir. Zeytinyağı
bir meyve suyu olması nedeniyle daima diğer bitkisel yağlara
kıyasla daha yüksek bir ekonomik değer bulmuştur.
Zeytin,
zeytinyağının sayısız sorunları olduğunu bu
Araştırma Komisyonu da gösterdi. Burada, üretim primi,
zeytinyağının sorunları, üretici sorunları, tüketici
sorunları, AB ile ilgili sorunlar, örgütlenme birlikleri,
fidancılık gibi çok sayıda zeytin ve
zeytinyağının sorunları olduğunu biliyoruz.
Zeytin,
zeytinyağı ülkemiz ekonomisi ve halkımızın beslenmesi
yönünden önemi büyük olan tarımsal ürünümüzdür. Türkiyede zeytin üretimi
Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yapılmakta
olup son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar
zeytinyağının üstün niteliklerini açıkça ortaya
çıkarttığından dünyada zeytinyağına önemli
yönelim gözlenmektedir. Bu nedenle dünya zeytinyağı fiyatları
artış trendi göstermektedir. Türkiyenin bu alanda yapabileceği
girişimler mümkün, üretimi ve ihracatını artırma
potansiyeline de sahiptir. Bu potansiyelin büyük ölçekli değerlere
dönüştürülebilmesi için IMF ve AB kıskacından kurtulup
tarımımızın ve üreticimizin sorunlarına kendi
çözümlerimizi üretmemiz yönünde Hükûmet adım atmalıdır. Hatta
tarım desteklerini kısmak yerine artırmalıdır.
Yıllardır sadece tarım satış kooperatiflerinin taban
fiyatları ile popülist yaklaşımlarla hareket edilmiş ve
bunun sonucunda birliklerin iflası ve yüzlerce trilyon zarar söz konusu
olmuştur. Devlet eliyle ticaret devri kapanmalıdır. Tarım
Bakanlığı tarafından yürürlüğe sokulan ürün konseyleri
ne yazık ki mevcut yönetmelikler çerçevesinde sivil inisiyatiften uzak,
sektörü kucaklayacak yapıda değildir.
Zeytin-zeytinyağına
fiyat belirlenirken maliyetler göz önünde tutulmalı, zeytinyağı
primi üretim maliyetine eklenerek, çiftçi kârı dikkate alınarak
belirlenmelidir. AB ülkelerindeki uygulama örnek alınmalıdır. En
büyük üretici olan ABde zeytinciliğe verilen toplam üretim desteği
2,350 milyar avrodur. Ortalama yıllık üretime bağlı olarak
bu destek zeytinyağında kilo başına 1,3 avro. Ülkemizde bu
yıl verilen üretim primi zeytinyağında kilo başına 20
yeni kuruştur. Biraz önce konuşmacı arkadaşlarımız
da bu dönemde zeytin ve zeytinyağı üreticisine ciddi desteklerin
verildiğini ne yazık ki söyledi. Oysa rakamlara
baktığımızda, üretimin ilk uygulamaya
başlandığı yıl verilen prim 40 sent, yani 50 yeni
kuruş iken, bugün 20 yeni kuruş olduğunu görüyoruz. Bu da
AKPnin tarım ve zeytinciliğe bakışıdır diye
düşünüyoruz. Üretim primi ne yazık ki bugüne kadar hep üreticiye
yönelik bir mavi boncuk uygulaması olarak görüldü. Aslında üretim
primi üreticiyi ürün fiyatlarındaki spekülasyona karşı koruyan,
piyasa dengesine ve istikrarlı mal tedarikine imkân tanıyan bir
sistem olmalıdır. Bugünkü koşullarda üretim primi
zeytinyağında asgari kilo başına 1 YTL olmalıdır
ve unutulmamalıdır ki, bu prim rakamıyla kayıt altına
alınacak olan sistemin yaratacağı direkt ve endirekt vergilerle
bütçe en az yüzde 60 azalacaktır.
Avrupa
Birliği kilo başına uyguladığı yüksek primle hem
üreticisini desteklemekte, piyasa fiyatını da
uyguladığı prim haddini baskı altına alarak,
tüketicisinin mümkün olan asgari fiyatlarda zeytinyağına
ulaşmasını sağlamaktadır. Verilen primler maliyetlere
destek anlamında son derece yetersizdir. Yağ bitkileri üretiminde
başlıca üretim maliyetleri tohumluk, gübre, zirai ilaç, mazot ve
işçilik sayılabilir. Üretim girdilerinde gübre ve mazot devlet tarafından
desteklenmeli, gübrede uygulanan KDV oranı yüzde 1e indirilmelidir. En
son yaptığımız çalışmada, bölgemizdeki ekiciler,
yükselen girdi maliyetleri nedeniyle bu dönem zeytinlerini
sürdüremeyeceğini ve gübre atamayacağını ne yazık ki
söylemektedir.
2008
yılının sonlarına yaklaştığımız
bugünlerde, Komisyon Raporunda da yer alan, 2007 yılında
zeytinyağı üreticilerine destekleme primlerinin ödenmediği
görülmektedir. Zeytin sektörünün bir ülkede gelişmesi ya
müteşebbislerin bu dinamikleri fark etmesiyle ya da devlet
politikasıyla olmaktadır. İspanya devlet eliyle, hatta
zorlamayla zeytinciliğine hamle yaptırmış ve bugün
karşılığını hem üreticisi hem de devlet kat kat
almaktadır. Sektörün öncelikli beklentisi devletin
varlığını ve ilgisini hissetmektir.
Sektörde toplam
başarı için yapılması gerekli olanlar elbette bunlarla
sınırlı değildir. İç tüketimin
artırılması, zeytinyağında haksız rekabetin
önlenmesi, zeytinyağı stoklama sorunlarının çözümlenmesi ve
en önemlisi, Türk zeytinciliğinin uluslararası kuruluşlara
katılımı yoluyla dünyada daha iyi bir noktada
konumlandırılması da çözüm bekleyen sorunlar
arasındadır.
2007-2008
sezonunda, 31 Mart 2008 tarihi itibarıyla 34 milyon 421 bin 122 Amerika
doları tutarında zeytinyağı ihraç edilebildi. Geçen sezon
aynı zaman diliminde yapılan ihracat 86 milyon 796 bin 137 dolar
olarak gerçekleşmiştir. İhracattaki gerileme oranı yüzde
60ı geçti. Türkiye 1 Ekim 2007-31 Mart 2008 tarihleri arasında 56
milyon 955 bin 759 dolarlık zeytin ihraç etme
başarısını gösterirken geçen sezon ise 45 milyon 708 bin
238 dolarlık zeytin ihracatı yapmıştır.
Türkiye
sofralık zeytin ihracatında ise deyim yerinde ise yerinde
saymıştır. İlerleme kaydedilememiştir. Zeytin
ihracatçıları 2007-2008 sezonunun ilk beş aylık döneminde
yüzde 11lik artışla 56 milyon 955 bin 759 dolara ulaşırken
siyah zeytin ihracatı 47 milyon 622 bin dolar, yeşil zeytin
ihracatı ise 9 milyon 333 bin dolar olmuştur. Ülkemizde
gerçekleştirilen sofralık siyah ve yeşil zeytin ihracatına
ilişkin istatistikler incelendiğinde, Romanya ve Bulgaristanın
siyah sofralık zeytinde ihracat pazarımızın yüzde 50-55ini
oluşturduğu görülmektedir. İri kalibrajlı zeytinde
sıkıntı olduğu gözlenmektedir.
Kaliteye yönelik
olumsuzlukları etkilerinden arındırıcı hasat
sistemleri de geliştirilmelidir. Makineli hasat esas alınmalı,
sırıkla hasat periyodisite şiddetini arttıran en önemli
etken olduğundan mutlaka terk edilmelidir. Zeytin zararlıları ve
hastalıkları ile mücadelede devlet katkısı en etkin
biçimde, sonuçları yönünden izlenmelidir. 3573 sayılı
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin
Aşılattırılması Hakkında Kanun ve bu Kanuna
dayalı olarak çıkarılan tüzük hükümleri kesinlikle tam olarak
uygulanmalıdır. Yasa kapsamındaki alanlar turizm, konut
yapımı, sanayi ve maden araması gibi faaliyetlere kesinlikle
kapatılmalıdır. Özellikle var yıllarında hasat ekim
aylarında başlayıp en geç ocak 15te bitirilmelidir.
Zeytinyağı
üretimi sırasında oluşan kara suyun tüm zeytinci ülkelerde
önemli çevre sorunlarına yol açtığı bilinmektedir. Bu ülkelerin
hiçbirinde kara suyun arıtılmasında bugüne kadar tatmin edici
bir sonuca ulaşılamamıştır.
Zeytinyağında
yıllardan beri önlenemeyen tağşişin, yani diğer
bitkisel yağların zeytinyağına
karıştırılmasıyla gerçekleştirilen hilenin
önlenebilmesi için denetlemelerin daha etkili yapılmasını ve
uygulanacak yaptırımların caydırıcı
olmasını sağlamalıyız. Bu konuda kanun teklifimizi de
Meclisimize sunduk.
Ülke genelinde
zeytinyağı tüketiminin, hâlen nüfusun önemli bir kesiminin
zeytinyağı tüketim alışkanlığının
oluşmaması da dikkate alınarak, tüketimi artırmak
amacıyla reklam ve tanıtım kampanyaları düzenlenmelidir.
Zeytinyağı ülkemizde birçok vatandaşımız
tarafından bilinmemekte, tüketimi o nedenle kişi başı 1
litre olduğu, oysa Tunusta -Akdeniz ülkesinde- 7 litre, Yunanistanda 20
litrenin üzerinde olduğunu rakamlar göstermektedir.
Yine, diğer
bazı tarımsal ürünlerde olduğu gibi zeytinyağında da
arz talep sağlayıcı stok kuruluşları
oluşturulmalıdır. Zeytinyağı dış
alımına izin verilmemelidir. Şu anda dış ticaretten
sorumlu Sayın Bakanımızın da burada olduğu bir
ortamda, bu taleplerle sıkça karşılaştık. Biz zeytin
ve zeytinyağı üreticisi olan bir ülke olarak kesinlikle
zeytinyağı dış alımına izin verilmemesi
gerektiğini düşünüyoruz.
Ambalajlı ve
dökme zeytinyağı dış satımının ortaya
koyduğu avantaj ve dezavantajlar
karşılaştırılarak dış satımı
artıracak, ayrıca katma değeri ve dış satım
gelirini yükseltecek kararların alınması gerekmektedir.
1996
yılında üyeliğinden ayrıldığımız
Uluslararası Zeytinyağı Konseyine yeniden üye
olunmalıdır. Buradan da hangi nedenlerle
çıktığımızı bir türlü anlayabilmiş
değiliz. Zeytinyağı üretiminde Uluslararası
Zeytinyağı Konseyinin belirlediği standartlara uyumda azami özen
gösterilmelidir.
Yeni getirilecek
bir kısım teşviklerle dış satımın
artırılması ve zeytinyağında uygulanan gümrük
vergilerinin Türkiye menşeli yağlar için kaldırılması
veya düşürülmesi yönünde çabalar ortaya konulmalıdır.
Tarımın
ve zeytinin içinde bulunduğu girdi fiyatlarını sürekli
söylüyoruz. Şu anda da yine bölgemizde yaptığımız bir
çalışma sonrasında zeytin üreticisinin içinde bulunduğu
durumu özetleyen son derece çarpıcı bir rakamı sizlerle
paylaşmak istiyorum: 2001 yılında 50 kilogram
zeytinyağına karşılık 20 çuval, yani 1 ton amonyum
sülfat gübre satın alabilen çiftçi, bugün 50 kilogram
zeytinyağına karşılık ancak 5 çuval, yani 250 kilogram
amonyum sülfat satın alabilmektedir. Bu sonucu ve süreci yaratan, ülkenin
gübre ve zirai mücadele ilacı bağlamında dışa
bağımlılığın dayattığı bir
açmazdır. Zirai Donatım Kurumu ve İGSAŞ
özelleştirmesinin acı gerçeklerinin sonuçlarını burada da
görüyoruz.
Yine, zeytin ve
zeytinyağında yaşanan sorunların en önemlilerinden birisi
de ilaçlama olduğu
Körfez Zeytin Hastalık ve
Zararlılarıyla Mücadele Birliğimiz, Ayvalık, Burhaniye,
Edremit, Gömeç, Havran olmak üzere Körfez bölgesinde beş ilçede bulunan
zeytinlik alanların zeytin sineği zararlısına
karşı ilaçlanması amacıyla kurulmuş olup bu amaç
doğrultusunda her yıl 650 bin dekar saha ve yaklaşık 11
milyonun üzerinde zeytin ağacı ilaçlanmaktadır. Güney
Marmarabirlikle kıyaslandığında onların
yaklaşık 10 katı daha büyük saha ilaçlanmaktadır.
Bölgemizde hâkim
çeşit Ayvalık yağlık çeşidi olup ürün, bölgemizdeki
yaklaşık yüz yirmi adet büyüklü küçüklü yağ fabrikalarında
işlenmektedir. Birliğimize üye yaklaşık 30 bin üretici
bulunmaktadır. Güney Marmara zeytinlik sahalarında hâkim çeşit
ise Gemlik sofralık çeşidi olup alıcısı Marmarabirlik
olması nedeniyle ilaçlamada sorunun yaşanmadığı
Birliğin
yaşayabilmesi, tahsilatların kaynağından kesilmesi
zorunludur. Bunun için ya zeytinyağı fabrikaları
işledikleri ürün için aldıkları bedeli artırıp ilave
ilaçlama bedeli alıp birliğe ödeyecekler ya da devlet ilaçlama desteği
verip bunu doğrudan birliğe ödemelidir.
Fidancılıkla
ilgili, Komisyon Raporuna göre, 2002 yılında 101.600 zeytin
ağacı var iken 1 milyon 800 ton zeytin üretilmiştir. 2006
yılında ise ağaç sayısı 129.265e
çıkmış olmasına rağmen zeytin üretimi 34 bin ton
düşerek 1 milyon 766 bin 740 tona düşmüş, gerilemiştir.
Ülkemiz zeytin
üretiminde sürekli ilerleme göstermesi gerekirken rakamlarda gözüken bu
gerilemenin sebebinin bir an önce araştırılması
gerekmektedir.
Zeytin
ağacı sayımızın ABye girmeden mümkün olduğu
kadar artırılması hedeflenirken, desteklemeyle dikime hız
verilmesi sağlanmışken, 15 Şubat 2007 tarih ve 2007/15
no.lu değişiklik tebliği ile desteklemenin Gemlik çeşidinde
45 YTL/dekar olarak düşürülmesi ve diğer çeşitlerde aynı
kalmasından sonra bu tablo değişmiştir. Gemlik
çeşidinin çok fazla ve adaptasyonun iyi olmadığı yerlere
bile dikilmesi bu konuda bir tedbir almayı gerektirmiştir. Hâlbuki
uzun yıllardır Gemlik fidanının diğer çeşitlerin
fidanına göre açık arayla önde gittiği, yüzde 80-90 oranına
sahip olduğu bilinen bir gerçektir. Tedbirlerin en az beş yıl
önce veya desteklemenin ilk uygulandığı yıl
alınması uygun olmalı. Zeytinlik alanların
artırılması politikasıyla bir bakıma çelişen bu
karar, beklenmeyen ani ve biraz da sert bir müdahale hem fidancıları
hem de dikicileri mağdur etmiştir. Nitekim piyasadaki fidanların
yüzde 86sı Gemlik iken, sezonun yarısında diğer
çeşitlere ait sınırlı sayıda sertifikalı fidan
var iken, desteklemedeki bu değişiklikle dikimin hızlı
devam etmesi zorlaşmıştır. Ayrıca, tebliğe
güvenerek bahçe tesis edenler mağdur olmuştur. Fidancıların
etiketleri elde kalmıştır. Diğer taraftan fidan
fiyatları düşmüş, fidancıların bir kısmı
iflas etmiş, fakirleşmiştir.
Destekleme süresi
2007 sonunda bitti ve yenisi henüz çıkmadı.
Sonuç olarak bu
sezon da biterken belirsizlik devam etmiştir. Fidancılar üretim
planlaması yapamamıştır. Sertifikalı üretim için
beyanname verme zamanı geldiği bugünlerde, geçen yılın
sertifikaları elinde kalan fidancılar kararsız ve zor durumdadır.
Destekleme tebliğlerinin çıkış zamanı ile üretim ve
dikim sezonu uyuşmamaktadır. Bu nedenle de hem piyasa istikrarı
hem de üretim planlaması açısından yarar getirdiğini
söylemek zor. Fiyat ve primlerin ilanları en geç hasat sezonu
başında ilan edilmelidir. Var yılı-yok yılı
ortalaması 12,5 kilo olan zeytin ağacının verimli ağaç
ortalaması 25 kilo zeytine yükseltilebilmesi için uygun bakım,
gübreleme, budama ve sulama ile periyodisitenin olabildiğince
azalması amaçlanmalıdır. Bu yıllarda oluşan fiyat
istikrarsızlığı önlenmelidir.
Birlikler, sabit
maliyetleri kontrol altına alacak şekilde, ABdeki örnekleri
paralelinde serbest piyasa koşullarında varlıklarını
sürdürecek şekilde tekrar yapılandırılmalıdır.
Üreticinin ürünü
stoklaması serbest bırakılmalı ancak stok edeceği
mekânlarda ticari işletmelerde aranan hijyen ve gıda güvenliği
koşulları aranmalıdır. Bu koşullarda stok yapamayacak
üreticilerin yağlarını yağhanelerden doğrudan
satmaları teşvik edilmelidir. Üreticinin doğrudan
satış yapması, haksız rekabet ve kayıt
dışı ekonomiyle mücadele açısından ele
alınmalıdır.
Kara su konusunda
yerel yönetimlerin çözüm seçenekleri üretmede katılımcı
olmaları, yağhanelerin atık suları konusunda yerel kolektif
çözüm üretmeleri gerekmektedir. Zeytinyağı stoklama konusunda yeni
yatırımlar desteklenmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
ERGÜN
AYDOĞAN (Devamla) Meclis Araştırma Komisyonunca
hazırlanan rapor, sonuçta sektörün sorunlarına ışık
tutmuş, çözüm önerilerini sıralamıştır ancak Hükûmet,
yasama organının bu çabasına karşı kayıtsız
kalmamalıdır. Ülkenin genel ekonomik politikalarına çözüm
aramadan tarımın sorunlarına çözüm bulunması mümkün
değildir. Tarımın sorunlarına topluca çözüm tasarlamadan
zeytin ve zeytinyağı üreticisinin sorunlarına çözüm bulmak da
mümkün değildir. Burada, tarımda yaşanan, ticarette yaşanan
bütün sorunların zeytin ve zeytinyağında da
yaşandığını ne yazık ki görüyoruz. Zeytin ve
zeytinyağı, diğer bitkisel yağlara
Tabii, bu konuya henüz
girilemedi çünkü biraz önce söylediğim gibi bu, zeytin ve
zeytinyağının diğer bitkisel yağlarla aynı
komisyonda oluşturulmuş olması kesinlikle doğru
değildir. O diğer bitkisel yağların da ayrıca
değerlendirilmesini ve bu konuda çalışmaların
yapılmasını Meclisimize öneriyoruz.
Değerli
arkadaşlar, zeytin ve zeytinyağının
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
ERGÜN
AYDOĞAN (Devamla) Evet, bu Araştırma Komisyonunun sektörün ve
üreticilerimizin içinde bulunduğu sorunları çözmesini en içten
dileklerimizle diliyoruz ve bu üreticilerimizin mağduriyetlerinin bir an
önce giderilmesini bekliyoruz.
Yeni
başlayan 2008-2009 sezonunda şu anda Marmarada üretim
başladı, Marmarabirlik Kooperatifi de yarın alımlara
başlayacak. Manisa bölgesinde ilk yağlar alınmaya
başlandı. Bölgemizdeki üretimler de devam ediyor.
Geçmiş
dönemde yaşanan sorunların bu dönemde yaşanmamasını,
ülkemizin, çiftçimizin, tüccarımızın, sanayicimizin,
ihracatçımızın tümünün bu yaşanan
sıkıntılarının sona ermesini ve onlara iyilikler
getirmesini temenni ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP
ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Aydoğan.
Milliyetçi
Hareket Partisi Grubu adına Bursa Milletvekili İsmet Büyükataman.
Buyurunuz
Sayın Büyükataman. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA
İSMET BÜYÜKATAMAN (Bursa) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel
yağların üretiminde ve ticaretinde yaşanan sorunların
araştırılarak alınması gereken önlemlerin belirlenmesi
amacıyla kurulan Meclis Araştırma Komisyonu Raporu üzerine
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki siyasi partilerimizin
müşterek iradesiyle kurulan Komisyonumuz dört ay boyunca özveriyle
çalışmış, konunun tüm taraflarıyla istişare
ederek üreticiden, tüketiciye herkesi dinlemiştir. Sunduğumuz teklif
üzerine oluşturulan zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel
yağların üretimindeki sorunların
araştırılmasıyla ilgili kurulan Komisyon çeşitli
bölgelerdeki zeytin üreticileri, sektör temsilcileri ve ilgili
kuruluşların uzmanlarıyla yaptığı
değerlendirmelerin de sonucu olarak raporunu
hazırlamıştır.
Öncelikle, bu
raporun oluşturulması sırasında uyumlu
çalışmaları nedeniyle başta Komisyon
Başkanımız olmak üzere komisyon üyesi arkadaşlarımıza,
uzmanlarımıza ve emeği geçen bütün personel
arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Raporun,
üreticimiz ve sektör yanında konu hakkında derli toplu bir belge
olması nedeniyle önümüzdeki süreçte araştırmalar için kaynak
niteliğinde yararlar sağlayacağını da umut ediyorum.
Değerli
milletvekilleri, ülkemizde bitkisel yağ tüketiminin yüzde 80ini
ayçiçeği yağı oluşturmaktadır. Toplam bitkisel
yağ tüketimi 1,3 ila 1,4 milyon ton dolaylarındadır. Geriye
kalan tüketim ise diğer bitkisel yağlardan oluşmaktadır.
Bitkisel yağ üretiminde ülkemizde açığın
kapatılması ve dünya pazarında sağlam bir yer edinebilmesi
yağlı tohumlu bitkilerin ekim alanlarının
artırılması ve üreticinin, çiftçinin teşvik edilmesiyle
mümkün olacaktır. Bunun yanı sıra ülkemizde sulama ve su
kaynakları da yetersiz kalmaktadır.
Ülkemizde
yağlı tohumlu bitkilerin üretiminin yetersizliğinden dolayı
bitkisel yağ ihtiyacının önemli bir kısmı ithalat
yoluyla karşılanmaktadır. Özellikle zeytinyağı,
ayçiçeği yağı, soya yağı ve kanola yağı bitkisel
yağ üretiminin artırılması konusundaki en önemli kaynaklar
olarak kabul edilmektedir. Bitkisel yağ üretim kapasitesinin
artırılması hem döviz kaybının önlenmesi hem de
barındırılan potansiyelden yararlanılarak ihracat
gelirlerinin artırılması bakımından önem
taşımaktadır.
Ayçiçeği
yağının 400-450 bin tonluk bölümü ülkemizde üretilirken geri
kalan yaklaşık 400 bin tonluk ihtiyaç ise maalesef ithalat yoluyla
karşılanmaktadır. Bununla birlikte son on beş yılda
ayçiçeğinde ekim alanları ve üretim miktarında yüzde 50
civarında azalma görülmektedir.
Saygıdeğer
milletvekilleri, zeytinle ilgili politikaların önemli bir kısmı,
genel olarak tarım politikası ve devletin piyasa gözetim ve denetim
fonksiyonuyla birlikte düşünülmesi gereken politikalardır; aksi takdirde,
yapılacak politikalar gerçek manada politika olmayacak, geçici
tedbirlerden ileri gidemeyecektir. Bu yaklaşım içerisinde, zeytin
politikasıyla ilgili aşağıda ifade edeceğim görüş
ve öneriler bir plan ve bütünlük içerisinde uygulanmalıdır.
Serbest piyasa
şartlarına uygun bir hal kanunu ve yönetmeliği düzenlenmeli,
ülkemizdeki hallerin sayı ve sistemleri belirli bir düzene sokulmalı,
ambalajlı ve ambalajsız tarım ürünlerinin -fiziki olarak
girmesine gerek bırakmaksızın- üretildiği bölgeden nihai
satış noktasına kadar elektronik ortamda takip edileceği
elektronik veri sistemi oluşturulmalıdır. Hâlihazırda,
hallerin yapısı tarım ürünlerinin takibini sağlamaya uygun
olmadığı gibi, fiziki kontrole dayanan sistem yürümemektedir.
Oluşturulacak yeni hal mekanizması, bütün tarım ürünlerinin tam
anlamıyla elektronik ortamda piyasanın da oluşmasına
katkıda bulanacağı gibi, gerekli altyapı
oluşturulduktan sonra, üreticiyle nihai satış noktası
arasındaki aracıların sayısı en aza indirgenecek, hem
üretici hem de tüketicinin yararına piyasa oluşturulması
sağlanacak, tarım ürünleri nihai satış noktalarına en
kısa süre ve şekilde girebilecek, prosedürler de
azaltılacaktır.
Yeni hal
mevzuatında, salamura edilmiş ambalajlı ve dökme zeytin de
üreticiden satışa kadar her aşamada bir ürün kimliğine
sahip olmalıdır. Hal uygulaması, aynı zamanda zeytini de
kapsamalıdır. Zeytinde olduğu gibi, bütün tarım ürünlerinde
her türlü destek uygulamaları
Fiziki ortamın ikinci planda
olduğu bu yeni hal sisteminde kayıt
dışılığın da önüne geçecek bir sistem
oluşturulmalıdır. Tarım ürünleri destekleri de
satış ve yeni hal sistemiyle entegre olarak düzenlenmelidir.
Devletimiz, çağdaş bir hal sistemi ve piyasa gözetim, denetim sistemi
oluşturmak suretiyle serbest piyasa şartları içerisinde işleyen
bir mekanizma oluşturduğu takdirde mevcut sorunların bir
kısmı ortadan kalkacaktır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, birbiriyle entegre politikalarla birlikte, kayıtsız
çiftçi BAĞ-KUR sistemi ve stopajı kesilmemiş ürünün piyasaya
girişi mutlaka engellenmelidir. Mazot, sulama ve ürün destekleri dâhil her
türlü destek, kayıt altına alınmış bu ürün
miktarı üzerinden yapılmalıdır.
Devletimizin
kuruluşundan beri stratejik görevler ifa eden tarım satış
birlikleri sistemi radikal şekilde reorganize edilerek yeniden fonksiyonel
hâle getirilmeli ve başta zeytincilik olmak üzere tarım kesiminde
bunlardan daha faal olarak faydalanılmalıdır.
Bölgeciliğin
ortadan kaldırılması, verimliliğin
artırılması amacıyla birliklere bağlı
kooperatiflerin şubeye dönüşerek ve birlik delegeleri arasından
il encümeni benzeri yetkili bir kurul oluşturulmalıdır. Bu
yaklaşım içerisinde birliklere tarım politikasında daha
aktif görevler verilmeli, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca
birlikler üzerinde daha etkin bir denetim sistemi oluşturulmalıdır.
Zeytin alım
ve satımında kalibre sayısının
fazlalığı piyasada ve üretici nezdinde mağduriyetlere sebep
olmaktadır. Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
yapacağı düzenlemelerde kalibre sınıflamasıyla ilgili
net düzenlemeler yapılmalıdır.
Zeytin arazileri
yalnız malikin değil milletin hazinesidir. Zeytinliklerin
birleştirilerek parçalı arazilerin büyütülmesi teşvik edilmeli,
bölünmesi engellenirken birleştirilmesiyle ilgili devirlerde vergi
kolaylıkları sağlanmalıdır.
Devletin e-Devlet
Dönüşüm Kapısı Projesi kapsamında kooperatif ve birlikler
ile ziraat odaları başta olmak üzere, işlemler elektronik
ortamda takip edilmeli, oluşturulan veri düzenine tapu, vergi, borsa,
BAĞ-KUR işlemleri de dâhil edilerek politikalar bu kapsamda
oluşturulmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı, diğer ilgili kurumlar ve Devlet
Planlama Teşkilatı bu konuya özellikle eğilmelidir.
Yukarıda
açıkladığım çeşitli uygulamalarla birlikte,
yıllık arz miktarı kayıt yoluyla tespit edilerek verileri
tutulmalı, politikaların üretilmesinde mutlaka istifade edilmelidir.
Ülkemizde zeytin
üretimi, yıllık 280 bin tonu sofralık olmak üzere, toplam 880
bin ton civarındadır. Türkiye zeytin tüketimi ise ortalama 171 bin
ton civarındadır. Ortalama ihracatımız ise 63 bin ton
civarında bulunmaktadır. Bu durumda bile yaklaşık 46 bin
ton zeytin üretim fazlası görülmektedir ancak zeytin fidan dikiminin
teşvik edilmesi bu üretim fazlasını daha da artıracak ve
zeytin tarımının da sonunun gelmesine neden olacaktır. Bu
gidişle, önümüzdeki yıllarda üretilen zeytin arttıkça fiyatlar
düşecektir. Bugün 110 milyon adet olan ağacın 2012
yılında 200 milyon ağaç olmasının
planlandığı resmî açıklamalarda yer almaktadır.
Bu şartlar
altında, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının
havzalara göre ürün planlamasına derhâl geçmesi gerekmektedir. Gemlik tipi
zeytinin ekolojik yetişme alanı Güney Marmara havzasıdır.
Gemlik tipi zeytinin bu havza dışına hızla yaygınlaştırılmasının
teşvik edilmesinden vazgeçilmeli, her havzanın kendine has zeytin
türü teşvik edilmelidir. Ayrıca, havzalar itibarıyla var
olması gereken fidan sayısı belirlenmeli ve buna göre
zeytinliklerin genişlemesi de durdurulmalıdır.
Zeytinlikler
sertifikalandırılmalıdır, planlanmalıdır, zeytin
üreticisine alternatif gelir kaynakları oluşturacak kırsal
kalkınma programları oluşturulmalıdır.
Girdi
fiyatları bilindiği gibi sürekli artmaktadır. Mazot, ilaç ve
gübre destekleri satıştaki kayıtlı ürün miktarına
orantılı olarak yapılmalıdır.
Zeytin salamura
suyu ve zeytinyağı kara suyunun arıtılması için
oldukça ağır bir çevre mevzuatı bulunmakla birlikte optimum
işletme maliyetlerine uygun tesis kurulması mevcut bilimsel
araştırmalara göre henüz ne yazık ki
sağlanamamıştır. Çevre mevzuatının bu durum
dikkate alınarak gözden geçirilmesi, arıtma tesisleri için
yapılacak çalışmaların desteklenmesi, zeytin bölgelerindeki
tesislerin belirli bir plan dâhilinde bir araya toplanması gerekmektedir.
Üreticinin
aşırı ve bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımını
ortadan kaldırmak için ilçe tarım müdürlükleri, ziraat odası ve
birliklerce müşterek bilinçlendirme faaliyetleri yapılmalı,
bunlar için kısıtlama ve standartlar getirilmeli, gübre ve ilaç
kullanımını azaltmak için yapılan araştırma
faaliyetlerine destek verilmelidir.
Salamura
havuzlarındaki gayrisıhhi şartlar giderilmeli, havuzlamaya
mutlaka standartlar getirilerek denetlenmelidir.
Markalı ve
ambalajlı zeytin satışları kayıtlı ekonomiye
katkı sağlayacağı gibi zeytinciliğin geleceğine
de yarar sağlayacaktır. Bu nedenle, genel teşvik, vergi ve
diğer uygulamalarda başta birlikler olmak üzere bu tür firmalara
imkân sağlanmalıdır.
Sulama
imkânları artırılmalıdır. Zeytinliklerin yüzde 10 ila
15lik kısmı ancak sulanmaktadır. Sulama yapılan alanlarda
da salma sulama yerine damlama sulama yapılmalı ve yine bu konuda
gerekli teşvikler mutlaka sağlanmalıdır. Ayrıca, hiç
sulama imkânı bulunmayan yerler çoğunlukta olup buralara sulama için
proje hazırlanmalıdır.
Değerli
milletvekilleri, sofralık zeytinde kayıt dışı ve
standartlara uygun olmayan ürünün piyasaya sunulması kesin ve kararlı
bir şekilde mutlaka önlenmeli ve haksız rekabet ortadan
kaldırılmalıdır. Özellikle sağlığa
zararlı merdiven altı işletmelerine, taklitçilere sıkı
kontrol ve yaptırımlar getirilmeli, ilgili yasalar
uygulanmalıdır. Ambalajlama tesisi olan firmalara özel destekler
uygulanmalıdır.
Küçük ölçekli
tarım sektörünün orta ve büyük ölçekli işletmeler hâline
dönüştürülmesine yönelik, devlet tarafından gerekli yasal çerçeve
oluşturulmalı ve tarımda orta ve büyük işletmeler
teşvik edilmelidir.
Marmara
Bölgesinin sofralık zeytininin değerlendirilmesine yönelik büyük
önemi olan bir taze zeytin borsası oluşturulmalı ve
lisanslı depolarla birlikte ticaret borsalarının
etkinliğini artıracak düzenlemeler yapılmalıdır.
Sofralık
zeytindeki kayıt dışının yani merdiven altı
üretimin kontrol altına alınması ve haksız rekabetin önüne
geçilmesi için sektörün mutlaka envanteri çıkartılmalıdır.
Ayrıca, hâlen taslak metin hâlinde olan sofralık zeytin tebliği
en kısa zamanda yayınlanmalıdır.
Saygıdeğer
milletvekilleri, dünyada zeytin ağaç varlığı ve dane zeytin
üretimine paralel olarak zeytin üreten önemli ülkeler: İspanya, Türkiye,
İtalya, Yunanistan, Amerika Birleşik Devletleri, Fas, Suriye ve peşinden
Mısır gelmektedir. Türkiye, sofralık zeytin üretiminde Avrupa
Birliği ülkesi İspanyadan sonra ikinci sırada yer
almaktadır. Türkiye, dünya sofralık zeytin üretiminde siyah
sofralık zeytin üretimiyle ilk sırada bulunmaktadır.
Tüccarların, Gemlik, Orhangazi, İznik ve Mudanya ilçeleri yerine,
Akhisar gibi Gemlik tipi zeytinin yeni dikim alanlarından zeytin
almayı ve bu zeytinleri Bursa ili sınırları içerisinde
havuzlamak suretiyle Güney Marmara Bölgesi zeytini olarak piyasaya sunmaya hazırlandıkları
bölgemizde maalesef gözlenmektedir.
Sayın
milletvekilleri, zeytin üreticisinin en önemli sorunu olan, maliyet-fiyat
dengesini etkileyen belli başlı unsurları burada kısaca
özetlemekte fayda görüyorum.
Zeytincilik
doğal özelliği gereği başka tür ziraatçılığa
pek de uygun olmayan, görece verimsiz, susuz, yamaç arazilerde
yapılmaktadır. Tarihî uygulamalarında bu yerler bir sıra
zeytin ağacı ve bir sıra üzüm gibi alternatifiyle birlikte
ekilmekteyken, bugün zeytinlikler sadece zeytinlik olarak
kullanılmaktadır. Özellikle Mudanya, Gemlik ve Erdek ilçelerindeki
zeytinliklerin sulama imkânları hiç olmadığı gibi önemli
bir kısmı nem etkisinden de yeterince yararlanamamaktadır.
Doğal
özelliği gereği de aşırı iri olmayan Gemlik tipi
zeytinin irilik derecesine göre vasıflandırılmak suretiyle
fiyatlandırılması, sulama imkânları kısıtlı
olan bu ilçelerdeki zeytin üreticisinin, maliyetinin altında
kalmasında büyük bir etken olmaktadır. İri zeytinin maliyeti
kurtaran fiyatı bulması üreticiyi aşırı ve bilinçsiz
şekilde gübre ve ilaç kullanmaya itmektedir. Bu kullanış son
yıllarda Gemlik tipi zeytinin yapısında önemli derecede
bozulmalara sebep olmuştur. Zeytinde metal ve kimyevi maddelerde
artış gözlenirken, daha havuzlama aşamasında zeytinde
çürüme ve bozulmalar görünmeye başlanmıştır.
İlaçlama
hataları, hasat sırasında yapılan hatalarla
birleşince, bu bölgelerdeki zeytinle ilgili ciddi
sıkıntılara yol açmaktadır. Ayrıca birlik, havuzlama
ve satış sırasındaki fire ve bozulmalar nedeniyle de ciddi
şekilde zararlara uğramaktadır.
Değerli milletvekilleri,
dört aylık süre içerisinde üniversitelerden, ilgili kamu
kuruluşlarından, tarım satış birliklerinden,
sanayicilerden pek çok kişiyi dinledik. Ege, Marmara, Güneydoğu
Anadolu bölgelerine giderek meseleye farklı yönlerden, hatta birbirine
göre karşı taraftan bakan kişilerle bir araya gelerek çok
geniş katılımlı toplantılar düzenledik. Bu
çalışmalar sırasında Komisyon olarak çok değerli
bilgiler elde ettik. Sorunları ve önerileri bir beyin jimnastiği
içerisinde toparlayıp birlikte süzgeçten geçirme imkânı bulduk. Bu
raporun bundan sonra yapılacak çalışmalarda gerek Hükûmete
gerekse ilgili kamu kuruluşlarına ciddi ölçülerde katkı
sağlayacağını düşünüyorum.
Saygıdeğer
milletvekilleri, özetlemek gerekirse, 29 arkadaşımızla beraber
verdiğimiz teklif üzerine heyetimizin, yüce Meclisin de
katkılarıyla kurulan komisyon tarafından hazırlanan raporda
zeytin hastalıkları, çevre ve arıtma sorunu, gıda
güvenliği sorunu, kayıt dışı ekonomi, üründeki
dönemsel arz-talep dengesizliği, zeytinliklerin
yaygınlaşmasındaki sorunlar gibi pek çok konuya değinmeye
çalıştık. Elbette ki komisyon üyelerimizin çalışmalar
sırasında dikkatini çeken konularla alakalı bireysel ve grup
hâlinde kanun teklifleri de olacaktır.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN Lütfen
sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
İSMET
BÜYÜKATAMAN (Devamla) Teşekkür ediyorum.
Ancak icra
makamının Hükûmet olduğunu, tespit edilen birtakım
sorunların muhatabı olan ilgili kamu kuruluşlarının
yapması gereken çalışmalar bulunduğunu ve bu konuda
vatandaşımızın, üreticilerimizin ciddi bir beklenti
içerisinde olduğunu ve bu Komisyonda yer alan iktidarı ve
muhalefetiyle bütün milletvekili arkadaşlarımızın
attığı imzaya sahip çıkması ve konuların
takipçisi olması gerektiğini de özellikle ifade ederek,
hazırlanan bu raporun üreticimize, milletimize hayırlara vesile
olmasını temenni ederken, bu konudaki çalışmalarda
emeği geçen bütün arkadaşlarımı canı gönülden tebrik
ediyor, yüce heyetinizi en derin saygı ve hürmetlerimle selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Büyükataman.
Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına Balıkesir Milletvekili İsmail
Özgün.
Buyurunuz
Sayın Özgün. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ
GRUBU ADINA İSMAİL ÖZGÜN (Balıkesir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; zeytin ve zeytinyağı ile diğer
bitkisel yağların üretiminde ve ticaretinde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis
Araştırması Komisyonu Raporu hakkında Adalet ve
Kalkınma Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım.
Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
arkadaşlar, görüşmekte olduğumuz bu rapor iki bölümden
oluşmaktadır. Birinci
bölümünde zeytin ve zeytinyağı, ikinci bölümünde ise diğer
bitkisel yağlar yer almaktadır. Rapor incelendiği zaman
görülmektedir ki sektörle ilgili olarak bütün kesimlerle
görüşülmüştür. Hepsinden bilgi alınmış, sorunlar
detaylı bir şekilde konuşulmuştur. Gerek kamu kesimi
gerekse özel sektör temsilcileri toplantılara gelerek önemli
katkılarda bulunmuşlardır.
Komisyon ayrıca sorunları yerinde dinlemek ve görmek üzere de
Ankara dışında çalışmalar yapmıştır.
Ege Bölgesi, Marmara ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde incelemelerde
bulunmuş ve toplantılar yapmıştır. Bu
toplantılara da üreticiler, sanayiciler, kooperatifler, birlik
temsilcileri, odalar, borsalar, resmî makamlar, üniversite yetkilileri herkes
katılarak kendi görüşlerini ifade etmiş, katkı
vermişlerdir.
Değerli
arkadaşlar, insan beslenmesinde yağ önemli bir yere sahiptir. Dengeli
ve sağlıklı beslenmenin gereği olarak Dünya
Sağlık Teşkilatının tavsiyesi, günlük toplam enerji
ihtiyacının yüzde 25 ila 30unun yağlardan
sağlanmasıdır. 1 gram yağın 9,3 kalori verdiğini
dikkate aldığımızda beslenmede yağın ne kadar
önemli olduğu hemen anlaşılmaktadır. Elbette bu kalorinin
önemli bölümü bitkisel ve sıvı yağlardan oluşması
gerekmektedir. Son yıllarda dünyada sağlıklı ve dengeli
beslenme alışkanlıkları yanında uzun yaşama olan
ilginin artması, insanların zeytin ve zeytinyağı tüketimini
de artırmıştır. Üretici ülkeler için ekonomik ve sosyal
açıdan önemli ürünlerden biri olan zeytin ve zeytinyağı,
aynı zamanda Akdenizi simgeleyen kültürün de bir parçasıdır.
Türkiye'nin önemli ihraç ürünlerinden birisi olan zeytin ve
zeytinyağı, ülkemiz potansiyeli dikkate
alındığında, mevcut sorunların çözüme
kavuşturulmasıyla, özellikle Avrupa Birliği katılım
sürecinde tarım sektörümüz için rekabet gücü olan ürünlerimizden
birisidir.
Zeytincilik,
cumhuriyet sonrası ülkemiz tarımının en önemli
dallarından biri olmuştur. Uzun yıllar süren çabalar sonucu
ülkemizde zeytincilik büyük bir hızla gelişmiştir. Yeni,
bakımlı, sağlıklı ve verimli bahçeler ile
sofralık zeytin ve zeytinyağı işleme tesislerine sahip
olunmuştur. Ancak zeytinciliğe verilen bu önem 1950li yıllardan
sonra biraz zayıflamış, azalmış ve günümüze doğru
da zeytin ağaçları sökülmesine kadar varmıştır. Ancak Hükûmetimizin
2006 yılında başlayan teşvik kapsamında 10 dekardan az
olmamak ve sertifikalı fidan olmak koşuluyla dekara 250 YTL verilmesi
fidan üretimini ve dikilen fidan sayısını da
artırmıştır. Ancak İspanyanın 1970li
yıllarda başlattığı gibi, belli bir plan ve program
çerçevesinde yapılması, yani her bölge ve yöre için ayrı
çeşit budama ve terbiye şekli gibi teknik konuların bir
standarda bağlanmış olması da gelecek açısından
büyük fayda sağlayacaktır.
Diğer
tarım dallarında teknolojinin gelişmesine rağmen bu durum
zeytin ve zeytinyağı üretimine tam anlamıyla
yansıyamamıştır. Verimin düşük, maliyetin yüksek
olduğu yıllarda üreticinin geliri düşük olmuştur. Verimi ve
kârlılığı artırıcı tedbirler alınmaya
devam etmelidir.
Hükûmetimiz,
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi
Programı çerçevesinde makine ve ekipman alımlarını
desteklemektedir. Bu makine ve ekipman alımı kapsamına zeytin
hasadında kullanılan makine ve ekipmanların da
alınması sağlanmalıdır. Artık sırıkla
zeytin hasadından vazgeçilerek makinelerle bu hasadın
yapılması gerekmektedir.
Değerli
arkadaşlar, zeytinyağı zeytinin preslenmesiyle elde edilen,
herhangi bir kimyasal işleme tabi tutulmadan ve doğrudan
tüketilebilen doğal bir meyve suyudur. Bitkisel yağlar içerisinde
fiziksel metotlarla üretilebilen tek yağ olması
zeytinyağının sahip olduğu bir ayrıcalıktır.
Son yıllarda bu özelliği nedeniyle sadece üretimi yapılan
ülkelerde değil, sağlıklı yaşam idealini ilke edinen
ülkelerde de tüketilmeye başlanılmıştır.
Her zeytin
meyvesi yaklaşık ağırlığının yüzde 18i
oranında yağ içerir. Dünya zeytin üretimi incelendiğinde genelde
artan eğilim görülmektedir. Zeytinyağı üretiminin son on sekiz
yıl ortalamasına baktığımız zaman yüzde 49unu
İspanya, yüzde 30unu İtalya, yüzde 19unu Yunanistan, yüzde 7sini
Tunus, yüzde 4,8ini Türkiye, yüzde 4,6sını Suriye üretmektedir.
Görüldüğü gibi sıralamada 5inci yerdeyiz.
Ülkemizdeki en
kaliteli zeytinyağları da Balıkesir ilimizin Ege Körfezindeki
ilçelerimizde üretilmektedir. Ülkemizin ana üretim hedefi natürel sızma
zeytinyağının üretiminin artırılması olmalıdır.
Bunun için ağaçtan şişeye kadar üretimin her
aşamasında verim ve kaliteye etki eden bütün faktörlere dikkat
edilmelidir. Ülkemizde natürel sızma yağ üretimi yüzde 25 ila 30,
rafine yağ üretimi ise yüzde 70-75 civarındadır. Oysa diğer
önemli yağ üreticisi ülkelerde durum tam tersidir. Natürel yağ
üretimi yüzde 80-90 oranındadır. Bu durum zeytinyağı
ihracatımızı olumsuz yönde etkilemektedir.
Zeytinyağı
sektörü farklı işletme tesislerinden oluşmaktadır. Entegre
tesislerin yanı sıra sadece zeytin sıkma tesisleri, rafine
yağ üretimi tesisleri, yağ dolum tesisleri bulunmaktadır.
Hükûmetimiz,
Kırsal Kalkınmayı Destekleme Programı kapsamında hibe
yardımlarla zeytinyağı tesislerini de desteklemektedir ve son
zamanlarda çok sayıda yeni tesis ve fabrikalar
açılmıştır.
Önemli
zeytinyağı üreticisi konumunda olan ülkemizde kişi
başına düşen tüketim yaklaşık 1 kilogramdır.
Diğer ülkelere şöyle baktığımızda, Yunanistanda
21 kilogram, İtalyada 11 kilogram, İspanyada 13 kilogramdır.
Türkiyede zeytinyağı tüketimi gerek fiyat gerekse
alışkanlıklar nedeniyle çok düşüktür. Bunun mutlaka
artırılması gerekmektedir.
Ülkemiz
zeytinyağını İtalya, İspanya, Amerika Birleşik
Devletleri, Kanada, Suudi Arabistan gibi ülkelere ihraç etmektedir ve
zeytinyağı ihracatı dış ticaretimiz
açısından da son derece önemlidir. Buradaki hedefimiz, kaliteli
üretim ve ambalajlı zeytinyağı ihracatı olmalıdır.
Değerli
arkadaşlar, zeytinyağı maliyetlerindeki artışa
bağlı olarak TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı
Birliği alım fiyatlarında da bir artış gözlenmekte
olup, devlet tarafından verilen prim destekleriyle zeytinyağı
üreticilerinin maliyetlerinin üstünde bir gelir elde etmeleri için
çalışılmaktadır.
Zeytinden elde
edilen bir diğer ürün sofralık zeytindir. Sofralık zeytin
üretiminde Marmara Bölgesinin ayrı bir yeri vardır. Çünkü bu bölgede
üretilen zeytinin yüzde 80i siyah sofralık olarak gözlenmekte ve
çeşit olarak da Gemlik çeşidi ilk sırayı almaktadır.
Sofralık zeytin üretimi 2001-2002 yıllarında 100 bin ton
civarındayken, bugün 185 bin ton civarına gelmiş
bulunmaktadır.
Türkiyede
üretimin önemli bir miktarı tüketime yönlendirilmekte, işleme
tekniğindeki farklılıktan dolayı ihraçta aynı
başarıyı gösterememekteyiz. Genellikle yüksek tuz içeren
işletme tekniğiyle, başta Avrupa Birliği ülkelerinin, büyük
tüketici ve ithalatçı ülkelerin damak zevkine hitap edilememektedir. Bu
bakımdan bu konu üzerinde durulmalıdır. Aynı zamanda büyük
kalibreli zeytin üretimi de teşvik edilmelidir.
İhracatımızı
daha çok Türklerin yaşadığı Avrupa Birliği ülkelerine
yaptığımız da görülmektedir.
Zeytin ve
zeytinyağı sektörü için en önemli konuların başında
prim ve diğer destekler gelmektedir. Zeytinyağı üreticilerine,
dönemsel olarak değişmekle birlikte, destekleme primi adı
altında doğrudan kilogram başına yapılan desteklerin
tutarları belirlenirken iç ve dış piyasa fiyatları, üretim
maliyetleri, bütçe imkânları göz önünde bulundurulmaktadır. 2002
yılında kilogram başına verilen prim 17,5 yeni
kuruştur. 2007 yılında verilen prim ise kilogram
başına 20 yeni kuruştur. 2008-2009 sezonu için oluşacak
fiyatlar da dikkate alınmak suretiyle üreticiyi teşvik edecek, tatmin
edecek bir prim açıklaması da üreticiler tarafından
beklenmektedir.
Değerli
arkadaşlar, zeytinyağı ve sofralık zeytin üreticilerine
ayrıca genel bir destekleme sistemi olan doğrudan gelir desteği
kapsamında 2000 yılından bu yana destek
yapılmıştır. Zeytin üreticilerine prim desteği ve
doğrudan gelir desteği ödemelerinin yanında 2003
yılından itibaren mazot ve gübre desteği de
sağlanmaktadır.
Sertifikalı
zeytin fidanı kullanımının artırılarak,
sağlıklı fidanlarla en az 10 dekar kapama zeytin bahçesi
tesisinin yaygınlaştırılması amacıyla 2006
yılından itibaren zeytin üreticileri desteklenmektedir.
Sertifikalı fidan destekleriyle yaklaşık son üç yılda 30
milyon zeytin fidanı dikimi gerçekleştirilerek, zeytin ağaç
varlığı ve alanı artırılmıştır.
Ayrıca,
Dünya Ticaret Örgütü Tarım Anlaşması çerçevesinde ülkemizde
ihracat desteği verilebilecek kırk dört ürün grubu içerisinde
zeytinyağı ve sofralık zeytin ihracatında ihraç iadesi
ödemesi yapılmaktadır. Küçük ambalajlarda ve markalı olarak
yapılan ihracatta daha yüksek ihracat iadesi ödemesi verilmektedir.
Ülkemizin
zeytincilikteki güçlü avantajını koruyabilmek için uluslararası
platformlarda yer alarak teknolojik gelişmeleri takip etmesi, Türk
zeytincilik sektörü menfaatlerine uygun politikalar oluşturması,
bunların savunulması, kabul ettirilmesi gerekmektedir. Bunun için de
uluslararası kuruluşa üye olunması zeytincilik sektörümüzün bir
ihtiyacı olarak görülmektedir.
Sektörde
karşılaşılan bazı sorunlara da değinmek
istiyorum:
Bir defa,
öncelikle, zeytincilik sektörüne verilen önem daha çok
artırılmalı, üretimi, verimi ve kaliteyi artırıcı
destekler daha çok teşvik edilmelidir.
Zeytincilik
konusunda tek araştırma enstitüsü olan Bornova Zeytincilik
Araştırma Enstitüsünün millî projeleri yürütebilecek yeterli kalifiye
elemana, araştırıcı ve mali desteğe daha çok
ihtiyacı var, bunun yapılması gerekir.
Zeytin üretimi ve
sanayisinin yaygın olduğu bölgelerde eğitim
kuruluşlarının açılması teşvik edilmelidir.
4086
sayılı Kanunun 5inci maddesinde zeytinlik sahalarının
daraltılamayacağı hüküm altına
alınmıştır. Bu düzenleme konusunda uygulamada da gerekli
hassasiyetlerin gösterilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Zeytinyağına
diğer yağların karıştırılarak
satışının engellenmesi için Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı tarafından denetimler
artırılmalıdır.
Lisanslı
depoculuk sisteminin ürün ihtisas borsalarına işlerlik
kazandırılması gerekmektedir. Bu amaca yönelik olarak
teşvik ve desteklere de önem verilmelidir. Zira, üretim kadar ürünün
sağlıklı koşullarda saklanması, pazarlanması da o
derece önemlidir.
Tarım
sektöründeki en önemli sorunlardan biri olarak karşımıza
çıkan tarımın kayıt altına alınması
konusunda üretici örgütlerinden faydalanılmalıdır.
Birlik
yönetimlerinin denetlenmesi ve yanlış yapan yönetimin
cezalandırılması üretici güveninin tekrar
kazandırılmasını sağlayacaktır.
Denetim sorunu
için bağımsız denetim mekanizmalarının da
işletilmesi sağlanmalıdır.
Yaprak ve toprak
analizine dayalı gübrelemeyi teşvik edici önlemlerin acilen
alınması gerekmektedir.
Damlama sulama
yönteminin kullanımını zaten Hükûmetimiz teşvik ediyor,
zeytincilikte de bunun teşvik
edilmesi gerekir.
Çeşit bitki
fizyolojisine uygun budama yapılmalıdır. Özellikle
yaşlı ağaçları gençleştirme budaması desteği
olmalıdır.
Zeytinyağı
tüketimini artırmak için tanıtım faaliyetlerine önem
verilmelidir.
Sofralık
zeytine de prim verilmelidir, ihracata uygun sofralık zeytin
çeşitlerinin yaygınlaştırılması
sağlanmalıdır.
Bu raporun ikinci
bölümünde yer alan yağlı tohum bitkileri konusuna da kısaca
değinmek istiyorum:
Yağlı
tohumlu bitkiler, tohumlarındaki yağ ile gıda sanayisine ham
madde sağlayan ürünler olarak tanımlanabilir. Ülkemizde
yağlı tohumlu bitkilerde görülen en büyük sorun üretim
yetersizliğidir. Üretimin yetersiz olmasının en önemli nedeni
ise yağlı tohum ekim alanlarının
artırılamaması ve yağlı tohum bitkilerinin rekabet
ettikleri ürünlere göre veriminin düşük olmasından gelmektedir.
Ülkemizde
bitkisel yağ üretimi büyük oranda ayçiçeği ve pamuğa
bağlıdır. Bu iki üründeki dalgalanmalar yağ üretimini
olumsuz etkilemektedir. Bu bakımdan, yağ bitkileri üretimini
çeşitlendirmek amacıyla ülkemizin çeşitli bölgelerine adapte
olabilecek yağ bitkileri teşvik edilmelidir.
Yağlı
tohumlu bitkilerde üretim bir plan dâhilinde yürütülmelidir, gereken
yağlı tohum üretimini karşılayacak şekilde ekim
yaptırılmalıdır.
Üretici
birliklerinin sözleşmeli üretim yapmalarını teşvik etmeli
ve üretici birlikleri de üretici adına sözleşme yapabilmelidir.
Ekim
alanları genişletilmelidir; yağışın yeterli
olduğu bölgelerde kışlık kolza, ayçiçeği nispeten
kurak ve verimsiz topraklarda aspir ekimi yapılabilir. Gerek birinci
gerekse ikinci ürün olarak sulanabilir alanlarda soya kolaylıkla
ekilebilir.
Sertifikalı
tohum desteği soya ve pamuk yanında kolza ve aspir için de, aynı
zamanda ayçiçeği için de verilmelidir.
Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı tüm tarım ürünlerini bünyesinde bulunduran, bu
ürünlere ilişkin tüm politikaları belirleyen bir noktaya
getirilmelidir.
Konuşmamın
son bölümünde, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinden
biraz bahsetmek istiyorum:
Kooperatif ve birliklerin
yeniden yapılandırılması 4572 sayılı Tarım
Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunla
düzenlenmiş ve özerk bir yapıya kavuşturulmuştur. 30/7/2004
tarihinde silinen DFİF borcu 1 milyar 362 milyon 306 bin YTLdir bu
tarım satış kooperatifleri birliklerinin. 6/3/2008 tarihi
itibarıyla -bakıyoruz hesaplarına- kredi bakiyesi 632 milyon 500
bin YTLye ulaşmış bulunmaktadır. 4572 sayılı
Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra kullanılan DFİF kredileri 1
milyar 467 milyon 900 bin YTL civarındadır. Bu durum tarım
satış kooperatifleri ve birliklerinin durumunu açıkça orta yere
koymaktadır. Yeniden yapılandırma için yapılan gayretler
henüz tam amacına ulaşmış bulunmamaktadır. Bu konu
üzerinde de hassasiyetle durulmalıdır. Tarım satış
kooperatiflerine ve birliklerine 4572 sayılı Kanunun yürürlüğe
girmesiyle başlayan yeniden yapılandırma döneminde sağlanan
desteklerin başında ayrıca istihdam fazlası personelin
işten çıkartılması neticesi personele ödenen kıdem ve
ihbar tazminatlarının karşılanması da vardır.
Değerli
arkadaşlar, bu rapor inşallah bitkisel yağ sanayimizin
geleceği, zeytin ve zeytinyağı sektörümüzün geleceği
açısından ışık tutacaktır, Hükûmetimizin bundan
sonraki çalışmalarına katkısı olacaktır. Raporun
hazırlanmasında emeği geçen bütün arkadaşlarımıza
teşekkür ediyoruz. Raporun herkes için, bütün taraflar için,
üreticilerimiz için, ihracatçımız için, sanayicimiz için,
tüketicilerimiz için faydalı olacağı kanaatimi arz etmek
istiyorum.
Değerli
arkadaşlar, hayat boyu başarılarımızın bir zeytin
ağacı kadar köklü ve sağlam, mutluluklarımızın
yeni filizlenen yemyeşil bir zeytin dalı gibi sürekli,
yaşamımızın zeytinyağı ile daha
sağlıklı ve güzel olması dileklerimle hepinizi
saygılarımla selamlıyorum.
Hayırlı
akşamlar diliyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Özgün.
Şahsı
adına Manisa Milletvekili Mustafa Enöz konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Enöz. (MHP sıralarından alkışlar)
MUSTAFA ENÖZ
(Manisa) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zeytin ve
zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretimindeki
sorunların araştırılarak alınması gereken
önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis Araştırma
Komisyonu Raporu üzerine şahsım adına söz almış
bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla
selamlıyorum.
Sayın
milletvekilleri, dünyaya baktığımızda, yüzde 98i Akdeniz
çanağında olmak üzere, 900 milyon kadar zeytin
ağacının bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu ağaç
varlığının 140 milyon dolayındaki sayısı
ülkemizde bulunmaktadır. Ülkemiz, dünyanın önemli zeytin ve zeytinyağı
üreticisi ülkeleri arasında yer almaktadır.
Değerli
milletvekilleri, ülkelerin ekonomilerinde tarım çok önemli ve özel bir
yere sahiptir. Ülkemiz ekonomisine katkısı açısından
tarımsal ürünlerimize baktığımızda büyük öneme sahip
ürünlerimizden biri de zeytindir. Ülkemiz, dünyada zeytin üretiminde dördüncü,
sofralık zeytin üretiminde ikinci ve zeytinyağı üretiminde de
beşinci sırada olmasına rağmen, dünya tüketiminde yüzde 2,8
ile tüketici ülkeler arasında en son sıralarda yer almaktadır.
Ülkemiz, dünya zeytin üretiminin yüzde 8,48ini, zeytinyağı
üretiminin yüzde 5ini, sofralık zeytin üretiminin ise yüzde 11,2sini
gerçekleştirmektedir. Kişi başı zeytinyağı
tüketimi Yunanistanda 21, İspanyada 12, İtalya ve Tunusta 9
kilogram iken Türkiyede maalesef sadece 1 kilogram civarındadır.
Bunun sebepleri olarak zeytinyağındaki perakende fiyat
yüksekliği ve en önemlisi, halkımızın bu yağı
tüketme alışkanlığının olmaması
gösterilebilir.
Değerli
milletvekilleri, zeytin ve zeytinyağı, Avrupa Birliği tarım
sektörü içerisinde bu ülkelerle rekabet edebileceğimiz ürünlerden
birisidir. Dünyada çoğu ülke zeytinciliğin gelişmesi için
üreticilerine teşvikler vermektedir. Ülkemizde ise zeytincilik yapan
üreticilerimiz oldukça zor durumda bulunmaktadır. İzmir, Aydın,
Muğla, Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Tekirdağ, Hatay,
Adana illerimiz önemli zeytin üretici illerimizdir. Ülkemizde
yaklaşık 500 bin aile geçimini zeytincilikten
sağlamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, bilindiği gibi zeytin, belirli işlemlerden sonra
sofralık zeytin olarak tüketilen ya da belirli yöntemlerle yağı
çıkarılmak suretiyle tüketilen gıda maddesidir. Dünyada zeytin
ağacı varlığı ve dane zeytin üretimine paralel olarak
sofralık zeytin üreten önemli ülkeler İspanya, Türkiye, İtalya,
Yunanistan, Fas, Suriye ve Mısırdır. Türkiye, sofralık
zeytin üretiminde AB ülkesi İspanyadan sonra ikinci sırada yer
almaktadır. Türkiye, dünya sofralık zeytin üretiminde siyah
sofralık zeytin üretimi ile ilk sırada yer alırken yeşil
sofralık zeytin üretiminde İspanya ilk sırada yer
almaktadır.
Değerli
milletvekilleri, zeytin üreticisinin en önemli sorunu olan maliyet dengesini
etkileyen belli başlı unsurları kısaca özetlemek ve çözüm
önerilerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Zeytincilik,
doğal özelliği gereği başka tür ziraatçılığa
pek de uygun olmayan, genelde susuz ve yamaç arazilerde
yapılmaktadır.
Zeytinciliğin
girdi maliyetlerinin yüksekliğinden kaynaklanan sorunlara, ilgili çiftçi
kuruluşları ile beraber Hükûmetçe, sorumluluk bilinciyle çözüm
üretilmesi gerekmektedir.
Tarım ve
Köyişleri Bakanlığının zeytin üretimi ile ilgili,
özellikle Gemlik tipi zeytin fidanı dağıtarak
uyguladığı politika eksiktir. Bunun yerine, diğer tür
sofralık zeytin türlerinin doğal havzalarında
yaygınlaştırılarak alternatif çeşitlerin
artırılmasının daha doğru bir politika
olacağı inancını taşımaktayım.
Ağaç
başına düşen verimi artırmaya yönelik çalışmalar
yapılması, ARGE faaliyetlerine destek verilmesi, toprak analizleri
yapılarak bunlardan elde edilen sonuçlara göre üreticilere
yardımcı olunması, il tarım müdürlüğünün sahaya inerek
burada çalışmalar yapması, sulama sorununun DSİ ve
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından
müştereken çözümlenmesi ve bu sorunun çözümüyle birlikte damlama sulama
yönteminin desteklenmesi gerekmektedir.
Genel tarım
politikasıyla ilgili olmakla beraber küçük arazilerin
birleştirilmesi, arazilerin böldürülmemesi, sofralık zeytinde destek
uygulanması hâlinde bu desteğin satışla da
irtibatlandırılarak böylece kayıtlı ekonominin teşvik
edilmesi gibi tedbirlerin de alınması gerekmektedir.
Özellikle
herhangi bir marka ambalajlı üretim, ülkemiz için değer
oluşturma, ekonominin kayıt altına alınması gibi bir
sorunu bulunmayan tüccarlar karşısında, kayıtlı
çalışan kuruluşlarımız oldukça zorlanmaktadır. Bu
nedenle, zeytin teşvik, vergi, çevre ve diğer politikaların
oluşturulmasında markalı, ambalajlı ve kayıtlı
çalışan kurumlara katkı sağlayacak şekilde program ve
düzenlemeler yapılması önem taşımaktadır.
Ülke genelinde
kesin toplam zeytin ağacı sayısı bilinmediği için,
üretim ve tüketimde bölgelere göre sağlıklı istatistikler
yapılamamaktadır. Bu bağlamda, ciddi şekilde bölge
ağaç sayımları yapılmalıdır. Sektör hakkında
sağlıklı bilgilere ve doğru rakamlara
ulaşılması gerekmektedir.
Sofralık
zeytin sektöründeki zeytinliklerin küçük ve aile tipi işletmelerden
oluşması maliyetleri yükseltmekte, bu da rekabet gücünü
azaltmaktadır. Fidan dikiminde bölgelere uygun cins fidanların
seçilmesi ve bu doğrultuda dikimlerin yapılması ve de
üreticilerin bu konuda bilgilendirilmesi gerekmektedir.
Gübre
kullanımı bilinçsizce yapılmaktadır. Zeytinliklerin
bölgelere göre toprak, gübre haritası çıkarılmalı;
yapılacak olan toprak ve yaprak analizleri sonuçları
doğrultusunda gübreleme prosedürü oluşturulmalıdır.
Zeytinliklerin
yüzde 10-15lik kısmı sulanmaktadır. Sulama yapılan
alanlarda da salma sulama yerine damlama sulama yapılması teşvik
edilmelidir.
Zeytin üretiminde
ağaç başına verim düşüklüğüne yol açmamak için
toprağın işlenmesi hususunda üreticilerimiz bilinçlendirilmeli,
bunun için öncelikle mazot, gübre ve sair maliyetlerin azaltılması
için politikalar üretilmelidir.
Türkiyede büyük
can ve ekonomik kayıplara sebep olan kalp ve damar
hastalıklarıyla mücadelenin en etkili ve ekonomik yolunun
halkımızı bu hastalığa karşı uyarmak ve
bilinçlendirmek olduğundan hareketle, zeytinyağının
vücuttaki ana damarlarda ve kılcal damarlardaki kireçlenmeyi önleyerek
damar sertliğinin oluşmasına engel olduğu, ayrıca
dolaşımdaki kanda kolesterol parçacıklarının
oluşmasını da önlediği bilinmektedir. Bu hususlar da göz
önüne alınarak zeytinyağının iç tüketiminin
arttırılması amacıyla zeytinin insan
sağlığı ve beslenmedeki önemi tanıtım ve reklam
kampanyalarıyla sağlanmalıdır.
Sofralık
zeytinde kayıt dışının ve standartlara uygun olmayan
ürünün piyasaya sunulması kesin ve kararlı biçimde önlenmeli ve
haksız rekabet ortadan kaldırılmalıdır. İhracat
iadesi yardımları sürdürülmelidir. Sofralık zeytin üretim
sektöründe altyapı genelde küçük ve aile tipi işletmelerden
oluşmakta ve maliyetleri yükseltmektedir. Bu nedenle yükselen maliyetler
karşısında sofralık kalitede olmayan zeytinler, kısa
zamanda nakde dönüştürmek amacıyla, hijyenik olmayan koşullarda
erken olgunlaştırma uygulamalarına başvurulmaktadır.
Bu tür standart dışı üretimin ve yarattığı olumsuzlukların
önlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca
piyasada üretim izni olmadan zeytin işleyip pazarlayanların etkin
şekilde denetlenmesi hem tüketici sağlığı hem de
sektörün geleceği açısından çok önemlidir. Birliklerin sermaye
yapılarını güçlendiren ve finansman sorunlarına çözüm
getiren çalışmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Yapılan
çalışmalarda özellikle kooperatif-birlik
ayrışmasını engelleyici, mümkün mertebe güçlü bir kurumsal
yapı oluşturmaya müsait düzenlemelere yer verilmelidir.
Zeytinyağının
sağlıksız koşullarda uzun süreli depolanması sonucu
oluşan kalite kayıpları her yıl büyük ekonomik zararlara
yol açmaktadır. Bunun için lisanslı depoculuğun teşvik
edilmesi gerekmektedir. Zeytincilik ihtisas organize sanayi bölgelerinin bir an
önce faaliyete geçirilmesi ve teşvik edilmesi gereklidir.
Zeytinyağı
ihracatı 2007-2008 sezonunda bir önceki sezona göre yüzde 60lık bir
düşüşle 34,5 milyon dolarlık bir ihracat
gerçekleştirilmiştir. Ülkemizdeki ham madde fiyatlarının
yüksekliği ve döviz kurlarının düşüklüğü üst üste
gelince Türkiye dünya zeytin piyasalarında fiyat tutturamaz ve ihracat
yapamaz konuma gelmiştir. Bu konuda hükûmetçe acil tedbirler
alınmalıdır.
Bunun yanı
sıra ülkemiz pazarlama stratejisini gözden geçirerek yeni pazarlama
stratejileri hayata geçirilmelidir.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
MUSTAFA ENÖZ
(Devamla) Teşekkür ederim.
Sektör, genel
gıda fuarlarındaki fark edilme çabası yerine uluslararası
ihtisas fuarlarında yerini almalıdır.
Son yıllarda
dünya genelinde yeni plantasyonlar ve üretimde belirgin bir artış
görülmektedir. Zeytinyağı ve zeytine yönelik ilginin artmasına
rağmen uzun vadede sektörün talep açısından
sıkıntıya girme riski bulunmaktadır. Bu bağlamda,
ülkemizde yaygın bulunan küçük ölçekli tepelik, yamaçlık ve ekstansif
zeytinliklerin rekabet imkânı ve katma değer
hasılatının artırılması, kırsal turizm gibi
yeni gelir kaynakları yaratılması ve organik zeytin ve
zeytinyağı işletmeleri üretimi önemli fırsatlar sunabilir.
Bunlar teşvik edilmelidir.
Bu duygu ve
düşüncelerle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum.
(MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Enöz.
Komisyon
adına, Komisyon Başkanı Balıkesir Milletvekili Ahmet Edip
Uğur konuşacaktır.
Buyurunuz Sayın
Uğur.
(10/27, 34, 37,
40, 102) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI KOMİSYONU BAŞKANI
AHMET EDİP UĞUR (Balıkesir) Sayın Başkan,
değerli milletvekilleri; zeytin ve zeytinyağı ile diğer
bitkisel yağların sorunlarını tespit etmek ve çözüm
yollarını araştırmak amacıyla oluşturulan
Komisyonumuzun Raporu üzerinde komisyon olarak söz almış bulunuyorum.
Hepinizi saygıyla selamlarım.
İnsan
beslenmesinde yağ önemli bir rol almaktadır. Dengeli ve
sağlıklı beslenmenin gereği olarak Dünya Sağlık
Teşkilatı günlük toplam enerji ihtiyacının yüzde 25-30unun
yağlardan alınmasını önermektedir. 1 gram yağ 9,3
kalori vermektedir. Beslenmede yağdan gelen kalorinin önemli bölümünü
zeytinyağı ve bitkisel sıvı yağlar
oluşturması gerekmektedir. Diğer yandan, son yıllarda
dünyada sağlıklı ve dengeli beslenme
alışkanlıkları yanında uzun yaşama olan ilginin
artması, insanların zeytin ve zeytinyağı tüketimini
artırmıştır. Üretici ülkeler için ekonomik ve sosyal
açıdan önemli bir ürün olan zeytin ve zeytinyağı, aynı
zamanda Akdenizi simgeleyen kültürün de parçasıdır.
Türkiyenin
önemli tarımsal ihraç ürünlerinden biri olan zeytin ve
zeytinyağı, ülkemiz potansiyeli dikkate
alındığında, mevcut sorunların çözüme
kavuşturulmasıyla özellikle de Avrupa Birliğine katılım
sürecinde tarım sektörümüz için rekabet gücü olan ürünlerden biridir.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Meclisimizin kararıyla,
ülkemiz zeytin ve zeytinyağı ile diğer bitkisel
yağların sorunlarını tespit etmek ve çözüm
yollarını araştırmak amacıyla oluşturulan Komisyonumuz,
çalışmalarına 11 Mart 2008 tarihinde
başlamıştır. Komisyonumuz dört aylık çalışma
süresi içerisinde üreticiden ihracatçıya kadar zeytin,
zeytinyağı ve bitkisel yağların üretimi ve ticaretinde
yaşanan tüm sorunları araştırmış,
alınması gereken önlemleri belirleyerek Meclisimizin önüne bir rapor
hâlinde getirmiş, siz değerli milletvekillerinin takdirine takdim
etmiştir.
Zeytin ve
zeytinyağı ile diğer bitkisel yağlar olmak üzere iki
bölümden oluşan raporumuz, zeytincilik ve yağlı tohumlu bitkiler
ve bitkisel yağlar konusundaki politikaların
oluşturulmasında karar alıcılara önemli bir yol
haritası niteliği taşımasının yanı sıra
ilgili kamu kurum ve kuruluşları için de yararlanılabilecek
temel bir çalışma olmuştur. Bu çalışmanın
sorunların çözümüne katkıda bulunması en büyük temennimizdir.
Değerli
milletvekilleri, zeytin ve zeytinyağı, insanoğlu yeryüzünde var
olduğu günden bu yana vardır; gıda maddesi olarak vardır,
ticari anlamda bilinmektedir. Semavi kitaplarda da adı geçen, bin yaşına
kadar yaşayabilen, barışın simgesi olmuş ölümsüz bitki
zeytinin ana vatanı Yukarı Mezopotamyaya kadar Anadolu
topraklarıdır. İnsan sağlığı için
değeri her geçen gün daha iyi anlaşılan zeytinin endüstriyel
değeri de gıda değeri kadar önemlidir. Bu değeri gün
geçtikçe artmaktadır. Ancak, bu değer artışıyla
birlikte zeytinin sorunları da gün yüzüne çıkmaktadır.
Zeytincilik
cumhuriyet sonrası ülkemiz tarımının en önemli faaliyet
alanlarından biri olmuştur. Zeytincilik seferberliğinin
başlatılmasıyla birlikte 1937 yılında Bornova
Zeytincilik Araştırma Enstitüsü kurulmuş, uzun yıllar süren
bu faaliyetler sonucunda zeytinciliğimiz hızla gelişmiş ve
bu gayretler sayesindedir ki yurt dışında eğitim
görmüş uzmanlara, yeni, bakımlı, sağlıklı ve
verimli bahçeler ile sofralık zeytin ve zeytinyağı işletme
tesislerine sahip olunmuştur.
2006
yılında başlayan teşvik kapsamında 10 dekardan az
olmamak ve sertifikalı fidan olmak koşuluyla dekara 250 YTL prim,
daha sonra 100 YTL; Gemlik çeşidinde 40 YTL prim verilmesi fidan üretimini
ve dikilen zeytin fidanı sayısını
artırmıştır. Türkiye 650 bin hektarlık alan üzerinde
yüz elli milyon adet zeytin ağacı varlığına sahiptir.
Bu zeytin ağacı varlığıyla yılda 1 milyon 800 bin
ton zeytin üretimi gerçekleşmiştir ve ülkemizin hedefi iki yüz milyon
zeytin ağacıdır. Özellikle son yıllarda yapılan
desteklemeler neticesinde Türkiye zeytin ağacı
varlığında önemli artışlar
sağlamıştır. Bu artışlarda özellikle dikim sıklığının
artmasıyla alan olarak artışa göre ağaç sayısı
artışı daha fazla olmuştur.
Ülkemizde
yılda ortalama 100 ve 150 bin ton arasında zeytinyağı
üretimi vardır. Dünyadaki zeytinyağı üretimi de 2 milyon 800 bin
ile 3 milyon ton arasındadır. Yine ülkemiz 70 bin ton, kişi
başına 1 kilo zeytinyağı tüketiyor; diğer, kalan
yağları yılda 60 bin ile 90 bin ton arasında da ihraç
ediyoruz. Yine sofralık zeytin üretimimiz 270 bin ton civarında,
dünyada ise 1 milyon 800 bin ton sofralık zeytin üretimi var.
Sofralık zeytinimizde de yine yılda 60 ile 90 bin ton arasında
bir ihracatımız var.
Diğer
ülkelerdeki gelişmeleri göz önüne aldığımızda,
zeytinciliğin bu ülkeler seviyesine getirilebilmesi için devletin yetkili
organlarının faaliyette bulunması gerektiği
düşünülmektedir. Çünkü üreticiler yeni bilgi ve teknolojiler yönünden
eksiktirler. Dolayısıyla, bilinçsiz yapılan tarım,
bilinçsiz sofralık ve yağlık işleme ile birleşince
verim ve kalite düşüklüğü meydana gelmektedir. Verimin az olması
da toplam üretim maliyetini artırmakta, tüketimi ise azaltmaktadır.
Ayrıca kalitenin düşük olması da sofralık zeytin ve
zeytinyağının tüketimini azaltan etkenler arasındadır.
Avrupa
Birliğinin zeytincilik sektörüne verdiği desteklerin oldukça yüksek
olması da maliyetler açısından uluslararası rekabette
ülkemiz açısından dezavantaj oluşturmaktadır. Avrupa
Birliği ülkelerinde yüksek gümrük vergileri nedeniyle ambalajlı
olarak satılamayan Türk zeytinyağları için gerekli bürokratik
çalışmalar düzenlenmeli, gerekirse dökme ihracat için de kota
alınmalıdır.
Dünyada zeytin ve
zeytinyağı üretimi yapan bütün ülkelerin üye olduğu ve dünya
ticaretinde standartları belirleyen bir kurum olan Uluslararası
Zeytin Konseyi (UZK) üyeliğinden ülkemizin 1998 yılında
ayrılması nedeniyle teknik ve ekonomik anlamda dünya
zeytinciliğiyle olan ilişkiler yavaşlamış ve
zayıflamıştır. Ülkemizin yeniden UZK üyeliği için
gerekli olan iç hukuk onay süreci de tamamlanamamıştır.
Sayın
Başkan, değerli milletvekilleri; zeytin ve zeytinyağı
ülkemizde üretiliyor ancak tüketilmiyor. Biz ülke olarak üreten ve tüketemeyen
bir bölgeyiz. Zeytinyağı ancak üretilen bölgelerde tüketiliyor.
Zeytinyağını
sorun olmaktan kurtarmak için öncelikle tanıtımını iyi
yapmamız gerekiyor. Besin değerini,
sağlığımıza olan yararlarını
insanımıza çok iyi anlatmalıyız. Kişi başına
-bütün arkadaşlar ifade ettiler- 1 kilo zeytinyağı tüketiyoruz.
Genç ağaçların, yeni dikilen ağaçların da meyve vermesiyle
önümüzdeki üç dört yıl içinde zeytinyağı üretimimiz 250-300 bin
tonlara gelecek. Yunanistan 21 kilogram, İspanya 13 kilogram, İtalya
15 kilogram, Suriye bile kişi başına 4 kilogram yağ
tüketiyor.
Reklam ve
tanıtımın önemini belirtmek için bir örnek vermek istiyorum:
Bugün ülkemizde mısır özü yağı 140 bin ton tüketiliyor ve
Türkiye mısır özü yağında dünyanın en büyük
ithalatçı ülkesi. Yıllarca Mısır özü yağı
sağlığımıza çok yararlıdır, kalbimiz için
iyidir. diye bütün doktorların tavsiyesi mısır özü
yağının kullanılması yönündeydi. Türkiyede
mısır özü yağı kullanımında bir
alışkanlık meydana geldi ve bugün dünyada bir numaralı
ithalatçı ülke Türkiye. Biz kişi başına mısır özü
yağı tüketiminde Avrupa Birliğinden de Amerikadan da öndeyiz.
Mısır özü yağını 140 bin ton tüketiyoruz,
zeytinyağını 70 bin ton tüketiyoruz. Hâlbuki
zeytinyağı sağlığımız için, kalbimiz için,
her şeyimiz için bize daha yararlı. Onun için, bizim en az
mısır özü yağı kadar zeytinyağına önem vermemiz,
reklamını yapmamız, tanıtmamız gerektiğine
inanıyorum.
Bu Komisyon
çalışmaları sürecinde zeytinyağı üreten bütün
bölgelerin şikâyeti taklit ve tağşiştir, yani
zeytinyağı içine ucuz yağ karıştırılarak bu
karışık yağları ucuz fiyata zeytinyağı
olarak satmaktır.
5179
sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında
Kanunun 29uncu maddesine ek yapmak suretiyle cezaların
ağırlaştırılmasını sağlayan ve caydırıcı
olması beklenen bir düzenleme kanun teklifi hâlinde hazırlanarak
bütün grupların iştirakiyle Meclis Başkanlığına
sunulmuş bulunmaktadır.
Yine aynı
teklif içerisinde 6831 sayılı Orman Kanununa bir madde eklenerek
yabani zeytinliklerin aşılanması, makilik alanlarda ve orman
arazilerinde bulunan yabani ve ehil zeytin ağaçlarıyla ilgili bir
düzenlemeyle de zeytinliklerin ekonomiye kazandırılması
hedeflenmiştir. Huzurunuza geldiğinde destek ve katkılarınızı
beklemekteyiz.
Değerli
milletvekilleri, insan beslenmesinde enerji, hayvan beslenmesinde protein ve
yenilenebilir enerji kaynağı olarak kullanılan yağlı
tohumlu bitkiler son yıllarda özellikle biyodizel üretimine ham madde
sağlanması nedeniyle dünyada ve ülkemizde yağ bitkilerinin önemi
giderek artmaktadır. Yağlı tohumlu bitkiler, tohumlarındaki
yağ ile gıda sanayisine, yağı alındıktan sonra
küspesiyle yem sanayisine ham madde sağlayan ürünler olarak
tanımlanabilir.
Dünyada bitkisel
yağ üretimi 2007 yılında yaklaşık 130 milyon ton
olarak gerçekleşmiştir. Bu 130 milyon ton yağ, 400 milyon ton
yağlı tohumdan elde edilmiştir. Dünyada 42 milyon ton palm
yağı, 39 milyon ton soya yağı, 19 milyon ton ayçiçeği
yağı, 5 milyon ton pamuk yağı, 2,3 milyon ton
mısır yağı ve 10 milyon ton diğer yağlar
tüketilmektedir.
Biraz önce de
ifade ettim: Mısır özü yağı bütün dünyada 2,3 milyon ton
tüketiliyor, zeytinyağı 3 milyon ton tüketiliyor. Fakat biz maalesef
zeytinyağını tüketmiyor da mısır özü yağı
tüketiyoruz. Türkiyeye geldiğimizde Türkiye ne kadar yağlı
tohum ve yağ üretiyor, buna bakalım: Türkiyede 850 bin ton
ayçiçeği, 1 milyon ton çiğit, 50 bin ton kanola, 30 bin ton soyayla 2
milyon tona yakın bir yağlı tohum üretimimiz var. Bu
yağlı tohumlardan 500 ile 550 bin ton arasında bir yağ elde
ediyoruz.
Peki, Türkiye ne
tüketiyor? 675 bin ton ayçiçeği yağı, 135 bin ton
mısır yağı, 30 bin ton kanola, 45 bin ton pamuk ve 15 bin
ton soyayla 950 bin ton likit sıvı yağ. Buna 550 bin ton
tükettiğimiz margarini ilave edersek ve bunun yanında yem sanayisi,
boya sanayisi, sabun sanayisi ve biyodizele giden 200 bin ton bitkisel
yağı da ilave ettiğimizde ülke olarak tüketimimiz 1 milyon 700
bin ton bitkisel yağ. 500 bin tonunu kendi kaynaklarımızdan
üretiyoruz, 1 milyon 200 bin tonunu da ithal yoluyla
karşılıyoruz. Bitkisel yağ ihtiyacımızın
yüzde 70i ithal yoluyla karşılanıyor.
2007
yılında ödediğimiz döviz 1 milyar 700 milyon dolar, 2008e
baktığımızda, dünyada yağ fiyatları arttı
gıda krizi, enerji krizi dolayısıyla. 2008 yılında
sekiz ayda, bitkisel yağ, yağlı tohumlar ve türevlerine
ödediğimiz döviz 2 milyar 35 milyon dolar; yıl sonuna kadar bunun 2,5
milyar dolar olması beklenmektedir. Bu rakamların da, bizim bitkisel
yağa, yağlı tohumlara ne kadar önem vermemiz gerektiğini
gösterdiğine inanıyorum.
Ülkemizde
yağ sanayi 5 milyon ton yağlı tohum işleme, 1,5 milyon ton
rafine ve 1 milyon ton margarin üretim kapasitesine sahiptir. Tarımsal
ürün fiyatları dünya piyasalarında 2006 yılında yükselmeye
başlamış ve artış eğilimi 2007 yılına
kadar devam etmiştir. İçinde bulunduğumuz 2008in ilk altı
ayında tarihinin en yüksek seviyesine ulaşmış, daha sonra
hasat döneminin başlamasıyla fiyatlarda önce artış
durmuş ve sonra da gerileme başlamıştır. Şöyle
ki: Küresel ısınma ve bunun getirdiği kuraklığa
bağlı olarak verim kaybından dolayı ürün arzında
sorunlar yaşanmıştır. 2007 yılı ve 2008
yılı ilk yarısında dünya gıda fiyatlarındaki bu
gelişmeler doğal olarak ülkemizi de etkilemiştir. Bilhassa
yağlı tohum ve ham yağ gibi ihtiyacının yüzde 70ini
dışarıdan karşılayan, net ithalatçı durumunda
olan ülkemizi, dolayısıyla tüketici durumundaki Türk
insanını olumsuz etkilemiştir.
Petrol
fiyatlarıyla, bitkisel yağ fiyatları
iniş-çıkışları paralellik göstermektedir. Son ekonomik
kriz, petrol fiyatlarının temmuz ayından bu yana yarı
yarıya düşmesi, bitkisel yağ fiyatlarını da yarı
yarıya düşürmüştür. Bütün bu gelişmelere bağlı
olarak, dünya ülkeleri tarıma yeni anlamlar ve misyonlar yüklemekte, ciddi
bir güç kaynağı olarak yeniden yorumlamaktadırlar. Dünyada
şu anda gelinen noktada, bazı tarımsal ürünler, yalnızca
canlıların gıda maddesi olarak değil, yakıt olma
özelliğinin keşfiyle endüstrinin ve dolayısıyla enerji
sektörünün ilgi alanına girmiştir; hatta tarımına da
enerji tarımı ifadesi kullanılmaya
başlanmıştır.
En önemli
problem, yağlı tohumda üretim yetersizliğidir.
Yıllardır yağlı tohumlar ikinci plana atılarak ülke
olarak tahıl birinci planda tutulmuştur. Dolayısıyla,
korumalarda da yağlı tohumlar geri plana kalmıştır.
Gümrük vergilerindeki uygulamalar bunu açıkça göstermektedir. Dünya Ticaret
Örgütü ile 1996 yılında yapılan anlaşmada, tahıllar ve
yağlı tohumlarda gümrük vergileri belirlenirken tahıl gümrük
vergileri yüksek tutulmuş; buğdayda, mısırda, arpada yüzde
180e kadar gümrük vergisi artırılabilirken, yağlı
tohumlarda en yüksek yüzde 27de kalmıştır.
Dolayısıyla gümrük vergisi düşük olduğundan ithalat cazip
hâle gelmiş, düşük fiyatla yağlı tohum ithal
edilebildiğinden çiftçimiz, üreticimiz yağlı tohum ekmemiştir.
Yine,
yağlı tohumlar ve yağla ilgili tarım satış
kooperatiflerinin sayısının fazlalığı, bu
birliklerin Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı
olması ve yeniden yapılanmalarını tamamlayamamaları
tarımı iki başlı hâle getirmektedir. Dolayısıyla
tahıllar ve yağlı tohumlar arasında bir denge
kurulamamaktadır.
Değerli
milletvekilleri, üzerinde düşünülmesi gereken husus, ülkemizin birçok
bölgesi yağlı tohum bitkileri üretim potansiyeline sahip olduğu
hâlde, insan beslenmesinde temel madde olan bitkisel yağı üreten
stratejik ve ekonomik değeri yüksek bir sektörün dışa
bağımlı bırakılmasıdır. Bunun için acilen
yapılması gerekenler: Bütün tarım ürünleri tek
bakanlığın çatısı altında toplanmalı,
Tarım Bakanlığı tüm tarım ürünlerinin tek sahibi ve
sorumlusu olmalıdır. Türkiye, eğitim ve sağlık
alanında yaptıklarını tarım kesiminde de yapmalıdır.
Artık, ihtiyaçtan fazla tahıl üretiminden vazgeçip ülkemiz için
stratejik ürün hâline gelen yağlı tohum üretiminin
artırılması hedeflenmelidir. Yağlı tohum
işlendikten sonra kalan küspe protein kaynağıdır ve hayvan
yeminin ham maddesidir. Ülkemiz, yağlı tohum üretimi düşük
olunca, yağlı tohum ham yağı yanında küspe
ithalatçısı da olmaktadır.
Yağlı
tohum bitkileri üretim alanları kısa vadede en az 1 misli
genişletilmeli, bunun için de GAP üretim deseninde mutlaka yağlı
tohum bitkileri yer almalıdır. Nadas alanlarında yağlı
tohumlu bitkilerin üretimine geçilmelidir. Sulu alanlarda alternatif ürün
olarak yağlı tohum bitki üretimi devreye sokulmalıdır.
Yağlı
tohumlara destek parite ve piyasa şartları dikkate alınarak
belirlenmeli veya devam etmelidir. Desteklemenin ana hedefi üretimi yönlendirme
olmalı. Bu amaçla, destekleme primleri mutlaka yazlık mahsuller,
mısır, pamuk, ayçiçeği, çeltik ekilmeden önce
açıklanmalıdır. Destekleme primleri, gelir rekabeti yağlı
tohumlar lehine olacak şekilde, dekar başına verim ve parite göz
önüne alınarak belirlenmelidir.
Sonuç olarak
değerli arkadaşlar, Komisyonumuzun yaptığı
çalışmalar sonunda, yukarıda anlatılan sorunlar tek tek
tespit edilmiş ve çözüm yolları önerilmiştir. En önemli sorun
ARGE, eğitim ve yayım faaliyetlerine her kademede ihtiyaç
duyulduğudur.
Komisyonumuzun
yaptığı çalışmanın üreticinin, tüccarın,
sanayicinin sorunlarına çözüm olmasını diler, Komisyonumuzda
görev yapan değerli Komisyon uzmanlarına büyük özveriyle
hazırlamış oldukları rapor için ve bu çalışmada
emeği geçen herkese Komisyonumuz adına teşekkür ederiz.
Bu arada
belirtmekte fayda var: 22nci Dönemde aynı amaçla kurulan komisyonda görev
yapan değerli milletvekilleri ile uzmanların
hazırlamış olduğu rapor raporumuzun temelini teşkil
etmiştir, kendilerine de buradan teşekkürlerimi sunuyorum ve
sözlerimi burada bitirirken hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK
PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Uğur.
Hükûmet
adına Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Tüzmen. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
DEVLET BAKANI
KÜRŞAD TÜZMEN (Mersin) Sayın Başkan, saygıdeğer
milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Bugün, tabii en
eski, ilk kültür bitkilerinden birini tartışıyoruz.
Açıkçası, Komisyonumuzun Raporunda da belirtildiği gibi,
tamamıyla Anadolunun yetiştirdiği bir ürün, anavatanı
Anadolu. Bu tartışmaları yaparken de bunun üretimi var,
ihracatı var. Dolayısıyla, ilgili bakanlarımızın
hepsi, az evvel gördüğünüz gibi, buradaydı. Bizde açıkçası
Hükûmetin bütün üyeleri hiçbir zaman saklanmaz, her tarafa yetişmeye
çalışır, koşar. Dolayısıyla, işin ihracat
boyutu iyi olduğu için
Ancak ben o milletvekilimizi de şu anda
burada göremiyorum, herhâlde o saklandı. Neyse, yani biz buradayız,
biz her zaman buradayız onu söyleyeyim.
Şimdi, tabii
ki bizim için işin esas noktası ilk defa bu sene -önemli bir
tarım ürünü ve işlenmiş tarım ürünü olarak
baktığımız zaman sanayi mamulü de
sayıldığı için iki tarafta da önemli- inşallah 10
milyar doların üzerinde ihracat rakamını Türkiyeye tarım
ürünlerinde kazandıracağız. Bu, tarihinde ilk defa olacak, daha
önceki senelerde biliyorsunuz buna hiçbir zaman
ulaşamamıştık. Tabii, bizim için önemli olan millî
hasılamızın yaklaşık yüzde 77sini oluşturan ve
istihdamın da yüzde 26sını sağlayan tarım sektörünün
ihracat potansiyelinin tam olarak kullanılması. Eğer bu ürün
Anadolunun ürünüyse, ana vatanı tamamıyla Anadoluysa bizim
hedefimiz burada zeytin ve zeytinyağında dünya liderliğidir.
Hedefi böyle koymamız lazım. Şimdi, tamamıyla bu hedef
doğrultusunda ne çalışma yapabileceğiz, birazdan
onları da sizlere belirtmeye çalışacağım.
Şu anda biz
yılda ortalama 200-250 milyon dolar döviz geliri elde ediyoruz, dünya
üretiminde beşinciyiz, ihracatında dördüncüyüz. Tabii, geçen sezon
zeytinyağında yok yılı dönemini yaşadık. Bizim
için, İspanyada gerçekleşen yüksek rekolte ve Tunusun ülkemize
nazaran daha düşük fiyatla dış pazarlara zeytinyağı
arz etmesi, yurt dışında ülkemiz zeytinyağına yönelik
talebin yüksek fiyatlar nedeniyle düşük kalması sonucu sezonun
sonunda zeytinyağı ihracatımızda bir miktar düşüş
oldu ancak özellikle 1 Ocak-31 Ekim arasında geçen ay toplam yüzde 17lik
aylık ihracat artışı var zeytinyağında. Biz
önümüzdeki sezonda da bu işi, ihracat artışını
gerçekleştireceğiz. Yalnız, bir noktaya dikkat çekmek istiyorum:
Yok yılında bizim de dışarıdan bu ürünü alıp
dünya pazarlarında raflara geçtiğimiz andan itibaren raflarda
kalıcılığımızı sağlamamız için
dâhilde işleme rejimi kapsamında bu ürünü alıp işleyip
ihracatını yapmamız lazım. Biz hiçbir şekilde ithalata
izin vermediğimiz zaman, yok yılında rafları
besleyemiyoruz. Dünya pazarlarına giriyoruz, kendi ürünümüzü o raflarda
devamlı hâle getirmemiz lazım. Çekiliyoruz bir sezon, diğer
sezon tekrar girmek mümkün değil. Başka ülkeler, kendi paketleriyle,
bakıyorsunuz bütün raflarda yerlerini almış oluyorlar.
Şimdi, 2007
yılında, markalı ve kutulu zeytinyağı
ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 8 oranında
arttı ve genel zeytinyağı ihracatından
aldığı pay yüzde 31e yükseldi. Bu artış trendi,
markalı ve kutulu zeytinyağı ihracatımızın
potansiyeline ve sektörün geleceği açısından
taşıdığı öneme işaret ediyor. Tabii, 2007 yılında,
tarım ürünleri ihracatımızda yüzde 2,6 bir pay aldı, 247
milyon dolar seviyesine ulaştı zeytin ve zeytinyağı. Son
yıllarda artan zeytin fidan dikimi, bunun olumlu etkisi, sektörün yüksek
gayretleriyle, genel tarım ürünleri ihracatımızda önde gelen
lokomotif ürünlerden biri olacak.
Tabii, yüksek
gelir düzeyli olan ülkelerde çok tüketiliyor, ABD, Kanada, Avustralya, Japonya,
buralarda hızlı bir şekilde artış var. Bu talep
artarken üretim artışı o kadar fazla değil.
Dolayısıyla, ülkemiz markalı, kutulu zeytinyağı ihracatı,
önümüzdeki senelerde iyi takip edebilirsek bu eğriyi, ciddi bir atılım
yapacak.
Tabii, ham madde
arzının istikrarlı bir şekilde sürdürülebilmesi için, az
evvel söyledim, yani bu var ve yok yılındaki gerek dâhilde
işleme rejimi kapsamında yapılacak çalışmalar gerekse
sektörde stoklama yardımı yapılması gerekiyor.
İhracat,
tabii burada hedeflerin başında. Kendi markasını yaratan,
üretimde insan sağlığından ve kaliteden taviz vermeyerek
tüketici tercihlerini ve uluslararası standartları
karşılamaya odaklanmış bir üretim stratejisinin
benimsenmesinin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Biz, ülkemize
düşen bütün bu görevlerin tamamı içerisinde
ihracatımızın önünü açmak için gayret sarf ediyoruz. Bu
çerçevede, giderek hassaslaşan tüketici talepleri
karşısında katma değeri yüksek ve markalaşmaya yönelik
sektörlere öncelik vermemiz gerekiyor.
Katma değeri
yüksek Türk markalı zeytin ve zeytinyağına uluslararası
taahhütlerimiz çerçevesinde mümkün olan en yüksek miktarda ihracat iadesi
sağlanmaya başlandı. Değerli konuşmacılar az
evvel de bu konularda bazı saptamalar yaptılar. Ancak markalaşma
faaliyetlerine yeni bir ivme kazandırılabilmesi,
firmalarımızın reklam tanıtım ve pazarlama giderlerine
uzun süreli ve yüksek oranlı destekler getirilmesiyle mümkün. 3 Nisan 2007
tarihinde ülkemiz zeytin ve zeytinyağının dünyada daha bilinir
hâle gelmesi, bu değerli üründe markalaşmanın arzulanan seviyeye
ulaşması ve katma değeri yüksek şekilde hedef pazarlarda
satılmasını sağlamak amacıyla ilk defa bir Zeytin ve
Zeytinyağı Tanıtım Komitesini kurmuş
bulunmaktayız. Bu önemlidir. Değerli milletvekillerimiz
hatırlayacaklardır, geçmişte Fındık Tanıtım
Grubu oluşturmuştuk. Oluşturduğumuz bütün bu
tanıtım gruplarında ürünlerin pazarlamasını
dışarıda özel bir gayretle yaptığımız için
ciddi ihracat artışları sağladık.
Zeytinyağında da durum bu. Yani tabii, iç tüketimi
artırmamız lazım, bu da bir kampanyaya bağlı;
dışarıdaki tüketim artışına cevap vermemiz
lazım, bu da bir kampanyaya bağlı. Amacımız, Komite
vasıtasıyla geleneksel ihraç ürünlerimizden olan zeytin ve
zeytinyağının iç ve dış tüketimi ile
ihracatını artırmak, ARGE ve tanıtım
çalışmalarını organize etmek ve yürütmek.
Zeytin ve
zeytinyağı için önümüzdeki 2008-2009 var yılı sezonunda
yaklaşık 160 bin ton zeytinyağı rekoltesi bekleniyor. Bu
ürünün uygun fiyatla pazarlanabilmesi ve pazarlarımızı
genişletmek amacıyla, yurt dışında sektörde önde gelen
fuarlara iştirak edilmesi ve uluslararası sektör dergilerinde reklam
verilmesi kararlaştırılarak zeytinyağımızın
en iyi şekilde tanıtımının yapılması yönünde
faaliyetler başladı.
Ayrıca
-değerli milletvekilleri, hepinizi davet ediyorum- 7 Kasımda Mutta,
Mersinde Zeytinyağı Festivalini başlatıyoruz. Burada
gerçekten ürünlerin bu aşamada, üretim aşamasından
pazarlanmasına kadar geçen süreci iyi bir şekilde, dünya
fiyatlamasına uygun bir şekilde, hangi noktalardan geçtiğini
görebilmek açısından son derece önemli bir çalışma. Dünyaca
ünlü, konusuna hâkim, bu zeytin ve zeytinyağı konusundaki bütün bilim
adamları, akademisyenler ve ihracatçıları da bu bölgemize davet
ederek önemli bir uluslararası etkinlik sağlamış
olacağız.
Şimdi,
burada az evvel söylediğim gibi, 10 milyar dolar tarım ürünleri ihracatı ilk defa bu
sene gerçekleşecek. Tıpkı geçmişte
yaptığımız gibi, geçen sene 100 milyar doları
aşan ihracat rakamımız gibi bu da Türkiye için bir ilk olacak.
Amacımız, bu sırada, herkesin söz ettiği kriz
ortamında dahi ihracatın sürdürülebilir artışını
devam ettirebilmek. Bunun için de küçük-büyük demeden bütün sektörlerde ihracat
artışının kalıcı hâle getirilebilmesi için
çalışmaları hep birlikte sürdürüyoruz çünkü sektörel ve bölgesel
pazarlamayı çok iyi bir şekilde yapmamız gerekiyor. Türkiye,
bugünlerde bütün dünyada yaşanan sıkıntıları en az
hasarla atlatabilmek amacıyla -bizim- Asya ülkeleri stratejisini, Afrika
ülkeleri stratejisini ve komşu ve çevre ülkeler stratejisini iyi bir
şekilde uygulayabildiği için sektör ve pazar çeşitlenmesini
gerçekten çok iyi bir şekilde başarabildiği için, bütün bunlar
da uluslararası akademik çevreler tarafından tamamıyla teyit
edildiği, doğrulandığı için güzel bir çalışmayı
sergilemiş oldu geçtiğimiz dönemde. Şimdi bu dönemde de bunu
sizlerin de desteğiyle devam ettirmeyi planlıyoruz.
Açıkçası, bizim açımızdan şu ana kadar gelinen noktada
yüzde 30luk bir ihracat artışını sürdürebilirsek bu sene
de ülkemiz için bütün komşu ve çevre ülkelerdeki pazar payını
artırarak yolumuza devam edebileceğiz.
Bizim için tabii
ki bazı pazarlarda azalma, bazı pazarlarda da artış
oranları var. Mesela, Avrupa Birliği geleneksel pazarında
eskiden yüzde 56lık bir oranımız varken şu anda yüzde 49a
düştü, ancak bunun yerinde bakıyorsunuz yüzde 11 pay
alabildiğimiz bir coğrafyada yüzde 85 ihracat
artışları gerçekleştirdik. Asya ülkelerine ihracat
artışımız yüzde 85 oranında arttı, Afrika
ülkelerine ihracat artışımız yüzde 65 oranında
attı. Yani birtakım dengelemeleri yapmasaydık bugünlerde bu
kadar rahat konuşamazdık. Ancak tabii bunlar yeterli değil,
devamını da getirmemiz lazım. Bunun için her ürünü,
tıpkı burada Komisyonumuzun hazırladığı gibi bu
raporda, bizim bütün zeytin, zeytinyağı ürünlerini de bu ihraç
ürünleri içerisinde, geleceği olan ihraç ürünleri içerisinde,
artış trendi olan ihraç ürünleri içerisinde iyi bir şekilde
değerlendirmemiz lazım.
Ben, sözlerime
son verirken, zeytin ve zeytinyağı sektöründe yaşanan
dönüşüm ve gelişime katkısı olan herkese teşekkür
etmek istiyorum. Yüce Meclisimiz, bugün gündeme aldığımız
raporla, bu değerli ürünlerin üretiminin ve ihracatının
desteklenmesi açısından yeni açılımlar, yeni görüşler
ortaya koymuştur. Önemli bir katkı söz konusudur. Hükûmetimiz ve
sektörde faaliyet gösteren tüm aktörler için bu rapor değerlidir ve yol
gösterici niteliği söz konusudur.
Hükûmet
adına, raporun oluşumunda emeği geçen tüm
arkadaşlarımıza içtenlikle teşekkür ediyor ve yüce Meclisi
saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından
alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Tüzmen.
Şahsı
adına Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut
konuşacaktır.
Buyurunuz
Sayın Bulut. (MHP sıralarından alkışlar)
AHMET DURAN BULUT
(Balıkesir) Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; zeytinyağıyla
ilgili, zeytin üretimiyle ilgili oluşturulan Komisyonun
hazırlamış olduğu rapor hakkında söz almış
bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli
milletvekilleri, zeytin ve zeytinyağının tarihi hakkında,
ülkemizdeki rekoltenin miktarı hakkında hem Komisyon
raporlarında hem değerli milletvekillerimiz burada geniş
bilgiler verdiler. Bununla ilgili bir araştırma komisyonu
kurulması şüphesiz çok büyük bir ihtiyaçtan kaynaklandı. Çünkü
zeytin üreticileri, Türkiyede belirli bölgelerde, zeytinin tanesinin
fiyatını, zeytinyağının fiyatını kendileri
belirlemekten mahrum insanlardır. Bu insanlar, yine devletin kurmuş
olduğu daha önceki birlikler vasıtasıyla
Şimdi o birlikler
daha farklı bir statüye kavuşturuldu. Ancak bu birliklerin zeytinin,
zeytin üreticisinin, zeytinyağının, zeytin
ağacının sorunlarını bilmek, takip etmek, bu konuda
yardımcı olmak, katkıda bulunmak adına yeterli bir
katkılarının olmadığı bir gerçektir.
Zeytin
ağacı sökülüp dikilmez. Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağıyla
ilgili bir millî stratejisi de yok. Ülkedeki rekolteyi iç piyasada biz
tüketemez iken, dünyaya yağı satamaz iken elimizde
dışarıdan ham yağ ithali konusunda petrolden sonra en büyük
dövizi bu yağ piyasasına aktardığımız hâlde
Hükûmetimiz bu sene, geçen sene dönüm başına 250 YTL desteklemede
bulunarak ülkede yeni zeytinlik alanlarının açılmasını
istedi. Bu konuda birçok alana yeni zeytin ağaçları dikildi. Bu, bu
yönde vatandaşı teşvik eden, bu yönde vatandaşa destek
vererek zeytin ağacı dikilmesine sebep olan Hükûmeti ve Parlamentoyu
bu anlamda ciddi bir sorumluluk altına sokuyor. Çünkü biz kendi
ürettiğimiz yağı iç piyasamızda bitiremiyoruz,
tüketemiyoruz. Türkiyede ihtiyaçtan fazla zeytinyağı üretiliyor ve
üreticiler hep Ya, bu ordu şu kadar yağ tüketiyor. Bu ordu
dışarıdan dövizle çiçek yağı alıp askere
yedireceğine bu artan zeytinyağını alıp çiçek
yağıyla karıştırıp 1 kilo harcayacağına
750 gram harcama noktasında -zeytinyağının
kalınlığını da düşünürseniz aynı hesaba
gelir- bu neden alınmaz diye kendi kendilerine düşünürler çiftçiler
ama bunu bir el, hükûmetler, zeytin üreticisinin birlikleri bu konuyu bir
yerlere taşıyıp bu noktada bir çözüm maalesef bulamazlar. Zeytin
üretilen yerlerde ticaret odaları, belediyeler, festivallere, yanına
garnitür olsun diye bir de zeytin ve zeytinyağı sorunları diye
bir panel yaparlar, zeytin ve zeytinle hiç alakası olmayan kişiler
oraya gelir, konuşma yapar. Zeytini sadece bölgeden geçerken
ağaçlarda gören, zeytin nasıl toplanır, fabrikaya götürülür,
nasıl orada ezilir, gavatacılık nasıl yapılır; o
kışın soğuğunda, o kızlarımız, o ince
parmaklarıyla tek tek, o milyarlarca zeytini yerden toplayarak, 10 lira
yevmiye, günlük 10 lira, kimi yerlerde 15 lira yevmiyeyle bütün gün o zeytini
tek tek toplarlar, kendilerinin, ailelerinin geçimleri için, gelinliklerine
çeyiz yapabilmek için, o kışın soğuğunda, traktörlerin
üstünde donarcasına o soğukta giderler, tek tek toplarlar,
zeytinyağı fabrikalarında sıkılır. Bütün bu
aşamalarda, bu zeytinci yağın kilosunu bilmez, kaça
alınacağını bilmez. O güne kadar
borçlanmıştır, zeytinde ödeyeceğim, demiştir; zeytin
zamanı gelmiştir, yağını verir, neyin
karşılığında olduğunu da bilmez. Türkiyede yağ
belirli kişilerin elindedir, yağ piyasaları belirli
kişilerin tekelindedir. Onlar tayin ederler bu yağı, üreticiye
sormadan, danışmadan. İspanyada şu kadar, Fransada bu
kadar derler. İspanya üreticisine kiloda 2.500 kuruş destekleme
verir, Türkiyede 20 kuruş verilir. Tabii, Türkiyedeki üretici elindeki
yağı nasıl satsın bu fiyatla, Avrupa Birliğiyle
nasıl rekabet yapsın değerli milletvekilleri?
Türkiye Gümrük
Birliğine girmiş, bununla ilgili bir sürü sorumluluk yüklenmiş.
Avrupa Birliği, Gümrük Birliği Anlaşmasını kabul eden
Türkiye, Suriye Avrupaya gümrüksüz zeytinyağı satmak için kota almışken,
Filistin Avrupaya gümrüksüz yağ satabilmek için kota almışken,
Türkiye Cumhuriyeti 1 kilogram gümrüksüz yağ satacak kotaya sahip
değil. Nasıl Gümrük Birliği bu? Nasıl içine girmek
istediğimiz ortaklık bu? Suriyeye bunu tanıyorsun da bana neden
tanımıyorsun? Bu tıpkı bizim Amerika ile Türkiyenin
müttefikliğine benziyor.
Bu anlamda,
değerli milletvekilleri, zeytin ve zeytinyağı üreticisi,
sorunları nasıl dile getiririz, nasıl ifade ederiz diye
bölgelerinin milletvekillerine, pantolonlarına, paçalarına,
ceketlerine yapışmakta, Allah aşkına, şu zeytinin
hakkını Mecliste koruyun, savunun. diye yalvarmaktalar. Bu
ihtiyaçtan doğarak bu Komisyon kuruldu. Bu Komisyon, evet, ciddi
çalışmalar yaptıklarını kitaplardan görüyorum ama bir
de gerçeği size anlatmak istiyorum.
Ben
Balıkesirliyim, Gömeçliyim, Ayvalıklıyım. Değerli
Komisyon üyelerimiz bölgeye geldiklerinde, öyle zannediyorum, hiçbir üretici
yoktu toplantı esnasında; sadece fabrika sahipleri, büyük zeytinlik
sahipleri
Küçük üreticiyi hiç ben orada görmedim. Bu bahsettiğim paneller
de öyledir. Dinleyenlerin içerisinde yazlığa gelmiş bir sürü
tatilcilerimiz, orasının, yörenin belediye başkanı
çıkar, ahkâm keser; ticaret odası başkanı kalkar,
konuşur ama zeytin üreticisine
Haziran ayında zeytine sinek gelmiştir,
meyveyi delmiştir, büyümektedir, ilaç atamaz. Bir birlik kurulmuştur.
Hükûmet de bunu sırtından atmıştır Falanca birlik bu
ilacı yapacak. demiştir. Birlik Çiftçiden parayı toplayamıyorum,
o yüzden ilaç yapamıyorum. sığınması içerisine
girmiştir. Meyve mahvolur. 300 ton elde edilecekken ürün, zeytin
sineğiyle hasat yapılamadığı için 100 tona düşer.
Kaybolan millî servettir. O vatandaşın yağı, zeytini
değil, millî servettir. Onun için, üretici diyor ki: Vekilim, biz bu 20
kuruşu istemiyoruz Allah aşkına, bunu devlet ilaçlasın, bu
para da ona kalsın. Ama bizim zeytinimizin hem asidi yükseliyor hem
rekoltesi düşüyor. Haziran ayında ilaçlansın. Sinek
geldiğinde ilaçlansın. Bakıyorsunuz, eylül ayında
tırrrt uçaklar ilaçlama yapıyor. Nereden çıktı diye insan
şaşırıyor. Marmarabirlik uçakları göndermiş.
Zaten meyve kurtlanmış, kurt onu yemiş. İlaç yapsan ne
olur, yamasan ne olur!
Ne oluyor? Bu
hafta Balıkesirin Marmara Adasındaydım. Marmara Adasında
da ifade ettiklerine göre, oraya gidip de yatan ilk milletvekiliyim. İki
gece yattım orada. O insanların hâlini gördüm. Oradaki
insanların bu yanlış ilaçlamadan kaynaklanan Adada
arının kalmadığını, kelebeğin
kaybolduğunu, organik yapılmadığı için bu ilaçlama,
çevreye ve tabiata büyük zarar verdiğini ifade ediyorlar. Yani
anlayacağınız, birileri iş yapıyorum diye görünüyor,
öbürleri de iş yaptık diye seviniyor ama ne yapılan bir iş
var ne de bu probleme çözüm var.
Bu bakımdan,
Parlamentonun bu noktada nasıl bir çözüm getireceğini bilemiyorum.
Buna çözüm getirecek olan Hükûmet. Değerli Komisyon Başkanım,
hemşehrim, Balıkesirli, kendisi yağla iç içe. Evet, zeytinci
değil, zeytinyağcı değil, zeytinin tüccarı ama biliyor
zeytin kaça alınır, kaça mal olur. Zeytin üreticisinin
sorunlarını yakından bilen insanlar. Hükûmete büyük görev
düşüyor.
(Mikrofon
otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN
Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
AHMET DURAN BULUT
(Devamla) Hükûmet, zengin tüccar, kendine güvenen, parası cebinde, cebi
şişkin tüccar edasıyla hadiseye bakmayıp, toplumcu
düşünerek, toplumun çıkarlarını düşünerek, varsın
Türkiyede üç kuruş fazla gitsin ama benim çiftçimin cebine gitsin
Suriyede ucuz olabilir, başka yerden ucuz getirebilirsin, getirme onu,
getirme, bunun ithalatını serbest bırakma ama Türkiyedeki
yağı bitir, bitsin, ondan sonra getir, sen para yine kazan. Ama benim
çiftçimi sıkıştırıp, yağın
parasını dibe vurdurup ondan sonra da bu noktada belirli fiyat
belirleyip vatandaşı, çiftçiyi çaresiz bırakma diye
düşünüyorum.
Bu vesileyle, bu
zeytinin sorunlarının gündeme gelmiş olması, Parlamentoda
görüşülmüş olması bile yine bir olumlu adımdır.
Umuyorum ve diliyorum, Hükûmetimiz bu raporu değerlendirir. Çiftçinin,
zeytin üreticisinin ve bizlere, insanlığa emanet edilen, hakları
korunması gereken, susuz kaldığında beni sulayın
diyemeyen ama asırlardır bonkörcesine insanlığa, o
yağı damlata damlata insanlara ilaç gibi sunan o zeytinin
hakkını korumak adına yüce heyetin katkıda
bulunmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve
CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN
Teşekkür ediyoruz Sayın Bulut.
Zeytin ve
zeytinyağı ile diğer bitkisel yağların üretiminde ve
ticaretinde yaşanan sorunların araştırılarak
alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla kurulan Meclis
Araştırma Komisyonu Raporu üzerindeki genel görüşmeler
tamamlanmıştır.
Sayın
milletvekilleri, şimdi gündemin Seçim kısmına geçiyoruz.
IX.- SEÇİMLER
A) KOMİSYONLARDA AÇIK BULUNAN ÜYELİKLERE
SEÇİM
1.- Millî Savunma Komisyonunda açık bulunan
üyeliğe seçim
BAŞKAN
Millî Savunma Komisyonunda boş bulunan ve Adalet ve Kalkınma Partisi
Grubuna düşen 1 üyelik için Diyarbakır Milletvekili M. İhsan
Arslan aday gösterilmiştir.
Oylarınıza
sunuyorum: Kabul edenler
Kabul etmeyenler
Kabul edilmiştir.
Gündemin
Oylaması Yapılacak İşler kısmında yer alan,
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı ve Dünya
Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi Arasında İki
Yıllık İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair 88 sıra sayılı Kanun
Tasarısının tümünün oylamasını yapacağız.
VIII.- KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ İLE
KOMİSYONLARDAN
GELEN DİĞER İŞLER (Devam)
B) KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
1.- Türkiye Cumhuriyeti Sağlık
Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi
Arasında İki Yıllık
İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının
Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve
Dışişleri Komisyonu Raporu (1/277) (S. Sayısı: 88) (x)
BAŞKAN -
Daha önce yaptığımız oylamada açık oylamanın
elektronik oylama cihazıyla yapılması kabul edilmişti.
Şimdi oylama için beş dakika süre vereceğim ve
başlatacağım.
Oylama
işlemini başlatıyorum.
(Elektronik
cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN -
Sayın milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık
Bakanlığı ve Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisi
Arasında İki Yıllık İşbirliği
Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair
Kanun Tasarısının açık oylama sonucu:
Kullanılan
oy sayısı : 266
Kabul : 266 (xx)
Böylece,
tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın
milletvekilleri, çalışma süremiz dolmak üzere olduğundan,
alınan karar gereğince, kanun tasarı ve tekliflerini
sırasıyla görüşmek için, 5 Kasım 2008 Çarşamba günü
saat 11.00de toplanmak üzere, birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati : 19.46
(x)
88 S. Sayılı Basmayazı 30 Ekim 2008 tarihli 11inci
Birleşim Tutanağına eklidir.
(xx)
Açık oylama kesin sonuçlarını gösteren tablo tutanağın
sonuna eklidir.